You are on page 1of 529

Kitabn Orijinal Ad A SPARROW FALLS Yayn Haklar (c) VVILBUR SMITH ONK AJANSI ALTIN KTAPLAR YAYINEV Trkesi

BELKIS ORAKI Kapak Resmi YKSEL ETN Kapak Filmi KOMB GRAFK Dizgi Bask ALTIN KTAPLAR MATBAAS 1. BASIM/AUSTOS - 1984 Bu kitabn her trl yayn haklar Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereince Altn Kitaplar Yaynevi'ne aittir

Adres Cell Ferdi Gkay Sqk. Nebiolu hara Gaalolu _ stanbul

WLBUR SMTH BR SERE DT

TRKES :

BELKIS ORAKI

Morarm rk rengindeki gkyz, Fransz mevzilerinin zerinde alalyor, sonra rktc bir gururla Alman hatlar tarafna doru devrile devrile kayp gidiyordu. Tugeneral Sean Courtney Fransa'da drt k geirmi olduundan, tecrbelerine dayanarak artk burann havasn da kendi yurdu Afrika'deki kadar doru olarak tahmin edebilmeye balamt. Bu gece kar yaacak, diye homurdand. Emir subay Nick van der Heever ban arkaya evirip generale bakt. Hi amam, efendim. Van der Heever ar yk tamaktayd. Her zamanki tfeiyle tabancasna ek. olarak omzuna bir de bez anta vurmutu. nk General Courtney bu akam kinci Alayn yemekhanesinde yiyecekti yemeini. u anda kinci Alayn albayyla subaylar kendilerini bekleyen bu onurun farknda deillerdi henz. Sean apansz oraya vardnda doacak panii ve kargaay dnp iin iin gld. Bez antadaki malzeme, yarataca okun zayf bir avuntusuydu. Alt ie Dimple Haig'le bir tombul kaz vard antada. Aslnda Sean resmiyet d davranlarnn, yannda kimse olmakszn apansz ileri hatlarda belirme huyunun emrindeki subaylar tedirgin ettiini biliyordu. Daha bir hafta nce bir binbayla bir yzbann arasnda saha telsiziyle yaplan bir konumay rastlant sonucu dinlemiti. Bu koca kurt kendini Boer Savanda sanyor. Onu merkezde tutamyor musunuz biraz? Erkek fili kafese kapamak kolay m? Bari yola kt zaman bize bir haber uurun,..

Secin srtarak emir subaynn arkasndan yrmeyi srdrd. Paltosunun etekleri bacaklarna dolanyordu. Kafasndaki orba ksesine benzeyen miferinin altna bir earp sarmt. Isnabilmek iindi btn bunlar. ki adamn arlndan siperin tabanna deli tahtalar oynuyor, alttaki amurlar vck vck sesler karyordu. Hattn buralar biraz yabanc yerlerdi. Tugay buraya varal bir hafta bile olmamt. Ama kokuyu tanmamaya olanak yoktu. Topran ve amurun o kfl kokusuna, rmekte olan et kokularyla lm kokular karyordu. Yank kordit ve patlayc kokular da caba. Sean kokiad, tiksinerek yere tkrd. Bir saate kadar alacan, kokuyu farketmez olacan biliyordu. Ama u an iin grtlann cidarlarna bir ya tabakas gibi yapmaktayd koku. Gkyzne bir daha bakt, bu kez kalarn att. Ya rzgr bir iki derece douya kaymt ya da bu siperler a iinde kendileri yanl bir tarafa sapmlard. Bulutlarn kay yn Sean'n kafasndaki haritann dorultusunda deildi artk. Nick! Evet, komutanm? Hl doru yolda msm? Gen subay dnp baktnda gzlerindeki kararszlk ok belirgindi. ey, efendim... Siperlerin son eyrek millik blm botu. Buralardan bir tek Tanrnn kulu gemi deildi. ki yanlarnda toprak duvarlar ykseliyordu. Bir baksak fena olmaz, Nick. Bakaym, efendim. Van der Heever gzlerini siperin ilerisine doru evirdi ve aradn hemen grd. Bir sonraki kavakta bir tahta merdiven duvara dayanm duruyordu. Gen adam merdivenin dibindeki kum torbalarna bast, ilk basamaa admn att. Dikkatli ol, Nick, diye seslendi Sean arkasndan.

Bastne, komutanm. Delikanl trmanmadan nce tfeini dzeltti. Sean'n hesabna gre, ileri hatla aralarnda hl drt yz metre olmalyd. Ortalk da hzla kararyordu. Bulutlarn altnda kalan hava tabakasnn morumsu aydnl nian almaya elverili deildi. Ayrca van der Heever'in gen olmasna karn tecrbeli bir asker olduunu da biliyordu. Sean onun merdivenin tepesinde meliine, ban bir an iin yukar uzatp tekrar abucak saklanna bakt. Tepe biraz fazla solumuzda kald, diye seslendi gen adam aaya. Tepe alak ve yuvarlak balyd. Dmdz ovada ancak yz elli metre ya var ya yoktu. Bir zamanlar yamalar yemyeil aalkt, ama imdi orada be! hizasnda yank ktklerle yerlerde bombalarn at oyuklardan baka pek bir ey kalmamt. iftlik evi ne kadar uzakta? diye sordu Sean. Ban kaldrm, emir subayna bakyordu. iftlik evi dedikleri, alayn yerletii alann tam orta yerine bakan, dam gitmi, drt duvar kalm, dikdrtgen bir ykntyd. Askerler onu yn saptamada kerteriz olarak kullanyorlard. Kara kuvvetleri de, hava kuvvetleri de. Bir daha bakaym. Van der Heever kafasn tekrar ykseltti. Mauser'lerin atrts pek tipikti. Sean o tiz, iren sesi o kadar sk duymutu ki, uzakln ve ynn ok iyi tahmin eder hale gelmiti artk. Bu tek ellik ateti. Be yz metre kadar uzaktan... tam kardan. Van der Heever'in kafas, gl bir yumruk yemi j j i b i arkaya bkld, miferinden gong vurur gibi bir ses duyulau. ene kay koptu, yuvarlak mifer havada bir dn yapt, dp siperin tabanndaki tahtalarn zerinde yuvarland, gri bir amur birikintisinde durdu. Van der Heever'in elleri bir an merdivenin tepesine smsk

sarld, sonra parmaklar ald, adam srtst devrilerek, siperin tabanna arpt, paltosunun balon gibi havalanan etekleri de onu izledi. Sean donmu gibi duruyor, inanmaz baklarla bakyordu. Akl henz Nick'in vurulmu olduunu kabullenmiyordu; hem asker, hem de avc olarak, o bir tek ellik atein yaratt dehete iyice kaplmt. Ne biim nian almakt bu? Bu lo kta be yz metre, siperin kenarndan bir an gzken bir mifer prlts; uzakl ve yn ayarlamak iin saniye zaman: sonra mifer tekrar grndnde nian alp ate etmekteki o hz! Tetii eken o Hun ya leopar reflekslerine sahip stn bir niancyd ya da Bat cephesinin en ansl avcs. Dnceler uuup duruyordu kafasnda. ne doru ar bir adm att, subaynn yanna diz kt. Onu omzundan tutup evirirken iinde hasta edici bir eziklik, gsnde buz gibi bir pene vard. Kurun akaktan girmi, br kulan hemen arkasndan kmt. Sean paralanm kafay kaldrp kucana yatrd, kendi miferini kard, bandaki ipek earb zd. inde korkun bir kayp duygusu vard. Delikanlnn ban yavaa o earba sard. nce kuma kanlar hemen darya verdi. Yararsz bir hareketti bu... ama hi deilse ellerini megul ediyor, iindeki aresizlik duygusunu biraz oyalyordu. amurlu tahtalarn zerine oturdu, ocuun vcudunu kucaklad, koca omuzlar ne bkld. Sean'n plak kalan kafasnn bykl, zerindeki gr, kvrck siyah salarla araya karm gm rengi tutamlarn solmakta olan k altnda parldamasyla daha da belirginleiyordu. Ksa, gr sakalna do kr dmt. ri kanca burnu eriydi. Teni ok hrpalanm gibi grnyordu. Eskisi gibi kalm tek yeri, kavisli siyah kalaryd. Gzleri 10

de koyu mavi, berrak baklyd. ok daha gen birinin gzleriydi sanki. Dengeli ve uyank. Sean Courtney uzun sre ocuu kucaklayp oturdu, sonra bir tek kez iini ekti. Derin derin. Krk kafay bir kenara brakt. Ayaa kalkt, antay kendi omzuna vurdu, geri dnp tekrar yola koyuldu.

Gece yarsna be dakika kala, kinci Alayn komutan olan albay yemekhanenin szmasn diye taklm kara perdelerin altndan eilerek geti, eldivenli eliyle omuzlarndaki karlar silkeleyerek doruldu. 8u yemekhane alt ay nce bir Alman mevziiydi. Tugay buray ele geirmeye pek heves etmiti. Yerin on metre altnda, iine szlmas olanaksz bir yerdi. Ne kadar bombalanrsa bombalansn. Yerler kaln tahta deme, duvarlar suya ve soua kar yaltmlyd. Kar duvarn dibinde koca gbekli bir soba -neeli neeli trdyordu. Sobann evresine yarm dzine kadar ganimet koltuk dizilmiti. Yarm daire biiminde. O koltuklarda grev saati dolmu subaylar oturmaktayd. Ama albayn gz yalnzca generalinin o iri vcudunu gryordu. Sobaya en yakn, en rahat koltuktayd general. Albay ona doru ilerlerken bir yandan paltosunu srtndan kard. Generalim, ok zr dilerim. Eer geleceinizi bilseydim... teftiimi yapmaya kmtm. Sean Courtney gld, el skmak zere koltuundan yavaa kalkt. Ben de senden onu beklerdim zaten, Charles. Ama subaylarn beni ok iyi arlad... kazdan sana da birka lokma sakladk. Albay baklarn kendi subaylar zerinde abucak dolatrd, kzarm yanaklar, fazla parlak gzleri grnce kalar atld. Bu genleri, generalle karlkl iki imek konusunda uyarmas gerekiyordu. htiyar kayalar kadar salamd. Kara

kalarn altndaki gzleri de birer fiek gibiydi. Yine de albay onu ok iyi tandndan, u anda midesinde en az yarm ie Dimple Haig bulunmas gerektiinden emindi. Bir eyden daha emindi. Generalin can ok skknd. Birden hatrlad. Elbette... Gen van der Heever'e ok zldm, efendim. Yarbay anlatt bana olup bitenleri. Sean elinin hareketiyle bu konuyu bir kenara iter gibi yapt ama gzlerinde bir an kara glgeler oynat. Eer bu akam bu hatlara geleceinizi bilseydim, sizi uyarrdm, efendim. O niancyla buraya geldiimiz andan beri bamz dertte. Ayn adam olmal kesinlikle... mthi bir ey. Bylesin! mrmde grmedim. Baka her taraf sessizken... Dorusu bu durum ok tedirgin edici. Btn hafta boyunca kayp olarak yalnz, onun avladklar var. Sean hrsl bir sesle, Ne yapyorsunuz o konuda? diye sordu. fkenin yzn nasl kararttn hepsi grdler. Yarbay hemen atld. Ben nc Alaydan Albay Caitbness'le konutum, aramzda bir anlamaya vardk, efendim, dedi. Bize Anders'le Mac Donald' gndermeye sz verdi... Albay birden sevinle, Raz oldu mu buna? diye atkt. Harika bu. Caithness'in iki gzbebeinden ayrlmaya raz olacan sanmazdm. Bu sabah geldiler... ikisi btn gn araziyi inceledi durdu. Onlar serbest braktm. Sanyorum vuruu yarl gerekletirmek niyetindeler. A Birliine komuta eden gen yzba saatini karp bir an bakt. Benim birliimin oradan dar kacaklar, efendim, Aslnda ben de imdi gidip onlara iyi anslar dileyecektim. Bana izin verir miydiniz, efendim? Elbette, haydi, yola koyul, Dicky... benden de iyi anslar dile onlara Tugayda Anders'le MacDonald' duymam kimse yoktu. Sean Courtney birden, Onlar ben de tanmak isterim. de 12

di. Albay ban eip kabul etti. Tabii. Ben de geleyim, efendim. Yo, yo, Charles... sen daha yeni souktan geldin. Ben Dicky'le giderim.

Kar gecenin kapkara gklerinden hzla iniyordu. Sesleri rtp bouyor, alayn sol tarafna, tel rgdeki bir delie dzenli aralklarla ate edip duran Vickers'in patlamalarn da bouklatryordu. Mark Anders dn ald battaniyelere sarnm oturmaktayd. Ban Kucandaki kitaba emi, gzlerini gdk kalm mumun titrek na gre ayarlamt. Karn dmeye balamasyla artan scaklk, bir de snaa szan seslerin niteliinin deimesi, yan banda uyumakta olan adam uyandrd. Adam ksrd, olduu yerde dnd, kafasnn yanndaki tente perdeyi aralayp bakt. Allah kahretsin! deyip tekrar ksrd. ksrnde ok sigara ien bir insann hrts vard. Allah kahretsin. Kar yayor. Sonra Mark'a dnd. Hl m okuyorsun? diye sordu sert bir sesle. Ne zaman baksam burnunu bir kitaba daldrm oluyorsun. Gzlerini mahvedeceksin. Mark ban kaldrd. Bir saat oldu kar balayal. Onca eyi ne diye renmek istiyorsun? ine yaramaz ki! Fergus MacDonald' konudan saptrmak kolay deildi. Kardan holanmyorum, dedi Mark. Kar yaaca hesapta yoktu. Grevlerini zoriatryordu kar. Yerler duyarl bir beyaz rtyle rtlecekti. Siperlerden kp ilerleyenin izleri, gn nda dikkatli bir dmana hemen durumu belli ederdi. Bir kibrit parlad, Fergus iki sigara yakp birini Mark'a uzatt . Omuz omza, battaniyelerine sarnm oturuyorlard. Vuruu iptal edebilirsin. Mark. Ne bok yerseniz yiyin der. in iinden karsn istersen. Gnllsn sen. 13

Mark cevap vermeden nce bir dakika boyunca sessizce sigaralarn itiler. O 'Hun tehlikeli. Kar yayorsa, yarn kmaz bile belki. Kar onu da yatana akar. Mark ban ar ar iki yana sallad. O kadar yaman biriyse kar. Fergus, Evet, diyerek ban sallad. Hem de nasl yaman. Dnk o at... btn gn soukta yat, sonra ta be yz metreden... hem de o kta... Fergus sustu, sonra hzla devam etti. Ama sen de yamansn, evlat. En iyisi sensin. Mark hibir ey sylemedi. Sigarann yanan ucunu dikkatle sndrd. Gidecek misin? dedi Fergus. Evet. Biraz uyu, evlat. Yarn uzun bir gn olacak. Mark mumu sndrp srtst uzand, battaniyeleri kafasnn zerine ekti. Sen biraz uyu, dedi Fergus yine. Ben seni vaktinden nce uyandrrm. Battaniyenin altndaki kemikli omzu babaca okamamak iin kendini g tuttu.

Gen yzba ileri ate ekibinin nbetisiyle alak sesle konutu, adam fsltyla cevap vererek enesiyle karanlk siperi iaret etti. Bu taraftan, efendim. Tahta basamaklara basarak indi. yle giyinip sarnmt ki, ilk bakta biimi bira iesine benziyordu. Ondan bir kafa yksek olan Sean ardndan izledi. lerdeki keyi dndler. Den kar taneleri arasnda, siperin yan tarafndaki kk smaktan hafif bir kzl k szyordu. In nnde melmi duran glgeler hayal oyunlarndaki gibi kapkarayd. avu MacDonald? melmi adamlardan biri ayaa kalkp bir adm ileri kt. 14

Benim! Cevabn tonunda kasnt, kendine gvenen bir hava vard. Anders yannda m? Burada, tamam, dedi MacDonald. Adamlardan biri daha kalkt. O daha uzun boyluydu. Ama hareket ediinde bir zariflik vard. Bir atlet ya da dans sanats gibi. Yzba, Hazr msn, Anders? derken yine siperlere zg o bouk fsltyla konuuyordu. MacDonald arkadann yerine cevap verdi. ocuk zmba gibi, tam formda, efendim. Bir boksrn menajeriydi sanki. Sahiplik vard sesinde. Belli ki ocuk onun malyd. Bu sahiplik ona, kendi bana kazanamayaca bir ayrcalk veriyordu. Tam o srada balarnn zerinde dnen k bir daha parlad. Beyaz, sessiz bir patlama. Kar onu da yumuatmt. Sean insan da at tand kadar tanrd. Yozlamlar han-^ gileri, gslerinde yrek demeye. lyk yrekleri olanlar hangileri, hemen anlard. Bu, uzun deneyimlerin, bir de daha derin, aklanamayan bir sezginin sonucuydu. Krmz kta gzleri yal avuun yzn arad. MacDonald gecekondu yaamnn besinsiz kalm yz hatlarna ve kemik yapsna sahipti. Gzler birbirine fazla yakn, dudaklar incecik, keleri aaya dnk. Bu yzde Sean' ilgilendirecek bir ey yoktu. teki adama bakt. Gzler ak, altnms bir kahverengiydi. Ayrkt. Bir airin ya da uzun sre ak havada, uzak ufuklara bakarak yaam bir insann dingin baklar. Gzkapaklar ok ak duruyor, irisin evresinde bembeyaz bir hle brakyordu. Gkteki dolunay gibi serbest dolayordu gzbebekleri. Sean daha nce ancak birka kez grmt bu tr gz. pnotize edici bir nitelii vard. O dorudan, aratrc baklar sanki Sean'n ruhunun iine ulayordu. Gzlerin ilk etkisinden sonra, dier etkiler de gelmeye balad. Birincisi, delikanlnn son derece gen olmasyd. Ya yir_15_

miye yak n olmaktan ok, on yediye yakn gibiydi. Sean bunu dnrken, ocuun ne kadar ince ve biimli olduunu farkett i . Baklarnn dinginliine karn, vcudu tel gibi gergin ve salamd. O kadar gergindi ki, t diye kopacakt neredeyse. Son drt yl iinde Sean ok rastlamt! bu tr durumlara. Bu ocuun zel yeteneini kefetmi, sonra da onu acmaszca smrmlerdi... hepsi. nc Alaydaki Caithness, sansara benzeyen MacDonald, Charles, Dick ve dolaysyla da kendisi. ocuu acmaszca kullanm, defalarca bu tr grevlere srmlerdi. ocuun elinde, kulplu bir tas iinde duman tten kahve vard. Onu tutmak zere uzanm olan bilei iskelet gibiydi. Ellerinin zerinde krmz bit srklar grnyordu. Boynu, zerindeki kafaya gre fazla uzundu. Yanaklar kk, gzleri ukurdu. Bu General Courtney, dedi yzba. Tam o srada atein alevi snerken Sean ocuun gzlerinde yepyeni bir prlt grd, delikanlnn soluunun heyecanla boazna tkandn duydu. Merhaba Anders. Senin hakknda epey vg duydum. Ben de sizin hakknzda, efendim. Bu sesteki tapnma derecesinde hayranlk Sean' tedirgin etti Elbette duymu olmalyd ocuk anlatlanlar. Btn birlik iftihar ederdi generaliyle. Her yeni katlan, hikyeleri batan sona dinlerdi. Kendisinin de elinden buna engel olacak hibir ey gelmezdi. Sizi tanmak byk onur, efendim. ocuk szcklere taklyor, hafif kekeler gibi oluyordu. Bu da ne kadar gerilim iinde olduunun bir baka belirtisiydi. Ama azndan kan szlerdeki itenlik de belliydi. Efsanev Sean Courtney, Witwatersand altn madenlerinde be milyon ngiliz liras kazanan, sonra bir sabah hepsini tek bir ansszlk darbesinde kaybeden adam. Boer generali Leroux'yu Gney Afrika'nn bir bandan bir bana kovalayan, sonunda korkun bir atmayla yakalayan adam. Bambota'nn vah-

i Zulu eytanlarn engelleyen, sonra kendi istedii tarafa sren can dman Leroux'la komplolar kuran Gney Afrika'nn drt bamsz devletini birletirip bir tek devlet haline getiren antlamann mimarlarndan olan, sonra iftlik, sr ve kereste ilerinden bir byk servet daha kazanp Louis Batha'nn kabinesinden ve Natal Yasama Meclisinden istifa eden, bu birliin banda Fransa'ya gelen adam. ocuun gzlerinin byle parlamas, dilinin srmesi doald. Ama Sean' yine de tedirgin etti. Elli dokuz yandaym ve kahramanlk rollerine kmak iin artk fazla yalym, diye dnd buruk buruk. Alevin parlts yine snd, onlar bir kez daha karanlklara gmd, Biraz daha kahve var m? dedi Sean. Bu gece ok souk. Kendisine uzatlan kenarlar eritmi kupay ald, iki ovucuyla tutup buhar tten svya doru fledikten sonra grltyle yudumlad. Dierleri de onun gibi yaptlar. Ama biraz duraksayarak. Bir generalle eski dostmu gibi karlkl melip oturmak garip bir duyguydu. Tam bir sessizlik hkm srmekteydi. Sean birden ocua, Zululand'dan msn sen? diye sordu. Kula o aksan hemen tanmt. Cevap beklemeden, Zulu dilinde devam etti szlerine. Velaci wena? Ne taraftansn? Mark iki yldan beri Zulu dili konumamt. ama szler dudaklarndan kolayca dkld. Eshowe'ur kuzeyinden. Umfolosi Nehrinin oradan. Evet, oray iyi tanrm. Sean yine Ingilizceye dnmt. Anders? Ben bir Anders daha tanyorum. 1889'da Delagoa Krfezinden tanp gelmiti. John myd? Evet, John. Bizim Johnny Anders. Akrabaln var m? Baban m? Bykbabamdr. Babam ld. Bykbabamn Umfolosi'de topraklar var. Ben de orada oturuyorum. ocuk biraz rahatlamt. Sean onun dudak evresindeki gerilim izgilerinin tlenir gibi dzelmeye baladn grd. 17
Bir Sere Dt F : 2

Bizim gibi fakir kimseleri tanyacanz sanmazdm, efendim. Fergus MacDonald'n sesinde ac bir ton vard. Ia doru eilmi, Sean'n dudaklarndaki ac ifadeyi grmesini de salamt. Sean yavaa ban sallad. MacDonald onlardand demek... yani bir dzenin, sendikalarn. Kari Marx'n, her tarafa bombalar atan ve kendilerine yolda diyen Boleviklerin yanda. MacDonald'n salarnn seyrek, el stlerinin illi olduunu, hi gereksiz yere, o anda farketti. Tekrar Mark Anders'e dnd. Bykbaban m retti sana ate etmeyi? Evet, efendim. ocuk ilk olarak glmsedi. Bu an birden iini stmt. Bana ilk tfeimi o verdi. Orman yangn gibi duman tttren bir Martini Henry. Ama yz elli metreden ok iyi vururdu dorusu. Ben o tfeklerle fil avladm. Yaman tfektir. Birden aralarndaki krk yllk ya fark erimi, ikisi dost olmulard. Belki teki deerli gencin, Nick van der Heever'in lm bir boluk brakmt Sean'n iinde. Nedense bu gence kar babaca bir sevgi duymaya balamt. Bunu Fergus MacDonald da hissetti. Birden kskan bir kadn gibi sze kart. Artk hazrlanmaya bolasan iyi olur, evlat. Mark'n dudaklarndaki glmseme yokolmutu. Gzleri fazla sakindi. nce boynu zerindeki kafasn yavaa sallad. Fergus MacDonald ocua yardm edip onu bebek bakar gibi hazrlarken, Sean yine boksrn hazrlayan antrenr hatrlad. ocuk nce koca paltoyu, sonra niformasnn ceketini kard. Uzun yn i amarlarnn zerine bir ynl gmlekle iki yn kazak giydi, boynuna yn bir kakol sard. En stne kazan teknisyenlerinin giydii tek para tulumu geirdi. Bu giysi rzgrda uumayacak, dmann baklarn gereksiz kprtlara ekmeyecekti. Kafasna yn bir klah gel i r d i , zerine deri bir havac bal kondurdu. Sean bunun' nedenini anlyordu. ngiliz elik miferleri ok tipikti. Zaten insan 18

Mauser'in mermisinden de korumuyordu. Sakin ol, Mark, olum. Parmaklan kesilmi yn eldivenler, zerine de kaln, gevek eldivenler. Parmaklarn hep kprdat, evlat. Kazk kesilmelerine izin verme. Sol koltuk altna doru rahata sallanan kk bir deri omuz antas. Bol hardall jambonlu sandvi, ikolata, eker... tam istediin gibi. Yemeyi sakn unutma. Kendini scak tut. Drt dolu .303 arjr. tulumun ceplerine, biri de sol kolun u ksmna alm zel cebe. Her birini kendi elimle marnladm. Fergus bunu daha ok general duysun diye sylyordu. ey gibi kayacaklar ieriye... Yzndeki glmseme tiksindirici ve kabayd. Fergus'un yksek rtbelere ve snflara kar olan nefretini simgeliyordu. Ama Sean zerinde durmad. Av hazrlklar onu ok ilgilendirmiti. Gne tam yerine gelene kadar Cuthbert'i ortaya karmayacam. Cuthbert mi? diye sordu Sean. Fergus kkr kkr glerek biraz ilerde yatmakta olan akn fedaiyi grnce bir daha kkrdad, yere yatm durumdaki kiiye uzand. Sean o kiinin aslnda bir manken olduunu ancak o zaman anlad. Oradaki kta izgileri o kadar gerek grnyordu ki! Miferli kafa da omuzlarn zerine ok doal bir ayla oturtulmutu. Manken kala hizasnda bitiyordu. Ondan aada bir sprge sopas vard, o kadar. Bu ii nasl yapacanz bilmek isterdim. Sean soruyu gen Mark Anders'e dnerek sormutu ama F,ergus cevap verdi. Dn o Hun kuzey yamata alak bir noktadan ate ediyordu. Mark'la ikimiz, iki kez ate ettiinde nerelerden ettiini koordinatlaryla hesapladk. Onu elli metrelik bir yanlma payyla yerine yerletirdik. Pozisyonunu deitirebilir, dedi Sean. 19

Ama kuzey yamac brakmaz. Oras btn gn glge. Gne ksa bile. Adam karanlktan aydnla doru ate etmek isteyecektir. Sean bu szdeki mant ban sallayarak, Evet, diye kabullendi. Ama Alman hatlar iinde bir yerden de ate edebilir, diye ekledi. Mark alak sesle konutu. Sanmyorum, efendim. Burada hatlar ok aralkl. Alman hatt tepenin doruundan geiyordu. Daha yakndan vurmak isteyecektir. Yakndan nian aldndan eminim. Bo alanda mevzileniyor. Herhalde yerini her gn deitiriyor, ama her seferinde glgeden ayrlmakszn ne kadar yaklaabilirse yaklayor. Bu kez ocuk bir tek szce bile taklmadan konumutu. Kafas nndeki soruna taklyd nk. Sesi peten ve youndu. Fergus konutu. Ben ocua iyi bir yer setim. iftlik evinin hemen ilerisinde. Kuzey yamacn tmn iki yz metreden menzile alyor. Ortalk karanlkken gidip yerine yerleecek. Erken yolluyorum onu. Hun'dan nce gitsin. Karanlkta o piin zerine basp gemesini istemem. Fergus'un konumasnda otorite vard. Ondan sonra ortalk prl prl aydnlk olana kadar bekleyeceiz, sonra da ben burada Cuthbert'i devreye sokacam. Mankeni okayp tekrar gld. Cuthbert'e doal bir hava vermek Tanrnn belas bir itir. Budalann biri kafasn siperden karp Fransa'ya ilk kez bakmak istiyormu gibi grnmesi gerek. Hun'un ona uzun sre bakmasna olanak tandn m, durumu kavrar. Fazla abuk olursam da ate etmeye vakit bulamaz. Hi kolay deil. Evet, tahmin edebiliyorum, dedi Sean ifadesiz bir sesle, Btn plann en zor ve tehlikeli ksm bu. Fergus MacDonald'n yznde lm kokan, pis bir anlamn belirdiini grd. Sonra Mark Anders'e dnd. Fergus, Bir kahve daha, ondan sonra yola kma saati, evlat, dedi. Kar kesilmeden yerine varm olmam istiyorum. Sean paltosunun gs cebinden, yurdundan ayrld gn 20

Ruth'un ona vermi olduu kk gm ieyi kard. Biraz konyak koy kahvene, diyerek Mark'a sundu. ocuk ban utanga bir ifadeyle iki yana sallad. Hayr, teekkr ederim, efendim. Grmemi etkiliyor. Ben alabilirim, efendim. Fergus MacDonald elini abucak uzatt, duru kahverengi svdan kendi kupasna bol bol boaltt. Yarbay gece yarsndan nce A Birliinin nndeki tel rgy geecek bir devriye ekibi karmt. Mark siper merdiveninin dibinde durmaktayd. Tfeini sa elinden sol omzuna ald, tepelerinde bir k daha dolat, Sean ocuun iine ne kadar hevesli olduunu grd. Mark tfei indirip haznesini at. Standard No. 1 ksa Lee-Enfield' lerden deildi bu tfek. ngiliz ordusundaki herkes onlardan kullanyordu, ama Anders Amerikan P.14'leri semiti. Bunlar da .303 kalibrelik mermi atyordu. Yalnzca namlular daha uzun, dengeleri daha iyiydi. Mark fiekleri hazneye doldurdu, kapatp evirdi, dikkatle seilmi ve mumlanm mermilerin yerine yerlemesini salad. Ik bir kez daha ortal aydnlattnda Sean'a bakt, ban hafife eip sallad. In snmesini izleyen karanlkta Sean tahta merdivende hzl ayak sesleri duydu. ocuun arkasndan iyi anslar diye seslenmek geldi iinden. Ama kendini tuttu. Elini cebine uzatp bir pastil arad. Dnelim mi, efendim? diye sordu yzba alak sesle. Sen dn. Sean'n sesi, yaklaan bir felaketin nsezisiyle hrn kmt. Ben biraz daha kalacam. Geri hibir yardm olamazd, ama imdi giderse kendini sanki bu ocuu terketmi gibi hissedecekti.

Mark n sra km olan devriyenin kendisini tel rgye gtrmek zere brakt izler boyunca ilerledi. Eilerek sol 21

eHyle tellere dokundu, tellerin yan sra yrd. P. 14'n sa elinde tayordu. Ayaklarn dikkatle kaldryor, yere hafif basyor, karlar fazla bozmamaya urayor, vcut arln iki ayana eit vermeye, karlarn st kabuunu paralamamaya zen gsteriyordu. Ama n her parlaynda kendini yzkoyun yere atp sessiz yatmak zorundayd. Kara bir lekeydi beyaz karlarn zerinde o anda. Onu saklayan, gizleyen tek ey, inen karlarn arada oluturduu perdeydi. Karanlk olup yeniden ayaa kalktnda, geride karlar bozmu, iz brakm olduunu biliyordu. Normal zamanda nemi olmazd bunun. Bombalarn delik deik ettii bu tr alanlarda kimse dikkat etmezdi byle eylere. Ama afan ilk klarnda, olaanst dikkatli bir ift gzn bu alanlar santim santim tarayacan, tam bu tr bir iz grmeye alacan ok iyi biliyordu Mark. Birden iindeki yalnzlk duygusunu, yanaklarn donduran karlardan daha souk, daha buz gibi hissetti. Kendi zayfl, durumunun elverisizlii, usta ve yenilmez bir dmann gznde giderek bytt korkun gc ezdi onu. En. ufak bir hatasnda, annda lm gelecekti bu grnmez, bu korkun dmandan. Son k da yand ve snd. Mark ayaa kalkp karanlkta ilerledi. iftlik evinin yknt halindeki duvarna vardnda dayanp dibine meldi, solumasn kontrol altna almaya alt. ine yeni yerleen korku onu tmyle tutsak etmeye alyordu. lk kez oluyordu bu Mark'a. Korkuyu tanrd. ki yldan beri hep onunla burun buruna yayordu. Ama bu mthi, fel edici dehet duygusuyla daha nce hi karlamamt. Sa elinin parmaklarn buz gibi yanana dedirdiinde, parmaklarnn titrediini hissetti. Onlara uyarak dileri de takrdamaya balad. Bu durumda ate edemem, diye isyankr bir dnce geti kafasndan. Dilerini skt... enesi armaya balaynca kadar skt, ellerini kenetleyip kasna yaslad. Burada da kala-

mam. iftlik evi ok belirgin bir noktayd. Almann yerine gelir gelmez ilk inceleyecei yer oras olacakt. Oradan uzaklamas gerekiyordu Mark n. Hem de hemen. Geriye, siperlere. Birden duyduu dehet panie dnt. lgn kana balamak zere doruldu. Tfeini yknt duvara dayal brakmt. ylece brakp kaacakt deliler .gibi. Bits du do? {*) diye fsldad bir ses karanln iinde. Yan bandayd ses hemen hemen. Mark bir anda dondu. Ja! (**) Cevap duvarn biraz daha ilerisinden geldi. Mark sol eliyle tfeini bularak kaldrd, sa eli doal bir hareketle tetiin evresine sarld. Komin, wir gehen zuriick. (***) Mark'n ok yaknndan, ar ykler tamakta olan birinin getii, karanlkta grlmekten ok, hissedildi. Mark tfei evirip adam namluyla izledi. Baparma emniyetin zerinde, amaya hazrd. Alman kof karlar zerinde, gm gm ilerledi, tamakta olduu tel germe aletleri birbirine arpp tangrdad. Adam bir kfr savurdu. Birlikte tepenin doruundaki Alman hattna doru uzaklatlar. Mark tel rgleri geren ekibin bu havada kacan sanmamt. Sesi duyduunda aklna ilk gelen Alman nianc olmutu, ama imdi artk ansnn ne kadar iyi gittiinin farkna vard. Bu ekip kendisini Alman tel rglerinden geirecekti. Onlarn arlndan doan derin ayak izleri, Mark'nkileri niancnn gznden saklamaya yarayacakt. Bunu dnrken, iindeki paniin gemi olduunu grerek ard. Elleri kaya gibi sabitti. Solumas derin ve ard. Bir an iin gsterdii zaafa srtt. Elenerek deil, ac ac. Sonra Alman devriyelerin ardndan yola koyuldu. Onlar iftlik evini yz metre kadar gemilerdi ki, kar ya birden kesildi. Mark iini bir kaygnn kapladn duydu.

{*) Orada msn? (**) Evet. (***) Gel, geri dnyoruz.

23

Karn en azndan afak okene kadar devam edeceini dnmt. Yine de devriyeleri izlemeyi srdrd. Adamlar kendi hatlarna giderek yaklayorlard. Dorua iki yz metre kala Mark onlardan ayrlp kendi bana ilerledi. Yana sapm, gerili telin hizasndan yolunu bula bula ilerliyor, bir gn ncesinden Fergus'la birlikte drbnle bakarak setikleri yere varmaya alyordu. Tepenin yamacndaki koca meelerden biri olduu gibi devril mi yatyordu. Den bir bomba kklerini topraktan sokmutu. Mark kklerin arasna doru emekledi. K gneine gre en fazla glgede kalacak taraf seti. Vcudu yar yarya o kklerle rtlene kadar hep karn zerinde ilerledi. Ban ve omuzlarn evirmekle, tm kuzey yamacn silahyla izleyebilecek bir konumdayd artk. lk ii P.14' dikkatle kontrol etmek oldu. En nemlisi, knt yaratan o hassas Bisley drbnyd. Yolda bir yere arpp dmesinden ya da kaymasndan korkuyordu. Bundan sonra iki jambonlu sandvi yedi, ekerli kahveden birka yudum iti, yn kakol azna kapatp hem souktan korundu, hem de soluunun duman yapmamasn salad. Bu ileri bitirince alnn tfein tahta dipiine dayad. abucak uyuma yetenei ok gelimiti. O uyurken kar da yeniden balad. Mark uyandnda .ortalk afan ilk kirli gri rengini almt. Kendi zeri beyaz karlardan bir battaniyeyle rtlyd. Onlar datmaktan rkerek ban yavaa kaldrd, grn netletirmek iin gzlerini hzla krptrd. Parmaklar kazk gibi ve souktu. Eldivenin iinde onlar dzenli hareketlerle kprdatt, kan zorla oralara doru yneltti. Yine ans yaver gitmiti. Bir gecede iki kez byle olmas biraz fazlayd. nce karsna o devriyeler km, onu telden geirip buraya getirmiler, imdi de bu beyaz doal kamuflaj yardmc olmutu ona. Vcudunun izgilerini evresindeki kklerin izgileriyle birletirmi, rtmt. Ar bir anst bu. Artk sarkacn geriye sallanma vakti gelmiti. 24

Karanlk yava yava ald, Mark'n gr emberi geniledi. O genilerken Mark'n varl da o iki iri kahverengi gzde odakland. Gzler evreyi tarayarak hzla hareket etti, her dzensizlie, her yntya, her izgiye, her nesneye dedi, karn birbirinden renke ya da dokuca farkl olan her blmde duralad, devrilmi her ktk ve dal yoklad, orada bulunmamas gereken glgeleri arad, o ince kar tabakasnn altndaki katta ye.r alm deiiklikleri arad... hayat arad.

Saat dokuzdan nce kar yine kesildi. le olduunda gkyz alm, bulutlarn arasnda yer,yer mavilikler grnyordu; Bir tek slak n demeti dt, gney yamacn projektr gibi ar ar dolat. Tamam, Cuthbert, imdi Hun'a ate ettirelim. Fergus, Alman niancnn her hedefini, yarbayn dn verdii siperler haritasnda iaretlemiti. Siperin ayn tarafnda birbirine yakn iki kara nokta grnmekteydi. Oralarda toprak duvar pek alakt. Yani kardaki tepeye gre alakt. Tepeden baklnca, siperin iinde birinin yrmekte olduu o iki noktada belli oluyordu. Alman be kiiyi bu iki noktada avlamt. Son gnlerde toprak kenar kum torbalaryla desteklenerek ykseltilmi, zerine gafiller iin levhalar dikilmiti. KAFANI E, NANCI BAINDA ki kara noktann aras on be admd. Fergus niancnn bu baarsn, pusuya yatp birinin gemesini beklemekte buldu. Birinci bolukta kafann yrd yn gryor, hemen ikinciye nian alp parma tetikte, hazr bekliyor, adam oraya gelince vuruyordu. Fergus hazrlklarn yaparken bunu Sean Courtney'e anlatt. Sean'n bu ava olan ilgisi o zamana kadar ylesine artmt ki, onu geri hatlardaki merkeze ancak byk bir Alman saldrs ekebilirdi. leden nce yaveriyle arazi telefonunda konumu, acil bir durum olursa kendisini nerede 25

bulabileceklerini bildirmiti. Acil deilse aramayn, diye de gzlerini korkutmutu. Fergus, Onu gneyden kuzeye doru sreceim, diye aklad. O zaman nian alrken herifin gvdesi Mark'a arkasn dnmek zorunda kalr, ocua bir saniye daha uzun ans tanr. Geri dnene kadar olan sreyi yani. Fergus mankeni ok iyi ynetiyordu. Sean bunu kabullenmek zorundayd. Kum torbalaryla ykseltilmi siper duvarn dikkate alarak, boyunu normal insan boyundan altm santim yukarda tutmaktayd. lerletirken omuzlara ok doal bir hareket veriyordu. Birinci delikten geerken, acelesi olan bir insan hzla siperde yryormu gibi grnd. gerekten. Sean, gen yzba ve etli suratl yarbay, ikinci gedikte yarm dzine kadar baka adamla beklemekteydiler. Fergus'un kendilerine doru yaklamasn seyrediyorlard. Manken ikinci gedie gelirken hepsi igdsel bir hareketle soluklarn tuttular. Kar tepede Mauser atrdad, buz gibi hava yarld, manken de Fergus MacDonald'n ellerinde fena halde sarsld. Fergus onu hemen aaya ald, kttan kafann yan tarafndaki delii incelemek zere bana meldi. Allah kahretsin! diye fsldad ac cc. Bin trl belasn versin! Ne oldu, MacDonald? O lanet olas Hun... o piolu pi serseri... MacDonald! Benim olanla ayn noktay semi. Sean biran anlayamad. O da meelerin arasnda. Mark' n biraz yukarsnda. Ayn pusu yerini semiler ikisi de.

Mauser'in yaygaras o kadar yakndan, o kadar yksek ve keskin geldi ki, birka saniye boyunca Mark'n kulak zarlar vnlad durdu. Afallam durumda kald bir an. Sesin okuyla

donmutu. Alman nianc, kendi yatmakta olduu yerin alt, yedi metre uzandayd ancak. Manyaka bir rastlant sonucu, yamata Mark'la ayn noktay semiti o da kendine. Yoo, manyaka bir rastlant deildi bu. Avc gzyle her ikisi de ortak amalarna en uygun yeri semilerdi elbette. Gizlendikleri noktadan lm samaya en uygun yeri. Mark'n ans sarkac bu kez de br tarafa' kaym bulunuyordu. Mauser ate ettikten sonraki saniyelerde Mark hi kprdamamt. Ama damarlarnda ykselen adrenalin her duyusunu son derece keskinletirmiti. Kalbi sanki kaburga1 kafesini delecekmi gibi arpyordu. Alman onun solunda, yamacn daha yukarsndayd. Omzunun biraz arkasnda. Sol taraf, Mark'n akta bulunan yanyd. Mee kklerinden uzakta kalan yan. Ban evirmeksizin gzlerini devirdi, gr asnn en kenarnda devrilmi ikinci bir meenin daha bulunduunu grd. Bir btn dakika boyunca hi kprdamad. Gznn ucuyla o tarafta bir hareket bekledi. Hibir ey olmad. Sessizlik korkun, bask yaratcyd. Az sonra uzaklarda bir Spandau'nun atei duyulana kadar. Bu seferki ses bir mil ilerden geliyordu. Mark ban ar ar sola doru dndrmeye balad. Sinek izleyen bukalemun kadar yava. Az sonra yan gzle bakmann arpkl kayboldu, gr netleti, bann yukarsnda kalan yamaci da grr duruma geldi. En yaknndaki meenin kabuklarn arapneller soymutu. Aa devrilip bir ukura yerlemi, ukurun zerinde bir kpr gibi grnyordu. zerine karlar ylm, ama yine de aala toprak arasnda dar bir aklk kalmt. En geni yeri belki sekiz, dokuz santimdi o akln. Mark onun gerisindeki karlardan yansyan bir k grmeyi de baard. O anda pek kk bir hareket, gzlerini bir noktaya ekti. Bir santimin bete biri kadar bir hareketti belki. Ama Mark'n dikkatini yine de ekmiti. Be saniye kadar o noktaya baktktan sonra anlayabildi ne grmekte olduunu. 27

Meenin gr engelleyen gvde tarafndan Mauser'in namlusu darya doru uzanmaktayd. Namlunun evresine bez sarlm, keskin hatlarn yumuamas, n da madenden yansmamas salanmt, ama namlunun zalim az akt. Alman mee ktnn gerisinde yatyordu. Mark gibi onun da sa taraf korunmaktayd. Yz Mark'a gre yar dnkt. Aralarnda alt metre ancak vard. Mark, Mauser'in namlusunu on dakika daha seyretti. Namlu bir daha kprdamad. Almanda hareketsizlik ve sabr yetenekleri vard. Tfeini bir kez tekrar doldurduktan sonra o dikkat dolu pozunda donmutu yeni batan. Mark, o kadar iyi nianc ki, bana ate ederse kurtulmama olanak yok, diye dnd. Bir santim kprdasam duyar. Duyunca da abuk davranr. Hem de ok. Hedefini iyi grebilmek iin Mark'n alt metre kadar geri ekilmesi gerekirdi. O zaman da dosdoru Mauser'in namlusuna bakyor olacakt. Dosdoru bir at. stelik Alman da onun hareketlerinden kukulanm olacakt. Mark ona bu kadar ok avantaj tanyamayacan biliyordu. Hele onun kratnda bir hasm olunca. Uzun, hareketsiz dakikalar gerilimde kesinti olmakszn birbirine eklenip uzad. Mark vcudundaki her sinirin gzle grlebilecek kadar titrediini hissediyordu. Ama gerekte tek hareketi sa elinin eldivenindeydi. Parmaklar eldivenin iinde srekli olarak bir yourma hareketiyle kprdyor, kendilerini esnek ve scak durumda korumaya alyorlard. Bir de Mark'n kafatas iinde gzleri hareket ediyordu. Devrik meenin bir bir bana, bir br bana ar ar kayyordu baklar. kide bir krpyordu gzlerini. Gerilimin ve buz gibi havann getirdii gzyalarn yoketmek iin.

Neler oluyor orada? diye yaknd Fergus MacDonald sinirli sinirli. nsan kum torbas barikatnn altnda kalma avantf 28

jma kavuturan periskopla bakmaktayd. ocuk orada akld kald. General Sean Courtney de gzlerini teki periskoptan ayramyordu. Onu yavaa saa, sola eviriyor, kuzey yamac tarayp duruyordu. O Hun'u Cuthbert'le bir daha kudurtsana. Fergus hemen, kinci kez yutmaz, diye itiraz etmeye balad. Birbirine yakn gzlerini kaldrm, generale bakyordu. Gzlerinin kenarlar kpkrmzyd. Souktan ve bir de beklemenin yaratt gerilimden. Bu bir emirdir, avu! Sean Courtney'in geni aln krt, kara kalar birden birbirine yaklat, sesi yal aslanlar gibi kkrerken koyu mavi gzleri krpld. Adamn bu ruhsal durumdayken yaratt hava ve yayd g, Fergus MacDonald' bile afallatt. Bastne efendim, diye. mrldand suratn asarak. Sonra mankenin yatmakta olduu yere doru ilerledi.

Mauser'in atei bir daha patlad. Bu okun etkisiyle Mark'n gzleri iki kez krpld, sonra apak durdu. Ak kahverengi gzler yamaca sabit baklarla bakyordu. Ava km yrtc kular gibi. Ate edildikten hemen sonra Mauser'in arjrnn geri ekilip tekrar itildiini duydu, namlu bir daha eski yerinden dar uzand... ama o anda Mark'n gzleri de yana doru kayd. Bir hareket daha vard. yle hafifti ki, daha az dikkatli gzler olsa, dnyada farkedemezdi. ncecik bir soluk gibiydi bu hareket. Aacn gvdesiyle yerdeki karlar arasndaki sekiz santimlik aralktan grnmt. Bir tek o kprt, sonra yine hareketsizlik. Mark o arala uzun saniyeler boyunca bakt, hibir ey grmedi. Yalnzca glge, belirsiz ekil, bir de arkadaki karlardan yansyan k. Derken birden baka bir ey daha grmekte olduunu anlad. 29

Bir kuman dokusu. Aralkta bir kuma. Biraz daha baknca, gri kuman diki yerini de grd. Altndaki insan etine yapk durmuyor, hafif tmsek yapyordu. Almann vcudunun kk bir ksm grnmekteydi aralktan. Adam ban dier tarafa doru uzatm yatmaktayd. Kafas, Mauser namlusunun kt taraftayd. Mark adamn vcudunun konumunu kafasnda dikkatle canlandrd. Tfek namlusuna gre kafann, omuzlarn nerede bulunacan, gsn ve kalalarn hizasn hesaplad... Evet, kalas, diye dnd Mark. O grnen ya kalas ya da oyluunun st ksm... Birden kta bir deiiklik oldu. Gne tepedeki bulutlarn zayf bir noktasn buldu, nlarn yollayarak ortal aydnlatt. Biraz daha gl olan bu kta Mark. Almann kemerinin bir blmn de grebildi. Buda onun tahminine g kazandrd. Artk biliyordu. Kumata demin grd kabarklk, oyluun kala kemiine girdii yerdeki sivrilikti. Mark'n kafasndan buz gibi bir dnce geti. ki kalann iinden, dedi kendi kendine. Fel edici bir vuru olur. Ayrca byk atardamar da oradan geiyor... Sa elinin eldivenini dikkatle karmaya koyuldu. Yanst dnmeli, P.14'nn uzun namlusunu doksan dereceden fazla evirmeli ve bunlar t karmadan yapmalyd. Ne olursun Tanrm, dedi iinden. Ve sonra harekete balad. Sz verecek bir yavalkta tfeinin namlusu dnd, kendisi de arln teki dirseine geirmeye alt. P.14'n namlusu mee gvdesiyle yer arasndaki dar arala dnnceye dek, sonsuza gidip gelmek kadar uzun zaman gemiti sanki. Mark ikibklmd. Bu rahatsz durumda nian almaya alyordu. Ate etmeden nce emniyeti aamazd. O ufack metalik ses bile Alman uyarmaya yeterdi. Parman tetiin evresine sard, emniyeti tekrar yoklad. Ba garip biimde bklm durumda tekrar nian ald, hassas tetik zerindeki basky arttrmakszn emniyeti baparma-

yla itmeye balad. Bunu ok dikkatli yapmak, hedefi saptrmamak gerekliydi. Tfein yaratt gk grlts, alalm kurun gklere arpp geri dnd sanki. Mermi darack yarktan ieriye utu. Mark onun yaratt etkiyi grd. Madenin ete girmesinin lastik gibi sesini duydu. Almann vahi bir lk kopardn da duydu. Anlam olmayan bir ses. Mark P.14'n arjrn ekti, tekrar srd. Bunu "igdsel bir hareketle dnmeden yapt. kinci ate birincisinin peinden, ona o kadar yakn patlad ki, iki ses birbirine bal gibi duyuldu, tek ata benzedi. Mermi yine yarktan girdi. Mark bu kez kanlarn fkrdn, kar lekelediini grd. Kanlar kar kendi scayla erittike pembeye dnyordu. Sonra artk aralkta hibir ey grnmedi. Etki Alman geri geri savurmutu. Ya da yan devirmiti. Orada yalnzca pembe kan lekeleri vard. Mark namlusunda yeni bir mermiyle bekledi. Artk iyice dnm, yzn meenin devrik gvdesine evirmiti. Tekrar ate etmeye hazr, gepgergindi. At yara yeterince etkili deilse, Alman peine derdi onun. Eh, o da hazrd atmaya. i souk ve heyecanszd. Ama son derece uyankt. Her eyin farkndayd. Her sinirinin ucu son noktaya kadar kurulu, gr keskin, kulaklar anten gibiydi. Sessizlik biraz daha devam etti... Sonra bir ses duyuldu. Bir adamn hkrma sesi. Derken ses glendi, daha isterik oldu, insann iini burkar hale geldi. Ach, men Gott... min lieber Gott!.. {*) diyordu adamn sesi. nsan andran, krk bir sesti. DPs Blut... ach Gott... das Blut. (**) Birden ses Mark'n iini yrtar gibi oldu. Benliini paral(*) Ah Tanrm... ulu Tanrm... (**) Kan... ah Tanrm... bu kan.

31

yordu sanki. Eii titremeye balad. Dudaklarnn da titrediini bi kez daha hissetti. enesini kasmaya alt, ama dilerinin bir birine vurarak takrdamasna engel olamad. Kes, ah Tanrm, kes unu, diye fsldad, tfek ellerinden dt. Eldivenli ellerini kulaklarna kapayp, lmekte olan- Almann korkun lklarn duymamaya urat. Ltfen, ltfen, diye yalvard Mark yksek sesle. Kes, ltfen. Alman onu duymu gibiydi. HHf mir, leber Gott... das BJut! (*) Sesi umutsuzlukla atallayordu. Birden Mark kendini oraya doru emekler buldu. Karlar iinde kr gibi emekliyordu yukarya doru. Geliyorum. Bir ey yok, diye mrldand. Yeter ki sus. Duyularnn bulanklatn farkediyordu. Ach mein lieber Gott, ach, meine Mutti... (**) Ah, Tanrm... kes unu. Kes unu. Alman aacn gvdesine yar yaslanmt. ki eliyle atar damarlardan fkran kan durdurmak istercesine yaraya bastn yor, kan parmaklarnn arasndan akmaya devam ediyordu. ev resindeki karlar mantar gibi, vck vck bir kan orbas olmutu. Yzn Mark'a evirdi. Daha imdiden renk kalmamt bu yzde. Parlak, kl rengine dnk bir beyazlk gelmiti cildine. zeri de bir ter tabakasyla kaplyd. Genti Alman. Mark kada gen. lme hzla yaklayor olmas yz izgilerini germi, ya n daha da kk gsteriyordu. Mermerden oyma bir melei yzyd bu. Dmdz ve beyaz. Garip biimde gzel. Soluk morumsu gz ukurlar iinde mavi gzler. Alnnda altn reng salar miferin altndan fkryor, solgun tenine dklyordu. Azn at, Mark'n anlayamad bir ey syledi. Diler beyaz ve dzgnd.
(*) Bana yardm et... ulu Tanrm... bu kan (**) Tanrm, ah anneciim

Alman yava yava geriye doru kayklrken gzleri h Mark'a bakyordu. Elleri yarasnn zerinden ayrld, fkran kanlar, basn kalknca yavalad. Derken mavi gzler o ateli, prltl bak yitirdi, donuklat, odaksz bakmaya balad. Mark zihninin dokusundan bir iplik ekiliyormu gibi hissetti. Bir ipek kuma yrtlyormu gibi oldu kafasnn iinde. Hemen hemen fiziksel bir eydi bu. inin kmekte olduunu biliyordu. Bak bulanklat, l Almann yz hatlar eriyen balmumu gibi akt, sonra tekrar netleti. Mark kafasndaki yrtn daha da bydn duydu. Mantnn ipek dokusu yrtlyordu. Alan1 deliin arka taraf karanlk bir boluktu. l Almann yz izgileri deimeye devam ediyordu. Sonunda katlatlar. Mark dalgal, grnt bozan bir aynada kendi yzne bakar gibi oldu. Kendi yz... hortlak gibi. Ak kahverengi gzleri, korku iinde alan az! O azdan kan ses btn dnyann umutsuzluk ve ac l oldu. Mark'n mantk ve saduyusunun son kalntlar da bu dehet l iinde eriyip yokoldu, kendisinin avaz avaz bardn duydu, ayaklarnn komaya baladn hissetti... ama kafasnda yalnzca karanlk vard. Vcudu hafif, sanki hi arl yokmu gibiydi. Uan bir kuun gvdesiydi sanki.

Makinelinin bandaki Alman, Maxim'i dorulttu, hafif sola kaydrd, namluyu eerek yamacn ngiliz hatlarna doru inen yresine dndrd. Tek bana, deliler gibi koan adam sola doru gidiyordu. Makineli grevlisi Maxim'in kabzasn omzuna yerletirdi, tetie bir tek kez bast. Namlu gereinden biraz daha aaya bkkt. Yukardan aa ate ederken yksee vurma olasln gidermek iin. Mark Anders srtna saplanan iki kurunun etkisini hemen hi hissetmedi. 33
Bir Sere Dt F : 3

Fergus MacDonald alyordu. Sean buna ard. Hi beklemezdi dorusu. K<zarm gzlerinden yalar szlyordu. Adam fkeli bir el hareketiyle onlar yokediverdi. Devriye ekibi karmaya izin var m, efendim? diye sordu. Gen yzba, avuun omzu zerinden kararsz baklarla Sean'a doru bakt. Sean ban hafife sallad. Yzba yine kararsz bir sesle, Gnll bulabileceini umuyor musun? diye sordu. Yz giderek kzaran avu. Gnll kar, efendim, dedi. ocuklar o gencin yaptna duygularyla katlyorlar nk. Pekala o halde,., ortalk kararr kararmaz. Mark' saat sekizi biraz gee buldular. Pasl dikenli tellere taklm sallanyordu. Yamacn dibindeydi. Krk bir tabebee benziyordu. Fergus MacDonald onu tellerden ayrmak iin tel makas kullanmak zorunda kald. Birlikte ngiliz hatlarna dnebilmeleri bir saat srd. Sedyeyi amurlardan, erimekte olan karlardan ekerek gtryorlard. General Courtney kan ekilmi, bembeyaz yze bakmak iin elinde feneriyle sedyenin zerine eildi. lm, dedi. Fergus MacDonald, lmedi! dedi hrsla. O kadar kolay ldremezler benim ocuu.

Lokomotif kprnn demirleri zerinden sarslarak geerken ddn ac ac ttrd. Gm rengi bir duman nce yukarya ykseldi, sonra rzgra uyup savruldu. Mark Anders katarn tek yolcu vagonunun sahanlndan sarkp bakt. Rzgr kumral salarn uururken lokomotiften uan kurumlar yanaklarna arpt. Ama o gzlerini ksarak zerinden gemekte olduklar nehrin yatana doru bakt. Sular sakin sakin akarken kprnn ayaklarna arpp kpryor, renkleri yeile dnyordu. Yln bu mevsiminde sular yksek olur, diye mrldand Mark kendi kendine. Bykbabam memnundur. Dudaklarnn 34

oktandr unuttuu bir glmseme biimine kvrldn farketti. Son birka aydr pek ender glmsemiti. Lokomotif elik kpry getikten sonra kar yamaca sardrd. Motorun sesi hemen deiti, hz azald. Mark eilip asker heybesini yakalad, sahanln kapsn ap elik basamaa indi, tek koluyla aslarak, gzleri akll zeminde, biraz daha gitti. Yol dikletike tren daha da yavalad. Mark heybesini omzundan karp elini uzaa doru tuttu, onun akllara elden geldiince yumuak dmesini salamaya alt. Heybe zplad", sonra akllar zerinden uzaa doru yuvarland. Kamakta olan canl bir hayvan gibi. Mark altndan hzla geen topraa doru alald, vcudunu dengeledi, akllara ayakst dmek iin vaziyet ald. Gerekten de ayakst dt. Hafif bkld. O dorulduunda tren de yanndan grltyle gemiti. Son vagonun arkasndaki muhafz onu fkeli bir sesle azarlad. Hey, yasaya aykr bu yaptn. Mark, erife syle! diye seslendi, ona alayc bir selam akt. Bu arada lokomotif tekrar hzland. Tepeyi ayordu. Tekerleklerin temposu kulaa belirgin biimde daha sk geir oldu. Muhafz yumruunu sallarken Mark arkasn dnd. Atlamak srtnn yine acmasna neden olmutu. Elini gmleinin iine kaydrd. Gz raylarn ilerisindeydi. Krek kemiinin altndaki iki delii yoklad, bir tanesinin omurgaya ne kadar yakn olduuna bir kez daha at. Yarann zerindeki yeni deri ipek gibiydi. Ama aylar srmt o yaralarn kapanmas. Mark pansuman arabasnn teker'seslerini hatrlaynca istemeyerek rperdi. Deliklere sokulan uzun pamuk tamponlar yeniden gznn nnde belirdi. Sonra o tamponlarn. forsepsle ekilii, kendi hkrk dolu solumas, salk grevlisinin, Sk diini, aslanm, deyii... Gn be gn... hafta be hafta... yle ki, sonunda yaral cierin zatrreeye yakalanmas ona bir kurtulu gibi gelmiti. Ne kadar srmt? Fransa topraklarndaki askeri istasyondan ambulansla hastaneye... oradan Brighton'daki byk hastaneye... o sra zatrreenin kara sisi sarmt Mark'. Sonra hastane ge 35

misiyle Alontik'den gneye, vatana doru... havasz tropikal blgede pie pise... sonra yeil imenli, gzel baheli hastanede nekahat dnemi...; ne kadar srmt hepsi? On drt ay. Bu arada sava bitmiti. nsanlar o savaa Byk Sava diye isim takma yanlgsna dmlerdi. Acl, sayklama dolu dnemler glgelemiti zamann geiini Mark iin. Ama yine de bu sre ona btn bir mr gibi grnmt. Bu mr ldrmeler, vahilikler, aclar, straplar iinde yaamt. Ve imdi de yeniden domutu. Srtndaki sz birden geti, Artk onarm tamam, diye dnd mutlu mutlu. Korkun ve karanlk anlar kafasndan uzaklatrd, heybesini almak zere yamatan aaya doru ilerledi. Andersland hemen hemen krk mil aadayd. Nehir boyundan yrmek gerekecekti. Tren zaten rtar yapm, vakit imdiden leyi bulmutu. Mark oraya ertesi akamdan nce varamayacan biliyordu. Garip olan ey, imdi artk eve dnme duygusu yaklatka telann gemi olmasyd. Rahat rahat yrd. Her zamanki uzun admlaryla. Heybeyi ikide bir, srt acdka omzuna doru kaydryordu. Yzn ter kaplam, terin nemi onu biraz serinletiyordu. Gmlei de ter iindeydi. Bunca yl buralardan uzak kalmak, u anda iinde bulunduu dnyay daha gzel grmesine, kk eyleri daha bir sevmesine yol ayordu. Eskiden ylece dikkat ettii eyler imdi ona yepyeni, byk sevin nedeni gibi gzkyordu. Nehrin iki kysnda allar capcanlyd. Il l ate bcekleri suyun yzeyinde parlayarak uuyor, bazlar havada iftlemiyordu. Birden suyun yzne kan suaygr soluunu grltyle sald, pembe, sulu gzleriyle Mark'a doru bakt, evresinde dev dalgalar oluturdu. Cennet bahesinde dolamak gibi bir eydi bu. nsanolu yaratlmadan nce hem de, Mark iyileme srecinin tamamlanabilmesi iin vcuduna ve ruhuna gerekli eyin yalnzlk olduunu biliyordu. O gece nehir kysnda imenlik bir yer bulup yatt. Buras tepelik olduundan, hem sivrisineklerden yukardayd, hem de sk allarn o korkun karanl yoktu burada. 36

Gece yarsndan sonra onu bir leopar uyandrd. Mark onun nehirden gelen sesini duydu, sonra hayvan yukarya doru uzaklarken yatp dinledi. Sesler kesildikten sonra tekrar uykuya dalamad. Yatt yerde, kendisini bekleyen yeni gn tatl umutlarla hayalinde canlandrmaya alt. Son drt yl boyunca her gn dnmt ihtiyar. En kt gnlerde bile. Bazen dnce kafasndan hzla, yle bir gelip gemi, bazen de, evini zlemi ocuklar gibi, uzun uzun dnerek kendine eziyet edip durmutu. Bu ihtiyar, ev demek, yuva demekti Mark iin elbette. Annesini de, babasn da hi tanmamt. Bykbabas kendini bildi bileli, ilk anlarndan beri hep vard. Gc de, o sessiz anlay yetenei de deimezdi. Mark iinde derin bir fiziksel zlem hissetti. htiyar evin nndeki terasta, sallanan koltuunda otururken gznn nne getirdi. zerinde buruuk haki gmlei... kaba saba yamanm, ykanmaya da ok ihtiyac olan o gmlek. Yakas ak, iinden gsnn gm rengi kllar gzkyor. Boyun ve ene kr kr, ama gne yan, kahverengi enede be gnlk krl sakal prl prl. Geni kenarl eski apkas, parlak, en gzlerinin zerine inik. Hep bandayd o apka. Baa oturan yeri terden srlsklam ya iinde olurdu, ama yine de hi kar^ mazd onu. Yemee otururken bile. Mark ihtiyarn geceleri de apkasyla yattndan kukulanyordu. i braktnda bir iki lokma attrp hedef diye koyduu bo tenekeye nasl nian aldn anmsad. Sonra hikye anlatmaya koyulurdu Mark'a. Hem de ne hikyeler! ocuk ruhunu geceleri yatanda evresine korku dolu gzlerle bakmaya itecek, dnyann en heyecanl ykleri. Kk eyleri de hatrlyordu Mark. htiyarn eilip yerden bir avu toprak aln, topraklar parmaklarnn arasndan aktn, sonra avucunu pantolonunun gerisine gurur dolu, ciddi bir ifadeyle silmesini. yi topraktr Andersland'n topra, derdi, ban bilgece bir ifadeyle sallayarak. Mark byk eyleri de anmsad. Elinde tfei, ince, uzun bedeniyle allarda Mark'la yan yana duruu, ona at yapmasn retirken barp ar, bir yandan sigarasn tttr, yaral yaban kz kardan onlara doru yaklarken koca gvdesini kara bir da gibi ona siper edii... 37

Onu grmeyeli, ondan haber aimayal drt yl olmutu. Balangta sk sk yazmt Mark. Uzun uzun mektuplar yazm, evini ne kadar ok zlediini anlatmt. Ama ihtiyarn okumas yazmas yoktu. Mark onun mektuplar bir tandna gtrp okutturacan, cevap yazdracan ummutu. Boa kmt o umutlar. htiyarn gururu, okuma yazma bilmediini kabullenmeye engeldi. Ama Mark buna ramen yazmaya devam etmiti Ayda bir kez. Onca yl. htiyarn ilk haberiniyse ancak yarn alabilecekti. Birka saat daha uyudu, sonra sabahn karanlnda bir ate yakp kendine kahve stt. Bast yeri grebilecek kadar aydnlk olur olmaz hemen yine yola koyuldu. lk tepeye vardnda, denizin iinden doan gnei seyretti. Deniz ufkunda da gibi yamur bulutlar bir frtnay haber veriyordu. Gne onlarn arkasndan ykseldi. Hepsi krmzl pembel' renkler aldlar. Aralarna arap rengiyle morlar katld. Kenarlar, parlak, altn rengi oldu, aradan n demetleri sald. Mark'n ayaklar dibinden arazi deniz kenarna doru alalmaya balyordu. Bu alan sk ormanl vadilerle, imenli tepelerle doluydu. T Hint Okyanusunun sonsuz beyaz kumlu kylarna kadar. Durduu yerin hemen altnda nehir kayalar dve dve akyordu. Mark ilk olarak acele etti, yoku aa, hemen hemen nehrin, hzyla inmeye alt. Yine de tepenin scakta uyuklayan eteine vardnda aradan epey vakit gemiti. Nehir geniledi, slat, kumluk yerlerden akarken sanki ruhsal durumunu da deitirdi. 'Buralarda deiik kular vard. Ormanlar ve tepelerindeki hayvanlar da farklyd. Ama Mark'n imdi onlara ayracak zaman yoktu. Uzun bacakl, koca gagal leyleklere bakmadan yoluna hzl hzl devam etti. Bjr yer vard. Koca bir incir aacndan baka iareti yoktu. Ama Mark iin oras zellikle nemliydi. Andersland'n balang noktasyd nk. ncir aacn biraz geince, admlar daha hafifledi, daha hzland ve heveslendi. Omuzlarnn biimi deimi, gzlerine baka trl bir parlaklk gelmiti. Yeniden Andersland zerinde 38

yrmekteydi u anda. Sekiz bin dnmlk zengin, verimli, ikolata rengi toprak, drt millik nehir boyu, asla bitmeyen bir su, yumuak kavisi! tepeler, sk otlar.... Andersland, ihtiyarn orya otuz yl nce verdii ad. Yarm mil ilerde. Mark tam nehir boyundan ayrlp kestirmeden eve gitmek zere ieriye doru sapacakken, uzaktan gelen, yerleri sarsc bir ses duydu. Onun hemen arkasndan insan konumalar da geldi. Mark ararak durup dinledi. Yerleri titreten ses bir daha geldi. Ama bu kez o sesin n sra dallarn ve allarn sklme atrts da duyuldu. Aalarn yere dmesi hemen o sesleri izledi. Bunu baka bir eyle kartrmaya olanak yoktu. Mark kestirme yola sapmaktan vazgeip nehir boyunda yoluna devam etti. Birden ormann iinden ak bir alana kt. Bu alan ona bombalarn dvd o korkun boluklar hatrlatt. Beyaz keten entariler iinde siyah ii gruplar vard burada. Balar trbanlyd. Nehir boyunda aalar kesip deviriyor, allar skyorlard. Mark bir an iin bu yabanc insanlarn kim olduunu anlayamad. Sonra anmsad. Bir gazetede okumutu, evet. Binlerce Hintli ii Hindistan'daki kylerinden alnp buraya, yeni ekerkam ekim alanlarnda almaya getiriliyordu. te u anda nehir boyunda bir karnca kolonisi gibi alp durmakta olan bu sska, esmer adamlar, o Hintli iilerdi. Yzlercesi vard orada... yoo, binlerce. Ayrca kzleri de altryorlard. Devrik aa gvdelerini ift ift balanm kuvvetli kzler ekip gtrmekteydi. Odun olarak yakmaya. Mark grmekte olduu eyi pek de anlayOmyordu. Nehir kysndan ayrlp yakndaki tepeye trmand. Oradan Andersland'i boydan boya grebiliyordu. Onun ilerisinde de douya, denize doru uzanan alan. Faaliyet, grebildii alann tmne yaylmt. Baka bir ey daha vard. Arazinin tm srlmekte, ekime hazrlanmaktayd. Ormanlar ve otlaklar kaldrlmt. Sabanlara koulmu kzler ar ar ilerliyor, kahverengi topraklarn altn stne getiriyordu. Sabanclarn lklar Mark'n durduu yere kadar geliyordu. O da akn, anlamayan gzlerle bakmaktayd bu grnme. 39

Bir kayann zerine oturdu, bir saat kadar alan adamlarla kzleri seyretti. ini bir korku kaplamt. Btn bunlarn ne anlama geldiini dnp korkuyordu. htiyar toprana byle yaplmasna asla izin vermezdi. Sabandan da, baltadan da nefret ederdi. Ulu aalar derin bir sevgiyle severdi. Otlaklarn hasislikle korur, sanki renkleri gibi kendileri de altnmcasna davranrd oniara. As'a izin vermezdi oralarn altnn stne getirilmesine... sa olsayd. te Mark bundan korkuyordu. Sa olsayd. nk Andersland'i satmaya asla raz olmayaca kesindi. Aslnda bunun cevabn bilmeyi de pek istemiyordu. Ayaa kalkp tepeden aa inmek iin kendini zorlamas gerekti. Trbanl esmer iiler onun sorularn anlamadlar. Ama iaretle onu pamuklu kumatan ceket giymi iman bir adama ynelttiler. Adam bir grup iiden brne dolap duran, elindeki denekle o kara srtlara vuran, ikide bir durup elindeki kara deftere birtakm notlar yazan biriydi. Ban kaldrp ararak bakt, beyaz adam grnce igdsel bir hareketle saygl havaya brnd. yi gnler, baym... Devam da edecekti, ama parlak, dikkatli gzleri Mark'n zerinde dolap onun ne kadar gen olduunu grd. Ayrca Mark traszd. zerindeki ucuz asker giysisi kirli, lekeli, buru burutu. Hayattaki varn younu srtndaki heybede tad da her halinden belliydi. Dorusunu sylemek gerekirse burada artk iiye ihtiyacmz yok. Tavr hemen deimi, patronluk taslayan bir havaya brnmt. Burada ynetici benim ve... yi, diye ban sallad Mark. O halde demek bana anlatabilirsiniz. Ne yapyor bu adamlar Andersland'de? Adam onu rahatsz eden bir tipti. Bylelerini pek ok grmt. Orduda... altndakileri ezen stndekilere ya eken tipler. Belli ki ekerkam alan ayorlar ite. 'Bu topraklar benim aileme ait, dedi Mark. Adamn tavr bir anda tekrar deiti. Ha, demek Ladyburg'daki irkettensiniz, yle mi, delikanl?

Yoo, hayr... biz burada otururuz. Oradaki evde, Mark parmayla tepenin ilerisini gsterdi. Bu topraklar bizim. iman adam iri bir bebek gibi kkr kkr gld, ban iki yana sallad. Artk orada kimse oturmuyor ne yazk ki! Her eyin sahibi irket. Elini havada evirerek koca alan gsterdi. Yaknda her taraf eker olacak, greceksiniz. eker, eker, hep eker. Tepeden baknca eski ev deimemi gibi grnyordu. Yeile boyal sa dam, evrede koyu yeil meyva bahesi. Ama Mark yaklanca pencere .pervazlarnn karlm, pencerelerin kara deliklere benzemi olduunu grd. Terasta koltuk falan da yoktu. Sallanan koltuk bile gitmiti. Hatta terasn taban tahtalar sarkmt yer yer. Duvardaki bir su borusu kopmu sallanyordu. Bahe bakmszd. Bitkiler neredeyse evi yutacakt. Oysa ihtiyar bu baheye ok iyi bakar, yerdeki yapraklan her gn sprr, aalar budar, beyaza boyal ar kovanlarn dzgnce sralard. Birileri soymutu kovanlar. Hatta baltayla parolam t. Odalar bombotu. Deeri olabilecek her ey alnmt. Mutfaktaki siyah odun sobas bile. Bykbabann hedef diye kulland teneke yan yatm duruyordu, o kadar. Mark ar admlarla bo odalar bir bir dolat. inde korkun bir kayp duygusu vard. Ayaklarnn altnda rzgrn buraya savurduu kuru yapraklar trdyordu. Kara sar, iri rmcekler onu alarnn altndan, ke bucaktan izliyorlard. Mark evden kp ilerdeki kk aile mezarlna gitti. Orada yeni mezar bulunmadn grnce hemen rahatlad. Bykanne Alice, en byk kz ve Mark domadan nce len kuzeni. Hl mezar. htiyar orada deildi. Mark kuyudan bir kova su ekti, biraz iti, sonra meyva bahesine yoilanp biraz meyva toplad. Arka bahede yamaclardan naslsa kurtulmu bir ku dolayordu. Mark'n onu tala avlamas yarm saat srd. Yolunup temizlenip karavanaya atlan ku, Mark'n arka bahede yakt atete piti. O kaynarken .Mark'n aklna birden yani bir fikir geldi. 41

Kalkp tekrar ihtiyarn yatak odasna girdi, bir zamanlar yatan durduu keye yryp yer demeleri arasndaki oynak tahtay arad, O tahtay tutan tek iviyi aksyla kard, kovuu at. Elini uzattnda kovuktan nce bir deste zarf kt. Birbirine bir deriyle balanmlard. Mark zarflar kenarndan yle bir tarad, bir tekinin bile almam olduunu grd. Hepsinin zerinde Mark'n elyazs vard. Bu gizli yere kaldrp saklamt ihtiyar onlar. Ama Mark'n btn mektuplar tamam deildi. Son mektubun tarihini inceleyen Mark, on bir ay ncesinin posta damgasn grd. Boazna bir yumru tkand, gzleri yanmaya ve sulanmaya balad. Mektup ynn bir kenara koyup kovua tekrar uzand, zerine bykannesinin resmi yaplm maden kutuyu kard. Bykbabann hazine sandyd bu. Akam yaklayor, odalar kararyordu. Eline kutuyla mektuplar alp tekrar arka baheye kt. Mutfan merdivenine oturdu, kutuyu at. Deri bir kese iinde krk altn lira vard. Bir blmnn zerinde Gney Afrika eski Cumhurbakan Kruger'in resmi, bazsnda da VIII. Edvvard'la VI. George'un resimleri grnyordu. Mark keseyi ceketinin i cebine kaydrd, solmakta olan kta ihtiyarn hazinesinin geri kalann incelemeye alt. Bykanne Alice'in genlik fotoraf. Geen yllar resmi sarartm, keleri de kvrk kvrk olmutu. Evlilik czdanlar, Boer Savandan kalma gazete kuprleri, ucuz kadn mcevherleri, kutusu iinde bir madalya... Kralienin liyakat madalyas. Mark'n Ladyburg Okulundayken ald karneler, Port Natal'daki niversitenin diplomas... bunlara ihtiyar zellikle nem verir, okuma yazma bilmeyenlerin okumulara duyduu hayranlkla saklard. Mark'n eitimini karlayabilmek iin en iyi hayvanlarndan bazlarn satmt. O kadar ok istiyordu onun okumasn. Kutudakiler arasnda o altnlardan baka deeri olan ey yoktu, ama ihtiyara gre oradakilerin her biri paha biilmez eylerdi. Mark kutuyu dikkatle inceledikten sonra yine yerine kaldrd, tahtay iviledi. Gnn son altnda Mark sska kuu yedi, meyvalan 42

mideye indirdi, sonra kendi battaniyesine sarnp mutfakta yere uzand. Hl dnyordu. htiyar nereye gittiyse, Andersland'e dneceini dnerek gitmiti, o kadar belliydi. Dnmeyecek olsa deerli kutusunu dnyada geride brakmazd.

Kaburgalarna inen izme Mark' uyandrd. Mark yan dnd, acyla inledi. *Kalk ayaa! Kprdat kn... son hzla da defol! Daha ortalk tam aydnlanmamt ama Mark adamn yz izgilerini yine de grebiliyordu. Yeni tra olmu, geni bir ene. Dileri de zellikle trplenip ayn boya getirilmicesine dzgn. Gne yan cildinde bembeyaz duruyorlard. Kafa yuvarlakt. Top gllesi kadar yuvarlak. ok arm gibiydi o kafa. nk kaln boynu zerinde onu eik tayordu. Ringe kan ar sklet boksr gibi. Kalk! diye tekrarlad. izmesini yeniden vurmak zere neriye doru ekti. Mark ayaa frlad, kendini savunmak zere vaziyet ald. Adam kendisinden ksa boyluydu ama tknaz ve salamd. Kocaman kaln omuzlar vard. Vcudu da kafas kadar ar gibiydi. Buras zel mlk. Serserilerin girmesini istemiyoruz. Ben serseri deim, diye balad Mark. Ama adam onun szn ksa bir kahkahayla kesti. Bu k klna, kapda parketmi bekleyen Rolls-Royce' una baktm da, bir an ardmd zaten. Benim adm Mark Anders. Bu topraklar benim bykbabama ait. John Anders'e. Adamn suratnda bir ey deiir gibi oldu. Azndaki anlamda bir deiiklik. Bir kuku... hatta belki bir kayg. Dudaklarn abucak, sinirli bir hareketle yalad. Ama konutuunda esi tekdze ve dengeli kt. Ben onu bilmem... tek bildiim, bu topraklarn Ladyburg Emlak irketinin mal olduu. Ben de irketin ekip baym.- Senin buralarda dolaman ne ben, ne de irket ister. Duralad, orln ayaklar zerinde dengeledi, omuzlarn sarktt, koca 43

enesini ne doru kard. Bildiim ikinci bir ey de, arasra birilerinin kafasn krmaktan pek holandm. Nicedir kimsenin kafasn da krmadm. Birbirlerine baktlar. Mark birden iinden korkun bir f| kenin kabardn hissetti. Adam byle meydan okuyunca, kar gelmek istedi can. Onun ne kadar gl ve tehlikeli olduunu grd halde. Katil havas vard adamda. Yaps, gc de yleydi. Mark bir an sonra dengesini yava yava kazand, omuzlar sarkt. Adam da fark etti bunu. Memnunluu yznden okundu. ncecik bir glmseme belirdi dudaklarnda. enesini o glmsemenin evresinde kast, boynunda damarlar kabard, ayaklar zerinde hafif hafif salland. Birden Mark dnyada iddetin varlndan tiksindiini, midesinin bulandn hissetti. mr boyunca yeterince iddet grmt. u anda kavga etmesi iin hibir neden yoktu. Dnp izmelerini ald. Adam onun giyinmesini seyretti: D krklna uram hali vard. Tekrar atmaya pek hazrd. Mark heybesini omzuna vururken, Adn ne? diye sordu. Adam cevap verirken sesi hafif, genel havas hl kavgaya hazrd. Arkadalarm bana Hobday derler. Hobday ne? Yalnz Hobday. Hatrlayacam, dedi Mark. Pek tatsz bir insansn, Hobday. Basamaklardan baheye indi. On be dakika sonra Mark ileriki tepede durup arkasna baktnda, Hobday hl evin duvar dibinde duruyor, gzleri olanca dikkatiyle onu izliyordu.

Fred Black, Mark'n tepeye doru trmanp yaklamasna bakt. Deponun duvarna yaslanm, ttn ineyip duruyordu. p gibi incecik bir adamd. Cildi gneten kararm, inedii ttn ubuu gibi kupkuru kesilmiti. John Anders'in arkadalarndand. Mark' daha emekledii gnlerden tanrd. Ama u anda kardan yaklaan gence bakarken onu tanyamad pek belliydi. Mark ondan on be adm ilerde durup apkasn kafasndan kaldrd. 44

Merhaba, Fred Amca, diye selamlad yal adam, ihtiyarn yerinden frlayp Mark' kucaklamas yine de biraz gecikti. 'Yavrum! Bana senin iin Fransa'da ld demilerdi. Birlikte srlara ilal banyo yaptrlan yerin iti zerine oturdular. Biraz altlarnda Zululu obanlar srlar dar bir koridora sryor, hayvanlar koridorun sonuna kadar yrynce ister istemez kimyasal maddelerle dolu suya dyorlard. Sonra havuzun giderek ykselen dibinden yryp, honutsuz homurtularla br bandan, yoku yukar ktklar grlmekteydi. leli hemen hemen bir yl oldu... yoo, daha ok, bir yl geti artk, olum... zgnm. Sana haber vermek aklma bile gelmedi. Seni Fransa'da ld diye biliyordum. Ziyan yok, Fred Amca. Mark oka uramayna ayordu. Biliyordu zaten iin iin. Kabul etmiti. Ama yine de ruhuna arlk veren bir- znt vard iinde. kisi de uzun sre sessiz kaldlar. Yannda oturan yal adam onun zntsne sayg gsterdi. Nasl... Mark szckte kararszla urad. Nasl gitti? Fred Black apkan kaldrp tepesindeki dazlak pembe yeri sevgiyle okad. Biraz ani oldu. Piet Greying ve oluyla Chaka Kapsnn oraya ava gitmiti. Mark'n kafasn bir anda anlar doldurdu. Chaka Kaps denilen yer, ku umaz, kervan gemez bir yerdi. htiyar ona avcl orada retmiti. Yllar nce, t 1869 ylnda avclk yasaklanmt orada. Ama beki falan konmamt. Notal ve Zulu halk oraya kendi zel av yerleri gzyle bakarlard. Beinci gn ihtiyar kampa dnmemi. Onu drt gn aradktan sonra bulmular. Sustu. Mark'a bakt. Bir eyin yok ya. olum? Bir eyim yok. Mark mr boyunca ka kiinin lmn grdn dnyordu. Kendisinin ka kii ldrdn de dnd. Ama her naslsa, bu ihtiyarn lm onu yine de sarsyordu. Ltfen devam edin, Fred Amca.' Piet'in anlattna gre, dik bir yamaca trmanrken kaym, tfeinin zerine dm, tfek de ate alm. Kurun midesine girmi. Son kzn banyoya giriine baktlar, sonra Fred ar a'r itin zerinden kayp indi. Eli bir an arkaya, 45

omurgasna gitti. Yalanyorum, dedi. Mark dc onun yanna atlad, birlikte eve doru yrmeye koyuldular. Piel'le olu onu oraya gmmler. Geri getirilebilecek durumda deilmi. Drt gn boyunca gnete kalm. Gmdkleri yere iaret koymular, sonra Ladyburg'a dndklerinde yeminli ifade vermiler. Fred Black'n sz bir lkla kesildi. lerde, aalarn arasnda bir gen kz belirdi, onlara doru komaya balad. ncecik, ok genti. Bal rengi salar arkasnda tek rg yaplm, kotuka zplyordu. Uzun, kahverengi bacaklar vard. Ayaklar plakt. Bol, basma bir etek giymiti. Mark! diye bard. Ah, Mark! Ama Mark'n onu tanyabilmesi iin kzn epey yaklamas gerekti. Drt ylda epey deimiti. Mary! Mark hl zgnd. Artk konuyu daha fazla deemezdi. Daha sonra frsat bulmaya alacakt bu i iin. Ama zntsnn arasnda bile Mary Black'n artk koca kz olduunu, okuldaki gibi kk bir eytan olmadn grebiliyordu Gle yz hl il dolu, dileri hl hafif kntlyd, ama artk boylu boslu, geni kalal, salkl bir iftlik kz olmutu Mark'n omzuna geliyordu. nce basmann altndan vcudunun biimli ve yuvarlak olduu belliydi. Kalalar yrrken sallanan cinstendi. Beli ipince, memeleri iri, her admda titreyen memelerdi. Yrrlerken Mary durmadan sorular soruyordu. Sonu gelmez sorular. Ve hepsine de yant istiyordu. kide bir kolunu uzatp Mark'a dokunuyor, dirseinden tutuyor, elini yakalayp sallyor, yaramaz gzleriyle yzne bakyor, o en kahkahasn atyordu. Mark kendini garip ekilde tedirgin hissetti. Fred Black'n kars onu daha bahenin br uundayken tand, yavrusunu kaybetmi inekler gibi bir lk kopard. Dokuz kz vard. Her zaman bir de olu olsun istemiti. Merhaba, Hilda Teyze, diye balad Mark. Sonra kendin kadnn kucanda buldu. Alktan lmsndr, diye bard kadn. u elbiselere de bak, kokuyorlar. Sen de kokuyorsun, Mark... u salar ne byle... neredeyse kz gibi rg yaplacak. Mary'nin bakanlnda drt bekr kz, galvanize banyo k 46

vetini mutfan ortasna getirdiler, iini de ocaktan duman tten kaynar sularla doldurdular. Mark omzunda bir arafla arka sahanlktaki bir taburede oturuyordu. Hilda Teyze onun uzun buklelerini koca bir makasla kesti. Sonra itiraz edip duran drt kzn mutfaktan kovalad. Mark soyunmaktan utanyordu ama kadn onun savunmalarn bir kenara itiverdi. Benim gibi ihtiyar bir kadndan saklayacak bir eyin olamaz. Neyin varsa, daha byn de grmmdr, daha iyilini de. Onu kararl hareketlerle soydu, lekeli, buruuk giysilerini kap aralndan Mary'nin durmakta olduu tarafa frlatt. Yka unlar, ocuum... hem o kapdan da uzakla. Kpkrmz kesilen Mark abucak suyun iine oturdu.

Ortalk kararrken Fred Black'la Mark bahedeki kuyunun kenarna oturmu, ortaya bir ie konyak koymulard. Keskin, tokat gibi bir tad vard ikinin. lk yudumdan sonra Mark bir 'aha bardana elini uzatmad. Gzleri ikinin etkisiyle daha imdiden bayku gibi bakmakta olan Fred, Evet, ben de sk sk dndm o konuyu, diordu. Bizim Johnny ok severdi topran. Sana hi satacandan sz etmi miydi? Hi etmemiti. Bana hep, Johnny sonsuza dek orada kaacak gibi gelirdi. Alice'in yan bana gmlmek istiyordu. Buu ok istediini biliyorum. Bykbabam en son ne zaman grdn, Fred Amca? htiyar dnceli bir tavrla kel kafasn kad. Dur bakaim... Chaka Kapsna doru Greyling'lerle birlikte yola kmamdan iki hafta kadar nceydi sanyorum. Ladyburg'a inmi, erini, fiek falan almt. Bir gece burada oturduk, konutuk. O zaman da szn etmedi mi... satmann? Hayr, tek kelime sylemedi. Mutfak kaps birden ald, sar bir k baheye dkld. Uda Teyze onlara sesleniyordu. Yemek hazr. Haydi, gel artk, Fred. O ocuu da orada yalayp ktlkler reteyim, deme. ieyi de sakn getirme e, duyuyor musun? 47

Fred yzn buruturdu, son parmak ikiyi de bardana boaltt, bo ieye bakarak kafasn iki yana sallad. Elveda eski dostum, deyip ieyi yamatan aa savurdu, bardan dikerek bitirdi. Mark mutfak masasnn bandaki kerevete oturmu, srtn duvara dayamt. Bir yannda Mary, br yannda koca memeli kz kardelerinden biri vard. Hilda Teyze, Mark'n tam karsndayd. Durmadan onun tabana yiyecek dolduruyordu. Fred'in burada kendisine yardm edecek birine ihtiyac var. Yalanyor artk... ama kendisi farknda deil budala. Mark ban evet anlamnda sallad. Az dolu olduundan cevap veremiyordu. Mary onun zerinden uzanp frndan yeni km, scak ekmeklerden biraz daha ald. Koca memeleri Mark'a dayand, delikanl boulur gibi oldu. Kzlarn iyi yetimi delikanllarla tanma ans pek yok. Burada, iftlikte tklp kaldlar. Mary oturduu yerde kprdand, oyluu Mark'nkine smsk yasland. Fred masann bandaki yerinden dili dolaarak, ocuu rahat brak, Hilda, dedi. Ne hesap kadnsn. Mary, Mark'n patateslerinin zerine biraz daha sos koy. Kz sosu koydu. Koyarken dengesini ayarlayp bir elini de Mark'n bacana dayad. Ye haydi. Mary sana zel bir de stl tatl yapt. Mary'nin eli hl Mark'n bacandayd. imdi de yava fakat amal biimde daha yukarlara doru kayyordu. Birden Mark'n btn dikkati o el zerinde topland, azndaki lokma scak klden farksz oldu. Biraz daha sebze, Mark? Hilda Teyzenin sesi ilgi doluydu. Mark ban zayf bir biimde iki yana sallad. Masann altnda olup bitenlere inanamyordu. Hem de Mary'nin annesinin gz nnde. inden bir panik duygusu kabard. Doydun mu. Mark? Evet, ah, hem de.nasl! dedi Mark bevesle. Mary'nin elini tutup kendinden uzaklatrmaya alt. Ama kz da iri yapl, -48

gl kuvvetli kzd. Kolay savuturulacak gibi deildi. Mark'n taban alver, Mary, yavrum. Sonra da ona senin o tatldan ver. Mary sanki duymuyordu. Kafas kendi tabana doru eikti. Yanaklar krmz krmz parlyor, dudaklar hafife titriyordu. Mark onun yannda eilip bklmekte, kvranp durmaktayd. Mary, ne oluyor sana, a kzm? Annesi kalarn tedirgin tedirgin att. Beni duymuyor musun, yavrum? Evet, anne, duyuyorum. Kz sonunda iini ekip yerinden kalkt, iki eliyle Mark'n tabana uzand. Mark arkasna yasland. Rahatlamt.

Btn bir gn sren yrye bir de sonraki heyecanlar eklenince Mark ok yorulmutu. Yatar yatmaz uyudu, ama ryalarla dolu, rahatsz bir uyku oldu bu. Doad, garip klarla dolu, sisli bir yerde karanlk bir glgeyi kovalyordu ryasnda. Ama bacaklar ok ar hareket ediyordu. Sanki yapkan reine iinde yryormu gibi. Her adm korkun bir aba gerektiriyordu. nnde, sisler arasnda yrmekte olan glgenin bir ihtiyar adam olduunu biliyordu. Ona seslenmek istediinde azn ayor, ama ses karamyordu. Birden glgenin srtnda kk, krmz bir delik belirdi, o delikten kanlar fkrmaya balad, sonra glge yzn ona evirdi. Mark bir an ihtiyarn yzne bakt. Zeki ela gzler ona koca byklarn zerinden glmsedi. Derken surat balmumu gibi eriyip akmaya balad, aldan bir heykelin yz oldu. ok gzel bir yzd. Suyun altnda gibiydi. O gen Almann yzyd bu. Mark bir lk atp elleriyle yzn kapatt. Karanlkta hkrrken yeni bir duygu daha alglad. Yava, kurnaz bir okamayd bu. Hkrklar boaznda dondu, kendini bu duyunun hazzna teslim etti. Arkasndan ne geleceini biliyordu. Yalnz gecelerde yle ok yaamt ki bunu, artk alm, holanr olmutu. Yava yava uykunun derinliklerinden yze doru ykseldi. ok alak bir ses eklendi bilincine. Fsldayan, yumuack bir ses. 49
Bir Sere Dt F : 4

Yok bir ey, sokin ol, bir ey yok... bak, geti. Her ey dzelecek. O korkun sesi karma artk. Mark ar ar ayld. Uzun sre tenine deen scack etin gerek olduunu anlayamad. Tam zerinde ar, beyaz memeler, kendi gsne doru sallanyordu. Bembeyaz bir ten ay nda parlamaktayd. Her ey dzelecek, diye fsldad ayn ses bouk bouk. Mary? Mark bu ad boulur gibi sylemiti. Dorulup oturmaya alt, ama kz onu tm arlyla tekrar itip yatrd. Delisin sen! Mark mcadele etmeye alt. Bu kez kzn dudaklar onunkilere kapand. Islak ve scak. Mark'n mcadelesi bu yeni okun etkisiyle yine zayflad. Tm duyularnn girdaba kaplm gibi dnp durduunu hissetti. inden kabaran telaa bir de kadnlarla ilgili duyduklar eklenmekteydi. Tugaydaki papazdan dinledii o korkun eyler. Fransa'dayken de, Londra'dayken de kendisine kap eiklerinden iaret edip duran kadnlara hi yanamamasna yol aan o szler. Papaz onlara, kadnlarla yasad ilikilerden kabilecek iki kt sonucu anlatmt. Ya tedavisi imknsz bir hastalk gelir, insann eti para para rr, sonunda delilie yol aard ya da ortaya babasz bir ocuk kard... insann onurunu lekeleyen bir pi. Bu tehditler onun dayanabilecei eyler deildi. Mark azn kzn o emen, a dudaklarndan kurtard. Tanrm! diye fsldad. ocuun olur sonra! Ziyan yok, aptal, evleniriz. Kzn bouk sesi neeliydi. Mark bu szn aknlyla savarken o tekrar kprdad, bir dizini Mark'a dayayp onu yatt yere iviledi, kendi arln yastk gibi onun zerine verdi, uzun parlak salarn onun tenine dkt. Olmaz. Mark onun altndan kurtulmak iin savat. Olmaz, delilik bu. Ben evlenmek istemiyorum... Evet, ite... ah, evet. Mark bir an bu yeni duygunun etkisiyle felce uram gibi oldu, sonra olanca gcyle silkinip kz zerinden yuvarlad. 50

Kz yana doru dt, elleri Mark'n omuzlarna sarld, sonra yataktan aaya yuvarland. Ykanma leeni devrildi, kzn o koca arlyla gmbrdeyen tahtalarn sesi uyku halindeki evin iinde yankrland. Bir an yanklar dinip sessizlik oldu, sonra yatak odasndan ve kzlarn odasndan bartlar ykseldi. Ne oluyor? diye kkredi Fred Black yatak odasnda. Evde biri var. Yakala onu, Fred... yatp durma orada yle. Tfeim nerde benim? mdat! Baba! mdat! Mary bir srayta yerden kalkt, geceliini sandalyenin zerinden kapt gibi kafasndan geirdi. Mary! Mark dorulup oturdu. Ona anlatmak istiyor, papazn sylediklerini bir bir aklamak, kendinin hakl olduunu gstermek iin can atyordu. Ona doru eildii zaman, ayn solgun nda bile kzn yzndeki fkeyi farketti. Mary... Tokattan kanmaya frsat bulamad. Tokat kolun olanca gcyle geldi, kafasnn yan tarafna indi, dilerini titretti, grnn bulandrd. Gl kuvvetli kzd dorusu. Mark kendini toparladnda o oktan gitmiti. Ama delikanlnn kulanda hl bin an bir azdan vzldayp durmaktayd.

Tozlu bir Daimler kamyonet Mark'n yrmekte olduu yol zerinde yavalayp ona yanat. n kanepede orta yal bir adamla kars vard. Adam Mark'a seslendi. Ne tarafa gidiyorsun, evlat? Ladyburg'a, efendim. Atla arkaya yleyse. Mark yolun son yirmi milini msr uvallar zerinde oturarak, yannda tavuklar gdaklaarak, rzgr salarn uurarak ald. Baboon Nehri zerindeki kpry tangrdatarak getiler. Mark her eyin ne kadar ok deitiine ap kalyordu. Ladyburg artk kasaba deil, kent olmutu. Genilemi, genilemi. 51

t nehrin kysna dayanmt. Yan tarafta bir dzine lokomotifin kereste ykl vagonlar ekip durduu grlyordu. Eeri yanda da yeni fabrikann rnleri olan uvallanm ekerler gze arpmaktayd. Fabrikann kendisi de kentin ilerlemesinin bir ant gibiydi. elikten dev bir yap. Koca kazanlar. Duman, buhar... Mark rzgrn getirdii kokuyu duyunca burnunu buruturdu, sonra kentin ana yolunun ilerisine doru dehetle bakt. En azndan bir dzine yeni bina vard bu yolun stnde. Oymal ssl cepheleri, kaplarnda renkli camlar, tabelada sahibinin ad... Ama bunlarn da hepsi drt katl dev bir binann yannda snk kalmaktayd. Bu bina dn pastas gibi pek ssl pusluydu. Kapsndaki tabela, Ladyburg iftiler Bankas adn gururla evreye duyuruyordu. Daimler'in ofr arabay o kaldrma yanatrd. Mark indirdi, ona neeyle el sallayp uzaklat. At arabalarnn arasna en az bir dzine kadar da motorlu ara parkedilmiti. Sokakta yrmekte olan insanlar iyi giyinmi, neeli grnl kimselerdi. Belli ki, varlkl bir toplumun ye leriydi hepsi. Mark bir ikisini eski gnlerden tanyordu. Ana yolda, heybesini srtna vurmu yrrken ikide bir onlar selamlamak zere durdu. Her seferinde bir anlk aknlktan sonra tanyorlard onu. Arkasndan da, Ama, Mark, biz seni Fransa'da ldrld sanyorduk! diyorlard. Gazete bile yazmt. Tapu Dairesi, Adliye binasnn arkasndaki labirent gibi rlm hkmet dairelerinin arasndayd. Andersland'den buraya onca yolu gelinceye kadar Mark'n dnmeye bol bol vakti olmutu. Ne yapacan da, bunu hangi sraya gre yapacan da ok iyi biliyordu. n broda, kenarnda tahta bir tezgh bulunan sevimsiz, ufack, skk bir oda vard. Tezghn gerisinde, maden ereveli miyop gzl takm yal bir memur durmaktayd. Alnndaki a kar yeil bir siperlik yukarya doru kaldrlmt. Siyah alpaka ceketi, kolunda konuklaryla kocaman, yal bir kargay andryordu. Burnu gaga gibiydi. nnde bir yn evrak vard. 52

Birka dakika boyunca almasn srdrd. Mark sesini karmad. Bu arada duvarlara aslm duyurular okudu. Sonunda memur, insanolunun kaderini deitirecek nemli ii yarda kesilmi gibi bezgin bir ifadeyle kafasn kaldrd. Bir arazi tapusunun durumuna bakmak istiyorum ltfen.

Ladyburg blmnde Erf No. 42, Ksm A - 1 numarasyla kaytl, ANDERSLAND adyla bilinen iftlik... Mlkiyet devri 1 Haziran 1919 gn yaplm, iftlik Ladyburg Emlak Ltd. irketine devredilmitir. Tapu ba yetkilisinin huzurunda DENNIS PETERSEN gelmi, kendisinin Ladyburg yetkili sulh yargc olduunu, 12 Mays 1919 tarihinde arazinin Bay John Archibald ANDERS tarafndan sat yoluyla szkonusu irkete devredildiine tanklk ettiini ve... Mark bir sonraki belgeyi evirdi. Gayrimenkul Sat Anlamas. Bu belgede ksaca Satc olarak adlandrlacak olan JOHN ARCHBALD ANDERS ile. Alc olarak adlandrlacak LADYBURG EMLAK LTD arasnda imzalanm ibu anlamaya gre, ANDERSLAND adyla bilinen iftlik, iindeki tm binalar, ekili rn, hayvan srleriyle birlikte bin ngiliz Liras karlnda... mzalar: JOHN ARCHBALD ANDERS (mza iareti x) LAYDBURG EMLAK LTD adna DIRK COURTNEY (Mdr) Tank olarak: PIETER ANDERS GREYLING CORNELIUS JOHANNES GREYLING Mark bu iki ad grnce kalarn att. Piet Greyling'le olu bu anlamaya tanklk ettikten ok ksa bir sre sonra ihtiyarla 53

birlikte Chaka Kapsna gitmiler, birka gn sonra da orada onun lsn bulup gmvermilerdi. Hukuk yetkilisi DENNIS PETERSEN nnde, aada imzas bulunan ben, JOHN ARCHIBALD ANDERS, sat konusunda Bay PETERSEN'e yetki vermi bulunmakta ve... mza: JOHN ARCHIBALD ANDERS (mza iareti X} Tank olarak: PIETER ANDERS GREYLING CORNELIUS JOHANNES GREYLING Mark resmi belgeye, zerindeki yaldzl damga mhrlere, kesinden sallanan krmz ipek kurdelelere kazk gibi bakt. Defterini karp bu alverite ad geen tm kiilerin adlarn dikkatle not etti. ini bitirdii zaman, onu kskan baklarla izlemekte olan yal memur, deerli dosyasn geri ald, be ilinlik tetkik creti makbuzunu isteksiz bir tavrla uzatt. Ticaret Sicili Dairesi de ayn dar sokan tam kar kaldrmndayd. Mark orada daha deiik bir hava iinde karland. Bu karanlk maarann koruyucusu, gen bir kadnd. Kumru rengini andrr gri bir ceketle epey uzun bir etek giymiti. Bu kl canl gzleri ve hayat dolu havasyla eliki oluturuyordu. Kk, gzel yz, illi, kalkk burnu, daha Mark kapdan girerken beeni dolu bir glmsemeyle aydnland, birka dakika iinde de gen kadn ona Ladyburg Emlak Ltd'le ilgili belgeleri karm, yardmc oluyordu. Burada m oturuyorsunuz? diye sordu kz bir ara. Sizi daha nce grmedim. Hayr, burada oturmuyorum. Mark bezgin bir sesle, ban ktlardan kaldrmakszn cevap vermiti. Son kez bir gen kzla karlamas aklndan kmamt henz. ansnz var, dedi kz. ini ekti. Buras yle skc bir yerdir ki! Akam oldu mu yapacak bir ey bulamazsnz. Umutla bekledi ama sessizlik uzad gitti. Laydbrg Emlak'n ba yneticileri, Bay Dirk Courtney'le Bay Ronald Beresford Pye olarak gzkyordu. Ama her ikisi 54

de. irket sermayesinde yalnzca birer hisseye sahipti. Yeni ynetim kurulu yeliine hak kazanacak kadar. Geri kalan dokuz yz doksan dokuz bin yz doksan sekiz adet denmi beer ilinlik hisse, Ladyburg iftiler Bankasna aitti. ok teekkr ederim, dedi Mark dosyay gen kza uzatarak. imdi de Ladyburg iftiler Bankasnn dosyasna bakabilir miyim ltfen? Kz dosyay hemen getirdi. Ladyburg iftiler Bankasnn bir milyon adet birer sterlinlik hissesi kiinin malyd ve bunlarn de ynetim kurulu yeleriydi. Dirk Courtney 600.000' denmi hisse Ronald Beresford Pye 200.000 denmi hisse Dennis Petersen 200.000 denmi hisse Mark yine kalarn att. Bu a pek dolakt. Ayrca ok da dikkatle rlmt. Ayn isimler her admda ortaya kyordu. Bu isimleri defterine not etti. Benim adm Marion. Sizinki ne? Mark. Mark, ha? Bu gl ve romantik bir isim. -Jt Sezar' okumu muydunuz? Mark Anthony ok gl ve romantik bir tipti. Evet, diye ona katld Mark. yieydi. Tetkik creti olarak size borcum ne kadar? O konuyu unutalm. Yoo, yapmayn ltfen. demek istiyorum. Pekl yleyse... madem ki istiyorsunuz. Mark kapdan karken duraklad. Teekkr ederim, dedi utanga bir sesle. Cok nazik davrandnz. Benim iin bir zevkti. Baka bir ey gerekirse... eh, adm da biliyorsunuz, beni nerede bulacanz da. Sonra birden hi nedensiz kpkrmz kesildi. Bu durumu saklamak iin ban dosyalara doru evirdi. Tekrar baktnda Mark gitmiti. Kz iini ekerek dosyalar kaldrp barna bast. 55

Mark ihtiyarn araziyle ilgili sat hesaplarna ait dosyay Adliye binasnda, 100 sterlinden dk fiyatl araziler, diye kmseyici bir adla snflandrlm blmde buldu. Hesabn alacak tarafnda iki tfekle bir tabanca, drt kz, bir at arabas vard. Ak arttrmayla satlmlar, seksen drt sterlin on alt ilin para getirmilerdi. Bor tarafndaysa Dennis Petersen'e denmesi gereken harlar ve komisyonlar gzkyordu. Arazinin devir giderleri de oradayd. Toplam olarak yz yirmi yedi sterline varyordu. Ak vermekteydi bu hesap. Arazinin durumu balanmt artk. John Archibald Anders yoktu. Geriye tek kuru brakmamt. Andersland' satarken ald . bin sterlin bile grnrlerde yoktu. Mark heybesini tekrar srtna vurdu, parlak leden sonra gneinin altna kt. Ana yolda bir arazz ar ar ilerliyordu. ki kz ekmekteydi arabay. Arka taraftaki fskiyeler sokaa ince bir su tabakas pskrtyor, tozlar yattrmaya alyordu. Mark duraklad, slak toprak kokusunu burnuna ekti, kar kaldrmdaki Ladyburg iftiler Bankas binasna bakt. Bir an aklndan o binaya girmek, o adamlara ihtiyarn neden fikrini deitirip Andersland'i sattn, orada, gmlme isteinden niin vazgetiini, paralarn ona nasl dendiini, ihtiyarn o paray ne yaptn sormak geldi. Ama bu fikirden abucak vazgeti. Bu binada alan insanlar baka tr insanlard. Okuma yazma bilmeyen bir iftinin meteliksiz torunu oraya girip de onlara soru soramazd. Snflar vard toplumda. Grnmeyen engeller vard. nsan bu engelleri aamazd. niversite diplomas da olsa, kahramanlk madalyas da olsa, yine de aamazd. O bina servetin, kudretin, nfuzun bir antyd. Orada dev gibi, tanr gibi insanlar slenmiti. Mark Anders gibi adamlar oraya girip de, nemsiz bir ihtiyarla ilgili sama sapan sorular soramazd. Mark kendi kendine 100 sterlini gemeyen araziler, diye fsldad, imenlerin zerinden tren istasyonuna doru yrd. Evet, dedi istasyon grevlisi. Piet Greyling ana hatta lokomotif makinistiydi. Olu da kmr atard kazana. Ama birka ay nce iten kmlard. 1919'da. kisi birden. Adam d 56

nceli bir tavrla enesini kad. Yoo, nereye gittiklerini bilmiyorum. Herhalde onlardan kurtulduuma biraz fazla sevinmi, olmalym. Haa, tamam, imdi hatrladm. Olu bir ara Rodezya'ya gidiyoruz diye bir laf etmiti. Orada iftlik mi alacaklard ne... Neyle alacaklarm, orasn da Tanr bilir! Hayal peinde bun lar... herhalde makinist maayla atei maan biriktirip alamazlar.

Ladyburg iftiler Bankas ynetim kurulu toplant salonu, binann st katnn yarsn kaplayan kocaman bir salondu. Pencereleri scak yaz gnlerinde serin rzgr alabilmek iin douya dnkt. Kar taraf da yksek bir kulenin tepesinden kente bakyor gibiydi. Dans eden melek resimleriyle ssl tavanlar vard. Deiik haval bir salondu. Duvarlar koyu maun lambri, perdeler yeil kadife, kenarlar altn kordonluydu. Hallar da yeildi-. Bir svari birliinin nal seslerini sindirecek kadar da kalnd. Mermer toplant masas upuzun, ayaklar altn yaldzl, oymalyd. zerindeki oymalarda asma yapraklar, plak kadn figrleri, arp alan, dans eden dilberler vard. Masann uzakta kalan ucunda bir adam sayg ifade eder pozda ayakta durmaktayd. Ksa boyunlu, yuvarlak omuzlu, greileri andrr biriydi. Haki pantolonunun gerisi, eyerden parlamt. izmeleri de toz iindeydi. apkasn elinde sinirli sinirli evirip duruyordu. Mermer stl masann br banda bir baka adam, deri koltua rahata yaslanp oturmutu. Otururken bile belliydi iriyar olduu. Ama zarif bir hali vard. Pahal ngiliz kumandan ceketinin rtt omuzlar hem geni, hem glyd. Kafas o omuzlarn zerinde dengeli durmaktayd. Berberlerin zenle tarad pek belli olan gr salar evreliyordu bu ba. Siyah bukleler kulaklarnn nnden t aaya, yanaklarna doru inerek favoriler oluturuyordu. Gl enesi emretmeye alkn bir insan simgelemekteydi. Kararl dudaklar, kusursuz beyaz dileri vard. u anda o diler, dudann bir kesini inemekteydi. Burnunun yukarsnda hafif ka atlma iz 57

gileri grnyordu. Gzleri koyu renk, zeki baklyd. Kendisine sylenenleri dikkatle dinlerken enesini manikr yaplm eline dayamt. Ben de belki bilmek istersiniz diye dndm, Bay Courtney, diye szlerini bitirdi ayaktaki adam. Sonra tozlu izmelerini kprdatt, halda bast noktay biraz deitirdi. Uzunca sren bir sessizlik oldu. Adam tedirgin baklarla Dirk Courtney' in iki yanndaki kibar beylere de bakt, ama hemen sonra dikkatini tekrar oturan nemli adama evirdi. Dirk Courtney elini kucana indirdi, alnndaki atklk ald. Herhalde sen doru hareket ettin, Hobday. Hafife glmseme onun gl yakklln daha da arttrd. Bitiik salonda biraz otur. Grevli sana iecek bir ey versin. Seninle sonra tekrar konumak isteyeceim. Bekle. Bastne, Bay Courtney, Adam kapya doru ilerledi. Kap onun arkasndan kapand anda Dirk Courtney'in iki yanndakiler bir azdan patladlar. O zamandan sylemitim sana byle olacan... Sen bize o ld demitin... Bu fikri t bandan tutmamtm... Bu kez fazla ileri gittik, biliyordum... Birbirinin szn kese kese konuuyorlar, soluksuz kalyorlard. Dirk Courtney yznde gizemli bir glmsemeyle oturuyor, sa elinin kk parmandaki prlanta yz inceliyordu. Ta saa, sola eviriyor, pencereden giren yanstmasn salyordu. Birka dakika sonra adamlarn ikisi de sessizletiler. Dirk Courtney ban kaldrp onlara terbiyeli terbiyeli bakt. kinizin de syleyecekleri bitti mi? Fikirleriniz ok yararl oldu, emin olun. ok yapc, ok reticiydiler. Gzleri beklenti dolu bir ifadeyle birinden birine kayp duruyordu. Onlar konumaynca yine kendisi devam etti. Ne yazk ki, siz btn gerekleri bilmiyorsunuz. Size biraz daha bilgi vereyim. Kendisi bu sabah kente geldi. nce dosdoru Tapu Dairesine, oradan da Ticaret Sicil Dairesine gitti... Dinleyicilerinden yeni szlanma sesleri ykseldi. Bu arada Dirk Courtney nemlendirici kutudan kendine bir puro seti, onu zenle hazrlad, iki ucunu kesti, 58

dudaklar arasnda slatt, baparmayla iaret parma arasnda tutup yeniden sessizlii bekledi. Teekkr ederim, baylar. Evet, daha nce de sylediim gibi szkonusu kii kentteydi. Oradan ktktan sonra demiryollarna gitti, Greyling'le olu hakknda sorular sordu. Adamlar bu kez hi ses karmadlar. Birbirlerine akn, inanmaz baklarla bakyorlard. Dirk Courtney kibriti akt, azndaki pUroyu yakmadan nce kibritin kkrt usun diye beklerken sessizlik uzayp gitti. Hep senin fikrindi, dedi Ronald Pye. Dirk Courtney'den en az otuz ya daha bykt. Gbei zenginlikten frlam, sarkyordu. Yanaklar da sarkyordu. Su horozlarn andrr hali vard. Yznde solgun iller ve yallara zg karacier lekeleri gze arpmaktayd. Salar seyrelmi, bir zamanlardaki alev rengini ancak belli ediyordu. Ama koca kulaklar yine dikilmi duruyor, adamn dikkatle dinleyen biri olduu izlenimini yaratyordu. l tilkisi gibi. Gzlerinde de tilki kurnazl vard Dirk Courtney'e bakarken. Evet, diye ona katld Dirk Courtney. Burada fikirlerin ou benimdir gerekten. iftiler Bankasnn net rezervlerinin on yl iinde bir buuk milyondan on be milyon sterline kmas da benim fikirlerim sayesinde olmutur. Ronny Pye ona sabit baklarla bakmay srdryor, iinden belki on bininci kez, keke bankann kontroln bu gen maceracya, bu atak korsana satmasaydm diye hayflanyordu. . Tanr da biliyordu ya, kukulanmak, kararszlk gstermek iin yeterince neden vard. Dirk Courtney o harika neriyi ilk yapt zaman bile vard. Delikanlnn gemiini iyi biliyordu Ronny Pye. Ladyburg'daki evinden nasl tatsz olaylar sonucu ayrldn, babasyla ve ailesiyle nasl bozutuunu da biliyordu. Yllar sonra, randevu almakszn Ronald Pye'n bankadaki odasna girmi, nerisini yapmt. Pye delikanlnn artk byyp acmasz bir adam haline geldiini bir bakta farketmiti, ama bu neri de yabana atlamayacak kadar parlakt. Olayn hemen arkasndan, kulana birtakm karanlk dedikodular gelmeye balamt. nsan le peine dm akbabalar gibi izleyen, yakasn asla brakmayan

59

dedikodulard bunlar. Bu sylentiler onu uyarmaya yetmeliydi aslnda. Dirk Courtney'in banka hisselerinin yzde altmna art yz bin sterlin demeyi nermesi ve bunu Londra'daki Lloyd Bankas garantisi altnda yapmas bile yeterdi sylentilere geerlik kazandrmaya. Drst bir insan birka ylda byle bir paray nasl kazanabilirdi? Ama sonunda para gzn boyamt Ronny Pye'n. Ona ekici gelen iki ey vard. Biri o para, bin de eski dman General Sean Courtney'e ezici bir tokat patlatma hevesi. Ks olduu olunu desteklemek, ona saygn bir mevki salamak, hem de bunu Courtney arazilerinin orta yeri saylacak Ladyburg'da yapmak sevin verecekti Pye'a. te bu heves, terazinin o kefesini ar bastrm, alt yz bin sterlin de akp gelivermiti. yi bir pazarlk olmamt ama sonunda. Bunlar dnrken tekrar konutu. Ben bu ie daha balangtan karydm. Sevgili Pye, sen her yeni fikre karsndr ...prensip meselesi yapmsndr bunu. Oysa daha bir hafta nce Ladyburg Emlak'n bilanosuna, Zululand eker'in gelirine bakarken sevinten uuyordun. * Dirk ayaa kalkt. Boyu ok uzundu. Puroyu aznda dileriyle tutmay srdrrken her iki elinin parmaklarn salar arasndan geirdi, buklelerini dzeltti, sonra boyunbann katlanm yerini dorulttu, parmann ucuyla incili kravat inesine dokundu, sonra da toplant salonunun bir ucuna doru yrd. Duvarda asl duran Zululand ve Kuzey Natal haritasn indirdi, bir adm geri ekilip bakt. Her iftliin snrlar belirlenmiti. Ladyburg Emlak'a ait olan iftlikler yeil tebeir kullanlarak dikkatle lgelendirilmiti. Denizden dalara kadar olan alanda etkileyici bir renk oluturuyorlard. te bunca iddetle kar geldiiniz durum bu, baylar... Yine glmsedi. Sizin sulu kanlarnza gre fazla youn geldi herhalde. Yzndeki glmseme silindi, kalar atld. Ayn anda geni azna ac bir anlam yerleti, gzlerdeki ifade deiti, zalim, batc bir hal ald. Her eyin anahtar buras, bu Umfolosi. yresiydi... Su! Su bulmamz artt. Yoksa yaptklarmz hibir ie yaramazd. Bir tek budala, inat, cahil ihtiyar pi kurusu... Birden sustu, glmsemesi yzne geri dnd, 60

sesine bir heyecan geldi. Artk hepsi bizim. Nehrin btn gney kys. Hem ,o kadarckla da kalmayacak. Parmaklar ak duran elleri haritaya midye gibi yapt, aaya doru kayd, parmaklar kvrlarak peneleti. Buras da, dedi. Buras da, buras da... Eller bu kez kuzeye doru ihtirasla kayyordu. Haritann bandan glerek uzaklat, onlara dnp ban sallad. u halinize bakn! diyerek gld. yle korkuyorsunuz ki, neredeyse altnza yapacaksnz. Nedeni de sizi zengin ediyor oluum. Bu defa Dennis Petersen konutu. O da Ronny Pye'n yandayd. Onun kz kardeiyle evliydi. Zaten o akrabalk olmasa, asla oturamazd bu oymal mermer masann bana. nn arasnda en nemsizi oydu. Yz izgileri belirginlikten uzak, biraz bulank gibiydi. Pahal giysileri zerinde biimsiz duruyordu. Gzlerinin ne renk olduuna bile karar vermek g, derinliinin llmesi olanakszd. Ne yapacaz? diye sordu. Elleri kucanda kenetlendi. Sanki aresizlikle .ovuturuyordu ellerini. Biz mi? dedi Dirk kendi koltuuna doru ilerlerken. Biz, ha, sevgili Dennis? Aralarndaki ya farkna ramen, Petersen'in omzunu babaca bir tavrla okad. Biz hibir ey yapacak deiliz. Sen artk kendi yazhanene dn... bittii zaman ben sana olup biteni anlatrm. Beni dinle, Dirk! Dennis enesini meydan okuyan bir tavrla kaldrmt. Artk... o... o kabadaylklara paydos, duyuyor musun beni? Birden Dirk'in gzlerini grd, kafas eildi, enesi aaya sarkt. Ltfen, diye mrldand. Dirk gld. Siz ikiniz de gidin, toplamalarnz yapn, ka para olmu, ona bakn. Hibir eyi dert etmeyin. Koltuklarndan kalkmalarna yardm etti. ki elini onlarn omuzlarna atmt. oban gibi onlar kapya doru yrtt. Yarn sabah dokuzda ynetim kurulu toplantmz var, Dennis. Stanger'deki yeni fabrika konusuna deineceim. Rakamlara ihtiyacm var. Onlar hazrla bana. Yalnz kaldnda Dirk Courtney'in yzbiran iin tekrar deiti, gzleri ksld. Purosunu nndeki oniks tablaya bastrp sndrd, sonra bitiik odaya geen kapya doru yrd. 61

Hobday, diye seslendi yumuak sesle. Ltfen bir dakika ieriye gel.

Bir avcnn yaamnda bazen av pek heyecanl ve gerek olarak balar, sonra tavsard. Mark bir keresinde ihtiyarla Chaka Kapsnda bu tr bir ava ktn hatrlyordu. Av kat, diye mrldand kaldrmn zerinde tek bana dururken. htiyarn mezarn bulmasna olanak yoktu. Cesedi geri getirip Andersiand'e. Alice'in yanna gmmesine de olanak yoktu. nem sralamasnda, ihtiyarn Andersiand'e karlk ald para bunlardan sonra geliyordu. bin sterlin. Aslnda Mark'n gznde bu para byk bir servet saylrd. Paralara ne olduunu bilmek iyi olacakt. O parayla kendine baka bir yerlerde arazi alabilirdi. Mark aresiz, imdiye dek kand soruna dnd, bir tek zayf umut bulunduunu kabullendi. Yapmas gereken bu ii kararlatrrken midesinin sktn hissetti. Fiziksel bir abayla kendini elikletirdi, kararl admlarla Ladyburg iftiler Bankasna doru ilerledi . Daha bankann kapsna varamadan, ilerdeki kilisenin saati be kez vurdu, bir dzine kadar banka memuru aralarnda glerek binann kapsndan ktlar. gn sona erdi diye memnundular. niformal bir kapc, kapnn salam maun kanatlarn kapatmaya koyuldu. Mark nedense iinde bir rahatlama hissetti, arkasn dnd. Yarn gelirim, dedi kendi kendine kararl bir sesle. Kilisenin arkasndaki pansiyonda yemek ve yataa karlk yedi buuk ilin alyorlard. Mark bir an dnd. htiyarn kutusundan ald o paralar kendisini uzun sre idare etmek zorundayd grne gre.' Baboon Nehri zerindeki kprye yrd, oradan yamaca trmand, kamp kurup uyuyacak bir yer arad. Kprnn eyrek mil kadar yukar tarafnda ok uygun bir yer buldu. Gzeldi oras. Aalar, ate yaklacak yeri vard. Mark aaya, suya doru indiinde, daha matarasn nehrin yzeyine dedirmeden nce kokuyu ald. melmi durumda biraz dnd. 62

Kyda bir yerden youn, kpkl bir sv karyordu nehre. Sazlarn evresini sarmt o su. Mark sazlarn oktan lm, kahverengilemi olduunu ilk o zaman farketti. Su kpk kpkt. Bir avu ald, burnuna gtrp koklad, sonra tiksintiyle yzn buruturup ayaa kalkt, ellerini pantolonunun arkasna sildi. Sar bir balk vard suda. En az iki kilo gelecek kadar bykt. Karn yukarya dnk ve imiti. Akntya kaplm geliyordu. Mark ona iinde bir tedirginlikle bakt. Sanki bir uyaryd bu. Balk ls, kendi hayatndaki ok nemli bir eyi simgeliyormu gibi hissetti. Hafife rperdi, arkasn dnp tekrar yamaca trmand, heybesini omuzlad. Nehrin yukarsna doru ilerliyor, arasra durup nehir yatana doru bakyordu. Sonunda yeni eker fabrikas inaatnn karsna geldi. Burada nehrin sular sanki kaynyordu. zerinde sar ve kahverengi gaz tabakalar bulut gibi dolamaktayd. Bir kavisi daha alnca kendini nehre pis sular boaltan bir boruyla kar karya buldu. Rzgrn o anda deimesi, le kokusunu Mark'a doru tad. Mark ksrd, olduu yerde dnd. Yz metre daha tede nehir tertemizdi. Yeil otlar ve sazlarla rtlyd kylar. Mark ilerde, havuz gibi grnen ksmda bir ylan balnn yzmekte olduunu grd, dikkatle baknca evredeki kk balklar da farketti. Yamaca trmanp kendine bir kamp yeri daha buldu. alayann tam yannda, sularn havuz oluturduu yerdeydi. Yukardaki aalar yeil birer tl sarktyorlard zerine sanki. Giysilerini karp suya girdiinde suyun temiz, serin, canllk verici olduunu grd. Eski usturay karp tra oldu, havuzun kenarndaki bir kayaya rlplak oturdu. Kendini gmleiyle kurulad, sonra gmlei alkalad, yakt atein yaknna, allarn zerine kurumas iin serdi. Suyun kaynamasn beklerken, ayanda pantolonu, belden yukars plak, ak yamaca doru ilerleyip aaya, vadiye bakt. Kendi durduu yksek yerin hizasna kadar inmiti gne. Yatk gelen klar scackt. Kentin demir atlarn kzdryordu.
63

Fabrikann bacalarndan tun rengi bir duman kmaktayd. ok yukarlara doru ykseliyordu o duman. Rzgr dinmiti nk. Havada Afrika akamlarna zg garip bir sakinlik vard. Gzne bir hareket iliti, Mark net grebilmek iin gzlerini krptrd. Kentin hemen dndaki ak alanda bir avclar grubu vard. Bu kadar uzaktan bile anlalyordu adamlarn avc olduu. Birbirine yakn, ar ar giden drt atl, omuzlarnda tfekleri, kalalarna dayal tabancalar... Heyecanlydlar. Tm avclar gibi. Grubun banda bir adam vard. O tek bana ilerliyordu. Eskimi bat giysileri giymi bir Zulu. lk atlya yol gsteriyordu. Tipik iz src havasndayd. Ba eik, gzleri yerde, elinde sopa... onunla otlar aralayp bakarlard iz srcler. Mark, acaba ne avlyorlar, diye dnd. Kente o kadar yakndlar ki! Hem nehrin zehirli, lm saan yerindeydiler. Mark kendisi de oradan gemi olduu iin biliyordu. Mark'n getii yoldan ilerlemekteydi adamlar da. Iklar artk hzla ekilmeye balad. Gne ortadan kaybolduu nda, demir atlarn prlts da kesildi. Ama Mark son klarda grubun en bandaki atlnn eyerinde dorulduunu grebildi. Tknaz bir adamd, yukarya, Mark'n durmakta olduu yere doru bakyordu. Derken son k kayboldu, ortalk kararverdi. Mark iinde hafif bir tedirginlik hissetti. Geirdii gnn olaylar da buna eklendi. htiyarn anlar, o lmekte olan nehrin acs, son olarak da uzaktan grd o adam. Mark atein yanna meldi, nce bir saz alp inedi, sonra kahvesi hazr olunca onu yudumlad. Sonunda ceketine sarnp battaniyeyi zerine ekti, atein yanna kvrld ama uyuyamad. indeki tedirginlik azalacana artyor gibiydi. O drt adamn kalabalk bir kentten iki adm ilerde ne bulup da ne avlayacan dnmeye koyuldu. Sonra nehir boyunca kendi admlarnn getii yerden geileri geldi gznn nne. Tedirginlik duygusu daha younlat, uykusu bsbtn kat. Birden ihtiyarn asla ate yannda uyumad geldi aklna. Ben bunlar Boer'leri kovalarken rendim, derdi hep. 64

Karanlkta yaklan ate, yalnz pervaneleri ekmekle kalmaz. Aslanlar, srtlanlar, insanlar da eker. htiyarn bu szleri syleyen sesi, kulayla duyabilecei kadar yaknndayd. Hemen yatt yerden kalkt, battaniyesi hi omuzlarnda, yamatan yukar elli metre kadar trmand, l yapraklar arasnda bir yer bulup oraya kvrld. Sonunda uykusu gelebildi. ncecik bir perde halinde gzlerine doru inerken, birden yakndaki ormandan baykuun sesini duydu. Bir anda aylverdi. Tandk bir sesti baykuun sesi. Ama bu kez nedense onu rahatsz etmiti. Tam bayku sesi deildi. yi bir taklitti. yiydi ama... gecenin seslerine bu kadar alkn bir kuia kandrmaya yetmiyordu. Mark gepgergin, dinledi. Ban yavaa kaldrp yamatan aaya bakt. Yakt atein rengi pembeye dnyordu. Onun biraz stnde aalarn karanl belli olmaktayd. En tepede de yldzlar vard. Bayku bir kez daha bard. Aada, havuza yakn yerde. Ayn anda Mark karanln iinde, kendine pek yakn yerde bir hareket hissetti. Byk, ar bir varln hareketi. Kuru yapraklar zerinde admlaryla karanla uyum salamaya alt, ama aalarn altndaki karanla nfuz etmek kolay deildi. T aada, vadide bir lokomotifin kez ddk ald duyuldu. Ses yankland, dald. Sonra trenin uf-uf sesi, ritmik bir tona brnd, ar ar uzaklat. Mark o sesi kulandan uzaklatrmaya alt. Gecenin kendisine daha yakn olan seslerini dinlemeye urat. Bir ey yamatan aa doru hareket etti. Mark nce ipek gibi yumuak hrty duydu, arkasndan hareketi grd. Sabrsz ayaklarn kuru yapraklar zerinde kprdanmas... ve sonra da bir tfein emniyetinin almas. O sesi baka hibir eyle kartrmaya olanak, yoktu. O ses Mark'n sinirlerine elektrik gibi etki yapt, soluu boazna tkand. ok yakndayd. ki metre falan. Yldzlara kar, adamn karaltsn' da farkedebiliyordu. Mark'n yatt yerin tepesine dikilmiti hemen hemen. Aa taraftaki atee doru bakyordu. Atein bandaki adam alak sesle konutuysa da gece sessizliinde szleri duyuldu. Gitmi piclu... burada yok.
65
Bir Sere Dt F : 5

Eilip Mark'n kenara sralad kuru dallar eliyle kartrd. Bir tane alp korlarn arasna attr Kvlcmlar uutu, dal tutuarak evreye sar bir k halkas yayd. Adam birden, Srt antas burada! diye bard, tabancasn ayarlad, namlunun ucunu umutla gecenin karanl iinde dolatrd. Unutma, yz sterlin var bu iin ucunda. Bu szler, adamn tabancay nasl tuttuuyla birleince, niyetlerinin ne olduu konusunda kukuya hi yer brakmyordu. Mark kannn damarlarnda lk lk aktn hissetti. i enerjiyle doluydu. Bir anda patlamaya, harekete gemeye hazrd. Yaknndaki adam tekrar kprdad, Mark adamn soluunu duydu. . o anda umut krc bir oka urad. Prl prl, beyaz bir k karanl deliverdi. Fener dnd, melmi durumda oturan Mark'n srtndaki battaniye zerine yneldi, orada akld kald. Harekete gemeden nceki an, Mark adamn biimini fenerin nn beri tarafnda grd. Fenerini sa eline alm, havaya kaldrmt. Ba hizasnda tutuyordu. Tfei sol elinde, aaya sallanm durumdayd. Mark' ayaklarnn dibinde yatyor grmeye hi hazr deildi. Kopard lk pek vahi oldu. Buradaym! Ulu Tanrm! Tfeini dorultmaya alt, ama fener sa elindeydi. Vur! Vur! Allah kahretsin! diye bard baka bir ses. Bu seferki ses nedense biraz tandk gibiydi. Mark'n yanndaki adam feneri elinden att, tfei dorultmaya koyuldu. Mark kendini dosdoru onun zerine att Adamn kendi hareketinden yararland. Zaten yukarya doru ykselmekte olan namluyu bir eliyle, kabzay tekiyle yakalad, silah adamn suratna, kollarna ve vcuduna vargcyle vurdu. Kemik krlma sesini duydu, elik adamn yzne arpt , adam srtst devrilirken lna azndan ve burnundan boanan kpkl kanlar kart. Mark onun zerinden atlayp yamatan aaya doru kotu. Arkasnda bir lklar korosu ykseldi, onu iki patlama sesi izledi. Mark kurunlarn yaknndaki yapraklara arptn an-

lad, kolunun st ksmnda bir yer, eekaras sokmu gibi yand. Ik! I ver! te orada... karmayn! Bir tfek pepee kez ate etti. Sesinden .303 Lee-Enfield olduu anlalyordu. Bir kurun kayaya arpp gklere doru sekti, ikincisi Mark'a yakn bir aacn gvdesine sapland, iMark koarak uzaklat. Karanlkta yzkoyun kapaklandnda ayak bileinin ok fazla acdn hissetti. Bu ac bacandan yukarya, t kasna kadar ykseldi. Dnp dizlerinin zerinde doruldu, o sra fenerin onu bulup zerine akld. Yakaladk! Pepee mermi sesleri, zafer dolu lklar... Kurunlar Mark'n evresindeki havay yarp duruyordu. Bir tanesi o kadar yakndan geti ki, kulan sarlatrr gibi oldu. Mark kenefini yamatan aa koyverdi. Ayak bileindeki sz yznden yksek sesle bard. Aadan balayan ac, kafatasna ykselip atlatacak gibi oldu. Ama o yine de komaya devam etti. Ter iinde, kvranarak, hkrarak, topallayarak kotu, kotu. Geridekiler allara dalm, ilerliyorlard. Yoku aa gitmek bile onlar abuk yormua benziyordu. Ata binmeye alkn adamlard bunlar. Barmalar yorgun, soluksuz gelmeye balamt, Kayg da karyordu seslerine. Avlarnn ellerinden kamakta olduunu ilk kez hisseder gibiydiler. Mark her admn verdii ac iinde, bir yandan dnmeye urayordu. Kendini sk allarn arasna atp onlar geinceye kadar beklemeyi dnd. Ama fazla yaknndaydlar. Hem yanlarnda bir de iz src vard. inde usta bir iz src. Karanlkta bile Mark'n izlerini bulmu, onlar kamp kurduu yere kadar getirmeyi baarm biri. imdi bir yere uzanp beklemek intihar demekti. Ama uzun sre koamayacan da biliyordu. Duyduu ac onu fel etmek zereydi. Kafasnn iinde uultular dolayor, baklar netliini kaybediyor, gzlerinin nnde yldzlar uuuyordu. Dizst kapanp kustu. Azndaki alk soluunu tkad. Birka saniye iinde takipilerin sesi daha yakndan gelmeye
67

balad. Mark kendini bin zorlukla dorultmay baard anda bir fener onu yine buldu, bir tfek sesi bann evresindeki havay yrtt. Mark kr gibi ileri atld, ktan kanmak iin yandaki allar kulland. Birden ayaklarnn altndaki zeminin aa doru bkldn anlad. Dengesi yine bozuldu, dizlerini bkt, ince akllar zerinden aaya doru yuvarlanmaya balad. koca admdan sonra dz tabana arpp yere devrildi, ileri uzanan kolunu bir eliin yrttn hissetti. Birka saniye boyunca derin derin soluyarak, evreyi hi grmeyerek orada yatt kald. Avclarn sesi yamatan aa av kpeklerinin sesi gibi geldi. Bu ses onu yine harekete geirdi/tutunup kalkacak bir yer bulmak zere elleriyle evresini yoklad. Demin cildini yaran o dzgn, ince elii buldu. elik eli- ; nin altnda canl gibi titredi. Mark birden anlad. Demiryolunun yanndaki yamaca gelmi, dnce kendini raylarn zerinde bulmutu. Dizlerinin stnde doruldu. Birden gl bir k tm | yamac aydnlatt, her taraf gndz gibi yapt. Derken lokomotifin sesi duyuldu. stasyondan yeni kyor, gmbrtyle hzlanarak iki tepenin arasndaki bu yere doru yaklayordu. Ik zerine dnce Mark kamaan gzlerini kapamak iin kolunu yukarya kaidrd, kendini raylarn zerinde karya att, | trenin avclarla kendisi arasndan gemesine olanak hazrlad. Lokomotifin altnda tknaz ama canl birinin koarak tepenin kenarna vardn grd. Adamn yz gzkmedi, ama | omuzlarnn biiminde ve hareket ediinde Mark'n tand bir hava vard. Tren olanca hzyla Mark'a yaklayordu. Pistonlarndan gelen scak hava yzne arpt. Derken lokomotif geti, arkadaki yk vagonlarnn tangrtlar birbirini izlemeye balad. Mark bin glkle ayaa kalkt, arln salam ayana verdi, gzlerine doru akan terleri koluyla sildi, ban kaldrp tam uygun an semek zere bekledi. Uygun an geldiinde, neredeyse kairyordu. Elleri terden, srlsklam ve kaygand. Yapt demir az kald kayacakt ovucundan. Tren pek hzl gitmedii halde hem de.
68

Omzundaki basn koluna mthi bir sanc saplanmasna neden oldu. Ayaklar yerden havaland, vagona paralel olarak havada utu. Mark bu arada br eliyle tutunabilecei bir yer daha arad. Arad yeri buldu, vagonun yanna aslp sarld. Ayaklar hl bolukta savruluyordu, ama artk onlar basabilecei bir yer arayacak durumdayd. Tam o anda elik penelere benzer bir ift el, burktuu ayak bileine sarld, iri bir vcudun btn arl oraya yklendi ve Mark' aa ekmeye balad. Mark dayanlmaz bir acyla avaz kt kadar bard, ellerini brakmamak iin tm gcn orada toplamaya alt. Gvdesi savrulup duruyordu. Ona aslan adamn da ayaklar yerden kesilmiti nk. Mark ban evirdi, grd bir beyazl adamn surat ^diye hesaplayp, serbest kalan ayayla oraya bir tekme savurmaya alt. Ama ok zor bir hedefti bu. O srada lokomotifin sesi birden deiti. Nehri geen demir kprye varmt tren. Karanln iinden kprnn ykselen demir stunlar belirdi, Mark stunun kendi kafas hizasndan gemekte olduunu grd, ayn anda ayandaki arlktan da kurtuldu. Son gcyle vagonun kenarna sarld, tren yokuu trmanrken Mark kendini santim santim yukarya doru ekti, sonunda kaps aralk duran vagonun iine devrilerek eker uvallar arasna yzkoyun serildi. Her soluu alabilmek iin hkryor, bacann sancsna dayanmaya alyordu. Sonunda souk akln bana getirdi. Terden slanm ceketi, gecenin ieriye saldran rzgryla buz kesilmiti. Ac iinde ne doru emekledi, vagonun elik duvar dibinde rzgrdan korunacak bir yer bulmaya alt. Elini.koynuna sokup dikkatle yoklad, czdanyla defterinin hl yerli yerinde olduunu anlayp sevindi. Birden orada yalnz olmadn farketti, yepyeni bir panik duygusu sarld yakasna. Kimi o? diye seslendi bouk bir sesle. Kendini savunabilecek biimde bzlmt. Bir ses hemen Zulu dilinde cevap verdi. Sana zarar verecek deilim, Nkosi. Mark rahatladn hissetti. Adam rzgr-

/
dan saknmak iin vagonun duvar dibine melmi, oturuyordu. Onun da Mark'dan bir o kadar korktuu belliydi. Zarar verecek deilim. Ben fakirim. Tren biletine param yok. Babam hasta. Tekvveni'de iyor. Durban kentinde. Sakin ol, dedi Mark ayn dilde. Ben de fakirim. Zulu' nun yanna yanap meldi. Bunu yaparken bileine yeni bir sanc daha sapland. Yaralsn ser! Siyah adamn gzleri yldzlarn nda Mark' inceliyordu. Bacam, dedi Mark. Bir yandan rahat bir biimde yerlemeye urayordu. Zulu ne doru eildi, Mark onun duyarl elini ayak bileinde hissetti. Pabucun yok, ha? Adam Mark'n yaral, kan iindeki ayaklarna amt. Beni kt adamlar kovalad. Ha! diye ban sallad Zulu. Mark yldz nda adamn pek gen olduunu grd. Bacan kt. Kemik krlmam galiba. Ama yine de kt. Yanndaki kk knn ban zd, iinden kuma bir giysi ekti, kararl hareketlerle eritler halinde yrtmaya koyuldu. Olmaz, diye itiraz etti Mark. Benim iin kendi giyeceklerini ziyan etme. Bat tipi giysilerin ne kadar eski ve yrtk olursa olsun, yine de deerli hazine sayldn biliyordu. Eski bu gmlek, dedi Zulu. Yrtt eritlerle imi bilei ustaca sarmaya koyuldu. Sarma ii bittiinde bilek biraz rahatlad. Ngi ya bone, sana ok teekkr ederim, dedi Mark. Sonra birden fena halde rperdi. Geciken okun ilk buz yumruu yeni ulayordu benliine. Midesinin bulandn hissetti, bir daha rperdi. Zulu kendi omuzlarndaki battaniyeyi ekip dikkatle Mark'a sard. Yoo, senin battaniyeni alamam. Battaniye duman kokuyordu. Zulu'nun kendisi de yle. Alamam onu senden. Senin ihtiyacn var, dedi Zulu kesin bir sesle, Hastasn. Mark, Pekl. diye mrldand. Yeni bir rperti dolat
70

vcudunda. Ama bu battaniye byk. kimize de yeter. Yakk almaz. Ge!, dedi Mark sert bir sesle. Zulu bir an kararszlk geirince Mark ona yaklat, yn battaniyenin ucunu onun omuzlarndan dolatrp sard. Omuz omza oturdular karanln iinde. Mark kendini yorgunluun ve acnn sisleri arasnda kaybedecek gibi oldu. ien bilei davul gibi zonkluyordu. Zulu sessizdi. Mark onu uyuyor sand. Ama iki saat kadar sonra tren bir yaylada yavalaynca adam alak sesle fsldad. Buras Sakabula. Burada bekleyecek, teki trenin gemesi iin yol verecek. Mark raylarn gidi geli olarak ikiye ayrld yeri hatrlad. evrede bina falan yoktu. Yalnzca bir levha dikilmiti bir diree. Tam yine uykuya dalacakken iinde bir uyan duygusu hissetti. Fransa'dayken edindii o gl tehlike sezgisi harekete gemiti yine. Battaniyeyi omzunun bir hareketiyle kenara itti, diz stnde emekleyerek ileriye doru bakmaya gitti. Raylar ilerde kvrld iin lokomotifin tm silueti ve gm rengi gzler nndeydi. Bir ey daha vard orada. Yan tarafa parketmi duran koca bir kamyon. Farlar yankt. Ortadaki sar kta beklemekte olan birka adamn kara siluetlerini grd Mark. Tehlike anlarnn sesi tm benliini sard. Ladyburg'dan yola kan bir kamyon buraya kendilerinden nce varamazd, ama bir telgraf ekildi mi, buradaki adamlar uyarlp... Gitmeliyim, dedi Mark. Kazk kesilen parmaklar kemerindeki keseden bir altn lira ekti, Zulu'nun eline tututurdu. Adam, Hi gerei... diye balad ama Mark onun szn kesti. Hoakal. Vagonun br tarafna doru uzaklat, elik basamaklara basp meldi, raylarn zerine atlarken arlnn ounu salam bacana vermeye alt. Lokomotif daha yeni yavalyordu. Mark ayaklarn yere dedirdii anda yzkoyun devrildi, ban kollaryla korudu,
71

omuzlarn yuvarlayp dizlerini karnna ekti, akll yamatan aa elli metre kadar yuvarland. Lastik bir top gibi dne dne indi. Hattn yan tarafndaki solgun otlar arasna vardnda ayaa kalkmad. Dirsekleri zerinde ykselip bacann sancsndan dilerini skt. Tren durduunda arka vagonlar, Mark'n yatmakta olduu hizada kald. Kondktr elinde feneriyle indi, lokomotif tarafndan da ellerinde fenerler tayan baka adamlar arkaya doru yaklamaya baladlar. Her getikleri vagonun iini fenerle aryorlard. Mark hepsinin silahl olduunu grd. Makinistle ateiye aklama yapan sesleri t buradan rahata duyuluyordu. Ne oldu byle? Treninizde bir kanun kaa var. . Siz kimsiniz? Biz zel polisiz. Kack kim? Banka soymu... Ladyburg'da drt kii ldrm... Yokuu karken sizin trene atlam... Kendinizi tehlikeye atmayn, arkadalar. Bu adam bir katil... Tren boyunca hzla ilerlediler. Aralarnda konuuyor, birbirine sesleniyor, yreklendirmeye alyorlard. Mark, Zulu'yu son anda hatrlad. Adam uyarmas gerekirdi. Ama kendi tehlikeli durumu gzn karartmt. imdi barmak, seslenmek, onu uyarmak istedi ama... yapamad. Zulu'ya bir ey olmazd naslsa. Siyah olduunu grnce ate etmezlerdi ona. Belki bir iki tokat atar, trenden indirirlerdi, o kadar... Birden Zulu iki vagon arasndaki saklanma yerinden frlad. Kapkara bir glgeydi yalnzca. Adamlardan biri bir uyar l att. Tfek sesleri duyuldu. Mark fener nda kurunla birlikte uuan tozlar grd. Zulu olduu yerde dnd, dosdoru ak ayra atld. Yarm dzine patlama birbirini izledi, namlular karanlkta alev alev parlad, ama Zulu yine de komay srdrd. 72

Trenin yanndaki adamlardan biri dizini yere dayad, Mark fenerlerin nda adamn yzndeki kararll grd. Adam dikkatle nian ald, tfei iddetle geri tepti. Zulu azndan tek ses karmakszn imenlere devrildi, adamlar heyecanla koup onun evresine toplandlar. Hay Allah! Siyahm bu herif Be dakika sren fkeli tartmalar oldu, sonra adamlardan drd Zulu'nun birer koluyla bacan kapt, onu parketmi bekleyen kamyona tadlar. Siyah adamn kafas arkaya sarkyor, hemen hemen yere deiyordu. Ak duran azndan damlayan kanlar soluk kta kara katran gibi grnyordu. Onu kaldrp kamyonun arkasna yatrdlar. Kuzeye gitmekte olan ikinci tren byk bir grltyle yaklat, kulaklar delen bir ddk ttrd, Ladyburg'a doru uzaklat. Duran tren de ddn ac ac ald, ar ar harekete geerek ne doru ilerlemeye koyuldu. Mark sakland yerden kt, allarn arasnda emekledi, trenin peinden tkezleyerek kotu, tam hzn artmasna ramak kala onu yakalad. Bir kez daha eker uvallarnn arasna sokuldu. Zulu'nun battaniyeyi orada brakm olduunu grd. Onu omuzlarna sararken iini bir sululuk duygusu kaplad. len adamdan tr... kendisine dostluk gstermi olan o adamdan... ve sonra bu sululuk birden fkeye dnt. O ac, o ypratc fke, tren gecenin karanlnda gneye doru ilerlerken btn benliini sard.

Fordsburg aslnda Johnnesburg'un banliylerinden biriydi. Zululand'in altn ayrl tepelerinden ve Ladyburg'un gzelim ormanlk vadisinden yz mil uzaktayd. Yoksul bir yerdi Fordsburg. Eskimi kulbelerle, iilerin oturduu ufack evlerle doluydu her yan. Bazlarnn birer kk bahesi de vard. Bu bahelerin birkanda renk renk iekler, papatyalar, kana'iar, pu-? anzetta'lar gvde gsterisine kalkarken,, ounu plak, bakmsz allar sarm, iindeki kiraclarn ilgisizliini sergilemekteydi.
73

Dar sokaklarn ve kalabalk evlerin t yukarsnda, madenin bulunduu tepe hepsine egemendi. Doruklar masa gibi yontulmu dalardan zehirli, sar bir toprak karlr dururdu. Ondan dalan siyanid evre topraklarn ksrlatnyor, kelletiriyordu. Bitki yetimiyordu buralarda. Rzgrl gnlerde sar tozlar alttaki evleri ve sokaklar da saryordu. nsanolunun karnca misali abalarna rnek bir antt o maden. Ayrca insanolunun altna kar o doymak bilmez a lna da bir antt. Tepelerde gklere ykselen elik kuleler, dev elik tekerler, insanlar yerin derinliklerine indirip karan kafes asansrler vard. Mark dar, tozlu sokaklarn birinde ilerlemekteydi. Hal biraz topallyordu. Elinde, kamp kurduu yerde kaybettii heybenin yerine satn ald ucuz karton valizle iindeki yeni ve ucuz giysileri vardi u anda srtnda bulunanlar, o biimsiz terhis niformasndan iyiydi yine de. Flanel pantolonu tl, lacivert ceketinin omuzlar iyi oturmutu. Yakas ak beyaz gmlei kar gibi beyazd. Yank tenine ok yakyordu. Bahe kapsnda 55 numarann okunduu eve kadar yrd. Bu ev de sandakinin ve solundakinin tpksyd. Bahe kapsn itti, ksa patika boyunca ilerledi. n pencerenin dantel perdesi arkasndan birisinin kendisine bakmakta olduunu hissediyordu. Yine de kap, o vurduktan birka dakika sonra ald. Mark kapy aan kadna gzlerini krptrarak bakt. Kadnrn ksa siyah salar daha yeni taranmt. stndeki elbiseleri de hemen o anda giydii belliydi. Srtndaki gndelik elbiseyi abucak deitirmiti. nce belindeki kemeri tokalamakla urayordu bir yandan. Mavi stne sar papatyal bir elbise giymiti. Bu klk onu gen ve neeli gsteriyordu, ama Mark onun yine de kendisinden en az bir on ya daha byk olduunu hemen anlad. Evet? diye sordu kadn glmseyerek. Fergus MacDonald burada m oturuyor? Kadnn ho biri olduunu artk farketmeye vakit bulmutu. Gerek anlamda gzel saylmazd, ama kemik yaps iyi, gzleri zeki baklyd. 74

Evet, Bay MacDonald'n evi buras. Aksannda hoa giden bir yabanclk vard. Ben Bayan MacDonald'm. Ya! Mark aalad Fergus'un evli olduunu biliyordu geri. Sk sk sylerdi Fergus. Ama Mark yine de onun karsn etten ve kemikten bir varlk olarak dnememiti. Hele byle bir kadn olaca aklnn ucundan bile gememiti. Ben Fergus'un askerlik arkadaym. Ha, anlyorum... dedi kadnn kararsz sesi. Adm Mark. Mark Anders. Kadnn davran birden deiti. Yzndeki yarm glmseme bir anda geniledi, tm yzn aydnlatt. Azdan bir sevin soluu boald. Mark... elbette... Mark. Uzanp onu kolundan yakalad, eikten ieriye doru ekti. Senden sk sk sz eder... seni tanyorum gibi geliyor bana. Aileden biriymisin gibi. Kardeimmisin gibi. Kolunu hl tutuyordu. Ban kaldrm, ona bakyor, glyordu. Gel ieri, Mark, gel. Benim adm Helena.

Fergus MacDonald salapur mutfakta, yemek masasnn banda oturmaktayd. Masann zerine rt yerine gazeteler serilmiti. Fergus tabana eilmi, kalarn fkeyle atm, Mark'n Lcdyburg'den ka hikayesini dinlemekteydi. Piolu piler... asl dman onlar, Mark. Yeni dman. Az patateslerle, kaln iftlik sosisleriyle doluydu. imdi yeni bir savatayz, evlat... ve bu kez karmzdakiler, o kana susam Hun'Iardan ok daha beter. Biraz daha bira, Mar<? Helena elindeki ieyi uzatp Mark'n bardan tekrar doldurdu. Teekkr ederim. Mark bardanda kpklerin ykseliini seyretti, Fergus'un szn dnd. Anlayamadm, Fergus. Ben bu adamlarn kim olduunu bilmiyorum. Beni neden ldrmeye altklarn da anlam deilim. Onlar patronlar, evlat. Bu kez onlara kar savayoruz. Zenginlere, maden sahiplerine, bankaclara... alcn insann hakkn yiyen, eziyet eden herkese kar.
-75

Mark birasndan koca bir yudum aidi, Heiena masann kar tarafndan ona glmsedi. Fergus'un hakk var. Mark. Onlar yoketmek zorundayz. Sonra o konumaya balad. Bir kadndan gelince garip, karmak bir konumayd dorusu. Konuurken Helena'nn gzlerinde fanatik klar oynayordu. Azndan kan szcklerin zorlayc bir gc vard. Mark onun o garip aksanla konuurken bir yandan ellerinin hareketleriyle szlerini vurgulayna bakt. Zarif, gl ellerdi bunlar. Trnaklar bakml, ama ksa kesilmiti. Yalnzca sa elinin ilk iki parmandaki trnaklar sarmsyd. Mark buna aarken kadn elini uzatt, Fergus'un dirsei dibinde duran paketten bir sigara ald. Bir yandan konumasn srdrerek kibriti yakt. Snmesin diye kibritin alevini ovucuyla korudu, sigaradan derin bir soluk ekti, sonra dudaklarn bzp dumanlar arasndan frd. Mark daha nce bir kadnn sigara itiini hi grmemiti. Helena'ya bakp duruyordu. Kadn ban hrsla iki yana sallamaktayd. Ksa, parlak bukleler, solgun yanaklarnn evresinde dans etti, dudaklarn tekrar bzp sigaradan yeni bir soluk ekti. Mark bu hareketi bir bakma erkeksi buldu, ama ayn zamanda da heyecan verdi bu ona. Kasklarnda bir gerginlik hissetti. Mantksz bir eydi b u . ' Kontrolnn de dndayd. Soluklar utancndan sklamt. Arkasna yaslanp bir elini pantolonunun cebine soktu. Karsndakilerin ikisinin de bu utan verici tepkinin farknda olduundan emindi. Ama Heiena tam o ra masann zerinden uzand, br elinin bileini smsk, insan artacak bir gle tutup skt. Biz dmanmzn kim olduunu biliyoruz. Mark. Ne yaplmas gerektiini ve nasl yapacamz da biliyoruz. Kadnn parmaklar Mark'n tenini kzgn t gibi yakmaya balad. Mark bu gcn etkisinden bann dndn farkettL Kendini cevap vermeye zorladnda sesi bouk kt. Onlar kuvvetli, Heiena, ok gl. Yo, deil, Mark. Gl olan iiler. Dman zayf ve kibirli. Hibir . eyden kukulanmyor. Altnlarnn sahte gvenlii iinde, aptal gibi oturup duruyor. Ama gerekte saylar ok az, 76

stelik de hazrlkszlar.-Kendi zayf yanlarn tanmyorlar... henz iiler de kendi glerinin farknda deiller. Bunu onlara biz reteceiz. Haklsn, yavrum, dedi Fergus. Ekmein kabuundan biraz koparp tabandaki yemein sularn onunla syrd, azna att. Onu iyi dinle, Mark. Biz yeni bir dnya kuruyoruz. Cesur, gzel, yepyeni bir dnya. Yksek sesle geirdi, taban uzaa itti. ki dirsei hl masaya dayalyd. Ama her eyden nce bu yozlam, rm, ahlksz grubu kertmemiz gerek. nmzde iddetli atmalar olacak. yi dven, salam adamlara ihtiya var. Mark. Yksek sesle glerek Mark'n omzuna bir aplak att. MacDonald'la Anders'i yine grev bana aracaklar, evlat. Bak sylemedi deme. Heiena, yanaklar heyecandan krmz krmz, atld. Kaybedecek hibir eyimiz yok, Mark. Dayanma iinde olmak zorundayz. Kari Marx syledi bunu. Heiena siz... Szc sylemeye cesaret edemedi. Sen ve Fergus... yani... Bolevik deilsiniz, deil mi? Patronlarla onlarn yardaklar yle der bize. Heiena nefretle gld. Bizi sulu durumuna drmek isterler. Haklan da var, Mark. Hakl olmalarn salayacaz! Fergus sze kart: Yoo, evlat, bize Bolevik deme. .Bizler Komnist Partisinin yesiyiz. Evrensel eitlie adanmz. Ben partinin blge sekreteriyim. Maden iileri sendikasnn da temsilcisiyim. Heiena, Sen Kari Marx' okudun mu? diye sordu. Hayr. Mark ban iki yana sallarken gz kamam, aknlk iindeydi. Ama kadn onu hl ac snrnn eik noktasna kadar heyecanlandryordu. Fergus bir Bolevik, ha? Bomba atan bir canavar, ha? Ama onun yle olmadn biliyordu kendisi. Fergus onun eski ve gvenilir bir dostuydu. Ben sana o kitab dn veririm. Fergus, ocuu fazla hzl koturuyoruz, diyerek gld. Daha imdiden yzne bir aknlk geldi, baksana. Uzanp kolunu Mark'n omuzlarna sevgiyle sard, onu kendine doru ekti.

Mark birasndan koca bir yudum aidi, Helena masann kar tarafndan ona glmsedi. Fergus'un hakk var, Mark. Onlar yoketmek zorundayz. Sonra o konumaya balad. Bir kadndan gelince garip, karmak bir konumayd dorusu. Konuurken Helena'nm gzlerinde fanatik klar oynayordu. Azndan kan szcklerin zorlayc bir gc vard. Mark onun o garip aksanla konuurken bir yandan ellerinin hareketleriyle szlerini vurgulayna bakt. Zarif, gl ellerdi bunlar. Trnaklar bakml, ama ksa kesilmiti. Yalnzca sa elinin ilk iki parmandaki trnaklar sarmsyd. Mark buna aarken kadn elini uzatt, Fergus'un dirsei dibinde duran paketten bir sigara ald. Bir yandan konumasn srdrerek kibriti yakt. Snmesin diye kibritin alevini ovucuyla korudu, sigaradan derin bir soluk ekti, sonra dudaklarn bzp dumanlar arasndan frd. Mark daha nce bir kadnn sigara itiini hi grmemiti. Helena'ya bakp duruyordu. Kadn ban hrsla iki yana sallamaktayd. Ksa, parlak bukleler, solgun yanaklarnn evresinde dans etti, dudaklarn tekrar bzp sigaradan yeni bir soluk ekti. Mark bu hareketi bir bakma erkeksi buldu, ama ayn zamanda da heyecan verdi bu ona. Kasklarnda bir gerginlik hissetti. Mantksz bir eydi bu. Kontrolnn de dndayd. Soluklar utancndan sklamt. Arkasna yaslanp bir elini pantolonunun cebine soktu. Karsndakilere ikisinin de bu utan verici tepkinin farknda olduundan emindi. Ama Helena tam o ra masann zerinden uzand, br elinin bileini smsk, insan artacak bir gle tutup skt. Biz dmanmzn kim olduunu biliyoruz, Mark. Ne yaplmas gerektiini ve nasl yapacamz da biliyoruz. Kadnn parmaklar Mark'n tenini kzgn t gibi yakmaya balad. Mark bu gcn etkisinden bann dndn farkettL Kendini cevap vermeye zorladnda sesi bouk kt. Onlar kuvvetli, Helena, ok gl. Yo, deil, Mark. Gl olan iiler. Dman zayf ve kibirli. Hibir . eyden kukulanmyor. Altnlarnn sahte gvenlii iinde, aptal gibi oturup duruyor. Ama gerekte saylar ok az.

stelik de hazrlkszlar.-Kendi zayf yanlarn tanmyorlar... henz iiler de kendi glerinin farknda deiller. Bunu onlara biz reteceiz. Haklsn, yavrum, dedi Fergus. Ekmein kabuundan biraz koparp tabandaki yemein sularn onunla syrd, azna att. Onu iyi dinle, Mark. Biz yeni bir dnya kuruyoruz. Cesur, gzel, yepyeni bir dnya. Yksek sesle geirdi, taban uzaa itti. ki dirsei hl masaya dayalyd. Ama her eyden nce bu yozlam, rm, ahlksz grubu kertmemiz gerek. nmzde iddetli atmalar olacak. yi dven, salam adamlara ihtiya var, Mark. Yksek sesle glerek Mark'n omzuna bir aplak att. MaoDonald'la Anders'i yine grev bana aracaklar, evlat. Bak sylemedi deme. Heiena, yanaklar heyecandan krmz krmz, atld. Kaybedecek hibir eyimiz yok, Mark. Dayanma iinde olmak zorundayz. Kari Marx syledi bunu. Heiena siz... Szc sylemeye cesaret edemedi. Sen ve Fergus... yani... Bolevik deilsiniz, deil mi? Patronlarla onlarn yardaklar yle der bize. Heiena nefretle gld. Bizi sulu durumuna drmek isterler. Haklar da var, Mark. Hakl olmalarn salayacaz! Fergus sze kart: Yoo, evlat, bize Bolevik deme. .Bizler Komnist Partisinin yesiyiz. Evrensel eitlie adanmz. Ben partinin blge sekreteriyim. Maden iileri sendikasnn da temsilcisiyim. Heiena, Sen Kari Marx' okudun mu? diye sordu. Hayr. Mark ban iki yana sallarken gz kamam, aknlk iindeydi. Ama kadn onu hl ac snrnn eik noktasna kadar heyecanlandryordu. Fergus bir Bolevik, ha? Bomba atan bir canavar, ha? Ama onun yle olmadn biliyordu kendisi. Fergus onun eski ve gvenilir bir dostuydu. Ben sana o kitab dn veririm. Fergus, ocuu fazla hzl koturuyoruz, diyerek gld. Daha imdiden yzne bir aknlk geldi, baksana. Uzanp kolunu Mark'n omuzlarna sevgiyle sard, onu kendine doru ekti.
_ 77

Kalacak yerin var m, evlat? in var m? Gidecek yerin var m? Yok. Mark kzard. Yok, Fergus. Helena hemen, Bal gibi var, diye atld. Ben ikinci yatak odasndaki yata hazrladm... orada kalrsn, Mark. Yoo, kalamam... Oldu bile, dedi Helena rahata. Fergus onun kolunu skarak, Kalrsn, evlat, dedi. Yarn sabah da sana bir i bakarz... sen eitilmi insansn. Okumay, yazmay, hesap yapmay bilirsin. Sana i bulmak zor olmaz. deme servisinde bir memur aryorlard, biliyorum. Servisin efi de yoldalardandr. Partiye yedir. Oda iin size kira derim. Elbette ders!n, diyerek gld Fergus. Sonra konuunun bardan azna kadar birayla doldurdu. Tekrar grtmze sevindim, olum, deyip kendi bardan havaya kaldrd. Herkes duysun, MacDonald'la Anders geliyor... bilsin pioullar balarna gelecei! Koca bir yudum ald, boazndaki sivri knt yukar aa oynad, sonra Fergus elinin tersiyle byndaki biralar sildi.

Tugayn papaz Onan'n Gnah diyordu buna. Birlikteki ocuklar ise, Elarabasyla Ksa Bir Gezinti diye ad takmlard. Papaz bundan doabilecek kt sonular saym, bir bir uyarmt askerleri. Grme bozukluklar, ilerde krlk, salarn dklmesi, ellerin titremesi ve en sonunda da bunama, delilik ve soluu tmarhanede alma. Mark dapdar demir somyada yatarken gzleri grmeyen baklarla odann pembe iekli duvar kdna dikilmiti. Odada oktan kullanlmadn belli eden kfl bir koku var gibiydi. Bir duvarda bir lavabo gze arpyordu. Tavandan tel bir kablonun ucuna aslm ampul sallanmaktayd. Kablonun evresindeki tavann svalar soyuk soyuktu. sinek odann iinde tembel tembel uup duruyorlard. Mark dikkatini onlara evirdi, vcudundan taan duygular bastrmaya alt. Koridordaki hafif ayak sesleri odann kapsnda durdu, kapya vurulduu duyuldu
78

Mark? Hemen dorulup oturdu, zerindeki battaniye beline doru kayp indi. Girebilir miyim? Evet. Sesi yine bouk kmt. Kap ald, Heiena yataa doru yaklat. zerinde pembe, parlak bir kumatan, n aaya kadar ilikli bir giysi vard. Etek ucu her admda biraz alyor, dizlerin yukars grnyordu. Elinde ince bir kitap tutmaktayd. Sana bu kitab veririm demitim, diye aklad. Oku bunu, Mark. Uzatt. Ad Komnist Manifesto'ydu. Mark ald, rasgele bir yerini at. Ban hemen at sayfaya eerek kadnn kendisine bu kadar yakn olmasndan duyduu karmak duygulan saklamaya alt. Teekkr ederim, Heiena. Ona ilk kez ilk adyla hitap ediyordu. Gitmesini istiyor, ama kalmasn umuyordu. Heiena ona doru biraz eildi, ak duran kitaba bakt. Giysisinin yakas hafife ald. O srada Mark ban kaldrrken, bir memenin ipek kumaa dayand yerdeki st beyaz teni grd. Gzlerini hemen tekrar indirdi. kisi de sessiz kaldlar. Sonunda Mark artk dayanamaz oldu. Bam kaldrp ona bakt yine. Heiena, diye balad, sonra sustu. Bir glmseme... kadnlara zg, o bilen glmseme vard Helena'nn yznde. Dudaklar hafif aralkt. Elektrik nda nemli nemli parlyordu. Kara gzler yar kapal; gs soluklarla inip kalkyordu. Mark kpkrmz kesildi, hemen yan yatp dizlerini karnna ekti. Heiena yavaa doruldu. Hl glmsyordu. yi geceler, Mark. Omzuna dokundu. Dokunduu yerden yine alevler fkrd, Sonra Heiena kapya doru yrd. Elbisesinin kaygan kuma kalalar zerinde saa sola kayp duruyordu.

Crown Deeup madeninin deme servisi dar, uzun, kasvetli bir odayd. Bir duvar boyunca sralanm yksek masalarda be memur daha alyordu. Hepsi orta yan snrlarn am erkeklerdi. kisinde pitisis hastal ileri safhalardayd, Maden 79

ilerin en korktuu hastalkt bu. Kazlarda kan kaya tozu cierlere oturuyor, yava yava cier talayor, insan sakat ediyordu. Madenin bro blmnde i verilmesi, bir tr emekli ayl saylmaktayd. br gri suratl, kambur adamlard, defterlerinin zerine eiimi oturuyorlard. Odadaki genel hava sessiz ve neesizdi. Bir manastrd sanki ierisi. Mark'a personel dosyalarnn R'den Z'ye kadar olan blm verildi. Yapt i skc, tekdze bir iti. Ksa zamanda oto matikleiyordu da. Fazla mesaileri ve izin paralarn hesaplyor, kira ve sendika aidatn dyor, denecek rakam karyordu. Hareket halindeki gen bir beyni oyalayacak tr ilerden deildi. Bu kapank oda da, doann kucanda rahat etmeye alm bir ruha kafes gibi geliyordu. Haftasonlarnda Mark bu kafesten kurtulup bisikletle kilometrelerce gidiyor, ak araziye kyor, tepe eteklerindeki dar patikalar izliyor, yanlarda biten iekleri seyrediyor, gklere bakyordu. Yalnz kalmak, doann kucanda olmak istiyor, hep kimsenin bulunmad ssz yerleri aryordu. Ama her tarafta karsna yolunu kesen dikenli teller kmaktayd. Otlaklar ekim alan olmu, hasattan sonraki tozlar her yana oturmu, geriye kuru msr saplar kalmt. Bir zamanlar ufka kadar serili ayrlar dolduran koca srlerden eser yoktu. Birka clz sr sada solda otluyor, Mark geerken baiarn evirip bo gzlerle onun pedal eviriine bakyor, karaderili obanlar onu kendi dillerinde selamlyor, o da ayn dilde karlk verince baklarnda aknlk okunuyordu. Bu sessiz, yalnz zamanlara ihtiyac vard iyileme srecini tamamlamak iin. Yalnzca srtndaki yaralarn iyilemesi deil, gencecik yanda savan korkularyla karlaan ruhunun yaralarn saaltmak iin de Fergus MacDonald'la Helena'nn o tkenmez enerjileri Mark' da srkleyip durmaktayd. Fergus kimsenin karlamad tecrbeleri paylam dostuydu onun. Ayrca Mark'dan epey yalydi. Bir baba tipiydi. Mark'n hayatndaki nemli bir boluu dolduruyordu. Eletir: eilimini bir kenara brakp inanmak ok kolayd. Dnmemek, Fergus onu nereye srklerse kaplp gidivermek kolayd.
80.

O toplantlarda bir heyecan, bir tr adanmhk vard. Kendisi gibi kimselerle bira raya gelip bir ideal, bir tr kader birlii evresinde toplanma duygusu vard. Kapsna silahl nbetiler dikilmi odalarda gizli toplantlar... havann her zerresi yasaklanm'eylerin vaatleriyle dopdolu. Sigaralarn ykselen dumanlar, sonunda oday mavimsi bir sisin bry... sanki mistik bir trende ttsler yaklm gibi... terden parlayan suratlar, fanatiklere zg sessiz heyecan, konumaclar dinlerkenki o zdeleme. Partinin Bakan Harry Fisher uzun boylu, fkeli bir adamd. Gl omuzlar, kll, uzun kollar vard. Eskiden kazan iisiydi. Araya krlar karm dank, kvrck siyah salar ban evreliyordu. Kara gzleri alev alevdi. Bizler Partiyiz. inin koruyucularyz. Burjuva ann yasalar ve ahlak kurallar bizi balamaz. Partinin kendisi yeni bir yasadr. Varln doal yasasdr. Daha sonra Mark'la el skt, Fergus yan balarnda babaca bir gurur ifadesiyle durup glmsedi. Fisher'in el sk glyd. Baklar gibi. Sen bir askersin, diye ban sallad Mark'a. Sana ihtiyacmz olacak. nmzde yaplacak kanl iler var. Adamn rahatszlk verici varl, sonradan Mark'n gznn nnden gitmek bilmedi. Kalabalk tramvayda eve dnelerken skp iki kiilik yere turmlard. Helena'nn baca kendininkine yaslanyordu. Heiena onunla konuurken yana doru eiliyor, dudaklar hemen hemen onun yanana deecek gibi oluyordu. Soluu anason ve sigara kokuyordu. Bu koku, her zaman kulland ucuz, iek kokulu parfmyle karyor, araya vcudunun kadns kokusu da giriyordu. Cuma akamlar da baka trl toplantlar vard. Kalabalk, bartil artl toplantlar. Fordsburg Sendika Salonuna yzlerce madenci toplanrd cuma akamlar. Konumaclar onlar coturduka, boa grei seyircileri gibi barrlard. Ara sra dinleyicilerden biri oturmakta olduu sandalyenin zerine kar, karmak, anlamsz sloganlar haykrp durur, sonunda arkadalar kahkahalar iinde onu alaa ederlerdi. Bu toplantlarn en gzde konumaclarndan biri de Fergus 81
Bir Sere Dt F: '6

MacDonald'd. Dinleyicilerini coturacak bir dzine oyun bilirdi. Onlarn gizli korkularn krkler, yar kaygyla, yar hayranlkla barmalarna yol aard. Patronlar neler planlyor, biliyorsunuz... ne yapacaklar biliyorsunuz, deil mi? En nce meslekleri paralara ayracaklar... Gk grlemesini andran, camlar sarsan bir itiraz ykselirdi kalabalktan. Fergus sahnede susar, kum rengi salarn silkip alnndan geriye atar, onlara a bir ifadeyle srtrd. renmek iin be ylnz verdiiniz mesleinizi paralara ayracaklar. Sizin iinizi, tane eitilmemi adama grdrecekler. Bir ylda renecek o adamlar iin o parasn yapmay. stelik her birine sizin cretinizin onda birini verecekler. Frtna gibi Hayr! sesleri duyuldu. Fergus onlara, Evet! diye bard. Evet! Evet! Yine de evet! Patronlarn yapaca bu. Ama hepsi bu kadar da deil. Sizin iinizde siyahlar altracaklar. Sizi geindiremeyecek bir crete alan siyahlar! Kalabalk avaz kt kadar haykryordu. fke ve dehet iindeydiler. Odak noktas, belli bir hedefi olmayan, korkun bir. fkeydi bu. ocuklarnz ne olacak? Onlar er ple mi besleyeceksiniz? Karlarnz paavralara m sarnacak? Olaca budur ileriniz elinizden alnnca! Hayr! diye haykrdlar. Hayr! Ey smrlen iiler!.. diye bard Fergus onlara, ii kardelerim birbirinize kenetlenin ve haklarnz savunun. Alk ve bartlar, ayaklarn vurulmas on dakika srd. Fergus bu arada iki elini havaya kaldrp bann zerinde galip boksrler gibi kenetlemi, sahnede dolap duruyordu. Sonunda alklar tavsaynca ban arkaya att, mar sesi yettiince sylemeye balad. Btn salon ayaa frlayp ona katld, hep bir azdan sylenen ark binay temellerinden sarst. Mark eve MacDonald'larla birlikte yryerek dnd. Hava ok souktu. Soluk verdike azlarndan buharlar kyordu. Helena iki erkein arasnda yrmekteydi. Siyah paltosunun yakasna tavan krk konmutu. Bana yn bir balk geirmi, kulaklarna kadar ekmiti. 82

Elleriyle iki yanndaki erkeklerin dirseklerini tutuyordu. Bu grnte ok doal, ok tarafsz bir hareketti, ama Mark'n koluna deen parmak ularnda rahatsz edici bir basn vard. Arasra erkeklerin uzun admlarna yetiebilmek iin sektiinde kalas da Mark'nkine deiyordu. Fergus ise toplantnn etkisinden kurtulamamt daha, sylevine devam ediyordu. Olacak, evlat. Bizimki ok gzel, ok iyi bir dnya olacak. Herkes eit, herkes mutlu, patron yok... Mark iindeki kukular kontrol altna almaya abalad. Durmadan savamaktan sz ediyorsun, Fergus. Bunu gerek anlamnda m sylyorsun? Silahl sava m olacak? Silahl sava olacak, evlat. Kanl bir sava. Rus Devrimindeki gibi. Kprleri yakmak, bu dnyann topraklarn kanlarla sulamak zorundayz. Peki neyle sava... Mark neredeyse savaacaz diyecekti. Ama biz zamiri bir trl azndan kamad. Henz o taahhde giremezdi. Neyle savaacaksnz? Fergus tekrar gld, sonra sinsi sinsi gz krpt. O gizli, evlat. Ama artk senin biraz daha fazla ey bilme zamann geldi. Ban sallad. Evet, yarn gece, diye karar verdi.

Cumartesileri sendika binasnda pazarlar kurulurdu. Kadnlar sendikas, yeni kilisenin yapm iin para toplamaya alrd bu alverilerde. lgn kalabalk daha bir gece nce lm diye, devrim diye barmken, imdi uzun masalar zerine ylm pastalar, brekleri, konserve meyvalar, kavanoz reelleri kapr dururlard.. Mark bir peni verip bir paket biskvi ald. Fergus'la ikisi koridor boyunca ilerlerken bir yandan biskvileri ineyip durdular. Bir ara elden dme, eski giysilerin nnde durakladlar, Fergus kahverengi bir ceketi prova etti, dikkatle inceledikten sonra yarm sterline satn ald. st kata ktlar, ykseltilmi sahnenin nnde durdular. Fergus salonu baklaryla tarad, sonra Mark' kolundan tutup sahnenin basamaklarndan kard. Platform zerinde sessizce yryp kulise girdiler, sendika brolarnn, ariv ve 83

depo odalarnn bulunduu koridorlardan getiler. Hepsi botu cumartesi olduu iin. Fergus saat zincirine takl anahtarla alak demir bir kapy at, eilerek girdiler. Fergus kapy arkasndan tekrar kilitledi. Dar bir merdivenden indiler. Islak toprak kokusu vard burada. Mark mahzene inmekte olduklarn farketti. Fergus merdivenin dibindeki bir kapy tklatt. Az sonra gzetleme deliinden tek bir gz onlara kukulu kukulu bakt. * Tamam, evlat. Ben Fergus MacDonald... Komite yesiyim. Zincir akrtlar duyuldu, kap ald. Kaba giyimli bir adam onlar gesin diye kenara ekilip yol verdi. Trasz, aksi suratlyd. Bo odann duvara yakn yerinde ufak bir masayla bir sandalye vard. Masann zerinde, bir gazete stnde yenmi yemein artklar grnyordu. Mahzenin bu odasnda yerler toprakt. Arkl stunlar svanmam tuladand. Ortalkta toz ve fare kokusu egemendi. Havasz, kfl bir yerdi burasr. Bir tek ampul, orta yeri lo biimde aydnlatyordu. Kenarlar, keler enikonu karanlkt. te, evlat, bunlar kullanacaz. Ky kelere birtakm sandklar dzenli biimde st ste, adam boyunca dizilmiti. zerleri ar adr beziyle rtlyd. Bezin demiryollarndan alnm olduu, zerinde basl harflerden belliydi. Fergus bezin bir ucunu kaldrd, yznde hafiften neesiz bir glmseme belirdi. Daha yalar silinmemi, evlat. Tahta sandklar zerinde ngiltere Sava Bakanlnn damgas vard. Altta da yazlar: 6 Para. Lee-Enfield Mark IV (CNVD). Mark arp kalmt. Aman Tanrm? Fergus! Bunlardan yzlerce var! Doru, evlat. Hem buras bir tek depo; Daha bunun gibi bir dolu var. Bir rty daha kaldrp cephaneleri gsterdi. 1000 raund. 303 diye yazlyd sandkta. e yetecek kadar silahmz var. Fergus, Mark'n kolunu tutup skt, onu tekrar yrtt.
84

Raflara dizili tfeklerin nne geldiler. Hepsi hemen kullanlmaya hazrd. Fergus bir tanesini eline alp Mark'a gsterdi. Bunun zerinde senin adn yazl. Mark silah ald, eline ve koluna yaylan duygunun son derece tandk olduunu farketti. Elimizde bundan bir tek var. Ama onu grdm anda aklma hemen sen geldin. Zaman geldiinde onu sen kullanacaksn,.. , P. 14 tfeinin, Mark'n eline ok iyi gelen deiik bir dengesi vard. Ama bu kez iinde garip bir tedirginlik hissetti. Tek kelime sylemeden tfei hemen Fergus'un eline tututurdu. Fergus ona gz krpt, sonra dnp tfei yerine koydu. Fergus tipik bir gsteri adam gibi, en iyi numaray en sona saklamt. Byk bir cakayla son tente bezini kaldrd, ar bir silahn ucu gzkt. Maxim makineli tfei. Bu silah, insanolunun keifleri arasnda en ok cana kyanyd o gne dek. Mark'n o anda grd de o tehlikeli, ldrc silaht. Vickers-Maxim .303, Mark IVB. Yannda da dizi dizi kutular. Her birinde 250 mermilik bir kemer. Makineli bunlar 2440 kademe atabiliyordu. Saniyedeki hz 750'ydi. Buna ne dersin, yolda? Neyle savaacamz sormutun... balang iin bunlar nasl? Sessizliin iinde Mark st katta ocuklarn oynamakta olduunu belirgin biimde duyabiliyordu. Mark batya uzanan tepelerden birinin doruunda tek bana, sessizce oturuyordu. Silah deposunun grnts gece boyunca bir an bile gznn nnden gitmemi, onu uyutrinamt . imdi gzleri yanyor, cildi gerginleiyor, kuruyup acyordu. Uykusuzluk ona garip bir duygu vermiti. Dnceleri hafiflemi, sanki uuyordu. Gereklerden uzaktayd... Gnein altnda oturuyor, bayku gibi, gzlerini krpmakszn karya bakyor, sanki karya deil de, kendine bile yabanc gelen zihnine bakyordu. Kendini uurumun kenarna getiren bu yola nasl salak gibi srklendiini dndke ii ezilir gibi oldu. Geree dnebilmesi ancak P. 14' ende hissetmesiyie ve oynayan ocuklarn 85

sesini duymasyla mmkn olabilmiti. Tm yetime tarz, tm inanlar, yasann kutsallna dayanrd. Dzenin, toplum sorumluluunun nemine dayanrd. Hep onun iin mcadele etmiti. Yetikinlik yaamnn tm savam o uurdayd. imdiyse, bir uyuukluk iinde, dmann kampna doru kayvermi buluyordu kendini. Kendisini de kanunsuzlarn arasnda sayyorlard daha imdiden. Ykma iine balamak iin imdiden eline silah tututuruyorlard. Artk bu iin yalnzca toplantlarda haykrlan bo laflar, kuru grltler olmadn biliyordu. Silahlar grmt. Bu i ok acmaszca olacakt. Harry Fisher'i tanyordu. Fergus MacDonald' iyi bilirdi. Daha nce de adam ldrm biriydi. Hem de sk sk. Gz krpmadan tekrar ldrrd. Mark yksek sesle inledi. Kendini ne duruma drdne kendi de ayordu. Savan ne olup ne olmadn iyi bilirdi. Kraln niformasn giymi, kahramanlk madalyas alm bir adam olarak hem de. Boazna bir utan duygusunun sarldn duydu, boulur gibi oldu. Gelecekte bu gibi zaaflar gstermemek iin, kendini buna neyin srklediini bulmaya alt. Yalnz kalmt, kaybolmu gibiydi. Ailesi, evi yoktu. O sou-v un iinde Fergus MacDonald tek snakt. Byk tehlikeleri birlikte gsledikleri yoldayd onun. Sorgusuz sualsiz gvendii dostuydu. Baba Fergus... ve Mark bu yzden yine izlemiti onu. Minnet duymutu rehberliinden. Nereye gitmekte olduklarn sormadan dmt Fergus'un peine. Heiena da vard tabii. Heiena ok etkilemiti onu. Bir insan bir insana ancak bu kadar gl etki yapabilirdi. Bir tutku haline gelmiti Heiena onun iin. Hl da yleydi. Mark'n uzun sreden beri bask altnda tuttuu cinsel arzularn uyandrmt. imdi o duygular delikanlnn zenle kurduu baraj ykmak zereydi. Baraj yklrsa, belki Mark kontrol edemezdi duygularn. Bu dnce de onu dieri kadar korkutuyordu. Kadn kadnlndan ayrmaya, geride yatan kiilii incelemeye alt. Grebildii kadaryla, bu kadn onun hayranlk duyabilecei bir insan deildi. Onu ocuklarna anne olarak da semezdi. Ayrca Heiena, kendisine tm benliiyle gvenen eski dostunun da karsyd.

Artk gitmek, buralardan uzaklamak iin gerekli karar vermeye hazr hissetti kendini. Bir kez verdikten sonra, ciddi biimde ve kesinlikle uygulayacakt o karar. Fordsburg'dan hemen ayrlacakt. Fergus MacDonald' da, onun o karanik planlarn da brakp gidecekti. zlemeyecekti Fergus'u. i daha imdiden hafiflemiti. Her gn sabahtan akama kapand o mezar gibi iyerini de zlemeyecekti. inde yine umut dolu, canl bir alevin parladn hissetti. lk trenle ayrlacakt Fordsburg'dan... ve Helena'dan. inde parlayan alev birden karard, ii yine skntyla doldu. Vcudunda fiziksel bir ac duydu. Ruhsal barajnn duvarlarnn atlamak zere olduunu bir kez daha hissetti. Bisikletini bahedeki sundurmaya brakp eve doru yrdnde ortalk kararmt. erden kahkaha sesleri duyuluyordu. Odaya girdiinde ierde drt erkei masa banda oturur buldu. Helena hemen ona doru yrd, onu kucaklayp gld. Yanaklar pembe pembeydi. Onu elinden tutup masaya doru yrtt. Hogeldin, yolda. Harry Fisher ban kaldrp Mark'a o rahatsz edici gzleriyle bakt. Tam kutlamaya yetitin. Fergus glerek, ocua bir kadeh ver, Helena, dedi. Helena, Mark'n elini brakt, yryp dolaptan bir bardak ald, iedeki koyu renkli svdan doldurdu. Harry Fisher kendi kadehini Fergus'a doru kaldrd. Yoldalar, sizlere Parti Merkez Komitesinin yeni yesi Fergus MacDonald' takdim ediyorum. Ne harika, deil mi, Mark? Helena, Mark'n kolunu skt. Harry Fisher. yi adamdr, diye homurdand. Atanma ii de pek erken geldi saylmaz. Merkez Komitede, yolda MacDonald gibi cesur kimselere ihtiyacmz var. tekiler bu szleri onaylarcasna balarn salladlar. Her birinin ellerinde koca koca bardaklar vard. lerinden ikisi yresel komite yesiydi. Mark onlar toplantlardan iyi tanyordu. Gel, evlat. Fergus ona masada yer at, Mark skp oturdu, tm dikkatler ona dnd. Sana gelince, gen Mark, dedi Harry Fisher, kll elini onun omzuna dayarken. Sana da Parti kart karttryoruz... 87

Ne dersin buna, evlat? Fergus, Mark'n kaburgalarn drterek ona gz krpt. Bu i genellikle iki yl falan srer. Olur olmaz kimseleri Partiye almak istemeyiz. Ama sepin artk Merkez Komitesinde arkan var. Mark konumak, kendisine sunulan bu onuru reddetmek zereydi. Kimse kendisine bir ey sormamt ki! Fergus'un adam diye, kendilerinden saymlard onu. Mark tam onlara durumu aklayp o gn ald karar bildirecei srada, iinden bir tehlike uyars onu durdurdu. Tfekleri, silahlan grmt. Eer d,ost deilse, o zaman dman sayarlard onu.. Hem. de tehlikeli bir srr bilen dman. Bu riski gze alamazd. Artk bu insanlarla ilgili hibir kuku yoktu kafasnda. Eer kendisi dmansa, bildii srr bakasna anlatmamasn salamaya alacaklard. Reddetme an da gemiti zaten. Yolda MacDonald, sana vermem gereken bir grev var. Acil... ve ok nemli. inden iki hafta kadar uzaklaabilir misin? Fergus, Hasta bir anam var zaten, diyerek kkrdad. Ne zaman gideceim ve ne yapacam... onu syleyin siz. aramba falan yola kman istiyorum. O zamana kadar ben de verilecek emirleri hazrlar, yolculuk ilerini ayarlarm. Harry Fisher ikisinden bir yudum ald, kpkler st dudanda kald. Seni tm yerel komiteleri ziyaret etmek zere yolluyorum. Cape Tdvvn'dakini, Bloemfontein'dekini, Port Eiizabeth'dekini... bunlarn koordine edilmesi gerekiyor. Mark bu szleri duyar duymaz rahatladn farkedince utand. Artk Fergus'la kar karya konumaktan da kurtulmutu. O seyahatteyken sessizce kp gidebilirdi. Ban kaldrdnda Helena'nn baklarn kendi stne akl bulup ard. Avna bakan bir leopar gibi a gzlerle bakyordu Heiena ona. Sramaya hazr bir leopar. Gzleri karlanca, kadnn yznde yine o gizemli, bilmi glmseme belirdi, pembe dilinin ucu iki dudann arasnda bir grnp bir kayboldu. Mark'n yrei ac verecek kadar arpyordu. Gzlerini acele indirdi. Helena'yla yalnz kalacakt. Bu dnce iini bir yandan korku, bir yandan ihtiras ateiyle dolduruyordu.

Fergus'un ucuz, eskimi bavulunu istasyona kadar Mark tad. Kestirme yoldan yryerek giderlerken ayaklarnn altnda karlar eker kristalleri gibi trdyordu. stasyonda gney postasn Partiden drt yeyle birlikte beklediler. Sonunda tren poflayarak geldi, buz gibi havaya buharlar sat. Otuz be dakika rtarlyd. Fergus, Otuz be dakika demiryollar iin erken bile saylr, diyerek gld, herkesle bir bir el skt, omuzlara tokatlar att, sonra vagonun basamana bast. Mark bavulu ak pencereden ieriye uzatt. Helena'ya iyi bak, evlat. Kendine de. Mark orada dikilip trenin uzaklamasna bakt. Sesler duyulmaz oluncaya kadar kendinin gzle grlecek kadar ufalmakta, klmekte olduunu hissetti. Sonra dnp tepeye, madene doru yrmeye balad. O yaklarken iileri grev bana aran ddklerin sesi duyuldu. Mark da onlara katld. Binlerce kiiden biri. Ne grn, ne de almas farklyd onlardan. inde yine bir honutsuzluk hissetti. Hayat bu kadar deildi, diyen belli belirsiz bir duygu. Ama giderek gleniyor, byyordu bu duygu iinde. Genliiyle, enerjisiyle yapabileceklerinin sonu bu deildi. Kendisiyle birlikte byk kapya ilerleyen adamlara bakt. Hepsinin yz karanlk ifadelere brnmt. Mark bu ifadelerin gerisinde, kendi duygularna benzer duygular bulunduundan,emindi. Herhalde onlar da gn be gn ayn eyleri yapmann yararszln hissediyor olmalydlar... hi deilse gen olanlar hissediyordu mutlaka. Yal olanlar da bundan tr pimanlk duyuyor olmalydlar. Geip gitmi gneli gnlere, bakas hesabna almakla ziyan ettikleri mre yanyorlard iin iin. Gp gittiklerinde geride hibir iz brakmayacaklar, suda bir dalga bile yaratmadan, bir ant dikmeden yokolacaklar iin zlyor olmalydlar. Bir tek erkek evlat kalacakt belki geriye... o d a ayn deimez mr tekrarlayacakt. Birinin yerine br de konsa olurdu. nemli olmayan insanlar. Kapda duralad. Yana ekildi, seller gibi akp geenlere girmeleri iin yol verdi. indeki heyecan giderek kabanyordu. Bir gven gelmeye balamt. Bir yerlerde, srf onun yapa 89

bilecei zel ve deerli bir iin varolduu, kendisini bekledii konusunda bir gven. Gidip onu bulmalyd. Hzla ilerledi. Fergus MacDonald'n kendisine bask yapm olmasndan memnunluk duydu. Bu sayede kendi kendisiyle yzlemeyi baarmt. Ladyburg'dan beri akntya kaplp gittii yolda, ilk karar noktasna Fergus zorlamt onu. Ge kaldn, An dersi ef defterinden ban kaldrp ciddi gzlerle bakt. Odadaki memurlarn hepsi onu taklit etti. Bir dizi halinde ayplayc yzler. Ne zrn var? Ben masam toplamaya geldim, diyerek glmsedi Mark. Heyecan hl pek cokundu. ten ayrlyorum. Ayplayc ifadeler yava yava aknla dnt. Mark arka bahenin kapsn ap mutfak kapsna doru yrrken ortalk kararmaktayd. Btn gn orada burada dolam, coan enerjisini, heyecanl dncelerini doyurmaya almt. Pencerede grnceye, hatta ocaktaki yemein kokusunu duyuncaya kadar karnnn ne derece a olduunu da hi farketmemiti. Mutfakta kimse yoktu. Ama Heiena evin n tarafndan seslendi. Mark, sen misin? Daha o cevap veremeden, Heiena mutfak kapsnda grnd, bir kalasn kapnn pervazna dayad. Bu gece eve geliniyorsun sanmaya balamtm. Srtnda mavi bir giysi vard. Mark bunun en iyi giysisi olduunu birden anlad. zel durumlar iin saklanan giysi. Ayrca makyaj da yapmt... daha nce Mark hi makyajl grmemiti onu. Yanaklarnda allk vard. Dudaklar da boyalyd. Genelde solgun olan cildine bir canllk veriyordu bunlar. Ksa siyah salar yeni ykanm, elektrik nda prl prl parlyordu. Onlar geriye doru fralam, bir kulann zerinde bir klipsle tutturmutu. Mark ona bakt. Bacaklar biimli, ipek oraplar iinde incecik, ayaklar pomp.onlu terlikliydi. Ne bakyorsun, Mark? Sen bu... Mark'n sesi bouk kt, boazna tkand. Ha 90

fif ksrdkten sonra devam edebildi. Bu akam ok gzelsin. Teekkrler, efendim. Helena gld. Peten, ksk bir glt bu, olduu yerde bir dans dn yapt, mavi giysinin etekleri havaya utu, bacaklar grnd. Beendiine sevindim. Onun tam yannda durdu, kolunu tuttu. Bu dokunma pek tatl bir etki yaratt. Bir da havuzuna dalmak gibi. Otur, Mark. Onu masann bandaki sandalyeye gtrd. Sana buz gibi bira aaym. Buzdolabna yrd. Birann kapan ap bardaa boaltrken bir yandan konuuyordu. Kasapta bugn kaz buldum. Kaz kzartmas sever misin? Mark'n az suland. Baylrm. Yannda kzarm patates ve kabakla? Bunlar iin ruhumu satarm. Helena sevinle gld. Bu, Mark'n genellikle verdii o utanga, ekingen yantlardan deildi. Bu gece bir heyecan dalgas sarmt Mark'n evresini. Bu durum Helena'nn heyecann da yanstm oluyordu. Helena iki barda getirdi, kalasn masann kenarna dayad. Neyin erefine ieceiz? zgrle, dedi Mark hi dnmeden. Ve gzel yarnlara. Bunu beendim. Bardaklarn tokuturdular. Helena hafif ne doru eildi, elbisesinin yaka an Mark'n gzleri hizasna getirdi. Ama neden yarn? Neden gzel zamanlar hemen bu andan balamasn? Mark gld. Pekl, bu gzel geceye ve gzel yarnlara. Mark! Helena dudaklarn ayplyormu gibi bzd, sonra yz bir anda kzard, ksrmeye balad. Akl karmt. Yoo, onu demek istemedim... kulaa kt geldi ama... ben aslnda... Herhalde bunu her kza sylyorsundur. Helena abucak ayaa kalkt. Onu utandrp akamn havasn bozmak istemiyordu. Ocaa doru yrd. Yemek hazr, dedi. Eer imdi yemek istiyorsan.

Kendi de Mark'n karsna oturdu. Onun a olduunu tahmin ediyor, kzarm ekmek dilimlerine san tereyandan sryor, Mark'n bira bardan srekli dolu tutuyordu. Sen yemiyor musun? A deilim. ok gzel ama. Neler kardn bilmiyorsun. Baka kzlarn sana piirdii yemeklerden gzel mi? Oyun oynar gibi, taklarak sormutu bunu. Mark baklarn tabana indirdi, atalna lokma saplamakla megul oldu. Kz falan olmad. Of, Mark, buna inanmam beklemiyorsundur herhalde! Senin gibi yakkl bir gen onca Fransz kznn arasnda! Akln bandan almsndr onlarn herhalde. ek iimiz vard. Hem ayrca... Sustu. Ayrca ne? diye steledi Heiena. Mark ban kaldrd, bir an sessizce ona bakt, sonra konumaya balad. Ona anlatmak yle kolay geldi ki bir an iin Mark'a. Zaten ii yeni kararndan tr sevinle doluydu bu gece. Karn toktu. ki neelendirmiti. mrnde kimseyle konumad gibi ak konumaya balad. Heiena da ona, erkekmi gibi itenlikle yantlar verdi. Mark, bu ok sama. Her kadnda hastalk olmaz ki! Yalnzca sokak kadnlarnda olur. Evet, biliyorum. Her kzda var sanyor deilim. Ama bulunabilecek bir tek onlar var ve... Sustu. tekiler de hamile kalr, dedi tutuk tutuk. Heiena neeli neeli glerek ellerini rpt. Ah, sevgili Mark. O kadar kolay deil o i, biliyor musun? Ben dokuz yldr evliyim, hl hamile kalmadm. eyy, Mark kararszd. Sen farklsn. Ben bu szleri sylerken seni demek istemedim. teki kzlar demek istedim. Bu iltifat m, yoksa hakaret mi, pek anlam deilim, diye takld bu kez Heiena. Mark'n henz bakir olduunu biliyordu elbette. Bir kere o saydam masumluu vard. Kadnlarn yannda o garip utangal vard. abucak geen bir utangalk. Bu durum Helena'y garip biimde heyecanlandryor, tahrik ediyordu. Erkeklerden bazlarnn bakirelerle yatmak iin neden 92

servet saylabilecek paralar dediini anlyordu dorusu. Mark' n koluna dokundu, gen kaslarn o dzgn sertlii houna gitti. Elini ondan ayrmak istemiyordu. Mark aceleyle, ltifatt, diye karlk verdi. Benden holanyor musun. Mark? Evet, tabii. Baka hibir kzdan holanmadm kadar holanyorum. Helena ona doru eilirken sesi yine bouklat, bir fslt dzeyine indi. Bak, Mark, ben hasta deilim. Bebeim de olmayacak. Hem de hi. Elini kaldrp onun yanana dokundu. ok gzel bir erkeksin, Mark. Seni ilk grdm anda holandm. Kaybolmu bir kpek gibi bahe kapsndan bizim eve yrdn srada. Yavaa ayaa kalkt, mutfan kapsna doru ilerledi, elektrik dmesini evirip sndrd. Mutfak karanlkta kald. Yalnzca holden gelen hafif k vard. Gel, Mark. Onu elinden tutup ayaa kaldrd. Artk yatmaya gidiyoruz. Mark'n yatak odasnn kapsna vardklarnda parmak ularnda ykseldi, onu yanandan pt. Sonra tek kelime sylemeden elini indirdi, dnp ondan ayrld. Mark gvensiz baklarla onun gidiini izledi. Kalmas iin. seslenmek geliyordu iinden. Peinden komak geliyordu. Ama gittii iin rahatlamt yine de. Bilinmeyen ynlere doru grmeden kayp gitme duygusu duymutu birden. Helena kendi odasnn kapsn at, arkasna bakmadan girdi, kayboldu. Mark elikili duygular iinde olduu yerde dnd, kendi odasna girdi. Yavaa soyundu. u anda d krkl, rahatlama duygusunu bastryordu. Giysilerini katlarken ince duvarn arka tarafndaki br odadan gelen sesleri dinlemeye alt. Sonunda dar demir karyolaya uzand. Kaskat yatyordu. Bitiik odadaki elektrik dmesinin evrilme sesini duydu, iini ekti, baucu masasndaki kitab eline ald. Henz bitirmemiti kitab. Ama u anda o skc siyasal yazlar belki duygularn bastrr, uyumasn kolaylatrrd. Kapnn tokma yavaa dnd. Koridordaki ayak seslerini hi duymamt. Helena odaya girdi. stnde eftali rengi saten 93

bir giysi vard, Salarn tekrar fralam, yanaklarnn, dudak(arnn boyasn tazelemiti. Kap*y kapad. ar admlarla, kalalarn sallaya Kapy dikkatle di[ sallaya odann ortasndan ilerledi. Yatan yannda durduu zaman ikisi de konumadlar. Neden sonra Heiena yumuak sesle. Okudun mu onu, Mark? diye sordu. Bitirmedim. Kitab kenara koydu. Eh, imdi bitirmenin zaman deil. Heiena kararl bir hareketle elbisesinin nn at, srtndan kard, bir sandalyenin arkasna att. plakt. Mark'n soluu boazna tkand. Kadnn vcuduna bakp duruyordu. Teninde zeytin gibi bir yumuaklk vard. Porselen gibi dzd. I yanstyor, parlyordu. Mark btn vcudunun sarsldn hissetti. Fergus'u dnmeye alt. Kendisine nasl gven beslediini hatrlamak istedi. Helena'ya iyi bak, evlat. Kendine de. Memeleri o ince vcuduna gre iriydi. Arm gibi sarkyordu. Fazla olgun. nsan artacak kadar iri balar vard. Pembemsi kahverengi. zm kadar kocaman. Hareket ettike air ar sallanyorlard. Koltuk altlarndan siyah tylerin kvrlarak uzadn grd. Gbeinin tam altnda da gr kvrck kllar vard. Bu tyler heyecanlandrd Mark'. Solgun ten zerinde kopkoyu. pnotize olmu gibi bakt. Onurla, gvenle ilgili tm dnceleri eriyip gitti. indeki barajn atladn hissetti. Heiena uzand, onun plak omzuna dokundu, bu dokunu Mark'n tm vcudunu krba yemi gibi sarst. Dokun bana. Mark, diye fsldad Heiena. Mark yavaa uzand. Kararsz bir hareketle o fildii kala derisine dokundu. Hl sabit bakyordu. Evet, Mark. yle. Onun bileini tutup elini yukarya doru kaydrd. Parmaklar birbirinden ayrld, vcudunun yanlarn kavrad. Buraya, Mark... bir de buraya. ri meme ba parmaklarn dokunmasyla biim deitirdi, dar frlad, katlat, iti, renkleri de koyuldu. Mark buna inanamad. Kadn etinin de er 94-

kek kadar abuk ve grnr biimde tepki vereceini bilmiyordu. Barajn yklmakta olduunu hissetti. Seller birden boald. ok uzun sreden beri bask altnda tutulan ok gl duygulara kar durmaya olanak yoktu. Boulur gibi bir lkla Helena'y iki koluyla belinden kucaklad, hrsla kendine ekti, yzn onun plak gbeine yaslad. Ah, Mark! diye bard Helena. Sesi hl bouktu. ehvetle ve zaferle titriyordu. Parmaklar kvrld, Mark'n yumuak, kumral salar arasna girdi, Helena'nn ba Mark'n ba zerine eildi. Gnler bulanklgt, birbiriyle birleti; evren o dar sokaktaki kk eve hapsoidu. Zamann geiine yalnzca vcutlar tank oluyordu. Uyuyorlar, sonra sevimek zere uyanyorlar, bitkin dene kadar seviip tekrar uyuyorlar, uyandklarnda ackm oluyor, hem yemek yemeyi, hem sevimeyi yeniden istiyorlard. nceleri Mark bir boa gibiydi. Mantksz bir enerji ve gle saldryordu. Bu Helena'y korkutmutu. Byle incecik, zarif bir delikanldan byle bir g beklememiti. Kendisi de ayn gce katld, yava yava onu kontrol etmeyi, ynetmeyi e rendi, ynn deitirdi, ondan sonra da gerek anlamyla e retmenlik etmeye koyuldu. Mark ok sonradan o be gn dndke ne kadar ansl olduunu daha iyi anlayacakt. Nice gen erkek bilmedii ak labirentinde yolunu kendi kendine, rehbersiz bulmak zorunda kalr, genellikle ona elik eden, yine yolunu bilmeyen, bu yolculua ilk kez kan, acemi biri olurdu. Gney Amerika'da bir kabile varm, yasalara gre her evli kadiri bir gen savay yanna alp bu yaptmz retmek zorundaym, biliyor muydun, Mark? Ne yazk, diye tembel tembel glmsedi gen adam. lk bizim aklmza geldi sanyordum. Baucu masasndaki sigara paketine uzand, iki tane yakt. Helena kendi sigarasndan bir soluk ekti. Yzndeki ifade sevgi dolu, ayn zamanda gururluydu. Mark son birka gn 95

de eyle hzl ve kkl bir deiime uramt ki! stelik bundan kendisi sorumluydu. Bu yeni gvenden, bu g ve ama younlamasndan. Utangalk ve ekingenlik yokoluyordu. Artk Mark eskiden konumad bir trde konumaya balamt. Sakin ve otoriter. Tam bir erkek olmaya doru gidiyordu... bunda Helena'nn rol vard. Mark her yeni zevkin sonuncusu olduuna inanyor, sonra Heiena defalarca bunun tersini kantlyordu. yle eyler vard ki, Mark birinden duysa afallar, tiksinirdi. Ama bunlar bile, Helena'nn ynelttii gibi gerekleince, onda ancak bir haz duygusu douyordu. Heiena ona kendi vcuduna byk sayg duymay retti. Mark bu arada zihninin daha nce bilmedii boyutlarn da kefetti. Be gn boyunca ikisi de evden kmadlar. Sonra altnc gn niformal postac bir mektup getirdi. Mektubu kapda postacdan alan Mark, Fergus MacDonald'n eri br yazsn hemen tand. Sululuk duygusu midesine bir yumruk gibi indi, ryalar incecik kristaller gibi paralanp dald. Heiena artk lekelenmeye balayan eftali rengi elbisesinin yakas yar beline kadar ak, gazete rtl mutfak masas bana oturdu, mektubu yksek sesle okudu. Ufak tefek baarlar anlatlyordu mektupta. Parti toplantlarndaki bol alklardan, bir dzine yoldan arka odada toplant yapmasndan, kendisi araclyla Merkez Komiteye yollanan ballk ve adanmtk mesajlarndan, amaca ballktan, zaman gelince savaa hazr yoldalardan dem vuruluyordu, ama Heiena bunu sesinde hafif bir alay glgesiyle okumaktayd. Mektupta Fergus, Mark' sorduu zaman Heiena yine ii alaya ald. Gzlerini yuvalarndan evirdi, kkr kkr gld. Mark iyi mi, mutlu mu, diye soruyordu mektup. Heiena ona iyi bakyor muydu? Heiena sigarasnn izmaritinden son bir soluk ekti, sonra onu dirseinin dibinde duran kahve fincannn iine att. Sigara orada keskin bir fsrt sesi kararak snd. Bu basit hareket Mark'n iinde hi de doal olmayan bir tiksinti uyandrd. Birden Helena'y gerek yzyle grd. Solgun cildinin gz ularnda nasl krtn, genliinin nasl eriyen yalboya gibi

96

akp gitmekte olduunu grd. Gz altlarndaki erik rengi lekeler, azndaki baya kvrm, sesindeki an sokmas gibi batc ton. Ayn anda iinde bulunduu o khne oday da olduu gibi grd. Bayatlam yiyeceklerin, ykanmam bulaklarn o yal kokusu, o lekeli elbise, o fildii renkli sarkk memeler. Ayaa kalkp odadan kt. Mark, nereye gidiyorsun? diye seslendi Helena arkasndan. Biraz darya kyorum. Leke iindeki emaye banyoda kendini fralayp temizlemeye alt, dayanabilecei kadar kaynar suyla uzun uzun alkaland. Havluyla kurulanrken cildi pespembe olmutu. Demiryolu rezervasyon brosunda yarm saat kadar duvarlarda asl tarifeleri okudu, inceledi. Rodezya. Oradaki yeni bakr madenlerinde ii aryor olmalydlar. Arazi hl yabanld oralarda. Ufuklar uzaktayd. yi av vard. Gller, dalar vard. Kprdayacak yer vard. Gieye doru yrrken memur ona umutla bakt. Durban'a ikinci snf bir bilet. Bu sz sylediine kendi de amt. Natai'a geri dnyordu. Ladyburg'a. Yarm braklm ileri vard orada. Arayp bulmas gereken birtakm yantlar vard. Bulup savamas gereken bir bilinmedik dman vard. htiyarn kutusundan kan paralarla biletin karln derken gznn nne zavallnn Andersiand terasndaki salncakl koltuunda oturuu geldi. Capcanl. Diken gibi koca byklaryla, sakin gzlerinin stne eilmi eski apkasyla, Mark bu geirdii dnemin bir soluklanma olduunu anlad. Yaralarn saaltmaya, gelecekteki mcadele iin g toplamaya olanak bulmutu, o kadar. Eyalarn toplamak zere dnd. Pek fazla eyi de yoktu. abucak bitirmesi gerekiyordu. Birka klotuyla temiz oraplarn dolaptan ekip bavula atarken birden He'lena'nn orada olduunu hissederek aceleyle dnd. Helena banyo yapm, giyinmi, odann kapsndan ona bakyordu. Yzndeki ifade sakin, sesi yalnzlk doluydu.
97 Bir Sere Dt F : 7

Gidiyorsun. Bu bir soru deildi. Evet. Mark dnp bavulun kilitlerini kapad. Ben de seninle geliyorum. Hayr, ben yalnz gidiyorum. Ama Mark, ben ne olacam? zgnm, Heiena. Gerekten zgnm. Ama anlamyor musun, seni seviyorum... Sesi bir umutsuzluk hkr gibi ykseldi. Seni seviyorum, Mark, sevgilim, gidemezsin. Ellerini iki yana ap kapnn nnde durdu. Ltfen, Heiena. Bunun delilik olduunu ikimiz de biliyorduk, Geleceimiz olmadn da biliyorduk. Ltfen irkinletirme. Brak da gideyim. Hayr. Elleriyle kulaklarn kapad. yle konuma. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Mark onu yavaa kapdan uzaklatrmaya alt. Gitmem gerek. Trenim... Birden Heiena onun zerine atld. Bir leopar kadar yrtcyd. Mark buna hazrlksz yakaland. Helena'nn trnaklar yznde derin izikler oluturdu, gzlerini kl pay skalad. Seni pi... bencil pi! diye haykrd Heiena. Sen de brleri gibisin. Tekrar saldrd, ama bu kez Mark onu bileklerinden yakalad. Hepiniz aynsnz, alrsnz, alrsnz... Mark onu olduu yerde evirdi, yzkoyun yatan zerine itti. Helena'nn iindeki mcadele ruhu birden yokoldu, yzn yasta gmd. Mark koridordan geip n kapdan kncaya kadar hkrk sesleri onu izledi.

Durban limanna kadar yol yz milden fazlayd. Tren ar ar Drakensberg Dalarna trmand, geitlerden trtl gibi geti, sonunda doruu neeyle at, douya doru yoku aa inmeye koyuldu. Yoku giderek daha yataylayordu. Sonunda karl kumsallaryla, mavi sularyla, ky karlarnda belirdi. Mark bu yolculuk srasnda dnmeye epey vakit bulmutu ama bu zaman da yararsz pimanlklarla geirmiti. Helena'nn lklar ve sulamalar beyninde nlyordu. Midesi a
93

sululuk duygusunun etkisiyle ta gibi arlamt. Pietermaritzburg kentinden geip de yolculuun son blmne balarken, Mark sululuklar ve pimanlklar bir yana brakp ileriyi dnmeye balad. Balangta niyeti Ladyburg'a dnmekti ama imdi bunun lgnlk olduunu anlyordu. Orada bir dman vard. Katil bir dman. Saklyd, Gizli yerden vuruyordu. Zengin, gl bir dmand. ldrmeye hazr, silahl adam tutabilecek biriydi. Mark o zaman Fergus'la kendisinin Fransa'da yaptklar kanl saldrlar hatrlad. lk adm her zaman dman tanmak ve yerini bilmek olmutu. Dman ne kadar iyi nianc, yetenekleri, teknii nedir, kat mdr, hzl ve deiken midir, bunlar saptanyordu. Sarsak biri miydi dman? Karsnda riske girilebilir miydi? Yoksa riske girmek intihar m saylrd? Herifin nasl dndn tahmin etmek zorundayz, evlat... derdi Fergus, daha vuruu planlamadan nce. Mark kendi kendine yksek sesle, Kim olduunu bulmam gerek, diye fsldad. Sonra da nasl dndn tahmin etmem gerek. Kesin olan bir tek ey vard. Yz sterlin Mark Anders gibi nemsiz birini ldrtmek iin pek byk bir parayd. Kendisini nemli klan tek ey, ihtiyara akrabal ve Andersland'le ilikisi olabilirdi ancak. Andersland'de iki kii grmt Mark'. Hintli ustaba ve beyaz tknaz adam. Sonra Mark kente inmi, sorular sormu, belgeler incelemiti. Peine ancak ondan sonra dmlerdi. Bilmecenin merkez noktas o araziydi. Mark'n defterinde de bu satla ilgisi olan herkesin ad vard. Mark bavulunu yakardaki fileden indirdi, kucana koydu, ap iinden defterini arad buldu, isimleri okudu: DRK COURTNEY, RONALD PYE, DENN1S PETERSEN, PIET GREYLING ve olu CORNELUS. lk nce bu adamlar hakknda ne bilgi bulabilirse edinmeliydi. Her birinin nerede mevzilendiini, nasl nian aldn, amacnn ne olduunu anlamal, ilerinden hangisinin asl dman olduunu kararlatrmalyd. Bunlar yaparken de dman blgesine sokulmamal, kafasn siper hizasndan yukar karmamalyd. Dman blgesiyse Ladyburg^du. 99

Kendisi iin en iyi mevki, Drbn kentiydi. Byk kent olduundan orada dikkati ekmezdi. Hem oras Natal'in bakentiydi. Bilgi kaynaklar vard orada. Ktphaneler, hkmet arivleri, gazete binalar. Defterinin arka sayfasna aklna gelen kaynaklarn bir listesini karmaya balad ve Ladyburg'a gidemeyeceine hayfland. Tapu kaytlaryla Ticaret Sicili kaytlar yereldi. Bakentte kopyalar bulunmazd. Birden aklna bir fikir geldi. Allah kahretsin, neydi kzn adi? Mark gzlerini yumdu, o parlak, dostluk dolu, en yz gznde canlandrmaya alt. Ladyburg'daki Ticaret Sicili'nde alan kz. Mark... ne romantik bir isim... Sesi Dile kulandayd. Ama adn ancak tren istasyona girerken hatrlayabildi. Marion! Hemen defterine yazd. Platforma indi. Bavulu elindeydi. Yolcularla karlayclarn! arasna karp ilerledi. stasyondan knca kentte kendine kalacak bir yer bulma iine giriti. Nata! Mercury gazetesinden bir tane ald, kk ilanlara bakt, rhtmlara yakn yerdeki Point Sokanda bir pansiyon bulunduunu rendi. Oda kkt, karanlkt, tm kenti istila eden o dev hamambceklerinin kokusu sinmiti iine. Her gece kentin kanalizasyonlarndan ordular halinde kar, gezinirlerdi bu bcekler. Ama odann kiras haftada yalnzca bir buuk sterlindi. Banyoyu, duu kullanma hakk da vard. O gece bir mektup yazd. Sevgili Marion. Herhalde beni hatrlamazsn. Adm Anders. Tpk Mark Anthony gibi! Tekrar gremeden Ladyburg'dan acele ayrlmak zorunda kaldmdan beri sk sk seni dndm... Tedbirli davrand, istedii bilgilerden sz etmedi. Bunu gelecek mektupta yazard. Son zamanlarda kadnlar daha iyi tanr olmutu. Zarfn zerine. Bayan Marion, Ticaret Sicili Brosu, Ladyburg, diye yazd. Mark ertesi sabah ie Kent Ktphanesinden balad. K 100

tphane, Smith Sokandaki Belediye binasnn drt katl bir ekiydi. Katedrale yakn, Royal Otelinin hemen yannda, kk bir saraya benziyordu. nnde kare biiminde irin bir bahesi vard. Bahede iekler tomurcua durmutu. Ktphaneci kadna yaklarken iine bir ilham daha dodu. Yazmakta olduum bir kitap iin aratrma yapyordum... Kr sal kadnn yz izgileri bir anda yumuad. Kitap t i piydi kadn. Kitap tipi insanlar, kitap tipi insanlardan holanrd. Mark'a okuma odalarndan birinin anahtar verildi. Nata! gazetelerinin eski kopyalar o odadayd. Gazeteler t ngiliz igali gnlerine kadar gidiyordu. Mark tarih okumaktan pek holand iin bir an kendini o satrlar arasnda kaybetme eilimini duydu. Ama buna kar koydu. Ladyburg Lantern and Record'er gazetesinin ekmecesini seti. lk saylar eskimi, sararmaya balamt. Kolayca yrtlyorlard. Mark onlar dikkatle tutup at. Courtney adna ilk olarak 1879 tarihli ilk gazetelerde rastlad. Ladyburg Svari Birlii Isandnh/vana'da imha edildi. Albay !Waite Courtney ve adamlarndan tek kii sa kalmad. Kana susam mpi'ler lm sayor. Mark bu adn, Ladyburg'daki ailenin ilk atasna ait olduunu dnd. Ondan sonra Courtney adyla sk sk karlar oldu. Hemen her gnk gazetede. Courtney'lerin ou Ladyburg yresinde yayordu. Ama Dirk Courtney'in ad ilk olarak 1900' de geti. Ladyburg en sevgili oullarndan birini karlyor. Angl Boer Sava kahraman geri dnyor. Albay Sean Courtney, Lion Kop iftliini satn alyor. Ladyburg en sevgili oullarndan birini, yllar sonra tekrar barna basyor. Albay Sean Courtney'in byk baarlarn bilmeyen pek az kii vardr ve Witwatersrand altn madeninin bir sanayi olarak kuruluundaki roln herkes hatrlar...
101

Bu satrlar adamn baarlarnn ayrntl bir anlatm izliyor, yaz yle sonulanyordu: Albay Courtney, Lion Kop iftliini Ladyburg iftiler Bankasndan satn alm bulunuyor. Oraya yerlemek ve kerestecilik yapmak niyetinde olduunu aklayan Albay Courtney, eini kaybetmi bulunmakta ve on yandaki olu Dirk'le birlikte yaamaktadr. Bu haber Mark' aknla srkledi. Dirk Courtney'in yal generalin olu olduunu hi dnmemiti. Fransa'da rastlad o iriyar, kanca burunlu, koca sakall adam... bir bakta ; sayg duyduu, sevdii adam... yoo, yalnz sevmek deil, daha da fazlayd ihtiyara duyduu. Adamn varl ve gc, eskiden kalma nyle birleince, gen Mark'n iinde hemen hemen dinsel bir huu uyandrmt, lk tepkisi, acaba general de o cinayet amal saldrya bulam olabilir mi, diye dnmek oldu. Bu dnce onu o kadar rahatsz etti ki, ktphaneden kt, aal yolda biraz yryp kumsala indi, kardaki dalara bakt durdu. Gemileri seyretti bir sre. Acaba iin merkezi Ladyburg'da m, asl rmcek orada m oturuyor, diye dnd. Aratrmalarnn zaman alacan biliyordu. Okumak uzun iti. Marion' dan cevap geimesiyse gnler srerdi. Pansiyonuna dnd zaman oturup kuandaki kesede ka altn kaldn sayd ve kent yaam iinde parann uzun sre dayanamayacan anlad. Bir i bulmas gerekiyordu.

Tehir salonu mdrnn fazla bira imekten midesi frlamt. stndeki giysiler pek parlak renklerdeydi. Otomobil satyla ilgili kimseler hep byle giyiniyorlard galiba. Mark kendisine sorulan sorular terbiyeli terbiyeli yantlad. Neeli grnmeye alyordu ama iin iin pek kederliydi. Be gndr kenti turlayp duruyordu. Bir iten bir ie bavuruyor, sonu alamyordu. Daha grmenin banda iverenler ona, Zor gnler ge-102

iriyoruz, diyorlard. Tecrbeli eleman almak zorundayz. Mark'n ktphanedeki aratrmalarn srdrmeye pek vakti kalmamt. u anda da oturduu koltuun ucuna ilimi, adama teekkr edip oradan ayrlmak zere frsat bekliyordu. Ama adam konumay kesmiyor, uzun uzun srdryordu, Satc komisyonundan sz etmekteydi. Komisyonun dolgun olduunu, iki kiiye de yeteceini sylyordu. Ne demek istediimi anlyorsunuzdur, diyerek gz krpt, bir sigara ekip fildii azlna yerletirdi. Evet, tabii... Mark ban hevesle sallad, ama adamn ne demek istedii hakknda zerre kadar fikri yoktu. Yalnzca memnun etmek istemiti onu, o kadar. Elbette. Ben sizi ahsen kollayacam. Aramzda bir anlamaya varabilsek tabii... tamam m? Tamam. Mark ancak bunu syledikten sonra adamn onun komisyondan pay istediini kavrayabildi. e alnyordu herhalde. Elbette efendim, dedi. Ayaa kalkp dans etmek istiyordu can. Bence eit ortaklk uygun olur. Gzel. Mark'n komisyonunun yzde ellisi, mdrn beklediinden ok fazlayd. Pazartesi saat dokuzda bala, diyerek Mark'a srtt. Mark ellerini minnetle ovalad. Ama tam odadan kaca srada mdr arkasndan seslendi. Doru drst bir giysin vardr, Anders, deil mi? Mark hemen, Tabii, diye yalan syledi. Onu giy. Mark Hintli bir terzi buldu, adam ona bir gece iinde yelekli gri bir takm uydurdu, karlnda otuz iki ilin para ald. Giysiler zerinizde ok iyi duruyor, baym. Soylu bir dk gibi. Mark aynaya bakarken terzi tam arkasnda duruyordu. almalarm iin iyi reklam olacaksnz.

Araba kullanmasn biliyorsundur tabii. Ad Dicky Lancome olan mdr bunu laf olsun diye soruyordu aslnda. Tehir salonunda prl prl parlayan Cadillac'a doru yrmekteydiler.
103

Elbette, dedi Mark. Elbette. Bilmesen araba satcs olmaya kalkmazdn, deil mi? Tabii kalkmazdm. Atla bakalm yleyse, dedi Dicky. Blok evresinde bir tur atalm. Mark'n ba dner gibi oldu. Bereket versin diline abuktu da kendini kurtarmay baard. nce bana arabann zelliklerini anlatsan daha ok sevinirdim. mrmde Cadillac kullanmadm. Bu doruydu ite. Ama eksikti. Cadillac deil, aslnda hi araba kullanml yoktu Mark'n. Pekl, diye kabullendi Dicky. O slk alarak, kaldrmlardaki kzlara gz ederek arabay srerken, Mark olanca dikkatiyle direksiyon ve pedal hareketlerini izlemekteydi. Bat Sokandaki tehir salonuna dndklerinde Dicky bir deste form alp onun nne att. Bir sat yaparsan bunlardan bir tane doldurursun. Pcray almay da ihmal etmezsin. Saatini yelek cebinden ekti. Tanrm, ge olmu. le yemeine ok nemli bir randevum var. Saat on biri biraz geiyordu. ok nemli bir mteri. Sesi hemen alald. Aslnda sarn da. Ve ok gzel. Yine gz krpt. Grrz. Ama ya fiyatlar... ya da br bilgiler! diye seslendi Mark aresizlik iinde. Masamn zerinde bir bror var. inde hepsi yazl. Eyvallah! Dicky arka kapdan uup gitti. Mark elinde brorle Cadillac'n evresinde dolap her yann inceliyordu. Kullanma talimatnn baz blmlerini yksek sesle tekrarlamakta, arabann eitli paralarnn adlarn numaralanm emadan bulmaktayd. Birden birinin koluna dokunduunu hissetti. zr dilerim, delikanl. Satc siz misiniz? Karsnda yalca bir ift duruyordu. Adamn srtnda kusursuz dikilmi koyu renk, smarlama bir giysi, yakasnda karanfil, elinde de baston vard. Yanndaki zarif kadn, Karar vermeden nce arabayla bir 104

dolamak istiyoruz, dedi, Mark'a ana gibi glmseyerek. apkasndan yzne tller sarkyordu. Yapma iekler de vard apkann tepesinde. Gm rengi salar zenle kvrlmt. Mark'n iindeki panik benliini saracak gibiydi. Bakmyor, bir kurtulma yolu aryordu. Adam kapy am, karsn n koltua bindirmekteydi oktan. Mark kaplar onlarn arkasndan kapad, arabann arkasna dolat, kullanma brorne son bir kez gz att. Sol ayakla debriyaja basn, vites kolunu yukar ve sola aln, sa ayakla gaz pedalna skca basn, debriyajdan ayanz ekin, diye mrldand, bror cebine sokup src yerine geti. Adam arka kanepenin orta yerinde oturmaktayd. ki eli bastonunun sapna dayalyd. Ciddi, yarg gibi dikkatli bir hali vard. Kars Mark'a tatl tatl glmsedi. Ka yandasn, gen adam? Yirmi efendim. Hemen hemen yirmi.bir. Mark konta evirdi, mara bast, araba homurdand. Kadn sesini ykseltmek zorunda kald. Olur ey deil, dedi. Olumun ya. Mark ona solgun, zoraki bir glmsemeyle bakt, iinden talimat tekrarlamaya koyuldu. Gaza salam basn. Motor kulaklar sar edecek bir gmbrt kard, Mark iki elinin parmak eklemleri bembeyaz kesilene kadar direksiyon simidini skt. Ailenizle mi oturuyorsunuz? diye sordu mterisi. Mark, Hayr efendim, diye yantlad ve debriyaj brakt . Arka tekerler yaral bir kheylan gibi gcrdad, mavimsi dumanlar pskrrken arabann arkas yukarya kalkar gibi oldu, sonra savrularak ne doru utular. n kapya giderlerken tehir salonunun cilal taban zerinde kapkara lastik izleri kald. Mark direksiyonla bouurken Cadillac saa sola yalpalad, kayd, son anda kaplar ortalad, yenge gibi yan yan giderek sokaa frlamay baard. Bir arabay ekmekte olan atlar rkp ahland, Mark'n arka kanepesindeki adam tekrar dorulup oturma pozuna gemeyi baard, bastonunu da buldu. Mark motor sesini bastrmak iin bararak, eki harika! diye belirtti. 105

Dikiz aynasnda mterinin gzleri dar urarken sesL Kusursuz! dedi. Kars apkasnn ieklerini dzeltti. iekler suratna doru sarkmt. Ban zgn zgn iki yana sallad. Ah, siz genler! dedi. Ailenizden ayrldnz anda yemek yemez oluyorsunuz. Alktan lmenize ramak kalyor. Ben senin yalnz oturduunu hemen anlamtm... yle zayfsn ki... Mark o sra Smith ve Allwal kavan lgn gibi geerken biraz ilerde bir kamyon yolu tkamt. Mark direksiyonu abucak krd. Cadillac ynn doksan derece deitirdi, iki yan tekeri zerinde liwal'e sapt. Kadn bir eliyle kapnn kulpuna yapm, bryle apkasn tutarak, Tazya dnmsn, diye devam etti. Bir pazar bize gel de doru drst bir yemek yedireyim sana. Teekkr ederim, bayan. ok naziksiniz. Mark sonunda arabay galerinin nndeki kaldrma yanatrp durdurduu zaman elleri yle titriyordu ki, konta kapatamayp ikinci kez evirmek zorunda kald. Ceketinden dar terler fkryordu. Arabadan inmeye hali kalmamt. Arka kanepedeki adam, nanlmaz bir ey! dedi. Ne kontrol, ne ustalk... kendimi eskisi gibi gen hissetmeye baladm. Kars, ok gzeldi canm, diyerek ona katildi. Adam bir anda, Alyoruz, diye karar verdi. Mark kulaklarna inanamad. lk satn yapmt. Bu gen adam da ofr olarak bize gelse ne iyi olurdu deil mi? yle usta bir src ki! Olmaz, bayan. Mark neredeyse tekrar panie kaplmak zereydi. Buradaki iimden ayrlmay aklma bile getirmem... yine de teekkr ederim.

Yaman i, ahbap! Dick Lancome iki tane beer sterlinlik kt paray ortasndan katlayp cebine soktu. Mark" n komisyonundan kendisine den yzde elliydi bu. Gelecein: parlak grnyor dorusu.
106

Mark, Bilemiyorum, dedi alakgnlllkle. Parlak, parlak, diye kehanette bulundu Dicky. Ama bir ey var, ahbap... o giysi... Yavaa rperdi. imdi artk paran olduuna gre seni benim terzimle tantraym. Alnma, gcenme ama bu klkla kyafet balosuna gidiyormu gibisin. O akam i saatinden sonra Mark bir haftadr ilk kez ktphaneye kotu. Grevli kadn onu ayplayan bir retmen gibi, kalar atk karlad. Bir daha gelmezsiniz sanmtk... vazgetiniz sanmtk. Yoo. asla vazgemem, diye gvence verdi Mark. Kadn hemen yumuad, ona okuma odasnn anahtarn uzatt. Mark defterine Courtney'lerin soy aacn izmeye koyulmutu. Olduka karkt ailenin durumu. Sean'n bir erkek kardei vard. Boer Sava sonunda o da albayd. Ayn zamanda Victoria Ha madalyas almt. Parlak bir aileydi gerekten. Albay Garrick Courtney adndaki bu karde zamanla dikkat eken bir yazar olmu, sonra ne kavumutu. Askerlik tarihi ve baarl askerlerin yaam yklerini yazyordu. Roberts'le Pretcria'ya arkadan Buljer, Bir Sava, daha sonra Dorrsme ve Kitchener in Sava adl eserleri yazmt. Bu kitaplarn hepsi Lantern gazetesinde pek vlyordu. Yazarn bir tek olu vard. Michael Courtney. 1914'den nce bu gencin Courtney Kereste Kesim irketindeki almalaryla ilgili haberler kmaya balamt. Ladyburg yaknlarnda olan irketin genel mdryd Michael, Sporcu ve binici olarak da ad geiyordu. Sonra 1917' de yle bir haber geliyordu: LADYBURG KAHRAMANI MADALYA ALYOR Albay Garrick Courtney'in olu Yzba Michael Courtney'e Fransa'da bulunan 21'inci RFC filosundaki baarlarndan tr stn Uu Madalyas verilmektedir. Yzba Courtney'in be Alman sava ua drd bildirilmekte, kendisi komutam tarafndan Yksek uu yeteneine sahip cesur ve adanm bir subay, olarak tantlmaktadr. Kahraman, bir baka kahramann da oludur. Birka ay sonra gazetenin birinci sayfasnda iri puntolarla u haber vard: 107

YZBAI MICHAEL COURTNEY'in arpma srasnda ehit olduunu zlerek bildiriyoruz. Yzba Courtney'in uann dman hatlar gerisinde alev alev yanarak dt ve onu drenin de kana susamlyla n yapm Baron von Ricthofen'dan bakas olmad sylenmektedir. Ladyburg Lantero gazetesi mteveffann babasna ve ailesine basal diler. Ailenin bu dalnn faaliyetleri, tm zaferleri ve trajedileriyle birlikte ayrntl biimde izlenmekteydi. Sean Courtney'in taraf konusunda da durum, yzyln bandan Mays 1910'a kadar aynyd. Sean Courtney'in 1903 ylnda Bayan Ruth Friedman'la evlilii ayrntlarla anlatlmt. Gelinin giydii gelinlikten pastann stndeki kremelara kadar hem de. Gelinin nedimeleri arasnda, annesinin tuvaletinin tpksn giyen drt yandaki Storm Friedman da vard. Kk kz, damadn olu Dirk Courtney'e"yeni bir kz karde olacak, deniliyordu. Mdrk' asl ilgilendiren ismin ikinci geii buydu. Mark not ald. 1910 yl Mays aynn sonlarna kadar bir daha Dirk'in ad gemiyordu nk. Aibay Sean Courtney'in siyasal ve i hayatndaki baarlaryla elence hayatnn nisbeten ciddi dallarndaki faaliyetleri, daha sonraki gazetelerde sayfa sayfa verilmeye devam etmekteydi. Natal Yasama Meclisine seilmesi, sonradan Babakan Louis Botha'nn kabinesine girmesi, Natal'daki Gney Afrika Partisinin bakan olmas, Londra'ya Whitehail delegesi olarak yollanmas, tm ailesini yannda gtrerek yola k, orada Gney Afrika Birliinin durumunu tartmas hep vard. Sean Courtney'in kazanc artyor, serveti byyordu. Yeni kereste kesim tesisleri, yeni ekim alanlar satn aiyor, yeni ve daha yksek grevlere getiriliyordu. lk Gney Afrika naat Derneinin bakan, Union Castle Denizyollarnn mdr, Devlet Doal Kaynaklar Komisyonunun bakan, Gney Afrika At Yarlar Kulb bakan, on be metre boyunda bir lks yatn sahibi, Royal Natal Yat Kulp bakan... ama Dirk Courtney'in. ad artk gemez olmutu. .19.10 Maysna kadar . 108

Ladyburg Lantern ve Rocorder'in 12 Mays 1910 gnk nshasnda, birinci sayfada yle deniliyordu: Ladyburg Lantern, birka yl yurt dnda kaldktan sonra geri dnm bulunan Bay Dirk Courtney'in gazetemizin tm denmi hisselerini satn alm bulunduunu aklamaktan mutluluk duymaktadr. Bay Courtney'e gre aradaki yllar, tecrbe ve sermaye birikimi amacyla, eitli yolculuklarla gemitir. Bu yllarn ziyan olmam olduu da aka grlmektedir, nk 'Bay Courtney yurduna dner dnmez Ladybury iftiler Bankasnda kontrol eline geirecek miktarda hisse alm, sylentilere gre bir milyon sterlin tutarndaki paray nakit olarak demitir. Ladyburg'un da, tm halknn da, Bay Dirk Courtney' in blgeye getirdii byk enerjiden, servetten ve almalardan byk lde yararlanaca ortadadr. Gelecee dnk planlarnn ne olduu sorulduu zaman Bay Dirk Courtney, Ladyburg yresindeki tm irket ve iletmelerimin gnlk ilerini dikkatle izlemek niyetindeyim, eklinde konumu, lerleme, byme ve birarada zenginleme benim parolalarmdr, diye eklemitir. Ladyburg Lantern gazetesi Bay Dirk Courtney'e gzel toplumumuza hogeldiniz der. O gnden sonra gazetenin hemen her gnk nshasnda mutlaka Dirk Courtney'den sz ediliyor, eitli konulardaki gr ve yorumlarna yer veriliyordu, ama babasyla ve ailesiyle ilgili haberler ok azalm, i sayfalarda, kyda kede birer paragraf dzeyine inmiti. Mark, Sean Courtney konusunda haber bulmak iin dier Natal gazetelerine dnmek zorunda kald. nce Natal Mercury* den balad. Ladyburg Svari Birlii Fransa'ya doru yola kt. General Courtney bir kez daha askerlerini savaa gtryor. Bu haber Mark' sarst. Hatrlyordu o gn. Limann sisi 109 -

iindeki gemileri, o gemilerin merdivenlerini trmanan haki pantolonla, srt antal, eli tfekli askerleri gznde canlandrabiliyord. O marlar, o kadn lklar, konfetiler, serpantinler, boru sesleri hl kafasnda capcanlyd. Kendisi de ksa sre sonra onlar izleyecekti. Askerlik Brosunda sorularn fazla titiz sormayan bir avua, yan olduundan byk olarak yutturduktan sonra. Ladyburg askerleri bozguna urad. Delile Wood saldrs baarsz. Generai Courtney: Onlarla gurur duyuyorum. Mark gzyalarnn gzkapaklarn yaktn hissetti. ehitler listesini yukardan aa taramaktayd. Tand bir isme rastlaynca duraklyordu... hatrlyor, hatrlyor, sonra kendini tekrar o korkun amur, kan ve strap denizlerinde kaybediyordu. Omzuna bir el dokunup onu imdiki zamana getirdi. Mark okuma masasnn banda doruldu. armt. Gen ktphaneci kadn alak sesle, Artk kapatyoruz, saat dokuzu geti, dedi. Korkarm kmanz gerek. Sonra Mark'n yzne dikkatle bakt. Bir eyiniz yok ya? Alyor muydunuz? Hayr. Mark hzla mendilini arad. Okumak yordu gzlerimi. Pansiyondan ieri girerken bina sahibi merdivenden aaya doru seslendi. Size bir mektup geldi. Mektup yle kalnd ki, VViiliam Shakespeare'in tm eserleri vard iinde sanki. Ama aldnda yalnzca yirmi iki sayfa' kt Sevgili Mark. Seni elbette hatrlyorum. Gittin ama seni sk sk dndm, acaba bana neler geldi diye merak ettim... Bu yzden mektubun beni ok artt ve sevindirdi... Mark mektuptaki bu iten sevin havas karsnda sululuk duyar gibi oldu.
110

Birbirimizi pek az tandmzn farkndaym. Sen benim adm biie tam bilmiyormusun. Adm Marion Luttlejohn... ne sama isim, deil mi? Keke deitirebilsem (yoc, imada bulunuyor deilim, anlam karma!) Ben burada, Ladyburg'da dodum (ne zaman olduunu da sylemem! Kibar bir hanm asla yan aklamaz!) Babam iftiydi ama iftliini be yl nce satt, imdi eker fabrikasnda ustaba olarak alyor. Tm aije tarih: yazlyd. Marion'un okul hayat, akrabalarnn adlar, ne i yaptklar, nerede oturduklar, Marion'un umutlan, hayalleri... Yolculuklara baylrm, sen sevmez misin? Paris, Londra... Hepsi ayrntlarla yazlmt.. ou parantez iindeydi ya da sonlan nlem ve soru iaretiyle noktalanyordu. Adlarmzn bu kadar benzemesi ne garip, deil mi... Mark ve Marion! Ho geliyor kulaa. Mark'n iinde bir kayg ve tela belirdi. Rzgr ekeyim derken frtna bimiti galiba. Ama yine de o satrlardaki nee ve scaklk ona ulaabiliyordu. Kzn yzn pek az hatrlayabildiine hayfland. Yolda karsna ksa, tanmadan yanndan geebilirdi. 0 gece karlk yazd. Cmlelerine pek zendi. Henz mektuplarnn amacna dorudan giri yapamazd, ama bir kitap yazmak niyetinde olduundan sz etti: Bu kitabn Ladyburg arivlerindeki bilgilere gz atmay gerektireceini, oysa kendisinin bu yolculua vakti de, paras da olmadn yazd. Sonra da kzdan kendisine yollayabilecei bir resmi olup olmadn sordu. Kz cevabn herhalde Mark'n mektubunu ald gn yazp postalamt. Sevgili Mark... diye balayan yirmi be sayfalk sk satr yaznn yannda bir de fotoraf vard. Biraz tutuk pozda, parti klnda gen kz. Yznde korkulu bir glmseme, baklar pek sabit,... objektife, tfek namlusuna bakar gibi bakm. Geri resim ok net deildi, ama yine de Mark'a kzn neye benzediini hatrlatmaya yetiyordu. Mark rahatladn hissetti.
111

Biraz tombulcayd. Sevimli, yrek biiminde bir yz vard. Az geni, gzleri zeki, genel havas uyank ve canlyd. yi eitilmi, ok okuyan biri olduunu Mark zaten biliyordu. Ayrca kz onu memnun etmeye de ar hevesliydi. Resmin arkasn imzalamt. Sevgili Mark'a kucak dolusu sevgilerle, Marion. mzann altna kk arp iareti izmiti. Mektuptan Mark'n Cadillac satcs olarak baarsna ve yazarlk hevesine duyulan hayranlk tamaktayd. Aratrmalarna yardmc olmaktan byk sevin duyacan sylyordu. Ne bilgi isterse, kendisine yazmas yeterdi. Devlet ve Belediye dosyalar zaten elinin altndayd. (Bu kez tetkik creti de almayacam!) Ablas Ladyburg Lantern'in yaz ileri brosunda alyordu. Hkmet binasnda zengin bir ktphane vard, Marion oraya zaten sk sk giderdi... Kendisine yardmc olmasna izin vermesini istiyordu Mark'dan. Bir ey daha... Mark'n da yollayabilecei bir resmi var myd? Ondan bir an ok makbule geerdi. iMark yarm sterline bir resim ektirdi. Yeni takmn giymi, hasr apkasn bana oturtmutu. Hem de arpk olarak. Suratnda eytanca bir glmseme vard. Sevgili Mark, Ne kadar yakklsn!!! Arkadalarmn hepsine gsterdim, hepsi imrendiler, kskandlar. stedii bilgilerden.de bazlarn veriyordu. Daha sonra ba-ka bilgiler de verecekti.

Mark, Smith Sokandaki kitapdan kaln, deri kapl bir defter ald. Ayrca byk boy kartonla Nata) ve Zululand'in haritalarn da ald. Bunlar odasnn duvarna ast. Yatt yerden bakabilecekti artk. Birinci kartona, Courtney'lerin, Pye'lerin ve Petersen'lerin soy aalarn iledi. Andersland satyla ilgili imdiye kadar karsna km btn, isimleri de not etti. kinci kartona, Ladyburg iftiler Bankasnn sahip olduu tm irketlerin emasn kard, ncsne de General Sean 112

Courtney'in holding irketi olan Natal Kereste ve Emlak Ltd'in sahip olduu irketleri iledi. Haritada her iki grubun arazilerini dikkatle snr izip iaretledi. General Courtney grubunu krmz, olu Dirk Courtney grubunu mavi kalemle boyad. Bu almalar, aramalarna devam etmek iin ona yeni bir hz ve kararllk kazandrd. Hele de Andersland' mavi kalemle boyarken. Boyama ii bitince kalemin boyalarn parmaklarndan sildi ve aznda ac bir tad hissetti. htiyarn__o topra asla elden karmayacandan giderek daha emin oldu. Topra elinden almak iin tek yol ihtiyar ldrmekti. Ne zaman haritaya yeni boyalar srmek zorunda kalsa ya da yatana uzanp o tarafa baksa, iin) ayn fke ve kzgnlk doldurur oldu. Bunca servetin bir baba oulun elinde bulunduunu bilse Fergus MacDonald ne derdi, onu dnd. Her akam, gn boyu edindii yeni bilgileri defterine ileyip duruyordu. Geceleri sndrp karanlkta uyank yatyor, genellikle tam uykuya dalarken ryasnda Chaka Kapsn gryordu. Nehri koruyan o koca kayalar... orada tek bana duran mezarn tan olan o kayalar. aretsiz bir mezar. zerini Afrika'nn yaban bitkilerinin rtt bir mezar... ya da belki srtlanlarn ya da baka vahi yaratklarn ap yokettii bir mezar. Bir akam Mark ktphanede normal almasn yaparken eli Ladyburg Lantern'in olduka yeni nshalarna doru kayd. O gece kendisi Ladyburg'den katktan sonra neler olup bittiine bakmak istedi. sayfalardaki birka satrlk haberi neredeyse gzden karyordu. Dn Pine Sokandaki Methodist kilisesinde Bay Jacob Henry RossouWun cenaze treni yapld. Bay Rossouw bir grup arkadayla birlikte ava kt srada, Baboon Nehri zerindeki demiryolu kprsnden derek hayatn kaybetmiti. Bay Rossouvv bekrd ve Zululand eker irketinde almaktayd. Cenaze trenine irketin ynetim kurulu bakan Bay Dirk Courtney de katld, ksa fakat veciz bir konuma yaparak kurulularnda alan en mtevazi memu113
Bir Sere Dt F: 8

ra bile nasl ilgi gsterdiini bir kez daha aklam oldu. Byklk kendini kk hareketlerle gsterir. Tarih Mark'n vadiden kat gne uyuyordu. Bu adam herhalde Mark'n peindeki avclardan biriydi. Belki de trene atlad srada ayak bileine sarlp, kpr demirine arpnca aaya dm olanyd. Eer durum yleyse, Dirk Courtney'le dorudan ilgiliydi olaylar. Mark yava yava ipleri birbirine dmlemeyi baaryordu. Ama ilmei geirecei bir boyun gerekliydi ona. Mark'n ii bir bakmdan rahatt. Babayla oul arasnda derin bir uurum varm gibi grnyordu. General Sean Courtney' Je olu Dirk Courtney'in irketleri asla st ste akmyor, ikisi asla ayn irkette ynetim kurulu yesi olmuyorlard. Her birinin irketler piramidi ayr ve tek bana durmaktayd. Bu ayrlk para ve i konularna zg de deildi grne gre. Mark bu iki kiinin sosyal hayatta ilikili olduklarna dair de hibir iarete rastlamyordu. Zaten aralarndaki belirgin dmanlk, gazete oulun eline getii anda babaya taknlan durumdan da ak seik grlmekteydi. Ama yine de tam ikna olmu deildi Mark. Fergus MacDonald onu patronlarn, zenginlerin tutumuna kar defalarca uyarmt. Sularn saklamak iin akla gelmeyecek eyler yaparlar, Mark. Drst iinin aln teriyle kazand paraya el atabilmek iin bavurmayacaklar aalk yoktur. Belki de Mark'n ilk yapmas gereken ey, yalnzca bir tek kiinin peinde olduunu kesin ve kukusuz biimde saptamakt. kinci adm da elbette Ladyburg'a dnmek olacakt. Orada yeni bir saldry kkrtmalyd. Ama bu kez hazr olacakt o saldrya. Nereden gelecei konusunda da bir fikri olacakt. Zihni gerilere utu, Fergus'la ikisinin Cuthbert adl mankeni kullandklar gnleri dnd. Dmann ona ate edip yerini belli etmesini, kendini ele vermesini salyorlard. Mark ac ac srtt . Bu sefer Cuthbert'in iini de kendisinin yapmas gerekecekt i . Fransa'dayken hi duymad bir tr korku sarld yakasna. Daha nce varlna inanamayaca kadar korkun ve kat bir dman izlemek zorundayd. Vakit de yaklayordu.

O srada dikkatini Ladyburg'dan gelen bir yeni mesaj datt. Bu defa programn ertelemeye zorunlu hissetti kendini. Sevgili Mark, Sana mthi bir haberim var! Da yrmezse abdal yrr derler. Ablamla kocas drt gnlk bir tatil iin Durban'a gidiyorlar. Beni de davet ettiler. Ayn on drdnde orada olacaz... Marine Parade Caddesindeki Marine Otelinde kalyoruz... ne lks, deil mi? Mark iinden ykselen heves ve sevincin gcne kendi de ard. Bu dost davranl, sevgi dolu yarata uzaktan uzaa ne kadar balandnn o ana kadar farknda deildi. Onunla karlatnda bir kere daha ard. kisi de zene bezene giyinmiler, ayrntlara nem vermilerdi. kisi de ekingen, bask altndaydlar. Marion'un ablas yanlarndayd nk. Otelin verandasnda kaskat oturup aylarn yudumladlar, dereden tepeden sohbet ettiler, bu arada dudaklarna gtrdkleri fincann zerinden birbirlerini belli etmeden incelediler. Marion kilo vermiti. Mark bunu hemen farketti. Ama tabii kzn ona gzel grnebilmek iin gnlerdir a yaadn bilmesine olanak yoktu. Gzeldi kz o gn. Mark'n hatrladndan ya da yollad resimden ok daha gzeldi. Daha da nemlisi, o scak davranyd. Mark mrnn ounu yalnz geirmi bir insand ama zellikle u s,on birka hafta boyunca daha da yalnz kalmt. O salapur pansiyonda, hamambcekleriyle yatp kalkyor, planlaryla ba baa vakit geiriyordu hep. Marion'un gelmesine, tipi srasnda yangna gelen itfaiyecilere gsterilmesi gereken tepkiyi gsterdi. Abla balangta ablalk grevlerini pek ciddiye alyordu. Ama o da iMark'dan olsa olsa be alt ya daha bykt. Genlerin birbirlerine kar olan duygularn da, delikanlnn drst biri olduunu da grmekte gecikmedi. Kendi de gen, stelik yeni evli olduundan, onlara anlay gsterdi. Marion'u arabayla biraz gezdirmek istiyordum... ok kalmayz. Marion lmek zere olan bir ceylann yakaryla dolu baklarn ablasna evirdi. Ltfen izin ver, Lyn. 115

Cadillac son modeldi. Zulu iiler onu ykayp parlatrken Mark kendisi balarnda durmutu. Umgeni Nehrinin azna kadar gittiler. Marion onun hemen yahnda oturuyordu. Gzeldi. i gurur doluydu. Mark da kendini mrnde hissetmedii kadar iyi hissetmekteydi. k giyinmiti. Cebinde paras vard. Altnda prl prl koca bir araba, yannda kendisine hayran gzel bir kz! Hayranlk szc, Marion'un Mark'a kar olan davrann anlatabilecek tek szckt. Gzlerini onun yznden bir an bile ayramyordu. Mark ona baktka kzn gzleri prl prl parlyordu. Kendini bu kadar yakkl, kibar bir erkein yannda hayal bile etmemiti hi. En lgn ryalarnda bile byle prl prl bir Cadillac iinde madalyal birsava kahramann dnmemiti. Mark yolun kenarna parkettiinde inip allk patikadan nehrin azna doru yrdler. Marion onun koluna, boulmakta olan bir denizci gibi sarld. Nehir yukarlordaki bir yamur frtnasndan dolay grl grl akyordu. Eni yarm mil, rengi de kahverengi, amur gibiydi. lerde, denizin yeil sularna kavuaca yerde kpryor, beyazlayordu. Nehrin sular zerinde eitli pler ve boulmu hayvanlarn leleri de yzmekteydi. Bir dzine siyah kpekbal o leleri yemeye hazrd. gen kuyruklarn gstere gstere daireler izerek yzyorlard. Mark'la Marion yan yana oturup seyrettiler. Ah, diye iini ekti Marion. Kalbi krlyordu sanki. yle bir ses kard. Yalnzca drt gnmz var. Mark, Drt gn uzun zamandr, diyerek gld. Nasl doldu rabileceimizi bilemiyorum. O srenin hemen her saatini birlikte geirdiler. Dicky Lancome gzde satcsna ok anlay gsterdi. Sabahlar buraya birka dakikalna ura, yeter. Patronu mutlu etmek in. Sonra kaarsn. Ben kaleyi korurum sen yokken. Peki ya son model Cadillac? diye sormutu Mark cesaretle. > Zengin bir eker iftisine sat yapmaya alyor derim. Al arabay, dostum. Ama Tanr akna bir aaca falan toslama.

116

Sana borcumu nasl deyeceimi bilemiyorum, Dicky. Gerekten bilemiyorum. Dert etme, ahbap. Bir yolunu buluruz. Bir daha byle eyler isteyecek deilim. Bu kz pek zel biri de! Anlyorum. Dicky onun omzunu babaca okad. Hayatta en nemli ey o zaterf. Seni ok iyi anlyorum, dostum. Sana her santiminde zevk ve baar dilerim. Durum senin sandn gibi deil, Dicky. Mark'n yz kpkrmz kesilmiti. Elbette deil. Hibir zaman deildir. Ama yine de sen zevkini karmaya bak. Dicky gz krpt. Mark'la Marian... kz haklyd. Pek gzel uyuyordu isimleri. Gnlerini kentte el ele dolaarak geirdiler. Marion kentin kalabalna, enerjisine, kibarlna, kltrne, mzelerine, tropikal bahelerine, kumsallarna, ak hava konserlerine, koca maazalarna, ithal mallaryla dolu vitrinlerine, koca gemilerin demirledii limanlarna hayran kald. Hintli balklarn tekneleriyle kyya dnlerini seyrettiler. Daha sonra Marion eteklerini svad, Mark pantolon paalarn dizlerine kadar kvrd, balklara alarn ekmekte yardmc oldular. Gvertelerde gm rengi balklar kpr kprd. Kremal ilek yediler, st ak motorlara bindiler, Marine Caddesinde suratn boyam, kafasna boynuzlar takm, haykra haykra dans eden bir Zulu'yu seyrettiler. Bir gece Dicky Lancome'la o- sra sevgilisi olan gzel kz onlara katld, birlikte balk yediler, dans ettiler, sonra Cadillac'a binip glerek, elenerek, arklar syleyerek dndler. Arabay Dicky kullanyordu. Mark'la Marion arka kanepede sarma dolatlar. Otelin lobisinde, gece bekisinin dikkatli baklar altnda Mark kza veda etti. Beki o srada acaba Mark da asansre binip yukar kmaya kalkr m diye kaygdayd. mrmde bu kadar mutlu olmadm, dedi Marion ak ak. Parmakularnda ykselip onu dudaklarndan pt. Dicky Lancome, Cadillac' ve kz arkadan alm, toz olmutu. Herhalde deniz kenarnda parkedecek kuytu bir ke 117

bulmu olmalyd. Mark gece yars tenha sokaklardan evine doru yrrken Marion'un szlerini dnd, ona katldn farketti. Kendisi de hatrlamyordu bu kadar mutlu olduu zaman. Ama te yandan onun yaam pek mutluluklarla dolu bir hayat da saylmazd. Dilencinin elinde bir ilin bile servet saylrd. Birlikte geirecekleri son gn geldi att. Bunu bilmek, duyduklar zevke bir acnn arln katyordu. Mark, Cadillac'! ekerkam tarlalar arasnda dar bir yola brakt, inip kar gibi kumsalda yrmeye baladlar. Deniz yle duruydu ki, t ilerde suyun altndaki kayalar rahatlkla grebiliyorlard. Daha tede sular ivit rengine dnyor, ufukla buluuyor, onun hemen yukarsndan da gibi kmls bulutlarnn mor, mavi ve gm renkleri balyordu. trdayan kumlar stnde yalnayak ilerlediler. Ellerinde Marion'un otelinde hazrlanm piknik sepetiyle Mark'n yatandan alnm battaniye vard. Dnyadaki tek iki kii onlard sanki. Yeil allarn arkasna dikkatle saklanp mayolarn giydiler, glerek lk sulara doru kotular. Marion'un ince, pamuklu mayosu zerine yapnca onu plakm gibi gsterdi. Oysa mayo dizlerinden boynuna kadar her yerini rtyordu. Bandan krmz yzme bonesini karp gr salarn salad. Mark ilk olarak kendini fiziksel bir uyan iinde buldu. O zamana kadar Maricn'a bir arkada, bir dost gzyle bakmt bir bakma. Kzn o tapnrcasna sevgisi, Mark'n iindeki bir boluu doldurmu, bir ihtiyaca karlk vermiti. Bunun dourduu duygular, hemen hemen bir aabeyin duygular olmutu. Marion ondaki bu deiiklii kadnlara zg bir sezgiyle hemen hissetti. Glmesi dudaklarnda dondu, baklar ciddilet i , o baklara karanlk korku glgeleri yerleti. Ama yine de yzn Mark'a evirip ban kaldrd, kendini korkun bir iradeyle elikletiriyormu gibi bir havaya girdi. Gri battaniyenin zerine yan yana uzandlar. alnn glgesi altndaydlar. le scanda bceklerin sesleri duyuluyordu.

- slak mayolar scak tenlerini serinletmekteydi. Mark onun mayosunu yavaa zerinden syrp kard. Marion'un cildi, Mark'n parmaklar altnda nemliydi. Onun vcudunu Helena' dan bu kadar farkl bulacan sanmamt. Marion'un teni st gibi beyazd. Pembeye alyordu daha ok. Vcudundaki tyler ipek gibi yumuackt. Ak kahverengi ve duman kadar yumuak. Vcudu da yumuakt. Helena'nn sert kaslarnn yerine, onda hemen teslim olan bir kadn vcudu vard. Bu deiik duygular Mark' daha ok heyecanlandrd. Marion'un soluu kesildii, dudan srp ban yana evirdii zaman Mark birden anlad. Helena'dan rendii marifetler Marion'u kendisi gibi etkilemiyordu. Kzn vcudu kazk kesilmiti. Yz solgun ve gergindi. Marion, iyi misin? Bir eyim yok, Mark. Bundan holanmyor musun? lk kez oluyor... Brakabiliriz... Hayr. Zorunlu deiliz... Hayr, Mark, devam et. Sen bunu istiyorsun. Ama sen istemiyorsun. Ben senin istediini isterim, Mark. Devam et. Olmaz... Devam et, Mark, ltfen devam et. Marion ona baknca Mark kzn yzndeki ackl ifadeyi farketti. Gzlerinde yalar parldyor, dudaklar titriyordu. Ah, Marion, ok zgnm. Mark ekilip bzlr gibi oldu. Yzndeki ac ifadesinden rkmt. Ama Marion iki kolunu boynuna dolayp ona doru kayd. Hayr, Mark... zlme. Senin mutlu olman istiyorum. Beni mutlu etmez... eer sen istemiyorsan. Ah, Mark, byle syleme, ltfen syleme... dnyada tek istediim seni mutlu etmek. Cesaretle dayand, onu kucaklayp kendi vcudu zerinde tuttu, ellerini onun ensesinde kenetledi. Vcudu katyd ama yine de serilmi yatyordu. Mark iin de olay hemen hemen ay-

119

n derecede ac verici oldu. Kilitlenmi sinirlerin titreimini hissederken o d a Marion'un acsn duydu, Marion'un karmamaya alt iniltileri paylat. Bereket versin abucak bitti. Ama Marion hl ona sarlm, brakmyordu. Houna gitti mi, Mark, sevgilim? Evet, ok, diye gvence verdi Mark hevesle. Harikayd. Her bakmdan senin houna gitmeyi yle ok istiyorum ki, sevgilim. Her zaman, her konuda sana gre olmak istiyorum. Hayatmdaki en gzel eydi, dedi Mark. Marion bir an onun gzlerine bakt, gvence arad, inanmak istedi, sonunda... ok istedii iin olacak, aradm buldu.. ok sevindim, sevgilim, diye fsldad, Mark'n ban kendi nemli gsne doru ekti. Onu yle tutarak sallamaya balad. Yavaa, yumuack. Bir annenin yavrusunu sallad gibi. ok sevindim, Mark. Daha da iyi olacak, greceksin. reneceim. Senin iin her eyi yapacam, sevgilim... her zaman. Akam nda Mark arabay ar ar srerken Marion gururla onun yannda oturuyordu. Bambaka bir hal gelmiti kza. Birka saat iinde ocukluktan km, gen bir hanm olmu gibiydi. Mark iinden ona kar bir sevgi kabardn hissetti. Onu, korumak istiyor, o iyiliin, o tatlln bozulmasna, aclamasna engel olmak istiyordu. Onu mutsuzluktan ve incinmekten kurtaracakt. Bir an iin, Marion'un vcudunun kendi vcudundaki atee cevap verememesinden znt duydu. Kendisi onu bu frtnadan geirip huzura ulatramad iin de zlmekteydi. Belki ilerde olurdu. Belki birlikte bir kar yol bulurlard... bulamazlarsa, eh, o zaman da o kadar nemli deildi zaten. nemli olan bu kadna kar hissettii grev duygusuydu. Kendine ne verebilirse vermiti. imdi de karln vermek Mark'a dyordu. Onu korumahi onu sevmeliydi. Marion, benimle evlenir misin? diye sordu alak sesle. Marion yavaa alamaya balad. Bir yandan ban hevesle sallyordu. Gzyalar boazna tkanyor, konumasn engelliyordu.

120

Marion'un ablas Lynette, Ladyburg'lu gen bir avukatla evliydi. O gece drd birarada oturup bu evlenme iini konutular. Babam sana yirmi bir yandan nce evlenme izni vermez. Peter'le ben nasl beklemek zorunda kalmtk, unuttun mu? Peter Botes ciddi bir genti. Ban onaylarcasna sallad, parmakularn adr gibi birletirdi. nce telli, kum rengi salar vard. Krmz cppeli bir yarg kadar tombuldu. Birka yl beklemenin bir zarar olamaz... Yl m? diye szland Marion. Peter, Daha on dokuz yandasn, diye hatrlatt ona. Mark'n da aile sorumluluunu yklenmeden biraz para birliktirmesi art. Marion, Ben almaya devam edebilirim, diye atld. Hep byle sylerler. Peter kafasn bilmi bilmi sallyordu. Ama iki ay sonra bebein ilk haberi geliverir. Peter! Kars onu azarlyordu ama o sakin sakin devam etti. Evet, Mark, gelelim senin planlarna ve olanaklarna. Marion'un babas bilmek isteyecektir. , Mark onlara kendi durumuyla ilgili bilgi vermek zorunda kalacan sanmamt. u anda kendi kiisel serveti krk iki sterlin on iki ilin mi, yoksa yedi buuk ilin mi, onu bile bilecek durumda deildi. Onlar ertesi sabah Ladyburg trenine bindirdi. Uzun uzun kucaklatlar, birbirlerine her gn yazmaya sz verdiler. Marion bu arada kendisinin de para biriktireceini, babasnn evlilikle ilgili kat kuraln deitirmeye alacan syledi. Mark istasyondan dnerken hi neden yokken Fransa'daki o sabah anmsad. Terhis olduu sabah. Birden srt dikleti, admlarna bir canllk geldi. Sa kalmt. Kurtulmutu. u anda bundan sonrasn dnmenin yeri deildi.

Dicky Lancome'un cilal izmeleri nndeki masann zerine dayanmt. Gazetesinden ban kaldrp bakt. teki eliyle ay fincann zarif bir biimde tutmaktayd. 121

Yaasn, kahraman fatih geliyor... yorgun silahn omzuna vurmu... Hadi, hadi Dicky! Dizlerinde derman kalmam, gzleri kanl, aln alev alev yanyor... Beni arayan oldu mu? diye sordu Mark ciddi bir sesle. Ah, o byk beyin imdi de daha dnyaevi konularna ilgi gstermeye balad. Sen oyununa devam et, Dicky. Mark kendisini bekleyeyen mesajlara hzla gz att. Takn bir ak, ar bir ihtiras, yksek dozda seks ve akamdan kalmahk. Bu nedir? Karalama gibi yazyorsun, okuyamyorum. Mark gzlerini ondan karp yazya emiti. Szme kulak ver. Mark, o gen kadnda oluk ocuk tutkusu var. Sen arkan dndn anda en yakn aacn tepesine tneyip yuva kurmaya balayacak. Kes artk, Dicky. Aslnda senin de yapman gereken bu, arkada. Tabii eer gzn ykseklerde deilse... Dicky rol yaparcasna rperdi. Spor araba kullanmayan, byk araba kullanmaya kalkmamal... dedim de aklma geldi. Gazeteyi elinden brakt, yeleinin cebindeki saati karp bakt. ok nemli bir mterim var. Cilal izmelerini gzden geirdi, gs cebinden ektii mendille tozlarn yle bir uurdu, ayaa kalkp apkasn bana oturttu, Mark'a gz krpt. Kocas bir haftalna seyahate km. Kale sana emanet, dostum. Sra bende artk. Odann kapsndan tehir salonuna kt, bir anda geri dnd. Yznde korku ifadesi vard. Ulu Tanrm... mteriler! Sen bak unlara Mark. Ben arka- kapdan tyyorum. Gz ap kapayana kadar gitmi, geriye yalnzca salarna srd briyantinin kokusu kalmt. Mark pencerenin pervaz arasna sokulmu krk aynada kravatn dzeltti, kapya yrrken yzne o basmakalp hogeldiniz glmsemesini yerletirdi. Tam ayan eie bast anda durdu. Vahi bir geyiin hareketsizlii ve dikkatiyle dinliyordu. Vcudunun her siniriyle hissetti. Duyduu o kadar ac

veren, insann iine ileyen gzellikte bir sesti ki, yreinin donduunu sezdi. Bu ses yalnzca birka saniye srd. Ama titreimleri havay daha uzun saniyeler boyunca doldurdu. Mark' n yrei ancak ondan sonra arpmaya balad, kaburgalarna doru taaoakm gibi iti.. Duyduu ses bir gen kzn glyd. Mark'n evresindeki havaya bal karm, younlamt besbelli. Bacaklarn zor hareket ettiriyordu. Cierlerine hava ekmek de zorlamt. Kapnn aralndan tehir salonuna doru bakt. Orta1 yerde, son model Cadillac'n yannda iki kii duruyordu. Adamn arkas Mark'a dnkt. ok iri, ok uzun boyluydu. zerinde koyu renk bir giysi vard. Yanndaki kz incecik ve zarifti. Uuyordu deta. Grnmez kanatl bir kutu. Mark ona bakarken ayaklarnn altndaki tabann sallandn hissetti. friyar adama bakmak iin ban arkaya atmt. Boynu uzun ve dzgnd. Kk bir ba, iri kara gzleri, glen bir az vard. Dileri dzgn, dudaklar pembeydi. Biimli alnnn zerinde gr, dalgal salar dikkati ekiyordu. Bu salar ylesine siyaht ki, dalgalar abanoz aacndan yontulmu bir heykeli andryordu. Bir daha gld. ok gzel, minik dalgalar andran bir ses. Adamn yzne dokunmak zere elini uzatt. Eli incecik, uzun parmakl, ama gl, becerikli grnen ellerdendi. O elleri grnce Mark ilk izleniminin yanl olduunu anlad. Kzn boyu o adamn yannda ksa grnyordu. Duru biimi de buna katkda bulunuyordu. Aslnda uzun boyluydu. Rzgrdaki bir papirs sap kadar zarif ve esnekti. ncecik uzun beli, uzun bacaklar vard. Parmakularyla adamn ene izgisini izledi. Ban O' uzun kuu boynu zerinde arkaya atmt. Dayanlmaz bir gzellie sahipti. Koca gzlerinde sevgi kvlcmlar tutuuyordu. Dudaklarnn izgilerinde de sevgi okunmaktayd. ff, baba, ne kadar geri kafal, somurtkan bir vahisin. Bir balerin hafif ligiyle br tarafa dnd, Cadillac'a elini da 123

yad, yapmack bir Fransz aksanyla, Mon cher papa, c'est tres chic... (*) dedi. Adam, Ben bu ssl yeni arabalara gvenmem. Rolls'u her eye tercih ederim, diye homurdand. Rolls mu? diye bard kz. Aman ne kasnt! ncil'den frlama! Sevgili babacm, artk yirminci yzyldayz, unuttun mu? Bir vazo iindeki salon gl gibi bkld. Beni o tabutlara benzer arabada dolamaya zorlarsan, arkadalarmn yannda bam nasl dik tutarm ben? Tam o anda Mark' grd. Sat mdr odasnn kapsnda duruyordu Mark. Kzn btn tavr bir anda deiti. Ban tutuu, vcudunun duruu, aznn, gzlerinin ifadesi bir anda akac ocuk olmaktan jkt, kibar bir hanmefendi oluverdi. Baba, dedi yavaa. Sesi nazik, Mark' szen gzleri souktu. Sanyorum satc geldi. br tarafa dnd. Mark etein altnda kalasnn hareketini hissedip titredi. Kz Cadillac'n evresinde yrd. Sakin ve mesafeliydi. Bir daha da Mark' tan tarafa bakmad. Mark ona hayran hayran bakakaimt. Tm duygular tama halindeydi. mrnde bylesine gzel, bylesine insan tutsak eden bir varlk grmemiti. Bu srada adam dnm, kzgn gzleriyle ona bakyordu. Kzn taklrken syledii gibi, ncil'den kalma bir adama benziyordu: Dev gibiydi. Omuzlar kaln bir aa gvdesi kadar geniti. Bann bykln o kanca burnuyla krll koyu renk al sakallan daha da belirginletiriyordu. Seni tanyorum ben yahu! diye homurdand. Yz gneten yanp kararmt, ama gzlerinin kenarlarnda beyaz krklar vard. Kvrck salarnn dipleri de beyazd. apkas glgelemiti oralarn. Ya da bir niforma kasketi. Mark kendini toparlayarak, gzlerini kzdan almay baard ve ikinci bir oka daha srklendi. O an iin bunu korkun bir rastlant diye nitelendirmiti. Ama aradan yllar getikten sonra hi de yle olmad kansna vard. Hayatlarn birbirine

(*) Babacm bu ok k

124

ren, onlar biraraya getiren ey kaderdi.. lk okun etkisiyle ok sarslan Mark'n sesi atlak kt. Evet, generalim, ben... Dur, syleme, Allah kahretsin! diye onun szn kesti general. Sesi bir Mauser'in grlemesini andryordu. Mark o yze bakarken ruhunun bzldn hissetti. mrnde grd en dehet verici suratt bu. Biliyorum... adn dilimin ucunda! Mark'a ate saan gzlerle bakmay srdrd. Yzleri hi unutmam. Generalin varlnn gc gen adam ezip yokedecek gibiydi. Yallk belirtisi, baba, dedi kz souk souk. Omzunun zerinden geriye doru bakyordu ama yznde glmseme ya da baka bir ifade yoktu. yle syleme! dedi general patlayan bir volkan gibi. Sakn syleme! Mark'a doru rktc bir adm att. Esmer aln krm, mavi gzleri karsndakinin ruhuna neter gibi izikler atyordu. Gzler! dedi. O gzler. Mark o topallayan, da gibi ilerleme karsnda aceleyle bir adm geri ekildi. Bunun arkasndan ne kacan bilmiyordu, ama Sean Courtney'in elindeki bastonla her an ona vurmasn bile bekliyordu. Adamn fkesi ylesine ldrcyd. Generalim... Evet! General birden parmaklarn klatt, dal krlmas gibi bir ses kard, alnndaki krklar dzleti, mavi gzlerde bir glmseme belirdi. Bu yle bulac bir glmsemeydi ki, Mark da ona glmsemek zorunda kald. Anders, dedi general. Anders ve MacDonald. Martin miydi? Michael m? Yo, Mark Anders! Yumruunu skp kendi oyluuna indirdi. Yallkm, ha? Kzm... kim demiti bana yal diye bakalm? Baba, sen bir bilmecesin. Kz gzlerini yuvalarnda evirdi ama Sean Courtney, Mark'a doru ilerliyor, onun elini "kapp kemiklerini krarcasna skyordu. Gen adam kendini g toplad, o da generalin elini skabildi. Hem de kuvvetle. Gzlerden, diyerek gld Sean. O gnden... o geceden bu yana yle ok deimisin ki... Glmesi kesildi. Delikanlnn sedye zerindeki bembeyaz, kansz yzn, vcudundaki 125

amur ve kurumu kanlar hatrlamt. Kendi sesi geldi kulana. lm! Bu hayali kafasndan kovalad. Naslsn, olum? yiyim, efendim. yileeceini snmemitim. Sean ona dikkatle bakt. Bakyorum hi iz kalmam. Ka taneydi? ki, efendim. Srtmn st ksmnda. erefli yara izleri onlar, evlat. Bir gn seninle yaralarmz konuuruz. Birden kalar tekrar atld. ngra taktlar, deil mi? Evet, efendim. yi. Bjzim orduda hi belli olmaz. Madalya nerisini o akam yazmtm ama yine de bilinmez. Ne verdiler sana? Sean rahatlam, glmsyordu. stn Hizmet Nian efendim. ngiltere'de hastanedeyken verdiler. Harika. Bu iyi! Ban sallad, Mark'n elini brakp yine kza dnd. Yavrum, bu delikanl Fransa'da benimle birlikteydi. yle mi? Kz arabann nnden geerken radyatrn izgilerini parmayla izledi, dnp onlara bakmad. Binip deneyebilir miyiz sence, baba? Mark hemen arka kapya ilerledi, tutup at. Ben kullanacam, dedi kz, sonra onun src kapsn amasn bekledi. Mar dmesi uras... Teekkr ederim, biliyorum. Siz arkada oturun ltfen. Arabay erkek gibi kullanyordu. Hzl ama ustaca. Fren iin vitesleri kullanyor, ayaklar pedallarda sanki dans ediyor, eli hzl iliyordu. Onun yannda general oturmaktayd. Omuzlar gen bir insann omuzlar gibiydi. ok hzl sryorsun, diye homurdand. Sesi fkeliydi ama yznde bir glmseme vard. Sen de her eye szlanyorsun, baba. Kz yine gld. Glnn sesi Mark'n kulaklarnda yankland. Kklnde seni yeterince dvmemiim.

126

Eh, imdi artk ok ge kaldn. Bo kalan eliyle babasnn yojnana diokundu. Bu sze o kadar bel balama, kk hanm... ben olsam pek o kadar emin olmazdm. Ban akac bir umutsuzlukla iki yana sallarken gzlerinde hl beeni ltlar parlyordu. Olduu yerde dnd, inceleyici baklarn bir kez daha Mark'a dikti. Alayn haftalk toplantlarna gelmiyorsun. Hayr, efendim. Cuma akamlar bir saat. Yarm saati ene almak, yarm saati de bir konferans. yle mi, efendim? yi eleniyoruz dorusu. Birlik havas var toplantlarda. Ho artk teki birlikler de katlyor ama... yine de. Evet, efendim. Ben toplantda komutanm, diye kkrdad Sean. Benden pek kolay kurtulamazlar. Evet, efendim. Ayda bir at yarmamz var. dlleri iyi. Sonradan bir de ak hava zgara partisi. yle mi efendim? Bu yaz Afrika Kupasna bir takm yolluyoruz. Tm masraflar bizden. Seilen ansl ocuklar iin nefis bir frsat. Eminim, generalim. Sean onun baka bir ey sylemesini bekledi ama Mark' dan ses gelmedi. Yal adamn keskin, srarl gzlerine bakmaya cesaret edemiyordu. Gzlerini kard... ,bu kez kzn dikiz aynasndaki yzn buldu. Kz dikkatle ona bakyordu. Baklarnn derinlii llecek gibi deildi... nefret mi vard bu baklarda, alay m, yoksa baka bir ey mi? Daha karmak ve daha tehlikeli bir ey. Bir an iin baklar karlat, sonra kzn ba evrildi. Koyu renk, parlak salar yukarya doru toplanmt. Tam ensesindeki salar ince telli, ipek gibiydi. Heykel gibi dzgn kulann gerisinde bir bukle kurtulmu, soru iareti gibi sallanyordu. Mark'n iinden ne doru eilip o bukleye dudaklarn dedirmek gibi lgnca bir istek ykseldi. Bu dnce kasna 127

bir darbe inmi gibi etki yapt, omurgasndaki sinirler karncaland. O anda, tm duyularn sarsan bir okla, bu kza k olduunu anlad. General ona bakarken alak sesle, O kupay kazanmak istiyorum, dedi. Bizim birlik hi kazanamad henz. Ben niformadan sava srasnda iyice bktm, generalim. Mark gzlerini tekrar evirip generalin baklarn karlad. Ama size iyi anslar dilerim.

ofr kapda bekleyen Rolls Silver VVraith'in kapsn at Sean Courtney kznn yanndaki yere binip oturdu. Elini havaya kaldrp kaldrmda duran gen adam ksaca, hemen hemen asker selamyla selamlad, araba uzaklat. Yalnz kaldklar anda kz hemen ocuksu bir sevin l att, kollarn babasnn boynuna sard, onu pmeye balad. Ah, babacm, beni martyorsun! Evet, martyorum herhalde. rene hasetinden yemyeil kesilecek. Seni seviyorum, benim iyi yrekli, gzel babacm. Onun babas ona hi Cadillac almad. Bu ocuu beeniyorum. Akll bir tip. Satcy m? Pek dikkat etmemitim. Babasn brakp arkasna yasland. Yrekli ocuk. General bir an sessiz kald, Fransa'daki o mermilerin dvd tepeye karlarn nasl yadn gznn nne getirdi. Hem cesur, hem de otomobil satclndan doha yararl yerlerde kullanabilecei bir kafas var. Yznde yaramaz bir gl belirdi, bu onu gen kzn kardei olacak kadar genletirdi. Ayrca Afrika Kupasn bize kaptrdnda Hamilton'un suratn da grmek isterdim. Storm Courtney'in sesi kmad. Hl babasnn koluna girmi oturuyor, Mark Anders'in nesinin kendisini bu kadar rahatsz ettiini dnyordu. Herhalde gzleri, diye karar verdi. O ak kahverengi, dingin bakl gzler. Sakin ama dikkatli. Altndan mihraplar gibi. 128

Mark kocaman beyaz kaplarn nnde arabay istemeyerek, hemen hemen duracakm gibi yavalatt. Kapnn iki yannda iki yksek stun vard. Beyaza boyanm, zerine Zulu dilinde bir ad yazlmt: EMOYEN,.., Gzel bir isimdi bu ev iin. Rzgrn Yeri. Durban. tepelerindeki ev.gerekten denizden gelen rzgr alyordu. Kapnn kanatlar iki dizi demir mzraa benziyordu. u anda aktlar. Mark arabay ieriye srerek bahe yolu zerinde ilerledi. Sarms akllar dikkatle taranm, sulanmt. Kanallarn iki yannda iek at grlyordu. Renk sralar oluturularak dikilmiti bunlar. Krmz, san ve beyaz. Gne nda gz alyorlard. Onlarn gerisinde iri yaprakl tropikal bitkiler vard. Dier aalar belli ki, ya byklkleri ve gzellikleri ya da ilgin biimleri iin korunmulard. Aralarnda Natal'n kendine zg maymun ipi bitkileri vard. Mark'n baklar altnda mavimsi gri, kadife gibi bir maymun bu canl iplerden birinden aaya kayd. Srt kedi srt gibi kavislenmi, kuyruu akacktan korkuyormu gibi havaya dikilmiti. Yolun hemen kenarna kadar geldi, oradaki yksek aalardan birine trmand, geen yolcuya kstaha haykrarak konuur gibi sesler kard. Mark burann Courtney'lerin kent evi olduunu yapt aratrmalardan biliyordu. Ailenin asl evi Ladyburg'dayd. Bu yzden burann bu kadar etkileyici ve gsterili olmasn aslnda beklemiyordu. Neden olmasn, diye dnrken kendi kendine ac ac glmsedi. Adam dnyada isteyebilecei her eye sahipti. Ban evirip arkaya bakt. Giri kaps artk grnmez olmutu. Yolun ucunda bulunmas gereken evse hl grnmyordu. evrede yalnzca masal gibi, inanlmaz bir grnm vard. Yar vahi, ama sevgiyle baklm, yaratlm. Giri kapsnda, yerdeki demir zgaralarn anlamn da imdi anlyordu; hayvanlar darya kamasn diyeydi. Yar evcilletirilmi yaban hayvanlar srler halinde ayrlarda otluyor, durup yoldan geen arabaya telasz bir merakla bakyorlard. Zarif, tatl kahverengi impala'iar5 bir boa.... Yapay gln dar boynu zerindeki kprden geti. Mavi nilfer iekleri, iri yuvarlak yapraklar zerinde yzyorlard. Kokular hafif ve tatlyd. Havann scayla birleince insana eitli anlar yaatyordu.
129 Br Sere Dt F : 9

Gln ucunda kanatlar siyahl beyazl bir kaz kprdad, kanatlarn at. nsan kollar kadar bykt bu kanatlar, Ylan gibi boynunu uzatarak pembe ban evirip bakt. stne gelirse uacan sylyordu sanki Mark'a. Sonra cayd, koca kanatlarn yeniden kapatt, kuyruunu sallad, Cadillac geerken bir itiraz l atmakla yetindi. lerdeki aalarn gerisinden ev de ortaya kmt artk. Rengi eker pembesiydi. spanyol saraylar gibi kuleleri, kntlar vard. Yolun son dnemecini alnca Mark evin tmn grebildi. nnde prl prl iek bekleri vard. Renkler yle canl, yle parlakt ki, insann gzn kamatryordu. Drt havuzun ortasnda fskiyeler su pskrtyor, sular talara arparak tatl sesler karyordu. Rzgr iek bekleri, zerinde tatl tatl esmekte, iekleri eip bkmekte, savrulan su damlalar onlar slatp renklerini daha da canlandrmaktayd. Ev iki katlyd. Kuleler ve stunlar cephenin tekdzeliini bozuyor, eker ubuklar gibi yukarya uzanyordu. Kap girii ve pencereler oymal, sslyd. stlerindeki ardaklar ve pervazlar beyaza boyanm, buz ktleleri gibi grnyordu. Aslnda iriliinden tr rktc, kibirli bir yap gibi grnmesi gerekirken, yapmdaki kurnazlklar sayesinde daha ok bir Fransz pastasna benzemiti. Neeli, mutlu bir evdi buras. Glerek yaplmt. Hatta belki sevgiyle. Zengin bir adamn gzel bir kadna armaan. Kadn temas her yerde pek belirgindi. ieklerde, havuzlarda, tavus kularnda, heykellerde... buraya da bunlar yakrd zaten. jMark bylenmi halde Cadillac' evin nne doru saptrrken kulana neeli kadn sesleri geldi. imenlerin ilerisindeki tenis kortlarnda kadnlar ma yapyordu. Beyaz giysileri gnete parlyor, koarken biimli bacaklar grnyordu. Baran, glen sesleri pek tatl, ezgi doluydu o tropikal sabah saatinde. Mark arabadan inip imenler zerinden kortlara doru ilerledi. Oynayanlardan baka, yandaki koltuklarda dinlenen kadnlar da vard. Oyunu seyrediyor, buzlu ikilerini yudumluyorlard. Belli ki oynama srasnn kendilerine gelmesini beklemekteydiler. 130

. Mark t yan balarna varncaya kadar hibiri onu grmedi. Derken bir tanesi dnd, gz Mark'a iliti, yzndeki skntl ifade birden yokldu. Hey kzlar! Bir erkek geldi. ansmz yaver bu sabah. br de hemen deitiler. Her biri kendine gre deiik tepki gsterdi. Biri ezlongunda daha kaykld, rahatlk pozunu daha da abartt. kincisi bir eliyle eteini dzeltirken tekiyle salarn bastrd. Bir bakas parlak bir glle Mark'a dnd ve karnn; iine ekti. Hepsi de gen, kediler kadar zariftiler. Salk fkryordu her yanlarndan. Ama parann ve yetime biiminin o amaz havas da fkryordu. Mavi gzls, Ne istiyordunuz, efendim? diye .sordu. lerinden en gzeli oydu. Ak sar salar gzel bann evresinde bir azize halkas gibiydi. Glmsediinde inci gibi dileri bembeyazd. Mark onlarn baklar altnda kendini pek rahatsz hissetti. zellikle de soruyu soran kz st ste att bacaklarn deitirip tekini ste atarken ksa eteinin altndaki beyaz ipek klotunu gstermeyi baarnca. Ben Bayan Storm Courtney'i aryorum. Tanrm! dedi kz glmseyerek. Hepsi de Storm'u isterler... neden hibiri beni istemez? Storm! diye seslendi sonra korta doru. Storm Courtney tam servis atmak zereydi ama sesi duyunca dikkati dald, dnp bakt. Mark' grdnde yzndeki ifade deimedi. Dikkati tekrar oyununa dnd. Topu yukar atp roketiyle vurdu. Servis dzgn ve kontrollyd. Bu hareketle ksa etei bacaklarna sarld. Bacaklar ok biimliydi. Bilekleri ince, baldrlar hafif ikin, dizleri yalnzca simetrik gamzelerle belirlenmi. Tekrar izgiye doru kotu. Narin, ince uzun ayaklarla ksa, dzgn admlar atarak kotu. Ban arkaya atm, topun mavi gklere kar izdii kavisi izliyordu. Siyah salarnda metalimsi bir parlt vard. Vuruunu hesaplad, sonra bu vurua tm vcudu katld. Top bir ok gibi vnlayarak neti at ama ok alakt. Kar izgide yerden tozlar kaldrd. 131

Fazla iyi! diye bard rakibi umutsuz bir sesle. Strom neeli ve zafer dolu bir kahkaha att, yedek toplardan almak zere kenara yrd. Hey, Storm, burada seni grmek isteyen bir bey var, diye seslendi sarn tekrar. Storm topu raketinin ucuyla yere vurdu, zpladnda bo eliyle yakalad. Evet, biliyorum, rene, dedi hafif bir sesle. O bir satc. Ben gelinceye kadar arabann yannda beklemesini syle. Mark'a bir daha bakmamt. Bunu syledikten sonra da ban evirdi. Krk-sfr, diye seslendi neeyle. Tekrar izgisine kotu. Sesinde bir tr mzik vard, ama Mark'n bu szlerle kabaran fkesini o mzik yumuatamad. Gen adamn enesi ciddi bir ifadeyle kasld. rene, Eer satcysanz, gnn brinde bana da bir ey satn, dedi. Ama imdilik, tatlm, bence Storm ne diyorsa onu yapn. Yoksa kyameti,koparr. Sonunda Storm onun beklemekte olduu yere geldiinde, yannda br kzlar da vard. Bir prensesin nedimelerini andryorlard. Mark ona bakarken kzgnlnn eridiini hissetti. Byle bir insan affetmek kolayd. Bu kadar soylu, bu kadar gzel... ac verecek kadar gzel birini. Ne yapsalar balard insan bylelerini. Mark dikkatini toplam, onu bekliyordu. Yanna gelince onun ne kadar uzun boylu olduunu da farketti, Kendi enesine kadar geliyordu boyu neredeyse. Gnaydn, Bayan Courtney. Yeni Cadiilac'nz getirdim. Natal Motors kadrosu onu gle gle kullanmanz diliyor. Teslimat yapt zamanlarda kulland basmakalp cmleydi bu: Ama sylerken iten, scak, inandrc bir sesle sylemiti. Zaten onu birka ay iinde Natal Motors'un yldz satcs yapan da bu itenliiydi. Anahtarlar nerede? diye sordu Storm Courtney. lk olarak Mark'a bakt, Mark onun da gzlerinin generalinkiler gibi kopkoyu lacivert olduunu grd. Babasnn kim olduu konusunda kukuya yer yoktu. Kz gzlerini .biraz daha at. Gne nda gzler Mozambik sularnn o cilal safir renginde parlad.

Arabada, diye karlk verdi Mark. Kendi sesi kulana biraz garip geldi, Uzaktan duyuluyormu gibi. Ver bana. Mark hemen harekete gemek, onun istediini yerine getirmek hevesiyle davranmak zereydi. Tam o anda, Fransa'dayken tand o tehlike uyan duygusu ykseldi iinden. Kzn ifadesi ilgisizdi. Mark'a sz sylemeyi baa enerji harcamak olarak deerlendiriyormu gibi bir hali vard. Ama yine de Mark'n kafasnn iindeki uyar sesleri fazla glyd. Dikkatle baknca kzn gzlerinde bir eyin kprdadn grd. Tehlikeli ve heyecan verici bir ey. Karanlk glgelerde avlanmaya kan bir leopar gibi. Bir meydan okuma belki de..., birden anlad Mark, Sean Courtney'in kz asla byle doal olarak kstah ve kaba davranacak biimde bytlemezdi. Bir neden vard kzn bu davrannda. Kafas birden uar bir hafiflik dzeyine vard. Umutsuz durumlarda onu atakla ynelten o lgnlk sard benliini. Kza srtt. Srtmak iin kendini zorlamad. Doal, eytanca, meydan okuyan bir glmsemeydi yzndeki. Bastne, Bayan Courtney. Elbette veririm... siz 'ltfen' der demez,.. evredeki kzlardan kulakla duyulabilir soluk sesleri ykseldi. Hepsi sessiz bir sevinle cotular. Gzleri bir Storm'a, bir Mark'a gidip geliyordu. rene kk ocuklara ders verirken kullanlan o otoriter sesle, Bu nazik adama 'ltfen' de bakalm, Storm, dedi. teki kzlar kkrdatlar. Storm'un lacivert gzlerinde bir an bir ey tutuur gibi oldu. iddetli bir ey. Ama fke deildi. Mark o ltnn nemini anlad. Anlamn tam bilemedi, ama bunun kendisini etkileyeceini de anlad. Sonra o prlt yokoldu, yerine tam bir fke ifadesi gelip yerleti. ^<'Bu ne cesaret! Storm'un sesi peten ve titrekti. Dudaklar bembeyaz kesilmiti. Bylesine fke, bu olay iin biraz fazlayd. Olup biten pek bu kadarm gerektirmiyordu. Mark onun bu denli fkeli olmasndan heyecan duydu. Yzndeki glmseme hl alayc ve glyd. rene, Vur ona, tatlm, dedi. Mark bir an kzn gerekten 133

kendisine tokat atacandan korktu. Sen kapa eneni, rene Leuchars! O-la-la, dedi rene. Amma fke! Mark olduu yerde rahat bir hareketle dnd, Cadillac'n src kapsn at. Nereye gidiyorsun? Kente dnyorum. Mark motoru altrd, pencereden Storm'a bakt. mrnde grd en gzel kzn bu olduuna; hi kuku yoktu. Kzgnlk yanaklarn kzartm, akaklarndaki siyah salar korttaki terlemesinden tr slanmt. Nemli cildine bukle bukle yapyorlard. Bu benim arabam. Onu size bir bakas getirir, Bayan Courtney. Ben hanmefendilerle i grmeye alknm. Kzlar arasnda yeni bir aknlk ve glme dolat^ Ay, ne tatl ey! rene ellerini alklarcasna rpt ama Storm ona aldr etmedi. Babam seni kovdurur. Evet, herhalde yle yapar, diye kabullendi Mark. Bunu yznde en ciddi ifadeyle bir an dnd, sonra ban hafife sallayp el frenini brakt. lk dnemece vardnda dikiz aynasndan arkaya bakt. Hl orada, beyaz elbiseleriyle durmu, ona bakyorlard. Bir grup mermer heykeldiler sanki. Kei ayakl orman tanrs su perilerini artt, diye dnd iinden. Sonra gld. O servenci havadan syrlamamt henz.

Tanrm, diye fsldad Dicky Lancome. Bir yandan elini alnna aplatt. Ne diye yaptn byle bir eyi? Ban aknlkla sallayp duruyordu. ok kaba davrand. Dicky ellerini indirdi, ona aval aval bakt. O sana kaba davrand, ha? Aman Tanrm, daha fazlasna dayanamayacam galiba, Anlamyor musun, be adam? Eer sana kaba davrandysa kran duymalsn. Bayan Storm Courtney'in hakaretine uramadan lp giden binlerce bizim gibi kyl var... farknda deil misin sen?
134

Ben bunu kaldrmam, diye aklad Mark. Ama Dicky onun szn kesti. Bana bak, budala, sana btn bildiklerimi rettim ama hl bir ey bildiin yok. Hem kaldracaksn, hem de eer Bayan Courtney kna tekme atmak isterse ona cevap olarak, 'Hayhay, Bayan Courtney, yalnz izin verin pantolonumu deieyim de zarif ayanz kirlenmesin,' diyeceksin. Mark gld. Serven duygusu hl tam gememiti, ama biraz hz kesilmeye balamt. Evet, sen gl. Olup biteni biliyor musun? Mark cevap veremeden Dicky devam etti. Yukardan haber geldi. En yukardan. Ynetim kurulu bakanndan. Patronla ikimiz kente kotuk. imiz korku doluydu. Kovacak myd bizi? Terfi mi ettirecekti? Aylk sat rakamlar iin kutlayacak myd? Bir de baktk, salonda kurul toplanm. Tm ynetim kurulu hem de... anlyor musun? Suratlar Pastr'n ay bulduunu yeni haber alm cenazeciler gibi. Dicky sustu. Bunu hatrlamak ac veriyordu ona. ini ekti. Aslnda ondan 'ltfen' demesini istemi olamazsn, deil mi? Mark ban evet anlamnda sallad. Ona siz hanmefendi deilsiniz dememisindir. Aka deil, diye itiraz etti Mark. Ama ima ettim. Dicky Lancome bir eliyle yzn silmeye alt. ln izgisinden balayp ovucunu ar ar enesine kadar kaydrd. Seni kovmam gerek, onu biliyorsun, deil mi? Mark tekrar ban sallad. Bak, dedi Dicky. ok uratm, Mark. Gerekten ok uratm. Senin sat rakamlarn gsterdim onlara. Gentir, biraz fazla ataktr, dedim... bir nutuk attm. Saol, Dicky. O nutkun sonunda neredeyse beni de kovuyorlard. Kendini benim iin tehlikeye atmamalydn. Baka kim olsa... baka kime yapsan olurdu, dostum. Belediye bakannn suratna yumruk da atabilirdin, krala hakaret mektubu da yazabilirdin... ama ne diye bir Courtney'i setin sanki?

Biliyor musun, Dicky? Bu kez ban sessizce iki yana sallayan Dicky oldu. Bayldm bu yaptma. Her saniyesinin zevkini kardm. Dick yksek sesle inledi, cebinden gm sigara tabakasn kard, Mark'a bir sigara ikram etti. Yaktlar, birka dakika sessizce tttrdler. Demek kovuldum, dedi Mark sonunda. Sana on dakikadr bunu anlatmaya alyorum. Mark masasnn ekmecelerini temizlemeye koyuldu, sonra birden duraklayp sordu. General... General Courtney miymi bam isteyen? Hibir fikrim yok, dostum,., ama birileri istemi, o belli. Mark bu ii yapann general olmadna inanmak istiyordu. Bu kadar byk bir adam iin dorusu ok kk bir hareket olurdu. Generali kurul odasna dalp krbacn aklatrken gznn nne getirdi. Ufack bir ataklktan bile almaya kalkan bir adam baka eyler de yapabilirdi,.. rnein bir ihtiyar topran alabilmek iin ldrmek gibi. Bu dnce Mark'n iini bulandrd. Hemen unutmaya alt. ' Eh, artk ben gideyim o halde. Cok zgnm, ahbap. Dicky ayaa kalkp elini uzatt, sonra utanm grnd. Paradan yana iyi misin? Birka gn yetecek be kuru bor verebilirim. Saol, Dicky. yiyim. Baksana, diye patlad. Dicky birden. Bir ay falan sre gesin. Tozlar yatsn bir kere. O zamana kadar hl i bulamamsan gel, beni gr. Seni arka kapdan ieriye almaya alrm. Bordrolar baka isimle imzalamak zorunda kalsan bile, bir eyler idare ederiz. Hoakal, Dicky. Her ey iin teekkrler. Bunu itenlikle sylyorum. Seni zleyeceim, dostum. lerde ban siperden karaym deme, ha?
* * *

Rehinci dkkn hemen hemen istasyonun tam karsndayd. Dkknn n ksm hem ufak, hem de eitli deerli eyalarla tklm tklm doluydu. Yllardan beri birikmi eyler vard orada. Raflardaki sararm gelinliklerde, vitrinlerdeki alyanslarda, mcevherli saatlerde, gm tabakalarda hznl bir hava vard. Her biri sevgi ve sayg rn mallard. Buraya birer hazin hikye sonucu getirilmilerdi. ki sterlin, dedi rehinci, takm elbiseye yle bir baktktan sonra. Daha ay nce dikildi. On be sterlin dedim. Mark'n sesi yumuak kyordu. Adam omuz silkti, maden ereveli gzl burnunun zerinde aaya doru kayd. ki sterlin, diye tekrarlad, dkkndaki eyalar kadar gri ve tozlu gzken baparmayla gzln yukarya doru itti. Pekl. Ya bu? Lacivert valizini at, ucundan beyaz, krmz ve mavi kurdeleler sarkan bronz diski kard. Kahramanlk madalyas. Bunlardan dolu geliyor... kimsenin de istedii yok. Adam kuru dudaklarn bzd. On iki sterlin on ilin. Satmadan nce ne kadar tutuyorsunuz? diye sordu Mark. Birden... vazgemek istememiti madalyasndan. Bir yl tutuyoruz. On gnden beri i aramak Mark'n hem parasn, hem de cesaretini tketmiti. Tamam, diye kabullendi. Rehinci makbuzu yazd, Mark bu arada arka raflara doru yrd. Birka askeri srt antas bulup bir tanesini seti. Bir dizi de tfek vard. ou eski Martini ve Mauser'lerdi. Boer Sava kalntlar. Ama tfeklerin arasndan bir tanesi dikkati ekiyordu. Tahta ksmlarnda hemen hi izik yoktu. Madeni prl prl ve yalyd. Hibir yerinde pas belirtisi bulunmuyordu. Mark tfei eline ald anda eski anlar arasnda buldu kendini. Gidecei yere giderken yanna naslsa tfek almak zorundayd. Byle iyi tand bir marka almak daha doru olurdu. Kader getirmiti bu P.14' buraya. Anlarn can cehenneme, diye karar verdi. 137

arjr ekti, namluyu kapnn aydnlna doru tuttu, iine bakt, yepyeniydi. yi bakmt sahibi bu silaha. Kaa? diye sordu rehinciye. Adamn gzleri, gzlk camlarnn gerisinde akllar gibi donuklat, O ok iyi bir tfek, dedi. Ona ok para vermitim. Yannda yz takm mermi de var.

Mark kentte yaad sre boyunca hamlam olduunu anlyordu. Daha yolun ilk be milinde ayaklar armaya, tfein ve antann kaylar omuzlarn kesmeye balamt. lk gece atein yanna yatt, kafasna sopa yemi gibi uyudu. Sabah olduunda, dorulurken inledi. Her taraf tutulmutu. Birinci mili ihtiyarlar gibi okayarak yrd, sonra kaslar rahatlamaya balad. Tepeye varp kyya doru inie getiinde durumu hi de fena saylmazd. Andersiand'e sokulmuyordu. Nehri be mil ilerden geti. Giyeceklerini, tfeini, antasn kafasnn zerine koyarak get i , gnete plak oturup kuruduktan sonra tekrar giyindi, kuzeye doru yola koyuldu. nc gn o uzun adml avc yryne kavuabildi. Srtndaki anta da daha hafif gelmeye balad. Yol kolay deildi. Sk sk yoku kmak ve inmek zorunda kalyordu. Vcudunun her kas zorlanyordu. Ar irilemi allarn evresinden dolamak iin yolunu uzatyor, vakit kaybediyordu. Bunlar yetmiyormu gibi, otlar da: kurumu, tohum dnemine girmiti. Uzayan tohumlar diken gibiydi. Yn oraplarndan ieri batyor, bileklerini actyorlard. Yarm saatte bir durup onlar ayklamak zorunda kalyordu. Ama yine de o gn otuz mil yol ald. Akam bastrrken bir tepeyi daha at. Uzaklarda Ohako Kapsnn mavimsi kayalar koyu renk akam bulutlarna karyordu. O gece orada kamp kurdu. Bir akasya aacnn dibine toprak yp kendine yatak yapt. Sr eti ve msr yedi. Akasya dallan yanarken kutsal mumlar gibi tatl bir koku karyordu.

General Sean Courtney kocaman bfenin banda durmutu. Duvarda oymal aynalar, bfenin zerinde gm tabaklar ve atal bak grnyordu. General elinde bir atalla bir bak tutmaktayd. Ba, masadaki onur konuuna syledii sz vurgulamak iin havada sallayp duruyordu. Bir tek gnde okuyup bitirdim. Gece yarsn geti, hl uyumadm. nan bana. Jan, yazdklar arasnda en gzeli bu. Hele yapt aratrmalar dorusu soluk kesiyor. Ben de okumay sabrszlkla bekliyorum, dedi Babakan. Bunu sylerken, kitabn yazarna doru ban sallad. Henz taslak halinde. Daha tam istediim kvama gelmi deil. Biraz daha dzeltmek istiyorum. Sean elindeki bakla rostoya giriti, be ince dilimi kolaylkla kesti. atalla etleri tutup Rosenthal porselen tabaa koydu. Bir Zulu zerinde uuan kanza giysisiyle hemen koup taba ald, Sean'n masa bandaki yerine gtrd, Sean ba elinden brakt, ellerini keten peeteye sildi, sonra hizmetkrn peinden yryp yerine oturdu. Kesme kristal kadeh iindeki krmz arab Babakana doru kaldrrken, Acaba kitaba bir nsz yazar miydin diye merak ediyorduk, dedi. Babakan Jan Christian Smuts dar omuzlar zerindeki kafasn kular andran bir hareketle edi. Ufak tefek bir adamd. Masann zerinde duran elleri sanki kolayca krlabilecek gibiydi. Filozof, bilimadam haval biriydi. nce, sivri sakal da buna katkda bulunuyordu. Yine de bu kadar ufak tefek olduuna inanmak kolay deildi. Canllndan gelen bir gc vard adamn. Karlk verdiinde sesi ince deil, toktu. Bana bu kadar zevk verecek az ey bulunur. Onur sayarm. Koltuuna smyor gibiydi. O kadar glyd kiilii. Albay Courtney masann kar tarafnda hafife eilerek, O onur bana ait, dedi. Sean kardeine sevgi dolu gzlerle bakyordu. Zavall Garry, diye dnd. inde bir sululuk duygusu uyand. Ama ona baktka bu duygunun domas da doald. 139
>

Artk yalanm,, ufalmt kardei. Srt kamburlam, salar aarm, ii kurumutu. Bu haliyle, karsnda oturan ufack adamdan bile elimsiz grnyordu. Adn kararlatrdrnz m? diye sordu Jan Smuts. Gen Kartallar olsun diye dndm. Umarm, fazla iddial bulmazsnz. Asla. Bence mkemmel. Zavall Garry, diye dnd Sean yine. Michael ldkten sonra iinde doan boluu bu kitap kapatmt. Ama yalanmasna engel olamamt yine de. Michael'a bir antt o kitap. Bir byk sevgi simgesiydi... Bu kitap, artk uamayacak kartalordan Yzba Michael Courtney'in ansna sunulmutur. Sean kendi iindeki yarann acsn hissetti, onu bastrmak iin gzle grnr bir aba harcad. Kars bu abay grdi masann te ucundan onunla gz gze geldi. Bunca yldan sonra onu yle iyi tanyor, duygularn yle rahata okuyabiliyordu ki... glmsedi, onun karlk verdiini grd. Koca omuzlar tekrar dikildi, sakall ene yukarya kalkt, glmsedi. Kadn ortalkta esen havay kurnazca deitirdi. General Smuts bugn leden sonra benimle baheyi gezmeye sz vermiti, Garry. Masa Dandan getirdii protea'Iarn nasl ekilecei konusunda da bilgi verecek. Sen de bilgili bir botanikisin. Bizimle gelir misin? Jan Smuts hemen, Daha nce de sylediim gibi, o ieklerin yaayacana pek ihtimal vermiyorum, sevgili Ruth, dedi. Belki Lucadendron'lar yaar, diye atld Garry. Eer serin, kuruca bir yer bulabilirsek. General, Evet, diye ona katld, hemen bu konunun tartmasna daldlar. Ruth konuyu ok ustalkla deitirmiti. O kadar ki, en ufak bir aba gsterdii belli bile olmamt.

Sean alma odasnn kapsnda durup gzlerini odann iinde gezdirdi. Buraya girmek yine her zamanki gibi zevk veriyordu ona. 140

Bahenin ieklerine bakan cam kaplar akt. Havuzlarn fskiyeleri grnyordu. Ama kaln duvarlar oday le scanda bile serin tutmay baanyordu. Masann bana yrd. Masa koyu renk tahtadan, masif ve cilalyd. Bu karanlkta bile parlyordu. Dner koltua; oturdu, derinin kendi arlyla esneyiini hissetti. O gn gelen mektuplar sa taraftaki gm tepsi iinde bekliyordu. Onlar grnce iini ekti. Kentteki merkez bronun ba grevlisi ne kadar dikkatli elerse elesin, yine de hibir zaman yzn altna dmyordu bu masada bekleyen mektuplarn says. Onlar ama iini biraz daha ertelemek iin koltuu dndrp odann evresine bir daha baknd. Odann izim ve dekorunu bir kadnn yaptna inanmak gt. Erkeini ok seven, ok iyi anlayan, onun en kk kaprisini ve hayalini nceden kestiren bir kadn olursa, o baka tabii. . Kitaplarn ou koyu yeil ciltliydi. Srtlarnda yaldz bir yaprak ve Sean'n amblemi yard. Bu kurala uymayan kitaplar, yerden tavana kadar ykselen rafta toplanmt. Bunlar Afrika'y eitli alardan anlatan birtakm kitaplarn ilk basklaryd. Biri Londra'da, dieri Amsterdam'da bulunan iki acenta, Sean adna bu tr kitaplar arayp bulma yetkisine sahipti. Stanley, Livinsgtone, Cornvvallis Harris, Burchell, Munro ve dier tm Afrika kif ve avclarnn imzalam olduu kitaplar vard. Kitap raflar arasnda kalan lambri duvarda ilk Afrikal ressamlarn tablolar aslyd. Baines'ler dikkati ekiyordu. O cokun renkler, saf, hemen hemen ocuksu izgileriyle ekmemelerine de olanak yoktu. Bir tanesi klasik oymal bir ereve iindeydi. zerinde sunu yazs okunuyordu. Dostum David Livingstone'a, Thomas Baines'den. Tarihie ve gemile olan bu balantlar Sean'n iini strd hep. Tatl bir hayale dald. Puf hallar geri ayak seslerini yokediyordu, ama parfmn kokusu da yeterliydi Sean'a onun geldiini anlatmaya. Koltuun yannda duruyordu. ncecik, dimdikti. Gen bir kz gibi. Garry ve Jan'la baheyi dolayorsun sanmtm. 141

Ruth glmsedi. Yllar nce ilk karlatklar zamanki kadar gen ve gzel grnd. Odann serin loluu gz kenarlarndaki krklklar, salardaki gm rengi telleri iyi saklyordu. Salarn geriye doru ekmi, ensesinde bir kurdeleyle tutturmutu. Beni bekliyorlar. Ama bir dakikalna kaaym da, istediin bir ey var m diye bakaym demitim. Sean almay bekleyen mektuplara bakarak, Bir iki. saate ihtiyacm var, dedi. Aslnda senin bir yardmcya ihtiyacn var, Sean. Puroyu alp dikkatle kesti. Bu srada Sean homurdand. Bu genlere gvenilmez ki... Kars gld, puroyu onun dudaklar arasna yerletirdi. htiyar peygamberler gibisin. Kibriti akt, puroya uzatmadan nce kkrt usun diye havada sallad. Genlere gvenmemek yallk belirtisidir. Sen yanmdayken sonsuza dek gen kalrm ben. Bunca yldan sonra, hl zorluk ekiyordu iltifat ederken. Kadn yreinin sevgiden itiini hissetti. Bunu sylemenin ona ne kadar zor geldiini biliyordu nk. abucak eilip onu yanandan pt. Sean'n kasl kollarndan biri bir anda beline doland, onu kucana oturttu. Fazla atak gen bayanlarn bana neler gelir, biliyorsun, deil mi? diye sordu, gzleri yaramaz yaramaz panidayarak srtt. Ruth yapmack bir korkuyla, Sean! diye itiraz etti. Hizmetiler! Konuklarmz! Dudaklarnda hl onun pnn scakl ve slaklyla, kurtulmak iin mcadele etti, eteini, salarn dzeltti. Ben budalann biriyim. Ban zgn zgn sallad. Sana her seferinde gvenirim. Birbirlerine glmseyip bir an kendilerini sevgileri iinde kaybettiler. Konuklarm! diye hatrlad Ruth birden. Eli azna doru gitti. ay saat drtte versem sana uygun mu? Gln orada ieriz. Hava ok gzel. O gittikten sonra Sean bir dakika kadar ak duran kap 142

fardan baheye bakt, sonra iini ekerek posta tepsisini nne doru kaydrd. Hzla ama dikkatle alt, gerekli talimat her mektubun kesine kurun kalemle yazp altna S.C. diye ekledi. Olmaz! Ama nazik yazn. S.C. Geen yl kaa almz, bana bildirin. Bu sevkiyat da banka garantisi gelene kadar erteleyin. S.C. Bu neden bana geldi? Barnes'a yollayn. S.C. Atkinson'un grn bildirin ltfen. S.C. Kabul. S.C. Atkinson'un grn bildirin ltfen. S.C. Konular da mektuplar yazanlar kadar eitliydi. Mektuplar politikaclardan, yatrmclardan, iktisatlardan, ricalar olanlardan, eski dostlardan, dilenenlerden geliyordu,., her trls vard. . Mhrl bir zarf eline ald, bir an bakt. Ne zerindeki adr tanyordu, ne de olay hatrlyordu. Mark Anders, Natal Motors, Bat Caddesi, Durban. Ssl bir yazyla yazlmt zarfn zeri. Bu ancak generalin 'kendi elyazs olabilirdi. Birden o mektubu ne zaman yolladn hatrlad. Zarfn zerine, Gitti... adres brakmad, gnderene iade diye yazlar eklenmiti. Sean purosunu aznn kesine kstrd, zarf gm bir aacakla at. indeki kartn zerine alayn amblemi yaldz kabartmayla ilenmiti. Komutan ve Natal Svari Birlii yeleri sayn MARK ANDERS'in Old Fort'da dzenlenecek akam yemeine eref vermesini... Sean delikanlnn adn aradaki bolua kendi eliyle yazm, altna da Ltfen gelmeye al, S.C. diye bir not eklemiti. imdiyse geri gelmiti zarf. Sean kalarn att. Planlarnda en ufak bir aksama oldu mu hep byle sabrszlanr, can sklrd. Kart da, zarf da fkeyle p sepetine frlatt. kisi de oraya dmedi, halnn zerine doru utu. Ruhsal durumunun deitiini grnce kendisi de at. 143

Geri almaya devam etti, ama durmadan homurdanyor, mektuplara ekledii notlar giderek dikenli szlere dnyordu. Bu adam ya budala, ya sahtekr ya da ikisi birden. Ona dnyada bu kadar nemli bir grev teklif etmem. Aile dostluuna ramen! S.C. Bir saat kadar sonra mektuplar bitirmiti. Oda da puro dumanndan sisli gibiydi. Koltuunda arkasna yasland, yal bir aslan gibi gerindi, sonra duvardaki saate bir gz att. Drde be vard. Ayaa kalkt. Halnn zerinde duran kart yine gzne iliti. Eilip eline ald, kapya yrrken bir kez daha okudu, kartonun kenarn ovucuna vurdu, topallayarak gne na kt, imenler zerinde ilerledi. ardak, gln ortasna kurulmu bir adann zerindeydi. ayrlardan oraya bir kpryle geiliyordu. Sean'n ev halk ve konuklar oraya toplanmlard bile. Glgedeki masann evresine oturmu, konuuyorlard. evrelerinde yaban kazlar baraarak onlardan biskvi ve kek istiyorlard. Storm Courtney babasnn gelmekte olduunu grnce bir sevin l kopard, masadan frlayp kpry uarak geti, onu daha gln kysna varmadan karlad. Sean onu kolayca havaya kaldrd. Hl bebekmi gibi. prlerken kz babasnn kokusunu iine ekti. Hayatta en sevdii kokulardan biriydi o koku. Kurumu topraa den yamurun kokusu, karlarn ya da denizin kokusu gibi bir ey. Babasnn eski, cilal derilere benzer bir losyonu vard. Sean onu yere braknca kol kola girip admlarn birbirine uydurarak ilerlediler. le yemei randevun nasl geti? diye sordu Sean kzna. Kz gzlerini yuvalarnda dndrd, sonra ksp bakt. Kibar bir gen aslnda, dedi Sean ciddi bir sesle. Mkemmel bir gen. Ah, baba, senin aslnda demek istediin, o gen beyinsiz ve skc... Kk hanm, delikanlnn Rhodes'da okuduunu ve babasnn ba yarg olduunu sana hatrlatmak isterim. 144

Biliyorum, biliyorum... ama baba, adamda zing yok! Sean bir an aalad. Peki, zing neymi, sorabilir miyim? Zing'i tanmlamak olanaksz, dedi kz ciddi ciddi. Ama sende var! mrmde tandm en zing'li adamsn. Bu sz zerine Sean ona verecei babaca tlerin dudaklarnda eriyip yokolduunu grd, ban iki yana sallayarak kzna srtt. Bu ya ekmeleri yutacam sanmyorsundur herhalde, deil mi? Hibir zaman inanmazsn zaten. Ama Payne Bros tam on iki tane orijinal patou modeli getirdi. Patou bu yl ok moda... Sean homurdand. Paris'in o Makyavelist modaclar kadnlar delirtip vahi, barbarca renklere saryorlar ve... Storm zevkle kkrdad. Eer Charles Leuchars tccarsa ben neyim acaba? diye sordu merakla. Sen arazi sahibisin, kraliyetin bakansn, generalsin, kahramansn... dnyann da en zing'li adamsn. Anlyorum. Glmesini tutamamt. Demek pozisyonumu korumam gerek. Bay Payne'e syle de faturay bana yollasn. Storm onu bir daha kucaklad, sonra elindeki kart ilk olarak grd. Ah, bir davetiye mi geldi? Sana deil, kzm. Ama kz kart elinden kapmt bile. smi okuyunca yzndeki ifade deiti. Birden sessizleti, sindi. Bunu o... satcya m yolluyorsun? Sean kalarn att. Keyfi yine kamt. Yollamtm. ade edildi. kp gitmi, adres de brakmam. General Smuts seninle konumak iin bekliyor. Kz aba gstererek tekrar glmsedi, olduu yerde srad. Haydi, abuk olalm. Durum ciddi, Sean. rgtlenmi durumdalar. Yzde yz atma aradklarna hi kuku yok. Jan Christian Smuts biskviyi parmaklar arasnda krp rdeklere frlatt. Onlar grltyle kapr, kanatlaryla sular sratrken Sean sordu. Ka beyaz ii karyorlar? 145
Bir Sere Dt F : 1 0 '

Smuts, Balangta iki bin, dedi. Herhalde toplam drt bin kadar olacak. Ama asl niyet bunu yava yava yapmak. Siyahlar onlarn yerini almaya eitildike yani. ki bin, diye mrldand Sean. siz kalacaklarn karlarn, ocuklarn dnmeden edemedi... yal analar, bakmak zorunda olduklar bakalar. ki bin kiinin isiz kalmas bir hayli ac ve yoksulluk demekti. Sen de benim gibi hi holanmadn. Zeki, kk adam onun dncelerini okuyordu. Muhaliflerinin ona Kurnaz Jannie demesi bouna deildi. ki bin isiz ciddi bir durumdur. Sznn anlamn vurgulamak iin sustu. Ama onlara baka i bulacaz. Demiryollarnda ve Vaal-Harts sulama projesinde ok iiye ihtiya var. Sean, Orada madendeki kadar para kazanamazlar, dedi. Doru. Jan Smuts bu ktmser dnceyi sindirmeye urat. Ama iki bin madenciyi korumak iin madenlerin kapatlmasn gze alabilir miyiz? Herhalde durum o kadar kritik olamaz. Sean kalarn atmt. Madenciler Odas Bakan bana o kadar kritik diyor... grn desteklemek iin de rakamlar veriyor. Sean ban iki yana salad. Yar inanmazlktan, yan zntden. Bir zamanlar kendisi de maden sahibiydi. Maliyet sorunlarn bilirdi. Ayrca o rakamlara insann kendi istediini syletebileceim de bilirdi. Ayrca, Sean, daha baka kalabalk gruplarn da yaamlarn o madenlere balam olduklarn sen iyi bilirsin. Sivri, batc bir szd bu. Daha geen yl Sean'n kereste alanlarndan madenlere sat tutar iki milyon sterlin olmutu. Bunu Smuts da bal gibi biliyordu. Natal kereste tesislerinde ka adam alyor, Sean? Yirmi bin mi? Yirmi drt bin. Sean bu ksa cevab verirken bir ka hafif havaya kalkmt. Babakan konumadan nce glmsedi. Baka eyleri de dnmek gerek, dostum. Onlar da ikimiz daha nce konumutuk. Sen kendin bana sylemitin. lkemizin uzun vadede baarl olabilmesi iin siyahlarla beyaz 146

lann dayanmas, birarada yaayabilmesi art. Servetleri kiilerin yeteneine gre paylatrmalyz, derisinin rengine gre deil, demitin. yle deil mi? Evet, diye karlk verdi Sean. O konuda dikkatli ve yava ilerlemek gerektiini syleyen bendim. imdiyse sen ayan srmeye baladn. Ama ben sana ayrca, bir sr kk adm atmak, bir koca srama yapmaktan daha iyidir de demitim. Onu da birisi ba gsmze dayamadan yapmak gerek, krlmamak iin geriye doru eilmeyi bilmek gerek demitim, Jannie. Jannie Smuts dikkatini tekrar rdeklere evirdi. kisi birlikte dnp hayvanlara dalgn baklarla baktlar. Haydi, Jannie, dedi Sean sonundd. Baka nedenler de var demitin. Bana sraladn nedenler hepsi ciddi ama ok da acil saylmazlar. Sen politikac olduuna gre, en iyisini en sona saklyorsundur. eminim. Jannie gld, ne doru uzanp Sean'n koluna elini dayad. Birbirimizi fazla iyi tanyoruz, dedi. yle de olmas gerekir. Birbirimizle yeterince attk. savan o korkun gnlerini hatrlaynca ikisi de aylverdiler. Hem ayn hocann rencileriydik. Tanr ruhunu sadetsin. Sadetsin. dedi Jan Smuts. kisi de Louis Botha'y anmsamt. Sava ve devlet adam. Gney Afrika Birliinin mimar. Yeni ulusun ilk Babakan. Haydi, diye diretti Sean. teki neden nedir? ok basit. Bu lkeyi kimin yneteceine karar vermek durumundayz. Halkn setii temsilciler mi, yoksa kendilerine sendika lideri, rgtlenmi emein temsilcileri diyen bir grup servenci mi? Yani daha baka bir deyimle, uluslararas komnizm mi? ok kat ifade ediyorsun. Kat zaten, Sean. Hem de ok kat. Parlamento yeniden toplanr toplanmaz kabineye sunacam birtakm istihbaratmvar. Ama bunlar seninle o toplantdan nce konumak istedim. Yine desteine ihtiyacm var, dostum Sean. O toplantda benimle beraber olmana da ihtiyacm var. Anlat bana, dedi Sean. 147

Bir kere, modern silahlarla silahlanmakta olduklarn biliyoruz. Maden iilerini sava komandosu olarak eittiklerini de. Jan Smuts hzl hzl konutu, yaklak yirmi dakika kadar hi susmad. Szlerini bitirdii zaman Sean'a bakt. Eee, aziz dostum, benimle birlikte misin? Sean gelecee doru bakyordu. Sevdii lkesinin bir kez daha bir i savan nefreti ve sefaletiyle inleyeceini dnerek ac ekiyordu. Sonunda iini ekti. Evet, diyerek ban sallad. Seninleyim. Sz veriyorum. Sen ve tugayn olarak m? Jan Smuts o kocaman, kemikli eli tutup skt. Devletin bir bakan ve ayn zamanda bir asker olarak m? Her ikisi de, dedi Sean. Sonuna kadar.

Marion Littleiohn, Mark'dan gelen mektubu okumak iin tuvalete girmi, kapy da kilitlemiti. Ama iindeki sevgi tayor, evresini grmesini engelliyor, bann zerindeki borudan guruldayarak geen sularn sesini bile duymuyordu. Mektubu batan sona iki kere okudu. Gzleri nemli, dudaklar efkatle glmsyordu. Son sayfadaki imzay pt, mektubu zenle katlayp tekrar zarfna koydu, sutyeninin iine yerletirdi. Masasna dnerken mektup zaten dolgun olan gsleri zerinde epey bir ikinlik yapyordu. Servisin efi cam odadan ona doru bakt, sonra gstere gstere kolundaki saate bakt. Servisteki yazlmam kurala gre, doal ihtiyalar hzla giderilmeli, asla gnlk i saatlerinin drt dakikadan fazlasn almamalyd. Gnn geri kalan Marion iin ok zor geti. Birka dakikada bir gsndeki kntya dokunuyor, sr saklyormu gibi glmsyordu. Sonunda paydos saati geldiinde, ana caddede hzl admlarla ilerledi, tam Bayan Lucy dkknn kapayaca srada soluk solua yetiti. Ah, gidiyor musunuz yoksa? Gel ieri, Marion, yavrum... nasl senin gen delikanl? Bugn ondan bir mektup aldm, dedi Marion gururla. Ba 148

yan Lucy gm buklelerini sallad, gzlnn elik erevesi ardndan glmsedi. Evet, postac syledi. Ladyburg pek de byk bir kent saylmazd. Tm oullaryla kzlarnn zel yaamlarna ilgi duyuyordu henz. Naslm? Marion, gzleri prl plrl, anlatmaya koyuldu, bir yandan da Bayan Lucy'nin kendisi iin ayrm oiduu drt takm keten araf gzden geirdi. Cok gzel araflar, yavrum. Onlarla gurur duyman gerekir. Bunlarn arasnda gze! oullar douracaksn. Marion tekrar kzard. Size borcum ne kadar kald. Bayan Lucy? Bir bakalm, yavrum... iki sterlin ve alt peni dedin. Geriye otuz ilin borcun kald. Marion antasn at, iindeki paralar dikkatle sayd. Sonra zihinsel bir mcadele verip prl prl yarm sterlinlik madeni paray tezgha koydu. Bu durumda bir tek sterlin borcum kalyor. Kararszlk geirir gibi oldu, tekrar kzard, sonra da hevesle atld. Bir takm imdi alp gidebilir miyim? lemelere balamak istiyorum da. Elbette, tatlm, dedi Bayan Lucy hemen. nn parasn verdin bile. Paketi yapaym.

Marion'la ablas Lynette kanepede yan yana oturuyorlard. Her biri arafn bir ucundan balamt ilemeye. Balar birbirine doru eikti. Nak ineleri de lamba nda kzlarn dili gibi hzl hzl alyordu. Mark Bay Dirk Courtney'Ie ilgili kendisine yolladm, yazlara ok ilgi gsterdi. Kitabnda Bay Courtney'in arlkl bir yeri olacan sylyor. Odann kar ucunda Lyn'in kocas, masann zerine serdii hukuk belgelerine eilmi, alyordu. Son zamanlarda pipo imeye merak sarmt. Her solukta gurultulu bir ses karyordu azndaki pipo. Salar briyantinli, fralanm, bann yan tarafndaki ayrk da cetvelle izilmi gibi dmdzd. 149

Marion birden, Ah, Peter! diye bard. Elleri naks zerinde duralam, gzleri ve yz parlamt. Aklma harika bir fikir geldi. Peter Botes ban ktlardan kaldrd, ciddi alnnda hafif bir krklk belirdi. Kadnlarn gevezelii yznden iinden alkonmu bir adam ifadesine brnd. Sen o bankada Bay Courtney iin epey i yapyorsun. Hatta seni evine bile arml var, deil mi? Sokakta rastladnda selam bile veriyor... gzmle grdm. Peter kendini nemseyen bir tavrla ban evet anlamnda sallad, piposundan yeni bir soluk ekti. Evet, Bay Carter birka kez, Bay Courtney senden holanyor demiti bana. Sanyorum -ilerde onun irketleriyle ilgili ilere giderek daha sk bakmam gerekecek. Ah, hayatm, Bay Courtney'le konuup ona Mark'n Ladyburg'la ilgili bir kitap yazmakta olduunu sylesene. Bay Courtney ve ailesiyle.ne kadar ilgilendiini de anlat... ff, hadi hadi, Morion. Peter pipoyu fkeyle havada sallad. Sen sanyor musun ki, Bay Courtney gibi bir adam... Belki de Mark'n kitabnda adnn gemesinden gurur duyar... Ltfen, hayatm. Bay Courtney seni dinleyecektir, bundan eminim. Bu fikirden holanacaktr bile belki. Sen de bundan kazanl kacaksn. Peter dnceli bir tavrla duralad, kadnlarn gznde itibar kazanmay, Bay Dirk Courtney'le konumaktan duyduu korkuya kar... yle bir tartt. Bu dnce onu ok korkutuyordu. Dirk Courtney'den her zaman korkmutu zaten. Onun yanndayken hi dikkat ekmeyen, kendini silen bir havaya girerdi. Dirk Courtney'in kendisiyle almaktan holanmasn da buna borluydu galiba. te yandan ok alkan ve dikkatli bir avukat olduu da gerekti tabii. Ama yine de patronun kendisini tutmasnn nedeni, o saygl davran olmalyd. Bay Courtney yannda alanlardan sayg bekleyen bir tipti. Ltfen, Peter. Mark bu kitap iin yle ok urayor ki! Ona yardm etmeye almalyz. Az nce Lynette'e anlatyordum. Mark iinden bir ay cretsiz izin ald. Chaka Kapsna bir keif gezisi yapacak. Kitabna veri toplamak iin. 150

Chaka Kapsna m gitti? Peter arm gibiydi. Piposunu azndan kard. Ne yapmaya gitti oraya? Bombo yer oras. Doayla ba baa kalmak iin mi? Ben de pek emin deilim, dedi Marion. Sonra hemen ekledi. Ama ne olursa olsun, kitap iin nemli. Ona yardm etmemiz gerek. Bay Courtney'den ne istememi bekliyorsun? Sor bakalm, Mark'la bulumak ister miymi? Hayatn ona kendi ifadesiyle anlatmak ister miymi? Kitapta ne gzel olur, dnsene. Peter bir yutkundu. Marion, Bay Courtney ok megul bir insandr. Asla vakit ay... Ltfen! Marion olduu yerde srad, oday batan baa geti, enitesinin sandalyesi yanna diz kt. Benim hatrm iin... ltfen! Eh, diye mrldand Peter. Bir szn ederim.

Peter Botes oymal mermer masann ba koltuu yannda heykel gibi durmutu. Yalnzca kendisine bir ey sorulduu zaman hafife ne doru eiliyordu. Bir de... sayfa evirmesi gerektii zaman. Bir de buraya imza ltfen, Bay Courtney. Koltukta oturan iriyar adam sayfann dibinde gsterilen yere imzasn dikkatsizce karalad. Masann biraz ilerisinde oturan k adamla konumasn kesmedii gibi, imzalad belgeye de yarm yamalak gz att. Dirk Courtney'den ar bir parfm kokusu ykseliyordu. Peter Botes, herhalde ok pahal olmal bu koku, diye dnd, tanmaya alt. Aslnda baarsnn kokuuydu bu. Kendisi de bir ie bulup almaya karar verdi. Bir de buraya, efendim. Eildiinde Dirk Courtney'in salarnn nasl pariak olduunu, akaklarnn nasl ksa kesildiini, nasl oralara briyantin srlmeyip buklelerin kvrlmasna izin verildiini inceledi. Hepsi bu kadar, Bay Courtney. Kopyalar size yarn gnderirim. 151

Dirk Courtney ona bakmadan ban sallad, koltuunu arkaya doru itti ve ayaa kalkt. Masadakilere, Evet, baylar, dedi. Bayanlar bekletmeyelim. Hepsi birlikte, beklenti dolu, ehvetli gllerle kprdandlar. Gzleri kafeslere kapal aslanlarn yem verilme zamanndaki gibi parlad. Dirk Courtney'in Byk Lang Korusu denilen o koca evinde verdii partilerle ilgili ok hikye dinlemiti Peter. Byk paralara kumar oynanyordu orada. Bazen kpekler dvtrlyordu. Bir ukur iinde, denk gte iki kpek birbirini para para edinceye kadar savayorlard. Bazen de horoz dvleri dzenleniyordu. Kadnlarsa her zaman vard. Durban'dan ve Johannesburg'dan kapal arabalar iinde getirilen kadnlar. Byk kent kadnlar. Peter vcudunda bir heyecan dalgasnn dolatn hissetti. Bu partilere ancak nemli ya da zengin insanlar davet ediliyordu. Zaman zaman Peter de o partilere davet edilme hayalleri kurard. Yeil uha kapl masaya Dirk Courtney'le birlikte oturmak, renkli fileri nne doru ekmek, purosunu azndan indirip konumak... yedi tl dansn yaparken stlerindeki giysileri birer birer karan gzel kadnlarn hikyelerini dinlemiti. Sonunda rlplak kalyorlard. Peter kendine geldi ama ok ge geldi. Dirk Courtney kapya varm, konuklarn nden geirmeye alyordu. Glyordu. Btn ekiciliini taknmt. Esmer yznde beyaz dileri prl prl parlyordu. Kenarda bir hizmetkr kolunda onun paltosuyla hazr beklemekteydi. Kapnn nndeki limuzin arabalarda ofrler de hazrd. Peter onun peinden aceleyle yrd, sinirli sinirli kekeledi. Bay Courtney, sizden kiisel bir ricam var. Gel, Charles. Dirk Courtney, Peter'e bakmad. Glmseyerek elini konuklarndan birinin omzuna dayad. Umarm bugn ansn geen seferkinden iyidir. Bir dostun parasn almaktan holanmam. Baldzmn bir nianls var, efendim, diye devam etti Peter umutsuzca. Ladyburg'la ilgili bir kitap yazyor. Sizin yaan 152

tlarnz da bu kitaba almak istiyor... Alfred, sen Charles'la ilk arabaya biner misin? Dirk Courtney paltosunu giymi, dmelerini ilikliyordu. Kapya doru dnerken alnndaki hafif izgiler Peter'in bu tatsz davranndan rahatsz olduunu belirtmekteydi. Bural biri, diye konumasn srdrd Peter. Utan iindeydi. Sava sicili ok parlak. Belki bykbabasn hatrlarsnz. John Anders... Dirk Courtney'in yzne garip bir ifade geldi. Yavaa dnd, ilk olarak Peter'e bakt. Bu bak Peter'in iinde bir korku uyandrd. Daha nce mrnde bu kadar kt, acmasz, zalim bir ifade grdn hatrlamyordu. Bu yalnzca bir an srd. Sonra iriyar adam glmsedi. yle dosta ve tatl glmsedi ki, Peter rahatlad, mutluluktan ba dnd. Benim hakkmda bir kitap m? Peter'i kolundan dosta tuttu. Anlatn bana bu gen adam. Herhalde gentir. Evet, efendim. ok gen. Baylar. Dirk Courtney dostlarna zr diler gibi glmsedi. Yola bensiz kmanz rica edebilir miyim? Ben de az sonra gelirim. Odalarnz hazrlanmtr. Elenceye balamak iin beni beklemek zorunda deilsiniz, unutmayn. Hl Peter'in kolunu tutuyordu. Onu tekrar odaya dndrd, minenin yanndaki koltuklardan birine oturttu. Evet, Bay Botes, bir konyak ier miydiniz? Patron ikiyi bardaa kendi eliyle doldururken Peter onu zevkle seyretti.

Kuzeye doru att her admda Mark koca Chaka Kapsnn grnmn biraz daha deimi buluyordu. nce mavimsi bulutlara benzerken, imdi ayrntlar belli olmaya balam, koca kayalar ortaya kmt. ki kaya birbirinin aynadaki grnts gibi eti. Ykseklikleri yz metreyi ayordu, ama aralarnda Bu bez i Nehrinin getii yer yarkt, Nehir oradan geip Zululand'in kyda kalan bataklklarna, ormanlarna doru inerek akyor, sonunda deni ze kyordu. Ky tarafndan nehrin yatan izleyerek Chaka Ka 153

psna gelenler, asl ykseltinin hemen altnda geni bir dzle varrlard nce, Mark da ihtiyarla birlikte bunu defalarca yapmt. Orada, ormanlar arasnda Bubezi iki kola ayrlrd. Beyaz Bu bezi birka alayandan dklr, Krmz Bubezi ise kuzeye ynelip ykseltiye paralel akar, sk ormanlar arasndan geer, sonunda Portekiz kolonisi olan Mozambik'in snrna varrd. Yazn ortasndaki sel dnemlerinde bu sular erozyonla skp aldklar Mozambik kalntlarn srklerken renkleri kzla dnerdi. Kan tayan canl bir damar gibi. Krmz Bubezi ad da buradan geliyordu. Bubezi, Zulu dilinde aslan demekti. Mark da ilk aslann bu kylarda ldrmt. Ghaka Kapsndan yarm mil kadar aada. Vakit lene yaklayordu. Mark kendini nehrin kysnda buldu. Tam kaplardan ktktan sonraki kesiminde. Vakti anlamak zere saatine bakacak oldu, ama hemen durdu. Buralarda zaman, madeni ibrelerle llmezdi. Gnein o grkemli hareketiyle llrd. Srt antasn yere att, tfeini bir aa gvdesine dayad. Bu hareket kendisine sembolik gzkt. Omuzlarndaki ykn kalkmasyla, yreindeki karanlk arlk da kalkm gibi oldu. zerindeki gkyznn yarsna kadar kapatan ulu kayalara doru bakt, 'VVestminster'deki VII. Henry kilisesindeki ta oymalarna bakt zamanki gibi bir dehet duygusu sard iini. alar boyunca rzgrn, gnein, sularn iledii ta stunlarda da ayn zerafet vard. Yalnz bunlar, insanolunun gzellik anlayna zg kurallarla baml olmadndan, zgrd. zerlerini saran yosun tabakas onlara parlak yeil, sar, gm grisi renkler veriyordu. Kayalarn atlak ve yarklarnda bodur aalar bitmiti. Ykseklerde bu aalarn biimleri bozulmu, sakatlanm gibiydi. Sanki Japon Bonzai bahvanlarnn eli demiti o yerlerdekilere. Kayann yznden olmadk alarla darya doru uzanyorlar, dallarn yakarrcasna gnee doru uzatyorlard. Alt ksmlardaki kovuklarda kaya tavanlarnn yuvalar 154

vard. Kenarlara oturmu, tombul gvdelerini gnelendiriyorlard. Mark bir akbabann kavisli uuuna bakt. Hayvan kayann bir yerine doru ini yapt, koca kahverengi kanatlarn rzgra doru gerdi, sonra oradan daha aaya dald, nehrin yz elli metre kadar yukarsnda kanatlarn kapad, o iren/kel kafasn ne uzatt, yanlamasna, dallardan olumu yuvasna doru seirtti. Mark bu adan baktnda yuvadaki yavrular gremiyordu. Yava yava Mark' bir sknet duygusu sard. Srtn bir aaca verip oturdu ar ar, sonra burun deliklerinden kan mavi dumanlarn sakin havada dnerek ykseliine bakt. En yakn insanolu belki krk mil uzakta, diye dnd. En yakn beyaz adamsa yz mil. Bu dnce iinde garip bir rahatlama duygusu uyandrd. Tm insanlarn o ufack aba ve uralarnn bu grkemli yerde nasl da kk grndn dnd. Her insan... hatta o skk kentlerden baka hibir yer grmemi olanlar bile, hi deilse ksa bir sre iin gelip burada yaasalar, dndklerinde temizlenmi, arnm, tazelenmi olurlar, bundan sonraki mcadelelerinde daha az kt davranrlar, doann sonsuz gidiatna daha uyumlu davranabilirlerdi, diye dnd. Birden homurdand. Dlerini yarda kesen ey, boynunun gerisini, kulann hemen altndaki yeri bir bcein sokmas olmutu. Avucuyia oraya bir tokat att. Sokan sinek sersemledi. Tokat ne kadar sert olursa olsun, ezilecek trden bir hayvan deildi. Dne dne Mark'n kucana dt. Mark onu iki parmayla tutup kaldrd, merakla inceledi. Yllardr grmemiti bu tr sinei. ee sinei aslnda karasinekten biraz daha bykt ama vcudu daha ince, daha biimli, kanatlar saydam, kahverengi damarlyd. Afrika'nn kurtarcs, demiti ihtiyar bir keresinde bu sinekler iin. Mark sinei parmaklar arasnda ezerken ayn sz yksek sesle tekrarlad. Sinek boynundan emdii kanlar y- v znden kpkrmz bir leke halinde yarld. Mark srk yerinin ieceini, fena halde kzaracan biliyordu. Bundan sonraki 155

gecelerin srklarna da ayn ey olacakt. T ki, vcudu baklk kazanncaya kadar. Bir hafta sonra artk srklar hissetmez olacakt. Sivrisinek sr kadar bile rahatsz etmeyecekti onu. Afrika'nn kurtarcs, demiti ihtiyar, evet. Bu kk pikurusu buralar evcil hayvanlarn istilasndan kurtaryor, demiti. nce srlarn, sonra sabann, peinden demiryollarnn, kentlerin. Gnn birinde o sinei ldrmenin de bir yolunu bulacaklar. Ya da uyku hastalnn tedavisini bulacaklar. te o zaman bizim tandmz Afrika da yokolacak, evlat. Issz yerleri, av alanlar olmazsa neye benzer Afrika? nsan o zaman gidip Londra'da otursa da olur. Mark evresindeki grkemli ormana doru bakarken, acaba bu kk, kahverengi kanatl koruyucular olmasa buralar neye benzerdi, diye dnd. Orman keser, odun yaparlard. Tarla aar, kzlerin ektii sabanlarla srmeye balarlard. Nehirler kanayan topra, insann pisliini taya taya kahverengi akmaya balard. Av hayvanlar hep biterdi. Hem yiyecek olarak tketilmek amacyla, hem de otlarken evcil hayvanlara rakip oluyorlar diye. Zulu iin sr bir servetti. Binlerce yldan beri yle olagelmiti. Nerede sr beslenebiliyorsa, hemen srleriyle oraya koar, yerleirlerdi. Ama ne garipti ki, bu yabanl yerin kanatl koruyucularndan baka, bir koruyucusu daha vard ve o koruyucu da bir Zulu'ydu. Byk Zulu kral Chaka ok uzun. zaman nce buraya gelmiti. Ne zaman olduunu bilen yoktu. Zulular zaman beyaz adamlar gibi lmezlerdi nk. Tarihlerini de yazl olarak kayda gemezlerdi. Hikyeyi Mark'a ihtiyar anlatmt. Zulu dilinde. nk o dil yakrd o ykye. O av seferinde silahlar tayan Zulu da dinleyip onaylarcasna ban sallam durmutu. Arada homurdanm, hikyenin bir yerini dzeltmiti. Destann bir yerinin ayrntlarn vermek iin. O zamanlarda buradaki dzlkte kk bir avc kabilesi yayordu. Geimilerini salamak iin avclktan baka, bir de yabani bal topluyorlard. Bu yzden kendilerine Inyosi, yani Ar 156

iar demekteydiler. Fakir bir kabileydi ama pek gururluydular. Byk krala ve onun doymak bilmez fetih hevesine kar koyuyorlard. . stilaclar karsnda, kuzeydeki doal kayalardan olumu kalenin gerisine ekilmilerdi. Mark buray hatrlaynca ban kaldrp nehrin karsndaki sivri, dik kayalara bakt. Bin iki yz kadn, erkek ve ocuk, dar ve tehlikeli bir patika olan tek yoldan dorua trmanmlard. Kadnlar yiyecekleri balarnn zerinde tamlard yukarya. Tek sra halinde ilerleyen karanlk glgeler gibi. Ve dorua varnca orada saklanmlard. ef ve savalar doruktan seslenip krala meydan .okumulard. Chaka tek bana ilerleyip 'kovalann dibinde durmutu. Uzun boylu, gen, gl, korkun bir adamd. Aaya gel, ey koca ef. Gel de kral seni kutsasn, yine efliini srdr... benim sevgimin parlts altnda srdr! diye barmt yukarya. ef glmsemi, yanndaki savalara gsteri olsun diye, Galiba kulama bir habe maymununun haykr geldi! demiti. Kahkahalar kayalarda yanklanrken kral dnm, adamlarnn sabrla melip bekledii yere gelmiti. On bin kii vard adamlar. Gece olunca Chaka elli adam seti. Her birini adyla seslenerek ard. Hepsi cesaretleriyle n yapm, dmanlarna korku salm kimselerdi. Kral onlara, Ay batt zaman nehrin zerinde ki kayalara trmanacaz, ocuklarm, dedi. Sonra tok bir sesle, hafife gld. Bu gl nice kimseler, yaamlarnn son sesi olarak duymulard. Koca ef bize maymun demedi mi... maymunlar insanlarn cesaret edemedii yerler trmanrlar! Silah taycs Zulu sonradan, gn ynca, Mark'a Zulularn kayalara tam hangi yoldan trmandklarn da gstermiti. nce yarklar, darack kntlar grebilmek iin drbnle bakmak artt. Mark o yolu bir kere daha gzleriyle izlerken rperdi. Chaka'nn en bata, ipsiz olarak trmandn dnd. Hem. de ay battktan sonraki zifiri karanlkta. Kalkanyla enli klcn srtnda tayarak. 157

Trman srasnda adamlarndan on alt tanesi kayp aaya dmlerdi. Ama Chaka adamlarn yle dikkatli semiti ki, karanlk bolua dal yaparken bir tekinin bile azndan ses kmamt. nyosi nbetilerini uyaracak bir fslt bile olmamt. Vcut uurumun dibindeki topraa arpncaya kadar. afak skt zaman Chaka'nn aada kalan adamlar nyosi'leri oyalayp onlarn dikkatini ekmeye alrken, Chaka sava grubunu evresine toplamt. Bin iki yze kar otuz be kii. Ve saldrya gemilerdi yukarda. Bir kl vuruunda karlarndaki gsnden omurgasna doru ikiye bole ble. Ngidhla! Yedim onu! diye baryorlard kraln adamlar arprken. nyosi'lerin ou kendilerini kayalardan aaya atp Chaka'nn fkesinden kurtulmaya altlar. Atlamakta kararszlk gsterenlere, abuk karar vermeleri iin yardmc olunuyordu. Chaka, nyosi'lerin reisini iki eliyle kavrayp havaya kaldrd, uurumun tepesinde ylece kafasnn stnde tuttu. Eer ben habe maymunuysam, sen de seresin o halde! diyerek vahi bir kahkaha att, adam olanca hzyla bolua doru frlatverdi. O sefere mahsus olmak zere kadnlarla ocuklara bile ayrcalk tanmadlar. nk trman srasnda kayalardan dp len on alt kii arasnda Chaka'nn ok sevdii insanlar da vard. Zulu kayalarn dibindeki topraklar avularyla kazm, Mark'a avucundaki ufalanm kemik paralarn gstermiti. Bunlar insan kemii de olabilirdi. Doruktaki bu zaferden sonra Chaka iki nehir aras dzlkte byk bir av dzenlenmesini emretmiti. On bin sava av kovalad, av drt gn srd. Kraln iki yz yaban kzn kendi elleriyle ldrd anlatld. Bu spor yle houna gitti ki, sonradan bir karar kard. Buras kraliyet av alandr. Burada kraldan baka kimse avlanmayacak. Chaka'nn nyosi reisini att kayalardan, doudaki dalarn doruklarna, gneyden kuzeye doru bir insann bir gn bir gece ve ikinci bir gnde koabilecei yere. kadar 158

bu alan yalnzca kraln avna ayrlmtr. Herkes bu emri duysun, titresin ve emre uysun. Eski, gvendii adamlarndan birinin emrinde buraya gzc olarak yz kii brakt. Adlarna Kraln av alan koruyucular dendi. Chaka buraya defalarca geldi. Belki bu huzur ve bar kuyusuna onu eken ey, o yakc, sakatlayc kudret tutkusundan tr strap iinde olan ruhunu dinlendirmek ihtiyacyd. Burada avland. Anas Nandi'ye yand, deliye dnd o kara gnlerde bile avland. Her yl gelip avland. T ki, sonunda kardelerinin biledii kllarla onun canna kyan katiller hayatna son verinceye kadar. Bu olaylardan herhalde en az yzyl kadar sonra, Natal Meclisi Chaka Kapsndan yzlerce mil uzaktaki bir oturumda yine onun kararn onaylam, yenilemi oldu. nk yeni karara gre bu alanda avclk yasaklanyor, buras koruma altna alnyordu. Ama bu kez alan Zulu Kral kadar iyi korumadlar, bana nbeti polisler dikmediler. Avclar yllar boyunca, ok ve yayla, sapan ve tala, mzrak ve klla, sonra da yksek gl tfeklerle buralarda avlanp durdular. Belki yaknda nagana denilen uyku hastalnn aresini ya da ee sineini ortadan kaldrmann bir yolunu bufacaklard. O zaman bu karar kaldrlacak, toprak srlara, sabanlara peke ekilecekti. Mark bunu dnnce iinin bulandn hissett i , ayaa kalkp bulants gesin diye biraz yry yapt. htiyar her zaman alkanlklarna bal bir insan olagelmiti. Giydii giysilerden gnlk yaamna kadar her konuda. Tanyp bildii yerlere yolu derse, kampn hep ayn noktada kurard. Mark dosdoru bu eski kamp yerine gitti. Nehrin kenarnda, vadinin dirsek yapt yerde sular yata derin oymu, ky yksekte bir yayla oluturmutu. Yaylada firavun inciri glge yapyordu. Dev aacn dallar, Trafalgar Alanndaki Nelson stunu kadar kalnd. Koyu yeil glgesi bceklerin, mor kumrularn mrltlaryla capcanlyd. Ate yakmak iin ocak kurarken yd talar hi oradayd. Yalnzca biraz dalmlard. sten kapkaraydlar. Mark onlar tekrar dizdi. 159

Yakacak bol odun vard. Devrilmii aalar, nehrin srkleyip getirdii ktkler doluydu her tarafta. Mark nehirden duru su aidi, aydanl ay yapmak zere kaynasn diye atee koydu, sonra antasnn yan cebinden bir deste kt kard. Ktlar stten atala birbirine tutturulmutu. ok elden gemi, hrpalanmt sayfalar. Marion yollamt bunlar ona. LAYDBURG blgesindeki ANDERSLAND iftlii sahibi JOHN ANDERS'in lmne ilikin adli tp soruturmas tutanaklar. Marion Littlejon bu yazlan le tatillerinde kendi eliyle daktilo etmiti. Daktilo yazmasn pek iyi bilmedii, sayfalardaki silintilerden, st ste gelen harflerden belli oluyordu. Mark bu yazlar daha nce o kadar ok okumutu ki, artk ezbere tekrarlayabilecek durumdayd. Sorgucunun syledii ilgisiz szleri bile. Bay Greyling (Baba) : Bubezi Nehri kysna kamp kurmutuk, yarg bey... Adl kurul bakan: Ben yarg deilim. Bu durumda resmi sfat, sayn bakandr. Mark bu kez de okumaya yine en bandan balad, daha nce gznden kam olabilecek kk bir ipucu bulmak zere her eyi yeni batan, dikkatle okudu. Ama her seferinde yine ayn szlere gelip dayanyordu. Bakan : Ltfen tank mteveffadan sz ederken mteveffa desin, ihtiyar demesin. Bay Greyling (Baba): zr dilerim, sayn bakan. Mteveffa pazartesi sabah kamptan erken saatte ayrld. Kyda bir ceylan arayacana dair bir eyler syledi. le yemeine biraz kala tfek sesi duyduk. Olum Cornelius dedi ki, Baba, ihtiyar galiba avn buldu. zr dilerim, mteveffa yani. Bakan : O sra siz kampta mydnz? Bay Greyling (Baba) : Evet, efendim. Olumla ikimiz bir gn nce vurduumuz hayvanlar kesip asyorduk. O gn ava kmadk. 160

Mark hayvanlarn kesilmesini, etlerinin erit erit ayrlmasn, salamura suyuna batrlp aa dallarna aslmasn gznn nne getirebiliyordu. Daha nce de defalarca seyretmiti bunlarn hepsini. Etler kuruyup kara deneklere dnp ineme ttnne benzeyince, uvallara doldurulur, eeklerle tanrd. Kuruduu zaman arlnn drtte birine inerdi bu etler. Afrika'da ok deerliydi. Pahalya satlr, bu ii krl bir meslek haline getirirdi. Bakan : Mteveffann geri dnmemesi zerine ne zaman merak etmeye baladnz? Bay Greyling : O gece kampa dnmedi. Ama biz kayglanmadk. Belki bir avn peine dmtr, bir aaca trmanp orada uyumaya karar vermitir, diye dndk. Tutanan daha ilerilerinde de yle bir ifade geiyordu: Bay Greyling (Baba) : Sonunda onu drt gn boyunca bulamadk. Nereye bakmamz gerektiini bize gsteren, akbabalar oldu. Kt bir yerde, dik bir kayaya trmanmaya kalkmt. Ayann nerede kaydn bulduk. Hl tfeinin zerinde yatyordu. Herhalde duyduumuz o sesti,.,, onu hemen oraya gmdk. Tanabilecek durumda deildi, anlyorsunuzdur. Kular bir yandan, gne bir yandan. zerine gzel bir ha diktik. Ben kendim yonttum. Gmerken de dualarn! ettik. Mark yazlar katlad, tekrar eski yerine kaldrd. ay kaynyordu. Tatlandrmak iin iine biraz stle kavrulmu eker att. Souun diye fincana fleyip yudumlad, aklnda kalanlar yle bir sraya sokmaya alt. Kayalk bir yer. Dik. Trmanmas zor. Kendi bulunduu yerden uzakl, tfein sesi duyulabilecek kadar. Mezar herhalde tala rtlm. zerinde tahta bir ha. Belki de o ha oktan beyaz karncalar kemirip yoketmiti. Biraz zaman vard. Ama acaba o kadar zaman yeter mi, diye dnd. Bu kadar stnkr bir tarifle, bulmas yllar srebilirdi ans ters giderse
161 Bir Sere Dt F : 11

Basarsa bile, bulduktan sonra ne yapacan bilemiyordu. Onu buraya srkleyen birinci neden ihtiyarn gmld yeri bulmakt. Sonra ne yapacan o zaman bilecekti herhalde.

nce gney tarafta kalan kayalk alan ve dik yerleri gzden geirdi. On gn boyunca trmand, indi, dipleri arad, tarad. Btn bunlar olduka zor ve yorucuydu. Sonunda zayflamaya balad. Taz gibi ince ve evik, kollar, surat gne yan, enesi sakall, bambaka biri oldu kt. Pantolonunun paalar kayalarn sivri yerlerinden, dikenlerden tirfillendi, delindi, ikide bir taklr, onu engeller, geciktirir oldu. Dzlkte pek bol ku vard. le scanda bile havada hep onlarn haykrlar nlyordu. Sabah ve akam saatlerinde allklar kularla kaynayor, inanlmaz derecede gzel Narina Trogon'larn krmz gsleri gz alyordu. Eski zaman gezginlerinden biri bu kua, bir Hotanto dilberinin adn vermi,, onu byle armt. Mark iri hayvanlarla pek karlamad. zleri her yerde karsna kyordu oysa. Ormann gizli patikalar, izgili ceylanlarn parlak ayak izleriyle doluydu. Leoparlarn, habe maymunlarnn, gergedanlarn gelip getii, dklarndan belliydi. Mark gergedan pisliinin yanndan geerken kendi kendine glmsedi. htiyann hikyelerinden biri gelmiti aklna. Gergedann kirpiden neden korktuunu anlatyordu bu hikye. ok eski zamanlarda bir gergedan, krmz ulu mimoza dikeninin derisinde at yrt dikmek iin kirpiden bir inesini dn almt. Diki ii bittiinde gergedan eserini beeni dolu baklarla seyrederken dikeni aznda tutmaktayd. Ama nasl olduysa oldu, sonunda dikeni yuttu. O gn bugndr gergedan kirpiden hep kaar, borlu olduu dikeni veremeyecei iin onun kendisine kzacandan korkar, dksn da her seferinde kendi eliyle eler, iinde kaybolan o dikeni bulmaya alrm. htiyarda kk bir erkek ocuu elendirecek bunun gibi daha yzlerce hikye vard. Mark birden kendini ona ok yakn hissetti, onun mezarn bulma istei daha da glendi. Tfeini
162

teki omzuna ald, bir kez daha kayalara trmanmaya koyuldu. Onuncu gn bir akln kenarndaki glgede, altn rengi otlar zerinde dinlenirken ilk olarak byk bir avla karlat. Akln kar> tarafndan ortaya kk bir impala srs, nlerinde tane boynuzlu geyikle birlikte kverdiler. ok zarif, ak kahverengi hayvanlard. Yemlerini ok dikkatli yiyorlard. ki saniyede bir, olduklar yerde donmu gibi duruyorlar, yalnzca kulaklar oynuyor, gelebilecek bir tehlikeyi dinliyorlard. slak burunlar koku almak iin kprdayp durmaktayd. Mark'n eti bitmiti. Son parasn bir gn nce yemiti. Tfeini de yanna srf byle bir frsat deerlendirmek iin almt zaten. Hep o msr lapasn yemekten kurtulmak iin. Ama nedense can o tfei kullanmak istemiyordu u sra. ocukluunda hi hissetmezdi byle duygular. lk kez o srye bakarken gzleri yalnzca et grmyor, ender rastlanr, olaanst bir gzeiiik gryordu. erkek hayvan meydanda ar ar ilerlediler, Mark'n oturmakta olduu yerin yz adm kadar ilerisinden getiler, sonra allarn arasna dalp solgun glgeler halinde uzaklaarak grnmez oldular. Diiler de onlar izledi. Yetiebilmek iin koar adm gidiyorlard. Yavrulardan biri telandan devrildi, sonra doruldu. Srnn en gerisinde olduka bym bir baka yavru vard. Arka ayaklarndan biri sakatt. Onu yere dedirmedii iin yrmekte glk ekiyordu. But derisi de pek salkszd. Mark P. 14' kaldrd. Kurunun sesi nehrin karsndaki kayalarda yankland, bir grup beyaz rdek olduklar yerden havalanp nehrin sular zerinde te 'J uzaklatlar. Mark yere yatan yavruya uzand, kara gzlerinin evresindeki uzun. kvrk kirpiklerine dokundu. Hayvan gzn refleksle bile krpmad. Mark'n hayat belirtisi kontrol bir alkanlkt. Kurunun kalbe saplandn zaten biliyordu. Annda ld belliydi. Kontrol her zaman yap. Yine ihtiyarn tleri. Percy Young sa olsayd, bu d sana o da verebilirdi. Gnn birinde vurup ldrd aslann stne oturuyormu. Piposunu yakm, onu tellendiriyormu... tam o srada aslann dirilecei 163

tutmu. te Percy hikyeyi sana o yzden kendisi anlatamyor. Mark hayvan evirip arka baca inceledi. Etini tel kesmiti. T kemie kadar. Sonra o kesik kangren olmutu. Kokusu mide bulandryordu. Bir yn sinek, zavall hayvan izleyip duruyordu. Mark ban vurup karnda yzeysel bir kesik at. Derin saplamamaya, barsaklara dememeye dikkat etti. Karn bir torba gibi ald. Mark hayvann cinsel organlarn bir cerrah ustalyla ayrd, elinin bir tek hareketiyle barsaklar, d kesesini toplayp kard. Sonra mor renkli karacieri kesip ald, temizledi, kmr ateinde zgara etti. Bu cier onun akam yemeiydi. rm,' kokan arka baca karp att, sonra mide boluunu kuru otlarla dikkatle temizledi. Boyun yerinde birka kesik oluturdu, o kesiklere parman takp hayvan nehirden kamp yerine kadar srkledi. Kesip, tuzlayp kuruttuktan sonra, artk bu gezinin sonuna kadar yetecek eti var demekti. Et eritlerini firavun incirinin yksek dallarna ast. Gndzleri kendisi dolarken kamp yerine gelen hayvanlarn kapmasndan korumak iin nlem ald. Ancak bu iler bittikten sonra yemeini yiyip atein banda kahvesini yudumlarken dnmeye koyuldu. Aklnda hayvann arka bacan yaralayan o tel vard. O tuza kuran adama kar iinden bir fke kabard. Bunu sama buldu. Tuzakya ne diye kzacakt? Beyaz avclarn terkedilmi kamplarna az rastlamamt ki yol boyunca. Bu kamplarn hepsinde kemikler vard. Kenarda boynuzlar grnr, onlar kurtlar kemirir dururdu. Bu tuzak ise besbelli siyah bir adamd. Buraya avlayp kurutarak satmaya gelenlere oranla, onun ihtiyac daha bykt. Mark dnrken iine bir umutsuzluk ktn hissetti. Buraya ilk geliinden bu yana geen yllar iinde bile, blgenin av hayvanlar byk lde azalmt. Yaknda hepsi bitecekt i . . . ihtiyarn dedii gibi, Byk boluk geliyordu. iMark atein banda otururken bu kanlmaz sonu ona hzn verdi. Hibir yaratk baa kamazd insanoluyla. Yine ihtiyarn szlerini hatrlad. Bazlar aslan, bazlar leopar diye tutturur. Ama inan ba 164

na olum, insan doann en tehlikeli, en acmasz katilini ancak aynaya bakt zaman grr.

ukurun yapm srasnda burann bir su rezervuarna benzetilmesi iin zen gsterilmiti. ap on alt metre, derinlii metreydi. Yusyuvarlak, taban ve duvarlar betondu. Yanlarnda su borular grnyordu. Yeri de biraz aada kalan eve su salamaya pek uygundu, ama yine de bu havuzun suyla doldurulduunu hi gren olmamt. Duvarlar prl prl, lekesiz badana edilmiti. Tabanna ykanp elenmi ince dere kumu serilmiti. O, kumlar sk sk taranyordu. Rezervuar gzlerden saklamak iin evresine amlar da dikilmiti. Zaten tm ekim alann on iki sral dikenli teller evreliyordu.. Bahe kapsnda bu akam iki nbeti vard. Gl kuvvetli, sessiz adamlard bunlar. Byk evden arabalarla gelen konuklar kontrol ediyorlard. Kapdan giren grup, heyecan iinde, glen, akalaan, kadnl erkekli krk sekiz kiiydi. Patikalardan ukurun bana doru yrdler. ukur, zerindeki direklere aslm lambalarla prl prl aydnlatlmt. Konular Dirk Courtney getiriyordu. Siyah gabardin binici kostm ve dize kadar cilal izmeler giymiti. Bylelikle bacaklarn dikenlerden korumu oluyordu. Beyaz keten gmleinin n hemen hemen gbeine kadar akt. Gsnn sert kaslar, siyah kllar gzkyordu. Gmlein kollar bol, bilekte bzlerek oturtulmutu. Kollarn yannda yryen kadnlarn beline sarmt. Bu kadnlar genti. Gzleri atak bakl, dudaklar parlak boyalyd. Kpekler onlarn yaklatn duyup havladlar, kafeslerinde sramaya baladlar. Birbirine ulamaya, birbirini paralamaya hevesleniyor, ok heyecanlanyorlard. Hrlyor, salya aktyorlard durmadan. Bakclar onlar bararak susturmaya almaktaydlar. Seyirciler ukurun evresine sraland, nlerindeki parmak165

la yaslandlar. Petrol lambalarnn sert altnda suratlar bembeyaz grnyordu. Her duygu, her ayrnt, her kusur ve her sadiste heves rahatlkla okunuyordu bu yzlerde. Kadnlarn yanakiarndaki ar allklar, erkeklerin gzlerindeki manyaka prltlar, kahkahalarn tizlii, el, kol hareketleri ve tm jestler abartmalyd. lk dvlerde Dirk'in yanndaki ufak tefek, siyah sal kz bard, kvrand, iki yumruunu ak duran azna gtrd, hayranlk dolu korku lklar att. Bir keresinde olduu yerde dnp yzn Dirk'in gsne gmd, vcudunu ona bastrd, titredi, rperdi. Dirk gld, kolunu onun beline sard. Kpein biri tekini ldrrken kz da herkesle birlikte haykrd, iki bklm oldu. Dirk o zaman onu yerden kaldrd, kz kesik kesik hkrrken kucanda tayp ikilerin bulunduu masann bana gtrd. Orada gm kovalar iinde ampanya, avdar ekmei arasnda fme balk sandvileri vard. Charles, Dirk'in kucanda o kzla oturduu yere geldi. Dirk kza krisfc! bir bardaktan ampanya iirip duruyordu. evresinde on. on iki kii vard. Hepsi neeli, hepsi heyecanl, gecenin son dvn, Dirk'in kpei Chaka'yla Charles'in kpeinin karlamasn bekliyorlard. im hi rahat deil, Dirk, dedi Charles ona. Daha demin duydum. Senin kpein be kilo daha hafifmi. Senin kpek az sonra o fazla kilolarn her birine ihtiya duyacak, Charles. Kendini sulama... sonra zlrsn. Gerekten zlmen gerektii zaman. Dirk birden yanndaki kzdan utanverdi. Onu kucandan itti. Kz dengesini kaybetti. Neredeyse dyordu. Alnmt. Eteklerini dzeltti, Dirk'e surat ast. Ama onun oktan kendi varln unuttuunu farkedince koarak uzaklat. Dirk yanndaki koltua iaret ederek, Gel, otur, Charles, dostum, dedi. Otur da u senin sorununu konualm. Kalabalk onlara doru sokuldu, tartmalarn dinlemeye, her sz zerine barmaya koyuldu. Benim sorunum belli. Bu dv iin ufak da olsa bahse girmek isterdim. Ama bu kadar hafif bir kpee kar bahse girmek de sportmence bir davran deil bence. Charles srtt, 166

krmz suratn bir ipek mendille ,sildi. ampanya onu ok terletiyor, heyecan da buna ekleniyordu. Zaten scak bir yaz akamyd. Ancak garantili durumlarda bahse girdiini bilmeyen yoktur. Charles aslnda Witwatersrand'l bir hisse senedi komisyoncusuydu. Ama byle soylu duygular gstermen sana puan kazandryor. Dirk onun omzuna elindeki kpek krbacyla dokundu. Charles'n suratndaki glmseme kurt srt gibi inceldi. O halde bahsimi kabul mu ediyorsun? Bunu sylerken evredekilere doru bakp gld, gz krpt. Karlkl eit para m sreceiz? Elbette. Ne kadar istersen. Benim kpeim Kaiser, senin Chaka'ya kar. lmne. Paralar eit, miktar da... Charles susup bayanlara bakt, krll dik byklarn svazlad, bu ann tadn karyordu. Bin altn ngiliz liras. Kalabalktan bir aknlk .soluu ykseldi. lerinden bazlar alklad. Yo, yo! Dirk Courtney iki elini itiraz edercesine havaya kaldrmt. Bin olmaz! Dinleyenler homurdand, kendi yaknlar bu prestij kayb karsnda siner gibi oldular. Hay Allah! dedi Charles. Sana fazla m geldi? Sen syle fiyat yleyse, dostum. Biraz heyecanl olsun bence. On bin altn ngiliz diyelim. Dirk krbacn sapn Charles'n omzuna bir kez daha dokundurdu, adamn glmsemesi suratnda dondu kald. Krmz yz beyazlayordu. Kan ekilmi, yalnzca i i beyazlklar zerinde mor lekeler kalmt. Ufack, ih'.;.asl gzleri, glen kalabaln zerinde dolat. Sanki bir kurtulu yolu aryordu. Sonra yavaa, isteksizce tekrar Dirk'e dnd. Bir ey sylemeye alt ama sesi yeniyetme delikanllar gibi atlak kt. Dirk byk bir nezaketle, Ne demek istedin yani? diye sordu. Charles sesine bir daha gvenemezdi. Ban sarsak sarsak sallad, o kstah gln yeniden kazanmaya urat ama bu seferki arpk, gergin bir glmseme oldu, yzne hi uymad. Dirk kpeini sa kolunun altna kstrp ukura tad.
167

Hayvann kendine temasndan holanyor, yirmi be kiloluk arl kolayca tayordu. Kenardan ukurun iine indirdi. Kpein vcudundaki her kas gerilim iindeydi. Dirk sinirlerin attn bile grebiliyor, hayvann kollarnda, bacaklarnda titremeler dolayordu. Boazndan derin, tok hrltlar kmaktayd. Basamaktan eilip hayvan yere bastrd, sonra dnp kmaya alt, ama hayvan tasmay gerip ekince ayaklar neredeyse yerden kesilecek gibi oldu. Hey! Kpolu! diye bararak hayvan geri ekti. ukurun kar tarafnda Charles'la kpein bakcs, Kaiser'i getiriyorlard. kisi de olanca glerini kullanyorlard. nk pek iri bir hayvand Kaiser. Kapkarayd. Gzlerinin evresinde ve gsnde bej lekeleri vard. Soyunda Doberman Pinacher olduunu belli eden lekeler. Chaka onu grd, atlmalar, rpnmalar daha vahileti, hrltlar adr bezi yrtlmasna benzedi. Hakem kenardan seslendi. Tamam, baylar, coturun hayvanlar! Kpeklerin sahipleri, Ye onu, Kaiser! Gebert onu Chaka, ldr onu! diye haykrarak tasmalar bollatrdlar, ama bsbtn brakmayp hayvanlarn fke ve hrsn arttrmaya altlar. Doberman tasmas ksa gelince kvrlp bklmeye, kurtulmak iin uramaya koyuldu. Dv kpei olarak bacaklar biraz uzundu dorusu. Omuzlar sarkk sarkkt. Dileri kusursuzdu ama. Meydan okuyan, korkutucu bir hrlay vard. O koca az karsndakinin boynuna geti mi, lm kesindi. Hzlyd da. Tasmaya aslp atlyor, havlyor, uzun boynunu gerip duruyordu. Chaka havlamyordu. Ama ktk gibi iri gs hrltlarla inip kalk'yor, hayvan drt ayan germi, ortalam, kprdamadan duruyordu. Boyu daha alak, grn daha kalnd. Staffordshire buil-terrier kan zel olarak mastif'le kartrlm bir kpekti. Postu kaba, siyahl sarlyd. Ba ksa ve kalnd. Hrlad zaman st duda geriye doru kvrlyor, uzun, fildii rengi dileri, koyu pembe di etleri grnyordu. teki kpei leopar gzleriyle izlemekteydi.
168

Sahn unlar! Saln unlar diye haykryordu evredeki kalabalk. Sahiplen ise tasmalar bir uzatyor, bir ekiyor, hayvanlar kar karya getirip getirip kudurtuyorlard. Dirk cebinden kk elik bir ubuk kard, kpeinin yanna diz kt. Hayvan bir anda hrlayarak ona dnp dilerini gsterdi. Salyas kprmeye balamt. Dirk'in tertemiz gmleine fskiye gibi sald. Dirk kpein arkasna uzand, elii etine batrverdi. Husyelerinin tam kknde yzeysei bir yara at. Yalnzca deriyi yarm, kan kmasn salamti. Hayvan daha da beter hrlad, kendini yana doru att. Dirk onu kudurtmaya devam ederek dvecek hale getirmeye alt. Sonunda hayvan havlamaya balad. Grtlandan pepee ulurcasna sesler kt. Dirk hayvana hkim olmaya alrken, Hazr msn? diye seslendi. Ben hazrm! Charles ukurun ortasna doru kayd. Kaiser ektike ayaklar kumun zerinde kayyordu. Serbest brakn! diye bard hakem. Ayn anda her iki adam tasmalarn kancasn karp kaylar ektiler, iki hayvan da kendi bana brakverdiler. Charles dnp telala ukurdan kt ama Dirk bir iki saniye bekledi. Onlarn ilk kapmasn karmak istemiyordu. Doberman ukurun kar tarafna atlrken hzn gsterdi, Chaka kendi alannda kald. Kaiser uzun bacaklar zerinde srayarak, ne doru eilip kou srasnda kendini alaltarak ilerledi. Dosdoru kafaya atld, beyaz dileriyle gz altndaki deriyi yard, ama kapp tutmad. j Chaka da kapmaya kalkmad, yalnzca tam arpma annda dnd, omzunu ve tknaz gvdesinin gcn kulland, byk kpein dengesini bozdu, saldrsn kesti. Kaiser uzaklat. Devrilecekti ama badanal duvarlar korudu onu. nk Chaka dnm, vaziyet alm, derse onu yakalamaya hazrd. Fakat Kaiser artk ayaktayd. abucak toparland, dengesini salad. Surata doru saldrd, ama daha kk olan kurnaz kpek eildi, Kaiser ancak alalm kula yakalad, onu yard, kan damlalar kumlarn zerine dkld. 169

Chaka yine omzuyla itti. Kanlar kulandan yanana doru akarken tm arln bu itie verdi. Byk kpek geriledi, omzu omuzla karlamaktan kand, sonra kapmak zere yaklat, ama kalabalk onun hatasn grp barmaya balad. Brak! Brak! diye kkredi Charles. Surat olgun bir erik gibi mosmordu. Kpeinin Chaka'ya doru atlp omuz zerindeki gevek deriyi kaptn grnce.inledi. Dirk avaz kt kadar baryordu. Frsat imdi senin, evlat! Doberman ok dik duruyordu. Boynu ve ba yukarda, vcudu dengesizdi srrken. ektii deri lastik gibi esnedi, ama Chaka'ya saldrmak iin gerekli hz alacak kadar gerilemesine izin vermedi. Kk kpek hi kuvvet harcamyor gibiydi. Oysa diler bir damarn delmi, delinen atardamar olduu iin de yere kanlar pskre pskre, tempolu olarak akyordu. Brak! diye bard Charles tekrar. Ac iinde ellerini ovuturuyor, terleri enesinden damlyordu. Dirk, Karndan al! Karndan al! diye kkredi. Kpei olduu yerde dnd, byk hayvann altna doru kayd, onu daha da ykseltti, n ayaklarn yerden kesti, sonra karnna doru saldrd, sar dilerini kaburgalarn hemen altndaki parlak kara deriye gmd. Doberman omuzdan kapt yeri brakt, hzla olduu yerde dnd, bu durumda Chaka'nn dileri karnda kapt ksm kopard, alan delikten mor barsaklar hemen darya sarkt... ama byk hayvan yine de Chaka'nn boynunu kapmasn engelledi. Azlan ak, ene eneye arptlar, dileri birbirine kar atrdad, sonra ayrlp birbirinin evresinden dndler. ki kafa da kanl birer maskeydi artk. Gzler hzl hzl kaplmaktayd. Gz ilerine bile kan sramt. Azlarna da kanlar doluyordu. Dileri pembe, azn yanlarndan akan tkre karm kanlar kzl pembeydi. ki kez daha kar karya geldiler. Her iki saldry dd daha kk, daha tknaz olan Chaka balatt. Ama Doberman ikisinde de gs gse kapmaktan kand. Oysa Chaka'nn igdleri yle yapmakta direnmesini sylyordu. Chaka bu ara 170

da iki yara daha ald. Kaslar yarld, t kemie kadar ald. Son seferinde gerileyip duvara arptnda, yerde kanlardan kaln bir iz brakt. Doberman karnndaki yaradan tr kambur duruyor, acsndan srtn kavislendiriyordu. Ama hl hzlyd. Budala gibi omuz kaptndan bu yana, bir daha kapmaya kalkmyordu artk. Ama yaralad m derin ve keskin yaralyor, rakibini kurnaz bir boksr gibi kendinden uzak tutuyordu. Chaka ok fazla kan kaybetmeye balamt. Bir tur daha att, ilk olarak dili darya sarkt, ucundan kpkl kanlar yere damlad. Dirk bunu grnce yksek sesle bir kfr savurdu. Koca Kaiser tekrar saldrd, boynu kapacakm gibi yapt, son anda dnd, yine omuzdan bir baka yeri yard. Tam onun saldrd anda Chaka ona dnd, karna doru bir atlm daha yapt. Alttan girdi, ans da yardm edince dar sarkan barsaklardan bir para kapt. Bunu baarr baarmaz olduu yerde dikildi, boynunu kvrd, enesini gsne doru edi. Doberman saldrnca barsaklar darya doru ekildi. Lamba nda prl prl bir kurdele gibi uzand. Kadnlar bart, erkekler kkredi. Chaka barsaklar azndan brakmakszn byk kpee ilerledi, karndaki delikten sarkan barsaklar arka ayaklaryla tepitirdi. Byk kpek gerileyince dengesini kaybetti. Chaka hemen at'd, onun gsne hzla vurdu. Koca hayvan havaya srad, srtst dt. Bir yandan havlyor, bir yandan bacaklaryla havaya tekmeler savuruyordu. Chaka bundan sonra yle ig..jsel, yle soyuna uygun ve hzl hareket etti ki, lm saldrs hemen gerekleti. Dileri Kaiser'in boazna geti, ban indirdi, kaldrd, sonunda uzun di: Doberman'n soluk borusunu deldi. Dirk Courtney hemen parmaklktan aaya srad. Gl normalden tiz ve yksekti. Kpkrmz suratyla eilip kpeini kapt. Dobermann leini ayann burnuyla evirdi. Drst bir dv, deyip Charies'a gld. Adam bir an 17.1

ona ate saan gzlerle bakt, sonra omuzlarn hafife kaldrp kabul ettiini belirtti, dnp oradan uzaklat.

Dicky Lancome masasnda, telefonun azl nnde, kulakln eliyle kulana yakn tutmu durumda oturuyordu. Ne diyebilirim, gzel kz... aresiz kaldm. Hortense Teyze ok zengin. Hani o her dokunduu altn olan herif kadar zengin. Tamam, Midas... yoksa Krezs myd? Herhalde cenazesine gitmemezk edecek deilim, anlyorsun, deil mi? Anlamyorsun, ha? ini ekti, bir eliyle adres defterinin sayfalarn evirip baka bir kz bulmaya alt. Bunu nasl sylersin, gzelim? Emin misin? Eh, belki kz kardeimdi,.., Cumartesi gnyd. Vakit lene yaklayordu. Dicky irkette yalnzd. Broyu kapatp kmadan nce, haftasonu iin kendi zel programn burann telefonundan halletme abasndayd. O srada dardaki tehir salonunun mermer tabannda ayak sesleri duydu. Koltuunu evirdi, kapdan darya doru bakt. Sokak kapsndan yeni girmi olan uzun boylu adcm tanmamaya olanak yoktu. O koca omuzlar, o sakal, gzlerdeki o kartal gibi parltlar. Tanr bizi korusun! diye soludu Dicky. Sulu vicdan midesine bir yumru oturtmutu. General Courtney geliyor. Telefonun kulakln elinden frlatt, kulaklk masadan dp kordonunun ucunda salland kald. Kendisi koltuunda aaya kayd, masann altna yerleti, dizlerini karnna ekip oturdu. Generalin ne diye geldiini pek gzel tahmin edebiliyordu. Kzna yaplan hakareti konuacakt. Dicky Lancome ise generalin fkesine dair yle ok hikye dinlemiti ki, onunla yz yze atmaya hi niyeti yoktu dorusu. Ormanda bir kaplann ayak seslerini dinleyen gece hayvan gibi sessizce oturdu. Soluunu azndan yava karyor, yerinin belli olmamas iin aba gsteriyordu. Telefonun kulakl yan banda hl sallanmaktayd. inden fkeli kadn sesleri geliyordu. Uzand, kulakln azn avu172

cuyla kapatmaya alt, ama kulaklk salland, elinin ulaamayaca yere doru savruldu. Crtlak gibi bir ses, Dicky Lancome, orada olduunu biliyorum! dedi telefonun iinden. Dicky bir santim daha ne kayd. Erkek goril eli boyunda bir el Dicky'nin gr alan iine girdi, sallanan kulakl yakalad, Dicky'nin avucuna tututurdu. ' Masann yukarlarndan tok, przl bir ses konutu. Brakn da yardm edeyim. Teekkr ederim, efendim, diyebildi Dicky. Dikkati kendinden uzaklatrmaya alyordu elinden geldiince. Yapacak bir ey bulamadndan kulakl kulana gtrp dinledi. Kadnn sesi, Dinlemiyormu gibi ddvranmann yarar yok, dedi. O sarn llkla btn ilikini biliyorum. Yukardaki tok ses, Herhalde buna ihtiyacnz var, diyerek telefonun azlk ksmn aaya, Dicky'ye doru uzatt. Teekkr ederim efendim, diye fsldad Dicky tekrar. indeki duygulardan o anda hangisinin daha baskn olduunu anlayamyordu. Kk dme duygusu mu, yoksa korku mu? Hafife ksrp boazn temizledi, sonra telefonun azlna konutu. Hayatm, benim imdi kapatmam gerek, dedi bouk bir sesle. Burada son derece nemli bir mterim var. Bu iltifat belki yaklaan atmay biraz yumuatr diye umuyordu. Telefonu kapatt, emekleyerek elleri ve dizleri zerinde doruldu. General Courtney! stn ban silkeledi, salarn dzeltti, geri kalan gururunu toplayp yzne satc glmsemesini yerletirdi. Umarm nemli bir iinizi yarda kesmedim. Generalin iin iin glmekte olduunu belli eden tek ey o lacivert gzlerdeki prltyd. Asla, diye gvence verdi Dicky. Ben yalnzca... evresine baKinp bir ilham arad. Ben yalnzca meditasyon yapyordum. Haaa! diye ban sallad Sean Courtney. O zaman durum anlalyor. 173

Dicky alelacele sordu. Size nasl bir hizmette Bulunabilirim, generalim? Gen bir sat elemannz sormak istiyordum... Mark Anders. Dicky'nin yreine yeni batan buz gibi bir duygu geldi. Kayglanmayn, generalim, onu ben kendim kovdum, diye atld. Ama kovmadan nce de canna okudum. Bundan emin olabilirsiniz. Generalin kalarnn atldn, suratnn erozyona uram topraklar gibi krtn grnce, Dicky birden panie kapld. Bu kentte bir daha i bulamaz, emin olun, generalim. Ben haber saldm... kara lekesi var artk... buralarda ii bitiktir onun. Sen neden sz ediyorsun, be adam? diye homurdand general. Tedirgin bir volkan gibiydi sesi. Sizden gelen bir kelime yeterdi., efendim. Dicky avularnn souk terden srlsklam olduunu hissetti. Benden mi? Bu kez ses kkrer gibi kmt. Dicky kendini Vezv'n kraterinden ieriye bakan bir kyl gibi aresiz hissetti. Benim ne ilgim var bu ile? Kznz... dedi Dicky boulur gibi. Kznza yapt eyden sonra. Kz'm m? Koca ses hemen hemen bir fslt dzeyine inivermiti. Ne var ki; pek souk ve pek youn kyordu. nceki kkremelerden daha rktcyd bu seferki. Kzma m saldrd? Yo! Asla, generalim, dedi Dicky zayf bir lkla. Elemanlarmzdan hibiri Bayan Storm'a parman bile kaldramaz. Ne oldu? Bana olduu gibi anlat. Kznza kstah davrand. Biliyorsunuz sanyordum. Kstah m? Ne dedi? Ona bir hanmefendi gibi davranmadn sylemi. Kznz size anlatm, olmal. Dicky yutkundu, generalin korkun ifadesi de biraz yumuad. arm gibiydi ama pek elenir hali de vard. Ulu Tanrm. Bunu Storm'a m sylemi? Daha baka? Emir verirken ltfen demesi gerektiini sylemi. Dicky 174

karsndaki adamla gz gze gelmeye cesaret edemeyerek ban edi. zgnm, efendim. Generalden tok, bouk bir ses geldi, giderek ykseldi. Dicky hemen bir adm geriye ekildi, kendini savunmaya hazrland. Generalin gsn sarsan kahkahalar engelleme abasnda olduunu anlamas birka saniye srd... sonunda general teslim olup kahkahay patlatt zaman hem kafasn arkaya att, hem de azn at. Dicky rahatlad ama dermansz kalmt. Azndan kk, tedbirli bir glme sesinin kurtulmasna izin verdi... Generale anlay gstermek iin. Komik deil, be adam! dedi San Courtney. Dicky birden kalarn att. Senin suun ok byk. Bir ocuun szyle bir adam nasl sularsn? Dicky ocuk denilen kimsenin o gzel, o parlak kz olduunu ancak birka saniyede an'layabildi. Emrin sizden geldiini tahmin etmitim, diye kekeledi. Benden mi! Kahkahalar birden kesildi, general gzlerindeki yalar sildi. Bir erkei, kzmn marklklarna kar gelmek erkekliini gsterdi diye sulayacam m sanyorsun? Bunu benden bekler misin? Dicky ackl bir sesle, Evet, diye mrldand, sonra hemen, Hayr, diye ekledi, en sonunda da. Bilemedim, efendim, deyip iin iinden kt. Sean Courtney i cebinden bir zarf kard, bir an ona dnceli baklarla bakt. En ciddi sesiyle, Anders de kovulmasnn benim yzmden olduuna m inand? diye sordu. Evet, efendim. yle sand. riuila iliki kurabilir misin? Onu tekrar grecek misin? Dicky kararszd. Sonra bir aba gsterip kendini toparlad, iine derin bir soluk ekti. Ay sonunda onu tekrar eski iine alacama sz verdim... kovma gsterisi bittikten sonra, generalim. Ben de sizin gibi dnyor, bu hareketin bir ceza gerektirmediine inanyorum. Sean Courtney ona gzlerinde yeni bir prltyla bakt, g 175

lmserken aznn bir kesi kvrld, bir ka havaya kalkt. Mark Anders'i tekrar grdnde ona bu konumalarmz anlat, bu zarf da ver. Dick zarf ald. Generalin arkasn dnerken, imdi de sra Bayan Storm'da, diye mrldandn duydu. Dicky'nin iinde gen kza kar bir acma duygusu ykseldi.

Cumartesi sabahyd. Vakit lene yaklayor, Ronald Pye limuzin arabasnn arka kanepesinde, yznde cenazeciler gibi karanlk bir ifadeyle oturuyordu. Koyu gri, yelekli bir elbise giymiti. Gmleinin yakas kazk gibi kolal, gznde altn ereveli gzlkler, p karga burnuyla pek ciddiydi. ofr ana yoldan sapt, Byk Long Korusunun prl prl beyaz binalarna yneldi. Saptklar yolun iki yan aalyd. Bu aalar en az iki yzyllkt. Kaln gvdeli, palmiye tr aalard. Tepelerinde kocaman birer altn meyva gze arpyordu. Dirk Courtney'in bahvanlar yz mil yar apl alan taram, birer birer bulmu, yerlerinden skerek getirip buraya dikmilerdi. Sra sra ekildikleri yerlerde boylar da birbirine uyuyordu. Bahe yolu dzeltilmi, toz kalkmasn diye sulanmt. Evin nnde yirmi, otuz tane pahal arabann parketmi durmakta olduu grlyordu. Bekle beni, dedi Ronald Pye. ok kalmam. Arabadan indiinde evin zarif cephesine bakt. Simon van der Stel'in tarihi evinin tpksyd. Yani mit Burnu'nun ilk valisinin. O ev de Constantia'da hl ayaktayd. Dirk Courtney mimarlarna ltre bitire, evin tam bir kopyasn yaptrmt. Her oda, her kap, her pencere, teki evin tpksyd. Fiyat ok pahalya patlam olmalyd byle bir eyin. Ronald Pye hole girince duraklad, sabrsz baklarla evresine baknd. Kendisini karlamaya hi kimse gelmemiti. Oysa zellikle davetliydi bugn, bu saatte buraya. Davetli demek yerine, arlmt demek daha doru olurdu belki de. Ev coup tayordu. erden kadn sesleri, ngrak gibi kadn kahkahalar duyulmaktayd. Daha dikkatli dinleyince erkek 175

sesleri de duyuluyor, o kahkahalarn temelini oluturuyordu. Sarho sesleriydi bunlar. Evin ii parfm, ttn ve alkol kokuyordu. Holdeki gl aacndan masann zerine kristal kadehlerin rasgele braklm olduunu grd. Paha biilmez masann zerinde, bardaklarn slak dipleri halka halinde lekeler oluturmutu. Salona alan kapnn kulpuna da ipek bir kadn klotu, trl eyler artrrcasna taklm duruyordu. O henz kararszlk iindeyken holn karsna rastlayan kaplardan biri ald, ok gen bir kadn hole admn att. Uyurgezer gibi dalgn, gz kamam bir hali vard. Ayaklarna terlik giymiti. Kayalar gibi, sessizce ilerledi. Ronny Pye onun pek gen bir kz olduunu grd. Hemen hemen ocuktu hatta. Ama yzndeki boyalar dalm, akmt. Gz evresindeki kara srmeler ona hayalet gibi bir grn veriyordu. Dudak ruju da yaylmt. Az kocaman bir gl goncas gibiydi. Ayaklarndaki terlikler dnda, rlplakt. Gsleri henz olgunlamam, memebalar solgun ve kkt. Dank san salar omuzlarna dklmt. la etkisindeymi gibi ar, dalgn admlarla ilerleyerek kapdaki klotu aip giydi. Tam beline doru ekerken Ronny Pye' grd, ona srtt. arpk bir orospu glmsemesiydi boyas svam dudaklarnda beliren. Biri daha, ha? Pekl, gel bakalm, hayatm. Ona doru biriadm att, birden sendeledi, masaya tutunmak zere dnd, boyal surat birden mermer gibi bembeyaz kesildi, ar ar eilip ikibklm oldu, yerdeki pahal halnn zerine kusmaya balad. Ronald Pye bir tiksinti nlemiyle o r J arkasn dnerek yrd, salonun kapsn ap vgirdi. O girdiinde kimse ban kaldrp bakmad. Oysa odada yirmi kadar insan vard. Hepsi ortadaki oyun masasnn evresine toplanmlard. Masann st poker fileriyle doluydu. Drt adam oturuyordu. Her birinin elinde yelpaze gibi kartlar, masann bandaki adama bakmaktaydlar. Ronny Pye masadakilerden birinin kendi enitesi olduunu grnce pek de armad. Dennis Petersen'in Byk Lang Ko 177
Bir Sere Dt F : 12:

nisandaki lemlere sk sk katldn bilirdi. Kendi zavall kz kardeini dnerek, acaba o da biliyor mu diye merak etti. Dennis'in imi gzlerini, sinirli, szgn yzn grnce, bu adam hepimizi fena bulatrd, diye geirdi aklndan. Beni baka hangi ktlklere srklemi olursa olsun, zsaygmn bir nebzesini korumay baardm. Dirk Courtney o srada hafife glmsedi. Evet, baylar, korkarm size kt haberlerim var, dedi. Bayanlar benden yana. Kartlarn yeil uhann zerine at. Drt kz yan yana duruyordu. Dier oyuncular bir an kzlara baktlar, sonra birer birer, yzlerinde tiksinti ifadeleriyle, kartlarn ortaya attlar. Dennis Petersen yenilgiyi en son kabul eden oldu. Yz hortlak grm gibiydi. Eli de titriyordu. Sonunda hkra benzer bir sesle onun da kartlar parmaklarnn arasndan kurtuldu, Dennis sandalyesini geri itti, sarsak admlarla kapya doru yrd. Yar yola vardnda birden kaynbiraderinin o ciddi, rktc grnn tand. Dudaklar titreyerek bir an ona bakt, kanl gzlerini krptrd, sonra gzlerine inanamyorrnu gibi ban iki yana sallad. Sen burada, ha? Dirk masada filerini derleyip toplarken, Ha, evet, diye seslendi. Ronald' davet ettiimi sylememi miydin? teki oyunculara dnd. zninizle. Az sonra dnerim. Masadan kalkt, kadnlardan birinin elini kendi kolundan uzaklatrd, yaklaip Pye'n ve enitesinin kollarn tuttu. Dosta bir hareketti bu. Onlar salondan kard, koridordan geirip kendi alma odasna soktu. le saatinde bile bu oda lo ve serindi. Kaln ta duvarlar, kadife perdeleri vard. Duvarlarda koyu rerik lambri, yerlerde Acem ve ark hallar, karanlk, ciddi grnl yal boyalar... Bu tablolardan birinin bir Reynolds olduunu Pye biliyordu. Bir tanesi de Turner'd. eriye girildii anda insana kasvet basan bir odayd. Oray kendisinin ve ailesinin giderek doland rmcek ann merkezi olarak gryordu Pye. Dennis Petersen kendini deri koltuklardan birine atp yld. Ronald Pye da, bir anlk kararszlktan sonra onun tam 178

karsndaki koltua oturdu. Kazk gibi oturuyor, baklarndan enitesini ayplad okunuyordu. Dirk Courtney viskileri bardaklara doldurdu. Bardaklar zaten kenardaki gm tepsinin iindeki hazr bekliyordu. Ronald Pye'a bayla iaret etti, Pye istemediini belirtircesine ban! iki yana sallad. Bunun zerine Dirk Courtney bardaklardan birini alp Dennis'e gtrd, o titreyen elleriyle ald, koca bir yudum iip grltyle yuttu. Bunu neden yaptn, Dirk? Buraya geldiimi kimsenin bilmeyeceine sz vermitin. Sonra kalktn, davet ede... Gzleri kaynbiraderinin ciddi yznde duralad. Dirk yksek sesle gld. Ben verdiim, sz tutarm... yeter ki, tutmak iime yarasn. Kendi bardan havaya kaldrd. Ama mzn arasnda hi sr olmamal. Bunun erefine ielim. Dirk bardan indirince Ronald Pye sordu. Beni bugn, neden buraya davet ettin? Tartmamz gereken birka sorunumuz var... birincisi de Dennis'in durumu. Poker oyuncusu olarak dorusu ok kolay bir yem. Ka para? diye sordu. Ronald Pye alak sesle. Syle ona, Dennis, dedi Dirk. Beklerken bardandaki bal rengi svy inceledi. Ronald Pye tekrar, Evet? diye sordu. Dirk cesaret verdi. Utanma, Dennis... amma da gururlusun. Dennis bir rakam mrldand ban kaldrmakszn. Ronald Pye oturduu koltukta kprdand, arln baka tarafna verdi, duda titredi. Bu kumar borcunu reddedebiliriz. Buradaki gen bayanlardan bir ikisinin kz kardeine gidip Dennis'in dier marifetlerini tecrbelerine dayanarak anlatmalar houna gider mi? Bilmem, biliyor musun ama Dennis'in en sevdii ey onlar diz ktrp... Dirk, yapmazsn bunu, diye patlad Dennis. Yapmaya^ aksn, eminim! Yzn ellerine gmd. Ronald Pye alak sesle, Yarn bir ek yollarz, dedi. 179

Saol, Ronny. Seninle i yapmak gerekten bir zevk. Hepsi bu kadar m? Yoo, hayr, diye srtt Dirk. Bu kadar deil. Kristal srahiyi Dennis'in oturduu yere gtrp barda tekrar doldur-, du. Konumamz gereken bir kk para konusu daha var. Kendi bardana da viski doldurup kaldrd, a tuttu. Banka ii, dedi. Ama Ronny Pye onun szn hemen kesti. Ben bankadan yaknda emekliye ayrlyorum. Bunu bilmen gerekir. Geri kalan hisselerim iin iyi bir teklif aldm. Cape'de bir ba almak zere de pazarlklara baladm. Ladyburg'den ayrlyorum, ailemi de birlikte gtryorum. Hayr. Dirk ban iki yana sallarken hafife glmsedi. Sen ve ben sonsuza kadar beraberiz. Aramzda bozulamayacak bir ba var. Seni her zaman yanmda istiyorum... gvenebileceim biri. Belki de dnyada gvenebileceim tek insan. Seninle ikimiz yle ok srr paylayoruz ki, dostum! Cinayet de dahil. Bu szck ikisini de dondurdu. Ronald Pye'n yzndeki kan yava yava ekilmeye balad. John Anders'le torunu, diye hatrlatt Dirk onlara. kisi bir azdan atldlar. ocuk kamt... ocuk hl sa. Ama bu durumu devam etmeyecek, diye gvence verdi Dirk onlara. Adamm u anda yola kt, ona gidiyor. Bundan sonra artk o delikanldan sorun gelmeyecek. Yapamazsn. Dennis Petersen ban hrsla sallad. Tanr akna, brak onu kendi haline. Ronald Pye artk yalvaryordu. Birden btn kasntl erimi, umutu. Rahat brak ocuu. Zaten derdimiz kendimize... Olmaz. O bizi rahat brakmad, dedi Dirk mantkl mantkl. Kalkt bizimle ve yaptklarmzla ilgili bilgi toplamaya koyuldu. Nerede olduunu bir ans eseri olarak rendim. stelik tek bana. ssz bir yerde. Sustular. Dirk onlarn durumu dnmelerini beklerken purosunu mineye frlatt, bir yenisini yakt. Sonunda Ronald, Bizden ne istiyorsun daha? diye sordu. Hah, sonunda konuyu i olarak ele alp tartabileceiz 180

demektir, ha? Dirk masann kenarna iiiti, ktlar umasn diye arlk olarak kulland antika deilo tabancasn eline ald. Konuurken onu parmaklan arasnda evirip durmaya balad. Be yl nce baladm genileme programnda imdi nakit durumum skk. eker fiyatlarnda dme oldu. Bankann yatrmlarnda da gerileme var... bunlarn hepsini biliyorsunuz tabii. Ronald Pye ban bir taahhde girmeksizin, dikkatle sallad. Arazi almlarmz nakit durumumuza gre ayarlama kararna varmtk, dedi. En azndan, birka yl iin. Sabrla davranacaz. Ben sabrl bir insan deilim, Ronny. nmzdeki yl boyunca ylda iki yz bin sterlin amz var, diye devam etti Ronald Pye. Ama Dirk onu dinlemiyordu. Tabancay evirdi, minenin zerindeki portreye nian alp bo tetii ekti. Ylda iki yz bin demek, ylda toplam alt yz bin sterlin demektir, diye mrldand duyulabilecek bir- sesle. Sonra tabancay indirdi. Rastlant eseri, bu da benim on yl nce hisselerinin karlnda sana dediim miktarn tpatp ayn. Ronald Pye sesinde bir telala, Yoo, dedi. O benim. Benim zel ve kiisel sermayem o. Bankayla hi ilgisi yok. yi de kr getirdi sana o para, diye kutlad onu Dirk. O Crown Deep hisseleri sana servet kazandrd. Akllca bir yatrm. Son hesaplarma gre kiisel net varln sekiz yz binin pek altnda deil. Ailem, kzm ve torunlarm iin kurduum vakfta o para, dedi Ronny. Sesine bir umutsuzluk tonu sinmeye balamt. Dirk sakin sakin, Benim o paraya imdi ihtiyacm var, dedi. Ya senin kendi zel kaynaklarn? Onlar kullanabileceim kadar kullandm, sevgili Ronald. Hepsi ekere ve topraa yatrlm durumda. Bor alabilirsin ve... Ama ne diye yabanclardan bor alaym? Sevgili gvenilir dostum Ladyburg iftiler Bankasna kredi aabilecekken hele! Saygn bir kuruluun gvencesinden salam bulunur mu? Bir 181

bor, sevgili Ronald... yainzca bir bor. Hayr. Ronald Pye ayaa kalkt. Para benim deil. Aileme ait. Enitesine dnd. Gel, seni evine gtreyim. Dirk o ekici glmsemesiyle tabancay evirip Dennis'in iki ka arasna nian ald. Olduun yerde kal, Dennis, dedi, tetii tekrar ekti. Ronald Pye, Dennis'e, Korkmaya gerek yok, diye aklama yapt. u sra ayrlabiliriz. Beni desteklersen. Ronald biraz hzl soluyordu. Sporcular gibi de terlemeye balamt. Bizi cinayetle sularsa kendini de sulamak zorunda. Planlayann, emirleri verenin biz olmadmz kantlayabiliriz. Bence blf yapyor. Ondan kurtulmak iin blfn grmeliyiz. Dnp Dirk' in karsna dikildi. Gzlerinde meydan okuyan bir ifade vard. Bu canavardan kurtulmak iin. Brak elinden geleni yapsn. Bizi batraym derken kendini de batracak. Ne kadar yerinde bir dnce! Dirk neeyle gld. Bunlar ciddi syleyecek kadar budala olduuna da inanyorum. Yr, Dennis. Elinden geleni ardna koymasn. Bir daha ikisine de bakmakszn, Ronald Pye kapya yneldi. Torunlarndan en ok hangisini seviyorsun, Ronny? Natalie'yi mi, yoksa Victoria'y m? Dirk bunu sorarken hl glyordu. Ama herhalde kk olan en ok seviyorsundur. Neydi ad? Allah kahretsin! Bilmem gerekirdi o arszn adn... isim babas benim. Bir daha gld, sonra parmaklarn havada klatt. Hatrlamt. Hay Allah, Ronald'd tabii. Dedesi gibi. Kk Ronald. Ronald Pye dnm, kapnn dibinden ona bakyordu. Dirk ok gzel bir espri duymucasna srtt. Kk Ronald, diyerek tabancay halnn orta yerindeki hayali bir kiiye doru nianlad. Ufak bir kiiye. Diz boyu falan. Gle gle kk Ronald. diye mrldand, tetii ekti. Gle gle, kk Natalie. Tabancay ikinci bir grnmez hayale nianlayp onu da sessizce vurdu. Gle gle kk Victoria. Silah bir daha atrdad... metalik ses, o sessiz odada ok yapacak kadar gr biimde duyuluyordu. Yapamazsn... Dennis'in sesi boulur gibiydi. Yapmazsn... 182

Paraya ok ihtiyacm var, dedi Dirk ona. Ama bunu yapmazsn... Durmadan bana neyi yapmayacam sylyorsun. Benim davranlarm konusunda ne zamandan beri byle uzman kesildin? Ama ocuklar deil! diye yalvard Dennis. Daha n c e d e yaptm, diye belirtti Dirk. Evet, ama ocuklar deil... kk ocuklar deil. Ronald Pye hl kapda sessizce duruyordu. Son birka saniyede on yl yalanm gibiydi. Omuzlar km, yz kl rengi olmu, tm izgileri derinlemiti. Gzlerinin evresi gk, kat katt. Gitmeden sana on iki yldan beri merak edip durduun bir hikye anlataym, Ronny. Biliyorum, bu hikyenin asln astarn renmek iin pek ok vakit ve para harcadn. Gel, otur koltuuna ltfen. Hikyemi dinle. Ondan sonra gitmekte serbestsin... hl gitmek istiyorsan tabii. Ronald Pye'n eli kapnn kulpundan ayrld. Adam yava, dermansz admlarla dnp deri koltua tekrar oturdu. Bacaklar kendine ait deilmi gibiydi. Dirk kocaman bir bardak viski daha doldurdu, onun yanndaki sehpaya, Kolayca uzanabilecei bir yere koydu... Ronny itiraz etmedi. Bu hikye on dokuz yanda bir ocuun nasl bir milyon sterlini nakit olarak kazandnn ve bunu nasl kendine bir banka satn almakta kullandnn hikyesi. Sonuna kadar dinledikten sonra kendi kendinize sorun bakalm, o ocuun yapamayaca bir ey var mym. Dirk ayaa kalkp odann iinde gezinmeye balad. Kafese kapatlm bir aslan andryordu. Gl ve zarif, ama ok kt... v^, zalim. Konumaya baladnda sesi mrlt gibiydi. Onlar ipnotize ediyor, evrelerine sanki bir ipnotik a ryordu. kisi de durmadan balarn eviriyor, onun odada dolamasn izliyorlard. O ocua Dirk diyelim mi... fena isim saylmaz. Zorba bir babann sokaa att bir ocua uyan sert bir ad. On dokuz yandayken hayatta istedii eyleri kendi kendine elde etmek zere yola koyulan, abuk renen, hibir eyden korkmayan 183

birine ok iyi uyuyor. O ocuk on dokuzuncu doum gnnde eski psk, kmrl bir buhar gemisinin birinci subayyd. Gemi Uzakdou'nun kukulu limanlarna kukulu ykler gtrp getirirdi. ocuk o gemiyi tek bana ynetebilecek yetenekteydi. Eline ip krbac ald gibi, zenci tayfalar aman vermeden altrr, bu arada kaptan da kamarasnda cinini yudumlar, keyfine bakard. Masann yannda duraklad, bardana tekrar viski doldurdu, dinleyicilerine sordu. Hikye siz sard m buraya kadar? Sen sarhosun, dedi Ronald Pye. Ben asla sarho olmam. Dirk tekrar dolamaya koyuldu. O geminin adna L'oiseou de Nut diyelim. Yani Gece Kuu. Dorusu o dknt, gemi bozuntusuna uyacak bir isim saylmaz pek. Kaptannn ad Le Doux olsun. O da Tatl Adam demek. Yine yanl bir ad. Dirk hatrlaynca gld, ikisinden bir yudum ald. te bu en geminin neeli tayfalar, 1.909 ylnn yaz sonlarnda Sar Irmak'taki bir limana gece yars yk indirdi, ertesi gn Liang Su limanndan ay ve ipek gibi saygn bir kargo almak zere yola koyuldu. Daha yaklarken, kentin d binalarnn alev alev yanmakta olduunu grdler. Silah sesleri de duyuluyordu. Limanda gemi falan yoktu. Birka kk tekne, o kadar. Kentin korkudan gz kararm ahalisi rhtmlara m, baryor, aryor, kendilerini gvenli bir yere gtrecek tekne aryorlard. Yzlercesi kendini suya att. Gece Kuu'nun bulunduu yere doru yzmeye balad. Birinci subay bunlardan ikisini gemiye ald, geri kalanlarnn stne hortumla su pskrtt. Onlar gemiden uzak tutarken, ieriye aldklarndan olup bitenleri dinledi. Dirk duraklad. Basnl sular pskrtlnce yzenlerin nasl limann kirli, sar sularna gmldkleri gznn nne gelmiti. Dierleri lk ata ata rhtma geri yzmeye almlard. Dirk srtt, kendini dikletirdi. Komnist sava Han Wang limana saldrya gemi bulunuyordu. Kentin zenginlerine, bambu kafeslerde ilgin bir lm vaat etmiti. Birinci subay, Liang Su tccarlarnn ne kadar zengin olduunu o zaman rendi. Kaptanla konutuktan sonra, gemiyi rhtma ya 184

natrd, yine hortumla su skp oradaki kyl kalabaln datt, suyu desteklemek iin tabancalarla birka el de ate ettirdi. Ondan sonra silahl bir tayfa grubunun bana geip kente yrd, Cinli ay tccarlarnn topland yaldzl binaya girdi. ayclarn hepsi korku iindeydi. Kt kaderlerini kabul etmi bulunuyorlard. Bir viski daha ier miydin, Ronny? Ronald Pye ban iki yana sallad, gzleri Dirk'in yznden ayrlmad. Hikye baladndan beri bir an bile ayrlmamt zaten. Dirk ona glmsedi. Birinci subay yol parasn o kadar yksek saptad ki, ancak ilerinden en zenginler gze alabilirdi byle bir demeyi. Kelle bana iki bin altn lira. Ama yine de ilerinden Gece Kuu'na doksan alt kii bindi. Her biri tayabilecei kadar yk yklenmi, zorla yryordu. ocuklar bile kendi yklerini kendileri tamaktaydlar. Kutular, balyalar, bavullar, torbalar... hazr ocuk demiken, yolcularn krk sekiz tanesinin ocuk olduunu da aklamak gerek. Hepsi erkek ocuktu tabii. Akl banda hibir inli, kz ocuu iin iki bin altn vermezdi. Erkek ocuklarn ya bebekten balyordu. Bazlar da senin kk Ronald'n yandayd. Dirk bu sz yerini bulsun diye sustu, sonra devam etti. Kl pay kurtulduk. Son yolcu bindii anda birinci subay halatlar zd ve ayn anda da Han VVang'm haydutlar kentten frlayp ate ede ede rhtmlara doru atldlar. Tfekler Gece Kuu'nun gvertesini dvyordu. Yeni binen yolcular bararak alttaki ambarlara dolutular. Ama gemi oradan kurtulmay baard. Ortalk kararrken sakin, tropikal sulara kmt bile. Kaptan Le Doux talihine inanamaz haldeydi... yaklak yz bin altn. Paralar drt ay kutusuna doldurulmu, kendi kamarasnda duruyordu. Gen Dirk'e de bu paralarn iinden bin tane altn vaat etti. Ama Dirk, kaptann vaatlerinin ne derece bo olduunu iyi biliyordu. Yine de lir neride bulundu, kr etmenin baka-bir yolunu kaptann gz nne serdi. htiyar Le Daux ikiye yakay kaptrmadan nce sert adamd. Afrika'dan kle, Hindistan'dan afyon taml vard. Ama artk eskisi gibi deildi. Gen subaynn nerisi karsnda dehete dt. Tanrya dualar etmeye balad, alamaya ko 185

yuldu. Zavall kkler, diye hkrp duruyordu. Gece yarsndan sonraya kadar su gibi cin iti, ondan sonra szd. Dirk bu halin krk sekiz saat kadar sreceini biliyordu. Birinci subay bundan sonra kaptan kprsne kt, geminin ddn ald, pelerinde bir hkmet gemisi olduunu, kendisine yetimek zere bulunduunu yolculara bararak haber verdi, hepsini ak gverteden alttaki ambarlara srd. Koyun gibi indiler. Mallarn da yanlarna almlard. Birinci subayla adamlar ambarlarn kaplarn srgledi, onlar oraya kapatt. Bundan sonrasn tahmin edebiliyor musunuz? Doru bilene bir altn. Ronald Pye kurumu beyaz dudaklarn yalad, ban iki yana sallad. Bilemedin mi? diye takld Dirk ona. Hayatta en kolay kazanabilecein altn kardn... oysa ne kadar basit! Birinci subay zgaralarn kapaklarn at ve ambarlar su bastrd. Onlara garip bir ifadeyle bakyor, tepkilerini bekliyordu. Dinleyicilerinin ikisinin de azndan hi ses kmad. Dirk devam ettiinde sesi biraz deimiti. Artk nc tekil kii olarak da konumuyordu. Hikyenin bundan sonrasn biz ve ben szcklerini kullanarak anlatt. Tabii t tepeye kadar su bastrmadk. O sakin denizde bile dengemiz bozulabilir, geminin arkas batabilirdi. st kapaklarn hemen altnda; sanyorum biraz hava boluu kalmt. ocuklar kollaryla kaldrp orada tuttular. Kapaklarn altndan seslerini duyuyordum. Bartlar hemen hemen yarm saat kadar devam etti. Sonunda hava kirlendi, sarsntdan savrulan sular onlara ulat. Her ey bittii zaman ambar kapaklarn atk. Kapak altlarn trnaklaryla paralamaya alm, tahtalar didik didik etmilerdi. Bir kafes dolusu maymun gibi. Dirk mineye en yakn bo koltua yrd ve oturdu. Viskisini sa eline ald, azna gtrp bir yudum ekti. Sonra kristal barda bo mineye frlatt. Kristal patlayp bin kk elmas gibi dald. Hepsi sessizce o parlak paracklara baktlar. Neden? diye fsldad Dennis sonunda bouk bouk. Tanr akna, neden ldrdn onlar? Dirk ona bakmad. Kendini gemite kaybetmi gibiydi. 186

Sonra ar ar szlerini srdrd. Ambar pompaladk. Adamlara slak bavul, torba ve kutular tattm. Ah, Ronny, orada olmalydn. O grnm senin gibi bir insan deli etmeye yeterdi. Hepsini salondaki masann zerine ydm. Elli kurnaz adamn bir mr boyunca biriktirdii hazine. Sikke ve ubuk altnlar, baparman kadar elmaslar, develeri boacak boyda yakutlar, zmrtler... eh, Liang Su tccarlar in'in en zengin tccarlaryd ne de olsa. Yol paraiar da katlnca kazancmz bir milyon sterlinin biraz stnde oldu... Ya kaptan? Le Doux? Onun hissesi? diye sordu Ronald Pye. Dehet iindeyken bile o muhasebeci kafas hl alyordu. Kaptan m? Dirk ban sallarken o ocuksu glmsemesi yznde yine belirdi. Zavall Le Doux sanyorum o gece gverteden denize dt. ok sarho olduu iin yzememitir de... zaten in denizinde kpekbalklar da pek boldur. Tanr biliyor ya, sular yle inli cesetleriyle doluyken kpekbalklar da en ksa zamanda oraya m olmal. Yoo, ortada yalnzca bir tek hisse vard. Tabii tayfalara datlan sembolik meblalar saymazsan. Her birine iki yz sterlin, onlarn mrlerinde hayal edemeyecekleri bir servetti. Geriye bir gecelik iten bir milyon sterlin kr kalyordu. Yirmi yana varmam birine bir milyon. Bu mrmde duyduum, en korkun hikye. Ronald Pye'n sesi titriyordu. Bardan dudaklarna gtrrken eli de titredi. Gelecek sefer Ladyburg'dan ayrlmak gibi yaramaz dncelere sapmadan bunu hatrlarsn, diye t verdi Dirk ona. Sonra eilip arkadann omzunu pat pat okad. Biz yoldaz... sonsuza kadar, dedi.

Mark'n sayl gnleri byk bir hzla akp geiyordu. Yaknda vadiden ayrlmas, insanlarn dnyasna dnmesi gerekecekti. Gney yamacyla yukarsndaki ykseltileri iyice taram olduu iin artk kuzey yamaca geti, orada her eye yeni batan balad. 187

Vadideki tek insanolunun kendisi oimadna dair ilk uyary orada ald. Birinci gn, av hayvanlarnn nehre su imeye geldikleri yolun zerine tuzak telleri yaylm olduunu grd. Bulduu teller yavru impalann kangren olmu bacandan kardklaryla aynyd. On sekizlik galvenize yumuak elik tel. Besbelli bir iftinin itinden, kendisinin haberi olmakszn kesilmi. Mark o gn on alt tuzak buldu, hepsini bozdu, telleri sard, nehrin derin yerlerine frlatp att. ki gn sonra devrik bir aa ktne rastlad. yle kurnazca devrilmiti ki, koskoca yetikin bir sar samuru altna alp ezmiti. Mark bir dal kaldra gibi kullanp kt kaldrd, hayvan altndan ekip kard. Yumuack, ikolata rengi krkn okad, iinde yine ayn fkenin kabarmaya baladn hissetti. Bu vadinin yabanl hayvanlarna kar hi nedensiz ve mantksz bir sahiplik duygusu belirmeye balamt iinde. Onlar avlayana, onlara eziyet edene de nefret duyuyordu. Artk dikkati ikiye blnmt. Bir yandan bykbabasnn mezarn aryor, bir yandan da bu yasad avcnn brakt izleri kontrol ediyordu. Ama esrarengiz avcnn varlna dair dorudan bir iarete rastlamas bir hafta srd. Kuzey yamacn taramak iin her sabah afak vakti nehri geiyordu. Aslnda firavun incirinin altndaki kamp yerini brakmas belki daha kolay olurdu, ama orada duygusal nedenlerle kalyordu. htiyarn kampyd oras. kisinin kamp. Hem zaten her sabah nehirden ve ataln ayrld yerdeki batak alandan gemek houna da gidiyordu. Bu su dnyasnn pek kysndan geiyor saylrd, ama yine de oray vahi doann yrei sayyordu. Sonsuz ve deerli sularn bulunduu bir kuyu. Hayat kayna. Vadinin nice hayvannn son sna. amurlu patikalarda iri av hayvanlarnn izlerine her gn rastlyordu. Kam ve papirs bitkilerinin arasnda yaban kzlerinin yrdn duyuyor, kendilerini grmyordu. Su aygrlar ve timsahlar da vard. Ama onlar gndzlerini karanlk otlar altna sakl glcklerde geiriyorlard. Geceleri Mark bazen uyanyor, battaniyesine sarnm durumda, aadaki bataklktan gelen homurtular dinliyordu.

188

Bir gn le saatlerinde, batakla doru uzanan aauk ve kayalk alanda oturmu, beyaz bir gergedann yavrusunu allarn oraya, beslemeye getiriini seyretmekteydi. ok iri bir diiydi gergedan. Ak gri butlar yara bere ve izik iindeydi. Tarih ncesinden kalma benzeyen gvde en azndan drt ton ekerdi. Yavrusuna titizlikle gz kulak lyor, boynuzlu, kvrk burnuyla itip ona yn veriyordu. Mark onlara bakarken, bu yerin kendi hayatnda ne derin etkileri olduunu dnd, buraya kar duyduu sahiplik dolu sevgi bir kez daha onaylanr gibi oldu. Buradayken sanki dnyadaki ilk insan gibi yayordu. Ru<. hunda ok duyarl bir noktaya dokunuyordu bu durum. te o gn, Chaka Kapsnn tesinde bir insann daha bulunduunun pek yeni iaretleriyle karlat. Tepeye trmanan belli belirsiz patikalardan birinde ilerlemekteydi. Ayak izini orada grd. Yalnayak gezen birinin iziydi. Taban oyuk deildi. Ayak enliydi. mrnde ayakkab giymemi bir ayak olduu belliydi. Mark dizst kp izi dikkatle inceledi. Kadn aya olamayacak kadar iriydi. Bunu bir bakta anlad. Admlar arasndaki uzaklk ona adamn uzun boylu olduunu gsteriyordu. Parmaklarn hafif ieriye basyor, arln tabann knt yerine veriyordu. Sporcularn yry gibi. Arkadaki aya ne alrken parmaklar yere srnmemiti. Ayaklarn kaldra kaldra yrd belliydi. Vcut arln iyi kontrol ediyordu. Gl, hzl, uyank bir adamd. Sessiz ve abuk hareket eden biri. Ayak izi nemli toprak zerinde pek yeniydi. Adam orada doal ihtiyacn gidermek iin durmutu. Yerdeki nem ve tuz birikintisi zerinde kelebekler parlak bir bulut halinde uup durmaktaydlar hl.. Mark onun .nemen gerisindeydi demek. inde avclara zg o hevesi hissetti. Hi kararszlk gstermeksizin o izleri srmeye koyuldu. Hzl yaklayordu. Adamn izlendiinden haberi yoktu. Bir aatan ince bir dal koparmak iin durmutu. Herhalde krdan olarak kullanmak iin. Yonttuu daln yongalar hl slakt. " zsuyu yere akyordu. 189

Sonra adamn durup arkasn dnd, bir adm geri gittii yere geldi. Orada bir daha durmutu. Besbelli dinlemek iin. Ondan sonra da patikadan ayrlmt. On adm sonra izler yokoluyordu. Adam oradan ge umu gibi. Sihirle kaybolmutu sanki. Mark bir saat kadar urat, dnd dolat, baka iz bulamad. Oturup bir sigara yakt. Terlediini ve honut olmadn farketti. Avn karmamak iin tm bilgi ve deneyimlerini kulland halde, bebek gibi kalakalmt. Adam anlamt Mark'n onu izlediini. Herhalde bin metreden duymutu. Kam, izlerini rtm, peindekinden yle ustaca kurtulmutu ki, dpedz haka- retti bu. Mark orada otururken keyifsizliinin daha arttn, resmen fkeye dntn hissetti. Adam kurnazd. ey kadar... Mark bir benzetme arad. Uygun bir benzetme. Bulunca da srtt. Adam akal kadar kurnazd. Ama herhalde Zulu'ydu. Bu yzden Mark ona akaln Zulu dilinde karl olan szc yaktrd. Pungue. Gzm stnde, Pungue. Yakalayacam seni, kk akal. Bu hakaret szleri keyfini biraz yerine getirdi. Sigarasn sndrdnde, Pungue'yle ormanclkta nasl ustalk yarna gireceklerini dnyordu. Ondan sonra Mark ne zaman yrye ksa, dikkatinin bir blm o tandk ayak izlerine ynelikti. Ya da bir yerde bir hareket, aalar arasnda bir insan grmeye alyordu. kez daha iz buldu. Ama bu seferki izler eski, rzgrdan bozulmu olup, izlenmeye demezdi. Gnler gkyz ve dalarn o grkemli kavisi arasnda geip gidiyordu. Zamann sonu yokmu gibi geliyordu Mark'a. Sonunda parmaklaryla sayd ve bir ayn hemen hemen sonuna geldiini anlad. O zaman buradan ayrlmaktan korktu. Masal gibi bir yaz tatilinin sonunda okula gideceini bilen bir ocuk gibi hissetti kendini. Can ok skld. O akam son klarla birlikte incirin altndaki kampa dnd, tfeini aacn gvdesine dayad. Bir dakika ayakta durdu, szlayan kaslarn gerdi, esnetti, yakaca atein, iecei kah 190
t

venin scakln dnd. Sonra birden eildi, diz kt, yeri incelemeye balad,. Toprak yumuak, puf puftu. Dklen yapraklarn rmeleri yznden. O zayf kta bile plak ayan enli izini tanmamaya olanak yoktu. Mark abucak kafasn kaldrd, evresindeki koyu renk allar gzleriyle tarad. u an bile bir ift gzn kendisini seyrediyor olabileceini dnnce iini tedirgin bir rperti kaplad. Sonunda yalnz olduundan emin oldu, kalkp izlerin peine dt ve aata asl torbay buldu. indekileri inceledi, sonra hepsini dikkatle eski yerine koyup torbay ilk bulduu gibi brakt. Eer kendisi yerdeki izleri grmemi olsa, bu torbaya el srldn anlamazd dorusu. izledii adamn da kendisini izlediini bilmek onu rahatsz ediyordu. Adam da ayn dikkatle Mark' incelemekteydi. Hem de bu abalarnda Mark'a oranla ok daha baarl oluyordu. Mark o gece pek iyi uyuyamad. Garip ryalar grd. Ryasnda, elindeki sopayla yere tp tp vurarak yryen karanlk bir glgeyi izliyordu. O glge hi arkasna bakmyor, ama Mark'la aray ayordu. Mark ona seslenmek, durmasn, beklemesini sylemek istiyorsa da, boazndan nedense hi ses kmyordu. Sabah ge saate kadar uyudu. Uyandnda kafas sersem gibiydi. Aryan ban kaldrp gkyzne baktnda, koyu renk kmls bulutlarnn kaymakta olduunu grd. Yamur yaacan anlad. Gitmesi gerekiyordu. Zaman dolmutu. Ama kendine birka gn daha sre tanmaya karar verdi. htiyarn hatr iin. Ve ayrcai kendi hatr iin. O gn lene doru yamur balad. Arkadan bastracak saanaklarn ncsyd bu. Ama o bile Mark' snaksz bir yerde yakalayp srlsklam etmeye yetti. Hemen sonra bulutlar arasndaki bir yerden gne prl prn parlad ama Mark yamurun, souunun kemiklerine ilemi olduunu hissetti. Islak giysileri iinde titredi durdu. Giysileri kuruduktan ok sonra, titremesi hl devam ediyordu. Mark o zaman anlad. ncir aac altnda geirdii ilk geceden bu yana tam yirmi iki gn gemiti. Yani nehir sivrisinekleri onu ilk o gn srm olmalydlar. 191

Bir titreme nbeti daha sarld yakasna. Hayat incir aacndaki torbada duran kinin iesine balyd artk. Stma tm gcyle saldrya gemeden nce oraya varp varamayacana balyd. Kampa kadar drt mil yol vard. Sk allar arasndaki kestirme yolu seti. Kayalar ap gidecek, patikaya ilerde tekrar kacakt. Patikay yeniden bulduu zaman ba dnmeye balamt. Ku gibi uuyordu sanki. Bir sre dinlenmesi artt. Yakt sigara ac geldi. Yere atp topuuyla sndrrken toprakta bir ayak izi daha grd. Yamur sularnn akt yerden, ilerdeki sk mahoba hoba aalna doru gidiyordu iz. Kendi ayan o izin zerine basp denedi. z kendi ynndeydi. Ama ona asl garip gelen, bu seferki ayan ivili izme giymi olmasyd. Bu izmeli adam Mark' izlemiti yani. Beyaz adamlara zg, dar uzun ayaklardand. Stmadan kvrand o> anda Mark'a bu izler korkun bir ktln simgeleriymi gibi geldi. O srada yine titreme nbetine urad. Nbet getiinde bir an akl bana gelir gibi oldu, kendini gl hissetti. Ama yoluna devam etmek iin ayaa kalknca bacaklarnn hl hamur gibi olduunu grd. Nehre doru be yz metre kadar ancak ilerleyebilmiti ki, arkasndaki kayadan bir baykuun seslendiini duydu. Tam demin getii yerden. Mark birden durdu, ban eip dinledi. Ensesindeki bir ee sinei sr fena halde kand. Ama o hi kprdamadan durup dinledi. Baykuun arsna ei karlk verdi. Ddk gibi bir ses. yi bir taklit. Ama o doal titreimden yoksun. kinci ses Mark' n sandan geliyordu. Stmayla ilgisi olmayan yeni bir titreme sard vcudunu. Omurgas karncaland. Ladyburg'doki tepede ten baykular hatrlamt. Birka ay nceydi p olay. Acele etmeye alt. Vcuduyla balants kopmu gibi hisseden ar bacaklarn eke eke patika boyunca ilerledi. Yz metre daha gittiinde soluk soluayd. Midesi bulanyordu. Ate de fena bastrmt artk. Grn bulanklat. Grntler kayyor, knlyor, mozaik
192

ekillere benziyordu. Dzensiz siyahlklar, anlamsz parlak renklere karyordu. Arada srada gerek bir grnt iliiyordu gzne. aresizlik iinde yoluna devam etti. Ayaklarnn her an o -snger gibi batakla basmasn bekliyordu. O zaman o karanlk, koruyucu papirs otlarnn tneline girebilirdi. Onlar ok ;iyi tanyordu. Papirsler onu korur, t kampa kadar gtrrd. Yine bayku sesi duyuldu. Bu kez daha yakndan, stelik hi beklenmedik bir ynden geliyordu. Akl karan Mark iyice korktu. Bir aacn dibine kp dinlenmeye karar verdi. Gcn toplamas gerekiyordu. Kalbi kaburgalarn dvercesine arpyordu. Mide bulants ok iddetliydi. Neredeyse kusmasna yol aacakt. Kendini biraz daha'tuttu. O srada mucize (gibi bir ey oldu, karanlk bir perde birdenbire almcasna gr netleiverdi. Atein etkisiyle yolunu kaybetmi olduunu o zaman anlad. Nerede olduunu zerre kadar bilmiyordu. Karsnda hangi ynn bulunduunu da bildii yoktu. Gnei son grdnde ne tarafta olduunu hatrlayabilmek iin umutsuz bir aba gsterdi. Hi deilse bulunduu bu yerde tanyabildii bir iaret grmesi gerekiyordu. Ama zerindeki aacn, dallar yukary grmesini engelliyordu. Tm evresini de allar kapatmt. Grebildii alan elli adm ilerde son buluyordu. Kendini zorlayp ayaa kalkt, kayalk yamaca doru dnd . Yksee trmanmak, oradan bakmak istiyordu. Arkasndan bayku tt. nilti dolu, akla cenazeleri getiren bir sesle. Yere dtnde yine gremiyor, yine titriyordu. Baldrnn yrtldn da biliyordu. Kanlar ayak bileine doru akp durmaktayd. Yine de bunun u andaki durumuyla ilgisi yoktu. Elini yzne gtrdnde eli yle titriyordu ki, gzlerindeki buz gibi terleri silmeyi bile baaramad. Sol tarafndan baykuJ bir daha tt. Mark'n dileri birbirine vurdu. Duyduu ses byd, byd, sonunda kulan artr hale geldi. Mark dt yerde yuvarland, bayku sesinin geldii tarafa bakt, karanlklar baklaryla delip grmeye urat, gzelerini tuzuyla yakan terleri gidermek iin krpmaya alyordu. 193
Bir Sere Dt F : 13

Karanlk bir tnelin iinden en sonda grnen a bakar gibi hissetti kendini. Ya da teleskobun yanl ucundan b a kyormu gibi. Ak kahverengi otlarn brd alanda bir kprt oldu.. Mark gzlerini kendisine hizmet etsinler diye zorlad ama gr bir daha buland, gzleri yand. Hareket vard. O kesindi. Emin olduu tek ey buydu... ondan sonra sessiz k meteorlar uumaya balamt gzlerinde. Sonra onlar birden ald, her eyi en net ekilde grd.. Olaanst bir netlikle. rktc bir berraklkla. Yan tarafnda kalan alandan bir adam geiyordu, iriyar; biriydi. Ba ve omuzlar yuvarlakt. Top gllesi gibi. Grei vcudu vard. Boynu ksayd. Mark adamn yzn gremiyordu ama hareket ediinde tandk bir hava sezmekteydi. Omzunda fieklii vard. Haki asker gmlei giymiti. Pantolonunun paalar izmelerinin iine sokuluydu. Tfeini gsne doru kaldrm, yatk tayordu. Bir avc gibi ihtiyatla ilerlemekteydi. Hemen hemen abartmal bir dikkatle. Mark'n gr o srada tekrar bulanmaya, paralanmaya balad. Sarsak bir hareketle ayaa kalkt. Kalkarken yukardaki aa dallarndan birine tutundu, bir diken baparmana batt. Duyduu acya aldrmad. Hemen komaya balad. Arkasndan bir lk duyuldu. Avc l. Mark'n ayaklarna yn veren, yalnzca o gl sa kalma igdsyd. Hemen yana kayd, yn deitirdi, kurunun havay yar sesini patlamadan bir an nce duydu. Bann hemen yanndan gemiti. Dev bir krba gibi. Peinden de tfein patlama sesi duyulmutu. Maucer, diye dnd. Birden kendini baka bir zamanda, baka bir yerde hissetti. Beyninin iindeki otomatik bir saat savata gerektii gibi saniyeleri saymaya balad. Krl ve atei iinde bile., Arkasna bakmadan biliyordu dmann tam ne zaman tfei yeniden doldurduunu, ne zaman nian-aldn. Tkezlerken bir daha yn deitirdi, kurun yine yanndan geti. Mark omzundaki P.14' kaydrp eline ald, komay srdrd. Birden aalarn arasnda dalm olduunu grd. Yan: 194

banda bir aacn gvdesinde kabuk yrtlverdi, peinden yine Mauser'in patlamas duyuldu. Aa beyaz, slak bir yara ald. Ama Mark kayalara varmt. Hemen doksan derece dnd, karanlkta snp kendine savunabilecei bir yer arad. O anda gkyz atlayp yarlyormu gibi, kulaklar sar edici bir grlt duyuldu. Gne tepesine der gibi bir k sard evreyi. Ses de, k da yle glyd ki, bir an iin Mauser kurununun beynine girdiinden korktu. gdsel bir hareketle hemen kendini dizst yere att. Grlty izleyen sessizlikte anlad ne olduunu. Yan bandaki sivri kayaya yldrm dmt. Elektrik kokusu evredeki havay dolduruyordu. Sesi hl yanklanmaktayd. Rzgr bir anda kageldi. Scuk,- sert bir rzgrd. Mark' n ba zerindeki dallar sallyordu. Mark tekrar ayaa kalktnda rzgr gmleini uurdu, salarn havalandrd. Gen adam yine titremeye balad. Yzndeki terler donmu, buza dnm gibi oldu. Rzgrn arasnda bir bayku pek yakn bir yerde tt, yamur da ayn anda tekrar balad. Mark yamurun arasndan ileriye doru baktnda l bir aac farketti. Bulank gzleri nedeniyle onu pek rktc grd, ama u an iin kendisini saklayabilecek tek siper oydu. ans bir an ona gld, gzlerindeki karanlk aydnland, evresini bir kez daha grebildi. Geri dnm, nehre varm olduunu anlyordu. Yasland o l aa yksek bir yamacn en kenarndayd. Aaya uzanan kkleri nehir krm, evresindeki topra sular andrm, onu ldrmt. ok gemeden aac da skecek, srkleyip denize doru gtrecekti. Mark'n arkasnda nehir kabarm, hzla akyordu. Yamur suyundan rengi kahverengiydi. Mark'n geri ekilme olanan da tmyle ortadan kaldryordu. Skmt oraya. Avclar da yaklayorlard. Bir kiiden fazla olduklarndan emindi. Bayku lklar birer iaretti. Ladyburg tepelerinde olduu gibi. Mark tek umudunun adamlar birbirinden ayrmakta olduunu anlad. Onlar yanl tarafa ekmeliydi. Hem de hemen. Hastalk duyularn yine kreltmeden. Bir elini azna doru kaldrd, baykuun o hznl, inilti 195

dolu haykrn taklit etti. Sonra tekrar aaca yasland, tfeini? aada, kala hizasnda tuttu. Sa taraftan arsna cevap peldi. Mark hi kprdamad. Aacn gvdesine dayanm, sanki donmu gibi duruyordu. Yalnzca gzleri kprdyordu. Net grebilme abasyla aln krmaktayd. Uzun dakikalar geti. Sonra birden bayku sesi tekrar geldi. Daha yakndan. Yamuru rzgr daha hzlandryordu. Yan yan yayordu. Damlalar buz gibiydi. allara ve alttaki topraa yararcasna bir hzla arpyordu. Mark'n suratna ineler gibi batmaktayd. Bak bir daha netleti, beyaz su perdesinin arasndan ilerisini grebildi. Elini bir daha azna gtrp bayku gibi bard, adamn daha yakna ard. Neredesin? diye fsldad bir ses yavaa. Rene, neredesin? Mark gzlerini o sese doru evirdi. Srlsklam aalarn arasnda bir insan duruyordu. Yamurun ardnda yar bulankt. Tfeini duydum. Vurdun mu onu? Mark'a doru geliyordu. Uzun boylu, ince bir adam. ek koyu kahverengi, gneten yanm bir surat. Gzlerin evresi derin izgilerle, krklarla dolu. enesini ksa bir sakal kaplam. Elinde Lee-Metford tfek tayordu. Srtna ordu art bir anta asmt. Orta ya gemi, gzlerinde zek prlts olmayan, kyl gibi kaba hatl bir adam. nsan da hayvan kadar kolay ldrebilecek biri. Mark'n aaca dayal glgesini grmt, ama yamurun altnda tam seememi, bayku sesi de onu aldatmt. Rene? diye seslendi tekrar. Sonra birden durdu. lk olarak kararszd. Gzlerini ksarak yamurun arasndan grmeye alt. Sonra fkeli bir kfr savurdu, Lee-Metford'u gbeinden yukar kaldrrken nasrl baparmayla emniyeti at.. Bu o! Mark' tanmt. Urad ok suratndan belli oluyordu. Dur! diye uyard Mark hemen. Ama tfek namlusu hzla ykselmekteydi. Mark emniyet alnn o metalik sesini de duymutu. Adamn kendisini vuracandan emin oldu. P.4'yle kaladan ate etti. Adam ok yakndayd. Kurun sar edici bir sesle patlad. 196

Adamn ayaklar yerden kesildi, kayalk tabana omuzlar? arpt. Lee-Metford elinden frlad, o da kayalara arpt. Ayaklar havada utu, sonra yerde davul ald, gzkapaklar uan kelebekler gibi kprdad. Gsnden akan kanlar gmleini krmzya boyad, yamur sular bir anda rengi deitirip pembe yapt. Son bir spazmla srt kavislendi, sonra kt, hareketsiz yatt. Cssesi bzlm, ufalm gibiydi. Yal, t diye krtabilecek bir hali vard. enesi ak, ttn lekeli dileri saryd. Ak duran gzlerinin iine yamur damlalar dyodu. Mark ok iyi tand bir sknt hissetti. Bir insan ldrm olmann sululuk duygusu. inden mantksz bir istek uyand. O adama gitmek, yardm etmek, kaldrmak... oysa yardm edilebilecek an oktan gemiti. Buna ramen Mark yine de yaptm savunma, hakl grme gereini duyuyordu. Bu igd atein etkisiyle gelmiti Sayklama snrlarn zorluyordu. u anda hayali gerekten ayramayacak durumdayd. Yapmamalydn, diye mrldand. Denememeliydin. Seni uyardm, uyardm... l aacn siperinden kt. teki adam tmyle unutmutu. Asl tehlikeli adamn o olduunu bilmesi, duyularnn onu bu konuda uyarmas gerekirdi. ldrd adamn banda durdu. Ayaklar zerinde sallanyor, tfeini gsnde yatay tutuyordu. Hobday'in ilk at Mark' skalamt ama o sra hedef iki yz metre ya da daha fazlayd. Hem aadan yksee doru ate ediyordu. Arada allar ve bitkiler vard. Koarak, hareket halindeki hedefe at yapyordu. kinciyle ncy umutsuzluktan atmt. Belki ans tutar diye. Av doruu ap grnmez olmadan nce. imdi dikkatli admlarla ilerliyordu. Delikanl doruktaki kayalarn arasna yatm, ate etme frsat bekliyor olabilirdi. Bulabildii tm siperleri kulland. Gen adamn eitilmi bir asker olduunu biliyordu. Tehlikeliydi, hobday ihtiyatla ilerledi. Dorua vardnda birden ok rahatlad. Orada yzkoyun yatt, Mauser'ini tekrar doldurdu, aadaki nehir kysnda avn arad. Bayku sesinin soldan geldiini duydu, hemen kalar a 197

t ildi. Budala sersem! diye homurdand. Hl korkudan altna ediyor. Yardmcs durmadan gvence aryordu. Yal olduu iin sinirliydi. Kolay korkuyordu. Haberleme tlerinde hibir zaman ayarlamas yoktu. Koca aptal! Atlar duyunca avn balam olduunu anlamas gerekirdi. Ama ite yine sesleniyordu. Karanlkta kalm bir ocuk gibi. Onu unutmaya alp yamur altndaki yamac baklaryla tarad. Bir an kulaklarna inanamayarak durdu. Bayku tne cevap geliyordu Sol taraftan. Yamacn altndan. Hobday ayaa kalkt, melmi durumda yavaa inmeye balad. Gri grnt iinde bir hareket sezdii anda durdu, nian ald. Hedef bulankt. Gzlerini krptrp yamur damlalarn yoketmeye alt. Tfek sesi bekliyordu. Birden kendi arkadam tanynca d krklna urad. Eilerek ilerliyordu. Gebe bir kadn gibi. Derken aurdu, elini azna gtrp yine bayku gibi seslendi. Hobday srtt. Budala sersem, diye fsldad yksek sesle. Aptal kpek! ortann kurunu yiyeceinden tr hi znt duymad. Ona dikkatle bakt. Eik duruyor, ykseltinin silueti altnda kalmaya zen gsteriyordu. Kendi arkada bir daha seslendi, sonra dinledi. Cevap geldi. Adam yamur ve rzgr altnda hzl admlarla ilerledi, Hobday srtarak seyretti. Parann bir kiiye kalmas, iki kiiye blnmesinden iyidir, diye dnd. Mauser'in drbnndeki yamur damlalarn baparmayla sildi. Birden yal adam tfeini dorultmaya alt, ama silah sesi duyuldu, adam yerdeki otlarn zerine devrildi. Hobday alak sesle bir kfr savurdu. O n karmt. Parma tetikte bekledi. Gzlerini ksyor, yamura ramen grmeye alyordu. Kendinden pek o kadar emin deildi artk. Avna kar yeni bir sayg duymaya balamt. Ayrca iinde korkunun da ilk kprtlar bagstermekteydi. yi vurmutu dorusu adam. htiyar kendine ekmiti kandrp. Leopar aran av gibi. Birden, kukular dald. Gzel talihine inanamad. Tam o kendini uzun srecek, tehlikeli bir delloya hazrlarken av birden siperinden ortaya kmt. ocuk gibi. Amma saf bir dav 198

rant bu. ntihar gibi bir eydi. Bir kurnazlk m var, dedi bir an. Gen adam gelip cesedin yannda durdu. Bu kadar uzaktan bile, sallanyor gibiydi. Yz renksizdi. Nehirden yansyan klardan haki gmleinin rengi net biimde belli oluyordu. Pek hnerli bir vuru gerekiyordu. Uzaklk yz elli metreden azd. Hobday bir an ocuun tam gsne nian ald, olanca dikkatiyle tetii ekti. Kalbe gireceini biliyordu kurununun. Tfek omzuna geri teperken Mauser'in sesi kulak zarlarn zorlad. Delikanlnn vuruun hzyla arkast devrildiini grd. Tak diye de gl bir ses kmt. Mark, Mauser'in patlamasn duyamad. Kurun daha nceulamt ona nk. Vcudunun st ksmnda youn bir ok hissetti, sonra cierlerindeki hava dar urarken ayaklar yerden kesildi, srtst devrildi. Ayaklarnn altndaki toprak almt herhalde. Dyordu. Dnp duran bir karanln iine doru dyordu. Bir anda anlad. lmt kendisi. Derken nehrin buz gibi sular yakalad onu. Bir ok daha. Sular kafasnn evresini sard, Mark amurlu dibi ayayla itecek gc bulabildi. Ba tekrar su yzne karken cierlerini havayla doldurdu. P.14' hl elinde tutmakta olduunu da o anda farketti. Tfein tahta ksm tam gzlerinin nndeydi. Mauser kurununun tahtaya nereden girip elie rastlaynca nasl durduunu grd. Kurunun biimi deimi, yasslmt. Islak bir kil yuman tula bir duvara frlatmsnz gibi olmutu. Tfek durdurmutu kurunu. Ama o arpmann hz tfei Mark'n gsne arptrm, cierlerindeki havay boaltm, onu srtst nehre savurmutu. Mark birden rahatlayarak tfei elinden dipteki amurlu tabana brakt, aknt onu srkleo,. Bir yanda stmann kbuslar, bir yanda yamur, bir yanda o fkeli kahverengi sular. Yava yava dnyas karard. Son bilinli dncesi, lmden kendisini bir tfein kurtard,' sonra da istenmeyen bir kedi yavrusu gibi sularda boularak canverdii oldu. 199

Sular bir kez daha azna doldu, cierlerinin yandn hissetti, arkasndan korkun bir boluk sard onu.

Stmann insan beynini kavurmas gibi byk korku az bulunur. nsan kendini sonu gelmez bir karabasann iinde hapis sanr. Oradan kurtulu yoktur. Ter iinde uyanp grdnn rya olduunu anlamay umamaz, bekleyemez bile. Stmann karabasanlar, salkl bir beynin yaratabileceklerinden ok farkldr. Hi insaflar yoktur. Bir yandan da mthi bir susuzluk duygusu ezer insan. Vcut gcn ve svlarn o atma arasnda yakarken ortaya kar bu susama. Sk sk olmas, korkunluunu daha da arttrr. Nbet buz gibi titremelerle balar, Bonra Sahra nbetlerindeki yanmalara dnr, vcut ss beyni harap edecek yksekliklere frlar, sonra terler boalr, vcut svs hastann derisindeki her gzenekten darya akar, onu kurutur, ban, elini kaldramayacak kadar gsz brakr. O halinde ikinci nbet gelsin diye bekler. kinci titremeler ve meler. Mark'n scak ve souk nbetleriyle isimsiz korkular arasnda yar bilinli dnemler oluyordu. Bir keresinde vcudu susuzluktan kavrulurken, her hcresi bir damla nem iin lk atar, az iip kabarrken, ona kuvvetli, serin eller kendisini tutuyor, ban kaldryor, ac ama serin bir svy azndan ieriye boaltyor gibi geldi. O sv bal gibi geldi Mark'a. Bazen yp titrerken battaniyesine sarnyor, onu omuzlarna kadar ekiyordu. Battaniyenin kokusu tandk, geliyordu ona birden. Odun isi, cigara ve kendi vcut kokusunun karm. Sevdii kokular. kide bir yamurun ve gk grltsnn sesini duyuyordu. Ama kendisi hep kuruydu. Sonra sesler kesiliyor, Mark yeni nbet dnemine giriyordu. lk nbetin saldrsndan bilin dnemine varna kadar yetmi iki saatin gemi olduunu biliyordu. Stma o kadar dzenli bir hastalkt ki, insan saati saatine bilebilirdi programn. leden sonrayd. Akama doruydu hatta. Mark battaniyesine sarnm, taze kokulu yapraklardan oluan yata ze 200

rinde yatyordu. Yamur hl yamaktayd. Yukardaki gebe bulutlardan durmadan dklen gri bir perde. Ama Mark kuruydu. Tepesinde alak bir kaya vard. Kimbilir ka bin yldr burada yaklan odun atelerinden kararm bir kaya. Kimler, kimler snmt bu maaraya kendisinden nce. Maarann az kuzeye dnkt. Yamur ieriye yamyordu. Rzgrdan da korunmutu. Gnein batt yer yandan belli oluyordu. Mark korkun bir abayla biraz doruldu, tek dirseine dayand, evresine memnun memnun bakt. Bann arkasndaki duvara torbas dayanm, duruyordu. Uzun sre ona bakt. ok afallamt. Son hatrlad, buz gibi sularn onu sardyd. Torbann nnde i karnl bir toprak testi duruyordu. Hemen ona uzand. Elleri titriyordu. Dermanszlktan deil... susuzluktan. Testideki sv ac, tad ila gibiydi. inde eitli otlar ve kkrt vard. Mark yine de onu soluk solua, koca yudumlarla iti. Midesi aryncaya kadar. Testiyi indirirken, yannda bir kse iinde soumu msr presini grd. Tuz konmu, bir ot katlp ezzetlendirilmiti. Yarsn yedi, sonra uyuyakald. Ama bu seferki uyku derin, iyiletirici bir uykuydu. Uyandnda yamur kesilmi, gne tepedeydi. Kolay olmad ama Mark yine de yerinden kalkp sendeleyen admlarla maarann azna yrd, Bubezi Nehrinin yksek sularn kprten yatana bakt. Sular kzl kahverengi, kkreyen bir akntyd. Koca aalan skm srklyordu denize doru. Mark kuzeye bakt, batakln ve alln tmyle sular altnda kaldn anlad. Papirs yataklar da gm rengi parlayan suyun altndayd. Ayna gibi k yanstyordu suyun oras. Alaktaki ulu aalarn bile ancak yksek dallar grnyordu. Mark hl ayakta uzun sre kalamayacak kadar halsizdi. Kesilmi otlardan yapl yatana U krar kt. Uykuya dalmadan nce kendisine yaplan saldry dnd. Buna bal bir de sorun vard. Katiller nereden bilmilerdi kendisinin Chaka Kapsnda olduunu? Ne olursa olsun, bu iler hep Andersland' ,le ve ihtiyarn buralarda yer alan lmyle ilgiliydi. Uyku bastrdnda, kendinden geerken hl aklnda bunlar vard.
201

Sabahleyin uyand. Gece birisi testiyi ayn ac suyla yeniden doldurmutu. Ksede yeni pre. birka para da kzarm et vard. Etlerin tad tavuk gibiydi ama herhalde iguana o l malyd aslnda. Mark birden kendi plakln farketti. Ateten ve vcuduna yapan dk kalntlarndan ok pis kokuyordu. Suyun, kenarna indi. Bu yolculuk epey uzun srd. kide bir durup gcn toplamas gerekiyordu. Ba dnyor, kulaklar uulduyordu. Ykanp stndeki kokular giderdi, Mauser mermisinin. P.14' gsne arptrd yerdeki r inceledi. Sonra le gneinde oturup kurumay bekledi. Gne vcudundaki ate rpertilerini giderdi, onu stt... tekrar yerine trmanrken admlarna bir hafiflik gelmiti. Sabahleyin testinin ve ksenin gitmi olduunu grd. Bu; hareketin bilerek yapldn dnd. Bir mesaj, bir anlam vard. Demek ki kendisine yardm eden o esrarengiz insann gznde, artk kendini idare edebilecek kadar glenmiti. Konukseverlik buraya kadard. Mark eyalarn toplad. Giysileri kurutulmu, torbaya konulmutu-bile. Kurunlar da oradayd. Kemik sapl av baa da. Ama yiyecek olarak yalnzca bir tek konserve kutusu fasulyeden baka bir eyi kalmamt. Onu ap yarsn yedi, geri kalann akam yemeine saklad, antay maarada brakp dzln kar tarafna1 doru yola koyuldu. Adam ldrd yeri bulmas iki saat srd. Sonunda oray tamyabilmesini o romatizmal bacaklara benzer dallaryla dikilip duran l aa salad. Buras sandndan daha alakt demek. Su basmt nk. Otlar artk yasslp topraa yapmt. Briyantinle taranm gibi. Aalardan zayf olanlar sklp sularla srklenmi, byk aalarn alak dallarnda s u yun nereye kadar ykseldiini belli eden er p takl kalmt. Mark geen kavgann bir iaretini aradrysa da bulamad.. Ne ceset, ne adamn tfei. Her ey sanki hi olmam, gibiydi.... Mark kendi belleinden kukuya dmek zereydi. Ama tam osrada gmleinin altna dalan eli gsndeki acyan rfr

dedi, ona olayn gerek olduunu hatrlatt. Otlarn ne yne yattn kontrol edip, sularn dzlk zerinde akt tarafa doru ilerlemeye balad. Yarm mil kadar gittikten sonra akbabalarn aa dallarnda tnemekte olduklarn grd. Ara sra uuyor, grltyle bir noktada einiyorlard. Hzla oraya yrd ama kularn kemirdii ey bir gergedan yavrusunun cesediydi. Zavall hayvan akntya kar yzemeyecek kadar genti. Boulmutu. Hatta rmeye bile balamt . Mark tekrar l aacn oraya yrd, teneke kutudaki son sigaray imek zere oturdu. Her soluun tadn karyordu. Yarsna gelince dikkatle sndrd, izmariti kutuya koydu, daha sonraya saklad. Tam ayaa kalkaca srada, ayann dibindeki kumlarda bir eyin parladn grd. Hl biraz yank kordit kokusu ald. Fiein dibine Mauser Fabriken 9 mm. yazs yazlmt. Onu parmaklar arasnda dnceli dnceli evirdi. Yaplacak en doru ey btn olup bitenleri en yakn polis karakoluna bildirmekti. Ama dikkat ekmenin lgnln iki kez. deneylerle renmi bulunuyordu. Onun dman karanlklarda pusu kuran, kendini gstermeden avlanan, acmasz bir dmand. Mark ayaa kalkp bay:r aa, bataklk gllerinin kysna kadar yrd. Elindeki fiei bir kere daha inceledi, sonra frlatt gibi kara sulara att. Maaraya dnp antasn omuzlad, srayarak kaylarn omuzlara iyi oturmasn salad. Kapya doru yrrken atein soumu klleri zerinde ayak izleri grd. Enli, plak ayak. Onlar hemen tand. gdsel bir hareketle av ban knyia birlikte belinden ekti, yerin .uygun bir kesine, dikkatle, armaan sunar pozda yatrd. Sonra ateten bir kmr paras alp zerindeki duvara iki eski sembol izdi. htiyarn anlattna gre bu iaretler, Eilip armaanlar getiren kleyi simgeliyordu. nallah Pngue maaraya tekrar gelir, sembolleri anlar, armaan J<abul eder, diye dnd. Chaka Kapsnn gneyindeki yamata Mark yine duraklad. 203

ban evirip usuz bucaksz vahi alana doru bakt, yksele, sesle konutu. nk biliyordu. htiyar eer dinliyorsa kendisini duyacakt. rendii, bildii her ey somutlam, bir amaca; ynelmiti artk. Bu iin gereini zecek, ihtiyarn lmyle^ ilgili bilinmeyen ne varsa ortaya karacakt. Yine geleceim... gnn birinde. Ondan sonra dnp gneye yneldi. Admlar hzland, Zulu'larn minzo umhiabath, yani topra itahla yemek dedii hza ulat.

Giysisi kendini rahatsz ve sknt iinde hissetmesine neden olmutu. Hele o kolal yaka Mark'n boynunda kle halkasndan farkszd. Kaldrmlar ayaklarnn altnda fazla sertti. Tramvay ve otobslerin kornalar, grltleri, o ssz yerlerden sonra, kulaklarn sar edecek gibi geliyordu. Ama yine de hzl admlarla yryp duran bu insanlarn telanda heyecan veren bir drt vard. Renkli ve canl bir ey. Tekrar kente dnmek garip bir duyguydu. Mark'n yar ruhu bundan nefret ediyor, dier yarsysa holanyordu. Gemi birka hafta boyunca ara sra ihtiya duyduu insan dostluunu arayp bulmak zere hzl admlarla ilerledi. Ulu Tanrm! Sevgili dostum benim! dedi Dicky Lancome.. Yakasnda krmz karanfiliyle yerinden frlayp onu tehir salonunda karlamak zere ilerledi. Geri dndne ok sevindim. Haftalar nce dnersin sanyordum. ler pek ar u ara. Gelen kzlar hep irkin, yorucu ve ibirliine yanamayan trden. Hava da berbatt hep,., hibir ey kaybetmi deilsin, arkada, hibir ey. Mark' kol boyu uzaklnda tuttu, sevgi, dolu gzlerle inceledi. Yahu Riviera'dan dnm gibi bir halin var. Dcmuz sucuu gibi kahverengisin. Onun kadar iman, deilsin ama. Hatta yine kilo vermisin... Kendi gbeini okad. Yeleinin dmeleri geriliyordu. Ben perhize balamalym... dedim de aklma geldi. le yemei vakti! Seni davet ediyorum, dostum... srar ediyorum. Kesinlikle konuumsun. Dicky perhizine bir tabak dolusu duman tten pilavla balad. ine safran konmu, rengi sapsaryd. Bunun zerine curry ile pimi koyun eti koydu. Hint baharlar ona pek deiik bir
204

tad veriyordu. tlm hindistan cevizi, rendelenmi Bombay bahar, yarm dzine de baka soslar. Ba trbanl Hintli garson salata tepsisini getirdiinde, Dicky salata taban azna kadar doldurdu, ama bir yandan soru sormay da kesmedi. Sana yle imreniyorum ki, arkada. Ben de sk sk kendi kendime bunu yapaym diye sz vermiimdir. Tek bir adam, doaya kar, ilk kifler gibi. Yiyecek iin ya av vurmak, ya balk tutmak art. Elini sallayp garsona gitmesini iaret etti, Mark' selamiarcasna birasn havaya kaldrd. erefine, arkada. Hadi, anlat her eyi bakalm. Sonunda susabilmiti Dicky. Mark anlatrken bile, dorusu curry'nin hakkn veriyordu. Mark ona o gzellii ve yalnzl, afan nasl sktn, yldzl sessiz geceleri anlatrken birka kez iini ekti, ban sallad. Keke ben de yapabilsem, dostum. Yapabilirsin, dedi Mark. Dicky arm grnd. Hl orada duruyor. Kaacak deil. Ama iim ne olacak, arkada? Her eyi yzst brakp da basp gidemem ya! ini o kadar m seviyorsun? diye sordu Mark alak sesle. Otomobil satmak ruhunu besliyor mu senin? Hey, dur! Dicky kendini rahatsz hissetmeye balamt. Mesele sevmekte, sevmemekte deil. almak zorunda kalmay kimse sevmez, yle deil mi? Ama insan yapmak zorunda. Becerebildii bir i bulup karlnda para da alyorsa kendini ansl saymal. Yapar durur o zaman o ii. Acaba? diye yksek sesle dnd Mark. Sylesene, Dicky, hangisi daha nemli? Para m, yoksa iinde iyi ve mutlu bir duygu hissetmek mi? Dicky ona bakt. enesi hafife sarkt, azndaki yar inenmi pirinler gzkt. Orada kendimi tertemiz ve ok gl hissediyorum, diye devam etti Mark. Ne patronlar var, ne mteriler, ne de komisyon uruna aklabanlk. Bilemiyorum, Dicky. Orada kendimi, nemli hissediyorum. nemli mi? Dicky inenmemi pirinleri grltyle yuttu. nemli mi? Arkada, senin benim gibi satclar keba 205

!arnda demeti bir metelie. Pirinleri mideye indirebildiin iin Tanrya kret. Bunu farkettiin iin de kret. Bunu kesinlikle yap, dostum Dnmeden yap, nk dnrsen zlrsn. Konunun kapandn belirten bir kesinlikle konuuyordu. Eildi, sandalyesinin yannda, yerde duran evrak antasn at. Al, sana bir ey getirdim. Bir dzine kadar kaln mektup uzatyordu. Zarflarda Marion Littlejahn'un dzgn, kadns elyazs vard. Btn zarf>iar maviydi. Bu rengin lmez ak simgelediini daha nceki mektuplarnda anlatmt Marion. Bu zarflardan baka, terziden gelen mektup vard. Terzi Mark'n kendisine on iki buuk iling eksik para dediinde direniyordu. Bir mektup daha vard. Zarf mermer gibiydi. Ak bej ve pek lks. zerinde Mark'n ad, kendinden emin, hatta kstah bir yazyla yazlyd. Adres yoktu. Mark onu ayrd, evirip zerindeki markay inceledi. Kabartmayd marka. Dicky onun mektubu an seyretti, sonra hi ekinmeden eilip yazy Mark'la birlikte okudu. Mark arkadan yormamak iin mektubu ona doru tuttu. Birliin yemei, diye aklad. Dicky, Ucu ucuna yetitin, dedi. Ayn on alts cuma gn. Sonra sesi deiti, o zppe avularn konumasn taklit etti. 'Saat tam on ikide. Kyafet resmi, ltfen cevap veriniz. Kartnz sa taraftan alnz, yemek paranz komutan kendi demi bulunuyor.' Haydi, uurlar olsun, olum, git, ampanyasn i, bir avu da puro al. Yaasn askerler, derim ben. Ben de kaytaraym diyorum, diye mrldand Mark. .Marion'un mektuplarn i cebine koydu. Dicky onlar da okumasn diye nlem ald. Sen akln karmsn. Bana gne gemi, arkada, dedi Dicky ciddi ciddi. Koca mcsann evresine oturmu yz tane olas Cadillac mterisini dnsene. Hepsi akrkeyif, bele purolar iip duruyorlard. Hazr mteri sana. Masay bir dola, onlar nutuklar dinlerken her birine bir Cadillac satver. Sen Fransa'da bulundun mu? diye sordu Mark. Fransa'da deil. Dicky'nin yz ifadesi deiti. Filistin'
208

de, Gelibolu'da, buna benzer gneli iklimlerde bulundum. Hatrlamak baklarn karartt. O halde neden o kaleye gidip o geceyi kutlamak istemediimi anlarsn. Dicky Lancome masann karsndan ona bakt. Kendini insanlar ve almalar konusunda yarg saymt, hep. nsan iyi satc olmak iin iyi yarg oimak zorundayd. Bu yzden Mark'daki deiiklii daha nce farketmemi olmak, onu artt. u anda ona bakarken, onun yeni bir eyler kazandn gryordu. Yeni bir g, kararllk falan. ou insan bunlar bir mr boyu kazanamazd. Birden kendini Mark'n karsnda pek kk grd. Bu duygusuna biraz imrenme de karyordu ama fke yoktu. Karsndaki gen adam hayatta bir yerlere varabilecek bir adamd. Kendisinin varamayaca bir. yere. Geebilmek iin insana aslan yrei gereken yollarn tesine. Masann zerinden uzanp Mark'n elini skmak, ona iyi. yolculuklar dilemek geldi iinden. Ama yapmad. Onun yerine, alak sesle konumay seti. Keke bir kez daha dnsen, Mark. General Courtney beni grmeye geldi... Szlerine devam ederek Sean Courtney'in ziyaretini, Mark'n kendi kz tarafndan gelen ikyet zerineiten karldn renince ne kadar kzdn anlatt. zellikle orada bulunmam istedi, Mark. Bence ciddi syledi bunu.

Mark kapda davetiyesini gsterdi, kalenin koca ta kap larndan ieriye brakld. Patika boyunca aalarn dallarna fenerler aslmt. Bu klar geceye bir karnaval havas yeriyordu. Burann ngiliz igali altndaykenki halinden epey farklyd. Hollanda ve Zulu. savalar srasndaki halinden de. Patikada Mark'n nnde ve arkasnda baka konuklar da yryordu ama Mark onlara sokulmad. Smokin ceketi iinde; kendini pek rahatsz hissediyordu. Rehinciden kiralamt bu ceketi. Madalyasn geri alrken. Cekete eskilikten yeilimsi bir ton. gelmi, baz yerlerine de gveler birtakm hava delikleri amt. Omuzlar fazla dar, gbei fazla k oldu. Kollarndan manetJer, paalarndan oraplar gereinden ok grnyordu. Mark. 207

bunlar adama syledii zaman o astarn iyi cins ipek olduunu belirtmi, fiyat da be ilin krmt. Talim binasnn merdivenlerinde dier smokinli tipler arasna kartnda kendini pek zavall hissediyordu. Kuyrukta sras geldii zaman kendini General Courtney'in karsnda buldu. Demek geldin, dedi General Sean Courtney. Yznde birden pek gen bir ifade belirdi. Mark'n elini tutan eli kaplumbaa kabuu gibi sertti. Serin ve snrl. Resepsiyon srasnn ucunda bir kule gibi duruyordu. Geni, gl, grkemli, son derece k, gsnde ipek kurdeleleri, mineli madalyaiaryla. Koca kan oynatarak adamlarndan birini ard. Bu Mark Anders, dedi. Birinci Alaydan Anders'le MacDonald ekibini hatrlyorsun, deil mi? . Elbette, efendim. Subay Mark'a ilgiyle bakt, gzleri y.znden gsndeki kurdelelere indi, sonra tekrar yzne ykseldi.; Ona iyi bak, dedi General Courtney. Sonra Mark'a dnd . Kendine bir iki al, evlat. Seninle az sonra konuacam. Mark'n elini brakt, sradaki br konua dnd. Ama adamn ekicilii ve etkisi yle glyd ki, o elini braktktan sonra da Mark kendini evresine pek yabanc hissetmez oldu. Onurlandrlm bir konuktu artk. zel dikkat ve itibar hak eden bir konuk. Yaver grevini ciddiye alyordu. Mark' birtakm insanlarn arasna soktu. Onlar da yeni k giysileri iinde kendilerini hl olduka tedirgin hissetmekteydiler. Garsonlar ellerinde gm tepsilerle aralarda dolarken herkes kazk gibi dikilmi duruyordu salonda. Viski mi arzu edersiniz? diye sordu yaver. Tepsilerin birinden bir bardak alp uzatt. Bu gece btn ikiler generalin ikram. Kendine" de bir bardak ald. erefe! Durun bakaym... Birinci Alayd, dei! mi? evresine baknd. Hooper'i hatrlyorsunuzdur. Ya da Denniscn'u. Mark hatrlyordu. Onlar da, dzinelerce bakalarn da. Kiminin yzn de gz snyordu. Belleinin snrnda kimseler. ..Ama hepsi yle deildi. yice tand, sevdii, sevmedii, hatta 208

nefret ettii kiiler vard burada. Kimiyle yemeini paylam, kimiyle izmarit deitokuu yapmt. Aralarnda korkulu anlarn paylatklar da vard. Cesurlar, alkanlar, korkaklar, miskinler, zorbalar... hepsi buradayd. Gm tepsilerdeki viskilerin de ard arkas kesilmiyordu. Onlar da onu anmsyorlard. mrnde grmedii insanlar ona doru yryor, konuuyordu. Beni hatrlyor musun? D'Arcy'VVpod'da blk sorumlusuydum. Hani sen ve MacDonald... Kimisi de, Mehur Mark Anders sen misin? diyordu. Seni daha yal bekliyordum nedense. Bardan bo. Viski hl geliyordu. Mark kendini nemli ve zeki hissetmekteydi. Konutu mu herkes dinliyordu onu. Ayrca pek esprili bir insan olduunu) da o gece anlad. Bir aka yaptnda - herkes glyordu. Salonun boyu kadar bir masaya oturdular. Masann zerine gz kamatran beyazlkta bir rt yaylmt. Birliin amblemleri mum nda prl prld. Bu kez kristal kadehlere dolup dolup boalan ampanyayd. Her tarafta dosta kahkahalar nlyordu. Sesler ykselmeye balamt. Mark ne zaman bardan indirecek olsa, yannda ba trbanl biri beliriyor, yeil ieyi, onun bardana doru tutuyordu. Arkasna yasland, baparmaklarn koltuk altlarna takt. Azndaki puro t ileriye uzanyordu. Dinleyin! Duyuru! Yemek sonras konumaclar, herkese szlerini onaylata onaylata anlatyorlard. Gzleri herkes gibi bayku bayku bakyordu onlarn da. Yanlarnda oturanlarla karlkl balarn sallayarak birbirlerinin fikirlerini onaylyorlard. General masann ortasna rastlayan sandalyesinden ayaa kalktnda, kalabalkta bir kprdanma oldu. Herkes birbirine beklenti iinde glmsedi. Mark geri Sean Courtney'in konuma yapn hi dinlememiti, ama kalabaln ilgisini hissetti, dorulup dik oturdu. General onlar d krklna uratmad. Szlerine bir hikyeyle balad. Hikye nce onlar artt, soluklarn kesti,, ancak bir an sonra kahkahalar patlad. Sonra general o rahat, samimi, doal haliyle konumasn srdrd. Arasra bir aka, arasra bir kfr, arasra bir sa&Juyu rneiyle onlara duymak istediklerini verdi, peinden de onlar pek rahatsz eden
209 Bir Sere Dt F: T4

'konulara geti. lerinden bazlarn tek tek ayaa kaldrp vmeye ya da yumuak bir dille eletirmeye balad. Ulusal polo ampiyonasnn nc ylna girdik, baylar. ampiyonluu birliimiz geen yl rahatlkla ald. Ama aramzdaki bir arkadamz bu yl eker ekicilerinin takmnda oynamay seti. Bu karar onun hakk elbette. Eminim ki iimizden hi kimse onu sulamayacaktr. Sean Courtney sustu, hin hin srtt, byklarn dzeltti. Kalabalk bu arada yuhalarla couyor, masay yumrukluyor, yerleri tekmeliyordu. Szlerin kurban olan adam pancar gibi kzard, grltnn arasnda bir eyler syle,meye alt. Ama size bu ylk Afrika Kupasyla ilgili gzel haberler verebilirim! Kaderin cmert bir cilvesiyle farkna vardk ki, burnumuzun dibinde bulunan bir arkadamz... Birka saniye sonra yine gmbrtler kopuyor, btn balar Mark'a doru dnyordu. General ban sallayp ona srtt. Mark sandalyesinde ufalmaya, upuzun boyunu marangoz cetveli gibi katlayp kltmeye alyordu. Sean Courtney seslendi, Kalk ayaa, evlat. Sana doya doya baksnlar. Mark gvensiz gvensiz ayaa kalkt, ban sola ve sa>a doru sallad. Kalabaln alklarn kabul etmeye zorlanm olduu ok daha sonra aklna geldi. Byle olunca da, teklifi kabul etmi saylyordu. Generalin bir insann kaderini deri tirirken kendi istediini de fazla aba harcamadan elde ediine ilk olarak bu kadar yakndan tank olmaktayd. Yolda bulutlu kafayla bir sonraki fener direini bulmak zere ilerlerken bunu dnyordu. Aslnda katenin kapsndaki arabaclardan birinin yapt teklifi- kabul etse hem daha iyi, hem de daha gvenli olurdu. Bunun kendi de farkndayd. Ama son ayn isiz gemesi, u k giysiye de dnyann parasn harcamak zorunda kalmas, ona iki seenek vermiyordu. Bu gece karanlkta mil yol yrmek zorundayd. Admlar dzensizdi. Byle giderse yol epey uzun srecekti. Fener direine vard, kendini dikletirmeye alt. Tam o srada siyah bir Rolls-Royce tam yannda durdu, arka kap ald. Bin, dedi general. Mark zariflikten uzak bir hareketle deri kanepeye yklrken, demir bir kol ona yardm edip dengesini kazandrd. 210

Sen iki ien insan deilsin. Bu bir soru deildi. Mark kabullenmek zorunda kald. Deilim, efendim. ki seenein var, dedi general. Ya ren ya da iyice uzak dur. Sean orada hemen hemen bir saat beklemiti. Rolls'u banyon aalarnn altna parketmi, Mark ne zaman kapdan kacak diye pusuya yatmt. Tam umudunu kesip ofre Emoyeni'ye dnmesini syleyecei srada Mark kalenin kapsndan sarsak admlarla km, arabaclar itip gemi, kaldrmdan yenge gibi admlarla ilerlemeye balamt. leriye doru gideceine, daha ok yan yana gidiyor gibi bir hali vard. Rolls ona sessizce yanat, farlar snk olarak onu izlediv Sean Courtney dudaklarnda anlayl bir glmsemeyle onun, yryn seyretti. ocua anlay gsteriyordu. Arasra bu tr eilimleri kendini de artrd. nsan altm iki yana gelene kadar herhalde kendisini daha iyi tanmal, her gcn ve ondan nasl yararlanacan bilmeli, te yandan her zaafn da bilmeli, ona kar nlemler almalyd. Oysa ite hi aklayamayaca nedenlerle, bu gen yabancya duygusal balar giderek daha ok gleniyordu. Ona harcad zaman ve dncenin hangi amaca ynelik olduunu kendisinin de bildii yoktu. Belki de ocuk ona kendinin o yataki halini hatrlatyordu.. Dnnce, midesindeki ampanyaya ramen, o yalarn tatsz kukularn, prl prl ihtirasn anmsad. Bir delikanl, erkekliin eiinde dururken hissederdi bunlar. Belki de zel bir nitelii her tr yaratkta beendii... yoo o nitelikten holand iindi. Gzel bir at, iyi bir kpek, gen bir adam... hani at merakllar kan derdi buna. Kpek eiticileri klas derdi. Mark Anders'de de bunu bulmutu, Ama safkan bir at nasl bozu la bil irse, klas bir kpek nasl marabilirse, aynj nitelie sahip bir gen adamn da de, ynlendirilmeye, frsat tannmasna ihtiyac olurdu o niteliini tavanna kadar gelitirebilmek iin. Bu dnyada vasatlk, sradanlk pek fazlayd. Klas'la karlat zaman generalin kuvvetle o yana ekilmesi bundand. 211

Ya da... yine o korkun kara dalgann benliini sardn 'hissetti... belki de yalnzca kendi olum yok diye. oiu olmutu. Bir tanesi daha domadan lmt. Limpop Nehri tesinde l domutu. kincisi kendi kars olmayan bir kadndan dnyaya gelmiti, bir baka erkee baba demiti. Sean bunu dnrken hznnn daha da arttn hissetti. Ama o olu da lmt artk. Tahtadan ve tente bezinden yaplm motorlu bir kula gklerde uarken yanmt. Garry' nin yeni kitabndaki sunu szleri Sean'n aklndan kmyordu. Bu kitap, artk uamayacak olan gen kartallardan birine, Yzba Michael Courtney'e sunudur. Michael aslnda Sean'n oluydu. Kardeinin kars dourmutu onu. nc olu hl yayordu. Ama o yalnzca isimde ouldu. Elinde olsa Sean onun adn da oktan deitirirdi. Yllar nce Dirk Courtney'in Ladyburg'dan ayrlmasna neden olan o irkin olaylar, bu arada kundaklk ve cinayet, sonradan, yani dnte yapt ktlkler yannda solda sfr kalyordu. Generalin yaknlar onun yannda Dirk Courtney'in adn dnyada azlarna almazlard. Hzn duygusunun fkeye dnmeye baladn hissetti. Onu datmak iin oturduu yerde ne do ru eildi, ofrn omzuna dokundu. Yanna yana, diyerek parmayla Mark Anders'i gsterdi. Senin ak havaya ihtiyacn var, dedi Sean Courtney, Mark'a. Aylman salar, seni kusturur. kisi de yararldr. Rolls sonunda Bat Caddesi iskelesi yanna parkettiinde, Mark byk abalar sonucu gzlerini kontrol edebilmeyi baarabiliyordu artk. Balangta ne zaman yannda oturan generale baksa, adamn alnnda nc bir gz daha bulunduundan emin oluyor, bann her iki yannda da kulaklarnn birden fazla olduunu gryordu. Sesi de kontrolszd balangta. Generalin sorularna ve yorumlarna kendi dudaklarnn ne garip seslerle cevap verdiini aarak duyuyordu. Ama kalarn atp tek tek, dikkatle konutuu zaman, anlalr oluyordu szleri biraz daha. Yine de generalin kendisine neler sylediini dinlemeye ^balamas, arabadan inip deniz kenarndaki slak, katlam 212

kumlar zerinde yrmeye koyulduktan sonra oldu. Hi de sohbet szleri deildi generalin syledikleri. Kudretten sz ediyordu. Kudretli insanlardan dem vuruyordu. abalardan ve dllerden konuuyordu. Geri sesi sakin^ di, ama daha demin ldrm, yine de ldrebilecek bir aslann boazndan kan hrltlara benziyordu. Mark bu duyduklarnn byk deer tadn hissetti. Zihnini yavalatan, dilini dolatran alkolden tr kendinden nefret etti. Kanndaki o alkole sava at. Parldayan slak kumlar stnde ilerlediler. Batmakta olan mehtabn nda kumlar sar grnyordu. Denizden tuz ve iyot kokular gelmekteydi. Rzgr onu rpertti. Ceket giymi olmasna ramen. Az sonra beyni, yan banda topallayarak yryen koca adamn dncelerini izleyebilmeye balad. ine bir heyecan doldu. Kulana gelen szler, kendi ruhunda derin yeri olan dncelerdi. Bu fikirlere dnyada bir tek kendisinin inandn sanrd Mark. Dili tembelliinden kurtuldu, birden kendini bak gibi keskin ve uyank hissetti. Krlanglar kadar da hafifti. Bir zamanlar bu adamn, Andersland'in kaybndan u ya da bu biimde sorumlu olabileceinden nasl kukulandn hatrlad. Ve ihtiyarn lmnden. Oysa imdi o kukular ayp geliyordu. Onlar zihninden kovalad/tm akln, kendisini pek ok ilgilendiren tartma konusuna yneltti. ; O bir gecelik konumann kendi hayatnda ne denli nemli olacan ok sonrasna kadar anlayamad. Anlasa belki dili yine tutulur, beyni dncelere ayak uyduramazd. nk Mark o sra pek zor bir snavdan geiyordu. Mark'a doru frlatlan fikirler, onun kapp daha ileriye gtrmesi ya da reddedip olduu yerde brakmas iindi. Her soru vicdann harekete geiriyor, ilkelerini ayaa kaldryordu. Yava yava her konudaki, dinden politikaya, vatanseverlikten ahlk konusuna kadar her daldaki tutumunu aklam oldu. General bir iki kez yksek sesle gld. Sen radikalsin, haberin var m? Ama herhalde senin yandayken ben de yleydim... hepimiz dnyay deitirmek isteriz. imdi dehana u konuda ne dndn syle... .Bu seferki soru ncekiyle hi ilgisi bulunmayan bir ey oluyor 213

du. Bu lkede on milyon siyah var, bir milyon da beyaz. nmzdeki bin yl boyunca bunlar nasl birarada yaayacak dersin? Mark bu sorunun geni kapsam ve bykl karsnda yutkundu, konumaya balad. Ay yava yava soldu, Mark da alevli dnceler, artc hayaller dnyasna dald. Kendisi bilmiyordu ama bu heyecannda yalnz deildi. Eski sava ve devlet adam Louis Botha bir keresinde Sean'a yle demiti: En iyilerimiz bile sonunda yorulur, Sean. Bu bamza geldii zaman, mealeyi eline verebileceimiz biri hazr olmal. Bizden alp o tamal. kisinin de inanamad bir hzla geti gece. Gkyznde pembe ve altn rengi lekeler belirmeye balad. Yan yana durdular, gnein kenarnn koyu yeil sulardan ykseliini, hzla gkyzne trmann seyrettiler. Yllardan beri bir yardmcya ihtiyacm var. Karm bamn etini yiyor, dedi Sean. Bulacam diye sz verdim ona. Ama hzl, zeki, gvenilir biri gerek bana. ylesini bulmak kolay deil. Sean'n purosu oktan snm, br uCu da fena halde inenmiti. Azndan karp honutsuz baklarla inceledi, sonra ayaklarnn dibinde kprdayan dalgalara frlatt. ok zor bir i olur benimki. Dzenli saatleri yok, belli grevleri yok. Sonra. Tanr da biliyor ya, ben olsam nefret "ederdim benim yanmda almaktan. ok sert, anlaysz herifin biriyim. Ama te yandan... garanti edebileceim bir tek ey var. Bu ii stlenenin asla can sklamaz. Bir iki ey renme frsat da bulur. Dnd, ban ne uzatp -Mark'a' bakt. Rzgr sakaln karmakark etmiti. Siyah kravatn da oktan karp cebine tkmt. Ykselen gnein altn klar gzlerine dt, onlar ok gzel lacivert bir renkle parldatt. Bu ii istiyor musun? diye sordu. Evet, efendim. Mark hemen cevap vermiti. Bu inanlmaz adamla birlikte olmak, birlikte almak, gzlerini kamatryordu onun. Paray sormadn! diye homurdand Sean. Para nemli deil. 214

Birinci ders. Sean kocaman kara kam gzndeki pr Ulann zerine doru ykt. Para her zaman nemlidir.

Mark'n Emoyeni kaplarndan bundan sonraki girii yeni bir hayata balamak demek oluyordu. Hayalinden bile geirmedii bir yaam. Ama bu grkemli tecrbenin, yeni dncelere uyum salamann, ard gelmez konuklarla baa kmann, ok eitli ilerin heyecan iinde bile, Mark'n ok ekindii, ok korktuu bir an vard. O da. Bayan Storm Courtney'le ilk kez karlaaca and. Ne var ki, Mark'n Emoyeni'de geirdii ilk gn boyunca Storm orada deildi. Mark bunu generalin zellikle mi byle planladn hibir zaman anlayamad. O gn izleyen gnlerde de de gelmedi Storm. Tabii ans her yere sinmiti. Her odadaki portrelere, fotoraflara... zellikle de Mark'n ou zamann geirdii ktphanedeki koca yalboyaya. O resimde Storm yere kadar fildii rengi bir elbise giymiti. Ana salondaki piyanonun banda oturuyordu. Ressam kzn gzelliinden ve ruhundan bir zerresini yakalayp tualine ilemeyi baarmt. Mrk gen kzn resimden kendisine doru eletirici baklarla bakn son derece tedirgin edici buluyordu. Mark'la general arasnda abucak bir iliki dodu. lk birka gn. sona erdiinde, generalin tm kukular da yokolmut u . Bir baka insan uzun sre incelediinde Sean'n rahatsz olmamas aek ender bir olayd. Oysa bu genle birarada olmaktan holanyordu. Balangta niyeti gnlk yazmalar ve va>kit alan ayrnt ileri Mark'a ykmak, kendisine biraz daha fazla zaman kalmasn salamakt. Oysa imdi, olmayacak saatlerde ktphaneye dalyor, Mark'la bir fikri tartmak istiyordu. Eldeki sorun her neyse, onu daha gen, daha taze gzlerden grmek houna gidiyordu. Bazen de ofrne izin veriyor, arabay Mark'a kullandrarak kereste tesislerine gidiyor ya da kentteki bir ynetim kurulu toplantsna kendisini Mark'n gtrmesini istiyordu. Yol boyu n kanepede, onun yannda oturuyor, bazen Fransa gnlerini hatrlyor, bazen de ok eskiye, daha Mark domadan nceki gnle215

re doru kayyor, ene alyordu. Mark'n yabanl alanlarda, Lirnpopo Nehri tesindeki topraklarda yaplan avlardan sz edii ok ilgin geliyordu ona. Bugn toplantda ilgin bir konu tartlacak, Mark. Demiryolu btesi konusunda o Hendrieks denilen itin canna okuyacam. Beni toplantya sen gtr, sonra dinleyiciler tribnnden dinle konumalar. O mektuplar yarna kaaar beklese de oiur. Umvot.i Kereste Tesisinde bir aksaklk olmu. Tfeklerimizi de alalm da, dnte biraz avlanmaya bakalm. Talim bu gece sekizde. Mark. Eer nemli bir iin yoksa... Bu aslnda bir emirdi. Cmle ne kadar nazik kurulmu olursa olsun, Mark kendini yava yava eski alaynn yeleri arasna daha ok karr buluyordu. Durum Fransa'dakinden deiikti. imdi kendisinin epey forsu ve arl vard. Senin bana ikinci, nc snf ilerde yararn yok, olum. Artk benim ne biim altm biliyorsun. Askercilik oynarken de eni yan bamda istiyorum. Sean'n yznde o hinolu srtma ifadesi, belirdi. Hem zaten senin de arasra talime ihtiyacn var. .,:" .j, ,.. , Sean Courtney'in dnyasnda ilerin ne hzl bir tempoyla ilerlediine hl tam anlamyla alamam olan 'Mark, bir sonraki toplantda kendini stemen olmu buldu. Hem, terfi etti, hem de omzuna yaver nianlar takld. Bunun kalabalk arasnda dmanlk dourmasn bekliyordu. Oysa iyi karlandn grp afallad. Evdeki hayatta Mark'n yeri pek kesin deildi. Emoyeni'nin ev sahibesine kar iinde byk sayg duygular vard. O olgun gzelliine, o soukkanl becerilerine. Ruth Courtney geri mesafeli davranyordu ama her zaman nazikti. lk iki hafta boyunca ona hep Bay Anders diye hitap etti. Ne istese ltfen diye balyor, teekkr ederim diye,'bitiriyordu. Generalle Mark le yemeklerini Emoyeni'de yedikleri zamanlarda, Mark'n yemeini hizmetkrlardan biri gm bir tepsiyle ktphaneye getiriyordu. Akamlar ii bitip generale veda ettikten sonra, yeni ald elden dme motosikletine atlyor, yoku aa yola koyulup o pis pansiyona dnyordu. 216

Ruth Courtney, Mark' kocasndan bile daha keskin gzlerle incelemekteydi. Gen adam herhangi bir konuda kadnn standardiarnn altna kaya, Sean'a bask yapp onun kovulmasn salayaca belliydi. Bir sabah Mark ktphanede alrken Ruth elinde kucak dolusu kesilmi bahe ieiyle ieriye girdi. Sizi rahatsz edecek deilim, deyip iekleri orta masann zerinde duran kocaman gm anaa yerletirmeye balad. lk birka dakika boyunca sessizce alt, sonra doal ve dosta bir tavrla Mark'la ene almaya koyuldu, ondan zel hayatnn ayrntlarn rendi. Nerede yatp kalkt, yemeklerini nerede yedii, amarlarnn nasl ykand gibi konular. rendikleri onu ok artt. amarlarnburaya-getir, dedi sonunda. Burann amarlaryla birlikte ykansn. . ok naziksiniz, Bayan Courtney. Ama yk olmak istemem. ok sama. Burada bu i iin iki uak var. Tek grevleri amar ykamak ve t yapmak. Natal'm en gzel kadnlarndan biri olan bu olgun ve nitelikli ev sahibesi bile Mark'n o- saf ekiciliine kar ilgisiz kaiamamt. Doal sevimlilii bir yana, bir de delikanlnn geliinin kendi erkei zerinde yapt olumlu etkiler szkonusuydu. Sean daha genlemi gibiydi bu son birka haftada. Daha neeliydi. Ruth durumu izlerken bunu salayan eyin yalnzca gndelik i yknden kurtulmak olmadn seziyordu. Delikanl ona o genlik ruhunun da birazn alamaktayd. Taze bir dnce yolu, dolup taan bir enerji, hayatn bayatlam yanlarna yeni bir ilgi, heyecan domutu generalin iinde. Yatmadan nceki bir saati kar koca, Ruth'un giyinme odasnda geirmek detindeydiler. Sean kapitone robdambryla oturur, karsnn salarn fralayn, yzn kremleyiini seyrederken gnn son purosunu ier, bir yandan gnn oaylarn onunla tartrd. Onun ipekli gecelik iindeki canl vcuduna bakarken kendi vcudunda da bir uyanma hissederdi. Ruth gzlerini aynadan evirip ayaa kalkar, ona elini uzatr, alp yatak odasna gtrrd. Yataklar drt direkli, kocaman bir yatakt. Kadife perdeleri vard. 217

Mark'n geliinden sonraki birka hafta iinde Sean birka kez pek radikal, eski tutuculuuna ok aykr eyler sylemi, Ruth gm sapl sa frasn elinden kucana drp dnm, ona bakmt. Byle olduunda Sean glm, karsnn alay etmesini nlemek iin bir elini havaya kaldrm, Tamam, ne diyeceini biliyorum... 'evet, bu konuyu gen Mark'la tarttm, demiti. Sonra kkr kkr glerek, O ocuk konutu mu mantkl konuuyor, diye eklemiti. Derken Mark'n geliinden bir ay kadar sonra bir akam yine dosta bir sessizlik iinde otururlarken Sean birden, Gen Mark sana Michael'i hatrlatmyor mu? diye soruvermiti. Dikkat etmemitim... yoo, benzediini sanmyorum. Ben grnn demek istemedim. Dnce tarznda ona benzeyen bir ey var. Ruth iindeki pimanln yine karanlk bir dalga gibi kabarp benliini sardn hissetti. Sean'a bir oul verememiti. Hayatnn tek znt kayna buydu. Gneli yllarnn tek glgesi. Sean'n omuzlar sarkt. O da zgn gibiydi. Ruth aynada kendine bakt, kendi gzlerindeki yetersizlik ve sululuk ifadesini grd. Sean bunu farketmeyip devam etti. ubat zor bekliyorum. Hamilton kupay bize teslim ederken yrei para para olacak. Mark btn takmn ruhunu deitirdi. Artk kazanabileceklerini biliyorlar. Ekibe onun gibi biri girince. Ruth sessizce dinledi, ona en ok istedii eyi verememi; olduu iin kendinden nefret etti. Sonra tuvalet masasnn zerinde duran kk Tanr Thor heykelciine bakt. Sean hediye ettiinden beri, yllardr orada durup duruyordu. retkenliin tlsm. Storm frtnal, gk grltl bir gecede ana rahmine dmt. Frtna anlamna gelen ad da o yzden konmutu. Sean bu konuda espriler yapm, frtnann yannda gk grltsnn art olduunu sylemi, karsna o heykelcii armaan etmiti. Ruth tanr heykeline bakarken iinden, hi yardmn olmad, dedi ona ac ac. Sonra gzlerini kaldrd, aynada ipek geceliin altndan grnen kendi vcuduna bakt. 218

Bakmas Q kadar zevkli, oysa hi ie yaramyor! Genelde bu kadar ktmser bir insan deildi. Bugnse ok ean skknd. Vcudu ne kadar gzel olursa olsun, bir ocuk daha douramycrdu. Artk tek yarad i, Sean'a zevk vermekti. Birden ayaa kalkt. Geceki normal ilerini bitirmemiti oysa. Kocasnn oturmakta olduu koltua doru yrd, puroyu onun dudaklar arasndan ald, kocaman cam tablaya bastrp sndrd. Sean ararak ban kaldrp ona bakt. Bir soru sormak zereydi ama szckler dudaklarna doru ykselmedi. Karsnn gzkapaklar yar inikti. Dudaklar hafif aralk duruyor, dzgn minik dilerini gsteriyordu. Biimli yanaklarnda birer krmz benek var gibiydi. Sean bu ifadeyi tanrd. Yreinin yerinden oynadn duyar gibi oldu. Kaburgalarn atlatacak gibi arpyordu yrei. Sevimeleri genellikle derinlii olan, karlkl anlayla dolu bir yaantyd. Yllar boyunca glenmiti. ki insann tam olarak birlemesi gibiydi. Birlikte geen hayatlarn simgelerdi... ama arasra, ender olarak, Ruth byle gzkapaklarn indirir, dudaklar byle kabarr, yanaklarna byle renk gelirdi. Bunu izleyen ey, vahi, kontrolsz bir seks olur, Sean'a doal gizemleri dndrrd. Ruth elini onun yakasndan ieriye doru kaydrd, uzun trnaklar gsn hafife trmalad, Sean'n cildi rperdi, canland. Ruth ne doru eildi, teki eliyle onun sakaln kartrd, yzn kendine doru kaldrd, dudaklarndan pt, ufack, pembe dilini onun azna doru uzatt. Sean bir homurtu koy verdi, onu yakalad, kucana doru ekmeye alt. Ayn zamanda geceliinin arkasn at, kk, sivri memelerini serbest brakt. Ama Ruth hzl hareket ediyordu. Onun elinden hemen kurtuldu. Teni geceliin altnda fildii gibi parlayarak, plak memelerini sratarak uzun bacaklaryla dosdoru yatak odasna kotu. Gl akac, davetkr bir glt. Ertesi sabah Ruth baheden bir kucak dolusu krmz ve beyaz karanfil kesti, Mark Anders'in almakta olduu ktphaneye dald. Mark o girerken hemen ayaa kalkp selam verdi. Ruth onun yzn inceledi. Ne kadar yakkl olduunu

daha nce farketmemiti. imdi baktnda gryordu. Yaland zaman da gzel olacak bir yz vard Mark'n. Kemik yaps iyiydi. Gururlu, gl bir burnu vard. Birka krk eklendii, salarna kr dt zaman daha da ekici olacak ansl insanlardand. Ho o zamana daha ok vard. imdilik dikkati asl eken, gzleriydi, Evet, diye dnd Ruth o gzlere bakarken. Sean'n hakk var. Michael'in gcnden ve iyiliinden bu gente de biraz var. iekleri yerletirirken bir yandan Mark'n almasn inceledi durdu. Sohbete baladnda kelimelerini ok dikkatle seti. Vazo ii tamamland zaman bir adm geri ekilip eserine beeniyle bakt, Mark'a bakmakszn konutu. le yemeini terasta bizimle yesene, Mark! Ona ilk adyla hitap etmesi sen demesi planl bir hareketti. kisi de bunun bilincindeydiler. Burada yalnz yemeyi tercih etmiyorsan tabii. Mark terasa gelirken Sean gazetesinden ban kaldrp bakt. Ama Ruth elini sallayp masada Mark'a yer gsterdiinde Sean'n yzndeki ifade deimedi. Mark masada Sean'n tam karsna oturtuldu. Sean gzlerini hemen tekrar gazetesine evirdi, her zamanki fkeli sesiyle onlara bayazy okudu. Sesi yazy yazanla alay ediyor gibiydi. Bitirdii zaman gazeteyi buruturup elinden frlatt. Bu herif budalann, delinin biri... kilit altna alsalar iyi olur. ey, efendim, diye balad Mark tedbirli bir sesle. Ruth rahatlam gibi iini ekti. Mark' sofraya oturtma iini Sean'a danm deildi. Ama erkeklerin ikisi tatl bir tartmaya dalmlard bile. Ba yemek geldiinde Sean, Sen tavuklar servis yap, Mark, ben de rdei dilimleyeyim, dedi. Bir yandan tartmalarn srdrp bir yandan servisleri yaptlar. Bir tek ailenin yeleri gibi. Ruth glmsemesini peetesinin arkasna saklad. Sean kendini kaptrm konuuyordu. Sana haklsn demiyorum ama... eer haklysan, o halde u durumu nasl aklayacaksn? Yine her ynden saldrmaya koyulmutu. Ruth, Mark'n ken 22G

diini savunuunu dinledi. Dinlerken, Sean'n onu semesine de hak verdiini hissetti. Storm Courtney'in nerede olduunu Mark o gn sofrada kahvelerini ierken renebildi. Sean birden Ruth'a dnd. Bu sabah Storm'dan mektup geldi mi? diye sordu. Ruth ban iki yana sallaynca do devam etti. O mark pi kurusuna biraz nezaket retmek art. Hemen hemen iki haftadr mektup falan geldii yok. Neredeler u sra? Roma'da, dedi Ruth. Sean, Roma. diye homurdand. Bir yn talyan, poposunu imdikliyordur. Sean! Ruth ona eletirici baklarn yneltti. zr dilerim. nce biraz utanm grnd, sonra srtt. Ama eer ben onu iyi tanyorsam, o da imdii uygun yerine yemek iin nlem alyordur. O gece Mark odasnda Marion Littlejohn'a mektup yazmaya oturduunda, Storm Courtney'in adnn gemesinin bile, evlenecei kza kar olan tutumunda byk deiiklie yol am olduunun farkna vard. Sean Courtney bunca i ykn omuzlarna yklediinden beri Mark artk Mariond her gn mektup yazamyor, bazen iki mektup arasna haftalar giriyordu. Ama buna karlk Marion'un mektup dzeninde hibir aksama yoktu. Eski scakl da deimemiti. Mark zamanla, yazmasna engel olan eyin aslnda ilerin okluu olmadn sezdi. Kz tekrar kente davet etmeyi durmadan ertelemesinin nedeni de o deildi. Oturup elindeki kalemi kemirirken kda birka kelime yazabilmek iin bir esin arad. Birden kalemin ucu kemirmekten atlad. Her sayfaya lmez bir akn o ssl cmlelerini ilemek yle zor geliyordu ki! nndeki her bo sayfa, geilmesi gereken Sahra yolculuu gibiydi Mark'n gznde. Gelecek hafta sonunda Afrika Kupas iin Johannesburg'a gidiyoruz, diye yazd. Kafasn zorlayp bu bilgiyi nasl iirebileceini, nasl uzatp onunla en azndan bir sayfa daha doldurabileceini dnd. Marion Littlejohn, Mark'n artk geride brakt bir hayatn 321

parasyd. Emayeni'hin kapsndan ieriye girdii anda kopmutu o hayattan. Bunu artk anlamt. Ama anlam olmas iindeki sululuk duygusunu hafifletemiyordu. O duyguyu inkr etmeye, mektuba devam etmeye urat. , Yine de gzlerinin nndeki hayaller silinmek bilmedi. Hayallerin en bata geleni Storm Courtney'di. Neeli, gzel, prl prl ve yldzlar kadar uzak.

Afrika Kupas, abanoz masann zerinde insann gsne gelecek kadar yksekti. Emoyeni uaklar onu gn cilalam,, sonunda generalin istedii parlakl vermeyi baarmlard. u anda kupa, bfenin zerinde duruyordu. evresinde sar gller vard. Bfe, byk salonun yanndaki odadayd. Her iki oday yzlerce konuk doldurmutu. Sean Courtney oniar zaferini; kutlamak iin davet etmiti. Hatta Cape Town Highlanders takmn temsilen Albay Hamilton'u ve birka subayn da davet etmiti. Birinci snf biletler yollamay nermiti onlara gelsinler diye, Bu baloda onlarn da bulunmasn istiyordu. Hamilton ise davete nazik bir teekkr notuyla red cevab vermiti. Bu kupa Boer Savann ilk ylnda Kralie Victoria tarafndan sunulduundan bu yana, her yl Hamilton'un takm kazanmt onu. Adamn byle bozulmas Sean' daha da neelendiriyordu. Mark bu arada Emoyeni'ye geldiinden bu yana en dolu gnlerini geirmiti. Ruth Courtney giderek Mark'a daha ok gveniyordu. Gen adam onun denetimi altnda tm davetiye ilerini omuziam, balonun yiyecek ve iecek ihtiyalaryla da o ilgilenmiti. imdi de Ruth onu balodaki tm irkin kzlarla birer birer dans ettiriyordu. Mark kaldrmasa, o kzlar baka kimse dansa kaldrmazd. Bir ara general purosunu havada sallayarak Mark' yanna ard. Bfenin yannda, kupann hemen nnde duruyordu. Sayn Konsey Bakan, size yeni yardmcm tantrmak istiyorum. Mark, bu bey Konsey Bakan Evans. Evet, Pussy,.
222

kupay kazanmamz salayan gen bu ite. Mark utantan kzarrken general o gece belki beinci ya da altnc kez son karlamay anlatmaya koyuldu. Berabere kalnm, hakem kurulu karar verebilmek iin ek bir at istenmiti. Sk sk yn deitiren rzgr saatte yirmi otuz m hzla esiyordu. lk at iki yz metredendi... Mark bu olayn generali ne kadar zevklendirdiini aknlkla izlemekteydi. Serveti hesaplanabilecek dzeyin zerinde olan, topraklar yzer kilometrekareyle llen, saysz paha biilmez tabloya, antika kitaba, mcevhere, deerli talara, evlere, atlara ve yatlara sahip biriydi bu adam... ama u anda hibiri at ampiyonasn kazanm olmak kadar nemli deildi. Ben kendim de nian almtm. General iyi cins viskiden yeterince itii iin hikyesini oynayarak anlatabilecek duruma gelmiti. Diz kp bezden hedefe bakyormu gibi yapt. Bakn, size itenlikle sylyorum, baktm anda iimi karalar basmt. Mark ona katlarak glmsedi. Higblander'in niancs da <adm adm kendisine ayak uydurmay baarmt. Her atlar hedefin tam ortasna isabet etmiti ikisinin de. nce iki yz metreden, sonra be yz metreden at yaptlar. Ancak bin metreye kldnda Mark'n rzgr hesaplamasndaki o kurnazl... Sean' dinleyenler skntdan patlamak zereydiler artk. Daha dinlemek zorunda olduklar on at vard. Mark salonda bir tela havas sezdi, ban kaldrp bakt. Ruth Courtney yannda Zulu uayla birlikte balo salonunun kapsndayd. Uak tam bir Zulu savasyd. Duruu reis.lere zg o.gveni i durutu. Evin hanmnn yanna gelmiti, ona telal telal bir eyler anlatyordu. Yzndeki ifade pek mutsuzdu konuurken. Ruth onu sakinletirmek istercesine omzuna dokundu, sonra onu yollad, ban evirdi. Mark'n yanna gelmesini bekledi. Mark bo dans pistinin ortasndan hzl admlarla ilerlerken, anneyle kz arasnda ne byk benzerlik bulunduunu d 223

nmeden edemedi. Ruth Courtney'in vcudu hl bir gen kz gibiydi. ncecikti, salamd, zarifti. Sk sk ata binmesine, uzun yryler yapmasna borluydu bunlar. Yalnzca yzndeki birka hafif krk aa vuruyordu durumu. Salarn bann zerine topuz biiminde toplamt. Moda olan ksa salardan holanmad belliydi. Giysisi basit bir kibarl yanstyordu. Vcudunun gzel hatlarn, biimli gslerini tam belirtiyordu. Konuklardan biri onun yanna Mark'dan nce vard. Mark oraya ulatnda Ruth Courtney glmsyordu. Konuktan zr diledi, Mark'la birlikte ilerledi. Mark. Kayglar yalnzca gzlerinin iinden belli oluyordu. Yzndeki glmseme bozulmamt. Durum ok kt. stenmeyen bir konuumuz var. Ne yapmam istiyorsunuz? Kendisi u anda giri holnde. Ltfen onu generalin alma odasna gtr. Ben kocam hazrlayp oraya yollayncaya: kadar da yarnda kal. Yapar msn bunu? Elbette. Ruth teekkr anlamnda glmsedi. Tam Mark dnecei srada elini uzatp onu durdurdu. Mark, konuurlarken yanlarnda kalmaya al. kisinin yalnz kalmasn istemiyorum. Ne olur, bilemiyorum. Derken birden kontroln kaybeder gibi oldu. Tanr akna, ne diye kalkp geldi ki buraya? Hem de bu gece,., tam... Kendini tuttu, dudaklarndaki glmseme sabitleti, kontroln tekrar kazand. Ne diyeceini ikisi de biliyorlard. Bu gece... tam Sean iki imiken. Mark artk generali olduka iyi tandndan, karsnn kayglarn paylayordu. Sean Courtney iki iti mi, yapmayaca yoktu. En samimi dostluktan en karanlk, iddet dolu fkeye kadar her trl tepkiyi gsterebilirdi. .Elimden geleni yaparm, dedi. Gelen kim, onu syleyin bana. Olu... Dirk... Dirk Courtney. Mark'n oku yle ok belli oldu ki, kadn ona kalarn att. Ne oldu, Mark? Onu tanyor musun?

Mark kendini abucak toparlad. Hayr. Duymutum ama tanmyorum. Bozuk kan, Mark. Hem de ok bozuk. Dikkatli ol. Onun yanndan ayrlp hzl admlarla pistin ortasndan ilerledi. Arada duruyor, bir iki konukla birka tatl sz konuuyor,- sonra tekrar Sean Courtney'in durduu tarafa doru ilerliyordu. Mark uzun koridorda duraklad, yaldzl aynalardan birinde kendine bakt. Yz solgun ve gerilim iindeydi. Salarn dzeltirken parmaklarnn hafife titremekte olduunu grd. Korktuunun farkna vard birden. Bir sanc gibiydi korku iinde. Karlaaca adamdan korkuyordu. Onca zahmetle izledii, aratrd, hayalinde ok yakndan tand bir insand o. Aklnda ok feci bir tip yaratmt. eytan gibi, kt gler yanstan biri. imdi onunla kar karya gelmeyi can hi istemiyordu. Koridorda ilerledi. Kaln hallar zerindeki bouk ayak seslerini dinlerken, gzleri duvarlarda asl sanat eserlerini grmyordu. nndeki byk tehlike onu baka her eye kar kr etmi gibiydi. Mermer merdivenlerin bana gelince durdu, trabzan bir eliyle tutup eildi, giri holne doru bakt. Siyah beyaz mermer karelerle denmi holn ortasnda tek bana bir adam duruyordu. Siyah bir palto giymiti. Paltonun omuzlar pelerinliydi. Bu giysi onu olduundan daha heybetli gsteriyordu. Ellerini arkasnda kenetlemiti. Vcudu tabanlar zerinde denge durumunda, enesi meydan okurcasna, saldrgan bir ifadeyle ne doru uzanmt. Bu duruu babasna yle cok benziyordu ki, iMark inanamayarak gzlerini krptra. Ba akt. Cok gzel siyah buklelerle doluydu. Mark geni merdivenlerden inmeye baladnda adam da ban kaldrp ona bakt. Mark adamn ne kadar yakkl olduunu ilk o zaman farketti. Hemen sonra da generale ne kadar ok benzedii dikkatini ekti yine. Ayn gl ene, ayn ba biimi, ayn gzler, ayn az. Ama oul, babadan ok daha yakklyd. BirMikelanj heykelinin o soylu kafasn tayor gibiydi. Da 225
Bir Sere Dt F : 15

vud heykelinin gzellii, Musc heykelinin gc vard onda. Ama tm bu gzelliine ramen, etten ve kemikten bir insand. Mark' n tahmin ettii korkun canavar deildi. Mantksz korku dindi, Mark'n gsndeki mengene kalkt, delikanl biraz rahatlar gibi oldu. Son basamaklar inerken yzne konuk karlamaya uygun bir glmseme taknmay bile baard. Dirk onu gzn krpmadan ve hi kprdamadan izledi. Mark admn kareli mermerlere bast anda, adamn ne kadar uzun boylu olduunu da anlad. Mark'dan yedi sekiz santim daha boyluydu. Ama vcudu yle iyi oranlanmt ki, boyu ar grnmyordu. Bay Courtney? diye sordu Mark. Adam karlk vermek zahmetine girimeksizin ban hafife emekle yetindi. Kravatn tutturan prlanta ine bir an iin parldad. Sen kimsin, olum? diye sordu Dirk Courtney. Sesinin tonunda da yapsna uygun tokluk ve derinlik vard. Ben generalin zel yardmcsym. (Mark kendisine garip bir biimde hitap edilmesinin, yzndeki glmsemeyi bozmasna izin vermemiti. Dirk Courtney'in kendisinden en az on ya daha byk olduunu da biliyordu. Dirk Courtney onu telasz baklarla tepeden trnaa szd, bir tek bakla grlebilecek her ayrnty, giysisinin kupuna kadar her eyi sindirdi. Ancak ondan sonra karsndaki gen adamn nemsiz biri olduuna karar verdi. Babam nerede? En yakn aynaya dnm, kravatn dzeltiyordu. Yirmi dakikadr burada beklediimi biliyor mu? General konuklarn arlyor. Ama sizinle birazdan grecek. Bu arada generalin alma odasnda beklemek ister miydiniz? Ltfen beni izleyin. Dirk Courtney alma odasnda, orta yerde durup evresine baknd. 'Bizim ihtiyar bugnlerde pek lks yayor. Glmsediinde alacak kadar beyaz dileri gzkt, sonra minenin bandaki dmeli deri koltuklardan birine doru ilerledi. Bana bir sodal konyak getir, olum. Mark kapa kitap rafna benzetilmi dolab at, bir Courvoisier konyak seti, kadehe doldurup zerine soda koydu, Dirk Courtney'e getirdi. 226

Adam ikiyi yudumlayp ban sallad, dinlenmekte olan bir leoparn zerafetiyle koltua yayld, oday bir kez daha inceledi. Baklar her tabloda, her deerli eyada ayr ayr duralad. Dnceli, hesaplayan baklard bunlar. Ondan sonraki soruyu dikkatsiz bir havada, yantn merak etmeksizin sordu. Adn neydi demitin? Mark yana doru bir adm att. Oradan adamn yzn daha iyi grebilecekti. Cevap verirken olanca dikkatiyle bakyordu. Adm Anders... Mark Anders. Bu isim bir an iin hi etki yapmad, sonra Dirk'in dikkatine ulat, yz izgilerinde inanlmaz bir deiiklik dourdu. Mark bunu izlerken korkularnn yeni batan canlandn hissetti. ocukluunda bir kere ihtiyarla birlikte avlanrlarken bir leopar tuzaa drmlerdi. Ertesi sabah tuzaa yaklatklarnda leopar onlara doru sram, Mark'la aras bir metre kalm, gzleri karlamt. O gzlerdeki korkun, prltl ktl Mark mrnce unutamayacakt. te imdi de ayn ifadeyi gryordu. Bu yle ldrc, yle karanlk bir anlamd ki, elinde olmakszn bir adm geriledi. Ama bu bir saniye srd. Karsndaki surat birden deiti. Ar gzellikten iren irkinlie getii hzla, yeniden eski gzelliine dnd. Bir soluk sresi iine sd hepsi. Dirk' in sesi, ll ve kontroll olarak duyuldu. Gzlerine sanki bir perde inmi, onlara yeni batan nazik bir ilgisizlik ifadesi vermiti. Anders mi? Bu ad daha nce de duydum... Bir an dnd. Hatrlamaya alyor gibi davrand. Sonra nemsiz olduuna karar vermi gibi bir tavr ald, dikkati tekrar minenin zerindeki Thomas Baines tablosuna yneldi. Ne var ki, bu ksack sre bile Mark'a, duyduu belirsiz kukularn buz gibi gereklere dayandn anlatmaya yetti. Kt bir eylerin olduunu, Andersland'in satyla ihtiyarn ssz bir yerde lp gmlnn aslnda dikkatli bir planlamaya dayandn, kendisinin Ladyburg tepelerinde kovalannn, Chaka Kapsnda tuzaa drlnn de hep bu adamn emriyle ol 227

duunu artk kesinlikle biliyordu. Hasmn artk tanyordu. Ama onunla kapmak, onu avlamak, kendi gcnn tesindeydi. nk dmannn gc ve forsu altedilmez grnyordu. Generalin masasndaki katlar dzeltmek istiyormu gibi dnd. Dirk Courtney'e tekrar bakmaktan rkyor, kendini tutabileceine gvenemiyordu. Anlard adam bir daha gz gze gelirlerse. Zaten daha imdiden kendini tehlikeli saylacak biimde ortaya atmt. Ama bu kanlmazd. Tanrnn yollad byle bir frsat ziyan edemezdi. Kendini tehlikeye atmakla, belli etmekle, dmann da ayn eyi yapmaya zorlamt. Bu alverite yine de kendini kazanl sayyordu. Hem kendini belli etmi olmasnn tehlikesini azaltan bir etken daha vard artk. Eskiden dostu olmayan, yapayalnz bir insanken, imdi Sean Courtney'in yaknl koruyordu onu. O gece adamlar Ladyburg tepelerinde ya da Chaka Kapsnda baarl olsalard, ne id belirsiz bir serseriyi ortadan kaldrm olacaklard yalnzca. Oysa imdi Mark'n lm hemen General Courtney'in dikkatini ekecekti. Byle bir tehlikeyi Dirk Courtney'in bile gze alabileceini sanmyordu. Mark bir an ktlardan ban kaldrp bakt, Dirk Courtney'i yine kendisine bakar buldu. Ama artk yzndeki ifade tarafszd. Gzkapaklan inik, baklar kontrollyd. Konumaya balad. Tam o srada koridorda yaklaan ayak seslerini duydular. Dirk sustu. Kap alrken ikisi de beklenti dolu baklarn o yana evirdiler. Sean Courtney kapnn boluunu tmyle dolduruyor gibiydi. Ba st pervazn hizasndayd. Koca omuzlar yan pervazlara deiyordu. Bastonunun topuzu prl pnl parlamaktayd. Baklar hemen deri koltuktan ayaa kalkan uzun boylu, zarif adama dnd. Onu tand anda gne yan, kahverengi suratnda kannn daha koyulduu grld. ki adam sessizce kar karya dikildiler. Mark seyirci olarak iinin hayranlkla dolduunu hissetti. Yaylan duygular igdsel olarak izlemeye koyuldu. Eski ktlklerin hatrlanmasn... baba oul arasndaki doal sevgiyi... oktan beri l 228

m, gmlm olan o sevgiyi. u anda korkun bir hortlak gibi doruluyordu sanki o sevgi. Bir zamanlar canl olmu olmas ona daha bir korkunluk veriyordu. Merhaba, baba. lk konuan Dirk Courtney oldu. Sesi duyulduu anda Sean'n omuzlarndaki gerginlik ortadan kalkt , gzlerindeki kzgnln yerini znt ifadesi ald. Bir zamanlar deer verdii, ama umutsuzca kaybettii bir eyin verdii znt. Azndan kan soru bir i ekiine benziyordu. Buraya neden geldin? Yalnz konuabilir miyiz... yanmzda yabanclar olmakszn? Mark masann bandan ayrlp kapya doru erledi. Ama Sean onu tam yanndan geerken omzundan tutup durdurdu. Burada yabanc yok. Gitme, Mark. Bu sz, herhangi bir kimsenin Mark Anders'e sylemi olduu en sevecen szd. O anda Sean Courtney'e kar duyduu sevgiyi de daha nce kimseye duyduunu hatrlamyordu. Dirk omuz silkti, ilk olarak glmsedi. Hafif, alayc bir glmsemeyle. Her zaman herkese haddinden fazla gvendin zaten, baba. Sean ban salad, masasnn bandaki koltua doru ilerledi Evet. Bunu da senden iyi kim bilebilir? Dirk'in glmsemesi soldu. Buraya bir umutla geldim. Belki unuturuz diye. Birbirimizi affedebiliriz diye. Affetmek mi? diye sordu Sean ban kaldrarak. Beni af m edeceksin? Ne konuda? Beni sen yarattn, baba. Sen ne verdinse, ben oyum... Sean bunu reddedercesine ban iki yana sallad. Konuacak oldu ama Dirk onun szn kesti. Sana hakszlk ettiime inanyorsun... ama ben biliyorum ki, asl bana hakszlk eden sensin. Sean kalarn att. Laf dolatrp duruyorsun. Konuya gel. Bu eve davetsiz olarak ne istemeye geldin? Ben senin olunum. Birbirimize uzak olmamz doal bir ey deil. Dirk'in konumas etkileyici, ikna ediciydi. Ellerini yakarr gibi ne doru uzatyor, ikide bir masaya yaklap uzaklayor, szlerinin etkisini artryordu. Bence beni d 229

nmen gerek... Susup Mark'a doru bakt. Lanet olsun... bu bakp duran dinleyiciden kurtulamayacak mym seninle konuurken? Sean bir an kararszlk geirdi. Mark'dan kmasn rica edecek oldu. Sonra... birka dakika nce Ruth'a verdii sz hatrlad. Onunla bir an bile yalnz kalma, Sean. Sz ver bana Mark' yannda tutacana. Ona hi gvenmiyorum. ok kt o, Sean. Sana ktlk ve mutsuzluk getiriyor... Kokusunu alyorum. Onunla yalnz kalma. Hayr, diye ban iki yana sallad. Syleyecein bir ey varsa abuk syle. Yoksa,,o zaman da git, bizi rahat brak. Pekl yleyse, duygular bir yana brakalm. Dirk ban sallad, yakar pozu zerinden bir an utu gitti. alma odasnda bir saa, bir sola yrmeye balad. Ellerini ceplerine sokmutu. Seninle i konuacam, sonra da szlerimi bitireceim. Benden imdi nefret ediyorsun. Ama birlikte altmz, birlikte i yaptmz zaman... bu topraklarn mrnde grecei en atak, en zengin plana seni de ortak ettiim zaman... o duygularn o zaman sorarz bakalm. Sean sessizdi. nce iadam olarak, daha sonra oul olarak. Kabul m? diye sordu Dirk. Sean, Seni dinliyorum, dedi. Dirk konumaya balad. Dirk Courtney'in fikirlerini sunu biimine Mark bile elinde olmakszn hayranlk duyuyordu. O inandrc, etkileyici, kazanacandan emin tavr! O tok ses ve o hayranlk uyandran yakkl grn! Ama bunlarn hepsi tiyatro sahnesi numaralaryd. Provas iyi yaplm eyler. Sahnede gibiydi adam. Asl dikkati eken, kendi fikirlerine ne derece byk bir atele, fanatik olarak inandyd. Byl olmas ona inanmay kolaylatryordu. Ellerini ve sesini kullanarak babasna hayalindeki dev imparatorluu anlatt. Usuz bucaksz topraklar... binlerce ve binlerce kilometrekarelik arazileri... dnyada pek az insann sahip olmu bulunduu zenginlikleri... Oralara nasl pamuk, eker ve msr ekileceini, arazinin nasl dev bir baraj sayesinde sulanacan belirtti. 230-

Arazinin yars zaten elimde, dedi Dirk. Sonra sustu, parmaklarn bir kartaln tnee tutunmas gibi kvrp kapad. Avucumun iinde Benim. Artk hayal deil. Ya geri kalan? diye sordu Sean hevessiz bir sesle. ster istemez kaplmt duyduu szlerin akntsna. Hazr bekliyor... olgun. Koparlmaya hazr. Dirk dramatik bir tavrla yine sustu.- Sanki doa hepsini bu amala yaratm gibi. Barajn temelleri bile hazr. Sanki Tanr bize iyilik olsun diye yaratm. Ya? diye homurdand Sean kukuyla. Demek sen de Tanrnn isteine hizmet eden biri oluyorsun bu durumda, ha? Neredeymi Tanrnn sana vaat ettii.bu imparatorluk? Umkomo Nehrinin gneyindeki arazi benim. Elimdeki yar o zaten. Maun masann karsnda durdu, ellerini cilal yzeye dayayp nne doru eildi, inantan parldayan yzn Sean Courtney'e doru yaklatrd. Chaka Kapsnn yksek kayalar arasna bir baraj yapacaz. Tm Bubezi Nehrini barajda toplayacaz. Vadideki gl yz altm mi! boyunda, yz mil eninde olacak... orayla Umkomo Nehri arasnda kalan alan aacaz. Ona benim gney yamacnda sahip olduum topraklar da katacaz. Elimizde iki milyon dnmlk verimli, sulnm toprak olacak! Bir dnsene! Mark, Dirk Courtney'e baktnda duyduklarna inanamyordu. Sonra gzlerini Sean Courtney'e evirdi! Sanki yalvaryordu. Bu canavarca fikri reddetmesi iin yalvaryordu generale baklaryla. ee sinei, dedi Sean Courtney sonunda. Baba, Almanya'da Dressel, Kothe ve Rochl adnda adam Germanin adl bir ilacn deneylerini baaryla tamamladlar. ee sineinin tad uyku hastalnn kesin aresi bulundu. Henz sr olarak tutuluyor, ancak bir avu insan biliyor. Dirk hevesle devam etti. O zaman tm vadideki ee sineini yokedeceiz. Nasl? diye sordu Sean. Konuya byk ilgi duyduu belliydi. 231

Havadan. Uaklarla pythagra z ve dier bcek ldrc ilalar pskrterek. Akllara smaz bir kavramd bu. Sean bir an sessiz kald. Sonra isteksiz bir sesle sordu. Bu daha nce hi yapld m? Hayr, diye glmsedi Dirk. Ama biz yapacaz. Her eyi dnmsn. Sean koltuunda arkasna yasland, elinin dalgn bir hareketiyle nemlendirici kutuyu buldu, iinden bir puro> ald. Bir tek kk ayrnt dnda. Bubezi vadisi devletin koruma altna ald alanlardandr... Chaka'nn zamanndan beri yle. Bubezi'yle Umkomo nehirleri arasndaki alann ou ya eitli airetlere verilmi vakf alandr, ya devlet arazisidir ya da orman rezervi olarak korunmaktadr. Dirk Courtney tek parman havaya kaldrd. Bana bir konyak daha ver, olum. Mark generale doru bakt. Sean ban hafife sallad. Mark ikiyi doldurup barda Dirk'e getirinceye kadar sessizlik oldu. Ona gveniyor musun? diye sordu Dirk tekrar babasna. Bann bir hareketiyle Mark' gsteriyordu. Bir yandan uzanp barda onun elinden ald. Sean tedirgin bir sesle, Sen devam et, dedi, soruyu yantlamaya tenezzl etmedi. Dirk kadehi havaya kaldrarak babasn selamlad, bilmi bilmi glmsedi. Yasalar yapan sizsiniz, baba. Sen ve meclisteki, hkmetteki dostlarn. Yasalar deitirmek de elinizde. in sana den taraf da bu. Dirk konuurken, Sean iine bol puro duman ekmiti. imdi azndan dumanlar yava yava salmaya balad, kocaman, grkemli kafas mavi dumanlarn gerisinde kald. unu iyice anlayalm bakalm, diye konutu sonunda. Sen paray koyuyorsun, ben de parlamentodan gerekli karar karp bize gereken arazinin serbest braklmasn salyorum. Umkomo ve Bubezi nehirleri arasnda kalan arazinin. Ve Bubezi vadisinin, diye ekledi Dirk. Ve Bubezi vadisinin. Ondan sonra bir paravan irket kuruluyor, o arazinin kontroln alyor. Belki bin yllk; kira anlamasyla alyor ama alyor.

Dirk ban salad. Evet, yle. Ya barajn ve baraja gidecek yeni demiryolunun masraflar? Sende o kadar sermaye var m? Mark kulaklarna inanamyordu. Sean Courtney ulusal servetler zerinde pazarla balamt. Halkn temsilcisi olarak korumas ona emanet edilmi araziler zerinde. inden barmak, onlara saldrmak geldi. Az nce duyduu derin sevgi duygusu yava yava bir ihanet duygusuna, hakszla urama duygusuna dnt. Kimsede o kadar sermaye yoktur, dedi Dirk. Adamlarma bir gider tahmini yaptrdm. Drt milyon sterline ok yaklayor. Hibir insanda olmaz yle para. Eeee? dedi Sean. Dumanlar bann evresinden dalnca Mark'a adamn yz birden daha da yalanm gibi grnd. Kl rengiydi. kmt. In bir hilesiyle gzleri kafatasnn iinde bo bo parlyordu. Onu bize hkmet yapacak, diyerek gld Dirk. Yine dolamaya koyuldu. Daha dorusu baraj ve demiryolunu halk iin yapacaklar. Deerli doal kaynaklar hizmete aabilmek iin. Bir daha gld. O karar parlamentodan geirecek adam ne byk onur kazanacak, dnsene! Yabanl araziye uygarlk gtren adam! Konyak bardan eline ald, yarsn mideye indirdi. Belki baraja da onun ad verilir, Sean Courtney Baraj denir. Kulaa etkileyici geliyor. Sana yakacak bir ant, baba. Dirk kadehini babasna doru kaldrd. Peki ya airet arazileri, Dirk? Sean ilk olarak olunun adn kullanyordu. Mark bunu karmad. Ona keskin gzlerle bakt. Siyahlan oradan karrz, dedi Dirk rahata. Onlara tepelerin tesinde yeni bir yer buluruz. Ya av hayvanlar? Ulu Tanrm... birka vahi hayvann milyonlarca sterlinin yolunu tkamasna izin verecek deiliz herhalde! Yakkl ban, evresindeki siyah bukleleri akac bir zntyle sallad! Vadiye su bastrmadan nce sen orada bir srek av dzen 233

lersin. Avlanmay her zaman severdin, yle deil mi? Eskiden yaptn fil avlarn anlatn hatrlyorum. Evet, diye ban sallad Sean ar ar. ok fil ldrmtm. Eh, baba, anlatk 'demektir, ha? Dirk bir kere daha Sean'n karsna dikildi. Bu kez kalarnn arasnda belli belirsiz bir kayg izgisi belirmiti. Birlikte alacak myz? Sean birka saniye daha sessiz kald, masasndaki kurutma kdna doru bakt. Hasta gibi, ok yal bir hali vard. Bana anlattklarn o kadar geni kapsaml ki, beni artt. Dikkatli konuuyordu. Her kelimesini tartarak. Evet, ok geni kapsaml ve ok da atak, diye ona katld Dirk. Ama sen daha nce asla korkmam bir insansn, baba. Kendin sylemitin bana. Eer bir eyi istiyorsan, git onu al, demitin. nk kesin olan bir tek ey varsa, kimse onu sana getirecek deildir, demitin. Artk yalandm, Dirk. nsan zamanla yoruluyor. Genliinin gcn kaybediyor. Sen boa kadar kuvvetlisin. Dnmek iin biraz zaman istiyorum. Ne kadar zaman? diye sordu Dirk. Sean bir an kararszlk geirdi. Gelecek parlamento toplantlarndan sonraya kadar. Baz kimselerle konumam, fizibiliteye ilikin sondajlar yapmak gerek. ok uzun. Dirk kalarn att. Yz artk eskisi kadar gzel deildi. Gzleri deimi, sansar gibi bir bakla birbirine yaklamt. Bana o kadar zaman gerek. Pekl. Dirk kalarnn atkln at, oturan ihyan adama glmsedi. Sa elini uzatacak gibi oldu ama Sean ona bakmad. Tersine, kendi elini cebine sckuverdi. Konuklarm ihmal ediyorum, dedi alak sesle. Bana artk izin vermek zorundasn. Mark seni geirir. Bana haber verecek misin? diye sordu Dirk. Sean yava bir sesle, Evet, dedi. Hl ban kaldrmamt. Sana haber vereceim. 234

Mark, Dirk Courtney'i aaya, n kapya kadar gtrd. Yol boyu iinde hep o ateli fke ve nefreti hissetti. Sessizce yrdler. Yan yana. Mark iindeki karanlk fkeyi kontrol altnda tutmak iin btn gcyle urat. Sevdii, sayd adam kirlettii iin nefret ediyordu ondan. Kendi pisliini ona da bulatrd iin nefret ediyordu. htiyar dedesi ve Andersland iin nefret ediyordu. Emir verip yaptrd nie bilinmeyen kt i iin nefret ediyordu. En son olarak da, Chaka Kapsnn tesindeki sevgili topraklarna ve yaratklarna yapacaklarndan tr nefret ediyordu. n kapda Dirk Courtney apkasn masann zerinden ald, bana giyip kalarnn zerine doru ayarlad, Mark'a dikkatle bakt. Ben dost olarak ok deerliyimdir, dedi alak sesle. Babam sana gveniyor. Eminim dncelerini sana ayordun Beni minnet dolu ve cmert bulacaksn. Konumalarmz dinlediine gre de ne tr kk haberlerin ilgimi ekeceini tahmin edersin. Mark ona bakt. Dudaklar uyumu gibi souktu. Kendini kontrol etme abasndan tm vcudu titriyordu. Sesine gvenemedii iin konumad. Dirk Courtney birden dnd. Onun cevabna nem vermedi. n basamaklardan inip karanla doru admn att. Mark o grnmez olduktan sonra bile hl arkasndan bakmaya devam etti. Gl bir otomobil motorunun sesi duyuldu, akl talarnn lastikler altnda sald iitildi, farlar baheyi sprrcesine kayd ve yokoldu. Mark admnn hzn taan fkesine uydurdu. Generalin alma odasna dnerken hemen hemen kouyordu. Kapy vurmadan itip at. Szckler neredeyse denetimsiz biimde, taarak dklecekti dudaklarndan... ac sulamalar, reddetmeler... durup generalin alma masasna bakt ama masa botu. Mark o gece generale, nerilen kirli anlamay nlemek iin, elinden geleni yapacan aklayacakt. Urad d krkln dile getirecekti. Sean Courtney'in bu szleri srf dinlemi olmas bile utanlacak eydi... nerede kald konuyu ciddi

olarak dnmesi ve destekleyeceine yar yarya sz vermi olmas. General pencerenin nnde duruyordu. Odaya arkas dnkt. Geni omuzlar sarkkt. Cssesi klm gibiydi. Generalim! Mark'n sesi pek sert kt. Ben imdi gidiyorum. Bir daha da dnecek deilim. Ama gitmeden nce sylemek istiyorum ki, size ve olunuza kar elimden gelen her eyi kullanarak savaacam ve... Sean Courtney odaya doru dnd. Omuzlar hl sarkkt. Sanki krm gibi, ban sesi kolay duyabilecei bir ada eik tutuyordu. Mark'n sesi snp bitti, fkesi utu, yckoldu. Mark? diye sordu Sean Courtney. Sanki onun varln unutmu gibiydi. Mark gzlerine inanamadan ona bakt. Sean Courtney alyordu. Prl prl gzyalar gzlerini bulanklatryor, yanaklarndan aaya doru akyor, sakalnn sert telleri zerinde boncuk boncuk duruyordu. Mark'n mrnde grd en zc grntyd bu. Hemen dnp oradan kamak istedi... ama yapamad. Bana bir iki ver, evladm. Sean Courtney ar admlarla masasna yrd, gzya damlalarndan biri sakalndan yuvarlanp kolal gmleinin gsne dt, leke brakt. Mark arkasn dnd. Barda ok uzun bir srede seti. Srahiden viskiyi elinden geldii kadar yava boaltt. Bu basit ii uzatt da uzatt. Sonunda dnd zaman Sean Courtney masasnda oturuyordu. Elinde buruuk bir mendil vard. Srlsklamd mendil. Ama yanaklar artk kuruydu. Gzlerinin kenar krmz ve i, ileri slaklktan donuktu. Teekkr ederim, Mark, dedi bardak konunca. Bardaa dokunmad. Yalnzca bakt. Konutuu zaman sesi bouk ve przlyd. Onu dnyaya kendi ellerimle getirdim. Doktor yoktu. Henz scak ve slakken .. derisi kayganken onu yakalayp darya ektim.., ve gurur duymutum. Onu omzumda tadm. Konumasn, ata binmesini, ate etmesini rettim. Bir erkein ilk doan oluna kar neler hissettiini anlatabilecek sz 236

ck yoktur. Sean iini ekti. Ona bir kere daha yanmtm. Yasn tutmutum. im gibi. Yllarca nce.* Biraz viski iti, devam etti. Sesi yle hafif kt ki, Mark zorlukla duyabildi. imdi geri geldi, ona bir kere daha yas tutmaya zorlad beni. zr dilerim, generalim... ben sanmtm ki... yani sizi... onunla pazarla giriti'niz sandm. O dnce bana onursuzluk verir. Sean sesini ykseltmedi. Gzlerini de kaldrmad. Ltfen artk beni yalnz brak. Mark. Bunu seninle baka bir zaman tekrar konuuruz. Mark kapya vardnda dnp bakt ama general artk onun varlnn farknda deildi. Gzleri hl bulutluydu. Uzak ufuklara bakar gibiydi. Mark kapy ok sessiz kapatt.

Sean Courtney geri Dirk Courtney'in teklifini tekrar konuacana sz vermiti, ama uzun haftalar boyunca olunun adn azna bile almad. Emoyeni'deki hayat yine ayn tempoda devam eder gzkyordu. Buna ramen Mark arasra kitap raflaryla evrelenmi alma odasna girdiinde, generali karanlklara doru bo bo bakar buluyordu. O kanca burnu, o korkun gzleriyle bir av hayvanna bakyordu sanki. Mark yie" zamanlarda hemen baklarn karyor, onun hznne sayg gsteriyordu. Hl yasta olduunu biliyordu nk. Konuabilmesi iin daha aradan zaman gemesi gerektiini de. Bu sre iinde Mark'n kendi dzeninde de baz ufak tefek deiiklikler yer ald. Bir gece saat on ikiyi getii sralarda Sean Courtney soyunma odasna girdiinde klar yank, Ruth'u da yatanda yastna dayanm oturur bulmutu. Beni beklemen gerekmezdi, dedi ona sert sert. Ben kanepede de yatabilirdim. Ben burada olman tercih ediyorum. Ruth elindeki kitab kapatt. Ne okuyorsun? Kars ona kitabn adn gsterdi. D.H. La/vrence'in yeni roman. k Kadnlar. Sean gmleinin dmelerini aarken srtt. Sana yeni .bir ey retebildi mi? 237

Henz retmedi ama nl umudumu yitirmi deilim. Ruth glmsedi. Sean karsnn dantel gecelikle ne kadar gzel olduunu dnd. Ya sen? Konuman hazrlayp bitirdin mi? Evet. izmelerini karmak zere oturdu. Bir harika oldu... O sersemi para para edeceim. Mark'n motosikletinin birka dakika nce gittiini duydum. Onu gece yarsna kadar burada m tuttun? Ben yazarken birtakm rakamlar karyordu. Referanslara bakyordu. Ama vakit ok ge. O gen, diye homurdand Sean. Dnya kadar da para veriyorum. izmelerini eline aidi, soyunma odasna geti. oraplyken topallamas daha da belli oluyordu. Hem yakndn da duymadm. Srtnda geceliiyle dnp yataa, Ruth'un yanna yatt. Ne neriyorsun? diye sordu, altn saatini kurup baucu masasna koydu. Kapc kkn deitirip ona yaayabilecei bir ev salayabilirim. Pek fazfa i gerektirmez. Yllardr da bo duruyor. yi fikir, dedi Sean hemen. Burada yatp kalkarsa onu daha fazla altrabilirim. Amma kat adamsn, Sean Courtney. Sean olduu yerde dnd, onu pt, kulana fsldad. Farkettiine sevindim. Ruth yeni gelin gibi kkrdad. Onu demek istememitim, dedi. Bakalm sana Bay Lawrence'in retemedii eyleri retebilecek miyiz!

Mtemilattaki onarm bitip bcyannca, kooa evden birtakm eyalar tanp denince, Mark'n standardlarna gre saray gibi bir yer oldu. Mikroptan ve bcekten de bak gibiydi. Asl evle aras yarm mil vard. Bundan sonra Mark'n alma saatleri de patronununki kadar dzensiz oldu. Durumu her geen gnle daha gvenli hale geliyor, evin ayrlmaz bir paras 238

oluyordu Mark. Grevleri generalin yapaca konumalara metin yazmaktan, aratrma yapmaya, tm mektuplara cevap yazmaya', ev masraflarn tutmaya, arasra da sessizce oturup Sean Courtney'i dinlemeye kadar her trl eyi kapsyordu. Okumay ok sevdii halde, buna pek az zaman kalyordu. Emoyeni ktphanesinde binlerce cilt kitap vard. Mark her gece bunlardan bir kucak dolusu alp kendi kkne gtryor, ge saatlere kadar okuyor, o doymaz tarih, yaam, yks, siyaset itahn doyurmaya alyor, Zane Grey'leri, Kipling'leri, Rider Haggard'lar okuyup duruyordu. Derken birden Emoyeni'ye yeni bir heyecan havas yayld. Parlamentonun toplantlar yaklayordu, Yani tm ev halk ayaklanacak, Cape Tovvn'daki eve tanacak demekti. Ruth Courtney her yl yaplan bu siyasa! ge Hicret seferi diye ad takmt. Doruydu da. Tm ev halk, bata gelen hizmetkr kadrosundan on be kii, otomobil, bir dzine at, tm giysiler, gmler, kristaller, kitaplar ve dier gerekli eyalar tanacakt. Bunlarn hepsi, birka ay srecek yeni yaam iin gerekliydi. General Courtney ve arkadalar bu sre iinde ulusun sorunlarn ele alp tartacaklard. Bunun anlam, Emoyeni'nin kapatlmas, Nevvlands'da, Masa da eteindeki evin almas demekti. Bu frtnal hazrlklarn orta yerinde Storm Courtney evine dnd, ngiltere ve Avrupa turunu yeni tamamlamt. Bu yolculukta rene Leuchars'la birlikte elenmi, Irene'in annesi her iki gen kzn sorumluluunu tamt. Bayan Leuchars, Ruth'a yazd son mektupta hem fiziksel, hem de zihinsel adan ok yorulduunu itiraf etmiti. Tadm sorumluluun arln hibir zaman anlayamazsn, hayatm, demiti mektubunda. Yol boyu hep peimizde bir yn hevesli genle dolayoruz. Amerikals, kalyan, Fransz, kontlar, baronlar, sanayici ocuklar... hatta bir Gney Amerika diktatrnn olu bile var. 'Bask ylesine ard ki, bir an artk dayanamayacam hissettim, kzlarn ikisini de odalarna kilitledim. Sonra bir de ne greyim! Yangn merdiveninden kamlar, Montparnasse'n rezil bir gazinosunda t sabahlara kadar dans etmiler. Ruth anlayl bir kadnn tedbirli davranyla mektubu Sean - - 239 -

Courtney'e gstermemi, kzn seven bir babann onu kollarn aarak karlamasna olanak hazrlamt. Mark bu seferlik aile hazrlklarnn dnda kalyordu. Ktphanenin penceresinden, Sean Courtney'in karsn RollsRoyce'a bindiriini seyretti. Damat gibi giyinmiti. Kolal gmlek, dik yaka, canl renkli ipek kravat, lacivert elbise, yakada karanfil, banda bir kana eik apka... gzlerinde beklenti dolu bir prlt vard generalin. Arabann evresinde dolap kendi kapsna doru ilerlerken bastonunu havada neeyle eviriyordu. Rolls uuldayarak uzaklat. Vapurun yanamasna yaklak iki saat vard. Arkadan ikinci bir Rolls daha yola kt, birinciyi saygl bir mesafeden izlemeye balad. Bu araba da Bayan Storm Courtney'in bavullarn tayacakt. Mark yemeini alma odasnda tek bana yedi, sonra da iine devam etti. Ama dikkati durmadan dalyor, hep giden kervann geri dnmesini bekliyordu. Sonunda arabalarn sesini duyar duymaz hemen pencereye kotu. Storm arabadan inip annesiyle el ele n merdivenleri ktnda onu ancak yle bir grebildi. Hemen arkalarndan general geliyordu. Bastonu basamaklarda t t ses karmakta, admlarn onlarnkine yetitirmeye almaktayd. Yznde en bir gl vard. Mark kahkahalarn sesini duydu, heyecanl mrltlar dinledi. Hizmetkrlar giri holnde toplanmlard. Storm'un sesi onlar teker teker selamlarken Zulu dilinde konuuyordu. Daha bile gzellemiti. Mark aslnda bunun olabileceine inanamazd ama olmutu yine de. Sanki kadnln tm nitelikleri dolmutu iine. Tm neesi ve zerafeti, tm scakl ve yumuakl, cildinin dokusu, ipek salar, biimli bacaklar, inanlmaz yz hatlar, mzikli sesi, kristal gibi nlayan kahkahas, gne yan omuzlar zerinde o heykel gibi kafasn tay biimi... inanlmaz eylerdi. Mark yerine oturdu, btn eve bir an nasl onun havasnn egemen olduunu dnd. Ev sanki bu n bekliyormu gibi her yere birdenbire onun ruhu sinivermiti. Mark o gece yemee gelmemek iin izin istedi. Ailenin ilk 240

biraraya geliinde, arada bir yabanc olarak bulunmak istemiyordu. nce kente inip haftalk at talimini yapacak, sonra birka bekr subay arkadayla yemek yiyecekti. Saat drtte evin yan kapsndan kt, kyafetini deitirmek zere kendi kkne doru yrmeye balad. Tam motosikletiyle Emoyeni'nin kapsndan karken aklna geldi. General ondan demiryolu raporunu masasna brakmasn istemiti. Storm'un geliinin heyecan iinde, Mark raporu karp brakmay unutmutu. Motoru hemen evirdi, olanca hzyla tekrar eve yneldi. Mutfan nndeki arka avluda motosikletten indi, ieriye arka kapdan girdi. Ktphanedeki masann banda, elinde rapor, son yapt deiikliklere ve ald notlara bakarken, birden kapnn tokma evrildi. Mark raporu bir kenara brakt, kap alrken oraya dnd. Bu kadar yakndan bakldnda Storm Courtney ok daha gzeldi. Odann iine doru hzla adm att, yalnz olmadn ancak ondan sonra hissedebildi. Duraklad. armt. Kamaya hazrlanan bir ceylann zarifliiyle olduu yerde durdu. Bir eli azna doru gitti. Uzun trnaklarna ak pembe, sedefli bir cila srlmt. Tek parmann ucuyla dudana dokundu. Dudak hafife titredi. Islak, dzgn ve parlakt. ri gzlerinde lacivert korkular uuuyordu. Kk bir kz gibiydi o anda. Yalnz kalm ve korkmu bir kk kz. Mark ona gven vermek istedi. Onu zntlerinden ve kayglarndan kurtarmak iin her eyi yapmaya hazrd. Ama ne kprdayabiliyor, ne de konuabiliyordu. Oysa meraklanmasna hi gerek yoktu. Kzn korkusu ancak bir saniye srd. Kendisini rkten eyin yalnzca gen bir adam olduunu anlayncaya kadar. k niformasyla pek yakkl, uzun boylu, ince bir adam. Gsnde prl prl madalyalarla. Hi hareket etmeksizin, tm duruu birden deiti. Dudandaki parma kibirli bir biimde yanana dokundu, titreyen dudaklar dnceli dnceli birbirinden ayrld. inde korkudan eser kalmam iri gzleri, uzun gzkapaklarnn ardn 241
Bir Sere Dt F : 16

cici hemen hemen grnmez oldu. Mark'a eletirici baklarla bakt, enesini kaldrd, baklarn onun yzne doru ykseltti. Duruu da deimiti. Bir kalas hafif ne doru itildi, gs dikleti. Merhaba, dedi. Peten, bouk sesi Mark'n kalbini yerinden oynatmaya yetti. yi akamlar, Bayan Courtney, diye karlk verirken kendi sesinin sakin ve gvenli kmasna pek at. Kzn belleine k tutan, ite bu ses oldu. Lacivert gzler birden ald, ona bakakald. aknl yava yava kzgnla dnmeye balad. Gzlerinden ateler karken yanaklarna da bir krmzlk yayld. Siz? dedi inanmyormu gibi. Burada? Korkarm yle. Storm'un urad ok yle komikti ki, Mark elinde olmakszn ona srtt. Kendi kukular ve korkular da umu gitmiti. Kendini pek rahat hissediyordu. Ne iin var bu evde? Dikleti, boyu daha da uzad. Genel havas buz gibi bir gururla doldu. Bu etkiyi mahveden tek ey, Mark'n yzne bakabilmek iin ban yukar kaldrma zorunluuydu. Yanaklar hl alev alev yanyordu. Artk babanzn zel yardmcsym. Mark tekrar glmsedi. Umarm ksa zamanda varlma alrsnz. Orasn grrz, diye terslendi Storm. Babamla konuacam. Ya. Ben iim konusunu... daha dorusu isizliim konusunu babanzla daha nce grtnz sanyordum. Ben... Storm birden azn kapad. Yanaklarndaki renk gerdanna da yayld. Olay tm ayrntlaryla hatrlamt. Ne kadar kk dtn, o scak yaz gnnde nasl susuz kalm bir gl goncas gibi boynunu bktn... kendine acd, hkr boazna tkand kald. Hatrlamakta anlam yoktu. Olayn olmu olmas yeterdi. Babasnn ocukluktan beri alt sorgusuz sualsiz destei yerine, o kez general onu fkeyle azarlam, mark bir ocuk muamelesi etmi, haberi olmakszn nfuzunu perde arkasndan kullanp onu rezil etmekle sulamt kzn. Storm korkmutu. Babasnn fkesinden her zaman korkar 242

di. Amo babas ona on yldr el kaldrm deildi. Gerek bir hanmefendi, renge ve inanca aldrmakszn herkese kar ayn nezaketle davranr. Bunu daha nce de ok duymutu. Korkusu tedirginlie dnyordu. Off, aman baba... ben artk ocuk deilim! diye patlamt. Adam bana kstahlk etti. Allah kahretsin! Bana kstahlk' eden kim olursa olsun karln der. General o zaman, ki sz syledin, ikisi de dzeltilmek isteyen szler, demiti. Sen kstah davranrsan, sana da kstah davranrlar. Ayrca sen hl ocuksun. Sonra yerinden kalkm, koca narlar gibi gvdesiyle Storm'un zerine yrmt. stelik hanmefendiler kfr de etmez. Sen de byynce hanmefendi olacaksn. Dve dve yapsam bile. Onu bileinden yakaladnda, Storm bana gelecei anlayp aalamt. On drt yandan beri dayak yememiti. Bir daha yemeyeceine inanmaya balamt. Kamaya altnda, babasnn gcnn dayanlr gibi olmadn anlamt. General onu kolayca yerden kaldrp tek kolunun altna sktrm, deri kanepeye doru tam, Storm ilk korku lklarn orada atmt. General onu kendi kucana yzkoyun yatrp eteklerini svadnda, aplaklar gerisine inmeye baladnda, lklar artk can acs lklarna dnmt. Sesi hkrklara dnene kadar devam etmiti general onu dvmeye. Sonra eteklerini indirmi ve yle demiti: Eer onun nerede olduunu bilsem, seni zr dilemeye yollardm. Storm birden o tehdidi anmsad, iinde bir panik duygusu hissetti. Babas ona imdi bile zr diletebilirdi. Neredeyse arkasn dnp kaacakt ktphaneden. Olduu yerde kalp enesini havalara kaldrabilmek iin tm iradesini kullanmas gerekti. Hakkn var, dedi buz gibi bir sesle. Babamn hizmetkrlarn ie al ve kar beni ilgilendirecek bir konu deil. imdi ltfen bana yol verirsen... Elbette. zr dilerim. Mark hl glmseyerek kenara ekildi, abartmal bir reverans yaparak ona yol verdi. i Storm onun yanndan geerken ban geriye att, eteklerini 243

savurdu, heyecanndan dosdoru yanl rafa yrd. Parlamento grmelerinin raporlarna bakmakta olduunu ancak birka saniye sonra farkedebildi. Ama bu hatasn kabullenip kendini daha fazla kk dremezdi. Ne yapacan dnrken birka raporu eline alp evirdi, tekrar fkeyle yerine kaldrd. Bir yandan konutu, Bundan byle benimle ancak mutlaka gerekiyorsa konuman rica edeceim. u anda da yalnz kalmak istiyorum. Konuurken ban elindeki rapordan kaldrmamt. . Cevap gelmedi. Storm kibirli bir hareketle dnd. Ne dediimi duydun mu? Birden sustu. Yalnzd. Gen adam sessizce km, gitmiti. Kapnn sesini bile duymamt kendisi. Gitmesi iin izin verilmesini beklememiti. Storm fkeden bann dndn hissetti. Bir yn hakaret kelimesi dilinde hazr bekliyordu. Karsnda kimse yoktu. Boalmak iin bir eyler yapmas artt. evresine baknd , krabilecei bir ey arad... birden hatrlad. Buras Sean Courtney'in ktphanesiydi. Buradaki her ey bir hazine deerindeydi. Hrsn baka trl alabilmek iin beynini zorlad. Allah kahretsin! diye barp ayan yere vurdu. Ama bu yetmedi. Birden aklna babasnn en sevdii kfr geldi. Pipiu pi! diye haykrd bu kez. Tpk Sean gibi, az dolusu syledi bu sz. Hemen rahatlad. Bir daha syledi, fkesi geer gibi oldu. Yerine daha deiik bir duygu geldi. Gbeiyle kasklar arasndaki o esrarengiz alanda can skc bir scaklk hissetti. akn admlarla baheye kt. ok iyi bildii ayrlara akam dolmutu. imenlerin zerinde komaya balad. Kendi duygularndan kamak istiyordu sanki. Gln yanna varnca durdu. Hzl hzl soluyordu. Bunun hepsi yorgunluktan deildi. Kprnn parmaklna aband, gnein son klar altnda sudaki kendi hayaline bakt. O rahatsz edici yeni duygu gemiti artk. O duygudan katna piman oldu. Oysa daha nce de aram, zlemiti o duyguyu... bir gn... Monte Carlo'daki o utan verici olayr hatrlyordu. rene Le-

uchars itelemiti onu. Alay ederek, tevik ederek... rene hep erkekler konusundaki tecrbeleriyle vnrd. Belki de srf ona inat olsun diye, Storm yanndaki talyan kontuyla birlikte gazinodan km, adam amlarn altnda bir gezinti nerdiinde de hi itiraz etmemiti. Acele, hrn, acl ve pis bir iti. Dnte kendisi de, kont da hikonumamlard. Negresco Otelinin kapsnda veda etmilerdi yalnzca. Bir daha da onu grmemiti. u anda neden o olay hatrladn bilemiyordu. Any zorlayarak bir yana itti. Yerine hemen niformal gencin parlak hayali geldi. Yznde o serinkanl, alayc glmseme, gzlerinde o insann iine ileyen baklarla, Storm gbeinin altndaki scakl bir daha hissetti. Bu kez ondan kamaya almad. Olduu yerde durdu, suda gittike kararan hayalini seyretmeyi srdrd. Kibirli bir kediye benziyorsun, diye fsldad kendi hayaline. Sonra iin iin gld.

Sean Courtney ata Boer'ler gibi biniyordu. zengileri uzun, atn sarsna doru, geriye oturmu, iki bacan ileriye uzatm, dizginler sol elinde yumuak tutulmu, sa elinde de kams inik, ucu yerde. En sevdii at, beyaz yeleli doru atyd. irkin, nceden kestirilmesi g bir huyu vard hayvann. Onu ancak general anlayabiliyordu. O bile arasra hayvana yerini hatrlatmak zorunda kalrd. Mark'n ata biniiyse ngiliz tarzyd. Generalin deyimine gre, sprge sapna binmi maymun gibi oturuyordu atn zerinde. Byle yz mil gitsen kn yle bir kzar ki, zerinde yemek bile piirebilirsin, diyordu gen adama. Oysa biz General Ler,oux'yu kovalarken iki haftada bin mil yol almak zorunda kalmtk. Her gn birlikte ata biniyorlard. Emoyeni'nin koca odalar bile kasvetli geliyordu onlara bazen. General o zaman kendini kafeste gibi hissetiinden yaknr, hemen atlar hazrlamalar iin emir verirdi. Byk kent maliknelerinin hl yzlerce dnmlk ara 245

zisi vard. O arazinin dnda da ekerkam tarlalar arasnda birbirini kesip duran krmz toprak yollar doluydu.. Dolarken gnn ilerine devam ederlerdi. Zaman zaman i konumasn keser, atlarn yarm mil kadar drtnala kaldrr, sonra dizginlerini eker, konua konua yollarna devam ederlerdi. Mark i cebinde deri kapakl bir not defteri tar, dnte yapaca ileri, yazaca mektuplar oraya not ederdi, ama ounu yine aklnda tutmaktan holanrd. Cape Tawn'a tanmadan bir hafta kadar nce, ayrntlarn saptanmasna ve genel politikalarn plannn izilmesine giritiler. Ulusal Parlamento toplantlar balamadan, yresel konseydeki tm almalarn da bitmi olmas artt. O gn konumaya dalm, her zamankinden ok daha uzaklara gitmilerdi. Sonunda general dizginlerini ektiinde kendilerini bir tepenin doruunda buldular. nlerindeki manzara denize kadar akt. lerde Durban limannn kar tarafnda kapkara, balina srtl dalar grnyordu. Tam altlarndaki yamata topran barna yeni bir yara oyulmutu. Yeil bitki rts zerine bak saplanm gibi grnyordu. Demiryolu buraya kadar gelmekteydi. Onlar tedirgin atlarnn zerinde otururken lokomotif puflaya puflaya geti. nndeki ray ykl vagonu itmekteydi. Demiryolu buradan ileriye doru devam edecekti. kisi de konumadlar. Raylar vagondan grltyle boaltld, karnca gibi iiler a yana koutu, alp traverslerin zerine akmaya baladlar. eki sesleri garip bir tempo oluturuyordu. Gnde bir mil, dedi Sean yumuak sesle. Mark onun yzne baknca, kuzeydeki bir baka demiryolunu dnmekte olduunu anlad. Cecil Rhodes t Kahire'den Cape Town'a kadar bir demiryolu hayal etmiti... ben bir zamanlar bunu byk bir d sanmtm. Ban ar ar sallad. Tanr bilir ya, belki ikimiz de yanldk. Atnn ban geriye doru evirdi, tepeden aa sessizce inmeye koyuldular. evrelerinde kendi nal seslerinden baka ses yoktu. kisi de Dirk Courtney'i dnyorlard. Ama Sean azn ancaya kadar bir on dakika daha geti. 246

Bubezi Nehrini, Chaka Kapsn bilir misin? diye sordu. Evet, dedi Mark. Anlat, diye emretti Sean. Ama sonra devam etti. Ben oraya gideli elli yl var. Zulu kral Cetevvayo'yla savarken impi'lerin geri kalanlarn oraya kovalamtk. Sonra onlar nehir kysnda avladk. Ben daha birka ay nce oradaydm. Size gelmeden hemen nce. Sean eyerinin zerinde dnd. Kara kalar birbirine yaklaverdi. Ne iin vard orada? diye sordu sert bir sesle. Mark bir an her eyi ortaya sermek istedi. Dirk Courtney' den nasl kukulandn, ihtiyarn bana gelenleri, kendisinin nasl mezar bulmaya, Chaka Kapsnn tesinde yer alan esrar zmeye gittiini. Ama iinden bir ses, eer byle yaparsa Sean Courtney'i kendinden bsbtn uzaklatracan fsldad. Onu artk yeterince tanyordu. Olunu eletirebilir, sulayabilir, hatta reddedebilirdi. Ama ailesi dnda birinden ayn sulamalar dinlemeye dayanamazd. Hele de bu sulamalarn somut kantlar yoksa. Mark anlatma hevesini bir yana brakt, alak sesle aklamalarna balad. Bykbbamla ikimiz ben ocukken oraya sk sk giderdik. Tekrar gitmeye ihtiya duydum... sessizlii ve gzellii iin. O huzur duygusu iin. Evet. General hemen anlamt. Av hayvanlar ne durumda oralarda imdi? Az, dedi Mark. ou ldrlm. Ya vurulmu, ya tuzak kurulmu. Hem ok az, hem de ok vahi. Bufalo? Evet, bataklklarda biraz var. Sanyorum geceleri allklarda otluyorlar. Ama ben hi grmedim. 1901'de SelO'US, Cape bufalolarnn neslinin tkendiini yaz mt. Hastalk salgnndan hemen sonra. Ah, Mark, ben senin yandayken on binlik, yirmi binlik srler gezerdi. Limpopo yaknndaki ovalar hep onlarla doluydu. Yeniden derin dncelere dald. Bir yandan anlarn anlatp durdu. Yal bir insann kflenmi anlarn dinlemek belki skc olabilirdi, ama o 247

yle canl anlatyordu ki, Mark hemen kendini kaptrd. nsanolunun alt ay yol alp baka insanla karlamad dnemlerin ykleriydi bunlar. inde bir pimanlk, bir hzn duygusu belirdi. Aradaki kayplarn bazs asla geri getirilemeyecek trdendi. Tam o srada general yine konutu. Hepsi gitti artk. Demiryolu Kuzey Rodezya'nn bakr kuana dayand. Rhodes hatt da Zambezi'yle Limpopo arasndaki alan gtrd. Benim eskiden kamp kurduum, avlandm yerlerde bugn kentler, madenler var. Eski fil alanlarn srp tarla yapyorlar. Ban yine sallad. Hi bitmeyecek sanyorduk. Oysa geriye hemen hibir ey kalmad. Bir sre yine sessiz kald. Torunlarm belki de mrlerinde ne fil grecekler, ne de aslan kkremesi duyacaklar. Bykbabam derdi ki, eer Afrika'da av hayvan kalmazsa, gidip Londra'da yaamak daha iyiymi. Bence de yle. ok garip, ama belki de Dirk, Afrika iin ve insanlk iin ok nemli ve deerli bir ey yapt. O ad sylerken sesi boazna taklr gibi oldu. Sanki azndan karabilmek iin aba harcyormu gibi. Mark sessiz kald. O abaya sayg gsterdi. Benim bu konular daha nce hi dnmediim gibi dnmemi salad. Bu parlamento mevsiminde yapacamz en nemli eylerden biri, Bubezi Nehri arazisinin devlet korumas altna alnmasn kesin olarak salamak olmal. Mark. Koruma etkin biimde uygulanmal. Bundan sonra kimsenin oralara pamuk ya da ekerkam ekememesi, kimsenin oraya baraj kurup su bastrmamas kesinlikle salanmal. O konuurken Mark iinde giderek ykselen bir kader ve adanmlk duygusuyla dinliyordu. Sanki btn mr boyunca bu szleri duymak iin yaamt. General devam etti. Para olarak, insan gc olarak nelere ihtiya olduunu sayd dkt, destek salamak iin nasl kulis yapacan kararlatrd, kabineden kimlere gvenilip kimlere gvenilemeyeceini saptad. Mark her syleneni not etti. Generalin hzl dncelerinin temposuna yetiebilmek iin kalemi rzgr gibi uuyordu defterin zerinde. Derken general dncelerinin orta yerinde birden durdu, 248

Biliyor musun, Mark, dnyada tvbe etmi bir orospu kadar namuslu kadn yoktur derler, dorudur. Bu topraklar soyanlar bizlerdik. Rhodes, Robertson, Bailey, Barnato, Duff Charleywood ve Sean Courtney. Topra grtlandan yakaladk, iindeki altn skp kardk, canmz istedii gibi avlandk, en gze! keresteleri kamp atei olarak yaktk. Buralarda elinde tfei, ayanda pabucu olan herkes krald. Karsna kanla savamaya hazrd. ster Boer olsun, ister ngiliz, ister Zulu. Yeter ki yama hakk elden gitmesin. Ban sallad, ceplerini arayp bir puro buldu. Altndaki koca kheylan onun ruhsal durumunu hissetmi gibi bir garip yryordu. Sean devam etti. lk karmla tantm gnden, bu yana otuz iki yl geti. O gn babasyla ve aabeyiyle avlanmtm. Birlikte bir fil srsne saldrdk, mz toplam olarak tam krk hayvan ldrdk. Dileri skp aldk, leleri ylece braktk. Yz altm tondan fazla et eder. Yaptmz ii ancak bugn net ola^ rak grebiliyorum. Baka olaylar da var. Zulu sava srasnda, Krueger savanda, Bombata isyannda... Hatrlamaktan bile holanmadm olaylar. Belki artk piman olmak iin bile ge kaldm. Belki de gemiten tr pimanlk duymak ihtiyarln bir gerei. nsan genken deiiklikler yapyor, yalannca da yapt o deiikliklerden pimanlk duyuyor. Mark konumad. Bu havay bozacak bir ey sylemekten ekiniyordu. Dinledii eylerin ok nemli olduunu, imdilik o nemi ancak tahminle hissedebildiini biliyordu. Elimizden geleni yapmalyz. Mark. Borcumuz bu. Evet, efendim. Yapacaz, diye ona katld Mark. Sesinin tonundaki bir ey generalin ona akn baklarla bakmasna yol at. Bu konu senin iin gerekten anlam tayor galiba, dedi, sonra kendi szn onaylarcasno ban sallad. Evet, bu belli oluyor. Garip. Senin kadar gen biri! Ben senin yandayken tek dndm abucak para kazanmak ve bir kar bulup... Kendini tuttu ama biraz ge kalmt. ksrd, boazn temizledi. Ama efendim, unutmayn ki, ben size gre ok daha erken yata ykmann ve yoketmenin tm tecrbesini yaadm. 249

Dnyann bildii en byk ykma hareketine katldm. General Fransa'da paylatklar yaantlar anmsaynca yz birden karard. Mark, Ykmann ne kadar kt olduunu bir kere anlayan, korumann deerini de daha iyi biliyor, diye ekledi. Belki de ben ok ge dodum. General yumuak sesle, Hayr, dedi. Bence sen tam zamannda dodun. Devam edecekti, ama o sra kulaklarna br gen kzn mzik gibi l ulat. Generalin ba hemen kalkt, yzndeki ifade aydnland. Storm Courtney drtnala yaklat. Her hareketi nasl zarifse, ata binii de yleydi. ou kadnlar gibi yan deil, tam bir svari gibi biniyordu. Dize kadar izme, bol pantolon giymi, paalarn izmenin iine sokmutu. zerinde el ilemesi bir yelek vard. inden saten bluzunun bol kollar kyordu. Geni kenarl siyah apkas boynundan kurdeleyle asl, ensesinde sallanmaktayd. Her yerde seni aradk, baba, diye bard. T nehre kadar gittik... bu tarafa gelmek de nereden aklnza geldi? Storm'un arkasndaki atta, Mark'n tenis kortundaki o belal gnden hatrlad sarn kz vard. O gelenee daha uygun giyinmiti. Gri binici kostm, ciddi bir ceket. Rzgr ksa kesilmi salarn uurmu, kartrmt. O da generali selamlad ama gzleri durmadan Mark'a doru kayyordu. Mark kzn adn hatrlamaya alt. Sonunda buldu... rene. Avrupa turunda Storm'a arkadalk eden kzn da bu olmas gerektiine karar verdi. irin, gzel, eytan gibi bir eydi. ten pazarlkl ela gzleri vard. yi gnler, Bayan Leuchars. Bravo! Kz kalarn kaldrp ona bakti. Tanyor muyduk? At nedense nde giden baba kzdan geri kald, Mark'n yanndan yrmeye balad. Evet, ksa da olsa tanmtk, dedi Mark. Birden kzn ela gzleri parlad, eldivenli eli azna doru gitti. O sendin... Aznda sevinli bir gl belirdi, Mark'n sesini taklit etti. Siz ltfen der demez! Storm Courtney arkasna bakmyordu. Babasnn szlerini abartmal bir dikkatle dinler gibiydi. Ama Mark onun- ufack 250

pembe kulaklarnn kzardn grd. Sonra Storm ban fkeli bir hareketle arkaya doru att. Bence onu unutsak fena olmayacak, diye mrldand Mark. rene, Unutmak m? diye bard. Asla unutmam. Nefis bir klasik o olay. ne doru eildi, elini Mark'n koluna dayad. O sra Storm artk kendini daha fazla tutamad, rene'e bir ey sylemek bahanesiyle eyerinin zerinde arkaya dnd, onun elini Mark'n kolu zerinde grd. Yzndeki ifade bir an pek tehlikeli gibi oldu. Lacivert gzlerde bir elektrik kvlcm tututu. rene gzlerini ondan hi karmad. Saf saf bakyordu. Hibir ifade yok gibiydi gzlerinde. Yalnzca Mark'n kolunu biraz daha skt. ki kz arasndaki anlama bir anda oluverdi. Bu oyunu daha nce de oynamlklar vard. Ama rene bugne dek Storm' dan hi bu kadar ani ve kt bir tepki grmemi olduunu igdyle anlad. Birbirlerini ok iyi tanyorlard. Storm'u iyi yakalamt rene. Bunun farkndayd. Ezip suyunu karacakt. Atn mahmuzlad, dizi Mark'n dizine dedi. Bakn Storm' unkinden ayrd, kararl bir hareketle yanndaki gen adama bakt. Bu kadar uzun boylu olduunu farketmemitim, diye mrldand. Boyun ka? Bir doksan. Mark kendisine tatsz dakikalar vaat eden birtakm planlarn kurulmakta olduunu belli belirsiz hissediyordu. Bence uzun boy insana bir kiilik arl veriyor. Storm bu arada babasyla neeli neeli glyordu. Bir yandan arkadaki konumalar da karmamaya uramaktayd. fke tm benliini sarmt. Elindeki krbac parmaklar acyncaya kadar skt. Bu hale gelmesine neyin yol atn pek aniayamyordu ama o krbac rene'in budala suratnda aklatmak iin ii gidiyordu. Herhalde Mark Anders iin birtakm duygular besliyor olamazd. O ne de olsa Emoyeni'nin cretli kadrosundan biriydi. sterse rene uruna kendini gln etsin, Storm ban evirip bakmazd bile. Tek kzd ey... hayatta baz yaplmayacak davranlar vard. nsan kendi durumunun gururunu korumalyd. 251

Babasn, ailesini dnmeliydi. Evet, ondan, diye karar verdi. Courtney'Ierin evinde konuk olarak bulunan rene Leuchars'n byle bir harekete kalkmas ayp eydi. Bir hakaretti. Mark Anders'i kandrp kendi ihtirasl yoluna... dnceleri yarda kald. Gznn nnde rene'in o solgun vcudu plak, uzanm durumda belirdi. Mark da... benliini yeni bir fke sard, eyerinde kprdand, krbacn elinden drd ve hemen arkasn dnd. Ah, Mark, krbacm drdm. Ne olur, cici ocuk ol da ver unu bana. Mark aalad. Onu artan yalnz bu tatl szler deil, Storm'un yznde beliren scack glmsemeyle sesindeki yumuaklkt aslnda. Acelesinden neredeyse eyerinden dyordu. Elinde krbala Storm'un atna yaklatnda kz ona bir daha glmsedi, bir de soru sordu. Mark, bavullarma etiket takmama yardm eder misin? Birka gne kadar hepimiz Cape Tbwn'a doru yola kyoruz artk. rene atn Mark'n br yanna doru srerken, Ben hevesle bekliyorum, dedi. Storm ona da tatl tatl glmsedi. Ben Cape Tavvn'a baylrm. rene, Harika olacak, diye neeyle gld. Storm onu kendileriyle birlikte gelmek zere davet ettiine piman oldu. Daha Storm onu tersleyecek bir sz bulamadan, rene, Mark'a dnd. Haydi, yr, dedi, atnn ban evirdi. Storm, Nereye gidiyorsunuz? diye sordu. Mark beni nehre gtrp David King'in ngilizleri kurtarmak zere getii yerdeki ant gsterecek. Ah, rene, hayatm! Storm birden earbnn ucunu gznn pnarna bastrd. Gzme bir ey kat galiba. Bir bakar msn? Yo, sen bizi bekleme, Mark. Generalle git. Herhalde hl sana ihtiyac vardr. Kusursuz yzn rene baksn diye evirdi. Mark'n ii rahatlamt. Atn mahmuzlayp, generale yetimek zere koturdu. rene ise Storm'a en tatl sesiyle, Gznde hibir ey yok, hayatm, dedi. Yalnz bir zerre kskanlk gryorum. 252

Storm, Seni llk, diye tslad. Hayatm, ne demek istediini anlayamyorum.

Duncttar Castle gemisi motorlarnn sarsntsndan titreye titreye gneye doru ilerliyordu. Yldzl bir geceydi. General durup gney gklerine bakt. Nice yldzn arasnda hac gibi parlayan Gney Yldzna dikti gzlerini; Gk dediin byle olur, diye sylendi. Ben o kuzey gklerine hibir zaman alamadm. Sanki evren paralanm, doann planlar anariye srklenmi gibi bir ey. Gverte parmaklna yaslandlar, ayn sulardan kp ykseliini seyrettiler. General altn saatini yelek cebinden ekt i , homurdand. Gece yarsn yirmi bir dakika gemi. Ay bu gece zamann armad. Mark bu kk espriye glmsedi. Generalin her gn gnein ve ayn dou bat saatlerini renmek iin almanana dikkatle baktn bilirdi. Adamn enerjisi mthi bir eydi dorusu. Daha birka dakika ncesine kadar almlard. Mark kamaray dolduran puro dumanlarndan sersem gibiydi. Sean Courtney, Bugn galiba fazlaya kardm, evlat, dedi. Sanki onun dncelerini okumutu. Ama Masa Dana varmadan ileri toparlamak istedim. Saol, Mark. Sen artk inip dans edenlere katlsana! Mark gverteden, alt katta dnen iftlere bakt. Geminin orkastras bir Strauss valsi tutturmutu. Kadnlarn etekleri uuyor, ieklerin ta yapraklar gibi alyor, gime sesleri mzie katlp havay dolduruyordu. Mark kalabaln arasnda Storm Courtney'i abucak grd. Kendine zg zerafeti, insann onu hemen grebilmesini salyordu. Vals yaparken klar siyah salarnda prl prl yansmaktayd. plak omuzlar altn rengine dnmt. Mark bir sigara yakt, parmakla abanarak onu seyretti. Sessizliklerde, ssz yerlerde asla iinde yalnzlk duymamas garipti. Oysa burada, bu mziin, bu neeli seslerin arasnda, kendini korkun biimde yalnz hissediyordu. Generalin ona aaya inip dansa katlmasn nermesi, 253

farknda olmakszn yaplm zalim bir hareketti. Birbirlerini ocukluklarndan beri tanyan bu zengin genler arasnda asla yer bulamazd kendine. Birbirlerine tutunan, bir cephe oluturan, yabancy aralarna asla sokmayan insanlard bunlar. Hele de gerekli niteliklere ve sosyal snfa uymayanlar. Aaya inip Storm Courtney'i dansa kaldrrken gznn nne getirdi kendini. Babasnn sekreteri tarafndan dansa' davet edilmek onu ne kadar kk drrd kimbilir! Arkadalar birbirlerini drter, fsldarlard. Sonra kmseyici sorular... Gerekten mektuplar m daktilo ediyorsun, arkada? Dnrken bile yanaklarnn fkeden kzardn hissetti. Parmakln orada yarm saat kadar daha oyaland. Storm'a baktka mutlu oluyor, onu dansa kaldran her kavalyesinden nefret ediyordu. Sonunda kamarasna indii zaman da uyuyamadl. Marion Littlejohn'a bir mektup yazd. Kendini ona kar lk duygularla dolu buldu yazarken. Aylardr kendini byle hissetmememiti. Marion'un itenlii, sevgisinin gereklii ok deerli eylerdi. Mektubunda, yola kmalarndan az nce Marion'un Durban' ziyaretine de deindi. General ok anlayl davranm, ikisi iki gn boyunca uzun saatleri birlikte geirebilmilerdi. Mark'n evinde fiziksel beraberlii ikinci kez denediklerinde, durum birincisinden bile daha baarsz olmutu. Ama Mark'n nian bozmasna frsat olmamt. Zaten olsa da Mark'n ii gtrmezdi byle bir eyi. Sonunda kz Ladyburg trenine bindiinde rahatladn hissediyordu. Ama u anda birbirlerinden uzak olular ve Mark'n yalnzlk ekiyor olmas, ona olan duygularn yeniden canlandryordu. Gerek bir sevgi ve itenlikle yazd mektubunu. Zarf kapatp mhrledi. Ama hl uykusu yoktu. Geminin ktphanesinde bir roman bulmu, ikinci kez okuyordu. Bir adamla bir kpein servenleriydi. Afrika'nn krsal alanlarn, yaban hayvanlarn byk bir sevgiyle anlatyordu. O srada kamarasnn kapsna hafife vurulduunu duydu. Ah, Mark, ne olur izin ver de birka dakika burada saklanaym. rene Leuchars onu itip odaya dald. Mark'n itiraz etmesine frsat bile tanmad. Sonra emretti. Gabuk, kapy kilitle. Sesinin tonu Mark'n hemen denileni yapmasna neden 254

oldu. Ama kapy kilitleyip arkasn dndnde ii kukularla doldu. rene iki imiti. Yanaklarndaki bu krmzln hepsi allk olamazd. Gzleri prl prl parlyor, kahkaha att zaman sesi gereinden yksek nlyordu. Ne oldu? diye sordu Mark. Ah, hayatm, ok kayglandm. Bu Charlie Eastman beni iyice rahatsz ediyor. Kamarama dnmeye korkuyorum inan ki. Mark, Ben onunla konuaym, diye neride bulundu ama rene onu hemen durdurdu. Yoo, sahne yaratma. Charlie iin demez. Tyl etoln omzuna doru ekip ayarlad. Ben biraz burada oturaym, yeter... izin verirsen. Elbisesi tl gibi ince bir kumatan ve kat katt. O kprdadka evresinde bulut gibi uuuyordu. Omuzlar plak, yakas gslerini dar frlatacak kadar akt. Gsleri ok yuvarlak, dzgn, beyaz ve aralarndaki ayrk ok derindi. zin veriyor musun? diye sorarken, Mark'n nereye bakmakta olduunun farkndayd. Mark hemen bakn onun gzlerine evirdi. rene cevab beklerken bir sabrszlk hareketi yapt . Ruju kpkrmz ve parlakt. Dudaklarna olgun meyva gibi bir hava veriyordu. Mark bu kamaradan kmas gerektiinin farkndayd. Tehlikede olduunu biliyordu. Ne kadar kolay mahvolabileceini de biliyordu. rene'in ailesinin ne kadar nfuzlu olduunu da, kzn ne kadar hafif ve aalk olabileceini de. Ama yalnzlk ekiyordu. Ac duyacak kadar yalnzd. Elbette kalabilirsin, dedi. rene gzlerini indirdi, pembe dilini dudaklar zerinde dolatrd. Bir ikin var m, hayatm? Yok, zgnm. zgnm deme. Asla deme. Kz ona doru dndnde soluundaki alkol kokusunu ald. Kt gelmiyordu. Parfmyle birlemi, baharat gibi bir karm olmutu. Bak! dedi rene. Gm gece antasn kaldrm gsteriyordu. Her eyi olan hazrlkl bir kz. antadan zeri m 255

cevher kakmal, kk bir ie kard. nsann ihtiya duyaca her ey, diye tekrarlad, dudaklarn tahrik edici biimde aralad. Gel de sana tattraym. Sesi bouk bir fsltya dnmt. Sonra gld, Mavi Tuna'y hafife mrldanarak vals yapar gibi dnd, etekleri oyluklarna kadar ald. peklerin sarld bacaklar yumuak kta parldad. rene kendini Mark'n yatana att, etekler balon gibi havaland, sonra ok yukarya dt. Mark siyah jartiyerin ilemeli lastiklerini grebiliyordu. Gel, Markie... gel de bir yudum iki i. Yatakta kendi yannda kalan yere pat pat vurdu, sonra kprdanp kalasn yana kaydrd, ona yer at. Etekler bu hareketle daha da yukar svand, klotunun bacaklar arasnda kalan ksm gzkt. Kuma yle inceydi ki, iinden altn rengi tyler belli oluyordu. Mark iinde bir eyin atlayp yarldn duydu. Bir saniye boyunca olabilecekleri dnd, kendini ahlkl ve gvenli yola geri dndrmeye savat ama aslnda olacaklar biliyordu. O karar daha kza kalabilirsin dedii anda verilmiti. Gel, Mark. ieyi elinde yem gibi tutuyordu. ieden yansyan klar Mark'n gzn ald. O anda deminki atlak yarld, tm kar durma abalan bir yana sprld, patlayan barajdan boalan sular gibi bir ihtiras sard gen adam. rene bunu anlad, gzlerinde zafer klar oynat, yatakta onu kk bir hayvan lyla karlad, ince, solgun kollar artc bir gle Mark'n boynuna doland. Ufak tefek, evik ve istekli, stelik de Helena MacDonald kadar becerikliydi, ama ikisi arasnda ok fark vard. Genlii rene'e bir tazelik ve tatllk veriyordu. Teninde przsz bir parlaklk vard. Renginin beyazl onu daha da etkili yapyordu. Bir asksn omzundan kaydrp kard, parlak gslerinden biri elbisenin zerine frlad. Onu Mark'a sunarken kzn boazndan bir kedinin mrlamas gibi sesler kt. Mark'n soluu boazna tkand. Gs porselen gibi bembeyazd. Bu incecik vcuda gre fazla iriydi ama sert ve dikti. Dokununca geri tepiyordu. Memeba ufack, oraya oturtulmu bir mcev 256

her gibiydi. -Ak pembe. Helena'nn siyah, evresi tylerle ssl, frlak memebalarn hatrlad. Dur, Mark. Dur, diye gld kz soluk solua. Ayaa kalkp tyl etoln elbisesinin zerinden kaydrd, yere drd, i amarlarn. ayak bileklerine kadar itti, bir tekmeyle frlatp kendinden uzaklatrd. Ellerini yavaa bann zerine kaldrd, dans eder gibi dnd. Evet mi? diye sordu. Evet, diye soludu Mark. Hem de nasl evet. Vcudu tysz ve dzgnd. Bir tek, gbeinin altndaki o ;ak kzl, gr tyler vard. Memeleri dimdik, kstah biimliydi. iirene tekrar ona yaklat, zerine diz kt. te, diye fsldad. Aferin sana.,.. Bir yandan elleri pek meguld. Tokalar, dmeler alyor, yoklamalar, aramalar .balyordu. Sonunda onun da soluu boazna tkand. Ah, Mark... harika ocuk! Hem de kendi bana! Yoo, diye gld Mark. Biraz yardm aldm. ok daha fazlasn da alacaksn, diye vaatte bulundu rene. Yumuak altn buklelerle evrili ban onun zerine doru edi. Tanrm! diye inledi Mark. Az scackt nk. Scack ve derin.

rene Leuchars tek pabucunu elinde tayor, ty etol ardndan yerde srkleniyordu. Bukleli sar salar kabark, gz altlarnda boyalar dalm, aznn biimi, bulaan rujlardan kesinliini kaybetmiti. Dudaklar i iti. Tanrm, diye fsldad. Bam hl dnyor. Kkr kkr gld, geminin saHantlaryla saa sola yalpalayarak ilerledi. Sonra omzundan kaym olan asky ekip yerine yerletirdi. Uzun koridorda, rene'm arkasnda bir yerden tabak ve fincan sesleri duyuldu. rene ararak arkasna bakt. Beyaz ceketli kamarotlardan biri, bir servis arabasn ona doru iterek yaklayordu. Kahvalt servisi balam, kendisi saatin hi farkna varmamt. rene kamarotun sinsi ve bilmi glmsemesine .aldrmadan ilerledi, Storm Courtney'in kapsna vard.
257
Bir Sere Dt F: 17

Elindeki pabucun topuuyla kapya vurdu. Kap ancak yarm dakika boyunca vurduktan sonra ald, Storm aralktan ona bakt. Sabahln omzuna atmt. Koyu renk, iri gzleri uykulu uykulu bakyordu. rene, deli misin? diye sordu. Sabahn kr! Sonra rene'in kln farketti, soluundaki kokuyu ald. Neredeydinsen? diye sordu. rene kapnn kanadn itti, eikte taklp tkezledi. Sarhosun! diye sulad onu Storm. Arkada girdikten, sonra kapy kapad. Deilim! rene ban iki yana sallyordu. ki deil...

zevk.
Neredeydin? diye sordu Storm tekrar. Saatler nce yattn sanyordum. Aya utum, dedi rene dramatik bir sesle. Yldzlar arasnda yalnayak koturdum. Kartal kanatlarna binip dalarn, doruklarn dolatm. Storm gld. Artk iyice uyanmt. Giyimsizken bile, rene" in asla olamayaca kadar gzeldi. yle zarif, yle tatlyd k i . rene ondan bir kere daha nefret etti. O nn tadn karmaya alt, sz uzatp zevklendi. Storm da durumu kavramt. Neredeydin, lgn melek? Anlat her eyi! Cennetin kapsndan girdim, varolan ktann yasak topraklarnda dolatm... rene'in glmseme ifadesi keskinleti, intikamc, mikrop saan bir havaya dnt. Ksacas, hayatm. Mark Anders zerimde lastik bir top gibi zplad durdu! Storm'un yznde o anda beliren ifade ona mrnde tatmad kadar byk zevk verdi.

Ocak aynn nc gn Madenciler Odas, sendikanzla yapt statkoyu koruma anlamasn bilerek yrtm bulunuyor. Anlamay yrtp bin para etmi, iilerin suratna atm bulunuyor. Fergus MacDonald kontrol altnda tutmay baard buz gibi bir fkeyle konuuyor, sesi koca salonun her kesinde nlyor, arka sralarda, ellerinde kesekd iinde iki 258

ieleriyle gelmi olanlar bile yerine mhlam bulunuyordu. Olanca dikkatleriyle dinliyorlard onlar da. (riyan Harry Fisher platformun zerinde, onun yannda oturuyordu. Ban yavaa evirip konumacsn tartt, lt. Surat askt. Normal zamanda dikkati ekmeyen bir tipti. Gbei irkin biimde sarkmaya balamt. Ucuza ald, stne uymayan elbiseleri buru buru, gmleinin yakas tirfillenmi, kravat ya lekeliydi. Salar seyrelmeye balam, tepesini bsbtn dazlak brakmt. Suratnda madenlerin yllardan beri yerlemi kiri ve solgunluu vard. Ama kzl bayran altnda sz sylemeye kalkt anda cssesi irileiyor, inanlmaz bir fiziksel etki alan oluyordu. Kardeler! Sesini tekrar ykseltti. Noel tatilinden sonra madenler tekrar aldnda iki bin yemiz kendini isiz buldu, .sokaa atld, eskimi, ie yaramaz izmeler gibi... Salon homurdand, inledi. Bu ses scak bir yaz gn ar ikovanndan ykselen uyar sesine benziyordu. Binlerce vcudun sk sk, yan yana hareketsiz oturmas, her hareketten daha tehlikeliydi. Kardeler! Fergus ellerini ipnotize edici bir hareketle yukarya kaldrd. Kardeler! Bu ayn sonundan balayarak, bundan sonraki her ay dzenli olarak devam edecek yeni bir uygulamayla alt yz kardeimiz... Duraklad, kelimeyi tkrr gibi syledi. Siperden atlacak. Bu onlara tokat gibi etki yapt. Sessizlik bir sre uzad, sonunda arkalarda, Hayr, kardeler. Hayr! diye bir ses ykseldi. O zaman hepsi kkrediler. Frtnal bir gnde kynn kayalarna arpan dalgalar gibi bir grlt koptu. Fergus kkremelerine izin verdi. Baparmaklarn buruuk yeleinin kol oyuklarna takp onlar seyret i. Etkisinin byklyle kendinden geiyordu. Onlarn tepkisinin gcn lt. Tam tepki yavalayaca srada iki elini havaya kaldrd, salon bir anda yeniden sessizleti. Kardeler! Siyah adamn gndeliinin iki ilin iki peni olduunu biliyor musunuz? Bu sz sindirmeleri iin onlara biraz sre tand, ama fazla uzatmadan devam etti, mantkl bir 259

soru sordu. ten karlan iki bin kardeimizin yerini kimler alacak? Bu ayn, br ayn, daha br ayn sonunda onlara katlacak olan alt yz kiinin iine kimler geecek? Sizin iinize kim girecek? Parmayla tek tek insanlar gsteriyordu. Sulayan savc parma gibi. Ya sizin? Ya sizin? ocuklarnzn azndan yiyeceklerini kim alacak? Tiyatro sahnesindeymi gibi poz alp cevap bekledi, ban hafif yana edi, onlara glmsedi. Kardeler! Kim alacak, syleyeyim size. ki ilin iki peniye it gibi altrlacak olan karaderililer. Hepsi birden ayaa frladlar. Sada solda birka sra devrildi, sesler fkeli aslan kkremelerine dnt, yumruklar skld, havaya savruldu. Hayr, kardeler. Hayr! izmeli ayaklar yerlere tempolu 1 olarak vuruyor, yumruklar havaya savruluyor, kkremeler sryordu. Fergus MacDonald birden oturdu. Harry Fisher onu iin iin kutlad, kendisi ayaa kalkarken ay gibi penesiyle onun omzunu skt. Yneticiniz, sendikamzn tm yelerinin genel bir greve gitmesini neriyor. imdi bunu sizlerin oyunuza sunuyorum. Evet diyenler ltfen... Sesi bin sesin arasnda bouldu. Dar, kardeler! kyoruz! Dar! Dar! Fergus oturduu yerde eildi, panel masasnn ucuna doa* bakt. Helena'nn esmer ba tutanak defterinin zerine eilmiti. Bak sezdi, ban kaldrd. Yzndeki ifade lgn bir zevkle parldyordu. Baklarnda Fergus'un yalnzca byle anlarda grebildii bir hayranlk vard. Harry Fisher ona bir keresinde, Kadnlar iin en gl, afrodizyak kudrettir, demiti. Vcudu ne kadar gsterisiz, yz ne kadar irkin olursa olsun, kudret erkei dayanlmaz klar. Bin gsten ykselen seslerin, yere vuran ayaklarn, kkremelerin arasnda Fergus tekrar ayaa kalkt. Maden sahibi patronlar bize meydan okudu. Yneticinize; hakaret etti. Genel greve gidemeyeceimizi, gsz ve zayf olduumuzu sylediler! Gstereceiz onlara, kardeler! Kalaba 260

ln brmeleri yine ykseldi, herkes yine ayaa frlad. Fergus onlar bir dakika sonra tekrar susturdu. nce kallelerini zerine yryeceiz. Grev krclar kacaktr. Sesler yatnca devam etti. Kurnaz Jannie Smuts grevi kuvvetle bastracandan sz etti. Elinin altnda bir ordu var..Ama bizim de olacak. Patronlar nedense Fransa'da, Dou Afrika'da, Tabora'da, Delville VVood'daki savalarda dvenlerin bizler olduumuzu unutuyorlar. Bu szler onlar ciddiletirdi. Yeniden dinlemeye baladlar. O zaman onlar iin arptk, ama bu kez kendimiz iin dveceiz. Her biriniz blge komutanna bal olacaksnz... sava komandolar olarak rgtleneceksiniz. Herkes iini bilecek. Herkes nelerin tehlikede olduunu bilecek. Onlar yeneceiz, kardeler! Eli kanl patronlar da, agzl kuklalarn da. Onlarla savaacak ve onlar yeneceiz!

Asker komandolar gibi rgtleniyorlar, dedi Babakan alak sesle. Kck elleriyle gevrek ekmei koparyordu. 1914'de George Mason'un da ii komandolar istediini biliyoruz tabii. Onu snr d ediimin asl nedeni oydu. le yemei davetindeki dier konuklar sessizdi. Mason'un snr d edilmesi olay Jannie Smuts'a pek de saygnlk kazandrm bir olay deildi. Ama bu kez karmzdakiler daha farkl. Sendikalarn gen yelerinin hemen tm savalara gitmi, tecrbeli askerler. Geen cumartesi ilerinden be yz kii Fordsburg Sendika Binas nnde geit treni yapt. Dnp ev sahibesine o dayanlmaz, eytanca glyle glmsedi. Sevgili Ruth, nezaketsizliimi bala. Bu konumalar enfes yemeklerine yneltmemiz gereken dikkati datyor. , Sofra yemyeil imenlerin zerine, mee aalarnn gigesine kurulmutu. Evin kendisi Georgian tarznda bir ngiliz eviydi. Emoyeni'deki ssl psl atoya hi benzemiyordu. Gerek ngiliz etkisini tek bozan, grntye fon oluturan o kule gibi sivri, gri kayalard. Masa Dann dik yarlar, zerlerindeki am aalarnn grnmyle biraz yumuuyordu. Ruth da ona glmsedi. Bu evde cannz ne istiyorsa onu yapabilirsiniz, general.

Teekkr ederim, canm. Glmseme dudaklarnda bir an daha oynat, sonra mavi gzlerinin baklar kllar kadar keskinleti, tekrar dinleyicilerine dnd. atma aryorlar, baylar. Bu kararllmzn ve gcmzn bir snamas olacak. Ruth masann br ucundaki Mark'la gz gze geldi. Mark o srada bardaklara yeilimsi beyaz araptan doldurmak zere ayaa kalkyordu. Masa boyunca ilerleyip her konuun, her bakann, her meclis yesinin yannda dururken, bir yandan da konuulanlar dikkatle dinlemekteydi. Sean Courtney atld. Umarz durumu abartyor olasnz, sayn Babakan. Ellerinde yalnzca sprge sopalar var. Tat olarak da bisiklet. Bunlarla girecekler savaa... Onlar glerken 'Mark, Sean'n sandalyesinin tam arkasnda durdu. Elindeki ieyi unutmutu. Fordsburg Sendika Binasnn mahzenini dnyordu o anda. Raflarda sralanm modern tfekleri, kendisi iin ayrlm P. 14', o lm saan Vickers makinelisini. imdiki zamana dndnde konumann konusu sapmt. Sean Courtney konuklarna sendikalarn militan hareketlere kalkmalarnn pek zayf bir olaslk olduuna dair gvence veriyordu. Hem zaten ordu da harekete hazr, emir bekliyordu. Mark'n alma odas, generalinkinin hemen yannda, ara kapdan oraya geilebilecek bir odayd. Mark'n masasna, dosya raflarna yetecek kadar yer ancak vard bu odada. General bir duvara byk bir pencere atrm, ieriye hava ve k girmesini salamt. Mark u anda ayaklarn masaya kaldrm, bileklerini birbiri zerinde aprazlam, dnceli gzlerle o pencereden darya bakyordu. imenlerin ve meelerin tesinde Rhodes Caddesi gzkmekteydi. Arazi ve elmos toplayp kendine bir imparatorluk kuran o astml yal servencinin ansna bu ad verilmiti caddeye. Sonunda ilk Cape parlamentosunda babakan da olmutu. Cierlerinin zayfl ve azap veren vicdan onu bouncaya kadar. Courtney'lerin Cape'deki evinin adysa, Lord Charles'in ansna Somerset Lodge olarak bilinirdi. O da on dokuzuncu yzyl valilerindendi. Rhodes Caddesinin kar srasndaki evler de smrge dneminin izlerini tamaktayd. Neuvlands Kk, Hiddingh Kk... geni arazi zerinde grkemli yaplar.
262

Mark yeni penceresinden onlara bakarken, aklndan Fordsburg'daki madencilerin kulbemsi konutlarn geiriyordu. Aylardan beri Fergus'la Helena'y dnmemiti. le yemeindeki konumalar ise, onlar zorla hatrlamasna neden olmutu. Mark kendini elikili sadakat duygular arasnda ikiye ayrlr gibi hissetmekteydi. Her iki dnyada da yaamt. Her birinin dierine nasl kar olduunu biliyordu. Duygularn ie katmadan dnmeye almaktayd. Ama her seferinde bir tek hayal Deliriyordu gzlerinin nnde. O silahlarn zalim grnts... o karanlk mahzende, burnuna gelen ya kokusu. Bir sigara daha yakt, karar geciktirmeye alt. Masif kapdan generalin odasndaki ksk sesler belli belirsiz duyuluyordu. Babakann sesi daha tiz, ku sesi gibi, Sean'n cevaplar daha bouk, hrlt gibiydi. Yemek bitip dier konuklar gittikten sonra biraz daha kalmt Babakan. Bunu sk sk yapard. Mark iinden, keke hemen gitse, diyor, bylelikle kararn erteleyebileceim umuyordu. Ona gvenmi bir yolda vard. lmcl tehlikeleri paylam olduu bir insand o. Sonradan evini ona am, ona karde gibi davranm, karsn emanet etmiti. Ve Mark ihanet etmiti o gvene... Helena'yla geirdii o hrszlama gnleri ve geceleri dnrken koltuunda kprdand. imdi Fergus MacDonald'n gveninin geri kalanna da ihanet etmesi gerekiyordu. Dizili silahlar bir daha gznn nnden geti, sonra bulanklat, silindi, yerine yeni, daha canl, daha dehet verici bir hayal yerleti. Mermer bir melein yz, Dmdz ve bembeyaz. Gz yuvalarnda ak mavi gzler. Yz evreleyen altn bukleler... elik miferin altnda... Mark ayaklarn masadan grltyle indirdi. Alman niancnn hayalini belleinden uzaklatrmaya alarak ayaa kalkt . Ellerinin titremekte olduunu grd, sigarasn tablaya bastrp sndrd ve kapya dnd. Vurduu zaman fazla hzl ve s 263

rarl vurdu o kapya. erden cevap veren ses de sert, rahatsz olmu gibiydi. Girin. Mark girdi. Ne istiyorsun, Mark, biliyorsun ki... Sean Courtney gen adamn yzndeki ifadeyi grr grmez sesinin tonu hemen kaygya dnt. Ne oldu, evladm? Size bir ey sylemem gerekiyor, dedi Mark. Komnist Parti yneticilerinden biriyle olan yaknln anlatmaya baladnda dikkatle dinlediler. Mark sustu, son ihanet iin kendini glendirmeye alt. O insanlar benim dostlarmd, efendim. Bana yolda muamelesi ettiler. Bunlar size neden anlattm anlayn, ltfen. Devam, et, Mark, diyerek ban sallad Sean Courtney. Babakan, koltuunda arkaya yaslanmt. Hareketsiz, sessiz, grnmez adam gibiydi. Gen adamn vicdanndaki mcadeleyi ok iyi anlyordu. Urunda mcadele ettikleri eylerin iyi ve hakl olduuna ben de inandm... hayatta herkese eit frsat ve eit pay. Ama bunlar elde edebilmek iin setikleri yntemleri bir trl kabul edemedim. Ne demek istiyorsun, Mark? Bir sava planlyorlar... snf sava, efendim. Buna kantn var m? Sean'n sesi ykselmedi. Soruyu byk bir dikkatle sordu. Evet, var. Mark devam etmeden nce iine derin bir soluk ekti. O gn iin hazrladklar tfekleri ve makinelileri grdm. Babakan koltuunda kprdand, sonra tekrar hareketsizleti. Ama bu kez ne doru eilmiti. Devam et, diye ban sallad Sean. Mark onlara ayrntlar anlatmaya koyuldu. Verileri birer birer ortaya serdi, gzyle grdklerini aklarken saylarn salkl biimde tahmin etti, her silahn tipini belirtti ve szlerinin sonuna geldi. MacDonald bana orann yalnzca bir tek depo olduunu, onun gibi daha pek oklarnn Witwatersrand'da bulunduunu syledi. Birka saniye boyunca kimse konumad, sonunda Baba-

kan ayaa kalkt, Sean'n masasndaki telefona doru yrd. Aleti kurmak iin kolu evirdi. Kurma sesi ortaln sessizliinde m n tt. Ben Babakan General Smuts. Komisyon Bakan Truter' le ve Johannesburg'daki Gney Afrika Polis Mdryle derha! ve acil temas istiyorum. Sonra gzlerinden ateler saarak dinledi. Bana haberleme sorumlusunu bulun. Azl eliyle kapatp Sean'a dnd. Hat kesik. Karroo'daki sel basknlarndan. Ne kadar srecei belli deil. Dikkati tekrar telefona dnd, birka saniye boyunca alak sesle konutu, sonra telefonu kapatt. Telefonu mmkn olduu kadar abuk balayacaklar. Pencere yanndaki koltua doru yrd. Bir yandan Ivlark'a, Doru olan yaptn, gen adam, dedi. Umarm. Mark'n sesi pek hafif kmt. Kukular gzle grlyordu Gzlerinde glgeler oynayor, sesi pek acnas kyordu. Seninle gurur duyuyorum, Mark, diye ona katld Sean Courtney de. Bir kere daha grevini yaptn. Artk bana izin verir misiniz, beyler? diye sordu Mark. Sonra cevap beklemeden kendi odasna alan kapya doru yrd. ki adam aradaki tek kap kapandktan sonra uzun sre oraya bakarak oturdular. lk konuan Babakan oldu. Dikkate deer bir gen, diye yksek sesle dnd. Hem merhamet, hem grev duygusu. Sean, Onu ok yksek dzeylere karacak nitelikleri var, diyerek ban sallad. Gnn birinde byle olduu iin kredebiliriz. Bunu daha onunla ilk grmemizde yle kuvvetle hissettim ki, bin zorlukla arayp buldum onu. Ona ihtiyacmz var. Onur -.gibi bakalarna da. Yllarca, -Sean. Jannie Smuts bundan sonra dikkatini dier konulara evirdi. Truter hemen arama izni hazrlayacak. Tanrnn yardmyla ylan daha sokamadan ezeceiz. Bu MacDonald denen adam biliyoruz. Fisher'i de tabii yllardan beri gzlyordu k.

265

Mark saatlerce yrm, kendini o kutu gibi odasnn basksndan kurtarmaya almt. Onu gden, yicdant ve korkularyd. Aalarn altna sapyor, dar patikalar izliyor, dere zerindeki kprden geiyor, eitli ihanet dnceleriyle kendine: eziyet edip duruyordu. Pretoria'da hainleri asarlar, diye dnd birden. Gznn; rtne Fergus MacDonald geldi. Daraaenn dibinde durmu,, cellat kollarn balyor. Feci ekilde rperdi, yrmeyi kesti,., elleri ceplerinin dibine doru kayd, omuzlar sarkt. Ban kaldrdnda kendini postanenin nnde buldu. Daha sonra dndnde kendisine bu yolu kaderin byle izmi olduunu anlayacakt, ama o anda bu ona tanrsal, bir iaret gibi gzkf. Bir an bile duraklamad. Hemen postaneye girdi, bo telgraf formlarndan birine uzand. Kalemin ucu bozuktu. Mrekkebi aktp yaylyordu. Parmaklar boya iinde. Kalmt. MACDONALD LOVERS SOKAI 55 FORDSBURG. MAHZENDE NE OLDUUNU BLYORLAR. ONU YOK ET. mzalamad. Postane memuru ona; telin acele ekilmesi iin yedi peni derse, hatlar onarld anda hemen yerine ulaaca konusunda gvence verdi. Mark tekrar sokaa kt. i bulanyordu. Hasta gibiydi. Vicdan azab mahvediyordu onu. Her iki hareketinin de doru olduundan emin deildi. Fergus MacDonald'n o silahlar kullanlmayan bir maden ukuruna atp unutmas, lkenin kana bulanmaktan kurtulmas olaslnn ne kadar az olduunu dnd.

Fergus MacDonald bisikletini sundurmaya sokup paasndaki mandallar karrken ortalk hemen hemen kararmt. Mutfak kapcna doru ilerledi. Halanan lahanann kokusu kk mutfa gz yaartan 266

buhar ve kokularla doldurmutu. Helena mutfak masas banda oturuyordu. O girerken ban bile kaldrmad. Dudaklarndan bir sigara sarkyordu. Ucundaki kl iki santim uzamt. zerinde hl kahvalt ederlerken giydii o kt sabahlk vard. Belli ki o zamandan beri ne banyo yapm, ne de giyinmiti. Salar eskisine gre daha uzundu artk. Yanaklarnn yanlarnda yal ylanlar gibi sallanyordu. Kilo da almt. ene izgisi yalarn arasnda kayboluyordu. st dudandaki tyler daha koyu renk, daha skt. Memeleri sabahln iinde aaya doru sallanmaktayd. 'Merhaba, Sevgilim, diye seslendi Fergus. Ceketini srtndan kard, bir sandalyenin arkasna geirdi. Helena okumakta olduu brorn sayfasn evirdi. Gznn nnden mavi dumanlar ykselirken gzlerini kst. Fergus bir beyaz arap iesi bulup at. Ocaktan fsrtlar geliyordu. Bugn olup biten bir ey var m? Sana bu geldi. Helena dolabn zerini iaret etti. Bu arada sigarann kl dt, sabahln nne gri benekler sat. Fergus elinde iesiyle dolaba yrd, kaln zarf parmayla yoklad. Sevgililerinden biri mi? diyerek gld Helena. Buna o da pek ihtimal vermiyordu. Fergus kalarn att, zarf yrtt. nce mesaja anlamayan gzlerle uzun saniyeler boyunca "bakt, sonra dilerini skp bir kfr savurdu. Ulu Tanrm! dedi arkasndan. ieyi mutfak masasnn zerine gmm diye vurdu. Akamn bu ge saatinde bile sokaklarn her kesinde gruplar vard. stlerine, gnlerini dolduracak kadar ii olmayan mutsuz, bunalm, skntl insanarn hali sinmiti. Komando eitimleriyle gece toplantlar bile havasn kaybediyordu artk. Fergus MacDonald giderek kararmakta olan sokaklarda hzl pedal evirirken, balangta duyduu kayg, yerini bir sevince brakmaya balad. Zaman uygundu. Hazrlanacaklar kadar hazrlanmlard. ler daha ok uzarsa, grevin isiz geen gnleri onlar paslandracak, kararllklarn sindirecekti. Birka dakika nce gzne 267

felaket gibi gzken ey imdi Tanrnn bir ltf gibi grnyordu. Brak gelsinler. Onlar hazr karlayacaz, diye dnd. Grand Fordsburg Otelinin kaldrmnda toplanm drt kiinin yanna varnca fren yapt. Tm blge komutanlarna haber gtrn. Derhal sendika; binasndaki toplantya gelsinler. Acil durum. Haydi, kardeler, abuk olun! Adamlar hemen dald, Fergus da yol boyu pedal evirmeye, arasra durup saa sola haber yollamaya devam etti. Sendika binasnda hl bir dzine kadar ye vard. Kimi; sandvi yiyor, kimi termoslardan ay iiyor, birka da grevcilerin ailelerine datlacak kuponlar hazrlyordu. Ama bu r a hat havalan, Fergus ieriye girer girmez deiti. Tamam, yoldalar, balyoruz, ZARP'LAR (*) yola kt, geliyorlar.

Klasik polis taktiiydi bu. Her zaman afan ilk klaryla gelirlerdi. ncler Fordsburg'la demiryolu arasndaki ukurlua doru indiler. Johannesburg yolu orada fakir evler, babo braklm baheler arasndan geerdi. O kesimde ar bir sis vard. Dokuz polis sislerin iinde ilerlediler. Sanki bir denizden geiyormu gibiydiler. izmeleri ses karmyordu. Ik henz rozetlerini parlatacak kadar gl deildi. Pirin dmeleri de gze arpmyordu. Kim olduklarn belli eden tek ey, karanlkta miferlerinin siluetiydi. Onlarn elli metre gerisinden de iki polis arabas geliyordu. Arabalar yksekti Drt tekerli, pencereleri parmaklklyd. Tutuklular tamak iin kullanlacaklard. Her birinin yannda on polis yrmekteydi. Tfekleri yanlarnda sallanyor, admlar arabalara yetiebilmek iin hzla birbirini izliyordu. ukura indiklerinde sis gs hizalarna kadar ykseldi- Garip deniz: yaratklar gibi ilerlediler. Sis ayak seslerini daha da bodu.

(*)

ZARP :

Gney Afrika

Cumhuriyeti Polisi szcklerinin k salt lm

-268

Fergus MacDonrld'n gzcler! onlar daha demiryoluna' varmadan grm, mildir izliyorlard. ki dakikada bir haberciler koturuyor, Fergus'un karargh kurduu eve polislerini son yerini bildiriyordu. Tamam, dedi Fergus. Pencereden o karanlk glgelerini birini daha grmt. Hepsi ana yoldan geliyor. teki gzcleri geri ekin, hemen buraya gelsinler. Karsndaki adam ban sallad, kt. Fergus kent merkezine gelen yollarn hepsine gzcler koymutu. Polisler kollara ayrlabilir, ayr yollardan gelebilirlerdi. Ama grne gre bu hazrlklar boa kmt. Glerinden ve kar tarafn h a bersizliinden emin, bo vermilerdi byle manevralara. Yirmi dokuz polis, diye hesaplad Fergus. Drt ofr de. sayarak, gerekten korkun bir kuvvet saylr, dedi iinden. Bilinmeyen dostu onu uyarmam olsa, yeter de artard bu kadar adam ii bitirmeye. Evin n salonuna doru hzla ilerledi. Orada oturan aile gece yarsndan nce evi boaltmt. Yol stndeki dier evlerde boaltlmt hep. Aya pijamal, alaan ocuklar babalara nn omzunda uzaklatrlm, yzleri korkudan beyazlam kadnlar, en deerli eyalarn doldurduklar bohalar tayarak; onlan izlemiti. Evler imdi bombo grnyordu. Hibirinde k yoktu Tek ses, ilerdeki kpein havlamasyd. Ama yine de her evin* karanlk penceresinde sessiz adamlar yolu gzlemekte, beklemekteydi. Fergus onlardan birine fsldayarak bir ey syledi, eliyle aadaki sisleri gsterdi, sonra tkrd, pencere pervazna dayal Lee-Enfield'e fiek srd. Tfek kurunu alrken bellerini uyaran, ensesindeki salar dikletiren bir ses kard. yle tandk bir sesti ki bu! Osessizlik, o sis, o gece, o yaklaan tehlike de yleydi. Yalnzca benim emrimle, diye uyard Fergus yanndakileri.. Yava, ocuklar. Brakn n kapya kadar gelsinler. Ondan, sonra patlatalm kafalarn. En ndeki atly grebiliyordu artk. Yarm mil ilerdeydi,, ama giderek glenen n altnda hzla yaklayordu. Henz: 269

ate edilecek k yoktu. Ama madenlerin bulunduu karanlk tepenin zerinde gkyz solmaya, mart yumurtas gibi bir renge dnmeye balamt. Birka dakikaya kadar ate edilebilecek k da gelecekti. Fergus tekrar yola bakt. Sisler ek bir avantajd. Onu hesaba katmamt. Ama ans bazen aramadnz zamanda kagelirdi. Bu sis, gnein lk klar ortal stp onlar datana kadar srecekti. En azndan yarm saat daha. Emirlerinizi hepiniz biliyorsunuz. Fergus sesini ykseltti. Hepsi ona baktlar. Dikkatlerini yaklaan dmandan bir an iin ayrdlar. Yaman adamlard hepsi. Sava grm, tecrbeli askerlerdi. Cesurdular. Fransa'dayken generallerin isteyecei trdendiler. Fergus iinden dnd. Patronlarn kendilerini savunsun diye eittii .adamlarn imdi onlarn kalelerini ykmaya kalkmas amma da garipti. Ykacaz, sonra yenisini kuracaz, diye dnd. ine foir coku yayld. Onlar kendi silahlaryla yokedeceiz. Kendi yamaladklarnn arasnda boacaz... Durdu, koyu gri atky gzlerine doru ekti, yakasn yukar kaldrd. Hepimize iyi anslar, kardeler! diye seslendi yavaa. Sonra n kapdan darya szld. Penceredeki askerlerden biri, Bizimki olduka cesur, dedi. Hakkn var. Hibir eyden korkmuyor, diye ona katld bir ikincisi. Onun eilerek bahe duvar boyunca kousunu, yol kenarndaki hendee vardnda iine atlayn izlediler. Orada bir dzine kadar adam yatmaktayd. Yanlarna indiinde ilerinden Diri ona bir kazma uzatt. Teli iyice gerdin mi? diye sordu Fergus. Adam homurdand. Maymun k gibi gerdim. Dilerini parldatarak kurtlar gibi srtt. Balantlar da kendi elimle kontrol etrn. Fillerin saldrsna bile dayanr. Tamam, kardeler, dedi Fergus onlara. Ben iaret verince arkamdan gelin. Ykseldi, sis tabakasnn zerini grebilecek dzeye geldi. Polislerin miferleri yamac karken sisin zerinde top gibi yk 270

selip alalyordu. Derken Fergus pirin armalar, omuzlardan ykselen maden tfek namlularn da grebildi. Fergus mesafeleri kendi lm, her birini telefon direklerine paavra balayarak iaretlemiti. lk elli metre iaretine vardklar anda Fergus hendekten' kp ayakta durdu, yolun ortasna admn att, Elindeki kazmay havaya kaldrp bard. Durun! Olduunuz yerde kaln! Arkasndaki adamlar da hendekten kp iyi talim grm askerler gibi yerlerini aldlar. Karanlk, korku salan t i p lerdi. Omuz omza duruyorlard. Yolu batan baa tkamlardrKazmalar ellerinde hazrd. Suratlarn kasketleri, yakalar saklyordu. Polis grubunun orta yerindeki bir atl elini havaya kaldrd;, hepsi durdular, kendisi zengilerinin zerinde ykseldi. Siz kimsiniz? Grev gzcleri, diye bard Fergus. Bu alana ne polis,, ne muhbir, ne de grev krc sokarz! Ben Emniyet Mdrnn emriyle geliyorum. Yksek Mahkemenin arama iznini tayorum. (riyan bir adamd. Atnn; zerinde gururla oturuyordu. Mumlanm siyah bynn ular, yznn iki yanndan dar uzanyordu. Siz grev krcsnz! diye bard Fergus. Buraya admnz atamazsnz. Yana ekil! diye uyard polis. Ik glenmiti artk. Fergus adamn miferindeki yzba armasn grebiliyordu. Yznn gneten ve biradan kararm olduunu, kalarnn al gibi gr olduunu da grebiliyordu. Polisin yolunu tkyorsunuz; Mecbur kalrsak yararz sizi. Yarn da greim, emperyalizmin kuklalar, kapitalizmirr kpekleri... Manga, emre hazr ol, a Ve seslendi yzba. Adamlar sra oldu, arkadakilerin aralara girebilmesi iin yer atlar. Tedirgin aflar zerinde diz dize oturuyorlard. Grev krclar! diye haykrd Fergus. Bugn elleriniz masum iilerin kanna bulanacak! Coplar! dedi yzba. Polisler eyerde asl sopalar alp mzrak gibi tuttular. 271

Tarih bu hakszl hatrlayacak, diye baryordu Fergus. Kuzunun kan. leri mar! Karanlkta atllar bir sra halinde eyerlerinde ne doru eildiler, coplar atlarn bana uzatld, nal sesleri gmbr gmbr yaklat. Yzba en nde, srann ortalarna rastlayan bir yerdeydi. Tellere ilk arpan o oldu. Fergus'un adamlar elik ubuklar yolun iki yanna akm, krk kiloluk ekilerle mhlahmlard. ubuklarn ancak altm santimlik ksm yukardayd. Bu ulara dikenli teller balanm, zellikle gerilip sktrlmt. lk gelen atn n bacaklar kesildi, kemiklerin krld duyuldu, at yere devrildi. Hl drtnala gider durumda, omuzst dt. Bir an sonra br polisler de tele vardlar, kesildiler. lerinden yalnzca tanesi vaktinde geri durmay bildi. Adamlarn lklar, atlarn ac haykrlar, Fergus'un adamlarnn zafer naralarna kart. Hep birlikte ne atldlar. Ellerindeki kazmalar savurup duruyorlard. Atlardan biri dorulmutu. Binicisi yoktu. zengileri sallanyordu. Ama kalalar stndeydi. Krk n bacaklar, acyla havada savrulmaktayd. Onun sesi den adamlarn hepsinden fazla kyordu. Fergus belinden tabancasn ekti, lgn haldeki hayvann evresinden dolat, polis yzbay tutup dizleri stnde dorulttu. Adam yere omzunu ve yznn yan tarafn arpmt. Om.zu paralanm, garip bir ayla aaya doru sallanyordu. Kolu kvrk olarak sarkmakta, cansz grnmekteydi. Yznn derisi yzlmt. Para para etlerin arasndan ene kemii gzkyordu. Kalk ayaa, pioiu, diye hrlad Fergus. Tabancay ada.mn suratna doru tuttu, namluyu yarann iine sokup kemie ;srtt. Kalk diyorum, kalle uak! Sana bir ders verelim. Telden uzak durmay bilen polis atlarn kontrol altna almlard. Dolayor, den arkadalarn ayaa kaldrmaya alyorlard. Adlaryla aryorlard onlar. 272

zengiye tutun, Heintlie! Hadi, kalk, Paul. abuk pil Atlar ve adamlar barr, arr, sisin iinde birbirferlht bulmaya savarken, Fergus'un sesi hepsini bastrd. Durdurun onlar! Kamasn itoullar! Emrindekiler kazmalarn savurarak polis coplarnn altndan atllara doru atldlar ama ge kalmlard. Atllar altlarndaki hayvanlar ahlandrdlar, zengilerin aslm arkadalaryla birlikte uzaklatlar, geriye bir tek ar yaral yzbayla teller arasnda yatmakta olan bir baka yaraly, bir de hayvanlar braktlar. Bu arada dier polisler de yol zerinde iki sra halinde hzla yaklayorlard. Fergus onlar grd, sabrszlk iinde soludu, tutsan ekip ayaa kaldrd. Adam yardmsz oturacak durumda bile deildi. Yirmi polis elli metre ilerde durdular. Bir grubu diz kt, dierleri onlarn arkasna geti, Tfekleri hazrd. Bir emir net biimde duyuldu. Bir el. Uyar atei! Tfekler atrdad. Bilerek yksee nian almlard. Kurunlar grevcilerin balar zerinden geti, hepsi kendilerini hendeklere attlar. Fergus bir tek an kararszlk geirdi, sonra tabancasn havaya kaldrp pepee el ate etti. Kararlatrlm iaretti bu. Birden yolun iki yanndaki evlerden tfek ateleri balad, namlu alevleri afan nda fkeli bir kzllkla parldad. Ate yolu sprd. Fergus tabancasn aaya doru evirdi. VVebley .455'ti. ngiliz subaylarnn kulland silah. Yzba onun niyetini gznden okudu. Avna doru pike yapan bir kartaln bak. Paralanm dudaklar arasndan bir yakar kt, yzn korumak iin elini kaldrmaya urat. Tabanca sesi, evlerden gelen tfek sesleri arasnda kayboldu. Zaten polisler de atee karlk veriyorlard. Bir yandan yamatan aa, bir kemeke iinde geri ekilmekteydiler. Ar kurun yzbann yakaran, ak azna girdi, iki st n diini krd, sonra boaza dald, kafatasnn arkasndan kzl
273 Bir Sere Dt F : 1S

kanlar ve kemik kymklaryla birlikte frlad, adam tozlu yolun zerine ykt... Fergus dnd, kendini yandaki hendee att.

Polis harekt bir tek Fordsburg'da pskrtlmt. Dier tm merkezleri hazrlksz yakalamlar, grevci iiler en basit nlemleri bile alamamlard. Johannesburg'daki sendika binasnda o srada grevin hemen tm liderleri toplant halindeydi. Henz greve katlmam sendikalarn temsilcileriyle konuuyorlard. O liderler de genel harekete sempati duyuyorlard aslnda. Bunlar arasnda Kazan Yapm ileri Sendikas, naat ileri Sendikas, Tipogrgfik Sendikas ve baka birka vard. Grevcilerinse en ateli, en dinamik olanlar oradayd. Harry Fisher, Andrews ve Ben Caddy, birka da bakas. Onlar hararetle snf kavgasnn stratejisini tartrken, polis ieriye giriverdi. Toplantdakilerin ilk duyduu, tahta merdivenden yukar koan ayak sesleri oldu. Harry Fisher konferans masasnn bandayd. Tek kprdayan o oldu. Masada ne doru eildi, Yksek Eylem Komitesinin lastik mhrn kapp cebine soktu. Tfek dipikleri Konsey Odasnn kilidini paralarken ayaa frlad, omzunu pencere pancurlarnn arasna soktu. Ara ald, Fisher o koca cssesinden umulmayacak bir eviklikle geti, grnmez oldu. Pencerenin hemen nnde demir parmaklklar vard. Onlar basamak olarak kulland. Goril gibi tutuna tutuna nc katn saanda ilerledi, keyi buldu. Alt katlardan mobilyalarn devrilme sesleri duyuluyordu. Polisler tutuklamalar yaparken baryor, ii liderleri hakszla urayanlarn ac Jklaryla ortal nlatyorlard. Harry Fisher srtn duvara dayad, denge salamak iin ellerini iki yana at, keden ban uzatp ana caddeye bakt. niformal polisler kaynayordu orada. Her an yenileri gelip oradakilere katlyorlard. Bir tanesi adamlarna binay kuatmalar iin emir vermekteydi. Harry Fisher hemen geri ekildi, ^evresine baknarak bir kurtulu yolu arad. 274

Bir baka pencereden tekrar ieriye girmenin hi anlam yoktu. Btn bina ayak seslerinin, haykrian emirlerin grltsyle inliyordu. metre aasnda dkkn dam vard. Ama oradaki uzaklk da metreden az deildi. Damn zeri oluklu sala kaplyd. Atlarsa, arpt anda karaca grlt tm polislerin oraya dolumasna yol aard. Olduu yerde kalmasna da olanak yoktu. Birka dakika iinde tm bina kuatlacakt. Yan yan ilerleyip en yakn su borusuna yanat, trmanmaya koyuldu. atya ulatnda saa yakalayabilmek iin vcudunu dar doru uzatmas gerekti. Sonra ayaklaryla duva>ra bir tekme patlatp saaa asl kald. Aadaki on yedi, on sekiz metrelik ukur, topuklarn mknats gibi ekiyordu. Saan kenarndaki oluk gcrdyor, vcudunun koca arlyla bel veriyordu. Yine de kendini kollaryla yukar ekti, dirseini dayayabilecek kadar ykseldi, debelenip vcudunun geri kalann da yukar almay baard. Bu abadan soluk solua, atnn zerinde emekleyerek ilerledi, ana caddeye bir gz att. Tam o srada polisler de grev liderlerini n kapdan dar karmaktaydlar. Elli kadar miferli polis, omuzlarnda tfekleri, yolun kenarna sralanmt. Grevciler o tarafa itildi. Bir blm kasketsiz, bazlarnn gmlek kollan svalyd. Kaldrmlara kalabalk toplanmaya balamt bile. Her geen dakika artyordu kalabalk. Haber kulaktan kulaa hzla yaylmaktayd. Harry Fisher kapdan kan tutuklular saymaya balad. Yirmiye vardnda kalabaln tutumu da deimeye, dmanca olmaya balyordu. Aferin yoldalar! diye mrldand Harry Fisher. Keke aada olsaydm da onlara yol gsterebilseydim, diye geirdi iinden. Polislere kfrler savuruyor, yoldalara telepati alklar yolluyor, emirleri veren grevliyi iin iin yuhalyordu. Atl polisler sra olup kalabal geri itmeye baladlar. Son tutuklu karlrken ierdeki polislerin bir blm de grnd. 275

Tam o srada birisi Kzl Bayrak marn sylemeye balad. Ama katlan sesler zayf ve falsoluydu. Polisler tutuklular alp ilerdeki kaleye doru uzaklamaya baladlar. Yalnz en ateli liderleri deil, lml olanlarn bile toplamlard. iddete karyz, diyenleri bile. Harry Fisher onlarn gidiini, giderek artan bir zafer duygusuyla seyretti. Bir tala iki ku vurmutu. Hem c alnacak bir olay dmt kucama, hem de karsndaki muhalefet bir -anda silinmi gitmiti. Eylem Komitesinin mhr de cebindeydi. Yznde ince, neesiz bir glmseme belirdi, kiremitlerin zerime yerleti, geceyi beklemeye koyuldu.

Mark Anders generalin ar krokodil evrak antasn tamaktayd. Bekleyen Rolls'a doru yrd, antay ofrn yanndaki koltua koydu. nce Groote Schuur'a, sonra le yemei iin Kent Kulbne. O geri ekildiinde general de evden kyordu. st basamakta duraklayp karsn pt. Sanki uzak diyarlara, hal seferine gidiyordu. Kocaman bir ay gibi kucaklad kadn. Braktktan sonra kulana bir ey fsldad, kadn gld, onun omzuna bir tokat att. Haydi, artk yolunuza, beyefendi, dedi. Sean Courtney merdivenleri inerken kendinden memnun bir hali vard. Mark'a .srtt. Babakan bugn mecliste bir konuma yapacak, Mark. Ondan hemen sonra seninle konumak istiyorum. Peki, efendim. Mark da srtt. O szlerini bitirince dner sana bakarm. Dinleyiciler tribnnde ol. kar lobide buluuruz, seni yukarya, odama gtrrm. O bir yandan konuurken Mark da onun arka kanepeye binmesine yardm etti. Sakat baca zerinde yan ilerlemesi gerektiinde olduka zorluk ekerdi. Ama yine de yardm edilmesinden holanmazd. Kendindeki zaaflara duyduu nefret, bakalarndaki zaaflara duyduundan fazlayd. Yerine oturur oturmaz Mark'n elini.itti.

Mark bu hareketi grmezlikten geldi, szlerine devam etti. Bakanlar Kurulu toplants iin notlarnz birinci dosyada, diye eliyle krokodil antay gsterdi. le yemeini kulpte Slr Herbert'le yiyorsunuz. Meclis 2.15de toplanyor. Muhalefetten size soru gelecek. Hertzog bile size bir soru soruyor. Sean ihtiyar bir aslan gibi hrlad. Itolu! Cevaplarnz rapora atala tutturdum. Erasmusd baktm, kendim de bir iki kk nokta ekledim. Onun iin ltfen ayaa kalkmadan nce bir gz atn... belki onaylamazsnz. Umarm canlarna okumusundur! Elbette. Mark tekrar glmsedi. ifte namludan! Aferin sana! Sean ban sallad. Syle de srsn. Mark, Rclls'un uzaklan, kapdan kp Rhodes Caddesine sapn izledi, ondan sonra eve doru dnd. Koridordan kendi odasna yryecei yerde, holde duraklad. Sulu sulu evresine baknd. Ruth Courtney mutfak blmnn derinliklerine doru gzden kaybolmutu. Grnrlerde hizmetkr falan da yoktu. Mark basamaklar er er kt, koridoru koarak geti, dipteki. masif tik kapya vard. Kapy vurmad. Tokma evirip girdi ieriye. Girdikten sonra da kapy arkasndan kapad. Terebantin kokusu yle youndu ki, gzleri alana kadar birka saniye boyunca suland. Mark u anda tehlikede olmadn biliyordu. Storm Courtney sabahn ge saatlerine kadar, kimsenin giremedii, kapsnda uan melek resimleri bulunan dairesinden naslsa kmazd . Cape Tovvn'c geldiklerinden beri Storm Courtney'in uygulad gnlk programa babas bile homurdanmaya balamt artk. Mark geceleri uyuyamyor, uyank yatyordu. Generalin de uyuyamadndan emindi. Evin nne gelecek araba seslerini dinliyordu ge saatlere kadar. Neeli vedalama seslerini duyduu zaman her kucaklamann ne derece ateli olduunu tahmin etmeye alyor, adlandramad duygular onu rahatsz vedip duruyordu. Mark'n Storm'Ia ilikileri ok bozulmutu. Natci'doyken 277

kzn davrannda bir kabullenme havas, ayrca bir scakln balangc seziliyordu. Bunlar Storm'dan gelen bir glmsemeyle, bir dosta szle balamt. Daha sonra Mark gnlk at gezilerinde ona elik eder olmutu. Yzmek zere birka kez plaja gitmiler, orada oturup dinden sz etmi, tartmlard. Storm o sra pek moda olan ruhsal aydnlanma dneminden geiyordu. Mark da onun gzn amann kendi grevi olduuna inanmaktayd. Dinden sonra ikinci admda, Storm dans edecek bir kavalyeye ihtiyac olduunu aklamt. Yeni bir dans denemek iin. Mark gramofonu kurmu, ineyi deitirmi, Storm'un talimatma gre dans etmiti. Baya iyisin, biliyor musun? demiti kz ona glmseyerek. Emoyeni'nin bo balo salonunda, birbirlerine sarlm, dnp duruyorlard. Seninle dans ederken sakat bri bile iyi durur. Ha ha! diye glmt Storm. ok naziksiniz. Bay Anders! Ama artk btn bunlar hzla deimiti. Cape Tovvn'a geldiklerinden beri Storm ne ona glmsemi, ne de dorudan bir sz sylemiti. Drt ay Storm'un konuu olarak kalacak olan rene Leuchars do yalnzca bir gece kalm, ertesi gnk vapurla evine doru yola kmt. Bir daha ad anlmamt bu evde. Storm'un Mark'a olan dmanca duygular o kadar youndu ki, gen adamla ayn odada bulunmaya bile dayanamyor gibiydi. Mark u anda kendini bu stdyoda bir hrsz gibi hissetmekteydi. Yine de arasra girip resimlere bakmak, Storm'un son tualindeki gelimeleri grmek istiyor, kendini alamyordu. Ik iin kuzey duvarna koca pencereler almt. Dalara bakyordu. Storm'un sehpas plak, halisiz tabanda durmaktayd. Odadaki eyalar bir ressam taburesiyle zeri karmakark bir marangoz masasndan ibaretti. Her boyda ereveli tualler, sralar halinde duvarlara dayalyd. Bir zamanlar, aralar iyiyken, Mark'dan ereveleme iine yardm etmesini bile istemiti. Mark bunu hatrlad zaman yrei burkulur gibi oidu. ok sert bir patrondu Storm dorusu. 278

erevelerin her kesini kendi kontrol ediyor, en kk kuburu ho grmyordu. Yeni tual hemen hemen bitmi gibiydi. Kzn son birka gnde nasl vakit bulup da bu kadar ok altn merak etti. Sonra onu yanl deerlendirdiini dnd. Kendisi onu yatakta yatyor sanrken, o sabahlar alyordu demek. Gz yeni tabloya taklnca bakakald. Elleri ceplerinde durmu, resme hayran hayran bakarken vcudunda tatl bir rperti dolat. Aalar vard tabloda. Bir orman. Gne yapraklarn arasndan szyor, oyunlar oynuyordu. Toprak, kayalar ve iki de insan... beyaz elbiseli bir kadn, kr ieklerinden toplamak zere eilmiti. Erkek kenarda oturuyordu. Srtn bir aaca dayam, kadn seyretmekteydi. Mark bu seferkinin eski resimlerden ok farkl olduunu grd. Basit bir resimdi ama iinde yle gl duygular uyandrd ki, boaz tkanr gibi oldu. Byle bir eyi yaratabilecek yetenee hayranlk duydu. Gerekleri nasl ele alp ilediine, gelitirdiine bakt. Esas yakalam, onu nemli hale getirmiti. Mark herhangi bir dalda amatr gzlerin de yetenei grebileceine, ayrt edebileceine inanrd. mrnde eskrim sevretmemi birinin iyi kly anlayabilmesi gibi. u anda kendisi de, resimle ilgili hibir ey bilmedii halde, grd gzellik karsnda heyecanlanyordu. Arkasndan kapnn tokmann evrildiini duydu. Hemen oraya dnd. Storm onu ancak stdyonun ortasna doru yrrken grd. Durdu, yzndeki ifade hemen deiti. Tm vcudu katlat, soluu zorlar gibi oldu. Burada ne iin var? Buna verilecek cevap yoktu. Ama tablonun etkisinden de hl syrlm deildi. Bence gnn birinde byk bir ressam olacaksn. Storm bocalad. Bu iltifat ve syleniindeki itenlik onun dengesini bozdu. Gzleri resme doru kayd. Tm dmanl, tm kibiri kayd gitti zerinden. Bir anda kk bir kz oluverdi. zerinde torba gibi bol n 279

lyle, her yom boya iekeieri iinde, yz sevinli bir utanla, pembelemiti. Mark onu mrnde byle grmemiti... bu kadar doal, bu denli ak ve kolay krlabilecek halde. Sanki bir an ruhunun gizli blmlerinin perdesini am, gerek sanat eserlerini nerede sakladn Mark'a gstermek istemiti. Teekkr ederim, Mark, dedi alak sesle. Artk o gz kamatran kelebek deildi. mark, uar, zengin kz o deildi. Salam dokusu, scakl olan bir yaratkt. Mark'n duygular da herhalde bir o< kadar belli oluyordu... iinden onu kollarna almak, kucaklayp skmak geliyordu... kz. hemen bir adm geriledi, arm grnd. Kendine gveni kalmam gibiydi. Mark'n niyetini anlamt sanki. Yine de bu kadar kolay kurtulamazsn. Perde kalkt hzla yeniden inmiti. Sesine yine eski ton gelmiti. Buras benim zel yerim. Babam bile girmeye cesaret edemez... nceden benim iznimi almamsa girmez. Bu deiiklik olaanst bir eydi. Usta bir oyuncu iyi bildii bir role giriyordu sanki. Hatta ayan yere bile vurdu. Mark bunu birden dayanlmaz bir hareket olarak grd. Bir daha olmayacak, diye gvence verdi buz gibi bir sesle. Onun hemen yanndan geip kapya doru ilerledi. yle fkeliydi ki, titriyor denebilirdi. Mark! Onu bir emirle durdurmutu. Yine de Mark'n yzn ona evirmek iin byk aba harcamas gerekti. Tm vcudu kazk kesilmiti. Kzgnlndan donmutu sanki. Babam buraya girmek iin izin ister, diye yineledi. Storm, glmsedi. Biraz titrek, ama ok ekici bir glmsemeyle. Sert de yle yapsan olmaz m? Bu kez o dengesini bozmutu gen adamn. Daha fkesi yeterince kabaramadan o glmsemeyle yattrmt onu. Mark donukluunun erimeye baladn hissetti. Storm bu anda masaya doru dnm, kaplarn telala elden geirmeye balamt. karken kapy kapa, diye talimat verdi. Bir prenses, klesine emir veriyordu. Mark'n fkesi bu kez de tam yatamam .olduundan tekrar kabard, topuklar plak tahtalar ze 280

rinde grlt kararak kapya yrd. Kapy olanca gcyle arpaca, dilerim menteelerinden kar diye de dua edecei srada, Storm onu yine durdurdu. Mark! Durdu. Ama cevap verecek kadar toparlanamad. leden sonra seninle parlamentoya geliyorum. yle yemeinden sonra hemen karz. General Smuts'un konumasn dinlemek istiyorum. Babam nemli olacak diyor. Mark eer cevap vermeye kalkarsa dudaklarnn yrtiacandan korkuyordu. Parmen gibi, kupkuru hissediyordu dudaklarn. Hay Allah, diye mrldand Storm birden. Unutuverdim,.. Sayn Mark-Anders'le konuurken insan mutlaka ltfen demek zorundadr! Ellerini gs nnde biraraya getirip avularn yakarr gibi birbirine yaptrd, boynunu piman bir ifadenin karikatr gibi bkt, iri, lacivert gzleriyle duygulu duygulu bakt. Ltfen bugn seninle parlamentoya gelebilir miyim? ok minnet duyacam, gerekten duyacam. imdi artk kapy arpabilirsin. Sen sahneye kmalsn... ressam, olarak ziyan oluyorsun, dedi Mark ona. Ama kapy zenle, ok sessizce kapad. Storm kilidin yerine oturma sesini bekledi, ondan sonra kendini model sandalyesine att, kahkahalarla, katla katla glmeye balad. Yava yava glmesi azald. Bo bir tual seip sehpaya yerletirirken glmsyordu. Kmr kalemi eline ald, tuale Mark'n kafasnn biimini izdi. lk deneyinde baard. Gzler, diye fsldad kendi kendine. in z gzlerde. Aklndaki gzler tualde belirirken yine glmsedi. Ne kadar doru hatrladna kendi de at. alrken yava yava bir ezgi mrldanmaya koyuldu. Tmyle kaptrmt kendini iine. Parlamento binasndaki toplant salonu kocaman, kare biiminde bir salondu. Yanlarda basn ve dinleyiciler iin tribn 281

ler vard. Duvarlar Koyu renk, oymal lambriydi. Konumac koltuunun yukarsndaki krs de ayn tahtadan oymalyd. Yerler sesi emen yeil hallarla kaplyd. yelerin oturduu sralarn daha koyu yeil deri kaplamasna pek yakyordu. Her koltuk da doluydu bugn. Galeriler bile kalabalkt. Yine de ortalktaki sessizlik pek youndu. Bir katedraldi sanki buras. Babakann sesi konumac koltuundan rahata duyulabliyordu. Witwatersrand tesisi yava yava tmyle kzl komandolarn eline geiyor... Ellerini ok anlaml kullanyordu. Mark daha iyi grebilmek iin ne doru eildi. Bu hareketi, bacann d tarafnn Storm'unkine dayanmasna yol at. Konumann geri kalan boyunca Mark bacanda onun scakln hissetti durdu. Fordsburg'daki vahi saldr srasnda grevli polis ldrld, ikisi de grevci komandolar tarafndan ar yaraland. Bu gruplarn elinde modern asker silahlar var. Yar asker saflar halinde sokaklarda dolap duruyorlar. Masum vatandalara haksz davranlarda bulunuyorlar, devlet grevlilerine saldryorlar. Kamu hizmetlerini, ulam, elektrii, haberlemeyi aksattlar, polis karakollarna saldrlarda bulundular. Sean Courtney n sralardan birinde, eliyle gzlerini kapam, oturuyordu. Ban kaldrd, duyulabilecek, titreimli bir sesle, Yazklar olsun! dedi. nc viski sesiydi bu generalin. Mark glmsemeden edemedi. Kulpte yenilen le yemeinin onu bu toplant iin glendirdiini anlamt. Gerekten yazklar olsun! diye ona katld Smuts. imdi de grevciler toplumdaki tm kararsz, babozuk kimseleri topluyorlar. Davranlar irkin ve tehdit edici bir havaya dnyor. Yasal bir grev hareketiyken imdi terre ve iddete doru kaym bulunuyor. Ama yine de bu korkun iin en tedirgin edici yan, ii iveren anlamazlnn ele aln tarz. Belki de grevin sahnelenii desem daha doru olur. Bu uygulama artk en atak ve en gz karo kimselerin eline geti. Bu insanlarn tek istedii, uygar hkmeti devirmek ve yerine lkeye anarinin egemen olmasn salamak.. Asla! diye grledi Sean. Bu lk tm salona maloldu. Bu meclis de, tm ulus da, hibirimizin inanmad, inan 282

nrtak istemeyecei lde bir kan ve iddet tehdidiyle yz yze bulunuyor. Bu kez sessizlik bozulmad. Smuts konumasn dikkatle srdrd. Eer bu hkmete herhangi bir su yklenecekse, bu ancak fazla sabrl olduumuz, madencilerin dertlerine fazla ilgi gsterdiimiz, gevek davrandmz, onlarn gereinden ok konumalarna izin verdiimiz iin olabilir. Bunun nedeni, ulusun tutumuna, bireyin ve gruplarn dncelerini zgrce ifade etmek haklarna her zaman bal kalm olmamzdandr. yle de gerekir, diye bard Sean. Kalabalktan, Doru, doru! diye sesler ykseldi. Ama artk sabrmzn ne kadar pahalya mololabileceini grm bulunuyoruz... bunu gze almaya da hazr deiliz. Sustu, bir an ban edi. Tekrar kaldrdnda yzndeki ifade donuk, buz gibiydi. Bu nedenle bu andan balayarak Gney Afrika Birliinde skynetim ilan edilmi bulunmaktadr. Sessizlik birka saniye srd, sonra yorumlar ve sorular patlad, salonda bir grltdr koptu. Galeriler bile karmakark olmutu. Basn temsilcileri telefonlara ulamak iin bir an nce kapdan kma sava veriyorlard. Skynetim en son areydi. Daha nce bir tek kez bavurulmutu byle bir eye. O d a 1916 ihtilli srasndayd. De Wet komandolar Botha ve Smuts dzenine bakaldrmalard. u anda muhalefet sralarndan itiraz sesleri ykselliyordu. Hertzog yumruunu ve gzln sallayarak baryor, hkmet yeleri de ayaa frlam, destekleyici tezahrat yapyorlard. Konumacnn, Susun! Susun! yakarlar grltnn arasnda duyulmuyordu bile. Sean Courtney galeride oturan Mark'a iaret etmekteydi. Mark ban sallad, Storm'un kalmasna yardm etti, onu kalabaln basksndan koruyarak kapdan kard, merdivenlerden indirdi. General onlar dinleyiciler kapsnda bekliyordu. Kalar atk, yz kayglyd. Storm'un yukarya kaldrd yzn alkanlkla pt, sonra hemen Mark'a dnd. yi oldu, evlat, diye onu dirseinden yakalad. Haydi, 283

Konuabileceimiz bir yere gidelim. kisini yeler kapsna gtrd, merdivenlerden kard. Duvarlarda ciddi yzl Yksek Mahkeme bakanlarnn ve Adalet Bakanlarnn resimleri aslyd. Kendi alma odasna girdi, onlar da soktu. Kap arkalarndan kapand anda Storm'a koltuklardan birine oturmas iin iaret ettikten sonra Mark'a konumaya balad. Tugay bu sabah saat onda emir ald. Scott'u telefonla arayp evinde buldum. Duruma hkim oldu. yi adamdr. u ana kadar seferberlik hazrlklar tamam olmal. Bir de zel tren hazrlanyor. Bu gece on birde sava dzeni iinde VVitvvatersrand'a doru yola kacaklar. Ya biz? diye sordu Mark. Birden tekrar asker oluvermiti. Bu role pek de abuk uyum salyordu. Onun da yeri birliindeydi. Biz orada katlacaz. Bu gece biz de yola kyoruz. Karayolundan konvoy halinde gideceiz. Babakanla birlikte. Btn gece yol alacaz. Arabalardan birini sen kullanacaksn. Sean masasnn bana gemiti. Evrak antasn topluyordu. Ne kadar srer o yol? Mark, Bin mil, efendim, diye cevap verdi. Sean, Onu biliyorum, diye terslendi. Ne kadar srer? Sean otomobil motorunu hibir zaman anlayamam, anlamak da istememiti. Ama motorlarn kapasitesi, hz gibi konularda cahilliini gstermekten holanmazd. Tren ya da tlar szkonusu olduu zaman tahminlerinde pek ustayd nk. Oraya yarn akamdan nce varamayz. Yol bir felaket. Allah kahretsin bu otomobilleri, diye homurdand Sean. Askerler trenle bizden nce varacak. Onlarn yolu yalnzca yz mil. Mark otomobilleri savunma gereini duyuyordu. Yine terslendi. imdi eve gitmeni istiyorum. Karm bana bir bavulla bir valiz hazrlasn. Ben gelir gelmez karz. Storm'a dnd. Sen de Mark'la git, kk hanm. Benim burada biraz iim var. Mark antasnn kayn takarken, Courtney'lerin evine yerletiinden bu yana dnyada sahip olduu mallarn ne ka 284

dar artm olduunu dnd. Bir zamanlar varn younu ceplerine sdrabiliyordu. Kapnn vurulmas dncelerini yarda kesti. Girin, diye seslenirken aslnda bir hizmetkr bekliyordu. Evin bu taraflarna ancak Ruth Courtney haftalk teftileri srasnda gelirdi. Tozlara ve hamambceklerine kar at kararl savan bir gerei olarak. Ltfen bunu arabaya gtrn, dedi Zulu dilinde. Bir yandan kasketini bana giymek zere lavabonun zerindeki aynaya yneldi. Tek bama m gtreyim? Storm bunu ayn dilde soruyordu. Mark ararak dnd. Buraya gelmemen gerekirdi. Neden? Saldr ya da tecavz tehlikesiyle mi yz yzeyim? Girdiinde kapy arkasndan kapam, kanada dayanmt. Elleri arkasndayd. Ama gzleri cesur ve akac bakyordu. Bir bufalo srsne saldrsam benim iin daha az tehlikeli olurdu sanyorum. Bu sz zppece, kaba ve stelik de hakaret saylr, dedi Storm. Byk aama yapyorsun. Yatan zerindeki hazrlanm antaya bakt. Bavulunu yerletirmene yardm edecektim... erkekler genellikle bu ii hi beceremezler. Ama bakyorum baarmsn. Senin iin yapabileceim baka bir ey var m? Eminim araynca bir ey bulurum. Yz ifadesi ok ciddiydi. Ama sesindeki bir ey Storm'un glmsemesine ve onu uyarmasna neden oldu. Yataa doru yrd, zerine oturup zplad, yaylarn denedi. Tanrm! Kim tula doldurmu bunun iine? rene Leuchars'n hemen evine dnmesi bouna deilmi! Herhalde zavallnn omurgasna bir ey olmu olmal. Yz ok masumdu. Ama bak Mark'n fena halde utanmasna neden oldu. Kendisini ok artan birok eyi de bir anda anlam oldu. Tekrar aynaya dnerken, Storm'un rene olayn nereden renmi olabileceini merak etti. Srf bir ey yapm olmak iin kasketinin kenarn alnna doru ekti. ok gzel, dedi Storm. Oraya o zavall grevcilere eziyet 285

etmeye mi gidiyorsunuz, yoksa onlarn karlarn da mi' Hoplatacaksnz? Mark'n duyduu aknlk daha yzne^ yansmadan o devam etti. Ama garip olan, ben buraya seninle kavga etmeye gelmedim. Bir zamanlar baka bir azgn kedim vard, onu gerekten pek severdim ama bir gn araba ezdi. Bir sigaran var m, Mark? Sen sigara imezsin ki? Bu konumaya ayak uydurmak zor geliyordu Mark'a. Biliyorum... ama renmeye karar verdim. Pek; modern,, ne dersin? Bu kelime de nereden kmt acaba? Sigaray elinde abartmal vamp bir pozda tutuyordu. Nasl grnyorum? Feci, dedi Mark. Storm iine bir soluk ekti ve hemen ksrmeye balad. Ver onu bana. Mark sigaray ald. zerinde onun aznn tad vard. Vcudunda ar gibi bir duygu uyand. Korkun; bir istekle, daha nce hi duymad bir efkatle karmt aduygu. Storm bugn yle gen ve yle saf grnyordu ki. Tehlikeli olur mu? diye sordu. Birden ciddilemiti. Sanmyorum... tpk polisler gibi alacaz. Polisleri ldryorlar. Ayaa kalkp pencereye yrd. Manzara korkun. Meer ki tozdan holanyor olasn. Senin yerinde olsam ikyet eder buray istemezdim. Tekrar ona dnd. Daha nce hibir erkei savaa uurlamadm. Ne diyeceim? Bilmiyorum. Kimse de beni uurlamad. Annen ne demiti? Annemi hi tanmadm. Ah, Mark, zr dilerim. Ben asla... Sesi snd. Mark onun gzlerindeki yalar grnce telaa kapld. nemi yok, diye ona gvence verdi hemen. Storm tekrar pencereye dnd. Aslnda ban evirirsen buradan eytan Tepesi grnyor. Sesi bouk ve genizdendi. Yeniden odaya dnmesi birka saniye srd. kimiz de bu ite yeniyiz. Birbirimize yardm edelim. 286

Herhalde, 'abuk dn,' denir. Evet, yle demeliyim... peki sonra ne yapmalym? Beni pmelisin. Dnmeden azndan kvermiti bu szler. Kendi de at. Storm hi kprdamadamduruyordu. Bu szckler sanki kk salmasna neden olmutu. Sonunda hareket ettiinde bir uyurgezer gibiydi. Gzleri iri iri almt, hi krplmyordu. lerledi, onun tam karsnda durup kollarn kaldrd, parmak ularnda ykseldi. evresindeki hava onun kokusuyla doluydu. Kollar Mark' n ensesinde ince ve glyd. Ama onu asl artan Storm' un dudaklarnn yumuakl ve scakl oldu. Vcudu Mark'nkiyle birlikte salland, birlikte erir gibi oldu, uzun sanat parmaklar yavaa onun ensesini okad. Mark elini kaydrp onu belinden kavrad, ne kadar ince olduuna bir daha at. Ama srtnn kaslar sertti. Arkaya doru eildiinde de esnekti. Kalalarn ne doru itmiti. Mark' hissedince soludu, vcudunda bir rperti dolat. Mark onun zerine eildi, elleri o sert kasl srtta kayd, az onunkini zorlayarak at, dudaklar bir orkidenin krmz ta yapraklar gibi birbirinden ayrld. Storm bir daha rperdi, sonra boazndan kan ses panik iinde bir iniltiye dnt. tiraz eden bir sesti bu ses. Kvrlp onun kollarndan kurtuldu. Mark onu tutmaya urat halde kurtuldu. Kuvvetliydi Storm. Ve kararlyd. Kapda durup ona bakt. Titriyordu. Gzleri iri iri alm, ok koyu renkti. Sanki Mark' mrnde ilk kez grnyordu. Hay Allah, bufalolardan sz eden kimdi acaba? diye takld. Sesi dengesiz, gvensiz kt. Kulpu bkp kapy at, glmsemeye alt. Ama gl yetersiz, arpk, zavall bir glmseme oldu. Soluunu da henz kontrol edemiyordu. abuk dn demek istediimden artk pek o kadar emin deilim, dedi. Kapy ak tutuyordu. Kendine cesaret vermek iin. Bundan sonraki glmsemesi daha inandrc oldu. Otomobilin altnda falan kalma sakn, kedi, deyip odadan kt. Uzaklaan ayak sesleri duyuldu. Mark'n 287

bacaklar birden yle dermansz kald ki, yatan, kenarna oturmak zorunda kald.

Mark arabay hzl kullanyordu. Tm dikkatini virajl, tehlikeli da yoluna vermiti. Kocaman, ar ykl Rolls'u, farlarn aydnlatt yol zerinden Baines Kloof'a trmandrmaktayd.. Sol tarafnda derin bir uurum vard. Sonra W,orchester'i geecekler, son olarak Hex River Dalarna trmanp ondan sonra engebesiz Afrika ilerine yneleceklerdi. Dorua vardklarnda koskoca bir alan nlerinde ald. Kuru, aasz bir alan. Mark artk arkasna yaslanp biraz dinlenebilir, arabay igdleriyle srebilirdi. Yol nnde dmdzd. Yldzlarn altnda, karanln iinde sonu gelmezmicesine gidiyordu karlara.. Kulaklar arka kanepede ene alan iki adamn sohbetine yneldi. Sean, onlarn anlamad ey u. Biz i isteyen her siyaha i veriyor deiliz. Hem iin ucu o kadar da deil. Eer bulabildiimiz her yerliye i vermezsek, hem sonunda beyaz iilere de daha az i olacak, hem de uzun vadede... Afrika beyazlar hi i bulamaz hale gelecek. Yolun zerinde bir kk akal belirdi. Yavruydu. Farlara' yakalannca hi kprdamadan durdu. Mark direksiyonu ustaca evirip ona vurmamay baard. Bir yandan kulaklarn dikmi,. Sean'n cevabn bekliyordu. Onlar yalnz bugn dnyor. Sesi derin ve ciddiydi.. Biz bundan on yl sonrasn planlamalyz... otuz yl, elli yl sonrasn. Salam ve blnmez bir ulus iin plan yapmalyz. Bir kere daha siyahlar beyazlarla kar karya getirmeyi gze alamayz. Birarada yaamaya zorlanmamz yetmez. Birlikte almay da renmek zorundayz. Yava yava, Sean, diyerek gld Babakan. Ryalarn gerei alp kamasna izin verme. Benim, ryalarla iim yok, Jannie. Bunu bilmen gerekir. Kendi insanlarmzn bizi para para etmesini istemiyorsak hepsine, siyaha da, beyaza da, kahverengiye de birer yer, birer pay vermemiz gerekir. 288

Sert, sonsuz topraklar zerinde ilerlediler. T uzaklarda bir iftlik evinin belirdi, evrenin ne kadar bo ve geni olduunu vurgulad. Bugn daha ok para, daha az i diye tutturanlar, ellerine geecek kk krn ilerde yzde bin faiziyle geri deneceini bilmeliler. O deme sefaletle, alkla, aclarla olacak. Sean Courtney yine sz almt. Eer teknemizi ulusal felaket kayalarna bindirmekten kurtarabilirsek, insanlarmz artk disiplinli, dzenli bir toplumun gereklerini ciddiye almaya balamal. Yldzlar gkyznde koca kavislerini izerken arka kanepedeki konumalar da yava yava sessizlie dnt. Mark dikiz aynasna bir gz att ve Sean Courtney'in uyumakta olduunu grd. Battaniyeyi omuzlarna sarm, sakal gsne dayanmt. Horultular peten, dzenli ve derindi. Mark koca adama kar iinden scak duygular kabardn hissetti. Sayg, gurur ve sevgi karm duygular. nsann babas olsa herhalde ona da byle eyler hissederdi, diye dnd, sonra bu dncesinin cretinden ve kstahlndan utan duydu, dikkatini bir kez daha nndeki yola yerdi. Gecenin havas incecik bir toz tabakasyla dolu gibiydi. afak inanlmaz bir grkemle geldi. Ufuktan ufua canl renkler akt, parlad, alevlendi, sonunda gne de ykseldi. Bloemfontein'de de, teki byk kentlerde de durmuyoruz, Mark. Kimsenin Babakan grmesini istemiyoruz. Sean n kanepeye doru eilmiti. Benzin almamz gerek, generalim. Yol kenarndaki benzincilerden birine yana, diye talimat verdi Sean. Telefon hatt olmayan bir tane bulmaya bak. Yolun zerinde, geriye doru ekilmi, her ey satan kk bir dkknd. ats sa rtlyd. ki okalipts aacnn glgesine snm gibiydi. evresinde baka bina grnm yordu. Bombo bir alann ortasndayd. Badanal duvarlarmlu atlaklar vard. Duvarlara ay reklam posterleri yaptrlm t . Pencereler pancurlu, kap kilitliydi. Yolun zerindeki lolo fon hattndan oraya kablo ekilmemiti. nnde krmzya l><>yn l bir tek benzin pompas duruyordu.
289 Bir Sere Djln '

Mark, Rolls'un kornasna srekli olarak bast. O kornay alarken Babakann siyah Cadillac' da ana yoldan sapp onlarn arkasnda durdu. ofryle bakanlk memuru inip tutulan kaslarn hareket ettirmeye altlar. Sonunda dkknc, sakal uzam, gzleri kzark, pantolonunu beline eke eke belirdiinde, davran yine de neeli saylrd. ngilizce bilmiyordu. Mark ona Afrika dilinde, ki arabay da doldurabilir misin? diye sordu. Dkknc pompann kolunu eline alp saa sola sallad, benzin az sonra pompann zerindeki birer galonluk iki cm kaba doru ykseldi. O srada kars dkkndan elinde bir tepsi dolusu duman tten kahve fincanlar ve taze pimi reklerle kt. Minnetle "yiyip itiler. Yirmi dakika sonra yeniden yolai kmaya hazrdlar. Dkknc dkknn nnde durmu, sakaln kayarak kuzeye doru uzaklaan toz bulutuna bakyordu. Kars yanna geldiinde gzlerini ksp ona dnd. Onu tandn m? diye sordu. Kadn ban iki yana sallad. Kurnaz Jannie'ydi. Yannda da ngiliz silahorlar. Gen olannn giydii niformay grmedin mi? Krmz topraklarn zerine tkrd, azndan kan balgam yerde top gibi yuvarland. Haki! Lanet olsun! Sesi yrtlr gibi kyordu. Hemen dkknn yan tarafndaki kk -ahra yneldi. Oradaki boz ksra eyerlerken kars peinden geldi. Bizi ilgilendirmez, Hendrick. Brak, bulama. lgilendirmez, yle mi? diye sordu adam alnm gibi. Ben ngiliz savanda haki'lere kar savamadm m? 1916'da DeVVet'le ayaklandmzda yine onlara kar arpmadm m? Kardeim u anda Simmer ve Jack madeninde kayalar krmakla megul deil mi? Kurnaz Jannie'nin yannda cellatlaryla gitmekte olduu yer de oras deil mi? Ksran zerine binip mahmuzlad. Kadn srayarak yol stnden ekildi. Demiryolunun getii yer sekiz mil uzaktayd. Orada bir telgraf kulbesi vard. Telgraf kuzeniydi. u sra Demiryolu ileri Sendikasnn madencilerle aras pek iyi 290

deildi. Ama Johannesburg'daki Eylem Komitesi, Kurnaz Jannie'nin yolda geliyor olduunu lene yakn haber alacakt.

Mark Anders yol kenarndaki dkknn nnde kahvesini yudumlarken, Fergus MacDonald da krmz ieklerle dolu bir bahenin ucunda sipere yatm, drbnle aalardaki Nevvlands Polis Karakolunu seyrediyordu. Karakolun kap ve pencerelerine kum torbalaryla barikatlar kurulmutu. Bu bahenin sahibesi daha dn akam bu balkonda kahve ierken krk yedi tane polisin kamyonla karakola geldiini saymt. Olu Simmer ve Jack madeninde vardiya efiydi. Fergus o kurt gibi glyle, Nevvlands polisine her kim komuta ediyorsa, asker deilmi, diye dnd. Burann savunmaya elverili olmadn her asker annda grrd. Mills bombalarn getirmelerini syleyin, diye mrldand Fergus yanndaki grevciye. Adam emekleyerek uzaklat. Fergus drbn yolun trmanmaya balad yere doru kaldrd, memnun memnun homurdand. Telefon hatlar, tpk elektrik kablolar gibi kesikti. Direklerden sarkan, sallanan kablolarn ular grnyordu. Karakol tek bana, haberleme olanandan yoksundu. Grevci tekrar emekleyerek Fergus'un yanna sokuldu. Yannda ar bir torbay srkleyerek getiriyordu. st dilerinden bir tanesi eksikti. Fergus'a delikli bir glmseme yneltti. Canlarna oku, yolda. Fergus'un surat kararmt. s lekeleri vard yznde. Gzlerinin evresinde de kirpik diye bir ey kalmamt. Daha bir gece nce Fordsburg Polis Karakolunu yakmt. Koruma atei istiyorum... slk aldm zaman. Yaparz... korkma. Fergus torbay at, elik krelere bir gz att. stlerinde kare kare kntlar vard. Sonra torbann kayn omzuna kaydrd, ykn kalas zerinde rahata sallanabilmesini ayarlad. Buna iyi bak. Elindeki Lee-Enfield'i disiz grevciye uzat-

yordu. Bugn yine gerekli olacak. Drenaj hendei iinde srnerek uzaklat. Hendek biraz ilerde beton bir kanal halinde ana yolun altndan geiyordu. Kanaln iinde pasl, yuvarlak demir borular uzanmaktayd. Fergus onlarn arasndan dikkatle geti, yolun kar tarafna kt. Yan yatp kendini hafife dorulttu, hendein kenarnda karya bakt. Karakol yz elli metre uzaktayd. n kap zerinde mavi klarla aydnlatlmas gereken POLS yazs imdi snkt. Bayrak da bu rzgrsz sabahta direine asl, sklm pklm duruyor, dalgalanmyordu. Tula binann dou pencerelerinin bakt dz araziye kadar olan yama elli metre kadard. Fergus penceredeki kum torbalarnn arasndan tfek namlularnn darya doru uzanm olduunu gryordu. Arka cebinden bir ddk kard, tiz, keskin, uzun bir slk ttrd. Birden evredeki hendek ve kanallardan tfek a : trtlar duyuldu. Mavi ampuller patlayp bin para halinde dald, duvarlardan krmz tula tozlar kurumu pamuk paralar gibi dkld. Fergus hendekten koarak frlad. Bir mermi topuklarnn yan bandan tozlar kaldrd, bir ikinci, ceketinin eteini sabrsz bir el gibi savurdu, ama Fergus o arada kendini aradaki l alana atm, onlarn ateinden kurtulmutu. kibklm komay srdrerek karakol binasna vard. Kum torbal iki pencere arasndaki duvara srtn dayad, soluunu dzenlemeye alt. Solundaki pencereden bir namlu uzand, uzaa doru alevler kustu. Fergus torbay at, sol eliyle bir el bombas kard, pimi dileriyle ekti, sa eli de kemerine sokulu VVebley .455'e gitti. Bir kolunu polis tfeinin namlusuna sard, kendisine zarar vermeyecek biimde yana doru itti, sonra pencereye atld, tfei hl tutar durumda, kum torbalar arasndaki dar delikten bakti. Gen, sakalsz bir surat da ona bakyordu. Gzler akn 292

Ikla almt. Miferin altnda delikanlnn aznn da alm olduu grlyordu. Fergus onu tam burnunun kemerinden vurdu. O akn gzlerin orta yerinden. Kafa geriye doru savruldu., pencereden ekildi. Fergus bombay aralktan ieriye savurup meldi. Kapal yerdeki patlama kulaklar sar edici oldu. Fergus kafasn kaldrd, ikinci bir bomba daha frlatt. Pencerelerden cam ve dumanlar fkrd, tuzaa kslm polislerin lklar, iniltileri, yarallarn ac dolu haykrlar duyuldu. Fergus nc bombay da att bard. Aln size eli kanl grev krclar! Bomba patlad, n kapy ykt, tm pencerelerden dumanlar savruldu. erde bir ses barmaya balad. Kes unu! Ah Tanrm! Kes artk! Teslimi oluyoruz! Polis avuu paralanm n kapdan admn att. Bir elini kafasnn zerine kaldrmt ama teki ceketinin kanl kolu iinde cansz sallanyordu.

Nevvlands Polis Karakolunun grevciler tarafndan baslmadan nce yollad son mesaj, yardm ars olmutu. kamyon halinde Johannesburg'dan yola kan yardm ekibi ancak ana caddedeki otelin nne kadar ulaabildi. Orada tfek ateiyle durduruldu. Durduu anda kamyonlarn arka tarafna atlan grevciler n de gaz bombalaryla atee verdiler. Polisler kamyonlardan atlayp yolun kenarndaki bir eve snmaya altlar. Gl bir savunma mevkiiydi oras. Uzun sre dayanabilirlerdi oray ele geirirlerse. Ama ilerinden polisi yolun zerinde, yanmakta olan kamyonlarn yannda l olarak brakmlard. ki tanesi de ar yaral olarak yine yol stnde yatmaktayd. ! Yolun kar tarafndan bir beyaz bayrak sallanmaya balad. Polis efi eyin balkonuna kt. Ne istiyorsunuz? diye seslendi. Fergus MacDonald beyaz bayra hl sallayarak yolun 293

zerine admn att. Partal klkl, bez kasketli,, savaya benzemeyen bir grn vard. Bu adamlar byle geride brakamazsnz, diye barp eliyle yolda yatanlar gsterdi. ef yannda yirmi silahsz polisle kp yoldaki adamlar almak zere ilerledi. Onlar l ve yarallarla urarken Fergus'un adamiar sessizce, evin arka tarafna getiler. Fergus birden ceketinin altndan VVebley'i ekti, efin kafasna dayad. Adamlarna syle, ellerini kaldrsnlar. Yoksa beynini saarm. Evin iinde Fergus'un adamlar polislerin silahlarn alrken, yol stnde de grevciler polislerin arasna dalmt. ef ac bir sesle, Atekes bayra altndaydnz, dedi. Biz oyun oynamyoruz, sersem, diye hrlad Fergus. Biz yeni bir dnya iin savayoruz. ef tekrar itiraz etmek zere azn aarken Fergus tabancay yanlamasna savurdu, namluyu adamn suratna arpt, n dilerini st enesinden skt, dudan, krmz, slak bir yara haline getirdi. Adam onun dizleri dibine yld. Fergus kendi adamlarnn arasnda dolamaya balad. imdi Brixton Tepesine saldracaz... ondan sonra da Johannesburg. Bu gece kentteki her resmi binada kzil bayrak dalgalanacak. leri, yoldalar! Bizi hibir ey engelleyemez.

Transvaal sko Birlii o sabah Dunswart stasyonunda trenden inmi. Banoni maden kasabasn almak zere ilerliyordu. Oras Eylem Komitesi komandolarnn kontrol altndayd. Grevciler hazr durumda, askerleri beklemekteydiler. lerleyen birlik yandan ve arkadan yzlerce tfein ateine tutuldu, kendilerini" kurtarmak iin btn gn canla bala savamak zorunda kaldlar, Dursvvart'a ancak ieden sonra ge saatlerde ekilebiidiler. i subayla dokuz l askeri yanlarnda tamaktaydlar. Otuz tanesi de yaralyd. Bunlardan pek ou da daha sonra lecekti. 294

Witwatersrand'n bir bandan teki bana kadar grevciler ortada frl frl koturuyordu. Eylem Komitesi oray da, evredeki dier byk maden tesislerini de ele geirmi, Johanesburg'u ablukaya almt. Bu madenler insanolunun kefettii en zengin altn madenleriydi. Prl prl bir hazine, bir ulusun zenginliinin temel tayd. Grevciler orada kz! bayraklarn dalgalandrmakta, hkmet kuvvetleri her noktada geri ekilmek zorunda kalmaktayd. Polis ekiplerinin balar, emir geldii zaman ate amaktan nefret ediyorlard. Ne de olsa dostlarna, yurttalarna, kardelerine ate etmekteydiler.

Fordsburg Sendika Binas bodrumunda bir kukla mahkeme kurulmu, bir hain lm cezas isteiyle yarglanyordu. Harry FiSher'in koca gvdesi bu kez asker niformaya benzer bir giysi iindeydi. Dmeli gs ceplerinin zerinden apraz kemerler halinde cephane fiekleri geiyordu. Sa kolunda bir krmz erit vard. Bakmsz siyah salarnn zerinde kasket yoktu. Gzleri pek sert bakyordu. Masasnn zeri eya doluydu. Helena MacDonald onun taburesinin tam arkasnda duruyordu. Salarn erkekler kadar ksa kesmiti. Ayanda pantolon vard. Paalarn izmelerinin iine sokmutu. Onun da kolunda krmz erit grnyordu. Yz solgun ve gergindi. Gz ukurlar morarmt. Ama vcudundan yine de enerji tayordu. Koku alm bir taz gibiydi. Burun delikleri alp alp kapanmaktayd. Sank, kentin dkknclarndan biriydi. Ak renk, sulu gzleri vard. Madeni ereveli gzlk takmt. Karsndaki sulayclara bakarken gzlerini durmadan krptryordu. Marshall Alanndaki karakolla grmek istediini sylemiti. Bir dakika, diye atld Helena. Sen yerel telefon santralnda alyordun, deil mi? Evet, yle. Ben balant efiyim. Kadn daha ok okul retmenine benziyordu. Kr sal, ciddi klklyd. Hi glmsemiyordu.
295

Devam et. Konumasn dinleyeyim dedim. Neler olup bitiyor, anlamak iin. Dkknc kemikli ellerini ovuturup duruyor, alt dudan sinirli sinirli iniyordu. Pembe kel kafasndan ykselen bir tutam beyaz sayla pek komikti. Ya en az altm vard. Telefonda, burada olup bitenlerin ayrntlarn anlatmaya balad, ben de balanty kestim. Tam olarak ne dedi? diye sordu Fisher. Burada bir makineli tfek bulunduunu syledi. yle mi dedi? Fisher'in yzndeki baklar frtnalyd. Gzleri dkkncya doru dnd. Adam titredi. Benim olum polis... tek olumdur, diye fsldad, gzlerini krptrp yalan engellemeye urat. Heiena buz gibi bir sesle, Bu itiraf demektir, dedi. Fisher ona bakp ban sallad. Onu darya karp vurun.

Teslimat kamyoneti ot brm patika zerinde sarslarak ilerledi, Crouvn madenin terkedilmi bir numaral aft yannda durdu. On iki yldr kullanlmyordu buras. Beton makine kaidelerini, aftn boynunu yosunlar brmt. Geride braklm makine paralar da pas iindeydi. ki adam., dkkncy srkleyerek dikenli tel itten ieriye soktular, Bu dikenli teller aftn deliini evreliyordu. aftn ukuru be yz metre derinliindeydi ama u sra te birini su basm bulunuyordu. Dikenli tellere aslm uyar levhalarnda apraz kemik ve kurukafa resimleri vard. Heiena MacDonald kamyonetin direksiyonunda oturmaya devam etti. Bir sigara yakt, karlara bakt. Kurun sesini belirgin bir hevesle bekliyordu. Dakikalar geti, sigara parmaklan arasnda yanp bitti, silahl adamlardan biri pencereye yaklarken Heiena terslendi. Ne diye uzatyorsunuz? zr dilerim, bayan, ama ikimiz de yapamyoruz Ne demek bu? diye sordu Heiena. 296

ey... Adam gzlerini yere indirdi. htiyar Cohen'den on yldan beri alveri ederim. ocuklarma her gidilerinde eker falan verir,.. Helena sabrsz bir hareketle kamyonetin kapsn ap indi. Ver tabancan bana, dedi, ikinci grevciyle dkkncnn durduklar yere doru yrd. Ceben glmsemeye alt. Miyop baklar Helena'ya bakarken yzndeki glmseme yumuak, minnet dolu bir glmsemeydi. Derken kadnn yzndeki anlam farketti... elindeki tabancay grd. Dizleri zerine kt, bol pantolonunun n tarafndan, elinde olmakszn iemeye balad grld.

Helena kamyoneti market binalarnn arkasna parkettiinde, ortala yeni bir heyecan dalgasnn yaylm olduunu hemen anlad. Kum torbal pencerelerde duran adamlar ona seslendiler. Kocanz geldi, bayan. Patronla birlikte bodrumda. Fergus, Harry Fisher'in harita zerinde iaret etmekte olduu yere bakyordu, sonra ban kaldrd. Helena onu zor tand. Baca sprcleri gibi kapkarayd her yan. Kirpikleri yanmt. Bu durum gzlerine bo, akn bir hava veriyordu. Gzleri kan ana gibiydi. Kelerinde kirli apaklar birikmiti. Merhaba, sevgilim, diyerek Helena'ya yorgun bir ifadeyle srtt. Burada ne iin var, yolda? diye sordu Helena. Senin Brbcton Tepesinde olman gerekiyordu. Harry Fisher sze kart. Fergus tepeyi ald. yi i baard. Hem de ok iyi. Ama bu kez talih bize gerek anlamda glyor. 'Ne oldu? diye sordu Helena. Kurnaz Jannie Smuts, Cape Town'dan yola km, geliyor. Bu kt haber, diye dzeltti Helena buz gibi bir sesle. Karayolundan geliyor..; yannda da koruyucular yok, diye aklad Harry Fisher. 297

Fergus, Kucamza dyor, diyerek srtt, iki kolunu yana at. Gmleinin kollarnda kurumu kan lekeleri vard. Babakann yaveri 'Mark' dinlendirmek iin direksiyonu bir sre devralmt. Rolls o sra Bloemfontein'in kuzeyindeki dz alanda ilerlemekteydi. Mark n koltukta, yolun sarsntlarna aldr etmeden uyumay baarm, Sean Courtney konvoyu Witvvatersrand'n oh be mil gneyindeki bir tepenin eteinde mola vermek zere durdurduunda, dinlenmi olarak uyanmt. Akama doruydu. Alalmakta olan gne, kuzey ufkundaki bulutlar mora boyuyordu. Bulut deildi aslnda onlar. Yzlerce bacadan, santrallerden, rafinerilerden, kmr yakan lokomotiflerden, kamp kurmu binlerce Afrikal iinin atelerinden ykselen dumanlard. Mark kentten ykselen asit gibi dumanlarn buralara kadar olan havay nasl kirlettiini koklarken burnunu buruturdu. Mola srasnda herkes arabalardan indi, eklemlerini gerip kaslarn dinlendirme frsatn buldu, doaL ihtiyalarn karlad. Mark burada bile rtbe farknn uygulandn grd. Bakan statsnde olanlar doal ihtiyalar iin arabalarn arka tarafndaki alan kullanrken, dierleri yola ak tarafta ilerini grmek zorunda kaldlar. Bir yandan da bir tartma srp gitmekteydi. Sean tedbirli davranmay neriyordu. Johannesburg'a dolambal yoldan, banliylerden yaklamak niyetindeydi. Standerton'dan dolap Natal yoluna kmamz gerekir, asiler tm gney yollarn tutuyorlardr. Ama bizi beklemiyorlar, Sean, dedi Jannie Smuts. Hzl gider, onlar anlamadan Marshall Alanna varrz. Dolamak akna iki saat kaybetmeyi gze alamam. Sean ona hrlad. Sen her zaman byle lgn olageldin, Jannie. Ulu Tanrm! Peinde yz elli komandoyla Cape Ta/vn'u ngiliz ordusundan almak zere saldran da sendin. dleri kopmutu, diyerek gld Babakan, arabann evresinden dolarken, Bir yandan pantolonunun dmelerini ilikliyordu. Sean onun peinden yryp konumasn srdrd. Oras doru. Ama ayn numaray Dou Afrika'da Lettow von Vorbeck'e uygulamaya kalktnda d kopan sen oldun. Canna okudu.

Mark generalin setii kelimeleri duyunca yzn buruturdu. Babakann adamlarnn gzleri nce gklere, sonra yerlere dnd, onun utancn grmemek iin ellerinden geleni yaptlar. Babakann yzndeki glmseme bir anda yokolmutu. Souk bir sesle, Johannesburg'a Booynens yolundan giriyoruz, dedi. Sean, ln iimize yaramaz, diye homurdand. Yeter artk, Sean. Benim dediim gibi yapacaz. Pekl. Sean isteksizce raz oluyordu, Ama sen ikinci arabada olacaksn. Cadillac Babakanlk flamasn dalgalandrarak nden gidecek. Cadillac'n ofrne dnd. Tam gaz, anlyor musun? Hibir ey iin durmayacaksn. Bastne, efendim. Aletleriniz yannzda m hepinizin? diye sordu. Hepsi silahlarn karp gsterdiler. Mark! Sean bu kez ona dnmt. Mannlicher'i arabann zerinden al. Mark deri klf bagaj yerinden indirdi, 9.3 mm tfei monte etti. Yola kmadan nce ok ksa zamanlan olduundan, Somerset House'da etkili silah olarak bir tek bunu bulabilmilerdi. Tfei doldurdu, Sean'a uzatt, sonra iki paket cephaneyi kendi ceplerine soktu. Aferin, diye homurdand Sean. Ona dikkatle bakt. Kendini nasl hissediyorsun? Uyuyabildin mi? yiyim, efendim. Direksiyona ge. Karanlk abucak bastrd, tepelerdeki kauuk aalarnn siluetlerini mavi bir glge haline indirgedi. Tepelerdeki yerli kulbelerinde tek tk yank ocaklarn atei parldyordu ama oralardaki tek hayat belirtisi bunlard. Yol bombotu. lk tula binalar artsndan hzla gemeye baladklarnda, oralarda da k olmadn grdler. Ortalk doal olmayan, tedirgin edici bir sessizlik iindeydi. Ana elektrik santral kapal. Kmr karanlar yalnzca temel ihtiyalar iin gnde elli tona inmilerdi ama artk onu bile kestiler, dedi Babakan. Ona cevap veren olmad. Mark ndeki Cadillac'n krmz stop lambalarn izliyordu. Karanlk 299

daha da younlat. Mark uzun farlar yakt, Booysens'in dar sokaklarna hzla daldlar. Buras Johannesburg'un en gney banliysyd. Maden iilerinin kulbeleri yolun kenarlarnda tk tk, rktcyd. Solda, gnn ilk klarnn tam karsnda Mark, Crovvn madeninin elik kulesini grebiliyordu. Daha ilerde, a l : ak, masa gibi tepelerin oluturduu maden, iinde bir zlem duygusu uyandrd. Birden Fergus MacDonald' ve Helena'y dnd, tekrar sola doru bakt, bir an iin gzlerini nndeki yoldan ayrd. Crown Deep Kulesinin biraz ilersinde, yaklak bir mil uzanda Loovers Soka vard. Helena ona orada erkek olduunu retmiti. Bu an acyla ve sululukla ok fazla doluydu. Onu kafasndan atmaya alarak dikkatini toplayp tekrar yola verdi... tam o anda da ilerdeki yolun sa tarafnda bulunan kulbelerden ilk tfekler patlad. Mark bir anda dmann at asn ve menzilini hesaplar buldu kendini. Tam yolun viraj yapt yeri semilerdi. Orada tatlarn yavalamas artt. yi, diye dnd, iinde duygu bulunmayan bir mantkla. Bu seimi iin iin alklad. Roils'un vites koluna dokundu, vites klterek dn iin g toplamaya alt. Eilin! diye bard nl yolcularna. lerde Cadillac ate karsnda biraz yavalad, sonra hzla dnemece atld. Alt yedi tfek, diye tahmin yrtt Mark. Sonra evin pencereleri altndaki yksek duvar ve ak kaldrm grd. Onlara deien, yaklaan bir hedef salad. Rolls'u gazlad, olanca hzyla yandan kaldrma kt, duvarn tam dibinden ilerledi. Duvar dibindeki allar geen arabann yannda hrdad, Sean Courtney pencereden ate ederken tabancann patlamas duyuldu. Mark frene bast. Roils'un arkasn virajda yelpaze gibi savurarak dnd, kaldrmdan sektirerek indirdi, evdeki nianclar artmak iin kvrlarak yola kt. Sonra gaza olanca gcyle basp virajdan kurtuldu, Booysens'in karanlk arsnda

ilerledi, akn tfekileri bo viraja bakar brakt. u anda Rolls-Royce motorunun uzaklaan sesini dinliyor olmalydlar. ki mil sonra tehlike alanndan km'olacaklard. Son tepeyi ap Johannesburg'a gireceklerdi. nnde Cadillac dkknlar, depolar, kk fabrikalar arasnda ilerliyor, farlar yolun iki yanndaki binalar' aydnlatyor, karanlk tnelin iinde kurtulua giden bir yolu styordu. Rolls'un arka kanepesindeki iki general, Mark'n yere yatma konusundaki emrini dinlememilerdi. kisi de dimdik oturuyor, ll bir sesle olay tartyorlard. Hzl dndn, delikanl, dedi Smuts. O dn beklemiyorlard. Sean, Zeki ocuktur, diye homurdand. Ama sen o tabancayla bouna vakit kaybediyorsun. Yapacak bir ey olsun diye. Sean bunu sylerken tabancasn bir daha doldurdu. Sen benim komandolarm arasnda olmalymsn, dostum Sean. Sana cephane tasarrufunun nasl yaplacan retirdim. Smuts, Sean'in nceki sznn cn almaya alyordu. Cadillac'n farlar ilk yokuta hafif yukar doru ykseldi Ayn anda hep birlikte yol stndeki barikat grdler. Yolun zeri bir batan bir baa petrol varilieriyle, kerestelerle, demir somyelerle, kum torbalaryla, ev eyalaryla doldurulmutu. Sean yksek sesle galiz bir kfr savurdu. imdi dnebilirim, diye bard Mark. Ama yavaladmzda bizi avlarlar... hem teki tuzaktan bir kere daha gemek zorunda kalrz. Sean, Cadillac'a dikkat et! diye ona bard. Ar siyah araba hi kararszlk gstermemiti. Yokuu hzla kp barikatn zerine atld. En zayf noktasn seip oraya yneldi. Gedik aacak! Onu izle, Mark! Cadillac barikata arpnca masalar, sandalyeler havalara utu. Rzgrn ve motorun sesine ramen Mark arpmann grltsn duyabilmiti. Derken Cadillac geti, yokuu trmanmaya devam etti. Ama hz giderek azalyordu. Paralanan rad 301

yatrnden beyaz dumanlar ykselmekteydi. Ne olursa olsun, barikatta bir gedik amay baarmlard. Mark oraya yneldi. Tahta paralarnn zerinden sarslarak geti, yokuta hzland, ndeki arabayla aradaki mesafeyi kapatmaya balad. Cadillac iyice yavalyordu. Besbelli kt bir yara almt. Mark, Durup onlara yardm edelim mi? diye sordu. Sean, Hayr! diye kkredi. Biz Babakan... Evet! diye bard Smuts da. Onlar orada brakamayz. Mark, Kararnz verin! diye bard. Arka kanepede inanlmaz bir sessizlik oldu. Mark yavaa frene bast. Makineli en yakndaki madenin kenarndan atee balad. Kr edici bir beyaz k yolu frtna gibi sprd. O atrty tanmamaya olanak yoktu. Sean'la Mark ayn anda, inanmaz bir sesle, Vickers! diye bardlar. Babakann yeilli sarl forsunu burnunda dalgalandran Cadillac lm ateine doru yaklat. Mark ona bakarken birden arabann paralanmaya baladn grd. n cam ve yan camlar patlayp binlerce kk para halinde bulut gibi sald, ierdeki kii yolunma makinesine tutulmu pililer gibi paralara blndler. Cadillac yoldan kt, ahap bir deponun duvarna burundan taslad. Ama inat Vickers hl ona ate etmeye, kaportasnda iri delikler amaya devam etti. Sa gvdeden kopan paralar Roils'un farlar nnden, gm paralar gibi uarak geiyordu. Vickers'in hedefi deitirip Rolls'a ynelmesi artk bir an meselesiydi. Mark bunun farkndayd. Yolun ilerisine bakp bir umut arad. Ahap depoyla bir sonraki binann arasnda bir aralk vard. Roils'un sabilecei kadard ancak. Mark yavalayp dnmeye hazrland. Makinelinin bandaki adam onun niyetini anlad. Ama namluyu Rolls'a evirirken ykseklii hemen ayarlayamad. Mermiler yolun yzn yrtt, tozlar uurdu, yandan arabann altna doru kayd. 302

Daha makineliyi kullanan hedefini ayarlayamadan, Cadillac'n benzin deposu patlad, korkun bir grltyle birlikte kpkrmz alevler ve koyu bir kara duman ykseldi. Onun perdesi ardnda Mark arala doru atld, direksiyonun zor dnmesine ramen koca arabay oraya1 sokmay baard. Bu arada burunu bir yere fena halde arpt. On be metre ilerde, dar geitin iinde koca bir treyler duruyor, yolu tkyordu. zeri kereste yklyd. Mark hemen frene bast, arabay durdurup dar atlad. Deponun kesi onlar Vickers'in gznden saklyordu. Ama ndeki treyler de klarn engellemekteydi. Grevcilerin durumu anlayp gelmeleri, onlar tfekleriyle delik deik etmeleri birka dakika ya srer, ya srmezdi. Mark makineli ateinin n sol tekeri patlattn hemen grd. Arka kapy tuttuu gibi at. Sean'n elinden Mannlicher'i kapt. ki generale, Lastii deitirin, ben onlar oyalamaya alacam, diye barp geitin azna doru ilerledi. Sean alayl bir glmsemeyle, Bir daha bana emir verdiinde 'efendim' demesini syleyeceim, dedi. Sonra Smuts'a dnd. Sen mrnde hi lastik deitirdin mi, Jannie? Samalama, Sean. Ben alaydan yetime askerim. stelik senden yksek rtbeliyim. Smuts da ona glmsedi. Altn sakalyla farlarn nda tpk bir Viking'e benziyordu. Brak vnmeyi, dedi Sean. Sen krikoyu kullan. Mark depo binasnn kesine varp meldi, evresine bakmadan nce elindeki Mannlicher'i kontrol etti. Cadillac kocaman bir alev ynyd. Yank lastik ve ya kokular, kzarmakta olan insan eti boucuydu. Srcnn gvdesi hl direksiyon banda oturuyordu. Ama fkeli alevler o gvdeyi yalayp durmaktayd. Adamn kafas giderek kararyor, kmrleiyordu. Vcudu ar bir lm balesiyle ikide bir kvrlmaktayd. Mark'n daha nce farkedemedii bir rzgr vard. Tepeden doru esiyordu. Deiken bir rzgrd. Yangnn dumanlarn bir saa savuruyor, sonra cayp tekrar yolun zerine yayyordu. Alevlerin zerinden bakldnda kar taraftaki perspektif bozuluyor, insana sahte grntler gsteriyordu. 303

Mark o Vickers'e gerek anlamda tehlike oluturabilmek iin yolu ap kar tarafa gemesi gerektiini anlad. Ak alanda elli metrelik bir yeri koarak almas artt. Ancak o zaman Vickers, Mark iin salam bir hedef olurdu. Rzgr bekledi. Az sonra yaklatn grd. Atein nda, tepenin yukarlarndaki otlar hafife yatmt. Derken rzgr dumanlar kapt gibi yolun zerine doru yayd. Mark deponun kesinden frlad'. Rzgrn kendisine hile yapm olduunu ancak yirmi metre kotuktan sonra anlad. Biraz frm, sonra hemen vazgemiti. Birka saniye srmt ancak Sonra da gece yeni batan sakinlemiti. Yalnz Cadillac'n yanma trtlar duyuluyordu. Duman yokolduunda Mark yolun yarsn almt. Karnnda bir yumru gibi hissetti korkuyu. Sonra o yumru bacaklarna doru yayld. te yandan beyninin iindeki sava saati durmakszn tik takn srdryordu. Vickers'in bandaki adamn kendisini tam hangi anda grdn, namluyu ayarlayp ona evirmek iin ne kadar sreye ihtiyac olduunu hesaplamaktayd. imdi, diye dnd, hzn kesmeden belden bkld, tam bekledii anda patlayan makineli kurunlarnn altna dalp bir takla att. Hareketin hz onu hemen tekrar ayaa kaldrd. Dmannn namlusu kendisini tekrar bulana kadar birka saniyesi olduunu biliyordu. leri atlrken srtndaki eski yaralarn sancsn duydu. Yllardr acmamt o yaralar. Bu ac ... beklentiden douyordu. Tek nedeni takla srasnda srtnn yere arp deildi. Yolun kar tarafndaki krmz topraklarn kendisine doru yaklatn grd srada, Vickers'in namlusunun yine kendi zerinde olduunu da hissetti. Ayaklar ilerde, yatarak ne doru kayd. Ayn anda Vickers'in mermileri de bann yukarsndaki havay dvyor, kar taraftan tozlar kaldryordu. Mark kar alann ilk tepecii dibinde bir sre yzkoyun yatt. Yzn dirseinin oyuuna gmmt. Eski yaralarnn sancs geinceye kadar srekli hkrp soluunu toparlamaya alt. Sonunda kalbinin temposu normali buldu. Ban tekrar kaldrdnda yzndeki ifade donuk, fkesi eyleme dnkt. 304

Fergus MacDonald elini Vickers'in tetiinden ekip bir kfr savurdu. nndeki yamatan aa bakp namluyu saa sola evirerek rasgele birka kez daha ate etti. Yanna diz km olan adam, Galiba vurdun onu, diye fsldad. Bok, vurdum, diye tslad Fergus. Sonra namluyu yolun zerinde gzne deen bir kprtya evirdi. Ksa sre ate etti, yine mrldand. Tamam, ekilelim artk. Dur, be yolda, avladk onlar! diye itiraz etti arkada. Seni sersem budala! Herifi grmedin mi? diye sordu Fergus. Yolu nasl geti, farketmedin mi? Karmzda domuzuna tecrbeli biri var, anlamyor musun? Kim olursa olsun, azl katil bu herif. Bir tek itin bizi yerimizden etmesine izin mi vereceiz? Evet, yle yapacaz! dedi Fergus. Karmda o herif olduka, ben bu silah tehlikeye atmam. Bu silah yz talimli askere bedeldir. elik namluyu sevgiyle okad. Biz buraya Kurnaz Jannie'yi ldrmeye geldik. O da u anda, arabann iinde frnlanyor. Vnlayalm buradan... . Vickers'i skmeye koyuldu. Namluyu bir evirip iinde bulunabilecek kurunlar boaltt. ocuklara syle, biz geri ekilirken koruma atei asnlar, dedi. Fiek kemerini ekti, sonra Vickers'i l ayan zerinden kaldrp kucaklad. abuk ol, dedi yanndaki adama. Geliyordur itolu. Soluunu ensemde hissetmeye baladm bile. Yamata sekiz grevci vard. Fergus'la iki kii Vickers'in banda, ayrca da be dank adam daha. Tamam, gidiyoruz. Fergus silah kaldrp omzuna vurdu, cephane eritlerini sol eline ald, yardmcs da maden ayan yirmi be kiloluk arln yklendi. Yedek cephaneyle be galonluk soutma suyunu nc arkada tayordu. Biz ekiliyoruz, diye seslendi Fergus tfekilere. Gznz drt an. Peimizde tehlikeli bir it var. Grup halinde komaya baladlar. Vcutlar eikti. Ayaklar kumlar zerinde kayp duruyordu. Silahn sesi sol taraftan geldi. Fergus bunu beklemiyor 305
Bir Sere Dt F : 20

tiu. Ayrca tepenin inanlmayacak kadar yukarsndan geliyordu. Herif oraya bu kadar ksa srede varmak iin kanat kard srtndan herhalde, diye dnd. Ses tok, ar bir sesti. Av silah gibi bir ey. Arkadan nc arkadann inlediini duydu. Cierlerindeki hava zorla dar boalyormu gibi bir ses kard adam. Fergus ban evirdiinde onun yere ykldn grd. Beyaz kumlar zerinde, koyu renk, ekilsiz bir karalt. Tanrm! diye soludu Fergus. O uzaklktan, bu olmadk kta ate edebilmek mthi bir ey olmalyd. Bir tek yldzlar, bir de Cadillac'n alevleri. Tfek tekrar uuldad, Fergus yamataki arkadalarndan birinin barp hrtyla allar arasna devrildiini duydu. Hasmn doru deerlendirdiini anlyordu. Bir katildi bu herif. Artk hepsi komaya balamlard. Bir yandan baryor, bir yandan rasgele ate ediyorlard. Fergus da onlarla birlikte kotu. Kafasnda bir tek dnce vard... deerli Vickers'ini gvenceye almak, kurtarmak zorundayd. ki omzu arasnda ceketi terden srlsklamd. Ter damlalar srtndan beline doru szlyor, kasketinin kenarndan alnna szyor, gzlerine girip grn bulanklatryordu. Sonunda sk bitki rts altna varp kendisini gvenli siperine attnda, konuabilecek durumda deildi. Makineliyi kucanda kundakl bebek gibi tutuyordu. Tfekiler birer birer gelip kendilerini gvenceye aldlar. Ka kiiydi bunlar? diye soludu ilerinden biri. Bir bakas, Bilemiyorum, diye karlk verdi. En azndan bir dzine ZARP olmal. Ben be tanesini grdm. Fergus soluunu ayarlamay sonunda baard. Artk konuabilecek durumdayd. Bir kii, dedi. Bir tek kiiydi... o kadar. Kaypak Jannie'nin iini bitirdik mi? Fergus gvenli bir sesle, Evet, diye karlk verdi. Onun ii tamam. lk arabadayd... Forsunu gzmle grdm. Pierken vcudunu da grdm. Artk evlerimize dnebiliriz.

Roils Royce tek bana Marshall Alanndaki polis merkezinin nnde durduunda saat on bire pek az vard. Kukulu nbetiler arabay hemen durdurdular. Ama iindeki yolcular tanynca bir dzine yksek rtbeli polis ve subay binann merdivenlerinden aa, onlar karlamaya kotu. Babakan hemen geni konuk salonuna girdi. Birinci kattaki bu salon, askeri ynetimin karargh haline getirilmiti. Skynetim komutanl buradayd. Masann evresindekilerin onu grnce duyduklar sevin aka grlebilecek gibiydi. Durum berbatt ama artk Smuts gelmiti. Bundan byle ilerin yeniden dzene girmesini, kemekein sona ermesini umabil i rierd i. Smuts onlarn raporlarn sessizce dinledi. Bir yandan enesindeki kei sakaln ekitirip duruyordu. Dinledike yzndeki ifade daha ciddileti. Haritaya eildi, bir sre daha sessizliini srdrd. Sonra ban kaldrp General van Deventer'e bakt. ki savata silah arkadal yapmt onunla. 1901'deki Lettow von Vorbeck harektnda omuz omza Cape'e girmilerdi komandolaryla. .Jacobus, dedi Smuts; Sen dou birliklerine komuta et. Van Deventer emri anladn gcrtl bir sesle belirtti. 1901'de bir ngiliz kurunu ses tellerini harap etmiti adamn. Sean, sen baty al. Brixton Tepesini yarn lene kadar ele geirmek istiyorum. Sonradan aklna gelmi gibi ekledi. Senin ocuklar Natal'den gelmiler mi? Umarm, dedi Sean Courtney. Ben de. Smuts ona glmsedi. O tepeyi tek bana ele geirirken eleneceksin. Yine glmsedi. Sava planlarnz kahvaiti saatine kadar istiyorum, baylar. Size hatrlatmama gerek bile yok, ama parolamz yine her zamanki gibi 'hz' olacak. Bu yaray bir an nce dalayp sarmak zorundayz.

Sonbahar balarnda gnein baka trl bir prlts oluyordu. Duru, en bir mavi gkten, sanki incelmi bir atmosfer iinden akp geliyordu nlar.

Tam klarn sessiz bahelerde piknik yapaca mevsimdi. Ama 14 Mart 1922 sabah hi de sakin bir sabah deildi. Johannesburg'u ve evresindeki banliyleri sinsi, rktc, sahte bir sknet sarmt o sabah. Van Deventer iki gn iinde dou cephesini temizlemi, grevcileri Boer komando taktikleriyle artm, Benpni ve Dunsivvart'daki direnii silip sprm, Brakpan' ve oradaki madeni ele geirmi, emrindeki Brit'ler de, Modder ve Geduld madenlerini alp Springs'de ona katlmlard. ki gnde dou cephesindeki ayaklanmay bastrm bulunuyorlard. Binlerce grevci beyaz bayraklarla teslim olmu, durumaya karlmak zere alnp gtrlmlerdi. Ama Fordsburg, tam Brixton Tepesinin merkezi saylyordu. htilalin de beyni oradan emir vermekteydi. Sean Courtney sonunda tepeyi alm bulunuyordu, ama bunu ancak iki gn sren kanl arpmalardan sonra yapabilmiti. Zrhl birliklerin ve hava birliklerinin desteiyle kayalklar, okul binalarn, tula tesislerini, mezarl, resmi binalar, evleri bombalamak zorunda kalmlard. Oralar grevcilerin merkezi haline getirilmiti nk. Gece bastrnca her iki tarafn llerini tayor, hepsini Milner Park mezarlna gmyorlard. Grup grup. Herkesi kendi arkadalar arasna. Askeri askerle, grevciyi grevciyle. Sean artk ba kalbe saplamaya hazrd. Parlak gne klar altnda, Fordsburg'un maden atlar karlarnda prl prl parlamaktayd. Mark Anders, te, geliyor, dedi. Hepsi drbnlerini kaldrp ufukta beliren minik kara benee doru tuttular. DG9 yaklat, gneyden doru, Fordsburg evleri zerinden umaya koyuldu. Mark drbnnn merceinden n kabinde pilotun ban ve omuzlarn grebiliyordu. Seyir subay yanda yl duran basl ktlarn ipini kesti, ak delikten uurdu. Ktlar uan ardnda beyaz bir frtna gibi uuarak yayldlar, dne dne, kumrular gibi kentin zerine doru alaldlar. Bir rzgr ktlardan bazlarn tepeye doru savurdu. Mark bir tanesini havadan kapt, zerindeki yazlara gz att. 308

SIKIYNETM EMRDR Kodnlaria ocuklarn ve hkmeti destekleyen herkesin bugn saat 11.00'den nce Fordsburg'un bakaldrm kesimlerinden kmas gerekmektedir. Bu yrelerde askeri operasyonlar yaplacaktr. Bu emre gre yasaya kar km hi kimseye cezai baklk salanamaz. SEAN COURTNEY KOMUTAN Kt cmlelerle, karanlk bir ifadeyle kaleme alnmt. Mark, acaba bunu kim yazd, diye merak etti, sonra elinden att. Kt ayaklarnn dibindeki otlar zerine dt. Ya gzcler onlar dar brakmazsa, efendim? diye sordu alak sesle. Sean, Sana benim vicdanm olasn diye para vermiyorum, delikanl, diye homurdand. Bir sre sessizce yan yana durdular. Sonra Sean ini ekti, gs cebinden bir puro kard, barmak istermi gibi Mark'a uzatt. Ne yapabilirim, Mark? Adamlarm o sokaklara destek atei olmakszn m sreyim? Kendi purosunun ucunu srp tkrd. Hangilerinin hayat daha nemli? Grevcilerle ailelerininki mi, yoksa bana gvenmi, hayatlarn bana teslim etmi insanlarnki mi? Mark alak sesle, nsann nefret ettikleriyle savamas ok daha kolay, diye mrldand. Sean ona sert sert bakarak, Bunu nerede okudun? diye sordu. Neyse ki, bu ide siyahlar yok, dedi Mark ban iki yana sallayarak. Klk deitirmi siyah polisleri alana gizlice sokup yerli kabilelerin blgeyi terketmesi iin haber iletme iini Mark stlenmiti. Zavall garipler, diye ona katld Sean. Beyazlarn bu lgnl hakknda ne dnyorlardr acaba? Mark aadaki evlerden gelen at pat tfek seslerine aldr etmeksizin 309

kayann ucuna kadar ilerledi. Drbnyle kente doru bakt. Birden rahatlam gibi bard: kyorlar! Durduklar yerin epey aasnda ilk grup, Vrededorp stasyonunun kapsnda belirmiti. Kadnlar kk bebekleri kucaklarnda tayor, isteksiz ocuklar ellerinden ekerek srklyorlard. Kimisi deerli eyalarn da yanlarnda tamaktayd. Bazlar evcil hayvanlarn yanlarna almlard. Kafeslerde kanaryalarn, tasmalarn ucunda kpeklerini. lk kk gruplar bulutu, hazin bir tabur oluturuldu, ar ar ilerlemeyi srdrdler. Bir manga yolla, onlara yol gstersin, diye emir verdi Sean alak sesle. Sonra ban eip sakaln enesine dedirdi. Kadnlarn yoldan ekildiine sevindim, diye homurdand. Ama ifade ettii anlam beni zyor. Erkekler kar koyacak, dedi Mark. Sean, Evet, diye ban sallad. Dvecekler. Bana yeterince kan dkld gibi geliyordu. Ama onlar bu trajediyi sonuna kadar gtrmeye niyetli. Purosunu yere atp zerine topuunu basarak sndrd. Pekl, Mark. Aaya inip Molyneux'ya syle, balyoruz. Saat on bir olduunda ate aacaz. yi anslar, olum. Mark bir selam akt. Sean onu olduu yerde brakt, topallayarak tepeden inip, sava izlemeye gelmi olan General Smuts'la erknnn yanna doru ilerledi.

lk arapneller gkleri yrtt, Fordsburg zerinde patlayarak sessizlii yoketti. Atei tepelerdeki birlikler amt. Ksa zamanda dierleri de onlara katld. Yirmi dakika boyunca kan grlt, duman ve toz akllara durgunluk verecek gibiydi. Mark acele kazlm siperde durmu, kenardan bakyordu. Bu durumu kendisine ylesine korkun ekilde tandk geliyordu ki! Belki elli kez yaamt ayn n daha nce. Sinirlerinin gerildiini hissetti, karnndaki korku yumrusu iini bulandrd.

Sipere saklanmak, ban korumak, kulaklarn o seslere tkamak, ylece beklemek geldi iinden. Olduu yerde kalmak, yzndeki ifadeyi deitirmemek, kaygszm gibi grnmek byk abaya maloluyordu. Ama A Birliinin adamlar onun yanndaydlar. Mark oyalanmak iin, siperden ktklarnda hangi yolu izleyerek ilerleyeceklerini saptamaya koyuldu. Her kede barikatlar bulacaklard. Kenarlardaki evlerin hepsinde dman onlar bekliyor olacakt. Bu ateler, pusuya yatm grevcileri rktemezdi. Snrl arapnel ateiydi ne de olsa. Sean Courtney daha nce grevcilerin eline dm olan yzden fazla polis ve askerin gvenliini de dnmek zorundayd. Onlar da bu kentin bir yerlerinde bulunuyorlard. Yksek gl patlayc yasak! diye emir vermiti. Mark kendi birliinin sokaklarda ilerlerken para para edilebileceini biliyordu. Arka bahelerden, mutfaklardan, amarhanelerden geerek ilerleyecekti. Son hedefleri, sendika binasyd. Saatine bir daha bakt. Drt dakika kalmt. Tamam, avu, dedi alak sesle. Emir siperin iinde abucak iletildi. Adamlar melik pozda biraz ykseldiler, siperin st kenarndan baktlar. Eski gnler gibi, efendim, dedi avu sevimli bir sesle. Mark dnp ona bakt. Adam bu iten enikonu zevk alyor gibiydi. Mark bu yzden ondan nefret ettiini hissetti. Haydi, dedi birden. Saatinin yelkovan o anda dokunmutu kaln izgiye. avu ddn tiz bir sesle ttrd. Mark bir elini siperin kenarna dayad, frlayp kt. leri doru komaya balad. Karsndaki evlerden bir atrtdr koptu. Birden Mark artk hi korkmadn hissetti.

ocukluk dnemini yeni amt. Dzgn, pembe yanaklar, st dudanda do altn renkli ince tylerin glgesi vard. Onu bodrumun merdivenlerinden iterek indirdiler. Dengesini kaybetti, yuvarland. Bir dlek daha! diye homurdand onu getirenlerden bi-

ri. Tfei omzunda, kzl eridi kolundayd. Metrodan inip kamaya alrken yakaladk. ocuk toparlanp ayaa kalkt. Dten dizleri syrlmt. Harry Fisher tepesine dikildiinde alamak zereydi. Sa elinde uzun bir krba tutuyordu Fisher. Bir hain! diye kkredi. Son gnlerin srekli planlama ve atmalarnn getirdii yorgunluk ve gerilim yava yava kendini belli ediyordu. Adamn gzleri fanatik klar yanstmaktayd. Hareketleri kopuk kopuk, srar gibi, abartmalyd. Sesi de gereinden yksek kyordu. Hayr, yolda, yemin ederim; ki, ben hain deilim, diye yalvard delikanl acyla. O halde korkaksn! Fisher ocuun yakasna sarld, ektii gibi gsn beline kadar at. Tfeim yoktu, diye inledi delikanl. Herkese yetecek tfek kacak. ndeki yoldalar lnce. Krba saklad, ocuun dzgn cildini yard, vcuduna doland, o dizleri kerken kesiklerinden kanlar fkrd. Harry Fisher onun tepesinde dikilip krbacn savurdu durdu. Sesi kmaz oluncaya, lklarn ard kesilinceye kadar. Sonra geri ekildi, soluk solua, Onu dar karn, hainlere ve korkaklara ne yaplrm, yoldalar grsn! dedi. Bir grevci ocuu kollarndan tutup kaldrd, arkadayla birlikte onu srkleyerek merdivenlerden yukarya kardlar. Srtnn derisi erit erit yarlm, belinden aa akan kanlar pantolonunu krmzya boyamt.

Mark bahenin arka duvarndan beton tabana yumuack srad. Yan duvarlarn dibine bo bira ieleri yksek ynlar halinde birikmiti. le scanda ac bir iki kokusu yaylmaktayd evreye. Mint Sokanda iki satan bu dkkna bir saat iinde varmlard. Arka bahelerden, sundurmalarn atlarndan aarak ilerlemeleri, Mark'n sandndan ok daha baarl olmutu. Bir kere yol barikatlarndan kurtulmulard. Gl biimde mevzilenmi grevci gruplar sarp kuatmay iki kez baarmlard.

Mark baheden hzla kotu, arka kapy bir tekmeyle at, aar amaz yana ekilip duvara yamyass yapt. erden ate edebilecek grevcilerin yolu stnden kam oluyordu bylelikle. avula bir dzine kadar adarn onu izlediler. Baheye yaylp kapy ve pencereleri namlularyla kontrol altna aldlar. avu ak duran kapdan ieriye doru bakarak Mark'a ban sallad. Mark yerinden frlayp yanlamasna kapdan ieriye dald. Tfei kala hizasndayd. Gzleri ktan karanla girince kslm, evresine dikkatle bakyordu. Dkkn bombotu. Kepenkler inik, kaplar srgl, ierdeki ieler yamaclarn errinden kurtulmu, dizi dizi durmaktayd. Bu da grevcilerin disiplinli biimde hareket ettiinin kantyd. Mark buraya son seferinde arap almaya gelmi olduunu hatrlad. Heiena MacDonald iin. O dnceyi kafasndan uzaklatrd, kepenkli pencerelere yrd. avu bu srada adamlarn arka kapdan ieriye sokuyordu. Kepenkler rasgele atlm arapnellerden delik deikti. Mark o deliklerin birinden dary gzetledi. Yolun karsnda, elli metre kadar ilerde sendika binas vard. nndeki meydan, grevcilerin kurduu barikatlarla, kazd siperlerle, savunma nlemleriyle doluydu. Sokaktaki genel tuvalet bile bir istihkm: haline getirilmit i . Ama savunucularn tm dikkati, meydann kar tarafndaki sokaklara dnkt. Siperlere sra olmular, Transvaal sko Birliinin istasyon tarafndan kente koan askerlerine ate ediyorlard. Grevcilerin kl eit eitti. Kimi yal i tulumlar, kimi yar asker safari ceketleri giymiti. Balar ya kasketli, ya kaskl ya da i miferliydi. Kiminin zerinde takm elbiseleri vard. Kimi hasr apkal, omuzlarnda fiek kemerleri sallanarak dolayordu. Hepsinin de arkas Mark'a dnk, ak hedef oluturuyordu. Dkkndan bir saldr, tam bir katliam olurdu. avu imdiden adamlarn kap ve pencerelere bltrmeye balamt bile. Sevinten ldryordu. 313

Bir makineli istetebilirim, diye dnd. Mark. inden bir duygu, o habersiz grubu Vickers'le bimeye kar koyuyordu ama. Eer onlardan nefret ediyor olsam yapardm, diye dnd. Onun baklar altnda, grevciler kardan gelen atele birer birer devrilmeye baladlar. Mark, Sng tak! diye bard. Dkknn alacakaranlnda snglerin prlts parlad. Serseri bir kurun Mark'n ba zerinde bir yerden kepengi deldi, rafta duran viski iesini paralad. kinin kokusu keskin ve tatszd. Mark bir daha seslendi. Ben emir verince kaplar ve pencereleri an. Onlara sngyle saldracaz. Kepenkler paraland, kaplarn kanatlar ald. Mark adamlarn nnde dar frlad. Daha ilk kum torbalarna varmamlard ki, grevciler tfeklerini ellerinden atmaya, kollarn balar zerinde kaldrp teslim olmaya baladlar. Meydann kar tarafndan askerler de sevin lklar atarak alana doluuyorlard. Mark iinde bir rahatlama hissetti. Ne iyi etmi de sng saldrsna karar vermi, adamlarnn o grevcilere arkadan ate etmesine engel olmutu! Askerler meydana girip grevcilerin silahlarn alrken, Mark olanca hzyla sendika binasnn merdivenlerine atld. En st basamakta durup bard. erdekiler, geri ekilin! Sonra pepee el ate edip pirin kilidi paralad. Harry Fisher duvara dayanm, kum torbal pencereden darya bakyordu. Alandaki kemekein farkndayd. Dayanlmaz bir umutsuzluk adamn koca cssesini sarst, yaral bir boa gibi soludu, matadorun son zpknn beklemeye hazrland. Adamlarn silahlarn ellerinden atlarna, teslim olularna bir sre daha bakt. Sonra yorgun omuzlar aaya sarkt. Cssesi kld sanki birden. Koca kafas eikti. Gen bir temen binann kapsna doru atldnda, onun baklar bulanmt iyice. Sonra kilide ate edildiini duydu. Dnp masasna yrd, kapal kapnn tam karsna rastlayan koltua oturdu, kemerinden tabancasn ekerken 314

eli titriyordu. Emniyeti at, hazr bekledi. Elinde deildi tabanca. nnde, masann zerinde yatyordu. ; Ban yana eip haykrlan emirleri, ayak seslerini dinledi. Bir dakika sonra tahta merdivenlerden yukar koan ayak seslerini de duydu. Tabancay masadan eline ald, iki dirseini masaya dayayarak kendini dengeledi. Mark binann ana kapsndan hole daldnda ararak duraklad. Yerlerde bir yn vcut serilmi yatyordu. Yzlerceydi sanki. O bakarken, bir yzba adamlaryla birlikte onun pei sra hole dald. Onlar da durdular. Ulu Tanrm! diye soludu yzba. Mark o srada farkna yard. Yerdekilerin hepsi niformalyd. Polis niformalar, yeil asker niformalar... Tutsaklarn ldrmler, diye dnd Mark. Panik iindeydi. Derken birden yerdeki vcutlardan bir tanesi kprdad, doruldu, onu tekiler izledi. Yzba, Mark'n yan banda, Tanrya krler olsun! diye mrldand. Tutsaklar ayaa kalkyorlard. Yzlerindeki ifade prl prld. Hol nee sesleri doldurdu. Kapya atldlar. Kimi arkadalarn kucaklamak istiyor, kimi kendilerini kurtaranlara teekkr etmek istiyor, kimi de ak havaya kavumak iin kouyordu. Mark zerine gelen iriyar polis avuunun kucaklamasndan zor kurtuldu, adamn kolu altndan dal yapp merdivenlere atld. Basamaklar er er kt, sahanlkta durdu. Be alma odasnn kaps ak duruyordu. Altncs kapalyd. Mark hzla koridorda ilerlerken ak duran kaplardan odalara bakt. Dolaplar ve masalar yama edilmi grnmndeydi. Yerlerde bilek yksekliinde ktlar yatmaktayd. Sandalyeler devrilmi, ekmeceler, masalar ekilip yere baaa edilmiti. Koridorun dibindeki altnc kap, kapal olan tek kapyd. Sendika bakannn odasyd oras. Yani Fergus MacDonald'n odas. Mark biliyordu. Dostuluk balarnn- gdsyle durma 315

dan onu aryordu. Paylatklar onca annn hatrna onu bulmak, korumak, elinden geldii kadar savunmak niyetindeydi. Kapya yaklarken tfeinin emniyetini kapad. Tam elini kapnn kulpuna uzataca srada, o gl uyar duygusu onu bir kez daha drtt. Bir an parmaklar kulpa demi durumda durdu, sonra kapnn hizasndan yana doru ekildi, eilip kulpu bastrd. Kap kilitli deildi. Kanat arkaya doru uup ardna yasland. Hibir ey olmad, Mark rahatlayarak soluk verdi, admn atp kapdan girdi. Harry Fisher tam karya gelen masada oturuyordu. Meydan okuyan, korkun bir adam. Kark salar alnna dmt. Ba eikti. Dirseklerini masaya dayam, iki eliyle tabancasn Mark'n gsne nianlam oturuyordu. Mark kprdarsa leceini anlad. Namlunun azndan ierdeki kurunlarn yuvarlak burunlarn grebiliyordu. Emniyeti akt. Donmu gibi durdu. Harry Fisher, Mark'n tanyamad bouk bir fsltyla, Yenilgi deil bu, dedi. Biz canavar dileriyiz. Bir tanemizi gmdnz yerden bin yeni sava fkrr. Bitti artk, Harry. Mark dikkatli konuuyordu. Adamn dikkatini datmay amalamaktayd. Harry tetii ekmeden nce kendi tfeini dorultamayacann farkndayd. >Hayr! Fisher bandaki iri, dolak baleleri sallad. Daha yeni balyor. Mark onun ne yaptn anlayamad. Harry Fisher bir anda tabancay evirmi, namluyu kendi azna dorultmutu. Patlama bouk oldu. Harry Fisher'in kafas biimini kaybetti. Patlam bir lastik top gibi esnedi. Kafatasnn arkas yarld, gerideki duvara krmzl sarl lekeler sald. Kurunun etkisi koca vcudu srtst devirdi. Koltuu da devrildi. Oday yanm barut kokusu sarmt. Duman doluydu. Harry Fisher'in izme topuklar birka hareket yapt, tahta taban zerinde dans eder gibi kprdand.

Fergus MacDonald nerede? Mark bu soruyu her nne kana soruyordu. Tutuklanan btn grevcilere. Onlar pna bo bo bakyorlard cevap olarak. fkeli, ac iindeydiler. Bir ksmnn baklar hl meydan okuyordu. Bir teki bile cevap vermeye tenezzl etmedi. Mark yanna adamlarndan n ald, devriye gezme numarasyla Lovers Sokandaki eve yolland. n kap kilitli deildi. n odadaki yataklar yaplmamt. Mark, Helena'nn sabahln bir sandalyenin arkasna rasgele atlm grnce duygularnda bir tiksinti, kasklarnda bir sanc hisseder gibi oldu. Buruuk bir klot sandalyeden kaym, yere dmt. Hemen dnd, evin geri kalann - dolat. Mutfaktaki kirli bulaklarn zerini yeil bir kf tabakas kaplamaya balamt artk. Hava kirli, kullanlmam bir havayd. Bu eve gnlerdir kimsenin girmedii ortadayd. Kapkara ocan yannda, yerde bir kt paras yatmaktayd. Mark eilip ald. zerinde orak-eki amblemi... bir bror. Elinde buruturup kar duvara frlatt. Adamlar kendisini basamaklarda bekliyorlard.

Grevciler Braamfontein'de demiryolu hattn dinamitlemilerdi. Church Soka alt geidi de patlatlmt. Bu nedenle birlik Fordburg'da inememiti trenden. Yollarn ounda hl son atmann barikatlar, kalntlar vard. Ama en tehlikelisi, hl srar eden tek tk grevcilerin saldrlaryd. Bunlarn bir blm Johannesburg'un dibindeki bir yolun iki yanna sralanm binalarda hl saklanmaktaydlar. Sean Courtney adamlarn yamatan yukar, Crown Deep madeninin ak alanna gtrmeye karar verdi. Fordsburg'dan karanlkta ktlar. Ata elverili k balamadan nce. Uzun, rahatsz bir gece olmutu. Kimse pek uyuyamamt. Yorgunluktan srt antalarn zorlukla tayorlar, yrrken dizleri bklyordu. Gidecekleri yol bir milden azd neyseki. Motorlu tatlar Crown madeninin Eyfel kulesine benzer 317

demir kulesi yaknnda durmaktayd. Otuz metreyi akn ykseklii vard kulenin. zerinde vinler, arklar, dililer, elik ubuklar gze arpyordu. Vardiya ie balad zaman bu arklar dnecek, ii insan ve malzeme dolu kafesleri topran barna indirip karacakt. 0 derinliklerden milyonlarca- ton altn kayasn yukarya tayacakt. u anda koca tekerler hareketsizdi. aydan beri lydler zaten. Kulenin evresindeki binalar bombotu. Oradaki tatlar, kamyonlardan, ticari kamyonetlerden olumaktayd. Skynetimin emriyle oradaydlar. Ta tayan koca kamyonlar da vard, ama yine de alt yz adam tamaya yetmeyecekleri ortadayd. Askerler bu yzden yryorlard. Mark A Birliinin yan tarafnda yryerek yaklatnda, konvoyun banda yarm dzine kadar subay tartma halinde buldu. General Courtney'in tandk siluetini hemen ayrt etti. Ba ve omuzlar tekilerin yukarsndayd. Sesi fkeli bir kkremeyle ykseldi. Bu adamlarn hepsini leden sonra gitmi grmek istiyorum. yi i kardlar. Artk scak bir yemee, uyuyacak rahat bir yere... O anda Mark' grd, kalar hemen atld. Elini sallayp onu yanna ard ama daha o oraya ulamadan konumaya balad. Hangi cehennemdeydin sen? Askerlerle biri... Ben seni bir mesaj gtr diye yolladm, geri gelmeni bekliyordum. Dve katlman istemi deilim, bunu sen de bal gibi biliyorsun. Sen benim kurmaymsn, baym! Mark yorgun ve sinirliydi. O gn yapm .olduu iler hl onu rahatsz etmekteydi. Generalin azarlamalarna dayanabilecek durumda hi deildi. Yzndeki bakaldran ifadeyi yanl anlamaya olanak yoktu. Efendim, diye balad, ama Sean bararak onu susturdu. Benimle o ses tonuyla konuamazsn, delikanl! Aldrmaz, karanlk bir fke sard Mark'. Doacak sonu-

laro bcveriyor gibi, hafife ne doru eildi. Yz fkeden solmutu. Azn at. Tm birlik yaklamt o anda. Yolun zerinde dzenli, simetrik sralar halinde yryorlard. Haki niformal, erli sra olmu. avularn haykrdklar emirler hepsini durdurdu. Rahat! elik kulenin tepesinden bakldnda, sabahn sar klar altnda unutulmayacak bir grnm oluturuyorlard. Hazr msn, sevgilim? diye fsldad. Fergus MacDonald. Helena ban sessizce sallad. Gerek yaam oktan solup gitmi, onun yerini rya gibi geen bir zaman almt. Helena'nn omuzlarnda, tad ar fieklerin kaylar oyuklar oluturmutu. Acyordu omuzlar. Ama o hissetmiyordu. Yalnzca vcudunun uyumu gibi olduunun farkndayd. Elleri i ve sarsakt. Trnaklan krk krkt, ilerine yarmay biiminde kara kirler dolmutu. Fiek kaylar parmann arasnda ipek gibiydi. Pirin fieklikler buz gibi deiyordu parmaklarna. Parmakulor yle serinlemiti ki, iinden o fieklerden alp dudaklarna da srmek geldi. Fergus neden bakyordu ona byle? Birden tedirgin oldu. Ama bu da abuk geti. O uar gibi rya duygusu yeniden sard Helena'y. Artk inebilirsin, dedi Fergus ona alak sesle. Burada kalmak zorunda deilsin. ok yorgun, ok ihtiyar bir adam hali gelmiti ona da. Surat kr kr, birbiri zerine katlanan iliklerle doluydu. Sakal uzam, yanaklarn gm rengine boyamt, ama alttaki cildi kara is lekeleriyle kaplyd. Yalnzca bej kasketinin altndaki gzleri deimemiti. Hl alev alevdi baklar. Fanatik kvlcmlarla tutuuyordu. Helena ban iki yana sallad. Onun susmasn, konumamasn istiyordu. Sesler rahatsz ediyordu. Ban te tarafa evirdi. Aadaki adamlar omuz omza durmulard. Dzenli sralar halindeydiler. Gne glgelerini tozlu yolun zerine dryordu. Fergus ona bir saniye daha bakt. Solgundu. Yorgun bir 319

yabancyd kars. Yznn kemikleri dar frlamak istiyor gibiydi. Earbn bana ingeneler gibi sarm, ksack kesilmi siyah salarn saklamt. Pekl yleyse, diye mrldand Fergus. Vickers'e eliyle bir dokundu, hafif sola doru evirdi. Taburun banda bir grup subay vard. Bir tanesi iri, gl bir adamd. Siyah sakal buradan bile grnyordu. Gne onun apoletleri zerine dt. Fergus ban edi, Vickers'in arkasndan bakt. Bir de daha gen, daha zayf bir subay vard orada. Fergus gzlerini iki kez hzla krptrd.. Belleinin t derinlerinde bir ey kprdar gibi olmutu. Parmaklarn otomatik emniyete geirdi, ekip kaldrd, namluyu eip nian ald, parman tetie doru kaydrd. Gzlerini bir daha krptrd. O gen subayn yz iinde bir eyin kprdamasna yol ayordu. Kararllnda bir yumuama, bir bulanklama hissetti. Sonra buna zorla engel oldu, tetie iki ba parmayla birden bastrd. Silah aya zerinde titredi, uzun kay hzla yukar doru emilmeye balad. Helena'nn solgun parmaklar kay dikkatle yukar kaldryordu. Bo fiekler angr ungur her tarafa salmaktayd. Grlt kulaklar yrtacak trdendi. Helena'nn beynini doldurdu, gzlerini zonklatt. En usta nianc bile, yukardan aaya doru ate ederken hedefin yukarsna vurma tehlikesine kar uyank olmalyd. Kulenin tepesinden nian almak da kolay deildi. Sabahn sar da kartryordu Fergus'un grn. lk mermileri gereinden yksekti. Karn hizas yerine, omuz hizasna rastlad. Oysa makineli tfek atlarnda lm dzeyi, karn hizasyd. lk mermilerin saplan, daha Mark silahn sesini duymadan balad. Bir tanesi Sean Courtney'in koca gvdesinin st ksmna rastlad. Onu ne doru frlatt, Mark'la gs gse arptlar, ikisi birlikte yolun zerine ykldlar. Fergus ayar dzeltti, namluyu biraz daha aaya ald, ayakta duran askerleri taramaya koyuldu. Onlar sessiz hal 320

de, ipnotize oim gibi dururken Vickers saniyeler boyunca, hepsine sonsuz gibi gelen .bir sre ate etti durdu. Sean, Mark'n zerinden yana kayd. Surat karmakarkt. fkeliydi. Kendisini hakszla uram gibi gryordu. Dizleri zerinde dorulmak iin abalad. Tek kolu yanna sarkm sallanyordu. Kan ikisini de slatt. Sean hl dorulmaya urayordu. Makineli, askerleri birbiri zerine devirmekteydi. ller ve yarallar karmak kmeler oluturuyorlard. Mark debelenip generalin altndan kurtuldu, kuleye doru bakt. Kendi zihinsel karmaas ve umutsuzluu iinde bile, hasmnn yine kendine iyi bir mevzi setiini grebildi. Yanna varmas kolay olmayacakt: Sonra baklarn yola evirdi, kanl katliam grd. Sralar bozulmutu. Adamlar kouuyor, kendilerini ilerdeki tatlarn gerisine, yol kenarndaki hendee saklama umuduyla kayorlard. Ama aralara ulamak da kolay deildi. Yol doluydu. Kimi srnyor, kimi baryor, tozlar iinde kvranyor, amurlara bulanyordu. Yukardaki silah dnp ileriye kayyor, sonra tekrar geri geliyordu. Ortal toz duman etmekteydi. Mark dorulup melir duruma geti, kolunu generalin gs altna kaydrd. Adamn arl korkuntu. Ama Mark gerekli gc her naslsa buldu. Vickers'in tehdidiyle herhalde. Sean Courtney kendi de tuzaa drlm boa gibi dorulmaya abalyordu. Mark sonunda onu ayaa kaldrmay baard. Onun yar arln da tayarak ilerlerken, dmesini de engelliyordu. Sarho gibi sallanyordu general. ne eikti. Gs fena halde kanyordu. Azndan hzl hzl solumaktayd. Mark x onu zorlayarak koturdu. Makineli tekrar onlara doru dnyordu. Mermiler topuklarnn ardna dt, hendee doru emeklemekte olan gen bir temenin srtna sapland. Adam zaten tutmayan iki bacan ardndan ekerek elleri zerinde ilerlemeye almaktayd. Yzkoyun kapand.
321
Bir Sere D t F : 21

Generalle Mark hendee varp iine ykldlar. Derinlii altm santim yoktu bile. Generali tmyle saklayacak bir yer deildi. Yzkoyun, hareketsiz yatsa biie. Vickers ise hl avlanma halindeydi. lk taramadan sonra artk kesik kesik, setii hedeflere ate etmeye balad. Bunlar balangtakinden daha tehlikeli oluyor, hem de makineliyi fazla snmaktan koruyordu. Cephane de tasarruflu harcanmaktayd. Mark btn bunlar dnd, kulenin tepesinde eski ve tecrbeli bir askerin bulunduu : na karar verdi. Nerenizden vuruldunuz? diye sordu. Sean onun ellerini f keyle itti, ban evirip kuleye doru bakt. Onu vurabilir misin, Mark? diye sordu, parmaklarn gen adamn omuzlarna bastrd. Mark hemen, Buradan olmaz, dedi. Bunu birka saniyede hesaplamt. Yeri ok iyi. Byk Tanrm! Vah benim ocuklara! Orada kendine bir yuva yapm. Mark elik yapy inceliyordu. Vinlerin tekerleri altnda kalan platformun taban, elik erevelere dayal kaln kerestelerden olumaktayd. ok kaln. Makineliyi altran, bu tahtalardan birazn toplam, kendi evresine koruyucu drt duvar rmt. Belki elli santim vard duvarlarn kalnl. Mark yer tahtalarnn arasndan k grndn farketti. Oradan, yukardaki yuvann bykln ve biimini kestirmeye alt. Bizi btn gn burada tutabilir! Sean yolun zerine serili haki niformallara bakt. Yarallarn ounun o zamana kadar kan kaybndan leceini ikisi de biliyorlard. Namlu tekrar onlara doru dnmeye balamt. Balarna yakn yerde topra kaldrd, onlar yzlerini hendein iine gmdler, vcutlarn ellerinden geldii kadar ukura bastrdlar. Arazi, elik kuleye doru ok hafif bir eimle alalmaktayd. Bu da ancak byle yere yatnca belli oluyordu. Birinin onun altna girmesi gerek, dedi Mark hzla. Ya da arkasna gemesi gerek. 322

Sean, Her taraf apak, diye homurdand. Yolun kar tarafnda, elli metre kadar ilerde bir dekovil hatt bayrdan aa, kulenin dibinden geerek iniyordu! Bu hat madenden kan molozu yarm mil ilerdeki artk kaya ynna tayp dkmek iin kullanlmaktayd. Kendi yatmakta olduklar yerin hemen hemen tam karsnda yarm dzine kadar elik vagonet duruyordu. Grevin bandan beri burada kalmlard. Drt tekerli, kck, kutu gibi varillere benziyorlard. Birbirine balydlar. Her biri tepeleme mavimsi kayalarla doluydu. Mark srt antasn hl tamakta olduunun farkna vard. Kaylar omzundan kaydrd, bir yandan plann kurmaya koyuldu. Alar hesaplyor, uzakl dnyordu. lk yardm kutusunu buldu, Sean'a uzatt. Bunu kullann. Sean kutuyu at, pamuklu pansuman karp gsne bastrd. Parmaklar kendi kanndan yap yapt. Mark'n P.14 tfei yolun zerinde, elinden drd yerde yatyordu ama kemerinde be klip mermi vard. Ben ayaa kalkarken koruyucu ate amaya aln, dedi. Gzleri kulenin tepesinde, gelecek patlamay bekliyordu. Sean, Oraya asla ulaamazsn, dedi. On librelii getirip herifi oradan gm diye alaa ederiz. O lene kadar srer, adamlar iin de i iten geer. Yoldaki yarallara doru bakt. Tam o anda kuleden bir dizi mermi daha frlad. Taburun br ucuna yneliktiler. Mark ayaa kalkm hzla kouyordu. Yolda eilip, tfeini de yerden kapp on, on iki admda yolu amay baard, kar taraftaki kaba topraklar zerinde tkezledi, dengesini salad, devam etti. O tkezleme ona bir saniyenin onda biri kadar zaman kaybettirmiti. Bu belki de lmle kalm arasndaki snrd. Kuledeki adam o arada onu grm, namluyu evirmiti. elik vagonetler tam karsndayd. Aralarnda on be adm var yoktu. Ama varamayacakt oraya. Beyninde o uyar tekrar parlad, kendini yere atp yana doru yuvarland. Ayn anda
323

Vickers'in frtnas bann zerindeki havay doldurdu. Yzlerce krba aklar gibi oldu. Mark yuvarlanmaya devam etti. Ktk gibi. Omuzdaki t-; fek sert topraklara, kayalara arpt durdu. Vagonetin yan tarafna tasladnda kalasnda derin bir ar duydu, istemeyerek bard. Vickers mermileri vagonetin elik gvdesine arpp sekiyordu ama Mark artk alta girmi, kendini gvenceye almt. ; Mark, iyi misin? Generalin boa gibi kkremesi t kardan duyuldu. Bana koruma atei verin. Duydunuz, ocuklar, diye bard general. Bir iki tfek hendeklerden ata balad. Kamyonlarn gerisinden de birka patlama sesi duyuldu. Mark kendini ekip dizst doruldu, tfei abucak, kontrol etti, eliyle silerek zerinde amur ve toprak kalmamasn salad, nian alma mekanizmasnn tahrip olmadndan emin oldu. Sonra iki vagonetin baland yere doru szld, balanty at. Fren skmt^ Amak iin iki eliyle ekmesi gerekti. Frenin tekerden ayrlj byk bir gcrt halinde duyuldu. Ama arazinin eimi o kadar azd ki, Mark omzuyla itinceye kadar vagonet yerinden kprdamad. Tekerlerden ilk isteksiz dn elde edebilmek iin tm gcn kullanmas gerekti. Ondan sonra yer ekimi ie el koydu, vagonet ilerlemeye balad. Canna oku itin! diye haykrd Sean. Mark'n ne yapmaya altn o anda anlamt. Mark bu tipik sz duyunca iinde nee bulunmayan bir ifadeyle srtt, iki bklm eilmi durumda, vagonete tutunup yan sra komaya balad. Vickers'in korkun frtnas ilerleyen arac dvp duruyordu. Mark igdsel bir hareketle daha da eildi, kendini metal arabann yan tarafnda dengeledi. Kuleye yaklatka Vickers'in namlusunun da yn deitireceini, sonunda diklemesine tepeden aa ate etmesi gerekeceini biliyordu. O zaman vagonun yan onu koruyamayacak-

t. Ama kendini adamt bir kere. Balamt ve yarda brakamazd. Zaten baka aresi de yoktu. Bayr aa hzn arttrarak ilerleyen o tat hibir ey durduramazd. Hz da giderek artyordu. Yaknda ayak uyduromayacakt. Daha imdiden komaya balamt. Vickers tekrar grledi, kurunlar elik gvdeyi bir daha fkeyle dvd. Mark koarken kvrld, tfei omzuna ast, iki eliyle va^ gonun yanna tutundu. Bir anda ayaklan yerden kesildi, havada savruldu, dnen tekerlerin arasnda kalma tehlikesi bagsterdi. Mark dizlerini vagonun altna doru kvrd, tm arlyla kollarna yklendi. Karn kaslarna korkun bir arlk bindi, vagonet kulenin rmcek ana benzeyen glgesi iine dald,. Mark hl kollarna asl durumda, kafasn kaldrp kuleye bakt. Perspektif nedeniyle, artk boyu daha ksa1 grnyordu kulenin. Tepesine korkun bir canavar gibi dikilmiti. Mavi gklere kar kara elikten, ktklerden kurulu bir piramit. Tepesinde Mark dmannn ayna gibi suratn grebildiini sand. Vickers'in namlusu inebilecei kadar inmi, kendi stne dikilmiti. Alevler pskrd, mermiler bann yanndaki elii kilise anlar gibi nlatt, mavi kayalara sapland, onlar paralayp datt, uuan paralar Mark'n ellerine arpp kesikler oluturdu. Mark gzlerini smsk yumdu, umutsuzca asld. Vagonetin hz ylesine artmt ki, Mark ate altnda ancak birka saniye kald. Ondan sonra Vickers'in namlusu onu izleyemez oldu. Dekovil kulenin tam dibindeki ykleme yerine varmt. Kt diye beton platformun nndeki aa tmsee arpt. arpma o kadar sert oldu ki, Mark yerinden savruldu, tfein kay koptu, tfek havada utu. Mark havada bir perende att, eimli beton rampann zerine hzla dt, dilerinin sallandn hissetti. Sert beton pantolonunun kalasn yrtt, tenini alev alev yakt. Srtn oradaki sarya boyal ya varillerine yaslayarak durdu, ilk i olarak srtst dnp yukarya bakt. Artk kulenin altndayd. Vickers'den onu kulenin ayaklar, 325

eitli katlardaki tabanlar koruyordu. Dorulup ayaa kalkt. Kalkarken kemiklerinde krk olabilir diye d kopuyordu. Vcudu ezikler, rkler, szlar iindeydi ama hl hareket edebiliyordu. Topallayarak tfein yatt yere doru ilerledi. Kay kopmutu. Dipik atlam, yarlmt. O tfei kaldrrken, dipik iki paraya ayrlp dt. Omuzdan ate etmesine artk olanak kalmam oluyordu. Arpack da kopmutu. Metalin krk ksm gri, eker gibi kristal rengindeydi. Nian alamazd bununla artk. Yaklamas gerekiyordu. ok yaklamas. N'olur Tanrm, diye dua ederek mekanizmay amaya alt. Birbirine gemiti. Kprdamyordu. Deerli saniyelerinden birkan ziyan edip urat, sonu alamad. Tamam, diye dnd ciddi ciddi. Ne omza dayayacak kabzas var, ne nian alacak arpac. Namluda da bir tek kurun... amma ilgin olacak. abucak evresine baknd. elik kulenin altnda, madenin ana aftna alan iki drt ke deliin beton ereveleri, yanlarda elik levhalardan olumu duvarlarla korunuyordu. Asansrlerden biri orada, kaplar ak, beklemekteydi. Gelecek vardiyay aaya indirmek zere. tekiyse ukurun dibindeydi. Yer dzeyinden bin kadem aada. Aylardr bu durumda duruyordu bunlar. Yan tarafta da bakm elemanlarn kulenin doruuna yarm dakikada karacak asansr grnmekteydi. Ama elektrik olmad iin asansrn yarar yoktu. Yukarya tek k yolu acil durumlarda kullanlacak merdivendi. Aktayd. Kulenin evresini dne dne trmanyordu. Yannda incecik borudan bir trabzan vard. Tek koruma nlemi de oydu. Tepede Vickers tekrar ate etti. Mark yolun stnden gelen lklar duydu. Bu biraz daha acele etmesine neden oldu. Topallayarak merdivene doru ilerledi. Merdivenin dibindeki kk elik kap akt. Asma kilidi paralanmt. Mark yukardaki niancnn oraya hangi yolla km olduunu artk biliyordu. 326

Merdivene admn att, trmanmaya balad. Dne dne ykseldi. Sa tarafnda her an aftn -koca, karanlk az akt. ren, kara bir azd topran barnda. Derinlii bin kademdi ukurun. Mark onu dnmeye alt. rkler iindeki szlayan vcudunu yukar doru ekerken yandaki.ince trabzaia asld. teki elinde krk tfei vard. Boynunu arkaya verip yukardaki adam grmeye urat. Vickers tekrar ate etti. Mark yana doru bakt. Artk yolu grebilecek kadar ykselmiti. Kamyonlardan biri yanyordu. Canavar azndan ykselen aleve benzer bir alev dili fkrmt gklere. Yanndaki haki giyinmi adamlar aa frlamlard. lmn frlatp att oyuncaklar gibi. Mark bakarken Vickers onlara ate etti. Zaten l olan vcutlar paralad. Ata devam, sevgilim, diye mrldand Fergus o bouk, yabanc sesiyK Ksa ksa ate et. Yirmiye kadar say, sonra tetie bas. Beni hl burada, yukarda sansn istiyorum. Belinden VVebley'i ekti, emekleyerek merdivenin st bana doru seirtti. Beni yalnz brakma, Fergus. Bir ey olmayacak. Srtmaya alt ama yz kl rengi ve buru burutu. Sen atee devam et. Ben onu yar yolda karlamaya iniyorum. Bunu beklemiyor olacak. Yalnz lmek istemiyorum, diye soludu Heiena. Yanmda kal. Dneceim, sevgilim. Dert etme sen. Karnnn stnde merdivenin tepesine doru kayd. Heiena kendini yeni batan ocuk olmu gibi hissediyordu. Geceleri grd o korkun kbuslardan birini yaamaktayd. Kendi kaderinin tuzana skmt. Barmak, lk atmak istiyordu. Ses dudaklarna doru ykseldi, o-rada bir iniltiye dnp ld. Bir tfek mermisi yan bandaki kereste duvara arpt. Aadan ate ediyorlard. Onlar avlayamazd kendisi. Hen 327

deklerin iindeydiler. Topran engebeleri arasnda saklanm durumdaydlar. Uzun, mor glgeler koruyordu onlar. Zaten kendisi de gzlerine biriken yalardan tr bulank gryordu. ok da yorgundu. Yine de gcnn son zerrelerini toplad, makineliye doru emekledi. Arkasna meldii zaman ellerinin tetie zorlukla uzanabildiim grd. Namluyu aaya doru edi, gzlerini zorlayp grmeye alt. Makineli ellerinin altnda canlym gibi titredi. Ksa ksa ate et, diye fsldad kendi kendine. Fergus'un talimatn tekrarlyordu. Elini hemen tetikten ekti. Bir-iki... Gelecek sefere kadar iinden yirmiye kadar saymas gerekiyordu. Mark bir sonraki ate edilirken durdu, yukar bakt. Yolun yarsn gemiti. Bulunduu yerden, vin tekerlerinin altndaki platformu, yani Vickers'in durmakta olduu platformu grebiliyordu. Tabanda, kerestelerin arasnda yer yer ince aralklar vard. Oradan k szyor, gkyz grnyordu. Mark bakarken o aralklardan birinde karanlk bir hareket grd. Makineliyi kullanan insann vcuduna bakmakta olduunu anlad. Tahta aralklarndan birinin tam zerine melmiti demek. Hareketi n biraznn gemesini engelliyordu. O aralktan bir tek kurun onu sakatlar, yerine mhlard. Ama Mark elindeki tfee bakt. Daha yaklamas gerektiini biliyordu. ok daha. Komaya balad. Arln tabanlarnn ortasna vermeye alyordu ama izmelerinin ivileri yine de n n tyordu basamaklarda. Fergus MacDonald bu sesleri duydu, kendi kousunu kontrol etti, elik levhalardan birinin arkasna bzld. Bir tek kii, diye mrldand. Ama hzl kyor. Tek dizi zerine kt, basamaklarn aralndan aaya bakarak gelen avcy grmeye alt. Basamaklar yelpaze biiminde tutulmu iskambil ktlar gibi, i ular birbirinin zerine gelen tr 328

dendi. Kulenin yatay ve dey elik ubuklar da altta almaz bir elik orman oluturuyordu. Grebilmek iin tek umudu, ince trabzan tutup eilmek, orta aftn kuyusundan bakmakt. O bin kademlik ukuru dnmek iticiydi. Zaten kafasndan hasmnn bir deerlendirmesini de yapmt. Ban o kuyunun zerinden kard anda iki gznn ortasna bir kurun yiyeceinden emindi. Kendine daha iyi bir pozisyon bulmaya alt, bir alttaki kvrma kadar olan merdiveni grebilecek biimde mevzilendi. Bana kadar gelmesine izin vereceim, diye kararlatrd. Dirseini kvrp enesi hizasndaki trabzana dayad, Vvebley'i dirseinin kvrm zerine yaslayp arlna destek salamaya alt. On admdan sonrasnda bu silahn dakik hedef vuramayacan biliyordu, ama byle destekli nian aldnda en az bir ata frsat bulacakt naslsa. Ban hafif yana edi, izmeli ayaklarn elik basamaklardan kard sesi dinledi, adamn ok yaklam olduunu anlad. Merd ! enin son helezonunu da kt m, mermiyle burun buruna gelecekti. VVebley'in emniyetini dikkatle at, silah ayarlad. Yukarlarda Vickers tekrar ate etti. Mark soluk almak zere durdu, yukardaki adamn pozisyonunu saptamaya alt ... ve birden anlad. Kulede gereinden yukarya trmanm bulunuyordu. Gr as deimiti. Taban kerestelerinin arasndan artk gremiyordu..Basamaklardan dikkatle geri inmeli, grebilecei yere gelmeliydi. Belki belirsiz bir glge oynamas ona yukardaki adamn durumunu deitirmediini anlatt. Hl ayn araln zerine melmi durumdayd. Ama Mark'n vurmas hemen hemen olanakszd. Dosdoru yukarya ate etmesi gerekiyordu. En iyi koullarda bile zordu bu. stelik tfeini dengeleyecek kabzadan da, nian alacak arpacktan da yoksundu. Hedefi kapkaln ktklerdi. Araln yerini ancak tahminle anlayabilecekti, 329

nk adamn glgesi geirmeyecekti. Zaten araln eni be santimden fazla deildi. ok kk bir hatayla kurun kaln tahtaya gmlr kalrd. Bir tek kurunu olduunu dnmemeye alt. Tfein taklm olmas baka ans brakmyordu. Kalasn trabzana dayad, afta doru eilip yukarya bakt. Krk tfei alkn bir hareketle kaldrp gzlerini kst, hedefini kafasnda canlandrd gibi grmeye alt. At tmyle igdyle yapmak zorunda olduundan emindi. Kararszlk gsterirse ya da bilinle hedefi tutturmaya alrsa hi ans kalmazd. Krk silah yukarya iyice kaldrd. Uzun namlunun dorultusunu grd anda da tetie bast. Patlamann sesi arasnda incecik bir tahta yongas koptu, yana doru frlad. Kurun tahtaya gelmiti. Mark bir an iinin burkulduunu hissetti. Derken tkayan vcut yana doru savruldu, aralk yeniden kesintisiz bir k izgisi oldu... ve platformun zerinde birisi bir lk att. Helena MacDonald yirmiye kadar saymay daha yeni bitirmiti. Kamyonlarn yannda gruplamaya baladn grd adamlara doru nian alyordu. Makinelinin bana melmi, baparman tetie doru uzatmt... kurun, taban tahtalarnn arasndan geip tam o anda geldi. Ktklerden birine dedi. Bu ancak fiein klfnn yarlp biiminin deimesine yol at onu hafif mantarlatrd. Bu durumda kurun vcuda ufack, dzgn bir delikten girmedi. Helena'nn ayrk duran kalalarnn birletii yeri yrtt, karn altndan girip yukar doru ilerledi, kala kemiini paralad, yukar kp atardamarn alta kvrlan kolunu zedeleyecek gc de hl korudu. Kalpten kan damard o. At Helena'y yerinden havaya kaldrd, platformun zerine yzst savurdu. Ah, Tanrm, ah Tanrm, bana yardm et! Fergus! Fergus! Yalnz lmek istemiyorum, diye bard, sesi elik kulenin aalarnda bulunan iki adama rahata ulat. 330

Mark sesi hemen tand. O olduunu anlamak iin ad duymaya ihtiyac yoktu zaten. Yapt eyin ne olduunu anlamak zihnini allak bullak etti. Krk tfek neredeyse elinden kayacakt. Onu zorla yakalad, trabzana tutundu. Heiena tekrar bard. Szckleri olmayan bir ses kard. Garip, vahi bir lkt bu. Beraberlikleri srasnda ihtirasn doruuna vard anda da byle barrd. Mark o zaferle parldayan yz anmsad. Alev alev yanan gzleri, ak duran krmz dudaklar, arasndan grnen pembe dili dnd. Olanca gcn toplayp yukar doru komaya balad. lklar Fergus'a, kalbine saplanan oklar gibi etki yapt. Batc, fiziksel bir ac duydu, tabancay yanna koydu, gzleri yukarda, kararszca ayaa kalkt. Ne olduunu bilmiyordu. Tek bildii ey, Helena'nn lmekte olduuydu. lm lklarn daha nce de ok duymutu. Yanl anlamasna olanak yoktu. Duymakta olduu ses, lmn sesiydi. Yukarya kmay gze alamyordu. Oradaki o acyla yzleemezdi. O kararszlk ii Jeyken Mark son dnemeci alp ortaya kt, Fergus'un kendisini hazr beklemekte olduu yere doru atld. Ama Fergus o anda hazr deildi. Tabancas yandayd. Eilip almaya, kardan gelen niformal adama hemen ate etmeye alt. Mark da onun kadar aknd. kinci bir dmanla burun buruna gelmeyi beklemiyordu. Ama tabancay grmt. Grd anda krk tfei Fergus'un kafasna doru savurdu. Fergus eildi, VVebley rasgele ate etti, kurun Mark'n bann andan utu, sesi kulak zarn deler gibi oldu, Mark igdsel bir hareketle ban daha uzaklatrd. Savurduu tfek Fergus'un arkasndaki kirie arpt, Mark'n elinden kayd, ikisi gs gse geldiler. Mark tabancay tutan elin bileine sarld, tm gcyle skt. kisi de birbirini tanmadlar. Fergus eski halinin ihtiyarlam, gri karikatr gibiydi. Gzlerini de bez kasketi glgeliyordu. Mark ise yabanc bir niforma giymiti. Toz ve 331

kanla kaplyd her yan. O da deimiti zaten. ocuk deil, erkekti artk. Mark daha uzun boyluydu ama kilolar eti. Fergus'da lgn bir fke vard. Bu ona insanst g veriyordu. Mark' itip srtn trabzann rayna dayad, yasland, onu srtst, aftn ukuru zerine edi. Ama tabancal bilei Mark hl tutuyordu. Silahn namlusu Mark'n bann stnde bir yere dnkt. Fergus hkrklar iindeydi. Doast bir gle mcadele ediyordu. inden ykselen fke, ac ve umutsuzlukla ate etti. Mark ayaklarnn kaymakta olduunu hissetti. izmelerinin ivileri elik basamaklar zerinde kolay kayyordu. Geriye doru bkld, bkld, ukurun ipnotize edici, emici havasn srtnda hissetti. Yukarlardan tekrar Helena'nn l duyuldu. Bu ses Feraus'un beynine bir ine gibi batt. Fergus rperdi, vcudu aonuk bir spazmla sarsld. Mark o hareketi tutmay, engellemeyi umamazd bile. Mark ray ap srtst kayd. Ama Fergus'un tabancal bileini hl ,tutuyordu. br kolu da Fergus' un omuzlarna sarlmt. Birbirlerine sarlm durumda bolua doru kaydlar. Tam dmeye balayacaklar sra Mark iki bacan rayn evresinde kvrp trapez cambaz gibi asl kald, olduu yerde durdu. aft zerinde baa sa sallanr durumdayd. Fergus kendi itmesinin gcyle onun zerinden perende atmt. Havada dnerken bez kasketi bandan utu, vcudu Mark'n omuzlarna sarl kolunu at ve aa sarkt. Birden o da bolukta durdu. Mark igdsel bir hareketle, tabancal bilei brakmam, daha da skmt. Fergus elinden asl, sallanyordu. kisi korkun karanlk kuyunun zerinde sarka gibi gidip geldiler. Mark'n bacaklar raya sarlm, olanca gcyle aslyor, Fergus da zincirin ikinci halkasn oluturuyordu. Fergus ban arkaya atm, Mark'a bakyordu. Kasket gidince kum rengi salar arkaya dklmt. Mark duyduu yeni okun avucunu gevetmekte olduunu hissetti. 332

Fergus! diye inledi. Ama Fergus'un ona bakan deli gzlerinde tanma ifadesi yoktu. Tutunmaya al, diye yalvard Mark. Fergus'u merdivene doru sallad. Ray yakala. Onu uzun sre tayamayacan biliyordu. Kolu zayflam, gc kesilmiti. Baaa durmaktan kan bana yordu. akaklarnn atmaya baladn, yznn itiini hissediyordu. te yandan alttaki karanlk kuyunun a az da iini bulandryordu. br elini uzatt, Fergus'n bileini ikinci bir yerinden daha tuttu. Fergus kmldand, ama raya uzanaca yerde, br eliyle uzanp tabancay tutunduu elinden bo eline ald. Hayr! diye bard Mark. Fergus benim! Ben Mark! Ama Fergus artk her trl mantk snrnn dna kmt. Sol eliyle vVebley'i kaldrp Mark'a nian almaya alyordu. ldr hepsini, diye mrldand. ldr itleri. Namluyu Mark'a doru kaldrd, tutulu bilei hafife kmldad. Hayr, Fergus! diye bard Mark. O srada namlu tam suratnn ortasna dnd. Bu kadar yakndan, kafasnn yars uard. Fergus'un ie et parmann tetik zerinde sktn, eklemlerinin beyazlandn grd. Ellerini at, Fergus parmaklarnn arasndan kayd. Hzla aaya doru dt. Tabanca hi ate etmedi ama Fergus tiz bir lkla haykrd. Mark hl baaa durumda, Fergus'un uzaklaan vcuduna bakt. Kollar, bacaklar ak, havada bir tekerlek gibi dnyordu. Uzaklatka klyor, sesi de zayflyordu. Bir benek kadar kld sonunda. aftn kara az onu yutarken,, bir toz tanecii gibiydi. Ondan sonraki sessizlikte Mark yarasa gibi sallanr durumda, gzlerini krptrp terleri gzlerinden uzaklatrmaya alt. Birka saniye boyunca kmldamak iin gerekli gc toparlayamad. Derken yukardaki platformdan rperti dolu bir inilti duyuldu. Mark rkler iindeki vcudunu bu sese cevap vermeye zorlad. Ray eliyle yakalayp kendini yukar ekmeyi baar 333 -

d. Sonunda merdivene ayan bast, dermansz bacaklar zerinde yukarya trmand. Helena kendini kenardaki kereste ynna doru srklemi, yolda koyu renk bir kan lekesi brakmt. Giymekte olduu haki pantolon kpkrmzyd. Kanlar hl akmaya devam ediyor, oturduu yerde glleniyordu. aya zerinde duran Vickers'in yan banda, tahtalara yaslanp uzanmt. Bitkin durumda, gzleri kapalyd. Helena! diye seslendi Mark. O zaman gzlerini at. Mark, diye fsldad. Hi armamt. Onu bekliyor gibiydi. Yznde renk yoktu. Dudaklarnn kenarlar donmutu sanki. Cildinde de bir buz prlts vard. Beni neden braktn? diye sordu. Mark tutuk admlarla yaklat ona, yanna diz kt, ban eip onun vcudunun alt ksmna bakt, midesinden yukar bir eyler ykseldi, kusacak gibi oldu. Ben seni gerekten seviyordum. Helena'nn sesi ok hafif kyordu. lde esen bir rzgrd sanki. Ama sen gittin, dedi. Mark onun bacaklarna dokunmak zere elini uzatt, yaraya bakmak iin bacaklar birbirinden ayrmak istedi ama yapamayacan anlad. Bir daha kamayacaksn, deil mi, Mark? diye sordu Helena. Mark bu szckleri zorlukla duyabildi. Geri dneceini biliyordum. Bir daha gitmeyeceim, diye sz verdi Mark. Kendi sesini tanyamad. Helena'nn dudaklarnda kk bir glmseme oynat. Sarl bana ltfen. Mark. Yalnz lmek istemiyorum. Mark kolunu garip bir biimde onun omuzlarna dolad, Helena ban edi, omuzla boyun arasna yaslad. Beni hi sevdin mi, Mark? Birazck bile olsa? Evet, seni sevdim. Bu yalan sylemek ona ok kolay geldi. Birden kadnn bacaklar arasndan daha1 parlak, daha krmz kanlar frdayarak boald. ncelen damar atlamt. Helen katlat, gzleri iri iri ald, sonra vcudu erir gibi oldu, ba arkaya dt.
334

Gzleri hl ak, gece yars gkleri kadar karayd. Mark o gzlere bakarken Helena'nn yz yava yava deiti. Eriyen bir mum gibi, yeni bir biim ald... artk mermer bir melek heykelinin yzyd. Bembeyaz ve garip ekilde gzeldi. T uzak diyarlarda lm bir gencin yzyd. Mark'n zihninin dokusu birden atlayverdi. Barmaya balad, ama boazndan hi ses kmad. O lk ruhunun derinliklerindeydi. Yznde hi ifade yoktu, gzleri de kupkuruydu. Onu bir saat sonra o halde buldular. lk askerler ihtiyatl admlarla kuleye trmandklarnda, o hl orada sessizce oturuyor, l kadnn vcudunu kollarnda tutuyordu.

Sean Courtney, Eh, Taffy Long'u asmlar! deyip gazeteyi fkeyle katlad, koltuunun yanna, yere att. Balarnn zerindeki aacn yapraklar onlar glgeliyor, minik kelebeklerin kanatlar gibi hareket ediyor, kular tepede uuyordu. Kahvalt masasnda kimse konumad. Tutuklanan grevcilerden idam cezasna arptrlanlara af kmas iin Sean'n nasl uratn hepsi bLyordu. Tm forsunu ve nfuzunu kullanmt, ama kanl olaylarn cn almakta kararl olanlar caydrmak mmkn olamamt bir trl. Sean masann banda suratn asm, kafasn emi, sakal enesine dayanm durumda oturuyordu. Gzleri Ladyburg vadisine bakmaktayd. Kolu hl askdayd. Yara da iyilememiti. Hl akt. ltihap akp duruyordu. Doktorlar bu konuda kayglyd, ama Sean onlara, Leopar da grdm, kurunu da, arapneli de, ba da, demiti. Hepsi daha nce de bamdan geti. Benim iin meraklanp durmayn. Yalanm et zor iyileir ama salam iyileir. u anda ona bakmakta olan Ruth Courtney'i kayglandran ey ise etin yaras deildi. O zihnin yarasn merak ediyordu. Bu evin her iki erkei de eve sululuk ve znt iinde dnmlerdi. O karanlk gnlerde neler olup bittiinden pek 335 -

emin deildi Ruth. Erkeklerin ikisi de anlatmyordu. Ama olaylarn deheti burada, Lion Kop'da, en gzel, gneli gnlerde bile srp gidiyordu ikisinin de kafasnda. Ruth buraya onlar zellikle, dinlensinler diye getirmiti. zellii vard bu yerin. Buras .onlarn hayatnn merkezi, kalesiydi. Sean onu gelin olarak bu eve getirmiti. Baka byk evleri de vard ama asl yuvalar burasyd. Kendisi de Sean' her arbadeden sonra buraya getirirdi. Ama bu kez o dehet ve o sululuk duygusu da onlarla birlikte gelmiti. Delilik! diye mrldand Sean. Tam anlamyla kana susam lgnlk. Bunu nasl gremiyorlar, anlamyorum. Ban iki yana sallad, bir an sessiz kald. Sonra iini ekti. imdi onlar asyoruz... ve sonsuza dek yaamalarn salyoruz. mrmzce hayaletleri kovalayacak bizi. Yorgunsun, canm, dedi Ruth yavaa. Uramak yeterli deil, diye homurdand Sean. Uzun vadede nemli olan ey, kazanmak aslnda. Storm prl prl ban ona doru sallayarak, ff, baba, onlar da yzlerce kiiyi ldrdler, dedi. Yanaklar fkeden kzarmt. Seni bile ldrmeye altlar! Mark yemein bandan beri azn amamt. Ancak o anda ban kaldrd, masann kar tarafndan Storm'a bakt. Sitorm onun yzn grnce, aklna gelen dier eyleri sylemekten vazgeti. Eve dndnden beri ok deimiti Mark. Sanki yzyj birden yalanmt. Yznde yeni krklklar olmamsa da, tm genliini geride brakm gibiydi. Uzun yllarn tecrbelerini srtnda tayor gibi bir hali vard. Storm o byle bakt zaman kendini ocuk gibi hissediyordu. Bu da pek holand bir duygu saylmazd. Onun bu yeni ortaya kan mesafe zrhn delmeye alt. Onlar adi katiller, dedi ama bunlar babasna sylemiyordu. Mark alak sesle, Hepimiz katiliz, diye karlk verdi. Yzndeki ifade hl mesafeliydi. Ban tabann kenarna koyarken bir trt duyuldu. 336

Ltfen bana izin verir misiniz, Bayan Courtney... Ruth'a soruyordu. Ruth'un kalar hemen atld. Ah, Mark, yemeine elini bile srmemisin. Bu sabah atla kasabaya gidiyorum. Dn akam da yemek yemedin. Postann le trenine yetimesini istiyorum. Peetesini katlad, abucak kalkt, imenlerin zerinde uzaklat... Ruth uzaklaan uzun boylu, zarif adama bir sre bakt, sonra aresiz bir ifadeyle omuzlarn kaldrd, tekrar Sean'a dnd. O kadar gergin ye kurulu ki... kopmaya hazr saat zemberei gibi. Ne oluyor ona, Sean? Sean ban iki yana sallad. Bu kimsenin anlayamad bir eydir, dedi. Siperlerde ok rneini grdk. Sanki insanolu baskya ancak bir noktaya kadar dayanabiliyor, ondan sonra iinden bir ey krlyor. Biz buna 'kurun oku 1 derdik. Daha iyi bir tanm bulamadmzdan. Ama i yalnz kurunda ieil. Duraklad. Size Mark' daha nce hi anlatmadm. Onu neden setiimi, onunla ilk nasl tantm... Ve oturup anlatt. Aacn yeil glgesi altnda, onlara Fransa'daki amuru, korkuyu ve deheti tarif etti. Bir seferlik, bir gnlk, bir haftalk deil... sonsuz sanlacak kadar uzun bir sre devam ediyor. Ama zel yetenekleri olan bir insan iin daha da kt. Biz, generaller, onlar acmaszca kullanmak zorundayz. Mark da onlardan biriydi... Onlara Mark' nasl av kpei gibi kullandklarn anlatt. ki kadn dikkatle dinledi. Her biri, hayatlarnda yava yava ok nemli bir .yer tutmaya balayan gen adamn olayn benimseyerek, sindirerek izledi. Gemilerin dibi nasl yosunlar toplarsa, insan da korkular toplar srekli olarak. Su dzeyinin altndadr, gremezsiniz, ama vardr yine de. Mark o ykleri tayor. Frdsburg'da da onu krlma noktasna yaklatran bir olay olmu olmal. u anda o noktaya ok yakn. Onun iin ne yapabiliriz? diye sordu. Ruth yavaa. Sean'n yzn seyrediyor, sonunda bir erkek evlad oldu diye memnun oluyordu. Mark'n Sean iin ne ifade ettiini oktan beri anlamt nk. Kocasn ok sevdii iin, ona bunca ok istedii eyi verenin kendi rahmi olmadna kzm 337 Bir Sere Dt F: 22

yordu. Yalnzca sonunda istediine kavutu, diye seviniyor, kendisi de bunu onunla paylaabildii iin mutlu oluyordu. Sean ban sallad. Bilemiyorum. Storm'dan fkeli bir tslama duyuldu. kisi de ona baktlar. Sean gsne bir scaklk duygusunun yayldn hissetti. Karsndaki bu gzel ocuun kendi ocuu, kendi etinden, kendi canndan olmas iini huuyla dolduruyordu. Storm sanki camdanm da abucak krlabilecekmi gibi grnyordu. Ama Sean onun yeni alm bir gonca kadar narin durmasna ramen, ylan gibi sokabileceini de biliyordu. Parlakl ve gzellii gz kamatrrken, derinliklerindeki bir ey babasn artyor, rktyordu. Ruhsal durumu sk sk deitiinde, u andaki gibi apansz fkelere kapldnda, babas hayranlk duyuyordu ona. Duygularn saklayabilmek iin kalarn att. Evet, kk hanm, ne oldu yine? diye sordu. O gidecek, dedi Storm. Sean gzlerini krptrd, koltuunda arkasna yasland. Neden sz ediyorsun sen? diye sordu. Mark. Gidecek. Bunu nereden biliyorsun? Sean'n t iinde bir duygu, bir yeni oul daha kaybetmek istemiyordu. Biliyorum. Bana yle geliyor. Storm uzun bacaklar zerinde ayaa kalkt. imenler zerinde dorulan bir ceylan gibiydi. Babasnn tepesinde durdu. Her zaman senin kucak kpein olacan beklemiyordun herhalde, deil mi? dedi. Sesindeki batc ton, baka zamanda olsa Sean'n onu azarlamasna yol aard. imdiyse syleyecek sz bulamyordu. Sonra birden Storm gitti. imenleri salarnda klar oynaarak at, baka dnyalardan gelme bir hayal gibi uzaklat, yokoldu.

imdi biraz alamak, btn mrn boyunca alamaktan daha iyi deil mi sence? diye sordu Mark. Gzyalarnn kendisini nasl yumuattn gstermemeye alyordu.

Marion ttlejohn, Hi dnmeyecek misin? dedi. Zavall Marion alad zaman gzelleen kadnlardan deildi. Kk, yuvarlak yz iiyor, pimemi kil gibi biim deitiriyor, gzleri kzanyordu. Marion, nereye gideceimi bile bilmiyorum. Dnp dnmeyeceimi nereden bilebilirim? Anlayamyorum, Mark, gerekten anlayamyorum. Islak keten mendilini elinde evirdi, burnunu ekti. ok mutluyduk. 'Seni mutlu etmek iin bildiim her eyi yaptm... onu bile. Senden deil, Marion, diye gvence verdi Mark hemen. Marion'un onu bile dedii eyi hatrlamak istemiyordu. Sanki kendisine korkun bir faizle demesi gereken bir hazineyi bor vermi gibi hissediyordu. Seni mutlu edemedim mi, Mark? O kadar uratm ki! Marion, sana anlatmaya alyorum. Sen tatl, gzel bir kzsn... iyisin. mrnde tandm en iyi insansn. O halde neden benimle evlenmek istemiyorsun? Sesi lk gibi ykseldi. Mark kaygyla balkonun ucuna doru bakt. Ablasyla kocasnn konumalardan hi deilse birazn duyabilmek iin pusuya yatm olacan biliyordu. Hi kimseyle evlenmek istemiyorum da ondan. Marion'dan bouk bir inilti kt, sonra burnunu grltyle sildi. Mendili artk srlsklamd. Mark i cebinden kendi mendilini karp uzatt, o da minnetle kabul etti. Kimseyle evlenmek istemiyorum... henz, diye tekrarlad Mark. Henz m? diye o szce sarld Marion hemen. Amal belki bir gn? Bir gn, diye kabullendi Mark. Hayattan ne beklediimi ve onu nasl elde edeceimi rendiim zaman. Seni bekleyeceim. Glmsemeye alyordu. Cesur, slak, pembe bir glmseme. Seni bekleyeceim, Mark. Olmaz! Mark vcudunun her sinirinin alarma getiini hissetti. Ona syleyebilmek iin tm cesaretini toplamas gerekmiti. Ama grne gre hibir ie yaramamt. Ne ka-

dar sreceini Tanr bilir, Marion. Bir yn baka erkek tanyacaksn... sen iyi, tatl, sevgi dolu bir insansn... Seni bekleyeceim, diye tekrarlad kararl bir sesle. Yznn izgileri yine eski sevimliliine dnmeye balamt. Omuzlarndaki sarkklk da dzeliyordu. Ltfen, Marion. Bu sana hakszlk olur. Mark onu caydrmaya savarken, fena halde yenik dtn grp zlyordu. Ama Marion burnunu son bir kez daha ekti, mutsuzluunun geri kalann yutkundu. Sanki ta yutuyordu. Sonra ona glmsedi, son gzya damlalarn da gzlerini krptrarak yoketti. Yo, nemi yok. Ben sabrl insanm. Greceksin, dedi ona rahat bir sesle. Anlamyorsun. Mark omuzlarn aresizlik iinde kaldrd. Anlyorum, Mark. Yine glmsedi. Ama bu seferki bir annenin yaramaz ocuuna glmsemesi gibiydi. Sen hazr o'iunca buraya, bana gel. Ayaa kalkt, eteklerini dzeltti. Gel imdi, bizi le yemeine bekliyorlar, dedi.

Storm yerini semek iin byk zen gstermiti o gn. leden sonras n, bulutlarn tepeden aaya doru kayn grebilmek istiyor, ama alayan da karmak istemiyordu. Tualinde hepsi en iyi ekliyle olmalyd. Ayrca Ladyburg yolunu da her an grebilecek, kollayabilecek yerde olmal, yoldan gelip geen de onu grmemeliydi. Sehpasn Lion Kop'un dou snrndaki tabak gibi kk dzln kenarna kurdu, ayrntlara dikkat eden sanat gzyle ayarlad. Paleti sol kolunun kvrnda, fras sa elinde, yerine oturduu zaman, karsndaki trkuaz renkli gkyzn grr grmez ilgisi birden artt. Tiyatro sahnesinde poz alm hali kalmamt artk. e koyuldu. Ban eip renk karmna bakyor, eli kurban sunan bakire gibi, tualin zerinde tren uyguiarcasna ar ar dolayordu. Kendini yle kaptrmt ki, Mark'n motosikletinin sesi onun evresine rlm ipek kozay delemedi. 340

Balangta buraya yerlemesinin nedeni onu grebilmek, buraya ekebilmek iindi. Ama o farkna varncaya kadar Mark gemiti bile. Fras havada, gnein prlts altnda kalakalmt Storm. Kendisi ne kadar urasa byle bir grnm yaratamazd tualinde. Tozlu yol onun yz elli metre aasndayd. Mark son dnemeci alrken gzleri doal olarak yukardaki o ufack karaltya dnd. Tepenin doruunda buiutlar vard. Yatk gne onlarn arasndan birka parlak n yollayabiliyordu ancak. O klardan bir tanesi de Storm'un zerine dmt. Hi hareketsiz duruyordu. Mark' tandn belli etmedi, elini sallamad, hogeldin iareti yapmad. Mark motoru yolun kenarna ekti, gzln alnna doru itti. Storm hl kprdamyordu. Yamatan aa, dosdoru ona bakmaktayd. Baktlar. Mark sonunda motoru altrmak iin bir hareket yapt. Storm iinde byk bir kayp duygusu hissetti. Bu ne yenden belli oldu, ne de vcudundan. Tm iradesini kulland, ona telepatiyle ulamaya alt. Mark durdu, tekrar yukar bakt. Gel! diye seslendi iin iin ona Storm. Mark sabrsz, meydan okuyan bir hareketle gzl bandan kard, eldivenlerini ellerinden ekmeye koyuldu. Storm rahatlayarak tekrar i.ne dnd. Dudaklarnda kk, gizli bir glmseme oynat. Onun diz boyu sar otlar arasndan trmanna bakmad. Arkasnda soluunu duydu, kokusunu ald. Artk tanmaya balad zel bir kokusu vard Mark'n. zel bir kokuydu bu. Meme emen yavru kpeklerin ya da yeni cilalanm derilerin kokusu gibi. Storm'un ensesine dokunan parmaklar gibi etki yapt. Ensesindeki salarn dikildiini hissetti. Kan gsne yrd, meme balar kk akllar gibi dirildi, ar denemeyecek bir sz geldi. Daha gl bir duygu. Orasna dokunmasn istiyordu onun. Bacaklarnn titrediini hissetti. Gerekten ok gzel, dedi Mark tekrar. O kadar yaknna gelmiti ki, soluunu ensesinde hissedebiliyordu. Omur 341

gasndan aaya doru bir yeni rperti kayd, vudunda yeni bir ok daha yaratt. Storm resme bakt... haklyd Mark. ok gzeldi. Hem henz bitmemi olduu halde. Gerisini kafasnda canlandrabiliyordu. Gzeldi ve doruydu. Ama u anda onun tek istedii, o ellerin kendisine dokunmasyd. Karsndaki resim, kendi duygusal tepkisini arttryor gibiydi. Son yasak kapy ayordu. Storm artk Mark' derin, korkun bir fiziksel acyla istiyordu. Ona dnd. Hemen yan banda ve ok uzun boyluydu. Storm'un soluu yeniden tkand. Ban kaldrp onun yzne bakt. Dokun bana! diye bir telepati mesaj daha yollad ona. Dokun bana, diye emretti sessizce. Ama Mark'n kollar hl iki yannda sarkkt. Gzlerindeki derinlii lmeye ise hi olanak yoktu. Storm bir an daha dayanamayacan hissetti, kalalarn! ar bir hareketle kprdatt. Vcudunun iinde bir ey eriyor, yanyordu sanki. Dokun bana. Onu isteine boyun emeye zorluyordu sessizce. Bu kadar ok acyan yerime dokun. Ama Mark bu emre uymad. Btn sessiz emirlere boyun eecek deildi. Storm birden fkelendi. Ona vurmak istedi apansz. O yakkl yze saldrmak istedi. Hayalinde onun stne atld, gmleini yrtt, gne yan gsn at. Gzleri gmlein yakasnn V biimindeki ana bakyordu. Kvrml tylere, yank cildin parlaklna. fkesi artt ve odaklat. Bu tr duygular hep Mark uyandryordu iinde. Nedenini anlayamyordu. Bu yzden onu cezalandrmak istiyordu. Ac ektirmek istiyordu ona. Ama ayn zamanda o gururlu ba kendi gsne yaslamak, okamak, sevmek, trmalamak... akn duygular iindeydi. Bu tr heyecan doup dorua ykselince Storm kular gibi hzl hareketli, hzl tepkili olurdu. Herhalde yine o iman sevgilinle yatyordun, diye terslendi Mark'a. Gzlerindeki' incinmeyi ve aknl hemen grd. Sevindi, zafer kazanm gibi oldu... ayn anda da onun 342

ayaklarna kapanmak, zr dilemek istedi. Ya da trnaklaryla saldrmak, o sevgili suratta kanayan yrtklar amak. Mark alak sesle, Sana bunca gzellii ve yetenei veren kader, ayn zamanda seni iyi bir insan yapsa ne gzel olurdu, deil mi? diye sordu. Sesi hemen hemen hznlyd. Byle kt, mark bir ocuk yapaca yerde, diye bitirdi szlerini. Storm duyduu tatl okla rperdi. Bu szler son kontroln de bir kenara frlatmas iin zr salyordu ona. Artk dizginleri elinden karabilir, kendini tutmadan saldrabilirdi. Seni domuz! diye bararak ona doru utu. Dosdoru gzlerine atld. Onun naslsa hzl ve gl olduunu biliyordu. Ama hi deilse fiziksel temasa zorluyordu onu. Kendisini yakalamaya zorluyordu. Mark onu iki kolundan, kprdayamayacak biimde aresiz yakalaynca, Storm vcudunu onunkine doru att, onu bir adm geri ekilmeye zorlad, yzndeki aknl okudu. Mark byle bir kuvvet beklememiti. Storm kortlarda, atlar stnde eitilmi kaskat kaslaryla ona dnnce Mark'n dengesi bozuldu, arln bir ayandan brne geirdi. Storm tek a^ak bileini Mark'n bileine dolad, vcudunun tm arln ters tarafa ykledi. Birlikte dtler. Geriye doru, yeil imenler stne yuvarlandlar. Mark onun bileklerini brakt, iki eliyle birden d hzn kesmeye urat, o derken ona yastk olmaya alt. Storm bir anda iki eliyle on J saldrd, trnaklar Mark'n boynuna batt. Mark inledi. Storm onun gzlerinde ilk gerek fke parltsn grnce ok sevindi. Mark onu bileinden yakalad, kz da onun kat n kol kasn srd. Deriyi yaracak kadar hzl srd. Kolun stnde karlkl iki yanmay biiminde di izleri kald. Mark fkeyle soludu, hrsland, olduu yerde dnd, onun zerine kp tek bacan kvrarak vcudunun alt tarafn yere akarken, elleriyle de yzne saldran kollar tutmaya alt. Storm onun altnda kprdand. Etekleri beline kadar svanmt. Tek dizini kvrd. Doal, iten gelme, kurnaz bir ha 343

reketti bu. Mark'n bacaklar arasna giren oyluk can yakmyordu, ama ona kendisinin fiziksel durumunu farkettirmeye yetiyordu. Mark olup biteni anlad zaman Storm'un kollarn hemen brakp aresizlik iinde ondan kurtulmaya alt. Ama Storm'un tek kolu onun boynuna doland, yanann ipek gibi yumuakl onunkine dayand. Mark'n elleri, beynin komutu olmakszn, kendi bana hareket etti, Storm'un srtndan aa, beline doru kayd, sonra daha, aaya indi, i amarlarnn ipeksi dokusunu hissetti. Storm'un soluu zmpara kd gibi tslyordu. Ban kaldrd, dudaklar onunkilei buldu, srt kavistendi, kalasn kaldrd, onun elinin kendi altna koyabilmesini salad. Ah, Mark, diye soludu. Ah, Mark, dayanamyorum. Storm'un tm fkesi uup gitmiti. Yumuack, soluk soluayd. Sarld zaman scakt, sevgi doluydu. Ama Mark onun sesini duyduu anda geree geri dnd. Sean Courtney'in gvenine lyk olmadn dnd. Kendisine tannm imtiyazlar sndryordu. Storm'dan uzaklat. Kendi kalleliine kendi de amaktayd. Deliyim ben herhalde, diye soludu korkuyla. Yuvarlanp kalkmaya abalad. Storm'un tepkisi ani oldu. Dii bir asland o anda. Yemi elinden alnm dii bir aslan. Kediler gibi nurlarken bir anda tehlikeli fkelere kaplmak da tam ona greydi. Ak avucu Mark'n yznde saklad. Gen adamn gzlerinde yldzlar uutu. Storm ona haykrd, Ne biim erkeksin sen? Tekrar tokatlamaya alt ama bu kez Mark hazrlklyd. Gs gse, birlikte imenlerde yuvarlandlar. Sen hibir ey deilsin. Hep de yle kalacaksn, nk bir ey olmak iin gerekli cesarete ve kuvvete sahip deilsin! diye tslad Storm ona. Bu szler bin tokattan daha incitici oldu. Mark'n fkesi de bir anda onunkine denk dzeye ykseldi. Lanet olsun. Bunu nasl sylersin? 344

Storm da haykrd. Ben hi deilse cesaret ediyorum. Sen cesaret edemezsin... Birden sustu. stedii oluyordu. Bu defa daha deiik bir sesle bard. Tanrm! Tm vcudu sarsld, Mark' kendi barna yaslad, bouk, tok bir sesle, Mark, sevgilim, sevgili Mark, diye mrldanrken onu smsk tuttu.

Sean Courtney atnn zerinde yine Afrikallar gibi rahat pozunda oturuyordu. zengileri uzun, ayaklar uzatlm, kendisi geriye oturmutu. Atn sars zerindeydi. Sol elinde krbac sallanyor, dizginleri sayla tutuyordu. Aacn glgesinde dururken eitilmi at da hi kprdamyordu. Arl ayann zerinde dengeli, drdncs kvrk, adm atmaya hazrd. Boynunu dizginlere kar germi, yerdeki otlara doru uzanmt. Her lokmay srrken yrtma sesi gibi bir ses kyordu. Sean aalardaki ormanlara ve ayrlara bakt, burada plak ayak, av kpeklerinin peinden koturduu gnlerden beri, kpeklere omaklar frlatt o azgn ocukluk gnlerinden beri ne kadar ok eyin deitiini dnd. Drt be mil ilerde, kar tepenin koruyucu yamac altnda Theunis Kraal evi vard. O evin n odasnda, pirin bir karyolada dnyaya gelmiti. Kendisi de, ikiz kardei Garrick de. Ayn sabah. O doumda hibir zaman tanmadklar anneleri lmt. Garrick hl o evde otururdu. Sonunda kitaplar ve ktlar arasnda ken tisine gerekli gurur duygusuna kavuabilmiti. Sean sevgi ve anlayla glmsedi, iinde yine o eski sululuk duygusu szlad. Eer Sean'n dikkatsiz bir atndan tek baca paralanm olsa, nasl biri olurdu acaba kardei? Bu dnceyi bir kenara brakt, eyeri zerinde dnd, kendi arazisini gzden geirdi. Kereste ticareti iin zenle ektii yzlerce ve yzlerce dnm arazi. Servetinin balangcn buraya borluydu. Oturduu yerden kesim tesislerini, depolar, onlarn hemen yanndaki demiryolunu da grebiliyordu. Hayatnn boa gitmediini

hissedip bir kez daha yrei snd. Baar duygusu byk dld insana. Glmsedi, uzun purolarndan birini yakt. Kibriti izmesine srterek yakmt. Bunu yaparken at zerindeki dengesini pek gzel ayarlyordu. Duyduu mutluluk bir sre daha devam etti. Sanki yaklaan sorunlarn dnmekten kayordu. Gzlerini Ladyburg evlerinde, atlarnda dolatrd. Baklar kayd, kayd, t ilerde, dier tm yaplar cce brakan o kocaman, irkin, elik ve cam karm yapya takld kald. Drt katl Ladyburg iftiler Bankas binas. eker rafinerisi de bir putperest tanrs kadar irkin ve korku vericiydi. Dzenli ekilmi ekerkam tarlalarnn bir ucunda ykseliyordu. O tarlalar gz alabildiince uzanmakta, yamalarda rzgrla dalgalanmakta, doymak bilmez mideleri doyurmaya hazrlanmaktayd. Sean'n burnunun zerinde, iki kann arasnda bir izgi belirdi. Kendisi arazisini yzer dnmle lyordu ama bir zamanlar olum dedii adam da arazisini biner dnmle lmeye balamt. At, sahibinin ruhsal durumundaki deiiklii anlam gibiydi. Kafasn indirip kaldrd, glgede bir iki kprdand, sanki komaya hazrland. Sakin ol, dostum, dedi Sean ona. Elini omzuna atp onu uysallatrmaya alt. u anda o adam bekliyordu. Randevusuna yine adeti olduu zere erken gelmiti. Yerine nceden varmay, teki adam durduu yerde karlamay severdi. Eski bir hileydi "bu. Karsndakine kurulu bir dzene girme tedirginlii vermek. Oysa bekleyen insan dncelerini sraya koymaya frsat bulur, tekini yaklarken lp biebilirdi. Randevunun yerini ve zamann dikkatle semiti. Dirk Courtney'in bir kez daha kendi arazisine girmesine izin vermek istemiyordu. Onu evine sokamazd. Adamn evresinde burcu burcu tten ktlk kokusu bulac gibiydi. O ktln kendi yuvasna, Lion Kop'a bulamasn istemezdi. Toprana bile girmesine dayanamazd. Bu yzden, ikisinin arazilerinin birbirine snr oluturduu tek yeri semiti. Zaten Sean Court 346

ney'e ait arazilerin snrlar arasnda bir tek bu yarm millik ksma dikenli tel ekilmi bulunuyordu. Sr ve at yetitiren bir insan olarak, dikenli telden nefret ederdi. Ama yine de kendi arazisinin Dirk Courtney'in arazisine dedii yere., germiti. Dirk mektup yazp bu grmeyi isteyince de, aralarnda bir it olsun diye bu yeri semiti. leden sonrann ge saatlerini semesi de bilinliydi. Gne kendi arkasna doru alalm olacak, teki kar ban yrdan yukarya karken gzne parlayacakt. Sean yeleinin cebinden saatini ekip bakt. Randevu saatine, yani drde, bir dakika vard. Gzlerini vadinin aalarna evirdi, kalarn att. Grnrlerde kimseler yoktu. Yolun ok daha ilerileri de grnyordu. Gen Mark'n yarm saat kadar nce motosikletiyle gemesinden bu yana, baka kimse gememiti yoldan da. Kentin tesine, Dirk Courtney'in kendine ev diye yaptrd o kocaman, zenti beyaz binaya bakt. Byk Lang Korusu... zenti bir eve zenti bir ad. O eve bakmaktan hi holanmazd. Ayn ktlk kokusu oraya da sinmi gibi gelirdi ona. Gndzleri bile kokusunu alabiliyordu insan o ktGln. Bir yn da hikye dinlemilii vard. Gecenin rts altnda o evde neler olup bittiine dair... nanyordu o hikyelere. Bir zamanlar sevgi olan o youn duygunun etkisiyle, bir zamanlar olu olan o adam ok iyi tanyordu nk. Elindeki saate bir daha bakt, 'sonra kulana tuttu. Tami drtt. Tkr tkr iliyordu. Sean'n kalar atld. Saati tekrar cebine soktu, dizginlerini toplad. Gelmiyordu. Sean iinden korkaklar gibi memnun oldu. Dirk Courtney'le bulumak onun iin zc ve yorucuydu. yi gnler, baba. Ses onu artt, At dizleriyle skt, hayvan tepindi, ahlanmak istedi, kafasn saa sola savurdu. Dirk doru at zerinde rahata oturmaktayd. En yakn aaln arasndan kvermiti. Atn dikkatle yrtt. Ge kaldn, diye homurdand Sean. Neredeyse gidi 347^

yordum. Dirk dolambal yoldan gelmi, tepeye Lion Kop' un br yanndaki yamatan trmanm olmalyd. Ekim alanlarnn arasndan gememi, randevuya ters ynden gelmiti. Besbelli yarm saattir o aalarn arasnda sessizce duruyor, Sean' seyrediyordu. Benimle ne konumak istiyordun? Bir daha bu adam asla hafife almamalyd. Bunu daha nce de ka kez yapmsa, kendisine pahalya malolmutu. Sanrm biliyorsun diyerek glmsedi Dirk ona. Sean ok gzel, prl prl, ama tehlikeli bir hayvan hatrlad o dileri grdnde. Atnn zerinde doal bir zerafetle, rahata her eyin kontrol elindeymi gibi oturuyordu. Tvit bir av ceketi giymi, boynuna sar ipek bir kravat balamt. Uzun, gl bacaklar, ikolata rengi deri izmeler iindeydi. Hatrlat bana, dedi Sean. Karsndakinin can istedike yayabildii o ipnotize edici ekicilie kar kendini katlatrmaya alyordu. Daha neler! Geri biliyorum, ipinden kurtulmu azgn srleri dve dve tekrar sralarna sokmaya urayordun. Yaptklarn gururla okudum, baba. Fordsburg'daki kasap faturan hemen hemen 1906'daki Bombata ihtilaiindeki kadar atafatl oldu. Enfes bir rekor,.; Devam et. Sean'n iinde yine nefret duygular uyanmt. Dirk Courtney'in insann iindeki zaaflar, sululuk duygularn bulmaktaki ustal tartma gtrmezdi. Sean'n grev bilerek yapt eyler iin bu trl konumas, yal adamn iindeki utan duygusunu her zamankinden daha ac bir hale getirdi. Madenlerin almaya devam etmesi elbette ok nemli. Sen kerestelerinin ounu altn madenlerine satyorsun. Tam rakamlar bende de bir yerlerde yazl olmal. Dirk itenlikle gld. Dileri kusursuz ve bembeyazd. Gne kvrck salarnda parlyor, onu tiyatro sahnelerine lyk bir gzellie kavuturuyordu. Aferin sana, baba. Zaten ana frsat her zaman grr, sezersin. Gzn kan brm bir avu serserinin hepimizi iimizden etmesi dnlemez. Ben bile uzun vadede altn madenlerine bamlym saylr. 348

Sean cevap verebilecek durumda deildi. fkesi onu bouyordu. Kendini kirlenmi hissediyor, utanyordu. Dirk devam etti. Bu da kendimi sana borlu saydm bir yn konudan biri. Onu dikkatle incelemekteydi konuurken. Davran nazik, ama ayn lde de korkuntu. Ben senin mirasnm. Frsat grme ve kapma yeteneimi senden miras olarak aldm. Bana ylan yakalamay nasl retmitin, hatrlyor musun? Nasil baparmamla iaret parmam arasna sktrp boynunun arkasndan yakalayacam? Sean olay olduu gibi anmsad. ocuun korkusuzluu o zaman bile artmt onu. Bakyorum hatrladn. Dirk'in yzndeki glmseme yokoldu. Davranndaki hafiflik de onunla birlikte sona erdi. Pek ok ey... pek ok kk ey. Hani aslanlar gece atlar kardktan sonra nasl kaybolmutuk, onu da hatrladn m? Sean onu da unutmamt. Mopani yresinde avlanyorlard. ocuun asl kamptan ayr geirdii ilk geceydi. Bu kk serven, sonunda bir kbusa dnmt. Atlardan birini aslanlar paralam, teki de kamt. Kumlarn, izsiz, patikasz allarn arasnda elli mil yol yrmek zorunda kalmlard. Bana su bulmasn retmitin. Bir aacn dibindeki o su birikintisini bulmutuk. Le gibi kokusu hl burnumda. Kumlar arasndaki kk kuyucuklar. Suyu oradan ii bo bir sazla emmeyi... Tm aniar geri geliyordu Sean'a. Zihnini kapamak istedii halde. nc gn yollarn kaybetmi, yanl yne sapmlard. Bir kk, tal dere yata m, bir bakasyla kartrdklar iin. Ondan sonra ssz yerlere, lme doru ilerlemeye balamlard. Fiekliinin kayndan salncak yapm, beni kalann zerinde tamtn. ocuun gc tkenince Sean tamt onu. Gnlerce, kumlarda ayan srye srye. Sonunda onun da gc tkenince yere oturmu, ocuu kendi glgesinde yatrm, gneten korumaya urarken olanca gcyle tkrn aznda toplayp onun azna aktarmaya uramt. Dirk'in

atlam, imi dudaklar arasna. Onu bir sre daha sa tutabilmek iin. Sonunda Mbejane geldiinde, sen alamtn. Kaybolan at kampa vardnda, aslann pene izlerini sarsnda belirgin ekilde grmlerdi. Yal Zulu tayc kendi de stmadan kvranmakta olduu halde, hemen atn eyerlemi, yanna yedek bir at daha alp yola koyulmutu. Yaral at onlar aslanl kampa kadar gtrm, sonradan yal Zulu, adamla ocuun izini srerek gelip onlar drt gn sonra bulmutu. Yanlarna vardnda ikisi kumun zerinde, gnein altnda birbirlerine sarlm, lm bekliyorlard. mrmde seni bir tek o gn alarken grdm, dedi Dirk alak sesle. Ama sen beni ka kez alattn, onu hi dnyor musun? Sean daha fazlasn dinlemek istemedi. Hem anne, hem baba olarak bytt o gzel, inat, vahi, sevgili ocuu hatrlamak istemiyordu. Ama Dirk'in yava konuan o tok sesi, kendisini uzak kalmak istedii anlara tutsak ediyordu. Sana nasl tapardm, hi anlayacak msn acaba? Tm hayatm o temel stne kurmutum. Senin her hareketini taklit etmeye alyordum. Sen olmaya alyordum. Sean ban iki yana sallad, bunu inkr etmek, reddetmek istedi. Evet, sen olmaya altm. Belki de baardm... Hayr. Sean'n sesi bouktu. Belki de beni onun iin reddettin, dedi Dirk. Bana baknca, kendi hayalini grdn. Bu yzden ban evirdin, beni alattn. Yo, Tanrm, hayr... bu doru deil. Hi de yle olmad. Dirk atn yaklatrd, imdi dizi Sean'nkine deiyordu. Baba, biz ikimiz ayn insanz, biriz... benim sen olduumu kabul etmeyecek misin? Nasl senden dodumsa, nasl beni sen yourup ekillendirdinse... Dirk, diye balad Sean. Ama syleyecek szck bulamyordu. Tm varl kknden sarslmt. 350

Yaptm her eyi senin iin yaptm anlamyor musun? Yalnz ocukken deil, genken ve yetikinken de. Neden Ladyburg'a dndm hi dndn m? Dnyann neresine istersem gidebilirdim. Londra, Paris, New York,., hepsi nmde akt. Ama ben buraya dndm. Neden, baba? Neden yaptm bunu ben? Sean cevap veremeden ban iki yana sallad. nanlmaz gc, rahatsz edici varla sahip bu gzel yabancya bakmak istemiyordu. Sen buradasn diye dndm. kisi de sessiz kaldlar. Gzleri birbirine aklmt. Bir irade, bir duygu sava yer almaktayd aralarnda. Sean kararlnn zayflamakta olduunu hissetti. Dirk'in rmekte olduu yeni aa kaplacakt az sonra. Dizginini ekti, atn dnmeye zorlad, bacaklarnn temasna son verdi. Ama Dirk aldrmadan devam etti. Sevgimin bir iareti olarak... onca horlamana, onca terslemene, her tokatna ramen sana hla beslediim sevginin bir iareti olarak geldim buraya. Ve sana elimi uzatyorum. Yine benim babam ol. Brak ben de senin olun olaym. Servetlerimizi birletirip bir imparatorluk kuralm. Burada toprak var. Koca bir toprak. Olgun, hazr. Biz alalm diye bekliyor. Dirk elini uzatt. Avucu yukarya dnk, parmaklar akt . Elimi sk, baba, diye zorlad. Bizi hibir ey durduramaz. kimiz birlikte, dnyay siler sprrz. Birlikte Tanr oluruz. Dirk. Sean sesini tekrar bulmutu. ine ksld ylan halkalarndan kurtulmak iin mcadele veriyordu. Hayatmda birok insan tandm. Hibiri tmyle iyi ya da tmyle kt deildi. Her biri bu ikisinin, iyiyle ktnn deiik oranlarda karmyd. Bu seni tanyana kadar byle srp gitti. Tmyle kt olan tek insan sensin. inde iyinin tek zerresi bile bulmayan insansn sen. Bunu zorla da olsa anladm zaman, sana arkam dndm. 351

Baba. Bana byle deme. Sen benim deilsin, bir daha da asla olmayacaksn. Koca bir servet bizi bekliyor. Dnyann en byk servetlerinden biri. Hayr. O servet ve o topraklar seni ya da beni beklemiyor. Baka insanlara ait. Birok kabileye... Zulu'lara, ngilizlere, Afrikaaner'lere. Bana ait deil... ama sana ait hi deil. Son defa sem grmeye geldiimde inanmam iin bana umut vermitin... Dirk itiraz etmek niyetindeydi. Ben seni hibir eye inandrmadm. Bir vaatte bulunmadm. Sana her eyi anlattm. Btn planlarm. Evet, dedi Sean. Duymak istiyordum. Her ayrnty bilmek istiyordum. Sana yardm edebilmek iin deil..., sana engel olabilmek iin. Sean szlerinin etkisini arttrmak iin sustu, sonra ne doru eildi, yzn Dirk'inkine yaklatrp onun gzlerinin iine bakt. Bubezi Nehri tesindeki araziyi asla ele geiremeyeceksin. O konuda sana yemin edebilirim. Bunu alak sesle, ama dnyay kilise anlar gibi nlatacak bir gle syledi. Dirk bzld. Yanaklarndaki renk soldu. Ben seni kt olduun iin reddettim. Tm gcmle sana kar savaacam. Hayatm pahasna bile olsa. Dirk'in yz deiti, aznn izgisi, enesinin biimi bambaka oldu, gzleri kurt gzlerine benzedi. Kendini kandryorsun, baba. Sen ve ben biriz. Ben ktysem, sen de ktln kayna, emesi, babassn. Bana soylu szler edip, soylu pozlara brnmeye alma. Ben seni tanyorum, unuttun mu? Cok iyi tanyorum. Kendimi tandm gibi. Yine gld. Ama bu kez deminki gibi rahat glemedi. Zalim, ince bir ses kt azndan. Aznn biimi de ince bir izgi olmaktan kurtulamad. Beni o Yahudi orospun iin reddettin. Onun karnna ektiin o pi llk iin reddettin. Sean fkeyle kkredi, altndaki kheyln ahland, n ayaklarn karya doru savurdu. Dirk'in ksra korkuyla ge 352

riledi, Dirk dizginlerini hayvann azn yararcasna ekti. Babasna bard. Benimle hayatn pahasna savaacan sylyorsun. Belki de sonu oraya varacak! Seni uyaryorum! Atn kontrol altna ald, Sean'nkine yaklatrd, tekrar barmaya hazrland. Kimse benim yoluma kamaz. Seni mahvedeceim. Buna kalkan bakalarn nasl yok ettimse, seni de yok edeceim. Hem seni, hem o Yahudi orospunu. Sean elinin tersiyle krbacn savurdu. Polo vuruuyla. Bileinin bir hareketi suaygr derisinden ipi havada slk gibi ttrd. Dosdoru surata nian almt. Bir zamanlar kendi olu olan adamn o hrlayan kurt gibi suratna. Dirk elini kaldrp krbac yakalad, ucu tvit ceketin koluna doland, kuma ve deriyi kesti kan kt. Dirk elini yaraya bastrd, Sean'a ate saan gzlerle bakt. Yzne iren bir ifade gelmiti. Seni bunun iin ldreceim, dedi alak sesle. Sonra ksrann ban evirip drtnala kaldrd, dikenli tele doru uzaklat. Ksrak srad, dikenli telleri aarak br tarafa indi, kendini toplad, komaya devam etti. Yaman bir binicilik gsterisi. Sean kendi atn srd. Krbac aklatp onu koturma hevesini yenmeye alt, yrmesine izin verdi. Tepeler zerindeki ot brm patikay izliyordu. Ancak buralar iyi bilen, bu yolu daha nce de kullanm olan biri farkedebilirdi o patikay. Mbejane Kraai'n kulbesinden geriye hemen hibir ey kalmamt. Tek tk iri talar, imen stnde birtakm beyaz halkalar, o kadar. Yakmlard onun kulbelerini. Reis lnce yle yaplrd. Zulu geleneine gre. Ahrn duvar hl ayaktayd. Talar zenie, sevgiyle seilmiti. Sean atndan indi, yular tutup hayvan duvardaki kapya yrtt. Ellerinin hl titremekte olduunu gryordu. Atei varm gibi. Midesi de bulanmaktayd. iddetli duygu frtnasnn . sonu.
3\3o
Bir Sere Dt F : 23

Ta duvarda kendi oturma yerini buldu. Ayn yass ta. Oturup purosunu yakt. Dumanlar kalbinin atlarm biraz sakinletirdi, ellerinin titremesini yavalatt. Ahrn toprak zeminine bakt. Zulu reisleri ahrn orta yerine : gmlrd. Oturur pozda, yz gnee doru kaldrlm olarak. Yeni kesilmi kz derisine sarlr. Servetinin simgesi olurdu bu. Yanna yiyecek kab, su kupas, enfiye kutusu, kalkan, mzraklar da konurdu. Yolculua hazr klnrd l. Merhaba, eski dostum, dedi Sean alak sesle. Onu biz byttk. Sen ve ben. Ama o yine de seni ldrd. Nasl yapt bilmiyorum. Kantlayamam da. Ama seni ldrenin o olduunu biliyorum... imdi de beni ldrmeye ahdetti. Sesi bu noktada titredi.

Evet, diyerek glmsedi Sean. Benimle konumak iin randevu istediine gre, herhalde nemli bir ey konuacaksn. Gzlerinde neeli bir prltyla Mark' inceliyor, lp tartyordu. Storm'un hakk vard tabii. Delikanl aradaki ba koparmak iin gcn toplamaya alyordu. Tek bana kp bir yerlere gidecekti. Yaral bir hayvan gibi belki. Ya da byyp yuvay terkeden aslen yavrusu gibi. Acaba hangisi, diye merak etti Sean. Ayrlma bu genci ne kadar sarsacakt ayrca? Evet, yle de diyebilirsiniz efendim, dedi Mark. Ama bu kez Sean'n gzlerine bakamyordu. Genellikle ak ifadeli, drst bakl olan gzleri bugn kitap raflarnda, pencerelerde, bahenin aalarnda dolayordu hep. Oralar daha nce hi grmemi gibi inceliyordu. Gel ieri yleyse. Sean koltuunu yana dndrd, madeni ereveli gzln gznden kard, pencere nndeki koltua doru elini sallad. Teekkr ederim efendim. Mark koltua doru yrrken, Sean da yerinden kalkp iki dolabna ilerledi. O kadar nemli konuysa, nceden kendimizi glendirelim o halde, diyerek glmsedi. Mark, Daha le saati bile gelmedi, dedi. Bu kural bana siz kendiniz retmitiniz. 354

Kurallar koyan edam, onlar deitirmeye de yetkilidir. Sean iki bardaa kahverengi bir sv doldurdu, zerine soda ekledi. Bu kural da yeni koydum. Gld, sonra'devam etti. Eh, olum, aslnda iyi bir gn setin. Bardan birini Mark'a gtrd, sonra yine masasnn bana dnd. Benim de seninle konuacak ok nemli bir konum var. Bardandan bir yudum ald, dudaklarn yalad, elinin tersiyle byklarn sildi. Yaa byk olduuma gre, nce ben iimi anlatsam uygun der mi sence de? Elbette, efendim, dedi Mark. Rahatlam gibiydi. kisini dikkatle yudumlad. Sean ona srtrken kendinden pek memnun olduunu dorusu saklayamad. Sean o kadar kurnaz, karsndakinin ihtiyalarna o denli uygun bir plan hazrlamt ki, bu ilham kendisine veren yce ^gler karsnda kendi de huu duyuyordu. Kaybetmek istemiyordu bu gen adam. Ama sk tutarsa kaybedeceini de ok iyi biliyordu. Cape Tovvn'dayken Babakanla iki uzun grme yaptm, diye balad szlerine. O gnden beri de epey yaztk. Bunlarn sonucu olarak General Smuts yeni bir giriim planlad ve onu benim bakanlmn yetkisine verdi. Bu giriim ulusal parklar konusunda. Daha baz yasalarn parlamentodan geirilmesi de gerekiyor elbette.. Para gerek, daha fazla g toplamamz gerek... ama ben bir yandan bir inceleme ve deer tespitiyle ie ngrlen alanlarda balayacam. Sonradan o raporlara gre gelitin,,e ve koruma nlemlerimizi alp.... Konumasn hemen hemen on be dakika boyunca srdrd, arada Babakann mektuplarndan paralar okudu, memorandum . lan ele ald, aklad, konuyu geniletti, tartmalar anlatt, planlarn ayrntlarna girdi... Mark bu arada koltuunun ta kenarnda oturuyor, olanca dikkatiyle dinliyordu. kisini oktan yan banda unutmutu. Dinlerken, iinde bunu kendisine kaderin hazrlam olduu duygusu giderek g kazanyordu. Soluk almaya bile cesareti kalmamt. nnde kat kat alan o byk fikri snger gibi emiyordu. Sean kendi hayalleriyle kendinden gemekteydi. Koltuun 355

dan frlayp kalkt, sar tahta demeli oday arnlamaya koyuldu. Anlatrken elini, kolunu sallyor, her noktay vurgulamaya abalyordu, Sonra birden durdu, Mark'a dnd. General Smuts seni ok beendi... Booysens'deki o gem ce... daha nce de. Yine sustu. Mark kendini ylesine kaptrmt ki, Sean'n yzndeki kurnaz ifadeyi gremedi. Bu iin > tam adam Mark'dr elediim zaman onu ikna etmekte zorluk j ekmedim. Hangi i? diye sordu Mark hevesle. lk dndm blge, Chaka Kaps ve Bubezi vadisi. Birisinin oraya gitmesi, aratrmay yapmas gerekiyor. Parlamentoya gittiimizde neden sz ettiimizi bilelim diye. Sen c yreyi iyi tanyorsun... Huzurun ve sszln byk sessizlii imdiden Mark' sarverdi. Bir sarhoun ikiyi zlemesi gibi kendini oralar zler buldu. Tabii yasa meclisten getikten sonra da uygulamay salayacak bir grevliye ihtiyacm olacak. Mark koltuunda yavaa arkasna yasland. Arama bitmiti artk. Liman gren gemi gibi, o da kendisinin doru rota; zerinde olduunu biliyordu artk. Senin benimle konumak istediin neydi? diye sordu Sean sevimli bir sesle. Hibir ey, dedi Mark yavaa. Hibir ey yoktu. Yz prl prld. Yeni bir dine geip de peygamberinin ilk mucizesini grm bir adam hali gelmiti zerine.

Mark Anders her zaman mutlulua yabanc bir insan olagelmiti. Gerek mutlulua. T ocukluundan beri. Kuvvetli ikileri ilk kefeden birine benziyordu. Byle bir duyguyla baa kmaya tmyle hazrlkszd. Bu durum onu bir tr sarholua doru itiyordu. Ba dnyor, daha nce bilmedii bir varlk dzeyinde yayordu. Sean Courtney, Mark'n grevlerini devralmak zere yeni bir sekreter bulmutu. Salar erkenden dklm, hi glmsemeyen ufak tefek bir adamd. Parlam siyah alpaka ceket 356

Jyiyord. Yakas kelebek gibiydi. Alnna yeil siperlik, koluna kolluklar takyordu. Sessiz, iine kapank, iinde ok iyiydi. Lion Kop'da herkes ona Bay Smathers diye hitap ediyordu. Hibir zaman onu adyla armak kimsenin aklnn ucundan gemeyecekti. Mark bir ay daha kalp Bay Smathers'e ileri anlatacak, retecekti. Ayn sre iinde kendi ilerini ayarlayacak, hazrlklarn tamamlayacak, Chaka Kapsna doru yola kmaya hazr olacakt. Boy Smathers'n insanst alkanl ve tecrbeleri sayesinde Mark bir hafta nce zerindeki i yknden hemen imyle kurtulduunu farketti, yeni mutluluunun tadn karma frsatn buldu. Chaka Kapsnn o yce kayalar kendisine verildii anda, 0 kayalarn glgesinin nasl mr boyunca hep kendi hayatn otkilemi olduunu farkediyordu. O1 kuleler kendi yaamnn merkez kuleleri olagelmiti hep. Bir an nce oraya varmay zlyor, gitmeye can atyordu. O sessizlik, o gzellik, o huzur gznde ttyor, oraya varp daha nce var olmayan bir eyi yaratmak iin sabrszlanyordu. Kendini kaptrd gnlk yaam temposunun onu asl amacndan nasl uzaklatrdn da imdi grmekteydi. Bykbaba Anders'in mezarn bulmakt onun amac. O lmn esrarn zmekti. Ancak imdi almt nne bunun da olanaklar. Artk hayatnn bir amac, bir yn vard. Ama btn bunlar duyduu mutluluun ancak temelleriydi. O temellere basarak kendini akn ba dndrc yksekliklerine yneltebilecekti. Asl youn zevk, Ladyburg tepesinde, imenler zerindeki 1 o inanlmaz anla balamt. Onca zamandan beri gizlice iinde tad sevgi, ta gibi souk ve ar bir yk olan o duygu, bir tek sihirli saniye iinde patlayp alm, iek olan bir goncaya benzemi,. yle bir hzla ve yle parlak renklerle, o kadar artc bir gzellik ve heyecanla bymt ki, zihni daha olup biteni kavrayamyor, kabul edemiyordu. Kendisi de, Storm da bu srlarn byk bir hasislikle, y 357

reklerine en yakn yerde saklamakta kararlydlar. Baka hi kimse o srrn varln hissetmemeiiydi. Aralarnda karmak anlamalar, planlar yapyorlar, bu deerli hazinelerini"gzlerden saklamak iin olmayacak alar ryorlard. Yanlarnda birisi varken asla konumuyorlar, hatta bakmyorlard bile. Bundan doan zlem onlar daha beter kuruyor, yalnz kaldklar anda birbirlerini paralayacakm gibi sarma dola oluyorlard. Birarada olmadklar zaman vakitlerinin ounu, nasl yal* nz kalabileceklerini planlamakla geiriyorlard. Birbirlerine ateli notlar yazyor, Sean ve Ruth'la birlikte masada otururken o notlar masann altndan birbirlerine veriyorlard. O notlar, verirken parmaklar dese tututuracak trdendi. Aralarnda kotlar, ifreler oluturmulard. Korkun risklere giriyorlard. Tehlike duygusu ak ve zevk lenine daha bir tad katyordu. Havalarda uuyorlard ikisi de. Balangta ayr yollardan atla ormann derinliklerine, k\msenin uramayaca yerlere gidip buluuyorlard. Yolun son bir milini her seferinde drtnala alyor, daha eyerin zerindeyken kucaklayor, atlar altlarnda homurdanyor, tepmiyordu. lk gn attan yere dp dklm yapraklar arasna yuvarlandklarnda hl birbirlerinden ayrlmamlard. Atlarn da babo braktlar. Eve kadar yrmek epey vakitlerini ald. zellikle de yol boyu sarholar gibi birbirlerine sarlp gltkleri iin. Bereket versin, onlar eve varamadan atlar yolu bulmu, imende otlayan arkadalarnn arasna karmlard da, durum kimsenin dikkatini ekmemiti. O gnden sonra artk Mark atlar balayana kadar birka dakika kaybetmeyi gze alr ol dular. Ksa zamanda, gnn bir saatini almak onlara yetmez oldu. Storm'un stdyosunda bulumaya baladlar. Mark banyon aacna trmanyor, pencereye doru uzanan daln zerinde emekliyor, Storm bu arada pencereyi ak tutuyor, onun dal zerinde aya kaydka kk korku lklar atyor, yaknlardan bir hizmetkr geerken onu fsltlarla uyaryor. Mark sonunda pervaza bastnda sevinle ellerini rpyor, hemen onun boynuna sarlyordu. 358

Stdyoda eya olarak bir tek tahta sandalye vard. Yerler tahta deli ve sertti. eriye apansz birinin dalmas tehlikesi de ikisini her an rahatsz ediyordu. Ama yine de ekinmiyorlard. Zeki ve yaratcydlar. Mark'n yeterince gl, Storm'un yeterince hafif olduunu, her eyin mmkn olabileceini ksa zamanda farketmilerdi. Bir keresinde Mark sevimelerinin ateiyle kendinden gemi, Storm'u gerilemeye zorlam, henz yarm, durumda, zerinde allmakta olan bir tabloya yaslamt. Daha sonra Storm sandalyenin zerine diz kp eilmi, eteklerini beline svam, kk, yuvarlak poposunu havaya kaldrm, Mark da terebentine batrlm bir bezle turuncu ve mavi boyalar silip temizlemiti. Storm glmesini tutabilmek iin yle sarslyor, yle titriyordu ki, Mark'n ii hi de kolay olmuyordu dorusu. Storm bir yandan da fena halde utanp kzarmaktayd. Poposu bile pembeleiyordu. O olaydan sonra terebantin kokusu Mark'a her zaman gl bir ak iksiri gibi etki yapar oldu. Bir baka korkun olayda da, stdyonun dndaki koridorda ar, iki admdan' birinin aksak olduunu belli eden, sert ayak sesleri duyulmutu. ok iyi tandklar bu ses ikisini de buz gibi dondurmutu. Yzleri kl rengine dnt. Seslerin yaklamasn beklerken soluk bile almaya cesaret edemediler. , Kap vurulduu zaman Storm byk bir panie kapld. Korku dolu, kocaman gzleriyle Mark'n yzne bakt. Mark hemen kontrol eline ald. Tehlikenin ne kadar byk olduunun o da farkndayd. Sean Hourtney herhangi birisinin sevgili kuzucuuna' bu kadar sokulduunu anlad anda ikisini de mahvedebilir, bunu yaparken kendini de mahvetmekten bile geri durmazd. Kap tekrar vuruldu. Israrlyd. Mark stlerini balarn titreyen elleriyle dzeltirken hzla fsldad. Storm tm cesaretini toplayp ona ayak uydurdu. Sesi yine de hafife titreyerek, Bir dakika, baba, diye seslendi. Mark onun boya lekeli nln kapp kafasndan geirdi, boya frasn da sa eline tututurdu, cesaret vermek iin 359

omuzlarn skt, onu hafife kapya doru itti. Duvarla dayal duran tuallerin arasnda, Mark'n emekleyerek sabilecei kadar ancak yer vard. Soluunun ses karmamasna alrken Storm'un kapnn srgsn an, babasn ieri aln dinledi. Artk kapy kilitlemeye de mi baladn, kk hanm? diye homurdand Sean ona. Kukulu gzleri plak stdyonun evresinde dolat. Seni rahatsz m ettim? Asla, baba. Sen rahatsz etmezsin. Storm titrek admlarla babasnn peinden geliyordu. Sean ise onun sehpadaki tualine eletirici baklarla bakmaktayd. VVagon Tepesinde aa yok ki? dedi. Ben fotoraf ekmiyorum, baba. Orada aa da olmalyd aslnda. Kompozisyonu dengeliyor. Grmyor musun? Kendini toplam saylrd. Mark o anda ona yle byk bir sevgi duydu ki, ii szlad. Kendisi de tualin kenarndan darya gz atacak kadar cesaretlenmiti. Gzne ilk arpan ey, fildii renkli, paalar dantelli klot oldu. Storm'un att yerde, stdyonun ortasnda, ylece duruyordu. Alnn buz gibi bir terin kapladn hissetti. Bu kk ipek li paras tpk bir sava bayra kadar anlamlyd. Gnah iaretine doru uzanmaya alt... parmaklarnn deemeyecei kadar uzaktayd.. Storm- babasnn koluna aslmt. Bunu herhalde bacaklar kendisini tayamayacak durumda olduu iin yapyordu. Mark'n kenardan uzanan elinin nereye doru yneldiini grd. indeki panik tekrar ykseiip benliini sard. Babasnn sorularna anlamsz cevaplar vermeyi srdrerek onu kapya doru yrtt. Bu yapt i, bir erkek fili amacndan geri dndrmeye almakla birdi. Sean farknda olmadan yerdeki klotun tam stne bast. Bir sonraki admnda klotun paras izmesinin burnuna taklmt. Kuma yle inceydi ki, Sean farkna varmad. Mutlu mutlu topallamaya devam etti. Tek aya klotu srkleyip duruyor, iki gen korku iinde onu gzleriyle izliyorlard. 360

Kapya vardnda Storm kollarn babasnn boynuna dolayp onu pt, bunu yaparken ayan klotun zerine basmay da baard. Sonra babasn ayp saylacak bir hzla korido-ra doru itti, kapy arkasndan kapatverdi. Korku ve glme karm, takatsiz brakmt ikisini de. Birbirlerine sarldlar. Mark kendini biraz toplaynca en ciddi sesiyle, Bir daha byle risklere girmek yok, anlyor musun? diye sordu. Peki patron, dedi Storm uysal uysal. Ama gzlerinde yaramaz bir prlt vard. O gece on ikiden sonra bir ara Mark slak bir dilin kulana girdiini hissedip uyand. Baracakt ama gl bir el azna smsk kapanm bulunuyordu. Ay nda Storm'un kendi stne doru eilmi olduunu grnce, Deli misin? diye fsldad. Evin bir bandan bir bana yrmt kz. Koridorlardan gemi, gcrdayan merdivenlerden inip km, zifiri karanlkta prl prl pijamalaryla gelmiti. Evet, diye gld Storm. Deliyim. Tmyle, harika bir biimde deliyim. Mark henz uykunun etkisinden syrlamamt. Syrlm olsa bundan sonraki soruyu sormazd. Ne aryorsun burada? Senin rzna gemeye geldim. Storm bunu syleyip yataa, onun yanna szld. Ayaklarm d. Ist onlar. Ne olur, bu kadar grlt etme, diye yalvard Mark. Bu ek glnt aslnda. nk birka dakika sonra bir azdan, koro halinde kopardklar lklar tm evi ayaa kaldrmaya yetecek trdendi. \ Sonradan Storm artk Mark'n ok iyj tand o bouk kedi mriltsyla' konutu. ok yetenekli bir erkeksiniz, Bay Anders. Bu kadar ahlksz olmay nerede rendiniz? Sonra uykulu uykulu kkrdad. Bana sylersen gzlerini oyardm herhalde. Bir daha buraya gelmemen gerek. Neden? Yatakta ok daha iyi oluyor. 361

Baban duyarsa ne yapar? Seni ldrr, dedi olaan bir ifadeyle, Amazonun ne ilgisi var imdi?

Bu iin Storm'a salad yan karlar arasnda, hep istedii erkek modele sonunda kavumu olmak da vard. Byle bir ihtiyac ne kadar sk duymu olursa; olsun, cesaretini toplayp bunu babasndan isteyemezdi elbette. Ne" tr tepki gstereceini biliyordu. Mark da pek heveslisi deildi bu iin. Onu soyunmaya raz etmek iin Storm'un epey uramas gerekti. Ormann derinil liklerindeki gizli yerlerinden birini semiti Storm. Mark devrik,; bir ktn zerinde, pek ekingen ve rahatsz bir tavrla t-j nemi, oturuyordu. Rahat bra;k kendini, diye yalvard Storm ona. Gzel eyler dn. Kendimi sersem gibi hissediyorum. Mark'n zerinde yalnzca izgili kumatan, pamuklu klotu vard. O noktada diren-! mi, Storm ne kadar yalvarrsa yalvarsn onu karmaya bir trl raz olmamt. Zaten o ksmdakileri tuaie falan ileyemezsin, demiti. Ama mesele orada deil! Sen eski bir Yunanlsn szm ona. Donuyla dolaan olimpiyat atleti gren olmu mu hi? Hayr, diye onun szn kesmiti Mark. O yerinde kala-; cak. Son szm bu. Storm bunun zerine erkeklerin ne sa-; ma yaratklar olduunu dnp iini ekmi, resmine balamt. Mark yava yava rahatlad, bu serbestliin tadn karmaya koyuldu. Tenine gnein, rzgrn demesi houna gitti. Storm'un almasn seyretmek de zevk veriyordu ona. ! Gen kadnn iki ka arasnda hafif bir izgi olumaktayd. Dikkat etmekten. Gzleri yar kapal gibi grnyor, porselen gibi prl prl beyaz dileri alt dudan kemiriyordu. Mark el ele Chaka Kapsnn tesinde yrrlerken hayal etti ikisini. Gelecekte. Mutlulukla prl prl bir gelecek. Birarada almann, baarmann sevinciyle dolu. Storm'a da anlatma 362

y balad. Kafasndaki dnceler szcklere dkld. Ama Storm onu duymuyordu. Kulaklar tkal, varl tmyle iine aitti. Yalnzca renkleri ve biimleri gryor, yalnzca anki ruhsal durumu hissediyordu. Mark'n az nce kaskat olan vcudunun rahatlayp doa! bir incelikle tam istedii poza girdiini grd. Yz izgilerine sinen mutluluu okudu. Ban hafife sallad, onun szlerine alak sesle, mrltlarla rasgele cevaplar verdi. Havay bozmak, onun ruhsal durumunu deitirmek istemiyordu. Parmaklar hzla alyor, o n karmadan tualine ileyebilmek iin yaryordu. Kendisi de giderek mutlu bir havaya girmekte, ayn sevgi ann tellerine kaplmaktayd, ama aslnda o anda birbirlerinden ayla dnya kadar uzaktlar. Araziyi inceleyip ev yapmak iin en uygun noktay saptayacam, diye anlatyordu Mark. O yeri her mevsimde grp incelemek tam bir yl srer. Kuraklk baladnda, yaknda temiz suyu olmal, ama yamurlar srasnda da selden korunmal. Yazlar serin deniz rzgrn almal, kn souunu dalar, tepeler tutmal. Evet, diye mrldand Storm. Harika bir ey. Ama aklnda bambaka bir ey vard. u gzleri byle parlatan o k noktacn bir yakalayabilirsem, diye umutlanarak mavi boyaya biraz beyaz katt, rengi kartrd. Balangta iki oda. Birinde uyuruz, birinde yaarz. Tabii bir de vadiye bakan balkon. Harika olur. diye mrldand Storm dalgn dalgn. Frasnn ucunu gze dokundurdu, gz bir anda canland, tualden ona yreini sktran bir ifadeyle bakt. Talar tepelerden karr tarm. Ama nehrin uzandan. Oyuk yerler irkin grnmesin diye. Sazlar da batakln kenarndan keseriz. at kirileri ormandan tabii. Gne batya doru kaymt. Ormanm iinden, yapraklanl arasndan koyu yeil bir renge brnp geliyordu. Mark'n kolunun sert kaslarna dkld, mermer heykel gibi srtn okad,. Storm onun ne kadar gzel olduunu dnd. Yeni odalar zamanla, ihtiyacmz olduka yaparz. Plann ona gre dnrm. ocuklar gelince salonu ocuk oda 363

s yapar, yeni bir saian ekleriz. Mark'n burnuna kullanaca gzel kerestenin kokular gelmeye balamt imdiden. Akam bastrrken evin*saz damnn nasl grneceini hayal etti. Mutlu olacaz, Storm. Sana sz veriyorum. Gen kadn tm sylenmi szlerden bir tek bunu duydu. Ban kaldrp ona bakt. Evet, mutlu olacaz, diye yanklad o szleri. Birbirlerine inanlmaz bir anlamazlk iinde glmsediler.

Sean sonunda Ruth Courtney'e Mark'n gideceini syledii zaman kadnn kayg ve tela onu bile korkuttu. Gen adamn onun da duygularnda bu kadar byk yer tuttuunu daha nce hi. farketmemiti. Yoo, hayr, Sean! diye szland Ruth. Durum o kadar da. kt deil. Sean gvence vermekte acele'etti. Onu bsbtn kaybetmiyoruz. Yalnzca daha uzun bir yulara bal olacak, o kadar. Yine benim yanmda almaya devam edecek. Ama ancak resm bakmdan. Sonra iin ayrntlarn karsna anlatt. Ruth dinledi. Bir sre sessiz kald. Sean aklamalarn, bitirdikten sonra konuyu her adan dnd, ancak ondan sonra yorumda bulundu. Sanyorum o ide ok baarl olur. Ama onun yanmzdc olmasna almtm. zleyeceim. Sean onaylarcasna homurdand. Byle bir duyguyu bun.: dan da ak ifade edemezdi. Ruth hemen devam etti. Eh, ben hazrlklara balayaym bari. Bunun anlam akt. Mark Anders Chaka Kapsna tanrken, gereken yol hazrlklar dnyann bu konulardaki en tecrbeli uzman tarafndan yaplacakt. Ruth kendi erkeini uzun yolculuklara, kamplara, safarilere yle ok yollamt kij neyin gerekli olduunu, insan neyin rahat ettireceini ondan daha iyi bilen bulunmazd. Yaamak iirt mutlaka gerekli olanlarn dnda bir ey vermenin hi yarar olmadn da bilirdi. Fazla ykler ya eve hi kullanlmam du 364-

rumda dner ya da bir yerlere braklr, kaybolurdu. Ruth'un setii eyalar hep birinci snf, kaliteli mallar oldu. Sean'n kamp dolabn talan etmi, her hrszlna zr olarak da, Sean bunu bir daha kullanmaz, diye mrldanmt. Uyku tulumunun yamanmaya ihtiyac vard. Ruth rpriz iinde sanat saylacak ustala erimi bir kadnd. Temel ihtiyalar bitirdikten sonra, gtrlebilecek tek lksn hazrlna giriti: Kitaplar. Nelerin seileceini Mark'la ikisi uzun uzun tarttlar. Arlk ve yer kaplama konusu nemliydi. Bu bakmdan seilecek her kitabn tekrar tekrar okunabilecek trden olmas gerekiyordu. Evde kitap pek bol olduundan,, rahata seebileceklerdi. Yzlerce cildi elden geirdiler. Kimi fena halde hrpalanm, kimi yamurdan, amurdan bozulmu, kiminin zerine ay dklm, bir tanesine kan bile bulap kurumutu. Hepsi gneten solmu durumdayd. Sean'n torbasnda az tanmamlard saa sola. Macaulay ve Gibbon'a, Kipling ve Tennyson'a, Shakespeare'e, hatta bir de kk ncil'e yer bulundu. Bunlar seici kurulun titiz incelemesi sonunda kararlatrlmt. Daha nceki, kamplarna bir battaniye, bir aydanlk ve bir de kakla kmaya alm olan Mark, sanki kendisine Dorchester Otelinde daire ayrlm gibi hissediyordu. . Sean da gezi iin gerekli dier malzemeyi saladi. S.3 Mannlicher'le iki katr. Trojan'la Spartan iri, salam hayvanlard.. alkandlar. Huylar uyumluydu. zellikle ee sineinin bulunduu yerlere gtrlp alanmlklar vard. Hastal geirmi, sa kalmlard. Bu baklklar geri pahalya patlamt Sean'a. nk nganc hastalnn lmle sonulanma olasl yzde doksand. Alanan hayvanlar arasnda hepsi, byle salam kmamt. Ama al hayv m almak da artt. Hastalanan, lmn eiine gelen hayvan sonunda vurmak zorunda kalmak da zor isti... ayn derecede pahalyd; da. Sean her gn biraz vakit ayryor, Mark'la oturup bu yolculuun amalarn, ncelik tannmas gereken admlar tartyordu. Bir liste hazrladlar. O listeye her gn yeni eklemeler yaptlar. Liste zenginleirken Sean'n hevesi de byd. 365

Defalarca durup Mark'a ban sallad. Ah, ansl kpek! d i | ye mrldand. u anda senin yanda olmak iin neler ver-* mezdim... oralara gidebilmek iin! Gelip beni ziyaret edebilirsiniz, diyerek glmsedi Mark.l Bakarsn gelirim, diye ona katld Sean da. Sonra gz- n burnunun zerinde dzeltti, bir sonraki konuyu ele ald. Mark'n grevlerinin en bata geleni, szkonusu alanda hangi tr vahi hayvanlarn bulunduu yolunda bir tahmin getirmekti. Her birinden yaklak ka tane olduunu da bilmek zorundaydlar. Alan koruma altna almak, rezerv haline getirmek iin bu elbette ki artt. abalarn hakl gsterecek kal dar bol hayvan bulunmasna balyd her ey. Sean, Daha imdiden ge kalm olabiliriz, dedi. Hayr. Mark bunu duymak bile istemiyordu. Orada av' hayvanlar var. Bize bir ans tanyacak, bir frsat verecek kadar var. Bundan eminim. Bundan sonraki nemli adm, Chaka Kapsna yakn yerde yaayan kimselerle temas etmekti. Zulu'lar ee sineinin bulunduu yerin hemen yaknnda srlarn otlatrlard. Yerli avclar ve toplayclar kemerin iine girip dolarlard. Mark bunlarn hepsini bulup konumal, her kabileye gidip toplantlar yapmal, reisi ikna etmeliydi. Zulu'lar alann artk daha dikkatle korunacana, korunmas gerektiine inandrmak, onl lan karara uydurmak zorundaydlar. Atalarnn gnnden beri kabile topra, av alan diye bildikleri yeri imdi yeni bir gzle grmelerini salamak gerekiyordu. Artk nne gelen oradan aa kesemeyecek, tuzak kuramayacak, orada avlanamayacakt. Mark'n Zulu dilini iyi bilmesi bu ide ona kolaylk salayacakt. Kendine imdilik kullanabilecei bir. ev de yapmalyd. lerde kurulacak Koruma Ba Grevlisi evi iin de yer semeliydi. Daha elliyi akn ii vard. Onlar belki daha az nemliydi ama daha az yorucu deildi. Mark' heyecanlandracak, zevklendirecek bir programd. Balamaya can atyordu. Gn yaklatka, Mark'n ufkunda bir fek karanlk bulut kald belli oldu. Storm'dan ayrlacakt.

Bu uzun srmeyecek, diye avutuyordu kendini. Bundan emindi. Kendisi cennet bahesine nden gidiyor. Havva's iin yer hazrlyordu yalnzca.

Storm onu ormanda srtst yatar durumda seyrederken iin iin glmsedi. Bu kez Mark'n doayla arasnda o pamuk klot bile yoktu. Storm'un glmsemesinde bir annenin memesine st bast srada ocuuna bak okunuyordu. O da plakt. Giysileri saa sola salm yatmaktayd. Storm onun yanna, kareli kilimin kenarna bada kurmu oturmaktayd. Onun yzn inceliyor, uyurken ne kadar gen durduunu dnyordu. Sevgisi boazn tkar gibi oldu. Vcuduna eritici bir scaklk yayld. Mark'n stne eildi, gsleri aaya doru salland. Balar daha koyu renk, pembemsi kahverengi kuru zmler gibi krkt. Omuzlarn edi, memebalarnn onun yzne demesini salad. Mark uyku arasnda burnunu krtrp dudaklarn yalaynca tekrar glmsedi. Sanki serseri bir kelebei kovmaya alyordu yznden. Birden uyand, ona doru uzand. Storm cvlt gibi bir ses karp gslerini ondan uzaklatrd, uzanan ellere vurdu. ek elini, baym! diye emir verdi. Mark onu yakalad, kendi gsne ekti. Storm kulann altnda onun yreinin arpn duydu. Rahatlam gibi inildeyerek sokuldu. Mark derin derin iini ekti, gs iti, hava cierlerine doldu. Mark? dedi Storm. Buradaym. Gitmiyorsun. Bunu biliyorsun, deil mi? Cierlerdeki hava olduu yerde kald. Mark soluunu tuttu. Storm'un ensesini hafif hafif okayan el de hareketsiz kald. Storm parmaklar altnda onun gerildiini hissetti. Birka saniye ylece kaldlar, sonra Mark cierlerindeki havay sald. Ne demek istiyorsun? diye sordu. Nereye gitmiyorum? Ormandaki o yere.

Chaka Kapsna rr? Evet. Gitmiyorsun. Neden?Ben yasaklyorum da ondan. Mark bir anda dorulup oturdu, Storm onun gsnden kayd. Karlkl, dimdik oturdular. Mark yle bir ifadeyle bakyordu ki, Storm ellerini salar zerinden kaydrd, sonra kollaryla gslerini kucaklad, sanki onlar korumaya alt. Storm, neden sz ediyorsun sen? diye sordu Mark. Daha fazla vakit kaybetmeni istemiyorum. Artk hayatn kurmaya balaman gerek. Eer gnn birinde bir ey olmak istiyorsan yani. Benim yolum bu... bizim yolumuz... Mark aalamt. Buna karar vermi, anlamtk. Ben Chaka Kapsna gidip evimizi kuracam. Evimiz mi! Storm gerekten afallamt. Ormann dibinde mi... ben bir saz kulbede, ha? Mark, delirdin mi sen? Ben sanmtm ki... Senin yapman gereken ey. bol para kazanmak, dedi Storm bir hmla. Bluzunu yerden ald, bandan geirdi. Ba bluzun boynundan kt anda konumaya devam etti. ocuk oyunlarn artk unutman gerek. Paray yine kazanacam. Yzndeki ifade katyd. ine yava yava dmanca bir glge dyordu. Nasl para? diye sordu Storm buz gibi bir sesle. Bir maam olacak. Maa, ha! Ban arkaya att, ac bir kahkaha patlatt. Maam! Ka para peki? Bilmiyorum, diye itiraf etti Mark. O kadar da nemi yok zaten. ocuksun sen) Mark. Farknda msn bunun? Maa dediin ne ki, haftada yirmi ngiliz liras! Senin maanla yaayabileceime gerekten, itenlikle inanabiliyor musun? Sesinde tiksinti belirgindi. Kimler maala' yaar, bilir misin? Eay Smathers maala yaar. Ayaa kalkmt. Tek aya-

nn zerinde sekiyor, klotunu giymeye abalyordu. Babamn kereste tesislerindeki iiler maala yaar. Sofraya servis yapan hizmetkrlar, ahrdaki seyisler maala yaar. Pantolonunu giydi, giydii anda btn kibirini de kuanm oldu. Gerek erkekler maala yaamaz, Mark. Sesi yksek ve tizdi. Gerek erkekler ne yapar biliyorsun, deil mi? Mark da pantolonunun dmelerini iliklemekle meguld. Onun gibi yapma zorunluunu duymutu. Ban sessizce iki yana sallad. Gerek erkekler maa verir... kendi almaz, diye devam etti Storm. Babamn senin yandayken bile bir milyonu vard, bilmiyor musun? Mark kendisine ne olduunu kendi de anlayamad. Belki o anda Sean'n rnek diye ortaya atlmas etkilemiti onu. Birden ileden kt. Gzlerinin gerisine kzl bir sis ktn hissetti. Ben senin lanet olas baban deilim! diye bard. Babama hakaret etme! O da baryordu. O senin olabileceinden be kat daha erkek! kisi de soluk solua, yzleri kpkrmz, giysileri buru buru, salar darmadan, birbirlerine ate saan gzlerle bakyorlard. Birer vahi hayvan gibiydiler. ncinmi, gcenmi, kzgndlar. Storm bir aba gsterdi. Acyla yutkundu, ellerini avular yukarya dnk olarak ona uzatt. Bak, Mark, ben her eyi planladm. Sen kereste iine gir, madenlere mal sat. Babam- acental sana brakr, ikimiz Johanesburg'da otururuz. Ama Mark'n fkesi gememiti. Sesi bouk ve hnlyd. Teekkr ederim, dedi. O zaman mrm boyunca sana o gln giysileri satn alasn diye para verebilirim ve.,. Bana hakaret etme, Mark Anders, diye patlad Storm. Mark, Ben benim, dedi. mrmn sonuna kadar da ben olarak kalacam. Beni sevseydin bur sayg duyardn. Sen de beni sevseydin saz kulbede yaatmak istemezdin. 369Bir Sere Dt F : 24

Seni seviyorum, diye bard Mark. Ama sen benim karm olacaksn, ben neye karar verirsem onu .yapacaksn. Bana meydan okuma, Mark Anders. Seni uyaryorum. Buna asla kalkma! Senin kocan olacam, diye balad Mark. Ama Storm yerden izmelerini kapt, atna doru kotu, yalnayak atn srtna atlad, ban eip ona bakt. fkeden soluksuz kalmt. Sesini anlalr klmak iin aba gstermesi gerekti. Bu konuda bahse girmeye kalkma! dedi, atnn ban evirip mahmuzlad, koturdu.

Sean peetesinin katn ap bir kesini yakasna kstrrken gzleri Storm'un bo sandalyesine bakt.'Kk hanm nerede? diye sordu. Ruth, Kendini pek iyi hissetmiyor, diye aklad. Bir yandan orbay servis yapyordu. Yemeini odasnda yemesine izin verdim. Nesi varm? Sean ban kaldrdnda aln kaygyla krmt. Ciddi bir ey deil, dedi Ruth. Konuyu tartmak istemedii belliydi. Sean ona bir an bakt, sonra anlad. Ha! dedi. Kadn vcudunun ilevleri Sean Courtney iin en derin esrarengizlie sahip olaylard. Onu hep dehete drrd. Tekrar, Ha! dedi, ban eip kasndaki orbaya fledi, bu hareketiyle de utancn saklamaya alt. Sevgili bebeinin artk ocuk olmadn anlamak onu rahatsz ederdi byle. Masann kar tarafnda Mark da byk bir kararllkla dikkatini kana verdi ama gsnn iinde, kaburgalarnn alt tarafnda byk bir boluk bulunduunu hissediyor, o boluk szm szm szlyordu.

Bu gece nerede kk hanm? Sean'n sesinde belirgin bir kayg vard bu kez. Hl m hasta? 370

Bu sabah rene Leuchars'a telefon etti. Galiba Leuchars' lar bu gece ok byk bir parti veriyorlarm. Storm da gitmek istedi. le yemeinden sonra kt. Cadillac' D urban'a kadar kendi kullanacak. Nerede yatacak? diye sordu Sean. Leuchars'larda tabii. Bana haber vermesi gerekirdi. Sean'n kalar atlmt. Sen btn gn kereste tesislerindeydin, hayatm. Karar hemen vermesi gerekiyordu, yoksa partiyi karrd. Beri ona baban bir ey demez dedim. Oysa Sean kzn: kendisinden uzaklatran her eye bozulurdu. Ama imdi bunu ak ak kabullenemezdi. rene Leuchars'dan nefret ediyor sanyordum, diye yaknd. O geen ay yleydi. Hasta sanyordum, diye steledi Sean. O da dn geceydi. Eve ne zamaa dnyor? Cumartesi gnk Greyville yarlarna kadar kentte kalabilir. Mark Anders iindeki boiuuh korkun bir kuyu haline geldiini hissetti. Storm o zengin, mark, ayrcalkl dostlarnn yanna dnmt. O sonu gelmez elencelere katlmaya, lks partilerle vakit geirmeye gitmiti. Cumartesi gn Mark iki katryla Chaka Kapsmn gerisindeki ssz alana doru yola kacakt.

Dirk Courtney'in nereden rendiini Mark hibir zaman anlayamad. Bu ona gre adamn o korkun, inanlmaz nfuzunun yeni bir kantyd. Forsunun uzantlar her keye, her bucaa uzanyordu. Duyduuma gre Chaka Kaps gerisindeki alann gelitirilmeye deip demeyecei konusunda bir hkmet incelemesi yapyormusun, dedi Mark'a. Mark kendisini burada, Byk Long Korusunda silahsz ve savunmasz durumda bulmaktan hal byk aknlk iin 371

deydi. Derisi tehlike uyarlaryla rperiyor, sinirleri yay gibi geriliyordu. Admlarn abartmal bir dikkatle atmaktayd. Bir elini yumruk yapm, pantolonunun cebine sokmutu. Yan banda Dirk Courtney upuzun, pek nazik, pek sevimliydi. Sz sylemek zere dndnde, yakkl yznde scack bir glmseme belirdi, kolunu uzatp Mark'n omzuna dayad. Hafif, dosta bir temast bu. Ama Mark' sanki ylan sokmu gibi oka uratt. Nereden bilebilir? Mark kafasnda hep ayn soruyla ona bakarken admlar biraz yavalad, Dirk'in temasndan sezdirmeden syrld. Dirk bunu hemen farketti ama anlamas glmsemesine yansmad. Kolu doal bir hareketle kendi yanna sarkt, cebinden gm sigara tabakasn ekti. Bir tane dene, diye mrldand. Benim iin zel yapyorlar bunlar. Mark tatlms Trk ttnnn dumann iine ekti, sj-f garay yakma iini gvensizliine ve aknlna paravan olarak kulland. Tek bilen Sean Courtney ve ailesiydi. Bir de, tabii, Babakanlk brosu,., demek Dirk Courtney'in kollar Babakanlk brosuna kadar uzanyordu. Sessiz kaldna gre, doru demek, dedi Dirk ona. Bahe yolundan, beyaza boyal sakslar arasndan ilerliyorlard. Ahrlarn nndeydiler. Yarm kaplarn stnden atlar boyunlarn uzatyordu. Dirk duraklad, bir atn ban okad. Parmaklar o anda kadife gibi yumuakt. Atlara sevgi szckleri mrldanyordu ok sessiz bir gensin, diyerek tekrar glmsedi Dirk Courtney ona. Dilini tutabilen, kendi kendine dnebilen, bakalarnn yalnz kalma hakkna sayg gsteren insanlardan holanrm. Dnp Mark'n karsnda durdu, onu kendi gzlerine bakmaya zorlad. Mark'a kedi cinsinden, iri yaban hayvanlarn hatrlatyordu. O parlak krkleri, vahi gzleriyle. Gzel ve zalim leopar gibiydi. Leoparn yuvasna girmesine yol aan- kendi cesaretine at. Ne ataklkt b! Bir yl nce kendini bu adamn eline teslim etmek intihar demek olurdu. imdi bile, Sean

Courtney tarafndan korunuyor olmasa, yine cesaret edemezdi. Geri kimsenin, Dirk Courtney'in bile kendisine dokunamayacan. dnmek ok doal bir eydi. Ama buna ramen, Sean Courtney'in nfuzuna ve bunun tm koca etkisine ramen, hl leoparn baklarndan omurgasnda rpertiler dolamaktayd. Dirk onu dirseinden tuttu, bu kez kanmasna izin vermedi, ahrlara doru yrtt. Ahrlardan ikisi yksek bir itle dierlerinden ayrlm, orada kalan pahal hayvanlar herhangi bir zarardan korunmaya allmt. Burada yerler bilek hizasna kadar tala tozuyla kaplyd. kinci ahrda seyislerin drd birden meguld. kisi bir ksra ift yularla zaptetmeye alyorlard. Kzl tylyd hayvan. Ban soylu Arap atlar gibi dik tutuyordu. Burun delikleri enliydi. Ama kemikleri, gl olmasna ramen inceydi. Dirk Courtney, lzmeli ayan ite dayad, eilip ak bir gururla bakt. Bu bana bin ngiliz altnna patlad, dedi. Yine de ucuz saylr. br iki seyis de aygr kontrol altnda tutma abasndaydlar. Ar, iri bir hayvand. Kr .renkliydi. Karnnn alt ksmnda, bacaklar arasndan geen, eski bekret kemerlerini andran bir kuak gze arpyordu. Bu, ksrakla gerek anlamda birlemesini nleyecekti. Seyisler onun ksraa yakiaabilmesi iin yularlar bollardlar. Ama ksrak onun burnunun kendisine dokunduunu hissettii anda ban edi, iki ayayla birden ifteler savurmaya koyuldu. Aygr homurdanarak geri ekildi. Sonra bir daha yaklat, uzanp ksran sarsna dokundu. Ksrak tenini iddetle titretti. Sanki ar sokmutu kendisini. Namusuna saldrlmcasna, acyla kinedi. Seyislerden biri dizst yere kapanmt. Ksrak aygra korkun sar dilerini gsterdi, hayvann boynuna saldrd, yzeysel, ama kanl bir yara at, ikisini birbirinden zor ayrdlar. 373

Zavall garip hayvan, diye mrldand Mark, Yara hafif olmasna ramen aygra pek acrrit. Zaten Mark'a dokunan, bu oyunun genel tutumuydu. Yal aygr tm tekmelere, saldrlara dayanacak, ksra hevese getirmeye uraacakt, ama o zaman da onu srkleyip uzaklatracaklard grevi bitti diye. Dirk ona, Bu dnyadd kaybeden tiplere asla acmayacaksn, diye t verdi. Saylan ok fazladr. Talal zemin zerinde ksrak kuyruunu kaldrd, kuyruun tyleri havada savruldu, hayvan heyecannn etkisiyle iemeye baiad. Aygr onun evresinde dnd, st dudan yukarya doru kvrd, dilerini gsterdi. Kaslar heyecanla titredi, ba salland, tekrar ksraa uzand. Bu kez ksrak sakindi. Kuyruu hl havadayd. Erkein burnu kendisine deince yumuak bir ses kard. Onu kabullenmeye hazrd sonunda. Tamam, diye bard Dirk, karn onu. Ama aygr oradan karabilmek iki seyisin tm gcn harcamasn gerektirdi. Dirk'in at kapdan zorlukla geirdiler onu.Dirk, Mark'a rahat bir sesle, Garip ama senin hayatta kaybedenlerden biri olduunu sanmyorum, dedi kapnn yannda dururlarken. u anda burada oluunun nedeni de bu. Ben ilgimi ancak bir tek tip insana yneltirim. Ya yetenei, ya gc ya da gr olan adama... bunun n birarada kendinde toplamsa, daha da iyi tabii. Bence sen o tip birisin. Mark o zaman anlad. Bu i zellikle planlanmt. Marion Litflejohn'n enitesi Peter Botes'e sokakta rastlay, onun o anda acele Dirk Courtney'in evine arldna dair mesaj al, Mark'n Sean Courtney'e haber verme frsat bulamadan kendini bu evin kapsnda bulmas... ve imdi de atlarn bu erotik iftleme sahnesini seyretmesi... hepsi planlyd. Mark'n dengesini bozmak amacna ynelikti. Seyisler isteksiz ksran fkesine maruz braklamayacak kadar deerli olan ikinci aygr getirirlerken, Dirk parmayla onu gsterdi. Bence sen daha ok bu tipsin, dedi. 374

Boylu bir att. Kapkarayd. Admlarn yksekten atyordu. Gururluydu. Ksraa doru yaklatnda karn altndan iri, kara bir kk uzar gibi oldu. nsan kolu kadar uzun ve kaln... kstah. Ate saan ba ayrca can tayormu gibi aygrn karnna arpp duruyordu. Kaybedenler alr, kazananlar da dlleri toplar, dedi Dirk. Bu arada aygr, ksran gerisinde ahland. Seyislerden biri onu ynlendirmek zere ne doru atld. Ksrak arka tarafn edi, uzun organ iine almaya hazrland. Dirk prl prl suratyla seyrederken, Kazananlar ve kaybedenler, diye tekrarlad, elleri itin st rayna sarld, eklemleri mermer gibi beyazlat... Sonunda aygr drt ayak stne indiinde Dirk, Mark' yine dirseinden tutup oradan uzaklatrd. Babamla hayallerimi konutuum srada sen de oradaydn. Oradaydm, dedi Mark. Gzel, diye neeyle gld Dirk. Sesin varm demek... enikonu kukulanmaya balamtm. Ama duyduklarm doruysa senin ayrca kafan da var. Mark ona keskin baklarla bakt. Dirk hemen gvence erdi. Senin hakknda bilgi edinmek isteyiim ok doal, Plamn ayrntlarn biliyorsun. Kendimi koruyabilecek durumda olmalym. Ssl havuzun evresinden dolatlar. Evin alt ksmnda .alan bahe zambaklarla doluydu. leden sonrann scana kokulan ortal dolduruyordu. Oradan gl bahesine d o r u ilerlediler. kisi de konumuyordu. Dirk'in ar ssl ama odasna girinceye kadar da konumadlar. Dirk ieriyi caktan korumak iin tahta pancurlar kapamt. Oda bu zden lo, kasvetli, rktc bir grnm almt. Elini sallayp Mark'a minenin karsndaki koltuklardan irini gsterdi, kendisi yan tarafa, gm tepsi iinde kristal adehlerin ve ielerin durduu yere yrd. ki? diye sordu. Mark ban iki yana sallad, Dirk'in endi kadehini dolduruunu seyretti. Hayallerimi biliyorsun, dedi Dirk. Dikkati ikisinde giiydi. Nasl buluyorsun? 375

Mark dikkatle, ri bir plan, dedi. ri mi? diye gld Dirk. Ben olsam bu szc semezdim. Kadehini Mark'a doru kaldrd, sonra azna gtrp yudumlad. Gzleri bardan kenar zerinden konuuna bakyordu. Kader ne garip rastlantlar getiriyor, diye dnmekteydi Dirk, karsndaki zarif adama bakarken. Bu adamn bana aabilecei dertlerden kurtulmaya iki kez uratm. Baarl olsaydm, imdi onu kullanamayacaktm. alma masasnn kenarna tek kalasn dayad, kadehi yanma koydu. ki eli bo kalnca, onlar sallayarak, jestler yaparak konumaya koyuldu. Szn ettiimiz ey bize yepyeni snrlar aacak. Ulusumuz iin byk bir adm olacak. On binlerce insana i alan, yeni kentler, yeni limanlar, demiryollar... kalknma. Ellerini iki yana at, snrsz frsatlar ifade etmeye alt. O; sihirli szck her eyi ok iyi anlatyor... kalknma! Ve bunu engellemeye alan her insan da, yalnz budala olmakla kalmaz, bir hain saylr. Vatanna ihanet eden biri. Ve ona elbette ki yle davranlmaldr. Onu insaf gstermeden bir kenara itmek gerekir. Ne yolla olursa olsun. Duraklad, Mark'a bakt. Gzlerdeki tehdit pek de sakl saylmazd. Mark koltuunda kprdand. Ama te yandan, diyerek glmsedi Dirk birden.,, frtnal gklerde gne am gibi oldu yz. Bu amacn gereklemesine katkda bulunan her insan da dlden pay almaya hak kazanr. Benden ne istiyorsunuz? diye sordu Mark. Sorunun byle apansz gelmesi Dirk'i kollan iki yana ak, nutkunun en heyecanl yerindeyken yakalad. Ellerini hemen indirdi, Mark'n yzne beklenti dolu bir ifadeyle bakt. Sanki bir ey daha sylemesini bekliyormu gibiydi. Mark, Szn ettiiniz dller nedir? diye devam etti. Dirk o zaman sevinle gld. Tam bekledii szlerdi bunlar... her kiinin bir fiyat vard. Senden ne istediimi biliyorsun, dedi. Mark, Evet, galiba biliyorum, diye kabullendi. Syle bana, ne istiyormuum. diyerek yine gld Dirk. 376

Chaka Kaps tesindeki alann gelitirilmesinin mmkn olmayaca konusunda rapor vermemi istiyorsunuz. Bak, sen syledin, ben deil! Dirk bardan tekrar alp Mark'a doru kaldrd. Ama yine de bunun erefine ielim. Ya dller? diye sordu Mark yeniden. Dirk ona ciddi bir sesle, Bu lkenin vatandalarna kar grevini yapm olduunu bilme duygusu, dedi. Mark yumuak sesle, Ben mrm boyu yetecek tatmin duygusunu Fransa'da aldm, diye karlk verdi, Ama baktm ki, ne yenilebiliyor, he de iilebiliyor. Dirk keyifle gld. Bu harika ite. Unutmayaym bu sz. Bir iki istemediinden emin misin? Mark ilk olarak glmsedi. Fikrimi deitirdim. Viski mi? Ltfen. Dirk ayaa kalkp gm tepsiye yrd. Bu arada iin iin rahatlam olduunu hissetti. Eer bu adamn bir fiyat olmad ortaya ksayd... ki olabilir gibi de geliyordu kendisine yava yava... o. zaman hayat felsefesini dayandrd teme! talarndan biri rm olacakt. Ama artk yle bir sorun yoktu. Bu adamn da bir fiyat vard. Dirk iinden ani bir nefret ve tiksintinin ykseldiini duydu,., parada dmlenecekti i. Bu adam da dierlerinden farkl deildi. Tekrar Mark'a dnd. ite sana iebilecein bir ey, diyerek kristal barda uzatt. imdi de yiyebilecein eyleri konualm. lerledi, masasnn ekmecelerinden birini at, byk, kahverengi bir zarf kard. Krmz mhrle kapatlmt. Masann zerine koydu, kendi bardan eline ald. Burada" iyi niyetimin bir belirtisi var, dedi. , Ne kadar iyi bir belirti? Bin ngiliz liras. Da kadar ekmek satn almaya yeter. irketlerinizden biri bykbabamdan bir iftlik satn ald. Mark ok. dikkatli konuuyordu. Bykbabam o iftlii bana brakacana sz vermiti. Oysa parann tek kuruunu bile brakmadan ld. 377

Dirk'in ifadesi birden karanlklat, gzleri dikkatli bakmaya balad. Bir an bilmezlikten gelmeyi dnd. Ama Mark' m hayatn incelemi olduunu daha demin sylemiti. Evet, diye ban sallad. O olay biliyorum. htiyar paralar arur etti. Mark, O iftliin fiyat bin ngiliz lirasyd, diye devam etti. Bana bu parann hl verilmesi gerektiine inanyorum. Dirk elini tekrar ekmeye daldrd, tpk birincisine benzer iki zarf daha kard. Garip bir rastlant eseri olarak, burada tam o kadar para hazr, dedi. erezdi bu para. Tiksintiyle glmsedi. Acaba neden bu adamn bir zellii olduunu sandm, diye merak etti kendi kendine. O ekmecede daha yedi tane zarf yatyordu. Her b\~; rinde bin sterlin vard. Anlamay salamak iin o fiyata kmaya hazrd. Yoo, daha da ykseltirdim, diye geirdi iinden. Buyur, diye srtt. Hepsi burada. Mark'n koltuundan kalkp ilerleyiine, zarflar alp cebine koyusuna bakt.

Sean Courtney'in sakal kirpi tyleri gibi titriyordu. Surat yava yava kt pimi tula rengine dnmeye balad. Masasnn zerindeki zarfa bakarak, Ulu Tanrm! diye homurdand. Zarflarn mhrleri dikkatle alm, iinden kan paralar mor yelpazeler gibi sralanmt. Parasn aldn, ha? Evet, efendim, diye kabullendi Mark. Masann karsnda, retmeninden azar iitmeye hazr renci gibi duruyordu. Sonra da o paralar aip bana gelme cesaretini buluyorsun, ha? Sean masadaki paralar yere doru sprp atarm gibi bir hareket yapt. ek u pis eyleri benim karmdan. Birinci dersiniz, Generalim. Para her zaman nemlidir. Mark ok alak sesle konuuyordu. 378

Evet, yledir. Ama ne yapaym ben bu paralan? Afrika'nn Vahi Yaamm Koruma Dernei kurucusu olak greviniz, ba yapana bir mektup yollayp bu cmertInden tr kendisine teekkr etmektir. Sen neden sz ediyorsun? Sean ona dik dik bakt. Ne rneiymi bu? Daha imdi kurdum, efendim. Sizi de bakan setim, rnein amalarn, yelik koullarn yazp hazrlamakta zork ekmeyeceimizden eminim. Aslnda niyetimiz, bu kamnyay halka duyurmak, kamuoyunun desteini kazanmak... ark hzla konumaya balamt. Her eyi anlatt, Sean Ikkatle dinledi, yznn tula rengi- normale dnmeye alad, bir srtma ifadesi sakaln daha enli gsterir oldu. Bu parayla basna duyurular verir, amalar halka aklarz, 'ye devam ediyordu Mark. Fikirler beyninden dklrcesie boalmakta, giderek yenilerini dourmaktayd. Sean dinerken glmsemesi onu sarsan bir kahkahaya dnt, daIkalarca srd. Yeter! diye grledi neeyle, Otur, Mark. Bugnlk bu adar yeter. Gzlerini kumlamak, kocaman gaga burnunu lmek iin bir mendil arad, kontrol tekrar ele ald. Ayp u! dedi, Dine bile aykr. Paraya zerre kadar saygn yok. oal deil bu tutumun. Yoo, saygm var... ama para yalnzca bir aratr, ama eildir, efendim. Mark da glyordu. Generalin neesi pek ulacyd. Hay Allah, Mark, olur ey deilsin. nan ki deilsin! Neden buldum ben seni? Son bir kez daha gld, sonra cidlleti. ekmecelerin birinden beyaz bir kt ekip zerine otlar yazmaya balad. Sanki yeterince iim yokmu gibi, ye homurdand. imdi u lanet olas dernein amalar lisesini karalm bakalm. Yaklak saat kadar altlar. Ruth Courtney onlar emee armak iin oraya kadar gelmek zorunda kald. Bir dakikaya kadar geliyoruz, sevgilim, dedi Sean ona. Not ald kt destesinin zerine umasnlar diye bir arlk koydu. Tam ayaa kalkmak zereyken Mark'a bakp kalarn att. '

379

Kendine pek tehlikeli bir dman setin, delikanl, diye uyard onu. Mark, Evet, biliyorum, diyerek ban sallad. Bunu pek duygulu syledin. Mark'a soru sorar gibi bakyordu. Mark bir an kararszlk geirdi, ondan sonra konumaya balad. Bykbabam John Anders'i tanrsnz. Ondan sz etmitiniz bir kere bana. Sean ban sallad, kendini tekrar deri koltuuna brakt. Topra vard. Sekiz dnm kadard. Oraya Andersland denirdi... Sean bir.daha ban sallad, Mark dikkatle anlatmay srdrd. Her eyi olduu gibi, sslemeden, yalnzca gerekleri sralayarak ortaya dkt. Bir tahminde bulunmas gerektiinde bunun tahmin olduunu aklyordu. Ruth onlar yemee armak zere bir daha geldi. O sra Mark, Ladyburg tepelerinde kurduu kamp basan saldrganlar anlatmaktayd. Ruth yemekler soumadan gelsinler diye srar etmek niyetindeydi, ama ikisinin yzlerini grnce sesini karmakszn Sean'n koltuunun arkasna geti. Dinledike yz daha gerginleiyor, daha soluyordu. Mark onlara Chaka Kapsn anlatt. Bykbabasnn mezarn nasl aradn, adamlarn nasl tekrar kendisini avlamak zere geldiklerini... Sonunda hikyesini bitirdii zaman hepsi sessizletiler. Bir sre de yle geti. Neden sonra Sean iini ekti. Youn, hazin bir sesti bu. Sonra da konutu. Neden bildirmedin bunlar? Neleri? Kim inanrd bana? Polise gidebilirdin. Dirk Courtney'i sulayacak zerre kadar kantm yok. Bir tek ben kendim eminim, o kadar. Gzlerini indirdi. yle sama, yle olmayacak bir hikye ki, size bile anlatmaya korktum u ana kadar. Evet, diye ban sallad Sean. Seni anlyorum. imdi bile inanmak istemiyor canm. zgnm, dedi Mark alak sesle. Doru olduunu biliyorum... ama inanmak istemiyorum. Sean ban sallad, sakaln enesine doru edi. 380

Ruth koltuun arkasndan elini uzatt, onu avutmak istercesine omzuna koydu. Sean, Daha ne kadar ac ekeceim ben onun yznden? diye mrldand, ban tekrar kaidrd. Bundan byle daha da byk bir tehlike iinde olacaksn, Mark. Sanmyorum, generalim. Sizin korumanz altndaym ve bunu o da biliyor. Umarm o yeterli olur, diye mrldand bu kez Sean. Ama ona kar ne yapabiliriz? Nasl durdurabilir,.. Sustu, birden hrsla fsldad. Canavar nasl engelleyebiliriz? Kant yok, dedi Mark. Ona kar kullanabileceimiz hibir ey yok. Fazla kurnaz davrand. Sean byk bir gvenle, Kant var, dedi. Bunlarn hepsi doruysa, kant da mutlaka vardr. Bir yerlerde...

Trojan'n srt Mark'n altnda bir f gibiydi. kinci katr Spartan' ipinden tutmu, Bubezi Nehrinin kys boyunca ilerlemekteydi. Nehrin kumluklar arasndan getii bir yerde katrlar sald, kendisi de su iti. apkasn alnndan yukarya itti, ban kaldrp Chaka Kapsnn kayalarna bakt. Sanki- gkten dmlerdi buraya bu stun gibi kayalar. yle sonsuz, yle yksektiler ki, evredeki araziyi de, ayaklar dibindeki rma da cceletiriyorlard. Trojan'n srtnda tad ift sepet, Mark'n uygarlktan buraya getirdiklerinin en nemsizleriydi. Gelirken yannda sululuk duygusunu, pimanl, kayp bir akn hznn, baarlmam bir grevin acsn da getirmiti. Ama imdi, Chaka Kapsnn dibinde, yknn birden hafiflediini hissetti. Omuzlar yeni batan g toplad. Bubezi Nehrinden sanki tarifi imknsz bir ey uzand, bir kader duygusuna, bir yuvaya dn duygusuna dnt. Evet, diye dnd Mark ani bir neeyle. Sonunda yuvama dndm ben. Birden acele etmesi gerektiini hissetti. Trojan'n isT-38I

teksiz ban ekti. Hayvann lastik gibi dudaklarndan hl sular damlyordu. Onu mahmuzlad, nehrin iinde ilerletti. Hayvann aya yerden kesilince, kendisi eyerin zerinden kayp suya indi, onun yan sra yzerek geti karya. orba ksesi gibi nallar dibe dedii zaman ayan tekrar hayvann srtndan att, kyya katr zerinde kt. Pantolonu bacaklarna sarlm, gmleinden sular akyordu. Bir haftadan beri ilk olarak hi nedensiz gld. Gl-, nn sesi uzun sre evresinde yankland kald.

Ses o kadar alakt ki, katrn ayak seslerine karnca Mark duyup duymadndan emin olamad. Dizginleri ekip katr durdurdu, dinledi. Sessizlik pek youndu. Bir orman kumrusu hazin sesiyle ttnde, sesi bir mil teden geldii halde, Mark kendini ona dokunacak kadar yakn hissetti. Ban iki yana sallad, dizginleri yine sald. Daha ilk ayak sesinde br ses de yine duyuldu. Bu kez yanlmaya olanak yoktu. Mark'n ensesindeki tyler dikildi, eyerin zerinde hemen doruldu. Bu sesi daha nce bir kez daha duymutu. Ama yle koullar iinde duymutu ki, unutmasna olanak yoktu. Yakndayd. ok yakndayd. Mark'n bulunduu yerle nehir arasnda kalan koyu yeil al aa karmnn arasndan geliyordu. Seslenen hayvann saklanmasna en uygun trden yer. Garip, dnya d bir sesti. Sv bir ses sanki. Srahiden su boalr gibi... ergin ve yetikin bir leoparn ac iinde olduunu anlatan, uyaran, o sesi, ancak nceden duymu olan insan tanyabilirdi. Mark Trojan' uzaklatrd, yamacn yukarsndaki aala gtrp balad. Sonra Mannlicher'i klfndan kard, tfeini elinde tayarak ilerledi. Aslnda onu kullanmaya niyeti yoktu. inde zevkli bir heyecan ve beklenti vard. Chaka Kapsna dndnden beri geen iki aylk sre iinde ilk olarak bir leoparla karlaacakt.
382

Bubezi Nehri kysnda pek ok leopar vard. Onlar her gn uzaktan grm, geceleri seslerini dinlemiti. Leoparla izgili ceylan uygarln nnden en son kaanlar olurdu hep. teki hayvanlar teslim olduktan ok sonra bile, kurnazlklar korurdu onlar. imdi Mark bir leopar grme ansna kavumutu. Hayvann sakland yerdeki allk alan sk ama kkt. O hayvan gzyle grmeye can atyordu. Bir anlk sar bir k halinde bile olsa. Defterine kaydedecek somut bir veri olacakt o. Seilen alanda varln kesin olarak saptad hayvanlar listesine yeni bir ek. Admlarn dikkatle atarak dolambal yoldan yaklat. Hayvann sar grntsn arad kadar, yerlere de bakyor, izleri de kontrol ediyordu. Dik nehir yamacnn tam zerinde yine yere bakt, sonra diz kp eliyle topraa dokundu. Bunlar leopar izi deildi. Mark'n ok iyi tand bir baka ayan iziydi. Onu tantacak belirgin bir iareti yoktu. Ne bir parma eksikti, ne bir ekilsizlii, gariplii vard. Ama Mark'n alkn gz yine de boyunu, biimini, ayak burunlarnn hafif ie dnk basn, adm araln, burunun daha ukura daln tanyordu. allktaki hayvann neden ac iinde olduu da anlalmt artk. Pungue, diye mrldand Mark alak sesle. akal yine i banda. Ayak izleri iftleti. allara girmi, sonra kmt. Giren izler daha derin, admlar daha ksayd. Sanki adam ar bir yk tayordu. kan admlar rahat admlard. Mark alln iinde yavaa ilerleyerek adamn izlerini srd. Birka admda bir duruyor, bitki rtsne bakyor, yere meliyor, dallarn arasndan daha iyi grmeye urayordu. Artk ne bulacan biliyordu. Bu yzden iindeki sevin ve heves, yerini buz gibi bir fkeye, ayrca bir de lm korkusuna brakmt. T ilerde gzne beyaz bir ey arpt. allar arasndan uzun sre dikkatle bakt. Bir aacn kabuu kopmu, zsuyu akyordu. Bembeyazd kabuk ii. Can yanan bir hayvan, peneleriyle paralamt oray. Uzun trnak izleri belirgindi. Mark' 383

n fkesi kamnda dorulan bir ylan gibi ykseldi. Yana doru, hafife "ileri, ar admlarla yrd. Tfei artk elinde hazrd, adm sonra tekrar durdu. alln ucunda otlar yasslm bir yer vard. Yerdeki kuru otlar, yapraklar kprdam, dalmt. Ar bir ey orada ne arkaya srnerek hareket etmiti. Aralardan gne vurduka parlayan krmz lekeler de vard. Aan bir iek gibi... ya da kan damlalar gibi. O anda yeni bir ses daha duydu. Madenin madene arpmas. Halkann halkaya demesi. elik zincirin ekilmesi. O zaman hayvann nerede olduunu anlad. Yana doru ilerledi. Yenge gibi, adm adm. Tfein emniyetini at, onu kala | hizasndan kaldrp gsne ald. Beyazlk. Yine doad bir beyazlk. Koyu renk yapraklar arasnda yuvarlak beyaz bir leke. Uzun saniyeler sonra bu grdnn devrik bir aacn kesiti olduunu anlad. Ksa, atal bir ktk. Kesileli pek ksa zaman olmutu. zsuyu hla akyordu. Kalnl bir gen kzn beli kadard. O anda kte bal zinciri tutan, bir itten alnma teli grd. Bu ktk tuzan apasyd. Kprdayan, kayan bir arlkt. Sabit olmadndan, hayvann ekip kopararak kurtulmas mmkn olmuyordu. Zincir bir daha ngrdad. Leopar ancak yirmi adm ilerdeydi. Nerede olduunu santimi santimine biliyordu ama gremiyordu onu. Bakarken kafas hzla alyor, bu hayvanla ilgili tm duyduklarn hatrlamaya urayordu. htiyarn anlattklarn... Gelene kadar gremezsin onu. O zaman bile ancak bir anlk sar bir k gibi grrsn. Aslann yapt gibi seni bir homurtuyla uyarmaz. ok sessiz gelir, Ne kolunu kapar, ne de omzunu kemirir. Dosdoru kafana atlr. ki ayakl hayvan ok iyi tanr. Genellikle habe maymunlarn yiyerek beslenir. Bu nedenle senin de kafann nerede olduunu iyi bilir. Kafann tepesini koparmas, senin kahvaltda yumurtann tepesini amandan daha ksa srer. nlem olarak bu srada arka ayaklan da senin karnn tepitirir. Hani kediler srtst yatar da, sen karnn okarken arka ayaklarn- kenetler ya,.. 384

o da sana ayn eyi yapar. Ama yaparken barsaklarn tavuklarnki gibi dar dker. yle de abuk yapar ki, drt avc biraradaysanz, daha biri tfeini omzuna kaldrana kadar o br n ldrm olur. Mark hi hareketsiz durdu ve bekledi. Hayvan gremiyor ama hissediyordu. Sar gzlerin bak Mark'n tenini yakyordu. Sean Courtney'in bir gn drdnc viskisini ierken kendisine gsterdii yara izini anmsad. Leopar, demiti general. O eytan kedi. Ormann en kt hayvan. Ayaklarnn istemeyerek geri gittiini grd.. Kuru yapraklar hrdad. Gidebilir, onu burada brakabilirdi. Sonra akbabalar onu hayvann ld konusunda uyarnca geri dnebilirdi. Birden hayvann o anda ektii korkuyu ve acy kendi iinde duydu... herhangi bir hayvan deil, kendi hayvan oldu leopar. Kendi grevi... kutsal grevi. Admlar olduu yerde durdu. Zincir tekrar krdad ve leopar geldi. Korkun, sessiz bir atlmla geldi. Bulank bir grntyd. Yalnzca gzleri parlyordu. Nefretle, korkuyla, acyla, sar sar parlyordu. Zinciri ardndan srklemekteydi. Mark tfei omzuna doru ykseltirken hayvann n ayandan sallanan tuza grd. Gri madenden bir yenge gibi. O arlk hayvann saldrma hzn yavalatyordu. Zaman ryadaym gibi yavalamt. Her mikro-saniye ar ar akyordu.' Mark leoparn n ayann, tuzak yerinden hemen yukar ksmnn yenmi olduunu grd. Midesi azna gelir gibi oldu. Hayvan o tuzaktan kurtulup zgrlne kavumak iin gsterdii son abalar srasnda kendi etini, kendi kemiini dilemi, kemirmi, yoketmiti. Aya yerinde tutan yalnzca ii bo bir deri parasyd. Kanl bir deri. Ar tuzak aaya doru ekince o son balant da koptu. Leopar zgrd. Ac ve korkudan delirmiti. Kendni dosdoru Mark'n kafasna frlatt. Mannlicher'in namlusu o iri, yass kafaya hemen hemen deiyordu. O kadar yaknndayd ki, Mark uzun beyaz byklar, sar yanak tylerini, tyl pembe dili ve gzleri de grebiliyor 385 Bir Sere Dt F : 25

du. O nefret dolu, korkun sar gzleri. Mark tetii ekti, kurun kafaya sapland, sar gzler krpld, okun etkisiyle kafa arkaya doru yatt, havada, ylan gibi boyun zerinde kvrld, evik vcut hafifliini, zarifliini kaybetti, havada, srama halindeyken ar ve biimsiz bir kle oldu. Mark'n ayaklar dibine uval gibi dt. Krmz kan damlalar Mark'n izmesinin burnunu kaplad, kesilmi yakutlar gibi parldad. Mark ak duran, bakyormu gibi grnen gze dokundu. Uzun, kara kirpikli gzlerin kapaklar hibir refleksle krplmad. Leopar lmt. Mark onun yanna oturdu, sigara tabakasn arad. Kibriti tutan eli yle titriyordu ki, kelebek kanatlarna benziyordu. Sallayp alevi sndrd, kibriti att, sonra avucunu o yumuack postun zerinden kaydrd. Amber sars stne siyah rozetler. Bir melein be parma dokunmu gibi. Pungue... seni hnzr! diye fsldad tekrar. Hayvan o altn postu uruna lmt. Kasaba pazarnda satld zaman getirecei gm paralar uruna. Bir yer hals -ya da bir bayann srtna manto verebilmek iin aclarla, korkularla dolu bir lm. Mark prl prl krk bir daha okad, kendi iindeki korkunun fkeye dnn izledi. Bir, zamanlar kendi hayatn kurtaran, iki aydan beri izini srd adama kar. Ayaa kalkp elik tuzaa doru yrd. Zincirinin ucunda duruyordu. Kopuk bacak hl tuzan acmasz dileri arasndayd. Mark incelemek zere meldi. Tuzak, lm demiri denen trdendi. Dileri batacak, fakat kesmeyecek biimde zenle trplenmiti. En azndan on be kilo vard. Dileri birbirinden ayrp tuza tekrar kurabilmek iin olduka kaln bir dal kaldra olarak kullanmak gerekirdi. elii yankt. Karayd. Tuzak onu aleve tutmu, zerindeki insan kokusunu gidermek istemiti. Sonra bir habe maymununun leinden bir paray tuzan yaknna brakmt. O koku ekmiti koca sar kediyi oraya. Mark, Mannlicher'i tekrar doldurdu. yle kzgnd ki, bu ii yapan adam o anda karsna ksa onu da vururdu. Hayatn borlu olduu halde. 386

Tepeye doru trmand, katrn eyerini indirdi, zerindeki eyalar srtlanlarn ulaamayaca yere, ierlerde kalm bir dala ast, sonra dnd, tuzaknn izini buldu. Katrla izlemekten sonu alamayacan biliyordu. Koskoca sakar hayvann karaca sesler adam daha bir mil uzaktan uyarrd. Yaya giderse bir ans olabilirdi. zler henz yeniydi. Tuzaknn kamp yaknlarda olmalyd. elik tuzandan, o deerli malndan fazla uzaklaamazd zaten. Mark'n ans olduka fazlayd. Kurnaz davranacakt Pungue elbette. Vadide avlanmann artk yasak olduunu biliyor olmalyd. Mark kasabay ziyaret etmi, her kabile reisiyle konumu, hepsinin birasn imi, yeni dzeni hepsine birer birer anlatmt. Tuzak kendisinin yasa kaa olduunu biliyordu. Mark onun izini ka kez srmt. Pungue'nin kamak, iin setii yollar ve uygulad hileler, sululuk duyduunu ortaya koyuyordu. Ama bu kez Mark ok gl durumdayd. zler yarm mil kadar aada nehri geti, sonra zikzak gitmeye balad. Bir allara, bir ormana doru yneliyordu. Demek tuzak tuzan sk sk ziyaret etmiti. Leopar tuzanda usta olduu, asl iinin bu olduu belliydi. Ama arada baka ufak hayvanlar da avlyordu. Galvanize tel kullanyordu yle zamanlarda. Herhalde telleri birka kuru karlnda dkknlardan alyordu. Ayrca bakr telgraf teli de kullanyordu. Issz bir yerdeki bir telgraf direini devirip teli kesmi olmalyd. Mark yolu zerindeki bu kk tuzaklar bulup her teli, her ilmii kopard ald. Mesafeyi de giderek ksaltyor, aray: kapyordu, ama yine de tuzaknn kampn bulmas saat srd. Bir baobab aacnn imi gri dallar altndayd. Aa yal ve rmt. Koca gvdesinde kovuk vard. Tuzak kk, dumansz yemek piirme ateini orada saklyordu. Ate imdi snkt. zerine dikkatle kum rtlmt. Mark oray is kokusundan bulabildi. Kller souktu. Kovuun t dibinde birbirine iple bal iki heybe duru| yordu. Birinde yal bir battaniye, tahtadan bir ba dayama 387

destei, kk, ayakl bir toprak kap, impala derisinden kk bir kese iinde kurumu et vard. Fazla yk tamyordu adam. Hafif ve hzl gidiyordu. teki heybede on be akal postu vard. Gneten kurumu, gevreklemilerdi ama ok gzel krklerdi. Gm rengi, siyah ve kzl. ki de leopar postu vard. Biri iri bir erkein, teki daha ufak, yeniyetme bir diinin postuydu. Mark atei tekrar yakt, battaniyeyi, balk tahtasn ve torbay atee frlatt, onlar yanp kararrken iinde almann zevkini duydu. Yemek kabn bir tala paralad, sonra kurumu postlar kendi omzuna vurup yola koyuldu. Nehrin yannda, leoparn dt yere vardnda karanlk hemen hemen bastrmt. Postlarn bulunduu ar torbay yere brakt, leoparn gvdesine anlamayan gzlerle bakt. zerinde iri, yeilimsi, prl prl sinekler kaynayordu. Yumurta brakyorlard l etin iine. Ama Mark' asl artan, hayvann plak oluuydu. Postu zerinden ustaca yzlp alnmt. Vcudun rengi pembeydi. Ba da plakt. Maskesi alnm, gzleri bilye gibi dar frlam, kulak deliklerinden siyah tyler fkrm, dileri sar sar srtyordu. Mark hemen apa grevi yapan kte kotu. Zincirle tuzak grnrlerde yoktu. Mant gerekli aklamay ancak bir dakika sonra yapabildi. Yamatan yukar, heybelerini brakt yere kotu. Katr gitmiti. Kaylar keskin bir bakla kesilmi, hayvan serbest kalmt. Serbest kalnca da, tam kendinden beklenen eyi yapm, Mark'n iki katr iin kurduu o ilkel ahra ynelmiti ormanlarn arasndan. Arkadann yanna. Ana kampa yol on be mil vard. Oysa on be dakikaya kadar gece olacakt. Aatan heybeler de indirilmi, ileri dikkatle aranmt. Pungue beenmediklerini yandaki kayann zerine brakmt. VVilliam Shakespeare'e pek hayranlk beslemedii ortadayd. Onun eserleri kayann zerinde duruyordu. Mark'n av ceketini, Ruth Courtney'in son dakikada verdii o armaan da brakmt. Uyku tulumunu almt. Bir zamanlar General Courtney'e 388

ait olan o tulumu. araf yerine kullanlan deri astaryla. Lon ra'daki Harrods'dan yirmi be ngiliz altn karlnda satn alnm bir tulumdu. Hav dklm ya lekeli battaniyeyle tahtadan ba yastna kar, iyi bir telfi yoluydu dorusu onu almak. Yemek tenceresini, altndaki sacaya ve atal ba da almt. Tuzu, unu, kuru etleri de. Geriye bir tek konserve kutusu fasulye brakmt. Temiz gmlekle hki pantolonu alm, yedek yn oraplar, lastik tabanl izmeleri oraya koymutu. izmelerin burnunun Mark'n asl kampna dnk durmas belki de bir rastlantyd... yoksa alay m ediyordu adam kendisiyle? Mark' evine kadar ulatracak bir fasulyeyle bir ift izme. Mark fkesinin kzl sisleri arasnda birdenbire olayn esprisini farketti. Adam kendisini izliyordu. Mark emindi bundan artk. Torbalardan seip aldklar. Mark onun nesini yaktysa, hep ona cevapt. Mark kafasnn iinde Zulu kahkahasnn o ngrak gibi nlayan sesini duyar gibi oldu. Hemen Mannlicher'i kapt. Pungue'nin oradan uzaklaan izlerini buldu, peine takld. O izi yz metre kadar srd, sonra durdu. Pungue'nin yk ard. Hem tuza, hem slak postu, hem yamalad mallar tayordu. Ama yine de Zulu admyla, Minza umhlabathi, yani topra oburca yiye yiye gidiyordu. Mark onu izlemenin yararsz olduunu anldmt. Tekrar aacn altna dnd, oturdu. Kampna on be mil yrmek zorunda olduunu dnnce fkesi hemen tedirginlie dnt. Heybeleri de srtnda tayacakt. Onlar yetmiyormu gibi, kuru postlar rulosu da vard. Yamaladklarn brakmamas bir onur sorunuydu nk. Birden glmeye balad. aresiz, umutsuz bir kahkahayla omuzlar sarsld, gzlerinden yalar akana, karn armaya balayana kadar gld. Pungue, bunu sana deteceim, diye ahdetti zayf bir

se3e.

389

Gece yarsndan sonra yamur balad. Hzla, sanak halinde yad. Mark' srlsklam edecek, imenlerin boynunu bkecek kadar. Sonra hafif, souk bir rzgr kt. Drdrc bir kocakar gibi rahatsz etmeye balad. Islak imenler izmelerini slatt, her admnda ayaklar frdamaya balad. Sigaralar paralanm, sar bir orba olmutu. Omzuna vurduu postlarn torbas omuzlarn kesiyordu. O gece bir daha pek glmedi. afaktan nce Chaka Kaps mor renkte ve dmdzd. Gnein pcyle birden canl pembe ve tun rengi karmna dnt. Mark tad ykn arl altnda, her trl gzellie ilgisiz, ilerledi. Duygular krelmi gibiydi. Ormandan kp Bubezi Nehri kysna admn atnca birden olduu yerde durdu. Kokluyor, inanamyormu gibi tekrar kokluyordu. Vcudunun ihtiyalar bir anda n plana kt, az suland, bo mide- j si sancd. mrnde duyduu en gzel kokuydu bu. Pastrma- | lar kzaryor, yumurtalar piiyordu. Yorgunluktan bana yle geliyor, diye dnd. on pastrmasn alt hafta nce yemiti. Derken kulaklar da hayallere katld. Baltann aata kard sesi duydu. Arada Zulu sesleri konuuyordu: Ban kal-, drd, ormann iinden, incir aalarnn altndaki eski kampna | doru bakt. Beyaz bir koni adr arpt gzne. Subay adr. Kamp atei yaklmt. Yal Zulu a Hlubi tavalarla meguld. Alevlerin ilerisinde, katlanr bir tente koltukta General Courtney' | in iri cssesi grnyordu. Kahvaltsnn hazrlann eletirici gzlerle incelemekteydi. Ban kaldrd, Mark' grd. Gen adamn st ba dklyordu. Sokak ocuklar gibiydi. Kampn kenarnda durmu, srtyordu. Hlubi, dedi general Zulu dilinde. Drt yumurta daha kr, yarm kilo pastrma daha at. Sean Courtney'in korkun enerjisi ve hevesi o bir haftalk sreyi Mark'n hayatnda unutulmayacak bir dnem yapt. 390

mr boyunca generali hep o gnlerdeki haliyle hatrlayacakt. Mark'n anlattklarna en kahkahalarla glyor, Pungue'nin hikyesine hayflanyordu. Sonunda hl kkrdayarak hizmetkrlarn ard, hikyeyi onlara kendi ekleme, ssleme ve yorumlaryla anlatt. Onlar da katla katla gldler. htiyar Hlubi bir tavay devirdi, ne yapacan ard. Mark srf fasulye yemekten lecek haldeydi. Bu mucize yiyecekleri boulurcasna tikindi. Sean Courtney'in Afrika ormanlaryla nasl baa ktna, doaya nasl bir tutum takndna ayordu. Yannda kala hizasna kadar gelen banyo kvetinden, gazl buzdolabna kadar her eyi vard. Buzdolab durmadan buz gibi souk bira karyordu. le scanda yle de iyi geliyordu ki! Sean, Birinci snf yolculuk yapmak varken ne diye sefil gezmel'? diye sorup Mark'a gz krpt. Bir yandan Zululand'in haritasn kamp masasnn zerine sermekteydi. Eee, neler anlatacaksn bakalm imdi bana? Konumalar her gece ge saatlere kadar sryordu. Petromax lamba balarnn stnde, aacn dalnda tslyor, evrede akallar uluyordu. Dolamaya ktklarnda Sean Courtney katrlardan ikincisine binmekteydi. Gezilerin her annn zevkini karyordu. yle canlyd ki, gren onu yar yanda sanrd. le scanda bile yoluna devam ediyordu. Mark'n ana kamp iin setii yere bakt, Bubezi kprsnn nereye yaplmas gerektii konusunda tartt, Mark'n aalar iaretledii ormanlara dald kt, karsna kan kara yaban kolarn hayran hayran seyretti, incir aacnn altnda banyosunu suyla doldurup iinde oturdu, bir elinde biras, aznda uzun purosuyla Hlubi'ye, banyoya biraz daha scak su getirmesi iin bard. Kocaman, yara bere iinde kll gavdesiyle bui adamn kendi hayatnda ne byk yeri olduunu o gnlerde daha iyi anlad Mark. Generalin gitme gn yaklatka havas da deiti. Akamlar Mark'n hazrlad hayvanlar listesine bakp bakp esefleniyordu. Elli zebra, diye okudu Mark'n tahminini. Viski iesinin sonunu bardana boaltt. 1895 ylnda Sabi Nehrinin 391

orada bizim nmzden bir tek sr gemiti..Drtnala gemeleri tam krk dakika srd. Kuyruk nmzden geerken liderleri ufka varmt. Bir srde otuz bin hayvan rahat vard. Fil yok, ha? diye ban kaldrd listeden. Mark ban iki yana sallaynca yumuak sesle devam etti. Sonsuza dek bitmez sanrdk. 1899'da kuzeyden Pretoria'ya geldiimde on ton fildii getirmitim. On ton... tam on bin kilo fildii. Aslan da m yok? Mark yine ban sallad. Sanmyorum, generalim. Hi grmedim. Ama ben ocukken buralarda bir tane vurmutum. Bykbabamla gelmitik. Evet, dedi Sean. O sen ocukkendi. Ama senin ocuun, Mark? Hi vahi aslan grebilecek mi acaba? Mark cevap vermedi. Sean homurdand. Bubezi Nehrinde aslan kalmam, Tanrm! Ne yapmz biz bu lkeye? Alevlere doru bakt. Acaba seni ve beni karlatrp biraraya getiren ey srf ans myd diye merak ediyorum, Mark. Sen benim gzm atn, vicdanm uyardn. Bunu yapanlar ben ve benim gibiler oldu. Kr sal ban tekrar sallad, elini zerinden sarkan av ceketinin cebine atp deri bir kese kard, iinden kaln bir kitap ekti. Fazla ellemekten deri cildi parlamt. Mark kitab bir an tanyamad, ama tand zaman gerekten aalad. Kutsal Kitab okuduunuzu bilmezdim, diye mrldand. Sean ban kaldrp al kalarnn altndan ona bakt. Okurum, dedi sert sert. Yalandka daha ok okuyorum. Huzur veriyor. Ama efendim, siz hi kiliseye gitmezsiniz, diye diretti Mark. Bu kez Sean kalarn att. Merakl sorulara kzyormu gibiydi. Ben dinimi kendim yaarm. Pazarlar ark edip barmam. Hafta boyunca da paketleyip kaldrmam... tandm baz insanlar gibi! Sesinin tonu pek kesindi. Kanunun kapandn belirtiyordu. Dikkatini yeniden elindeki eski cilde evirdi.

Kitabn bir yerinde, sayfa arasna bir kurutulmu iek koymu, yerini iaretlemiti. Tam o sayfa ald. Sonunda buldum, dedi Mark'a. Maden ereveli gzln burnunun zerine ayarlad. Sanki bir iaret diye yollanm. Sana okumak iin yerini belirledim. Matthevv Onuncu Blm ksrp boazn temizledi, ar ar okumaya koyuldu. ki sere bir metelie satlmyor mu? Bir tanesi bile Tanr istemeden yere decek deil! Bitirdii zaman kitab yine cebine soktu, ikisi de sustular, o satrlar dnerek atein kllerinin ald biimleri seyrettiler. Belki bize de burada, Chaka Kapsnda serenin dmesini nleme frsat tanr, dedi Sean. ne doru eilip ateten yanan bir dal kard, purosunu yakt, derin bir soluk ekti, tekrar konumadan nce dumann tadn almaya urat. Btn bunlarn byle bir zamanda olmas ok ansszlk. Resm bir adm atmamz gelecek yln sonunu bulacak. Burann gelitirilmesi iin tam yetki veren yasa ancak o zaman kar. Mark birden telaa kapld. Soru sorarken sesi pek tiz kt . Gelecek yl m? Korkarm yle. Ama neden o kadar uzuyor? Politikann ac gerei, yavrum, diye homurdand Sean. ok kt bir darbe yedik. ktidar mcadelesi sona erene kadar ilerin hepsi beklemek zorunda. Ne oldu? Mark imdi iyice meraklanmt. Ben iki aydr gazete okumadm. Keke ben de o kadar ansl olsaydm. Sean pek neesizce glmsedi. Transvaal'in bir blgesinde ara seim yapmak zorunda kaldk. Meclisteki o sandalye her zaman bizim olagelmiti. Salam bir sandalyeydi. ok sadk, akl kt bir adamd milletvekili. Kalp krizi geirdi. Evinde, yemek yer-

ken. orbayla baln arasnda tkeniverdi mr. Biz de yerine ye semeye kalktk. Sean duraklad, yzndeki ifade karard. mrmzde yemediimiz darbeyi yedik. Oylar yzde on be Hertzog Partiye kaym. Bize kar, geen ylki greve tepki gsteri biimimizi kullandlar. Hezimete uradk. Bilmiyordum. zgnm. Eer o yzde on belik oy kaymas tm lkeye yaylrsa, gelecek seimlerde muhalefete deriz. Baka hibir eyin nemi yok. General Smuts gelecek martta genel seimlere gitmeye karar verdi. Varlmz srdrebilmek iin mcadele edeceiz. O zamana kadar ne bu tr yasa nerebiliriz, ne de fon isteyebiliriz. Mark buz gibi bir umutsuzluun parmak ularn uyuturduunu hissetti. Buras ne olacak? diye sordu. Bu arada benim yapmakta olduum ie ara vermemiz gerekir mi? Olduu yerde brakacak myz? Bir yl daha kontrolsz avlanmaya izin mi vereceiz? Sean ban iki yana sallad. Adamlarma imdiki karar incelettim. O kararda uygulayabileceimiz baz gder gizli. Ama yapacak paramz yok. Mark ackl bir sesle, Parasz hibir ey yaplmyor, dedi. Hah, sonunda paraya bir nebze sayg gsterdiini grebildim. Sean ona hafife glmsedi, sonra ciddi bir sesle devam etti. Ben bte tahsisi kncaya kadar kararn uygulanmasn finanse etmeye karar verdim. Masraflar kendi cebimden deyeceim. Belki sonradan bte tahsisi kar, param geri alrm. kmazsa da... Omuz silkti. Herhalde bu kadarn borluyum diye dnyorum. Bu hale gelmemizde az etkim olmad. Fazla paraya ihtiyacm yok, diye atld Mark hevesle. Ama Sean onu susturdu. Eski maan aynen alacaksn. Ana kampn yapmna da balayacaz. Sana drt ii vereceim... Alak sesle anlatmaya devam etti. Nehir zerine kpr yapmay ertelemek zorundayz. lk yolumuz da toprak yol olacak. Ama yine de 394

bir balangtr... umalm ki, nmzdeki seimleri kazanabilelim.

Son sabah kahvaltsnda Sean, Mark'n nne bir dosya koydu. Caldwel'le konutum, resimleri yapmak zere kandrdm, diye glmsedi Mark dosyay aarken. Senin bin sterlin parann iyi yere harcanmasn istedim. Dosyada Afrika'nn Vahi Yaamn Koruma Derneinin kurul duunu duyuran tam sayfalk gazete ilannn kupr vard. Sayfada yaban hayvanlarnn harikulade izgi resimleri gze arpyordu. Ayrca dernein amalar sralanyor, ye ve destek arand bildiriliyordu. Avukatlarm tz hazrlad. lkenin her gazetesinde yaynlatacaz. Dernein adresi Courtney Holding'in merkez binas. Krtasiye ileri iin tam gn alacak bir memur tuttum. Aylk blten iin bir de gen gazeteci buldum. Kafas yeni fikirlerle dolu. Kendini iyice kaptrd bu projeye. ansmz tutarsa kamuoyunun byk desteini kazanacaz. Bu i bin sterlinden fazlaya patlar. Mark kendi basit fikrinden nelerin doduuna sevinirken bir yandan da kayglanyordu. Elbette, diye gld Sean. bin sterlini tabii aacak. Ha, aklma geldi. Dirk Courtney'e yapt ba iin bir makbuz yolladm... dernee de mr boyu ye olduunu bildirdim! Bu aka, ayrl anndaki garip havay byk lde nledi. Sean'n adamlar eyalar balarnn zerinde tayarak aalarn arasnda gzden kayboldular, kamyonun parkedilmi bekledii yere yneldiler. En yakn yol Chaka Kapsnn yirmi mil uzandan geiyordu. Sean gitmekte isteksizdi. Geride kald. Canm istemiyor gitmeyi, diye kabullendi. yi vakit geirdik. Kendimi artk daha gl hissediyorum. Bama ne atarlarsa karlayacak kadar gl. evresine baknd, nehre, dalara, doaya baklaryla veda etti. Burada bir sihir
395

var, diyerek ban sallad. Onu iyi koru, olum. Elini uzatt. Mark'n yirmi kere dilinin ucuna gelen soruyu sorabilmesi iin son frsat da elinden kamak zereydi. Sean hi ans tanmyordu. Bu kez renmek zorundayd Mark. Sean'n kocaman, kemikli elini kendi ovucuna alp smsk tuttu, sanki esir ald. Storm'un nasl olduunu bana hi sylemediniz, efendim. Ne yapyor? yi mi? Resimleri nasl gidiyor? Sean yine de cevap vermekten kanmaya niyetli gibiydi. fkeyle kasld, elini ekmek ister gibi yapt, sonra fkesi gzlerine ykselemeden snd. Bir an o gzlerde derinlii llmez znt okundu, eli Mark'nkine bir pene gibi Sarld. Storm bir ay nce evlendi. Ama ben onu, sen Lion Kop' dan ayrldndan beri grmedim, dedi, sonra Mark'n elini brakt. Tek kelime daha sylemeden dnp uzaklat. lk olarak ar admlarla gidiyordu. Topal aya zerinde sekerken ihtiyar bir adam hali vard. Pek yorgun bir ihtiyar hem de. Mark onun peinden komak istedi. Ama kendi kalbi de para parayd. Bacaklar onu tayacak durumda deildi. Olduu yerde kald, Sean Courtney'in aalar arasnda topallayarak gzden kayboluunu seyretti.

Natal takmnn iki numaral oyuncusu, atnn nallar topra makineli atei gibi dverek kotu, topu tam saha dna kacakken yakalad. Eyerinin zerinde eildi, atn boynunun altndan bekhend vuruuyla topu t ileriye yollad, top havada gzel bir kavis izdi. Kulp binasnn verandasndaki bahe koltuklarnda, renkli emsiyelerin altnda bir alk koptu. Sonra Derek Hunt'm oyunu kontrol altnda tutmakta olduunu grp daha da heyecanlandlar. Saladin'in zerine binmiti. ok iri hayvand Sa* ladin. irkin, eki gibi bir kafas vard. Koca burun delikleri aldka i derisi bayrak gibi parlyordu. Gz devrilmi, topu izlerken lgn bir havas vard. Ayaklar araba beygirleri 396

gibi iri iriydi, yannda koan Arjantin atn gemek iin o ayaklarn havaya kaldra kaldra kouyordu. Derek onun zerinde sanki koltukta oturur gibi rahatt. Sopas elinde sarka gibi, miferi kulaklarna kadar inik, enesinin altndan kayla balyd. Midesi pantolon kemerinin stnden tayordu. Uzun kollar empanzeler gibi kll kllyd. ok illi bir adamd. Kaynar suyla halansa ancak bu kadar olurdu. Saladin'in nallar her vuruunda toprakta tok bir ses karmaktayd. ki Arjantin at onu engellemek iin drtnala kalktlar. stlerinde yakkl, esmer binicileri spanyolca lklar atyorlard. Derek bynn altndan srtt, kendisine doru alalmakta olan topun kavisini izledi. Kulp binasnn basamaklarnda durmakta olan bir ye, Tanrm! diye sylendi. Dnyann en irkin hayvan. Elindeki ikiyi havaya kaldrp Saladin'i selamlad. Yanndaki arkada, stnde de dnyann en irkin ampiyonu, diye onu destekledi. Bunlara bakan ta kesilse yeridir! Arjantin'in gzel at yaklarken ok garip bir ey oldu. Derek Hunt eyerin zerinde rahat rahat oturmasna devam ediyordu. Ne dizgini ektiini kimse grd, ne de mahmuzunun atn karnna dokunduunu. Saladin'in yerini deitirmesine neyin yol at anlalamad. Arjantin ksra Saladin'in arpmasyla yerinden uar gibi oldu. Binici frlayp tepetakla yere akld, ayaklar yel deirmeni gibi savruldu, sonra krmz topraklara dp toza buland, dizleri zerinde doruldu, avaz kt kadar itirazla haykrmaya koyuldu. Derek hafife eildi, yumuack, okar gibi, hayvann boynuna dokundu, bir an sonra da top Saladin'in bann nne doru indi, Yere deince bir zplad, iki zplad, sonra uysal uysal, tekrar vurulmak zere yanat. Arjantin'in drt numaras, zarif bir aslan gibi sadan yaklat, halkn tezahrat alan doldurdu. Adam spanyolca bir kfr savurdu. Gzlerinden heyecan ateleri fkryordu. 397

Derek yavaa sopasn sol eline ald, topu ters tarafa sektirdi, Arjantinliyi engelledi. O ters tarafa gemek' iin geriledii anda Derek hzla vurdu, topu adamn ba zerinden ard. Ha! diye bir ses kt azndan. Fazla da barmad. Sa ladin'i topuklaryla hafif drtt. irkin at boynunu gererek uzand, Derek de onu tevik etti. Arjantinlinin yanndan geerlerken adam gerekten ta kesilmi gibiydi. Onu geride brakp topa yetitiler. Tp! Tp! Bir daha tp! Top kalenin direkleri arasndan geti. Derek gbeini hoplata hoplata glerek bir bacan Saladin'in boynu zerinden ard, yere kayd, hayvan seyislere gitmesi iin serbest brakt. Gelecek yarda Satan' istiyorum, diye bard o bou sesiyle. Storm Courtney onun yaklamakta olduunu grd, bana gelecei anlad. Yerinden kalkmak istedi ama hareketleri ar ve sakard. Karnndaki ocuk ta gibi yere mhlyordu onu. Derek, Garibi kollamal, ha? diye bard, uzun, kll koluyla Storm'u kucaklayverdi. Yzndeki terler buz gibi souktu, Storm'un yanana da bulat. Derek bira ve at kokuyordu. Storm'u ak azyla pt. rene Leuchars'la drt kz daha vard orada. Srtp duran seyisler, balkondaki br yeler de. Storm kusacandan korkup telaland. Ac kusmuk boazna doru ykseldi. Derek, benim durumum! diye fsldad umutsuzluk iinde. Ama o Storm'u tek koluna kstrm tutuyor, teki koluyla garsonun getirdii biray azna dikiyordu. iesiyle. Storm kurtulmaya alt ama Derek onu o korkun, kaygsz kuvvetiyle tuttu. Geirdi, azndan bol gaz kard duyuldu. Garibi kollamal, diye bard yine. Herkes gld. Saray soytarsn dinleyenler gibi. Ah, u akac Derek! Kendine zg bir tip! Bo ieyi elinden att. Ben gelene kadar kendine iyi bak, karcm, diyerek gld, koca avucu Storm'un irile 398

mi, imi gslerinden birini avulad, actacak kadar skt. Storm kk dmenin ve duyduu nefretin etkisiyle dn, titrediini hissetti.

Bir ay aksamak Storm; iin o kadar da olmadk bir olay deildi. Bu nedenle ikinci ayn gn gelinceye kadar pek kayglanmamt. O sra Mark'a syleyecekti, ama ayrlmalar da tam o zamana rastlad. Storm hl ilerin kendiliinden yoluna girmesini bekliyor gibiydi. Oysa haftalar geti ve gerein ne olduu onun altn ve fildiinden yaplm kulesine bile ulat. Byle eyler baka kzlarn bana gelirdi. Aa snftan, alan kzlarn. Storm Courtney'e olmazd. Storm gibi gen hanmlar iin daha baka kurallar vard. Durum her trl kukunun zerinde kesinleince ilk dnd insan Mark Anders oldu. Korku boazna sarlmt. Ona komak, kollarn onun boynuna dolamak istiyordu. Ama Courtney'lerin o inat, kontrolsz gururu bir kez daha sindirdi igdlerini. O gelmeliydi kendisine. Storm kararlyd. Mark ona, onun artlarn kabul ederek gelmeliydi. Kendi koyduu kurallar deitirmeyi gze alamyordu. Ama bu halindeyken bile ne zaman Mark'. dnse hl gs skyor, dizleri titriyordu. Az alamamt geceleri yatanda. zellikle Mark'dan ilk ayrld zamanlar. imdi yine alyordu. Onu daha da fazla zlyordu. Vcudunda onun ocuunu tad iin. Ama o sapk, arpk gurur yine de yakasn brakmad. Mark'a durumu bildirmesine bile izin vermedi. Bana meydan okuma, Mark Anders, diye uyarmt onu. Ve yapmt da dediini. Nefret ediyordu Mark'dan. Bir yandan da seviyordu. Ama artk eilemezdi. Bundan sonra ilk dnd insan annesi oldu. Ruth'la ikisi birbirlerine her zaman ok yakn olagelmilerdi. Annesinin drstlne, sevgisine ve zeksna gvenirdi. Ama yine kendini tutmak zorunda kald. Ruth'a syledii anda, babas da birka saat sonra durumu renecek demekti. Ruth Courtney, Sean'dan hibir ey saklamazd. O da ondan saklamazd. 399

Babas karnnda bir pi tadn duyarsa neler olacan dnemezdi bile. Onun kendisine kar duyduu o engin sevgi, fkesini ve verecei cezay daha da korkunlatrrdi. Mark'n da bu yzden mahvolacan biliyordu. Babas ok glyd. Grleri de tek yanlyd. Bir eyi bilmek istedi mi, ne yapar eder renirdi. Storm ne yapsa Mark'n adn ondan saklayamazd. Zorla syletirdi babas. Mark Anders'i onun da ne kadar sevdiini biliyordu. Herkes biliyordu zaten. Ama o sevgi kendilerini kurtarmaya yetmeyecekti. Sean Courtney'in kzna kar tutumunun demir kurallarvard. Eski kafalyd o konuda. Manevraya frsat vermezdi. Mark Anders o demir kurallar inemiti. Sean bu yzden mahvederdi onu. Sevdii halde. Bunu yaparken geri kendinden bi paray da mahvederdi. Kzn reddeder, kovard. Kendisi de y klaca halde. Bunlar dnnce, babasnn ve Mark Anders'in iyilii iin annesinden de yardm istemeyeceine karar verdi. Onun yerine, kalkp, rene Leuchars'a gitti. rene, Storm'un! ekingen aklamalarn giderek artan bir sevin ve heyecanla dinledi. Ah, benim sama kzm... hi tedbir almadn m? Storm ban ki yana sallad. rene'in tedbir dedii zama ne demek istediinden pek emin deildi, Tek bildii kendisini yle bir ey almadyd. Kimdi, hayatm? diye geldi yeni soru. Storm ban iki yana sallad. Bu kez iyice kararlyd. Hay Allah! rene gzlerini yuvalarnda evirdi. O kada ok mu baba aday var? Amma yamanmsn, Storm, tatlm! Peki insan... yani... bir ey yapamaz m? diye sord Storm amas bir sesle. Krtaj m yani, hayatm? rene pek gaddar davranyordu. Storm ban evet anlamnda sallaynca yznde sinsi, intikamc bir glmseme belirdi. Doktor uzun boylu, solgun bir adamd. Salar krla 400

mt. Srt kamburdu. Gcrtl bir sesi, saydam denilecek kadar beyaz elleri vard. Storm o ellerin mavi damarlarn ve altndaki kemikleri grebiliyordu. Muayene olurken o elleri dnmemeye alt. Daha sonra doktor muslukta saydam ellerini ykarken Storm lk olarak utandn hissetti. Bu temizlenme ilemi ona kiisel bir hakaret gibi geldi. Doktor soruyordu. Herhalde pek ok bedensel faaliyetiniz var... ata binmek, tenis oynamak gibi, deil mi? Storm ban sallaynca adam ayplyorm gibi dilini birka kez damanda aklatt. Kadn vcudu bu kadar faal olmak iin yaratlmamtr, dedi. ek dar kalalsnz. Kas ypnzsa ok gelimi. Ayrca en azndan on haftalk hamilesiniz. Sonunda ellerini ykamay bitirdi, hav dklm, ama olaanst temiz bir havluya kurulad. Bana yardm edebilir misiniz? diye sordu Storm kaygyla. Adam solgun ban iki yana sallad. Eer daha erken gelmi olsaydnz... dedi, sonra saydam elleri de iki yana ald, adam bu aresizlik hareketinden sonra sesini kesti. rene'le Storm oturup bir isim listesi kardlar. Listedeki erkeklerin en az iki ortak yan vard. Storm'a ktlar (ya da k olduklarn iddia ediyorlard) ve paralar boldu. Alt isim vard listede. Storm ilerinden ikisine kart postalam, belirginlikten uzak cevaplar almt. Nazik iyi dilekler. Ama kartlarda buluma istei yoktu. Listenin nc ismiyle Umgeni Kulbnde bir randevu ayarlamay baard. Storm hl tenis pabularn giyebiliyordu. Hamilelik tenine yepyeni bir gzellik vermiti. Gsleri eskisinden daha dolgundu. Adamla tatl tatl sohbet etmi, flrt etmiti. Kendinden emindi. Daha nce hi vermedii kadar cesaret verdi adama. Onun gzlerindeki sinsi zafer prltsn farketmemiti. Sonunda adam masann stnden ona doru eildi, alak sesle sordu. Tenis oynaman doru mu... bu durumunda? Storm, Cadillac'na doru yrrken kendini ayakta tut 401 Bir Sere Dt F : 26

may zor baard. Arabasn kulbn bahe kapsndan darya srerken alyordu. Okyanusa bakan tepelerden birinde bir sre parketmek zorunda kald. Kk dmenin ilk etkisi getikten sonra daha net dnebildi. rene Leuchars'd bunun sulusu elbette. Bunu imdiye dek anlamad iin ok budalalk etmiti. Artk herkes biliyor olmalyd. rene salamt bunu. Benliini bir yalnzlk ve aresizlik duygusu sard. Derek Hunt'n ad listede yoktu. Zengin olmad iin deil. Storm'a ilgi gstermedii iin de deil. Derek Hunt her gzel kza ilgi gsterirdi. ki tanesiyle evlenmiti bile. Ama ikisi de boamlard onu. Birlikte toplam yedi ocuk dourduktan sonra. Derek Hunt'n n de serveti kadar byk ve kirliydi. Bak, kzm, dedi Storm'a mantkl mantkl. Senin de sorunun var, benim de. Seni istiyorum. Her zaman istedim. Geceleri zleminden uyuyamyorum! Viskisini yudumlad. Senin de bana ihtiyacn var. Adn kt, kzm, herkesin haberi var. Toplumun sulamas, falan, filan, tm o fasaryalar geerli korkarm. Senin kaybn, benim kazancm oluyor. Ben toplumun tavrn falan hibir zaman ciddiye alm biri deilim. Yedi piim zaten var. Bir tane daha olsa fark etmez. Ne dersin? Garibi kollayalm, ha? Arabayla Svvaziland'a gitmiler, Derek orada zel izin kartrm, Storm'un ya konusunda yalan beyanda bulunmutu. Nikhlarnda Storm'un tand hi kimse yoktu. Derek'in be arkada gelmiti, o kadar. Storm ne 'babasna haber vermiti, ne annesine, ne de Mark Anders'e.

Kocasnn eve gelmekte olduunu duydu. Le Mans Byk dln kazanm gibi, arabasn bahe yolunda grldete grldete geliyordu. Sonra frenlerin gcrts duyuldu, kaplar top patlar gibi kapand, insanlar birbirine seslenip takld, sonra bir sarho arksna baladlar. 402

Derek'in sesi hepsinden yksek kyordu. Cannza okudum. Sizi sahadan sildim. imdi de ikide geeceim. Sersem edeceim hepinizi. Bu taraftan, Arjantin... n merdivenlerden karlarken yeri g inletiyorlard. Storm srtst yatm, tavandaki melek resimlerini seyrediyordu. Kamak geliyordu iinden. Bir an nce yerinden frlamak, .kap oradan uzaklamak. Ama kaabilecei hibir yer yoktu. Evlendiinden bu yana annesiyle kez konumutu. de ok ac olmutu her ikisi iin de. Keke bize syleseydin. Baban anlay gsterirdi, affederdi... Ah, tatlm, senin dnn iin ne planlar vard, bir busen. Seninle yle gurur duyuyordu ki... sonra dnne gelememek. Davet bile edilmemek... Ltfen ona zaman tan, Storm. Senin iin elimden geleni yapyorum. nan bana canm kzm. Galiba Derek Hunt' dan baka kim olsa durum daha kolay olurdu. Baban onun hakknda ne dnr, bilirsin. Kaabilecei yer yoktu. Sessizce yatt. rkerek. izme sesleri i merdivenleri kp odann kaps alncaya kadar. Kln deitirmemiti. Ayanda hl polo izmeleri vard. Pantolonunun gerisi eyerden parlamt. A neredeyse dizlerine decekti. Kirlenmi bebek bezi gibi. Uyansana, kzm! Her kocann grevini yapma saati geldi. stnden kardklar frlatt yerde kalyordu. Kocaman gbei balk gibi bembeyazd. zerinde kvrck tyler vard. Koca omuzlar eski yara izleri tayordu. ok da ateliydi fiziksel adan. Garibi kollayalm, ha? dedi kaba bir sesle. Sonra yataa girdi. Storm'un gz nnde Mark Anders'in o ince, zarif vcudu belirdi. Gen kaslarn o temiz grn. i burkularak gsne yaslad o gzel ba, azn o zarif izgisini, o dingin, air gzlerini hatrlad. Yatak Derek'in koca arlyla kerken, o yaklaan acnn korkusuyla barmak istedi. ** ^403

Derek Hunt kahvaltda biraz iki imekten holanrd. ampanya. Zengin kahvaltlara baylrd. Bu sabah omlet, sote bbrek, mantar ve bonfile yiyordu. Hepsi de ayn taban iindeydi. Gzlerinin kenarlar dn geceki lemden kzarkt. Yz de kpkrmz grnyordu. Ama yine de neeli, dosta davranlyd. Kendi esprilerine kahkahalar atyor, masann zerinden uzanp Storm'un kolunu drtyor, szlerini byle vurgulamaya alyordu. Storm onun ampanyay sonuna kadar dikmesini bekledi, sonra alak sesle konutu. Derek, ben boanmak istiyorum. Srtma ifadesi Derek'in yznden silinmedi. Bardana bakt. Bu ampanya buharlap uuyor galiba. Ya da lanet olas bardan dibi delik, diye gld neeyle. Anladn m? Delik dibi! yi espri, ha? Ne dediimi duydun mu? Cevap vermeyecek misin? Cevaba gerek yok, kzm. Pazarlk pazarlktr. Piine bir soyad buldun... benim paymsa hl gelmedi. Onu defalarca aldn, dedi Storm alak sesle. Artk beni brakmayacak msn? Ulu Tanrm! Derek bardan kenarndan ona baktnda gzlerinde gerek bir aknlk okundu. Sen beni gerekten sekse merakl sanm olamazsn, deil mi? Onu her yerde bulurum. Hepsi de karanlkta birbirinin ei gibidir. Bu kez itenlikle gld. Hay Allah... gerekten o zambak memelerinin hasretini ektiimi mi sandn? Neden? diye sordu Storm. On milyon geerli neden, kzm! Azna bir atal dolusu omlet att. Araya bbrek lokmalar da karmt. Her biri de General Sean Courtney'in banka hesabnda. Storm ona bakakald, Babamn paras m? lk defa doru cevap, diye srtt Derek. Snf birincisi oldun. Ama... ama... Storm iki elini ap havada sallyor, anlayamadn belirtiyordu. Ama neden... sen kendin de ok zenginsin. 404

Eskiden, kzm... gemi zaman o. Yine zevkle gld. ki sevecen karm, iki anlaysz boanma yargc, yedi arsz pi, krk polo at, koa avulu dostlar, yoluma kmamas gereken engeller, iinde elmas olmayan bir maden, yklan bir han, patlayan bir baraj, hastalanan bir sr srs, kk yazlar okuyamayan miyop avukatlar... ite para dediin byle byle yokolur. nanamyorum! Storm ap kalmt. Bu konuda asla aka yapmam, diye srtt Derek. Para konusunda aka olmaz. Bu benim hayat ilkelerimden biridir. Belki tek ilkemdir. Storm'un srtn tplad. Tek ilkem,.., anladn m? Kuruum yok, iflastaym, inan. Baban son are, kzm... korkarm onunla konumak zorunda kalacaksn. Son are, tamam m? Garibi kollayalm! Anlarsn, ha?

n kapy vurmutu ama kimse gelip amyordu. Mark kendini iindeki rahatlama duygusuna kaptrd. Neredeyse dnp gidecekti. Kasabaya dnecekti tekrar. Bunun korkaklk olduunu da bilmiyor deildi. Bunu farkettii anda balkondan aaya srad, evin yan tarafndan doland. Kolal yakas boynunu skyor, ceketi zerinde yapmack ve rahatsz duruyordu. Arkadaki mutfak kapsna doru yaklarken parman yakasndan ieriye sokup kaydrd. Bu tr elbise giymeyeli, beton kaldrmlarda yrmeyeli aylar olmutu. Kadn sesleri bile yabanc geliyordu kulana. Durdu, ierden gelen kadn seslerini dinledi. Marion Littlejohn ablasyla birlikte mutfaktayd. Neeli seslerinin inip k Mark'n houna gitti. O kapy vurunca konumalar birden kesildi, Marion kapya yrd. nne izgili bir nlk takmt. plak kollar dirseklerine kadar un iindeydi. Salarn ensesinden yukarya doru toplayp bir kurdeleyle balamt ama ensesine, alnna birka bukle dmt. Mark, dedi sakin sakin. Ne kadar gzel. Alnndaki bukleyi kaldrmaya alt. Burnuna un bulat. Pek tatl bir

hareketti bu yapt. Mark yreinin sevgiyle itiini hissetti. Gel ieriye. Kenara ekildi, kapy ak tuttu. Ablas Mark' souk karlad. Yapt atlatma numaras onu Marion'dan fazla gcendirmiti. Ne kadar salkl grnyor, deil mi? diye sordu Marion, Mark' inceleyerek. Ablas, Fazla zayf, dedi. Sonra nlnn balarn zmeye balad. Marion, Belki de, diye kabullendi. Belki doru drst, yemek yemeye ihtiyac vardr. Glmseyerek ban sallad. Mark'taki yeni olgunluu bir anne gzyle farketmiti. Ayrca yznde yalnzlk izgilerini de grmt. Onu kollarna almak, ban gsne yaslamak istiyordu. ok gzel ayran var, dedi bunun yerine. uraya, seni grebileceim yere otur. Srahiden ayran boaltrken ablas Mark'a bakmakszn, Daha fazla yumurta gerek, dedi. Ben kasabaya kadar gideyim. Yalnz kaldklarnda Marion oklavay eline ald, masann yanna gelip durdu, hamurlar ince ince amaya koyuldu. Neler yapyorsun, anlat bana, dedi Mark'a. Mark nce tutuk balad ama konutuka hevesi artt, ona Chaka Kapsn, yapt ileri, hayatnn amacn, orada bulduklarn bir bir anlatt. ok gzel, diyordu Marion ikide bir. Kafas ileriyle dnk alyordu. Uygarlktan uzakta yaanacak bir hayatn gereklerini liste halinde karmaktayd. yle bir yaamda kk lksler... rnein, bir bardak taze st, gece yaklacak k bile nceden dikkatle planlanmak zorundayd. Kiilii gerei, bu proje onu ne heyecanlandryor ne de zyordu. Zaten tam kif kars ruhlu insanlardand. Erkek nereye giderse, kars da oraya giderdi. Gerekli olan, iin yaplmasyd. Evin yeri, tepelerin ilk ini yapt yer, diye anlatyordu Mark. Ama oradan vadi grlebiliyor. Chaka Kaps da tam yukarsnda kalyor. ok gzel bir yer. Hele de akamlar. Eminim. 406

Evi zamanla eklemeler yaplabilecek biimde planladm. Birer oda, birer oda. Balangta iki oda olacak... Evet, balangta iki oda yeter, diye kabullendi Marion. Kalarn dnceli bir tavrla atmt. Ama ocuklar iin ayr bir odaya ihtiyacmz olacak. Mark szn yarda kesip baklarn ona dikti. Doru duyduundan emin olamyordu. Marion oklava elinde duralad, ona glmsedi. Buraya bugn bunun iin gelmemi miydin? diye sordu tatl bir sesle. Mark gzlerini yere indirip ban evet anlamnda sallad. Herhalde yle, derken sesi dnceli kt. Nikh treni srasnda iMgrion yalnz bir an kontroln kaybetti. General Sean Courtney'in yannda karsyla n srada oturmakta olduunu grd zaman. Sean yas klndayd. Kravatna elmas bir ine takmt. Ruth kocaman apkasyla pek zarifti. apkasnn zerinde gller vard. Gelmi! diye fsldad Marion kendinden geercesine. Arkadalarna ve akrabalarna gururlu baklarla bakmaktan kendini alamad. Sosyal dzeyi amma yukarlara frlamt! Daha sonra general onu iki yanandan efkatle pt ve Mark'a dnd. Buralarn en gzel kzn semisin, olum, dedi. Marion bir kere daha mutlulukla parldad. mrnde bu kadar gzel grnmemiti gerekten. Mark generalin kendisine verdii Zulu iilerin yardmyla yolu Bubezi Nehri kysna kadar amay baarmt. Yeni gelini Chaka Kapsna motosikletinin arkasnda getirdi. Yandaki sepete eyizin bir blm yklenmiti. Arkada Zulu'lar iki katr ve Marion'un yknn geri kalann getiriyorlard. Sabahn erken saatinde nehir boyunda sis pek youn olurdu. Sular gl gibi sakindi o saatlerde. Renkleri pembeye dnk olurdu. Chaka Kapsnn koca stunlar bu sisin iinden ykselir, esrarengiz kara hayallere benzer, altn bulutlar arasnda son ) bulurlard. Mark buraya gelmek iin bu saati zellikle semiti. Ma 407

rion yeni evini en gzel halinde grsn diye. Motosikletini durdurup motoru susturdu. Sessizlik iinde oturup gnein ilk klarn yollamasn beklediler. ok gzel, canm, diye mrldand Marion. imdi bana evin kurulaca yeri gster. O da Zulu'larla birlikte alt. Dirseklerine kadar amurlara buland, ta ve tula tad, Zulu'lara kendi dillerinde emirler verdi. Katrlar gtt, ktk getirdi, her tr ie yardm etti. Earbn ensesinde dmlyor, kollarn dirseklerine kadar svyor, alyor da alyordu. Kilden kurulu frnda piirdii ekmekler altn rengi, iyi kabarm kyordu. Mark et yemeinin son lokmasn yutarken o, Lezzetli miydi, canm? diye soruyordu. Akamlar lambann altnda oturuyorlar, Marion ban kucandaki dikiine eiyor, Mark gnn servenlerini anlatrken neeyle ban sallyor, her kk zaferi, her kk d krkln dinliyordu. Ne yazk, hayatm! Ya da, Senin iin ne kadar iyi, hayatm! diyordu. Parlak, bulutsuz bir gnde Mark onu eski patikadan Chaka Kapsnn tepesine trmandrmt. Dar yerlerden geerken hep elini tutuyordu. nk nehir iki yz metre alttaki derin yarda akmaktayd. Marion eteklerini kuana takt, sepetini smsk tuttu, trmandklar sre boyunca bir kez bile admn armad. Dorua geldiklerinde Mark ona ta duvarlar, iri maaralar gsterdi. Chaka'ya meydan . okuyan yerlilerin snd maaralard bunlar. Sonra Chaka'nn savalarnn yukarya trmand o tehlikeli yolu iaret etti. Sonunda o dorukta yer alan katliam anlatt, insan vcutlarnn nasl yamur gibi t aada akan nehre dkldklerini dile getirdi. Ne kadar ilgin, sevgilim, diye mrldand Marion. Bir yandan sepetindeki rty karm, yere yayyordu. Biraz rekle biraz da ok sevdiin kays reelinden getirdim, dedi. Mark'n gzne bir ey iliti. Aalardaki vadide allma 408

dik bir hareket. Hemen drbnne uzand. Ulu aalarn dibindeki altn rengi imenler zerinde, uzaktan kara bceklere benzeyen bir eyler kprdyordu. Mark onlarn ne olduunu hemen anlad, iinde kabaran heyecanla saymaya koyuldu. On sekiz! diye bard yksek sesle. Yeni bir sr bu. Nedir, canm? Marion zerine reel srmekte olduu rekten ban kaldrd. Yeni bir bufalo srs, dedi Mark sevinle. Buraya kuzeyden girmi olmallar. Plan imdiden baarl olmaya balad. Drbnyle bakarken hayvanlardan birinin uzun imenlerin bulunduu akla ktn grd. Yalnzca geni, siyah srt belli oluyordu hayvann. Ban emiti. Boynuzlar grnmyordu. inde byk bir sahiptik gururu hissetti. Onundu bunlar. Kurduu gvenli yuvaya ilk gelip katlanlard. Bak. Drbnn ona uzatt. Marion ellerini dikkatle sildi, drbnn alp aaya doru tuttu. urada, batakln kenarnda. Mark parmayla gsterirken duyduu gurur yznde pr! prld. Gryorum. Marion onun hatr iin mutlu mutlu glmsyordu. Ne kadar iyi, sevgilim. Sonra drbn evirip eve doru bakt. Ne gzel grnyor, dedi. Oraya bir an nce tanmaya can atyorum. Ertesi gn yaban incirinin altndaki uydurma kulbelerinden yeni eve tandlar. Bir ift krlang da onlarla birlikte tand. Hzla uan kular abucak kendilerine yeni bir yuva kurma iine giritiler. Mark, yi ansa bundan belirgin bir iaret bulunamazd, diye gld. Marion kukulu bir sesle, Her yan yle pisletiyorlar ki, dedi. Ama o gece, mrnde ilk olarak sevimelerini Marion balatt. Cift kiilik yatakta rahata srtst yatt, geceliinin eteklerini beline svad, scack bacaklarn at. iyorsan haydi, sevgilim. Marion bu kadar iyi bir injan olduundan, kendisini bu kadar ok sevdiinden, iMark elinden geldiince dnceli davrand ve abuk oldu. 409

yi miydi sevgilim? Harikayd. dedi Mark. Birden gznn nnde capcanl, bir gen kadn belirmiti. evik, esnek vcuduyla. Sululuk duygusu iine bir yumru gibi oturdu. O hayali kafasndan uzaklatrmaya alt ama hayal direndi, ryalarna girdi, gld, dans etti, ona takld. Sabah uyandnda Mark'n gzlerinin evresinde mavi halkalar vard. Kendini korku iinde ve tedirgin hissediyordu. Ben vadiye devriye gezmeye kyorum. Kahvesinden ban kaldrmamt. Daha cuma gn dndn. Marion armt. O bufalolar aramak istiyorum. Peki canm. antan hazrlayaym... ne kadar kalacaksn? antaya kazan ve ceketini de koyaym... akamlar serin oluyor... iyi ki dn yemekleri pilrmijm,.. Neeyle konumaya devam ediyordu. Mark ona sus diye haykrmak iin dayanlmaz bir istek duydu. Bugn baheyi ekmeye vakit bulacam demektir. Tekrar taze sebze yemek pek zevkli olacak. Ne zamandr mektup da yazmamtm. Evden bizi merak edecekler. Mark masadan kalkt, katr eyerlemek zere uzaklat.

ri kanatlarn rplma sesi Mark' hayalerinden ayrd, eyerin zerinde dikletirdi. Koca kulardan kurulu bir sr, kzl kayalarn ucundan havalanyorlard. Kirli renkli akbabalard. Mark'n yaklamasndan rahatsz olmu, ykseklere doru uzaklayorlard. Uzaklarken irkinlikten kurtulup gzellemeye baladlar. Mark, Trojan'n dizginine asld, Mannlicher'i klfndan ekti, ihtiyatl davranmak zere hazrland. inde bir heyecann ilk habercilerini hissetmekteydi. Byk hayvanlardan birinin bir baka hayvan ldrdn dnyordu. Belki de bir aslan yapmt bu ii. Ne zamandr hl aslan aryordu vadide umutla. Bufalo slak, yumuak topraklarn tam kenarnda yatmaktayd. Daha yeni lm, akbabalar ona sokulmaya vakit bu 410

lamamlar, slak topraklar zerindeki izleri bile bozamamlard. Yalnzca bir tek gz oyup karmlar, hayvann ans evresindeki yumuak derileri didiklemilerdi. Hep oralarndan balarlard cesedi paralamaya. Bufalo kocaman, yetikin bir hayvand. Boynuzlar tepesinde birleecek kadar uzamt. Vcudu da iriydi. dllk Hereford boalarndan bile bykt. Omuzlar kel keldi. amur bulamt oralarna. Mark arka bacaklarn arasna doru elini uzatt, hayvann henz scak olduunu hissetti. saat bile olmam leli, diye karar verdi, koca vcudun yanna meldi, lmn nedenini anlamaya alt. Hayvann zerinde hibir iz yok gibiydi. Mark tm gcn kullanarak koca vcudu evirdi. Bir buuk tonluk gvdeyi dndrebilmek iin katlam, ileriye doru uzanan bacaklara aslyordu. lm yaralarn hemen grd. Bir tanesi omuzun gerisinde, kaburgalar zerindeydi. Mark'n avc gz o vuruun kalbe girdiini hemen anlad. Geni bir yarayd. Kanlar akm, topraa yaylmt. lm nedeni hakknda herhangi bir kukusu olsa bile ikinci yaraya bakt anda o da utu gitti. Kardan geliyordu vuru. Boynun hemen altndayd. ki kemik arasna ustaca vurulmutu. Yine kalbe girmiti. Silah geri ekilememi, hayvan zerine devrilince orada kalmt. Mark krk ba kavrad. Bir izmesini hayvann omuzuna dayad, inleyerek tm gcyle aslp ba ekti ald. Onu ilgiyle inceledi. Geni av baklarndand. Kral Chaka'nn izimini kendi yapt trden. Mark, Sean Courtney'in Zulu savalarn, Isandhl/vana'y, Morma Gorge'u anlatn hatrlad. O ba insann kprck kemikleri arasna soktular m, t ieriye daldrabiliyorlar. Geri ektikleri zaman da adamn tm kan o delikten akp boalm gibi oluyor. Sean sonra susmu, kamp ateine dikmiti gzlerini. Ba ekerken 'Ngidhla!' diye barrlar. Yani 'Yedim!' Bunu bir duysan bir daha unutamazsn. Krk yl sonra bile hatrlamak h-

l tylerimi diken diken ediyor. Mark ba elinde tutarken Chaka'nn kendisinin de bu tr silahla bir bufalo avladn hatrlad. Gzleri baktan, koca kara vcuda doru kayd, fkesinin iine isteksiz bir hayranlk duygusunun da karmaya baladn grd. fkesi, deerli hayvanlarndan biri yokedildii iin, hayranl da bu lmn gerekletirilebilme biiminden tryd. Avcy dnrken onun byle deerli bir silah brakp gitmesi iin bir neden olmas gerektiini akl etti. Nemli topraklar zerindeki izlere bakt, hayvann su itikten sonra, akla kmadan nce getii tnel gibi patikay buldu. Avcnn gr allar arasnda pusu kurduu yeri grd. plak ayak izlerini tanmamaya olanak yoktu. Pungue! diye haykrd Mark. Pungue orada rzgra kar yatp beklemi, hayvan tam geerken ban omuz arkasna daldrmt. Yaradan kanlar alayan gibi fkrmt. Bufalo derhal dnp kendisine ktlk edeni avlamaya kalkacak ender hayvanlardan biriydi. Ayakta lm gibi bir durumda olmalyd hayvan. Her soluunda cierinden kanlar fkryor olmalyd. Ama yine de olduu yerde dnp Pungue'nin kokusunu alm, alnca da kendini dengelemi, burnunu havaya kaldrm, ancak lmle son bulacak saldrsna girimiti. O yaklarken Pungue ayaa kalkp onu beklemi, ba bu kez boyun altndaki yeri bulmutu ama bu arada hayvan da ona vurmutu. On iki adm kadar attktan sonra da kendisi devrilmiti. Mark, Pungue'nin dt yeri buldu. Vcudunun izleri nemli topraklarda ok belirgindi. Sonra kendisini ne tarafa srklediini grd. Biraz ilerde kendini zorla dengeleyerek tekrar ayaa kalkmt. Yavaa kuzeye dnmt ondan sonra. Ama admlar normal deildi. Her zamanki gibi parmakuarna basa basa, o uzun admlarla gitmiyordu. Bir yerde yine duralam, elindeki elik tuza brakmt . Onu bir karnca yuvasna gmm, zerine kum atmt. 412

Belli ki, kendini o ar yk tayamayacak kadar gsz hissediyordu, yi gmp saklayamayacak kadar hastayd. Mark tuza eline ald, katrn eyerine balad. Bu tuzak benim deerli hayvanlarmdan ka tanesine lm getirdi acaba, diye dnd. Bir mil daha ilerde Pungue yine durmu, evredeki allardan yaprak toplamt. ifal bir yaprakt bu. Sonra yavaa yoluna devam etmiti. Kayalardan gitmiyor, her zamanki gibi izlerini rtmeye, saklamaya almyordu. Dar, derin, kuru su yataklarnn kumlarndan geerken Pungue tek dizi zerine dm, kendini dorultabilmek iin iki elini yere dayamak zorunda kalmt. Mark o izlere bakt. lk olarak kan vard bu izlerde. Kk damlalar kumun zerinde boncuk boncuk kurumutu. Mark fkesiyle zafer duygusunun arasnda ilk kez kaygnn varln hissetti. Adam kt yaralanmt. Bir keresinde Mark'n hayatn kurtarmt oysa. O toprak testideki ac ilacn tadn Mark hl hatrlyordu. Buraya kadar Trojan' ipinden eke eke gelmiti. Siluetinin boyunu ksa tutabilmek iin... Nal sesleri fazla yksek olup duyulmasn diye. Ama artk eyerin zerine atlayp hayvan mahmuzlad.

Pungue yerdeydi. Sonunda yklm, kumlarn zerine serilmiti. Sonra srklenerek kenardaki allarn glgesine snm, yanndaki hafif maymun postunu kafasna rtm, uyu- mak ya da lmek zere yerlemiti. O kadar hareketsiz yatyordu ki, Mark onu gerekten l sand. Katrn srtndan atlayp yavaa yaklat. Yapraklar zerinde brakt kan izlerinde sinekler neeyle vzldayarak uuyordu. Koltuk altndan srtna doru kvrlan yarasna ifal yapraklar basmt. Mark onun bu yaray nasl aldn gznde canlandrabiliyordu. Pungue yaklaan bufaloyu karlamak zere ayakta. Elinde bayla boyun altna doru uzanyor, ba saplayp 413

kendini korumak zere geri sryor. Ama hayvan da gl n bacaklar zerinde dnyor, kvrk boynuzlarn ona saplyor. Kvrk u Pungue'nin yan tarafna, aaya batmt. Yara kala kemiinin hemen yukarsndayd. Bu vuru onu havaya frlatm, hayvan sendelerken uzaklamasn salamt. O da kendine saplanm elikle mcadele halindeydi. Somunda n bacaklar zerine km, lm narasn koparm olmalyd. Mark gnein parlak altnda o yaraya bakarken rperdi, tek dizi zerine kp eliyle uuan sinekleri kovalad. Adamn fizik yapsna ilk kez dikkat ediyordu. Maymun derisi yalnzca ba ve omuzlar rtmekteydi. zerine mavi boncuklar ilenmi kask ba da bacaklarnn arasnda sallanyor, salam kalalarn, kasl oyluklarn, smsk karnn akta brakyordu. Her kas tek tek belliydi. Damarlarnn ylan gibi dolat yerler de grnyordu. Bunlar hep adamn vcudunun ne derece gelimi ve formda olduunun kantlaryd. Teni normal Zulu teninden ak renkti. Kadn teni gibi parlakt. Gsnde koyu renk, yuvarlak kllar vard. Mark, ben akala yem attm, kocaman, yeleli bir aslan tuttum, diye dnd. Bu kez Pungue'nin lm olmasndan gerekten korktu. Bu kadar grkemli bir yaratk iin byle bir lm 1 pek yakksz bir sondu, ' O srada gsn belli belirsiz ini kalklarn farketti, uzanp omzuna dokundu. Adam kprdand, ac iinde kendini tek dirsei zerinde dorulttu, Mark'a bakt. Ya tam gcnn doruundayd. Gururluydu. Belki krk yalarnda faland. akaklarndaki kara buklelere bilgeliin ilkkl renkleri daha yeni yeni dokunuyordu. Acs yznden belli olmad. Geni aln cilal amber gibi prl prld. Az sakin bir ifade tayor, gzleri kara, canl, gururlu bakyordu. Soylu bir Zulu'nun yakkl aydede surat vard Mark'n karsnda. cskubona, Pungue, dedi Mark. Seni gryorum, ey akal! Adam bir an ona bakt, bu ad ve bu selamlama biimini 414

dnd, hangi dilde ye nasl bir aksanla sylendiini deerlendirdi. Yzndeki sakin ifade deimedi. Dudaklarn ne glmseme, ne de tiksinti ifadesi kvrd. Yalnzca kara gzlere yeni bir k geldi. Sakubcna, Jamela. Seni gryorum, ey Arayc. Sesi peten, tok, alakt. Ama yine de havay titretirdi. Adam hemen peinden ekledi. Sdkubona Ngaga. Mark gzlerini krptrd. akaln da kendisini bylesine anlaml bir adla dnce hi aklna gelmemiti. Ngaga karnca yiyen kabuklu bir hayvand. Boyu kkt. Gn na yakaland zaman kambur, tecrbeli bir ihtiyar gibi hzl admlarla ilerler, yoluna kan her eye miyop gibi bakar, sonra tekrar hzla yrmeyi srdrrd. Jamela ve Ngaga adlar birarada kullanlnca, durmadan daireler izerek dolaan, her eye bakan, ama hibir eyi grmeyen bir yaratk geliyordu insann gznn nne. Birden Mark kendini, saklanm bakan insann gzyle grd. Vadi iinde amasz gibi grnen devriye grevinde dolayor, ilgisini eken her eyi incelemek zere katrndan iniyor, sonra tekrar yoluna devam ediyor. Tpk ngaga gibi. Pek iltifat saylmazd bu dorusu. Birden tekrar tedirginlik duydu. Pungue yaral olduu halde, Mark stn durumda olduu halde, yine de bu karlamada kendisinin kazanl durumda olmadn hissetti . Ciddi bir ifadeyle, Ngaga grne gre sonunda aradn buldu, dedi ve battaniyeyi getirmek zere katra doru yrd. Kanl yapraklarn altnda bufalo boynuzunun saplanm olduu derin delik vard. Belki bbreklere kadar gidiyordu. Eer yleyse adam ld demekti. Mark bu dnceyi bir kenara itmeye alarak yaray elinden geldiince dikkatle temizledi, pansumann yapt. Yanndaki yedek gmlei kar gibi beyazd. Marion onu zenle tlemiti. Mark hemen kollan yrtt, bedeni tampon gibi katlayp deliin zerine kapatt, sonra yrt kollarla balad. O alrken Pungue hibir ey sylemedi. tiraz etmedii gibi, Mark onu dorultup oturturken ac duyduunu belirten 415

herhangj bir ses de karmad. Yalnzca gmlek yrtlrken zgn bir sesle, Gzel bir gmlek, diye mrldand. Bir zamanlar gen, yakkl bir ngaga vard. Hastalktan lmek zereydi, diye hatrlatt Mark. Ama kurnaz, yal bir akal onu gvenli bir yere tad, ona yiyecek, iecek verdi. Ha, diye ban sallad Pungue. Ama iyi bir gmlei yrtacak kadar aptal bir akal da deildi. Ngaga iin nemli oJan akaln salna kavuup gcn kazanmas. O zaman Kral Georgey'nin cezaevine onur verdiinde, oradaki kayalar daha iyi krabilir. Mark battaniye rulosunu tekrar sard. eyebilir misin, ey akal? Bufalonun seni ne kadar derin yaraladn grmemiz gerek. drar pembemsi kahverengiydi ama iinde kan yoktu. Bbrekler yalnzca biraz zedelenmi, darbenin ounu Zulu'nun o elik kaslar karlam olabilirdi. Mark iinden, dilerim yledir diye dua ediyordu ama neden bu kadar ilgi duyduunu da anlayamyordu. Hzla alarak iki uzunca dal kesti, arasna battaniyeyi sarp bir sedye yapt, ucunu katrn eyerine tutturdu. ri Zulu'nun oraya yatmasna yardm etti. Boyunun ne kadar uzun olduunu grnce aalad. Tutunmak iin Mark'n omzuna dolad, kolu da ok sertti. Pungue arkadaki sedyede srklenirken katn yrtt. Bufalonun avlad yerden getiklerinde ortalk kararyordu. Mark aalarda bekleen akbabalarn iren siluetini grebildi. Ne diye ldrdn benim bufalomu? diye sorarken aslnda Pungue'nin hl kendinde olup olmadndan emin deildi. Yeni yasalar herkes biliyor. Ben her kasabaya gittim, her induna'yla, her reisle konutum. Bu vadide avlanmann cezasn da herkes biliyor. Eer o senin bufalonsa ne diye zerinde damgan yoktu? Abelmgu'nun, beyaz adamn gelenei hayvanlarna damga basmay gerektirir, deil mi? Pungue sedyeden cevap verirken sesinde alay da yoktu, yznde glmseme de. Ama Mark bunun alay olduunu biliyordu. fkesinin yine kabardn hissetti. Bu blge kutsal ilan edildi. Ta Kral Chaka'n.n gnnden beri yle. 416

Hayr, dedi Pungue. Kraln av alan ilan edildi. Sesine birden ciddiyet gelir gibi oldu. Ben de kral soyundan bir Zulu'yum. Burada avlanmak benim doutan hakkmdr... erkek iidir avclk. Kimsenin burada avlanmaya hakk yoktur. O halde buraya isbomu'lorla, tfeklerle yz mevsimdir gelip duran beyaz adamlara ne demeli? diye sordu Pungue. Onlar kt adam. Tpk senin gibi. O halde neden benim gibi onurlandrlp da Kral Georgey'nin cezaevinde konuk edilmiyorlar? Bundan byle edilecekler, diye gvence verdi Mark ona. Hah! Bu kez Pungue'in sesinde youn bir nefret ve alay bulunduu akt. Mark, Ben onlar yakalaynca onlarda oraya gidecekler, diye tekrarlad. Ama Zulu pembe avulu elini havada sallayp inanmadn belli etti. eitli yasalar bulunduundan emindi o bu dnyada. Kimi yasa zenginler iin, kimi fakirler iin, kimi beyazlar iin, kimi de siyahlar iindi. Tekrar sustular. Karanlk bastktan epey sonra Mark'n o gece iin kamp kurduu yere geldiler, katr balayp otlasn diye braktlar. Mark atein bana melmi akam yiyecekleri yemei piirirken, Pungue glgelerde kalan sedyesinden tekrar konutu. Sitwane'yi, vadinin vahi hayvanlarn kimin iin koruyorsun? Kral Georgey buraya ava m gelecek? Burada bir daha hi kimse avlanmayacak. Ne kral, ne de yurtta. O halde silvvctne'yi neden koruyorsun? nk korumazsak gn gelecek buralarda hi kalmayacak, lar. Ne bufalo, ne aslan, ne ceylan... hibir ey. Koskoca bir boluk. Pungue sessiz kald. Mark msr unu orbasnn iine etleri didikleyip tencerenin kapa iinde ona gtrnceye kadar da konumad. Ye, diye emretti Mark. Kendi taban kucana alp ,onun karsna bada kurdu. Pungue dnceli bir sesle, Dediin doru, dedi. Ben 417
Bir Sere D t F : 27

ocukken... senin yandayken... Mark bu ineye hi aldrmad, Bu vadide o zamanlar filler vard. Koca erkek filler. Dileri mzrak kadar uzundu. Birok da aslan vard. Bufalo srleri kraln srleri kadar kalabalkt. Sesi kesildi, sonra tekrar konutu. Hepsi yokoldu. Yaknda bu kalanlar da yokolacak. Bu iyi bir ey mi? diye sordu Mark. Ne iyi, ne de kt. Pungue omuz silkip yemeini yemeye balad. Dnya byledir ama... bunu dnmekten de hibir yarar kmaz. Sessizce yemeklerini bitirdiler. Mark tabaklar ald, kahveyi getirdi. Pungue elini sallayp istemediini belirtti. bunu, diye terslendi Mark. indeki kanlarn akp gitmesine, temizlenmesine yardmc olur. Pungue'ye kendi sigaralarndan bir tane verdi. Zulu mantar filtreyi dikkatle koparp att, sonra sigaray azna koydu. Tadm alnca enli burnu burutu. O yerli ttne alknd. Ama bir yorumda bulunup karsndakinin konukseverliini bozmak istemedi. Mark sordu. Hepsi yokolunca, buraya, bu vadiye byk boluk gelince, sen ne olacaksn, ey akal? Sorunu anlamadm. Sen silvvone adamsn. Byk bir avcsn. Hayatn silwane' ye bal. Src nasl sra balysa yle. Hayvanlarn gidince sen ne olacaksn, koca avc? Sznn Zulu'nun tam canevine dokunduunu hissetti Mark. Adamn burun deliklerinin alp kapandn, iinde bir eyin tututuunu grd. Ama sylenileni enine boyuna dnnceye kadar bekledi. goldi'ye giderim, dedi Pungue en sonunda. Altn madenlerine gider zengin olurum. Seni orada topran t altnda altrrlar. Orada gnei gremez, rzgr hissedemezsin. Talar krar durursun. imdi Kral Georgey'nin cezaevinde yapacan gibi. Mark, Zulu'nun suratnda dolaan tiksinti ifadesini grd. Tekwemi'ye giderim. Pungue fikrini deitirmiti. Durban'a giderim. nemli adam olurum.
418

Tekraeni'cle soluduun havayla cierlerine baca dumanlar dolar. iko Babu sana bir ey syledii zaman ona, 'Yehbo, Nkosi, evet patron,' diye cevap verir durursun. imdi Zulu'nun yzndeki tiksinti daha derindi. Sigaray dibindeki yaldzl kda kadar iti, sonra iki parma arasnda ezdi. Jamela, dedi ciddi bir sesle, nsan zen szler konuuyorsun sen.

Mark koca Zulu'nun yarasnn aslnda onun gstermek istediinden daha derin olduunu biliyordu. Ama ac duyduunu gstermek kadnlara greydi gelenek gerei. Onu motosikletin yan sepetine koyup eri br yollardan Ladyburg'a kadar gtrebilmesi iin aradan epey zaman gemesi gerekecekti. Mark evinin katr ahrlar karsndaki kk sundurmaya yatrd onu. Oras kuru ve serindi. Kapsnda salam bir asma kilit vard. Marion'un dolabndan ald ilteyi ve battaniyeleri ona verdi. Marion onlar ocuklarn odas iin saklyordu. tiraz etti. Ama o bir yerli, hayatm! Mark her akam tutuklusunun yemeini gtryor, kendi de sundurmann en st basamana oturuyor, karlkl birer sigara ierken konuuyorlard. Eer vadi imdi Kral Georgey'nin malysa, sen nasl evini buraya kurdun, baheni ektin, katrlarn otlatyorsun? Ben kraln adamym, diye aklad Mark. Sen incfuna msn? Pungue ka azna doru gtrrken yar yolda durmutu. Mark'a inanmaz baklarla bakyordu. Kraln danmanlarndan msn? Ben kraliyet av alannn koruyucusuyum. Mark eski Zulu szcklerini kullanmt bunu anlatmak iin. Pungue zgn zgn ban sallad. Babamn babas da bir zamanlar kraliyet av alannn kcruyucusuydu... ama ok nemli bir adamd. ki dzine kars vard. Bir dzine savata arpmt. yle ok adam ldrmt ki, kaikanndaki tyler ilkbaharda tepelerdeki otlar kadar
-419

oktu. O tyleri kral savata kahramanlk gsteren adamlarna verirdi. Pungue yemeini bitirdi, sonra ekledi. Kral Chaka erkek iini ocuklara yaptracak adam deildi. Ertesi akam Mark yarann hzla iyilemekte olduunu grd. Bu, adamn inanlmaz gcnden ve salamlndan ileri geliyordu. Artk bada kurup oturabiliyor, ban da daha dik tutuyordu. Yaknda Ladyburg yoluna koyulacak kadar glenecek, diye dnd Mark. inde garip bir pimanlk duygusu hissetti. ;j| Kral Georgey kukusuz byk, akll, her eyi gren bir kral, diye akamn tartmasn at Pungue. Ama o halde afakta yaplmas gereken ii neden gurup vaktine brakm? Eer bu vadide byk boluk domasn nlemek istiyorsa, ie onun babas balamalyd. , Kraln ileri pek ok, hem de uzak lkelerde. Her konuda kendisine t vermeleri iin induna'larna gvenmek zorunda. Onlar da onun kadar akll ve uzak grl deiller. Abetungu, beyaz adamlar, ocuk kadar agzldr. Yiyebileceklerinden fazlasn koparrlar. Sonra da kalann yzlerine gzlerine srerler. Agzl ve cahil siyah adamlarda vardr, dedi Mark. Kimisi krkn almak iin leoparlar bile tuzaklarla ldrr. Agzl beyazlara satmak, onlarn cahil karlarn giydirmek iin, diye kabullendi Pungue. Mark, bu da kayna kurutur, diye dnd, kalkp tabaklar ald. Bir sonraki akam vedalarlarken Pungue hznl grnyordu. , Bana dneceim ok konu verdin, dedi. Mark, Dnmeye de bol hol zamann olacak, diye karlk verdi. Kayalar krarken. Pungue bu sze aldrmad. Szlerinde arlk var. oban olacak yata bir adam iin hele. Bu bir iltifatt. Sonra Pungue ar ar ban sallad. Sabah olduunda da gitmiti. Damdaki kapa am, kk delikten yukarya kp kamt. Kendi maymun postunu alm, Marion'un battaniyelerini katlayp iltenin zerine brakmt. Geri kendi elik tuzan 420

da almak istemiti, ama Mark onu mutfaa kilitlemi olduundan bunu baaramam, kuzeye doru, gece karanlnda uzaklam gitmiti. Mark tutuklusunun iyileme srecini iyi hesaplayamad iin fkeden kuduruyordu. Katryla onun peine derken mrldanp durmaktayd. Bu kez grr grmez vuracam o iti, diye sz veriyordu kendi kendine. Ama izlerin kendisini arttn tarketti. ndi, i karmak izleri zmeye urat. Yarm saat kadar sonra izlerin peinden nehre indi. Zulunun nehirden nasl devrik bir kte basarak km olduunu bulana kadar leden sonra olmutu. Sonunda izleri kayalk bir alanda bsbtn kaybetti. Yorgun argn evine dndnde gece yarsyd. Marion yemei hazrlam, on galon banyo suyunu da kaynatmt.

Alt hafta sonra Pungue vadiye geri dnd. Mark evinin balkonundaki basamaklarda oturmaktayd. Onun uzaktan geliini seyretti. Her zamanki din, uzun admlaryla yryor, bundan artk iyice iyiletii belli oluyordu. Kasnda boncuklu ba, omuzlarnda bir akal postu vard. Elinde iki tane ksa bak tayordu. Karlar arkada, saygl bir mesafeden onu izlemekteydiler. Drt kars vard. Gsleri plakt. Balarnda Zulu kadnlarnn o yksek balklar grnyordu. En by kocasyla yatt. Gsleri sarkk, ij boalm gibiydi. On dilerini de kaybetmiti. En gen kars henz yirmisine gelmemiti. Gzel, tombul, ufak tefekti. Gsleri kavun gibi hopluyordu. Kalasnda ocuunu tamaktayd. Her kadnn ba stnde kocaman ykler vard. Ellerini kullanmadan onlar kolaylkla dengeleyebiliyorlard. Pelerinden de yar plak, glp duran ocuklar onlar izlemekteydi Kzlar tpk anneleri gibi balarnda yk tayorlard. Ykn bykl ocuun yama greydi. En k drt yanda kadard. Banda greyfurt kadar bir paket vard. O da bykleri 421

gibi kalalarn so.aya sallaya dzenli admlarla yryordu. Mark yedi oul ve alt kz ocuk sayd. Seni gryorum, Jamela. Pungue basamaklarn dibinde durdu. Ben de seni gryorum, Pungue, diye selam ald Mark. Zulu en alt basamaa rahata oturdu, karlar Marion'un bahesinin kenarna sralandlar. Konuulanlar duyamayacak kadar uzaa oturmu, sayg gstermilerdi. En gen kadn hemen memesini bebeine uzatt, o da oburca emmeye koyuldu. Yarn yamur yaacak, dedi Pungue, Rzgr kuzeye dnmezse, dolunaya kadar bir daha yamur yamayacak. Evet, yle, diye ona katld Mark. imdi yamur yasa otlaklara iyi gelir. Silwane'yi Pomgola tesindeki Portekiz topraklarndan buraya eker. Mark'n aknl meraka dnmekteydi. Pungue uar bir sesle, sohbet ediyormu gibi devam etti. Kasabada herkes konuuyor. Szleri benim kulama daha yeni geldi. Diyorlar ki, Kral Georgey'nin av alannn yeni koruyucusu olan Jamela byk bir savaym. Denizler tesindeki diyarlarda yaplan savalarda kraln pek ok dmann ldrm. akal duraklad, sonra devam. etti. Henz sakal olmad ve ilkbahar otlar kadar yeil olduu halde. yle mi diyorlar? diye sordu Mark terbiyeli terbiyeli. Diyorlar ki, Kral Georgey, Jamela'ya siyah bir ty vermi.., kalkanna taksn diye. Siyah ty, verilebilecek onurlarn en byyd. stn hizmet madalyasna denk saylrd. . Ben de savaym, dedi Pungue. Bombata'yla savatm. .Sonra askerler geldi, sr srlerimi ald. Ben ondan sonra situvarse adam oldum. Byk avc oldum. Silah arkadayz, diye kabullendi Mark. Ama imdi ben si-du-du-du'mu (motosikletimi) hazrlayacam, birlikte Ladyburg'daki yargca gideceiz, hepimizi ok ilgilendiren konular konuacaz. Jamela! Zulu ban zntl zntl sallyordu. Sanki yaramaz ocuunu azarlayan bir-babayd. Sen silwane adam olmay umuyorsun. Byk boluu doldurmay umuyorsun... ama sana ne yapacan kim retecek? Eer ben Kral Geor-

gey'nin cezaevinde ta kryorsam, senin gzn kim aacak, kulan kim duyacak hale getirecek? Bana yardm etmeye mi geldin? diye sordu Mark. Sen, gzel karlarn, cesur oullarn ve dourgan kzlarn bunun iin mi geldiniz? Evet, onun iin geldik. Bu ok soylu bir dnce, dedi Mark. Pungue, Ben soylu bir Zulu'yum, diye karlk verdi. Ayrca elik tuzam da, tpk bir zamanlar sr srmn alnmas gibi benden alnd, beni yine yoksul bir adam olmaya zorlad. Mark, Anlyorum, diye ban sallad. Geriye bir tek benim leopar postlarn ve len bufaloyu unutmam kalyor. Evet, yle. Kukusuz, sana tlerin ve yardmlarn iin para demeyi de isteyeceim. Oras da yle. Sana verilecek parann bykl ne kadar olacak? Pungue ilgisiz bir tavrla omuz silkti. Ben kral kanndan bir Zulu'yum. Pazarda mal satan Hintli deilim. Para adil ve gerektii kadar olacak. Bir an duralad. Gzel karlarm, cesur oullarm, dourgan kzlarm da dikkate alacak. Hepsinin inanlmaz itahlar vardr. Mark sessiz kalmak zorundayd. indeki glme duygusunu bastrana kadar azn aamazd. Sonunda karn glme isteiyle kpr kpr kprdanrken ciddi bir sesle konumay baard. Benimle konuurken ne diyeceksin, Pungue? Ben bir ey syleyince, 'Yehbo, Nkosi, evet patron,' diye cevap verecek misin? . Pungue tedirgin tedirgin kprdand. Yemek yerken tabanda kurt km gibi bir ifade geldi suratna. Sana Jamela diyeceim. Deminki gibi bir ey sylersen de, 'Jamela, bu ok budalaca bir sz,' diyeceim. Mark hl glmesini tutmaya alarak, Ben sana ne diyeceim? diye sordu nazike. Sen bana Pungue diyeceksin. nk akal, siHmane'nin en kurnaz, en zeki hayvandr, senin de arasra bunu hatrlamanda yarar var.

O srada Mark'n daha nce hi grmedii bir ey oldu, Pungue glmsedi. Kuruni gklerde birden, gne parlar gibi oldu. Dileri iri, kusursuz ve beyazd. Glmsemesi yle geniti ki, yz ikiye ayrlmt sanki. Mark artk kendini tutamad. Bouk bir kkrdamayla balayp kahkahasn salverdi. Bunu duyunca Pungue de glmeye koyuldu. Kahkahas anlar gibi nlad. Karlkl yle ok gldler ki, kadnlar sustu, akn gzlerle bakmaya baladlar. Marion balkona kt. Ne oldu, canm? diye sordu. Mark ona cevap vermedi. Marion ban iki yana sallayp erkek milletinin lgnlna akl ermeyeceini dnerek tekrar ieri girdi. Sonunda ikisi de sustular. Gleri kalmamt. Mark, Pungue'ye bir sigara uzatt, o da alp filtreyi dikkatle kopard. Bir dakika kadar sessizce sigaralarn tttrdler. Sonra Mark nedense bir kahkaha daha patlatt, bu tekine de bulat, tekrar baladlar. Mark sonunda sa elini ona uzatarak bu ie bir son verdi. Pungue uzatlan eli tuttu. Hl soluk soluayd. Pungue, ben senin adamnm, dedi Mark hkrklar arasnda. Ben de senin adamnm, Jamela.

Oteldeki salonun duvar dibinde drt adam, yarm daire halinde dizilmi koltuklarda oturuyorlard. Hepsi birbirine benzer, giyindikleri iin sanki niformal gibiydiler. Koyu renk, dmeleri iliklenmi takm elbiseler, kolal yakal beyaz gmlekler, ciddi kravatlar. Yalar arasnda otuz yla kadar farklar vard. Bir tanesi kellemi, kulaklarnn ardnda birka gm rengi tel kalmken, ikincisinin kzl bir yele gibi gr salar vard. ncs ince, sivri burnu zerine erevesiz gzlk takm, drdncsnn gzlerinde ise uzaklara, bakmaya alkn bir' iftinin baklar okunuyordu. Ama yine de hepsinin yzlerinde ayn tatan ifade vard. Dirk Courtney onlara yeni doan, Hollanda dii.inden epey 424

farkl elan bir dilde hitap ediyordu. Afrikaanca deniyordu bu dilin adna. Gzel ve dikkatli konuuyor, adamlarn yz ifadesini giderek yumuatmay baa ry ordu. Oras Jingo blgesi, dedi onlara. Her evin stnde ngiliz bayra dalgalanyor. Halk zengin. Arazi sahipleri, meslek sahipleri... partiniz orada baarl olmaz. Ladyburg'un belli bir kesiminden sz ediyordu. Geen seimde aday bile karamadnz. Kimse parasn yatrp kaybedecek kadar budalalk etmek istemedi. Smuts'un partisi de General Courtney'i meclise rakipsiz olarak yollad. Dinleyicilerinin en yals ban sallayp onu devam etmeye davet etti. Eer Ladyburg sandalyesi iin mcadele edecekseniz si ze deiik trden bir aday gerekiyor. Yaklam, farkl olmal. ngilizceyi iyi konuabilmeli. Mal mlk olmal. Semenlerin kendilerini zdeletirebilecekleri bir kimse olmal... Cok parlak szlerdi bunlar. Dirk Courtney o yakkl, kibar haliyle, etkili konumasyla halnn zerinde gidip geliyor, hepsinin dikkatini kendi stnde topluyor, ara sra durup ellerini sallyor, szn vurguluyor, tekrar dolamaya koyuluyordu. Yarm saat kadar konutu. Bir yandan dinleyicilerini kolluyor, her birinin tepkisine dikkat ediyor, zaaflarn, gl noktalarn anlamaya alyordu. Yarm saatin sonunda drdn de kendi tarafna ekmi olduuna karar verdi. Yalnzca parlak szler sylendike kprdyorlar, ulusal karlar, halkn istekleri szkonusu olduu zaman tepki gsteriyorlard. Eveeet, diye dnd Dirk Courtney rahatlkla. Drst insanlar satn almak daha ucuz oluyor. Namussuzlar fazla paraya patlyor. Oysa drst birisi birka szle, birka soylu duygu ifadesiyle kazanlabiliyor. Drst insanlar her zaman tercih ederim. Yalca adamlardan biri ne doru eilip sordu. General Courtney o sandalyeyi 1910'dan beri koruyor. Smuts kabinesinde ye, bir sava kahraman, ok sevilen bir insan. Ayrca sizin de babanz. Sizce semenler baba durur 425

kon meze oy verirler mi? Dirk'in cevab hazrd. Yalnz adayl kazanmak iin para yatrmaya hazrm demekle kalmyorum, kazanacamdan ne kadar emin olduumu kantlamak iin partinin seim kampanyasna da fon olarak katkda bulunmay neriyorum. Aklndan geen toplam syledii zaman adamlar aknlk iinde bakndlar. Peki btn bunlara karlk olarak? diye sordu yal adam. Ulusun karlarndan baka bir ey istemiyorum, dedi Dirk ciddi ciddi. Kar duvarda asl duran haritay aaya ekti. Yeniden konumaya balad. Ama bu kez daha da hevesliydi. Umut verici szckler seiyor, ufuklardan ufuklara uzanan ekili alanlar, sulama kanallarnda dolaacak tatl sular anlatyordu. Dinleyicilerinin hepsi Afrika'nn zengin ama etin? topraklarn ekip bimi insanlard. Hepsi zaman zaman mavi gkleri baklaryla tarayp, hi gelmeyen yamur bulutlarn beklemilerdi. Sulu tarm fikri dayanamayacaklar kadar ekiciydi. Tabii ki, Bubezi vadisinin korunmas kararn kaldrmamz, gerekecek, dedi Dirk Courtney. Bundan bir teki bile rahatsz: olmal. Onlar tm lkeyi ekili alan olarak grmeye balamlard bile hayallerinde. Bu seimde kazanrsak... diye baladryal politikac. Dirk dzeltti. Hayr, Menheer. Bu seimi kazandmz zaman demek gerek. Adam ilk olarak glmseyerek, Kazandmz zaman, diye ona katld.

Dirk Courtney platformun zerinde, baparmaklarn yeleinin ceplerine takm duruyordu. Glmseyip o soylu aslan ban ediinde, dinleyiciler arasndaki kadnlar rzgrdaki sazlar gibi dalgalanyordu. Dirk Courtney sesini tm salonda nlatarak, Kasap! d i ye kkredi. Fordsburg Kasabnn elinde yurttalarnn kzl kan var. 426

Alklamaya ilk nce Dirk Courtney'in dinleyiciler arasna yerletirdii adamlar balad ama ksa zamanda alk yayld. Ben Sean Courtney'le birlikte Bombata'nn zerine yryenlerdenim... Yal bir adam halkn arasndan ayaa frlamt. Onunla Fransa'ya gittim. Alklarn zerinden sesini duyurabilmek iin baryordu. Davullar alarken siz nerelerdeydiniz, Bay Dirk Courtney? Dirk'in glmsemesi asla kaybolmad. Yalnz yanaklarnda iki pembe benek belirdi. Ah, ite karmzda generalin kahraman askerlerinden biri, diye dier dinleyicilerine dnd. Fordsburg'da ka kadn vurdunuz peki? Bu benim soruma cevap deil? diye bard adcm. Dirk yavaa kalkp soru sorana yaklaan iki iriyar adamla gz gze geldi. Drt bin l, diye devam etti Dirk. Hkmet bu gerei sizden saklamak isteyebilir, ama drt bin erkek, kadn ve ocuk... ki iri adam avlarna ulamlard. Dirk Courtney o anda tiyatro sahnesindeymi gibi bir hareketle tm baklar kendi stne ekti. nsan hayatn byle kmseyen bir hkmet, insan zgrln ve mlkiyet hakkn bylesine... Bir patrt oldu. Adcm srklenip salondan karlrken bir ac l kopard. Gazeteler o gn duyduklarn hemen bayazlarna yanstmakta gecikmediler. Uzun zamandan beri Kzl Tehlike, Bolevik Tehdidi gibi szierle donanm yazlar birdenbire Anlaysz ve gaddarca bir zm semek gibi ifadeleri de hatrlar oldular. Dirk Courtney'in balatp Hertzog'cularm devrald kampanya, kamuoyunun duygularn sarka gibi sallamaya balad... ya da celladn kvrk palas gibi. Dirk Courtney, Durban kent binas salonunda bin kiiye hitap etti, sonra Ladyburg kilisesinde yz kiiye sylev verdi. Blgenin her kilisesinde konutu, her maazaya dald kt, her kebanda grld. Bir dzine semenle bir bastfi
- - 427

temsilcisi nerede biraraya gelse, o do orada hazrd. almalarn kuzeye doru yneltti. Gndzleri arazi holdinglerini ziyaret ediyor, kendi yeni eker fabrikalarn geziyor, akamlar da semenleri nnde konuuyordu. Her zaman canl, hevesli, etkiliydi. Her zaman yakkl ve akllyd.. Onlara bir utan bir uca gzel karayollaryla, demiryollaryla, zengin kentlerle, canl pazarlarla dolu bir lkeyi anlatyor, onlar da sevinle dinliyorlard.

ki tane, dedi Pungue. Bir tanesi yal bir aslan. Onu iyi tanrm. Geen yl Portekiz blgesinde kald. Usutu Nehrinin kuzeyinde. O zaman yalnzd. Ama imdi kendine bir dii bulmu. Nereden girdiler? diye sordu Mark. Ndumu'nun gneyinden. Sonra da bataklkla nehir arasndan ilerlediler. Aslan be yanda, ok kurnaz bir hayvand. Omuzlar yksek, yelesi kzld. Alnnda irkin bir yara vard. Sol n aya sandan gszd. Sol omzuna yllar nce bir tfek mermisinden para girmiti. Yavru olduu gnlerden beri insanlar onu avlamaya almlard hep. imdi artk yalanyordu. Yorgundu. Nehri gece karanlnda geti. Diisini n sra yzdrd. Gneye doru gidiyor, ertesi sabah nehir kysn taramak zere toplanm avc grubundan uzaklamaya alyordu. Davullarn sesini hl duyabiliyor, tfeklerden gelen duman kokusunu alabiliyordu. Kpeklerin havlamas da geliyordu kulaklarna. yz yerli toplanmt oraya kpekleriyle. nk aslanlar onlarn srlerinden iki kz ldrmlerdi. Sabaha av balayacakt. Aslan da diisini gneye karyordu. Diisi de iri bir hayvand. Henz ok gen ve tecrbesizdi ama hzl ve glyd. Her gn yeni bir eyler reniyordu erkeinden. Derisi henz tertemizdi. Ne pene, ne diken yaras vard. Srtnn ortasndan aa daha koyu renk bir leke iniyordu. Boyunda o renk gzel bir sarya dnyor, karna doru bej oluyordu. 428

Hl bebeksi benekleri zerindeydi. Ama Usutu'yu getikleri gece o da ilk olarak olgunlua ulamt. Gney kysna knca silkinip postlarndaki suyu attlar, sonra erkei ona seslendi. Boazndan nce davul vurular gibi sesler kt, bam kaldrd, yldzlara doru bakt, sonra srt! kavislendi, diinin gerisindeki kanl salglar koklad. Dii ne dt, onu yarm mil ilerdeki ormanlk vadiye gtrd, orada allarn arasna dald. Krmz dikenler vard allarn arasnda. Sanki daha nce kana batmlar gibi. afak skerken orada ilk kez iftletiler. Dii yere doru kt, fkeli tslama sesleri kard. Erkek stteydi. Onun kulaklarn, boynunu srd, onu boyun emeye zorlad. Daha sonra dii onun yanna yatt, kulaklarn yalad, burnuyla boynuna, karnna dokundu, yar arkasn dnp oyun oynarcasna onu kalasyla itti. Sonunda erkek ayaa kalkt, dii yine meldi, yeniden iftletikleri ana kadar erkee hrlad. O gn yirmi kere birletiler, gece de allardan kp tekrar gneye doru yola koyuldular. Ayn domasndan yarm saat nce ekili arazinin kenarna vardlar. Erkek aslan durup kkredi. Burnuna insan ve sr kokusu gelmiti. rkerek tek penesini uzatt, yeni srlm topraklar denedi, sonra ayan geri ekti, yumuak bir kararszlk sesi kard. Dii aslan kendini sevgiyle ona yaslad, ama o yan dnd, diisini ekili tarlann kenar boyunca yrtt. Vadiye ulaabilecekler mi, Pungue? diye sordu Mark. Katrn zerinden eilmi, yan banda yryen Zulu'yla alak sesle konuuyordu. Pungue s'aat durmakszn komu olmasna ramen rahat konuabiliyordu. nsanlarn alt alanlar iinde en az bir gnlk yollar var. Oralarda eker ekicileri alyorlar. Hem bu hayvanlar senin vadin hakknda hibir ey duymu deil, Jamela. Burada kendilerini ho karlayacak lgn Ngaga'y da bilmiyorlar. Mark eyerin stnde doruldu, Ciddi bir suratla yoluna devam etti. Bu iftin, bu yeni iftleen iftin vadiye aslan kazandrmak iin son ans olduunu biliyordu. Ama yine de hayvanlarn t nha yirmi millik tehlikeli yolu vard. Eki 429

len alandan/ topraklardan geerken, veba gibi baklrd aslanlara. Oralarda hi yaban hayvan yoktu ama bol bol evcil hayvan vard. Birisi Aslan diye bir lk atsa, elli kii tfeini kapt gibi gelirdi. Nefret ederlerdi bu koca vahi kedilerden. Hi dnmeksizin nefret ederlerdi. Aslan vurmak iin tek ansmz bu, diye dnrlerdi. Sr alannda aslan vurmann yasaya aykr olmadn da bildiklerinden, gnlleri rahat olurdu. Aslanlar rzgrn esi ynne kar kampa dcru yaklatlar, kenardaki ksa otlar zerine yattlar. Ate bandaki adamlarn uykulu seslerini dinlediler, gelen garip kokular kckladlar. Ttn kokusu, msr yemei kokusu, Zulu biras kokusu. ok sessiz ve gergin yatyorlard topran zerinde. Bir tek kulaklaryla burun delikleri kprdyordu. Srlar devrik aa ktklerinden itle evrili alandayd. Ktklerin dail, dikenli ksm da dnk, dipleri ie dnk ekilde sralanmt. Sr kokusu aslanlara gl ve ekici geliyordu. Tam yetmi iki sr vard o itin iinde. Ladyburg eker irketinin malyd. ift srerken kullandklar kzlerdi. Chaka Kapsnn dousundaki yeni alan alanlarda kullanlyorlard. Alandaki aalar iiler kesmi, ktkleri odun olarak yaklmaya yollamlard. Aslan bekliyordu. Sabrl, ama uyankt. Gergin ve sessizdi. Sonunda ay batt, insanlarn sesleri kesildi, duyulmaz oldu. Aslan atein snk stnn kllenmesini de bekledi." Ondan sonra ayaa kalkt. Diisi yerinden kprdamad. Yalnzca gsndeki ve b-1caklarndaki gl kaslar iip gerildi, kulaklar biraz daha ne dnd. Erkek aslan ihtiyatl admlarla kampn evresinden rzgrn ters estii tarafa dnd. Rzgr srekli olarak doudan esiyor-' du. O da bunu kulland. kzler aslann yaklatn hissettiler, birden ayaa crladlar. Biraraya skp rzgra doru dnerlerken boynuzlar birbirine toslad. lerinden bir tanesi bir at kopard. Derken hepsi ona katld. Bartlar atein bandaki adamlar uyandrd.
430

Biri bard, atee bir ktk atld. Mimoza dallar tutuurken havaya kvlcmlar savruldu, kamp sar bir kla aydnlatt. iler ve raklar korkuyla atein bana toplandlar, uykulu gzlerle evrelerine baknmaya baladlar. Aslan bir glge gibi kayd. Topran zerinde koyu renk ve yamyassyd. kzler onun kokusunu duyup daha ok brdler. Keskin amonyak kokusunu andran koku kzlere pek fazla geliyordu. Birlemi bir kale gibi, hep birlikte iti oluturan ktklere saldrp onu yktlar, gk grltsn andrr seslerle zgrlklerine kavutular. Bir anda daldlar. Birbirlerinden uzaklap gecenin karanlna kartlar. Dii aslan hazr, onlar bekliyordu. Panie uram sraiara saldrd, kendine bir tek kurban seti. Gen, ar bir hayvand. Onu kovalad, oban kpei gibi izleyerek ateten de, adamlardan da uzaklatrd, sonra koan n- bacaklarndan birine ustaca atlp kavrad, koca dileri srd, kemie kadar dayand. Kendisi srtst yatp baca kendine doru ekti, kz sanki beynine kurun yemi gibi devrildi, bir takla att, topran zerinde srtst kayd. Drt baca havay tekmeliyordu. Dii aslan olanca hzyla kafann boyunla birletii yeri srd, ilk iki omur arasna korkun dilerinden bir tanesini batrd. Kemikler ceviz krlmasna benzer seslerle yarldlar. Erkek aslan hemen atlp kzn karnndan yemee balad. Ama dii aslan da ban uzatp bu lene katlmak istedi. ekiciliinden yararlanan diinin davran evrenseldi. Baka zaman olsa iddetle cezalandrlacak eyleri bu sayede yapabilecekti. Erkek aslan koca penesini onun bana dayayp engellemeye alt, hrsla yutkundu, o yanamadan tm kz bitirmeye abalad ama dii krtt, onun penesinin altndan syrld, kulan yalad. Erkek isteksizce hrlad, dii yanap onun gzlerini yalad. Erkek gzlerini smsk yummak zorunda kald, grmeden yemei denedi, sonunda da teslim oldu, onun da ban kanl delie uzatmasna izin verdi. kisi yan yana, mrlayarak, yumuak sesle hrlayarak yemeklerini yediler.

On sekiz kiiydiler. Vardiya bann kulbesinde toplanmlard. Tepede Petromax lambalar aslyd. Konyak iesi gne battndan beri ortadayd. Adamlarn ounun surat krmz, gzleri prl prld. Hepsi Dirk Courtney'i dinliyorlard. Okullar, hastaneler herkese en ok yirmi mil uzaklkta olacak, diye vaatte bulunuyordu. Kadnlar rglerinden balarn kaldrp baktlar. Buralarda oluk ocuk bakmann ne demek olduunu bilirlerdi. Bu yalnzca bir balang, diye sz verdi erkeklere Dirk Courtney. lk katlanlar, ilk yararlananlar olacak. Bern bir kere parlamentoya girdim mi, sizin dertlerinizi dile getiren gl bir sesiniz olacak. Buralarda hayal edemeyeceiniz gelimeler greceksiniz. Hem de hzla. Siz zengin-adamsnz, Bay Courtney, dedi adamlardan biri. Kk tccarlardand. Ladyburg eker irketinde almyordu, ama sorusunu saygl sorma gereini duyacak kadar bamlyd o kurulua. Patronlardan birisiniz., Nasl oluyor da iiler adna konuuyorsunuz? Zenginim, nk ok altm. Ama sizler olmazsanz, uzun sre zengin kalamayacam biliyorum. Biz birbirimize bir ekip gibi balyz. ' Hepsi balarn sallayarak mrldandlar. Dirk devam etti. Size bir tek konuda sz veriyorum. Beyaz adam uygun bir fiyata tutabildiim srece ie siyahlar sokmayacam! O zaman alklamaya baladlar. Bardaklarn doldurup onun erefine kaldrdlar. imdiki hkmetiniz, yani Smuts'un adamlar altn madenlerinde bunu yapmaya altlar. Siyahlara gnde iki ilin iki peniye i, beyazlar da kaldrmlara. iler itiraz edince, eli kanl Fordsburg Kasabn yolladlar oraya. Babam demeye utandm ademi... Mutfak kapsna hzl hzl vurulduu duyuldu. Vardiya ba zr dileyip gitti. Bir dakika sonra geri dnd, Dirk Courtney'e bir eyler fsldad. Dirk srtarak ban sallad, dinleyicilere dnd. Baylar, spor yapmak iin gzel bir frsat kt. Bir aslan kzlerimden birini paralam. Buli tarafnda. imdi haberi geldi. Bir saat nce olmu. Demek onu avlayabiliriz. imdi bu top 432

lantiya ara verilmesini neriyorum. Burada tekrar... Saatine bakt. Sabah saat bete toplanrz. Herkes atyla ve tfeiyle gelsin.

Mark'la Pungue battaniyelerini ayr ayr stlerine ekmi, uyuyorlard. Trojan yakndaki sar sar otlar kemirmekteydi. Doudan serin bir rzgr esiyordu. Daha afak skmeden, ortalk karanlkken uyandlar, atein banda kahvelerini yudumlayp sigaralarn sessizce itiler. Pungue ondan sonra izi tekrar bulacakt. Ortalk henz iz falan gremeyecek kadar karanlkt ama Pungue yine de gvenle kotu. Trojan' ve zerindeki Mark' kendisini izlemek zorunda brakt. Ekili arazinin yan banda douya dnd, iz stnden bir sre ayrld ama onu abucak yeniden buldu. Gne doarken onlar bir daha yola koyulmulard. Yumuak amber renkli klarda hi scaklk yoktu. Krmz topran zerine katrn ve zerindeki admn glgesi arpk urpuk dyordu. Mark, Zulu'nun izi bu kta srebilmesFne bir kez daha at. Kendisi hibir ey grmyordu. Bir tek el ate edildii duyuldu. Ses o kadar belirsizdi ki, Mark kendisine yle geldiin: sand. Ama Pungue hemen durdu, ona dizginleri ekmesi iin iaret etti. Durup dikkatle dinlediler. Hemen arkadan on, on iki el daha ate edildi, tekrar sessizlik oldu. Pungue dnd, ifadesiz bir yzle Mark'a bakt. Sessizlik ok youndu. Kular bile tmez olmutu. Sessizlik devam etti ama bir sre sonra ekili alann kenarndan kahverengi kularn kk bir srs havaland. Devam et! diyerek ban sallad Mark, Pungue'ye. O da yzn ifadesiz tutmaya alyordu. Ama sesi titremekteydi. Ge kalmlard. Usutu'nun son aslanlar lmt artk. Mark aresiz bir fke iindeydi. . Mark' t yan balarna gelinceye kadar gremediler. ok heyecanlydlar. lerine ok gmlmlerdi, Sekiz beyaz adamdlar. Hepsi silahlyd. stlerinde av gly 433
Bir Sere Dt F : 28

sileri vard. ki Zulu seyis de atlar tutuyordu. Mimoza aalarndan oluturulmu itin .biraz dnda yar yenmi kz yatyordu. Ama adamlarn dikkatini zerine eken o deildi. Onlar kzn biraz ilerisinde kk bir ember oluturmu, yksek sesle : neeli neeli konumaktaydlar. Mark katrdan indi, dizginleri Pangue'ye verdi, ar admlarla gruba doru ilerledi. Orada ne bulacan dndke admlar isteksizleiyordu. Adamlardan biri ban kaldrp onu grnce, Mark durdu. Adam onu hemen tand. Ah, korucu! diye gld .Dirk Courtney. Bak, senin iini biz yapyoruz. Gl sinsi ve nefret doluydu. Kt niyeti yle aka belliydi ki, Mark onun o anda paray dndn hemen anlad. Kabul edip sonra dernee balad paray. te sana raporundan silebilecein bir tane, dedi Dirk yine glerek. Adamlarna yana ekilmeleri iin iaret etti. Halka ald, Mark ortaya admn att. evresindeki adamlarn suratlar hl krmzyd. Gevezelik edip duruyorlard. Soluklarnda iki kokusu vard. Baylar, size Chaka Kaps koruma alannn yeni atanan korucusunu tantabilir miyim? Dirk onun tam karsnda duruyordu. Bir elini deri ceketinin cebine sokmutu. El yapm .450 Gibbs tfei br dirsei arasna kstrlmit. Aslan yan yatmaktayd. Drt ayan da uzatmt. Bu yara izi dolu, tecrbeli erkek hayvan bile bu durumunda yle sska grnyordu ki, her kaburgas tek tek saylyordu. Vcudunda drt kurun delii gze arpmaktayd. Omuz altna saplanan, herhalde iki cieri birden delmiti. Ama bir ikincisi de kafatasn paralamt. Az ak duruyor, hafif kanl salyas pembe dilinden . hl akyordu. Tebrikler, baylar, diye ban sallad Mark. Sesinde gizli alay yalnzca Dirk Courtney farketti. Evet, dedi. Bu alan ne kadar abuk temizler, gvenli bir yerleme yeri haline getirirsek, herkes iin o kadar iyi olur. Herkes itenlikle ona katldn belirten sesler kard. lerinden biri cebinden kk, kahverengi bir ie ekti, elden ele geirdiler. Her alan, dibini gklere doru kaldrd, sonra sevinle dudaklarn yalarken ieyi bakasna uzatt.

Ya dii asian? diye sordu Mark alak sesle. ki sras kendisine gelince reddetmiti. lerinden biri, Onu merak etme, diye gvence verdi. oktan yklm olmal. Ben omzundan vurdun. Ona biraz sre tanyoruz. Az sonra gidip onun da iini bitireceiz. Ban kard, aslann postunu yzmeye koyuldu. Arkadalar durmadan nerilerde bulunuyorlard. Mark tekrar Pungue'nin yanna dnd. Adam Trojan'n nne sabrla melmi belkiyordu. Dii yaralanm ama kam. izi1 grdm, diye ban sallad Pungue. Ban kprdatmadan, gzleriyle gsterdi. Yaras ne kadar kt? Henz bilmiyorum. Karar vermeden nce, komaya balad zaman ne iz braktn grmem gerek. zi sr, dedi Mark. Sessiz gidelim. tekiler farketmeden. Meydandan katr eke eke uzaklamaya baladlar. Mark, Zulu'nun be on adm arkasndan gidiyordu. Be yz metre kadar gittikten sonra Pungue durdu, alak sesle konutu. Sa omzundan Ya da sa budundan vurulmu. Ama galiba kemik krlmam. ki admda bir o aya da basyor. ayanda fena ilerlemiyor. Balangta biraz kan vard. O da abuk kuruyor. Belki i kanamas vardr, dedi Mark. Eer yleyse az sonra' anlarz... lsn buluruz. Pungue omuzlarn kaldrd. Pekl. Mark eyere bindi. Hzl gidelim, tekilerle aray aalm. Onlar bu tr sert toprakta izi bulamayacaktr. Ama ge kalmt. Anders! Dirk Courtney'in sesiydi bu. Grubunun banda geliyordu. Ne halt ettiini sanyorsun sen? Grevimi yapyorum, diye karlk verdi Mark. Yaral hayvan izliyorum. Biz de seninle geliyoruz. Mark, Pungue'ye bakt. Aralarnda sessiz bir anlama oldu. Sonra Mark gruba dnd. 435

Bu iin tehlikeli olduunu hepiniz anlyorsunuz, deil mi? Bu hayvanlar herhalde daha nce de avlanmlar. z srcme gre dii aslann yaras pek ar deil. Adamlar biraz aylr gibi oldu, ksa bir kararszlk geirdi-1 ler ama sonunda sekizi birden Pungue'nin peine takld. Pungue koarak ilerliyor, ronza umhlabatthi gidiyordu. Bir saat byle yol aldktan sonra Dirk Courtney skkn bir sesle bir kfr savurdu. Kan falan grmyorum. Kan kurumu, dedi,Mark ona. Yara kapanm. Kahverengi iedeki iki oktan bitmiti. Krmz suratlar buram buram terliyor, gzler kanlanyor, deminki neenin yerine baarlar, dil imeleri yerleiyordu. lerinde yanna bir ie su almay dnen olmamt. ki tanesi ayrlp geri dnd. Bir saat daha getiinde Dirk Courtney kukulu kukulu hrlad. Bu lanet olas zenci bizi bouna dolatryor. Syle | ona, krbalayacam neredeyse. Aslan hzl gidiyor... nanmyorum. z falan da gremiyorum. Pungue birden durdu, onlara beklemeleri iin bir iaret yapt, kendisi dikkatli admlarla ilerledi, yandaki alak allarn altna dald. Avclardan biri, Bktm artk ben, diye mrldand. Ben de. Yaplacak iim gcm var. tanesi daha ayrlp geri dnd. Kalanlar sabrsz a t i a - 1 rnn zerinde beklediler. Sonunda Pungue allarn arasndan kt, eliyle onlara gelmelerini iaret etti. Yapraklarn altndaki yumuak toprak ynnda aslan aya- nn baka hibir ize benzemeyen biimi duruyordu. Gneye doru dnkt. Pekl, dedi Dirk Courtney. Hl iz zerinde. Devam etmesini syle ona. leni bir saat gee aslann izi onlar kat granit kayalara gtrd, Pangue yorgun argn yere oturdu. Kaslar gnein altnda terden prl prl parlyordu. Yalanm gibiydi. Katrn ze-

rindeki Mcrk'c bakt, omuzlarn kaldrd, iki elini aresizlikle iki yana at. z bitti, dedi Mark. Hayvan kat. Dirk Courtney atnn ban acmaszca yukar ekti, tepeye doru srd, iMark onu izledi. Birbirlerine dnp durdular. Dirk'in az incecik bir izgi halinde gepgergindi. kinci kez bana kazk atyorsun, dedi sert bir sesle. Beni kendine dost olarak kazanabilirdin... ama sen tersine, babamn bana makbuz yollamasn saladn. imdi de bu yanndaki vahiyle ikiniz yeni bir numara evirdiniz. Nasl yaptnz bilmiyorum, ama bu sonuncu defa oluyor. Mark'a bakarken gzlerinin biimi deiti, derinliklerinde bir kere daha ayn kt k parldad. Gl bir dost olabilirdim... ama artk ondan da daha gl bir dmanm. u ana kadar seni yalnzca babamn koruma kalkan kurtard. Bu artk deiecek. Benin yoluma kimse kamaz. Bu konuda sana yemin edebilirim. Atn dndrd, mahmuzlayp drtnala uzaklat. teki iki avc da onu izlediler. Mark katrn srp Pungue'nin yanna dnd, su iesinden su itiler, sigaralarn yaktlar. Biraz tttrdkten sonra Mark, Aslan nerede? diye sordu. Onun izini iki saat nce braktk. Mark ona keskin gzlerle bakt. Pungue ayaa kalkt, granitin kenarndaki yumuak bir toprak ynna yrd, yanna meldi, elinin ayasn toprakta kaydrd, sonra parmak eklemlerini bastrd. Bir mucize sonucu, toprakta bir aslann ayak izi belirdi. Pungue ban kaldrd, Mark'n inanmaz ifadesine bakt, o suaygr glyle glerek topuklar zerinde zevkle ileri geri salland. Biz iki saattir Tokoloe'yi izliyoruz, dedi (*).

Mark karsndaki ormanlk s vadiye bakarak, Ben gremiyorum aslan, dedi.


(*) Tokoloe, Zulu by destanlarnn mitolojik bir yaratdr.

437

Ah, gremeyen Jamela. Nerede, Pungue? u yuvarlak kayann tesindeki atal aac gryor musun... Mark'n baklarna yava yava yn verdi. Mark birden san otlarn zerindeki iki knty, o kk kulaklar grebildi. Kendi durduklar yerden alt yz metre kadar ilerdeydi. Bir dikenli alnn altnda yatyordu. Ban eince kulaklar da grnmez oldu. imdi yalnz kaldna gre, iyi tand yere geri dnmek istiyor. Usutu'nun tesine. Bu yzden hep bu tarafa gidiyor. Yarasnn acs izin verdike. Aslana yetimeden nce, hayvann yatp dinlendii yer bulmulard. Bunlarn bir tanesinde kan lekesi, zerinde de sar tyler vardi. Pungue o tyleri inceledikten sonra, inceliine, dokusuna bakarak aslann neresinden yaral olduunu da syleyebilmiti. Sa omzunun yukar ksm... eer i kanama olsayd oktan yklm olurdu. Ama acs fazla. Ksa sre yryor. Yara katlam. Artk uzaa gidemez. Mark drbnn batya doru evirdi, mavi sisler arasndan ykselen Chaka Kapsna zlemle bakt. Aralar on iki mil kadard. ok yakn, diye mrldand. O kadar yakn ki! Ama yorgun hayvan kendini durmadan o gvenli yuvadan uzaa doru srklyordu. Tekrar ekili alanlara, srlara, insanlara, kpek srlerine doru gitmek niyetindeydi. gdsel bir hareketle bu kez o tarafa-dnd, drbnn ufuk izgisinde ar ar kaydrd. Bast alak kayadan kilometrelerce ilerisini olduu gibi grebiliyordu. Drbnn gr alan iinde bir ey kprdand. Mark gzlerini krptrd, netlii ayarlad. atl yava yava kendilerine doru yaklayordu. nlerinde kpeklerin kotuunu Mark bu mesafeden bile rahata grebilmekteydi. Bataki atlya abucak bakt. O kstah tavr bakasyla kartrmaya olanak yoktu. Dirk Courtney avdan vazgemi deildi. Yalnzca av malzemesini almak zere geri dnmt. im438

di de kpekler hzla yaklayordu. Yaknda yaral hayvann kokusunu alacaklard. Mark elini Pungue'nin sert omuz kaslarna dayad, bo kalan eliyle iaret etti. Zulu ayaa kalkt, bir dakika boyunca dikkatle yaklaan atllara bakt, sonra hzla konumaya balad. Jamela, senin aslann crmaya uraacam. Ona yol gstereceim... Mark bir soru soracak oldu. Ama Pungue onu susturdu. Kpekleri uzaklatrabilir ya da durdurabilir misin? Bana enfiyeni ver, Pungue. Sen de git, aslan ar. Pungue boynunda asl boynuzu olduu gibi karp Mark'a, soru sormakszn uzatt. Mark'n yiyecek antasnda buuk kuru et kalmt. ki yass ta buldu, onlarn arasnda kuru etleri toz haline gelinceye kadar ezdi. Bfrga saniyede bir ban kaldrp yaklaan atllara doru bakyordu. Etler pudra gibi olunca tencereye doldurdu, boynuzdan zerine biraz enfiye boaltt, parmaklaryla hepsini birbirine iyice kartrd. Bir yandan tepeden aa kouyor, aslann son getii yerdeki izlere ulamaya alyordu. Tam hayvann bir kayaln evresini dolamak zere sapt yere gelince diz kt, kpeklerin geecei patikann zerine elindeki tozdan dzgn tepecik kurdu. Kuru etin kokusu dayanlmaz gelecekti kpeklere. Oburca koklayacaklard onu. Sesleri daha imdiden duyuluyordu. Mark tekrar tepeye, katrn durduu yere kotu. in iin glmsedi. Burun dolusu enfiye koklayan bir av kpei, bir daha on iki saat hibir koku alamazd.

Dii aslan yan yatyordu. Az akt. Hzl soluyordu. Gzleri smsk yumuiu, gs krk gibi inip kalkmaktayd. Kurun sa tarafna girmi, damar skalayarak boyuna dalm, kasn arasna gmlmt. Bir ara dorulur gibi oldu, sonra tekrar ban yere koydu. Pungue rzgrn ynn ve hzn yelkenciler kadar iyi

hissediyordu. O anda rzgr ona da denizciler kadar nemliydi. Yaral hayvann andan dolap rzgr tarafna geti. Rzgrn Chaka Kaps tarafndan esmesinden tr kretmek aklna bile gelmedi. Cierlerini birka kez hzl hzl doldurup boaltt, sonra derin bir soluk ald, boynunu garip bir ayla arptt, ellerini azna fincan gibi kapad. Gerilen gsnn derinliklerinden davul alar gibi bir gmbrt kt, ykseldi, doal bir ritm kazand, ani bir ksre benzer sesle son buldu. Dii aslann ba bir anda kalkt, kulaklar dikildi, gzlerinde sar klar oynat. Nice aylarda hep ard gibi. allarda birbirlerini kaybettikleri zaman buluabilmek iin seslendii gibi. Ayaa kalkmaktan doan ac ok fazlayd. Yara iyice katlamt. Boynu, omzu, gs granit bir kaya gibi birlemi, kaynamt. Ama ayn anda uzaktan yaklaan kpeklerin sesini duydu. Kendisi de, erkei de daha nce ok kovalanmlard kpekler tarafndan. O ses ona kuvvet verdi. Ayaa kalkt, bir an ayak stnde durdu. Sa n ayana basnca devrilir gibi oldu, azndan bir ac iniltisi kt. Sonra ayan hi yere dedirmeksizin ilerlemeye balad. Mark tepeden izliyordu. Sar kedinin kprdadm grd. Sonunda topallayarak doru yne gitmeye balamt. Onun ok nnde, Zulu da grnmeksizin ilerliyordu. kide bir duruyor, diz kyor, aslan gibi kkryor, sonra yine kalkp komasna devam ediyordu. Bubezi Nehrine doru. Mark avc hikyelerini daha nce ok dinlemiti. htiyar John Anders kendi taycsnn aslanlar arabildiim iddia ederdi. Ama Mark bunun yaplabildiini hi kendi gzyle grmemiti. O gne kadar bunlar gzel ama uydurma masallar sayard. imdiyse gzyle.gryordu. Gryor ama hl kuku duymak istiyordu. Kayann zerinden hayran baklarla seyredip durmaktayd. Drbnn evirmesine ancak kpeklerin uluma sesi neden oldu. Yemleri brakt yere gelen kpekler birden durdular. Kok440-

ladlar, kokladlar, sesleri garipleti. Dirk Courtney sonunda atn onlarn stne srd. zengilerinin zerinde ayaa kalkmt. Krbacn savurup duruyordu. Mark, Trojan'n dizginini tuttu, onu tepeden yavaa indirdi. Avclarn kendi sorunlarna dalm olduklarn, ileriye bakp kendisini grecek durumda olmadklarn dnyordu. Dii aslann son yatm olduu yere gelince bayla bir dal "kesti, onunla hayvann brakt izleri sprp temizledi. Sonra Chaka Kapsna doru ilerledi. Birka dakikada bir duruyor, o davul gibi aslan arsn dinliyor, ilerlerken yerleri kontrol ediyor, tm aslan izlerini spre spre gidiyordu. Sonunda karanlk basmaya balad, onlar da son tepeyi trmanp Bubezi vadisine doru inie getiler.. Pungue son arsn karanlkta yapt, sonra geni bir dai-. re izerek kotu, aslan nehre yz metre uzaklkta brakt. u sra ok susam olacan, dosdoru nehre koacan biliyordu. Mark' sigarasnn alevinden buldu. Mark, Bin bakalm, diyerek ona kolunu uzatt. Pungue tartmad. afaktan beri hemen hemen aralksz komu durmutu. Bu kez eyere, Mark'n arkasna bindi. Katrn geni srtnda eve birlikte dndler. Evin n grene kadar ikisi de hi konumad. Ancak o zaman, Jamela, dedi Pungue. Kendimi ilk olumun doduu gndeki gibi hissediyorum. Sesinde bir aknlk vard. nsanlar, srlar yiyen bir eytan iin bu kadar sevineceimi hi dnmezdim. Karanlkta, Marion'un yannda yatarken Mark olup biteni ona anlatt. Bu iteki mucize duygusunu, iini saran baar sevincini ona yanstmaya alt. Pungue'nin ne dediini syledi. Kendi duygularn ifade edecek szckler arad. Sonunda susmak zorunda kald. ok gzel, hayatm. Bir daha kente ne zaman iniyorsun? Mutfaa perde istiyorum. Kareli alsak yakr gibi geliyor, ne dersin, canm?

Dii aslan yavrularn bir tepenin yamacndaki kk vadi-

441

de, allarn altnda dnyaya getirdi. Alt yavru vard. Ama Mark onlar grene kadar haftalk olmulard. Mark'la Pungue bir kayann kenarna yzkoyun yatm vadiyi gzlyor, anann onlar afak vakti birer birer suya tayn seyrediyorlard. Yavrular annelerini dank olarak izliyorlard. Anann omuz yaras iyilemi ama o baca biraz ksa kalmt. Hafif topallayarak yryordu. O yrrken dierlerinden daha srarl olan bir yavru sarkan memesini emmeye urayor, anne ona bir tokat atyordu. Yavru bir keresinde memenin ban kapmay yine de baard. Anne hemen dnd, onu sert bir darbeyle itti, srtst devirdi. teki yavrulardan biri otlarn arasna gizlenip kardelerine pusu kuruyordu. Onlar onun bu sava oyunlarna aldrmaynca dnd, otlarla oynuyormu, asl niyeti buymu gibi yapp utancn saklamaya alt. tanesi kelebek avlyordu. Sonuncusu ise kelebek avlayanlarn kuyruklarn avlamaya alyordu. Ailenin suya kadar gitmesi bir meseleydi. Sonunda dii aslann sabr tat, olduu yerde dnp kzgn bir homurtu kard, onlara hemen sz dinlemek, uslu durmak gerektiini ihtar etti. Yavrular oyunu brakp sra oldular, uslu uslu yuvalarna dndler. Bu srden ka dii, bilmek isterdim, diye fsldad Mark. Arkalarndan yeni baba olmu bir erkein gururuyla bakyordu. Jamela, eer istiyorsan gider kuyruklarnn altna bakarm, diye neride bulundu Pungue ciddi ciddi. Sen de benim dul karlarma bakarsn. Mark gid, tepenin arka tarafndan inmeye koyuldular. Tam katr baladklar yere yaklamak zereyken Mark'n gzne bir ey iliti. Durduu yerde yan dnd, ayann altndaki talara umutla bir tekme savurdu. Ama sonra hemen anlad. Bu ta yn buraya insan eliyle dizilmemiti. Bir aacn uzayan kk itmi, bu hale getirmiti talar. D krklna uram gibi homurdand, tekrar ileriedi. Pungue nu dnceli gzlerle izliyordu ama bir yorumda bulunmad. Mark'n ayn hareketi daha nce yzlerce kez yaptn ok izlemiti. Ne zaman gzne dikkati ekecek bir ta ya da
442

kaya yn ilise, hemen demeye alrd. Artk gelenek haline gelmiti. Birka akamda bir Mark evinden kp yarm mil kadar yal yrr, Pungue'nin karlarnn kurduu saz kulbelerin oraya giderdi. O sralanm kulbeler Pungue'nin aile yuvasyd. Her kulbe tam bir an kovanna benzer koni biimindeydi. Aralarda kalan topraklar sprlr, dzlenir, fralanrd. Pungue kendi yatt kulbenin kapsna bir tahta tabure yontup koymutu. Mark'n drdnc ziyaretinden sonra, orada yeni yontulmu ikinci bir tabure daha belirdi. Kimse bir ey sylemedi ama bunun Mark'n ziyaretleri iin hazrland ok belliydi. Mark oraya oturur oturmaz, kadnlardan biri ona ellerini ykamas iin bir kse su getirirdi. O su t nehirden tanrd zene bezene. Mark da parmaklarnn ucunu batrrd, zahmetler ziyan olmasn diye. Sonra en gen kadn utanga utanga glmseyerek onun nne diz ker, iki eliyle ona ok lezzetli eki utshvuala, Zulu biras uzatrd. Bu bira koyu ve az alkoll bir svyd. Mark ondan birinci yudumu aldktan sonra Pungue ban kaldrp onu selamlard. Seni gryorum, Jamela. Ondan sonra konumalar, birbirinin yannda rahat eden iki erkein sohbeti olarak geliirdi. Bugn aslanlara baktktan sonra tepeden inerken sen patikadan saptn, oradaki talara tekme vurdun. te ben sana bu ad, bu garip detin yznden taktm. Her zaman aryorsun. Aryor ama bulamyorsun. Pungue asla dorudan soru sormazd. Mark'a ne aradn sormak, kabalklarn en by olurdu. Ancak bir ocuk, ya da bir beyaz adam bu kadar yoksun olabilirdi incelikten. Zaten bu kadarn bile szkonusu edebilmesi birka ayn aimt. Yine de soru biiminde deil, dz cmle biiminde deiniyordu. Mark birasndan bir yudum daha ald, sonra Pungue'ye sigara tabakasn uzatt. Zulu sigaray almad, kendi ttn karp sarmaya koyuldu. Sard sigara bir Havana purosu boyunda oldu. O srada Mark da cevap verdi. Benim annemle babam ku palazndan lmler. O zaman 443

ben ocukmuum. Yal bir adam bana hem analk, hem babalk etti. Sorunun cevabn, tpk sorulu tarzna uygun biimde dolambal veriyordu. Pungue ban sallayarak, sigarasn sessizce tttrerek dinledi. Bu adam benim bykbabamd. Onu ok severdim. imdi bu vadinin bir yerinde gml. Ben o mezar aryorum, diye bitirdi birden szlerini. Ama o anda Pungue'nin kendisine pek garip, pek karanlk bir ifadeyle bakmakta olduunu grd. Ne oldu? diye sordu Mark. Ne zaman oldu bu? Alt mevsim nce. Bu ihtiyar adam o yaban incirinin altna kamp kurmu olabilir mi? Senin ilk. kampnn olduu yere? Evet, dedi Mark. Her zaman oraya kurard kampn. Gsnn iinde bir heyecann kabardn hissetti. Mthi bir ey olacana dair bir nsezi. Bir adam vard, dedi Pungue. apka giyerdi. Altna eytanlar kamp kursa sard o apkann... Kollarn daire gibi evirdi, apkann boyunu biraz abartt. Sakal vard. Beyaz ku kanad gibi bir sakal... htiyarn atal sakal Mark'n gz nnde belirdi. Otlar arasnda ekirge arayan sekreter kuu gibi seke seke yryen bir adam. O ince, uzun bacaklar, o eik, artritli omuzlar... anlatm kusursuzdu. Pungue! diye patlad Mark heyecanla. Onu tanyor musun? Bu vadide akal grmeden ne ku uar, ne maymun barr. Mark ona bakt. Nasl da aklna gelmemiti! Elbette Pungue bilirdi her eyi. Sessiz bir gzlemciydi Pungue. Ne diye daha nce sormamt ona?

u yolu izledi. Pungue, Mark'n n sra yryordu. Doutan sanat yaratlyla John Anders'in kusursuz bir taklidini yapmaktayd. O duraklamal admlar, o yal, kk omuzlar. Mark gzlerini yar kapaynca karsnda bykbabasn grebiliyordu her zamanki gibi.

Buraya gelince patikadan sapt. Pungue de sapt, kurumu su yataklarndan birine doru trmand. kisinin de ayaklar altnda eker kristali boyundaki kumlar ptrdyordu. Yarm mil ilerde Pungue durdu, orada sularn cilalayp parlatt bir siyah kayay gsterdi. Buraya oturdu, tfeini de yanna koydu. Piposunu yakt, imeye balad. Pungue dnd, kuru dere yatann daha yukarlarna doru trmand. htiyar orada piposunu ierken drdnc adam vadiden buraya geldi. Avc gibi, sessizce geldi. htiyarn kolay ayak izlerini izlemiti. htiyar demek iin Zulu dilindeki bchegu szcn kullanmt. Bu szck ihtiyara sayg belirtiyordu. Dur bir dakika, Pungue, diyerek kalarn att Mark. Drdnc adam m dedin? Akim kart. Say bana u adamlar. Dere yatann kenarna karlkl meldiler. Pungue biraz enfiye karp ekti, boynuzu Mark'a da uzatt, o reddetti. Pungue devam etmeden nce gzlerini zevkle, smsk yumdu. htiyar adam vard. Senin bykbaban, bchegu. O bir. Sonra bir yal adam daha vard. Ne banda, ne de enesinde sa vard onun. O da iki, diye katld Mark. Sonra ok siyah sal gen bir adam vard. Hep glyor, grltl bufalo admlaryla yryordu. Evet, o da . Bu vadiye birlikte geldiler! Birlikte avlandlar, yaban incirinin altna da birlikte kamp kurdular. Pungue, Greyling'leri anlatyor olmalyd. Babayla oulu. Ladyburg adliyesine onlar yeminli ifade vermi, imzalarn atmlard. Buraya kadar her ey Mark'n bildii, tahmin ettii gibiydi. Sordu. Ya drdnc adam, Pungue? Drdnc adam onlar gizlice izliyordu ve ixhegu, yani senin bykbabann ondan haberi yoktu. Her zaman insan avlayanlara benzer bir davran vard onun. Gizli yerlerden gzetliyor, sessiz hareket ediyordu. Ama bykbaban nehir bo_445

m
yundaki kular avlamak zere kamptan tek bana ayrld m, bu gizli adam incirin altndaki kampa geliyor, birlikte oturup fsldaarak konuuyorlard. Yzleri hep karanlkt. lmden konuur halleri vard. Sonra sessiz adam kalkp gidiyor, ixhegu dnmeden yine allarn arasna saklanyordu. Sen btn bunlar grdn m, Pungue? diye sordu Mark. Grmediklerimi de ayak izlerinden okudum. Drdnc adam imdi anlyorum. O gn neler olduunu anlat bana. Ixhegu orada oturuyor, piposunu iiyordu. Pungue eliyle kayay gsterdi. Sessiz adam yaklat, tam burada durdu. Burada, bizim imdi oturduumuz yerde. Hi konumadan aaya, bykbabana bakt. sfbarhu'sunu, tfeini byle tutuyordu. Ixhegu ne yapt o zaman? diye sordu Mark. inde dehetle kark bir bulant balamt. Yukarya bakt, yksek sesle bir soru sordu. nsanlarn korktuklar zaman yaptklar gibi. Ama sessiz adam cevap vermedi. Sonra? zgnm, Jamela. Ixhegu'nun senin kanndan olduunu bilince bunlar anlatmak bana ac veriyor. Devam et, dedi Mark. Sonra sessiz adam tfeiyle bir el ate etti, ixhsgu kumlara yzkoyun devrildi. lm myd? diye sordu Mark. Pungue bir an sessiz kald. Sessiz adam tekrar m ate etti? Mark boaznn gerisinden ac bir tadn ykseldiini duymaktayd. Pungue ban iki yana sallad. Ne yapt? Oraca oturdu, sessizce sigara iti, ixhegu'nun t lene kadar kumda yatn seyretti. Ne kadar srd lmesi? Mark boulur gibi, fkeli bir sesle konuuyordu. Pungue eliyle gkte iki noktann arasn gsterdi. Gnein hareketine gre, iki saatlik bir zamand o ara. Sonunda
446

bchegu hem kendi dilinde, hem de Zulu dilinde baryordu. Ne diyordu, Pungue? Su istiyordu. Tanrya sesleniyordu. Bir kadna sesleniyordu. Belki anas, belki karsyd. Sonra da ld. Mark iindeki bulant nefrete ve fkeye kararak dnd. Katilin kurbann neden byle yava yava ldrdn anlamaya alt. Anlamas dakikalar srd. 6u hikye nceden hazrlanm, plan yaplm, bir av kazasna benzemesi kararlatrlmt. Hibir insan kendini kaza sonucu iki kere vurmazd. Cesette bir tek kurun delii bulunmalyd. Ama mide yaras her zaman en ok ac veren yarayd. Mark siperlerden sedyede tanrken mide yaras alanlarn nasl ac ac haykrdn yine iitir gibi oldu. Acn paylayorum, Jamela. Mark, Pungue'nin bu szleri zerine aylr gibi oldu. bchegu ldkten sonra ne oldu? teki iki adam, yani kel olanyla gen ve grltc olan kamptan geldiler. birarada konutular. Tam cesedin banda. Uzun sre konutular. Baryor, aryorlard. Suratlar kpkrmz oluyordu. Kollarn byle, byle salayp duruyorlard. Pungue ateli bir tartma halinde insanlarn taklidini yapt. Biri u taraf gsteriyor, biri bu taraf gsteriyordu. Ama sonunda sessiz adam konutu, teki ikisi dinledi. Nereye gtrdler onu? nce ceplerini aradlar, iinden birka ktla bir kese kardlar. Tekrar tarttlar. Sessiz adam ktlar alp gerisin geri lenin ceplerine koydu... M a r k ' b u iteki kurnazl anlyordu. Drst bir insan, kaza kurbann soymaya kalkmazd. Sonra onu ky boyunca yukar, uraya doru tadlar... Pungue ayaa kalkt, Mark' ormann iine doru drt yz metre kadar yrtt. lk dik tepenin dibine gelince durdu. Burada karncalarn kemirip at derin bir ukur buldular, ihtiyarn cesedini onun iine yuvarladlar. Burada m? diye sordu Mark. Ksa otlarla kaplyd yerler. Ta falan yoktu. Ben bir ey gremiyorum. Tepelerden talar toplayp getirdiler, cesedin zerine koydular. Srtlanlar karmasn diye. Sonra o talar da toprak._ 4 4 7 _

!Q rttler, aa dallaryla dzlediler. Mark tek dizini yere dayad, topra inceledi. Evet, diye bard. Yerde azck bir knt vard. Sonradan doldurulan toprak biraz kmt zamanla evreye gre. Mark cebinden aksn kard, en, yakndaki drt aacn gvdesine iaretler kazd. Buray tekrar bulmak kolay olsun diye. Sonra topran ken yeri zerine birka ta getirip yd. i bittii zaman Pungue'ye sordu. Neden bunlar daha nce kimseye anlatmadn? Neden Ladyburg'daki polise gitmedin? Jamela, beyaz adamlarn delilii beni ilgilendirmez. Ladyburg'a kadar yol ok uzun. Polis de bana, 'Ey, kfir, Bubezi vadisinde ne iin vard da bunca eyi grdn?' diye sorard sonra. Pungue ban iki yana sallad. Jamela, bazen insann kr ve sar olmas daha iyidir. Bana gerei syle, Pungue. Bu adamlar tekrar grsen, hatrlar, tanr miydin? Btn beyaz adamlarn surat halanm ete benzer. Krmz, blk bik, biimsizdir. Pungue birden nezaket kurallarn hatrlad. Senin dnda, hepsi yani, Jamela, diye ekledi, Sen o kadar irkin deilsin. Teekkr ederim, Pungue. Demek onlar grsen tanmazsn, ha? Kel olanyla gen olanm tanyabilirim. Pungue kalarn dnceli bir ifadeyle atmt. Ya sessiz olann? diye sordu Mark. Hah! Pungue'nin alnndaki atklk ald. nsan leoparn neye benzediini hi unutabilir mi? nsan katili unutabilir mi? Sessiz olan her yerde, her zaman tanrm. Gzel! diye ban sallad Mark. imdi artk evine dn; Pungue. ri Zulu aalar arasnda gzden kayboluncaya kadar bekledi, sonra diz kt, apkasn bandan kard. Eh, dedeciim, dedi. Bu ide pek becerikli deilimdir ama dua edilmesi houna gidecektir, biliyorum. ksrp boazn temizledi, bouk bir sesle duay okumaya koyuldu.

448

Licn Kop'daki evin pancurlar kapalyd. Tm mobilyalarn zerine beyaz toz rtleri serilmiti. Ama 1 ba uak Mark' mutfan bahesinde karlad. Nkosi Tekvveni'ye gitti, dedi. ki hafta nce ayrld buradan. Mark'a pastrma ve yumurtadan olumu bir kahvalt verdi. Sonra Mark kp tekrar motosikletine bindi. Kyya kadar olan yol epey uzun ve yorucuydu. Mark kilometreler boyunca dnebilecek zaman buldu. htiyarn mezarn bulduktan birka saat sonra ayrlmt Chaka Kapsndan. gdsel bir hareketle, t isteyebilecei, danabilecei adama gidiyordu. Marion'un da kendisiyle gelmesini istemiti. Hi deilse Ladyburg'a kadar. Orada onu ablasnn yanna brakabilirdi. Ama Marion gelmek istememi, evinden, bahesinden ayrlmaya gnl raz olmamt. Mark da Pungue'nin sundurmada yatp ona gz kulak .olacan bildiinden, ii rahat ayrlmt oradan. Nehri yzerek gemi, yolun bana, motosikletini brakt yere kadar yrmt. Karanlkta o yolculuk da yava ve zor olmutu. Lion Kop'a afak vakti varm, Sean Courtney'in Durban'daki eve tandn renmiti. Mark, Emoyeni'nin kapsndan leden sonra ge saatlerde girdi ve kendini yuvaya dnyormu gibi hissetti. Ruth Courtney gl bahesindeydi. Mark' grd anda elindeki iek sepetini yere att, eteklerini beline doru toplad, apkas bandan uup ensesinde sallanarak kollarn ap ona doru kotu. tenlikle glyordu. Gen kzlar gibi sevinmiti. Ah.^Mark, seni yle zledik ki! Onu anne gibi kucaklad, iki yanandan pt. Nasl kahverengi olmusun. Nasl glenmi, gelimisin! dedi. Onu kol uzaklnda tutuyor, dikkatle inceliyordu. Pazularn yoklad, tekrar kucaklad. General sevincinden baylacak. Mark'n koluna girip onu eve doru yrtt. Sal pek iyi deil, Mark. Ama seni tekrar grmek ona ila gibi gelecek. 449
Bir Sere D l F : 29

Mark elinde olmadan kap eiinde duraklad. General Sean Courtney artk yal bir adamd. Yatak od snn bitiiindeki odada, pencere nndeki koltukta oturuyo. du. Kareli bir sabahlk giymi, moher bir battaniyeyi bacaklarn rtmt. Yan bandaki masada bir deste rapor, parlame to tutana, mektuplar duruyordu. Mark'n ok iyi hatrlad ktlard bunlar. Ama general uyuyakalmt. Maden ereve li gzl burnunun ucuna kadar kaym, dudaklar hafif hafi^ kprdyor ve soluuyla alp kapanyordu. Yz yle zayflamt ki, elmack kemikleri i i duruyordu. Gzleri derin mor ukurlarn iine kam, tenine kl gibi, cansz bir renk gelmiti. Ama en byk deiiklik sakalnn ve bir zamanlar o kada gr olan salarnn rengiydi. Sean Courtney'in zerine son kar lar yamaktayd. Sakal gm bir alayana dnmt. Sa lan Kalahari lnde gnein kavurduu otlar kadar beyaz v seyrekti. Ruth koltua doru yrd, gzl onun burnundan ald sonra sevgi dolu bir kadnn ilgisiyle omzuna dokundu. Sean, sevgilim. Seni grmeye gelen biri var. General ihtiyarlar gibi uyand. Gzlerini krptrd, dudaklar bir eyler mrldand. Elleri kk, istek d hareketler yapt. Sonra Mark' grd, ifadesi duruldu, gzlerine bir an eski parlaklndan izler, glne bir nee doldu. Olum! dedi ellerini kaldrrken. Mark doal bir hareketle ilerledi. lk olarak baba oul gibi kucaklatlar. Sonra Sean ona sevgiyle glmsedi. Seni vahi yaam bizden temelli koparp ald diye kukulanmaya balamtm, dedi. Koltuunun yannda durmakta, olan Ruth'a bakt. Kutlama amacyla zaman bir saat ne alabiliriz bence, sevgilim. Joseph bize tepsiyi getirsin, olmaz m? Sean, dn doktor ne dedi, duydun. Ama Sean tiksintiyle homurdand. Elli yldan beri midem akamlar o viskinin tadna alktr. Onun yokluu beni doktordan da, verdii ilalardan da abuk ldrr. Kolunu karsnn beline sard, kurnazca skt. Aferin benim cici kzma!

Ruth glmseyerek, ban ayplamasna iki yana sallayarak odadan knca Sean eliyle Mark'a karsndaki koltuu gsterdi. Doktor hastalnza ne diyor, efendim? Doktor! diye patlad Sean. Yam ilerledike o sersemlere gvenim de azalyor. Puro kutusuna uzand. Bunlardan bile vazgememi istiyorlar. Yaamann ne anlam kalacak? Hayatn tm gereklerinden vazgeersem, ne diye yaayaym, sorarm sana? Puroyu cakal bir hareketle yakt, dumanlar zevkle iine ekti. Neyim var sana anlataym, evlat. ok uzun yllar boyunca fazla hzl kotum, fazla savatm, fazla ata bindim, fazla altm. Hepsi bu ite. imdi tatl bir dinlenme dnemi geiriyorum. Haftaya falan eskisinden salam, ayaa kalkarm yine. Ruth gm tepsiyi getirdi, ortalk kararncaya kadar oturdular, glp konutular. Mark onlara Chaka Kapsndaki hayat anlatt, evinin neye benzediini, yollarn yapm konusunda ne aamalar kaydettiklerini sayd, dkt, Her kk zaferi onlarla paylat. Bufalo srsn, dii aslanlar yavrularn anlatt. Sean da ona Vahi Yaam Koruma Demeinin kaydettii ilerlemelerle ilgili bilgiler verdi. Hayal krc, Mark. Hi umduum gibi olmad. nsanlarn kendi gnlk yaamlarn dorudan ilgilendirmeyen eylere ne kadar az ilgi gsterdiklerini grmek beni artyor. Ben zaten bir anda baarl olmasn beklemiyordum, efendim. nsanlar mrlerinde grmedikleri bir eyi nasl sevebilirler? Ama bir kere oralar ulalabilecek yerler haline getirdik mi, insanlar bir kez bu yaanty tattlar m, o aslan yavrularn grdler mi... o zaman balayacak her ey. Evet, diye kabullendi Sean dnceli bir sesle. Dernein asl amac bu. Onlar eitmek. Karanlk bast, onlar hl konumay srdrdler. Ruth kalkp pancurlar kapatt, perdeleri ekti. Mark, kendisini Emoyeni'ye getiren nedeni anlatmak iin bir frsat bekliyordu, ama zaten hasta olan ihtiyar bunun nasl etkileyeceini de bilemiyordu. 451

Sonunda artk daha fazla bekleyemeyeceini anlad, iine derin bir soluk ekti, olup biteni ksaca, hi sslemeden anlatt. Pungue'nin sylediklerini tekrarlad, kendi grdklerini ekledi. Szlerini bitirdii zaman Sean uzun sre sessiz kald, gzlerini bardana dikti. Sonunda kendini toparlad, sorular sormaya balad. Bunlar zekice, amaca ynelik sorulard. Kafasnn hl imek gibi altn ortaya koyan trden. Mezar atn m? Mark ban iki yana sallad. yi. Sean devam etti. Bu Zulu, Pungue... tek tank o.. Ne kadar gvenilebilir ona? Bir saat daha tarttlar, sonunda Sean oktan beri kan- \ makta olduu soruyu sormak zorunda kald. Sence bu iten Dirk Courtney mi sorumlu? Evet, diye ban sallad Mark. Bykbabamn lmnden yarar salayacak tek kii o. stelik iin yapl tarz da onun yntemi. Ne kant var, Mark? Hi yok, diye kabullendi Mark. Sean tekrar sustu, durumu tartp biti. Mark, neler hissettiini ok iyi anlyorum... sanrm sen de benim neler hissettiimi anlyorsundur. Ama u sra etkili b i r i ey yapabilecek durumda deiliz. Yalnzca katili uyandrm oluruz... her kimse. Koltuunda ne doru eildi, elini uzatp Mark'n kolunu tuttu, onu rahatlatmak istercesine skt. Elimizde bir tek, ngilizce bilmeyen o Zulu'nun ifadesi var. yi bir avu-1 kat durumada onu i i yer, kemiklerini bile tkrmez. Dirk Courtney de en iyi avukat bulacaktr. Biz bu esrarengiz, 'sessiz adam' mahkemeye karabilsek bile. Bize bundan ok daha fazlas gerekli, Mark. Biliyorum, diye ban sallad gen adam. Ama ben Greyling'le olunu bulabiliriz diye dnmtm. Rodezya'ya gitmiler. Ladyburg tren istasyonundaki grevli sylemiti bana. Evet, o i iin birini grevlendiririm. Avukatlarm bana iyi bir dedektif bulurlar. Yanndaki ktlara not ald. Ama bu arada tek yapabileceimiz ey beklemek. Konumaya devam ettiler. Zamanla bu tartmann Sean 452

Courtney'i yorduu belli oldu. Mev ve mor glgeler yzndeki krklklar daha belirgin hale getirdi. Koltuunda daha aaya kayd, sakal gsne doru alald, bir anda tekrar uykuya dald. Biraz yana doru devrildi, kristal barda elinden halnn zerine dt, iindeki birka damla viski dkld, dudaklarndan hafif bir horultu sesi kt. Ruth barda yerden ald, Sean'n omuzlarndaki battaniyeyi sessizce dzeltti, Mark'a peinden gelmesi iin bir iaret yapt. Koridora ktklarnda neeli neeli konutu. Joseph'e syledim, yatan mavi odaya yapt. Scak banyo da hazr, seni bekliyor. Yemee seninle ikimiz oturacaz, Mark. Generalin tepsisi odasna gidecek. Ktphanenin kapsna varmlard. Mark artk sessiz kalamad, Ruth'un koluna sarld. Bayan Courtney, diye yalvard. Nesi var? Hastal nedir? Parlak glmseme yavaa soldu, kadn ayaklar zerinde belli belirsiz salland. Mark onun da akaklarnda beyaz teller belirdiini ilk kez farketti. Gzlerinin evresi de krmt. Kalbi krld, diye en basit biimde aklad Ruth. Birden alamaya balad. Sert hkrklarla deil, yava, iten kabarp sessizce ykselen gzyalaryla. ok dokunaklyd hali. Kalbini krdlar, diye tekrarlad, bir daha salland. Mark onu yakalayp dengeledi. Ruth, Mark'a sarld, yzn onun omzuna gmd. nce Dirk'le ksmesi, sonra Michael'n lm, diye fsldad. Hi gstermezdi, ama bu olaylar onun iindeki bir blm ykt. imdi de btn dnya ona kar dnd. Barta olsun, savata olsun, kendi hayatn adad insanlar. Gazeteler ondan Fordsburg Kasab diye sz ettiler. Dirk Courtney onlar babasnn zerine kpek srs gibi krbalaya krbalaya saldrtt. Mark onu ktphaneye soktu, kanepeye oturtarak kendisi yan bana diz kt, ceketinin cebinde buruuk bir mendil bulup uzatt. Bunlar yetmiyormu gibi bir de Storm, diye devam etti Ruth.. Kap o adamla evlendi. Korkun bir adam, Mark. Bu 453

raya bile gelip para istedi. ren bir sahne oldu. Sean ilk krizini o zaman geirdi. O gece. Sonra daha byk utan nedenleri ortaya kt. Storm boanrken kalbi.daha da ok krld. ok fazla geldi btn bunlar. Sean gibi birisine bile. Mark ona bakt. Storm boand m? diye sordu alak sesle. Ruth, Evet, diye ban sallad, yzndeki ifade biraz yumuad. Ah, Mark, Storm'la ikiniz ok iyi dost olmaya balamtnz, biliyorum. Seni ok sever, ondan da eminim. Gidemez misin ona? Belki hepimizin duacs olduumuz zmn anahtar olur.

Umhlanga Kayalar denilen yer, Durban dnda, ky boyuna sralanm banliylerden biriydi. Srayla dizili evlerin n denize kadar kumsald. Mark alak kprden geti. Umgeni Nehrini ap kuzeye doru sapt. Yol ekvator ormanlarna benzer youn aa kmelerinin arasndan geiyordu. Dallarda maymunlar oynamaktayd. Derken yol beyaz kumlara paralel gitmeye balad. On ikinci mil iaretinde Mark viraj alp kyya sapt. Kasabann ortasnda stiridye Otelinin yksek binas vard. Bir zamanlar Mark'la Dicky Lancome burada Marion ve dier bir kzla- yemek yemi, dans etmilerdi. Geni baheler iinde yirmi otuz kadar da ev vard. Arkalar sk aala dayal, karlarnda kumsal. Ev kkt. Duvarna sarmaklar trmanyordu. Mark doru yere geldiini bir bakta anlad. Storm'un Cadillac' kapda parkedilmi durmaktayd. hmale uram, onarma ihtiyac var gibiydi. Lastikleri eskimiti. Bir yan izikti. Camlardan biri atlamt. zeri tozlu, leke iindeydi. Mark durdu, o Cadillac'a bir dakika boyunca bakt. Kendi tand Storm ayan yere vurur, avaz avaz barr, kendisini buna binip gezmeye zorlayan, babas bile olsa, didik didik ederdi. Mark verandann basamaklarn kt, duralayp evresine baknd. ok sakin ve gzel bir yerdi. Tam bir ressamn see 454

cei trden. Ama bu doal, ihmal edilmi haliyle, sosyete gllerinden birinin evi olabilecek yer deildi. Mark n kapy vurdu, ierde birinin hareket ettiini duydu, sonunda kap ald. Storm hatrladndan kat kat daha gzeldi. Salar uzam, tuzlu suyun ve gnein etkisiyle rengi almt. plak ayakt. Kollar, bacaklar gneten yanm, her zamanki gibi ince ve zarifti. Ama asl deien yzyd. Hi makyaj olmad halde cildi deniz kabuklarnn ii gibi, genliin prtltsyla tutuuyordu. Gzleri duru bakl, salklyd. Ama baklarnda yeni bir derinlik vard. Aznn o kararl kvrm yumuam, kstahl deiip gurur haline dnmt. Bir an birbirlerine baktlar. Mark karsndakinin grmeyeli deitiini, gen bir kzken olgun bir kadn olduunu hemen anlad. Bu deiimin acl olduunu da hissetti. Ama yine de iinden yeni bir deer, yeni bir g kmt. Bunca! zamandr iine gmd sevgi hemen tat, yayld, tm ruhunu kaplad. Storm, dedi. Kzn gzleri iri iri ald, ona bakt. Sen! Sesi bir ac lyd. Kapy itip kapatmaya alt. Mark ne doru srad", kapy tuttu. Storm, seninle konumam gerek. O tm gcyle kapy itiyordu. Git, Mark, ltfen git. Tm gururu ve gc erimiti. Korkulu ryadan uyanm bir ocuun aknlyla bakyordu. Sonunda kapy kapatamayacan, gcnn yetmeyeceini anlad, geri dnd, ar admlarla eve girdi. Gelmemeliydin, dedi ackl bir sesle. ocuk da havadaki deiimi sanki hissetti, alamaya balad. Sus, bebeim, diye seslendi Storm ona yavaa. Ama sesi bebein daha fazla barmasna yol at. Storm yalnayak yryp odann kar tarafna vard. Salar arkasnda beline kadar dklyordu. Oda pek az eyayla denmiti. Beton yerlerde hal yoktu. Duvar diplerine tualler sralanmt. Birou henz botu. Bazlar yar bitmi ya da tamamlanmt. O tandk terebantin kokusu dolduruyordu odadaki havay. ocuk beton yere yaylm maymun postlar zerinde v" 455

zkoyun yatmaktayd. Kollar, bacaklar kurbaa gibi akt. Bacaklar arasna bir havlu sarlm, onun dnda plak ve gne yanyd. Ban fkeyle arkaya atyor, yz kzara kzara baryordu. Mark odaya girdi, ocua hayranlkla bakt. Bebeklerle ilgili hi bilgisi yoktu. Ama bu bebein salam ye atlgan bir yaratk olduu belliydi. Gl bacaklar tekmeler savuruyor, yzer gibi hareketler yapyordu. Omuzlar geni, srt salamd. Sus artk, yavrum, dedi Storm. Onun yanna diz kt, onu koltuk altlarndan tutup kaldrd. Havlu yavaa bebein dizlerine kayd, erkek olduu konusunda hibir kuku kalmad. Minik penisi beyaz bir parmak gibi dik duruyordu. Mark kendini bir yabanc erkein olundan nefret eder buldu. Yine de elinde olmadan Storm'un yanna doru yrd. Storm bebei kucana almt. Annenin temas fkeli lklara son verdi. Bebek dudaklarn aprdatmaya, umutlu alk sesleri karmaya balad. Storm'un memesini istiyordu. ok gzel altn rengi salar vard bebein. Mark o salarn arasndan bann yuvarlak biimini grebiliyordu. Hemen hemen saydam cildinin altndan mavi damarlar da belli olmaktayd. Yzndeki fkeli krmz renk gidince Mark ocuun ne kadar gzel olduunu grebildi. Annesi kadar gzeldi... ondan tekrar nefret ettiini hissetti, azna nefretinin acl doldu. Storm bir bezle bebein azndan damlayan salyay silerken biraz daha yakiat. ocuk yabancy farketti. Yerinde irkildi, ban kaldrp Mark'a bakt. O yzde sen derece tandk bir hava vard. Kendisine bakan d gzleri daha nce de grm olduunu hissetti Mark. ek iyi tand gzlerdi bunlar. Storm bir yandan bebekle uraarak, Gelmemeliydin, diye tekrarlad. Gzlerini onunkilere eviremiyordu. Ah, Mark, ne diye geldin? Mark tek dizini yere dayad, ocuun yzne dikkatle bakt. ocuk tombul, gamzeli, salyadan slak ellerini ona doru kaldrd. Ad ne? diye sordu Mark. Nerede grmt p gzleri daha nce? gdsel bir hareketle iaret parman bebee do 456

ru uzatt, bebek neeyle glerek parma yakalad, azna sokmaya alt. John, diye cevap verdi Storm. Hl Mark'a bakmyordu. John benim bykbabamn adyd, dedi Mark bouk bir sesle. Storm, Evet, diye fsldad. Sylemitin. Bu szler bir an hibir ey ifade etmedi. Mark'n bu kk insana kar duyduu nefret yava yava eriyip yckolmaya balad. Onun yerinde baka bir duygu geliti. Birden hatrlad o gzleri nerede grm olduunu. Storm? diye sordu. Storm o zaman ban kaldrd, onun gzlerine bakt. Cevap verdiinde sesi yar gururlu, yar meydan okur gibiydi. Evet, dedi, ban bir kez sallad: Mark ellerini sarsak bir hareketle ona doru uzatt. Maymun derileri zerinde-karlkl diz km oturuyorlard. Kucaklarken bebek aralarnda kald. Gargara gibi sesler karyor, hkrk tutuyor, disiz azyla Mark'n parman kemirirken mutlu mutlu cvldyordu.. Ah, Mark, neler yaptm ben ikimize! diye fsldad Storm krk bir sesle,

Bebek John onlar afaktan nce uyandrd. Mark ona kran duydu. Yeni gnn bir saniyesini bile karmak istemiyordu. Storm'un mumu yakn, sonra beiin banda almasn seyretti. Bebein altn deitirirken okayc sesler karyordu. Mum titriyor, Storm'un plak srtna yumuak glgeler dryordu. Koyu renk, ipek gibi salar omuzlarna dklmt. Annelik belini hi kalnlatrmamt. Hl ok zarifti. Sonunda ii bitti, bebei kucaina alp yataa dnd. Mark battaniyenin ucunu kaldrrken ona glmsedi. Kahvalt saati, diye aklad. Bize izin verir misin ltfen? Yataa bada kurup oturdu, meme balarndan birini iki parma arasna alp skt, bebein ak bekleyen azna yneltti.
457I

Mark yaklap kolunu Storm'un omzuna sard. Hayran hayra seyretti. Gsleri bykt u sra. Ard. Yuvarlak koniler gibi sarkyordu. zerinde ince mavi damarlar vard. Balan olgun dutlarn rengiydi. Dokusu da ona benziyordu. ocuun ekmesiyle memebanda bir damla st belirdi, mum nda inci gibi parldad. John gzlerini kapam, kk homurtular kararak besi-;, nini alyordu. Stler aznn kenarlarndan akmaktayd. Aln ilk hevesi geince, Storm ikide bir onu uyumasn diye drtmek zorunda kald. Drttke bebek kendine geliyor, bir dakika boyunca emiyor, sonra tekrar uyuup kalyordu. Storm onu bir memeden tekine ald, kendi yanan Marki n sert kaslarna yaslad. Galiba mutluyum, diye mrldand. Ama o kadar uzun, sre mutsuz oldum ki, pek emin olamyorum:

John be santim derinliinde bir ukurdaki deniz suyunun, iinde oynuyordu. rlplakt. Her yan gne yan olduundan, bu halinin o gne zg olmad da anlalyordu. ki eliyle sulara vuruyor, yzne sraynca gzlerini krptryor, d u daklarn yalyor, glsn m, alasn m, bilemiyordu. kisini de yapmyor, ayn hareketi tekrarlamaya karar veriyordu sonunda. Sular yine sryor, onu yine kararsz brakyordu; Zavall kk eytan, diye mrldand Storm ona bakar ken. Courtney'lerin gururunu ve inatln alm. Boulana, kadar vazgemeyecek. Onu havuzdan karmaya alt ama bebek bir anda barmaya balaynca yeniden yerine koymak zorunda kald. Mark tutuk bir sesle, Yannda John'la generale giderse eminim ki... diye sze balayacak oldu. Sen Courtney'leri hi anlamyorsun. Storm oturmu, salarn bir tarafa toplayp rmeye alyordu. Biz o kadar abuk unutup affetmeyiz. Storm, bir denemez misin? Ltfen git ona. Nasl insandr, ok iyi bilirim. Mark. Senden de, kendi 458

sinden de iyi tanrm onu. Kendimi tandm kadar tanrm, nk biz ayn insanz. Ben oyum, o da ben. imdi ona gidersem... bu yaptklarm yapm bir insan olarak gidersem... ona hakaret ettikten, benimle ilgili tm hayallerini yktktan sonra yani... gururumdan ve erefimden yoksun olarak dilenci gibi gidersem, benden sonsuza dek tiksinir. Hayr, Storm, ok yanlyorsun. Bu konuda asla yanlmam, Mark, sevgilim. Benden tiksinmek istemez, nefret etmek de istemez. Ama baka trls elinden gelmez. O Sean Courtney'dir. Kendi onurunun elik tuzana skm bir insandr. ' ok hasta ama... ona bir ans tanman gerek. Hayr, Mark. lr c zaman. Bunu- biliyorum... bu da ben mahveder. kimizin de iyilii iin imdi ona gidemem. Seni ne kadar sevdiini bilmiyorsun. Biliyorum, Mark. Benim onu ne kadar sevdiimi de biliyorum. Gnn birinde gururumu tekrar kazannca gideceim ona. Sana sz veriyorum. Benimle gurur duyabileceini bildiim zaman. Bunu ona bir armaan olarak gtreceim. O zalim, kat gururuna lanet olsun. O gurur yznden bizi de mahvetmene ramak kald. Gel, Mark. Storm ayaa kalkt. John'un br elini tut. Bebei aralarna alp ky boyundaki skm, slak kumlar zerinde yrttler. Bebek ikisinin eline aslyor, ne doru eilip kendi ayaklarnn sihirliymi gibi bir grnp bir kaybolmasn seyrediyor, zafer lklar atyordu. Hava ok gzel ve berrakt. Martlar rzgra uymu, dumanl beyaz kanatlaryla ykselip alalyor, ocuun lklarna cevap veriyorlard. Ne kadar ssl elbiselerim, ne ssl dostlarm vard, diye sylendi Storm martlara bakarak. Elbiseleri sattm, dostlar kaybettim, sonra da btn bunlarn ne denli az nemi olduumu anladm. Martlara bak! diyerek ban daha da arkaya att. Tylerinin arasndan gne nasl grnyor, gryor musun? O kadar meguldm ki, evremi net bir biimde grmeye hibir zaman vaktim olmamt. Ne kendimi grebiliyordum, ne de evremdekileri. Ama imdi artk bakmasn reniyorum. 459

Ben onu resimlerinde farkettim, dedi Mark. John'u tutup.kucana ald, o kk, scak vcuttan zevk duydu. Daha deiik konular seiyorsun. Byk bir ressam olmak istiyorum. Bence olacaksn. Yine o Courtney inad. Her zaman istediimizi elde edemeyiz, dedi Storm ona.Kydan bir dalga ykselerek geldi, ayak bileklerinin evresinde: dolat.

ocuk maymun postlarnn zerinde yzkoyun uyuyordu.. Gneten, denizden ve oyundan yorgun dmt. Karn doymu, i duruyordu. Storm pencerenin nne yerletirdii sehpasnda almaktayd. Ban eiyor, gzlerini ksarak bakyordu. En iyi modelimsin, dedi. Ucuza alyorum da ondan. Storm gld. Sana dediklerimle zengin olabilirdim. Bunu para iin yapan kadnlara ne derler, bilirsin. Mark'' iri sesi tembel kyordu. Sonra sustu, onun almasn seyretmenin zevkiyle yetindi. Bir saat kadar sessiz kaldlar... konumadlar ama ruhsal uyum olarak birbirlerine yakndlar. Sonunda Mark konutu. imdi daha net gryorum dediin zaman ne demek istediini anlyorum. una bak. Duvar dibindeki tablolardan birini iaret etti. Bu herhalde yaptklarnn, en iyisi. Satmaktan nefret ettim... alan adam yarn geliyor. Resimlerinden bazlarn sattn m? Mark armt. John'Ia ben neyle geiniyoruz sanyorsun? Bilmem. Bunu hi dnmemiti. Sanmtm ki, belki k o can... Storm'un ifadesi deiti, hzla karard. Ondan hibir ey istemem. Ban arkaya att, kaln rgs fkeli bir dii aslann kuyruu gibi savruldu. Ne ondan, ne onun dostlarndan,, ne de benim sevgili arkadalarmdan bir ey isterim. Bana sacdk olup olup, sonra boanm bir kadnm diye benden uzak d u ranlardan ne isteyeyim? Seninle sen karlatmzdan beri ok. 460

ey rendim. zellikle de o tr insanlar iyi tandm. Onlar zengin, dedi Mark. Bir keresinde bana bunun ne kadar nemli olduunu sylemitin. fkesi birden sona erdi, omuzlar sarkar gibi oldu, fras da elinde sarkt. Ah, MGrk, ltfen bana kzma. Dayanabileceimi sanmyorum. Mark gsnde bir eyin yrtlr gibi olduunu hissetti, hemen yerinden kalkp Storm'a doru yrd, onu kaldrp kucana ald, perdeli kapdan kk, serin, karanlk yatak odasna tad. ok garipti ama sevimeleri asla birbirinin ayn olmuyordu. Her zaman yeni mucizeler, yeni bir istek uyumu, her ikisini de heyecanlandran yeni bulgular kyordu ortaya. Tekrarlar birbirlerine kar plan itahlarn kreltmiyor, o itah tmyle doyduu zaman bile, zlemlerinin kuyusu yeni batan tamaya balyordu. Bir tembel parmak temasyla yeniden balyordu her ey. Uykulu kpek yavrular gibi sarlp yattklarnda sevgilerinin teri stlerinde kuruyor, ciltleri nokta nokta kabaryor, rperiyrdu. Storm onun gzlerindeki yeni ilgi kvlcmn gryor, geri ekilip c bouk sesiyle glyordu. Tek trnan onun omurgas zerinden aaya doru kaydrdnda, Mark'n tm vcuduna kvlcmlar yaylyor, srt kvrlp kavisleniyordu. Seni trmalayacam... nk hak ediyorsun, azgn kedi seni! Storm bunu syleyip parmaklarn pene gibi kvryor, onun omuzlarndan yavaa kaydryor, karnna doru iniyor, teninde krmz izler brakyordu. Sonra ,o krmz izgileri inceliyordu. Dudaklar aralk, pembe dili beyaz dileri zerinde gezinerek. Bakarken memeba-lar kabaryor, kzaryor, patlayacak gibi oluyordu. Mark'n nereye baktn grnce elini onun ensesine dolayp ban aaya ekiyor, kendi omuzlarn geri itiyor, gsn ona, tapnakta ) sunulan armaan gibi sunuyordu.

Mark iri, kabuklu deniz bceklerinden birini kumlarn ze-

rinden ud. Kabuk iyot kokuyordu. zerinden sular damlayarak 'ayaa kalkt, kabuu Storm'a uzatt, o da sevin lklar atarak ald. Mark kydaki talardan kurulu ocakta ate yakarken Storm, John'u kucana alm, emziriyordu. Mark atein zerine slak deniz yosunlar att, az nce tuttuu balklar yerletirdi, zerine yine yosun serip kumla rtt. Pimesini beklerken John'la oynadlar, bulutlarn gerisinde nefis renkler oluturarak batan gnei seyrettiler. Tanrm, u doa ne kadar sersem. Ben resimlerimi byle yapsam, renk anlayn yok derlerdi. ikolata fabrikasnda kutularn zerini resimlemek zere i bulurdum ancak. Daha sonra Storm, John'u seyyar beik olarak kulland elma sepetine yatrd. Karanlkta yldzlar prl prl, fosforlu bir k veriyordu. Storm seyrederken, yle gzel ve romantik ki, dedi. Dizlerini kucaklayp oturmutu. Ban Mark'a evirdi, hnzrca glmsedi. Sen bundan anlam karmak istiyorsan karabilirsin. Kilimin zerinde, sarlp yattklar zaman, Baz kimseler ne yapyor, biliyor musun? diye sordu. Bilmiyorum. Ne yapyor baz kimseler? Mark kendi yaptklarna, o isimsiz kimselerin yaptklarndan daha ok ilgi duyuyordu. Byle ak ak sylememi beklemiyorsun herhalde. Neden? Ayp. O halde fslda. Storm fsldad. Bir yandan kkr kkr glyordu. Mark doru duyduundan emin olamad. Storm tekrarlad. Evet, doru duymutu. Gerekten afallam durumdayd. Karanlkta yznn kzardn hissetti. Korkun bir ey bu, dedi bouk sesle. Sen asla yapmazsn bunu! Ama ilk oktan kurtulmutu artk. Fikir ona da elenceli gelmeye balamt. Elbette yapmam, diye fsldad Storm. Tabii sen istemedike. 462

Bir uzun sessizlik daha oldu, bu sre iinde. Storm baz incelemelerde bulundu. Eer ben bu iten anlyorsam, ki artk anlamaya balyor olmam gerek... sen istiyorsun, dedi. ok sonra karanlkta plak olarak birlikte yzdler, ilk kayalarn bulunduu yere kadar gittiler. Su scak ve temizdi. Kayalara tutunup tuzlu dudaklaryla ptler. Kyda Mark bir ate yakt, yanna oturup birbirlerine sarldlar, alevin sar klarn seyrederken arabn geri kalann itiler, Mark, dedi sonunda Storm. Sesinde Mark'n daha nce hi duymad bir hzn vard. ki gndr yanmzdasn. Bu gereinden iki gn fazla. Yarn gitmeni istiyorum, dohn'la ben uyanmadan git ki, gidiini grmek zorunda kalmayalm. Szleri bir krba gibi etki yapt, Mark vcudunun bzldn hissetti. Krlm yzn alevlerin nda ona evirdi; Ne diyorsun sen? John da, sen de benimsiniz. Biz birbirimize aitiz. mz. Her zaman. Sylediklerimin tek kelimesini anlamadn, yle deil mi? dedi Storm yumuak sesle. Gururumu kazanmalym dediim zaman... anlamadn. Seni seviyorum, Storm. Her zaman sevdim. Bakasyla evlisin, Mark. Onun hi anlam yok, diye yalvard Mark. Var. Storm ban sallad. Sen de biliyorsun varolduunu. Marion'u brakrm. Boanr msn yani, Mark? Evet. Sesi aresiz kmt. Ondan boanma izni alrm. O zaman ikimiz de amma kazanrz gururumuzu. Tam babama gidecek duruma deriz. Bizden nasl gurur duyar, dn de bak. Hem kz, hem de asla sahip olamad olu... nk seni o gzle gryor, biliyorum... kisi de boanm. Bebek ,'ho'u dn. Ban naslda dik tutabilir! Bizi dn... bir zamanlar karn olan o kzn mutsuzluu zerine kuracamz yuvada nasl da gzel yaarz. Atein nda onun gzlerinin iine bakan Mark, gururunun demir, inadnn elik gibi olduunu grd.

Mark karanlkta sessizce giyindi. Hazr olduu zaman el yordamyla yolunu buldu, olunun beiine ilerledi. ocuk uyku arasnda kk bir ses kard. Kokusu scack, st gibi bir kokuydu. Mark, Storm'u da uyuyor sanyordu. Onun zerine eildi. O zaman farkna vard. Storm yzn yasta gmm kazk gibi yatmaktayd. Yastk onu sarsp duran hkrklarn sesini bouyordu. Mark onun salarn perken o ban kaldrmad. Mark doruldu, karanlkta kapya ilerledi. Motosikleti daha ilk tekmede alt, arac evirip yola kard. Storm karanlkta yatp motorun uzaklama sesini dinledi, az scnra geriye yalnz kyya vuran dalgalarn hazin sesiyle kurbaalarn viyaklamas kald.

Mark tahtadan oyulmu taburede, gnein altnda oturuyordu. Pungue'nin kulbesinin nndeydi. lk karlamalarndan bu yana hep aklnda olan soruyu ilk olarak sordu. Pengue, bana akaln Ngaga'y nehir sularndan nasl ekip kardn anlat. Zulu omuzlarm kaldrd. Anlatacak ne var? Seni nehrin ilerisinde allara taklm buldum... biraz aklm olsa brakr giderdim, nk o srada olduka l bir ngaga'ydh. Kahverengi sular bann zerinden ap ap gidiyordu. Suya nasl dtm grdn m? Ksa bir sessizlik oldu, Pungue kendini kast, cehaletini aa vuracak kadar glendirmeye hazrland. Bana ateten ban dnd, gzn karard, suya ondan dtn gibi geldi. ldrdm adam da, tfeiyle bana ate eden adam da ; grmedin, yle mi? Pungue aknln soylu biimde maskeledi, ban iki yana sallad. Seni nehirde bulmadan biraz nce tfek sesleri duydum. Drt be el belki. Vadi tarafnda. Bu herhalde sen ve sana ate edenler olmal. Ama kimseyi grmedim. Ertesi sabah da yamur btn izleri ykamt. Herhalde sel sular lenin cesedini de srklemi, timsahlar onu yemi olmal. =464

Yine sessizletiler, bira srahisini elden ele geirdiler. Sen grdn m sana ate eden adam? diye sordu Pungue.

Mark, Evet, dedi. Ama gzlerim atein etkisiyle zayflamt. Hem senin de dediin gibi, yamur yayordu. Onu pek net gremedim.

Hobday srtn duvara yaslam, kalabaln arasna, girmeksizin seyrediyordu. Herkes ok heyecanlyd ama- o bir kaya gibi duruyor, hi kprdamyordu. Ba o kaln, grei boynu zerinae, ne eikti. Gzkapaklar inikti. Sanki avc kular gibi o kapan gerisinden grebiliyordu. Yalnzca enesi kprdyor, bir ey iniyormu gibi hareketler yapyor, kocaman az dileri birbirine dedike yznn kaslar iip iip iniyordu. Kalabalk salonun kar tarafnda durmakta olan Dirk Courtney'e bakyordu. Efendisini seyreden bir kpek gibiydi. Dirk Courtney o upuzun boyu, o kibar haliyle herkesin birer birer elini skmaktayd. Gelenler onu kutluyor, ona ans diliyordu. Baklar drst ve sakindi. Ama ikide bir oy saym masasna doru kayp duruyordu. Uzun saym masalar kurulmutu salonda. Dn sofralar gibi. Banda grevliler oturuyordu. Ladyburg kilisesinin salonuna son oy sandklar da biraz nce getirilip teslim edilmiti artk. Eyaletin alan yaygn ve geniti. Bu sandklarn bazlar t altm mil uzaktan geliyordu buraya. Oylama sresi dn akam sona ermiti, ama imdi lene bir saat kald halde hl kesin sonu alnm deildi. Mark salonda ilerleyip General Sean Courtney'in oturduu yere yaklat. pler gerilerek korunan saym masalarn kuatm kalabaln iinden kendine yol amaya alt. Mark'la Marion, Chaka Kapsndan gn nce seimler srasnda yardmc olmak zere zellikle gelmilerdi. Kim yardm etse azd zaten. Marion bu ie ok kolay uyum salamt. Sandvi hazrlamak, kahve datmak, Ruth Courtney'in gzcl altnda baka yirmi kadnla birlikte salonun gerisindeki mutfakta ter dkmek.
465 Bir Sere Dt F : 30

Mark dier parti yneticileriyle birlikte blgeyi dolamt. Tpk basn grevlileri gibi onlar da kaybolan, gelmeyen semenleri birer birer izliyor, uyaryor, alp sandk bana getiriyorlard. Yorucu iti bunlar. Dn gece de hibiri doru drst uyuyamamt. Dans ve zgara partisi sabahn drdne kadar devam etmi, ondan sonra da sonularn aklanmasn beklerken heyecandan uyuyamamlard. Mark iin bu i zellikle nemliydi. Eer meclise Ladyburg temsilcisi olarak Dirk Courtney girerse, Chaka Kapsyla ilgili hayallerinin sonu gelecekti. Bundan kesinlikle emindi. Gn boyu semenler gelip giderken umutlar bir ykselip bir alalyordu. Zaman zaman Dirk Courtney'in adamlarnn oturduu taraf kalabalklayor, Sean Courtney'in tarafndan kimselerin kalmad oluyordu. yle olduu zaman, Marion'un enitesi Peter Botes piposunu azndan ekiyor, arkasna yaslanp Mark'a garip garip glmsyordu. Dirk Courtney'in hevesli tevikisi kesilmiti Peter. Son alt ay iinde olaylar onu ok deitirmiti. Epey palazlanm, Ladyburg iftiler Bankas binasnn birinci katnda kendine yazhane amt. Yeni bir Packard kullanyordu. Eski evinden, baheli, geni bir eve tanmt. Bir gece nce Mark'la Marion'u bu yeni evde srarla yemee armt. Gece yldz batyor, sabah yldz douyor, azizim, Mark, demiti. Akl banda olan herkes gryor bunun byle olduunu. Bir yandan rostoyu dilimliyordu masada. Mark inatla, General Courtney'in yldz henz snm deil, demiti ona. Henz snm olmayabilir. Ama snd zaman senin de yeni, gl dostlara ihtiyacn olacak. Marion'un ablas da, Bize gvenebilirsiniz, diye sze karmt itenlikle. Her zaman o cehennemin ucu yerde oturmak zorunda deilsiniz. Olmaz zaten, diye eklemiti Peter, Mark'n etini tabana koyarken. Bay Dirk Courtney grevi devralnca Ladyburg yresinde byk deiiklikler olacak. ok byk deiiklikler. Hem IMarion'a da hakszlk. Hibir kadn orada yaamay istemez... 466

Marion hemen, Mark nereye gitmek isterse ben orada mutlu olurum, diye atlmt. Dert etmeyin, diye mrldanmt Peter o zaman. Biz size bakar, gz kulak oluruz. Sonra Mark'n omzunu bdbaca aksamt. Kars gururla, Bay Dirk Courtney, Peter'i ok takdir ediyor, demiti. u anda Mark salonun ortasndan General Sean Courtney'e doru yrrken benliinin ta iinde bir korku ve isteksizlik duymaktayd. Haberi generale kendi vermek istemiyordu can. Ama yine de bir dosttan duymas, bir dmann kasla kasla sylemesinden iyiydi. Duraklayp Sean Courtney'i uzaktan seyretti. inde hem acma, hem fke vard. Onu Emoyeni'de grdnden bu yana epey toparlanmt Sean. Omuzlar biraz diklemi, yz biraz dolmutu. Gnee kmaya balaynca o renksizlii de gitmiti. Teni gm sakaln gerisinde yine eskisi gibi yankt. Oturuyordu. Son gnlerin youn almalar onu pek yormutu. Yksek arkal sandalyede dimdikti. ki elini bastonunun kulpuna dayamt. Yannda ona destek salayan eski dostlar vard. Kardei Garrick yan bana oturmu bir eyler anlatyor, o da ban sallayarak dikkatle dinliyordu. Mark onun yanna gitmek istemedi. O n geciktirmek istedi. Ama o srada salonda bir kprt dolat. Peter Botes'in hzl admlarla Dirk Courtney'in durmakta olduu tarafa yrd grld. Yz sevin ve heyecandan kpkrmz kesilmiti. Dirk Courtney ona doru hevesle eildi. Mark bir dakika daha gecikemeyeceini anlad. Hzla ilerledi. Sean onun geldiini grd. Eee, olum, gel otur bakalm bizimle biraz. Saymlar birbirine pek yakn gidiyormu ama kesin sonucu leden nce alacakmz diyorlar. Tam o anda Mark'n yzndeki ifadeyi farketti. Ne oldu? diye sordu sert bir sesle. Mark ona doru eildi. Dudaklar neredeyse generalin kulana dokunuyordu. Sesi kendi kulana bile gcrtl geldi. imdi haber telgrafla geldi, generalim. Johannesburg ..lerkezini kaybettik. Doorfontein ve Jeppe'yi de... Bunlarn

hepsi salam Smuts sandalyeleriydi. Birliin 1910 ylnda kurulmasndan bu yana hep Gney Afrika Partisinin kazand yerlerdi. Bir felaketti bu. Ykc bir facia. Sean, Mark'n kolunu smsk tuttu. Sanki ondan g almak istedi. Holn kar tarafndan alk ve tezahrat seslerinin ykseldiini duydular. Hepsi bu kadar deil, efendim. General Smuts kendi sandalyesini de kaybetti. Ulus onlar istememiti. i Partisiyle Hertzog'un Ulusal Partisinin koalisyonu iktidara geliyordu. Tanrm! diye mrldand Sean. Oldu sonunda demek. Mmkn deil sanrdm. Hl Mark'n koluna tutunarak kendini ekip ayaa kalkt. Beni arabama kadar gtr, olum. Yeni Ladyburg temsilcisini kutlayabileceimi sanmyorum. Ama gec kalmlard. Onlar kapya varmadan duyuru yapld. Saym masasnn bandaki grevli gr sesiyle sonucu bildirdi. Bay Dirk Courtney, Ulusal i Partisi: 2683 oy. General Sean Courtney, Gney Afrika Partisi: 2441 oy. Sizlere yeni Ladyburg temsilcisini tantyorum... Dirk Courtney hemen platformun zerine srad, galip boksrler gibi iki elini kenetleyip bann stne kaldrd. Sean'n yznde arpk bir glmseme belirdi, rengi tekrar kl gibi oldu, omuzlar sarkt. Fordsburg Kasabnn sonu... diye mrldand. Mark onu Rolls Royce'un beklemekte olduu yere kadar gtrd.

ampanya 1904 Dom Perignon'du. Sean bir konuktan tekine gidiyor, bardaklar kendi eliyle dolduruyordu. Bununla zaferi kutlamay umuyordum, diye glmsedi. Ama zntmz bomaya da yarar. Lion Kop'daki evin salonundaki topluluk pek de kalabalk deildi. Neeli davranmak iin gsterilen tek tk abalar, koca salonda kayboiup gidiyordu. Konuklar erken gittiler. Yemee yalnzca aile oturdu. Marion, Storm'un eski yerinde. Mark da Ruth'la Sean'n arasndayd. 468

Eee, olum, imdi planlarn nedir? diye sordu Sean birden. Mark gerek bir aknlk iinde ban kaldrd. Chaka Kapsna dnyoruz tabii. Tabii. Sean gn boyu ilk kez neeyle glmsedi. Tersini dnmem ne aptallk. Ama bu eyin herhalde... Eliyle bir iaret yapt. Yenilgi szn azna almak istemiyordu. Senin durumunda deiiklie yol aacann farkndasn, deil mi? Evet, efendim. Ama sizin hl byk arlnz ve etkiniz var. Sonra Vahi Yaam Koruma Dernei var... mcadele edebiliriz. Chaka Kapsn kurtarmak iin savamamz gerek. Evet, diye., ban sallad Sean. Gzleri tekrar parldad. Savaacaz. Ama benim tahminimce pek zor ve kirli bir sava olacak.

Balangta Chaka Kaps stndeki kara bulutlarn toplan pek dikkati ekmedi. lk deiiklik, Mark aylk raporunu sunarken oldu. Onu Sean Courtney'e deil, yeni Arazi Bakan Peter Grobler'e sunuyordu. Hertzog'un adamlarndan biriydi yeni bakan. Raporlar pek resmi kabul ediyordu. Mark'a maa yine dzenli olarak denmekteyse de, kendisine ksa bir mektup yollanm, yeni kabinenin rezerv alan sorununu batan dikkatle ele alm bulunduu, ilgili yasann da parlamentonun yeni alma dneminde kaca bildirilmiti. Koruyucu olarak grevini geici kabul etmesi, bunun emeklilie saylmayaca, bir aylk bildirim sresiyle iptal edilebilecei aklanmt. Mark yine de deliler gibi almaya devam ediyordu. Geceieri lamba nda oturup General Courtney'e uzun mektuplar yazmaktayd. kisi, halkn Chaka Kaps yresine ilgisini uyandrabiimek iin uzun vadeli planlar peindeydiler. Marion yatmak zere bitiik odaya getikten sonra Mark ortaya yeni bir kt karyor, sk satrlarla tm dncelerini, hayallerini ve sevgisini Storm'a anlatmaya balyordu. Storm onun mektuplarna hi cevap vermiyordu. Mark onun hl o evde oturduundan bile emin deildi. Ama yine de onu orada hayal etmekten holanyordu. Pencerenin nndeki sehpa: i banda ya da yannda John'la kumsalda yrrken. Bir ge 469

ce sabaha kadar uyank kald, onun o pancurlu kk odada bebei emzirmesini.dnd. Yavaa yatandan kalkt,^uyumakta olan Marion'a bir not' yazp brakt, Pungue'yi yanna alp TrojOn'a bindi, vadinin yukarlarna doru yola koyuldu. Marion bir saat sonra uyand. lk aklna gelen ey, hala bir belirti gelmedii oldu. O halde durum kesin demekti. Mark'a bunca zamandr sylememi, kesinlikle emin olmay beklemit i . Erken konuursa bunun uursuzluk getireceinden korkuyordu nedense. Yatandan kalkt, karanlkta ilerleyip banyoya girdi. Birka dakika sonra dndnde kollar sevinle kendi bedenine sarlmt. Hemen baucundaki mumu yakt. Mark' uyandrp syledii zaman yzn grmeyi ok istiyordu. Yata bo bulunca pek bozuldu. Baucundaki not birka satrd. Yine de znts ksa srd. Her zamanki iyi huyu kontrol eline ald. Bir sre daha kendi kendime zevkini karabileceim demektir, dedi yksek sesle. Sonra tekrar konutu. Harold... Harold Andres! Yoo, o pek sradan bir ad. Daha gzel bir isim bulmam gerek. Giyinirken kendi kendine neeli ezgiler mrldanyordu. Sonra mutfan bahesine kt. Sakin, serin bir sabaht. Gkyz henz pembeydi. Chaka Kapsnn tepelerinden bir maymun seslendi, bir havlama sesi vadide yankland. Ufuklar eitli renklere boyayan gnee selamd bu. Yaamak hotu. Byle bir gnde iinde bir can daha tamak da hotu. Marion bunu kutlamak iin bir ey yapmak gerektiini dnd. Mark notunda eve gece dneceini sylyordu. Taze ekmek piireyim ve... Bugn ok zel bir ey istiyordu can. Birden hatrlad. Be gn nce yamur yamt. Yamurdan sonra yaban mantarlar kabilirdi. Mark'n en sevdii trden... tepeleri yuvarlack, emsiye gibi. Onlarn nerede bulunacan Mark retmiti ona. Kahvaltsn dalgn dalgn etti. Mark'n Ev Doktoru kitabn

reel kavanozuna yaslam., bir yandan Bebek Bekleyen Anne blmn okuyordu. Sonra ev ilerine balad. Beton yerlerin byle cilal gibi prl prl ve kaygan olmasndan byk gurur duyard. Daha sonra basit mobilyalarnn tahtalarn cilalad, ortal toplad. Bu temizlik,, bu cila kokusu, vazolarda bu kr iekleri... alrken hep ark sylyordu. Bir ara hi nedensiz gld bile. Saat on, on buuk dolaylarnda bonesini bana giydi, ene altndan balad, diyare ilacn iesiyle birlikte sepetine att, vadinin yukarlarna trmanmak zere kapdan kt. Pungue'nin evinde durdu, en gen kadn ona kendi bebeini getirdi. Marion bebein hayli toparlanm olduuna sevindi. Pungue'nin kars bebee ok su iirdiini syledi. Marion bebei kucana ald, azna ilatan biraz verdi. Sonra be kadn birlikte gnete oturup ocuklardan, erkeklerden, doumlardan, hastalklardan, yiyecek ve giyeceklerden, kadn yaamn ilgilendiren tm konulardan konutular. IMarion ancak bir saat sonra Zulu kadnlardan ayrlp nehir boyuna doru yola koyulabildi.

Yamurlar dii aslan tedirgin etmiti. indeki Bir duygu ona bunun yaklaan daha byk frtnalarn ncs olduunu fsldyordu. Vadinin allar artk yavrular iin yeterli snak deildi. Yaknda sular yamalardan aa boalmaya balayacak, nne kan kapp srkleyecekti. ki kere yavrular baka yere gtrmeye kalkmt, ama yavrular artk bym, daha inat olmulard. Yuva bildikleri allara sarlyor, gitmek istemiyorlard. Yola ksalar bile, yarm mil gittiler mi yavrulardan bir ikisi hemen dnp yuvalarna kouyorlard. Ana aslan kaaklar yakalamak zere dner dnmez, teki yavrular da dnp ayn ynde komaya balyordu. Be dakika sonra hepsi kendilerini eski yuvalarnda buluyorlard. armt dii aslan. lk yavrularyd bunlar onun. gdyle ynetiyordu onlar. Stten kesmesi, avlanmay retmesi ge 471

rektiinin farkndayd. Ama ok da kalabalktlar. Alt yavru her gn rastlanan olaylardan deildi. u ana kadar yavrulardan len olmamt. Ailesi ynetemeyecei kadar geniti. O prl prl sabah saatinde de yine igdyle hareket etti. Yamurun tekrar geleceini kokusundan anlyordu. Son bir deneme daha yapmaya karar verdi. Yavrular onun pei sra, de kalka, aralarnda itiip akalaarak nehir kysna kadar ilerlediler. Buralar tandk yerlerdi. Henz mutluydular. Anne aslan kumlardan suya doru yrd anda yavrularn gveni hemen yine sarsld. onu izledi, ikisi kararsz durdu, sonuncusu da ters yz dnp geriye doru komaya balad. Dii aslan drtnala onu kovalamaya koyuldu, yetiti, penesini srtna bastrd. Sonra onu ensesinden yakalayp kaldrd. Yavrular artk epey irilemiti. Anne boynunu elinden geldii kadar yksek tuttuu halde, yavrunun poposu yerdeki ykseltilere yine de deiyordu. Yavru bacaklarn toplad, kuyruunu altna kstrd, gzlerini yumdu, annesinin kendisini Bubezi Nehrine doru tamasna izin verdi. Bu noktada nehrin genilii be yz metre vard. Kurak mevsimin sonu olduundan bu mesafenin ou kumlarla kaplyd, ama yine de arada derin yeil sular grnyordu. Be yavru kararszlk iinde seyrederken anneleri altncsn tayarak kumlar' zerinde ilerledi. Yavrunun poposu suya deince sland, o gcenmi gibi bir lk atarak kvrand. Anne o srada kar kyy buldu, yamaca trmand, onu oradaki allarn altna brakt. teki yavrular almak zere geri dnd. Deminki yavru onu telal admlarla izledi. Anne dnp ona bir iki tokat atmak zorunda kald, yavru alayarak srtst yatt. Anne onu tekrar yakalayp yukarya, alnn altna kard. Dnp nehri gemeye koyulduunda yavruyu bir kere daha topuklarnn dibinde kendisini izler buldu. Bu kez onu cann yakacak kadar srd, tekrar alla tad. Oraya varnca da gerisini srd, onu yere yapm, titrer durumda brakt. yle sinmiti ki, bir daha peine taklacak gc bulamyordu. alnn altnda yatp acl sesler karmakla yetindi.

Marion evinden tek bana hi bu kadar uzaklamamt ama yle gzel bir sabaht, hava yle sakin ve sessizdi ki, mrnde pek az tatt bir mutluluk doluyordu iine. Nehir boyunu izledii srece kaybolmayacan biliyordu. Mark ona bu vahi yerlerde dolamann kentlerde dolamaktan daha gvenli olduunu da retmiti. Yeter ki, insan basit kurallara uymasn bilsin. Nehrin atal olduu yerde birka dakika durdu, balk avlayan kular seyretti, glmeye balad. Bir ara arkasndaki allarda ar bir vcudun dme sesine benzer bir ses duyuldu, sonra talk tabanda nal sesleri geldi. Marion buz gibi dondu. Tekrar sessizlik olduunda kendini toplad, yine yksek sesle gld, yoluna devam etti. Hava ok gzel kokuluydu. ki kere yanl yola sapar gibi oldu ama sonunda dallarn yaym duran l aacn altna gelmeyi baard. Alttaki otlar arasnda ok gzel sar iekler amt. Bu iei daha nce hi grmemiti Marion. evresinde uan kular da. Durmadan kprdayan, ufack, renkli kulard. Gagalar kvrkt. Gnete renkleri inanlmayacak kadar parlakt. Gagalarn ieklerin ak duran boazna daldryor, oradan sanki kevser iiyor, tekrar ykseliyorlard. Marion onlar seyrederken iinden garip bir sevin ykseldiini duydu. Tekrar yola koyulmas epey srd. Biraz ilerde ilk mantar kmesini buldu. melip toplamaya balad. Saplarn dikkatle kvrp eline alyor, gzel kokusunu burnuna ekiyordu. Sonra da sepetine biimleri bozulmayacak ekilde, tepeleri yukarda olmak zere dikkatle yerletiriyordu. Bu yerden bir dzine kadar mantar seti. Ama pitikleri zaman kleceklerini, yetmeyeceklerini biliyordu. Yamac izleyerek yoluna devam etti. Yaknnda bir tslama sesi duydu, yrei tekrar yerinden oynad. nce ylan sand, O kahverengi, kaln srngenlerden biri. gen ba, atall diliyle. allara gzn dikip yavaa geriledi. Kk bir hareket iliti gzne. Neye bakmakta olduunu anlamas birka saniye srd. Aslan yavrusu karnst yatmt. allarn glgesindeydi. ) _473_

zerindeki bebek benekleri, kuru yapraklarn rengine uyuyor, onu cok gzel saklyordu. lk saklanma derslerini iyi renmiti bu yavru. Hi kprdamyordu. Bir tek kulaklar oynuyordu. Bir ne, bir arkaya gidip geliyor, her duygusunu, her niyetini aa vuruyordu. Kocaman, yuvarlak gzleriyle IMarion'a bakt. O gzlerde henz o rktc sar renk yoktu. Bebek mavilii hkimdi. Byklar dik dik duruyor, kulaklar elikili mesajlar yolluyordu. Geriye yatt zaman: Bir adm daha yanarsan paralarm seni. Yukar kalkp kvrld zaman: Bir adm yanarsan korkudan leceim. Yana kayd zaman: Sen neyin nesisin yle? Ah! diye bir lk att Marion. Ne eker eysin sen! Sepeti yere koydu, meldi. Bir elini uzatp azndan okayc sesler karmaya balad. Kk cici. Yalnz msn sen burada bakaym? Yavaa ne doru ilerledi. Hl konuuyor, sevgi sesleri karyordu. Kimse cann yakacak deil, bebeim. Yavru pek de emin deildi. Kulaklar merakla dikiliyor, Marion'a kararsz gzlerle bakp duruyordu. Yapayalnz msn sen? Benim bebeim seninle ne gzel oynar, deil mi? Giderek yaklayordu. Yavru onu isteksiz bir tslamayla uyard. Amma da kendine gveniyorsun, diye glmsedi Marion. Yavrunun bir metre uzana meldi. Nasl gtreceiz seni eve? diye sordu. Bu sepete sar msn? Nehir yatanda dii aslan ikinci yavruyu tamaktayd. Peinden de srnn kahramanlarndan biri geliyordu. Kahraman slak yere varp da ayan suya dedirdii anda cesareti birden yokoldu, oraca oturdu, alamaya balad. Anne aslan artk yorgunluktan ve umutsuzluktan ldrm durumdayd. Geri dnd, azndaki yavruyu yere att, o da olanca hzyla eski yuvasna doru koarken anne alayan 474

kahraman kapt, teKrar sulara yneldi. Bu kez ok kararlyd. Kocaman, yuvarlak ayaklar yumuak toprakta hi ses karmyordu. Yavrusu aznda, yamatan yukar kmaya koyuldu.

Marion arkasndaki kkreme sesini duydu, bir andd ayaa frlad. Dii aslan elli metre ilerde, yksek yerin kenarnda pusuya yatm gibi duruyordu. Ayn sesle onu bir kez daha uyard. Marion yalnzca o gzleri grebiliyordu. Prl prl, sapsaryd gzler. Korkun bir sar... bard. Yeri g titreten tiz bir lk att. Bu lk aslan hemen saldrya geirdi. Akan su gibi, inanlmaz bir hzla geldi, bolukta akan sar bir k gibi grnd. Peneleri yere dedike kumlar uuuyordu. Ellerini ne doru uzatm, duda arkaya kvrlm, dileri gzkyordu. Uzun, beyaz ve sivri. Marion kamak zere dnd. Be adm gittiinde aslan onu yakalad. Penesini srtna att gibi devirdi, be trna tenine girdi. Deriyi ve eti delip on santim ieriye batt, karn boluunu bak gibi yard, omurgay krd, iki bbrei ayn anda patlatt. Bu vuru koskoca bir kz ldrmeye bile yeterdi. Marion'u yedi metre ileriye frlatt. O srtst derken dii aslan yine zerine atlad. enesi akt. Uzun beyaz dileri arasnda pembe az ve dili grnyordu. Marion bir an iin inanlmaz derecede keskinieen gzlemiyle, hayvann damandaki dzgn desenli ykselti ve ukurlar grd, soluundaki et kokusunu ald. Koca sar kedinin altnda kvrk yatyordu Marion. Hl baryordu. Omurgas krldndan vcudunun alt taraf garip bir ac meydana getirecek biimde serilmiti. Yine de yzn korumak iin iki kolunu kaldrd. Dii aslan kollar kapt. Dirseklerin hemen altn. Kemikleri kra kra srd. Sonra Marion'un omzunu srd, uzun sre de oray geve 475

iedi. Marion hl baryordu. Kvranyor, kurtulmaya alyordu koca hayvann altndan. Aslann onu ldrmesi ok uzun srd. Akl karmt. Bu tad azna yabancyd. Biim de yle. Isryor, aryor, iniyordu durmadan. Grtla bulabilmesi bir dakika srd. Sonunda dii aslan ayaa kalktnda ba ve boynu kan iindeydi. Postu kpkrmz, yap yap olmutu. Kuyruu hl fkeyle sallanyordu. Ama yine de uzun diliyle kendi suratn yaiayp temizledi. Duda bu yabanc tad alnca tekrar tiksintiyle kvrld. Yavrusunun yanna dnmeden nce yzn peneleriyle de sildi. Sonra da yavruyu uzun uzun yalad. Marion'un paralanm vcudu orada, hayvann brakt yerde kalakald. Gne batmadan biraz nce Pungue'nin karlar gelip buluncaya kadar.

Mark'la Pungue nehri gece ay altnda getiler. Yamac trmanrlarken o korkun atlar duydular. Zulu kadnlar alyordu. ki erkek istemeden olduklar yerde durdular. Bu ses ikisine de lm dndrmt. Mark zengiyi bir tekmeyle Trojan'n karnna vururken, Gel! diye bard. Pungue Spartan' drtnala koturarak Mark' izledi, tepeyi atlar, Kadnlarn yakt ate uursuz sar klar sayordu. Drt kadn evrelenmi oturmaktaydlar. Kimdi? diye sordu Mark. Ne oldu? Pungue en yal karsn omuzlarndan yakalad, sallad, at kesmesini salamaya alt. Ama Mark sabredemedi. ne doru ilerledi, serili postun bir ucunu kaldrp bakt. Bir an... anlamakszn bakt. Tanmakszn bakt. Sonra yzndeki btn renk utu, geri dnd, karanla doru komaya balad. Oraya vardnda dizleri zerine kapand, ne bklerek dehet iinde kusmaya koyuldu.

Mark, Marion'u Laydburg'a gtrd. Kefene sarm, motosikletin yan sepetine koymutu. 476

Cenazeyi bekledi, ailenin aclarn ve sitemlerini gsledi. Onu o vahi yerlere gtrmeseydin... Onun yannda kalsaydm... Keke sen... nc gn tekrar Chaka Kapsna dnd. Pungue onu nehrin dibinde bekliyordu. Kayalarn dibinde, gneli bir yere oturdular. Mark, Pungue'ye bir sigara uzatt, o yine mantar filtreyi dikkatle kopard, karlkl sessizce bir sre itiler. zleri okudun mu, Pungue? Okudum, Jamela. Anlat bana ne olduunu. Dii aslan yavrularn tayormu. Onlar birer birer alp nehrin kar kysna geiriyormu. Pungue yava yava, dikkatle olup biten dram anlatt. Mark'n yokluunda izleri ok dikkatle incelemiti. O szlerini bitirdii zaman yine sessiz kaldlar. Nerede imdi? diye sordu Mark alak sesle. Kkleri kuzeye doru gtrd. Ama yava gidiyor. gn nce, yani eyden bir gn sonra... Pungue duraklad. O i olduundan bir gn sonra bir impala ldrd. Yavrular da onunla biraz yedi. Yava yava stten kesmeye alyor onlar. Mark ayaa kalkt, nehri getiler, birlikte tepeye, eve doru trmandlar. Pungue merdivenin dibinde beklerken Mark bo kalm eve girdi. Vazolardaki kr iekleri solmu, odaya hznl bir hava veriyordu. Mark hemen Marion'un eyalarn toplamaya balad. Giysilerini, ucuza alnm, zendii mcevherlerini, taraklarn, fralarn, tek tk makyaj malzemesini... hepsini ablasna gtrmek zere byk bavula doldurmaya balad. i bittiinde bavulu eline alp kt, gtrp sundurmaya koydu. Bunlar evde saklamak ok ac oluyordu. Sonra tekrar eve dnd, kendi kent elbiselerini giydi. Raftan Mannlicher'i ald, kurunlar doldurdu. Elinde tfekle kapdan kt. Pungue hl bekliyordu. 477

Pungue, dedi. imdi yaplacak iimiz var. Zulu yavaa ayaa kalkt, bir an baktlar, sonra Pungue gzlerini indirdi, ban sallad. zi bul, diye emir verdi Mark alak sesle.

Dii aslann impalay ldrd yeri buldular. Akbabalar buray iyice temizlemiti artk. Birka kemik kalmt sada solda... biraz ty, biraz kurumu deri, kafatasnn bir parasyla boynuzlar. Ama izler gitmiti. Bir yandan rzgr, bir yandan akbabalar, akallar, srtlanlar... yok olmutu izler. Kuzeye doru devam ediyor olmal, dedi Pungue. iMark ona bunu nereden bildiini sormad. Sorsa da Zulu cevap vermezdi. Biliyordu ite. Buradan dnm. Pungue yere melmiti. Yavrularn! ayak izlerine bakyordu. Galiba tekrar Usutu'ya gidiyordu. Niyeti yavrular geri gtrmekti ama bu noktada fikrini deitirmi. Gneye dnm. Dn gece kamp kurduumuz yerin yaknndan gemi olmal. Vadide kalacak. Onun vadisi artk buras. Ayrlmayacak. Evet diye ban sallad Mark ciddi ciddi. Vadiden bir daha ayrlmayacak. Benimle gel, Pungue. Aslan yava gidiyordu. zler de her geen saatle biraz daha tazelik kazanyordu. Hayvann baarsz bir av yapt yeri buldular. Pungue onun nerede pusuya yattn, zebrann stne nereden sradn gsterdi. Yirmi adm ileride birden dmt. Zebra gl ve iri olmalyd. Onu srtndan atmt. Aslan yere nce omzunu arpmt. Pungue'nin dediine gre, Zebra da pene yarasndan kanlar akta akta kamt. Aslan topallayarak ilerlemi, bir sre bir alnn altnda yatm, sonra yavaa kalkp yavrularn brakt yere dnmt. Herhalde bir kasn incitmiti o d srasnda. Ona ne zaman yetiiriz? diye sordu Mark. Surat ta gibi bir intikam maskesiydi. Belki gne batmadan nce. Ama bir kayalkta iki saat kaybettiler. Pungue izi tekrar bulabilmek iin ok uramak zorunda kald. Bir noktada iz birden dondu, ilerdeki tepeye trmanmaya balad. 478

Pungue'yle Mark ufack bir ate yakp izin zerinde kamp kurdular, uyumak zere topraa yattlar. Mark uyumad. Gzleri gkte, ayn hareketini izledi durdu. Pungue birden konumaya balaynca Mark onun da uyumam olduunu anlad. Yavrular stten kesilmedi, diyordu Zulu. Yine de lmeleri uzun srecek. Hayr, dedi Mark. Onlar da vuracam. Pungue dorulup burnuna biraz enfiye ekti, dirseine yaslanp atein korlarna bakt. Mark sonunda, nsan etini tatt, dedi. ok fkeli olduu halde, Pungue'nin aypladn hissediyor, kendini hakl karmaya alyordu. Yemedi ama, dedi Pungue. Mark yine boazna bir bulantnn ykseldiini hissetti. Pungue haklyd. Aslan o paralanm vcudun hibir yerini yememiti. Pungue, o benim karmd. Evet, diye ban sallad adam. Oras yle. Ama o da onun yavrusuydu. Mark bu szleri dnd, kendi amacnda ilk kez bir kararszlk sezdi. Aslan en eski yaam igdsyle hareket etmiti. Yavrularn korumaya alyordu... peki, kendi amac neydi? Onu ldrmek zorundaym, Pungue, dedi tekdze bir sesle. Midesinde bir yumru hissetti. lk olarak hissetti o utanc. Varln inkr etmeye alt. Marion lmt. Tatl, sadk, grevine bal Marion. Bir erkein karsndan bekleyebilecei her eyi veren Marion. Korkun bir lmle lmt,... ve imdi Mark yalnzd. Yoksa zgr szc daha m kolay geliyordu diline? Birden gznn nnde incecik, esmer, gzel bir kzn hayali beilrdi. Yannda kk bir erkek ocukla, gzel vcudunu sallayarak kumlarn zerinde yryordu. Deniz kenarnda. Sululuk... ah, o kaypak duygu. Birden Mark'n iinde ban bir ylan gibi kaldrd. Mark onu ezip yokedemedi. lmesi gerek, diye yineledi. Belki ayn vurula kendi sululuunu da ldrebilirdi. Pekl, diye kabullendi Pungue. Onu leden nce bu 479

luruz. Tekrar yatp postu kafasnn zerine ekti. Bu kez se bouk ktndan szleri zor anlald. Haydi, byk bolu abucak yetielim.

Dii aslan ertesi sabah erkenden buldular. Ykseltinin d. bindeki tepelerden birinin eteindeydi. Scaklk balar bala maz hemen kendine sk yaprakl bir emsiye semi, altna giri yan yatm, karnnn krem rengi tyleri arasndan grnen si yah memebalarn ortaya karmt. Yavrular artk hemen hemen doymulard. lerinden yalnz ca iki obur hl emiyordu. Gbekleri imiti bu kadar beslen mekten. Yaramaz kuyruk avcs tm dikkatini annesinin kuyruuna toplam bulunuyordu. Her saldrta anne hemen ekiyord 1 kuyruunu onun burnunun nnden. teki uyuyakalmama savandaydlar. Enerjilerini topluyor, gzkapakiarnn inmesini nlemeye alyorlard. Sonunda baaramadlar. Bir yn halinde reklenip uykuya yattlar Mark rzgr altnda, yz elli metre kadar ilerdeydi. K' bir tmsein zerinde yzkoyun yatyordu. Bu kadar yakla abilmek hemen hemen bir saatini almt. emsiye yaprakl k sa otlarn bulunduu bir alann ortasmdayd. Daha yaklaabilir miyiz? diye sordu Mark. Fslday ha fif bir soluk kadard. Kuru otlar, yan yatan aslan grmelerin ancak engelliyordu. Jamela, istersen ben ona dokunacak kadar bile yakla rm. Kendinden sz ettiini zellikle vurgulad, gerisini kar sndakinin anlayna brakt. Gne altnda beklediler. Yirmi dakika daha geti. Sonun da aslan ban kaldrd. Belki iinden soyunu srdrme igds uyarmt onu evresinde avclar olduunu fsldamt. Ba sar bir k gib ykseldi. Gzlerini dikip rzgr altna doru bakt. Tehlikenin bulunduu tarafa. Birka saniye ylece bakt. Kocaman sar gzleri hi krplmyordu. Onun kaygsn sezen iki yavru uykulu uykulu dorul-

dular, onunia birlikte beklemeye baladlar. Mark aslann dosdoru kendisine bakmakta olduunu hissediyordu. Ama yine de hareketsizlik kuralna uydu. Mannlicher'i kaldrd anda aslan bulank bir leke olup uzaklaacakt son hzla. Mark bekliyor, saniyelerin getiini kafasnn iinde hissediyordu. Derken aslan birden ban indirdi, tekrar uzand. Tedirgin, diye uyarda bulundu Pungue. Daha fazla yaklaamayz. Bekleriz, dedi Pungue. Buradan vuramam. Artk btn yavrular uyumutu. Anne de uyukluyordu. Ama tm duyular hl alyor, burun delikleri her solukta havay kokluyor, koca kulaklar bir an sakin durmuyordu. En ufak ku ya da hayvan sesinde harekete geiyordu o kulaklar. Mark gnein altnda yatmay srdrd. Terlen gmleini lekeliyordu. Bir ee sinei kulann arkasna kondu, oradaki yumuak deriyi soktu ama Mrk onu kovmak iin bile kprdamad. ans ancak bir saat sonra gld ona. Aslan birden ayaa kalkt, kuyruunu iki yana sallad. allarn altnda yatamayacak kadar tedirginlemiti. Yavrular dorulup oturdular, ona akn akn baktlar. Aslan Mark'a yan dnm duruyordu. Ba eikti. Scakta solurken az da hafif akt. Mark onun butlarna konan ee sineklerini grebilecek kadar yaknd ona. Hayvan hl glgedeydi ama arkasndaki sar otlar aydnlkt. ok gzel nian alnabilirdi. lk kurun iki cieri delecek, silah hafif evrildi mi ikincisi de kalbi bulacakt. Cierler kesindi ama kalp iin abuk olmak gerekiyordu. Mark yine de kalbi seti, tfeini omzuna doru kaldrd. Emniyeti oktan akt. Tetie parman dolad, mekanizma almadan nceki son direnci hissetti. Mermi .230'luktu. Aslann gsne dedii anda atlayp yaylacakt. Aslan hafif bir iniltiyle yavrularn ard, hepsi uvsal uysal ayaklandlar. Uykudan hl biraz sendeliyorlard. Anne yryp n altna kt. Ba ner admda saa sola dnyordu. Hayr, diye dnd Mark. Cierleri seeceim. Namluyu 481
Bir Sere Dt F 11

biraz ykseltip sabit tuttu, hayvan koarken onu izleyebilecek ekilde ayarlad. Yavrular annenin arkasnda karmakark ilerliyorlard. Mark nian alma iini aslan allarn kenarna varncaya kadar srdrd, derken havay dolduran bir kahverengi toz bulutu arasnda hayvan bir anda grnmez oldu. O yokolunca Mark tfei indirdi, arkasndan bakt. Pungue sonunda Mark'n iinden bir eyin koptuunu grd. Nefretin, sululuun, rkntnn o buz gibi duvar ykld, Mark alamaya balad. inden gsn yrtan hkrklar ykseldi. nsann bir erkei alar grmesi kolay deildi. Hele de alayan dostuysa. Pungue yavaa ayaa kalkt, Trojan' baladklar yere doru yrd, gnete tek bana oturdu, enfiye ekti, Mark yanna gelinceye kadar bekledi.

BAKAN NSANLIA KARI GREVDEN SZ ETT Grevi yeni devralan Arazi Bakan Bay Dirk Courtney, Kuzey Zululand'deki rezerv alan iinde bir gen kadnn bir aslan tarafndan paralanmas olayndan kayg duyduunu aklad. Szkonusu kadn, blgenin resmi korucusunun ei Bayan Marion Anders'di. Geen cuma gn kendisi dii bir aslan tarafndan paralanmt. Bakan bu messif olayn, yerleim blgelerine yakn yerlerde vahi hayvanlarn yaamasna izin vermenin tehlikelerini nemle vurguladn ileri srd. Bu durum devam ettii srece, o blgede yaayanlarn hayat srekli tehdit altnda bulunmaktadr, dedi. Bay Dirk Courtney yzyl banda yabani hayvanlarn neden olduu salgn hastalk srasnda iki milyona yakn sr kaybedildiini hatrlatarak, Byle bir felketin tekrarlanmasna da izin veremeyiz, diye ekledi. Kuzey Zululand'de rezerv olmas ngrlen alan, ok verimli tarm topraklarn iermekte, doal kaynaklarmza 482

byk katks .olabilecek bir sulama olanan da bnyesinde bulundurmaktadr. Eer yurdumuzun tm doal potansiyelinden yararlanaaksak, bu blgeler de kalknma hamlemize katlmaldr. diyen Bakan, szlerine yle devam etti: Hkmetimiz bu konuya byk arlk vermektedir ve ilgili yasann meclisten gelecek oturumda kabilecei umulmaktadr. Mark yazy dikkatle okudu. Natal Witness*in ilk sayfasnda, Jnanet haber olarak verilmiti. Dahas var, dedi General Sean Courtney. nce bir dosyay ap onun nne koydu. inde eitli kuprler vard. Al, gtr. Hepsi ayn amaca ynelik, greceksin. Dirk Courtney davulu pek kaln bir sopayla alyor korkarm. u sra yle gl bir grevde ki! Bakan olaca hibir zaman aklmn ucundan gemezdi. Evet, diye ban sallad Sean. ktidara ok hzl kavutu.. Ama te yandan bizim de hl sesimiz duyuluyor. Sandalyesi salam olan bir yemiz istifa ederek yerini Jannie Smuts'a verdi. Bana bile sandalye teklif edenler kt. Kabul edecek misiniz, efendim? Sean gm sakaln ar ar sallad. .Ben o grevlerde fazla uzun sre bulundum, olum... insan bir eyi uzatt m, skyor. Bu sylediklerini dnnce yine ban sallad. Yoc, bu pek de doru saylmaz. Ben yorgunum. Artk dizginleri daha gen insanlar almal. Jannie Smuts yakn ilikiyi kesmeyecek. Bana ihtiyac olunca arabileceim biliyor. Ama ben artk kendimi yal bir Zulu reisi gibi hissediyorum. Gnete oturmak, bira imek, imanlamak, srlarm saymak istiyor canm. Ya Chaka Kaps ne olacak efendim? diye yalvard Mark. Jannie Smuts'Ia ve baka birka kiiyle konutum. Yeni hkmette de bizi destekleyenler pek ok. Ben bunu bir parti sorunu haline getirmek istemiyorum. Herkesin kendi vicdanyla karar verecei bir sorun olarak kalsn istiyorum. Ruth gelinceye kadar konumaya devam ettiler. Sonunda geldiinde, Saat gece yarsn geti, sevgilim, dedi. Konumanza sabah da devam edebilirsiniz. Sen ne zaman gidiyorsun, Mark? 483

Yarn gece Chaka Kapsna dnm olmalym. Mark bu yalan sylerken sululuk duygusunu bir kez daha iinde hissetti. Henz eve dnmeyeceini kendi de bal gibi biliyordu. Ama yarn le yemeine kalrsn, deil mi? Evet. Kalmak houma gider. Teekkr ederim. Mark ayaa kalkarken Sean'n masasndaki kuprleri de yanna ald. Yarn size geri veririm, efendim. Ama Mark odasnda yalnz kald anda kendini bir koltua att, kuprlerden birini kapp ters yzn evirdi. Generalin yannda da bu yaz gzne iliin iti, ama evirip okumaya cesaret edememiti. imdi her kelimesinin tadn kara kara okudu. Yaznn son blm yoktu. Arka taraftaki Bakann konumasnn bittii yerden makaslanmt. Ama olan da yeterdi. GEN RESSAMIN OLAANST, SERGS u sra Marine Caddesindeki Marine Otelinin sergi salonunda gen bir bayan ressamn sergisi alm bulunuyor. Bu sergi Bayan Storm Courtney'in ilk sergisi olmakla birlikte, kentimiz sanatseverlerinin gsterdii ilgi ve destek, ok daha eski ve tecrbeli bir ressam bile mutlu etmeye yetecek dzeyde. Serginin ilk be gn sonunda ressamn eserlerinden yirmi bir tanesi istekli alclar buldu ve her biri elli ngiliz altn gibi yksek fiyatlarla satld. Bayan Courtney'in klasik bir biim anlay var ve buna gvenli renk duygusuyla az sanatda bulunan olgun uygulama stilini gen yana ramen katmay biliyor. zellikle ad anlmaya deer eserlerinden biri, serginin 16 numaral tablosu olup, Yunanl Atlet Dinleniyor adn tamakta. Bu tablo sanatnn kendine ait olup, satlk deildir ve dnceleri tutucu olanlarn kalarn kaldrabilecek trdendir. Utanma duygusuna yer verilmeksizin tabloda... Makas yazy buradan kesmiti. Mark'n iinde tedirgin edici bir eksiklik duygusu kald. Bir kere daha okudu. Storm'un 484

tekrar gen kzlk soyadn kullanyor olmas onu sevindirdi. Sonra kupr dikkatle katlad, czdanna yerletirdi, arkasna yaslanp gzlerini duvara dikti, orada ylece, giyinik durumda uyuyakald. Evin kapsn on alt yalarnda Bir Zulu kz at. Geleneksel beyaz pamuklu entarilerden giymiti. Dad olduu belliydi. John'u kalasnn zerinde tayordu. ocuk da, dad da, Mark'a koca koca alm akn gzlerle baktlar. Ama Mark Zulu dilinde rahatlkla konumaya balaynca dad gzle grlr biimde rahatlad. Mark'n sesi duyulduu anda John heyecanl bir lk kopard. Bu tanmaktan ileri gelebilirdi, ama belki de yalnzca dosta bir selamlamayd. Dadnn kalasnda zplamaya balad. yle tepindi, yle debelendi ki, kz onu frlamasn diye iki eliyle tutmak zorunda kald. Ellerini Mark'a uzatyor, neeli sesler karyor, glyor, baryordu. Mark onu kucana ald, bebek kokusunu iine ekti. John hemen Mark'n salarndan bir tutam yakalad, kknden yolup karmaya alt. Yarm saat sonra Mark onu tekrar ay suratl kza^ verdi, evin basamaklarndan inip kumsala doru yrd. Peinden John'un gcenik lklar duyuluyordu. Ancak uzaklat zaman duymaz oldu sesleri. Mark pabularn ayandan kard, gmleiyle birlikte sularn en yksek zamannda geldii yerin snrna koydu, plak ayaklar slak kumlarda iz brakarak ky boyunca kuzeye doru yrmeye balad. Bir mil kadar yrd. Grnrlerde kimseler yoktu. Suyun altndaki kumlar prl prl ufak dalgalar halinde biimlenmiti. Sa tarafnda denizin teleri beyaz beyaz kprmekteydi. Solunda sk, koyu yeil bir orman ykseliyordu. Onun gerisinden grnen tepeler koyu maviydi. Yalnzd Mark... derken t uzakta, belki bir mil ilerde, tek bana bir glge daha belirdi. O da kyy izleyerek geliyordu. Cok daha kk biriydi Mark'dan. Henz ok uzakta olduundan, kadn m, erkek mi, dman m, dost mu, belli olmuyordu. 485

Mark admiarn daha da at, kardaki insana yaklat. Mark komaya balad. Kardaki birden durdu, kaacakm gibi hazrland. Derken bir anda o hareketsizlik yokoldu, kardaki de ona doru komaya balad. Bir kadnd. Uzun siyah salar rzgrla savrulan, kollar iki yana alm, plak ayakl, bembeyaz dili, lacivert gzl bir kadn.

Yatak odasnda yalnzdlar. Bebek John'un yata bitiikteki yemek odasna tanmt. nk artk John evresinde yer alan bu tr eylemlere ilgi gsteriyor, alklyor, beeni dolu sesler karyor, parmaklklar arasndan uzanp oyuna katlmaya alyordu. u sra sevimeyle uyku arasndaki o huzurlu dakikalarn tadn karmaktaydlar. stlerine tek bir araf ekmi, mum nda alak sesle konuuyorlard. Mrldanrken dudaklar birbirine deecek kadar yaknd. Ama, sevgili Mark, oras hl uydurma bir kulbe, evresi de vahi orman. Epey byk bir kulbe, diye dzeltti Mark. Bilemiyorum. O kadar deitim mi, emin deilim. Anlamann bir tek yolu var. Benimle gel. Ama herkes ne der? Bizi imdi grseler ne diyeceklerse onu. Storm rahat rahat gld, ona biraz daha sokuldu. Sama bir soruydu, dedi. Eski Storm'du onu soran. nsanlar benim hakkmda syleyebilecekleri her eyi sylediler zaten. Hibirinin de zerre kadar nemi ve etkisi olmad. Orada bizi yarglayacak pek de fazla insan yok. Bir tek Pungue. O da ok ileri fikirli bir beyefendidir. Storm bir daha uykulu uykulu gld. Bence nemli olan bir tek kii var... babam bilmemeli. Onu yeterince incittim. Bylece Storm, Chaka Kapsna geldi. O eski, hrpalanm Cadillac'la. John yakndaki koltukta oturuyor, Storm'un dnyadaki tm mal varl da arka kanepeye ylm bulunuyordu. Bir blm de arabann tepesine kaylarla balanmt. Mark

onun n sra motosikletliyle ilerlemekteydi. Yol Bubezi Nehrinin kysnda'son bulunca Storm arabadan inip evresine baknd. Ykselen dev kulelere uzun sre dnceli baklarla baktktan sonra gzleri nehrin yeil sularna, beyaz kylarna, evredeki allara, aalara dnd. En azndan, resme elverili dorusu, dedi. Mark, John'u omzuna oturttu. Pungue'yle ben sonra katrlarla gelir eyalarn geri kalann tarz, dedi, ne dp onu patikadan nehre doru yrtt. Pungue onlar kar kydaki aalarn altnda bekliyordu. Upuzun boyu, etkileyici grn, kasnda boncuklu bayla. Pungue, bu benim hanmm, ad da Vungu-Vungu, yani Frtna. Seni gryorum, Vungu Vungu. Ayrca adnn yanl olduunu da gryorum, dedi Pungue alak sesle. nk frtna irkin bir eydir. ldrr, mahveder. Sense gzel bir kadnsn. Teekkr ederim, Pungue, diyerek glmsedi Storm. Ama senin de adn yanl, nk akal kk ve zalim bir hayvandr. Ama zekidir, dedi Mark ciddi ciddi. John bir selam l kopard, Mark'n omzunda zplad, iki eliyle Pungue'ye doru uzand. Bu da benim olum, dedi Mark. Pungue, John'a bakt. Bir Zulu'nun candan sevdii iki ey vardr. Srlar ve ocuklar. kisi arasnda ocuklar tercih eder. zellikle de erkek ocuklar. Tm erkek ocuklar arasnda da salam yapl, atak, atlgan olanlar yeler. Jamela, olunu tutmak isterim, dedi. Mark, John'u ona uzatt. Seni gryorum, Fimbo, diye selamlad Pungue ocuu. Seni gryorum, koca sesli kk adam. Sonra Pungue o kl glyle glmsedi, John tekrar bard, elini Pungue' nin azna uzatp o beyaz, parlak dileri kapmak istedi, ama Pungue onu evirip omzuna oturttu, her zamanki suaygr glyle tepenin yukarlarna doru uzaklat. Chaka Kapsna bylece gelmi oldular ve ilk gnden ba 487

layarak bir daha ilerinae hi kukuya yer kalmad. Bir saat kadar sonra mutfak kapsna nezaketle vuruldu. Mark kapy atnda, karsnda Pungue'nin kzlarn buldu. On drt yanda olan en bynden, drt yandaki en kne doru sralanm duruyorlard. En by, Biz Fimbo'yu selamlamaya geldik, diye aklamada bulundu. Mark, Storm'a soru soran gzlerle bakt, Storm ban evet anlamnda sallad. En byk kz John'u alkn bir hareketle srtna ald, pamuk eritlerle balad. Tm kodeslerine o bakm olduundan, bu ileri biliyordu. Herhalde Mark'la Storm'un bildiklerinin toplamndan daha ok ey biliyordu kk ocuklar konusunda. John onun srtnda kurbaa pozuna girdi. Sanki doutan Zulu'ydu. Kz dizlerini krarak Storm'a bir hareket yaptktan sonra peinde kardeiyle dnp uzaklat, John'u oyun arkadalaryla dolu cennete doru gtrd. nc gn Storm resim yapmaya balad. lk haftann sonunda evin ynetimini artk eline almt. Bu ii ele al yntemine Mark, Rahat Karmaa diyordu. Yalnz aralara ksa pandomim sreleri karmaktayd. Rahat, karmaa sresi boyunca herkes ne isterse onu yiyordu. Belki akam yemei oiarak ikolatal biskvi ve kahve, ertesi akam zgara et. Canlar ne zaman isterse o zamn, nerede isterse orada yiyorlard. Yatakta oturarak, nehir kysnda yatarak... ne olursa. Zaman da nemli deildi. Konua gle gece yarsna kadar elenmilerse, o zaman yiyorlard yemeklerini. Rahat karmaa boyunca eyalarn tozunu almak, yerleri cilalamak, yaam heyecan arasnda unutulup gidiyordu. Onarm isteyen giysiler dolabn dibine frlatlyor,, orada bekliyor, Mark'n salar uzuyor, yakasnn stne kyordu. Sonra beklenmedik bir zamanda rahat karmaa sona eriyor, yerine pandomim balyordu. Onu balatan, genellikle Storm'un gzlerine elik gibi bir bakn yerlemesi oluyordu. Buras domuz ahrna dnd ! diyordu fkeyle. Sonra makas, kaynar su dolu kovalar kapyor, tozu dumana katyor, her yeri bir batan bir baa temizli 488

yordu. Storm'un ev kadnl duygular da bir sre iin kprdayamayacak kadar yorulmu ve tkenmi oluyordu. Ertesi sabah Storm katrn srtna biniyor. John'u arkasna kayla balyor, Mark'la birlikte vadide devriye gezmeye kyordu. lk klarnda Mark kukuyla, Onu gtrmek uygun mu sence? diye sormutu. Henz pek ufack. Storm! da, Ben Bay John'dan hem daha byym, hem* de daha nemliyim, diye karlk vermiti. O benim hayatma uyacak, ben onunkine deil. Bylece John da katr srtnda devriye gezmeye balad, elma sepetinde, yldzlarn altnda uyudu, gnlk banyosunu Bubezi Nehrinin serin yeil sularnda yapt, ee srna abucak baklk gelitirdi, hzla bymeye koyuldu.

Dik patikadan Chaka Kapsnn tepesine doru trmandlar, ayaklarn korkun uurumdan aaya sallandrp oturdular, vadinin karlarna baktlar. Uzaktaki mavi dalara, ovalara, bataklklara, dolana dolana akan usuz bucaksz nehirlere. Seni ilk tandmda fakirdin, dedi Storm, Mark'a doru yaslanp manzaray deta ierek. Ama imdi dnyann en zengin adamsn. Cennetin sahibi sensin nk.

Mark onu tepenin dibindeki mezara gtrd. Storm oraya talar ymaya, Mark'n eliyle yonttuu ha dikmeye yardm etti. Mark ona Pungue'nin ihtiyarn lmyle ilgili hikyesini anlatt, Storm aka alad. John'u kucanda tutuyordu. Mezar tann kenarna oturmutu. Dinliyor, her ayrnty yayordu.

Bakyordum, ama gerek anlamyla gremiyordum daha nce, dedi Storm, Mark ona ku yuvasn gsterdiinde. zenle, ipek gibi ince otlarla rlmt yuva. inde ufack iki yumurta vard. Buraya gelinceye kadar gerek huzur nedir bilmiyordum, dedi gnn son sar klar altnda, Bubezi Nehri kysnda otururlarken. 489

Mutluluun ne olduunu bilmiyordum, dedi gece karanlnda birbirlerine sarlm yry yaparlarken. Sonra bir sabah yatanda dorulup oturdu. Yatan zerine John'un kemirdii biskvilerin krntlar salmt. Mark'a ciddi baklarla bakt. Bir zamanlar bana evlenme teklif etmitin, dedi. O soruyu tekrar sormak istiyor musunuz, baym? Ayn gn leden sonra vadinin telerinden gelen balta seslerini duydular. ki ulu balta aacn gvdesine indiinde sesi tabanca at gibi nlad, yanks Chaka Kapsnn kayalarndan geri dnd, vadinin iinde yanklana yanklana uzaklat, bir sonraki balta sesi gelinceye kadar bitmedi. Bir kiiden fazlayd baltayla alanlar. Sesin arkas gelmiyor, sava grlts gibi devam edip gidiyordu. Storm daha nce Mark'n yznde hi bu kadar byk ve derin bir fke grmemiti. Yznde hi kan kalmad, gne yan rengi sapsar gzkt, dudaklar beyazlat. Ama gzlerinden alevler fkryordu. fkesine adm uydurabilmek iin koarak gitmek zorunda kalyordu. Kayalarn dibindeki tepeye trmand, balta sesleri bann stnde yankland, her bir ses bir ncekinden daha byk ok dourarak birbirini izledi. Aada, tepenin altnda ulu aalardan biri ac iindeymi gibi titredi. Mark admnn orta yerinde durdu, ona bakt. Ban arkaya atm, acy aynen kendi iinde de hissederce-, sine dudaklar kvrlmt. Olaanst simetriye sahip bir aat. Gm rengi gvdesi yle zarif ykseliyordu ki, yana ramen bir gen kzn beli gibi inceydi. Bu ykseklie varmas iki yzyl srmt. Yirmi be metreyi ayordu boyu. Tepede kubbe gibi koyu yeil yaprakl dallar yaylmaktayd. Onlar bakarken aa bir daha titredi, sonra baltalarn sesi kesildi. Yavaa, byk bir grkemle, ulu aa aaya doru bir kavis izdi, yaral gvde inler gibi bir ses kard, dokular yrtlrken atrdad. Giderek daha hzl devrildi, alaklardaki daha ksa boylu bitki rtsne arpt, kvrlan, yrtlan aalar lk atarcasna sesler kardlar, sonunda ulu aa yere dedi, topra barndan titretti, sarsnty Mark da, Storm da t ilerinde duydular. 490

Sessizlik birka saniye srd, arkasndan insan sesleri duyuldu. Dehet iinde seslerdi bunlar. Sanki neden .olduklar zararn bykl karsnda aknla uramlard. Ama ondan hemen sonra balta sesleri yeniden balad, vadinin sessizliini yine bozdu... Mark komaya balad. Storm ona yetiemiyordu artk. Mark ikence meydanna vard. Devrilen aalarn says az deildi. Elli kadar siyah adam karncalar gibi alyorlard. Belden yukarlar plak, kendi terleriyle parl parld. Devrik aalar soyuyor, kesip odun olarak gtrlmek zere sralyorlard. Aalar soyulduka kemik gibi beyaz beyaz parlyor, zsuyu kan gibi akyordu. Dar meydann bir ucunda bir tek beyaz adam, ayakl bir aygtn merceinden bakyor, el iaretleriyle meydandaki almalar ynetiyordu. Dorulup Mark'a bakt... yumuak yzl, gen bir adamd. Tel ereveli, kaln caml gzlk takmt. Ak kumral salar alnna dklyordu. Merhabalar, diye glmsedi, sonra Mark ona hrlaynca glmsemesi yznde dondu kald. Burada sorumlu siz misiniz? Eh, herhalde benim, diye kekeledi gen adam. Sizi tutukluyorum. Anlayamadm. ok basit, diye parlad Mark. Korunan blgenin cani aalarn kesiyorsunuz. Ben hkmet korucusuyum ve sizi b sutan tr tutukluyorum. Adam iki elini iyi niyetini belirtmek istercesine iki yana aarak, Ben yalnzca grevimi yapyorum, diyebildi. Gz iyice kararm olan Mark, ikinci bir adamn yaklamakta olduunu grememiti. Geni omuzlu, sessiz hareket eden bir adamd. Kenardaki allarn arasndan birdenbire kver misti. Konutuu anda kuzeyli aksan Mark'a birden tand geldi, tyleri diken diken oldu. Hobday'i Andersland'e ilk dn d gnden hatrlyordu. Sen iine bak, arkada, Bay Anders'le ben konuurum, dedi Hobday. Gen grevlinin omzuna dokundu, Mark'a glmsedi. Ksack, dzgn dileri grnd. Bu glmsemede needen eser yoktu. [ 491 - -

Bana syleyebileceiniz hibir ey yok, diye balad Mark. Hobday bir elini havaya kaldrp onu susturdu. Ben burada Arazi Bakanlnn resmi grevlisi olarak bulunuyorum, Anders. Dinlesen iyi edersin. Mark'n fkeli szleri dudaklarnda kald, adama sessizce bakt. Hobday czdanndan ektii bir kdn katlarn zenle at, Mark'a uzatt. Resmi antetli ktt. Altnda Arazi Bakannn imzas vard. Siyah mrekkeple, kstah bir imza... Dirk Courtney. Mark yazy dikkatle, ar ar okurken iine bir umutsuzluk duygusu yayld. Bitirdiinde Hobday'a uzatt. Bu belge adama vadide snrsz haklar veriyordu. Hkmetin destekledii haklar. Hayatta ilerliyorsun ama yine ayn patrona alyorsun, dedi. Adam yavaa ban sallad. Storm yaklarken adamn gzleri Mark'n yznden ayrld, ona dnd. Storm salarn iki kaln rg halinde, rmt. rgler gsne doru sallanyordu. Gne teninin rengini kzl kahverengine evirmi, gzlerini olaanst canl bir lacivert olarak belirginletirmiti. Hobday baklarn onun zerinden aaya doru kaydrd. Bunu yle kstaha yapt ki, kz igdsel bir hareketle Mark' n kolunu tuttu, kendini onun korumas altna almaya alt. Ne oldu, Mark? Hzl kotuu iin hl soluk soluayd. Yanaklar pembe pembe olmutu. Ne yapyorlar burada? Hkmetin adamlar, dedi Mark ar ar. Ama bizim; aalarmz kesemezler. Storm'un sesi ykselmiti. Onlar durdurmalsn. Mark. Gzlem hatt ayorlar, diye aklad Mark. Vadiyi gzlem altnda tutacaklar. Ama o aalar... Hobday, nemi yok onlarn, bayan, dedi. Sesi peslemi, bouklamt. Gzleri hl Storm'un vcudunu taryordu. Hinemi yok, diye tekrarlad. Kesilip devrilseler de, ayakta da kalsalar, naslsa su altnda kalmaya mahkmlar. Hepsini sular rtecek. Sonunda arkasn dnebildi, kolunu sallayp alan meydandan balayarak daire izdi. Bu yandan bu yana kadar. Chaka Kapsn gsterdi. Buraya dnyann en byk barajn? kuracaz, diye bitirdi szlerini.
* * *

492

Karanlkta birbirlerini avutabilmek iin yan yana oturuyorlard. Mark lambay yakmamt. Yldzlarn aydnlatyordu balkonu ve baheyi. Birbirlerinin yzn ancak grebiliyorlard. Olacan biliyorduk, diye fsldad Storm. Ama nedense inanamyordum. Sanki isteimle engelleyebilirmiim gibi geliyordu. Mark, Sabah erkenden baban grmeye gidiyorum, dedi, Bilmesi gerek. Storm ban sallad. Evet, onlarla kar karya gelmeye hazr olmalyz. Sen ne yapacaksn? Seni burada John'la brakamam. Yannda da gtremezsin. Hele babama. Ziyan yok, Mark, ben John'u alp bizim eve dnerim. eni orada bekleriz. Buraya sizi almaya gelirim. Tekrar buraya dndmz zaman da karm olacaksn. Storm ona yasland. Eer burada dnecek bir ey kalrsa, diye fsldad. Ah, Mark, Mark... bunu yapamazlar! Bunlarn hepsini boamazlar su altnda... bu... bu... Sz bulamad, sessizleti, Mark'a sarld. Bir daha konumadlar. Dakikalar geti, neden sonra nazik bir ksrk sesi duyuldu. Mark doruldu, yldz nda, balkonun dibinde durmakta olan Pungue'nin kara cssesini farketti.Pungue, dedi. Seni gryorum. Jamela, diye karlk verdi Zulu. Sesinde Mark'n daha nce hi duymad bir gerginlik vard. Ben yabanclarn kampna gittim, diye konutu. Aa kesenlerin. Boyal direkleri, parlak baltalar olanlarn. Ban vadinin aalarna doru evirdi, onlar da onun baklarn izlediler. Aalarda birok kamp ateinin parltlar grnyordu. Adamlarn glme sesleri de belli belirsiz duyulmaktayd. Evet? diye sordu Mark. Orada iki beyaz adam var. Bir tanesi gen, nemsiz biri. teki ise drt ke, kaln bir adam. Ayaklarna bufalo gibi saiam basarak duruyor. Ama sessiz hareket ediyor, alak sesle konuuyor. uEvet? diye sordu Mark tekrar. ' O adam vadide daha nce de grdm. Pungue birden 493

sustu. Sonra yine konutu. O sana szn ettiim sessiz adam. bchegu'yu, bykbaban vuran, o lene kadar sigara ien adam.

Hobday sessiz, salam admlarla kesilen aalarn hizasndan ilerliyordu. Baltalar u anda Sessizdi. Ama le tatili bir iki dakikaya kadar bitecek, kesimler tekrar balayacakt. ok altryordu onlar. Hep iileriyle birlikte alr, her birini cretinden fazla altrmaktan gurur duyard. Dirk Courtney'in deer verdii niteliklerinden biri buydu... bir bu, bir de sadakat i . Kesin, kukusuz bir sadakatle balyd ona. Ne isterse istesin, bu deimiyordu. Dirk Courtney emredince, soru sorulmuyordu. Hobday'in dl ise her geen gn daha bymekteydi. Daha imdiden nemli bir adam saylmaya balamt. Yeni topraklar datlmaya balaynca dl tam olacakt. Yokuun balad yerde durdu. Buradan sonra dik olarak nehre doru iniyordu arazi. Karya bakarken gzel yiyecekler grm bir obur gibi dudaklarn yalad. Bu i iin yle ok uramlard ki! Herkes kendi tarznda almt. Dirk Courtney onlar ynetmi, ilham vermiti. Geri yamadan Hobday'in payna decek olan, yzde birin kk bir parasyd, ama bu da nice insann hayalinde bile gremeyecei deere ulayordu. Dudaklarn tekrar yalad, hi hareketsiz ve sessiz durup gklere bakt. Bulutlar gkte gm dalar gibi ylyordu. Onlarn rzgra katlp ilerleyiine bakt. Tedirgin tedirgin kprdand. Yamur onlarn iini ok geciktirirdi. Yaacakt da. Sanaklar halinde boalacakt yaz yamurlar. Dikkati tekrar dald. Kesilecek aalar izgisinin t ilerisinde bir kprt olmutu. Gz hemen o harekete doru kayd. Ku kanad gibi bir kprt. Hareketsiz vcudu birden gerildi. Aalarn arasndan o kz kt, otuz adm ileride durdu. Hobday'i grmemiti. Kendinden emin bir hali vard. Ban bir orman hayvan gibi yana emi, dinliyordu. Hafif, zarif bir duruu vard. Bacaklar ince ve kahverengiydi. Kaslar yle sert ve genti ki, Hobday soluunun hzlandn hissetti. Bir gn nce onu ilk grd zaman olduu gibi. 494

zerine bol, parlak renkli bir kyl etei giymiti. nce pamuklu bluzun n iyice aaya ekilmi, yakas iplik geirilerek balanmt. Gerdannda teni salkl bir kahverengiyle krem rengi arasndaki tonlarda deiiyordu. Sevgilisiyle bulumaya giden bir gen kz gibiydi. ne doru bir adm atp kararsz duruunda ok tatl bir gerginlik vard. Hobday vcudunu ate bastn hissetti, birden kendi soluklarnn sesi kulana geldi. Kz ban evirdi, dosdoru ona bakt. Sonra bir adm geri bast, eli azna doru gitti. Be saniye kadar ylece baktktan sonra davran birden deiti. Parmaklar yznden ekildi, iki elini arkasna gtrp birletirdi, bu hareketiyle gsleri ileriye frlad, bluza dayand, balar belli oldu. Bir kalasn apkn bir tavrla ne doru itti, enesini kaldrd. Baklarn bile bile Hobday'in vcudunda dolatrd, sonra tekrar gzlerine doru ykseltti. Szckler kadar ak bir davetti bu. Hobday kannn kulaklarnda zonkladn duydu. Kz ban geriye att, sann rgs omzunun zerinden savruldu, sonra arkasn dnp ilerlerken kalalarn etein altn da bilerek yuvarlad. Omzunun zerinden geriye doru bakt. Hobday onu izlemek zere admn atmt bile. Kz firt bir kahkaha att, sonra sandaletti ayaklaryla komaya balad. Dn yapm, tepeden aaya iniyordu. Hobday de komaya balad. Elli metre kadar ilerde, Storm allar arasnda onu gremez oldu, dinlemek zere durdu. Belki izlemekten vazgemitir, diye korkuyordu. O sra yukardan bir hareket duydu ve iine ilk kez gerek korku girdi. Adam onun sandndan daha hzl hareket etmiti. Yokutan aa kovalamamt onu. Yukardan izlemi, kontrol elinde tutmutu. Storm tekrar komaya balad anda, onun kendisinden ilerde kotuunu anlad. Tepenin zerinde, daha hzl ileriyordu. Oradan aaya birden inerse, karsna kp kendini tuzaa drebilirdi. inden bir panik duygusu ykseldi, olanca hzyla komaya koyuldu. Ayann altndaki kuru otlar kayd, Storm yuvarland kollar destek bulmak iin iki yana utu, bir an dizlerinin zerinde doruldu. 495

Azndan bir korku hkr kt. Adam onun dtn grm, bayrdan iniyordu. O kadar yakndayd ki, kare biiminde kahverengi yz, ksa beyaz dileri belli oluyordu. Srtyordu surat. Hevesli bir ifadeyle. Hzla hareket edip Storm' un kurtulmak iin gemesi gereken patikaya girdi, Mark'n beklemekte olduu yere varmas umudunu ortadan kaldrd. Storm ayaa frlayarak dnp tepeye doru atld. gdsel bir hareketle adamdan uzaklamaya alm, bu hareketiyle yardm gelecek yerden de uzaklamt. Yapayalnzd artk. Telal ayaklar vahi ormann ssz patikalarnda, imdat istese duyulamayacak yerlerinde kouyordu. Mark hakl kmt. Bu oyunun ne kadar tehlikeli olabileceini sylemiti o. Ama Storm her zamanki inat kstahlyla direnmi, onun itirazlarna glm, korkularn kmsemi, o da sonunda istemeyerek raz olmutu. imdi Storm korku iinde, kouyor, korku kalbini arptryor, cierlerini sktryor, bacaklarnn gcn ke siyordu. Bir ara geriye kamaya alt. Ama adam avn kovalayan bir taz gibi bunu tahmin etmiti, yolun zerinde hazrd. Storm yeniden kounca kendini nehrin kysnda buldu. Yamurlar Bubezi'nin suyunu arttrm, alann geniletmiti. Yeil bir grkemle akyordu ayaklarnn altnda. Storm kyda yana dnnce karsna allar kmt. Dikenler her yan kaplyor, yalnzca dar geitler brakyordu. Oralar karanlk labirentler gibiydi. Dald anda ynn kaybetti. Durdu, kendi soluu arasndan dinlemeye alt, gzyalarnn arasndan grmeye urat. aresizlik iindeydi. Salar rgden kurtulmu, alnna bukle bukle dklmt. Yanaklar al al parlyordu. Yalardan gzleri atei varm gibi alev alevdi. Hibir ey duyamad. Kahverengi dikenler evresini sard. Kr gibi yavaa dnd. Korku iinde hkrmaya balamt. Kendine dar yollardan birini rasgele seti, kurtulma umuduyla oraya atld. Adam onu bekliyordu. Storm dikenler arasnda kvrlan yolun dnemecini alr almaz onunla gs gse arpt. Uzanm bekleyen o kaln kollar son anda grd. Parmaklar onu yakalamak zere kvrk duruyordu. 496

Bir lk att... yksek, tiz. Olduu yerde dnd, geldii yo la kamak istedi. Ama o parmaklar ince pamuklu bluzunu yakalamt. Bluz kt gibi yrtld, Storm koarken srtnn dzgn teni grnd, sedef gibi parlad, adamn ehvetini daha da arttrd. Hobday bouk bir ses kard, gld, Storm'u yeni kokulara srkledi. Dikenli allar arasnda onu kovalyordu. ki keresinde yakalayabilecei halde kamasna izin verdi. Parmaklar bundan zel bir zevk alr gibiydi. Kedi fareyle oynar gibi oynuyordu. Onun lklarndan, kamaya almasndan holanyordu. Ama sonunda Storm iinin bitik olduunu anlad. Duvar gibi rlm, geilmez dikenlere dayanmt yolu. Oraya meldi, kollar yrtk bluzuna sarld, nbet geiriyormu gibi titremeye balad. Yz gzyalarndan ve terden srlsklam, kocaman lacivert gzleriyle karsndaki adama korku iinde bakt. Hobday ona ar ar yaklat, sonra durdu. Kocaman elini onun omzuna koyduunda Storm direnmedi. Adam hl glyordu. Ama onun da soluu dzensizdi. Dudaklar gerilmi, dileri ehvet ve heyecanla parldyordu. Az Storm'unkinin zerine kapand. Storm kendini haykramad o karabasanlardan birinde hissetti. Ksa diler onun dudaklarn ezdi, Storm kendi kann tatt, o tuzlu lezzeti duyunca boulacak gibi oldu. Adamn elleri sert ve katyd. Granit gibiydi kendi ipeksi teni zerinde. Storm hayata dner gibi oldu, onun bileklerini yakalayp kendinden uzaklatrmaya alt. Evet, diye homurdand adam o kaln, bouk sesiyle. Sava. Benimle sava. Evet. Evet, yle ite... mcadele et... durma. Sesi ipnotize edici bir korku uyandryordu. Storm tekrar bard. Evet, dedi adam. yle yap. Bar. Yine bar. Sonra onun vcudunu evirdi aaya doru itti. Dizi Storm'un srtna dedi. Vcudu bir yay gibi arkaya bkld salar sarkp yere dedi, gerdan beyaz ve duyarl biimde gzkt, adam ak azn o gerdana gmd. Storm kprdayamayacak biimde ivilenmiti. Hobday bir eliyle o bol kyl eteini ekip onun beline kadar svad. Bar! diye fsldad ayn bouk sesle. Bir daha bar.
497 Bir Sere Dt F : 32'

Storm korkulu bir inanmazlkla o kaln, kahverengi parmaklarn ata ata kendi vcudunu amaya baladn hissetti. Yumuak tenini yrtyordu o parmaklar sanki. Kartal penesi gibi. Bard... bard. Mark onlar dikenler arasnda kaybetmiti. Ba ak, soluk solua durdu, vcudunun her hcresiyle alln salt sessizliini dinlemeye alt. Gzleri, vahi bakyordu. Storm'un kendisini raz etmesine izin verdii iin nefret ediyordu kendinden. Bu adamn ne kadar tehlikeli olduunu biliyordu. Katildi o. Soukkanl, tecrbeli bir katil. Bunu bile bile gen bir kadn ona yem olarak yollamt. O srada Storm bard. alln yakn bir yerinden geldi ses. Mark ii rahatlayarak tekrar komaya balad. Hobday onun geldiini son anda duydu, Storm'un ince vcudunu brakp inanlmaz bir hzla dnd, ar sklet boksrleri gibi belden bklp eildi, kollarn uzatt, koca omuzlarn ykseltti. Mark bir gece nce hazrlam olduu silah savurdu. Dar, uzun bir deri torbayd elindeki. Dikileri ift dikilmi, sonra iine kurun samalar doldurulmutu. Bir kilo geliyor, havada yaban rdeklerinin kanatlar gibi ses karyordu. Mark iinden ykselen korkun fke ve nefretin etkisiyle onu olanca gcyle savurdu. Hobday vuruu yakalamak iin sa kolunu uzatt. Dirsek altndaki kol kemii kolaylkla krld, keskin bir atrt sesi kt, ama vuruun hz henz tkenmemiti. Koldan kurtulup dosdoru Hobday'in suratn buldu. Eer nce kola arpp hz kesilmemi olsa, bu arpma ldrrd onu. Yine de yz ker gibi oldu, ba arkaya bkld, boynu gerildi. Arka arka gidip allara ykld, dikenler giysilerine takld, onu orada tuttu. Kemiksiz bir yapma bebek gibi, kollar, bacaklar sallanarak kald orada. Yz gsne sarkyor, kanlar gmleine damlyor, karnna doru szlyor, krmz izler brakyordu. ki tat aracnn bekledii yere Hobday'i tarlarken yamur da balamt. nce iri, lk damlalar halinde yayordu. 498

giderek hzn arttrd, topran yzeyine erimi ikolata gibi bir grnm verdi. Hobday'i ayak bileklerinden kelepelemiti Mark. Salam kolu deri bir kayla beline balanmt. teki kolunu kvrp o kayn arasna sokmulard. Mark onu yrmeye zorlamak istemiti, ama ya numara yapyordu ya da gerekten yryecek gc yoktu. Surat iren biimde arplmt. Burnu imi, bir yana yatm, iki gz de hemen hemen kapanm, mavi rkler iindeydi. Deri torbann dilerine arpt yerin evresinde kurumu kanlar vard. Dilerin bazlar krlm, dietleri paralanmt Mark'n ldrc vuruu sonucu. Pungue'yle Mark onu birlikte tadlar. Yamurun altnda nehri geirip tepeye trmandlar. Arkalarndan Storm, John'u kalas zerinde tayarak geliyordu. Salar yamurdan alnna, yzne yapmaktayd. Titreyip duruyor, kar konmaz spazmalar geiriyordu. Ya souktan ya da hl ayn okun etkisinden. Kalasndaki ocuk baryor, o da onu dalgn dalgn okayp susturmaya alyordu. Pungue'nin kurduu ardaklarn altna parketmi tatlara geldiler. Hobday'i motosikletin yan sepetine oturttular. Mark tenteyi onun zerine gerdi, hem yamurdan korumay, hem de gvenceye almay tercih etti. Adam ceset gibi yatyordu. Mark ilerleyip Storm'un titreyerek Cadllac'n direksiyonu banda oturduu yere geldi. Pungue'yi seninle yolluyorum. dedi onu kucaklarken. Storm'un tartmaya ne gc, ne de istei vard. Mark'n gsne yasland. Kydaki eve git,., orada kal, diye talimat verdi Mark. Ben gelene kadar oradan kprdama. Peki iMark, diye fsldad Storm. Sonra tekrar rperdi. Araba kullanacak kadar gcn var m? Mark kaygly Storm kendini toparlad, ona glmseyerek ban evoi atlu mnda sallad. Seni seviyorum. dedi Mark. Bu dnyadaki horkm.in her eyden.ok seviyorum. Mark amurlu yolda motosikletiyle ne dt. Ann y i " 1 ll tklarnda ortalk hemen hemen kararmt. Ana yol di 499--

deryasyd .Yamur hl yamaya devam ediyordu. Kavakta Mark motosikleti yana ekti, inip Cadillac'a yrd. Storm Hencereyi amt. Bu amurda buradan Umhlanga Kayalarna gitmek alt saat srer, sakn acele edeyim- deme, dedi. Pencereden ieri uzand, rahatsz biimde kucaklatlar. Sonra Storm- cam kapad, Cadillac uzaklat. Arka ksm amurda saa sola kayp duruyordu. Mark onun tepeye doru gidiine bakt. Tepeyi ap stop lambalar grnmez olunca motosikletine dnd, bir tekme vurup motoru altrd. Yan sepetteki adam kprdand. Paralanm dudaklar arasndan sesi deiik kt. Seni ldreceim bana bunu yaptn iin, dedi. Bykbabam ldrdn gibi mi? Mark'n sesi pek yumuakt, Motosiklet ilerlemeye balad. Mark otuz mil ilerde Ladyburg atalna sapt, yamur altnda, amurlarda kaya kaya ilerledi. indeki nefret ve fke styordu onu. Eline frsat getiinde Hobday'i ldrmedii iin kendi kendine hayranlk duymaktayd. Bu adam ihtiyara ikence etmi, onu ldrmt, Storm'a saldrm, onu hrpalamt. Mark'n iindeki intikam duygular hl pek glyd. Onu kafasndan uzaklatrmaya alarak motosikleti ilerletti. Ladyburg yokuuna trmanrken motosiklet amurda kayp duruyordu. Aada kentin klar, den yamurun sisi altnda bulank ve silikti. Mark generalin Lion Kop'da olup olmadndan emin deildi ama yine de motosikleti oradaki mutfak bahesine doru srd, pencerelerde klar grnce ii rahatlad. Generalin av kpekleri, pelerinde elleri, fenerli Zulu'larla birlikte ona doru kotular. Mark onlara seslendi. Nkosi burada m? Cevap vermelerine gerek yoktu. Mark motosikletten inerken ban kaldrnca ok iyi tand o iri gvdeyi ktphanenin kl penceresinde grd. Sean Courtney ban koca omuzlar stnde emi, kendisine bakyordu. Mark eve doru kotu. Bir yandan srlsklam muambasn 500

zerinden karmaya alyordu. Generalin alma odasna dald. Olum! General onu byk odann ortasnda karlad. Ne oldu? Mark'n tm vcudundan zafer ve ama fkryordu. Bykbabam ldren adam yakaladm, dedi sevinle. Sean olduu yerde durdu, ona bakakald. O adam... Sustu. Yzndeki korku akt. O adam Dirk Courtney mi... olum mu? Hizmetkrlar Hobday'in koca vcudunu odaya tadlar, atein nndeki kanepeye yatrdlar. Kim zincirledi onu byle? diye homurdand Sean adama bakarken. Sonra cevap beklemeden, zn o zincirleri, diye emir verdi. Ulu Tanrm, suratna ne olmu bunun? O srada grltlerden uyanm olan Ruth Courtney odaya girdi. zerine uzun bir sabahlk giymiti. Bonesi hl enesinin altndan balyd. Tanrm! diyerek Hobday'e bakt. Kolu krk. Belki enesi de. Bu nasl oldu? diye sordu Sean. Ben vurdum ona, dedi Mark. Sean uzun sre ona sessiz sessiz bakt, sonra konutu. Galiba bana btn hikyeyi anlatsan iyi olacak, dedi. Bandan bala. Ruth Courtney, Hobday'in paralanm suratyla megul olurken, Mark da generale olay anlatmaya balad. Ad Hobday. Dirk Courtney'in adamdr... yllardr onun yannda alyor. Sa kolu saylanlardan biri. Elbette, diye ban sallad Sean. Onu tanmam gerekirdi. Yz i olduu iin tanyamadm. Daha nce de grmtm. Mark alak sesle, hzla konuarak adamla ilgili tm bildiklerini anlatt. Onunla Andersland'de, dnyas tepetakla olduu gn nasl karlatndan balad. Dirk Courtney'in yannda altn o gn sana syledi mi? diye sordu Sean. Ladyburg eker irketinde altn syledi. Devam' et. 501

Mark ihtiyarn nasl ld konusunda Pungue'nin ani tklarn tekrarlad, adamn nasl birlikte vadiye geldlkl rini, sessiz adamsn onlar nasl gizlice izlediini, ihtiyar n sil vurup uzun sre lmesini beklediini, sonunda onu nasl I retsiz bir mezara gmdklerini anlatt. Ama Sean ban iki yana sallayp kalarn att. Hobd de kanepede kprdand, dorulmaya alt. imi, arpl surat kmldand, enesinden sesi zor anlalr biimde Sersem zenci yalan sylyor, dedi. Chaka Kapsna I kez gn nce gittim ben. Sean Courtney'in kaygs yznden aka okunuyord Mark'a dnd. Sen bu adama vurduunu sylyorsun. Bu yaralardan s rumlu olduunu sylyorsun. Bu nasl oldu? Vadiye geldiinde Pungue onu tand. John Anders'i v ran adam olduunu anlad. Ben onu kampndan ayrmak, u latrmak iin bir hile dzenledim, sonra Pungue'yle ikimiz yakaladk, buraya getirdim. Yar l hale soktuktan sonra m? diye sordu Sean. M m cevabn beklemedi. Olum, bence kendini ok g bir ruma soktun. Bu iddialar destekleyecek zerre kadar kant g remiyorum. Yasa bir adam bunlara dayanarak mahkm etme te yandan sen birine saldrp tehlikeli biimde yaralam, sa ra da onu karm oluyorsun... Yoo, kantm var, dedi Mark hemen. Sean sert bir sesle, Neymi? diye sordu. Kanepedeki adam iren suratn Sean'a evirdi, Yalanl diye bard. Sesine yeni bir gven gelmiti. Sen sus! Sean ona elini sallad, tekrar Mark'a bakt. K nt? diye sordu. Kantm, Dirk Courtney'in bu adam ldrmesi olacak. Bl onu serbest braktmz anda ya ldrecek ya da ldrtecek, Hepsi Mark'a aknlk iinde baktlar. Mark ciddi bir se" le devam etti. Dirk Courtney nasl alr, hepimiz biliriz. Yoluna kan kendisine tehlike oluturan hemen yokeder. Hobday ona bakyordu. Gzleri ilk olarak souk baklarn kaybetmi, gzkapaklar almt. Yrtk dudaklar titredi, ek

sik dilerinin yerindeki karanlklar gzkt. Bu adamn bize bir ey itiraf etmesi gerekmez. Buraya, bu eve girmi olmas, generalle ve benimle, yani Dirk Courtney'in dmanlaryla yalnz bulunmas bile etkimizde kalm olduunun yeterli iaretidir... Dirk Courtney iin bu kadar da yeter. Bir telefonla hallolur i. Mark duraklad, sonra devam etti. Ona telefonda syleyeceimiz aa yukar yle bir ey: Hobday yanmzdayd, yeminli ifade vermeye hazr... John Anders cinayetiyle ilgili olarak. Sonra Hobday'i kente gtrp serbest brakrz, Dirk Courtney onu ldrr. Ama bu kez biz hazrlkl bulunuruz. Bu seferki cinayeti dorudan ona balayacak durumda oluruz. Allah belan versin! diye uludu Hobday. Dorulmaya, oturur duruma gemeye alyordu. Yalan bu. Ben hibir ey itiraf etmedim. Sen onu Dirk Courtney'e anlatrsn. Belki inanr sana, dedi Mark alak sesle. Ama te yandan eer gerekten kamu tan olur da itiraf edersen, generalin ve yasann seni korumas szkonusu. O zaman seni serbest brakmayz. Hobday vahi baklarla evresine baknd. Sanki nnde mucizevi bir kurtulu yolunun almasn bekledi. Ama Mark acmaszca devam etti. Sen Dirk Courtney'i hepimizden iyi tanrsn, yle deil mi, Hobday? Kafas nasl alr, bilmez misin? Belki itiraf etmemisindir diye riske girer mi? Gelecekte ona ne kadar yararl olabileceksin bu durumda? Senin sadakatine gvenir mi, zerine bir kere bu kuku glgesi dtkten sonra? Ne yapacan biliyorsun, deil mi? Bir dnrsen sen de grrsn ki, tek kurtulu umudun Dirk Courtney'in bir yere kapatlp kilitlenmesi ya da kprdayamayacak durumda kskvrak balanmas. Hobday ona alev saarcasna bakt. Seni pi! diye tslad. Bu sz azndan bir tpay ekmi gibi oldu, ardndan pepee yakas almadk kfrler dklmeye balad. ren, anlamsz szler tekrarland durdu, gzleri srekli olarak derin bir nefret yanstt. Mark ayaa kalkt, Sean'n masasndaki telefonu kurdu, kulakl eline ald. Santral, dedi azla. Ltfen beni Bay Dirk Courtney'in evine balayn. 503

Hayr! diye uludu Hobday boulur gibi. Yapma! Nefretin yerine yepyeni bir korku gelip yerlemiti. Yz o krk burnunun, arpk enesinin evresinde asl imdi km gibiydi. Mark onun szn dinlemeye yanamad. Telefonun balanma-trtsn odadaki herkes net biimde duydu, sonra kar tarafn sesi odaya yayld. Buras Sayn Arazi Bakan Bay Dirk Courtney'in evi... Hobday kanepeden frlad, sendeleyerek masaya atld, kulakl Mark'n elinden kapt ve telefonun zerindeki yerine arparak yerletirdi. Hayr, diye soludu ac ve korku iinde. Ltfen bunu yapmayn. Salam koluyla masann bir kesine asld, krk kolunu gsne kvrd. Yz durmadan oynuyordu. Hepsi sessizce beklediler. Mark, Ruth ve Sean. Onun bir karara varmasn bekliyorlard. Hobday dnd, kanepeye yneldi, zerine ykldnda dirsekleri dizlerine arpar gibi oldu. Soluu tslad, bir hkrd. Peki, diye fsldad bouk bouk. Neyi bilmek istiyorsunuz? General Sean Courtney bir kbustan uyanr gibi silkindi ama sesi kararl ve canl kt. Mark, Rolls'u al, kente in, bana bir avukat getir. Bu ifadeyi resmi biimde saptamak istiyorum. Hl sulh yargcym. Belgeyi ben onaylayacam.

Mark, Rolls'u Peter Botes'un kocaman yeni evinin kapsna par ketti. Ev karanlk ve sessizdi. Ama; Mark kapy hzl hzl vurunca ierden bir kpek havlamaya balad, sonunda st pencerelerden birinde bir k yand, pencere ald. Kim o? Ne istiyorsunuz? Peter'in sesi kavga eder gibi, stelik uykuluydu. Ben Mark. Hemen benimle gelmen gerekiyor. Hay Allah, Mark, saat on biri geti. Sabaha kalamaz m bu i? General Courtney seni istiyor. Hemen. 504

Bu isim etkisini gsterdi. Yatak odasndan konumalar duyuldu. Marion'un ablas uykulu uykulu itiraz ediyordu. Sonra Peter tekrar aaya seslendi. Tamam. Bir dakika bekle de giyineyim, Mark. Rolls'un direksiyonunda beklerken yamur hl bardaklardan boanyordu. Mark, acaba neden Peter Botes'u setim, diye dnd. Bu saatte onu nerede bulacan bildiinden deildi bu yalnzca. Peter'in tapt Tanr yklrken orada olmasn istemiti. Dirk Courtney'in bir hrsz, bir katil olduu kantlanrken onun da burnu srtlsn istemiti. Bu ona ayr bir doyum verecekti. Karanlkta kendi kendine neesiz biimde glmsedi. Buna hakkm var, diye fsldad kendi kendine. O srada evin n kaps ald, Peter acele admlarla kt. Yamur altnda yrrken ban eiyordu. Ne var? diye sordu pencereden. Umarm nemli bir eydir... gecenin bu saatinde beni yatamdan kaldrdna gre. Yeterince nemli, Mark. Sonra motoru altrd. Bin haydi. Peter, Ben seni Packard'mla izlerim, deyip garaja doru kotu.

Peter Botes, General Courtney'in koca masas banda oturuyordu. Pek acele giyindiinden kravat yoktu. Yeni imeye balayan midesi beyaz gmleinden tayordu. Kum rengi salar karkt. Dklmeye de balamt. Ban nndeki ktlara edii zaman salarnn arasndan bann pembe derisi grnyordu. Kk harf kullanarak hzl hzl yazmaktayd. Yazdka yznde yeni ok dalgalar okunuyor, arasra korkun bir itiraf soluyarak karlyordu. Yazdnz m hepsini? diye sordu general. Peter ban sallad, tekrar yazmaya devam etti. tekiler dikkatle dinlemekteydiler. General atein yanndaki koltukta kayklm oturuyordu. Gzlerini sanki uyuyormu gi 505

bi yummutu. Ama ikide bir patlatt sorulardan kafasnn imek gibi almakta olduu belliydi. Mark onun koltuunun arkasnda duruyordu. Sessiz ve dikkatliydi. Yznde hi ifade yoktu. Oysa fkesi ve nefreti iini kavurup durmaktayd o sra. Hobday kanepede ne eik oturuyordu. Sesi bouk ve tekdzeydi. Kuzeyli aksan azndan kan korkun szlerle eliki oluturur gibiydi. Anlatt yalnzca John Anders'in lm deildi. Dahas vard. Hem de pek ok. Devlet belgelerinin sahte olarak dzenlenmesi, yksek memurlara rvet verilmesi, kamu grevinin ktye kullanlmas... Hobday iki kez Dirk Courtney'in emriyle Mark' nasl ldrmek amacyla kovaladn anlatrken Mark olduu yerde ne doru eildi. Mark onu tanmam, durumu anlamamt o zamana kadar. Ama imdi Hobday'in tknaz vcudu, karanlklarda grd o avcy gznn nne getirmesine yetiyordu. Hobday bunlar anlatrken hi ban kaldrp bakmad. Mark'n da soracak sorusu yoktu. Hobday bir kere konumaya baladktan sonra, iindeki irkefin tmn boaltmak istiyormu gibi davranyordu. Sanki szlerinin karsndakilerde dourduu oktan bir tr tahmin duyuyordu. Dinlerken olaylarn bykl karsnda aknla uruyorlard. Her birka dakikada bir Ruth'un azndan istemeyerek bir nlem kurtuluyor, Sean gzlerini bir an iin ap ona bakyor, sonra tekrar kapyor, elini gzlerinin nne dayyordu. Sonunda Hobday, John Anders'in ldrlmesi olayna gelebildi. Her ayrnt tam Pungue'nin anlatt gibiydi Mark iinin bulandn hissetti. Bir tek soru sordu. Neden o kadar uzun zamanda lmesini bekledin,., neden iini bitirmedin? Kaza gibi grnmesi gerekiyordu. Hobday yine ban kaldrmadan konumaktayd. Bir tek kurun. nsan kendini kaza sonucu iki kere vurmaz. Kendi kendine lmesini beklemek zorundaydm. Mark'n gazabnn snr yoktu. Bu kez Ruth Courtney de hkra benzer bir sesle soluunu tuttu. Sean Courtney yine gzlerini ap, yi misin, canm? diye sordu, 506

Ruth sessizce bam sallad, Sean da Hobday'e dnd. Devam et. Sonunda Peter Botes ifadeyi okudu. Sesi titriyordu. Sean ona fkeyle bakt. Sesinizi karn, duyabileyim, beyim! Peter zabiti iki kopya olarak tutmutu. Hobday her sayfay okunaksz bir imzayla karalad, sonra tank olarak hepsi onun imzasnn altna imzalarn attlar. Sean resmi mhr altna bast. Pekl, dedi, birinci kopyay alp masasnn arkasndaki duvara gml kasaya doru yrd. Peter'e, teki kopyay sizin dosyalamanz istiyorum, dedi. Yardmnz iin teekkr ederim, Bay Botes. Kasay kilitledi, tekrar odaya doru dnd. Mark, imdi ltfen Doktor Acheson'a telefon eder misin? Tanmzn saln kollamamz gerekir herhalde. Ho bana kalsa ac eksin diye bu halde brakrdm ya!

Doktor Acheson, Lion Kop'a geldiinde saat gecenin ikisiydi. Ruth Courtney onu Hobday'in yatmakta olduu konuk odasna gtrd. Ne Sean, ne de Mark yukarya kmt. Atein karsnda! sessizce oturuyorlard. Pencerelere yamur damlalar vuruyordu srekli olarak. Sean viskisini yudumlamaktayd. Mark son bir saat iinde onun bardan iki kez doldurmutu. Sean en sevdii koltukta, yaslanm, oturuyordu. Yorgundu. Ba znt ifade edercesine eikti. Bardan iki eliyle tutuyordu. Cesaretim olsa tfeimi alr, onu kuduz bir kpek gibi kendim vururdum, dedi. Ama ne kadar inkr edersem edeyim, benim olum o. Kendi kanmdan, kendi canmdan. Mark sessizdi. O srada Ruth odaya girdi. Doktor Acheson adamn kolunu alya alyor, dedi. Daha bir saat srecek. Ama sizin artk yatmanz gerek, hayatm. Sean'a yrd, elini onun omzuna dayad. Bugn hepimiz yeteri kadar tkendik. Telefon ac ac almaya balad. Bu ses hepsini tedirgin etti. Be saniye sreyle baktlar. Zil sesi tekrar duyuldu, Ruth ilerledi, kulakl alp kulana gtrd. Bayan Ruth Courtney konuuyor, dedi korkulu bir fsltyla.

Bayan Courtney, siz Bayan Storm Hunt'n annesi misiniz? Evet, annesiyim. Korkarm size ok kt bir haber vermek zorundayz. Buras Durban'daki Addington Hastanesi acil servisi. Ben nbeti hekimim. Kznz bir otomobil kazas geirdi. Yamur ve amur nedeniyle herhalde. Olu, yani torununuz derhal ld. Bereket versin ac ekmedi. Ama kznzn durumu kritik. Mmkn olduu kadar abuk buraya gelebilir misiniz? Geceyi karp karamayacan bilemiyoruz korkarm. Telefon Ruth'un elinden kayp dt, kadn ayaklar zerinde salland, yz bembeyaz kesildi. Ah, Tanrm, diye fsldad, dmeye balad. Bacaklar altnda kvrlvermiti. Mark onu yere arpmadan yakalad, kanepeye oturttu. Sean sarkm, sallanan telefon kulaklna yryp onu kapt. Ben General Courtney diye haykrd. Ne oldu?

Mark koca Rolls'u bayr aa inen yoldan kprye doru hzla sryordu. Sevdii kadn, l ocuunun annesi can ekimekteydi. lmek zereydi. Mark'n kalbi para para oluyordu. Yol amur iindeydi. teki arabalar amurda derin izler amlard. Rolls bu izleri savuruyor, 'Mark direksiyonla lgnca mcadele ediyordu. .Baboon Nehrinin kprs be yz metre ilerdeydi. Yamur altnda hl gzkmyordu. Farlarn yirmi metre ilerde lyor, yamur onlar yokediyordu. Arka kanepede Ruth Courtney sessizce oturmu, grmeyen gzlerle dosdoru karsna bakyordu. Krk mantosunun yakasn kaldrm, kulaklarnn evresine sarmt, ocuk gibi, ufack grnyordu. General Sean Courtney, Mark'n yanndaki koltuktayd. Alak sesle, kendi kendine konuur gibi syleniyordu. nat bir kei gibi davrandm. Kzmdan ok ey bekledim... onun insanst olmasn istedim. Ona koyduum stan. dardlara varamad zaman ok sert davrandm. oktan gitmeliydim ona. imdi belki ok ge kaldm. Ge deil, diye itiraz etti Mark. Yaayacak. Yaamas gerek. 508

Torunum iin ok ge, diye fsldad Sean. Onu hi grmedim... ancak imdi anlyorum grmeyi ne kadar ok istediimi... John'dan sz edilince Mark iinde korkun bir aresizlik duygusu hissetti, midesi burkuldu. O benim olum. lk olum! diye haykrmak istedi birden. Ama yan banda Sean yine konumaya balamt. Kt ve acmasz bir ihtiyar gibi davrandm. Tanr bana acsn. z kzm vasiyetimden bile kardm. Onu reddettim. imdi bunu yaptm iin kendimden tiksiniyorum. Ona bir ulaabilsek, yetiebilsek... onunla bir kere daha konuabiisem... Ltfen, Tanrm... ne olur bana bunu bala. . Karlarnda kprnn demir ayaklan belirdi, bulutlara doru ykseldi. Mark rmcek a gibi elik ayaklarn altnda, nehre doru iki yz metre kadar aada demiryolu kprsn bir an grebildi. Onun altnda kayalar nehre doru iki yamata dal yapyordu. Mark frenlere dokundu, vitesi deitirerek Rolls'u kprye giri iin yavalatt. Birden yolun sa tarafnda gzleri kr edici bir k parlad, Mark gzn korumak iin tek elini direksiyondan ekti. Karanln iinden kocaman, karanlk bir ey ne doru frlad, yaklarken iki far eytan gibi parldad. Mark o anda Roils'un kpr rampasnda tuzaa kslm olduunu anlad. arpma sonucu nehre dmelerini engelleyecek tek ey, sol taraftaki demir parmaklklard. Tutunun! diye haykrarak direksiyonu krd, yaklaan koca elik canavara doru atlrken o beyaz k gzlerinin bebeine saldrd.

Peter Botes arabasn yoiun kenarndaki amlar altna ekip konta kapatt. Sessizlikte dallarn hrtsn, damlalarn Packard'n zerine dn dinledi. Bir sigara yakt. Kibrit ovucunda titriyordu. Duman ta1 cierlerine kadar ekti, ttnn sakinletirici etkisini bekledi Gzlerini, ilerden sapp dosdoru Byk Long Korusuna, Dirk Courtney'in evine giden yola dikmiti.

Hayatnn en nemli kararn vermek zorunda olduunu biliyordu. Karar ne trl verirse versin, yaam yine de deimi demekti. Dirk Courtney derse, tm yaknndakileri de girdaba ekecekti. Masum olanlarn bile. Kopacak rezalet onun stn de kirletecekti. Oysa ne kadar ok uramt mesleinde belli bir yere gelebilmek iin. Daha yeni yeni balyordu zevkini karmaya. Bunlarn hepsi gidecekti. Her eye yeni batan balamak zorunda kalacak, belki baka bir kente tanacak, merdivenin en dibinde bulacakt kendini. Bu dnce iini korkuyla dolduruyordu. nemli adam saylmaya almt artk. Yeni batan balamay gze alamyordu. Ama te yandan, eer Dirk Courtney devrilmezse, lmden ve rezaletten kurtulursc... kurtulmasn salayan adama ne byk bir minnet duyacakt! Dirk Courtney'in bugnk servetini ve gcn biliyordu Peter. O servetin byk bir diliminin Peter Botes'e verilmesi de mmknd. Dirk Courtney'i kurtaran adama. Ve onu ykabilecek silah da hl elinde tutmaya devam eden adama. Bu an kaderin nemli anlarndan biriydi. Peter bunu anlyordu. Byle bir an ancak bir avu insana nasip olurdu. Bir yanda erefsizlik ve karanlk, br yanda g, zenginlik, on binler, belki milyonlar... Packard'n motorunu altrdnda arka lastikler yapkan amurda kayd. Peter aal yola dnd, vitesi ykseltti.

Dirk Courtney masasnn bir kesine kalasn dayam, tek ayan havada sallyordu. zerine desenli ipekliden bir robdambr giymiti. pek kta prldyordu. Boynunda beyaz ipek bir fular vard. Gzleri ok net ve zeki bakyordu. Sanki derin uykusundan az nce uyanan o deildi. Dikkatle dinlerken dello tabancasn elinde evirip duruyordu. Peter Botes koltuun ucunda sinirli sinirli oturmaktayd. minede ate yanyor olmasna, Dirk az nce onu kucaklayp yreklendirmi olmasna ramen, Peter hl titriyordu. Ruhum yor, diye dnd. Konumaya devam ederken sesi biraz daha ykseldi. 510

Dirk Courtney konumad. Hibir yorum yapmad, azndan hibir aknlk nlemi, hibir soru kmad. Yalnzca tabancay evirip durdu, iki kez kendi avucuna vurdu. Peter Botes szlerini bitirince Dirk tetii ekti. Bo silahn tetik drme sesi odada ok net duyuldu. Hobday, babam, kars, gene Anders... ve bir de sen. Bilenler yalnz bu kadar. Ve Zulu. Ve Zulu, diye kabullendi Dirk, bo tetii bir daha ekti. Zabt ka kopya? Bir tek, diye yalan syledi Peter. Generalin alma odasndaki elik kasada. Dirk ban sallad, tabancann horozunu tekrar kaldrd. Pekl. Eer bir kopya daha varsa, o da sende demektir. Ama biz birbirimize yalan sylemeyiz, deil mi, Peter? Ona ilk kez ilk adyla hitap ediyordu. Bunda hem samimiyet, hem de bir tehdit vard. Peter ban evet anlamnda sallarken boaz kupkuru kesildi. Dirk tetii yine drd, glmsedi. Scak, ekici bir glmseme. Peter'in ok iyi tand o dosta glmseme. Birbirimizi bunu yapmayacak kadar seviyoruz, deil mi? Glmsemeye devam ediyordu. Bu yzden bana bunlar haber vermeye geldin, deil mi? Birbirimizi ok sevdiimiz iin. Peter hibir ey sylemedi. Dirk hl glmseyerek devam etti. te yandan, tabii zengin bir adam olacaksn, Peter,., eer dediklerimi yaparsan. ok zengin bir adam. stediimi yapacaksn, deil mi, Peter? Peter yine ban sallad. Elbette. Bir telefon etmeni istiyorum, diye anlatt Dirk. Azla mendil koyup konuursan ses uzaktan geliyormu gibi olur, kim olduunu da anlamazlar. Kimse tanyamaz. Bunu yapar msn? Elbette, dedi Peter tekrar. Babamn evini arayacaksn. Ya kendisiyle ya karsyla konuacaksn. Kendini Addington Hastanesinin nbeti hekimi olarak tantacaksn. Onlara yle diyeceksin...

511

Dirk Courtney kamyonun karanlk src blmnde, direksiyonun banda oturuyor, planlarn bir kez daha dikkatle gzden geiriyordu. Acele hareket etmeyi sevmezdi. Planlarn dikkatli yapmaktan holanrd. nemli bir ayrnty gzden karmak iten deildi. Bu tr ii kendisi yapmaktan da holanmazd. Baka birini yollamak en doru hareketti. Kiisel risklere girmezdi o. Artk girmiyordu. Baka are kalmayana kadar. Ama eyleme bu kadar az kald zaman, pimanlklara, kukulara yer yok demekti. Dikkatini tekrar planlarna yneltti. Roljs'Ia geleceklerdi. kii olacaklard. iftlik kamyonuna elli uval at yemi yklenmi durumdayd. ton arlk. arpma ok iddetli olacakt. Daha sonra iki ey yapmas gerekiyordu. Birincisi, onlarn ldnden emin olmakt. Yan banda kumaa sarl bir kurun boru duruyordu. Kafatasn yarar, deriyi yarmazd. Sonra generalin anahtarlarn almalyd. Kasann anahtar da ayn anahtarla taklyd. Babas ldkten sonra ceplerini aratrmak onu tiksindirmiyordu. Tek kaygs, o anahtarlar bulabilmekti. Bir de arabann alev almamas, nehre yuvarlanmamas. Eer yle bir ey olursa, inallah general alkanlklarn yirmi yldan beri deitirmemitir, diye dua etmesi gerekecekti. Eskiden yedek anahtar arap mahzeninde tutard. ampanya ielerinin yukarsndaki rafta, Dirk mahzende oyun oynarken, ocukluunda farketmiti bunu. ki kere anahtarlar alm, kendi amalar iin kullanm, sonra yakalanmadan yine yerine koymutu. General ihtiyard. Alkanlklarna balyd. Anahtarlar yine orada olacakt. Dirk emindi bundan. Sonra kasa, diye dnd. ki anahtar. kisini de bulamazsa... kasa eskiydi zaten. Yine de kuvvet kullanmak istemiyordu Dirk. Anahtarlar bulabileceini umuyordu. Ne olursa olsun, sonunda kasay naslsa aabileceinden de emindi. Zabt onundu artk. Yakacakt. Geriye Hobday kalyordu. Herhalde konuk odasndayd o. lala uyutulmu, aresiz. Yine kurun boru, sonra da bir parafin lambasn ters evirmek yeterdi. Kocaman, eski bir evdi. Tahta kirileri hemen alev alrd. Hobday len Viking reisleri gibi cayr cayr yanard o evde. 512

Bu durumda tek sa kalan Peter Botes'du. Dirk yan gzle ona bakt. Durumu kontrol altna almak o kadar da zor deildi. Daha nce karlat elliyi akn durumdan daha kt deildi. Yalnzca hzl., dikkatli hareket gerekiyordu. Peter'e cesaret verircesine konutu. Kayglanma. Bu geceden sonra seni yepyeni bir hayat bekliyor. Seni yanma alp zenginliin, kudretin yolunda yrteceim, Peter. Bu geceden tr hi pimanlk duymayacaksn, sana yemin ederim. Peter'in kolunu dosta skt. Zabitin bir kopyas elbette ondadr, diye dnyordu iinden. Ama vakit vard daha. Onu bulur, bu kibirli domuzdan da kurtulurdu. Bir yl sonra, heyecan iyice yatt zaman, yeni bir kaza daha... her ey biterdi. Tabanca yannda m? diye sordu. Peter korkuyla yutkundu, dizlerinin arasnda tuttuu Smith Wesson'a iki eliyle sarld. Onu kullanacak deilsin, diye uyard Dirk tekrar. Ancak son are olarak. Kimsenin stnde kurun delii kalmasn, sonradan onu aklama zorunluluu domasn istemiyoruz. Anlyor musun? Evet, anlyorum. Sen sigortasn. O kadar. Son sigorta. Karanlkta tS uzaklarda bir k parldadi, sonra grnmez oldu, az sonra rampann dibinde yeniden belirdi. te geiyorlar, dedi Dirk. Kamyonun motorunu altrd.

Mark direksiyonu hzla saa krd, gaz pedalna basp yere yaptrd, o hzla ilerleyip yaklaan heyuladan nce kprnn eiine varmay umdu. Arkada Ruth Courtney tiz bir lk att. Ama Mark baardn sand, yeni kazand hzn Rolls'u ileri frlattn dnd. Oysa kamyon otomobile hzla bindirdi, Mark sarsnty vcudunun her kemiinde hissetti. nce arka tekerlerin aftna arpt, koca araba yana doru kayd, Mark'n elleri direksiyon simidinden ayrld, kendisi kapya doru savruldu. Gsndeki kemiklerin kuru dallar gibi krldn hissetti, Rolls yerinde dnerken dnyas allak bullak oldu. Ceiik elie arparken beyaz kvlcmlar meteor kuyruu
513 Bir Sere Dt F : 33

gibi havada uutu. Bir sarsnt daha oldu, Ro|ls kprnn yan parmaklna toslad, sonra dmeye baladlar. Karanlk bolukta sessizce aaya doru iniyorlard. Arka kanepede Ruth Courtney hl barmaktayd. Rolls bir yere arpt, paralanyormu gibi titredi, arpt kayann stnde srad, bir kez daha bolua frlad. Mark yan kapya yapmt. Ama bir anda kap ald, Mark sapandan frlayan ta gibi kendini bolua doru uar buldu. Aasnda Roils'un farlarnn takla attn grd, orta demirinin kayalara arpma sesiyle inledi. Bir yandan da Rolls Royce motorunun alrken kard o lgn grlt duyuluyordu. Mark karanln iinde derken bu dn sonu gelmeyecekmi gibi hissetti. Derken birdenbire cierlerindeki havay darya frlatan bir hzla arpt. Bir an iin, vcudundaki tm kemiklerin krldn sand ama hemen sonra buz gibi sular onu sarverdi. Yandaki kayalara deil, suya decek kadar ileriye frlamt. Bilincinin son tellerine sarlp soluk almaya alt, ban su dzeyinin yukarsnda tutmak iin savat. Bir yandan aknt onu kapm srklyordu. Parlayan kara kayalar karanlkta insan yiyen devlere benziyoriard. Bacaklar, gs onlara arpyor, buz gibi su boazna doluyor, her soluunda boulur gibi oluyordu. Bir ara beyaz kpkler arasna dald, kalasnda derisinin yzldn hisseder gibi oldu. arpt kaya acmaszd. Bir an sonra tekrar arpt. ki dev kayann tam orta yerinde buldu kendini. Tepesinde mezarta gibi ykseliyorlard. Oraya skm dururken sular azgnca zerine saldrmaktayd. Avlarnn ellerinden alndna kzyor, onu tekrar srklemeye alyorlard. Ik vard. Ancak biimleri ve uzaklklar farkedecek kadar. Mark oksijensiz kalm, arpmalardan uyumu beyniyle buna at. Sonra ban kaldrd. Islak kirpiklerinin arasndan, kamyonun tam yukarda, kprnn eii yanna parketmi durmakta olduunu grd. Farlarnn demirlere arpyor, yamur altnda yansyordu. Aalara bu yzden bulank, byl bir aydnlk gelmekteydi.

Ona ek olarak daha yaknda, daha gl bir k kayna daha vard Rolls-Royce'un paralanm asisi kayann dibinde yatyordu. Yars suda, yars kayadayd. Ters dnmt. Tekerlekleri havada lgn gibi devir yapyordu. Ama iki far da hl yanmaktayd. I kaya duvarlara arpyor, ortal sahne projektrleri gibi aydnlatyordu. Mark evresine baknd, akntnn kendisini kayann altna srklemi olduunu grd. Bann zerinde knt yapyordu kaya. Sa eliyle uzand, ama parmaklar oraya dokunur dokunmaz bir lk att. bileini bir ac sardi. Orada bir krk vard. Kaygan kayalara can havliyle sarld, sa elinin parmaklarn ap kapamak iin zorland. Aknt uzun sre dayanamayaca kadar glyd. Kaymaya baladn hissetti. Srkleniyordu. Tekrar kaplacakt sulara. Nehrin yz metre ilerisinde sularn alayana doru dmeye balayacan biliyordu. Sol elini yandaki kayadan ekti, kendini olanca gcyle yukarya doru frlatt. Parmaklar kayann kenarna sarld, vcudu sarka gibi havada salland, fkeli sular dizlerine arpt, onu koparmaya alt. Yukarda kanca olmu parmaklarn trnaklar ayrld, altlarndan kanlar szmaya balad. Mark ar ar, her yan szlayarak dirseini kvrmay baard, dizlerini kaldrp ayaklarn sudan ekti, suyun o ldrc gcnden kurtuldu. Bir an daha asl kald, gcnn geri kalann ve iradesini toplamaya alt, son bir hamleyle sa kolunu kvrp kayann stne att, solunu hemen onun yanna getirdi. Yine dinlendi, soluk aidi, kendini yukarya doru bin glkle ekip kayann zerine yzkoyun serildi. Kr olduunu sand. Ya da klar snmt. Oysa karanlk yalnzca onun kafasnn iindeydi. Nitekim yava yava ald. Mark ban kaldrd. Sularn sesi baka her sesi siliyordu. Dirk Courtney kprnn yanndaki dimdik patikadan inerken, Mark ne yerinden oynayan talar duyabildi, ne de izmelerin sesini. Gelenin o olduunu grmek Mark' artmad. Dirk Courtney'in o anda burada bulunmas doal geldi ona. Av pantolonu ve yarm izme giymiti. zerinde kaln bir ceket, banda kulaklarna kadar geirdii yn bir balk vard. 515

Dirk son on metrelik yolu kaya kaya inerken dengesini korumay baard. Bir dans sanatsyd sanki. Paralanm Rolls' un yatt kayann yan banda durdu. Tm dikkatiyle evresine bakna !, elindeki feneri glgelere, kaya oyuklarna doru tuttu. Mark kayann zerinde yasslmaya alt. Ama zaten lamba ona kadar uzanmyordu. Dirk feneri Rolls'a doru evirdi, Mark duyduu okla inledi: . ' ~ ' ; < . -' i General Sean Courtney'in yar vcudu n camdan darya frlamt. Sonra da araba tm arlyla gsnn zerine devrilmiti. Ba hemen hemen ezilmi gibiydi. Beyaz sakal kan lekeleri iindeydi. Lambann nda yakut gibi parlyordu o lekeler. Dirk Courtney onun zerine eildi, elini boynun yan tarafna dayayp atardamar yoklad. Generalin bu haline ramen, Dirk orada inat bir hayat kprts bulmu olmalyd. Ba tutup yana doru evirdi. Gzleri akt. arm gibi bakyordu. Dirk elindeki ksa, kaln ubuu kaldrd. Kahverengi bir eye sarlyd ama ar olduu onu tutuundan belliydi. Mark barmak istedi. Boazndan kan uultu, sularn sesi arasnda kayboldu gitti. Dirk sopay babasnn akana, sa kulann tam stne indirdi. Kr salarn kafaya yapk durduu yere. Mark o darbeyi kendi ruhunda hissetti. Sonra Dirk aratran iaret parman akaa bastrd, kafasnn paralanm, kemiklerin ban iine gmlm olduundan emin oldu. Dirk'in yz her trl ifadeden yoksundu. Buz gibi ve uzakt. Ama o anda Mark'a daha da korkun gelen baka bir ey yapt. ldrc vuruundan bile daha korkun bir ey. Yumuack bir dokunula Sean Courtney'in ak duran gzkapaklarn kapatt, sonra tek dizi zerine kt, babasnn kanl dudaklarn hafife pt. Bunu yaparken yzndeki ifade hi deimedi. Dengesiz bir kafann yapaca hareketti bu. Mark, Dirk Courtney'in deli olduunu ancak o anda anlayabildi. Dirk'in davran sonra hemen deiti, elleri o yumuakln kaybetti, tekrar ie koyuldu. Vcudu hafif evirdi, devety paltonun dmelerini at, Sean'n ceplerini aratrd. Altn zincirin ucuna takl anahtarl ekti. 516

Anahtarlar ksaca inceledi, sonra halkay karp hepsini kendi cebine att. Ayaa kalkp Rolls'un arka kapsna yneldi, kulpu tuttu, amak iin urat. Kap sonunda ald, Ruth Courtney'in vcudu yanlamasna Dirk'in ayaklar dibine serildi. Dirk siyah salardan bir tutam yakalad, ba ekip kaldrd, elindeki sopay onun akana da savurdu. Tekrar tehis yapmaya uraan doktor gibi muayene ederek krk kemikleri yoklad. Tatmin olunca Ruth Courtney'in kk, ocuk gibi vcudunu kucana ald, suyun kenarna kadar tad, aaya att. Ruth bir anda gzden kayboldu. Karanlk akntlar onu alayana doru srkledi. Zalim kayalar, adl tabibin kafasnda en ufak bir kuku olumasna zaten yer brakmayacakt. Mark yaralarnn, yorgunluunun etkisiyle olduu yere aklm, hi kprdayamyordu. Dirk Courtney'in eilip babasn ayak bileinden yakalayn seyrederken soluk bile almad. Dirk generalin ar vcudunu suyun kenarna kadar zorlukla srkledi. Mark yzn ellerine gmdnde, alamakta olduunu farketti. Kuru hkrklar gsndeki krk kemiklere byk ac veriyordu. Ban tekrar kaldrd zaman Sean Courtney'in gvdesi grnrlerde yoktu. Dirk Courtney kendi yatt yere doru yaklayordu. Dar patikay dikkatle izlemekte, fenerin yardmyla ar ar yrmekteydi. Feneri her kovua tutuyor, aryordu. Mark' arad belliydi. Onun da Rolls'da olduunu biliyordu. arpma nnda kamyonun farlar dosdoru Mark'n yznde parlamt. Dirk Courtney onun buralarda bir yerde olduunu biliyordu. Mark yan dnd, paltosunun dmelerini amaya alt. Ama acelesinden bunu sa eliyle yapmaya kalkmt. Acyla kvrand. Bu kez sol eliyle dmeleri kopararak at, paltonun iinden kt. Islak giysi her hareketini zorlatryor, engelliyordu. Sonunda ondan kurtulmay baard. Dirk Courtney yirmi metre uzaktayd. Hl geliyordu. Bir elinde fener, brnde o sallanan sopa. Mark kayann zerine yamyass yapm durumda, paltoyu yan tarafa frlatt. Akntnn yalad kayalarn zerine d 517

meini amalamt. Ama bunu baarp baaramadna bakmaya vakti olmad. Dirk Courtney fazla yakndayd. Mark kayann dibine doru yuvarlanrken krk kaburgalarnn sancsndan barmamak iin kendini g tuttu. Kayann gerisinde baca gibi, karanlk bir knt vard. Fenerin n nlyordu. Mark ayaa kalkt. Dirk Courtney bir nceki kayann oyuunu dolanyordu. Fenerin sryor, sallanyor, her admyla titriyordu. Mark yzn kayaya doru evirdi, kendini toparlad, biraz gc kalm olduunu o zaman anlad. fkesi de geri dnyordu. Gsnde bir scaklk oluturmaya balamt. Gcnn de, fkesinin de yeterli olup olmayacan bilmeksizin trmanmaya balad. Yavaa, sakar hareketlerle, yaral bir bcek gibi slak, souk kayalardan yukarya ekti kendini. Dirk Courtney dipteki kayann zerine vard zaman Mark yedi metre yukardayd. Hi hareketsiz, donmu gibi durdu. Savunmasz hayvann son aresi. Dirk feneri kaldrd anda yakalanacan biliyordu. Onu bekledi. Kurban gibi. Dirk yine dikkatli bir arama yapt, feneri nehrin iki yamacnda gezdirdi. Tam yukarya, Mark'n asl durduu yere kaldraca srada gz bir eye takld. ki hzl adm att, kenara geldi, fenerini sulara doru tuttu. Mark'n paltosu kayalarn birine taklm duruyordu. Dirk diz kt, elini ona uzatmaya alt. Mark'a gerekli ln da tam bu frsatt. Dirk'in tm dikkati o paltoya ynelmiti. Ona ok yakn olan sularn sesi. M a r k n ka yalarda karaca el ve ayak seslerinin duyulmasn nleyecekti. Bir daha aaya bakmakszn kendini yirmi metre daha yukar ekmeyi baard. Paltoyu o zaman grd, tuzann baarl olduunu anlad. Dirk Courtney nehir boyunda yz metre kadar daha uzaklamt. lk dik kayann kenarnda duruyordu. Islak palto elindeydi. Sularn belli bir noktasna bakyordu. Fener nda sular kapkara, ya gibi dmdz grnmekteydi. Dirk Courtney paltoyu o karanlk sulara frlatt, kendisi bir adm geri ekildi. Sonra oraca, kayann zerine rahata oturdu. Kaya onu rzgrdan ve yamurdan koruyordu. Sakin sakin bir puro seti. Zor bir ii bitirmi ii mola vermiti sanki, 518

Herhalde Mark'n hayatn kurtaran o kk hareket oldu. Kibritin kkrtnn alevlenmesi, mavi puro dumanlarnn fener nda belli olmas... O rahatlk... Mark o anda fkesinin yorgunluunu da, gszln de yenecek kadar arttn hissetti. radesi onu o anda tekrar harekete geirdi. Yeniden trmanmaya' balad. Trmanrken ara sra gereklik duygusundan kopuyordu. Bir ara iini bir rahatlk ve mutluluk sard. Uyuyacakt neredeyse. Ama kendini tam dmeden toplad, sa elini isteyerek nndeki kayaya arptrd. O acyla bard, ama ac deminki bilinci de geri getirmi oldu. Souun ve acnn etkisiyle bilinci ikide bir uup gidiyor, hayaller geri geliyordu. Kendini Kral Chaka'nn setii adamlardan biri sand bir ara. Chaka Kapsna trmanyordu karanlkta. Bozuk bir Zluca konumakta olduunu farketti. Kraln tok sesi ona sesleniyor, cesaret veriyordu. Biraz daha hzl trmanrsa kraln yzn de grebileceine inand. Sabrszlndan, tutunduu yer elinden kat, aaya doru kayd, dme hz artt, birden kendini kayann yznden uzam o cce aalardan birinin dallarna takl buldu. Yeniden trmanmaya koyulduunda Storm'un sesi geldi kulana. O kadar net, o denli yakndan geliyordu ki, Mark durup yzn yamura doru kaldrd. Oradayd. Bann stnde uuyordu. yle gzel, yle solgun, yle zarif... Gel, Mark, dedi. Sesi Mark'n kafasnda gm bir an gibi nlayp yankland. Gel, sevgilim. Onun sa olduunu o zaman anlad. Souk bir hastane yatanda lyor deildi Storm. Buradayd. Acsn dindirmek iin ona yardma gelmiti. Storm! diye bararak kendini yukarya doru att, ileriye kapakland, kayalarn tepesindeki ksa otlar zerine uzand kald. Orada sonsuza dek yatmak istiyordu. Tepeye vardndan bile emin deildi. Bunun da hayal olabileceini dnyordu. Belki lmt. Her eyin sonu gelmiti artk. Derken yananda yamur damlalarn hissetti, kurbaalarn viyaklamasn duydu, rzgar dinledi... hl sa olduunu zntyle farketti. 519

Aclar da hemen geri dnmeye balad. nce bileinden balad, sonra yayld. Mark buna dayanacak gc olmadn dnd. O srada gznn nnde bir hayal belirdi. Net ekilde. Dirk Courtney babasnn vcudu zerine eilmi, sopas havada, vurmaya hazr... Mark'n fkesi onu kurtarmak zere tekrar imdada yetiti. Mark kendini itip dizleri zerinde doruldu, evresine baknd. Yz metre ilerde, kamyon tam uurumun kenarna parketrriti. Kprnn balad yerdeydi. Farlarn nda bir adamn durmakta olduunu grd. Son bir inanlmaz abayla Mark ayaa kalkmay baard, sallanarak durdu, bir sonraki adm atmak zere toparlanmaya alt. Peter Botes yamurun atnda, tabancas yannda sallanr durumda, ayaktayd. Yamur ince telli salarn slatm, alnna, yanaklarna yapmt. Sol eliyle durmadan yzn siliyordu. Pardssnn omuzlar da srlsklamd. kide bir titriyordu. Bunda souun olduu kadar, korkunun da etkisi vard. Olaylarn girdabna "kaplm gidiyordu. Hi kontrol yoktu olaylar zerinde. Dnp duruyor, kurtulabilecei bir k kaps bulamyordu. Avukat kafas bir yandan alp durmaktayd. Cinayete yataklk... hem olaydan nce, hem de sonra... Aada, kayalarn dibinde neler olduunu bilmiyor, bilmek de istemiyordu. Ama iinde yine de o olaylarn deheti ve korkusu vard. Dirk Courtney'e gitmeye karar verdii zaman aklndan bunlar gememiti. Birka kelimeyle i bitecek, sonra kendisinin kp gitmesine izin verilecek, hibir ey olmam gibi davranlacak sanmt. Evine dnp karsnn scack yatana girmeyi, battaniyeyi stne ekmeyi hayal etmiti. Bu korkulara, bu iddete hazrlkl deildi. Elinde silah tayan, bu kanl, kirli ilere gre bir insan deildi o. Cezas idam, diye dnd, bir daha rperdi. Kamak istiyordu. Ama artk kaabilecei bir yer de yoktu. Ah, Tanrm! neden.yaptm bunu ben? diye fsldad yksek sesle. Keke, ah, Tanrm, keke... alardr hep zayflarn kopard lkt bu. Ama o dileini tamamlayamad. He 520

men arkasndan bir ses duydu. Dnmeye balad, bir yandan tabancasn iki eliyle kaldrarak nnde tuttu. Karanlktan bir glge stne doru geldi, Peter Botes barmak zere azn at. O glge kan ve amura bulanm bir hayaletti. Surat arpkt. yle hzl geldi ki, Peter'in l dudaklarna ykselemedi. Peter Botes kelimelerin, fikirlerin adamyd. Masa balarnda alacak, lezzetli yemekler yiyecek yumuak bir adamd. Karanlktan zerine gelen adamsa bir askerdi. Mark onun bana diz kt, soluk solua kaburgalarn tuttu, hareketin verdii acnn dinmesini, gznde uuan yldzlarn yokolmasn bekledi. Altndaki adama bakt. Yz amura gmlmt. Mark onun salarndan bir tutam yakalayp kafay dar omuzlar zerinde evirdi, boulmasn nlemeye alt. O zaman tand onu. Peter! diye fsldad bouk bir sesle. Duyularnn tekrar canlanmaya baladn hissetti, yine hayal grp grmediinden emin olamad. Baygn adamn dudaklarna dokundu. Dudaklar scak ve yumuakt. Peter! diye tekrarlad aptalca... o anda her eyi batan sona anlad. Adm adm dnmesi hi gerekmedi. Hepsi bir anda bilincine girdi. Dirk Courtney'in tuzan nerede kurmas gerektiini nasl bildiini de, Peter'in bir hain olduunu da, Storm' la bebein yem olarak kullanldn da anlad ve. onun bir yalan olduu zihninde bir k gibi yand. Storm'la ocuk kumsaln karsndaki kk yatak odasnda, gven iinde uyuyorlard u anda. Bunu bilmek Mark' birden coturdu. Smith VVesson'u amurlarn iinden sol eliyle ald, dikkatle gmleine sildi. Dirk Courtney patikann ucunda duraklad. Trman soluunu biraz hzlandrmt. izmeleri amurlanm, omuzlarnda yamur damlalar birikmiti. Farlarn nda o damlalar parldad. Farlar gzn kamatrd. Arkalarnda da ok derin bir karanlk vard. Peter? diye seslendi, bir elini kaldrarak gzlerine siper 521

yapmaya alt. Kamyona dayanm bekleyen adamn glgesini grd. lerledi. Oldu bitti, dedi. Artk hibir eye kayglanmak zorunda deilsin. Kasann anahtar bende. Geriye bir tek temizlik ii kald. Birden durdu, bekleyen glgeye tekrar bakt. Adam hi kprdamamt. Peter! Sesi atlar gibi oldu. Haydi, yrsene, be adcm! Toparla kendini. Daha iimiz var. Bir adm daha att ve farlarn k alanndan kt. Saat ka? diye sordu. Ge olmal. Evet. Mark'n sesi kalnd. Diii dolanyordu. Senin iin ok ge. Dirk durdu, ona bakt. Sessizlik sanki sonsuza dek srd. Oysa aslnda bir and. Dirk bir anda tabancay da, solgun ve amurlu surat da grd. Kurunun hemen geleceini biliyordu. Onu geciktirmenin arelerini arad. Birazck geciktirmenin. Dinle beni, dedi telal bir sesle. Bir saniye dur. Sa elinde tamakta olduu feneri tutu biimini deitirdi. Sesi etkileyici, uymaya zorlaycyd. Hzl, inandrcyd. Mark' n parmann tetik zerinde duraklamasn salayacak kadar. Bilmen gereken bir ey var. Dirk elini uzatr gibi bir hareket yaparken sa eli fenerle birlikte arkaya kayd, sonra gl kolu kocaman bir yay izdi, fener Mark'a savrulurken Dirk de ne atld. Fener Mark'n omzuna arpt. Ancak arpt. Yalnzca tetik ekilirken silahn namlusunu kaydrmaya yetecek kadar. Silahn patlama sesi duyuldu. Kurunun ete giriinden kan o bouk ses... Dirk Courtney'in cierlerinden boalan havann hrts. Koca adamn vcudu devrilirken Mark'a arpt, yana doru yuvarlandlar, kamyonun asisine dayandlar. Mark bir kolun kendi gsne sarldn, sert parmaklarn tabancal elini kavradn hissetti. O ilk dorudan temas annda Mark, Dirk Courtney'in gcnn ve arlnn kendininkinden ok daha fazla olduunu hemen anlad. u anda kendisi yaral olmasa bile, yine de eit deildi artlar. stelik Mark yle bir durumdayd ki, kendini e 522

lik bir makinenin kskalarna yakalanm gibi hissetti. Dirk Courtney'in vcudu et ve kemikten deil, demirdendi. Mark'n krk kaburgalar'o sarlmayla yerinden oynad, ular etine batarken azndan ac bir ilik kt. Tabancasnn geriye doru bkldn, namlunun "kendi suratna doru dndn hissetti. Dirk Courtney onun ayaklarn yerden kest i , ikisi birlikte vals yapan iftler gibi dndler. Mark n tekrar ayakst yere basmasn ancak talihin cilvesi salad. Ama artk arkasnda dayanabilecei kamyon asisi yoktu. kinci bir hamle onu balklama amurlara daldracakt. Dirk Cocurtney'in o yeni hamle iin toparlanmakta olduunu hissetti. Kat atlet kaslar onu dengede tutuyordu. Mark darbeyi karlamaya hazrland. Ama arpma karaya vuran bir gemi gibi gl geliyordu. O anda bir mucize oldu. Mark o koca vcudun tam stne gelirken titrediini grd, Dirk Courtney' in soluunun hkrk gibi ykseldiini duydu, ayn anda adamn azndan fkran kanlar Mark'n gsn ve karnn srlsklam etti. Dirk Courtney'in vcudundaki btn g tkendi, eridi gitti. Mark kendi dengesinin de gittiini grd. Elindeki tabanca zerinde bask azald... Skt kurun ie yaramt. Son abalar Dirk'in gsnn iinde bir yerin yrtlmasna yol amt. Kan fkra fkra boalyordu vcudundan. Mark byk bir abayla tabanca namlusunun ynn yine deitirebildiini grd, bir kavis izip Dirk Courtney'in suratna evirdi. Tetii ekecek gc kaldn hi sanmyordu Mark. Silah sanki kendi kendine ate ald. kan k Mark' kr etti bir ah iin. Dirk Courtney'in bai arkaya bkld, kendisi geriye de-, ru utu. Mark onun koca gvdesinin uurumdan aa kayp yuvarlann duydu. Tabanca Mark'n elinden dt, kendisi de nce dizlerinin stne kt, sonra yzkoyun amurlarn iine serildi.

Bu belge, dinsel cemaati dnda Ruth Courtney (eski ad FnedmCn* doum ad Cohen) ile evli bulunan ve halen Ladyburg 523

Yresinde Lton Kop iftliinde ikmet eden Sean Courtney'in son vasiyetncmesidir, tm topraklarm ve varlm, menkul ve gayrmenkuilerimi, tm clacaklcnm ve sonradan ortaya kacak alacaklarm istisnasz olarok eim Ruth Courtney'e brakyorum. Mark ertesi sabah afak sker smez bir arama ekibinin banda nehir kysn tarad. Sa kolu askya alnmt. Gs smsk sarglar iindeydi. Her yan ayor, okayarak yryordu. Sean Courtney'i Baboon Nehrinin vadiye inmeden nceki son kaya kntsnn arasnda buldular. Srtst yatyordu. zerinde hi kan yoktu. Sular hepsini, ykam, arndrmt. Yaralar bile temiz, mavimsi bir rehkteyd. Beyaz sakal gnein ilk klaryla kurumu, yine kabarmt. Gsnde gururla dikiliyordu. Ortaa valyelerinden birinin^ ta yontmas heykelini andryordu. Eimin benden nce lmesi ya da ikimizin birlikte ya da alt ay arayla lmemiz halinde ise... Nehir Ruth'a iyi davranm, onu da ayn kum kyya srklemiti. Yzst yatyordu. Beyaz kumlara yar yarya gmlm durumdayd. nce, plak kollarndan bir tanesi ne doru, uzanm, orta parmanda altn alyans grnyordu. Parmaklar kocasnn koluna neredeyse dokunacak kadar yaknd... ama. dokunmuyordu. kisini yan yana gmdler. Lion Kopdaki byk evin arkasndaki tepenin yamacna. mal varlmdan kalanlarn aadaki ekilde kullanlmasn istiyorum. Bunu be yz kadar istek izliyordu. Yazlar elli sayfa srmekteydi. Datlacak paralarn toplam be milyon ngiliz liras dolayndayd. Sean Courtney hi kimseyi unutmamt. Er* mez seyislerden ve hizmetkrlarna kadar herkese biraz toprak, bir kk sr brakmt. Bunlar emekli maana denkti. Ona hayat boyunca hizmet eden emektarlarn pay no den, bunlara gre daho fazlayd. 524

Kurduu ve ynettii irket ve kurulularda alanlara, o kuruluun hisselerinden pay braklmt. Hem de olduka. Hibir dostunu, hibir akrabasn unutmamt. Bir tek meru erkek ocuum olduunu kabul ediyor, bul roda ona-olum demekten ekmiyorum. Hailen Byk Long Korusunda oturan Dirk Courtney. Fakat Tanr ya da eytan kendisine zaten fazlasyla cmert dadandndan, benm servetine ekleyebileceim eylere gerek yoktur. Bu nedenle ona hibir ey "brakmyorum. Sevgimi bile. Dirk Courtney'i kpek dv ukurunun biraz aasndaki amla gmdler. Cenaze trenini ynetecek papaz bulunamad. Cenazeci, mezar merakl birka gazetecinin baklar altnda rtt. Birka da serven arayan serdengeti gelmiti cenazesine. Hepsi bakyor ama hi kimse alamyordu, Kzm Storm Hunt'a (Doum ad Storm Courtney) evlat grevlerini hafife aldndan, babalk grevlerimi hafif almakla karlk veriyor ve ona yalnzca bir tek ngiliz altn brakyorum. Aslnda duygular byle deildi, diye fsldad Mark ona. Dn gece senden sz ediyordu... olaydan hemen nce... Pimand... Bende onun sevgisi var, dedi Storm alak sesle. Beni seviyordu. Sonunda inkr etmeye almasna ramen. Hep saklayacam o sevgiyi. O yeterince zenginlik. Birde paras gerekmez. nsanlarn genellikle oullarna gsterdikleri sevgiyle sevmi ve balanm olduum- Mark Anders'e para brakmyorum. Kendisinin o kavrama kar nefret duyduunu iyi biliyorum. Ona para yerine tm kitaplarm, tablolarm, silahlarm, kiisel ziynetlerimi, evcil hayvanlarm, bu arada kpeklerimi, atlarm ve srlarm brakyorum. Yalnz tablolar bile bal bana bir servetti. Kitaplarn ou tek nshayd. Deerine paha biilemezdi. Mark yalnzca srlar ve atlar satt. nk saylar pek 525

oktu ve onlara ee sineiyle dolu Bubezi vadisinde yer yoktu. Servetimin geri kalann Mark nders'e, Vahi .Yaam Koruma Dernei temsilcisi olarak brckiyorum. Bu servetin ilerde de dernein amalarna dnk olarak kullanlmasn ve zellikle de halen Chaka Kaps diye bilinen yrede koruma alann gelitirmeye harcanmasn istiyorum. General Jannie Smuts, Mark'a, Eski Arazi Bakannn nderlik ettii yasaya kimse elini srmek istemeyecektir, diye kehanette bulundu. Cenazeden sonra yan yana durmu, konuuyorlard. Adamn ad, elini her srd yerde pis bir koku brakm sanki. Siyaset adamlar byle eylere bulamak istemezler. Bence parlamentoda herkes kendisini o karardan uzaklatrmaya alacaktr. Yeni yasay kolayca karabileceimizi sanyorum. Chaka Kapsn tekrar koruma alan ilan edebiliriz bence. Seni temin ederim ki, benim partim bunu tm gcyle destekleyecektir, olum. Tpk General Smuts'un tahmin ettii gibi, yasa meclisten ilk oturumda geti ve 31 Mays 1926 tarifinde, 56 sayl yasa olarak yrrle girdi. Be gn sonra. Arazi Bakanlnda Ladyburg'a bir telgraf geldi, Mark'n Chaka Kaps Ulusal Parkna ilk korucu olarak resmen atanm olduu onayland. Duruma yaplmad iin Hobday kamu tan olmad, dolaysyla eski cinayetinden: baklk kazanamad. Hobday'in kendi durumasnda savc idam cezas istedi. Yarg davann durumunu zetlerken Sithole Zama (takma ad Pungue) tarafndan verilen ifadeye deindi. Kendisi mahkeme kurulu zerinde ok olumlu etki brakt. Cevaplar ak seik ve sorulara tam karlk oluturuyordu. Kurul onun drstlnden ve belleinden bir an.bile kuku duymad, diye geirdi tutanaklara. Noel akam, Pretoria Merkez Cezaevinde Hobday elleri ve ayaklar kaylarla balanm, bana siyah kukuleta geirilmi olarak daraacnda ebediyete gt. Peter Botes, Mark Anders'in ifadesi sonucu zerindeki cinayet ve cinayete teebbs kukularndan syrldndan, durumaya karlmad. 526

Onun SUU zayflk ve agzllk, diye anlatmaya alt Mark, Storm'a. Bunlara ceza uygulansa, bizleri de daraac bekliyor olurdu. Hem zaten yeterince intikam ve lm: yaadk artk. Peter Botes durumalar biter bitmez Ladyburg'dan ayrld. Mark bir daha onun haberini alamad.

Bugn Bubezi Nehri zerindeki alak beton kpry getiiniz zaman, Dirk Courtney'in hayal ettii barajn ve hidroelektrik santralin kurulmam olduunu grrsnz. Sizi bir Zulu ifti karlar, apkasndaki rozet kadar parlak bir glmseme sunar. Tatnz brakp kayt defterini imzalamak zere tatan yaplm ynetim binasna girdiinizde, ltfen resepsiyon masasnn arkasndaki sol duvara doru bakn. Orada bir cam ereve iinde parkn ilk gnlerinden kalma fotoraf ve anlar sergilenmektedir. Koleksiyonun orta yerinde, yal bir adamn bytlm bir fotoraf bulunmaktadr. nce.gne yan, salam bir ihtiyardr. Banda gr beyaz salar, burnunun altnda fra gibi dik byklar vardr. Pamuklu kumatan ceketi biraz buruuktur. Sanki ona aabeyinden kalm gibi zerinden sarkmaktadr. Kravatnn dm de gmlek yakasndan iki santim aaya kaymtr. Yzndeki glmseme pek cin bir glmsemedir ama enesinde salam ve kararl bir ifade vardr. Yine de en ok dikkati eken yan, gzleridir. Dingin, insann ruhuna ileyen bakl... peygamber gzne benzer gzlerdir o gzler. Fotorafn altnda u yaz vardr: Albay Mark Anders, Chaka Kaps Ulusal Parknn ilk korucusu. Bunun altnda yaz daha kk harflerle devam etmektedir. Chaka Kapsnn bizim kuaklarmza miras olarak kalabilmesi, bu adamn tkenmez enerjisi ve uzak grll sayesinde olabilmitir. Albay Anders. Ulusl Parklar Vakfnda, kurulu yl olan 1926 ylndan beri hizmet vermi, 1935 ylnda vakfa bakan seilmitir. ki dnya savanda kahramanca hizmetler vermi, bir tanesinde ar yaralanm, ikincisinde Kuzey Afrika ve talya'da kendi alayna komuta etmitir. Doay koruma konusuna ilikin pek ok ki 527

tabn yazar olup, bunlar arasnda, Kurtulu ve Kaybolan Afrika kitaplar da saylabilir. evre korunmas konusunda konferanslar vermek iin tm dnyay dolam, eitli krallar, hkmetler ve niversiteler tarafndan onurlandrlmtr. Fotorafta albayn yannda ince uzun bir kadn durmaktadr. Salar krlam, yznden geriye doru ekilip toplanmtr. Gzlerinin ularnda, aznn yanlarnda krklar olmasna ramen, bunlar hep glme izgileri, glme krklklardr. Bir zamanlar ok gzel olduu yznden hl belli olmaktadr. Albayn sa omzuna yar korumak, yar sahiplenmek ister gibi yaslanmtr. Resmin altndaki yazlar yle devam eder: Ei ve mr boyu arkada, ayn zamanda uluslararas ne sahip bir ressamdr ve gen kzlk ad olan Storm Courtney imzasyla saysz unutulmaz Afrika manzaralar ve doa yaamna ilikin tablolar brakmtr. 1973 ylnda Albay Anders, Parklar Ynetim Kuruiu Bakanlndan emekliye ayrlm, eiyle birlikte Natal kysnda, denize kar bir yerde bulunan Umhlanga Kayalarna yerlemitir Bu yazlar okuduktan sonra artk arabanza dnebilirsiniz. Zulu sizi tekrar selamlayacak, yoldaki engeli kaldrp gemeniz iin yol verecektir. Ondan sonra siz de ksa bir sre iin cenneti ziyaret edebileceksiniz demektir.

SON

You might also like