You are on page 1of 239

T.C.

ANADOLU NVERSTES YAYINI NO: 2075 AIKRETM FAKLTES YAYINI NO: 1109

Anadolu niversitesi lhiyat nlisans Program

TEFSR

Editr Prof.Dr. mer DUMLU Yazarlar Prof.Dr. Hasan KESKN (nite 2, 9) Prof.Dr. mer DUMLU (nite 6, 8) Do.Dr. Mustafa ZEL (nite 3, 5) Do.Dr. Zlfikar DURMU (nite 1, 4) Do.Dr. Ali Galip GEZGN (nite 7, 10)

ANADOLU NVERSTES

Bu kitabn basm, yaym ve sat haklar Anadolu niversitesine aittir. Uzaktan retim tekniine uygun olarak hazrlanan bu kitabn btn haklar sakldr. lgili kurulutan izin almadan kitabn tm ya da blmleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayt veya baka ekillerde oaltlamaz, baslamaz ve datlamaz. Copyright 2010 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University.

Genel Akademik Koordinatrler Prof.Dr. brahim Hatibolu (anakkale Onsekiz Mart niversitesi) Prof.Dr. Ali Erba (Sakarya niversitesi) Program Koordinatr Do.Dr. Cemil Ulukan Uzaktan retim Tasarm Birimi Genel Koordinatr Prof.Dr. Levend Kl Genel Koordinatr Yardmcs retim Tasarmcs Do.Dr. Mjgan Bozkaya retim Tasarmcs Yardmclar Ar.Gr. Mehmet Frat Ar.Gr. Nur zer Grafik Tasarm Ynetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uar r.Gr. Cemalettin Yldz lme Deerlendirme Sorumlusu r.Gr. Nejdet Karada Kitap Koordinasyon Birimi Yrd.Do.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin zgr Kapak Dzeni Prof. Tevfik Fikret Uar Dizgi Akretim Fakltesi Dizgi Ekibi

Tefsir

ISBN 978-975-06-0758-5 1. Bask Bu kitap ANADOLU NVERSTES Web-Ofset Tesislerinde 36.000 adet baslmtr. ESKEHR, Eyll 2010

NDEKLER

nite 1: Lokman Suresi.. 2 nite 2: Nh Suresi. 22

nite 3: Mlk Suresi... 42 nite 4: Har Suresi.... 60

nite 5: Hucurt Suresi... 82 nite 6: nite 7: Kurnda man ve Salih Amel.106 Kurnda Takv...132

nite 8: Kurnda Maruf ve Mnker..158 nite 9: Kurnda Fitne.....184 nite 10: Kurnda Sevgi....210

iii

iv

NSZ

Kurn- Kerm insanl karanlklardan aydnla karmak iin nazil olmu son kutsal kitaptr. Onu okumak, anlamak ve yorumlamak iin ok sayda eser kaleme alnmtr. Bu faaliyet bugn artan bir hzla devam etmektedir. Kurn, lkemizde en ok okunan kitaptr. Hatta dnyada bile bugn merakla okunan kitaplar arasnda yer almaktadr. Ne var ki, bu ok okuma, ok sayda insan, Kurn yeterli lde anlamaya gtrmedii de bilinmektedir. Zira Kurn anlamadan okumann ok yaygn olduu da bilinmektedir. Ama mit ederek belirtmek istiyorum ki Kurn artk hem okunmakta ve hem de anlalmas iin byk bir aba sarfedilmektedir. Dini ilimleri tahsil etmemi bir okuyucu Kurn meallerinden ve tefsir kitaplarndan yararlanarak Kurnn ne demek istediini anlamaya almaktadr. Bugn elimizde bulunan tefsir kitaplarna bakldnda en aznn birka ciltten olutuunu grmekteyiz. Yazlan her tefsirin, yazld dnemin kltr, tarihi ve sosyal durumuyla yakndan ilikili olduunu da bilmekteyiz. Bu ynyle tefsirler bize sadece yol gstermektedirler. Bundan dolay Kurn- Kermin her dnemde yeniden ele alnmas, yorumlanmas gerekir. Bu ihtiyac karlamak iin son yllarda Kurn sempozyumlar dzenlenmekte, konular dikkate alnarak fihristler hazrlanmakta ve bu arada temel konular sunmaya alan eserler de kaleme alnmaktadr. Gnmzde ayrca Ana Konularyla Kurn ve Konulu Tefsir trnde de eserler kaleme alnarak bir noktada Kurnn anlam farkl bir biimde insanlarn istifadesine sunulmaya allmaktadr. Dolaysyla Kurn- Kermin hem bildiimiz trden klasik tefsiri hem de konu ve kavram almalar trnde tefsirler yaplmaktadr. Bu almada her iki trden rnekler bulacaksnz. Burada ksaca genel olarak Kurn ayetlerinin aklanmas biiminde tanm yaplan tefsirin yannda konulu tefsire de deinmek gerekir. Ksaca konulu tefsiri yle tanmlamak mmkndr: Herhangi bir konuyu, Kurnn btnl ierisinde ele alp, ister ayn ister deiik surelerde olsun konuyu uzaktan ve yakndan ilgilendiren Mekki ve Medeni tm ayetleri toplayarak, mmkn mertebe nzul srasn gz nnde bulundurmak kouluyla ve Kurnn genel slubu erevesinde eitli mukayeseler yapmak suretiyle, istenileni ortaya karmaktr. Bu kitapta her iki tre rnek almalar yer almaktadr. Bundan dolay burada baz nemli hususlara deinmek istiyorum: 1. 2. almamzda be yazarn ikier nite eklinde hazrladklar on nite yer almaktadr. Bu nitelerden bei sure baznda, dier bei de konu baznda olmutur.

3.

almamzda ilk nce orta uzunlukta olan sureler ele alnmtr. Bunlardan Mekki ikisi de Medeni olan surelerdir. nce Mekki sureler nzul srasna gre daha sonra da Medeni sureler yine nzul srasna gre aklanmtr. Konulu veya kavram biimindeki almalar rastgele seilmi deildir. Bunlar Kurnda hem ferdi, hem de toplumu ilgilendiren kavram veya konulardr. rnein Kurnda iman ve salih amel, Kurnn adeta mihenk tan oluturmaktadr ve hemen herkesi yakndan ilgilendirdiinde de kuku yoktur. Dier kavram ve konulardan her biri de deiik biimlerde hedefler sunmaktadr. Bu nitelerin bazlarnda semantik anlayn ne ekilde Kurn yorumuna katk salad da grlecektir. almada Lokman, Nuh, Mlk, Har ve Hucurt sureleri ele alnmtr. Konu ve kavram olarak da Kurnda man ve Salih Amel, Takva, Maruf ve Mnker, Fitne/mtihan ve Sevgi gibi konular bir bakma konulu tefsir biiminde ele alnmaya allmtr. Bu almada hedefimiz, okuyucunun hem klasik bir biimde Kurnn baz surelerinin tefsir edili biimini, hem de klasik ve modern anlamda baz kavramlarn Kurn btnl ierisinde nasl ele alndna bir bakma rnek tekil edecek almay ortaya koymaktr. Bylece okuyucunun, hem klasik anlamda hem de ada almalarda ne srlen hususlar detayl bir biimde renmesine yardmc olacaktr. Gerek sure baznda, gerekse konu baznda olsun almamzda ele alnan hususlar sadece detayl bir biimde anlatlm ama tartmalara girilmemitir. Amacmz, Kurn'n anlalmasn kolaylatrmak iin, onun bilgisinin elde edilme yollarn rencilerimize amak, bu yolda onlara rehberlik ve nderlik etmektir.

4.

5.

6.

7.

8.

te elinizde bulunan bu kitapta Kurnn tefsiri/yorumu ile ilgili rnek almalar, lahiyat alannda ilk admlarn atan siz deerli rencilerimizin Kurnla tanmasna ve onu nasl yorumlanmas gerektii hususuna k tutacaktr. Bu arada elbette ona kymetli bilgiler edinmesini de beraberinde getirecektir. Zira Kurn gibi bir hazineye giri yapmak, hem insan heyecanlandrmakta hem de yeni yeni ufuklarla tanmak demektir. Bu arada kitapta yer yer gndermeler yaplmtr. rencilerimiz ayet bu gndermelere gerekli hassasiyeti gsterirlerse Kurn okuma ve anlamada daha salkl admlar atacaklardr. Bylece Kurn etrafnda nelerin yazlp izildiini de yakndan takip etme imknn bulacaklardr. Prof. Dr. mer DUMLU (Editr)

vi

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Lokman suresinin btnln aklayabilecek, Namazn ve zektn nemini aklayabilecek, Allaha ortak komann byk bir zulm olduunun ayrt edebilecek, Ana-babann deerini aklayabilecek, Allahn ilminin sonsuzluunu ve insan bilgisinin ise snrl olduunu ayrt edebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Hikmet Muhsin Emr-i bil-marf ve nehy-i anil-mnker irk ve zulm Lehvel-hads kr ve nankrlk

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Sureyi en az iki mealden okuyunuz, konuya dair anahtar kavramlar TDV slm Ansiklopedisinden aratrnz. Sureyi Kurn Yolu isimli tefsirden okuyunuz. mer Dumlu ve Rza Savan birlikte hazrladklar Kurn Atlas adl almay okuyunuz.

Lokman Suresi
GR
Lokman Suresi Mekke dneminin ortalarnda inmitir. 34 ayettir. Hikmet verilen Lokmann hikmet dolu nasihatlerine yer veren bu sureye, 12 ve 13. ayetlerde geen Lokman ismi verilmitir. Surede, hkmlerinde tam isabetli olan, derin anlamlar ve mesajlar ieren Kurnn, Mslmanlarn dnya ve ahiret mutluluu iin bir rehber ve bir rahmet olduu vurgulanr. Surede, Allaha kulluk grevlerini itenlikle yerine getiren, namaz dikkatli ve devaml klan, zekt veren ve ahiret gereine tm kalpleriyle inananlar vlr, inkrclarn vahye kar tutumlar ise knanr ve Allahn sonsuz kudretine, ilmine ve hikmetine ilikin kantlar getirilir. Bilge Lokmann ocuuna ve dolaysyla btn bir insanla hikmet dolu baz evrensel nasihatlerine yer verilir. Allaha itaatin ve anne babaya saygnn nemi vurgulanr. Hak dine davet edilen mriklerin atalarnn uygulamalarn hibir kritie tabi tutmadan kr krne taklit etmeleri eletirilir. Herkesin kendi yaptndan sorgulanaca ilkesi dile getirilir. nsan bilgisinin snrl olduu dikkatlere sunulur.

LOKMAN SURESNN TEFSR


) 1. Elif-Lm-Mm. ( Ayr ayr okunduu iin bu harflere hurf- mukattaa denir. Bu bakmdan sz konusu harfler, okunular ile aktarlr. Bu harfler, 27si Mekk, 2si Meden olmak zere toplam 29 surenin banda yer alr. 28 harften oluan Arap alfabesinin 14 harfiyle 13 farkl ekilde dzenlenmitir. Bu harfler bir ila be harften oluur; bal bana tek ayet olduu gibi, ayetin bir blm de olmutur. Sz konusu harflerin, banda bulunduu sure (Meryem, Ankebt, Rm) hari, dierleri vahiy ile ilintilidir. Tek bana harflerin bir anlamnn olmad bilinmektedir. Bununla birlikte, tarihi srete bunlara 40a yakn anlam yklenmitir. Fakat hi kimse, kesin olarak bunun anlam udur dememitir. Bunlara verilen anlamn ne Kurnda ne de Snnette kesin ve sahih bir delili bulunmaktadr. O nedenle bu harflere verilen manalar, tahminden teye geemez. Hz. Ebu Bekire gre bu harfler Kurnn srrdr. Buna gre bunlarla ne sylemek istediini en iyi Allah bilir. Aslnda bu harfler, Kurnn icz ynne iaret etmektedir: nsanlarn ok iyi bildii ve gnlk hayatta kullandklar bu harfler ilah kudret tarafndan mkemmel bir uyumla yan yana dizilmitir. Bu

olaanst gzellik karsnda bir tek suresinin dah benzerini yapmakta beeriyetin acze dt esiz bir kitap olarak ortaya konulmutur. Bu harflerle aslnda adeta Kurnn ilk muhataplarna bir meydan okuyu da vardr. Ayn harfleri kullanmalarna ramen Kurnn bir benzerini getirmekten aciz kaldklar da vurgulanmak istenmitir. 2. Bunlar, her hkmnde tam isabet eden ve derin anlamlar ieren kitabn ayetleridir. Ayetteki kitaptan maksat Kurn- Kermdir. Kurnn nitelii olarak zikredilen hakm kelimesi, onun tm insanlk iin en doru ve en yararl bilgiler ierdiini ifade eder. erdii bilgi ve hkmleri tam isabetli olup hayat dzenlemeye yneliktir. 4 3 5 3. Bu kitap, Allaha kulluk grevlerini itenlikle yerine getiren kimseler iin bir rehber ve bir rahmet kaynadr. 4-5. Bu kiiler namaz dikkatli ve devaml klarlar, zekt verirler ve ahiretin gerekliine de eksiz phesiz inanrlar. te Rablerinin gsterdii yolda yryenler, onlardr. Kurtulua erecek olanlar da yine onlardr. Kurn- Kermin baz ayetlerinde btn insanla, dier taraftan da hem Allaha kar gelmekten saknanlara hem de burada olduu gibi, gzel davranlarda bulunanlara yol gstermek iin gnderildiinden bahsedilmektedir. Burada bir eliki sz konusu deildir. Zira Kurnn mesajlar evrensel olup btn insanla rehberlik etmek zere gnderilmitir. Fakat sadece ona yrekten inanan, imanlarna yarar gzel iler yapan ve yaptn sadece Allah iin yapan mminler, onun klavuzluunda yollarn aydnlatabileceklerdir. Dolaysyla Kurnn hidayeti, insanlarn neleri yapmas ve nelerden uzak durmas gerektii konusunda onlara yol gsterme anlamndadr. Kurnn ikinci bir nitelii olarak da rahmet oluu dile getirilmektedir. Bu da onun huzur ve mutluluk kayna oluunu ifade eder. Aslnda 3. ayetteki hd ve rahmet kelimeleri hakm szcn izah etmektedir. Allaha kulluk grevlerini itenlikle yerine getiren kimseler olarak evrilen muhsinn kelimesinin tredii ihsan kavramnn iki anlam vardr: Biri karlk beklemeden iyilik edip sevindirmektir. Dieri ise, bir eyi iyi bilmek ve iyi yapmaktr. hsan kavram, Allaha iman ve ibadeti de iermektedir. Nitekim bir hadiste ihsan, Allaha Onu gryormu gibi ibadet etmektir. buyrulmutur. 4-5. ayetlerde, 3. ayetin sonundaki muhsinnin zelliinden bahsedilmektedir: 1. Mslmanln vazgeilmez art olan namaza gereken dikkati ve devamll gstererek dosdoru klarlar. Bylece gnde be kez Allahn huzurunda durarak Onunla aralarndaki ba srekli canl tutarlar. Refah ve zenginlii toplumun tm katmanlarna yaymak zere zekt verirler. nk kendi mallarnda yoksullarn hakk olduuna inanrlar.

2.

Hibir madd karlk ve teekkr beklemeden sadece Allahn honutluunu elde edebilmek iin onlara harcamada bulunurlar. 3. lh adaletin tam olarak gerekleecei, dnyada yaplan btn eylemlerden tr hesabn grlecei bir te dnyann varlna tm kalpleriyle iman eder ve bu inan dorultusunda hayatlarn ekillendirirler.

Burada u hususu da belirtmekte fayda vardr: Bu surenin indii dnemde bilindik be vakit namazn farz klnmad dikkate alndnda, buradaki namazn genel anlamda Allaha ibadet ve dua veya o dnemdeki ekliyle namaz olduu anlalr. Medine dneminde mal bir ykmllk olarak farz klnan zekt da zellikle o srada mriklerin basks altnda byk sknt ve eziyetler eken Mslmanlar iin nem tayan mal dayanma olarak anlamak daha uygun olur. Mal bir ibadet olan zektla Mslmanlarn, nefislerini bencillik, cimrilik ve kskanlk gibi mala ynelik kt duygu ve dncelerden temizleyip yceltmesi hedeflenmitir. Bu zellik ile Mslmanlarda salam bir kiilik oluturulmaya allmaktadr. yle ki, namazn dikkatli ve devaml klnmasyla Allahinsan ilikisi srekli olarak canl tutulacaktr. Bylece Allahn kendisini her zaman grp iittiinin farknda olarak namaz klan Mslman her trl ktlkten uzak duracaktr. nk gerei ekilde klnan namazn insan her trl ktlkten ve hayszlktan uzaklatrma gibi bir ilevsellii sz konusudur. Mal bir sorumluluk olan zektla insan-insan ilikisi srekli canl ve dinamik tutulacaktr. Allahn emanet olarak kendisine mal mlk verdii insanlar, bu tr imkna sahip olmayan akrabalarn, komularn ve dierlerini dnecek ve onlara yardm elini uzatacaktr. Zira Kurn kltrne sahip varlkl Mslmanlar, sahip olduklar mallarda yardma muhta, yoksul ve iffetinden dolay isteyemeyenlerin hakk olduunu bilirler. Ahiretin varlna hi tereddt etmeden iman etmekle de Allah-insan-toplum ilikisi her zaman diri tutulacaktr. Zira ahiretin varlna inanan insan, bu geici dnyada yaptklarnn, yapmas gerekirken yapmadklarnn ve sylediklerinin bir gn mutlaka hesabnn sorulaca bilinciyle hareket eder. Bundan dolay hem Allaha, hem kendisine, hem de insanlara ve evreye kar daha duyarl ve titiz davranlar sergiler. Allahn peygamberleri vastasyla gsterdii dosdoru yolda gidenlerin yukarda nitelikleri saylanlarn olduu ve yine bunlarn hem dnyada hem de zellikle ahirette ebedi huzur ve mutlulua kavuacaklar bildirilmitir. Mminler, inanlar gerei, dnyada korku ile mit arasnda yaarlar. Ama artk korktuklar cehennem ve azabndan emin, umduklar cennet ve nimetlerine; Allahn balamas ve rahmetine kavumu durumdadrlar. Allahn efkat ve merhameti bata olmak zere dnyada srf Allah iin yapp etmeleri onlar bu mutlu sona ulatracaktr. 6 7 6-7. Baz kiiler hibir doru bilgiye ve delile dayanmakszn insanlar Allah yolundan saptrmak ve o dosdoru yolu alay konusu yapmak iin birtakm aslsz hikyeler anlatmaktadr. te bylelerinin hakk zelil ve perian edici bir azaba mahkm olmaktr! Byle birine ayetlerimiz tebli edildiinde kulaklarnda sarlk varm, o mesajlar

hi iitmemi gibi kstaha srt evirir. O adama, ahirette ok korkun azaba mahkm olacan mjdele! Aslsz hikye olarak evirdiimiz 6. ayetteki lehvel-hads deyimi, insan asl yapmas gereken nemli ilerinden alkoyan, hibir faydas olmad gibi, vaktin boa geirilmesine neden olan oyalayc sohbet, hikye, masal vb. dinletiler anlamndadr. Aslnda lehv ksaca elence, oyun ve teselli demektir. Hadis ise sz, konuma demektir. Aslsz hikaye, bo sz, gibi anlamlar daima tercih edilmitir. Klasik tefsirlerin ounda aslsz sz, msiki olarak aklanm olmakla beraber, bu deyimin irk inanc ieren szler veya daha genel olarak insanlar iin herhangi bir fayda getirmeyen bo ve lzumsuz konumalar olduu yolunda grler de zikredilmektedir. amzda sinema, radyo ve televizyonlarda oka yer verilen; eitici, retici ve faydal hibir taraf bulunmayan baz film ve programlar da buna dhil edilebilir. Buna gre lehvel-hads deyimi, doasnda arlk olup dinahlk adan israf saylabilecek elence trleri gibi insana, zellikle kendisini ve Rabbini unutturacak, dolaysyla yapmas gerekenleri ihmal ettirecek derecede megul eden her eydir. Bu ayetlerde, baz Mekke mriklerinin slm ve Mslmanlar karsndaki olumsuz tutum ve davranlar zetlenmektedir. Buna gre onlar, hikye ve masal tr baz szlerle Kurn arasnda benzerlik kurar, vahyi alay konusu yaparlard. Bylece kendileri sapkn olduklar gibi bakalarn da Allah yolundan saptrmay amalarlard. Dnyada geici, madd haz ve mutluluktan baka gayeleri olmayan insanlar, bakalarn da Allahn yolundan saptrmak maksadyla akl ve bilgi temeline dayanmayan anlamsz ve aldatc szlere kendilerini kaptrrlar. Hayatn gayesini bunlardan ibaret grr, bunlara para harcar; bunlar konuup bunlar dinlerler. Allahn hikmetli, anlam ve mesaj ykl ve dolaysyla kurtarc ayetleri kendilerine okunduunda ise kstaha bir gurura kaplr; tam bir duyarszlk ve ilgisizlik sergilerler, byklenerek bunlara kulak tkayp srt evirirler. Bu iki ayette zetlenen inkrc psikoloji ve tavr dikkate alndnda bunun, genel olarak mriklerin, ilh mesajn insanlar zerindeki etkisini krmak iin ileri srdkleri ii bo iddialar, laf cambazlklar eklinde yorumlanmas gerekmektedir. Nitekim 6. ayetteki bi-gayri ilm (bilgisiz olarak) tabiri de bunu desteklemektedir. Eer msiki, iir vb. etkinlikler byle bir kt amaca alet ediliyorsa bunu yapanlar da ayetin eletiri kapsamna girer. Ayrca burada, sadece o dnemdeki inkrclarn sz konusu tutumlar deil, hangi dnemde olursa olsun Allahn yolunu engelleme amacna ynelik zihniyet ile bunun rn olan tavr, tenkit ve faaliyetler de eletirilmektedir. Byle kiilerin temel gayesi, halk, aslsz hikye ve masallarla; hurafelerle, aldatc szlerle oyalayp hak ve hakikatin kendisi olan Kurnla ilgilerini kesmektir. Fakat onlar vahye kar bu olumsuz tutum ve davranlarndan tr Allah katnda onur krc, kk drc, rezil rsva edici ve dayanlmaz derecede ac bir azab hak etmektedirler. 8 9 8-9. man edip imanlarna yarar gzellikte davranlar sergileyenlere gelince, bylelerini her trl nimetle dolu cennetler beklemektedir. Onlar orada hi kmamak zere kalacaklardr. Bu, Allahn mutlaka gerekleecek olan szdr. O stn kudret sahibidir; her buyruu ve her fiili tam isabetlidir!

nkrc ve alayc insanlara karn, imann en temel iki esas olan Allaha ve ahiret gnne yrekten inanan ve bu imanlarna yarar gzel ve yararl davranlar ortaya koyan kimseleri ise nimetlerle dolu cennetler beklemektedir. Dnyadaki iman ve gzel amellerine karlk verilecek olan nimetler bir hadiste hibir akln tasavvur edemedii, hibir gzn grmedii eklinde dile getirilir. Bu mminler cennetlerden hi kmayp orada sonsuza dek kalacaklardr. Bu, yce Allahn verdii bir sz olup mutlak gerektir ve zaman gelince de mutlaka gerekleecektir. Allah verdii szden hibir zaman caymaz. Mminler Allaha byle iman ederler. Kurnda, Allahn verdii szden asla dnmeyeceine dair pek ok ayetin yannda, Allahtan daha doru szl kim olabilir ki?! ayeti bu durumu aka ifade etmektedir. O ok gldr, hibir ey ve kimse Onun gcne engel olamaz ve Onun her buyruu mutlak isabetlidir, yerli yerindedir. 10 10. Grdnz gibi Allah gkleri dayanaksz/direksiz biimde yaratt. Sizi sarsmasn diye yeryzne de sabit dalar yerletirdi ve yine orada her trl canl varln reyip oalmasn salad. Biz, gkten de yamur yadrp onunla her trden gzel bitkinin yeermesini saladk. Allah, gkleri ve orada bulunan milyarlarca gk cismini, aralarnda insanlarn grebilecekleri bir direk, bir destek olmadan bolukta ve dengede duracak, birbirlerine arpmayacak ekilde, mkemmel bir sistem halinde meydana getirmitir. Bu sistem ancak kyametin kopma zamannda bozulacaktr. Ayrca, zerinde yaayan insanlar sarsmasn diye yeryzne deta kazk ve temel vazifesi gren sapasalam ve grkemli dalar yerletirmitir. Yine orada her trl canly retip yaym ve gkten indirdii suyla/yamurla, orada her renk ve eitten erkekli diili iftler halinde nice gzelim bitkiler yetitirmitir. Tr olarak evirdiimiz zevc kelimesi, szlkte e, bir eyin zt ynden dengi, eiti, bileik varln her bir esi gibi anlamlara gelir. Rgb el-sfahn kelimeyi, varlklar topluluunu oluturan her bir tr anlamnda aklamtr. 11 11. te btn bunlar Allahn yarattklardr. Hadi siz de bana gsterin bakalm, Ondan bakas ne yaratm?! Dorusu, putlar Allahn ilahlna ortak koanlar dpedz bir sapklk iindedir. 10. ayette nce Allahn yce kudretinin evrendeki canl ve cansz btn varlklar nasl meydana getirdii belirtilmektedir. Daha sonra kendisinden bakasnn ne yaratm olduu sorgulanarak Allahtan baka bir varla tapmann hem mantksz hem de haksz bir tutum olduu vurgulanmaktadr. Allaha e tutulan ve Allah ile kullar arasnda arac kabul edilen putlar hibir ey yaratamazlar; nk kendileri yaratlmlardr. Dolaysyla doru mantk bizi, yaratlan yaratamaz sonucuna gtrr. Allahn yarattklaryla tek ve gerek ilah olduu aikr iken, dierlerinin ilah olduklar hangi ileriyle bellidir?! Yarattklar hibir ey olmadna gre onlara tapmann, onlardan yardm istemenin ne anlam var?! Allaha zg baz niteliklerin aciz

varlklarda da olduuna inanmak, cehalet sapklndan baka bir ey deildir. Onun iin ayetin sonunda Allahtan baka nesnelerde tanrlk olduunu zannedenlerin dpedz bir sapklk iinde ve haksz olduklar vurgulanmaktadr. Aslnda her insan bu hakikati bilip anlamaya hazr yaratlmtr. Fakat o zalimler, bilerek hakk inkr ederler ve bu yzden apak bir sapklk iindedirler. 12 12. Biz Lokmana Allaha kretmesi iin hikmet verdik. Her kim Ona krederse srf kendi iyilii iin kretmi olur. Kim de Ona nankrlk ederse bilmelidir ki Allah kimsenin krne muhta deildir; O bizatihi her trl vgye layktr. Lokman, Kurn- Kermde ismi sadece bu surede geen, ayn zamanda surenin de ismiyle anld bilge ve slih bir kiidir. limlerin ounluu, Lokmann peygamber olmadn, ancak Allahn kendisini bilgi ve hikmetle ereflendirdiini belirtirler. slm ncesi Arap toplumunda da onun bilge bir kii olduu kabul edilir ve o saygyla anlrd. Mfessirler Lokmana verildii bildirilen hikmeti, ilim, stn kavrama yetenei, din konusunda derin bilgi, sahih inan, akl, yerinde ve doru konuma, isabetli gr ve davran olarak aklamlardr. Ksaca hikmet, ilim-amel uygunluu olup bilgiye dayal hareket etmektir. Lokmann hikmetlerinden bir ksm hadislerde de yer almaktadr. Allahn peygamberlere ve layk olan kiilere verdii hikmet hem doru bilgi, inan ve dnceyi hem de bu zihn birikimin mmkn olan en mkemmel ekilde hayata geirilmesini ifade eder. Bilgi birikimi olan bir insan bu birikimini doru, yerinde ve gerektii lde kullanmaz yahut yanl yerlerde kullanrsa bu insana lim denebilir, fakat hakm denemez. nk hikmet kavram, bilgiyi yerli yerince kullanma anlamna da gelir. Buna gre bilgisini doru ve gerektii ekilde kullanmayan insan, bilginin krn yerine getirmemi olur. Bilgisini belirtildii ekilde kullanan ise krn yerine getirdii gibi bunun faydasn da yine kendisi grm olur. Allaha kreden kendi iyilii iin kretmi olur... buyrulurken bu geree de iaret edilmitir. Ayette dikkatleri eken hususlardan biri, Lokmana hikmetin verilme gerekesi, her zaman Allaha yarar bir ekilde kretmesidir. Hikmet, insan imana ve Allaha kretmeye gtrr. Nitekim ayetin sonunda, Lokmana retilen hikmetin, onu Allaha kre ve anne-babasna teekkre ynelttii anlalmaktadr. Allah, hikmeti krle birlikte zikretmitir. nk bilgi ve hikmet, Allahn insana en byk ltuflarndandr. Onu kendisine baheden Allaha kretmek gerekir. nsan rendii bilgi ile gurura kaplrsa eytann yoluna girmi olur. O bilgi de hikmet olmaktan kar. Yce Yaratcnn saysz madd ve manev nimetlerinden tr kalbi, dili ve ibadetleriyle kreden ancak kendi iyilii iin kretmi olur. Buna karn kim de verilen bunca nimetin kadri kymetini bilmeyip nankrlk ederse, yalnzca kendisine zarar vermi olur. nk Allah hibir eye ve kimseye muhta deildir. Dolaysyla, onun kr ve ibadetine de ihtiyac yoktur. Asl buna muhta olan insann kendisidir. Ve kimse Onu vp yceltmese bile O kendi zatyla yceler ycesidir. Gerek anlamda teekkr ve vgye lyk olan yalnzca Odur.

13 13. Vaktiyle Lokman, oluna nasihat ederken yle demiti: Yavrum! Sakn Allaha ortak koma! nk Allahn ilahlna ortak komak ok byk bir zulmdr. Lokmana verilen hikmetin erevesi izilirken tevhid inancnn bata geldii grlmektedir. Esasen bu, krn de birinci artdr; bu sebeple Lokman, kendisi Allahn birliine inand gibi ocuuna da irkten uzak durmay tlemitir. Adil olmayan hakm olamaz. Adalet, her eyi yerli yerince yapmak, herkese hakkn vermektir. Herhangi bir eyi Allaha ortak koan, Allahn hakk olan ilahl ve rabl bakasna vermi, bylece hakszlk (zulm) yapm demektir. stelik bu tutum, hakszlklarn en bydr. Bu sebeple ayette Ona ortak komak ok byk bir zulmdr buyrulmutur. Esasen slmn en bata irki ortadan kaldrmay hedeflemesi de Allaha ortak komann, btn ktlklerin banda geldii ve dier birok ktln de temel sebebi olduu anlayna dayanr. Ayette ocuun eitiminde anne-babann rol ile ocua verilecek ncelikli bilginin Allaha ortak koulmasnn ok byk bir zulm olduuna dikkat ekilmesi anlamldr. Allaha ortak komak, gerekten de Ona kar yaplabilecek en byk hakszlk, tvbe edilmedii takdirde, affedilmesi mmkn olmayan en byk sutur. Allahn deer verdii ve en erefli varlk olarak nitelendirdii insann kalkp da kendisi iin yaratlm ve kullanlmas iin hizmetine sunulmu, kendinden aa varlklar ilah edinerek kulluk etmesi, kendini zelil duruma drmesi, her eyden nce insann kendisine hakszlktr. Hangi adan baklrsa baklsn irk, gerekten byk bir zulmdr. Hz. Peygamberin yanl anlalan Enm suresinin man eden ve imanlarna zulm bulatrmayanlar var ya mealindeki 82. ayetini Lokman suresinin 13. ayetini delil getirerek izah ettii bilinmektedir. Enm suresinin 82. ayeti inince bir ksm sahabenin Ey Allahn Resl! Hangimiz imanna zulm bulatrmaz ki? diye sormalar zerine Resl-i Ekrem, Lokman suresinin 13. ayetini okuyarak ayetteki zulmn irk anlamnda olduunu aklam ve bylece insanlar rahatlatmtr. Hz. Peygamberin bu yntemi Kurn anlamada vazgeilmez olan ayetin ayetle tefsir edileceine dair ok gzel bir rnek oluturmaktadr. 14 14. Allah yle buyurdu: Biz insanoluna, ana-babasna iyi davranmasn emrettik. nk anas onu nice zahmetlere katlanarak karnnda tar ve ocuun ana stne bamll da iki yl srer. u hlde, ey insanolu, hem bana hem de ana-babana minnettarln gstermelisin. Unutma ki yarn bir gn hesap vermek zere benim huzuruma geleceksiniz. Surenin Lokmana ayrlan blmnde, araya ana-babaya itaat konusundaki bu iki ayetin girmesiyle ilgili iki farkl aklama yaplmtr. Bir yoruma gre bu iki ayet de Lokmana ait szlerdir. Buna gre ayetin banda Allah bana buyurdu ki... eklinde bir ifade takdir etmek gerekir. Dier bir yoruma gre ise bu ayetler araya sokulmu bir aklama mahiyetinde olup ama, ana-babaya saygnn nemini, ayrca bunun snrn ve Allaha saygyla ilikisini ortaya koymaktr.

ocuun ana stne ball da iki yl srer eklinde evirdiimiz ifade, emzirmenin normal sresinin iki yl kadar olmakla birlikte bunun mutlaka tamamlanmas gerekmediine, ana-baba isterlerse ocuun iki yl dolmadan da stten kesilebileceine iaret eder. Ksacas, iki yl, ocuun annesine zorunlu olarak baml olduu dnemdir. Hem bana hem de ana-babana minnet duymalsn buyrularak Allaha minnettarlkla ana-babaya minnettarlk birlikte emredilmitir. Bunun sebebi, Allahn insan yaratp onu nimetleriyle rzklandrmas, ana-babann da insann hem dnyaya gelmesine vesile olmas hem de hayatnn en zayf dnemlerinde, ocukluunda, hastalnda ona kol kanat germesi, yetitirip bytmesi, beslemesi ve eitmesidir. Ana-babaya sayg hususunun, birok ayette Allaha itaatten hemen sonra anlmas son derece anlamldr. nk Allahtan sonra insann zerinde en ok hakk olanlar, ana-babasdr. Bu nedenle ana-babaya f bile denilmez! (sra 17/23) nsan nce Allaha, sonra da ana-babasna kar itaatle ykmldr. Ayette annenin fedakrlna zel bir vurgu yapld grlmektedir. Bu da annenin evladna olan son derece sevgi ve efkatini gsterir. Bununla, dolayl olarak annenin daha ok ilgi ve sevgi beklediine ve hak ettiine iaret edilmektedir. Nitekim Hz. Peygamber de, Ey Allahn Elisi! Kime iyilik etmeliyim? eklindeki bir soruya, annene diye cevap vermi; Sonra kime denilince yine annene demi; nc defa tekrarlanan soruya da ayn cevab vermi; nihayet drdncsnde babana buyurmutur. 15 15. Ama eer onlar, hibir bilgi sahibi olmadn birtakm eyleri kr krne tanr yerine koyarak bana ortak koman iin seni zorlarlarsa sakn onlara itaat etme. Bununla birlikte onlarla hep iyi gein. Her daim iman ve itaatle bana ynelen hayrl insanlarn yolunu tut. Unutma ki sonunda hepiniz benim huzuruma geleceksiniz. te o zaman ben size hayatta iken yaptnz her eyi tek tek bildirecek ve hak ettiiniz karl vereceim. Allahn hakk btn haklarn nnde olduu iin ana-baba, ocuklarn bu hakk ihlal etmeye, yani onu tevhid inancndan sapmaya veya Allahn aka yasaklad baka iler yapmaya zorlarlarsa kesinlikle onlarn bu basksna boyun eilemez, sz dinlenemez. Bununla birlikte onlara ana-baba olarak sayg duyulur, ilikiler rfe, yani saduyunun normal karlad, dinin de onaylad ller erevesinde meru ve makul istekleri yerine getirilir. Muhta durumda iseler her trl ihtiyalar imkn lsnce karlanr. Ayette geen Hibir bilgi sahibi olmadn birtakm eyleri ifadesi, ilahi sfatlarn yalnz Allaha zg olduu eklindeki bilgine aykr olan birtakm eyler anlamndadr. Bu ayetlerin sonunda yce Allah, insann, dnyada hem kendisine hem de ana-babasna kar tutum ve davranlarna dikkat etmesini pekitirmek zere, Unutma ki yarn bir gn hesap vermek zere benim huzuruma geleceksiniz. buyurmaktadr. Yani dnyada Allaha ve ana-babasna kar sorumluluklarn yerine getirip getirmediinden, bir gn mutlaka hesaba ekileceini hatrlatmaktadr.

10

16 16. Lokman, ocuuna nasihatlerine yle devam etti: Yavrum! Haberin olsun ki bu dnyada yaptn bir iyilik veya ktlk bir hardal tanesi gibi kck da olsa, stne stlk bir kayann iinde sakl bulunsa yahut gklerin veya yerin derinliklerinde olsa Allah onu mutlaka meydana karr ve amel terazisine koyar. phesiz Allah, akl sr ermez bilgisiyle her eyi kuatr; her eyden haberdardr! Lokmann, ocuunun ahsnda btn insanla ynelttii bu evrensel tler de Allahn ona verdii hikmetin meyveleridir. Ayette, insann yapt her eyin -ne kadar saklanrsa saklansn- Allah tarafndan mutlaka bilindii, grld, iitildii dolaysyla zaman gelince onun hesabnn sorulaca ifade edilmektedir. Bu, din-ahlk hayatn temelidir. ocua verilmeye allan byle bir Allah inanc ve bilinci ile ocua sorumluluk duygusu ve kaygs alanmaktadr. Nitekim mehur bir zdeyite Hikmetin ba Allah korkusudur. denilmitir. Byk airimiz Mehmed Akifin: Ne irfandr veren ahlka ykseklik ne vicdandr. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandr eklindeki beyti de bu gerein gzel bir ifadesidir.
ocuklara din eitiminin anlatlmas konusunda Mehmet Emin Ayn ocuklarmza Allah Nasl Anlatalm? adl almasna baklabilir.

17 17. Yavrum! Namaz dikkatli ve devaml olarak kl; insanlara iyilii emredip ktlkten vazgeirmeye al. Bu uurda karlaacan sknt ve zorluklara gs ger. Zira btn bunlar azim ve kararllk gerektiren ilerdendir. nsann iyi ve itaatkr bir kul olduunu gsteren rnek davrann sraland bu ayetteki namaz Allaha kulluk grevini, iyilii emredip ktlkten vazgeirmeye almak toplumsal davranlar karsndaki kulluun gerektirdii yapc tutumu, sabr ise sosyal evreden gelen ve madd skntlar, bellar birer imtihan bilip metanetle karlama olgunluunu yanstr. Kurnn en nemli ilkelerinden olan emr-i bil marf ve nehy-i anilmnker, yani iyilii emredip ktlkten vazgeirmeye al emri, mkellef her mminin, kendi sorumluluklarn bilip uyguladktan sonra, topluma kar yapmas gereken en nemli din, ahlk ve sosyal bir grevdir. nce kii, eitim, retim yoluyla kendisini yetitirip slah etmeli sonra da bakalarnn iyilii ve slah iin stn gayret gstermelidir. Zira bu sorumluluk Kurn tarafndan Mslmanlara verilen sosyal bir dev ve grevdir. Maruf, iyi ve doru olarak kabul edilen inan, dnce ve davranlar; insann faydal bulduu, holand, memnun olduu eydir. Mnker ise yanl, slm dinine yabanc, Mslman toplum tarafndan yadrganan inan, dnce ve davranlar; insann vicdann rahatsz eden eydir. Rgb el-sfahnye gre, Marf, akl ve eriatn iyi olarak nitelendirdii fiilleri ifade eden bir isimdir; mnker de yine akln ve eriatn benimsemedii, yadrgad eydir.

11

Emr-i bil marf ve nehy-i anil-mnker, iyiliin hkim klnmas ve yaygnlatrlmas, ktln nlenmesi ve bylece faziletli bir toplumun oluturulmas ve yaatlmas iin gsterilen faaliyetin addr. slm limleri bu faaliyetin farz olduu hususunda birlemilerdir. slm toplumunda ortak uurun meydana gelmesini salayan bu ilke, slmn temel dinamiidir. Bunun ihmali neticesinde deerler sistemi zayflar ve toplumda anari, kaos ve atma kendisine zemin bulabilir. Bylece lkeler maddi ve zellikle de manev ynden batakla srklenebilir. Peygamberler bu ilkenin gerekletirilmesi iin gnderilmilerdir. Emr-i bil marf ve nehy-i anil-mnker grevi, ancak maruf ve mnker ile bu husustaki emir ve nehyin yntemleri hakknda bilgi sahibi olanlarn yerine getirmesi gerekir. Aksi halde iyiliin ktlk veya ktln iyilik zannedilmesi gibi hatalara dlebilir. Bu grev yaplrken hi kimsenin bakasnn gizli hallerini aratrma, kt de olsa mahremiyetine vakf olup aa karma hakkna sahip olmad da bilinmelidir. zetle, bu grev ve dev, fert ve toplum hayatna din, akl ve toplum vicdan tarafndan benimsenen inanlarn, deerlerin ve yaama tarznn hkim klnmas; dinin, akln ve saduyunun reddettii her trl ktln nlenmesi yolunda ferdi ve toplu gayretleri, siyasi ve sivil nlemleri ifade etmektedir.
Konu ile ilgili mer Dumlunun Kurn- Kermde Maruf ve Mnker adl almasna baklabilir.

Hakkyla klndnda insan her trl hayszlktan, aklselime aykr btn davranlardan alkoyan namaz ibadeti bata olmak zere dile getirilen dier ilerin kararllkla ve mutlaka yaplmas gerekir. Bunlar yaplrken, ylgnlk, bkknlk ve usanmak gibi bir tavr sergilenmemelidir. Zira bunlar nemli sosyal iler olup ne pahasna olursa olsun, mutlaka zamannda ve byk bir titizlilikle yerine getirilmesi gerekir. nk bu grevlerin ihmali, tedavisi mmkn olmayan toplumsal hastalklara yol aabilir. zellikle iyiliin emredilip ktln engellenmesi grevinin hakkyla yaplamamas, ierisinde bulunduumuz geminin basiretsiz kimseler tarafndan batrlmasna gz yumulmas anlamna gelir! Ayetteki te bunlar, kararllk gerektiren ilerdendir ifadesi, bu olumlu davranlarn, kulluktaki olgunluu gsteren birer rnek olduunu, hayatn artlar iinde yerine getirilmesi gereken byle daha baka erdemli davranlar da bulunduunu gsterir. 18 19 18-19. nsanlara kar kibir ve kurum satma; yeryznde alm satarak yrme. nk Allah, bbrlenen, kendini beenip vnen hi kimseyi sevmez! Yrynde hep ll ve dengeli ol. Konuurken de alak sesle, nazik ekilde konu. Unutma ki seslerin en irkini, avaz kt kadar baran eeklerin sesidir. Bu ayetlerde ise kanlmas gereken olumsuz davranlardan rnekler verilmektedir. Bu rneklerin, kendini beenmilerin baka insanlar aalayc tutumlarndan seilmi olmas ve bunlarn Allah sevgisinden mahrum kalacaklar uyarsnda bulunulmas, Kurnn insan onuruna verdii deeri yanstmas bakmndan zellikle dikkat ekicidir.

12

Bu ayetlerde yrme ile konuma arasnda bir ilgi kurulmaktadr. Her ikisinin orta yollu yaplmas emredilmektedir. nk yrmek de konumak da bir ama iin yaplr. Bunlar, insan amacna ulatrma vastasdr. Hzl veya yava yrmek hedefe gvenle ulatrmaz. Orta halli yrmek, normal bir ses ile konumak, insann amacna ulamasnn en gvenilir aracdr. Ayette seslerin en irkini olarak eek sesi gsterilmitir. Her hayvan barnca bir eyi haber verir, bir isteini, strabn belirtir. Ya yknn arlndan veya bir derdinden ikyet eder. Ama eek ykn altnda ezilse de barmaz; gereksiz yere anrr. Anrmas, bir gayenin, bir derdin belirtisi deildir; anlamszdr. te bundan dolay bara bara konumak ile eek anrmas arasnda alaka kurulmutur. Eein birden bire anrmas insan rahatsz eder. Terbiyeli insan, bakalarn rahatsz etmeyecek ekilde tatl bir tonla konuur. Sesinin tonu kula trmalamaz. Eer barmakta bir meziyet olsayd, eein anrmas makbul saylrd. Eein anrmasndan herkes rahatsz olduuna gre, bararak konumak ho bir ey deildir. 20 20. Allahn gklerdeki ve yerdeki her eyi hizmetinize sunduunu, sizi grnen ve grnmeyen onca nimetin iinde yzdrdn grmez misiniz?! Byle iken baz insanlar ne salam bir bilgiye, ne aklselim ve saduyu gibi bir rehbere ve ne de vahye dayal olarak Allah hakknda ileri geri konumaktadr. Lokmann dilinden Allaha ortak komak ok byk bir hakszlktr buyrulmutu. te bu ve bundan sonraki ayetlerde Allahn varlna ve birliine dair kantlar sralanarak insanlarn bu byk hakszla sapmaktan kurtarlmas amalanmaktadr. Allahn, gklerde ve yerde bulunan her eyi insanlarn hizmetine vermesinden maksat, bu varlklarn, insanlarn yararlanabilecei ekilde yaratlm, dzenlenmi olmasdr. Nitekim ayetin devamndaki sizi grnen ve grnmeyen onca nimetin iinde yzdrdn eklindeki ifade de bunu gstermektedir. Ayetin bandaki grmez misiniz sorusu, insanlarn varlk dzenini salkl bir ekilde incelerlerse bu gerei kendi akllaryla da kavrayabileceklerine iaret etmektedir. Ayette vurgulanmak istenen, verilen bu nimetlere taklmamak, asl bu nimetleri yaratan ve verenin bulunmasdr. Ayetteki ilim akla veya nakle dayanan bilgi, hd akl ve basiret, kitbn mnr ise ilh vahiy olarak aklanmtr. Buna gre putperestlerin ve benzer inan sahiplerinin atalarndan devraldklar batl inanlar ve gelenekleri yaatmakta srar etmeleri ne doru bilgiye ne akl ve basirete ne de ilh vahye dayanmaktadr. Aksine sadece eytann bir aldatmas olup bir sonraki ayette ifade edildii zere sonu da kanlmaz olarak cehennem azabdr. Ksaca, bu ayette inkrn nedeninden bahsedilmektedir: 1. Herhangi bir bilgiye dayanma ihtiyac duymayanlar. Bunlar, bir sonraki ayette de ifade edildii zere, akllarn kullanmayp atalarn taklit edenlerdir. Yol gsterici bir rehbere dayanmayanlar. Bunlar, doru yoldan giden bir rehberi izlemeleri gerekirken, yanl rehberi izleyenlerdir.

2.

13

3.

Bir belgeye dayanmayanlar. Bunlar da ya mitolojilere inanr ve dinlerler veya atalarnn yolunu sorgulamadan tbi olurlar.

21 21. Onlara, Gelin, Allahn vahyettii buyruklara uyun! denildii zaman, Hayr! Biz atalarmzdan grp rendiimiz inan sistemine uyarz. diye karlk verirler. Peki ya eytan onlar cehennemin alevli ateinde yanmaya davet ediyor olsa da m onlarn izinden gidecekler? Bu ayet, din adna inanlarn, ibadetlerini ve yaay tarzn hi dnp aratrmadan gemii kr krne taklit edenleri uyarmaktadr. Bir eyin teden beri gelenek halinde yaplyor olmas, onun mutlaka doru olduu anlamna gelmez. Allaha iman etmi bir mmin, neyi, neden ve nasl yapmas gerektiini bilinli olarak yapmaldr. Geleneksel dorular deil, daima vahyin, akln ve bilimin doruladklar esas alnmaldr. Allahn yolunu brakp atalarnn batl inan ve geleneklerini srdrenler eytann arsna uymaktadr. Asnda bu ifade Mekki surelerden olan Lokman suresinde yer ald gibi Medeni sure olan Bakara suresinde de yer almakta ve yle buyurulmaktadr: Onlara: Allahn indirdiine uyun denildiinde: Hayr biz, babalarmzdan grdklerimize uyarz derler. Ya babalar hibir ey dnememi ve doru yolu bulmam kiiler olsalar da m?! (Bakara 2/170) 22 22. Bakn, her kim benliini samimi bir kulluk bilinciyle Allaha teslim ederse phesiz en salam kulpa tutunmu olur. yle ya, btn ilerin sonu Allaha varr; (olan biten her ey Allahn iradesine baldr.) Kendilerini Allaha teslim ederek Onun yolundan giden Mslmanlarn bu doru tercihleriyle salam kulp olan Kurna yapm olacaklar, dolaysyla yollarnn doru, akbetlerinin hayrl ve gvenli olaca mjdelenmektedir. Samimi bir kulluk bilinciyle diye evirdiimiz muhsin kelimesi, szlkte iyilik eden, gzel davranan, yaptn gzel yapan gibi anlamlara gelir. Ancak bu balamda zellikle iten bir kulluk sergileyerek Allaha ynelme eklinde din bir anlam ierdii anlalmaktadr. Nitekim bir hadiste, muhsin kelimesinin mastar olan ihsan kavram, Allaha Onu gryormu gibi ibadet etmektir eklinde aklanmtr. 23 24 23-24. Her kim irk ve inkrclkla Allaha nankrlk ederse o kiinin nankrl seni zmesin. Zira o nankrler yarn bir gn hesap vermek zere bizim huzurumuza gelecektir. te o zaman biz, hayatta iken iledikleri tm gnahlar tek tek kendilerine bildirip hak ettikleri cezay vereceiz. phesiz Allah, gnllerdeki tm duygu, dnce ve niyetleri ok iyi bilir! Biz o nankrlere/mriklere dnyada bir sre daha yaama imkn tanyacak, sonra da (ahirette) feci bir azaba arptracaz.

14

Reslullah, muhataplarnn slm davetini kabul ederek kurtulua ermelerini byk bir arzuyla istiyor, bunun iin canla bala alyordu. Ancak onun bu iyi niyetine, yksek insan tavrna ramen halknn nemli bir ksm eski yanl inanlarnda direniyor, bu da onu son derece zyordu. te bu ayetlerde yce Allah, Resln teselli etmekte; inkrclara da kalplerinin derinliklerindeki kin, fke ve dmanlk gibi kt duygu ve dncelere varncaya kadar her trl hallerini eksiksiz bildiini haber vererek sonular konusunda onlar uyarmaktadr. 25 26 25-26. Onlara, Gkleri ve yeri kim yaratt? diye soracak olsan hi tereddtsz, Allah! diye karlk verirler. O hlde de ki: Her daim hamdolsun Allaha! Ne var ki pek oklar anlamyorlar. Gklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahndr. phesiz Allah her trl ihtiyatan uzaktr; O bizatihi her trl vgye layktr! Putperest Araplar, aslnda Allahn varlna inanyor, sorulduunda Onun yaratc kudretini tandklarn ifade ediyorlard. Fakat putlarn arac tanrlar saydklar iin Allah brakp putlara tapyor, onlara snyor, bylelikle irk inancna sapyorlard. Ayetteki Her daim hamdolsun Allaha! ifadesi, Allahtan baka hibir varla tanrlk sfat, ilevi ve kutsall yklenemeyeceini ifade etmektedir. 26. ayetten surenin sonuna kadar devam eden ksm, neden btn vglerin Allaha mahsus olduu sorusuna deta cevap niteliindedir. Zira 26. ayete gre mriklerin taptklar putlar da dhil olmak zere evrendeki her ey Allaha aittir, Onun mlk, Onun yaratdr. Her ey Ona muhtatr; Onun hi kimseye, hibir eye ihtiyac yoktur. Dolaysyla yaratma ve ynetmesinde kaytsz bir hrriyete sahiptir. 25. ayetin sonunda yer alan Ne var ki pek oklar anlamyorlar ifadesi mriklerin arpk ve elikili bir zihniyete ve kafa yapsna sahip olduklarn anlatmaktadr. Daha ak bir ifadeyle syleyecek olursak hem gkleri ve yeri Allahn yarattn tereddtsz sylyorlar hem de putlar Onun ilahlna ortak komakla ok derin bir elikiye dyorlar. Fakat bu durumlarn bir trl idrak edip farkna varamyorlar. Oysa mantksal olarak Ona teslim olunmas gerekir. 27 27. Eer Allahn kelamn/szlerini yazmak zere yeryzndeki tm aalar kalem, denizler de mrekkep olsayd ve mevcut denizlere saysz deniz daha eklenseydi, sonunda btn bunlar tkenir ama Onun szleri yine tkenmezdi. phesiz Allah stn kudret sahibidir; her sz ve her fiili mutlak isabetlidir! Kurn- Kermde bu ayetin anlamn baka bir ekilde anlatan baka bir ayetde Kehf suresinde yer almaktadr: 109 De ki: Rabbimin szlerini yazmak iin denizler mrekkep olsa, bir o kadarn da biz getirsek Rabbimin szleri bitmeden denizler tkenirdi. (Kehf 18/109)

15

Bu ayetlerde Allahn bilgisinin zenginlii ve snrszl dile getirilmektedir. Kurn gibi yazl olan veya kinat gibi yazl olmayanyla birlikte btn bir yaratlmlar evreni Allahn ayetleridir; Onun varlna, birliine ahitlik etmektedir. Bu ayet, insanolunun ok az bir ksmndan haberdar olduu bu evrenin tamamn bilme iddiasnn yersizliine dikkat eker. Ayn ekilde vahyin de szlerinin tketilemeyecek kadar zengin ve muhteem oluuna iaret eder. nk hem kinatn hem de vahyin sahibi Mutlak Varlk olan Allahtr. Kurnn hl indii gnk gibi hayat ina eden bir zne olmas, bu zelliinden kaynaklanmaktadr. Bu ayet, ayn zamanda, evrenin bitmez tkenmez bir bilgi hazinesi olarak kefedilmeyi beklediinin de ipularn vermektedir. 28 29 28-29. Hepinizin yaratlmas ve lmnden sonra diriltilmesi, Allah iin bir tek insann yaratlmas ve diriltilmesi gibidir. phesiz Allah her eyi iitir, her eyi grr! Baksanza, Allah kh gndz ksaltarak geceyi uzatyor; kh geceyi ksaltarak gndz uzatyor. te yandan gne ve ay da emrine boyun edirmi olup bunlarn her biri belli bir sreye (kyamete) kadar kendi yrngesindeki hareketini dzenli olarak srdryor. phesiz Allah yaptnz her eyden haberdardr! Bu ayetlerde Allahn kudretinin mkemmellii, kusursuz ve hikmetli yaratcl zetlenmektedir. Onun kudreti karsnda bir kiinin yaratlmas ve yeniden diriltilmesi ile btn insanlarn yaratlmas ve diriltilmesi arasnda hibir fark yoktur. Ayn ekilde, bir tek can da, btn insanlk da Onun hkimiyet alan iindedir. 25. ayetteki Her daim hamdolsun Allaha! hkm, 27-29. ayetlerde u ncle dayandrlmtr: a) Allah evrenin mutlak yneticisidir; b) Onun, insan zihninin kuatamayaca derecede snrsz ilmi vardr; c) her eyi kolaylkla var eden, varl srdren veya varla son veren stn kudretin tek sahibidir. 30 30. Evet, ite btn bunlar yapan yalnz Allahtr. nk Allah tek gerek ilahtr. Mriklerin Onun yan sra tapndklar putlarn ilahl ise bsbtn aslszdr. Gerekten yce, byk olan yalnz Allahtr! Allahn irade, ilim ve kudreti hakkndaki bu kesin bilgilerden sonra ayette artk reddedilmesi mmkn olmayan kesin hkm ortaya konmaktadr: Allah tek gerek ilahtr; Onun dnda taptklar eyler ise aslszdr ve Allah, yalnzca O, en ycedir, en byktr. Ondan bamsz hibir ey yoktur. 31 32 33 31. Baksanza, gemiler Allahn ltfu sayesinde denizlerde nasl szlp gidiyor ve bylece Allah snrsz kudretinin baz iaretlerini gznzn nne nasl seriyor?! Kukusuz bunda, iman urunda karlat sknt ve zorluklara oka sabreden, Allahn nimetlerine

16

iman ve itaat zere hakkyla minnettarlk gsteren kimseler iin ibretler vardr! 32. deta her biri bir da gibi dalgalar, kendilerini denizde drt bir yandan sard zaman, o kfirler/mrikler btn kalpleriyle yalnz Allaha yalvarp yakarrlar. Ama Allah sa salim karaya kmalarna imkn verince ilerinden bir ksm imana gelmek ile inkr etmek arasnda bocalar, kimileri de derhal kfirliine dner. Dorusu, bizim ayetlerimizi alabildiine hain, alabildiine nankr olanlardan baka kimse reddetmez! 33. Rabbinize kar gelmekten saknn ve hibir babann evladna en ufak bir fayda salayamayaca, hibir evladn da babasna en kk bir yardmda bulunamayaca kyamet ve hesap gnndeki etin azaba kar imdiden tedbirinizi aln! Bilesiniz ki Allahn vaadi mutlak gerektir ve mutlaka gerekleecektir. yleyse dnyadaki u gnlk hayatn sizi aldatmasna asla msaade etmeyin; yoldan karmakta ok usta olan eytann da sizi Allahn affna gvendirerek kandrmasna asla frsat vermeyin! Allahn insanla saysz nimetlerinden biri daha hatrlatldktan sonra 32. ayette insanlarn aresiz kald zamanlarla, esenlik zamanlarndaki din tutumlar arasnda grlen tutarszla dikkat ekilmektedir. 33. ayette ise n yarg, inat, taassup gibi olumsuz artlanmalarla gnl ve zihin dnyas yoksullamam her normal insan iin kurtarc deer tayan uyarlar yer almaktadr. Bocalar diye evirdiimiz muktasd kelimesi tefsirlerde farkl ekillerde aklanmtr. bn Abbas, Hasan- Basr, Rz, evkn gibi limler bu kelimeyi, Tehlike srasnda ulat samimi inancn kurtulunca da srdrr eklinde olumlu bir tutum olarak aklamlardr. Mchid ve Taber gibi baz mfessirler de Szyle dengeli, lye uygun, yani doru bir inanc ifade etmekle birlikte inkrn iinde saklar eklinde olumsuz bir anlamda yorumlamlardr. Rgb el-sfahnnin el-Mfredtnda, Ftr suresinin 32. ayetindeki ayn kelimeye getirdii aklamay dikkate alarak ayetin balamna, nkr etmekle inanmak arasnda tereddde der, bocalar eklindeki yorum daha uygun dmektedir. Mealde de bu anlam tercih edilmitir. eytann da sizi Allahn affna gvendirerek kandrmasna asla frsat vermeyin! yani kastl olarak bir gnah ilenmesi halinde Allahn affedecei eklindeki avutucu dncelere kaplmayn, demektir. eytan olarak evirdiimiz el-garr terimi, kiiyi manev/ahlk anlamda saptran herhangi bir eyi ifade eder. Bu saptranlar da, eytan, insan, soyut bir kavram veya bir kuruntu olabilir. 34 34. Kyametin ne zaman kopacan yalnz Allah bilir; yamuru da O yadrr. Ana karnndakileri yine O bilir. Hi kimse yarn ne elde edeceini bilemez ve yine hi kimse nerede leceini de bilemez. phesiz her eyi eksiksiz bilen ve her eyden haberdar olan yalnz Allahtr! Sure, Allahn ilminin ve kudretinin kusursuzluunu zetleyen ve ilh bilgi ile insan bilgisi arasndaki byk fark gsteren ifadelerle son bulmaktadr. Bu ayet klasik tefsirlerde muayyebt- hamse, yani Allahtan baka hi kimsenin bilemeyecei be bilinmeyen olarak aklanmtr. Buna gre kyametin ne zaman kopacan, yamurun ne zaman

17

yaacan, rahimlerdeki bebein durumunu, insann ileride neler elde edeceini, ne gibi durumlarla karlaacan ve ne zaman nerede leceini Allahtan bakasnn bilemeyecei ileri srlmtr. Oysa ayet dikkatlice okunduunda bilinmeyenlerin be deil olduu fark edilecektir. yle ki: Ayette kyametin ne zaman kopaca bilgisinin sadece Allaha ait olduu; hi kimsenin yarn ne elde edeceini ve nerede leceini bilemeyecei vurgulanmtr. Yamuru O yadrr ve rahimlerdekini O bilir ifadelerinde ise bu bilgiyi sadece Allahn bileceine dair bir kstlama yoktur. Bu iki hususta tahsis edat da kullanlmamtr. Burada sadece yamuru Allahn yadrd, dolaysyla zamann da bildii; yine Onun rahimlerdekini de bildii ifade edilmektedir. Bu ifadeden kesinlikle bu iki konuda Allahtan bakasnn nceden bilgi sahibi olamayaca anlam kmaz. Dier bir ifadeyle ayette dier konudaki bilginin yalnz Allaha zg olduu aka belirtilirken yamurun vakti ve henz domam olan bebein cinsiyeti ve zellikleri hakknda byle bir snrlamaya yer verilmemitir. Bu da -klasik tefsir anlaynn aksine- belirtilen iki konuda insanlarn nceden bilgi sahibi olabileceklerini gsterir. Nitekim amzda bilim bu noktaya gelmitir. Ancak kuku yok ki bu, insann belirtilen konularda veya benzerlerinde nceden bildiklerinin mutlaka aynyla gerekleecei anlamna gelmez. Zira olmu ve olacak tabiat olaylarn btn ynleriyle eksiksiz bilen yce Allah, insanlarn bilgilerini ve tahminlerini altst eden yeni durumlar yaratabilir ve bylece insanlarn olmasn bekledikleri olaylar gereklemeyebilir. Bu tr olaylara da zaman zaman ahit olmaktayz.

zet
Surenin ierii drt blmde incelenebilir. Birinci blm 1-11. ayetlerin oluturduu pasaj olup u konular ele alnmaktadr: Kurnn hikmet dolu bir kitap oluuna dikkat ekildikten sonra onun Allaha kulluk grevlerini itenlikle yerine getiren kimseler iin bir rehber ve ayn zamanda huzur ve mutluluk kayna olduu belirtilir. Samimi Mslmanlarn temel nitelikleri olarak da namaz dikkatli ve devaml klmalar, zekt vermeleri ve hirete hi phe duymadan inanmalar kaydedilir. kinci blm 12-19. ayetlerin oluturduu pasajdr. Bu blmde sureye isim olan Lokmandan bahsedilmektedir. Ancak burada onun hayat ve tarihi ahsiyeti hakknda bilgi verilmeyip Allahn ona kretmesi iin verdii hikmet dile getirilmekte ve onun da oluna hikmet dolu tleri sralanmaktadr. Bu tler Allaha ortak komamak, anne babaya iyi davranmak, namaz klmak, iyilii emredip ktlkten sakndrmak, sabrl olmak, bakalarn kmsememek ve alak gnll olmak gibi din ve ahlk konular ierir. Lokmann oluna tleri, ruhen ve bedenen gelimekte olan ocuun, eitim ve retimi asndan u drt nemli hususa k tutmaktadr: 1. ocua, anlayabilecei en erken ada ve anlayabilecei en uygun bir lisan ve slup ile Allahn birlii; Ondan baka tanr edinmenin en byk zulm olduu fikri retilmelidir. Bu arada anne ve babann da, Allahtan sonra sayg deer konumu ve nemi aklanmaldr. 2. Allahn her yerde var olduu; Onun, yaplmakta olan her eyi, kesinlikle grd; insanlardan saklanma ve bir eyleri gizlemenin mmkn, ancak Allahtan saklanp gizlenmenin imknsz olduu bilgisi verilmelidir.

18

3. Mkellef her insann, nce Rabbine kar ibadet ve kulluk uurunun, sonra namaz, sonra da insanlara kar kararllkla srdrlmesi gereken sosyal grevlerinin olduu bilinci alanmaldr. 4. nsanlara kar alak gnll olmann ahlken gereklilii; kibirlenme, insanlar aalama ve utandrc davranlarda bulunmann yanll anlatlmaldr. Olduundan baka grnmemek iin sergilenen ar davranlarn hibirinin insan bytmeyecei; aksine daha da kltecei gerei, ilgi ekici misallerle alanmaya allmaldr. Fakat bu bilgiler ocua, aynen durumuna gre gda verir gibi dozu ayarlanarak dorudan veya sembolik olarak verilmelidir. nc blm 20-32. ayetlerin oluturduu pasajdr. Bu blm Allahn insanlara verdii nimetlerle Onun yceliine ilikin aklamalardan oluur. Bu balamda Allahn gklerde ve yerde olan eyleri insanlarn hizmetine verdii, grnr ve grnmez nimetleri nlerine serdii belirtilmektedir. 20. ayetin bandaki Grmez misiniz? ifadesi, insanlarn varlk dzenini salkl bir ekilde incelemeleri halinde evrendeki ilh kudret ve hikmeti gsteren dzeni alglayabileceklerine iaret etmektedir. Yine bu dzenin insanlara nimet olarak yansyan ynlerini de kendi akllaryla kavrayabileceklerine dellet etmektedir. 21. ayette, Allahn indirdii hkmlere uymaya arldklar halde bu arya uymayp atalarnn batl inan ve geleneklerini srdrmekte srar eden inkrclarn, bylece Allahn daveti yerine kendilerini alevli atein azabna aran eytann davetine uyduklar belirtilmektedir. 22. ayette ise Allaha teslim olup Onun yolundan gidenlerin salam kulpa tutunmu bulunduklar ve onlarn yollarnn doru, sonularnn hayrl olduu anlatlmaktadr. Daha sonra Allahn ilminin geniliine dikkat ekilmekte; gcnn sonsuzluu ile insanlarn tamamnn yaratlmas ve ahirette hepsinin diriltilmesinin bir kiinin yaratlp diriltilmesi gibi olduu vurgulanmaktadr. Ayrca baz kozmik delillere yer verilmektedir. Drdnc ve son blm ise 33-34. ayetlerin oluturduu pasajdr. 33. ayette, kyamet gnnde kimsenin kimseye fayda veremeyecei belirtilerek mminler, geici dnya hayatnn aldatclna kaplmamalar gerektii ynnde uyarlmaktadr. Son ayet ise Allahn ilminin ve kudretinin mkemmelliini zetleyen ve ilh bilgiyle insan bilgisi arasndaki ok byk fark gsteren ifadelerle sona ermektedir. Burada kyametin ne zaman kopacana dair bilginin sadece Allaha ait olduu, yamuru Onun yadraca, rahimlerindekini Onun bilecei, hi kimsenin yarn ne kazanacan bilemeyecei ve yine hi kimsenin nerede leceini bilemeyecei bildirilmektedir. Ksaca Allahn kuatc ilmine dikkat ekilmektedir. Bir hadiste Hz. Peygamberin gaybn anahtarlarnn be olduunu syleyip bu ayeti okuduu bildirilir. Bu sebeple ayette saylan konulara muayyebt- hamse (be bilinmeyen ey) denilmitir. Ancak ayet dikkatlice okunduunda kyametin ne zaman kopacana ilikin bilginin yalnzca Allaha ait olduu, hi kimsenin yarn ne kazanacan ve nerede leceini bilemeyecei aka belirtilmitir. Fakat gerek yamur ve gerekse rahimlerdeki olanlara ilgili olarak Bunlar da yalnz Allah bilir, bakas bilemez gibi snrlayc bir ifade kullanlmamtr. Buna karn Yamuru O yadrr, rahimlerdekini O bilir buyrulmutur. Bu ise meteorolojik tahminlerle ve ceninin cinsiyetinin tespit edilmesiyle elimemektedir. Ayrca ayette, Allahn dier btn varlk ve olaylar gibi bu be konuyu sadece zaman bakmndan deil, insan bilgisinin aksine btn ynleriyle ve kusursuz, snrsz olarak bildiine dikkat ekilmektedir.

19

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi muhsinin zelliklerinden biri deildir? a. Namaz klmas b. Zekat vermesi c. yilii emretmesi, ktlkten sakndrmas d. Kuran okumas e. Ahirete inanmas 2. Aadakilerden hangisi sadece Allahn bilgisi dhilindedir? a. Yamurun ne zaman yaaca b. nsann nerede ve ne zaman lecei c. Rahimlerdekinin cinsiyetini d. Gnein ne zaman doup bataca e. Yanllklarn cezasz kalmayaca 3. Aadakilerden hangisi Lokmann ocuuna verdii tlerden biri deildir? a. Namaz kl. b. Allaha ortak koma. c. sraf etme. d. nsanlardan yz evirme. e. Bana gelene sabret. 4. Lokmana hikmet niin verilmitir? a. kretmesi iin b. lim renmesi iin c. nsanlara tebli etmesi iin d. t vermesi iin e. vnmesi iin

20

5. Aadakilerden hangisi ana-babaya itaat edilmemesi gereken durumlardan biridir? a. Zorla namaz kldrmak istemelerinde b. Drst olmasn tlediklerinde c. Kuran okumaya zorladklarnda d. man etmesini tlediklerinde e. irke zorladklarnda

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. b 3. c 4. a 5. e Yantnz doru deilse, muhsin kelimesinin getii ayetleri tekrar dikkatlice okuyunuz. Yantnz doru deilse, son ayeti tekrar dikkatlice okuyunuz. Yantnz doru deilse, zeti tekrar inceleyiniz. Yantnz doru deilse, 12. ayeti tekrar gzden geiriniz. Yantnz doru deilse, 15. ayete tekrar baknz.

Yararlanlan Kaynaklar
Ate, S. (1988). Yce Kurnn ada Tefsiri, stanbul. Ay, Mehmet Emin, ocuklarmza Allah Nasl Anlatalm?, Ankara 1987. Duman, M. Z. (2006). Beynul-Hak, Ankara. Dumlu, . (2000), Kurn- Kermde Maruf ve Mnker, zmir. Dumlu, mer ve Rza Sava, Kurn Atlas, Ankara 2007. Durmu, Z. (2004). Kurnda Hikmet Kavram, (Makale) stanbul. Esed, M. (1999). Kurn Mesaj: Meal-Tefsir, ev. Cahit Koytak-Ahmet Ertrk, stanbul. sfahn, R. (1986). el-Mfredt f Garbil-Kurn, stanbul. Karaman, H. vd. (2006). Kurn Yolu, Ankara. Mevdudi, E. (1991). Tefhiml-Kurn, ev. Komisyon, stanbul. Yazr, M. H. (1982). Hak Dini Kurn Dili, stanbul.

21

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Allahn toplumlara peygamber gnderme amacn ifade edebilecek, Nh (as) rneinde peygamberlerin davet konu ve yntemlerini aklayabilecek, Tevhid mcadelesinin nemini kavrayabilecek, Peygamber arsna kulak vermeyip kfrde srar eden kimselerin sonunda herhangi bir felaketle helak edileceklerini, bu arya uyarak tevhid dinine girenlerin ise kurtulua ereceklerini aklayabilecek siniz.

Anahtar Kavramlar
Nh sresi Nh (as) Davet Nh kavmi

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Mevdudinin Tefhiml-Kurn ile M. Zeki Dumann Beynl-Hak isimli tefsirlerinden sz konusu srenin banda yer alan bilgileri okuyunuz. mer Dumlu ve Rza Savan birlikte hazrladklar Kurn Atlas adl almay okuyunuz. Kurnn dier srelerinde Nh (as)un yksnn getii blmleri okuyunuz. Nh kavminin ilahlar ile ilgili bilgi edinmek iin Elmall Hamdi Yazrn Hak Dini Kurn Dili adl tefsirinden, Nh suresindeki ilgili blm okuyunuz.

22

Nh Suresi
GR
Sre Hakknda Genel Bilgiler
Hem mushaf hem de nzul srasna gre yetmi birinci sre olan Nh sresi Nahl sresinden sonra, brahim sresinden nce Mekkede inmitir. 28 ayettir. Srede Hz. Nh'un peygamber olarak gnderilii, kavmini dine daveti ve inkrclara kar verdii mcadele anlatld iin ona bu ad verilmitir. lk zamandan beri bu adla bilinen sre Buhr'de "Sret inn erseln" adyla gemektedir. Nh sresi Mekkede Hz. Peygambere kar muhalefetin iddetlendii bir dnemde slm davetinin en skntl gnlerinde bir btn olarak nzil olmu srelerdendir. Srenin birinci derecede hedefi bata Hz. Peygamber olmak zere btn Mslmanlar moral bakmndan takviye etmek, gnllerini ferahlatmak; kar kan muhataplar da dndrmek ve uyarmaktr. Bilindii gibi Hz. Peygamber (sav) davetini aa vurduunda bata kendi akrabalarndan bazlar olmak zere tepkilerle karlam, dlanmaya, yalanlanmaya, hatta eziyet grmeye balam; zaman zaman bu eziyet ve yalanlamalar, tahamml snrlarn am; hem inananlar, hem de Peygamber (sav) moral bakmndan glendirilme ihtiyac duymulardr. Bir anlamda ekilen skntlarn normal olduunun; biyolojik ihtiyalarn elde edilmesinde karlalan tabii glkler ne ise, sosyolojik olarak bu tr faaliyetlerde buna benzer skntlarn yaanmasnn da ayn ekilde tabii olarak karlanmas gerektiinin hatrlatlmas surede dile getirilmektedir. nk Peygamberlik grevi, dorudan doruya insanlar gitmekte olduklar yanllara kar uyarmak, hakka davet etmek olduundan ok zor ve skntl ilerdendir. Tabiatyla bu yolda yalanlamalara, kar kmalara, iftiralara, eziyetlere, komplolara vb. durumlara hazrlkl olmak gerekmektedir. te Kurnn bir metodu olarak bu tr skntlar amada muhatap toplumun bildii tarihi rnekler verilmek suretiyle Peygamberin ve ona inananlarn balarna gelen skntlarn daha nce bu grevi stlenen peygamberlerin ve onlarla birlikte olanlarn da bana geldii hatrlatlmaktadr. Konu birlii ve i btnlnn olduu grlen srelerden biri de Nh sresidir. Nh sresi sadece Nh (as)dan bahsetmektedir. slup olarak dier srelerde konu arasna baka konular sokuturulduu halde bu srede konu btnl ara faslalarla hi bozulmamtr. Nh sresi bu ynyle tarihe mal olmu bir olayn ve tarih ahsiyet olarak bir peygamberin hayatndan, inan

23

problemi olan bir kavim ile bu problemi amada onlara yol gsterip yardmc olma abas iinde rpnan bir peygamber ve bu faaliyet ekseninde younlaan ilikilerden bahseden bir sredir. Ancak srede coraf anlamda yer, tarihi anlamda zaman belirtilmedii gibi, ahslarla ilgili de fizyolojik veya biyolojik bilgilere rastlanmaz. Dolaysyla Nh (as)un hayat hikyesine dair bu trden teferruatlara yer verilmedii gibi, toplumu ile ilgili de bu anlamda bir bilgiye rastlanmaz. Srede Hz. Nh'un peygamber olarak gnderilii, kavmini dine daveti, inkrclara kar verdii mcadele, davetine kar kan kavminin korkun sonu sistematik bir btnlk ierisinde anlatlmaktadr. Dier bir ifadeyle srede irk inancn korumak iin son derece kat ve inat olan bir toplumu slah etmeye alan bir peygamberin gizli ve ak davet yntemleriyle, bu insanlar irkten caydrma ve doruya ulatrma mcadelesi konu edilmektedir. Bu srede, peygamberliin baka bir ifadeyle davetinin kimlii, hangi grev ve sorumlulukla bu ii yapt ortaya konulmaktadr. Yine surede, davette ilk arnn neye olmas gerektii, kullanlan yntemler, insanlar ikna etmek iin sunulan deliller ve vaatler, Hz. Nhun dua ve bedduas, Allahn insanlara mhlet tanmas vb. hususlarn hepsi birer konu olarak yer almaktadr. Bunlarn yan sra surede ikinci derecede daha dar erevede baz konulardan da bahsedilmektedir: Bunlar iman-rzk ilikisi, ecellerin ne alnp geciktirilmesinin mmkn olup olamayaca, gnahlarn balanmas, peygamberlerin kavimlerini ikna etmek iin getirdikleri delillerin genel karakteristik zellikleri, bu delillerin iaret ettii konular, gelecek ilah azabn genellii veya zellii, beddua etmenin bir peygamber iin olabilirlik boyutlar ve snrlar, toplu inen azaplarda susuz ve gnahsz ocuklarn durumudur. Hz. Nh'un kavmine sunduu mesaj, kavminin inkr ve mesaj karsnda takndklar olumsuz tutum nedeniyle Rabbine yapt mnacat ieren bu sre ayn zamanda Nh peygamberin davet faaliyetini sistematik bir btnlk ierisinde zet olarak aktaran tek sre olma zelliini de tamaktadr. Bu ynyle Hz. Peygamber ve onun ahsnda tm tebli ve davet adamlar iin zel bir anlam ve nemi vardr. Nh peygamberin tevhid mcadelesinde izledii yntemler ve en bata onun bir insan olarak tad yksek iman ve ahlak deerler, zaman zaman mriklerin kat muhalefeti karsnda ylgnla dme durumuna gelen Hz. Muhammede bir rnek ve model olarak sunulmakta, bylece o Allah tarafndan adeta cesaretlendirilip teskin edilmektedir. Bu ynyle Nh sresi, kendilerini tebli ve davet faaliyetlerine adayan kimseler iin her zaman dikkate alnmas gereken bir sredir. Sre ile ilgili bir dier kayda deer husus, Kurn- Kermde batan sona kadar bir peygamberin niyaz olarak yer alan tek sre zelliine sahip olmasdr. Nh sresi, zellikle Nh (as) ile kavmi arasnda geen diyalogun, Nh (as) tarafndan Allaha arz ediliini ifade eden bir sluba sahip olmas bakmndan farkllk arz etmektedir. Srede Nh (as), kavmine gnderilen bir peygamber olarak sunulduktan sonra, onun (as) kavmi ile olan diyaloguna geilir. Bu diyalogda, sanki iin sonuna gelmi bir peygamberin, kendisini peygamber olarak gnderen ve her eyi bilen O en yce makama, ii bandan sonuna kadar nasl yrttn arz usul ile anlatan ve iin sonucunun byle olmamas iin var gcn ortaya koyduu halde sonucun gidiatn etkileyememekten yana bir sorumluluunun olmadn, son derece mfik bir lisanla arz eden bir peygamber konumasnn vahiy yoluyla aktarln grmekteyiz.

24

Bu srede ulalmak istenen temel hedef, kalben, fikren ve maddeten insanlarn aamad bozuk dnce, inan ve menfaat merkezli eylemlerin nasl alabileceine yol gstermek sretiyle katk salamaktr. Bu tr bozuk dnce, inan ve eylemlerin insan iradesi ile alamamas durumunda korkun bir felakete srklenmenin tabii olarak kanlmaz olduuna insanlar inandrmaktr.

A- Sreye Girii
Nh sresi adeta giri, gelime ve sonutan olumaktadr. Giri, Nh (as)un toplumunu uyarmakla grevlendirilmesini konu alan birinci ayettir. Bu girii, 25. ayetin sonuna kadar gelime takip eder. Burada bir daveti olarak Nh (as)un uhdesine alm olduu davet grevini hakkyla nasl yaptndan, insanlar neye, hangi metotlar kullanarak ardndan sz edilmektedir. Sonuta ise Nh (as)un davetine kar kanlarn, onu yalanlayanlarn helak edilmeleri iin Nh (as)un bedduas ve inananlar iin yapm olduu dua yer almaktadr. Srenin banda bulunan birinci ayette incelenmek istenen konunun ana hatlar bildirilmi, arkasndan gelen gelime blm gayet dzenli, hibir ksm st ste gelmedii gibi, her paras da btn ierisindeki yerini en uygun ekilde almtr. Sonu blmnde ise giri blmnde ele alnan meseleler eksiksiz olarak cevabn bulmaktadr.

1.Ayet:
(1) 1. phesiz biz Nhu kavmine kendilerine, elem dolu bir azap gelmeden nce kavmini uyar diye peygamber olarak gnderdik. Sre, peygamberlik misyonunun kaynan vurgulayan ve bu gerei pekitiren bir ifadeyle balamaktadr. Peygamberler birer beer olmakla birlikte hitap ettikleri tm fertlerden baz ynleriyle farkldrlar. Onlarn temel grevi tevhid izgisinden sapm, dolaysyla ftratlarna yabanclam olan insanlar yaratl gayelerine uygun bir kemale ulatrmaktr. Bu, zorlu bir grevdir. nk her peygamber nce tek banadr. Karsnda asrlarn bilinlere kazm olduu, sapkn, akn ve ftrata yabanc kltr ve ideolojiler vardr. Birey ve toplum sz konusu olduunda yaplabilecek en zor ilerden birisi de hi phesiz yerleik kltr, gelenei ve ideolojiyi deitirmektir. Peygamber, bu deiimi nce tek bana stlenen adamdr. O kavminin karsna aykr bir sesle ktnda yalnzdr. Hatta bazen yannda en yakn akrabalar bile yoktur. O babasn, olunu ve eini bile kendisine kar mcadele veren gruplar arasnda bulabilir. te onun grevi bu yzden grevlerin en zorudur. Bylesine zor bir grevi stlenen kii, ncelikle iman ve ahlak bakmndan son derece kusursuz olmaldr. Cesaret, sabr, hikmet, sz ve fiillerdeki gzellik onun vazgeilmez zellikleri arasnda yer alr. Zira ancak bylesine yksek ahlaki deerlere sahip olan kimseler bu zor grevi baarabilirler. Elbette peygamberleri Allah kendi iradesi ile seer. O almakla elde edilen bir paye deildir. Bununla birlikte Onun peygamber olarak setii kimselerde bu zelliklerin hepsi bulunur. Onlarda bu zelliklerin bir ksm, derece bakmndan farkllk arz edebilir. Ancak hepsinde bu zellikler en azndan grevlerini rahatlkla yerine getirebilecekleri lde bulunur.

25

Peygamber, halkn deitirmeye namzet olan adamdr. Dolaysyla o nce bir tebli ve davet adamdr. Tebli ve davet, planl, programl ve metodik olmas gereken bir itir. Hele de bu grevi stlenen kiinin nce tek bana olduu dlrse sz konusu hususlarn ne kadar dakik ve hassas bir lyle belirlenip uygulanmas gerektii aktr. O, sesini nce kime ve nasl duyuracaktr? Hangi tepkilere ne tr karlklarda bulunacaktr? Btn bunlar ancak Rabbani bir terbiye ile stesinden gelinebilecek hususlardr. nk peygamber Rabbin szn insanlara aktaran adamdr. Sz ona ileten yce Kudret, elbette onu insanlara nasl ulatracan da gsterecektir. Nh (as) peygamber, bu duruma en gzel rneklerden birisidir. nce tek banadr. Karsnda tevhitten, dolaysyla ftratlarndan kopmu azgn bir halk vardr. Kendi olu bile dman saflarndadr. Dolaysyla ii ok zordur. Sabrn ve davette ustaln zirvesinde bir kiilie sahip olmaldr ki, ok uzun bir dnem devam eden tevhit mcadelesini srarla srdrebilsin. Nh sresinin, kendi i planna uygun olarak birinci ayeti giri mahiyetindedir. Bu girite Nh (as) Allah tarafndan grevlendirilmi bir eli olarak sunulmaktadr. Dier bir ifade ile davet, peygambere bir elilik grevi olarak yklenmektedir. Davetin ieriinin ise, sz konusu elinin birlikte yaad toplumunun gelecek azaba kar uyarlmas, bu uyarma ile toplumun mutlak bir azaba maruz kalmadan nce kendilerine eki dzen vermelerinin salanmasdr. Bu ayette sz konusu toplumu uyarmakla grevlendirilenin Nh (as) olduu bizzat ismi ile zikredilerek bildirilmektedir. Bu uyarma grevini veren bizzat Allahtr. Uyarlanlar ise Nhun kavmidir. Buna gre Nh (as) kavme gnderilmi bir peygamber (eli)dir ve grevi de, iman etmemeleri durumunda- gelmesi muhakkak olan bir azapla korkutmak sretiyle onlar uyarmaktr. Zira Peygamberler, Fazlur Rahmann ifadesi ile hassas ve yklmaz ahsiyetleri ile sarslmadan, korkusuzca ilahi teblii ilan ederek insanlar uyuukluk ve dk ahlaki gerilim durumundan, Allah Allah olarak, eytan da eytan olarak aka grebilecekleri bir teyakkuz durumuna gemeleri iin vicdanlarn silkeleyerek uyandran olaan st insanlardr. zellikle nankr, ar derecede hrsna dkn, aciz, sabrsz ve tahammlsz olan insan belli prensipler dhilinde eitip terbiye etmektir. Onlar uyarmak ve bu dnyada yapacaklar yanllarn cezasz kalmayacan onlara bildirmektir. Bu ynyle peygamberlerin gnderiliinin bir ihtiyatan kaynaklandn burada ifade etmek isteriz. Burada Nh (as)un kendi toplumuna peygamber olarak gnderilmesinin, kendi toplumunun inan ve davranlar bakmndan bir ihtiya halini aldn, o kadar ki, bu ihtiyacn onlar tarafndan alglanamamas sebebiyle korkun bir sona doru srklendiklerinin kendilerine ihtar edilmesi gerektiini, dolaysyla Nh (as)un davetinin yalnzca inzr (uyarma) ierikli olarak sunulmasnn ve tebr (mjdeleme)den sz edilmemesinin, bir ayrnt gibi grlmemesini zellikle vurgulamak gerekmektedir. nk bir elinin, bir yandan gelen mesajn Allahtan olduuna ve kesinlikle insanlara tebli edilmesi gerektiine, tebli edilmemesi durumunda toplumunun mahvolacann kesin olduuna inanmas, bir yandan da mevcut durum ve koullarda baarya ulamann ne kadar g olduunun grlmesi gibi bir psikoloji iinde olmas, Hz. Nha inzardan baka bir kap aral brakmamaktadr. Peygamberin inzarla grevli olduu bu korkun azap, ister Muktilin anlad ekliyle sadece tufan olsun, isterse hem ahirette karlarna kacak azap, hem dnyada balarna gelecek olan tufan olsun, o ana kadar iinde bulunduklar zulm, azgnlk ve fsktan -irk dahil btn gnahlardan- tvbe etmez, Allaha dnmez ve peygamberleri Nh (as)un tebli ettii dine balanmazlarsa kendilerine mutlak srette dokunacak olan, eer bu artlar

26

yerine getirecek olurlarsa kendilerinden mutlak srette kalkacak olan bir azaptr. Peygamberin grevi ister blgesel, ister btn insanlar iine alacak tarzda kresel olsun, ilk cemaat, peygamberin kendi kavminden teekkl eder. Belli bir toplum iinde domu, belli bir evrede yetimi olan peygamberin ilk muhatab olan insanlar, -daha dar erevede- iinde doup, dillerini konutuu, adet, rf, gelenek ve greneklerini, hayat tarzlarn bildii, akrabalk balar ile bal olduu insanlardr. Dolaysyla ayette Nh (as)un kavminden sz edilmesi, onlarn Allaha davet edilecek ilk insan topluluu olmalarndan dolaydr. Hatta dier insanlara davetin ulatrlmas iin bu ilk muhatap kitlenin bir kalk ve iletiim iin ciddi ve gvenilir bir yol olarak grlerek onlardan istifade edilmesi, peygamberin kendi kavminden davetini balatmasnn en tabii yolu olarak grlmesi gerekir. Nh (as)un belki kendi dnemine gre kresel bir davetle grevlendirilmi olduu dnlse bile, buna ulamasnn yolu da yine kendi toplumunu kalk noktas olarak grmesine baldr. Ancak o zamanda, dnyann neresinde, kimlerin yaadna veya dnyadaki nfus dalmna ilikin bir bilgi elimizde olmad iin, blgesellik veya kresellik ile ilgili fazla bir ey sylemenin doru olmayacan dnyoruz. Dier yandan bu bilgi bizi, Nh (as)un azgn ve slah olmaz kavminin cezalandrlmalarnn, yaadklar corafya paras ile snrl olabilecekleri sonucuna gtrmektedir. nk ceza, davete kar kan, azgn ve slah olmaz toplumun inan ve davranlarnn karldr. yle ise byle bir suu ilememi veya Nh peygamberin davetine muhatap olmam insanlarn -ayet o dnemde byle bir insan topluluu varsa- byle bir suun karl olan ceza ile cezalandrlmalar pek olas gzkmemektedir. Buna gre Tufan denilen hadise, bir ksm mfessirlerin de tespit ettii gibi genel deil yerel, hatta blgesel olduunu dir. Burada Nh (as)un uyarc vasfnn daveti bir kimlikle ortaya konuluu gze arpmaktadr. Bu, btn elilerin, elilikle birlikte ve elilik grevi devam ettike devam eden bir grevdir. Hatta Allah, peygamberlerini srf bunun iin grevlendirmi ve toplumlarna gndermitir. Burada sz konusu edilen bir dier hususun da, davette bulunan kimsenin kim adna, niin davette bulunduunun hatrlatlmasdr. Nh (as)un Allah adna davette bulunan ve toplumunu, balarna gelecek azaptan sakndrma grevi ile bu daveti yapan bir eli olduunun vurgulanmas bunu ifade etmektedir. yle anlalyor ki Nh, toplumunda, Allahn azabn gerektirecek hakszlk, bozgunculuk ve zorbalk gibi skntlar, bir davetinin gnderilmesini zorunlu klacak boyutlara ulam ve bu skntnn almas iin de eli olarak Allah tarafndan Nh (as) gnderilmitir. Sonu olarak bu blmden, tarihin ilk putperest toplumuna gnderilen ilk elinin bilgi (vahiy ve risalet) ile donatlm biri olduu; kendisindeki bilgiye, adna elilik yapt Zta (Allaha) sonsuz bir gven iinde bulunduu; bu sebeple rahata toplumunun ierisine girerek tebli ve davet grevine balad anlalmaktadr. yle ise tebli ve davet grevine talip olan kiilerin bu blmden kendileri adna karacaklar ders u olmaldr: Teblici ve davetilerin bilgi dzeyi bakmndan kendilerini ok iyi hazrlamalar, davasn kendi benliinde zmseyip, eitli merhalelerden geerek tebli ve davete hazr hale gelmeleri gerekir. lim, blnme kabul edebilecei iin kii teblide bulunduu konuyu uzmanlk derecesinde iyi bilmelidir. Bilhassa ilim dallarnn alan olarak daralp, derinliklerinin artt bir ada, herkesin her eyi bilmesi mmkn gzkmemektedir. Ancak

27

bilinmesi gereken eylerin de kulak dolgunluundan te, bilimsel bilgi niteliinde olmasna dikkat etmek gerekeceinden, vam bilgilerle tebli ve davetin yararl olamayaca gereinin de kabul edilmesi gerekir. Bu, davetinin kimlii asndan da nemlidir. nk slma davet grevini yrtmek, sabr ve tahamml, azim ve irade, efkat ve merhamet, mit ve istikamet, tevazu ve vakar gibi ruh olgunluu; tebli esaslarna vukfiyet, muhatabn psikolojik ve sosyolojik ahvalini tehis, ikna kabiliyeti ve delillere dayal konuma gibi ilmi seviyeyi gerektirir. Muhataplarn, davetinin kimlii adna soracaklar sorular, ounlukla davetinin konuya yaklamndan kaynaklanan sorulardr. Eer daveti kendini iyi ortaya koyar, zihinleri aydnlatacak bilgileri, planl, anlalr, neyi, niin, ne maksatla, hangi delillerle sunacan bilerek metodik bir yaklamla davetini yapacak olursa, davetinin kimliinin mspet armlar yapaca; aksi halde davet asndan hibir fayda temin etmeyecek kt bir imaj veya ksr bir tartmann konusu olaca sylenebilir.
Siz de Nh (as)un kavmine peygamber olarak gnderildiini anlatan farkl ayetin mealini yaznz.

B-Gelime: Davetin Ortaya Konulmas ve Davet Edilecek eylerin Topluma Belli Bir Metotla Ulatrlmas
2.-24. Ayetler:
( 2) ( 3) (4) ( 5) ( 6 ) ( 9 ) ( 7 ) ( 8 ) ( 11 ) ( 10 ) ( 14) (12) (13) ( 17) ( 16 ) ( 15 ) ( 19 ) ( 18 ) (20) (22) (21) (23) (24) 2-4. Nh yle dedi: Ey kavmim! phesiz ben size gnderilmi apak bir uyarcym. Allah'a kulluk edin. O'na kar gelmekten saknn ve bana itaat edin ki Allah sizin gnahlarnz balasn ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. phesiz Allah'n belirledii vakit geldiinde artk ertelenmez. Keke bilseydiniz! 5-6. Nh, yle dedi: Ey Rabbim! Gerekten ben kavmimi gece gndz (imana) davet ettim. Fakat benim davetim onlar daha da uzaklatrd. 7. Kendilerini balaman iin ben onlar ne zaman davet ettiysem parmaklarn kulaklarna tkadlar, elbiselerini balarna brdler, inanmamakta direndiler ve kibirlendike kibirlendiler. 8. Yine de ben onlar aka armaya devam ettim. Onlara ak da syledim, yerine gre gizli de syledim. " 10. Dedim ki: "Rabbinizden balanmanz dileyin; O, ok balaycdr. 11. (Balanma dileyin ki,) zerinize gkten bol bol yamur indirsin. 12. Mallar ve oullar vererek sizi desteklesin, size baheler versin ve sizin iin rmaklar aktsn. 13. Size ne oluyor ki Allah'a gereken saygy gstermiyorsunuz? 14. Oysa O sizi trl evrelerden geirerek yaratmtr. 15.

28

Allahn yedi g birbiriyle nasl uyumlu yarattn grmyor musunuz? 16. Onlarn iinde ay bir nur ve gnei de bir kandil yapt. 17. Allah sizi yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yaratt). 18. Sonra sizi yine oraya dndrecek ve yeniden karacaktr. 19-20. Allah yeryzn sizin iin sergi gibi demitir ki onda geni yollar edinip dolaabilirsiniz." 21. Nh dedi ki: "Rabbim! Gerekten onlar bana kar geldiler, mal ve ocuu ancak kendi hsrann arttrmaktan baka bir eye yaramayan kimseye uydular. 22. Onlar ok byk tuzaklar kurdular. 23. Dediler ki: Sakn ilhlarnz brakmayn; hele Vedd'en, Sv'dan, Yes'tan, Yek'tan ve Nesr'den asla vazgemeyin! " 24. Gerekten de biroklarn saptrdlar; (Rabbim!) Sen de artk bu zalimlerin aknlklarm arttr!" Bu blm, davetin ve davet metotlarnn ortaya konuluunu ele almas bakmndan, srenin gelime blm mahiyetindedir. Dier bir ifade ile, insanlarn neye ve nasl davet edilmesi gerekir? gibi sorularn almn bu blmde buluyoruz. Nh (as)n uhdesine verilen risalet grevinin tabii sonucu olan daveti kimlik, bu blmde aksiyona dnmekte, aktif olarak davet grevi btn ierii ile icra edilmeye balamaktadr. Yine bu blmde bir plan dhilinde Nh (as)un nce hitap slubu ile kendini ve misyonunu tanttn (nezrun mbn), daha sonra davet ettii esaslar ortaya koyduunu; bu esaslarn kabul edilmesi halinde toplumun elde edecei dnyev ve uhrev kazanlara deinildii; dveti srasnda uygulad metotlar ve onlar ikn etmek iin ortaya koyduu delillerden bahsedildiini syleyebiliriz. 2-24. ayetler arasndaki gelime ksmnn kendi ierisinde drt alt balkla incelenmesi gerektii kanaatindeyiz. Alt balklardan her biri konunun anlalmasna metodik bir katk salamas iin tarafmzdan planlanmtr.

Davetin Ortaya Konuluu:


Nh yle dedi: Ey kavmim! phesiz ben size gnderilmi apak bir uyarcym. Allah'a kulluk edin. O'na kar gelmekten saknn ve bana itaat edin ki Allah sizin gnahlarnz balasn ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. phesiz Allah'n belirledii vakit geldiinde artk ertelenmez. Keke bilseydiniz! Ey kavmim! phesiz ben size gnderilmi apak bir uyarcym ayetinde, Nh (as)un Ey kavmim! diye sze balamas ve kavmini kendine nispet etmesi, onlara kar dkn ve son derece efkatli olduunu ihsas ettirmektedir. Adeta baka bir ey deil, ben yalnzca sizin iyiliinizi istediim ve kt durumunuza zldm iin sizi uyaryorum dercesine davetine balamas, davetilere, yapacaklar davette muhataplarna kar son derece mfik ve nezaketli olmalarnn ilk kural olarak hatrlanmas gerektiinin dersini vermektedir. Ayrca, onun apak bir uyarc olduunun vurgulanmas, gvenilirliinin kendi toplumu ierisinde tartma kabul etmeyecek tarzda belli olmasndan tr, yapt davet hakknda zihinlerde oluabilecek muhtemel sorular bertaraf etmeye ynelik bir vurgulamadr. Yani, Nh (as), yapt iin ve ortaya koyduu arnn hibir yanl anlamaya sebebiyet vermeyecek derecede sade, ak ve net olduunu, muhataplar karsnda bocalamadan ve hibir tereddtl ifadeye yer vermeden iin hakikatini onlarn anlayaca bir dille ortaya koyduunu syleyerek, davetiler asndan ikinci nemli dersi de vermi oluyor. Buna gre daveti, toplumu tarafndan bilinen, tannan bir kiilie sahip olmal ve yanl anlamaya frsat

29

vermeyecek kadar ak ve net olarak grevinin karakterini ortaya koymaktan ekinmemelidir. Ey kavmim! phesiz ben size gnderilmi apak bir uyarcym ayeti sanki bu ksmn bir girii mahiyetindedir. Nh (as) daveti bir kimlikle toplumunun karsna kmakta ve onlara kendisini ve davetini tantarak grevine balamaktadr. yle ise Nh (as) kimdir? Kurn onu bize, Allahn setii (Ali mran 3/33); dier peygamberlerden daha nce hidayete erdirdii (Enam 6/84); Muhsin (iyilerden)/(Sfft, 30/80); Mmin (Sfft, 30/80), Slih (Tahrm, 67/10); ok kreden bir kul (sr, 17/3) olarak tantmaktadr. Bu zelliklerle tantlan bir eli, kendisinin gvenilir (emn) oluunu da, davetinde bir referans olarak sunmaktadr. nk o, fask (Allaha isyan etmeyi adet haline getirmi, doru yoldan sapm) (Hadd, 57/26); kr (kr krne hareket ederek gerekleri grmeyen, kalp gz kr) (Arf, 7/64); cahil, dnmeyen (Hd, 11/29-30); zalim (Hd, 11/44; Mminn, 23/28; Ankebt, 29/15); hem ok zalim, hem de ok azgn (Necm, 54/52); ve ok fena bir kavme (Enbiy, 21/77) peygamber olarak gnderilmiti. Bu topluluun en bariz zelliklerinden bir dieri de ok tanrl bir dini benimsemek sretiyle Allaha ortak komalar idi. Onlarn taptklar tanrlarn ismi de bu srede saylmaktadr. te Nh (as) bu toplumu u esaslara armaktadr: Allah'a kulluk edin. O'na kar gelmekten saknn ve bana itaat edin Nh (as), toplumuna davetinin esaslarn bu ifadelerle ortaya koymutur. Bunlar, yalnzca Allaha ibadet edip Ondan bakasna ibadeti terk etmek; Ondan korkmak, Onun honut olmad btn ilerden saknmak, tm gnahlardan uzak olmak ve peygamberin Allahtan ald (emir ve nehiy ifade eden) eylerin tmnde ona itaat etmek diye de ifade edebileceimiz esaslardr. Bu temel esas btn peygamberlerin davetlerinin de asldr. Dnyev ve uhrev dier btn istekler (emirler ve yasaklar, kalp ve azalarla ilgili tm vacipler ve menduplar iine alan fiiller), bir anlamda bu temel esasn izah ve alm eklinde yorumlanabilecek eyler olarak da anlalabilir. Bir dier ifade ile bu davet, ibadet, takv ve itaat ierikli veya tevhd, mead (hesap ve ceza) ve nbvvet konularnn tmn kapsamna alacak boyutta genel esaslar ihtiva eden bir davettir. Burada zerinde durulmas gereken ilk ve en nemli husus, ibadet niin ilk srada zikredilmi de tevhde vurgu yaplmamtr? lh risletlerin zn kavrayan insanlar, aslnda bu sorunun cevabn biraz dnmek sretiyle Nh (as)un bu ilk mesajnda bulabilirler. nk ilh risletlerde inancn mistik veya soyut bir mefhum olmad, bilakis inan ve eylemin birbiri ile btnletii veya inancn teorik boyutunun yan sra bir de pratik boyutunun olduu bilinen bir husustur. Yani Allaha inanmakszn Ona ibadet etmenin nasl ki bir anlam yoksa yalnzca bo bir sz olarak inandm demenin de bir anlamnn olmayaca aktr. Dolaysyla Nh (as)un ibadete ars, ayn zamanda tevhde ary da ifade etmektedir. Bir dier husus da Allaha ibadetin anlam, yalnzca farz veya vacip ibadetlerle snrl olarak anlalamayaca gibi, bir tek ibadet eidi ile snrlandrlarak anlalamaz. badet burada en geni ve genel anlamyla, Allaha kulluun, onunla birlikteliin karldr. Bu sebeple ilh risletlerin kulluk meselesini tevhd atmosferi ierisinde sunmalar, muhataplarna, Allahn varln ve Onunla birlikte olma halini dnya hayat sresince hissettirecek ekilde, Onunla irtibatl olma bilincini kazandrmak iindir. te bu, bir anlamda Allahn emir ve yasaklarna bal olarak hayat disipline etmek demektir ki, hem ibadet hem de dier btn davranlar ierisine alan ve Allaha kar saygl olma halinin

30

ifadesi olan takvdr. Ayn zamanda bu, her eyi Allahtan beklemek ve riyaya kaplmamak gibi stn ahlk deerlerin de kaynadr. Peygamberler, kendilerine indirilen vahye ncelikle uymak zorunda olan kiilerdir. Onlar eli olmak gibi bir irad tercihte de bulunmamlardr. Eliyi semek ve gerekli mesaj kendi diledii tarz ve vastalarla bildirmek, Allahn bilgisi ve tercihi dhilinde olan bir husustur. Her zaman insanlara, onlarn da dier insanlar gibi tabii ihtiyalar olan, beer insan olduklar hatrlatlm, asla onlarda vahyin dnda bir olaanstlk/gizil g vehmetmemeleri tlenmitir. Onlarn grevi, insanlara Allahn mesajn ileterek insanlar Allaha kul olmaya armaktr. Onlar insanlar iman ve kfr konusunda hesaba ekemeyecekleri gibi, bu yzden herhangi bir ceza takdir etme yetkisinde de deillerdir. Bunun yan sra hi kimse, peygambere inanmadan mmin olamayaca gibi, onun kararlarna kar karak da mmin kalamaz. nk insanlarla szl bir ilikiye girmeyi/iletiim kurmay dileyen Allah, efkat ve merhametinin bir tecellisi olarak bu ilikide insanlar ierisinden ahlaki bakmdan en sekin insanlar peygamber olarak grevlendirmitir. Peygamberlerin risaleti,- davranlar, ilikiler, Allaha ulama yolunda nefislerin arndrlmas gibi- faaliyet alan olarak tevhid arsna eklenmi, Allah kendi mesajlarnn ieriine (emrettiklerini yapmak ve yasaklarndan kanmak yahut Allahn birliini kabul etmek eklindeki) mutlak manada peygamberi otoriteye itaati emretmi ve peygambere itaati bu anlamda kendisine itaatle zdeletirmitir. te Nh (as)un kendisi iin kavminden istemi olduu itaat bu anlamdadr. Bu anlamdaki itaat, doru yolda yrmenin, insanln ana kaynakla irtibatn devam ettirmesinin biricik yoludur. Burada davetiler asndan vurgulanmas gereken husus, davetinin tannan, bilinen, aibesiz bir kimse olmasnn, davet asndan neminin yan sra, onun, davet esaslarn sade, klfetsiz olarak anlalacak bir slupta sunmas da ok nemlidir. Hatta davetinin kimlii ve slubu kadar davet esaslarnn, muhataplarn akllarnn alaca tarzda ve zihinlerde davetin nitelii ve nicelii ile ilgili bir tereddt oluturmayacak biimde, hitabet llerine uygun ve muhatab etkileyecek bir hitabet slubu ile ortaya konulmas ve bylece davette hitabetin gcnden faydalanlmas gerektiine dair de bir iaret sunulmas, bu ksmdan alglanabilecek bir mesajdr. Nh (as) taleplerini toplumuna sunduktan sonra onlara biri dnyev biri de uhrev iki vaadde bulunarak yle diyor: Eer siz benim bu iman, ibadet, ahlak ve itaat ierikli davetime olumlu cevap verirseniz, Allah sizin gnahlarnz balar ve belli bir sreye kadar sizi tehir eder. nk Allahn taktir ettii sre geldiinde, o zaman o ecel ertelenmez. Burada hemen unu hatrlatmakta yarar gryoruz: Davet boluk kabul etmez. Taleplerin mutlaka karl ortaya konulmaldr. Muhatap bu taleplere maddi ve manevi olarak zendirilmelidir. Bunu bir anlamda dnyevlemi insanlarn hrslarnn ok daha mull olarak tatmin edilmesi eklinde de anlamak mmkndr. nk insanlarn mrlerinin uzatlmasnn vaad edilmesi, onlara dnyada elde edecekleri tm imknlarn anahtarnn sunulmas anlamna gelmektedir. Zira insann dnyada yaama frsat kazanmas, imkn olarak her eyi elde etme midinin belirmesi demektir. nk insann btn mitlerini sndren ve sonu alnmaz arzularna gem vuran, hep lm olmutur. Tpta kaydedilen tm aamalarn, gelecek iin ortaya konulan tm tbb projelerin ncelikli hedefi, insan mrn bir miktar uzatmann yollarn aramaktan baka ne olabilir ki? te her insanda bulunan

31

ebedilik arzusunun tahrik edilmesi anlamna gelen bu vaad, Nh (as)un dilinden onlara dnyev bir mkfat olarak sunulmakta ve bu mkfat ncelikle ibadet, takva ve itaat artlarna balanmaktadr. kinci vaad, insanlarda ahiret bilincinin olumasna yardmc olacak trden bir vaaddir ki, ahirette urayacaklar zararlarn onlardan kaldrlmas anlamna gelir. Bu da yukarda art olarak ne srlen esasa uyulmas halinde gnahlarn balanmasdr. Bir kural halini alm olan u hadis-i erifi kaydetmemizin ayetin daha iyi anlalmasna katks olaca kanaatindeyiz: slm, kendisinden nce olan eyleri kesip atar. Yani slma giren kiinin, daha nce ilenmi olduu btn gnahlar ilikisi kalmaz. Buna gre Nh (as)un kavmini irkin karanlndan kurtarmak suretiyle tevhidin aydnlna kavuturmak iin onlarn ilgilerini ekecek, duygularn harekete geirecek, akl melekelerini kullanmalarna yardmc olacak hem dnyev hem de uhrev vaatlerde bulunmu olduunu gryoruz. Nh (as), bu ary yaptktan sonra toplumu tarafndan bir takm eziyetlere maruz kalmtr. Srede bunlar anlatm veya nakil formuyla yer almamaktadr. Biz bunlar dier srelerden reniyoruz ki, toplumunun ileri gelenleri hemen Nh (as) a kar kmlar ve ona bir takm (apak sapklk, yalanclk ve delilik gibi) isnat ve iftiralar atmakla kalmayp, onu (talamakla) tehdit etmiler ve onun davetini yalanlamlardr. Bir trl onun peygamberliini kabullenememiler ve onu atalarnn dinine kar gelmekle sulamlardr. Toplumun ileri gelenlerinin menfaat ve karlarna ters dt iin o, ayak takm ile ibirlii yapmakla sulanm, hatta onun davasnn hakszlna da onlarla bir arada bulunmas bir delil olarak sunulmaya allmtr. O, azim ve sabrla nesiller boyu davetini byk bir mitle srdrm, mesajna kar direnenlere, merte kar durmu, ama her geen gn kavminin inanmak bir yana bask ve zulm dayanlmaz boyutlara ulam ki o, artk Allahm! Ben yenildim, bana yardm et! deme durumunda kalmtr. Artk ona kimsenin inanmayaca iyiden iyiye belli olunca, uyard azabn gelmesi artk hak olmutu. nananlarn kurtulmas ilah garanti altnda olduu iin, kurtulu aresi de ilh bir projenin uygulanna balanm, derhal bu kurtulu projesi vahiy yoluyla Nh (as)a bildirilmi ve kurtulu gemisi ina ettirilmitir. Her ey sratle korkun bir sona doru gittii halde kr olarak tavsif edilen insanlar hala Nh (as) ile alay etmekten, onun arsn hafife almaktan geri durmam, azabn bir an nce gelmesine adeta davetiye karmlard. Sanki operasyon yaplan organn kangrene dnmesi, bnyenin iyiden iyiye mikrop retir hale gelmesi gibi bir durumda yaplan mdahale ne anlam ifade ederse, O sabr timsali peygamberin, onlar aleyhinde azap istemesi ve o toplumun azaba arptrlmas da onu ifade eder duruma gelmiti. te hibir arenin kalmadn gren Nh (as), itiraf edercesine kavminin durumunu Allaha arz eder.

Davetin Belli Bir Metotla Yrtlmesi


Nh, yle dedi: Ey Rabbim! Gerekten ben kavmimi gece gndz (imana) davet ettim. Fakat benim davetim onlar daha da uzaklatrd. Kendilerini balaman iin ben onlar ne zaman davet ettiysem parmaklarn kulaklarna tkadlar; elbiselerini balarna brdler, inanmamakta dirediler ve kibirlendike kibirlendiler. Yine de ben

32

onlar aka armaya devam ettim. Onlara ak da syledim, yerine gre gizli de syledim. (Nh 71/5-9) Burada ele alacamz ayetler, adeta bu ksma bir gelime blm hviyeti kazandrmaktadr. Burada zellikle Nh (as)un davetini toplumuna kabul ettirmek iin nasl ylmadan didindiini, areler aradn, onlar ikna etmek iin eitli metotlar gelitirdiini greceiz. Burada da metot gelitiren bir daveti, her gn kendini yenileyerek toplumunun karsna ayn mesajlar aktarmak iin kan, onlara vaatlerde bulunan, onlarn akl melekelerini harekete geirmeye alan bir peygamber ve onun karsnda tm hile ve entrikalaryla kar duran bir kavim ve kavmin kendini beenmi, insanlar menfaatleri uruna kullanmaktan ekinmeyen mark zenginleri anlatlmaktadr. Burada sanki u, bir ilke olarak uurlara kaznmak istenmektedir: Peygamber de olsa, hi kimse davetinin herkes tarafndan mutlaka kabul edileceine dair bir hevese kaplmamaldr. Allah akln kullanarak hidayete girmek isteyenlere, mutlaka hidayet kaplarn aar ve davetilerin de davetleri kabul grr. Davetiye den duyurmak, deliller sunmak, insanlarn akl melekelerini harekete geirmektir. nsanlara den de bu deliller karsnda akln kullanmak sretiyle iradesini harekete geirmektir. Meallerini arz ettiimiz ayetleri toplu olarak deerlendiimizde, davet asndan u hususun ok nemli olduunu gryoruz: Davette devamllk, davetin belli bir metotla yaplmas ve kararllktr. Bir dier ifade ile davette bulunan kimsenin zaman ok iyi kullanmas, bunun iin yaad her an bir frsat olarak deerlendirmesi; davetin zaman, mekan, sosyal imkanlar ve zel artlar gz nnde bulundurularak en etkili davet yntemlerinin kullanlmas; davetin elzem olduuna inanan davetinin, tm ikna yntemlerini kullanmasnn yan sra delilleri de ok iyi kullanmak sretiyle muhataplarn kazanmak iin tavizkar bir grnt vermemesi, gerekli tavr da uygun zaman ve zeminlerde ortaya koyabilmesidir. Gece gndz milletimi davet ettim ayetinde Nh (as)un, toplumunun ierisinde yaad dokuz yz elli yl sresince (Ankebut 29/14) ara vermeksizin, srarl bir ekilde, hibir tembellik ve kusur gstermeden onlarn kurtulua ermeleri yolunda aba sarfettii aka vurgulanmaktadr. Fakat onlarn da bu arya tepki gstermeleri zerine Nuhun yle seslendiini gryoruz: Kendilerini balaman iin ben onlar ne zaman davet ettiysem parmaklarn kulaklarna tkadlar; elbiselerini balarna brdler, inanmamakta direndiler ve kibirlendike kibirlendiler. Bu ayetlere gre onlar, parmaklarn kulaklarna tkamak, elbiselerine brnmek sretiyle Nh (as)u hi dinlememek ve onun yzn bile grmeyi istememek; kendi bildikleri yanlta veya Nh (as)u dinlememek hususunda alabildiine inatta srarla byklk taslamak gibi davranlar sergilediler. Ayrca bu paragrafta sz konusu toplumun psikolojik tavrna da dikkat ekilerek, onlarn yeni bir dnce ile kar karya geldiklerinde, gerek dncelerinde, gerek inanlarndaki yanllklar sorgulamamak iin iradelerini menfi ynde ne kadar zorladklarn, en olmadk baya ocuka tavrlar (kulaklarn tkamalar, elbiseleriyle yzlerini ve gzlerini kapatmalar gibi) bile rahatlkla kendilerine yaktrabildiklerini grmekteyiz. Grld gibi burada asl sorun byklenenlerin kimliidir. Bunlarn, toplum ierisinde konumlar gerei daha alt tabaka insanlar etkileme ve ynlendirme gcne sahip olan insanlar olduu sylenebilir. Bu durumda daveti misyonuyla Nh (as)un ylgnla ve mitsizlie dmeden, alternatif metotlar gelitirmek sretiyle, kendisine kar taknlan bu tavr krmann yollarn arad grlmektedir ki,

33

bu davranyla Nh (as)un davetilere ok nemli bir mesaj verdii sylenebilir. Bu mesaj da ele aldmz sz konusu ayetlerde ak olarak ortaya konulan, davette etkili olabilmenin yollarn aramak ve bunun iin eitli metotlar gelitirmektir. Yine de ben onlar aka armaya devam ettim. Onlara ak da syledim, yerine gre gizli de syledim. Dedim ki: Rabbinizden balanmanz dileyin; O, ok balaycdr. (Balanma dileyin ki,) zerinize gkten bol bol yamur indirsin. Mallar ve oullar vererek sizi desteklesin, size baheler versin ve sizin iin rmaklar aktsn. (Nh 71/10-12) mealindeki ksm Nh (as)un kararll kadar metodik oluuna da dikkat ekmektedir. Bu ayetlerde de ifade edildii zere Nh davetini yerine gre gizli ve yerine gre de aktan yapmtr. Bu husus muhataba yaklama tarz asndan olduka nemlidir. Yine bu ayetlerde Allahn ok balayc olduu, Ondan balanma talebinde bulunanlara yamurlar, mallar, evlatlar, baheler, nehirler gibi bolca dnyevi nimetler verilecei vaat edilmektedir. Burada da davet edilen muhataplarn dnyev ve uhrev temaylleri gz nnde bulundurulmutur. Bir anlamda Nh (as)un yapt i, onlarn inanmalarn, gemiteki davranlarndan tr de balanma dilemelerini zendirmektir. Bir dier ifade ile O, onlarn ilerinde sakladklar, ncelikle elde etmek istedikleri veya faydasn hemen grebilecekleri eylerin en ok hoa gidecek olanlarn vaat etmek sretiyle iman etmeye tevik etmitir. Nh (as)un burada ortaya koyduu davette, onlarn dikkatleri insanlarn ihtiya duyduu maddi ve manevi tm nimetlerin yaratcsna ekilmektedir. Bundan da anlalan o ki, bu tr faaliyetler uurlu olmay gerektirdii kadar metotlu olmay da gerektiren faaliyetlerdir.

Davette Konu Edinilen Hususlar ve Muhatab kna in Sunulan Deliller:


Size ne oluyor ki Allah'a gereken saygy gstermiyorsunuz? Oysa O sizi trl evrelerden geirerek yaratmtr. Allahn yedi g birbiriyle nasl uyumlu yarattn grmyor musunuz? Onlarn iinde ay bir nur ve gnei de bir kandil yapt. Allah sizi yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yaratt). Sonra sizi yine oraya dndrecek ve yeniden karacaktr. Allah yeryzn sizin iin sergi gibi demitir ki onda geni yollar edinip dolaabilirsiniz." (Nh 71/13-20) Allahn saygya layk oluu, insan eitli evrelerden geirerek aama aama yaratmas, yedi kat gkler ve orada bizim dnyamzla ok yakndan ilgili olan ay ve gnein konumu, yeryz ve yeryz artlarnn bizim iin yaanlabilir bir ekilde hazrlanm olmas vb. konularn ele alnd bu paragraf, daha nce gnlne ve kalbine hitap edilmi olan muhatab, tefekkr boyutunda ikna etmeyi amalamaktadr. Bu ayetlerin yer ald pasajda Nh (as)un muhataplarn ikna iin onlar dndrecek baz akl delilleri zikrettiini grmekteyiz. Yani insanlar inan konusunda hisleriyle deil, sonuta akllaryla karar vermelidirler. Bu sebeple daveti muhataplarnn hislerine hitap ettii kadar aklna da hitap etmelidir. nk hissi olan eyler geicidir. Akln doruluunu kabul ettii eyler daha kalcdr. Bu nedenle olacak ki Kurn sk sk evrendeki tecellilere, hikmete, ince nizama, bilgi ve sistem ykl kevn olulara dikkat eker. Davette konu edinilen bu hususlar muhatab iknada olduka nemlidir. Bu nedenle davetinin afk ve enfs ayetleri ok iyi terkipletirerek muhataplarna sunmas, teblide vazgeemeyecei bir metottur.

34

Yok Oluu nleyemeyen Davet


Nihayet bu son arya kar kavmin taknd tavrn ele alnd ksm, bu kadar abaya, gelitirilen metotlara karlk elde edilen sonucu anlatmaktadr. Her trl abaya ramen, iradeleri bir avu menfaat karlnda ipotek altna alnm olan insanlar, ftratlarndaki sese kulak vermek yerine yok oluu tercih etmiler ve peygambere kar gelmeyi btn bir toplumun ortak eylemine dntrmeyi baarmlardr. Onlar artk isyankr bir toplum olarak tek tek putlarnn adn zikretmek sretiyle propagandalarn srdrp, toplumu tanr dncesinin irk ekseninden koparmamaya almlardr. Onlar bu ak tavrlarn Allahn kendilerine ltuf olarak vermi olduu mal ve evlat gibi zenginlikleriyle yapyorlard. Her trl yalanlama, delilik vb. itham ve iftiralara yaam boyunca maruz kalm olan bir peygambere kar, toplumunun taknd tavrda hi bir deiiklik olmam, inananlardan baka hi kimsenin inanmayaca gerei ile kar karya kalnca Nh (as), geleceini bildirdii kanlmaz sonun gelip attn anlam ve onlarn karlaacaklar ac sonun kendi davranlarnn bir sonucu olduunu, bundan dolay hi kimsenin sulanamayacan u ifadelerle arz etmitir: Nh dedi ki: 'Rabbim! Gerekten onlar bana kar geldiler, mal ve ocuu ancak kendi hsrann arttrmaktan baka bir eye yaramayan kimseye uydular. Onlar ok byk tuzaklar kurdular.' Dediler ki: 'Sakn ilhlarnz brakmayn; hele Vedd'en Sv'dan, Yes'tan, Yek'tan ve Nesr'den asla vazgemeyin!' Gerekten de biroklarn saptrdlar; (Rabbim!) Sen de artk bu zalimlerin aknlklarn arttr!" (Nh, 71/21-24) Nh (as)un peygamberliini ortaya koymasnn ardndan toplumuna, tevhd merkezli inan, ahlak ve itaat ilkelerini kabul ettirmeye ynelik olarak yrtt ilkeli ve metotlu davet programnn sonunda, toplumunun kendisine isyan ettiini, mal ve evlatlar ok olan nderlerin buyruklarna uyarak, o nderler tarafndan Nh (as)un aleyhine hazrlanan tuzaklarn figranln yapmalar konusundaki kkrtmalara alet olduklar; ayrca onlarn, sakn tanrlarnz terk etmeyin yollu uyarlarna kulak astklar halde, Nh (as)un yllar sren davetine hi kulak vermediklerini Nh (as)un azndan bir serzeni olarak ykseldiini gryoruz. yle anlalyor ki bu toplum, sosyolojik anlamda, alt ve st snflardan olumaktadr. Alt snftan olanlar st snftan olanlara tabi olmular, onlar da onlar kendi karlarna alet etmek iin yukarda isimleri saylan putlarn etrafnda toplamlardr. Yine halk kesimi diyebileceimiz alt tabakadan insanlar, st tabakadan olanlarn saygnlna mal ve evlat okluunu bir l olarak kabul etmiler, kendilerine uymak iin baka bir kstas gelitirmemilerdir. Hatta onlar, hakkn ve haklln lsnn bile bu olduunu kabul ediyor, btn dorular ve yanllar bununla temellendirmeye kalkyorlard. Hlbuki bu hayat grnn temeli yanl olduu iin, onlar bykleri tarafndan kolayca aldatlp dorudan saptrlabiliyorlard. Bu kadar mal ve evlat dkn olmalar, onlarn en byk zaaf olmu, doru ile yanl mukayese imkn bulamadklar iin de kendilerine yaplan ilahlarnz terk etmeyin eklindeki bir ary yorumlayacak mecalleri kalmamtr. te bunlar, o toplumun ileri gelenleri tarafndan ayak takmmz/en dk seviyede olanlarmz diye nitelendirilirken, onlarn bunu bile sorgulama gerei duymayacak kadar iinde bulunduklar durumu kanksam bir topluluk olduklar anlalmaktadr. Bu durumda statkoyu/mevcut durumu sorgulamay tleyen bir peygambere isyan etmekten baka bir seenekleri kalmam, Nh (as) da bu durumu dile getirmitir. nk burada hem sapanlar, hem de saptranlar sulu olarak ilan edilmeyi hak etmitir.

35

Kurnda bu surenin dnda Nh (as)un kavmiyle mcadelesinin anlatld surelerin isimlerini ayet numaralaryla birlikte yaznz.

C- Sonu ve Dua Blm


Nh (as)un anlatm bir fasla ile ayrlarak toplumunun akbeti anlatlyor ve arkasndan da tekrar Nh (as)un bir kul olarak yalvarlar, beddua ve dualar arka arkaya zikrediliyor.

25.-27. Ayet:
(25) (27) ( 26) 25. Bunlar, gnahlar yznden suda bouldular, ardndan da atee sokuldular ve o zaman Allah'a kar yardmclar da bulamadlar. 26-27. Nh yle dedi: Ey Rabbim! Yeryznde kfirlerden hi kimseyi brakma! nk sen onlar brakrsan kullarn saptrrlar; yalnz ahlaksz, nankr (insanlar) doururlar (yetitirirler)." Bunlar, gnahlar yznden suda bouldular, ardndan da atee sokuldular ve o zaman Allah'a kar yardmclar da bulamadlar. (Nh, 71/26) mealindeki ayet, Nh (as)un kavminin sonunu bildirmektedir. Bunlar, kavmin isyankr olanlarnn sonudur. Dnyada boularak, boulduktan sonra da atee sokularak ayetine azaba arptrldklarndan hareketle bunun kabir azab iin bir delil olduunu ne sren limlerin yannda hem boulmann, hem de atee sokulmann arka arkaya dnyada olduunu dolaysyla bundan kabir azab iin bir delil karlamayacan ileri sren limler de vardr. Ama her iki yorumdan da anlalan o ki, o toplum korkun bir cezaya arptrlm ve en azndan bu cezann bir blm onlara bu dnyada tattrlmak sretiyle ok arzu ettikleri, her trl deerin ls olarak grdkleri mallar ve evlatlardan mahrum kaldklar gibi, canlarn bile kurtaramamlardr. Onlar bu cezaya kendi hatalar yznden arptrlmlard. Onlar, bu korkun sonla kar karya geldiklerinde etraflarnda ne kendilerini Nha kar kkrtan ileri gelenler, ne kendilerine ibadet ettikleri tanrlar, ne mallar, ne de evlatlar hi birisi yoktur. Bunlar Nhun kurtulu gemisine binmeye hak kazanamayanlard. Cezaya arptrlanlarn ierisinde Nhun olu ve kars da vard. Zira onlar da Nuha ve getirdiklerine inanmamlardr. nk bu gemiye binmek, bir inan ii idi; yoksa bu bir akrabalk veya kan ba ile elde edilecek bir hak deildi. Zaten ona, inananlarn dnda baka kimsenin inanmayaca ve inananlarn saysnn ok az olaca bildirilince, Nh (as), asrlara san tecrbesi ile onlardan yana btn mitlerini kaybetmi ve srenin banda ve dier srelerde geleceini haber verdii azabn gelmesini istemekle kalmam; onlardan bir ferdin bile ilahi ltfa mazhar olmamasn istemitir. Burada davet ve daveti asndan, aile ii muhalefetin de nazar dikkate alnmasnn nemli olduunu vurgulamak istiyoruz. Her ne kadar burada bu konu vurgulanmamsa da Tahrm sresi (66/10) ve Hd sresi (11/25-49) gz nne getirilerek yaplacak bir deerlendirmede, davetilerin muhaliflerinin dardan olabilecei gibi, ieriden de olabilecei gerei ile bize bir mesaj sunulduunu grrz. Bu davetinin evkini krmamaldr. Ayrca darya kar taknd tavr (burada zalimlerin sapklnn artrlmasna dua

36

edilmesi gibi) ieriye kar da taknmal (Nh (as)un olu iin yapt dua ve arnn ho karlanmamas gibi) ve bu davada ne kadar kararl, samimi ve ciddi olduunu ortaya koymaldr. Eer muhalifler hakknda Allahtan bir ey isteyecekse, bunu i muhalefeti yrten aile yeleri iin istedii kadar, d muhalefeti yrtenler iin de isteyebilmelidir. Bunun, davette olmas gereken objektifliin, tarafszln, drstlk ve kararlln bir gerei olduunu bilmelidir. Nh yle dedi: Ey Rabbim! Yeryznde kfirlerden hi kimseyi brakma! nk sen onlar brakrsan kullarn saptrrlar; yalnz ahlaksz, nankr (insanlar) doururlar (yetitirirler)." (Nh,71/26-27) Onca sknty yaam, insanlar tarafndan eitli eziyetlere urad halde, yine de onlarn hidayete ermelerini istemekten baka bir gaye gtmemi, tarihte iz brakan bir byk peygamberin yenik dmesi ve tarih sahnesinde iz brakmadan silinip gitmesi olacak ey deildi. Onun mcadelesi kendisinden sonra gelenler tarafndan en gzel ekilde yd edilmeye layk grlerek, btn bir lemde selmlanm, o ve ona inananlarn soyunun yeryznde kalmas, bunun dnda ona inanmayan ve onun tarafnda olmayanlarn helak edilmesi onun bir zaferi olarak sunulmak suretiyle, bu sonucun dualarla ekillenmesine sebep olmutur. Tpk kurtulu yolculuunun balangcnda besmele ve hamdele neyi ifade ediyor ise, sonunda hayrl bir konak yerinin dilenmesi, bizi mspet ve menfide nasl bir ruh hali ierisinde olmamz gerektiine ynlendirmesi bakmndan nemli bir mesaj nitelii tamaktadr. yle ise baarsa da baarmasa da bir daveti, dualardan ayr olamayacan bilmelidir. Nihayet Nh (as) gibi bir sabr bidesi de asrlarca ilelerine ve zdraplarna maruz kald insanlardan mit kesince, onlara iki konuda ok nemli bedduada bulunmaktan kendisini alamamtr: 1. Sapklklarnn ve hsranlarnn artrlmas: Bu, onlarn ilahi yardmdan mahrum braklarak malup duruma drlmelerini ve kendisinin de zafere ulamasn istemek eklinde bir talep olabilecei gibi, onlarn mahvedilmeleri iin yaplm bir dua da olabilir.

2. Yeryznde onlarn soyundan bir ferdin braklmamas: nk bunlardan bir ferdin kalmas bile belki kfrn bir zaferi olarak yorumlanacak, bunu bir vesile sayarak Allahn kullarndan birounu saptracaklar yahut bunlar kendilerinden dnyaya gelen her ocuu saptracaklar gibi, bir avu mminin ocuunu bile saptracaklard. Bunun uzak bir ihtimal olamayaca, Nh (as)un dokuz yz elli yllk tecrbesi ile tebeyyn etmi bir gerektir. Belki de kendi aile fertleri ierisinden inanmayan bir e ve ocuk sahibi olmasnn ardndaki sebep olarak da bunu grm olabilecei ihtimalden uzak deildir.
Kurnda yer alan ayetlerden hareketle Nh tufannn sebeplerini tespit etmeye alnz. Konu ile ilgili ayet meallerini yaznz.

28. Ayet:
(28) 28- "Rabbim! Beni, ana babam, inanm olarak evime girenleri, mmin erkekleri ve mmin kadnlar bala, zalimleri ise dima helak et."

37

Bundan sonra yaplacak herhangi bir ey kalmaynca O bir peygamber olarak zerine deni yapmve sonunda da dua ve niyaz da bulunmutur. Sonuta o, grd eziyet ve ektii skntlarn etkisiyle onlara bedduada bulunmaktan kendini alamamtr. Bu da ilk bakta zihinlerde bir intikam duygusu zannn uyandraca iin, Nh (as)un balanma talebinde bulunmu olabilecei ihtimalini de akla getirmektedir. O nitekim kendisinden beklenen hayr duay kendisi, anne-babas ve inananlar iin yapmaktan geri durmamtr. nk onun asl misyonu bu idi. Belki onlarn beddualar da bir tespit ve bir hikmetin neticesi idi. nk ondan sonra gelen Musa (as)nn, Firavun ve ileri gelenlerin maddi imknlar ile ilgili serzenii de buna benzer bir durumdur. Buna gre zalimlerin zulmlerinden tr helak edilmeleri srf hatalarnn ve iledikleri gnahlarnn bir sonucu olmas itibari ile bu suu ileyenlerin kim olursa olsun helakinin istenmesinde hi de alacak bir yn yoktur. Dolays ile Nh (as) da kyamete kadar soyundan gelen mminlere ba diledii halde, zalimler iin helk talebinde bulunmutur. yle ise inanmayanlar iin beddua olabilecei gibi, inananlar iin hibir zaman beddua dnlemez. Onlar iin her zaman hayr dua ile mkellefiz. Bunun herkes iin nemli olmakla beraber daveti iin daha da nem arz edecei muhakkaktr. Onun ruh dnyasnda dualarn farkl bir yeri olmaldr. O her zaman ibadet halinde, doru ile yanln muhasebesi ierisinde, Yaratan ile gnl birlikteliini srdrme bilincini muhafaza etmek mecburiyetinde olduunun farknda olmaldr.

zet
Her srenin konular ele almada ve ortaya koymada kendine zg bir kiilii ve biimi vardr tespitini bir kural olarak kabul edecek olursak, sz konusu Nh sresinin de konular birbirine bal bir zincirin halkalar gibi sunduunu grrz. lk ayette bir uyarc peygamberin Allah tarafndan irke sapm bir topluma gnderildiini, bu peygamberin kimliinin o toplum tarafndan bilindiini; uyarc peygamberin neye davet ettiinin belli olduunu; onun bu daveti sunarken takip ettii metot ve sunduu delillerini; ama irkte inat gsteren insanlarn yaplan tm uyarlara ve ikna edici tm delillere ramen, atalarnn yolundan, toplumu etkileme gcn elinde bulunduranlarn boyunduruundan bir trl kurtulamayarak btn kredilerini nasl kullandklarn ve sonunda da ilk ayette tehdit edildikleri azaba arptrldklarn bir btnlk ierisinde bu srede sunulduunu grmekteyiz. Bir baka anlatmla giri, gelime ve sonu blmlerinin en gzel ekilde bir sreye tatbikinin bir rneini bu srede grmek mmkndr. Bu anlatm btnl, srenin Nh (as)un davet metodu konulu bir sre olduunu gstermektedir.

Kendimizi Snayalm
1. Aadaki konulardan hangisi Nh suresinde yer almaz? a. Dine davet b. Mminler iin dua c. Nh (as)un bedduas d. Mnafklarn fitnesi e. Allahn yedi kat g birbiriyle uyumlu yaratmas

38

2. Aadaki konulardan hangisi Nh suresinde yer alr? a. Nh (as)un gemi inas b. Msa (as) c. Meleklere iman d. Hd (as)un peygamber olarak gnderilmesi e. Nh kavminin helki 3. ayetinin meali aadakilerden hangisi olamaz? a. Ne oluyorsunuz ki Allah'a bykl yaktrmyorsunuz? b. Size ne oluyor? Neden vakarl olmay istiyorsunuz? c. Ne oluyor size de Allah'n bykln hesaba katmyorsunuz! d. Size ne oluyor ki Allah'a gereken saygy gstermiyorsunuz? e. Niin siz Allaha bir vakar yaktramyorsunuz? 4. ayetinin meali aadakilerden hangisidir? a. Fakat benim davetim onlar daha da uzaklatrd. b. Benim duam onlar kard. c. Benim armam, benden uzaklklarn artrmad. d. Benim duam onlarn kan engelledi. e. Fakat benim davetim onlar daha da uzaklatrmad. 5. Aadakilerden hangisi Nh kavminin ilahlar arasnda deildir? a. Yes b. Ment c. Yek d. Nesr e. Vedd

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. e Yantnz doru deilse, Nh suresi mealini tekrar okuyunuz. Yantnz doru deilse, Nh suresi mealini tekrar okuyunuz.

39

3. b 4. a 5. b

Yantnz doru deilse, 13. ayetin tefsirine bir daha baknz. Yantnz doru deilse, 6. ayetin tefsirine bir daha baknz. Yantnz doru deilse, 23. ayetin tefsirine bir daha baknz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 1. Andolsun, biz Nh'u kavmine peygamber olarak gnderdik. Onlara yle dedi: Ben sizin iin apak bir uyarcym. (Hd, 11/25) 2. Andolsun biz, Nh'u kendi kavmine peygamber olarak gnderdik de, Ey kavmim! Allaha kulluk edin. Sizin ondan baka hibir ilahnz yoktur. Allaha kar gelmekten hl saknmaz msnz? dedi. (Mminn, 23/23) 3. Andolsun ki biz Nh'u kendi kavmine gnderdik de o bin yldan elli yl eksik bir sre onlarn arasnda kald. Sonunda onlar zulmlerini srdrrken tufan kendilerini yakalayverdi. (Ankebt, 29/14) Sra Sizde 2 1.Arf, 7/59-64. 2.Yns, 10/71-73. 3.Hd, 11/25-49. 4.Enbiy, 21/76-77. 5.Mminn, 23/23-30. 6.ur, 26/105-121. 7.Ankebt, 29/14-15. 8.Kamer, 54/9-10. Sra Sizde 3 1. Mrik olmalar: Byk byk tuzaklar kurdular. Ve dediler ki: Sakn ilhlarnz brakmayn; Veddden, Suvdan, Yestan, Yektan ve Nesrden asla ayrlmayn! (Nh, 71/ 22-23). 2. Zlim ve azgn olmalar: Daha nce de ok zlim ve pek azgn olan Nh kavmini helk etmiti. (Necm, 53/52). 3. Fsk olmalar: Daha nce de Nh kavmini helk etmitik. nk onlar yoldan km/fsk bir toplum idiler. (Zriyt, 51/46). 4. Peygamberleri/elileri ve yetleri (mucizeleri) yalanlamalar: Onu yalanladlar. Biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanlar kurtardk... yetlerimizi yalanlayanlar da boduk. (Ynus, 10/73).

40

Nh kavmi de gnderilen elileri yalanlad. (Arf, 7/64; uar, 26/105; Enbiy, 21/77; Kamer, 54/9). 5. Hakk imh/btl hakkn yerine ikme etmeye almalar: Onlardan nce Nh kavmi ve onlardan sonraki topluluklar da yalanlamlard Btl hakkn yerine koymak iin mcdele etmilerdi. Bunun zerine ben onlar kskvrak yakaladm... (Mmin, 40/5) 6. Manen kr olmalar: Onu yalanladlar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanlar kurtardk, yetlerimizi yalanlayanlar da boduk. nk onlar kr bir kavim idiler. (Arf, 7/64).

Yararlanlan Kaynaklar
Taber, Eb Cafer Muhammed b. Cerr (2000), Cmiul-beyn an tevli yil-Kurn (thk. Ahmet Muhammed akir) Beyrut. Zemaher, (ty), el-Kef, an hakikit-tenzl ve uynil - ekvl f vchit-tevl, Beyrut. bnl-Cevz (1987), Cemaleddin Ebl-Ferec Abdurrahmn, Zdl-mesr f ilmit-tefsr (thk. Muhammed b. Abdurrahman Abdullah), Beyrut. Rz, Fahreddin (ty), et-Tefsru'l-kebr, (Meftihul-ayb), Beyrut. Kurtb, Eb Abdullah Muhammed b. Ahmed (1965), el-Cmi li ahkmilKurn, Beyrut. Ksm, Muhammed Cemaleddin, (ty), Mehsint-tevl, yy. Yazr, Muhammed Hamdi, (1971), Hak Dini Kurn Dili, stanbul. Kutup, Seyyid, (ty), F zillil-Kurn, (trc. Bekir Karla, M. Emin Sara, . Hakk engler), stanbul. Muhammed Thir b. r, (ty), Tefsrut-Tahrr vet-tenvr, yy. Mevdd, Ebul-Al (1991), Tefhml-Kurn (trc. M. Han Kayani ve arkd.), stanbul. Ate, Sleyman, (ty), Yce Kurnn ada Tefsiri, stanbul.

41

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Yaratc olarak Allahn gcnn evrendeki yansmalarn saptayabilecek, nsann yaratl amacn aklayabilecek, Kurn- Kermin insanlardan iinde bulunduklar evreyi gzlemleyerek Allah bulmalarn istediini aklayabilecek, Allahn insanlarn her trl davranlarn ve hareketlerini bilmesinin gerei olarak onlardan hesap soracan kavrayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Allah mtihan Gzlem dl ve ceza

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Mekki surelerin zellikleri hakknda bilgi edinmek iin Suat Yldrmn Kurn- Kerm ve Kurn limlerine Giri adl eserinden Mekk ve Meden Srelerin Aralarndaki Farklar balkl blm okuyunuz. Elmall Hamdi Yazrn Hak Dini Kurn Dili adl tefsirinden, Mlk suresi tefsirinin banda yer alan surenin faziletiyle ilgili hadisleri okuyunuz. erii hakknda bilgi almak iin Mevdudinin Tefhiml-Kurn ile Vehbe Zuhaylnin et-Tefsrul-Mnr isimli tefsirlerinden sz konusu surenin banda yer alan bilgileri karlatrnz.

42

Mlk Suresi
GR
Mekkede inmitir, 30 ayettir. Mushaftaki sraya gre 67., ini srasna gre ise 77. suredir. Surenin fasla harfleri ( )dur. Sure, adn ilk ayette geen ve egemenlik/hkmranlk anlamna gelen el-Mlk kelimesinden almaktadr. Dier nemli isimleri ise, Vkiye/Koruyucu, Mnciye/Kurtarc, Mnia/Engelleyen, Menna/oka engelleyen Mcdile/Tartp savunandr. Halk arasnda daha ok, Tebreke eklinde bilinir. Surenin ana konusu, Allahn varl, bilgisi, gc ve kudretiyle insann bu Akn Varla kar verecei hesap uurundan uzak oluudur. Sureyle lgili Nzul Sebepleri Kaynaklarda, Mlk suresinin nzul sebebi balamnda 13 ve 28. ayetleri hakknda u bilgiler yer almaktadr: 1. 13. ayetle ilgili olarak bn Abbastan yle bir rivayet aktarlmaktadr: Bu ayet, mrikler hakknda inmitir. nk onlar, Allah Rasul (s.a.v.) hakknda ileri geri konuuyorlard. Cebrail, onlarn neler konutuunu ona haber verdi. Onlar birbirlerine, Muhammedin Rabbi duymasn diye sznz gizlice syleyin! diyorlard. 2. 28. ayetin ise, Mekkeli mriklerin Allahn Peygamberinin ve Mslmanlarn yok olmalar, lmeleri iin beddua etmeleri zere nazil olduu bildirilmektedir. Suredeki Baz Kavramlar: Tebreke Yedullah Hazene Ser Tebreke: Bu fiil, Kurn- Kermde dokuz yerde (Arf 7/154; Mminn 23/14; Furkn 25/1, 10, 61; fir 40/64; Zuhruf 43/85; Rahmn 55/78; Mlk 67/1) gemektedir. Bunlarn hepsinde tebreke fiilinin znesi, Allahtr. Kelimenin asl manasnda, kalclk ve sreklilik vardr. Fiilin kk anlam, devenin

43

kp yere yerlemesi, kuun suyun stne konmasdr. Yce Allah, her trl fayday, yarar yaratmas ve onlar kalc klmas nedeniyle tebreke fiiliyle nitelendirilmitir. Kelime daha sonra yce olmak, mnezzeh olmak, hayr ve uur dilemek anlamlarnda kullanlmtr. Allahn Eli: slm bilginleri, zellikle kelamclar arasnda tartlan nemli konular arasnda, Allah Telnn cisim olup olmad meselesi yer almaktadr. Bu hususta ele alnan mevzulardan biri de, Allahn eli ( )kavramdr. Mebbihe ve Mcessime gibi kelam mezhepleri bunu olduu gibi, zhiri zere yorumlarken, Ehl-i Snnet mezhepleri bu ifadeyi tevil edip buna, Allahn gc anlamn vermilerdir. : l-i mrn Bu ifade Kurn- Kermde ( : Feth/48, 10), ( 3/26), ( : Sd 38/75) gibi farkl anlat mlarla gemektedir. Bu gibi yerlerde kavrama verilen anlam, Allahn gc ve kuvvetidir. Dolaysyla bu surede kastedilen ey, egemenliin yalnzca Allahn gc ve kudreti dhilinde olduudur. Hazene: Hazene, hzin isminin ouludur. Cehennemliklerin cezalandrlmasyla, cennetliklerin dllendirilmesiyle grevli olan meleklere denir. Bu kelime, Zmer 39/71. ayette cehennem, 73. ayette ise cennet grevlileri iin kullanlmtr. Ser: Kurn- Kermi anlamaya yardmc olan ilimlerden biri de Vch ve Nazirdir. Bunlarn ilki olan Vch, bir kelimenin farkl ayetlerde birden fazla anlama, dieri, Nazir ise, farkl kelimelerin ayn anlama gelmesini ifade etmektedir. Yce Kitabmzda insanlarn teki dnyada cezalarn ekecekleri yerden sz edilirken burann ismi hakknda cehennem (rn.: Bakara 2/206) dnda, cahm (rn.: Bakara 2/119), hviye (Kria 101/9), nr (rn.: Bakara 2/39), hutame (rn.: Hmeze 104/4), lez (Meric 70/15), sar (rn.: Enbiy 21/4), sakar (rn.: Kamer 54/48) kelimeleri kullanlr. te farkl kelimelerin ayn anlama gelmesine nezair denmektedir ki ser kelimesi byledir. Bunlardan hviye ve lez, Kurn- Kermde birer kez gemitir.
Sizce bu surede yukardakilerin dnda hangi kavramlar, szckler zerinde nemle durulmas, daha fazla aklanmas gerekmektedir?

44

TEFSR
1. - 5. Ayetler:

( 1) ( 2) ( 3 ) ( 4 ) (5) 1. Egemenlik elinde olan, ne ycedir! O, her eye gc yetendir. 2. (O), davran bakmndan hanginizin daha gzel olduunu bildirmek iin sizi imtihana ekip lm ve hayat yaratandr. O, ok gl, ok balaycdr. 3. (O), yedi g birbiriyle uyumlu olarak yaratandr. Rahmann yarattnda hibir dzensizlik gremezsin. Haydi, evir gz(n)! Bir atlak, bir kusur grebilir misin? 4. Sonra yine gz(n), tekrar tekrar evir. O gz sana, yorgun ve bitkin olarak, baygn bir halde geri dner. 5. Yemin olsun ki, Biz o yakn, alak g kandillerle donatp ssledik. Onlar, eytanlar iin mermiler yaptk. Onlar iin lgn ate azabn hazrladk. Kurn- Kerm, zaman zaman mriklerin tanr tasavvurlarnn yanllna, doru bir tasavvurun nasl olmas gerektiine iaret eder. Bilindii zere Mekkeliler, Allahn varln kabul etmekteydiler. (rnek olarak bkz., Ankebt 29/61). Onlara gre Allah varl yaratm, sonra bir kenara ekilmiti. Bu surenin ilk ayetinde Yce Yaratcnn drt zelliinden sz edilmektedir: a. Egemenliin elinde olmas. Egemenliin sadece burada deil, Yce Kitabn baka yerlerinde de Allaha ait olduu grlr. rnein Zmer suresinin 6. ayetinde, te Allah, Rabbiniz (budur), btn egemenlik Ona aittir diye buyurularak her trl hkmranln Allaha ait olduu )taksyla ( bildirilmektedir. Bu isim Kurn- Kermin btnnde el ( ) eklinde gemekte, bu da anlam olduka zenginletirmekte ve derinletirmektedir. Bu kavram, dar anlamda da Allah iin kullanlmaktadr. rnein Hacc 22/56. ayette, te o gn egemenlik Allaha aittir denilerek kyamet gnnde sz geecek yegne varln, Allah olduu belirtilmektedir. b. Her eye gc yetmesi. Kurn- Kermde Allahn g ve kuvvetini ifade etmede en ok kullanlan sfatlardan biri, kadr ( )kelimesidir. Sz konusu sfat, bu surede olduu gibi, ounlukla her eye gc yetendir ( ) eklinde kullan lmaktad r. Ayn kkten gelen di er bir szck ise, )dir. Kurnda ilk sfatn 45, ikincisinin ise tekil ve oul kdir ( kullanmyla 12 kere yer ald grlmektedir. Bu sfatlar, Allahn yaratmas, diriltmesi, cezalandrmas gibi konularn anlatld yerlerde gemektedir. c. Hayat ve lm yaratmas. Allah, kitabnda yaratt birok eyden yeri geldike bahseder. Gklerin, yerin, insanlarn, cinlerin vb. varlklarn

45

yaratlmasna zaman zaman deinir. Ancak yaratlanlar arasnda sadece bu surede yaratldndan bir kez sz edilen iki varlk, lm ve hayattr. Ayette szck dizimine bakldnda, nce lmn, sonra hayatn geldii grlmektedir. Mfessirler bu sralama zerinde eitli grler ileri srmlerdir. Bunlarn iinde en makul olan, lmn ilk olarak sylenerek insanlarn dikkatini buna ekmek, hayat ona gre yaamay tevik etmek eklinde olandr. Bu ayette zerinde durulmas gereken asl nokta, yaratln hangi ama iin olduudur. Burada insanlarn ve cinlerin yaratl gayelerini bildiren Zriyat 51/56. ayeti hatrlamak yerinde olacaktr. Yce Allah, bu ayette yle buyurmaktadr: Ben, insanlar ve cinleri yalnzca Bana ibadet etsinler diye yarattm. phesiz en iyi davran, Allahn rzasn kazandran davrantr. Davran, hareket ve eylemlerin en kutlusu, elbette geni ve dar anlamyla ibadetlerdir. Ancak ayetin son ksm, O, ok gl, ok balaycdr cmlesi, insann dikkatini ve heyecann canl tutmakta, bir yandan ibadette gevek olmamay hatrlatmakta, te yandan ibadetler yaplrken meydana gelebilecek hata ve kusurlarn balanacan haber vermektedir. Bylece slmn ana ilklerinden biri olan umut ile korku arasnda (beynel-havf verreca) durmay salk vermektedir. d. Yedi kat g birbiriyle uyumlu yaratmas. Az nce de ifade ettiimiz gibi Allah Tel, kendi yaratclndan, yarattklarndan ve bunlarn yaratl zelliklerinden bahsetmektedir. Bunlar iinde gklerin yaratlmasn anlatrken, gkleri ve yeri alt gnde (Arf 7/54), bir kurala (hak) gre (brhm 14/19), direksiz, stunsuz yarattndan (Lokmn 31/10) haber vermektedir. Kurn- Kermin btnnde sadece iki defa gkleri birbiriyle uyumlu (tbkan) yarattn sylemektedir. Bunlarn ilki burada Mlk suresinin 3. ayetinde, dieri ise, Nh 71/15. ayetindedir.
Bu surede yukardakilerin anlatlmaktadr? Aratrnz. dnda, Allahn baka hangi zellikleri

Mfessirler tbk kelimesinin anlam hakknda eitli yorumlar aktarmlardr. Bu gr ve yorum farkll, kelimenin kkeninin ne olduuna dayanmaktadr. Bu balamda iki gr ileri srlmtr: da. Tbk kelimesi, tabak veya tabaka isminin ouludur. Buna gre anlam, Allah tabaka tabaka yedi gk yaratmtr, eklinde olur. db. Tbk kelimesi, tbaka fiilinin masdardr. Bu yoruma gre ise anlam, Allah yedi g tabaka tabaka olarak yaratt, demektir. Gklerin yaratlmas ifade edilirken bu szcn seilmesi, bu kadar byk varln yaratlmasnn yannda onun dzenli ve ahenkli olmasna dikkat ekmek iindir. nc ayetin devamnda Allah kendisine meydan okuyanlar, kendisini inkr edenleri evrelerini gzlemlemeye davet etmektedir. Burada hitap her ne kadar Peygamberimize (s.a.v.) ise de, davetin ve arnn muhataplar, Mekkeli mriklerdir. nk iinde bulunduklar ve yaadklar ortama bakp Allaha, Onun varlna ulamas gerekenler, Hz. Peygamber (a.s.) deil, ona ve onun tebliine kar kanlar, kulak tkayanlardr. Bu ayette zerinde durulmas gereken baka bir kelime de, tefvttr. Mealde dzensizlik olarak anlam verdiimiz kelimenin nasl okunduu konusunda iki gr vardr. Bunlarn ilkine gre ki, limlerin ounluunun

46

tercihidir, kelime, fte fiilinden teful babndan tefvt, bn Mesud, Hamza, Kisye gre tefaul babndan tefevvt eklinde okunmaktadr. Her iki krata gre de anlam ayndr. 3. ayetin son ksmyla 4. ayette anlatlmaya allan konu, gklerdeki dzenin ne kadar salam ve yerli yerinde olduudur. Ayetteki literal olarak iki kez anlamna gelen kerrateyn kelimesinden kast, tekrar tekrar, birok kez bakmaktr. Burada kesretten kinaye vardr. Ne kadar baklrsa baklsn gklerde herhangi bir kusurun, eksiin bulunamayaca, grlemeyecei anlatlmaktadr. Gzn bitkin ve tkenmi olacann sylenmesi, bu iin ne kadar uzun ve ne kadar derin olduunu hissettirmektedir. 5. ayetteki es-semed-dny tamlamas, mealde yakn gk olarak evrilmitir. Burada kastedilen, yedi kat gkten plak gzle grleni, gklerin yeryzne en yakn olandr. Bu ayet bize, bu kadar uyumlu ve dzenli olarak yaratlan gkyznn yaratlnn estetik ve grsel ynn haber vermektedir. Bunun salamlnn yannda gzelliine de dikkat ekilmektedir. Mesbh kelimesinin nekre olarak kullanlmas, bu gzelliin en st dzeyde olduuna iaret etmektedir. Salam olma nemli bir zelliktir, ama bununla beraber gzellik ona ayr bir deer katmakta, Allahn gcnn hangi boyutlarda tezahr ettiine iaret etmekte, Mekkeli mriklerin zelinde btn inkrclar imana davette bulunmaktadr. Ancak unutulmamaldr ki, insan iin yaratlan ve onun hayatnn idamesi iin bir fonksiyona sahip olan her eyin hayatn imtihan boyutuyla da bir alakas vardr. Tarihin birok kesitinde insanlar, yldzlar ve cinler araclyla gelecek hakknda bilgi sahibi olmak istemilerdir. Bu eilimin kimi yerlerde bugn bile devam ettii grlmektedir. Ayetin son cmlesinden onlar iin lgn ate azabn hazrladk bunun makbul ve meru bir yol ve yntem olmad, bunu tercih edenlerin cezalandrlacaklar anlalmaktadr. nsana den, kendisine sunulanlar, amacna uygun bir ekilde kullanmak ve onlardan o ekilde yararlanmaktr. Allah (c.c.), insana bilgi sahibi olma imkn vermitir. Ancak onun bu zellii snrldr. Gelecekte olacaklar bilmeye alarak, insanlara tahakkmden uzak durulmaldr. Gelecein mutlak bilgisi Allaha aittir. Burada son olarak unu hatrlatmak uygun olacaktr: Bu ayet ierik olarak Hcr 15/16-18, Sfft 37/6-8 ve Fusslet 41/12 ayetleriyle benzerlik arz etmektedir. Buralarda da gkyznn sslendiinden, eytanlarn onu bilgi arac olarak kullanmak istediklerinden bahsedilmektedir. 6. - 11. Ayetler: ( 6) ( 7) ( 8 ) ( 10) (9) (11) 6. Rablerini inkr edenler iin cehennem azab vardr. Oras, ne kt dn yeridir! 7. ine atldklar zaman, o kaynarken, onun grleyiini duyarlar. 8. (O), hemen hemen fkeden patlayacak bir hale gelir. ine bir grup atld zaman, her defasnda onun bekileri onlara, Size, bir korkutucu/uyarc gelmedi mi? diye sorarlar. 9. Evet dorusu bize, bir

47

korkutucu/uyarc geldi. Fakat biz ona inanmadk, onu yalanladk ve Allah, hibir ey indirmedi, siz byk bir yanllk ve aldan iindesiniz dedik derler. 10. Eer biz, sz dinleyen ve akln gzel kullanan kimseler olsaydk, (bu) lgn atein iinde olmazdk derler. 11. te gnahlarn itiraf ettiler. O halde kahrolsun (o) lgn atein iindekiler! lk be ayetin ardndan gelen bu ayet grubunda (6 ila 11. ayetler), gzel ve ahenkli bir ekilde gkleri yaratan reddedenlerden sz edilmektedir. 6. ayette haber verilen cehennem azab, sonraki iki ayette detaylandrlm, adeta cehennem konuturulmutur. Bu grubun son ayetlerinde, kfirlerin gnahlarn ve sularn itiraf ettiklerini grmekteyiz. 6. ayette karmza Kurn- Kermin ho sluplarndan biri kmaktadr. Bu, bi-rabbihim ifadesinde ortaya kan, Allahn herkesin Rabbi olduu gereidir. nkr edenler her ne kadar Allah kendi rableri olarak kabul etmeseler de Yce Kitap bi-rabbihim ifadesiyle, Allahn herkesin olduu gibi o mnkirlerin de Rabbi olduuna iaret etmektedir. Ayrca cehennemin bir cezalandrma yeri olduu bilinmektedir. Cehennem azab denerek, buradaki cezann ve karln, ne derece korkun olduuna bir ima bulunmaktadr. Ayetin sonunda, Oras, ne kt dn yeridir! buyurularak, cmlenin mefhum- muhalifinden, dnlecek iyi bir yerin olduu ihsas edilmektedir. ) cmlesi Kurn- Kermde kullanld yerlerde (rn.: Bakara ( 2/126; l-i mrn 3/162; Enfl 8/16), bu ayette olduu gibi, cehennemle balantl olarak yer almaktadr. Bu, ayn zamanda, szn muhatab olan Mekkeli kfirlere, inanmamalarna ramen gidecekleri bir yerin olduunu dolayl olarak anmsatmaktadr. 7. ayet, cehennem ve cehennemlikleri anlatmaktadr. Anlaldna gre, gnahkrlar ve isyankrlar, oraya kendi istekleriyle girmeyeceklerdir. Yklemin edilgen olarak, ( )eklinde kullanlmas, bize bu sonucu dndrtmektedir. Ayrca buradan anladmz dier bir husus da, insanlarn orada duyu organlarn yitirmeyecekleri, oradaki azab btn boyutlaryla hissedecekleridir. Grlecek azabn ne denli dehetli olduu, cehennemin kaynamas, fokurdamas ve bu esnada kard korkun sesten anlalmaktadr. Ayette geen ( ) kelimesi, rahatsz edici ve insana rknt veren sesi ifade etmek iin kullanlmtr. Kelimenin anlam, eein anrmasdr. Bunun cehennemin mi yoksa cehennemliklerin sesi mi olduu hususunda gr ayrl vardr. Fakat ounlua gre bu ses, cehenneme atlanlarn deil, cehennemin kendisinin kard sestir. Ayet, cehennemdeki azabn dehetini haber vermektedir. Korku filmlerindeki ses efektlerini dndmzde, o zaten dayanlmaz olan azabn ne kadar korkun olaca bu ifadeyle gayet ak bir ekilde ortaya konmutur. Bir sonraki ayet-i Kerme, cehennemin kendisine atlan isyankrlar grnce iine girdii hali tasvir etmektedir. Onca nimet ve imkna ramen Allah bulamayan, Onun gnderdii elilere ve kitaplara kulak vermeyen bu aklszlar grnce, cehennem fke ve kzgnlktan patlayacak hale gelmitir. Allahn Yce Kitabnda zaman zaman cehennem tasvirlerine, oradaki azabn anlatmna yer verildii grlmektedir. Bunlarn en dehetlisi, O gn

48

cehenneme, Doldun mu? deriz. O, Daha var m? der mealindeki Kf 50/30. ayet-i Kermedir. Burada seilen kelimeler ve slup, olduka vurgulu ve etkilidir. Cezaya mstahak olanlarn dncesizliklerine, fikirsizliklerine gnderme vardr. Buradan anlaldna gre, insanlar grup grup sorgulanacak, sular ve gnahlar kendilerine ikrar ettirilecek, verilecek cezann haksz olmad kendilerine kabul ettirilecektir. Ama bu Yasin suresinde ifade edildii gibi kendi azalarnn kendi aleyhlerine tanklk etmeleri sayesinde olacaktr (Yasin 36/65). Ayette cehennem grevlilerinin, Size, bir korkutucu/uyarc gelmedi mi? biiminde soru ynelttikleri grlmektedir. Metinde geen nezr szc, Kurn- Kermde peygamberler iin ska kullanlan iki sfattan biridir. Bu mana, bazen mnzir szcyle de ifade edilir. Dieri ise, mjdeleyici manasn tayan ber/mbeirdir. (Bkz., Bakara 2/119; Nis 4/165; Mide 5/19; Ahzb 33/45). Rasl, neb gibi dorudan peygamberi, eliyi ifade eden bir kelime deil de peygamberin bir ynne, uyarc/korkutucu ynne iaret eden bir sfatn seilmesi, olduka manidardr. Benzer muhteval baka bir ayette (Zmer 39/71), cehennemdeki grevlilerin, Size Rabbiniz ayetlerini okuyan, size bugnnz hatrlatan eliler gelmedi mi? denilerek elilerin, peygamberlerin inzr (uyarc/korkutucu/hatrlatc) niteliine iaret edildii grlmektedir. Allah (c.c.), azaba arptrlmakta olan kullarna, kendilerine bugnn hatrlatldn, ona gre hazrlk yapmalar gerektiinin sylendiini, bu balamda eliler gnderdiini ifade etmektedir. Uzun szn ksas, Allah hibir zaman, hibir kimseye asla ve kata zulmetmemektedir. Bu anlam, Biz bir eli gndermedike, hi kimseyi asla cezalandrmayz ayetinin (sr 17/15) manasna da uygun dmektedir. 9. ayet-i Kerme, kfirlerin itirafn haber vermektedir. Yine karmzda olaanst bir slup ve hitap vardr. eksiz phesiz bir biimde uyarcnn geldiini, ancak kendilerinin onu yalanladklarn, hatta onun bir yanl iinde olduunu sylediklerini aktarmaktadr. Ayetin sonunda yer alan, Siz byk bir yanllk ve aldan iindesiniz cmlesinin oul olmas, inkrclarn peygamberle birlikte, ona inananlar da bu ekilde suladklarn gstermektedir. 10. ayette ise, Allaha kar kanlarn pimanlklar aka ifade edilmektedir. Onlarn bu hali tasvir edilirken ( )ve ( )fiillerinin seilmesinde ve bu ekilde sralanmasnda nemli bir hikmet vardr. Dikkat edilirse burada iman etme, teslim olma gibi dorudan slma girmeyi ifade edilen kelimeler tercih edilmemitir. Bunlarn yerine, iman etmeden, teslim olmadan nceki sreci salkl bir ekilde yrtecek, sonuta da Allaha iman etmeye, Ona boyun emeye gtrecek olan fiiller kullanlmtr. Semia/dinledi, kulak verdi ve akale/kavrad, anlad yklemlerinin kullanlma nedeni, inanmaya ve boyun emeye giden yolun, sylenen sz dinlemekten, onu anlayp kavramaktan gemesidir. Peygamberin (a.s.) szne, tebliine, kulak vermeyen, dinlemeyen, dinlemesini bilmeyen ve dolaysyla anlamayan, kavrayamayan bir insan, iman etme ihtimal ve imknndan uzaktr.

49

Bu grubun son ayeti, inkrclarn iledikleri, yaptklar gnah kabul ettiklerini kesin olarak gstermektedir. Gnah kabul etmek demek, onun cezasn da kabul etmek demektir. Dolayyla kendilerine verilen cezaya, herhangi bir itirazlar kalmam olmaktadr. Ayetin son ksm, kendilerine kahrettiklerinin de bir gstergesidir. 12. Ayet: (12) 12. nk o Rablerine gyaben sayg besleyenler yok mu, muhakkak ki balanma ve byk dl onlar iindir. Cenab- Allah, kendisini tanttktan sonra inkrclar ve onlara hazrlanan cezay haber vermektedir. Ardndan kendisini Rab olarak kabul edenlerin en baskn zelliklerini zikrederek bunlar neyin beklediini sylemektedir. Bu ayetin ifadesine gre Mslmanlarn en nemli zellii, gayba iman etmektir. Bu durum Kurn- Kermde eitli yerlerde zikredilmektedir. Mttaki Mslmanlarn niteliklerinin anlatld Bakara 2/3. ayette ilk zikredilen zellik, gayba imandr. nk dier btn iman konular ve ibadetler ona baldr. Bu ayette geen hayet kelimesi, imann daha st bir hali, eyleme ve ruha dnm halidir. Sayg beslemek, sayg duymak, bir varl stn ve deerli kabul ettikten sonra gerekleebilir. Enbiy 21/49; Ftr 35/18; Ysn 36/11; Kf 50/33. ayetlerde de, mminlerin bu zelliklerinden sz edilmektedir. Yce Allah bu kullar iin iki ey hazrlamtr: Balanma ve byk bir dl. Bunlarn sralanmasnda da bir incelik vardr. Balanma vardr, nk insanlar Allaha kar olan sorumluluklarnda ne kadar dikkatli ve gayretli davranrlarsa davransnlar, mutlaka eksik ve noksan bir ey kalacaktr. Allah, kullarnn davranlarna bir btn olarak bakmakta, onlarn iyi niyetlerini aramakta, ona gre deerlendirmede bulunmaktadr. Bu ifade ayn zamanda, ne kadar ibadet ederseniz edin, size ihsan edilen nimetlerin hakkn deyemezsiniz, anlamn da ihtiva etmektedir. dl deil de, byk bir dl denmesi, bunun sradan bir ey olmadn artrmaktadr. Bunun ne olduu konusunda bize Beyine (98/8) suresinin son ayeti yardmc olmaktadr. O ayette mminlere ebedi olarak adn cennetlerinde kalacaklar haber verilmekte, ardndan Allahn onlardan, onlarn da Allahtan raz olduu bildirilmekte, son olarak bunun, Rabbine sayg duyan kimse iin olduu belirtilmektedir. Buna gre byk dl, Allahn bu kullardan raz olmasdr. 13. - 14. Ayetler: (14) ( 13) 13. Sznz ister gizleyin, ister aa vurun. nk O, btn kalplerin knhn bilir. 14. O yaratan, bilmez mi? O, latftir (en ince, en gizli ileri btn inceliiyle ok kolay bilendir), habrdir (her eyden haberdar olandr). 13. ayetten itibaren hitap, Mekkeli mrikleredir. nceki ayetlerin muhatab yine onlar olmakla birlikte, buradan itibaren hitaplarn cemi

50

muhatap/ikinci oul eklinde olmas, bunu aka gstermektedir. Ancak ayn tavr ve davran sergileyen herkes, bu ayetlerin muhatabdr. Bu iki ayetle, surenin banda ifade edilen Allahn zellikleri, sfatlar konusuna yeniden dnlmektedir. Bu ayetlerde, Cenab- Allahn ilimle ilgili sfatndan bahsedilmektedir: alm, latf ve habr. Ayet grubunu bir btn olarak dndmzde, Allahn kullar hakknda bilgisi, birden fazla yolla gereklemektedir. Bu sfatlarn fal kalbnda gelmi olmas, Allahn bilgisinin ne denli engin ve derin olduunun bir gstergesidir. Allahn szn gizli ve ak olann, kalplerde olan bilmesinden kast, her eyi bilmesidir. Burada asl zerinde durulmas gereken nokta, bilmenin yaratmayla ilikilendirilmi olmasdr. Latf isminin, biri en ince, en gizli ileri, btn inceliiyle, ok kolay bir ekilde bilen, dieri de mahlkatn ihtiyalarn gidermek iin onlara ihsanda, ikramda bulunan olmak zere iki anlam vardr. Balam gz nne alndnda, burada ilk anlam daha uygun dmektedir. ( )cmlesine iki trl mana verilmitir: a) Yaratan bilmez mi? b) (O yaratan) yarattn bilmez mi? ( ) birinci manaya gre zne, ikinciye gre ise, nesne olmaktadr.
Yukardaki ayetlerden baka hangi ayette Allahn bilgisinden bahsedilmektedir?

15. Ayet: (15) 15. O yle Yaratcdr ki, yeryzn size boyun edirmitir. Haydi, o yeryznn yksek yerlerinde yryn de, o Yaratann rzkndan yiyin. Sonunda dn Onadr. Allah Tel, surenin 3. ayetinde yedi g ahenkli bir ekilde yarattn haber vermiti. Burada ise, insanlarn yaam alan olan yeryznn yaanabilir (zell) bir yer olduuna dikkat ekmektedir. Hem bataki hem de bu ayette Allahn yaratclnn nitelii, dnyann insan iin yaanabilir bir ortam olmas n plana kmaktadr. Yce Yaratc, dnyay insan hayatnn devam edebilecei bir zellikte ve gzellikte yaratmtr. Birok ayette vurgulanan gemilerin, nehirlerin, gnein, ayn ksacas gklerdeki ve yerdeki her eyin insanlarn hizmetini sunulmas, teshr (rn: Lokmn 31/20; Csiye 45/12), hep buna iaret etmektedir. Cenab- Allah insanlara, orada gezinin, onun nimetlerinden yiyin diye arda bulunarak bunun test edilmesini istemektedir. Yrmek, gezmek hayatn varl ve sreklilii iin yaamsal bir neme sahiptir. nsan ve hayat iin neresinin daha uygun, daha verimli olduu ancak gezilip grlerek anlalabilir. Yksek yerlerinde yryn cmlesinden, dnyaya, hayata, olaylara tepeden, uzaktan bakn da yaamnz ona gre tanzim edin de anlalabilir. Yrmekten kast, turistik bir yry deil, hayat srdrebilecek eylemlerde bulunmak, gzlem yapmak, almaktr. Elmall gibi baz mfessirler, burada corafya ilmini renmeye bir tevik olduu sonucunu karmlardr. Ayrca dnya ve dnyann iinde bulunan her ey, tm insanln ortak mirasdr. Btn toplumlar, bunlar mterek ve adil bir ekilde paylamaldr. Ayetteki () ifadesi, bunu aka gstermektedir. O yaratann rzkndan yiyin cmlesini

51

daha geni anlamda ele alarak insann yaamas iin gerekli olan her eyi kullann olarak deerlendirmek daha uygundur. Bu balamda zikr-i hs irde-i m (zel bir eyi syleyip genel bir eyi kastetmek) ilkesi hatrlanmaldr. ( )ifadesi, insanolu her ne kadar abalayp bir ey elde etse de, neticede sahip olduklar mutlak anlamda Allaha ait olan eylerdir. Onun iin bunlar kullanrken bu uurda olmaldr. Zaten ayetin sonu ( /dn Onad r) da bunu sylemekte, sahip olunan her eyin hesab verilmek zere Onun huzuruna klacan hatrlatmaktadr. 16. - 18. Ayetler: ( 16) (18) (17) 16. O gkyzndekinin, sizi yerin dibine batrmasndan gvende misiniz? O vakit bakarsnz ki, o yeryz alkalanyordur. 17. Yoksa o gkyzndekinin zerinize (yok edici) bir rzgr gnderivermesinden gvende misiniz? O vakit, uyarmamn nasl olduunu bilirsiniz. 18. Gerekten onlardan ncekiler de yalanladlar. Ancak (Beni) inkr etmek naslm (grdler). )ve ( )kelimeleri, aslnda ( )ve 17. ve 18. ayetlerin sonlarndaki ( )eklindedir. Ayet sonunda bulunmalar hasebiyle, faslalar arasndaki ( uyum gereklesin diye bu ekilde okunmaktadr. Bu ayet grubunda, Allah ve peygamberini inkr eden mriklere, daha nce yaayan kfir toplumlarn bana gelen azaplar hatrlatlarak kendilerine eki dzen vermeleri istenmektedir. Nimetler, ihsanlar ve ikramlar zikredilmi, bunlara kar kr beklendii ifade edilmitir. Hal ve hareketlerini deitirmeyenlerin balarna gelecekler, daha nce ayn tutum ve davran sergileyenlerin balarna gelenlerden farkl olmayacaktr. 16. ve 17. ayetler, mteabih ayetlerdendir. O gkyzndekinden ifadesinden, Allah kastedilmektedir. Ancak bundan, onun gkte oturduu, orada yaad sonucu, kmaz. nk O, zamandan ve mekndan mnezzehtir. Zaman ve mekn, sadece yaratlmlara mahsustur. Yce Allah, kitabn insanlarn kulland dil ve slupla indirdiinden, onlarn slup ve kullanmlarn dikkate alarak byle sylemitir. O, yce bir varlk olduundan, sem da ycelii ierdiinden, byle bir anlatm tercih edilmitir. Baka bir yoruma gre de Araplar, Allahn gkyznde olduunu kabul etmekteydi. Allah da onlara, kendi tasavvurlarna uygun bir tarzda hitap etmitir. Kurn- Kermde deiik toplumlarn farkl ekillerde cezalandrldklar anlatlmaktadr. 16. ve 17. ayetlerde rnek olarak bunlardan iki tanesi, hatrlatlmaktadr. Bunlar, soru eklinde, gvende misiniz? biimindedir. Ancak maksat tehdittir, Sakn gvende olmayn anlamndadr. Bunlarn ilki, inkrclarn yerin dibine batrlarak helak edilmesidir. Nahl 16/45; sr 17/68; Kasas 28/81-82; Ankebt 29/40; Sebe 34/9. ayetlerde bu ekilde cezalandrlmadan sz edilmektedir. Burada yeryznn yukarda bahsedilen zelliinin dnda, cezalandrma arac olma gibi baka zelliklerinin de bulunduuna bir ima vardr. nsann emrine ve hizmetine sunulan toprak ve yeryz, ayn zamanda onun helakine de sebep olabilir. Yce Allahn isyankr toplumlar cezalandrmada kulland aralardan biri de, rzgrdr. Bu tr cezalandrma, sr 17/68; Ankebt 29/40; Kamer 54/34 ayetlerinde de gemektedir. Bu iki ayette anlatlmak istenen husus, Allahn insanlar neyle,

52

nasl ve nerede cezalandracan bilemeyecekleridir. Kendileri iin ok faydal bir ara ve varlk, bir de bakarsn onlarn helakine yol amtr. O, yerden de gkten de, velhasl her ekilde cezalandrma imkn ve gcne sahiptir. Mrikleri o ana kadar cezalandrmamas, helak etmemesi, onlara hep byle muamele etmeye devam edecei anlamna gelmez. nkr edenlerin yalnzca Mekkelilerin olmadn haber veren 18. ayet, bu tr kiilerin, yaptklarnn karln mutlaka grdklerini hatrlatmaktadr. Bu ayetlerde Mekkelilerin tavrlarndan, davranlarndan bunalan, sklan, daralan Peygamberimiz Muhammede (s.a.v.) bir teselli vardr. Bu 16. ve 17. ayetlerin muhtevas, Enm 6/65. ayetle rtmektedir. 19. 22. Ayetler: ( 19) ( 20 ) ( 21) (22) 19. stlerinde kanatlarn ap szlrlerken ve yumarlarken uan kulara bakmazlar m? Onlar tutan, sadece Rahmandr. phesiz O, her eyi grr. 20. Yoksa Rahmann azabndan sizi kurtaracak o ordunuz kimdir? Kfirler ancak bir aldanma iindedir. 21. Yoksa O, rzkn keserse, size rzk verecek kimdir? Hayr, onlar, rknt ve azgnlk iinde inat etmektedirler. 22. mdi yzst kapanarak giden mi daha doru, yoksa dosdoru bir yol zerinde dmdz giden mi? Dnmeli bir. Allah, isyankr kullarn cezalandrdn syledikten sonra, gcn ve kuvvetini, bu kez kular zerinden hatrlatmaktadr. Kurn- Kermin genel sluplarndan biri, insan evreye, evrene, bitkilere, hayvanlara ksacas btn mahlkata bakarak onlar gzlemleye, oradan da bu ahengi ve dzeni kuran bulmaya tevik etmesidir. Bu 19. ayetten baka, Nahl 16/79; Nr 24/41 ayetleri de ayn konuyu anlatmaktadr. Hayvanlar iinde kularn zellikle zikredilmesinde, ayr bir mana vardr. Bilindii zere kularn dndaki dier canllar, hareketlerini topraa ve suya bal olarak srdrrler. Kularn toprak ve su ile balantlar, onlara ihtiyalar olmakla birlikte, bir yerden bir yere gitmeyi, genelde uarak gerekletirirler. Bu ise, Kurn- Kermin indii dnemde insanlarn bilimsel bilgi dzeyi gz nne alnrsa, anlalmas zor bir meseledir. Cenab- Allah onun iin gklerdeki, yerdeki dzeni anlattktan sonra, gkyzndeki kularn hareket dzenini de kendisinin kurduunu, byle bir zata boyun emek gerektiini haber vermektedir. Yerin ekim kuvvetine ramen kular havada ancak ilahi bir dzene ve kurala gre hareket edebilirler. O kural ve dzenin sahibine teslim olunmaldr. Bu surede Allah kendisinden kez Allah, drt kez de Rahmn olarak bahsetmektedir. Bu kadar hesabn, cezalandrmann, azabn zikredildii bir surede, Rahmn ism-i erifinin daha ok gemesi, Onun merhametine bir iaret olarak kabul edilebilir. Bu ayetten, kularn havada kalmalarnn kanatlarn ap kapamayla gerekletii sonucu da karlabilir. Allahn her eyi grmesi, her eyi bilmesi demektir. Bu ayeti, 15. ayetle birlikte dndmzde, unu syleyebiliriz: Allah, yeryzn insanlarn yaamalarna uygun olarak yaratt gibi, gkyzn, havay da kularn hareket etmelerine uygun bir tarzda halk etmitir. Bir sonraki ayet-i Kerme, Mekkeli mriklerin Allahn kendilerini cezalandrma isteklerine bir cevaptr. Onlar, Peygamberimiz (s.a.v.) gemi

53

milletleri rnek gsterip inkrclarn, isyan ve itaatsizliklerinden dolay azaba urayacaklarn sylediinde alayc bir edayla hep, Hadi o azab getir! tarznda (rn.: Enfl 8/32), davran ve eylemlerde bulunmulardr. eytan, azabn gelmemesini, gelmeyecei eklinde yorumlamalarn salam, bylelikle onlar aldatmtr. Mriklere, kendilerini Allaha kar hibir eyin koruyamayaca aklanrken, yine Onun Rahmn ismine yer verilerek, merhamet ve acma n plana karlm, tvbeye, imana davet edilmilerdir. 21. ayet, Yce Allahn baka bir sfatn, Onun Rezzk, rzk verici niteliini n plana karmaktadr. O (c.c.), her vesileyle kendini hatrlatmakta, insann yaamasna imkn veren her eyin kendisi tarafndan salandna dikkat ekmektedir. Ayette geen rzkn keserse ifadesinden, btn rzkn Ona ait olduunu ve rzk elde etmede baz vesile olan unsurlar ve aralar bulunsa da mutlak rzk verenin O olduunu bilmeliyiz. Ayrca kesilecek olan eyin, dar anlamdaki rzk olmadn, bunun btn yaam imknlar olduunu anlamak daha doru bir yaklamdr. 22. ayet, 6. ayetle balayan kfir ve Mslman konusuna yeniden dnmekte, ancak bunu deiik bir slupla ele almaktadr. Kurn- Kerm, edeb ynden mucize bir eser olmas hasebiyle, zaman zaman temsillere, temsil anlatmlara, benzetmelere yer vermektedir. Hatta Kurn ilimleri arasnda, Emsll-Kurn adyla, mstakil bir ilim dal bulunmaktadr. Bu grubun son ayet-i Kermesi, iki kiiyi temsil olarak anlatmaktadr. Bunlarn ilki kfir, dieri ise mslmandr. Yzst kapanarak giden ifadesi, saa sola bakmadan, dikkatsizce, doruya eriye bakmadan yryen kimseyi anlatt gibi, srnerek, karnlar yere doru bir ekilde yryen hayvanlar da artrmaktadr. Mslman burada iki zelliiyle ne kmaktadr: Biri dmdz yrmesi, dieri doru yolda yrmesidir. Netice olarak dmdz yryen eri br bir yolda yryebilir veya dosdoru bir yolda yalpalayarak yryebilir. Evet, Mslman, dosdoru bir yol zerinde dmdz gidendir. Kfir ve Mslman kastedilerek, gren ve grmeyenin bir olmadn anlatan eitli ayetler (r.: Enm 6/50; Rad 13/16; Ftr 35/19) vardr. 23. 24. Ayetler: ( 23) (24) 23. De ki: Sizi yaratan, size (dinleyecek) kulak, (grecek) gzler, (duyacak) gnller veren ancak Odur. Ne kadar da az krediyorsunuz! 24. De ki: Yeryznde sizi zrriyet halinde yaratp yayan ancak Odur. Sonunda hepiniz toplanp Onun (huzuruna) getirileceksiniz. Buradaki ilk ayetin, bir nceki ayetle ilikisi vardr. Allah (c.c.), herkese ortak organlar, duyular vermitir. Ancak bunlar herkeste ayn fonksiyonu icra etmemekte, dolaysyla, ayn sonular ortaya karmamaktadr. Kimileri bunlar yanl kullanmakta, bunlarla Allaha giden yolu, yollar bulmas gerekirken, tersine Ondan uzaklatran patikalara girmektedir. Bu ayetten itibaren surenin sonuna kadar Yce Allah alt kez, ( )syle emriyle hitap etmektedir. Bu ayetlerin tmnde onlara kendisini anlatmakta, tantmaktadr. 23. ayette, nce genel olarak herkese hitaben, O, sizi

54

yaratandr dedikten sonra, insanda neleri yaratt konusunda ayrntya girmektedir. nsanda mevcut olan duyma, grme, anlama ve kavrama yollarna iaret etmektedir. Bu ey, bilgi ve renme aralardr. nsan dinler, grr, sonra bunlar deerlendirir. Neticede bilgi sahibi olur. Nahl 16/78; Mminn 23/78; Secde 32/9. ayetlerde de ayn konuya iaret edilmektedir. Bu drt yerde, insanlardan, verilen nimetlere karlk Rablerine kr etmeleri istenmektedir. Dier ayette, Allahn insanlar yarattktan sonra onlar bir yerde sabit tutmad, kendilerine yeryznn deiik yerlerinde yaama, yerleme zgrl verdii haber verilmektedir. Aalar, bitkiler gibi, bir yere akl olmamak, hareket kabiliyetine sahip olmak da ayr bir nimettir. Ancak btn bu ihsan ve ikramlardan sonra tekrar hesap gn hatrlatlarak herkesin Ona dndrleceine dikkat ekilmektedir. 25. 26. Ayetler: ( 25) (26) 25. Bir de, Sznzde doruysanz, bu (bahsettiiniz) vaat, ne zaman (gerekleecek)? diyorlar. 26. De ki: O bilgi, ancak Allahn katndadr. Ben sadece ak ak anlatan, uyarp korkutan (bir peygamber)im. Mekkeliler, Hz. Peygamberin haber verdii azab ve kyametin kopacan ciddiye almadklarn eitli ekillerde dile getirmilerdir. 25. ayet, bunlardan biridir. Bu ayet, ayn lafzla, Kurn- Kermde toplam alt kez (Ynus 10/48; Enbiy 21/38; Neml 27/71; Sebe 34/29, Ysn 36/48; Mlk 67/25) gemektedir. Bu surelerin hepsi de mekkdir. Mriklerin bu szlerinde bir alay sz konusudur. nk onlar, azabn ve kyametin kopacana asla inanmyorlard. Kurnn ve Peygamberin bu konuda haber verdiklerini inkr ediyorlard. Sonraki ayet-i Kerme onlarn hem bu sorularna cevap vermekte, hem de peygamberin konumuna iaret etmektedir. Mriklerin ne zaman cezalandrlaca, kyametin ne zaman kopaca gibi hususlar, Cenab- Allahn bilgisi dhilinde olan konulardr. Peygamber sadece kendisine bildirilenleri tebli etmekle ykmldr. Onun grevi, tayin etme, belirleme deil, tebli etme, anlatmadr. Kyametin ne zaman kopaca bilgisinin Allaha ait olduu, bu ayetin dnda (Arf 7/187; Lokmn 31/34; Ahzb 33/23; Zuhruf 43/85; Ahkf 46/23) ayetlerinde de bildirilmektedir. Peygamberin (a.s.) niteliklerinin anlatld deiik surelerde (rn.: Hac 22/49; Sd 38/70; Ahkf 46/9), onun sadece bir uyarc (nezr) olduu vurgulanmaktadr. Dolaysyla kyametin ne zaman kopaca, Peygamberin (s.a.v.) bilgi, grev ve sorumluluk alannn dndadr. O, gelecekten haber veren bir khin deildir. O yalnzca, kendisine verilen bir gn dnyann sonunun gelecei bilgisini iletmekle ykmldr.
8., 9., 17. ve 26. ayetlerde geen nezr kelimesi her yerde de ayn anlamda m kullanlmtr? Aratrnz.

55

27. Ayet: (27) 27. Derken vakit gelip de onu yakndan grdklerinde, o inkr edenlerin yzleri ktleiverdi. (te) bu, sizin kendisini isteyip durduunuz eydir denilir. Bu ayet, kfirlerin kar ktklar, gerekleeceini reddettikleri azab bir gn ok yakndan greceklerini, onun dehetinden olaanst derecede bir korkuya kaplacaklarn, bu sebeple psikolojilerinin yzlerine nasl yansyacan haber vermektedir. Ayetin bu ilk blm, 25. ayette alayl bir ekilde sorduklar azabn ne zaman gerekleecei sorusuna bir cevaptr. Ayette ifade edilen yzlerin ktlemesi, daha azaba uramadan, onu grdklerinde, ne hale geldiklerini anlatmaktadr. Azaba uradklarnda halleri nice olacaktr! Son ksm ise, onlarn istediklerinin bir gn vuku bulacan bildirmektedir. Buras, Rabbimiz! Bizim paymz hesap gnnden nce ver! (Sd 38/16) ayetinde ifade edilen manaya uygun dmektedir. ( )fiili, iki ekilde okunmu ve buna bal olarak iki deiik anlam verilmitir. ( ) )olarak okuyanlara gre, istediiniz, davet ettiiniz, ( olarak okuyanlara gre ise, (geeklemeyeceini) iddia ettiiniz eklinde olur. 28. 30. Ayetler: ( 28) (30) ( 29) 28. De ki: Syleyin bakaym, Allah beni ve beraberimdekileri yok etse veya bize merhamet edip acsa, (her iki durumda da) kfirleri can yakan azaptan kurtaracak olan kimdir? 29. De ki: O, Rahmandr. te biz, Ona iman ettik, Ona dayanmaktayz. Kimin ak bir yanlg ve sapklk iinde olduunu yaknda bileceksiniz. 30. De ki: Syleyin bakaym, sabaha kadar suyunuz batp yok oluverirse, size kim bir kaynak suyu getirebilir? Ba tarafta sylendii gibi 28. ayet, Mekkeli mriklerin Peygamber (s.a.v.) ve beraberindekilerin helak olmalar, lmeleri iin beddua etmeleri zerine nazil olmutu. Ayet onlara, Mslmanlarn Allaha iman etmeleri sebebiyle, her halkarda Ona teslimiyetlerinin bulunduunu bildirmektedir. Onlar ldrebilir veya onlara merhamet edebilir. Mslmanlar iin herhangi bir sorun yoktur. nk O, onlarn Rabbidir. Burada asl sorulmas gereken soru udur: Allahn cezalandrmas durumunda kfirleri bundan kim koruyacaktr? Onlar sahipsizdirler, sahipsiz kalacaklardr. Snlacak yegne varlk, Allahtr. Burada yine onlar imana bir davet vardr. Cezalandrma ve azap konusu anlatlrken, bir sonraki ayette, Allahn Rahmn oluuna yeniden deinilmektedir. Davet ars tekrarlanmakta, Allahn (c.c.) en nemli zelliklerinden biri vurgulanmaktadr. Mslmanlarn temel zellikleri, Ona iman etmek ve gereini yerini getirdikten sonra iin sonucunu Ona havale etmektir. Fakat bu ara ifadenin ardndan hemen, Kimin ak bir yanlg ve sapklk iinde olduunu

56

yaknda bileceksiniz cmlesiyle, yine azap hatrlatlmakta, kendilerine eki dzen vermeleri gerektii konusunda uyarlmaktadrlar. Son ayette tekrar Allahn gc, Onun rezzk olduu konusuna dnlmektedir. Burada suyun yok olmas durumunda ne yaplaca sorusu gndeme getirilmektedir. Her eyin sudan yaratld (Enbiy 21/30), suyun hayat demek olduu hatrlanrsa, suyun yok olmas demek hayatn durmas demektir. Hayatn devam etmesinde en nemli unsur olan suyu insanlara sunandan, ikram edenden bakas tanr edinilir mi? Ondan bakasna ibadet edilir mi? Elbette edilmez. yleyse gc bu denli byk olan zata teslim olunmas gerekmektedir.
Su konusunda Nihat Temelin hazrlad Kurnda Su adl kitaba baklabilir.

zet
Allah, gc her eyi kuatan akn bir varlktr. Hayat ve lm, insanlar imtihan etmek iin yaratmtr. nsanlarn bu dnyada yaayabilmeleri iin uygun bir ortam da hazrlamtr. Kurnn pek ok suresinde olduu gibi bu surede de Kendisini ve sunduu ikram ve ihsanlar reddedenler, kabul etmeyenler iin ahirette azap, itaat edenler, kabul edenler iin ise dl hazrladn belirtmektedir. Kendisine kar klmas, isyan edilmesi durumunda gemite yaanan helak trlerini rnek olarak gstermitir. Yine bu surede Allahn varln, birliini grmek, anlamak, kavramak iin evreye, evrene baklmas, bunlardan Allaha giden bir yol ve yntem bulunmas istenmitir. nkrclar Allaha kar savunacak hibir ey, hibir kimse yoktur. nsan, Allahn kendisine verdii duyular kullanmal, kendisini Allaha gtrecek yollar, yntemleri bulmaldr. Peygamberin (s.a.v.) haber verdii kyametin kopmas, azap gibi gelecekte gerekleecek eyler, bir gn mutlaka vuku bulacaktr. Bu surede sk sk vurguland gibi insana den, Rahmn, merhameti sonsuz olan o Yce Yaratcya teslim olmak, dnya ve ahiret mutluluunu elde etmektir.

Kendimizi Snayalm
1. Aadaki kavramlardan hangisi, Vch ve Nazir ilmiyle ilgilidir? a. Tbk b. Tefvt c. Yedullah d. Sar e. Mlk 2. Cehennem ve cennette grevli melekler Mlk suresinde hangi kelimeyle ifade edilmitir? a. Tayr b. Hsb c. Mnia d. Ashb e. Hazene

57

3. Aadaki kelimelerin hangisinde kesretten kinaye vardr? a. ehk b. Kerrateyn c. Mesbh d. lk e. Misbh 4. Aadakilerden hangisi Allahn ilimle ilgili sfatlarndan biridir? a. Habr b. Kadr c. Azz d. Tevvb e. afr 5. Aadakilerden hangisinin nezr kavramyla anlam ilikisi vardr? a. Mbeir b. Latf c. Ber d. Habr e. Mnzir

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1.d 2. e 3. b 4. a 5. d Yantnz yanlsa, Suredeki Baz Kavramlar ksmn tekrar okuyunuz. Yantnz doru deilse, Suredeki Baz Kavramlar ksmn tekrar okuyunuz. Yantnz farklysa, 3. ayetin tefsirine bir daha baknz. Yantnz yanlsa, 13. ayetin tefsirine bir daha baknz. Yantnz doru deilse, 8. ayetin tefsirine bir daha baknz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Bunlarn dnda Rab, gayb, ecir ve kr kavramlar zerinde daha detayl durulabilir.

58

Sra Sizde 2 Bu surede zikredilen Allahn zellikleri arasnda alm (her eyi ok iyi bilmesi) (13. ayet), nasr (yegne yardm eden olmas) (20. ayet), rezzk (herkese, oka rzk vermesi) (21. ayet) saylabilir. Sra Sizde 3 Allahn bilgi sahibi olduunu haber veren dier bir ayet, 26. ayettir. Sra Sizde 4 Bu kelime farkl manalara sahiptir. 8., 9. ve 26. ayetlerde, peygamberin bir zellii olarak, uyarc anlamnda gemitir. Son ayette ise, mastar olarak, uyarmam, uyarm anlamnda kullanlmtr.

Yararlanlan Kaynaklar
Ate, S. (1991), Yce Kurnn ada Tefsiri, stanbul. Derveze, M. zzet, (1984). et-Tefsrul-Hads, Beyrt. Elmall, M. H. (1942), Hak Dini Kurn Dili, stanbul. bnl-Cevz, (1964). Zdl-Mesr, Dmak. Mevdudi, (1996), Tefhiml Kurn, ev. Komisyon, stanbul. evkn, Eb Abdullah Muhammed b. Ali, (1964). Fethul-Kadr, Khire. Vehbe Zhayl, (1991). et-Tefsrul-Mnr, Beyrt.

59

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Har suresinin btnln kavrayabilecek, Allahn mal, deerini bilmeyenden alp layk olana verdiini alglayabilecek, Mminin dier kardelerini kendine tercih etmesi gerektiine ynelik ahlki erdemliliin farkna varabilecek, Allahn rzasn gzetmek sayesinde nasl gl bir birlik oluturulacan kavrayabilecek, Allahn baz isim ve sfatlarn zmseyebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Srgn Ganimet-Fey Mnafk Muhacir-Ensar sr (zgecilik) Buhl ve uhh el-Esmal-Hsna

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; En az iki mealle birlikte sureyi Hak Dini Kurn Dili ve Kurn Yolu isimli tefsirlerden okuyunuz. Anahtar kavramlarda yer alan bilmediiniz kelimeleri TDV slm Ansiklopedisinden aratrnz.

60

Har Suresi
GR
Medine dneminin 4. ylnda inmitir. 24 ayettir. Sure ismini 2. ayetinde geen har ifadesinden alr. Ahirete ilikin olarak kullanldnda toplanma anlamna gelen har, bu surede olguya uygun olarak kalkma, ayaklanma, sava iin toplanma anlamlarna gelmektedir. Dier taraftan, bn Abbs gibi baz sahab bu sureden Ben Nadr Suresi olarak bahsetmilerdir. Surenin ilk ayeti ile son ayetinde, btn varlklarn Allah eksikliklerden tenzih ettii, Onun birlii, ycelii, ilminin snrszl, rahmet ve efkatinin enginlii, irade ve gcnn mutlakl, esiz yaratc olduu belirtilmektedir. Bununla kalplere tevhid inancnn, Allah sevgisi ve saygsnn yerletirilmesi hedeflenmektedir. 2 ila 10. ayetlerde antlamalarn bozan bir Yahudi kabilesinin bana gelen srgn felketi rnek gsterilip bundan ibret alnmas istenmektedir. Mslmanlara toplum olarak elde edilen imknlarn paylatrlmas konusunda yol gsterilip ideal mmin tipiyle ilgili tasvirler yaplmaktadr. 11 ila 17. ayetlerde Mslman grndkleri halde ahitlerini bozan Ehl-i kitapla gizli ilikiler kurarak trl entrikalar eviren mnafklarn ve yandalarnn baz zaaflarna deinilerek Mslmanlar hem bu tr davranlardan sakndrlmakta hem de kendilerine moral verilmektedir. Daha sonraki ayetlerde her insann yapmas gereken nefis muhasebesinin, ebed hayat iin hazrlkl olunmasnn nemine ve sonularna dikkat ekilmektedir. Kurna muhatap olmann ne byk bir eref olduunu ama ayn zamanda ne byk bir sorumluluk getirdiini de hatrlatan bir rnek verilmektedir. Surenin byk bir ksm, dorudan veya dolayl olarak, Medinedeki slm toplumu ile Yahudi kabilesinden biri olan Ben Nadr (Nadroullar) arasndaki ekimeyi ve antlama artlarn ihlal eden bu kabilenin daha sonra Medineden srlmesini konu edinmektedir. Nadroullarnn Medineye gelii ok eskilere dayanmaktadr. Bu kabile Medinenin tarm ve ziraatn elinde tutuyordu. Surenin ini nedeni de bu durumdur. Hz. Peygamber, Medineye hicretlerinden bir sre sonra Medine Yahudileri ile bir ittifak szlemesi (Sahfe) imzalad. Buna gre Yahudiler, lmanlar ile mrik Kureyliler arasndaki atmada tarafsz kalacakt. lmanlarn H. 2. ylda Bedir Savanda kazandklar zaferden sonra sz su Yahudi kabilelerinin liderleri, kendiliklerinden, Hz. Peygamberin gerekten Tevratta gelecei haber verilen Peygamber olduunu ilan ettiler. Ama bir yl sonra, Mslmanlarn Uhudda yenilgisinin ardndan Yahudiler, Resl-i rem ile yaptklar antlamaya ihanet ettiler. slm toplumunu kesin bir ekilde ortadan kaldrmak niyetiyle Mekkeli Kureylilerle de ittifak oluturdular.

61

Bunun zerine Hz. Peygamber nlerine iki alternatif koydu: Ya sava yahut btn mallaryla Medineyi terk. Eer bu ikinci ihtimali kabul ederlerse, her sene dnp kendi mlklerinde kalacak olan hurma aalarnn rnn toplayabileceklerdi. Grnte bu ikinci kk kabul eden Yahudiler, on gnlk bir mhlet istedi ve bu istekleri kabul edildi. Bu arada, balarn Abdullah b. Ubeyyin ektii Medine Araplar arasndaki mnafk bir grup ile gizlice bir tuzak hazrladlar. Abdullah b. Ubeyy, onlara, ehrin kenar mahallelerindeki salam meskenlerinde kalmalar hlinde 2 bin sava ile silahl destek vereceini vaat etmi ve yle demiti: O zaman evlerinizi terk etmeyin; eer Mslmanlar size kar savarlarsa sizinle omuz omuza savarz, onlar sizi srmeyi baarrlarsa sizinle birlikte biz de Medineyi terk ederiz. Nadroullar bu tavsiyeye uyarak Hz. Peygambere isyan edip silaha sarldlar. Mslmanlar, onlarn kalesini -fiili bir sava olmadan- 21 gn ca kuatma altnda tuttular. Abdullah b. Ubeyyin adamlarndan vaat edilen dm gelmeyince Nadroullar H. 4. yln Rabul-evvel aynda lim oldu ve bar teklif ettiler. Medineyi terk etmeleri, btn tanabilir mallarn beraberlerinde gtrmeleri, ama silahlarn almamalar artyla bar teklifi kabul edildi. Kabile mensuplarnn ou, yaklak 600 develik bir kervan ile Suriyeye g ettiler. Evlerini kendi elleriyle ykp kap ve relerine varana dek tm mallarn da yanlarnda gtrdler. Yalnzca iki aile Hayber sna yerlemeyi tercih etti. Birka kii de Aa Mezopotamyadaki Hraya kadar gitti. Surede anlan fey, Nadroullarnn brakt tanmaz mallardr. Ganimet anlamnda kullanlan enflden ayr olarak Bar yoluyla elde edilen sava gelirleri anlamna gelir. Nadroullarnn tarlalarna ve aalarna el konularak Medineyi terk ediinden sonra 7 ve 8. ayetlerde getii zere, inanlar uruna yurtlarn terk eden muhacirler arasnda paylatrld. Bu mallarn muhacirlere verilmesinin gerekesi, tm zamanlarda geerli olan u ilkeye dayanmaktadr: Ganimetlerin aranzdaki varlkl kimselerin tekelinde olan bir servet ve g kaynana dnmemesi iin Allah datmn byle olmas gerektiine hkmetmitir. Mnafklarla Nadroullar arasndaki gizli grmeleri mucizev bir ihbar ile aklayan ayetler, kfirler arasndaki dayanmann, znde nasl krlgan olduunu dile getirir. Surenin sonu, Allaha inanp gvenen herkesi kapsayan bir sorumluluk arsdr. Sorumsuzluklarn en by ise, vahye kar duyarsz kalmaktr. Surenin son ayeti, Allahn kendi zat hakknda konutuu blmdr. Resl-i Ekrem, Allah tantan bu ayetlerin her gnn sabahnda okunmasn tavsiye eder. Bu tavsiyede, sz konusu ayetlere balarken istize okunmas da yer alr. Bunun anlam, Mutlak Hakikat olan Allah hakknda dnrken Allaha snma tavsiyesidir. Amac, insan aklnn mutlak zatn kavramaktan aciz olduu Allah isim ve sfatlaryla bilmek, tanmak ve anlamaktr. Btn bu isim ve sfatlarla verilmek istenen mesaj, dnyann fni, Allahn ise baki olduudur.

62

HAR SURESNN TEFSR


1 1. Gklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahn ann yceltir. O, stn kudret sahibidir; her buyruu ve her fiili mutlak isabetlidir! Tespih terimi, bir yandan uurlu varlklarn irad olarak yce Allahn her trl eksiklikten uzak olduunu sz ve davranlarla ortaya koymalar; dier yandan da evrendeki btn varlklarn ilh yasalara zorunlu olarak boyun eip Onun hkmranln itiraf etmeleri anlamna gelir. Btn varlklar, daima Allahn snrsz kudretini ve esizliini vgyle anarak yceltmektedir. u muhteem kinat nizam ierisinde yer alan her ey, kendisini yaratan Allahn her trl kusur ve noksanlktan uzak olduunu haykrmaktadr. Onun sonsuz ilim, kudret, merhamet, hikmet, iyilik, gzellik ve adaletini gzler nne sermektedir. Eer insan evresindeki varlklara ibret nazaryla bakacak olursa, her zerresinin Allah zikrettiini anlayacaktr. Cin ve insan dndaki varlklar ilah yasaya ister-istemez boyun emek durumundadr; zira yle yaratlmlardr. Bu armoniye uymayan iki varlk tr, cin ve insandr. Allah istiyor ki insanolu da bu armoniye itirak etsin, atlak ses karmasn. Dierleri gibi her daim Allah tespih ederek ann yceltsin. Fakat insann tespih etmemesi, Allahn yceliine bir halel getirmez. O zatnda yceler ycesidir. Tespihin faydas yine insana olacaktr. 2 2. nkr eden Ehl-i kitap mensuplarn sava iin ilk toplanmalarnda yurtlarndan karp srgn eden Odur. Hlbuki siz mminler, onlarn direni gstermeden yurtlarn terk edip gideceklerine pek ihtimal vermemitiniz. Dier taraftan onlar da muhkem kalelerinin kendilerini Allaha kar koruyacan sanmlard. Ama Allah onlara ceza sillesini hi beklemedikleri bir anda vurup kalplerine mthi bir korku sald. Bylelikle onlar yurtlarn hem kendi elleriyle hem de mminlerin elleriyle mahvettiler. Bu olaydan ibret aln, ey aklselim sahipleri! Ayette Nadroullar doal olarak Ehl-i kitap olarak anlmlardr; zira onlar Medinedeki Yahudi kabilesinden biridir. Yine onlarn inkrc olarak nitelendirilmesi, Hz. Peygamberin gerekten kendi kutsal metinlerinde bildirilen Allahn Elisi olduunu kabul ve ilan etmi olmalarna ramen daha sonra ihanet ederek ona kar km olmalarndandr. Nadroullar, Hz. Peygamber ve Mekkeli Mslmanlar Medineye geldikten bir sre sonra Mslmanlarla birbirlerine karmama ilkesine dayal bir antlama yapmlard. Buna gre ortak yurt Medinede Mslmanlar ile dost olarak yaayacaklard. Bir baka ifadeyle her din topluluk iilerinde serbest olup herkes inand dinin gereklerini yerine getirebilecekti. Ancak Uhud savann ardndan mminlere ihanet ettikleri ve bu nedenle Medineyi terke zorlandklar zaman bile onlara tarlalarnn mlkiyetini muhafaza etme izni verilmiti. Ama ardndan ihanetleri sebebiyle, hem vatandalk haklarn hem de topraklar zerindeki mlkiyet haklarn kaybettiler. te bylece yurtlarn ift tarafl mahvetmi oldular.

63

Oysa mminler, tam tehizatl yzlerce savaya sahip olmalarna ramen, onlarn hibir direni gstermeden kalelerinden kp Mslmanlara teslim olacaklarn hi beklemiyorlard. nk evlerinin evresini salam surlarla evirmilerdi. Onlar kalelerine snp kaplar kapaynca mminler, kalelerin salamln dnerek onlar oradan karmann mmkn olmayacan dnyorlard. Zaten onlar da o salam ve korunakl kalelerinin, kendilerini Allahn hkmn yerine getiren slm ordusunun taarruzundan koruyacan sanyorlard. Fakat Allah, bu kstah zalimlerin kalplerine mthi bir korku salarak, onlar hi ummadklar bir yerden bastrd ve en can alc noktadan, tam yreklerinden vurdu! Mslmanlara salam bir ey brakmamak ve giderken alabildikleri her eyi gtrebilmek iin kendi elleriyle evlerinin duvarlarn ykyor, kap ve pencerelerini skyor, kereste ve eyalarn tarumar ediyorlard. Bu arada Mslmanlar da, kuatma srasnda onlar tarafndan siper olarak kullanlan duvarlarn bir ksmn kerterek yknt haline getiriyorlard. Sonunda, say ve silah bakmndan slm ordusundan stn olan bu byk kabile, savamaya cesaret bile edemeden Mslmanlara teslim oldu. bret aln eklinde evrilen ( )fiilin kknde, bir yerden bir yere veya bir durumdan bir duruma geme anlam bulunmaktadr. Olaylarn hakikatini, sebep ve sonularyla birlikte kavrayp gereini yerine getirin, demektir. Buna gre konunun izah yle yaplabilir: Yce Allah, bir ihanet olayn ve buna verilen cezay ak bir rnek olarak gstermi, sonra akl ve muhakeme sahiplerini dnmeye ve yeni olaylara zihn geiler yapmaya, yani benzer durumlarn benzer sonucu douracan dikkate almaya armtr. Bu olayda Nadroullarnn asl mahkm edilen davran, ahdi bozma ve antlama yaptklar Mslmanlar arkadan vurma abas iine girmeleridir. Bunun yan sra, kalelerinin ve evlerinin salamlna ve ikiyzl davrandklar defalarca grlm olan mnafklarn szlerine gvenerek hibir hazrlk yapmamalardr. Hazrlk yaplmamas burada dolayl olarak eletirilmi ve akl sahibi herkes zellikle mminler bundan ders karmaya davet edilmitir. 3 4 3-4. Eer Allah, o Yahudiler hakknda srgn cezas takdir etmemi olsayd, onlar dnyada mutlaka baka bir ekilde cezalandrrd. Ahirette ise kendilerini cehennem azab beklemektedir! Bu ceza, onlarn Allaha ve elisine cephe alp isyan bayra am olmalarndandr. Kim Allaha cephe alrsa bilmelidir ki Onun cezalandrmas ok etindir! Allah onlara srgn takdir etmemi olsayd, bu dnyada onlar Mslmanlar karsnda byk bir bozguna uratp lm ve esaretle cezalandrarak daha ac bir azaba uratacakt. Fakat asl ceza ahirette gelecektir, bundan ka sz konusu deildir. Nadroullarnn dnyada cezaya ahirette de azaba mahkm olularnn sebebi, Ehl-i kitap olmalarna ramen Allaha ve Elisine kar gelmeleri, bunlarla balarn koparmalar olarak belirtilmektedir. Allah ve Reslnn hakk, onlarn istei dorultusunda hareket edilmesidir. Allaha ramen i yapanlar, Onunla balarn kesenler, Allahn azabnn etin olduunu unutmamaldr. Allah ve Resulne kar cephe alma ifadesiyle daha ok ihanet ve Hz. Peygambere suikasta iaret edildii belirtilir. Kaynaklarda, bu Yahudi topluluunun baz mensuplarnn Hz. Peygamber ve arkadalarna kar

64

zaman zaman irkin davranlar ortaya koyduklar kaytldr. zellikle liderleri Kb b. Eref, Reslullah ve Mslmanlar iirlerinde ar biimde hicvederek kk drmeye almtr. Bu ifadeyi onlarn bu kapsamdaki btn eylemlerine ve tavrlarna yaplm bir gnderme olarak dnmek uygun olur. 5 5. Onlara ait herhangi bir hurma aacn kesmeniz veya kesmeyip ylece brakmanz, hep Allahn izni dhilinde gereklemitir. Bu ilah izin ise yoldan km o Yahudilerin burunlarn srtmek iindir. Mminlerin Nadroullar Yahudilerinin kalelerini kuatmalar srasnda asker operasyonlar kolaylatrmak iin harekt engelleyen bir ksm hurma aalarnn kesilmesi, engel olmayanlarn ise kk zere braklmas, Allahn bilgisi dhilinde ve Onun rzasna uygun olmutur. Onun bilgisi ve izni olmadan hibir ey gereklemez. Allahn izin vermedii durumlarda savata bile aa kesilemez. Mslmanlar, sava srasnda tabiat varl klar n n korunmas n ; sivillerin, kendilerini ibadete vermi din adamlarnn, kadnlarn, ocuklarn ve yallarn ldrlmemesini ilke haline getirme konusunda insanlk tarihinde nc konumunda bulunmulardr. Onlarn bizzat rahmet peygamberi Hz. Muhammedin ynetiminde gerekletirilen bir kuatmada, aalar zel bir hakllk gerekesi olmadan hoyrata kesmeleri dnlemez. Mminler ok stratejik bir mntkada yer alan saylar iki ila alt arasnda deien hurma aacn kesmiler, Yahudiler bunu frsat bilerek Sana inen mesajda buna da m yer var? diye Allah Resln sulamlard. Bu ayet, istismara dayal sz konusu itham reddetmek iin inmitir. Allahn bir ksm hurma aalarnn kesilmesine izin vermesinin gerekesi, ayette Allah ve Elisine kar gelerek yoldan km o Yahudileri cezalandrmak; burunlarn srtmek olarak aklanmtr. Yeryzn fesada boan zalimlerin gcnn krlmas iin bu tr tahribatn yaplmas zorunluysa, bunda hibir saknca ve gnah yoktur. 6 6. Allahn onlara ait mallardan elisine fey olarak nasip ettii eylere gelince, siz bunlar elde etmek iin ne at ne de deve sevk etmek zorunda kaldnz. Bilesiniz ki Allah, elilerini, diledii kimseler karsnda savaa meydan vermeden de galip getirir. Kukusuz Allah diledii her eyi gerekletirme gcne sahiptir! Bu ve daha sonraki ayette geen efe ( )fiili szlkte geri dndrmek, eklini deitirmek anlamlarna gelir. Burada slm hukuk terminolojisinde fey olarak adlandrlan madd deerler kastedilmektedir. Terim olarak fey, gayrimslimlerden alnan hara, cizye, ticar mal vergisi (ur) ve dier baz gelirleri ifade eder. Ganimet de dhil olmak zere gayrimslimlerden alnan her trl maln bu kapsamda olduunu dnenler bulunmakla beraber yaygn gre gre ganimet, feyin kapsam dndadr. Allahn, cidd bir arpmann yaanmad bu kuatma sonucunda onlardan alp Elisine verdii mal, mlk, silah, arazi, bahe ve benzeri feylere gelince; onlar, ganimetler gibi askerler arasnda paylalmayp aadaki ayette belirtilen gruplar arasnda datlacaktr. nk mcahitler,

65

bunlar ele geirmek iin ne at, ne de deve srp dmanla arpmaya girmitir. Fakat Allah, slm nizamnn temsilcisi olan Peygamberini kfirlere galip klarak, slm toplumunun glenmesinde kullanmas iin bu nimetleri onun tasarrufuna devretti. nk Allah, elilerini dilediinin zerine gnderir de, zalimlerin kalplerine korku salarak onlar yenilgiye uratr. te bu kuatma da aynen byle olmutur. Unutmayn ki, Allahn gc her eye yeter. Ganimet, sava yoluyla dman ordusundan ele geirilen silah, tehizat, hayvan, altn ve benzeri menkul mallardr. Bunun hkm Enfl suresinde. ( 1) Sana savata dmandan ele geirilen mallarn (ganimetlerin) nasl datlacan soruyorlar. De ki: Savata dmandan ele geirilen mallarn taksimi Allah ve Peygamberine aittir. Allahtan saknn ve aranz dzeltin. Eer inanm kiilerseniz Allaha ve Peygamberine itaat edin. (Enfal 8/1ve 41. ayetlerinde ( 41 )Eer iki ordunun karlat, hakla batln birbirinden ayrld gn, Allaha ve kulumuza indirdiimize inanyorsanz, biliniz ki dmandan ele geirdiiniz ganimetlerin bete biri Allaha ve Elisine ve ona yaknl olana, yetimlere, yoksullara, yolda kalmlara aittir. Allah her eye kadirdir (Enfal 8/41)aklanmtr. Bir lke savalarak fethedilmi bile olsa, o lkenin topra, evleri, menkul ve gayrimenkul mallar ganimet deil, feydir. Ayn ekilde, savalmadan ele geirilen ganimetler de feydir ve bir sonraki ayette sralanan kiilere paylatrlmaldr. Ayette, Allahn kullara ikram ettii serveti, Ona nankrlk edenlerin elinden alp kendisine iman ve itaat edenlere iade ettii mesaj verilmektedir. Ayrca glge anlamna da gelen fey ile dnya malnn glge misali gelip geici olduu, asl ama olmad, tersine Allaha ulamada bir vasta olduu ifade edilir gibidir. Hz. Peygamberin ihanet eden ve bylece Medineyi terke zorlanan Nadroullarnn toprak ve tanabilir mallarn kendi ahs ve ailev harcamalar iin kulland, artann da cihad amacyla harcad ve bata muhacirler olmak zere diledii kimselere datt bilinmektedir. 7 7. Allahn (sava yoluyla) fethedilen memleketlerdeki halklarn mallarndan elisine nasip ettii ganimetler ise Allaha, Peygambere, onun akrabalarna, yetimlere, yoksullara ve bir de yurdundan yuvasndan ayr dm gariplere aittir. Ganimetlerin aranzdaki varlkl kimselerin tekelinde olan bir servet ve g kaynana dnmemesi iin Allah datmn byle olmas gerektiine hkmetmitir. u hlde Peygamber size ganimetten ne kadar pay verirse onu kabul edin; size vermedii eyi de istemekten kann. Allahn emirlerine kar gelmekten her daim saknn. Unutmayn ki Allahn cezalandrmas ok etindir!

66

Fiili sava yoluyla elde edilen ganimetlerin bete biri, Bedir zaferinden hemen sonra inen Enfl suresinin 41. ayetinde saylan Allaha, Peygambere, onun akrabalarna, yetimlere, yoksullara ve bir de yurdundan yuvasndan ayr dm gariplere aittir. Geri kalan bete drd ise savaa katlan mcahitler arasnda paylatrlr. Ganimetlerden farkl olarak fey eklinde elde edilen mallarla ilgili iki ayr durum vardr. Birincisi 6. ayetteki gibi gayrimenkullerdir. Bunlarn tamam, Allah Reslnn tasarrufundadr. kincisi ise, bu ayette ifade edilen menkullerdir. Bunlarn tm ayette saylan snflara, yani Allaha, Peygambere, onun yaknlarna, yetimlere, yoksullara ve yurdundan yuvasndan ayr dm gariplere taksim edilir. Hz. mer (. 23/643) 6 ve 7. ayetlerde iki ayr hkm konulduu grndedir. Ona gre 6. ayetle sava olmakszn, 7. ayetle sava sonucunda ele geirilen mallar hakkndaki hkm dzenlenmitir. Bu iki ayeti birlikte deerlendirip 7. ayeti 6. ayetin devam ve aklamas sayanlar da vardr. Mfessir Taber (. 310/922) de Hz. merin kanaatini paylamaktadr. Ganimetlerin aranzdaki varlkl kimselerin tekelinde olan bir servet ve g kaynana dnmemesi iin Allah datmn byle olmas gerektiine hkmetmitir ayetini Hz. mer, toplum olarak elde edilen ve retilen madd deerlerin belirli kiilerin ellerinde tedavl edip kalmamas, sosyal adaletin salanmas ve refahn geni kitlelere yaylmas gereini vurgulayan bir ifade olarak anlamtr. Pek ok sahb tarafndan savunulan -ve ekl bir bakla hakl gibi grnen- Irak arazisinin taksim edilmesi ynndeki gre katlmamtr. zellikle ayetin bu ksmn delil gstererek ve taksim halinde ortaya kabilecek sorunlara dikkat ekerek onlar bu arazilerin kamu gelirlerini arttran bir kaynak haline getirilmesi hususunda ikna etmitir. Ganimet ve fey hukuku, sava ahlknn bir parasdr. Savay mal elde etmek iin insan ldrmeye tevik eden keyfi paylam esasna dayal cahiliye taksiminin yerine ikame edilmi, apula son verilmitir. Zira apulda sava elde ettii mal zimmetine geirirdi. Kurn ise, apulu kamu mal yeme (ull) olarak grm ve apul yapmaya kalkan mcahidi hem ganimetten mahrum etmi hem de kyamet gn bu yolsuzluunun bedelini deyeceini ilan etmitir. Ayette tm zamanlar iin geerli olan bir ilke ve uygulamaya dikkatler ekilerek tekellemeye gidilmemesi hkme balanmtr. Bu konuda u rnekleri hatrlamakta fayda vardr: 1. 2. 3. Hz. Peygamber Hayberin fethinden sonra bu arazilerin bir ksmnn sahipleri tarafndan yarc usulyle ilenmesine izin verdi. Mekke, savala fethedildii mcahitlere datlmad. halde arazileri ganimet olarak

Halife Hz. mer, ayeti lafz olarak deil gerekesine bakarak uygulad iin fethedilen Iraktaki Sevd arazilerini mcahitlere paylatrmak yerine, eski sahiplerine zimmetlemiti. Bylece hem topran ilenmesini salayp gelirinden pay ald, hem de toprak aalar olumasn nlemi oldu.

u hlde Peygamber size ganimetten ne kadar pay verirse onu kabul edin; size vermedii eyi de istemekten kann ayetinin balam her ne kadar ganimet taksimi ise de, sebebin hususilii hkmn genel oluuna engel deildir kural gerei ayet, daha genel olarak da yorumlanmaya

67

msaittir. yle ki: yleyse, dnya ve ahirette kurtulua ermek istiyorsanz, Peygamberin Allahtan ald yetkiyle size getirdii hayat prensiplerini gnlden benimseyerek aln, uygulayn; sizi yasaklad eylerden de uzak durun! Dier bir deyile, Allahtan gelen ilkeler nda hayatnza yn vererek, ktln her eidinden titizlikle saknn! Unutmayn, Allahn cezalandrmas ok etindir! 8 8. Mallar, ncelikle srf imanlar uruna ana yurtlarn terk etmek, mallarn mlklerini geride brakarak gmek (hicret etmek) zorunda braklan fakir muhacirlerin hakkdr. Onlar, Allahn ltfunu ve rzasn kazanmaya alan, Allaha ve elisine yardm eden kimselerdir. Allaha verdikleri iman ve itaat szne sadakat gsterenler ite onlardr! Muhacir, srf Allahn rzasn elde edebilmek iin Onun gnderdii dini gereince yaabilme adna yurdunu, yuvasn, evini, barkn terk ederek baka yerleim yerine g etmek zorunda kalandr. Bunlar, bu hareketleriyle Allahn dinine ve Peygamberine yardmc olmaktadrlar. Allaha ve elisine yardm edenler, yani slm ve Kurn mesajnn yaylmas iin stn gayret gsterenler, demektir. 9 9. Muhacir mminlerden nce Medineyi yurt edinmi ve gnllerine iman yerletirmi olan (Ensar), bir snak aray iinde kendilerine gelen mminleri can- gnlden severler. Onlara verilen ganimet mallarndan dolay gnllerinde kskanlk ve ekememezlik gibi bir rahatszlk duymazlar. Dahas, onlar yoksulluk iinde olsalar bile ganimet mallarnn kendilerine deil ncelikle o muhacir-mmin kardelerine verilmesini isterler. Her kim nefsindeki cimrilik ve agzllkten korunmay baarrsa, ite esenlik ve mutlulua erienler onlar olacaktr! Bu ayette kendilerinden bahsedilenler ise Medinenin yerli halk olan ve yardm edenler anlamna gelen ensardr. Bunlarn zellikleri ayette yle sralanmaktadr: 1. 2. 3. 4. man iselletirmilerdir. slm daha iyi yaayabilmek iin memleketlerine gelen muhacir mminleri can- gnlden severler. Muhacirlere verilen ganimetten dolay ilerinde bir rahatszlk ve kskanlk hissetmezler. Kendileri ihtiya sahibi olduklar halde muhacir kardelerini kendilerine tercih edecek (sr) kadar erdemlidirler.

Kurnn nemli ahlk kavramlarndan olan sr, kendi ihtiyac olduu halde, bakasn kendisine tercih etmek demektir. slm tarihi sr rnekleriyle doludur.

68

sr eitleri ve rnekler iin http://www.dinbilimleri.com adresine bavurabilirsiniz.

Ayette ahlk hastalk olarak anlan buhl, kendi elindekini bakasndan kskanmak, cimrilik; uhh ise, bakasnn elindekine gz dikmek, fakirlere vermeyi sevmemektir. Ayette kendilerinden vgyle bahsedilen ensarn, insann hem bu dnyada ve hem de teki dnyada mutluluu elde etmesinin nndeki balca engeller olarak gsterilen cimrilik, agzllk ve ihtiras am olduklar beyan edilmektedir. Hz. Peygamber bu sosyal manev hastala kar mmetini yle uyarmaktadr: uhhdan saknn! Zira o, sizden nceki topluluklar helak etmitir; onlara zulm emretti zulmettiler, hatta birbirlerinin kann bile akttlar. Gnah emretti onu ilediler, haramlar bile helal saydlar. Akrabalk ilikilerini (sla-i rahim) kesmelerini emretti, akrabalk ilikilerini kopardlar, sonuta helak oldular! Dikkat edin, iman ile uhh bir kalpte barnmaz! 10 10. Muhacirler ve ensardan sonra gelen dier mminler, Ey rabbimiz! derler, Bizi ve bizden nce imana ermi olan kardelerimizi bala! Kalplerimizde mminlere kar kt niyet ve dnceden iz brakma. Ey rabbimiz! phesiz sen ok efkatli, ok merhametlisin! Ayette, didaktik bir slp kullanlarak bir yandan sonraki Mslman nesillerin nasl davranmalar gerektii aklanmakta, onlarn da ben merkezli deil zgeci bir dnce ve davran biimine sahip olmalar zendirilmektedir. Dier yandan da dolayl olarak her dnemdeki mminlerin daha sonra gelecek nesillerin kendilerini hayrla yd etmelerini salayacak tarzda hareket etmeleri gerektii hatrlatlmaktadr. Nitekim Hz. mer yukarda akland zere- Irak topraklarnn fethini takiben bunlarn ganimet hkmnde saylp gaziler arasnda datlmas talebine kar direnirken, sahabe ile yapt tartmalarda zellikle bu ayetlerden etkilenerek hep sonraki nesiller temasna vurgu yapm; balangta iin bu ynne dikkat etmemi olan sahbe de Reslullahn mektebinde yetimi olmann kendilerine salad formasyon sayesinde ok gemeden bu argmanla ikna olmulardr. Bu da, toplum olarak vgye layk iyi Mslman dzeyine eriebilmek iin, sahip olunan imknlar hoyrata kullanmama, gelecek nesilleri ar yk ve bor altna sokacak, kendilerini ktlkle anmalarna yol aacak davranlardan kanma sorumluluunun bilincini tamak gerektiini ortaya koymaktadr. lk muhacirler ve ensar, Allahn her bakmdan rnek gsterdii, adalet ve ihsan sahibi sekin mminlerdir. Onlara adalet ve ihsanda tabi olanlar, onlarn gzel ahlkn ve yaay tarzn rnek edinir ve yolundan giderler. Onlar beenmeyip gittikleri yoldan sapanlar ise, hibir zaman Allahn rzasna eriemezler. Zira bu konuda Allah Tvbe suresinin 100. ayetinde yle buyurmaktadr: Gerek Mekkeden Medineye hicret eden gerekse Medinede onlara her trl destei salayarak kucak aan nc ve kdemli mminler ile bunlar kendilerine rnek alan dier mminler var ya, ite Allah onlardan raz oldu, onlar da Allahtan! Allah onlara iinde rmaklarn aldad cennetler

69

hazrlad. Onlar bu cennetlerde temelli kalacaklar. te bu ok byk bir bahtiyarlktr! Onlardan sonra gelenler ile kastedilen, limlerin ounluuna gre, Tbin ve onlarn ardndan kyamete kadar gelecek btn Mslman nesillerdir. Ksaca, muhacirler ve ensardan sonra gelenler, Kurna ve onu getiren Hz. Peygambere iman eden herkestir. te yandan bu ayetteki rnek ifade, ebediyet lemine intikal etmi mminler iin hayr dualarda bulunma ve onlarn balanmasn dilemenin meru ve gzel bir davran olduunu canl biimde ortaya koymaktadr. Bar veya sava yoluyla elde edilen madd imknlarn paylatrlmas balamnda yer ald iin tefsirlerde buradan kacak hukuk sonulara ilikin aklamalara geni yer verilmitir. Dikkatle incelendiinde 8 ila 10. ayetlerde, ideal mmin tipi ve karakteriyle ilgili tasvirlerin ve eitici-retici uyarlarn hkim olduu grlr. Bunlar yle sralamak mmkndr: a) Btn hayrl eylemlerde, baarl olmak iin kendi gcne deil, Allahn ltuf ve inayetine olan inanc ne karmak, bir baka anlatmla kiisel tercih ve yeteneklerini kusursuz kabul etme deil, zndeki iman hayata geirme ve onun kurtarclna gvenme anlamnda almak. edinmek, btn

b) Allahn honutluunu kazanmay ama davranlarn bu ilkeye gre anlamlandrmak. c)

Allaha ve Resulne yardm, yani Allahn buyruk ve yasaklarn tebli uruna gerektiinde en deerli dnyev arzu ve karlarn feda edebilmek.

d) Drstlkten dn vermemek, sze sadakat gstermek. e) Darda olan mmin kardeine kucak amak; imknlarn onunla paylarken ve onun iin zveride bulunurken bunun sevgi temeline dayal kalmasna zen gstermek, yani iindeki eytan drtlere kar mcadele vererek davranlarnn itenliini korumak, yapmacklktan ve gsteriten uzak durmaya almak. Beer zaaflara kar daima Allahn yardmna ve korumasna snmak.

f)

g) Allahn efkat ve merhametinin herkesi kuatacak enginlikte olduuna yrekten inanmak, kendisi iin olduu kadar mmin kardeleri iin de Onun balamasn dilemek, bakalarnn kusurunu grdnde kendisinin de bir beer olduunu ve benzer kusurlar ileyebileceini hatrlamak. 11 12 13 14 11-12. u mnafklar gryorsun deil mi?! te o mnafklar tpk kendileri gibi kfirlii meslek edinen Yahudi yandalarna, Medineden karlacak olursanz vallahi biz de sizinle birlikte kar gideriz. Sizin olduunuz yerde baka hi kimseye boyun emeyiz. Size sava aan

70

olursa mutlaka yardmnza geliriz. diyorlar. Ama Allah ahittir ki onlar dpedz yalan sylyorlar. nk Yahudiler Medineden srgn edilecek olsa bu mnafklar onlara asla elik etmezler. Eer o Yahudilere sava alacak olsa mnafklar onlarn yardmna da komazlar. Onlara yardm etmeye kalkacak olsalar bile mutlaka gerisin geri dnp kaarlar. stelik kendileri de perian olup yardmsz kalrlar. 13. Ey mminler! Siz, o mnafklarn yreklerine Allah korkusundan ok daha byk bir korku salmaktasnz. Bunun sebebi, onlarn asl Allahtan korkulmas gerektiini bir trl anlayp kavrayamam kimseler olmalardr. 14. Yine o mnafklar, Yahudi yandalaryla ittifak iinde olduklar zaman bile sizinle ancak salam kaleler veya surlar arkasnda konulanm bir vaziyette iken savamay gze alabilirler. Gerekte onlar arasndaki gerginlik ve atma had safhadadr. Hl byle iken sen onlar birlik ve beraberlik iinde sanrsn. Oysa onlarn her biri ayr telden almaktadr. nk onlar akl nimetini gerei gibi kullanamayan kimselerdir. 12. ayetin ifade tarzndan anlaldna gre 11 ila 14. ayetler, Mslmanlarn Nadroullarna kar fiil bir harekta girimesinden nce nazil olmutur. Bu ayetler henz meydana gelmemi bir olay nceden haber veren gayba ilikin ayetlerdir. Bu pasaj, hakikati aka inkr eden bir toplum ile mnafklarn arasndaki btn ittifaklarda olan sakatla ve anlamszla iaret eden zamanlar st bir mesaja sahiptir. Nadroullaryla gizli gizli haberleip Hz. Peygamber ve ashabna kar direnmeleri iin onlara yardm vaadinde bulunan mnafklarn sonusuz kalan giriimlerine ve bu iki grubun zaaflarna deinilmitir. Hz. Peygamberin ve Mslmanlarn maneviyat ykseltilmekte; ayn zamanda dolayl bir slpla mminler, karakter bozukluuna yol aan bu tr davranlardan sakndrlmaktadr. Yandalar olarak evirdiimiz 11. ayetteki ihvan (kardeler) kelimesinin inkr eden sfatyla birlikte kullanlm olmas, mnafklarla Yahudilerin baz inanlarda kesitiklerini gstermektedir. Buna gre Ehl-i kitaptan inkrc yandalar diye evrilen ifade, bu iki kesimin, Hz. Muhammedin peygamberliini inkr hususunda birletiklerini belirtmektedir. 13. ayette kiilik problemi yaayan mnafklarn yreklerinde Allah korkusu tadklar izlenimini vermeye altklar dile getirilmektedir. Hlbuki gerekte Mslmanlardan korkarlar. Onlar tm kalpleriyle Allaha inanmadklarndan, bu dnyada karlaacaklar maddi/somut tehlikeler, onlar Allahn hesaba ekme dncesinden daha fazla korkutur. Zira onlar ahiret, cennet, ehdet ve benzeri ulv hakikatleri idrak edemeyen bir toplumdur. Ayetteki korku anlamna gelen rehbe, korku, hzn ve kaygnn bileimidir. Buna gre baa gelmesinden korkulan bir eyden dolay olaanst saknma ve rkme halini ifade etmektedir. Ayetin sonunda anlayp kavrayamam kimseler olmalarnn ifade edildii gz nne alnrsa, asl maksadn sz konusu kimselerin Allahtan ok insanlardan korktuklarn hatrlatp mminlerden ksa vadede gelebilecek zarar hesap ettikleri halde, ileride Allahn kendilerine verecei cezay gz ard etme basiretsizliklerini eletirmek olduu sylenebilir. 14. ayette ise onlarn, Mslmanlarla toplu halde gs gse bir savaa giremeyecekleri belirtilmektedir. Ancak iyi korunmu kalelerde veya siperlerin arkasnda mminlerle sava gze alabilirler. Kendi aralarndaki anlamazlklar, arpmalar ve savalar da ok etindir. Kuvvet ve yiitlikleri

71

birbirleriyle arptklar zamandr. Yoksa Allah iin cihad eden mminlerin karsnda harp meydanna kacak olurlarsa, o kuvvet ve iddetleri zayflk ve yenilgiye dnr. Ayrca srekli birbirleriyle didiip dururlar. Dardan baknca onlar birlik ve beraberlik iinde sanrsn; oysa kalpleri darmadanktr. Bir inan etrafnda toplanp da gnl birlii ile hareket edemezler. nk onlar, akllarn kullan(a)mayan bu yzden de, doru bir inanca ve salam ahlk llere sahip olmayan inkrc bir toplumdur. Bu ayette, bir toplumun birlik ve beraberlik ruhu iinde olmamas durumunun akln iyi kullanamamalar gerekesiyle aklanmas, toplumsal dayanmann srf duygu balar temeline deil, ayn zamanda rasyonel esaslar zerine dayal olabileceini gstermesi bakmndan dikkat ekicidir. Nitekim Hz. Peygamber Medineye hicret ettiinde oradaki muhtelif sosyal gruplarla hak ve vecibeleri dzenleyen bir hukuki metin hazrlayp ilgililere imzalatm, bu taahhtlere uyulduu srece -farkl inan gruplarndan olumasna ramen- Medine toplumu huzur ve gven iinde olabilmiti. Verilmek istenen mesaj u olmaldr: Mslmanlar mnafklarn ve ahitlerini bozan Yahudilerin blflerine aldr etmemelidir. Zira onlar btn artlarda sava gze alacak cesaret ve zveri duygusuna ve mterek bir gaye uruna canlarn feda edebilecek imana ve ruha sahip deildirler. Byle bir birlik ruhu iinde deil, sadece kendilerini salama alabildikleri durumlarda veya bulunduklar mevzide kendilerini korumak zere savarlar. 15 16 17 18 15. Ey Mminler! Bu Nadroullar Yahudilerinin durumu, kendilerinden ksa bir sre nce dneklik ve kstahlklarnn bedelini Medineden srgn edilmekle deyen, ahirette de ok feci bir azaba mahkm edilecek olan Kaynukaoullar Yahudilerine benzer. 16. Yahudi yandalarna yardm sz verip ardndan dneklik eden o mnafklara gelince, bunlarn durumu ise eytann insanla ilikisine benzer. yle ki eytan, insana ilkin, Allah inkr et! diye telkin eder. nsan inkr edince de, Artk seninle hibir ilgi ve alakam yoktur. nk ben, btn varlklarn rabbi Allahtan korkarm. diyerek eker gider. 17. Ama sonuta her ikisinin akbeti de iinde temelli kalacaklar cehennemi boylamak olacaktr. te zalimlerin cezas budur! 18. Ey Mminler! Allaha itaatsizlikten her daim saknn. Herkes yarn bir gn ahirette karsna kacak olmas hasebiyle bu dnyada ne yaptna dikkat etsin. Allahn azabna mahkm olmaktan korkun da Ona saygda kusur etmeyin. Unutmayn ki Allah, yaptnz her eyden haberdardr! Kendilerinden ksa bir sre ncekiler anlamndaki ifadeyle, Bedir savanda perian olan mriklerin kastedildiine dair grler vardr. Fakat bu sava sonrasnda ahitlerini bozmalar sebebiyle Medineden ilk srgn edilen Kaynukaoullar Yahudilerinin kastedilmi olmas ihtimali daha kuvvetli grnmektedir. yle ki: Bedir sava sonrasnda Kaynukaoullar, Mslmanlar ekemedikleri iin Hz. Peygamberle aralarndaki antlamay ihlal edici konumalar yapmaya balamlar ve bu tavrlar sebebiyle Reslullah tarafndan uyarlmlardr. Fakat onlar Hz. Peygambere kstaha bir cevap vermilerdi. Nihayet bir gn Medine arsnda kuyumculuk yapan bu kabileye mensup bir esnafn

72

Mslmanlardan bir hanmn iffetine dokunan ve onu aalayan eylemi barda taran son damla oldu. O esnaf oradan geen bir Mslman tarafndan ldrlnce antlamay feshettiklerini aka ilan edip kalelerine kapandlar ve sava haline girdiler. Mslmanlar tarafndan yaplan kuatma sonunda teslim oldular ve srgn edildiler. Asl akbetleri, ahirette can yakc bir azaba mahkm olan inkrclarn urad akbet gibi olacaktr. Yahudileri kkrtan mnafklarn durumu, eytann durumuna ne kadar da benziyor. eytan, insana vesvese vererek, Allah, peygamberini ve ayetlerini inkr et! Korkma, ben senin yanndaym! der. Fakat insan onun szne gvenip Rabbini inkr edince hemen ardndan Bedir savanda olduu gibi ve de Hesap Gnnde onu yapayalnz brakarak, Ben seni tanmyorum ve yaptklarnn sorumluluunu da kabul etmiyorum! nk ben her ne kadar isyankr olsam da, lemlerin Rabbi olan Allahtan korkarm! diyecektir. eytan-insan ilikisinin kyamette nasl fiyaskoyla sonulanaca imdiden bizlere hatrlatlarak Allahn apak bir dman olarak hedef gsterdii eytann drtlerine kar ok dikkatli olmamz gerektii brahim suresinin 22. ayetinde yle dile getirilmektedir: Hesap grldkten sonra eytan da onlara yle diyecek: phesiz Allah size vaktiyle (ahiret hakknda) ne sylediyse hepsi doru kt. Dnyada iken ben de size bir takm eyler hakknda vaatlerde bulunmutum, ama grdnz gibi yalanc ktm. Aslnda benim size istediimi yaptrma gcm yoktu. Ben size sadece telkinde bulundum, siz de bana uydunuz. u hlde azaba mahkm olmanzdan tr beni sulamayn, kendinizi knayn. Artk ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni. Kald ki vaktiyle beni Allaha ortak komanz da reddetmitim. Buradaki her ikisi olarak evrilen ikil zamir, 11. ayette zikredilen inkrc Yahudi kabilesi olan Nadroullar ile mnafklar iaretlemektedir. Bu ayet, her ite ve her zaman Allaha kar sorumluluk bilinciyle davranlmas gerektiine ilikin bir ardr. Dnya hayatnn tek gerek hayat olmad, asl hayat yurdunun ahiret olduu ve oras iin bu dnyada yaplan amellere ok dikkat edilmesi gerektii vurgulanmaktadr. O hlde, mminlerin Allahtan gelen ilkelere smsk sarlp eytann admlarn izlemekten titizlikle saknmalar gerekmektedir. Herkes kendisini hemen imdi hesaba ekmeli ve yarnki ebed hayat iin ne hazrladna bakmaldr. nk herkes ahirette, ancak mmin olarak yapt iyiliklerle deerlendirilecektir. Resl-i Ekremin, phesiz Allah, sizin ekillerinize ve mallarnza bakmaz; fakat kalplerinize ve amellerinize bakar! eklindeki uyarlar mminler iin ok ey ifade etmelidir. Evet, Allaha ve ahiret gnne yrekten inananlar, Ona iten bir saygyla balanmaldr. Hi kukusuz Allah, btn yaptklarmzdan, yapmamz gerekirken yapmadklarmzdan hakkyla haberdar olup vakti zaman gelince tek tek bunlarn hesabn soracaktr. 19 19. Ey Mminler! Sakn Allah unutan, Onu umursamayan, bu yzden Allahn da hayrlarna olacak ileri yapmay kendilerine unutturduu kimseler gibi olmayn. nk onlar yoldan km kimselerdir!

73

Allah unutmaktan maksadn, Allahn kulu olduu bilincinden yoksunluk ve Ona kar kulluk borcunu umursamama olduu anlalmaktadr. Tvbe suresinin 67. ayetinde ayn fiil kullanlarak mnafklarn Allah umursamadklar, Allahn da onlar kendi hallerine brakt, yani Onun yardmna lyk grlmedikleri ve kendi tercihlerinin sorumluluuyla ba baa kaldklar belirtilmitir. Burada Allah unutmann yaptrm ve sonucu Allahn da onlara kendilerini unutturmas eklinde ifade edilmitir. Bu, Allah bilincine sahip olmayan kiinin kmil manada insan olma uurunun da zayflayaca anlamna gelir. Bir baka anlatmla, etrafn kuatan bunca kanta ve kendisine verilen akl nimetine ramen Allah unutan, Ona kul olma idraki iinde olmayan kii gerek anlamda kendine yabanclamaya, dolaysyla hayatn boa geirmeye mahkmdur. nsann mr nimetini bu ekilde heder etmesi ise karlksz kalmayacaktr. Bir sonraki ayette belirtildii zere, -bu dnyadakinden farkl olarak- ahirette, sorumluluunun idraki iinde davrananlardan tam olarak ayrt edilip hak ettii muameleyi grecektir. Mfessirlerin birou tarafndan 19. ayet, Allahn, kendisine kar grevlerini yerine getirmeyenlere, iyilik yapmay ve ktlklerden saknmay unutturmas, onlar bu paydan ve mutluluktan mahrum etmesi eklinde aklanmtr. Bu ayetten, insann kendini tanmas, yani var olu amacn idrak edip onu unutmamas halinde rabbini de bilmi ve tanm olaca manas da karlabilir. Hz. Aliden nakledilen Sen kendini bil ki rabbini de bilesin ve Kendini bilmeyen rabbini de bilmez anlamndaki vecizeler bu yorumu destekleyici niteliktedir. Allah unutan, Allahn da onlar kendilerine unutturduu kimseler yoldan km kimseler (fsk) olarak nitelenmitir. Bu nitelenme, Allahn insana emanet olarak balad en byk akl melekesini kastl bir ekilde yanl kullanarak Ondan gafil olmann sonucunda kendi rh/manev potansiyelini boa harcadklar iindir. Mnafklar, sadece bakalarna ikiyzl davranmaz, nifak giderek yle benimser ki, artk kendi kendisinin de mnaf olur. te kendi kendini unutmak budur. Kendini unutan kendine yabanclar ve giderek kendisiyle kavgal hale gelir. Kendini unutan kendisine ah damarndan daha yakn olan Allah da unutur. Bylece hem kendinden hem de yaratcsndan iyice uzaklam olur. Tersi de mmkndr. nsann Allah unutmasndan Allah zarar grmez; ama zarar gren kendisidir. slmn birinci halifesi Hz. Ebu Bekirin bir hutbesinde, bu ayete zel bir atfta bulunarak, yle konutuu rivayet edilmitir: Ey insanlar! Siz, belli bir sona doru koarak gittiinizin farknda msnz? Kim Allah rzas iin bir i zerinde iken, eceline hkmedebiliyorsa buyursun, yapsn! Bunu da ancak Azz ve Cell olan Allahn izni ve destei ile yaparsnz! Bazlar, mrlerini bakalar iin tkettiler! Allah, sizi bunlara benzemekten men etti ve Sakn ha, Allah unutup da, O da kendilerine kendilerini unutturduu kimseler gibi olmayn! buyurdu. Daha nceki kardeleriniz hani, neredeler? Kendilerinden ncekilerin bana gelen onlarn da bana gelmitir elbet; kimi iyi insanlar, kimi de kt insanlar olarak yaadlar ve ldler. ehirler kurup etrafn kaln duvarlarla eviren o zalim ve zorba krallar neredeler? Onlar da kayalarn ve topran altna girmediler mi?! u acayip haberleri, bitip tkenmeyen Allahn kitabn okuyun! Karanlk gnlerde yararlanmanz iin onunla kalbinizi, zihninizi aydnlatn! tlerine kulak verin! Allah orada, Zekeriya ve ailesini, Onlar hep imanlarna yarar gzellikte iler yapmak iin kouur, hem ilahi af ve mafiret midi hem de azap endiesi iinde bize yakarrlard. Onlar bize gerekten derin sayg gsterirlerdi. diyerek vmektedir! Dikkat edin! Allahn rzas gzetilmeden sylenen hibir szde hayr yoktur! Allah yolunda harcanmayan hibir malda hayr yoktur! Cehaleti, affna ve

74

hogrsne baskn gelen kimsede hayr yoktur! Allah yolunda, bakalarnn knamasndan ekinen kimsede de hayr yoktur! 20 20. Cehennemlikler ile cennetlikler elbette bir olmaz. Cennetlikler, esenlik ve mutlulua eriecek kimselerdir. nsan ayartmada ok mahir olan eytan dinleyip telkinleri dorultusunda hayat sren ve bylece kendini unutan sorumsuzlarn varaca yer atetir. Sorumluluk bilinciyle hareket edip Kurna kulak verenlerin gidecei yer ise her trl nimetin olduu cennetlerdir. Fakat cenneti hak edebilmek iin, omzumuzdaki sorumluluk yknn farknda olmamz ve Kurn ile hayatmz ekillendirmemiz gerekir. Gerekten bu Kurnn ruhlar zerinde son derece gl bir arl ve etkisi vardr. 21 21. Eer biz, bu Kurn bir dan tepesine indirmi olsaydk, o dan ilah hitaba muhatap olmann ar sorumluluu altnda ezilip Allah korkusundan parampara olduunu grrdn. te biz bu misalleri insanlar dnp akllarn balarna alsnlar diye veriyoruz. Ayetin sonunda belirtildii zere burada herkesin anlatlmak istenen manay kolayca kavrayabilmesi iin somut bir rnekten yararlanlmtr. Asl ama, Kurnn ierdii mesajn nemini ve ona muhatap olan insann ne byk sorumluluk altnda bulunduunu vurgulamaktr. Bu rnekle ilgili aklamalar yle zetlemek mmkndr: ayet bir daa insana verildii gibi uur verilmi olsayd, o heybet timsali eilmez da bile Allahn sfatlarn bilmenin ve sorumluluk duygusunun sonucu olarak Onun azameti, kudreti ve evrendeki mutlak egemenlii karsnda sonsuz bir saygyla eilirdi. Fakat bununla kalmaz, Ona kulluk etmek iin kendini paralard. nsanlar ise genellikle omuzlarndaki yk hissetmemek iin deta direnmekte ve gaflet iinde mrlerini tketmektedirler. Burada dikkat eken bir husus, yine ayetin sonunda ifade edildii zere, bu rnekten sonu karmann da yine insana, daha dorusu onun muhakeme yeteneini kullanmasna bal olmasdr. Bu ayetin birok mesaj ierdii muhakkaktr. Birincisi, bu Kurn daataa deil, akl ve irade sahibi insana emanet olarak verilmitir. Ama ne gariptir ki, akl ve bilin yeteneiyle donatlarak kulluk emanetini yklenen insanolu, bir taraftan cehennem atei, dier taraftan cennet nimetleriyle kuatlm bir gelecee doru yol alrken pervasz ve gamsz davranyor, bu muhteem Kurn karsnda duyarsz kalabiliyor! kincisi, bata mnafklar olmak zere, Kurnn bykln hissetmeyen tm evrelerin ta kalpli olduu vurgulanmaktadr. ncs ise, Kurn daa inmi olsayd onu da akllandrr ve duygulu hale getirirdi. Vicdan olan insanlarn Kurn okunduunda, onu dinlediklerinde duygulanp alamamas ne mmkn! Nitekim Hristiyanlar arasnda keiler ve rahiplerin Kurn iittiklerindeki tutum ve davranlar Allah tarafndan vgye deer bulunarak Mide suresinin 83 ve 84. ayetlerinde yle ifadesini bulmaktadr: te o keiler ve rahipler hak ve hakikati tandklar iin Peygambere vahyedilen ayetleri dinledikleri zaman gzlerinin yala dolup tatna tank olursun. Onlar, Ey Rabbimiz! derler, Biz iman ettik. Sen bizi hak ve hakikate tanklk eden

75

kullarnn arasna kat! Hem sonra btn isteimiz Rabbimizin bizi gzel kullarnn arasna katmas iken Allaha ve Onun tarafndan bize ulaan Kurn mesajna ne diye iman etmeyelim ki?! Ayetteki hu szc, kalb fiillerden olup sadece akleden kalp sahibi varlklar iin kullanlr. Burada da iin kullanlm fakat Kurnn ini artna balanmtr. Bu gereklemediine gre burada -mesaj amal- bir varsaym olarak kullanlmtr. Bu misalleri insanlar dnp akllarn balarna alsnlar diye veriyoruz. ayeti, insanlarn ruhen ve zihnen aydnlatldklar anlamna gelir. Fakat aydnlanmamakta srarc davranan, Kurnn prsmez, ebed mesaj karsnda titremeyen her kalp, eilmeyen her ba, ta kesilmi hatta tatan bile kat hale gelmi demektir. Nitekim Bakara suresinin 74. ayetinde ifade edildii gibi, zira yle talar/kayalar var ki, kiminin barndan rmaklar fkrr; kimininkinden sular kar; kimi de Allah korkusuyla yerinden kopup aa yuvarlanr. te insan, bylesine yce Allaha kul ve bylesine erefli olarak yaratlmtr. Ayn zamanda ar bir yke ve sorumlulua da muhataptr! Eer insan, bu dnyada rabbinin yceliini, kendi deerini, dolaysyla sorumluluunun niceliini bilmezse, baka ne zaman bilecek?! 22 23 24 22. Allah: Ondan baka gerek ilah yoktur! O, gizliyi ve aikr, grnmeyen ve grnen her eyi bilir. O, ok efkatli, ok merhametlidir. 23. Allah: Ondan baka gerek ilah yoktur! O, snrsz egemenlik sahibidir. Her trl eksiklikten mnezzehtir. Esenlik ve gven kaynadr. Her eyi grp gzetendir. stn kudret sahibidir. Snrsz ve kar konulamaz bir irade sahibidir. Yceler ycesidir. an yce Allah, mriklerin tanrlk yaktrdklar eylerden yce ve mnezzehtir. 24. Allah: O, takdir ettii gibi yaratandr. O, esiz ve rneksiz olarak varlklar meydana getiren, var ettii eyleri diledii gibi ekillendirendir. En gzel isimler Onundur. Gklerde ve yerde ne varsa hepsi Onun ann yceltir. O, stn kudret sahibidir; her buyruu ve her fiili mutlak isabetlidir! O Allah ki, kendisinden baka emrine kaytsz artsz boyun eilecek hibir otorite, kulu klesi olunacak, her dedii dinlenecek hibir ilh yoktur! O, yaratlmlarn alglama snrlarnn tesinde bir lem olan gayb da, duyularla kavranabilen ehdet lemini de en mkemmel ekilde bilmektedir. Grnen ve grnmeyen, akta ve gizli olan her eyden haberdardr. Ayn zamanda O, sonsuz efkat ve merhamet sahibidir. Bu efkat ve rahmetinin bir tezahr olarak rehberliinde yol almalar iin tm insanla Kurn ve onun teblicisi ve tatbikisi olan Hz. Peygamberi ltfetmitir. O Allah ki, kendisinden baka kulluk edilecek hi bir otorite, hi bir ilh yoktur! O, mutlak hkmranlk sahibi, mlkn hakiki maliki: Meliktir. Her trl kusurdan, noksanlktan uzak, kutsaln kayna: Kuddstr. slm, kurtulu, huzur ve esenliin kayna: Selmdr. man, gven ve emniyet veren: Mmindir. Her an her eyi gzetip koruyan, her muhtacn ihtiyacn karlayan; iyi ile kty belirlemede mutlak otorite sahibi: Mheymindir.

76

Gerek anlamda kudret, izzet ve eref sahibi, mutlak stn ve yce olan: Azizdir. Danklar toparlayan, yaralar sarp sarmalayan; gcne kar konulamayan, sonsuz kudret sahibi, her artta iradesini yrten: Cebbrdr. Her konuda yceliini gsteren, yceliiyle vnmeye hakk olan, byklnde snrsz olan: Mtekebbirdir. Daha by olmayan en byktr. Allah, mriklerin dnce ve anlaylarnn bozukluundan kaynaklanan irkin her eklinden ve her trnden mnezzehtir; acziyet ve noksanlk anlamna gelebilecek her trl nitelikten uzaktr; insanlarn ilahlk payesi vererek Ona ortak kotuklar her eyin zerinde ve tesindedir, yceler ycesidir! Mtekebbir demek aslnda hibir konuda hibir kimseye hibir ekilde asla ihtiyac olmayan demektir. Bundan dolay da mtekebbir sfat sadece Allaha ait bir zelliktir. O Allah ki, her eyin mutlak yaratcsdr: Hlktr, yoktan var eden ve var ettiinin ilk rneklerini yaratandr: Bridir ve her varla en uygun ekil ve zellikleri verendir: Musavvirdir. Ksacas, en mkemmel nitelikler, en gzel isimler Onundur. Gklerde ve yerde bulunan btn varlklar, daima Allahn snrsz kudret ve azametini vgyle anarak yceltmektedir. u muhteem kinat nizam ierisinde yer alan her ey, kendisini yaratan Allahn her trl kusur ve noksanlktan uzak olduunu haykrmakta, Onun mkemmelliini gzler nne sermektedir. Gerekten O, sonsuz kudret ve hikmet sahibidir. Asla yersiz ve gereksiz hkm vermeyen ve hkmne kar konulamayan Yce Yaratcdr. Bu son ayette Allahn baz isimleri zikredilmektedir. Bu nedenle Har suresi en gzel isimler anlamna gelen bir el-esml-hsn suresidir. Rabbimiz kendisini bize bu isim ve sfatlaryla tantmaktadr. Zikredilen isimler, bizi Allaha ulatran meru vesilelerdir. Nitekim Arf suresinin 180. ayetinde yle buyrulmaktadr: En gzel isimler Allahndr. Ona bu gzel isimlerle dua edin! Sure, ilk ayetinde olduu gibi, gklerde ve yerde bulunanlarn hep Allah tespih ettii, Onun azz ve hakm olduu belirtilerek sona ermektedir.

zet
Har suresini blme ayrmak mmkndr. 1 ila 10. ayetlerinin oluturduu birinci blm, gklerde ve yerdeki btn varlklarn Allahn yceliini dile getirdiini, Onun gl ve hikmet sahibi olduunu bildiren bir ayetle balar. Sava yapmadan elde edilen baarnn srf Allahn izni ve yardmyla meydana geldiini, bunu daha nceden Nadroullar Yahudilerinin de Mslmanlarn da beklemediini belirten ikinci ayetin sonunda bu olaydan herkesin ders almas gerektii vurgulanr. nc ayette yemini bozmu, inan ve deerlerine balln yitirmi bir topluluk iin srgnn en hafif ceza olduu, aslnda byle bir toplumun dnyada da hirette de daha ar cezalar hak etmi bulunduu aklanr. Bunun ardndan Allahn, antlamay bozan fsklar rezil ve rsva edeceine dikkat ekilir. 78. ayetler, gayrimslimlerden silah kullanmadan elde edilen ve slm devletinin gelir kaynaklar arasnda yer alan feyin taksim esaslarn belirlemektedir. Ayrca ayette, gerek fey ve ganimet gibi devlet mallarnn kullanm gerekse dier din, hukuk ve ahlk konularla ilgili olarak Hz.

77

Peygamberin ortaya koyduu sarih hkmlerin deitirilemez olduuna da iaret edilmektedir. Medineli ensarn Mekkeli muhacirlere kar besledii kardelik duygularn, bunun sonucu olarak kendilerine kucak ap z canlarna tercih etmelerini anlatan 9. ayet, slm toplumundan beklenen ve Kurn- Kermin geneline hkim olan sosyal dayanma ruhunun karakteristik ifadelerini kapsar. En byk kurtuluun insann bencillikten, nefsinin kar dklnden uzaklamas ile elde edebileceinin altn izer. Nitekim 10. ayet, dier Mslmanlarn da ayn kardelik duygularn tamalar gerektiini vurgulamaktadr. Ayrca iman edenlerin birbirine kar yreklerinde kin tutamayacaklar bildirilir. 11 ila 17. ayetlerin yer ald ikinci blmde mnafklarla Yahudilerin srgnden nceki ilikilerinden bahseden ayetler, mnafklarn ve Ehl-i kitaptan olduklar hlde imanlarn kaybetmi olanlarn birbirlerine nasl yalan sylediklerini, szlerinden nasl dndklerini ve birbirlerinin aleyhinde nasl altklarn gzler nne serer. Bunlarn kendi karlarn dndkleri, asla fedakrla yanamadklar, dardan baklnca btnlk iinde bir topluluk izlenimi vermelerine ramen gnllerinin birbirinden kopuk olduu anlatlr. Onlar birbirlerini batan karma hususunda eytana benzerler; birbirlerini kurtarmaya gelince de herkesin kendi bann aresine bakmas gerektiini ne srerler. Bu ayetler, dolayl olarak Mslmanlara byle olmamalar gerektii yolunda yaplan uyarlardr. Bu blm zalimlerin yerinin ate olduunu bildiren bir tehditle son bulur. 18 ila 24. ayetlerin oluturduu nc blm ise, Allahtan korkmay ve ebed hayat iin hazrlk yapmay tleyen ayetle balar. Dnyadaki btn ktlklerin Allah ve ahireti unutmaktan ileri geldiine iaret edilir. Mslmanlarn byle olmamalar ve fsklardan uzak durmalar istenir. Cehennem ehliyle cennet ehlinin eit olmad, esas kurtulanlarn cennet ehli olduu vurgulanr. Kurnda verilen misaller insanlarn dnmesi ve ibret almas iin ortaya konmutur. 21. ayette Kurnn, bir daa indirilmi olsayd da para para edecei ifade edildikten sonra tevhid inancnn zn tekil eden son ayette Allahn birlii, ycelii, esizlii, rahmet ve merhameti, gc ve kudreti dile getirilir. Gklerde ve yerdeki her eyin Allah tespih ettiini bildiren ayetle balayan sure, yine gklerde ve yerdeki her eyin Allah tespihe devam etmekte olduunu haber veren ayetle son bulur. Ayn ekilde birinci ayet gibi sonuncu ayet de, O, stn kudret sahibidir; her buyruu ve her fiili mutlak isabetlidir! anlamna gelen ifadeyle biter. Har suresinde, d dmanlara ve ierideki mnafklara kar dikkatli ve tedbirli olmay ngren ayetlerin yannda baz hikmetli tlere, hukuk hkmlere, ahlk ve eitimle ilgili ilkelere de yer verilmitir. Btn bunlardan daha nemlisi tevhid inancyla ilgili ayetlerdir. zellikle surenin sonunda yer alan ve Cenb- Hakkn birliini, yceliini, sonsuz azamet ve merhametini bildiren ayetler, insan kalbine tevhid akdesini ve Allah sevgisini yerletirmek amacn gtmektedir.

78

Kendimizi Snayalm
1. Surede srgn edildiinden bahsedilen Yahudi kabilesi aadakilerden hangisidir? a. Kurayzaoullar b. Nadroullar c. Mudaroullar d. Kaynukaoullar e. Mnafklar 2. Aadakilerden hangisi feyin taksim edildii snftan biri deildir? a. Hz. Peygamber b. Peygamberin akrabalar c. Yetimler d. Mellefe-i kulb e. Yoksullar 3. Aadakilerden hangisi ensarn zelliklerinden biri deildir? a. Yurtlarndan ve mallarndan uzaklatrlmlardr. b. Kardelerini kendilerine tercih ederler. c. man iselletirmilerdir. d. Muhacirlere verilenden dolay rahatszlk hissetmezler. e. Kendilerine gelen mminleri can gnlden severler. 4. Nadroullarnn durumu kendilerinden nceki hangi kabileye benzer? a. Mudaroullar b. Kurayzaoullar c. Nadroullar d. Mnafklar e. Kaynukaoullar

79

5. Son ayette Allahn zikredilmeyen ismi/sfat hangisidir? a. Mheymin b. Musavvir c. Muktedir d. Mmin e. Mtekebbir

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. b 2. d 3. a 4. e 5. c Yantnz doru deilse, ilgili ayetleri tekrar dikkatlice okuyunuz. Yantnz doru deilse, 6-7. ayetleri tekrar okuyunuz. Yantnz doru deilse, 9. ayeti tekrar inceleyiniz. Yantnz doru deilse, 15. ayete tekrar baknz. Yantnz doru deilse, son ayetleri anlamlarna dikkat ederek gzden geiriniz.

Yararlanlan Kaynaklar
Ate, S. (1988). Yce Kurnn ada Tefsiri, stanbul. Duman, M. Z. (2006). Beynul-Hak, Ankara. Durmu, Z. (2003). Sosyal Dayanmann Salanmasnda Kurnn ngrd deal Model: sr, (Makale), Dinbilimleri Akademik Aratrma Dergisi, Samsun. bn Kesr, E. (1984). Tefsrul-Kurnil-Azm, stanbul. sfahn, R. (1986). el-Mfredt f Garbil-Kurn, stanbul. Karaman, H. vd. (2006). Kurn Yolu, Ankara. Mevdudi, E. (1991). Tefhiml-Kurn, ev. Komisyon, stanbul. Sbn, M. A. (1981). Safvett-Tefsr, Beyrut. Yazr, M. H. (1982). Hak Dini Kurn Dili, stanbul.

80

81

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Allaha ve Peygambere (s.a.v.) saygnn temellerini aklayabilecek, Mslmanlarn Allahn son Peygamberi olan Hz. Muhammed (a.s.) ile ilikilerinin nasl olmas gerektiini kavrayabilecek, Mslmanlar arasnda kan sorunlara nasl zm bulunabileceini aklayabilecek, nsanlar arasnda asl stnln hangi esasa dayandn aklayabilecek, Kurn- Kermde yer alan db- mueret (grg kurallar) hakknda bilgi edineceksiniz.

Anahtar Kavramlar
db- mueret (Grg kurallar) Haber Adalet Alay Gybet Takva

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisinden Hucurt Suresi maddesini okuyunuz. Bu sureyle Lokmn suresinin 12-19. ayetlerini db- mueret asndan karlatrnz. Peygamberimizle (a.s.) ilikiler balamnda, bu surenin 2. ve 3. ayetlerini, Nr suresinin 63. ayetiyle deerlendiriniz.

82

Hucurt Suresi
GR
Medinede inmitir, 18 ayettir. Mushaftaki sraya gre 49., ini srasna gre ise 106. suredir. Surenin fasla harfleri, nn ve mim ( )dir. Sure, adn 4. ayette gemekte olan ve odalar anlamna gelen el-Hucurt kelimesinden almaktadr. Surenin ana konusunu, temel ahlaki deerler ve davranlar oluturmaktadr.

Sureyle lgili Nzul Sebepleri


Kaynaklarda Hucurt suresiyle ilgili birok nzul sebebi anlatlmaktadr. Bunun en nemli nedeni, surenin medeni olmas ve muhtemelen mslmanlarn saysal olarak oald, dolaysyla daha ok bilginin aktarlma imknnn bulunduu hicretin 9. ylnda inmi olmasdr. Aslnda surenin birden fazla ayeti iin sebebi nzul bilgisine yer verilmektedir. Bundan dolay biz de ayet ayet sebebi nzulleri kaydetmeyi dnyoruz. 1. - 5. Ayetler: a) Temm oullarndan bir grup, Hz. Peygamberin huzuruna geldi. Hz. Eb Bekir, Kak b. Mabedi emir tayin et! dedi. Hz. mer ise, Akra b. Hbisi emir olarak tayin et! dedi. Eb Bekir, mere, Bana muhalefet etmek istedin! dedi. O da, Hayr sana muhalefet etmek istemedim! diye karlk verdi. Derken tartma uzad, sesleri ykseldi, neticede bu ayetler nzil oldu. b) Bir grup, Kurban bayram gn Allah Rasl (s.a.v.) bayram namazn klmadan nce kurbanlarn kestiler. O da onlara, kurbanlarn tekrar kesmelerini emretti. c) Keke Allah u u konularda ayetler indirse! diyenler hakknda indi. Zira Allah, onlarn bu tavrn beenmemiti. d) Amr b. meyye ed-Damr hakknda nzil olmutur. O, Peygamberden (a.s.) izin almakszn Sleym oullarndan iki kiiyi ldrmt.

83

e) 2. ayet, Sbit b. Kays b. emms hakknda inmitir. nk yksek sesli biriydi. Konutuunda Allah Rasl (s.a.v.), muhtemelen onun sesinden rahatsz oluyordu. f) Ben Temm kabilesi, Allahn Elisine gelmiler ve kapnn nnde, Bizim yanmza gel! Bizim vgmz gzel, yergimiz de ktdr! diye seslenmilerdi. O da, Bu dediiniz, ancak Allahtr! diyerek kp gelmiti. Biz Temm oullarndan bir grubuz, airimizle, hatibimizle seninle iir ve hitabet yarmas yapmak iin geldik. demiler, o da bunun zerine, Ben ne iirle gnderildim, ne de vnmeyle emredildim! Ancak hadi gelin bakalm! demiti. Bunun zerine, Zibrikn b. Kays ilerinden bir gence, Hadi kalk da, kendinin ve kavminin stnln anlat! demi, o da denileni yapmt. Allah rasl (s.a.v.) de, Sbit b. Kaysa emretmi, o da ona cevap vermiti. Sonra onlarn airleri kalkp iir okumu, Hassn da buna kar iir okumutu. Bu karlkl konuma ve iir okumalardan sonra, Akra b. Hbis yle dedi: Vallahi ne olduunu anlayamadm, hatibimiz konutu, ama onlarn hatibinin sz daha gzeldi. airimiz iir okudu, onlarn airinin iiri daha gzeldi. Sonra yaklat ve mslman oldu. Ayetler bunun zerine indi 6. Ayet: Peygamber (a.s.), Veld b. Ukbeyi Ben Mustalik kabilesine zekt memuru olarak gndermiti. Onunla Mstalik oullar arasnda cahiliye dneminden kalma bir husumet vard. Yola kp bir mddet gittikten sonra, karsna kan svarilerin kendisini ldreceklerinden korkarak geri dnd ve yle dedi: Zekt vermeyi reddettiler ve beni ldrmeye kalktlar. Allah Rasl de (s.a.v.) onlara sava amay dnmt. Ayet, bunun zerine nzil oldu. 9. Ayet: a) Peygamber (s.a.v.), hasta olan Sad b. Ubdeyi ziyaret etmek iin yola kmt. Bu esnada Abdullah b. beyy b. Selle de uramas rica edilmiti. Eeinin zerinde olduu halde onun yanna gitti. Abdullah b. beyy, Eeinin kokusu bizi rahatsz etti deyince, o mecliste bulunanlardan Abdullah b. Revha, Allah Raslnn (a.s.) eeinin kokusu, senin kokundan daha gzeldir karln verdi. Bylece iki taraf arasnda bir tartma ve kavga meydana geldi. Sonunda birbirlerine ellerindeki sopalarla, ayakkablarla vurmaya, dvmeye baladlar. b) Dier bir rivayete gre, bu ayet, aralarnda mnakaa bulunan ensardan iki kii hakknda inmitir. Bunlardan biri dierine, Zorla da olsa hakkm alacam. dedi. Kabilesinin okluuna gveniyordu. Dieri onu, Allahn Raslnn (s.a.v.) yannda muhakeme olunmaya davet etti. uzad, sonunda birbirlerine elleriyle ve ayakkablarla vurmaya baladlar. Ayet bunun zerine indi. c) Ensardan mrn adnda bir zat vard. Bunun mm Zeyd isimli bir hanm vard. Kadn ailesini ziyaret etmek istedi, ama ei onu hapsetti. Onu evinin st katnda tutuyordu. Ailesinden hi kimse yanna giremiyordu. Kadn ailesine haber gndermi, bunun zerine baz kimseler gelmiler, onu bulunduu yerden indirmiler, gtrmek istemilerdi. Kocas da dar km, kendi evresinden yardm istemiti. Amcasnn ocuklar gelip kadnla ailesinin arasna girmeye almlard.

84

Bu esnada ayakkablarla birbirlerine vurdular ve bu ayet nzil oldu. Peygamber (a.s.) bir adam gndermi ve onlar bartrm, iki taraf Allahn emrine boyun emilerdi.
Elmall, 9. ayetin ini nedeni olarak aktarlan bu rivayetten ilkini tercih etmektedir. Sizce bunun sebebi ne olabilir?

11. Ayet: a) Sbit b. Kays, kula zor duyan biriydi. Bir gn geldi, Peygamberin (a.s.) yanna yaklamak istiyordu. nndeki adama, ekil! dedi. Adam ona aldrmaynca, Kimsin sen! dedi. O da, Ben filann oluyum! cevabn verdi. Sbit, buna karlk cahiliye dneminde ayplanan bir kadnn adn syleyerek, Sen filanca kadnn olusun! dedi. Adam sesini karmad, ban nne edi. b) Temm kabilesi heyeti, Mslmanlarn fakirlerinin eski psk halini grnce onlarla alay etti. Ayet bunun zerine indi. c) Raslllahn hanmlar, boyunun ksalndan dolay, mm Selemeyle alay ettiler. Bundan dolay ayet-i Kerme indi. d) Hz. Safiyye validemiz. Peygambere (s.a.v.) gelmi, Kadnlar bana, Ey Yahudi kz Yahudi! diye laf atyorlar. demi, o (a.s.) da, Niin babam Harun, amcam Musa, eim de Muhammed demedin? buyurmutu. e) Raslllah (a.s.) Medineye geldiinde, Medinelilerin kendi aralarnda kullandklar lakaplar vard. Birbirlerini, o lakapla aryorlard. Allahn Raslne (s.a.v.), Ey Allahn Elisi! Onlar, bundan holanmyorlar denildi. Sonra da bu ayet indi. f) Eb Cehilin olu krime, mslman olduunda bazlar kendisi hakknda, Bu, bu mmetin Firavunun oludur!demi, bu da onun gcne gitmiti. O da, bu durumu Hz. Peygambere ikyet edince ayet inmiti. g) Eb Zer ile bir adam arasnda bir tartma vard. Adam ona, Ey Yahudi kadnn olu! diye seslenmiti. Bunun zerine, Birbirinize kt lakaplar takmayn! ayeti indi. h) Kab b. Mlik el-Ensr ile Abdullah b. Eb Hadred el-Eslem arasnda bir sorun vard. O, Abdullaha, Ey bedevi!, Abdullah da ona, Ey Yahudi! dedi. Bunun zerine ayetin bu ksm nzil oldu. 13. Ayet: a) Bu ayet, Sbit b. Kays ve onun kendisine yer amayan kii hakknda syledii sz zerine indi. b) Mekke fethedildii gn, Allah Rasl (s.a.v.) Hz. Bilale emretti, o da Kbenin zerine kp ezan okudu. O, bununla mrikleri hor ve hakir klmak istedi. Bilal ezan okuyunca, Attb b. seyd, Bugnden nce seydin cann alan Allaha hamdolsun! dedi. Hris b. Him da, Muhammed, mezzin olarak bu karakargadan bakasn bulamad m? diye sylendi. Sheyl b. Amr, Allah bir eyi beenmezse, onu deitirir

85

dedi. Eb Sfyn ise, Ben bir ey demiyorum, eer bir ey sylersem, gkyz aleyhime ahitlik eder, yeryz de benden haber verir. dedi. Bunun zerine ayet indi. c) Siyah bir kle hastaland, Raslllah (a.s.) da onu ziyaret etti, sonra adam vefat etti. Hz. Peygamber, onun ykama, kefenleme ve defin ilerini gerekletirdi. Bu sahabeyi etkiledi, sonra da bu ayet nzil oldu. 14. Ayet: a) Rivayete gre Ben Esed b. Huzeyme kabilesinden bir grup, ktlk ve alk ylnda Medineye gelmiler, mslman olmadklar halde, man ettik! demilerdi. Biz, btn yklerimiz ve ocuklarmzla geldik, falan ve filan kabile gibi seninle savamadk, zekt gelirlerinden bize de ver! diyerek mslmanlklarn Allah Raslnn bana kakyorlard. Bunun zerine ayet indi. b) Sz konusu ayet, Allahn Fetih suresinde kendilerinden bahsettii ve kendilerini emniyete almak iin mslman olduklarn syleyen Mzeyne, Cheyne, Eslem, Eca ve ifr kabilelerinin bedevileri hakknda nzil oldu. Onlardan Hudeybiye savana gelmeleri istendiinde, katlmadlar. Bunlarn yerleri, Mekke ile Medine arasnda idi. Raslllahn (a.s.) seriyyelerinden biri onlarn yanndan getiinde, mallarn ve kanlarn korumak iin, man ettik! derlerdi. Peygamber (a.s.) Hudeybiye savana ktnda, onlarn da sefere katlmalarn istedi, ancak onlar onunla birlikte savaa gitmediler. Suredeki Krat Farkllklar: 1. Birinci ayet-i Kermedeki ( ) fiilini, bn Mesd, Eb Hureyre, Eb Rezn, ie, Eb Abdurrahman Slem, krime, Dahhk, bn Srn, Katde, Yakub te ve dl harflerini stnle ( ) eklinde, tefaul babndan, dierleri ise teyi tre, dl ise esreyle ( ) biiminde, tefl babndan okumulardr. Ferr her iki kratin de doru, Zeccc ise her iki fiilin anlamnn bir olduunu sylemitir. 2. Drdnc ayetteki ( )ismini, beyy b. Kab, ie, Eb Abdurrahman Slem, Mcahid, Ebul-liye cmi stn olarak ( ), Eb Rezn, Sad b. Mseyyeb cmi cezimli olarak ( ), di erleri ha ve cm harflerinin her ikisini de treyle ( ) eklinde okumu lard r. 3. Sekizinci ayet-i Kermedeki ( )fiilini, beyy b. Ka b, bn Mesd, Eb mrn el-Cevn tesniye mzekker (), Ebul-Mtevekkil Nc, EbulCn, bn Eb Able tesniye mennes olarak ( )eklinde okumulardr. 4. Onuncu ayetteki ( ) ifadesini, beyy b. Kab, Muviye, Sad b. Cbeyr, Sad b. Mseyyeb, bn Eb Able ( )isminin oulu olarak ( ), Ali b. Eb Talib, Eb Rezn, Eb Abdurrahman Slem, ayn ismin dier bir oulu olan ( ), krat limlerinin ounluu ise, ismi tesniye olarak ( ) eklinde okumulardr. 5. On ikinci ayet-i Kermedeki ( ) fiilini, Eb Rezn, Hasan, Dahhk, bn Srn, Eb Rec, bn Yamer h ile ( ), cumhur ise cm ile (

86

) eklinde okumulardr. Tecessssn anlamnn insann kendisine gizli, kapal olan eyleri renmek istemesi, tehasssn anlamnn ise, haberleri renmek, onlar aratrmak olduu sylenmitir. Ayn ayetteki ( )kelimesi, Nfi tarafndan, ye harfi eddeli ve esreli olarak ( ), dier krat imamlar tarafndan ise, ayn harf cezimli olarak ( ) biiminde okunmutur. Bu ayette farkl okunan baka bir kelime daha vardr. Dahhk ve Asm elCahder ( )fiilini, ( )fiilini tefl babndan mehul/edilgen olarak ( ), dierleri ise slasi mcerred malum/etken olarak ( )eklinde okumutur. 6. Krat fark olan dier bir ayet de, 13. ayettir. Buradaki ( )fiilini, beyy b. Kab, bn Abbas, Dahhk, bn Yamer, Asmdan rivayetle Ebn slasi mcerred olarak ( ), Mcahid, Ebl-Mtevekkil, bn Mhaysn teful babndan te harfini eddeleyerek ( ), Eb Nehk ve Ame tefaul babndan iki te ile ( ), geri kalanlar ise teful babndan )eklinde okumaktadrlar. Bu son okunu da aslnda iki te tek te ile ( ile ( )biimindedir. Bunlarn ilki olan muzari tesi dmtr. Kurn Kermde bunun benzerleri vardr. 7. 14. ayette deiik okunan kelime, ( ) fiilidir. Eb Amr, bu fiili ( - )den ( ) okurken, di erleri ( )den ( ) eklinde okumulardr. Suredeki Baz Kavramlar: Fsk Bu kelimenin kk anlam fkrmak, kp gitmektir. Terim olarak haktan sapan, Allaha itaatten ayrlan, asi anlamna gelmektedir. Hem mslmanlar, hem de kfirler iin kullanr. lkinde gnaha ynelmek, dierinde dinden kmak anlam n plandadr. Bu surede bir ism-i fail, iki kez de masdar olarak gemektedir. Fsk kelimesi, bu surede (Ayet: 6) yanl bir davran sergileyen mslman kimse iin kullanlmtr. 7. ayette, Allahn irkin gsterdii eylerden birinin de fsk olduu belirtilmitir. Son kullanld yer olan 11. ayette, insann mslman ismini aldktan sonra, fsk (gnahkrlk) ismini almasnn ne kadar kt olduu vurgulanmtr. Nebe Nebe, haber demektir. Peygamber kelimesini ifade eden iki kelimeden biri olan neb de (oulu: nebiyyn ve enbiy) bu kkten treyen bir szcktr. Kurn- Kermin 78. suresinin ad da Nebedir. Peygamberlerden (rn.: Tevbe 9/70; uar 26/69; Kasas 28/3) ve gemi milletlerden, topluluklardan (r.: Mide 5/26; Arf 7/175) bahsedilirken nebe kelimesinin kullanld grlmektedir. oul olarak hem gemite olanlar (rn.: l-i mrn 3/44; Hd 11/49), hem de gelecekte olacaklar (rn.: Enm 6/5; uar 26/6) ifade etmede kullanlmaktadr.

87

Tife Grup, demektir. Frka gibi dier kelimelerle karlatrldnda tifenin daha az sayda insan kapsad grlmektedir. Bundan, ayetteki balam dikkate alndnda Cenab- Allahn Mslmanlarn birbirleriyle kitlesel olarak savamasna rza gstermedii sonucunu karmak mmkndr. Kst Bu kelime, adl/adalet demektir. Ancak adl ile kst arasndaki fark, kstn grnr olmasnda yatmaktadr. lye, tartya kst denmesinin sebebi, bunun grlebilen, hissedilebilen bir zellik tamasdr. Bu kkten gelen sls mcerred ( )zulmetti, sls mezid ( )adaletle davrand, adil oldu anlamna gelmektedir. ( )fiilinin anlamlar arasnda, hem adil oldu, adaletle davrand, hem de irk kotu gibi birbirinden olduka farkl manalar vardr. Dolaysyla bu anlamdaki her iki fiilde de zt anlam bulunmaktadr. Takv Takv, Kurn- Kermin ana kavramlarndandr. Bu surede iki kez fiil, bir kez masdar, bir kez de ism-i tafdl formunda gemektedir. Bu kelimenin manas, gl birinin himayesine girip korunmak demektir. Buna paralel olarak korkmak, kanmak, saknmak, ekinmek gibi anlamlar da ne kmaktadr. Zan Kesin olmayan, gereklii net olmayan bilgi trne zan ad verilmektedir. Kesin bilgiyle phe arasndaki bilgi trdr. Trkedeki zandan, zannetmekten farkl bir manaya sahiptir. Bilginin deeri bakmndan ilim kavramndan bir alt kategoriyi oluturmaktadr. Zan, ihtimal zere bir hkm vermektir. Tecesss Bu fiilin asl anlam, birinin hastaln anlamak iin nabzn tutmak, kontrol etmek demektir. Bilinmeyen bir eyi ortaya karmaktr. Css kelimesinin de buradan geldii dnlrse, tecesssn ince, detayl, gayretli aratrma demek olduu daha iyi anlalabilir. Buradaki balamnda insanlarn ayplarn, kusurlarn aratrmak, onlar renmeye almaktr. Kurn- Kermde genellikle dnmek, bilmek, sanmak anlamlarnda gemektedir. Minnet Kelimenin asl manas, kesmektir. ki temel anlam vardr: hsan etmek, vermek, balamak. Bu balamda nimet vererek insann ihtiyalarnn sonunu getirmek, sona erdirmek demektir. Bu suredeki anlam dikkate alndnda, yaplan iyi bir davran, bir iyilii sylemek, baa kakmak demektir. Bu ikincisi de yaplan iyiliin sonunu getirir, bereketini kaldrp yok eder.

88

Size gre bu surede zerinde durulmas gereken baka kavram var mdr?

Tefsir: 1. 3. Ayetler: ( 1) ( 2) 3) Bismillhirrahmnirrahm. 1. Ey iman edenler! Allahn ve raslnn nne gemeyin, Allaha kar gelmekten saknn. phesiz Allah, iitir, bilir. 2. Ey iman edenler! Seslerinizi, peygamberin sesinin stne karmayn, birbirinizle barr tarzda konutuunuz gibi ona sz barrcasna sylemeyin, haberiniz olmadan amelleriniz yok oluverir. 3. Muhakkak ki Allah raslnn yannda seslerini ksanlar, ite onlar, Allahn, kalplerini takvaya (ulamas) iin imtihan ettii kimselerdir. Onlara, hem bir balanma, hem de byk bir sevap vardr. ) hitabn Mfessirler, meden surelerin zellikleri arasnda ( da saymaktadrlar. Sz konusu ifadenin burada be kez (1., 2., 6., 11. ve 12. ayetler) gemesi, bata sylenen bu surenin meden oluuna bir delildir. Kurn- Kermin birok yerinde Allah ve rasl kelimeleri birlikte gemektedir: Allah ve raslne sava amak (Bakara 2/279), Allah ve raslne itaat etmek (l-i mrn 3/31), ii Allah ve raslne havale etmek (Nis 4/59), Allah ve raslne hicret etmek (Nis 4/100), Allah ve raslne iman etmek (Nis 4/136), Allah ve Raslne ihanet etmemek (Enfl 8/27), Allah ve raslnden bir ltimatom gelmesi (Tevbe 9/1), Allah ve rasln inkr etmek (Tevbe 9/80), Allah ve raslne davet edilmek (Nr 24/48) ve bu ayette Allah ve raslnn nne gememek. Bu ikili kullanmn bulunduu yerlerin hepsinde Peygamberin (a.s.) varlna, ahsiyetine, yerine ve nemine vurgu vardr. Anlatlmak istenen husus, Ben gnderdiim eliye bu kadar deer verdim, adn, kendi admdan hemen sonra zikrettim, siz de buna dikkat edin!dir. Allahn ve raslnn nne gemeyin emri, mecazdr. Allah, zamandan ve mekndan mnezzehtir, dolaysyla bu ifade, Allahn emirlerini inemeyin, onlar dikkate aln, onlar uygulama konusunda gevek davranmayn! demektir. Burada alt izilmesi gereken asl nokta, Allahn varl, emirleri, ksacas Onunla ilgili her ey, Peygamber (s.a.v.) zerinden geldiinden, ona gsterilmesi gereken sayg ve ballktr. Peygamber (a.s.), mslmanlar iin hayatn merkezidir. Bu ayet, Allaha ve raslne muhalefeti yasaklamakta, daha genel bir ifadeyle Kitap ve Snnete kar sz sylememeyi ve eylemde bulunmamay emretmektedir. Buradan ayn zamanda hkm vermedeki sralamay, nce Kurna, sonra snnete bavurulmas gerektiini renmekteyiz. Kyasa kar kan baz limler, bu ayetten kyasn batl olduuna bir delil karmak istemilerdir. Fakat bunu delil olarak

89

kullanmalar mesnedsizdir. nk bir konuda Kitap ve snnette bir eyin delaleti varsa, bunun yaplmas, onun Kitap ve snnete tercih edildii anlamna gelmez. Kyasla hkmetmeye delalet eden naslar var olduu iin onunla hkmetmek, Kitap ve snnetin nne gemek deildir. Ayette mefuln zikredilmemesinde yle bir nkte vardr: Sadece belirli bir konu ve alanda deil, her konuda, her yerde, her zaman Peygamberin (a.s.) szlerini, davranlarn dikkate aln, yerinizi bilin. Yce Kitabn enteresan zelliklerinden biri de, nazik konular anlattnda, ardndan hemen, Allaha kar dikkatli olunmasna yapt ardr (rn.: bu surede 10. ve 12). Kimi mfessirlere gre burada asl maksat, Raslllahn nne gemeyin! demektir. Allahn adnn zikredilmesi, Peygamberin deerine iaret iindir. Bundan sonraki ayetlerin Peygamber hakknda olmas, bu yorumu teyit etmektedir. Korku anlam daha merkezi ve daha n planda olan ( )ve ( )gibi bir fiilin deil de, saygy, nezaketi, dikkati de iinde barndran ( )gibi bir fiilin seilmesi zerinde nemle durulmaldr. lk fiil Kurnda zaman zaman kullanlmakla birlikte, Allaha kar sergilenmesi gereken tutum ve davran anlatlrken genellikle son fiil kullanlmaktadr. Ayetin sonunda Allahn duymasna ve bilmesine iaret edilmekte, Allahn bilgisinin derinlii, genilii, dolaysyla her eyi en iyi ekilde bildii, insanlarn da buna gre davranmas gerektii hatrlatlmaktadr. Sonraki iki ayet-i Kerme, yukarda bildirilen Hz. Peygamberle davranlarn nasl olmas konusunda somut bir rnei iermektedir. nsanlar aras ilikiler, ncelikle dil, konuma zerinden gerekleir. lk kez tantklarmza, grntmz, giyim-kuammz, sesimiz, ses tonumuz, oturup kalkmamzla bir mesaj veririz. Bunlar kimliimizin, ahsiyetimizin birer yansmalardr. Kyde, dada, bayrda yaayanlar, kendi doal ortamlarndan dolay, daha rahat davranrlar, yksek sesle konuurlar. Oysa medeniyetin beii olan ehirlere gelindiinde, davranlar ona gre gzden geirilmelidir. ehir, kurallarn olduu bir yerdir. Grg kurallar da bunun bir parasdr. Bir de karnzdaki kii sosyal bir konuma sahipse, daha bir dikkatli olunmaldr. Bu zat bir peygamberse, konu daha bir nem arz etmektedir. Aslnda din demek, eitim ve terbiye demektir. Kurn- Kermin nemli bir blmnn Mekkede inmesi, bu ksmn ieriinin de terbiye amal olmas, bunun tipik bir gstergesidir. Hz. Peygambere gsterilmesi gereken sayg, onunla konumada tezahr etmektedir. Nzul sebeplerine bakldnda, Hz. Ebu Bekir ve Hz. mer gibi sahabilerin bile Allah raslnn yannda olduka rahat davrandklar anlalmaktadr. Bu durum bize, nde gelen sahabilerin terbiyelerinin o ana dein devam etmekte olduunu veya ne kadar iyi eitim alnrsa alnsn insanlarn zaaflarnn zaman zaman kontrol dna ktn ihsas ettirmektedir. Raslllaha sayg konusu, en belirgin ekilde Ahzb 33/56. ayette belirtilmitir. Bu ayet-i Kermede Peygambere (a.s.) sayg gsterilmesi emredilmeden nce Allah ve meleklerinin ona salt selamda bulunduklar bildirilmitir. 2. ayette mslmanlar iki eyden yasaklanmlardr: Seslerini Allah raslnn sesinin stne karmaktan; onunla birbirleriyle konutuklar gibi konumaktan. Muhammed Hamdi Yazr, ilkinin ileri gitmeyi, ikincisinin ise eitlii yasaklad yorumunu yapmaktadr. (Elmall, Hak Dini, VI, 4451). Bunlar dikkate alnmadnda karlalacak ey, yaplan amellerin

90

deersizlemesi, yok olmasdr. Demek ki Hz. Peygamber ile konuma tarz istenilen nitelikte deilse, insann yapt btn iyi ameller yok hkmnde olacaktr. Peygamber (s.a.v.) ile konuma tarz ve slubunun, olduka hassas bir mevzu olduu anlalmaktadr. Amellerin yok olmas, Kurn- Kermde eitli yerlerde temas edilen bir konudur. Bunun gerekeleri arasnda iman inkr etmek (Mide 5/5), irk komak (Enm 6/88), Allahn ayetlerini ve ahireti yalanlamak (Arf 7/147), Allahn indirdiini beenmemek (Muhammed 47/9), Allahn rzasn beenmemek (Muhammed 47/28) gibi konular saylmaktadr. yle anlalyor ki, Peygambere saygszlk, Allaha irk komak, Onu inkr etmek, ahireti yalanlamak gibi dinin esasn oluturan unsurlarla edeerdir. Ayetin sonunda yer alan bilmeden, farknda olmadan ifadesi, Mslmanlarn hal ve hareketlerinde daima dikkatli ve bilinli olmalarn hatrlatmaktadr. Yaplan davrann, hangi sonulara yol aaca dnlmelidir. Vefatndan sonra Peygamberin hayatndan bahsedilirken, onun szleri anlatlrken de saygl olunmaldr. Peygamberin makamnda olmalarndan dolay, slm temsil eden, onun tebliiyle, retimiyle uraan kimselere de ayn saygnn gsterilmesi lazmdr. 3. ayette saygl davranan mminlerden bahsedilmekte, Allah raslnn yannda seslerini ksanlar iin bir balanma ve byk bir sevabn olduu haber verilmektedir. Burada dikkati eken nokta, konunun takvayla ilikilendirilmi olmasdr. Peygambere (a.s.) saygsz davranmakla takvadan yoksun ve uzak olmak arasnda bir paralellik kurulmutur. Ayette bahsedilen kiiler Allahn yapt snav baaryla geenlerdir, dolaysyla takva sahibi olanlardr. Hz. Peygamberin huzurunda seslerini ykseltenler, ayn zamanda takvadan mahrum olanlardr. 4. 5. Ayetler: (4) (5) 4. (Peygamberin hanmlarnn) odalarnn (nlerinden ve) arkalarndan seni aranlar var ya, bunlarn ou, akl ermeyen (dolaysyla grg kurallarn bilmeyen) kimselerdir. 5. Eer onlar, sen yanlarna kncaya kadar sabretselerdi, elbette bu, onlar iin daha hayrl olurdu. Bununla birlikte Allah, ok balayan, ok acyandr. 4. ayette baka bir davrana dikkat ekilmektedir. nsanlar birbirleriyle yz yze konutuklar gibi birbirlerine uzak olduklar zaman seslerini ykselterek de konuurlar. Duruma bal olarak bazen de seslerini ykseltmek zorunda kalabilirler. Bunu yaparlarken seslerinin duyulmadn deil, konumak istedikleri kiinin uygun olmayabileceini de dnmelidirler. Israrc olmamak, dolaysyla evreye zarar vermemek lazmdr. Allah insanlara akl vermitir, nerede, nasl davranacaklarn bilmeli, ona gre davranmaldrlar. Akll olmak, edepli olmay gerektirir. Odalardan kast, Peygamberimizin elerinin odalardr. Burada Allah raslnn hanmlaryla birlikte olduuna bir kinaye vardr. Ben Temmin odalarn arkasndan seslenmesi ise, ya onlar odalara teker teker gelmiler, yle seslenmiler ya da dalp her bir odann nne ayr ayr gitmilerdir. Aslnda seslenenler gelenlerin tm deil, ilerinden birka kiidir. Ancak

91

ayette bu i, hepsine isnad edilmitir. Bunun sebebi, dierlerinin yaplan bu yanlla sessiz kalmalar, onlarn arasnda olmalardr. Bir sonraki ayette zerinde durulan husus, sabrdr. nsan ilikilerinde sabra dikkat ekilmektedir. Kurn- Kermin birok yerinde sabr konusuna deinilmektedir. Peygambere (s.a.v.) sabrn emredilmesi (rn.: Ahkf 46/35), peygamberlerin yalanlanmalarna ramen sabretmeleri (Enm 6/34), Allahn sabredenleri en iyi ekilde dllendirmesi (Nahl 16/96), mslmanlara Allahtan sabr duasnda bulunmalarnn emredilmesi (rn.: Bakara 2/250) bunlardan birkadr. Bu ayetten bazen insanlarn isteklerinin annda karlanmasnn mmkn olmadn anlamaktayz. htiyacmz gidermesini beklediimiz kii, o an itibaryla uygun olmayabilir. Dolaysyla artlarn uygun olmasn beklemek gerekmektedir. Ayetin nzulne sebep olan olayda aka grld zere, byle bir durumda ahlak ve edep snrlarnn dna klmamaldr. Son cmlede acele davranmada hataya, yanla, gnaha dme hatrlatlmakta, bununla birlikte Allahn mafiret ve merhamet sahibi olduu sylenmektedir. Cenab- Allahn afr ve rahm oluu, Kurn- Kermde zaman zaman zerinde durulan konulardan biridir. Bazen afr, bazen de rahm sfat nce sylenir. Burada Allahn mafiret sahibi olduu nce, merhamet sahibi olduu ise sonra ifade edilmitir. Mesela Sebe suresi 2. ayette rahm oluu nce, afr oluu ise sonra gelmitir. Siyaka gre biri ne kmaktadr. Bunlar, bazen burada olduu gibi nekre/belirsiz, bazen de marife/belirli, harf-i tarf ile birlikte (rn.: Kasas 28/16) kullanlr. Allah, insanlarn lehindedir, onlar cezalandrma yanls deildir. Kullarn balamas, onlara acmas bunun somut gstergesidir. Burada ayn zamanda ilenen kusur ve hatadan dolay tvbe istifarda bulunmaya bir tevik vardr. 6. 8. Ayetler: (6) ( 7 ) (8) 6. Ey iman edenler! Eer size fask, gvenilir olmayan biri, bir haber getirirse, bilmeden bir toplulua satap da sonra yaptnza piman olmamak iin, onu iyice aratrnz. 7-8. Ayrca Allah raslnn, aranzda olduunu bilin. Eer o, birok konuda size itaat etseydi, haliniz ok kt olurdu. Ancak Allah size iman sevdirdi, onu kalplerinizde ss yapt. nkr, gnahkrl ve isyan da size irkin gsterdi. te onlar, Allahn ihsan ve ikram, bir nimeti neticesinde (hak yolunda, sarslmadan) dosdoru gidenlerdir. Allah, ok iyi bilendir, yaptn salam yapan ve yaptnda bir hikmet bulunandr. slm dininin toplumsal bir din olduu, toplumsal ilikilere byk bir nem verdii bilinen bir husustur. nsanlar aras ilikilerin ileyii, byk lde bilgiye, bilgi akna baldr. , aile, siyaset vb. hayatn eitli kesitlerinde edindiimiz, sahip olduumuz bilgilere gre kendimize ve ilikide bulunduumuz kiilere bir yer bieriz. te bu ayet tam da bu konuyla ilgilidir. Edinilen bilgi ve haberden daha nemli olan, bunu bize ulatran kiinin ahsiyetidir, gvenilir olup olmaddr. Ayette bu kiiden fsk olarak bahsedilmitir. Kelimenin asl manas, hurmann kabuunu yarp kmasdr. Sonra bu anlam genilemi, kelime dinin emirlerinin, kurallarnn dna

92

kanlar iin de kullanlmaya balanmtr. Bu ayet-i Kerme, byk gnah ileyenin mslman olduunu syleyenler iin bir delildir. Ayette fsk ve nebe isimlerinin nekre/belirsiz kullanlmas, anlam genelletirme iindir, bu aratrlma konusu, btn fasklar ve onlarn getirdii btn haberler iin geerlidir. nk fasklktan, dinin emirlerini inemekten saknmayan, yalan sylemekten, ortal kartrmaktan da saknmaz. Bu ayette adil, doru ve gvenilir kimsenin verdii haberin delil olduuna, fasn ahitliinin muteber olmadna delil vardr. Getirilen haberin iyice aratrlmas emrinin bir gerei olarak muhaddisler hadis ravilerinin hayatlarn, kiiliklerini aratrmak, renmek iin Cerh ve Tadl ilmini ihdas etmilerdir. nk dinin inas ve uygulanmas, byk lde bu zatlarn naklettikleriyle gerekleiyordu. O bakmdan bu bilgilerin salam yollardan gelmesi gerekiyordu. Burada dikkat ekilmesi gereken dier bir nokta da, her haberin aratrlmasnn gerekmediidir. nk nebe kelimesi, sradan bir haberi deil, nemli, muhtemelen toplumsal, siyasal vb. eitli alardan toplumu ilgilendiren haberi ifade etmektedir. Ayette bahsedilen fasn getirdii habere nasl bir yaklamda bulunulmas gerektii durumu, fe-tebeyyen fiiliyle anlatlmtr. Fiilin bandaki fe edat, aratrlmann zaman geirilmeden, hemen yaplmasna iaret etmektedir. nk kaybedilecek zaman neticesinde telafisi mmkn olmayan sonularn domas mmkndr. Tebeyyn aratrmak, incelemek demektir. Bu fiili fe-tesebbet eklinde okuyanlara gre ise, anlam, karar verme aamasnda, i iyice aydnlanncaya kadar, ar davranmak, acele etmemek, derinlemesine dnmek demektir. Her iki krat de tedbirli davranmay ifade etmektedir. Bu ekilde hareket etmenin amac, piman olmamak olarak belirlenmitir. Pimanlk insan kolay terk etmeyen bir duygudur. Bu anlam ifade eden ndimnin tredii nedem kelimesi, vaki olan bir eyin olmamasn temenni ederek zlmek, kederlenmektir, bu znt ve keder, srekli olan bir eydir. Yeri gelmiken Peygamberimizin u szn de hatrlayalm: Teenn ile hareket etmek Allahtan, acele etmek ise eytandandr. (Tirmiz, Birr: 66) ) demek olduunu sylemilerdir. Mfessirler ( )ifadesinin, ( Kurn- Kermde byle bir slubun, ( )edatndan sonra ( )olumsuzluk edatnn takdir edilmesi, zaman zaman (rn.: Bakara 2/184; Nis 4/176 ) kullanlmaktadr. Elmall, ayet-i Kermede ( )edat yerine, ek ve phe ifade eden ( )edatnn tercih edilmesinde, mminlerin fasklara aldanmayacak derecede dikkatli ve uyank olmalar, bu zellikteki fasklarn Mslmanlara kar byle bir eye tevessl edemeyecekleri nktesinin bulunduunu ileri srmektedir. (Elmall, Hak Dini, VI, 4457) 7. ayetle dikkatler yine Peygambere (s.a.v.) ekilmektedir. Mslmanlarn, peygamber aralarndayken yanl yapmaktan uzak durmalar istenmektedir. Buradaki yanllk, yalan sylemektir. Allah raslnn aranzda olduunu bilin ifadesinden kast, bilin de ona gre davrann, dikkatli olun demektir. nk yanl yaptklarnda, yalan sylediklerinde, Allah ona dorusunu haber verir. Raslllah kandrmak mmkn deildir. Ona sylenen yalann mr, ok ksadr. Ayeti, balamnn dna tararak Kurn btnl iinde dnrsek, Allahn Elisi sizin aranzdayken karar verme konusunda onun nne gemeyin, siz onun dediklerini uygulayn, anlam da kabilir.

93

Bu ayetin ikinci cmlesi, Eer o, birok konuda size itaat etseydi, haliniz ok kt olurdudur. nk peinden gidilen kii, bakalarnn peinden gitmeye kalkarsa, orada iler alt st olur. Ayetten, Peygamberin (s.a.v.) onlarn isteklerine uymad anlalmaktadr. Burada anet kelimesi zerinde durmak gerekmektedir. Yce Allah, bu durumu ifade etmek iin ok zel bir kelime semitir. Bunun anlam, krlan bir kemiin sarldktan sonra tekrar krlmasdr. Tamiri ok zor bir sonu ve ancak bu kadar ince bir mana ile ifade edilebilir. Eer Hz. Peygamber (a.s.) mslmanlarn istek ve arzularna uymu olsayd, ikinci kez krlan kemiin iyilemesi ne kadar zor ise, bu uyma sonucunda ortaya kabilecek hadiselerin tamiri de o kadar zor olurdu. Ayette her ne kadar oul zamir km/siz kullanlm olsa da, bundan kast baz mslmanlardr. Allahn iman sevdirmesinden, yalnzca bilginin yeterli olmad, bunun yannda sevmenin de lazm olduu anlalmaktadr. Dinin ba sevgidir, Allah, Onun Peygamberini (a.s.), Allahn dinine hizmet edenleri ve bakalar sevmek, hep imann sonucudur. Allah iman mminlere sevdirmekle kalmam, onu kalplerinde bir ss yapmtr. nsanlarn kendi deerlerini artrmak, karlarndakileri etkilemek iin sslenme gerei duyarlar. Bunun iin de bazen tabii, bazen de tabii olmayan aralar kullanrlar. Oysa Allah gzellik deeri ve arac olarak iman l yapmtr. Manevi gzelliin, maddi gzellikten daha nemli olduuna dikkat ekmitir. Onlara iman nimetini ihsan etmesi hasebiyle, peygamberle ilikileri bu nimete paralel olmaldr. Kendilerine verilen bu nimetin, iman ve peygamberle ada olma, onun sohbetinde bulunma nimetinin deerini bilmeli ve ona itaat etmelidirler. Allah, iman sevdirmesi ve sslemesine karlk eyi onlara irkin gsterdiini haber vermektedir: nkr, gnahkrlk ve isyan. Aslnda sadece inkr sylemi olsayd, imann zdd olmas hasebiyle, yeterli olurdu. Buna ilaveten fsklk ve isyankrln zikredilmesinde, bu iki fiil srekli olduu takdirde kfre, inkra sevk etme imkn ve ihtimalinin bulunmasna iaret vardr. Baka bir deerlendirmeye gre ise, kfr imann, fasklk ve isyan ise imann sslenmesine mukabildir. Fasklk, yalanclk ile szl olarak doruluktan, itaatten kma; isyan da emredilen eyi terk ederek fiili olarak itaatten kmadr. te bunlar, dosdoru gidenlerdir. Yani ancak Allahn iman sevdirdii, onu kalplerinde ss yapt, inkr, gnahkrl ve isyan kendilerine irkin gsterdii kimseler doru yolda, dosdoru gidebilirler. Ayette geen erridn kelimesi, Kurn- Kermde yalnzca burada bir kez gemektedir. Bu grubun son ayeti, surenin en ksa ayetidir. Anlam itibaryla bir nceki ayetle balantldr. Yukarda saylanlarn hepsi, Allahn ihsan ve ikramdr. Allah, almdir, her eyi ok iyi bilir, hakmdir, yaptn salam yapan ve yaptnda bir hikmet, ama bulunandr. ( 9) (10)

94

9. Eer mminlerden iki grup savarlarsa, hemen aralarn bulun, bartrn. ayet birisi dierine kar azgnlk ediyorsa, Allahn emrine, kanununa dnnceye kadar azgnlk edenle savan. Eer dnerse, adaletle aralarn dzeltin, adaletli olun. Kesinlikle Allah, adaletle davrananlar sever. 10. Mminler, ancak kardetirler. Onun iin iki kardeinizin arasn dzeltin, Allaha kar gelmekten saknn, bylece rahmet edilenlerden olasnz. Bu ayet-i Kermede iki mslman grubun atmasndan, kavga etmesinden sz edilmektedir. Teorik olarak ayn Allaha iman eden kimselerin birbirleriyle atmas, kavga etmesi anlalmaz gelebilir. Ancak onlar da insandr, duygular ve zaaflar vardr. Kendilerini kontrol edemezlerse, istenmeyen davranlarda bulunabilirler. Ayetin banda iz gibi bir zaman edat deil de, art ifade eden in edatnn kullanlmas, mslmanlar aras atmann istenmeyen bir hal olduunu, bunun tabii olmadn gstermektedir. Burada meale yanstlamayan bir incelie de temas etmek yerinde olacaktr. Ayette iki gruptan sz edilmekte ve bu, tesniye olarak ( )eklinde sylenmektedir. Ancak bu iki grubun davran ve hareketi anlatlrken fiil ( )biiminde cemi olarak ifade edilmektedir. sim ile fiil arasnda sayy ifade etmede bir uyumsuzluk grnmektedir. Bunun zm yledir: Tifetn kelimesi her ne kadar tesniye olsa da, mana itibaryla tife/grup oul isimdir. Burada tife kelimesinin lafz deil, anlam gzetilmitir. Dolaysyla iki kelime arasnda, cmlede bir uygunsuzluk mevzu bahis deildir. Mslmanlar arasnda bir sava, bir kavga meydana geldiinde duruma )fiilindeki fe hemen mdahale edilmesi gerekmektedir. Bize bunu, ( edat haber vermektedir. Bu emrin, hemen onlarn aralarn bulun emrinin muhataplar, iki grubun dnda kalan btn mslmanlardr. Mslmanlar, birbirlerine sessiz kalamazlar. Zalimin zulmne gz yumamaz, mazlumu da kendi haline brakamazlar. Duruma mdahale edebilme imknna sahip olanlar, zm iin gayret etmelidirler. Ayetin ikinci cmlesi, mslmanlara, sz dinlemeyen, isyana devam edenlere kar Allahn emrini kabul edinceye dein sert tedbirlere, savaa bavurulmasn emretmektedir. zme yaklatklar takdirde, isyankrlarla savaa devam edilmez. Eer devam edilirse, bu kez baka bir zulme ve yanla balanm olur. Ayetin zerinde durduu asl konu, adil bir zm bulunmasdr. Savaan iki grubun arasn bulmak belki mmkndr. Ama bunu adalete uygun bir ekilde gerekletirmek zordur, ancak olmas gereken budur. Ayetin son ksmnda adalete arka arkaya kez vurgu yaplmas, iin nemini ortaya koymas bakmndan olduka nemlidir. Allah Yce Kitabnda buradan baka, iki yerde daha, (Mide 5/42; Mmtehne 60/8) adaletli olanlar sevdiini sylemektedir. Adalet, Kurn- Kermde zerinde nemle durulan konulardan biridir. Peygambere adaletle davranmas emredilmekte (Arf 7/29; r 42/15), bir toplulua olan fkenin adaletsizlie yol amamas hatrlatlmakta (Mide 5/8), adaletle davranmann takvaya daha yakn olduu bildirilmekte (Mide 5/8), adalete uygun bir ekilde konuulmas istenmekte (Enm 6/152), insanlar arasnda adaletle hkmedilmesi emredilmekte (Nis 4/58), adaletle davranmay emredene eit

95

olunmayaca bildirilmekte (Nahl 16/76), Allahn adaletli olmay emrettii (Nahl 16/90) haber verilmektedir. ahitlik konusunda adalete ayr bir nemin verildii (Bakara 2/282) grlmektedir. Mminlerin adaleti hkim klmalar istenmekte (Nis 4/135), insanlar arasnda adaletle hkmedilecei bildirilmekte (Ynus 10/47), l ve tartnn adaletle yaplmas (Hd 11/85) emredilmektedir.
ki mmin grubun birbirleri ile savamalar konusunda mer Dumlunun Kurn- Kermde Salah Meselesi adl kitabn okuyunuz.

10. ayet-i Kerme, belki de surenin en can alc ayetidir. Bu ayetten nce anlatlanlar ve bundan sonra anlatlacak olanlar anlamada, nemli bir yere sahiptir. Mslmanlarn birbirleriyle olan ilikilerinin temelini, kardelik oluturmaktadr. Dolaysyla kardelerin birbirleriyle kavga etmeleri, savamalar asla uygun deildir. Hem bu ayette, hem de bundan nceki bar )fe edatyla gelmesi, bu tr sorunlar ortaya salama emrinin ( ktnda, hemen zerine gidilmesinin ve zmlenmesinin nemine ve gereine iaret etmektedir. Yukarda birbirleriyle kavga eden mslmanlarn anlatld dikkate alnrsa, bu ayetten byk gnah ileyenin mmin olduuna, her ne olursa olsun bunlarn karde olduuna bir delil vardr. ki kardeinizin arasn dzeltin emri verilirken, normalde zamirle ifade edilmesi gereken yerde ismin aka tekrar kullanlmas, beynehm deil de, beyne ehaveykm denilmesi, bu kardelik vurgusunu yeniden aka ) tahsis edat da manaya derinlik ve zenginlik gstermektedir. Buradaki ( katmakta, kardelik duygusuna ayr bir vurguda bulunmakta, kardeliin yalnzca mminler arasnda olabileceine iaret etmektedir. l-i mrn 3/103. ayet-i Kermede, ayetin muhatab olanlarn daha nce birbirlerine dman olduklar, fakat Allahn nimeti sayesinde birbirleriyle karde olduuna dikkat ekilmektedir. Yeri gelmiken mslmanlarn karde olduunu bildiren birka hadis-i erifi de zikredelim: Mminler, bir binann talar gibi birbirlerini tutarlar. Peygamberimiz, bu sz syledikten sonra parmaklarn birbirine geirmitir. (Buhr, Salt: 88, Edeb: 36; Mslim, Birr: 65; Tirmiz, Birr: 18) Mslmann mslmana gnden fazla ks durmas helal deildir. (Bu ks olanlar) birbirleriyle karlatklarnda, biri bir tarafa, dieri teki tarafa gider (de birbirleriyle konumazlar). Onlarn en hayrls, ilk selam verendir. (Buhr, Edeb: 57, 62; Mslim, Birr: 25; Tirmiz, Birr: 21). Mminler birbirini sevmede, birbirine acmada tek bir vcut gibidirler. Vcudun bir organ hastalandnda, dier organlar da uykusuzluk ve atele onun acsna elik ederler. (Mslim, Birr: 66). ( ) emri, kardeliin tesisinde gevek davranlmamas gerektiini, byle bir davrann Allah inciteceini ihsas ettirmektedir. Ayetin son cmlesi olan bylece rahmet edilenlerden olasnzdan, kaytsz kalmann cezay gerektiren bir hareket olduunu, Allahtan balanma gerektiini anlamaktayz. 11. Ayet: (11)

96

11. Ey iman edenler! Bir topluluk, kendilerinden daha hayrl olmas muhtemel (baka) bir toplulukla alay etmesin. Kadnlar da, kendilerinden daha hayrl olmas muhtemel (baka) kadnlarla alay etmesin. Kendinizi ayplamayn, birbirinize (kt) lakaplar takmayn. mandan sonra gnahkrlk ne kadar da kt bir isimdir! Kim (yapt kt ilere pimanlk duyup) tvbe etmezse, artk onlar kendilerine zulmedenlerdir. Bu ayetin konusu, baka bir toplumsal ve ahlaki konudur: nsanlarn eref ve haysiyetinin korunmas. Bu konu ihmal edilirse, eitli sorunlarn ortaya kmas muhtemeldir. Toplumsal barn ve dzenin tesisinde, bunun gzden uzak tutulmamas gerekmektedir. nceki iki ayette zerinde hassasiyetle durulan kardeliin canl ve diri tutulmasyla bu ayet arasnda derin bir anlam ilikisi bulunmaktadr. Kardeliin varl ve sreklilii, her trl soruna ciddiyetle yaklalmasn, kk, ayrnt gibi grnen konulara zamannda mdahale edilmesini gerektirmektedir. Birlikte yaanrken zaman zaman kastl veya kastsz olarak bireyler birbirlerinin onurlarn zedeleyebilirler. nsann toplum iindeki mevkii, ii, konumu ne olursa olsun herkesin mutlaka bir deeri ve saygnl vardr ve bunun kesinlikle korunmas lazmdr. Bu ayette erkeklere ve kadnlara ayr ayr hitap edilmitir. Bu durum, konunun nemini gstermektedir. Ayetin bir topluluun baka bir toplulukla alay etmesini yasaklamasndan, bireyin dier bireylerle alay edebilecei hkm kmaz. Bireyler, topluluun bir parasdr. Dolaysyla onlar da yasan kapsam ierisindedirler. Buradan karlamayacak dier bir sonu da, erkeklerin kadnlarla, kadnlarn da erkeklerle alay edebileceidir. nk erkekler erkeklerle alay etmesin demek, kadnlarla edebilirler veya kadnlar kadnlarla alay etmesin demek erkeklerle edebilirler anlamna gelmez. Bu, hem kendi cinsleriyle hem de kar cinsleriyle alay etmesinler. demektir. Suhriyeti limler, hafifseme, aalama, glnecek ekilde ayp ve eksiklii ortaya karma olarak tanmlamlardr. Bu, szle veya fiille, anlatarak, iaret ve ima ederek olur. Kimilerine gre bu, insann yzne kar yaplr. Baka bir deerlendirmeye gre insann din kardeine, yceltme gzyle bakmayp onun deerini drmesidir. Burada zerinde nemle durulmas gereken nokta, yasan gerekesidir. Ayet hem erkeklerin hem de kadnlarn byle bir davran ve hareketten uzak durmalarn emrederken, alay edilenlerin alay edenlerden daha hayrl olabileceine dikkat ekmektedir. nsanlarn asl deeri Allah katndadr. Onu da ancak O bilmektedir. Burada ayn zamanda 13. ayete de bir atf vardr. Kurn- Kermde ( )fiilinin, mnafklarn (rn.: Tevbe 9/79), kafirlerin (rn.: Hd 11/38) peygamberlere ve mslmanlara kar gsterdikleri alayc tavr ifade ederken kullanld grlmektedir. Bu fiilin mslmanlarla balantl olarak kullanld tek yer, bu ayettir. Bu bize, mslman olmayanlarn bir davran olan bu alay konusundan tamamen uzak durmamz gerektiini sylemektedir. Aslnda Arapada tekil kelime, anlam itibaryla daha kapsaml olmakla birlikte ayette oul olan kavm ve nis kelimeleri kullanlmtr. Mfessirlerin bundan kard baz anlamlar unlardr: slmn bireylerle snrl kalmayp eitli toplumlara yaylaca, bu alay iinin tehlikesinin

97

byk olmas hasebiyle tek bir erkek veya tek bir kadnn bunu yapamayaca, bu ii yapanlarn yannda, evresinde ona destek verecek, ona itirak edecek baka birilerinin bulunaca. nsan onurunu aalayan dier bir konu da, kardakini ayplamaktr. Kendinizi ayplamayn ifadesinde, enteresan bir nokta vardr. nsan kendisini nasl ayplar? Ayetten anlaldna gre mminler bir btndr, herkes birbirinin parasdr. Birini ayplayan, aslnda kendisini ayplam olur, kendisinin ayplanmasna da kap am olur. Karde olan mminler, hem kendilerini hem de kardelerini byle uygunsuz davranlardan uzak tutmaldrlar. Kalbinde ktlk olanlar, byle bir davran sergileyebilirler. yi niyetten yoksun, ktlk timsali olan kiiler, bakalarna bu ekilde bakarlar. Kurnda bu ayetten baka yerde (Tevbe 9/58 ve 79; Hmeze 104/1) daha geen bu kelime, buralarda mnafk ve mrikler iin kullanlmaktadr. Dolaysyla bu davran, mslmana asla yakmayan bir davrantr, bundan kesinlikle uzak durulmaldr. Lemz, suhriyyeden daha geneldir. nce zel bir durum zikredilmi, ardndan daha kapsaml bir hkm getirilmitir. Ayette kanlmas, uzak durulmas istenen nc nokta ise, mminlerin birbirine lakap takmalardr. Bu da insann erefini rencide eden baka bir konudur. Lakap, vg ya da yergi ieren sfatlardr, isimlerdir. Ancak durum nebz fiiliyle ifade edildii, bu fiil de kt lakap takmay anlatt iin burada kt lakap takmayn anlam vardr. Karmzdakilerin hallerine uygun lakap takmak, yasaklanm deildir. Hz. Eb Bekire atk ve sddk, Hz. mere frk, Hz. Hamzaya esedullh, Hz. Halid b. Velde seyfullh denmesi, gzel lakap takmann meruiyetine birer delildir. Onun iin knye koymak, snnet olarak deerlendirilmitir. Bu isim ve fiil, Kurnda yalnzca bu ayette gemektedir. Bu olumsuz davran zikredildikten sonra, bunlarn insan, dinin snrlarnn dna karabilecek iler olduunu ifade etmek iin, bise yergi fiiliyle, mmin isminden sonra fsk ismini almann ne kadar kt olduuna dikkat ekilmitir. Ayetin sonunda bunlarn tvbe gerektiren ameller olduu, tvbe edilmedii takdirde zalim olunaca vurgulanmtr. 12. Ayet: (12) 12. Ey inananlar, zandan ok saknn. nk zannn bir ksm gnahtr. Birbirinizin ayplarn aratrmayn. Birbirinizin arkasndan holanmayaca szler sylemeyin. Sizden birisi l kardeinin etini yemeyi arzular m? te bakn bundan tiksindiniz. Allahtan korkun. Kukusuz Allah tevbeleri kabul edici ve ok merhametlidir. Burada Mslmann nasl bir ahsiyet tamas konusuna devam edilmektedir. Bu ayette de nceki ayette olduu gibi konu zerinde durulmaktadr: Zan beslemek, kusur aratrmak, gybet etmek. Her konu

98

da, insanlar aras ilikileri zedeleyen meselelerdendir. Ayetin ilk cmlesine, zannn oundan uzak durun ve zandan oka uzak durun eklinde iki trl anlam vermek mmkndr. Arapadaki iraba gre, her ikisi de mmkndr. Bir de zandan uzak durmaktan kast, bunu eyleme dntrmekten uzak durmaktr. Kesin olmayan bir bilgiye sahip olan kii, buna gre hareket etmedii srece, bunun pek zarar olmaz. Ayrca zannn bir ksmnn gnah olduunun sylenmesi, bu dnceyi desteklemektedir. Bu yasan surenin 6. ayetiyle bir ilikisini kurmak mmkndr. Zan, ihtimal tamas hasebiyle byle bilginin bir ksm, hakla hibir ekilde rtmez. nsanlarn bakalar hakknda sahip olduklar dnce ve anlaylar, dolaysyla serdettikleri davranlar, byk lde bu zanlardan ileri gelmektedir. Zannn her trls yerilmi deildir. Zan, ikiye ayrlmaktadr: Si zan, hsn zan. Ayette uzak durulmas istenen, birincisidir. man edilmesi vacib olan konularda zan beslemek, onlara pheyle yaklamak haram olduu gibi Allah ve salih insanlara, dine hizmet edenler hakknda si zanda bulunmak da haramdr. Allaha ve mslmanlara hsn zan beslemek gerekmektedir. Nr 24/12. ayette mminlerden hsn zan beslemeleri istenmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.), vefat etmeden gn nce, Sizden hibiriniz Allaha hsn zanda bulunmadan lmesin! (Eb Dvd, Ceniz: 17) buyurmutur. Allah hakknda hsn zanda bulunmann gzel ibadet olduu da sylenmitir. (Eb Dvd, Edeb: 89) Ayette uzak durulmas istenen dier bir davran, kusur aratrmaktr. Allah, mminlere insanlarn eksiklerini, kusurlarn, gizli kalm yanlarn renmeye almaktan kanmalarn emretmektedir. nk Allah, o davranlarn yle kalmasn murat etmitir, yleyse yle kalmaldr. Bu konuda bir hadis-i erifte yle buyurulmutur: Ey kalplerine iman girmedii halde, dilleriyle iman edenler! Mslmanlarn ayplarn aratrmayn. Kim mslmanlarn ayplarn aratrrsa, Allah da onun ayplarn aratrr ve onu evinde rezil eder. (Eb Dvd, Edeb: 40). Son olarak Kurn- Kermde yalnzca burada ele alnan gybet konusuna geilmektedir. Gybet, bir kimse hakknda holanmayaca bir eyin sylenmesidir. ok mehur olan bir hadiste yle rivayet edilmitir: Peygamberimiz ashabna, Gybet nedir? diye sormu, onlar da, Allah ve rasl daha iyi bilir cevabn vermilerdi. Kendisi, Kardeini, holanmayaca bir ekilde anmandr buyurdu. Ya bu sylediim kardeimde varsa? denilince, yle cevap verdi: Eer sylediin onda varsa, gybet etmi olursun, yoksa o zaman ona iftira etmi olursun! (Mslim, Edeb: 70; Eb Dvd, Edeb. 40; Tirmiz, Edeb: 23) Bu davran ister ak bir ifadeyle, ister kinayeyle yaplsn fark etmez. Her iki ekilde de haramdr. Hakknda konuulan kiinin yaamas veya lm olmas da fark etmez. Her iki durumda da ayn hkm geerlidir. nsanlar ktlerin erlerinden, zararlarndan korumak iin bu tr kiiler hakknda konumak haram deil, belki farz olur. nk toplumun muhafazas iin byle bir hareket zorunludur. Gybet yapan kiinin yannda bulunulmamal, gybet yaplan ortam terk edilmelidir. Mslman, ktye, yanla ortak olamaz, yanl bir davrana seyirci kalamaz. Gybet yapan kii, yapt iin ktln farkna vardnda, hemen tvbe etmeli, bu iten derhal vazgemeli, bir daha bu gnaha dnmemeye kesin olarak karar vermeli ve yaptna piman olmaldr. Sonra da gybetini yapt kiiden helallik

99

istemeli, gybet yapt kiilere de gidip durumu izah etmelidir. Eer gybetini yapt kimse lmse, onun iin Allahtan bol bol af ve mafiret dilemelidir. Bu surede mminlerin bata gybet olmak zere eitli davranlardan uzak durmalar emredilmitir. Ancak bunlar ifade edilirken, gybetten kanlmas istenirken verilen rnek ok dikkat ekici ve ayn zamanda ok ar bir slup kullanlmtr. Burada insan olaanst derecede tiksindirecek bir temsil verilmitir: len kardeinin etini yemek. Zaten ayet, devamnda, ondan tiksindiniz! demektedir. Bu, gybetin aklen, eran ve doal olarak ne kadar irkin olduunun olaanst tasviridir. Bu suredeki en beli ayet, bu ayet olsa gerektir. Ayette, gybeti yaplan kii, o ortamda bulunmad iin, l gibi deerlendirilmitir. l bir insann etini yemek, ne kadar vahice, canice bir hareketse, bir kiinin gybetini yapmak da o derece vahice ve canicedir. Burada yaplan gybetin kiiye zarar verip vermemesi, o kiinin bundan zarar grp grmemesi deil, bizatihi bu eylemin kendisi nemlidir. Kurn- Kerm konuyu bitirirken mslmanlar Allahn emirleri ve yasaklar konusunda duyarl ve dikkatli olmaya davet etmekte, yaptklar yanl ve hatalara kar kullarna tevbe kapsn ak tuttuunu, kendisine ynelindii takdirde onlara merhametle muamele edeceini haber vermektedir. Tevvb kelimesi hem Allah (rn.: Bakara 2/38), hem de insanlar (Bakara 2/222) iin ortak kullanlan isimlerdendir. nsanlar iin ayrca tib (Tevbe 9/112; Tahrm 66/5) de kullanlmaktadr. nsan iin kullanldnda tvbe eden, Allah iin kullanldnda ise tvbeyi ok iyi ekilde, her trl tvbeyi kabul eden anlamna gelmektedir. 13. Ayet: (13) 13. Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir kadndan yarattk. Hem sizi, birbirinizle tanasnz diye, topluluklar ve kabileler haline getirdik. Haberiniz olsun ki, Allah katnda en deerli olannz, Ona, kar gelmekten en ok saknanzdr. Kesinlikle Allah, bilendir, haberdar olandr. Bu ayet, nceki iki ayette anlatlan insanlar arasndaki davran bozukluklarnn temelsiz, 9. ve 10. ayetlerde iaret edilen mminler arasndaki kavga ve savalarn ne kadar yersiz olduuna atfta bulunmaktadr. Hitap, tm insanlaradr: Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir kadndan yarattk. Bu yaratmann amac da gayet net ve ak bir biimde ortaya konmutur: Tanmak, bilimek. Savamak, kavga etmek, insanlarn eref ve onurlaryla oynamak deil. Aslnda btn bir insanlk, insan olmada kardetirler. Ancak zaaflar, ihtiraslar, arzular insanlar birbirlerine drmektedir. Kurn- Kermde insann yaratlmasyla ilgili eitli ifadeler vardr. Acaba bunlar birbiriyle elien eyler midir? Bu soruya cevap vermeden nce, Yce Kitabmzda insann yaratlnn nasl ele alndna bir bakalm. nsann bazen topraktan/tn (Enm 6/2) tek bir nefisten (Arf 7/189) topraktan/trb (Rm 30/20) burada olduu gibi erkek ve kadndan

100

yaratldndan sz edilmektedir. nsann yaratln en iyi anlatan ayetlerden biri, Hacc 22/5. ayettir. Bu ve benzeri ayetlere topluca bakldnda, buralarda anlatlan, insann yaratlma evreleri ve yaratlma srecidir. Burada asl olan, neyin neden yaratld deil, yaratann varldr, gcdr.
lk bakta tenakuz ve ihtilaf gibi grnen ayetleri inceleyen Kurn ilmi hangisidir? Bu ilim dal hakkna bilgi edininiz.

nsan, toplumsal bir varlktr, tek bana yaayamaz, yaamaya kalksa bile bu, doal deildir. Bireylerin mensubu bulunduklar toplumsal yaplar, gruplar, milletler hep hayatn daha iyi yaanabilmesine imkn tanmak iindir. Hz. Ademin oullarndan bu yana insanlar arasnda kimin deerli, kimin stn olduu mevzusu, nemli bir yer igal etmitir. lk kan, bunun iin dklmtr. Bazen rklar, bazen renkler ayrmclk unsuruna dntrlmtr. Hlbuki hi kimse dnyaya gelirken rengini, dilini, rkn seerek gelmemektedir. nsan stn klacak baka bir deerin olmas gerekmektedir. Ayet, bu ly Allaha kar dikkatli, saygl olmak olarak koymutur. Bu durum, Kurnda bu sureden baka bir de Leyl 92/17. ayette geen etk kelimesiyle ifade edilmitir. Takv, insann yaparak veya terk ederek ileyecei ve cezalandrlmasna sebep olacak gnahtan kendisini korumasdr. Takvaya giden yolun ba, pheli eyleri terk etmektir. lim olmadan, takva sahibi olunamaz. Peygamber (s.a.v.) de hadislerinde, insanlar arasndaki deer lsnn, takva olduunu belirtmitir. yle buyurmulardr: Allah sizin ekillerinize ve mallarnza bakmaz. O, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar. (Mslim, Birr: 33, 34). Takv, Kurnn ana konularndan birisidir. ve bu kitabn 7. nitesinde detayl bir biimde ele alnmtr. Allah, ayeti kendisinin her eyi ok iyi bir ekilde bildiini haber vererek bitirmekte, insanlarn yaptklarn Allahn bildiini dnerek, bunu akllarnda tutarak davranmalar gerektiini hatrlatmaktadr. 14. 18. Ayetler: ( 14) ( 15) ( 16 ) ( 17) (18) 14. Bedeviler, man ettik dediler. De ki: Siz henz iman etmediniz, ancak man kalplerinize girmemi olduu halde, (Allaha) boyun edik deyin! Eer Allaha ve raslne itaat ederseniz, sizin amellerinizden hibir ey eksiltilmez. Elbette Allah, ok balayan, ok acyandr. 15. Mminler yalnzca Allaha ve raslne iman edip sonra pheye dmeyip Allah yolunda mallaryla, canlaryla cihad edenlerdir. te onlar, (szlerinde ve davranlarnda) dosdoru olanlardr. 16. Siz, Allaha dininizi mi retiyorsunuz? de! Oysa Allah, gklerdekini ve yerdekini bilmektedir. Allah, her eyi ok iyi bilendir. 17. Mslman olmalarn senin bana kakyorlar. Mslman olmanz benim bama kakmayn! de! Hayr, yle deil, (baa kakacak biri varsa) o, Allah (olabilir). O, sizi imana ulatrmasndan dolay, bunu sizin banza kakabilir. (Eer nandk! sznze) sadk ve balysanz, (byle bir

101

ey sylemeyin). 18. phesiz Allah, gklerin ve yerin bilinmeyen ynlerini bilir. Allah, her ne yaparsanz, onu grr. Bu ayet grubunun nceki ayetlerle yle bir ilikisinden sz etmek mmkndr: Her ey iman etmekle alakaldr. nsann hayat, imanna gre ekillenmektedir. man, insan kuatt, insanda kk sald zaman, hayat gzelleir. nsann hayatnda imann tezahrleri ortaya ktnda, toplumsal adalet ve huzur salanr. Surede yerilen davran ve hareketler, imann niteliiyle dorudan alakaldr.
Kurn- Kermde bedevilerden bahseden baka ayetler var mdr? Aratrnz.

Bu son ayet grubu, nasl bir mmin olunmas gerektii konusunda nihai dzenlemeleri yapmaktadr. nce tam bir iman lazmdr. 14. ayette sz edilen Arabiler, bedevi Araplardr. Ancak bununla btn bedeviler deil, bazlar kastedilmitir. Onlarn arasnda kmil iman sahibi olanlar da vardr. Bu ayette, mn ve islm kelimeleri arasnda bir ayrm yapld grlmektedir. Kelam bilginleri, bu konu zerinde detayl bir ekilde durmulardr. Bedevilere, Allaha ve raslne itaat ettikleri takdirde, iledikleri amellerin hibir deer kaybna uramayaca haber verilmektedir. Allah, insanlarn yaptklar yanllar balar, onlara merhametle davranr. Yeter ki onlar Allaha ynelsinler. Bir sonraki ayet-i Kerme, mminlerin baz zelliklerini anlatmaktadr. Bunlarn ilki, ska bahsedilen Allaha ve raslne iman etmektir. Aslnda bu zellik, sonrakiyle (phe etmeme) yakndan ilikilidir. nk iman ile phe bir arada bulunmaz. Biri varsa, dierine yer yoktur. nce kalbi, pheden arndrmak lazmdr. Aslnda bu slup, Kurnda sadece burada gemektedir. Ayette asl mesele, cihad etmektir. nk o, byk fedakrlk isteyen bir harekettir. Kurnn temel konularndan biri olan cihadn, genellikle mallarla ve canlarla yaplmasna, bir de Allah yolunda olmasna vurgu yaplr. Bazen Allah yolunda ifadesi (rn.: Tevbe 9/20), bazen de mallarla ve canlarla ifadesi (rn.: Enfl 8/72) nce gelmektedir. Mallarla kelimesi daima, canlarla ifadesinden nce gemektedir. nk mal, cann yongasdr. Malndan vazgeen, canndan da vazgeer. Burada Mslman iin iki l konmutur: man etmek ve cihad etmek. Allah yolunda olmas, olduka nemlidir. nk byle bir fedakrlk, yalnz ve yalnz Allah iin olmal, hibir kiisel gaye ve kar tamamaldr. Ayetin son cmlesi, imann tasdk zelliine iaret etmektedir. limler iman, dil ile ikrar, kalp ile tasdik etmek olarak tanmlamlardr. Bedevilerin dilleriyle Mslman olduklarn sylemeleri, yeterli deildir. Asl olan, kalplerindeki olandr. man edip cihad edenler, sznde duran sadk mminlerdir. 16. ayet Allaha teslimiyeti anlatmaktadr. Dinin sahibi, Allahtr. O, retilen deil, retendir. nsanlarn mensubu olduklar dini, sadece Allah retebilir. Allahn bilgisi, yalnzca dinle de snrl deildir. O, gklerde ve yeryznde olanlar, her eyi bilendir. Dinin sahibi, ancak bu kadar bilgi sahibi olan bir zat olabilir. Ayetin son cmlesi, Allah, her eyi ok iyi bilendir, Allahn bilgisini ifade etmede Kurnda ska kullanlmaktadr. Son iki cmle, Allahn bilgisini geniliine, derinliine iaret etmektedir. En byk saygszlk, Allaha kar yaplandr. 17. ayette, baka bir ahlaki konu ele alnmaktadr: Yaplan davrann, iyiliin baa kaklmas. Mslmana asla yakmayan bu hareket, imandan, terbiyeden mahrum insanlardan sadr olabilir. Bedevi Araplar Mslman olmalarn ranta dntrmek istiyorlard. Oysa onlar mslmanlklar ilan etmekle yeterince

102

kazan elde etmilerdi: Gvenliklerini salamlar, mallarn koruma altna almlard. Bunu da onlara, Allah ve rasl salamt. Eer baa kakacak biri varsa, bu, ancak Allah olurdu. nk onlara doru yolu gstermi, kitap ve peygamber gndermiti. Dolaysyla insanlara unu sylyordu: Eer iman ettik sznze sadksanz, byle bir davrantan uzak durunuz. Son ayetle yine Cenab- Allahn bilgisine dnlm, bu kez gklerin ve yeryznn bilinmeyen, grnmeyen yanlarnn bilgisine sahip olduu belirtilmitir.

zet
Hucurt suresi, hakknda en ok nzul sebebi bulanan surelerden biridir. 18 ayetten oluan surenin ana konusu, yeni olumakta olan toplumda ahlaki deerlerin inasdr. Bunun banda, her eyde olduu gibi, Allaha ve raslne sayg ve ballk gelmektedir. lk ayetlerde mslmanlarn Peygamber (s.a.v.) ile nasl bir konuma ve iletiim slubuna sahip olmalar gerektii bildirilmektedir. Toplum iindeki haberlemenin temelinin belirlendii ayette, piman olunacak davran ve eylemlerden uzak durulmas hatrlatlmaktadr. Mslmanlar arasnda meydana gelebilecek sorunlara annda zm bulunmas, saduyulu mminlerin grevleri arasndadr. Mminler kardetirler ve btn ileri, kardelik hukukuna gre yrtlmelidir. nsanlarla alay etmek, onlar ayplamak, kt, istemedikleri, holanmadklar lakaplarla anmak, uzak durulmas gereken hareketlerdir. Kesin bilgi sahibi olunmadnda kt zan beslenmemeli, insanlarn kusurlar aratrlmamal, gybet gibi kt hasletler tanmamaldr. Btn insanlar, tek bir erkek ve kadndan yaratlmtr. Dolaysyla herkes, ayn ana babann ocuklardr. Irk, renk ve dil, bir stnlk arac olamaz. stnlk, yalnzca takva iledir. mann gstergesi, Allah yolunda i ve hizmet retmektir. mann tezahr, byle ortaya kar. Sz deil, eylem nemlidir. Mminler, imanlarnn gereince davranmaldrlar. Allahn insanlarn yaptklarn, gklerde ve yerde olanlar, insanlarn bilgi alanlarnn dnda olan eyleri de bildii daima gz nnde bulundurulmal, bir gn hesap verilecei asla unutulmamaldr.

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangileri, surenin fsla harfleridir? a. mm, r b. nn, r c. dl, mm d. mm, nn e. nn, sn 2. Surede hangi kelimeyle ilgili farkl kratler vardr? a. ( ) b. ( )

103

c. ( ) d. ( ) e. ( ) 3. 11. ayetin nzul sebeplerinde aadaki kiilerden hangisinin ad zikredilmektedir? a. Bilal b. beyy b. Kab c. bnYamer d. Nfi e. Sbit b. Kays 4. Allah sizin ekillerinize ve mallarnza bakmaz. O, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar. hadisi, hangi ayetle daha ok alakaldr? a. 3 b. 6 c. 11 d. 13 e. 18 5. nsanlara kt lakap takmak, hangi ayet-i kerimede yerilmekte ve yasaklanmaktadr? a. 3 b. 5 c. 11 d. 13 e. 15

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. c 3. e 4. d 5. c Yantnz doru deilse, Giri ksmn tekrar okuyunuz. Yantnz doru deilse, Suredeki Krat Farkllklar blmn inceleyiniz. Yantnz doru deilse, 11. ayetin nzul sebeplerine bir daha baknz. Yantnz doru deilse, 13. ayetin tefsirine bir daha baknz. Yantnz doru deilse, 11. ayetin tefsirine bir daha baknz.

104

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Bunun sebebi, sz konusu rivayetin, ayetin mazmununa daha uygun olmasdr. Sra Sizde 2 tt, uhuvvet, ism, cihd kavramlar zerinde de durulabilir. Sra Sizde 3 lk bakta tenakuz ve ihtilaf gibi grnen ayetleri inceleyen Kurn ilmi, Mkill-Kurndr. Sra Sizde 4 Kurn- Kermde, bu surenin dnda, bedevilerden Tevbe 9/90, 97-101, 120, Ahzb 33/20, Feth/48/11, 14. ayetlerde sz edilmektedir.

Yararlanlan Kaynaklar
Ahmed b. Hanbel, (1992). el-Msned, stanbul. Ate, Sleyman, (1991). Yce Kurnn ada Tefsiri, stanbul. el-Buhr, Muhammed b. smail, (1992). el-Cmius-Sahh, stanbul. Derveze, M. zzet, (1984). et-Tefsrul-Hads, Beyrt. Eb Dvd, (1992). es-Snen, stanbul. Elmall, M. Hamdi Yazr, (1942). Hak Dini Kurn Dili, stanbul. bnl-Cevz, (1964). Zdl-Mesr, Dmak. Mevdudi, (1996). Tefhiml Kurn, ev. Komisyon, stanbul. Mslim, (1992). el-Cmius-Sahh, stanbul. e-evkn, Eb Abdullah Muhammed b. Ali, (1964). Fethul-Kadr, Khire. et-Tirmiz, (1992). es-Snen, stanbul. Vehbe Zhayl, (1991). et-Tefsrul-Mnr, Beyrt.

105

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Konulu tefsir biiminde ayetlerin nasl yorumlanabileceklerini tanmlayabilecek, Kurnda iman kavramn detayl bir biimde aklayabilecek, Salih amel kavramn ve alm ayrntl bir biimde aklayabilecek Toplumu yakndan ilgilendiren ve bar anlamn ieren kavramlara ve bunlarn almlar konusundaki tartmalara katlabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
man Kfr Salih Amel Fesat Salah Salih Muslih Sulh Islah ve Musalaha

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Metin ierisinde tanm verilmeyen szckler iin Kurn Ansiklopedisine bavurunuz. mer Dumlunun Kurnda Salah Meselesi adl kitabndaki ilgili yerleri inceleyiniz.

106

Kuranda man ve Salih Amel


GR
Kurnda insanlar ilgilendiren en nemli iki kavram, iman ve ameldir. Ameli de salih amel ve kt amel diye ikiye ayrmak gerekir. Dier btn kavramlar bunlarn etrafnda dolar. Aslnda Kurn kavramlar zaten birbirinden kesin izgilerle ayrmak da mmkn deildir. nk Kurn- Kerm insan muhatap alr ve onun gerek bu dnya gerekse teki dnyada (ahrette) mutluluunu ve onu mutlulua gtrecek yollar nne koyar. Burada ksaca Kurnda insan anlatmak istiyorum: Madd ynyle su ve toprak olan insan; yapsyla, doasyla, ieriiyle ve edasyla zetle kendine zg yaam kurallar olan bir baka varlktr. Kurn- Kermde, bu kendine zg varln yaratl, onun hayatnn ifade ettii anlam ve nem, kendi z benliini anlamada ve gelitirmedeki gc veya gszl, inanc veya inanszl, ykselii veya d, akln kullandnda neler yapabilecei ve akln kullanmadnda bir pislik iinde bocalayaca veciz bir ekilde dile getirir. nk insan Kurnn konusu ve muhatabdr. Bundan dolay Kurnn hemen her yerinde insandan bahsedilmektedir. nce onun ilk defa varlk lemine nasl getirildiinden, Allahn kendi ruhundan ona flediinden, bylece ona dier varlklara verilmeyen bir deerden ve ona verilen yeteneklerden bahsedilir. Kurn- Kermde insann varlklar ierisinde en gzel bir biimde yaratld yle dile getirilir: Biz insan en gzel bir ekilde yarattk (Tin 95/4). Buradaki yaratl fiziki bir varlk olarak alglamak mmkndr. Zira onun hayatnn her anda ayr bir gzellie sahip olduunu vurgulamak gerekir. ocuklarn ne kadar sevimli birer varlk olduu ortadadr. Onun yava yava tepki vermesi, konumaya balamas gerekten harika bir durumdur. Ergenlik ana erimenin insanda hem fiziki ve hem de dnce olarak nemli deiiklikler yapt da bir gerektir. Bu da insann baka bir aamasdr. Sonra olgunluk a denen dnemde insann kendisine olan gveni ve aslnda kendisine verilen yetenekleri kullanma noktasndaki abas her an takdir edilecek bir durumdur. Yava yava yallk dnemine girince o gne kadar elde ettii tecrbelerden yararlanmak aslnda insanlk iin ok nemlidir. Ksaca insann hemen her annn ve her ann ayr bir zellii ve gzellii vardr. Bunlar Kurnda ya dorudan ya da dolayl olarak dile getirilmektedir. rnein Kurn- Kermin 31. Suresinde ad geen Lokmann ocuuna tavsiyelerini okuduumuzda yukarda belirtmeye altm her dnemin zelliklerini ok yakndan grmek mmkndr.

107

Kurn- Kermde insan bir ynden aciz, bencil, kibirli, nankr bir varlk olarak tantlrken dier ynden de bilen, akln kullanan, erefli, deerli, hr ve zgr iradeye sahip bir varlk olarak da tantr. Bu iki zt zelliklere sahip olan insann sorumlu olduu ve sorumlu tutulaca da ayetlerde ak bir biimde vurgulanr. nk Kurnda, mkellef insan iki ekilde ele alnr: 1. Mstakil bir fert ve mkellef bir varlktr. Dolaysyla onun hesap verecei ve bunun neticesinde de ceza veya mkfat alaca vurgulanr. 2. nsann toplum iinde yaaddr. Bundan dolay o toplumun bir ferdi olarak da toplum iindeki tm davranlarna dikkat ekilir. Bylece Kurnda kii, hem ferdi ve hem de toplumun bir yesi olmas nedeniyle toplumdaki davranlarndan da sorumlu tutulaca da belirtilir.
Kurnda insann psikolojik ynne de deinilir mi?

Kurnda insann psikolojik ynne de dikkat ekilmektedir. Burada ok nemli iki yne vurgu yaplmaktadr: 1. Onun sknt halindeyken baka, genilie knca da daha baka bir tutum iinde olduu vurgulanarak bu durum eletirilir ve yerilir: Denizde bir skntya dtnz zaman Allah'dan baka yalvardklarnz kaybolup gider; fakat O sizi karaya kararak kurtarnca yz evirirsiniz. Zaten insan pek nnkrdr (sra 17/67). Bbrlenmesine ve marklna da dikkat ekilir: nsana katmzdan bir rahmet tattrp sonra da o rahmeti ondan ekip alsak (hemen) umutsuz bir nankre dner. Bana gelen bir skntdan sonra ona bir nimet tattrrsak "ktlkler benden gitti" der. Gerekten o, bbrlenen bir mark'tr (Hud 11/9).

2.

Bu tr duygular ierisinde her an gnah ilemeye meyilli, hem kendisini hem de evresindekileri mutsuzlua srkleyici bir yapda olan insan bunlardan ancak akln kullanmak kouluyla kurtulabilir. Bunun iin de Allaha tam anlamyla inanmak, doru, drst, gvenilir bir ahsiyete sahip olmak, sznde durmak, yaam boyunca fitne, fesat, hile, dzenbaz, yac ve benzeri insana yakmayan hele hele bir mmine hi yakmayan tm davranlardan uzak durmakla olacan bilmek gerekir. Ksaca kaliteli ve dzgn bir i ve yaam srdrmek demek olan gzel ahlaka sahip olmann yannda bilgili olmak ve yararl iler yapmak gerekir.

MAN VE SALH AMEL KAVRAMLARI


man:
man, nefsin mutmain olmas, korkunun giderilmesi ve kiinin gven iinde olmas anlamndaki emn kelimesinden alnmtr ve bu kelime Kurnda eitli kalplarda 883 defa yer almaktadr. man, lgatte, tasdik etmek, gvenmek, boyun emek, anlamlarna gelmektedir Bir eyi kabul edip tasdik etmek anlam daha yaygndr. Genel olarak, bir adam, syledii szde tasdik etmek eklinde formle edilmektedir. Zdd ise kfr olup, aslnda bir eyin zerini rtmek, nankrlk etmek ve inkr etmek, kabul etmemek gibi anlamlara gelmektedir. Kurnn

108

indii dnemlerde kfr kelimesi krn zdd olarak kullanlmaktayd. Ancak Kurnn iniiyle birlikte bu kelime hem krn ve hem de imann zdd olarak kullanlmaya baland. Bugn Kurn okuyan bir insan kfr kelimesinin inkr karlnda kullanldn ok ak bir biimde grebilir. Burada iman ile kfrn birbirinin zdd olduunu gsteren tipik iki ayeti rnek olarak vereceim. Bir ayette yle denilmektedir: Yemin ederim ki, Allah, iman edip salih amel ileyenleri altndan nehirler akan cennetlere koyacaktr, bu dnyada hayatn tadn karp, davarlarn yedii gibi yiyip ien kfirlerin varacaklar yer ise atetir (Muhammed 47/12). Baka bir ayette de yle buyrulur: : ( ) man edip gzel i ler yapanlar, onlar bir bahe iinde mutlu klnrlar. nkar edip ayetlerimizi, ahiret bulumasn yalanlayanlara gelince, onlar azabn iinde hazr bulundurulurlar. (Rum 30/15-16). Bu rnek ayetlerde mmin ile kfir arasnda ok nemli iki belirleyici unsura dikkat ekilmektedir. Birincisi, bu ikisinin bu dnyada yaptklar asndan mminin ilgisi sadece takva ile ifade edilecek ileredir, kfirin ise gnlerini dnyevi zevklerin peinde geirmesidir. kincisi ise, kyamet gn ellerine ne geecei asndan bir duruma dikkat ekilmektedir. Mmin cennetle dllendirilecek, kfir ise cehenneme gidecektir. Kfrn zdd olan iman kavramnn terim anlam ile ilgili pek ok tanm yaplmaktadr. Bunlardan bazlar yledir: man, kalbin tasdikidir. man, Allah' bilmektir ki, bu da, sadece kalp ile olur. man, sadece dil ile Allah kabul ettiini sylemektir/ikrardr. man, bilinmesi gereken eyleri, kalbin tasdik etmesi, dilin de bunu sylemesidir. man, kalbin tasdiki, dilin ikrar ve slm'n esas olan davranlar yerine getirmektir. man, insann kendi derinliine dalarak Allaha doru ykselme, hayatn btn zahmet ve ileleri arasnda Yaratcya yol bulma srrn ihsas ettiren bir duygu yumadr. man, insan i ve vazifeye balamak suretiyle bunlardaki derin hikmetleri ve sebeplerini kavratr. man insana ruhun en yksek tekmle erime duygusunu kazandrr. mann zayflad toplumlarda itaat ve disiplin ok azalr ve zayflar. nsanlar arasndaki sevgi ve ilgi balar kopar, toplumda belirsizlik belirtileri ortaya kmaya balar. nsann en nemli zellii, inanan bir varlk olmasdr. Kurn- Kermde yle buyurulur: Ey insanlar, siz Allaha muhtasnz. Allah ise, ite O, hibir eye muhta olmayan ve hamdedilmeye lyk olandr. (Fatr, 35/15). Baka bir ifadeyle, inanma insann asli yapsna ( ftratna) uygun den bir balanmadr. nsann inanp inanmama zgrl vardr; fakat Allahn ve ftratn ondan bekledii bu zgrln inanma ynnde kullanmasdr. nanmamak, ftrattan, bir eit, sapmadr. Kfr denen fiilde, uurlu bir zeminde var olan, Allah-insan bann koparlmas szkonusudur. Eer insan, bu ba koparrsa kendi zvarlnn idraki iinde olamaz. u yeti dikkatlice okuyalm: Allah' unutup Allah'n da kendilerini kendilerine unutturduu kimseler gibi olmayn. Onlar yoldan km kimselerdir. (Har, 59/19) Bu kendini unutma, farkl insanlarda farkl ekil ve derecelerde ortaya kar. Bazlar sahte bir gvenlik duygusuna kaplr ve insan kendi kendine yeter derler. Bazan bu anlayta o kadar ileri giderler ki Kurnn ifadesiyle, kendi heva ve heveslerini Rabb yerine koyarlar (Furkan, 25/43), yani kendilerini tanrlatrr ve teki insanlara -tpk Firavun'un yapt gibi- ben sizin rabbiniz deil miyim? (Nazi'at, 79/24)

109

derler. Bazlar da Allah' unutur (inkr eder) ama inanma ihtiyacn baka ynlere evirir, baka varlklar rabb saymaya balarlar. Baka insanlar tanrlatrma yoluna giderler. nanszlk bazan da derin bir ktmserlie yol aabilir. Bu duruma denler, ne kendi hayatlarna, ne de btnyle hayata doru drst bir anlam verebilirler. Kurnn veciz ifadesiyle: Hayat ancak bu dnyadaki hayatmzdr; lrz ve yaarz; bizi ancak zaman yoklua srkler derler. (Casiye, 45/24) nanan kimseye gelince, o, hayata sadece kk kk anlamlar vermekle yetinmez. Ona gre, hayatn nha bir anlam ve deeri vardr; nk btnyle hayat, ilim, irade, kudret ve rahmet sahibi olan Allah'n eseridir. Buradaki hayatn nemi, bir baka hayata (hirete) giriide salamasndan dolaydr ki Kurn ahreti teki hayat/yaam diye tavsif etmektedir. Kurna gre, inanmak makul bir tutum iinde olmaktr. nsan aresiz kald, korkuya kapld, aldand veya yarar umduu iin deil, makul olduu iin Allah'a inanmaktadr. nsan, evvela, kendisini bir inanma ihtiyac iinde hisseder. Fakat bu hissediin, farknda oluun kendisi iman deildir. Byle bir farkediten sonra insan, kendi i dnyasnda ve d lemde grdklerine dikkatle bakar, onlar zerinde dnr, onlar hakknda toplayabilecei kadar bilgi toplar ve btn bunlar ciddi bir deerlendirmeye tabi tutar. Sonunda baz sorulara cevap aramaya koyulur: Ben ve btn bu grdklerim niin var? Bunlar tesadfen mi ortaya kt? Bunlarn niha bir mnas var m? Ben nerden geldim? Nereye gidiyorum? Nasl bir varlm? Benden bir eyler isteniyor mu? gibi sorulara samimi ekilde cevap aramaya koyulursa, bu aray onu kfre deil Allah'a imana gtrr. Tekrar edelim, bu gidiin makul olmas, mecbur olmas anlamna gelmez. manda mecburiyet ve dinde zorlama yoktur (Bakara, 2/256). Bu akla yatknlkn temelinde bilgi ile iman arasnda kurulan ilikinin de pay byktr. Kurn, iman akl ve ilimle kar karya getirmez. nanmann ayn zamanda akletme olduunu syler. Hz. Peygamberin sylediklerine kulak tkayanlarn ahiretteki hali anlatlrken yle buyurulur: Eer dinleseydik, eer akletseydik lgn alevli cehennemin skinleri arasnda olmazdk (Mlk, 61/10). mann dokusunda sevgi (muhabbet) vardr. Keml sfatlara ve gzel isimlere sahip bir Varlka inanmak, sadece Onun varolduu kanaatine ulamak anlamna gelmez. Burada inanmak, gvenmek anlamna da gelir. Gvenmek ise, beraberinde sevmeyi getirir. nsan bu gvenme ve sevmeyi krle, hamdle ve ibadet yoluyla dillendirir. ten ve samimi bir duygu ile ve dua yoluyla bunu Yaratanna ulatrr ve Ona sevgi dolu gzlerle bakarak hayat anlamlandrmaya alr. Sevgi ve gven duygularyla beslenen Mminin Allah anmas kalbinin titremesine ve inancnn pekimesine (Enfal, 8/2) sebep olur. Bunun sonunda kalbin mutmain olmas (Ra'd, 13/28) ve insann mutlulua ulamas vardr. nanmayann kalbinde ise En'am 125; Ali-Imran, 151; Bakara, 74 ayetlerde dile getirldii gibi darlk, korku, katlk ve dolaysiyle, gnahkrlk vardr. Burada unu ifade edelim ki btn olumlu sonular imann, olumsuz sonular ise kfrn kendisi deil, onlarn rnleridir. Yani salih amel ve kt amellerdir. Eer bu rnler olmasayd, dardan bakan birinin bir bakasnn inan dnyas hakknda tahminde bulunmas imknsz olurdu. yi rnler/amel-i saliha iman takviye eder, onu derinletirip zenginletirir ve onu anlaml klar. Kt rnler/salih olmayan davranlar ise, inkr edene ssl grnr ve zlerek ifade edelim ki onlar da

110

inanszl gelitirir. Bu pekime yle bir noktaya ular ki, orada insan, hayr er, erri de hayr gibi grebilir. Burada bir konuya daha deinmek istiyorum. Kurn- Kerm dikkatlice okunursa insan inanszla srkleyen hususlar olarak unlar dikkatimizi eker: 1. Cehalet: Ktln ana kaynaklarndan biri cehalettir. Onun iin Kurn Kerm: Bilmediin eyin stnde (srarla) durma! Ddorusu, kulak, gz ve kalb, bunlarn hepsi o durumdan sorumlu olur (sra, 17/36) diyerek buna dikkat ekmektedir. 2. Bile Bile Ktlk Yapmak: nkr, nankrlk, kt fiil her zaman bilgisizlikten kaynaklanmayabilir. Baz insanlar bile bile ktlk ilerler. Onlardan bir ksm bile bile hakk gizlerler (Bakara, 2/146) Allah'n nimetini hem bilirler, hem de inkr ederler (Nahl, 16/83) anlamndaki ayetler bu anlamda dikkatlerimizi ekmektedir. Cehaletten dolay yaplan ktlklere nazaran bile bile yaplan ktlkler insann kiiliinde ok daha derin izler brakr ve ok daha byk sorumluluklar dourur. 3. Gelenek ve greneklere kr krne balanma: Kurn- Kerm'e gre, insann hata ilemesinin nde gelen sebeplerinden biri de atalarmzdan byle grdk anlaynn srdrlmesi, dolays ile gemiin kr krne taklid edilmesidir. Ayette yle denilmektedir: Onlara: Allah'n indirdiine uyun' denilince 'hayr, atalarmz yapar bulduumuz eye uyarz derler. Ya atalar bir ey akletmeyen ve doru yolda olmayan kimseler idiyseler? (Bakara, 2/170 ) 4. Bakalarna uymak: Bu uyma, birine uyarak gnah ilemekten tutun da, insanlarn birbirlerini "rabb" saymalarna (Ali Imran, 3/64) kadar gidebilir. zellikle, inanszlarn tavrna dikkat etmek gerekir: nkr edenler, inananlara 'bizim yolumuza uyun ki sizin gnahlarnz biz yklenelim' derler. Oysa onlarn gnahlarndan hibirini yklenecek deildirler (Ankebut, 29/12) ayetini dikkatlice okumak gerekir. 5. Arzularnn esiri olmak: Bunun da en yksek derecesini Kurn nefsi heva ve hevesini Rabb sayma olarak nitelendirir. Bu durumda olanlar grp de zlen Hz.Muhammed'e Allah yle buyurur: Ey Muhammed, hevesini kendine tanr edineni grdn m? Ona sen mi vekil olacaksn? (Furkan, 25/43). Nefsine ve nefsan arzularna teslim olan insan, kendi kendisini aldatmaya (gurr) balar. Byle olanlarn prototipi, evresindekilere ben sizin rabbiniz deil miyim? (Naziat, 79/24) diyen Firavun'dur. Buraya kadar esas itibariyle inanan insan ile inanmayan insan zerinde durduk. Kurnda baka insan tipleri de zikredilmektedir. Bunlara ksaca temas etmemiz, konunun btnl asndan yararl olacaktr. nce kfir ile ilgili ifadelere bir gz atalm. Kfr, inkrn, isyan ve nankrln genel addr. Kfir, Allahn varlk ve birliini, nbvveti ve ahireti inkr eden kimsedir. nkr ise, ok kere, umutsuzluk, gurur ve kibir, kafa karkl ve gnl darl gibi manev (kalbi) hastalklara sebep olur. (Bkz., En'am, 6/125; Araf, 7/179; Bakara, 2/74) Kfir, Allah ile, din ile ilgili her gerein stn rten bir nankrdr. Kurnda bir de Allah'a ortak koan tiplerden bahsedilir ki buna da mrik denir. Kurna gre, Allah'n yannda Onun gcn paylaan baka bir varlk olduuna inanan insanda veya baka bir varlkta ibadet edilmeye

111

lyk bir zellik gren ve onlarn efaatn uman ve bylece rablarn saysn oaltan herkes mriktir. (rnek olarak bkz., En'am, 6/150; Mlk, 67/20; Yasin, 36/75; Zmer, 39/43; Maide, 5/16). nan asndan Kurna gre inandm deyip de inanmayan ise, mnafktr. Mnafk, yalan syleyen, hileye ve aldatmaya bavuran, iki yzllk sergileyen, bu arada, kendisine gvenmeyen, istikrarszlk iinde kvranan, ksacas kalbi/gnl hasta olan (Bakara, 2/90) sevimsiz ve tehlikeli bir tiptir ve bir eyler bilip anladn sand halde daima cahilce bir deerlendirme iindedir. Kurnda mnafklar deiik surelerde dile getirilmekle birlikte (Bkz. Bakara 2/8-20; Mcadele, 58/16; Maide, 5/142) ayn adla yani mnafikun diye bir sure ile de Kurnda anlatlmaktadr. (Mnafkn, 63/1 vd.)

Salih Amel
Salih amel ise slih ve amel kelimelerinden olumaktadr. Bunlarn asl da slah ve amel kelimeleridir. imdi ksaca bunlarn tanm zerinde durmak istiyorum: Salh, layk olmak, iyi olmak, iyi bir hal zere olmak, bir kiinin fesadndan sonra iyi olmas, bir ii gzel ve kaliteli yapmak, istikamet ve muslaha (barma) anlamlarna gelmektedir. Slah kelimesi ifal kalbnda yani slh/ eklinde kullanldnda, layk olmak, iyi olmak, dzeltmek, kiilerin aralarn bulup bartrmak ve iyilik yapmak anlamlarna geldiini gryoruz. Slah kelimesinden tretilen slh ise, layk olmak, onarmak, iyi olmak, dzeltmek, kiilerin aralarn bulup bartrmak ve iyilik yapmak demektir. nsanlar arasnda nemli bir yeri olan, onlarn birbirleriyle mnasebetlerini ve bir arada emniyet iinde yaamalarn salayan, dilimize de bazen aynen ve bazen da barmak, anlamak diye evrilen sulh kelimesi de salhtan tretilmi bir isimdir. Bar anlamn ifade eden dier bir kavram da silmdir. Salh kelimesinden tretilen s l i h ile, slhtan alnan m u s 1 i h in, Kurn- Kerm'de zel bir yeri ve nemi vardr. Bu sebepledir ki, bu iki kelimenin terim olarak tariflerini yle yapabiliriz: Slih, kendisi doru olan, kendini dzelten, eiten; muslih ise, kendisi doru olmakla birlikte, bakasn da slh eden/dzelten, onlarn yararna olacak eyleri yapan ve yapmalarn salayan demektir. Salhn zdd olarak fesd ve talh kelimeleri gsterilmektedir. Fakat fesd anlamna gelen talh kelimesi, her ne kadar szlkte salhn zdd olarak gsteriliyorsa da, Kurn- Kerm'de salhn zdd olarak gememektedir. Fesd ise, mal zorla almak, bir eyin bozulmas anlamlarna gelmekte olup, itidali terketmek demektir. Salh ve fesd kelimelerini karlatrmal olarak yle tanmlayabiliriz: Faydalanlan bir eyin bozulmasna fesd, zddna da salh denir. Bununla birlikte fesad, masiyet, helak, yamur yamamak, ktlk olmas, adam ldrmek, ayn ile fesat etmek ve sihir yapmak anlamlarna da gelmektedir. Bozulma ile ilgili olarak Kurnda kullanlan en kapsaml kelime, fesd terimidir. nsan, kendi z benliini, toplumsal evresini ve doal dnyasn bozma imknlarna da sahip bir varlktr. Kurna gre, denizde ve havada ortaya kan bozulmann ou

112

insann yapp etmelerinin bir sonucudur. Nitekim ayette bu durum yle ifade edilmektedir: nsanlarn kendi elleriyle yaptklarndan dolay karada ve denizde ktlkler ortaya kt. Vazgemeleri iin Allah yaptklarnn bir ksmn bylece tattrr (Rum 30/41). Gnmzde bu bozulma had safhaya ulamtr. Dnyamzn pek ok blgesinde hava, toprak, rmaklar ve deniz endie uyandracak boyutta kirlenmitir. Pek ok canl trleri yok olmu, pek ok hastalklar bagstermitir. Daha iyi yaayalm diye dnrken, sanayii, kalknmay o umutla planlarken imdi, yava yava, iinde yaanmas zor bir dnyaya doru gitmekteyiz. Kurn, bu bozulmann nlenmesi, hatta ortaya kmamas iin nemli bir bak as getirmektedir. yle ki, o sembolik (mecazi) bir tarzda insan ve onun tab evresini isteyerek Allah'a balanma (tav'an) ifadesi altnda birletirmektedir. Kurn, insann ahlk bozulmasyla doal evrenin bozulmas arasnda sk bir iliki kurar ki aslnda doal evrenin dengesini bozmak da bir fesattr. nsan, bencillii esas alan bir tutum ierisinde hareket edince, sadece kendi yararn dnr. Yakn ve uzak evresini kendi yararna gre dzenlemek ve kullanmak ister. Her eyi israf eder. Bakalarna ait olan, eer kendi menfaatine uygunsa, yok eder. u ayeti dikkatlice okuyalm: ba na gelince, yeryznde bozgunculuk yapmak, ekinleri ve nesilleri yok etmek iin alr. Oysa Allah bozgunculuu sevmez (Bakara, 2/205). Kurnn "ekin"i ve "nesli" birlikte zikretmesi ok anlaml grnmektedir. Ekinleri, temel rzk kaynaklarn, genelde doay, yani hava, su, vs. yi kirletenler, yok edenler, aslnda gelecek kuaklar, hem de sadece insann deil, teki canllarn gelecek nesillerini yok etme abas iine giriyorlar.
Okuduunuz yukarda blmde salah ile fesad nasl kyaslanmaktadr?

Amel kelimesine gelince Kurn- Kerm'de amel kelimesi eitli kalplarda 350 defa gemektedir. Amel kelimesinin, salhn trevleri olan ve salih amel (yararl, faydal i) anlamn ifade eden s l i h, s l i h t lafzlar ile oluturulan terkip yn ile, slih amelin zdd k t a m e 1 terimleri zerinde duracaz. Amel, canllardan bilinli bir ekilde meydana gelen davranlardr. Fiilden daha zel bir anlam arz etmektedir. nk fiilde bilin her zaman sz konusu deildir ve iyilik ve ktlk yapmay da, bilgili ve bilgisiz, kastl ve kastsz davranlar da kapsamaktadr. Ayn zamanda bir maksat olmakszn canllara nispet edildii gibi cansz (cemadat) varlklara da nispet edilmektedir. u halde amel, fiilden ayrlmaktadr. nk amelde maksada bal olarak yaplan iler sz konusu olduu halde, fiilde durum byle deildir. Zira amel niyete, iradeye bal olarak yaplmaktadr. Baka bir ifade ile bilinli bir aksiyondur ve bundan dolay da insanlar yaptklar davranlardan sorumlu tutulurlar. Amellerin ksmlarna gelince, Kurn- Kerm'de insanlarn davranlar ieren ameller, slih (iyi, gzel, faydal, yararl) ve kt davran olmak zere iki ksma ayrlmaktadr. Bu taksime: Savatan geri kalanlarn bir ksm da sularn itiraf ettiler. Onlar slih ameli (faydal, yararl i), ktsyle kartrdlar (Tvbe, 9/102.) anlamndaki ayet iaret etmektedir. Amellerin iki ksma ayrldn, Hz.

113

Nuh'un olundan bahseden ayette de grmek mmkndr: O, slih olmayan bir i yapt. (Hud, 11/46.) Ayette ifade edilen slih olmayan i irk, kfr ve yalanlama eklinde aklanabilir ki, bu davranlar slih amel deildi. O halde btn bu anlatlanlardan hareketle salih amel nasl tanmlamalyz? Kurna gre elbette ki, Allahn emir ve yasaklarna riayet ederek bir hayat srdrmek salih ameldir. Bu genel ifadenin yannda zel olarak namaz klmak, oru tutmak, zekt vermek, hacca gitmek, yardm etmek, gzel iler yapmak da salih ameldir. Bunlarn her biri ayetlerde belirtilmektedir. Ancak biz btn bunlar gz nne alarak salih ameli yle tanmlayabiliriz: Allaha inanmann gerei olarak, Onun Kitabnda indirdiklerini davranlarna yanstarak, samimi ve gzel bir niyetle, Onun rzasn gzeterek ferdin hem kendine ve hem de topluma hatta tm insanla faydal olacak eylemlerde bulunmasdr.
man ve Salih amel arasndaki kelami tartmalar iin, Ahmet Saim Klavuzun hazrlad man Kfr Snr ile mer Dumlunun Kurnda Salah Meselesi adl kitaplara baklabilir.

man ve Salih Amel fadesinin Kurnda Yer Ald lk Ayet


Konuya balamadan nce Cahiliye dneminde Salih amel fikrinin olup olmad zerinde ksaca durmak istiyorum. Cahiliye Devrinde Salih Amel Fikrine rastlanlmaktadr. Nitekim o dnemin airlerinden mruul-Kays bir beytinde yle demektedir: Her ey yok olur Rabbim ve Salih ameller hari Ayn ifadeyi ayn airin baka bir beytinde de grmekteyiz: ayet mahlkat yok olursa bil ki Allah ve Salih ameller bak kalr. Bu beyitlerden hareketle diyebiliriz ki Cahiliye devrinde, salih amel fikri bulunmaktadr. u kadarn belirtelim ki bu ameller iinde gusl, Cuma gn yaplan haftalk, yllk ibadet, hac, kurban, adak vs. gibi ibadetler grlmektedir. Bu amellerin o toplumun zerinde etkisinin olduu sylenebilir. Yukarda saydmz bu amelleri Kurnda bulmamz da mmkndr. Fakat Kurndaki salih ameller Allahn birliini (tevhid) kabul etme esasna dayanmaktadr. Cahiliye dneminde ise mesela kurban putlara kesilmektedir. Geri yukarda kaydettiimiz air mruul-Kaysn beyitlerinde Rabbim ve salih ameller hari sz ile Allah ve salih ameller baki kalrlar ifadelerinden hareketle, denilebilir ki ite o dnemdeki insanlarda da Allah inanc bulunmaktadr. Bu durumda o dnemdeki insanlarn yerine getirdikleri salih amellerle Kurnn ihtiva ettii salih ameller arasnda ne fark var? ncelikle unu ifade edelim ki gerek yukarda kaydettiimiz beyitlerde gerekse bizzat Kurn- Kermden rendiimiz kadaryla cahiliye devri Araplar Allah fikrine sahiptiler. Fakat o dnemin insanlar ancak sktklar, darda kaldklar vakitte Allahn varln kabul ediyorlard ve

114

ona snyorlard. Bu durumdan kurtulduklarnda ise yine kendi bildiklerini yapyorlard. Aslnda bu durum insan psikolojisini anlatmaktadr. kinci olarak da bir stn ilahn varln kabul etmekle beraber dier ilahlarn bu stn ilah yannda biraz olsun nfuz ve mdahalelerinin bulunduunu da kabul ediyorlard. Bylece bu ilahlarn Allah katnda kendilerine efaati/arac olacaklarn umuyorlard. te byle bir inan Allahn birliine (tevhid fikrine) ve birlik inancna aykr olup putperestliktir. Dolaysyla Cahiliye dnemi insanlarnn anlad salih amel fikri Kurndaki gibi tevhid (Allahn birliini kabul etme) fikrine dayanmas mmkn deildir.
Cahiliye dneminde var olduunu rendiiniz salih amel fikri sizde ne gibi sorulara neden oldu?

Kurn- Kermde inanan ve salih amel ileyenler ifadesi 58 defa gemektedir. Ayrca iki ayette de el-bakiyatus-salihat ifadesi yer almakta bir ayette de ancak sabredenler ve salih amel ileyenler hari denmektedir. Bunun yannda salih amel tekil olarak iman kelimesi ile 13 ayette; iman kelimesi olmadan da 17 ayette zikredilmektedir. imdi de Kurn- Kermde iman ve Salih amel kelimelerinin birlikte yer ald ilk sureye bir bakmak istiyoruz. Kurn- Kermde 103. Sure olarak yer alan Asr suresi ierisinde iman ve salih amelin getii ilk suredir ve ini srasna gre 13. srada indirilmitir: Zamana and olsun ki, insan kesinlikle ziyandadr. Ancak inanp yararl i yapanlar, birbirlerine doruluktan (hak ve gerekten) ayrlmamay ve sabrl olmay tavsiye edenler hari. (Asr 103/3) Bu surenin Hz. Peygambere peygamberliinin ilk yllarnda Mekkede inen surelerin ilkleri arasnda yer aldn ve dolaysyla inanan ve salih amel ileyenler ifadesinin slmn ilk dnemlerinden beri Kurnda bulunduunu syleyebiliriz.

man ve Salih Amel fadesinin Kurnda Ne Anlam fade Ettii


Kurn- Kermin birok ayetinde iman ve salih amel, baz ayetlerinde de bunlarla birlikte ahiret inanc yan yana zikredilerek salih amelin faydas ve gereklilii, kt amelin zarar ve yanll zerinde srarla durulmu; mslmanlar her frsatta iman ve salih amele tevik edilmitir: man edip salih amel ileyenlere ne mutlu. Onlarn sonunda varacaklar yer ne gzel (Rad 13/29). Allah, peygamberlerini iman edip salih amel ileyenleri karanlklardan aydnla karmak iin gndermitir (Talak, 65/11). Allah, insanlar diledikleri gibi davranmakta serbest brakmtr. Bununla birlikte kt davranlarda bulunanlarn Allahtan kap kurtulacaklarn sanmalar byk bir yanlgdr (Ankebut 29/4). nk Allahn ilmi insanlarn yaptklarn epeevre kuatmtr (Ali mran, 3/120). Bu sebeple ayette yle buyrulmaktadr: Kim salih bir amel ilerse kendi iyiliine, kim de ktlk yaparsa kendi aleyhine ilemi olur (Casiye 45/15).

115

Ahirette herkes dnyada iken iledii hayrl ameli de kt ameli de karsnda bulacak ve kt amelleriyle yzyze gelenler bunlarn kendilerinden uzaklamasn bouna arzu edecekler (Ali mran 3/30). Yine gnahkrlar Allahn huzurunda balarn ne eerek Rabbimiz, grdk ve iittik. imdi bizi dnyaya geri gnder de salih ameller ileyelim, nk artk kesin olarak inandk (Secde 32/12) diyecekler ama onlarn bu istekleri kabul grmeyecektir.
Bu balk altnda verilen bilgilerden hareketle iman ve salih amel arasnda nasl bir irtibat kurabildiniz?

Kurnda salih amelin ounlukla imandan hemen sonra zikredilmesi, amelle imann birlikte bulunmalarnn gereine iaret eder. Sadece itikadi, nazari, vicdani bir din deil ayn zamanda bir hayat dini olan slm, inanlan ve dnlen her iyi, gzel ve faydal iin uygulama alanna konulmasn ister. slmda inanmak ve inanlan eyi yapmak esas olduundan imanla amelin birlikte bulunmasnn lzumuna byk nem verilmitir. man ile salih amel arasnda kuvvetli bir semantik ba olup, birbirlerinden ayrlmas imknszdr. Glge, nasl hareket eden bedeni takip ederse, ayn ekilde salih amel de iman takip etmektedir. Nerede iman varsa, orada salih amel de bulunur. Genellikle ayetlerde ...inanan ve salih amel ileyenler... eklinde geen iman ve salih amel kavramlar, baz ayetlerde ...kim inanarak salih amellerden ilerse... (Taha, 20/112; Enbiya, 21/94) veya Erkek veya kadndan her kim inanarak salih amellerden ilerse (Nisa 4/124) eklinde artl gemektedir. Bir ayette de yle buyrulur: Kim de Ona, salih amelleri ilemi bir mmin olarak gelirse, ite onlar iin de yksek dereceler vardr (Taha, 20/75). Baka bir ayette de ...Rabbine kavumay uman kimse, salih amel ilesin ve Rabbine kullukta Ona hi ortak komasn (Kehf, 18/110) denilerek salih amelin imanla olan balants vurgulanmaktadr.

Amellerde Niyet ve Salih Amellerin nemi


Amel-niyet ilikisi de nem arzetmektedir. Bir hadiste Ameller niyetlerle nem kazanr... buyrularak bu ilikinin nemi belirtilmitir. Salih amel ancak Allahn rzasn kazanmak niyetiyle yaplrsa makbul ve sevaba vesile olur. Niyet, kastetmek, azmetmek anlamnda olup, gerekletirilmesi veya sakndrlmas eit olan muayyen bir eye doru, irade ile oluan bir harekettir veya istee bal olarak bir eyi kasten yapmaktr. Niyetin, bir eyi irade ile yapmak anlamna gelen amel kelimesi ile sk skya bir ilikisi vardr. Dolaysyla bilinli ve istee bal olarak yaplan tm davranlardan insanlar sorumludurlar. nk sorumluluk veya mesuliyet niyet ve buna bal olarak bir ii iradi olarak yapmaktr. Salih bir amelde aslnda drt eyin bulunmas gerekir: lim, niyet, sabr ve ihls (samimiyet). Elbette ilim, kiinin yapaca eyi bilmesini; niyet, istee bal olarak yapmasn; sabr bir ii yaparken nne kabilecek her trl engellere, bela ve musibetlere kar tahammll olmay ve samimiyet ise onun gsteri, riya gibi duygulardan arnarak bu davran yapmasn gerektirir. Kurnda iman ile salih amelin beraberce zikredildii ayetlere bakldnda iman ile salih amel arasnda kuvvetli bir semantik ban olduu ve birbirlerinden ayrlmalarnn imknszl grlmektedir. Glge, nasl hareket eden bedeni takip ederse, ayn ekilde salih amel de iman takip etmektedir. Nerede iman varsa, orada salih amel de bulunur. Salih amelin

116

nemini u benzetmeden anlama imknn bulabiliriz: Dnya bir denizdir. salih ameller de bu denizde seyreden bir gemidir. yi ve kt amellerin neminin Kurnda bu davranlarda bulunanlara vadedilenlere bakarak da ortaya koyabiliriz: Kt davranlarda bulunanlara dengi bir karlk verilecei, iman edip salih amel ileyenlerle bir tutulamayaca vurgulanrken; mminlerin kurtulularnn iman ve salih amel sayesinde olaca ifade edilmektedir. man kalp toprana atlan bir tohumdur. badetler, gzel ahlak ve iyi davranlar ki bunlarn tamam salih ameldir, onun yeermesini hayatiyetini devam ettirmesini salayan vastalardr. Salih amel ve gzel ahlakla bezenmemi iman, ok bilgili olan ve yaants ile insanlara rnek tekil eden ama bir hcreye kapatlan bir lim gibidir. man olmadan amelin kabul edilmesi sz konusu deilse, salih amellerle desteklenmeyen imann olgunlamas, kiiye tam bir fayda temin etmesi ve onu korumas da beklenmemelidir. Zira imanla salih amel, dille dudan veya kalple bedenin veyahut da bir buday tanesinin btnl gibidir. Dudak veya dilden birisi olmasa konuma nasl olabilir. Kalp hasta olursa beden ondan nasl etkilenmez, buday danesini kaplayan zarla budayn z arasndaki ilikide ayn durum sz konusu olup, zellikle zar buday danesinin bozulmasn nler ve onu korumaya yarar. zellikle buday tanesinin zar ile ii ayr eyler olmasna ramen birbirinden farkl eyler diye dnlemez. Netice olarak diyebiliriz ki, Kurnda yer alan ilk ayetlerden son ayetlere kadar ok neli iki nokta vurgulanmaktadr:

1. Hibir orta bulunmayan, kuvvet ve kudretinin snr olmayan ve her


yerde yaratklarnn tm davranlarn kollayp gzetleyen bir Allah fikrine inanmak;

2. erisinde iyi ve gzel, yararl davranlar bulunan doru yolda bir mr


srme zaruretini barndran inan ve salih amellerdir. te bundan dolaydr ki inanmak ve yararl i yapmak (salih amel ilemek) Kurnda devaml tekrarlanmaktadr.

man Etme ve Salih Amel lemede Kadn Erkek Arasnda Fark Yoktur
man etme ve salih amel ileme asndan Kurnda kadn erkek ayrm yoktur. Kurn bu konuda hibir ayrm yapmamaktadr. Nitekim ayetlerde yle denmektedir: ( ) Erkek veya kad n, mmin olarak salih amellerden i lerse, ite byle kimseler cennete girerler ve zerre kadar onlara zulmedilmez. (Nisa, 4/124) Ali mran suresinde ise: ( ) Rabbleri onlara karlk verdi: Ben sizden erkek-kadn hibir alann iini zayi etmeyeceim. Hep birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarndan karlanlar, yolumda ikence edilenler, vuruanlar ve ldrlenler. Elbette onlarn ktlklerini rteceim ve onlar ilerinden rmaklar akan cennetlere sokacam. Yaptklarna Allah katndan bir karlk olarak vereceim. Nimetin gzeli Allah katndadr (Ali mran, 3/195). Bu ayet hakknda u olay zikredilmektedir: Hz. Peygamberin hanmlarndan mm

117

Seleme: Ey Allahn elisi, Allahn hicret konusunda kadnlarla ilgili olarak bir ey zikrettiini duymadm veya Hicret konusunda erkekler zikredilmekte ama biz zikredilmemekteyiz dedii ve bunun zerine bu ayetin nazil olduu rivayet edilmektedir. Baka bir ayette de yle denmektedir: ( ) Erkek ve kad ndan her kim inanm olarak salih amel ilerse, ona ho bir hayat yaatrz. Onlarn cretlerini en gzeli ile veririz. (Nahl, 16/97.) Bunun anlam gayet ak olmakla birlikte ayette, ho bir hayatla yaatmak bu dnya ile ilgilidir. cretlerinin en gzel bir ekilde verilmesi ise hem bu dnyay ve hem de ahireti ilgilendirir.

Kurnda Btn Salih Amellerin Tamamn bir Kiinin Yapmas Mmkn Deildir
Kurnda salih amellerin tamamn bir ferdin yerine getiremeyecei gayet ak bir biimde vurgulanmaktadr: Kim inanarak salih amellerden ilerse, almas inkar edilmeyecektir ve biz onun yaptn yazmaktayz (Enbiya, 21/94). Erkek veya kadn, mmin olarak salih amellerden ilerse, ite byle kimseler Cennete girerler ve onlara zerre kadar zulmedilmez/hakszlk edilemez(Nisa, 4/124). nanp salih amel ileyenler -ki, hi kimseye gcnn stnde bir ey teklif etmeyiz- ite onlar Cennet halkdr. Onlar orada ebedi kalacaklardr(Araf, 7/42). Burada unu belirtelim ki, Kurn, mminleri salih amel ilemeye tevik etmektedir. Ama yukarda da deindiimiz gibi bunlarn bir ksm farz olan yani her ferdin yerine getirmek mecburiyetinde olduu davranlardr. Bazlarn da yapp yapmamada serbesttir. Fakat yapmas yolunda tevik edilmekte ve bunlara kar ilgisiz kalmas da istenmemektedir. urasn da belirtelim ki, ibadetler ne insanlar bktracak derecede ok ve ardr ne de onlar tembellie sevk edecek kadar basittir. Gaye itidal ve tahamml hududunu amamaktr. Zira Allah her ferde gcnn stnde bir yk yklememitir. nk Allah yaratt kulun acizliini, nankrln ve aceleciliini ok iyi bilmektedir.

man ve Salih Amel nsan Kiilik Btnlne Kavuturur:


Unutmamak gerekir ki Allaha inanmak ferdi olgunlatrr. Ona dinamizm kazandrr. Ona ruh verir, onu canl ve diri tutar ama ameller sayesinde imann bu fonksyonlar ortaya kar. nsan hayat balangta byk lde beden arzu ve ihtiyalarn ynlendirdii bir grnm sergiler. Baka bir ifadeyle, bu dnemde nefis insan sk sk ktlk ilemeye arr. Kurn deyimini kullanacak olursak bu, insann nefs-i emmre derecesidir. Ayette yle denilmektedir: Ben nefsimin hibir kusuru olmadn sylemiyorum. nk nefs, Rabbimin yardm olmasa, srekli ktl emreder. Kukusuz Rabbim ok balayc, ok merhamet edendir. (Yusuf, 12/53)

118

nsan kendi i dnyasnda olup bitenlerin farknda olan bir varlktr. Ftrat bozulmam bir insan bu derecedeki bir hayattan utanmaya balar. Hatta kendi kendini knar. Byle bir bilin ve tepki dzeyini Kurn ayplayan nefis (nefs-i levvme) olarak adlandrr. ( Kyame,75/ 2) Bu, insan hayatnn en gerilimli derecesidir. Eer i dnyasnn sesini dinleyip akln ve vahyin yardmyla kendisini Allahn istedii salih ve muslh insan seviyesine kartamazsa insan o knayan z yitirerek hayvanlardan daha aa bir duruma (A'raf, 7/179) debilir. Aksini yaparsa, derece derece ykselir ve mutmain olmu kii dzeyine ular. O kii hem kendi i dnyasnda, hem de kendisiyle teki insanlar arasndaki ilikilerinde gvenli, huzurlu ve mutlu bir noktaya gelir. Kurnda bu varlk dzeyindeki insana yle hitap edilir: Ey gven ierisinde olan nefs (ki i)! Rabbine dn, sen Ondan, O da senden honut olarak! Kullarmn arasna katl. Cennetime gir. (Fecr, 89/27-30) Bu mutlu sona nasl ulalr? Kurn asndan bakldnda, bu sorunun cevab o kadar zor deildir: Allah'n vermi olduu imkn ve kabiliyetler ve bunlar vastasyla kazanlanlar arasnda bir ibirlii salayp btn yakalamaya alma srecine koyularak. Bu cmleyi biraz aalm, insan duyan, dnen, bilen, gzellii alglayan, ahlak sezie sahip olan ve inanan bir varlktr. Baka bir ifadeyle insan, hiss, fikr, ilm, estetik, ahlk, iman tecrbeleri ve gzel yaantlar hem tecrbe eden ve hem de bunlar kendinde bulan bir varlktr. Duygu dnceyi, ilim ahlk, ahlk san'at desteklerse, hem bireyin, hem de toplumun hayatnda ciddi aamalar kaydedilir ki bunu da insanln tarihi tecrbesinden renmek zor olmasa gerek. Bunun tersi olursa, ibirlii yerine ztlama, yapma yerine ykma sz konusu olursa, Kurnn fesad dedii dalma, zlme ve sonunda kme olur. te Kurnn rettii dinin tevhid diniolmasnn en geni kapsaml anlam budur. Btn bunlar da insan, kiilik kazanmaya ve kiilik btnlne sahip olmaya gtrecektir.

Fert ve Toplum Asndan Salah


Burada ncelikle unu belirtelim ki inanan ve salih amel ileyenlerin toplumda elbette nemli etkileri olacaktr. Ama biz Kurnda salih amel ifadesiyle ayn kkten tretilen salih, muslih, slah ve sulh kavramlarna ksaca deineceiz.

Slih Kavram:
Salih, Kurnn nemle zerinde durduu bir kavramdr. Zira bu kavram Kurnda hem bir davrann, aksiyonun addr ve hem de iyi insan tipine delalet etmektedir. Bunun yannda salih kavram Kurnda hem peygamberler ve hem de mminler iin kullanlmaktadr. Peygamberler salih kiilerdir (Enam, 6/85; Enbiya, 21/72) ve salih insan olmay daima arzu etmilerdir. rnein, Hz. brahim, Hz. Yusuf ve Hz. Sleyman salih insanlardan olmay temenni etmilerdir (uara, 26/83; Neml, 27/19; Yusuf, 12/101). Peygamberlerden Hz. sa hakknda nsanlarla, beikte ve yetikin iken de konuacak ve salihlerden olacaktr (Ali mran, 3/46) ifadesi yer almaktadr. Kurnda ismi geen pek ok peygamberin salih kul olduklar ifade edilirken, Onlar rahmetimize dhil ettik. nk onlar

119

salihlerdendi ifadesinin yer almas ayrca nem arzetmektedir (Enbiya, 21/86). Mminler de salah vasf ile nitelendirilmektedir. Nitekim bir ayette salihul-mminin ifadesi yer almaktadr: Eer ikiniz, Allaha tevbe ederseniz, kaym olan kalpleriniz dzelmi olur. Ve eer Peygambere kar birbirinize yardmc olursanz, (bilin ki), onun dostu Allah, Cebrail ve salih mminlerdir (salihul-mmin). Bunlarn ardndan melekler de ona yardmcdrlar (Tahrim, 66/4). Bu ayetle ilgili olarak Hz. Peygamberin u yorumu nakledilir: Dikkat edin, phesiz ki, falann ailesi benim dostlarm deildir. Benim dostum Allah ve mminlerden salih olanlardr (Buhari, Edep, 14; Ahmet bn Hanbel, Msned, IV, 203; Mslim, man, 336). Kurn- Kerm'de bir ayette sliha kadnlardan sz edilmekte ve yle denilmektedir: Allah'n kimini kimine stn klmasndan tr ve erkeklerin, mallarndan sarfetmelerinden dolay, erkekler kadnlar zerine hkimdir. Onun iin saliha kadnlar ( iyi kadnlar), itaatkr olup Allah'n kendilerini korumasna karlk, kendileri de gizliyi koruyanlardr... (Nisa, 4/34). Ayette geen iyi kadnlardan maksat, dini doru anlayan, iffetli, drst, faydal ve gzel iler yapan kadnlarn olduu vurgulanmaktadr. Zira slm dini asndan kadn erkek arasnda sorumluluk asndan hibir fark yoktur. Kurn- Kerm'de slih, inancnda, davranlarnda, yaantsnda/amelinde doru olan demektir veya slih, Allah'n kendisi zerindeki haklarn yerine getiren, Allah'a ka devlerini/farzlarn; kullara kar da haklarn deyerek toplumda rnek olan insandr. Ayrca slih insan, inancnda, niyetinde, szlerinde ve hareketlerinde doru olan ve hayatnn her ynnde doruluu benimseyen kimse diye tarif de edilebilir.

Muslih Kavram
Kurnda salih amel ileyenler sadece salih kelimesi ile verilmemektedir. Bununla birlikte muslih kavram da sz konusudur. Muslih hem kendisi salih ameli yapan ve hem de bu iin yaplmasna yardmc olandr. Bunun iin Kurnda zellikle muslihlerden/slah edenlerden/dzeltmeye alanlardan bahsedilmektedir. Kiinin gerek kendisini dzeltmesi/iyi davranlarda bulunmas/salih amel ilemesi ve gerekse bakalarna bu konuda nclk etmesi toplumsal bilinlenmenin de temel dayanan tekil etmektedir. te bu adan bakldnda Kurnda bu dzeltme ii mutlak manada Allaha aittir ve bu da iki ekilde olmaktadr. 1. Allahn, insanlarn hal ve hareketlerini dzeltmesi ayetlerde baz esaslara balanmaktadr. Muhammed suresinde bu durum gayet ak bir biimde yle ifade edilir: nanp salih amel ileyenler ve Rabbleri tarafndan Muhammede indirilen geree inananlarn Allah irkin davranlarn (seyyiat) rtm ve onlarn durumlarn dzeltmitir (Muhammed, 47/2). 2. Allahn kinat slah etmesidir. Kinatn dzeltilmesi maddi ve manevi ynden olabilir. Maddi ynden dzeltilmesi, yeryznn insanlarn yaamlarna elverili bir ekle getirilmesi demektir. Nitekim ayette yle buyrulmaktadr: Dzeltilmiken, yeryznde bozgunculuk yapmayn. Allaha, rpererek ve mitle Ona dua edin.

120

phesiz Allahn rahmeti gzel dnp gzel i yapanlara ok yakndr (Araf, 7/56). Manevi ynden slah ise kinatta Onun varln kabul etmek, bozgunculuk karmamak, emir ve yasaklarna uymak ve bunlar yerine getirmeye almaktr. Nitekim uayb peygamberin halknn ticari ahlakszl Kurnda dile getirilir ve yle denir: ...l ve tarty tam yapn, insanlarn eyalarn eksik vermeyin, dzeltildikten/slah sonra yeryznde bozgunculuk etmeyin (Araf, 7/85). nsanlarn slahta bulunmasna gelince bunun Kurnda ok nemli bir yeri vardr. Allah yle buyurur: Halk muslihler/dzelticiler/bar severler/gzel davranta bulunanlar olsayd, Rabbin o kentleri/ medeniyetleri haksz yere helak edecek deildi (Hud, 11/117). Toplumu slh iinde, sadece slih bir insan olmak kfi gelmez. Muslih olmak da arttr. Bir toplumda muslih olduu mddete Allahn o toplumu yok etmeyecei aktr. Ayrca muslihlerin karlksz braklmayacaklar da yle beyan edilmektedir: ... muslihlerin sevabn zayi etmeyiz (Araf, 7/170). Muslihlerin toplumda saygn bir yere ve neme sahip olmalarna karlk, mfsidler, yeryznde fesd karanlar diye nitelendirilmekte ve devaml yerilmektedirler. nk onlar, fili olarak toplumda ayn zamanda bir er unsurudurlar. Kurn- Kermde mfsidler, daima, toplumu kartran birer insan olarak tavsif edilmektedir. Nitekim bu vasfla vasflanan mnafiklarn da toplumu kartrdklar da Kurnda ak bir biimde gzkmektedir.

Kar-Kocann Arasn Islh


Ailede kar-koca arasnda doabilecek anlamazln sonucunda aslnda Kurnda nemli aama anlatlmaktadr. imdi ksaca bunlar zerinde durmak istiyorum: 1. Kar-koca arasndaki barn salanmasnda, elbette karlkl fedakrlk gerekmektedir. Nitekim ayette bir geimsizlik sz konusu olduunda nasl davranlmas gerektiine iaret edilerek yle buyrulmaktadr: ( ) Ve eer kadn, kocasnn serkeliinden veya kendisinden yz evirmesinden korkarsa, aralarn anlama yolu ile dzeltmelerinde bir saknca (gnah) yoktur. Bar daima iyidir. Zaten nefisler cimrilie hazr duruma getirilmitir. Eer gzel geinir ve saknrsanz bilin ki, Allah yaptklarnzdan haberdardr (Nis.4/128). 2. Elerin, kendi aralarnda bu anlamay salayamamalar halinde, ikinci bir zm yolu zerinde durulmakta ve ayete yle buyrulmaktadr: ( ) Eer kar-koca aralarnn almasndan endie duyarsanz, erkein ailesinden bir hakem ve kadnn ailesinden de bir hakem gnderin. Bunlar aray dzeltmek isterlerse, Allah onlarn arasn bulur. nk Allah her eyi bilen ve haberdar olandr (Nis, 4/34). Hakemlerin, maksadn meydana gelmesi ve her ikisinin de faydalamas iin, ncelikle, adaletli, bilgili, arbal, arif, ve ileri grl olmalar gerekmektedir. 3. ayet yukarda kaydettiimiz iki zm yolundan bir netice alnamaz ve eler ayrlrsa, bu durumda baka bir zm yolu zerinde durulmakta ve

121

yle buyurlmaktadr: ( )Boanm kadnlar kuru kendilerini gzetirler. Eer Allah ve ahirete inanyorlarsa, Allah'n kendi rahimlerinde yarattn gizlemeleri, kendilerine helal olmaz. Kocalar da bu arada barmak istedikleri takdirde, onlar geri almaya daha ok hak sahibidirler. Erkeklerin kadnlar zerinde haklar bulunduu gibi, kadnlarn da erkekler zerinde haklar vardr. Erkeklerin kadnlar zerindeki haklar bir derece daha fazladr (Bakara, 2/228).

ocuklarn Islh
Ahenkli bir ailede doacak ocuklarn, rh/psikolojik adan da salkl olmas byk lde ailenin bar ve uzla iinde yaamalarna baldr. ocuun salkl olmas iin anne-babann, ta balangta, ocuk olmadan, salam, shhatli bir ocuk sahibi olabilmek umuduyla, madd nlemlerin yan sra, Allah'a da niyaz etmeleri gerekir. Nitekim ( ) ...Hamileli i a rla nca Allah'a: Andolsun, bize kusursuz bir ocuk verirsen mhakkak, kredenlerden olacaz (A'rf, 7/189) eklinde )... Hz. Adem ve Havva'nn yapt gibi bir dua edip sonra da ( bana verdiin gibi, soyuma da salh ver (Ahkf, 46/15) diye niyaz etmek ebeveynin balangta yapacaklar grevler arasnda yer almas gerektiini syleyebiliriz. ocuun dnyaya geliinden sonra da Hz. Peygamber'in ( Buhr, Akika 1; aynca bkz., Timiz, Edeb 63) ifade ettii gibi ilk grev olarak ona gzel bir isim koymaktr. Daha sonra, ocuklarn emzirilmesinden tutun da, bulu ana (ergenlik) erinceye kadar hemen her devrede, bata eitim ve retim olmak zere onlara kar yaplmas gereken hususlar, onlarn slah demektir. Bu slah iinde, ocuklara Allah inancnn verilmesi ve retilmesi bata olmak zere dini bilgilerin de onun kavrayaca bir dille anlatlmas nem arzetmektedir. Bunun yannda bana gelebilecek belalara kar sabrl olmas, iyilikler kar tevik, ktlklerden kanma gibi temel konular da retilmelidir. Nitekim Lokmann oluna yapt tavsiyeleri birer birer ve zaman geldike anlatlmaldr ( Bkz., Lokman 31/13, 16-17). nk ocukta zaman faktr ok nemlidir. Dini bilgiler ocua birden deil de, ondaki i ve d faktrler gz nne alnarak verilmelidir. Bylece ocuun manev adan salkl bir kiilie sahip olmas temin edilmi olacaktr.

kszleri Islh
Kurn- Kerm, toplumun nemli bir problemine parmak basmaktadr. efkat ve merhamete her zamankinden daha ok muhta olan yetimler hakknda nasl davranlaca Kurnda aka belirtilerek, onlara toplumda kendilerini idare edecek yaa, seviyeye gelinceye kadar, nasl davranlmas gerektii hususu net bir ekilde ortaya konulmutur. Bir kere Cahiliye dneminde, yetimlere yaplan hakszlklar, mallar iin evlenme gibi olumsuzluklar nlenmeye allm ve bunun yerine onlarn topluma kazandrlmalar, hakszlklara uramalarn nlemek hedeflenmitir. Bununla da kalmayp, onlarn mallar ve evlenmeleri koruma altna alnm ve bu hususta nasl davranlaca da beyan edilmitir. Bir ayette yetimlere iyi davranlmas ve mallarnn korunmas gerektii belirtilerek yle buyrulmaktadr: (

122

) ...Sana yetimlerden sorarlar. De ki : Onlar slh etmek (dzeltip toplumda faydal birer kii olarak yetitirmek) daha hayrldr. Eer onlarla bir arada yaarsanz, artk onlar sizindir. Allah, muslihi, mfsidden ayrmasn bilir. Allah dileseydi, sizi zora sokard. phesiz Allah gldr (Bakara, 2/220).

Sava Halinde Olan ki Mslman Topluluun Aralarn Islh


nemle zerinde durulmas gereken noktalardan birisi de mminler arasnda herhangi bir ihtilaf vuku bulduunda, bu ihtilafn giderilmesinin gerekliliidir. Ayette bu nokta belirtilmekte ve yle buyrulmaktadr: Eer mminlerden iki grup (tife) birbirleriyle savarlarsa, onlarn aralarn dzeltin. ayet biri dierine saldrya devam ederse, Allah'n emrine dnnceye kadar, saldran tarafla savan. Allah'n emrine dnerse, artk adaletle onlarn adaletle aralarn dzeltin ve adil olun. Zira Allah, adaletli davrananlar sever (Hucurt.49/9). Aslnda byle bir durumun olmas kesinlikle istenmemektedir. Fakat ayetten de anlalaca gibi istenmese de bylesi olaylar yaanmaktadr. Ama nemli olan byle bir durumla karlanca nasl hareket edileceinin tespitidir. Bu dzeltme iinde elbette, ncelikle kavgaya yol aan nedenler zerinde durulmas gerekir. Bu nedenler, bilindii gibi gruplarn ya birbirlerine saldrmalar, hakszlk etmeleri, zulmetmeleri veya aralarnda beliren bir pheden veyahut da, birinin, dierine saldrmasyla meydana gelebilir. Hangi sebepten olursa olsun bylesi bir olay asla tasvip edilemez ve mutlaka bunlarn aralar dzeltilmeli ve olay en ksa zamanda sonulandrlmaldr. nk slah iinde mutlaka aktif bir rol oynayp, taraflarn kavgalar kesinlikle nlenmelidir. Bu ayette unlara dikkat ekmek istiyoruz: Allahn emrine ifadesi ok nemlidir ve kavga edenler bunu iyi dnmelidirler. Ayette ifade edildii gibi hem adalete riayet etmek ve hem de takva ile hareket etmek gerekir. nk takva ile hareket etmek, kiiyi, anlamaya, sorumluluun bilincinde olmaya, hakk gzetmeye ve hakkaniyetle hareket etmeye, ifrat ve tefritten uzaklamaya kiileri gtrecektir. Zira ayette zaten ( )phesiz, mminler kardetir. Kardelerinizin arasn dzeltin. Allah'tan korkun (ittik) ki, size merhamet edilsin (Hucirt.49/10) buyrulmaktadr. Hz. Peygamber de : Dikkat edin, size, oru, namaz ve sadakadan daha stn olan bildireyim mi? dedi. Ashb: Evet deyince, Hz. Peygamber: Kiilerin aralarn dzeltmektir (slh). Zira kiilerin aralarn bozmak (iman kknden) kazr (Eb Davud, Edep 58; Timiz, Sunenu't-Tirmiz, Kyame 56).

Sulh ve Sulhun nemi


Kurn- Kermde, barmak ve anlamak anlamlarna gelen kelimeler arasnda sulh, silm, muahede, misk, ill ve zimmet kelimeleri bulunmaktadr. Biz sadece sulh ve silm kelimelerini ksaca aklayacaz. Silm kelimesi S-L-M kknden gelir ve S-L-M ise boyun emek demektir. slm kelimesinin anlamnda da boyun eme ve itaat manas olduundan, slm diye isimlenmektedir. Kurn- Kermde S-L-M maddesi eitli

123

kalplarda olduka ok gemektedir. Ancak, bu kalplarda, dorudan bar anlamn ifade eden silm, selm ve selem lafzlar mahdut saydadr. ncelikle selem sulh anlamndadr (Zmer, 39/29). Selm kelimesi de sulh anlamna gelmektedir (el-Enfal, 8/61; Muhammed, 47/35). Silm kelimesi ise bu ekliyle sadece bir ayette gemekte ve yle buyrulmaktadr: Ey inananlar, hep birlikte bar iinde yaaynz ve eytann peine taklmaynz. nk o, sizin apak dmannzdr( Bakara, 2/208). Sulh dorudan doruya bar anlamndadr. Sulh kelimesi Kurn- Kermde sadece bir ayette iki defa zikredilmekte olup (Nisa, 4/128), ayette geen sulh genel bir anlam iermektedir. Sulh, lgatte, barmak anlamnda bir isim olup, iki taraf arasnda fesd ve nizy ortadan kaldrp, bu iki grubun aralarnn iyi olmas demektir ki, zdd savatr. Yine bar anlamn ifade eden slah ise, Kurn- Kermde olduka ok gemektedir. nsanlarn ayn deerleri paylamadklar ve ou zaman harp ettikleri bir vakadr. Bundan dolay da, toplumun huzur ve gveni iin sulha, bara ihtiya vardr. te bu noktada ayetler mminlere yol gstermekte ve dmanlarla bar yaplmas istenmektedir. Nitekim bir ayette Hz. Peygambere hitaben: Eer onlar barma eilimi gsterirlerse, sen de barma eilimi gster. Allaha gven. phesiz O, her eyi duyan ve bilendir (Enfal, 8/61) buyrularak onun dmanla bar yapmas istenmektedir. ki dman arasnda sulhu gerekletirmek, dinin en byk devleri arasndadr. Buna mukabil jurnalcilik, nemmmlk ve iki kiinin arasn amaktan daha byk gnah yoktur. Zira Hz. Peygamberden rivayet edilen hadislerde, kiilerin aralarnn slah edilmesi, dzeltilmesi, mnakaann kaldrlp bar, sulh ve sknun getirilmesi nemle vurgulanmaktadr. Kurnda bar anlamnda daha baka hangi kavramlar bulunmaktadr? nsanlarn aralarn bulup bartrma, onlar slah etme konusunda Hz. Peygamberden pek ok hadis rivayet edilmitir (Ebu Dvud, Edeb 50. Tirmiz, Kyme 56). Bunlardan birinde Hz. Peygamber: Size, oru, namaz ve sadakann derecesinden daha stn olan bildireyim mi?, diye buyurmu, Ashab: Evet ya Resulallah deyince Hz. Peygamber: nsanlarn aralarn dzeltmektir. Zira insanlarn aralarn bozmak (kiinin) dinini eksiltir buyurmutur.

nanp Salih Amel leyenlere Vadedilenler


1. Gzel Bir Gelecek ve Mutluluk: Kurn- Kerm'de, iman edip slih amel ileyenleri/yararl i yapanlar gzel bir gelecek ve mutluluun bekledii ifade edilerek yle buyrulmaktadr: nanan ve slih amel ileyenler/yararl i yapanlar iin gzel bir gelecek ve mutluluk vardr (Rad, 13/29). Ayette ifade edilen gzel bir gelecek ve mutluluun iman edip, slih amel ileyenlerin olaca belirtilmektedir. nk iman etmek ve bu imann gerektirdii ekilde gzel davranlarda bulunmak, hell ve haram mefhumlarn en ince noktasna kadar dnp, bu dorultuda hareket etmek, mmin iin umulan, ama olduka da zor baarlan davranlardandr.

124

2. Gzel Bir Hayat: Kurn- Kerm'de, ister kadn, isterse erkek olsun, mmin olarak slih amel ileyene, gzel bir hayat vadedilmekte ve yle buyrulmaktadr: nanm olarak, kadn-erkek kim slih amel ilerse/yararl i yaparsa ona gzel bir hayat yaatacaz ve onlarn mkfatlarn yapmakta olduklarnn en gzeli ile vereceiz (Nahl, 16/97). Gzel bir hayattan kastedilenlerin banda her halde hell rzk, kanaat, Allah'n rzasn kazandran taatleri yapmak, sadet ve cenneti kazandracak hususlar gelmelidir. 3. Bol Rzk ve Mafiret: Kurn- Kermde, inanan ve slih amel ileyenlerin balanp, bol ve gzel bir rzkla rzklandrlacaklar belirtilmekte ve yle buyrulmaktadr: (Allah), inanan ve slih amel ileyenleri mkfatlandracaktr. Onlar iin mafiret/balanma ve gzel bir rzk vardr (Sebe', 31/4). Ayette geen mafiret, imann mkfat; gzel bir rzk ise, slih, amelin karldr. Baka bir ayette ise: man eden ve slih amel ileyenlere mafiret ve bol rzk vardr (Hacc, 22/50) buyrularak, bunlar elde edebilmek iin mutlaka bir gayretin olmas gerektii vurgulanmaktadr. 4. Tevbelerin Kabul Grmesi: Ksaca gemii tamamen tasfiye etme, gnahlardan vazgeip pimanlk duyma anlamna gelen tevbe, iman da dahil olmakla zere, her eyden nce gelmektedir. Ciddi anlamda tevbe eden bir ahsn tevbesini bozmas mmkn deildir. nk bu durumda olan bir ahsn, bu sz onun ahsiyetinin nerede ise ayrlmaz bir paras haline gelmitir. Bir ayette tevbe ve slih amel, Allah'a gerei gibi ynelmenin art gibi verilmekte ve yle buyulmaktadr: Kim tevbe eder ve slih amel ilerse, o, gerei gibi Allah'a ynelmi olur (Furkn, 25/71). Bu ayet, ayn zamanda, tevbe edip, kendilerini dzeltenler iin bir mjdedir. Zira bu ayette, tabir cizse, g e n e 1 a f ilan edilmektedir. 5. Ktlklerin yiliklerle Deitirilmesi: erisinde slih amel ifadesinin getii ayetlerden bazlarnda, inanan ve slih amel ileyenlerin ktlklerinin rtlecei ve iyiliklerle deitirilecei vurgulanmaktadr. Bunlardan birinde yle buyrulur: Ancak kim tevbe eder, salih amel ilerse, ite onlarn ktlkleri iyiliklerle deitirilir (Furkn, 25/70). Dier bir ayette ise, Allah ve Hz. Muhammed'e indirilene inanp, slih amel ileyenlerin ktlklerinin rtlecei ve hallerinin dzeltilecei vurgulanmakta: nanan ve slih amel ileyen ve Rabb'leri tarafndan, gerek olduu halde, Muhammed'e indirilene inananlarn ktlklerini de (Allah) rtm ve hallerini dzeltmitir (Muhammed, 47/2) denilmektedir. Bunun yannda baka bir ayette de, zellikle Allah'a inanan ve slih amel ileyenlerin ktlklerinin rtlecei beyan edilerek yle buyurulmaktadr: Sizi, toplama gnnde, bir araya getirdii gn ite o (gn), kimin aldandnn ortaya kaca gndr. Kim Allah'a iman eder ve slih amel ilerse (Allah) onun ktlklerini rter ve onu iinde ebed kalaca, altndan rmaklar akan cennetlere koyar. Onlar orada ebed kalrlar. te byk kurtulu budur. (Teabun, 64/9)

125

6. Karanlklardan Aydnla kmalar: Kurn- Kermde bir ayette inanan ve slih amel ileyenlerin karanlklardan aydnla kacaklar beyan edilerek yle buyrulur: nanp, slih amel ileyenleri karanlklardan aydnla karmak zere, size Allah'n apak ayetlerini okuyan bir peygamber gndermitir. Kim Allah'a inanr ve slih amel ilerse Allah onu, iinde ebed kalnacak, altlarndan rmaklar akan cennetlere koyar. Allah ona gerekten gzel rzk vermitir (Talk, 65/11). Burada unu da ifade edelim ki, karanlklardan aydnla kmak iin elbette ilim gerekmektedir. nk insanlar ilim sayesinde cehletten kurtulabilirler. Zira insanlar ilme tevik eden ayetlerden birinde ok ak olarak yle denilmektedir: Hi bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Zmer, 39/9). 7. Sevginin Olumas: Kurn- Kerm'de bir ayette, iman edip slih amel ileyenlere, Rahmn'n bir sevgi yarataca belirtilerek yle buyrulur: nanan ve slih amel ileyenler (var ya), Rahmn onlara bir sevgi yaratacak. (Meryem, 19/96). Ayette ifade edilen sevginin yaratlmasn Hz. Peygamber'in yle izah ettii rivayet edilmektedir: Allah bir kulunu sevdii zaman Cebril'e der ki: Ben falan sevdim, sen de sev. Cebril de gktekilere ayn ekilde nida eder. Sonra onun iin yeryznde bir sevgi yerlemi olur. Allah'n inanan ve slih ameller ileyenler (varya) Rahmnn onlara bir sevgi yaratacaklar ayeti bunu ifade eder (Timizi, Tefsirul-Kurn 20). Kulun Allah' sevmesi ise, O'na yakn olmay arzu etmesi, Onu istemesi demektir. Bylece kul, daima kendini kontrol etmeyi hissedecek demektir. nk mmin, Allah'n sevgisini kaybetmek istemeyecektir. Bundan dolay da kulun Allah'a sevgisi kuvvetlenecek ve ayette iaret edilen boyuta ulaacak demektir ki, ayette yle buyrulur: ...Mminlerin Allah' sevmesi ise daha kuvvetlidir (Bakara, 2/165). 8. nsanlarn En Hayrllar Olmak: Kurn- Kerm'de inanan ve slih amel ileyenlerin yaratlmlarn en hayrllar olaca ifade edilerek yle buyrulur: nanan ve slih amel ileyenler yaratlmlarn/ mahlktn en hayrllardr (Beyyine, 98/7). Anlamn kaydettiimiz bu ayet bir nceki ayetle birlikte dnldnde, grlecektir ki, bu ayetlerde bir karlatrma sz konusudur. nk ayetlerden birinde, inanan ve slih amel ileyenlerin, yaratlmlarn/mahlktn en hayrllar olaca ifade edilirken, dierinde kitap ehli ve mriklerden inkr edenlerin de, devaml kalacaklar yerin cehennem olduu vurgulanarak, bu tip insanlarn mahlktn en erlileri olduu beyan edilmektedir. 9. Dinamizm Kazanmalar: man edip, slih amel ilemek, insan dinamizme sevkeder. nk iman ve slih amel, ayetlerde de ifade edildii gibi ...faydasz bir eye rastladklar zaman, yz evirip vakarla geerler (Furkan, 25/72) denilerek bir noktada, mminin bo ilerle megul olmasn engeller. Psikolojik adan ibadetlerin insan ruhu zerinde etkisinin olduu ve insan huzur ve skna kavuturduu bilinmektedir. Gnlk ibadetini yerine getiren bir mmin, Allah'a kar grevini yapmann rahatl yannda, kendini de yenilemi ve dinamik bir

126

hayata kavumu olacaktr. Bylece mminler ibadetiniz olmasa, Rabb'im, size ne diye deer versin? (Furkan, 25/77) ayetini bir kere daha hatrlayacak ve Allah'n, btn insan ve cinleri sadece kendisine kulluk etmeleri iin yaratma uuru iinde hareket etmeleri gerektiini idrk etmi olacaktr. Unutmamak gerekir ki, insann gnlk ibadetleri ona bir canllk kazandracak ve bu zindelikle gnlk almalarna daha salkl bir ekilde hazrlanm olacaktr. 10. Cennet'i Kazandrmas: Kurn- Kerm'de, inanan ve slih amel ileyenlere vadedilen hususlarn banda Cennet ve iindekilerin geldiini syleyebiliriz. Ancak Erkek veya kadndan her kim inanarak slih amellerden ilerse... ayetinde olduu gibi Cennet'e girebilmenin art iman ve slih amele balanmakta ve yle denilmektedir: Allah, iman edip slih amel ileyenleri.....Cennetler'e koyar (Hac, 22/14); nanan ve slih amel ileyenler...Cennetler'e koyulurlar (brahim, 14/23); nanan ve slih amel ileyenlere... Cennetler'in kendilerine ait olduklarn mjdele (Bakara, 2/25). Bu ayetteki beretin (mjdelemenin) iman eden ve salih amel ileyenlere ait olduu aktr. Bir ayette ise nanan ve slih amel ileyenleri, kklere yerletiririz denilmektedir (Ankebut, 29/58). 11. Yksek Dereceler Elde Ettirmesi : Kurn- Kerm'de bir ayette: Kim de Allah'a, slih amel ilemi bir mmin olarak gelirse, ite onlar iin de yksek dereceler vardr (Taha, 20/75) buyrulmaktadr. Ayette geen yksek dereceler, takip eden ayette inden rmaklar akan, ebed kalacaklar Adn Cennetleri (Taha, 20/76) eklinde aklanmaktadr. Bylece lediklerinden tr herkesin bir derecesi vardr. Herkese ilediklerinin karl denir ve onlara hakszlk yaplmaz (Ahkaf, 46/19) anlamndaki ayette belirtildii gibi, hi bir kimse karlksz kalmayacak ve herkes derecesine gre karln grecektir. 12. Korku ve Hznden Emin Klmas: Korku ve mahzun olmaktan kurtulu, ayetlerde baz esaslara balanmaktadr. Allah yolunda mal infak etmek, Allah' Rabb olarak kabul edip sonra dosdoru olmak korku ve mahzun olmaktan emin olmann teminat gibidir. Fakat burada unu belirtelim ki, btn bunlarn yan sra iman ve buna bal olarak slih amel ilemek korku ve mahzun olmaktan emin olmann artdr. Nitekim bir ayette bu durum yle ifade edilmektedir: nanp, slih amel ileyenler, namaz klp, zekt verenlerin Rabb'leri katnda mkafatlar vardr. Onlara korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir (Bakara, 2/277). Korku ve hznden emin olmann iman ve slih amel ilemeye bal olduu u ayette de vurgulanarak yle buyrulmaktadr: nananlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sbiler'den, Allah'a ve ahiret gnne inanp, slih amel ileyenlerin mkafatlar Rabbleri katndadr. Onlara korku yoktur ve onlar artk zlmeyeceklerdir (Bakara 2/62;Maide 5/69). 13. almalarn Zay Etmemesi: Kurn- Kerm'de inanan ve slih amel ileyenlere Allah'n icabet edecei belirtilerek yle buyrulmaktadr: nanan ve slih amel ileyenlere Allah

127

icabet eder ve onlara fazlasn verir (ura, 42/26). Ayette geen y e s t e c i b u kelimesi, Allah'n dualar kabul etmesi demektir. Fakat Allah'n dualar kabul etmesinin, herhalde O'na ve Reslne iman etmekle, emrettikleri ile amel edip, nehyettiklerinden kanmann gereklilii ve bu yolda yararl iler yapmakla olaca da akla gelmelidir. nanan ve slih amel ileyenlere, vadedilen mkfatlarn tam olarak verilecei de ifade edilerek yle buyrulur: nanan ve slih amel ileyenlere mkafatlarn tam olarak verecektir(Ali mran, 3/57; Nis, 4/173). Hatta baka bir ayette ifade edildiine gre mkfat olarak verilmekle beraber, kat kat da fazlas verilecektir: Ne mallarnz ve ne de evlatlarnz size katmzda bir yaknlk salamaz. Ancak inanan ve slih amel ileyenler baka. Onlara yaptklarnn kat kat fazlas mkafat var. (Sebe', 34/37). 14. yi nsanlar Arasna Dahil Etmesi: Kurn- Kerm'de bir ayette, inanan ve slih amel ileyenlerin, slih insanlar arasna dhil edilecei beyan edilerek yle buyrulmaktadr: nanan ve slih amel ileyenleri elbette slih insanlar arasna sokarz (Ankebt, 29/9). Grld gibi, bu ayette de, iman ve buna bal olarak slih amel ilemek, iyi insanlar arasna girmenin artdr. 15. lh Rahmete Kavuturmas: Kurn- Kerm'de bir ayette inanan ve slih amel ileyenlerin, Allahn rahmetine dahil edilecei beyan edilerek yle denilmektedir: nanan ve slih amel ileyenlere gelince, Rabb'leri onlar rahmetine dahil eder. te apak kurtulu budur (Csiye, 45/30.). Grld gibi, Allah'n rahmetine girebilmenin art iman ve slih amel ilemeye baldr.
man ve Salih Amel konusunda yazlan baz makalelere ve eserlere ulamak iin http://ktp.isam.org.tr/makaleilh/index.php. adresine bavurunuz.

zet
man, insann kendi derinliine dalarak Allaha doru ykselme, hayatn btn zahmet ve ileleri arasnda Yaratcya yol bulma srrn ihsas ettiren bir duygu yumadr. man, nefsin mutmain olmas, korkunun giderilmesi ve kiinin gven iinde olmas anlamndaki emn kelimesinden alnmtr. Kurnda iman kavram hem Mekki ve hem de Medeni ayetlerin mihenk tadr. Kurnda iman kelimesi kfrn zdd olarak bir mkayese iinde sunulur ve mmin ile kfir arasnda ok nemli iki belirleyici unsurun olduu vurgulanr. Birincisi, bu ikisinin bu dnyada yaptklar asndan mminin ilgisi sadece takva ile ifade edilecek ileredir; kfirin ise gnlerini dnyevi zevklerin peinde geirmesidir. kincisi ise, kyamet gn ellerine ne geecei asndan baklmaldr. Mmin cennetle dllendirilecek, kafir ise cehenneme gidecektir. Kurn- Kermde amel kelimesi denince aklmza insanlarn yaptklar bilinli davranlar, aksiyonlar gelmelidir. Zira amel kelimesi fiil kelimesinden daha zel bir anlam tamaktadr.

128

Kurna gre mmin ve kafir tiplerin btn davranlar amel kelimesi ile vurgulanmaktadr. Elbette burada davranlar iyi, gzel, yararl ve kt, irkin diye ksmlara ayrlmaktadr. Mminin davranlar Kurn asndan salih amel diye ifade edilirken, kfirin davranlar da kt amel diye nitelenmektedir. Kurn- Kermin birok ayetinde iman ve salih amel, baz ayetlerinde bunlarla birlikte ahiret inanc yan yana zikredilerek salih amelin faydas ve gereklilii, kt amelin zarar ve yanll zerinde srarla durulmu; Mslmanlar her frsatta iman ve salih amele tevik edilmitir: Kurnda salih amel ileyenler sadece salih kelimesi ile verilmemektedir. Bununla birlikte muslih kavram da sz konusudur. Muslih hem kendisi bu ii yapan ve hem de bu iin yaplmasna yardmc olandr. Bunun iin Kurnda zellikle muslihlerden bahsedilmektedir. Kurn- Kermde zellikle inanan ve yararl iler yapanlara hem bu dnyada ve hem de teki dnyada birok ey vaat edilmektedir.

Kendimizi Snayalm
1. yi olmak, layk olmak, elverili olmak Yukardaki anlamlar verilen kavram hangisidir? a. Sulh b. Muslih c. Salih d. Salah e. Musalaha 2. Aada hangisi iman ve salih amel asndan doru bir kandr? a. Kuranda iman ve salih amel ou kez ayr ayr ayetlerde yer alr. b. man ve salih amel glgenin simay takip etmesi gibi birbirine yakndr. c. man ve salih amel Kurannn zerinde durduu tek kavramdr. d. Kuranda iman ve salih amel sadece Asr suresinde yer almaktadr. e. Kuranda iman ve salih amel daima ikinci planda gelmektedir. 3. man ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. man, kalbin mutmain olmasdr. b. man, emn kknden gelmektedir. c. man, tasdik etmek demektir. d. man, kiiyi tek bana korumaya yeter. e. man, gven anlamn ierir.

129

4. I. Gzel bir gelecek II. Tvbelerin kabul edilmesi III. Yoksulluun giderilmesi IV. Sevginin olumas Yukarda verilenlerden hangileri yan yana bulunamazlar? a. I ve II b. III ve IV c. II ve IV d. I ve IV e. I, II ve IV 5. Amel ve fiile ilikin aadaki ifadelerden hangisi dorudur? a.nsanlarn yaptklar bilinli davranlardr. b.nsanlarn yaptklar bilinsiz davranlardr. c.Tm canllarn yaptklar hareketleri ierir. d.Amel kelimesi ile fiil kelimesi insanlarn tm davranlarn ierir. e.Fiil kelimesi insanlarn yaptklar bilinli davranlar ierir.

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1.d 2.c 3.d 4.b 5.a Yantnz doru deilse, Salih Amel konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, man ve Salih Amel Kavramlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, man konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru reilse, nanp Salih Amel leyenlere Vadedilenler konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Salih Amel konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Kurnda insann psikolojik ynne de dikkat ekilerek onun sknt halindeyken baka, genilie knca da daha baka bir tutum iinde bbrlenen ve mark bir varlk olduu vurgulanr.

130

Sra Sizde 2 Cahiliye dneminde salih amel fikrinin olmas bende ilk etapta hayret uyandrd ama nihayet onlarnda birer insan olduu ve mutlaka dzgn iler de yapabilecekleri fikrine sahip olmam salad. nanlar tevhid inancna aykr olduklar bunlar yerli yerinde yapamadklarn tespitime yarad. Sra Sizde 3 man ve salih amel arasnda sylenildii gibi iman baka salih amel baka fikrini kesin ayrmann imkanszln grdm. Sra Sizde 4 Kurn hibir orta bulunmayan, kuvvet ve kudretinin snr olmayan ve her yerde yaratklarnn tm davranlarn kollayp gzetleyen bir Allah fikrine inanmay, iyi ve gzel, yararl davranlar yaparak ahlakl bir biimde doru yolda bir mr srdrmeyi hedeflemektedir.

Yararlanlan Kaynaklar
Ate, Sleyman, Kurn Ansiklopedisi, stanbul ? Ay, Mehmet Emin, ocuklarmza Allah Nasl Anlatalm?, Ankara 1987. Aydn, Mehmet-mer Dumlu, Ana Konularyla Kurn, Eskiehir 2008. Dumlu, mer, Kurn- Kermde Salah Meselesi, Ankara 2009; Konularna Gre Kurn, zmir 2004. Klavuz, Ahmet Saim, man Kfr Snr, stanbul 1994. Glck, erafettin ve Sleyman Toprak, Kelam, Konya 1988. zutsu, Toshihiko, Kurnda Dini ve Ahlak Kavramlar, (Trkesi: Selahattin Ayaz), stanbul, 1997; slm Dncesinde man Kavram (Trkesi: Selahattin Ayaz), stanbul, 1984.

131

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Takv kelimesinin szlk anlamlarn ayrt edebilecek, Takvnn semantik tanmn yapabilecek, Takvnn, Kurn Siyk/Balamndaki anlamlarn grebilecek, Takv kelimesinin, Kurnda geen ve korku anlamn yanstan dier kelimelerden farkn karlatrabilecek, Kurn btnlnde Takvy deerlendirebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Semantik Analiz Semantik Alan/Kavram Alan Etimoloji ve Odak Kelime Kurnn Btnl Kurnn Kurnla Tefsri

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Metin ierisinde tanm verilmeyen szckler iin Doan Aksann Her Ynyle Dil adl kitab ile Anlambilim, Anlambilim Konular ve Trkenin Anlambilimi adl kitaplarna ve Ali Galip Gezginin Tefsirde Semantik Metod adl kitaplarna bavurunuz. Toshihiko Izutsunun Kurnda Allh ve nsan adl kitab ile Halis Albayrakn Kurnn Btnl zerine adl kitabn okuyunuz.

132

Kurnda Takv

GR
Kurn- Kermin gerei gibi anlalabilmesi ve doru bir tefsrinin yaplabilmesi iin nemli ltlerden birisi de yetlerde geen Takv, Hu, Kavm, Emr, Abd, Hubb gibi anahtar kelimelerin, Kurnn indii dnemdeki anlamlarn tesbit etmektir. O nedenle bir mfessirin, bu kelimelerin ilk defa kullanldklarnda ve onlarn ilk okuyucusu olan Hz. Peygamber (s.) tarafndan okunduunda, Onun etrafnda bulunan kimselerin yani Ashbn onlardan ne anladklarn tesbit etmeye bilhassa dikkat etmesi gerekir.(Hl, 1988). Esasen, bir mfessirin, lugat, nahv, sarf, belagat, kssalar, nsih ve mensh, hadisler, mcmel, mbhem ve mevhibe ilmi gibi ilimlere ihtiyac vardr. Ayrca, muhakkik ve mdekkik bir mfessirin, Kurnda geen kelimeleri, nzil olduu asrda kullanlan anlamlarna gre tefsir etmesi gerekir. (Zerkn, 1988) Kurn kelimelerinin incelenmesi hakknda, Rgb sfahn (.502/1108), Kurn ilimlerinden ilk defa ilgilenilmesi gerekenin kelime bilgisi olduunu, bu ilimden kasdedilen eyin de lafzlarn tek tek, tahlil/analiz edilmesinin anlalmas gerektiini ifade eder. (sfehn, 1992) Kurn- Kermin mnsn anlamak isteyenler iin bu durum, bir bina ina etmek isteyen birinin tulaya ihtiya duymas gibidir. Bu alma, sadece Kurn anlamak iin deil, ayn zamanda dier slm ilimlerin hepsi iin de yararldr. nk Kurnn lafzlar, Arap dilinin z ve kayna, onu anlamann vasta ve dayanadr. Zira fakih ve hakmler hkm ve hikmetlerinde ona mracaat ederler. air ve yazarlar nazm ve nesirlerinde ona koarlar. Kurn kelimeleri ve trevlerinin/mtaklarnn dndakiler, onlara nisbetle- meyveye gre kabuk ve ekirdek; taneye nisbetle elenti ve saman durumundadr. Bir dilin ekirdek ve z kelimelerdir. Eer kelimelerin doru anlamlar tesbit edilemezse cmleler anlalamaz. Dolaysyla okunan bir metinde doru anlalmam olur. Bir bakma, insan zihnindeki fikirlere giydirilen elbiseler gibi olan kelimelerin anlamn belirleyen unsurlar unlardr: 1. Dilin ait olduu kltr; 2. lgili kelimenin semantii; 3. Konuann kelimeyi kullanrken tad niyet; 4. Kelimenin, muhatabn zihnindeki arka plan. Dilciler, dili tekil eden kelimeleri, iinde yer aldklar metin/anlam btnlndeki durumuna ve kullanlna gre belli gruplara ayrmlardr. Bunlardan birisi de terimdir. Hangi balamda geerse gesin ve semantik gemii ne olursa olsun, muayyen ve sabit bir anlam ifade edecek ekilde kullanlan kelimelere terim denmektedir. te

133

terimin iaret ettii bu muayyen ve sabit anlama da -zaman zaman birbirlerinin yerine kullanlsalar da- kavram denmektedir.(zsoy, 1994) Bu n bilgilerden hareketle, Kurnn nemli kavramlarndan biri olan Takvnn semantik analizini grelim.

KURNDA TAKV KELMESNN SEMANTK ANALZ


Kelimelerin/kavramlarn semantik analizini yapmak, Kurn tefsrinde son derece nemlidir. Kurnda geen Hubb, Rahmet, Havf, Hu, Takv gibi baz nemli kelimeler, soyut anlamlar ierdii iin, gerei gibi tefsirleri, yorumlar yaplamamtr. Kurn- Kermin gerek klasik, gerekse ada tefsrlerinde sz konusu kelimelerin semantik/anlam analizleri yaplmadan, tefsrine/yorumuna geilmesi nedeniyle, Kurnn ierdii anlam zenginlikleri gerei gibi okuyuculara yanstlamamtr. Kurnn doru anlalabilmesinin yolu, anlamn temel ta olan Kurn kelimelerinin veya mfredtnn Semantik Analizlerinin yaplmasndan gemektedir. yleyse, Kurn- Kermde Takv kelimesinin semantik analizine gemeden nce, Semantik Analizin ne olduu sorusuna ncelikle cevap verilmelidir.

Semantik Analiz Nedir?


Semantik Analiz, kelimelere, zerinde ittifak edilen mnlar vererek, cmlenin mnsnn doruluunu ifade etme merhalesidir. (Atyah, 1996) Ayrca anlamn kkne inmek amacyla yaplan bir almadr. Semantik Analiz, sadece kelimenin anlamn oluturan ilk/kk anlam bulmak deil, ayn zamanda onun bu ilk/kk anlamndan hareketle tarih boyunca kazand anlamlarn bir analizini yapmak ve gerek bu anlamlarn ve gerekse trevlerin iinde ilk/kk mnnn olup olmadna bakmaktr. lk/kk mn bulunduktan sonra, kelimenin dier trevleriyle de bu anlamn uyumlu olmas ve aralarnda semantik ban bulunmas gerekir. Dolaysyla semantik analiz yapan kii, bir kelimenin anlamnn, tarih sre ierisinde ne gibi daralmalara ve gelimelere; ne gibi anlam iyileme ve ktlemelerine uradn da tesbit etmek mecburiyetindedir. Ayrca analizini yapt kelimenin hangi anlam gruplar iinde yer aldn, daha teknik bir ifadeyle hangi semantik alana dhil olduunu belirlemesi gerekmektedir. (Gezgin, 2002). Semantik Analizin daha iyi anlalabilmesi iin Semantik Alan ya da Kavram Alan ile Etimoloji ve Odak Kelime/Focus Wordnin ne anlama geldiinin bilinmesinde yarar vardr.

Semantik Alan/Kavram Alan


Kurn- Kermdeki kelimeler veya kavramlar arasnda ok sk bir anlam rgs vardr. Kelimeleri sz konusu bu anlam rgs ierisinde analiz etmek gerektii iin, birbirinden bamsz olarak ele almann, doru anlamn elde edilmesinde bir faydas yoktur. te kavram alan veya semantik alan ifadesiyle kastedilen ey, kelimeleri, tpk, mozaik bir yzeyde olduu gibi, ayn dzlem zerinde birbirini snrlandran ve de tamamlayan paracklara benzer ekilde deerlendirmektir. Bu alan iindeki her kavramn deeri, ancak kaplam olduu yerle belli olmaktadr. (Aksan, 1995). eitli kelime-

134

lerin ilikilerinden doan ve birbirinden bamsz olmayan blgelere semantik alanlar denir. Kurnda Takv/ kelimesinin doru anlamnn tespit edilebilmesi iin, bu kelimenin kavram alanna ya da semantik alanna giren elhavf/, el-vera/ , /ez-zuhd, el-hayet/, er-rahbet/, el-ifak/, el-vecel/, gibi kelimelerle aralarndaki ince ayrmlarn/nanslarn anlam farklarnn da bilinmesi gerekir. Bylece Takv kelimesinin Kurn Siyk/Balamndaki anlam daha iyi anlalacaktr.
Semantik Analiz, kelimelerin sadece kk anlamn bulmaktan ibaret bir alma mdr? Niin?

Semantik Analiz ile ilgili nemli bir kavram da etimolojidir. imdi de bu kavram aklayalm.

Etimoloji
Etimoloji, bir dildeki kelimelerin ilk/kk anlamlarn meydana karmay ama edinen bir ilim daldr (Palmer, 1991). Daha ak bir ifadeyle, etimoloji, kelimelerin ekil yaplaryla, anlamlar arasnda irtibat salayan ve bu kelimelerin yap ile anlamlarn kklerine doru takib ederek ilk defa hangi kke dayandklarn, hangi kavramlar yansttklarn ve zaman iinde hangi evrelerden geerek ne gibi gelimeler gsterdiklerini inceleyen ve kken bilgisi ile dier konular aratran dilbilimi daldr. (Korkmaz, 1992) Etimoloji, ite bu mnda Semantik Analizde ok nemli bir yere sahiptir. zellikle Kurn dili olan Arapada kelimenin deiik mnlara gelmesi sk karlalan bir grnmdr. Bir iki mny birletirerek ikisinin birbirine yardmc ve destekleyici olacak ekilde anlalmas mmkn grlmektedir. Bu gibi birletirmeyi Arap dilcileri ou kez yapmaktadrlar. Burada hareket noktalar, onlardan birini asl alp, brn onun zerine bina etmeleridir. Milletlerin ilkel zamanlarnda ortaya koyduklar kelimeleri, somut ve madd nesnelere vermeleri normaldir. nk ilk ihtiyalar ve gnlk kullanlar bunu gerektirir. Sonra o kelimeyi soyut ve maddenin dnda ama ilk/kk anlam ile ilikili olacak ekilde gelitirerek kullanrlar. (Atay, 1992). Netice itibariyle, bir kelimenin esas anlam tesbit edilecei zaman, o kelimenin etimolojisi iyi bilinmelidir. Kelimelerin etimolojilerinde, ait olduklar milletin kltrne ait unsurlar bulunduu iin, doru anlam tesbit ederken, bu unsurlar byk lde yardmc olacaktr. te bu adan etimoloji, semantik analizde ilk basamaklardan birini oluturmaktadr.
Etimoloji ile Semantik Analizi birbirine kartrmamak gerekir. nk semantik analiz sadece kelime yaps tahlili olmad gibi kelime ekline yani etimolojiye atfedilen orijinal mn almas da deildir. Etimoloji, bize kelimenin asl mns hakknda yalnz bir ipucu verir. ou zaman etimoloji, kelime tahmininden teye gemez. Hlbuki semantik analiz de kelimenin daha derinlikli bir anlam incelemesi sz konusudur.

135

Odak Kelime/Focus Word


Herhangi bir kelimenin anlam analiz/tahlil edilirken o kelimenin anlamyla ilgili birok kelimeyle karlalr. Fakat bu kelimelerin hepsinin bilekesi olan anlam tayan bir kelime vardr ki buna odak kelime/focus word ad verilir. Odak kelimeyle, zel bir anahtar kelime yani ilk/kk mn anlalmaldr. Bir kelime hazinesi iinde Semantik Alann yeri ne ise, Odak Kelimenin de dier kelimeler iindeki yeri odur. Ayrca odak kelime, bir alan iinde bulunan zel bir grup anahtar kelimeyi birbirinden ayran bir kelimedir. Odak kelime elastik bir kelimedir. Eer bir kelime, bir semantik alanda odak kelime kabul edilmise bu, kelimenin baka alan veya alanlarda normal bir kelime kabul edilmesine engel olmaz. (Izutsu, trz.) Odak kelime ile ilgili u rnei verebiliriz: Arapada - -/Ce-Ne-Ne kknden tremi birok kelime vardr. Bunlar Cenin, Cennet, Cin, Mecnun gibi kelimelerdir. Bu kelimelerde ortak payda olarak ortaya kan anlam -dier ifadeyle odak kelime, rtmektir. Ce-Ne-Ne kk szlklerde /Setr, yani rtmek, gizlemek gibi anlamlara gelmektedir. - - /Ce-Ne-Ne kk /Se-Te-Ra kknn semantik alanna girmektedir.(Gezgin, 2002). Dolaysyla /Setr(rtmek) kelimesi burada odak kelime dir. /setr/rtmek, odak kelime olduuna gre, Ce-Ne-Ne kknden, mtak kelimelerin semantik tanmlar yledir: CeNNet: a) indeki aalarn skl ve dallarnn birbirine girmesi, yapraklarn ok olmasndan dolay topra yeilliklerle RTL olan bahe, b) Dnyada iken insanlardan gizlenerek RTL olan, ahirette mminlerin girecei yer. CeNiN: Ana rahminde RTL, gzlerden gizlenmi ocuk CiNN: Btn duyu organlarna kar RTL varlk eCeNNe: ly kefenle RTMEK. CeNaN: Her eyi karanlyla RTEN gece. CNNe: a) Kadnlarn balarna RTTKLER rt. b) Dmn kar kiiyi koruyan ve RTEN kalkan Yukarda semantik tanmlar yaplan bu kelimeler, odak kelime olan RTMEK ortak paydasnda birlemilerdir. Grld gibi kelimenin ilk/kk anlam tesbit edildiinde, kelimede zamanla meydana gelen anlam kaymalar, anlam deimeleri, anlam iyilemesi ve ktlemesi gibi hususlar daha belirgin bir ekilde ortaya kmakta ve kavram kargaasnn nne geilebilmektedir. Konumuzun daha iyi anlalabilmesi iin verdiimiz bu n bilgilerden sonra, Kurnn nemli anahtar kelimelerinden olan ve Kurnda trevleriyle birlikte ikiyz elli sekiz (Cebeci, 1991) yette geen Takv/ kelimesinin etimolojisini grelim.

136

Takv Kelimesinin Szlk Anlamlar ve Etimolojisi


Takv/ kelimesi, dilimize Arapadan gemi olan bir kelimedir. Bu kelimenin Trke szlklerdeki karlna baktmzda, sz konusu kelimenin, birbirine yakn anlamlar verilerek tanmlandn gryoruz. Mesel emseddin Sm, takvy, Allhtan korkup, yasaklanan eylerden ekinme, perhizkrlk, zhd(Sm, 1317, s.427) diye aklarken; Ferit Develliolu ise takv kelimesini: Allhtan korkma, Allh korkusuyla dnin yasak ettii eylerden kanma (Develliolu, F. 1980, s.1229) eklinde, ehl-i takvy da: dnin yasak ettii eylere smsk bal kalan vey kalanlar diye tanmlamaktadr. Bu tanmlar; ksmen doru olsalar da, Takv kelimesinin iinde bulunan anlam derinliini ve zenginliini yanstmaktan uzaktr. /Takv kelimesi, Arapada --/Ve-Ka-Ye kknn bir trevidir. Dolaysyla bu kkn szlklerdeki anlamlarn ncelikle grmemizde fayda vardr: Arapa -- /Ve k, yek, vakyun ve vikyetun: Asl vaky dr. Vav harfi Tukln ve Tucah gibi ta harfine; ya harfi de Bakv gibi vav harfine dnmtr. Nefsi korkulacak eylerden muhafazaya alp korumaktr. (Elmall, 1979). Bir eyi korumak, bir eyi bir eye kar korumak, himaye etmek, bir eyi dier bir eyden iyi bir ekilde korumak, korumada ar gitmek (Fertus-Syne/) , saknmak, itinap etmek; bu anlamdan hareketle bir kadnn araf ile salarn bir birinden ayran, salarn arafa dorudan demesine engel olmak suretiyle hem araf kirlenmekten koruyan, hem de salarn araftan dar kmasn nleyen bartsne veya bez parasna denmitir. Bir eyi dzeltmek, slah etmek Nitekim bu anlamda Arapada bir deyimsel ifade vardr: yani kendine dikkat et, kendi aybndan sakn! demektir. Bu ifadede geen /K ; Vikyeden emr-i hzrdr. nsann kendisinin haricinde aksayarak giden birine bakp, ayn kusurdan kendisini korumasna ynelik bir emirdir. Bundan da kast udur: nsanlar arasnda ayplanan bir eyle mehur olma!demektir. Ya da kendi maslahatn/menfaatini koruyup dzelttikten/slah ettikten sonra bakasnn ileriyle megul ol anlamndadr. /Vikye:Koruma, engelleme; himaye, tedbir, nlem, tehlikeyi savma,

Vikye min: Bir eye kar savunma; Hastalktan korunmak. /Vikye: Koruyucu tabaka. /Vik: Koruyucu, /et-Tbbul-Vik: Koruyucu hekimlik. /Tekyyun oulu /Etky: Allha kar gelmekten saknarak, harama helala dikkat eden, muttak. /Takyyetun: Saknmak, itinap etmek.

137

/Vkin: Koruyan, muhafaza eden, koruyucu, himaye eden, hmi, kollayan. /Vkye: Koruyucu, koruyucu kabuk, tabaka. /Muttakin: Muttak, Allha kar gelmekten saknmak suretiyle davranlarna, helal ve harama dikkat eden. Dikkat edilirse, kelimenin kknde korkmak deil, korumak, korunmak, himaye etmek, saknmak, itinap etmek anlam vardr. Dolaysyla --/Ve-Ka-Ye kknn ilk anlam korumak ve saknmaktr. Dier bir deyile Takv kelimesinin odak kelimesi/focus word korumak, saknmaktr. Takv, Allhn vikyesine (korumasna) girmek, emrini tutup azabndan korunmaktr. Elmallnn tespitlerine gre takv, sebebin msebbebine ball trnden olarak, takv iin en gerekli kelime korumaktr. Takv, takv ehlinin kelimesi, korunanlarn alameti olan kelimedir. Takv kelimesi takvnn asl demek olur. Biroklarna gre takv sznden murad, tevhid ve ehadet szleridir. Takv ayn zamanda fcr kelimesinin zdddr. Nefsi kurtarmann, Allhn korumasnda fenalktan korunmann ismidir. Sonucu korunmak olan hayr, iyilik, itaati kapsar. Bazen korkuya takv denilir olmutur. Dinde iki anlamda kullanlr. Birincisi, sonunda hirette zararl olandan saknp korunmak demektir. Bunun eksii ve fazlay kabul eden geni bir sahas vardr. En aas cehennemde ebed kalmaya neden olacak irkten uzak kalmaktr. En yksei de btn duyularyla Allha ynelme ve Onun korumasna girmektir. Hakk takv budur. kincisi ise, dinde bilinen zel anlam vardr ki, mutlak olarak takv denildiinde ve karine bulunmadnda maksat bu olur. Nefsi gnahtan korumaktr. Bunun iinde nefsi byk gnahlardan korumak zellikle gereklidir. Takvl olabilmek iin, korunulmas gereken gnahlar bilmek nemlidir. lim olmadan takv olmaz. (Elmall, 1979, c.VI, s.4434, 4479). Nefsi gnahlardan korumann yolu haram terkle olur; haram terk de, en azndan pheli eyleri brakmakla gerekleebilir. Hz. Peygamber (s.) bir hads-i eriflerinde yle buyurmutur: Hell belli, haram da bellidir; fakat bu ikisi arasnda pheli eyler vardr; bu nedenle phelerden korunan dnini ve rzn temiz tutmu olur. phelere den, harama der. Nasl koruluun kenarnda koyun otlatan obann koyunlarndan her an korulua girme ihtimali varsa, haberiniz olsun ki, her melikin korusu vardr; Allhn korusu da haramlardr. (Buhr, Buy 2; Muslim, Muskt 107; Eb Dvd, Buy 3). Birgiv, bu hads-i erifi naklettikten sonra der ki: (Takvnn) szlk mns, dinde mmkn olduu kadar geerlidir. Ar korumann mns ise kk gnahlardan ve pheli eylerden bile korunmay, saknmay gerektirir. Fakat bu zamanda pheli eylerin hepsinden korunmak/saknmak mmkn deildir. Onun iin harama yakn olan phelerden bakas hari olur. badet ve itaat, g yetirilebilen miktar ve ldr. O halde takvnn meydana gelmesinde her bir haramdan, bir de harama yakn bir kerahatle mekruh olanlardan kanmak gerei ortaya km olur. (Elmall, 1979, c.VI, s.4480)

138

Kurnda Huddullh yani Allhn snrlarndan sz edilir ki, ite bu, Allhn iinde kalnmasn emrettii korusunun snrlardr. Mminlere srekli olarak Allhn snrlarn amayn deil, Allhn snrlarna yaklamayndiye emredilir. Yaklaldnda snrlarn almas her zaman mmkndr. te bu ekilde, Allhn izdii snrlar ama korkusuyla bu snrlara yaklamamak, nefsi bu sahada korumak ve snra yaklatrmamak, takvdr.(nal, 1999, s.483) Hz. mer, Ubeyy b. Kaba Takv nedir? diye sorar. Ubeyy: Dikenli yolda hi yrmedin mi? eklinde cevap verir. Hz. mer: Yrdm! deyince, O zaman ne yaptn? der. Hz. mer: Paalarm svayp ayama diken batmasn diye dikkatli yrdm. demesi zerine, Ubeyy: te takv odur. diye mukabelede bulunur. Yani nasl dikenli veya maynl bir arazide yrrken son derece dikkatli bir ekilde kontroll ve saknarak, korunarak yrnyorsa ayn ekilde, slm dnini yaarken ayn titizlik ve hassasiyetle, Allhn emirlerine kar gelmekten saknarak, Allha saygszlk etmekten ekinerek ve itinap ederek yaamak takvdr. Bu anlamyla takv, Arapada geen el-Vera/ kelimesiyle de yakndan ilikilidir. Ver, kelime olarak, gnahtan srarla kamak ve ekinmek anlamna gelir. Terim mns, helallii phe gtren her trl yiyecek, eya, para, sz ve davranlardan srarla saknmak ve kanmak demektir. Harama dme endiesiyle pheli eylerden kanmak (Curcn, 1991, s.279) diye de tanmlanan el-Vera/ hakknda, Hz. Peygamber bir hadsi eriflerinde; Ver sahibi ol ki, insanlarn en ok ibadet edeni olasn. buyurmutur. [bn Mce, Zuhd 24 (c.II, s.1410)]. Takvya bu anlam ile ok benzeyen el-Vera/ , ok nemli bir kavramdr. pheli eyleri almak, kullanmak, yemek, sylemek konusunda titizlik gstermeyen kimse, mnev olgunlua ve kalp zenginliine ulaamaz. Desknin ifadesiyle; dilimiz haram tatt srece kalbimiz irfn ve marifetten nasip alamaz. Sfyan Sevr de, Verdan kolay bir ey grmediini belirterek; Vicdannda iz brakan eyi terk et, olur biter. demitir. Veran daha iyi anlalabilmesi iin yle bir misal verilebilir: Kiinin uyuyup kalmasndan korktuu zaman, sabah namaz iin kendisini uyandracak birisini grevlendirmesi durumudur. Nitekim Hz. Peygamber gazvelerinden birinde, kendisini uyku brdnde Hz.Billi bu ekilde grevlendirmiti. Dinde arln da mertebeleri vardr. Bunlardan bir ksm, kiiye has ve nefsini gle sokmada sz konusu olan veraa veya insanlar zorluk ve gle yneltmede sz konusu olan veraa girmektedir. Vera, bizim zanna dayanarak amel etmekle mkellef tutulduumuz konularda kesin bilgi (yakn) elde etmekle ilgilidir. Mesel, mkellef olmadmz halde kblenin tesbitinde astronominin verilerinden hareketle aratrmada bulunmak, Ramazanda gnein battndan iyice emin olmak iin battan sonra da bir mddet daha oruca devam etmek, yine ayn ekilde fecir domadan bir mddet nce yemek ve imeyi terkederek oruca balamak, dahas orulunun misvak kullanmaktan kanmas bu eit rneklerdendir. (Thir b. ur, 1999, s.181, 195). Hay, insanda yer ettii zaman, onu pheli eylerden alkoyar. te bu da vera ya da takv olmaktadr. Bu anlamda Hz. Peygamber (s.) ini trmalayan brak ve iini trmalamayana bak; nk doruluk i huzurudur ve yalan huzursuzluktur. (Buhri, Buyu3; Nes, Kudt, 11. ) buyurmutur. Yine bu anlam vurgulamak iin Hz. Peygamber; Kul sakncal olan eylerden korunabilmek iin sakncal olmayan baz eyleri terketmedike, muttaklerden olamaz. buyurmutur. (bn Mce, Zuhd, 24; Tirmiz, Kymet, 19.)

139

Btn bu verilerden hareketle Gazzl (.505/1111); takvy; mminin kendisini pheye daldran brakp, phesiz olana doru ynelmesi eklinde tanmlamaktadr. Bu hareket tarz, zararsz (mbah) baz davranlar da terk etmesine yol aar. Bylece takv sahibi kul, Allhtan bakasna nefeslerinden birini dahi sarf etmez hle gelir. Bu ise doruluun t kendisidir. (Gazl, trz.) Demek ki takv ile ver kelimeleri bir eyden itinap etmek, pheli eylerden uzak durmak anlamnda birbirleriyle rtmekte bylece ayn semantik alanda yer almaktadrlar. el-Vera/ ile Zhd/ arasnda da yakn anlam ilikisi vardr. Vera gerekleip, iyice nefiste yer edince, ihtiyatan fazlasyla uramann kt bir ey olduu dncesi doar. nk ihtiyatan fazlas; kiiyi, asl amacna ulamaktan alkoyar. Bu nefse iner ve onu isteinden vazgeirir. Raslullah (s.a.) yle buyurmutur: Kiinin kendisini ilgilendirmeyen eyleri terketmesi iyi mslman oluunun gereidir. (Tirmiz, Zhd, 11; bn Mce, Fiten, 12). Allahtan baka her megale, gnl aynasnda kara bir lekedir. Bundan, bireyin yaamas iin gerekli olan eylerle uramas mstesnadr. Kifayet miktar, af kapsamnda tutulmutur. Bunun dnda kalan fazla miktara gelince, Allah Telnn mminin kalbine yerletirdii vaiz (uyarc, takv ve ver), ondan el ekilmesini emreder. Raslullah (s.a.) yle buyurmutur: Dnyada zahidlik, ne helli haram klmakla, ne de mal ziyan etmekledir. Aksine zahidlik, kendi ellerinde bulunana, Allahn yed-i kudretindekilerde olanndan daha ok gvenmemen, bana bir musibet gelmesi halinde, sanki o bana gelmemi gibi tepki gstermen ve elde edecein sevaba kar daha arzulu olmandr. (Tirmiz, Zuhd, 29; bn Mce, Zuhd, 1) Ancak zhd, veradan daha zel bir mnda kullanlmaktadr. Vera pheli eylerin terkedilmesi ile olur ki, bu riflerin ve ver ehlinin zhd olarak kabul edilir. Bu zhd ile onlarn man kemale erer. Dnyann ihtiya dndaki hell nimetlerinden gnl uzaklatrmak, zhidlerin zhddr. Bu zhd ile onlarn yakni sfleir. Amr b. Meymnun, Zubeyr b. Avvmdan naklettiine gre, Hz. Peygamber (s.) kendisine u tavsiyede bulunmutur: Ey Zubeyr! ehvetler ve pheli eylerden sammi olarak uzak dur ki, hesaba ekilmeden cennete giresin. (Hkim Tirmiz, 1992, s.77). Zhd ile Ver arasnda yle bir fark vardr: Zhd, hirette faydas dokunmayacak eyleri terk etmek olduu halde, ver, hirette zararndan korkulan eyleri terk etmektir. (Yldrm, 2005, s.30). u halde, Takv, Zhd ve Ver kelimeleri, pheli eylerden itinap etmek, kanmak anlamlar itibariyle birbirleriyle rtmekte ve ayn Semantik Alan ierisinde yer almaktadrlar. Bu yzden birbirleriyle son derece uyumlu bir mn rgs iindedirler.
Takv kavram hakknda yazlan baz makalelere ulamak http://ktp.isam.org.tr/makaleilh/index.php. adresine bavurunuz. iin

140

Takv Kelimesinin Semantik Tanm


Kelimenin semantik analizini yaparak elde ettiimiz sonuca gre takv nn semantik tanm u ekilde yaplabilir: Takv: Allha kar gelmekten saknmak ve Allhn azbndan korunmak iin gerekli nlemleri almak ve daima bu bilin ile Allha derin bir sayg uuru ierisinde bulunmaktr.(Gezgin, 2007). Dikkat edilirse, yaptmz bu tanm ierisinde sayg kelimesini bilinli bir ekilde kullandk. nk Trke szlklerde sayg: Deeri, stnl, yall, yararll, kutsall dolaysyla bir kimseye veya bir eye kar dikkatli, zenli, ll davranmaya sebep olan sevgi duygusu; hrmet, ihtiram eklinde tanmlanmaktadr. (Eren, H., 1988, c.II, s.1268). Dolaysyla sayg kavramnn ierisinde sevgi duygusu vardr. Sevginin olmad yerde saygdan sz edilemez. Kii, bir varl sevdii zaman, o varla ayn zamanda sayg duyar. yet bir varla gerekten sayg duyulursa, o varlk gerekten seviliyor demektir. Korku ve baskya dayanan, cebr sayg, gerek anlamda sayg deildir. nemli olan korku ve bask olmadan bireyin gsterdii ahlki tutum ve davrantr. Korkuya dayanan ahlk, ahlk deildir. Korku ortadan kalkt zaman bireyin gerek huy ve davran yani saygszl geri dnecektir. u halde, takv, semantik tanmnda da aka grld gibi, dorudan doruya korku ya da korkmak anlamna gelen bir kelime olmayp, tam aksine korkulardan emin olabilmeyi ve hiretteki azaptan uzak kalabilmeyi temin eden en nemli hayat ve emniyet dsturu olmakla birlikte, sayg ve hrmetten kaynaklanan, sorumluluk bilincinin gereklerini yerine getirememe endiesinden doan bir duygu tr olarak tavsif edilebilir. Takv, Allha saygszlk etmekten ve Ona kar gelmekten saknmaktr. Allha kar gelmemekten kastedilen, onun emirlerini yapmak; yasaklarndan da kanmaktr. Dier bir deyile Allha kaytsz ve artsz itaat etmektir. Dolaysyla, Allha itaatte kusur etmemek iin, Allhn murakabesi altnda bulunduumuzu hibir zaman aklmzdan karmamak ve biz Onu grmesek de; Allhn bizi grdn dnerek (hsan); Allh bilincini srekli zihnimizde canl tutmaktr.
Kurn btnlnde Takv kelimesi hakknda ayrntl bilgi iin Ltfullah Cebecinin Kurna Gre Takva adl kitabn ve Ali Galip Gezginin, Kur'n Mellerinde Takva Kelimesinin Trke'ye eviri Sorunu balkl makalesini okuyunuz.

Takv Kelimesinin Kurn Siyk/Balamndaki Anlamlar


Kurnda Takv kelimesi, iinde getii siyk/balama gre farkl anlamlara gelmektedir. Kurnn doru anlalabilmesi ve kelimelerin doru anlamlarnn tesbit edilebilmesi iin siyk/balam son derece nemlidir. Kurnda geen bir kelimenin doru anlamn bulabilmek iin, getii balamn ok iyi bilinmesi gerekir. Bu yzden, hem kelimeler hem de ibareler siyk/balam iinde anlalmaldr. Zira bir kelime cmle iinde, bir cmle ise paragraf iinde, bir paragraf ise kitabn btnl iinde, nihyet kitap da kendi edeb ekol iinde deerlendirilerek anlalabilir.(Rickman, H. P., 1992, s.58).

141

Kurnda geen yetler yorumlanrken, geleneksel tefsirlerde, her ifadeyi tek bana ele alan bir metod kullanlmtr. zellikle mezhep ayrlklar ortaya knca taraflardan herbiri kendi durumunu desteklemek iin yet aramaya balam, destein inandrc olmas iin de yetleri kendilerine gre yorumlamlardr. Halbuki herhangi bir meselede kiinin kendi ahs kanaatinden ziyade Kurnn mesaj rehber olmaldr. Kurnn siyk gzard edilince, hemen herkesin kendi grlerini Kurna dorulatmas kolay olmutur. Siyk ile ilgili olarak, Zerke u grleri ileri srmektedir: Kurn yetleri arasnda iliki olmaz, nk onlar farkl olaylar zerine inmitir diyen yanlmtr. Ayetler hakknda son sz udur ki, onlar inerken olaylara gre inmilerdir, yalnz tertip edilirken bir usle gre tertip edilmilerdir. Bunun iin bir yeti ele alrken nce onun mstakil mi yoksa ncesinin tamamlaycs m, devam m olduuna baklmas lzmdr. Ayn ekilde surelerin nceleri ile balant ynnn ve ne maksatla ortaya konduunun tetkiki gerekir (Zerke, 1994, I, 133). yetler aras mnasebeti bilmenin faydas, yetler arasnda bir anlam zinciri kurmak ve insicam gstermektir. Bu, bazan olduka zor ve yorucu olduundan nceki mfessirlerin ou buna pek zen gstermemilerdir. Bu nedenledir ki, bir yerde yaplan yorum, dier taraftaki ile eliir hle gelebilmitir. te bu, siyk gzard etmenin bir sonucudur. Kurn- Kerm dier telif eserlerden tamamen ayr bir yapdadr. Onda konular, giri, gelime, sonu, blmler, ana balklar ve alt balklar altnda ilenmez. Belirli konular baz siyk erevelerinde deta bamsz olarak ele alnm gibi grnseler de, her siyk/balam, yine de Kurnn dier pasajlaryla dorudan veya dolayl olarak irtibatldr. (Albayrak, 1993). Kurndaki ilk yedi srenin ve bunlarn hemen tamamnn, bir defada nzil olduu zannedilir. Fakat tarih, onlarn hepsinin para para indiini retinceye kadar da bu zan devam eder. Yahut bu srelerin, ayr ayr indirildikten sonra topland sylense bile, para para indiriliinin, bir btnn taksitle datlmas kabilinden olduu itiraf edilecektir. Abdullah Drazn da belirttii gibi: Ayakta duran tarih bir binann, ekli hi bozulmadan bir baka yere nakli dnldnde, ebatlar llr ve talar tek tek, sra ile numaralanr. Sonra paralar halinde yklr. Fakat ok gemeden her ta, eski srasndaki yerini bulur ve neticede binann talar, ilk vaziyette olduu gibi birbirine kenetlenmi hle gelir.(Draz, 1994).
Kurnn doru anlalmasnda siykn nemi hakknda ayrntl ve geni bilgi iin Mustafa nverin, Kurn Anlamada Siykn Rol adl kitabn okuyunuz.

Siyk erevesinde yetlerin yorumlanabilmesi iin yet ierisinde geen kelimelerin de, balama uygun olarak anlalmas gerekmektedir. Kurnda geen/Ekele kelimesi bu konuda misal olarak verilebilir. Bu kelime Kurnda eitli sgalaryla birlikte 100den fazla yette gemektedir. Bahse

142

konu kelimeyi, getii yetlerin siykna gre u ekilde yorumlamak mmkndr: / Bu ne biim peygamber, yemek yiyor, arlarda dolayor dediler (Furkan, 25/7) yetinde geen kelimesi et-Taziyye / Beslenme; / ... Siz ondan habersizken onu bir kurdun paralamasndan/yemesinden korkarm (Yusuf, 12/13) yetinde ise, el-ftiras / bir hayvann avn paralamas; / Sleymann lmne hkmettiimiz zaman, onun ldn ancak deneini yiyen/geven bir aa kurdu gsterdi. (Sebe, 34/14) yetinde yni hayvanlarn bir eyi gevmesidir. Bu misalleri artrmak mmkndr. Ayrca u da unutulmamaldr ki, Arapa baz kelimeler, muhataplarnn zihinlerindeki tasavvuruyla ayn ekilde hibir anlam deimesine uramadan kalrken, bazlar ise, Kurndaki balam/siyk ve semantik alan nedeniyle, ierikleri zenginletirilmitir. Birok filolog tarafndan da ifade edildii gibi, Kurnla beraber, Arapa kelimeler, Kurndan nce bilinmeyen yeni anlamlar kazanmtr ki, btn bunlara slm/er anlam denir. (Eb de, 1985). Kelimelerin esas anlamlarn tespit edebilmek iin; Kurn ncesinde ve Kurnn nzl srasnda kullanldklar anlamlar bilmek ne kadar nemli ise; Kurn siykndaki anlamlarn bilmek de o kadar nemlidir. u halde siyk bilmeden yaplacak yorumlar isabetli olmamaktadr. Zir her dilde olduu gibi Arapada da kelimelerin esas anlamndan baka, siykn onlara kazandrd anlamlar da vardr. Bunun iin de kelimenin getii siyk iyi bilinmelidir. Dolaysyla Takv kelimesinin de siykna gre anlamlar farkl farkldr. Kurn- Kermin siyknda Takv kelimesi, drt farkl anlamda gemektedir: 1. Havf ve Hayet mnsnda ( Nis, 4/1) yetinde getii gibi. 2. Tahzr (Sakndrma) ve Tahvf (Korkutma) mnsnda (Nahl, 16/2) ile ( Bakara, 2/189) yetlerinde getii gibi. 3. Tevhd ve ahdet mnsnda u yette geer: ... (Ahzb, 33/70) yn, Allh birleyiniz/ Allhn bir olduunu syleyiniz. 4. hls ve Yakn anlamnda ( Hucrt, 49/3) ve ( Hac, 22/32) yetlerinde geer. Takv, yukarda zikredilen anlamlar ierisinde ikinci srada da belirtildii gibi kalbi gnahlardan uzaklatrmak, haramlardan saknmak demektir. Bunun delili u yettir: /Kim Allha ve Elisine itaat eder, Allha iten rpererek sayg duyar ve Ona kar gelmekten saknrsa, ite kurtulua erenler onlardr. (Nr, 24/52)

143

Bu yette tat, hayet ve takvnn zikredildiini belirten Frzbd: Bu kavramn yan yana zikredilmi olmas da gsteriyor ki, takvnn hakikati tat ve hayetin dndaki bir mndr ki o da, kalbi gnahlardan temizlemektir, haramlardan saknmaktr. demektedir. (Frzbd, trz.) Kurn- Kermde Takv, Allhn kullar iin tavsiye ettii, mkafat byk, btn iyilikleri bnyesinde toplayan, en gzel bir ekilde kulluk etmenin gstergesidir. Takv tavsiyesinde, tedb, tehzb, talm, dellet, irad, snnet gibi birok unsur bulunmaktadr. Nitekim Kurnda geen bir yette, muttaklerin bu ve benzeri vasflar saylmakta, dolaysyla takv ile Kurnda neyin kastedildii daha belirgin ekilde beyan edilmektedir: yilik, yzlerinizi doudan ve batdan yana evirmenizden ibaret deildir. Asl iyilik, Allha, ahiret gnne, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine ramen, onu yaknlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalma, (ihtiyacndan dolay) isteyene ve (zgrlkleri iin) klelere verenlerin; namaz dosdoru klan, zekt veren, antlama yaptklarnda szlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalkta ve savan kzt zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranlardr. te bunlar, Allha kar gelmekten saknanlarn/muttaklerin ta kendileridir. (Bakara, 2/177). Kurnda takvnn, Allhn yasaklarndan/haramlarndan saknmak anlamnda getii yerlerden birisi de u yettir: . Kim Allh(n yasaklar/haramlarn)dan saknrsa Allh ona bir k yolu yaratr. Ve onu ummad yerden rzklandrr. Kim Allha dayanrsa O, ona yeter. Allh buyruunu yerine getirendir. Allh her ey iin bir l koymutur. (Talak 65/2-3). Takv kelimesinin Kurn siykndaki dier anlamlar zerinde, Kurn btnlnde Takv bal altnda daha geni bir ekilde duracamz iin burada daha fazla ayrntya girmiyoruz.
Kurnda geen kelimelerin anlamlar, balamna/siykna gre deiir mi? Niin?

Takv Kelimesinin, Kurnda Geen ve Korku Anlamna Gelen Dier Kelimelerle likisi
Rgb Isfahn ve Frzbd gibi Arap filologlar, Kurnda, takv ve ittik kelimelerinin, bazen havf ve hayet anlamnda, bazen de hem havf hem de hayet kelimelerinin ise takv mnsnda kullanldn belirtmilerdir. Rab sfahnye gre Allhtan havf denildiinde kastedilen, aslandan korkmak denildii zaman akla gelen bir korku tr deildir. Bilkis Allhtan korkmak ile kastedilen ey, isyanlardan uzak durmak (Allha kar gelmemek ve Ona) itaati semektir. Bundan dolay,

144

gnahlar terk etmeyen kii, Allhtan korkan olarak kabul edilmez. te takv kelimesi ile havf kelimesinin anlam asndan rtt nokta bu anlamdr. Yani Allha kar gelmekten saknmaktr. (sfahn, 1992) Bahse konu kelimeler arasndaki ince ayrmlar/nanslar aklayan Eb Hill Asker; havfn, olmas pheli bir zararn meydana gelmesinden korkmak anlamna geldiini; hazerin ise, vuku bulmas pheli olsun ya da olmasn (her trl) zarardan saknmak (yani daima ihtiyat halinde bulunmak) demek olduunu belirterek bu iki kelimeyi u ekilde kyaslamaktadr: Hazerde zarara kar savunma sz konusu iken, havfta savunma anlam yoktur. Bundan dolay nlemini/tedbirini al anlamnda denmesine ramen; denmez. Askerye gre havf ile hayet arasnda da u farklar vardr: Havf, sevilmeyen (mekrh) bir eyle ve o (holanlmayan/sevilmeyen) eyin terk edilmesiyle alkaldr. Mesel Hastalktan havfettim/ korktum ve ... ve en kt hesaptan korkarlar. (Rad, 13/21) denilir. Hayet ise, sevilmeyen eylerin kendisinden deil, onlara sebep ve kaynak olan varlklardan korkmaktr. Yani havf kelimesi daha genel, hayet ise daha zel bir anlam ifade etmektedir. (Asker, 1979). Frzbdye gre havf duygusunu hisseden kii, areyi; terk etmekte, uzaklamakta ya da kamakta bulurken; hayet sahibi kimse ise areyi, ilmine sarlmak suretiyle bulmaktadr. Bu iki kelime arasndaki fark, tp bilgisi olmayan herhangi bir kimse ile tp ilmiyle mcehhez olmu hzk bir doktor arasndaki fark gibidir. Tp ilmini bilmeyen kimse, kamaya ya da bir bakasnn himayesine iltica ederken; doktor ise bilgisine ve bu bilgiyle elde ettii ila ve deva bilgisine snr. (Frzbd, trz.). Fahruddn Rz (.606/1209)ye gre olmas beklenen ey, kt bir ey ise, ondan dolay kalpte bir elem meydana gelir. te bu eleme havf ve ifak denir. Korku, insana ho gelmeyen eyin beklenmesinden dolay kalbin duyduu elemdir. (Fahruddn Rz, 1990, c.IV, s.136-137). u halde her hayet, havf anlam ierisinde mtalaa edilebilir. Ancak her havf, hayet anlamna dhil edilemez. Bu nedenledir ki, bu fark u yette ak bir ekilde grlmektedir: / Ve onlar Allahn bititirilmesini istedii eyi bititirirler. Rablerine kar iten rpererek saygl olur ve en kt hesaptan korkarlar. (Rad, 13/21). Allahtan hem havf hem de hayet duymamza ramen, sadece azbndan havf duygusuna sahip oluruz. Zira Allah bize azabyla muamele edebilecei gibi ayn zamanda bizi affedebilir. Neticede azab ve af ihtimali daima mevcuttur. te insann bu ikisi arasndaki kaygsn, endie ve teredddn anlatmak iin genellikle havf kelimesi kullanlmaktadr. Ayrca havf ile hayet kelimelerin birbirinden farkl anlamda olularnn en mhim delillerinden birisi yukarda belirtildii gibi hayet kelimesinin Kurnda, limlere nispet edilmesidir. bn Kayym Cevziyye (.751/1350) ye gre, vecel, hayet ve rahbet kelimeleri eanlaml deilse de, mnlar birbirine yakn olan kelimelerdir. (bn Kayym Cevziyye, 1990, c.I, s.396). Takv ve ittik kelimeleri, dorudan korku anlamna gelmemekle birlikte, tamamen korkudan da hl olmadklar iindir ki, bazen havf ve hayet anlamnda, bazen de hem havf hem de hayet kelimeleri, takv mnsnda kullanlmtr. Bu nedenledir ki Allh katnda, en yksek

145

dereceleri elde edenler mttakler olup, Allhn sevgisine mazhar olanlar da bunlardr. (l-i mrn, 3/ 76; Tevbe, 9/ 4,7) Allha kar sorumluluk bilincinde olmalarndan dolay (Asad, M., 1993), Ona saygszlk etmekten ve kar gelmekten saknanlardr. Zira ayn balamda hem havf ve rahbet hem de ittik kelimeleri gemekte, bylece nn de farkl anlamlarda olan kelimeler olduu tebeyyn etmektedir: . . . stlerindeki Rablerinden korkarlar, emrolunduklar eyleri yaparlar. Allh: ki tanr edinmeyin, O, tek bir tanrdr, yalnz Benden ekinerek korkun dedi. Gklerde ve yerde olan Onundur. Din de daima onun iindir. Allhtan bakasna m kar gelmekten saknacaksnz. (Nahl 16/50-52) Bu yeti yorumlayan lsye gre rahbet ile takv arasndaki fark udur: Rahbet, mutlak anlamda korkudur. Yani bizzat korkunun kendisidir. Takv ise, kendisinden korkulan eyden korunmak suretiyle saknmaktr. Dolaysyla rahbet, btn insanlara atfen kullanlan bir duygu iken, takv ise, tpk hayet kelimesi gibi ilim ehline atfen kullanlmaktadr. (ls, 1997). Dikkat edilirse yukardaki yette ayn balam ierisinde hem rahbet hem de takv ya da ittik kelimelerinin gemesi de gsteriyor ki, takv kelimesi, dorudan korkmak anlamna gelmemektedir. Hayet ve ittik kelimeleri arasnda ince anlam farklarnn belirgin bir ekilde grld u hadisler, misal verilebilir: ... Allha yemin olsun ki, ben, Allh onlardan daha iyi bilenim ve onlardan daha ok Ona iten rpererek saygl olanm. [Buhar, Edeb, 72 (c.VII, s.96)]; [Mslim, Fedil, 127,128 (c.II, s.1829).] ; Sahh-i Buharde geen bir hadiste ise... Vallhi ben, hepinizden ok Ona hayet/ iten rpererek saygl olanm ve hepinizden ok Allha kar gelmekten saknanm. (Buhr, Nikh, 1); Bu hadis, Sahh-i Muslimde u ekilde gemektedir. ! Vallhi, ben hepinizden daha ok Allha kar gelmekten saknanm ve hepinizden daha ok Ona hayet/derin saygl olanm (Muslim, Sym, 74) Bu hadiste de ittik ve hayet kelimeleri bir arada kullanlmtr. ayet bu kelimeler eanlaml ya da biri dierinin yerine kullanlyor olsayd, ayn cmle ierisinde kullanlmazlard. Zira her iki kelimenin anlam vurgusu birbirlerine yakn olmakla beraber, ilerinde barndrdklar mnlar itibariyle ince anlam farklarna sahiptirler. Her iki kelime tekd amacyla kullanlm olsa bile, yine de aralarnda nemli anlam farknn bulunduu grlmektedir. u halde, Kurnda korku kavramn ifade eden ve teknik bir slpla zenle kullanlan kelimeler, balca iki kavram/semantik alanda toplanabilir. Bunlardan birinci gruba giren korkunun kavram alan; havf gibi hem btn insanlarn ve mminlerin hissettikleri korku tr ile sadece mmin ve Mslmanlarla ilgili bilinli bir saygy ieren korku kavramdr ki bu semantik alana dhil kelimeler ise hayet, rahbet, vecel, ifak ve takvdr. Bu kelimeleri Kurn btnlnde deerlendirdiimiz zaman, istisnalar olmakla birlikte, genellikle kmil mminlerin Allha kar sadece sayg, hrmet, derin bir tevzu ve alak gnlllkten kaynaklanan rpertilerini; Allha inandktan sonra Allhtan baka hibir varlk ve

146

tehlikeden korkmamalarn; sadece Ona derin bir sayg hissiyle balanarak, cidd bir sorumluluk uuru ierisinde, Rablerine kar vazifelerini mmkn mertebe yerine getirmelerini vurguladklarn grmekteyiz. Kurnda ekseriyetle btn insanlar ile zellikle Allha ve Ahirete inanmayanlarn ya da inanm gibi gzken mnafklarn hem bu dnyada hem de hirette hissettikleri/hissedecekleri korku tr de sz konusudur. Bu tr korkunun kavram alanna giren kelimeler ise; feza, rub, rav gibi kelimelerdir. Bu tr korku kavram alanna girmekle birlikte, bir istisna olarak, Evcese fiili eklinde geen ve Hz. brahim ile Hz. Msann iine den bir korku trn anlatan kelime de Kurnda yer almaktadr. Dolaysyla, ince ve hassas ruhlu, Allhn ad anld zaman sayg ve edeplerinden dolay gzleri yaaranlarn hissettikleri korku daha dorusu rperti duygular olan hayet, rahbet, ifak, vecel gibi kelimelerle ifade edilen sayg ve sorumluluk bilincinden kaynaklanan korku ve rperti kavram ile ekseriyetle inanszlar, kfirler, mnafklar iin kullanlan, cehennem azab gibi hi de istenmeyen kt bir sonutan dolay onlarn hissedecekleri zikredilen feza, rub kelimelerini birbirlerinin yerine kullanmamak gerekir. Ayrca insann iine birden bire den, rav, vecs gibi kelimelerle dile getirilen dehet, tehlike, korkun bir olay ve vahi bir varlktan dolay hissedilen korku, panik kavram ile mminlerin Allhn varlnn ve birliinin uurunda olmalarndan dolay, kendilerinin Allha kar sayg gstermelerini, Ona kar gelmekten saknmalarn ifade eden takv kavramn, ayn anlamda kullanmamak lzmdr. Ksaca sylemek gerekirse, Kurnda geen her kelime; dhil olduu semantik/kavram alan ile getikleri siyk erevesinde deerlendirilmelidir. (Gezgin, 2003)
Kurnda Korku kavramnn semantik analizi hakknda geni bilgi iin Ali Galip Gezginin Eanlamllk Balamnda Kur'n'da Korku fade Eden Kelimeler zerine Analitik Bir Deerlendirme adl makalesini okuyunuz.

Kurn Btnlnde Takv


Kurn, batan sona incelenip; bilhassa Takv kelimesinin getii yetler zerinde dnldnde, bu kelimenin dorudan korkmak ve korku gibi anlamlara gelmedii; genellikle saknmak, Allhn azbndan korunmak, ekinmek, haramlardan itinap etmek gibi anlamlara geldii grlr. Nitekim Rgb sfahn de Allhtan korkmakdan maksadn Aslan, kurt v.b. yrtc bir hayvandan korkmak denildiinde akla gelen bir korku tr olmadn; bilkis Allhtan korkmak ile kastedilen eyin, isyanlardan uzak durmak(Allha kar gelmemek ve Ona) itaati semek olduunu belirtmi ve bundan dolay, gnahlar terk etmeyen kiinin, Allhtan korkan olarak kabul edilmediini zikretmitir.(sfehn, 1992). Fazlur Rahmann da belirttii gibi, bir kimse Allh korkusu derken, gerek bu dnyada, gerekse ahirette hareketlerinin douraca kt sonulardan korkmay kastetmi ise, doru dnm olur. Dier bir deyile, bu tr bir korku, hem bu dnya hem de br dnya iin hassas bir sorumluluk hissinden kaynaklanan korkudur. Yoksa bir kurt, arslan vb. yrtc vah bir hayvan grnce hissettiimiz korku veya ne yapaca hi belli olmayan bir gaddar idareciden(tyrant) duyulan korku deildir. nk Kurnn tantt Allh, hem bu dnyada hem de br dnyada dehetli azab olsa da snrsz efkat sahibidir. (Fazlur Rahman, 1996).

147

Dier bir ifadeyle; Kurn siyk ierisinde Takv kelimesine dorudan Allh korkusu anlamn vermek pek isabetli olmamaktadr. nk Takv, Arap dilinde canl bir varln, dardan gelecek tehlikeli bir gce kar kendini korumas, o canlnn tehlikelerden saknmasn ifade etmektedir. Bu kelime, daha nce de Arapada somut bir anlam ifade etmek zere kullanlrken, Kurnda son derece soyut ve derinlikli nemli bir anlam kazanmtr. Kurnda takv, herhangi bir tehlikeden deil, Allhn azbndan ve insan bu azba srkleyecek gnahlardan korunma ve saknmak anlamn kazanmtr. Mekk yetlerde bu anlam n plana karken, daha sonra inen Meden yetlerde takv, saf dindarlk anlamn yanstr hale gelmitir. Nitekim mevcut bir deerlendirmede de, takv ve muttak kelimelerinin Kurn siyknda, kmil bir mmini tavsif ettii sonucuna ulalmtr. (Cebeci, 1991.) Takv kelimesinin ilk/kk anlamnn korkmak deil, korumak anlamna geldii u yetlerde daha belirgin bir ekilde grlmektedir: / Onlardan, Rabbimiz, bize dnyada hasene/iyilik ver, hirette de hasene/iyilik ver bizi ate azbndan koru/vikye et diyen vardr. (Bakara 2/201). / Ey nananlar! Kendinizi ve ailenizi ateten koruyun!... (Tahrim 66/6). Takv ncelikle saknma ve koru(n)ma anlamna geldii iin, koruma ve korunmaya zarar verecek eylerden korkmak ve ekinmek de bu kavramn iine girmitir. Takv bir snaa snmak, her trl tehlikelerden korunmak ve saknmak iin bir elbise giymek mnsna geldii gibi, bu snak veya elbiseyi korumak, onun zerinde titremek ve dtan gelebilecek her trl tehlikeler karsnda uyank bulunmak mnsna gelir. (nal, 1999, s.484). Takvnn bu mertebesi Kurnda yle aklanmtr: man edip salih amel ileyenlere; Allha kar gelmekten sakndklar, iman ettikleri ve salih ameller iledikleri, sonra Allha kar gelmekten saknp iman ettikleri, sonra yine Allha kar gelmekten sakndklar ve iyilik ettikleri takdirde daha nce tatm olduklarndan dolay bir gnah yoktur. Allh, iyilik edenleri sever. (Mide 5/93). Birinci derecedeki takv, btn rasllerin teblilerinin ilk balangcn oluturur. Hz. Nh, Hz. Hd, Hz. Salih, Hz. uayb ve Hz. Lt kavimlerine /Ben /Allha kar gelmekten saknmaz msnz? muhakkak emn bir raslm; /Allha kar gelmekten saknn ve bana itaat edin. (ura 26/106, 124, 126, 131, 142, 144, 161, 163, 177, 179) diyerek teblie balamlar ve bu balang, bir bakma eitli mertebeleriyle teblilerinin zetini de tekil etmitir. Oru, ksas, Allhn yetleri ve vad vb. takv merdiveninin basamaklardr. Takvy korumak, bu snak veya elbiseye hibir zarar vermemek iin ateten, hiret gnnn iddetinden, Allhn azabndan korku ve saknma iinde olmak da takvnn mns iindedir. Bu duruma

148

ittik denilir. u yetlerde ittiknn, saknmak ve Allha kar gelmekten saknmak anlam belirgin bir ekilde grlmektedir: /Yakt insanlarla talar olan ateten saknn. O ate kfirler iin hazrlanmtr.(Bakara 2/24) /Kimsenin kimse namna bir ey deyemeyecei, hi kimseden fidye alnmayaca, kimseye efaatin/aracln yarar salamayaca ve hi kimsenin hibir taraftan yardm gremeyecei gnden saknn. (Bakara 2/123) Her insan, belli bir derecede Allhn korumas altndadr; bu Rahmn ve Rabblnn sonucudur. Allh, dil bir Rabb olarak, azabndan korunmaya almayanlar, azabndan uzak tutacak deildir. Azaptan korunma, Allhn cezalandrmasndan saknma ve titreme, kulun grevidir. Bunun iin de ne gerekiyorsa yapmak, Allhn emir ve yasaklarndan oluan snrlar amak yle dursun, onlara yaklamamak ve bu konuda elden geldiince dikkatli olmak gerekir. te Mmin ve Mslman olarak lebilmenin yolu budur. Kurnda buyrulduu ekliyle; Ey nananlar! Allha kar gelmekten nas l sak nmak gerekiyorsa ylece saknn ve siz ancak Mslmanlar olarak ln. (l-i mrn 3/102). Yine bu anlamda dier bir yette yle buyurulmaktadr: /O halde, gcnz yettii kadar Allha kar gelmekten saknn. (Tebun 64/16). Celleyn tefsirinde, ittik; Allhn emirlerine sarlp, yasaklarndan kanmak suretiyle (kiinin) ateten korunmasdr. diye yorumlanmtr. (Celleyn, trz.) Bu mn, u yette de aka grlr:

Yakt, insanlar ve talar olan, kfirler iin hazrlanm ateten korunun. (Bakara, 2/24).

Ksaca, insann kendisini Allhn korumasna brakmas, bu sebeple de, hirette zarar verecek gnahlardan saknp sevaplara komas takvdr. Takvnn ihmale gelmez iki nemli boyutu vardr. Birincisi, mertebe mertebe slm Dninin btn emir ve yasaklarna, phelilerden, hatt pek ok mbahtan kanmaya varncaya kadar titizlikle uymak; kincisi ise, evrenin ileyiinde ve hayatta geerli kanunlara ittiba etmek. Bu ikisi tamamlandnda mmin takvya ulam, dnyada da hirette de Allhn korumas altna girmi demektir. (nal, A., 1999, s.487).
Takv, szlk anlam itibariyle Allhtan korkmak anlamna gelir mi? Neden?

Kurnda takv, ittik, muttak gibi kelimelerle vurgulanan husus, kulun bu dnyada yapt her davrannn hesabn, Kyamet gnnde Allha vereceinin bilincini tamasdr. Allh, bu dnyada ve hirette uzaklalacak, saknlacak, korkulacak, korunulacak, tedbir alnacak bir varlktan daha ok, sevilecek, snlacak, yardmna ihtiya duyulacak, Ondan mstan kalnmayacak, her dem Onunla olunacak bir varlktr. Zira Allh, Kurnda daha ok, rahmetiyle, sevgi sunmas ve sevilmesiyle (el-

149

Vedd/ ) tecell eden bir Varlktr. Byle bir Varlktan saknmak, korunmak yerine O Varla ynelmek, her an Onunla beraberlik uurunda olmak gerekir. Kald ki Kurnda yi bil ki, Allhn vellerine korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir (Ynus, 10/62) yetinde geen ibaresi, birok yette gemekte [Mesel Bakara, 2/38, 62, 112, 262, 274, 277; l-i mrn, 3/170; Mide, 5/69; Enm, 6/48; rf, 7/35, 49 (Sz konusu ibare bu yette eklinde gemektedir); Ynus, 10/62; Zuhruf, 43/68 (Bu yette ise ad geen ibare u ekildedir: ;) Ahkf, 46/13)] bylece, Allha kar bu dnyada sorumluluk bilincinde hareket eden, Allha ve Elisine kar gelmekten saknan, Allh dostlarnn hem bu lemde hem de br lemde korkmalarna ve zlmelerine, her hangi bir azaptan endie duymalarna gerek olmad vurgulanmaktadr. Mesel u yette / Ey demoullar, kendi iinizden eliler gelip size yetlerimi anlattklar zaman Allha kar gelmekten saknanlara korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir. (rf, 7/35) buyurulmaktadr. Bu da gsteriyor ki, mminler ve Allha saygda kusur etmeyenlere hem bu dnyada hem de hirette ne korku ve ne de znt vardr. Dikkat edilecek olursa bu ikinci yette hem /havf hem de /ittik kelimeleri yan yana gemitir. yet /ittik, korkmak anlamna geliyorsa, burada /havf kelimesinin kullanlmas zid olacaktr ki, Kurn bu tr fazlalklardan mnezzehtir. u halde, Allha inanan, Allh seven, Onun emirlerine itaat eden, yasaklarndan saknanlarn ksaca muttaklerin, korkmalar veya endie duymalar iin bir sebep yoktur. Zira saknlmas gereken eyler, kendimizin yapm olduu yanl davranlardr. Allhn yasaklad fiillerdir. Korunmas gerekenler ise, Allhn emrettii, yapmamz buyurduu ve dinimizin zerinde durduu temel esaslardr. Fakat uras bir gerektir ki, bilinaltmzda korkular yer etmitir. Toplumumuzda Allh sevgisinden daha ok, Allh korkusu n plandadr. Halbuki sevgi, korkudan daha faziletlidir. nk seven kul her halinde Mevlsn sayar ve Ona balln korur. Halbuki korkan kulun, korktuu haller ortadan kalknca ball zayflar. Takvy, sevgi ile korku gibi iki duygunun arasnda tam merkeze yerletiren Abdullah Draz, Allhn kanunlarna tam anlamyla en derin bir saygnn dier adnn takv olduunu sylemektedir. Draza gre takv, duygusal alan zerinde iradeyi harekete geiren g olarak ortaya km dev fikridir. Dolaysyla takv, sevgi ve korkunun birlemesinden doan bir hrmet duygusu olup, onlarn ift ynl roln oynamakta, ayn zamanda hem hareket ettiricilik, hem de frenleyicilik grevini yapmaktadr. zellikle bu frenleyicilik vasfndan da hay kavram domutur. Hz. Peygamber de ahlkn rhunu hay duygusu ile tanmlamtr. (Draz,A., 1993) Fazlur Rahmann da belirttii gibi takv, bir kimsenin kendisini, davranlarnn zararl veya kt sonularndan korumas demektir. Konuyla ilgili btn yetleri gz nnde bulundurarak takvy genel hatlaryla yle tanmlamak mmkndr: Davran insana ait olmasna ramen, o davrann iyiliine ve ktlne karar vermek iin gerekli l de dhil, davran hakkndaki gerek sonucu etkileyen karar insana ait deildir. Aynen bunun gibi, bir toplumun ortak hareketi iin de durum ayndr. Hem davrann iyi ve ktlne hkm verirken l tekil eden

150

son sz, hem de bizzat karar vermek o toplumu aar. Bir kii veya toplum hareketlerinde bunun bilincine vardnda gerek anlamda takvya sahip olmu demektir. Hatta vicdann amac toplumun tesine ayorsa, bu fikir en iyi bir ekilde vicdan terimiyle ifade edilebilir. Bu yzden en temel hakikate (ultimate reality) verilen insan cevab sz konusu olduunda Hristiyanlkta sevginin esas alnmas kadar slmda da vicdan esas alnr. (Fazlur Rahman, 1996, 76) Kurnda takv kelimesi, daima din ve manev anlamda kullanlmtr. Fakat yine de korkulan ey arasna bir engel koyma anlam vardr. Ayrca gelmesi muhtemel olan tehlike fizik bir tehlike deil, uhrev bir tehlikedir. Yani Allhn iddetli cezas gibi bir tehlike. Bu durumda ittik, insann ilh azap ile kendisi arasna, ruhunu azaptan koruyacak iman ve itaati koymas demektir. Bu korkunun giderek ahiret korkusuyla ak bir ba kalmamtr. Daha ziyade dindarlk mnsna gelmektedir. Dolaysyla bu durumda havf ile bir ilgisi yoktur. Bu sebepten Kurnda muttak kelimesi; ou kez kfirin kart olan zhid mmin (Nisa, 4/131) anlamndadr. Takv kelimesi u yette de kanmak, korunmak, saknmak anlamnda gemektedir: / (Ahiret iin) azk toplayn. Kukusuz, azn en hayrls takv/Allha kar gelmekten saknmadr. Ey akl sahipleri, bana kar gelmekten saknn. (Bakara 2/197). yette geen takvy Fahruddn Rz yle yorumlamaktadr: nsann iki yolculuu vardr; birincisi dnyadaki yolculuu; ikincisi ise dnyadan hirete yolculuu. Dnyadaki yolculuk iin azk hazrlamak kesindir. Bunlar da yiyecek, iecek, binek ve maldr. Ayn ekilde dnyadan hirete yaplacak yolculuk iin de azk gerekir. Bu da marifetullah, muhabbetullah ve Onun dndaki btn varlklardan yz evirmektir. Bu azk, birok sebepten dolay birinci azktan daha hayrldr: Dnya az kiiyi vehm olunan bir azptan kurtarrken, hiret az kesin ve ebed olan bir azaptan kurtarr. Dnya az her an gidebilir ve noksanlaabilir; ahiret az ise her an, her saat gelir ve yaklar ve seni hirete gtrr. Dnya az bireyi, ehvet ve nefsin krssne gtrrken; hiret az Allhn cell ve kuds basamana ulatrr. Dolaysyla azklarn en hayrls takvdr. Birey, takv az almadan gidip de, lmden sonra takv ile azklanm kimselerle karlat zaman, onlar gibi olamad ve onlarn mkfatlandrld gibi mkfatlandrlmad iin piman olur.(Fahruddn Raz, 1990, c.V, ss.136145). Hasan Basri antay, zikri geen yetin balamn da dikkate alarak Trkeye yle evirmitir: Bir de (Hacc seferinize yetecek miktarda) azklann. Muhakkak ki azn en hayrls (dilenmekten, insanlara yk olmaktan) kanmaktr (antay, 1976, c.I, s.54). yette anlan takv, kiinin alktan, perianlktan korunmas, kanmas anlamndadr. Kii cann perianlktan, sefaletten korursa, hacda cannn sklp da gnah artracak dncelere kaplmaktan da korunmu olur. Baz kimseler; Biz Allha tevekkl ederiz. deyip yola kar, sonunda bakalarna yk olma durumuna derlerdi. Bu yzden de gnl huzuru ile ibdet edemezlerdi. te gnl huzuru ile ibadet iin beraberlerinde azk almalar buyuruldu. (Ate, 1988, c.I, s.347). yette takvnn, en hayrl azk eklinde nitelendirilmesi, onun vazgeilmezliine iaret eder. Ayn yette (Bakara 2/197) kt sz, fsk, fcur, atma gibi ahlka ve zellikle haccn belirtilen zelliiyle uyum arzetmeyen

151

davranlardan kanmak, dolayl olarak hayr ve takv diye isimlendirilmitir. Bylece, takvnn hacc ibadetine sayg ve ahlk olgunluk tad sonucu da kmaktadr. Yine ayn srenin / Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgemeniz takvya (Allha kar gelmekten saknmaya) daha yakndr. Aranzda iyilik yapmay da unutmayn. phesiz Allh yaptklarnz hakkyla grendir. (Bakara 2/237.) yetinde takvnn balama ve fergati de iine alan geni ahlk ierii ima edilmitir. Benzer bir ifade u yette de gemektedir: / Ey man edenler! Allah iin hakk titizlikle ayakta tutan, adalet ve ahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizlie itmesin. dil olun. Bu, takvya (Allha kar gelmekten saknmaya) daha yakndr. Allha kar gelmekten saknn. phesiz Allh yaptklarnzdan hakkyla haberdardr. (Mide 5/8). Bu yette takv, adleti de iine alan bir fazilet olarak gsterilmitir. Takvnn bu sosyal fonkisyonu, Hucrat Sresinin 13. yetinde evrensel bir boyutta ele alnmtr. Orada Allhn btn insanlar bir erkekle bir kadndan yaratt; birbirleriyle stnlk ve soyluluk yarna girimek, atmak ve savamak iin deil, tanp bilimek iin onlar halklara ve kabilelere ayrd beyan edildikten sonra, / Allh katnda sizin en erefliniz, takvda en ileri olannzdr. (Hucurt 49/13) buyurulmutur. nsanln eitlii ve evrensel barlk ilkelerini vurgulayan bu ibarelerin peinden, en yksek deer lt olarak takvnn zikredilmesi, bu erdemin, bahse konu ilkelere sayg anlamn ierdiine de iaret eder. Kurn btnlnde Takv, cidd bir ekilde incelendiinde grlecektir ki, sz konusu terim/kavramn tazm, hrmet, sayg, hay/utanma gibi kelimelerle aklanan yksek ahlk faziletler (erdem) iin kullanlddr. Hangi siykta geerse gesin, Kurnda geen takvda bu anlam mutlaka vardr. Mesel, Takvnn Hay ile ilikisini u yette grmekteyiz: / Ey demoullar! Size avret yerlerinizi rtecek giysi ve sslenecek elbise verdik. Takv (Allha kar gelmekten saknma) elbisesi var ya, ite o daha hayrldr. Bu (giysiler), Allhn rahmetinin alametlerindendir. Belki t alrlar (diye onlar insanlara verdik.) (Arf 7/26). Bu yette takv, dolayl bir slpla, gnah duygularn rtp kapatan bir koruyucu, rhu tezyin eden bir erdem eklinde takdim edilmitir. Yani elbise bedeni rtt, koruduu ve ssledii gibi takv da hem ruhumuzun kt duygularna set eker hem de gnlmz ssler. Byle olunca takv sahibi bireyin; kaba, hain, haksz, isyankr, ehvet dkn, a gzl, edepsiz ve haysz olmas dnlemez. (Kurn Yolu, 2007). Mrik Araplarla Hz. Peygamber ve Ashb arasnda bir mukayesenin yapld u yette; Takv son derece nemli bir kavram olarak yer almaktadr: / Hani inkr edenler kalplerine taassubu, chiliyye taassubunu yerletirmilerdi. Allh ise, Peygamberine ve inanalara huzur ve gvenini indirmi ve onlarn takv (Allha kar gelmekten saknma) szn tutmalarn salamt. Zten

152

onlar buna lyk ve ehil idiler. Allh her eyi hakkyla bilendir. (Fetih 48/26). Buna gre mrik Araplarn kalplerinde Chiliyye taassubu vardr. Hz. Peygamber ve arkadalarnn zellikleri ise Sekne/ huzur ve gven ile takv dr. Chiliyye hamiyeti/taassubu hilim kavramnn zdd olarak fke ve gurur, kibir, saldrganlk, barbarlk ve saygszlk ruhunu ifade eder. Bu durumda Hz. Peygamber ve mminlerin hasleti olan Sekne ve Takv kavramlar da ar ballk, soukkanllk, tevazu, insanlarn eref ve haysiyetlerine sayg anlamn tar. (Kurn Yolu, 2007) Kurn- Kermde geen baz yetlerde de takv kelimesi, bir nezket ve kibarlk erdemi olarak beyan edilmektedir. Mesel u yetlerde getii gibi: / Sana, hillleri soruyorlar. De ki: Onlar, insanlar ve hacc iin vakit lleridir. yilik, evlere arkalarndan girmeniz deildir. Ama iyi davran, takv sahibi (Allha kar gelmekten saknan) insann davrandr. Evlere kaplarnda girin. Allha kar gelmekten saknn ki kurtulua eresiniz. (Bakara 2/189). / Allhn elisinin huzurunda seslerini ksanlar, Allhn gnllerini takv (Allha kar gelmekten saknma) konusunda snad kimselerdir. Onlar iin bir balanma ve byk bir mkfat vardr. (Hucurt 49/3). Kurn- Kermde takv, hem fcur/ktlk hem de zulmn kart olan bir kavram olarak gemektedir: . . . . / Nefse ve onu dzgn bir biimde ekillendirip ona ktlk duygusunu ve takvasn(ktlkten saknma yeteneini) ilham edene andolsun ki, nefsini arndran kurtulua ermitir. Onu ktlkleriyle ba baa brakp kirleten kimse de ziyana uramtr. (ems 91/7-10). Bu yetlerde takvnn anlam iyice belirginlemitir. Zira burada nefsin yani insan rhunun btn yetenekleri ve ilevleri arasnda iyi olanlarna takv, kt olanlarna da fcur denmitir. Hemen ardndan Nefsini arndran kurtulua ermitir buyurularak aka takv, bir rh arnma ve gelime olarak gsterilmitir. Bunun zdd olan fcur ise rhu kirleten, gnahlara batrp alaltan duygu, dnce ve davranlar ifade etmektedir. / nk onlar, Allha kar sana asla bir fayda salayamazlar. phesiz zalimler birbirinin dostlardr. Allh ise kendisine kar gelmekten saknanlarn dostudur. (Csiye 45/19). Bu yette ise, zulm, daha ziyade inkrclarn Allha ve slm ilkelere kar inat ve anlamsz direnilerini, Mslmanlara rev grdkleri hakszlklar ifade eder. Kurn- Kermde zerinde byk bir nem verilerek ve olduka geni bir anlam yelpazesi erevesinde durulan kavramlardan birisi olan Takv, iki temel anlam iermektedir. Bunlardan birincisi: Takv, itikd konularda yanl ve btl inanlara kaplmaktan, ahlk ve amel konularda gnl kirleten kt duygulardan, fena huy ve davranlardan; eksik, kusurlu, zararl

153

ve haksz davranlardan, slm dninde esaslar belirlenmi olan hayat tarzna uymayan bir yaaytan saknmak, uzak durmaktr. kincisi: Takv, btn faaliyetlerde, devlerin yerine getirilmesinde, her trl ktlklerin terk edilmesinde ncelikle Allha kar gelmekten saknmak ve her art altnda Allh bilincini zihinde, gnlde dima diri ve canl tutmaktr. (Akdemir, 2004). Bu bilin bireyi Allha kar sorumluluunun bilincinde olmasn da salayaca iin, takv; birbiriyle ili dl olmu son derece uygun bir anlam rgs iinde yer alan bir kavramdr. Birey kendini ncelikle Allha kar sorumlu hissettii iin, btn tutum ve davranlarnda Allha saygl olmay ilke edinmelidir. Bu saygy, hayatnn temeli ve en muhta olduu az yani gdas yapmaldr. te takv btn bu erdemleri kapsayan en geni kapsaml bir fazilettir. (Kurn Yolu, 2007). Sonu olarak diyebiliriz ki, Kurnda geen Takv gibi nemli anahtar kelimelerin/kavramlarn anlamlar tespit edilirken, szlklerde ve klsik tefsirlerin ounda grld gibi, sadece eanlamls sanlan fakat genellikle yakn anlamda olan bir kelimeyle aklamak ve tefsir etmek yerine; bu kelimeler, Kurn btnlnde incelenmelidir. Etimolojik kkten itibaren geirmi olduklar anlam servenleri zenle tespit edilmelidir. Kurn siyk/balamndaki anlamlar asndan deerlendirilmeli, ayrca nzl ortamna da dikkat edilerek, mmkn olabildii nispette, nzl tarih sreci ierisinde ne anlamda kullanldklar da belirlenmelidir. te o zaman, Kurnn vermek istedii mesaj daha doru ve gereklere uygun olarak anlalacaktr.

zet
Takv; /Takv kelimesi, Arapada --/Ve-Ka-Ye kknn bir trevidir. Arapa -- /Ve k, yek, vakyun ve vikyetun: Bir eyi korumak, bir eyi bir eye kar korumak, himaye etmek, bir eyi dier bir eyden iyi bir ekilde korumak, korumada ar gitmek, saknmak, itinap etmek demektir. Bu anlamdan hareketle, bireyin, Allhn azabndan saknabilmesi iin gerekli nlemleri almas, kendisiyle cehennem atei arasna, Allhn emirlerini yapmak ve yasaklarndan da kanmak suretiyle engel koymasna ve bylece kendini cehennemden korumasna Takv denir. Takv: Allha kar gelmekten saknmak ve Allhn azbndan korunmak iin gerekli nlemleri almak ve daima bu bilin ile Allha derin bir sayg uuru ierisinde bulunmaktr. Kurn- Kermde Takv kelimesi, drt farkl anlamda gemektedir: 1.Havf ve Hayet ; 2. Tahzr (Sakndrma) ve Tahvf (Korkutma); 3.Tevhd ve ahdet; 4. hls ve Yakn. Takv ve ittik kelimeleri, dorudan korku anlamna gelmemekle birlikte, tamamen korkudan da hl olmadklar iindir ki, bazen havf ve hayet anlamnda, bazen de hem havf hem de hayet kelimeleri, takv mnsnda kullanlmtr. Takv; havf, hayet, ifak, rahbet, vecel kelimelerinin yanstt anlamlarla rtmekle birlikte, onlardan farkl bir anlamda; zellikle kmil mmin in, Allhn varlnn bilincinde olmas ve bunun da kmil mminde bir yaayan canl bir uur haline gelmesi demektir.

154

Kurn btnlnde takv, herhangi bir tehlikeden deil, Allhn azbndan ve insan bu azba srkleyecek gnahlardan korunma ve saknmak anlamn kazanmtr. Mekk yetlerde bu anlam n plana karken, daha sonra inen Meden yetlerde takv, saf dindarlk anlamn yanstr hale gelmitir. Takv ve muttak kelimeleri; Kurn btnlnde, kmil bir mmini tavsif etmektedir.

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi Takv kelimesinin szlk anlamlarndan biri deildir? a. Saknmak b. Korumak c. Korkmak d. tinap etmek e. Himaye etmek 2. Semantik analizle ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Kelime tahlili deildir. b. Kk mn bulunmaya allr. c. Odak kelimenin tesbiti nemlidir. d. Etimolojinin bilinmesi gereklidir. e. Kavram alan, semantik alan demektir. 3. Aadakilerden hangisi Takv anlamlarndan biri deildir? a. Havf b. Hayet c. fak d. Hu e. Vecel 4. Takv ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Allha kar gelmekten saknmaktr. b. Allh bilincini srekli zihinde tamaktr. c. Allha kar sorumluluk bilincinde olmaktr. d. Allhtan korunmaktr. e. Allha derin bir sayg gstermektir kelimesinin, Kurn siykndaki

155

5. Aadakilerden hangisi Kurn btnlnde Takvnn anlamn yanstmaz? a. Takv, zhid bir mminin sfatdr. b. Takv, ruhbanlk demektir. c. Takv, kmil bir mminde grlr. d. Takv, samm dindarlktr. e. Takv, haramlardan saknmaktr.

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. c 2. a 3. d 4. d 5. b Yantnz doru deilse, Takv Kelimesinin Szlk Anlamlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Semantik Analiz konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Takv Kelimesinin Kurn Siykndaki Anlamlar konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Takv Kelimesinin Semantik Tanmn yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kurn btnlnde Takv konusunu konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Semantik Analiz, sadece kelimenin anlamn oluturan kk anlam bulmak deildir. Semantik Analiz kelimenin ilk/kk anlamn bulmakla birlikte; kelimenin bu kk anlamndan hareketle tarih boyunca kazand anlamlarn bir analizini yapmak ve gerek bu anlamlarn ve gerekse trevlerin iinde ilk/kk mnnn olup olmadna bakmaktr. Sra Sizde 2 Kurnda geen kelimelerin anlamlar, getikleri balama/siyka gre deiir. Bu yzden bir kelimenin doru anlamn bilmek iin getii siyk ve balam ok iyi bilmek gerekir. Dolaysyla, bir kelime Kurnn her yerinde ayn anlama gelmez. Sra Sizde 3 Takv kelimesi, szlk anlam itibariyle dorudan Allhtan korkmak anlamna gelmez. Zira kelimenin kknde korumak, korunmak ve saknmak, itinap etmek anlam vardr. Ancak, Kurn siyknda, Allhn azabndan ve gazabndan korkmak suretiyle Allha kar gelmekten saknmak anlam grlr. Bu yzden Takv, Allhn emirlerine imtisal ve yasaklarndan itinap etmek; Allha kar gelmekten saknmak demektir.

156

Yararlanlan Kaynaklar
Akdemir, S. (2004), Son ar Kurn, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara. Albayrak, H. (1993), Kurnn Btnl zerine Kurnn Kurnla Tefsri, le Yaynlar, 2. Bask, stanbul. Ate, S. (1988), Yce Kurnn ada Tefsri (I-XII), Yeni Ufuklar Neriyat, stanbul. Elmall, M. Hamdi Yazr (1979), Hak Dni Kurn Dili (I-IX), Eser Neriyat, Haznedar Ofset, stanbul. Fahruddn Rz, (1990) Mefathul-Gayb, (I-XXXII+Fihrist), DarulKutubul-lmiyye, Beyrut. Ferhd (1988), Kitbul-Ayn, (I-VIII), Tahkik: Mehd el-Mahzmbrahim es-Samr, Muessesetul-lem lil-Alem lil-Matbt, Beyrut. Frzbd, M., (trz.), Besir Zevit-Temyz f Letifil-Kitbil-Azz (IVIII), Tahkik: Muhammed Ali en-Neccr, el-Mektebetul-lmiyye, Beyrut. Gezgin, A.G.(2007), Kur'n Mellerinde Takv Kelimesinin Trke'ye evirisi Sorunu, Kur'n Melleri Sempozyumu- Eletiriler ve neriler-(I-II) Diyanet leri Bakanl Yaynlar/672, lm Eserler/112, Ankara. bn Fris (1972), Mucemu Mekysil-Luga (I-VI), (tahk. Abdus-Selm Muhammed Hrn), 2.Bask, Msr. bn Manzr (1994), Lisnul-Arab, (I-XV), Drul-Fikr, 3.Bask, Beyrut. sfehn, R.(1992), Mufredatu Elfazl-Kurn, Tahkik: Safvan, Adnn Dvd, Darul-Kalem, Dmak, ed-Daru-miyye, 1. Bask, Beyrut. Kurn Yolu (2007), Kurn Yolu Trke Mel ve Tefsr (I-V), (Hayreddin Karaman ve Arkadalar) Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara. Palmer F.R. (1991), Semantics, Cambridge University Press, Second Edition, Cambridge.

157

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Kurnda maruf ve mnker kavramlarn benzerlik ve farkllklarn ksaca tanmlayabilecek, Maruf ve mnker kavramlarnn ierdii konular aklayabilecek, Emri bil-Maruf ve Nehyi anil-Mnker prensibi etrafndaki tartmalara katlabilecek, Emri bil-Maruf ve Nehyi anil-Mnkerin dindeki yeri ve nemini belirleyebileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Maruf ve Mnker Emri bil-Maruf Nehyi anil-Mnker Sorumluluk Emanet, ura

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; mer Dumlunun Kurn- Kermde Maruf ve Mnker adl kitabndaki ilgili yerleri okuyarak inceleyiniz. TDV slm Ansiklopedisinden Emir bil-marf nehiy anil-mner maddesini okuyunuz.

158

GR
phe yok ki Kurnn ana hedefi, salam inanca, doru bilgiye, ahlk deer, ykmllk ve sorumlulua dayanan bir toplum dzeni vcuda getirmektir. O, birey dzeyinde ele aldmz deerlerin toplum dzeyinde de gerekletirilmesini, baka bir ifadeyle toplumun bir tevhid toplumu olmasn ister. Kurnn getirdii din, btn zellikleriyle, tam bir toplum dinidir. O, aileden hareket ederek geni akraba evresine, oradan inan ve ahlk zerine kurulmu slm toplumuna, oradan da topyekn insanla ular. Din, ayn zamanda, bir toplum iinde ve bir toplum ile yaanr. Toplum hayat olmaynca Kurnn n grd pek ok deer, mesel, cmertlik, yiitlik hatta merhamet ve sevgi gerekleme imkn bulamaz. Ksacas, toplum hayat insan olduu kadar slm bir ihtiyatr. Nisa Suresi'nin ilk ayetinde yle buyurulur: Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eini vareden ve ikisinden de pek ok erkek ve kadn meydana getiren Rabbinize (kar sorumluluklarnz yerine getirerek) hrmetsizlikten saknn. (Nisa 4/1) Burada dile getirilen en arpc gerek, insan soyunun kaynandaki birliktir. slmda kadn erkek ayrmclnn, rk ve renk ayrmna dayal dncelerin ne kadar kt olduunun arkaplannda bu inan yatmaktadr. Bir baka ayette: Ey insanlar! Biz sizleri bir erkek ve bir diiden yarattk. Birbirinizi tanyasnz diye sizi uluslara ve oymaklara ayrdk. Kukusuz Allah katnda sizin en deerliniz, Ona kar en fazla sorumluluk bilinci tayannzdr. nk Allah her eyi bilir ve her eyden haberdardr. (Hucurat 49/13). Demek ki bir tek varlktan yaratlan insanlar, tanarak, bilierek bir birliktelik olutururlar. Ama bu ekilde oluan topluluklardan biri dierinden doal bir stnle sahip deildir. stnlk, inan ve ahlk konusunda gsterilen hassasiyetle llr. Yeri gelmiken inanmlar topluluunun, yani ortak inan ve ortak ama etrafnda oluan ve eitli rk, renk v.s.den gelenleri iinde toplayan mmetin pek ok zelliklere sahip olduu Kurnda anlatlmaktadr. Mesela bu mmetin aktif iyilik ierisinde olmas istenir. Orada iyilik bilinir, yaanr, yaatlr. Ama sadece "mutlu olmak" deil, ayn zamanda, "mutlu klmak"tr. mmetin birbirlerine kar sabr ve gerekleri tavsiye edip (Asr 103/1-3) bu duyarllk ierisinde hareket etmeleri gerektii vurgulanr. Onlarn birbirlerine kar samimi bir ekilde uyarc grevlerinin olduunu (Tevbe 9/72) ve hayr ilerinde birbirlerini (Bakara 2/148) kskandracak bir biimde ama birbirlerini rakip grmeden sadece Rablerinin balamasn ve

Kuranda Maruf ve Mnker

159

iinden rmaklarn akt sonsuza dek kalacaklar cennetleri kazanmak (Ali mran 3/133) iin yarrlar. te bu yarta bir lde hem fert ve hem de toplum dzeyinde denetim grevini de maruf ve mnker kelimelerinin ierdii anlamlar ortaya koymaktadr.

MARUF VE MNKER KAVRAMLARI


Lgat Anlamlar:
Maruf a-r-f (')den alnm olup kk anlamlar arasnda ileri dzenlemek, atn yelesini krkmak, ok koku srnmek, kokusu gzel olmak ve kavmin reisi, bakan olmak, bilmek, idare etmek, itiraf etmek, ikrar etmek, sabretmek, koku srnmeyi terketmek gibi hem mspet hem de menfi anlamlara gelmektedir. Ayn kkten gelen ve ismi fail olan arf kelimesi kavmi temsil edip, idare etmesi sebebiyle kavmin reisi anlamna gelmektedir. Arafat da ayn kkten gelmektedir. Buras Mekke'nin 21 km dousunda Mina'da bir yerin addr. Haclar burada Zilhicce aynn dokuzunda vakfe yaparlar ve burasnn tm alan 13,68 km dir. Bir ayette yle buyrulmak tadr: ( ) Rabbinizden bir ltuf istemenizde bir gnah yoktur. Arafat'tan indiinizde Allah' Me'ar-i Haram'da ann... (Bakara 2/198). Lgatte bildirmek manasnda olan "tarif" ise bilgisi baka eyin bilgisini gerekli klan ey diye tanmlanarak ikiye ayrlr: Tarif-i hakik : Bir lafzn gerek manas iin konulmas; Tarif-i lafz : Lafzn bir manaya delaletinin ak olmas. Burada nemli grdm bir noktaya iaret etmek istiyorum. Bilindii gibi ilim cehaletin; marifet ise nekre'nin zdddr ve ilk bakta birbirine anlamca uzak olduklar akla gelebilir. Aslnda a-r-f ( )bilmek demektir. Bu anlamda bir de a-l-m ( )fiili vardr. Acaba ilimle irfan arasnda nasl bir balant olabilir. Sadece unu belirtelim ki marifet ve irfn tefekkr yolu ile bir eyi idrak edip eserini tedebbr etmektir. Bu anlamda marifet, ilimden daha zel bir bilgiyi ihtiva eder. Marifet kulllanl bakmndan da ilimden ayrlr. Zira ilim mrekkeb olan eyleri idrak iin sylenir, fakat marifet basit eyleri idrakte kullanlabilir. Ayrca ilim kesb vastas olsun, olmasn idrak edilen eylerde kullanlr. Marifet ise kesb vastas ile idrak edilen eylerde kullanlr. Tasavvufta ise: "Marifet, hissi olarak; lim ise, haber olarak mahade ettiin eydir". Lgatte urf kelimesinin oulu olarak gelen a'rf, en yksek yer, en yksek sr anlamlarna gelmektedir. Zira yksek olan her yere arf denilmektedir. Kamus'ta, yksek kumlua veya yksek yere urf denilecei beyan edilerek uzun uzadya srt yere veya kra olmayp mnbit yere de ayn ismin verilecei kaydedilir. ncelikle unu ifade edelim ki, a'rf kelimesi, Kurn'n srelerinden birisinin addr ve bu sreye bu adn verilmesi ile ilgili olarak: Cennet ile Cehennem arasnda bir sr olan A'rf ve eshab- A'rafn zikrini mtezammin olduundan dolay sret'l-A'rf... nm ile yd dilmitir denilerek surenin

160

neden a'rf diye isimlendii ortaya konulmaktadr. Ayetlerde geen a'rf kelimesi, yaplan rivayetlere gre cennetle, cehennem arasnda yksek bir yer veya surdur. ki ayette a'rf kelimesi yer almaktadr (Araf 7/46 ve 48). Mnker kavramna gelince, bu kelime n-k-r ( )kknden ism-i meful olup, kk anlam bilmemek, tanmamak ve zeki ve gzel grl olmak, g ve iddetli olmak, ho olmamak manasna gelir. Nekr, deha, zeka demektir. Fakat ayn kelimenin ok kt i anlamna da geldii bilinmektedir. Ayn ekilde nukr kelimesi de zeki ve dhi bir adamn zellii olarak zikredilirken, cin fikirli insanlar iin de bu kelime kullanlmaktadr. nkar kelimesi de ayn kkten gelmektedir ki, bir eyi kabul etmemek, reddetmek veya bilmemek demektir. Nekr kelimesine gelince, bu, daha ziyade felaket ve bilinmeyen zor i demektir. Bu durumda tanma ve bilme anlamndaki marifetin zdddr ki inkar etmek demektir.

Terim (Istlah) Anlamlar


Kurn- Kerm insanlarn birok durum, tutum ve davranlarn maruf kapsamna alrken, marufu, insanlarn genel dnce erevesi iinde akln kabul edip reddetmedii ey olarak mtalaa eder. Maruf ve mnker kart iki durumdurlar, biri istenen, dieri istenmeyendir. Tarihi seyri ierisinde maruf ve mnker kelimeleri birbirinin zdd olarak eitli ekillerde tanmlanmtr: Allah'n birliini emretmek, Peygamber'e tabi olmak maruf; kfr, irk ve Peygamber'e muhalefet etmek mnkerdir. Allah'a itaat gerektiren hususlar da dahil olmak zere sz veya davran olarak akln ve er'in gzel grd her ey maruftur. Fili tarafndan gzellii bilinen veya gzel olduuna delalet eden her fiil maruf, yine fili tarafndan irkinlii bilinen veya irkinliine delalet eden her ey ise mnkerdir. Maruf mutlak anlamda akln ve selim tabiatn bildii ey olup, zdd mnkerdir. Dine aykr olmayan, akln ve dinin gzel grd veya Kitap ve Snnet'e uygun olan veyahut itaat etmek, mubah, mendup, vacip ve farz olan davranlarn tamam maruf, aksileri ise mnkerdir. Maruf, gzel bir istekte bulunmaktr. Birr (iyilik) kavramna dahil olan amellerin tamam, l ve tartda olan adalet, selim tabiatn bildii ve kerih grmedii, akln kabul ettii, nefsin iyi grp, dinin kabul ettii, diye ifade edilirken, mnker de bunlarn zdd olarak deerlendirilir. Yaplan bu tanmlardan yola karak marufu ve mnkeri yle tarif edebiliriz: "Dinen ve aklen iyi ve gzel olan, yerine getirildiinde ferdin ve toplumun refahn salayan, ayrca btn insanlarn hayrna olacak hususlar, onlarn faydalar dorultusunda uygulayarak, dnya ve ahiret saadetini kazandracak tm eyler maruf; aksi davranlar ise mnkerdir". Buraya kadar maruf ve mnkerin bir noktada ksmen de olsa tarihi seyrini ieren tanmlar silsile halinde yorumsuz aktardktan sonra bir de tarif yaptk. unu belirtelim ki, bazen ok dar anlaml, bazen de olduka kapsaml tanmlar yaplmtr. Bunun sebeplerinden bazlarn yle sralayabiliriz: 1. Gerek maruf ve gerekse mnker kavramlarnn ayetlerde daha ziyade mutlak olarak zikredilmeleri ve bu tr kavramlarn yoruma ve dolaysyla gelimeye ak olmalardr.

161

2. Maruf ve mnker kavramlar, Kurn'da, bazen ok zel anlamlara gelse bile genel olarak bu manalara tahsis edilmemi ve bylece eitli tanmlar yaplmtr. Fakat grld gibi, bu tarifler, genel bir ifadeyle, daha ziyade dinin ve akln kabul ettii hususlar olarak deerlendirilmitir. 3. Dikkati eken bir nokta da, bu tanmlarda daha ziyade itikadi ynn arlkta olmasdr. Nitekim Allah'a ve Resul'ne, getirdiklerine ve benzeri itikadi hususlara inanmann maruf; kfr, irk, Peygamber'i ve getirdiklerini yalanlama ise mnker olarak grlmtr. 4. Baka bir nokta da tariflerde bazen "akln ve dinin" ifadesi, bazen Kitap ve Snnet ve bazen de fili tarafndan iyi ve ktl bilinen eklinde kaytlara rastlanmaktadr. Kanaatimizce bu tr yaklamlar kiilerin bal bulunduklar mezhebin grlerini yanstmak istemelerinden olabilir. Gerekte ise maruf ve mnker kavramlar ister mfret isterse terkip halinde olsun, yaplan tariflerden de anlalaca gibi bir noktay vurgulamaktadr. Toplumun iyiletirilmesi, ilerleme ve gelime kaydetmesinde bu iki kavramn rollerinin neminin byk olduudur. 5. Kavramlarn ilk dnemlerden balayarak, tariflerinde, genilemelerin olmas bize, kavramn gelime seyrinin yan sra, bir noktada toplumun da gelime seyrini hatrlatmaktadr.
Maruf ve mnker kavramlarnn geliim seyrini gz nne aldnzda en nemli husus ne olabilir?

Maruf ve Mnker Kavramlarnn Kurnda Kullanllar Kurn' Kerm'de a-r-f 71 ve n-k-r 37 ayette eitli kalplarda 108 defa gemektedir. A-r-f kknden gelen kelimelerin ekserisi isim olarak yer almaktadr. Bunlarn saylar 44 olup 27 ayette eitli kalplarda fiil eklinde yer alrken daha ziyade tanmak, bilmek anlamlarnda olup bazen de gnah itiraf etmek manalarna gelmektedir. sim ekli daha ziyade maruf biimindedir. Baz ayetlerde sadece maruf ekli yer alrken, bazlarnda, ileride zerinde detayl olarak duracamz emr bil-maruf biiminde yer almaktadr. Maruf kelimesinin ayetlerinde karz- hasen, zinet (ss), kadnn uygun ekilde iddetini beklemesi, hayrla dua etmek, insana kolay gelen eyler, tevhid, peygamberlere tabi olma, iyi, gzel, hayrl olan eylerin emredilmesi anlamlarna geldiini syleyebiliriz. Baka bir ayette geen "marufe" kelimesi (Nur 24/53) ise bilinen, belli anlamlarnda kullanlan bir isimdir. N-k-r kelimesi Kurn'da daha ziyade irk, peygamberleri yalanlama gibi anlamlara gelmekte olup 37 ayette gemektedir. Bu ayetlerden sadece drdnde fiil ekli ile gemekte ve bunlardan da nde inkar etmek anlamna gelmektedir (Rad 13/36; Nahl 16/83; Mmin 40/81). Bir ayette ise Hz. Sleyman ile Belkis arasnda geen tarihi bir olayn ak iinde Hz. Sleyman'n sz olarak yle denilir: ( )Onun tahtn tannmaz (nekkir) hale getirin. Bakalm tanyabilecek mi, yoksa tanmayacak m? (Neml 27/41).

162

N-k-r kelimesi dier ayetlerde ise eitli kalplarda isim olarak gemektedir. Bu isimler ierisinde mnker kavram ok gemekte olup, nehy kelimesi ile bir terkip oluturmakta ve emr bi'l-marufun kart olarak nehy ani'l-mnker biiminde ifade edilmektedir. Kurn'da be ayr ayette nekr kelimesi gemektedir ve bunlarn btnnde bu kelime inkar etmek anlamndadr (Hac 22/44; Sebe' 34/45; Ftr 35/26; ura42/47; Mlk 67/18). ayette de nkr kelimesi mastar olarak zikredilir ki, buralarda "kt" anlamna geldii grlr (Kehf 18/74, 87 ve et-Talak 65/8). Bir ayette de nkr kelimesi geer ve daha ziyade "tannmam, grlmemi" manalarna gelir (Kamer 54/6). Ayrca bir ayette "mnkirn" (Yusuf 12/58), iki ayette ise "kavmun mnkern" (Hicr 15/63; Zariyat 51/25) ifadesi yer almaktadr. Lgatte olduu gibi Kurn'da da a-r-f'nin zdd n-k-r'dir. zellikle de emr bi'l-marufun zdd olarak nehy ani'l-mnker zikredilir. Ayrca tanmak anlamna gelen a-r-f'nin zddnn nkr olduu ayetten de anlalmaktadr ki bu durum Hz.Yusuf ile kardelerinden bahseden ayette yle geer: ( ) Onlar (karde leri) onun yan na girdiler. O, onlar tand (arafe), fakat onlar onu tanmadlar (mnkirn)" (Yusuf 12/58). Benzer bir durum da u ayette grlmekte ve yle buyrulmaktadr: ( )Yoksa onlar kendi peygamberlerini tanmyorlar myd da, onu byle inkar ediyorlard? (Mminun 23/69). Baka bir ayette durum daha net olarak grlr: ( " )Onlar Allah'n nimetini tanrlar, bilirler (ya'rifn), sonra da onu inkar ederler (ynkirn). nk onlarn ou kafirdir" Nahl 16/83). lgin olan bir durum da, bir ayette mnker kelimesinin kart olarak maruf kelimesinin zikredilmemesidir: ( ) Allah, adaleti, iyili i (ihsn) ve akrabaya yard m etmeyi emreder. Fah, mnker ve bayden meneder. Ders almanz iin size byle t verir" (Nahl 16/90). Bu ayette mnker kelimesinin zdd olarak ihsn kelimesi zikredilir. Bu nokta zerinde ileride durulacaktr. Maruf kelimesinin getii ayetlerden bazlarnda (" ) kavln marufun" ifadesi yer alr (Bakara 2/235, 263; Nisa 4/5, 8; Muhammed 47/41). Ayn ekilde mnker kelimesi de kavl kelimesi ile bir terkip halinde ) grlr. Nitekim zhar ayeti diye bilinen ayette: ( "phesiz onlar irkin ve yalan bir sz sylyorlar" (Mcadele 58/2) buyrulmaktadr. Bylece biz, ayn yerde gemese bile "kavlun marufun" ifadesinin "mnkeren mine'l-kavl"in zdd olduunu syleyebiliriz. Kurn' Kerm'de maruf ve mnker kknden tretilen kelimelere baktmzda, sadece n-k-r'den bir ayette emir sigas ile geldii grlr: ( ) Onun taht n tan nmayacak hale getirin (nekkir)..." (Neml 27/41). Ayette geen "nekkir" emrinin Hz. Sleyman tarafndan, taht zerinde baz deiikliklerin yaptrldn gstermekte ve bununla ilgili olarak baz hususlar rivayet edilmektedir ki, bunlar nemli eyler deildir. ayet bu rivayetlerde bahsedilen deiikliklerin bilinmesinde bir fayda olsayd Kurn bunu belirtirdi.

163

Maruf kelimesi ayetlerde baz kelimelerin emir ekilleriyle de terkip oluturmaktadr. zellikle kar-kocann durumlarn anlatan ayetlerde bu " )...iyilikle (maruf) tutun durum grlmekte ve ( veya iyilikle (maruf) brakn..." (Bakara 2/231) ya da ( )ddet mddetlerini doldurduklarnda onlar ya gzelce (maruf) tutun veya onlardan uygun bir ekilde (maruf) ayrln..." (Talak 65/2) denilmektedir ki, bu ayetlerde de ayrlma noktasna gelen bir evlilik neticesinde kocann nasl davranmas gerektii vurgulanmaktadr. Ayetlerde yer alan maruf, iyi geinme, sz ve sohbette tatl dilli olma, nafaka, giydirme gibi hususlarda insafl olma, boanm ve iddeti bitmi kadnlarn bakasyla evlenmesine engel olmama gibi hususlar kaydedilir. Nisa sresinin 6, 19 ve 25. ayetlerinde ise maruf kelimesi, yine, emir biiminde gelen "e-k-l", "a--r" ve "e-t-y" fiilleri ile birlikte ok zel durumlar ihtiva etmektedir. Emr-i gaib biiminde artn cevabnda yer alan ( ) yoksul olan uygun (maruf) bir ekilde yesin..." (Nisa 4/6) anlamndaki ayette yetimlerin mallarn yannda bulunduran fakirlerin nasl davranacaklar belirtilirken; Nisa 19. ayette de kadnlarn edepsizlik yapmamalarna karlk, onlarla iyi geinmek gerektii, yani sz ve davranlarda dikkatli olunmasnn nemi vurgulanr. Nisa 25. ayette ise evlenilecek kadnlara rfe (maruf) gre mihirlerinin verilmesi zikredilir. Kurn- Kerm'de maruf ve mnker ifadeleri ister emir biiminde olsun ister olmasn, genel olarak mutlak ifadeler eklinde gemektedir. Hatta diyebiliriz ki, rf anlamna gelen maruf kelimesi bile genel anlam iermektedir. Zira her yrenin rf deiiktir. Bundan dolay da Kurn'n, insanlara rahat hareket edebilecekleri ok geni bir saha braktn syleyebiliriz.

Cahiliye Dneminde Maruf ve Mnker


Cahiliye dneminde yazlan divanlarda bu kavramlarn yer almalar gayet tabiidir. Maruf kelimesi daha ziyade tannan, bilinen, iyi anlamlarnda kullanlmaktadr. Nitekim Hansa bir beytinde yle der: O, bir delil (yol gsteren) gibi aramzda elli yl mnkeri ktleyen, marufu yayan bir kii olarak yaad. Cahiliye dnemi kabile anlaynda, kabilenin vn kaynann maruf dncesi olduu grlmektedir. Hatta bunun normal zamanlarn dnda bile devam edecei dile getirilir. Cahiliye dnemi airi olmayp o dnemi anlatan Ebu Temmam bir beytinde yle der: "Mrre kabilesi iin maruf savata da devam eder". Bu dnceye yakn bir anlay, bn Mukbil tarafndan dile getirilir: "Beni Ka'b (kabilesini) engelledik. Onlarn en sekinlerine gelince, onlar yz evirdiler. Halbuki insanlar arasnda maruf, en iyi ekilde bilinmektedir". Hem cahiliye ve hem de slm dnemi yaam olan Hassan bn Sabit de kendi kabilesinden bahsederken, onlarn maruf ile tanndn dile getirerek yle der:

164

"Onlar benim kavmimdir ve tamam kavmin en hayrllardr, Ebedi olarak onlarn iyiliklerine (maruf) kilit yoktur, Gemi insanlarn iyilik yaptklar gibi marufu ok yaparlar, Hayr olarak her ne saylsa, kavmim ona ehildir". Hibir iyiliin zayi olamayaca ve ktln de kabul grmeyecei fikrinin dile getiriliini yanstan beyitlerde de maruf ve mnker kavramlarnn kullanl aslnda nemlidir. Nitekim Nabia bir beytinde yle der: "Allah sadece onun dil ve ktlklerden korunmasna raz olur, Mnker maruf olmaz ve maruf da zayi olmaz". Bu beyitler bize o dnem insannn Allah fikrine sahip olduklarn, anlamlarn daha nce kaydettiimiz maruf ve mnker kavramlarnn ihtiva ettii hususlarn kabile taassubu ierisinde olsa bile, toplum tarafndan kabul grdn aka ifade etmektedir. Bu ise bize, bu insanlarnn kendi toplum dzenlerinde de baz temel esaslarn bulunduunu gsterir. Zaten o dnem insannn Allah fikrine sahib olduunu Kurn'dan reniyoruz (Ankebut 29/61, 63; Lokman 31/25; Ftr 35/42; Zmer 39/38; Zuhrf 43/19). Grld gibi maruf ve mnker kavramlar o dnemin divanlarnda gemektedir ve olduka canldr. Toplumun benimsedii iyi eylerin bir ksm maruf kavramyla dile getirilirken, kt eylerin de mnker kelimesi ile karlanaca gayet tabiidir. zutsu'nun, Ruben Levy'den naklen kaydettii gibi onlar, bilinen ve aina olunan iyi (maruf), yabanc olan da kt (mnker) olarak gryorlard. Yukarda kaydettiimiz beyitlerden bu temay sezmek mmkndr. Ancak unu ifade edelim ki, zutsu, cahiliye dneminde maruf kelimesinin Kurn'a gre daha kapsaml baka bir ifade ile, Kurn'da ise bu kavramn daha kstl kullanld fikrini ileri srmektedir. ncelikle unu belirtelim ki, okuduumuz divanlarda maruf ve mnkerin genel anlamda kullanldn, bazen de "gzel sz" (kavlun marufun) gibi manalarda olduunu tesbit ettik. Bu anlamlarn Kurn'da kullanld grlmekle beraber, daha deiik manalarda da kullanldn gryoruz. Kurn'da yer alan emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker ifadesine, taradmz divanlarda rastlayamadk. Bu formln Kurn'da ok zel anlamlar ierdii muhakkaktr ve biz bunun zerinde ileride duracaz. Ancak zutsu ayet bu kavramlarn sadece dinen iyi ve kt kabul edilen fiilleri ierdiini kabul ediyorsa, bu durumda konuya farkl bir yaklam ierisinde olduunu syleyebiliriz.

Maruf-Mnker-man likisi
Maruf ve mnker kavramlar ile iman arasndaki ilikiye gelince, bir ayette yle buyrulmaktadr: ( " )Siz, insanlar iin karlm en hayrl bir mmet oldunuz. yilii (maruf) emreder, ktlkten (mnker) menedersiniz ve Allah'a inanrsnz (iman)..." (Ali mran 3/110). Grld gibi ayette, Allah'a inanan insann

165

grevleri arasnda, iyilii emredip, ktlkten yasaklama grevi bulunmaktadr. Bunun yannda ayette "hayrl mmet olma" zellii ise: a. yilii emretmek, b. Ktlkten nehyetmek ve c. Allah'a inanmaya balanmtr.

Maruf-Mnker-Namaz likisi
Burada namazn bir ilevinden bahsetmek gerekir. O da namazn, insanlar fah ve mnkerden alkoymasdr. Nitekim ayette yle buyrulur: ( ) "Kitaptan sana vahyedileni oku ve namaz da kl. nk namaz faha ve mnkerden vazgeirir. Allah' anmak elbette en byk eydir. Allah, yaptnz bilir" (Ankebut, 29/45). Ayette ok nemli bir husus dikkatimizi ekmektedir. O da namazn mutlaka, kiiyi ktlklerden alkoyaca gereidir. Bu durum ayette ak olarak vurgulanmaktadr.

Maruf-Sadaka-Islah likisi
Bu kavramlarn birlikte zikredildii tek ayet, Nisa sresinin 114. ayetidir. Ayette Allah yle buyurur: ( ) " Onlar n aralar ndaki gizli konumalarnda bir hayr yoktur. Ancak sadaka, yahut iyilik (maruf) ya da insanlarn arasn dzeltmeyi (slah) emredenin (durumu) mstesna. Kim Allah'n rzasn kazanmak iin bunu yaparsa, ona byk mkafaat vereceiz". Grld gibi bu ayette toplumu ilgilendiren temel esas vurgulanmaktadr: Sadaka, maruf ve slah. te bu ayette zikredilen hususlar toplumun salkl bir ekilde gelimesine yardm edecek temel kavramdr. Bugnk ifadeyle, gelimenin temel artlarndan biri olan iktisat veya ekonomi; toplumun iyi ynde gelimesine katkda bulunacak maruf ve dar anlamda, krgnlklar, dargnlklar kaldrp salkl bir toplum oluturmaya yardmc olacak, geni anlamda ise, uluslararas bar salayacak bir kavram olan slah.

Maruf-Mnker-Sabr likisi
Hapsetmek, bir kimseyi bir eyden alkoymak, tutmak gibi anlamlara gelen sabr kelimesi, terim olarak, akln ve dinin gerekli grd eye kiiyi yneltmek veya belalarn eleminden, zdrabndan dolay ikyeti Allah'tan bakasna yapmay terkedip, sadece Allah'a ynelmek, O'na ikyet etmek eklinde formle edilebilir. nemli olan hususlardan birisi de sabrn kiiye kzgnlk annda, musibetler karsnda nasl davranmas gerektiini ihsas ettirmesidir. Yani kiinin sabrn, problemler karsnda kendisine neler kazandraca bilincinde olmasdr. Marufu emredip, mnkeri nehyederken, kii ok zor gnler geirebilir ve zor durumlarda kalabilir. te bu durumda kiinin, sabretmesi dayankl ve metanetli olmas, fkesini yenmesi, olaylar karsnda daha soukkanl hareket etmesini salayacaktr.

166

Netice olarak diyebiliriz ki, sabretmek gerekten zordur. Ama sabr her ne kadar zor olsa da, onu elde etmek mmkndr, bu da, salam bir irade, ilim ve gzel amelle elde edilir.

Adalet-hsan-nfak-Mnker-Faha-Bay likisi
Bu balkta topluma ynelik olumlu ve de olumsuz kavram szkonusudur ve Kurn'n muhtelif yerlerinde bunlar ayr ayr bulmak mmkndr. Ancak olumlu ve olumsuz hususlarn bir arada getii tek ayet Nahl suresinin 90. ayeti olup yle buyrulur: ( " ) Allah, adaleti, ihsan, akrabaya vermeyi emreder. Faha, mnker ve baydan da meneder. Dnesiniz diye size (byle) t verir". Ayette bir karlatrma yapacak olursak, adaletin kart olarak faha; ihsann, mnker ve akrabaya yardm etmenin de bay olduu grlr. Adalet, inan, hkm, zulmn terki, insafl olma, emanetin yerine getirilmesi, hak sahiplerine hakkn verme, ahitlikte, ticarette, barta, szde, hulasa hangi snftan olursa olsun insanlar arasndaki ilem ve ilikilerde doruluktan, haktan ayrlmamaktr. Ayetlerde zikredildii gibi, kendi aleyhine de olsa (Nisa 4/135), bir toplulua kin duysa bile (Maide 5/8) adaletten ayrlmamak gerekir. Faha kelimesinde ise, zellikle ar derecede ehvete uymak suretiyle zina gibi yasaklara saparak l dna tamak anlamnn bulunduu nazar dikkate alnrsa, bu ayette adaletin zdd olarak neden faha kelimesinin zikredildii kolayca anlalr. Kurn balamda faha ve mnkeri emreden eytandr. Nitekim ayette yle buyrulur: ( ) " Ey inananlar, eytann admlarn izlemeyin. Kim eytann admlarn izlerse o, ona, faha ve mnkeri emreder..." (Nur 24/21). Ayette mnkerin zdd olarak, ihsan kelimesi zikredilir. Aslnda mnkerin zdd maruftur. hsan kelimesinin mnkerin zdd olarak gemesini yle aklayabiliriz: hsan ok genel anlamda bakasna iyilik etmek demek olup, bu anlamda mnkerin zdddr. Akrabaya yardm etmek emredilirken, bunun kart ve daha geneli olan bay, yani insanlara saldrmak, bakasnn hakkn gasbetmek yasaklanmaktadr. Ayrca ayetteki bu kavramlardan ihsan, mendup olan btn gzel eyler; akrabaya vermek, yardm etmek ve sla-i rahim diye de deerlendirilmektedir. Kadnlar lgilendirmesi Ynyle Maruf Maruf kavramnn Kurn- Kerm'de zel anlamda kullanld yerlerden birisi, kadnlar hakkndadr. Kurn'da maruf kavram nikah, talak, kocas lm ve iddetini beklemi kadnlarla ilgili olarak yer alr. Konumuzu ilgilendiren yn ile meseleye baktmzda, bir ayette yle buyrulmaktadr: ( ) ...mehirlerini de maruf bir ekilde verin... (Nisa 4/25). Bu ayette zel bir durum sz konusudur. Zira ayetten de anlald gibi, hr kadnlarla evlenmeye gc yetmeyenlerin, nasl bir evlilik yapacaklar belirtilerek, bu evlilikte de yine mehir verilmesi gerektii zikredilmekte ve onlar zarara uratmayacak biimde dinin ho grd bir tarzda mehirlerinin verilmesi gerektii ifade edilmektedir. Bu zel anlamn dnda, maruf

167

kelimesi boanan kadnlardan bahseden ayetlerde gemektedir (Bakara 2/228-229,231-232,234,236,240-241; et-Talak 65/2). Bu ayetlerde geen maruf kelimesi dinen ve adeten, rfen, bilinen, iyi geinme, gzel bir biimde giydirme, dinin kt grmedii, boadktan sonra, kadnn bakasyla evlenmesine engel olmama, gzel davranp, msamaha etme eklinde yorumlanmaktadr. Ebeveyni (anne-baba) lgilendirmesi Ynyle Maruf Kurn'n genel esprisi ierisinde Allah'a kulluktan sonra anne ve babaya hrmet ikinci derecede yer alarak onlarn nemi zikredilir ve hatta onlara kar taknlacak tavrn genel hatlar da belirtilir (sra 17/23-24). Anne ve babaya kar tutum ve davrantan bahsedilirken, onlarn sadece kiiyi Allah'a e komaya ynlendirme durumunda, onlara itaat edilemiyecei belirtilir (elAnkebut 29/8; Lokman 31/15). Kiinin anne ve babasna daima iyilik yapmas istenirken, hicret gibi o gnn artlarnda ok nem arzeden bir konuda bile, anne ve babann grleri dorultusunda hareket edilmesi istenmektedir. Ancak onlarn Allah'a irk koma yolundaki szlerine uyulmayaca aktr. Lokman sresinin 15. ayetinde ise farkl olarak ( ) ...dnyada onlara kar maruf zere ol... denilmektedir. Anne ve babaya kar maruftan maksat, gzel davranmak, onlara itaat etmek gibi hususlar kaydedilir ki, bir noktada "geerli muameleler" diyebileceimiz bir durumu iermektedir. Konumada Maruf ve Mnker Kurn- Kerm'de baz ayetlerde "kavlun marufun" ve "mnkeren mine'lkavl ve zr" ifadesi geer. Bunlar daha nce kaydettiimiz maruf ve mnkerin kelime anlamlarnn dnda birer szl davrantr. Allah insanlarn szle de nasl davranmalar gerektiini ihsas ettirmektedir. Nitekim "kavlun marufun" ifadesinin getii ayetlerde daha ziyade zel baz durumlar sz konusu edilmektedir. Mesela yetim olup da akl yeterli olmayan kii diye isimlendirilen "sefih"lere kar gzel sz sylemek (Nisa 4/5) ki bu da, onlara gzel vaadlerde bulunmak, ona bakacan dile getirmek eklinde aklanmaktadr. Yine ayette, mirasn taksimi ile ilgili olarak akraba, miskinler ve yetimlere kar gzel szle mukabelede bulunmakdan bahsedilir (Nisa 4/8). Yahut kocas lm ve iddetini bitirmi kadnlara evlilik teklif etme dncesinde olan erkeklerin, onlara kar gzel sz sylemelerinin gerekliliini ifade eden ayette bu kavram gemektedir (Bakara 2/235). Bu ise daha ziyade onlara akla ve dine uygun gzel sz veya gnl alc sz sylemek eklinde yorumlanmaktadr. Kavlun marufun" ifadesinin getii dier bir ayette de, Allah, sadaka verip, hayr yapp sonra bunu insanlarn bana kakan birisinin, yapt bu davranyla, ayn ekilde yardm edip de bunu devaml gndeme getirmeyenlerin bir mukayesesi yapldktan (Bakara 2/261-264) sonra yle buyrulmaktadr: ( ) Gzel bir sz (kavlun marufun) sylemek ve affetmek, pe inden eziyet gelen sadakadan daha iyidir. Allah, gandir ve halimdir (Bakara 2/263). Ayette geen "maruf sz" genel anlamdadr. Bundan dolay buna, gzel ve temiz sz, dua, nsiyet, Allah katnda kabul edilen ey, soru sorana kar cevap verme ve benzeri anlamlar verilmektedir. Unutmamak gerekir ki,

168

gzel sz, muhatabn dikkatini ekerek onun kalbinin meylini ve verilecek mesajn onun tarafndan iyi bir ekilde anlalmasn salar.
Maruf ve mnker kavramlar daha ziyade hangi konularla yatknlk ierisinde olduu gzkmektedir?

EMR B'L-MARUF VE NEHY AN'L-MNKER


Konuyla ilgili ayetler unlardr
inizden hayra aran, iyilii emreden ve ktlkten alkoyan bir grup bulunsun. te bunlar kurtulua erecektir. (Ali mran 3/104) Sizler, iyilii emreden, ktlkten al koyan ve Allaha inananlar olduunuz srece insanlk iin yaratlm en hayrl bir toplum olursunuz. ayet kitap sahipleri de inansalard, elbette kendileri iin daha iyi olurdu. Onlardan inananlar varsa da ou yanl yoldadr (Ali mran 3/110). Bunlar, Allaha ve ahiret gnne inanr, iyilii emreder, ktlkten alkor ve hayrlarda yarrlar. Bunlar Allah katnda iyilerdendir. (Ali mran 3/114) kiyzl erkekler ve ikiyzl kad nlar, birbirlerinin aynsdr. Ktl emreder, iyilikten alkorlar ve son derece cimridirler. Allah unutmulardr, bu yzden Allahda onlar unutmutur. Kukusuz bu ikiyzller, yoldan kmlardr. (Tevbe 9/67) nanm erkekler ve inanm kadnlar birbirlerinin dostlardrlar. yilii emrederler, ktlkten al koyarlar, namazlarn dosdoru klarlar, zektlarn verirler, Allaha ve Elisine itaat ederler. Allah onlara merhamet edecektir. Kukusuz Allahn her eyi yapmaya gc yeter ve her iinde hikmet vardr. (Tevbe 9/71). Tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, Allah iin sefere kanlar, ruku edenler, secde edenler, iyilii emredip ktl yasaklayanlar, Allahn snrlarn gzetenlerdir. nananlar mjdele. (Tevbe 9/112) Onlar, kendilerine yeryznde imkn verdiimizde, namazlarn dosdoru klan, zektlarn veren, iyilii emreden, ktlk yapmaktan nehyeden kimselerdir. Btn ilerin sonu Allahadr. (Hac 22/41) Yavrum, namaz dosdoru kl, iyilii anlat, ktlkten al koy, bana gelene sabret. Kukusuz bunlar zen gsterilmesi ve yerine getirilmesi gereken ilerdendir. (Lokman 31/17)

169

Bu ayetlerin anlamlarna bakldnda ilk ayette Mslmanlarn kendi ilerinden her alanda yetitirmi insanlarn bulunmas gerektii (Ali mran 3/104), dieri Mslmanlarn btn toplumlar iin kartlm en hayrl mmet olduklarn (Ali mran 3/110), ayn surenin 3/114. ayeti ise ehli kitaptan olanlarn ilerinde de bu grevi yerine getirecek kimselerin bulunabileceini, Tevbe suresinin 67. ayetinde mnafklarn bu grevi tam tersinden hareket ederek yapabilecekleri, Tevbe suresinin 71, 112 ve Hac suresinin 41. ayetlerinde ise mminlerin mnafklarn tersine ncelikle iyilii emredip ktl yasaklayacaklar ve kendilerine imkn tanndnda da bu grevi hakkyla yerine getirecekleri ve Lokman suresinin 17. ayetinde de ocuklarn bu grevi yerine getirebilecekleri vurgulanmaktadr. nemli bir husus da ayetlerde Mminlerin marufu emir ve mnkeri nehyettikleri mnafklarn ise mnkeri emir ve marufu nehiy iiyle uratklar belirtilmektedir.

nemi
zellikle bilinmesi gerekir ki, bir eyin nemi, onun toplumdaki fonksiyonuna ve toplumun btn katmanlarn iine alp almamasna baldr. Zaten Ali mran sresinin 104-105. ayetleri dinin en nemli prensiplerini iermektedir. Birinci ayette prensip vardr: yilie, dorulua ve yararl olan eylere armak. Toplumun yararna, insanlarn iyiliine olan eyleri emretmektir. Toplumun zararna olan eyleri yasaklamak ve toplumun btnln bozmamak, ayrlk karmamaktr. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerin nemini anlatan pekok hadis de vardr. Bu hadislerin birinde Hz. Aie, Resulullah'n: Dua etmeden nce emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerde bulunun, yoksa duanz kabul edilmez (bn Mace, Fiten, 20 (II, 1327). Bu hadisin farkl bir varyant da Ahmed b. Hanbel'de bulunmaktadr. Bkz., Ahmed b. Hanbel, IV, 159) dediini iittiini nakletmektedir. Baka bir hadis de bn Abbas tarafndan nakledilmekte ve Resulullah'n yle dedii rivayet edilmektedir: Kklerimize merhamet etmeyen, byklerimize sayg gstermeyen, iyilii emredip ktl de yesaklamayan bizden deildir (Tirmizi, Birr, 15, IV, 322). Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker grevinin nemi yle sralanabilir: 1. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker prensibi, "nemelazmclk" veya "bana demeyen ylan bin yaasn" gibi yanl dncelerin toplumda byk yaralar aaca fikrini ihsas ettirip bunlarn geersiz olduunu dndrmesi bakmndan nem arzeder. Zira ayette mminlerin birbirlerinin velisi, birbirlerine kar marufu emir ve mnkeri nehy grevi ile grevli olduklar belirtilirken (9 Tevbe/71), bu grevi yapmayanlarn, duyarsz davrananlarn ve bu prensibin yerine getirilmesinde ihmalkrlk eden srailoullarnn ne hale geldikleri ibret olarak anlatlmakta ve ayette yle buyrulmaktadr: "srailoullarndan inkar edenler Davut ve Meryem olu sa'nn diliyle lanetlenmilerdir. Bu, ba kaldrmalar ve ar gitmelerindendi. Birbirlerinin yaptklar fenalklara mani olmuyorlard. Yapmakta olduklar ne kt i idi. ounun inkar edenleri dost edindiklerini grrsn. Nefislerinin nlerine srd ne ktdr. Allah onlara azap etmitir. Onlar azapta temellidirler" (Maide 5/78-80). Lanetlenmek, kovulmak ok kt bir ceza olsa gerek. Hele bu kovulma ve lanet hereyin yaratcs olan Allah tarafndan olursa daha da vahim bir durum arzeder.

170

2. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, fert ve toplumun kendini yenilemesine ve aksayan taraflarn dzeltmesine yardmc olacandan dolay nemlidir. Bunun yolu ise, szle, krslerde vaaz ve konferanslar vererek yaplabilecei gibi, daha etkili olarak da, gazete ve dergilerde makaleler yaymlamak ve kitap yazmak suretiyle de yaplr. Radyo, televizyon ve internet yolu ise bu iin en yayc ve etkili arac olabilir. Ancak bunun gnn artlarna uygun yntemle, insanlar krmadan, incitmeden yaplmas gerekir. nk Kurn "Hikmetle, gzel tle Rabbin yoluna ar" (Nahl 16/125) buyurmaktadr. 3. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker dinde en byk dayanak olmas bakmndan nem arzetmektedir. Bunu yerine getirmek her mslmana gereklidir. nk bu prensiple toplumun ayakta durmas, bozulmamas salanabilir. 4. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, realitelerin icaplarna gre deerlendirilmesi gerektiini ihsas ettirmesi asndan da nem arzetmektedir. Realiteler gz ard edilemezler. "Kurn'n amac insanlarn kusurlarn herkese yaymak, insanlar arasna dmanlk sokmak deil, toplumu kusur ve hatalardan artmaktr. En nemli dini grevlerden biri olan iyilikle emir, ktlkten men konusunda Peygamberimiz yle buyurur: "Nefsimi yed-i kudretinde tutan Allah'a andolsun ki, siz ya iyilii emredersiniz, ya da Allah kendi katndan sizin zerinize bir azap gnderir. O zaman dua edersiniz, fakat duanz kabul edilmez" (Ebu Davud, Melahim, 16; et-Tirmizi, Fiten, 9; Ahmed bn Hanbel, V, 388). nsanlarn ayplarn yzlerine vurmak, onlarn kusurlarn aratrmak, insanlarn arasna fitne sokmak, toplumu belirsizlie srklemek ve benzeri davranlar realite deildir. Toplumda bozukluk veya kt davranlar var ise, onlar Kurn gerekler erevesinde akl kullanarak zmeye almak gerekir. 5. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, toplumda yok edilmesi gereken hususlar giderme, iyilikleri tesis etme bakmndan da nem arz etmektedir. Bu prensiple slm, nerede bulunursa bulunsun, fesadn kknn kaznmas gerektii fikrini daima canl tutmutur. Zira her trl ktlk, ister byk ister kk olsun ayet nlenmez, gerekli tedbirler alnmazsa ktlkler daha byk boyutlara ular, daha ok bela ve musibetlere yol aabilir. Zira bir cemiyeti ldren ktlk eitleri oktur. Bunlar iktisadi bask ve yoksullar smrme olabilir Bozukluk cemiyet iine yerleince ona kar tedbirler alnmas gerekir. 6. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, toplumun gzel vasflarn korumas asndan da nemlidir. erisinde emr bi'l-maruf ve nehy ani'lmnker ifadesinin getii ayetlerle, toplumun eitli gzel zelliklerini anlatan ayetlerin ihtiva ettikleri manalar, daima toplumun yararna olacak hususlar ierirler. Nitekim Ali mran 102-105. ayetlerde bu ak bir ekilde grlmektedir. Bu ayetlerde dalp paralanmann, dmanca davranlarn kabul edilebilir bir yannn olmad belirtildikten sonra, hayra armann, iyilii emredip, ktlkten yasaklamann nemi: "te baarya erenler yalnz onlardr" ifadesiyle dile getirilirken, ayrla dmenin tehlikesi de: "Onlara byk bir azap vardr" biiminde vurgulanmaktadr. 7. Toplumun dzenini korumas asndan da nemlidir: Toplum dzeninin korunmas iin herkes kendi lsnce, gc ve bilgisi orannda iyilii emir, ktlkten men etmeye almaldr. Bylece toplum salkl bir yapya kavuur ve gelime, ilerleme kaydetme imkanna sahip olabilir. Aksi

171

takdirde, toplumda danklk, baboluk hakim olup, dmanlk n plana kar, toplumun btn kurum ve kurulularnda bozulma grlr ve toplum bylece acze der. ler yrmez. Ahlak, fazilet, takva gibi Kurn'n nemle zerinde durduu ve toplumun olgunlamasna katk salad kavramlarn yerine, yine Kurn'n yerdii kt, ahlaksz davranlar ve anlaylar hakim olur. Bylesi bir toplumun gelime kaydetmesi ise zor ve hatta imknszdr. Bu Grevin Yerine Getirilmesi yilii emretme ve ktl yasaklama meselesini, Kurn balamda ele aldmzda bunun inanm erkek ve kadnlarn birer vazifeleri olduunu anlamada bir sknt olmasa gerektir. Zira ayette mmin erkek ve kadnlarn, birbirlerinin velisi, kontrolcs olduu ve yine birbirlerine iyilii emretme, ktlkten nehyetme vazifesi ile ykml olduklar zikredilmektedir (Tevbe 9/71). Yine ayn surede mminlerin zellikleri anlatlrken, onlarn belirli vasflar arasnda, iyilii emretme, ktl yasaklama konusu vurgulanmaktadr (Tevbe 9/112). Kurn- Kerm, bu grevi yerine getirecek zel bir grubun yetitirilmesi gerektiini beyan ederken (Ali mran 3/104), adeta bunlarn farkl donanmlarla donatlm olmalar gerektiini vurgulamaktadr ki, biz bylesi insanlara bugn uluslararas platformlarda ihtiya olduunu belirtebiliriz. Nitekim ayette yle buyrulmaktadr: "Sizden hayra aran, iyilii emreden ve ktlkten yasaklayan bir grup bulunsun..." (Ali mran 3/104). ncelikle unu belirtelim ki, bu grev hakknda slm tarihi boyunca eitli ihtilaflar km olmasna ramen, Kurn'n bir emri olarak bunun yaplmas gerektiinde ihtilafn olmamas nem arzetmektedir. Nitekim buna iaret edilerek "mmet arasnda emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerin vcubunda ihtilaf yoktur. Ancak mamiyye'nin pek aznn muhalefet ettikleri anlatlr. Ama onlarn da bir dayana yoktur" denilmektedir. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker terkibi, genel anlam tayan bir ifadedir. Bunu kimin yerine getirecei konusunda eitli grlerin beyan edilmesinin sebepleri arasnda, genellikle ayetleri tek tek ele alp, Kurn btnlkten uzaklalmasn syleyebiliriz. Nitekim: "lk olarak emr bi'lmaruf ve nehy ani'l-mnker mslmanlara her art ve meknda farz klnm Kurn'n muhkem prensiplerindendir" eklindeki aklama, kanaatimizce, Kurn espriyi yanstmaktadr. u aklamalar da Kurn gerei ortaya koymaktadr: "yilii ve doruyu emretmek, kt olan eylerden de nehyetmek, byk-kk her mslman iin sadece bir hak deil, ayn zamanda bir grevdir. Din kardelerimizin maddi saadetlerine olduu kadar, manevi kurtulularna da lakayt kalmamalyz". Btn bu aklamalardan sonra, diyebiliriz ki, emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerin yerine getirilmesi konusunda Kurn erevede meseleye baktmzda, salkl bir toplum olumas iin, tedrici bir metotla ve grevi toplumun her katmanna yayarak meselenin halline gidildiini grebiliriz. Dolaysyla Kurn'da bir ynden ferdi mkellefiyet n planda tutulurken, dier ynden toplumsal meselelere de deinilmekte ve bunun iin de toplumdaki her ferde mesuliyet yklenmektedir. Ayrca Kurn, bunun yerine getirilme ve yrtlme meselesini hem fert ve hem de devlet plannda sunmaktadr. Fakat toplumda her ferdin ayn seviyede bilgi, beceri, kabiliyet ve maharet sahip olmad da bilinmektedir. Her ahs farkl grevdedir.

172

Makam ve mevki sahibi olanlarn yannda, resmi bir grevi olmayan ve fakat bilgi ve kabiliyetli olan insanlar da vardr. Toplum bunlarn toplamndan meydana gelmitir. Kurn ise toplumun tamamn muhatap kabul etmekte ve mkellef tutmaktadr. Bu i ayn zamanda bir reticiliktir ve bu reticilie kim ehilse o yapacaktr. Kadn olsun, erkek olsun bu deimez. Nitekim sahabi kadnlar ierisinde ilmi faaliyetlere itirak edip hocalk yapanlar vardr. Bu grev bizzat Hz. Peygamber tarafndan yaplm, ashab da gerek onun salnda ve gerekse onun vefatn mteakiben eitli alanlarda bunu yerine getirmilerdir. Fakat her halde onlar bu grevi yaparken mmetin birliini, onlarn birbirleri ile dayanma ve kardeliklerinin bozulmamasna da zen gsteriyorlard. Hz. Peygamber toplumda bir fitnenin kmamas iin baz mnafklarn ldrlmesini isteyen ashabna bile msaade etmemi ve: "Onu brak. nsanlar, Muhammed ashabn ldryor, demesinler" diye buyurmutur (Bkz., el-Buhari, es-Sahih, Tefsir, Suret'l-Mnafikin, 63). Hz. Peygamberin vefatndan belli bir sre sonra eitli sebeplerden dolay toplumda ihtilaflar ba gstermi ve Hz. Osman'n ehit edilmesiyle i kargaa yaanm, durum her gn biraz daha ktye gitmeye balamtr. Daha sonra da hariciler ortaya km, onlarn bu grevi yerine getirmedeki yanl anlaylar neticesinde tartmalar balam ve bu grevin yerine getirilmesi esnasnda g kullanlp kullanlmayaca veya ne zaman kullanlabilecei konusunda ihtilaflar ortaya kmtr. Konuya devlet noktasndan bakldnda, onun, gerek darya kar ve gerekse ieride kabilecek hususlar, toplumun huzur ve skunu, can, mal, rz ve benzeri konularda gvenliini salamak iin elbette bir gce sahip olmas gerekir. Bu g darda dmana kar bir caydrclk ve vatan koruma noktasnda olmasna karn ierde sadece toplumun huzuru iin kullanlmaldr. Bu, dn olduu gibi bugn de nemini korumakta ve hatta evremizde ve dnyada cereyan eden olaylar bunun nemini daha da artrmaktadr. Elbette devlet iin hayra davet edip, erden nehyeden bir kuvvetin varl arttr. Hatta Kurn- Kerm byle bir gce sahip devletin ve onu idare edenlerin nasl hareket etmeleri gerektii konusunda yle buyurmaktadr: "Onlara yeryznde iktidar verdiimizde, namaz klarlar, zekat verirler, iyilii emrederler, ktl yasaklarlar. lerin sonucu Allah'a aittir" (Hacc 22/41). Bu ayette bir tek cmle ile devleti idare edenlerin kendilerine ve topluma kar nasl davranacaklar belirtilirken, onlarn namaz klp zekat vermeleri, toplum iin de gerekli dzenlemeleri yerine getirmeleri gerektii zikredilmektedir. Hatta bunu yerine getirirken elbette adaletten ayrlmamalar da gerekmektedir. Nitekim ayette belirtildii gibi, bir toplulua duyulan fkeden dolay adaletsiz davranlamaz (Maide 5/8). Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker konusunda, zellikle de gc kullanma meselesinde bir hadis nakledilmektedir. Bu hadis zerinde burada durmak istiyoruz. Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: "Sizden herhangi biriniz bir mnker grrse, onu eliyle deitirsin. Eer buna gc yetmezse diliyle deitirsin, buna da gc yetmezse kalben buz etsin. Bu ise imann en zayfdr. (Mslim, es-Sahih, man, 78). Bu hadisle ilgili olarak yle bir olay anlatlr. Mervan, bir bayram gn bayram namazndan nce hutbe okumaya balar. Bunun zerine bir adam ayaa kalkarak Mervan'a yle der: "Namaz, hutbeden ncedir". Mervan da

173

ona: "Buradaki ey terkedildi" cevabn verir. Bunun zerine, orada bulunan Ebu Said: "Bu zat gerekten zerine deni yapt. Zira Rasulullah'n yle dediini iittim" der ve yukarda manasn kaydettiimiz hadisi nakleder. Bu hadis slm tarihi boyunca eitli ekillerde yorumlanarak, gc kullanma konusunda delil getirilmitir. Buz etmeyi "tavr alma, pasif medeni mukavemet" olarak deerlendirebiliriz. Yani kalben buz ettiimiz olayn da yansmasn salamak, mesela, daha nceki davranlarmzla, bu olaydan sonraki davranlarmz arasnda bir fark olmaldr. Olaya sebebiyet verenler, bizim tavrmzdan bu olay ho karlamadmz tavr ve hareketlerimizden anlamaldrlar. Yoksa pasif medeni mukavemetten maksat, kanun ve edebin kabul etmeyecei svmek, ihanet etmek ve zora komak gibi durumlar arzetmemelidir. Televizyon, basn ve yayn bugnn ok nemli vastalar olup, elbette bunlardan azami derecede istifade edilecektir. Dn olduu gibi, bugn de kalemin nemi ortadadr. Fakat btn bunlara ramen bu iin kolayca yaplabileceini sylemek mmkn deildir. Gerek ierde birlii salamak, anariyi nlemek ve gerekse darda bir saygnlk kazanarak uluslararas platformlarda baar elde etmek iin ok aba sarfetmek gerekmektedir. lkenin iktisadi, ticari, askeri, siyasi, kltrel, hlasa her bakmdan kalknmas iin ierde ve darda herkesin kendine den grevi tam anlam ile yerine getirmesi gerekir. Bu saland takdirde problemlerin zm de kolaylaacaktr. Aslnda bunun yolunun da eitimden getii ortadadr. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerin yerine getirilmesi esnasnda birtakm skntlara maruz kalnaca aadaki ayetten anlalmaktadr: "Yavrum, namaz kl, iyilii emret, ktl nle, bana geleceklere sabret. nk bunlar azmetmeye deer ilerdir." (Lokman 31/17). Ayette geen "bana geleceklere sabret" ksm, aslnda insann hayatta iken bana gelebilecek olay veya olaylara iaret ettiini ve bu durumda sabretmek gerektii, fakat zellikle de bu grev yerine getirilirken bunun olabileceine dikkat ekildiini belirtmek gerekir.
Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker prensibinin nemi ile slm klla yaylmtr fikri hakknda neler sylenebilir:

Burada "slm, klla yaylmtr" veya "slm dini, kl dinidir" gibi grler zerinde de biraz durmak istiyoruz. ncelikle u hususun akla kavuturulmas gerekir ki, klla yaylan slm dini deildir. Acaba Kurn- Kerm'de iddeti tasvip eden bir durum var mdr? ayet bu nokta aydnla kavuturulursa mesele anlalm olur. nk asl olan Kurn'dr ve Hz. Muhammed de bunun ilk uygulaycsdr. Daha sonraki dnemlerde tatbikattan doan aksaklklar slm dinine mal etmek, onun hatasym gibi grmek veya gstermek hakszlk olur. Kurn- Kerm'de mcadele ekli olarak ncelikle fikir yer almaktadr. Nitekim Mekki surelerden olan Nahl suresinde Hz. Peygamber'in davet metodunun adeta rotas izilmekte ve yle buyrulmaktadr: "(Ey Muhammed)! Rabbinin yoluna hikmetle, gzel tle ar, onlarla en gzel ekilde tart (cdil). Dorusu Rabbin kendi yolundan sapanlar daha iyi bilir. O doru yolda olanlar da en iyi bilendir." (Nahl 16/125) Mekke dneminde, mrikler tarafndan Hz. Peygamber ve ashabna yaplanlar bilinmektedir ve bu dnemde sava emreden hibir ayetin

174

inmemesi de ayrca dikkat ekmektedir. Bununla birlikte "Kurn- Kerm'in hibir yerinde iddet hareketinin meru gsterildiini grmeyiz. Btn mesele, hasmn durumuna uygun bir ekilde kar koyarak adaleti yeniden tesis etmektir. Hatta mslmanlarla aralarnda herhangi bir anlama bulunmayan mriklerden himaye isteyenlere bile Kurn- Kerm bu himayenin drst bir ekilde verilmesini Hz. Peygamber'e emretmitir". Peki yle ise yukardaki dnceler nereden kaynaklanmaktadr. Bu batl Hristiyanlarn propagandasdr. Batda genellikle Mslmanlarn gerek dinlerini kabul ettirmek ve gerekse onu kabul etmeyenleri yok etmek iin silah kullanma hakkna sahip olduklar ve hatta bizzat mukaddes kitaplarna gre byle hareket etmeye de mecbur bulunduklar kanaati hakimdir. Bu anlaya Kutsal Sava ad verilmektedir ki, Kurn- Kerm'de bunun karl olarak cihad kelimesi gsterilmek istenmitir. slm'da cihad vardr ve bu kelime mutlaka silahl mcadele anlamna gelmez. nk "cihad yollar ok eitlidir ve aslnda silahla olan cihad onlarn bir eididir. Fakat bir kimse hibir zaman slm'n klla yayldn ileri sremez. Abdullah Draz'n da dedii gibi slmda sava konusunda batnn malumat yetersizdir. nk "slm'da savan hangi amalarla yapldn anlamak iin Kurn- Kerm'e bir gz atmak yeterlidir". Bir kere savaa izin veren ayetlerin Mekke dneminde nazil olmayp, Medine dneminde inmesi nemli bir olaydr. kinci olarak sava kimin balattdr. nk "harbin btn mesuliyeti onu ilk defa balatana ait olacaktr". nemli bir nokta da, eer slm sava ngrseydi, Hz. Peygamber'e hitaben: Eer dmanlar bara yanarlarsa, sen de ona yana ve Allah'a gven. phesiz Allah, iiten ve bilendir (Enfal 8/61) anlamndaki buyruun Kurn'da yer almamas gerekirdi. Zaten Kurn- Kerm'de daima bar n planda tutulmutur ve bununla ilgili olarak da sulh, silm, muahede, misak, ill ve zimmet kelimeleri zikredilmektedir.

Emr bi'l-Maruf ve Nehy ani'l-Mnker- Sorumluluk likisi


Kurn'n temel hedefi, ferdi mutlu etmenin yannda, ahenkli bir toplum oluturmadr. te bu adan bakldnda, iyilii emredip, ktl engelleme ile fert veya fertle toplum arasnda sk bir irtibatn olduu hemen anlalr. Adeta fert-toplum ve maruf ve mnker i ie girmi bir olgu olarak karmza kar. Bunlardan birisi ihmal edilse veya yanl bir uygulama ile kar karya kalnsa fert, toplum ayn anda yara alr ve toplumda dzen ahenkli yrmez. Fakat unu belirtelim ki fert ve toplumun sorumluluk snrlar izilmelidir. te bu aklamalarmzdan da anlalaca gibi, problemin temelinde sorumluluk yatmaktadr. Bu sebepten dolay burada ncelikle sorumluluk zerinde durmak istiyoruz. ncelikle unu belirtelim ki insan, yeryznde babo, kendisini olaylarn ve zamann akna brakacak, her eyi oluruna terk edecek, tek bana hibir eye etkisi ve yetkisi olmayacak ekilde yaratlmtr diyenler hata etmitir. nsan, bu kainatn mutlak efendisidir. Yapamayaca bir ey yoktur, btn tabiata ve olaylara hakimdir, kendi yaratln da hkm altna almtr diyenler de hata etmitir. Bu tr dncelere kaplmak gerekten abesle itigal etmektir. Zira insan tamamen sorumsuz bir varlktr, eklindeki bir dnce Kurn'a ve realiteye ters dmektedir. ( ) Kukusuz Biz, emaneti gklere, yere ve dalara teklif ettik de onlar bunu yklenmekten ekindiler. Onu insan yklendi. nk o ok zalim ve ok cahildir.

175

(Ahzab 33/72) Ayette emanetin gklere, yere ve dalara arz edildii, onlarn bunu yklenmekten ekindikleri, ama bu emaneti insann yklendii zikredilmekte (el-Ahzab, 33/72) ve bylece insann mkellef olmakla beraber iinin de gerekten zor olduu vurgulanmaktadr. Ayette geen bu emaneti Allah'n kullarna farz kld eyler, taat, kadnn iffet ve namusunu korumas, din, farzlar ve hadler, insanlarn tm emanetleri, teklif, kelime-i tevhid, azalar, Allah' bilmek, akl veya adalet eklinde anlamlandrmann yannda, temsili bir anlatmn olduunu sylemek de mmkndr. Ama unutmamak gerekir ki emanete hyanet, sadece insan tarafndan olup, gkler, yer ve dalar bunu yapamazlar. Emanet aslnda insana verilen mal, ilmi, gr beyan etmeyi iine alan ok geni bir anlam alanna sahiptir. u halde biz bu ayetten (el-Ahzab, 33/72) hareketle insann gerekten ok ar bir ykn altna girdiini syleyebiliriz. Bu emaneti yklenen insann elbette dnyada sorumlu tutulabilmesi iin onun baz zelliklere sahip olmas gerekir. nk mkellef olmayan kiilerin sorumlu tutulmas imknszdr. Kiinin sorumlu tutulabilmesi iin de temelde akl ve irade sahibi olmas, er ve hayr ileme kabiliyetinin bulunmas, imknlarla donatlmas, nnde deiik yollarn bulunmas, rahatlkla ve kolayca dnme ve aratrma yeteneine sahip olmas, mukayese ve muvazene kabiliyetinin mevcut olmas, gerek anlamda hrriyetinin bulunmas, yapmak istediini yapabilecek kudrete sahip olmas gerekir. te bu zelliklere sahip olan insan elbette kendi iradesiyle ileriye ve geriye doru yanl hareket edebilme imkann elde edecektir. Dolaysyla konuma, anlama ve anlatma hrriyet ve imkanna sahip olacak, bylece o, kendisinin akl, irade ve iktidar sahibi olduunu anlayacak ve bu ekilde hareket edebilen insan da yapt her faaliyet ve davrantan sorumlu tutulabilecektir. nk bu zelliklere sahip olan insan, gnah ileme ve sevap kazanma noktasnda muhayyerdir. Zira iradesiyle hareket etme kabiliyetine sahiptir ve dolaysyla doabilecek her trl sonuca katlanmak mecburiyetindedir. Burada ksaca sorumluluk ve zellikle de ahlaki sorumluluk ifadeleri zerinde durmak istiyoruz. Sorumluluk genel olarak bir iin sorumluluunu stlenmeye arlm kiinin nitelii veya durumu; ahlaki sorumluluk ise "akl sahiplerinin azim ve kasd ile yaptklar fiilden doan sorumluluktur" diye tanmlanr. O halde kii azim ve kast ile bir fiile yneliyor ve yapyorsa, bunun neticesinde meydana gelecek sonulara da katlanmas gerekir. Bu adan konuya yaklaldnda, Kurn'da, sorumluluun ferdi olduu ortaya kmaktadr. Ama toplumsal boyut sz konusu olunca, emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerle sorumluluun balants ortaya kar. Burada u noktaya dikkat ekmek istiyorum: "Kurn'da suun ve cezann bakasna gemesine, yaylmasna bir tez olarak rastlanmaz. Kurn'n ana tezi, herkesin sadece yaptndan sorumlu olduu tarzndadr". Ama Kurn'da sorumluluun bir fert plannda takdimi, bir de ferdi oluunun cemaat apnda takdimi sz konusu edildiini unutmamak gerekir. nk Kurn'da ( ) ayetinde (el-En'am 6/164) hi bir ahsn dierinin gnahn ekemiyecei ifade edilirken, baz ayetlerde de kiilerin hem kendi arlklarn ve hem de bakalarnn arlklarn ( ) (el-Ankebut, 29/13) ( ) veya ba kalar n n gnahlar n n bir ksmn yklenecekleri (en-Nahl, 16/25) (

176

)de buyrulmaktadr. Bundan dolay da ayetler arasnda bir tezat olup olmad hususu akla gelmektedir. unu hemen ifade edelim ki, Kurn'da sorumluluun ferdi oluunda hibir phe yoktur. Yani herkes yaptndan mesuldr ve bunun neticesini ceza veya mkafat olarak grecektir. Bakasnn gnahn tamak veya yklenmek demek, netice itibariyle, gnah ileyen insann yerine ceza ekmek demek deildir. Fakat sebep olduundan dolay kendisine terettp eden cezay ekecek demektir. Gnah ileyen de gnah ilediinden dolay ceza grecektir. Yani nihai planda ceza veya mkfat ferdidir ve kanaatimizce Kurn'da vurgulanan da bu olsa gerektir. Aslnda sorumluluk Draz'n ifadesiyle "bir grev yapmaya ve bir ii yerine getirmeye arldn zaman balar, bu arya uyarak grevini yerine getirip hesabn teslim ettiin yerde biter. Bu iki nokta arasndaki uzaklk senin grevini yerine getirmedeki baarna bal olarak uzar veya ksalr". te bu sre ierisinde insann her trl davranndan sorumlu olduu aktr. Zira bu srede insann zerinde kendi nefsinin, ailesinin, toplumun hakk olduu gibi, Allah'n da hakk vardr. Allah'n kul zerindeki hakk, ksaca "O'nun emrettii eyleri yerine getirmek, nehyettiklerinden saknmak, btn davranlarnda sadece O'na kulluk etmektir". Kiinin kendi nefsi zerinde hakk, inan ve davranlarnda kendini dzeltmesi demektir. Bundan sonra kiinin sorumlu olduu ailesi ile ilgilenmesi, onlarn da dzgn bir hayat srdrebilmeleri yolunda gayret sarf etmesi gerekir. Zira ayette yle buyrulur: ( ) Ey inananlar, kendinizi ve ailenizi bir ateten koruyun ki, onun yakt insanlar ve talardr. Onun banda gayet kat, sert tabiatl, Allah'n kendilerine buyurduuna kar gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardr (Tahrim 66/6). Bu ayet, kiinin kendini Allah'n azabndan kurtarmasnn yeterli olmadn, gc yettiince ailesini de Allah'n sevdii birer kul olacak ekilde yetitirmesi gerektiini ve onlarn kendi sorumluluk snrna dahil olduunu vurgulamaktadr. Btn bu aklamalardan sonra diyebiliriz ki, kiinin sorumlu olduu noktalarda doabilecek mspet veya menfi sonulara katlanlmas ve neticede ona gre mkfat veya ceza grmesi kadar doal bir ey olamaz. te bu adan bakldnda Kurn'da ifade edilen ferdi sorumluluun kiinin ahsi, ailevi ve toplumsal grevlerinin bir neticesi olduu ortaya kmaktadr. Hz. Peygamber, kiinin toplumsal sorumluluu olduunu anlatan hadislerinden birinde yle buyurmaktadr: Kim slm'da gzel bir r aar, kendisinden sonra da bu r devam ederse, onlarn sevaplarndan herhangi bir ey eksilmeksizin, onu yerine getirenlerin sevabndan benzeri kendisine yazlr. Kim de slm'da kt bir r aar ve kendisinden sonra da bu r devam ederse, onu yapanlarn gnahlarndan hibir ey eksilmeksizin, onu yerine getirenlerin gnahlarnn benzeri kadar kendisine yazlr (Mslim, esSahih, Kitabu'l-lm, 15). te bu noktada sorumlulukla emri bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker arasnda irtibatn olduu ortaya kmaktadr. nk kii toplumu ilgilendiren emri bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerin yerine getirilmesinde duyarsz kalamaz ve sorumluluunun gereini yerine getirmesi gerekir.

177

Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker- Emanet likisi Bir ayette: Kukusuz Biz, emaneti gklere, yere ve dalara teklif ettik de onlar bunu yklenmekten ekindiler. Onu insan yklendi. nk o ok zalim ve ok cahildir. (Ahzab 33/72) buyurulmaktadr. Bu ayette temsili bir anlatm vardr. Zira emanete hyanet, sadece insann vasf olup, gkler, yer ve dalar bunu yapamazlar. nk Allah yukarda bahsettiimiz ayette, dalarn, yerin ve gn emaneti kabul etmeyiini, temsili olarak ortaya koymutur. Emanet sorumlu bir eydir. Emanete asla hiyanet edilmemelidir. u halde biz bu ayetten (el-Ahzab, 33/72) insann gerekten ok ar bir ykn altna girdiini syleyebiliriz. Bu emaneti yklenen insann elbette dnyada sorumlu tutulabilmesi iin, akl ve irade sahibi olmas, gerek anlamda hrriyetinin bulunmas, er ve hayr ileme gc ve kabiliyeti, nnde deiik yollarn bulunmas, rahatlkla ve kolayca dnme ve aratrma yeteneine sahip olmas, mukayese ve muvazene kabiliyetinin mevcut olmas gerekir. unu hemen ifade edelim ki, Kurn'da sorumluluun ferdi oluunda hibir phe yoktur. Yani herkes yaptndan mesuldr ve bunun neticesini ceza veya mkafat olarak grecektir. Bakasnn gnahn tamak veya yklenmek demek, netice itibariyle, gnah ileyen insann yerine ceza ekmek demek deildir. Fakat sebep olduundan dolay kendisine terettp eden cezay ekecek demektir. Gnah ileyen de gnah ilediinden dolay ceza grecektir. Hz. Peygamber'in, kiinin toplumsal sorumluluu olduunu anlatan hadislerinden birinde yle dedii nakledilmektedir: Kim slm'da gzel bir r aar, kendisinden sonra da bu r devam ederse, onlarn sevaplarndan herhangi bir ey eksilmeksizin, onu yerine getirenlerin sevabndan benzeri kendisine yazlr. Kim de slm'da kt bir r aar ve kendisinden sonra da bu r devam ederse, onu yapanlarn gnahlarndan hibir ey eksilmeksizin, onu yerine getirenlerin gnahlarnn benzeri kadar kendisine yazlr. (Bkz., Mslim, Sahih, Kitabu'l-lm, 15) Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker-ra likisi Kurn- Kermde bu kavram ieren ayet vardr. Birincisinde tamamen zel bir konuda anne-babann ocuklarn hakkndaki kararlar ile ilgili olup, zellikle ocuun emzirilmesi konu edinilmektedir. (Bakara 2/238) kincisi Mslmanlarn zor artlar altnda bulunduklar bir dnemde Mekkede inen ayetleri bir grup olarak buraya almak istiyorum. Ayetlerde yle denilmektedir: Size verilen herhangi bir ey, sadece dnya hayatnn bir geimliidir. Allah katnda olan, inanp Rablerine gvenen, byk gnahlardan ve hayszlktan ekinen, fkelendiklerinde bile balayanlar, Rablerinin arsna cevap verenler ve namaz klanlar iin daha iyi ve daha sreklidir. Onlarn ileri, aralarnda ura iledir. Kendilerine verdiimiz rzktan da sarfederler.(ura 42/36-38).

178

Bu ayette alt izilmesi gereken hususlar yle sralamak mmkndr: 1. 2. 3. 4. 5. Gnn zor artlarnda mminlerin birbirleri ile kenetlenmelerinin, Her art ve durumda Allaha olan gvenlerinin sarslmamasnn, Ar artlarda bile insanlar affetme ve balama zelliinin yitirilmemesinin, lerini mutlaka bir danma ve dayanma iinde halletme yoluna gidilmesinin gereklilii vurgulanmaktadr. Ayrca unutmamak gerekir ki, meveret veya ra yolu ile meselelere zm retmek veya zmek her zaman doru karar vermeye daha yakndr. Olaylarla ilgili olarak grlerine bavurulan insanlarn da hr, serbest olmalarn salamak gerekir. ura ok dar anlamda kendi aralarnda meseleleri istiare etmenin gerekliliini, geni anlamda da toplum ve devletin tm ilerini, problemlerinin zm ile ilgili hususlar iermektedir.

6. 7.

ncs ise Medinede nazil olan ve Ali mran sresinde yer alan bir ayettir. Burada zellikle hitap Hz. Peygambere yneliktir. Ayette yle buyurulmaktadr: Allahn rahmeti sayesinde onlara yumuak davrandn. Zira eer onlara kar krc ve sert olsaydn, dorusu senden koparlard. Artk onlar bala ve affedilmeleri iin dua et. Toplumu ilgilendiren her konuda onlarla istiare et. Sonra bir hareket tarzna da karar verince Allaha gven; nk Allah, kendine dayanp gvenenleri sever. (Ali mran 3/159). Bu ayetle ilgili olarak unlar syleyebiliriz: 1. 2. Hz. Peygamber'e, mslmanlarla istiare etmesi, bir eye karar verince de Allah'a dayanp azimle sonuca gitmesi emredilmektedir. Hz. Peygamber Uhud ve Hendek savalar bata olmak zere deiik konularda ashab ile istiarelerde bulunmutur.

Bir eyi istiare etmek, o eye azmetmeden ve maksad iyice ortaya kmadan nce olmaldr. Herhangi bir konuda yapaca eyi kafasna koymu bir kii veya kiilerin bu konuyu istiare etmeleri ou zaman fayda vermeyebilir. Bunun iin diyoruz ki, bir konuda deiik insanlarla fikir teatilerinde bulunmalar daima o konunun daha iyi anlalmasna yardmc olacaktr. Hz. Peygamber hem uygulamalarnda ve hem de szlerinde istiarenin nemine deinmitir: Bir hadislerinde Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: Mstear (kendisine danlan) emin kimse demektir. Kendisine sorulan mesele hakknda dilerse bir aklamada bulunur, fikrini beyan eder; dilerse bir aklamada bulunmaz, grn beyan etmez. (Ebu Davud, es-Snen, Edeb, 123.)
Kurnda Maruf ve Mnker kavramlar hakknda yazlan baz makalelere ve eserlere ulamak iin http://ktp.isam.org.tr/makaleilh/index.php. adresine bavurunuz.

179

zet
Maruf ve mnker kelimeleri Kurnn gerek fert ve gerekse toplumsal adan nemle zerinde durduu hususlardr. Bu kelimeler fert ve toplumun hemen her kesimini ilgilendiren hususlar iermektedir. Bu adan bakldnda fert ve toplumda iyi, gzel ve ho olan, ayn zamanda kabul gren tm gzel davranlar iermekte, mnker ise bunun tam aksi hususlar ihtiva etmektedir. zellikle bilinmesi gerekir ki, bir eyin nemi, onun ferdi boyutunun yansra toplumdaki fonksiyonuna ve toplumun btn katmanlarn iine alp almamasna baldr. te bu adan bu kavramlara bakldnda grlr ki, bu kavramlar, toplumun hemen her ferdini, hatta onlar idare edenleri bile ierisine almakta ve onlara eitli grev ve ykmllkler getirmektedir. Bu grevin nemini u balklarda zetleyebiliriz: 1. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker prensibi, "nemelazmclk" veya "bana demeyen ylan bin yaasn" gibi ve benzeri yanl dncelerin toplumda byk yaralar aaca fikrini ihsas ettirip bunlarn geersiz olduunu dndrmesi bakmndan nem arzeder. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, fert ve toplumun kendini yenilemesine ve aksayan taraflarn dzeltmesine yardmc olacandan dolay nemlidir. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker dinde en byk dayanak olmas bakmndan nem arzetmektedir. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, realitelerin icaplarna gre deerlendirilmesi gerektiini ihsas ettirmesi asndan da nem arzetmektedir. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, toplumda yok edilmesi gereken hususlar giderme, iyilikleri tesis etme bakmndan da nem arzetmektedir. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker, toplumun gzel vasflarn korumas asndan da nemlidir.

2.

3. 4. 5.

6.

yilii emretme ve ktl yasaklama meselesini, Kurn balamda ele aldmzda bunun inanm erkek ve kadnlarn birer vazifeleri olduunu anlamada bir sknt olmasa gerektir.

Kendimizi Snayalm
1. Maruf kavramna ilikin aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Kadnlar ilgilendirir. b. Ebeveyni ilgilendirir. c. Yetimleri ilgilendirir. d. Konumay ilgilendirir. e. Komular arasndaki ilikileri ilgilendirir.

180

2. Kukusuz Biz, emaneti gklere, yere ve dalara teklif ettik de onlar bunu yklenmekten ekindiler. Onu insan yklendi. nk o ok zalim ve ok cahildir. Yukarda verilen ayete ilikin aadaki ifadelerden hangisi dorudur? a. Bu ayette temsili bir anlatm vardr. b. Bu ayette gerek bir anlatm vardr. c. Bu ayette hem temsili hem de gerek bir anlatm vardr. d. Ayette vurgulanmak istenen insann dikkatli davranmasdr. e. Ayet varlklar arasndaki ilikiyi temsili olarak anlatmaktadr. 3. Aadakilerden hangisi emr bil-maruf ve nehy anil-mnkerin nemini dorudan ifade eden hususlardan biri deildir? a. Bu kavramlar nemelazmcl ortadan kaldrmay hedeflemektedir. b. Realitelerin icaplarna gre deerlendirilmesi gerektiini ihsas ettirmektedir. c. Dinde en byk dayaktr. d. Bu kavramlar toplumun gelimesinde sadece yetkililere grev vermesi bakmndan nemlidir. e. Toplumun dzeninin korumasn salarlar. 4. Herhangi bir konuyla ilgili mracaat edildiinde insanlarn gr beyan etme veya fikir al-veriinde bulunmalar aadaki kavramlardan hangisiyle aklanr? a. Sorumluluk b. Emr bil-maruf c. stiare d. Islah e. Dayanma 5. Aadakilerden hangisi slam Dini klla yaylmtr veya slam dini kl dinidir eklinde ifadelere dayanak olarak gsterilir? a. Hz. Peygamberin Mekke ve Medine dnemindeki yaam b. slamda sava konusunda batnn malumatnn yetersiz olmas c. slam isminin sava artrmas d. Kutsal sava kavramnn Kuranda yer almas e. Cihat szcnn sadece sava anlamna gelmesi

181

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. e 2. a 3. d 4. c 5. b Cevabnz doru deilse, Kadnlar lgilendirmesi Ynyle Maruf konusuna ve devamna baklmaldr. Cevabnz doru deilse, Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerEmanet ve Sorumluluk likisi balna baklmaldr. Cevabnz doru deilse, Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnker konusuna baknz. Cevabnz doru deilse, Emr bi'l-maruf ve nehy ani'l-mnkerEmanet ve Sorumluluk likisi balna baklmaldr. Cevabnz doru deilse, Bu Grevin Yerine Getirilmesi balna baklmaldr.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Maruf ve mnker kavramlarnn geliim setrinde en nemli hususun bu kavramlarn tarihi srete genileyerek tanmlarnda farkllklarn olumasn grmekteyiz. Sra Sizde 2 Maruf kavram inanmak, sabrl olmaktan tutun da anne-baba, konumada, toplumun slah edilmesi gibi pek ok inan ve ahlaki hususlar; mnker ise toplumda ho olmayan tm tutum ve davranlar iermektedir. Sra Sizde 3 Bir eyin nemi, onun toplumdaki fonksiyonuna ve toplumun btn katmanlarn iine alp almamasna baldr. Emr bi'l-maruf ve nehy ani'lmnker prensibi toplumun btn katmanlarn ierdiinden dolay nem arzetmektedir. te yandan slm klla yaylmamtr. Zira Kurn- Kerm'de iddeti tasvip eden bir durum yoktur ve mcadele ekli olarak fikir yer almaktadr.

Yararlanlan Kaynaklar
Draz, A. (1983), Kurnn Anlalmasna Doru (ev. Salih Akdemir), Ankara. Snmez, A. (1984), ra ve Rasulullahn Maveresi, stanbul. lhan, A. (1986), "el-Emru bi'l-Ma'rf ve'n-Nehy ani'l-Munker (Mezhepler Tarihi Asndan Bir Bak)", DEFD. Say 3, zmir. Tun, C. (1986), "yilii Emredip Ktl Yasaklama Grevi", E...F.D. Say 3, Kayseri.

182

Fazlur Rahman (1987), Ana Konularyla Kurn (ev. Alpaslan Akgen), Ankara. bn Teymiye (1987), yilii Emretmek Ktlkten Alkoymak (Emr-i Bi'lMa'ruf Nehyi Ani'l-Mnker), ev. Cemaleddin Sancar), stanbul. Dumlu, . (2004), Kurn- Kermde Salah Meselesi, Ankara 2009; Dumlu, ., (1994), Kurn- Kermde Maruf ve Mnker Kavramlar, stanbul Dumlu, ., (2004), Konularna Gre Kurn, zmir. Behiy M. el-, (1988), nan ve Amelde Kurn Kavramlar (ev. Ali Turgut) stanbul.

183

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Kurnn, mesajn insanlara ulatrrken baz temel kavramlar ara edindiini saptayabilecek, Fitne kavram rneinde Kurnda yer alan kavramlarn nasl tefsir edildiini aklayabilecek, Kurnn anlalmasnda Kurnda yer alan kavramlar anlamann ne kadar nemli olduunu aklayabilecek, Kurnda ska yer alan fitne kavramnn birbirinden farkl ok anlaml kelimelerden olduunu kavrayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Fitne mtihan, Denenme, Snanma Bask, Zulm Bel, Musbet Sapma, saptrma Ayartma

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; ahin Gvenin Kur'n'n Anlalmas ve Yorumlanmasnda okanlamllk Sorunu isimli eserinden farkl anlamlarda kullanlan mterek lafz (okanlamllk) konusunu renmee alnz. Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisinin Fitne maddesini inceleyiniz. Hasan Keskinin Kurnda Fitne Kavram adl almasndan Kurna Gre Fitnenin Mahiyeti balkl blm okuyunuz.

184

Kurnda Fitne

GR
Kurnn temel hedefi maddi ve ruhi adan salkl insan yetitirmek, huzurlu ve mreffeh toplumlar oluturmaktr. Bu sebeple Kurn, insanln yararna olan eyleri emir ve tavsiye ederken, zararl olan eyleri de yasaklamtr. Kurn, mesajn insanlara ulatrrken baz temel kavramlar ara edinmitir. Deiik trevleri ile de olsa, bu kavramlarn, sk sk Kurn'n deiik yerlerinde tekrar edildiini grmekteyiz. phesiz bu tekrarlar, nemlidir ve bouna deildir. lk bakta bir kavramn tek bir anlam olduu ve getii her yerde ayn anlamn kastedildii sanlabilir; ancak Kurn kltrne vakf olunduka durumun byle olmad rahatlkla grlebilir. Buna gre baz kavramlar kullanldklar yere gre farkl manalar kazanabilmektedir. Bu durum, bir taraftan Kurn yetlerinde var olan anlam zenginliine iaret ederken, bir taraftan da okuyucuyu daha dikkatli olmaya davet etmektedir. Bu nedenle Kurn'n salkl anlalmas iin onda yer alan kelime ve kavramlarn Kurn btnl erevesinde anlalmas hayati nem tar. Farkl ynlere ekilmeye msait olan ve anlamada hassasiyet gerektiren Kurn kavramlardan biri de fitne kavramdr. Bu kavram kltrel ve geleneksel kabullerle bazen siyas bazen de sosyolojik bir boyut kazanmakta ve bu boyutu ile de alglanmaktadr. Bu sebeple sz konusu kavramn Kurn'da getii her yerde, Kurn'n btnl erevesinde kazand anlamlarn, incelemee deer bir husus olduunda phe yoktur. Bu tr kelime ve kavramlar Kurn btnl erevesinde anlamaya almak gerekir. Buna uyulmad takdirde yanl anlama ve yorumlarn olumas kanlmazdr. Kavramsal almalarn bu tr yanl kanaatleri byk oranda engelleyeceini sylemek mmkndr. Bu tr almalarda ele alnan kavramn nce etimolojik kkeninin tespit edilmesi, daha sonra semantik tahlilinin yaplmas gerekir. Zira kelimenin tarihi sre ierisinde kazand yeni ve yresel ya da kltrel anlamlarn ortaya karlmas ve bir takm anlamsal daralmalarn yahut farkllamalarn olup olmadnn bilinebilmesi iin etimolojik ve semantik tahliller kadar zerinde aratrma yaplan metnin btnl ierisinde de bunun takip edilmesi gerekir.

FTNE KELMESNN SEMANTK YAPISI


Kurn kavramlarnn anlam erevesini doruya en yakn ekilde tespit edebilmek iin onlarn asl olan kelimenin Arap dilindeki anlam(lar)n tespit etmek gerekir. Bunun iin Kurn ncesi Arapaya kadar gidilmelidir. Zira Kurn bu ortamda nzil olmaya balamtr. lk dnem szlkleri ve iirleri

185

bu konularla ilgili olarak bir takm malzeme sunmaktadrlar. Bu nedenle Kurn kelimelerinin tahlili bu noktadan balarsa daha salkl bir temele oturtulmu olur. phesiz bu yeterli deildir. Kurn, bir kelimeyi normal bir kelime olarak kullanmas yannda ona farkl anlam(lar) ykleyerek; anlamn genileterek veya daraltarak yeni bir kavram olarak takdim eder. te asl zmlenmesi gereken nokta burasdr. Bu yaplabildii oranda Kurn daha salkl bir yorum ortamna kavumu olacaktr. Belirlediimiz bu esasa uyarak fitne kavramnn temel anlamlarn tespit etmeye alalm. Fitne kelimesi Arapa f-t-n kknden tremi bir isimdir. Bu kk fiil olarak fe-te-ne yeftin, mastar olarak da fetn, ftn, fitne ve meftn kalplaryla kullanlmaktadr. F-t-n kknn Arap dilindeki anlamlar unlardr: 1. F-t-n kknn ilk temel anlam yakmak, bir eyi atele yakmaktr. Nitekim Araplar atein ekmei yakmasn feteneti-n-nrr-rafe ( )szyle ifade etmektedirler. Kelimenin yakmak, bir eyi atele yakmak eklindeki anlamndan yola klarak Arapada, atete yanmasna simsiyah olmu talara el-fetn (oulu: fetin ve ftn), yanm gme, elverikul-fetn, atete yakmak suretiyle altn derecesi tespit edilmi olan paraya da dnrn meftn denilmektedir. Yani atein eklini deitirdii her ey meftndur. 2. Bir eyi atein ierisine atmak, atete eritmek. Kelime bu anlamda, zellikle altn ve gm gibi herhangi bir madeni, yabanc maddelerden temizleyip saf olarak elde etmek maksadyla atee atp eritmeyi ifade etmek iin kullanlr. Atete eritme ilemi, altn ve gm gibi madenlerin hlis ve sahtesini belirlemede yaplmas gerekli olan bir ilemidir. Bu ilemin neticesinde altn ve gm madenleri katk dier yabanc maddelerden ayrld gibi, saf olan da olmayanndan yani sahtesinden ayrlr. Araplar, hlisini karndan ayrmak iin kuyumcunun altn atee atp eritmesini fetenessiuz-zehebe (kuyumcu altn atete eritti) eklinde ifade ederler. F-t-n kknn altn, gm gibi madenleri atete eritmek anlamndan dolay da, onlar atee atarak eriten kuyumcuya el-fettn derler. Yine onlar bu anlamda atete yanarak altn derecesi tespit edilmi olan paraya meftn derler. 3. Bir eyi snamak, denemek, test etmek, imtihan etmek, inceleyip tetkik etmek, bir ey hakknda bilgi almak, bir eyi iyice bilmek, deneyerek renmek, bir eyi artp katksz hale getirmek, denemek iin zellikle g ilere maruz brakmak. F-t-nnin bu anlamlar, altn ve gm gibi herhangi bir madeni, yabanc maddelerden temizleyip saf olarak elde etmek iin atee atp eritmek anlamna dayanmaktadr. Bu anlamla, zikrettiimiz snamak, denemek, katksz hale getirmek anlamlar arasnda meczen ok yakn bir iliki bulunmaktadr. Zira iaret ettiimiz zere altn ve gm gibi kymetli madenlerin atete eritilmesi neticesinde iyisi ktsnden ayrlr. Ayn zamanda sz konusu madenler, ate ile denenmeleri neticesinde katksz hale gelerek yksek bir deere ularlar. Bu deneye tbi tutulmadan altn ve gmn saf olan olmayanndan ayrt edilemez. Bir eyin hakikati ve gerek yz, ancak denenmesi neticesinde anlalr. nsann da iyiliinin ve ktlnn ortaya karlmas iin denenmesi gerekir. Zira onun da gerek yz ancak denenmesi neticesinde anlalabilir. F-t-n kk ve trevleri genellikle bu maddede aklanan anlamlarda kullanlmaktadr. Buradan hareketle, iyilii ve ktl belli olsun diye insann kendisi ile denendii eylere de fitne tabir edilir. Szlklerde belirtilen dier anlamlar ile bu anlam yani deneme arasnda -istisnlar harigenel olarak yakn bir iliki sz konusudur. Zira insan yaamnn tamam bir

186

denenme ierisinde gemektedir. Bu adan f-t-nnin dier anlamlar genelde deneme anlamyla i iedir. Araplar f-t-nnin snamak anlamndan hareketle insanlar kabirde zor bir snavdan geiren Mnker ve Nekir meleklerine de fettnl-kabr; kabirde sorgulanmaya ise fitnetl-memt demektedirler. Yine onlar f-t-nnin deneme anlamyla ilgili olarak altnn ayarn anlamak iin kullanlan bir deney arac olan taa (mihenk ta) da fetne demektedirler. 4. ldrmek, azap ve ikence etmek, eziyet etmek, sknt ve belya sokmak, skntya dmek. F-t-n kk ve trevlerinin bu anlamlar, kelimenin yakmak, bir eyi atele yakmak gibi ilk temel anlamlarna dayanmaktadr. Burada ldrme, azap ve ikence etme, bel ve musbete uratma, meczen yakmak gibi dnlmtr. Sz konusu f-t-n kk ve trevleri buradan hareketle gerek yakmak suretiyle ve gerekse daha farkl yntemlerle bir kimseye gr ve dininden dnmesi iin azap ve ikence etmek anlamnda da kullanlmtr. Bunun ak bir ekilde Kurnda ifade edildiini gryoruz. Arap dilinde kiinin dininden uzaklatrlma abalar ftine fi dnih szyle ifade edilir. te yandan Araplar insanlar arasnda cereyan eden savalara fitne demektedirler. Yine onlar, f-t-nnin belya uratma anlamndan hareketle, yol kesen hrsza da, fettn derler. zellikle slmn ilk yllarnda Mekkeli mriklerin baz mslmanlara girdikleri yeni dinlerinden dnmeleri iin ikence etmeleri olay yftenne bidnhim (onlar dinlerinden dolay ikence gryorlar) cmlesiyle ifade edilmektedir. 5. Bir eyin kalbe ok ho ve sevimli gelmesi, hoa gitmesi, ok beenilmesi, birini bylemek, birinin akln bandan almak, akln elmek, gnln almak, insan ne yapacan bilmeyecek derecede akna evirmek, tutkun olmak, k olmak. Bu anlamlarn alm sadedinde u ayrntlar dikkat ekmektedir. Dnya malnn insan cezbedip kendine ekmesini Araplar fetenehl-ml szyle ifade etmektedirler. Yine onlar kadnn, erkein gnln elerek akln bandan alp onu akna evirmesini, aka drmesini, kalbini bylemesini, kalbine ve aklna hkmetmesini, onda hayranlk duygusu uyandrmasn, erkein bir kadna gnl verip k olmasn, fetenethl-meret kadn erkein gnln elip onu akna evirdi szyle ifade ederler. 6. Bir eyi istemede ok ar gitmek. Araplar dnyev bir eyi ok arzu eden, ona ok dkn olan kimse hakknda yle derler: Flnn meftnn bi talebid-dny, Meftnn bid-dny, Fetenethd-dny. 7. Dndrmek, vazgeirmek, kiiyi zerinde olduu durumdan uzaklatrmak, bir eyi ortadan kaldrmak, kiiyi hedefinden uzaklatrmak, dnce ve inanlarndan vazgeirmek. Mesela, fetener-recle, birisi bir bakasn zerinde olduu bir eyden uzaklatrd anlamndadr. 8. Birini ayartmak, azdrmak, saptrmak. Bu anlamdan hareketle eytana da fitneye dren anlamnda el-ftin ve el-fettn (oulu fttn) denilmitir. Ez minel-fettn eytandan Allaha snrm cmlesinde geen el-fettn bu anlamda kullanlmtr. Bilindii zere eytn, ayartmak ve aldatmak suretiyle insanlar hem madd ve hem de manev adan fitneye drr. te yandan bu anlamla ilgili olarak yaayan insann fitnesi (fitnetul-mahy) onun doru yoldan ayrlmasdr. 9. Ktl istemek, kt yola dmek. Bu anlamla ilgili olarak, kullanlan fetene ilen-nis sz, kadnlara yaplan ahlaksz bir teklifi anlatmaktadr. Ftine ileyhinne ise, kadnlarla gayri mer ilikiyi istemeyi ifade etmektedir.

187

10. Fitnenin (fitne kabul edilen bir eyin) iine dmek, birini fitnenin iine drmek, dallete dmek. Bu manada insanlarn fitneye dmelerine ve dolaysyla (gnaha girmelerine) sebep olduu iin altn ve gme fettnn denilmitir. 11. nsanlar arasnda kargaa/huzursuzluk karmak. Bu manada insanlar arasnda sz tayarak onlar birbirine dren kimseye fettn denilmektedir. 12. F-t-nnin ism-i mefl ve mastar formu olan meftn, ism-i mefl kalbnda, cin ve eytanlarn musallat olmasyla veya delilie uramak suretiyle belya uram, fitneye tutulmu kimse, dinini terk eden, haktan sapan kimse, bir kadnn gzellii veya dnyann ekicilii karsnda akln kaybeden kimse anlamnda; mastar formunda ise cinnet, delilik anlamndadr. 13. Fitne isim olarak kullanldnda yakma; ate ile yakma; atete eritme, eritmek zere atee atma, altn ve gm atele eritme anlamlarndadr. Ate ile yakma ya da atete eritme anlamlarndan hareketle fitne; snama, deneme ve tecrbe etme daha ok bel ve musbetle imtihan etme; ldrme, ikence etme, azap; bel, musbet, sknt, skntya sokma, ac verme, meakkat, zorluk; zor bir teste tbi tutma anlamlarnda kullanlmtr. Bu anlamlarn dnda, bir eyden ok holanma, bir eyi ok beenme, bir eye ar tutkun olma, bylenme; ayartma; ayp ortaya karma, sapma, haktan sapma; saptrma; kargaa, toplumsal kavga, fikir karkl; insanlar arasnda meydana gelen kavga ve sava; zulm; delilik gibi durumlar ifade etmek iin de kullanlmaktadr. Fitne kelimesinin oulu olan fiten (dier bir oulu ise fitn) genellikle insanlar arasnda meydana gelen olaylar ve birbirleriyle sava etmeleri anlamnda kullanlmtr. F-t-n kk Arap dilindeki farkl kalplarda farkl anlamlar ifade eder. Bu kullanmlarndan biri fe-te-ne mzi fiilinin mehl sas olan f-ti-ne (mastar ftnen) dir. Farkl biimlerde kullanlan bu sa, bulunduu konuma gre deiik anlamlara gelmektedir. F-ti-nenin anlamlarndan biri, akln veya maln kaybettii bir belya marz kald eklindedir. Araplar maruz kald musbet neticesinde akln ya da maln kaybeden kimse iin meftn tabirini kullanmaktadrlar. F-ti-ne kelimesi, denendi, bir eyde dnyay istemekte- ok ar gitti anlamlarna da gelmektedir. Ftinenin doru bildii dininden vazgeirildi, uzaklatrlmaya alld anlamnda ftine fi dnih eklinde yaygn bir kullanm da bulunmaktadr. Bunlarn dnda kullanlan bir baka cmle olan ftinel-kavm, insanlarn birbirleriyle kavga etmelerini ve savamalarn, ftiner-recl ise birinin ahlakszlk arzusunu ifade etmektedir. F-t-n kknn kullanld kalplardan birisi de ifl kalbdr. Sz konusu kk, ifl kalbnda (eftene, iftnen), birini bel, musbete (fitne) uratmak anlamn ifade etmektedir. Yine bu kk, tefl kalbnda, (Fettene, teftnen) bir kimseyi fitneye drmek /skntya sokmak, saptrmak; iftil kalbnda (iftetene - iftitnen) fitneye uramak, iyi bir durumdan kt bir duruma gemek, birini fitneye uratmak, bir kadna ak olmak, bir eyi ok beenmek teful kalbnda (teftene-teftnen) harp etmek anlamndadr. fl bbndan mzi fiilinin edilgen (mehl) ss olan ftine, yukarda geen ftine ile ayn anlamdadr. Tefl babndan fettene mzi fiilinin edilgen (mehl) ss olan fttine denendi anlamnndadr. ftil babndan iftetene mzi fiilinin edilgen (mehl) ss olan ftitinenin ftitine fi dnih eklinde olan kullanmnn anlam yukarda geen ftine fi dnih ile ayndr.

188

F-t-n kk ve trevleri tespit ettiimiz bu anlamlarn dnda da kullanlmaktadr. Mesel, el-fetn, renk, eit, tr, durum, sanat, zaman dilimi anlamlarna gelmektedir. Araplar zamandan bir kesit anlamnda fetnn mined-dehr ifadesini, yaamn ac ve tatl iki ynnn bulunduunu anlatrken de el- fetnn (hayat iki trldr) ifadesini, kullanrlar. Burada tarihi seyri asndan f-t-n kk ile ilgili olarak belirtilmesi gerekli husus udur: Temelde, yakmak, bir eyi atele yakmak anlamnda olan f-t-n kk, zellikle altn, gm gibi madenlerin hlisini sahtesinden ayrmak iin atete eritilmesini ifadede kullanlrken, daha sonralar bu kk anlamndan yola klarak bir eyi snama ve zellikle de zor eylerle deneme anlamnda kullanlmtr. Dolaysyla kelimenin anlam genileyerek sknt, bel, musbet, bask, ikence, azap, saptrma, ayartma, bir eyden ok holanma, tutkun olma, sapklk, yoldan sapma, akln gitmesi, zorluk, sknt ve sapklklarn meydana gelmesini ifade etmek maksadyla kullanlmtr. Burada belirtilmesi gerekli olan dier bir husus da udur: Sekizinci asr dilcilerinden bn Manzr (711/1311)un Lisnl-Arab ve on ikinci asr dilcilerinden Zebd (1183/1769)nin Tcl-Ars adl szlk kitaplarnda fitnenin anlamlar arasnda saylan kfr, gnah, rezlet, mal, evlat gibi anlamlar fitnenin szlk anlamlar arasnda bulunmamaktadr. Sz edilen anlamlar, baz yetler ve baz yet yorumlarndan hareketle bu eserlerde yer almtr. O halde sonraki dnem dilcilerin Kurn ve hadisten hareketle kelimeye yeni anlamlar katmaya kalktklarn syleyebiliriz. Aslen Arapa olan fitne kelimesi, dilimizde de kullanlmaktadr. Milli Eitim Bakanlnn hazrlad rnekleriyle Trke Szlkte fitnenin u anlamlar yer almaktadr: Karklk, kargaa, ara bozumu, fesat; azdrma, batan karma, ayartma; fitneci, arabozan, kartrc; batan karacak kadar gzel (kadn), fet, dilber. Trk Dil Kurumunun yaymlad Trke Szlkte ise fitne; geimsizlik, karklk ve kargaa anlamndadr. Ferit Develliolu ise bu kelimenin Trkedeki anlamlarn u ekilde sralamaktadr: Bel, musbet, sknt; ayartma, azdrma; fesat, ara bozma, karklk, ihtilal; dinsizlik, canilik; ceza; delilik; gzel yz, gzel gz, gzel kadn. Bir baka szlkte de kelimeye u anlamlar verilmitir: mtihan, deneme; ayartma, azdrma, batan karma; karklk, kargaa; ara bozma, bozgunculuk, fesat, kfr, azgnlk, sapklk; arabozan, kartran, fesat karan; fitneye sebep olacak kadar gzel kadn. Fitne ile ilgili dilimizde kullanlan baz tbirler ve anlamlar ise yledir: Fitne fcur: ok fitneci, ok kartrc, fesat karc, insanlar arasna fitne sokmay i edinen kimse; fitne sokmak: ara bozmak, insanlar birbirine drmek, karklk karmak; fitneci: fitne karan, ara bozan, karkla sebep olan, kartrc, ara bozucu, fesat; fitne-kr: fitneci, fesat karmak detinde bulunan; fitneyi uyandrmak: karklk meydana getirebilecek bir konuyu deeleyerek kargaaya, fesada sebep olmak; fitnelemek: arkasndan konumak, ekitirmek, kavga ve kargaa karmak iin ekitirmek, entrika evirmek; fitnelik: kartrma, ara bozma, ekitirme; ara bozuculuk, fesatlk; fitnecilik: fitnecinin davran, fitneci olma durumu; fitne-cihn: fitne sratan, fitne koparan; fitne engz:fesat karan; fitne-miz: fitne fesat kartran, bozgunculuk yapan; fitne-i lem: herkesi birbirine dren gzel, ara bozan, kartrc; fettn, gnl ayartan, aka dren; ekici, cilveli, fitne uyandran, kkrtc, kurnaz; meftn; bylenmi gibi birine gnl veren, k, vurgun, tutkun, mptela; hayranlk iinde olan aakalm, am.

189

Grld gibi fitnenin dilimizde n plana kan anlam; kargaa ve karklktr. mtihan, deneme, bel, musbet, sknt, kfr, dinsizlik, azgnlk, sapklk, canilik, ceza, delilik, gzel sz gibi Trke szlklerde yer alan dier anlamlar, konuma dilinde pek kullanlmamaktadr. Bu durum sz konusu kelimenin Trk dilinde bir anlam daralmasna uradn gstermektedir. Fitne kelimesinin dilimize geerken anlam daralmasna urayarak kargaa ve karklk anlamlarnda kullanlmasnn temelinde, daha ok, sz konusu kelimenin hadis kitaplarnda -kitbul-fiten bal altndagelecekte olacak baz olaylar bildiren bir takm hadislerde kargaa ve karklk anlamlarnda kullanlm olmas ve Hz. Osman dneminde ba gsterip, daha sonraki yllarda artarak devam eden siyasi ve sosyal kargaalar tasvir iin fitne kelimesinin tercih edilmi olmas manidardr. Daha sonraki dnemlerde de Araplar bu ve benzeri siyasi ve sosyal kargaay genelde fitnenin dilimize geen anlamlarnda kullanmlardr. Bu anlamlarn dnda fitne ile ayn kkten tretilmi olan ve dilimizde kullanlan fettn daha ok, gnl ayartan, aka dren; ekici, cilveli anlamnda; yine ayn kkten gelen ve Trkede kullanlan meftn ise daha ok, birine bylenmi gibi gnl veren, k, vurgun, tutkun, mptela anlamnda kullanlmaktadr. Grld zere f-t-n kk ve trevleri Arapadan Trkeye geerken nemli lde anlam daralmasna uramtr. F-t-n kk ve trevlerinin Arapadaki ve dilimizdeki anlamlarn tespit ettikten sonra, imdi de onun Kurndaki kullanmlarn tespit etmeye alalm.
Siz de farkl bir kavramn -rnein hikmet- Arap dilindeki anlamlarn aratrnz.

KURNDA FTNE KAVRAMININ KULLANIMI


ekl Kullanm
Fitne kelimesinin asl olan f-t-n kknden treyen kelimelerin Kurn- Kermde geni bir kullanm alan bulunmaktadr. Kurnda elli sekiz yette yer alan f-t-n kk ve trevleri toplam altm defa tekrar etmektedir. Otuz yette herhangi bir zamire bitimeksizin isim olarak fitne ve el-fitne; drt yette bir zamire bitiik olarak (Mide, 5/41; Enm, 6/23; Arf, 7/155; Zriyt, 51/14) geen bu kk, yirmi be yette (Nis, 4/101; Mide, 5/ 49; Enm, 6/53; Arf, 7/27; Tevbe, 9/49, 126; Ynus, 10/83; Nahl, 16/110; sr, 17/73; Th, 20/40, 85, 90, 131; Neml, 27/47; Ankebt, 29/2,3; Sfft, 37/162; Sd, 38/24,34; Duhn, 44/17; Zriyt, 51/13; Hadd, 57/14; Cin, 72/17; Kalem, 67/6; Burc, 85/10) de dier trevleriyle yer almaktadr. Ayrca yap itibriyle de otuz yedi yerde (Bakara, 2/ 102, 191, 193, 217; lmrn, 3/7; Nis, 4/ 91; Mide, 5/ 41, 71; Enm, 6/23; Arf, 7/155; Enfl, 8/25, 28, 39, 73; Tevbe, 9/47, 48, 49; Ynus, 10/85; sr, 17/60; Th, 20/ 40; Enbiy, 21/35,111; Hac, 22/11,53; Nr, 24/63; Furkn, 25/20; Ankebt, 29/10; Ahzb, 33/14; Sfft, 37/63, 162; Zmer, 39/49; Zriyt; 51/14; Kamer, 54/27;Mmtehine, 60/5; Tegbn, 64/15; Kalem,67/6; Mddesir, 74/31) isim formunda geen f-t-n kk, yirmi yerde de (Nis, 4/101; Mide, 5/ 49; Enm, 6/ 53; Arf, 7/27; Tevbe, 9/49,126; Ynus, 10/83; Nahl, 16/110; sr, 17/73; Th, 20/40,85,90,131; Neml, 27/47;

190

Ankebt,29/2,3; Sd, 38/24,34; Duhn, 44/17; Zriyt; 51/13; Hadd, 57/14; Cin, 72/17; Burc 85/10) fiil olarak geer. Tespit edebildiimiz kadaryla bu yetlerin yirmi yedi tanesi Mekk ( Enm, 6/53; Arf, 7/27,155; Ynus, 10/83,85; Nahl, 16/110; sr, 17/60; Th, 20/40,85,90; Enbiy, 21/35,111; Furkn, 25/20; Neml, 27/47; Sfft, 37/63,162; Sd, 38/24,34; Zmer, 39/49; Duhn, 44/17; Zriyt; 51/13-14; Kamer,54/27; Cin,72/17; Kalem, 67/6; Mddesir, 74/31; Burc 85/10), otuz biri de Medendir (Bakara, 2/102, 191, 193, 217; l-mrn, 3/7; Nis, 4/91,101; Mide, 5/41,49,71; Enm, 6/23; Enfl, 8/25, 28, 39, 73; Tevbe, 9/47,48,49,126; sr, 17/73; Th, 20/131; Hac, 11,53; Nr, 24/63; Ankebt, 29/2,3,10; Ahzb, 33/14; Hadd, 57/14; Mmtehine, 60/5; Tegbn, 64/15). Fitne kelimesinin asl olan f-t-n kknden treyen kelimeler yirmi be ayr kalpta u ekilde yer almaktadr: Fitne (Bakara, 2/102, 193; Mide, 5/71; Enfl, 8/25, 28, 39, 73; Ynus, 10/85; sr, 17/60; Enbiy, 21/35, 111; Hac, 22/11,53; Nr, 24/63; Furkn, 25/20; Ankebt,29/10; Sfft, 37/63; Zmer, 39/49; Kamer, 54/27; Mmtehine, 60/5; Tegbn, 64/15; Mddesir, 74/31); el-Fitne (Mide, 5/ 41; Enm, 6/ 23; Arf, 7/155; Zriyt, 51/14); Fitnetke (Arf, 7/155); Fitnetkm (Zriyt, 51/14); Fitneteh (Mide, 5/41); Fitnethm (Enm,6/23); Ftn (Tha,20/40); Fetentm (Hadd, 57/14); Feten (Burc, 85/10); Fetenn; (Enm, 6/53; Th, 20/85; Ankebt, 29/3; Sd, 38/34; Duhn, 44/17) Fetennke (Th, 20/40); Fetennh (Sd, 38/24) L Teftinn (Tevbe, 9/49 ); Li neftinehm (Th, 20/131, Cin, 72/17); Yeftnekm (Nis, 4/101 ); L Yeftinennekm (Arf, 7/27 ); En yeftinehm (Ynus, 10/ 83); Yeftinke (Mide, 5/49 ); Leyeftinneke (Th, 20/131, Cin, 72/17); Ftintm (Th, 20/90 ); Ftin (Nahl, 16/110 ); Tftenn (Neml, 27/47); Yftenn (Tevbe, 9/126, Ankebt, 29/2, Zriyt, 51/13); Biftinn (Sfft, 37/162); el-Meftn (Kalem, 67/6);

Anlamsal Kullanm
Kurn- Kermde fitne kknden treyen kelimeleri anlamsal adan geni bir kullanmnn olduunu grmekteyiz. Szlklerde geni anlamlar kmesini kucaklayan fitne, Kurnda da ok farkl anlamlarda kullanlan mterek bir lafzdr. Kavram bu yn ile Kurn ilimlerinden birisi olan el-vch vennezirin ilgi alanna girmektedir. Kelimenin eitli yaplarda olmas ve deiik anlamlara gelmesi itibariyle de sz konusu ilmin el-vch ksmn ilgilendirir. Bu sebeple el-vch ven-nezir ile ilgili baz eserlerde fitnenin Kurnda ki farkl anlamlar zerinde durulmutur. Dmen (478/1085) Kmsul-Kurn adl eserinde fitnenin trevleriyle birlikte Kurnda u on bir farkl anlam ierdiini belirtmitir: irk; kfr; azap; imtihan; atele yakma; ldrme; doru yoldan alkoyma; sapklk; mazeret; fitne; delilik. bnl-Cevz (597/1201)nin Nzhetl-Ayn isimli eserinde bu kelimenin Kurnda trevleriyle birlikte u on be farkl anlamlarda kullanld ifade edilmitir: irk; kfr; imtihan; azap; atele yakma; ldrme; doru yoldan alkoyma; sapklk; mazeret; ibret; delilik; gnah; cez; hastalk; hkm. Frzbd (817/1414) ise Besir adl eserinde sz konusu kelimenin Kurnda u on iki farkl anlam karladn sylemitir: Azap; irk; kfr; gnah; imtihan-deneme; ikence, yakmak; ldrme, helak etme; doru yoldan alkoyma; sapklk, aknlk; mazeret, are; delilik, gaflet.

191

Grld zere sz konusu eserlerde, fitne ve trevlerine olduka farkl anlamlar verilmitir. Bu sebeple olacak ki, mfessirler de, Kurnda fitnenin karl olan belirli bir anlam zerinde ittifak etmemiler, kelimeyi genellikle szlk anlamndan hareket ederek bulunduu balamna gre yorumlamaya almlardr. Mfessirler az da olsa bazen ayn yette yer alan fitnenin anlam zerinde ittifak etseler de genellikle byle bir birliktelii salayamamlardr. yle ki ileride de grlecei zere bazen ayn yette yer alan fitnenin anlamlar ile ilgili olarak birbirinden farkl gr belirtmilerdir. Bu karmak durum zaman zaman ayn yetteki fitnenin anlalmasn zorlatrmtr. Konu ile ilgili olarak bu ksa aklamalardan sonra, fitne ve trevlerinin Kurndaki anlamlarn, mfessirlerin yorumlarndan da yararlanarak tespit etmeye alacaz. Burada f-t-n kk ve trevlerinin yer ald btn ayetleri ele almamz elbette mmkn olmadndan szn ettiimiz fitne kavramnn Kurndaki anlamlarn rnekler vererek sralamaya alacaz. Buradaki asl hedefimiz anlamlardaki karmaaya son verebilmek ve fitnenin hangi anlamda kullanld konusunda doruyu veya doruya en yakn anlam tespit edebilmektir. mtihan, Deneme, Snama Yaygn anlamyla imtihan, kabiliyeti lmek iin yaplan yoklama ve kiinin manevi direnme gcn ortaya koyan zor durumu ifade etmek iin kullanlr. Fitne kelimesi Kurnda en ok bu anlamda kullanlmtr. Kurnda fitne formunun snav, deneme ve deneme arac anlamnda kullanld yetlerden biri, Bilin ki, mallarnz ve ocuklarnz birer snav aracdr (fitnetn). Allah katnda ise byk bir mkfat vardr melindeki Enfl sresinin 28. yetidir. yette belirtilen bu snav aralar, sorumluluklarn yerine getirip getirmediinin, Allah tarafndan konulan snrlarn gzetilip gzetilmediinin ortaya kmas amacyla insana verilmitir. Neticede bu aralarla snanp, haktan sapmayan kii bu dnya snavn kazanrken, mal ve evlda ar dknl sebebiyle doru yoldan ayrlan, hakszlk yapan da sz konusu snav kaybederek byk hsrana urar. Yer ald balam gz nnde bulundurulduunda gerek bu yet ve gerekse ayn ifadelerin bulunduu Tebn sresi 15. yette, zellikle mal ve evlatlarn olduka nemli bir snav vesilesi olduu belirtilerek, bu hususta mminlerin daha dikkatli davranmalar vurgulanmakta, onlarn, mal ve ocuklarna ar sevgi ve ballk duymalarnn dourabilecei tehlikeye iaret edilmektedir. Bu tehlike de kiinin imannn gerektirdii ahlak, iyilik ve adalet seviyelerini korumakta glk ekmesidir. Zira Esed (.1992)in de ifade ettii zere, dnyev eylere kar duyulan tutku ve meyil, kiinin ailesi iin besledii kayrma ve koruma duygusu bazen insan haddi amaya (ve dolaysyla Allahn mesajnda ngrlen ahlk ve mnev deerlere ihanete) sevk ettii iindir ki, bunlar fitne olarak nitelendiriliyor. Her nefis lm tadacaktr. Bir imtihan (fitne) olarak sizi hayr ile de er ile de deniyoruz. Ve siz, ancak bize dndrleceksiniz melindeki Enbiy sresinin 35. yetinde geen fitne kelimesi de imtihan ve snama anlamnda kullanlmtr. Her cann lm tadacann, insanlarn hayr ve erle imtihan edileceklerinin belirtildii bu yette grld zere gerek nimetle ve gerekse bel ile insann imtihana tabi tutulmas fitne ile ifade edilmitir. Dier bir ifadeyle fitne kelimesi burada hem bel ve musbetler gibi olumsuzluklar ve hem de nimet ve gzellikler gibi olumlu eyleri karlamaktadr.

192

Kurn pek ok yette insanlarn bu dnyada babo braklmayacan vurgulayarak onlara sorumluluklarn hatrlatmaktadr. Ankebt sresinin 2. ve 3. yetlerinde de ayn tema ilenmektedir: nsanlar, iman ettik demekle imtihan edilmeden (l yftenn) braklacaklarn m zannederler? Andolsun ki, biz onlardan ncekileri de imtihan etmitik (Fetenn). Allah doru syleyenleri de yalanclar da mutlaka bilir. Bu yetlerde l yftenn ve fetenn kullanlarak, insanlarn snava tabi tutulacaklar ve daha nceki mmetlerin de benzeri bir snavdan geirildikleri haber verilmektedir. Sz konusu yetlerde geen f-t-n trevlerinin imtihan anlamna geldii mfessirlerin yaygn kanaatidir. Buna gre, insanlarn sadece iman ettik demeleri yeterli olmayp imandaki samimiyetleri ve sebatlarnn belirlenmesi iin bir snava tabi tutulmalar gerekmektedir ki, yetler de esasen bu duruma iaret etmektedir. Bask, Zulm, kence Bir kiinin bir kiiye veya bir topluluun baka bir toplulua eziyet ve ktlk yapmas bask, zulm ve ikence szckleriyle ifade edilir. Bunlardan bask, bir eyi skma, zorlama, kuvvet ve zor altnda bulundurma veya bulunma, bir kiinin davranlarnda, hareket ve dncelerinde serbest olmamas anlamn ifade eder. Zulm ise, her trl hakszlk ve adaletsizlii anlatr. Bir kimseye madd ve mnev olarak yaplan iddetli eziyeti anlatan ikence ise, zulm ve basknn en ileri boyutudur. Zulm kelimesi hem bask ve hem de ikencenin anlamn kapsamaktadr. Kurnn bir ksm yetlerinde geen fitne ve trevleri de bask, zulm ve ikence anlamlarn ifade etmektedir. Fitnenin sz konusu anlamlarda kullanld en dikkat eken yetlerden birisi udur: Onlar (size kar savaanlar) yakaladnz yerde ldrn. Sizi kardklar yerden (Mekkeden) siz de onlar karn. Zulm ve bask (fitne) adam ldrmekten daha beterdir. Yalnz, Mescid-i Haram yannda, onlar sizinle savamadka, siz de onlarla savamayn. Sizinle savarlarsa (siz de onlarla savan) onlar ldrn. te kfirlerin cezas byledir. Bu yette geen fitne kelimesi, zellikle inanca ynelik olarak yaplan bask, zulm ve ikence anlamn ifade etmektedir. Bu husus szn ettiimiz yetin hem yer ald balamdan, hem de nzul sebebi ve ortamndan anlalmaktadr. O halde nce bu yetin yer ald tarihsel ve sosyal balam tespit etmeye alalm. yet, kfirlerin mminlere ynelik saldrlarndan ve yaptklar zulmler karsnda onlarla savalmasnn gerekliliinden ve yaplacak bir savata mminlerin nasl davranacaklarndan sz eden bir balamda yer almaktadr. Bir nceki yette, Sizinle savaanlara kar Allah yolunda siz de savan. Sakn ar gitmeyin, nk Allah ar gidenleri sevmez denilerek mslmanlara, kendileriyle savaanlara kar savamalar emredilmektedir. Sava emri ile ilgili olarak inen ilk yetin bu olduunu syleyen Kurtub (671/1272), sz konusu yetin nzul sebebi ile ilgili u rivyete yer verir: Hz. Peygamber umre yapmak zere ashab- kiram ile birlikte Mekkeye gitmek zere yola kt. Mekke yaknlarnda Hudeybiye denen yerde konaklad ve mrikler de onun Beytullaha girmesini engellediler. Bunun zerine Hz. Peygamber de Hudeybiyede bir ay sreyle kald. Mrikler Hz. Peygamberle u artlarda anlatlar: O yl mminler (umre yapmadan) geri dnecekler, ertesi yl Mekke mminler (umre yapmalar) iin gn sreyle boaltlacak ve aralarnda on yl sava yaplmayacak. Bunun zerine Hz. Peygamber ve mslmanlar birlikte Medineye geri dndler. Ertesi sene Hz Peygamber umre yapmak zere hazrlklarn yapt. Mslmanlar Mekkeli mriklerin szlerinde durmayacaklarndan endielendiler. Onlar haram aynda harem dahilinde savamaktan da holanmyorlard.

193

te bu yet-i kerme bunun zerine nzil olmutur. Bu ayet Mminlere kendilerini savunma hakk vermitir. Burada ksaca Mekkeli mriklerin hicretten nce Mslmanlara kar tavrlarna ksaca deinmek istiyorum. Mekkeli mrikler Hz. Peygamber ve ashabna oka eziyet ediyorlard. nananlara yaplan bask ve ikence Mekke dneminin en belirgin zelliklerindendir. yle ki ashabn dayak yemi veya yaralanm birini Raslullaha getirmedikleri gn olmuyordu. Bunlardan bir ksm ok ar ikencelere maruz braklyordu. Ashabn maruz kald ikencelerden bazlar yleydi: Onlar yakc gne altnda kzgn kumlara yatrlp plak bedenleri zerine ar talar konarak bekletiliyor, a ve susuz braklyor, yerlerde srndrlyorlard. Bazen elleri ve ayaklar balanarak kamlanyorlard. Bazen de bedenleri atele dalanyordu. Bazlar bu ikenceler neticesinde can vermiti. zellikle mminleri dinlerinden dndrmek zere yaplan bu ikenceler onlar alabildiine zyordu. Ashab bunlar Raslullaha ikyet ettiinde Raslullah: Sabrediniz, daha ktal ile emrolunmadm diyordu. Nitekim inanlar sebebiyle mriklerden grdkleri bask ve zulmn sonucunda bir ksm mminler nce Habeistana, daha sonra da evlerini, yurtlarn, vatanlarn terk ederek Medineye hicret etmilerdi. Hatta hicret edemeyen baz gsz Mslmanlar hicretten sonra da bu bask ve zulmn altnda kalmlard. Raslullah hicret ettiinde mminleri Allah yolundan alkoyan ve onlara saldran dmanlarna kar savamaya izin veren yetler nzil oldu. Sava gerekesinin mminlere saldr olduunun anlatld Bakara 190. yetten hemen sonra gelen ve fitne kelimesinin getii Zulm ve bask (fitne) adam ldrmekten daha beterdir melindeki yetinde ise, balanm ve o anda devam etmekte olan savata, mminlerin nasl davranmalar gerektii anlatlr. Burada mriklerin mminlere yaptklarna bir misilleme olmak zere olaanst artlarn bir sonucu olarak mminlerden onlar yakaladklar yerde ldrmeleri ve kendilerini yurtlarndan karan bu kimselere ayn ekilde karlk vermeleri istenmektedir. Bu ifadelerin ardndan gelen, Zulm ve bask (fitne) adam ldrmekten daha beterdir hkm ise sz edilen talebin gerekesini oluturmaktadr. Buna gre mriklerin fitne eylemini gerekletirmeleri, mminlerin mriklere kar savamalarnn ve savata onlar ldrmelerinin meru sebebidir. Burada savata mrikleri ldrme ile onlarn fitnelerinin mukayesesi yaplarak, onlarn fitnesinin ok daha ar ve daha kt bir durum olduu belirtilir. O halde bu yet mminlerin daha ok Mekkede karlatklar durumu anlatmaktadr. Burada geen fitne zellikle mslmanlarn Mekkede karlatklar eziyete gnderme yaptndan dinleri sebebiyle mrikler tarafndan yaplan her trl saldry ifade eder. yetteki fitneyi zulm ve bask olarak yorumlayan Esed (.1992), bunun gerekesi ile ilgili olarak da unlar syler: Fitnenin bu balamda bask olarak evrilmesinin gerekesi, bu terimin insan sapkla gtren ve manevi deerlere inancn kaybetmesine yol aan her trl mdahale iin kullanlmasdr. Mevdd (.1979) de fitnenin buradaki tam karlnn iddete bavurarak bir fikri bastrmak ve ortadan kaldrmak olduunu sylemektedir. Buna gre buradaki fitne insanlarn Allaha zgrce kulluk yapmalarnn nndeki tm engellemeleri ifade etmektedir. Tm bu aklamalar fitnenin burada zulmn kapsamna giren geni anlamlar kmesini kucakladn gsterir. Bu manada, mminlerin Allah yolundan alkonulmalar, onlar asndan hayati nem tayan, kendisiyle hem dnyada ve hem de hirette mutlu olacaklarna inandklar inanlar sebebiyle eitli ikencelere tbi tutulmalar, bazlarnn dvlp yaralanmalar ve bazlarnn da ldrlmeleri, inanlarndan vazgemeleri

194

iin ala mahkum edilmeleri, toplumdan tecrit edilerek yalnzla itilmeleri, horlanp alay edilmeleri, Mekkeden srlmeleri, mminlerin aktan ibadet etmelerinin engellenmeleri, Kbeyi ziyaretten uzak tutulmalar, evlerinden, mallarndan, ailelerinden ve ocuklarndan uzaklatrlmalar, mriklerin Hz. Peygamberi ldrmeye ynelik teebbsleri, slmn gelimesini nlemek iin mminlere sava amalar hep fitnenin kapsamna girmektedir. Buna gre btn bunlar sava ortamnda mrikleri ldrmekten daha ar bir durumdur. M. Hamdi Yazr bu durumu sosyal ve psikolojik adan u cmlelerle gzel bir ekilde tahlil etmitir: Fitne: Asl, szlkte, karn almak iin altn atee koymaktr. Bundan sknt ve belya sokmak mnsnda kullanlmtr ki burada bu mnyadr. Yani vatandan karmak gibi, insanlar azaba uratacak bel ve sknt ldrmekten daha ardr. lmden daha ar ne vardr, demeyiniz. nk lm temenni ettiren durum, lmden daha ardr. Bu szn geliinde insan vatanndan karmann da ona, lm temenni ettirecek fitne ve sknt cmlesinden olduuna iaret vardr. irk, kfr yaymak, dinden dnmek, Allah'n yasaklarn inemek, genel skneti bozmak, vatandan karmak hep birer fitnedirler. Mminin -Allah korusun- dnp kfir olmas, ldrlmesinden ardr. Doru yola girmi olan mminlerden baz kimseler, Mekke mrikleri tarafndan kfre dndrlmek iin azaba uratlyor, onlar da, Allah yolunda ldrlenlere 'ller' demeyin. Hayr onlar diridirler. (Bakara, 2/154) ilh emri gereince lmeyi gze alp Allah'n izni ile dayanyorlard. Bu ekilde haram ayda ashbdan bazlarn mrikler ldrmler, bu da mslmanlarn gcne gitmiti. te btn bunlar Fitne ldrmeden daha ardr" prensibinde zetlenerek harp ilnnn sebebi ksaca ifade buyrulmu ve mslmanlar fitneyi ortadan kaldrmak iin Allah yolunda ya gazi veya ehit olmaya tevik edilmitir. Nzul sebebi zel ise de sz, fitnenin mahiyetinin, ldrmenin mahiyeti ile karlatrlmasn ifade ettiinden hkm geneldir. ada melliflerden Reit Rz (1354/ 1935) da zerinde durduumuz, Zulm ve bask (fitne) adam ldrmekten daha beterdir melindeki yeti yukarda aklanan dorultuda yorumlamakta ve unlar sylemektedir: Dininizden ayrmak maksadyla mriklerin size zulm ve ikence yapmalar, yurdunuzdan karmalar, mallarnza el koymalar eklindeki fitneleri ldrmekten daha ktdr. nk insan iin benimsedii ve sonu olarak da mutlu olacan umduu inancndan dolay zulme, skntya ve ikenceye uratlmasndan daha byk bel yoktur. M. Hamdi Yazr, fitnenin ldrmeden neden daha kt bir durum olduunu ise yle aklamaktadr: ldrme, aslnda fena bir eydir. Fakat fitne de ldrmeden daha iddetlidir, daha ardr. nk ldrmenin zahmet olmas abuk geer, fitneninki devam eder. ldrme, insan yalnz dnyadan karr. Fitne ise hem dinden, hem dnyadan eder. Bunun iin fitneye tutulmaktan ise o fitneyi karanlar ldrmek veya lmek yahut da kardklar fitneyi kendi balarna ykmak elbette daha iyidir. Ehven-i erreyn (iki errin en zararsz) tercih edilir. kaidesi de bu gibi naslardan karlmtr Fitneye yklediimiz bu anlam dorultusunda savan nihi hedefini aklayan Hibir zulm ve bask (fitne) kalmayncaya ve din (kulluk) yalnz Allahn oluncaya kadar onlarla savan yetini yle aklayabiliriz: Dinden uzaklatrmaya ynelik yaplan bask, zulm ve ikence tamamen ortadan kalkncaya ve insanlar bakalarna boyun emeksizin Allaha kulluk etme imkanna kavuuncaya kadar savan. yet hakknda vardmz bu sonuca dair gerekemizi de yle aklayabiliriz: Bu yet insanlarn gven ve zgrlk ierisinde yalnzca Allaha kulluk edebilme ortamn salamalarn mminlerden aka istemektedir. Bu da ancak

195

zulm ve bask yapanlarn saldrganlklarnn nlenip, glerinin krlmas ve bunun neticesinde din hrriyetinin tam olarak salanmas ile gerekleir. Sapma, Saptrma ve Ayartma Fitnenin szlk anlamlar arasnda, sapma, saptrma ve ayartmann da olduunu belirtmitik. Bunlardan sapma, doruluktan ayrlma, yanla saplanma; saptrma, konuulanlar ve sylenenleri asl amalarndan uzaklatrma; ayartma da, batan karma, doru yoldan saptrma ve kandrma anlamlarna gelmektedir. Kurnda geen fitne ve trevleri de zaman zaman bu anlamlar ifade eder. Kurnn bir ksm yetlerinin muhkem, bir ksmnn da mtebih olduu, muhkem yetlerin Kurnn temelini oluturduu, bunlarn dnda kalanlarn ise mtebih yetler olduu, kalplerinde erilik olan kt niyetli kimselerin, srf fitne karmak ve arzularna gre yorumlamak amacyla mtebih yetleri tevile yneleceklerinin ifade edildii Sana Kitab' indiren O'dur. Onun (Kurn'n) baz yetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'n esasdr. Dierleri de mtebihtir. Kalplerinde erilik olanlar, srf phe uyandrarak saptrmak (fitne) ve onu (kendi arzularna gre) tevil etmek iin ondaki mtebih yetlerin peine derler. Halbuki onun tevilini ancak Allah bilir. limde yksek pyeye erienler ise: Ona inandk; hepsi Rabbimiz tarafndandr, derler. (Bu incelii) ancak akl- selim sahipleri dnp anlar melindeki l-i mrn sresi 7. yetinde geen fitne kelimesi hakikati karmak gsterip insanlar pheye drmek ve artmak suretiyle doru yoldan uzaklatrmak ve saptrmak anlamn ifade etmektedir. Mednede Yahudilerin Hz. Peygamberi Allahn hkmlerinden uzaklatrma gayretleri karsnda kendisinden taknmas istenilen tavr bildiren Aralarnda Allahn indirdii ile hkmet. Onlarn arzularna uyma. Ve onlardan sakn ki Allahn sana indirdiinin bir ksmndan seni uzaklatrmasnlar (en yeftinke). Eer yz evirirlerse, bil ki phesiz Allah, baz gnahlar sebebiyle onlar musibete arptrmak istiyor. nsanlardan birou muhakkak ki yoldan kmlard (Maide 5/50) melindeki yette en yeftinke formunda yer alan fitne, vazgeirme, hedefinden uzaklatrma, aldatma, doru yoldan alkoyma, daha ok aldatma ve artma yoluyla saptrma anlamlarnda kullanlmaktadr. Fest, Kargaa, Karklk karma Dilimizde fest, karklk, kargaalk, ortaln birbirine dp karmas, ktlk, nifak, hile, ktlk dnme, insanlar birbirine drme, bozukluk, rklk anlamndadr. Bu kelimenin kullanmlarndan olan fesat karmak deyimi, ortal kartracak ekilde davranmak, ara bozmak, insanlar birbirine drmek; fesat kurmak deyimi, zarar vermek ktlk yapmak zere plan yapmak; fesat kelimesi de, kartrc, karklk karan, arabozucu anlamlarn ifade eder. Kurnn anlam rgs ierisinde nemli bir yere sahip olan ve getii yere gre farkl anlamlar kazanabilen fitne kelimesinin baz ayetlerde de fesat karma, akllar kartrma ve bu yolla insanlar dorudan saptrma gibi anlamlara geldii grlmektedir. Tevbe sresinin 47. ve 48. yetlerinde yer alan fitne kelimelerinin de Trkede kullanld anlamda fitne karma, mminler arasndaki birlii bozma, onlarn niyetlerini ifsat etme; kargaa ve karklk karma anlamlarnda olduu anlalmaktadr. Bu yetlerde, mnafklarn, mslmanlara ynelik olarak, bata onlarn birlik ve btnlklerini bozma, savatan alkoyma, dman gl gstererek mminlerin kalplerine korku salma, morallerini bozma, zellikle yeni mslman olanlar dinlerinden uzaklatrp kfre

196

dndrme maksadyla dn konularda pheye drme ve slmdan soutma olmak zere ykc tm faaliyetleri fitne kavramyla ifade edilmektedir. Bel Ve Musbet Bel; dilimizde gam, keder, tasa, fet, cez, zor ve skntl i; musbet ise felket, byk fet, birdenbire gelen bel anlamlarna gelmektedir. Fitne kelimesinin szlk anlamlarn verirken onun bel ve musbet anlamna geldiine de iaret etmitik. Mfessirler, baz yetlerde geen fitne kelimesinin de bu anlamda olduunu sylemilerdir. Fitne kelimesinin bel ve musbet anlamnda kullanld yetlerden biri ...nsanlardan kimi Allah'a yalnz bir ynden kulluk eder. yle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musbete urarsa ehresi deiir (dinden yz evirir). O, dnyasn da, hiretini de kaybetmitir. te bu, apak ziyann ta kendisidir melindeki Hac sresinin 11. yetidir. Bu yette, maddi menfaat beklentileri ile imann gerekleemeyeceine iaret edilmi olup, mminin iman sebebiyle dnyev kar-zarar ve nimet-klfet dengesini hesap etmesinin doru olmayacana vurgu yaplmtr. Buna gre Kurnn istedii iman sadece menfaat salayan, risk getirmeyen ve sahibini ilelere maruz brakmayan iman deildir. Aksine imanda hem ile hem de nimet beraberdir. Bu sebeple, musbetle/fitneyle hi yz yze gelmeden, tamamen menfaat temin etmek iin iman etmenin makbul olmayacana da ayette bir iaret vardr. Azap Dilimizde azap, dnyada gnah ileyenlere hirette verilecek cez anlamndadr. Kurnda geen fitne bazen bu anlamda da kullanlmaktadr. Ate zerinde yanmak suretiyle azaba uratlacaklar (yftenn) gn (grevli melekler onlara yle der): Azabnz tadn! (zk fitnetekm). te acele isteyip durduunuz ey budur melindeki Zriyt sresi 13-14. yetlerinde yftenn ve fitnetekm formlarnda geen fitne de azap anlamn ifade eder. Delilik Dilimizde delirme, akln karma, ldrma anlamndadr. Kalem sresi 6. yette el-meftn formunda geen fitnenin anlamlarndan birinin de bu olduu belirtilmektedir.
Siz de Enfl sresinin 25. yetinde yer alan fitne kelimesinin anlamn tespit etmeye alnz.

KURNDA FTNE KAVRAMININ ANLAMINI KARILAYAN BAZI KELMELER


Tespit edebildiimiz kadaryla Kurn terminolojisi ierisinde fitne kelimesinin zengin anlam rgsn karlayan pek ok kelime bulunmaktadr. nk fitne kelimesi Kurnda kullanld anlamlar itibariyle tek bir kelimeyle ifade edilemeyecek kadar ok anlama sahiptir. Biz burada fitnenin anlam alanna dorudan giren ve daha ok ne km olan baz kavramlar zerinde duracaz.

197

Bel-btil Bel kelimesi szlkte; eskimek, ypranmak, snamak, gam, musibet gibi anlamlara gelmektedir. Bel ve ayn kkten treyen ibtil, Kurn terminolojisinde snama ve imtihana tabi tutma anlamlarn ifade eden kelimeler arasnda yer almaktadrlar. Kur'n'da yer alan bel ve ibtil kelimelerinin (Bakara 2/49, Arf 7/41, brahim 14/6, Sfft, 37/106, ed-Duhn, 44/33), zellikle Allah-kul ilikisi ierisinde snama ve deneme anlam tayan fitne kelimesi ile ayn manada olduklar grlmektedir. Sz konusu kelimelerin her ikisi de, hem insana sunulan bolluk ve hem de kar karya kald skntlar iin kullanlrken fitne daha ok kiinin karlat skntl durumlar ve kazanlmas ok zor snavlar ifade etmektedir. mtihan mtihan kelimesi; bir eyin aslna vakf olmak, bir ey zerinde derinlemesine dnmek, denemek, soruturmak, imtihan etmek, musibete duar olmak, artmak, temizlemek, sktrmak, boyun edirmek, krbala dvmek, niyetini aa karmak ve benzeri anlamlara gelmektedir. Bu yn ile mevcut kelimenin szlk ynnden birbirinden farkl anlamlarnn varl grlmektedir. Bu sebeple onun fitne kavramyla tamamen rttn sylemek zordur. Daha nce de ifade edildii gibi, sz konusu bu kelimenin fitne kavramyla ilgisi, her ikisinin de imtihan anlamn tamalar sebebiyledir. Mesel (Onlar) phesiz Allahn kalplerini takva ile imtihan ettii/denedii kimselerdir melindeki yetinde (Hucrt/49/3) geen imtihan kelimesi, deneme ve snama anlamnda fitne kelimesiyle rtmektedir. Ancak imtihan anlamn ifade eden kavramlar ierisinde fitne imtihann en iddetli olann anlatmaktadr. Musbet Szlkte, okla vurmak, isabet etmek, erimek ve dokunmak manalarnda olan musbet; bel, anszn gelen felaket ve sknt anlamlarnn yannda genel olarak insann bana gelen ve hoa gitmeyen eylerin tamam yahut sknt veren her ey olarak tanmlanmaktadr. Dier bir ifade ile musibet, hedefine isabet eden mermi gibi insana iddetle dokunan hadise ve felaketlerdir. Bu anlamlar erevesinde musibet szcnn hem bir imtihan vesilesi olmas, hem de baa gelen herhangi bir sknty ifade etmesi bakmndan fitne kavram ile ilikili olduu grlmektedir. Kurnda ska tekrar eden musbet kelimesinin, fitnenin bel ve musbet anlamyla rttnn en gzel rnei, Kendilerine bir musbet geldiinde: Biz Allaha aidiz ve biz tekrar Ona dneceiz, derler melindeki Bakara sresinin 156. yetidir. Bu yette yer alan musbet, baa gelen ve insan skntya dren her kt durumu ifade etmektedir. Zulm Adletin zdd olan zulm szlkte, hakszlk etmek, adletsiz davranmak ve hakkn vermemek demektir. Aslnda herhangi bir eyi yerli yerinde kullanmamak da zulmdr. Yani zulm; ister fazla, isterse eksik olsun, herhangi bir eyin kendine ait olan yerin dnda baka bir yere konulmas anlamndadr. Ayrca bu kelimenin, maksad amak, hakk teslim etmemek ve haddi tecavz etmek anlamlarna geldii de ifade edilmitir.

198

Fitne ile tad ortak anlamlar itibariyle sosyal dengeyi bozan en nemli faktrlerden birisinin de zulm olduu bilinmektedir. Bu noktadan hareketle zulmn, fitne olgusunu harekete geiren en nemli etkenlerden birisi olduu sylenebilir. Dier taraftan zulm, herkesin hakkna tecavz etmeyi ilke haline getiren bir irade olduundan, hak ihlali ve haddi tecavz anlamlar tayan fitne kavram ile birlemektedir. Kurn zulm kelimesini de bask ve ikence anlamnda zikretmektedir. Nitekim Nahl sresinin zulme uradktan(zulim) sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, elbette onlar dnyada gzel bir ekilde yerletiririz... melindeki 41. yetinde geen zulm, ayn srenin, sonra phesiz ki Rabbin eziyete uratldktan (ftin) sonra hicret ede, Sonra Allah yolunda cihad edip sabreden kimselerin yanndadr melindeki 110. yetindeki fitnenin bask ve ikence anlamyla ayndr. Eza Ez ise eziyet etmek, incitmek, ac ektirmek ve zarar vermek anlamndadr. Buna gre ez denilince, insann holanmad her ey anlalr. Bir baka ifade ile ister dnyevi, ister uhrevi olsun canllarn beden, can ya da organlarna isabet eden her trl zarara eziyet denilmektedir. Fitnenin ez anlam ile ilgili olarak da Ankebt sresinin nsanlardan yleleri de vardr ki, Allaha inandk derler. Ama Allah yolunda bir skntya uraynca (ziye), insanlarn bask ve ikencesini (fitne), Allahn azab gibi sayarlar... melindeki 10. yetini zikredebiliriz. Bu yette fitne kelimesi ile ez kelimesi yan yana, ayn yette sanki bir biri ile mteradif bir kelime eklinde yer almaktadr. Fesd Sulhun zdd olan fesd kelimesi; bir eyin fasit olmas, bozulmak, rmek, mahvolmak, kt olmak, kt yola sapmak anlamlarna gelmektedir. Fesd ayn zamanda bir eyin ok veya az olarak dengenin dna kmasdr. Bu kkten gelen ifsd ise, bir eyi bozmak, ifsat etmek, mahvetmek, ktlk yapmak, doru yoldan saptrmak, bozgunculuk yapmak anlamndadr. Kurn yeryznde bozgunculuk yapanlar her vesile ile knamakta ve onlarn bu tr davranlarn eletirmektedir. Bozgunculuk baz ayetlerde (Bakara, 2/10; Kasas, 28/77) fesd ile ifade edilmitir ki, bu da fitnenin bozgunculuk anlam ile rtmektedir. Buna gre fitne ya da fesd kelimelerinin anlam alann oluturan bir eyi bozmak ve bozgunculuk karmak, hatta bask ve zulm yapmak eklindeki her trl i ve anlaylar da kanlmas gereken davranlar olarak birbiriyle ayn grubu oluturmaktadrlar. dll Ve Dallet Dallet kelimesi szlkte, gizlemek, kaybolmak, zayi olmak, batl ve hkmsz olmak, sapmak, doru yolu bulamamak, unutmak ve kaybetmek anlamlarna gelmektedir. Dallet kelimesi, hidayet szcnn kart olup, dini literatrde de; doru yoldan kasten veya unutarak, bilerek veya bilmeyerek sapmak demektir. Dallet, gafletle balar, aknlkla devam eder ve yoklukla biter. Aslnda hissedilen maddi yoldan sapmay ifade etse de sonradan maneviyatta ve aklla bilinen eylerde mehur ve dindeki sap-

199

knln da ifadesi olmutur. Genellikle hidyetle ayn cmlede fakat zt anlamlarda yer alan dalletin, sapma ve saptrma anlamndaki fitne ile anlamlar rtmektedir (Zmer, 39/41; Th, 20/79). Tpk fitnede olduu gibi, dalaletin sapma anlamnn, kiinin kendi kendisi ile saptrmann ise kendisinin dndaki biri veya bir ey ile ilikili olduunun bilinmesi gerekir. v v kelimesi; saptrmak, ayartmak, aldatmak, mahrum brakmak, zarar vermek, dndrmek, yz evirttirmek, azdrp, doru yoldan uzaklatrmak anlamlarnda kullanlmaktadr. Tpk idll ve dallet kelimelerinde olduu gibi sz konusu kelime de eer gav olarak kullanlrsa bir kimsenin kendi kendine sapmas, yolunu armas, zarara uramas ve doru yoldan ayrlmas; eer iv kalb ile kullanlrsa yolunu artp saptrmak, mahvetmek anlamlarn ifade eder. Farkl trevleriyle Kur'n'n muhtelif yetlerinde (Arf, 7/16; Sd, 38/82-83) yer alan bu kelime artmak ve doru yoldan saptrmak anlamlarnda fitne ile birlemektedir. Azb Szlkte sknt, ceza ve ikence anlamndaki azap kelimesinin dnyev ve uhrev boyutu vardr. Kurn'da pek ok yette yer alan azap kelimesinin tad anlam daha ok hiret boyutlu olmakla birlikte; bunun, insanlar aras ilikilerin ifade edildii baz yerlerde (Bakara, 2/49; 'rf, 7/141) ikence, zulm manasndaki fitne anlamn ierdii grlmektedir. Bu sebeple sz konusu szcn, hiret boyutunu ifade etmeyen hususlarda, fitne kavram ile bir benzerlik oluturduunu ifade etmemiz mmkn olmaktadr. Grld gibi Kur'n- Kerm'de fitne kavramnn anlam alanna giren birok kavram vardr. Bu kavramlar, ele aldmz kavramlarla snrlandrmak doru deildir. Bunlarn saylarn artrmak mmkn olmakla birlikte, ele aldmz bu kavramlarn fitne kavramnn anlam alanna girenlerinin en nemlileri olduunu syleyebiliriz.

VAHY SRECNDE FTNE KAVRAMININ GELM SEYR


Fitne ile ilgili yetlerin nzul srecindeki geliim seyrine baktmzda; fitne ve trevlerinin yer ald yetlerden ilk nzil olannn, Mekkede tebliin daha yeni balad dnemlere rastladn grrz. Bu da, Kalem sresinde geen Hanginizde delilik/sapklk (el-meftn) olduunu yaknda sen de greceksin, onlar da grecekler melindeki yettir (Kalem 68/5-6). Szn ettiimiz yette yukarda da ifade ettiimiz zere Hz. Peygamberin cinlerin etkisinde kalarak sapttn syleyen, onu delilikle (mecnn) itham eden mrikler hedef alnm, ona yneltilen bu ithamlarn aslnda bunlar syleyen mriklerde bulunduu belirtilerek bu szlerden incinen Hz. Peygamber teselli edilmitir. Bu yette fitnenin bir trevi olarak yer alan (elmeftn)a genellikle cinlerin etkisiyle byk belya urayarak deliren kimse anlamnda, mecnn anlam verilmektedir. Bununla birlikte sz konusu kelimeye, cin arpma neticesinde fitneye urayarak doru yoldan sapan anlam da uygun dmektedir. Fitnenin Kurndaki imtihan/snama, bask/zulm/ikence, sapma/saptrma/ayartma gibi baz anlamlar hem Mekk

200

ve hem de Meden srelerde ortak olarak kullanlmtr. F-t-n kknn fesat/kargaa/karklk karma, bel/musbet anlamlar medeni yetlerde yer alrken, azap/yaklma/atee atlma anlam ise Mekk yetlerde yer almaktadr. Bunu rneklerle ortaya koyacak olursak, mesel, Mekke dneminin balarnda drdnc sre olarak inen Mddessir sresi 31. yetinde Cehennemde grevli meleklerin saylarnn bir snav arac olduu fitne kalb ile bildirilirken, yine Mekk srelerden 59. srada nzil olan Zmer sresi 49. yette nimetlerin imtihan amacna ynelik olduklar fitne kalbyla ifade edilmektedir. Ayn ekilde Medine de 103. srada nzil olan Hac sresi 53. yette eytann vahye ilkaya kalkmasnn bir snav vesilesi olduu fitne formuyla anlatlrken yine Meden srelerden 112. srada nzil olan Tevbe 126. yette yftenn formuyla mnafklarn eitli vesilelerle snava tabi tutulduklar anlatlr. F-t-n kknn anlamlarndan olan bask/zulm/ikence, Mekke dneminin ortalarna doru mminlerin inanlar sebebiyle bask ve ikence grd bir ortamda 27. srada nzil olan Burc sresi 10. yette yer alan fitne kavram ile ifade edilirken, ayn anlam yine Mekk srelerden olan Nahl sresi 110. yette ftin kalbyla anlatlmaktadr. Meden srelerden Bakara sresi 191, 193, 217 ve Enfl sresi 39. yetlerinde geen fitne de ayn anlam artrmaktadr. Kfirlerin inananlar dinlerinden vazgeirmek iin yapm olduklar bask ve zulm Mekk yetlerde anlatlrken bu eyleme maruz kalanlarn sabrl olmalar hususu zerinde durulmakta ve ileride byk mkafatlarla dllendirilecekleri bildirilerek kendilerinden yapmalar istenilen herhangi bir eylemden sz edilmemektedir. Bu eylemleri gerekletirenlerin ise cehennem azbna maruz kalacaklar belirtilmektedir. Meden yetlerde ise mslmanlarn inanlar sebebiyle maruz kaldklar fitnenin tad tehlikenin byklnn snrlar izilerek onun ldrmekten daha iddetli ve byk bir su olduu ifade edilmitir. Hi bir zulm ve bask kalmayncaya ve din yalnz Allahn oluncaya kadar savamay emreden yetlerle de fitnenin ortadan kaldrlmas, Allaha kulluun serbeste yaplmas mterek bir ideal olarak ortaya konulmu, bu tr fitneler karsnda mslmanlara bir takm sorumluluklar yklenilmitir. Bu anlamda Mekkede daha ok ferd sknt ve buhran olan fitne kavram Medine dneminde yeni bir boyut kazanarak iman ve zihniyet savann sebebi saylmtr. Yine Allah yolundan alkoyma, insanlar saptrmaya alma anlamlarnda olan fitne hem Mekk ve hem de Meden yetlerde yer almaktadr. rnein 56. srada nzil olan Safft sresi 162. yette biftinn formunda geen fitne aldatma ve ayartma yoluyla saptrma anlamn ifade ederken Meden srelerden olan ve Mide sresinin 49. yetinde en yeftinke formunda geen fitne de ayn anlam artrr. zellikle meden yetlerde Mriklerin ve Yahudilerin Hz. Peygamberi Allaha kulluktan uzaklatrarak kendi isteklerine boyun edirmeye kalkmalar anlatlr. eytann insan aldatarak saptrma giriimini ifade eden fitne ise Mekk srelerden Arf sresi 27. yette yer alr. Tespit edebildiimiz kadaryla fesat/kargaa/karklk anlamlarn artran fitne, 90. srada nzil olan Ahzap, 113. srada nzil olan Tevbe ve 89. srada nzil olan l-i mrn gibi sadece Meden srelerde gemektedir. Tevbe 47-48 ve Ahzap 14. yetlerde Mnafklarn, Mslmanlar arasnda tefrika karmak suretiyle yaptklar ykc faaliyetler, l-i mrn 7. yette kt maksatl kimselerin zihinleri bulandrma giriimleri hep fitne kavramyla ifade edilmektedir. Yine bel ve musbet anlamn ifade eden fitne de tespit edebildiimiz kadaryla sadece meden yetlerde yer almaktadr. Mide 71, Enfl 25, Nr 63 ve Hac 11. yetlerde yer alan fitne bu

201

manada kullanlmaktadr. zellikle Enfl 25, Nr 63. yetlerde Allah ve raslnn emirlerine itaatsizliin ac sonular verecei bu fitne kavram ile ifade edilir. Medeni yetlerde toplumsal fitnelere maruz kalma sebeplerinin balcalarnn, Allah ve raslne itaatsizlik ve mminlerin birbirleriyle yardmlamamalar olduu ifade edilirken genellikle bu yetlerde ondan saknma emredilmektedir. Netice olarak 'imtihan' anlamn ifade eden fitne daha ok Mekk yetlerde yer alrken, 'bask, zulm, ikence'; 'sapma, saptrma, ayartma' anlamndaki fitne daha ok Meden yetlerde gemektedir. 'Bel ve musbet' 'fesat, kargaa, karklk karma' anlamn ifade eden fitnenin getii yetlerin tamam Meden, "azap" ve "delilik" anlamndaki fitnenin getii yetlerin tamam ise Mekkdir.
Siz de yaplan yorumlardan hareketle Kurn btnln gz nnde bulundurarak fitne kavram ile ilgili kapsaml bir tanm yapmaya aln.

TABLO
F-T-N KK VE TREVLERNN KURNDAK KULLANIMLARI (Kavramn Yer Ald Srelerin Nzl Srasna Gre)
Sra no Sre no ve ad 68 Kalem 74 Mddessir 85 Burc 54 Kamer 38 Sd 38 Sd 7 Arf 7 Arf 72 Cin 25 Furkn 20 Th 20 Th 20 Th 20 Th 20 Th 27 Neml Sre Nzl no 2 4 27 37 38 38 39 39 40 42 45 45 45 45 45 48 yet no Lafz ekli Anlam MekMed K K K K K K

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

6 31 10 27 24 34 27 155 17 25 40 40 85 90 131 47

el-meftn fitneten feten fitneten fetenn fetennhu

delilik/sapklk snav arac ikence edenler imtihan iin imtihan ettik imtihan ettik

l yeftinennekm ayartp saptrmasn K fitnetke lineftinehm fitneten fetennke ftnen fetenn ftintm lineftinehm tftenne senin imtihann kendilerini snamak iin snav arac seni snadk snamak/fitneler snadk snandnz kendilerini snamak iin imtihan olunuyorsunuz/ haktan sapmak suretiyle fitneye uramnz snav arac hedefinden uzaklatrmak K K K K K K K M K

17 18

17 sr 17 sr

50 50

60 73

fitneten leyeftinneke

K M

202

19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43

10 Ynus 10 Ynus 6 Enm 6 Enm 37 Sfft 37 Sfft 59 Zmer 44 Duhn 51 Zriyt 51 Zriyt 16 Nahl 21 Enbiy 21 Enbiy 29 Ankebt 29 Ankebt 29 Ankebt 2 Bakara 2 Bakara 2 Bakara 2 Bakara 8 Enfl 8 Enfl 8 Enfl 8 Enfl 3 l-i mran 33 Ahzb 60 Mmtehine 4 Nis 4 Nis 57 Hadd

51 51 55 55 56 56 59 64 67 67 70 73 73 85 85 85 87 87 87 87 88 88 88 88 89

83 85 23 53 162 63 49 17 13 14 110 35 111 2 3 10 102 191 193 217 25 28 39 73 7

en yeftinehm fitneten fitnethm fetenn biftinn fitneten fitnetn fetenn yftenn fitnetekm Ftin fitneten fitnetn yftenne fetenn fitnetens fitnetn vel-fitnet fitnetn vel-fitnet fitneten fitnetn fitnetn fitnetn ibtielfitneti el-fitnete fitneten ilel-fitneti en yeftinekm fetentm

ikence etme bask-zulm haktan sapmlk denedik saptrma dnyada imtihan hirette azap imtihan vesilesi snamtk yaklarak azap grrler Azap ikenceye uratldlar imtihan imtihan imtihan olunacaklar imtihan etmitik insanlarn eziyetini snav arac bask-zulmikence bask-zulmikence bask-zulmikence bel-musbet snav arac bask-zulmikence fesat, kargaa, kaos phe uyandrarak saptr may isteme fesat, kargaa bask-zulm fesat karma dman saldrsndan haktan sapmak suretiyle (kendinizi) fitneye drdnz bel-musbet bel-musbet

K K M K K K K K K K K K K M M M M M M M M M M M M

44 45 46 47 48

90 91 92 92 94

14 5 91 101 14

M M M M M

49 50

24 Nr 22 Hac

102 103

63 11

fitnetn fitnetn

M M

203

51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

22 Hac 64 Tebn 5 Mide 5 Mide 5 Mide 9 Tevbe 9 Tevbe 9 Tevbe 9 Tevbe 9 Tevbe

103 108 112 112 112 113 113 113 113 113

53 15 41 49 71 47 48 49 49 126

fitneten Fitnetn Fitneteh yeftinke fitnetn el-fitnete el-fitnete vel teftinn fil-fitneti Yftenne

imtihan vesilesi snav arac sapmay tercih edene bu imkan verme hedefinden uzaklatrmak bel-musbet fesat, kargaa,nifak,tefr ika fesat, kargaa,nifak,tefr ika beni bylesine etin bir snava sokma dallet, sapklk imtihan olunuyorlar

M M M M M M M M M M

zet
slm tarihi boyunca olumsuz pek ok durumu ifade iin kullanlan bu kavram zaman zaman speklatif deerlendirmelerin de arac haline gelmitir. Bu duruma yol aan en nemli etken fitnenin szlklerde yer alan ama ou zaman birbirinden farkl olan anlamlardr. Arapa'da fitnenin kk olan f-t-nnin esas anlam, 'yakmak, bir eyi atele yakmak'tr. F-t-n kk, zellikle altn, gm gibi madenlerin hlisini sahtesinden ayrmak iin atete eritilmesini ifade etmektedir. F-t-n kk ve trevleri, bu anlamdan hareketle mecazen insan snama ve zellikle de zor eylerle deneme anlamnda kullanlmtr. Daha sonralar insann deneme ve snama trnden maruz kald eyleri ifade de kullanlan fitne, zamanla 'sknt, bel, musibet, bask, ikence, azap, sapklk, yoldan sapma, saptrma, ayartma, bir eyden ok holanma, tutkun olma, insanlar arasnda kargaa karma, akln gitmesi' gibi anlamlarda kullanlmtr. Dilimizde fitnenin n plana kan anlam; kargaa ve karklktr. Bu durum Arapa asll olan bu kelimenin dilimize geerken anlam daralmasna uradn gstermektedir. Toplam olarak elli sekiz yette altm defa tekrar eden fitne ve trevlerinin Kurn'da geni bir kullanm alan bulunmaktadr. Kelime Kurn'da 'imtihan, snama, bask, zulm, ikence, sapma, saptrma, ayartma, fesat, kargaa, karklk karma, bel ve musibet, azap ve delilik' anlamlarnda kullanlmaktadr. Bu anlamlarn yannda baz mfessirler sz konusu kelimeye ilgili yetlerin balamn dikkate alarak 'kfr, irk, nifak ve gnah' gibi anlamlar da vermilerdir. Ancak bunlar kelimenin temel szlk anlamlarndan deildir. Kurn'daki kullanmlarnn hi birinde, fitnenin szlk anlamlar arasnda da bulunmayan ve onun daha sonra kazanaca 'dn ve siys sebeplerle ortaya kan sosyal kargaa, anari, i sava eklinde bir anlam bulunmamaktadr. Fitne ve trevlerinin yer ald herhangi bir yete nde gelen mfessirler de byle bir aklama getirmemilerdir. eitli trevleriyle birlikte Kurn'da oka tekrarlanan fitne kavramnn en bariz zellii ise kullanld balama gre anlam kazanmasdr. Buna gre fitne Allah'a nispet edildii zaman Cenab- Hakk'n kullarn snamas, farkl

204

yollarla kullarnn niyet ve tutumunu ortaya karmas anlamn ifade etmektedir. Bu nedenle fitne Allaha nispet edildiinde olumsuz bir anlam ifade etmez. Fitne ve trevleri Kurn'da daha ok insann Allah tarafndan snanmasn ifade eden 'imtihan' anlamnda kullanlmtr. Fitne beerden kaynakland zaman, bask, zulm, sapma, saptrma, ayartma, fesat, kaos gibi insan davranlarna bal olarak ortaya kan szl ve fiil ktlkleri, eytandan kaynaklandnda ise, eytann insana iv vermesi, ayartmas ve batan karmas gibi onun eitli hilelerini ifade eder. Fitne ve trevleri bu iki varla da nispet edildiinde olumlu bir anlam ifade etmez. Kfirlerin mminleri dinlerinden uzaklatrmak iin giritikleri faaliyetler, Kurn'da genel olarak fitne ve trevleriyle ifade edilmektedir. Kurn'da fitne, dinlerinden dndrmek iin mminlere zulm ve ikence yapmak, inan zgrln ortadan kaldrmak iin onlar bask altnda tutmak gibi anlamlarda da ska yer almaktadr. Bunun tabii uzants olarak inan uruna maruz kalnan ar ikencelerin ve ekilen skntlarn da bu kavramla ifade edildii grlmektedir. Kelimenin Kurn'da kazand anlamlar ierisinde belirtilen bu anlamlarn nemli bir yeri bulunmaktadr. Yine fitnenin Kurn'da nemli lde yer alan dier anlamlar ise, kfirlerin bata Hz. Peygamber olmak zere mminleri eitli yollarla Allah'a kulluktan saptrma giriimleri ve mminlerin birlik ve beraberliini bozmaya ynelik ykc faaliyetlerdir. Sonu olarak Kurn mesajnn doru anlalmasnda Kurn'n anahtar kavramlarnn byk nemi bulunmaktadr. Dolaysyla Kurn'da kullanlan her bir kelimeyi sadece szlk yardmyla ya da kelimenin sonradan kazand yresel ve geleneksel anlamlarla anlamak hi bir zaman yeterli olmayacaktr. Bu sebeple sz konusu kelime ve kavramlarn ncelikle Kurn'n indii dnemdeki anlamlarnn doru tespit edilmesi, getii yetlerin Kurn btnl ierisinde okunmas, yer ald balamla ilikilendirilmesi ve bu balam dorultusunda anlamlandrlmas gerekmektedir

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi f-t-n kknn Arap dilindeki anlamlar arasnda yer alr? a. Yazmak b. Yolculua kmak c. Gitmek d. Atete eritmek e. Yemin etmek 2. Aadakilerden hangisi f-t-n kknn Arap dilindeki anlamlar arasnda yer almaz? a. Yakmak b. Bir eyi snamak c. ldrmek d. Eziyet etmek e. Birinin eyasn almak

205

3. Aadakilerden hangisi fitne kavramnn Kurandaki kullanmlar arasnda yer alr? a. Gitmek b. Ayartmak c. Komak d. Dnmek e. Gelmek 4. Aadakilerden hangisi fitne kavramnn Kurandaki kullanmlar arasnda yer almaz? a. eliki b. mtihan c. Zulm d. Delilik e. Bel 5. Aadakilerden hangisi fitne kavramnn anlamlar arasnda yer almaz? a. Fesd b. Cehennem c. Tefrika d. Azb e. v

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. e 3. b 4. a 5. b Yantnz doru deilse, f-t-n kknn Arap dilindeki anlamlarn tekrar okuyunuz. Yantnz doru deilse, f-t-n kknn Arap dilindeki anlamlarn tekrar okuyunuz. Yantnz doru deilse, fitne kavramnn Kurandaki kullanmlarna bir daha baknz. Yantnz doru deilse, fitne kavramnn Kurandaki kullanmlarna bir daha baknz. Yantnz doru deilse, fitne kavramnn anlam alan ierisinde yer alan kelimelere bir daha baknz.

206

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 H-k-m kknden treyen hikmet Arap dilinde u anlamlara gelir: Menetmek, engel olmak, yasaklamak, kontrol etmek, hkim olmak, hkimiyeti altna almak, emretmek, hkmetmek, yarglamak; bir ii salam yapmak, hakemlik etmek. Sra Sizde 2 Sadece iinizden zulmedenlere erimekle kalmayacak olan bel ve musbetten (fitne) saknn ve bilin ki Allahn azab etin olandr melindeki Enfl sresinin 25. yetinde yer alan fitne kelimesi, genelde bel ve musbet anlamlarnda yorumlanmtr. Ayn srenin 24. yetinde iman edenlerin Allah ve Raslnn emirlerine icabet etmeleri emredilmi, ondan sonra gelen 25. yette ise aksini yapmann douraca kt sonulara dikkat ekilmitir. te bu kt sonu da fitnedir. Allah ve Resulnn emirlerine itaat etmemenin pek ok kt sonular douracann bilincinde olan ve bunlar toptan ifade etmek isteyen mfessirler, yetin ierisinde geen fitne kelimesine fesat, azap, bata olmak zere birok farkl anlam vermilerdir. Buradaki fitneyi, fesat ve kargaa olarak deerlendiren mfessirler, burada daha ok, toplum dzeninin bozulup huzur ve gven ortamnn kaybolmas gibi mminler arasndaki i karklnn sebep olaca sonular zerinde durmulardr. Toplumsal barn olmad byle bir ortam neticede toplumun btn bireylerini rahatsz eder. Buradaki fitneyi azap olarak yorumlayanlar da, Allah ve Resulne itaat etmemenin btn toplumu kapsayacak ve en kt bir sonu olan azaba neden olabilecei zerinde durmulardr. Sz konusu her iki anlam yetin balamna uygundur. Sra Sizde 3 Kurn btnl erevesinde yaplan yorumlarn ortak noktalarn alarak fitne kavram ile ilgili daha kapsaml bir tanm yapabiliriz. Fitne: Lehlerine ya da aleyhlerine olmak zere, kullarn iyi ya da kt eylerle denenmeleri, manevi kntye uramalar ve dn-itim-siyas kargaaya maruz kalmalarn ifade eden bir terimdir. Fitne, Allah'a nispet edildii zaman snav, beerden kaynakland zaman her trl ktlk, ayartma, bask, kaos, ve nihayet eytandan kaynakland zaman da saptrma anlamna gelmektedir.

Yararlanlan Kaynaklar
Ate, Sleyman, (ty), Yce Kurnn ada Tefsiri, stanbul. arc, Mustafa, "Fitne" Diyanet slm Ansiklopedisi, stanbul 1996. Dmegn, Hseyin b. Muhammed (1985), Kmsu'l-Kur'n, (thk. Abdlazz Seyyid El-Ehl), Beyrut. Devellioglu, Ferit (1978), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Szlk, Ankara. Doan, D. Mehmet (1986), Byk Trke Szlk, Ankara. Esed, Muhammed (1996), Kurn Mesaj, Mel-Tefsir, (trc. Cahit Koytak,

207

Ahmet Ertrk), stanbul. Frzbd, Mecdddin Muhammed b. Ya'kub (ty.), Besiru Zev't-Temyz f Letifi Kitabi'l-'Aziz, (thk. thk.Muhammed Ali en-Neccr), Beyrut. Halil b. Ahmed el-Ferhid (1988), Eb Abdurrahman, Kith'l-'Ayn (thk.Mehdi el-Mahzm ve brahim es-Samir), Beyrut. bn Abbd, smail (1994), el-Muht fi'l-La (thk. Muhammed Hasan li Ysn), Beyrut. bn shk, Sret bn shk (1981), Kitbl Mbtede've'l-Meb'as ve'l-Mez (thk. Muhammed Hamidullah) Konya. bnl-Cevz (1987), Cemaleddin Ebl-Ferec Abdurrahmn, Zdl-Mesr f lmit-Tefsr (thk. Muhammed b. Abdurrahman Abdullah), Beyrut. ___________(1987), Nzhet'l-A'ynu'n-Nevzr f 'lmi'l-Vch ve'Nnezir (thk. Muhammed AbdulKerm Kzm er-Rz), Beyrut. bn Manzr, Muhammed b. Mkerrem (1994), Lisn'l-'Arab, Beyrut. Keskin, Hasan (2003), Kurnda Fitne Kavram, stanbul. Kurtb, Eb Abdullah Muhammed b. Ahmed (1965), el-Cmi li AhkmilKurn, Beyrut. Mevdd, Ebul-Al (1991), Tefhml-Kurn (trc. M. Han Kayani ve arkd.), stanbul. Muhammed Thir b. r, (ty), Tefsrut-Tahrr vet-Tenvr, yy. Taber, Eb Cafer Muhammed b. Cerr (2000), Cmiul-Beyn an Tevli AyilKurn (thk. Ahmet Muhammed akir) Beyrut. rnekleriyle Trke Szlk (2000), Milli Eitim Bakanl, Ankara. Rb el-sfahn (1997), Mfredt Elfzi'l-Kur'n (thk. Safvn Adnan Dvd), Dmek. Rz, Fahreddin (ty), et-Tefsru'l-Kebr, (Meftihul-ayb), Beyrut. Reit Rz (ty.), Tefsr'l-Menr, Msr. Vhid, Ebul-Hasan Ali b. Ahmed (1968), Esbbn-Nzl, Kahire. Yazr, Muhammed Hamdi, (1971), Hak Dini Kurn Dili, stanbul. Zebdi, Muhammed Murtaza (1994), Tc'l-'Ars min Cevahiri'l-Kms, Beyrut. Zemaher, (ty), el-Kef, an Hakikit-Tenzl ve Uynil - Ekvl f Vchit-Tevl, Beyrut.

208

209

Amalarmz
Bu niteyi tamamladktan sonra; Sevgi hakknda yaplan baz tanmlar grebilecek, Kurnda Sevgi/Hubb kelimesinin semantik tanmn yapabilecek, Kurn siykndada Sevgi/Hubbun anlamlarn grebilecek, Kurnda Sevginin dier kavramlarla ilikisini aklayabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar
Sevgi Kurn Siyk lk/Kk Anlam Semantik Ba Kurn Btnl

neriler
Bu niteyi daha iyi kavrayabilmek iin okumaya balamadan nce; Metin ierisinde tanm verilmeyen szckler iin Ali Galip Gezginin Tefsirde Semantik Metod ile Doan Aksann Her Ynyle Dil Kitaplarna Bavurunuz. Toshihiko Izutsunun Kurnda Allah ve nsan, Kurnda Dn ve Ahlk Kavramlar adl kitaplarn inceleyiniz.

210

Kurnda Sevgi

GR
amzda, bireysellik hkim olmakta; buna bal olarak, ruh sal giderek nem kazanmaktadr. Bireyleri, aileleri, bir milleti ve nihayet btn uluslar birbirine balayan unsurlarn banda karlkl sevgi, efkat, sevecenlik, sayg ve hogr gelmektedir. Sayg ve hogr, birbirini seven insanlarda grlen hasletlerdendir. Birbirini sevmeyen, sevemeyen, birbirine efkat gstermeyen insanlarn birbirlerine sayg duymalar da beklenmemelidir. Sevgi mesajlaryla ykl olan Kurn- Kerm, zellikle sevgi asndan incelenmesi gerekir. Zira tefsrler, yazldklar dnemde yaayan insanlarn problemlerine zm arayndan doan ihtiya zerine kaleme alnmlardr. Mfessirler, bizatih Kurn okuyup anlamalar sebebiyle, kendileri iin tefsr yazmamlardr. Onlar, iinde yaadklar toplumun ihtiyalarna cevap vermek, problemlerin zmne katkda bulunmak amacyla, Kurn yeniden yorumlamaya gayret etmilerdir. amz ise, bireyin n plana kt ve insanln bireyselletii bir adr. Dolaysyla XXI. yzylda yazlacak tefsirler, zellikle bireyin psikolojisiyle yakndan ilgilenecektir. Gnmzde bireyi tanmaya ve onun toplum hayatndaki etkinliini artrmaya ynelik almalar gndeme gelmektedir. Ayrca bireyi tanmadan, toplumsal olaylar amlamamz/ tefsr mmkn deildir. (Krca, 1995). u halde sevginin ne olduu sorusuna cevap vermemiz gerekir.

Sevgi Nedir?
Kurnn nemli kavramlarndan birisi olan sevgi, insann doasnda bulunan, bireylerin sevdikleri objelere gre pozitif ya da negatif ynlerde deiebilen bir duygudur. Bu duygu, sadece dilsel olarak ifade etmekten ibaret deildir. Sevgi, yaanarak hayata aktarlan ve kalbin dinamiklerinden olan bir ruh halidir. Yaanmadka bilinemeyen bu duygunun tam mnsyla tanmn yapmak pek mmkn gzkmemektedir. Sevgi, insanolunun mayasnda bulunan ftr bir duygudur. nsanlk dnce tarihi boyunca sevgi gibi izf/greli baz kavramlarn tam ve mutlak mnda tanmlar yaplamamtr. Sevgi, bata psikoloji, felsefe, edebiyat, tp gibi birok bilimin ilgi alanna girmektedir. Sz konusu bilimler, sevgi yi kendi bak alarna gre tanmlamaya almlardr. Neticede gerek Batda ve gerekse slm Dnyasndaki dnrlerin zerinde fikir beyan ettikleri sevgi hakknda deiik tanm denemeleri yaplm ise de, sevginin, ittifakla kabul edilmi bir tanm yaplamamtr.

211

Psikoloji ile ilgili kaynaklarda, sevgi, Duygunun, heyecan ve hazzn bir tr. olarak tanmlanrken, tasavvuf adan sevgi; Bir eye tabiatn, nefsin meyletmesidir diye tarif edilmitir. Baz filozoflara gre sevgi sadece insanlara ait bir zellik deildir. Btn varlklarda sevginin bulunduunu iddia eden bu filozoflara gre varlklarn yaplarndaki unsurlarn kvam ve bu varlklarn devam sevgi ile olacaktr. Sevgi, pasif bir duygu deil, bir etkinliktir ve bu kavramn temelinde almak deil vermek vardr. Sevgi, sevgi reten bir gtr; gszlk, sevgi retememektir. Sevginin, tutku haline gelerek kalbi sarmasna ak denir. Dolaysyla sevgi ile ak kavramlarn birbirlerinin yerine kullanmak doru deildir. Sevgi, temelde bilgi ve sorumluluk demektir; insann ftratnda vardr. Ama bilgi yoksa sevgi olmaz. Sorumluluk duygusu yoksa sevgiden sz edilemez. Bir kiiye, varlk veya nesneye kar duyulan gl bir yaknlk ve ballk olan sevgi, gvenin temelini tekil eder. Sevgi, gzle grlmeyen ama hissedilen gl bir badr. Sevgi ile korkunun bir arada telakk edilmesi, iki farkl kavramn bir arada dnlmesi demek deildir. Sevgi, nasl Allha inanp, Onu tanmann, marifetin bir sonucu ise, korku da bu bilginin tabi bir sonucudur. Mminler iin ne bu dnyada ne de hirette korku vardr. Onlar Allha derin bir sayg duyduklar iin, bu sayg, tazm ve hrmetten dolay, kalplerinde bir rperti (icll) ve korku (heybet) duyarlar. Sevgi nasl birletirici bir rol stlenen duygu ise, nefret de bunun tam aksine ayrc, uzaklatrc bir duygu, bir ruh halidir. Bir baka deyile sevgi reaksiyonunun zdd nefrettir. Kin ve nefret gibi duygular, olumsuz, yapc olmayan sevgilerdir. nk bundaki sevgi duygusu ile nefret edilen eyin iyilii deil, ktl istenir ve o eyin/kimsenin kt duruma dmesinden haz duyulur. (Gezgin, 2010). nsan, kinattaki gzel eyleri sever. Bu gzel olan eylerden hareketle, ilh gzellik mutlaktr. Eyada grdmz gzellikler ise, Hakkn gzelliinin bir tecellsidir ve Ondan pay aldklar nisbette gzel olabilirler. Hlasa, sevgi, youn bir aba ve emek neticesinde oluan bir duygudur. Zira belli bir gayret gstermeden bir anda doan sevgiler, gelimeden saman alevi gibi abucak snmekte, yerlerini nefrete brakmaktadrlar. Sevgide esas olan kalc ve devaml olmasdr. Sevginin srekli olabilmesinin art ise, belli bir emein sonunda domasdr.
Sevginin zerinde ittifak edilen bir tanm yaplabilir mi? Niin?

Btn bu mlahazalar neticesinde diyebiliriz ki, sevgi geni perspektiften baklmasn gerektiren bir kavramdr. Bu zellii nedeniyle sevgi, tarih sre ierisinde, felsefe, psikoloji, tasavvuf ve edebiyat gibi daha pek ok disiplinin temel konular arasnda yer almtr. Dolaysyla, bu kavramn Kurn btnlnde de incelenmesi, Kurn perspektifinin de ortaya konulmas nem arzetmektedir. Sevgi kavramnn Kurndaki ad /Hubbtur. Kurnda trevleriyle birlikte doksan be yette geen (Gezgin, 2010) Hubb kelimesinin semantik analizi yaplmadan sz konusu kelimenin anlam ve sevginin Kurn boyutu gerei gibi ortaya konulamaz. Bu yzden ncelikle Hubb kelimesinin semantik analizini yapmakta yarar vardr.

212

KURNDA HUBB KELMESNN SEMANTK ANALZ


Sevgi kavramnn Kurn btnlnde incelenebilmesi ve bu kavram ifade eden kelimelerin salam zeminler zerinde analizlerinin yaplabilmesi iin, baz temel ltlerin bilinmesinde yarar vardr. Kurnda geen ve anlam aka anlalmayan bir kelimenin mnsnn akla kavuturulabilmesi iin semantik analizinin yaplmas lzmdr. Ayrca sz konusu kelimenin, eanlamls sanlan dier kelimelerle bir araya getirilmesi gerekir. Bahse konu kelimeler birbirleriyle kyaslanmal ve birbirine benzeyip benzemedikleri incelenmelidir. yet var ise zt anlamllarnn da belirlenmesi ve nihyet bu kelimelere tekbl eden dier kelimelerin de belli bir dzen ierisinde deerlendirilmeleri icabetmektedir. (Izutsu, 1991, s.62). Semantik Analizde kelimelerin anlamlarn tespit ederken, Araplarn bedev ve iptida hayatlarna uygun bir ekilde basit, somut ve ilkel/iptida anlam, bileik ve soyut anlama tercih ederek ne almak gerekir. Bylece Kurnn ve dnin tesirinden ayr olarak Araplarn slm Dni gelmeden nce bu kelimeleri nasl anladklar tespit edilecektir. Bu suretle kelimenin asl mnsn elde ettikten sonra Kurnda ona yeni bir anlam ilve edilip edilmedii renilecektir. (Atay, Trz., 21, 22). Bu temel ltlerden hareket edilerek, Kurndaki sevgi kavramn, bir btn halinde deerlendirmek mmkn olacaktr. Arapada sevgi anlamna gelen yaklak olarak altm isim bulunmaktadr. (bn Kayym Cevziyye, 1987, s.31). Kurnda geen, /alka, /arm, /hann, /hev, /hullet, /sababe, /eaf, /vudd gibi sevgi anlamna gelen btn bu kelimeleri sevgi semantik/kavram alannda toplayan ve - -/Ha-Be-Be kknn de bir trevi olan /hubb kelimesini esas alarak, bu kelimenin semantik analizini ve neticede semantik tanmn yapacaz. nk /hubb kelimesi, Kurnda sevgi kavramnn anahtar kelimesidir. Birazdan da grlecei gibi, Kurnn sevgi mesajlar genellikle /hubb kelimesiyle ifade edilmitir. Dolaysyla, Kurnda geen sevgi ile alkal kelimeler, /hubb kelimesinin semantik alan ierisinde mtalaa edilmelidir. Binaenaleyh biz de, Kurnn sevgi boyutunu yine Kurn btnlnde ortaya koymaya alrken, ncelikle /hubb kelimesinin semantik analizini yapmay uygun buluyoruz.
Kurnda ak ve evk kelimeleri gememektedir. Bu yzden gnmzde sevginin youn olarak yaanmas durumunu ifade etmek zere sklkla kullanlan ak kelimesini, Kurnda geen ve sevgi anlamna gelen bata /hubb olmak zere, dier kelimelerle kartrmamak gerekir.

Szlklerde --/Ha-Be-Be Kk ve Trevleri


Bahse konu kkn ve trevlerinin anlamlarn bu nitenin sonunda yararlanlan kaynaklar ksmnda gsterdiimiz Arapa kadm szlklerden tesbit ettik. Sz konusu szlklerin cilt ve sayfa numaralarn burada fazla yer igal edecei iin vermedik. (Gezgin, 2010).

213

Ha-Be-Be kk ve trevlerinin ilk/kk anlamn bulmadan nce belirtmeliyiz ki, bir dilde, belli kavramlar iin ne kadar ok kelime varsa, o kavramlar o kadar nemlidir. Arapada deveyi ifade etmek iin binlerce kelime bulunmas (John, C., 1995, s.57.) bu grn nemini artrmaktadr. Gerekten, Arapa bir fiilin, ilk/kk anlamn bulmak iin aratrma yaptnz zaman, genellikle o fiilin kknde mutlaka deve ile irtibatn grrsnz. Zira l hayatnn devam deveye baldr. Arapada pek ok isimle anlan ve etrafnda bir sr det gelitirilen deve ayn zamanda bedevnin kalkandr. St, eti, elbise iin yn, yakacak iin tezei ve son olarak hastalk halinde ila olarak idrar ile bedevnin hayatdr. Btn bu zellikleriyle deve, Arap edebiyatna da gemitir. (Miquel, A., 1991, s.36). Deveden rneklerin yer ald bilgiler Semantik Analizde bize yardmc olan en nemli ipulardr. (Gezgin, 2002, s.66-70) Bu gr dorulamak iin ok sayda misal verilebilir. Biz burada iki misalle yetineceiz: Mesel et-Tefsrul-Mevd/Konulu Tefsirin tarifinde, Konu, szlk olarak bir eyi herhangi bir yere yerletirmek demek olan vad, Arapa Va-Da-A kknden gelir. ster o eyi indirmek anlamnda olsun, isterse onu bir yere atp orada sabitletirmek olsun kelime iki anlam da iermektedir. rnein, suyun etrafndaki ac ve tuzlu otlardan otlayp hi ayrlmayan deveye /Nkatun Vdatun denilmektedir. Bu anlam Konulu Tefsir kavramnda da grlmektedir. nk mfessir de urat bir konun tefsirini bitirmeden, Kurnda geen, konusuyla ilgili btn yetleri incelemeden, ele ald belirli bir kavram brakmaz. Bir dier misal de el-Berake/ kelimesidir. Be-Ra-Ke/-- kknden gelen bu kelimenin asl anlam devenin gs zerine kmesi ve orada sabit kalmasdr. Ayrca, gece, devenin gsnde biriken, sabahleyin salan bol miktardaki ste birke, bol st veren deveye de berike denir. Bu misallerden de anlalaca gibi, Kurndaki kelimelerin doru anlamlar aratrlrken, mmkn olduu kadar deveden rneklerini de tesbit etmenin lzumu ortadadr. Kelimelerin doru anlamlarn tesbit etmede, nemli ipular veren deveden rnekleri bulmakla birlikte bir mfessire den en nemli grev, Kurnda geen kelimelerin ilk olarak ortaya ktklar srada ve onlarn ilk okuyucusu Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Ashbnn o kelimelerden ne anladklarn da tesbit etmektir. Zira onlarn anlad mn slmiyetin kasdettii mndr. (Atay H., Trz., s.20). Dolaysyla, biz de, Hubb kelimesinin semantik analizini yaparken, sz konusu kelimenin, ln en nemli ulam vastas olan deve ile bir balantsnn olup olmadna dikkat edeceiz. /Habbe: a) Sevgili ve sevimli olmak; durmak. b) Buzun zdd, sevmek, beenmek, rabet etmek, k olmak. /Hbbe: Arkadal gelitirmek, arkadalna ahitlik etmek. /Ehabbe: Sevmek, istemek, meyletmek anlamna gelen bu kelimenin ism-i faili olan /el-muhabbu kelimesini, Antere (. M.614)nin Muallakasnda ve Dvnnda geen birok beyitte grmekteyiz. ncelikle Muallakasnda geen u beyti misal olarak verelim:

214

(Ey Sevgili), unu kesin bil ki, gnlmde yer ettin, aziz ve mkerrem bir sevgilim oldun. Asla baka trl dnme. (Antere, trz.) Bu beyitte geen el-muhabbu kelimesi sevgili anlamnda kullanlmtr. fiili, denildii zaman, ekin tutmak ve tohuma kamak; eklinde kullanldnda ise, Devenin, bir hastalk veya bir krklk sebebiyle km olduu yerden, iyileinceye ya da lnceye kadar kalkamayp, olduu yere bal olarak kalmas anlamna gelir. Bu anlam dorular mahiyette, u beyit delil olarak getirilmektedir: Kalkamayan kt durumdaki bir deveye vurduum gibi, ona kuru bir dal ile vurdum. (Muallakt, 1989). Bu beyitte geen /ehabb kelimesi, devenin, hastalktan dolay km olduu yerden iyileinceye veya lnceye kadar kalkamamas, o yerde kalmas anlamnda kullanlmtr. /Habbebe: /Habbebe il eklinde kullanld zaman, bir eyi sevdirmek anlamnda kullanlr. /Tehabbebe: /Tehabbebe il ile kullanldnda, sevgi gstermek ve bir eyi su ile doldurmak; devenin kanncaya kadar su imesi anlamna gelir. /Tehbbe: Birbirini sevmek. /stehabbe: Sevmek, sevimli bulmak, holanmak. /Habbu: Suyun zerindeki kabarcklar; suyun ve kumun ok olduu yer; i (bitkinin zerindeki nem); rzgrn su zerinde meydana getirdii silsile halindeki yollar gibi anlamlara gelir. /Habbu, Habbe ve Hibbe: Buday ve arpa gibi tahllarn / / tanesine ve tohumuna denir. /Habbetl-Kalb ise, kalpte olan siyah tanecik veya /Semeretl-Kalbtir. Mtercim sm Efendi, /Habbetl-Kalb tabirini Kalb Gz olarak terceme etmektedir. / Hubb, Hibb, Hibbu, Hubb, Mehabbe: HaBe-Bekknn bu trevlerinin hepsi /buzun zdd olan sevgi anlamna gelir. /hubb kelimesi ayrca devenin kt yerden ayaa kalkamamas, devaml o yere bal olarak durmas anlamna da gelir. Ayrca zerine, iki kulplu su testisi konulan, ortas delik, drt tahtadan meydana gelmi oturaa da /hubb denir. /Muhibb: Ar yorgunluk sebebiyle kt yerden baka bir yere gidemeyen yorgun deve anlamna geldii gibi, seven kadn anlam da vardr. Hastalk nedeniyle kt yerden kmldayamyan deve hakknda u beyit delil getirilmektedir:

215

km kalm deve konusunda benim bir gnahm yok. Allhn emri gelmi ve helk olmu (lm). (Hatb Tebrz,1985). /hbb: Krklk veya hastalk nedeniyle hareket etmeye tkati kalmayarak kt yerden iyileinceye veya lnceye kadar bir yere gidemeyip olduu yerde kalan deveye denir. Devenin bir yere gidemeyip, olduu yerde kalmas demek ayn zamanda oraya bal hale gelmesi de demektir. Zira Ha-Be-Be kknde birazdan greceimiz gibi bal olmak, balanmak anlam da vardr. Bu anlam, daha belirgin olarak hibb kelimesinde gryoruz. /Hibb: Kulaa taklan kpeye denir. /Hibb kelimesinin kulaa taklan kpe anlamn dorulamak iin u beyit delil olarak getirilir: Dilini uzatm bir ylan, srlar dinleyerek kpe yerinde geceler. (Muallakt, 1989). Bu beyitten de anlald gibi /hibb kpe anlamna gelmektedir. Zira kpe de kulaa baldr. Bir yere aslan ey ayn zamanda oraya da baldr. Dolaysyla Ha-Be-Be kknde grdmz ballk ve balanmak anlam burada da vardr. /Hubb: Ylan ve eytann dier bir ismidir. /Habebu: Dilerin sra sra dizilii ve suyun, kumluun bol olmas demektir. Dilerin sra sra diziliini ispat sadedinde Tarafe (.564 M.)nin u beyti delil olarak getirilmektedir: Gzel olarak dizilmi kum papatyalarnn (yapraklar) gibi, sra sra dizilmi dilerini gld zaman gsterir. (Muallakt, 1989). /Habb: Sevgili anlamna gelmektedir. /Hubbu: Malik olmakla holanlan sevilen ey ve byk su kp anlamna gelir. /stihbb: Hayvanlarn ikembelerinde suyun uzun sre durmas nedeniyle susuzlua dayanmalarnn uzamas ve dost edinmek anlamlarndadr. - - /Ha-Be-Be kknn bu trevlerinden baka sahabe ve tbin isimleri, Irakta, Nisaburda, Msrda, bulunan yer isimleri, kadn ve erkek isimleri, ate bcei ve buna benzer bcek isimleri gibi, ok sayda trevleri de vardr.

/Hubb Kelimesi ve Dier Trevlerinin Semantik Tanm


Ha-Be-Be kk ve trevleriyle ilgili olarak yukarda elde ettiimiz verilerden hareketle diyebiliriz ki, Ha-Be-Be kknn esas anlam dier bir ifadeyle ilk/kk anlam; Bir eye balanp, oradan hi bir yere ayrlmamak ve orada devaml kalmak demektir. Semantik analiz nda tespit ettiimiz bu ilk/kk mnnn, Ha-Be-Be kknden tremi dier trev-

216

lerinde de grlmesi gerekir. Zira bu kkten treyen kelimeler, bahse konu ilk/kk anlam ihtiva edecek bir tanma msait iseler, treyen ile kk arasnda semantik ba var demektir. Dolaysyla Ha-Be-Be kknn trevlerinde de bu ilk/kk anlam grmemiz gerekir ki, imdi Ha-Be-Be kknn dier trevlerinin, bu kk anlam erevesinde, tanmlarn yapmaya alalm: HaBBe: imlenmek suretiyle kk salarak, srekli olarak topraa BALI kalan, bylece canlln koruyan tohum. HaBeB: Dilerin, di kkleri vastasyla di etleri ve ene kemiine BALI olarak sra sra dizilii. HaBB: Kendisine BALANILAN/Sevgili HiBB: Kulaa BALI olan kpe eHaBBe:1)Tohumun kk salarak topraa BALANMASI. 2)Devenin hastalk nedeniyle kt mahalden, shhat buluncaya veya iyileemeyip lnceye kadar o yere BALI kalmas MuHaBB: Kendisine BALANILAN/Sevgili HuBB: 1) Drt tahtann birbirine BALANMASI ile yaplan ve zerine kp yerletirilen oturak 2) Devenin kt yerden kalkamayp, o yere BALI olarak durmas, oradan ayrlamamas. Dikkat edilirse Ha-Be-Be kknn hemen btn trevlerinde tespit ettiimiz ilk/kk anlam grlmektedir. Dolaysyla ilk/kk anlam ile HaBe-Be kknn dier trevleri arasnda olmas gereken semantik ba da vardr. Bu da, yaptmz semantik tahlili teyd eden en mhim gstergedir.

HUBB KELMESNN SEMANTK TANIMI


Ha-Be-Be kknn yukarda tespit ettiimiz -(kpe, tohum, tane, dilerin sralan, devenin kt yerden kalkamamas gibi)- somut anlamlarndan hareketle, soyut anlama (ballk, balanma) doru bir sra takip ederek, /hubb kelimesinin semantik tanm u ekilde yaplabilir: /Hubb: Bir eyin, ok istenmek suretiyle ona balanld ve bu balln kalbde/gnlde yer ederek her trl art altnda devaml olarak kald, hi bir ekilde gnlden kmad bir duygudur. (Gezgin, 2010) Hubb, yle bir duygudur ki, tpk mecalsiz yorgun bir devenin, kt yerden bir yere gidemeyip, orada kalmas gibi, sevenin kalbinden hi ayrlmaz. Sevenin, sevgiliye olan sevgisi, tpk kulaa bal kpe ve kp iinde duran su gibi devaml olarak kalb de durur. Sevene canllk, hayat baheder. Hubb, seveni, sevgiliye balayan gl ve soyut bir badr.

217

Kurnda geen Hubb kelimesi, Sevgi kavramnn niin Kurndaki anahtar kelimesidir?

Yukardaki tanmda da grld gibi /hubb kelimesi, Ha-Be-Be kknn temel anlam olan lzum ve sebat yani balanmak ve sebat etmek anlamn iine almaktadr. Mevcut bir deerlendirmede, hubb kelimesinin sadece ehev, nefsn bir ballk anlamna geldii savunulmaktadr (Scattolin, G., 1997, s.249). Halbuki hubb kelimesinin semantik tanmnda da aka grld zere, kelimede, ehev, nefsn bir ballktan ziyade, hayat, canllk, aktivite baheden ve seveni, sevgiliye gnl balaryla balayan, ierisinde acma, efkat, merhamet, dostluk, samimiyet, itenlik, sevecenlik, sempati, empati/duygudalk gibi ulv duygular bulunan bir ballk sz konusudur. Kelimenin kkndeki bir eye balanmak anlam - - /Ve-De-De, -- / Ra-Hi-Me, --/A-T-Fe, - - /Ha-Le-Le, --/E-Le-Fe gibi kklerde yoktur. Dolaysyla bu kklerin trevlerinden merhamet, tf, hall, lfet vb. kelimelerle ifade edilen sevgi, muhabbet, /hubb, muhib kelimeleriyle ifade edilen sevgiyi tam anlamyla karlamaktan uzaktrlar. Neticede, Kurnda sevgi kavramnn merkezinde /hubb kelimesinin bulunduu sylenebilir.
Hubb kelimesinin semantik analizi ve sevginin yine Kurnda geen; rahmet, velyet, ahlk, rza, korku, gibi kavramlarla ilikisi hakknda geni bilgi iin Ali Galip Gezginin Kurnda Sevgi adl kitabn okuyunuz.

KURN SYKINDA /HUBB


- -/Ha-Be-Be kknn trevleri Kurnda 95 yette gemektedir. imdi bu trevleri anlamlarna gre ayr ayr inceleyelim.

Kurnda - -/Ha-Be-Be Kknn Trevleri


1. Tane, Tohum ( , ) --/Ha-Be-Be kk, 12 yette de /habbe (tane, tohum) anlamnda kullanlmtr. Bu yetlerden bazlarn misal vermeyi uygun buluyoruz: ... Mallarn Allh yolunda verenlerin durumu yedi baak bitiren ve her baanda yz tane bulunan tek tanenin durumu gibidir (Bakara, 2/261). . /Yerin karanlklarnda olan tane, ya ve kuru hibir ey yoktur ki, bunlar apak bir kitapta olmasn. (Enm, 6/59) ... Taneyi ve ekirdei yar(p filiz kar)an Allhtr (Enm, 6/95). Dikkat edilirse, tohum ya da tane kelimesi Arapada ve Kurnda --/Ha-Be-Be kknn veya trevleriyle ifade edilmektedir. Bu kkn esas anlamnn balanmak, ballk mnsna geldii gz nne alnrsa, tohum da imlenme aamasndan sonra, topraa kkleriyle balanmakta, topraktan ald mineralleri bu kkler vastasyla bitkinin gvdesine, dallarna, yapraklarna, ieklerine ve neticede meyveye ulatrmaktadr.

218

Dolaysyla tohum, bir bakma o bitkinin varln srdren canl bir organizma olup, neticede o da topraa balanmaktadr. 2. Sevgi, Muhabbet () Bu anlamda Kurnda sadece bir yette /mahabbe eklinde gemektedir: ...Gzmn nnde yetitirilmen iin senin zerine benden bir sevgi koydum. (Taha, 20/ 39) 3. Yelemek, Tercih etmek (/ /) -- /Ha-Be-Be kknn bu anlamdaki trevleri Kurnda drt yette gemektedir: . Ey inananlar! nkrcln inanmaya yeleyen/tercih eden babalarnz ve kardelerinizi samimi dost edinmeyin. Kim onlar candan dost edinirse, ite onlar haksz (zulmeden) kimselerdir. (Tevbe, 9/23). Bu yette de Allha inanszlk, Allha man etmeye/ inanmaya tercih edilmi, bylece inkra artlanmak suretiyle bir ballk meydana gelmitir. . Onlar dnya hayatn hirete yelerler/tercih ederler (brahim, 14/3. Kfirlerin dnya hayatn hiret tercih etmeleriyle

ilgili benzer bir yet iin ayrca baknz; Nahl, 16/107)

Bu yetin siykna bakldnda; geici dnya hayatn ebed hayat hirete tercih edenlerin ve bu suretle dnyaya balananlarn, inkra artlanan kfirler olduu grlecektir.... Semd (ulusun)a gelince onlara doru yolu gstermitik, onlar krl doru yolda olmaya yelediler/tercih ettiler (Fussilet, 41/17) ... /(Hz. Sleyman) Ben, hayr/iyi (eyler)in sevgisini Rabbimi anmay (salamalarndan dolay) tercih ettim/yeledim dedi... (Sd, 38/32). Yukarya aldmz yetleri topluca incelediimiz zaman grrz ki, - -/Ha-Be-Be kknn (/ / ) trevlerinin getii yerlerde (Hz. Sleymann tercihinden bahseden yet hri), inanszlarn yanl tercihlerinden bahsedilmekte, onlarn dnya hayatn hirete, inanszl inanmaya ve krl ise doru yola/hidyete yelediklerini vurgulanmaktadr. Sz konusu yelemenin ya da tercihin altnda bir eyi dierine stn tutmak suretiyle, o stn tutulana bir ballk yatmaktadr. Dolaysyla bu balln sonunun ise hi de iyi olmad, bahse konu yetlerin devamnda aka beyan edilmektedir. 4. Sevgi, Tutku, Bir eye Olan Ballk ( ) -- /Ha-Be-Be kknn bu trevi, Kurnda sevgi kavramnn odak kelimesi olan Hubbtur. Bahse konu olan bu trev Kurnda 9 yerde gemektedir.

219

Sevgi kavramnn anahtar kelimesi olmas nedeniyle hubb kelimesinin getii yetlerin hepsini burada toplu halde grmemizde fayda vardr: / nsanlardan kimi, Allhtan baka eler tutar, Allh sever gibi onlar severler. nananlar ise en ok Allh severler( Bakara 2/165). Sevdii mal yaknlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmlara, dilencilere ve boyunduruk altnda olan(zgrlne kavumaya alan)lara verdi (Bakara 2/177). Kadnlardan, oullardan, yn yn biriktirilmi altn ve gmten, gzel cins/salma atlardan, davarlar ve ekinlerden gelen zevklere ar sevgi, ballk/tutku, insanlara ssl gsterildi (l-i mrn, 3/14). ... ...Onun sevgisi/tutkusu, yreinin zarna ilemi... (Ysuf, 12/30). .. /(Hz. Sleyman) Ben, hayr/iyi (eyler)in sevgisini Rabbimi anmay (salamalarndan dolay) tercih ettim/yeledim dedi... (Sd 38/32). /Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemei yedirirler(nsan, 76/8). Mal pek ok seviyorsunuz. (Fecr, 89/20)
. Onun mala kar ar derecede sevgisi vardr. (diyt, 100/8)

Btn bu yetlerde hubb kelimesinin ballk anlam belirgin bir ekilde grlmektedir. nsann dnynn geici lezzet ve gzelliklerine, kadna, mala, eyaya, yeme-imeye ball, tutkusu yetlerde vurgulanmaktadr. Dolaysyla sevgi, sevilen eye balanma ile kendini gsteren soyut bir kavramdr. Hubb Kelimesinin Semantik Tanm Inda Tefsir Denemesi bal altnda bu yetler ve ballk anlam zerinde geni olarak duracamz iin burada daha fazla ayrntya girmiyoruz. 5. Sevmek/Balanmak, Ballk ( / / / /) --/Ha-Be-Be kknn Uhibbu, Yuhibbu, Tuhibbu, Habbebe, Ahbebe( / / / / )gibi dier trevleri ise Arapadaki sls, rub, hums bablara gre geen fiillerdir. Bu fiiller sevmek eklinde olumlu halde getikleri gibi, sevmemek eklinde olumsuz formlarda da yer almaktadr. /Hubb kelimesinin getii yetlerin 49 unda sevginin znesi Allhtr. Mesel, yilik yapn, dorusu Allh iyilik yapanlar/gzel davrananlar sever. (Bakara, 2/195; l-i mrn, 3/134,148; Mide, 5/13, 93. yetlerde ise eklinde gemektedir)

220

Allh, mttakleri/kendisine kar gelmekten saknanlar sever. ( l-i mrn, 3/76; Tevbe, 9/4, 7). Allh sabredenleri sever. (l-i mrn, 3/146) yetlerinde olduu gibi genellikle ... ibaresiyle bitmekte ve Allhn sevdii fiiller ile bu tr davranta bulunanlar beyan edilmektedir. Yine, Allh hainleri sevmez. (Enfl, 8/58). Allh marklar sevmez. (Kasas, 28/76). Allh, bozguncular sevmez. ( Mide, 5/64) yetlerinde getii gibi ... ibaresiyle sona ermekte ve Allhn sevmedii fiiller ile bu davranlar yapanlar bildirilmektedir.
Sevgi ve Allah Sevgisi hakknda yazlan baz makalelere ulamak iin http://ktp.isam.org.tr/makaleilh/index.php. adresine bavurunuz.

Kurnda Allhn Sevdii Fiiller ve Bu Fiilleri leyenler


Kurnda hubb kelimesi, Allhn sevdii ve sevmedii fiillerin beyan edildii yetlerde ska gemektedir. imdi bu fiillerden Allhn sevdiklerini grelim. - yilik yapanlar (Bakara, 2/195; l-i mrn, 3/134, 148; Mide, 5/13,93), muttakler/ Allha kar gelmekten saknanlar (l-i mrn, 3/76; Tevbe, 9/4, 7), - dil olanlar/muksitn (Mide, 5/42; Hucrat, 49/9; Mmtahine, 60/8), - Allh/Onu sevenler (l-i mrn, 3/31; Mide, 5/54), - Temizlenenler (Bakara, 2/222; Tevbe, 9/108. yette arnmay, temizlenmeyi seven insanlardan da bahsedilmektedir), - Tvbe edenler (Bakara, 2/222), - Sabredenler (l-i mrn, 3/146), -Allha/Ona gvenenler (l-i mrn, 3/159), - Allhn yolunda savaanlardr. (Saff, 61/4).

Kurnda Allhn Sevmedii Fiiller ve Bu Fiilleri Yapanlar


Kurnda Allhn sevmedii fiiller ve bu fiilleri yapanlar unlardr: - Nankr olan gnahkrlar, kfirler/inkrclar (Bakara, 2/276; l-i mrn, 3/32; Hacc, 22/38; Rm, 30/45), - Haddi aanlar (Bakara, 2/190; Mide, 5/87; Araf, 7/55), - Bozgunculuk ve bozguncular (Bakara, 2/205; Mide, 5/64; Kasas, 28/77), - Zlimler (l-i mrn, 3/57, 140; r, 42/40),

221

- Gnahkrlar (Bakara, 2/276; Nisa, 4/107), - Hainler (Nisa, 4/107; Enfal, 8/58; Hac, 22/38 ), - Kendini beenerek gsteri yapanlar, vnenler, bbrlenenler (Nisa, 4/36; Kasas, 28/76; Lokman, 31/18; Hadid, 57/23), - Byklk taslayanlar (marurlar) (Nahl, 16/23), - sraf edenler (Enm, 6/141; Arf, 7/31), - maranlar (Kasas, 28/76), - Kt sz aka syleyenlerdir.( Nisa, 4/148) --/Ha-Be-Be kknn Uhibbu, Yuhibbu, Tuhibbu, Habbebe, Ahbebe gibi dier fiil trevlerinin getii yetlerde, insann ftr olarak dnyay, dnyann gzelliklerini, hayr (Bakara, 2/216; Sad, 38/32; Kyame, 75/20; nsan, 76/27); sahip olduu eyleri sevdii (Bakara, 2/177; l-i mrn, 3/92, 152; Tevbe, 9/23,24; Fecr, 89/20) ve bunlara baland zikredilmektedir. nsann kadnlara, oullara, zenginlie (l-i mrn, 3/14; Ysuf, 12/30), yiyecee (nsan, 76/8) ballln da vurgulayan yetlerin yansra insann vlmeyi (l-i mrn, 3/188) sevdiini belirten yetler de mevcuttur. Allhn, Hz. Peygamberin ashabna mn sevdirdii de aklanmaktadr.(Hucurt, 49/7) nsann sevdii eylerden Allh iin harcamadka asla iyilie ulaamayaca da vurgulanmaktadr. (l-i mrn, 3/92). Eer tabi sevgi, man ile ynlendirilmise o zaman insan; kfr (Tevbe, 9/23), krl yani Allha e olduu iddia edilen sahte ilhlar, ortaklar (Bakara, 2/165; Fussilet, 41/17), gybeti (Hucrat, 49/12), iftiray sevmektedir (Nr, 24/19). nan ve man ile dzeltilmeyen bu tabi sevgi/ballk; kendi kendine hareket ettii zaman, mevcut dnyaya, dnyann bo-geici eyasna, ehev zevk ve sefasna, hatta gnaha ynelmekte (l-i mrn, 3/14), ayrca insann sevdii eylerin bazen kendi aleyhine (zararna) olabilecei de Kurnda beyan edilmektedir. (Bakara, 2/216). Btn bunlarn aksine Allha ve Raslne inanan bir mminin sevdii eyler bakadr. Mmin, Allh (l-i mrn, 3/31; Mide, 5/54; Bakara, 2/165), Allhn affn (balamasn) (Nr, 24/22), zaferini (fethini) (l-i mrn, 3/152; Saff, 61/13), temizlenmeyi (Tevbe, 9/108), arkadalarn (Kasas, 28/56), gmenleri (muhacirleri) (Har, 59/9) sevdii de zikredilmektedir. Kurnda, mminlerin, mnafk olduklarn bilemedikleri insanlar sevmelerine ramen, mnafklarn Kitabn tmne inanan mminleri sevmedikleri de vurgulanmaktadr. (l-i mrn, 3/119). Kendi yaptklarna sevinen ve yapmadklar eylerle vlmeyi seven kimselerin azaptan kurtulamayacaklar da Hz. Peygambere bildirilmekte (l-i mrn, 3/188) ve yine Hz. Peygamberin sevdii herhangi bir kimseyi doru yola eritiremeyecei de ikaz edilmektedir. (Kasas, 28/56) Yahudi ve Hristiyanlarn kendilerinin Allhn sevgilileri olduklarna dair iddialarna da Kurnda yer verilmektedir. (Mide, 5/18). Kurnda Hz. Yakubun, Hz. Ysufu sevdiinden (Ysuf, 12/8), Hz. Ysufun, zina etmektense hapishaneyi tercih ettiinden (Ysuf, 12/33) ve Hz. brahimin batan yldzlar sevmemesinden de (Enm, 6/76) bahse-

222

dilmektedir. Hz. Salihin kavminin t verenleri sevmediklerine de iaret edilmektedir. (Arf, 7/79). Yukarda zikredilen btn bu yetlerde /hubb; Bir kimsenin bir eyi tercih etmesi (istemesi) veya o eye bal olmas anlamnda gemektedir. Batda telif edilen psikoloji ile ilgili bilimsel eserlerde de sevgi anlamn ifade eden love kelimesi aklanrken, attachment kelimesiyle ifade edilmektedir. Attachment kelimesinin ngilizcede ballk, merbtiyet, sevgi, ilgi, alka (Webster, 1981, s.140) gibi anlamlarda kullanlmas da gsteriyor ki, sevgi, grnmez bir gnl bann addr. Bu gnl ba seveni ve sevileni birbirine balayan, onlarn srekli, kalc beraberliklerini salayan olduka gl bir badr. Bu ban Arapada bir baka ifade edilii daha vardr ki o da - - /Ra-Be-Ta kknn bir trevi olan /rbtadr. /Rbta, birinci ve ikinci bablardan tretilen bir kelimedir. oulu /Revbttr. ki eyi birbirine balayan ip, alka, ba, vuslat, mnasebet, ilgi ve sevgi ile mensbiyet, cesur ve dayankl olmak gibi anlamlara gelir. Grlyor ki, rbta kelimesinde Ha-Be-Be kknde bulunan ballk, balanmak anlamnn yansra, sevgi ile mensbiyet anlam da vardr. Demek ki tpk Ha-Be-Be kkndeki gibi rbta da kalbin bir nesneye veya herhangi bir eye sevgiyle balanmas sz konusudur. te bu gnl ba, sevgide ok nemlidir. Bir eyi ok sevdiimizin gzle grlr ispat o eye ballmzn devamll ve kalcl ile salanabilir. Srekli olmayan sevgilerde bu gnl ba bulunmad iin geici sevgilere, tam anlamyla sevgi veya muhabbet diyemiyoruz. nk Hz. Peygamber, Kii sevdiiyle beraberdir. [Buhr, Edeb, 96 (c.VII, s.112-113); Mslim, Birr, 165 (c.III, s.2034); Tirmiz, Zhd, 50 (c.IV, s.595-596), Daavt, 98 (c.V, s.545-546)] ve Kii dostunun dni zeredir. O halde kiminle dostluk ettiine baksn.[ Tirmiz, Zhd, 45 (c.III, s.589)] buyurmaktadr. te bu sebepten rbta, sevgiyle srdrlmelidir. Netice itibariyle, /hubb kelimesi, bir eye ball ve o balanlan eyde sebat, devamll, kalcl ifade eden bir kelimedir. Tpk, bitkilerin devamlln salayan tohum/habbe gibi, oluun z, varln ve hayatn var noktasdr. Grlyor ki, Ha-Be-Be kk; ierisinde, dardan bakldnda bir anda grlemeyen derin anlamlar gizlemektedir. Zaten mfessirin grevi de, tpk okyanusun derinliklerindeki, istiridyeler ierisinde gizlenen inci vb. kymetli mcevherleri yeryzne karan dalglar gibi, Kurn okyanusunun mn derinliklerinde bulunan inci misali gizli ve deerli anlamlar ortaya karmak; bylece Kurnn daha iyi anlalmasna yardmc olmaktr. (Gezgin, 2010).

/HUBB KELMESNN SEMANTK TANIMI IIINDA YETLERE YAKLAIM


Ha-Be-Be kknde bulunan ve bizim de semantik analiz sonucunda ortaya koyduumuz semantik tanmna uygun olarak, /hubbun balanmak, ballk anlam ekseninde, Kurnda geen baz yetleri yorumlamaya alalm. Bu yorumlara gemeden nce belirtmeliyiz ki, Ha-Be-Be kkn-

223

de bulunan ballk anlam, Kurnda ana balk altnda toplanabilir. Bunlar unlardr: 1.Bir dvya bal olmak anlamnda Hubb. 2.Bir eyden holanmak suretiyle ona tutku derecesinde balanmak anlamnda Hubb. 3.Tercih edilen, beenilen, benimsenen bir eye ballk anlamnda Hubb. imdi bu anlamlar erevesinde tefsir denemesi yapmaya alalm. 1.Bir Dvya Bal Olmak Anlamnda /Hubb Bu anlam, u yetler incelendiinde daha ak bir ekilde grlecektir: ... / De ki: Allh seviyorsanz o halde bana uyun ki, Allh da sizi sevsin ve gnahlarnz balasn... (l-i mrn, 3/31). . . . / Ey inananlar! Sizden kim dninden dnerse, Allh, yaknda yle bir toplum getirecek ki, (O) onlar sever, onlar da Onu severler. nananlara kar alak gnll, inkra artlananlara kar onurlu ve iddetlidirler. Allh yolunda cihad ederler, yerenin yermesinden korkmazlar. Bu Allhn bir ltfudur, onu dilediine verir. Allh(n ltfu) genitir. (O) Alm/Bilendir. (Mide, 5/54). Dikkat edilirse her iki yette de sadece szde kalan, bir takm fiillerle kendini gstermeyen sevgi ve balla itibar edilmemektedir. Zira bir davaya balln, o davay ya da kiiyi sevdiini syleyen bir kimsenin bunu bilfiil yaayyla, uygulamalaryla gstermesi, sevgisini/balln ispat etmesi, bu sevgisinde ve dvsnda samm olmas lzmdr. Szden eyleme dklmeyen duygularn hibir kymeti yoktur. Bu iki yet, Kurn siyknn, kiisel konumalardan daha ok, Allh ve insan arasndaki karlkl sevgiyi/ball ortaya koyar gibi grnyor ise de, sz konusu yetler, dikkatli bir ekilde analiz edildiinde, durumun yle olmad grlr. Bahse konu yetlerin siyk, herhangi bir irtidat eylemine kar Allh ve Onun Peygamberinin davasna ballklarn ve sarslmaz sadakatlerini gstermeye ve isbat etmeye arlan mminlerin iinde bulunduu cihad iermektedir. Bu yzden sevgi/hubb kelimesi burada bir kimsenin davasna bal olmas anlamndadr. Ayn siykta/balamda Allhn kullarna sevgisi, onlarn sadakatlerini kabul ve onlara lutuf ve affn ihsan etmesi anlamna geldii grlr. (Scattolin, G., 1997, s.252). Allh sevdiini ve Allha ballklarn iddia edenlerin, bu ballklarn ispatlamalarnn yolu, Allhn Habbi Hz. Peygambere kaytsz artsz itaatten, Habbe uymaktan, ittiba etmekten gemektedir. Bu itaat ve ittiba olmaldr ki, Allh da bu sevgi ve balln ispatlam kulunu sevsin, onu affetsin, nimet ve ihsanlaryla donatsn. Hubb kelimesinin, bir kimsenin davasna bal olmas anlamnda getii dier bir yet udur:

224

. . / Daha nceden yurt edinmi ve gnllerine inanc yerletirmi kimseler, kendilerine g edip gelenleri severler; onlara verilenlerden ilerinde bir ekememezlik duymazlar, kendileri zorluk iinde bulunsalar bile, onlar kendilerinden nde tutarlar. Nefsinin cimriliinden korunabilmi kimseler, ite onlar kurtulua ulaanlardr. (Har, 59/9). Dikkat edilirse, yette Ensrn, Mekkeden gelen muhacirleri sevmelerinden bahsedilmektedir. Bu sevgi, hicretten nce Hz. Peygambere Akabe biatlerinde verdikleri szn ve bu sze sadkatlerinin, neticede bu dvya balllklarnn bir gstergesidir. Zira Hz. Peygamberi sevmek, Ona balanmak ancak Allah Elisinin davasna, o kuds davaya hizmete ve bu davaya mallaryla, canlaryla ba koymu muhacirleri sevmekle mmkndr. nk Muhacirler, bu davaya sadkatlerini ve ballklarn, ok sevdikleri memleketlerini, mallarn, mlklerini seve seve terk etmekle, Hz. Peygamberin yannda bulunmak ve Ona kaytsz artsz destek olmakla ispatlamlardr. Tevhd akdesinden sapm insanlarn, yeniden Tevhde arlmas gibi, zor, etin ve ulv bir dvya ballklarn, sadkatlarn ispatlama sras Ensra gelmitir. te yukardaki yette Ensrn bu davaya ne lde bal ve szlerinde ne derecede sdk olduklar vgyle beyan edilmektedir. Dier bir ifadeyle, bata Hz. Peygamber olmak zere, hicret eden o sdklar gerek zengin ve gerek fakir sevdikleri, bu yolla sadkatlerini, ballklarn ibraz ettikleri de belirtilmektedir. (Elmall, 1979, c.VII, s.4843). Nitekim Kurn btnlnde, balllklarn/sevgilerini ispatlayan hakki mminlerin vld, mmin erkek ve mmin kadnlarn birbirlerinin dostu ve yardmclar olduklar, bu nedenle Allhn onlar geni rahmetine/engin sevgisine mazhar klaca (Tevbe, 9/71); Allh yolunda mcahede edenlere, Onun yolunda ldren ve ldrlenlere, kendi canlar karlnda cennetin verilecei (Tevbe, 9/111); hakki mminlerin, inkarclara kar iddetli, kendi aralarnda ise efkatli/merhametli olduklar, byle kimselerin balanaca ve byk bir mkfatla mukabele edileceine (Fetih, 48/29) dair mesajlarn bulunduu grlecektir. Gerekte /hubb kelimesinin semantik tanmnda bir eye balanp, oradan hi bir yere ayrlmamak kk anlamnn bulunduu gz nne alndnda, yukardaki yetlerde de kelimenin bu anlam daha ak bir ekilde grlmektedir. Dolaysyla Allha ve Peygamberinin davasna sonuna kadar sdk kalmann ve balln, bu davadan ayrlmamann Kurndaki dier ad /hubbdur. 2. Bir eyden Holanmak Suretiyle Ona Tutku Derecesinde Balanmak Anlamnda /Hubb Hubb kelimesinin semantik tanmnn, hubbun Kurn siykndaki anlamn doru bir ekilde yansttn u yetlerde de grmek mmkndr. Zra bu yetlerde hubb kelimesinin, bir eyden holanmak, zevk almak, benimsemek, lezzet almak suretiyle ballk anlam da belirgin bir ekilde grlmektedir. Mesel u yette bu tr bir ballk anlam olduka aktr: . . Kadnlardan, oullardan, yn yn biriktirilmi

225

altn ve gmten, gzel cins/salma atlardan, davarlar ve ekinlerden gelen zevklere ar ballk, insanlara ssl gsterildi. Bunlar, sadece dnya hayatnn geimidir. Asl varlacak gzel yer Allhn katndadr. (l-i mrn, 3/14) nsann ftratnda zellikle kadnlara, bineklere, evldlara, dnyev olan altn, gm vb. eylere bir baka ifade ile insann konfor ve lks iinde yaamasn, rahat ve huzrunu salayan her eye ballk vardr. Bu ballk yle bir seviyededir ki, balanlan bahse konu eylere hi lmeyecekmi gibi balanmak, onlar brakmamak sz konusudur. Ayrca balanlan eyler insann elinden bir daha hi geri alnmayacakm gibi balanmak, hatta onlara ar dknlk derecesinde bir ballk grlmektedir. Binaenaleyh, sz konusu yette hubb kelimesi, eklinde kullanlmtr. Dikkat edilirse, bu yette sralanan eyler hep geici, madd, dnyev zevk ve lezzetlerdir. Kurnda, insann ftratnda bulunan ve geici, fn zevklere balln; tutku ve dknlk boyutuna ulamas tasvip edilmemekte, insann bu nmetlerden holanmakla birlikte, bunlarn geici zevkler olduu, nihyet gnn birinde ister istemez bu balanlan eylerden ayrlma zamannn gelecei, dolaysyla esas balanlmas, gerekenin Allhn katnda bulunduu vurgulanmakta ve bu yetin devamnda esas balanlmas gerekenlerin ve daha iyilerin ne olduu u ekilde beyan edilmektedir: . . . De ki: Size o (ihtirasla balandnz dnyev zevkler)den daha hayrl olan eyleri haber vereyim mi? Allha kar sorumluluk bilinci duyanlar iin Rableri katnda, mesken olarak iinden rmaklar akan, ilerinde temelli kalacaklar cennetler, tertemiz eler ve Allhn rzs vardr. Allh, kullarn grr. (l-i mrn, 3/15) Sz konusu iki yetten anlalaca gibi, balanlmas gerekenler geici lezzetler deil, ebed olanlardr. Neticede yette geen hubb kelimesi balanmak ve balanlan eylerden ayrlmamak, uzaklamamak anlamna gelmektedir ve hubb kelimesinin bu anlam semantik analiz sonucunda elde edilmitir. Hubb kelimesinin semantik analizi yaplmadan, telif edilen Trke mellerde bu kelime, sadece sevgi, dknlk, ar dknlk eklinde Trkeye evrilmekte, kelimenin kknde bulunan ve bizim de semantik ba ya da kk anlam dediimiz; ballk anlam ve bu anlamn vurgusu yeterince yaplmamaktadr. Ayn ekilde geleneksel tefsirlere baktmzda, bu kelimenin kknde bulunan ballk, balanmak anlamndan daha ok, temayl, eilim, ynelme anlam zerinde durulmu, yaplan yorumlar daha ok bu meyl/eilim mnsnda odaklanmtr. (Gezgin, 2010). Hubbun, bir eyden holanmak suretiyle ona tutku derecesinde balanmak anlam, Kurnda u yette de grlmektedir: . . / Hounuza gitmese de sava size farz klnd. Bazen holanmadnz ey sizin iyiliinize ve bal olduunuz/sevdiiniz bir ey de sizin ktlnze olabilir. Allh bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara, 2/216). yette, insann psikolojik adan iki zellii dile getirilmektedir. Bunlardan birincisi, insann kendine zarar verecek veya menfaati aleyhine herhangi bir eyi istememesi, ondan uzaklamas, byle bir durum karsnda o eyden nefret etmesi, o zararl eyden holanmamas anlamna gelen

226

/kerh ile bunun tam zdd olan, dier bir duygusundan yani bir eyi ok istemekten ve beenmekden dolay, o eye balanmak, ondan zihnen ve bedenen ayrlmamak anlamn ifade eden hubbdan bahsedilmektedir. Grlyor ki, insann bu dnyada sevdii/baland eyler genellikle, keyfini karmayan, rahat bir hayat srmesini salayan hususlardr. Dier bir ifadeyle, insann yapmaktan holand, keyf ald, rahatlad eylerdir. Halbuki bu dnyada baz fiiller vardr ki, d grn itibariyle insann keyfini karacak eyler de olsalar, esasnda bu tr fiiller, netice itibariyle ya da i grnmleri asndan insann br lemde yksek derecelere ulamasn salayan fiillerdir. Mesel bu fiillerden birisi; belkide en nemlisi, insann kendi cann seve seve Allh yolunda feda edebilmesi, ehid olmasdr. Allh yolunda lmek/lebilmek ehdet mertebesine ulaabilmek, sanld kadar kolay deildir. Nefs iin bu ok zordur. lm nnda hissedilecek straptan veya lmn, ancak len kii tarafndan tecrbe edilebilmesi nedeniyle, lm; insan daima korkutan bir durumdur. lmn d grn itibariyle de korkun pek ok yan vardr. lm, insann keyfini karan ve onun hi istemedii bir olgudur. Bu nedenledir ki Hz. Peygamber, azn tadn karan, lezzetleri gideren lm sk sk anmamz salk vermektedir. [Tirmiz, Zuhd, 4 (c.IV, s.553, hadis no:2307)]. Genellikle dnyada ileri yolunda giden insanlar -istisnalar olmakla birlikte- lm hi arzulamadklar iin, bu olguyu daima gz ard ederler. Gazzlnin de belirttii gibi, insan; yaamay ve kendi varlnn beksn, devamlln ister. lmden ve ldrlmekten nefret eder. lm ve mutlak yokluu, hilii sevmez. Meerki hayatta bulunan dehetli bir elemden, znt ve skntdan dolay sevmi olsun. (Gazzl, Trz., c.IV, s.289). te bundan dolaydr ki, yukarda metnini ve melini verdiimiz yette, insann houna gitmeyen, sevmedii ya da balanmak istemedii sava; savan sonucunda muhtemel lm olgusuna vurgu yaplmaktadr. Bahse konu yete gre, geici lemin beenilen, hoa giden ya da hi elden kmayacakm gibi balanlan, zevk- sefs srlen her eyi geicidir. nsan iin gerek ve ebed eyler ise Allh katndadr. Zira insan, holand, sevdii/baland herhangi bir eyin, kendisi hakknda iyi/hayrl ya da kt/erli olacan nceden bilemez. Bunu en iyi bilen Allhtr. O nedenledir ki, Kurtubnin naklettii rivyette de, cennetin insann zoruna giden, yapmakta zorland, holanmad, sevmedii fiillerle kuatld; cehennemin ise tam aksine, insann kolayca yapabildii, nefsan arzularna, keyfine ho gelen eylerle yn ehevtla sarld bildirilmektedir. (Kurtub, 1965). u halde sevgi, nasl insan sevdii objeye balayan bir duygu ise, sevmemek, holanmamak, tiksinmek, irenmek de sevilmeyen objeden uzaklalmasna, aradaki balarn koparlmasna yol aan bir ruh hlidir. Dolaysyla Hubb kelimesinin semantik tanmnda ortaya kan ballk, balanmak anlam, yukarda tefsir denemesi yapmaya altmz yetlerde, bir eyden holanmak suretiyle ona tutku derecesinde balanmak eklinde grlmektedir. 3. Tercih Edilen, Beenilen, Benimsenen Bir eye Ballk Anlamnda /Hubb /Hubb kelimesi, Kurnda bir eyi dierine tercih etmek anlamnda, /istehabbe eklinde gemektedir. (brahim, 14/3; Nahl, 16/107; Fussilet, 41/17) Mesel u yette bu anlam grmek mmkndr:

227

. . /Ey nananlar! nkarcln inanmaya tercih eden babalarnz ve kardelerinizi samimi dost edinmeyin. Kim onlar candan dost edinirse, ite onlar zlimlerdir. (Tevbe, 9/23) Bu yette, inkrcl benimseyerek, inkr etmeyi tercih etmek suretiyle ona balanan bylece, man etmeyi tercih etmeyen insanlarn dost edinilmemesi emredilmektedir. Burada insann nnde iki seenek vardr. Ya inanacaktr ya da inkr edecektir. Kimi insan, inkra artlanarak onu benimser ve onun yapt bir kulp olur. Kimi de inanmay benimser, tercih eder ve manna balanr ona sdk kalr. Nitekim Kurnda insana yolun gsterildii, dileyenin kredecei dileyenin de nankrlk edecei (nsan, 76/3) belirtilerek, bu seimin insana verildii m edilmektedir. Dolaysyla, insann kendi hr iradesiyle benimsedii, baland ya da tercih ettii ey bazen onu saptrabilir. Yukarda naklettiimiz yette, insana bu tercih/balanma hatas hatrlatlmakta, inkrcl, mana tercih edenlerin en yakn; baba ve karde dahi olsa, onlarn dost edinilmemesi uyars yaplmaktadr. Bu yetin hemen akabinde gelen yette ise insann yapsnda bulunan ana, baba, karde, e, evlt, hsm ve akrabaya olan ball ile ter dklerek kazanlan mallara, kesada uramasndan endie edilen ticarete, hoa giden mlikaneler/konaklara balln/sevginin; Allh ve Elisine bala/sevgiye, Allh yolunda cihad etmeye tercih edilmesi durumunda, Allhn emrini getirinceye kadar ne gibi eylerin baa geleceinin gzetlenmesi uyarsnda bulunulmakta (Tevbe, 9/24), bylece esas benimsenmesi veya balanlmas ya da sevilmesi gerekenlerin Allh ve Rasl ile Allh yolunda cihad olduu vurgulanmaktadr. Kurnda kfirlerin dnya hayatn hirete tercih ettikleri bir baka ifadeyle dnyaya balanmay benimsedikleri (brahim, 14/3; Nahl, 16/107); Semd kavminin kendilerine yol gsterilmesine ramen onlarn krl, hidyete/doru yolu bulmaya tercih ettikleri (Fussilet, 41/17), bir baka deyile krle bal kalmay yani inanmamay, karanlklar iinde kalmay benimsedikleri ifade edilirken de hep /istehabbe fiili kullanlmtr.
Hubb kelimesinin ilk/kk anlam, Kurn siyknda geen dier Hubb kelimesi ve trevlerinin anlamlar ile rtmekte midir? Niin?

u halde bu fiilin kknde bulunan balanmak, bal olmak anlam Kurn siyknda; yukarda ayr anlam halinde aktardmz ekilde grlmektedir. Burada yanl anlamalara meydan vermemek iin bir kez daha vurgulamalyz ki /hubb kelimesi ve dier trevlerinde grlen ballk ve balanma anlam, somut bir balanmadan daha ok, gzle grlmeyen, soyut, mnev bir gnl bayla balanmaktr. Kurn, gzle grlmeyen ama insann gnlnde hissettii mnev balanmaya /hubb adn vermitir. Bu ballk, ya da gnl ba, pozitif olabilecei gibi negatif de olabilir. Kurna gre pozitif olarak balanlmas/sevilmesi gerekenler unlardr: Allh, Hz. Peygamber, ebed hayat, Allh yolunda cihattr. Kurnda, negatif anlamda ballk gsterilen eylere gereinden fazla itibar edilmemesinin de alt izilmektedir. Ayrca dnya, mal, ocuk, kadn, binek, ev gibi geici ve fn, sonlu eylere balanlmamas da srekli olarak hatrlatlmaktadr. Tpk Hz. Ysufun hapiste kalmay, kadnlarn kendisine teklif ettikleri eye tercih etmesi (Ysuf, 12/33) gibi, insann da nefsine ho gelen, geici, sfl arzulardan; zevk ve lezzetlerden ziyade, ulv, ebed, yksek

228

mertebeleri bulunan makamlara rhen, kalben ve gnlden balanmas, onlar tercih etmesi gerektii de m edilmektedir.

KURNDA SEVGNN DER KAVRAMLARLA LKS


Kurnda dorudan sevgi, sevmek, sevilmek gibi anlamlar tamasa da verdii mesajlar asndan rahmet, velyet, rza gibi kelimelerin sevgi kavramyla dolayl irtibatlar vardr. Esasen Kurndaki rahmet kavram; ahlk sevginin en ideal eklidir. lh muhabbet Rahmetin aynsdr. Rahmet ve merhamet, esasnda sevginin fiil tezahrlerindendir. Zira bir yerde sevgi varsa, orada rahmet ve merhamet vardr. Kurnda, sevginin meydana gelebilmesi iin balang aamas velyete/dostlua da nemli bir yer verilmektedir. Dostluk ve sevgi birbirleriyle ili dl iki kavramdr. Sevginin bulunduu yerde dostluklar da vardr. (Gezgin, 2010). Sevgi kavramn Kurn btnlnde incelediimiz zaman, Allhn raz ve honut olduu; sevdii ve sevmedii fiiller; Allh ile insan arasnda, Rabb-Abd ilikisi de diyebileceimiz ve genellikle ahlk ve psikolojik alardan deerlendirilebilecek hususlara ncelik verilmesi eklindedir. Zira Kurnda Allhn sevdii; iyilik yapmak, Allha bilinli bir sayg duymak, dil olmak, Allh sevmek, temiz olmak, tvbe etmek, sabretmek, Allha gvenmek gibi fiiller, bireyin kendi ruhsal yaantsn salkl klan ve toplum dzeninin salanmasnda nemli ilevi bulunan ve insann yaad sre ierisinde, bir mr boyu uygulamas gereken ahlk kurallardr. Ayrca, Allhn sevdii fiilleri; insanlar da ftr olarak sevmektedir. Allhn sevmedii fiillerden zellikle bozgunculuk yapmak, gsteri yapmak, israf etmek, byklk taslamak, kt sz sylemek ihanet etmek gibi fiiller, evrensel ahlk ilkeleri asndan da tasvip edilmeyen ve sevilmeyen davran biimleridir. Kurnda bu fiillerin Allh tarafndan sevilmediinin bildirilmesi de gsteriyor ki, toplumun dzeninin salanmasnda temel ahlk umdeleri de diyebileceimiz bu esaslarn ihll edilmemesi gerekmektedir. Kurnda, Allh ve kul arasndaki karlkl raz olma hali (=honutluk), sevginin gstergelerinden birisidir. Zir rz, btn arzu ve isteklerin sonu ve zevklerin en stndr. Sevgi ve korkunun birlikte dnlmesi, iki zddn bir arada dnlmesi demek deildir. Kurn- Kermde, hem sevgi hem de korkunun ifrat derecesi onaylanmamaktadr. Her iki duyguyu da dengeli bir ekilde alglamak gerekir. Kurnda takv, sevgi ile korku gibi iki ar duygunun arasnda tam merkezindedir. Dolaysyla takvda; sevgi ve korkunun birlemesinden doan bir sayg sz konusudur. Bu zelliinden dolay takv; sevgi ve korkunun ift ynl roln oynamakta, ayn zamanda hem hareket ettiricilik, hem de frenleyicilik grevini yapmaktadr. Kurnda zikredilen sevgi nesneleri psikolojik adan geni bir yelpazede yer almaktadr Kurn, insann kendini sevme, fayda veren eylere meyletme, zarar ve ktlk douran eylerden ise kanma ile ilgili duygusunu, doal bir duygu olarak nitelemektedir. Kurnda insann mal sevgisinin zikredilmesi de esas itibariyle kiinin kendisini sevmesinin bir uzantsdr.

229

Kurnda, ocuk sevgisinin tabi bir duygu olduu vurgulanmakta ve hubb kelimesi veya sinonimleri kullanlmadan, insann ftratnda bulunan ocuk sevgisi ve onun tezhrleri m edilmektedir. Ayrca insann mayasnda bulunan dnya ve onun geici gzellikleri ile kar cinse duyduu sevgi ve dknlk Kurnda vurgulanmtr. Sz konusu objelerin gnllerdeki sevgisini dengede tutmak esastr. Zira bir eyin gnlden karlmas, ona rabet ve balln terkedilmesi yeterli deildir. Terkedilenin, vazgeilenin yerine daha yce (ilh) bir sevgi ve rabetin konulmas nemlidir. (Gezgin, 2010). Kurn- Kermde nemle vurgulanan ve dier sevgi objelerinin tesinde ayrcalkl sevgi; Allh ve Peygamber sevgisidir. zellikle mminlerin, her eyden daha ok Allh ve Elisini sevmeleri gerekmektedir. Ancak bu sevgide dikkat edilmesi gereken en nemli husus, Hz. Peygamberi Allh sever gibi deil, Allh iin sevmektir. Aksi takdirde, Allhn elisini, elilik konumundan ilhlk mertebesine karmak sz konusudur. Bu da Kurnda en byk zulm olarak nitelenen irktir. Halbuki Kurn, zedelenen tevhid akdesini yeniden asl hviyetine kavuturmak zere gnderilmi bir kitaptr. Netice itibariyle diyebiliriz ki, sevgi, Kurnn nemli anahtar ve soyut kavramlarndan biridir. nsann azndan bir anda kan sevgi ve sevmek gibi kelimelerle ifade edilmek istenen ey; sevilen objelere gerek anlamda, samm, srekli, kalc ve gnlden ballktr. Bu srekli ve kalc manev soyut balln Kurndaki ifadesi ise hubb tur. (Gezgin, 2010).

zet
Sevgi, yaanarak hayata aktarlan ve kalbin dinamiklerinden bir ruh halidir. Sevgi, duygunun, heyecan ve hazzn bir trdr. Sevgi; bir eye nefsin meyletmesidir. Sevgi, pasif bir duygu deil, bir etkinliktir. Hubb: Bir eyin, ok istenmek suretiyle ona balanld ve bu balln kalbde/gnlde yer ederek her trl art altnda devaml olarak kald, hi bir ekilde gnlden kmad bir duygudur. Kurn siyk/balamnda Hubb kelimesi farkl anlamda gemektedir: Bir dvya bal olmak anlamnda hubb, -Bir eyden holanmak suretiyle ona tutku derecesinde balanmak anlamnda hubb, -Tercih edilen, beenilen, benimsenen bir eye ballk anlamnda hubb. Kurna gre lh muhabbet, Rahmetin aynsdr. Kurnda, sevginin meydana gelebilmesi iin balang aamas olan velyet/dostluk ile sevgi birbirleriyle ili dl iki kavramdr. Kurnda var olan sevgi-ahlk ilikisi de, Allhn raz ve honut olduu; sevdii ve sevmedii fiiller; Allh ile insan arasnda, genellikle ahlk alardan deerlendirilebilecek hususlara ncelik verilmesi eklindedir. Kurnda, Allh ve kul arasndaki karlkl raz olma hali/honutluk, sevginin gstergelerinden birisidir. Zir rz, btn arzu ve isteklerin sonu ve zevklerin en stndr. Sevgi ve korkunun birlikte dnlmesi, iki zddn bir arada dnlmesi demek deildir. Kurn- Kermde, hem sevgi hem de korkunun ifrat derecesi onaylanmamaktadr. Her iki duyguyu da dengeli bir ekilde alglamak gerekir.

230

Kendimizi Snayalm
1. Aadakilerden hangisi, Kurnda Sevgiyi ifade eden kelimelerden biri deildir? a. Alka b. Sabbe c. arm d. Ak e. Hev 2. Sevgi kavram ile ilgili aadaki ifadelerden hangisi yanltr? a. Sevgi emek ister. b. Sevgi, almak deil vermektir. c. Sevgi, kolay tanmlanan bir kavramdr. d. Sevgi, hazzn bir trdr. e. Sevgi, bir etkinliktir. 3. Aadakilerden hangisi Hubb kelimesinin Kurn siyk/balamndaki anlamlarndan biri deildir? a. Tercih etmek b. Bir davaya bal olmak c. Balanmak d. Sevmek e. k olmak 4. Aadakilerden hangisinin Kurnda sevgi kavramyla ilikisi yoktur? a. Velyet b. Mutraf c. Rza d. Ahlk e. Korku 5. Aadakilerden hangisi Hubb kelimesinin Kurnda geen anlamlarndan biri deildir? a. Tane b. Sevgi c. Tutku

231

d. Tercih e. Gnl

Kendimizi Snayalm Yant Anahtar


1. d 2. c 3. e 4. b 5. e Yantnz doru deilse, Kurnda Hubb Kelimesinin Semantik Analizi konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Sevgi Nedir? konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kurn Siyknda Hubb konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kurnda Sevginin Dier Kavramlarla likisi konusunu yeniden okuyunuz. Yantnz doru deilse, Kurnda Hubb Kelimesinin Dier Trevleri konusunu yeniden okuyunuz.

Sra Sizde Yant Anahtar


Sra Sizde 1 Sevginin tanmn yapmak olduka zordur. nk soyut ve sbjektif bir kavram olmasndan dolay, her bireyin kendi algsna gre sevgi tanm vardr. Dolaysyla zerinde ittifak edilen bir sevgi tanmndan sz edilemez. Sra Sizde 2 nk Kurnda sevgi anlam tayan alka, arm, sabbe, hullet, hev, eaf, vudd gibi kelimeler, hubb kelimesine gre daha az gemekte, sevgiyi ifade etmek zere hubb kelimesi ve trevleri dierlerine gre daha fazla tercih edilmektedir. Mesela gnmzde de ska kullandmz Muhabbet kelimesi, hubb kelimesinin bir trevidir. Arapada da dier sevgi kelimelerine nispetle hubb ve trevleri daha ok kullanlmaktadr. Sra Sizde 3 rtmektedir. nk (Har 59/9; l-i mrn 3/14, Bakara 2/216) gibi daha birok yette geen hubb kelimesi ve trevlerinde ballk, balanmak anlamlar ak bir ekilde grlmektedir.

Yararlanlan Kaynaklar
Als (1997), Rhul-Men f Tefsiril-Kurnil-Azm ves-SeblMesn (I-XXX), Drul-Fikr, Beyrut. Atay, H. (Trz.), Kurna Gre man Esaslar, Ajans-Trk Matbaas, Ankara.

232

Elmall, M. Hamdi Yazr (1979), Hak Dni Kurn Dili (I-IX), Eser Neriyat, Haznedar Ofset, stanbul. Fahruddn Rz, (1990) Mefathul-Gayb, (I-XXXII+Fihrist), DarulKutubul-lmiyye, Beyrut. Frzbd, M., (Trz.), Besir Zevit-Temyz f Letifil-Kitbil-Azz (IVIII), Tahkik: Muhammed Ali en-Neccr, el-Mektebetul-lmiyye, Beyrut. Gezgin, A.G. (2010), Kurnda Sevgi, Gzden Geirilmi 2. Bask, Rabet Yaynlar, stanbul. bn Dureyd (1987), Kitbu Cemheretil-Luga (I-III), (Tahk. Remz Munr Balebekk), Drul-lm lil-Melyn, 1.Bask, Beyrut. bn Kayym C. (1987), Ravzatul-Muhibbn ve Nuzhetul-Mutkn, Tahk. Seyyid Cumeyl, Drul-Kitbil-Arab, 2. Bask, Beyrut. sfehn, R.(1992), Mufredatu Elfazl-Kurn, Tahkik: Safvan, Adnn Dvd, Darul-Kalem, Dmak, ed-Daru-miyye, 1. Bask, Beyrut. John, C Condon, J.R. (1995), Kelimelerin Byl Dnyas, Anlambilim ve letiim, (ev. Murat iftkaya), stanbul. Muallakt,(1989), ev. erafettin Yaltkaya, M.E.B.Y.:384; Bilim ve Kltr Eserleri Dizisi: 41, ark-slm Klsikleri:17, stanbul. Taber (1995), Cmiul-Beyn an Tevli yil-Kurn (I-XXX), DrulFikr, Beyrut. Zemaher (1983), el-Kef an Hakikit-Tenzl ve Uynil-Ekvl f Vuchit-Tevl, (I-IV), Drul-Fikr, Beyrut.

233

You might also like