You are on page 1of 363

2

Prof. Dr. CARL SAGAN


KOZMOS
EVRENN VE YAAMIN SIRLARI




eviren: Reit Aolu

















3

NDEKLER
B l m I
KOZMK OKYANUSUN KIYILARI - KOZMOS, OLMU
VEYA OLAN YA DA OLACAK HER EYDR
Blm II
KOZMK ARAYITA TEK SES - DNYAMIZIN DIINDA BR
YERDE HAYAT VAR MIDIR ?
Blm III
DNYALARIN UYUMU - HBR EYN DEMED BR
GEZEGENDE YAAMI OLSAYDIK
Blm IV
CENNET VE CEHENNEM - YERYZ GZEL VE
OLDUKA SAKN BR YERDR
B l m V
KIRMIZI BR GEZEGENE LKN HLYALI DNCELER
- MARS'TA HAYAT OLUP OLMADIINI 500 KELMEYLE
TELLE
Blm VI
GEZGNC YKLER - NSANOLUNUN UZAY
OKYANUSLARINA YELKEN ATII BR ADA
YAIYORUZ
Blm VII
GECENN BELKEM - OCUKLUUMUN GET
MAHALLE AVUCUMUN GB BLDM BR EVREND
Blm VIII
ZAMAN VE MEKN NDE YOLCULUKLAR - GNE VE
AY OK UZAIMIZDADIR
Bl m I X
YI LDI ZLARI N YAAM SRELER - ELMALI BR KEK
YAPMAK N NELERE GEREKSNME DUYARSINIZ?



4
Blm X
SONSUZLUUN PUCU - ON YA DA YRM MLYAR YIL
NCE BYK P ATLAMA OLMU...
Blm XI
ANILARIN ISRARI - ENGN KOZMK KARANLIIN
NDE
Blm XII
GK KITASI ANSKLOPEDS - YILDIZLARA DORU
DRT ARA FIRLATTIK
Blm XIII
YER KREMZ ADINA KM SZ HAKKINA SAHP -
KOZMOS HENZ DN KEFEDLD




















5











OKURLARIMIZA

NCE TV DZS, SONRA KTAP...
amzda gelimiliin bir lt de halkn bilgi ve kltr d-
zeyidir. leri lkelerde bu dzeyi ykseltmek amacyla basn yayn
organlaryla yayncln el ele verdiini grmekteyiz. Bilimsel ko-
nular geni ynlara tantma, sevdirme ve onlar aydnlatmada
bata TV olmak zere, kille haberleme aralar etkin bir rol oy-
namakta.
Bilimsel dizilerin amacna ulamas iin izlenen tamamlayc
bir yol da, dizi senaryolarnn gelitirilerek kitap haline getirilme-
sidir. nk TV dizisinin program sresiyle snrl ak iinde ak-
tarlan youn bilginin alglanmas, derinlemesine kavranmas g-
l sz konusudur. te diziyle birlikte oluturulan kitaplar, anla-
lmas dikkat isteyen konulara yeniden eilme olana vermek-
tedir.
Bilimsel Sorunlar Dizimizin ilk kitab olarak sunduumuz, ik-
tisadi dncenin balangcndan gnmze dek temel retile-
rini konu alan Kuku a (The Age of Uncertanty) ile insanln
evriminde nemli bir aamay oluturan uzayn kefini konu alan
Kozmos (Cosmos) adl yaptlar, dnyann en nl TV kurumlarn-
ca gerekletirilen iki nemli dizisinin kitaplardr. Olanaklarmz
lsnde ilgin grntlerini vermeye altmz, gsterildii


6
her lkede halkn beeni ve ilgisini toplayan bu dizilere, Trkiye
Televizyon Kurumunun da gereken ilgiyi gstereceini umuyo-
ruz...
Halkmzn bilim-kurgu rn film ve kitaplarla gidermeye a-
lt, evrenin ve yaamn srlarna duyduu derin merak byk
lde giderecek bilimsel bir yapt Kozmos. Yazar Carl Sagan,
halk ynlarnn ilgisine ve yararna sunulmayan bilimi, "mutlu bir
aznln ayrcal" olarak tanmlamakta, aratrma ve bulularn
halka mal edilmesi yolunda zel bir aba gstermektedir. Olaa-
nst Bilimsel Baar ve Bilimi Halka Ulatrma" dlnn sahibi
olan Carl Sagan, Kozmos'un yapsyla yeryzndeki yaam ara-
sndaki ba vurgulamak iin kendini yle tantyor:
"BEN CARL Sagan ADINDA....su, kalsiyum ve
organik molekllerin toplamym. Siz de ylesiniz,
yalnz adnz baka. Ama hepsi bu kadar m?
Olabilir mi?.."
Carl Sagan, Gezegen Aratrmalar Laboratuvar ba yneti-
cisi ve CorneiI niversitesi Uzay Bilimleri ve Astronomi Blm
retim yesidir, Mariner, Viking ve Voyager uzay aralar yolcu-
luklar ve aratrmalarnda barol oynamtr. Uluslararas Astro-
nomi dln kazanan bu nl bilim adam, "Amerikan Astronomi
Dernei Gezegenler Bilimi Blm", "Bilimin lerleyii Dernei" ve
"Amerikan Jeofizik Birlii" bakandr.
Dr. Sagan drt yz bilimsel ve popler makale yaynlam-tr.
Yazar olduu bir dzineden fazla kitab vardr. Evrende Akll Ya-
am (intelligent Life in the Universe), Kozmik liki (The Cosmic
Connection), Cennetin Canavar (The Dragon of Eden), Dnyann
Fsltlar (Murmurs of Earth) bunlardan bazlar.
Carl Sagan iin, yukarda zetlenen bunca nemli ve onurlu
grevi yklendiini sylemek yeterli mi?.. Hepsi bu kadar m?
Olabilir mi?..
Carl Sagan, insann renme merakn giderme, evreni ke-
fetme abasnn da tesinde bir grev tadnn bilincinde... n-
san soyunun srdrlmesinin, uygarlmzn korunup geliti-
rilmesinin en nemli koulu olan "evrensel bar"n da savunucu-
su Carl Sagan.


7
1975'te "insanln Refah ve Huzuruna Byk Katkda Bulun-
mu Kii" ve 1978'de Pulitzer Edebiyat dllerini alan Carl Sa-
gan'n tm insanla mesaj u:
KOZMOS UN KEF, KEND KENDMZ KEF
YOLCULUUDUR...
"Biz hem gkyznn, hem yeryznn ocuklaryz. Bu ge-
zegen zerindeki varlmz sresince tehlikeli bir evrimsel yk
srtlam bulunuyoruz. Bu yk torbasnn iinde saldrya ve treye
yatknlk, liderlere ba eme ve yabanclara dmanca davran
gibi kaltsal eilimler yer alyor. Fakat ayn zamanda bakalarna
kar efkat, ocuklarmza kar sevgi, tarihten bir eyler ren-
me ve giderek zek ve yeteneklerimize bir eyler katma ei-
limlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamza ve refahmz
srdrmeye yarayan etkenler... Yapmzdaki bu eilimlerin han-
gileri stn gelecek bilmiyoruz...
Bizi Kozmos'un enginliklerinde kanamayacamz bir hedef
beklemekte. Dnya-d akll varlklarn bulunduuna ilikin he-
nz ak belirliler yok. Bu, bizimkine benzer uygarlklar acaba hi
durmamacasna kendi kendilerini yok mu ediyorlar, diye bir soru
getiriyor aklmza. Yerkremize uzaydan baktmzda, ulusal snr
diye bir ey gremiyoruz. Uzaydan gezegenimizin incecik mavi bir
hill, sonra da yldzlar kenti arasnda bir k noktas olarak g-
rndn izleyince; etnik, dinsel ya da ulusal venist davran-
larn srdrlmesi akl almaz bir duruma dnyor...
Hayatn hibir zaman balama olana bulunmad dnyalar
var. Kozmik felaketlerin yakp ykt dnyalar da var. Biz talihliyiz,
hayattayz, glyz. Uygarlmzn ve trmzn refah elimizde
olan bir ey. Eer yerkre adna bizler sz sahibi deilsek kim
olabilir? Varlmz srdrmede karar veren bizler olamazsak kim
olabilir?.. "
Dr. Turhan BOZKURT


8
SUNU


alar boyunca giriilecek sabrl ve dikkatli a-
lmalar, bugn iin sr perdesinin arkasnda kalan
birok eyi aydnla kavuturacaktr. nsan, evrenin
srlarn aratrmak iin yaamnn tmn bile har-
casa, yine de bylesine engin bir sorun karsnda
yeterli olamaz. Bu nedenle, bilgiler, ancak alar
aldka insanolunun nne serilecektir. Bir za-
man gelecek, o gnn insanlar kendilerince bilinen
eylerin daha nceleri bilinmeyiine aacaklar...
Birok buluun ortaya k, bizlerin ans oktan si-
linip gittii dnemlere rastlayacaktr. Her an in-
sanna, aratrlmak zere sorular gizlemesini bece-
remeyen bir evren, ekici olmaktan uzak, tekdze
bir yaam ortam oluturdu.
Seneca, Doa Sorunlar 7. Kitap, M.S. 1. yzyl

Bugn bizler iin apak olan gerekler, eski zamanlarda ev-
renin akl sr ermeyen olgular arasndayd. Gnlk yaamdaki en
basit bir olay bile evrenin srlaryla ilikili olarak yorumlanyordu.
Bu konuya bir rnek olarak, Asurlarn M.. 1000 yllarnda, di
arsna neden olduu sanlan bir kurt iin dzdkleri tlsml di-
zeleri gsterebiliriz. Bu dizeler evrenin bal angcn ara-
trmakl a bal ayp, di ars iin bir tedavi yntemi sal k
vermekle son bulur.

Evren, Anu tarafndan
Yeryz, evren tarafndan
Akarsular, yeryz tarafndan
Derel er, akarsular tarafndan
Bataklklar, dereler tarafndan
Ve kk kurt, bataklkl ar tarafndan
Yaratldktan sonra,


9
Kk kurt al aya szl aya
Tanr aman huzuruna vard
Yal gzl erle dedi ki:
"Bana verecein besin ne ola?"
"ncirl e kays senin ol a."
"Bunlar ne ki beni m iin?
nci rle kays ha!
Brak da hi ol mazsa
Dile dieti arasna sokulaym
Az dilerini n i ine yerleeyim."
"Madem ki byle dedi n, ey kk kurt,
Katretsin seni Toprak Ana
O kudretli eliyl e..."
(Di arsna kar dzl m tlsml di zeler.) Tedavi -
si: Mayal anm arpa suyuna kartrl m ya, bu di zel er
kez yinelenerek aryan di in zerine srlecek.

Atal armz, ii nde yaadklar dnyann srlarn -
renmeye can attklar halde, bunun yntemini kefede-
memil erdi. Anu'lar, ama' lar gibi tanrl arn egemen
gler oluturduklar kck, garip ve aciz bir dnya
varsaymyla yayorl ard. Byle bi r dnyada, insanolu
nemli olmasna nemli, ama bal ca rol stl enmekten
uzak bi r yaam sryordu. Doayla i nsan sk bi r balant
iindeydi. Di arsnn mayalanm arpa suyuyla teda-
visi, en derin evrensel gizleri ieriyordu.
Gnmzdeyse evreni anl amamz sal ayan sekin,
gl ve ad "bilim" olan bir yntem bulduk. Bilim bize,
varl yl esi ne eskilere uzanan ve ylesine engin bir ev-
renin gizlerini nmze serdi ki, bunun karsnda i nsa-
nol una iliki n sorunlar bile neredeyse nemi ni yi tirdi.
Bylece Kozmos, gnlk yaammzla ilgisi bulunmayan
uzak, soyut bir kavram gibi grnd. Ne var ki, bilim gide-
rek evrenin insan vecde boan bi r grkemi bulunduunu


10
ve akl n bu giz perdesini aral amaya yetebil ecei ni ortaya
koymakl a kalmam, insanol unun gerekten evreni n bi r
paras olduunu, ondan kaynakl anarak yine onda son
bulduunu gstermiti r. En temelinden en nemsizi ne dek
insana ilikin tm ol gul ar, evrene ve onun kkenl erine
bal ayabili riz. Bu kitap ite byl e bir kozmi k perspekti fin
kefini amal amaktadr.
1976 yl nn yaz ve sonbaharnda, yaklak yz kadar
bilim-adam arkadaml a bi rli kte, Mars gezegeni nin kefi -
ne gnderilen Viking uzay arac projesi nin hazrl anmasn-
da grev aldm. nsanl k tarihi nde ilk kez baka bi r geze-
geni n yzeyi ne iki uzay arac indirmitik. Kitabn Bei nci
Blmnde ayrntl biimde anlatlaca zere, al dmz
sonular gerekten gz kamatrcyd ve bunun tarihsel
anlam tm aklyl a ortadayd. Buna karn, dnya hal-
koyu bu byk olaydan hemen hemen habersiz brakl -
yordu. Basn bu konuya pek ilgi gstermedi, televizyonsa
olay adeta grmezlikten gel di. Mars gezegeninde hayat
olup olmad sorusuna kesi n bir yantn al namayaca
anlalnca, halkn ilgisi daha da azal d. Yantl arn kesi n-
kes olmayp her iki yana da ekilebil mesi ne hogr gs-
terilmiyordu. Mars gezegenindeki gk renginin, nceleri
yanl olarak bildiril dii gi bi, mavi deil de pembemsi bi r
sar renkte olduu belirlenince, bu konuda haber toplayan
muhabi rl eri n d krkl yla karlatk. Mars gezegeni nin
bu bakmdan da zerinde yaadmz yerkremize ben-
zemesi ni arzul uyorlard. Bu gezegenin yerkremize az
benzedi i oranda halkoyunun ilgisinin azal aca kansn-
daydlar. Oysa Mars yzeyini n insann heyecandan sol u-
unu kesecek kadar ilgin grnmleri var.
Yaamn, dnyamzn ve Kozmos'un ol uumunun srr,
baka gezegenlerde insanst akll canl larn bul unmas
olasl gi bi bi rbi ri yle ilikili birok bilimsel sorunun yant-
larn aramak zere halkoyunun uzayn kefine klmas-
na genellikle ilgi duyduu inancndaym. Bu ilginin ok
gl iletiim arac olan televizyon aracl yl a harekete
gei rilebilecei ni dndmden, Viking Verileri Analizi
ve Planlama Mdr B. Gentry Lee ile birlikte bir televiz-


11
yon dizisi yapmay kararlatrdk. Astronomiyi konu edi-
nen bu televizyon dizisinde insan esinin geni bir yer
almas, insanolunun akl na olduu kadar yrei ne de hi-
tap edilmesi gereki yordu. ekimi yl sren ve ad "Koz-
mos Projesi" olan bu dizi ni n hazrl anmas iin yazarlar,
rejisrler ve prodktrl erl e ibirli i yaptk. Kozmos dizisi-
nin 140 milyon kii tarafndan televizyonda izlenecei he-
sapland. Bu hesaba gre, yeryzndeki insan nfusunun
ancak yzde 3' bu diziye ilgi gsterebilirdi. Ne var ki,
bizler, dnyann oluumu ve yapsna ilikin en deri n bi-
limsel sorunlarn, ok byk bir ounluun ilgisini ve -
renme al n kaml ad kansndayz. Sradan insann
sanl dndan ok daha bil gi pei nde kotuuna i nanyo-
ruz. amz, uygarl n ve belki de insan trnn gel e-
cei asndan bir yol kavanda bul unmaktadr. Sapa-
camz yol hangisi ol ursa ol sun, al n yazmz kanl maz
bir biimde bili me bal dr. Var ol mak, hayatta kalabilmek
iin bilim vazgeilemeyecek kadar temel bir gereksinim-
dir. stelik bilim, insanoluna zevk veri r; evrimi n yasalar
renmeni n, anlamann i nsanol una zevk vermesi ni sa-
layacak bii mde dzenl enmi tir. nk hayatta kalabil-
mek daha ok renebilenleri n, anl ayanlarn harc olacak-
tr. Kozmos televizyon dizisiyle Kozmos adn tayan bu
kitabn, bilime ilikin baz dncel erin, yntemlerin ve bi-
lim zevki nin iletilmesinde yararl bi r girii m ol duu inan-
cndayz.
Kitapla tel evizyon dizisi el el e bi r gelii m iinde olu-
tular. Asl nda biri teki nin temelini oluturdu. Ama yine de
kitaplarla tel evizyon dizileri nin bi rbiri nden ayr yakl am-
lar ve zel likleri vardr. Kitabn en nemli zellikleri nden
biri, okura, anlalmas dikkat isteyen konulara yeniden
eilme frsat vermesidir. Televizyonda byle bi r frsat
henz yeni domaktadr videoteypler sayesi nde. Bi r yaza-
rn kitapta bir konuyu deri nlemesine ve ayrntl olarak el e
almas, tel evizyondaki elli sekiz dakika ve otuz saniye gi-
bi bir zaman giyotini korkusu bulunmadndan, daha ko-
laydr. Tel evizyon dizisindeki bl ml eri n ki tabn bl ml e-
ri yle e konularda balayp bi tiril mesi ne zen gs-
terilmiti r. Biri nin verdii zevki teki nin tamaml amas da


12
mmkndr.
Kitapta baz konular tari h srasna gre el e alnmam-
tr, rnein, Johannes Kepl er'in anl atld nc B-
lmden ok sonraki Yedinci Blmde eski Yunan bilginle-
rini n dncel eri ele al nyor, yle sanyorum ki, Yunan
bilginlerinin fikirlerine, hangi konular gzden karm ol-
duklarn saptadktan sonra eilmek daha uygun ol ur.
Bilim, insanolunun yaamndaki teki abalarndan
ayr bi r ura olarak el e al namayacandan, sosyal, si-
yasal, dini ve felsefi bi rok soruna bazen kubak bir
gz atlarak, bazen de dorudan ii ne gi rilerek yer verildi .
Bu nedenle, yeri geldi i ve gerektii nce, hem tel evizyon
dizisinde, hem kitapta sosyal sorunl ara da deindim.
Bilimin temelinde dt yanlgy dzel tme esi ya-
tar. Yeni deney sonular ve yeni dnceler, srekli ol a-
rak eski den gi z olan eyl eri zmlemektedi r. rnein,
Dokuzuncu Blmde, ad "ntrin" olan grlmesi zor zer-
recikl erden pek aznn Gne'ten kaynakl and sanl yor
bugn. Bu konuyu akl ayc varsaym ni teli indeki gr-
ler sralanacaktr ileriki bl mlerde, Onuncu Blmdeyse
yerkremizden ok uzaklardaki galaksilerin (gk-adalar)
geri ekilip bzlmelerini nlemeye yetecek kadar maddenin
evrende bulunup bulunmad; evrenin balangcnn sapta-
namayacak kadar eski olup olmad ve balangc yoksa, ya-
ratlm da olmayaca gibi ok merak ettiimiz konulara gire-
ceiz. Szn ettiimiz ve merak duyduumuz bu her iki ala-
na California niversitesi profesrlerinden Frederick Rei-
nes'in aratrmalaryla k tutmaya balad sylenebilir.
nk Profesr Reines aada sraladmz bulgulara ula-
t kansndadr:
a) ntrinler ayr durumda bulunurlar ve bunlardan yal-
nzca bir tr Gne'i inceleyen ntrin tel eskoplaryla ince-
lenebilmektedir;
b) ntrinler -ktaki durumun tersine- bir ktleye sa-
hiptirler; bylece uzaydaki ntrinlerin tmnn ekim g-
c, Kozmos' un srekli genil emesi ni nleyen bir engel
oluturabilir. l eri de gi riilecek deneyler, bu grlerin


13
doruluunu ya da yanl l n ortaya karacaktr. Ne var
ki, bu abal ar, birikim yoluyl a bize aktarl an bilgil eri n s-
rekli ve tekrar tekrar elden gei rilip snandn gsteri-
yor. Ve bilimsel aratrma servenini n temeli de ite bu-
rada yatmaktadr.
Ithaca ve Los Angeles
Mays 1980















14

Bl m I
KOZMK OKYANUSUN KIYILARI

Yeryznn enginliini zihnin kavrayabildi mi?
In evrendeki adresini biliyor musun?
Peki, ya karanlnkini..?
[Eski Kitaplardan]

Mekan olarak evren, drt bir yanm evreleyip beni bir atom zerrecii gibi
yutuyor; ama ben zihinsel dncemle dnyay kavryorum.
[Blaise Pascal, Dnceler]

Bilinende snr vardr, bilinmeyende snr yoktur.
nsan akl anlalmazln engin okyanusunda barnacak bir ada salar.
Her kuaa den i,
bu okyanustaki adaya biraz daha toprak katarak bytmektir.
[T. H. Huxley, 1887]


KOZMOS, OLMU VEYA OLAN YA DA OLACAK HER
EYDR. Kozmos "dzen iinde bir evren" anlamnda kul-
lanlan Yunanca bi r szcktr ve bi r bakma "karmaa"


15
anlamna gelen Kaos un kartdr. Evreni oluturan tm
canl ve cansz varl klarn birbi rleri yle deri nden uyumlu
bal arnn gizl eri ni ierir ve bu karmak ama gizemli bir
incelikle il enmi balara kar hayranl k ifade eden bi r
szcktr.
Kozmos' u yl e bi r dnmek bile gari p bi r heyecan
veri r. nsann sesini soluunu kesen, ensesinden aa
rperti veren, bir bolua dn hayal meyal anmsan-
gi bi ba dndrc bir duygudur bu. nk tm srl arn
en bynn karsnda ol duumuzun bili ncindeyizdi r.
Kozmos' un mekn ve zaman boyutlar her i nsann an-
lay snrlar i ine gi rmez. zeri nde barndmz yerk-
re, basz ve sonsuz bi r enginlikte kaybolmu mi nicik bi r
gezegendir. Kozmik perspektifte, insanol una ilikin u-
ral arn ou anlamsz, hatta ocuksu grnr. Ama yi ne
de insan soyu her dem gen, her dem merak kp ve her
dem cesur, ayrca ok da umut vericidir. Son bir iki bin
yll k dnemde Kozmos konusunda ok artc ve hi
beklenmedik bululara ulatk. Bu bul ular dnmek bi-
le insan heyecanlandryor. Btn bunlar, insanol unun
evri m sonucu merak duygusuna sahi p olduunu, ren-
menin, anlamann insana sevin verdii m ve bilgini n ha-
yatta kalabilmenin nkoulu ol duunu bi r kez daha vurgu-
luyor. una i nanyorum ki, geleceimiz, bir toz zerrecii
gibi iinde dolatmz Kozmos' u ne denli iyi bilecei mize
bal dr.
Btn o bulul arl a kei fler, kuku ve hayal gcnden
hz alarak gerekl eti rilmiti r. Hayal gc bizleri ou
zaman bilinmedik diyarlara gtrr ve o olmadan hibir
yere ulaamayz. Kuku da bize, d rnyle gerek
arasndaki fark bul mamz ve varsayml armz snama-
mz sal ayan yol u aar, Kozmos'un zengi nl ikleri snrsz-
dr. Her ark ayr bir hayranl k douran bu makinenin
olaanst gzellikteki paralar ve bu paralar arasnda-
ki byl eyici balant, szn etti imiz snrsz zenginl i-
in kaynadr.
Yerkremizin yzeyi, kozmik okyanusun kysn olu-
turur. Bilgileri mizin ounu bu kyl arda edindik. Son za-


16
manlarda deni ze birazck aldk... yl e ayak parmakl a-
rmz sl atacak kadar... ya da en ok ayak bilei mize ka-
dar di yeli m. Bu sularn arsn yadsyamayz, nk
benli imizde oradan gel dii mizi kavrayan bir yan var.
Orann arsn ta iimizde hissedi yoruz ve bu duygu-
muz, hangi tanr kzarsa kzsn, yi ne de kutsaldr.
Dnyamzda uzunluk ls olarak kullandmz met-
re ya da kilometre gibi ller, Kozmos'un boyutlar iin
geerli deil dir. Kozmos ylesine byktr ki, kilometreler
anlamsz kal r. Kozmos' ta l olarak k hzn kullan-
rz. Ik, sani yede 300.000 kilometre hzl a ilerl er. Baka
bir deyil e, yerkremizi n evresini sani yede yedi kez do-
lanm olur. Ik sekiz daki kada Gne'ten dnyamza
ular. Byl ece yerkremizi n Gne' ten seki z k dakika-
s uzakl kta bulunduunu syl eyebili riz. Bir ylda k
uzayda on trilyon kilometre kat eder. In bir ylda ald
mesafeye k yl ad verili r. Ik yl yl a zaman deil,
uzakl k llr.
Yerkremiz Kozmos' ta bi rici k yer deildi r kukusuz.
Hatta tipik bir yer bile saylmaz. Asl nda Kozmos'ta hibir
gezegen ya da yldz veya galaksi tipik olamaz, nk
Kozmos' un ou botur. Kozmos'un tipik zellii engi n,
souk, her yeri kapl ayan boluklar arasndaki sonsuz
uzay gecesidir. Gal aksiler aras bu sonsuz uzay gecesi
yl esine garip ve sszdr ki , bunun kart olarak geze-
genl er, yldzlar ve gal aksiler iac bi r gzellik yaratrlar.
Ama bunlar ok azdr. Ola ki , Kozmos'ta bulunsak, bir ge-
zegene rastlama olasl mz on mil yar tril yonun tril yo-
nunda 19 - (33 sfrl ) birdi r ( 1). Gnlk yaammzda by-
le bir say iin zorlama say deni r. Bu da evrende dnya-
larn ne denli deerli olduunu ortaya koymakladr.
Galaksiler aras uygun bir noktadan bakabilsek, uzay
dalgalar zeri ne yaylm kpk gibi hafi f l tl ekiller
grrz. Bunlar galaksil erdir; bazl ar tek bana, bazlar
kme halinde engi n kozmik karanl kla kayarak dolarlar.
Evet, ite karmzda, bildi i miz kadaryla, en geni bo-
(1) ABD bilim evrelerindeki kurallara gre, byk saylar yle ksaltlyor : Bir milyar = 1.000.000.000 =
10
9
; bir trilyon =1,000.000.000 000 =10
12




17
yutlardaki bir Kozmos... Yerkremizden sekiz mil yar k
yl uzakta bul utsu yl dzl ar (nebulal ar) yresindeyiz. Bil-
gilerimiz, burasnn bili nen evreni n u blmne yar
uzakl kta ol duunu syl yor.
Bir galaksi gazdan, tozdan, yldzlardan oluur, mil yar-
lar ve mil yarl arca yl dzdan. Birileri ii n gne ilevi gr-
yor ol abili r bu yl dzl ar. Bir galakside yldzl ar ve dnyalar
vardr. Belki de canl varl klar, akll canl l ar ve uzaya ya-
yl m uygarl kl ar da bul unmaktadr. Fakat uzaktan bir ga-
laksi bana gzel bi r eya kol eksi yonunu anmsatyor, de-
niz kabukl ar ya da mercanlar gi bi. llemeyecek kadar
uzun zaman di limleri iinde doann kozmik okyanustaki
girii mlerini n rnleridi r bunlar.
Yz milyar kadar galaksi, her birinde de ortalama ola-
rak yz mil yar yl dz var. Btn gal aksilerde, yl dz kadar
gezegen de bulunmas ol asl sz konusu. Bylesine
akl al maz sayl ar karsnda, neden tek bi r yl dz, yani
Gne insanlarn yaad bi r gezegene yaam veri yor ol-
sun da, baka olasl kl ar bul unmasn? Nii n Kozmos'un
cra bi r kesinde yaama mutl uluuna yalnzca bizl er
ermi olal m? Kanmca, evrende hayat kaynyor olmas
ok daha gl bir olasl ktr. Ama biz insanlar bunu he-
nz bilemi yoruz. Kei flerimiz daha yeni bal amtr. Sekiz
milyar k yl uzakl ktan bakldnda, Samanyol u'nun
iinde bulunduu kmeyi bile zor bul abili riz, deil ki, G-
ne'i ya da yerkremizi... zeri nde insan yaadndan
emin bul unduumuz tek gezegen, kayal ar ve madenler-
den olumu minnack bi r kredi r: Dnyamz. Gne -
nn yansmasyl a hafiften parlayan bu yerkre uzayda
kayp bi r cisi m gibidi r.
imdi dnyamzdan yola karak balayacamz yolculuk,
yeryzndeki astronomi bilginlerinin "Blgesel Galaksiler K-
mesi" adn verdikleri yreye gtrecek bizi. Buras iki milyon k
yl temizdedir ve yaklak yirmi ana galaksiden oluur. zel ya
da ilgin bir grnm olmayan, dank, karanlk bir kmedir bu.
Bu galaksilerden biri, yeryznden grlen Andromeda galaksi-
sindeki M31'dir. br galaksiler gibi bu da yldzlardan, gazdan ve
tozdan olumu kocaman bir frldaktr; ekim gcyle kendisine


18
bal olan iki uydusu bulunur.
M31' i n tesinde bir benzer galaksi daha vardr. Bu,
sarmal kollar yavatan her 250 mil yon yl da bir dnen
kendi galaksimizdir. Yuvamz olan yerkreni n krk bi n k
yl uzandaysa Samanyolu' nun merkezi ne varm ol u-
ruz. Buradan yine yerkremizi bulmak istersek, galaksinin
kylarna doru rotamz deitirerek sarmaln uzak kolu
dolaynda karanl k bir blgeye gi rmeliyiz.
Sarmal kollar arasnda bulunduumuz anda bil e, ge-
nellikle edineceimiz izlenim, yanmzdan yldz nehirl eri-
nin akp gitmesi olacaktr. Kendilikl erinden pek gzel ay-
dnl anm olarak kayp gi den bu yldzlardan, sabun k-
p grnmnde olmasna karn, iine 10.000 Gne
ya da bi r tril yon yerkre sacak byklkte olanl ar var-
dr. Buna karl k, bazl ar da ufak bi r kasaba bykl-
ndedi r.
Baz yldzlar, rnein, Gne tek banadr. Di erle-
ri yle, ki ou yledi r, kal abal k grup hali ndedirl er. Genel-
likle sisteml er ifttir ve iki yl dz bi rbi ri nin yrngesi nde
dolar. Bu yl dz kmelerin iinde, l si stemden tutun
da, birka dzine ya da binlerce yl dzn yer ald gruplar
vardr. Yldzlarn ok sk kmeler oluturduu bl gel eri
mil yonl arca gne aydnl atr. Baz ift yl dzlar, bi rbirl eri-
nin yl esine yaknndan geli p geerler ki, aralarnda kalan
mesafe toza boul ur. ounun bi rbi ri nden uzakl Jpi-
ter'i n Gne' ten uzakl na eitti r. Daz gen yl dzl ar
(spernovalar) bal bul unduklar gal aksini n tm kadar
parlaktr; "kara delikler" dedi imiz tekilerse bi rka kilo-
metre uzaktan bile grl emezler. Bazlar srekli parl tl -
dr, bazl ar henz karar verememi gibi yanp sner ya
da amaz aralkl arla gz krptrrcasna parldar. Ki misi
ok edal bii mde dner durur; kimisi de yl esine lgnca
dnerler ki, kutuplar yamyass olmu gibi grnr. Yl dz-
larn ou gzle grlebilir ve kzltesi k karrlar;
bazl ar ayn zamanda parlak X nlar ya da radyo dal-
galar kaynadrlar. Mavi yldzlar gen ve kzgndrlar;
sar yldzlar orta yal drlar ve ou bu snfa gi rer; kr-
mz yldzlarn ouysa yal ve l gndrl er; kk beyaz


19
ya da si yah yl dzlar da l mn eii ndedi rl er.
Samanyolu'nda karmak ama uyuml u bii mde dola-
an her trden 400 mil yar yl dz yer al r. Gezegenimizdeki
insanl arn btn bu yldzlar arasnda yakndan bilebil di k-
leri yalnzca bi r tanedi r.
Her yl dz sistemi, uzayda tekilerden nice k yl
uzakl nda ayr dm bi rer adacktr. Kendi gezegenl e-
ri yle kendi gnelerinden baka bi r eyi n varl ndan ha-
bersiz, yalnzca bunlara ai t bilgiler edi nmeye al anl ar
gzmn nne getiriyorum bazen. Ne kadar ayr ve yal-
nz bi r adack oluturuyoruz. Kozmos'u dnebilme ko-
nusunda akl mz ok yava alyor.
Yldzl ardan bazl ar, evri mleri nin erken bi r dneminde
donmu mil yonlarca cansz ve talam dnyacklarl a,
gezegen sistemleriyle evrili olabilirler. Bel ki de yl dzl a-
rn ounun bi zimkine benzer bi r gezegen sistemi vardr.
Bunl arn d snr izgisinde, gazl arn byk halkalar
oluturduu gezegenler ve buzlu ayl ar, merkeze yakn b-
lmnde de kk, scak, mavimsi beyazlkta bul utl arl a
kapl dnyal ar bulunabilir. Bunlarn bazl arnda, i nsana
benzer akll yaratkl ar gelii p gezegenl eri nin yzeyi ni b-
yk yapl arla kaplam ol abili rler. Onl ar bizleri n Kozmos-
taki kardel eridir. Bizl erden deiik yapya m sahi ptirler?
ekilleri nasl dr? Bi yokimyasal, norobi yol oji k yaplan ne-
dir? Tarihl eri , politikalar, bilimleri , sanatl ar, mzikleri,
dinleri, felsefel eri nedi r? Gnn biri nde belki bunlar bil e-
bileceiz.
imdi hemen arkamzdaki avl uya, yani yerkremizden
bir k yl uzakta bul unan blgeye gel dik. Gne'imizi
buz, kaya ve organik molekl lerden olumu buz yumak-
lar yn evreler. Bu kocaman buz yumaklar yn bir
kre biimindedir, ite bunl ar kuyruklu yldzlarn kaynak-
land eki rdeklerdir. ki de bi r geen bir yl dz ekim g-
c aracl yl a bunlardan birini hafife i gne sistemi ne
doru iter. Burada Gne'i n stmasyl a buz buharl ar ve
gzel grnl bir kuyruklu yl dz (Komet) kuyruu ol u-
ur.


20
te, sistemimi zin gezegenlerine, Gne'in tutuklul ar
olan byke dnyalara yakl ayoruz. Bunlar ekim gc
nedeni yl e hemen hemen dairesel di yebileceimiz yrn-
geler izerler ve Gne tarafndan stl rlar. Bunlardan
Platon metanl buzla rtl dr ve eliinde kocaman Cha-
ron Ay' vardr. ok uzanda kald Gne'i n aydnlatt
Platon gezegeni, simsi yah gklerde kck bi r k nok-
tas gibi di r. Gaz dolu dev dnyalar olan Neptn, Urans,
Satrn ve Jpi ter'i evrel eyen buzlu Ay'l ar vardr. Bunlar
arasnda Satrn, gne sisteminin el mas parasdr. Gaz-
l gezegenlerl e bunl arn yrngel erinde dol aan aysberg-
leri n ol uturduu bl genin ierl eri i gne sistemi yre-
sini oluturur. Burada, rnei n, kpkrmz Mars gezegeni
vardr. Yksel en volkanlarn, kocaman vadi yarkl arnn,
gezegeni batan baa kasp kavuran kum frtnalarnn
saptand bu gezegende basit hayat ekill eri de bul una-
bilir. Btn gezegenler Gne' in yrngesi nde dolanrlar.
Bize en yakn olan bu yl dz, hidroj en ve hel yum ateinde
termonkleer tepkilerl e tm si steme k yadrr.
Sonunda, Kozmos'u keif serveni mizin son duran-
daki kck, "Dikkat krl acak eya" denecek elimsizlik-
le, mavi beyaz renkli dnyamza dnyoruz. Kendilerini
dev aynasnda grenlerin bile, bu engin kozmik okyanusta
deta kaybol mu bi r noktack gibi durduunu aresiz ka-
bullendikleri yerkremize demek isti yorum. ok sayda
dnyalar arasnda yalnzca bir tanesi di r zeri nde yaad-
mz yerkre. Ve yal nzca bizim iin bir anlam tayor
olabili r. Yerkre bizim yuvamz, bize yaam veren kay-
naktr. Yaadmz hayat bi imi burada gelimitir. nsan
trnn burada douu ok eski zamanlara dayanr. Bu
yerkre zerindedir ki, Kozmos'u keif isteklerimiz ka-
barm, biraz zahmetlice ama hibir garantisi olmadan
kaderimizi belirlemeye al mzdr.
Dnya adn verdii miz gezegene hogel diniz... Mavi
renk nitrojenli gnde, su okyanusl arnda, serin orman-
larnda ve meral arnda cvl cvl hayat kaynad kesin
olan yerkremi ze hogel diniz. Kozmik perspekti fte, daha
nce de belirttiimiz gibi gzel ve enderdi r bu gezegen.


21
Hatta i mdilik tekti r di yebili ri z. Uzayda ve zaman iinde
yaptmz yol culukta Kozmos maddesi nin kesinlikle can-
lya dnt yer ol arak imdilik yalnzca Dnya'mz
gsterebiliriz. Bylesi dnyal ar uzayda serpilmi olarak
herhalde vardr. O dnyal ar i in yapacamz aratrmal a-
r, bi r mil yon yl boyunca trmzn erkek ve kadnl arnn
abal aryl a ol uturduu bilgi biriki mine dayanarak dn-
yamzda bal atacaz. Zek prl ts saan insanlarn bil gi
peinde kotuklar ve bilimsel aratrmalara deer verilen
bir dnemde dnyaya gelme mutl uluuna sahip insanlar-
danz. Yap harc yl dzdan olan ve Dnya adn verdii-
miz bir yerkrede yaayan bi zler, imdi de yuvamzn de-
rinlikl eri ne doru keif yolculuuna kyoruz.
Yerkremizin kk bi r dnya olduunun anlalmas,
birok nemli kefin yapl d Ortadou' da aydnl a ka-
vumutur. Bu keif Milattan nce nc yzyl ol arak
belirlenen bir zamanda, o dnemin en byk metropol
saylan Msr' n skenderiye kentinde oldu. Bu kentte Era-
tostenes adnda biri yayordu. adal ar arasndan ks-
kan biri, ona "Beta" l akabn takm. Beta, Yunan alfabe-
sinin ikinci harfidir. Eratostenes dnyada her konuda birin-
ci deil de, birinciden bir geride kald iin ona bu lakab
vermi. Oysa Erastostenes her ite Alfaym, birinciymi.
Astronomi bilgini, filozof, ozan, tiyatro eletirmeni ve matema-
tiki. Yazd kitaplar arasnda Astronomi zeri ne diye bir
kitap bulunduu gibi, Ac ekmekten Kurtulu Yolu adl bir
kitab da bulunuyor. Ayn zamanda skenderiye Kent Kitapl-
nn da yneticisiydi. Bir gn oradaki papirs zerine yazl
kitaplardan birini okurken, Nil nehri avlan dolaylarndaki
Syene adl gney snr karakolu yaknlarnda yere dikilen so-
palarn 21 Haziran gn glge yapmadklarna ilikin bir yaz-
ya rastlad. Yaz gnlerinin en uzun olduu gndnmnde,
saat lene yaklatka, tapnak stunlarnn glge boylar da
ksalyordu. Tam len vaktiyse, glge diye bir ey kalmyor-
du. O anda Gne'in derin bir kuyunun dibindeki suya yans-
d grlebilirdi. Gne o anda tam tepedeydi.
Bu gzlem, baka biri tarafndan kolaylkla ihmale uraya-
bilirdi. Sopalar, glgeler, kuyudaki k yansmalar, Gne'in


22
konumu... Bu gnlk olgularn ne nemi olabilirdi? Ne var ki,
Eratostenes bir bilgindi ve gnlk olaan olgular zerinde
durmas dnya hakkndaki grleri deitirdi. Bir bakma,
dnyay yeniden biimlendirdi. Eratostenes deneye ynelik
bir zihin yapsna sahip olduundan, bu kez skenderiye'de
topraa dikilen sopalarn 21 Haziran gnleri lene doru
glge yapp yapmadklarn gzlemledi. Ve glge yaptklarn
grd.
Eratostenes kendi kendine u soruyu sordu: Nasl oluyor
da ayn gnn ayn annda Syene' de di ki l en bi r sopa gl -
ge yapmyordu da, bir hayli kuzeydeki skenderiye'de so-
palarn glgesi oluyordu? Eski Msr'n bir haritasn gz
nne getirin ve haritaya ayn uzunlukta iki sopa dikildiini
dnn. Bunlardan biri skenderiye, br de Syene blgesi
zerinde olsun. Ve gnn belirli bir annda her iki sopa da
gnete hi glge yapmyordu diyelim. Bundan yeryznn
dz olduu sonucu kard. O takdirde, her iki blgede de g-
ne tam tepede olurdu. Eer iki sopa eit boyutlarda glge
yapsayd, o takdirde yass bir yeryznde bunun da u anla-
m olurdu; Gne nlar iki sopaya ayn eim asyla d-
yordu. Oysa ayn anda Syene'de bi glge yokken, skenderi-
ye'de olduka nemli saylacak boyutta glge vard. Bu du-
rumda yeryznn yuvarlak olduu yantndan baka bir -
zm yolu bulunmad akt. Eratostenes bununla da kalma-
d. ki blge arasndaki meale uzayp yeryznn eimi ge-
niledike glge boyutlar arasndaki farkn da byk olduu-
nu saptad. ki blgede saptanan glge boylar arasndaki far-
ka dayanlarak, skenderiye ile Syene arasndaki mesafenin
yedi derecelik olmas gerekirdi. yle ki: ki ayr blgede yere
saplanan sopalar yeryznn derinliklerine doru itilebilse,
birbiriyle kesitikleri noktada yedi derecelik bir a oluurdu.
Yedi derece, yerkrenin yz altm derecelik evresinin
yaklak ellide birine eittir. Eratostenes skenderiye ile Sye-
ne arasndaki mesafenin 800 kilometre olduunu, bu mesafe-
yi parayla tuttuu bir adam yaya olarak gndererek ltrd.
Sekiz yz kilometre elliyle arplrsa 40.000 kilometre kar.
Bu da yerkremizin evre lsdr.
Eratostenes doru yant bulmutu. Onun kulland ara


23
gere yalnzca sopalard. Bir de gzleri, ayaklar ve beyni.
Buna deney merakn da eklemek gerek. Szn ettiimiz bi-
imde, Eratostenes yerkremizin evre lsn yzde bir,
ikilik bir hata payyla bulabilmiti. Bunu 2.200 yl nce buldu-
una gre, yapt hata ok byk saylmaz. zerinde yaa-
dmz gezegeni; evre lsn salam bir temele dayana-
rak tam olarak lebilen ilk insandr.
O dnemde Akdeniz denizciliin gelitii bir blge, s-
kenderiye'de gezegenimizin en byk limanyd. Yeryznn
mtevaz apl bir kre olduu bilinince, keif yolculuklarna
kmak insan akln kurcalamaya balamaz myd? Hatta yer-
kre evresinde bir deniz yolculuuna kmak ilgin olmaz
myd? Eratostenes'ten drt yz yl nce, Msr Firavunu Nec-
ho'nun emrinde alan bir Finike filosu Afrika ktasnn ev-
resini dolamt. Byk bir olaslkla kk teknelerden olu-
an bu yelkenli kayk filosu, Kzldeniz' den hareket edi p,
Afrika'nn dou kylarn izleyerek Atlantik Okyanusuna
alm ve Akdeniz'den geri gelmiti . Bu destans yolculuk
yl srmt. Gnmzde Voyager uzay aracnn yer-
yznden Satrn' e gi diine e bi r sredi r.
Eratostenes'in bu kefinden sonra cesur ve servenci
denizciler bi rok uzun deniz seferi ne ktlar. Teknel eri
kck ve donanml ar ilkel di. Kaba pergel hesaplar ya-
parlar, ky ky giderek ol duka uzun mesafeler al rl ard.
Geceleri gz krpmamacasna gzledikleri yl dzl arn ufu-
a gre aldkl ar duruml arna bakarak bil medikl eri okya-
nuslarn ortasnda enl emleri saptayabili yorlard. Fakat
boylamlar hesaplayamyorlard. Varl beli rlenmi yldz
grupl ar, henz kefedil memi okyanuslarn ortasnda
herhalde gven verici oluyordu. Yldzlar, keifler iin yola
kan insanlara dostturlar. O al arda deni z adamlarnn
dostl arydlar. imdi de uzay adamlarnn. Eratostenes'ten
sonra da belki deneyenl er ol mutu, fakat yerkreyi epe-
evre denizden dolanarak kefeden Macellan' a kadar bu
ii baaran baka bi ri kmad. skenderi ye'li bilginin yap-
t hesaba dayanarak hayatl arn tehlikeye atp dnyay
kefe kan ni ce denizci ii n kim bilir ne serven ykleri
dzl mtr?


24
Eratostenes'in zamannda, yeryznn i mdi uzaydan
grl en ekillerini n benzeri kreler yapl rd. Bu krelerin,
kar kar kefine kl an Akdeniz blgesi dndaki yer-
lerinde yanl l klar gze arpyor. yice bili nen bu blge-
den uzakl al dka hata pay bymekte. Bugn Koz-
mos'a iliki n bi lgilerimizde ayn tatsz ama kanlmaz so-
nula karl ayoruz. Bi ri nci yzylda skenderi ye'li co-
rafya bilgi ni Strabo unlar yazmt;
Yeryzn deni z yoluyl a dolanma gi rii -
mi nde bulunup da geri dnenl er arasnda yol -
culuu engell eyen bi r ktann karl arna k-
masndan tr geri dndkleri ni syleyen
yoktur. nlerinde deni zi n ak olduunu, yol-
culua i mkn verdii ni ama kararszl k ya da
ikmal ol anakszl nedeniyl e yola devam et-
medikl erini sylyorlar... Eratostenes Atlas
Okyanusunu bykl nedeniyle amak zor
ol masa, berya'dan Hindistan' a geebilecei -
mi zi belirtiyor... Ilman blgede insanl arn ya-
ad birka yere rastl ayabiliri z... Ve eer
dnyann teki yrelerinde i nsanl ar yayor-
sa, bunl arn blgemi zi n i nsanlarna benze-
memeleri gerekir. Bu nedenle de oral ara dn-
yann baka yrel eri gzyl e bakmalyz.
Bylece insanlar, ilgi duyduklar hemen her konuya
ynelik olarak, baka dnyal arn servenlerine atlmaya
bal yorlard.
Yerkrenin bundan sonraki blgel erini n kefi tm dn-
yal larn toptan abas sonucu ol mutur. Bu abalar ara-
snda in' e ve Ponnezya' ya yapl an yolculuklar da vard.
Bunl ar, Kristof Kol omb' un Amerika ktasn kefi yl e ku-
kusuz doruk noktasna ulat. Daha sonraki yzyllarda
baarlan kei fler de yeryznn corafi kefini tamaml a-
d. Kristof Kol omb'un ilk yolculuu kelimeni n tam anl amy-
la Eratostenes'in hesaplar sayesinde gereklemiti r.
Kristof Kolomb "Hindistan'lar Serveni" adn verdi i Afri-
ka kyl arn gdm gdm izleyip douya doru yelken aa-
rak deil de, batdaki mehul Okyanusa cesaretl e almak


25
suretiyle J aponya'ya, in'e ve Hindistan' a ulamay ng-
ren tasarmnn cokusuyl a yanp tutuuyordu. Eratoste-
nes de bu yolculuk iin bilimsel di yebilecei miz bir bil gi ye
dayanarak "berya'dan Hi ndi stan' a gei" deyimini kul-
lanmt.
Kristof Kolomb haritalarla epey har neir olan ve
bunl ar kullanarak denizlerde bir hayli dol aan biri ydi. Ay-
rca Eratostenes, Strabo ve Batlamyus gibi eski corafya-
cl ar tarafndan yazlan kitaplar okurdu. Bu corafyacl a-
ra iliki n ol arak yazl an ki taplarl a da ilgi leni rdi. Fakat
"Hindistan'lar Serveni"nin gerekletiril ebil mesi iin tek-
nelerl e mrettebatn bu uzun yolcul ua dayanabil mesi ,
yerkrenin Eratostenes'in tahmin ettii nden daha kk
olmasyla mmkn olur ancak, di ye dnd. Bu nedenle
Kristof Kol omb yolcul uunun hesaplarnda hile yapt. Ni-
tekim daha sonraki tarihlerde Salamanka niversitesinin
yetkili fakltesi bu projeyi inceledii nde, Kristof Ko-
lomb' un yanl veril ere dayanarak hareket etti ini ortaya
koymutur. Kri stof Kol omb yerkre evresi ni en kk ve
Asya' y douya doru genil emi gsteren hari talar kul-
lanmaya zen gsterdikten baka, bunlar da kei f ihtira-
sna denk decek bii mde abartmt. Eer yol u zeri nde
Amerika ktasn bulmasayd, Kristof Kolomb' un serveni
herhalde ok kt sonul anrd.
Yerkremiz bugn tmyle kefedilmi bul unuyor ar-
tk. Ne yeni ktal ar, ne de bilinmeyen toprak paralar
vaat edi yor. Ne var ki, yeryznn en cra keleri ni ke-
fetme ve bural arda insan barndrma teknol ojisi, imdi bi-
ze, gezegeni mizin kp gitmek, uzayda servenl ere gi-
rimek ve baka dnyal ar kefetme ol ana sal yor. Yer-
yznden ayrl arak ykseklikl erden dnyamza bakp Era-
tostenes'in tahmin etti i boyutlardaki kreyi ve ktal ar
gzleyebiliyoruz. Bylece eski haritacl arn gerekten ye-
tenekli kiiler olduunu da anl yoruz. Bu tr bir grnt
Eratostenes'e ve skenderi ye' li teki corafyacl ara kim
bilir ne byk haz verirdi...
M.. nc yzyldan i tibaren al t yzyll k bi r sre
boyunca i nsanl arn skenderi yede bal att bu dnsel


26
serven, bizi uzay kylarna gtrmtr. Ne yazk ki, o
an dol u mermerli kentten hibir ey kalmamtr. Zul m,
bask ve renmeden korku, eski skenderi ye' ye ait izl eri n
hemen tmn silip sprmtr. Kent halk alacak
kadar deiik kkenli ydi . nce Makedonyal l ar, sonra
Roma'l askerl er, Msr'l a rahipler, Yunan aristokratlar,
Finike'li denizciler, Yahudi tacirler, Hindistan'dan ve G-
ney Sahra'dan gelme ziyaretiler -kal abal k bi r nfus
oluturan kl eler dnda herkes skenderi ye nin parlak
dnemi nde byk bi r uyum ve anl ay havas iinde ya-
amt.
Bu kenti Byk skender kurmu, eski bir muhafz da
ina etmiti . skender yabanc kl tre ve bil gi ye ak bir
insand. Bi r sylenti ye gre -gerek olup ol mamas nem
tamaz- Byk skender dnyann ilk denizaltsyla Kzl-
deniz'i n dibi ne inmitir. Generall eri ni Pers ve Hint kadn-
laryla evlenmeye tevik etmitir. teki uluslarn Tanrl a-
rna kar saygl yd. Gi ttii yrelerden ismi cismi bilinme-
yen hayvan balar edi nirdi. i doldurulmu bir fil ban
da hocas Aristo' ya armaan olarak geti rmi ti. Adn ver-
dii kenti , dnyann ticaret, kltr ve eiti m merkezi ol-
mak zere harcamal ar geni tutarak i na ettirmiti . Otuz
metreyi bulan caddeler, sekin bir mimari ve gzel hey-
keller bu kenti sslerdi. skender'in antsal bi r mezar da
buradayd. Yaptrd Faros Feneri ise eski dnyann yedi
harikasndan biri olarak bilinir.
Fakat skenderi ye' nin harika denebil ecek asl yeri, ki-
tapl ve ona bal mzesi ydi. O efsanevi kitapl ktan bu-
gn geri ye kal an bi r mahzenden baka bi r ey deildi r.
Mahzende belli belirsiz hl duran birka raf, bu eski ki-
tapl ktan arta kalan tek tk eyadr. Oysa buras gezege-
nin o zamanki en byk kentinin an eref ve dnce
merkeziydi. Dnya tarihinde ilk gerek aratrma ensti t-
sn ol uturuyordu. Bu ki tapla gelip gi den bilgeler ev-
renin uyumu anlamna gel en Kozmos' u i ncel i yorlard. Bu-
rann sakinl eri dnrler, icata merakl fizikiler, edebi-
yatl ar, tp uzmanl ar, astronomi bil ginl eri , corafyaclar,
filozoflar, matematikiler, biyologlar ve mhendislerdi. Bi-


27
lim ve dnce rnleri burada iek amt. Dehal arn
tomurcukland yerdi . skenderi ye Ki tapl , biz insanla-
rn, dnyamza ilikin bilgiyi ilk olarak sistematik ve ciddi
biimde devi rebildikleri merkezdir.
Eratostenes'in yan sra, Hipparkus adnda bir astro-
nomi bilgini yl dz kmelerini n hari tasn karp yldzlarn
parlakl k dereceleri zeri ne tahmi nler yrtmt. Sonra
zorlu bir matematik problemi karsnda bocalayan Kral' a,
"Geometri al annda krallara mahsus bi r zel yol yoktur,"
di yen geometri ustas Euklid' e rastl yoruz. Euklid'in geo-
metri alanndaki baarsn di l alannda gstererek gramer
kurallarn tanmlayan Trakya'l Di onisos da bu kitapl n
yeleri ndendi. Akl n merkezi olarak kalbi reddeden ve
beyni kesin olarak saptayan fizyolog Herophilus da bura-
dand. Dilil eri ve buhar makinesini icat eden, ayn za-
manda robotl ar hakknda ilk kitap ol an Automata' nn ya-
zar skenderi ye'li Heron'dur. Elips, parabol, hiperbol gibi
konik dilim (2) ekillerini kantlayan Bergama'l matema-
tiki Apoll onius bu kitapl n gediklisi ydi . Yukarda sz
geen eril eri n gezegenleri n, kuyruklu yl dzl arn ve yl-
dzlarn izl edikleri yrngeler olduu gnmzde artk bi-
liniyor, Leonardo da Vinci'ye gelinceye dek makineler
alannda rastl anan en byk deha Ari met ve bugn iin
gerek astrol oj i bilimine ters dmekle bi rlikte bu al andaki
birok bilgi yi toplayan Batlamyus da skenderi ye okulun-
dandr. Batlamyus'un yerkremizi evrenin merkezi sayan
gr 1500 yl sreyle geerl iliini korumutur. Buysa bi-
limsel al maya girienl eri n ortaya att grl eri n t-
myle yanl ol abilecei ni bize gsteren bi r hatrl atma ye-
rine geer. Ad geen byk adaml ar arasnda matema-
tiki ve astronomi bilgini olan bir kadn da vard. Ad Hy-
pati a' yd, skenderi ye Kitapl ndan sal an aydnl n son
yd o. Bu kadnn param-para edil erek ldrl ,
kuruluundan yedi yzyl sonra kitapl n yok edilii yl e
ilikilidir. yknn bu yanna daha sonra deineceiz.
(2) Bi r koni ni n dei i k a l ardan di l i mi kesi l mesi yl e ort aya kan eki l l er ol duundan
bu ad veri yoruz. On seki z yzy l sonra Johannes Kepl er, gezegenl eri n devi ni ml eri ni
i l k kez ol arak bul gul ayabi l mek i i n Apol l oni us' un koni k di l i ml er konusuna i l i ki n
yaz l ar ndan yararl anm t r.



28
Msr' n Byk skender' den sonraki Yunan Krallar
renim sorununu ciddi ye al rlard. Yzyllar boyu bilimsel
aratrmaya destek ol dul ar ve kitapl kta an, en byk
beyinl eri iin al ma ortam hazrl adl ar. skenderi ye ki-
tapl nda her konu ii n ayrl an on geni hol bulunuyordu.
Botanik bahesi, hayvanat bahesi, kadavra inceleme
odas, rasathanesi vard. Di nlenme saatl erinde ak tar-
tmalarn yapl d byk yemek sal onunu sularn akt
emeler sslemekteydi.
Kitapln kalbi, kitap koleksiyonuna ayrlan blmyd.
Koleksiyon uzmanlar dnyann birok kltr ve diline ait ki-
taplar tararlard. Yabanc lkelere adam gnderip kitaplklar-
daki kitaplar toptan satn alrlard, skenderiyeye demirleyen
yabanc gemiler kaak eya iin deil, acaba kitap m kar-
yorlar diye aranp taranrlard. Her biri elle yazlm papirs
tomar olmak zere kitaplkta o zamanlar yarm milyon kitap
bulunduu sanlyor. Bazen papirs tomarlarnn kopya edil-
mek zere alnd da olurdu. Btn bu kitaplara acaba ne ol-
du? Bunlar yaratan klasik uygarlk yok oldu ve kitaplk kasten
tahrip edildi. Bu eserlerden yalnzca kk bir blm kalm-
tr. Bazlarnn da insann iini burkan blk prk paralar.
Gnmze kalan bu blk prk paralar bile insan zihnim
uyarc ne denli zengin bilgiler tayor, bir bilseniz! rnein,
kitapln raflarndan birinde bulunduunu bildiimiz Sisam'l
astronomi bilgini Aristarkus'un kitabnda, yerkremizin geze-
genlerden bir tanesi olduuna ve onlar gibi Gne'in etrafnda
dndne ve yldzlarn ok uzaklarda olduklarna deinili-
yordu. Bu ifadelerin hepsi de doru olduu halde, sz edilen
gereklerin yeniden bulunmas iin iki bin yl beklemek zo-
runda kalnm oldu, Aristarkus'un bu eserinin kaybna duy-
duumuz znty, daha baka konulardaki kayplar iin de
yz binler saysyla arparsak, klasik uygarln yaratt gr-
kemi ve mahvnn trajedisini alglamaya balayabiliriz.
Eski a dnyasnn bilimini ok atk. Fakat bilim tarihine
ilikin bilgilerimizde byk ukurlar var. Bunlar doldurmak
olanaksz. Gnmzde bir kitaplk okuyucusunun hangi kitab
okuduunu gsteren kart gibi o zamanki bir kart elimize ge-
se kim bilir ne bilgiler edinebiliriz? Biliyoruz ki, Berossuz


29
adnda Babil'li bir rahibin yazd ciltlik Dnya Tarihi kayp-
tr. Bu kitabn ilk cildinin Dnyann yaratlndan Tufan'a ka-
dar uzanan dnemi ierdii sanlyor. Sz geen kitapta ya-
zar, bu dnemi 432.000 yl olarak belirttiine gre, Tevrat
kronolojisinin yz kat bi r zaman kapsyor demektir. Merak
ederi m, acaba o kitapta ne vard...
Eskiler, dnyann ok eski ol duunu bili yorl ard. Ge-
miin derinlikl eri ne gz gezdirmeye al mlard. imdi
biz de Kozmos' un, onlar tahmin etmi ol amayacakl ar
kadar eski olduunu bili yoruz. Uzaya kp evreni i ncel e-
dik ve karanl k bi r galaksinin cra kesi ndeki bi r yl dzn
evresinde dolanan toz zerrecii zerinde yaadmz
grdk. Uzayn enginlii nde bir zerreciksek, alarn en-
ginlii nde de ancak bir anl k zaman iinde yayoruz de-
mekti r. Evreni n yaratl tari hinin ya da son eklini bul-
duktan sonraki yann on be, yirmi mil yar yl eski ye da-
yandn imdi bili yoruz. Bu, kayda deer Byk Patla-
ma'nn ol duu andan bu yana geen sredi r. Evrenin ba-
langcnda yl dz kmel eri , yl dzlar ya da gezegenler, ha-
yat veya uygarlk yoktu. Yalnzca uzayn tmn kaplayan
parlak ve tekdze bi r ate yuvarla vard. Byk Patla-
ma'daki Kaos' tan sonra, yeni yeni tanmaya bal admz
Kozmos' a gei , bir anl k bil e olsa gzl eyebilme ayrcal -
na sahip bul unduumuz en hayret verici enerji - madde
dnmdr. Ve evrenin baka bi r yresinde kendimiz-
den daha akll yaratklarl a karl ancaya dek de-
iimlerin en mthii olan biziz... Byk Patlama' nn en
uzak ahfadyz... Kaynaklandmz Kozmos'u renmeye
ve deitirmeye kendilerini adayanlar biziz...


30

Blm II
KOZMK ARAYITA TEK SES

Dnyalar Yaratan'a kendimi teslim etmek zorundaym. Sizleri toz zerrecikle-
rinden var eden O'dur.
[Kuran'dan 40. Sure]

Felsefelerin en eskisi olan Evrim Felsefesi,
skolastik dncenin taht kurduu bin yl boyunca drt bir yanndan
eli kolu smsk balanarak derin karanlklara gmlmt. Darwin eski ereveye
yeni kan rngalaynca,
erevenin kenarlar dayanamayp atlad ve yeniden canlanan
Yunan dnemi grleri, evreni oluturan eylerin
dzenini aklamaya daha uygun olduklarn kantladlar.
Bylece, eski Yunandan sonra yeryznden gelip geen 70 insan kuann be-
nimsedii batl inanlarla beslenmi grn yerini yeniden biimlendirilmi eski
Yunan gr ald.
[T.H. Huxley, 1887]

Olasdr ki, zerinde bulunduumuz u yeryznde
yaam tm organik varlklar, ilk yaam soluunun ilerine estirildii basit ekilli
yaratklarn gelimileridir...
Gezegenimiz ekim yasas uyarnca evrende dolanrken,
balangta bylesine basit, sonsuz ekillerden bylesine gzel ve hayranlk
uyandrc yaratklarn
gelimi bulunduu ve gelimekte olduu gibi
bir yaam gr ne grkemlidir!..



31
[Charles Darwin, Trklerin Kkeni, 1859]

Gzlemleyebildiimiz evrenin tmnde ortaklaa maddelerin varl gze
arpyor.
nk Gne ve yerkremizdeki elementlerden ou yldzlarda da var.
Yldz kmelerinde epey yaygn elementlerin,
yerkremizdeki canl organizmalarn yapsnda bulunan
elementlerden bazlaryla ayn olmas ilgin bir noktadr.
rnein, hidrojen, sodyum, magnezyum ve demir bu elementlerdendir.
Acaba hi olmazsa yldzlarn parlak olanlarna,
bizim Gne'imiz gibi gezegen sistemlerini ayakta tutan ve onlara enerji veren,
canl varlklara barnak salayan dnyalar gzyle bakamaz myz?
[William Huggins, 1865]

DNYAMIZIN DIINDA BR YERDE HAYAT VAR MIDIR, di-
ye tm yaamm boyunca merak etmiimdir. Varsa acaba nasl-
dr? Bu hayat hangi elerden olumutur? Gezegenimizdeki tm
canllar organik molekllerden oluuyor. Organik molekller, kar-
bon atomunun balca rol oynad karmak ve mikroskopta g-
rlebilen yaplardr. Yaamn balamasndan nce yerkremizin
orak ve ssz olduu bir dnem vard. imdi yeryznde hayat
kaynayor. Bu nasl oldu acaba? Hayatn bulunmad du-
rumda karbon temeline dayal organik molekller nasl olu-
tu? lk canl varlklar nasl gn yz grdler? Yaam nasl bir
evrim gsterdi de, gnmzn insanlar gibi yaplar ay-
rntlarla bezenmi ve karmak varlklar ortaya kt? Kendi
kkenlerini aratracak yetenekte yaratklara nasl ulald?
Ve teki gnelerin evresinde dolanyor olabilecek geze-
genlerde de hayat var mdr? Dnyamz dndaki dnyalarda
hayat varsa, bu, yerkremizdeki gibi ayn organik molekllere
mi dayanyor acaba? teki dnyalardaki hayat yerkremiz
zerindeki hayat gibi mi? Yoksa artc biimde deiiklik mi
gsteriyorlar baka evrelere uyumdan tr? Baka ne d-
nlebilir bu konuda? Yerkremizdeki hayatn niteliiyle te-
ki dnyalarda hayat aray, ayn sorunun iki yzn olutu-
rur. Biz ite bu arayn peindeyiz.
Yldzlar arasndaki engin karanlklarda gaz ve toz bulut-
laryla organik madde bulutlar yer almaktadr. Radyo-
Teleskop araclyla buralarda says birka dzineyi aan
organik molekln varl saptanmtr. Bu molekllerin bollu-



32
u, hayat maddesinin her yerde yaygn olduuna iaret edi-
yor. Yeterli bir zaman sresinde hayatn balamas ve gelii-
mi belki de kanlmaz bir kozmik olaydr. Samanyolu galak-
sisindeki milyarlarca gezegenlerden bazlarnda hayat belki
hi balamayabilir. Bazlarnda balayabilir ve bitebilir ya da
hibir zaman en basit eklini aamaz. Ve bu dnyalarn bir
kk blmndeyse, bizden daha akll yaratklar ve ileri uy-
garlklar geliebilir.
Yerkremizin uygun sya sahip olmasnn ve su, atmos-
fer, oksijen vb. bulundurmasnn yaam iin ok elverili bir
ortam yaratt yolunda yorumlara zaman zaman rastlarz.
Byle dnmek, birazck nedenlerle sonular kartrmak
oluyor. Biz dnyallar, yerkrenin evre koullarna uyuyoruz,
nk burada yetimi bulunuyoruz. Daha nceki yaam e-
killeri evre koullarna uyamadklarndan yok olup gittiler.
Biz, koullara iyi ayak uyduran organizmalarn vrisleriyiz.
evre koullar daha deiik bir dnyada gelien organizma-
lar, hi kukusuz o dnyann trksn syleyeceklerdir.
Yerkremizde yaayan her ey bi rbi ri yle yakndan ili-
kilidir. Ortak bir organik kimya yapsna ve ortak bi r evri m
mirasna sahibiz. Bunun sonucu ol arak bi yologl armzn
aratrma alan ok kstl dr. Tek bir biyoloji trn, ya-
am mzi ini n yal nzca bi r temasn i nceli yorl ar. Binl erce
k yl nn ii nde var olan tek lgn mzik sesi bizimki
midi r? Yoksa galaksini n yaam mzi ini oluturan mil yar-
larca deiik ses harmonisi mi var?
Yeryzndeki yaam mzii nin kk bir blmne
ilikin bir yk anlatmak isterim. 1185 yl nda Japon m-
paratoru, Antoku adnda yedi yanda bi r ocuktu. Genji
Samuraylar kabilesi yl e kran krana bi r savaa girien
Heike samuraylar kabilesinin lider adayyd Antoku. Her
iki grup da imparatorl uk tahtnda cedl eri nin stnl ne-
deniyle hak iddia ediyordu. Son atma, mparatorun da
bakomutan gemisinde bulunduu 24 Nisan 1185 gn
Japon i denizi Dannoura' da yer ald. Heike'ler yenildiler
ve ou ldrld. Geri ye kal anlar da, dalga dalga kendi-
leri ni denize atarak bouldul ar. mparatorun anneannesi
Sultan Nii, Antoku' yla birlikte dmann eline gememesi



33
gerektii kararna vard. Balarna nel er geldii ni Hei ke
yks'nden izleyelim.
mparator yedi yandayd o yl. Fakat daha
byk grnyordu. yl e sevimliydi ki, bel ine
kadar inen uzun ve si msiyah salarnn evre-
ledii yznden k parlts salyordu. a-
kn bi r ifadeyl e Sultan Nii 'ye, "Beni nereye g-
tryorsun? di ye sordu.
Gzl erinden yalar boalan Sultan Nii, gen
hkmdara dnerek onu teselli etti ve uzun
salarn gvercin renkli pelerinine dol ad. Gz-
leri dolan kk hkmdar ellerini kavuturdu.
nce ban douya evi rip Tanr se'ye veda
etti , sonra da batya dnerek Nembutsu'sunu
(Budda'ya yaplan bir dua) syledi. Sultan Nii,
ocuu gsne skca bastrp, "Okyanusun dip-
lerindedir bizim saraymz," diye mrldand. By-
lece dalgalar arasndan birlikte deniz dibini boyla-
dlar.
Heike'lerin tm filosu yok oldu. Yalnzca krk kadn ha-
yatta kald. mparatorluk saraynda hizmetkrlk yapm olan
bu kadnlar, deniz savann yapld yerin dolaylarnda ya-
ayan balklara iek satmaya ve onlara yaknlk gsterme-
ye zorlandlar. Heike'ler tarih sahnesinden kaybolup gittiler.
Bu arada saray hizmetkarlarndan ayaktakm olanlarnn ba-
lklardan peydahladklar ocuklar, sava gnn anma fes-
tivali dzenlediler. Bugne dek her 24 Nisan gn bu festival
tekrarlanr. Heike'lerin torunlar olan denizciler, boulan m-
paratorun antkabirinin bulunduu Akama tapnana giderler.
Orada Dannoura deniz arpmas olaylarnn temsil edildii
bir oyunu izlerler. Aradan yzyllar getikten sonra bile insan-
lar burada Samuray ordusu hayaletlerinin kandan ve yenilgi-
den arnmak iin denize doru kotuklarn grr gibi olurlar.
Balklar, Heike Samuraylarnn o i denizin derinliklerin-
de yenge biiminde dolatklarn sylerler. Gerekten de
burada, srtlarndaki girintili kntl ekilleriyle samuray y-
zn andran yengeler vardr. Bunlar yakalayan balklar
tekrar denize atarlar. Yeniden denize atmalarnn nedeni



34
Dannaura olaylarnn acsn anmalarndandr.
Bu efsane ilgin bir soruna yol ayor. Nasl oluyor da bir
savann yz bir yengecin kabuuna ilenmi olabilir? Bu-
nun yant, o yz eklini yenge kabuuna insanlarn aktard-
dr. Yengecin kabuundaki ekiller kaltsaldr. Fakat insan-
larda olduu gibi, yengelerde de birok deiik kaltsal izgi-
ler vardr. Diyelim ki, rastlant sonucu, bu yengecin ok eski
cedleri arasndan biri, azck da olsa insan yzne benzer bir
ekille ortaya km olsun, O takdirde, balklarn, Dannoura
Sava sz konusu olmadan da, insan yzn andran bir
yengeci yemek istemeyecekleri sylenebilir. Balklar yaka-
ladklar yengeleri yeniden denize atmakla evrim kuramnn
bir srecini harekete geirmi oluyorlar. O da udur: Eer bir
yenge olaan bir yenge kabuuna sahipse, insanlar onu
yerler ve o yengecin soyundan gelenlerin says azalr. Eer
kabuu insan yzn andryorsa, yenge yeniden denize at-
lacandan o yengecin soyundan reyecek olanlar daha yk-
sek saylara ulaacaktr. Yengeler, bylesi kabuklara sahip
bulunmaktan yararlanmlardr. Yenge ve insan kuaklar
zaman iinde akp gittike Samuray yzne en ok benzerlik
gsteren kabuklularn yaamlarn srdrmeleri olana do-
mutur. Tm bu olgunun yengelerin isteiyle bir ilintisi yok-
tur. Ayklama (seleksiyon) onlarn dndan gelen ve kendini
kabul ettiren bir gtr. Samuray yzne benzediiniz oranda
hayatta kalma olaslnz artyor. Sonunda Samuray yzne
benzer kabuklularn says bir hayli oalacaktr da.
Bu srece doal deil , yapay aykl ama deni r. Heike
yengeci ol gusu, bal kl arn hemen hemen bili nsizce
davranl ar sonucu ortaya kmtr. nsanl arn hangi bi t-
kilerin ya da hayvanlarn yaamlarn binl erce yl srdr-
meleri ya da srdrmemeleri konusunda seim yaptkl ar
durumlar da vardr. Kendimi zi bildii miz gnden itibaren
evremizde bel irli iftlik ve evcil hayvanl arl a kar karya
geliriz. evremizdeki meyveler, sebzeler ve aalar da
beli rlidi r. Bunl arn douu nasl olmutur? Bu aamaya
nereden gelmi lerdir? Acaba bir zamanlar yabani hayvan
ya da bitki ydil er de i ftlii n daha az eti n yaam koul -
larna m al trl dl ar? Hayr, gerek tmyle bakadr.



35
Bunlarn ounu bugnk duruma geti ren bi zleriz.
On bi nlerce yl nce mandra inei , taz ya da msr
baa yoktu. Bu hayvanlarn ve bitkileri n soyl arn evcil-
leti rdii mizde remelerini denetleyerek ynlendirdik. Bu-
gnk bu hayvanlarl a bitkil eri n eski soylar btnyle de-
iik grnteydi ler. Bunlar arasnda zell ikleri nin srp
gitmesini istediklerimizin remesini yel edi k. Koyunl ar-
mzn gzeti mi iin kullanacamz kpei yetiti rmek iin
uyank, itaatkr ve sr otlatmaya yatkn olan trl erini
setik. Mandra inekleri nin kocaman ve yayvan memel eri,
insanol unun ste ve peyni re ol an ilgisi nin sonucudur.
Bizim bugn yedii miz msr, elimsiz olan ilk trnden
bugnk tadn ve yksek besin deerini kazanabil mesi
iin, on binl erce yl yetitiril mitir. Sonuta ilk halinden
yl esine uzakl at ki , imdi artk insanol unun mdahal e-
si olmadan kendi kendine reyemiyor.
ster Heike yengeci , ister bi r kpek ya da sr veya
msr iin olsun yapay aykl amann ilkesi udur: Bitkileri n
ve hayvanlarn ounun fiziksel ve davran zellikleri ka-
ltsal dr. Buna gre rerler. nsanl ar u ya da bu nedenle
baz trlerin remesi ni yeli yorl ar, baz trl eri n remesi ni
ise istemiyorlar. remesi istenen tr oal yor, istenme-
yen de azal yor, hatta trn tkendii de oluyor.
Peki ama, eer insanlar yeni bitki ve hayvan trleri ye-
titirebili yorl arsa doann da ayn eyi yapmas gerekmez
mi? Bu srece doal ayklama ad verili yor. Hayatn ok
uzun zaman di limleri boyunca deiime uram olduu,
insanol unun yer yzndeki ksack ikameti sresince
hayvanlar ve bitkiler zerinde yapt deii kliklerden, bu
arada fosill erden aka anlal maktadr. Fosiller bizlere,
bir zamanlar yeryznde ok sayda bul unan ama artk
tmyle yok ol mu yaratkl ara ait bilgil er sal yor.(3) Yer-
yz tarihinde bu gn var olan trlerden daha ou da
yok olmutur; bunl ar evri min sona eren deneyi mleri nitel i-
(3) Bat n n gel eneksel di ni gr srarl a bunun t ersi ni savunmut ur. rnei n, John
"Wesley'in 1770 y l nda ne srd sav yl edi r: "Hi deer veri l meyen t rl eri bi l e
l mn yok et mesi mbah grl memi t i r. "





36
indedi r.
Evcilleti rme srecini n geti rdii genetik deiiklikler
byk bi r hzla olumutur. Tavann evcilletirilmesi Or-
taaa rastl ar. (Fransz rahi pler yeni doan tavan yavru-
larnn bal k ol duklar i nancyla tavan retmeye girimi -
lerdir, nk, bal k kilise takviminde et yemenin yasak-
land baz gnlerde yenebilen bi r besin maddesi ydi.)
Kahve retimi ne de ancak on beinci yzyl da bal anm-
tr; eker pancar on dokuzuncu yzylda retilmitir. Mi nk
se evcilletirmeni n henz i lk dnemleri ni yaamaktadr.
On bin yl a yakn bi r srede evcilleti rme, koyun bana
alnan bi r kilol uk sert kl on ya da yirmi kilo yumuak y-
ne karrken, bir inei n st verme dnemindeki verimini
de birka yz santimetrekpten bir milyon santimetre k-
pe karmtr. Eer yapay aykl ama bu kadar ksa bi r s-
rede bu denli byk deii ml ere yol aabili yorsa, mil yar-
larca yldan beri ileyen doal aykl ama neler yapabili r?
Bunun yant, bi yolojik dnyann gzellii ve eitlili inde
yatmaktadr. Evrim bi r kuram deil , bir ol gudur.
Evrim mekanizmasnn doal ayklama olduu bulgusu,
Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace'a aittir. Yaklak
yz yl nce ad geen bu iki kii, hepsi bir arada yaayama-
yacak kadar ok sayda hayvan ve bitkinin yetitiini, bylece
evrenin, rastlant sonucu hayatta kalmaya daha yatkn olan
trleri setiini vurguladlar. Kaltmda ani deimeler demek
olan mutasyonlar evrimin hammaddesini olutururlar. evre,
hayatta kalma stnl gsteren mutasyonlar lehine dav-
randndan, bunun sonucu olarak bir hayat eklinden baka
bir hayat ekline doru yavatan bir dizi deime yer alr ki,
bu da yeni trlerin var olmasna yol aar,


Darwin Trlerin Kkeni adl kitabnda yle der:
nsan bakalam yaratmaz. Yapt, yalnz-
ca organik varln bilmeden yeni yaam koul-
larnn iine srmektir. Bunun dzenlenmesi iin
harekete geen Doa, bylece eitlilie etken
olur. Ne var ki, insan, kendisine Doa tarafndan
sunulan eitlilikleri seebilir ve semektedir de.



37
Bylece bu eitliliklere istediince sahip kma-
ya aba gsterir. rnein, kendi yarar ya da
zevki iin hayvan ya da bitkilere ekil vermeye
alr. Bunu belirli bir yntem uyarnca istemiyle
yapaca gibi, kendisine en yararl grdklerini
koruyarak hem bilinsizce, hem de soylarn de-
itirmeyi amalamadan da yapabilir... Hepsi de
hayatta kalamayacak kadar ok yaratk domak-
tadr... Yaratklardan birinin rekabet alanna gi-
ren baka biri zerindeki yaa ya da mevsimlik
stnl veya ortamn fiziksel koullarna ok
kk bir derecede bile gsterecei uyum stn-
l, terazinin kefesini onun lehine evirecektir.
Evrimin on dokuzuncu yzyldaki en etkili savunucusu ve
halka sunucusu olan T. H, Huxley, Darwin'le Wallacen ya-
ynladklar yazlarn, "kendini gecenin karanlnda kaybet-
mi insana birden yolunu aydnlatan bir k satn, bu -
n insan asl hedefine ulatramasa bile bu hedef dorultu-
sunda ona yol gsterdiini" syler. Daha sonra Huxley yle
der:
"Trlerin Kkeni yaptndaki fikrin zn kav-
radm an, 'Bunu daha nceden dnememi
olmak ne aptallk! dedim. Sanrm, Kristof Ko-
lomb'un arkadalar da buna benzer szler sy-
lemilerdir... Bakalam olgusu, var olma sava-
m, koullara uyum salama zaten bilinen ey-
lerdi. Fakat trler sorununun zne inen yolun
bunlardan getiini, Darwin ve Wallace ka-
ranla k tutuncaya dek hibirimiz akl ede-
medik."
Evrim ve doal ayklama fikirleri karsnda ou kimse
hayrete dt. Hl da denler var. Atalarmz yeryznde
yaam mekanizmasnn dzenine, organizma yaplarnn i-
levlerini yerine getiriine bakarak, bunda bir Byk Mucit gr-
dler. En basit yapl tek hcreli organizma bile en mkemmel
cep saatinden daha karmak bir makinedir. Saatlerin para-
lar kendiliinden bir araya gelmedikleri gibi, dedelerimizin
saatleri kk aamalarla kendiliklerinden bugnk saatlere



38
dnmezler. Saatin bir yapmcs vardr. Atomlarla molekl-
lerin bylesine hayret verici karmaklkta ve dzgn ileyite
organizmalar yaratmak zere her naslsa kendilerinden bir
araya gelmelerine ihtimal verilmiyordu. Her canlnn zel ola-
rak o haliyle yaratld, bir trn baka bir tre dnemeye-
cei kavramlar, atalarmzn hayat hakkndaki kstl tarihi
bilgilerine yatkn geliyordu. Her organizmann bir Byk Yara-
tc tarafndan titizlikle yapld dncesi, doaya bir anlam
ve dzen saladktan baka, insanlara da zerinde hl du-
yarllk gstererek durduumuz bir nem kazandrmaktayd.
Mucit ya da Yaratc fikri, ekicilii olan, doal ve biyolojik
dnyann insancl tanmn salayan bir dncedir. Fakat
Darwin'le Wallace'n gsterdii gibi yine ekici, yine insancl
ve ok daha ikna edici bir dnce yolu daha vardr: O da
uzun zaman dilimlerinin gemesiyle yaam mziini daha g-
zel klan doal ayklamadr.
Fosillerin saladklar kantlar bir Byk Mucit dnce-
sine uygun debilir. Diyelim ki, Yaratc yaratt baz trler-
den memnun kalmaynca, o trleri yok edip daha iyileri iin
deneylere giriiyor. Byle bir kavram tutarl olamaz. nk
her bitki ve hayvan, zerinde titizlikle allarak meydana ge-
tirilmitir. Her eye kadir Byk Yaratcnn yaratt bir son-
raki tr nceden yaratm olmas gerekmez miydi? Fosiller-
deki kaytlar, deneyler yapldn ve yanlglara dldn,
gelecee ynelik olarak ne yaplmak istendiinin bilinemedi-
ini gsteriyor. Bu durumsa, Byk Yaratc'ya ters dmek-
tedir,
1950'lerin balarnda henz niversite rencisiyken, ge-
netik uzman H. J. Muller'in laboratuvarnda da alma ola-
nana kavumutum. Muller radyasyonun mutasyonlara yol
atn bulan nl bir bilim adamdr. Muller yapay ayklama
rnei olarak dikkatimi ilk kez Heike yengelerine eken kii-
dir. Genetik biliminin deneysel ynlerine eilmek iin ad Dio-
sophila melanogaster olan ve "ii seven kara vcutlu" anla-
mna gelen sinekler zerinde alyordum. Meyve sinei olan
Drosophila melanogaster'ler iki kanatl ve kocaman gzl k-
ck yaratklardr. Bunlar orta boy st ielerine doldurduk.
Deiik iki tr iftletirerek ana baba genlerinin yeni dzen-



39
lemesinden ve hazrl yaplm doal mutasyondan ne tre-
yeceini inceledik. Diiler ielerin iine konan eker pekme-
zinin zerine yumurtalarn braktlar. ielerin azna tka
kondu. Dllenmi yumurtalarn larva, larvalarn yavrular ve
yavrularn da ergin meyve sinei olmalar iin iki hafta bekle-
dik.
Bir gn yeni getirilen, eterin etkisiyle hareketsizlemi bir
sr Drosophila inceliyordum mikroskopta. Deve tynden
yaplm bir frayla farkl trlerini ayryordum. ok deiik
bir eyle karlanca ardm. Bu beyaz gz rengi yerine
krmz renk gz ya da klsz bir boyun yerine kll bir boyun
gibi bir deiiklik deildi. Karmda kanatlar daha byk ve
duyargalar uzun tyl baka eit bir yaratk vard. Tek bir
kuakta byk bir evrimsel deiimin Muller'in laboratuvarn-
da gereklemesi talihin cilvesi, diye dnyordum. nk
Muller byle bir eyin olamayaca kansndayd. imdi bu
olup biteni kendisine anlatmak gibi zor bir i dmt bana.
stemeye istemeye kapsn aldm. Karanlk odada tek
aydnlk yer mikroskobundan kan k demetinin kmelendi-
i noktayd. Odada t kmamas beni daha da artt ne di-
yeceim konusunda. ok deiik bir sinek tr bulmutum.
Bunun iedeki eker pekmezi zerindeki yavru larvalardan
tredii kesindi. Dorusu ya, Muller'i rahatsz etmek istemi-
yordum, kararszdm, Ama Muller mikroskobun alttan vuran
nn aydnlatt yzn kaldrarak, "Diptera'dan ok Lopi-
doptera'ya m benziyor?" diye sordu. Bunun ne anlama geldi-
ini bilemiyordum. Bu nedenle aklamasn srdrd. "Ka-
natlar m byk? Duyargalar tyl m?" Keyfim kam du-
rum bam salladm evet anlamnda.
Muller odann klarn yakt ve babacan bir tavrla g-
lmsedi, Benim yeni bulgum eski bir hikyeymi meer. Ge-
netik laboratuvarlarndaki yaama uyum salam bir tr per-
vaneydi bu. Meyve sineine benzemiyordu. stelik meyve si-
neiyle bir ilikisi olmasn da istemiyordu. stek duyduu ey
meyve sineklerinin zerine konduklar eker pekmeziydi. La-
borantlarn meyve sinei katmak iin ienin tkacn amala-
ryla kapamalar arasnda geen ksack sre iinde tadna
doyamad eker pekmezine doru pike ini yapan anne



40
pervane yumurtalarn drmt. Byk bir mutasyon (mak-
ro - mutasyon) kansnda deildim; yalnzca doadaki uyum
olgularndan birine mikro-mutasyon ve doal ayklama rn
bir olguya tank olmutum.
Evrimin gizleri lm ve zamandr: evreye gereince
uyum salayamayan byk sayda hayat ekillerinin yok olup
gitmesi; rastlantsal olarak uyum salayan kk mutasyon-
larn uzun dizisi iin geen zaman ve uygun mutasyonlar so-
nucu beliren hayat ekillerinin birikimi iin gerekli zaman...
Darwin Wallacen grlerine kar direnme gsterilmesinin
nedeni, binlerce yllk srelerin gemesi olgusunun gz nn-
de tutulmayndandr. 70 milyon yl, bunun ancak milyonda
birine eit bir sre yaayabilen insan iin ne ifade eder? Yal-
nzca bir gnck uan ve gn sonsuzmu gibi alglayan ke-
lebeklere benziyorum..
Yer kremizde olup bitenler, teki birok dnyada yaam
evrimine ilikin olup bitenlerin az ok aynsdr belki. Ancak
protein kimyas ya da beyin nrolojisi gibi ayrntlar asndan
yerkremiz zerindeki yaam tarihi tm galakside benzersiz
olabilir. zerinde yaadmz yeryz 4 milyar 600 milyon yl
nce yldzlar aras gaz ve tozun younlamasndan olutu.
Fosillerin saladklar kaytlardan reniyoruz ki, hayatn ba-
langc bundan az sonra ilkel yerkrenin su birikintilerinde ve
okyanuslarda belirdi. Hayat belirtisi tayan ilk eyler, tek
hcreli organizmann karmaklndan ok uzakt. nk tek
hcreli organizma olduka gelimi bir yaam biimi saylr.
lk hayat titreimleri ok daha mtevaziydi. Yeryznn o ilk
gnlerinde imek ve Gne'ten gelen mortesi nlar, ilkel
atmosferin hidrojence zengin basit molekllerini ayryor, ayr-
lan paralarsa ksa zamanda karmaklaan molekllere d-
nyordu. Bu ilkel kimya, olgularnn rnleri, okyanuslarda
zlyor ve giderek karmakl artan bir tr organik bula-
ma meydana getiriyordu. Ve bir gn, tmyle rastlant sonu-
cu beliren bir molekl, bulamataki teki moleklleri yap ta-
lar olarak kullanarak kendi kaba kopyalarn yapabildi. (Bu
konuya ileride dneceiz.)
Ba harfleri DNA olan deoksiribonklei asit'in bu ilk atas,
yeryzndeki yaamn da ilk molekldr. Bkl pervane bi-



41
imine sokulmu bir merdivene benzer. Merdivenin basamak-
lar drt ayr molekl paras halindedir ve genetik kodun drt
harfini oluturur. Nkleotid denen bu basamaklar, belirli bir
organizmann vcut bulmasn ieren kaltsal talimatlar verir.
Yeryzndeki her hayat ekli iin, hepsi de ayn dilde ya-
zlm ama farkl talimat dizileri vardr. Organizmalarn farkl
olularnn nedeni, nkleik asit talimatlarndaki deiikliktir.
Nkleotiddeki deiim bir mutasyondur. Bu mutasyon, bir
sonraki kuak tarafndan kopya edilerek gerekletirilmi olur.
mutasyonlar nkleotiddeki rastlantsal deiimler olduklarn-
dan, ou zararl ya da ldrcdr. nk ilevsel olmayan
enzimlerin ortaya k kodlarn hazrlarlar. Bir mutasyonun
bir organizmay daha iyi alr duruma getirebilmesi uzun bir
sreyi gerektirir. Ne var ki, bir santimetrenin on milyonda biri
kklndeki bir nkleotidde yer alacak yarara dnk ama
gerekleme olasl ok az olan bu mutasyon, evrim yolcu-
luunun srdrlmesini salar.
Drt milyar yl nce yeryz bir molekller cennetiydi.
Bunlarn henz avclar yoktu. Baz molekller yeni molekller
retmede yetersiz kalyorlar, yap talar bulmak iin rekabet
ediyorlar ve ancak kendi kaba kopyalarn yineleyerek rete-
biliyorlard. reme, mutasyon ve en elimsizlerin ayklanarak
yok oluuyla, evrim, molekl dzeyinde bile geerliliini sr-
dryordu. Zamanla bunlarn reme koullarnda uyumlar
artt. zel ilevli molekller, sonuta bir araya gelerek bir mo-
lekl ortakl kurdular. Bu ilk hcreydi. Bitki hcreleri bugn
kk molekl fabrikalarna sahiptirler. Bunlara kloroplast ad
veriliyor. Fotosentez ileviyle ykml bu kk molekl fab-
rikalar gne n, suyu ve karbondioksidi, karbonhidrat ve
oksijene dntrrler. Bir damlack kandaki hcreler farkl
bir molekl fabrikas bulundurur. Bu fabrikaya da mitokondri-
yon ad verilir. levi yiyecekleri oksijenle kartrp yararl
enerji salamaktr. Bu fabrikalar bugn bitki ve hayvan hcre-
lerinde varlklarn srdryorlar ama bir zamanlar kendi ba-
larna varlklarn srdrm hcreler olabilirler.
milyar yl nce bir mutasyonun, tek bana varln
srdrmekte olan bir hcrenin blnmesinden sonra ikiye ay-
rlmasn engellemesi sonucu, tek hcreli bitkilerden bazlar



42
bir araya gelmi olabilirler. ok hcreli ilk organizmalar by-
lece artk gelimi bulunuyordu. Vcudunuzdaki her hcre, bir
zamanlar tek balarna varlklarn srdren paralarn kendi
ortak karlar uruna birleip oluturduklar bir eit komn-
dr. Ve bizler yz trilyon hcreden, bir baka deyile bir "ok-
luk" tan olumu bulunuyoruz.
Seks yaklak iki milyar yl nce icat edilmie benziyor.
Daha nceleri yeni organizma eitleri, yalnzca rastlantsal
mutasyonlar dizisiyle, yani genetik talimatlardaki harflerin de-
itirilerek ayklanmas sonucu ortaya kabiliyorlard. Evrim,
bunaltc bir yavallk iinde yer alm olmal. Seksin icady-
la, iki organizma aralarnda DNA kodlarnn tam olarak birer
paragraflarn, sayfalarn ve kitaplarn dei toku edebilme-
ye baladlar. Bylece ayklama eleine hazr yeni eitlilikler
ortaya kt. Organizmalar seks ilikisi asndan ayklanma-
dan geerler ve sekse kar ilgi duymayan organizmalar a-
bucak yok olup giderler. Bu sre yalnzca iki milyar yl nce-
sinin, mikroplar iin geerli deildir. Biz insanlar da bugn
DNA'larmzn baz blmlerini dei toku etmeye merakl bir
aamaya gelmi bulunuyoruz.
Bir milyar yldr bitkiler ibirlii iinde alarak yeryz-
nn evre koullarnda artc bir deiiklik yapmlardr.
Yeil bitkiler oksijen molekl retmektedirler. Bu arada ok-
yanuslar basit yapl yeil bitkilerle dolutuundan, oksijen
yeryz atmosferinin bileimindeki balca e oluyordu.
Bylece yeryznn balangtaki hidrojence zengin yaps
bir daha geri gelmemek zere deitiriliyor ve yaamn biyo-
lojik olmayan sreler dnemi sona eriyordu. Fakat oksijen
organik molekllerin paralanmasna da neden olur. Oksijene
olan ballmza ramen, aslnda kendini koruyamayan or-
ganik madde iin oksijen zehirlidir. Oksidasyona yol aan bir
atmosfere gei, yaam tarihinde nemli bir bunalm yaratm
ve oksijenle ba edemeyen birok organizma yok olup gitmi-
tir. lkel yaam ekillerinden olan botlizm ve tetanos basilleri
bugn bile oksijensiz bir ortamda yaamlarn srdrebilmek-
tedirler. Yeryz atmosferindeki nitrojen kimyasal bakmdan
daha kalc olduundan, oksijene kyasla daha salkldr. Fa-
kat o da biyolojik yaam kaynakldr. Bylece gryoruz ki,



43
yeryz atmosferinin %99'u biyolojik kkenlidir. Ksacas gk-
ler yaam doludur.
Hayatn balangcndan itibaren 4 milyar yllk srede var
olan balca organizmalar, mikroskobik kklkteki mavi ye-
il yosunlar olup bunlar okyanuslar kaplamaktayd. Derken,
600 milyon yl nce, yosunlarn tekelleen egemenlii krlm
ve bir dizi yeni hayat ekilleri, Cambrian patlamas ad verilen
olgu sonucu ortaya kmtr. Dnyann varoluundan sonra
hayat deta birdenbire patlak vermitir. Bu da, yerkremize
benzer herhangi bir gezegende, kanlmaz sayabileceimiz
kimyasal bir sre sonucu hayatn var olabileceine iarettir.
Ne var ki, hayat 4 milyar yl sreyle mavi yeil yosunlarn te-
sinde bir gelime kaydetmedi. Bu da unu gsteriyor ki, zel
organlar olan byk yaratk eitlerinin gelimesi, hayatn
balangcndan da zordur. Bugn belki birok gezegende bol
miktarda mikrop vardr da, iri hayvanlar ve sebze trnden
bitkiler yoktur.
Cambrian patlamasnn hemen ardndan, okyanuslar de-
iik hayat ekilleriyle dolup tat. 500 milyon yl iinde byk
trilobit srleri belirdi. Bunlar bycek bir sinee benzeyen,
iyi yaplanm hayvanlard; baz srler okyanuslarn taba-
nnda yaard. Bugn artk trilobitler yoktur. 200 milyon yldr
yeryznde trilobit yaamad. Yeryznde bugn canlsnn
izine rastlanmayan bitkiler ve hayvanlar oktur. Ve hi kuku-
suz halen gezegenimizdeki trlerin hepsi de bir zamanlar var
deillerdi. Eski kayalklarda bizim gibi yaratklara ait bir ize
rastlanmyor. Trler bir ara belirdikten sonra, uzun ya da ksa
bir sre gezegende ikamet ediyorlar, sonra da ortadan kaybo-
luyorlar.
Cambrian patl amasndan nce trlerin bi rbirinin pei
sra epey yava bir hzla ortaya ktkl ar sanl yor. Bunun
bir nedeni de, daha eski tarihlere i nildike, bilgi daarc-
n dolduran kaytl arn azal vermesidi r. Gezegenimizin
ilk dnemlerinde, yaplarnda kat paralar bulunan orga-
nizmal ar ok azd ve yumuak yapl canl l ardan da geri ye
ok az fosil kalmaktadr. Buna ramen, Cambri an patl a-
masndan nce, i nanlmaz derecede yeni hayat ekilleri-
nin ortaya k -tembel bi r ilerl eme hzyl a da olsa-



44
gerek bir olgudur. Hcre yapsnn ar ekim bi r filmi
andran bi r tempoyl a evri mi ve bi yo-ki myasal zellii, fosil
kal ntl arnn d grnnde tam bir beli rginlie kavu-
muyor. Cambri an patlamasndan sonraysa yeni hayat e-
killeri ba dndrc bir hzl a belirmilerdi r. Bi rbi rini n ar-
dndan byk bir (hzla ilk bal klar ve omurgal l ar ortaya
kt. nceleri yal nzca okyanuslar kapl ayan bi tkiler, kara
paral arn igale koyul dular. lk bcek geliti; bunun yav-
rul ar karalara yayl an hayvanlarn ncleri oldular. Ka-
natl bcekl erl e amfibik bcekler dodu. Hem karada,
hem suda yaayabil en bal k tredi, ilk aalar ve srn-
gen hayvanlar belirdi. Dinozorun gelii mi gerekl eti.
Memeliler ortaya karken, il k kular umaya, ilk iekl er
amaya baladlar. Sonra dinozorl ar yok oldul ar yery-
znden. Yunus bal kl aryla balinalarn atal ar olan ilk ba-
lkl ar beli rdi . Ayn dnemde maymunl arn, orangutanlarn
ve insanl arn atal ar olan pri matl ar ortaya kt. Yakl ak
on mil yon yl nce, i nsana epey benzeyen ilk yaratklar
beyinl erini n byklnde nemli gelimeler gsterdiler.
Ardndan da, yalnzca birka mil yon yl nce ilk gerek in-
sanlar ortaya ktl ar.
lk insanlarn yaam ortam ormanlardr. Aslnda insanla-
rn ormanlara doal bir yaknl vardr. Gklere doru trma-
nan bir aa ne gzeldir... Yapraklar fotosentez olgusu ha-
zrlamak iin gne na kucak aarlar. Aalar yanlarn-
daki aalar 'glgelemek suretiyle rekabete giriirler. Eer
dikkat edecek 'olursanz, yan yana yetien iki aacn birbirini
ite drte bir yaam yarma girdiklerini grrsnz. Aalar,
enerjilerini gne ndan salayan kocaman ve gzel birer
makinedirler. Topraktan su, havadan karbondioksit alarak
bunlar hem kendilerinin kulland, hem de bizlerin yararlan-
d yiyecee evirirler. Bitki, rettii karbonhidrat, kendi bit-
kisel yaamn srdrmek iin enerji kayna olarak kullanr.
Ve sonula bitkilerden geinen parazitler olan bizler de kendi
yaammz srdrmek iin bitkilerin karbonhidratlarn ala-
rz. Bitkilerden aldmz kanmzdaki karbonhidratlarla iimi-
ze ekintimiz havann erimi haldeki oksijenini kartrarak
yaayabilmemiz iin gerekli enerjiyi salarz. Bu sre sonu-
cunda karbondioksit karrz. Bitkiler de aldklar bu karbon-



45
dioksiti karbonhidrata dntrrler. Ne alas bir ibirlii
dzeni... Bitkilerle insanlarn birbirinin soluunu alp verme-
siyle gezegen apnda karlkl bir hayat pc dngs,
150 milyon kilometre uzaklktaki bir yldzn enerjisiyle srp
gitmekte...
Bilinen organik molekl says on milyarlar aar. Oysa
bunlar arasnda yalnzca ellisi yaamn temel faaliyetlerine
gereklidir. Ayn rntler (pattern) deiik ilevler iin alas
bir dzenle kendilerini koruyarak yinelenirler. Yeryzndeki
hayatn temelinde yatan ve hcrenin kimyasal yapsn kontrol
eden proteinlerle kaltsal talimatlar tayan nkleik asitlerden
oluan molekller, hem bitkilerde, hem hayvanlarda temelde
ayndr. nar aacnn da, bizlerin de yaps ayn hartandr.
Zaman asndan yeterince geriye doru gidildiinde ortak bir
atamz olduu anlalr.
Canl hcrede, yldzlar ve galaksiler alemindeki gibi kar-
mak ve gzel bir dzen hkm srer, ince bir iilie daya-
nan hcre yaps ancak 4 milyar yl iinde ulalm bir meka-
nizmadr. Yiyecek paralar hcrenin iinde ekil deitirir.
Bugn akyuvar olan, dnn spanadr. Hcre bu deiimi
nasl gerekletirir? Hcrenin ii ylesine dzenli bir ibirlii-
ne dayanan bir yapdr ki, kendi z yapsn koruyarak mole-
klleri deitirir, enerji depolar ve kendini oaltma ilevini
yerine getirir. Bir hcrenin iine girebilecek olsak, molekl
beneklerinin ounun protein moleklleri olduunu, bunlardan
bir blmnn cokun bir faaliyet iinde bulunurken, bir b-
lmnn de bekleme halinde olduklarn grrdk. En nemli
proteinler enzimlerdir. Bunlar hcrenin kimyasal tepkilerini
dzenleyen molekllerdir. Enzimler, bir makineyi oluturan
paralar bir araya getiren ve her biri ayr bir parann uzman
olan iileri andrrlar. rnein, hcrede nkleotid guanozin
fosfat oluumuna geen drdnc aamaya ya da enerji sa-
lamak zere bir eker moleklnn ayrtrlmasna geilen
on birinci aamaya, hcre iindeki teki ilevlerin yerine geti-
rilmesine karlk denen bedel ya da harcanan emek gzy-
le bakabiliriz. Ne var ki, bu "oluum defilesi" enzimler tarafn-
dan ynetilmemektedir. Enzimler emir kuludurlar ve kendileri
de baka grevlilerin verdikleri talimat zerine meydana gelir-



46
ler. Patron-molekl dediimiz molekller nkleik asitlerdir.
Bunlar hcrenin en dip blmesinde, bakalarnn girmesine
izin verilmeyen bir "Yasak Kent"te, hcrenin ekirdeinde bu-
lunurlar.
Hcrenin ekirdeindeki bir gzenekten ieri dalabilsek,
bir makarna, uzun makarna fabrikasnda meydana gelmi bir
patlamay andran bir grnmle karlardk. Dzensiz bir
kangal ve dz tel okluu grrdk ki, bunlar iki nkleik asit
trdr: DNA talimat verenidir, RNA ise DNA tarafndan ve-
rilen talimat hcrenin geri kalan blmlerine iletenidir. Drt
milyar yllk evrimin meydana getirebildii ve bir hcrenin, bir
aacn ya da insan vcudunda bir ilevin nasl yapldna
ilikin tm bilgiler birikimine sahip olan ite bu hcrelerdir. n-
san DNA'snda yazl bilgi birikimi toplam, normal konuma
dili temeline dayanlarak yazlsa, kaln kaln 100 ciltlik kitap
tutard, Ayrca DNA moleklleri, baz istisnalar dnda, kendi-
lerini aynen tekrarlayarak tpatp birer kopyalarn karabilir-
ler.
DNA bi r i ft sarmal eriden oluur; bi rbi ri ne bal i p-
likler "sarmal" bir merdiveni andrrlar. Ana yapsal iplik-
lerden her biri boyunca var olan nkl eoti dlerin oluumu ya
da dzeni, hayat szl n veri r. reme srasnda, sar-
mal eriler zel bi r proteinin de yardmyl a kendi kendi ne
al rlar ve her biri, yaknndaki hcre ekirdeini n yap-
kan svsnda dalgalanan nkleoud yap bl oklarndan te-
ki sarmal erinin aynsn oluturur. Szn ettii mi z
alma bal aynca, "DNA polimeraz" ad verilen nemli bir
enzim, ol uan sarmal eri ni n mkemmel bi im al masna
yardm eder. Eer yanl bir i lem yer al rsa, hatay orta-
ya karan ve yanl nkleotidi doru nkieoti de ikame
eden enzimler belirir. Bu enzimler hayret verici glere
sahip bir molekl makinesidir.
DNA eki rdei tpatp kendi ne benzeyen bir kopyasn
retmesinin -ki buna kal tm di yoruz- yan sra, hcreni n
faaliyetini de ynetir -ki buna da metabolizma diyoruz-.
Hcrenin faali yetini ynetme iini RNA nkleik asit bil e-
imi yaparak salar. Ul akl k yapan bu nkleik asitlerin her
biri, hcre ekirdeinin d blgel erine geer ve orada,



47
tam zamannda ve tam yerinde, bi r enzimi n yapl n de-
netl er. Her ey tamamlandnda, ortaya bir tek enzim
molekl km demekti r ki bu da hcrenin kimyasal ya-
psnn bir zel ilevini yrtmeye bal ar.
nsan DNA's bir mil yar nkleotid uzunl uunda bir
merdivendir, Nkleotidlerin akln alamayaca kadar ok
sayda bileim olasl vardr. Fakat bu bir anl am ifade
etmez, nk yararl bi r ilev grmeyen protei n sentezle-
rine yol aar. Yalnzca ok kstl sayda nkleik asit mo-
leklleri bizimki gibi karmak hayat ekill eri vcuda ge-
tirmeye yetmektedi r. Buna ramen bile, nkleik asitl erin
yararl biimde bir araya geti rilmi yollar artc dere-
cede oktur; belki de evrendeki tm elektron ve protonla-
rn saysndan daha oktur. Bu noktadan hareket ederek
dnyaya getiril ebilecek insan saysnn imdi ye dek yaa-
m insan saysndan ok daha fazl a ol duu syl enebili r.
nsan trnn kaynak potansiyeli byktr. Nkleik asitle-
ri imdi ye kadarki herhangi bir insandakinden daha iyi a-
lmal ar ii n bir araya geti rmenin ei tli yoll ar ol mal dr.
Neyse ki, baka tr bir insan meydana getirmek iin nk-
leoti dleri deiik bileimlere kavuturma bilgisinden yok-
sunuz. leride nkleoti dleri istedi imiz bii mde bir araya
getirerek arzu edilen nitelikleri yaratmak mmkn olabi-
lir... Dndrc ve rktc bi r proj e!
Evrim mutasyon ve ayklama yoluyla gerekleir. Mutas-
yon oalma srasnda "DNA polimeraz" enziminin bir yanl-
lk yapmasyla olur, ama pek ender olarak hata yapar. Mutas-
yonlar, Gne veya kozmik nlardan gelen radyoaktivite ya
da mor tesi n veya evredeki kimyasal maddelerin etki-
siyle olabilir. Tm bu etkiler, nkleotidleri deitirebilir ya da
nkleik asitleri dmler halinde balayabilir. Eer mutasyon
oran yksekse, 4 milyar yldr uzun uzadya edinilmi kaltm
kaybetmi oluruz. Eer ok dk orandaysa, evrede ilerde
grlebilecek herhangi bir deiime ayak uyduracak yeni e-
itlilikler olumayacaktr. Hayatn evrimi, mutasyonla aykla-
ma arasnda az ok kesin bir dengeye gereksinim gsterir.
Tek bir DNA nkleotidindeki deiiklik, sz konusu DNA
ifresinde var olan proteinin tek bir amino-asitinde deiiklie



48
yol aar. Avrupa asll insanlarn alyuvar hcreleri aa yuka-
r kresel bir grntedirler. Afrika aslllarn bazlarndaki
alyuvar hcreleriyse ortak biimde ya da hilal grnnde-
dirler. Orak biimindeki hcreler daha az oksijen tarlar ve
bunun sonucu olarak bir tr kanszla (anemi) yol aarlar. Bu
durum stmaya kar daha byk bir diren salar. lmekten-
se anemik olmak tercih edilir. Kann ilevi zerindeki bu
nemli etki, normal bir insan hcresinin DNA'sndaki 10 mil-
yar nkleotidden bir tekindeki deiikliin sonucudur. teki
nkleotidlerdeki bir deiikliin neler yapabileceinden henz
habersiz bir durumdayz.
Biz insanlar, bir aaca kyasla deiik grnteyizdir.
Hi kukusuz dnyay bir aacn algladndan farkl algla-
rz. Fakat molekln asl yapsna baknca, aala insann
kaltm asndan nkleik asit kullandklar grlr. Hcreleri-
mizin kimyasal yapsn denetleyici enzimler olarak proteinleri
kullanmaktayz. in daha da anlaml yan, nkleik asit bilgisi-
ni protein bilgisine evirmek iin, insann da, aacn da, ge-
zegenimizdeki hemen tm teki yaratklarn da ayn ifre ki-
tabn kullanmakta olulardr. Molekl benzerlii asndan
temeldeki bu birlik iin yaplabilecek akla uygun aklama u-
dur: Aalar da, insan da, balk da, salyangoz da, ksacas
tm canl varlk'lar, gezegenimiz tarihinin ilk dnemlerinde tek
ve ayn yaam balangcndan kaynaklanmlardr. Peki, y-
leyse, yeryzndeki bugnk yaamn oluumunu hazrlayan
temel molekller nasl ortaya kmlardr?
Cornell niversitesindeki laboratuvarmda ilgilendiimiz
konular arasnda, pre-biyolojik (biyoloji ncesi) organik kim-
yada yer alyor. Yeryznn ilkel dnemindeki gazlar olan
hidrojeni, suyu, amonya, metan, slfit hidrojeni kartrp
bu gazlarn karmndan elektrik akm geirdik. Bu arada
bunlarn halen Jpiter gezegeninde ve tm Kozmos'ta bulun-
duunu anmsatmalyz. Bu elektrik akmnn gemesi imek
akmas gibidir. Bu tr imek eskiden yerkremizde akt
gibi, bugn J piter'de de akmaktadr. Gazlar koyduumuz
ve iinde imek aktrdmz kap saydam olup, szn etti-
imiz gazlar gzle grlmez durumdadrlar. Fakat on dakika
sreyle imek aktrldktan sonra, kabn kenarlarndan ya-



49
va yava kahverengi pigmentlerin aktn grrz. Giderek
kabn ii donuklar ve kahverengi youn bir katran yaylr.
Mortesi , yani Gne'in o dnemlerdeki zelliini tekrar-
lasaydk da, sonu az ok yine ayn olurdu. Katranl bulama,
iinde protein ve nkleik asitler bileimleri de dahil, ok zen-
gin karmak organik molekllerle doludur. Bylece hayatn
can suyu kolaylkla elde edilmi oluyor.
Bu konuya ilikin deneyler 1950'Ierin banda Harold Urey
Kimya Enstitsnden mezun Stanley Miller tarafndan yapl-
mtr. Kimyager Urey ilk dnemdeki yeryz atmosferinin
hidrojen bakmndan ok zengin olduunu srarla sylemiti.
Bugn Kozmos da hidrojen bakmndan ok zengindir. O ta-
rihten bu yana hidrojenin yeryznden uzaya gdm gdm s-
rldn, ktlesi byk J piterdense szlmediini ve ha-
yatin hidrojen kaybndan nce baladn ileri sren de
Ureydir. Kimyager Urey bu gazlardan elektrik akm geiril-
mesini nerince, biri bu deneyden ne salamak istediini sor-
du. O da, "Beilstein", dedi. Beilsiein kimyagerlerce bilinen tm
organik molekllerin listesinin bulunduu 28 ciltlik kitaptr.
O zamanlar yerkrede en bol bulunan gazlar ve kimyasal
balantlar zc herhangi bir enerji kaynan kullanarak
hayatn temel yap talarn retebiliriz. Sz konusu kapta ha-
yat mziinin yalnzca notalar vardr, ama mziin kendisi
yoktur. Yaamn yap talar olan molekller doru bir dzen
iinde dizilmelidir. Hayat, hi kukusuz proteinleri yapan ami-
noasitten ve nkleik asitleri yapan nkleotidlerden daha ba-
ka bir eydir. Ne var ki, bu yap talarndan uzun molekl zin-
cirleri dizisi oluturarak laboratuvarda nemli admlar atld.
Aminoasitler, yerkrenin o zamanki koullarnda, proteinlere
benzeyen molekllere dntrld. Bunlardan bazlar, kim-
yasal tepkileri, zayf olarak da olsa, enzimlerin yapt gibi
denetleyebiliyorlar. Nkleotidler 20 - 30 metre uzunluu bulan
nkleik asit iplikleri gibi dizilebildiler. Deney tpnde yaratlan
uygun koullar altnda, ksa nkleik asitler kendilerinin tpatp
benzeri bileimler meydana getirebiliyorlar.
imdiye dek hi kimse yerkrenin ilk dnemine ait gaz ve
sularn birbirine kartrp sonuta test tpnden bir ey ka-
rabilmi deil. Bilinen en kk canllar olan viroitler on bine



50
yakn atomdan olumulardr. Halen canl diyebileceimiz
hibir varlk viroitler kadar basit yapl deildir. Virslerin ak-
sine viroitler yalnzca nkleik asitten oluuyor; virslerin ev-
resin'de protein tabakas da vardr, Viroit tek bir RNA ipliin-
den baka bir ey deildir. Dz izgi biiminde olabilecekleri
gibi, daire biiminde olanlar da var. Virsler gibi viroitler, da-
ha byk ve dzgn alan bir hcrenin molekl mekaniz-
masnda egemenlik kurarak onu daha ok sayda hcre re-
ten bir fabrika durumundan karp, daha ok viroit reten bir
fabrika durumuna sokarlar.
Bamsz yaayan en kk organizmalar arasnda bili-
neni, PPLO (Plropnomi benzeri organizmalar) ile buna ben-
zer kck hayvanlardr. Bunlar yaklak 50 milyon atomdan
meydana gelmitirler. Kendi balarna yaamak zorunda kal-
dklarndan viroitlerden ve virslerden daha karmak yapda-
drlar. Fakat bugn iin yerkremizin evre koullar, basit
hayat ekilleri iin elverili deildir. Bunlar yaamlarn srd-
rebilmek iin ok abalamak zorundadrlar. Gezegenimiz tari-
hinin ilk dnemlerindeki hidrojeni bol atmosferde, Gne
ok miktarda organik molekl yaratrken, ok basit yapl or-
ganizmalar (parazit olmayanlar) yaama ansna sahiptiler.
lk canllar, ancak birka yz metrelik nkleotidler olan kendi
balarna yaayabilir trden viroitlerdi herhalde. En ilkel mad-
delerden balayarak bu tr yaratklar retmek zere bu yzy-
ln sonlarna doru almalar balayabilir. Yaamn kkenine
ilikin reneceimiz daha ok ey var. Her eyden nce ge-
netik kodun kkenlerini renebilmeliyiz. Bu konudaki deney-
lere balayal ancak otuz yl oldu. Doann drt milyar yl n-
ce almaya baladn dnrsek, az ilerlemi saylmayz
almalarmzda.
Bu deneylerin yalnzca yerkremize zg eyler olduunu
syleyemeyiz. lkel gazlar ve enerji kaynaklar tm Kozmos'a
zgdrler. Laboratuvar kaplarmzdaki kimyasal tepkilerin
ayns yldzlararas uzayn organik maddesinin ve meteorit-
lerdeki aminoasitlerin olumasnda rol oynam olabilir. Ben-
zer kimyasal olgular Samanyolu'ndaki milyarlarca dnyada da
kendini gstermi olamaz m? Hayat moleklleri Kozmos'u
dolduran aktadr.



51
Fakat baka bir gezegendeki hayatn molekllerine ait
kimyasal yapyla gezegenimizdekinin yaps ayn olsa bile,
oralarda bizimkine benzer organizmalar bulunmasn bekle-
meyebiliriz de. Yerkremizdeki canl varlklarn eitliliini
gz nne getiriniz. Oysa hepsi de ayn gezegeni ve ayn mo-
lekl biyolojisini paylayorlar. Oradaki hayvanlar ve bitkiler
bizim buradakilerden temelde belki de farkl eylerdir. te
yandan belirli evre koullarna uyum asndan, rnein,
grmek iin iki gzn elverili olmas gibi durumlardan kay-
naklanan benzer bir evrim de yer alm olabilir. Fakat evrim
srecinin rastlantsal zelliinden tr, yerkre-d yaratk-
lar yerkre yaratklarndan ayr olabilir.
Yerkre-d bir varln nasl bir grne sahip olduu-
nu bilemem. Ne yazk ki, yalnzca yerkremiz zerindeki ha-
yat biliyorum. Baz kiiler, rnein, kurgubilim yazarlar ve
sanatlar teki varlklarn nasl olabilecekleri konusunda
tahminler yrttler. Ben yerkre-d varlklarn o grnte
olduklarndan kukuluyum. Bildiimiz hayat ekillerine fazla-
syla dayanan bir d gcnn rn gibiler. Herhangi bir or-
ganizmann u ya da o biimde grnmesi uzun bir evrimin
sonucudur. Baka bir gezegendeki hayatn bir srngene ya
da bir bcee veya bir insana benzedii kansnda deilim. O
yaratklarn derisini yeile boyasanz, kulaklarn sivriltseniz
ve balarna da birer anten ekleseniz, yine de bize benzeye-
cekleri kansnda deilim. Fakat nasl olduklar konusunda
tahmin yrtmem iin srar edecek olursanz, biraz deiik de
olsa yle bir tahmin yrtebilirim:
J piter gibi atmosferi hidrojen, helyum, metan, su ve
amonyak dolu, gazdan olumu dev bir gezegende kat bir
yzey bulunmaz. Burada youn ve bulutlu bir atmosfer vardr
ve bu atmosferde organik molekller gkten dklyor olabi-
lirler tpk laboratuvar deneylerimizde olduu gibi. Bununla
birlikte, bu gezegende hayat bulunmasna engel bir durum
vardr. Atmosferi alkantl ve aa tabakalar ok scaktr.
Bir organizmann aa kayp kebap olmamas iin ok tem-
kinli davranmas gerekmektedir.
Ad geen gezegende hayat olmadn kesin olarak belir-
lemek iin Cornell niversitesi meslektalarmdan E, E. Sal-



52
peter ile baz tahmin hesaplarna giritik. Kukusuz, byle bir
yerde hayatn nasl olduunu tam olarak kestiremeyiz, fakat
fizik ve kimya yasalar erevesinde, byle bir ortamda yaa-
nabilir mi diye incelemeye koyulduk.
Bu koullarda yaayabilmenin bir yolu, yanp kebap olma-
dan nce remek ve yeni doanlarn atmosferin daha yksek
ve daha serin tabakalarna ekilebilmeleridir. Bu tr organiz-
malarn ok kk olmas gerekir. Bunlara "tenler" diyebili-
riz, iinden helyum ve ar gazlar darya pompalayp en ha-
fif gaz brakan bir hidrojen balonu da dnlebilir. Ya da ii
scak havayla dolu bir balon olabilir; ii scak tutularak hava-
da sallanabilir. Bu sy da yedii besinin enerjisinden sala-
yabilir. Adna "dner-gezer" diyebileceimiz bu balonsu yara-
tk var olan organik moleklleri yiyebilir ya da besinini gne
ndan ve havadan kendi yapar. Yerkremizde bitkilerin
yapt gibi. Bir bakma, dner-gezer ne denli csseli olursa o
denli etkindir. Salpeter ve ben, dner-gezerlerin imdiye dek
yaam en byk balinalardan daha byk olduklarn d-
ndk. Kent byklnde varlklar.
Dner-gezerler, gezegenin, atmosferinde gaz salarak
kendilerini itebilirler. J et motoru ya da roket rnei. Onlar
gzn alabildiince tembel srler halinde dolar varsayyo-
ruz. Derilerinde de ekiller olduunu dnyoruz. Bunlar
uyum iin kamuflaj arac olarak yarattklarn sanyoruz. n-
k onlarn da uyum sorunlar var. Bylesi bir ortamda en
azndan bir ekolojik yerleim derdi sz konusudur. Avclk.
Avclar hzl hareket ederler ve manevra yeteneine sahiptir-
ler. Dner-gezerleri gerek organik moleklleri iin, gerekse
saf hidrojen birikimleri iin yerler. i bo "tenler" ilk
dner-gezerlere dnm olabili rl er. Kendi gleri yle
kendilerini iten dner-gezerl er de ilk avcl ara. Avc says
ok deildi r. nk avcl ar tm dner-gezerleri tketirler-
se, kendileri de yok ol acakl ardr.
Fizik ve kimya, bu tr hayat ekilleri oluumuna ola-
nak verir. Sanat onl ar sevi mli kl ar. Bununla bi rlikte do-
ann bizim tahminl erimize ayak uydurmasn art koa-
mayz. Fakat Samanyolu galaksisinde hayat bulunan mil-
yarl arca dnya varsa, bunlardan bazlarnda hayal gc-



53
mzn fizik ve kimya yasalarnn snr iinde yaratt
Ten' ler, Dner-Gezer'ler ve Avclar bulunabilir.
Biyoloji, fizikten ok tarihe daha bir benzerlik gsterir.
Bu gn bilmek iin dn bilmek zorundayz. Hem de yl e
byle deil. Mthi ayrntl biimde bil mek zorundayz.
Tarihi nce en belirl eyen bi r kuranm henz bulunmu ol-
mamas gibi , biyolojiyi nceden belirleyen bir kuram da
yoktur. Nedenl eri yse ayndr; Her iki konu bizler iin he-
nz ok karmaktr. Ne var ki kendi durumumuzu, baka
durumlar bilmek yoluyl a daha iyi kavrayabiliriz. Yerkre-
d hayata ili kin tek bi r ol gunun incelenmesi, biyolojiyi
bugnk snrl arndan dar karacaktr. l k olarak bi yo-
loglar baka ne gibi hayat trl eri nin mmkn ol duunu
anlayacaklardr. Baka bi r yerde hayat aray nemli dir
derken, onu bulmann kol ay ol acan syl emek iste-
mi yoruz. Demek istedi imiz, aramaya deer olduudur.
ok, ama ok deer...
imdi ye dek yalnzca kk bir dnya zerindeki ya-
amn sesine kulak verdik. Fakat artk hi olmazsa, Koz-
mos'un ok sesli mzii ne kulaklarmz am bulunuyo-
ruz.
















54

Blm III
DNYALARIN UYUMU
Gklerin buyruklarn biliyor musunuz?
Yeryznde onlar egemen klabilir misiniz?
[Kutsal Kitap'tan]

Her varlk trnn kendine zg gizli bir zellii bulunduunu
ve
bu zelliine dayanarak hareket edip belirgin etkiler yaptn sylemek,
aslnda hibir ey syl ememeye etir.
Oysa doa olaylarndan iki ya da genel kural karp, ardndan da tm varlkla-
rn zellikleriyle devinimlerini o belirgin kurallarla tanmlamak, ite bu byk bir
adm atmaktr.
[Isaac Newton, Opi i cs]

Kularn hangi yararl ama uruna ttn aratrmayz,
nk tmek onlarn zevkidir. Kular bunun iin yaatlmlardr.
Bu nedenle
insan zihninin de evrenin srlarn arnlama zahmetine niin katlandn
sormamalyz...
Doa giz dolu o denli deiik hazineyle kapldr ki, btn bunlar, insan zihninin
hibir zaman taze gdalardan yoksun kalmamas iin yaratlmlardr,
[ Johannes Kepl er , Myst er i um Cos r nogr aphi cum]




55

HBR EYN DEMED BR GEZEGENDE
YAAMI OLSAYDIK, yaplacak pek az i bulunurdu. D-
np bul acak bi r ey kalmazd. Bilimi n hz kayna kay-
bolurdu. Ve her eyin rastl antsal olarak ya da ok kar-
mak biimde eritii bi r dnyada yaasaydk, bu kez de
bir eyl er dnp bulma ol ana kalmazd. Bilim diye bir
ey de olmazd ayn nedenden tr. Ne var ki, bu iki du-
rum arasnda kalan bi r evrende yayoruz; her eyi n de-
itii , fakat yntemlere, rntlere ya da doa yasal ar
dedi imiz kural lara gre dei tii bi r evrende. Havaya bir
sopa frl atrsam, her defasnda da yeryzne dyor.
Gne batda batyorsa, her zaman ertesi sabah doudan
douyor. Bylece beli rli kurall ar karp ona gre dne-
biliyoruz. Bilim yapabili yor ve o sayede yaammz daha
i yi ye doru ynlendirebiliyoruz.
nsanolu dnyay anlamaya yatkndr. Her zaman da
byle olmutur. Avcl a ya da ate yakabilmeye bala-
mamz, bir eyler dnp bulma yeteneimizden il eri
gelmektedir. Yeryznde insanlarn televizyondan nce,
sinema filmlerinin oynatlmasndan nce, radyodan nce,
kitaptan nce yaad dnemler ol mutur. nsan yaam-
nn byk bi r blm byl e dnemlerde gemitir. Krda
yaklan bi r atein kllenmesi srasnda, mehtapsz bi r ge-
cede yl dzl ar gzlemiti r.
Geceleyi n gk ilginti r. Gkte baz ekiller grrz.
Kendimizi bunl ar grmeye zorl amasak bile, baz resi mler
dleyebili riz. rnei n, gn kuzey blgesinde bi r ayya
benzeyen bi r ekil ya da yl dz kmesi var. Baz uygarl k-
lar bu ekle Byk Ay ad veriyorlar. Bazlarysa bunu ba-
ka bir eye benzetiyorlar. Gkte aslnda byle bir ekil yok. O
ekli yaktran bizleriz. nsanolu avclk dnemini yaad.
Avcsn grd, kpeini grd, aysn grd ve kzn ksra-
n grd, insanolunun ilgisini eken eylerdir btn bunlar.
XVII. yzyl denizcileri gkyznn gney blgelerini ilk kez
grdklerinde, oralara o dnemin ilgisini eken eya ekilleri
yaktrdlar: Tukanlar, tavus kular, teleskoplar, mikroskop-
lar, pusulalar ve gemi k. Yldz kmelerine XX. yzylda



56
isimler verecek olsaydk, sanrm, gkte bisikletler ve buzdo-
laplar, rock-and-roll yapan "yldz"lar ve belki de mantar bi-
iminde bulutlar grrdk. Bugnk insanlarn yldzlarda
arayp bulacaklar umut ve korkulardr bunlar.
Atalarmz arada srada ok parlak ve kuyruu olan bir yl-
dz bir an iin gzledikten sonra hzla kaydn grrlerdi.
Bir yldz dt derlerdi; ama iyi bir tanmlama deil bu. D-
en yldz kayp gittikten sonra da yal yldzlar orada kalr-
lar. Baz mevsimlerde kayan yldz says oktur; baz mev-
simlerdeyse ok azdr. Bu konuda da, her eyde olduu gibi,
bir dzen sz konusudur,
Gne ve Ay gibi, yldzlar da hep doudan doarlar ve
batda batarlar. Btn bir gece bir boydan bir boya g kat
ederler. Tabii eer zerimizden geerlerse. Deiik mevsim-
lerde deiik yldz kmeleri oluur, rnein, sonbahar bala-
rnda her zaman ayn yldz kmeleri grlr. Srpriz olarak
yeni bir yldz kmesinin doudan domas diye bir ey ola-
maz. Yldzlar konusunda bir dzen ve kalc bir tahmin ola-
na vardr, insann iine neredeyse rahatlatc bir gven ve-
rirler.
Yldzlardan bazlar Gne'ten az nce doar, az sonra
da batarlar. Mevsimlere gre deien dou ve batlar gz-
lenir. Yldzlar dikkatlice gzlense ve yllar boyunca durumla-
rndaki deiiklikler not edilse, bu yldzlara bakarak mevsim-
lerin geliini tahmin edebilirsiniz. Ayn zamanda Gne'in
ufukta her gn doduu yeri gzleyerek, yln hangi blmn-
de bulunduunuzu da saptayabilirsiniz. Kendini bu ie vere-
cek olan, yetenekli ve dikkatli kiiler iin gklerde yazl bir
takvim bulma olana vardr.
Atalarmz mevsimlerin sresini lecek yntemler bul-
mulard. New Mexico'nun Chaco Canyon blgesinde XI. yz-
yldan kalma atsz kocaman bir tapnak var. Hazirann
21'inde, yani yalnzca yln en uzun gnnde, buradaki pen-
cereden afak vakti giren k demeti ar ar hareket ederek
odann iindeki zel bir blmde gezinir. Kendilerine "Eskiler"
adn veren marur Anasazi topluluunun burada tyl elbise-
lerini giymi, alg aletleriyle bir araya gelerek Gne'in kud-
retini kutlaylarn gzmn nne getirebiliyorum. Yine bu



57
odada Ay'n devinimini de izledikleri anlalyor. Tapnak oda-
snn st blmlerindeki duvara kazlan 23 izgi, Ay'n yldz-
lar kmesindeki yerine dnmesi iin gemesi gereken gnle-
rin saysn ifade ediyor olmal. Bu insanlar Gne'e, Ay'a ve
yldzlara ok yakn bir ilgi gsteriyorlard. Benzer dncele-
re dayanarak bulunup yaplm ara gerelere, Kamboya'da
Angkor Wat'ta, ngilterede Slonehenge'de, Msr'da Abu Sim-
bel'de, Meksika'da Chichen Itza'da, ve Kuzey Amerika'nn
Great Plains blgesinde de rastlanyor.
Takvimi bulmaya ynelik ara gerelerden bazlarn rast-
lantya borlu olabiliriz; rnein, 21 Haziran gn pencereden
giren belli blgeleri aydnlatmas gibi. Bunun yan sra
ok deiik bululara da rastlyoruz. Amerika'nn gneydou-
sundaki bir blgede topraa dikilmi ktk bulunuyor. Ar-
kalarndaki bir kayaya da birazck galaksiye benzeyen bir sar-
mal ekil kazlm. 21 Haziran gn, yazn ilk gn, ktkler
arasndaki bir gedikten szan gne haner gibi sarmal
ikiye ayryor; kn ilk gn olan 21 Aralk gnyse sarmal
iki yanndan kuatan iki adet gne haneri oluuyor.
Gkteki takvimi okumak iin le gneini ok iyi belirleyen
bir yntem.
Dnyann ayr ayr blgelerinde insanolu astronomiyi -
renmek iin neden bu kadar aba harcamtr dersiniz? Mev-
simlere gre gleri artan ya da azalan ceylan, antilop ve ya-
ban kzleri av sz konusuydu elbet. Meyve ve fstklarn
toplanmas iin mevsimlerin bilinmesi gerekiyordu. Tarm icat
ettiimiz zaman ekimin ve hasatn ne zamanlara rastlatlmas
gerektiini bilmeliydik. Birbirinden dnyalar kadar uzak ge-
be topluluklarnn toplantlar iin de takvim kullanmak gereki-
yordu. Ksacas gkte yazl takvimi okuyabilmek tam anla-
myla lm kalm sorunuydu, o gnler iin. Hilalin gkte yeni-
den grnmesi; tam bir tutulmadan sonra gnein yeniden
gzkmesi; gnein geceleyin ortalkta gzkmeyerek verdii
huzursuzluun sabahleyin giderilmesi; btn bunlar dnyann
drt bir yannda yaayan insanlar tarafndan zerinde titizlikle
durulan olaylard. Hayatta kalabilmek iin gkteki bu olaylar
izlemek gerekiyordu. Atalarmz iin bu doa olaylarnn bir
dili vard. Ayn zamanda gklerdeki olaylar bilmek lmsz-



58
le e bir anlam da kazanyordu.
alar getike, insanlar atalarndan bilgi birikimi salad-
lar. Gne'in, Ay'n ve yldzlarn yerlerini ve hareketlerini ne
kadar iyi bilirseniz, ekip bimek, avlanmak, kabileleri topla-
mak iin o denli gvenilir bir zamanlama olanana sahiptiniz.
lde kesinlik olana arttka, buna ait kaytlar tutmak ge-
rekti. Bylece astronomi, gzlem gereksinimini, matematii
ve yaznn geliimini zorlad.
Ancak daha sonraki dnemlerde, garip bir fikir hareketi
balad. Temelde deneysel olan bilim dncesi, batl inan-
larn ve mistisizmin saldrsna urad. Gne ve yldzlar
mevsimleri, yiyecei ve sy belirliyordu. Ay ise gel-gitleri,
birok hayvann yaam evrelerini ve belki de kadnlarn ayba-
dnemlerini belirliyordu; ocuk sahibi olmak isteyen ateli
bir tr iin nemli saylan bir noktayd bu. Gkyznde baka
trden cisimler de vard. Gezegen denen ve aylak dolaan
yldzlar. Gebe atalarmzn aylak dolaan bu gezegenlere
yaknlk duymu olmalar gerekir. Gnele Ay' saymazsanz,
yalnzca be gezegen grebilirsiniz. Arkalarna ok daha
uzaktaki yldzlar alm olarak devinirler bu gezegenler.
Uzunca aylar boyunca bunlarn devinimlerini izleseniz, bir yl-
dz kmesinden tekine getiini grebilirsiniz. Gkteki teki
cisimlerin insan yaam zerinde etkisi olduuna gre, geze-
genlerin etkisi acaba ne olabilirdi?
ada Batl toplumda bir astroloji dergisi satn almak,
rnein gazete bayiinden, kolay bir itir. Fakat astronomi der-
gisi bulmak ok daha zordur. Amerika'da hemen her gazete-
nin bir astroloji kesi vardr. Fakat haftada bir astronomiye
ke ayran gazete zor bulunur. ABD'deki astrologlarn says
astronomlarn saysndan on kat fazladr. Partilerde, bir bili-
madam olduumu bilmeyenler bana bazen, "kizler Burcunda
m dodunuz?" (Baar ans on ikide bir) diye sorular ynel-
tirler. Bazen de "Altn, gen yldzlarn patlamasndan olu-
urmu, doru mu?" diye soranlar da olur. Ya da, "Mars iin
bir Rover araba yaplmasna Kongre ne zaman yeil k ya-
kacak?" gibisinden sorular da eksik olmaz.
Astrolojinin iddiasna gre, doduunuz zaman gezegen-
lerin iinde bulunduklar yldz kmesi, geleceinizi yakndan



59
etkiler. Gezegenlerin devinimlerinin krallarn, kraliyet aileleri-
nin, imparatorluklarn alnyazlarn belirledii yolundaki d-
nce birka bin yl nce gelimiti. Astrologlar, gezegenlerin
devinimlerini inceleyerek, diyelim, Vens gezegeni son olarak
Olak Burcundayken neler olduunu gzden geirip, bu kez
de ayn eylerin olabileceini dnmlerdir. Bu olduka na-
zik ve rizikolu bir iti. Astrologlar devlet tarafndan bu ile g-
revlendirilirlerdi. Ve yalnzca devlet hesabna alrlard. Bir-
ok lkede gklerde sakl gizleri aa vurmak yalnzca astro-
loa verilmi bir grevdi. Baka biri gkleri okumaya kalkr-
sa lm cezasna arptrlrd. Bir rejimin decei tahminini
yrtmek o rejimi devirmek iin fena bir yol saylmaz. Yanl
tahminlerdi bulunan in Saraynn astrologlar idam edilirler-
di. Astroloji sonunda, gzlemler, matematik ve olaylar muha-
sebesiyle karlm karmak dncelerin, dindarlk kisvesi al-
tnda entrikalarn evrilmesine yol aan garip bir bilgi biriki-
mine dnt.
Gezegenler uluslarn alnyazlarn belirliyorlarsa, yarn
benim bama gelecekleri de haber veremezler mi? Kiileri
hedef alan bir astroloji 2.000 yl kadar nce Msr'da, sken-
deriye'de gelierek Yunan ve Roma dnyalarna yayld. Eski
alarn astrolojisinin kalntlarn bugn Bat dillerinin baz
szcklerinde bulabiliriz. rnein, "facia" karl kullanlan
ngilizce "disaster" szc Yunancada "kt yldz" demekti,
talyanca "Influenza" szcnn karl bugn "etki" de-
mektir, "asl yldzlarn etkisi" anlamndadr. branice ve sonra
da Babil dilinde "mazeitow" szc "iyi bur" demektir, Babil
astroloji szlnde ve yine eski brani dilinde "shlamazel"
szc "kendini kt talihten kurtaramayan kii" anlamnda
kullanlr. Plinius'un yazlarndan Roma'l yurttalar arasnda
"sideratio" (gezegen-zede) kiiler bulunduunu anlyoruz.
Gezegenlerin insanlarn lmnden dorudan sorumlu olduk-
lar dncesi yaygnd. "Gz nnde tutmak" anlamndaki
ngilizce "consider" szcnn kken anlam udur: "Geze-
gene bakarak konumak". Gezegenlere bakarak konumak-
sa olduka ciddi bir iti. 1632 ylnda Londra'daki lm istatis-
tiklerine ilikin, olarak yaynlanan saylar, ocuk hastalklar
arasnda hi bilmediimiz "klarn ykselii" ve "kraliyet ey-
tan" gibi hastalklarn yan sra, "gezegene yenik dmek"ten



60
toplam 9.548 kiinin ldn aklyordu. Byle bir hastal-
n belirtileri acaba neydi, merak ediyorum, "Gezegene yenik
denler"in says bu istatistiklerde kanserden lenlerin say-
sndan fazla.
Kiilerin kaderine ilikin astroloji bugn de geerlidir: ayn
kentte ayn gn yaynlanan iki gazetenin yldz fal stunlarn
gz nne getiriniz. rnein, 21 Eyll 1979 tarihli New York
Post ve New York Daily News gazetelerini ele alalm. Diyelim
ki, Terazi Burcunda, yani 23 Eyll - 22 Ekim arasnda do-
musunuz. Post gazetesi falcsna gre, "Bir uzlama saye-
sinde gerginliiniz giderilecek"tir. Evet, bu yararl bir neri
ama olduka belirsiz. Daily News falcsna greyse, "Kendini-
zi biraz daha zora komalsnz." Bu da belirsiz ama deiik
bir uyar. Bu sylenenler birer "tahmin" deil, birer "nerindir".
Size ne yapmanz gerektiini sylyor, banza neler gele-
ceini deil. Kasten yle yazyorlar, herkese uysun diye. Ara-
larnda karlatrlnca tutarszlklar da belirgin. Yldz fal
neden acaba spor rekorlar ya da borsadaki hisse senedi fi-
yatlar gibi sorumsuzca veriliyor?
Astroloji kizlerin yaamndan snanabilir. yle durumlar
var ki, ikizlerden biri henz kkken bir trafik kazasnda ya
da yldrm arpmasndan ld halde, teki ikiz yaamn
son demlerine dek srdrebiliyor, ikizlerin ayn yerde ve he-
men hemen ayn zamanda doduklar biliniyor. Onlarn do-
umu ayn gezegenin belirli bir yerde oluuna rastlar. Eer
astroloji ya da yldz fal geerli bir ey olsa, bu ikizlerin bu
denli deiik bir alnyazsna sahip olmalar nasl aklanabi-
lir? Astrologlarn titiz bir testten geirilmesi sonucu, yalnzca
doum yeri ve tarihini bildikleri kiilerin karakterleri ve gele-
cekleri hakknda doru tahminlerde bulunamadklar grl-
mtr.
Gezegenimiz zerindeki devletlerin bayraklarna bakln-
ca, ilgin bir durumla karlalr. ABD'nin bayranda 50 yl-
dz bulunuyor, Sovyetler Birlii'nin ve srail'in bayraklarnda
birer yldz var. Birmanya'nnkinde 14, Venezella bayranda
7, in bayranda 5, Irak bayranda 3 yldz var. Japonya,
Uruguay, Banglade, Taiwan, Malavi bayraklarnda gne
var. Brezilya bayranda gkyz kresi bulunuyor. Kambo-



61
ya bayranda Angkor Wat astronomi laboratuvar; Hindistan,
Gney Kore ve Moolistan Halk Cumhuriyeti bayraklarnda
kozmolojik simgeler yer alyor. Birok sosyalist lke bayra-
nda yldz var. Birok slam lkesi bayranda da hilal var-
dr. Ulusal bayraklardan hemen yars astronomi simgeleri
sergiliyor. Bu olgu u kltr ya da mezhebin ii deil, evren-
seldir. Yalnzca zamanmzn bir olgusu da deildir. Nitekim
Milattan nce 3,000 yllarndaki Smerlilerin kullandklar si-
lindir biimli mhrlerinde ve in'deki Tao bayraklarnda yl-
dz kmeleri yer almt. Devletler, kukusuz, gklerdeki gizli
kudreti temsil etmek istiyorlar. Kozmos'la ilikimizi ortaya
koymak, "Byk Olaylar" dizisinde yerimizi almak istiyoruz,
ilikimiz bulunduu kesin; ancak bu ilikinin, astrologlarn id-
dia ettikleri gibi, dar grl, kiisel ve dnce onurunu ze-
deleyici biimde deil de, maddenin douu, yerkrenin insa-
na kavumas, insan trnn evrimi ve kaderi asndan ol-
duu kukusuz. Btn bu konulara yeniden dneceiz.
Halk arasnda yaygn ada astrolojinin kkenleri Bat-
lamyus adyla bilinen Ciaudius Ptolemaus'a kadar iner. s-
kenderiye Ktphanesinde ikinci yzylda alm bir kiidir.
u ya da bu Gne veya Ay "Evi"nde ykselen gezegenleri
gizli kuvvet kaynaklarn, Babil astrolojik geleneklerini kitap
haline dntren Batlamyus'tur. Yaklak 150 ylnda do-
mu bir kz ocuu hakknda Batlamyus dneminde papirs
kd zerine Yunanca olarak dlen, astrolojik kayt y-
ledir: "Hakanmz Antonius Caesar'n 10. yl, Phamenoth'un
15 - 16's, gecenin ilk saatinde Philoe dodu. Gne Balk
Burcunda, J piter ve Merkr Ko Burcunda, Satrn Yenge
Burcunda, Mars Aslan Burcunda, Vens ve Ay Kova Burcun-
da, Yldz Fal Olak Burcu." O zamandan bu yana aylarn ve
yllarn saylmasndaki yntemin bir hayli deimesine kar-
lk, astrolojik bulgular o denli deimemitir. Batlamyus'un
Telrabiblos adl astroloji kitabndan ilgin bir kayd aktaryo-
rum: "Satrn doudaysa, doanlar esmer grnl, sa-
lam yapl, siyah kvrck sal, gsleri kll, gzleri orta
byklkte, orta boyda ve soukla rutubetten fazlaca et-
ki l eni p si ni rl i ol uyorl ar." Grld gibi, Batlamyus, geze-
genlerle yldzlarn insanlarn yalnzca huylarn etkilediklerine
inanmakla kalmyor, ayn zamanda boy bos, renk, bedensel



62
zelliklerin de gezegen ve yldzlar tarafndan etkilendiine
inanyordu. Doutan olan fiziksel kusurlar da bu etkilere
balyordu. Bu noktada ada astrologlar daha temkinli bir
tavr taknmlardr.
Batlamyus zamanndan bu yana bulunan tm aylarla ge-
zegenleri, asteroitleri, Kometleri, radyo dalgalar gnderen
gkcisimlerini, infilak eden galaksileri, ortak yaaml yldzlar,
felakete yol aabilecek deiken yldzlarla X-n kaynakla-
rn gnmzn astrologlar hesaba katmyorlar. Astronomi
bir bilimdir. Evreni olduu gibi inceler. Astroloji ise szm ona
bilimdir, kant, yokluu karsnda teki gezegenlerin bizlerin
gnlk hayatn etkiledii savnda olan bir szde bilim. Bat-
lamyus'un zamannda astronomi ile astroloji arasndaki ayrm
kesin deildi. Bugnse bu ayrm kesindir.
Bir astronomi uzman olarak Batlamyus yldzlara adlar
veriyor, parlaklk derecelerini belirtiyor, yeryznn kresel
bir biime sahip olduuna ilikin inandrc nedenler ileri sr-
yor, Gne ve Ay tutulmalarn nceden belirleyici kurallar
koymaya alyor ve belki de en nemlisi, gezegenlerin
uzaktaki yldz kmeleri nnde garip ve aylak dolamasn
anlamaya alyordu. Batlamyus gezegenlerin devinimlerini
nceden bilmeyi mmkn klacak ve gklerdeki mesajlar de-
ifre edici bir yntem gelitirdi. Gkleri incelemek Batlam-
yus'a byk coku veriyordu:
"Yalnzca bir gnlk bir yaam iin dnyaya
geldiimi biliyorum. leceimi de biliyorum. Fa-
kat yldz kmelerinin sk sralar halinde dairesel
devinimlerini gnlmce izlediim zamanlar,
ayaklarmn artk yeryzne demediini hisse-
diyorum... "
Batlamyus yerkremizin evrenin merkezinde olduuna
inanyordu. Gne'in, Ay'n gezegenlerin ve yldzlarn yerk-
remiz evresinde dndn sanyordu. Dnyadaki en doal
inan budur diyebiliriz. nk yeryz duruyor gibidir. Hare-
ketsiz, kat bir cisim olarak grnyor. Buna karlk gk ci-
simlerinin her gn doup battn gryoruz. Her kltr yer-
krenin evrenin merkezi olduu varsaymna bir dayanak
aramtr. Bu nedenledir ki, Johannes Kepler yle yazmtr:



63
"Daha nceden eitilmemi bir zihnin, yeryznn st
gk kubbeyl e rtl byk bir ev olduundan daha
baka bir ey dnebilmesi olanakszdr. Bu zihin,
yeryznn hareketsiz olduunu ve kk apt aki g-
nein, bu evin iinden, havada uan ku gibi bir bl -
geden gelip bir blgeye gittiini sanr." Peki, gezegen-
leri n grlen deviniml erini nasl akl ayabili riz? rnein,
Batl amyus zamanndan binl erce yl ncesinden bilinen
Mars' n hareketleri gzleml eni yordu. (Eski Msrl l arn
Mars' a verdikl eri sfatlardan biri Sakded ef em hethet'tr.
Bunun anl amysa "geri ye doru seyreden" demektir. Mars
gezegenini n geri ye doru arada bi r zpl ar gibi izgi ize-
rek devinmesi kastediliyor bu adla.)
Batlamyus'un gezegenlerin devinimini gsteren mode-
li, bir makine aracl yl a al trl abili r. Bu amala Bat-
lamyus zamannda yaplanlara benzeyen bir makineyle
(4)... Btn sorun gezegenl erin oradan, yukardan ve
"dtan" grnd bii mdeki "gerek" devinimini gzler
nne sermekti. Bu makine gezegenlerin devinimini bura-
dan, aadan "iten" grnd bi imde tekrarn sal a-
yacakt.
Yerkremiz evresinde dnyor olarak gsterilen ge-
zegenler, tmyl e saydam krelere takl mt. Asl nda
dorudan takl mamlard da, krel ere dol ayl ol arak bir
tr merkezse tekerl ek aracl yl a takl durumdaydlar.
Kre dnerken, kk tekerlek de dnyor ve yeryzn-
den grl d gibi, Mars kavi sli zpl ayn yapyordu. Bu
makine modeli, gezegenlerin devinimlerini fazla farkla ol-
mamak zere nceden bilmeyi mmkn kl an bir aygtt.
Batlamyus' un yaad dnemler iin kukusuz dakik sa-
yl acak ll er salayabil en bir aygt... Hatta onun dne-
minden yzyll arca sonra bil e dakik bi r l saylacak ni-
telikteydi.
Ortaada yaplar kristalden sanlan Batlamyus'un
(4) Drt yz y l nce byl e bi r ayg t Ari met t araf ndan yap l m ve Roma' da i ero t a-
raf ndan i ncel enerek a kl anm t . Roma' ya bu ayg t get i ren General Marcel l us ol -
mut u. nk, askerl eri nden bi ri , Si rakz' n i gal i s ras nda emi rl ere kar g gel i p
keyfi ol arak yet mi l i k bi l gi n Ar gi met ' i l dr mt .




64
makinesindeki "krel eri n mzii"nden ve "gn yedi nci
kat"ndan sz edilmesi , gnmze kadar aktarl m bi r
al kanl dourmutur. (Gkteki Ay, Merkr, Vens, G-
ne, Mars, Jpiter iin ve ayrca yl dzl ar ii n bi rer "cen-
net" ya da "kre" olduu varsaymyordu.) Yeryz evrenin
merkezi olduuna, dnyann douu yeryz gizlerinde
arandna, gn katlar cisim olarak dei l de, cisimsiz
mehuller olarak kabul edildi ine gre, insanlar astrono-
mi gzlemleri yapmaya iten nedenler yok denebilirdi. Ka-
ranl k al ar boyunca kiliseni n destekledii Batlamyus'un
evren modeli, astronominin gelimesi ni bin yl kadar en-
gellemeyi sal amtr. Sonunda gezegenlerin izlenebilen
devinimlerini akl ayan yeni bir kuram 1543' te Polonyal
bir Katolik rahip ol an Nicholas Copernicus tarafndan or-
taya atld. Kopernik' in en cesur k, evrenin merkezini
yeryz deil Gne sayan grdr. Bylece yerkre-
miz herhangi bir gezegen olma statsne dmt. G-
ne'ten uzakl asndan nc sray alan ve dairesel
bir yrngede dolaan bi r gezegen. (Batl amyus evrenin
merkezi ni Gne kabul eden bir gr zerinde durmu,
ama bundan hemen vazgemiti. Nedeni de, Aristo fi zii
uyarnca, yerkreni n byk bir hzla dnebil ecei nin gz-
lem kurallarna aykr ol masyd.)
Kopernik'in modeli, gezegenlerin gzlenebilen devi-
nimlerini ortaya koymakta Batlamyus'un kreleri kadar
baarl yd. Ne var ki , bi rok kiinin houna gitmeyen bi r
grt bu. 1616 yl nda Katolik Kilisesi, Kopernik'i n g-
rn ieren kitabn yasak yaynl ar arasna al d, 1835
yl nda bl gesel kilise yetkil ilerince "dzeltilinceye dek"
yasak yaynlar arasnda kal d. Marti n Luther onu "Zibidi
bir astrolog" olarak niteledi. "Bu l gn, tm astronomi bi-
limini altst etmek istiyor. Fakat Kutsal Kitap bize, J os-
hua nn Gne'in deil, yeryznn hareketsiz kalmasn
emrettii ni sylyor." Koperni k'in hayranlarndan bazlar
bile, onun merkezi Gne olan bir evrene gerekten inanma-
dn ve byle bir eyi gezegenlerin devinimlerini hesaplama
kolayl iin nerdii kansn tamlardr.
O dnemde bu iki grn, merkezi yerkremiz olan



65
Kozmos'la, merkezi Gne olan Kozmos grlerinin, XVI, ve
XVII. yzylda atmas, hem astrolog, hem astronomi uz-
man olmas asndan Batlamyus'a benzeyen bir kiinin orta-
ya kmasyla doruk noktasna vard. Bu kii insan zihninin
zincire vurulduu ve insan ruhunun da kokutuu bir dnem-
de ortaya kt. Bu kii ortaya kt dnemde, kilisenin bilim-
sel konulara ilikin bin ya da iki bin yl nceki grleri, yeni
teknik sayesinde elde edilen bulgulara stn tutuluyordu. s-
ter Katolik, ister Protestan kiliseleri olsun, geerli inanlardan
herhangi bir gizli sapma bile sz konusu olsa bu kiilerin ver-
gi, srgn, horlanma, ikence ya da lmle cezalandrld
bir dnemdi. Gklerin sakinleri meleklerle eytanlard ve Tan-
r'nn Eli kristalden kreler kabul edilen gezegenleri dndr-
yordu. Bilim doa olgularnn altnda fizik yasalarnn yatyor
olabileceini dnmekten yoksun braklmt. Neyse ki, s-
zn ettiimiz bu kiinin tek bana cesaretle yrtt sava-
m, ada bilim devriminin fitilini ateleyecekti.
J ohannies Kepler 1571 ylnda Almanya'da dodu. Rahip
olarak yetimesi iin Maulbronn kasabasndaki Protestan
okuluna gnderildi. Katolik Roma'ya kar teoloji alannda
eleman yetitirmekle tannm bir yerdi buras. Kepler zeki,
inat ve zgr ruhlu bir insand. Hareketsiz bir kasaba olan
Maulbronn'da iki uzun yl geirdi. ine kapank bir insan olan
Kepler Tanr'nn gznde deersiz bir kii olduunu dnr-
d. Bakalarnn iledii gnahlardan hi de daha kt olma-
yan binlerce gnahndan pimanlk duyar, ruhunu kurtarabile-
cei umutlarn yitirdii olurdu.
Fakat onun iin Tanr, mafiret dilenecek makam olmak-
tan te bir anlam ifade ediyordu. Kepler iin Tanr Kozmos'ta-
ki Yaratc G't. Gencin merak korkusunu yendi. Gkleri
aratrma, renme istei uyand iinde: Tanr'nn Zihni' ni
okuma cretine kapl d. nceleri akl n zaman zaman kur-
calayan bu konudaki dnceler giderek mr boyunca
onu terk etmeyen ihtiraslara dnt. nemsiz bir rahip
adaynn dncel eri, Avrupa' y Ortaa zihni yetini n
andan skp karacakt.
Klasik Antik dnemi n bilim dal lar, bin yl akn bir s-
reyl e susturul mutu. Ne var ki, Ortaa sonlarna doru



66
Arap dnrlerinden gelen seslerin hafif yankl ar Avru-
pa renim, programlarna szmaya balad. Kepl er,
Maulbronn'da Teoloji, Yunanca, Latince, Mzik ve Mate-
matik okurken o seslerin yankl arn duydu. Euklid'in ge-
ometrisinde mkemmellik simgesi ve kozmik grkemle
karlat. Sonradan Kepl er unlar yazacakt: "Geomet r i
dnyann varoluundan nce vard, Tanr'nn Zihni' yl e
e yaamldr... Geometri Tanr' ya var etme modeli
salad. Geometri Tanr'nn ta kendisidir."
Kepl eri n matematik aknn verdii ol aanst coku-
nun yan sra iine kapank geen yaamna karn, kiili-
inin olumasn dndaki dnyann kusurlarla dolu ol uu
etkilemiti r. Aln sefaleti, bulac hastal klar ve l-
mne yapl an reti tartmalar karsnda acz duyan in-
sanlara, batl i nanl ar her derde deva kabili nden bi r ila
gibi gelirdi. Birok kimse ii n, en kesin bilgi kayna yl-
dzlard ve korkunun kol gezdii Avrupa meyhaneleriyle
evlerin avl ularnda eski astrol ojik kavramlar iek ayor-
du. Tm yaam boyunca astroloji karsnda kukulu bi r
tavr taknan Kepl er, gnl k yaamn karmaas altnda
gizli yaam modell eri bulunup bulunmadn merak edi-
yordu. Eer dnya Tanr tarafndan yaratl dysa, daha ya-
kndan incelenmesi gerekmez mi ydi? Yaratl n tm
Tanr'nn zihni nde bi r uyum i fadesi deil miydi ? Doann
kitab okuyucusunu bulmak iin bin yldan daha uzun bi r
sre beklememi mi ydi ?
1539 yl nda Kepler Tbingen'deki byk niversi tede
ilahi yat okumak zere Maulbronn' dan ayrld. Burada a-
lmaya bal aynca zi hni zgrl e kavumutu. Zaman-
nn en nemli dnce akmlaryla kar karya gelince, de-
has retmenleri tarafndan hemen fark edildi. Bu retmen-
lerden biri gen adama Kopernik'in varsaymnn tehlikeli giz-
lerini at. Merkezinde Gne'in bulunduu bir evren, Kep-
ler'in dinsel duygularna uygun den bir titreim yaratt ve bu
fikri kurcalamasna yol at. Gne, Tanr'nn bir grntsy-
d ve her ey O'nun evresinde dnyordu. Rahip olarak me-
zun olmadan nce Kepler'e dinle ilgisi bulunmayan bir i ne-
rildi. Kepler de dinsel bir grev almakta fazla srarl olmad



67
iin kilise dndaki bu ie talip oldu. Avusturya'nn Graz ken-
tindeki bir ortaokula matematik retmeni olarak atand. Daha
sonra astronomi ve meteoroloji almanaklar, yldz fal hazr-
lad. "Tanr her hayvan iin varln srdrme olanaklarn
salar," diye yazan Kepler, "Astronom iin de astrolojiyi ver-
mitir," diyordu.
Kepler prl prl dnen ve gzel yazan biriydi. Fakat
okul retmeni olarak bir felaketti. Kekelerdi. ekinirdi. Bazen
ne dedii bile anlalmazd. Snfta rencilerin dikkatini bile
zor ekerdi. Ve bir yaz gn leden sonrasnda, bitmez g-
rnen dersin zorluklar arasnda, zihnine astronominin gele-
ceini kknden deitirecek olan bir fikir dt. Derse ait
cmlesini yarda kesti. Ders bitsin diye sabrszlanan renci-
ler, bu tarihi an fark etmemilerdi bile.
Kepler'in zamannda bilinen yalnzca 6 gezegen vard:
Merkr, Vens, Dnya, Mars, J piter ve Satrn. Kepler neden
acaba yalnzca 6 tane diye merak etti... Neden yirmi gezegen
ya da yz tane deildi? Kopernik'in gezegen yrngeleri ara-
snda varsayd mesafe neden olsundu? Daha nceleri kim-
secikler bu soruyu sormamt. Pitagoras'tan sonraki eski Yu-
nan matematikilerince bilinen, kenarlar dzgn kegenli,
"Platomnik" ad verilen boyutlu be cisim vard. Kepler
bunlarla gezegenler arasnda bir
iliki bulunduunu dnd. Ve so-
nuta yalnzca 6 gezegenin varolu
nedenini yalnzca 5 dzgn cisim
bulunuuna balad. Birbirinin iin-
de yer alan bu boyutlu cisimlerin,
gezegenlerin Gne'ten uzaklklar-
n belirleyeceini dnd. Bu m-
kemmel ekillerde, 6 gezegen kre
sini ayakta tutan gizi kefetmiti.
Bunun "Kozmik Giz" olduunu sy-
boyutlu be mkemmelcisim.

ledi. Pitagoras'n boyutlu cisimleriyle gezegenlerin dizilii
arasnda bantnn bir tek aklamas vard: Byk Geometri



68
Uzman Tanr'nn Eli.
Kepler syrlamadn sand gnahlar arasnda, byle
byk bir kefi akl etmek zere seiliini tanrsal bir grev
sayd. Wrttemberg Dk'ne bir aratrma bursu salamas
iin bavurdu, i ie gemi boyutlu cisimleri gmten ve
deerli talardan yapmay nerdi. Bunun, Dklk iin hatra
niteliinde bir kse olarak kalmasn nermiti. Bu nerisi
kt gibi daha ucuz bir malzemeyle denemesi tavsiyesiyle
nezaketle reddedildi. Buna raz olup hemen ie girien Kepler
yle yazyordu: "Bu kefimden tr duyduum haz, ke-
si nl i kl e szl erle anlatlamaz... Ne denli zor olursa olsun,
hesap stne hesap karalamaktan hi usanmadm. Zih-
ni mde bel i ren varsa-
ym, Koperni k' i n yrn-
gel eri ne uygun decek
mi , yoksa sevi nci m kur-
samda m kalacak, di -
ye ni ce gnl er ve gece-
ler saysz matemati k
probl eml erine daldm..."
Fakat ne denli etin prob-
lemlerin zmne kal-
km olsa da, bu geo-
metrik cisimlerle geze-
genlerin yrngeleri ara-
snda bir balant yoktu.
Bununla birlikte kendi ku-
ramna verdii byk
nem, onun gzlemlerinin
Kepler'in "Kozmik Giz"i. Alt gezegenin kre-
leri be "mkemmel" cismin iinde yer alyor.
Dtaki "en mkemmel" cisim kptr.
yanl olabilecei olaslna itti. Byle bir sonuca, bilim tari-
hinde daha baka birok kuramcnn da kendilerini gzlemle-
riyle bal saymamalarna ilikin nice rnee dayanarak
ulamtr. Gezegenlerin izlenebilen devinimlerini ok iyi gz-
leme olanaklarna sahip dnyadaki tek kii, o tarihlerde Da-
nimarkal bir soylu olan matematiki Tycho Brahe'ydi. Brahe,



69
Kutsal Roma mparatoru II Rudolfun saraynda matematikilik
grevini kabullenmi ve kendine srgn hayatn reva grm
biriydi. ok iyi bir rastlant sonucu, Tycho Brahe, mparator
Rudolf'un tavsiyesi zerine, matematik alanndaki n yay-
gnlaan Kepler'i, Prag'a yanna gelmesi iin davet etmiti.
Ad san duyulmam, basit bir kasaba retmeni olan
Kepler yapl an bu daveti kukuyla karl amt. Fakat
Kepler'in Prag'a gitmesi bakalarnca kararl atrlmt.
1598 yl nda Otuz Yl Sava nn belirtileri Keplerin, gele-
ceini de etkil edi. Bl genin dogmatik grleri ne sk s-
kya bal Katolik Dk, "Yeni mezhep taraftarl arn y-
netmek zorunda kalmaktansa, lkeyi le evirmeyi ye-
ledii ni" sylyordu. Protestanlara ekonomik ve politik ik-
tidar kaplar hepten kapal yd. Keplerin Okulu kapatl-
m, kabul edi lmi dinsel grl ere aykr dua kitaplar,
dier kitapl ar ve ilahil er yasaklanmt. Sonunda kasaba
halkn oluturan kiiler, teker teker arl arak dinsel
inanlar konusunda sorguya ekildiler. Katolikliin emret-
tii dinsel inanlara bal olmayanlardan, gelirlerinin onda
biri ceza olarak al nd ve idam cezas tehdi di yl e Graz ka-
sabasndan srl dl er. Kepl er srgne gi tmeyi yeledi.
"Sahte inanlar beslemeyi beceremem. nan konusunda
ok ciddi yi mdi r. nan konusunu herhangi bir oyuna alet
edemem."
Grazdan ayrlan Kepl er'l e kars ve vey kzlar
Prag'a doru zorlu bir yolculua koyul dul ar. Kepl er mutl u
bir evlilik yapmamt. ki de bi r hasta olan, son zamanlar-
da iki ocuunu dren kars "budala, somurtkan, yal-
nzl n yenemeyen, melankoli bi ri ol arak tanmlanyordu.
Kocasnn yapt ii n farknda deil di ve dar grl kr-
sal kesimde byd ii n ei nin para getirmeyen mesle-
ini hor grrd. O da karsn ihmal etmekteydi. (al -
malarm bazen beni dal gn yapyor. Ne var ki, ona kar
sabrl olmam gerektii ni rendi m. Szlerimden al nd-
n grnce, ona hakaret etmektense oturup parmam
srmay yel erdim."
Tycho'nun yaad yeri , zamannn ktl kleri ne kar-
snabilecei, Kozmik Gi z'ini n onay grecei bi r yer



70
olarak gryordu. Ayrca teleskopun icadndan nceki
dnemde, saat gibi dzenli ve dakik al an bi r evrenin
lml erini bul abilmek amacyla hayatnn otuz be yl n
veren byk matematiki Tycho Brahe'ni n mesai arkada
olmak iin can atyordu. Ama Kepler'in umutlar boa -
kacakt. Tycho gsteri merakls bi ri ydi . Kimin daha iyi
matematiki ol duu konusunda bir arkadayl a giritii
dell oda bi r blm uup gi den burnu altn destekl e du-
ruyordu. evresinde fiyakalarndan geilmeyen, asistan-
lar, dalkavukl ar, uzak yakn akrabalar ve bo gezeni n
bo kalfalar vard. Sonu gelmeyen entri kalar, zevke
dknlkleri ve temiz duygularla dolup taan kasabal
toy bilgi nle dal ga gemeleri Kepl er' i ypratyordu. "Tycho
byk olanaklara sahip, ama nasl yararlanacan bile-
miyor. Onu eli ndeki tek bi r aygt bil e, beni m ve tm ail e-
min parasn bir araya getirsek de, alamayacamz de-
erde."
Tycho'nun astronomi ye ilikin bilgi biriki mini renme
tutkusuyl a yanp tutuan Kepler, nne yalnzca arada
bir, birka bilgi krnts atl dn gryordu. "Tycho de-
neyiml erinden yararl anma ol ana vermedi bana. Bazen
yemek srasnda, bazen de baka iler konuulurken,
rastlant sonucu, kh bir gezegen yrngesinin yeryzne
olan en uzak noktasndan, kh baka bir gezegenin eklip-
tii kesti i noktadan sz aard... Tycho en iyi gzlem
olanaklarna sahip... Mesai arkadalar da yok deil. Fa-
kat btn bu bilgilerden yararlanacak mimardan yoksun."
Tycho o an en i yi astronomi gzl emcili ini yapan bi r
dehayd, Kepler de en byk kuramcsyd. Her ikisi de bi-
liyordu ki , tek balarna dnya sistemini n il eyii ne iliki n
tutarl ve dakik bi r sentez karamayacaklard. Ancak yi ne
her ikisi de bili yordu ki, bu sistemi n akl anmasna ramak
kalm gibi ydi. Tycho yaam boyunca srdrd al -
malarnn meyvelerini ok daha gen bi r rakibe armaan
etmek ni yetinde deildi. bi rlii yapmalar da olanak d
grnyordu. Kuramla gzlemin tohuml arndan domu
olan ada bi lim, bu iki insann karl kl gvensizlikl eri-
nin yaratt uurumun kenarnda bocalayp durdu.
Tycho'nun mrnn geri kal an bl m olan on sekiz ayl k



71
srede, sk sk kavga ettiler ve her defasnda bar-
trldlar. Rosenberg Baronu tarafndan veril en bir zi yafet-
te Tycho kendi ni arap seline kaptrnca, "sal n neza-
ketten az dnerek" Baron'un sofradan ayrlmasndan
nce tuvalete gitmeyi kendine yediremedi. Bunun sonucu
olarak idrar yollarnda beliren enfeksiyon Tycho'nun yeme-
ime tutkusunu frenlemeyii nedeniyle giderek saln iyice
bozdu. lm deinde Tycho bilgilerini Kepler'e armaan et-
ti ve "biho lgnlnn son gecesinde, u szlerini, sanki iir
yazan biri gibi tekrarlad, durdu: Bouna yaam olduum
sanlmasn... Bouna yaam olduum sanlmasn... "
Tycho'nun lmnden sonra Kepler "mparatorluun Ma-
tematikisi" unvann devralarak onun geride brakt bilgileri
derlemeye alt. Gezegenlerin izdikleri yrngelerin daha
nce szn ettiimiz boyutlu be ekille snrl olduu yo-
lundaki Kepler'in grn, Tycho'nun verileri desteklemiyor-
du. ok sonralar Urans, Neptn ve Pluto gezegenlerinin bu-
lunmasyla, Kepler'in Kozmik Giz'inin kantlanmas olanaksz-
lat; nk bunlarn gneten uzaklklarn saptamaya yara-
yacak bakaca boyutlu cisim yoktur. Pitagor'un boyutlu
cisimlerinin i ie yerletirilmesi de yerkremizin Ayna yer
tanmyordu. Galileo'nun Jpiter'in drt byk Ay'n bulmas
da Kepler'in kuramna darbe indirici bir gelimeydi. Fakat bu
gelimeler karsnda morali bozulacana Kepler ek uydular
bulmak istiyor ve her gezegenin ka uydusu olabileceini me-
rak ediyordu. Kepler, Galileo'ya yazd mektupta yle di-
yordu: "Beni m ' Myst erl um Cosmographi cum' (Kozmi k Gi z)
grmn geerlilii reddedilmedike, gezegen says-
nn nasl olup da arttna ayorum. Bu grm ere-
vesi nde, Eukl i d' i n boyut l u 5 ci smi evr esi nde 6 geze-
genden fazlasna yer tanmamakta... Jpiter'in evresinde
4 gezegen bulunduu grne inanmaktan yl esi ne
uzam ki, orant hesaplarnn ngrdne gre, Mars
evresi nde 2, Sat rn evresi nde 6 ya da 8 ve Merkr' l e
Vens evresinde de belki birer uydu bulunduunu siz-
den nce kantlamak iin bir tel eskobum ol sun i sterdi m."
Mars gezegeninin gerekten iki kk Ay' var. Ve bunlardan
byndeki byk bir jeolojik ekil, Kepler'in tahmininden
tr "Kepler Bayr" adn tayor. Fakat Satrn, Merkr ve



72
Vens konusunda tmyle yanlmt Kepler. Jpiter'in de
Galileo'nun bulduundan daha ok Ay'lar var. Halen de 9 ge-
zegen bulunuunun ve Gne'e olan uzaklklarnn nedenini
tam olarak bilemiyoruz. (Bkz. Sekizinci Blm.)
Tycho, Mars gezegeniyle teki gezegenlerin yldz kme-
leri boyunca olan grnr devinimlerini yllar boyunca gzle-
miti. Teleskopun icadndan nceki, yirmi, otuz yllk srede
Tycho'nun salad gzleme dayal bilgiler, o tarihe dek elde
edilenlerin en dorusu ve dakik olanlaryd. Kepler bu gz-
lemlere ilikin bilgileri derleyip toplama abasndayd. zellik-
le unu renmek istiyordu: Gne'in evresinde yerkreyle
Mars'n hangi gerek devinimleri, Mars'n ardna yldz kme-
lerini alm olarak yapt belirgin hareketleri (geriye doru
izdii kavisler dahil) aklayabilirdi? Tycho devinimleri ola-
and ve dairelerden oluan bir yrngeyle badatrlamaz
olmas asndan Mars' incelemesini salk vermiti Kepler'e.
(Tycho yapt hesaplarn karmaklndan sklabilecek oku-
yucuyu dnerek u notu dmt: "Bu can skc srecin
tekrarndan kamyorsanz, ayn eyi yetmi kez gzlemi
olan beni dnerek acyn ltfen.")
Milattan nce altnc yzylda Pitagor, Eflatun ve Batlam-
yus'la Kepler'den nceki tm Hristiyan astronomlar, geze-
genlerin dairesel yollar izlediklerini kabul ediyorlard. Daireye
de "mkemmel" bir geometrik ekil gzyle bakarlard. Ve
cennet katlarndaki, yeryznn "kokumu"luundan uzak
olan gezegenlere mistik bir dnle "mkemmel" bir ekil
yaktrlyordu: Daire. Galileo, Tycho ve Kopernik gezegenle-
rin tekdze dairesel yrngeler izdikleri dncesine yatkn-
lard. Hele Kopernik, baka bir ekilden sz etmek "insan
zihnini sarsyor", nk "en iyi biimde dnlm bir yarat-
la baka trlsn yaktrmak olanakszdr," diyordu. By-
lece Kepler nceleri gzlemlerini, yerkrenin ve Mars'n G-
ne evresinde dairesel yrngeler izerek dolatklar varsa-
ymna dayandrmaktayd.
yllk hesaplamalardan sonra, Tycho'nun, Mars'n dai-
resel yrngesine ilikin gzlemlerinin on tanesinde kavisin
iki dakikalk blm iinde uyuan gerek deerleri bulduu
kansna kapld. Bir derecelik ada 60 dakikalk kavis vardr.



73
Ufukla baucu arasnda da 90 derece olan bir dik a vardr.
Bu nedenle birka kavis llebilecek ok kk bir blmdr
- hele teleskopsuz llrse. Yeryznden baklnca Dolu-
nayn asal apnn on bete biridir. Bu arada Kepler'in bo-
alp boalp dolan coku haznesi abucak paraland -
Tycho'nun sonraki gzlemlerinden ikisi Kepler'in yrngesine
kyasla kaviste 8 dakikalk farklyd;
Tanr bize Tycho Brahe'nin ahsnda ok
akll bir gzlemci gndermitir. Fakat onun he-
saplar sz geen sekiz dakikalk farka yol a-
yor. Tanr'nn byle bir zeky dnyaya gn-
dermi olmasndan tr teekkr borluyuz. Bu
sekiz dakikalk farka aldrmazlktan gelmem
mmkn olsayd, varsaymm buna uydurabilir-
dim. Fakat aldrmazlktan gelmek diye bir ey
olamayacana gre, o sekiz dakikalk fark ast-
ronomide toptan bir reforma giden yolun iareti
oldu.
Dairesel bir yrngeyle gerek bir yrnge arasndaki
fark, yalnzca dakik bir lmle ve olaylarn cesaretle gs-
lenmesiyle ortaya karlabilirdi. "Uyumlu orantlar evrene
damgalarn basarak onu gzelletirmilerdir. Fakat uyum de-
neyle belirlenmelidir." Kepler'in dairesel yrnge fikrini bra-
kp Geometri Uzman Tanr'ya inancn snamak zorunda kal-
mas iini rpertiyordu. Daireler ve helezonlar astronomisini
eledikten sonra "bir yn sprnt" kalyordu geriye. Bunlar
arasnda bir dairenin bastrlarak uzatlm ekli olan bir elips
biimi sz konusu olabilirdi.
Sonunda Kepler daireye kar duyduu hayranln bir
d krkl olduunu grd. Yerkre, Kopernik'in dedii gibi,
bir gezegendi ve Kepler savalar, salgnlar, alk ve mutsuz-
lua brnm yeryznn mkemmellikten uzak olduunun
bilincindeydi. Kepler gezegenlerin, yerkre gibi mkemmellik-
ten uzak maddeden yaplm olduklarn eski zamanlardan bu
yana syleyen ilk insand. Peki, gezegenler "mkemmel" ol-
madna gre gezegenlerin yrngeleri neden mkemmel
olsundu? Elips biiminde birok kavis zerinde alt, hesap-
lar yapt, baz matematik yanlglara dt (bu yzden doru



74
olan sonular yanl diye kestirip att) ve aylarca sonra bir
elips forml kard. Bu elips forml zerinde ilk kez sken-
deriye Ktphanesinde Bergama'l Appollonius'un durduu
anlalmaktadr. Tycho'nun gzlemleriyle bu elips formlnn
pek gzel uyutuunu gren Kepler yle yazd: "Doann
gereini arayp durdum, elimden kardm, sonra onun
arka kapdan kyafet deitirerek gelip kendi ni kabul et t i -
riini grdm... Ah, ne budalalk ettim, bir daldan teki ne
konup asl dalda kalmay akl edemeden!"
Kepler, Mars'n Gne evresinde daire biiminde bir y-
rnge izerek deil, elips izerek dndn saptad. teki
gezegenlerin Marsnkinden ok daha az eliptik yrngeleri
vard. Eer Tycho, Kepler'e dikkatini Mars'a deil de, rnein
Vens'n devinimlerine younlatrmasn salk vermi olsay-
d, Kepler gezegenlerin gerek yrngelerini kefedemezdi.
Byle bir yrngede Gne merkezde olmayp elipsin odak
noktasnn dna der. Gne'ten en uzak noktasndayken
hz azalr. Bu devinimdir ki, gezegenlerin Gne'e doru
kaydklarn, dndrr ama hi bir zaman da oraya ulaa-
madklarn ortaya koyar. Kepler'in gezegenlerin devi-
nimlerine ilikin ilk ak seik kural udur: Bir gezegen G-
ne'in evresinde bir odak noktasndan elips biiminde y-
rnge izerek dner.

Tekdze dairesel devinim-
de, eit alar ya da daire ka-
visinin bir blm eit zaman-
larda kat edilir. yle ki: rne-
in, bir dairenin evresinin -
te ikilik blmn dolamak,
te birlik yol iin gerekli za-
mann iki katdr. Kepler eliptik
yrngeli gezegenler iin de-
iik bir kural buldu: Gezegen
yrngesi boyunca yol alrken,
Gne'e yaknlatnda biraz genie bir kavis izer. Belirli
bir sre iinde geni bir kavis izmesine karn, kavisle gne
arasndaki taranan alan geni deildir, nk o srada geze-



75
gen gnee yakndr. Gezegen Gne'ten uzak bulunduu s-
rada ayn zaman dilimi iinde daha yayvan bir kavis izer;
ancak o kavisle Gne arasnda taranan alan genitir. Bu da
Gnee uzaklndan trdr. Kepler yrnge ne denli elip-
tik olursa olsun, bu iki alann eit olduunu buldu. Kepler'in
bulduu ikinci kural uydu: Gezegenler eit zaman dilimlerin-
de eit alanlar tararlar.
Kepler'in ilk iki astronomi yasas bize eski ve soyut gz-
kebilir. Gezegenler elips biiminde bir yrngede dolanyor-
larsa ve eit zamanlarda eit alanlar taryorlarsa, bundan ne
kar denebilir? Dairesel devinimi kavramak daha kolaydr.
Bu yasalar kuru kuru matematik sihirbazlklar sayarak, gn-
lk yaamla bunlarn ne gibi ilikisi olduu akla gelebilir. Ne
var ki, yerekimi nedeniyle yzeyine yapm gibi bal bu-
lunduumuz dnyamz gezegenler aras alanda dolanrken,
biraz nce belirttiimiz uzay yasalarna uymaktadr. lk olarak,
Kepler'in bulduu doa yasalar uyarnca uzaydaki yrnge-
mizde dolanmaktayz. kincisi, gezegenlere uzay arac gn-
derdiimiz ya da uzak yldz kmelerinin devinimlerini incele-
diimiz zaman, evrende Kepler'in yasalarna uyulduuna ta-
nk olmaktayz.

Kepler birka yl sonra,
gezegen devinimlerine ilikin
nc ve son yasay buldu.
Bu, eitli gezegenlerin devi-
nimlerini birbirleriyle olan
ilikileri asndan i ncel e-
yen ve Gne sistemi nin bir
saat gibi ileyiini akl a-
yan yasadr; Evr eni n Uyu-
mu (The Harmonies of The
World) adl kitabnda ak-
lamtr. Kepl er uyum sz-
cnden bi rok ey anl-
yordu. Gezegenlerin deviniminin dzenini ve gzelliini ,
bu devini mi akl ayan matematik yasalarn varl n (bu
dnce Pitagoras'a kadar gider), hatta mzik asndan



76
uyumu da anlad "krel erin uyumu" szcklerinden bel-
lidir. Merkr ve Mars' n
yrngelerinin tersine,
teki gezegenlerin y-
rngeleri dairesel yrn-
geye ylesine yaknlk
gsterirl er ki , onl arn
gerek biimlerini en ay-
rntl di yagramlarla bile
gsteremiyoruz. zerinde
yaadmz yerkre, te-
ki gezegenlerin devinim-
lerini gzlemeye yarayan
hareketli bir platformdur.
gezegenler (5) yrngel erinde byk bir hzla dnyor-
lar. Merkr en hzl dnenidir. Bu gezegene Merkr ad
verilmesinin nedeni Tanr'l arn habercisi saylmasndan-
dr. Vens gezegeni, yerkrenin ve Mars, Gne'i n evre-
sinde bu sral amaya orantl olarak daha az hzl dnen-
lerdir. Dtaki gezegenler, rnei n Jpi ter ve Satrn ar-
dan alarak yava yava dnerler. Tanrlar tanrs gibi .
Gezegenlerin hareket yasalarn renmekl e yetinme-
yen Kepler, bu devinime neden olan daha temel bir bilgi-
yi, Gne'i n dnyalarn kinematii zerindeki etkisini de
aratrmaya koyuldu. Gezegenlerin Gne'e yaklarken hz-
landklarn, uzaklarken de yavaladklarn saptad. Her
naslsa uzak gezegenler Gne'in varlndan etkileniyorlard.
Manyetik etki de uzaktan hissedilen bir eydi. Ve evrendeki
ekim yasasnn varln hayret verici biimde sezinleyen
Kepler, gezegenlerin devinimlerine neden olan eyin altnda
manyetik etkinin yatt fikrini ne srd.
Bundan benim amaladm udur: Gkler-
deki cisimleri harekete geiren makinenin, tanr-
sal bir organizmaya deil, bir saatin ileyiine
benzetilmesi gerekir. ok ynl devinimlerin
hemen hepsi, tek ve ok basit manyetik gle
ynetiliyor. Tpk saatin ileyiindeki btn hare-
(5) Gne' e yer kremi zden daha yak n ol anl ar .




77
ketlerin basit bir arlkla salan gibi.
Manyetik g, elbette ekim gcyle ayn deildir; ancak
Kepler'in bu konuda ne srd yenilik getirici fikir ok il-
gintir. nk yeryzne uygulanan kantitatif fizik yasalar-
nn, ayn zamanda gkcisimlerini yneten kantitatif fizik yasa-
larnda da geerli olduuna dikkati ekmitir. Gklerdeki ci-
simlerin devinimlerini mistik olmayan bir grle ilk kez ak-
layan Kepler'dir. Yerkremizi Kozmos'un bir eyaleti haline ge-
tirmitir. "Astronomi, Fiziin bir parasdr," diyen Kepler, ta-
rihte bir dnm noktas oluturdu; bilimsel astrologlarn so-
nuncusuyken, ilk astrofiziki oldu.
Alak gnllle hi de taraftar gzkmeyen Kepler bu-
lularn u szlerle anlatyordu:
Bu seslerin senfonisini duyabilen bir insan,
zamann sonsuzluunu bir anda bile kavrayabilir
ve azck da olsa Tanr'nn, En Byk Sanat-
'nn zevkini tadabilir... Kutsal cokunun girda-
bna brakyorum kendimi... Kalb dktm ve ki-
tab ben yazmaktaym... Bu kitap ister imdi
okunsun, ister gelecek kuaklar tarafndan
okunsun, fark etmez. Tanr' nn da bi r tank
bulabil mek ii n 6.000 yl bekl eyii gi bi.
Kepler "Sesler Senfonisi" iinde her gezegenin hznn
Latince mzik notalar gamndaki do-re-mi-fa-sol-Ia-si-do
notalarndan biri ne benzer ses kard kansndayd.
Kreler Senfonisi'nde yerkremizin kard nota sesleri-
nin fa-mi ol duuna inanrd. Kepler' in kansnca, Latince
"famine" szc "al k" anlamna gel dii nden dnyamz-
dan kan nota sesleri nin srekli fa-mi olmas akl a yakn-
d. Gerekten de zeri nde yaadmz yerkreni n, o tek
ac keli mede, al k szcnde ifadesini bulduunu sy-
lemek mantkszlk ol masa gerek...
Kepl er'i n nc yasay bul uundan tam sekiz gn
sonra Otuz Yl Sava patl ak verdi . Sava mil yonl arca ai-
leyi, bu arada Kepl er ail esini de perian etti. Karsn ve
olunu askerl erin tadkl ar bir salgn hastal k yznden
kaybetti. Kendisini himaye eden hkmdar tahttan indiril-



78
di. Doktrin konularnda gsterdii uzl amaz bi reyselcilik
yznden de Luther Kilisesi tarafndan afaroz edildi . Kep-
ler bir kez daha gmen oldu. Gerek Katoliklerin, gerekse
Protestanlarn kutsal sava olarak ni tel edikleri atma,
toprak ve iktidar hrsyla yanan kiilerin dinsel fanatikli i
smrmeleri nden baka bir ey deil di.
Her yeni syl enti, kuku ve korku dal gal ar sard. Bu
dalgalarda zellikle gszler hayatl arn kaybettiler. B-
yclk iddiasyl a okkann altna gidenler genellikle tek
balarna yaayan yal kadnlard. Kepl er'i n annesi de bi r
gece yars amar sepeti iinde gtrld. Uyku veren
ve sinir yattrc il alar satt iin byclkle sul an-
yordu. Kepler'in doduu kasaba olan Weilder Stadt'ta
1615-1629 yll ar arasnda her yl yaklak kadn by-
clk yapt i ddiasyl a ikence yapl arak ldrlmt.
Kepler bilimi halka mal etmek amacyla kurgu-bilim ki-
taplarnn ilki ni yazmt. Ad Somnium (Rya) i di . Bunda
Ay' n yzeyi nde duran uzay yolcularnn gklere bakarak
yerkre gezegenini n hareketl eri ni izledikleri dl enilmek-
teydi. Kepler perspektifleri deiti rerek gezegenl erin gk-
lerde nasl dol andklarnn daha i yi anlal abilecei ni d-
nyordu. Kepler'i n zamannda yerkreni n dnd fi k-
rine yapl an iti razl ardan bal cas, insanl arn ayaklaryl a
basyor durumda bulunduklar bi r yerin dnmekte ol -
duunu fark etmemel eri nden kaynakl anmaktayd. Kepl er
Somnium kitabnda yerkreni n dndn insanl arn zi h-
nine il emek isti yordu. " ounluk hata etmedike, onla-
rn yannda olmak istiyorum... ounluun yannda
olmak istiyorum. Bu nedenle, mmkn olduunca ok
sayda kiiye aklamaya alyorum."
Tel eskopun icadyl a Kepler'i n "Gk Corafyas" adn
verdii ey mmkn ol uyordu, Somnium adl kitabnda
Kepler Ay'n dalar ve vadilerle kapl bulunduunu, "ma-
aral ar ve kazlm bolukl arla delik deik" olduunu sy-
lyordu. Bu szlerle Galileo'nun ilk astronomik teleskopu
icat etmesinden sonra Ay'da kefettii kraterleri kastedi-
yordu. Kepler ayn zamanda, Ay' da i nsanlarn yaadna
ve yaam koullarnn Ay' daki doal zorlukl ara uyum sa-



79
layacak bii mde ol duuna deini yordu.
Ay' da gnle geceni n uzunluundan tr "iklimin sert
olduunu ve soukl a scak arasnda byk s farkl l kla-
rnn ol duunu" beli rten Kepl er bu grl eri nde hakl k-
mtr. Kukusuz bu konudaki her gr doru deil dir.
rnei n, Ay' n bir atmosferi bulunduuna, Okyanusl ar ve
insanl ar ol duuna i nanyordu. Ay' daki kraterler konusun-
da syledikleri ok ilgintir. Bu kraterl eri n Ay' n yzeyini
"iek hastal ndan yz delik deik olmu bir ocuun-
kine" benzettiini syl emiti r. Ay' daki kraterlerin tepecik-
lerden deil kntl erden olutuu noktasnda hakl yd.
ou kraterl eri evrel eyen siperlerle yuvarlak tepelerin
varl n kendi gzleml eri sonucu saptamtr. Ne var ki,
dzgn dai resel biiml eri n ancak akl sahibi insanl arn
varl yl a akl anabilecei sonucuna varmt. Gkten d-
en byk kaya paralarnn blgesel patlamalara yol
aacan, her yne doru si metrik etki yapabilecei ni ve
bunun sonucu dairesel bol uklar oluabil eceini tahmin
edememiti r. Oysa Ay' daki ve teki gezegenlerdeki krater-
lerin ounun kkeninde bu neden yatmaktadr. Byle d-
neceine, "Ay'n yzeyinde o boluklar kazabilecek yetenek-
te akl sahibi insanlarn yaayabileceini" sylyordu. Bu tr
byk yap projelerinin gerekletirilmesinin olanakszlna
iaret edenlere de, Msr piramitlerini ve Byk in Seddi'ni
rnek olarak gsteriyordu. Gerekten bu yaplar bugn yerk-
remizin yrngesinden izlenebilir yaplardr. Geometrik dze-
nin bir zek rnei olduu dncesi Kepler'in hayatnn ana
fikriydi. Kepler'in Ay kraterlerine ilikin iddias, Marstaki kanal
tartmasnn (Bkz. Beinci Blm) bir ncsdr. Yerkre d-
nda hayat olup olmadna ilikin gzlemlere dayal ara-
trmalar, teleskoba kavuan kuakla an en byk kuram-
csnn balatmalar arpc bir olaydr.
Somnium'un baz blmleri Kepler'in zyaam yks ni-
teliindedir. Nitekim kitabn kahraman Tycho Braho'yi ziyaret
eder. la satan ana baba sz konusu edilir. Annesi ruhlar ve
eytanlarla ilgilenir. Sonunda bunlardan biri annesini Ay'a g-
trecek arac salar. Somnium'dan bizim anladmz, fakat
Kepler'in adalarndan hepsinin anladn iddia edemeye-



80
ceimiz ey, insana "duygularyla alglayamad bir dnyay
arada srada ryasnda dnme olanan tanmasdr. Kur-
gubilim Otuz yl Sava dneminde ok yeni bir giriimdi ve
Kepler'in kitab bir kant yaplarak annesi byclkle sula-
np tutukland.
Yklendii zaten ar baka sorunlar arasnda, Kepler bir
de 74 yandaki annesini Protestan ynetiminin kurduu
Wrttemberg'deki hapishanede zincire vurulmu buldu. Gali-
leo'ya bir Katolik hapishanesinde ikence edilmesi gibi, Kep-
ler'in annesine de ikenceler yaplyordu. Bir bilim adamna
yarar biimde annesinin byclk sulamasna yol aan
nedenleri aratrmaya koyuldu. Bu arada Wrttemberg yne-
ticilerinin, annesinin byclne baladklar baz vcut ra-
hatszlklarnn nedenlerini aratrd. Giriimi batl inanlara
kar akln stnlk salamas asndan byk bir baaryd.
Bu adan salad baarsn Kepler zaten yaam boyunca
srdrmtr. Annesi bir daha Wrttemberg'e dnerse idam
edilecei kaydyla srgne gnderildi. Bu arada Kepler'in giri-
imi, Dk'n bylesi zayf kantlarla byclkten tr insan-
larn yarglanmasna son veren kararlar almasna yol at.
Savan getirdii sefalet Kepler'i yararland mali deste-
inden de etti. Hayatnn geri kalan blmn dzensiz ve
para ya da yeni hamiler aramak peinde geirdi. II. Kudolf
iin yapt gibi, imdi de Wellenstein Dk iin yldz falna
bakyordu. Son yllarn Wallensteinin denetimindeki bir Si-
lezya kasabasnda geirdi. Bu kasabann ad Sagan'd. Ken-
dinin hazrlad mezar tana yle yazmt: "Gkl eri l -
tm bitim, imdi glgelerin boyunu lyorum. Zihnim
gklere ynelikti, vcudum topraa." Ne yazk ki, Otuz Yl
Sava srasnda mezarnn yerinde yeller esti. Bugn meza-
rna bir kitabe yazlacak olsa u szlerin yer almas gerekirdi:
"En tatl hayaller yerine sert gerekleri tercih etti."
J ohannes Kepler "Cennetlerin rzgrlaryla yelkenleri do-
lacak gk gemilerinin" bir gn uzayda yolculua kacaklarn
ve gkleri uzayn "enginliinden korkmayan kiflerin" doldu-
racan sylemiti. Bugn insan ve robotlarn uzayn enginli-
inde giritikleri yolculuklarda, Kepler'in bulmak iin yaam
boyu aba harcad ve kefetmekten byk cokunluk duy-



81
duu gezegenlerin devinimine ilikin yasa uygulanmakta-
dr.
Johannes Kepler'in gezegenlerin devinimlerini renmek,
gklerdeki uyumu aratrmak iin yaam boyunca harcad
abalar, lmnden otuz alt yl sonra Isaac Newton'un a-
lmalaryla deerlendi. 1642 ylnn Noel gn dnyaya ge-
len Isaac Newton ylesine zayf ve clz domutu ki, sonra-
dan annesi ona kendisinin bir ay fincanna sabilecek b-
yklkte olduunu sylemiti. Hastalkl, ana babann ilgisin-
den yoksun, kavgac, insan arasna giremez, ld gne
dek hi bir kadnla temas etmemi olan Isaac Newton belki de
dnyann grd en byk bilim dehasyd.
Henz genken bile n "bir madde mi, yoksa rastlant
m" olduu ya da arada hava boluu bulunursa, yerekiminin
nasl bir etki yapaca yolundaki temelsiz sorular karsnda
terslenirdi, Hristiyanlarn l Birlik inancnn Kutsal Kitabn
yanl yorumundan ileri geldiine karar vermiti. Yaam y-
ksn yazan John Manyard Keynes'in dediine gre,
Isaac Newton tek tanrc Yahudilerdendi.
Mainomides mezhebindendi. Tek tanrc olma
kararna, akl ya da inkr yoluyla ulamamt.
Eski belgelerin yorumu zerine bu karara var-
mt. Ona gre l Birlik (Baba, Oul, Ruhl
Kuds) inanc kutsal belgelerin sonradan sahte-
letirilmesiyle ortaya kmt. Var olan tek Tan-
r'dr. Newton bu gerei yaam boyunca sak-
lamak zorunda kalmaktan tr byk ac ek-
miti.
Kepler gibi, Isaac Newton'un da yaad dnemin batl
inanlarna kar bakl yoktu. Mistik dncelerden etki-
lendii olurdu. Nitekim, Newton'un zihinsel geliiminin byk
bir blm aklclkla mistisizm arasndaki akmadan kay-
nakland sylenebilir. 1663 ylnda yirmi yandayken gittii
Stourbrldge Fuar'nda bir astroloji kitab satn alm, "iinde
acaba ne var diye merak ettii iin" aldn sylemiti. Kitap-
taki bir ekille karlancaya dek okudu. ekle gelince bun-
dan bir ey anlamad, nk bu trigonometriyle ilgiliydi. Tri-
gonometri renmek amacyla ald kitapta da bu kez geo-



82
metriyle ilgili tartmalar anlayamad. Euklid'in Geometrinin
Elemanlar adl kitabn bulup okudu. ki yl sonra da diferan-
siyel hesaplamann temelini att.
rencilik yllarnda Newton gnee bakmaya baylrd.
Gne nlar vcuduna sanki ok gibi geip onu yerine mh-
lard. Gne'in aynadaki grntsne bakmak gibi tehlikeli bir
alkanlk edinmiti:
ki saat iinde gzl eri m o duruma gel miti
ki, iki gzmden ne biri , ne de tekiyle parl ak
bir cisme bakamaz ol mutum. Gzmn
nnde Gne'ten baka bir ey gre-
miyordum. Ne bir ey okuyabiliyor, ne de ya-
zabiliyordum. Gzl eri mi yeni den kull anabili r
duruma geti rmek iin kendi mi karanlk bir
odaya gn kapadm ve Gne'i dn-
memek iin zi hni mi oyalamaya altm. n-
k Gne' e bakmadan bile onu dnecek
olsam, odann karanl na ramen, yine de
Gne'i n grnts karma geliyordu.
1666 yl nda Newton, Cambridge niversitesinde -
renciydi. Bir salgn hastal k onu buradan uzaklamaya ve
doduu yer ol an Woolsthorpe'da bir yl n geirmeye zor-
lad. Bu srada n niteli ine iliki n temel bulul ara
ulat ve evrendeki ekim gc kuramnn zn bota
kald bu yl i inde bi imlendirdi. Fizik tarihinde byle bir
yl a bir daha ancak 1905'de Einstein n "Mucize Yl "nda
rastlanr. Olaanst bul ulara nasl ulat sorul duun-
da, Newton ok yal n bi r yant vermitir: "Onl ar zer i nde
dnerek." Bulul ar o denli nemli ydi ki, Cambrid-
ge'deki profesr Isaac Barrow, renci Isaac Newton
niversi teye dndkten be yl sonra matematik krs-
snden ayrlarak bu krsnn profesrl n ona devret-
ti. Ua 35 - 40 yal ar arasnda Newton'u yl e anl atr:
Onun ne hava al mak, ne yry yapmak,
ne ata binmek, ne top oynamak iin dar
ktn hi grmemii mdi r. almadan ge-
irdi i kayp saatl eri dnr, alma oda-
sndan ancak ders vermeye gitmek zere -



83
kard... Dersi ni dinlemeye gel enleri n says o
kadar azd ve bunl ar arasndan anl ayanlar da
o denli enderdi ki, dinl eyici bul mak isteiyle
yanar tutuur, duvarl ara hitap ederek hrsn
gideri rdi .
Gerek Kepler'in, gerekse Newton'un o sral ardaki -
rencileri nel er kaybettiklerini n hibir zaman farkna var-
mam olmal lar.
Newton, hareket eden bir cismin, yolu zerinden ekecek
bir etkiyle karlamadka, dz hat zerindeki gidiini srdr-
dn zetleyen ekim gc yasasn buldu. Ay' yeryzne
doru srekli olarak ekerek hemen hemen dairesel bir y-
rngede tutacak bir baka g olmasa, Ay yrngesine teet
bir izgi zerinden dmdz frlayp giderdi diye dnyordu
Newton. Bu ekim gcnn uzaktan etki yapt kansndayd.
Yerkreyle Ay' fiziksel olarak birbirine balayan hi bir ey
yoktu ortada. Buna karn, yerkremiz srekli olarak Ay'
kendine doru ekmektedir. Kepler'in nc yasasn kulla-
narak (6) Newton matematiksel olarak yerekimi gcn he-
saplad. Bir elmay yere eken gcn Ay' da yrngesinde
tutan ayn g olduunu gsterdi. Uzak gezegenlerden Jpi-
ter'in o zamanlar yeni kefedilen Ay'larn yrngesinde tutan
gcn de ayr bir ey olmadn ortaya koymutu.
Dnya var olduundan beri yeryzne cisimler dyor-
du. Ay'n yerkremiz evresinde dndne insanlk tarihi
boyunca hep inanlmtr. Newton hem yere elmay dren,
hem de Ay' yerkre evresinde dndren gcn ayn oldu-
unu akl edebilen ilk insandr. Newton'un bulduu yerekimi
kuramna "Evrensel ekim Yasas" denilmesinin nedeni bu-
dur.
ekim gc, aradaki mesafenin karesine ters orantl ola-
rak azalr. Eer iki cisim birbirinden iki misli uzaklatrlarak
dndrlrse, onlar birbirine eken g ancak 1/4 orannda-
(6) Ne yaz k ki , Newton Pri nct pi a adl bayap t nda Kepl er' e ol an borcunu kabul et mi -
yordu. Fakat 1686 y l nda Edmund Hal l ey' e yazd bi r mekt upt a yereki mi yasas yl a
i l i ki l i ol arak yl e demi t i r: "Bunu yi r mi y l kadar nce Kepl er ' i n kuram ndan ren-
di i mi kabul edi yorum. "





84
dr. Eer bu iki cisim on misli uzaklatrlrsa, ekim gc 10
1
,
yani 100 kez klr. ekim gcnn ters orantl olmas ge-
reklidir, yani mesafe arttka ekim gc azalmaldr. Eer
ekim gc uzaklk arttka doru orantl olarak oalsayd,
en byk gc en uzaktaki cisimler zerinde etkisini gstere-
cek ve sanrm, evrendeki tm madde tek bir kozmik birikinti
oluturmaya doru srklenmi olacakt. Hayr, durum byle
deildir. ekim gc, mesafe arttka azalmaldr. Bu neden-
ledir ki, bir gezegen ya da kuyruklu yldz (Komet), Gne'ten
uzak olduu srada yava ve Gne'e yaknken hzl dnyor;
Gne'ten ne denli uzaktaysa, ekim gcn de o lde az
hissediyor.
Kepler'in gezegenlerin devinimine ilikin her yasas da
Newton'un kuramlarndan karlabilirdi. Kepler'in yasalar de-
neyseldi. Tycho Brahe'nin sabr kp oluu sayesinde srdr-
d gzlemlerine dayanyordu. Newton'un yasalarnn tm
de kuramsaldr. Tycho'nun lmlerinin hepsinin bulunabile-
cei yaln matematik soyutlamalardr. Newton yasalarndan
hareket ederek, Priueipia adl bayaptnda gizleyemedii bir
gururla, "imdi Dnya Sisteminin evresini sizlere kantlaya-
rak gsteriyorum," demitir.
Hayatnn daha sonraki blmnde Newton bilim adamla-
rnn ye bulunduklar Royal Society (Kraliyet Dernei) ba-
kanlna getirildi. Darphane Mdrl grevi de verilen
Newton sahte para yapanlarla mcadele yollarn arad. Bu
arada ie kapankl ve huysuzluu artyordu. teki bilginler-
le tartmaya neden olan ve zellikle ncelikler kazanmaya
ilikin sorunlardan bktndan bilimsel almalarn durdur-
du. Bugn "Sinir bunalm" adn verdiimiz durumda olduu
sylentisi yayld. Buna ramen Newton bilimi simya ile kimya
arasndaki snr zerinde deneylerini srdryordu. Son ola-
rak bulunan baz kantlar, ektii hastaln ruhsal bunalm
kaynakl olmayp ar maden zehirlenmesinden ileri geldii
yolundadr. Buna, kk miktarlarda olsa da arsenik ve cva
yutmas neden olabilirdi. Bilindii gibi, o dnemlerde analitik
ara gere olarak tat duyusuna bavurulurdu.
Her eye ramen Newton'un zihin gc hi eksilmedi.
1696 ylnda svireli matematiki J ohann Borneulli, brakis-



85
tokron ad verilen zmlenmemi bir problemin halli iin -
rencilerine 6 ay sre tanmt. Fakat rencileri nden ol an
filozof Leibniz'i n ricas zerine problemi n zm sresi ni
18 aya kard. Leibniz, Newtonun bu alandaki bulul a-
rndan habersi z olarak, kendi bana di feransi yel ve en-
tegral hesaplama yntemleri ni bulmu bir kii ydi . 29 Ocak
1697 gn l eden sonra saat 16'da bu problem New-
ton'a sunuldu. Ertesi sabah ie giderken problem zm-
lenmi olarak masann zeri nde bekli yordu. zme ili -
kin olarak bulduu yeni yntemlerle bi rlikte probl emi n -
zm yaynland. Newtonun istei zerine ad aklan-
mamt. Fakat al mann orijinallii Newton'u ele verdi.
Bernouili zlm probl emi grdkten sonra unu sy-
lemiti : "Biz aslan penesinden tanrz." Newton o ta-
rihte elli be yandayd.
Kepler ve Newton insanl k tarihinde ok nemli bi r ge-
i dnemi i fade ederl er. Bu dnemi n ortaya koyduu i l-
ke, doann tmnde ok yal n matematik yasalarnn ge-
erli ol duu ve yerkremizde ol duu kadar gkl erde de
ayn yasalarn uygul anddr. Kepler ve Newton gzl em-
lere dayal bil gilerin dakikli ine sayg gsterdiler; onlarn
gezegenlerin devinimlerine i likin tahmi nlerini n dorul u-
u, insanol unun sanl andan ok daha fazla Kozmos'u
anlayabil mesi ne yardmc kantlar salad. ada uygar-
lmzn tm, dnya hakkndaki grmz ve u anda
evreni kei fteki giriiml eri miz, hep onl ara borlu ol -
duumuz eylerdi r.
Newton bulul arn akl amamaya ok dikkat eder, Bi-
lim alanndaki raki pleri yle de kyasya mcadeleye gi rii r-
di. ekim gcnn mesafeyl e ters orantl oluuna ilikin
yasay bul duktan on ya da yirmi yl sonra bi le yaynlamak
iin bi r gi riimde bul unmad. Ne var ki, Batl amyus ve Kep-
ler gibi, doann grkemi ve gizleri karsnda coku du-
yar ve sngs den gururunun yerini alakgnlllk
al rd: "Beni dnya nasl grecek, bunu bi l emem... Fa-
kat ben kendi mi , kocaman bi r ger ekl er okyanusu
nmde kefedilmemi dururken, kyda kendini oya-
layan ve kh daha yumuak bir ta, kh daha gzel bir



86
deniz kabuu bulan bir ocuk gibi gr yor um."





87
Mars' ta hayat aray i i n gezegeni n Cnryse bl gesi nde
yap l an kaz l ar (st te). Rzgar n savurarak ol utur duu
kum y nl ar aras nda kaz l an bi r yeri n yak ndan
gr n (al tta). Bi r bak ma baka bi r dnyan n
toprakl ar n aktarma i i ne gi ri mi bul unuyoruz. Bu
fotorafl ar NASA sal ad .
















88


Jpiter gibi bir gezegenin atmosferinde hayal rnolmakla birlikte
mmkn grlen hayat ekilleri.Av peinde koan varlklar bulunabilecei
gibi avlananlar da bulunabilir. izilen bu resimdeki bulut biimleri Voyager
uzay arac tarafndan Jpiter'de kefedilen bulutlara benzetilmitir.









89
Yeni doan ve varl n srdrmeye al an bi r tekni k uygarl a yuva
ol mu. Gezegeni mi zi n bu grnts, onun t ek doal uydusu ol an Ay' daki
bi r t eknol oj i k kar akol dan sal anm t r. Yerkremi z, Gne' i n evresi nde
gnde yak l a k 2, 5 mi l yar ki l ometre yol al r. Bu a dan dnnce, hepi mi -
zi n zaten uzay yol cusu ol duu anl a l m t r. Bu fotoraf NASA' dan al nm -
t r.






90
En yakn yldz: Gne'in uzak mortesinde ionize edilmi helyum ndaki grnts.
Sa kedeki knt bir anda uzaya 300.000 kilometre kadar yaylp, sonra Gne'in gr-
len yzeyindeki parlak gaza dnen bir uzantdr, Gnein yzeyinde grlebilen en kk
kzgn gaz oluumlar yeryz byklndedir. Bu grnt Skylab 4 tarafndan saptan-
mtr.




91
ubat 1976'da grlen bu Kuyruklu Yldz'n fotoraf yeryznden ekil-
mitir. Gne'in proton ve elektron rzgrnn Kuyruklu Yldz'n buz ekir-
deini flemesiyle kuyruk uzayp gidiyor. Bu fotoraf ekilirken gne ufkun
altna gemi bulunuyor.




92
(a) DNA'nn sarmal merdivenindeki bklmleri gryorsunuz. nsan
DNA'snn bir moleklnde bu tr 100 milyon bklm ve yaklak 100 milyar da
atom var. Buysa ortalama olarak bir galaksideki yldz saysna eittir.
(b) Bkl biimi. ki yeil iplikten her biri molekln omurgasn olutu-
rur. plikler srasyla bir ekerden, bir fosfattan meydana geliyor. Merdi venin sar-
mal basamaklar arasndaki sar, kahverengi, krmz ve haki renkteki payandalar
nitrojenli nkleotidlerdir. Nkleotid bazlarnn dizilii yaam szldr.
(c) DNA'y zc enzim, DNA'nn remesini hazrlayan civar nkleotid
bazlar arasndaki kimyasal balarn zlmesini denetler.
(d) ift sarmall orijinal her iplik, DNA'nn kendini kopya etmesiyle rer.
Beliren yeni nkleotid, iftine benzerlik gstermezse, DNA polimeraz onu yok
eder. Onun bu ilevine bi yologlar " aslna uygunluk grevi" di yorlar. " Aslna uy-
gunluk" konusundaki herhangi bir hata bir mutasyona, deiime yol aar.




93
Voyager uzay aracnn yldzlararas gezi rekoru. ki Voyager uzay arac, dev
gezegenlerin kefini tamamladktan sonra Gne sistemini terk edeceklerin-
den, karlaabilecekleri herhangi bir uygarla mesajlar tamaktadrlar. Plak
klfnda (stte), plan (altta) nasl dinleneceine ilikin bilimsel bir aklama
var. Ayn klfta gezegenimizin yeri ve amza ilikin bilgiler veriliyor. Bu
plan bir milyon yl dayanaca garantisi vardr.





Blm IV
CENNET VE CEHENNEM

Cennetle cehennemin kaplar bi r l eik ve ayndr.
[Nikos Kzantzakis, Gnaha Son ar (The Last Temptation of Christ)]


YERYZ GZEL VE OLDUKA SAKN BR YERDR.
Deien eyl er ol ur, fakat bunlar da ok yava deiir.
Olabilir ki, yaammz bi r frtnadan daha i ddetli bi r do-
al felaket grmeden tamaml ayabili riz. Byl ece gerilimsiz
ve endiesiz ol abiliriz. Ne var ki, doann tarihi nde kayt-
lar ak seiktir. Dnyal arn her zaman iin yok olmas
kanlmazdr. Biz insanl ar bile kendi felaketlerimizi ya-
ratmaya varan bir teknie ulamzdr. Bu kasti olabil e-
cei gibi , bilmeden ihmal sonucu da gerekleebili r. Uzun
gemii n felaket izleri nin korunduu dier gezegenlerde
byk felaketl ere ilikin bi r sr kant duruyor. Btn i
zaman dilimi sorunudur. Yz yl iinde ol mas dnle-
meyecek bi r felaket yz mil yon ylda gerekl eebili r. Yer-
kremizde iinde bulunduumuz yzyl da bile, kt doal
olaylarl a karl almtr.
30 Haziran 1908 gnnn erken sabah saatlerinde Or-



95
ta Sibirya gklerinde seyretmekte olan kocaman bir alev
yuma grl mtr. Ufukta temas etti i yerde byk bi r
patlama oldu. 2.000 kilometrekarelik bi r ormanl k bl geyi
yerle bir etti ve temas etmesi yle binl erce aac yakmas
bir ol du. Yerkrenin evresini iki kez dolaan bir atmosfe-
rik ok yaratt. Ardndan iki gn sreyle atmosfere ylesi-
ne i ncecik toz yayld ki, ol ay yerinden 10.000 km. tede
kalan Londra' da sokakl ara den k parackl ar al tnda
gazete okunabiliyordu.
Rusya' daki arl k hkmeti Sibirya' nn az gelimi
Tunguska blgesindeki bu nemsiz olayla ilgilenecek de-
ildi elbet. Sovyet Devrimi ' nden 10 yl sonra, olay yerini
incelemek zere bi r heyet gitmitir. Oradaki lerl e yaptklar
konumal ara ai t izlenimlerden bazlarn aktaryorum:
Sabahn erken saatleri nde adrda herkes
uyurken, birden iindeki i nsanlarla bi rlikte adr
havaya utu. Tekrar yeryzne dtkl eri nde
aile bireyleri ni n tm ufak tefek yara bere al -
mt. Fakat Akulina il e van bayl mlard. Ken-
dilerine geldikl eri nde, byk bir grlt duydu-
lar ve evrel erinde ormann yanyor olduunu,
byk bir blmnden geriye bir ey kal mad-
n grdler.
Vanovara pazarndaki evi mi n sundurmasn-
da oturuyordum. Kahvalt zamanyd. Kuzeye
doru bakyordum. Bi r fnn kasnan telle-
mek iin keseri mi havaya kaldrmtm ki bir-
den... gkyz ikiye blnd... Ve ormann ku-
zey bl mnde gk ateler iindeydi, O anda
gml ei min bi r taraf yanmaya balam gibi bi r
scaklk hissettim zeri mde... O anda gml ei -
mi karp frlatmak istedi m ama o anda gkte
bir gmbrt koptu. Sundurmadan frlatldm
birka metre tede yere kapaklanm bul dum
kendi mi. Bi r an kendi mden gemii m. Karm
koup beni kulbeye tad. Gmbrtnn ar-
dndan gkten sanki yaan talarn sesi ya da
kurun sesl eri geldi . Yer sarsld. Yere kapak-



96
landmda bama ta yamasndan korktu-
um ii n bam elleri mle rttm. O anda gk
yarldnda kaynar bi r rzgar, sanki patl ayan
bir toptan km gibi bi r esinti kulbel eri tara-
d. Rzgr tararken topran zeri nde de i z b-
rakyordu.
Sabanmn yan banda kahvaltm ederken
tfek patlamas gibi sesler duydum. Atm di zleri
stne dt. Ormann zeri nden kuzeyden bir
alev yksel di... Sonra ormann rzgr tarafn-
dan bkl dn grdm. Bi r kasrga di ye d-
ndm, iki eli ml e birlikte sabanma yaptm.
Uup gitmesi n diye. Rzgr yle gl yd ki,
yeri n yzeyinden toprak skp gtrd. Ardn-
dan kasrga Angara'dan hortumla eker gibi
youn bi r su kitlesi emdi. Btn bu ol up bi teni
gayet ak seik i zl eyebil di m, nk topram
bir bayrdayd.
Grlt atlar ylesine korkuttu ki, bazl ar
panik iinde drtnala komaya baladl ar. Sa-
banl ar ayr ayr ynlere srklyorlard. Atl ar-
dan bazl ar da yere ykl dl ar.
Marangozl ar il k ve ikinci gmbrtden son-
ra aknl k iinde istavroz karmaya bal a-
mlard. Gk nc kez grleyi nce, tal a y-
nl ar zerine arka st dtler. Hepi mi z ii
brakp kye gittik. Kal abalk halk ky al ann
dol durmu, korku ii nde bu doal afetten sz
ediyordu.
Tarladaydk Arabaya atn birini balam-
tm. kinci at da balarken sa yanmda byk
bir grlt koptu. Bi rden geri ye baktm ve gk-
te alevler ii nde uan uzunca bir cisi m grdm.
Bu cismin n blm kuyruk blmnden daha
geniti, rengi de gndzl eri yaklan ate ren-
gindeydi . Gne' ten bi rka kez daha bykt,
fakat gne kadar parlak ol madndan insan
gzn diki p bakabiliyordu. Alevlerin arkasn-



97
dan toz gi bi bi r bul ut i zl iyordu. elenk gibi k-
k dai rel er brakyordu ardndan. Mavi kuyruk-
lar da grnyordu... Alev gzden kaybol unca,
tfekten kan seslerden daha byk grltler
koptu. Yeri n sarsld hissedilebiliyordu. Pen-
cere camlar da angrdyordu.
Nehir kysnda yn ykyordum. Korkmu
bir kuun kanat hrts gibi bir ses duydum...
Nehirde bi r kabarma oldu. Bunun ardndan yle
bir gmbrt ol du ki , iilerden bi ri suya dt.
te bu olay "Tunguska Olay" diye bilinir. Bilginlerden
bazl ar, zt zerrecikli bi r madde parasnn (anti -
maddenin) yeryzndeki ol aan maddeyl e arpnca,
paral anp gamma nlar biiminde ortadan kaybolduu
grn savundular. Fakat geti i yerde radyoaktivite
bulunmay bu akl amay boa karyor. Baz bilginl er
de kk bi r kara delii n Sibirya' nn dousundan gei p
gitti ini savunuyorlar. Fakat atmosferik ok dalgalar o
gnn daha ileriki saatlerinde Kuzey Atlantikten bir cis-
min getiine i aret etmektedir. Yerkre d bi r uygarl a
ait bir uzay aracnn bozul mas yznden gelip arpmas
sz konusu ol abili r, fakat byl e bi r aracn herhangi bi r
parasnn izine rastlanmad. Bu savlar ortaya atl arak az
ok taraftar buldu. Ancak hepsi de kanttan yoksundur.
Tunguska Ol ay' nn kilit noktas, byk bir patlamayla dev
bir ok dalgasnn olmas ve byk bi r orman yangn ba-
latmasdr. Ve btn bunl ara karn, olay yerinde arpma-
ya ilikin herhangi bi r krater izi yoktur. Aslnda bu ol ayla-
rn nedenine uygun debil ecek tek bir aklama vardr:
1908 yl nda bi r kuyrukl u yldzdan gel me bi r para yery-
zne arpmtr.
Gezegenler arasndaki engin alanl arda birok cisim
var. Bunlardan bazlar ta ci simlerdi r, bazl ar madensel ,
bazl ar buzlu, bazlar da ksmen organik moleklldr-
ler. Bykleri toz zerrecii nden tutun da, Nikaragua ya da
Butan byklnde paralara kadar deii r. Bazen, rast-
lant sonucu nlerine bir gezegen kar. Tunguska Olay
bir kuyruklu yl dzn yaklak 100 metre apndaki buzdan



98
bir parasnn ii olabili r. Futbol sahas uzunluundaki ve
bir mil yon ton arl ndaki bu cisim saniyede 30 km. sa-
atte de 100.000 km.yi aan bi r hzla yol al maktadr.
Eer bugn byl e bi r arpma olsa zelli kle o ann
panik havas iinde, bi r atom bombas patlamasyl a kar-
trlabilir. Kuyruklu yldzn arp etkisi ve alev yuma,
bir megatonluk nkl eer bomba patlamasnn tm etkil eri ni
yapabilir. Mantar biiminde ykselen bulut da dahil olmak
zere. Ancak u farkla ki, gamma nl ar ya da radyoaktif
dkntye neden olmazd. Ender ama doal bir olay olan
byke bir kuyruklu yldz paras, bir nkleer savan
balamasna yol aabilir mi ? Gari p bi r senaryo: Kk bi r
yl dz yerkreye arpyor. i mdi ye dek mil yonlarcas geli p
arpmtr. Fakat gnmzde uygarl mzn yant, ann-
da kendini yok etme tepkisiyle belirleniyor. Bu nedenle
kuyruklu yldzlar, yerkremi zin karl at arpmalar
ve doal afetleri imdi bildi i mizden bi raz daha i yi bilmek-
te yarar vardr sanrz. rnein, 22 Eyll 1979 gn G-
ney Atlantik ve Bat Hint Okyanusu yaknl arnda ift izgili
youn bi r k Amerikan Vel a uydusu tarafndan grld.
Bunun Gney Afrika devleti ya da srail tarafndan gi riil-
mi bir atom bombas denemesi olabilecei tahminl eri y-
rtld nce. Politik sonular nem tayan bi r olay ni te-
liindeydi . Peki ya bu n kayna, kk bi r asteroidin
ya da kuyruklu yl dz parasnn yerkreye arpmasndan
ileri geli yorduysa ne olacakt? O bl gede daha sonra ya-
plan uul arda radyoaktivite izine rastl anmadndan,
szn ettiimiz olasl k kuvvet kazanmaktadr. Bu ol ay
da, nkl eer sil ah anda uzay kaynakl cisimlerin yery-
zne arpmasn imdikinden daha i yi gzl emeyi imizin
tehlikelerini ortaya koyuyor.

Bir kuyruklu yl dzn yapsnda ounluk buz vardr:
Sudan ol umu (H
2
O) buz, bi r para metanl (CH
4
) buz ve
biraz da amonyakl (NH
2
) buz. Yeryz atmosferine ar-
pnca, kck bir kuyruklu yl dz paras byk bir alev
yuma ve byk bir patl ama dalgas ol uturur. Bunun
sonucu olarak aalar yanar, ormanlar yerle bir olur ve



99
grlts dnya evresinde duyulur. Yeryznde krater
amayabili r. nk atmosfere gi rite buzl ar eri yebili r ve
kuyruklu yldzdan geri ye tannabi lecek pek az para ka-
lr, belki de buzlu ol mayan blmnn kck taneleri.
Gnmzde Sovyet bilgini E. Sobotovich, Tunguska bl-
gesine yayl m ok sayda kk elmas paral ar sapta-
mtr. Bu tr elmasn meteoritl eri n atmosfere arpmasn-
dan arta kalan paralar olduu bilinmektedir. Sonu ol a-
rak kuyrukl u yl dzdan gelme bir paradr.
Gn ak olduu ou gece banz kal drp sabrl a
gzlerseniz zeri nizde ksack bir sre parl dayan bi r me-
teor grrsnz. Baz geceler de meteor yamuruna rast-
larsnz. Bu geceler yl n hep ayn gnlerindedi r. Bu gece-
lerde doal bi r havai fiek gsterisi vardr: Cennet el en-
cesi. Bu meteorlar kck tanelerden, hardal tohumun-
dan daha kk tanel erden oluur. Denl er yl dz deil,
meteorlardr. Yerkrenin atmosferine girerlerken bir an
iin parl darlar, yaklak 100 km, yksekte srtmeden
tr snp yok olurl ar. Meteorl ar kuyruklu yl dzl arn ka-
lntlardr. ( 7)
Eski kuyrukl u yl dzl ar Gnein yanndan gee gee
snp paralanr, buharlar ve zerreciklere ayrl rl ar. Bu
paralar kuyruklu yl dz yrngesi ni dol dururcasna yay-
lrl ar. O yrngeni n yerkre yrngesi yle kesitii yerde
meteor yamuru vardr. Akn eden meteorlarn bi r bolm
hep yerkre yrngesinin ayn blgesinde ol duundan
meteor yamuru her yl n ayn gnnde grlr. 30 Hazi-
ran 1908 Beta Taurus meteor yamuru ol duu tarihti r. Bu
meteor yamuru, Encke Kuyrukl u yldz yrngesinden
tr meydana gelmii. Tunguska Olay' na Encke Kome-
tinden gelme bir parann neden ol duu kabul edilebili r.
Bu prl prl ve zararsz meteor yamurunu oluturan k-
ck paracklardan daha byke bi r parayd.
(7) Met eorl arl a met eor i t l eri n kuyrukl u y l d zl arl a i l i ki l i ol ul ar na di kkat i i l k eken
Al ej rander von Humbol dt'dur, Bi l i mi hal ka mal etmek zere I 845-18S2 y l l ar nda ya-
y nl ad Kozmos adl ki t ab nda buna dei nmi t i . Hurabol dt ' un daha nceki ki t apl a-
r n okuyan gen Char l es Darwi n, corafi kei fl erl e doa t ari hi ni bi r arada i ncel eme
i st ei ne kap l m , Beagl e adl kei f gemi si nde arat r mac ol arak grev al m , i nce-
l emel eri ni n sonucunda Trl eri n Kkeni adl nl ki t ab n yazm t r.




100
Kuyruklu yl dzlar hep korku, huu ve batl inan ne-
deni olmulardr. Bunlarn arada srada bel irmesi, dei -
mez ve tanrsal dzenli Kozmos kavramn gl gel emiti r.
St beyazl nda muhteem bir al ev kuann, bi rka ge-
ce st ste, yldzlarla birlikte gzkp yldzl arla birlikte
kaybol uunun nedensiz ol mas ya da insan hayatn etki-
lemeyecei dnl emezdi . Bylece kuyruklu yldzlarn
felaket habercisi, tanrsal gazap beli rtisi olduu d-
ncesi geliti. Krallarn tahttan devriliini , hatta vrisle-
rin lmn haber verdii fikri yerleti . Babilliler kuyruklu
yl dzl arn cennet kul ar ol duunu sanrlard. Yunanl l ar
uan salar, Araplar al ev karan kl lar ol arak grrler-
di. Batlamyus zamannda kuyruklu yl dzl ar, biiml eri ne
gre ayrntl olarak snfl andrl mlard. Batl amyus Ko-
metl eri n sava, scak hava ve "tatsz olaylar" getirdii ka-
nsndayd. Ortaada Kometleri gsteren tablolarda kuy-
rukl u yldzlar armh biimindedi r. Luther' c bir rahip olan
Andreas Celichius adndaki Magdeburg Pi skoposu, 1578
yl nda yaynl ad Yeni Komet in Dinsel Adan Hatrla-
tl adl ki tapta kuyrukl u-yl dzn "insan gnahl arnn yo-
un duman haline gelii ol duunu, her gn, saat, her an
Tanr'nn nnde kokumuluk ifadesi olarak yksel dii,
yava yava younlap bir kuyruklu yl dza dntn
ve sonunda Yaratan n kzgnl yl a yakl p alev olduunu"
syl yordu. Fakat bu dnceye, eer kuyruklu yldzl ar
gnahl arn dumanl am hali yse gklerde srekli bunl arn
dolamas gerekirdi, gryle karl k veril di.
Halley Kuyrukl u Yl dznn (ya da baka bi r Kometin)
gklerde grl ne ilikin en eski kayda inlilerin Prens
Hai Nan' n Ki tab'nda rastl arz. Tarih M.. 1057'di r. 66 y-
lnda Halley Kuyruklu Yldznn dnyamza yaknl ama-
sndan ol acak, Josepbus, Kuds zeri nde bir kl gi bi bir
yl asl kalan yl dz anlatr. 1066 yl nda Normanlar, Hal-
ley Kuyrukl u Yl dznn bi r kez daha yeryzne yaklama-
sna tank ol url ar. Normanlar bunun herhangi bir krall n
d anl amna gel dii kansnda olduklarndan, Hall ey
Kuyruklu Yldznn bi r bakma ngiltere' nin kendil eri tara-
fndan istila edilmesi ni destekledi ini dndler. Zama-
nn bi r gazetesi olan Baycux Tapestry'nin 1301 tarihli sa-



101
ysnda Kometten sz edili yor. ada gereki resmi n
kurucul arndan olan Gi otto, Halley Kuyrukl u Yldznn bi r
kez daha grnne tank olduundan, bu yl dz sa' nn
douuna iliki n bi r tabloya dahil etmiti r. 1466da byk
bir kuyruklu yl dzn grnmesi Avrupa' y telaa drd.
Bu da Halley Kometi ydi . Hristi yanlar, yeryzne kuyruklu
yl dz sevk eden Tanr'nn, stanbul'u henz yeni zapt
eden Trkl erin yannda olabilecei korkusuna kapldlar.
XVI. ve XVII. yzyl n nl astronomlar kuyrukl u yl-
dzlar karsnda hayretl eri ni yenememilerdir. Newton bi-
le onl arn sihri ne kaptrd kendini . Kepler kuyruklu yl dz-
larn uzayda "denizdeki bal k gibi " hareket ettiklerini ve
daima Gne' e arkalarn vererek dndkl erinden, kuyru-
un Gne tarafndan eri tilip datldn syl erdi . New-
ton gkte kuyruklu yl dz grmek iin can atar, nice gece-
ler uykusuz beklerdi. O kadar ki, bu abasndan tr
hasta dt. Tycho ve Kepler gi bi Newton' a gre de yer-
yznden grlen kuyruklu yldzlar dnyann atmosfe-
rinde dolamyorl ard. Oysa Aristo ve baz dnrl er
kuyruklu yldzlarn yerkreni n atmosferinde devindikleri
grndeydi ler. Newton Kometlerin Ay'dan daha uzak
olmakla birlikte, Satrn' den de daha yakn olduklarn
syledi. Kometler de, gezegenler gibi , yansyan gne
yla parl amaktaydl ar. "Onlar sabi t yldzlar gi bi uzak-
ta sananlar ok aldanyorlar, nk yle ol sayd, Komet-
ler Gne'imizden gezegenlerimizi n belirli yl dzlardan al-
d ktan fazla k almazl ard." Newton Kometlerin de
gezegenler gibi dmerkezli elips bi r yrnge izerek G-
ne etrafnda dndkl erine i aret etmiti r. Kometleri sa-
ran gizin kaybolmas, Kometlerin dzgn yrngeleri bu-
lunduunun ve bunlarn nceden akl anabi lecei nin be-
lirtilmesi, Newton'un arkada Edmund Halley' i 1531,
1607 ve 1682 yl nda gzken Kometlerin 76 yll k aral k-
larla grnen hep ayn kuyruklu yldz ol duu savna ula-
trd. Hall ey 1758 yl nda bu Kometin yeniden yeryzne
yaklaacan syl edi . Gerekten de 1758 yl nda gel di,
bu nedenle de ona Halley Kuyrukl u Yldz ad veril di, in-
sanlk tari hinde ilgi n rol oynayan Hall ey Kuyruklu Yl d-
znn 1986'da yeryzne gelii srasnda uzaya frlatl a-



102
cak ara, bu Komete ilikin aratrmalar i in uzaya gn-
derilmi ilk ara olacak.
Gezegenlerle i lgilenen ada bilginl er, bi r kuyrukl u
yl dzn gezegenle arpmasnn gezegen atmosferi ne
yararl olduu grn ne sryorl ar. rnei n, Mars
gezegeninin atmosferindeki tm suyu son zamanlardaki
kk bi r kuyrukl u yl dzla arpmasna borlu ol duu
sylenebilir. Newton kuyruklu yl dzlarn kuyruklarndaki
maddenin gezegenler aras alanda daldn, kuyrukl u
yl dzdan kopup gi ttii ni ve yava yava ekim yasas
uyarnca yaknndaki gezegen tarafndan ekildii ni kay-
detmiti. Newton yerkre zerindeki suyun "bitkilerin su-
lanmas, rme ol ayl ar ve topraa dnmek vb." tr
aamal ol arak kaybolduu kansn beslemitir. "Sv, d
kaynaktan beslenmezse, yava yava azal r ve sonunda
hi kalmaz." Newton yeryzndeki Okyanuslarn Komet
kaynakl ol duklar ve gezegenimizde hayatn ancak kuy-
rukl u yldza ait maddeni n dmesi sayesinde mmkn
olduu dncesindeydi .
1868 yl nda astronom William Huggins bir Komet tayf
(spectrum) ile doal ya da "petrol trevi" gazn tayfndaki
niteliklerin ayn olduunu saptad. Huggins kuyrukl u yl-
dzlarda organik madde bul mutu; daha sonraki yllarda
bir karbon atomuyla bi r ni trojen atomundan oluan cya-
nogen'i (CN) Kometleri n kuyrukl arnda belirledi. Karbon
atomuyla nitrojen atomu cyanidleri oluturan molekl
parasdr. Yerkremiz 1910 yl nda Halley Kometinin
kuyruk blmnden gemek zereyken, dnya panie ka-
pld. Bir Kometin kuyruunun ok incelmi ol duunu d-
nemediler. Bir Kometi n kuyruundaki zehirl erden gel e-
cek tehlike, asl nda, 1910 yl nda byk kentlerdeki sana-
yilemenin yol at evre kirlilii tehlikesinden daha az-
d.
Bu olayn yeryznde nasl yankl andna basnda
kan baz haber bal klaryl a rnekl er verel im. 15 Mays
1910 tarihli San Fransisco Chronicle gazetesindeki bir
bal k, "New York Salonlarnda Komet Par t i l er i ver i l i -
yor ," diyordu. Los Angeles Examiner alayl bir yaz bii-



103
mini tercih etmiti: "Baksana! u Komet seni cyano-
gen' l edi mi , cyanogen' l emedi mi henz?... Tm i nsan-
lk bedava Gaz Banyosu yapacak!" Bi r haber bal da
yleydi: 'Kurban aday aaca kp Komet ' e t el ef on et -
t i .! "
1910'da dnyann cyanogen tehlikesi yle batmasndan
nce insanl ar neel enmek iin veda partil eri veri yorlard.
Bu arada baz akgz gi riimciler Komete kar i yi gelen
hapl ar ve gaz maskel eri reti p satyorl ard. Gaz maskel eri
Birinci Dnya Savann sezi nlendii ni gsteren uursuz
aletlerdi.
Kometl er konusundaki dncelerde baz karkl n
gnmzde de srp gitti i anlal yor, 1957 yl nda Chi-
cago niversitesinin Yerkes Gzlemevinde al an bir
niversite mezunuydum. Gzlemevi nde yal nz nbet tut-
tuum bir gece telefonun srarla al na tank oldum. A-
tmda, alkol banyosunun ileri aamalarna geil dii ni
ele veren bir ses, "Baksana... Sen bana bi r ast r onom
versene, konuaym," diyordu. "Size ben yardmc ola-
bi l i r i m," yantn verdim. "ey, burada bir gardan par t i
durumundayz da... Gkte de bir ey var ya... in ga-
r i bi , ger ekten tuhaf ha arkada, gkteki bu eye bak-
tn m kap gidiyor. Bakmadn zamansa, ite, tam
urada karnzda dur uyor ." Gzmzde retinann en
duyarl kesimi, gr alannn tam merkezi nde deil di r.
Baknz hafif yana kaydrarak gkte hayal meyal yldz-
lar ve baka ci simler grebilirsiniz. Bunu bi liyordum. Gk-
te yeni kefedi len Arend-Roll and Kuyruklu Yl dz o sra-
larda iyice gzkecek gibiydi. Bu nedenle ona bir Komete
bakyor ol mas olasl ndan sz ettim. Uzun bi r durak-
samadan sonra, telefondaki ses bana, "Peki bu Komet
nasl bir eydir?" diye sordu. "Bi r Komet bi r ki l omet r e
uzunluunda bir kartopu yndr." Bu aklamadan
sonra bu kez karmdaki ses daha uzun bir duraksama
geirdi ve "Baksana bana... Sen beni ger ek ama ger -
ek bir astronomla grtremez misin?" diye sordu.
1986 yl nda Halley Kuyrukl u Yl dz yeniden gzkecei
zaman merak ediyorum, politik parti liderleri Kometin g-



104
zkmesi zerine ne korkular geirecekler ve bizler de ne
sersemce sorul ar karsnda kalacaz.
Gezegenlerin Gne evresi nde eliptik bir yrngede
dnmel erine karn, yrngeleri fazl a elipti k deildi r. lk
bakta denebilir ki, gezegenlerin yrngeleri daireden
farkszdr. Buna karl k zell ikle uzun peryodlu Kometler
son derece eliptik bir yrnge izlerler. Gezegenler i G-
ne sistemini n eski mteril eri dirl er; kuyruklu yldzl arsa
yeni peydah ol mu mteri lerdir, Neden gezegenlerin y-
rngeleri hemen hemen daireseldir ve birbirlerinden kesin
biimde ayrlmtr? nk gezegenlerin ok eliptik y-
rngeleri olsayd ve bu yzden de kesiselerdi , er ge
arprl ard. Gne sistemi tarihi nin ilk dnemlerinde,
oluum sreci nde bi rok gezegen vard belki de. Eliptik
yrngel eri kesien gezegenler arpp yok olmaya y-
nelik bir gelii m gsteri rlerken, dai resel yrngeliler b-
yyp varl klarn srdrmeye ynelik bi r gel iim gsterdi-
ler. imdi ki gezegenleri n yrngeleri , arpmalardan ve
doal ayklamadan sa sali m kp geri ye kalabilenl erdi r.
Gne sistemi nin istikrarl ortaana, ilkalarn felaketli
arpmalarndan sonra geil mitir.
D Gne si stemi nde, gezegenleri n ok tesindeki
blgede bir trilyon Komet ekirdei nden ol uan kocaman
kresel bir bulut var. Bu Komet bul utu, otomobil yarl ar-
na katlan arabalarn yapt hzdan daha fazla olmayan
bir sratl e Gnein evresindeki yrngesi ni tamaml ar. 1
kilometre apndaki bi r kar ynn takl a ata ata dnmesini
gz nne getirirseniz, tipik bir kuyruklu yl dzn neye
benzedi ini anlayabili rsi niz. Bunlarn ou, Pluto' nun y-
rngesi snrndan ieri dal amazlar. Fakat zaman zaman
bir yldzn geii, Komet bulutunda evrensel ekim dalga-
lanmas ve kprtsna yol atndan, bi r Komet grubu
kendini bir hayli eliptik yrngel erde Gne'e doru yol
al yor bulabili r. Jpi ter ve Satrn gezegenleri nin ekim
etkisiyle bu Komet grubunun yol u bi raz daha deiince,
yzylda bi r falan i Gne sistemi tarafndan ekilebil i-
yorlar. J piter'le Mars gezegenleri nin yrngeleri arasn-
daki bi r yerde snp buharl amaya balarlar. Gne' in



105
atmosferi nden da doru flenen madde, gne rzgr,
kuyruklu yl dzn arkasna toz ve buz paral ar yar, by-
lece Komet kuyruunda bi riki nti ol uur. Eer Jpiter' i yal-
nzca bi r metre genili inde dnrsek, o takdi rde kuy-
rukl u yl dzmz bi r toz zerreciinden kk kabul edebili-
riz. Fakat kuyruktaki kmeleme geliince, uzunl uu ge-
zegenler aras boyutl ar kazanabili r. Yeryznden grl e-
bilecek mesafede yrngel erde dnmeye balaynca,
dnyal toplumlar arasnda batl inan frtnas yaratacak-
tr. Fakat sonuta dnyal lar anlayacakl ar ki , Komet kendi
gezegenlerinin atmosferi nde deil teki gezegenler ara-
snda dol amaktadr. Artk bunun yrngesini hesaplaya-
bilirler. Ve belki da bir gn yl dzl ar lemi nden gelen bu
zi yareti nin gizleri ni kefetmek iin kck bir uzay ara-
c frl atacakl ardr.
Er ya da ge kuyruklu yl dzlar gezegenl erl e arpa-
caklardr. Yerkremiz ve onun yakn dostu Ay, Kometlerle
kk asteroitl eri n bombardman altnda kalabilirler. Bun-
lar Gne sistemini n oluumundan arta kal an dkntler-
dir. Kk cisim says byk cisim saysndan daha ok
olduundan, kk cisi m arpmas daha ok ol acaktr.
Tunguska'daki gibi kk bir Komet parasnn yerkreyl e
arpmas yaklak bi n ylda bi r olur. Fakat Halley Kuy-
rukl u Yldz gi bi ba tarafndaki parlakl k ap 20 kilomet-
reyi bulan byk Kometl e bi r arpma bi r mil yar ylda bir
olabilir.
Kk, buzlu bir cisim bir gezegen ya da Ay'la arp-
nca derin bi r iz brakmayabil ir arpt yerde. Fakat ar-
pan cisim bykse ya da ana yaps kayadansa, krater ad
veril en bi r yarmkresel bol uk aar. Ve eer bu krateri
dolduracak ya da srtnmeyl e rtecek bi r gelime olmaz-
sa, krater mil yarl arca yl ol duu gibi kal r. Ay' n yzeyinde
hibi r toprak anmas ol maz. Yzeyini inceledi imizde
Ay' n arpma sonucu kraterl erle dol u ol duunu grrz.
Hal en i Gne sistemini dolduran Komet ve asteroit d-
knt paralarnn tmnn neden olabileceinden de ok
krater vardr. te bu nedenl edir ki , Ay' n yzeyi , dnyala-
rn ok daha nceki dnemlerde, mil yarlarca yl ncesi n-



106
de yok olu andan gei p geldikleri ni akl amaktadr.
arpma sonucu ol uan kraterler yalnzca Ay' a zg
ukurlar deil dir, i gne Si stemi nin birok blgesinde,
Merkr'den (Gne' e en yakn bul unan Merkr' den) bul u-
tun evreledii Vens'l e Mars'a ve kck Ay'l ar Fobos
ve Deimos' a dek her yerde bu kraterlere rastl yoruz. Bun-
lar az ok yerkremize benzeyen dnyalar ya da geze-
genler ailesindendir. Yzeyleri serttir, ileri kaya ve de-
mirdendi r. Atmosferl eri de, bol uk denebilecek basn d-
zeyinden, yerkremizinkinden 90 kez daha yksek dzey-
de basnl ar arasnda dei ir. Ik ve s kayna olan
Gne'i n evresine topl anmlardr, tpk ate evresine
kamp kuranlar gibi. Gezegenl eri n hepsini n ya yaklak 4
milyar 600 mil yon yldr. Ay gibi, hepsi nde de, Gne sis-
teminin ilk dnemleri nde gei rilmi bi r arpma felaketi-
nin izleri grlr.
Mars gezegeni ni geince, baka rejime gi rmi oluruz,
J piter gezegeniyle teki dev gezegenlerin rejimine. Bun-
lar kocaman dnyal ardr. ounl ukla hidroj en ve hel yum-
dan oluurlar. Metan, amonyak ve su gibi hidrojen asndan
zengin gazlardan az miktarlarda bulunur bu gezegenlerde.
Buralarda, yani J piter'de ve J piter ailesinin gezegenlerinde
kat yzeyler yoktur. Yalnzca atmosfer ve rengrenk bulutlar
grlr. Bunlar yerkremiz gibi ufak tefek gezegencikler de-
ildirler. Jpiter'e dnyamz gibi bin tane gezegen sar. Jpi-
ter'in atmosferine bir Komet ya da asteroid derse, bir krater
amasn beklememeliyiz. Bulutlar arasnda paralanp gider.
Bununla birlikte d gne sisteminde de birok milyar yl n-
cesine ait arpmalarn yer aldn biliyoruz. nk Jpiter'in
bir dzineden ok Ay' vardr ki, bunlardan 5'ini Voyager adl
uzay arac yakndan inceledi. Burada da gemi felaketlerin
izlerini grmek mmkn. Gne sisteminin tm incelenebil-
diinde, her dokuz gezegende de, Merkr'den Pluto'ya ka-
darki dnyalarda, arpmadan tr felaketlerin yer aldn
greceiz. Ayn zamanda bu gezegenlerin aylarnda, Komet-
lerinde ve asteroitlerinde de ayn felaket izlerini gzleyebile-
ceiz.
Ay'n bize yakn yannda, yeryzndeki teleskoplarla gz-



107
lenebilen 10.000'e yakn krater var, "Maria" ad verilen deniz-
ler blgesinde, ap 1 kilometre olan 1.000'e yakn krater g-
rlyordu. Bask yerli blgeler olan buralar, belki de Ay'n
olumasndan ksa zaman sonra lavlar basmlar ve daha n-
ceki kraterleri rtmlerdir. Gnmzde, Ay'da ancak yz bin
ylda bir krater almasna tank olunabilir. Birka milyar yl
nce gezegenler arasndaki blgelerde imdikinden daha ok
dknt paralar var olduundan, imdi artk Ay'da bir ar-
pmadan tr krater almas iin yz bin yldan fazla bir
sre beklemek gerekli olabilir. Yerkremizin alan Aynkinden
geni olduu iin, gezegenimizde bir kilometre apnda bir
krater aabilecek arpma grmek on bin ylda mmkn ola-
bilir. Yerkremizde "Arizona" ad verilen 1 kilometre apnda-
ki meteor kraterinin yirmi ya da otuz bin yllk olduu saptan-
mtr; bu da yaplan hesaplara uygun dmektedir.
Kk bir Kometin ya da asteroitin Ay'a arpmas, yery-
znden grlebilecek gibi bir patlamaya yol aar. Byle
bir olay gsteren bi r rnek vardr: 25 Hazi ran 1178 tari-
hinde be ngiliz rahibi Ay'da ol aanst bir olay sapta-
mlardr. Daha sonra bu olay Canierbury'deki Gervase
gnl ne kaydedil miti r. Bu gnl k, zamannn si yasal
ve kltrel olaylarn gvenili r biimde kaytlara gei rmek-
le tannyor. te, bu gnln yetkililerine be rahi p ye-
min ederek grdkl eri olayn yksn anlatml ardr.
Kaytl arda yl e deni yor:
Ay' n prl prl olduu bi r geceydi . Her
zaman ol duu gibi byl e gecelerde yarm
Ay' n iki ucu douya bakyordu. stteki ucu
birden ikiye bolnd. Blnmeni n orta yerin-
den bi r meal e frlad, ate, kzgn kmrl er
pskrd ve kvlcml ar yayld.
Astronomlar Derral Mlhollan ve Odile Calame, bir
arpma sonucunda, Ay' n yzeyinden, Canterbury rahi p-
leri tarafndan veril en bilgi ye uygun bii mde bir toz bul u-
tunun kalkabileceini hesaplamlardr.
Eer Ay' n yzeyi nde 800 yl nce byle bi r arplma
olmusa, kraterin hl grl ebilmesi gerekir. Ay' da hava
ve su bulunmadndan anma yl esine etkisizdir ki, bi r-



108
ka mil yar yl l k kck kraterl er bil e olduu gibi duru-
yor. Gervas tarafndan kaydedilenl erden, Ay' da grld
sylenen olguyu belirlemek mmkndr. arpmal ar
nl ar yaratr, patlamadan pskren ince toz izgileri b-
rakr. Ay' daki ok yeni kraterlerde, rnein Kopernik ve
Kepl er ad verilen kraterl erde, bu tr nl ar vardr. Kra-
terler Ay'daki yok denecek kadar az anmaya kar ko-
yabildikl eri hal de, ok ince olan nlar buna kar koya-
mazlar. Zamanla uzayda den ok kk zerreleri n (mik-
romel eoriti eri n) gelii bile ortal tozutarak nlar rter.
Bylece nlar yava yava kaybol uyor. In grlmesi
yeni bir arpmann imzas nitelii ndedi r.

Meteorit uzman Jack Hartung nl ve ok yeni gr-
nen bir kk kraterin Canterbury rahiplerinin syledikleri
blgedeki varl na iaret edi yor. Bu kratere Giorda no
Bruno ad veri lmitir. Nedeni, Katolik Kilisesi bilginlerin-
den olan XVI. yzylda yaam bu kiini n saysz dnya-
lar bul unduunu ve bunlarn ounda i nsan yaadn
syl emesi zerine 1600 yl nda bir kazaa balanarak ya-
kl m olmasdr.
Ol ayn bu biimde yoruml annn dorul uunu ortaya
koyan bi r baka kant, Calama ve Muiholland tarafndan
belirlendi. Bi r cisim byk bi r hzla Ay' a arpnca, Ay ha-
fiften sallant gei rir. Sonuta titreiml er yok ol up gider,
ama sekiz yzyl gibi ksa bi r zamanda ol maz bu. Ay' n
gei rdi i bylesi bir rperti, lazer yanstma tekni i yle l-
lebilmektedir. ApolIo astronotlar Ay' n bi rok bl gesi ne
zel aynalar yerl eti rdil er. Bu aynalara "lazer geri reflek-
tr" deniyor. Yeryznden gnderilen bir lazer n ay-
naya arpp yansynca, geri dn ii n harcad zaman
inanlmaz bi r dakiklikle ll ebili yor. Bu sayy n h-
zyl a arpnca da, o andaki Ay' a ol an uzakl mz i nanl -
maz bi r kesinli kte ortaya kyor. Bu lml er, bi rka yll k
bir dnemde srdrl dnde, Ay' n yll k bir dnemde
metre kadar enl emesine bir titreme geirdi i saptan-
yor. Bu sonusa Gi ordano Bruno kraterini n bin yl ama-
yan bir zaman iinde Ay' n arpma gei rdii olgusuna uy-



109
gun dmektedir.
Btn bu bilgi ler dolayl karma yntemine dayan-
maktadr. Byl e bir ol ayn tarihi zamanlar iinde meydana
gelmi ol mas olasl ok zayftr. Fakat ortaya kan
kant, olduka uyarcdr. Tunguska Ol ay gibi Arizona
Meteor Krateri de bize tm arpma felaketleri nin gne
sisteminin erken dnemlerinde meydana gelmedii ni gs-
teriyor.
Yerkremiz Aya ok yakn mesafededi r. Ay arpmal ar
sonucu byl esi ne kraterlerl e delindii ne gre, yerkremiz
bunl ar nasl savuturmutur? Meteor krateri neden bu
denli ender yeryznde? Kometler ve asteroidler insan
yaayan gezegenl ere arpmamaya zen mi gsteri rl er?
Byle bir i yi mserlik dnlemez. Bunun olas tek ak-
lamas, arpma sonucu kraterlerin hem Ay' da, hem yerk-
remizde hemen hemen ayn oranda ol utuu fakat hava
ve su bulunmayan Ay'da kraterlerin uzun zaman korun-
masna karl k, yeryznde anmann yava yava onl a-
r sildi i ya da dol durduudur. Sul arn akmas, rzgrn
kum tamas ve da bi riki nti leri ok geni zaman iinde
yavatan yer alan ol gul ardr. Fakat mil yonl arca ya da mi l-
yarlarca yl srp gidi nce, bunlar arpmadan tr mey-
dana gelen yara izlerini kknden bile silme gcne sahip
olurlar
Herhangi bi r ayn ya da gezegenin yzeyi nde d et-
kenli sreler yer alacaktr. rnei n, uzay kaynakl etken-
ler gibi. Bir de deprem gibi i kaynakl sreler olacaktr;
volkanik patlamalar gibi annda felaket yaratan olaylar.
Bunun yan sra havann tad kum tanecikleri yl e u-
kurl arn ok yavatan dolmas gibi srel er de olur. Hangi
srelerin, hangi srelerden daha ar bastn syle-
mek ol anaksz, Ancak u syl enebili r: Ay' da d kaynakl
felaket etkenleri ar basyor; yeryznde i kaynakl ya-
vatan oluan etkenler ar basyor. Mars ise ikisi arasn-
da bir durumda bulunuyor.
Mars ve Jpi ter yrngel eri arasnda saysz asteroid-
ler, kck gezegenl er vardr. Bunlarn en bykl eri bi r-
ka yz kilometre apndadr. ou, boyu eninden fazla



110
dikdrtgen biimindedi r ve uzayda takl a atarak dol arlar.
Birbi rl eri ne ok yakn karl kl yrngelerde ikier ya da
er asteroid dolayor olabi lir. Asteroidl er arasnda ar-
pma sk grlen bir olay. Bazen bunlardan bir para ko-
par, gezegenimize rastlayarak meteorit olarak yeryzne
der, Mzel erimizi n rafl arnda ve bi limsel sergilerde
uzak dnyalardan paralar olarak sergilenirler. Asteroid-
ler kua byk bir tc dei rmendir. Bu deirmen
kk kk paralar toz zerrecikleri ne dntrr. Kuy-
rukl u yldzl arl a birlikte byk asteroi dler, gezegen yzey-
lerindeki en yeni kraterlerden sorumludurlar. Asteroit ku-
a, bi r zamanlar bi r gezegenin, yaknndaki dev Jpi-
ter'in ekim gelgitleri nedeni yle ol umaktan al konul duu
bir blgedir diyebiliriz. Ya da asteroit kua, kendi ni par-
alayan bi r gezegenin paral ardrl ar. Bu son k olasl k
tamyor, nk yeryzndeki hibir bilgi n bi r gezegenin
kendi kendine patlayp paralanmas olay di ye bir ey
bilmiyor. Fakat belki de byle olmutur.
Satrn' evreleyen halkalar asteroi t kuayla ben-
zerlik gsteriyorlar. Bunlar gezegenin yrngesinde dola-
an buzdan ol umu mil yarl arca kck Ay'l ardr. Sa-
trn'n ekim gc nedeniyle civardaki bir Ay'a katmaktan
al konul mu paracklar olabilir bu kck Ay'lar. Ya da
ok yaknnda dolat iin ekim gc gel -gitleri yzn-
den paralanan bi r Ay' n kalntlar da olabilir. Baka bi r
olasl k da, Satrn' n bi r Ay' ndan, rnein Titan gi bi bi r
Ay' ndan frlayan maddeyl e gezegenin atmosferine den
madde arasnda sabi t bi r denge durumu oluudur. Jpi-
ter'i n ve Urans'n da halkal ar sistemi vardr. Yeryzn-
den gzlenebilmesi hemen hemen olanak d bulunan bu
halka sistemleri henz yeni kefedilebilmitir. Neptn'n
de bi r halka sorunu var m yok mu sorusu, gezegen bil-
ginlerinin gndem defterinde liste badr. Sz konusu
halkalar, J piter benzeri gezegenlerin evrendeki zel bir
ss aralar ol abilir.
Satrn'den Vens'e dek gezegenlerin son dnemlerde
arpma durumuyl a kar karya kal dkl arnn n srld-
bi r ki tap, 1950 yl nda Immanuel Velikovsky adnda bi r



111
psikiyatri uzman tarafndan yaynl and. Geni halk yn-
larna hi tap etmek zere hazrl anan bu kitaba arpan
Dnyalar (Worlds in Collision) ad verilmi tir. Gezegen
bykl nde "Komet" denen bir cismin J piter sistemin-
de her naslsa olutuunu ileri sren yazar, 3,500 yl ka-
dar nce bunun i gne sistemi ne girdii ni, yerkremiz
ve Mars'l a birka kez arptn, bu arpmalarn sonucu
olarak Kzl Deniz'i ayrdn, Musa' yl a sraillilerin Fi ra-
vun' dan kamalarn saladn ve J oshua nn emirleriyle
gezegenimizi n dnmesi ni engell edi ini syl yordu. Bu
yzden volkan patlamalar ve selleri n grldn(8) ya-
zan Velikovskyni n ifadesine gre, karmak gezegenler
aras bi r bilardo oyunu sonucunda, bu Komet hemen he-
men dairesel bir yrngeye oturarak bildi i miz Vens ge-
zegeni oluvermitir (ad geen yazara gre Vens eski den
yokmu).
zerinde bi razck durarak anlatmaya al tm gibi.
yazarn bu dncel eri hemen tmyle yanl tr. Astro-
noml ar arpma olgul arna itiraz etmi yorlar, yalnzca
arpmalarn yakn tarihli ol abilecei ne kar kyorlar.
Gne sistemi ni sergileyen hibir modelde gezegenler y-
rngelerindeki leklere uygun olarak gsterilemez. n-
k byl e bi r eye kalksa, yrngelerindeki gezegenler
gzle zor grlecek kklkte gsterilebilir. Gezegenleri
gerek lekleriyle gsterebilecek olsak, yani toz zerreci-
i gibi gsterilebilirlerse, belirli bi r kuyrukl u yl dzn yer-
kremize birka bin yl iinde arpmas ol asl nn ok,
ama ok az bulunduunu kol ayl kla anl ayabilirdik, stelik
Vens kayal k ve madeni yapda bi r gezegendi r. Hidroj en
bakmndan fakirdi r. Oysa Jpiter ki Velikovsky kometin
J piter'den geldiini ne sryordu- hemen hemen t-
myle hidrojenden oluuyor. Jpiter' den Komet ya da ge-
zegen frl amasna uygun enerji kaynaklar yoktur. Bunlar-
dan herhangi biri yerkremizin yanndan gese, gezege-
nimizin dnmesini "durduramaz". stelik durdurduktan
(8) Bi l di i m kadar yl a, t ari hi bi r ol ay mi st i k ol mayan bi r yol dan ve Komet mdahal esi
ol arak a kl amaya i l k al an Edmund Hal l ey"di r. Edmund Hal l ey, Nuh' un sel l eri ni "bi r
kuyr ukl u y l d z n rast l ant sal oku" ol arak ni t el emi t i r.





112
sonra yeniden dndremez de. Volkanlarn patl amas ya
da sel basknl arnn sk tekrarlanna ilikin gr doru
karacak jeol ojik kant da elde yoktur. Mezopotamya ya-
ztlarnda Vens' ten sz edil mektedi r. Bu yaztl arsa Vel i-
kovsky'nin Vens'n Kometten bi r gezegene dntn
syl edi i tarihten ncesine rastlar (9). Bir hayli eliptik y-
rngeli bir cismin, bugn dairesel biime ok yakn olan
Vens yrngesine yle abucak gemesi olanak ddr.
Velikovsky'nin kitabnda buna benzer ol anaksz daha bir-
ok varsaymdan sz etmek mmkn.
Gerek bilim adamlar, gerekse konunun uzman olma-
yanlar tarafndan ne srl en varsayml arn yanl l er
ge ortaya kar. Ne var ki, bilim kendini dzelten bir giri-
imdi r. Varsaymlarn bili m tarafndan kabul edil ebilmesi
iin ciddi kant snavndan gemesi gereklidi r. Velikovsky
olaynn en kt yan, bu kiinin ne srd varsayml a-
rn yanl olmas ya da kesinlii kabul edilmi olgulara
ters dmesi deildi . En kt yan, kendilerine bilim ada-
m di yen baz kiilerin VeIikovskynin kitabn ortadan kal-
drmak istemel eri ydi. Bili me gcn veren, zgr aratr-
ma ve ne denli gari p geli rse gelsin, ortaya atl an bi r var-
saymn deeri zeri nde aratrma yapl mas gerekti i
dncesinin yerl emesidi r. Allm fiki rlere benzemedi-
i iin i nsan tedi rgi n eden yeni fikirl eri n boul mas, din
ve si yaset evrel eri nde grl ebili r. Fakat byl e bir ey,
bilgiye gtren bir yol deildi r. Bilimsel aba kavramyl a
badaamaz. Yeni ufuklar aacak grl eri kimin ne s-
recei ni nceden kesti rip atamayz.
Vens ktle, boyut ve younl uk asndan hemen he-
men yerkremi ze ei tti r. En yakn gezegen oluu nedeni y-
le yzyllar boyunca yerkrenin karde gezegeni gzyle
bakl yordu. Karde gezegen acaba nasl bir yerdi r? Ya-
zn hkm srmesi ve gnee yaknl nedeni yle de yer-
kremizden biraz daha scak bir yer midir acaba? Yze-
yinde arpma sonucu ol umu kraterler var mdr, yoksa
(9) Si l i ndi r bi i mi ndeki Adda mhr, M. . bi ni nci y l n ort al ar na ai t t i r ve Vens
t anr as nanna y sabah y l d z ve Babi l t ar ' n n haberci si ol arak gst eri r.





113
anmayl a kaybolup gitmil er mi? Volkan var m? Ya da-
lar? Okyanusl ar? Ya da hayat var m?
Vens'e tel eskopla ilk bakan 1609 yl nda Galileo ol-
mutur.
Yzeyi nde hibir ekli n bul unmad, yass bir yuvar-
lak grd. Galileo, Ay gibi, Vens'n de incecik bir hilal
biiminden tam bir yuvarlak bi ime ve ayn nedenle dn-
p deiti ini kaydetti. Bazen Vens'n gece yanna da-
ha uzun sre bakyoruz, bazen de gndz yanna. Bu
arada, bu bulgu yerkreni n Gne etrafnda dnd (ve
Gne'i n yerkre etrafnda dnmedii ) grn glen-
dirmi oldu. Optik tel eskoplarn daha bykleri yapl dka
ve ayrntlar fark etme zelli kleri artrldka, sistemli bi-
imde Vens'e evrildiler. Fakat Galileo'dan daha iyi gz-
leyebil mi dei ller. Vens' youn ve i karartc bi r bulut
tabakas evreli yordu. Gezegene sabah vakti ya da gece-
leyi n baktmzda, Vens'n bulutl arndan yansyan g-
ne n grmekteyiz. Ne var ki, kefedil dikleri gnden
bu yana bu bulutlarn yaps bilinmezli ini hl koruyor.
Vens' grebilme olanakl arnn bul unmay, baz
bilginleri bu gezegen yzeyini n batakl k olabilecei gr-
ne itti. Bu garip iddia yle bir manta balanmt;
"Vens' te hi bir ey gremi yorum."
"Niin gremiyorsun?"
"nk tmyl e bulutlarla kapl ."
"Bul utl ar neden ol umutur?"
"Sudan tabii."
"yleyse Vens'n bul utlar, neden yeryz bulutla-
rndan daha kaln?"
"nk orada daha ok su var."
"Fakat bulutlarda daha ok su varsa, yzeyde daha da
ok su bul unmas gereki r. Ne tr yzeyler daha suludur-
lar?"
"Batakl klar."




114
Peki, batakl kl ar varsa bcekler, yusufuklar hatta
belki dinozor neden bulunmasn Vens' te? Gzl em: Ve-
ns'te hi bi r ey grlemi yor. Sonu: Hayat olmas ge-
rek. Vens'n geit vermeyen bulutl ar imdilik sadece is-
teklerimizi yanstyorl ar. Biz canl varl klar ol duumuza
gre, baka yerlerde de hayat olmas istei yl e yanp tutu-
uyoruz. Ancak kantlarn dikkatlice derlenip toparl anmas
ve deerlendi rilmesi sonucunda belirli bi r dnyada canl
varl klarn bul unup bulunmadna karar veri lebili r. Vens
bizi byle dnmeye zorluyor.
Vens'n yaps hakknda anahtar bilgi ol uturacak ilk
veriler, cam prizma ya da n krnm zgaras denen
dz bir yzeyde yapl an al malardan el de edildi . Bu z-
garann zerinden belirli aral klarl a dzgn izgiler geer.
Normal beyaz n youn bir demeti dar bir yara y-
neltildikten sonra prizmadan ya da krnm zgarasndan
gei rilirse, tayf adn alan gkkua renkl eri ne ayrr.
Tayf yksek frekansl (10) ktan dk frekansl larna
kadar (mor, mavi, yeil , sar, turuncu ve krmz) gider.
Biz bu renkleri grebildi imiz iin buna "gzle grlebilen
k" deni r. Oysa tayfta n grdmz blmnden
daha baka kl ar da vardr. Daha yksek frekansl arda,
mor rengin tesinde, tayfn mortesi adn verdii miz
bulunur; tam anlamyl a gerek bi r k olup mikroplara
lm saar. Gzmzn grmedii bu anlar ve fotoe-
lektrik hcrel er kolayl kla fark eder. Dnyada gzlerimizle
algl ayabildi i mizden fazlas vardr. Mortesi n te-
sinde tayfn X-n blm bulunur. X- nl arnn tesin-
deyse gamma nl ar, daha dk frekanslarda da, krm-
znn tesi nde tayfn kzltesi blm vardr. Gzmze
grnmeyen bu k bl m, bi r termometre aracl yla
saptanabil miti r. Gzmzn grebildi ini n tesinde ter-
mometreye k vardndan, termometrede dereceni n
ykseldi i grld. ngrakl yl anl arla sv preparat iin-
deki yan iletkenler kzltesi nl ar tam anlamyl a fark
(10) I k bi r dal ga hareket i di r; bel i rl i bi r zaman bi ri mi nde (rnei n bi r sani ye), gzn
at abakas gi bi bi r k al g l ama mekani zmas n n i i ne ul aan dal ga boyu say s fre-
kans n bel i rl er.





115
ederl er. Kzl tesi bl mn tesinde tayfn ok geni rad-
yo dal gal ar blm geli r. Bunlar gamma nlarndan
radyo dal gal arna dek, ayr ie yarayan k trl eridir.
Hepsi de astronomi de kullanlr. Gzlerimizin renk al gl a-
ma alan kstl olduundan, tayf adn verdi i miz gzle
grl ebili r bu kck k demetine kar eilimi miz var-
dr.

1844 yl nda fi lozof Augeste Comte sonsuza dek gizli
kalacak bilgiye ilikin bi r rnek ararken, yldzlarn ve ge-
zegenleri n yapsn gsterdi . Fiziksel ol arak yldzlara ve
gezegenlere hibir zaman gi dilemeyecei ni ve bunlarn
yapsna ilikin rneklerin de elimize geemeyeceini d-
nen Auguste Comte, bunl arn yaps hakkndaki bilgi-
lerden sonsuza dek yoksun kalacamz sanyordu. Fakat
Comte'in l mnden yal nzca yl sonra gkl erdeki ci-
simlerin yapsn beli rlemek zere tayftan yararl anlabile-
cei anl ald. Deiik molekller ve dei ik kimyasal
elementler, farkl k frekanslar ya da k rengi emerler,
Emdikl eri nden bazl ar tayfn grl ebil en bl mnde bulu-
nabili r, bazlar tayfn gzle grl meyen blmnde. Bir
gezegen atmosferini n tayfnda tek bi r si yah izgi , n
kayp blmn ifade eder ki, bu da n baka bi r ge-
zegenin havasndan getii srada ona emi yoluyl a kap-
trd bl m demekti r. Her izgi deiik bir mol ekl ya
da atomun rndr. Her maddenin k tayfna att zel
bir imzas vardr. Vens gezegeni ndeki gazl arn zellikl e-
ri, yeryznden, yani 60 milyon km. uzaktan imzann ta-
nnmas gibi tannr. Gne' i n yapsn tanrsal bir gce




116
sahipmiiz gi bi bilebili yoruz. Gne' i n yapsnda nce he-
lium bulunduu saptanmtr. (Yunanl larn Gne Tanr-
s' na Heli os adn vermeleri nedeni yle helium denilmitir.)
Europium bakmndan zengin manyetik A yldzlarnn ya-
psn bil ebili yoruz; ok uzaklardaki galaksileri n yapsn
bu takm yl dzlar ol uturan mil yarlarca yldzn verdi i
topl u ktan karabili yoruz. Astronom spektroskopu he-
men hemen si hirbazl k denebilecek bir teknik dzeyine
ulamtr. Bu teknik kargsnda hayretten azm hl
ak kal r. Auguste Comte'un bu rnei semesi talihsizlik
olmutur.
Eer Vens batakl klarla kapl bulunsayd, su buhar
izgilerini tayfnda grmek mmkn olurdu. Oysa 1920 y-
l dol aylarnda Mount WiIson Gzlemevinde denenen ilk
spektroskopk aratrmal arda, Vens bulutlarnn zerinde
su buhar izine hi rastl amad. Bulutlar zerinde ince sil i-
kat tozunun dnendii Vens' n, byl ece l e benzer, ku-
rak bi r yer ol duu anlal d. Daha sonraki incelemeler,
Vens'n atmosferinde byk miktarda karbondioksit bu-
lunduunu ortaya koydu. Baz bil ginler, gezegendeki b-
tn suyun hidrokarbonl arl a kararak karbondi oksit olu-
turduunu, bu nedenl e de Vens' n yzeyinin petrol deni-
zinden meydana gel dii yorumuna ynel di ler. Ki mi bil gin
de, bul utl arn zerinde su buharnn bul unmayn bul ut-
larn ok souk oluuna bal am ve bu yzden btn su-
yun daml ackl ar halinde younlatn, bunlarn da tayf
izgilerinde su buhar gi bi gzkmedii ni sylemiti . Bilim
adamlarnn tahminl erine gre, ki retann kabuk gibi rt-
t bi rka adack dnda Vens gezegeni tmyle suyla
kapl yd; ancak atmosferdeki youn karbondioksidin varl -
ndan tr deniz olaan sudan deil, karbonatl sudan
olumutu.
Gerek durum hakknda ilk belirtiler, tayfn grl ebili r
k ya da kzl tesi blml eri nden gel memitir; bunlar
radyo dalgalar blmne aittir. Bi r radyo - teleskop, bir
fotoraf maki nesinden daha i yi k-ler gi bi i grr ve
gn genie bir al ann ii ne alacak eki lde ynl endi r-
diimizde, zel bir radyo frekansndan ne miktar enerji nin



117
yeryzne gel diini kaydeder. Akll canl larn radyo si n-
yall eri gnderdiklerini bili yoruz; bi r baka deyile, radyo
ve televizyon yneten kiilerin bulunduunu bilmekteyiz.
Fakat doal cisimlerin radyo dalgalar gndermelerinin baka
nedenleri olduunu da biliyoruz. Bunlardan biri, scak olmala-
rdr. 1956 ylnda radyo - teleskoplardan biri Vens gezege-
nine doru evrildiinde, ok yksek s derecesi gsterirce-
sine radyo dalgalar yayd anlald. Fakat Vens'n y-
zeyinin mthi scak olduunu asl ortaya koyan, karanlk bu-
lutlar delip geen Sovyet Venera uzay aracnn bize bu en
yakn gezegenin gizemli yzeyine inmesi oldu. Anlald ki,
Vens yanyor. Vens'te ne bataklk var, ne petrol alanlar, ne
karbonat okyanuslar. Yetersiz verilerle yanlmak kolaydr.
Biz her eyi yansyan kla gryoruz. Bu Gne ve-
rebilecei gibi, elektrik ampul de verir. In nlar bakt-
mz eye arpp geri gelerek gzmzn iine girer. Fakat
eskiler, ki bunlar arasnda Euklid gibi nemli kiiler de var,
gzmzden uzanan nlarn, baklan cisme temas etmeleri
suretiyle grebildiklerini sanrlard. Bu tr bir dnceye bu-
gn de rastland oluyor. Geri karanlk bir odadaki cismin
grlemeyiini aklamaya yetmiyor, ama doal bir dnce
olarak bunu srdrenler var. Gnmzde bir lazer'le bir foto-
hcre ya da bir radar vericiyle bir radyo- teleskobu arasnda
balant kurarak uzaktaki cisimleri k yoluyla alglyoruz.
Radar astronomisinde radyo dalgalar dnyamzdaki bir te-
leskop tarafndan gnderiliyor ve rnein, Vens'n yerkre-
mize bakan blgesine arparak geri dnyorlar. Birok dalga
uzunluunda Vens'n bulutlar ve atmosferi radyo dalgalar-
na kar btnyle saydamdr. Yzeydeki baz yerler radyo
dalgalarn emecek ya da yer ok sertse, onlar yanlara doru
datacak, bylece radyo dalgalarna karanlk grnecekler.
Vens yrngesinde dnerken yzeyindeki ekilleri izlemek
suretiyle ilk kez Vens'te gnn uzunluu saptanabildi; baka
bir deyile, Vens'n kendi ekseni evresinde dnmesi iin
geen zaman. Vens yeryz gn olarak 243 gnde bir
dnmektedir; ancak gne sistemindeki tm dier gezegenle-
rin dndkleri ynn tersine, yani geriye doru dnyor. Bu-
nun sonucu olarak Gne batda doar, douda batar ve g-
nein douundan bi r dahaki douuna geen sre de



118
yeryz gn olarak 118 gndr. Vens yerkremize ya-
knlat her defasnda hemen hemen yznn hep ayn
tarafn gsteri r.
Vens' n radar yoluyl a fotoraflar ekilmitir. Bunl a-
rn bazlar yeryzne yerletirilmi radarl teleskopl arla,
bazl ar da Vens evresi nde dol aan Pioneer aracndan
al nmtr. arpma sonucu al m krater grntl eri ok
ilgintir. Bu kraterler bize Vens' n ok yal bir gezegen
olduunu anl atmaktadr. Vens' teki kraterler ol duka s-
dr. imdi ye dek bulutlar tarafndan tmyl e gizli tutul an
bir dnyann bi ze aldn grmekteyiz.
Vens'n yzeyindeki s, hem radyo astronomisi, hem
de dorudan uzay arac lmlerinden rendii mize g-
re, 480 santi grad derecedi r. Mutfak frnlarndan en sca-
ndan daha da scak. Yzeyinde dnya atmosferi basn-
cnn 90 kat basn vardr, Bir uzay aracnn Vens' te
uzun sre kalabilmesi iin buzdolab ii nde srekli sou-
tulmas gerekecekti r.
Sovyetler Birli i ve ABD, Vens' e 10u akn uzay
arac gnderdil er. Bunl ar youn atmosfere dal p bul utlar
atl ar. Bazl ar Vens yzeyi nde bi r saat kadar kalmaya
dayanabilmil erdi . Sovyetleri n attklar Venera ti pi uzay
aralarndan ikisi Vens' ten fotorafl ar ekti ler.
Gzn grebil dii a gre, Vens' n ak yeil bu-
lutlar var, fakat ilk olarak Galileo'nun kaydettii gibi , bun-
lar arasndan herhangi bi r ekil ayrt etmek olanakszdr.
Oysa kameralarmz mortesi blgeyi taradnda, yksek
atmosferde karmak gi rdapl bir hava sistemi karsnda
kal yoruz. Rzgrlar saniyede 100 metre, saatte 360 km.
hzla esmektedir. Vens'n atmosferi %96 karbondioksit-
tir. Ni trojen, su buhar, argon, karbonmonoksit ve teki
gazlara eser miktarda rastl anyor. Fakat rastlanan hidro-
karbon ya da karbonhidrat oran milyonda 0,1'den de az-
dr. Vens' n bulutlar sonuta koyu slfi rik asit eri yii
olarak karmza kyor. Az miktarlarda hi drokl orik asitle
hidroflorik asi t de bul unuyor. Yksekteki seri n bulutlarn
zerinde bil e Vens yaamaya elverisiz bir yer ol arak
gzkyor.



119
Vens yzeyine 45 km. kalana dek slfr renkli sis
aa doru yayl r. Bu noktadan iti baren youn fakat
kristal beyazl nda bi r atmosferle karl ayoruz. Bunun-
la bi rlikte atmosfer basnc ylesine yksek ki, yzeyi g-
rl myor. Gne atmosferik molekllere arpp geri-
ye dndnden, yzey eki lleri mehulmz kal yor. At-
mosferin bu blgesinde toz yok, bulut yok, yal nzca at-
mosferin belirgin biimde younlamas sz konusu. Yer-
kremizde havann ok kapal ol duu gnl erdeki kadar
Gne bul utlardan Vens'e szyor.
Yakc sca, ezici basnc, zararl gazl ar tekin g-
zkmeyen bi r krmzl kla karnca, Vens bir Ak Tanr-
as'ndan ok bir cehennemi andryor. karabil diimi z
kadaryla, Vens yzeyi nin ancak baz bl mleri nde yu-
muam kayal kl ar bulunuyor. Bir de kh orasnda, kh
burasnda uzak bir gezegenden gelip iskeleti kal m bir
uzay arac kalntsnn buradaki vaheti hafifl etti i yoz
manzaral ar var. Btn bunl ar da kal n, bulutlu, zehi rli at-
mosfer aral ndan fark edilmesi son derece zor grn-
tlerdir.(11)

Vens, gezegen apnda felaketin hkm srd bi r
yerdir. Yeryzndeki yksek s, seral arda s sal amak
iin uygulanan ynteme benzer bir sreten kaynakl anr.
Gne , gzle grl ebil en bu a yar-saydam bir
(11) Bu boucu yerde canl varl k bul unmas , hat t a bi zl erden ok dei i k varl kl ar n
bi l e bul unmas ol as l k d d r. Or gani k ve akl a gel ebi l en bakaca bi yol oj i k mol ekl l er
parampara ol makt an kurt ul amazl ar. Fakat di yel i m ki , bu gezegende bi r zamanl ar ak l -
l canl l ar yaam l ard r. Byl e bi r varsay m n bi l i me ne kat k s ol ur ki ? Yer kremi zde
bi l i mi n gel i mesi t emel ol arak y l d zl arl a gezegenl eri n devi ni ml eri ndeki dzeni n gz-
l eml enmesi yl e ol ut ur. Oysa Vens t myl e bul ut l ara sar l bi r gezegen. Gecel er ol -
duka uzun, yer yz gn ol arak 59 gn uzunl uunda. Fakat gecel eyi n Venst en gk-
l ere bakacak ol ursan z hi bi r ey gremezsi ni z. Gndz bi l e Gne gzkmez. Gne
ge ancak deni z di bi bul an kl na benzer bi i mde yay l r. Vens gezegeni nde
bi r radyo-t el eskop kur ul sa gne grl ebi l i r. Hat t a yer kremi z ve uzakt aki daha baka
ci si ml er de grl ebi l i rdi . Eer Venst e ast r ofi zi k gel i seydi , y l d zl ar n varl fi zi k
yasal ar yol uyl a kabi l i rdi , fakat bt n bu bi l gi l er yal n zca kur amsal dzeyde kal -
makt an t e gemezdi . Merak et t i m, Venst eki ak l l varl kl ar bi r gn umay , youn
havada bi r aral a dol amay rensel erdi ve zeri ndeki 45 ki l ometrel i k gi zeml i bul ut
t abakas na gi rerek sonut a o t abakadan k p bal ar n yukar kal d rsal ard ve i l k ol a-
rak o Gnel i , gezegenl i , y l d zl muht eem evrenl e kar l asal ard , acaba ne ol urdu?





120
ortam oluturan Vens atmosferi nden ve bulutl arndan
gei yor, yzeye ul ayor. Yzey ok scak olduundan,
gne n gerisin geri ye uzaya doru yanstmaya a-
balar. Fakat Vens Gne'ten ok daha serin (daha az s-
cak diyelim) ol duundan, tayfn gzl e grlebilen k b-
lmnde deil de, ounl uk kzltesi bl mnde n ya-
yar. Bununla birlikte Vens atmosferindeki karbondioksit-
le su buhar kzl tesi na saydam bir ortam ol uturma-
dndan, Gne'i n ss hemen tmyle emilip tutuklan-
m olur ve bunun sonucunda s dzeyi ykselir. (12) Bu
s ykselii , sz konusu youn atmosferden kzltesi
nn bi r nebzecik kann, alaktaki atmosferde ve y-
zeyde emilen gne n dengel edi i noktaya dek artar.

Evet, dnyamzn komusu Vens gezegeni , dedi imi z
gibi, hi de yaanas bir yer deil. Ama yine de Vens
konusuna deineceiz. nk kendi asndan hayret
uyandrc yanl ar da yok deil. Yunan ve Nordik (Kuzey
lkeleri, skandinavya) mi tol ojisindeki kahramanlarn o-
u, ne de olsa, Cehennemi zi yarete gitmek iin epey aba
harcamlardr. Kyaslannca Cennet sayl abilecek geze-
geni miz hakknda, onu Cehennemle karlatrarak re-
neceimiz ok ey vardr.
Yars insan yars aslan ol an Sfenk 5.500 yl nce
yapl mt. Yz bir zamanl ar dzgn, parl ak ve tertemi z-
di. Binlerce yl dr Msr l nden gelen kum frtnal aryla
arada srada yaan yamurl ar nedeni yl e imdi anm,
bozul mu ve matl aan yerleri var. New York'ta Kleopat-
ra' nn inesi adl bi r di kilita durur. Msr' dan geti rilmiti r.
Bu dikili ta kentin Central Parkna geti rilii nden bu yana
(12) Vens'teki su buharnn miktar konusunda henz tam bir kesinlik yok. Pioneer uydusunun verdii
bilgiler, yzde birin yirmi, otuzu orannda su mevcudu bildirirken, Sovyetler'in Venera 11 ve 12'nin ver-
dii bilgiler, yzde birin yzde biri orannda su mevcudu bulunduunu bildirdi. Eer bunlardan birincisi
doruysa, o takdirde karbondioksitle su buhar mevcudu gezegenin derecesini 480'e ykseltmeye yeterli
demektir. kinci bilgi doruysa -ki, tahminen ikinci bilgi dorudur- o takdirde karbondioksit miktaryla su
buhar miktar gezegen yzeyinin ssn ancak 380 dereceye karmaya yeterli olmaktadr ve kzltesi
frekans pencerelerinin tkanmas iin atmosferde baka yapsal maddeler vardr anlamna gelir; Vens'n
atmosferinde varl saptanan SO
2
, CO ve HCI miktarlar geri kalan 100 derecelik s artsn salamaya
etken olur.





121
yal nzca yzyl geti i halde, zerindeki yazlar hemen
hemen tmyle silinmitir. Bunun nedeni dumanl sis ve
sanayi tesislerinin yol at evre kirlilii dir. Vens ge-
zegeni atmosferindeki kimyasal erozyon benzeri bir du-
rum. Yeryzndeki anma (erozyon) bilgi yi siler sprr.
Ancak bu sre ok yavatan yer ald ii n fark edilmez.
Csseli sradalar mil yonl arca yl varl klarn srdrrl er;
arpma sonucu ol uan kk kraterler bel ki yz bi n yl
kendilerini korurlar.(13) nsann yaratt byk yaplarsa
yal nzca bi rka bin yl ayakta kal rl ar. Bylesi yava ve
tekdze erozyondan baka kk ya da byk felketler
de yaplan yok ederl er.
Vens'te, yerkremizde ve gne sistemindeki teki
gezegenlerde felaketlerin yerle bir etti i eyl ere ai t kant-
lar var. Daha yava ve tekdze yok edici sreler de, yer-
yznde yamur, dereler, akarsular ve sellerin toprak ta-
mas gi bi ol ayl ardr. Mars' ta eski akarsu kal ntl ar ye-
ral tndan geli yor ol abili r. Jpi ter'i n Ay' olan lo'da sz ko-
nusu felaket etkisini akan sl fr yatakl arnn oynad sa-
nl yor. Yeryznde ok gl hava sistemleri, Vens ve
J piter'deki atmosfer de benzer bir etki yapar. Gezegeni-
mizde ve Mars' ta kum frtnal ar ayn rol oynar. Volkanlar
yerkrenin ve Io'nun atmosferine dkntler pskrtr.
Vens'n, Mars' n ve gezegenimizin yzeyl eri nin biimle-
rini i jeolojik sreler yavatan bozar. Yava devi nimleri
dillere destan olan buzullar yeryz ekilleri ni yeniden
yoururlar. Buzullarn Mars'ta da ayn eyi yapmalar ol a-
sl sz konusudur.
Bu srel erin zaman bakmndan sreklilii art de-
ildi r. Avrupa' nn byk bi r blm karl arl a kapl yd. Bi r-
ka mil yon yl nce bugn Chicago'nun bul unduu yer
kilometre kal nlnda buz altnda gml yd. Mars' ta ve
Gne sistemindeki teki gezegenlerde bugn birdenbire
(13) Bu konuda daha kesi n bi r ey syl emek gereki rse, arpma sonucu ol umu ap 10
km'l i k bi r krat er her 500, 000 y l da bi r grl r, Jeol oj i k bak mdan "i st i krar gst eren
Avrupa ve Ameri ka gi bi bl gel erde bi r krat er erozyona kar yakl a k 300 mi l yon y l
dayanabi l i r. Daha kk apt a krat erl er daha s k ol arak grl r ve abucak ort adan
kaybol url ar, zel l i kl e j eol oj i k bak mdan hareketl i bl gel erde.





122
meydana gelmi olmas olanaksz ekill er gryoruz.
Bunl ar mil yonl arca ya da mil yarl arca yl nce gezegenle-
rin iklimleri ok deiikken olumu ekillerdi r.
Yeryznn eklini ve iklimi ni deitirebil ecek bi r et-
ken daha sz konusudur: O da evre koul larn deiti-
rebilen akl sahibi canl lardr, Vens'te olduu gibi , yerk-
remizde de karbondioksi t ve su buhar nedeni yle bi r sera
koulu bulunuyor. Eer bu sera koullar geerli olmasa,
yerkreni n toptan ss, suyun donma derecesinin altna
derdi. Okyanuslar sv durumda tutan ve hayat mm-
kn kl an budur. Hafif terti p sera etkisi yararl dr. Ve-
ns'teki gibi yerkremizde de 90 atmosferlik karbondioksit
vardr; u farkla ki, kireta ve dier karbonatl ar eklinde
yerkabuundadr, atmosferde yoktur. Yerkremiz bi razck,
hem de ok azck. Gne'in yaknna kaydrlsa, s hafif-
e ykseli r. Byl e bi r ey karbondi oksitin bir blmn
yzeydeki kayalardan dar atar, buysa sera koullarn
iddetlendi ri rdi . Bu durumda da yzeydeki s dzeyi yk-
selirdi. Yzeyi n daha ok snmas sonucu, karbonatlar
buharlaarak karbondi oksite dnr ve seradaki dzgn
s kontrol kaybolur. Vens' n Gne' e yaknl yzn-
den, bu gezegenin tarihinin ilk dnemlerinde byle bir ol-
guyla karl atn sanyoruz. Vens yzeyinin evre du-
rumu bir uyar saylmal dr. Bi zim yerkremiz de byle bir
felaketl e karl aabili r.
Bugnk sanayi uygarl nn bal ca enerji kaynaklar
fosil adn verdiimiz yaktl ardr. Odun ve petrol, kmr
ve doal gaz yakmaktayz. Bunlar yakarken, havaya, o-
unl ukla karbondioksi t ol mak zere, zararl gazlar sal yo-
ruz. Bunun sonucu olarak, yeryz atmosferindeki kar-
bondioksi t miktar korkun derecede artyor. Seradaki s
artnn kontrolden kmas olasl , ok dikkatli olma-
mz gereini hatrlatmal dr. Yerkremizin tm ssnda bir
ya da iki derecelik s art bile bir fel akete neden olabi-
lir. Kmr, petrol ya da mazot yakarken, atmosfere slf-
rik asi t de sal yoruz. Vens'te ol duu gibi , bugn gezege-
nimizin atmosferi nde kck asit damlacklarnn olu-
turduklar youn sise rastl yoruz. Byk kentleri miz zarar-



123
l mol ekllerl e evre kirlilii ne uram durumda. Davra-
n bii mimizin uzun dnemde douraca sonul ar kesti-
rememekteyiz.
Bu arada ikli mi kart ynde de bozma abas gsteri-
yoruz. nsanl ar yz bi nlerce yl ormanlardan kestikleri
odunlar yakyorl ar ve evcil hayvanlarn yem olarak kul-
landklar otl aklarn yok olmasna gz yumuyorl ar. Kes-
ve-yak tarmyl a sanayi uruna ormanl arn yok edilmesi
ve hayvan otl atl mas gnmzde yaygndr. Ne var ki ,
ormanlar otlaklardan daha koyu renktedir. Otlaklar da
lden daha koyu renktedi r. Bylece yerin emdi i gne
miktar azalmtr. Topran kull anmndaki deii k-
likler yznden gezegeni miz yzeyini n ssn drmek-
teyiz. Bu souma kutup takkesinin boyutunu bytr ve
beyaz rengi nedeni yl e yeryzne gelen gne n da-
ha ok yanstarak gezegeni n daha da soumasna yol
aabilir mi acaba? Bu da "Kaak albedo" (14) olgusuna
yol aar m?
Bizim sevimli gezegenimiz yerkre, bilebil diimiz tek
yuvamzdr. Vens ok scak bir yer. Mars ok souk bi r
yer. Yeryzmzse uygun bi r yer, i nsanolu iin bi r cen-
nettir. nsanolu bu gezegende evrim gei rmitir. Fakat
asl yapmza uygun den i klimimiz bozul uyor ol abili r,
Zavall gezegenimizi tutarsz biimde etkili yoruz. Yery-
znn evre koullarn Vens cehennemine ya da
Mars' n buzul ana dntrme tehlikesi sz konusu
mu? Bu soruya kesin yant vermek ol anaksz. Yeryz ik-
liminin toptan incelenmesi, yerkremizin teki gezegen-
lerl e karlatrl mas, henz ok dk dzeyde bir ince-
lemeye konu olmulardr. Bunlar zeri nde fazla durulma-
yan konular. Bilgisizlik ve bilinsizlikle yerkremizin ora-
sn burasn ekiti ri yor, uzun vadeli sonul arnn ne ol a-
can bilmeden atmosferi ki rletip topra oraklatryo-
ruz.
(14) Albedo, bir gezegene gelip arpan gne ma, uzaya geri dnen blmnn, lsdr. Yerkre-
mizin Albedo'su %30-35'dir. Gne nn geri kalan blmn toprak emer ve yerkremizin ortalama
dzey ssn belirleyen bu orandr.





124
Birka mil yon yl nce, yeryzndeki evrim sonucu ilk
insanl ar beli rdi inde, zaten orta yaa ul am bir dnyay-
d yerkremiz. Genli ini n felaketl erinden ve haarl n-
dan bu yana 4,6 mil yar yl gemiti, Biz i nsanl ar, imdi
yeni ve belki de sonucu etkil eyecek bi r davran gsteri-
yoruz. Akl mz ve teknol ojimi z bizlere iklimimizi etkileme
gc kazandrd. Acaba bu gc hangi ynde kullanaca-
z? Tm insanl k ailesi ni etkileyecek sorunlarda bilgisiz-
lie ve nemel azmcl a boyun mu eeceiz? Ksa vadeli
karlar yerkremizin varl ndan ye mi tutuyoruz? Yok-
sa daha uzun zaman llerini gz nnde tutarak ona
gre al p ocuklarmz, torunl armz dnmek su-
retiyle gezegenimizin varl n koruyucu karmak yn-
teml ere akl erdi rmeye mi al acaz? Yerkremiz mi n-
nack ve "Dikkat! Krl acak eya!" trnden bi r eydi r.
zen gsterilmek ister.



125

B l m V
KIRMIZI BR GEZEGENE LKN HLYALI
DNCELER

Tanrlarn vine bahelerindeki su yollarn izli yor...
[Enuma Elish, M.. yaklak 2500. Yl]

Kopernik'in fikrini paylaan,
baka bir deyile, zerinde yaadmz yerin bir gezegen olduu,
dnd ve gne tarafndan aydnlatld
grn savunan kii iin;
teki insanlar gibi bazen hayal kurmaktan te bir ey yapamyor denebilir...
teki gezegenlerin de kendilerine gre bir yaplar bulunduunu
ve hatta
yeryzndeki gibi insanlarn orada yaadklarn syleyenler de
ayn biimde hayal kuruyor olabilirler...
Doann istediini yapt ve yaptklarnn nedenlerini renmeye kalkmak
nasl olsa sonu vermez di ye
doa hakknda soruturma almasnn gereksizlii zihnimize yerlemiti...
Fakat bir sre nce bu konu zerinde biraz ciddiyetle dnnce,
(kendimi daha nce gelmi gemi byk adamlardan
daha akll saydmdan deil,
onlardan daha sonraki bir tarihte dnyaya gelme mutluluuna eritiim iin)



126
bu soruturmann sonusuzlua mahkm olmayabilecei,
engellerin soruturmay durduramayaca
ve dncenin yeni yollara alabilecei aklma geldi,
[Christian Huygens, New Conj ect ur es Concer ni ng t he Pi anel ar y
Wor l ds, Thei r i nnabi t ant s and Pr oduct i ons, yakt. 1690]

nsanlarn gr alanlarn geniletebilecekleri bir zaman gelecek...
Ve yerkremiz gibi gezegenler greceklerdir.
[Christopher Wren, Gresham College al konumasndan, 1657]

MARS' TA HAYAT OLUP OLMADIINI 500 KELMEY-
LE TELLE. Yll ar nce byk bir gazetenin sahibi, nl bir
astronoma byle bir telgraf ekerek posta creti kendisine
ait ol mak zere bil gi istemiti. Astronom bi raz dndk-
ten sonra u telgraf ekmi: KMSE BLMYOR, KMSE
BLMYOR... 250 kez bunu yazm. Bir uzmann srarl a
bylesi bir bilgisizlik itirafna karn, hi kimse bu akla-
maya kul ak asmayarak Mars' ta hayat ol duunu syl eyen-
lerl e hayat olmadn syleyenler bulunuyor, stelik bunu
byk bir otori teyl e akl yorlar. Baz kiiler Mars' ta hayat
olmasn ok i sti yorlar; bazl arysa olmasn istemi yorl ar.
Her iki taraftar grubunda da arya kaanl ar oldu. Bu a-
r duygul ar, bil imin ngrd her iki tarafa da kulak ver-
me esneklii ni n snrn at. Birbi rine kart iki olasl
zihninde tama zahmetine katlanmak istemi yor gzken
birok kii, tek bir yant bekli yor bu konuda. Tek olsun da
nasl olursa ol sun yant. Baz bilgi nler Mars' ta insan ya-
adna iliki n verilerini n sonradan ok entipften kant-
lar ol duunu grdler. Kimisi de Mars'ta herhangi bir ya-
am biimi aratrmas baarl ol amad ya da kesi n bir
sonu vermedi di ye ad geen gezegende hayat bul unma-
dna karar verdi. Bu krmz renkli gezegen iin hl yal
dncel er ne srlmekten geri durul mad.
Neden Mars'l l ar? Neden, rnei n Satrn'l ler ya da
Plton'lul ar deil de, ille Mars'l l ar zerinde bu denli hayal
atei al evlendi rildi ? nk il k bakta, Mars birok ba-
kmdan yerkremize benzi yor da ondan. Her eyden nce
yzeyini grebildiimiz en yakn gezegen. Kutuplar buz-
larl a kapl . Uuan bul utl ar, mthi toz frtnal ar, kzl



127
renkli yzeyinde mevsimlik ekil deiikli kleri olduktan
baka, gnleri de bizimki gibi yi rmi drt saat, insan zihni-
nin orada da i nsan yaadn dnmesi ne yol aan yan-
lar var bu gezegenin. Mars, yeryz i nsanl arnn umut ve
korku yatrm yaptklar efsanevi bi r arenaya dn-
mtr. Ne var ki, bizlerin psi kolojik eilimleri (l ehteki ya
da al eyhteki ) yanl tc olmamal dr. Asl nemlisi kanttr
ve bu kant henz yoktur. Mars' n gerek durumu bi r hari-
kalar di yar olabili r. leri ye ait aratrmal arda renecek-
leri miz, imdi ye dek rendi kleri mizden ok daha ekici
gelebili r. Bugn iin Mars gezegeni nin kumlarn oraya
gnderil en aygtlarla elemi, aygtlarmzn oradaki varl -
n srdrmeye bal am bul unuyoruz. Yzyll k ryam-
zn gerekl emesidi r buncaz!
XIX. yzyln sonlarnda dnyann, bi zi m in-
sanmzdan daha akll ama ayn bii mde l m-
l yaratklar tarafndan inceden i nceye seyre-
dildii ne ki mse inanmazd. Bir daml ack suda
kouan ve oal an tek hcreli yaratkl arn
mikroskopla i ncelenmesi gi bi, insanlarn da
gnl k ilerine dal m olarak kouup dururken
ayn bii mde i ncelendikl erini ki mse aklna ge-
tirmezdi . Kendilerinden son derece emin ve
memnun olarak insanlar bu gezegende kck
ileri nin peinde oraya buraya kouup durdu-
lar, madde zeri nde kurdukl ar i mparatorlukla-
rnda gven dolu admlarl a dolatlar. Mikros-
kop altndaki tek hcreliler de belki ayn bi im-
de davranyorl ar. Uzaydaki eski dnyalarn in-
san iin bir tehlike kayna oluturabileceini
kimse aklna geti rmedi. Ya da, bu dnyal arda
hayat bulunmas olanan ya da ol asln or-
tadan kal drma amacyl a kstl ol arak dnd.
O eski gnlerin zi hinsel alkanlkl arn
imdi anmsamak gari p geliyor insana. Dnya-
mz i nsanlar, Mars' ta ancak kendil erinden da-
ha dk akl dzeyi nde ve oraya gnderil ecek
bir heyeti kabule hazr yaratklar bulunduunu



128
akl larndan geirdiler. Oysa bi zi m tek hcreli
ve gelip geici yaratkl ara baktmz gzl e bi z-
lere uzayn te kylarndan bakan sevi msi z,
souk fakat geni ufukl u zi hinler, yerkreye
kskan bakl arn evi rdiler. Yava ama emi n
admlarla bi zl ere kar ol an pl anlarn i zdil er.
H. G. Wells'in 1897 yl nda yazd ve klasikleen
Dnyalarn Sava (The War of the Worlds) adl kurgubi-
lim kitabndaki u ilk satrlarn insanol u zeri nde yapt
etkisini gnmze dek srdrmektedir.(15) Tarih boyunca,
yerkremizi n dnda hayat var olabilecei korkusu ya da
umudu sregel mitir. Son yzyl dr bu ar geceni n ka-
ranl k gndeki bir krmz noktaya ynel mi tir. Dnyala-
rn Sava kitabnn yaynlanmasndan yl nce Perci-
val Lowel adnda Boston'l u birini n kurduu byk bir gz-
lemevi, Mars gezegeninde hayat olduu savnn en byk
destek grd merkeze dnt. Genliinde amatr bir
astronom olan Lowell, Harvard'da okuduktan sonra Kore'de
yar resmi diplomat grevi stlenmiti. Bunun dnda yaptk-
lar genellikle zenginlerin uralar arasna giren ilerdi. 1916
ylnda ld. Fakat lmnden nceki almalaryla doa ve
gezegenlerin evrimine ilikin bilgilerimize, evrenin genletii
varsaymna ve kesin biimde de Pluto gezegeninin kefine
katklarda bulunmutu. Zaten bu gezegene Pluto denilmesi
onun adndan kaynaklanmaktadr. Pluto szcnn ilk iki
harfi, Percival Lowell'in isim ve soyadnn ba harflerinin bir
araya gelmesinden oluturulmutur.
Lowell'in yaam boyunca tutkun olduu konu Mars geze-
geniydi. 1877 ylnda talyan astronomu Giovanni Schiaparel-
li'nin Mars gezegeninde kanal'lar grldn sylemesi
Lowell'i etkilemitir. Mars'n yerkremize yaknlat bir d-
nemde Schiapareili gezegenin aydnlk yanlarnda birbiriyle
kesien tek ve ift izgili kanal'lar grdn bildirmiti. tal-
yancada canali szc oluk anlamna gelir. Fakat haber ya-
ylr yaylmaz ngilizceye hemen canals (kanallar) olarak ev-
(15) 1938 y l nda Orson Wel l es' i n bu ki t apt an radyoya uygul ad oyunda, Mars' l l ar n
yer yzn i gal e ngi l t ere' den bal ay p Ameri ka Bi rl ei k Devl et l eri me uzand kl ar
syl eni nce, sava havas n n ger gi nl i i i i nde bul unan ABD' de mi l yonl arca i nsan
Marsl l ar n gerekt en sal d r ya get i kl eri dncesi yl e pani e kap l d .




129
rilmiti. Kanal yapmysa o gezegende aklla donatlm var-
lklarn bulunabilecei varsaymna yol amt. Bylece Av-
rupa ktasyla Birleik Amerika'y bir Mars tutkusu kaplamt.
Lowell de bu tutku dalgalarna kapld.
1892 ylnda grme duyusu zayflayan Schiapareili, Mars
gezegenini gzlemeyi artk braktn aklaynca, Lowell bu
ii srdrmek istedi, Lowell birinci snf bir gzlem yeri bul-
maya alt. Bulutlarn ve kent klarnn rahatsz etmeyece-
i "iyi gr" olanaklar salayan bir yer olmalyd buras. Ona
gre "iyi gr" teleskoptaki bir astronomi cisminin parltsn
asgari dzeye indirecek bir atmosfer ortamyd. Teleskopun
hemen tesindeki atmosferde en ufak bir alkant "kt g-
r" tanmna girerdi. nk byle bir ortam yldzlarn gz
krpmasna olanak verirdi.(16) Arizona'da kurduu gzleme-
vinde Lowell, Mars gezegeninin kanallar bata olmak zere
yzeyini inceleyip durdu. Mars gzlemek iin sabahn erken
saatlerinde teleskopun bana geip saatler boyu incelemek
gerekir. Genellikle grnt ak seik deildir, ou zaman
bulanr ve arpk gelir. Bu gibi durumlarda gezegendeki g-
rnty, zihninizden silmek zorundasnz. Pek enderdir g-
rntnn netlemesi. Bylesine ender anlarda gezegen bir an
iin gznzn nnde belirir ve brakt muhteem izlenim-
le geip gider. Zihninizde kesin bir biimde yer eden grnt-
y anlatmak zere kda geirmek grevi o zaman bala-
mtr ite. Bu konudaki nyarglarnz bir kenara itip zihin
aklyla Mars'n gizlerini anlatmaya koyulmalsnz.
Percival Lowell'in not defterleri, grd kansna vard
eylerle dolu: Aydnlk ve koyu blgeler, takke benzeri bir ku-
tup blgesi, kanallar ve genellikle kanallarla bezenmi bir ge-
zegen. Lowell kutup takkelerinden eriyip ekvator blgesinin
susam kentlilerine su tayan karmak bir kanal ebekesi-
ne sahip bir gezegen grdne inanyordu. Mars'ta bizim in-
san neslinden belki deiik ama daha akll ve yaratl kkleri
ok daha eskilere uzanan kiilerin yaad inancndayd.
Gezegenin koyu renkli blgelerindeki mevsimlik deiiklikleri
bitki bymesi ve rmesine balyordu. Mars gezegeninin
(16)Isaac Newton, Eer teleskop yapmna ilikin kuram uygulamaya tam olarak aktarlsa bile,
yine de teleskopun belirli snrlarn tesinde fazla ie yaramayacan, nk yldzlar gz-
lemek iin baktmz havann srekli titreim halinde bulunduunu... yazyordu.




130
dnyamza ok benzer olduuna inanyordu. Fazlaca inan-
mt diyebiliriz, sonuta.
Lowell, Mars' yal, kurak ve llemi bir dnya olarak
canlandryordu gznn nnde. Aslnda Mars, gezegenimi-
ze benzeyen bir l grnmndedir. Lowell'in Mars'nda g-
neybat ABD'ye benzeyen ortak yanlar vard. Kurduu la-
boratuvar da ABD'ni n bu bl gesindeydi . Mars' ta s dere-
cesinin souk saylabilecei ni kabul etmekl e bi rlikte, yine
de ngil tere' nin gney blgesi kadar yaamaya uygun bi r
ortam sal ayabilecei kansn tayordu, LoweIl ' e gre
Mars' n atmosferi oksijen bakmndan fazla zengin olmasa
da soluk al maya yetecek oksij en vard. Su ktt fakat gze
ho gelen kanallar ebekesi gezegenin her blgesine ha-
yat veren bu svy tayordu.
Geri ye bakldnda Lowell'in fikirlerine bugn iin en
ciddi el eti ri yi oluturan iti raz, tahmi n edilmesi zor bi r
kaynaktan gel di. Doal aykl ama yoluyl a evrim dnce-
sinin ortakl arndan olan Alfred Russel Wallace'in 1907 y-
lnda Lowell'in kitaplarndan bi rini incel emesi istendi.
Genlii nde mhendislik yapan Alfred Russel Wallace,
duyu tesi al gl ama gibi konularda inanl olmasna kar-
n Mars' n yaanabili r bi r yer ol abil ecei noktasnda tak-
dire deer kukular besli yordu. Mars' n ortalama s dere-
cesi konusunda Lowell'in yapt hesapl arda yanlgya
dtn ortaya koydu Wallace. ngil tere' nin gney bl-
gesi gibi l man iklime sahi p bulunmayp bi rka blge d-
nda, sfrn altndaki soukluk dereceleri nde ol duunu
beli rtti . Yzeyi n al tnda srekli donmu yerler bul unabil e-
cei ve oksij enin Lowell'in hesapladndan yetersiz ol abi-
lecei sonucuna vard. Wallace'a gre, Mars, Ay kadar
ok kraterli olabilirdi. Kanallardaki su durumuna gelince:
Varl iddia edilen suyun, bylesi bi r l
blgesinden ve Lowell'i n beli rttii gi bi, byl e-
sine bulutsuz bir gk al tndaki yerden, kanal-
lar araclyla gezegeni n ekvatorundan kar
tarafna ul atrmak, akll i nsanlarn deil l-
drm insanl arn eseri olabili rdi . undan ke-
sinlikle sz edebi liri z ki , kaynan yal nzca



131
100 km. tesi ne bile buharl amaktan kurtul-
mu olarak ul aabil ecek bi r su damlasna
rastlanmaz.
Geni apta doru ve Lowell'in grl eri ne darbe indi-
ren bu fiziksel zmlemeyi Wallace yaamnn seksen
drdnc yl nda ortaya koymutu, Mars gezegeni nde ha-
yat bul unmasnn ol anakszl na iaret eden Wallace n
"hayat"tan kastetti i, orada hi drolik sorunlara eil mi m-
hendisler bulunamayacayd. Mikro - organizmalar konu-
sunda bir fikir ne srmedi.
Wallace n bulgusuna, Lowell'inki kadar iyi ve teles-
koplu gzlemevleri nde grev alan astronomlarn da efsa-
neleen kanallarn izine rastlamayl arna karn,
Lowell ' in canlandrd Mars grnts halkoyunda ekici-
lik kazand. Yaratl n di nsel aklamas kadar efsanel e-
ti bu fikir de. Byl e bi r dncenin yaygnl k kazanmasn-
da XIX. yzyl n Svey, Korent, Panama kanall ar gibi
kanall arn al dahil ol mak zere, mhendislik alannda
mucizel erin yaratlmasnn da rol vard. Avrupal lar ve
Amerikal lar byl e mucizeler yaratabili yorlarsa, Mars'l lar
neden yaratamasnlard? Kzl renkli gezegenin ku-
rumasna kar cesaretle savam veren daha akll bi r
yaratk tr olamaz myd?
imdi Mars gezegeni evresinde dol aan gzlemci
uydul ar gndermi bul unuyoruz. Tm gezegeni n haritas
karld. Yzeyine otomatik olarak al an laboratuvarlar
indirdik. Ne var ki, Lawell'in gnl erinden bu yana Mars' n
gizleri daha da artt. Bununla birlikte Lowell'in hibir za-
man grme ol anana kavuamad ayrntl resiml erde
ne kanal ebekesine, ne de tek bi r kanala rastlam dei-
liz. Lowell ve Schiapareili, zor gr koullar altnda yap-
tklar gzleml erl e yanl sonulara varml ard; bu yanl-
gya Mars gezegeni nde hayat ol duu yol undaki n-
yargnn yol amas da olasdr.
Percival Lowell'in not defterl eri yll ar boyu teleskop
banda harcanm abal ar ortaya koyuyor. Lowell'in not-
larn okuyunca, onun herhal de bi r eyl er grm olduu
kansna varyorum ve bu dnce beni huzursuz edi yor.



132
Hi kukusuz bir eyler grd ama acaba neydi di ye me-
rak ediyorum.
Cornell niversitesinden Paul Fox'la birlikte Lowell'in
Mars haritasn ve Mariner 9'un gnderdii resimlerden olu-
an haritay karlatrdmzda, aralarnda hibir ilinti kura-
madk.
Mars kanallar, zor gr koullar altndaki insan gz-
nn, elinin ve beyninin bir arada yanl almasnn sonucu
olabilir. (Daha dorusu, baz insanlarn demek gerekir, nk
Lowell'in zamannda ya da daha sonra onunki kadar iyi aygt-
larda gzlem yapan birok astronom herhangi bir kanal gr-
mediklerini iddia ettiler.) Fakat bu durum her eyi aklamaya
yetmez ve Mars kanallar sorununun nemli bir yannn -
zmlenmemi olarak kald yolunda zihnimi kurcalayan bir
kukuya sahibim. Lowell kanallarn dzgnln, bunlarn
akll insanlarn ii olduuna amaz bir belirti saydn her
zaman sylemitir. Bu kesinlikle dorudur. Fakat zmlen-
meyen sorun, akll insann teleskopun hangi yannda, o taraf-
ta m, bu tarafta m, bulunduudur.
Lowell'in Mars'llar iyi ve umut kayna, hatta biraz da
tanr benzeri yaratklard. Weilsin ve Welles'in Dnyallarn
Sava'ndaki kt niyetli yaratklarsa LoweIl'inkine benzeme-
mektedir. Her iki gr de halkoyuna gazetelerin pazar ilave-
leri ve kurgubilim kitaplaryla aktarld.
Lowellin Mars gezegenine ve efsanelemi kanallara ili-
kin olarak edindii izlenimler iflasa uram olsa da, bu geze-
genin grntsn vermeye almasnn u erdemli yarar
oldu: Kendim de dahil olmak zere, sekiz yandaki ocuk
kuaklarnda gezegenlerin kefinin gerek olabilecei dn-
cesini uyandrarak Mars'a gnn birinde yolculuk edip ede-
meyeceimiz merakna yol at.
Organizmalar gibi, makinelerin de kendi evrimleri vardr.
Roket, onu ilk ateleyen barut tozu gibi, in'de ortaya kt.
in'de roket eskiden trenlerde ve estetik amalarla kullan-
lrd. XIV. yzylda in'den Avrupa'ya getirilen roket sava
alanna aktarld ve XIX. yzyl sonlarna doru Rusya'da bir
okul retmeni olan Konstantin Tsiolkovsky tarafndan geze-



133
genler arasnda tamaclk iin dnld. ok yksekteki
uularda kullanlmak zere ciddi biimde yapm B. Amerika-
l bilgin Robert Goddard tarafndan gelitirildi. kinci Dnya
Savann Alman V-2 askeri roketi, Goddardn bu alandaki
alma sonularnn hemen tmnden yararlanarak olutu.
1948 ylnda da o tarihe dek klmam bir ykseklik olan 400
km. yksee, iki kademeli V - 2/WAC Corporal arac frlatld.
1950'lerle Sovyetler Birliinde Sergei Korolov ve ABD'de
Wernher von Braurun mhendislik alannda salad aama-
lar, kitlesel imha silahlar frlatclar olarak ilgi grerek, ilk
yapay uydularn ortaya kmasna neden oldular. Bundan
sonraki geliim ok hzl oldu: Dnya yrngesine insan yer-
letirmek, Ay'a insan gndermek, d gne sistemindeki ge-
zegenlere insansz aralar frlatmak. u anda uzaya uydu fr-
latan baka lkeler de var. ngiltere. Fransa, Kanada, Japon-
ya ve in (roketi ilk kez bulan toplum) bu lkeler arasnda.
Tsiolkovskynin ve Goddardn (Goddard gen yata
Wells'i okumu ve Percival Lowell'in konferanslarndan etki-
lenmiti) dlemekten zevk aldklar uzay roketinin ilk uygu-
lama alanlar, yeryznn ok ykseklerdeki bir bilimsel is-
tasyondan izlenmesi ve Mars gezegeninde hayat olup olma-
dnn aratrlmas oldu. imdi artk bu her iki rya da ger-
ekletirilmi bulunuyor.
Kendinizi baka bir gezegenden dnyaya geliyor dn-
nz. Aklnzda da herhangi bir nyarg bulunmasn. Gezege-
ne yaklatka gezegenin grnts netleecek ve giderek
ayrntlar artacak. Gezegen zerinde insan yayor mu? Han-
gi andan itibaren buna karar verebilirsiniz acaba? Eer bu
gezegende akll canllar varsa, yaplar da bulunmas gerekir.
Birka kilometre boyutundaki blmlerinin uzaktan gze
arpmas olaandr. Fakat bu yaplar grdmz anda, yer-
yznde henz insandan belirti yoktur. Ad Washington, New
York, Boston, Moskova, Londra, Paris, Berlin, Tokyo ve Pekin
olan yerlerde hayat belirtisi daha grlmez. Gezegende akl
sahibi yaratklar bulunsa da, yeryznn birka kilometre
uzaktan grlebilecek kadar deiti ri lmi ve geometrik bi-
imlere dntrlm ol mas sz konusu deildi r.
Gr mesafesi yaknl ap yz metreye i ni nce durum



134
dei ir. Yeryzndeki bi rok yer bi rden kri stallei r, kare,
dikdrtgen ekiller toplamyl a dz ve yuvarl ak izgil er be-
lirir. Bunlar hi kukusuz akll yaratklarn meydana ge-
tirdikleri yaplardr: Yoll ar, karayollar, kanal lar, iftlikler-
Euklid'in geometrik ekillerine ve topraa kar olan insan
sevgisi karmnn yaptlar. Bu mesafeden Boston'da,
Washington'da ve New York'ta akll yaratk eserl eri fark
edili r. Mesafe on metreye dnce, yeryznn nasl bi r
iilikten gei rildii gerekten anlal r. Gndz gzyl e
gr mesafesi bir metreye kadar ini nce, o zaman ilk kez
teker teker organizmalar fark ederiz: Balina, inek, flamin-
go, insan.
Yeryznde, akln izi , nce yapl arn geometrik dz-
gnlnde gsteri r kendi ni . Lowell'in kanal ebekesi
gerekten var olayd, Mars'ta da akll yaratklarn yaa-
d fikri ekicil iini korurdu. Mars' n yzeyi nde hayat olup
olmadn fotorafl a saptamak iin (bu fotoraflar Mars' n
yrngesinden gnderilmi ol sa bil e) yzeyi nin bir iilik-
ten getii nin saptanmas gereki r. Tekni k uygarl klarn,
kanal deyicil eri nin fark edil mesi kol aydr. Fakat art-
c bir iki grntden baka Mars gezegeninin yzeyine
ilikin olarak i nsansz uydul ardan gnderil en saysz ay-
rntl fotorafta byl e bi r ize rastl anamyor. Bununl a bi r-
likte, ne bugn ne de dn hayat bulunmayan bir gezegen-
den, dev aal ar ve hayvanlarla dolu olan ya da mikroor-
ganizma ve l m hayat ekilleri bulunan bi r gezegene
dek nice olasl kl ar sz konusudur. Mars Gne' e, yerk-
remizin Gne' e mesafesi nden daha uzak ol duundan s
derecesi ok daha dktr, iinde oka karbondioksit
bulunan havasnda ok az mi ktarda su buhar, oksijen ve
ozon bulundurur. Nitrojen moleklleri yle argon da vardr.
Sv durumunda suya rastl anamaz, nk Mars'taki at-
mosfer basnc souk suyun bile abucak kaynamasn
nleyemeyecek kadar dktr. Gezegen toprandaki
deliklerde ve damarlarda kk miktarda sv su bulunabi-
lir. Oksij en bi r insann soluk almasna yetmeyecek kadar
azdr. Ozon younl uu yl esi ne incedi r ki, Gne'i n mi k-
rop ldrc mortesi n Mars' n yzeyi ne hibir engel
tanmadan ul ar. Byle bi r ortamda herhangi bi r orga-



135
nizma yaayabilir mi?
Bu soruya cevap bul abilmek iin bi rka yl nce arka-
dalarmla birli kte Mars gezegeni nin szn etti imiz or-
tamn ii nde yarattmz kavanozl ara bavurduk. Bu ka-
vanozl ara yerl eti rdi imiz yeryz mikroorganizmalarnn
yaayp yaamayacana baktk. Bunlara Mars Kavanoz-
lar adn verdi k. Mars Kavanozlarndaki oksijensiz ve ge-
nellikle karbondioksit ve ni trojenden oluan atmosferde
s tpk Mars gezegeninde olduu gi bi lenleyi n sfr
donma derecesinin az stnde bi r dereceyl e afak vakti -
80C arasnda deiti . Mortesi ampull er gnein vahi
scan sal ad. Bi rka kum tanesi ni slatmas iin konan
ok ince tabaka dnda sv su bulundurul muyordu. Mik-
roplardan bazlar daha ilk gecesi nde donarak ldler.
Bazl ar oksi jensizlikten, bazlar susuzluktan l dler. Ba-
zl arn da mortesi n kavurdu. Fakat oksijene gerek-
sinme duymayan birok tr yeryz mikrobuna her zaman
rastlanr. Bu trden ol anl ar, s ok dnce kepenkl erini
bir sre ii n kapadlar. Yine bu trler ince kum tabakal ar
ya da tal ar al tnda kendil eri ni mortesi ndan korudu-
lar. Baka deneylerde, az miktarda sv su bu-
lundurul duunda mikropl ar baya boy attlar. Yeryz
mikropl ar Mars ortamnda yaamlarn srdrebil diklerine
gre, Mars'ta da mikroplar varsa varl kl arn haydi haydi
srdrebilirler. Fakat her eyden nce oraya ulaabilme-
miz gerekir.
Sovyetler Birli i iinde insan bulunmayan uydularl a
gezegen kefi programn ateli bir biimde srdryor.
Gezegenlerin deien yerl eri ve Kepler'le Newton' un fizik
yasalar, Mars' a ya da Vens'e her yl veya her iki ylda
bir asgari yakt harcamasyl a uydu atma ol ana vermek-
tedir. 1960'lardan bu yana Sovyetler Bi rlii bu frsatl ardan
pek azn karmtr. Sovyetleri n srarl tutumu ve m-
hendislik yetenekleri sonuta harcanan abalarn karln
verdi. Be Sovyet uzay arac -Venera 8'den 12'ye dek- Ve-
ns'e indi ve gezegen yzeyinden baaryla bilgi gnderdiler.
ylesine scak, youn ve madde andrc bir gezegen at-
mosferinde byle bir ilev grmek az i deildir. Buna karlk



136
Sovyetler Birlii birok giriime karn Mars'a hibir aracn
baaryla indiremedi. Oysa Mars, souk ve az youn atmos-
feri, fazla habis olmayan gazlaryla ilk bakta daha konukse-
ver grnyor. Kutup takkeleriyle, ak pembe gkleriyle,
yksek kum birikintileriyle, eski rmak yataklaryla ve bildii-
miz kadaryla, gne sisteminde en byk volkanik yapy
oluturan geni vadisiyle ve de ekvatorundaki lk yaz le
den sonralaryla Vens'e kyasla ok daha fazla yeryzne
benzeyen bir yerdir,
1971 ylnda Sovyetler'in Mars - 3 adl uzay arac Mars'n
atmosferine dalmt. Otomatik olarak radyoyla verdii bilgi-
ye- gre, ini sistemlerini baaryla kulland ve iniinin son
blmnde fren ilevi gren roketlerini altrd. Mars - 3
verdii haberlere gre, baarl bir ini yapm olmalyd. Fa-
kat indikten sonra uzay arac yerkremize yirmi saniye sren
televizyon grntlerinin (hibir ey grnmyordu) ardndan
yaynn esrarengiz biimde kesti. 1973 ylnda da Mars-6
aracyla benzer olaylar dizisine tank olundu. Bu kez televiz-
yon grnts, ara gezegene indikten bir saniye sonra ke-
sildi. Acaba ne aksilik olmutu?
Mars - 3'e ait grdm ilk resim bir Sovyet pulu zerin-
deydi. Uzay aracnn mor renk bir amura inii gsteriliyordu.
Sanat, sanrm, toz bulutlar ve byk bir hzla esen
rzgrlar resmetmek istemi olmal. nk Mars - 3 gezegen
apnda bir toz frtnas srasnda Mars'n atmosferine girmi-
ti. Amerikan U.S. Mariner - 9 aracndan gnderilen verilerden
gezegen yzeyini yalayan, saniyede 140 metreden sratli -
Mars'ta ses hznn yarsndan sratli- rzgrlarn o frtnaya
neden olduunu biliyoruz. Bu rzgr ktnda Mars - 3'n
parat akt. Bu nedenle dikey olarak yumuak ini yap-
masna rzgrlar yardm etmitir, fakat yatay ynde tehlikeli
bir hzla srklenmitir. Byk bir parate bal olarak ini
yapan bir Uzay arac, zellikle yatay yndeki rzgrlarn teh-
likesi altndadr, initen sonra Mars-3 birka srayn ardn-
dan yzeydeki bir kaya parasna arpp devrilmi ve tayc
"Otobs"le radyo balantsn kaybederek baarszla u-
ramtr.
Peki ama neden Mars - 3 bir byk toz frtnasna girmi-



137
ti? Mars-3 frlatlmadan nce grevi kesin izgilerle nceden
saptanmt. Ataca her adm, yeryznden ayrlmadan nce
araca yerletirilen bilgisayara kaydedilmiti. Bilgisayar prog-
ramn deitirme olana yoktu. Uzay kefi literatrnde
Mars - 3'n grevi nceden Programlanm" olarak bilinir.
Programn duruma gre deitirilmesi mmkn deildi, Mars -
6'nn baarszlysa daha da esrarl. Bu ara Mars'n atmos-
ferine girdii zaman gezegen apnda bir frtna yoktu. Bazen
ini yerinde rastlanan blgesel frtna da sz konusu deildi.
Belki de ini annda mhendislik hatas yznden baarszl-
a urad. Ya da belki Mars gezegeni yzeyinde zellikle teh-
like tayan bir ey vardr.
Sovyet uzay aralarnn Vens'e ini yapma baarlaryla
Mars'a ini yapma baarszlklar, bizim gndermek istedii-
miz Viking'ler konusunda ister istemez kuku yaratt iimizde.
Viking'lerin ilkini 4 Temmuz 1976 tarihinde ABD'nin kuruluu-
nun 200. yldnmnde Mars yzeyine indirmek istiyorduk.
Sovyet aralarnda olduu gibi, Viking'in ini manevras iin
de sdan koruyucu bir kalkan, bir parat ve geriye itili ro-
ketler bulunuyordu. Mars atmosferi yerkremiz atmosferinin
ancak yzde 1'i orannda bir younlukta olduundan, aracn,
Mars'n ince yapl atmosferinden geerken yavalatlmasn
salamak zere on sekiz metre apnda ok byk bir para-
t kullanld Atmosfer youn olmadndan Viking yksek bir
yere ini yapacak olsa, fren hareketini salayacak yeterli at-
mosfer bulamaz paralanrd. Bu yzden, alak bir blgeye
inmesi gerekiyordu. Mariner - 9'un sonularndan ve yery-
zndeki radar almalarndan byl esi birok blge Oldu-
unu bilmekteydik.
Mars-3'n akbetine uramamak iin Viking'i n rzgrn
ok esmedii bir zamanda ve yerde inie gemesini tasar-
lyorduk. Mars' n yzeyi nde toz kal drabilecek kuvvetteki
rzgrlarn ini aracn paralayabilecei dnl mt.
ni iin sei len blgenin tozu kolay kalkan bir yer olma-
masna zen gsterince, rzgr tehlikesini azaltabilirdik.
ni aracnn Mars' n atmosferine kadar yrnge arac e-
liinde gi rmesi nin nedeni budur. Yrnge arac ini bl-
gesinin zelliklerinden emin olmadka ini aracn sal -



138
vermeyecekti. Mariner - 0 al mal arndan renmitik ki,
sratli rzgr dnemlerinde Mars yzeyinin koyu ve ak
renkleri deii klie uruyor. Yrnge aracnn fotorafl ar
olumsuz olsayd, Mars yzeyine ini garantisi veremez-
dik. Fakat garantini n de yzde yz olmas sz konusu de-
ildi elbet.
Aracmzn sert bi r zemi ne i nmesini istemi yorduk. Bi r
kaya parasna takl p devri lmesi olasl vard. Fakat
fazla yumuak bir zemine inmesini de istemiyorduk. Sert
zeminden mekanik kol toprak numunesi toplayamazd;
yumuak zemi nde de akl p kal r, mekanik kol oradan -
kamazd.
Viking 2'nin ini yeri olarak 44 kuzey enl em seildi
Bu blgede pek az miktarda da olsa sv su bul unmas
olasl sz konusuydu. Viking'in biyoloji deneyleri sv
suda geliebilen organizmalar ynnde ol duundan, baz
bilginler Viking'in Mars gezegeninde hayat izine rastlama-
snn, aracn Cydoni a ad veri len blgeye inmesiyle mm-
kn ol acan syl edil er. Bu arada Mars gi bi rzgrl bi r
gezegende, bir blgede mikro-organizma varsa her bl-
gesine tanm olabilecei gr savunul du. Viking 1'in
ini yeri olarak ta 21 kuzey enlem seildi . Buraya verilen
ad Chryse'ydi (Yunanca "Altn Toprak" demekti).
Viking 2' nin i necei bl genin radarla gzl enemeyece-
i, bu nedenle kuzey blgeye indiril dii takdirde bu rizi-
konun gze alnmas gerektii ne srl yordu. Viking
1'i n istenen yere baaryla indiril mesi halinde, Viki ng 2' yi
daha rizikolu bir yere indirmenin gze al nabilecei savu-
nuluyordu. Mali tutan 1 milyar dolar olan byle bir uzay
deneyi karsnda, t vermekte ekingen davranyor-
dum dorusu.
Viking'ler iin uygun bi r i ni alan bulabilmek zere
kararlatrlan 4 Temmuz 1976 gnn ertel emek zorunda
kaldk. Bu tari hten tam 16 gn sonra Mars' n atmosferine
soktuk uzay aralarn.
Gezegenler aras bi r buuk yll k bi r yolculuktan ve
Gne' in evresinden dolanmak suretiyle 100 milyon ki-



139
lometre gittikten sonra, her biri yrngesel indirici/sondaj
arac i fti nden oluan iki Viki ng, Mars' n yrngesine gir-
diler. Yrngesel indiriciler "aday" ini blgeleri inceledi-
ler. Sondaj aralar radyoyl a kumandal olarak Mars' n
atmosferi ne gi rdil er, sdan koruyucu kalkanlar ynlen-
dirdiler, paratleri atl ar, rtleri attlar ve geri itili ro-
ketleri ateledi ler. nsanl k tarihi nde ilk kez olmak zere
uzay aral ar Kzl Gezegeni n Chryse ve Utopia blgeleri-
ne i ndil er. Bu baarl i ni, aral arn dizaynna, yapl na
ve ara yneti cileri nin yeteneklerine dayanyordu. Mars' n
ne denli tehlikeli ve gizemli bir gezegen ol duu dn-
lrse, baarda tali hin de rol olmutur di yebi liriz.
Ara, gezegene konar konmaz hemen resim almak is-
tiyorduk. Viking l'in gnderdi i ilk resiml er kendi ayak ta-
banl arna aitti. Mars' n batak kumlarna gmlebili r korku-
suyla bir an nce resmi ni almak isti yorduk. Resmin yava
yava ve izgi izgi ekranlara ktn grdk. Karmza,
aracn Mars yzeyine konan ayak tabannn kocaman bir
resmi kt. Az sonra daha baka fotoraflar da gelmeye
balad.
Sondaj aracnn gnderdi i il k resi mler arasnda Mars
gezegeninin ufkunu grntleyen resim gelince hayretten
donakaldm anmsyorum. Bu hi de yabanc bi r dnya
deil di.
Bizim Colorado, Arizona ve Nevada'da buna benzer bl-
geler vard. Kayalar ve savrulmu kum ynlar grlyor,
yeryzndeki herhangi bir manzaraya benzeyen doal ve ya-
drganmayan bir grnm sergileniyordu. Bir baka deyile,
Mars'ta ite buras bir yer denecek bir grnm vard. Kum
birikintilerin hemen ardndan yzn buruturan bir maden
araycsnn katrn srerek karmza kmas bizi elbet a-
knla uratrd, ama yine de bu dnce ters gelmiyordu in-
sana. Oysa Vens'n yzeyini gsteren Venera 9 ve Venera
10'un gnderdii grntlere bakarken, byle bir dnce
zihnimin ucundan bile gemedi. u ya da bu ekilde, gnn
birinde, Mars'n kendisine dneceimiz bir dnya oluturdu-
unu biliyordum.
Mars yzeyinin manzaras yaln, kzl ve sevimliydi. Bir



140
kraterin oluumu srasnda ufka, bir yere frlayp gitmi kaya
paralar, kk kum tepecikleri, uup giden tozun rtp son-
ra plaklatrd kayalar, rzgrn frd son derece in-
celmi ve ty biimde savrulan zerrecikler... Sivri kayalar,
gmlm kaya paralar, yerde okgen oyuklar bulunduu-
na gre, gezegenin tarihi acaba ne ola? Kayalar acaba nasl
bir yapya sahip? Onlar da kumun yapsna m sahip acaba?
Kum toz haline gelmi kaya m, yoksa baka bir ey mi? G-
n rengi neden pembe? Havasnn yaps nedir? Rzgrn
hz nedir? Acaba yer sarsntlar, daha doru bir deyimle,
Mars depremleri oluyor mu? Mevsimlerin deimesiyle at-
mosfer basncyla manzarann grn nasl deiiklie u-
ruyor?
Btn bu sorulardan her birine Viking kesin ya da akla
yakn yantlar salad, Viking giriimlerinin sonunda Mars'n
yznden karlan rtnn altndaki bilgiler byk deer ta-
maktadr, zellikle ini yeri olarak garanti asndan ok il-
gin saymadmz yerlerin seildii hesaba katlrsa. Ne var
ki, Viking kameralar kanal inaatlar, prensesler ya da sa-
valar, soluk kesen uak ekilleri grnts nakledemedi-
ler. Hatta bir kakts ya da bir fare grntsn bile saptaya-
madlar. nk grebildi imiz kadaryla, bi r hayat beli rtisi
yoktu(17)
Ol a ki, Mars'ta hayat ekill eri (byk hayat ekilleri)
vardr, fakat bi zim aral arn i ndikleri yerlerde yoktu. Belki
de her kayada ve kum taneci inde hayat vardr. Yerkre-
miz tarihinin byk bi r blm sresi nce, suyl a kapl ol-
mad blgel erde bugnk Mars gezegeni gibi grn-
yordu; karbondioksiti zengin atmosferliydi ve ozon taba-
kasndan yoksun atmosferden szan mortesi k yery-
zn vahice parl datyordu. Yeryzn byk bitkilerin
ve hayvanl arn kaplamalar, dnya tari hini n yal nzca yz-
(17) Chr yse bl gesi ndeki bi r kaya paras zeri nde Marsl l ar n t a yaz s ol duu var-
say l an al fabeni n B harfi ne benzer bi r ey grnnce, mt hi bi r heyecan dal gas sard
ort al . Fakat sonradan yap l an bi r i ncel eme, bunun bi r k ve gl ge oyunu ol duunu,
ayr ca yer yz i nsanl ar n n eki l seme ei l i mi nden i l eri gel di i ni ort aya koydu.
Marsl l ar n Lat i n al fabesi ni t erci h et ti kl eri ni dnmemi z de gar i p bi r ey. Her eye
ramen, bi r an i i n zi hni mde ocukl uumda Mars gezegeni ne i l i ki n ol arak ki t apl ar n
okuduum Barsoom' un dnyas ndan bi r yank gel di .





141
de 10'luk bir blmnde ol mutur. Buna karn yery-
znn her yresinde 3 mil yar yl sreyl e mikro - organiz-
malar bulunuyordu. Mars' ta hayat olup ol madn anla-
mak iin mikrop durumunu incelemeliyiz.
Viking gezegen-kondusu, insanolunun yetenekleri ni
yabanc dnyalara nakledebilen bi r aratr. Bazlarnn
takdirine gre, bir ekirge kadar akldr, bazl arna g-
reyse bir bakteri kadar. Bu kyaslamal arn kltc bi r
anlam tad dnl memelidir. Bir bakteri yi geliti re-
bilmek ii n doa yz mil yonlarca yl ura vermiti r. e-
kirge iin de mil yarlarca yl harcamtr. Bu alanda aba
harcayarak ii daha i yi kavrayabil mekteyiz. Viking geze-
gen-kondusu'nun bizim iki gzmze benzeyen iki aygt
vardr. Ancak onun gzl eri kzltesi alanda da ie yar-
yor. Bizim gzlerimize bu alanda bi r ey al glamyor. Ka-
yal ar i tekl eyen, topra kazp numuneler al an bi r kol u ve
havaya kal drp rzgrn ynn ve hzn lt bi r
parma var; burna ve mol ekl izlerini n varl n bizden
daha i yi alglayan bir tad alma yetisine de sahip. Sonra i
kulak aracl yla Mars depremlerine ilikin grl tl eri du-
yabilecei gi bi, uzay aracnn rzgrdan sall anan paral a-
rnn kard sesi de duymaktadr. Mikrop detektiflii
yapma yetenei yl e donatlmtr. Sal ad tm bili msel
veril eri yeryzne radyo aracl yla bil diri r. Yeryznden
talimat da al r. Byl ece uzay aracnn verdii bil giler ze-
rinde biz insanlarn dnp tanarak yeni tali mat ver-
mesini de olanakl klar.
Peki, boyutu, mali yeti ve g gereksi nimi asndan
baz kstl amal ar karsnda bulunduumuza gre, Mars'ta
mikrop aramann en aklc yol u nedi r acaba? imdilik
Mars'a mikrobiolog gnderemi yoruz. Olaanst bi r mik-
robiolog olan Wolf Vishniac adnda bi r arkadam vard.
New York'taki Rochester niversi tesi nde al yordu.
Mars' ta hayat olup olmad konusunda aratrma yapma-
y 1950' Ierin sonlarna doru kafaya i yi ce koyduumuz s-
ral arda, ad geen arkadam, mikroorganizma varl n
saptayc otomatik ve gvenil ir bir aracn mikrobi yologlar
tarafndan gel itirilmemii nin astronomlarca el eti rildi i



142
bir topl antnn iinde bul mutu kendini . Vishniac bu alan-
da bi r eyl er yapmaya karar verdi.
Gezegenlere gnderilebilecek bir kk aygt geliti r-
di. Arkadalar bu aygta "Wolf Kapan" (Wolf Trap) adn
verdiler. Bu tuzak ya da kapan bir ieden ibaretti. ie-
nin iine besleyici organik madde konulacak. Mars topra-
ndan bi r paracn iedeki svyl a karmas salana-
cak ve Mars' taki bceklerin (eer varsa) byrken (eer
byrl erse) svnn deien kirli lii ya da bulankl sap-
tanacakt. Wolf Kapan, Mars'a i necek Viking aracnda
yapl acak ayr deney aygtna ek olarak gnderiliyordu.
teki deney yntemlerinden ikisinde Mars'a yiyecek gn-
derilmesi ngrl yordu. Wol f Kapannn baars Mars'l
bcekl erin svdan hol anmas koul una bal yd. Vish-
niac n svsnda Mars'l bceklerin boulabilecekl eri ola-
sl n ne srenl er vard. Wolf deneyi minin avantaj ,
Mars'l mikropl arn besin aldklar srada nasl bir davra-
n gsterecekleri ne bal ol mayyd. Gzlenecek ol an
tek gelime, byyp bymemel eri noktasnda topl an-
yordu. teki deneylerse, mikroplarn yi yeceklerini yedikle-
rinde kardkl ar ve aldklar gazlarn tryle de ilgili ydi .
Bu varsaymlar da tahmi nlere dayanmaktan te gidemez-
di.
N.A.S.A. (Ul usal Havacl k ve Uzay Dairesi) Amerika
Birleik Devl etleri ' ni n uzay gezegenl eri programl arn y-
netirken, sk sk ve nceden habersiz bte ksntlaryl a
karlaan bir kurulutur. Btenin artrlmas durumuysa
pek enderdir. NASA'nn bilimsel faaliyetini hkmet pek
gzetmez. Bu yzden NASA' dan para kesilecei zaman
bunun kurban olan bilimdi r ou kez. 1971 yl nda
Mars' ta gi riilecek drt mikrobiyoloji deneyinden birinden
vazgeilmesi istendi. Bu yzden Wolf Kapan Viking ge-
zegen-kondusundan tahli yeye urad. Bu kapan ge-
litirmek iin Vishniac 12 yl n vermiti . zc bi r ey ol-
sa gerek.
Vishniac'in yerinde bakas olsa, Viking'in Biyoloji He-
yeti'nden istifa ederdi. Fakat o, bilimsel hedefler urunda
sabrl a alan sakin bi r insand. Mars gezegeni nde hayat



143
olup olmadn aratrabil menin en i yi yolu olarak yery-
znn Mars'a en ok benzeyen yrelerinde, Gney Kut-
bunun kuru vadilerinde al may seti . Daha nce baz
aratrmacl ar Gney Kutup topran i ncel emiler ve bu-
labildikl eri bi rka mikrobun kuru vadi asll olmadkl arn,
baka ve daha yumuak evrelerden oraya savrulduklar-
n belirl emil erdi. Mars Kavanozlarn anmsayan Vishniac
yaamn sert koullarn gz nnde bulundurarak Gney
Kutbunun mikrobiyolojiye uygun bi r ortam oluturduunu
dnd. Yeryz bcekl eri Mars' ta yaayabili r di ye d-
nl yorsa, Mars' tan daha scak, daha sulu, daha oksi-
jenli ve ok daha az mortesi nl kutup ortamnda ne-
den yaamasnd? Gney Kutbunda, Gney Kutup asll
mikropl arn bul unmad varsaymna dayanan deney tek-
niini hatal grd.
Bylece 8 Kasm 1973 tarihinde Visliuiac, kck mik-
robiyoloji aygtn yanna al p jeol og arkadayla birlikte
helikopterle Asgard' daki Bal der Da yaknlarna gittil er.
Amac Antartika toprana kk mikrobiyoloji istasyonlar
yerl eti rmek ve bir ay sonra dnerek istasyonlardaki so-
nular saptamakt. 10 Aral k 1973 gn Bal der Dandan
numuneler topl amak iin hareket etti. Hareket edii ki-
lometre uzaktan fotoraf ekilerek saptand, O gnden
sonra onu bi r daha gren ol mad. Hareketinden on sekiz
saat sonra cesedi bi r buzdann etekl eri nde bul undu.
Daha nce kefedil medik bir blgeye dalm, buzda kay-
m ve 150 metre kadar srklenmie benzi yordu. Belki
gz bi r yere taklmt. Ne bileyi m, bi r mikrop kona fa-
lan. Ya da bi r avu yeillie taklmt gz. Buralarda
olaand bi r grnmd yeil. Ne ol duunu kesin olarak
hibir zaman bilemeyeceiz. O gn beraberi ndeki not def-
terine son yazsnda yl e di yordu: "202 sayl istasyonu
buldum. 10 Aralk 1973. Saat 22.30. Topran s dere-
cesi -10. Havann s derecesi -16." Mars gezegeninin
tipik bir yaz gn ssyd.
Vishniac' n mikrobiyoloji istasyonlarndan ou hl
Antartika' da yerl emi durumdadr. Oralardan geri geti ri-
len numuneler Vishniac' n ynteml eri yl e ve onun mesai



144
arkadalar tarafndan incelendiler. Klasik tarama yntem-
leriyle fark edilemeyecek birok mikrop trne incelenen
hemen her blgede rastlanm bulunuyor. Onun brakt
numunelerden yal nzca Gney Kutbuna zg saylan yeni
maya trleri Visllniac' n kars tarafndan bulundu, Antar-
tika'daki o seferden geri getirilen ve Imre Friedman tara-
fndan i ncel enen byke kayal arn ii, artc bi r mik-
robiyoloji kayna olarak gzktl er. Kayal arn bir iki mi-
limetre iini kaplayan yosunlar kck bir dnyaya sahip
kml ar ve buraya kstrl an su svya dntrlmt.
Mars'ta byle bir durum daha da ilgin olurdu, nk foto-
sentez iin gerekli gzl e grlr k o deri nlie szar ve
mikrop l drc mortesi k hi olmazsa ksmen hafi f-
lerdi.
Uzay girii mlerinin amal ar, aralar frl atl madan bi r-
ka yl nce saplanp erevesi izil dii nden ve Vish-
niac n da lm yznden, Antartika deneylerinin sonu-
lar Mars' ta hayat arama konusundaki Vi king hedefi nde
herhangi bir deiiklie yol amad.
Viking gezegen-kondularndan her birinde Mars geze-
geninin yzeyinden malzeme numunesi toplayacak bir kol
vardr. Bu kol topl ad mal zemeyi yavaa aracn ii ne
eker, paracklar be ayr deney ii n kk blmel ere
yerl eti rir. Bu deneylerden bi ri, topran i norganik ki mya
yapsn; bi r di eri, kumun ve tozun organik molekllerini ;
teki de, mikroplarn yaamn inceler. Bir gezegende
hayat ol up olmadn anlamak iin baz varsayml ara da-
yanrz. Her eyden nce gezegenimizden baka yerl erde
hayatn bizdeki gibi olmadn dnrz. Fakat byle bir
dncenin de snr vardr. Ayrntl bi imde bildi imiz
hayat ekli , sonuta gezegenimizdeki hayat ekli di r. Vi-
king'in biyoloji deneyleri gi ri ilmi ilk nemli abalardr.
Mars' ta hayat olup olmayna ilikin sylenmi son sz
deildi r. Sonular kh srkleyici , kh skc, kh zihi n
ac ve ufuk geniletici ol musa da, pek yakn bi r zama-
na kadar kesinlikten uzak kal mlardr.
Mikrobiyoloji deneyleri nden de dei ik sorular
sormaktayd, fakat her nn de ortak sorunu Mars ge-



145
zegenindeki metabolizmaya ilikindi. Eer Mars topran-
da mikroorganizmalar varsa, besin al p gaz karmalar ya
da atmosferden gaz al p (bel ki de gne yardmyl a)
onlar yararl maddeye evi rmeleri sz konusu ol acaktr.
Bu nedenle Mars'a yiyecek gnderi yoruz. Ve Marsl larn
(eer oradalarsa) bu besinlerin tadn beenmeleri ni umut
edi yoruz. Sonra da topraktan ilgin gazlar kp kmaya-
cana bakacaz. Ya da bizi m radyoakti f yoldan etiketl e-
diimiz gazlarmz vererek bunlarn organik maddeye
evrilip evrilmedi ini gzl eyeceiz. Organik maddeye
dnt takdirde, ortaya kacak olanlara "Kk
Mars'l lar" adn verebili riz.
Uzay aracn frl atmadan nce saptanan ller a-
sndan Viking'deki mikrobiyoloji deneylerinden iki ya da
olumlu sonular vermie benzi yor. Her eyden nce
yeryznden gnderilmi sterilize bi r orba Mars topra-
yla karl dnda, topraktaki bir ey orbay kimyasal ba-
kmdan zd. Sanki soluk al an mikropl ar yerkremizden
gnderil en orbay bnyeleri nde deiime uratyorl ard.
kincisi de, yeryznden Mars toprana gazlar gnderi-
lince, gazl arn kimyasal bakmdan toprakl a bi r bi leim
meydana geti rmeleri olmutur; atmosfer gazndan foto-
sentez yol uyla organik madde ol uturan mikroplar var-
masna. Mars gezegenindeki iki blgeden alnan 7 de-
iik numune zerinde Mars mikrobi yol ojisine ilikin
olumlu sonular elde edildi. Bu iki blgenin birbirinden
uzakl 5.000 km.'di r.
Fakat deneyler ak-seik bir yant geti rmemiti r, Vi-
king'deki mikrobiyoloji deneyleri nin sonularn burada
tekrarlayp deiik mikropl arn testi nden gei rmek iin
byk abalar harcadk. Ancak deneyleri Mars yzeyi ni n
inorganik maddesine makul derecede yakn malzemeyle
tekrarlama abalarnn yeterli olduu sylenemez. nk
Mars yeryz deil di r ve Percival Lowell'i n al malar bi-
ze yanlabileceimizi anmsatmal dr. Belki de Mars top-
randa yle deiik bi r inorganik ki mya yaps vardr ki ,
Mars' ta mikrop bulunmamasna ramen yi yecekleri okside
edebilmektedi r. Belki de atmosferik gazlar ayrtrp onla-



146
r inorganik molekll ere dntren zel bir inorganik,
cansz katalizr vardr Mars topranda.
Son deneyl er bu ynde baz iaretl er vermektedir.
Mars gezegenindeki 1971 byk toz frtnasnda Mariner
9' un kzltesi spektrometrel erini n cam l evhalar zerinde
tozlar bi rikmitir. Bu l evhalar incel eyen O. B. Tooo, J, B.
Pollack ve ben, baz tr killere benzer durumlar saptadk.
Viking gezegen-kondusu tarafndan daha sonra srdr-
len gzl emler, Mars' taki frtnann frd killeri n ni telii
konusundaki gzleml erimi dorular ni teliktedir. imdi, A.
Banin ve J . Hishpon, Mars topranda grlen o kill ere
benzer killeri laboratuvar deneylerinde retilebilirse, Vi-
king'in "baarl " mikrobi yoloji deneyl eri nden bal ca zel-
likleri -fotosenteze ve soluk almaya benzeyen zellikleri-
tekrarlayabileceklerini sylemektedirler. Sz geen Mars
kilinin yzeyi karmak bi r etkinli e sahiptir. Gaz al p
vermeye ve kimyasal reaksiyonlar katalize etmeye yatkn
grnmektedir. Viking mikrobi yol ojisini n tm sonul arnn
organik kimyayla aklanabil ecei ni sylemek iin vaki t
henz erkendir. Fakat byle bir sonuca ulal rsa, bu a-
rtc olmaz artk. Kil varsaym, Mars'ta hayat olmad
grn zor yadsr; ne var ki, Mars' ta mikrobiyolojik bir
kanttan ille de sz etmemize olanak vermedii de kesi n-
dir.
Byle olsa bile, Banin ile Hishpon'un elde ettikleri so-
nular biyolojik bakmdan ok byk nem tamaktadr.
nk hayat olmasa da toprak ylesine bir kimyasal yap-
ya sahip ol abil ir ki, hayatn yeri ne geti rdii baz ilevl eri
stlenir. Yeryznde hayal balamadan nce sol uk al -
veri ve fotosentez srecine benzer kimyasal sreler
toprakta harekete gemi ve hayat balaynca hemen be-
nimsenmi ol abilir. stelik montmorilionit trnden kille-
rin, amino-asitleri daha uzun molekl zincirlerine, protein-
lere dntren gl katalizrler olduunu bili yoruz.
Yerkremizin ilk zamanlarna ait killer hayata yatakl k et-
mi olabili r. Gnmzde Mars gezegeninin kimyasal yap-
s, bizim gezegeni miz zeri ndeki yaamn kkeni ve tarihi
iin kilit noktal ar salayabili r.



147
Mars' n yzeyi nde darbe sonucu al m birok krater
vardr. Her biri ne genellikle bir bil gini n ad veril miti r. r-
nei n Mars gezegenini n Gney Kutbundaki bir krater Vi s-
liuiac krateri denmitir. Vishniac Mars' ta hayat olduunu
iddia etmi yordu. Olabilecei ni sylyor ve olup olmad-
nn bilinmesini n byk nem tadn belirti yordu. Eer
Mars'ta hayat varsa, kendi hayat ekli mizin genel izgile-
rini karl atrma olanakl arna kavuuruz. Ve eer Mars' ta
hayat yoksa, bizim gezegene benzeyen bu gezegende
neden hayat ol madn bil memiz gereki r.
Viking mikrobiyoloji sonul arnn killere balan ve
mutlaka hayat bulunduu grn iermeyi i bul gusunun
bir gizi daha zmeye yaradn syleyebiliriz: Viking or-
ganik kimya deneyi , Mars topranda organik madde izi
ortaya karm deildi r. Eer Mars' ta hayat varsa, gm-
l cesetler nerededirler? Hibir organik molekle rastlan-
mad. Protei n, nkleik asit yaptalarndan iz yoktur. Yer-
yzndeki gibi ne hi drokarbon, ne de benzeri eyl er var
Mars' ta. Buna ille de bi r eliki gzyle bakmamal yz.
nk Viking mikrobiyoloji deneyleri, Viking kimya deney-
leri nden bi n kez daha duyarl olmak zere dzenlenmiti r.
Karbon-atom duyarl l daha ok olan Viking mikrobiyolo-
ji deneyl eri, Mars topranda organik madde sentezi ne
iaret edi yor. Fakat bunun oran ok nemsizdir. Yeryz
topra, bir zamanl ar yaam organizmalarn organik ka-
lntlaryl a doludur. Mars toprandaysa Ay yzeyindeki n-
den daha az organik madde var. Eer Mars' ta hayat oldu-
u grn benimseme eili minde olsak, Mars' n ki mya-
sal tepkili, oksidasyonlu yzeyinin cesetleri yok ettii ni
dnebili riz; iinde hidroj enl i peroksiti n bul unduu bi r i-
ede mikrobun yok ol uu gibi . Ya da yl e dnebili riz:
Hayat var ama organik kimya yeryzndekinde ol duun-
dan daha az nemli bir rol oynuyor.
Bu son gr beni m iin ok daha ekici. tiraf etmeli-
yim ki, karbona oven denecek derecede gnl vermi bi-
riyim. Kozmosta karbon boll uu vardr ve karbon hayat
iin gerekli ol an inanl mayacak kadar karmak mol ekll er
meydana getiri r. Ben ayn zamanda, suya da oven dene-



148
cek derecede gnl vermi biri yi mdi r. Su, organik kimya
al malarn mmkn klan ve baz s dereceleri nde sv
kalabil en ideal bir zc ol uturur. Bazen dnyorum
da, acaba di yorum, benim bu maddelere kar olan ar
bal l m, temelde bu maddelerden meydana gelmemden
kaynakl anyor olmasn? Yerkremizi n oluumu srasnda
bu maddeler ok bol ol duundan tr mdr yapmzn
temelinde karbon ve su bulunuunun nedeni? Baka bi r
yerde, rnein Mars'ta, hayatn temeli baka maddel er-
den mi ol umutur?
Ben su, kalsiyum ve organik molekller koleksiyonun-
dan ol uan Carl Sagan adl bi ri yim. Sizse hemen ayn mo-
lekller kol eksi yonundan olumu deiik kollekti f etiketli
birisi niz. Ama durum yal nzca bundan m i baretti r? Bizde
moleklden baka bir ey bulunmaz m? Baz kiiler bu
durumu insan haysiyet ve gururunu kltc bulabilir.
Ben kendi hesabma, evreni n, bi zim kadar karmak ve
hassas dengel i mol ekl makineleri nin geliimine ol anak
salamas asndan gurur verici buluyorum.
Hayatn temeli ni ol uturmada, varl mzdaki atomlarl a
basit molekll er kadar, bunl arn bir araya dizilii de rol
oynamaktadr. Zaman zaman insan vcudunu oluturan
kimyasal maddelerin birka dolar karl nda satn al na-
bilecei yol unda haberler okuruz. Vcudumuzun bu kadar
az para etti ini renmek zc olabilir. Fakat bu, en ba-
sit oluum paralarna blnm maddeleri n fi yatdr. Fi-
yat ok yksek olmayan sudan oluur vcudumuz genel-
likle. Karbon da kmr fi yatna gre l lebilir. Kalsiyum
ise vcudumuzda tebei r ol arak mevcut bulunmaktadr.
Proteinlerimizin nitrojeni de hava olarak bulunur ki, bu da
ucuzdur. Kandaki demi r deseniz ivi yi ol uturan mad-
deden baka bir ey deil. Eer hayata ilikin daha deri n
bilgilere sahip olmasak, bizleri oluturan bu atomlar al p
byk bir kapta ha bire sallamaya koyabiliriz. Sonuta da
can skc bi r atom karmndan baka bi r eyl e kar-
lamayz. Bu durumdan baka bi r ey beklememeli yiz el-
bet.
Harol d Morovntz insan ol uturan mol ekl temel tal a-



149
rnn tmn kimya evlerinden satn al maya kalktmz
takdi rde ne kadar para harcamamz gerektiini hesapl a-
m. Bulgularna gre 10 mil yon dolara yakn malzeme
edermiiz. Bu belki deerimi z asndan sevindi rici bi r fi-
yat, ama ne var ki, kimya evinden satn alacamz btn
molekl yaptalarn bir araya getiri p kartrsak bile ka-
vanozun iinde bi r i nsan yaratamayz. Bu bi zim yetenek-
leri mizin dnda kalmaktadr ve uzun bir sre daha kal a-
caa benzemektedi r. Neyse ki, daha ucuza ve daha ga-
rantili biimde canl lar yaratma yntemleri ne sahip bulu-
nuyoruz.
yl e sanrm ki, baka dnyalarda bulunabil ecek ha-
yat ekilleri de, aa yukar biziml e ayn atomlardan
meydana gelir. Protein ve nkleik asi t gibi yapsal ana
molekllerin bile ayn ol abil eceini dnrm. u farkla
ki, bunl arn dizili biimi bi zimkinden ayrdr.
Gezegenlerin youn atmosferi nde dolaan organizma-
larn atom yaps, belki bizi m atom yapmza benzer. Ama
belki kemik sahibi ol madkl arndan fazl a kal si yum gerek-
sinimi duymayabilirler. Baka bi r gezegende belki de su
yeri ne baka bir zc madde kullanlmaktadr. Hi drofl o-
rik asit i gryor ol abili r. Bi zim moleklleri mize hidroflo-
rik asit zarar verebili r, fakat baka tr organik mol ekll er
olan parafin mumlar hidroflorik asit iinde dengeli durur-
lar. Florin Kozmos'ta fazla miktarda bulunmaz. Bu neden-
le sv amonyak daha i yi bir zc oluturabili r. Koz-
mos'ta amonyak boldur. Ne var ki, yerkremizden ve
Mars' tan ok daha yal gezegenl erde sv halde bulunur.
Yeryznde amonyan gaz halinde bul unmas gibi, Ve-
ns'te de su gaz halinde bulunur. Olabilir ki, eriyik siste-
mine sahi p bul unmayan canl lar vardr. Bunlar molekll e-
rin yzer biimde deil de, el ektriksel sinyal lerl e balant
kurdukl ar kat yapl hayat ekilleri olabili rler.
Fakat btn bunlardan, Viking gezegen-kondusu de-
neylerinin Mars'ta hayat olduu varsaymn destekledii
sonucu kmaz. Yerkremize ok benzerlik gsteren bol
karbonlu ve sulu Mars' ta eer hayat varsa, organik kimya
temeline dayanmas gerekir. Organik ki mya verileri,



150
Mars' tan al dmz grnt ve mikrobi yol oji sonularnda
olduu gibi , 1970'lerde Chryse ve Utopia blgelerinde ha-
yat bulunmad grne uygunl uk gstermektedir. Ka-
yal arn bi rka milimetre al tnda (Antartika'nn kuru vadile-
rinde olduu gibi) ya da gezegenin baka bir bl gesi nde
veya ok daha eski zamanlardaki daha yumuak bir d-
nemde hayat belki olmutur ya da vardr. Fakat bizim
baktmz yerde ve zamanda yoktu.
Viking'in Mars' kei f girii mi, tari hsel boyutl ar byk
bir gi riimdi r. Bir uzay aracnn baka bir gezegende bi r
saatten fazla al r durumda kal nn tarihteki ilk kant-
dr. Viki ng' in baka bi r gezegende al r durumda kal
yll arca srmtr. Jeoloji, mineral oji, sismoloji, meteoro-
loji ve baka bir dnyann daha bi rok bilim dal na ilikin
bilgileri ni topl ayp veren ilk uzay aracdr Viking. Olaa-
nst nitelikteki bu bilimsel gelimeleri bundan sonra na-
sl srdrmeli yiz? Baz bilginler Mars' a giderek orann
toprak numunelerini al p yeryzne geti recek otomatik
aralar gnderilmesini neriyorlar. Bylece bu numu-
nelerin Mars'a gnderilen minyatr laboratuvarlarda ince-
lenmesini deil , yeryznn geni ol anakl laboratuvarla-
rnda enine boyuna incelenmesini istiyorlar. Viking'deki
mikrobiyolojik incelemel erin sonul arndaki elikilere bu
yolla son verilebilir, diyorl ar. Topran ki myasal yaps ve
mineralojisi saptanabilir. Hayat var m yok mu di ye kaya-
lar paralanabi lir, dorudan doruya mikroskopla incele-
me dahil organik kimya ve hayat varl asndan yzler-
ce deney gerekleti rilebili r. Vishniac' n nerdii aratr-
ma yntemlerini de uygulayabiliriz. Byle bir deneyime gi-
rimek ok byk para harcamal arn gerektirse bile tek-
nolojik ol anakl armz buna yeterlidi r.
unu da aklamal yz ki, bunun bi r tehlikesi Mars'tan
yerkremize mikrop getiril mesi ol asl dr. Mars topra-
ndaki mikroplar yeryznde incelemek i sti yorsak, nu-
muneleri sterili ze etmeden el e almal yz. Byl e bir gi rii-
min amac, Mars toprandaki mikropl ar dnyamza canl
olarak getirebilmektir. Peki, bunun sonucu ne olur? Yer-
yzne geti rdi imiz Mars'l mikroorganizmal ar halk sal



151
iin bir tehlike oluturur mu? Bu konuda kesin bi r ey sy-
leyemeyiz. Ciddi ve tehlikeli bir sorundur. Yerkremize
Mars'tan mikro-organizma getirmek istiyorsak, bunl arn
yaylmamasn son derece gvenili r bi r bii mde salama-
lyz. Bakteri yolojik silahlar geliti ren ve depolayan l -
keler var. Bu lkeleri n topraklar zeri nde ok ender ka-
zalar grlse bile, yaygn bi r tehlike sz konusu olmadan
tehlikenin nne getikleri grlyor. Ola ki Mars'tan al-
nan numuneler tehlikesizce yeryzne getirtilebilir. Do-
rusu ya, Mars'tan dnyaya toprak numunesi getirmeden
nce tehlike unsurunu kl krk yararak i ncelemeyi yel e-
rim.
Bu gezegenin gzler nne serecei yl e il gin yanla-
r olduu kansndaym ki , Viking gezegen-kondusunun
hareketsizliine bi r are bul mak gerekir. Bunun iin de
tepeleri aan, ukurlara dmeyen, kaya paralar kar-
snda tkezlemeyen bi r ara i ndi rmek gerektiini dn-
yorum. Bu ynde NASA'da almalar srdrlyor. Byle
bir ara gnderebili rsek Mars gezegeni ne, oray enine
boyuna kat eden bi r aracn gnl k grntleri ve bilgile-
ri yle yaklak bir mil yar i nsan yeryznden baka bi r ge-
zegenin kefi ne gn gnne katl abili r. Gnderil ecek
Rover (gezgin) tipi bir ara yeryznden verilecek radyo
sinyalleri yl e Mars' n yzeyi ni tarayabilecektir. Viki ng' ler
indi rdi imiz blgelerden daha ilgin ol an en az yz bl ge
bulunduu kansndaym. Mars'ta hayat bul masak bil e ge-
zici bir arala salanacak bilgiler ve grntl erle baka
bir gezegeni n keif dizisi ni canl olarak izl eme ol anana
kavuacaz.
Mars yzeyinin yzlm yerkremizin toprak bl-
mne eitti r. Mars yzeyi ni n ayrntl grntleri bizl eri
yzyllar boyunca megul edecek bil giler salayacaktr.
Mars' n tm yzeyini n kefedilecei bi r zaman gelecek.
Robot-uakl arn tepeden tm haritasn kardkl ar, ro-
verl eri n zerinde dol atklar, toprak numunelerinin yer-
yzne gnderildikleri. Mars yzeyi kuml arn insanlarn
admladkl ar zaman gel ecektir. Peki, bundan ama nedir?
Mars'l a ne al p vereceimiz var bizim?



152
Eer Mars gezegeninde hayat varsa, bizl er iin yapa-
cak fazla bir ey olmaz. O takdi rde Mars Marsl l arndr
demek zorunda kal rz. Mars'l l ar yalnzca mikropl ardan
olusa bile. Yaknmzdaki bi r gezegende bi zimkinden ay-
r ve bamsz bi r bi yolojinin hkm srmesi anl atlamaz
bir deerdedi r. Orada bu hayatn korunmas Mars konu-
sunda besleyeceimiz dncelerin banda yer almal dr.
Tutun ki, Mars'ta hayat yok. O takdirde hammadde kay-
na asndan verimli bi r kaynak sayl maz; Mars'tan yer-
yzne hammadde tamacl yzyllar boyunca ekono-
mik olumsuzl uunu srdrr. Fakat acaba Mars ge-
zegeninde yaayamaz myz? Oray bir bakma yaanabi-
lir duruma getiremez miyiz?
Mars hi kukusuz sevimli bir yer. Ne var ki, bizim
amzdan Mars' n bi rok kusuru sz konusu: Oksijen az-
l, sv halde su bulunmay ve mortesi n okl uu.
Btn bu sorunlar birazck hava retebilsek zml enebi-
lir. Atmosferik basnc artrarak sv hal de su elde edebili-
riz. Daha fazla oksijenle atmosferi iimize ekebiliriz. Mo-
rtesi gne radyasyonuna kar ozondan bir kalkan da
bylece oluabilir. Mars' ta bir zamanlar atmosferin daha
youn oluuna ilikin beli rtiler var. Youn atmosfer gazla-
rnn Mars' terk edi p gitmesi olas deil dir. Gezegende
bir yerl erde varl kl arn srdryor olmal lar. Bazl ar y-
zeydeki kayal arl a kimyasal bileim hali ndedi r. Bazlar
yzey alt buzlarndadr. Fakat nemli bi r blm kutup
takkelerinde bulunabilir.
Kutup takkeleri ni buharlatrmak iin onlara s verme-
li yiz. Koyu renk tozla rterek daha fazl a gne em-
mesini sal ayabiliriz. Yeryznde ormanlar ya da yeillik
rtsn yok etmek iin kul landmz yntemin tersini
orada yapm oluruz. Fakat Mars' n kutup blgelerinin y-
zeyi ok genitir. Yeryznden Mars' a gereken tozu ta-
mak iin 1200 adet Satrn 5 roketi atel emeyi gze alma-
lyz. Byl e yaplsa bile, gnderilen tozlar rzgrn baka
yerl ere tamas ol asl kuvvetli. Bu nedenle daha i yi bi r
yntem bulmal yz. O da kendini oaltabilen koyu renkli
bir madde ol mal . Mars' n kutup blgesine gnderecei-



153
miz bu maki ne oradaki yerli malzemeyl e kendini oal ta-
bilmeli dir. Byl esi maki nel er vardr. Adna aa di yoruz.
Bunlar ok dayankl ve inatdrlar. Yeryz mikroplarn-
dan bazlarnn Mars'ta yaayabil dikleri ni bili yoruz. Koyu
renk aalar, rnein liken aac zeri nde genetik m-
hendislii al malaryl a yapay bi r aykl ama yntemi ge-
litirerek bunlarn yeryznden ok daha sert Mars orta-
mna dayanmalar sal anabili r. Bu tr aal ar gelitirilirse
ve Mars kutuplarnn geni takkelerinde kk salmalar salan-
sa, bunlar alanlarn genileterek kutup takkelerine koyu bir
renk kazandrmak suretiyle gne emilmesine, buzlar
stmasna ve Mars'n uzun dnemlerdir tutuklu bulunan at-
mosferinin serbest kalmasna yol aarlar.
Bu kavramn adna "Toprak Deiimi" diyoruz: Bilinmedik
bir topran insanlar iin daha uygun bir duruma getirilmesi-
dir. nsanolu binlerce yl sren dnemler boyunca dnyann
baz blgelerine beyazlk kazandrma yoluyla ve "sera etkisi"
dediimiz srele yerkremizin ssn yalnzca bir derece ka-
dar deitirmitir. Oysa fosil yaktlar kullanm ve ormanlarla
yeillik rtsn mahvetmek suretiyle bir ya da iki yz yl gibi
ksack bir zaman iinde yerkremizin ssn bir derece daha
deitirebilecek duruma geldik. Bu ve buna benzer yntem-
lerle Mars toprann nemli bir deiime uratlmas iin ge-
reken Zaman dilimi yzler ve binlerce yl arasnda oynar. Ge-
lecekte ok ilerlemi bir teknolojiye ulatmzda, Mars'n
yalnzca tm atmosferik basncn artrp sv su elde etme
olanana kavutuktan baka, eriyen kutup blgelerinden da-
ha scak ekvator blgelerine doru su da tayabileceiz.
Byle bir ey iin mutlaka ok zaman ister. Fakat sonunda
kanallar yapacaz demektir.
Yzeydeki ve yzeyin alt tabakalarndaki buz byk bir
kanal ebekesiyle tanacak. Buysa henz yzyl nce Pervi-
cal Lowell'in yanl bir biimde ortaya koyduu fikre uygunluk
gsteriyor. Gerek Lowell, gerek Wallace, Mars'ta yaam ola-
sl azlnn su darlndan ileri geldiini anlamlard. Eer
bir kanal ebekesi olsayd, su yokluu giderilebilir, Mars'ta
yaam olaslndan sz edilebilirdi. Lowell'in Mars gezegeni-
ni izleyii, son derece zor gr koullar altnda oldu. Dier-



154
leriyse, rnein Schiaparelli gibi, kanallara benzer grntle-
re rastlamlard. Lowelln Mars'a tutkunluu balamadan
nce, bunlara Canali (Kanallar) ad verilmiti. nsanlarn duy-
gular galeyan halindeyken kendilerini aldatma eili minde
oldukl ar kantl anm bi r olgudur. Ve komu bir gezegen-
de insan yaad dncesi nden daha ok insan zihnini
galeyana getiren bi r ey yoktur.
Lowellin dncesini n gc, bir nsezi ol masndan
ileri geli yor ol abili r. Onun szn ettii kanal ebekesi
Mars'l lar tarafndan yapl m olabili r. Bu nokta da doru
bir kehanete dnebili r: Mars' n topra deiime urar-
sa, bu, srekli yerl eim yerleri Mars ol an ve bu gezegenl e
bir yaknl klar bulunan insanlar tarafndan gerekl eti ri-
lecek. Szn etti imiz Mars' ll arsa bizlerden bakas ol-
mayacaktr.




155

Trilobit fosilleri. Sol stte, yarm mil yar
ncesine ait ilk trilobiticrin gz yoktu. Orta-
daki ve alttaki fotoraflarda, daha sonraki
dnemlere ait, daha ok gelimi ve gzle-
rini iyice koruyacak bir durum kazanm tri-
lobitler grlyor.







156











157




158
































160







161


















162








163








164










165








166


Bl m VI
GEZGNC YKLER

Birok dnya m, yoksa tek bir dnya m var acaba? Doann incelenmesin-
de bundan daha soyl u ve sekin bir soru olamaz.
[Albertus Magnus, on nc yzyl]

Dnyann ilk alarnda, adalarda yaayanlar
kendilerini bu yeryznn tek sakinleri sanrlarm
ya da
baka yerlerde yaayan bulunsa bile, geni ve derin denizlerin ayrd toprak
paralar arasnda nasl iliki kurabileceklerini bilemezlermi.
Fakat daha sonraki zamanlarda gemiler icat etmilerdir...
Bakarsnz, Ay'a ulaabilecek aralar da icat edilebilir...
Byle bir yolculuu gze alacak bir Columbus ya da Drake yoktur bugn iin.
Ya da havada uacak bir Dedalus.
Fakat hi kukum yok ki, yeni gerekler yolunda bize hl ebelik eden
ve atalarmzn bilemedii birok gerei bize aklayan
zaman imdi bilmek istediimiz ve bilemediimiz birok eyi bize retme ltfunu
da gsterecektir,
[John Wifkins, The Discovery of a Worl d in the Moone, (1638)]



167

Bu skc yerkreden kp yukarlardan aa bakarak,
doann tm abasn ve ince iiliini bu kck pislik noktas zerinde mi
harcadn dnebiliriz.
Bylece uzaktaki teki lkelere yolculuk eden gezginler gibi,
anayurdumuzda yerde neler olup bittiini daha iyi bileceiz ve evrendeki her
eyin deerini daha iyi takdir edebileceiz.
Yerkremizden baka yerlerde canl varlklarn yaadn
ve buralarn da bizim gezegenimiz kadar zene bezene yaratlm yerler olduunu
grnce, dnyamza ilikin olarak kullanlan
" byk"
szcne daha az kaplacak, insanlarn ounun tutkuyla balandklar nemsiz
konulan kmseyebileceiz.
[ Chr i st i an Huygens, The Cel est i al Wor l d Di scover ed, (1690 dolayla-
rnda]


NSANOLUNUN UZAY OKYANUSLARINA YELKEN
ATII BR ADA YAIYORUZ. Kepler'in gsterdii geze-
gen yollarn izleyen ada uzay aralar, insansz olarak
yolculuklarn srdryor. ok iyi bir biimde yaplm bu yar
akll robotlar bilinmeyen dnyalar kefe kyorlar. D gne
sistemine yolculuklar, J et Propulsion Laboratory (J PL) adn
tayan California'nn Pasadera'daki NASA (Ulusal Havaclk
ve Uzay Dairesi) merkezinden ynetiliyorlar.
9 Temmuz 1979 gn Voyager 2 adndaki bir uzay arac,
Jpiter sistemiyle karlat. Gezegenler aras boluklarda iki
yldr yolculuk yapyordu. Bu uzay gemisi paralarndan biri
bozulursa, ilevi benzer baka bir para tarafndan alnsn di-
ye milyarlarca yedek paradan olumutur. Arl 900 ki-
lo; geni bir oturma odasna sabili r. stl endi i grev,
onu Gne'in ok uzaklarna da al p gtreceinden, ba-
ka uzay aral arnn faydaland Gne enerjisinden ya-
rarlanamamakta. Voyager'in enerjisi kk bir nkleer
enerji tesisince salanyor. ap 3,7 metre olan geni bi r
anten aracl yla yerkreden radyo sinyalleriyle komut
almakl a ve bulgularn radyo yoluyl a yeryzne gnder-
mekte. Jpiter' den radyo dalgalaryla elektrik ykl zer-
recikl eri lecek bilimsel aygtl ara sahip. Fakat sahi p ol-
duu aygtlar arasnda en yararl lar, d gne sistemi n-
deki gezegen adal arnn binl erce resiml eri ni alanlar ol-



168
mutur.
J piter'i grlmeyen, fakat tehlikeli biimde yksek
enerji ykl olan parackl ar kabuu evrel emektedi r.
Uzay gemisi Jpiter'l e yakn Ay' l arn incelemek ve Sa-
trn'le daha tedeki gezegenlere doru yol culuuna de-
vam etmek ii n szn eni i miz radyasyon kuann ya-
nndan gemek zorundayd, Elektrik ykl parackl ar
hassas yapl aygtlar bozabilir ye el ektroni k aygtl ar kl
edebilir. J piter'i evreleyen kat cisimli bir emberin bu-
lunduunu Voyager 1 saptam ve Voyager 2' nin amas
gereken bu emberi n varl n drt ay nce haber vermi -
ti. Kk bir kaya parasyl a karl amak, uzay aracnn
l gnca sarsl masna, anteni nin yeryzyl e temasnn bo-
zulmasna ve veril eri nin de sonsuza dek kaybna neden
olabilirdi. Bu "byk karl ama"dan nce Voyager 2'nin
yeryznden ynetildi i merkezde gergin bi r hava esi yor-
du. Zaman zaman alarm ve olaanst durum anl ar ya-
and, fakat yeryzndeki i nsan akl yl a uzaydaki robotun
akl birl eince facia nlendi.
20 Austos 1977 tari hinde frlatl m ol an Voyager 2,
Mars gezegeni yrngesinden yay gibi bir yol izerek
Aneroi t Kua'ndan geip J piter sistemine yaklat, ge-
zegeni ve says on drt ya da o dol ayda olan Ay' gee-
rek yolcul uunu srdrd. Voyager uzay aracnn Jpi-
ter'i n yanndan gemesi , ona hz kazandrd. Ayn ekil de
Satrn'n eki m gc, aracn Uranus'a doru hzl a yol al-
almasn sal ayacaktr. Voyager 2, Uranus' l a 1986' nn
Ocak ay sonunda karl aacaktr. Uranus' tan sonra bir
dal daha yaparak Neptn'l e karl ap onu da getikten
sonra gne sistemi nden syrl arak byk yl dzl ar okya-
nusunu srekli dol ama kaderine boyun eecekti r. Bu tr
keif yolculukl ar i nsanl k tarihi ni beli rl eyen uzun yolcu-
luklar dizisinin yeni blmleridir, XV. Ve XVI. yzyllarda
birka gnde spanya' dan Azor Adal arna gidebilirdiniz.
imdi yse birka gnde yerkremizle Ay arasndaki mesa-
fe al nabili yor. O zamanlar Atlas Okyanusunu gemek bir-
ka ay tutuyor ve ancak bu sreden sonra Yeni Dnya ad



169
verilen Amerika ktasna varl yordu. Bugn i gne sis-
temi okyanusu birka ayda kat edilebiliyor ve bizleri tam
anlamyl a bekl eyen yeni dnyalar ol an Mars ve Vens ge-
zegenleri ne i ni gerekl eebi li yor. XVII. ve XVIII. yzyl-
larda Hollanda'dan in'e bi r ya da iki yl da yolcul uk ya-
pabili yordunuz. Bu sre imdi Voyager'in yerkremizden
Jpiter' e gi tmek iin harcad zamandr, Bugnk uzay
aralarnn robotlar insanl arn gi riecekleri yolcul uklarn
ncleridir,
XV, yzylla XVII. yzyl arasndaki dnem, tarihimizi n
byk bir dnm noktasdr. O tari hler, gezegenimizi n her
yanna gidebil ecei miz dncesini n yerl etii dnemdir.
Yelkenlerini cesaretl e iiren tekneler be, alt Avrupa li-
manndan demir al arak her okyanusu taramaya koyuldu-
lar. Bu gezileri n bi rok i tici gc vard: hti ras, para hrs,
ulusal eref, dinsel fanatizm, hapis cezasndan affedi l-
mek, bilimsel merak, serven cokusu ve Enstremadura
ad verilen spanya ile Portekiz arasndaki kurak ve ve-
rimsiz toprakl arda hkm sren isizlikti. Bu yolculuklar
ktl kler geti rdii gibi i yilik
de getirdi. Fakat somut so-
nucu, insanl ar birbi rine
bal amak, bl gecilii azal t-
mak ve gezegenimizle ken-
dimiz hakkndaki bilgil eri mi-
zi deri nleti rmek ol du.
Yelkenli kayklarl a ger-
ekleti rilen keifler dne-
mine, XVII. yzyl n devrimci
Hollanda Cumhuriyeti sim-
gelik etmektedir. Gl s-
panya mparatorluundan
kurtul up bamszl n il an
edince, Avrupa' nn Aydnl k
ann rnleri en ok bu lkede beli rdi. Akla, dzene
dayanan yaratc bir topl um zellii ni tayordu. spanya
limanl arn Hollanda gemilerine kapal tuttuundan, bu
kck cumhuri yeti n yaamas gemi yapmna, tayfa ye-



170
titirmesi ne, ticareti gelitirmesine bal yd.
Holl anda hkmeti yle zel teebbsnn ortakl aa
kurduu Hollanda ve Dou Hindistan irketi, dnyann
uzak keleri ne teknel er gnderir, ei ne ender rastl anan
teberiler getirip Avrupa' da krl a satard. Bu yolculukl ar
Hollanda Cumhuriyeti'nin yaam kaynayd. Sefer yollar
ve haritalar devlet srlar arasndayd. Gemilerin sefere
kmas mhrl zarfl ar iindeki emi rl ere bal olurdu.
Gezegenimizin her yeri birden Hollanda gemileri ve gemi-
cileri yl e dol up tamt. Kuzeyde Barents Deniziyle Avust-
ral ya' da Tasmama, adl arn Holl andal kaptanl arndan al-
mtr. Bunlar yal nzca ticari amal seferler deildi. Geri
ticari amacn rol bykt ama bilimsel serven, yeni l-
kelerin kefi, yeni bitkil er, yeni hayvanlar, yeni insanlar
bulmak, ksacas bil gi ak da ar basyordu,
Amsterdam Belediye Saray XVII. yzyl Hollanda' s-
nn, kendine gven duyan bi r toplumun resmettii portresi
niteli indedir, Bu sarayn inas iin gemiler dolusu mer-
merler getirtilmiti, Yl dzlarla bezenmi evrenin ykn
omuzl arnda tayan Atlas' n heykeli bu bi nadadr. Yine
bu bi na sal onl arnda Bat Afrika' dan Byk Okyanusa ka-
dar uzanan l keleri ieren bir harita duvarlar kaplar. O
zamanlar dnya Holl anda'nn her yerine gemi gnderdii
bir arenayd.
At koturur gi bi denizl erde gemi kotururlard. Dnya-
nn yar evresine teknel erinin yayld bi r yl da, Holl an-
da gemilerinin bir blm Habeistan Denizi adn verdik-
leri Bat Afrika kyl arna ynelirl er, bat kyl arn izleye-
rek Afrika' nn gneyini geerler, oradan Madagaskar Bo-
azn ap Hi ndistan' n gneyi nden Baharat Adal arnda
soluu al rl ard. Baharat Adalar dedikleri bugnk Endo-
nezya. Sefere kan gemileri n bir bol m de Yeni Holl an-
da adn verdi kleri bi r di yara, bugnk Avustral ya' ya gi-
derdi . Teknelerden bazl arysa Mal akka Boazn ama
cretini gsterir ve Filipi nler'i geerek in'e ularlard.
Hollanda o dnemden nce ve sonra hibir zaman y-
lesine bir "Dnya Devleti" olmad. Yeni fikirlere ak bir
lke olduundan, Avrupa' nn baka lkel erinde bask al-



171
tndaki aydnlarn cenneti olmutu. 1930'larda Nazi ege-
menli indeki Avrupa' dan aydnlarn kamasndan ABD' nin
yararl anmas gibi, Avrupa'nn teki lkelerindeki sansr
ve baskdan kaan aydnlar Hollanda' ya akn edi yordu.
XVII. yzyl Hollanda's byk Yahudi fil ozofu Spinoza'nn
snd bir yer oldu. Spinoza, Einstein'in takdir etti i d-
nrl erdendi . Matematik ve felsefe tari hi al annda byk
bir isim olan Descartes iin de ayn durum sz konusu.
Si yasi bilimci John Locke da Holl anda' ya snd ve felse-
feye yatkn devrimci dnceleri olan Adams, Franklin,
J efferson, Pain ve Hamilton gibi kiil eri etkiledi. Hollanda
bilim ve sanat adamlarnn akn etti i bi r lkeye dnt.
Byk ustalar Rembrandt, Vermeer ve Frans Hals bu d-
nemi n sanatl ardr. Leeuwenhoek mikroskobu icat etti.
Willebrordo Snellius, n krnm yasasn bul du.
Dnce zgrl gel enei kkleen Hollanda'nn
Leiden niversitesi, yerkremizin Gne'i n evresi nde
dnd grn yadsmasn isteyen Katolik Kilisesinin
zulmnden kaan Galileo'ya (18) bir burs vererek profesrlk
grevine devam etmesini salad. Galileo, Hollanda'yla sk
temas halindeydi. Onun ilk astronomik teleskopu Hollanda
yaps bir drbn dizaynndan gelitirilmiti. Galileo teleskop
sayesinde gneteki lekeleri, Vens'n evrelerini, Ay'n kra-
terlerini ve Jpiter'in imdi Galileo Uydular adyla bilinen drt
byk Ay'n saptad. Galileo'nun kilise ii almalarna ilikin
olarak verdii bilgilere, 1615 ylnda Hollanda Byk Desi
Christina'ya yazd mektupta rastlayabiliriz.
Bildiimiz zere, birka yl nce gklerde
amzdan nceki dnemlerde bilinmeyen bir-
ok ey bulup ortaya kardm. Bu bulularn
yenilii ve akademik filozoflarn edindikleri fizik
kavramlaryla genellikle elien sonular, k-
msenmeyecek sayda profesrn bana kar
vaziyet almasna yol at. Bu profesrlerin ou
kilise adamlardr. Doay ve ona ilikin bilimsel
(18) 1979 ylnda Papa II. John Faul Galileo'yu kilisenin 346 yl nce mahkm ediine ilikin
kararn bozulmas nerisini evrede fazla patrt karmadan ortaya att.





172
yasalar tersyz etmek iin ge bu cisimleri
sanki ben kendi ellerimle yerletirmiim gibi ba-
na kzyorlar. Gereklerin gn na karak bi-
rikim yaratmasnn eitli sanat kollarndaki

aratrmay ve gelimeyi kamladn unutuyor
gzkyorlar (19)


Galileo'nun yerkremizin Gne evresinde dnd yo-
lundaki grnn kilise tarafndan sulandn biliyorsunuz.
Keiflere ynelmi Hollanda'yla entelektel ve kltrel
merkez olan Hollanda arasndaki ba ok skyd. Yelkenli
gemilerin gelitirilmesi her tr teknolojiyi tevik etti. El sanat-
lar geliti. Bulular dllendirilmeye baland. Teknolojik iler-
leme bilgi edinmeye, bu da en geni boyutlarda zgrle ih-
tiya gsterir. Bu nedenle Hollanda, Avrupa'da en ok kitap
baslan ve satlan bir lke durumuna geldi. Baka lkelerde
yasaklanm kitaplarn evirilerine izin verdi. Bilinmedik top-
raklar kefetmek ve garip gelen yeni toplumlarla karlamak,
kendi halinden memnun toplum yapsn sarst ve dnrleri
akl diye belledikleri eyleri yeniden gzden geirmeye ve
gerekleri snamaya zorlad. Bu arada binlerce yldr, rnein
corafya konusunda, doru olarak belledikleri bilgilerin yan-
lln anladlar. Dnyann byk bir blmndeki lkelere
krallar ve mparatorlara hkmederlerken, Hollanda Cumhuri-
yeti halk tarafndan ynetilen lke kategorisinde saylmay en
ok hak etmi bir toplumdu. zgrlk ve dn hayatnn te-
vik grmesi, maddi refah, yeni dnyalarn kefi ve bunlardan
yararlanlmas, toplumsal serven cokusu yaratt.
talya'da Galileo baka dnyalarn varln aklam,
Bruno da baka hayat ekillerinin varl zerinde durmutu.
Bu dncelerinden tr Galileo ve Bruno talya'da ikence
(19) Dnyann gne evresinde dnd (helyosantrik) grn ortaya atma konusunda Gali-
leo'nun (ve Kepler'in) gsterdikleri cesarete teki dnrlerin davranlarnda rastlamyoruz.
Avrupa'nn dnce banazlnn ortal kasp kavurmad lkelerde bile bu cesareti gre-
miyoruz. rnein, 1634 ylnda Hollanda'da yaayan Descartes'n bir mektubunda u grlere
yer verdiine tank oluyoruz.





173
grrken, Hollanda'da her iki gr paylaan astronom
Christiaan Huygens dllerle donatlyordu. Christiaan Huy-
gens, "Dnya benim lkem ve dinim de bilimdir," diyordu.
Kitabmda ele aldm konular -ki, bunlar arasnda yerkrenin devinimi de
vardr. Birbirine ylesine baldr ki, bunlardan birinin yanll tekileri de silip
sprr. Her ne kadar bu grlerimin kesin ve doru kantl temeller zerine
oturtulduunu biliyorsam da, kiliseye kar gelmek istemem... " i yi yaamak i i n
gze batmadan yaamak gerek" sloganma uygun olarak yaamm srdrmek
niyetindeyim.
a ileyen byk motif kt: Dnce ve vicdan zgr-
lnn simgesi k; corafi keiflerin simgesi k; zellikle
Vermeer'inkiler olmak zere o dnemin tablolarn aydnla
boan k; bilimsel aratrmann konusu olarak k; Snell'in
krnm yasalaryla Leeuwenhoek'in mikroskobundaki k ve
Huygens'in n dalgalardan olutuu kuramndaki k (20).
Bunlar hep birbirine balantl etkinliklerdi ve bu faaliyetlere
girienler birbirleriyle serbeste temasa geiyorlard. Ver-
meer'in tablolarndaki i dekorasyonlar denizcilik aygtlar ve
duvar haritalaryla doludur. Mikroskoplar konuk odalarnn ilgi
eken kelerini oluturuyordu. Leeu-wenhoek ise Vermeer
malikanesi yneticilerindendi ve Huygens'i Hofwijckdeki
evinde sk sk zi yarete gi derdi.
Leeuwenhoek'in mikroskobu, mani faturacl arn kuma
kalitesini saptamak ii n kull andklar bytecin gelitiril-
mesinden domutur. Mikroskop sayesinde Leeuwenhoek
bir kak suda bir evren kefetti: Mikroplar bul du. lk
mikroskoplarn yapl masna Huygens de yardm etti ve bu
(20) Isaac Newton, "Dnceleri en sekin matematiki" olarak niteledii Huygens'i takdir
ederdi. Ayn zamanda onun eski Yunanllarn matematik geleneinin en sadk izleyicisi oldu-
unu sylerdi ki, bu o zaman da, imdi de iltifat saylr. Glgelerin sivri ulu olmalarndan t-
r, Newton n kk zerreciklerin akndan olutuu kansndayd. Krmz n en ok
ve mor n da en az zerrecikten olutuu grndeydi. Huygens ise n bolukta yaylan
dalgay andrdn, deniz dalgas gibi yayldn savlmyordu. Bu yzdendir ki, n dalga
uzunluu ve frekans terimlerini kullanmaktayz. In sapp krlmas zellikleri Dalga Kura-
myla aklanabilmi ve Huygens'in grleri yaygnlk kazanmtr. Fakat 1905 ylnda Eins-
tein Tanecikler kuramyla fotoelektrik olgusunu, baka bir deyile, k gsterilen bir madenin
elektronlar samas olgusunu aklad. Modern kuvanta mekanii her iki gr badatrr ve
bugn artk n baz durumlarda dalga olarak yayldn, baz durumlarda da tanecikler sa-
tn kabul etmek olaandr. Sz konusu dalga - tanecik ikilemi saduyu kavramlarmza ters
debilir, fakat n zelliklerini ortaya koyan deneylere uygun dmektedir. elikilerin
badamas olan bu durumda gizemli ve heyecan verici bir yan vardr ve her ikisi de bekr ya-
am Newton'la Huygens'in n nitelii hakkndaki ada anlaymzn ebeveyni olmalar
ilgin bir rastlantdr.





174
aygtla epey yeni ey bul du Lesuwenhoek ve Huygens in-
san sperm hcrelerini dnyada gren ilk kii ler olmular-
dr. nsanolunun reyi p oal n anlamak iin bu
sperml eri grmek artt. Mi kro-organizmal arn kaynatl-
mak sureti yle nceden sterilize edil mi suda yava yava
reyi nedenlerini havada yzecek kadar kk olul arna
ve sudan kalarna balayarak akl ad. Bylece kendi
kendi ne reme kavramna yeni bi r gr getirdi ve zm
suyunun mayalarn ayla etin rmesi srasnda re-
meni n ol abil eceine iaret etmi oldu. Huygens'in iaret
etti i dorunun kantlanmas iin iki yzyl geti ve Pas-
teur'n buluu bekl endi. Mars gezegeninde hayat olup
olmadn aratran Viking projesinin kaynaklar, Le-
suuwenhoek ile Huygens'te aranabilir.
XVI. Yzyl Hollanda'snda geliti rilen mikroskop ve
teleskop, insanolunun meraknn ok kk ve ok byk
alanl ara uzanma isteini yanstmaktadr. Bizleri n atoml ar
ve galaksileri i zleyii mizin tohuml ar o tarihlerde atl mt.
Astronomi al malar iin yapl an mercekl ere kar ilgi
duyan Huygens be metre uzunluunda bi r mercei ken-
disi imal etti. Tel eskopla yapt keifler bile Huygeus'in
bilim tarihine gemesi iin yeterlidir. Eratostenes'in izin-
den gi derek baka bir gezegen boyutlarn len ilk bil-
gindir Huygens. Vens gezegeninin tmyle bulutlarla
evrili olduu grn ilk ortaya atan odur. Mars geze-
geni nin yzey biimini ilk gstermeye al an yi ne Huy-
gens' tr. Mars' n dnerken gsterdi i kaybol u ve yeniden
ortaya k zelliklerini izleyen Huygens, Mars'ta bir g-
nn, yerkremi zdeki gibi yakl ak yi rmi drt saat ol duu-
nu ilk kez saptamtr. Satrn'n halkalarl a evrili ol duu-
nu ve bu emberlerin gezegene hi demediini yine ilk ola-
rak Huygens sylemitir (21). Satrn gezegeninin en byk
Ay' olan Titan' kefeden de odur. Titan gne sistemindeki
en byk Ay'dr; son derece ilgin ve incelenmesine umut
balanabilecek bir dnya grnmndedir. Huygens bu keif-
(21) Galileo halkalar kefetmiti. Fakat bunlar hangi fikir erevesine oturtacan bilemedi. Astro-
nomi teleskoplaryla yapt incelemelerde Satrn gezegenine simetrik olarak den iki pro-
jeksiyondan sz ediyor ve ne olduklarn bilmediini gsteren bir aknlkla, kulaa benze-
diklerini belirtiyordu.




175
lerinin ounu yirmi yalarndayken yapt. Astrolojinin de an-
lamsz bir ey olduunu vurgulard.
Huygens'in daha baka baarl almalar da var > s
yolculuunda boylam saptamak sorunu zor bir iti. Enlem, yl-
dzlar sayesinde kolaylkla bilinebiliyordu; gneye gidildike
gneydeki yldz kmelerini grebilirsiniz. Fakat boylamn
saptanmas tam olarak zamann bilinmesini gerektirir. Gemi-
deki hassas bir saat, terk ettiiniz limandaki saati size bildi-
rebilir. Gne'in douuyla bat ve yldzlarsa geminizin bu-
lunduu yerel saati verir. kisi arasndaki fark boylamn sap-
tanmasn salar. Huygens sarkal saati icat etti. Bunun
prensibi Galileo tarafndan daha nce bulunmutu. Denizcilik-
te kullanlan saatlerde gelime salayc almalar yaparken,
Huygens bugn bile baz saatlerde kullanlan sarmal dengeli
yay buldu. Santrifj gcn hesaplan gibi mekanie ilikin
bulular da vardr. Zar oyunlarna dayanarak olaslklar ku-
ramn ortaya att. Sonradan maden sanayiinde devrim yara-
tacak hava pompasn icat etti, Slayd projektrnn habercisi
"Sihirbaz Kutusu"nu buldu. Baka bir makinenin daha, buhar
makinesinin geliimini etkileyen "Barut Makinesini de icat etti.
Huygens yerkrenin Gne evresinde hareket eden bir
gezegen olduu yolundaki Kopernik'in grnn Hollanda'da
halk arasnda bile kabul edilmi bir gr olmasndan tr
zevk duyan bir bilim adamyd. Kopernik'in tm astronomlarca
kabul edildii ni. "Ancak kafas yava al anlarl a batl
inanlarn etki sinde olanlar tarafndan reddedildi ini " sy-
lerdi. Ortaan Hristi yan fil ozofl ar, gk cenneti nin her
gn bir kez yeryz evresinde dnmesinden esinlenerek
bunun sonsuz olamayaca grn tutturur, tartrlar-
d. Bu grn etkisi yl e saysz, hatta ok sayda bile (ve
batta var olandan baka) dnya ol amayacan savunur-
lard. Gn deil de yerkrenin dndnn kefi, yer-
yznn tek dnya ol uturduu kavramn tehlikeye atyor
ve baka dnyalarda da hayat bul unabil ecei olasl na
yol ayordu. Bunun nemli sonul ar sz konusuydu. Ko-
pernik yal nzca gne sisteminin deil tm evrenin G-
ne'in evresinde dndn, baka bi r deyile hel yo-
santrik olduunu sylyor. Kepler de yldzlarn gezegen



176
sistemlerine sahip olduklarn reddedi yordu. ok sayda,
daha dorusu saysz baka dnyalarn baka gneler
evresindeki yrngel eri nde dnd grn ilk kez
akl a kavuturan kiini n Gi ordano Bruno olduu sanl-
maktadr. Bazl arna greyse, dnya saysnn okl uu
gr, Kopernik'l e Kepl er'i n fiki rleri nden filizlenmiti r.
XVII, yzyl n balarnda Robert Merton, hel yosantrik var-
saymnn daha bi rok gezegen sistemi iermesi gerekti-
ini ve bu ynde ne srl en fikirlerin "anl amszdan hare-
ket ederek anlam karmak" olduunu bel irti yordu. Bir
zamanlar karsndakini n dili ni yutmasna neden ol abilen
bir savl a Robert Merton yle di yordu:
Kopernikolu Kopernik canavarnn dedii
gibi, gk kyaslanamaz bi r byklkte... Yl dz-
lar saysz ve engi nlik sonsuzsa, gkte grd-
mz saysz yldzl arn gneler ol dukl arn,
bunl arn da deimez merkezl eri bulunduunu
neden kabul etmeyeli m? Gne'in evresi nde
dolaan gezegeni bul unmas gibi, onl arn da
benzer bii mde kendilerine bal gezegenleri
bulunduunu dnebili ri z... Bunun sonucu
olarak ta sonsuz sayda yaanabili r dnya bu-
lunduu sonucunu karabiliri z. Byle dn-
memi ze engel nedi r?..
Kepl er'i n ve tekilerini n syl edii gi bi, yer-
yz dnyorsa, yukarda dil e geti rdi i m daha
nice kstaha elikiyi ortaya dkebili ri z.
Fakat yerkremiz dnyor. Merton eer bugn yaa-
sayd, "saysz ve yaanabili r dnyalarn varl n kabul
etmek zorunda kalacakt. Huygens bu zorunluluu o za-
man duydu ve hibir zaman fikri nden caymad: Uzay ok-
yanusundaki yldzlar da bi rer gnetiler. Bizim gne sis-
temi yl e kyaslayarak, Huygens o yl dzlarn da kendilerine
ait gezegen si steml eri bulunmas gerekti i ve bu geze-
genl erden bi rounda canl yayor olabilecei grn
ne sryordu. "Gezegenlerde yal nzca engin llerin bu-
lunduunu kabul eder ve buralar Kutsal Mi mara daha ok
yaknl k duyan tm canl l ardan yoksun kal rsak, gzellik



177
ve soyl uluk asndan tm gezegenl eri yerkreden aa
saym ol uruz ki, bu da manta uygun dmez."
Bu fiki rler ol aanst bir kitapta ve zafer habercisi bir
bal k al tnda toplanmt: Gklerde Kefedil en Dnyalar:
Gezegenlerdeki bu Dnyalarda Yaayan insanlar, Bitkiler
ve rnlere li kin Dncel er. 1690 yl nda Huygens'i n
lmnden ksa bir sre nce derlenen bu kitap, Rus Carl
Byk Petro dahil bi rok kii tarafndan hayranl kl a kar-
land. Petro, Rusya' da Bat bilimine ait il k kitap olarak
bastrd.
Huygens'i n gzlemleri ne dayanarak kard sonular
ada kozmik perspekti fe benzerlikler gsteri yor.
Evrenin mthi engi nliini n ne gzel ve
artc bi r emas karsnda bul maktayz
kendi mi zi ... Bunca gnel er, bunca yerkre-
ler... ve bunlarn her bi ri de otl ar, aalar,
hayvanlar dolu ve nice deni zl er ve dalarl a
ssl!.. Yldzlarn okluu ve bi rbi rleri ara-
sndaki byk uzakl dnnce, hayranl -
mz ne kadar daha ok artyor?
Voyager uzay arac, o gnk keif yolculuklarna -
kan yelkenli gemilerin ve Christiaan Huygens'in bilimsel
ve tasarmc gel enei nin uzantl ardr. Voyager uzay
aralar, yldzlara doru yol alan gemilerdir ve yollar
zerindeki Hnygens' i n i yi bil di i ve sevdi i dnyal ar ke-
fetmektedirler.
Yzyll ar ncesinin yolcul ukl arndan dnerken geti ri-
len nemli eyl erden bi ri Gezi ykleri'dir. Bunlar, yaban-
c lkelere ve hayranl mz uyandran, yeni keifl eri
kaml ayan, daha nce hi grl memi (egzotik) yaratk-
lara ait hikyelerdir. Bu hikyel erde ge deen dalar;
ejderha ve deniz canavarlar; gnl k yi yecekler iin al tn-
dan yaplm kap kaak; acayip yapl hayvanlar; Protes-
tanlar, Katolikl er, Musevil er ve Mslmanl ar arasndaki
kavgal arn anl amszl ; azlar gsl erinde bulunan i n-
sanlar; aalarda yetien keiler vardr. Bu hikyelerden
bazl ar dorudur, bazlar da uydurmadr. Kimisinde bir



178
dirhem gerek bulunur, kimisi de kefe kanlar ya da on-
larn anl attklar tarafndan abartlm ya da yanl yorum-
lanmlardr. Bu ykl er Voltaire'in ya da Jonathan
Swift'in elinde, Avrupa topl umu iin yeni bak alar ge-
tirmi ve kabuuna ekilmi bu topl uma yeniden dnme
malzemesi salaml ardr.
Voyager 2 uzay arac, hibi r zaman yeryzne dn-
meyecek. Fakat bilimsel bul gular, yapt destans kei f-
leri , yolcul uk anlar gelmekte. rnei n, 9 Temmuz 1979
tarihi ni ele al al m. Byk Okyanustaki yerel saatle 8:04'de
yeni bir dnyann ilk resimleri yeryzne geliyor. Bu yeni
dnyaya Avrupa adn veri yoruz dnyamzdakinden esin-
lenerek.
D gne sisteminden yeryzne resim nasl geli yor?
J piter evresindeki yrngesinde dnen Avrupa zerinde
gne parldyor. Bu k uzaya yansyor. Uzaya
yansyan n bi r blm Voyager tel evi zyon kamera-
sndaki fosfora arpyor ve bir grnt yaratyor, Vo-
yager' deki bil gi sayarlar grnty okuyorl ar, yarm mil yar
kilometre uzaklktaki yeryznde yerleti ril mi bir radyo-
teleskopa radyo sinyalleri veriyorlar. Bu radyo-
teleskopl ardan biri spanya' da, bi ri Gney Californi a' daki
Mojave lnde, ncs de Avustralya'da.
Voyager'Ierin kt yolculuklarda insan bulursa, kaptann
seyir defterinde unlar yazl olacak:
1. Gn : Gezegenlere ve yldzlara doru Cape Canave-
ral'dan havalandk.
2. Gn : Aracn bilimsel gzetleme platformunda bir bo-
zukluk var. Bozukluu gideremezsek ekmemiz gereken fo-
toraflardan ou ve bilimsel veriler kayba urayacak.
13. Gn : Geriye doru bakarak imdiye dek birlikte foto-
raflar ekilmemi yeryzyle Ay'n uzayda bir arada ve bir-
birinden ayr dnyalar olarak fotoraflarn ektik. Uzayda g-
zel bir ift oluturuyorlar.
170. Gn : Olaan ev ve temizlik ilerine baktk. Olaysz
birka ay geti.



179
185, Gn: J piter'in resimlerini ektik. Bunlar ayar foto-
raflaryd.
207. Gn : Radyo vericisinde bir bozukluk var. Vericiyi
onaryoruz. Dzeltemezsek, yeryznde bizden bir daha hi
haber alamayacaksnz.
215. Gn: Mars'n yrngesini geiyoruz. Gezegenin ken-
disi Gne'in te yanna dyor.
295. Gn: Asteroit Kua'na giriyoruz. Genie ve d-
zensiz kaya paralar var. arpmay nlemeye alacaz.
475. Gn: Belli bal Asteroit Kua'ndan syrldk. Herhangi
bir arpmaya kurban gitmediimize sevinliyiz.
570. Gn: Jpiter gkte giderek daha belirginleiyor. Yer-
yzndeki en byk teleskoplarn salayamad ayrntlar
saptayarak grntlerini alabileceiz.
815. Gn : Jpiter'in deiken bulutlar nmzde fr d-
nerek bizi hipnotize edecek derecede aknla uratt, Ge-
zegen ok kocaman bir ey. teki tm gezegenler bir araya
getirilse, Jpiter onlarn tmnden iki kat daha byk bir kt-
leye sahip. Ba diye bir ey yok. Ova, Volkan ve akarsu yok.
Toprakla hava arasnda snr diye bir izgide yok.
Youn gaz okyanusuyla yzen bulutlardan oluuyor her
yeri. Yzeyi bulunmayan bir dnya. J piter zerinde grd-
mz her ev gklerinde dalgalanyor.
630, Gn : Jpiter'in havas ok ilgimizi ekti. Bu masif
dnya ekseni etrafnda on saatten az bir zamanda dnyor.
640. Gn: Bulut biimleri birbirinden farkl ve ok gzel. Van
Gogh'un "Yldzl Gece" tablosunu andryor. Ya da William
Blake'in yaptlarn. Fakat hibir sanat bylesi bir tablo he-
nz izmemitir, nk hibiri henz gezegenimizden dar
ayan atmamtr. Yerkre zerindeki hibir sanat bylesi-
ne acayip ve gzel bir dnya dleyememitir.
Jpiter'in rengrenk kuak ve izgilerini yakndan izliyo-
ruz. Beyaz izgiler yksek bulutlar olabilir, belki de amonyak
kristalleridir. Kahverengine alan kuaklar daha aada ve
daha scak blgeler olabilir. Mavi blgelerse bulut rtleri
arasnda ak bir gk paras grebildiimiz deliklerdir. Jpi-



180
ter'in krmza bakan kahve-
renginin nedenini bilemiyo-
ruz. Belki de fosforun ya da
slfrn kimyasal yapsn-
dandr. Belki de Gne'ten
gelen mortesi k Jpiter
atmosferindeki metan,
amonya ve suyu ayrtra-
rak ak renkte karmak
organik molekllerin oluu-
muna, sonra da bu molekl-
lerin yeniden bir araya gel-
mesine yol ayor. Bu tak-
dirde, J piter'in renkleri drt milyar yl nce yeryznde haya-
tn balangcna yol aan kimyasal olgulardan sz ediyor de-
mektir.
647. Gn: Byk Krmz Nokta. Byk bir gaz stunu
ykseliyor. Yanndaki bulutlarn boyuna eriiyor. O kadar b-
yk bir stun ki, iine 6 tane yerkre sar. Krmz oluunun
nedeni, belki de ok derinde olumu ya da younlam
karmak moleklleri yzeye karmasndandr. Bir milyon yl-
lk bir byk frtna sistemi olabilir.
650. Gn: Muhteem karlama. nmzde mthi g-
zellikler sergileniyor. Jpiter'in azl radyasyon kuaklarn
yalnzca tek bir aygtn bozulmasyla aabildik. J piter'in yeni
kefettiimiz halkalarnn paracklaryla arpmadan bunlar
atk. Radyasyon kuann gbeinde bulunan kk, krm-
z bir dnya olan Amalthea'y, ok renkli lo'yu Avrupa'daki
izgili iaretleri, Ganyemede'nin rmcek an anmsatan
gzel ekilleri getikten sonra, Callisto'nun ok halkal havza-
sn atk. Jpiter gezegenin bilinen Ay'larndan en dtakini
de ap da doru alyoruz.

662. Gn: Alan detektrlerimizle kk para de-
tektrlerimiz J piter radyasyon kuandan ayrldmz gs-
teriyor. Gezegenin ekim gc hzmz artrd. Sonunda Jpi-
ter'den syrldk ve uzay okyanusuna doru alyoruz,



181
874. Gn: Bundan sonraki uramza iki yl sonra vara-
caz: Satrn sistemi.
Voyager tarafndan gnderilen gezi ykleri arasnda en
ok houma giden Galileo uydularndan biri olan Io'dan gele-
nidir. Voyager gitmeden nce de lo'da garip bir eyler oldu-
unu biliyorduk. Yzeyinde baz deiik ve ilgin ekiller g-
rlyordu. Rengi de ok krmzyd, Mars krmzsndan daha
da krmz.
Voyager bu kocaman Ay'a yaklatnda, gne sistemin-
deki baka bir yerde rastlanmadk biimde deiik renkler ta-
yan bir yzeyle karlat. Io, Asteroit Kua'na yakn bir
yerdedir. Tarihi boyunca den kaya paralaryla yumruklan-
m olmal. Kraterler alm olmas gerekir. Fakat krater g-
zkmyordu. Alan kraterleri silebilen olduka etkili bir sre
sz konusu olmal. Atmosferin etkisi olamaz bu, nk Io'nun
gsz olan ekimi nedeniyle atmosferin byk bir blm
uzaya kaymt. Akarsudan tr olamaz, nk Io'nun yzeyi
ok souk. Volkan azna benzeyen yerler vard. Fakat emin
deildik.
Voyager'in yoluna devam etmesini salamaktan sorumlu
ekip yelerinden Linda Morabito, lo'nun arka planndaki yl-
dzlar grebilmek amacyla bilgisayardan lo'nun bir u blge-
sinin grntsn vermesini istemiti. Uydunun yzeyindeki
karanlkta dik duran bir ty sorgu grr gibi oldu. ard.
Sonra birden karar verdi ki, ty sorgu, var olabileceinden
kukuland bir volkand. Voyager, yerkremizin dndaki ilk
faal volkan kefetmiti. u anda Io'da gaz ve paralar kusan
dokuz byk volkan ve yzlerce de -belki binlerce- snm
volkan bulunduunu biliyoruz. Volkanik dalarn yanlarndan
akan pskrtlm dkntler kraterleri rtmeye yetmektedir.
Gezegenlerdeki grntlerden yepyenisiyle kar karya bu-
lunmaktayz. Galileo ve Huygens baylrlard bu grntlere.
Iodaki volkanlarn kefedilmesinden nce, bunlarn varl-
Stanton Peale ve arkadalar tarafndan haber verilmiti.
Io'da grdmz renklerin ekilleri, volkan azndan kan
erimi slfr nehirlerinin alabilecei renk ekillerine benziyor.
lo'nun yzeyi birka ay iinde bile deiiklie uruyor. Yery-
znde dzenli aralklarla hava raporlar yaynlanmas gibi,



182
lo'ya ait haritalarn dzenli aralklarla hazrlanmas gerekmek-
tedir.
Younluu pek az olan Io atmosferinde Voyager genellik-
le slfr dioksit bulgusuna vard. Bunun bir yarar olabilir: yi-
ce iine dt Jpiter radyasyon kuann elektrik ykl
paracklarndan yzeyini koruyor.
lo'nun byk volkanik sorgular, Jpiter'in evresindeki
uzaya atomlarn dorudan sokabilecek kadar yksek. Io'dan
kan gazl maddenin, birok arpma ve younlama sreci
sonunda Jpiter'in evresindeki krmz halkalarn sorumlusu
olmas da sz konusudur.
nann Jpiter'ce yaayabileceini dnmek zordur. Bu-
nunla birlikte atmosferinde srekli olarak dolanacak byk
balonlu kentler kurulmas uzak bir gelecein dncesi olabi-
lir, Jpiter'in Ay'larn kefetmek isteyenler iin Jpiter geze-
geni bi r tahrik noktas olmaya devam edecektir.
Gne sistemi , yl dzlararas gaz ve tozun younla-
masndan oluurken, Jpiter, yldzlararas uzaya ps-
krmeyen ve gnei oluturmak zere ie doru dme-
yen maddeni n byk bi r bl mn kendine ekmiti r. J -
piterin ktl esi otuz, krk misli olsayd, ii ndeki madde de
termonkleer tepkiler geireceinden, bu gezegen kendi
yla parl damaya bal ard. Gezegenleri n en by,
yl dz olmay baaramayan bir ktledi r. Byle ol masna
karn, i ss Gne' ten ald enerjini n iki katm verebi-
lecek kadar yksekti r. Tayfn kzl tesi blmyle deer-
lendi rili nce, Jpiter'i bir yldz saymak bil e doru olur.
Gzle grl ebi len bir yldza dnseydi, i fte yldz sis-
temli , gkte iki gneli bir dnyada yaayacaktk. Ve ge-
celer dnyamza daha ender olarak inecekti. Samanyolu
boyunca saysz gne sistemleri nde olduu gibi.
Jpiter bulutlarnn alt blmlerindeki atmosfer taba-
kalarnn arl , yerkremizdekinden ok daha yksek
basn yapar, Bu basn ylesi ne byktr ki, hidroj en
atomlarndan elektronlar sktrp karr ve sv metalik
hidroj en maddesi oluturur. Yeryz l aboratuvarlarnda
elde edilmemi bir fiziksel sonutur bu. nk yerkre-



183
mizde byl esine yksek basn salanmamtr. (Metallik
hidroj eni n orta dereceli sda sper-iletken ilevi yapabi-
lecei umut edili yor. Yeryznde retilebili rse elektronik
alannda bi r devrim yaratabilir.) Yerkremizdeki; atmosfer
basncndan mil yon kez fazla basn bul unan Jpiter'in
i katmanlarnda, metallik hi drojen okyanusundan baka
bir ey yoktur. Bu arada J piter'in en i blmelerinde ka-
ya ve demi r ktlesi bulunabi lir. Basn mengenesi ii nde
yeryz benzeri bir dnya, bu en byk gezegenin orta-
snda sonsuza dek gizli kalabilir.
J piter'in ierlerindeki sv maddenin tad elektrik
akmlar, gezegeni n muazzam manyetik al annn kayna-
n ol uturuyor olabili r. Gne sistemi nin en gl manye-
tik alan bu gezegendedir. Gezegenin radyasyon kua
ise elektron ve proton kapan oluturur. Elektrik ykl bu
zerrecikl eri, Gne' i n sal d gne rzgrl ar tarl ar.
J piter'in manyetik alam bunlar yakal ayp hzlandrr.
Io, J piter'e ylesine yakn bir yrngede dner ki,
sz konusu youn radyasyonun gbeinden geer. Ge-
erken elektrik ykl paralar avl an yaratr, bunlar da
radyo enerjisi patlamalar dourur. Jpiter'i n radyo enerji-
si patlamalarnn ne zamanlar olaca, yerkremiz iin
hava tahminlerinden daha byk bir kesinlikle haber veri-
lebilir.
Jpiter'i n radyo dalgalar yaynlayan bir merkez oldu-
u, 1950' lerin bal arnda radyoastronomi nin yeni icat
edildi i gnlerde bir rastlant sonucu bul unmutu. ki gen
Amerikal ol an Bernard Burke ve Kenneth Franklin, yeni
yapl m ve o gnler ii n epey duyarl radyo-teleskopla
gkleri kolaan ediyorlard radyo si nyali al abilecek mi yiz
di ye. Gne sistemi nin dndaki kozmik alanda radyo
dalgalar kayna aramaktaydlar. nceden bilinmeyen bir
kaynaktan radyo dalgalar gelince ardl ar. nk bu-
nun kayna, bir yldzdan, nebuladan ya da gal aksiden
deil gibi ydi . in garibi , ok uzaklardaki cisimlere oranla
epey hzl a hareket eden bir cisimden geli yordu radyo dal -
galar. Uzak Kozmos al anl arna ait haritalarna bakp bu
radyo kaynana iliki n bi r akl ama yapamadklar sra-



184
larda bir gn, rasathaneden kp ge plak gzle bakt-
lar. Salarnda olaanst parlakl kta bi r cisim grmel eri
onlar artt. akayla kark bi r sevi n iinde radyo
dalgalar yaynlayan cismi n Jpiter ol duunu grdler. Laf
aramzda, bu tr rastl antsal bulgular, bili me yabanc bi r
olgu deil dir.
Jpiter' den daha kk bi r gezegen olmasna karl k,
Satrn yap bakmndan ve bi rok ynyle Jpiter' e ben-
zemektedir. Her on saatte bir kendi ekseni etrafnda d-
nen Satrn ekvator bl gesi nde renkli izgi kuakl ar ser-
giler. Bu renkli kuaklar Jpiter'inki kadar belirgin deil-
dir. J piter'den daha zayf bir manyetik al an ve radyas-
yon kuana sahipti r. Satrn' evreleyen halkalarn g-
rnm, J piter'inkinden ok daha etkileyicidir. Says
onu aan uyduyla da evrelenmitir.
Satrn' n Ay' larndan en il ginci olarak Titan gzmze
arpyor. Titan gne sistemi ndeki en byk ve hatr sa-
yl r derecede atmosferi olan tek Ay' dr. 1380 yl Kas-
mnda Voyager 1 Ti tan'l a karl amadan nce Ti tan hak-
kndaki bilgi mi z az ve dzensizdi. Varl kukuya yol a-
mayan tek gaz tr metan gazyd (CH4) ve G.P. Kpl er
tarafndan saptanmt. Gnein mortesi metan ga-
zn daha karmak hi drokarbon molekllerine ve hidrojen
gazna dntrmekte. Hi drokarbonl ar Ti tan' n yzeyini
koyu renk ve katrans bi r organik balk ol arak kapl yor.
Bu, yeryzndeki hayatn balangcna ilikin ol arak d-
zenlenen deneyde yaratl an bala benzi yor olmal . Ti-
tan n ekim gc az ol duundan, hafif hidroj en gaz "ka-
darbesi" ol arak nitelenen iddetli bi r srel e abucak
uzaya kayor ve beraberinde metanla atmosferin teki
yapsal maddel eri ni gtryordur. Fakat Titan' n atmosfer
basnc en azndan Mars gezegenin atmosfer basnc ka-
dar byktr. Bu nedenle "ka darbesi " pek gerekle-
mi yor gali ba. Belki de henz kefedilmeyen yle atmosfe-
rik yapsal bi r madde vardr ki. rnein nitrojen, bu mad-
de atmosferi n ortal ama mol ekl arl n artrarak darbeli
ka nlyordur. Ya da darbeli ka oluyor, ama uzaya
kaan gazl arn yerini gezegenin iinden gel en baka gaz-



185
lar al yor. Titan' n ktle younluu o kadar dktr ki,
ok miktarda su ve buz bul unmal dr. Bu arada metan da
vardr. sdan tr yzeye bunlarn ne oranda sal ve-
rildi i bi linmemektedir.
Titan'a teleskopla baktmzda, zar zor fark edilen bir
krmz disk grebili yoruz. Baz gzlemciler o diski n yuka-
r bl mleri nde beyaz bulutlar grdklerini bildirmilerdi r.
Bunlar, byk bir ol asl kla, metan kristalleri bul utl ardr.
Peki ama krmz rengi veren nedi r? Titan inceleyicil eri ,
bunun nedenini karmak organik mol ekllere balamak-
tadrl ar. Titan' n yzey ss ve atmosferik younluu ha-
len tartma konusudur. Atmosferde oluan sera tipi bir
etkiden tr yzeyinde snn artt belirtileri var. Yze-
yinde ve atmosferinde bolca organik molekl varlyla Titan,
gne sisteminin ikamet edilebilir tek ve ilgin bir yeridir. Ke-
if amacyla giriilen daha nceki yolculuklar tarihi, Vo-
yager'in ve baka uzay aralarnn giriecekleri keif uular,
bu yer hakkndaki bilgilerimize devrim saylacak bilgiler kata-
caktr.
Titan'n bulut aralndan Satrn' ve halkalarn grebili-
riz. Aradaki atmosferin etkisiyle ak san renktedir halkalar.
Satrn sistemi, yerkremizin Gne'e mesafesinden on kat
daha uzak olduundan, Titan'a ulaan gne bizim al-
kn olduumuzun yzde 1'i younluundadr. Is dereceleri de
atmosferin sera tipi bir etki gstermesine karn, suyun don-
ma derecesinin ok altnda olmaldr. Fakat organik madde
bolluu, gne ve belki de volkanik blgeleriyle Titan'da
(22) hayat olasl pek de yabana atlamaz. Bylesine deiik
bir ortamda, hayat da doal olarak yeryzndekinden farkl
(22) 1655 ylnda Titan' kefeden Huygens bu konudaki grlerini yle zetliyor: "Gzleri-
mizi gklere evirip Jpiter ve Satrn sistemlerini minnack gezegenimizle kyaslarken, bu iki
gezegenin bykl ve soylu bekileri karsnda hayran kalmamaya olanak var mdr? Ya da
akll Yaratcmzn btn hayvanlar ve bitkileri bize bahederek yalnzca yeryzn ssleyip
btn o dnyalar yoz ve insandan yoksun braktn dnmeye olanak var m? O dnyalar ki,
orada yaayanlar da Yaratclarna tapmak isteyeceklerdir. Yoksa tm o gk cisimleri bize gz
krpsnlar ve tarafmzdan incelensinler diye mi yaratldlar, dncesindesiniz?" Satrn G-
ne'in evresini otuz ylda dndne gre, Satrn gezegeniyle Ay'larnn mevsimleri Yeryz
mevsimlerinden epey uzun olmal. Satrn'n Ay'larnda yayor olabilecekler hakknda Huy-
gens unlar ekliyor: "Bylesine uzun ve can skc klar olduuna gre, yaay biimleri bi-
zimkinden' ok farkl olamaz."





186
olacaktr, Titan' da hayat var ya da yoktur, eklinde kesin
yantlar verebi lecek kantl ara sahip deiliz. Fakat bi r ol a-
sl k sz konusudur. Titan' n yzeyine, ii nde aygtl ar bu-
lunan uzay aralar i ndi rmedi ke, bu sorunun yantn ke-
sin olarak veremeyiz.
Satrn'n halkalarn ol uturan madde paracklarn
incelemek iin onl arn yaknma gi debilmemiz gerekir.
Bunl ar kartopu buz kpleri ve ap bi r metreyi aamayan
cce buzull ardr. Bunlarn sudan yaplm buz zellikleri
tadn bili yoruz, nk halkalardan yansyan gne
nn tayftaki zellikleri, laboratuvarda lmleri yap-
lan buzunkine benzemektedi r. Bi r uzay aracyla bu buz
paral arnn yaknna gidebil mek iin sratimizi keserek
onlarn Satrn evresinde dn hzl ar ol an saatte
45.000 mil (yaklak 62.000 km.) yapmal yz ki, beraberle-
rinde dolaabil elim. Baka bi r deyile, o buz paral arnn
Satrn evresi ndeki dn hzl arna ayak uydurarak biz
de Satrn evresi nde yrngede dol anmal yz. Ancak o
takdi rde ne ol duklarn tam ol arak anl ayabili riz.
Satrn'n evresinde ember sistemi yerine neden tek
ve byk bir uydu yok? Halkay ol uturan madde paras,
Satrn' e yakn bulunduu oranda yrngede dnme hz
artacaktr; iteki paracklar dtaki paracklardan daha
hzl dnmektedirl er. Her ne kadar komple grup olarak
paracklar gezegenin evresini sani yede 20 km. hzla
dnyorsa da, birbi rine yakn iki paracn greceli hz
ok dktr. Dakikada bi rka santi metre fark edecek ka-
dar. Bu greceli devini mden tr paracklar karl kl
ekimin etkisi yle hibi r zaman bi rbi rine yapamyorlar.
Yapmaya abalaynca, yrngesel hzlarnn az fakat
deiik oluu onlar birbiri nden ayryor. Eer halkal ar Sa-
trn gezegenine bu denli yakn olmasal ar, szn ettii-
miz etkinin gc azal r ve kk kartopl ar bir araya gele-
rek sonuta bir uydu olutururlard.
Gne rzgr, Satrn gezegeni yrngesinden ok
telerdeki d gne sistemi ne kadar etkisini pek az da
olsa hissettirir. Voyager, Vens'e ve Neptn'le Pluto'nun
yrngel eri ne ulatnda, eer aygtl ar hl al r du-



187
rumda kal rsa, Gne' in dnyal ar arasnda esti rdii
rzgrn etkisi nin azaldn mutlaka hissedecektir. G-
ne'in estirdii rzgrn, Yldzlar imparatorl uunun eii-
ne uzanan son kalntsdr bu. Pluto'nun Gne' e olan
uzakl nn iki misli daha uzakl ktaki yldzl araras pro-
tonl ar ve elektronlarn basnc, Gne rzgrnn oralara
kadar vardrabildii basncndan ok daha etkilidi r. G-
ne' in imparatorl uunun sona erdi i bu bl geye "heliopa-
use" (Gne duraksamas) ad verili yor. Voyager adl
uzay aracmz heliopause bl gesini XXI. yzyl ortal arna
doru aarak bir daha Gne sistemine geri dnmemek
zere yldz adalarna yaklaacak ve Samanyolu' nun orta
blmlerindeki youn blgenin evresini bundan bi rka
yz mil yon yl sonra dolanmay tamaml ayacaktr. lk ol a-
rak! Artk destans yolculukl ara balam bulunuyoruz.




Blm VII
GECENN BELKEM
Gkt e yuvar l ak bir delie rast geldiler... ate gibi par l yordu. te bu
bir yl dzdr, dedi Kuzgun.
[ Yaratl' a ai t Eski mo ef sanesi ]

Bir eyin nedenini renmeyi, kral ol maya ye tutarm.
[Demokritus]

Sisam' l Ari slarkus, evrenin i mdi sanld ndan bi r ka kez daha
byk olduu sonucuna gtren baz varsay mlar att ortaya.
Bu varsaymlar,
sabit yl dzlarla Gne' in yerleri nden kml damad ,
yeryznn Gne evresi nde bir daire izerek dnd,
Gne' i n de bu yrngenin orta yeri nde durduu yol unda.
Ayn zamanda, sabit yl dzlarn bul unduu
ve merkezi Gne olan kreyi yle byk varsayyor ki, yeryznn dn-
n tamamlad dairenin sabit yldzlara uzaklk oran kre merkezinin kendi y-
zeyine olan uzaklk oranna etir, diyor.
[Arimet, The Sand Reckoner (Kum Saycs]

nsanolu Tanr hakkndaki dncelerinin gereki bir muhasebesini
yapacak olursa,
tank olduu olaylarn bilinmeyen, gizli kalan nedenlerini dile getirmek iin ou
zaman " tanr" szcn kullandn itiraf etmek zorunda kalr.
Bu szc, nedenlerin kaynan bulamad,
doal olann kayna anlalr olmaktan kt zaman kullanmaktadr.
Ya da nedenleri birbirine balayan zincirin halkalarn
kaybettii anda, sonucu Tanr'ya balayarak sorunu zer ve aratrmasna son



189
verir. Bu yzden, bir eyin oluunu tanrlara baladnda, aslnda zihnindeki ka-
ranln yerini, hayret duygusuyla nnde eildii allm bir sese terk etmekten
baka bir ey mi yapyor?
[Paul Heinrich Dietrich, Baron von Holbach, Syst 6me de l a Nat ur e (Doa-
nn Sistemi) Londra, 1770]


OCUKLUUMUN GET MAHALLE AVUCUMUN
GB BLDM BR EVREND. Tm komularmz ta-
nr, isimleri yl e teker teker sayabilirim. Besledikleri hay-
vanlar bilirdim. Kaldrm tal arna dek oynadm sokak-
lar tanrdm. Fakat birka blok tede, trafik grltsnn
hkm srd 88. Sokaktan itibaren zi hni mde yolcul ua
ktm snrlar bal ard. Anmsadm kadaryl a, yolcu-
lua ktm bu yer Mars gezegeniydi.
K akaml ar bazen gkte yldzl ar grebili rsiniz.
Uzaktan gz krptkl arn grr, ne olduklarn merak
ederdim. Benden byk ocuklara ve yetikinlere sordu-
umda, aldm yant yalnzca u olurdu: "Onl ar gkt e bi rer
ktrlar, olum." Ik olduklarn ben de grebiliyordum.
Ama neydiler acaba? Gkte sallanan kck ampuller mi?
Neden oradaydlar? Onlar iin zlrdm; meraksz arkada-
larm iin gizliliini koruyan garip yerlerdir, diye dnrdm.
Sorumun daha derin bir yant olmalyd.
Yam byr bymez, evdekiler semt kitaplna gitmemi
salayacak kartlarn bana verdiler. Kitaplk 85. Sokaktayd
galiba. Benim iin mehul bir yerdi. Hemen gittim ve kitaplkta
alan memur kzdan bana yldzlar hakknda bir iki kitap
bulmasn rica ettim. Bana getirdii kitapta Clark Gabie ve
J ean Harlow gibi erkek ve kadn isimleri tayan yldzlar var-
d. Biraz kzdm gren kzcaz o zamanlar iin anlamad-
m bir nedenle glmsedi ve bana baka bir kitap karp
verdi. Bu istediim kitapt. Kitab hemen aarak soluk alma-
dan aradm bilgiyi buluncaya dek okudum. Evet, kitap in-
sanda hayret uyandran bir bilgi veriyordu. Byk bir fikir. Yl-
dzlarn gne, ama uzakta kalan gneler olduunu yazyor-
du. Gneimiz de bir yldzd, fakat yakn bir yldz.
Diyelim ki, Gne'i minnack ve gz krpan bir k duru-
muna gelinceye dek uzaklara srklediniz. Acaba ne kadar



190
uzaklara gtrmek gerekirdi? A ls kavramndan haber-
sizdim. In yaylmasna ilikin ters kare ilkesini bilmiyor-
dum Yldzlara olan mesafemizi lmeyi bilecek en ufak bir
bilgi krntsna sahip deildim. Fakat unu syleyebilirim:
Madem ki yldzlar gnetiler, epey uzakta olmalar gereki-
yordu... 85. Sokaktan uzak, Manhattan da uzak, New J er-
sey'den de uzak olmalydlar. Evren tahminimden daha b-
yk, diye geirdim aklmdan.
Sonralar daha da artc bir ey okudum. Bizim mahal-
lenin de dahil olduu yeryz bir gezegendi ve Gne'in ev-
resinde dnyordu. Baka gezegenler de vard, Bunlar da
Gne'in etrafnda dnyorlard. Baz gezegenler Gne'e
daha yakn, bazl arysa daha uzaktayd. Ne var ki, geze-
genl er kendi klaryl a parldamyorlard. Oysa Gne
kendi yl a parl dyordu. Gezegenl er yalnzca Gne' i n
n yanstyorl ard. Eer ok uzak mesafel er tesi ne
gitseydiniz, yerkremizi ve teki gezegenleri hi mi hi
gremezdiniz; yal nzca fersiz birer k noktalar ol arak
grlrd. Gne'in yaldr yaldr parlakl na karl k s-
nk bi rer nokta ol urlard. Derken, unu geirdim akl m-
dan: teki yldzl arn gezegenleri bulunduunu dnmek
mantksz olmaz. Henz gzl eyemedii miz gezegenler r-
nei n. Szn ettii m bu teki gezegenlerin bazl arnda
bayat olabilirdi de... Neden olmasnd? Bizim mahallede
bildii miz hayat bii minden deiik olabilirdi belki. Byl e-
ce astronom olmaya karar verdim. Yl dzl ar ve gezegenl er
hakknda bir eyl er renmeyi akl ma koymutum. Ve
mmkn olursa, oralara gitmeyi de.
Bu garip istei me annemle babamn set ekmemesi ve
baz retmenl eri min tevik etmesi beni m ii n bi r tali h ol-
duu gibi , teki dnyal arn zi yaret edili p Kozmos' un ya-
kndan kefe kl d bir dnemde yaamam da bir talih-
tir. Daha nceki bir ada domu olsaydm, bu konuya
merakm ne denli derin olursa olsun, yldzlarn ve geze-
genl erin ne ol duunu ya da ne olmadn bilemeyecek-
tim. Baka gneler ve baka dnyalardan haberi m olma-
yacakt. Bunlar atalarmzn 1 mil yon yl dr srdrdkl eri
sabrl gzl em ve cesur dncel eri sonucunda doann



191
barndan koparlm gizl erdi r.
Nedir yldzl ar? Bu tr sorul ar bi r ocuun glmseyii
kadar doaldr. Bu sorul ar hep sormuuzdur. amzn
zellii , bu soruya yantl arn bazl arn bilii mizdi r.
Embri yonik gel imemizde trl eri mizin evrim tarihi ni i z-
leyii miz gibi, zihinsel gelimemizde de atalarmzn d-
ncel eri nin izi zerinden geeriz. Bilim ncesi zamanlar
dnn. Kitapl klarn henz bulunmad zamanlar g-
znzn nne getiriniz. O zamanlar da zeki, merak dolu
ve hem topl umsal, hem cinsel konul ara kar il gi duyan
insanl ardk. Fakat o dneml erde henz deneyler gerek-
lememi, icatlar gn na kmamt. nsanolunun
ocukluk dnemi ydi. Atei n ilk kez bulunduu zaman d-
nn. O sral arda i nsanlar acaba nasl yaarlard? Atal a-
rmz yl dzl arn ne ol duunu sanrl ard dersiniz? Bazen
d kurar ve birilerini n yle dndn gei ri rim zi h-
nimden:
Kiraz yiyoruz, ot yiyoruz. Fndk, fstk yiyoruz. Yaprak yiyoruz.
l hayvanlar yiyoruz. Baz hayvanlar ldryoruz. Hangi yiye-
ceklerin iyi, hangilerinin zararl olduunu biliyoruz. Baz yiyecekleri
azmza koyunca yerde debelendiimizi biliriz. Baldran ve yk-
skotu sizi ldrebilir. ocuklarmz ve arkadalarmz severiz.
Onlar bu gibi yiyeceklere kar uyarrz.
Hayvan avna gittiimizde avlanp ldrlebileceimizi de bili-
riz. Boynuz yiyerek ya da inenerek lebiliriz. Ya da dorudan
doruya bizi yiyen hayvanlar da olabilir. Hayvanlarn davran bi-
imleri bizim iin lm kalm sorunu oluturur. Nasl iftletiklerini,
yavruladklarn, tladklarn, Hangi yollar izlediklerini, btn
bunlar bilmeliyiz. ocuklarmza retiriz btn bunlar. Onlar da
bu bilgileri ocuklarna aktarrlar.
Hayatmz hayvanlarnkine baldr. Onlar iyice izleriz, zellik-
le kn yenecek bitki azalnca. Hayvanlarn pelerinde koan ve
toplayp saklayan avclarz.
Bu gk kubbenin altnda bir aata ya da dallarnda uyuruz.
Giyim iin hayvan derisinden yararlanrz. nk bizi scak tutar.
plaklmz giderir. Bazen de hamak iin kullanrz derisini.
Hayvan derisi giydiimizde o hayvann gcn hissederiz. Karaca



192
ile birlikte srarz. Ay postunu stmze geirince hayvan avna
karz. Bizimle hayvanlar arasnda bir ba var. Hayvan avlayp
yeriz. Hayvanlar da bizleri avlar ve yer. Birbirimizin paralaryz.
Ara gere yaparak yaayabiliriz. Kimimiz iyi odun yarar, kimi
iyi rendeler, kimi iyi eeler, kimi iyi cilalar, kimi de iyi ta bulmakta
ustadr. Tahta sapa ta parasn hayvan derisiyle balayarak
balta yaparz. Baltayla aa deviririz. Bazen de hayvan. Ba-
zen hayvana uzaktan ok saplarz.
Et abuk bozulur. Bazen kokmu etin tadn gidermek iin
otla piiririz. Baz yiyecekleri hayvan derisi iinde ya da ge-
nie yapraklara sararak saklarz. Bir kenarda yiyecek bulun-
durmak iyidir. Hepsini imdi yersek ileride a kalabiliriz. Bu
nedenle birbirimize yardmc olmalyz. Bu ve daha baka bir-
ok nedenle kurallar koyarz. Herkes kurallara uymaldr. Ku-
rallar her zaman var olmutur. Kutsaldrlar kurallar.
Bir gn frtna vard. imek akm, gk gmbrdemi ve
yamur yamt. Kkler frtnalardan korkarlar, bazen ben
de korkarm. Frtnann srlar gizlidir. Gk grleyii derinden
gelir ve grltl olur. imek ak ksa sreli ve parltldr.
ok kudretli biri fena halde kzm olmal. Gklerde biri, san-
rm.
Frtnann ardndan civardaki ormanda bir trt duyuldu...
Gidip baktk. Parldayan, scak, srayan, sar ve krmz renk-
te" bir ey grdk. Daha nce hi byle bir ey grmemitik.
imdi buna "alev" adn veriyoruz. Deiik bir koku karyor.
Bir bakma canl saylr. Bitkileri, aalar yiyip bitiriyor. Eer
bunu yapmasna izin verirseniz... Gc var ama akl yok.
nne gelen her eyi bitirdiinde, kendi de son buluyor. Yolu
zerinde yiyecek bir ey bulamazsa bir aatan tekine s-
rayamaz bile.
Aramzdan birinin, aklna cesur fakat tehlikeli bir fikir gel-
di: Alevi yakalayp ona yemini vermek ve dost klmak. Kuru
aa dallar bulduk. Alev bu dallar yiyip bitiriyordu, fakat
ardan yapyordu bu ii. Dallar yanmayan ucundan tutabili-
yorduk. Hafif yanan bir dal eline alarak hzla koarsan alev
sner. Komadk iyi dileklerimizi bildirerek yrdk. Aleve
"lme" diye tembih ettik. teki avclar gzlerini fal ta gibi



193
aarak atlar bize.
O zamandan bu yana ona beraberimizde tadk. Ya-
nmzda hep bir "-.ana alev" tadk ki, alevleri ardan emzir-
sin diye.
Bylece alevin yaamasn (23) saladk. Alev harika bir
eydir ve yararldr. Hi kukusuz kudretli varlklarn bir ltfu-
dur. Frtnalarn da kudretli yaratclar m bu varlklar?
Alev souk gecelerde bizi str. Bize k verir, Ay yeni
kt zamanlama karanl dolar. Ertesi gnn av iin ok
hazr edebiliriz atete. yi bir yan daha! Ate hayvanlar uzak
tutar. Geceleyin bizi yiyebilen hayvanlar yaklaamaz ate sa-
yesinde. Biz alevi koruruz, alev de bizi.
Gkyz nemlidir. Yukarya bamz kaldrnca gky-
zn grrz. Bize seslenir deta. Alevi bulduumuz gnlere
dek gecenin karanlnda srtst uzanr ve gkyzndeki
kl her noktaya gzmz dikerdik. Ikl noktalarn bazlar
bir araya getirilince nmzde ekiller izilirdi. Aramzdan biri
gkyzndeki ekilleri tekilerden daha iyi grebilirdi. Bize
yldzlarn izdii resimleri retti, onlara ne adlar vermemiz
gerektiini fsldad. Gece ge vakitlere kadar oturup gkte
grdmz ekiller iin, ykler uydurduk: Aslanlar, kpek-
ler, aylar, avclar ve daha baka garip eyler. Bunlar gkteki
kudretli varlklarn resimleri olabilir mi? Kzdklarnda bizlere
frtnalar yadranlar olabilir mi?
Genellikte gkyz deimez. Yldzlarn izdii resimler
hep oradadr. Her yl aynen. Hi yoktan hilal gzkr.
Yuvarlak bir top olur, sonra yine bir hi olur. Ay deitii
sralarda kadnlar ayba olur. Baz kabileler Ay'n ilk dou-
unda ve kayboluunda cinsel iliki yaplmasna kar kurallar
getirmilerdir. Baz kabileler Ay'l gnleri ya da kadnlarn ay-
(23) Atein canl, korunmas ve bakm istemesi gibi kavramlar "ilke" diye kesip atmamak ge-
rekir. ada birok Uygarln kkleri yaknnda grmek mmkndr. Eski Yunan'da ve Ro-
mallarda, ayrca eski Hindistan'daki Brahmanlarda aile oca bulunurdu ve bu ocan bir ye-
rinde alevin bakmna ilikin kurallar belirtilirdi. Geceleri kmrn st klle rtlrse yanp
ate yitip gitmesin diye. Sabahlar da kllerden eelenen korlar rayla tututurulurdu. Ocakta
alevin sndrlmesi iyi belirti saylmaz ve ailenin yok olup gidii olarak yorumlanrd. Her
uygarlkta ocakta alevin yaatlmas atalara gsterilen saygnln belirtisiydi, ite bu, sonsuz
alevin simgesidir. Bugn de dinsel, siyasal, sportif ve anma trenlerinde bavurulan bir simge.





194
ba olduu gnleri geyik boynuzlarna iaret ederler. Ona
gre plan program yapp kurallar saptarlar. Kurallar kutsaldr.
Yldzlar ok uzaktadrlar. Bir tepeye ya da aaca trman-
dmzda onlara yaknlam olmayz. Bulutlar da bizlerle
yldzlar arasnda, yani yldzlar bulutlarn arkasndadrlar. Ay
yava yava devinirken, yldzlarn nnden geer. Daha son-
ra grrz ki, yldzlar duruyorlar, nk Ay yldz yemez. Yl-
dz titreip dururlar. Garip, souk, beyaz, uzak bir ktrlar.
Ne kadar ok yldz var. Gkyzn doldurmular. Fakat yal-
nzca geceleyin grnyorlar. Ne olduklarn merak ediyorum.
Alevi bulduktan sonra aklktaki bir atein yannda otur-
mu, yldzlar hakknda dnyordum. Yavatan bir dnce
belirdi zihnimde: Yldzlar alevdirler. Sonra aklma baka bir
fikir geldi: Yldzlar baka avclarn geceleyin akta yaktklar
atetir. Yldzlar kamp yerinde yaktmz ateten daha az k
veriyorlar, "Fakat," diye soruyorlar bana, "gkte ate nasl
yaklr. O atein evresindeki avclar nasl oluyor da gkten
aa dmyorlar? Oradaki garip kabileler neden gkten
aa dmyorlar yanmza, bizim ate yaktmz kampa?"
Bunlar esasl sorular. Zihnimi kurcalayan sorular. Bazen
gn bir byk yumurta ya da fndk kabuunun yars oldu-
u geliyor aklma. O uzak yerlerdeki kamp yerlerinde yaklan
atein evresinde oturanlarn bize baktn dnyorum.
Onlar da bizim neden dmediimizi soruyor olabilirler. Anla-
tabiliyor muyum ne demek istediimi. Fakat avc milleti,
"Aas aasdr, yukars da yukarsdr," diyor. Bu da iyi
bir yant saylr.
Bizlerden birinin aklna baka bir dnce gelmi. Onun
dncesine gre, gece gn stne rtlen kocaman, si-
yah bir hayvan derisidir. Deride delikler var. Biz deliklerden
bakyoruz. Ve alev gryoruz. Ona gre ate yal nzca yl-
dzlar grdmz bi rka yerde deil. Her yerde alev
var. Ona gre alev btn g kapl yor. Ne var ki, deri
alevi rtyor. Delikli yerler dnda.
Baz yldzlar dolarlar. Bizi m avl admz hayvanl ar
gibi. Eer dikkatle ve birka ay sreyle gzlerseniz, yl-
dzlarn kmldadn grrsnz. Bunlarn says yalnz-



195
ca beti r. Tpk eli mizdeki parmak says kadar. teki yl-
dzlar arasnda ar ar kml darlar. Eer kamp atei d-
ncesi doruysa, dnp dolaan avc kabileleri n koca-
man ateler tadkl ar yl dzl ar ol mal onl ar. Fakat dola-
an yl dzlarn derideki delikl er ol mas fikri ne akl m ermi-
yor. Delik atn m, o bir deli k olarak orada kalr. Delikler
dolamaz ki... Hem sonra, alev dolu bir gk tarafndan sa-
rlmak istemem. Eer deri derse, geceleyi n gkyz
ok parl ak ol ur, hem de pek parlak, her yanmz al ev al-
m gibi . Sanrm alevden bi r gk hepimizi yer biti ri rdi .
Kanmzca gkyznde iki tr kudretli varlk bulunuyor:
Ktler, ki bunlar alevin bizi yeyip yok etmesini istiyorlar.
Ve iyiler, Bunlar da alevi bizden uzak tutmak iin zerle-
rine gi yi yorlar. yil ere tefekkr etmenin yolunu aramal yz.
Yldzl arn gkte kamp dol aylarnda yakl an atel er
olup olmadn bilemi yorum. Aral ndan kudret alevi nin
bize bakt derideki delikler olup ol madn da bilemi yo-
rum. Bazen u ekilde dnyorum, bazen de bu eki l-
de. Bir defasnda da kampta yaklm ate olmadn ve
delie benzer bir ey bulunmadn dndm. Bu, be-
nim anl ayamayacam kadar zor bi r eydi.
Bir aa ktne banz dayayn. Banz arkaya
doru kayar. O zaman yal nzca g grrsnz. Ne te-
peler, ne aalar, ne avcl ar, ne kamp atei ... Gkten
baka bi r ey yoktur grl ecek. Bi r ara yukarya, ge
doru debileceim geldi aklma. Eer yldzlar kamp ye-
rinde yaklan atese, bu avcl ar zi yaret etmek isterdim,
u bizim dol ap duran avclar. Hadi deyi m di yorum.
Fakat eer yl dzlar derideki deliklerse korkarm. inde
alevin bekledii delikten ieri dmek istemem.
Bu dncelerden hangisinin doru olduunu bilmeyi ne
kadar isterdim. Bilmemek houma gitmiyor.
Sanmam ki avc-toplayc grup yelerinden ounun akl-
na yldzlar hakknda bu gibi dnceler gelmi olsun. Belki,
alar boyunca, bazlarnn aklna gelmitir bu sorular. Fakat
tm de ayn kiinin akln kurcalamamtr. Oysa bu tr ilgin
fikirlere baz topluluklarda rastlanmas olaandr.
Botswana'da Kalahari lnde Kung kabilesi insanlarnn



196
Samanyolu'nu aklaylar buna bir rnek gsterilebilir. Sa-
manyolu'nun hep tepelerinde olduu bu boylamda, Kung ka-
bilesi Samanyolu'na "Gecenin Belkemii" adn vermitir.
Sanki gkyz iinde yaadmz kocaman bir hayvanm
gibi. Onlarn bu aklama biimi Samanyolu'nu hem yararl
gsteriyor, hem de anlalr klyor. Kung'lar Samanyolu'nun
geceyi yukarda tutup aaya salvermediine inanyorlar.
Eer Samanyolu diye bir ey olmas stmze karanlk dk-
lecek. Mthi bir dnce...
Gklerde yaklan ate ya da karanln belkemii gibi
benzetmeler, insan uygarlklarnda zamanla yerini baka bir
fikre braktlar. Gkyznn kudretli varlklar tanrla yksel-
tilmilerdi. Onlara adlar takld, akrabalar yaktrld ve kendi-
lerine evren apnda stlenmeleri gereken ilevler konusunda
sorumluluklar yklendi. Her bir insan sorununa zg bir tanr
ya da tanra vard. Doay tanrlar ynetiyordu. Onlarn do-
rudan mdahalesi olmadan hibir ey yaplamazd. Eer tan-
rlar mutluysa, yiyecek bolluu grlrd ve insanlar da mutlu
olurlard. Fakat eer tanrlarn houna gitmeyen bir gelime
grlrse -ki ou zaman tanrlarn honutsuzluuna neden
olmak pek kolayd- kt sonular doard: Kuraklk, frtna,
sava, deprem, volkan patlamalar, salgn hastalklar. Tanr-
larn yattrlmas gerekirdi. Bu yzden onlarn kzgnln
azaltmak amacyla byk bir rahip ve adak sanayii kuruldu.
Ne var ki, tanrlar kaprisli olduklarndan, tutumlarndan emin
olamazdnz.
Doa bir giz kutusuydu, Dnyay anlamak zordu.
Gk tanrs olma grevini stlenen Hera adna Ege'deki
Sisam adasnda dikilen Heraion antndan bugn pek az ka-
lnt var. Tanrlardan Athena'nn Atina'da oynad rol, Hera
o zamanlar dnyann harikalarndan biri saylan Sisam ada-
snda oynuyordu. Sonradan Zeus'la evlenmitir. Olimp tanr-
larnn ba- tanrs Zeus'la. Efsanelere gre, balaylarn Si-
sam adasnda geirdiler. Samanyolu dediimiz ve Batllarn
St Yolu (Milky Way) dedikleri geceleyin gkte beliren kl
yolun Herann gsnden gklere doru fkrm stten
kaynaklandn anlatr Yunan mitolojisi.
Biz, hepimiz, ne yapacaklar nceden kestirilemeyen ve



197
honutsuzluklarndan tr homurdanan tanrlara ilikin
hikyeler icat etmek suretiyle yaam tehlikelerini gsleme-
ye abalayan insan kuaklarnn devamyz. Uzun bir sre
iin insanolunun olup bitenleri anlama igds, Homeros
zamannn Yunanistan'nda olduu gibi, kolaya kaan dinsel
aklamalar yznden kreltildi. O zamanki Yunan'da Gk
Tanrs vard. Yer Tanrs vard, Gk grlts Tanrs, Ak
Tanrs, Sava Tanrs, Ate Tanrs ve Zaman Tanrs vard.
Evrenin ipleri grlmeyen ve inceleme konusu yaplama-
yan bir tanrnn ya da tanrlarn elinde olan bir kukla duru-
munda olduu kavram, insanlar binlerce yl basks altnda
tuttu ve bazlarmz halen de tutuyor. Derken, 2500 yl nce,
onya'da muhteem bir uyanma ba gsterdi (24). Birden her
eyin atomlardan olutuuna inanan insanlar kt ortaya. n-
sanlar ve hayvanlarn daha basit hayat ekillerinden gelitii-
ne, hastalklarn eytan ya da tanr ii olmadna ve yery-
znn Gne evresinde dnen bir gezegen olduuna inanan
insanlard bunl ar. Ve yl dzl arn ok uzakl arda bul unduu-
nu sylemekteydiler.
Bu devrimdir ki, Kaos'tan Kozmos' a geii sal ad.
Eski Yunanl l ar var olan ilk eyi n Kaos (karmaa) olduu
inancndaydl ar. Bu szc, Tevrat' n Yaradl Bl -
mndeki "belli bir biimi olmayan" anl amnda kullanyor-
lard. Bu i nanca gre, Kaos, ad Gece olan bir tanray
yaratt ve bu ikisinin birl emesinden de tm tanrl ar ve in-
san kuakl ar dodul ar. Kaos un, yani Karmaa nn bir
dnya yaratmas, nasl olaca nceden kestirilemeyen
bir doann kaprisli tanrlarca ynetil dii bi imindeki Yu-
nan inancna pek uygun den bi r kavramd. Fakat M..
6. yzyl da yonya'da yeni bi r kavram geliti . nsan tr-
nn byk dncel erinden biri. Eski yonya'l l arn savl a-
rna gre evreni tanmak mmkndr, nk evrenin bi r i
dzeni vardr: Doada, gizlerinin zlmesi ne izin veren
bir dzen sz konusudur. Doa ol gul ar nceden hi de
kestirilemez trden deildi rler. Onun da boyun emek zo-
runda kald kurallar vardr. Evrenin bu dzenli ve hay-
(24) Buras Ege'nin dou blgesindeki Sisam adas ve Yunan kolonilerinin yer ald blgede bu-
lunan, o zamann ok faal merkezlerinin addr.




198
ranl k uyandrc ni telii Kozmos adnn verilmesine neden
oldu.
Peki neden yonya'da, neden acaba bu i ddi asz ve kr-
sal yaaml yerlerde, Dou Akdeniz' i n cra adal arnda ve
krfezleri nde douyor byl e bir dnce akm? Neden
Hindistan' n ya da Msr' n, Babil'i n, in' i n ya da Orta
Amerika' nn byk kentleri nde deil de burada? in ast-
ronomi alannda bi nlerce yl l k bi r gel enee sahi pti . K-
d ve basm aracn icat etti. Roketler, saatler, ipek, por-
selen ve okyanusa alan donanma tekneleri hep inlile-
rin buluuydu. Buna ramen baz tarihil eri n kans udur
ki, in yenilik istemeyecek kadar gelenekl ere bal bir
toplumdu. Matematik bilgilerinden yana talihli ve ok zen-
gin bir lke olan Hindistan neden olmasnd? Tarihilere
gre olmamasnn nedeni, Hi ntlilerin evreni, ezel den beri
deimeyen, ruhlarn ve dnyal arn sonsuz lm ve yeni-
den doum dngl erine mahkm, temelde yeni hibi r e-
yin olamayaca bi iminde gren dnceye smsk ba-
lanmalarndan tryd.
Neden Maya ve Aztek toplul uklarnda ol masnd? Bu
toplumlar astronomide ileriydiler ve Hintliler gibi saylara
hayrandlar. Tari hiler bu soruyu da, bu topluml arn me-
kanik icatlara eilimli olmaylarna bal ayarak yantl yor-
lar. Maya'larla Aztek'ler -ocuklarnn oyuncaklar dn-
da- tekerl ei bi le icat etmemilerdi.
yonya' l lar baz avantal ara sahiptiler. yonya, adalar-
dan oluuyordu. Tmyle deilse de bi raz yal tl anm du-
rumda yaam srdrmek deiiklikler dourur. Deiik
adalarda deiik siyasal sistemler hkm sryordu. Ada-
larn tmne birden topl umsal ve dnsel birlik salaya-
bilecek tek g merkezi olamazd. Serbest aratrma ve
inceleme bu sayede mmknd. Batl inancn yaygnl at-
rlmasndan si yasal ikti darlar medet ummuyorl ard, Di er
birok topluluun tersi ne onl arn kltr, uygarl kl arn ke-
sitii bi r yerde yeeri yordu. Tek bi r uygarlk merkezine
bal deill erdi . yonya'da Fi nike al fabesi il k kez Yunan-
caya uyarl and ve bu sayede okuma yazma oran artt.
Yaz, ruhban snfyla hattatlarn tekeli nden kt. Bi rok



199
kiinin dncesi ortaya atl abili yor ve tartl yordu. Si-
yasal iktidar, refahlarnn baml bul unduu teknoloji yi
fiilen gelitirme abas ii nde olan tacirlerin elindeydi. Af-
rika. Asya ve Avrupa uygarl klaryla Msr ve Mezopotam-
ya kltr hazi neleri nin karl ap verimli melez douml ar
yaparak nyarglar, yabanc diller, yabanc dncel er ve
yabanc tanrl arl a atmal ara gi riti i yreydi Dou Ak-
deniz blgesi. Her biri de ayr toprak zeri nde egemenlik
kuran bi rok tanryl a karlarsanz ne yaparsnz? Babil
tanrs Marduk ile Yunan tanrs Zeus, her ikisi de gkle-
rin hkimi ve ba tanr sayl yordu. Marduk' l a Zeus' un ay-
n eyler olduu sentezi ne varabili rdi niz. Deiik isi mler-
de iki tanr karsnda kal nca, bunl ardan birini n rahi pler
tarafndan icat edildi ini dnebili rdi niz. Eer bi ri iin
icat edildii dnlrse, neden ikisi iin de ayn ey d-
nl mesi n?
-Ve ite, bylece byk bir fi kir dodu: Dnyay tanr
varsaymndan soyutlayarak anlayp renme yolunun bu-
lunabilecei , her serenin d nedeni ni Zeusa bala-
madan ilkeler, gler, doa yasalarnn var olabil ecei
dncesi ,
in, Hindistan ve Orta Amerika da bilim yoluna sapa-
bilirlerdi, Ne var ki, her yerde kltr ayn anda domaz.
Deiik zamanlarda doabili r ve deiik hzda geliebilir.
Bilimsel dnya, olgulara yle kesin bir gzle bakar, yle
gzel anlatr ve beyinl eri mi zin en gelimi bl gel eri nde
yl e titreiml er yaratr ki yeryzndeki her kltr toplumu,
zamanla bilimi kendi olanakl aryd kefedebilirdi. Ancak
bu srete baz kl tr topl uml ar ncelik kazandlar. yon-
ya' nn bilimin doduu yer ol mas gi bi .
nsan dnndeki bu byk devrim M.. 600 -400
yll ar arasnda gerekl eti. Devrimi n anahtar i nsan eli
olmutur. yonyal dnrl erden bazlar ifti, denizci
ve dokumac ocuklarn elleri i tutard. Tamir il eri ya-
parlard. Baka lkelerin rahipleri ve hattatl ar lks iinde
yetitikl eri nden byl e il erl e ellerini kirletmek istemezler-
di. yonya'l dnrl er batl i nanlara kar karak hari-
kalar yarattlar. O zaman ol up bitenlere ilikin gnmze



200
kalan bilgil er krnt halindedi r ve dol ayl yol dandr. O za-
manl ar kullanl an mecazl ar bugnk dnya grmze
uymayabili r. Kesin olan bi r ey varsa, bu yeni grleri
bomak iin birka yzyl sonra bili nli bi r bask hare-
ketini n baladdr, Bu devri mi gerekl eti renleri n ban-
da gelenler, Yunanl kiil erdi . Bugn onl arn isimleri bize
pek yabanc gelebili r, fakat bunlar uygarl n ve insanl n
gelimesini n gerek ncleridirler.
lk yonya'l bil im adam Miletos'l u Thal es'ti r. Miletos,
Sisam adasnn hemen karsnda n Asya' da bi r kentti r.
Thales Msr' a yolcul uk etmi ve Babil kltr edinmiti .
Gne tutul masn nceden haber verdii syleni r. Bi r pi-
ramidin yksekliinin nasl ll ebil eceini glgesini n
uzunl uuyla Gne'i n ufka olan asn hesapl ayarak
bulmutu. Bu yntem bugn de Ay' daki dal arn yksekli-
ini lmek ii n kullanl yor. Thales, kendisinden yzyl
sonra Euklid tarafndan yazl belge hali ne getirilerek teo-
remleri kantlanan ilk bilim adamdr. rnein ikizkenar ge-
nin tabanndaki alarn birbirine eit olduunu kantlamtr.
Thalesten Euklide ve daha nce de belirttiimiz gibi
Newtonun 1663 ylnda Elements of Geometry kitabn
Stourbridge Fuarndan satn alna -ki bu olay ada bilim
ve teknolojinin olaanst hzlanmasna yol amtr- dek
uzanan entelektel aba zincirinde sreklilik halkalar vardr.
Thales dnyay tanrlarn araclna bavurmadan anla-
ma abasna girimitir.(25) Babilliler gibi o da dnyann bir
zamanlar sudan olutuu inancndayd. Babilliler kuru topra
aklamak iin Marduk'un, sularn yzeyine bir paspas serdii
ve kiri bunun zerine yd inancn tayorlard. Thales de
buna benzer bir dnceye sahipti. Ancak u farkla ki, ak-
lamasnda Marduk'a yer vermemiti. Evet, balangta her
ey suydu. Toprak paralar doal bir sre sonucu okyanus-
(25) Bundan nce Smerlerin ilk yarattklar ve M.. 1000 yllarna doru belgeselletirilen ef-
sanelerde doac bir nitelik grlr. Fakat bu tarihe gelinceye dek efsanelerdeki doa esinin
yerini tanrlar almlardr. Smer efsanelerinin belgeselletirilmi hali olan Enuma Eli, Japon-
larn Ainu efsanelerini andrr. Ad geen Japon efsanesinde yaratltaki amurlu evreni kanat-
laryla dven bir ku topra sudan ayrr. Yaratla ilikin bir Fiji efsanesinde de yle denir:
"Rokomautu topra yaratt. Okyanusun dibinden avu avu topra karp alan Rokomautu
oraya buraya yd. Bunlar Fiji Adalardr."





201
lardan kp meydana geldi. Nil deltasnda grlen toprak bi-
rikimine benzer biimde bir oluum olmal, diye dnyordu
Thales. Gerekte suyun her maddenin temelinde bulunan
vazgeilmez e olduuna inanyordu. Bugn bizim de elekt-
ronlar, protonlar ve ntronlar ya da quark'lardan sz ediimiz
gibi. Thales'in vard sonularn doru olup olmad nemli
deil. nemli olan yaklamdr. Dnyann doada karlkl
etkileim durumundaki maddi glerden ol utuunu il eri s-
ryor, bunu tanrlarn ol uturmadn syl yordu. Thal es
Babil'le Msr' dan astronomi ve geometri gibi yeni bilimle-
rin tohumlarn yonya' ya geti rmiti ve bu bi limler bu ve-
rimli topraklarda filizl eni p yeerecekti.
Thales'in zel yaam zerine bil dii miz fazla bi r ey
yok. Fakat onun hakknda Ari sto Politics adl kitabnda il-
gin bi r fkra anlatr.
Thales'in yoksulluu yzne vurulurdu.
Bundan da fel sefenin yararl bir ura ol ma-
d anl am karlrd. Anl atldna gre, k-
n ge bakp gelecek yl ki zeytin rekol -
tesini n iyi olup ol mayacan anlayabil me ye-
tisi ve bilgisi ne sahi pmi. Bi r yl, zeytinya
makinelerini n tmn nceden kiralayarak az
parayl a byk bir ie gi rimi. Hasat zaman
geldi inde o yl bol zeytin ol duu ve herkes
maln zeytinyana evi rmek zere pres pe-
inde kotuundan Thal es makineleri istedi-
ine ve istedi i parayla vererek byk kr et-
ti. Bylece filozoflarn isterlerse ok para ka-
zanabilecekleri ni, fakat uralarnn baka
eyler olduunu herkese kantlam oldu.
Thales'in si yasi grleri de glyd. Miletos'Iularn,
Uri ya Kral Krezs tarafndan devleti ii nde eritil mesi ne
kar koymalarn baaryl a salamtr. Ancak yon ya
Adal arnn Lidya'ya kar bir federasyon oluturmas fikri-
ni kabul etti rememitir,
Miletos'lu Anaksimender, Thales'in dostu ve mesai ar-
kadayd. Deney yapt bi linen ilk i nsanlardan bi ridi r.
Dik duran bi r sopann yryen gl gesi ni izleyerek yl n ve



202
mevsimin uzunluklarn tam olarak hesapl ayabildi . al ar
boyunca insanlar sopalar sal dr ve savunma arac olarak
kullanml ard. Anaksimender zaman lmek iin kullan-
d. Yunanistan' da gne saati ni icat eden ilk insandr. S-
nrlarn bildi i kadaryla bi r dnya haritas ve takm yl-
dzlarn biiml erini gsteren bi r kre yapt.
Gne'i n, Ay' n ve yl dzlarn ateten olutuuna ve
gk kubbedeki yryen deliklerden grldklerine inanr-
d. Bu i nan bel ki eski fiki rl ere dayanyordu. Yeryznn
asl durmad ya da gkteki tavandan destek grmedi i,
fakat kendilii nden evrenin merkezi nde durduu, nk
"gk kubbesinde"ki tm yerl ere eit uzakl kta bulunduu,
yeryzn oynatacak hibir g bulunmad yol undaki
grl eri ilgi ntir.
Anaksi mender doduumuz anda yl esine aresiz ol-
duumuza inanrd ki, ona gre, ocukl ar dnyada yalnz
balarna brakl versel er hemen l rl erdi. Bu dnceden
hareket ederek Anaksimender i nsanlarn, dodukl arnda
daha gl ve kendine yeterli olan baka hayvanlardan
gelimi ol dukl ar sonucuna vard. Hayatn ilk ol arak a-
murda balad ve ilk hayvanlarn bel kemikli -bal klar
olduu grn ortaya att. Bu bal kl ardan olma baka
bal kl ar, sonradan suyu terk ederek topraa ktlar ve
burada bir hayat ekli nden baka hayat ekline geerek
baka hayvanl ara dntler. Saysz dnyalarn Varl -
na, hepsinin de yaanr ol duuna ve tmnn de yok olup
yeniden var olma evrel eri nden getii ne i nanrd. Sai nt
Augusti ne'in esefle yaknd gibi "Anaksimender de Tha-
les gibi durmak bilmeyen tm bu devinimin nedenini bir
tanrsal gce balamamt,"
M.. 540 yllarnda Sisam adasnda Polikrates adnda
bir zalim iktidara geti. Bi r lokantada ii olarak hayata
atl d ve sonradan ulusl araras apta korsanl kl ara gi ri -
tii sylenir. Polikrates sanat, bilim ve mhendislik faali-
yetlerinin koruyucusuydu. Fakat halkna "zulm reva" g-
rrd. Komu lkelerle savar ve hakl olarak istilaya u-
ramaktan da korkard. Bu nedenl e bakenti uzunluu alt
kilometreyi bulan duvarlarla evreledi. Kal ntlarn bugn



203
bile grmek mmkn. Uzak bir kaynaktan su getirmek iin
"mstahkem mevkiler" arasndan tnel kazdrmak gereki-
yordu. On be yl da tamamlanan bu projeni n nasl bi r m-
hendislik eseri olduu grlmeye deer, yonya'l l arn ye-
tenekleri nin bi r kantdr. Hemen belirtmek gerekir ki, bu
byk eser, Polikrates'in korsan gemil eri tarafndan yaka-
lanp getirilen klelerce meydana getirilmitir.
Bu dnemde Theodorus, o an en byk mhendisi ye-
titi, Yunanllar anahtar, cetveli, gnyeyi, tesviyeyi, torna
tezghn, bronz kalb ve merkezi stmay onun bulduunu
sylerler. Niin bu adamn bir heykeli yoktur? Doann yasa-
larn zihinlerinde tartanlar ve onlarla ilgili yeni bulular iin
d kuranlar, ounlukla teknoloji uzmanlar ve mhendislerle
grr tartrlard. Kuramclarla uygulayclar bir araya gel-
mi olurdu bylece.
O civardaki stanky (Cos) adasnda, hemen hemen ayn
dnemde, Hipokrat, nl tp geleneini yerletiriyordu. imdi
ancak Hipokrat Yemini nedeniyle anmsanyor. Hipokrat kur-
duu tp okulunda olduka baarl sonular salyor, bu oku-
lun ada fizik ve kimya (26) bilimine e deerde tutulmasn
istiyordu. Bu okul yalnzca pratik alanda baarl sonular el-
de etmekle kalmyordu, kuramsal yn de vard. On Ancient
Medicine (Eski Tp zerine) kitabnda Hipokrat yle diyor:
"i nsanlar sara hastalnn nedenini tanrlara balyor,
nk ne ol duunu anlayamyorlar. Fakat anlamadklar
her eyin nedenini tanrya balarlarsa tanrsal ilerin so-
nu gel mez."
O dnemde onyann etkisi ve deneysel yntemleri Yuna-
nistan'a, talya'ya, Sicilya'ya yayld. Bir zamanlar insanlarn
hava denen ey hakknda bilgileri yoktu. Soluk almann ne ol-
duunu elbet biliyorlard. Rzgr tanrnn soluu sanyorlar-
d. Havay statik, cisimsel ama grlemez bir madde olarak
dnmyorlard. Havaya ilikin ilk deneyin Empedokles adl
bir fiziki (27) tarafndan yapldna ilikin kayt vardr. Em-
(26) Ve astroloji diye eklememiz gerekir, nk o zamanlar bilim olarak kabul edilip byk yay-
gnlk kazanmt. Hipokrat, ayn zamanda, insanlarn yldzlarn gkte grnp grnmeyii
durumuna kar da kendilerini korumalar gerektiini sylerdi.
(27) Deney kan dolamna ilikin tmyle yanl bir kuram desteklemek zere yaplmt. Bura-
da nemli olan doann snanmas amacyla bir deneye giriilmesidir.




204
pedokles M.. 450 yllarnda yaamtr. Baz kaytlara gre,
kendini tanr olarak kabul edermi. Fakat olabilir ki, bakalar
onu ok zeki bularak tanr gzyle bakmlardr. Ik hznn
ok yksek olduunu kavramt. Eskiden yeryznde daha
ok canl tr bulunduunu, fakat birok canl trnn "varlk-
larn srdrememi olacaklarn, yaayan her canl trn
cesaret, beceri ya da sratin koruduunu" retirdi. Organiz-
malarn evreye uyumu sorununu aklamaya almakta,
Anaksimender ve Demokritus gibi Empedokles de, Darwin'in
doal ayklama yoluyla evrime ilikin derin grnn baz
yanlarnn ncln yapmtr.
Empedokles deneyini evlerde kullanlan bir gerele ger-
ekletirmitir. Bu gerecin ad Ciepsydra ya da 'Su Hrsz'dr.
Bu alet mutfaklarda yzyllardr kullanlmaktayd. Pirinten
yaplm bu krenin st ucunda boru biiminde incecik bir bo-
yun blm vardr. Krenin altnda da kck delikler. Bu
kap suya batrlarak doldurulur. Eer boru biimindeki boynun
st ksmn parmanzla bastrmayarak kreyi sudan karr-
sanz, alt deliklerden su du gibi dklr. Fakat sudan ka-
rrken boru deliini parmanzla tam olarak tkarsanz, su k-
renin iinde parmanz o delikten ekinceye dek kalr. Eer
boyun deliini parmanzla tkam durumda kreye su al-
maya kalkrsanz hi baaramazsnz. Demek oluyor ki, su-
ya geit vermeyen cisimsel bir madde var. Biz bu cismi gre-
miyoruz. Ne olabilirdi? Empedokles bunun havadan baka bir
ey olmad grn ortaya att. Gremediimiz bir ey ba-
sn ya da parmam boyun delii zerinden ekmezsem su-
yun dolmasn engelleyici bir etki yapyordu. Empedokles g-
rlemeyen bir eyi kefetmiti.
Hava, grlemeyecek kadar ince bii m alm bir mad-
dedir, diyordu.
Empedokles'in Etna'daki byk yanardan tepesinde-
ki lavlarn iine decek kadar bi r dalgnl k nbeti geir-
mesi sonucunda l d syl eni r. Ben bazen, bi r jeofizi k
sorununu gzlemleme srasnda cesaretli ve nc bir giri-
imde bul unurken lavl arn iine kaym olabileceini d-
nyorum.
Atomlarn varl hakkndaki bu kck ima, bu hafi f



205
esin kayra, Demokritus adl bi r bil gin tarafndan daha
da geliti rildi. Demokritus Yunanistan' n kuzeyindeki
yonya kolonisi Abdera'da domutu. Abdera akal arn
kaynakl and bir kentti. M.. 430'da Abdera'I bi ri hak-
knda bi r hikye anlatmaya kalktnzda, karnzdaki nin
kahkahas pei n ol arak hazrd. Demokritus' a gre, yaa-
mn tm anlayarak ve elenerek gei ril melidir: anlamak
ve elenmek ayn eylerdi. O, "El encesiz bir yaam,
meyhaneye rastlamadan uzun uzadya gidi len yola ben-
zer." derdi Demokritus Abdera' l olabilirdi, fakat budalann
biri deildi. Uzayda yayl an maddeden ok sayda dnya-
nn bi rden ol utuuna, gelitiine, sonra da daldna
inanrd, Darbe kraterlerinden hi ki msenin haberi ol ma-
d bi r dnemde, Demokritus dnyal arn bazen arpt-
n dnyordu. Dnyalardan baz)arnr, uzayn karan-
lnda dol arken, bazl arnn bi rok gne ve ay elii n-
de dol atklarn; dnyalardan bazl arnda hayat olduu-
nu; bazlarndaysa ne bitki , ne hayvan hatta ne su bil e
bulunduunu ve ilk hayat ekilleri nin ilkel bir amur t-
rnden kaynaklandn ileri srmekteydi. Algl amann
-rnein, eli mde bir kalem bulunduunu dnmeni n- srf
fiziksel ve mekanik bi r sre olduunu; dnmenin ve
hissetmenin maddeni n karmak ama yeteri nce dzenli bi r
biimde bir araya geti riliinden ol utuunu ve maddeni n,
iine tanrlar tarafndan ruh veril erek domadn reti-
yordu.
Demokritus'tur "atom" szcn bulan. Yunanca,
"kesilmesi olanaksz" anl amndadr atom. Atomlar bir
maddenin blnemez zerrecikleridir; o maddeyi daha k-
k paralara blmemizi engellerler. Her eyin i ie yer-
lemi atomlar koleksi yonundan olutuunu syl erdi . "Biz
bile atomdan oluuyoruz," diye eklerdi. "Atomdan ve bo-
luktan baka hi bir ey yoktur."
Demokritus' a gre, bir el may kesti imizde, bak
atomlar arasndaki bol uklardan gemelidi r. Eer bu bo-
luklar ol masa, bak iine girilemez atoml ara rastlar ve
elma kesilmezdi.
1750 yl nda Thomas Wnght, Demokritus'un Samanyo-



206
lu' nun ounl ukla kararsz kalm yl dzlardan ol utuu
yolundaki inancna amtr. Thomas Wright, "Astronomi
optik bilimlerin yararl meyvelerini toplamadan ok nce
Demokritus, zihin gzl deyi mini kullanalm, evet, zi h-
ninin gzlyl e, sonsuzluu ok daha elverili aygtl arl a
al an astronomlardan i yi grmtr," diyor. Hera'nn
gsnden fkran St' n, Gecenin Belkemii 'nin tesin-
de, Demokritus'un beyni ykseliyordu.
Demokritus kadn, ocuk ve cinsel iliki den fazl a ho-
lanmazd. Bi raz da zamann al yorl ar di ye onlardan ka-
nrd. Fakat dostlua deer veri r, neenin hayatn amac
olduu grn savunur ve heyecann asl kaynaklarn
bulmaya ynel ik felsefi aratrmal ara gi rii rdi . Atina' ya
Sokrates'i grmeye gider, fakat kendi ni tantmaya eki ni r-
di, Hipokrat n yakn dostuydu. Doann gzellii ve gr-
kemi karsnda az ak kal acak derecede hayranl k du-
yard. Demokrasi dzeni nde yoksulluu, bask yneti mi n-
deki zengi nlie ye tutard. Zamannda geerli olan dinl e-
rin ktlne inanr ve, "lmsz ruh ya da lmsz tan-
rl ar di ye bir ey olmadn," sylerdi.
Anaksagoras M.. 450 yll arnda n yapan ve Atina'da
yaayan yonya'l deneyimcilerdendi. Zengin biriydi Zen-
ginlii ni bi r yana brakp bili me merak sarmt. "Hayatn
amac nedi r?" di ye sorul duunda, "Gne'in, Ay' n ve
gkleri n aratrlmas." yantn veri rdi . Gerek bi r astro-
nomun verebil ecei bi r yantt bu. Tek bi r damla beyaz bi r
svnn arap gibi koyu renk sv bul unan bir srahi ye gi-
rince gzle grlebilecek bir renge brnmedii ni sapta-
d. Bu nemli bir deneydi . Duyularmzn dorudan algla-
yamayaca kadar hassas deiikliklerin baka yol lardan
saptanmas gereine dikkat ekmi oluyordu byl ece.
Demokritus kadar radikal deildi Anaksagoras, Her
ikisi de maddeciydi. Bi r eylere sahi p ol ma asndan
maddeci deil, fakat dnyann temelini maddeni n olutur-
duunu savunmalar bakmndan maddeci ydil er. Anaksa-
goras atomlara inanmazd, i nsan zihninde zel bir cisim
bulunduu kansndayd. nsanlarn hayvanlardan daha
akll oluunu elleri bulunuuna bal ard. Tipik bir yon'ca



207
dn.
Anaksagoras Ay' n yanstt k nedeni yl e parlad-
n kesinlikle savunan ilk bili m adamdr. Ay' n evrelerine
ilikin bir kuram da geliti rdi. Bu gr zamannda ylesi-
ne tehlikeliydi ki, o dnemin kuram ieren yaz elden ele
gizlice dol atrl yordu. Ay' n evrelerini ve Ay tutulmalar-
n, yeryzne, Ay'a ve kendi liinden aydnl anan Gne' e
ilikin geometri yle aklamaya kalkmak, o dnemin n-
yargl arna ters dmekteydi. Kendisi nden i ki kuak son-
ra, Aristo Ay n evrelerini n ve tutulmalarnn Ay' n yap-
snda bul unan baz nedenl erden il eri geldi i ni syl yordu
ki, bunlar laf oyunundan i baretti. Hibir eyi "izah etme-
yen izahatlar" cmlesinden yani.
O amann geerli i nanc, Gne'in ve Ay' n tanr ol-
duklar yolundayd. Anaksagoras, Gne'in ve yldzlarn
yanan talar olduu grn beni msemiti. "Yldzlarn
ssn hissetmi yoruz. nk ok uzaktadrlar," diyordu.
Ay' da dal ar bulunduu (doru) ve insan yaad (yanl )
grndeydi. Gne'i n Peloponez kadar byk olduunu
syl emiti. Bu blge Yunani stan' n te bi ri kadardr. O
tarihlerde Anaksagoras' el eti renler, bu grn ok ar
ve sama ol duunu beli rtmil erdi.
Anaksagoras, Atina' ya Perikl es tarafndan arlmt.
Perikles'in, Ati na'nn li deri olarak en parlak dnemi ydi.
Perikles ayn zamanda Atina demokrasisi nin mahvna yol
aan Peloponez Savalarnn balamasndan soruml u ki-
idir de. Felsefeden ve bilimden byk zevk alan Peri k-
les'i n en yakn srdal arndand Anaksagoras. Anaksago-
ras' n bu arkadal nedeni yl e Ati na'nn i hti amna byk
lde katks olduu sanl r. Fakat Perikles siyasi sorun-
larla kuatlmt. Kendisini dorudan eletiremeyenler evre-
sindekilere amur atmaya yneliyorlard, Bylece dmanlar,
Perikles'in yaknlarn hedef aldlar. Anaksagoras dinsizlikle
sulanarak hapse mahkm edildi. Suu Ayn herhangi bir
maddeden, yeryz gibi bir yer olduunu ve Gne'in gkte
scak bir tatan olutuunu sylemesiydi. Perikles'in Anasa-
goras' hapisten karabildii anlalyor. Fakat artk ge ka-
lnmt. Yunanistan'da olaylarn ak yn deiirken, mer-



208
kezi skenderiyenin oluturduu Msr'da yonya gelenei iki
yzyl daha srecekti.
Thales'ten Demokritus'a ve Anaksagoras'a kadar uzanan
byk bilim adamlar, tarihte ya da felsefe kitaplarnda "Sok-
rates'ten ncekiler olarak nitelenirler. Bu niteleme onlarn,
Sokrates, Plato ve Aristo gelinceye dek felsefe kalesini ayak-
ta tutmu ve biraz da bu filozoflar etkilemi olularn anlat-
may amalyor gibi. Oysa yonya'llar ada bilimle ok da-
ha iyi badaan dnrlerdi. yonya'l bilim adamlarnn etki-
sinin yalnzca iki ya da yzyl srmesi, yonya Uyan ile
talya Rnesans arasnda yaam insan kuaklar iin ac
bir kayptr.
Sisam'l bilginlerle kyas kabul edecek trden en etkili kii
olarak belki Pitagoras' (28) gsterebiliriz. Pitagoras, M.. 6.
yzylda, Polikrates'in yaad dnemde yaamt. Yresel
bir sylentiye gre, Sisam'daki Kerks da maaralarnda yl-
larca yaam srmtr. Yeryznn bir kre olduunu dnya
tarihinde ilk kez Pitagoras anlamtr. Belki Ay'n ve Gne'in
kre biimine bakarak benzetmitir, belki bir ay tutulmas s-
rasnda yeryznn Ay zerindeki kavisli glgesini fark etmi-
tir. Ya da Sisam adasndan ufka doru uzaklaan gemilerin
gzden en son kaybolan blmlerinin direkler oluu dikkatini
ekmitir.
Kendisi ve rencileri "Pisagor Teoremi" olarak bilinen
kuram buldular. Her tr bilime temel oluturan ada mate-
matiksel dnce yntemi Pisagoras'a ok ey borludur. Pi-
tagoras yalnzca teorimi ne ilikin rnekleri sralamakla kal-
mam, bir eyi genellikle matematiksel olarak kantlamann
yntemini bulmutu. Dzenli ve uyumlu, insan zihninin kavra-
yabilecei bir evreni tanmlamak zere "Kozmos" szcn
kullanan ilk o olmutur.
yonyallarn ou, evrenin temelindeki uyumun gzlem
(28) M.. 6. yzylda yeryz'nn derin bir entellektel ve ruhsal uyana, tank olduunu grmekteyiz.
Yalnzca Thales'leri, Anaksimender'leri, Pitagoras'lar ve dier yon'llar grmyoruz dnya sahnesinde.
Ayn zamanda Msr Firavunu Necho Afrika ktasnn gemiyle epeevre dolalmasna destek salyor.
randa Zoroaster'i, in'de Konfys' ve Lao - tse'yi, srail'de, Msr'da ve Babil'de Yahudi Peygamber-
lerini ve Hindistan'da da ..Gautama'y gryoruz. Bu olaylarn birbiriyle ilgisi olamayacan dnmek
zordur.





209
ve deneyle anlalabilecei kansndaydlar ki, bugn bilime
egemen yntem de budur. Bununla birlikte, Pitagoras ok de-
iik bir yntem kullanmtr.
Doa yasalarnn salt dnceden karlabilecei gr-
n benimsemiti. Pisagor ve yandalar temelde deneyimci
deillerdi (29). Matematikiydiler. Ve tam anlamyla mistikti-
ler. Matemati kte kusursuz gerei bul duklarn, ma-
temati in tanrl ar leminin bi r paras ol duunu, dnyala-
rmzsa bu lemin kusurl u bir yansmas ol duunu beli rti r-
lerdi. Pitagor'cular, Platon'u, daha sonra da Hristi yanl
gl bii mde etkilemilerdi r.
Birbi ri yl e elien gr noktalarnn serbest tartma
yoluyla dzeltilmesine Pitagor'cular iltifat etmezlerdi. Bu-
nun yerine, tm kat grl dinlerde olduu gibi, yanl -
lar dzeltmeyi salayan esneklikten yoksundular. iero
yl e der:
Tartrken iddiaya g kazandrmak ii n
otoriter davrana arlk veril memelidir.
nk retmek iddi asnda olanl arn otoriter
davranl ar, renmek isteyenlerin -
renmelerini engelleyen bir ortam yaratr. -
renmek isteyenlerin bu duruma drl mesi,
onlar kendi yarglarn kul lanmaktan alkoyar
ve stat olarak karl arnda bulunan ki inin
her szn sorunu zml eyici bir yarg ol a-
rak kabul ederl er. Doruyu sylemek gereki r-
se, tartma srasnda bi r savn gerekesi so-
rul duunda, "stadmz byl e dedi ," eklinde
yant verdikleri sylenen Fi tagor'cularn yn-
teml eri ni kabul e taraftar dei lim. "stadmz
(29) Neyse ki, bunun baz istisnalar vard. Mzik uyumlarn say oranlarna indirgeme istekle-
ri gzleme, hatta tellerin oynanmasndan kan sesler zerindeki deneylere dayanr. Empedok-
les hi olmazsa ksmen Pitagor'eu saylr, Pitagoras'n rencilerinden olan Alkmenon bir insan
vcudunu kesip bierek zerinde inceleme yapan ilk aratrmacdr, Atardamarla damar ayrt
etti: gz siniriyle, kulan staki borusunu bulan ilk kiidir. Akln beyinde bulunduunu anlad
(bunu daha sonralar reddeden Aristo akln kalpte olduunu syledi ve bu fikri skenderiye'li
Herfilus yeniden canlandrd). Embri yol oj i bi l i mi ni n de ncl n yapt. Ne var ki,
Alkmenon'un salt dnceye deil de deneye ball Pitagor'cu arkadalar tarafndan sonraki
dnemlerde destek grmemitir.





210

Soldan saa doru: Drt gen yzl cisim {tetrahedron};
(tp; sekiz gen yzl cisim (oktahedron); yirmi yzl cisim
(ikosahedron) Dnyay simgeleyen kbn stndeki on iki
yzl cisim {dodekahedron), Pitagor'cular tarafndan Koz-
mos'un biimiyle e tutulurdu.
byle dedi " szndeki "stat"dan kastettikle-
rini n Pi tagoras olduu bili niyor elbet. Yargs
nceden veril mi bi r dnce demek, akl n
destei nden yoksun bi r otorite kurmak de-
mekti r.
Pitagor'cul ar kenarl arnn tm de birbi rine e olan
boyutlu cisi mlere tutkundul ar. Kenarl ar al t kareden olu-
an kp bu ci simlerden en yal n biimlisi dir. E kenarl
okgen saysz denecek kadar oktur, fakat e kenarl ci-
sim says yal nzca betir, Her nedense, adna "dodeka-
hedron" dedikleri ve her bir kenar on iki begenden olu-
an bi r cisim, onlarca tehlikeli bir ekil sayl rd. Mistik bi r
bal ant kurarak bu cismi n bi imini Kozmos' unkine e sa-
nrlard, E kenarl teki drt cismi de, yine her nedense,
o zamanl ar dnyay ol uturduunu sandklar drt ana
eyle e tutarlard; bu drt ana e toprak, ate, hava ve
suydu. Beinci e kenarl cisim, gkler leminin esini olu-
turduu kabul edilen bir maddeyle bir tutulurdu. Bilgiden yok-
sun insanlara dodekahedron'dan sz almas doru deil-
di.(30)
Tam saylar ak derecesinde seven Pitagor'cular, evren-
deki her eyin saylar sa-
yesinde anlalabilecei-
ne inanyorlard. Pita-
gor'cularca kre "m-
kemmel" dzgnlkte bir
cisimdi. Mkemmel say-
malarnn nedeni, yze-
yindeki her noktann
merkezine e uzaklkta
bulunmasndand. Dai-
re eklini de mkemmel
bulurlard. Pitagor'cular
gezegenlerin daire bi-
(30) Hippasus adl bir Pisagor'cu, dodekahedron'un, yani on iki be kenarl krenin srrn yay-
mt. Sonradan bir deniz kazasnda ldnde, Pitagor'cularn, Hippasus'un cezalandrdnn
adaletinden sz ettikleri biliniyor.





211
imi izerek hep ayn hzla dndklerini iddia etmekteydiler.
Gezegenlerin yrngelerinde bazen hzl, bazen yava dn-
melerini doru bulmuyorlar ve dairesel olmayan devinimi ku-
surlu sayyorlard.
Pitagor'cu dn geleneinin yandalarn ve kartlar-
n Kepler'in mr boyu srdrd almalarnda grmek
mmkndr. Duyularn dnda kalan mkemmel ve mistik bir
dnyaya ilikin Pitagor'cu gr, Kepler'in almalarnda
nemli bir yer ald gibi, Hristiyanln ncleri tarafndan da
hemen beni msenmiti. Kepl er bir yandan doada matema-
tiksel uyumlarn hkm srd kansndayd, "Evrenin,
uyuml u orantl arn sekin damgasn" tadn, gezegen-
leri n devi nimi ni basit saysal orantlarn saptamas gerek-
tiini sylemitir. te yandan da, yine Pitagor'cularn d-
nce yolunu i zleyerek, ancak dai resel ve tekdze yrn-
ge devi nimini n mmkn ol abi lecei fikrini uzun sre bes-
lemiti r. Gezegenl erin devi ni mlerini gzl eyip de bu fikirle
aklayamadn fark ettike, gzlemlerini tekrar tekrar
snad, teki Pitagor'culardan farkl olarak gerek dnya-
nn gzlemlenmesine ve deneyi mden gei ri lmesine inan-
yordu. Bunun sonucu olarak, gezegenlerin devinimlerini
anlamas, Kepl er'i onlarn eli ps biiminde bir yrnge iz-
ledikleri dncesine ynel meye zorl ad. Bylece dai resel
yrnge fikrini terk etti. Kepler gezegenlerin devinimi ko-
nusunda Pitagor'culardan hem esinlendi, hem de Pisagor
retisinin ekiciliine kaplarak al malarnda on yl dan
fazla bir sre geri kalm oldu.
Deneye kar bir horgr sarmt eski dnyay. Pl aton
astronomlara dncel erinden gkleri eksik etmemeleri ni
neriyor, ama ayn zamanda da onlar, gkl eri gzlemek
suretiyle vakitleri ni heba etmemel eri konusunda uyaryor-
du. Aristo'nun kansnca, "Dk dzeydekiler, yaplar
nedeniyle kledirler. Bunlarn bi r efendini n emri al tnda
bulunmalar kendileri iin i yi dir... Kle, efendisinin hayat-
nn bir parasdr. Zanaat, efendinin hayatnn tam bi r
paras deildi r. Ancak kl el etii oranda i inde mkem-
mellie eriir, Ara gere kullananl arn kleli i ayr ve
zel bi r nitelik tamaktadr." Plutark da yle yazyordu:



212
"Eer yapl m bi r i sizi gzellii yl e etkili yorsa, bu demek
deil di r ki, bu ii yapan takdi re layktr." Ksenofon da ka-
nsn yle zetli yor: "Mekanik zanaatlar toplumda horla-
nyor ve hakl olarak kentl erimizde erefli bir i gzyl e
bakl myor." Bu tr tutumlarn sonucu ol arak, yonya' l l a-
rn parlak ve umut vaat edici deneysel yntemleri iki bin
yl sreyl e ounlukl a terk edildi. Deney ol madan, elien
varsayml ar arasnda bir seme yapma, baka bir deyil e,
bilim yapma ol ana yoktur. Pitagorcu'larn deney aleyh-
tar tutumlarnn izleri bugne dek srmtr. Acaba ne-
den? Deney al eyhtarl nereden kaynakl anyor?
Eski zamanlar biliminin gerileyii ni aklamak iin bi-
lim tarihisi Benjamin Farrington unlar yazyor: yon-
ya'nn bilimine yol aan ticareti, ayn zamanda bi r kle
ekonomisi ne de yol amtr. Kleye sahi p olmak zengi n-
lie ve iktidara gtren oldu. Polikrates mstahkem mev-
kileri ni kl elere yaptrmt. Perikles, Platon ve Aristo d-
nemi nin Ati na' s byk bi r kle nfusuna sahipti . Atina' nn
demokrasi di ye cesaretle vnd ey, yalnzca ayrca-
lkl bir aznl k iin sz konusuydu. Kleleri n yaptklar
iin zellii kol iiliidi r. Bili msel deney de kol iili ine
girer. Byle bir abadansa kle sahipleri kendilerini uzak
tutmaktaydlar. in garibi , bi lim yapmak iin zaman ay-
rabilenler de kleleri n efendil eri ydi. Baz topluml arda ki-
bar anl amndaki "gentle", "men" (insan) denilen gentle-
men'lerdi kle sahipl eri. Vaki t ayrabil en yal nzca kle sa-
hipleri olduklarndan ve onlar da kol iilii yapmadkl a-
rndan, hemen hi kimse bi lim yapma olanan bulamad.
yonya' l lar gzel ara gereler retebilecek yetenekteydi-
ler. Fakat kleye sahip ol ma olana teknol ojinin gelinme-
sini sal ayacak drty ortadan kaldryordu. Bu nedenle
yonya' daki byk uyana (M.. 600) yardmc olan tica-
ret, klelik kurumu yznden, iki yzyl sonra geril eyiin
nedeni olmutur denebili r. Tari hin byk ci lvelerinden biri
sz konusudur bu olguda.
Buna benzer eiliml eri btn dnyada gzlemek ol a-
sdr. in' de d etkil er olmadan beli ren astronomi, 1280
yl nda Kuo u-i ng' in al malaryl a st dzeye ul at.



213
1500 yll k bi r gemii olan gzlem bilgil erinden hareket
eden bilgi n, astronomi hesaplarnda matematik ynteml e
gzlem aralar geliti rmitir. Ancak bu noktadan sonra
in' de astronominin geriledii kabul edil mektedi r. Nathan
Sivin bu gerileyiin nedeni ni bir lde "sekin tabakann
esnekli ini kaybedii nde" buluyor, "-Bylece okumu kii-
ler teknie kar ilgi duymuyor ve bilimi kibar kiilerin de-
er verecei bir ura ol arak grmyorl ard." Astronom
meslei babadan oula geer bi r duruma dnt. Buysa
konunun gelimesini kaml amaktan uzakt. Ayrca astro-
nominin gelimesi mparatorluk Saraynn sorumlul ukla-
rndan sayl yordu. Saray da bu grevi yabanclarn eli ne
vermiti. Bunlar Cizvit papazl aryd. Euklid'i ve Koperuik'i
inlilere tanttklarnda, inlil eri n az ak kalmt. Ko-
pernik'in kitabn yasakl ayan in yneticil eri, hel yosantrik
(dnyann gnein evresinde dnd gr) kozmolo-
jinin yaylmamasnda kar gryorl ard. Hint, Maya ve
Aztek uygarl kl arnda bili m, yonya'daki geril eyi nedenin-
den Maya ve Aztek uygarl kl arnda bilim, yonya'daki geri-
leyi nedeninden tr, baka bi r deyil e, kle ekono-
misinin yayl masyla l domutu. amzn nc
Dnya sorunl arndan en nemlisi, okumu snflarn zen-
gin ocuklar olmas, bunlarn da statkonun srp gitme-
sinden karl ar bulunmas ve kol iiliine yatkn olma-
dktan baka allm bil gi snrlarn amak iin meydan
okumaya kalkmamalardr. Bilimin kk sal mas ok ya-
va gerekl ei yor...
Platon ve Aristo kleli bir toplumda rahat hayat sr-
yorlar, zulm iin bahaneler bulup nermekten geri kalm-
yorlard. Ti ranl arn emri ndeydiler. Vcudun zihinden so-
yutlanmas retisi yle (kleli topl um ii nde olduka doal
bir ama) yanp tutuuyorl ard. Maddeyi dnceden, yer-
yzn gkten ayrdlar. Bunl ar, Bat dncesine iki bi n
yl sreyl e egemen ol acak "Ayrl k" grl erdi. Platon' un
Demokritus'a ait tm kitapl arn yaklmasn nerdii (Ho-
meros'un kitaplar ii n de benzer nerilerde bul unmutur)
sylenir. Bunun nedeni, Demokritus'un lmsz ruhlara
ya da lmsz tanrl ara veya Pisagor mistisizmine inan-
may ol abil ecei gibi, sonsuz sayda dnyann varl na



214
inan da olabilir. Demokri tus' un yazd syl enen tm
insanl k bilgisi ne ilikin ki taptan bi r tanesine bil e rast-
lanamamtr. Onun hakknda tm bil dikleri miz blk pr-
k bilgi krntlarna dayanmaktadr. Bunl ar daha ok ah-
laka iliki n yazdklar ol up i kinci el bilgil erdi r. Anl atlara
dayanmaktadr ou. Ayn ey tm teki yonya'l bilginl er
iin de geerlidir.
Pitagoras'l a Platon'un Kozmos' un bil gi snrl ar ii ne
al nabilecei ve doru gerekleri nin saylarla ifade edil e-
bileceine ilikin fikirleri, bilimin gelimesine yardmc ol-
mutur. Fakat bilimi snrl bi r seki n tabakaya zg bi r
dnce al an olarak grmel eri, sular bulandrc olayla-
rn rtbas edil mesini istemeleri, deney aleyhtarl , misti-
sizme kucak al ar ve klel i topl umlarn varl n kol ay-
ca sineye ekmeleri, i nsanl n byk servenini kstek-
lemiti r. Bilimsel aratrma ara gerel eri nin rmeye b-
rakld uzun bir mistik uykudan sonra, baz bul gular s-
kenderi ye Ktphanesi bilgi nleri aracl yla aktarl m
olan yonyal l arn byk gi rii minin rts sonunda kal d-
rl d. Bat dnyas yeni den uyand. Deney ve ak ara-
trma yeniden saygnl k kazand. Unutul mu kitapl ar ve
bilgi krntlar yeniden el e al np okundu. Leonardo, Kri s-
tof Kol omb ve Kopernik, Yunan dnce geleneinden
esinlendil er. Zamanmzda yonya bilimine benzer bilimsel
al malar ol duka ok yapyoruz. (Siyaset ve din alanla-
rnda deil). Serbest aratrma yntemi de uyguluyoruz.
Fakat yine de artc batl i nanl ar ve ahl ak asndan
mthi elikil er karsndayz. Eski zaman elikilerini n
yanl gl arna bi z de dyoruz.
Platon'cul ar ve onun fiki rl erini srdren Hristi yanl ar
u garip sapl ant iindeydiler: Yeryz kt bir yer, gk-
yzyse mkemmel ve tanrsal bi r yerdi r. Yeryznn bi r
gezegen, biz insanlarn da evreni n saki nl eri olduumuz
temel dncesi reddediliyor ya da grmezden geliniyor-
du. Bu dnceyi , ilk ne sren Aristarkus'tu. Aristarkus,
Pitagoras' tan yzyl sonra Sisam adasnda domu bi r
bilgindi. yonya'l bil ginleri n sonuncusuydu. Artk o sralar
entelektel aydnl k merkezi, byk skenderi ye Ktpha-



215
nesi ' ne kaymt. Aristarkus gezegen sisteminin merke-
zinde yeryznn deil Gne' in bulunduunu, tm geze-
genl erin yeryz evresinde deil Gne' i n evresinde
dndklerini ilk olarak ne srmt. lgi nti r, bu konuda-
ki kitaplar kayptr. Bir ay tutulmas srasnda, Ay n y-
zeyindeki yerkre gl gesi nin boyutl arndan Gne'in yer-
yznden daha byk ve daha uzak ol duu kansna var-
d. Belki o an Gne gibi kocaman bi r cismin yeryz gi bi
kck bir cisim evresinde dnmesinin anlamszl n
kavramt. Gne'i merkeze oturttu, yeryznn gnde
bir kez kendi ekseni ve yl da bi r Gne evresinde dn-
dn syledi .
Ayn dnceyi Kopernik adyla da zdel etiri yoruz.
Galileo, Kopernik iin hel yosantrik varsaymn "onaylay-
cs ve canlandrcs" deyimini kullanr. Yoksa onu bu
kefin sahi bi kl maz.(31) Aristarkus'un dnemiyle Koper-
nik'i n dnemi arasnda geen 1800 yl boyunca gezegen-
leri n doru ol arak dizilisini bi len kmad. Oysa M.. 250
yl nda bu doru ol arak akl anmt, Aristarkus' un ortaya
att fiki r, adal arn ileden kard. Anaksagoras'a,
Bruno' ya ve Galilea' ya kar ykselen seslerin benzerleri
Aristarkus'a kar da yksel di ve dinsizlikle sulanmas is-
tendi. Aristarkus ve Koperni ke kar gsteril en direni,
Gne'i n yerkre evresinde dnd gr gnlk ya-
ammzda hal en de srmektedi r. Hl Gne'i n "dodu-
undan", Gne'in "battndan" sz ederiz. Aristarkus'un
helyosentrizm fikri ni ortaya attndan bu yana 2.200 yl
geti ve kullandmz dil hl yerkremizi n dnmedi i yo-
lundadr.
Gezegenleri birbi rinden ayran mesafe yeryznden
Vens'e olan uzakl 40 milyon kilometre, Pluto'yaysa 6
milyar kilometre- Gne'i n Peloponez kadar byk olabi-
(31) Koperni k, Ari st ar kus' u okuyarak bu sonuca var m ol abi l i r. t al yan ni versi t el eri n-
de bul unan son ki t apl ar bi l i m evrel eri nde byk bi r heyecan yarat t . Koperni k' i n
t p okul una devam et t i i ni gst eren bi r el yazmas ki t ab nda Koperni k, Ari st arkas' un
bu dnceyi nceden ort aya at t n syl er. Koperni k Papa III. Paul ' e unu yazm -
t r: "i cero' ya gre Ni cet as yer yznn dnd ret i si ni ort aya koymut ur. . . Pl u-
tark'a gre (ki Ari starkus'tan sz eder)... yeryznn dnd fi kri ni baka payl a-
anl ar da vard r. . . Bt n bunl ar okudukt an sonra ben de yer yznn hareket et t i i
dncesi ne yer verdi m. "




216
lecei fikri karsnda il eden kan Yunanl larn azn
ak brakrd. Gne sistemini daha dar bir ereve ve
daha yerel olarak dnmek doald. Aristarkus yldzl a-
rn uzaklardaki gnel er olduklar yolunda baz kukul ar
duymu ve Gne'i sabit yldzl ar arasna koymutu. Te-
leskopun icadndan sonra Yunan geometrisine dayanarak
yapl an hesapl arl a yl dzl arn nice k yl uzaklarda bu-
lunduu XIX. yzylda anl al abildi .
Aristarkus dnemiyle Huygens dnemi arasndaki za-
man ii nde, i nsanlar, ocukken merak etti i bir sorunun
yantn vermilerdir: Yldzlar nedi r? Bunun yant, yl dz-
larn gl Gneler olduu ve yldzlararas uzayda nice
k yl uzakl klarda bulunduklardr.
Aristarkus'un bize brakt byk mi ras udur: Ne bi -
ze, ne gezegenimize doada ayrcalk tannm deil -
di r . Bu gr, gezegeni mizi n yl dzlarl a kyaslanmasnda
geerli olduu kadar, insanl k ailesini n kiileri arasndaki
eitli ilikilerde de geerlidir. Bu grn etkisiyle astro-
nomi de olduu kadar, fizikte, bi yolojide, antropolojide,
ekonomide ve siyasette byk ilerlemeler kaydedilmitir.
Bu grn sosyal adan fazla yaygnl amas, ayn za-
manda rtbas edilmesini hedef al an gi riiml eri n de nede-
nini oluturuyor mu, diye sormadan edemiyorum.
XVIII. yzyl sonlarnda ngil tere Kral III. George'un
mzikisi ve astronomu William Herschel , yl dzl gkl eri n
haritasn kardnda Samanyol u eridinden her yne
doru eit sayda yl dzn dal m ol duunu grerek yer-
kremizin bu galaksini n tam ortasnda bul unduu sonucu-
na varr. Biri nci Dnya Savandan bi r sre nce Harlow
Shapley kresel yl dz kmel eri ne uzakl mz lme tek-
nii gelitirmitir.
XX. yzyla gelinceye dek, astronomlar, Kozmos'ta
yal nzca bir tek gal aksi, Samanyol u Galaksi si var sanyor-
lard. Bu arada Thomas Wright ile Immanuel Kant teles-
kopla yaptkl ar incelemeler sonunda baka galaksil eri n
var ol duunu sezmilerdi.
nsanlar yaadka Kozmos'daki yeri mizi arayp dur-



217
duk. Trmzn emekleme dnemi nde (atalarmz gklere
avare avare bakarken) eski Yunan' n yonya'l bilginleri
tarafndan ve amzda sorulan sorudan kurtul amyoruz:
Neredeyiz? Bizler kimleriz? nsanlardan ok galaksil eri n
bulunduu bir evreni n cra kesindeki dank galaksil er
kmesi ne dahi l bi r gal aksini n snrlarnda, iki sarmal kol
arasnda kaybolmu sradan bir gezegende yayoruz.
Kendimizi byl e bi r perspekti fte gzl eyii miz, gklerin na-
sl ol duuna ili kin ol arak yarattmz zihinsel modelleri
snama eili mi mizi cesaretl e srdrdmz ortaya ko-
yar. Sz konusu modell ere gre Gne kpkrmz, scak
bir ta, yl dzl ar sema alevl eri , Samanyol u da Gecenin
Belkemii 'di r.
Aristarkus'tan gnmze dek evreni aratrmak zere
giritiimiz abalarn her bi ri bizi, Kozmos sahnesini n or-
tasndaki bir yerden daha az nemli bi r yere itel emitir.
Bu alandaki yeni bul gul ar zmseyecek vakti i nsanolu
henz bul amad. Btn yeni bul ular, yerkremizin en
nemli, en merkezi ve en hayati yer olmasn isteyenler
iin znt kayna ol maktadr. nk evrenin aratrl-
masndaki her yeni bul uu gezegeni miz ii n "tenzil-i rt-
be" saymaktadrl ar. Ayrcal a ve en ok neme mazhar
gezegen statsnde ol may bo yere isteyenler, ge-
limelerin geti rdii deiiklikl eri sineye ekmek zorunda-
drlar. Nerede yaadmz bilmek iin komularn duru-
munu bilmek zorunl udur. teki komularmzn durumunu
bilmek, kendi durumumuza k tutacaktr. Eer gezege-
nimizin nem tamasn isti yorsak yapabil ecei miz u-
dur: Sorul armzn cesareti ve yantlarnn deri nlii yl e ge-
zegenimizi nemli kl abili riz.
Kozmik yolculuumuza, ilk nce, trmzn emekl e-
me dnemi nde ortaya atlm bir soruyla baladk ve t-
rmzn her yeni kua bu soruyu yeniden ve hi de ek-
silmemi bi r merakla sordu: Yldzl ar nedir? Aratrp ke-
fetmek i nsann iinde var olan bir duygudur. Bu sorunun
peine takl m yolcul ar ol arak ie bal adk. Halen de bu
yol un yolcularyz. Kozmik Okyanusun kyl arnda bi raz
fazlaca oyal andk. Sonunda yl dzl ara doru yol almaya
hazrz.



218

Blm VIII
ZAMAN VE MEKN NDE YOLCULUKLAR

l bi r ocuktan daha uzun yaam kimse yoktur. Pieng Tsu ok k-
k yata hayata gzlerini yumdu.
Gk ve Yer benim kadar yaldrlar ve bi n bi r eyin hepsi bi r ve ayn-
dr.
Chuang Tzu, M.. yaklak 300, in

Yldzlar, geceden korkmayacak kadar iten seviyoruz.
Amat r i ki ast ronomun mezar tandaki yaz

Yldzlar, buz tutmu efsaneleri yazp iziyor, gzlerimizin iinde. Sr-
larn ele vermeyen uzayn parltl arklarnn eliinde.
Hart Crane, Kpr


GNE VE AY OK UZAIMIZDADIR. Fakat ekim
glerinin etkileri yeryznde fark edilir. Kumsallar bize
uzay anmsatrlar. Hepsi de aa yukar bi rbi rine benzer
byklkteki i nce kum tanel eri, kayalarn alar boyunca
durmadan, srtnmesi nden, anp yenmesinden ve yi ne
Ay'l a Gne'in yaratt dalgalar ve havann andrma-
sndan ol umulardr. Kumsallar bize zaman da anm-
satm olurl ar. Dnya, i nsan trnn beli rmesinden ok



219
daha eski zamanlara dayanr.
Bir avu kumda yakl ak 10.000 kum tanesi vardr.
Gn ak ol duu bi r gecede pl ak gzle grebildi imiz
yl dz says ndan daha oktur bir avu kumdaki taneler.
Ama grebildi imiz yldzlar, var olan yl dzl arn ancak
kck bi r blmdr. Geceleyi n grdkl erimiz en yakn
yl dzl ardr. Oysa Kozmos l kavramn aan bi r zengin-
liktedi r; yle ki: Evrendeki yl dzl arn topl am says yer-
yzndeki tm kumsallardaki kum tanelerinden daha ok-
tur,
Eski astronoml arl a astrologlarn gklerdeki yl dzl arl a
ekiller kurmaya al malarna karn, bir takm yldz as-
lnda yaktrmadan baka bi r ey deildi r. Takm yldz-
lar, gerekte fersiz oldukl ar halde bize yaknl kl ar nede-
ni yl e parl ak gzken ve Uzakta bulunmal arna karn ger-
ekten parlak olan yldzlar, belli bir ereve iine al r gibi
bakl masndan doan bi rtakm ekill erdi r. Yerkremiz
zerindeki her yer, herhangi bir yldza tam ol arak ayn
uzakl ktadr. Bu nedenl e de herhangi bi r takm yl dzdaki
yl dzl arn ol uturduu ekiller, Asya' da da ayndr, Ame-
rika'da da. Herhangi bi r takm yl dzdaki yldzlarn hepsi
de yl esine uzaktr ki, bizler yeryznde olduka onlar
boyutlu ekiller olarak gzmzn nne getiremeyiz.
Yldzl ar arasndaki ortal ama uzakl k bi rka k yl dr ve
bir k yl nn da 10 tril yon ki lometre ol duunu anmsaya-
lm. Takm yldzl arn ol uturduu ekill eri n deitii ni g-
rebilmek iin bu yl dzl ar birbi rinden ayran mesafel eri
amal yz. Ve ancak o durumda, yldzlarn bazl ar takm
yl dz dna, bazlar da ieriye kayyor gibi olacak, by-
lece de erevenin grnm deiecekti r. Teknolojimiz
imdilik, ylesi ne uzak mesafeli yldzl ar- aras yolculuk-
lar iin yeterli deildi r. Ya da yl e di yeli m:
Belli bir yolculuk sresi iinde bu mesafeleri almaya
yeterli deil dir. Olabili r ki, nmzdeki yzyll arda yery-
znden hareket edecek bi r uzay arac, szn ettii miz
byk mesafel eri ok hzl kat edebili r ve bylece daha
nce hi kimsenin grmedii bir erevede baka bi r ta-
km yldz bii mi yaktrl abil ir.



220

Son iki ekil, eer 150 k yl
giderek uygun noktalara varabil-
meydik saptayacamz grnt-
lerdir.
Gnmzde bilgisayara, yaknmzdaki tm yl dzl arn
boyutlu durumlarn verebi lir ve onlara kk bir yolcu-
lua karabiliriz. rnei n, bil gisayara
Byk Ay' y ol uturan parl ak yldzlar
evresinde tam bir tur atmasn emre-
debili riz. Byl ece takm yl dznn iin-
de grnd ereveni n deiiklie
urayn izleyebili riz. Yldzlar, "u -
noktalar - bi rletirelim" oyunundaki
gibi gklerde yaktrdmz bir ekil
iine yerleti rebiliriz. Fakat perspekti-
fimiz deiince, grnrdeki takm yl -
dz biiml eri ni n de deiti i ne tank
oluruz.
Takm yldzlarn grnm yalnz-
ca uzayda (mekn iinde) deimez,
zaman iinde de deiiklie urar. Bi r
baka deyil e, biz konumumuzu de-
itirince, grntleri deimi olmaz
yal nzca; yeterince uzun bi r sre bek-
leyebilsek yine deii r. Yl dzl ar bazen
bir grup ya da hevenk halinde hareket
ederl er; bazen de tek bi r yl dz, gruptakilere oranl a daha
abuk yol al r, Bu tr yldzl ar, sonunda, eski bi r takm
yl dz terk edip yenisine katl rlar. Pazen de ift yldz
sistemindeki yelerden biri patl ayarak, uzaydaki eini
bal tutan ekim zinci rlerini koparr. O da eski yrnge-
sel, hzyl a uzaya srar. Gkte sapanla frl atl m gibi bir
yl dz grrsnz o an.
Birde yl dzlarn doup geli me ve l me duruml ar
vardr. Yeteri nce uzun bi r sre bekl eyebil ecek olsak, o
dnem ii nde yeni yl dzlar belirecek ve eskileri kaybol up
gideceklerdir. Gkteki ekiller yava yava birbiri ne kar-
arak deiirl er.
nsan trnn yaam boyunca bile (birka mil yon yl )
takm yl dzlar deimilerdir. rnei n, Byk Ay' nn bu-
gnk grnmne bi r gz atal m. Bilgisayarl armz bizi
mekn ve zaman olarak bugnden al p baka gnl ere g-



221
trebilir. Yl dzlarn devini mlerini hesaba katarak, bilgisa-
yarmz bizi eski zamanlara doru gtrnce, bi r mil yon
yl nceki Byk Ay ekli nin ayr grnmde ol duunu
anlarz. O tari hlerde Byk Ay' nn biimi bir oku andr-
yordu. Bir zaman-makinesi sizi birden ok eski devirlere
gtrp brakacak olsa, Byk Ay' nn o zamanki bii min-
den hangi dnemde yaadnz anl ardnz Orta Pleisto-
sen anda.
Bir takm yl dzn ileriki zamanlarda alaca grn-
mn biimini de bilgisayardan sorabiliriz, rnei n, Asl an
takm yl dzn (burcu) ele al al m, nmzdeki bir milyon
yl ii nde, Aslan Burcu imdi kinden daha az aslana ben-
zeyecektir. leriki kuaklar Aslan Burcu'na Radyo-
Tel eskop Burcu di yebili rler. Bu arada, bi r mil yon yla ka-
dar radyo- teleskopun da modas oktan gemi bir aygt
olarak eski eyal ar arasnda yer almasndan endie etti-
imi sylemeli yim.
Gne' e komu blgede, yani uzayda Gne' i n yakn
evresinde, en yakn yldz sistemi bul unmaktadr: Alfa
Kentaurus. Asl nda l bi r yl dz sistemidir. Kentaurus
takm yl dz. ki yldz bi rbiri nin evresi nde dolanr,





222
ncs de Proksima Kentanrus, bu iftin evresinde,
biraz mesafeli bir yrngede dolar. Kenteaurus'larn (32)
Proksima's (proksima en yakn demekti r) adndan da an-
lalaca zere Gne' e en yakn olandr. Bizim G-
ne' imizi n yapayalnzl anl al maz bi r eydir.
Takm yldzn en ok parlayan ikinci yldz Androme-
da (Beta Andromeda adn tar) yetmi be k yl uzak-
lardadr. Onu grmemizi mmkn klan k, yl dzl ar aras
karanl klar ap yeryzne gelinceye dek yetmi be yl
gemi demektir. Di yeli m ki (olmaz ya!). Beta Andromeda
geti imiz hafta infi lak etti. Bizim bu nemli olaydan yet-
mi be yl haberimiz ol maz. Bu yl dz grmemize ol anak
veren k uzun yolcul uuna balad srada gen Al bert
Einstein yeryznde Grecelik (Rletivite Kuramn yayn-
lamt. Einstei n o sral arda svire Patent Brosunda bir
memur ol arak al yordu.
Uzay (mekn) ve zaman i ie gi rmi durumdadr; za-
man kavram olmakszn mekn, mekn kavram ol mak-
szn zaman kavrayamayz. Ik ok hzl yol al r. Fakat
uzay ok botur ve yl dzlarn aralarndaki mesafe byk-
tr. Yetmi be k yl gibi uzakl kl ar, astronomi al ann-
da ok kktr. Gne'ten Samanyolunun merkezine
olan mesafe 30.000 k yldr. Bizim galaksimizden M31
adn al an ve yine Andromeda takm yldznda bulunan
en yakn sarmal gal aksi 2.000.000 k yl uzakl ktadr.
Bugn grdmz M31'den gel en k o zamanlar hare-
ket ettii nde, yeryznde insan tr henz yoktu. Atala-
rmz bugn kazandkl ar ekle yeni yeni dnyorl ard.
Bu denli uzaktan gel en bugn grebil memizi n nede-
ni, bunun kaynann yerkremiz ve Samanyolunun
olumasndan nce var olmu bulunmasndandr.
Bu durum yal nzca astronomi alannn cisimleri ne z-
g deildi r. Bir odann iinde metre tedeki bir arkada-
nza bakyorsanz bu arkadamz "u andaki " haliyle
gryor deilsiniz. Sani yenin yz mil yonda birine e za-
man nceki durumunu gryorsunuz. Buna, isterseniz, bir
mikro saniyenin yzde bi ri de di yebili rsiniz. Bunun hesab
(32) Ba i nsan, gvdesi at ol an mi t ol oj i k yarat kl ar.




223
yledir : (3 m) / (3 x 10
8
m / saniye) = 1 / (10
8
/ saniye)
=10
-8

Bu hesapta yaptmz, uzakl hza bl p arada ge-
en zaman bulmaktan i barettir. Ne var ki, "u andaki" ar-
kadanzn grntsyl e sani yenin yz mil yonda bi rine
e zaman nceki grnts arasndaki fark o kadar k-
ktr ki, fark edilemez. Oysa sekiz mil yar k yl uzak-
taki bir "kuasar"a baktnz zaman, onun sekiz mil yar k
yl nceki durumunu gryor olmanz nemli fark yapar.
(Kuasar'lar galaksilerin yal nzca erken tarihlerinde g-
rl mesi ol as patl ama olgular kabul edenl er vardr. Bu
takdirde, bir galaksi ne denli uzaksa, o denli erken tarihini
izlemekteyiz demektir. Ve o denli de tam olarak kuasar
grme olasl vardr. Nitekim on be mil yar k yll k
mesafelerden daha uzaklara baktmzda kuasarlarn sa-
ys artmaktadr.)
Yldzl araras gezilere km olan iki adet Voyager
uzay gemisi, k hznn on binde bi ri ne eit sratl e iler-
lemektedirl er imdi. En yakn yl dza 40.000 yl da varabili r-
ler. Yeryznden kalkp da hi olmazsa Kentaurus Prok-
sima'ya uygun sre iinde gitme umudu besleyebilir miyiz
acaba? Ik hzna yaklaabilecek mi yiz dersiniz? Ik h-
zyl a il gili giz nedi r? Gnn biri nde ktan hzl yolcul uk
edebilir miyiz?
1890 yllarnda tal ya' nn gzel Toskana krl arnda do-
layor olsaydnz, okul dan atlm, uzun sal bir gencin
Pavia yolunda ilerl emekte ol duunu grrdnz. Al man-
ya' daki retmenleri ona adam olamayacan, sorduu
sorularn snf disiplinini bozduunu, okulu braksa daha
iyi edecei ni syl emil erdi. Byl ece okul u brakan gen,
Toskana krl arnn gzellikleri nde dolarken, zihninde s-
nfta dnmeye zorl and konulardan baka sorunl ara
yantlar aramaya koyul du. Bu gencin ad Albert Eins-
tein d ve zihni nde yant arad sorunlar dnyay dei-
tirdi.
Einstein Peopl e' s Book of Nat ur al Sci ence (Doa Bi-
limi El Kitab) adn tayan Bernstein'i n kitabna hayran
kalmt. Daha ilk sayfasnda tellerden geen elektri in ve



224
uzaydan geen n korkun hzn anlatan ve bilimi hal-
ka sunmay amalayan bu kitap Einstein ok etkiledi. Bir
k dalgas zerinde yolcul uk edince dnya nasl gr-
nr, sorusu zihnini kurcalamaya bal ad. Ik hzyla yol-
culuk ha! Gne nn gzellikleri arasnda tal ya' nn
krl arnda dol aan bir gencin akl na gelebi lecek ne gzel
ve gizemli bi r soru... Ik dal gas zeri nde yol culuk etse-
niz, hz kavramn kaybedeceinizden k dal gas ze-
rinde ol duunuzu bilemezsini z. Ik hzyl a giderken gari p
bir ey ol ur i nsana. Ei nstein bu tr sorunl ar zeri nde kafa
yorduka, bu sorunl ar dnya iin daha da nem kazand.
Ik hzyla yol culuk halinde birok elikili durum kard
ortaya. Baz fi kirler, dnce szgecinden yeteri nce ince-
lenmeden gei rildi inden gerek gi bi kabul edil miti. r-
nei n, iki ol ayn ezamanl olduunu sylemekl e neyi
kastediyoruz acaba?


Bisiklete bi nmi olarak size doru geldi imi dnn.
Bir kavaa yaklarken bi r at arabasyla arpyormu-
um gibi geli yor bana. Direksi yon krp i nenmekten zor
kurtuluyorum.
imdi bu ol ay yeni den dnn. Tutun ki , atl araba
ve bisiklet k hzna yakn bir sratle il erli yorl ar. Eer
siz yol un aa ksmnda seyirci olarak hareketsiz duru-
yorsanz, araba gr izginize gre dik a ierisinde
ilerli yor olacaktr. Siz, beni yansyan k nedeni yle, size
doru ilerli yor greceksiniz. Peki, benim yaptm srat,



225
k hzna eklenmeyecek mi dir ki , byl ece, grntm, si-
ze arabann grntsnden bir hayli daha erken ulasn?
Benim direksiyon krdm, arabann geliinden nce
grmeniz gerekmez mi? Ben ve atl araba kavaa, beni m
gr amdan ezamanl olarak varr da, size gre var-
maz m? Bana arabayla arpyormuum gibi geli rken,
siz beni nmde hibir engel bulunmad halde di reksi-
yon krp caddede keyiflice pedal evirdiimi gryor
olamaz msn? Bunl ar il gin ve kl krk yaran sorulardr.
Herkesi n ol aan kabul etti i eyi dei tirmeye y-
nelikti rler. Bu sorunl ar Ei nstein' den nce hi kimsenin ele
almaynn nedeni vardr. Ei nstei n bu basi t sorulardan
hareket ederek dnyann yeniden ve yeni biimde al g-
lanmasna yol am, fizikte devri m yaratmtr.
Dnyay tam ol arak anlamamz ve yksek hzla ilerler-
ken ortaya kan mantksal elikileri gi dermemiz gereki-
yorsa, "Doann Emirnamesi " adn verebil eceimiz baz
kurallar vardr ki, bunlara uymak zorunl udur. Ei nstein, ite
bu kurall ar yasa haline geti rmi ve Grecelik (Rlativi te)
(izafi yet) kuram adn vermitir. Bi r cisi mden yansyan ya
da kaynaklanan k, o cisi m ister hareket etsin ister dur-
sun, ayn hzda ilerler: Kendi hzn n hzna asl a ek-
lemeyeceksi n. Ayn zamanda hibi r maddesel cisim k-
tan daha hzl i lerl eyemez: Ik hzyla ya da k hzndan
sratli gitmeyeceksin. Fizik kurallar sizi n k hznn
%99,99' u kadar srat yapmanz engell emez. Buraya ka-
dar tamam. Fakat ne denli aba gsterirseniz gsterin
%100'e varamazsnz. Dnyamzn bi r sal am temel st-
ne oturtulmu olmas ii n, kozmik bir srat snrlamas ta-
nnmtr. Yoksa hareket eden bi r pl atform sayesinde -
n hzndan fazla olmak zere istedii niz srate eriebi-
lirdiniz.
XIX. yzyl n bi timine doru Avrupal lar stnlk ya da
ayrcal k asndan kyasl amalarda baz dayanak noktal a-
rna gveni yorl ard. Al man veya Fransz ya da ngiliz kl-
tr ve si yasi rgtl eniini n baka lkedekilerden daha iyi
olduu inancndaydl ar. Avrupal larn stn ol dukl arna
inanrlar ve bunlarn smrge haline getirdikleri yerlerdeki



226
insanl arn tali hli ol dukl arn sanrl ard. Aristarkus'un ve
Kopernik'in fikirlerinin sosyal ve siyasal alanlardaki uygu-
lamas, ya redde urard ya da aldrmazl ktan gelini rdi,
Gen Einstein fizikte olduu kadar si yasette de ayrcal k
ve stnlk grne kar gelmi biri di r. Yl dzl arn vzr
vzr her yne gidi p gel dikleri bir evrende "duran" hibir
ey yoktur ki , belli bi r sabit dayanak noktas al nsn Dola-
ysyla da belli bir erevedekileri n baka erevedekil ere
stnlk tasl amalar di ye bi r ey ol amaz. Einstei n'in g-
recelik (rl ativi te) (izafi yet) szcnden anlad budur.
Bu kuramn tuzaklar var gi bi grnrse de, asl nda fiki r
ok ak seik olarak ortadadr: Evreni izlerken, izlemek
iin kurulan her gzlem yeri, teki gzlem yeri kadar iyidir.
Doann yasal arn kim aklarsa akl asn herkes ii n
ayndr. Eer bu doruysa -ki Kozmos'daki yerimizin ayr-
cal kl olduunu dnmek alas bi r durumdur- bunun
sonucu olarak hi kimseni n ktan daha hzl gi demeye-
cei de dorudur.
Bir krbacn aklayn duyarz, nk krbacn ucu
ses hzndan daha sratli hareket eder ve byl ece bi r ok
dalgas, kk bir sonik patlama yaratr. Gk grlemesin-
de de benzer bir durum sz konusudur. Bir zamanlar
uaklarn ses hzndan daha ok srat yapamayacaklar
sanl rd. Bugnse sesten hzl giden uakl arn says ol-
duka oktur. Fakat k hz snrlamad ses hzndan ay-
r bi r eydir. Sesten hzl uakta sorun mhendislik soru-
nudur ve bu mhendislik sorunu zmlendikten sonra
sesten hzl yolculuk yaplabilmektedi r, Fakat k hz so-
runu, yerekimi gibi, Doa Yasasnn temel inde yatan bi r
konudur.
Ses maddi bi r ortam aracl yla, genellikl e hava ara-
cl yla yayl r. Bir arkadanz konutuunda Size ulaan
ses dalgas havadaki mol ekllerin hareketidir, Iksa bi r
bolukta yol al r. Bu nedenle ezamanl l k sorunl ar sese
uygul and gi bi a uygul anamaz. Gne'in bize
aradaki bolukl ar aarak ular. Fakat ne kadar kul ak ka-
bartrsak kabartal m gne patlamal arn duyamayz.
Einstein'in Grecelik Kuramndan nceki dneml erde -



227
n zel bi r ortam aracl yla ulat sanl rd. Tm uzay
kaplad sanlan bu ortama "Ik sac" ad verili rdi.
Michelson-Morl ey deneyi byl e bi r ortamn var olmadn
ortaya kard.
George Gamow' un deneyi ne dayanarak, n gerek
hz olan sani yede 300.000 km. sratte deil de saatte 40
km. hzla ilerl edii bi r yer dneli m. Bi r motosikl et ze-
rinde olduunuz hal de k hzna yakl atnz dnn.
(Grecelik Kuram "Tutun ki..." "Dnn ki..." deyimleriy-
le doludur. Einstein bu nedenle Almanca olan Gedank-
cnexperiment -dnce antrenman- szcn kull an-
mtr.) Srati niz arttka, geri de braktnz cisiml eri n
kenarl arn nnzde grmeye bal arsnz. Ik srati ne
yakn bir hzla giderken, dnya, sizin anzdan, ok gari p
bir hal al r; sonuta her ey skp kck dai resel pen-
cereye dnr. Ol duu yerde duran bir gzlemci asn-
dan, sizden yansyan k siz uzaklarken, krmzl ar,
yaklarken mavilei r. Eer gzlemci ye doru k srati-
ne yakn bi r hzla yolculuk edi yorsanz, renkli bir na b-
rnm bi r glge olursunuz; normal olarak gzle fark
edilmeyen kzl tesi n sanz, gzl e grlebil en daha
ksa dalga boylarna dnr. Hareket ettii niz ynde
pres al tnda younlam gi bi ktleniz artar ve gei rdi i-
niz deneyim nedeni yle, zaman yaval ar. Ik sratine ya-
kn bi r hzl a yolculuk etmenin verdii sol uk kesici deneyim,
zaman genlemesi yapar.
Bu garip ve zel grecelik yaratan artc ngr, bi-
lim alannda her eyi n doru olduunu akl amaktadr.
Her ey sizin greceli devi ni minize bal dr. Ne var ki,
bunl ar dorudurl ar ve gze hitap eden hayali durumlar
deil di r. Bu, basit bir matematik il eml e, daha dorusu
cebi r dersi nin i lk yl n tamamlam herkese cebi r ilemi yl e
anlatl abili r.
Ayn zamanda, birok deneye de uygun dmektedi r,
uaklarda bulundurulan ve zaman gstermede ok has-
sas saatler, olaan saatl ere oranl a bi razck geri kal r.
Nkl eer hzl andrclar, hzn artmasyla ktl enin byme-
sine ol anak tanyacak bi imde yaplml ardr; eer bu ay-



228
gtl ar bu biimde yapl masal ard, hzl andrlm zerreci k-
leri n tm aygtn eperlerine arparl ard. Bunun sonucu
olarak nkl eer fizik deneyl eri alannda fazl a bir ey yap-
lamazd. Srati veren, kat edilen mesafenin zamana bl-
ndr. Ik srati ne yakn bir hza bakaca srat ekle-
yemeyeceimi ze gre (oysa gnl k yaammzda yapt-
mz hzlar bi rbi rine eklemek olasdr) sizi n grece devi-
niminizden bamsz olarak geleneksel mutlak mekn ve
zaman kavramlar terk edilmelidi r. Meknn bzlmesi ve
zamann genlemesinden anl admz budur. Ik hzyl a
yolculuk eden kiinin yal anmamasnn nedeni de bu ilke-
de yatmaktadr.
Mhendislik asndan n hzna e sratte gi den
aralar yapmak acaba mmkn mdr?
tal ya' nn Toskana vilayeti yalnzca gen Einstein'in
vaktini gei rdi i bir yer dei ldir. Toskana tepel erine tr-
manp oradan bir kartal gibi dzlkleri seyreyleyen biri
daha yaamt 400 yl kadar nce: Leonardo' da Vi nci.
Leonardo'nun resim, heykeltral k, anatomi , jeol oji, doa
tarihi ve sivil ya da askeri mhendislik al anlarndaki il gi
ve al malarndan baka kendini kaptrd bir alan daha
vardr: i nsann uabilecei bir ara yapmak. Bu konuda
resi mler izdi, modell er yapt, tam boy prototipler retti,
fakat hibiri de ilemedi , O tari hlerde yeterince gl ve
hafi f bir motor yoktu. Ne var ki, izimler mthiti . Ondan
sonraki kuakl arn bu alandaki cesaretine hz verdi. Leo-
nardo da Vi nci 'ni n baarszl k nedeni yl e moralini n bozul-
duu olurdu. Fakat kabahat onun deildi. XV. yzyl onu
kapanna ksmt.
Leonardo da Vinci' nin bana gelen bu durumun ben-
zeri 1939 yl nda bir grup ngiliz mhendisi nin bana da
geldi . nsanlar Ay'a gtrecek bir ara izdi ler. Gezegen-
ler aras ngili z Dernei 'ni n mensupl ar. 1939 yl nn tek-
nolojisi yl e izmilerdi bu arac. 30 yl sonra Ay' a insan
gnderme ilevini yerine geti ren Apollo uzay aracnn ay-
n ol mad kesindi 1939 yl nn gezegenl er aras gemisi.
Fakat gnn birinde Ay' a yol culuun mhendislik asn-
dan mmkn ol abilecei dncesini harekete gei rdi.



229
Bugn de insanlar yl dzl ara gtrmeye yarayacak
uzay aralarnn ncleri zerinde al l maktadr. Bu
aralarn hibi ri de yeryznden di rekt uula yldzlara
varma kapasitesinde deil. Dnya evresi ndeki yrnge-
sinden yldzlara frl atl mak zere geliti rili yorlar.
Ara hznn k hzna yakn ol aca yl dzlararas
sratli aralar yapm belki gelecek yzyl n amac deil .
Ama bin ya da on bin yl sonrasnn amac. Ne var ki, ilke
olarak byle bi r ara gelitirmek ol asdr.
Yldzl ara yolculua henz hazr deiliz. Yz ya da iki
yzyla kadar gne sistemi tmyle kefedildii nde, bi z
de kendi gezegenimize yeni bir ekidzen veririz. O za-
man yl dzl ara gidecek istek, kaynaklar ve teknolojiye sa-
hip ol acaz. Uzak mesafel erde bazl ar bizimkine ok
benzer, bazl ar da ok deii k baka gezegen sistemleri-
ni inceleyecei z. Hangi yldzn zi yaret edilmesi gerekti i-
ni bil eceiz. Thales' i n, Aristarkusun, Leonardo'nun, Eins-
tein'i n ocuklar o zaman k yl evreni ni dolaacaklar.
Ka gezegen sisteminin var olduunu henz kesinlikle
bilmi yoruz. Saysnn bi r hayli kalabal k ol duu sanl yor.
Bizim hemen yaknmzda bi r deil , bi rka gezegen siste-
mi var: J piter, Satrn ve Urans'n her birinin bir geze-
gen sistemi bulunuyor. Bunlar boyutlar ve Ay'l aryla olan
mesafel eri bakmndan Gne evresi ndeki gezegenlere
benziyorlar. Ktleleri birbiri nden farkl olan ift yl dzlara
ilikin istatistikleri n yaygnl atrlmas, Gne gibi yapa-
yal nz yl dzlarn hepsini n arkada -gezegenleri bulundu-
unu gsteri yor.
Henz dorudan doruya grememekteyiz baka yl-
dzlarn gezegenlerini. Bunl ar kendi blgesel gnel eri nin
altnda bi rer parltl noktacktan ibarettir. Fakat g-
rlmeyen bir gezegeni n gizleyebildi imiz bi r yldz zeri n-
deki ekim etkisini saptama aamasna gel di k.
Yldzl ar evresindeki gezegenlerin varl n saptama-
ya yarayan baka yntemlerl e bi rlikte nmzdeki on yl-
larda bize en yakn yz yldzdan hangil erinin arkada-
gezegenleri bulunduunu renebil eceiz. Bu yeni yn-



230
teml erden bi ri yle yldzn kard ve parlakl nn gr-
meyi engelledi i n yapay ol arak giderilmesi sz ko-
nusudur. Uzay teleskopunun nne kapayan bir disk
konul abil ecei gibi, Ay' n karanl k ucunu da byle bi r disk
yerine kullanmak mmkndr. Bylece gezegenden gelen
yansm k, yaknndaki gnei n parlakl al tnda bo-
ulmadndan beli rebilmektedir.
Son yllarda kzl tesi gzlemler yaknmzdaki yl dz-
lardan bazl arnda disk bii ml i gaz ve toz bulutlarn beli r-
lemiti r ki , bunlar gezegen mjdecisi olabilir. Bu arada
kuramsal baz al malar gezegen sistemlerinin galaksi-
lerde olaan bir durum ol duunu belirti yorlar. Galaksil er-
de kefedilmeyi bekleen belki de yz mil yarca gezegen
sistemi vardr.
Bu dnyalardan bir tanesi bile yerkremizin ayn ol-
mayacak belki de. Bazlar konuk barndrabilir olacak.
Bazl arysa konuksever olmayacaktr. Ki misi de insana
kalp arlar verecek gzellikler sergileyebilecektir. Baz-
larnda gndz vakti nice gneler grlecek, gecelerinde
ayl ar kacak. Ya da bir ufukta doup teki ufukta bata-
cak byk halka sistemleri belirecektir. Baz gezegenl er,
Ay' l arnn yaknl nedeni yl e gkl erde prl prl yanacak-
tr. Bazlar gaz bulutundan oluacak, bi r zamanl ar var
olan ve imdi artk olmayan bir yldzn kal nts olarak.
Uzak ve egzotik takm yl dzl arl a dol u btn bu gklerde
souk bi r sar yldz ol acak -plak gzl e belki grl ebi-
len, belki de ancak tel eskopl a fark edilebil en. Bu yldz,
byk Samanyolu'nun kck bir blmn incelemek
zere yl dzlar- aras tat filosunun kurul up yolculua -
karld bir liman olarak kull anlabilecekti r.
Mekn ve zaman konul arnn i ie olduunu daha n-
ce sylemitik. Dnyalar ve yl dzl ar, insan misali, doar,
yaar ve l rler. Bir insann mr on yll arl a llr, G-
ne'in mr yz mil yonlarca kez daha uzundur. Yl dzl ara
oranla tm yaam bi r gnck sren mays sinei gi bi yiz.
Mays si neini n gznde insanlar sal am yapl , csseli ,
yeri nden oynatl maz, ne i yapt belli olmayan yaratkla-
rz. Bir yldz asndan i nsan uzaka ve silikatla demir



231
yapl egzotik ve souk bir krenin yzeyi nde bi r varm -
bir yokmu rnei geli p geen bi r eraredi r.
Btn o dnyalarda kendi geleceklerini belirleyecek
olaylar ve geli meler yer al maktadr. Ve bizim kck
gezegenimizde, 2500 yl nce yonya'l larn mistiklerle kar-
karya gel meleri kadar nemli bir tarihi yol kavanda
bulunuyoruz. Tarihi n bu dnemi nde yapacaklarmz yz-
yllarca etkisini srdrecek ve gelecek kuaklarn yldzlar
arasnda bi r rol oynamal ar mukadderse bunu tayi n ede-
cektir.



232

Bl m IX
YILDIZLARIN YAAM SRELER
ki gzn birden aan Gne Tanrs Ra,
Msr zerine k sat ve geceyi gndzden ayrd. Tanrlar onun azndan
kp geldiler,
insanlar da gzlerinden. Her ey ondan dodu. Nilfer ieinde parldayan
ocuk da, t m varlklara yaam saan iein nlar da.
[ Batlamyus dnemi Msr'na ait by yazs]

Tanr eitli boyut ve biimde madde zerrecikleri yarat abi l i yor...
Deiik younlukta ve gte de. Bu nedenle doann deiik yasalarn uy-
gul ayarak evreni n bi rok blgesinde deiik dnyalar yaratabilir.
[ Isaac Newt on, Opt i cs]

stmzde gk vard, her yanna yaylm yldzlarla. Srtst uzanp
onlar seyre dalar ve bunlar yapma m, yoksa kendiliklerinden mi ol ma di ye
f i ki r yr t r dk.
[ Mark Twai n, Huckl eberr y Fi nn]

Korkun bi r ihtiya duyuyorum.., O szc aklasam m?.. Din sz-
cn. te o zaman geceleyin yldzlar boyamaya gidiyorum.
[ Vi ncent van Gogh]



233

ELMALI BR KEK YAPMAK N NELERE GEREK-
SNME DUYARSINIZ? Bi r miktar una, birka el maya, az
una, az buna ve frnn ssna... Elmal kekin iindekiler
molekllerden olumutur, eker ya da su gibi di yelim.
Molekller de atomlardan meydana gel miti r, karbon, ok-
sijen, hidrojen vb. gibi. Bu atomlar nereden geliyor? Hid-
roj en dnda tm yldzlarda imal edili yorl ar. Bi r yl dz,
hidroj en atoml arnn daha ar atomlara dntrld
kozmik bi r mutfaktr. Yl dzl ar, byk bi r bl m hidrojen
olan yl dzl araras gaz ve tozun younlamas sonucu
olumulardr. Fakat hi droj en Kozmos' u balatan byk
patl amada meydana gelmiti r. Eer bi r el mal keki, iin-
deki ilk temel maddeleri yeniden elde ederek yapmak is-
terseniz her eyden nce evreni yeniden icat etmeniz ge-
rekir.
Di yelim ki , bi r elmal keki al dnz ve iki ye kestiniz; bu
iki paradan birini al dnz, yi ne iki ye bldnz. Ve De-
mokritus' un retisine uygun olarak bylece srdrdnz
kesme ilemini . Tek bi r atom parasna ulancaya dek
ka kez kesmelisiniz? Bunun yant doksan kez kesmeniz
gerektii dir. Kukusuz hi bi r bak bunu becerecek kadar
keskin deildi r. Kek yl esine ufal anacaktr ki, yardmc bi r
aygt olmadan kck atom parasn gzle gremezsi-
niz. Fakat grmeni n bir yol u bulunmutur.
ngil tere' de Cambridge niversitesindeki krk be yll k
al malarn younluk kazand 1910 yl nda, ilk kez,
atomun yaps anlalabildi . Bu, atoml ar atomlarla arp-
trp nasl sradkl arn izlemek sureti yl e oldu. Olaan bir
atomun d kesiminde, el ektronlardan olumu bi r bul ut
tabakas vardr. Elektronlar, i sminden de anlalaca gi-
bi, elektrik ykldrler. Bu elektrik ykne, kolayl k olsun
diye, negatif elektrik yk denilmektedir. Atomun kimya-
sal zelliklerini elektronl ar bel irler; rnei n, altnn parlt-
sn, demi ri n soukl uunu ve elmas karbonunun kristal
yapsn. Atomun i blmnde, el ektron bulutunun ok
aalarnda gi zlenmi bul unan ekirdek vardr. ekirdek
genellikle pozi tif ykl protonlarla elektrik asndan ntr



234
durumdaki ntronlardan ol uur. Atomlar ok kk zerre-
ciklerdir; 100 mil yon atom el imizin kk parmann ucu
kadar yer ancak kaplar. Fakat ekirdek yz bin kez daha
da kktr. Bulunup ortaya karl masnn gecikmesin-
deki neden, biraz da bu yzdendir (33). Bununla birlikte,
bir atom ktlesinin byk bir bolm eki rdeindedi r; e-
kirdee kyasla elektronl ar, keten helvas bul utu gibi di r ve
srekli hareket halindedirl er. Atomlar genelli kle bol uktan
ibaretti r. Madde, temelde hibir eyden meydana gel mi
deil di r.
Ben atoml ardan yaplmmdr. nmdeki masaya da-
yadm dirseim atomlardan meydana gel mi tir. Masa da
atomlardan ol umutur, i yi ama, eer atomlar ylesi ne
kk ve bosa, eki rdekler de ok daha kkse, masa
dayadm di rseimi n arl n nasl kal dra bili yor? Art-
hur Eddi ngton' un sevdi i bir sorusunu yineleyelim: "Nasl
oluyor da dirseimi oluturan ekirdekler, masay
oluturan atom ekirdeklerinin arasndan gei p yer e
kaymyor? Neden kt diye yere dmyorum?"
Bu sorularn yantn elektron bulutunda aramak ge-
rek. Di rseimdeki atoml arn d kesi mleri negatif elektrik
ykldrler. Masadaki her atomun durumu da ayndr.
Negati f elektri k ykl er birbiri ni geri iti yor. Dirsei min ma-
sadan aa gp gi tmeyii nin nedeni, atomun, ekirdek-
leri evresinde elektronlara sahip bul unuu ve elektriksel
gleri n dayankl ol uundandr. Gnl k yaam atomun
yapsna bal dr. Elektrik ykleri n boal vermesi halinde,
her ey grl emeyecek kadar i ncecik toza dnrd.
Elektriksel gler var olmasa evrendeki her ey yok olur,
evreyi elektron, proton ve ntron bul utlar kaplar ve ci -
simlerin ilkel paracklar kk kreler biiminde dola-
nrd. Bu da dnyann bii msi z kal ntl ar olurdu.
(33) Daha ncel eri , protonl ar n, at omun mer kezi nde pozi t i f yk ol arak dei l de el ekt ron
bul ut u i i nde dzenl i bi i mde da l d san l yordu. eki rdek, Cambri dge'de Ernest
Rutherford t araf ndan. bombard man edi l en zerreci kl er gel di kl eri yne geri si n geri
s rarl arken bul undu. Rut herford bu bul uu kar s nda unl ar syl emekt en kendi ni
al amam t : Hayat mda hi byl e bi r ey ba ma gel memi t i . 38' l i k bi r t opl a bi r
k t dokusunu bombard man edi yor dunuz ve at t n z t op gel i p geri arp yordu
sanki .




235
Vcudunuzdaki atom says tutar yaklak lCP'dir (1
saysnn sana 28 adet sfr eklemek gerek). Gzlenebi-
lir evrendeki temel zerrecik -proton, ntron ve elektron-
says ICP' di r (34).
Elmal keki n yanm hali ounlukl a karbondan ol uur.
Doksan kez kesince bir karbon atomuna indirgeyebilirsi-
niz. Bi r karbon atomunun ekirdei nde alt proton ve alt
ntron vardr. evresi ndeki bulutta da alt elektron bul u-
nur. ekirdekten bir para ekip alacak olsak -rnei n, iki
protonlu ve iki ntronlu bir para- artk o bir karbon ato-
munun eki rdei ol mayacak, fakat bir helyum atomunun
ekirdei olacaktr. Byl e bi r kesme ya da atom ekirdei
blnmesi, nkleer silahlarda ve nkleer gl elektrik
santrallerinde oluur. (il em gren atom, artk karbon
atomu deil, baka bi r atomdur.) Eer el mal keki doksan
biri nci kez kesmeyi baarabilirseniz, ortaya daha kk
bir karbon paras kmaz, baka bir ey kar: Tmyl e
deiik zellikler tayan bi r atom. Bir atomu paral aynca
elementleri deiti rmi oluyorsunuz.
Bir adm daha attmz dnelim. Bilindii gibi,
atomlar proton, ntron ve elektronlardan olumutur.
Acaba bi r protonu kesebilir mi yiz? Eer protonlar yksek
enerji derecelerinde baka yapsal zerreciklerl e -rnei n
protonlarla- bombardman edersek protonun iinde gizl e-
nen daha temel yapl bi rimler fark etmeye balarz. Fizi k-
iler imdi "yapsal zerrecikler" diye adlandrdmz pro-
ton ve ntron gibi zerreciklerin asl nda daha da temel ya-
pl ve adna "kuarks" denen zerreciklerden ol utuunu
ne sryorlar. Kuarks'larn deiik "renk" ve "tad"larda
ortaya kt belirtili yor. Fizikiler bu zerreci kleri n szn
etti i miz biimdeki zelliklerini bularak atomun ekirdek -
alt dnyasnn i yice mahremi yetine gi rmeye alyorlar.
(34) Bu say n n kkeni ok eski l ere dayan r. Ari met Kum Say c s ki t ab n n i l k cm-
l esi nde yl e der : "Bak Kral Gel on, kum say s n n sonsuz ol duunu dnenl er var.
Ben kumdan sz eder ken yal n zca Si rakz' deki ve Si ci l ya adas n n t eki bl gel eri nde-
ki kuml ar kast et mi yorum. Her yerdeki kumdan sz edi yorum. " Ari met bi l di i evreni ,
yan yana geti ri l mek sureti yl e di zi l ebi l ecek ka kum t anesi ni n kapl ayaca n hesap
ederek 10
63
say s n bul uyor. 10
83
say s yl a hayret edi l ecek bi r benzerl i k...





236
Acaba kuarkIar maddenin en sonuncu yap talar mdr,
yoksa daha da temel zerrecikler var mdr? Maddenin ya-
psn anl amann bi r sonu gelecek mi, yoksa daha temel
ve daha temel zerreye doru mu inilecekti r? Bilimde -
zmlenmeyen byk sorunlardan biridir bu.
Elementlerin deiim srecinden gei rilmesi, ortaa
dnemi laboratuvarl arnda "ilm-i simya" ad veril en bir
yntemle yapl yordu. Bi rok simyac her maddenin drt
temel eden olutuu kansndayd: Su, hava, toprak ve
ate. Bu ayn zamanda yonya'l larn da paylat bir d-
nceydi. Toprakla atei n gi rdi orann dei tirerek, di ye-
lim ki, bakr al tna evi rmeyi dnyorlard, Sahtekrl k-
lar kol geziyordu. Yalnzca elementleri n yaplarn dei-
tirdiklerini iddi a etmekl e kal mayp, l mszln srlarn
da ell eri nde tuttukl arn ne sren adamlar ortaya kt.
Caglioso ve Saint-Germain Kontu gi bi. Bazen al t gizlice
alabilen bir baston ii nde saklanan al tn, deney gsteri-
si srasnda potada gz kamatrc bii mde ortaya k-
yordu. Oltalarna zenginlik ve l mszlk yemleri ni takan
ktl k sanatnn uzmanl ar, Avrupa'nn soyl u snfn-
dan bir hayli para szdrmay baardl ar. Bu arada, unut-
mayal m, Paracelsus, hatta Isaac Newton gibi simyacl ar
da vard. Bununla bi rlikte simyacl arn al dklar paralar
btnyle havaya gitmedi; fosfor, antimon ve civa gibi
yeni kimyasal elementler bulundu. Zaten, ada kimya-
nn kkenl eri dorudan bu deneylere balanabili r.
Doada bi rbi ri nden ayr zellikler gsteren doksan iki
atom vardr. Bunlara kimyasal elementler deni r. Son za-
manl ara dek yerkremizdeki her eyi bunl ar oluturuyor-
du. Bu elementler genellikle molekl bil ei mi hali ndedi r-
ler. Su, rnei n, hi droj en ve oksijen atomundan meydana
gelmitir. Hava ounluk ni trojen (N), oksijen (O), karbon
(C), hidrojen (H) ve Argon (Ar) elementinden meydana
gelmi olup molekl biimleri N
2
, O
2
, CO
2
, H
2
0 ve Ar'dr.
Yeryznn kendisi , ok zengi n atomlar karmndan
oluur; ounl uunu silikon, oksijen, al minyum, magnez-
yum ve demir atomlar meydana getiri r. Ate hibi r kim-
yasal elementten olumu deildi r. Yksek s derecesini n



237
atom ekirdei ndeki el ektronl arn bazlarn koparmasn-
dan tr n saar duruma gel mi bir pl azmadr. Eski
yonya'l larn ve simyacl arn sral adkl ar elementlerden
hibi ri ada anlamda element deil di r; bi ri mol ekl dr,
ikisi mol ekl karmdr, sonuncusu da pl azmadr.
Simyacl ar dneminden bu yana, bi rok yeni element
kefedildi. Son olarak bulunanlar en nadir elementler.
Elementlerin ounu yakndan tanrz; bunlar yaamn
temelinde bulunan el ementl erdir ya da yeryzn asl
oluturan bunl ardr di yebiliriz. Bazlar kat, bazlar gaz,
ikisi de (bromi n ve civa) oda ssnda sv durumdadr. Bi-
lim adaml ar bu elementleri karmakl klarna gre kade-
melendi rerek bir sraya koyarl ar. En basiti ol an hi drojen 1
no.l u, en karmak ol an uranyum da 92 no.lu elementtir.
Daha baka el ementl er vardr ama bunlarn ad pek az
geer. Gnlk yaamda adna pek rastlamadmz bu
elementler hafniyum, diprozyum, praseodimyum'dur. Ge-
nel lt udur: Bir el ementi n adndan ok sz edili yorsa,
o el ement doada boldur. rnek vermek gerekirse unu
syleyelim: Yeryz ok miktarda demir ve pek az miktar-
da yittriyum bulundurur. Bu kural n istisnasn da beli rte-
lim: al tn ve uranyum gibi el ementl er, insanlarn verdi i
ekonomik ya da estetik deerleri asndan veya kayda
deer uygulama alanlar bulduklarndan tr kendilerin-
den ok sz ettirirler.
Atomlarn tr yapsal zerreden -proton, ntron,
elektron-ol umas durumu, bi r hayli yeni ortaya km bi r
bulgudur. ada fizik ve ki mya, bizi evreleyen dnyay
karmakl ktan artc bi r yalnl a indirgemitir: Her ey
temelde bu birimin deii k biiml erde bir araya getiril-
mesinden oluur.
Daha nce syledii miz ve i sminin de aa vurduu
gibi, ntronlarda elektrik yk yoktur. Protonl arn pozitif
yk ve el ektronlarnda buna e negatif yk vardr.
Elektronlarn ve protonlarn benzer ol mayan ykl eri ara-
sndaki karl kl ekim, atomu bir arada tutar. Her atom
elektriksel adan ntr durumda bulunduundan, eki r-
dekteki proton saysyla, elektron bulutundaki elektronla-



238
rn saysnn ayn olmas gerekir. Bir atomun kimyasal
yaps yal nzca elektron saysna bal dr. Bu da proton
saysna eittir ve buna atom says deni r. Kimya demek
yal nzca sayl ar demekti r. Bu saptama Pitagoras n kim
bilir ne kadar houna gi derdi. Eer bi r protonlu atomsanz
hidrojensiniz; iki protonlu iseniz helyumsunuz; protonlu
lityum; drt bel iryum; be baron; alt karbon; yedi nitrojen;
sekiz oksijen; ve bu 92' ye kadar gi der ki, o say da uran-
yumu ifade eder.
Elektrik ykleri gibi ayn iaretli ykl er de bi rbiri ni id-
detl e iterl er. Bunu, bi r trn kendi trne kar amanszca
kar koymas olarak yoruml ayabili riz. Di yeli m ki, dnyay
dolduran insan kalabal iki gruba ayrlm; bunlardan bi r
grup da ak ve i nsan canlsdr, di er grupsa ii ne ka-
pank ve i nsan yz grmek istemez. Elektronlar elekt-
ronlar i terler. Protonlar protonlar iterler. Peki, bu durum-
da, bi r ekirdek nasl ol uyor da yeri nde kal yor ve frlayp
gitmi yor? nk doada baka bir g daha vardr. Bu ne
yerekimi, ne de elektrik gcdr; fakat ksa menzilli e-
kirdeksel bir gtr. te bu g, ancak protonlarla elekt-
ronlar bi rbi rine ok yaknken, bir ift kanca gibi davranr
ve protonlar aras itii nler. ekirdeksel ekim gc uy-
gulayp elektri ksel itme gc uygul amayan ntronl ar, e-
kirdei bir arada tutmaya yarayan bir tr tutkal il evi g-
rrler. Yalnzl seven mnzevi kiiler, byl ece haar
dostl arna zi ncirle bal anp kolay dost edi nenler arasna
sal vermi ol urlar.
ki protonl a iki ntron bi r hel yum atomunun ekirdeini
oluturur. Bunl ar istikrarl bir denge iindedirl er. hel-
yum eki rdei bir karbon ekirdei ol uturur; drt tanesi
oksijen; be tanesi neon; alt tanesi magnezyum; yedi ta-
nesi silikon; sekiz tanesi sl fr ol uturur ve bu bylece
gider. ekirdei dengede tutmak zere bir ya da daha
fazla proton ve ona gre elektron ekl edi imi z her seferin-
de, yeni bir kimyasal element elde ederiz, Cvadan bir
proton ve ntron karrsak altn el de ederiz. Bu, si m-
yaclarn dyd. Uranyumun tesinde, yeryz doa-
snda var olmayp da insan el i yle ve bilei m yol uyla sa-



239
lanan elementler sz konusudur. ou durumda, bu tr
elementler paralara blnveri r. Fakat bunlar arasnda
plutonyum adn verdi imiz 94 no.l u element vardr ki , bu
elementin paralara ayrl mas ne yazk ki ok yava olur.
Bildii niz gi bi bu element var olan zehirleyici maddelerin
ahdr.
Doada var olan elementlerin kayna nedir? Her
atom trnn ayr bi r kaynaktan geldi ini dnyor ol a-
biliriz, Oysa evrenin tm, hemen hemen her yeri %99
orannda hidrojen ve hel yumdan ( 35), bu en basit yapl
bir elementten olumutur. Yeryznde helyum bulunma-
dan nce varl Gne' te fark edil miti. Bu nedenl e Yu-
nan gne tanrl arndan bi rini n ad ol an Heli os denil miti r
bu elemente. Acaba teki elementler bir yolunu bulup hid-
roj en ve hel yumdan kaynakl anm olmasnl ar? Elektriksel
itii dengelemek iin ekirdeksel (nkleer) madde zerrele-
ri birbirine ok yaknlatrlmal dr ki, bylece ksa men-
zilli ekirdeksel gler harekete geirilsinler. Byle bir ol-
gu ancak ok yksek s derecelerinde grl r. nk ok
yksek sda (10 mil yonun zeri ndeki s derecel eri ni kas-
tediyorum.) zerrecikler ylesine hzl hareket ederler ki
karl kl i ti gc kendi ni hi ssetti rmeye vakit bul amaz.
Doada bylesine yksek s ve bunun sonucu ol an yk-
sek basnlar yalnzca yldzl arn iinde vardr.
Gne'i , bize en yakn bu yldz, eitli dalga uzun-
luklar zerinden aratrdk. Radyo dal gal arndan gzle
grl en a ve X nlarna dek her dal ga uzunl uundan
inceledik. Btn bu nlar Gne'i n en dtaki tabakal a-
rndan kp gelmektedir. Anaksagoras' n tahmi n ettii gi-
bi, scak ve krmz bir ta paras deil dir. Yksek s de-
recesi nedeni yle parldayan hidroj en ve hel yum gazl arn-
dan kocaman bir yuvarlaktr Gne. Anaksagoras' n ks-
men hakl ktn syleyebili riz. i ddetli gne frtnalar
yeryznde radyoyla haberl emeyi nl eyici parlak alevler
(35) Yerkremiz buna bir istisnadr. Dnyamzn nispeten zayf ekim gc, ilk zamanlarn yeryzn
saran hidrojenin byk bir blmn uzaya kaptrmtr. ekim gc ok daha youn olan Jpiter, en ha-
fif elementlerden ilk zamanlarda ald nasibini korumutur.





240
dourur. Gne'in bat srasnda bazen plak grebildi-
imiz gneteki lekeler, manyetik alan gc artm nispe-
ten serin (az scak anl amnda) bl gelerdir. Biz gnein
yal nzca 6000 santi grad derece sda olan blmlerini g-
ryoruz. Gne merkezinin ya da santral nn bul un-
duu gizli kalm orta bl mde s 40 mil yon derecedir.
Yldzl ar ve onlarn eli indeki gezegenler, yl dzl ara-
ras gaz ve toz bulutunun ekime baml g srasn-
da doarl ar. Bulutun i kesimindeki gaz molekllerinin
arpmas bul utu str. O kadar str ki, sonuta, hidro-
jen hel yuma dnr, yani drt hidroj en ekirdei bi r hel-
yum ekirdei oluturur, bu sre srasnda da bir gamma
n fotonu karr. Yldzn i kesimi nden yzeyi ne doru
yol unu yavatan aan foton bi r st tabaka tarafndan emi-
lip brakl rken her aamada s kaybeder. Bylece foto-
nun destans yolculuu bi r mi l yon yl srer, ta ki yzeye
ulap grl ebilen k olarak uzaya nl anncaya dek.
Yldz domutur artk. Yldz olmadan nceki ekim g-
cne baml d durmutur. Yldzn d tabakal arnn
arl , imdi artk, i blmdeki termonkleer tepkimeler
(reaksiyonlar) sonucu yksel en syl a basn tarafndan
dengel enmiti r. Gne'imiz be mil yar yl dr byle bir tep-
kime sonucu dengesini korumutur. Bir hidrojen bomba-
sndakine benzer termonkleer tepki meler, Gne' i srek-
li ve beli rli patlamal arla enerj i kayna yapmakta ve bu-
nun sonucu olarak her saniye drt yz milyon ton (4x10
14

gram) hidrojen hel yum olmaktadr. Geceleyin gkyzn-
deki yl dzlara bakp grdmz btn o malar ok
uzaktaki bi r nkleer (eki rdeksel ) kaynama sonucu
olumaktadr.
Kuu takm yl dznda Deneb yl dz ynnde parlda-
yan krmz kocaman bi r kpk var. Bu devasa kpk s-
cak gazdan ol umutur ve bu gaz belki de kpn orta-
sndaki bi r patl amadan geli yordur. Yldzl arn lm byl e
olur. l en yldz, spernovadan kan basn dal gal ar,
d evrede, yl dzl araras maddeyi younl atrr ve d-
meye hazr yeni bul ut nesilleri dourarak yeni yl dz ol u-
umuna hazrl k yapar. Bu anlamda, yldzlarn analar



241
vardr di yebili riz. nsan doumunda olduu gibi douran
ana - yl dz l ebilir.
Gne benzeri yldzlar, bi r batnda ok yldz dou-
rurlar.
Orion bul utsusunda ol duu gi bi, ok skm bulut bir-
leimi yle ortaya karlar. Dtan grldnde, bu tr bu-
lutlar karanlk ve kasvetli di r. Fakat i kesimleri , yeni do-
an yldzlar tarafndan byk bir parltyla aydnlatlm-
lardr. Az sonra parl tl bulutsul arla evrili bebek-
yl dzl ar, anaokulundan ayrl arak Samanyol u' nda ansla-
rn denemeye koyulurl ar. Ayrl acakl ar anda bu yldzlar,
henz eki m gcnn etkisi ne gi rmemi ve cenin gaz ta-
rafndan sarl m durumdadrl ar. nsanlarn oluturduu
ailelerdeki gibi , olgun yaa ulaan yl dzl ar, evlerinden
uzaklarlar ve kardel er bi rbi rleri yl e ender rastl arlar.
Samanyolu Galaksisinin baz yerlerinde Gne'in karde-
leri ol an bir dzineye yakn yl dz vardr. Bunlar yaklak
5 mil yar yl nce Gne'in ol utuu ayn bulut bi rlei min-
den domulardr. Fakat bunl arn ki mliklerini tanyamyo-
ruz ve hangileri ol dukl arn bilemi yoruz. Samanyol u Ga-
laksinin arka yannda bul unuyor ol abilirler.
Gne'i n merkezinde hidrojenin hel yuma dnmesi n-
den yalnzca gzle grl ebil ir foton parlakl meydana
gelmiyor, ayn zamanda daha gizemli , hatta hayal et t-
rnden di yebil ecei miz nma yol ayor. Szn etti i-
miz ey, fotonlar gi bi arlksz olup k hzyl a ilerleyen
notrin'Ierdir. Notrin'ler foton deil di r. Bi r tr k da dei l-
dirler. Ntrin'lerin, protonlar, elektronlar ve ntronlar gibi
kendi il eri nde asal bi r dnleri olur, Fotonlarda byle
bir dn sz konusu deil dir. Ntrin'ler iin madde say-
damdr. Bu nedenl e yerkremizi ve Gne i kolayl kl a de-
lip geerl er. Aradaki madde bunl arn pek azn durdurur.
Bir sani ye ii n Gne' e gzlerimi evirdii mde, gzmden
bir mil yar ntri n geer. Gzmzn atabakasnda olaan
fotonlarn takl p kalmas, ntrinler iin ol as deil di r. Nt-
rinler gzde hibir engele takl madan bamzn arka ya-
nna geliveri rler.
in gari bi u: Gecel eyi n, Gne'i n bulunduu yere



242
bakacak ol ursam, (sanki nmde yerkre yokmu ve G-
ne karmdaym gi bi), ayn sayda ntrin gzmden ge-
er gider. Gne' le aramzda duran yerkre, ntrinler iin
camdan farkszdr; camn geirmesi gibi notri nleri
geirir.
Gne'i n i kesimini bildi imi zi sandmz kadar bili-
yorsak ve notri nlerin oluumunu da nkleer fizie dayana-
rak anlayabili yorsak, belirli bi r alana (rnei n, gz yuvar-
lana) belirli bir zamanda (sani yede) ne kadar gne nt-
rini dtn hesapl ayabil memiz gerekir. Ntrinler yer-
kremizden geip gittii iin hibi ri ni yakalayamyoruz.
Ntrinler bazen klorin atomlarn argon atomlarna dn-
trr. Ntri n akn saptayabilmek iin epey klorine ge-
reksi nme var. Bu yzden Amerikal fiziki ler bol miktarda
klorin dkerek incelenebilecek miktarda argon elde ettiler.
Bu deneyler Gne'i n notri n bakmndan hesaplanandan
daha faki r olduunu ortaya koyuyor,
Ntri n'l erin srr henz zl m deil di r. Ne var ki ,
Notri n Astronomisi henz balang aamasndadr. i m-
dilik, Gne' i n harl harl yanan gbeine dorudan baka-
bilen bir aygt geliti rmi bulunmamz en byk aamadr.
Ntri n teleskoplar gelitike, yakn yldzlarn gbei nde-
ki nkleer tepkimeyi incelememiz mmkn olacak.
Fakat hidrojen tepkimesi sonsuza dek srp gidemez.
Gne'i n olsun, herhangi baka bir yl dzn olsun, kaynar
durumdaki i kesimleri nde belirli miktarda hi drojen vardr.
Bir yldzn gel ecei , yaam evresini n sonu, balangtaki
ktlesi ne baml dr. Eer bi r yl dz ii ndeki herhangi bi r
maddeyi uzaya kaptrdktan sonra ktlesi Gne'i n ktle-
sinden iki misli fazla kal rsa, yaam evresinin son bu-
luu hi de Gne'i nkine benzemez. Gne'imiz hayret
edilecek kadar uzun bi r yaam evresi ne sahip gzkyor.
Be ya da alt mil yar yl sonra Gne'in orta kesimi ndeki
hidroj en tepki me sonucu hel yuma dntnde, hidrojen
tepki meli bl ge yava yava ortadan da doru kayacak.
Termonkleer tepkimeler kabuu genil edike, s on mil-
yon dereceden aa bir dzeye decek ve bunun ardn-
dan nkleer kaynama kabuu patlayacak. Bu arada G-



243
ne'in kendi ekim gc, hel yumla zengi nlemi i blme-
sinde bir kasl ma yapacak ve i ssyl a basnc yeniden
art gsterecek. Helyum ekirdekleri birbiriyle daha da
skl aacaklar. O kadar ki, el ektriksel karl kl itie ra-
men ekirdekl eri nin ksa menzilli ekim gc harekete
geerek bi rbirl eri ne yapacaklar. Kl yeni bir yakt yeri ne
geecek ve Gne hidrojeni n hel yuma dnm tepki-
meleri nin iki nci turuna balayacak.
Bu sre, karbon ve oksij en elementlerini n doumuna
yol aacandan. Gne salad ek enerj i yle beli rli bir
zaman iin daha parl damay srdrecektir. Bi r yldz,
kendi kll erinden yeniden doma kaderi ne erien bi r anka
kuudur.(36) Gne' in gbei nden uzakl ardaki incelmi
kabukta yer al an hi drojenin hel yuma dnmyle gbek-
teki hel yum kaynamasnn yaratt yksek nn etkisi ,
Gne'l e bi r deiiklie yol aacak: D katmanlar sou-
yacak ve geni leyecek. Byl ece Gne kocaman bi r dev
yl dza dnecek ve grl ebilen yzeyi gbeinden y-
lesine uzak kalm ol acak ki, yzey bl gesindeki ekim
gc azalacak, atmosferi de uzaya doru genleerek k
frtnas gibi esecek.
Gne bi r krmz dev halini aldnda, Merkr ve Ve-
ns gezegenlerini saracaktr ve byk olaslkl a yerkre-
mizi de. Bu durumda Gne kollarn uzatr gibi i gne
sistemini saracaktr.
Gnmzden mil yarlarca yl sonrasnda, yeryznde
son bir gzel gn yaanacaktr. Bu son gzel gnn ar-
dndan Gne' in krmzs koyul aacak, evresi sarkacak
ve yeryznn kutup blgelerinde bile ter dklecek. Ku-
zey ve Gney Karlar eriyecek, dnya sahillerini deniz
basacak. Okyanuslarn yksek ss havaya daha ok su
buhar salarak bul utlar younlatracaklar ve bylece
yerkremizi gne ndan korumada kalkan oluturarak
sonumuzu bi razck gecikti recekler. Fakat Gne'i n evri-
(36) Gne' t en daha byk kt l esi ol an y l d zl ar, gel i i m evrel eri ni n son dneml eri nde,
gbek bl mel eri nde daha yksek derecede s ve bas n ol ut ururl ar. Karbonu ve ok-
si j eni daha a r el ement l eri ni n bi l ei mi nde kul l anarak kl l eri nden yeni den ve bi r ka
kez doduklar bilinir.




244
minin nne geilemez. Sonunda okyanuslar kaynar suya
dnerek atmosfer buhar olup uzaya kayacak ve geze-
genimizde boyutlarnn korkunluunu tahmin edebilece-
imiz bi r facia yer alacaktr.(37) Bu arada insanlarn im-
dikinden deiik canl lara dnecekleri hemen kesin gi-
bidir.
Ola ki, insan soyunun gelecek kuaklar yl dzlarn ev-
rimi ni kontrol altnda tutsunl ar ya da evrimin etkisini ya-
valatabilsi nler. Ya da o durumda Mars'a, Europa' ya ya
da Titan'a uup gideceklerdir. Belki de Robert Goddard' n
dedi i gibi , gen ve umut vaat eden bir gezegen siste-
mindeki bo bi r dnyaya gidi p yerl eeceklerdi r.
Gne'i n termonkl eer tepki meleri nden oluan klleri ,
ancak bir sre iin yeni bi r yakt yeri ne geer, Gne' in i
blmelerinin tmyle karbon ve oksijen olaca bir dnem
gelecek. O zaman da sz konusu s ve basn dzeyi n-
de bakaca nkleer tepkime grl emez artk. Merkezdeki
helyum btn btne tkenince, Gne'i n i bl mesi erte-
lenen dn bi raz daha gecikti recek, s yeniden yk-
selecek, nkleer tepkimelerin en sonuncul ar grlecek
ve gne atmosferi birazck genleecekti r. lm izgisine
varan Gne' i n bi r genileyerek bir kaslarak nabz hzla
atmaya balayacak ve bu nabz atlardan her biri bi nler-
ce yl srecektir. Sonuta Gne gazn az al nca f-
kran, bi r ya da bi rka deniz kabuunu andran kabuklar-
dan pskrtecekti r. Gne' i n ok scak i blmesi, kabu-
unu mortesi kla sararak Pluto yrngesinin telerine
varan ho bi r krmz ve mavi floresan yayacaktr.
Gne ktlesi nin yarsna yakn bir blm belki byl ece
kayp olup gi decekti r. Gne' i n hayal eti d blgelere
doru yol al rken, gne si stemi pek tekin olmayan bir
nml a dolacaktr.
Samanyolu'nun bir keci indeki blgemizden gkteki
evremize bakndmzda, kpkrmz gaz pskrmesi yl e
(37) Aztek'ler, Yerkremizin yorgun decei... ve yeryz tohumunun sona erecei bir zamandan sz
etmilerdi. O gn Gne'in gkten deceine ve yldzlarn gklerde sarsnt geireceine inanmaktayd-
lar.





245
parlayan kresel kabuklarla evrelenmi yldzl ar grrz.
Bunlar gezegen bulutsul ardr. Sabun kp gibi grn-
meleri nin nedeni, yalnzca evrelerini grebilmemizden
trdr. Her gezegen bulutsular, l mek zere ol an yl-
dzlarn bi rer armaandrlar. Merkezdeki yl dz yaknla-
rnda lm gezegenl erin kalntlar, atmosfersiz ve su-
suz, fakat hayalet dnyasnn kl ar altnda dolayor
olabili r. Gne'in kal ntl ar, nce gezeen bulutsul ar ta-
rafndan sarl m, gbei kaynayan kk bir yl dza d-
necek ve sonra uzayda souyacaktr. Mil yarlarca yl
sonra, Gne gezegen bul utsul arnn orta blmnde,
imdi grdmz o k noktalar gibi souyarak yozla-
m, beyaz bir cceye dnecekti r. Kanl maz sonsa l
bir kara ccedir.
Yaklak ayn ktlesel bykl e sahi p yl dzlar aa
yukar paral el olarak dnerler. Oysa ktlesi daha byk
bir yl dz, nkl eer yaktn daha ksa zamanda harcar, a-
buk bir krmz dev olur ve beyaz bi r cce durumuna daha
abuk der. Bu yzden ifte yl dz durumlar olmal dr
ve vardr. Bi ri krmz dev durumundayken, teki beyaz
ccelik dnemine girer. Bu gibi iftler bi rbi rl eri ne deecek
kadar yakndrlar. ki yl dz arasndaki atmosfer, krmz
devden tknazl aan beyaz cceye doru akar ve beyaz
cce yzeyine dmeye ynelir. Biriken hidrojen ccenin
youn ekim gcnden tr daha yksek basn ve s
derecelerinde sktrl r, ta ki krmz devi n al nm at-
mosferi termonkleer tepkime noktasna gelinceye dek.
Bunun zerine beyaz cce ksa bi r sre iin parl dar. By-
lesi bir yldz iftine "nova" ad verili r, Nova'l ar yalnzca
ift yldz sisteminde sz konusudur ve g kaynakl arn
hidroj en tepki mesi ol uturur. Spernova'larsa tek yldz-
larda sz konusudur ve g kaynaklar silikon tepkimesi-
dir.
Yldzl arn iindeki atom bil eimleri, genellikl e yl dzl a-
raras gaza dnrl er. Krmz devl eri n d atmosferl eri
uzaya doru frlr; gezegensel bul utsul ar, st blml e-
ri fl enen gne benzeri yl dzlarn son aamadaki d-
nemleridir. Spernova'lar yl dzsal ktlelerinin byk bir



246
blmn i ddetlice uzaya pskrtrler. Geri gelen atom-
lar, pek tabii, yl dzl arn iindeki termonkleer tepkimeler-
de ortaya kanlardr: Hidrojen eri yi p hel yuma dnyor,
hel yum karbona, karbon oksij ene ve ardndan, byk kt-
leli yldzlarda, hel yum eki rdekleri , neon, magnezyum,
silikon, slfr eklentisiyle -aama aama olmak zere-
her aamada i ki proton ve iki ntron oluur ve bu sre
demir ol uumuna kadar varr. Silikonun dorudan doruya
erimesi de (fzyon) demi ri ol uturur. Yirmi sekiz proton ve
ntronl u bi r i ft silikon atomu, mil yarlarca derece sda
birl eince elli alt proton ve ntronlu bir demir atomu
meydana getirir.
Bunl ar bize yabanc olmayan kimyasal el ementlerdi r,
isimlerini bili yoruz. Yldzlarda szn ettiimiz nkleer
tepkimelerden birden erbiyum, hafniyum, diprozyum, pra-
seodi nyum da da yitri yum kmyor ortaya. Gnlk yaa-
mmzdan bildiimiz elementler kyor. Yldzl araras
gazlar arasna dnen bu el ementl er de hazr yeni bu-
lut nesli, yl dz ve gezegen olmak zere biri kirler. Yerk-
remizdeki elementlerden hidrojen ve helyum dnda t-
m, milyarlarca yl nce, yl dzlardaki bi r tr ilm-i simya
mutfanda piirilmiti r. Bu el ementl eri n pii rildi i yldzlar
bugn Samanyolu Galaksisinin te yannda zor seilen
beyaz ccelerdir. DNA' mzdaki ni trojen, dilerimizdeki
kalsi yum, kanmzdaki demi r, elma kekindeki karbon g-
en yl dzl arn iinde retilmilerdir. Yl dzl ardaki malze-
medi r yapmzda var olan.
Nadir elementl erden bi rka spernova patl amasnda
retilir. Yerkremizde nispeten bol miktarda altn ve uran-
yum bulunuunu, gne sisteminin meydana gelmesinden
nceki spernova patl amasna borl uyuz. teki gezegen
sisteml eri de bizdeki nadir el ementl erden, deiik miktar-
larda da olsa, bulunduruyordur. Acaba sakinlerinin ni-
yobyum ve protaktiniyum bilezikleri takp altn laboratu-
var malzemesi olarak kull andkl ar gezegenl er var mdr?
Acaba gezegenimizde al tn ve uranyum, praseodmi yum
kadar bilinmez ve deer veri lmez eyler ol salar, yery-
znde hayat daha m gelimi olurdu?



247
Hayatn kkeni ve evri mi yle yl dzl arn kkeni ve evri-
mi arasnda ili dl bi r iliki sz konusudur. Birincisi:
Yapmzdaki asl maddeler olan, hayat mmkn klan
atomlar ok uzun zaman nce ve ok uzakl ardaki krmz
dev yldzlarda imal edilmitir. Kozmos' da rastlanan kim-
yasal element bolluuyl a yldzlarda imal edi len atoml arn
bolluu, krmz devl er ve spernovalarn, madde dk-
mnn yapld mutfaklar ve potalar ol dukl ar konusunda
fazla kukuya yer vermi yor. Gne iki nci ya da nc
nesil yldzlardandr. Gne' teki maddenin tm, evre-
nizde grdnz tm maddeler, yl dzl ardaki bir tr sim-
ya mutfann biri nci ya da ikinci evresinden gemi ey-
lerdir. kinci si: Yerkremizde baz ar atom trl eri nin bu-
lunuu, gne sistemi nin ol umasndan ksa zaman nce
yaknl arda bi r spernova patl amasna iarettir. Fakat bu-
nu bir rastlant sayma olasl yoktur; byk bi r olasl kla
spernova patlamasnn neden ol duu basn dal gas,
yl dzl araras gaz ve tozu sktrm ve gne sistemini n
younlamasna neden ol mutur. ncs: Gne varl -
n kazannca, mortesi nlar yerkre atmosferine ya-
yl m, scakl i mek akmasna yol am ve bu enerji
kaynakl ar hayatn balamasn salayan karmak orga-
nik molekll eri kvlcml amtr. Drdncs: Yeryznde
yaam hemen hemen tmden Gne na dayanmakta-
dr. Bi tkiler fotonl ar topl ayp gne enerjisini kimyasal
enerji ye dntryorl ar. Hayvanl ar bitkil eri n asal aklar
olarak yaam srdryorlar. iftlik dediimi z ey, bi tkiler
aracl yl a gne hasadndan i barettir. Hepi miz,
hemen hepimi z, gne enerj isi yle yaammz srdryo-
ruz. Bi r de unu syleyebili riz: Mutasyon dedii miz kal t-
sal deiiml er, evri min hammaddesini oluturur. Doann
yeni hayat ekilleri envanterini dzenl emek iin bavur-
duu sei mler olan mutasyonlar, ksmen kozmik nlar
tarafndan kvlcmlanr. Kozmik nlar, spernova patl a-
malar srasnda hemen hemen k hzna eit bi r hzl a
sal veri len yksek enerjili zerreciklerdir. Yeryznde ha-
yatn evri mi ni, ksmen de olsa, uzaklardaki dev gnelerin
hayret verici lmleri dzenler.
Bir Geiger sayacn ve bi r para uranyumu yeryznn



248
derinlikl eri nde bir yere gtrdnz dnn. rnein,
bir altn madeni ocana ya da kayalarn eri yip akt bi r
nehri n yer di bi nde oyduu bi r lav tneli ne. Duyarl saya,
gamma n ya da proton ve hel yum ekirdekleri gibi
yksek enerjiyle ykl zerrecikler karsnda tk-tk diye
atar. Eer sayac uranyum cevheri ne yakl atrrsak, uran-
yum ani nkleer zl me srasnda hel yum ekirdei yay-
dndan, sayacn sani yedeki tk'lama says mthi artar.
Uranyum cevheri ni ar bi r kurun tenekeye atarsak sa-
yacn at hz i yice azal r. nk kurun uranyum nla-
rn emmiti r. Ama yi ne de baz tk' lar olacaktr. Tk'lama
saylarndan bi r blm, maara duvarl arnn doal rad-
yoaktivi tesi nden kaynaklanr. Fakat radyoktiviteden tr
olmayan tklamalar da saptanacaktr. Bunlardan bazlar
tavandan szan yksek enerj i ykl zerreci klerden tr-
dr. Uzayn deri nliklerinde baka bi r adan kal ma koz-
mik nlardr bunlar. ounl ukla elektron ve proton olan
kozmik nlar, gezegenimizdeki yaamn tm tarihi bo-
yunca yerkreyi bombardman etmilerdi r. Bi r yl dzn
lm bi nlerce k yl tede yer al r ve Samanyolu Ga-
laksisinde mil yonlarca yl sarmal bii mde dolaan kozmik
nl ar yarattktan sonra, rastlant sonucu bu nlardan
bazl ar yerkreyi ve dolaysyla bizim kal tsal malzeme-
mizi gelir bulur. Genetik kodumuzun gelimesini ya da
Cambrian Patl amas dedii miz patlamay veya atalarm-
zn ayakl ar stnde kalkp durmal arn kozmik nlar
balatm ol abi lir.
4 Temmuz 1054 yl nda in astronomlar Boa takm
yl dznda bi r "konuk yldz" saptadlar. Daha nce hi g-
rl memi bir yl dz, gkte baka herhangi bir yldzdan
daha parlak bi r hal al mt. Bu son derece parlak yldz,
astronomi alannda bil gi birikimi sahibi, yksek kltrl bir
topl umunun yaad Gneybat Amerika' da da grlm-
tr.(38) Bi r mangal kmr atei nin kal nts Karbon
14'ten anl yoruz ki, XI, yzyl n ortalarnda Anasazi'ler
(38) sl am t opl uml ar ndaki gzl emci l er de bu ol aydan sz edi yorl ar, fakat Avrupa'daki
ki t apl ar n hi bi ri nde onl ar n gzl eml eri nden sz edi l mi yor.





249
(bugnk Hopi'lerin atal ar) gnmzn New Mexico'sun-
daki bir kayal k knt zerinde yapyorlarm. Anasa-
zi'lerden biri, kt hava koullarndan doal olarak koru-
nan kayal n bir blmne yeni yldzn resmini izmie
benzi yor. Yldzn hilal yanndaki duruu, resimdeki gi bi
olmas gereki yor. stte de bi r el resmi var. Bu da resmi
izene ait herhalde.
5.000 k yl uzaktaki bu ilgin yl dza imdi Yenge
Spernova ad verili yor. Ol aydan bi rka yz yl sonra te-
leskopl a yldzdaki patlamann kal ntl arn i zleyen bir ast-
ronom, nedeni bilinmiyor ama, bir yenge biimi yle kar-
lanca Yenge Spernova adn verdi . Yenge bulutsul a-
r patlam kocaman bir yldzn kal ntl ardr. Yeryzn-
den plak gzle ay sreyl e gndz vakti bile izlenebi-
len patlama, geceleyi n haydi haydi izlenebilmitir. Orta-
lama olarak, belirli bi r gal akside spernova ol uumuna
her yzylda bi r rastlanr. Tipi k bir gal aksini n 10 mil yar y-
l bulan yaam sresi nce 100 mil yon adet yldz patl ar;
belki ok gibi ama yi ne de bi nde bi ri oranndadr. Saman-
yol u gal aksisinde 1054 yl ol ayndan sonra 1572 yl nda
bir spernova gzlendi. Bu spernova Tycho Brahe tara-
fndan anl atl mtr. Ksa bi r sre sonra di yebil eceimi z
1604 yl nda, Kepl er tarafndan anl atl an bir spernova
grl mtr. Ne yazk ki , teleskopun icadndan bu yana
bizim galaksimizde hibir spernova patl amas ol mad ve
astronomlar yzyll ardr bi r tanecii ne rastlayabilmek iin
habi re gkleri n enginli ini kol aan edi yorlar.

Bizimkinden baka galaksilerde spernova olgul ar ru-
tin biimde gzleniyor.
Gne devl ei p krmz bir renk al rken, i gne sis-
temi ac bir sona yakl aacak. Neyse ki, gezegenler hibir
zaman patlayan spernoval ar tarafndan eri tilip yok edi l-
meyecekler. Byl esi bir son ancak ktlesi Gne' ten daha
byk yldzl arn yaknndaki gezegenlere zgdr. Yk-
sek s derecel eri ve basn dzeyleri ne ulaan bu tr yl-
dzlarn nkl eer (eki rdeksel ) yakt depolar abucak t-
kendi inden, yaam srel eri Gne'i nkinden ksadr. G-



250
ne'ten on, yirmi kez byk ktlesi olan bi r yl dz, hi dro-
jeni hel yuma dntrme tepkimesi ni, ancak birka mil-
yon yl srdrdkten sonra daha egzotik nkleer tepkime-
lere balar. Bu yzden de gelimi hayat ekillerini n ev-
rimi ne yetecek zaman yoktur bu yldzlara elik eden ge-
zegenlerde. Yl dzl arnn bir spernovaya dnecei ni
kavrama frsatna kavuacak bir varl k dnl emez.
nk bunu anlayacak kadar vakit bulunsa, o yldz zaten
artk spernovaya dnmeyecek demektir.
Spernova patlamasnn bal adna, gbekteki demi r
ktlesinin silisyuma dnmek zere erimesi iaret say-
lr. ok byk basn altnda yl dzn i blmlerinde ser-
best kalan el ektronl ar demir ekirdeini n protonlaryl a zo-
runlu olarak karr. nk eit saydaki kart elektrik
ykleri bi rbiri ni yok eder. Yl dzn ii, tek ve devasa bir
atom ekirdei ne dnr ve igal ettii haci m domasna
neden ol duu elektronl arl a demir ekirdeklerinin hacmin-
den daha kktr. te iddetli bir patlama yer al r, dta
bir tama grl r ve bunun sonucunda bi r spernova pat-
lamas olur. Bir spernovadan doan parlt, kendisi nin
dahil bulunduu galaksideki tm teki yl dzl arn pa-
rltsndan daha gl olabili r. Son zamanl arda Orion ta-
km yl dznda kulukadan km kocaman mavi beyaz
dev yldzlar, nmzdeki bi rka mil yon yl iinde sper-
nova olmaya mahkmdurlar.
rktc spernova patl amas, doacak ol an yeni yl-
dzn gereksindii maddeni n byk bir blmn uzaya
pskrtr. Azck hi droj en ve helyum kal nts, karbon, si-
lisyum, demi r ve uranyum gi bi baka atoml ardan epeyce
pskrtr. Geriye kalan, birbirine ekirdeksel glerle
bal anm scak ntronlar yndr. Bu tek ve kocaman
ktleli atom ekirdei nin atom arl 10
56
dr; otuz kilo-
metre apnda bir gne demektir. Kck, kaslm,
solgun bu yl dz paras hzla dnen bi r ntron yl dzdr.
Yenge bulutsusunun merkezindeki ntron yl dz, byk
bir kent ilesi apnda kocaman bir atom ekirdeidi r ve
saniyede otuz kez fr dner. Dyl e birlikte artan
manyetik alan J piterin daha az gl olan manyetik



251
alan kadar kk zerrecikleri eker. Dnmekte olan man-
yetik al ann el ektronlar n karr. Bu n yalnzca rad-
yo frekans dzeyi nde deil, grl ebilir k dzeyi ndedi r
de ayn zamanda. Eer yerkre bu kozmik fenerin n
alan iine decek ol ursa, fenerin her dnnde onu
grrz. Bu nedenle ona "atarca" ad veri lir. Metronom,
kozmik metronom gibi bir gz krpan, bi r tk yapan atarca-
lar, bil dii miz en dakik saatl erden daha dakik zaman be-
lirleyicisidirler.
Ntron yl dznn madde arl n, yal nzca bi r ay
ka ii ndeki miktarnn bi r da arl nda ol duunu
syleyerek belirtebili riz. yl e ki: Eer ntron yldznn
bir paras elinizde olsa ve braksanz (zaten brakmaktan
baka areniz yoktur) yerkrenin bir yanndan gi rip te-
sinden kar, olaanst arl ktaki ta gibi . Eer bir nt-
ron yl dz paras, uzaydan bir yerden, yerkre de altnda
dner halde, braklacak ol ursa, yeryzne srekli dal l ar
yaparak yz bi nlerce darbe sonucu yeri deli k deik etti k-
ten sonra srtnme gcnn etkisiyle gezegenimiz onu i
kesimlerinde ancak durdurabilir. Ntron yl dznn by-
cek paral arnn yeryznde kendi ni hissetti rmeyii bir ta-
lihtir. Fakat kk paral arnn her yerde bulunduunu
unutmamak gerek. Ntron yl dznn rktc gc, her
atomun ekirdeinde, her ay bardanda, her nefes al -
mzda, her elma keki nde vardr. Ntron yl dz, bize pek
olaan grnen eyl ere kar bile sayg duymay reti r.
Gne gibi bir yl dzn sonu, bir krmz dev, ardndan
da beyaz renge brnm bir cce olmaktr demitik. G-
ne' ten iki misl i ktlesi olan bir yldz gerken bi r sper-
novaya, ardndan da ntron yl dzna dnr. Fakat b-
yk ktl eli bir yl dz, spernova aamasnn ardndan, r-
nei n Gne'ten be misli bi r bykl kte kal rsa, daha da
ilgin bir sona mahkmdur: ekim gcne baml l onu
bir si yah delik durumuna dntrecektir. Elimizde sihirli
bir yerekimi makinesi bul unduunu varsayal m. Yeryz-
nn eki m gcn kontrol altnda tutabil eceimiz bir ma-
kine olsun bu ve beli rli bi r sayy tel efondaki gibi evi rince
istedi imiz yerekimi gcn uygulayabilelim. zerinde



252
birok say bul unan kadran 1 g (39) ol arak ayarl anmtr.
1 g olunca her ey al k olduumuz zere hareket etmek-
tedi r. Yeryznde hayvanl ar, bitkiler ve tm binal armz 1
g kural na bal drlar. eki m gc daha fazl a olsa bitkile-
rin, hayvanl arn ve binalarn kmemek iin daha ksa,
bodur ve melmi gi bi bi r durum almalar gereki rdi . e-
kim gc daha az olsayd, arl klarnn bastramad
uzunl ukla ve i ncelikte ekiller grl ebili rdi. unu da beli r-
telim: ekim gcnn var olandan daha byk ol mas ha-
linde bile, k yine dz bi r izgi izleyerek i lerl edi. imdi
olduu gi bi.
Alis Harikalar Diyarnda adl ki taptaki nl ay parti-
si srasnda ekim gcn azaltrsak, her eyin arl
azal r. Eer g sfra yakl arsa, en kk bir hareket dost-
larmz havaya kal dracak ve zar zor dengelerini koruya-
bilecekl erdi r. Dklen bi r ay daml as ya da baka bir sv
havada oynaan kresel taneciklere dnr: Sv yze-
yinin gerilme gc, ekim gcne stn gelir. Her yere
ay damlacklar dal r. Eer ekim gc kadrann yeni-
den 1' e evi ri rsek, ay yamuru yadrrz. ekim gcn
birazck artrp kadran 3'e, 4' e eviri rsek, hibi r ey k-
mldamaz olur. Kedi nin penesini oynatmas bile byk
bir aba gerektirir. Lambadan kan k demeti sfrlk ya
da birka g
:
lik ekim gcnde tmyle dz bir izgi izleye-
rek ilerl er. imdi ekim gcn i yice artral m. 1000 g'de
k demeti yi ne dz gitmektedir, fakat aal ar ezik bzk
ve yamyass olur. eki m gc 100.000'e knca talar
kendi arl klar altnda ezili rler. Sonuta her ey yok ol ur.
(39) 1 g yer yzne den ci si ml eri n d h z d r. Sani yede 10 met re ol an bu d h -
z , her sani ye ayn mi kt arda art ar. rnei n, bi r t a paras 1 sani ye sreyl e dt kt en
sonra sani yede 10 met rel i k bi r d h z kazan r. ki sani ye sren dt en sonra sa-
ni yede 20 met re h zl a der ve byl e gi der, yere ul a ncaya ya da havan n srt nme
gc t araf ndan yaval at l ncaya dek. eki m gcnn daha byk ol duu bi r dnyada,
den ci si ml er o oranda daha byk d h z et ki si ndedi rl er. 10 g ' l k bi r dnyada
bi r t a paras i l k bi r sani yel i k dt en sonra sani yede 100 m. h zl a decekt i r, i ki nci
sani yeden sonra d h z sani yede 200 m. ol acakt r. Bu eki m gcn kk g har-
fi yl e yazmal y z ki Newt on' un dei mez ve evreni n her yeri nde geerl i ol an G eki m
gcnden far k anl a l s n. Newt on' un evrensel eki m gc denkl emi yl edi r: F = mg
= GMm/r2; g - GM/r2. Bu denkl emde F eki m gcdr; M gezegeni n ya da y l d z n
kt l esi di r; m se den ci smi n kt l esi di r ve r den ci si ml e gezegeni n mer kezi ya da
y l d z n mer kezi aras ndaki uzakl kt r.





253
Yalnzca kedi, zel bi r ayrcal k nedeni yl e, kal r. ekim
gc bi r mil yara yakl anca daha da acayip bir olgu kar-
snda kal nr. O ana dek ge doru dz giden k de-
meti bklmeye bal ar. ok byk ekim gc sz konu-
su olunca k bile etkil eni r. ekim gcn daha da art-
rrsak k demeti gerisin geri yeryzne dner. Artk Ha-
rikal ar Di yar bir Kara Delie dnmtr. O anda kedi
de yok olmu, yal nzca srt orada kal mtr.
ekim gc yeteri nce artrl nca, hibi r ey, k bile
kmaz. Byle bir yere verilen ad Kara Deliktir. Younlu-
uyla eki m gc yeteri kadar artnca, kara delik gz kr-
pp evren grntl eri arasndan kaybol ur. Bu yzden ad-
na kara delik denilmiti r, ii nden k kamyor ela on-
dan. Fakat iyz, k orada ksp kald i in, ilgin g-
rntl olabilir. Bir kara delik dtan grlmese de ekim
gc hissedil ebilir. Eer yldzlar- aras yol culukta dikkatli
davranlmazsa kara delik sizi iine eker. Bir daha brak-
mamacasna. Vcudunuz da grnts pek ho ol mayan
ince uzun bir iplik biiminde grlr. Bu durumdan kurtu-
lu yoktur ama eer kurtul ursa, o kii kara delik ev-
resi ndeki diskte topl anm maddeni n grntsn bi r da-
ha unutamaz.
Gne'i n iindeki termonkleer tepki meler d katman-
larna destek salayarak, Gne'i n eki m gc etkisi al-
tnda gmesi faciasn mil yarl arca yl erteli yor. Beyaz
ccelerdeki durum udur: ekirdeklerinden syrl an el ekt-
ronlarn basnc yl dz gmekten al koymaktadr. Ntron
yl dzl arndaki durumsa yledir: Ntronlarn basnc e-
kim gcn savuturuyor. Fakat spernova patlamalarn-
dan ve dier zararl ardan arta kal an eski ktlesi nde de,
Gne' ten birka kez byk olan bi r yl dz ayakta tutacak
g yoktur. Yl dz inanl mayacak biimde bzlr, ufal r,
fr dner, krmzl ar ve ortal ktan ekili r. Gne' ten yirmi
kez byk ktl eli bi r yl dz Los Angeles kenti kadar k-
lr. Ezici ekim gc 10
10
deerine ul ar ve yldz mekn-
zaman sreklilii iinde kendi atrtsyl a evrende kaybo-
lur.
Kara deliklerden ngiliz astronomu John Mitchell



254
1783'de ilk sz eden kii ol mutur. Fakat bu fiki r acayi p
karlanm ve sonradan terk edil miti. Son zamanlarda
kara delikler zeri nde yeniden durul du. Ve aralarnda ast-
ronomlarn da bulunduu bi rok kiini n hayretine yol aan
kara delikl eri n varl kantl and. Yeryz atmosferi nden
X nlar gemez. Gkcisimleri n bu tr ksa k dalgas
karp karmadn saptamak iin bir X-n tel eskopu-
nun atmosferi n dna gnderil mesi gereki yordu. Byl esi
bir X-n laboratuvarnn atmosfer dna frlatlmas de-
erli bi r ul usl araras abayl a gerekletiri lebildi . Kenya
kylar akl arnda, Hi nt Okyanusunda bi r tal yan frlatma
rampasndan frl atl an ara ABD tarafndan uzayda y-
rngeye oturtuldu ve laboratuvara Swabili dilinde "zgr-
lk" anlamna gelen "Uhuru" ad veril di. 1971 yl nda Uhu-
ru, Kuu takm yldzndan gelme ok parlak bir X-n
kaynana rastlad. Sani yede bin kez k veri p snen bi r
kaynakt bu. Kuu X-1 ad veril en kaynak kk olmal .
Bir asteroid byklndeki cisim parl aktr, X-n karr
ve yl dzl araras mesafel erden grlebilir. Acaba bu ne
olabilirdi?
Kozmos' un kefinde henz balang aamasndayz.
Daha nce Kozmos'un kefi iin yapl an aratrmalar,
Gkcisimler Ktas nn henz mehulmz ol duunu orta-
ya koyuyor. Ne gibi srprizl er sakladn bilemiyorum.
Kelimeni n tam anlamyl a Kozmos'un ocukl ar' yz. Bi r
yaz gn, yzn, Gne' e evirdi inizi dnn. Gnee
dik bakmanz olanakszdr. 150 mil yon kil ometre teden
gcn hissediyoruz. Kaynar ve kendi kendi ne yan bu
cismin yannda bulunsak ya da onun nkleer ateini n g-
bei ne dalsak, acaba neler hissederiz? Gne bizi st-
yor, bizi besli yor ve grmemi ze olanak sal yor. Yeryz-
nn bereket kaynadr. nsanolu tarafndan snanma s-
nrnn teleri nde bir gce sahip. Gne'in douunu ku-
lar byk bi r sevinle karl arl ar. Gne dounca kta
yzmeye bal ayan tek hcreli organizmalar bile var. Ata-
larmz Gne' e tapmlard, Taptklar ii n knayamayz
da. Onlar safl kl a sul ayamayz. Ama unu beli rtmeli yi z
ki, Gne ol aan di yebileceimiz bi r yldzdr. Eer ken-



255
dimizden stn saydmz bi r gce tapacaksak, Gne'le
birlikte yl dzl ara da tapmamz daha akla yakn deil mi?
Astronomi al annda gi rii len her aratrmann altnda b-
yk bir hayranlk kayna yatmaktadr. Bu kaynak ou
zaman ylesine derinlerde ki, aratrmac varl n fark
edememektedir.
Samanyolu Galaksisi yldz byklnde egzotik ci-
simlerle dolu, kefedilmemi bir ktadr. Sarmal biimli bu
Gkadalar Ktas' nda 400 mil yar yldz var; kh gaz bulut-
lar gme durumuna geiyor, kh gezegen sistemleri yo-
unl ap ol uuyor. Parltl dev cisimleri yl e, istikrarl bir
dzen kurmu orta yal yl dzlaryl a, krmz devl eri yl e,
beyaz cceleriyle, gezegen bulutsularyl a, nova'laryla,
spernova' laryla, ntron yl dzlaryl a ve kara delikleriyle
insann sol uunu kesen bil gi kaynakl aryla dolu dnyal ar
dolayor sarmal biimli Samanyol u'nda. Onun az te-
sinde Macellan Bul utlarnn yl dzl ar evresindeki yrn-
gelerde gezegenleri n varl na kesi n gzyle bakabili riz.
Byle bi r dnyann varl bi ze, kendi dnyamzn da f-
sl dad gibi harcmzn, bii mimizin ve yapmzn, hayat-
la Kozmos arasnda derinden var olan iliki ye sk skya
bal olduunu anl atr.




Blm X
SONSUZLUUN PUCU

Gkyznden ve Yer yznden nce
Hayal meyal kurulmu bir ey var.
Sessizlikte ve bolukta
yl ece duruyor ve deimiyor,
Dnp dolayor ve yorgun dmyor.
Dnyann anas olabilir.
Adn bilmiyorum
Bi r szck kul l anmak i i n Ona ' Yol ' di yorum.
Derme at ma bi r i si m bul abi l i yorum ve Ona ' Byk' di yorum.
Byk olunca aramzda bulunmuyor,
Bulunmaynca uzaklarda var ol uyor
Uzakl arda var ol unca da iimizde yayor.
[ Lao - tse, Tao Te Ching (in, M.. yaklak 600)]

Yukarda bir yol var, gkyznde belirgin; ad Samanyolu. Parlts
kendinden. Tanrlar bu yoldan gidiyorlar byk Yaratc'ya ve meknna...
te orada oturuyorl ar gkyznn gl l eri .
[ Ovi di us, Met amor phoses (Roma, 1. yzyl)]

Baz aklszlar dnyann bir Yaratc'nn elinden ktn sylyorlar.
Dnyann yaratld gr yanltr. Reddedilmelidir.



257
Dnyay Tanr yarattysa, yaratltan nce neredeydi?..
unu bil ki , dnya yaratlm deildir.
Zaman gi bi dnya da yaratlmamtr. Bir balangc ve sonu yokdur.
Ve kurallara baldr...
[ Mahapuana, Jinasena {Byk Efsane) Hindistan 9, yzyl]

ON YA DA YRM MLYAR YIL NCE BYK P AT-
LAMA OLMU... Evreni n balangc ol an Byk Patl ama.
Bu patlamann nedeni kafamz kurcalayan en byk giz-
dir. Ancak olduu da manta uygundur Evrenin imdiki
madde ve enerjisi byk bir younluk ii ndeydi . Bi r tr
kozmik yumurta diyebiliriz; dnyann yaratl na ilikili
birok uygarl n efsanelerinde denil dii gibi . Bu younluk
belki de hibir boyuta sahip olmayan bir matematik de-
erdi . Tm madde ve enerji bugnk evrenimizin bir k-
esinde skp kal mt demek istemi yorum. Madde ve
enerji ve bunl arn dol durduu mekndan oluan tm ev-
ren ok kk bir hacim kaplyordu demek isti yorum. Bi r
baka deyile, mekn ol aylarn yer almasna olanak ver-
meyecek denli dard.
Kozmik patlamada evren srekli olarak genilemeye
balad. Evreni n genilemesini, bir kabarcn genileme-
sinde olduu gibi, darsndan bakarak anlatmaya kal-
kmak yanl olur. Bu konuda bil ebil dikl eri mizin hibi ri
dardan olmamtr zaten.
Uzay gerildike, evrendeki madde ve enerji onunla bir-
likte genil edi ve hzla soudu. Kozmik ate topunun -
nm, imdi ol duu gi bi, o zaman da evreni dol durarak
tayftan szld; gamma nl aryla X-nlarna ve morte-
si a, tayfn grl ebili r gkkua renkl eri nden kzlte-
si ve radyo blgelerine kadar. O ate topunun kal ntlar
olan ve gn her yanndan kp gel en nm bugn
radyo - teleskoplarla saptanabiliyor. Evrenin ilk dnemle-
rinde uzak parltl biimde aydnl anyordu. Zamanla, uza-
yn yapsal dokusu genil emeye devam etti, nm (rad-
yasyon) soudu ve grlebili r k nitelii asndan, uzay
ilk kez bugnk gi bi karanl a dnt.
Evren ilk dnemlerinde nmla ve eitli maddel erl e



258
doluydu, Ate topunun ilk andaki younluunda ilkel
maddelerden hidrojen ve hel yum ol umutu. Grlmeye
deer fazla bi r ey yoktu evrende. Tabii, izl eyecek kimse
de yoktu. Ardndan kk kk ve bi rbi ri nin ayn olma-
mak zere, gaz cepleri bymeye balad. Kocaman
rmcek a biiminde gaz bulutlar filizlendi. Ynl ara
dnt. Yavatan fr dnmeye bal ayan eyler belirdi.
Gi derek parl t kazanmaya balad bunl ar. Her bi ri yz
mil yarlarca noktay aydnl atan garip hayvan grnmne
brndler. Evrende tannabi lecek en byk yapl ar be-
lirmiti. Bunlar bugn grmekteyiz. Bunl ardan birinin c-
ra kesinde yaamaktayz. Galaksiler (Gkadal ar) adn
veriyoruz onlara.
Byk Patlamadan bi r mil yar yl sonra evrendeki mad-
de dal m bi rbiri nin ayn ol mayan bekl er halinde ger-
ekleti . bekl eri n ayn olmay Byk Patlamann tam
olarak dzenli gereklememesinden trdr belki de.
Bu beklerde madde baka yerlerdekinden daha youn
biimde skmt. ekim gc bu madde bekleri ne, ya-
knlarnda dolaan gazlarn nemli bir blmn ekmi-
tir. Bylece ektikleri hidrojen ve helyum bulutl arna he-
venk hevenk takm adal ara dnme kaderi reva grl-
mt. Bal angtaki bekl erin ayn bykl kte olmay,
sonradan, ok nemli miktarda madde younlamalarnda
bal ca etkendi r.

ekim gcnn etkisine kapl ma srdke, i lk gkada-
larn fr dnmesi giderek hz kazand. Bunlardan bazl ar,
ekim gcnn merkezka gn tarafndan dengelene-
medi i dn ekseni boyunca ezilerek yassl dl ar, Uzayda
frldak gi bi dnp dol aan byk madde bi rikintileri ol an
sarmal gkadalarn ilki bunlar oldu. ekim gc daha az
olan ya da balangtaki dn hz daha dk ilk gka-
dalar fazl a yassl mayarak eli ptik dnen, ilk gal aksiler ol-
dular. Ayn kal ptan dklmesine benzer bakaca g-
kadal ar da var evrende. nk eki m gc ve asal hz
gibi doa yasal ar evrenin her yerinde geerlidir. Yerkre-
mizde ekim gcnn etkisi yl e den cisiml er ve tek ayak



259
stnde dnen buz patencileri iin sz konusu olan fizik
yasalar, evrende de gkadal ar iin aynen geerlidi r.
Yeni domakta olan gkadal ar (gal aksiler) arasndaki
ok kk bul utlar da ekim gcnn etkisine kapldlar.
sl arnn derecesi ok ykseldi, termonkleer tepkime-
ler ba gsterdi ve ilk yl dzl ar byl ece ol utular. Hi drojen
yakt sermayeleri ni savurganca tketip mrlerini sper-
nova patlamasyl a sona erdirdiler. Helyum, karbon, oksi-
jen ve daha ar el ementlerden meydana gel en termonk-
leer kll erini yl dzl araras gazlar arasna katarak yeni
yl dz nesilleri ni hazrl adlar. Byk ktleli yl dzl arn s-
pernova patl amalar, yan balarndaki gaz zerinde st
ste ok dalgalar yayarak galaksiler aras ortamdaki ba-
snla hevenk hevenk yeni gkada nesill eri ni hzlandrd,
ekim gc byk frsatdr, younlaan en kk mad-
de birikintilerini bile geniletmekten kendini alamaz. S-
pernoval arn ok dal gal ar her aamada madde bi rikimi n-
de rol oynamtr. Kozmik evrimi n destan, Byk Patl a-
madan kan gazn madde younl atrmadaki "silsile-i
meratip" destan balamt: Gkada hevenkleri , gkada-
lar, yldzlar, gezegenl er, sonuta, hayat ve hayatn ba-
lamasndan sorumlu grkemli srecin ne ol duunu bi raz-
ck anlayacak akl...
Bugn evren, gkada hevenkleriyle doludur. Bunlar-
dan bazlar bi r dzineye yakn gkadalar bulunduran an-
lamsz ve deersiz koleksi yonlardr. Duygusal bi r yakn-
lktan tr olacak, "Blgesel Grup" adn verdiimiz
grupta her ikisi de sarmal iki byk gkada vardr: Sa-
manyolu ve M31. Baka gkada hevenkl eri nde bi rbi rine
karl kl ekim gcyl e sarl m bi nlerce gkada srleri
vardr.
Genel anlamda, gkadalardan meydana gelen bir ev-
rende yayoruz. Kozmik mimari nin srekli yapl ve -
kne ai t bel ki de 100 mil yar gal aksi rnei vardr. D-
zenle dzensizliin bir arada yrd bu kozmik mimari-
de normal sarmal biimde ol anlarna rastl arz, Yeryzn-
den bak izgimize kyasla eitli al ar alarak dnerler.
(nden grnnce sarmal kollar; profilden grnnce,



260
kollar ol uturan gaz ve toz yoll ar beli ri r.) Ortal arndan
yl dzl arn gei tii ve gazl a toz rmann kestii izgili
sarmall ar vardr. Bi r tril yon yl dzdan fazl asn bulunduran
dev elli ptik gkadal ar bul unur. Cce olanlarna da rastl a-
nr ki, her biri nemsiz mil yonlarca gne bulundurur. y-
lesine ok dzensiz olanlar var ki , bu, gal aksiler l emi n-
de ileri n baz blgelerde i yi gitmedi ine i aretti r. Baz
gkadalar da birbi rleri ne yle yakn bi r yrngede dolar-
lar ki , ular, adalarnn eki m gc yznden kvrlm-
tr. Baz durumlardaysa eki m gc gaz ve yl dz kmele-
rini darya doru itti inden, gkadal ar aras geit geni -
ler. Gkadal ar aras arpmalar nceleri kresel olan
hevengi n bii mini deitiri r. Elliptik bii mleri n sarmal bi-
imlere ya da biimsizliklere dnmesinden soruml u da
olabili r szn etti imiz arpmalar. Galaksileri n okluu
ve bii m eitli lii, bize eski zamanlarda evrende olup bi-
tenler hakknda bir eyler anl atyor olabilir. Bu yky he-
nz yeni okumaya bal am bulunuyoruz.
"Kuasar" szde yl dz anlamna gelmektedi r. Yl dza
ok benzediklerinden bunlarn gkadamzdaki yldzlar ol-
duklarn dnmtk doal olarak. Ancak spektroskopik
aratrmal ar bunlarn ok uzaklarda bulunabileceini gs-
termiti r. Kuasarl arn evrenin genilemesi nde ok nemli
rol al dklar sanl yor. Bunl ardan bazl ar bi zden k hz-
nn yzde 90' na e bi r hzl a uzaklamaktadrl ar. Eer
kuasarlar ok uzaktaysalar, bu mesafelerden grlecek
kadar ileri parlak ol mal . Aral arnda bin spernovann bir
defada patlamasnn kard k kadar parlak olanlar
var. Kuu X-1 iin sz konusu olduu gi bi, bunl arn hzl
dalgalanmalar, o mthi parl akl klarnn kk bir hacim
iinde (baka bir deyile, gne sistemi hacmine yakn.)
kaldn gsteri yor. Bu kuasardan byk miktarda enerji
yayldna bakl rsa, bunu ok ilgin bir sre douruyor
olmal . Bunun nedeni ne iliki n olarak ortaya atl an fikirl eri
yl e zetleyebiliriz:
(1) Kuasarlar, gl bi r manyetik alana bal antl ol a-
rak hzla dnen ol aanst ktleli dev-atarcalardr;
(2) kuasarlar, gal aksini n gbeinde youn bi rikimli



261
mil yonl arca yl dzn ok yanl arpmalarndan ileri gel-
mektedir. Bu arpmalar sonucunda, byk ktleli yldz-
larn d katmanlar yrtlarak, i kesimlerinin milyarlara
varan derecedeki ss ortaya kyor;
(3) bir nceki savn benzeri bu sava gre, kuasarlar
yl esine youn bi rikimli yldz gal aksileridi r ki, yldzlarn
birindeki spernova patl amas baka bi r yl dzn d kat-
mann yrtarak onu da bi r spernova yapar ve zincirl eme
tepki meyl e yl dzl arda patlamalar meydana gelir;
(4) kuasarlar maddeyle madde-kartnn (anti-madde)
birbiri ni i ddetle yok etmesi nden g kayna al yor ve
her naslsa bu gc koruyor;
(5) bylesi bir gkadann gbeindeki kara delie gaz,
toz ve yl dzl arn dmesi yl e kan enerji bir kuasardr; ve
(6) kuasarlar "beyaz delik"lerdir. Yani, kara deliklerin
arka yanl ar. Evrenin teki yanlarnda, hatta belki de ba-
ka evrenlerde kara deliklere hortum gibi madde emilerek
bir maddeni n grntye dnmesidi r.

Kuasarl ar i ncelemeye kalknca, ok derin gizl erle
kar karya kal yoruz. Bi r kuasar patlamasnn nedeni
ne olursa olsun, uras kesin ki, bylesi ne iddetli bi r pat-
lama anlatlmas zor bi r karmaa yaratyordur. Her kuasar
patl amas mil yonlarca dnyay -hayat ve olup bitenleri
kavrayacak akll yaratklar da bul unabili r bu dnyal arda-
silip spryordur. Gkadalar incelendii nde, evrensel bir
dzen ve gzellik grl yor bunlarda. Fakat ayn zaman-
da, i nsann akl na smayacak bykl kte bi r karmaa da
iddetini beraberi nde geti ri yor. Yaamamz olanak veren
bir evrende hayat srmemiz ok ilginti r. Galaksileri, yl -
dzlar ve dnyal ar yok edi p gtren bi r evrende yaa-
mamz da il gi nti r. Evreni bizden yana ya da bize kar
di ye yorumlamamal yz. Bize kar kaytsz davranyor,
Hepsi bu.
Samanyolu gibi grnrde uslu bir galaksinin bile g-
rl tl patrtl huysuzl uklar vardr. Radyo gzl emleri ,
Samanyolu Galaksisinin gbeinden sorgu gibi ykselen



262
iki muhteem hidroj en gaz bulutu belirli yor. Buysa arada
srada hafi f patlamalara iarettir. Sz konusu byk hid-
roj en gaz bul utlar, mil yonlarca adet gne var etmeye
yeter de artar. Yerkremizin yrngesine yerl eti rilen
yksek enerjili astronomi gzlemevi, galaksinin ekirdek
blmnde zgn bi r gamma n tayf i zgisi kayna
bulmutur. i ddet dol u erginl ik anda kuasarl ar ve pat-
lar gkadal arn gelip geti i srekli evrim dizisinde, Sa-
manyolu gibi galaksiler arbal orta yal l ifade edi yor
olabilir. unu beli rtelim ki, kuasarl ar ok uzaklarda ol duk-
larndan biz onlarn mil yarlarca yl nceki genlik hallerini
grmekteyiz.
Samanyolu'ndaki yl dzl ar sistemli ve ho bi r grnm
iinde devinirler. Galaksi dzleminden kresel hevenkler
frlayp te yana geerler ve orada yaval ayarak geri d-
n yapp yeni den ne frlarl ar. Teker teker her bi r yld-
zn gal aksi dzlemindeki bi reysel devi niml eri ni izleyebil-
sek msr patlamas grr gibi oluruz. Bi r gal aksinin beli rl i
bir biim dei iklii gei rii ne hi tank olmadk. Bunun
tek nedeni devinimin ok zaman al masdr. Samanyol u
Galaksisi her 250 mil yon yl da bi r dnm tamamlar.
Bir galaksi nin astronomik bir fotorafnn ekilmesi , onun
arbal devinimi yl e evri mindeki bi r aamann anl k g-
rntsdr.(40) Bir galaksinin i blgesi kat bir cisim gibi
dner. Fakat teki blmler, Kepler'in nc yasas uya-
rnca gezegenleri n Gne evresinde dn gi bi, d
blgeleri daha yava olmak zere dnerl er. Galaksi nin
kollar, orta blgeyi giderek sarmak eili mindedi rl er. Gaz
ve toz sarmal blgelerde daha ok younlar. te bura-
lar gen, scak, parlak yldzlarn oluum blgel eridi r. Bu
yl dzl ar yaklak 10 mil yon yl parl dard. Bu sre bir ga-
laksinin dn sresini n yalnzca yzde 5'ine eitti r. Sar-
mal kolu beli rl eyen yl dzlar yanp gittikleri iin onlarn
(40) Aslnda bu pek de doru saylmaz. Bir galaksinin bize bakan yan, bize, uzak yanndan on
binlerce k yl daha yakndr; bu nedenle n cephesini arka yanndan on binlerce yl nce g-
ryoruz. Galaksilerin dinamiindeki tipik olgular on milyonlarca yl iinde getiinden, bir ga-
laksinin grntsn zamann bir annda donmu gibi duruyor dnmedeki hata pay byk
deildir.





263
hemen ardnda yeni yl dzl arla onlara baml bul utsular
olutuundan, sarmal biim hep varl n srdrr. Sar-
mal kol u belirl eyen yldzlar, galaksi nin tek bir dn s-
resi boyunca bile hayatta kal amadkl arndan, srekli ol a-
rak yal nzca sarmal bii m Yarl n srdrr.
Galaksinin merkezine yakn herhangi bi r yl dzn hz,
genetikl e sarmal bii m ii ndeki yldzn hzyla ayn deil-
dir. Gne, Samanyol u Gal aksisi evresi nde yirmi kez
tamaml ad dn srasnda sarmal kol lar arasndan
epey gi rip kt. Gne' in Samanyolu evresindeki dn
hz da sani yede 200 kil ometredir. Ortalama olarak G-
ne'le gezegenler bir sarmal kolda krk mil yon yl kal yor-
lar. Sarmal kol dnda seksen mil yon yl harcyorl ar, son-
ra iinde bir krk mil yon yl daha ve byl ece srp gidi yor.
Sarmal kollar kulukaya yatm yeni yldz hasadnn ha-
zrl and ve Gne gi bi orta yal yl dzl arn mutlaka bu-
lunmas gerektii blgeler deildi r. u dnemde, sarmal
kollar arasnda bul unuyoruz.
Gne sistemi nin sarmal kol lar arasndan beli rli ara-
lklarla gemesi bizler ii n nemli sonul ar dourmu ol-
mal dr. On mi lyon yl kadar nce Gne, Orion Sarmal
Kolunun Gould Kuandan kt. imdi bu sarmal kol bin
k yl uzaktadr. (Ori on Kol unun iinde Yay - Sagttarius
- Kolu; Orion Kolu'nun tesinde de Perseus Kolu vardr.)
Gne bir sarmal kol iinden getiinde, gazl bulutsuya
ve yl dzlar aras tozl u bulutlara gi rmesi ol asl kuvvetl i-
dir. Yeni yldz yaratacak harlara rastl amas olasl da
iinde bulunduumuz dneme oranla daha yksekti r.
Yerkremizde her 100 mil yon yl da bi r tekrarlanan
bal ca buzul alarnn Gne'l e yeryz arasna yldz-
lararas maddenin gi rmesinden kaynakland savunul u-
yor. W. Napier ve S. Clube'in ne srdkleri fikre gre,
gne sistemi ndeki epey sayda ay, asteroid, Komet ve
gezegenleri evreleyen halkalar bir zamanl ar yldzl arara-
s meknda serbeste dol anrlarken, Gne, Orion Sarmal
Kolundan geti i srada tutuklanmlardr. Bu fi kir ilgin-
tir, ancak gereklemi olmas zayf bir ol asl ktr. Fakat
snanabilir bir fikirdi r. Snamak iin ihti yacmz ol an tek



264
ey, bir Komettir ve onun magnezyum izotopunu incele-
mekti r. Magnezyum izotopl arnn grece fazlal , zgn
bir magnezyum rnei ol uturan bi r spernova patl ama
zamannn beli rlenmesi de dahil ol mak zere, yl dzdaki
nkleer ol gul ar dizisine iaret eder. Gal aksi nin baka bi r
kesinde baka ol aylar dizi si yer al m ol abili r ki, bun-
lardaki magnezyum izotop oran deiikti r.
Byk Patl amaya ve galaksil erin uzayn geril eri ne e-
kiliine ait olgu, "Doppler etkisi" dedi imiz doadaki bir
olgudan anl almtr, Biz bu etki yi ses fizi inden bili yo-
ruz. Bir otomobil srcsnn hzl a yanmzdan geerken
kornasn aldn dnelim. Arabann ii nde src be-
lirli bi r perdeden kan bir sabit ses duyar. Fakat arabann
dnda ol an bi zler, ses. perdesinde deimeler fark ede-
riz. Korna sesi bize yksek frekanslardan alak frekansa
doru inerek ular. Saatte 200 kilometre hz yapan bir
yar arabas, ses hznn yaklak bete bi ri kadar srat
yapyor demektir. Ses havada dalgal arn yayl masndan
oluur. Dalgann bi r st erisi , bi r de alt eri si deeri sz
konusudur. Dalgalar bi rbiri ne ne kadar yakn ol ursa fre-
kans ya da ses perdesi o denli yksek olur. Ses dal galar
birbirinden ne kadar uzak olursa, ses perdesi o denli d-
k ol ur. Eer araba bizden hzl a uzakl ayorsa, ses dal-
galarn genl etirerek bizim amzdan daha dk bi r ses
perdesinde ulatrr. Ve byl ece hepi mizin bi ldii tipik se-
se olanak veri r. Eer araba bize doru geli yor olsayd,
ses dalgalar birbi rine yaknlap ezilir, frekans ykseli rdi.
Ve yksek perdeden bi r l k duyardk. Eer araba dur-
duu yerde kornasn ttrseydi ve kard ses perdesi-
ni nceden bilseydik, arabann hzn, gz kapal , kar-
d korna sesi nin deiiklii nden syl eyebili rdik.
Ik da bir dal gadr. Sesi n tersine, bi r bol uu ok i yi
kat eder. Doppler etkisi k konusunda da geerlidir-
Otomobil, herhangi bir nedenden tr, ses yerine, nn-
den ve arkasndan saf sar k demeti karyor olsayd,
n frekans araba yaklarken artacak ve araba uzak-
larken hafife azal acakt. Araba normal bi r hzl a ilerl er-
se, bu etki deiimi fark edilmez. Fakat araba, k hznn



265

Doppler etkisi: Sabit bir kay-
naktan ses ya da k dalgalar
daireler halinde yaylr. Eer
kaynak sadan sola doru
hareket halindeyken, dairele-
rin merkezi 1den 6ya doru
ilerler. Gzlemci B dalgalar
genilemi olarak grrken,
Gzlemci A skm olarak
alglar. Uzaklaan kaynak,
dalga boylarnn uzamas ne-
deniyle krmzya dnrken,
yaklaan kaynak dalga boyla-
rnn ksalmas nedeniyle ma-
viye dnr. Doppler etkisi
kozmolojinin anahtardr.
beli rli bi r oranndaki hzl a bize doru il erl erse, n ren-
ginin daha yksek frekanslara doru dei tiini (mavi ye
doru) gzlerdik. Araba yine dediimiz sratl e bizden
uzaklarken, daha aa frekansl ara (krmzya doru)
deitii ni gzlerdik. Bize ok byk hzla yaklaan bi r
cismin tayf renginin izgileri maviye dner. Bizden ok
byk bir hzla uzaklaan bir cismi n tayf renkleri krm-
zya (41) dner. Bu krmzya dn uzaklardaki gal aksil e-
rin tayf izgilerinde gzlenip Doppler et-
kisi asndan yoruml annca Kozmoloji
bilimini n anahtarna kavuul mu ol uyor.
Bu yzyl n balarnda, uzak gkada-
larn krmzya dn ol gusunu i ncel e-
mek zere dnyann en byk teleskopu
Wilson Da zeri ne yerl eti rili yordu. O
zamanlar g tertemiz ol an Los Ange-
les' e bakar bu da. Tel eskopun ok b-
yk paralarnn da tepesine katr sr-
tnda tanmas gerekmiti. Katr srle-
rine sahip ol an Milton Humason adnda
biri , dan tepesine mekanik, optik mal-
zemeyle bilgin, mhendis ve yetkili kii-
leri katr srtnda tama grevini stl en-
di. Atyl a katr kervannn nne geen
Humason, daa trmanrken semerin
hemen ardnda duran kpeinin pene-
leri de omzundan eksik deildi. Ttn
ineyen, kumarbaz, pol o oyununda ba-
arl ve o zamanlar hanmefendilerin
erkei tanmna gi ren bi ri ydi . Ortaokul-
dan te bi r renimi yoktu. Fakat zeki y-
di. Her eyi inceden inceye soruturur,
renmeye al rd. Bu arada dan ta
tepeleri ne tad aygtl arn da neyin
nesi olduunu sormaktan elbet geri kal mad. Kurulan gz-
lemevi nde al an mhendisl erden biri nin kzyl a da arka-
(41) Ci smi n kendi si herhangi bi r renkte ol abi l i r. Mavi de ol abi l i r. K rm z ya dn, t ayf-
t aki her renk i zgi si ni n duraan hal deki ne oranl a daha byk dal ga uzunl ukl ar nda
grnmesi demekti r.




266
dal k edi yordu. Mhendis baba bi r seyis olmaktan te i h-
tiras tamayan bir adamla kznn arkadal k etmesinden
endie duymaktayd. Derken, Humason gzlemevinde bir
sr garip grevlere atand: Elektriki yardmcl na, ka-
pcl a, kurul mas iin malzemesini ve aygtl arn geti r-
meye yardmc ol duu teleskop donanm temiz-
leyicili ine, Bir gece, sylendiine gre, tel eskop gzl em-
ci yardmcs hastal anm ve Humason'dan yeri ne geme-
si istenmi. Aygtl ar kullanmada ylesi ne zen ve ustal k
gstermi ki, ksa zamanda teleskop teknisyeni grevi ve-
rilmi. Ayn zamanda gzlemci yardmcs da ol mu.
Birinci Dnya Savandan hemen sonra Wilson'a n
ksa zamanda yaylan Edwin Hubble geldi. ok parlak bir
astronomdu. Sarmal bulutsul arn asl nda "evren adal ar"
oldukl arn, bi zim kendi Samanyolu Gal aksimiz gi bi ok
sayda kocaman yl dz kmel eri nden ibaret bulunduklarn
sonuta kantl ayan Hubbl e'dr. Gal aksilere olan uzakl kl a-
r lmeye yarayan yldzlara ilikin k bi rimini Hubble
akl etmiti r. Hubble ve Humason inanlmayacak kadar
uyum ii nde al an bi r ekip oluturdu. Lowell Gzleme-
vinde al an astronom V.M. Slipher' in bi r buluuna da-
yanarak uzak galaksilerin tayf incelemesine koyuldular.
Sonradan Humason'un uzak galaksilerin tayf lmnde
byk bir ustalk kazand grl d. Profesyonel astro-
nomdan daha i yi sonul ar el de etti. Ksa zamanda Wilson
Gzlemevi kadrosuna al nd, bilimsel veril eri n ounu -
rendi. Astronomlar cami asnda sayl an ve zengi n bi r kii
olarak ld.
Bir galaksi den gelen k, onu oluturan milyarlarca
yl dzdan kan n topl amna eitti r. Ik bu yl dzl ar-
dan kp ayrl rken, yldzl arn d katmanlarndaki atom-
lar tarafndan baz frekanslar ya da renkler emili r. Bunlara
ilikin elde etti imiz izgil er, mil yonl arca k yl uzakl ar-
daki yl dzl arn, Gne'imizi n ve yaknlarmzdaki yl dzl a-
rn ayn kimyasal elementlere sahip oldukl arn renme-
mizi salar. Humason ve Hubble tm uzak galaksilere ait
tayfl arn krmzya dndn, galaksiler ne denli uzaksa-
lar tayftaki izgilerinin o denl i krmzya dndkleri ni hay-



267
retle gzlediler.
Sz konusu krmzya dnn en i yi akl an Dop-
pler kural yl a mmkn ol uyordu: Gal aksiler bizden gide-
rek geri ye eki li yorl ard. Galaksi ne denli uzaktaysa geri-
ye ka hz o denli fazl ayd. Peki , neden galaksiler biz-
den kayorl ar? Evrendeki bibini konumumuzda zel bir
durum mu vard? Acaba Samanyolu Galaksisi gkadalar
aras kurall ar kstaha inemi mi ydi? Evrenin genil e-
dii ve beraberinde gal aksileri de gtrd daha ol as
bir yantt. Yava yava anl al d ki, Humason ve Hubble
Byk Patlamay, evrenin balangcn deil se bile tekrar
dirilil eri nin en yenisi ni kefetmilerdi.
ada kozmolojinin hemen tm ve zellikl e genile-
yen bi r evren ve Byk Patl ama, uzak gal aksilerin krm-
zya dn ol gusunun Doppl er etkisinden ileri geldi i ve
geri ekili hzl arnn artt grne dayanmaktadr. Fa-
kat doada daha baka tr krmzya dnler de sz ko-
nusudur. rnein, eki m gcnden doan krmzya d-
n de vardr. Byle bi r durumda ok youn ekim gc
alanndan kan k buradan syrlabilmek iin ylesine
ok aba harcar ki, yolculuu srasnda enerji kaybeder.
Uzaktaki bi r gzlemci , syrl p kan n daha byk
dalga uzunl ukl arna ve daha krmz renklere dn ol a-
rak saptar bu olguyu. Baz galaksileri n merkezlerinde ko-
caman byk delikler olduunu dndmze gre,
bunl arn krmzya dn olgusuna yol amalar akl a ya-
kn gelmektedir. Bununla birlikte, gzlenen zgn tayf
izgileri, genellikle ok ince ve seyrek gaz veril eri ta-
makta ol up kara delik evresi nde bulunmas gereken ol a-
anst yksek younl uk verileri ne uymamaktadr. Bi r de
u denebilir: Krmzya dn olgusu evrenin genel bir
genil emesini deil , daha mtevaz ve blgesel bi r gal ak-
si patl amasn aklayan bi r Doppler etkisidir. Ancak byle
bir durumda, patl amadan tr bizden uzaklaan el er
kadar, bize yaknlaan el er de vardr herhalde. Yani
krmzya dn oran ne kadarsa, tayf izgi leri nde mavi-
ye dn de o kadar olmal dr. Oysa imdiki durumda
grdmz hemen tmyl e krmzya dnt. Telesko-



268
pumuzu Blgesel Grup'tan tedeki hangi uzak cisme evi-
rirsek evi relim, grdmz ey krmzya dntr.
Bununl a birlikte, Doppl er etkisi asndan gkadal ar-
daki krmzya dn saptamakl a, evrenin geniledii
sonucuna varmann doru olmayaca grn srekli
ne sren astronomlar da var. Astronom Hallon Arp, bir
galaksi yl e bi r kuasarn ya da bi r galaksi iftini n fizik g-
rnt uygunluuna karn, krmzya dn uygunsuzl uu
gstermeleriyle ilgili artc sonular elde etmitir.
Doppl er etkisi yle yoruml anan krmzya dnn ga-
laksilerin geril ere ekildi ini gstermesi, Byk Patlama-
nn olduuna tek kant deil dir. Byk Patl amadan bu ya-
na bi r hayli soumu ol mas gereken patlama radyasyo-
nunun gnmze dek kalmas ve evreni n her ynnden
beklenen bi r younlukta, tekdze, hafif duyulur radyo dal-
galar ol arak gelmesi de ikna edi ci kant sayl r. Yerkre-
miz atmosferi nin snrlarna U-2 uayl a gtrl en ok
duyarl bi r radyo anteni yle srdrlen gzlemler, arka
plandaki radyasyonun, ilk tahmini hesaplara gre, her y-
ne ayn younlukta yayldn ortaya koydu; Byk Pat-
lamadan kan ate topunun her yne simetrik olarak ya-
yl mas gi bi. Fakat daha i nce hesaplar sonucu, radyasyo-
nun tam simetrik olmad grld. Bunun nedeni ni ortaya
koyabilecek kk, sistemli bir etki sz konusudur: Eer
tm Samanyol u Gal aksisi (ve bir olasl kl a Blgesel Grup
Galaksileri nin teki yeleri de) Baak (Vi rgo) Gal aksileri
Toplul uuna sani yede 600 ki lometre hzl a gidi yor olsalar,
simetri noksanl n bize akl ayabilecektir. Bylesi bi r
hzla Baak Galaksisine on milyar ylda yaklaabil eceiz
ve o zaman galaksiler - tesi astronomi renimi bi r hayli
kolaylam ol acak. Baak Galaksileri Topluluu zaten
imdi bil e en zengi n gal aksiler topl uluudur; sarmal , elli p-
tik ve dzgnlkten uzak galaksileriyle gkte bir mcev-
herat kutusu gibidi r. Peki, Baak Galaksileri ne doru gi t-
mek ni ye? ok byk yksekliklerdeki cisimlere ilikin
gzlemler yapm olan George Smoot ve mesai arkada-
lar, Samanyol u Gal aksisini n ekim gcnn etkisi altnda
Baak Galaksileri Toplul uuna doru yol al dm, bu top-



269
luluun nceden bul unup ortaya karl andan ok galaksi-
lere sahip bulunduunu ve asl artcs, Baak Galaksi-
leri Toplul uunun byk mekn kaplamas, (bi r ya da iki
mil yar k yl ) olduunu il eri srmlerdi r. Evrenin zaten
gzlenebilen blm de yal nzca yirmi, otuz mil yar k y-
lna ei t bi r mekn kaplamaktadr. Eer Baak Galaksil er
Topluluu o denli genise, daha byk mesafelerde baka
galaksil er var demekti r ki, bu da onlarn gzlenmesini zor-
latrr. Bylece Smoot, Byk Patlamann evrene mad-
deyi dzenli bi imde datmad sonucuna varyor. Dz-
gn ol mayan topakl ar olumas bekl enebili rdi . Hatta ga-
laksilerin younlamasn anl ayabil mek ii n topaklar bu-
lunmas vazgeilmez bir kouldur, fakat dzgnl kten
uzak bu apta bir topak olumas bi r srpri zdir. Bu eli -
ki yi ayn anda iki ya da daha fazla Byk Patlamann yer
aldn dnerek belki zmleyebiliriz.
Eer genil eyen bi r evren ve Byk Patlama gr
doruysa, o takdirde, daha g sorularla karlaacaz.
Byk Patlama annda koullar nasld? Ondan nce ne
olmutu? Maddeden yoksun kck bi r evren vard da,
ardndan madde bi rden hi yoktan m yaratl d? Bu nasl
oldu? Birok toplumun kltrnde Tanr' nn evreni hi
yoktan var etti i yant veri lir. Fakat sorular savsaklamak
demekti r bu. Eer soruyu yreklice srdrrsek, bir adm
daha atarak Tanr nn nereden ktn sormal yz. Eer
bu soruya yant veril emez dersek, kendimizi bouna yor-
madan, evreni n bal angc sorusunun yantsz kal aca
kararna neden varmayal m? Ya da Tanrnn her zaman
var ol duunu sylersek, evrenin her zaman var ol duunu
neden sylemeyelim?
Her toplum kl tr, yaratl tan nceki dnya ve dn-
yann yaratl hakknda tanrl arn iftlemesi ya da bir
kozmik yumurtadan evrenin kmasyla sslenmi bi r ef-
sane besler. Bu efsanel erde genellikle evrenin bal angc,
insan ya da hayvann douu rnei ne benzetilir safa.
Pasifik Okyanusu kyl arndan bu tr efsanel ere ilikin
be rnek sunacam.
Balangta her ey srekli bir karanl a



270
brnmt. Gece, iine dalnamaz bi r allk
gibi her eye zul medi yordu.
Orta Avustralya' da Aranda halknn B-
yk Yaratc efsanesi
Her ey beklenti iindeydi, her ey sessi z
ve saki ndi ; hareketsi zdi ve gkler bombotu.
Maya efsanel erinden
Hilikte yzen bir bulut gibi Na Arean bo-
lukta tek bana oturmutu. Uyumuyordu, n-
k uyku diye bir ey bili nmiyordu; ackmyordu
nk al k henz bi linmiyordu. Uzun bi r sre
byle kald. Sonunda aklna bir fikir geldi . "Ben
bir ey yapacam," dedi kendi kendi ne.
Maiana' dan bi r efsane (Gilbert Adalar)
nce byk kozmi k yumurta vard. Yumur-
tann ii nde kaos ve kaos'ta yzen geli memi,
tanrsal Embriyon,
Pan Ku vard. Pan Ku yumurtadan kt bu-
gnk herhangi bir insandan drt kez daha b-
yk ol arak. Elinde bi r eki ve keski bul unu-
yordu. Bunl arl a dnyaya bi im verdi.
Pan Ku efsaneleri , i n (Yaklak nc
yzyl )
Gk ve yeryz ekil al madan nce tmden
bir karmaa egemendi ... Ak seik ve aydnlk
olan her ey yukarl ara kp gk ol du. Oysa
kark ve dzensi z olan her ey katlaarak
yeryz ol du. Saf, ince maddeni n bi r araya
gel mesi kolay oldu, fakat ar, kark mad-
deni n younlamas ok zor oldu. Bundan t-
r nce gk tamaml and ve yeryz daha sonra
ekil ald. Gkle yeryz bi r arada boluklar
oluturup her taraf kaba bir sadelik gsterirken,
her ey yaratl madan var ol maya balad. te
bu Byk Btnlkt. Her ey bu Btnlkten
kt ve deiiklikle donand.



271
Hunai -nan Tzu, in (Yaklak M.. i.
yzyl )
Bu efsaneler i nsanol unun cesaretine birer vgdr.
Fakat eski efsanel erle Byk Patlamaya ilikin ada bi-
limsel efsane arasndaki balca fark, bili mi n kendi kendi-
ni sorguya ekmesidi r. Ve dncel erimizi snayacak de-
neyler ve gzlemler yapabil memizdir. Yaratl a ilikin ef-
sanel ere kar da byk sayg duyarz.
nsanlarn meydana geti rdikl eri her kltrn, doada
evrelerin var olmasndan tr sevin duyduunu gr-
rz. Peki, tanrlar istemedike, bu evreler nasl meydana
gelir diye dnlmtr. nsan yaam evrelerden geti-
ine gre, tanrl arn yaaml arnda da evreler olamaz my-
d acaba? Hindu di ni, Kozmos' un ok sayda, hatta say-
sz lm ve yeniden doul ardan getii i nancna daya-
nan dnyann tek dinidi r. Zaman erevesi nin, rastl ant
sonucu da olsa, ada bili msel kozmolojiyle badat
tek di n Hi ndu dinidi r. Bu di ne gre, evrel er, yaadmz
bir gn ve geceden iti baren 8.64 mil yar yl nceki bir
Brahma gn ve gecesine kadar gidiyor. Bu sre yery-
zyl e Gne' i n yandan daha uzundur. Byk Patlama-
dan bu yana ol an zamann da yarsna yakndr.
Bu di nde, evrenin, tanrnn ryasndan baka bi r ey
olmad kavram yer al yor. O tanr ki , yz Brahma yl
getikten sonra kendi ni ryasz bir uykuya braknca,
dnya da onunla bi rlikte yok oluyor. Yz Brahma yl ge-
tikten sonra yeniden kendine geliyor, irkiliyor ve byk
kozmik ryay tekrar grmeye bal yor. Bu arada, baka
yerl erde de, saysz baka evrenler vardr ve her bi ri de
kozmik rya gren bir tanrya sahip. Bu byk kavraml ar
evreleyen baka bir byk kavram beliri yor. Buna gre,
insanlar, tanrl arn ryal arndan doamazlar; tanrlar in-
sanlarn ryal arndan doabili rler.
Hindistan'n bi rok tanr ve her tanrnn pek ok ken-
dini sunu bii mleri vardr, XI. yzyl da kal ba dklm
Chola bronzl ar, Tanr Shiva' nn deiik grnl erini ve-
riyor. Bunlardan en gzeli ve insana huu vereni, her
kozmik evre banda evrenin yeni den yaratl na iliki n



272
olandr. Burada il enen balca moti f, Shiva' nn kozmik
dans di ye bili nen bi r ekil di r. Nataraja ad verilen Dans
Kral 'nn drt eli grl mektedi r. st sa el de bir davul var.
Bu davul dan yaratl n sesi kyor. st sol elde dil bii-
minde bir alev grlyor. Bu da yeni yaratlan evreni n
mil yarlarca yl sonra tmyl e yok edilecei ni anlatyor.
Bu deri n anlaml ve ho grntleri n ada astrono-
mi dncel erine bi rer iaret saylmalarn ne kadar ister-
dim... (42) ok byk bi r ol asl kla, evren, Byk Patla-
madan bu yana genilemektedir. Fakat srekli genileme-
ye devam edecei kesinlikle belli deil dir. Genileme du-
rakl ayabilir, durabilir ve gelimeni n tersi ol abilir. Eer be-
lirli bi r yeterlikteki maddeden daha az varsa evrende, ge-
rilere kayan galaksileri n ekim gc genilemeyi durdu-
ramayacaktr. Ve evren srekli genil eyip gidecektir. Fa-
kat eer bizim grebildi imizden daha ok madde varsa
evrende -rnein, kara delikl erde sakl ya da gal aksiler-
aras scak ve grnmez gazlar ii nde- o takdirde evren
ekim gcnn etkisiyle bir araya gelecek ve Hindu dinin-
de sylendii gibi evreler dizisinin bir dnm noktas ola-
cak. Genilemenin ardndan bzl me olacak, evren evren
stne bi necek ve sonu ol mayan bi r Kozmos' a dne-
cek. Bylesine sallantl bi r evrende yaarsak, demek
oluyor ki , Byk Patlama Kozmos'un yaratl deil ama
yal nzca bir nceki evrenin sonudur.
ada kozmolojilerden hibi ri houmuza gi tmeyebili r.
Kozmolojik grlerden bi rine gre, evren her naslsa on
ya da yirmi milyar yl nce yaratl mtr ve srekli geni-
lemektedir; galaksiler kozmik ufkumuzdan kayboluncaya
dek geri ekilmektedi rler. Bu olgunun ardndan, urakl ar
galaksi astronomluu olanlar isiz kalacaklar, yldzlar
souyup lecekler, madde ryp dal acak ve evren il-
(42) Mayal ar n yaz t l ar ndaki t ari hl er de ol duka eski ye dayanmaktad r. l eri ki t ari hl ere
ai t bi r szeyse rast l anmaz. Yaz t l ardan bi r i nde bi r mi l yon y l nceki zamanl ardan
sz edi l i yor. Bi r di eri ndeyse 400 mi l yon y l ncesi nden sz edi l i yor. Maya uy-
garl n i ncel eyen bi l gi nl er aras nda 400 mi l yon y l konusunda t art ma sr mekt e-
di r. Bu yaz t l arda geen ol ayl ar efsanel ere ai t ol abi l i r, fakat zaman l s hayret
veri ci di r, Avrupal l arn dnyan n bi rka bi n y l eski ye dayand na i l i ki n nci l ' deki
fi kri beni msemel eri nden bi n y l kadar nce Mayal ar mi l yonl arca y l l k bi r zaman ,
Hi nt l i l erse mi l yarl arca y l l k bi r zaman dnyorl ard .




273
kel zerreciklerden i nce ve souk bi r sise dnecek.
Kozmos' u baka trl gren bir baka kozmolojiye grey-
se, Kozmos' un ne sonu, ne de balangc vardr, Koz-
mos'un douuyla l ml eri arasnda gi dip geli yoruz ve bu
kozmos sarkacnn gidi gelii nden hibi r bil gi susmamak-
tadr. Evrenin bir nceki yeniden vcut buluundaki ga-
laksilerden, yl dzlardan, gezegenlerden, hayat ekilleri n-
den ya da uygarl klardan bugn yaadmz evrende eser
yoktur; Byk Patl amann berisine kanat rparak hibi r
ey uup gelememitir.
Her iki kozmol ojinin evren iin ngrd al nyazs
iimizi ferahlatmayabilir, fakat hi olmazsa zaman ls
asndan ferahlayabiliriz, Sz konusu olaylar on milyar-
larca yl sonra ya da daha ge yer alacak. Gelecek insan
kuaklar, bu sre iinde Kozmos l me terk edilmeden,
epey nlem alabilirler.
Evrenin sarka rnei bi r genileyi p bi r bzld g-
r kabul edi ldii takdirde, bilgi nler geni lemeden b-
zlmeye gei dnemi nde nel er oluageldi i ni merak edi-
yorl ar. Bazlarna gre, yle bir durumda, doa yasalar
rastgele deiiklie uruyor. Ve bugnk evreni dzen
iinde tutan fizik ve kimya yasalar, sonsuz olasl klar bu-
lunan doa yasalarndan yal nzca bi rkadr. Gal aksiler,
yl dzl ar, gezegenl er, yaam ve akll a uyum halindeki do-
a yasal arnn beli rli sayyla kstl olamayacan anl a-
mak zor ol masa gerek. Eer sarkacn bir ucundan teki
ucuna geiinde doa yasal ar pat di ye dei irse, kozmik
talih makinesine atlan paradan bu kez bi zim yapmzla
uyuan doa yasalarnn kmasna kretmeli yiz.(43)
(43) Doa yasalar sarkacn bir o yan nda, bir bu yan nda rast gel e deitirilemez. Eer ev-
ren bi rok kez bi r o yana bi r bu yana gi di p gel di yse, ort aya km ol abi l ecek bi rok
eki m gc yasas uyarnca, ekim gc yl esi ne zay f kal m ol urdu ki , geni l emeni n
bal ang c n t oparl ayamazd evren. Evren bi r kez byl esi bi r eki m yasas na mahkm
edi l i rse, art k bi r daha sarkac n teki ucundaki deneyi mi gei remez ve bi r daha yeni
bi r doa yasas na kavuamaz. Bu nedenl e evreni n var ol mas ndan karabi l ecei mi z
sonu, ya evreni n bel i rl i bi r mr ol duu ya da sarkac n hem o yan nda, hem bu ya-
n nda uygul anan doa yasal ar n n bel i rl i ve s n rl bul unduudur. Eer fi zi k yasal ar
bi r o ut a, bi r bu ut a rast gel e dei t i ri l mi yorsa, hangi l eri ni n dei t i ri l mesi ne, hangi -
l eri ni n dei t i ri l memesi ne ol anak veri l i p veri l medi i ni bel i rl eyen kural l ar var demek-
ti r. Bu kural l ar da var ol an fi zi k yasal ar zeri ne yeni fi zi k yasal ar n ot urt acakt r. Bu
nokt ada di l zengi nl i i mi zi n azal d n far k edi yoruz. Byl e bi r fi zi k yasas n i fade




274
Acaba srekli genil eyen bi r evrende mi, yoksa son-
suz evrel er dizisi arasnda var olan bir evrende mi yayo-
ruz? Bunu bul up ortaya karmann yollar var. Bu yollar-
dan biri, evrendeki toplam madde envanterini yapmaktr.
teki de, Kozmos'un ucunu grebilmektir.
Radyo-teleskoplar varl bel li beli rsiz, ok uzaklarda-
ki cisimleri bul up ortaya karabili yorl ar. Uzayn deri nlikle-
rine baktmzda, zamann da derinlikleri ne bakm ol u-
yoruz. En yakn kuasar belki de yarm mil yar k yl te-
dedi r. En uza on ya da on i ki mil yar k yl tede olabi-
lir. On iki mil yar k yl tedeki cismi grdmzde, o
cismin on iki mil yar yl nceki durumunu grm oluyoruz.
Bu nedenledi r ki, uzayn derinlikl eri ne baktmzda za-
mann da deri nliklerine, evrenin ufkuna, Byk Patlama
dnemi ne bakm oluyoruz.
New Mexico'nun cra bir kesinde ayr ayr yerlerde
kurulmu yi rmi yedi teleskop a vardr. Bunun ad Very
Large Array VLA'dr, Her iki teleskop birbi rine el ektronik
dzen iinde balantl dr. Bylece on kilometre apnda
tek bir teleskopmu gibi grev yapar. YLA tayfn radyo
blgeleri ndeki en nice ayrntl ar bil e fark etmektedi r.
Baz duruml arda bu tr radyo-teleskoplar yerkrenin
arka tarafndaki tel eskoplarla bal antl olur. Bylece ap
yer-kreni nkine ei t bir teleskop elde edili r. Baka bir de-
yile, gezegen apnda bi r teleskop. Gel ecekte yerkre-
mizin yrngesine tel eskopl ar yerletireceiz. Gnein
arka tarafn dolaacak ol an bu teleskopun ap, i gne
sistemi apna eit ol acak. Bu tr teleskopl ar, kuasarl arn
i yapsn ve nitelikl eri ni aa vurabilir. En uzaktaki ku-
asarlarn yapsn ve krmzya dn ol gusunu renmek
sureti yl e evrenin mil yarlarca yl nce mi daha abuk ge-
niledi ini , yoksa genil emenin yaval adn m ya da
evrenin gnn birinde kp kmeyeceini inceleme ola-
nana kavuabiliriz.
i i n el i mi zde haz r bi r deyi m yok. Bu konul arl a epey i l gi si z faal i yet gsterenl er "Me-
tafi zi k" ve "Parafi zi k deyi ml eri ni kul l and l ar. En i yi si "Trans - fi zi k" demek ol ur her-
hal de.





275
Gnmzdeki radyo-tel eskopl ar son derece duyarl dr-
lar; uzaktaki bir kuasarn varl ylesine belli belirsizdir
ki, saptanan nm bi r vatn katril yonda biri kadardr.
Yeryzndeki teleskopl arn tmne gne sistemi nin d-
ndan ulaan enerji tutar, tek bir kat tanesi nin yere
arpmas srasnda kard enerji miktarndan azdr.
Gne sistemi dndaki kozmik radyasyon araynda,
kuasar saymnda, uzayda akll canl l arn varl n bul up
karmadaki abal ar srasnda radyo-astronomlarn ze-
rinde durduklar enerji miktarl arnn varl yl a yokluu bir-
biri ne neredeyse etir.
Baz maddel er, zellikle yldzlardaki zerreci kler gr-
lebilen ktaki parltl aryla kolayca fark ediliyor. Gkada-
larn snr bl geleri ndeki gaz ve tozsa kol ayl kla sapta-
namaz; radyo dalgalar karyor gi bi yse de k karm-
yor. Kozmol oji k gizlerin anahtarn bulabil mek amacyla
gzleri mizin duyarl ol duu k iin kullandmzdan ayr
aygtlar ve frekanslar kull anmak zorundayz. Yerkremizi n
yrngesi ne yerl eti rilen gzlemevleri galaksiler arasnda
youn X-n parlts saptaml ardr. Bunun, nceden
varl na hi rastlamadmz gal aksiler aras scak ve
Kozmos' u kapl amaya yeterli hidroj en olduu kansna va-
rl d. Byl ece Kozmos' un varolu, sonra da yok ol u ve
yeniden varolu sarkac arasnda gidi p gel diini ne s-
ren gr kantlayan bir durumla karl atmz sandk.
Fakat Ricardo Giacconi tarafndan son olarak yaplan
gzlemler, X-n parltsnn beli rli noktal arda bulundu-
unu, bunlarn da byk kuasar srl eri olabilecei ni gs-
terdi. Bunl arn ayn zamanda, evren iin daha nceden
varl bilinmeyen ktle katklarndan sayl mas uygun g-
rld. Kozmos envanteri tamamlandnda ve tm galaksi-
leri n, kuasarl arn, kara delikl erin, galaksil er aras hidroje-
nin, ekim gc dal gal arnn ve uzaydaki daha egzotik
katkl arn miktar saptanp tam bi r toplama yapldnda,
nemenem bir evrende yaadmz anl ayabi leceiz.
Kozmos' un geneldeki yaps tartl rken, astronomlar,
uzayn kavisli olduunu ya da Kozmos'un bir merkezi bu-
lunmadn veya evrenin sonu bulunduunu fakat snr



276
tanmadn sylemekten zevk duyarlar. Acaba btn
bunlarla ne demek istiyorlar? Diyelim ki, herkesin yam-
yass ol duu gari p bi r lkede yayoruz. Bazl armz -
gen, bazl armz kare biimi nde olsun. Bazl ar da daha
karmak bii mli olsunlar. Yamyass binalarmzdan giri p
kyor, yamyass brolara ve el ence yerl eri ne gidi p ge-
li yoruz. Adna Yassyer di yeceimiz bu lkede herkesin
genili i ve uzunluu var ama ykseklii yok. Sol - sa,
ileri- geri kavramlarn bili yoruz, fakat yukar - aa kav-
ramlarn bilmi yoruz. Yal nzca matematikil er bili yorl ar.
Matematikiler bize, "Di nleyi n, bakn... Gerekten ok ko-
lay... Sa - solu dnn. Tamam. leri - geri yi dnn.
O da tamam. imdi de baka bir boyut dnn. yle ki,
var olan izgileri nizden dik a ol uturacak biimde bi rer
izgi kn," diyorlar. Biz de, "Siz ne anlatmak istiyorsu-
nuz?" yantn veri yoruz. "Yalnzca iki boyut biliyoruz.
ncy gstersene... Hadisene... Hani neredeymi?"
Bunun zerine, matematikiler, anlatamamann verdii
zntyl e abalarndan vazgei yorl ar. Zaten matematiki -
lere de pek kulak veren olmuyor szn ettiimiz iki bo-
yutlu varl kl ardan.
Yassyer' de yaayan her kare - yaratk, teki kare -
yarat tek bi r izgi olarak, yani karenin kendine en yakn
blmn izgi olarak grmektedi r. Kareni n te yann,
ancak oraya kadar ksa bi r gezinti yapmak zahmeti ne kat-
lanrsa grebili r. Fakat kareni n ii hep bi r sr ol arak kal a-
caktr onun gznde. Meer ki, mthi bi r kaza ya da
otopsi falan karenin iini asn...
Gnn biri nde boyutl u bir yaratk -rnei n elma bi-
iminde biri- Yassyer'e geli r ve havalarda dolar. Cana
yakn ve sevimli bir canl -karenin evi ne gi rdi ini fark eden
elma, boyutl ar aras bi r dostl uk gsterisi yle ii tutuarak,
"Merhaba" der. "Ben, boyutlular di yarndan bi r zi yaret-
iyim." Zavall canl kare evde evresine bakar ve hi
kimseyi gremez. in tuhaf, sesin yukardan gel diini
anlayamaynca, kendi iinden geldii kukusuna derek
durumu gari pser de. Acaba rahatsz falan mym, der.
Bir ruh ol duu sanl masndan ekinen elma Yassyer' e



277
ini yapar. Yassyer'lil er di yarnda boyutlu bir yaratk
ancak ilimen var olabilir. Yalnzca bi r kesiti grlebili r
Yassyer' de. Yani Yassyer'i n dmdz yzeyiyle temas
halinde olan noktal aryla kai mdi r grnts ancak. Yass-
yer' de kaydrak gibi yryen elma nce bir nokta biimin-
de grlecektir tekilerin gzne. Sonra da giderek he-
men hemen dzgn daire biimindeki dilimler gibi. Kare
yaratk iki boyutlu dnyasndaki odada nce bir nokta g-
recek, sonra da bu noktann yava yava dai re bii mini
aldn fark edecek. Garip ve ekil deiti ren bu yaratk
da nereden kp gel di, di yecektir.
ki boyutlu dnyadan sklan elma, kare-yarata bir
tekme atp onu havaya gnderir. Bylece o da boyutlu
dnyann artc gizl eri arasnda dolar. nce kare ne-
ye uradn anlayamaz. Bil medii bi r dnyada bul mutur
kendini. Fakat az sonra, Yassyer' e il gin ve stten bir
yerden baktn fark eder. "Yukarya ktm!" Kapal oda-
lara yukardan bakabilmektedir artk. Yamyass arkada-
larn stten grmektedir. Baka bir boyutta yolculuk ede-
bilmek bir tr X-n gr ya da stn bi r gr sal ar.
Sonuta den bir yaprak gi bi, bizim canl - kare yzeye
konar. teki kare yaratklar asndan, kapal odann ii n-
den kaybolan "Bizimki" birden var olmutur tekrar. Ar-
kadal ar. "Neredeydin, seni gremedik?" diye sordukla-
rnda, "Bizimki" yant verir: "Az yukarl ardaydm." Omzuna
vururlar gemi olsun der gi bi. Bu ail e zlmeye zaten
pek merakl dr.
Madem ki, boyutlar aras ili kilerden sz ald, yal-
nzca iki boyutlul ar konusuyla yetinmeyelim. Abbott'un
nerisine uyarak bir tek boyutlu yaratkl ar dnyasn gz
nne geti reli m. Bu dnyada herkes bir izgiden oluu-
yordu. Hatta sfr-boyutlu yaratkl ar dnyasn gz nne
geti rerek yal nzca noktalardan ol uanlar da dnelim.
Fakat bu arada bi r baka soru daha da il gin gelebilir.
"Drdnc bir fizik boyut olabilir mi?"
imdi bir kp olutural m, anl atacam yoldan: Bir i z-
gi paras al n. Beli rli bi r uzunluu olsun. Bu izgi ye dik
a oluturacak biimde ayn uzunlukta izgi izerek bir-



278
leti rin. Bi r kare elde ettik. Karenin dik al arndan ka-
rak eit bykl kte izgiler i zince bir kp elde ederiz. Bu
kpn bir glge verdi i ni bili yoruz. Bu gl geyi , ke nok-
talar bi rbi ri ne bal iki kare biiminde izi yoruz. k boyut-
lu bir kpn glgesi ni incel ersek izgil erin birbi ri ne ei t
grnmedi ini ve tm alarn dik a ol madklarn gzl e-
riz. boyutlu cisim iki boyutlu duruma geerken grn-
ts tam aktarlamamtr. Geometrik projeksi yona bavu-
runca bi r boyutun kaybyla karl arz. Peki, imdi bo-
yutlu kpmz alal m ve sahip bulunduu dik alardan
izgiler ekerek drdnc bir boyut verelim: Saa - sola,
ne - arkaya, yukar-aa izgiler ekerek deil, fakat
ayn anda bu ynlere doru tm dik al ardan izgiler e-
kerek. Bunun hangi ynde ol duunu sizl ere gsteremem,
ama byle bir durumda drt boyutlu bir kp, hiperkp ya-
ratacamz bi li yorum. Bu kpe Teseract adn veriyoruz.
Size bir Teseract gsteremem, nk boyut iinde k-
sl p kal m bulunuyoruz. Ancak size, bi r Teseract' n
boyutlu glgesini gsterebilirim. Btn keleri birbirine
izgilerle bal antl ve bi rbi ri nin iine yuval anm iki kp
biiminde grrz. Fakat tam bir Teseract, yani drt bo-
yutlu kp gsterebil mem iin btn izgiler bi rbi rine eit
ve tm al ar dik a olmal dr.

Yassyer benzeri bir evren dnn. Bu evrenin sakin-
lerinin hi haberleri olmadan iki boyutlu evrenlerini n-
c bir fiziksel boyut nedeni yl e yuvarl ak yapal m. Yass-
yer' liler ksa gezintil ere karlarsa, evreni dmdz grr-
ler. Fakat biri, tmyle dz bir izgi gibi grnen yolda
uzunca bi r gezinti ye karsa, byk bi r srla kar karya
geli r: Herhangi bir engelle karlamad ve hibi r geri



279
dn yapmad halde, her nasl sa, hareket ettii nokta-
ya yeniden gel mitir. ki boyutlu evreni erilip bkl erek
bir kavis izmitir, nc gizemli bir boyut yznden.
Sz konusu Yassyer'li nc boyutu bil memekte ama
anlayabil mektedir. Anlattmz bu ykdeki boyutl ar bi-
rer tane artrrsanz, bizlere uygul anabil ecek durumu kav-
rarsnz.
Kozmos'un merkezi nerededir. Evrenin bir ucu var m-
dr? O ucun tesinde ne vardr, nereye uzanyor? nc
bir boyut tarafndan erilmi bir evrende merkez yoktur-
en azndan krenin yzeyinde yoktur. Byle bir evrenin
merkezi o evrende deil di r. Ulalamayan bi r noktada, k-
renin iinde, nc boyuttadr. Krenin yzeyinde yal-
nzca bu denli geni al anl ar var ol duundan, bu evrenin
ucu yoktur, yani sonu vardr, fakat snrszdr. Ve daha
tede ne vardr sorusu anlamszdr. Yass yaratkl ar,
kendi balarna, iki boyutlu evrenl erinin dna ka-
mazlar.
Btn boyutl ar birer tane artrl rsa, bizlere uygul ana-
bilen durum ortaya kar: Merkezi ve ucu olmayan, tede
bir ey bulunmayan drt boyutlu bir sper - kre biimin-
deki evren.
Bilimde ya da dinde olsun karl atmz fi kirlerin en
garibi, en artcsndan sz edecei m imdi. Kantlana-
mad kesin. Hibi r zaman da kantlanamaz. Ama yine de
insann kann oynatan bir fikir. Denildi ine gre, sonsuz
evrenl er hi yerari si vardr. yl e ki, elektron gi bi evreni-
mizdeki bir temel zerreciin iine girilebilse, tmyle ka-
pal kalm bir baka evren bulundurduunu grebilece-
izdi r. Bunun i inde gkadal arn ve daha kk yapl arn
blgesel kart olan ok sayda ve daha kk el ement
zerrecikl eri vardr. Bunl ar da bir alt dzeyin evrenl eri di r.
Ve bu hep byle gider. Evren iinde evren bulunmas
aa doru bir hi yerari oluturduu gibi yukar doru da
oluturur. Sonsuza dek. Bizi m bildii miz galaksiler, yldz-
lar, gezegenler ve i nsanlardan ol uan evrenimiz bi r stte-
ki evrenin tek ve temel zerreciinden bi ridi r. Sonsuz bi r
merdiveni n basama yani.



280
Hindu kozmolojisinde sz edilen sonsuz evreli son-
suz evrenl er grn de geride brakan bi r di nsel gr
olarak ben i mdi ye dek bundan bakasna rastl amadm.
teki evrenler acaba nasl dr? Deiik fizik yasalar ze-
rine mi oturtulmulardr? Yl dzlara, gal aksilere, dnyal a-
ra ya da tmyle baka eyl ere mi sahi pti rler? Akl mzn
almayaca baka bi r hayat biimleri mi vardr? Bu evren-
lere girebilmemiz iin drdnc fiziksel boyuta girmemiz
gerekebili r... Herhal de kolay deil di r; belki bir kara delik
bu konuda bize yardmc olabilir. Gne sistemi yaknl a-
rnda kk kara delikl er bul unabili r. Sonsuzluun ipucu-
nu ararken, bi r srama yapabiliriz...



281

Blm XI
ANILARIN ISRARI

imdi Gn ve Yeryznn kaderi tayin edildiine ve hendeklerle
kanallar ilevlerini stlendiklerine, Frat'la Dicle'nin kylar belirlendiine
gre,
imdi ne yapacaz?
imdi ne yaratacaz?
Syle Anunaki, gklerin tanrs sen syle, baka ne yapalm?
[ nsann Yaratlna likin Asur yks, M.. 800]

Tanrlar arasndan hangi tanrysa, ite o, kaos ktlesine dzen verdi ve
ktleyi kozmik zerreciklere ayrd; yeryznn i lk kalbn da o dkt.
Her yan
ayn biimi alsn di ye kocaman bi r kre yapt...
Hibir yan verdii bayat ekillerinden yoksun kalmasn diye yldzlarla
tanrsal ekiller gn demesini kapladlar,
deni z parltl balklara yatak oldu,
yeryz hayvanlara kucan at ve uar hava kular barndrd...
nsanolu domutu...
Tm hayvanlarn baklarnn yere dnk olmasna karlk, o tanr yalnzca
insana yukarya doru bakma, iki aya zerinde dik durma ve gzlerini
gk yzne kaldrma olana tand.
[ Ovi di us, Met a mor phoses, birinci yzyl]




282
ENGN KOZMK KARANLIIN NDE gne sistemi-
mizden daha gen ve daha yal ol an saysz yldzlar ve
gezegenler bulunur. Henz kesinlikle sylemeyiz, ama
yeryznde hayatn ve akl n evrimi ne yol aan ayn s-
reler, Kozmos'un her kesinde geerli olmal dr. Yal-
nzca Samanyolu Galaksisi nde bizden ok deiik ve ok
daha gelimi yaratklara barnak salayan bir milyon
dnya bulunabilir. ok bilmek, ok zeki olmakla e deil-
dir. Akl yal nzca bil gi demek deildi r, ayn zamanda yar-
gdr da. Baka bir deyil e, bilgiler arasnda balant ku-
rup bunlar kullanmaktr. Buna ramen, el imizin altnda
bulundurduumuz bilgi bi rikimi yine de akln bi r ls
saylyor. Bilgi birimi nin lei Bit' tir; beli rli bi r soruya
"evet" ya da hayr" yantnn veril mesi yle ol uur, rnei n,
bir lambann ak ya da kapal ol uunun bel irlenmesi tek
bir bil gi Bit'i gerektiri r. Eli ni zdeki bu kitabn szl bil gi
ieri i 10 mil yon (10
7
) Bit'ti r. Yeryzndeki tm kitapl k-
lardaki ei tli kitaplarda var olan szcklerle resimlerin
ierdii bilgi 10
16
ya da 10
17
Bit'tir (44). Kukusuz bu bilgi-
leri n bazl ar gereksizdi r. Bu say, i nsanlarn bilgi apn
gstermesi bakmndan bir ldr. Fakat hayatn yery-
zndekinden mil yarlarca yl nce geliti i daha baka
dnyalarda bilgi birikimleri belki 10
20
ya da 10
30
Bit olabi-
lir.
Akll canl l arn yaad o bir mil yon dnya arasnda
ender bi r gezegen dnn ki, yzeyinde sv durumda su
bulunsun. Sudan yana zengin byle bir ortamda nispeten
zeki yaratkl ar yaar. Bazlar avn yakalamak iin sekiz
kolludur; bazl ar vcutlarndaki koyu ve ak renkli ekil-
leri deitirerek aral arnda haberl eirler; hatta tahtadan
ya da madenden teknel er yaparak okyanuslar yama et-
meye kan kk ve zeki yaratkl ar da yaar.
Fakat biz, yerkreni n en byk yaratkl ar, belli bal
zeklar, derin okyanuslarn sezgi sahibi ve sevimli usta-
(44) Bu duruma gre, dnyadaki t m ki t apl ar n i erdi i bi l gi , bi r byk Ameri kan ken-
t i nde bi r y l da vi deo ol arak yay nl anan bi l gi den ok dei l di r. Ne var ki , bt n Bi t l eri n
deeri , hi kukusuz ayn dei l di r.





283
lar ol an kocaman balinal ar zerinde younlatryoruz
aratrmal armz.

Balinalar yerkremizde gelimi en byk hayvanlar-
dr.(45) Dinozorlardan da epey byktrl er. Yal bir mavi
balina otuz metre boyunda ve 150 ton arl ndadr. Ba-
linalarn okyanusa almalar yenidi r. Daha bundan 70
mil yon yl nce atalar karadan okyanusa ar admlarl a
g eden etil memelilerdi . Balinal ar dnyasnda ana ba-
linalar st emzirir ve yavrul arna zenl e bakar. Bykl eri n
yavru balinalara renim verdikleri uzun bir ocukluk d-
nemi sz konusudur. Oyun oynamak nemli elencel eri n-
den biridir. Bunlar memelilere zgn davranl ardr ki,
akll varl kl arn gelimesi asndan nem tar.
Deniz kasvetli ve lo bi r ortamdr. Karadaki memelil e-
rin ii ne yarayan grme ve koku duyular okyanusun de-
rinliklerinde fazla yararl deildir. iftl eecek biri ni ya da
ocuunu veya avn bulmak iin bu duyular kull anmaya
yeltenen balinalarn atal ar nesilleri ni fazl a srdreme-
milerdir. Byl ece evrim yoluyla yeni bir yntem geliti r-
milerdi r; bu yntem ok ie yaryor ve balinalarn anla-
abilmelerin de nemli rol oynuyor: iitme duyusu. Balina-
larn kardklar baz sesler ark ol arak ni teleni yor. Fa-
kat bu sesleri n anlam konusunda henz cahil sayl rz.
Yksek frekanstan tutun da insan kul ann iitebi lecei
alak frekansa kadar varan sesler karyorl ar. Balinalarn
tipik bi r arks on be dakika srer. En uzunu da bir saati
bulur. Bazen bu arknn her hali yle aynen tekrarland
olur. Bazen de arknn ortasnda, bir grup balinann k
sularn terk edip gittikl eri ve alt ay sonra dnp orada
arkya ayn notadan tekrar baladkl ar -sanki hi ara ve-
rilmemi gibi - saptanm. Bal inalarn bell ei ok kuvvetl i-
dir. ou zaman da ark listelerini deiti rdi kleri grlr.
Bir gruptaki yel erin ayn arky birlikte syl edikl eri
olur. Karl kl anl ama ve i birli i sonucu sylenen par-
(45) Baz sekoya aal ar herhangi bi r bal i na t rnden daha byktr.





284
alar her ay deiti rili yor. Bu deime yava yava ama
mutlaka oluyor. Seslendi rme de ok karmaktr. nsann
ses perdesi nden kacak olsa syl edikleri arklar, ii n-
deki bilgi tutar 10
5
Bit'i bulur. l yada destanndaki bilgi tu-
tar kadar. Balinalarla kuzenleri olan yunus bal klarnn
konumaktan ya da ark sylemekten amalar nedir bi-
lemiyoruz. El gibi organlara sahip deiller, el ileri yapa-
mazlar, fakat sosyal yaratkl ardr. Avlanyorlar, yzyor-
lar, bal k tutuyorl ar, gezi ni yorlar, coup eleni yorlar, ift-
lei yorlar, oynuyorlar, yrtc hayvanlardan kayorl ar. Bu
konuda syl enebilecek epey ey var.
Balinalar iin bal ca tehlike, yeni treyen bi r hayvan-
dan, kendine insan diyen bi r yaratktan geli yor. Teknol oj i-
si sayesinde okyanuslarda etkinli ini gsteren insano-
lundan geli yor bu tehlike. Balinalarn tarihinin yzde
99,99' unu kapl ayan zaman blmnde deri n okyanuslarn
yzeyinde ya da diplerinde insanol u grlmemiti. Bu
sre iinde balinal ar iitme duyusu yoluyla ol aanst
haberleme si steml eri ni geli tirdiler. Balinalarn bir tr
yi rmi Hertz frekansl yksek sesler karr. Piyano klavye-
sinin en dk oktavna yakn bi r sesti r bu. (Bi r Hertz bi r
ses frekans birimi dir. Kul anza her sani yede giren bir
ses dal gasdr.) Bu gibi dk frekansl sesleri okyanus
zor emer. Amerikan bi yolou Roger Payne, derin okyanus
kanall arn kull anarak iki yunus bal nn dnyann nere-
sinde bulunursa bulunsunlar birbirleriyle yirmi Hertz ze-
rinden haberleebilecekleri ni hesapl amtr. Gney Kut-
bunda Ross Ice kta sahanl ndaki yle Al euti an adalar
aklarndaki i ki bali nann haberl emesi mmkndr. Ta-
rihleri boyunca balinalar, yerkre evresini kapsayan bir
haberleme ebekesi kurmu ol abili rler. Birbirlerinden
15.000 kilometre kadar uzaktalarken kardklar sesler
belki de ak arklardr. Okyanusl arn derinliklerine bo-
altl an umut notal ar.
On mil yonl arca yl sreyl e bu kocaman, akll ve ha-
berleme yetenei gsteren yaratklar, doada bi r d-
manl a karlamadan yaamlardr, XIX, yzyl da buharl
gemi yapmna giriilince, denizlere hi de hayrl olma-



285
yan bi r evre kirlilii iareti ul at: Grlt. Ticari ve aske-
ri gemilerin daha da oal masyl a okyanuslara yaylan
grl t (zellikle yi rmi Hertz frekansnda) kulak ard edi-
lemez duruma geldi, Okyanuslar aras haberl eme gi rii-
mini yrten balinal ar iin anlamak giderek zorlat. Ha-
berleme giderek ksa mesafelere indi. ki yzyl nce
Finback denen bali na trnn anl amas 10.000 km.
uzaktan mmkn ol urken, imdi bu mesafe birka yz ki-
lometreye i nmi olabili r. Bali nalar bi rbi rleri ni isimleri yl e mi
arrl ar? Yalnzca ses yol uyl a bi rbi rl eri ni tanyabilirl er
mi? Balinalarn haberleme ol anakl arn kestik. Mil yonlar-
ca yl haberl eebilen yaratkl ar imdi susturduk.
Onlar susturduumuz bi r yana, balinalar ldrp ruj
ya da makine ya retimi ii n cesetl eri ni satyoruz. By-
lesine akll canl lar l drmenin sistemli bi r cinayet ol du-
unu bi rok l ke anl yor. Fakat Japonya, Norve ve Sov-
yetler Bi rlii ' ni n nderlii ndeki balina cesedi ticareti srp
gidi yor. Biz insanlar, tr olarak, yerkremiz dndaki akl-
l yaratkl ardan haber al ma peindeyiz. Peki, bu uurda,
nce yerkremizdeki akll canl larla, deii k kltrden ve
rktan i nsanlarl a, maymunlarl a, yunusl arl a, fakat zellikl e
derin sul arn stad ol an bali nalarl a haberl emeyi youn-
latrsak daha i yi olmaz m?
Bir bali nann yaayabilmesi birok bil gi edinmesi ne
bal dr. Bu bil gi, genlerinde ve beyni nde bi rikmiti r. Sz
konusu genetik bilgi , pl anktonu yaa evirme, su altnda
bir kilometre suren bi r dal srasnda sol uu tutma gi bi
durumlar da kapsamaktadr. Beyinl eri ndeki bilgiyse yani
renilen bil gi, annesinin kim olduunu ya da dinlemekte
olduu arknn anl amn kavrama gi bi durumlar ieri r.
Yeryzndeki tm teki hayvanlar gibi bali nalarn da bi r
gen kitapl ve bir de beyin kitapl vardr.
Balinann genetik malzemesi, insanl ardaki geneti k
malzeme gibi , nkleik asitten meydana gel mitir. Hani u
olaanst molekller ki, evrelendikl eri kimyasal yap
talar aracl yl a kendil erini retebili yorl ar ve kal tsal
bilgiyi eyleme geiriyorlar rnei n, vcudumuzdaki her
hcrede bulunann ayn olan bi r bali na enzi mi vardr. Bu-



286
na Heksokinase ad verili r. Balinann pl anktondan ald
bir eker mol ekln enerji ye evi rmek zere yakl ak
yi rmi drt enzi m aracl yla gerekl een srecin ilk aa-
masn, szn ettii miz enzim gerekl etiri r. Plank-
tondan al d o azck enerji de balinann ark syl eme-
sine ufack bi r katk ol uturuyor belki de.
Bir balinann ya da insann veya herhangi bir hayvann
ya da bitki nin ift sarmal erili DNA'snda bi rikmi bil gi
drt harften meydana gel en bir dilde yazl dr; drt deii k
nkleoti d tr DNA' nn mol ekl malzemesi di r. eitli ha-
yat ekilleri nin kal tsal malzemesinde ka Bitlik bilgi bi ri-
kimi vardr? eitli bi yolojik sorulara ka tane evet/hayr
yant yazl dr hayatn dili nde? Bi r virsn ihti yac ol an
bilgi yaklak 10.000 Bi t' Iikti r; bu sayfadaki bilgi tutar ka-
dar. Bu bilgi, bir virse, baka organizmalar hasta etmek
ve kendini yeniden retmek iin gereklidir. Zaten virsn
bundan baka bir ii de yoktur. Virse ait bil gi basit'tir fa-
kat ok dikkatl e okunmas gereki r. Bi r bakteriyse yakl ak
bir mil yon Bitli k bilgi kull anr; 100 ki tap sayfasndaki bilgi
kadar. Bakterilere virslerden daha ykl i dmektedi r.
Virsl er gibi tam asal ak deil dir bakteriler. Bakteriler ya-
amak ii n al mak zorundadrlar. Bamsz yaayan tek
hcreli bi r ami pin yaps daha karmaktr. DNA'snda var
olan drt yz milyon Bit'lik bilgi birikimi yznden yeni bir
amip retebilmek iin her biri 500 sayfal k seksen cilt ki-
taba sacak bi lgi yi kartrmak zorundadr.
Bir balinann ya da i nsann be mil yar Bit'li k bilgi bi ri-
kimine i hti yac vardr. Hcrel eri mizin her bi rindeki bilgil e-
rin toplam ol an hayat ansi klopedimizdeki bilgi birikimi
5x10 Bit'tir. Bu bilgiler kitaba dklecek olsa 1.000 cildi
doldurur, Bedeninizdeki 100 trilyon hcrenin her biri, sizi
bugnk u durumunuza getirmeye ynelik komple bir bil-
gi kitapl na sahipti r. Vcudunuzdaki her hcre, tek bir
hcrenin bi rbi ri ardndan blnmesi yl e meydana geli r.
Bunl ar meydana geti ren o tek hcre, ana babanz tara-
fndan retil en tohumdur. O hcreni n her blnnde,
sizin siz olmanz salayan birok embri yolojik aamada,
ilk genetik bilgi ciltlerinin birer kopyas byk bi r sadakat-



287
le tekrarlanr. Bylece karaci er hcrel erinde kemik hc-
rel eri nizin yapmna ilikin bil giler bul unmas gereksiz ol -
duu gibi, kemik hcrel eri nde de karacier yapmna ili -
kin bilgil er kul lanl maz. Genetik kitapl kta, vcudunuzun
kendi ni sahi p olduu duruma geti rebilmesi iin gerekli b-
tn bilgil er vardr. Eskiden kalma bilgiler kahredici bi r sa-
brla, ti tizlikle, en ince ayrntl arna dek habire yazl r da
yazl r. Nasl gleceinize, nasl aksracanza, nasl y-
ryeceinize, ekilleri nasl tanyacanza, nasl reye-
ceinize, bi r el may nasl si ndireceinize ili kin tm bilgi-
ler sz konusu genetik kitapl ndadr,
Bir el ma yemenin son derece karmak bi r sre oldu-
unu belirtmeli yiz. Gerekten de yediklerimden enerji el-
de etmek ii n zorunl u ol an ki myasal sureci n tm aamal a-
rndan bilinli olarak gemem gerekseydi, baka bi r de-
yile, kendi enzim bil eimleri mi bilinli olarak kendim
yapsaydm al ktan l rdm belki de.
Bakteril er anaerobik (havasz-oksijensiz) glikoliz sre-
cine gi riirl er ve bunun sonucu olarak el mal ar rr; mi k-
roplar iinse mkemmel bir ziyafet. Onlarla bizler ve ara-
daki tm yaratklar benzer genetik reti sahi bi yizdi r.
Genlerimizin kitaplklar ayr olmakla birlikte ortak sayfalar var-
dr. Bu da, ortak bir evrim mirasna sahip bulunduumuzu bir kez
daha hatrlatr. Vcudumuzun hi aba harcamadan yapt kar-
mak bio-kimya srelerini bizler teknolojimizle ancak ksmen
gerekletirebilmedeyiz. Unutmayalm ki, evrimin milyarlarca yllk
pratik yapma imkn oldu.
Szgelii, stlendiiniz sre ok karmak olduundan mil-
yarlarca Bit'lik bilgi birikimi yetmiyor. Ne bileyim, evre koullar
ylesine hzl deiim gsteriyor ki, o ana dek yeterli olan genetik
bilgi ansiklopedisi artk ihtiyaca cevap vermiyor, o sreci nasl ta-
mamlayacanz yantlayamyor. Byle bir durumda 1.000 ciltlik
bir gen kitapl bile yetmez. te, bu nedenledir ki, beynimiz var-
dr.
Tm dier organlarmz gibi beyin de gitgide daha karmak
bilgiler iererek, milyonlarca yllk sre iinde geliti. Beynin yap-
snda gelime srecinden getii btn aamalarn yansd g-
rlr. Beyin iten darya doru bir gelime evrimi geirmitir. En



288
i blmede, en eski kesimi, beyin kk vardr; kalp at ve soluk
al gibi yaamn temel biyolojik ilevlerini dzene sokar, Paul
McLean'in ilgin aratrmalarna gre, beynin yksek dzeydeki
ilevleri aamada gelimitir. Beyin kkn rten R - komplek-
si, saldr, tresel davranlara, karaya ballk ve sosyal hiyerari
anlay merkezi olup yz milyonlarca yl nce srngen atalar-
mzda olumutur. Hepimizin kafatasnn derin blmnde timsah
beynine benzeyen bir ey vardr. R - kompleksini memelilerin
beyni evreler. Bu bolm on milyonlarca yl nce atalarmz me-
meliyken, fakat henz primat deillerken gelimitir. Davranla-
rmzn ve duygularmzn" ocuklara kar ilgilerimizin ve endie-
lerimizin balca kaynadr.
D blmde, hemen altndaki ilkel beyinle huzursuz bir uyum
halinde olan beyin kabuu vardr. Beyin kabuu milyonlarca yl
nce primat atalarmzda gelimitir. Maddenin bilince dnt-
rld beyin kabuu, bizlerin tm kozmik yolculuklara bal an-
g iskelesi di r. Beyin ktlesi ni n te ikisinden fazla bir b-
lm sezgi ve muhakeme imparatorl uunun snrlarna gi-
rer. Fikirl er, esinlenmel er burada doar. Burada okuruz,
yazarz, hesap ve mzik bestesi yaparz. Beyin kabuu
yaammzn bilin yann dzenler. Trmzn beli rgi n
zellii , insanl arn taht kurduu yer burasdr. Uygarl kl ar
beyin kabuunun meyvesidirler.
Beyni n dili genleri n kull and DNA dili deil dir. Bil gi-
leri mizin ifrel endi i hcrel er vardr beyinde. Bu hcrelere
nronlar ad verili r. Nronlar, bir mili metrenin bi rka yz-
de biri oran apnda elektrokimyasal el ementl erdi r. Her
birimizin sahip olduu nron says belki yz mil yar bul ur
Samanyolu Galaksisindeki yl dzlarn saysyla kyasl aya-
biliriz. ou nron komu nronlarla binl erce bal ant
kurmu durumdadr, insan beyni nin kabuunda yakl a-
k yz tril yon 10
14
balant vardr.
Charles Sherrington insann uykudan kalknca, beyin
kabuunun al masn yl e dnyor:
i mdi, ri tmik kvlcm kabarcklar al anna
dnt ve oraya buraya gidip gelen kvl-
cm katarl arnn harekete getii an. Beyi n
uyannn habercil eri bunlar. Beyin uyanyor



289
ve dnce yerine geliyor. Samanyol u kozmik
bir dans leni ne balam sanki. Milyonlarca
renkli noktann gidip gelerek zl mekte olan
bir ekli yeniden anl am i plii yle rd, fakat
hemen abucak baka anl am kazandrd bir
sihirli tezgh imdi beyin kabuu. Dnce
erevesi ii ndeki msvedde ekiller srekli
deien bi r uyumla geli p geiyor. Uyanan v-
cudumuz i mdi ayaa dikili rken, bu byk ey-
lemin uyumunu hazrlayc ekilleri, al t- bey-
nin karanlk yollarna k tutuyor. Yolculua
balayan kvl cml iplikl er aradaki ba kur-
may stleniyor. Demek ol uyor ki, vcudumuz
kendi ne gel mitir ve uyanan gn karl amak
iin ayaa kalkmtr.

Uykuda bile beyin nabz gibi atar, kalp gibi arpar ve kvlcm-
lanr. Bunlar insan hayat srdrme gibi karmak grevi nedeniy-
le yapar; rya grerek, anmsayarak, dnerek. Dncelerimiz,
dlerimiz ve zihnimizde kurduklarmz, fiziksel bir geree daya-
nrlar. Bir dnce, yzlerce elektrokimyasal drtden oluur. N-
ronlar dzeyine indirgenebilsek, ssl ilemeler gibi karmak ge-
lip-geici ekillere tank olabilirdik. Bu ekillerin biri, ocukluu-
muzdaki ky patikasnda aldmz bir leylek kokusunun ansal k-
vlcmndan geliyor olabilir. Bir bakasysa, "Eyvah, anahtarlarm
nerede braktm?" sorusunun heyecan dalgasndan domutur.
Beyin Dann vadileri oktur. ap snrl bir kafatasndaki
beyin kabuunda bilgi istiflemek iin alan genileten epey kvrm-
lar bulunur. Beynin noro-kimyasal faaliyeti inanlmayacak derece-
de youndur. imdiye dek insanolunun icat ettii tm makineler-
den ok daha mkemmel alan bir makinedir bu. Ne var ki, ile-
yiinin, 10
14
nron balantsndan baka bir yolla olduuna ilikin
hibir kant yoktur. Dnce dnyas aa yukar iki yarm kreye
ayrlmtr. Beyin kabuunun sa yar kresi, ekil ayrt etme, se-
zinleme, duyarllk ve yaratclk ilevlerini yerine getirir. Sol yarm
kre, mantksal dnce ve muhakeme ilevlerini yerine getirir.
Birbirine kart bu iki temel g, insan dncesini belirler. kisi bir
arada fikir yaratmaya ve bu fikrin geerliliini snamaya yarar. ki



290
yarm kre arasnda srekli bir diyalog kurulmutur. Yaratclkla
zmleyici muhakeme arasndaki kpry muhteem bir sinir
yuma kurmu olup bu kprnn her iki kys birden dnyay an-
lamamz iin vazgeilmez yarm krelerdir.
nsan beynindeki bilgi ieriini Bit olarak ifade edecek olursak,
nronlar-aras balant toplamyla Bit saysnn birbirine eit oldu-
unu syleyebiliriz. Bu da yaklak yz trilyon, 10
15
Bit'tir. Eer bu
bilgi yazya dklecek olsa, yirmi milyon cilt kitab doldurur ki, bu
da dnyadaki en byk kitaplklardaki kitap says kadardr. Yirmi
milyon cilt kitaptaki bilgiye e bilgi, her bi rimi zin kafasnn
iinde bulunmaktadr. Beyin ok az yer kaplayan ok b-
yk bi r bil gi al andr, Beynimi zde tadmz kitap cil tleri-
nin ou beyi n kabuundadr. Beynin bodrum katl arnda
atal armzn ok eski zamanl arda bel bal adklar ilevler
yatmaktadr: Saldr, korku, seks, ocuk bytmek, lider-
lerin kr krne peine takl mak. Okumak, yazmak, ko-
numak gibi beynin yksek dzeydeki ilev yerini n beyin
kabuu blmnde bulunduu sanl yor. Anlarsa beyni n
birok blgesinde oka istiflenmi. Eer telepati di ye bir
ey gerekten olsayd, her bi rimiz iin sevdi kleri mizin be-
yin kabuklarndaki kitapl ar okuma olana al rd. Fakat
telepatinin varln gsteren bir kant yok elimizde; bu tr
bilgi iletii mi sanatl arl a yazarl arn grevl eri arasna gi ri-
yor.
Beyin anmsamaktan daha te ilevler yapyor. Kyas-
lama yapyor, zm ve sentez yapyor, soyutl amalara
geiyor. Genlerimizi n bilgi daarcndan daha ok bilgi
edinmemiz gerektii nden Beyin Kitapl Gen Kitapl n-
dan on bin kez daha byktr. Henz emekleyen bir o-
cuun davranlarndan da belli ol an renme tutkumuz
hayatta kalabil meye yarayan bir aratr. Duygular ve tre-
selleen davran biimleri ii mize ilemiti r. Bizim insan-
lk yaammzn bi rer paras olmulardr. Fakat yal nzca
insanl ara ai t zellikleri dei ldir bunl ar, hayvanlarn da
duygular vardr. Bizim trmz tekilerden ayrt eden
dncedi r, fikirdi r. Beyin kabuu bi r kurtul u yolu olmu
kal tsal geneti k mirasmz olan kertenkele ve maymun
davran bii ml eri nin snrlar iinde ksp kal mamza artk



291
gerek kalmamtr. Her bi rimi z, beynimizin "girdi"lerinden
ve yetikin dnemi mizde de renmek istedikleri mizden
geni apta sorumluyuz. Srngen beyni ni n hkm altn-
da kalmayp kendimizi deiti rebilme olanana sahi biz.
Dnyadaki byk kentlerin ou rastlant sonucu ku-
rulmu, gnn ihti yal arna cevap vermek zere yava
yava bymlerdir. Bir kentin evrimi beynin evri mi gibi-
dir. Kk bi r merkezden geliip yava yava byr ve
deii r. Deii rken, eski bl mleri nden ou al masn
srdrr. Yetersizliklerinden tr beynin eskiye ait i b-
lmn karp yeri ne daha ada yapl bir ey koyma
eklinde bi r evrim ol ana yoktur. Yenil eme srasnda be-
yin al r durumdadr. Bundan trdr ki, beyin kkn
R-kompleksi, daha sonra memeli beyin sistemi (limbik) ve
sonunda da beyin kabuu evrelemektedir. Eski blmler,
tm birden deiti rilemeyecek kadar nemli il evler
grmektedi r; byl ece ad kalsa da, yarar deil zarar
verse de, evri mimizin gerekl i sonucu ol arak hrl tyl a so-
luyarak al malara katlacaktr.
New York kentinde byk sokaklardan ou XVII. yz-
yl dan. Borsa binas XVIII. yzyldan, su boru hatlar XIX.
yzyldan kal madr. El ektrik santralleri ve g nakil ebe-
keleri XX. yzyl a aitti r.
Hayatta kalabilmemiz iin gerekli bilgilerin tmn
devral maya genlerimiz yeterli olmaynca beyinl er geliti.
Fakat sonradan yle bir zaman geldi ki, rnein on bi n yl
nce, beyi nde bul undurabileceimizden daha ok bilgi
edinme ihti yac duyunca, vcudumuz dnda ynla bil gi
biriktirmenin yollarn bulduk. Gezegenimizde, genlerinin
ve beyi nlerini n dnda olmak zere toplul ua mal edilmi
ortak bellek gelitiren tek tr insandr. Bu bi lgi deposu ki-
tapl k adn verdiimiz yerlerdir.
Kitap bir aatan yaplmtr. Koyu renk boyal karga-
ck burgack izgilerin izildi i ve adna "yaprak" denen
paral arn bir araya getiril mesinden oluur. Bu kitaba bi r
gz attnzda, baka bi r insann sesl enii ni duyarsnz;
binlerce yl nce l m bi ri nin sesidi r bu. Binlerce yl n
geti i zaman kprsnn tesinden yazar, kitab aracl -



292
yla size, zi hninizin ii ne, aka ve sknetle bir eyl er
aktaryordur. Yaz, i nsanlarn belki de en byk icaddr.
Birbi rl eri ni hibir zaman tanmam, aral arna alarn
girdii insanl ar birbi rine balayan en byk aratr. Ki-
tap, zamann zinciri ni atr atr koparr, insanlarn muci-
ze yaratan si hi rbazl kl arnn bir kantdr.

Eski zaman yazarlarndan bazlar kil stne yaz yazdlar. i-
vi yazs, Bat alfabesinin eski atas, Yakndou'da yaklak 5.000
yl nce icat edildi. Kayt tutma amac tayordu: Buday alm,
arazi sat, krallarn zaferleri, rahiplerin heykelleri, yldzlarn al-
dklar durum, tanrlara dualar. Binlerce yl yaz, kil stne ve taa
oyularak veya balmumuna, aa kabuuna ya da deriye ilenerek
ya da bambu tahtasna, papirse ya da ipee boyayla yazld.
Bunlarn hepsi de ancak bir tek nsha olabiliyor, antlardaki yaz-
lar dnda da teki yazlar yalnzca az sayda kiiye okuma ola-
na salyordu. Derken, in'de, ikinci ve altnc yzyllar arasnda
kt, mrekkep ve ii oyulmu tahta harflerle bask yntemleri
icat edildi. Bylece bir yazdan birok suret karp yaymak ger-
ekleebildi. Bu fikrin geri kalm Avrupa ktasnda uyanmas iin
bin yl geti aradan. Ama uyanr uyanmaz da kitaplar baslmaya
baland dnyann her yannda. 1450 yllarna doru matbaann
icadndan nce tm Avrupa'daki kitap says ancak on binlerle ifa-
de edilebilirdi. Hepsi de elyazmasyd. in'de M.. 100 yllarnda
kitap says, 1450'lerde Avrupa'daki kitap says kadard. Byk
skenderiye Kitaplndaki kitap says da dnyada var olann
yzde onuna yaknd. 50 yl iinde, yani 1500 yllarnda baslm
kitap says 10 milyonu bulmutu. Okumasn bilen herkes iin -
renmek mmkn oluyordu. Sihir yaylmt.
Son yllarda "cep kitaplar" denilen ciltsiz kitaplarn basl-
masyla kitap fiyatlar ucuzlad. Bir le yemei parasyla Roma
mparatorluunun k, trlerin kkeni, ryalarn yorumu, e-
yann doasna ilikin birka kitap alp zerinde dnebilirsiniz.
Kitaplar tohum gibidirler. Yzyllarca bir yerde uyuyakalm du-
rumdadrlar, sonra da birden beklenmedik ve umut vaat etmeyen
topraklarda iek vermeye balarlar.
Dnyann byk kitaplklarnda milyonlarca cilt kitap bulunur.
Bunlar, kelime olarak, 10
15
Bit'lik bilgiye eittir. Resim olarak da



293
10
15
Bit'lik bilgiye. Bu say, genlerimizdeki bilgiden on bin kez faz-
ladr. Beynimizdeki bilgiden de on kez ok, Haftada bir kitap bi-
tiri rsem, mrm boyunca, yalnzca bi rka bin kitap oku-
mu olurum. Bu da zamanmzn en byk kitapl k-
larndaki kitapl arn ieri ini n yzde bi rini n ancak onda bi ri
demekti r. Btn sorun, hangi kitapl ar okumam gerekti ini
belirleyebilmektir. Kitaplardaki bilgiler doduumuz za-
manki gibi kal maz, srekli deii r. Ol aylarn deiti rdii
kitaplar dnyann gi diine ayak uydurur duruma geti rili r.
skenderi ye Ki tapl kurul duundan bu yana yi rmi
yzyl geti aradan. Ki tap ol masayd, yazl kaytlar bu-
lunmasayd, yi rmi yzyl azdan aza geen bilgiyle
ne renebili rdik? Her yzylda drt kuak insan dodu-
una gre, i mdi ye dek gel ip geen yz kuak insann
azdan aza aktard bil gi yle ne kadar az ilerlerdik! B-
tn bil diklerimi z, o zamanki bilgilerin doru aktarl masna
bal ol acakt. Azdan aza aktarldka da gi derek bil-
giler bi rbi rine karacak ve yok olup gi decekti. Ki taplar,
bize zaman ii nde yolculuk yapmamz, atal armzn bilgi-
leri ni mi ras ol arak devralmamz sal ar. Kitapl k bize,
yeryzne gelmi gemi en byk dehal arn, doann
barndan bin bir zorlukla kopardklar bilgil eri ve gerek-
lerin iyzlerini sunar; gezegenin her yerinde ve tarihi bo-
yunca yetimi en i yi retmenleri n bkp usanmadan bi-
riktirdikleri bilgilerin bize esin kayna olmasna yol aar.
Biz de kitapl k aracl yla kurulan kpr sayesinde insan
trne katkda bulunma frsatn ele geirmi oluruz. Ki-
tapl klarn ou yurttalarn gnll bal aryla ayakta
durmaktadr. Uygarl mzn sal k durumu, kltrmzn
derin dayanaklar konusundaki bilinsizliimiz ve ge-
lecee gsterdiimiz ilgi hep kitapl klara kar gsterece-
imiz zenle l lebili r.
Yeryz yeniden ve tm fiziksel zellikleri yl e yaratl a-
cak olsa, insana benzer bi r yaratn yeniden var olmas
ok zayf bi r olasl ktr. Evri m srecinde rastlantnn pay
byktr. Bir kozmik nn baka bi r gene ulamas so-
nucunda oluan deiik bir mutasyon ilk anda ufak tefek
etkiler yapabilir fakat zamanla byk etkil ere dnr.
Tarihte ol duu gibi , bi yolojide de rastlantnn rol byk



294
olabilir. ok nemli olgular ne kadar eski tarihlerde mey-
dana gelmise gnmzn deri nlikleri ne o lde ok n-
fuz eder.
rnek olarak ellerimizi incel eyelim. Be parmamz
var; baparmamzla teki parmaklarn i blmne do-
kunabili riz. Epey iimize yaryor bu parmakl ar. Fakat ba-
parmak dahil alt parmamz olsayd ya da drt parma-
mz bul unsayd, hatta be parmak ve iki baparmak ol-
sayd, yi ne de iimizi grrd. u anda sahi p bulunduu-
muz parmaklarn i deallii savunulamaz. Oysa bunu i mdi
ok doal sayyor ve byl e olmasayd ne yapardk di ye
dnrz. Be parmamz var, nk yzgeleri nde be
parmak kemii ya da kemik bulunan Devon balndan t-
remiiz. Eer yzgel erinde alt ya drt kemik bulunan bir
bal ktan tremi olsaydk, her iki elimizde alt ya da drt
parmak bul unacakt ve pekal a bunl ar da doal sayacak-
tk. Temeli on saysna dayal ari tmetie bavurmamzn
nedeni, ellerimizde on parmak bulunmasndandr. (46)
Yok eer parmak sayl armz deiik olsayd, ari tmetii n
temeline oturtacamz say da ona gre olacakt. Ayn
durum, sanrm, varl mzn daha birok temel zellii
iin de sz konusudur: Kal tsal harcmz, i imizdeki bi yo-
kimyasal sre, biimimiz, boyumuz, organ sistemlerimiz,
aklarmz nefretlerimiz, ihti raslarmz, d krkl mz,
efkatimiz ve saldrganl mz, hatta zmleme srele-
rimiz... Btn bunl ar, hi ol mazsa ksmen, bi zim son de-
rece uzun evri m tarihimizdeki rastl antsal ol gularn sonu-
lar gibi gzkmektedi r. Eer karbon dnemi batakl kl a-
rndan biri nde bir yusufuk kuu eksik lseydi , gezegeni-
mizin akll yaratkl ar bugn belki de ku tyl ol acakl ar
ve ocuklarna ku yuvas dersleri verecekl erdi. Evrimsel
rastlant artc bir karmaa adr; anl ay snrmzn
darl arnaar boynumuzu bkyor.

Altm be mil yon yl nce atalarmz, zi hinl eri en bo
(46) Aritmetiin 5 ya da 10 says temeline oturtulduu o denli aktr ki, eski Yunancada
"saymak" fiilinin anlam "be"lemektir.





295
memeliler, kstebek zeksnda yaratkl ard. Bugn geze-
geni mizin egemen tr olan o zamanki hayvanlarn byl e-
si bir gelime gsterecekleri ni tahmi n edecek bi yol og zor
bulunurdu. Yeryz o zaman rktc, kbus gibi dev
kertenkel elerle dol uydu: Di nozorl ar. Bazl ar 6 katl
apartman boyundayd. Yzen srngenler, uan srn-
genler ve yryen srngenlerdi bunlar. Yeryznde deh-
et saarak dolayorlard. Bazl ar byke bir beyne
sahipti. Bal ar, dik durul ar ve el gi bi iki n ayaklar
vard. Elleri ni ya da nayaklarn hzl a kaan kck
memelileri -belki aral arnda atal armz da bulunuyordu-
yakalamak ii n kullanrl ard. Eer bu di nozorl ar yaaml a-
rn srdrebilselerdi, bugn gezegenimizi n egemen akll
tr yeil derili , keskin dili , drt metre boyundaki yaratk-
lar ol acakt. Tam kurgu-bilim kitaplarndaki gibi. Fakat di-
nozorlar hayatta kalmadl ar. Bir felket di nozorl arn t-
mn ve yeryzndeki trleri n ounu yok etti.(47) Aa
bceklerini ve memelileri yok etmedi. Onlar hayatta kald-
lar.
Dinozorlar yok eden eyi n tam ol arak ne olduunu
kimse bil mi yor. lgin bir fikre gre, nedeni kozmik bi r fe-
laketti, yakn bir yl dzn patl amas; Yenge Bulutsul arna
yol aan bir spernova. Altm be mil yon yl nce rast-
lant sonucu gne sistemimi zden on ya da yi rmi k yl
uzakl kta bi r spernova bulunsayd, uzaya youn kozmi k
nl ar yayard ve bu nlardan bir blm yerkremizin
hava rtsne girerek atmosferdeki nitroj eni yakard.
Bylece oluan nitroj en oksi tler, atmosferdeki koruyucu
ozon tabakasn yrtar, yeryzne gneten gelen mor-
tesi nlar arttrarak youn mortesi na kar koruma-
sz birok organizmay yakar, mutasyona uratrd. Bu or-
ganizmal ardan bazlar, di nozorl arn balca yi yecek
maddesi olabilirdi.
Nedeni kesinlikle bilinmeyen bir felaket sonucu dina-
zorl arn dnya sahnesi nden ekilii memeli lere rahat bi r
(47) Yap l an son bi r anal i z, okyanusl ardaki t m t rl eri n yzde 96s n n bu ada l m
ol abi l ecei ne i aret edi yor. Trl eri n byl esi ne si l i ni p sprl mesi kar s nda, bugnk
organi zmal ar, Mezozoi k zamanl arda yaam pek kk ve t m canl l ar t am ol arak t em-
si l et meyecek say daki rnekl erden gel i mi ol abi l i rl er.




296
soluk aldrd. Atal armz doymak nedir bilmeyen srn-
genl erin basksnda yaamaktan artk kurtul mulard. B-
yk bi r coku iinde deimeye ve gelimeye koyul duk.
Yi rmi mil yon yl nce bizi m en yakn atalarmz byk bi r
olasl kla hl aal arda yayorl ard. Sonradan aal ar-
dan indiler, nk byk bir buzul anda ormanlar yok
olmu ve yerlerini al l kl ar al mt. Eer aa says azsa
aa zeri nde yaama al kanl n srdrmek i yi bir ey
deil di r. Ormanlarn kayplara karmasyla aal ar ze-
rinde yaamlarn srdren primatl arn ou da sahneden
silinip gitmilerdir. Aralarndan yalnzca bazl ar yere ine-
rek oradaki tehlikeli ve zorlu hayat gze al m ve yaam-
larn srdrmtr. Ve bunl ardan bir boyunun gelime-
sinden biz ortaya kmz. klimdeki bu deiiklii n ne-
denini de kimse bil mi yor. Gne'in i aydnlnda ya da
yerkremizin yrngesi ndeki aydnl kta kk bir deime
meydana gelmitir belki; bel ki de geni apta volkanik
patl amalar stratosfere i nce toz sal arak gne nn
yerkreye daha az geerek ounun tekrar uzaya yans-
masna neden olmutur. Byl ece de yeryz soumutur.
Okyanuslarn genel akntsndaki deiiklikten de olabilir.
Ya da Gne galaksil er aras toz bulutu arasndan ge-
mitir. Ne ol ursa olsun, bize, varl mzn astronomi ve
jeoloji alanlarndaki rastlantsal ol aylarl a ne denli bal an-
tl bul unduunu bi r kez daha gsteri yor.
Aatan aa indikten sonra dik durua gei iin bi r
gelime gsterdik; ellerimiz serbest kalmt; iki gz bi r-
den kullanmak sureti yle grme duyumuz epey gelimiti
zaten; ksacas ara, gere yapmak ii n gereken nkoul-
larn ouna sahiptik. imdi artk genie bir beyne sahip
olmak ve karmak dnceleri aktarmak gereki yordu.
Akll olmak aptal ol maktan yedi r. evre ayn kal dna
gre, bu yola sapmak en iyisi ydi . Akll varl kl ar sorunlar
daha iyi zmlerler, daha uzun sre yaayabili rl er ve
dnyaya daha ok ocuk brakabilirler. Nkleer silahlar
icat edili nceye dek, akl insann hayatta kalmasna epey
yardmc olmaktayd. Tari himizde, akll kk memeliler-
den oluan baz srler di nozorl ardan sakl andlar, aa
tepeleri ne sahi p ktl ar, sonra aatan inip atei ehlil e-



297
tirdiler, yazy icat ettil er, gzlemevl eri kurdular ve uzay
aralar frlattlar. Eer olayl ar birazck deiik bir ak
gsterseydi, byl esi baarl sonulara ul aacak akl ve
beceri sahibi baka bi r hayvan kabili rdi. Belki de iki
ayakl zeki di nozorlar olabilirdi. Ya da tilkiler, mrekkep
bal veya bakalar. Zek sahibi teki yaratkl arn ne
derece bilgi sahibi ol dukl arn renmek il gi mizi ektii n-
den bali nal arl a orangutanlar i nceliyoruz. Baka ne tr
uygarl klarn mmkn olabileceini bi razck renmek iin
tarih ve kltr antropolojisi inceliyoruz. Fakat biz hepimiz
-balinalar, orangutanlar, insanlar- birbirimizle ok yakn
bal ar iindeyi z. Aratrmalarmz tek bi r gezegendeki bir
ya da iki evri msel izgi yi incelemekl e snrl kal rsa, baka
akll varl klarn ve teki uygarl klarn ei tl eri ni ve zek
prltlarn bil mekten yoksun kalacaz.
Kal tsal eitlil ie yol aacak rastl antsal sreler di-
zisinin deiikl ik gsterecei ve baz zel gen bi rlemele-
rini belirleyecek ayn evre koullarnn geerli ol aca
baka bir gezegende, bizlere fiziksel olarak benzeyen ya-
ratklara rastlama ans, kanmca, sfra yakndr. Deiik
bir akl ekli ne rastlamamz ansysa vardr. Onlarn be-
yinl eri ieri den darya doru gelimi olabili r. Bizdeki
nronlara benzeyen deiken elementlere sahip bulunabi-
lirler. Fakat nronl ar bizimkinden deiiklik gsterebilir.
Oda ssnda al an organi k aygtlar olacaklarna, ok
dk s derecelerinde al an sper - iletkenler olabilir
onlarn beyni . Bu takdirde onlarn dnme hz bizim-
kinden 10
7
kez olacaktr. Nron balantlarnn bizi mkiler
gibi 10
14
'l k ol duu gezegenler bulunabilir. Fakat bu sa-
ynn 10
24
ya da 10
34
olduu gezegenler de olabili r. Bun-
larn ne derece bil gi sahihi olduklarn renmek isterdim,
Onlarla bi rlikte ayn evreni paylatmzdan, ortak bilgil e-
re sahip bulunabiliriz. Onlarla temas kurabilsek, beyinle-
rinde, bizim ilgimizi ekecek epey bilgi ye rastlardk. Bu-
nun tersini de syleyebili riz. Yerkremiz dndaki akll
varl klar -bizden epeyce gelimi varl kl ar ol salar bile- bi-
ze kar il gi duyarl ar, ne bildi imizi , nasl dn-
dmz, beyinl erimizin yapsn, evri mi mizin izledii
yol u, gelecei mize iliki n durumumuzu renmek isterler-



298
di.
Bir hayli yaknmzdaki yldzl arn gezegenlerinde eer
akl l yaratklar varsa, bizim hakkmzda acaba herhangi
bir bilgiye sahip midirler? Yerkremizdeki genlerden be-
yinlere ve kitapl klara dek gi ren uzun evrimsel gelimemi-
zin krntsndan haberdarl ar m acaba? Eer yerkremi z
dndaki gezegenl erde akll varl klar yayorsa, hakk-
mzda bilgi edinebil mel eri ii n en azndan iki seenee
sahiptirler. Biri, radyo-teleskopla bizleri dinlemeleridir.
Mil yarlarca yl dr imek akmas ve yerkremizin manye-
tik al annda kapana kslm, sl k alan el ektronlarla pro-
tonl arn neden ol duu zayf ve aral kl radyo dal -
galarndan baka bir ey duymamlardr. Derken, bundan
yzyl kadar nce, yerkremi zden kan radyo dalgalar
daha gl, daha duyul ur bi r hal al mtr. Ayn zamanda
sesi daha az ve sinyali daha ok andrmaya balamtr.
Yerkre insanl ar sonunda radyoyla haberlemeyi icat et-
milerdi. Bugn uluslararas radyo, tel evi zyon ve radar
haberleme a kurulmutur. Baz radyo frekansl arnda,
yerkre, gne sistemi ndeki en gl radyo kaynana ve
en parlak cisme dnm bulunuyor. J piterden de,
Gne' ten de daha parlak ol du. Yeryznden radyo ya-
ynlarn di nleyen ve bu tr si nyalleri alan yerkre d bir
uygarl k, bizim gezegenimizde, son zamanl arda nemli bir
eyl er olduu sonucunu karmazl k edemez.
Yerkremiz dndke, daha gl radyo vericilerimiz
g yavatan tarar. Baka bir yl dzn gezegenindeki bir
astronom, sinyall erimizin beliri p kaybolu srel erinden
yerkremizdeki gnn uzunl uunu karabilir. En gl
verici kaynaklarmzdan bazl ar da radarlardr. Bunl ardan
birka radyo-astronomi- de kullanl r ve yakn gezegenl e-
rin yzeylerinde arama tarama yaparl ar. Radardan ge
yaylan sinyal demeti, gezegenl erin apndan ok daha
byk ol duundan bunun byk bi r blm gne siste-
minden geip giderek yl dzl araras uzayda dinliyor olabi-
lecek duyarl bir al cya ular. Radar yaynl arndan ou
askeri amal dr. "Nkleer balkl fze atl ndan endie
duyarak g srekli olarak tarar bu radarl ar. nsan uy-



299
garl nn sona ermesi nden on be dakika ncesini sap-
tayacaktr askeri amal radarl ar. Bunlarn kard si n-
yall erin ierdii bilgi nemsi zdir; bip'l er bi iminde ifre-
lenmi basit saysal dizi lerden olumaktadr.
Genel olarak yerkremizden kaynaklanan en belirgin
radyo yaynlar televizyon programlarmzdr. Yeryz
dnd ii n baz televizyon istasyonlar ufukta gzkr-
ken, di er bazlar ufkun teki yanndan kaybol acaktr.
Program karkl olacaktr bu yzden. Bu karkl k ya-
kn bi r yldzn gezegeninde ayrt edilip dzenli bi r dinl e-
me servisi kurulabili r. En sk tekrarlanan mesajlar, istas-
yon belirleme sinyalleriyle deterjan, deodoran, ba ars
hapl ar ve otomobil sat arlar olacaktr. En ok kay-
dedecekl eri mesajlar, ayr ayr yerl erden ayn zamanda
birok vericiden yaplacak olan yaynlardr. rnei n, ul us-
lararas bunal m dnemlerinde A.B.D. Bakan ya da Sov-
yetler Bi rlii Bakan tarafndan yapl an konumal ara ait
sinyaller. Tel evizyon reklaml arnn anl amsz ierikleriyle
uluslararas bunal m ve insanlk ailesi iindeki sava zr-
zrl ar Kozmos' a yeryzndeki hayat hakknda yayn yap-
tmz bal ca mesajlardr. Hakkmzda ne dnyorlar-
dr, kim bilir,
O tel evizyon programl arn geri alabilmek di ye bi r ol a-
nak yoktur. Daha nceki yaynl arn ardndan yenisini
gnderip eskisini silme ol ana da yok. Hi bi r ey ktan
daha hzl yol culuk edemez. Yerkremizden geni apta
televizyon yaynlar 1940' l arda balatld. Byl ece merke-
zi yerkremiz olmak zere, k hzyl a ilerleyen kresel
bir dalga cephesi vardr. O tari hlerde bakan yardmcs
olan Richard Nixon'un demeciyle yine o zamanlar televiz-
yonda gsterilen Senatr J oseph Mc-Carthy' ni n sorutur-
masna ait hm-hm yaynl ardr. Bu yaynlar otuz be, krk
yl nce yapl dndan, yerkremizden henz elli yl n al-
tnda k yl uzakl varmtr. Eer bize en yak n uy-
garl k daha uzaklarda bulunuyorsa, foyal armzn mey-
dana kmas biraz daha gecikecei nden rahat bi r nefes
alabiliriz. Neyse, belki de, szn etti im programlarn
ieri ini anlal r bul mayabili rl er.



300
ki Voyager uzay arac, yl dzlara doru yol almaktadr
u anda. Her birine altn kaplamal bakr bir pikap pl a,
bir kaset ve plak inesi baladk. Pl an almi nyumdan
mahfazasnn stne de nasl kullanl acan yazdk.
Genleri miz hakknda, beyinl eri mize ilikin ve kitapl klar-
mza dai r bilgi ler verdik. Bu bilgileri, yldzlararas uzay
yolculuuna kmay dnebilecek baka varl klara yol-
ladk. Yl dzlararas uzayda, vericil eri oktan susmu Vo-
yager'in varl n fark edebilen bi r uygarl k kukusuz biz-
den daha ileri dir bilim alannda. O varl kl ara kendi miz
hakknda yalnzca bizde var olduunu sandmz zellik-
leri anlatmak, beyin kabuunun nemini ve beyindeki lim-
bik sistemi tantmak istedik. Mesaj mz al acak olanlar an-
lamasalar da, yeryz lkel eri nden altm dilden sel m
gnderdik. Balinalarn sesl erini de ekledik. Yerkreni n
drt bi r yannda birbirl eri ne kar ilgi ve sayg gsteren,
kendini reni me, ara gere retimine ve sanata adam,
zorl uklara kar meydan okuyan i nsanlarn fotoraflarn
derleyip gnderdik. Birka kltre ait mziklerden bir bu-
uk saatlik bi r derleme de yol ladmz paketin iinde. Bu
mzii n bi r blm, kozmik yal nzl mz, bunu gi derme
arzumuzu, Kozmos'daki teki varl kl arl a iliki kurmak is-
tei mizi yanstyor. Ayn zamanda gezegeni mizde hayatn
balangcndan teki zamanlarda duyulmu olabilecek
seslerden, insan trlerinin evrimi ve son olarak patlak ve-
ren teknoloji dnemindeki seslere kadar kayt yaptmz
plaklar da gnderdik. Balinalarnki gibi, enginliklere r-
lan bir sevgi arksdr bu. Bi rok mesaj mz, belki de o-
u, zmlenemeyecek, anl al amayacak. Ama yine de
gndermi bul unuyoruz. nk denemek nemlidi r.
Bu anlay ve cokuyla Voyager uzay gemi sine bir in-
sann dnceleri ni ve duygularn, onun beyninin, kalbi-
nin, gzlerinin ve kaslarnn elektriksel devinimlerini bi r
plaa kaydederek bunu da gnderdik. Bir bakma, bi r tek
insann, 1977 yl nn Hazi ran aynda, dncel erini ve
duygularn Kozmos' a yol lam bulunuyoruz. Bu pla
alanlar belki onu dinlemeyecekler ya da radyo dalgalar
yayan bi r gkcismi sanacakl ar. Sansnl ar. Zaten yzeysel
olarak baknca, gnderdi imi z o plak radyo dal gal ar ya-



301
yan bir gkcismidir de.
Genleri mizdeki bilgil er ok eskidir, ou mil yonlarca
yl ncesine aittir. Bazlar mil yarl arca yll ktr. Buna kar-
l k, kitapl armzdaki bilgiler en ok birka bin yll ktr ve
beyinlerimizdeki de yi rmi, otuz yll k. Uzun mrl bilgi,
insanlara zg bilgi tr dei ldir. Yeryznde anmadan
tr antl armz ve yaptlarmz, doa olaylarnn iinde,
uzun bir gelecekte yaamayacaklardr. Fakat Voyager' de-
ki plak gne sistemi ne doru yol alm bulunuyor. Yl dz-
lararas anma (erozyon) -ounlukl a kozmik nlar ve
toz zerrecikl eri nin konmas- ylesi ne azdr ki, plaktaki bi l-
gi bi r mil yar yl dayanr. Genl er, beyinl er ve kitaplar dei-
ik yntemlerl e bilgi derl erler. Zamana kar dayankl l
da deiik oranlardadr. Oysa insan trlerini n Vo-
yager' deki yl dzl araras pl aa kaydedilmi bilgileri zama-
na kar ok daha inat anl ar ol arak kalacaklardr.
Voyager'deki mesaj , insann iine sknt verecek bi r
yaval kl a il erli yor yolculuunda. nsan tr tarafndan fr-
latl m en hzl ara ol masna karn, en yakn yl dza
varmas ii n bi nlerce, on binlerce yl geecek aradan. Vo-
yageri n on ylda al d yolu, bir tel evizyon program yay-
n birka saatte al r. Bi r tel evizyon yayn bi ttii andan i ti-
baren bi rka saatte Voyager'i Satrn gezegeni dolayl arn-
da yakalar, geer ve yl dzl ara doru ynel ir. Eer uzay-
daki biril eri bi zim tel evizyon yaynlarmz duyarsa, dile-
rim, hakkmzda i yi eyler dnrler. Zekmz son za-
manl arda bize byk gler bal ad. Fakat, kendi yok
oluumuzu nl eyecek yetenei balamad. Neyse ki,
aramzda bu ynde ciddi aba harcayanlar var. Zaman
kozmik perspektif iinde al gl ayarak yerkremiz zerinde
yaayan her i nsann hayatn kutsal sayacak bi r dn-
ceyl e rgtl enecei mizi ve ondan sonraki ilk adm da at-
maya hazr olacamz umut ederi m. Bu, galaksiler aras
haberleen uygarl kl ar toplul uunun bi r aday olma adm
olacaktr.



302

Blm XII
GK KITASI ANSKLOPEDS

" Ki msi ni z? Nereden gel i yorsunuz? Sana benzer hi bi r ey grmemi-
t i m daha nce." Yaratc, insanoluna bakt ve.., bu yeni garip varln ken-
di ne bu denli benzeyiine ard.
[ Eskimolarn yaratla i likin bir efsanesi]

Gkler kuruldu Yeryz tamamland
Ya imdi kim hayatta kalmaldr, ey tanrlar?
[ Aztek gncesinden, Krallklarn Tarihi]

Biliyorum, baz kiiler, gezegenlerin varl savnda birazck fazla ileri
gittiimizi,
birok olaslk ne srdmz ve bunlardan biri, zinhar, bo karsa,
kt bi r t emel yznden ken bi na gi bi
t m savmz boa karacan syleyecekler.
Fakat yerkremi zi n t eki gezegenlerle birlikte ei t saygnlk ve onuru
paylatn sylersek, doann yaptlarnn grkemli
gzel l i klerinden zevk alnan baka bir yer yoktur diye kim i ddi ada bul unabi -
l i r? Ya da doa yaptlarnn grkemini izleyenler varsa, bunlar arasnda, bi -
zim kadar yaptlarn deri n gi zl eri ne gi ren yokt ur demeye cesaret edebi l i r
mi ?



303
[ Chri st i aan Huygens, New Conj ent ures Concerni ng Pl anet ar y Worl ds,
Thei r Inhabi t ent s and Product i ons, (Gezegenl erdeki Dnyal ar, Oral arda ya-
ayanlar ve retimlerine ilikin yeni dnceler), yaklak 1690 yl]

Doann yaratcs...
imdiki durumda yeryznden evrendeki t eki byk ci si ml erl e
haberlemeye girimemiz olanan vermemitir;
olasdr ki , t eki gezegenler ve sistemler arasnda da ayn biimde
haberlemeyi tmden kesmitir...
Btn bu gezegenlerde merakmn krkleyen yeterince kaynak var. Doa-
da prl prl bunca zek bulunsun da, meraklar ahlansn da, sonunda bu
meraklarn giderilmesi mmkn olmasn...
Ol amaz...
Bu nedenledir ki, bugnk durumumuzu varlmzn afak zaman ya da
balangc sayyoruz. Daha sonraki ilerlememizin hazrlk dnemidir.
[ Col i n Macl auri n, 1748]

Daha evrensel, daha yaln, yanllklardan ve karanlkl ardan daha
arnm bir di l ol amaz...
Doal eyler arasndaki deimez ilikileri matematikten daha iyi anl at an
hibir ey yoktur. Tm doa olgularn ayn dille anlatarak sanki evrenin
plan yalnl ve birliine tanklk eder.
Doa olaylarnn nedenlerine deimez bir dzenin egemen olduunu daha
da belirgin klar.
[ Joseph Fourier, Analytic Theory of Heat (Isnn zmleyici Kuram),
1822]

YILDIZLARA DORU DRT ARA FIRLATTIK; Pi o-
neer 11, 12 Voyager 1 ve 2. Bunlar ilkel uzay gemileridir,
Yldzl araras geni uzakl klar gz nne al nrsa, bazen
ryada ul amak isteyip de hzl koamadmz iin ula-
amamaktan tr kahrolduunuz durumlara benzetebili-
riz bunu, ileride, uzay gemilerimiz, daha hzl gidecekl er-
dir. Yldzl araras gezi gzerghl ar saptanacaktr ve er
ya da ge o uzay gemil erinde i nsan bulunacaktr arac
yneten. Samanyolu Galaksisinde yerkremizden milyon-
larca yl daha eski gezegenler ol mas gerekir. Bazlar
mil yarlarca yl eski de ol abili r. imdi ye dek zi yaret edilmi
olmamz gerekmez mi ydi ? Gezegeni mizin balangcndan
bu yana geen mil yarlarca yl iinde, bi r kerecik olsun
uzaklardaki uygarl kl ardan kalkp yerkremize garip bir
aracn geldi i olmam mdr acaba? Yeryzne tepeden
bakp dolaan ya da bcekl er, meraksz srngenl er, ho-



304
murdanan pri matl ar ya da dolap gezi nen insanlar tara-
fndan gzlenmek zere yerkremi ze konan acayip bir
ara grlmemi midir? Bu dnce herkesin akl na gel en
doal bi r sorudur. Evrende akll canl lar bulunup bulun-
mad sorununu dnen herkesi n akl na gelmi bir soru.
Ama gerekte oldu mu acaba byle bi r ey? Bu konudaki
ok nemli nokta, ortaya atlan kantlarn geerlili idi r;
olas gzyl e bakl an kant geerli deildi r. Ya da gnll
bir ya da bi rka grg tannn temelsiz kantlar yeterl i
deil di r. e byle baknca, yerkre-d zi yaretil eri n
Yeryzne geldikleri ne i nandrc bi r durum yoktu.
UFO'lar (Unidentified Flying Objects, Ki ml ii Saptanma-
m Uan Cisi mler) hakknda sylenenlere ve eski astro-
notl arn gezegenimizi n davetsiz konuklarl a dolup tat-
na ilikin szl erine karn, ortada inandrc bir kant yok.
Keke olsayd... Ne kadar isterdim byle bir eyi. Yerkre-
d egzotik bir uygarl anlamaya anahtar roln oynayacak,
karmak fakat aydnlatc bir bilgi zerreciine bile razyz as-
lnda.
1801 ylnda Joseph Fourier (48) adnda bir fiziki Fran-
sa'da sere eyaleti belediye bakanyd. l snrlar iindeki bir
okulu tefti ederken on bir yandaki bir rencinin zeks ve
dou dillerine yatknl ilgisini ekti. Fourier ocuu evine bir
sohbet iin davet etti. ocuk Fourier'nin evindeki Msr'dan
getirilmi sanat yaptlar ve eyas koleksiyonunun etkisi al-
tnda kald. Napolyon'un Msr seferi srasnda bu lkedeki
eski uygarlklarndan kalma astronomi antlarnn katalounu
karmakla grevlendirilmiti Fourier. Hiyeroglif yaztlar ocu-
un merak duygusunu kamlad, "Peki, bunlarn anlam ne-
dir?" diye sorduunda, "Hi kimse bilmiyor," yantn ald. Bu
ocuun ad Jean Franois Champollion'du. Hi kimsenin
okuyamad bir dilin gizlerini zme merakyla yanp tutuan
ocuk, dou dillerine merak sard ve eski Msr yazsn z-
meye koyuldu. O tarihlerde, Fransa, Napolyon tarafndan a-
(48) Fourier snn kat cisimlerde yaylna ilikin incelemesiyle n yapmtr. Bu incelemele-
ri gezegenlerin yzey zelliklerini anlamaya yardmc olmutur. Fourier dalgalarn ve dier-
dngsel hareketler zerinde yapt incelemeleriyle de tannr. Bu almalar Fourier analizi
olarak matematiin bir daln oluturmaktadr.





305
lnan, sonra da Batl bilim- adamlarnn incelemesine sunulan
Msr yaptlaryla dolup tayordu. Napolyon'un Msr seferine
ilikin kitabn gen Champollion ksa zamanda yuttu. By-
ynce Champolliot ocukluunun dn gerekletirdi: Eski
Msr hiyeroglif yazsn zmt. Ancak 1828 ylnda,

yani Fourlier ile tantktan yirmi yedi yl sonra, Champollion
ilk kez Msr'a ayak basabildi. Dlerinin toprana ayak bas-
tktan sonra, Kahire'den Nil nehri yoluyl a, uruna yaamn
adad kltrn kaynaklarna gitti. Zaman i inde giritii
bir yolculuktu bu. Yabanc bir uygarl a yapl an yolcul uk...
16 gn akam Dendera'ya vardk. Meh-
tap muhteemdi. Tapnaklara ulaabil memi ze
bir saat kal mt. Bu denli yaklamken du-
rakl amak ol ur muydu? Bi z l mll er arasn-
daki en soukkanl yarata soruyorum! Bi r
an nce oraya ul ama drtsne dayanl r
m? O ann insana verdii emi r yl eydi: Bi r
iki lokma yedi kten sonra hemen yola kn!
Muhafzsz ve yalnz, fakat tepeden trnaa
kadar sil ahl ol arak geni arazi l er atk... Ta-
pnak sonunda kendini gsterdi bi ze... Bu ta-
pnan boyutl ar ll ebili r isteni rse. Fakat
bu tapnak hakknda bir fiki r verebil mek ol a-
nakszdr. Gzellikle grkemi n en yksek d-
zeyde bulutuu bir yer buras. Azmz i ki
saat ak kald. Tapnan odalar ve bl me-
leri arasnda oradan oraya koup durduk. Ay
nda d duvarlar zerindeki yazl ar
okumaya altk. Tekneye dndmzde
sabaha kar saat t. Sabahn yedisi nde
yine tapnaktaydk... Ay nda gzel olan
gne nda da gzel di. Gne bi ze
yazlarn ayrntlarn da gsterdi... Avrupa' da
bi zl er ccel eri z ve hibi r toplum, eski ya da
yeni, mi mariyi Msrll ar kadar yce ve gr-
kemli bir anlaya kavuturmamtr. Her e-
yin otuz metre boyundaki insanlara gre ya-



306
pl masn buyurmular.
Dendera'daki Karnak stunlaryl a duvarl arndaki yaz-
lar, Msr' n her yanndaki yaztl ar Champollion hi zor-
luk ekmeden zebildi ini grd. Ondan nce ok kii
denemiti, fakat baaramamt hi yeroglif yazsn zme-
yi. Hi yerogli f, kutsal oyuntul ar anl amna gelmekteydi. o-
u aratrmac ve bilgi n bu yazy resi m ifresi sanmt.
zellikle kul arla dolu olmak zere eekarlar, hamam-
bcekl eri, gz kreleri ve dalgal izgil erle dolu karmaka-
rk mecazl ar sanml ard. Hi yerloflifler konusundaki ka-
rkl k bykt. Msrl l ar in'den gelme smrgeciler
sananlar vard. Tersi ni dnenl er de vard kukusuz.
Sahte eviriler cilt cilt dolayordu ell erde. evi ri yapan
aratrmacl ardan bi ri, Rosetta Ta' na bakp o ana dek
hi yeroglif yazl ar zmlenmemi bu tataki yaznn an-
lamn hemen kar vermiti. Bakar bakmaz kard an-
lamn "Uzun uzadya dnmenin yol at sistemli hata-
lardan" koruduunu, bu nedenle de fazla dnceye dal-
madan daha iyi sonular elde edildii ni syl edi. Champol-
lion hiyerogliflerin resim biiminde mecazlar olduu sav-
na kar koydu. ngiliz fizikisi Thomas Young' un zekice
suflrl sayesinde Champollion yle bi r fiki r silsilesi
kurdu: Rosetta Ta 1799 yl nda bi r Fransz askeri tara-
fndan Nil Deltasndaki
Rait kasabas mstah-
kem mevkilerinde bu-
lunmutu. Arapa bil-
meyen Avrupal lar bu
taa Rosetta adn ver-
milerdi. Eski bir tap-
naktan kopmu bi r ta
parasyd. Ayn mesaj
ayr dilde anl atyor
gibiydi; stte hiyeroglif
yazs, orta bl mnde demotik denilen hiyeroglifi andran
bir el yazs vard ve sorunun zmlenmesinde anahtar
roln gren nc blmse Yunancayd. Yunancay i yi
bilen Champollion sz konusu Rosetta Ta nn Kral V.
Ptol emy Epihpanes' i n M.. 196, yl nda ta giyme treni



307
dolaysyl a yazl dn anlamt. Bu vesil eyle kral si yasi
tutuklul ar serbest brakm, vergi iadesi yapm, tapnak-
lar donatm, asileri balam, askeri hazrl kl ar artr-
m, ksacas, ada yneticileri n de ikti darda kalmak
iin yaptklarn tekrarl am, Rosetta Ta' ndaki yaznn
Yunanca blmnde Ptolemy kelimesi birka kez geiyor-
du. Hi yeroglif yazl meti nde de hemen hemen ayn yer-
lerde etraf kabartmayl a evrel enmi bi r simge vard.
Champollion, bu simgenin Ptolemy kelimesi yerine konul-
duunu fark etti. Eer byleyse yaz resim ya da mecaz
temeli zeri ne oturtulmu ol amaz, tersi ne, birok simge,
harf ya da hece yerine gei yor, di ye dnd, Champol-
lion bu arada, Yunanca szcklerin saysyla meti n boyu
ayn olan hi yerogli f yazsndaki hi yeroglifleri n (kutsal
oyuntul ar) saysn da karlatrmay akl etti. imdi b-
tn sorun, hangi hiyeroglifin hangi harf yerine kullanld-
n zmeye kalmt. Bir ans eseri, Champollion yl e
bir dikili tala karlamt ki, bunda Yunanca yazl Kle-
patra adnn hi yeroglif yazsndaki karl n saptam
bulunuyordu. Bu ta Phil ae adnda bi r yerdeki kazlarda
ortaya karlmt. Ptolemy adyla Kleopatra adnda ortak
harflerin bulunmas, Champollion'un hi yerogli f yazsn
zmesi ne yardmc oldu. Ptolemy adnn ilk harfi P' dir.
Kleopatra adnda da P harfi vardr. P'nin hi yerogli f yaz-
snda bi r kareyle si mgelendi ini fark eden Champollion,
bylece ortak yanlar saptamaya koyuldu. Her iki isimde
de L harfi vard. Champollion, bakt, L yeri ne bi rer aslan
yatyordu hi yeroglif yazsnda. A harfi yerine bi r kartal
konmutu. Byle byl e hi yeroglif yazsnn temel yaps
belirmeye bal amt. Msr hi yeroglif yazs, temel de ba-
sit ifrel erden olumutur. Ne var ki her hi yerogli f bir harf
ya da hece deildi r. Hi yeroglif yazl ar arasnda resme
dayanan anlamlar da bulunur. Ptolemy oyuntusunun son
bolm, "ok yaa, Tanr Ptah n sevgili olu" demektir.
Kleopatra adnn son bl mndeki yarm daireyl e yumurta
da "Isis'in kz" demektir. Harfleri n resiml erle kark du-
rumda oluu, Champollion' dan nceki aratrmaclarn ka-
falarn kartrmt.
imdi geri ye doru gz atnca kol ay gibi grnyor hi-



308
yeroglif yazs. Fakat nice yzyll ar srmt incelenmesi.
Yazy evreleyen kabartmal ar, hi yeroglif yazsn zmek
iin bulunan byk anahtarlarn kk anahtarlaryd. M-
sr Fi ravunl ar kendi isiml eri nin etrafn kabartmayl a ev-
relemeleri, sanki iki bi n yl sonra bu yazy zmeye ura-
anlara sunul an bi rer nemli anahtar armaanyd.
Champollion Karnak' taki Byk Hypostyl e Koridorl arn
kendi nden ncekileri de byleyen hi yerogli f yazl ar oku-
yarak dolayordu. Byl ece ocukluunda Fourier' e y-
nelttii sorunun yantn da vermiti. Kim bilir duyduu
zevk ne bykt. Baka bir uygarl kl a iletiim kanal n
amak! Binlerce yldr tari hi, tbbn, si hirbazlarnn by-
cln, dini ni, siyasetini, felsefesini dnyalara anlata-
mayan bir kltre byl esine byk bi r olanak almt...
Bugn de yi ne eski ve egzotik bi r uygarl ktan mesajlar
bekliyoruz. Ama bu defaki yal nzca zamann gerisinde
kalm bi r uygarl k deil, fakat uzayda gizli kalm bi r uy-
garl k. Eer yerkre-d bi r uygarl ktan bir radyo mesaj
alsak, acaba bunun metnini nasl zmleyebili riz? Yer-
kre-d akll varl klarn mesaj karmak, kendilerince
ak ama bizce yabanc bi r mesaj nitelii nde olacaktr.
Bizim anlayabi lecei miz gi bi bir mesaj ul atrmak isterler
elbet. Fakat bunu nasl baarabili rler? Yl dzlar aras bi r
Rosetta Ta var mdr? Biz var olduuna inanyoruz. Biz,
tm teknik uygarl klarn ortak bi r dili bulunduu kansn-
dayz. Bu ortak dil, matemati k ve bilimdir. Doa yasal ar
her yerde ayndr. Uzaktaki yl dzl arl a gal aksileri n tayfl ar
Gne'i n ya da ona gre hazrlanm laboratuvar deneyle-
rindekilerin ayndr. Evreni n her yerinde ayn kimyasal
elementlerin varl nn yan sra, atomlarn radyasyon
emi ve yaaynda geerli kuantum mekanii de her
yerde ayndr. Birbi ri nin yanndan geerek dolanan uzak
galaksil ere egemen eki m gc fizi i yasalarnn ayns,
yeryzne den elmaya ya da yl dzl ara doru yol al an
Voyager uzay gemisine de egemendir. Ykseli hali ndeki
bir uygarl k tarafndan anlal mas iin gnderilen yl dz-
lararas bi r mesaj kol ayl kl a deifre edil ebili r.
Gne sistemi mizdeki herhangi bi r gezegende geli-



309
mi bi r teknik uygarl k bulunduunu sanmyoruz. Bizden
az geri -rnei n 10.000 yll k bir geriliktir teknik uygarl n
teknolojisi hi de ileri sayl amaz. Bizden az ileri bi r tekni k
uygarl k varsa, bizl er gne sistemini kefe ktmza
gre, o uygarl n temsilcilerinin imdi ye dek yeryzne
inmi olmal ar gereki rdi . teki uygarl klarla haberleebil-
mek iin yal nzca gezegenl er aras uzakl klar iin deil,
yl dzl araras mesafel ere de uygun den bir iletiim yn-
temi bul mal yz. Bu yntemin ekonomik bakmdan ucuz
olmas gereki r. Ucuz ol mal , nk ancak bu sayede b-
yk miktarda bilgi gnderip geti rebiliriz. Hzl ol mal , n-
k ancak bu sayede yldzl araras bi r di yalog mmkn
olabili r. Bu haberleme yntemini n izlemesi gerektii yol
ne olursa olsun, herhangi bi r teknol ojik uygarl k bu yol u
bulacaktr. Byk srpriz: Byl e bir yntem bul unmutur
bile ve ad radyo - astronomidir.
Ad yerkre olan gezegenimiz zerindeki en byk ve
dmen gi bi kumandal radyo/radar gzl emevi Puerto Rico
adasndadr. Cornell niversi tesi uzmanlarnn ABD Ul u-
sal Bilim Vakf adna ynettikleri Arecibo Gzlem ana-
nn ap 305 metredir. Radyo/Radar Gzl em ana nn
yanstc yzeyi, anak biimli bir vadiye daha nce yer-
leti rilmi bi r kreni n bl mn ol uturur. Uzayn derinli k-
leri nden radyo dalgalar al glar. Ald bu radyo dalgalar-
n anan tepesindeki antene aktarr. Anten el ektronik
bal antl arl a kontrol odasyl a temas halindedi r. Al nan
sinyal kontrol odasnda zmleni r. Bunun tersine, teles-
kop bir radar vericisi olarak kullanl rsa, sinyall e beslenen
anten anaa sinyali gei ri r, o da uzaya yanstr. Arecibo
Gzlemevi uzaydaki uygarl kl ardan sinyaller elde etmek
iin kullanl d gibi , bi r defasnda da bir mesaj mz M13
adn verdiimi z yldzl ar kmesine gndermek iin kulla-
nld. Byl ece yl dzl araras bir di yalog kurma yeteneimi-
zin varl n oralardaki akll canl l ar anl atmak istedik.
Arecibo Gzl emevi yaknmzdaki bir yldzn gezege-
nindeki benzer bir gzlemevine Encyclopedia Britanni-
ca'nn tamamnn metnini bi rka hafta iinde yollayabili r.
Radyo dalgal ar k hzyl a gi derler. Bu da, yl dzl araras



310
bir yolculua kan en sratli uzay aracmzdan 10.000
kez daha byk bir hz demektir. Radyo - teleskoplar, dar
frekans dalgal ar zeri nden ylesine youn sinyaller ya-
ynlar ki, ok geni yl dzl araras mesafel erde bile al nabi-
lir, Arecibo Gzlemevi, Samanyolu Galaksisinin orta ye-
rinde 15.000 Ik yl uzakl ktaki bir gezegende kurulmu
benzer bi r gzlemevi yl e iletiim kurabilir. Yeter ki radyo-
teleskopumuzu hangi noktaya ynelteceimi z bilinsi n.
Radyo-astronomi doal bi r teknol ojik yoldur. Hemen
her gezegenin atmosferi, bu atmosferi n yaps ne ol ursa
olsun, radyo dalgal arna kar saydam bi r ortamdr. Rad-
yo mesajlar yl dzl araras gaz tarafndan fazla emil mez
ya da itil mez. rnei n, San Francisco ile Los Angel es
arasnda sis, gr olanaklarn, optik dal ga uzunlukl ar-
nn birka kilometre mesafeye inmesi nedeni yl e azaltr-
ken, radyo istasyonu yaynnn gzelce di nl enebilmesi gi-
bi, yl dzl araras radyo mesajlar da atmosferden etki-
lenmez. Ak l l varl klarn eseri olmayan birok doal
kozmik radyo kayna da sz konusudur; atarcalar, kua-
sarlar, gezegenlerin radyasyon kuakl ar ve yl dzl arn d
atmosferl eri bunlar arasndadr. te yandan, radyo, elekt-
romanyetik tayfn da geni bir blmn ol uturur. Her-
hangi bi r dalga uzunluundaki radyasyonu saptayabil en
bir teknoloji, ksa bir sre sonra tayfn radyo bl myle
karlar.
leri uygarl klar haberl eme alannda radyodan daha
te ynteml er geliti rmi olabilirler. Ne var ki, radyo gl
bir kaynaktr, ucuzdur, hzl dr ve basitti r. Bizim gibi geri
kalm bi r teknoloji ye sahip uygarl n gklerden mesaj
alabil mek iin radyo teknol ojisine bavurmak zorunda
kaldn anlayabili rler. Belki bizimle bu ynteml e iletii m
kurabilmek zere Kadim Teknoloji Mzesinden radyo-
teleskopl ar tekerl ekler zeri ne koyup gzl emevi ne geti-
receklerdi r. Eer oralardan radyo mesaj al abilecek olur-
sak, radyo-astronomi konusuna eilme gereini daha ok
duyacaz.
Peki, ama orada konuulacak birileri bulunur mu aca-
ba? Yal nzca Samanyolu Galaksisinde yarm tril yona ya-



311
kn yldz bul unduuna gre, bizimki akll canl l arn ya-
ad tek gezegen ol abili r mi? Ad geen galaksi ilerle-
mi toplumlarn sesi yle uul duyorsa ve hemen yan ba-
mzda bi r kltr kaynann nabz atyorsa ne olacak?
Belki de plak gzle grlebi len bi r yldzn gezegeninde
yerl eti rilmi antenden radyo sinyalleri yayyordur. Gece-
leyin ge baktmzda, uzaklarda grdmz solgun bir
k noktasnda belki de bizden deiik birileri bir yldza ba-
kyor. Ve bizim Gne dediimiz bu yldza birileri bakarken,
bir an iin, hakkmzda ileri geri szler harcyor olabilirler.
Bu konuda kesin konumak zor. Bir teknik uygarln ev-
riminde engeller vardr belki de. Gezegenler sandmzdan
daha ender olabilir. Hayatn balamas bizim laboratuvar de-
neylerinin gsterdii kadar kolay deildir belki. Belki de ileri
hayat ekilleri olas deildir. Ya da ileri hayat ekilleri birden
geliiyor da, zek ve teknik topluluklarn belirmesi, bir araya
zor gelen rastlantlara baldr; tpk insan tr evriminin, di-
nozorlarn yok olmasna ve atalarmzn tepelerinde dolatk-
lar aalarn buz a yznden kaybolmasna bal bulun-
mas gibi. Ya da uygarlklar Samanyolu'ndaki saysz geze-
genlerde srekli olarak belirip ortaya kyor, fakat genellikle
dengesizlikler gsteriyorlar; bu yzden yarattklar teknoloji-
den yararlanamyorlar ve ihtirasa, cehalete, evre kirliliine
ve nkleer savaa kurban gidiyorlar.
Bu dev konuyu daha enine boyuna inceleme olana var-
dr. Samanyolu Galaksisindeki ileri teknik uygarlklarnn say-
sn kabaca tahmin edip bu sayya N diyebiliriz. leri uygarlk
dzeyinden, radyo - astronomiden yararlanmay anlyoruz.
Byle bir tanmlamadan dolay dar grl damgasn vurmak
isteyebilirler, Birok gezegende (dnyada) olaanst dil uz-
manlar ya da byk ozanlar bulunabilir, fakat radyo-
astronom yetitirmemi olabilirler. O takdirde onlardan haber
alamayacaz elemektir. N harfi ok sayda etkenin toplamn
ifade eder.
N., Samanyolu Galaksisindeki yldzlarn says;
fp, gezegen sistemleri bulunan yldzlarn oran;
ne, belirli bir sistemde evresel koullar asndan yaan-



312
maya elverili gezegenlerin says;
fl, hayatn balad ve yaanmaya elverili gezegenlerin
oran;
fi, akll canl l ara ait hayat ekillerini n gel itii geze-
genler;
fc, haberleebi lecek teknik dzeydeki uygarl klarn ge-
litii gezegenl er;
fL, bir gezegenin mrn teknik uygarl n ssledi i
ortalama sre;
imdi denklemi mizi yl e kuralm N=N.fpneflfifcfL
N'yi bulmak iin bu miktarlardan her birini tahmin et-
meli yiz. Bu denklemdeki etkenlerden ilk sradakil er hak-
knda epey bil gi sahibi yiz. rnei n, yldzlarn saysyl a
gezegen sistemlerinin saysn bili yoruz. Oysa son etken-
lere ait, rnei n zeknn evri mi ya da tekni k toplulukl arn
mr sreleri hakknda az ey bili yoruz. Bunlar iin tah-
min yrteceiz. Benim aada yrteceim tahminl er
iin ayn fikri payl amayanlar, kendi dncelerine uygun
tahminl eri yazsnlar. Bakal m bu tahmi nlerimiz galaksi deki
ileri uygarl klarn saysn nasl etkileyecek, Cornell ni-
versi tesi nden Frank Drake tarafndan ilk kez ortaya atlan
bu denkl emi n nemli yanlarndan bi ri, yl dz ve gezegen
astronomisinden organik kimyaya, evrimsel biyolojiye, ta-
rihe, siyasete ve anormal psikoloji ye kadar her alan
iermesidir, Kozmos'un byk bir blm Drake denklemi
yelpazesinin iine girer.
Samanyolu Galaksisindeki yl dzl arn saysn ifade
eden N.' yi dikkatli saymlardan tr kesi ne yakn biimde
bili yoruz. Gn kk bl mlerinde saym yapm ol-
makla birlikte, setiimiz bu kk blml er tm sayy
verecek niteliktedi rl er. Bu say bi rka yz mil yardr. Son
olarak yapl an tahminl er 4x10
11
di r. Bu yl dzlardan pek
az, termonkl eer yaktlarn israf ederek hayatl arna ksa
zamanda son veren byk ktleli yl dzlardandr, Bunlarn
byk ounluunun mr mil yarlarca yll ktr. Bu sre
iinde dengeli biimde parl dayarak yaknl arndaki geze-
genl erde yaamn bal amas ve evri mi iin enerji kayna



313
salarl ar.
Gezegenlerin genellikle yl dz kmel eri el iinde bu-
lunduuna ilikin kant var: Jpiter'i n, Satrn'n ve Ura-
ns'n gezegen sistemleri buna rnektir. Bunlar bizim g-
ne sistemi nin minyatrleri gibidi rl er. Gezegeni bulunan
yl dzl ar orann fp' yi yaklak 1/3 ol arak kabul ediyoruz.
O takdirde galakside gezegen sistemleri toplam says,
N.fp ~= 1,3x10
11
dir, (~= simgesi aa yukar ei t anla-
mndadr). Eer her sistemi n bizimki gibi on gezegeni ol-
sa, galaksi deki dnyalarn toplam says bi r tril yonu aar
ki, epey byk bir kozmik arena sayl r.
Kendi gne si stemi mizde u ya da bu biimde bir ha-
yat biimine el verili bi rok gk cismi vardr; yerkremiz
elbet elverili olanl ardandr. Belki Mars, Titan ve Jpiter
de olabilirl er. Hayat bir kez bal ad myd, vazgeilmez
oluyor ve yaam koullarna srarl a uyulmaya al l yor.
Herhangi bir gezegen sisteminde hayata el verili den
birok deiik evre koulu sz konusu olabilir. Biz fazla
cmert davranmayarak ne = 2 di yoruz. Bu takdi rde yaa-
ma elverili gezegen says N.fpne = 3 x 10
11
dir.
Deneyl er unu gsteri yor ki, en ol aan kozmik koul-
lar altnda hayatn mol ekl temeli hemencecik oluuyor,
molekllerin yap blokl ar kendi kopyal arn eki veri yor-
lar. Bundan sonraki alana ai t daha az kesi n konuabili riz.
yle ki: Genetik kodun evri minde engell er kabilir, Sa-
manyolunda hayatn' en azndan bir kez balam bulun-
duu gezegenleri n tmn f ~= 1/3 kabul edersek,
N.fpnefl= 1x10
11
sonucuna, baka bir deyil e yz mil yar
tane yaanan dnyann var olduu sonucuna ulayoruz.
Bu mthi bir sonu ama henz bi tmedi hesaplarmz.
fi ve fc ii n daha az kesin konuabili yoruz. Bir yandan
unu kabul etmeli yiz ki, bizi m bugnk akl ve teknol oj i
dzeyi ne erimemiz ii n bi yolojik evrimi mi zde ve i nsanl k
tarihimizde bi rbiri nden deii k yl e ok aama olmutur
ki, bunl arn baka dnyal arda tekrar zor olabilir. te
yandan, belirli yetenekteki il eri uygarl klara gidi yollar
da deiik olabili r. Byk organizmal arn evrimi nde
Cambrian Patl amasnn oynad rol he-



314

saba katarsak, fixfc = 1/100 alarak hayatn balad ge-
zegenlerden yalnz yzde 1i nde teknik uygarl n geliti-
ini syleyebiliriz. Bu tahmi n, eitli bilim evrel eri nde
egemen olan kan ortal amasdr. Bazl arnn kansnca,
tri bolitl erin ortaya kndan atein ehliletirmesine dek
sren aama, tm gezegenlerde ok abuk olmutur; ba-
zl arna greyse on ya da on be mil yar yl da bile teknik
uygarl n gel imesi olanakszdr. Aratrmalarmz ve
bulgularmz tek bir gezegenl e snrl ol duka, bu konuda
fazla varsaymda bulunamayz. Bu etkenleri n arpm bi ze
teknik uygarl n en azndan bir kez gn grd
gezegen saysn N.fpnefl fifc ~ 1 x 10', yani bir milyar ola-
rak veriyor. Fakat bu, teknik uygarl klarn i mdi var oldu-
u gezegen says bi r mil yardr demek deil dir. Bu neden-
le fL iin de tahmin yrtmeliyiz.
Bir gezegenin mrnn ne kadarl k blm teknik uy-
garl k iinde gemiti r? Yerkremiz bi rka mil yarl k mr
sresinde radyo-astronomini n beli rledii teknik uygarl k
dnemini ancak yi rmi, otuz yl dr yaamaktadr. Demek
oluyor ki, gezegenimiz ii n fL 1/l CTden aadr ki, bu da
yzde bi rin mi l yonda biri di r. Ve hemen yarn, kendimizi
yok edemeyeceimiz garantisi verilemez. Diyelim ki, bi-
zimki tipik bir durum olsun ve kendimizi yok edii miz y-
lesine geni boyutl ara varsn ki, bir daha hi bir teknik uy-
garl k -i nsan trnn ya da baka bi r trn uygarl - G-
ne'imizi n mrnn geri kal an blm olan be ya da al t
mil yar' yl da belirmesin. O takdirde N =N.fpneflfifcfL~=
10' ya eitti r ki, bunun anl am, beli rli bi r




315

zamanda galakside ok az, avu ii kadar az sayda teknik
uygarlk bulunduudur. Baka bir deyile, bu kk say,
kendini yok eden teknik uygarlklarn yerini alanlar ifade et-
mektedir. N says 1'e bile debilir. Eer uygarlklar teknolo-
jik aamaya geldikten hemen sonra kendilerini yok etme ei-
limi gsterirlerse, biz yer kreliler iin yeryz - d kimseyle
konuma olana kalmaz. Kendi kendimizle konuuruz. Bunu
da pek iyi beceremiyoruz ya! Uygarlklarn meydana kmas
milyarlarca yl alyor ve kaplumbaa hzyla oluyor, sonra da
balanmaz bir hata yznden bir anda kendimizi yok edebi-
liyoruz.
Fakat bir de teki alma dnelim: Yksek dzeyde
bir teknolojiyle yaamay srdrmesini bilen birka uygarlk
olduunu... Diyelim ki, gemiteki beyin evrimi sapmalarnn
yaratt elikiler bilinle zmleniyor ve uygarlklarn ken-
dilerini yok etmelerine yol amyor; ya da huzursuzluklar pat-
lak verse bile biyolojik evrimin yer ald dier milyarl yllarda
bu dzensizlikler gideriliyor. Bu tr toplumlarn yaam sreleri
yldz ya kadar uzun olabilir. Eer uygarlklarn yzde 1'i
teknolojik erginlik dnemlerini sa salim atlatabilseler ve ta-
rihlerinin o kritik dnemlerinde doru yola sapp olgunluk d-
nemine girebilseler, o takdirde fL =: 1/100, N I0
T
olur ki, bu
da galakside varlklarn srdren uygarlklarn saysn mil-
yonlara ykseltir. Bylece, Drake denklemindeki astronomi,
organik kimya ve evrimsel biyolojiye ilikin tahminlerimizin
gvenilir olmayabilecei konusundaki endielerimize karn,
asl gvensizlik duyulan etkenler, ekonomi, politika ve yery-
znde "insan doas" deyimiyle ifade ettiimiz etkendir. yle
anlalyor ki eer kendi kendini yok etme galaksiler aras uy-
garlklarn ar basan kaderi olmazsa, gklerde yldzlardan
gelen mesajlar fsldayordur.



316
Byle bir tahmin insann kann hareketlendiriyor. Uzay-
dan bir mesaj gelmesi, bu mesajn ifresi zmlenemese bi-
le, yine de ok umut verici bir belirtidir. Bu mesaj, birilerinin
yksek teknoloji dzeyine ulam olduunu, teknolojik ergin-
lik dneminin baaryla atlatldn belirtiyor. Tek bana me-
saj bile, baka uygarlklar aranmas iin yeterli bir gerekedir.
Samanyolu Galaksisinin orasnda burasnda dalm mil-
yonlarca uygarlk varsa, en yaknna olan mesafe yaklak iki
yz k yldr. Ik hzyla bile bir radyo mesajnn oraya
ulamas iki yz yl bulur. Eer bir diyalog balatm olsay-
dk, bu anda diyalogun neresinde olacamz u rneklerle
anlatalm: Johannes Kepler soruyu sormu olurdu, biz de o
sorunun yantn daha imdi alm olurduk.
Uzayda baka uygarlklarn bulunup bulunmad yolunda
giritiimiz arayn erken aamalarndayz henz. Optik fo-
toraf araclyla resmi ekilen youn yldzl bir alanda yz
binlerce yldz var. Bizim iyimser tahminlerimize gre, bunlar-
dan biri, ilerlemi uygarlk blgesidir. Fakat hangisi? Radyo-
teleskoplarmz hangi noktaya yneltmeliyiz? lerlemi uygar-
lk merkezleri olabilecek milyonlarca yldz arasnda imdiye
dek radyoyla ancak bin tanesini taradk. Harcanmas gereken
abann yzde birinin ancak onda birini yerine getirdik. Ne
var ki, sistemli ve ciddi aray ksa zamanda younlaacaktr.
Bu alandaki n almalar B. Amerika ve Sovyetler Birlii'nde
balam bulunmaktadr'. Bu konuda harcanan aba fazla
masrafl deildir; orta boy bir gemi, rnein, modern bir dest-
royer fiyat bile yerkre - d hayat aray harcamalarn ge-
er.
nsanln tarihinde yer alan karlamalar iyilikten yana
karlamalar olmamtr ounlukla. Kltrleraras temaslar
bir radyo sinyalinin alnmasndan ok deiik, dorudan ve fi-
ziksel olmutur. Yine de gemiten bir iki rnek vermek,
umudumuzun apn belirl emek iin gerekebilir: Amerikan
ve Fransz devriml eri arasndaki dnemde Fransa Kral
XVI. Louis Pasifik Okyanusuna bilimsel, corafi, ekono-
mik ve ul usal amal bi r sefer dzenlemiti. Bu sefere ka-
tlanlarn banda ABD'ni n Bamszl k Savanda dv-
m nl kif Kont La Perouse bulunuyordu. 1786 Tem-



317
muzunda sefer iin yelken atktan bi r yl Sonra Al aska
kylarna, imdi Lituya Koyu ad veril en yere ulat. Bura-
daki liman beenen La Perouse, "Dnyada hibir liman
bunca kolayl k sunamaz," di ye yazmt. La Perouse en-
der yer olarak niteli i bu limanda, baz vahilere rastl ad.
Bunl ar dostluk gsterisi amacyl a pelerinl erini ve deiik
trde deri mantolar sall yorl ard. Bu kzlderililerin tekne-
leri nden bazlar bal k avl yordu koyda... Vahiler, kanol a-
ryl a evremizi kuatyorl ar, bal k, su samuru ve baka
hayvan derileriyle ufak tefek eya sunarak karl nda
demir isti yorl ard. Bu tr al verie yatknl kl ar bizi art-
t. Avrupal tccarl ar gi bi enikonu pazarl k edi yorlard.
Kzlderili yerlil er pazarl kta epey srarl ydl ar. La Pe-
rouse'un tepesini attracak kadar ileri gidi yorlar ve zellik-
le demir eya alyorlard. Fakat bi r defasnda Fransz
deniz subaylarnn yastklar altnda sakl niformal arn
da almlard. La Perouse krali yet emirl eri ne uyarak bu
duruma kar sert tepki gstermeyip, bar yoldan -
zm geti rmeye al yordu. Fakat yerlilerin "sabrmzn
tkenmez ol duunu sanmalarndan yaknyor, yerlilerden
yaka silkiyordu. Buna ramen, her iki kltrn temsilcileri
de bi rbi rl eri ne zarar vermemi lerdi. ki gemiyi donatan La
Perouse Lituya Koy' undan ayrl d. Buraya bi r daha da d-
nemedi . Kei f seferi ne kan gemil er Pasi fik'in gneyi nde
1788'de kaybol up gi ttiler. La Perouse kaybolanlar arasn-
dayd.
Mrettebattan bir kii dnda hepsi lmt (49).
Bu olaydan tam yz yl sonra Tlingit'lerin reisi Cowee, Ka-
nadal antropolog G. T. Emmons'a atalarnn ilk beyaz insanla
karlamalarna ait bir yk aktard. Bu yk kulaktan kulaa
aktarlan trdendir. Tlingit'lerin bilgileri yazya dkme olanak-
lar yoktu. Cowee'nn de La Perouse'u duymuluu yoktu.
Cowee'nin bu konuda anlattklar zetle yledir:
(49) La Perouse bu gemiye sahip firmann bandayken, sefere katlmak iin bavurular geri ev-
rilen epey gen aday vard. Bunlardan biri Korsikalyd. Korsika'da topu subay olan bu
gencin ad Napolyon Bonaparte't. Dnya tarihinin rgsnde nemli bir dm atlm olu-
yordu. yle ki: Eer La Perouse, Bonaparte' keif seferine kabul etseydi, Rosetta Ta bu-
lunmazd ve hiyeroglif yazs hibir zaman Champollion tarafndan zlemezdi. te yandan
yakn tarihimiz birok adan epey deiik seyir alm olurdu.




318
Bir ilkbahar gn kalabalka bir Tlingit top-
luluu bakr alverii iin Kuzey'e Yakutat'a
gitmeyi denemilerdi. Demir bakrdan daha da
deerliydi. Fakat demir bulmak olanakszd. Li-
tuya Koyuna giren drt kayk dalgalar tarafndan
yutuluvermiti. Hayatta kalanlar kyda kamp ku-
rup len arkadalar iin yas tutarken krfeze iki
garip cisim girmiti. Bunlarn ne olduunu bilen
yoktu. Kocaman beyaz kanatlar olan siyah ku-
lara benziyorlard. Tlingit'ler dnyann kuzgun
biimindeki bir siyah ku tarafndan yaratldna
inanrlard. Kuzgun Gne'i, Ay' ve yldzlar
hapsedildikleri kutulardan kurtarp uurmutu.
Kuzgun'a bakan ta oluverirdi. Kuzgun grdkle-
rinde, Tlingit'ler ormana kaarlar ve orada sak-
lanrlard. Bir sre sonra, herhangi kt bir eyin
balarna gelmediini gren cesur birka kii,
sansar derisini drbn gibi kvrp bu yntemle
baknca balarna bir ey gelmeyeceini, ta ke-
silip kalmayacaklarn dnmlerdi. Deri par-
alarndan yaptklar drbnlerden baknca, ko-
caman kular kanatlarn katlyorlar ve bunlarn
vcutlarndan kan kck siyah yavrular b-
yklerin tyleri zerinde emekliyor gibi gzk-
yordu.
Bu arada neredeyse gzleri tmyle kr ola-
cak bir sava, toplulua hitap ederek hayattan
bekledii fazla bir eyi kalmadn, topluluun
yarar iin Kuzgun'un insan taa dntrp
dntrmeyeceini denemek istediini aklad,
Susamuru krkn omzuna atp kanosuna atlad
ve krek ekilen tekneyle Kuzgun'a doru gt-
rld. Kuzgun'a kt ve garip sesler duydu. Bo-
zuk gzleriyle nnde dolaan karaltlarn ne ol-
duunu fark etmedi. Belki de kargaydlar. Toplu-
luk arasna geri dndnde onun etrafn sard-
lar ve hl hayatta kalm olmasna atlar.
Ona el srp dokundular, kokladlar, acaba ger-
ekten yayor mu diye. Uzun sre dndkten



319
sonra, adamcaz ziyaret ettii eyin Tanr Kuz-
gun olmad, insanolu tarafndan yaplm bir
dev tekne olduu kansna vard. Karaltlar kar-
ga deil, deiik insanlard. Sava, Tlingit'leri
gemiyi ziyaret etmeleri iin yreklendirdi ve on-
lar da krklerini vererek karlnda demir ald-
lar.
Tlingit'ler yabanc bir kltrn temsilcileriyle olan bu ilk
bar karlamalarnn yksn yazya dkmeden kulak-
tan kulaa aktarlmak suretiyle hi bozmadan koruyabilmi-
lerdir.(50)
Eer gnn birinde yerkre-d daha ileri bir uygarl k-
la temasa geersek, bu temas her ne kadar Franszl arn
szn ettiimiz temasyla fazla ilgili gibi gzkmese de,
acaba bar m olacak? Yoksa daha ileri teknik dzeye
ulam kltrn daha dk dzeyde teknie ulam
kltr yok etmesiyle sonulanacak bir durumla m kar-
laacaz?
XVI. yzyl balarnda orta Meksika' da il eri bir uygar-
lkl a karl al d. Azteklerin muhteem bir mimarisi, titiz
kayt tutma yntemleri ve Avrupal larnkinden ok daha
stn astronomi takvi mleri vard. Aztek'l eri n sanat eya-
syl a karl aan Albrecth Drer, Austos 1520de unlar
yazyordu: "imdiye dek kalbimi bylesine sevince bo-
an bir ey grmemitim. Her yan tmyle altndan,
bir kula boyunda, bir gne grdm (bu grd, as-
lnda Aztek'lerin astronomi takvimiydi); yine bir Ay'la-
rn grdm ki, som gmtendi, yine ayn byklk-
t eydi, kocaman bir ey... iki oda dolusu silah, zrh ve
daha baka sava ara gereleri grdm. Harikalar m
gr yor um, demekten alamadm kendimi." Aztek'lerin
kitapl aryla karl aan aydnl ar bayl dlar bunlara. Bu ki-
taplardan biri iin, "Neredeyse Msrllarn kitaplarn
andryor," di yerek hayranl n ifade etmiti aydnlardan
(50) Tlingit'lerin reisi Cowee'nin anlattklar gibi, okuma yazmas olmayan bir kltrde bile leri
bir uygarlkla temasa geilmesine ait bir yk anlatla anlatla, kulaktan kulaa nesillerce
korunabiliyor. Eer yerkremize yeryz d bir ziyaretinin gelii sz konusu olsayd, bu
temasn niteliini ortaya karacak bir yk geriye kalrd.




320
biri. Hernan Cortes bakentl eri Tenochti tlan' "dnyann
en gzel kent l er i nden bi r i " olarak ni tel emi ve unlar
eklemiti: "i nsanlarnn davranlar ve gsterdikleri
faaliyet spanya'daki insanlarn dzeyindeydi. Bir d-
zeni n egemen olduu ve iyi rgtlenmi bulunduklar
bel l i ydi . Bu i nsanlarn barbar olduklar, Tanr'dan ha-
ber si z ve t eki uygar t opl uml ar l a t emas hal i nde bu-
lunmadklar gz nnde t ut ul ur sa, sahi p olduklar her
ey olaanst artc oluyor." Bu szleri yazdktan
iki yl sonra Cortes, Tenochti tlan' yerle bi r etti . Ve Aztek
uygarl ndan ne varsa onu da, Aztek'lilerden biri yl e
anlatyor bu ol ay:
Montezuma (Aztek mparatoru) duyduklar
karsnda dehete kapld. Onlarn yiyip i -
tikleri eyl er karsnda arp kal d. Fakat
onda asl ok etkisi yapan, spanyollarn orta-
l gmbrtyle kasp kavuran toplar oldu.
Toptan kan ses insan sersemletiyor, ken-
dinden geiriyordu. i nden gelen koku i nsa-
nn iini all ak bullak ediciydi . Daa bile arp-
sa onu parampara ediyor, bi r aac toz y-
nna eviriyordu. Aa sanki frl m gibi
ortadan kayboluveriyordu... Montezuma' ya
btn bunlar anlatldnda ok geirdi, deh-
ete kapl d. Baylr gibi ol du. Kalbi dayana-
mad.
spanyoll ara ait haberler Montezuma'ya geldike, "On-
lar kadar gl deiliz," sz yaylmaya bal ad. "Onlarn
yannda bi r hiiz." spanyoll ar iin "Gklerden Gelen Tan-
rl ar" denilmeye baland. Btn bunlara ramen, Az-
tek'ler yanlgya dmemilerdi spanyoll ar konusunda.
Nitekim spanyollar eyle anlatyorl ard:
Altna bi rer maymun gibi yaptlar. Al tna
sarldkl arnda yzl eri parldyordu. Al tn kar-
sndaki al kl ar doymak bil miyordu. ldr-
mlard sanki... al tna ehvetle sal drm-
lard. Domuzun yiyecek karsndaki davran-
gibi al tn yeyip her yanl arn onunla dol-



321
durmak istiyorlard. Bulduklar yerde altna
ellerini dal dryorl ar, al tnla konuuyorlar, ona
bir eyl er fsldyorlardr.
Fakat spanyol larn ruhunu okuma yetenekleri kendile-
rini savunmalarna yetmedi. 1517 yl nda Meksika gkl e-
rinde byk bir Komet grl mt. Aztek' Ierin tanrs
Kuetzalkoatlun Dou Denizinden beyaz tenli bir insan
olarak gelecei efsanesine kendi ni kaptran Montezuma,
astrol ogl arn hemen i dam ettirmiti . nk kuyrukl u yl-
dzn gelecei ni haber vermemi ve bunun akl amasn
yapamaml ard. Bu felaketin geleceine inanan Monte-
zuma kendini byk bir zntye kaptrmt. Aztek'leri n
batl inancnn salad avantaj ve yksek teknolojileri
sayesinde 400 silahl Avrupalyl a yerli yardmcl ar, 1521
yl nda il eri uygarl k dzeyine ul am says 1 mil yona
yakn bir topl umu yeni p darmadan ettiler. Aztek'l er
mrl eri nde at grmemilerdi. Yeni Dnya'da at yoklu.
Demir metal rjisini sil ah sanayii ne uygulamamalard.
Ateli sil ahl ar icat etmemilerdi. Oysa spanyoll arla ara-
larndaki teknoloji a ok geni deil di. Belki birka yz
yll k bir akt.
Bizler, galaksi deki en geri teknoloji ye sahip topl uluuz
herhalde. Teknik bakmdan daha da geri bir toplumun
radyo-astronomiden hi haberi yoktur kukusuz. Yerk-
remiz zerindeki kltrl eraras hazin atma duruml arn
galaksi boyutunda dnrsek, imdi ye dek yok edilirdik
herhalde. Shakespeareimize, Bach' mza ve Vermeer'imi-
ze kar hayranl k duyularak da olsa. Neyse ki, bugne
dek byle bir ey gerekl emedi . Belki de yabanclarn
yerkremiz hakknda besledi kleri duygular, Cortes'i nkin-
den ok La Perouse'unkine benziyordur. Daha iyilikten
yanadr. Belki de UFO' lara ili kin btn iddi alara ve eski
astronotl arn fi kirlerine ramen, uygarl mz henz ke-
fedilmemi ol amaz m?
Bir yandan di yoruz ki, tekni k uygarl kl arn kk bi r
blm bile kendilerini dzen iinde ynetebilseler ve kit-
lesel i mha silahlarn zararszca koruyabilseler, u anda
galaksi deki ileri uygarl klarn says bi r hayli fazla olmal-



322
dr. Yl dzlararas yol culuklar ok yava yapabil ecek du-
rumdayz. Ama di yoruz ki, i nsan tr iin sratli yl dzl a-
raras yolculuk gerekl eti ri lebi lecek bir hedeftir. te
yandan dnyamzn yerkre d akll varl klar tarafndan
imdi ya da eski zamanlarda zi yaret edi ldiine iliki n
inandrc kant yoktur. Peki, bu bi r eliki deil midi r?
Eer bize en yakn uygarl k 200 k yl mesafedeyse,
oradan buraya ulamak iin -o da k hzyla geli nebili r-
se- 200 yl tutar. Ik hznn yzde bi ri ya da yzde birin
onda bi ri hzyl a da olsa, yi ne de yeryznde insan yaa-
mnn balamasndan bu yana yakn uygarl klardan varl k-
lar gelebilirdi. Neden gelen yok? Buna verilecek birok
olasl yant bulabili riz. Aristarkus ve Kopernik'i n grl e-
rine ters dse de, ol a ki, bi zler "lk" ve "Birinci"leriz. Ga-
laksi tarihinde ilk olarak ortaya kan bir teknik uygarlk elbet
vardr. Hi olmazsa baz uygarlklarn kendi kendilerini yok
etme eilimi gstermedikleri inancmzda yanlyoruz belki.
Belki de yldzlararas yolculuklarda engeller sz konusudur.
Hem sonra, k sratinin altndaki hzlarda bile bu gibi engel-
lerin neler olabileceini saptamak zordur. Ola ki burada, ara-
mzdadrlar ve Gk Ktas Ynetmelii uyarnca yeni do-
makta olan uygarlklarn iilerine mdahaleyi doru bulmu-
yorlardr. Bir de bakmsnz, bizlerin, bu yl yine kendi ken-
dimizi yok etmeden savuturabilecek miyiz diye bir yosun ta-
banda bakteri kltrn izleyiimiz gibi merakla ve sabrsz-
lkla izliyorlar bizi.
Bir aklama yolu daha var ki, tm bildiklerimizle uyuu-
yor. Eer epey yllar nce, iki yz k yl kadar nce, uzayda
yolculuk edebilen bir uygarlk belirmise bile, dnyamzn il-
gin olabileceini akllarna getirmemilerdir. Onlarn asn-
dan, yaknmzdaki yldz sistemlerinin tm, keif ya da ko-
loniletirmek iin aa yukar ayn derece ilgin olabilir.(51)
(51)Yldzlara gitmeyi istetecek birok etken doabilir. Eer Gne'imiz ya da komu bir yldz
bir spernova olma yoluna girmise, yldzlararas uzay yolculuu birden ok ilgin bir durum
dourur. Galaksimizde bir patlama olasl belirmesi, eer biz teknik bakmdan bir hayli ile-
riysek, galaksiler aras yolculuu ilgin duruma getirir. Kozmos'da iddetli patlamalar olasl
uzay gmenliini gerekli klabilir. Byle bir olaslkta bile bizim yerkremize gelmeleri sz
konusu deildir.





323
Teknik dzeyi artmakta olan bir uygarlk, kendi gezegen
sistemini kefettikten sonra yldzlararas uu olanaklarn
gelitirerek komu yldzlarn kefine kar. Yldzlardan baz-
larnn gezegenleri olmayabilir. Hepsi de gazdan olumu bi-
rer dev dnyayla ya da asteroitlerle karlalabilir. Baka yl-
dzlarn da gezegenleri bulunabilir. Bunlardan kiminin atmos-
feri zehirli olabilir, kimininkiyse rahatsz edici. Bazlar da
meskn olabilir. Uzayda koloni kurmaya gidenler, yerleecek-
leri dnyay yaanr duruma getirme abasna girimek zo-
rundadrlar. Bir gezegenin yaama uyarlanmas abalar uzun
zaman alr. Yaamaya elverili gezegen de kabilir karn-
za. Gidilen gezegende, yeni bir yldza doru yolculua k-
mak zere orann yerel kaynaklarndan yararlanlarak uzay
arac yapmak uzun zaman isteyecektir. Zamanla yldzlara
doru ikinci nesil keif ve koloniletirme abalar devreye gi-
recektir. Ve byle byle bir uygarlk asma rnei dnyalar
arasna trmanacaktr.
Hibir uygarlk, topluluktaki doumlarn saysn snrlan-
drmadan yldzlararas yolculuk abalarnn stesinden gele-
mez. Doum oran yksek herhangi bir toplum, tm enerjisini
ve teknolojisini kendi gezegeni zerinde yaayan insanlar
doyurmak ve barndrmaya adayacaktr. kardmz bu so-
nu dorudur ve u ya da bu topluluun zellikleriyle ilgisi
yoktur. Herhangi bir gezegende, biyolojik yaps ya da sosyal
sistemi ne olursa olsun, nfusundaki belirgin bir art tm
kaynaklarn yutacaktr.
Mesai arkadam William Newman ve ben yle hesapla-
dk: Eer bir milyon yl nce doum oran dk ve uzay yol-
culuu yapmaya yetenekli bir toplum iki yz k yl uzaklk-
larda belirip d dnyalara alsayd ve yolu zerinde elverili
dnyalar koloniletirseydi, keif aralar henz imdi gne
sistemimize dalacakt. Fakat bir milyon yl uzunca bir zaman-
dr. Eer bize en yakn uygarlk bundan daha gen yataysa
imdiye dek bize ulaamazlard, iki yz k yl apndaki bir
krede 200.000 adet gne ve belki de bir o kadar sayda ko-
lonilemeye elverili gezegen bulunur. Ancak 200.000 dnya
kefedildikten sonradr ki, bizim gne sistemimiz rastlant
sonucu kefedilir ve yabanc bir uygarln barna olabilirdi.



324
Bir uygarln bir milyon yan bulmas ne demektir?
Radyo-teleskop ve uzay aracna sahip oluumuz henz yeni-
dir. Yirmi, otuz yllk falan; teknik uygarlmz ancak birka
yzyll ktr. ada kal ba uyacak bilimsel dncel er de
birka bi n yll ktr. Genel anl amdaki kl trmzn eskilii
yz bi n yl bulmaz. Gezegenimizde insann beli rip geli-
mesi yle yalnzca bi rka mil yon yl ncesine dayanr. Yer-
kremiz zeri ndeki teknik gel ime oranna bakl rsa, bir-
ka mil yon yll k ileri bi r uygarl n kat ettii yol bizimkin-
den birka milim ileri de demektir. Bizden bi r mil yon yl il e-
ride olan bi r uygarl k yl dzl araras yolculuklar ve geze-
genl eri kol onil eti rmekl e il gil eni r mi ? i nsanl arn mr s-
resi nin kstl olmasnn bir nedeni vardr. Bi yol ojide ve tp
bilimlerinde ok byk il erl emeler, bu nedeni aratrarak
uygun zml er bulabilirl er. Uzay yolcul uklaryla ilgil eni-
imiz, acaba kendi yaam sremizi uzatma ya da sonsuz
kl ma abalarmzdan m ileri geli yor? lmsz insanlar-
dan oluan bi r uygarl k, yl dzlararas keiflere kmay
gereksiz ve ocuksu mu bulur? Zi yaret edilmeyiimiz,
uzayda yldzlarn di zi dizi bol oluundan ve yaknmzda-
ki bir uygarl k bize ul amadan nce urad yerde keif
nedenini yitirmesinden tr olabilir.
Gerek kurgu-bi lim yaptlarnda, gerekse UFO edebi ya-
tnda yerkre-d varl k hemen hemen bizi m kadar yete-
nekli kabul edil i yorl ar. Deiik uzay aracna ya da n ta-
bancasna sahi pti rler, ama savalarda (kurgu-bilim uygar-
lkl ar arasnda sava grntl eri nden holanyor) onl ar ve
bizler hemen hemen ayn gteyiz. Asl ndaysa gal akside-
ki iki uygarl n ayn dzeye erimi bul unmas hemen
hemen ol anaksz. Bi r atmada biri tekine mutlaka
egemenlii ni kabul ettirecekti r. Bi r mil yon yl az bir zaman
dilimi deildi r. Eer ilerl emi bi r uygarl k gne sistemi-
mize buyuracak olursa, bizim yapabilecei miz hibi r ey
yoktur. Onlarn bilim ve teknoloji dzeyleri bizimkinin ok
zerindedir. Temasa geecei miz ileri bir uygarl n olas
kt ni yetinden endie duymak gereksizdir. Bu kadar
uzun bir zaman dilimi uygarl kl arnn srm bulunmas,
kendi kendil eri ni ve bakal arn yok etmeden yaama yn-
temi ni rendiklerini gsterir. Yerkre-d yaratkl ar ko-



325
nusunda duyduumuz endie, kendi geriliimizin bir sonucu
olabilir, gemiteki tarihimizden duyduumuz vicdan azabn-
dan doabilir: Uygarlklarn azck geri kalm uygarlklara re-
va grd saldrlar, Corles'i ve Aztek'Ieri anmsayalm. Hat-
ta La Perouse'dan sonraki kuaklarn elinde Tlingt'lerin u-
rad akbeti de unutmayalm. Unutmuyoruz... znt duy-
madmz da syleyemeyiz. Eer gklerimizde yldzlararas
bir armada grnrse olduka uysal davranacamz syle-
yebilirim,
Daha deiik bir temasa gememiz olasl daha kuvvet-
lidir; nce de belirttiimiz gibi, radyo yoluyla mesajlar alarak
temas edeceiz ve fiziksel bir temas, hi olmazsa uzunca bir
sre mmkn olmayacak. Byle bir durumda mesaj gnde-
ren uygarla yant verip vermemek bizim elimizdedir. Eer
mesaj saldrgan ve rktc bulursak cevap vermeyiz. Yok,
eer mesajda deerli, yararl bilgiye rastlarsak, uygarlmz
asndan bunun sonular hayret verici olabilir: Baka bir bi-
limin ve teknolojinin, sanatn, mziin, siyasetin, ahlakn, fel-
sefenin ve dinin gizlerine gireceiz. Dahas, gezegenimizin
durumu "galaksi eyaleti"ne dnecek. Daha baka neler -
renmemiz mmkn olacan da greceiz o zaman.
Baka bir uygarlkla bilimsel ve matematiksel bilgiler pay-
laacamzdan yldzlararas mesaj gndermek, sorunumu-
zun en kolay blmn oluturacaktr. ABD Kongresi ile Sov-
yetler Birlii Bakanlar Konseyi'ni yerkre - d akll yaratklar
aratrmas iin para ayrmaya ikna etmek iin daha zor yan-
dr.(52) Gerekte uygarlklar iki byk snfa ayrabiliriz:
Dnya-d akl l varl kl ar aratrmas ii n para ayrlmas-
na aba harcayan bilginl ere, bilgin olmayanl arn kar k-
tklar ve tm harcamal arn i tketime yneltilerek yl dz-
lara ilgi gsterilmeyen, al l agel mi dncelerin hkm
srd topl umlar; ikincisi yse baka uygarlkl arla temas
grnn paylald ve bu konuya yneli k geni ara-
trmal ara gi riil en toplumlar.
(52) Bakaca ulusal organlar da sz konusu olabilir. rnek olarak ngiliz Savunma Bakanl
szcsnn 26 ubat 1978 tarihli London Observer gazet esi nde yay nl anan u szn ak-
tarabi l i ri z: "Uzaydan gelebilecek mesajlarla ilgilenmek PTT'nin ve BBC'nin grevl eri ara-
s ndad r. Yasad yay nl ar bul up ort aya kar mak bu kurulularn iidir.





326
Bu alan yle bir al andr ki, insanolunun gi riimlerini n
baarszl kl a sonul anmas bile baar sayl r. yle ki :
Milyonlarca yl dz ii ne alan bir erevede radyo si nyall e-
ri aracl yla dnya-d varl k aratrmasna koyulsak ve
hibi r eye rastlamasak, hi olmazsa galaksideki uygar-
lkl arn pek ender ol duu sonucuna varabil iriz. Bu da ev-
rende kendi deerl endirmemizi ve apmz renmeye
yarar. Gezegenimizdeki insan trnn ne denli ender
rastlanan bi r varl k olduu, ok gl ve pek sekin bir
gr durumuna geli r, her insann kiilik deeri nem ka-
zanr. Eer bu ynde bi r baar salarsak, trmzn ve
gezegenimizi n tarihi kkl ve srekli bir dei ime urar.
Baka uygarl klarn varl n ve nitelii ni kefetmemi z-
se, bilgi mizi onlarn bilgisi yl e karlatrma olana tan-
yacandan apmz genileyecekti r. O takdirde Saman-
yolu Galaksisindeki tm uygarl klarn etki nl ikleri ve bil gi-
leri bir Gk Ktas Ansi kl opedi si ni n konusunu ol utura-
caktr.









327

Blm XIII
YER KREMZ ADINA KM SZ HAKKINA
SAHP

nmde lm ve srekli klelik bulunduuna gre, yldzlarn gizlerini ara-
trma zahmetine neden gireyim?
[Anaksimes'in Pitagoras'a yneltmi olduu ve Montaigne tarafndan aktar-
lan bir soru (M.. yaklak 600)]

Ne denli kocaman olmal gkyzndeki o kreler ...
Ve iktidar oyunlarmza
gemi seferlerimize
ve tm savalarmza sahne olan u yerkremiz de ne denli kk olmal onlarla
kyaslannca.
u kck yerkrenin zavall bir kesinin efendileri olma uruna bunca insann
hayatna kyan krallarla prensler iin gz nnde tutulmas gereken, zerinde d-
nlmesi art olan bir nokta bu.
[Chrisaan Huygens, New Conj ect ur es Concer ni ng t he Pl anet ar y
Wor l ds, Thei r Inhabi t ant s and Pr oduct i ons, yaklak 1690]

" Dnyann tmne," dedi Gne Babamz. " Ben m ve prltm veririm;
insanlara sm veririm onlar dkleri zaman;
tarlalarnn rn vermelerini ve ineklerinin oalmasn salarm; her gn dnya-
nn evresinde dner insanlarn ihtiyalar ve bunlarn karlanmas iin daha iyi
bilgiler edinirim. Ben sizlere rnek olmalym."



328
[nka'larn bir efsanesinden. Garcilaso de la Vega'nr* " Krali yet Yorumla-
rndan, 1556]

Nice ve nice milyon yl gerilere doru bakyoruz ve ekilden ekle girip bir
g kaynandan baka bir g kayna arayna sramak,
toprak zerinde emeklerken kendine gven duyup ayaa kalkmak,
havay hkm altna alabilmek iin
uran kuaktan kuaa srdrmek, derinliklerin karanlna inmeye almak
ve gelgit balnda yok olmamak iin insanolunda byk bir savam istemi
gryoruz.
Bu sarslmaz istemin hiddet ve alkla bir o yana, bir bu yana yaylanarak yeniden
ve yeniden ekil aldn genileyip kendine ekidzen vererek tam kavranlmaz
hedefine dur durak nedir bilmeden yneldiini,
bize giderek yaklatna ve benzediine tank olurken varlnn benliimizde,
beynimizde ve damarlarmzda atmaya baladn fark ediyoruz...
Tm gemiin bir balangcn balangcn oluturduuna, bugne dek var olmu
ve var olan her eyin afan alacakaranl olduuna inanmak olasdr, insan zih-
ninin imdiye dek ulaabildiklerinin uyanmadan nceki ryadan baka bir ey ol-
madna inanmak mmkndr...
Bizim soylarmzdan ileride belirecek zihinler, bizi bizden daha iyi anlayabilecek
bir boyutla bugnk dar grlerimizin iine uzanabilecekler.
Bir gn gelecek, gnlerin birbirini amanszca izledii dizinin iinden yle bir gn
kp gelecek ki, varlklar belirecek; imdi zihnimizde uyur uyank ve etimizde
sakl durumda bulunan bu varlklar, insann bir tabure zerinde durmas gibi top-
ran zerinde dikilerek glecek, glecek ellerini yldzlara dokundurarak.
[H.G. Wells, The Discovery of the Future, (Gelecein Kefi), 1902]

KOZMOS HENZ DN KEFEDLD. Bir mil yon yl
boyunca herkes yeryznden baka bir yer ol madn
belledi. Derken, trmzn yeryzndeki mrnn yzde
birinin onda birine e sresi nde, Aristarkus' tan gnmze
dek uzanan ksa bi r zaman diliminde evrenin merkezi ol-
madmz ve evreni n varolu amacnn zeri mizde top-
lanmadn zlerek rendik. Merkezi ve kurulu amac
bir olmayp enginlikte ve sonsuzlukta kaybolmu mi nnack
ve mi nyatr i nceliinde, yzlerce mil yar galaksi ve milyar-
larca tril yon yldzla bezenmi bi r Kozmik Okyanusta d-
np dolaan bir dnya zeri nde yaadmz fark ettik.
Cesareti mizi toparl adk ve Kozmik Okyanusun sul arna
ayaklarmz daldrdk yavatan. Okyanusun bizi ektiini
grdk. Yapmzla badar bul duk. imizden bir ses
Kozmos'un yuvamz ol duunu sylyor. Yldz klnden
yapl m bul unuyoruz. Kkeni miz ve evrimimiz uzak koz-
mik olgularla balanm durumda. Kozmos' un kefi kendi



329
kendi mizi keif yolcul uudur.
Eskiden efsane dzenl erin bildii zere, hem gky-
znn, hem yeryznn ocuklaryz. Bu gezegen zeri n-
deki varl mz sresince tehl ikeli bi r evrimsel yk srtl a-
m bulunuyoruz. Bu yk torbasnn iinde saldrya ve t-
reye yatknl k, liderlere ba eme ve yabanclara d-
manca davran gi bi kal tsal eilimler yer alyor. Fakat
ayn zamanda bakal arna kar efkat, ocuklarmza ve
onlarn ocukl arna kar sevgi, tari hten bi r eyler ren-
me ve giderek zek ve yetenekleri mize bir eyl er katma
ei limleri ne sahibiz; bunl ar da hayatta kal mamza ve re-
fahmz srdrmeye yarayan etkenler... Yapmzdaki bu
eiliml eri n hangileri stn gelecek bilemiyoruz, zellikle
bak amz yalnzca "Yerkre" adn verdi imiz kre so-
runlarna ynelikse. Hatta daha da kts, bu krenin
yal nzca kck bi r bl mne ynelikse... Bizi Koz-
mos'un engi nlikleri nde kaamayacamz bir hedef bek-
lemekte. Dnya-d akll varl kl arn bulunduuna ilikin
henz ak bel irtiler yok. Bu, bizimkine benzer uygarl kl ar
acaba hi durmamacasna kendi kendilerini yok mu edi-
yorlar, di ye bi r dnce geti ri yorl ar akl mza. Yerkremize
uzaydan baktmzda, ul usal snr di ye bir ey gremi yo-
ruz. Uzaydan gezegenimizin incecik mavi bir hilal, sonra
da yldzl ar kenti aramda bi r k noktas ol arak grnd-
n izleyi nce etnik, dinsel ya da ulusal ovenist davra-
nlarn srdrlmesi akl almaz bir duruma dnr. Yol-
culuklarn boyutlar byyor...
Hayatn hibi r zaman balama olana bulamad
dnyalar var. Kozmik fel aketleri n yakp ykt dnyalar
da var. Biz talihliyiz, hayattayz, glyz, uygarl mzn
ve trmzn refah eli mizde olan bir ey. Eer yerkre
adna bizl er sz sahibi deilsek kim ol abili r? Varl mz
srdrmede karar veren bizler olamazsak kim olabilir?
nsan tr i mdi yl e byk bir servene girii yor ki,
eer baarl olursa topraa hkmedii ya da aatan ye-
re i nii kadar nemli bi r i yapacaktr. Deneye duraklaya
yerkreye bizi balayan zinci rleri koparmaktayz, manevi
anlamda, iimizdeki daha ilkel beyi nlerin drtleri ne kar



330
kp onlar susturarak, maddi olaraksa, gezegenlere yol-
culuk edip yldzl ardan gel en mesajl ar dinl eyerek. Bu iki
serven bi rbiri ne amanszca bal dr. Her iki girii mde
kanmca, bi rbi rinin vazgeil mez biimde tamaml aycsdr.
Her bi ri, teki iin arttr. Ne var ki, enerji mizi daha ok
savalara ynl endi rmiiz. Karl kl gvensi zlikten hipno-
tize ol mu durumda, trmzn ve gezegenimizin gelece-
i yl e nerdeyse hi ilgilenmeden topl uml ar lme hazrl a-
nyorl ar. Ve tuttuumuz bu yol yl esine korkun ki, ne
yaptmz dnmemeyi, zeri nde durmay yeli yoruz.
Fakat gz nnde tutmaya yanamadmz eyi dzelt-
mek zorundayz.
Dnen her insan nkleer savatan korkuyor ve her tek-
nolojik devlet nkleer sava hazrl iinde. Herkes bunun
delilik olduunu bildii halde her lke bu lgnca hazrlk iin
bir bahane buluyor. Bu yoldaki nedenlerin hazin bir diziliini
gryoruz: Almanlar kinci Dnya Savann banda o bom-
bann yapm iin kafa yoruyorlard; bu yzden Amerikallar
onlardan nce ilk biz yapalm diye almaya koyuldular.
Amerikallarn bombas olursa, Sovyetler'in de olmas gere-
kirdi. Ardndan ngilizler, Franszlar, inliler, Pakistanllar sa-
hip olmak iin abaladlar... XX. yzyln sonlarna doru bir-
ok lke nkleer silah bulunduracak. Nkleer bomba yapm
kolaylat. Nkleer reaktrlerden malzeme alnabilir. Nkleer
silah yapmak neredeyse ev iiliiyle bile mmkn olacak.
kinci Dnya Savanda kullanlan bombalarda yirmi ton
TNT vard ve bir kentin bir semtini yakp ykabiliyordu. kinci
Dnya Savanda tm kentlere atlan bombalarn tutar iki
milyon tondu. Baka bir deyile, iki megaton XX, yzyln son-
larna doruysa bir tek termonkleer bombann salverdii
enerji tutar iki milyon ton bombannkine eit, yani tm kinci
Dnya Sava bombalarnn tahrip edici gc bir tek bomba-
nn iinde!
u anda on binlerce nkleer silah depolanm durumda.
1990larda Sovyetler Birlii'yle ABD'nin stratejik ve bombar-
dman gleri, kendilerine yeryznde 15,000 hedef semi
olacaklar. Demek oluyor ki, yerkremizde gelecei garantili
hibir blge yok.



331
Birer lm dehas rnei olan ve patlamak iin bir d-
meye baslmasn bekleyen bu silahlardaki enerji 10.000 me-
gatonu ayor. Bu tahrip gc kinci Dnya Savandaki gibi 6
yllk bir sava dnemine datlm olmuyor. Yeryzndeki
her aileye kinci Dnya Savann semt tahrip eden bir bom-
bas dyor.
Ya da yle diyelim: Kasvetli bir gnn yalnzca leden
sonrasnda her saniye iinde bir ikinci Dnya Sava deheti
yaanacak.
Nkleer silahl saldrdan gelen lm nedenlerinin ban-
da, patlamadan oluan dalgalardr. ok dalgalar birka kilo-
metre uzaktaki beton bi nal ar dmdz edebilir. teki lm
nedenl eri de, frtna gibi yaylan alevl er, gamma nl ar
ve geenlerin ileri ni kebap eden ntronlar... kinci Dnya
Savan sona erdiren ABD'nin Hi roima' ya nkleer sal d-
rsndan sa kabilen bi r Japon kz rencisi izleniml eri ni
hemencecik yle kal eme almt:
Cehennemin dibindeki bi r kapkaranl n
iinde renci arkadalarmn annelerini a-
ran sesl eri ni duyabil di m. Orada kazl an bir
byk sarncn kpr ayanda al ayan bir
anne, bann zerinde, yand iin vcudu
kpkrmz ol mu bi r bebek tutuyordu, Bi r
baka anne de yanm gsnden ocuuna
st emzi ri rken hkrarak al yordu. Sarnta-
ki rencileri n yalnzca bal ar ve yardm ii n
ana babalarn armak zere rpnan koll a-
r su zerinde grl yordu. Fakat oradan ge-
en herkes yaral olduundan, hepsi de yara-
landndan, kimse ki mseye yardm edecek
durumda dei ldi. Kpkrmz kafataslarnda
salar seyrek, beyaz tylere dnmt.
Balar toz ii ndeydi. Bu dnyann insanna
benzemiyordu artk onl ar.
Daha sonraki Nagazakiye atl an atom bombasnn et-
kisinden farkl olarak Hiroi ma toprak yzeyi nin ok s-
tnde yer al an hava patl amasyd. Bu nedenle nkl eer
dknt pek o kadar fazla deildi. Oysa 1 Mart 1954 tari-



332
hinde Marshall Adal arndaki Bikini' de yer alan bi r termo-
nkleer bomba patl amas, sanlandan daha fazla radyoak-
tif dknt yapt. Patl amann 150 km. uzandaki Ronga-
lap mercan adasnda (burann saki nleri patl amay batdan
doan bi r gnee benzettikl eri ni syl emil erdi) genie
bir radyoaktif bulut olutu. Birka saat sonra Rongalap
zerine radyoaktif dknt kar gibi yad. Den ortalama
miktar 175 rad, yani Normal sal kl bi r insan ldrmek
iin gerekli dozun yars kadard. Patlama yeri nden uzak-
ta ol dukl ar ii n lenleri n says ok deil di. Radyoaktif
stronsi yum insanlarn kemikl eri ne girdi, radyoaktif i yodin
de ti roit bezl erine dald. ocuklarn te iki ve byklerin
te birinde sonradan tiroid bezi anormallikleri, byme ge-
cikmeleri ya da habis tmrler grld. Neyse ki, Marshall
Adalar sakinleri uzmanlardan oluan doktor heyetinin bedava
bakm altndaydlar.
Hiroima'ya atlan bombann tahrip gc on kilotondu.
Baka bir deyile, on bin ton TNT karl. Bikini'dekiyse
on be megatonluktu. Karlkl nkleer saldr lgnlnda
dnyamza atlacak bomba says 1 milyon adet Hiroima
bombasna eit olacaktr. Hiroima'da on kilotonluk bir
nkleer bomba yaklak yz bin kiinin lmne neden oldu-
una gre, bir nkleer savata atlacak bombalar yz milyar
insan ldrmeye yeterlidir. Oysa yeryzndeki insan says
XX. yzyln sonlarna doru ancak be milyar olacak. Bylesi
bir karlkl nkleer saldrda hi kukusuz patlamadan tr,
alev frtnas radyasyon ve radyoaktif dknt yznden her-
kes lmeyecek. Radyoaktif dkntnn uzunca bir sre etki-
sini srdrdn de hesaba katmak gerekir: Stronsiyum
90'n ok byk bir blm (yzde 90') 96 ylda erir gider;
Cesium 137'nin yzde 90' 100 ylda; iyodin 131'in yzde 90'
da yalnzca bir ay iinde erir gider.
Hayatta kalanlar savan ok daha ince becerilerine tank
olacaklardr. Nkleer bir sava sonucu yksekteki havann
nitrojeni yanacaktr. Nitrojen, nitrojen oksitlerine dnecek,
bu da yukar atmosferdeki ozonun nemli bir miktarn yok
edecek. Ozonun yok olmas gnein mortesi nmlarn yo-



333
un biimde atmosferden szmasna yol aacaktr.(53) Mor-
tesi n szmas yllar boyu srecek ve cilt kanserine neden
olacaktr. Mortesi n genellikle cildi ince olanlar tercih
edecektir. Daha da nemlisi gezegenimizin ekolojik dengesini
imdiye dek duyulmam boyutlarda sarsacaktr. Mortesi n
rnleri yakar. Birok mikro-organizma lecektir. Hangi mik-
ro-organizmalarn hangi miktarda leceini ve bunun sonu-
cunda neyle karlaacamz tam olarak bilemiyoruz. le-
cek organizmalar, bildiimiz kadaryla, insanolunun zirvede
sendelemeye balayabilecei geni tabanl bir evresel pira-
midin temel blmnden olacaktr.
Nkleer savan havay toza bomas yznden, toz ta-
bakas Gne n yanstarak yerkremizin soumasna
neden olacaktr. Gezegen apndaki az bir soumann bile ta-
rm zerinde felaket szcyle ifade edilebilecek sonular
olabilir. Radyasyon kular sineklerden daha abuk ldrr.
Sinek srlerinin peydah oluunun getirecei tarmsal denge-
sizlikler nkleer savan olas sonular arasndadr. Endie
etmemizi gerektiren bir veba basili bulunduunu unutmamal-
yz. XX. yzylda vebadan len olmamsa, basilin yokluun-
dan tr deildir bu. nsanlarn direncinin artmas sayesin-
dedir. Bir nkleer savan getirecei radyasyon insan vcu-
dunun baklk sistemim de zaafa uratr ve hastala kar
direncimiz azalr. Uzun dnemde mutasyonlar belirir, ortaya
yeni mikroplar ve bcek trleri kar ki, bu nkleer felaketten
paasn kurtaracak olsa bile o kiiyi mr boyunca rahat b-
rakmaz. Bir sre getikten sonra, ktye doru mutasyonlarn
olumasyla, ortaya belki de yeni ve dehet verici insan trleri
kabilir. Bu mutasyonlar belirdiinde ou ldrc bir hal
alabilir. Bazlar da ldrc olmayabilir Bu arada insan kah-
reden dertler belirecektir: Sevdiklerinizi kaybedeceksiniz, t-
men tmen yanm insan greceksiniz, gzleri grmeyenlerle
sakatlarn says kabaracak... hastalklar, veba, inat rad-
yoaktif zehirlerin havaya ve suya bulamas; tmr tehdidi...
l doumlar ve sakat doanlar olacak; salk hizmetleri ak-
(53) Bu sre, zarar boyutlar daha kk olmakla birlikte, aerosoll sprey kutularndaki fslama
gcn veren flor karbonlu iticinin ozon tabakasn bozmasna benzeyen bir sretir. Aerosol
sprey kutularnn kullanlmas baz lkelerde yasaklanmtr. Bu bir anlamda dinozorlarn yery-
znden yirmi, otuz k yl nce silinmesi nedenini anlatrken sz edilen spernova patlama et-
kisi srecine benzemektedir.




334
sayacak; nne geebileceimiz fakat gemediimiz bir fela-
ketin uygarlk umudumuzu yok ediine tank olacaksnz.
Bir ngiliz meteorol ou olan L.F. Richardson sava
konusuna ilgi duyar, savan nedenl erini bulup ortaya -
karmaya urard. Savala hava koull ar arasnda zi hi n-
sel paralellikler bulunur. Her ikisinin nedenleri de karma-
ktr. Her ikisi nin de bi r dzen ii nde yer ald grlr.
Bzen derken kastetti imiz, her ikisi nin de durdurulamaz
gler ol mad, ama nedenleri anl alabilir ve kontrol al-
tna al nabili r gler ol duklardr. Kresel hava koull ar
hakknda bi r fikir edi nebilmek iin her eyden nce bi r
hayli meteorol ojik veri toplamak gereki r. Havann nasl bi r
davran gsterdi ini bilmek gereki r. Richardson, "sava-
n nedenlerini kavrayabilmek iin de benzer bir yakla-
mla ie bal amal yz," demi ve zavall gezegeni mizde
1820-1943 yll ar arasnda patlak veren savalara ilikin
veril er derl eyip toplamtr.
Richardson' un elde ettii sonular, ad The Statistic of
Deadly Quarrels (l drc Kavgalar statisti i) olan bi r ki-
tapta kendisi ldkten sonra yaynl and. Belirli sayda
kurban al p gtren bir savala teki arasnda ne kadar
sre geti ini saptayan Richardson savan neden olduu
l saysn iermek zere savan kopmasn M harfi yle
tanml ad. M = 3 olduu durumlarda, sava yal nzca 1.000
kii yi (10
3
) ldryor demekti. M=5 ya da M=6 olunca sa-
vata yz bin ya da bi r mil yon kii l yor demekti. Birinci
ve kinci Dnya Savalar bu adan byk savalard.
Richardson'un vard bi r bulgu uydu: Bi r sava ne kadar
ok insann canna kayyorsa, byle bir savan yeniden
patl ak vermesi olasl azal yor ve patl ak verse de ara-
dan uzunca bir sre gei yordu. Tpk iddetli frtnalarn
hafi f frtnal ardan daha az kmas gi bi. Bu veril erden ha-
reket ederek bir buuk yzyl iinde M byklyl e gs-
terilen savalara ait bi r grafik izdi.
Richardson bu grafikte M'ni n deerleri ni klttke
ve M' yi sfra indi rgedike, dnyadaki ortalama ci nayet
saysnn bul unabil eceini belirtti; niteki m dnyada her
be dakikada bir cinayet ileni yor. Bi r kiini n ldrld



335
cinayetlerle ok sayda insann l drl d savalar, as-
gari yle azami snr arasnda srp giden kesintisiz bir e-
ridi r. Bundan u sonucu karabili riz: Sava psikolojik an-
lamda bir ci nayet fermandr. Mutl uluumuz ve refahmz
tehdit edilince, besledii miz umutlara meydan okununca
cinayet bile il eyebil ecek hiddete kapl rz -daha dorusu
bazl armz kapl r. Bu tahrikler devl etler iin sz konusu
olduunda, onl ar da ounlukla iktidar ya da kiisel hrsl a
hareket edenlerin krklemel eri yl e cinayet i leme hidde-
tine kapl yorl ar. Cinayet teknolojisi ve savata verilen
ceza biiml eri iddetlendike, ok kalabal k insan ynla-
rnn hep birden cinayet turni kesine koulduu grlyor.
Kitle iletiim aral ar genellikle devl eti n el inde bul undu-
undan bunun dzenl enmesi kolay ol uyor, (Nkleer sa-
vata durum deiikti r, nk ok az sayda kiini n ba-
latabilecei bir savatr).
Bu noktada hrsl yanmzl a varl mzn i yi yan di ye
adlandrdmz yan arasnda bi r atmaya tank oluyo-
ruz; buna beynimizin i blmndeki srngenlik dne-
minden kalma ve cinayete varan hi ddetlerin yata R-
kompleksi blmyle daha yakn tari hlerde gelien bey-
nimizin memeli ve i nsans dnemi blmlerinin, yani lim-
bik sistemle beyi n kabuu arasndaki atma da diyebili-
riz. nsanl ar kk toplul ukl ar halinde yaarl arken ve si-
lahlarmz ilkel ken, mthi hiddete kaplan bir savann
bile l drebilecei insan says bi rka kii ydi. Teknoloj i-
miz gelitike sava ara gerelerimiz de geliti. Ayn k-
sa dnemde, biz de gelitik. Hiddeti mizi, d krkl armz
ve umutsuzlua kapl mz aklla yonttuk. Dne dek ok
yaygn olan gezegen apndaki adaletsizl ikleri azal ttk.
Ne var ki, imdi elimizdeki silahlar mil yarl arca insan bi r
anda ldrebili yor. ok mu abuk gelitik dersi niz? Akla
yeteri nce yer verebili yor muyuz? Savalarn nedenl erini
cesaretle inceleyebildik mi?
Nkl eer savatan caydrma stratejisi dediimiz duru-
mun, henz i nsanlamam atalarmzda grl en davran-
a dayandrlarak srdrlmesi ilgi nti r. amzn poli ti-
kaclarndan ol an Henry Kissi nger yle di yor bir ki tabn-



336
da: "Caydrma, her eyden nce psikolojik ltlere
dayanr. Caydrma amacyla kullanlan bir blfn cid-
diye alnmas, ciddi bir tehdidin blf olarak kabul
edilmesinden daha yararldr." Gerekten etkili bir nk-
leer blfn iinde mantkd tutumlar da yer al r ki, kar
taraf nkleer savan dehetinden uzaklatrsn. Bunun
zerine olas dman mantkd davranlarn varm gibi
sunul duu topyekun bir atmaya gi rimektense, baz
noktalarda geri adm atmaya raz olur, Mantkd davra-
nnzn inandrcl nn en byk tehli kesi, inandrc
gzkmek iin rolnz ok iyi oynamak gerekti idi r. Bi r
sre sonra, bu inandrcl a siz de al rsnz ve artk rol
olmaktan kveri r.
ABD' ye Sovyetler Bi rlii 'ni n nderlii ndeki topyekn
dehet dengesi, yerkremiz insanl arn rehi n tutmaktadr.
Her iki taraf, kar tarafa, hangi davran yapmasnn
mmkn olduuna ilikin snrlar izmektedir. Ol as d-
man o snr al dnda nkleer savan balayacana
inanr duruma geti rilmiti r. Ne var ki, snrn tanml an
zaman zaman deii yor. Taraflardan her bi ri , kar tarafn
yeni snrlar kavradndan emin ol mal dr. Her iki taraf
kendi askeri avantaj n artrma eili mindedir. Ama bunu
yaparken, kar taraf da fazla tel alandrmamaya zen
gsterir. Her iki taraf da kar tarafn tahamml snrl arn
srekli ol arak kefe al r: Kba'daki fze bunal mnda,
uydu imha edi ci silahlarn denenmesi nde, Kuzey Kutbun-
da nkleer bomba tayan uaklarn uul arnda, Vietnam
ve Afganistan savalarnda olduu gi bi; bunlar uzun ve
hazin listeden birka semedir. Yerkremizdeki topyekn
dehet dengesi, korunmas ok zor ve nazi k bir dengedir.
Herhangi bi r hata yaplmamasna, ilikilerin bozul mama-
sna, srngen yanmzn ihti rasl arnn ciddi biimde dr-
tlmemesine bal dr.
imdi gel elim Richardson' un emasna. emadaki dz
kal n izgi M byklndeki bir savan ne kadar zaman
aral yla patl ak verebileceini gsteri yor. Baka bir de-
yile, 10
m
insan (Burada M birden sonraki sfrlarn say-
sn temsil ediyor) l drecek bir savan ol asl k sresini



337
anlatyor. emann san-


SAVAIN KAPSAMI M ----
Richardson diyagram: Yatay eksen, savan kapsamn gsteriyor
(M = 5 ldrlen 10
!
sayda insan ifade ediyor; M = 10 ise 10" sayda in-
san, baka bir deyile, gezegenimizdeki herkesin lm demek oluyor).
Dikey eksen M byklnde bir savan kmasna kadar geecek za-
man gsteriyor. Eri, Richardson'un 1820 ile 1945 arasndaki savalara
ait salad verilere dayanmaktadr. Bu verilere gre, yaklak bin yl s-
reyle M = 10'a ulaamayacaktr (1820+ 1000 = 2820), Ne var ki, nkleer si-
lahlarn art, eriyi byk bir olaslkla glgeli blme indirerek Kyamet
Gn'nn sresini ksaltm olabilir. Richardson erisinin eklini dei-
tirmek elimizdedir; eer insanlar nkleer silahszlanmaya cankurtaran
simidi gibi sarlrlar ve gezegenimizdeki canl topluluunun yapsn yeni
bir dzene sokmay amalarlarsa...




338

Arkeolog Adamsn kaz almalar, nceden bilinmeyen f akat
sonradan Maya uygarlna (M.. 250-M.S. 900) ait olduu anlalan,
bazlar dz izgili, bazlar da kavisli olmak zere kanal sistemlerini
ortaya kard. Bu kazlar Mayalarn birka mil yon insann kurduu
topluluu nasl ayakta tutabildiini aklamaktadr. Tari hilerin bir
blmnn kansna gre, yeryzndeki yksek dzeyli uygarlkla-
rn t m kanal yapmyla kendini belli etmitir. Birok bakmdan ba-
ka dnyalarn kefi, kendi dnyamz daha i yi anlamaya yardmc ol-
maktadr.




339


arlklar Zinciri. Atomlarla kar taneleri arasnda ok kk l-
ekteki ve gnelerle galaksiler arasnda ok byk lekteki ili-
kiler zincirinde (Kozmos'ta) insanolunun yeri konusunda giderek
bilinleni yoruz.



340

ekim gcnn madde ve a etkisi. Lewis Carrol'un Alis Hari-
kalar Diyarndaki ay partisinde Alis, Mart Tavan ve Van Kedisi (a)
yeryznn normal ekim gcnde ( 1 g.) grlyor. Fenerden kan
k yer ekiminden etkilenmi yor. ekim gc sfra yaklatka, en
ufak bir hareket bile dostlarmzn havalanmasna neden olmaktadr (b,
c); ay damlalar halinde havada dolayor. Yeniden gcne dnd-
mzde, eski durumlarna kavuan dostlarmz ay yamuruna tutulu-
yorlar (d). ekim gc arttka, tm hareketler zorlayor, giderek k-
mldamak bile olanakszlayor (e) ama k etkilenmiyor ekim gc
100.000 g ' ye ulatndaysa, her ey yamyass oluyor. Bir milyar g.'lik
ekim gc da etkileyerek yeryzne dnmesine neden oluyor (f).
Lewis Carrol'un anlatmyla, kedi de yok oluyor, yalnzca srt kal-
yor. Artk Harikalar Diyar bir kara delik olmutur.












342








343








344
daki dikey izginin iinde ayn zamanda son yll ardaki n-
fus gsterili yor ki, 1835 yl nda bir mil yarken imdi 4,5
mil yardr (M=9,7). Richardson erisi dik ve kesintili izgi y-
le kesitii nde, zaman ol arak Kyamet Gnn gstermi
oluruz: Yerkre insanlarnn toptan yok olacaklar byk
bir savaa dek geecek zaman dilimi. Richardson'un eri-
siyle nfusun ileriki yll arda ne miktarda artaca tahmi n-
leri ni ifade eden izginin kesimesi 3.000' nci yla rastl -
yor. Kyamet Gn bylece ertelenmi ol uyor.
Ancak unu gz nnde tutmal yz ki, ikinci Dnya
Sava 7,7 byklndeydi. Asker ve sivil olarak l enl e-
rin says elli mil yonu buldu. lm teknol oji si dev adml ar-
la ilerl edi . Nkleer silahl ar i lk kez kullanl d. Sava ne-
denl erini n ve eiliml eri nin azaldn gsteren belirtilere
rastlanmad gibi, gerek kl asik gerek nkleer silahlar da-
ha ldrc olma yolunda ilerliyorlar. Bu yzden, Ric-
hardson erisi bilinmeyen bir oranda aa kvrl arak ke-
sime noktas erkene al nm oluyor. Eer Richardson e-
risini n erken kesimesi izgi yle taranm bl geye derse
Kyamet Gn yi rmi, otuz yl sonraya rastl ayarak bi r hayli
ne al nm ol ur. 1945 yl ndan nceki ve sonraki sava-
larn patl ak veri skl ya da seyreklii bu sorunun yan-
tn almamza yardm eder. Bu yant almaksa geli p geici
bir istek olmasa gerek.
Asl nda unu demek isti yoruz: Nkleer silahlarla geli-
imi yle bunlar frlatma yntemleri nin mkemmellemesi
er ya da ge yerkremizde toptan bir felakete yol aa-
cak.lk nkleer silahlar yapan Amerikal ve Avrupa' dan
Amerika Bi rlei k Devl etl eri ' ne g etmi bil gi nler dnyaya
sal verdikleri eytandan tr ok ac duydular. Nkl eer
silahlarn topyekn yok edil mesi iin aba harcadlar. Fa-
kat abalarna ve arlarna al dran olmad; ulusal bir
stratejik avantaj salama beklentisi gerek Sovyetler Birli-
inde, gerekse B. Amerika' da kk sal d.
Ayn dnemde nkleer olmayan i mha edici silah sat-
lar ulusl araras apta artt. Nkleer ol mayan silahlara da
usturupl u bi r deyi m kull anl arak "Klasik" ad veril di. Son
yi rmi be ylda uluslararas yllk silah ticareti, enflasyon pa-



345
y da hesaplanarak, 300 milyon Dolar'dan 20 milyar Dolar'a
kt. 1950-1968 yllar arasnda nkleer silah kazalar bak-
mndan elimizde epey titizlikle tutulmu bilgiler var. Bu bilgiler
ortalama ylda birka kez dnya apnda kazann yer aldn
gsteriyor. Kazara nkleer patlama olayysa birka taneyi
gemiyor. Silah yapmyla uraan sanayi blm, gerek
Sovyetler Birlii'nde gerek ABD'de ve gerekse teki devlet-
lerde yaygn ve gldr. B. Amerika'da bu sanayiye dahil
byk irketlerin i tketim iin rettikleri mallar ne denli ra-
hat sattklar bilinmektedir. Bir tahmine gre, silah sanayi fir-
malar teknolojik dzeyi ayn olan fakat baka mallar reten
firmalara oranla yzde 30, 50 fazla kr salyorlar. Silah re-
timi iin kabul edilen maliyet art snrlar, sivil alan iin re-
tilen mallarn maliyetlerinde kabul edilmeyecek bir dzeye va-
rr. Sovyetler Birlii'nde askeri retim iin ayrlan kaynaklar,
gsterilen zen, ulalan kalite, tketim mallarna oranla ok
stndr. Baz tahminlere gre, yeryzndeki bilginlerle yk-
sek teknoloji dzeyine ulam elemanlarn yars, askeri sek-
trde ya tam gn ya da yarm gn alyorlar. Silahlarn ge-
litirilmesi ve retilmesi ilerinde alanlara en yksek maa-
lar, en st yetkiler ve yolunu bulduka da eref nianlar her
iki lkede veriliyor. Silahlarn gelitirilmesindeki gizlilik -
zellikle ar llere vardrlan Sovyetler Birlii'nde kiileri
isimsizletiriyor ve grev sorumluluundan soyutluyor. Askeri
sr kavram, herhangi bir toplumda, askeri sektrn vatanda-
lar tarafndan denetlenmesini ok gletiriyor. Eer onlarn
ne yaptklarn bilmezsek onlar durdurmamz da zorlar. a-
lmalarnn bylesine yksek karln alabilmeleri, iki dev-
letin askeri sanayi yelerinin birbirlerine iren bir kucakla-
ma iinde bakmalaryla, dnya, insanolunun byk girii-
minin yok olua doru kaydn fark ediyor.
Her byk devlet kitlesel imha silahlar yapm ve istifilii
iin geni reklam kampanyalarna dayanan hakl nedenle ilan
eder. Bu arada olas dmanlarn srngenlikten kalma
yapsn hatrl atrcasna onl arn kiilik ve kl tr noksanl k-
larndan, dnyay el e gei rme ni yetlerinden sz aarak
kendi ni yeti nden hi sz etmez. Her devl etin yasaklad
snrlar izil mitir. Bu snrn tesindeki konul arda yurtta-
larnn kafa yormasna izin vermez. Sovyetl er Birli inde



346
bu konul ar kapitalizm, Tanr ve ulusal egemenli in yiti ri l-
memesidir. B. Amerika'daysa sosyalizm, dinsizlik ve ulu-
sal egemenlii n yiti rilmemesidir. Dnyann her yerinde
hep ayn ey
Yerkremizdeki silah yarn yerkre-d bir tarafsz
gzlemci ye nasl anl atabili riz? Uydu vurucusu, lazer, nt-
ron bombal ar yapm, fzelerin gelii mini ve ktalararas
fzelerin gizlenebil mesi ii n bir lke bykl ndeki arazi
paral arnn fze saklambacna ayrl masna ne derdi bi-
zim gzlemci? Hedeflerine ynelik on bir adet nkleer sa-
va bal nn hayatta kalmamz sal ayacak aralar ol-
duu grn savunabilir mi yiz? Yerkre ynetimi ndeki
ustal mz byle mi anl atmal yz? Nkleer sper devletin
bu konudaki gereklerini ok duyduk, lkel er adna kiml e-
rin konutuklarn bili yoruz. Peki, i nsan tr iin ki m ko-
nuacak? nsan tr konusunda sz sahibi kim?
nsan beyni ktlesi nin te ikisi beyi n kabuundan
oluuyor. Buras da sevgi ve muhakeme merkezi dir, insa-
nol u topl uluk iinde gelimitir. Bi rbi ri mizin sznden
sohbeti nden holanrz, birbirimize kar ilgi gsteririz. -
birli i iinde yaamamz srdrrz. zgeicilik iimizde
vardr. Doann baz yasal arn zekice zmleyebildik,
bir arada al mamz gerekti ren yeteri nce neden vardr.
Bunu nasl gerekleti rebileceimizi akl etme yetisine de
sahibiz. Nkleer bi r sava ve yerkremizde filizlenen ya-
am toptan yok etmeyi dnebili yorsak, toplumlarmzn
yeni bi r yapya kavuturulmasn da dnemez miyiz?
Yerkremiz d bir perspektiften baknca, gezegenimiz-
deki uygarl n en byk grevi asndan baarszl n
ucuna gel dii grl r. Bu byk grev yeryzndeki i n-
sanlarn hayatn ve refahn korumaktr. Peki, her lkede
olmak zere, hepimiz il eri ele atmadaki al kanl k kal p-
larnn dna karak enerjik biimde kkl deiikl ere
bavurmamal myz? Ekonomik, politik, sosyal ve di nsel
kurulul armzn yapsn yeni den izmemiz gerekmez mi?
Karmzda duran almak zmn zorluu bizi hep
sorunun ci ddi yetini kmsemeye ter; Kyamet Gnn-
den sz aanlara "telae uzmanl ar" deni r; kuruml armz-



347
da kkl deiimlere gitmeni n pratik olmad ya da "in-
san yapsna" ters dt syl eni r. Sanki nkleer sava
pratik bi r yol mu ve insan yaps yal nzca tek biimde
ynlendi ril ebili rmi gi bi. Gezegen apnda nkleer sava
deneyimi gei rmedik hi. Her naslsa, bu durumu, hibi r
zaman denemeyeceiz sonucuyl a e tutuyoruz. Zaten bu
deneyimi yalnzca bi r kez geirebiliriz. O zaman da artk
istatistik karmak zaten olanakszdr.
ABD silahlanma yarn durdurmay hedef alm bi r
kuruluu destekleyen ender devl etlerden biri dir. Fakat
Savunma Bakanl nn btesi yl e (1980 yl gideri 153
milyar Dolar) Silahlarn Denetimi ve Silahszl anma Kuru-
mu btesi (0.018 milyar Dolar yl da) arasndaki fark, bi z-
leri n iki konuya verdi imiz nemi n farkn ortaya koymak-
tadr. Mantkl olarak bir topl umun bundan sonraki sava
hazrl amak iin harcayaca parann, bu savan nitelii ni
anlatmak ve nlemek iin harcayaca paradan daha az
olmas gerekmez mi? Savan nedenlerini i nceleme ol a-
na vardr. i mdiki durumda sava nedenl eri ni anlama
olanamz kstl dr. nk tarihin ilk dnemlerinden bu
yana silahszl anma iin ayrl an bteler ya gln dene-
cek kadar az ya da hi ol mamtr. Mikrobi yol ogl ar ve fi-
zikileri n hastalkl ar i ncelemeleri ounl ukla insanl ar te-
davi amacn tar. Sava da, Einsteinin doru biimde
tanml ad zere, ocukluk hastal olarak incel eyeli m.
Nkl eer silahl arn yayl ve nkleer silahszl anmaya
kar k, gezegenimizde yaayan herkesi tehdit eder
bir noktaya gel di. zel karl ar ya da zel durumlar diye
bir ey yok artk. Altl mz ve kaynakl armz kendi al nya-
zmz kendi elimizde tutmaya yneltmekle hayatta kal-
mamz ve Richardson erisini n daha fazl a saa eim gs-
termemesi mmkn olabilir.
Nkleer rehinler olan bizler -yeryzndeki tm halklar
nkleer ve klasik sava konul arnda kendi mi zi eitmeli yiz.
Ardndan da hkmetl eri mizi ei tmeli yiz. Hayatta kal ma-
mz iin akl a yakn ara gerel eri sal ayacak bilimi ve
teknoloji yi geli tirmeli yiz. Al l m kal plarn dikte etti i
sosyal, politik, ekonomik ve di nsel fiki rlere cesaretle kar



348
koyma istei ni edinmeli yiz. Dnyann her blgesindeki in-
san kardeleri mizin i nsan ol duklarn anlamak ii n eli miz-
den gel en her abay harcamal yz. Kukusuz bu tr bir
aba ok zordur. Ne var ki, ne srd fi kirlere, "insan
yaps"yl a badamad ve pratik olmad yolunda yant-
lar al an Einstein'i n dedii gibi, biz de "Peki, baka bi r al-
mak, baka bir seenek var m?" diyelim.
Memelilerin zellikleri arasnda olan burun ve az
srterek sevimek, pmek, okamak, iftl emek, yavru-
lar sevmek srngenlerde rastlanmayan zelliklerdir.
Eer R-kompl eksi yl e li mbik sistemlerin kafatasmzn
iinde huzursuz bir uzl am iinde bul unduklar ve eski-
den kalma ei limleri besl emeyi srdrdkl eri doruysa,
ana baba efkatini n memelil erden aldmz yapmz ge-
litirecei ni ve ana baba tarafndan fiziksel olarak sevgi
gsterilmemesi halinde, srngenl erden al dmz zellik-
leri mizin drtl ecei ni beklemeli yiz. Bunun doru olduu-
na ilikin baz kantlar var. Harry ve Margaret Harlow la-
boratuvar deneyl erinde fiziksel sevgiden uzaklatrl m
durumda kafeslerde yetien maymunlarn arkadalarn
grp duyabilme ve kokl ayabilmelerine karn, ilerine
kapank, kederli, kendilerine ezi yet edici ve genellikle
anormal karakterli ol duklar saptanmtr. nsanlarda da
ayn durum sz konusudur. Niteki m ana babann fiziksel
sevgisinden uzak olarak genellikle bakmevl eri nde yeti en
ocuklarda bu durum grlyor. ocukl arn bural arda ac
ektikleri aka ortada.
Nro-psikolog J ames Prescott sanayi-ncesi 400 top-
lulukta yapt incelemel erde, fiziksel sevgi ye yer veren
kltrlerde yetien ocukl arn iddete eili mli ol madkl a-
rn grmtr. ocuklar fazl a pp sevmeyen toplumlar-
da bile eer yetikinl eri n seks ilikileri bask al tnda de-
ilse, genler iddete ynelmiyorlar. Prescott' un kansn-
ca, bi reyleri yaaml arnn en azndan bir ya da iki kriti k
dneml erinde, baka bi r deyi le, ocuklarnda ya da er-
ginlik yal arnda bedensel sevgiden yoksun brakan kl -
trlerde, iddete yatakl k eden bir ortam gelii yor. Fiziksel
sevgi gsteril en kltrl erde hrszl k, kitlesel din rgt-



349
lenmeleri ve kskanl k tohumu tayan zenginlik gsteri-
sine rastl anmamaktadr. ocuklarn dvld yerde k-
lelik, cinayet, dmanl arn organl arn sakat etme, iken-
ce, kadnlar horgrme ve gnlk yaama ol aanst var-
lkl arn mdahale ettikleri i nanc hkm srmektedi r.
Szn etti i miz ilikileri harekete gei ren mekani z-
malarn il eyiinden ok emi n deiliz. Fakat bu konuda
nemli kyaslamalara sahi biz; tahmi nlere ve varsayml ara
ulaabili yoruz. Prescott yl e diyor: "ocuklara kar fi -
zi ksel sevgi gst er en ve evl i l i k ncesi seks ilikilerine
kar anlayl davranan bir toplumun fiziksel iddete
bavurma olasl oran yzde 2'dir, Bu ilikinin rast-
lantlara braklmas halinde olaslk oran bire
125.000' di r . Dur u ma g r e deikenlik gsteren bir
olaslk orannn bylesine yksek ve kesin sayya
ulat baka bir alan bilmiyorum." ocuklar sevilip
okanma gereksinimi ni alk gi bi hissederl er; ye-
tikinlerdeyse cinsel iliki istei gl bi r i hti yatr. Eer
Prsecott sylediklerinde hakl ysa, nkleer silahlarl a etkili
doum haplarnn bulunduu bir ada ocuklara sert
davranmak ve cinsel ilikileri bask altnda tutmak i nsan-
lk sul ardr. Bu konuda daha derin incelemeler yapmak
gerekli dir. Bu arada her bi ri miz, gelecei n dnyasna kii-
sel ve kesinkes bir katkda bulunmak zere ocuklarmza
efkatle sarl al m...
Eer kl elie ve rkl a, kadn hor grmeye ve id-
dete doru ei limlerimiz birbi rine bal ysa -ki kiisel ka-
rakterler ve insanl k tari hi, ayrca kltrl eraras inceleme-
ler bu yndedir- birazck i yimser olmamz gerekti ren ge-
limeler sz konusudur, Toplumumuzda son zamanlarda
kkl deiikl er karsndayz. Bi nlerce yldr sregelen
klelik, son iki yzyl iinde, gezegen apnda yrtlen
devrim sonucu hemen tmyle ortadan kalkmtr. Binl er-
ce yl dr erkein bi r adm gerisinde yryen ve siyasi,
ekonomik ikti dar kaplar kapal tutulan kadnlar, en geri
kalm topluml arda bile erkeklerl e eit duruma geli yorlar.
ada tarihi mizde ilk kez byk saldr savalar, sal dr-
gan devleti n yurttal ar tarafndan knand iin son bul-



350
mutur. Kr krne milli yetilik ve anlamsz gurur duy-
gularnn gdklanarak gal eyana geti rilmesi iddeti ni yitir-
di. Hayat standardnn ykselmesinden olacak, dnyann
her yerinde ocuklara da daha iyi davranl yor. Son yi rmi ,
otuz ylda gezegen apnda deiiml er, insan soyunun
srdrebilmesi yolunda gereklemektedi r. Hepi mizin tek
bir trden geldi imiz bilinci yerlemeye balad.
skenderi ye Ki tapl ' nn kurulu yll arnda yaayan
Theofrastus, "Kutsal' n karsnda batl inan korkakl k-
tr," diye yazmt. Atomlarn yl dzlarn gbei nde retil-
dii, her sani ye binlerce gnein varl a kavutuu, ya-
amn gne ve imek akyl a gen gezegenl eri n
sularnda ve havasnda kvlcml and, bi yol ojik evri m
harcnn Samanyolu' ndaki bir yldzn patlamasndan re-
tildii , bi r gal aksi kadar gzel bir varl n yz mil yarlarca
kez ekil ald bi r Evren' de yayoruz. Kuasar' larn, ku-
ark'larn, kar yaprakcklarnn ve atebcekl eri nin bulun-
duu ve kara deliklerin, baka evrenlerin, radyo mesajlar
u anda yeryzne belki de gelmekte ol an yerkre-d
uygarl klarn bulunabil ecei bir Kozmos' dayz. Batl inan-
larn ve sahte bili min i nsan kiiliini n ayrl maz paras
olan bili min yannda ne denli snk kal d ortadadr.
Doa'nn her yan bize byk bir gizi aa vuruyor ve
hayranl k duygumuzu kaml yor. Theofrastus hakl ym.
Gerek evrenden korkanlar, ne id beli rsiz bilgi yi taf-
rayl a satmaya kalkanlar, kol ay edinil en batl inanl arn
konforuna snacaklardr. Dnyayl a gz gze gel mekten-
se ondan gzn karanl ardr bunl ar. Oysa Kozmos' un
dokusunu ve yapsn kefetme cesareti ni gsterenler,
kendi istek ve nyargl arna uygun bulmasalar bile en de-
rin gizlerine inebileceklerdir.
Yeryznde bil imle megul ol an baka bi r tr yoktur,
insann icat ettii bi r yoldur bi lim ve doal aykl ama sonu-
cu insanol unun beyi n kabuunda gelimesinin bi r tek
basit nedeni vardr: nk belli bi r ileve sahiptir. M-
kemmellemi deil di r; bi r aratr sonuta. Yanl kullan-
labili r. Ama i mdi ye dek icat edilmi en i yi aratr: Kendi
kendi ni dzeltebilen, al an ve her konuya yatkn. ki ku-



351
rala sahiptir. Birincisi: Kutsal kabul ettii gerek yoktur.
Her neri eletirerek i ncel enmelidi r. Tepeden inme, otori-
ter savlar deersizdi r. ki ncisi: Olayl arl a badatramad
her eyi battal kl ar. Kozmos' u ol duu gibi alglamaya a-
lmal yz. Olmasn istedi imi z ekli yle deil . Apak ol an
ey bazen sahte kabilir. Beklenmeyen bir sonusa ki mi
zaman gerek kabili r, nleri ndeki sorunun snrlar geni
olunca, insanl ar ayn grl eri , amal ar paylaabili rl er.
Kozmos' un incelenmesi ise snrlar ok geni bi r sorun-
dur. Gezegen apnda kltr gereksi nimi dnyamzda yeni
beli ren bi r gereksinimdi r. Szn ettii miz kltr, drt bu-
uk mil yar yl dr alan perdeleri n ardndan ve bi rka bin
yl sreyl e etrafa baknp ebedi gerekleri bul mu olma
kstahl yl a dnya sahnesine adm atyor. Fakat bizimki
gibi abuk deien bi r dnyada ebedi gerekler reetesi
bir felaket reetesi olabilir. Hibir devletin, hibir dinin,
hibir ekonomik sistemin, hibir bilgi birikiminin hayatta
kalmamza yetecek tm yantlar vermeye yeterli olabile-
cei sanlmamal dr. imdikil erden ok daha iyi ileyen
birok sosyal sisteml er muhakkak vardr. Bil imsel gelene-
imize uygun olarak bize den grev bunl ar bul up orta-
ya kartmaktr.
Tarihimizde, bundan nce parlak bir bili msel uygarl k
umudu yalnzca bi r kez beli rmiti. yonya'daki "uyan"n
kvlcmland umudu srdrenleri n sonraki kalesi sken-
deri ye Kitapl yd. Bu kitapl kta 2.000 yl nce antik a-
n en parlak zihinleri matematik, fizik, biyoloji, astrono-
mi, edebi yat, corafya ve tbbn sistemli renimi ne iliki n
temelleri atmlard. Biz hl o temeller stne bina kur-
maktayz. Bu kitapl k, Byk skender'i n imparatorl uun-
daki Msr parselini devral an Yunan kral lar Ptolemy' l er
tarafndan kurulmu ve desteklenmiti . M.. 3. yzylda
kurulduundan yedi yz yl sonra yok ediliine dek, eski
dnyann beyni ve kalbi skenderi ye Kitapl ' yd.
skenderi ye yeryzndeki kitap yaynnn bakenti ydi.




352



Tabii, o zamanlar bask maki neleri yoktu. Kitap paha-
lyd. Her bi r kitap el yazmasyd. Kitapl k dnyadaki en i yi
kitapl arn topl and merkez durumundayd. Tevrat bize,
skenderi ye Kitapl 'nda yaplan Yunanca eviril er kana-
lyl a gelmitir. Krallardan Ptolemy' l er servetleri nin byk
bir bl mn Yunanca yaynlanm her ki tabn satn al n-



353
mas iin harcadktan baka Afrika, ran, Hi ndistan, srail
ve dnyann teki lkeleri nden kitap al maya harcamlar-
dr. III. Ptolemy Euergetes, Sofokl es'i n, Euripdes'i n ve
Eskhylos' un nl byk traj edi yaptlarnn asll arn Ati-
na'dan dn almaya uramt. Atinal l ar i in bu trajedi-
leri n asll ar byk bir mi rast. Tpk Shakespeare' in oyun-
larnn yazl asll arnn ngil tere iin byk bir mi ras ol u-
u gibi . Bu trajedil erin el yazmalarn Atina' dan darya
karmak istememilerdi. Fakat Ptolemy byk bir miktar
paray depozito ol arak veri nce, Atinal l ar trajedil erin asl-
larn dn vermeye raz ol dular. Ne var ki, Ptol emy bu
kt tomarlarna altn ya da gmten daha ok deer
veri yordu. Depozitonun yanmasna raz oldu ve kitaplarn
oriji nall eri ni kitapl kta al koyarak ereveletti. Buna ier-
leyen Ati nal larn kzgnl ancak Ptolemy' ni n ezil e bz-
le ad geen yaptlarn yazdrlm kopyal arn vermesiyle
birazck yatt. Bir devl eti n bilgi uruna byl esine aba
harcad ok enderdi r.
Ptolemy'ler yalnzca bilgi koleksi yoncular deill erdi.
Bilimsel aratrmay da tevik ve finanse ederek yeni bilgi
retimi ne olanak sal arlard. Bu gi riiml er ok i yi sonular
verdi. Eratostenes yerkrenin evresi ni doru ol arak he-
saplad, haritasn izdi ve spanya' dan batya doru sefe-
re kl rsa Hi ndistan' a varl abilecei grn savundu.
Hipparkus yldzl arn varl a kavutuu, yzyllar boyunca
yavatan devindikleri ve sonunda lp gittikleri grn or-
taya ilk atan kiiydi. Yldzlarn konum deitirmelerini ve b-
yklklerini bir liste olarak karan ve deiiklikleri saptayan
da odur. Euklid'in geometri kitabndan insanlk yirmi yz-
yldr yararland; bu yapt Kepler'in, Newton'un ve Einstein'in
bilimsel ilgisini uyandrma ilevi de grd. Galen'in yaralarn
kapanmas ve anatomi zerine yazdklar, Rnesans dnemi-
ne dek tpta egemen grler olarak kabul edildi. Daha nce
belirttiimiz gibi daha nice rnekler saylabilir.
skenderiye Bat dnyasnn tank olduu en byk kentti.
Tm toplumlardan insanlar buraya yaamaya, ticaret yapma-
ya, renime gelirdi. Herhangi bir gn limanna baklacak ol-
sa, tccarlar, turistleri ve renime gelmi hocalar grmek



354
mmknd. Buras Yunanllarn, Msrllarn, Araplarn, Suri-
yelilerin, Yahudilerin, Perelerin, Finikelilerin, Nubyallarn,
Gallerin ve iberyallarn eya ve fikir dei toku ettikleri bir
merkezdi. Belki burada kozmopolit szc gerek anlamna
kavutu: Bir ulustan deil, evrenden, Kozmos'tan (54) gelen
herkes, bir baka deyile, "Evren ya da Kozmos Yurttal"
anlamnda kullanlyordu.
ada dnyamzn tohumlar burada atlmtr. Bunlarn
kk salp filizlenmesi neden durdu sonradan acaba? Niin Ba-
t bin yllk bir karanlk dneme girdi ve skenderiye'deki ya-
ptlarn kefedilip ortaya karlmas Kristof Kolomb ve Ko-
pernik dnemine kadar gecikti? Bu sorulara yaln bir yant ve-
remem. Fakat unu syleyebilirim: Kitapln tarihi boyunca
nl bilim adamlaryla rencilerden herhangi birinin, toplum-
larnn siyasi, ekonomik ve dinsel dncelerine kar kt-
na ilikin tek bir kayda rastlanmyor. Yldzlarn varl ve bu
varln sreklilii tartlyordu. Oysa kleliin adalete uygun
olup olmad tartlmyordu. Bilim ve renim genellikle ok
byk bir mutlu aznln ayrcalyd. Kentteki halkn oun-
luu kitaplktaki bulular hakknda en kk bir bilgiye sahip
deildi. Yeni bulular aklanmad ve halka mal edilmedii
iin aratrma ve bululardan halk pek az yararlanm oluyor-
du. Makineler ve buhar teknolojisindeki bulular, ounlukla
silahlarn gelitirilmesinde uygulanyor, batl inanlarn dr-
tklenmesinde ve krallarn elendirilmesinde kullanlyordu.
Bilginler hibir zaman makinelerin gcn halk zgrle
(55) kavuturma asndan deerlendirmediler. Antik an bi-
limsel almalarndan, halkn yararlanabilecei pratik bulu-
lara ender olarak geilmitir. Bilim halk ynlarnn ilgisine
sunulmamt. Durgunlua, ktmserlie ve mistisizmin en
sfli biimlerine kar terazinin teki kefesini bastracak bir
aba harcanmazd. Ve sonunda halk gruhu kitapl yakma-
ya geldiinde, onlar durdurabilecek kimsecik yoktu.
Kitaplkta alan son bilgin bir matematiki, astronom, fi-
(54) Kozmopolit szcn Platon'u eletiren rasyonalist felsefe yanls Diyojen bulmutu.
(55) Msr'da tarlalarn sulanmasnda hl kullanlan ve suyu kesmeye ya da salvermeye yarayan
bir burgu sistemini bulan Arimet bile byle bir dnceyle hareket etmemitir. skenderi-
ye'ye geldii srada su burgusunu icat eden Arimet, bu tr bulular bilimin erdem izgisi
altnda kalan almalardan sayard.




355
ziki ve neo-platonik felsefe okulu nderiydi. Herhangi bir
ada bir insann gsterebilecei en olaanst baarlar
kendinde toplam olan bu kadnn Ad Hypatia'yd. 370 yln-
da skenderiye'de domutu. Kadnlarn elinde ok az olanak-
larn bulunduu ve onlara eya gzyle bakld bir dnem-
de, Hypatia serbeste ve geleneksel kurallara aldr etme-
den erkek evrelerinde dolard. Her bakmdan gzel bir ka-
dnm. Peinden koan epey erkek olmasna karn, evlen-
me nerilerini reddettii biliniyor. Hypatia dneminin skende-
riye'si artk epeydir Romallarn egemenlii altnda kalm
bir kentti ve gerginlik ii ndeydi . Klelik klasik uygarl n
canl l n rtmt. Hristi yan Ki lisesi yeni domutu;
gcn kkletirerek putperestliin etki sini ve kltrn
silmeye aba harcyordu. Hypati a bu kkl sosyal gl e-
rin patlama noktas zerindeki detantr rolndeydi. s-
kenderi ye Bapiskoposu Cyri l, Hypati a' nn Romal vali yle
olan yakn dostluu, renimi n ve bilimi n si mgesi olmas,
bunun da kilise tarafndan putperestlikl e e grlmesi ne-
deniyle ondan nefret edi yordu. Ama Hypatia hayatnn
tehlikede ol duunu bile bile retime ve retilerini yayn-
lamaya devam etti. 415 yl nda bi r gn ie giderken Ba-
piskopos Cyril' in mri tleri tarafndan yol da kstrl d. Atl
arabadan indirildi, elbiseleri yrtld ve katiller ellerindeki
deniz kabukl aryl a Hypati a' nn etlerini kemiklerinden ka-
zdl ar. Kal nts yakl d, eserleri yok edil di ve ad unutul-
du. Cyril'e ise azizlik payesi verildi.
skenderi ye Ki tapl nn an ve erefli varl anlarn
loluuna karmtr. Hypathiann ldrlmesinden son-
ra kitapl n son kal ntlar yok edildi . Bu olayla tm uy-
garl k sanki kendine bi r beyi n ameli yatn reva grm ve
bu ameli yat sonucu olarak belleini n, kei f ve icatlarnn,
dnce ve ihtirasl arnn byk bi r bl m silinip gitmiti .
Kayp bykt. Hem de hesaplanamayacak lde byk-
t. Yakl p yklan yaptlarn bazl arnn ancak blk pr-
k bal klarn bili yoruz bugn. oununsa bal n bile
bilemi yoruz. Yazarnn adn da Sofokl es' i n Kitapl ktaki
123 yaptndan yalnzca yedi sinin geri ye kaldn bili yo-
ruz. Eskhylos'la Euripides'in yaptlar ii n de durum ayn-
dr. Kaybn nemini belirtmek iin yle di yelim; Tutun ki,



356
Shakespeare'i n yalnzca Coriolanus ve K Masallar ge-
ri ye kalm olsun ve Haml et, Macbeth, Romeo ve Jliet,
Kral Lear gibi yaptlarnn adlarndan baka bi r ey g-
nmze kal mam olsun.
O grkemli kitapl ktan bugne tek bir kt tomar derli
topl u ol arak kalmamtr. Gnmz skenderi ye'si nde, s-
kenderi ye Ki tapl ' nn deerini ya da var ol muluunu bi-
len pek az kii ye rastl ayabilirsiniz. Ayn bii mde, skende-
ri ye Kitapl ' ndan ncesinin binlerce yllk byk Msr uy-
garln bilen, deerini anlayan da azdr. Gnmzn daha
yeni olgular, baka kltrel buyrultular eskilerin yerini alm
bulunuyor. Btn dnyada da ayn durum sz konusudur.
Gemile olan balarmz ok zayf ve ince. Oysa hemen
orackta birok uygarln kalntlar bize gemii anlatyor: Fi-
ravunlarn bilmece gibi duran sfenksleri; az tede bir eyalet
dalkavuunun Roma mparatoru Diokietianus iin, belki de s-
kenderiye halknn tmnn alktan lmesine izin vermeyii
onuruna ykselttii bir heykel; bir Hristiyan Kilisesi; birok
minare ve ada sanayi uygarlnn iaret talar; Apart-
manlar, otomobiller, tramvaylar, gecekondu semtleri, tele-
vizyon kulesi. ada dnyamzn ipleriyle kablolarn birbiri-
ne ren gemiten gelmi milyonlarca balant vardr.
Bugnk baarlarmz, bizden nce gelip gemi 40.000
insan nesline dayanr. kide bir eski bir uygarlk kefediyoruz.
Gemiimizi ne denli az biliyoruz! Hayret edilecek bir durum.
Yaztlar, papiruslar, kitaplar insan trnn servenini bir za-
man rgs iinde sunuyorlar bize; kardelerimizden, atalar-
mzdan bazlarnn seslerini duymamza olanak tanyorlar.
Onlarn da ne denli bize benzediklerini renince duyduu-
muz sevince paha biilemez.
Bu kitapta adlar kaybolmam atalarmzn bazlar ze-
rinde durduk: Demokritus, Aristarkus, Hypatia, Leonardo,
Kepler, Newton, Huygens, Champollion, Humason, Goddard,
Einstein. Btn bu isimler Bat kltr dnyasna ait, nk
gezegenimizde domakta olan bilimsel uygarlkta arlk Bat
kltrndedir. Fakat her kltr -in, Hindistan, Bat Afrika,
Orta Amerika yeryz topluluuna katkda bulunmu ve to-
hum ilevi gren dnrlere sahip olmutur. letiim aralar



357
teknolojisindeki byk gelimeler nedeniyle gezegenimiz tek
bir topluluk olma yolunda hzla ilerlemektedir. Aradaki kltr
farklarn silip sprmeden ya da kendi kendimizi mahvetme-
den yerkremizde btnlemeyi (entengrasyonu) baarabilir-
sek ok byk bir adm atm olacaz.
Bugn skenderi ye Kitapl nn yannda bir yerde ba-
sz bi r sfenks duruyor. Fi ravun Horemheb dnemi nde, s-
kender'den bin yl kadar nce yapl m bu sfenks. O as-
lans vcudun oradan bi r gz atnca, ada bi r ksa dal-
ga balant kul esi grlyor. Bu iki yapt arasnda, insan
trnn tarihi boyunca kesi ntisiz dedii bi r i plik uzanr.
Sfenksle o kul e arasnda uzanan zaman kozmik bi r andr:
Byk Patl amadan bu yana geen yaklak on be mil yar
yll k zamann iinde bir an. Evrenin o zamandan bu za-
mana gelii ne ilikin kaytl arn hemen tm zaman
rzgrlar tarafndan savrul mutur. Kozmik evri min kant-
lar skenderi ye Kitapl ' ndaki papirs tomarl arndan da-
ha kt silinip sprlmtr. Ama yine de atalarmz ve
bizim yolculuk yaptmz, o dnemeli yola, cesaret ve
akl sayesi nde birazck gz atabil dik:
Byk Patlamann kard madde ve enerjini n yayl-
masndan sonra bil emedi imiz alar boyunca Kozmos
ekilsizdi. Ne galaksil er, ne gezegenler, ne hayat vard.
Her taraf koyu, al amaz bi r karanl a gml mt, hi dro-
jen atoml ar da bol uktayd. Kh orada, kh burada gi de-
rek younlaan gaz bi rikintil eri fark edilmeyecek biimde
yl yordu. Madde krel eri younlayor, yamur biimi n-
deki hi drojen daml alar gnelerden daha byk ktleler
oluturuyordu. Bu gaz krel eri iinde maddede hazr bek-
leyen nkl eer (eki rdeksel ) ate kvlcmland. lk yl dz
nesli byl ece domu ol uyordu Kozmos'u a boarak.
O zamanlar alacak gezegenler, gklerin parl tsn
izleyecek canl yaratk yoktu. Gn derinli indeki yl dz-
larn frnl arnda nkl eer erimeden ar elementl eri sal a-
yan, hidrojen kllerini yakan, gelecekteki gezegenlerle
oradaki hayat ekillerini n atomik yap harcn hazrlayan
bir ilm-i si mya beli rdi. Kocaman ktl eli yl dzlar nkl eer
yakt depol arn hemencecik tkettiler; byk patlamann



358
etkisi yle, yap harlarnn byk bir blmn, bi r zaman-
lar younl amasndan ol utuklar i nce gaza dntrd-
ler. Yldzlararas kara amur bulutlarnda bi rok el ement-
ten yeni yamur tanecikleri oluuyordu. Bunlar daha son-
raki yldz nesilleri ydi. evreleri nde daha kk yamur
tanecikleri olutu.
Bunl ar nkl eer atei kvlcmlandramayacak kadar
kk cisimlerdi. Yl dzlararas sistemdeki bu damlacklar
gezegen olma yolundaydl ar. Bunlar arasnda tatan ve
demi rden yapl m bi r kck dnya da vard, adna yer-
yz dedii miz gezegeni n ilk hali ydi bu.
Yerkre phtl ap snrken i inde kasl p kalm me-
tan, amonyak, su ve hi droj en gazlarn sal verdi. Bylece
ilkel atmosferl e ilk okyanusl ar olutu. Gneten gelen yl-
dz ilkel yerkreyi aydnl a bodu ve stt. Frtnal ar
imek ve yl drmlara yol at. Volkanl ar lav pskrttler.
Bu sreler ilkel atmosferlerin molekl zincirlerini krd.
Bundan kan paral ar birl eip daha karmak biimler
alarak yerkreye yeniden dtler ve okyanuslarda eridi-
ler. Bir sre sonra denizler scak bi r bulamac andryor-
du. Killeri n zeri nde molekller rgtl endi ve karmak
kimyasal tepkimeler belirdi. Ve bir gn, bulamataki mo-
lekller arasndan bir tanesi kp tmyle rastlant sonu-
cu kendi kopyalarn retebilmeye bal ad. Zamanla kendi
kopyalarn tekrarlayabil en daha karmak molekll er be-
lirdi. Daha sonra kendi kopyalarn yapmay doal aykla-
ma kalburundan geebilen molekll er baardlar. Kopya-
larn daha i yi tekrarlayabilenler daha ok rediler. Ve
bylece ilkel okyanus bul amac gi derek koyul uunu yiti r-
di. Kendi kopyalarn tekrarlayan organik molekll erin yo-
unl amas sonucu bul amacn harcanmasyl a okyanus
amuru inceldi. Aamal olarak ve farkna varlmadan ha-
yat bal amt.
Tek hcreli bi tkiler gelimi, hayat kendi besin kayna-
n yaratmt. Fotosentez atmosferi dei iklie urat-
yordu. Cinsel i liki dodu. Bi r zamanl ar serbeste yaa-
yan hayat eki lleri zel il evl i karmak hcrel er olutur-
mak zere birl etiler. Tat ve koku alglayc sinirl er geliti .



359
Kozmos artk tad ve kokuyu biliyordu. Bir zamanlar tek
hcreli olan organizmal ar ok hcre toplul uklarna dn-
erek ei tli yerl eri nde zel organ sistemleri geliti rdil er.
Gz ve kul ak beli rdi. i mdi artk Kozmos grebili yor ve
duyabili yordu. Bitkiler ve hayvanlar topran hayat kayna-
olduunu kefettiler. Organizmalar vzrdamaya, srn-
meye, paytak paytak yrmeye, kaymaya, kanat rpma-
ya, trmanmaya ve ykselmeye koyuldular. Ormanlarda
dev gibi hayvanlar kkremeye bal ad. Deniz kabuu iin-
de bekleyeceine, dnyaya dorudan doruya gz aan
ve damarlarnda okyanuslardaki gibi bi r sv dolaan k-
k yaratkl ar beli rdi. Bunl ar hzl hareket edebil mel eri ve
akgzll kleri yle hayatta kalabil diler. Derken, aal arda
yaayan baz kk hayvanckl ar aa sradl ar. Ayak-
lar zerinde durmay becerdi ler ve ara gere kullanmay
rendil er, baka hayvanlar ehliletirdiler. Hayvanlarla
birlikte bitkil eri ve atei ehlileti rdiler ve konuma dili ni
icat ettiler. Yl dzlardaki kl hazrlayan il m-i si mya i mdi
artk bilinl erine ili yordu. Son srat bi r gi riimle yazy
icat ettil er, kentler kurmay akl ettil er, sanata ve bilime
yneldiler. Ve gezegenlerl e yl dzl ara uzay aralar frl at-
tlar. Bunl ar on be mil yar yll k kozmik evrim sresi nde
hidroj en atoml arnn yapabi lecei eylerden bazl ar
Bu syl edikl eri mizde destans bi r mitoloji havas var.
Dorudur. Asl nda, gnmz bil imi tarafndan akland
ekli yl e bi r kozmik evrimin anlats sz konusudur. Elde
edilmesi zor yaratklarz ve ayn zamanda kendimize kar
tehlike de yaratrz. Fakat kozmik evrimle il gili olarak ya-
plan her hesap unu aka ortaya koyuyor ki, yeryz-
nn tm yaratkl ar, gal aksi hidrojeninin en son rnleri
olan yaratkl ar yabana atlacak eyl er deil lerdir. Madde-
nin gezegenimizdeki kadar hayret verici mutasyonlara u-
rad baka yerl er de bul unabili r. Bu yzden gklerden
bir ses duyabilmek iin can kulayl a di nl emeye koyul-
muuz.
yl e gari p kavramlarla yetitirilmiiz ki, bizden bi raz-
ck deiik bi r kii ya da topl umla karlanca, onl arn bi-
ze yabancl nedeni yl e gvensizlik duyuyoruz ya da nef-



360
ret ediyoruz. Oysa her bi r uygarl n antlar ve kltr,
insan olmann deiik bii mde anl atmndan baka bi r ey
deil di r. Yerkre-d bir zi yareti eitli i nsanlar ve top-
lumlar arasndaki farklara gz attnda, aramzdaki ben-
zerlikl eri farklardan daha ok bulacaktr. Kozmosu akll
yaratklar dolduruyor olabilir. Fakat Darwin'in retisi
aktr: Baka bi r yerde insana rastlayamazsnz. Yal -
nzca gezegenimizde vardr i nsan. Bu kck gezegeni-
mizde. Nadir fakat tehlikeli bir trz. Kozmik perspektifte,
her bi rimiz ok deerli yiz. Eer bir insann sizinle ayn fik-
ri paylamadn fark ederseniz, al drmayn, braknz bu
gezegende yaamaya devam etsin. Unutmayn, yz milyar
galaksi de bi r i nsan daha bulamazsnz.
nsanl k tari hine, giderek daha genileyen bir ail eni n
bireyleri olduumuz inancnn yavatan iimizde uyan
sreci gzyle bakabiliriz. lk zamanl ar yalnzca kendimi-
ze ve ok yakn akrabalardan oluan yaknl armzayd sa-
dakatimiz. Sonradan gebe avc gruplarna, ardndan
kabilel ere, kk yerleim rgtlerine, derken devlet -
kentlere ve devletlere sadakat gsterdik. Sevdiklerimizin
emberleri geniledi. imdi sper devletler dediimiz, de-
iik etnik gruplar ve kl tr ortamlarndan gelme devletl e-
rin bir bakma birlikte al tkl arn gryoruz. Bu, hi
kukusuz insancllama ve i nsanda yeni bi r kiilik geli-
tirme deneyimi dir. Eer hayatta kal mak isti yorsak, sada-
kat emberi mi z daha da genilemeli, tm insanl iine
alacak, yerkre gezegenini kapsayacak bi imde olmal .
Devl etleri ynetenl erin ou bu dnceden holanmaya-
caklardr. kti dar kaybna uramaktan korkacaklardr. ha-
net ve sadakatsizlik szckl eri ni bi r hayli iiteceiz de-
mektir. Zengin devletler zenginliklerini yoksul devletlerle
paylamak zorunda kal acakl ardr. Fakat nmzdeki se-
enek, H.G. Weils'in bir zamanlar deiik biimde syle-
dii zere aktr: Evren ya da hi.
Birka mil yon yl nce i nsan di ye bi r varl k yoktu. Bir
milyon yl sonra gezegenimizde i nsan ol acan kim bil e-
bilir? Gezegenimizin 4,6 mil yar yll k tari hinde yerkremiz
dna hibi r ey gnderilmemiti. Oysa i mdi ii nde insan



361
olmasa da kck uzay aralar kei f amacyl a yerkre-
mizden ayrl p gne sisteminde bi r gzel dolayorlar.
Yi rmi dnyann n kefi ni tamamladk. Bunlar arasnda
plak gzle grlebilen tm gezegenler, atalarmzn d-
nce ve hayretleri ni harekete gei ren o dnme dolaptaki
gk kl arnn tm bulunuyor. Eer varl mz srdre-
bilirsek bunu i ki eye borl u olacaz: Bi rincisi, teknoloji k
erginli imizin bu tehlikeli dnemini kendimizi mah-
vetmeden atl attmz iindir; ikincisi de bu dnemi yl dz-
lara geziler balatmak ii n kullandmzdan trdr.
Seenek rlplak karmzda durarak anl aml anl am-
l glyor bize. Gezegenlerde sondaj yapmak zere gn-
derilen ayn roket frl atcl ar, baka lkelere nkleer ba-
lkl ar frlatmak iin de hazr durumda bekli yorl ar. Viking
ve Voyager uzay aralarnn enerji kaynakl ar ol an radyo-
aktif g santralleri, nkleer silah yapmnda yararlanlan
teknoloji ye dayanyor. Balistik fzeleri nianlamaya, y-
neltmeye ve bi zi saldrya kar korumaya yarayan radyo
ve radar teknii, ayn zamanda gezegenlere frl atlan
uzay aral arn dinlemek, onl ara komut vermek ve baka
yl dz yaknl arndaki uygarl kl ardan gel ebil ecek sinyalleri
dinlemek ii n kullanlan teknikti r. Eer bu teknolojil eri
yeryznden kendi mizi silip sprmek ii n kull anrsak,
gezegenlere ve yldzlara ul ama girii mlerinde buluna-
mayz. Bunun tersi de olabi lir, Eer gezegenlere ve yl-
dzlara yolculuklar srdrrsek, ovenizmimiz temellerin-
den daha da sarslacak. Kozmik perspektif iinde bakma-
ya al acaz. Baka dnyalara ve yldzl ara ktmz
yolculukl ardaki keifl erin tm yerkredeki i nsanl ar adna
yapl abil eceini kabulleneceiz. Enerjimizi lme deil,
yaama adanm bir gi riime yatracaz; yerkremizi ve
zerindeki i nsanlar anlamay deri nletirerek baka yerde
hayat aratrmasna girieceiz. Uzayn kefi -aralarda
insan bulunsun ya da bul unmasn- savan gerekti rdii
ayn teknolojik ve rgtsel beceril eri gerekti rdikten baka,
yine savataki gibi cesarete ve yi itlie yer veri r. Nkleer
sava patlamadan nce gerek bi r si lahszl anmaya gi di-
lirse, uzayn kefi byk devl etleri n askeri sanayi kurulu-
larn uzun sreli oluml u bi r girii m iin bir araya getirebi-



362
lir. Sava hazrlklar iin yaplan yatrmlar, Kozmos'un kefi
amacna olduka kolay biimde yneltilebilir.
Gezegenlerin kefi program fazla bir harcamay gerektir-
mez. Sovyetler Birlii'nin uzay bilim ve teknolojisi iin harca-
d para ABD'nin harcadnn birka katdr. Bu paralarn
toplam, iki ya da nkleer denizalt maliyetine eittir. Ya da
yapmna yeni giriilen bir silah sistemi iin her yl ayrlan ma-
liyet art parasna etir. 1979 ylnn son aynda F/A - 18
uaklar yapm projesinin maliyeti 5,1 milyar Dolar artarken,
F - 16 tipi uaklarn maliyet art 3,4 milyar Dolar bulmutur.
1970 - 1973 yllar arasnda ABD'nin ulusal siyaset uygula-
mas olarak Kamboya'y bombalamak iin harcad para tu-
tar olan 7 milyar Dolar B. Amerika'yla Sovyetler Birlii'nin
iinde insan bulunmayan uzay aral keifler iin imdiye dek
harcadklarndan fazladr Viking'in Mars gezegenine ya da
Voyager'in d gne sistemine gnderilmesine harcanan pa-
ra, Sovyetler Birlii'nin 1979 - 80'deki Afganistan igaline
harcad paradan azdr. Teknik personel kullanm ve yksek
teknoloji retimi salad iin uzayn kefine yatrlan para-
nn ekonomik verimlilii yksektir. Yaplan bir aratrmadan
anlaldna gre, teki gezegenlere yatrlan her Dolar'n
ulusal ekonomiye 7 Dolarlk katks oluyor. Buna ramen,
kaynak yetersizliinden tr ertelenmi nemli ve aslnda
pekala uygulanabilir giriimler sz konusudur. Ertelenmi pro-
jeler arasnda Mars'n yzeyinde bir rover (uzay cipi) dola-
trmak, Kometle randevulamak, Titan'a konma ve uzaydaki
teki uygarlklardan radyo sinyalleri almak gibi tasarmlar yer
alyor.
Ay'n yzeyinde srekli sler bulundurmak ya da Mars'a
insan frlatmak gibi byk uzay giriimleri yakn bir gelecekte
gerekletirilemez. Meer ki, nkleer ve "klasik" silahlar ala-
nnda silahszlanmaya doru byk admlar atla. yle olsa
bile, yeryznde yine de bu parann harcanmasn gerektiren
ivedi ihtiyalar vardr. Fakat una kesinlikle inanyorum ki,
kendi kendimizi mahvetme becerisini gstermezsek, szn
ettiimiz girii mleri er ya da ge gerekl eti rebileceiz.
Duraan (stati k) bi r toplum dnmek olanakszdr. Koz-
mos'u keiften birazck yz evirmek bile birok kuakta



363
kendini gsterecek gerilemeye yol aar. Buna karl k,
yerkremizi n az tesi ndeki servenlere bi r nebze katl -
mz -Kristof Kolomb'un deyimiyle "Yldz Serveni"ne
katl mak-, gel ecek i nsan kuaklarnda Kozmos' un ke-
finde pay bulunma cokusu yaratacaktr.
3,6 milyon yl nce i mdi Tanzanya' nn kuzeyi ol an
blgede bir yanardan pskrd kl bul utlar evrede-
ki savanlara yayld, 1979 ylnda paleoantropol og Mary
Leakey o kller arasnda ayak izlerine rastl ad. lkel d-
nem insanslarndan bi rini n ayak izi olduuna inanan
Mary Leakey' e gre, yeryzndeki tm insanlarn atas
olabilir bu. Ve 380.000 kilometre tede insanlarn bi r
i yimserlik annda Sknet Denizi adn verdikleri kurak bir
dzlkte bir ayak izi daha duruyor. Bu, gezegenimizden
baka bir dnyaya ayak basan ilk insann ayak izidir. 3,6
milyon yl da epey il erl emiiz. Hatta 4,6 mil yar ylda. Hatta
hatta 15 mil yar ylda.
Kendisi konusunda bilinl enmeye balayan bi r Koz-
mos'un blgesel temsilcileriyiz. Kkenl eri mi zi aratrabil-
meye balamz: Harcnda yl dz bul unduranlar yldzlar
hakknda kafa yoruyor; on milyar milyar milyar atomun
rgtlenmi toplulukl ar atomlarn evrimi ni inceli yor; en
azndan bizi m di yarda beliren bilincin bural ara gelinceye
dek geti i uzunca yolu saptamaya al yor. Bizi m sada-
katimiz trlere ve gezegenedir. Biz yerkremiz adna ko-
nuuyoruz. Varl mz srdrme ykmll mzse, yal-
nzca kendi mize kar deil, ayn zamanda Kozmos'a kar-
dr da. Yaam kaynamz olan o eski ve engin Koz-
mos'a...

You might also like