You are on page 1of 246

STN DKMEN LADES

Yaamn Kerteriz Defterinden Bir roman

lkemde ve dnyada ladesilik yapmayan, alan ve seven nice gzel insana, ladesilii azaltmalar umuduyla cmle ladesilere ve yaadm ehirleri cennete eviren Zehra'ya...

Prof. Dr. STN DKMEN 1954 ylnda stanbul'da dnyaya geldi. Hacettepe niversitesi Psikoloji Blm'nden mezun oldu. Halen Ankara niversitesi Eitim Bilimleri Fakltesi'nde retim yesidir. Yazarn eitli bilimsel makaleleri ile letiim atmalar ve Empati, Sosyometri ve Psikodrama, Varolmak Gelimek ve Uzlamak, Kk eyler adl almalarnn yan sra Bir Yumurtann Tarihesi, Selam, Yamurda Yangn adl iir kitaplar (Sistem Yaynclk) ile Komu Kyn Delisi, Otoyolda Piknik ve Padiah- Hali Osman (Galata) adnda tiyatro eserleri bulunmaktadr. Prof. Dr. stn Dkmen, meslekta Do.Dr. Zehra Yan Dkmen'le evlidir.

indekiler
Ladesi I. BLM Lades Oyunlar 7 Ladesi II.BLM Sayfac 101 Ladesi III.BLM Yaamn Kerteriz Defteri Drstlk zerine 143 Ladesi IV.BLM Son Semerci 213

Drstlk ve Yalanclk zerine Birka Cmle " Yalan sylemek beni insan yapar." Su ve Ceza'dan Razumihin (Raskolnikov'un arkada) " Yalan sylemek beni insan yapar, hi yalan sylememek ise stn insan yapar." Ladesden Ayya Ahmet (Herkesin arkada) "Ahlakn kurucusu ve yaycs edebiyattr.'" Nurullah Ata "Onlar hi roman okumadlar, sayfa evirmediler; o yzden milleti soyup soana evirdiler." Lades den Sayfac Raif "Doru syleyeni dokuz kyden kovarlar." Trk Atasz " Yalan syleyeni kovmazlar, memlekete muhtar yaparlar ama ona da sayg duymazlar" Ladesi Cemil

LADES I. BLM
Lades Oyunlar

1 (Bir) Her ey bir kehnetle balad. "yle bir yere gndereceiz ki olunu, gece binlerce gne grecek gnde ama ellerini uzattnda hibirisi stmayacak onu" diye bir cmleydi bu kehnet. Havva Hanm hamileyken ryasnda duymutu. Havva Can ile Adem Usanmaz 1900'l yllarn ikinci yarsnda bir Anadolu kasabasnda evlenmilerdi. Evlenir evlenmez Havva Hanm deimeye balad. nce soyad deiti, Havva Usanmaz oldu. Adem ile Havva'nn evlenmeleri komik gelmiti insanlara. Dostlar durmadan takld, hatta bir mahalli gazetede haber konusu bile oldular. Adem, karsna "Soyadn deiti, oldu olacak adn da deitirelim de dalga gemesinler" dedi. Havva Hanm kabul etti, ancak mahkeme masraf ok geldii iin bu isteklerini gerekletiremediler. Evlendikten ksa bir sre sonra Havva Hanm hamile kald. Hamileliin ilk aylarndayd. Bir gece ryasnda kendisini dnyadan ok uzaklardaki bir galakside grd. Hamileydi, yalnzd, g ssz ve yldzszd. Uzaklardan gelen bir ses ona yle diyordu: "Sen bir olan douracaksn burada ve yle bir yere gndereceiz ki olunu, gece binlerce gne grecek gnde ama ellerini uzattnda hibirisi stmayacak onu."

Bu, yalnzca bir dt uykuda ya da bir kehnet. Aslnda btn dler bir kehnet saylr bu dnyada. Yedi ay sonra bir olan dourdu Havva Hanm. Adn Cemil koydular. Cemil bu dnyann insanyd. Bylece kehanetin ilk blm dorulanmt. Gkyzne baksa binlerce gnei birlikte grrd geceleri. Her biri yz binlerce derece santigratt ama hibirisi srmazd ellerini. Kehnet dorulanmt. Kehnet drstlk mdr? Belki gelecei bildirir khinler, belki olup biteni syler. Oysa ne tahmindir ne de gzetlemektir drstlk. Bitimli bir yolda bitmeyen bir izgiyi dlemektir drstlk. Uzay eridir; k eriler boyunca yaylr; Riemann ile Einstein gsterdiler bunu. Yani uzayda doru yoktur; kapal, bkml ve eridir evren. Bunu fark ettiinizde baz insanlarn niin drst olmadklarn daha rahat kavrayabilirsiniz. "Eri bir evrende nasl doru olsun insanlar" diyebilirsiniz ya da demeyebilirsiniz. tekiler yle ama siz eri izmek zorunda deilsiniz. Kimse kalemle domaz, izgileri doru ya da eri izmek size kalmtr sonunda. Belki de en byk erdem, eri bir evrende, doru izgi izebilmektir bu dnyada. Roman balyor, haydi rastgele, ne izilecekse rast izile! Roman balyor, bir cetvel verin elime, daha nce erilik dememi olsun yreine. Bir cetvel verin elime, daha nce erilik dememi olsun dlerine. Roman balyor, ad Ladesi mi ne.

2 (ki) Tavuklarn, kularn gsnde bir kemik vardr "V" eklinde. Lades kemii denir. Sular yaran gemilerin burnu gibi, kimi rdeklerin kuularn gsnde, kimi tavuk benzeri kara hayvanlarnn gsnde, kimi gklerdeki kularn gsnde bir lades kemii kemik vardr, "V" eklinde. "Ben ve sen" diyen, "Biz ve teki" diyen insanlar gibi, "Ben ve su", "Ben ve hava" diyen hayvanlar da, yaam iinde kendilerine yol aarken yaamla birleebilmek iin, "V" eklinde bir kemik tarlar gslerinde. Gmen ku srlerinde V dzeniyle uarken gkyznde, dostluun ve ibirliinin iareti diye, V eklinde bir iaret tarlar gslerinde. Lades kemii ad verilen bu kemik milyonlarca yllk bir geliim srecinin sonucunda, dinozordan arkeopterikse (archaeopteryx), arkeopteriksten gnmze geldi. Latince ad furcula'dr. Lades kemii havay yarar, suyu yarar, ie yarar. O yzden, o gnden bugne ulamtr, o yzden yaamtr. alar, zamanlar, zorluklar yarp yarnlara ulamtr. Demek ki, belli ki lades kemii yararldr. Tavuklarn, kularn bir paras olan lades kemii, kltrlerin de bir paras olmutur. Kimi kltrde lades kemii uurlu saylr,

elinde lades kemii bulunan kiilerin dileklerinin yerine geldiine inanlr. Kimi kltrde ise bir oyun oynanr lades kemii ile "lades tutumak" diye. Lades tutumak, ok sevilen bir akl-dikkat oyunudur. yle oynanr: ki insan zerlerindeki etleri syrp lades kemiini birer ucundan tutarlar. nce szde bir antlama yaparlar aralarnda, oyunu kaybedenin kazanana ne alacan kararlatrrlar. Sonra iki yana ekip krarlar kemii. Artk ladeslidirler. Birbirlerinin elinden herhangi bir ey almadan nce "Aklmda" demeleri gerekir. Aklmda demeden tekinin elinden bir ey alan, yenilmi saylr, galip gelene anlatklar hediyeyi almak zorundadr. Lades tutuanlar ladesli olduklarn unutmamaya ama rakibine unutturmaya alrlar. Ladeste kanmamak, kandrmak esastr. Lades bir anlamda, oyun yoluyla ktlktr. Lades oyununda yaamla mcadele, tekiyle kavga vardr. Yani lades kemii, birbirleriyle yaranlarn ellerine yarar. Ladeste akl ile az, elbirlii yapmaldr. te bu oyunu Adem'den olma Havva'dan doma Cemil Usanmaz ok severdi. Kkken renmiti.

3 () Cemil alt yandayd. Bir akam sofrada tavuk vard, annesiyle babas lades tututular. Cemil ilk defa gryordu bu oyunu, ok houna gitti. "Baba ne olur biz de oynayalm" diye yalvarmaya balad. Babas, "Bu kemikle olmaz, krld, bir dahaki sefere" dedi. Cemil tavuk alnmasn iple ekti. Tavuk sevmezdi ama annesine srekli "Ne zaman tavuk alacaksn?" demeye balad. Sonunda tavuk alnd. O akam Cemil ok heyecanlyd. Herkesten nce sofraya oturdu. Annesi tavuun iinden lades kemiini kard. Cemil'e, "Kiminle tutuuyorsun?" diye sordu. Cemil heyecanl, "Babamla!" diye bard. "yi, tutuun o zaman." Babas kemiin ucundan tutup Cemil'e doru uzatt. "Tut bakalm" dedi.

Cemil kemiin teki ucundan tuttu. "Nesine?" diye sordu babas. Cemil, "Nasl, nesine?" 'Yani kazanrsan sana ne alaym, kaybedersen sen bana ne alacaksn?" "Dondurma." "Tamam, sen kazanrsan ben sana dondurma alaym, ben kazanrsam sen de bana harlndan bir gazete al." Cemil heyecandan gzleri akmak akmak, "Olur!" diye bard. Ve baba oul kemii iki ucundan ekip krdlar. kisinin de elinde kemiin birer paras vard. Baba elindeki kemii Cemil'e doru uzatp, "Al, l bakalm, hangisi daha uzun" dedi. Belli ki bu da oyunun bir baka kuralyd. Cemil hemen babasnn elindeki kemii alp kendi kemiinin yanma getirdi. O an babas, "Lades!" diye bard. Cemil neye uradn armt. Dondu kald. Annesi hemen araya girip, "Aa, zme ocuu Adem. yle hemen olmaz" dedi. Cemil'in gzleri dolmutu, alamak zereydi. Babas, "Peki peki, hadi bir daha tutualm" dedi.

Cemil'in btn hevesi kamt. Yine de yeniden tututular. ki krk kemii birbirine dedirip ayrdlar, yeniden ladesli oldular. Lades Cemil'in ok houna gitmiti, durmadan lades tutumak istiyordu. Annesiyle, babasyla, aabeyi hsan'la ard ardna lades tututu. Ladesi kazandnda veya kaybettiinde hemen oyuna yeniden balamak isterdi. Babas bu huyuna gler, 'Yenilen pehlivan doymazm" derdi. Cemil yense de yenmese de ladese doymuyordu. Ancak ev halk giderek ladesten skld. Artk kimse Cemil'le lades oynamaz olmutu. Bu yzden Cemil kendisine yeni bir oyun gelitirdi. evresindeki insanlarla, onlarn haberi olmadan tek tarafl lades oynamaya balad. Herkesle srekli ladesli olduunu dnyordu. Babas eline bir ey verecek olsa, almadan nce iinden "Aklmda!" diyordu. Onun uzatt bir eyi babas eline aldnda ise yine iinden "Lades!" diye baryordu. Bakkala ekmek almaya gitse, paray verirken sessizce "Lades", ekmei almadan nce de "Aklmda" diyordu. lkokuldayd Cemil, lades en sevdii, giderek tek sevdii oyun oldu. Arkadalar ona "Ladesi Cemil" diyorlard, sonra Cemil'i unuttular, yalnzca Ladesi demeye baladlar. "Hey Ladesi, u kalemini versene!" Ladesi ladesi seviyordu. steyen arkadalaryla aka, istemeyenlerle, bu arada retmenleriyle, onlarn haberi olmadan tek tarafl ve iinden lades oynuyordu. O, artk tam bir ladesiydi. Kanmamaya ve fakat kandrmaya dayanan bir oyunun gzde bir temsilcisi olmutu.

4 (drt) Cemil'in ailesi gelimekte olan kk bir Anadolu kasabasnda, Cennetehir'de yayordu. Gelimemi lkelere ve geri kalm blgelere "gelimekte olan" denmesi, nezaket icabdr; belki kandrmacann kibar bir trdr, belki de gereki bir ifadedir. Cemiller, bir kasabada yayorlard, sonra birdenbire bir ehirde yaamaya baladlar. Tanmadlar, kasabalar il oldu. Cennetehir il oldu. Bu duruma Trkiye'de ska rastlanr. Bir sabah bir kasabada uyanrsnz, o gn bir kararname imzalanr, akama bir ehirli olursunuz. Cennetehir irin bir ileydi. Cennetehirlilerin aklna pek ok kasabalnn bana gelen bir ey geldi. l olmaya heveslendiler. l olmak krlyd. Yllarca uratlar. Kasabadan geen byk kk devlet adamlarnn yollarn kestiler. Onlara kuzu kestiler. Arladlar. Kasabann her tarafna "l Olmak stiyoruz" diye pankartlar astlar. Bakente telgraflar ektiler. Tandk tanmadk btn milletvekillerini seferber ettiler. ok altlar. Sonunda il oldular. l olmak Cennetehirlileri ok mutlu etti, kendileriyle gurur duydular. Bu baary gnlerce kutladlar. Artk kasabalar il olmutu. Resmi kaytlarda Cennetehir "l"

olarak geiyordu. Ancak Cennetehirliler il olduktan sonra yllar boyunca, az alkanlyla Cennetehir'den sz ederken "Bizim kasaba" dediler. Gurbete gidenler srekli kasabalarna dnmekten sz ettiler. Tabelalar sizi kandrabilir ama dil drsttr. Cennetehir'in il olmas bir kandrmacayd. Cennetehirliler hrsl insanlard. l olmak onlara yetmedi. Devletten srarla bir havaalan, bir de niversite kurmasn istediler. Milletvekillerini yine seferber ettiler. Kampanyalar atlar, yreklerini atlar, kasaba erafna kesenin azn atrdlar. Pankartlar astlar, davetler verdiler. Sonunda havaalan ile niversiteleri de oldu. Halk istedi, politikaclar da verdi. Balangta iki tarafn da yz akt. nce havaalan yapld, gayri resmi ald. Personel almaya balad. Henz uaklar inip kalkmyordu. Resmi alta inecek dendi. Havaalannn resmi al muhteem oldu. Pek ok siyaseti geldi, basn geldi. ehir bayram yerine dnmt. Sevin bykt. Fakat bir ey dikkati ekmeyecek gibi deildi. Davete gelenlerin tm arabalarla gelmilerdi. Uakla gelen yoktu. nk Cennetehir'in havaalan bulunan byk ehre uzakl uak gerektirecek kadar byk deildi. Bu kadarck mesafe iin uaa binmeye demezdi. Al srasnda, halkn korkun tezahrat arasnda piste bir tane ilalama ua indi. Bunu izleyen aylarda ve yllarda ise Cennetehir Hava Limanna inen baka bir uak olmad. Sylentilere gre pistin boyu ksayd, byk

uaklarn havalanmasna ve inmesine uygun deildi. Havaalan vard ama kullanl deildi, i olsun diye yaplmt, ilevsel deildi, ie yaramazd. Cennetehir niversitesinin durumu havaalanndan fazla farkl olmad. Bir niversiteye sahip olmak Cennetehirlileri ok sevindirdi. Al yine muhteem oldu. Ama zaman iinde grld ki, byk ehirlerdeki retim yeleri, tara niversitesi diye bu niversiteye rabet etmiyorlard. Cennetehir'de oturan liseli genler bile kendi ehirlerindeki niversiteye tercihleri arasnda yer vermiyorlard, byk ehirlerin byk niversitelerini tercih ediyorlard. Snav ald, pek ok Cennetehirli niversiteye memur olarak girdi. dar personel kadrosu dolmutu. Baka illerde oturan genler Cennetehir niversitesi'ni yazdklar iin snflar da dolmutu. Her ey tamamd yalnzca akademik personel yoktu, merkezden atanan rektr dnda retim yesi yoktu. Dersler bo gemeye balaynca Cennetehirliler niversitelerini desteklediler, avukatlar, eczaclar, lise retmenleri, subaylar, yksek tahsilli esnaf, mesleklerine, ilgi alanlarna uygun derslere girmeye baladlar. niversitenin yz gld. Havaalan personeli ve niversitedeki memurlar alkan ve drst insanlard. Ancak gayretleri ileri dzeltmeye yetmedi. Belki bir eyler ta bandan yanl planlanmt. Ya halkn arzusunda bir ayarszlk ya politikaclarn politikasnda bir potluk vard. Belki bilerek, belki bilmeden, muhtemelen fark etmeden ve fark ettirmeden, Cennetehirliler ve politikaclar, hem kendilerini hem de birbirlerini kandrvermilerdi. Bu da bir tr ladesilikti.

Aslnda Cennetehir'in ad da bir kandrmacayd galiba. Ad Cennetehir'di ama ne aa vard iinde doru drst, ne evresinde ba, bahe, orman. Gnein altnda kavrulan dmdzlak bir ehirdi, cennet deildi. Yalnzca yaknlarnda tarm alanlar vard. Her eye ramen Cennetehir zaman iinde geliti. Hi olmazsa nfusu artt. ehir, dan yamacndan balayp dzle doru yaylmt. Nfus artka son aalar da kesildi, apartmanlar yapld. Cemillerin evi otoyolun yaknndayd. Bu ehrin insanlar ehirlerini-kasabalarn severdi. Tozlu yollarn, fskiyeli belediye bahesini, mahalli yemeklerini severlerdi. Kendilerini komu illerden stn grrler, teye gidip stanbul'u bile beenmezlerdi. "Cennetehir Cennet misali. stanbul dediin iki uzun kpr, denizi desen pislikten kprd" derlerdi.

5 (Le) Cemil'in babas Adem Bey lise mezunu bir devlet memuruydu. Hayat boyu ek gstergelerini, katsaylarn hesaplad durdu. Muhasebeci deildi ama btn memurlar gibi bordrodan anlard. Birka defa memuriyetin yan sra ticarete giriti. Memurlarn ticaretle uramalar yasak olduu iin bir kez ei Hava Hanmn zerine gsterip bir dkkn at. Yrmedi. Birka kez arkadalaryla perde arkasndaki ortak olup talihini denedi, olmad. Sonunda elli yalarna doru pazarlamaclk yapmaya balad. Eli para grd, yz gld. Yllarca semt pazarlarnda ucuz sebze meyve arayan Havva Hanm da rahatlad, manava, markete gitmeye balad. Cemil ile aabeyi hsan'a gzel elbiseler ald. Pazarlamacln yan sra memuriyeti de srdrd Adem Bey. Yaygn tanmlamaya gre "iini bilen" bir memurdu. ini bilirdi, haddini de bildi. Dairedeki ilerini aksatmad. Emekli olmadan nce bir ortakla birlikte irket kurmay bir defa daha denedi. Bu giriimi Adem Beyin tanmyla kprden nceki son kt. Bu son k da tam bir k oldu, durumu daha da iyiye gitti. Artk zengin saylrd.

Adem Bey, genliinde gmre girecekmi memur olarak. Elinde tane tavsiye kart varm. Fakat ne yazk ki elinde be tane kart bulunan, stelik kartlarnn kalitesi daha yksek olan bir bakasna kaptrm bu ii. Bu duruma hayat boyu esef etti Adem Bey. Yzlerce defa "oraya girseydim baka olurdu" dedi. Cemil babasnn neye zldn anlayamazd kkken ama o da babas gibi , zlrd. Ladesi Cemil, asl adyla Cemil Usanmaz, seksenli yllarn banda herhangi bir travma almadan gelmiti dnyaya. Doumundan kalan, annesinin doumuyla ilgili kehnet ryasyd yalnzca. Zengin bir ocuktu Cemil, i dnyas zengindi yani. Aslnda btn ocuklar zengindir. Doaldrlar, drsttrler, dnyaya gzbebeklerinin hakkn vere vere, renkli renkli, zengin zengin bakarlar. Sonra, doallklarn, drstlklerini kaybetmeye balarlar. Doallklarn ve zengin bak alarn, ana babalarna, retmenlerine, mfredatlarna, komu teyzelerine dn vermeye balarlar ve giderek fakirleirler. Dikdrtgen olur dnyalar, yalnzca paray grrler. Belki ok para kazanrlar ama artk fakirdirler. ocuklar ounlukla kendilerini terk ederler byrken, doadan, kendilerinden, hatta yldzlardan uzaklamaya balarlar. Kendi vcutlar iindedirler, gn altnda, toplumun ortasnda gzkrler ama orada yokturlar, terk etmilerdir. Kendi varlklarn, toplumu, doay terk

etmilerdir. Yaam terkilerinde tarlar, kendilerince ciddi ilerle urap yaam yedekte yaarlar, gerek benliklerini yedekte tutarlar. Yabanclarlar, maskeli yaarlar, dnyaya donuk yzlerle bakarlar, zenginliklerini yitirirler. Cemil Usanmaz da balangta zengin bir ocuktu. Bykleri onun zenginliini de -asla kt niyet tamadan-elinden almaya altlar ama o direndi. rnein arada bayram harln annesine kaptrd oldu. Bayramda dedesinden harlk aldnda annesi "Sen kaybedersin, ver ben saklayaym" derdi ve gerekten de iyi saklard. Cemil bayram harlklarn ok iyi saklayamad fakat yaama sevincini ve dnyaya bak tarzn, ara ara kaybeder gibi olsa da mr boyu saklamay becerdi. Be yalarndayken Cemil, sokakta bir yerden bir yere giderken srekli olarak hayali bir araba kullanrd. Yrrken ellerini gs hizasna kaldrp yalnzca kendisinin grebildii bir direksiyon tutar, grnmez vitesini deitirir, arada da "rn, rn, rn" diye ses karrd. Cemil, hayal kurmay severdi ama hayat boyunca gerekleri de terk etmedi. Ladesi rendikten sonra dier oyunlara ilgisi azald Cemil'in. Varsa yoksa ladesti sevdii oyun. Kiminle olsa oynamay seviyordu ama en ok, ikna ettiinde aabeyi hsanla oynamak houna gidiyordu. hsan, Cemil'den drt ya bykt. ok iyi bir renciydi, retmenlerin gzdesiydi. Cemil aka sylemezdi ama aabeyini kskanrd. Aabeyini ladeste yendii anda

kendisini ondan daha gl hisseder, ksa bir sre iin kskanmaya ara verirdi. Aabeyiyle lades olduklarnda, ladesli olduklarm unutmamaya alarak, aabeyinin bir eye ihtiyac olmasn beklerdi. Karsndakinin istei zerine ona bir ey vermenin ladesi kazanmakta en etkili yol olduunu bulmutu. Bazen aabeyi evden ktnda topunu almadn fark eder, tekrar ieri girmeye enir, "Cemil u topu getirse-ne" derdi. O zaman Cemil mzmzlanmadan hemen kalkp itaatkr bir karde tavryla topu getirirdi. Topu vermeden nce iinden "inallah hatrlamaz" derdi. Aabeyi topu aldnda ise sevinten ii titreyerek "Lades!" diye barrd. Ladesli olmadklar zamanlar aabeyinin hibir dediini yapmazd. Giderek hsan bu durumu fark etti. Ladesli olduklarnda Cemil sz dinleyen bir karde oluyordu. Cemil sz dinlediinde "Aklmda" demeye balad hsan. Bunun zerine Cemil kar taktik gelitirdi. Ladesli olduklarnda abisinin istedii eyi hemen getirmemeye, ardan almaya, iki defa sylettikten sonra istemeden yapyormu havasyla davranmaya balad. Bir sre de bu taktik ie yarad. Cemil lades oynarken, dikkatli olmay, kendi olanaklarn iyi kullanp evrenin eksiklerinden faydalanmay reniyordu. Lades basit bir oyun deildir; bir sinir, bir strateji savadr. Sizi gerek hayata hazrlar. Cemil, aabeyi kadar olmasa da alkan saylrd. Ders d kitaplar okumay severdi. Bir an nce bymek istiyordu. Kendisinden birka ya byk ocuklara zendii,

onlarn neler dndn merak ettii ok olurdu. lkokul ikinci snftayken, beinci snftaki abiler ona ok byk gzkrd. Bu yan ban alm abilerin neler dndklerini, neler hissettiklerini ok merak ediyordu. inden "onlarn yana gelsem de ne dndklerini anlasam" derdi. lkokul beinci snfa geince, drt yl nce byle dndn hatrlad, u an ne dnyorum diye dnd, iine bakt, fakat yeni bir ey bulamad. Hayal krklna uramt. Srekli, aka veya iinden, insanlarla lades oynuyordu Cemil. Almadan nce "Aklmda", verince "Lades" diyordu. lkokul beinci snfta snflarndan bir kza k oldu. Tabii bunu kimseye sylemedi. Kzn ad Glen'di. evresindeki hemen herkesle en azndan iinden lades oynad halde, Glen'le hi lades tutumad. "nsan sevdii kiiyi kandrmamal" diye dnyordu. Daha sonraki yllarda Cemil Glen'i unuttu. Ancak bydnde bu olaydan kard dersleri unutmad. Bir, birisini sevdiinizi unutmak istemiyorsanz, onunla etkileiminizden bir kr elde etmeyi unutmalsnz. ki, sevdiklerimizi sevdiimizi aklmzda tutmak, bazen ladesli olduumuzu aklmzda tutmaktan daha zordur. Ve , sevdiklerimizi kandrmak, onlara kar drst olmaktan her zaman daha kolaydr. Ne yazk ki. Belki de yle bir slogan olmal: "Sevince ladessiz sevmeli" diye. Ortaokul yllarnda Cemil tek tarafl lades oynamay azaltt. lgisi giderek kzlara yneldi. Artk iinde manken resimleri bulunan baz dergileri biriktiriyordu. Televizyon-

daki yarma programlarnda nl sunuculara yardm eden mini etekli kzlar da ilgin gelmeye balamt. Bunlar ok kapsaml buluyordu. (Yarma programlarn deil, kzlar kapsaml buluyordu.) Yine ortaokul yllarnda Cemil, kafasn ilerde nasl bir kzla evlenecei konusuna takt. Zaman zaman "lerde evleneceim kz acaba u an nerede, ne yapyor?" diye merak etmeye balad. Bazen haritaya bakarak, evlenecei kzn hangi ehirde, hangi semtte yayor olabileceini tahmin etmeye alrd. Lisedeydi, bir gn yolda bir kz grd. Kz inanlmazd. Ik gibiydi, gzleri ay idi. Yznde can parlakl vard, evreye can sayordu. Baharda alman bir derin nefes gibi gelip geti Cemil'in yanndan. Ladesi arplmt. Yavalad. Dnp arkasndan bakmak istedi, bakamad. Baklmazd. O an derin bir sz duydu Cemil iinde, bu kz ya benim sevgilim olmazsa diye, ondan uzam diye, ya onu bir daha hi gremezsem diye. Gnlerce ayn saatte kz grd yerden geti. Sorup soruturdu. Kz grmedi ama kim olduunu rendi. Adliye bakatibi Hdayi Beyin kzyd. Ad Aybahar'd. Cemil Aybahar'a k olmutu. Aybahar' dndke hep "Aklmda" diyordu. Hi lades demedi. Aybahar hep aklndayd. Aybahar enstitye gidiyormu. Cemil zaman iinde, daha imdiden Aybahar'n ok talibi olduunu rendi, iinden "Eek herifler, kz daha kck, bu yataki kz istenir mi?" diyordu. Ama mmkn olsa Aybahar' istemeye annesini gnderirdi.

Aybahar' tandktan birka ay sonra Cemil'in babas ld. Aile derinden sarsld, Havva Hanm ykld. Babasn kaybettikten sonra Cemil Aybahar'a daha da baland. Ona babasnn ldn sylemek isterdi. Pek ok kez Aybahar'la tantklarn, ona babasnn ldn sylediini, Aybahar'n ise kendisini barna bastn hayal etti. Emindi, imdi bile Aybahar babasnn ldn bilse ban barna basard. nk o gzel olduu kadar, sevecen, iyi kalpli bir insand, efkatliydi. Cemil arada yolda Aybahar' gryordu. Aybahar ciddi kzd. Sokakta yere sert basar, yz ask yrrd. Etrafna hi bakmazd. Cemil'e de bakmad. Zaten Cemil Aybahar'n yoluna kmadan, kar kaldrmlardan, kaamak baklar atyordu Aybahar'a. Cemil o yllarda karar verdi. Bir gn zengin olacak ve Aybahar'la evlenecekti. Artk lades oynarken Aybahar' dnp de oynuyordu. inden, "Eer bu eli kazanrsam Aybahar'la evleneceim" derdi.

6 (alt) Cemil giderek gelien Cennetehir niversitesi'nin letme Fakltesine girdi. alkan bir renciydi. letmeci olmak istiyordu. Zengin olmak istiyordu. zetle, zengin bir iletmeci olmak istiyordu. Aka sylemese bile iinde ta derinlerde babasnn tam gereklememi hayalini gerekletirme istei vard. Zengin, gl, baarl bir insan olmak istiyordu, itibarl olmak istiyordu, annesini yallnda rahat ettirmek istiyordu, bir de gzel bir ei olsun istiyordu. Birka erkek arkada vard. lerinden birinin ad Ayvaz'd. Kz arkada yoktu. Aybahar hl aklndayd. Olanlarla arada futbol oynarlard. Annesi bir tarafn kracak diye endie eder, engellemeye alrd. Aabeyi hsan hukuku bitirdi, stanbul'a yerleti. Bir bankaya hukuk maviri olarak girdi. Sonra ayrlp yazhane at, serbest avukatlk yapmaya balad. nc snftayken Cemil fakltede aratrma grevlisi olarak kalmaya niyetlendi. Aratrma grevlisi olursa n akt. Gn gelir profesr olurdu. Bu arada lades oynamaya devam ediyordu. steyenlerle aka, istemeyenlerle habersizce iinden oynuyordu.

Bakkala gitse bakkaln elinden ekmei almadan nce "Aklmda" diyordu iinden, uzatt paray bakkal aldnda ise "Lades!" diyordu sevinle. Aklmda'y ve lades'i kimseler duymuyordu dardan. Bazen bu iki kelimeden birini dalgnlkla, dardan duyulacak biimde syleyiverirdi. ounlukla anlamazd karsndaki bunu, ama yine de byle durumlarda, boazn temizler gibi bir ses karmay alkanlk edindi Cemil. Bir gn ekonomi doenti olan bir hocasyla birlikte otobse binmilerdi. Yaamn glklerinden, ktln lkeye getirdii zararlardan konuuyorlard. Konuma iinde bir ara hoca, Cemil'in elindeki romana bakmak istedi. Cemil, kitab verir vermez, hafife "lades" dedi. Hoca, Cemil'in kendi sylediklerine ilikin felsefi bir yorumda bulunduunu zannetti. Duruma uygun bir eyler sylemek istedi. Uygun bir ey bulamad. "Evet, yle" lamnda kafasn sallad. Lades dedii duyulunca Cemil'i ter basmt, ok rahatsz oldu, konumaya dikkatini veremedi. O andan itibaren hoca ne sylese anlamadan kafasn sallad. Eve geldiinde annesi kapda karlad, "Sana bir ay demleyeyim" dedi. Annesinin bu ilgisi hem houna giderdi hem de rahatsz olurdu. Olurla olmaz aras bir eyler mrldand. Havva Hanm olunu duymad, mutfaa gitti ayn altn yakt. Cemil zerindeki kuma pantolonu ve gmlei karp kot stne bir kazak giydi. Kitaplarn at, almaya balad. Az sonra annesi ay getirdi. "Niye sen getirdin, ben alrdm" dedi.

Hep byle sylerdi ama hibir zaman kalkp almazd. Bir sre sonra telefon ald. Arayan, aabeyinin liseden arkada Demir Tiriti'ydi. Demir di hekimiydi. Akamlar belli bir saatten sonra randevu vermez, muayenehanesinde oturup mzik dinler, kitap okurdu. Arkadalar gelirse oturup sohbet eder veya satran oynarlard. Cemil'e, "Dersin yoksa gel, Ayhan da burada" dedi. Telefon gelene kadar Cemil'in dersi vard, telefon geldikten sonra can almak istemedi. Annesine "Ben Demir abiye gidiyorum" dedi. Annesi, "Ge kalma" diye seslendi arkasndan. Cemil muayenehaneye girdiinde Demir'le Ayhan sohbet ediyorlard. Demir her zamanki gibi dnceli grnyordu. Ayhan, gler yzl, sakin bir genti, lisede resim retmeniydi. Cennetehir'deki tek sergi salonunda sk sk kiisel resim sergisi aard. Kasabal ona "Ressam Hoca" derdi. Resimlerini kimse almazd, hatta birka retmen dnda sergilerini dikkatlice gezen de olmazd. Mlki amirler ala iek gnderirlerdi. Ayhan halinden memnundu. Demir'le Ayhan kalkp Cemil'i kucakladlar. Demir Cemil'e, "Naber lan ufaklk" dedi ve bir elense ekti. Cemil elinden zor kurtuldu.

Demir Cemil'den bakasna el akas yapmazd. Cemil bakayd, ufaklkt. Demir ile hsan lisede iyi arkadatlar. Cemil kk bir ocuktu o zamanlar. kide bir uurtmasn karr veya tellere takar, sonra alayarak hsan'la Demir'in yanma gelir, yardm isterdi. Cemil, "Demir abi, bak aklma ne geldi. Seninle son bir kez yle byk bir lades tutualm, nesine istersin?" dedi. Demir, "Sonuncu lades olacandan emin misin aslanm? En az otuz defa sonuncu ladesi tututuk seninle" diye karlk verdi. "Valla bu son abi. Bak eyine tutualm istersen, eer ben kaybedersem bu son ladesimiz olsun." "Hep byle diyorsun, sonra kazanyorsun. Sen usta olmusun bu ite!" Cemil ladesi kazanmak iin, srekli yeni taktikler gelitiriyordu. Son buluu Demir'in hazrlad protez kalplarn eline alp "Abi bu ne?" diye sormakt. Demir telala atlp "Brak unu, dreceksin" diye elinden ald birka kez. O an Cemil "Lades!" diye barrd. Bir defasnda Demir ladeslenince, bo bulunup elindeki kalb yere brakvermiti. Cemil zlm, mahcup olmutu. Bir sre Demir'le lades oynamam, sonra unutup eskisi gibi devam etmiti.

7 (yedi) Cemil niversiteyi bitirdi, kadro yoktu, aratrma grevlisi snav amadlar, botayd. Bir gn annesine Aybahar'dan sz etti. Beeniyordu, evlenmek isterdi. Byk olu hsan'n henz evlenmeye niyeti yoktu. Cemil'in bu erken tavr Havva Hanm sevindirdi Havva Hanm, Cennetehir'deki btn anneler gibi, olunun mrvvetini grmek, bu dnyadan gp gitmeden nce onu salam bir kadna emanet etmek isterdi. Havva Hanm, Aybahar'n annesini buldu, tant. Kadnlarn deyimiyle konuyu tlatt, azn arad. Aybahar'n annesi Nedime Hanm, isteksiz ve doymu bir tavrla, Aybahar'n talibinin ok olduunu, henz byle bir ey dnmediklerini syledi. Havva Hanm eve dndnde, Cemil onu bekliyordu. Fazla hevesli gzkmemek istedii, biraz da utand iin, girer girmez bir ey sormad annesine. Ne konutuklarn kendiliinden sylemesini bekledi. Ancak Havva Hanm da ardan aldka ald. Girdi, kt, stn deitirdi, ellerini ykad, sofray hazrlad. Cemil'in aklndan, "Ftk etti ha, cevap olumsuz herhalde ama insan bir syleyiverir" diye gemekteydi. Nihayet olup biteni anlatt Havva Hanm. Cemil zld ama Havva Hanm umutsuz deildi. Oluna,

"Bu iler byle. yle ilk seferde evet demez kimse, en azndan bir tlattk, sraya girdik yani. Kzn ya kk saylr, talibi ok, biraz da sana kalyor bundan sonras, niversite mezunusun ama yetmiyor, inallah iyi bir ie girersin, o zaman tekrar giderim. Hayrls. Belediyeye ura diyorum, uramyorsun. Bakan baban severdi" dedi. Cemil iinden "Ah..." diye geirdi. Artk babas yoktu ve Cemil belediyede ie girmek istemiyordu. Belediye kokumu bir yerdi ona gre. Bir byk ehre gidip ansn deneme istei vard iinde. Bu konumann zerinden bir ay geti. O gn, gzel bir ayn gzel bir gnyd ve gnn en gzel saatiydi Cemil iin. Hayat boyunca unutamayaca bir ey oldu. Aybahar'la ilk defa konutu. Postanede sra bekliyordu. Birden arkasnda Aybahar belirdi. Cemil onu grr grmez tand. Bulutlardan szlen gne benzeri aydnlk yzyle, nefes kesen ve insan nefes nefese brakan vcuduyla, sessiz bir iir gibi szlp girmiti ieri. Cemil iir okumazd ama Aybahar i bakayd. Cemil ve birka kii bankonun nndeydiler. Belirgin bir sra yoktu. Aybahar, anlamaya alarak baknd, sonra Cemil'e ynelip, "Srann arkasnda siz mi varsnz?" diye sordu. Cemil ard. Kibar ve gvenli olmaya alarak "Evet" dedi. Sonra bir eyler daha sylemesi gerektiini dnd. Heyecann belli etmemeye alarak,

"Buras pul kuyruu" dedi. Aybahar: "Ben fatura yatracaktm." Cemil eliyle yandaki gieyi gsterip, "O buras" dedi. Aybahar, "Teekkr ederim" dedi. Aynen byle syledi. Cemil bu konumay hayat boyunca unutmad. O gn pul iin sradayd, aslnda Aybahar iin de sradayd, talipleri arasnda yeri vard. Uzun yllar srada kalacakt. Tek kazanml bir seim iin, sevgi iin, ak iin, bu gzel kzla evlenebilmek iin, yllarca srada kalacakt. Postanede sra mutlaka gelir ama bir kza talip olduunuzda sonu belli deildir. ite Cemil ile Aybahar ilk kez byle konutular. Aybahar' baka isteyenler de vard. Anlald kadaryla Cemil belirsiz bir listede, belirsiz bir sre bekleyecekti. Havva Hanm, yar grc usulyle, Aybahar' annesinden istemiti. Bu olaydan bir ay sonra Cemil hayatnda ilk kez Aybahar'la konumutu. Eer bu roman gelecekte de okunursa, okuyucular olup biteni anlamakta glk ekebilir. Nasl oluyor da Cemil Aybahar'a annesi araclyla evlenme teklif ettikten sonra onunla ilk kez konuuyor diyebilirler. Kitapta bir basm hatas bulunduunu, erkein kzla nce konuup sonra evlenme teklif etmesi gerektiini dnebilirler.

Byle dnenler o zaman hakl olacaklar. Ancak insanlar bir zamanlar farkl davranrlard. Hi konumadan, hatta hi tanmadan evlenmek mmknd o zamanlar. Cemil hi olmazsa Aybahar' sokakta birka kere grmt. Birbirlerini hi grmeden evlenen nice insan olmutur bu dnyada. Grmeden evlenmeye "grc usul" denilirdi. Olann yaknlar kzn evine gider, kz beenirlerse evlenme teklif ederlerdi. Nikah kylr, olan ile kz birbirlerini evlendikten sonra grrlerdi. ounlukla da birbirlerini severlerdi ya da en azndan evre sevdiklerini dnrd. Buna da "nikahta keramet var" denilirdi. te byleydi. O zamanlar parann bereketi vard, nikahn da kerameti. Grc usul, ilgin bir adetti. Oluna kz arayan annelere bir kadn kp filancann kz hakknda yle derdi: "Maallah, pek hanm hanmcktr. Yapt yenilir, diktii giyilir, stelik pek mazbut ailedir. Evlerinden ieriye erkek sinein ty girmemitir. Olum olsa hemen isterdim vallahi." Olan annesi bu betimlemeyi heyecanla dinlerdi. Bu a ile terzi karm namuslu kz, eer bir de gzelse, artk grc olarak evine gitmemek iin hibir sebep kalmazd. Evine grc gelecek kz taraf strese girer, tefti grecek banka ubesi gibi eli yreinde hazrlk yapard. Gelin kzn kyafeti, davranlar, evin genel temizlii ve dzeni, grc hanmlar tarafndan ciddi denetime tabi tutulurdu. Grc hanmlar, bir mfetti ciddiyeti ve arballyla ev halkyla fazlaca muhatap olmadan ve gz temas kurmadan geip salona otururlar, her an her

yerde bir ak yakalamaya alan keskin ve tecrbeli baklaryla durmadan etraf tararlard. Rahat alabilmesi iin mfettii odada yalnz brakp kan mdr gibi, evin hanm da grcleri salonda ksa bir sre yalnz brakrd. Bu sreyi iyi deerlendiren grc hanmlar, beyaz eldivenlerini sehpalarn, hallarn altnda gezdirirlerdi. Eldivenin gri bir renk almas, ev halk iin felket olurdu. Bu arada grcler, fizyolojik bir ihtiya olmasa bile, srf tefti amacyla tuvalete giderlerdi. Misafirleri evin bykleri karlar ve uurlard. Kahveyi gelin aday gen kz ikram eder, grclere yalnzca bir kahve iimi sresince gzkrd. Grcler bu sreyi alabildiine uzatmaya alr, gelin adayn rahata inceleyebilmek iin kahveyi mmkn olduunca yava ierlerdi. Kimi grcler, kzcazn dilerinin inci gibi olup olmadn anlayabilmek iin onu gldrmeye alrlard. Glsn de dileri gzksn diye kimisi fkra anlatr, fkra anlatmay beceremeyen ise boalan fincan bir ileri bir geri ekerek komik olmaya alrd. Gelin adaylar da bu acemi komedyene ayp olmasn diye glerlerdi. Bu kadar ince elemeye sk dokumaya ramen, pek seyrek de olsa grclerin oyuna getirildii, kandrld da olurdu bazen. yle: Diyelim ki grclerin grmek istedii kzn ad Aye'dir. Fakat Aye, yeteri kadar gzel deildir. Aye'nin ii ok gzel olabilir ama yz, ilk elemeyi kazandracak kadar gzel deildir. Bu durumda ev halk bir hileye bavurup bakasn gsterirdi grclere. rnein, Aye'nin evli barkl, gzel ve gen yengesi, evin gen kz diye takdim

edilirdi grclere. Kimlik kartndaki fotorafa bakma adeti olmad iin, grcler bu gen hanm Aye zannederlerdi. Grmeyi umut ettikleri grnt ile grdkleri grnt arasndaki fark test etmek akllarna gelmezdi, gelse bile test etmesi zordu. Beenme aamasndan sonra, ikinci bir ziyarette kz istenir, gerekli basamaklardan sonra nikah kylrd. Gelini gerdek gecesi ilk kez gren damatlar ounlukla hayal krklna kaplrlard. Baz damatlar, kendi grdkleri kzn annelerinin grd kz olduunu sanrlar, muhtemelen de annelerinin biraz zevksiz olduunu dnrlerdi. Bylece kandrldklarn anlamazlard. Kandrlma olay ancak ertesi gn kaynvalide gelini grdnde ortaya kard. Baz damatlar ise kandrldklarn anlar, nikah bozarlard. Ama gerdek gecesi gelinin alayarak durumu anlatmas karsnda, kaderine raz olup durumu sineye eken damatlar da vard. Hayvanlar alemindeki birlemelerde bylesine kandrmacalar yoktur. Bu grc kandrmacas insana zg, hzn verici, insanca bir eydi. Ninelerimiz ladesi, sadece tavuk kemiiyle oynamadlar. Bazen o kemik yerine, gerdek odalarnda btn varlklarn ortaya koydular. u ylda, bu ylda erkekler ellerini kana bulamasnlar diye gerdek odalarna krmz mrekkep sokan kadnlar bile olmutur. Hayatta kalabilmek iin bazen kandrmak gerekmitir. Cemil'in evlilik giriimi, tam olarak bir grc usul deildi. Annesi, gei dnemlerine zg bir davran sergilemi, yar grclk yapmt. Beenen Cemil'di, ileten annesi. Bylece yllar srecek tedirgin bir bekleyi balad Cemil iin.

8 (sekiz) Bir akam, son mteri de gittikten sonra, Cemil De-mir'in muayenehanesine urad. Aybahar konusunda konumak istiyordu. Kendisini dinleyecek bir aabeye ihtiyac vard. Cemil ksa srede zengin, Aybahar' hak edecek kadar gl olmalyd, ancak ne yapacan bilemiyordu. Kaygl ve hznlyd, tedirgin bir bekleyi iindeydi. Kendisini dinleyecek gven verici bir aabey diye gelmiti Demir'e. Demir, gven verici bir grnme sahipti ama dinlemesini bilmezdi. irindi, hotu, ancak az dinler, ok konuurdu. Baz insanlar vardr, az konuarak kapatrlar kendilerini d dnyaya, baz insanlar ise, ok konuarak kapatrlar kendilerini. Byk laf ynlar iinde bulamazsnz onlar. Hani kimselerin uramad metruk kkler vardr, bahesindeki geliigzel bym aalardan grnmez olmu kkler. Sarmaklar sarmtr her yanlarn. te ok konuan baz insanlar, kayglaryla ba etmeye alrken o kkler gibi, yapraklarn, kelimelerin arkasna saklarlar kendilerini, farknda olmadan. Nice mantkl kelime sylerler ama duygularm gremezsiniz arada.

O insanlarn ve kklerin ileri zengindir mutlaka ve mutlaka birka krk cam vardr pencerelerinde, hznl sonbaharlardan hatra. Onca kelime, onca yaprak arasnda kimseleri gremezsiniz. Krk camlar, hayal krklklarn gremezsiniz. Aslnda insanlara sarlmak isteyen nice ev, sarmaklara sarlmakla yetiniyor bu dnyada. te Demir de byleydi. ok konuurdu, konudan konuya geerdi. Neeliydi, canlyd. Demir'i tanmayan birisi konumalarna bakp ikili zannedebilirdi. Ancak i dnyas dnyaya kapalyd. Hissettiklerini deil, dncelerini anlatrd. Szlerini tarasan, fkesi dnda bir duygu kmazd altndan. Keyifle, keyiflendirerek karlad Cemil'i. Ksa bir haberlemenin ardndan, "Senin canm skan bir ey var ko" dedi. "Nereden anladn Demir abi?" "Ayandan." "Ayamdan m?" diye sordu Cemil. "Evet. ocukluundan beri cann skan bir ey olunca sa ayan sallarsn saa sola." Cemil ard, gld: "Ne kadar dikkatlisin. Hi farknda deilim." "Elbette evldm, di hekimiyim ben. Bir ufack meknda, binlerce farkll fark ede fark ede insan aznda dikkatli olduk byle sonunda." "Vauv, sper. Spersin abi!"

"Evet, problem?" diye sordu Demir. "Bir kz var, abi." "Aferin." "Harika bir kz." "Aferin!" "Evlenmek istiyorum." "Salak!" "Galiba am." "Tam salak. Tedavisiz salak." "Ak olmak su mu, abi?" "Evldm, ak bir yalandr, kandrmacadr. k olduunu iddia eden hem kendini kandrr hem karsndakini." "Ben gerekten am, k olduumu hissediyorum." "Olmaz yle ey, yanl hissediyorsun." "Ama ben..." "Gez, toz, keyfine bak ama evlenme." "Evlenmeden gezemem, abi." "Niye?" "Kz ok mazbut, ailesi de." "Kz mazbut." "Evet." 'Yani imdi benim gezdiim kzlar mazbut deil mi?" "Estafurullah abi. Hepsi ablam olur." "Ha gzel. Demek ki neymi, sen salakmsn."

"yi de abi, imdi ordan bu sonuca nasl ulatk?" "Bak aslanm" dedi Demir, "Sen bu kz beendin. Tamam. Gezmek istiyorsun ama kz mazbut olduu iin gezemiyorsun. Gezebilmek iin evleneceksin. yle mi?" "Eh, yle saylr." "Evldm, evlendikten sonra gezebilen ka ift var bu dnyada? Para kazanma tela, paray harcama terifat, ev ileri, ill ocuklar... Gezmeye zaman m kalr? nsanlar rahata gezebilmek iin evleniyorlar ama evli olduklar iin gezemiyorlar. imdi bu salaklk deil de ne? Kendini aldatma deil de ne? Evlilik doaya aykrdr, doal deildir. Hayvanlar evlenmezler, birlikte olurlar yalnzca." "yi de abi, hayvanlar diiye de gitmiyorlar, diilik de mi doaya aykr? Bak neyi merak ettim?" "Sor aklayaym." "Sen hi k oldun mu abi?" "imdi konuyla ne alakas var bunun? Bireysel deil, toplumsal dnyoruz. nsanlar, hem kendilerini aldatyorlar hem birbirlerini. Bak u dergilere, bir aldatma geyii alm ban gidiyor. Aileyi sarsar bu tr meraklar, zemini rtr. Ben evlilie kendimden tr karym ama oyuna gelmek istemem, aileye kar deilim, aile sarslrsa ben de sarslrm." "Abi" diye karlk verdi Cemil, "Ben de kendimden tr k oldum. Kimse oyuna getirmedi valla. Medyann kurban deil, meydann kurbanym. Meydanda grdm bu kz."

kisi de birbirini dinlemiyordu, Demir: 'Yok efendim eini aldatmak ok yaygnm, yok efendim insan dediin aldatrm. Bak, bak, bak namertlere!" "Kibar kz, eitimli" dedi Cemil. Demir, srdrd: "Efendim, aldatacaksan evlenme. Evlendin aldatmayacaksn. Ben tutarlym. Evlenmem de, aldatmam da. Aferin bana!" "Annem annesiyle konutu." "Benimki temiz i. nce 'Birlikte olmak istiyorum sizinle', sonra 'Eyvallah, msaadenizle'. Ak kart, basit art." "Ad Aybahar. Bir sr talibi var, birka yl evlendirmeyecekler. Bu arada iyi bir ie girmem para biriktirmem gerekiyor." "Bence eini aldatmak, lokantaya sefertasyla yemek gtrmeye benziyor. Hem komik hem illegal etkinlik. imdi kimi lokantann kapsnda ne yazyor: 'Dardan yemek getirmek yasaktr.' Tamam, adamn kural byle. Girersen kurala uyacaksn, uymayacaksan hi girme. Sefertasyla gidiyor kimisi lokantaya. Garsonun eletirici baklarndan kurtulmak iin hafif bir eyler smarlyor nce. Sonra aktrmadan masann altna girip midesinin stne mele mele sefertasndakileri yemee balyor gizlice. Ara ara masann altndan kp sandalyesine oturuyor, stn ban dzeltip iyi bir izlenim vermeye alyor evresine. te eini aldatmak aynen byle." "Evet abi. Diploma yetmiyor, iyi bir de i gerekli."

"Sen lades seviyorsun, kanmadan kandrmak istiyorsun ama senin oyun diye oynadn eyi, ciddi ciddi her ite yapyor kimileri, srekli kandrarak birbirlerini. Herkes herkesi kandryor ve herkes devleti, devlet de kendi kendini. Drst olmama konusunda milli mutabakat var galiba. Dn bir ev ald amcam seksen milyara, tapuda bir milyar gsterdiler. O evin bir milyar olmadn alc biliyordu, satc biliyordu, komisyoncu biliyordu, tapudaki memur biliyordu ve devlet biliyordu. Herkes biliyordu ama kimse belli etmiyordu. Drstszlk konusunda milli mutabakat var bu lkede. Birka yz tane hortumcu mevcut ama binlerce pipeti var evremizde. Pipetiler, hortumculara svp sayarlar ama kendileri bir maazaya girdiklerinde KDV pazarl yaparlar. Hortumcu milyarlar gtrr, pipeti birka TL." "Birka TL olmaz abi. Aybahar' hak etmek iin milyar gerek..." "Sonu: Herkes ladesi. u gazetelere bak!" Demir sehpann zerine geliigzel atlm gazete-dergi ynn gsterdi: "Fla haber: Petrol zengini birisi, kznn dnn yapm lkesinde, be bin tane altn yaldzl, iine hi iki dememi kadeh smarlam. ok etkileyici deil mi? Hani bizde 'ikinin katresi haram' denir. Adamn iki iildikten sonra ykanm kadehe bile tahamml yok. Hi iki dememi kadeh smarlyor. yi de birader, una 'yeni kadeh aldm' dese olmaz m? Olmaz. Ladesilik yapacak ille. Kelime oyunuyla, hem kendini kandracak hem herkesi."

Demir gazetelerden birini alp okumaya balad: "Bak ne yazm ke yazar: '... bu kii muhtemeldir ki lkesinin petrollerini dnyann zenginlerine verip dnya kadar para kazand. lkesini smrd, yetimlerin hakkn yedi, domam ocuklarn hakkn yedi. Rabbin huzurunda, boyunca gnaha girdi ama iki dememi kadeh smarlyor imdi, grlmemi bir sevap kazanmak iin. Eer, onca insann hakkn yemek yerine, o be bin kadehle her gece iki iseydi bu kadar gnah etmezdi.' Petrol zengini aynen bizim Bektai gibi. imdi ikinin katresi haram ya, erenlerden birisi, iki kadehini alp eline, parman ikiye deydirip bir damlasn bir fiskede atyormu yere, sonra da 'bu meretin katresi haram, gerisine devam' deyip iiyormu bir dikite. Ya kendisi de ladesi ya ladesilerle dalga geiyor Bektai." "Kim iki imi Demir abi?" diye sordu Cemil. "Bover." "Demir abi, ben sanrm stanbul'a gitmek istiyorum. ansm orada deneyeceim. Daha anneme, abime sylemedim." "inallah, hayrls" dedi Demir sylenilenleri tam iitmemi bir ses tonuyla. Sonra sahaflar andran sehpalarn birine uzand, dergi ynnn altndan bir kitap ekti. "Al sana petrol zenginine, Bektai'ye benzeyen birisi daha" dedi, "O da u kitapta. Enver Paa'nn babas da paaym. Enver Paay bilirsin." "Duydum abi, Enver Sedat."

"Az okuyorsun aslanm. O Msr devlet bakanyd. Benim dediim ttihat Enver Paa. Neyse, bunun babas da paaym. kide bir 'Ben hayatm boyunca harama ukur zmedim' dermi. Olu Enver Paa, tek bana Osmanlya en byk zarar veren kii. Keyfi bir kararla Birinci Dnya Savama sokmu devleti. anakkale'de kyma sebep olmu. Doksan bin can Sarkam'ta dondurmu ve sonuta koca imparatorluu kua evirip Sevr'e teslim etmi. Bunun babas yine bir gn gururla 'Ben harama hi ukur zmedim' dediinde bir dostu, Enver Paa'y kastederek 'Paa hazretleri, keke helle de hi ukur zmeseydiniz, sevabnz daha byk olurdu' demi. Ya. nsan evld kk sevaplar beklerken byk gnahlar iler bazen." "Ukur ne demek abi?" diye sordu Cemil. "Bo ver. Sen beni bir gn ldreceksin. Siz hibir ey okumaz msnz? nanlmaz cahilsiniz." "Haa, anladm galiba. Adam 'Hi geneleve gitmedim' demek istemi." "Eh, saylr. Yalnz, Osmanl paalar geneleve gitmezlerdi, evlerindeki cariyelerle idare ederlerdi." "Ha bak, cariyenin ne olduunu biliyorum. Aybahar'la evlensem, cariye falan istemem." "Sadece petrol zengini veya Bektai deil, herkes ladesi, herkes aldatmaya alyor, hem kendini hem herkesi. Benim dmda herkes kt, herkes birbiriyle ladesli." "Ben de aldatyor muyum abi?"

"Sen aldatmann stadsn, en byk ladesisin aslanm. Sen ve herkes. Bak ne yazyor u gazetede..." Demir sehpann altndaki yndan bir gazete ekti: "Bat'da elli bin tablo incelenmi, yzde krk sahte km. Rnesans'ta bile baz nl ressamlar, rencilerine yaptrdklar tablolara kendi imzalarn atmlar." "Bir arkadam... Ayvaz... hani bir kez beraber gelmitik buraya. O da stanbul'a gitmek istiyor galiba." Demir Cemil'i dinlemiyordu, Cemil de Demir'i. Demir devam etti: "Drstszlk konusunda milli mutabakat var, daha da ilerisi evrensel konsenss da mevcut bu konuda. ktlk, hem ii hem hobisi insanlarn. Buzdan jeton yapanlar, OGS'den bedava gemek iin arabann plakasn havluyla rtenler, apartmanlarda otellerde millet korkmasn diye 13. katlar 14 yapanlar, sahte para basanlar, ek-senet tahrif edenler, sakat taklidi yapp dilenenler, gizli akl ahlakn buldular. Dnyadaki btn lkelerde birer milli savunma bakanl var, bir tane milli saldrma bakanl yok. Bu hesaba gre hi sava olmamal. Ama var. Acaba bu da senin lades misali bir kandrmaca m? nl bir batl politikac 'Siyaset de sosis de halkn gz nnde yaplmaz, yaplsayd kimse yemezdi' demi. Bence sosis halkn gz nnde yaplabilseydi satlar artard. Kandrmak kanna ilemitir insann. Dnyadaki ilk reklam filmini duydun mu? Solgun hasta bir ocuk grnyor ilk sahnede, doktoru 'u marka yulaf ezmesi yemeli' diyor, ikinci sahne aylar sonrasn gsteriyor, ocuk i-

manlam ve bir kase yulaf ezmesini itahla kaklyor. Bu filmde iki yalan varm: Birincisi, biri zayf dieri iman iki ayr ocuk kullanlm, ikincisi, ikinci ocuk yulaf ezmesini yememi, elindeki kaseye sevdii bir tatldan koymular. te byle, o gnden bugne dnya siyasetini zetlemi bu film bilmeden. Sana medeniyet getirdiini syleyen igalcin, nce mideni satn alr senin. Ruhunu kurtarmaya alrken mideni verirsin." "Evet abi, karnmz doyuracak bir i gerekli bize." "Gz aklar ladesi, gz grmeyenler de. Dn ne oldu biliyor musun: Birka grmeyen kardeimiz jeneratrlerini, portatif amfilerini kurdular bizim sokan bana, sesi sonuna kadar ap ark sylediler ve 'Biz grmeyen kiileriz, bize yardm edin' dediler. Kutuya para atanlarn adna da mteri kztran dn evi sahipleri gibi 'Ahmet Beyden on lira' diye mikrofonla ilan ettiler sokaa. Sonra evleri dolatlar. Akgz politikaclara, size iki anahtar vaat ediyorum diyenlere, kapkalara altk da, mlarn tavr zoruma gitti. Hani kendilerine acnmasn asla istemezlerdi? Bu yaptklar neydi? Belli ki aa uymular, onlar bile birer ladesi olmular. Belki de irinler. Kimisi irinlikle kandrr herkesi: Bir lkede kalemi olmayan dolmakalem kapaklar satlyormu pazarlarda ok ucuz fiyata. Kancas darya gelecek ekilde ceketinin cebine takyormusun kapa, herkes senin dolmakalemin olduunu dnyormu." Cemil ile Demir birbirlerini dinlemeden konuuyorlard, ikisi de bunun farknda myd, belli deildi. Her ikisi de karsndaki dinlesin diye deil, sadece sylemek

iin sylyordu. Yapklar iletiim deil, iletmekti. Pek oumuzun yapt dinlemeden konumak, eimizi, ocuumuzu, ana babamz, arkadalarmz, vatanda, okuyucumuzu dinlemeden konumak, kendi kendimizi kardrmann en yaygn ekli galiba. Bir ara Cemil teypte ksk sesle gzel bir trk aldn fark etti, nedir diye sordu. Demir, "Nurettin Reber, Anadolu insannn soylu ve duygulu sesi, kendini sylyor, kendinden sylyor ama herkesi sylyor" dedi. "Tanyor musun abi?" "Hi grmedim ama bazen grmeden grmek mmkn." "Sen Klasik Bat Mzii dinlemez miydin abi, Mozart' filan?" "Hepsini seviyorum, hele u Ege trklerini. Tam emin deilim ama bir insann kendi lkesinin mziini dinlemesi ieriye drstlk, evrensel mzii dinlemesi dnyaya drstlk, ben hibir zaman yapamayacam ama kendi lkenin kltrnden yola kp evrensele ulamak sanrm torunlarmza kar drstlk." Cemil'in iinden, "Demir abim dktryor, keke hsan abim de burada olsayd" diye geti. O gece ge saatlerde ayrld Demir'in muayenehanesinden. Kendini rahatlam hissediyordu. Gece ryasnda bir ift ayakkab grd. Ayakkablardan birinin st delikti. Grnmesin diye delii gazeteyle rt. Sabah ryay hatrladnda yine rahatlad ama ryann ne anlama geldiini bilemedi.

9(dokuz) Cemil ile Ayvaz'n arkadalklar gittike ilerlemiti. ki aabeyi vard Ayvaz'n. Babas toptanclk yapard. Hemen her gece kahveye giderdi, otoriter, ocuklarna mesafeli bir adamd. ok ilgilenmezdi oullaryla ama ilgisiz de saylmazd. Sklkla unlar sylerdi: "Okuyun adam olun. Bakn lise mezunlarna bile i yok. Okumayana kz bile vermiyorlar bu zamanda." "Hayatta gl olacaksn, parasz kalmayacaksn, iini bileceksin, akln kullanacaksn. Gemisini yrten kaptan olacaksn bu dnyada." Ya da bazen, "Tuttuunuzu koparacaksnz. Ekmeinizi tatan karacaksnz" veya "Bu dnyaya alk alk bakmayacaksn, alklar kendine baktracaksn" derdi. Ayvaz byle bir ortamda byd. Aile ortamlarnda sevgi vard, ocuklar sevilirlerdi ama baml klnrlard, akll olmak, akln kullanmak vlrd ama ocuklarn akllarn aka kullanmalar, bir fikir ya da yaratclk sergilemeleri babaya saygszlk saylrd. Akll olmalydn ama akln aka kullanmamalydn. Ev ortamlarnda adet bir 'gizli akl ahlak' vard. Bu ortam, grnrde saygl ama alttan alta istemeden kt reten bir ortamd.

Annesi ebeydi Ayvaz'n. Kkken, sokakta hi tanmad baz kadnlarn, nlerinde durup ocuklarna "p ebenin elini" demeleri houna gider, gurur duyard. O yllarda ebenin ne olduunu pek bilmiyordu. Biraz byd, rendi, keyfi kat. zellikle ergenliine doru annesinin ebe olmas, utandrmaya balad Ayvaz'. Yetikinler yaam doal karlamadklarnda ocuklar da doal olmayan davranlar sergilerler yaam karsnda. Ayvaz lise ikiye getii yaz ince bir kitap okudu. Truva ehrini ortaya karan Schlimann'n hayatn anlatyordu. ok etkilenmiti. Bu kitap, Ayvaz'n uzun yllar boyunca ders kitaplar dnda okuduu tek kitap olacakt. Kitap, Schlimann'n ocukluk hayaliyle balyordu. Kkken babas Schlimann'a Homeros destan okurmu. Destanda sz edilen Truva ehri ocuk Schlimann'n ok ilgisini ekmi. Byd zaman o ehri bulmaya karar vermi. Amacna ulaabilmek iin ticaret yaparak para biriktirmi, ok sayda dil renmi. Olgun yaa ulaan Schlimann Osmanlya gelmi, elinde Homeros'un kitab, kar kar dolam btn Ege'yi. Sonunda anakkale kylarnda bir tepede karar klm. Bu tepede kaz yapabilmek iin izin gerekiyormu. zni almas kolay olmu. Osmanl "ta" dermi tarihi eserlere, arkeolojiden de anlamazm. Ve Schlimann koca tepeyi bir grup ameleye kaldrtp buluvermi Truva'y, alp gtrm nice hazineyi. Dnyada kaz merakls oktur ama bylesi grlmemitir. te Alman'n bu yks Ayvaz' ok etkilemiti. Lisedeyken, arkeolog olmaya karar verdi. Hazineler bulmak istiyordu. Liseyi bitirdiinde puan tuttu, arkeoloji blmne girdi.

Ancak ne yazk ki son snfa geldiinde arkeolog olmak ile gm bulmak arasnda fazlaca bir iliki bulunmadn anlad. Piyasada gm merakls nice macerac vard ama bir arkeolog onlar gibi davranamazd. Zaten gmcler de kumarbazlarnkine benzer bir tr haz dnda pek bir ey bulamyorlard toprakta. Ayvaz niversiteyi bitirdiinde memur olmak istedi. Kltr Bakanl'nn at snava girdi. Ancak byk bir aksilik oldu, sorular kart. Arkeoloji yerine Din ve Ahlak Bilgisi kitabndan sorular soruldu snavda. Ayvaz'n dini inanc vard ama liseyi bitireli epey zaman getii iin sorular cevaplayamad, snav da veremedi. Cemil de Ayvaz da isizdi. Ben isizim dncesi, kskn ve souk bir duygu olup kaplamt yreklerini. Hafiften utan verici. Askere gitmeye karar verdiler. Bu arada derinlerde bir sz gibiydi stanbul fikri. Cemil ile Ayvaz askere gittiler o sene. Drt aylk ksa devre. Cemil askere giderken Havva Hanm ok alad. Einin lmnden sonra, geici sreyle de olsa bu ikinci ayrlkt onun iin. Cemil askere uyum salad. Yalnz iinden lades oynamay artrmt. Mutfakta, molalarda veya ar izninde birinden bir ey almadan nce "aklmda" diyordu iinden ya da verdii zaman "lades". inden lades oynamann yan sra, birisiyle konuurken karsndakinin syledii kelimeleri de saymaya balad iinden. Yan yana dizilmi insanlar, sofradaki tabaklan da sayyordu.

Cemil bir gn belli belirsiz birok kiinin, Demir'in dedii gibi bilmeksizin lades oynadn dnd. Baz asker arkadalar, mutfakta grev almaya alyorlard. Gnein altnda talim yapmak istemediinizde mutfak korunakl bir yerdi. Ancak ayn kiiler, dn komando niformasyla fotoraf ektirip ar izninde memlekete gndermekten de geri durmuyordu. Hi kimse mutfakta altn yazmazd karsna, sevgilisine. Kaytarmak iin, mutfak kadar cazip bir yer de koutu, ilk ay, herkese sivilde ne i yaptn sordular. Berberi, ofr, ay belirlemek istiyorlard. Yarhisarl bir gen meslei sorulduunda '"Kouuyum komutanm" deyivermiti. Herkesi gldren bu cevap gen iin hi de komik deildi. Bir grup arkadayla birlikte Cemil de badanac olduunu syledi. Aslnda hibirinin bu iten anlad yoktu ama millet gnein altnda talimdeyken glgede badana fikri iyi grnmt gzlerine. Uzun sre aran olmad, unuttular. Derken bir cumartesi ar iznine kmaya hazrlanrlarken adlar okundu. Herkes arya karken badanaclar badana yaptlar cumartesi pazar. Bu yzden birok hafta sonu izne kamad Cemil. ar iznine kabilen baz arkadalar onlara taklp "Ava giden avland, badanac nce kendisi boyand" dediler. Birbirlerinden ayr Cemil de Ayvaz da askerlik boyunca stanbullu arkadalaryla konumaya altlar. stanbul'da ne i yaplr, nasl yaanr sorup soruturdular.

10 (on) G etmek, stanbul'a gmek giderek konutuklar tek konu oldu o yaz. Cemil, stanbul'a gitmek konusunda ilhi bir ar aldna inanmaya balamt. Ayvaz ise uzaktan akrabas olan byk politikac Barbaros zg'n uzaktan uzaa kendisiyle ilgilendiini, st kapal bir ekilde ama yrekten onu stanbul'a ardn dnyordu. Bylece iki gen farkl nedenlerle Cennetehir'den Cennetehir stanbul'a birlikte g etmeyi dnmeye baladlar. Cennetehir'den stanbul'a g etme fikri biraz korkutucu, biraz heyecan vericiydi. nceleri belli belirsiz bir istek eklindeydi. Birka defa "stanbul'a tansak nasl olur" diye konutular. Giderek srekli bu konuyu dnr, konuur oldular. G etmek bazen biyolojik, bazen de toplumsal bir emirdir. Ama hepsinde, insanda ve hayvanda, balangta bir derin arzu, bir uzaklara gitme istei uyanyor galiba. Balklar, kular, ren geyikleri ve daha nicesi, her g mevsimi uzaklara gittiler. htimal ki nedeni zerinde dnmediler. Gitmeleri gerekti, gittiler. Balangta insanlar da yle. Yllar, yllar ncesinde, arabadan, attan nce, doduklar topraklardan aileler, klanlar halinde yola kp adm adm yayldlar yeryzne. Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'ya,

Bering Boaz'ndan Amerika'ya... nsanlarn byk gleriydi bunlar. Galatlar, Hattiler, Kimmerler... daha kimler kimler g ettiler. Topraklarn savunamayan, topraklarnn tapusu olmayan insanlarn lkesi yeni gler ald srekli. nsanolu, insankz, gle yaylp dnyaya, admlaryla, kollaryla tutunabilmek iin yaama, drt bir ynden drt bir yana g etti srekli. Alktan tr ya da sava kavimler geldiinde g etti. rnein, byk kuraklktan sonra, yzyllar sren byk gler oldu Orta Asya'dan drt bir yana. Sonra kavimler g oldu. Yerleik dzene gemi, bakml baheli, gzel ehirli nice devlet, gebe kavimlerin atlarna, oklarna dayanamad. Et yiyen gebe, ot yiyen yerleii yerle bir etti. Destanlara baklrsa, Orta Asya'da byk kuraklklar olduunda, hayvanlar, kular, ocuklar "g, g" diye bartlar. Hep suya doruydu g, "suyun ucuna" ya da Akdeniz'e doru. Ksraa binenler, ksran bana vardklarnda, suyu buldular. Bir ksrak ba gibi Akdeniz'e doru uzanan Anadolu, suydu, suya doruydu. Ayvaz'la Cemil bir gn Cennetehir'de kahvede oturuyorlard. Televizyon, bir uzak lkede i savatan kaanlar gsteriyordu. Bir elleriyle bohalarn, bir elleriyle ocuklarnn ellerini tutmu kadnlar ve erkekler komaktayd. Pelerinde tfekli adamlar. Adeta kanl canl bir g vard ekranda. Naklen g! Kahvedekilerden bir gen ekrana bakp yersiz, beylik bir laf etti: "G yolda dzlr" dedi. Dii Demir gence dnp, "G yolda dzlr bu dnyada ama g edenler de yolda dzlr" dedi. Onun bu sz tarihe gemitir, en azndan Cennetehir tarihine.

te byle, ya can pahas iin ya ekmek paras uruna, evinden darya urayp g etmitir insanlar btn alarda. Hl byle. Evlerinde oturabilen insanlar lkesinde kaak ii olabilmek iin ufack teknelerde gnlerce yolculuk yapyor kimileri denizlerde. 60'l yllarda byk bir g balad Trkiye'den Almanya'ya. G edenler imdi ne kadar mutlu acaba? Ataszleri hep bizden nce domutur. Ancak doumuna tank olduum bir atasz duydum. Avrupa'da yle diyorlar oraya yerlemi kardelerimiz: "Kebap kokusu duyup geldim buraya; grdm ki eek dalyorlarm." G tek ynl olur genelde, oysa iki ynl oldu mbadelede, Trkiye'den Yunanistan'a, oradan Trkiye'ye. nsanlar birlikte yaamak yerine, ke kapmaca oynadlar hep birlikte. Baz oyunlar acdr. Rembetiko arklar o gnlerin ayrlk acsn anlatr. Ve kimi insanlar hayatta bir defa g eder, kimisi birka kez. Kimi g yl srer, kimisi yllarca. G yolunda doan, g yolunda byyen insanlar olurmu eskiden. G etmek bir yaam biimidir kimileri iin. Drt mevsimin gle getii gnlerde, geceleri yatak yorgan serilen yere adr deil, "yurt" denirdi. Yrklerin, nomadlarn yurdu bir yerdi ya da her yer yurduydu onlarn. Her g bir derin szyla balar. Yolculuk ncesi uzaklarn zlemidir yolcunun kalbindeki. Geride dnlmeze hasret, ileride seni aran haz verici hayaliyle harikalar bahesi vardr. Eyalar, bohalar ykleyip kanlara, kamyonlara, son kez kilitleyip bir kapy ve son kez bakp geriye, bir sabah erken yola karsn. Yol yorar seni ve belki bir gn hedefe ularsn.

11 (onbir) stanbul'a gmek, farkl bir eydir Sidney'e gmekten, Frankfurt'a gmekten, zmir'e veya Marake'e gmekten farkl bir eydir. nk her ehrin kendine zg bir kiilii olduu iin, her bir g de kendine zg bir kiilik tar, her gn bir kiilii vardr. Seilen yer daha yolun banda yolcuyu ve g etkilemeye balar. Nereye gidildii, nasl gidildiini belirler. Uzaktan, taradan bakldnda stanbul uzak ama ulalabilir bir cennettir. Bir tama nice kenti feda edebileceiniz bir mcevherdir. Nef i Erzurum'dan baktnda stanbul'u byle grmtr. Varp stanbul'a geldiinde ise iindeki adamlar beenmemitir. stanbul, ta Bizans'tan beri kendini size saklamtr. (Veya size yle gelir.) Onun baka sevdikleri, sevenleri de vardr. Ama bu ehir, baka hi kimseye vermediklerini size verecektir. (Size yle gelir.) stanbul surlarn, denizlerin, vapurlarn, martlarn, ehridir. Bedenini smsk saran surlar iindedir. Ta uzaklardan duyarsnz ki, vapurlar gittiinde, suda izi kalrm geride. Eer hi deniz grmemiseniz, hayret edersiniz. Ve hissedersiniz ki eer bu ehirde yaarsanz, gemilerin izi

gibi sizin de iziniz kalacaktr bu dnyada. Bir gn gp bittiinizde bu ehir mrnz uzatacaktr. Siz yle sanrsnz. Sular, surlar, arlar, pazarlar, kuyumcular, antikaclar, saraylar, yallar, kkleri, konaklar, cumbal evleri, balklar, balklar, btn sokak satclar birleince stanbul kendisi zaten zengin bir ehirdir. inde yaayanlar da zengin edecektir. Bunu herkes bilir. Bunu herkes bilir, bu yzden stanbul'un 'ta topra altndr' denir. Sularn iinden kan altn size iyi gelir. stanbul'da gk, ev, deniz, bir de siz. Kendinizi o ehirde dnmek size iyi gelir. Eer stanbul'a gitmeye karar vermiseniz, sizin kadar telaldr martlar. Kprler, vapurlar, adalar, sokaklar, size iyi gelir. stanbul hayattr, stanbul sevgilisi air hakl: stanbul, grm geirmi bir kadn gibi, davetkr, iveli, size el eder uzaktan srekli. Ancak bu davette bir ac gerek gizlidir. stanbul sizi yok edebilir. Dalga dalga salaryla, kylarda kvrlan etekleriyle, inip kalkan gsyle sizi ardnda kalkp gidersiniz yanna, onun bedenine sahip olabilirsiniz, ama ruhunuzu elinizden alabilir ve siz ruhsuz bir beden olabilirsiniz bu ehirde istemeden. Altna hcum edenler, mutlaka bir bedel derler. stanbul'un ta topra altndr, ancak bu altnn nasl karlaca size kalmtr. Bu altn alnnz terleterek de, aklnz ktla kullanarak da karabilirsiniz. Galiba nicesi ikinci yolu seti stanbul'da, baknz nasl: Dnce davrantan nce gelir, 'stanbul'un ta topra altndr' diyenler yan sra yle bir hikye sylediler:

Adamn biri su muhallebisi yapp satarm eski stanbul'da. Muhallebisi ok ktym, bir yiyen bir daha yemezmi. Ama adam krk yl evini geindirmi, yani arad altn bulmu stanbul'da. Diyelim stanbul'dan uzakta oturuyorsunuz ve tan topran altn bildiiniz bu ehirle ilgili yukardaki hikyeyi duydunuz. Demek ki bu ehir ok kalabalkm sonucunu da karabilirsiniz ya da ktlk yapsam bile a kalmam o ehirde sonucunu da. Seim size kalmtr. stanbul'da yaamak zordur. Siz stanbul'a gersiniz. Sonra grrsnz ki stanbul da sizi gertmi. Pazarda sand kaptrabilir, denizde ya da ticarette batabilir, parada, pulda, huyda, ahlakta iflas edebilirsiniz, gebilirsiniz. Sonra ne bileyim, stanbul ok deprem geirmitir stanbul'un kendisi de gebilir. Boaz ve Hali zaten bir deprem gdr. stanbul hassas bir ehirdir, size ksebilir, darlabilir, faylar size krlabilir. Sanrm air deilim ama iirlerim var; imdi, 'Yamurda Yangn' adl iir kitabmdaki iirlerden bir tanesini paylamak istiyorum sizinle. Bu iir, Mays 98'de, yani 17 Austos Marmara Depremi'nden nce yazld, nk stanbul'un depremleri mehul deildi. BOSFOR Deprem derinden vurdu milleti; on iki bin yl nce kt dorudur Bosfor'un ki Boaz da denmeli

Ya yine kerse diye korktuum da dorudur. Byle ehirler zaten hep beni bulur. Ya kerse stanbul; Denkler, bohalar, oluk-ocuk sana geldik ey stanbul! Biz gtk, sen gme. Bosfor'un yosmalar etek kaldrd kaldrmda civanm, al bohan gel, sana da yer var. Herkesin izi kalmtr sende, Herkeste izin senin de. (Ayasofya'da Vikinglerin imzas var.) Byle zengin ehir grlmemitir. Kadnlar kadn, gzeller gzeli stanbul: Parmaklarn uzun, adalarn knal. Drt bir yandan sar beni; brekti, mantl, gzlkl antal, zengin ve dolgun bir kadn gibi, surlarnla, dalga-dalga gecekondularnda, salarnla, saaklarnda, kularnla, kanatlarnla, kollarnla drt bir yandan sar beni, sar beni. Bosfor kerse oksun, sen zaten stmdesin.

Tarih boyunca g dalga dalga geldi stanbul'a. Son dalga gecekondularla. stanbul'a susayan, stanbul iin ii yanan, stanbul'a ulatnda hayretle grr ki, bitmemitir iindeki stanbul hasreti. stanbul'a ulaan kii, denizler, sular iindedir ama susuz kalr, nk tarih boyunca stanbul susuz bir ehir olmutur. Sarnlar, kemerler susuzluunu geirmemitir. Suyu kt ve pahal bir ehirdi stanbul. Bir eek yk suyun fiyat, bir iinin bir gnlk kazancna eitti kimi gn. te bu yzden, suyu kt diye, stanbul'a gmekten ekinirdi halkn nicesi. Bunu bilen bir vezir, suyunu bol bilip halk akn akn gelmesin diye ehrin su sorununu zmek isteyen Sinan'a izin vermemitir. Kyly kyde tutamayan vezir, ehri ona irkin gsterir. Yahut Ky Enstitlerini yok eden sistem, sistemsiz kentleme iinde gecekondulara teslim eder kendini. Kyler yamalara kurulabilir, gecekondular da kentlerin yamalarna kuruldular imdi. Aslnda kylnn yeri, ehrin ayak alt deildir. stanbul mthi bir yerdir. Dnyada, iinden balk tutulan bir denizin getii tek ehirdir stanbul. stanbul balkl ehirdir, balk ehridir. Bu yzden kerteriz defterleri yazlmtr. Kerteriz defterleri gerekmitir. Kerteriz defterleri, balklarn g yollarn, toplanma yerlerini gsterir. Hangi mevsimde, hangi balk Boazn neresinde, hangi kayalkta, hangi nirengi noktasndan ka kula tede bulunur, llp biilmi, eski terzilerin defterlerine benzer izgili defterlere yazlmtr.

Mercanlarn, palamutlarn, lferlerin, karagzlerin, ekinelerin, kalkanlarn, orfozlarn huyunu suyunu bilen tecrbeli balklar, yalanp da artk bala kamaz olduklarnda, bala, denize ilikin bildikleri eyleri, yazl resimli bir kerteriz defterine kaydeder, sudan, denizden anlamayan acemi beyzadelere satarlard. Karada define haritas neyse, denizde de kerteriz defteri odur. ikisi de altn getirir. Define avclar bakasna ait bir haritayla, bakasnn altnn ararlar. Oysa herkes kendi iindeki define iin harita yapabilir. Ve birisi kp denizlerin deil, yaamn kerteriz defterini yazmaldr. Nerede, nasl, niin yaamal? Evet, stanbul'un bir kerteriz defteri olmal. Yoklua, yorganszla, yangna yenik dmemek iin, ktya, gaspya arplmadan yaayabilmek, ksacas keriz yerine konulmadan yaayabilmek iin stanbul'a dair bir kerteriz defteri gereklidir. Biri mutlaka bunu dnm olmal.

12 (oniki) Cemil'in stanbul'a gitme ryasn grp grmedii hl tartlr Cennetehir'de. ounluk onun byle bir ryay gerekten grdne inanyor. Ryanzda grmediiniz ehre gidemezsiniz. stanbul'a gitme ryasn Cemil ve Ayvaz birlikte grdler o yaz. Cemil gerekten bir rya grd. stanbul'a gitmeyi yllardan beri derinden derine istiyordu Cemil. Giderek younlat ve nlenemez bir tutkuya dnt bu istei. Kim bilir, belki istedii iin, belki ilah bir iaretti bu istei. Bir pazar gecesi u ryay grd: Bir leden sonra. Cennetehir lotur. Sanki ok bulutlar vardr gkte ya da gneler tutulmutur. Saatine bakar Cemil. Saatin ka olduunu defterine yazmas bildii bir istek olur. Kalemini arar, drdn fark eder. Kendi kimliini de drmtr nk emindir, kendindedir. Kalemiyle kimliini bulmak iin birilerine sormak ister. Sokaklar bombotur, duvarlara, aalara, yerlere, her yerlere yapm katranms bir karanlk vardr. Birileri, birbirlerini alp gtrmlerdir, kalkp gitmilerdir. Botur Cennetehir. Tam o srada bir ses duyar Cemil. Ak sakall bir ihtiyarn sesini. Bu ihtiyar aslnda, annesi Cemil'e hamileyken sesi duyulan ihtiyardr.

Ses, "stanbul'a git gen adam, stanbul'a; senin rzkn stanbul'da" derken tam o srada cebi alar Cemil'in. (Yani cep telefonu alar. Yanl anlalmasn diye syledim. Sizin anzda cep telefonu olmazsa "Cep de alar m?" diye dnebilirsiniz belki.) Neyse, ryay uzatmayalm. Cemil'in cebi alar. Arayan yle der: "Czdannz drmsnz Taksim'de. Biz bulduk. inde para yok. Kartlarnz, kimlikleriniz, ehliyetiniz hepsi yerinde. Size ulamak iin ok masraf ettik. Czdan almaya gelirken yannzda biraz bahi getirirseniz iyi olur." Telefonu kapatnca duygulanr Cemil, ne iyi insanlar var diye dnyada. Rya bitti. Ancak o gnden itibaren stanbul'a gitme ryas balad gnlnde Cemil'in. "Gz grmeyince gnl katlanr" derler. Dorudur, gz grmeyince gnl katlanr. Gzn grd bir ryadan vazgemeye gnl katlanmaz ou kez. Bu ryay ilah bir iaret sayd Cemil. stanbul'a gitmek, giderek bir istek, vazgeilmez bir emir oldu kalbinde. stanbul'a gitmesi gerekiyordu, stanbul'a gmesi, stanbul onu aryordu. Gitmeliydi, grevliydi. arya cevap vermeliydi. Cemil hi kimseye, Ayvaz'a bile sylemedi ama iindeki ses, stanbul'da zenginlik bulacan, gl olacam ve Aybahar'la evlenebileceini sylyordu ona. stanbul sayesinde paras, itibar, ii ve gzel bir ei olacakt.

Bir ey daha. Havva Hanm Cennetehir'de kalmaya kararlyd. Cemil, zengin olup Cennetehir'de annesini daha iyi artlarda yaatacakt. Yalandnda yanma alacakt. Aybahar buna hayr demezdi. stanbul Ayvaz' da aryordu. stanbul ryas onun kalbine de dmt. Ancak Ayvaz'n gerekesi somuttu. Ayvaz, Barbaros zg'n kendini stanbul'a ardn dnyordu. imdi siz, koskoca Barbaros zg ufack Ayvaz Akgz ile mi ilgilenecek, diyebilirsiniz. Ama ilgileniyor ite. Barbaros Bey ok byk bir politikacdr. Bykten ke lkemizde potansiyeli olan herkesi tanr, her frsat deerlendirir. Oy veya para gelme ihtimali olan her eyle ilgilidir. Bir orkestra efi gibidir. O devasa donanmasnda tek bir kayktan bile haberi olan Barbaros Hayrettin Paa gibidir. Rivayete gre Barbaros Beyin asl ad Mahmut zen'mi. Takdir edersiniz ki Mahmut zen bir politikac iin uygun bir ad deildir. Yani nasl sylesem, bir lider ad deildir. Bir defa Mahmut sradan bir ad. Sonra ad Mahmut zen olan bir politikacyla ok dalga geen olur. Yok "vermedi Mbud ne yapsn Mahmut" derler, yok "efendim bu bakalarna zeniyor" derler. Derler de derler. te btn bunlar hesaplayan Mahmut zen (iyi bir politikac her eyi hesaplar), kendine uygun bir ad bulmaya karar verdi. Hani baz arkclar, sinema sanatlar da kendi adlar yerine, yaptklar iin piyasasna uygun bir ad seerler ya, o da yle yapt. Tabii bu arada imaj

danmanlarna da dant ve sonuta Barbaros zg adnda karar kld. Yine rivayete gre yetkililer, Barbaros zg'ten aldklar yetkiyle, dedikodu kmasn diye, geriye dnp kendisiyle ilgili tm evraktaki, rnein okul kaytlarndaki Mahmut zen'leri daksille silip Barbaros zg yaptlar. Bylece dedikodu kmad. Hem ksa ne yazard, lkemizde politikaclarla ilgili dedikodularn hibir zaman kendilerine zarar olmamtr. Bir insann kendi adn beenmeyip piyasaya uygun ad edinmesi, baz psikologlara gre bir kimlik bunalm saylsa da politik arenada gnn birinde oy bunalm ekmek yerine, bugn kimlik bunalm ekmek, her zaman daha tercih edilen bir ey olmutur. Barbaros zg bu ad niin tercih etmitir? Yine rivayete gre, imaj danmanlar, Barbaros Hayrettin Paa'dan ilham alarak bu ad nermilerdir. Barbaros Paa, savata tek filikaya bile hkim olan, savan en hareketli annda bir iaretiyle en uzaktaki gemisine yn verebilen bir komutand, Kanun'nin verdii Hayrettin lakabn hak eden hayrl bir insand. Balangta Barbaros Hayrettin adn alacakt, ancak "Mahmut zen, Kaptanpaaya zendi" demesinler diye Barbaros zg'de karar kld. zg soyad, gl olduu imajn vermek iin seilmiti. Barbaros Paa, cenk arkada Turgut Reis iin, tevazu gsterip "Turgut benden yedir" dermi. Belki bu yzden Barbaros zg de arada "Halkm siyaseti benden daha iyi bilir, lkedeki btn Turgutlar benden yedir" diyerek tevazu gsterir. Ancak elinde konuma metni bulunmad bir gn, nedendir bilinmez bo bulunup "l-

kemizdeki btn Turgut'lar btn Barbaros'lardan iyidir" diye bir laf etti. Ertesi gn pek ok Barbaros bozulup tepki gsterdi. Bunun zerine Barbaros zg hemen bir aklama yapp "Sylediklerim yanl anlald, szlerim amacn amtr" dedi, durum tatlya baland. Bu tr manta brmeleri, lkemizdeki, dnyadaki pek ok politikacda grmek mmkndr, 'Yanl anlaldm, szlerim amacn amtr" derler. Aslnda bu da bir tr kandrmaca, bir eit ladesiliktir. Dnyann, haddini ve amacn amayan insanlara ihtiyac vardr. Arada krd kk potlar, kk amacn amalar bir yana, Barbaros zg mthi bir insandr. O, bir matematiki kadar, bir muhasebeci kadar hesaptan kitaptan anlar, Mahmutpaal bir tccar kadar piyasay bilir, bir orkestra efi kadar kula delik, bir Fatih kadar karizma-tiktir. Barbaros zg, ufku geni, ufuklar engin, kazanma ve kazandrma konusunda kendisine ufuk dayanmayan bir liderdir. Barbaros zg bir kraldr ve doal olarak (dolar olarak) baz prensleri vardr. Ayvaz da kendince u an bu prenslerden biri olma yolundadr. Ayvaz, Barbaros zg'n uzaktan akrabasyd. Ayvaz'n rivayetine gre -yani zannettii kadaryla-Barbaros Bey kendisini prensleri arasna katmak istiyormu. Bu konuda bir imada bulunmu, dolayl mesaj vermi. yle ki: Haziran aynda Barbaros zg Cennetehir'e gelmiti. Cennetehirliler lgna dndler. Sevinten tabii. Ayvaz o byk kalabal yarp Barbaros Beyin yanna ulaabildi ve,

"Barbaros abi, ben Ayvaz, sizin kaynbiraderinizin bacanann yeeniyim. Bebekken beni kucanza almsnz" dedi. Sonra aralarnda u konuma geti: "Ayvaz, naslsn olum? Neler yapyorsun?" "mrne duacym abi. Ticaretle uramaya alyorum." "Burada olmaz. stanbul'a gel. Senin stanbul'a gelmen lzm." Barbaros Beyin Ayvaz'a adyla hitap etmesi Cennetehirlileri ok etkiledi. "Hafzasna kurban olduum, bir grte nasl da hatrlad" dediler. Ertesi gn gazetelerde "Barbaros zg bebekken kucana ald genci yirmi yl sonra gzlerinden tand" diye haberler kt. Kalabalk iinde geiveren bu kk konuma Ayvaz'n hayatnda byk bir dneme oldu. Barbaros Beyin "stanbul'a gel" demesi, Ayvaz'a gre bir iaretti. Ak bir iaret. Barbaros Beyin kendisini bir prens olarak setiine, stanbul'da ticaret yaparsa destek olacana yrekten inanmaya balad. Evet, Barbaros zg Ayvaz' prens olarak semiti. Ortalk yerde, laf olsun diye syler grnp apak davet etmiti onu stanbul'a. Destekleyecekti. Barbaros zg'n prensi olmak demek gerek bir prens olmak demekti bu dnyada. O prenslerini koruyup kollar, zengin ederdi. te stanbul'a gitme sevdas Ayvaz'n kalbinde o yaz byle balad. stanbul'da gl ve itibarl olacakt. Kim bilir, belki bir gn bir kk Barbaros zg bile olabilirdi.

13 (on) Ekim ay geldiinde stanbul'a yerlemeye karar verdi iki kafadar. Onlara "kafadar" diyebilirsiniz. Diyebilirim. Ancak ufuklarnn dar olmad kesindi. Kafalarnn dar olup olmadn ise zaman gsterecektir. Ne tr bir i yapacaklar konusunda, balangta hibir fikir yoktu kafalarnda. Yalnzca bykten balamalar gerektiini dnyorlard. Cemil bir kiisel geliim kitab grp almt korsan kitap satan bir sokak satcsndan. Kitabn ad " Kurma Sanat" idi. "Bir i kuracanz zaman byk dnn, hayallerinizi kstlamayn" diyordu. te onlar da, bir byk ehirde, byk hayallerle balyorlard ie. Kitaptaki baz cmleler Cemil'i etkilemiti. rnein u: "Ufkunuzun neresi olacan bakalarnn kalemine brakmayn. Siz izin. Ancak elinizde bir kurun kalem bulunsun. Gerektiinde silip daha ilerisini izebilmek iin. Ve yelkenleriniz iin rzgr beklemeyin, bulutu ve rzgr da siz izin." Cemil ile Ayvaz, ufuklarn, bulutlarn izmeye gidiyorlard stanbul'a.

Birka defa stanbul'a gidip ehrin i imknlarn anlamaya altlar. hsan'da, arkadalarnda kaldlar. stanbul'a yerleme fikirlerini beenenler de oldu, beenmeyenler de. "Ne iiniz var stanbul'da, oturun oturduunuz yerde" diyenler ounluktayd. "yi yapyorsunuz" diyenler oldu. "yle hemen ticaret yaplmaz. nce devlet memuru olun, birka yl evre edinin, ticareti sonra dnrsnz" diyen de vard. Sonunda Kkfincanl'da bir daire kiraladlar, iki oda bir salon. Havva Hanm'n aylklarndan biriktirdii parayla iini hafife dediler. Evde ufak tefek eksiklikler vard, pencere kapanmyordu, mutfaktaki tahta dolabn kapaklar krlmt. Ayvaz "Bir marangoz aralm" dedi. Cemil "Ben yaparm" deyip hepsini tamir etti, Cennetehir'den kk bir alet kutusu getirmiti. Cemil'in elinden bu tr iler geldiini Ayvaz ilk kez yakndan gryordu, hayret etti. stanbul ile gerek tanmalar kira olaynda oldu. Evi tuttuktan bir hafta sonra badana yapyorlard. Yerler gazete kapl, elleri yzleri boya iindeydi. Kap alnd, atlar. Gen bir kadnla erkek selm verip girdiler. Erkek girer girmez, "Badanay biz yaptracaz sanyorduk, teekkr ederiz" dedi. Kadn salona yle bir bakp, "Gzel bir renk ama keke bana sorsaydnz. Ben ak yeil severim" dedi.

Cemil de Ayvaz da aknlk iindeydiler. Biraz konuunca mesele anlald. Komisyoncu evi iki defa kiralamt. Ayn ev iin, iki ayr komisyon almt. Ertesi gn ev sahibini buldular. Sonuta ev Cemil'lerde kald. Gen ift komisyoncuyu mahkemeye vermek istedi ama adam, ofisim diye gsterdii yerden ayrlmt. Bulunamad. te Cemil ve Ayvaz stanbul'la byle tantlar. stanbul kendi slbunca "Ho geldin" demiti onlara. lk i teklifi anszn kt ortaya. Ayvaz'n eski mahalle arkadalarndan Ramazan'n brosundaydlar. Cemil bronun ne amala kullanldn bir trl anlayamad. Sorduklarnda Ramazan "Alm-satm ileriyle urayoruz" dedi. Ama ne sattklar belli deildi. Ayvaz ve Cemil i kurmak istiyorlard, ancak acilen paraya ihtiyalar vard. u srada her trl geici ie girebilirlerdi. Bunu sylediklerinde Ramazan, " kuracaz diye srar etmezseniz kolay i bulabiliriz" dedi. Heyecanla ne olduunu sordular. Ramazan, Satlm Beyin firmalarndan birinde, gvenlik tekilat iin adam arandn syledi. nanlmazd. SATILMI BEY! Satlm Beyin adn duyan ya sevinten ya korkudan titrerdi. Cemil ile Ayvaz da titrediler. Ramazan, titremelerinin gemesini bekledi. Sonra firmann bykln, gcn anlatt.

Cemil, sz konusu firmann zel gvenlik firmas olduunu dnd. Fakat konuma ilerledike anlald ki silah kullanacak bir tr fedai aranyor. Ramazan kl tablasna uzand. Tabla Cemil'in nndeydi. Cemil uzanp verdi. Vermeden nce de "lades" dedi iinden. Ayvaz, Ramazan'n baz rtl iler evirdiini sezinliyordu. Bu konumada emin oldu. Ramazan, mafyann karanlk uzantlarndan birisi idi. Ayvaz, arkadan yanl yere getirdiini dnd, kendini mahcup hissetti. Ama hemen ardndan, belki kendini rahatlatmak iin, iyi ki geldik byle byle evre edineceiz diye geirdi aklndan. Ramazan'n yanndan ayrldklarnda Cemil de huzursuzdu. Ayvaz'a, "Adam bize mafyaya girmeyi neriyor. Bouna m iletmeci, arkeolog olduk. Hi olmad, gider mezar kazarz daha iyi" dedi. Ayvaz mesleinin mezar kazcl olarak tanmlanmasna bozulurdu. Cemil pot krdn fark etti, dzeltmek iin, 'Yani mesel" diye ekledi. Ayvaz, "Doru, mafya bize gre deil" diye karlk verdi. Akam hsan'n yazhanesine gittiler. Ramazan'dan sz ettiler. "Byle insanlar nereden bulursunuz. Uzak durun" diye uyard hsan.

Biraz rkmlerdi. Ama her eye ramen ertesi gn Satlm Beyle grmeye gittiler. Randevuyu Ramazan almt. Satlm Bey, Barbaros zg'n politika danmanyd. Onun bir politika virtz, bir byk adam olduunu syleyenler kadar, bir kt, bir mafya babas, ismiyle msemma bir satlm, birileri tarafndan satn alnm bir uak olduunu syleyenler de vard. (Takdir size kalmtr.) yle ya da byle, Satlm Bey nemli birisiydi. En azndan ad insanlarn ilgisini ekiyordu. Pek ok kii nasl olup da bir ana babann ocuuna byle bir isim koyabileceine hayret ederdi. nk gnmz Trke'sinde "satlm" olumsuz bir sfattr. Para veya benzeri karlar karlnda, inanlarna aykr davranlar sergileyenlere "satlm" deriz, satlm kiilerin birer kukla olduklarn dnrz. Oysa eskiden "satlm" sfat, Tanrya satlm, Tanrya adanm anlamnda kullanlrd. ocuu kk yata len, dk yapan anneler, olana Satlm, kza Sat adn koyarlar, bylece onu Tanrya verdiklerini, armaan ettiklerini dnrler, uzun mrl olacana inanrlard. Orhan veya ar benzeri bir isimdi Satlm. ocua Satlm adn koymak, bir din emri deil, kltrel, muhtemelen kklerini tektanrl dinler ncesinden alm antropolojik bir olaydr. O gnden bugne galiba burada da bir ladesilik, bir tr sanal sat sz konusu. Nasl ki gnmzde kimi tccar, alacakllarndan mal

karabilmek iin, maln yaknlarna kt stnde satyor, "satm" gibi davranyor, yani sanal sat yaparak haciz memurunu eli bo dndrmeye alyorsa, ocuunu yce Tanrya satan da benzerini yapyor, kt zerinde satyor, sanal sat yapyor. Biri Azrail'i aldatmak istiyor, biri haciz memurunu. Belki de herkes kendini aldatyor. Pek ok kavram zamanla anlamn yitirdi, deerler deiime, erozyona urad, bu arada satlm kelimesinin anlam da deiti. Kutsallk paraya, drstlk ktla dnt. Kendini Tanrya deil, paraya-kula armaan edenlere "satlm" denmeye balad. O gn Satlm Beyle gremediler. Satlm Beyin sol kolu olan Rasim Babayla konuabildiler. Satlm Beyin sa kolu olak olduu iin, en yakn Rasim Babaya "Benim sol kolum" derdi. Rasim Baba ufak tefek, posbykl, kr sal, babacan grnl, kelimelerin stne basa basa konuan, drt kelimede bir durup bolua bakan ama bolua bakan gzlerinin gerisinde srekli dnen bir insand. Laf evirip evirdi "grev" dedi, "gvenlik" dedi, sadakat, hizmet gibi kelimeler kulland. Cemil ile Ayvaz m anlad kadaryla, ok yksek bir cretle paral koruma olmalarn istiyordu. Ramazan'n sylediklerini, daha k bir ekilde tekrarlamt. Ayrlrken Rasim Baba, "Acele etmeyin ocuklar. Karar vermek iin zamannz var. Kapmz size her zaman ak. stikbl vaat eden

genlersiniz. Barbaros Bey de Satlm Bey de sizden ok ey bekliyorlar, ikisinin de size selm var dedi. Rasim Babann son cmlesi Cemil ile Ayvaz' derinden sarst. Yolda Cemil, "nanlmaz bir ey! Demek Barbaros Bey de, Satlm Bey de tanyor bizi. stelik gveniyorlar da" dedi. Ayvaz, "Barbaros Bey beni tanr da, hayr, Satlm Bey nereden renmi bizi, ona hayret ettim" diye karlk verdi. "Gzel de korumalk, fedailik gibi bir ey nerdi bu da." "Bilemiyorum... Byle byk adamlar, iki ufak tetikiyle uramazlar. Belki tetiki adyla alacak nce, deneyip ykseltecek sonra. Ben bir Barbaros abiye gzkeyim. Son grmemizden bu yana epey zaman geti. Bakalm ilgisi destei nasl." Cemil ve Ayvaz'la grtkten az sonra Rasim Baba Satlm Beyin yanma girdi. Satlm Bey, pencere kenarnda byk maroken bir koltukta, yznde her zamanki, sanki az nce sinirlenmi de sakinlemeye alyor ifadesiyle oturuyordu. Rasim Baba, "O iki ocukla grtm ef dedi. "Nasllar?" "Fazla temizler, ok saflar. Sizin, Barbaros Beyin selmnz gvendiinizi syledim, hemen inandlar. Tetiki deil de iletmeci olmaya niyetleniyorlar."

"Peki bunlar Kaplan' temizleyebilir mi? Silah kullanmay biliyorlar m?" 'Yok, hibir ey bilmiyorlar. retiriz. Parayla, sabrla. Ne eblehleri erkek ettik bugne kadar. Bunlara da retiriz" diye karlk verdi Rasim Baba. "yi de Rasim Baba, elimizde bunca snanm, becerikli tetiki varken bu salaklar niin setin?" "Satlm Beyim, bizim tetikilerin hepsi bildik kiiler piyasada. Hangisini kullansak bizden olduunu bilirler. Bu ocuklar sfr kilometre, stelik niversite mezunu ikisi de. Kimse tanmaz, bunlardan byle bir ey ummaz." "Tamam baba. Sana uyarsa, bana da uyar. u Kaplan itini temizleyelim de." Kaplan lakapl kii, kamuoyunda saygn birisi olarak tannr, toplumun kendisine sevgisi ve saygs tamdr.

14 (ondrt) stanbul'a geldiklerinde Ayvaz'n kalbi botu. Satlm Beyin irketinde ie girsek mi diye dndkleri gnlerde, kalbi sanal bir akla doldu birdenbire. Ayvaz, Barbaros zg'n kendisini bir prens olarak setiine, bu yzden stanbul'a ynlendirdiine samimiyetle inanyordu. Barbaros Beyin Cennetehir'deki szlerini ciddi bir iaret kabul etmiti. Bu konuda ikinci iaret gecikmedi. Bir sabah Ayvaz, hem kendimi gsterip hatrlataym hem de bir havay yoklayaym diye erkenden Barbaros zg'n makamna gidip kapda beklemeye balad. Az sonra Barbaros zg adamlaryla birlikte gzkt. Ayvaz sakin grnmeye alarak kalabal yaran bir ses tonuyla, "Barbaros abi gnaydn, ben Ayvaz, emrin zerine stanbul'a tandm" dedi. "Hayrl olsun Ayvaz. oluk ocuu da getirdin mi?" "Ben evli deilim abi." 'Yahu o zaman evlendirelim seni. Arada ura bana" diyen Barbaros Bey, binaya girerken yanndakilere,

"Ben bu ocuu bir yerlerden tanyorum ama tam karamadm" dedi. "Adn sylediniz ama, tandnz sandk" diye karlk verdiler. "Adn, farknda olmadan kendisi syledi, ben tekrarladm, siz hatrladm sandnz. O da hatrladm sand." Barbaros Beyin yapt kck bir ladesilikti. Bir danmam, "Siz buna stanbul'a tanmasn m sylediniz?" diye sordu. "Valla hi hatrlamyorum. Bir vesileyle bir eyler demiimdir. ounlukla stanbul'a gelmeyin diyorum ama demek ki buna gel demiim." Barbaros zg Ayvaz' doru drst tanmyordu, stanbul'a davet etmemiti, prens olarak da sememiti. Ancak Ayvaz bunlarn tam tersine inanyordu. stne stlk Barbaros Beyin ikinci bir iaret verdiini dnd. Barbaros zg ona "seni evlendirelim" demiti. Kiminle? Bir ihtimalle, byk bir ihtimalle yeeni Glnaz Ozg'le. Glnaz, Barbaros Beyin bekr olan tek yeeniydi, erkek kardeinin kzyd. zleyen gnlerde Ayvaz, Barbaros Beyin kendisini yeeniyle evlendirip hem prens hem de damat edinmek istediine giderek daha gl bir ekilde inanmak istedi, inand. Btn bunlar bir tesadf olamazd.

Yalnz son konumalarndaki bir cmle Ayvaz ' hafife rahatsz etmiti. Barbaros Bey Ayvaz'a "oluk ocuu getirdin mi?" demiti. Ayvaz, bekr olduumu bilmiyor, acaba beni tam tanmyor mu, diye endie etti. Ama daha sonra, herhalde herkesin iinde yaknlmz belli etmemek iin byle davranmtr diyerek kendini rahatlatt. Olup biteni uzun uzun konutular Cemil'le. Artk ikisinin de birer sevgilisi vard. Aybahar ve Glnaz. kisi de Don Kiot'un sevgilisi Dulcinea'dan daha yakn, daha gzel. Ayvaz Barbaros Ozg'n kendisini Glnaz ile evlendirmek istediini Cemil'e ylesine bir heyecanla anlatt ki, Cemil'in de akl yatt bu ie. Hatta Cemil ilhi bir iaret bile sezinledi bu ite. Ayvaz ile Glnaz! Bu kafiye tesadf olamazd. simlerindeki bu kafiye evrenin bu evlilie olur verdii anlamna geliyordu Cemil'e gre.

15 (onbe) aryorlard. Geici. Gazetelere baktlar. az, isiz oktu. sizlerin nicesi niversite mezunuydu. Ne bir iletmeci arayan vard ne bir arkeolog. Fakltelerin arz kapasitesiyle toplumun talebi arasnda kapatlamaz bir ak vard bu lkede. aramaya devam ettiler. Sonunda ikisi de iki ayr maazada birer tezgahtarlk buldu. Asgari cretle, sigortasz, yol parasz. Razydlar, nicesi gibi. Tezghtarlk yapmak iin niversitede okumamlard ama raz oldular, nicesi gibi. Cemil'in patronu Nazmi Bey ilk gn birka temel neride bulundu, gmlek gruplarnn fiyatlarn syledi ve ie balatt. unlar sylemiti Nazmi Bey: "Hi oturma, srekli mterinin peinde dola, mteri seimi sana brakrsa nce pahal olan, sonra ucuzunu gster. Bylece ucuz mal, olduundan daha ucuz gzkr gzlerine. Fiyat sylerken de 'Size u kadar lira' de. Kendilerini zel hisseder enayiler. Sonra en nemlisi, iki gmlein fiyatn sordular diyelim, arkadan sorduklar nc gmlek daha pahalysa, dorudan fiyatn syleme, sadece Ha, o ok pahaldr' de. Bylece, zellikle genler seninle kalkar, pahal eyler satn alabileceklerini gstermek

iin o gmlei alrlar. Arada bir de, 'Bu gmlek ok iyidir, dn Ahmet Bey bundan drt tane ald' de." "Ahmet Bey gerekten drt tane ald m?" "Tabii ki almad." "E, o zaman yalan olmaz m?" "Olmaz. Bunlar sat taktiidir. Bu taktikler olmasa aptal mteriler almazlar." "Nazmi Bey bir ey soracam? Maazamzn ad 'Just Storeies'. Uluslararas bir zincirin paras myz?" 'Yok deil. Uluslararas zincirin paras sansnlar diye byle koyduk. Maazann ad Trke olursa yerlidir diye gelmez enayiler. u caddede ad Trke tek maaza yok, Trke koyarsan kro derler, club yazacaksn Simit Center, Hair Designer diyeceksin ki dil biliyor, kalitelidir sansnlar." "Bu da sat taktii yani?" "Eh, yle." lk mterisi, gzl olmad iin bir etiketi okuyamad. Cemil'e sordu. Etikette 39.99 lira yazyordu. Cemil, "Size 40 liraya olur" dedi. Mteri eilip zorlanarak etiketi okudu: "Burada 39.99 yazyor ama bana niin 40 lira?" dedi. Mteri gittikten sonra Nazmi Bey, "Bir daha etiketi yuvarlama, kusurlu syle. Biz de biliyoruz bir kuru veremeyeceimizi. 39.99 yaznca 'otuz ksur' olarak kalr mterinin aklnda. Ucuza aldm sanr" dedi.

"Nazmi Bey, bu biraz gz gre gre kandrmak olmuyor mu? Mteriyi aptal yerine koymak gibi" diye sordu Cemil. "Gz gre gre kandrmak, en etkili kandrmadr. Mteri de bunu istiyor zaten. 40 lira verdiinde bir kuruunu iade edemeyeceimizi o da biliyor. Ama yine de etiketin zerinde 40 yazmasn, 39.99 yazsn istiyor. Otuz ksur dedim'i yaamak istiyor. Sonuta herkes memnun bu iten." Cemil, Demir abisinin "drstszlk konusunda milli mutabakat var" szn hatrlad. Nazmi Bey devam etti: 'Yani, kelek kelee gelmese keleki i yapamazd bu lemde. Biri kelee gelmeye hazr, teki getirmeye. yleyse, bir anlamda drstlk var bu ite." "yleyse ben de drst davranabilir miyim?" "Tabii, biz zaten her zaman drstz." Cemil rtl bir fke duydu, bir eylerin zddn yapmak istedi ama neyin, bilemedi. Patrondan ald "biz her zaman drstz" eklindeki ileti, Cemil'i hem sevindirmi hem de elikili gelmiti. Ertesi gn ksa bir sre kasadayd. Kasaya getiinde Nazmi Bey, "Kredi kart kullanan herkesten kimlik iste, nk kart alnt olabilir, sahte olabilir" dedi. Bu, Cemil'in tuhafna gitti. Cennetehir'de hibir tezghtar, kredi kartnz uzattnzda sizden kimlik istemezdi. Gven vard. Kimse bu konuda sahtekrlk yapmazd.

Kasaya gelen ilk mteriler elli yalarnda bir kar kocayd. Kltrl insanlara benziyorlard. kt grnmleri yoktu. Ama kredi kartlarn uzattklarnda Cemil patronunun talimat uyarnca, "Efendim, ltfen kimliinizi greyim. nk elinizdeki kart birinden alm veya bir yerde bulmu olabilirsiniz. Kartn size ait olduundan emin olmam gerekiyor" dedi. Bunun zerine, mteriler birden barmaya baladlar, adam "Sen bize nasl hrsz dersin" dedi. Gmlekleri almadan gittiler. Cemil zld, fazlaca drst olmann zor olduunu dnd. O gnden sonra mterilerden sadece kimliklerini gstermelerini istedi. Kimliin istenmesindeki mant dile getirmedi. Aslnda sadece kimlik grmek istediinde, mteriyi ktlkla, sahtekrlkla sulam oluyordu. Ancak insanlar aka dile getirilmedii takdirde, bu dolayl sulamaya ses karmyorlard. Ama siz bu dolayl sulamay basite seslendirip "Kredi kartnz sahte olabilir, kimliinizi greyim" derseniz sinirleniyorlard. Galiba bu mteriler kendi kendilerini kandryorlard, kendi kendilerine lades oynuyor, "m gibi" yayor, kimliklerini sessizce uzatrken "sulanmam gibi" hissediyorlard. Barda taran damla gecikmedi. Bir mteri iki gmlein fiyatn sordu. Cemil syledi. Mterinin fiyatn sorduu nc gmlek ncekilerden daha pahalyd. Cemil bu gmlein fiyatn sylemek yerine, patronunun

talimatn hatrlayp abartl, biraz da sinsice bir itaatle, "Efendim, bu ok pahaldr. Sizin gcnz bunu almaya yetmez. Hadi aln da grelim bakalm" dedi. Bu szleri biraz iini hakkyla yapma isteiyle ama daha ok da gizli bir fkeyle sylemiti. Mteri kzd, kyameti kopard. "ok pahaldr, siz bunu alamazsnz" laf Cemil'e pahalya mal oldu. ten atld. Nazmi Bey iten karma gerekesi olarak "Bu maazadaki drst atmosfere uyum salayamadn, tuhaf szler sarf edip insanlar kzdrdn" dedi. Cemil, maazadan karken, elindekileri Nazmi Beyin eline tututurup "lades" dedi iinden. O gece Ayvaz'a "Beni drst olmamakla sulad, asl o maaza drst deildi. Bundan sonra drst olmayan bir ie girmeyeceim" dedi. Ve bir hafta gemeden, drst bir i buldu. Bir devre mlk firmasna eleman olarak girmiti. e girdikten az sonra, ilk iinin imdikine oranla ok daha drst olduunu fark etti. Yeni iinde nce eitim verdiler. Eitimde yar yaplandrlm bir tiyatro yoluyla bir mizansen iinde, kendini mteriye acndrma ve mteriyi kandrma yollar retildi resmen. Mizansen zetle uydu: Devre mlk tantmna katlan karkocaya Cemil tantm yapacaktr. Ancak bu srada kendisini uzaktan srekli gzetleyen bir mdr vardr. Aslnda bu kii mdr falan deildir, sadece mdr rol oynamaktadr. Rolleri deiebilirler. Bir baka sefer Cemil szde mdr olabilir.

Cemil, mterilerin en ufak bir sorusu karsnda "Mdrme danaym" diyecek ve mteriye, mdrden ok korktuunu, onun kendisini srekli azarladn syleyecektir. O kadar ki, mdr gelip de mterilerin bulunduu masaya oturduunda, Cemil yandaki bo sandalyeye oturmayacak, mdrn yanna diz kecektir. Mteri, "u sandalyeye otursanza" diyecek olursa Cemil mterinin kulana hafife "Oturamam, kzar" diyecektir. Bu srada, mdr rolndeki arkadann zerinde k bir takm, Cemil'de ise kyden yeni gelmi gen havas veren giysiler olacaktr. Btn bunlar grnrde pazarlama taktii ama aslnda bir acndrma, kandrma seans idi. Cemil, bir sre, rahatsz ola ola bu ite alt. O gnlerde grd bir ryada, vcudu kirlenmiti, uzun uzun ykand, temizlenemedi. Yeni iindeki arkadalarndan birine, drst davranmadklar iin rahatsz olduunu syledi. Arkada, "Sat taktii bunlar, olum. Para kazanmakla drstln ne ilgisi var? Para kazanmak iin aklmz kullanyoruz. Biz almasak ellerinden, nasl olsa bunlar o paray bir bakasna kaptracaklar. Namusumuzu satmyoruz yani!" diye karlk verdi. te byle dedi arkada, insanolu namusunu satmaktan ok korkar ama namussuzluk etmek rahatsz etmez onu. Cemil o gnlerde bir akam eve dnerken, palyao kyafetli bir gen, pastahanenin nnde eker datyordu, iinden, ben byle bir i yapamam diye geirdi, palyaoluk

ayp geldi. Ama daha sonra, palyaoluk daha drst bir i, asl benimki ayp diye dnd. Yine gizli bir fke duydu iine kar. zleyen gnlerde iyerinde kimin elinden bir ey alsa "aklmda", birine bir ey verdiinde ise "lades" dedi. Akama doru yalca bir ift geldi, yeni emekli olmulard. Emekli ikramiyelerinden be bin dolar verip ocuklar ve torunlar iin devre mlke girmek zereydiler. Cemil bu karkocay daha nce grdn hissetti. Dnd, karamad, tanr gibiydi, hatrlayamad. Bir huzursuzluk hissetti. Belki daha iyi bir satc olabilmek iin, belki bunca drstszle duyduu gizli fkeyle, kendisine retilen sat tekniini abartverdi. Tam pazarlk balanmt ki, mdr rolndeki arkadann dizlerine kapanp "Mdrm ltfen bana kzmayn, iten atmayn beni" dedi. Sonra mterilerin nnde yere kapanp "Allah rzas iin be bin dolar verip bu mlk aln. Allah ocuklarnz balasn, Allah torunlarnzn acsn gstermesin" diye yalvarmaya balad. Herkes donup kald. Mteriler kaar gibi gittiler. Sat kald. Cemil be dakika sonra iten atld. Arkasndan "yle abartlr m?" diye baran gerek mdre, "Abartmadm. Biz zaten bunu yapmyor muyuz burada? Ben ak davrandm yalnzca. Arkasn gsterdim, rntgenini ektim ilemin" diye karlk verdi. Eve yryerek dnd. ehir karmakarkt. Yollarda, kaldrmlarda terk etmi aralar, cankurtaran hzyla seyreden ama kimsenin canna nem vermeyen ofrler, insanlar, insanlar, insanlar, kular, kular, yerlerde pler,

izmaritler, egzozlar, kornalar, kornalar, kornalar vard insanlar ve arabalar hzlyd. Bunca kalabalk, bunca ey arasnda Cemil kendini yalnz hissetti. Cennetehir byle deildi. Orada misafir bile olsanz kendinizi yalnz hissetmezdiniz. Bir vitrinin nnde durup elbiselere bakmaya balamt ki bir kpek sessizce yanma yaklat. Cemil korkup irkildi. Kpek ban indirip kuyruunu sallamaya balaynca "Aman Allah'm bu sevilmek istiyor" diye dnd, korktuu iin utand, sululuk duydu. Eilip kpei sevmeye balad. Kpek srtst yatp n ayaklarn kvrd. Bu, "Sana gveniyorum, beni istediin gibi sevebilirsin" iletiiydi. Cemil ard, melip uzun uzun sevdi kpei. Tam kalkyordu ki ikinci bir kpek kt ortaya. Bu kpein derisinde sorun vard, uyuza benziyordu. Boynunu Cemil'e doru uzatp durdu, dier kpein sevildiini grm, o da sevilmeye gelmiti. nanlmaz bir eydi bu. nsanlarn korktuu, uzak durduu uyuz bir sokak kpei sevilmek istiyordu. Ac veren derin bir hzn kaplad Cemil'in iini, bu kpek bu haliyle sevilmek istiyordu, sessiz bir boyun eile beni de sev diyordu. Cemil titizdi, elini sk ykard, bir an kpee elini srmek istemedi. Sonra her eye ramen eildi, onu da sevdi. Elimi stme srmeden eve gider iyice ykarm diye dnd. Kpeklerden zor ayrld, biraz hznl ama daha ok rahatlam bir ekilde yoluna devam etti. Koca kentte kaybolmu sokak kpeklerini sevmiti. Bu kpekler yiyecek deil, sevgi, dostluk istiyorlard. Byk ehrin hengmesi iinde insanlarn kaybettikleri deerleri, farknda

olmadan bu sokak kpekleri yaatyordu imdi. Dostluk, gven, sevgi... yerinde olanlar evde Ayvaz'a anlatt. ten ayrld iin arkadann bozulacan dnyordu. Ayvaz aldrmad: "yi yapmsn takma kafan. Benim maazada da ayn numaralar oluyor ama ben aldrmyorum. kiyzllk seni rahatsz ediyor." "Benim" dedi Cemil, "Adm ladesiye km. Oysa bu lkede, bu dnyada herkes benden daha ladesi, herkes birbirini ve kendini kandryor srekli. Demir abimin dedii gibi, hortumcular var, pipetiler de. Hortumcular milyarla gtryor, pipetiler KDV pazarlyla. "Demir abi der, akam eve misafir geldi diyelim, ocuk misafire oyuncan vermiyor. Baba hemen 'ok ayp kardele payla' der. Ama kendisi, vergi vermemek, kazancn dier kardelerle paylamamak iin krk takla atar. Ondan sonra ocuu bir ufack oyunca paylamad diye utanr. Kendine gelince hakl, bakasna gelince ahlakldr."

16 (onalt) Bir hafta sonra Ayvaz da iten atld. Patronu Cumaya gidiyordu. Ayvaz, "Cemal abi, bana sigorta yaptracak msn?" diye soracak oldu. Cemal aabey, "Bir dnelim" dedi. Cuma dn dnd, Ayvaz' iten kard. Cemal Bey aslnda iyi bir insand ama sigorta, vergi onu korkuturdu. Ayvaz hemen bir i buldu. Yeni patronu eski komnistlerdendi. Seksen ncesi renci olaylarnn nde gelen isimlerinden. Ayvaz onun sigorta yaptracandan emindi. Komnistleri sevmezdi ama hak yemez olduklarn dnrd. Yanlmt. Bir zamanlar babasnn evini satp yoldalarna paylatrmaya alan eski komnist Avni Dnmez, zaman iinde gelimi, aama geirmi ve ada bir kapitalist olmutu. Bir tane bile sigortal eleman altrmyordu. Avni Dnmez dnmt. Ayvaz oradan da ayrld. aramaya devam ederken srekli yeni projeler retiyorlard. ok kazan getirecek byk bir ie ihtiyalar vard. Bir gn ani bir ilham geldi Ayvaz'a:

"Bak Cemil kardeim, yle maala, mesaiyle olmayacak bu i. Seni Aybahar bekliyor, beni Barbaros aabeyimin yeeni Glnaz. stelik Barbaros aabeyimin gz stmde. Byk bir vole vurmalyz, voliyi iyi salmalyz" dedi. "yi de nasl?" "Bak, ben yle dndm. Hemen itiraz etme, hayli ihracat iine gireceiz. nce Avrupa'da bir adres belirleyeceiz. Mterimiz orada oturuyor diye. Tabii yle bir adam yok. Sonra burada yetkili yerlere ba vuracaz." "Aslanm, bu ok yapld. Artk yemezler" diye kar kt Cemil. "Abi, her zaman yerler. Bu yntem ok iyidir. Dn gazetede okudum. Babann yeeni uygulam. Biz de Barbaros babann yeeni saylrz. Beni prens seti zaten. Biz neden beceremeyelim?" "Onlar yeen deil, yiyen. Biz haram yiyemeyiz." "Ne alaka yahu! Herkes yiyor da biz niye yiyemeyelim? Bizim midemiz kk m? Peki tamam, haram. Kazanalm paray, hayr hasenat yaparz. stanbul'un susuz semtlerine eme yaptrrz. Sonra emenin masrafn vergiden dp hem kra gireriz hem sevaba." "Bu arada hapse de girebiliriz" dedi Cemil. "Abi, bu hayali ihracatta, mal gerekmiyor, alc gerekmiyor, sermaye gerekmiyor. Sadece bir satc, biz yani, bir de gerekli belgeler. evren oldu mu, tamam bu i. evreyi ayarladn m tamam. evre dzenleme ksaca. Bak, hayali ihracat demeyelim istersen, ad sana kt geliyor. 'evre Dzenleme' diyelim, rahat edersin."

"Olmaz abi. Biz bunun iin mi geldik bu ehre, kuru kazanacaz diye rezil mi olacaz millete?" "Tamam, kuru iin riske girmeye demez. yi. Be kuruluk ilere bakalm. Devlet ihalesine girelim mesel. Okul, hastane, hkmet kona yaparz." "Biz ne anlarz mteahhitlikten?!" "Kim anlyor ki? Bak, bu ite ok para var. Btn byk adamlar devlet ihalesi yoluyla palazlandlar." "Biz palazlanamayz, palaz gibi boazlarlar bizi." "Azn hayrl a olum." "Bamza i alr, olmaz!" "Bak o zaman ok garantili bir zengin olma yolu. Hayvanclk yapacaz!" "Ne anlarz, nereden buluruz hayvanlar?" "Hayali hayvanclk bu. imdi prosedr yle. Bykba hayvan, inek rninek yetitireceiz diye devletten kredi isteyeceiz. Bize 'Yerin, arazin var m?' diye soracaklar. Cennetehir'de dedemden kalan tarlaya uyduruk prefabrik drt duvar konduracaz. yle al mal deil ha, otursan oturulmaz, yatsan yatlmaz. Sonra bu konuda ok tecrbeli olan yetkililer gelecekler, bizim binaya bakp 'Burada hayvanclk yaplabilir' diye rapor verecekler." 'Yaplr m sahiden?" diye sordu Cemil. "Adamlara gre yaplr. Sonra biz paray alp pnrr! Krediyi bir seferde veriyorlar, toptan. yle, inei aldn m, yemini aldn diye tek tek sormuyorlar. Adamda ne ahr var ne ahlak. Onlar da biliyorlar, bu adam bu krediyi alnca kaacak ama yine de veriyorlar."

"yi de niye veriyorlar?" diye sordu Cemil. "Demir abi der ya drstszlk konusunda milli mutabakat var diye. Adamlar mutabakata uygun davranyorlar." "Desene, alan da memnun satan da. Su dvmyor kimse, altn dvyor havanda. Havanda su dven, iiyle memur yalnzca. Yandm Allah, hele bir de sigortaszsa! Yok yok hayvanclk da yapamayz. Hele ki Cennetehir'de. Milletin parasn arpt derler. Ahr, ar gelir bize." "Peki son teklifim: Banka hortumlayalm." "Samalama, bize gre i deil." "Sen, kendine yardm kitaplar filan okuyorsun. Ne diyor onlarda, byk dn diyor, ben yaparm de, diyor." "Nasl bulacaz hortumluk bankay?" "nce satn alacaz." "Paramz m var?" "Parasz alacaz. Devlet kredi verecek. Bizim admza birileri satn alacak bize verecek." "Ne zoru var bunlarn?" "Zoru yok, zorlama yok. Herkes gnll. Biz bankay hortumlayp iini boaltnca, paylarn alacak bize yardmc olanlar." "Peki bize kim yardm edecek?" diye sordu Cemil. "Satlm Bey mesel." "Mesel. Olum, Satlm Bey ruhumuza sala' okutur camiden. Yani hortumdan pay m vereceksin Satlm Beye?" "yle deme. Yalnzca kk bir hediye.Herkes memnun olsun diye."

'Yine ayn ey: Drstszlk konusunda milli mutabakat var vatanda. Herkes herkesle lades oynuyor her ortamda." Ayvaz: "Peki bundan da vazgetim, bak bu son teklifim, gnlerdir dnyorum, banka yerine kan hortumlayalm." "Bismillah o ne!" diyerek yerinden srad Cemil. Ayvaz devam etti; "Gazetelere iln verip Cengiz Han'n genlerini bulduk diyeceiz. Eer vcudunuzda Cengiz Han'n genlerinden bulunup bulunmadn renmek istiyorsanz bir nite kan gnderin, analiz edeceiz diye garanti vereceiz. Ondan sonra kanlar yaacak, biz de satacaz. Kan gnderenlere de laf olsun diye sizde Cengiz Han'n geni vardr, yoktur diyen meyiller atacaz." "yi de aslanm, Cengiz Han'n genleri insanlarn vcutlarnda niin bulunsun, olmayan geni ne diye merak etsinler?" "Bak abi, imdi bu Cengiz Han her zaferinden sonra, ki habire de zafer kazanrm, esir ettii gzel kadnlarla yatarm. Bir tahmine gre gnmzde yaayan iki yz kiiden birinde Cengiz Han'n genleri bulunuyormu. Bence biraz akl olan herkes o iki yz kiiden birisi olup olmadn renmek ister. Eer Cengiz Han bizim byk byk byk ninemizle yatmsa, onun genlerini tayoruz demektir. Tabii bu durum her ne kadar dedemiz iin utan verici ise de bence bizim iin gurur verici bir durum. Cengiz Han'n genlerini tayp tamadn herkes

merak eder. Bak greceksin, binlerce kii kan gnderecek, biz de o kanlar satp keyi dneceiz." "Kim alr olum o kanlar?" "Abi senin kan gibi maln olsun, bir alan kar" dedi Ayvaz ve devam etti; "Diyelim Cengiz Han tutmad, yakkl bir olanla gzel bir kz buluruz, bunlar birbirine ak, evlenecekler, lkin ikisi de kanser, kan gerekiyor deriz. Abi millet zntden perian olur, izdiham olur, izdiham. " 'Yapma abi ya, duygu smrs bu." 'Yok abi duygu deil, kan smrs. Kan pahal, hayat zor. Diyelim bu da tutmad, yzde yz garantili bir baka yntem: Bir televizyon kanal ayarlayacaz, zengin, fakir, gecekondulu, farkl ekonomik evrelerden be alt gen karacaz, bunlar ar hasta, aslnda deiller tabii, az mrleri kald diyeceiz, hangisinin ne kadar mr kaldn tahmin edin, SMS ile mesaj ekin, her hafta mrne en az gn biilen hasta evden atlacak diye de kural koyacaz. Abi millet zntyle, tella telefonlar kitler vallaha." "Peki biz bundan nasl para kazanacaz?" "Abi o SMS'lerin hepsi teet gemeyecek, bir ksm bizim banka hesabna deecek." Cemil, "Hayl bunlar Ayvaz ya" dedi. Ayvaz, "Peki imdi en sona sakladm planm sylyorum, sk dur. Baz nl ve eski sanatlarn jbile konserleri olacak diye bilet satacaz, yle souk damgal, yksek fiyatl."

"Konseri biz mi dzenleyeceiz?" 'Yok abi, ne konseri, her ey hayali." 'Ya Ayvaz, hayali ihracat, hayali hastaya kan toplama, hayali konser, abi hi mi gerei yok bunlarn?" "Olmaz olur mu abi, bunlarn hepsi hayatn gerei." "Diyelim ki bir olanla kz kanser diye yutturduk millete, kanlar topladktan sonra ya lmezlerse, ki lmeyecekler, ne yaparz?" "Biz onca kan hortumladktan, pardon topladktan sonra, bizim genler prr, arazi olacaklar ortadan. " "lp araziye mi gmlecekler?" 'Yok canm araziye uyum salayacak, ne yerdedir ne gkte, belki sandk odasnda, belki yklkte. Toz olacaklar." "Olmaz." "Olur." "Olur mu olur." "Eh, olabilir." "Olabilir. Ama biz yine de bulamayalm kana, pislie." "Sadece bir fikirdi." "Gzeldi, gzel; retelim ama kullanmayalm. Kan ha, pes ya!"

17 (onyedi) Ayvaz, banka hortumlama ya da benzeri bol kazanl bir i iin yine Satlm Beye gitti. Rasim Babayla konumaya razyd, ancak bu defa Rasim Baba elinden tutup Satlm Beyin huzuruna gtrd. Ayvaz ok sevindi, kendine deer verildiini hissetti. Ayvaz, Satlm Beyin karsndayd. Satlm Bey oturmasn syledi. Bu byk bir iltifatt. Drt bin yldr gizli kalm bir firavun mezarna ilk kez girdiinde kendini firavunun huzuruna kabul edilmi hissedip hayat boyu dledii hazineye ulamann heyecanyla titreyen bir arkeolog gibi tir tir titriyordu Ayvaz Satlm Beyin karsnda. Bir arkeolog olan Ayvaz o gne kadar hibir gm bulmamt ama imdi Satlm Bey'i bulmutu. Birka dakika konutular. Satlm Bey, cevaplarn pek fazla merak etmedii izlenimi veren bir yz ifadesiyle sorular sordu. Ayvaz ise snavda olduu dncesiyle cevaplar verdi. Bir ara btn cesaretini toplayp, "Efendim, ben byk iler yapmak istiyorum. Eer desteklerseniz minnettarlm sonsuz olacak" dedi. Bu cmleyi Rasim Babaya sylemek iin nceden hazrlayp ezberlemiti. imdi asl hedefe sylyordu. "Byk

iler" derken kastettii, devlet ihalesi veya banka hortumlamakt. Aka sylerse ayp olacan, "Byk iler" demesinin yeterli olacan, anlayacaklarn dnmt. Satlm Bey anlad ama yanl anlad. Onun byk iten anlad Kaplan'n vurulmasyd. "Tabii, tabii. Sen o byk ie giri, desteimiz arkanda" dedi. Ayvaz da Satlm Beyi yanl anlad. Yanlarndan ayrldnda bu i oldu diye dnd sevinle. Ayvaz, Satlm Beyden byk i yapma olurunu aldn, ancak tarih konusunda srarc olmamas gerektiini, vakti gelince kendisini arayacaklarn dnd. Ayvaz ayrlnca Rasim Baba Satlm Beyin yanna girdi. Satlm Bey: "Bu, Kaplan' onlara vurdurmak istediimizi biliyor mu? Byk iler diye bir laf etti." Rasim Baba: 'Yok Beyim, asla! Byk i derken bence hayali ihracat falan kastetti. Bu tr ilerde ona destek olmamz istiyor galiba." "Deli mi bu?" 'Yok Beyim, gen ve idealleri fazlaca yksek. Bir de hayatn sillesini yememi. Hayal ettii her sofray yiyip yutabileceini sanyor yalnzca. Kaplan' bunlara temizletmeden nce size bir gstereyim dedim. Nasl buldunuz?"

"Valla iriyar, biraz da salak. Aslnda aradmz adam tam bu. Arkada da byle mi?" "O daha da salak, Beyim." "Aman son ana kadar kimi vuracaklarn bilmesinler." "Syler miyim Beyim? Birini vuracaklarn ge renecekler, kimi vuracaklarn ise son anda." "Gzel. Elden geldiince az bilgi verin ki elleri vakitsiz titremesin. Bilgili tetiki, nce kendisi tekler, sonra geri teper. Tetiki, namluyu kime evireceini bilmemeli. Eski alarda savatan nce kiminle savaaca sylenmezmi askere." "Doru, yle" dedi Rasim Baba. "Bunlar dorudan tetiki yapmayalm. Daha banda ikillenip uzak dururlar sonra. Madem sabkalar da yok, bize bal olmayan irketlerden birine yksek maala memur-mdr diye sokuver. Kamufle edelim iyice." U gn sonra bir irketten i teklifi geldi. irketin ad Gven Alm Satm Basm Yaym Husus thalat Umum Menfaat Kr Payl Ortak tirakli Anonim Ticaret ve Limited irketi'ydi. alanlar irketlerine ksaca Gven Ticaret derlerdi. irketin bir yetkilisi, Rasim Beyin kendilerini nerdiini syledi. Umduklarnn ok stnde bir maala ie baladlar. ikisi de mutluydu, ancak bu ii, sadece kk bir basamak olarak gryorlard, byk bir i kurma isteklerini kaybetmediler.

lk maalarndan annelerine gnderdiler. Sonra bir cuma akam Cemil Cennetehir'e gitti. Grnrde annesini ziyarete ama aslnda Aybahar' grmeye. Cemil'in iinde, Aybahar'la arkadalk etme, kma istei vard. Geri kk yerlerde bu biraz byk i saylrd ya denemeye deerdi. Havva Hanm ok sevindi, barna bast Cemil'i. Demir sevindi, komular sevindi, ilerinde tam sevinemeyen Cemil'di. ki gn kald Cennetehir'de, Aybahar' gremedi. Bir defa yalnz yakalasa yeterdi, olmad. Ya hi kmad ya denk gelmedi. Buruk ayrld Cemil Cennetehir'den. nallah bir dahaki sefere diye geirdi iinden. Vedalarken Demir, "stanbul zengin ehir. Tiyatrolara, konserlere, sergilere gidin, ot gibi yaamayn. stanbul'da yirmi yl oturup Boaz, denizi grmeyen, otuz yl yaayp Topkap'y, Adalar gezmeyen sebzeler var. stanbul'a gidiyor insanlar ama stanbul'u bulamyorlar, stanbullu olamyorlar" dedi. Sonra Demir tand bir sahafn adresini verdi, "ou Beyazt'tadr, bu Taksim'de, ad Raif. Git tan, iki kitap alrsn, sohbet edersiniz. Benden de selm syle" dedi. Cemil stanbul'a dnd. ki kafadar hayatlarndan memnundu. yi kazanyorlard Gven Ticaret'te, ciddi bir i yapmyorlard ama iyi kazanyorlard. Belki de ok ey yapp az kazananlar ile az ey yapp ok kazananlar ehriydi stanbul.

Bu arada Ayvaz, uzun vadede evlilie hazrlyordu kendini Glnaz Ozg'le. Glnaz'n neler yaptn basndan izliyordu. Yzde yz emin deildi evleneceinden, ancak geni dndnde ufkunda ta uzaklarda bir yerlerde Glnaz vard. Sularda szlen zarif bir yelkenli gibi uygun rzgrlarn kendisini yanna srkleyecei, narin ve gzel, uzak bir sevgiliydi Glnaz. Beklemeye deerdi. Cemil'in Aybahar', Ayvaz'n Glnaz' vard. Daha el ele tutumamlard, ne dilden dile, gnlden gnle bir sz sylemilerdi birbirlerine yz yze, ne bir mesaj atmlard "benim" diye. Ama yine de benim bir sevgilim var' yayorlard sokaklarda. Yollarna kan kadnlara bakmyorlard. Daha dorusu bakmamaya alyorlard. Bakarlarsa sanki vefaszlk olacakt. Bu konuda szl bir mutabakat yoktu aralarnda, szsz bir uzlamayd yalnzca. Uzlamay Ayvaz bozdu. yerinde bir arkadandan duyduu sz aktard Cemil'e: "Eer perhizdeyseniz, cannzn ektiini yiyemezsiniz ama mnye bakmann bir sakncas yoktur." Gldler. Bu sz onlar rahatlatt, yine de tamamen geveyemediler. Arada bir kzlara kaamak baklar atmak dnda illegal bir davranta bulunmadlar stanbul'da. Yolda gzelce bir kadn grdklerinde fazlaca belli etmeden kazara bakyorlarm gibi bakyorlard. Cemil birka defa Ayvaz'a, "Abi, akamlar tiyatroya falan gidelim" dedi. "Ertesi sabah kalkamayz, alyoruz." "Hafta sonu gidelim."

"Tiyatroya gidip de ne yapacaz? Televizyon seyrediyoruz ya." "E, konsere gidelim o zaman" diye steledi Cemil. "Abi hepsi satlyor. CD'si, kral varken konseri ne yapacaksn?" O hafta sonu ilginti. Cumartesi sabah aabeyi hsan' cepten arad, sokakta grdm kpekleri ne yapaym, bir kpek bakmevi bulup gtreyim mi diye sordu. hsan, "Bir veterinere gtrp alat, sokakta kalsnlar, onlar eski stanbul'dan yadigr" dedi. "Nasl yani abi?" diye sordu Cemil. "Eski stanbul, Osmanlnn bakenti, bir kpek cennetiydi. Batl gezginleri hayrete dren binlerce kpek yaard sokaklarnda. Merhametli insanlar, ki herkes yleydi, onlar kollayp beslerdi. Yalnz, mekruh saydrm kpekler, yani pis, dokunmadan beslerlermi." "Nereden biliyorsun bunlar abi?" "Benim okumam var olum, okuyorum. Cami, dkkn, ev kutsalm; sokaklar kutsal deilmi, sokaklar kpeklere terkedilmi, her trl yemek ve p atlabilirmi." "Bugn hl kpekleri beslemek ve p atp tkrmek sokaklara, bir eski alkanlk m acaba?" "Kim bilir, eski kentin ayak sesleri, yeni kentin iine sinmi belki. Cemil, olum bu arada kpekleri gtrrken dikkatli ol. Sonra bana da az uruyorsun" dedi hsan. Cemil "Tamam abi" diye cevaplad.

Telefonu kapatnca iki tasma alp kpeklere takt Cemil. Biraz yadrgadlar ama fazla direnmediler. Yakndaki bir veterinere gtrd. Veteriner alar yapt, markalad, uyuzun tedavisine balad. lem bittiinde "Sokak kpeklerine iyilik olsun diye urayorsunuz" diyerek sadece ila paras ald, tedavi creti istemedi. Cemil srar edip tedavi cretini de dedi. Paras bitti. Kpekleri sokaa brakt. O gn gzel bir gnd.

LADES II. BLM


Sayfac

18 (onsekiz) Demir, stanbul'un kltr yaamndan yararlann diye tembih etmiti. Cemil o Cumartesi veterinerden sonra sahaf Raif Beyle tanmaya Taksim'e gitti. Eski, nadir kitap satclarna sahaf denir. Bazs el yazmasdr bu kitaplarn, dnyada tek kopyadr. Bazs artk baslmayan, piyasada az sayda kalm kitaptr. Sahaflardaki kitaplarn ou eskidir. Ya okunup satlm elden dmedir -yani ngilizce'den tercme syleyile ikinci eldir- ya da bir yangn veya sel felketi geirmitir. Sahaf kitaplarnn ou lmden dnmtr, plkten dnmtr, bazlar ise daha bir aristokrattr, kataloglara girmitir, pahal mzayedeler grmtr. Cemil sahafa gitmeden nce Taksim'i, stiklal Caddesini grmek istedi. Taksim'de indi, Atatrk antnn etrafn dolat. Sonra stiklal Caddesi boyunca yrd. Caddenin iki yannda, heykellikabartmal eski yaplar vard. Art Nouveau ad verilen bu yaplar yzyl nce yapldklarnda bir arabeskti belki ama imdi bir gzellik abidesi. Hac Abdullah'ta yemek yedi. Bu lokantada sergilenen kavanozlarda, otuz krk yldr bozulmadan duran reeller,

kompostolar vard. Lokantadan kta Aa Camii'nden aaya, Galatasaray Lisesine doru yrd. Sada solda kutusunu yere koyup gitar, flt alan genler vard. steyen kutuya para atyordu. "Bugn burada, yarn byk salonda. Bunlar da bizim gibi zengin ve nl olmak istiyorlar" diye geirdi iinden. Demir'in, sokakta mzik alp para toplayan mlar eletirdiini hatrlad. Ama burada grd Cemil'e kt gelmedi. Vermek zorunda deildiniz, isteyen veriyordu. Hem sanatn bir karl olmalyd. Demir abim bazen abartyor diye dnd. Yere bada kurmu gitar alan bir gencin nnden geiyordu. Gen uzun salyd, yznde zgn bir ifade vard. Cemil nndeki kutuya para koymak istedi. Ancak kendi yandaki birisine para vermesinin ayp olacan dnd. Sanki daha bykler vermeliydi. Kararszlk iinde yrd. Yol kalabalkt. Tek yryenler de vard ama ounluk iki kiiydi. ki kz veya bir kzla bir olan birlikte yryorlard. ou sevgiliydi, birbirlerine sarlmlard. Cemil kendini yalnz hissetti. Yannda Aybahar olsun isterdi. nsanlar kenara ekildi. Krmzl sarl, ngran ala ala bir tramvay geti. Eski gnlerdeki gibi. Arkasna ocuklar aslmt. Az sonra barmalar duydu. nsanlar saa sola doru komaya balad. Bir grup kyl kadn ok sayda polisle itiiyordu. Polislerin bazs kadnd. Cemil korktu. Bir dkknn nnde durdu. Gerekirse ieri girerim diye dnd. nsanlar kaplara km seyrediyorlard.

"Ne oluyor?" diye sordu yanndaki adama. "Bunlar Cumartesi Annesi, oullarn aryor hepsi" diye karlk verdi adam. Cemil bir an bu kadnlarn evden kam ocuklarn aradklarn dnd. "ocuklar evden mi kam" diye sordu. Adam, anlamsz bir soruya cevap vermek istemeyen gzlerle bakt ve, 'Yok, kamamlar, karlmlar" dedi. Cemil anlamad ama adamn souk baklar karsnda tekrar sormaya cesaret edemedi. Adamn yannda gzel, alml bir kz vard, elindeki kitaplar gsne bastrm, endieyle olup biteni izliyordu. Cemil'e dnp souk ve fkeli bir sesle, "Siz galiba bu lkede yaamyorsunuz" dedi. O srada polisler ellerindeki pankartlar toplayp kadnlar datmaya alyor, bazlarn kollarndan srklyorlard. Coplar inip kalkyordu. Kz alamaya balad. Cemil de ok rahatsz oldu, bir eyler yapmak istedi. Aralarna girip "Durun, yapmayn!" demek geti aklndan. Cesaret edemedi. Cemil'e ok uzun gelen bir sre sonunda olay bitti. Cemil, adam ve kz yan yana duruyorlard. Yorgun bir ifadeyle, "Cumartesi annesi ne?" diye sordu Cemil. Kzn fkesi gemiti. Hibir duygu tamayan bir yzle, eksik ezberledii bir metni okuyormu gibi monoton bir sesle, blkprk anlatmaya balad:

"Bu kadnlar oullarn aryorlar her cumartesi. nk bir gece gittiler, giderildiler. ok beklediler, gelmediler. Neredeler, niye gittiler, bilemeyecekler. Bekliyorlar, bekleyecekler." Kzn gzel olduunu fark etti Cemil ve hafife, "Teekkr ederim, bilmiyordum" dedi. "Onlar da bilmiyor, kimse bilmiyor. Bence bu polisler de bilmiyor" diye karlk verdi kz. "Peki niin mdahale etti polisler?" diye sordu Cemil, yanlarndaki adam, "izinsiz gsteri" diye cevaplad ve maazaya girdi. Kz yznde gergin bir ifadeyle, "zinsiz gsteriler grlmemi eyleri gsterir, izinli gsterilerse bildik eyleri. Eer bu kadnlar izin alabilseler, syleyecekleri nemsiz demektir" dedi. Cemil, onun son szlerini duymad. Hayatnda hi olmad kadar heyecanlyd. Bu kz beenmiti. Gzel tesi, etkileyici bir kiilii vard. Beyaz gmlein altna koyu renk pantolon giymiti. Elindeki iki kitapla dimdik duruyordu. Gl ve onurlu. Yznde kendine gvenen, nereye gittiini bilen, tanmadklarn uzak tutan, dost bildiklerini barna basmaya hazr, candan ama biraz hznl bir ifade vard. Kz bir eyler daha syledi, Cemil bunlar da iitmedi. Az sonra ayrlacaklard. Oysa bu kz tekrar grmek istiyordu. Tanmak istiyordu. Aklndan hzla, tekrar grelim dese veya telefonunu istese ayp olur mu diye geirdi. Kendini kzn yannda bilgisiz ve mahcup da hissediyordu. Birka saniyelik kararszln ardndan,

"Cumartesi annelerinin ne olduunu bilmediim iin zgnm" szleri dkld azndan. Samimi ve zgnd. Kz kabul edici bir ifadeyle, "Olabilir. Ben biliyorum da neye yaryor" dedi. Cemil eer bir telefon almadan ayrlrsa, ok derin bir pimanlk duyacan dnd. Kalbi ylesine atyordu ki, btn vcudunun sarsldn hissetti. Sonra, "Ben Cemil, iletme mezunuyum, Gven Ticaret'te alyorum" dedi. "Gerekten mi, bunlarn hepsi doru mu?" diye sordu kz. Cemil hafife akn ve samimi bir ifadeyle gzlerini aarak, "Evet hepsi doru, ben drst bir insanm" dedi. "Eer herkes drst olsayd bunca sknt olmazd. Eer herkes drst olsayd, demin o anneler o coplan yemezdi ve bu ehir bu kadar irkin olmazd. O kadnlarn hepsi anneydi, belki bazlar anne bile deildi." "Aralarna anne olmayanlar m karm sizce?" diye sordu Cemil. "Belki" dedi kz. "Ama ben aslnda, olunu kaybeden bir kadn baka bir ocuu yoksa, anne bile saylmaz demek istedim. Bazlar anneydi deminki kadnlarn, bazlan eski anne. Ama sonuta hibiri o muameleyi hak etmedi." Bu szler Cemil'e ac geldi. Annemin bana byle bir ey gelse ne yapard acaba diye geti iinden. "Adm Aysen. stanbul niversitesi Corafya'daym, mastr yapyorum."

Cemil btn cesaretini toplayp sordu: "On dakika bir ey ielim mi?" Aysen saatine bakp, "On be dakika, on be dakikam var" dedi. Onun bu tavr Cemil'i rahatlatt ama hemen ardndan, yapmamas gereken bir eyi yapt dncesi, derinlerden gelen bir sululuk duygusu kaplad iini. Biraz yrdler, ara sokaklardan birinde bir kahvenin "Cafe" yazan tabelasnn altnda yola kurulmu bir masaya oturdular. Aysen ay istedi, ay sylediler. Yeni tant bir kzla yaknlk kurmak, oturup konumak Cemil iin yepyeni bir yaantyd. Dnyann, kendi dnyasnn, hi ayak baslmam bir yerine gelmi gibi hissetti kendini. Oturunca birka dakika az nceki olaydan sz ettiler. Sonra birbirlerine ksaca kim olduklarn, neler yaptklarn anlattlar. Cemil, Cennetehir'den stanbul'a niin geldiini, gelmeden grd ryay anlatt. Barbaros z-g'ten, Satlm Beyden sz etmedi. Aysen liseyi bitirdiinde, pek ok blme girebilecek durumdaym; hukuka, siyasala girebilirmi. Ama o iindeki sesi dinlemi. indeki ses, dnyay dolamasn, dnyadaki dalarla, gllerle, ehirlerle, insanlarla tanmasn sylemi ona. Dnyay gezmeden nce reneyim demi. Antropolojiyle corafya arasnda seim yaptktan sonra corafyaya girmi. "Babam avukat olmam, annem ise mimar olmam istedi. Ben, babam olsaydm avukat, annem olsaydm mimar olacaktm. Ben, kendim oldum, corafya okudum" dedi.

"Kendim olmak" szn Cemil ilk kez iitiyordu. Aysen corafyada yksek lisans yaptn, ayrca fotoraflk kursuna gittiini anlatt. Ayrlrken Cemil Aysen'e "Tekrar grebilir miyiz?" diye sordu. Aysen, "Evet, olabilir" diyerek kt peeteye telefon numarasn yazd. El skp ayrldlar. kisi de birbirinden holanmt. Aysen Cemil'in ocuksu, saf bir insan olduunu, sade grnnn altnda bir i zenginlii ve drstlk tadn ve bir de klasik erkeklik gururundan uzak, bilgili kadnlara iten bir sayg besleyen bir erkek olduunu dnd. Cemil ise Aysen'in gzel, kendine gvenli, dik bal ama kabul edici ve sevecen, gnl herkese ak ama snr koyabilen, gl ve kltrl bir gen hanm olduunu sezinledi. Aysen kendi yolunda yrrken sizin de yannda yrmenize izin verebilirdi ama elini tutmak isterseniz, byk bir ihtimalle dnp yznze hayretle bakard. Cemil bugne kadar byle bir kadnla tanmamt. evresinde byle birisi ya olmam ya o dikkat etmemiti. Aysen'den ayrldnda ii karmakarkt, kafasnda alarm zilleri alyordu. O gne kadar ilk kez bir gen kzla bu ekilde tanmt ama inanlmaz bir sululuk duygusu da vard iinde. Kafasndaki binlerce Cemil, "ne yaptn sen" diye baryordu. Aybahar'a ihanet etmiti. Cadde boyunca ve ara sokaklarda uzun sre, binalar, insanlar fark etmeden yrd. inde bir sr Cemil konuuyordu. Cemil: "Sen Aybahar'a ihanet ettin."

Cemil: "stanbul'a geldin bozuldun." Cemil: "Bu ihanet deil. Aybahar'n annesi anneme sz verseydi eer, ihanet saylrd elbet. Szlm deil, flrtm deil. Aybahar'la bir pastanede yle bir gizlice konuamadm bile. Sz vermedik birbirimize." Cemil: "Olsun, sen iinden sz verdin ona. Kendi kendimize verdiimiz szleri de tutmak gerekli. Bekleme listesindesin Aybahar'n." Cemil: "Bir listede arada olan kii, bir baka listede bata olduunda eletirilmemeli. Aybahar'nkinde aradaym, Aysen'inkinde birinci." Cemil: "Aysen'in listesinde birinci olduunu sana kim syledi? Ladesi! Ladesi Cemil, ne kendini kandr ne beni." Cemil: "Lades benim iin bir oyun. Ben drstm." Cemil: "Kendine, birilerine ve devlete oyun oynayandan geilmiyor bu lke. Sen de yle. imdi sen Aysen'e balanrsan, annen gidip biz vazgetik diyecek mi? Hayr. Ya Aybahar'lar tm talipler ierisinden seni seerlerse. Kararn ne, Aybahar m, Aysen mi, syle?"

Cemil: "Ama Aysen'le tanmamz inanlmazd, gzeldi." Cemil: "Sen bu ehre zengin, gl olmak iin geldin, istediin gzellik mi?" Uzun sre dolat Beyolu'nda, kafas karmakarkt. Heyecanl, mutlu, sulu hissediyordu kendini. Ve bir de, zengin ve gl olma konusunda, eskiye oranla daha gl bir istek vard iinde. Akama doru sahafa gitmeye karar verdi. Adrese bakp heykeli arkasna, Alman Hastanesini sama alp yrd, sahaf buldu sonunda. Sa kolda, derme atma ats naylon ve teneke kapl bir dkknd. Kapdan kafasn uzatp, "yi akamlar. Sahaf Raif Bey siz misiniz?" diye sordu Cemil. Krk yalarnda, ksa boylu, imanca bir adam "Ben Raif, ancak sahaf deil, sayfacym" diye yantlad. "Ben Cemil, Demir Tiriti'nin size selm var, tanmamz istedi." Bu szleri duyan Raif, "Vay bizim Demir. Tiridi kmad m onun hl?" diyerek scak bir ifadeyle Cemil'in elini skt, dkkna buyur etti. Bir sidi alarda mzik almaktayd.

19 (ondokuz) Cemil ilk kez bir sahafa giriyordu. Ufack dkkn kitaplarla doluydu. Raflar, dikine enine kitaplarla, yerler kitap ynlaryla kaplyd. Dolaacak yer yoktu. Birer kk hasr tabureye oturdular. Sidide ar ve vakur bir mzik alyordu, klasik Trk mzii. Bir grup insan dne dne ilerliyordu sanki. "Sahaf deilim, sayfacym dediniz. Yanl m syledim?" diye sordu Cemil. "Sahaflk byk itir, stat olmay gerektirir. Bu sfata lyk aabeylerimiz var. Bizim, haddimizi bilip 'sayfacym' dememiz gerekir. Sahaf, yalnzca kitap satmaz. Satt ve satmad kitaplar hakknda derin bilgi edinmitir. Nasl ki, parmandaki yz satan her kii 'ben sarrafm' dememeli, eski kitap satan herkes de kendini sahaf bellememeli. Sarraf altnn kalbini bilmeli, sahaf bilgiyi toplamay ve sarf etmeyi sevmeli. Ben sayfacym sonuta." Raif in szlerinde incelik, belki de ayr bir byklk vard. Tavr, takdire deerdi, taklidi zordu. Cemil dnd: "Siz sahaf deilim, sayfacym diyorsunuz. Ne olduumuzu biliyorsunuz, iiniz ortada. Bense ne olduumu bilmiyorum galiba. letme mezunuyum, bir yeri ilettiim yok.

Bir fabrikada alyorum iyi bir maala ama ne i yaptm anlayamadm hl." Cemil konuurken Raif onu gzyle, kulayla, kalbiyle dinliyordu. Bir ara Cemil mzii fark etti, mzik kf kokulu lo dkkn, capcanl bir ruhla dolduruyordu. Biter gibi olduunda yeniden alevleniyordu. Oturmu bir kltrn, oturmayan insanlar, dik bal ve gururlu, ayakta alyorlard sanki. "Raif abi, bu alan ne?" diye sordu Cemil. "Gazi Giray Han'n mahur perevi. Giray Han benim atalardan, mzrana deil mzrabna hayran olduum bir besteci" diye cevap verdi. Tam anlamad Cemil, yalnzca "perev" diye aklnda tutmaya alt. Demek ki bu bir perevdi. Raif: "ki tr sayfac var bu ehirde. Birinci grup benim gibi haddini hududunu bilen sayfaclar. ikinci grup ktlar. Bunlar, Osmanlca el yazmas kitaplar alp sayfalarn yrtar, sonra zerlerine minyatr izip tek tek satarlar. Bu bir kltr talandr, orman yamas gibi eski kltrn yamalanmasdr. Biz btn halinde satarz eski kitab, asla yrtmayz. Onlar ise yrtc. Yz elli sayfalk yazma bir eseri benden yz liraya alr bunlar. Sayfalarn yrtp minyatr yapar, her birini yirmi liraya satar, bine yakn kazanrlar." 'Yetkililer niin ilgilenmiyor?" "Geleceini korumayan bir lke gemiini de korumaz. Sadece gemie saygs olduunu iddia eder. Bugn

orman koruyamayan toplum, eski aalardan yaplm ktlara tek tek kam kalemle yazlan kitaplar da koruyamyor ite. Ormanlarmz gerekten koruma altna aldmz gn, yazma eserleri de koruyacaz. Her ikisi de hl kalmsa eer." "zldm." "zlme, her toplum lyn bulur. Tencerenin bykl nemli deildir, her konuk kendini midesi byklnde doyurur. Biz millete neye lyz, tereddt ediyorum bazen, Anadolu'muzda ne yaparlar biliyor musun? Bir dedenin eski Trke kitaplar vardr, yalnzca o okuyabiliyordur. Adam lr. ocuklar, torunlar bir uvala koyarlar kitaplarn, tarlaya gmerler." "Niye?" "imdi kitaplar Arap alfabesiyle yazlmtr. Halkmz Arap alfabesiyle yazlm tm ktlar, Kuran- Kerim'i artrd iin kutsal sayar. Aslnda btn ktlar deil, Kuran kutsaldr ama byle ince ayrntlara dikkat etmez halkm. te bu eski yazyla yazlm kitaplar dede ldkten sonra ortalarda durursa, oluk ocuk yere atar, zerine basarz, gnaha gireriz dncesiyle tutup topraa gmerler. te biz, bodrumlarda ryen, plklere atlan, sklkla yok pahasna uvalla satlan kitaplar toplarz. Bazen bir kitap buluruz, efsanemiz olur. Aslnda her sahaf bir gm merakls gibi hayatnn hazinesini arar srekli. Baz mterilerimiz de yle, gelip gm ararlar bu kitap yn iinde." "Unutamadnz bir an var m abi?"

"Dnya sahaflarnn efsane isimleri vardr, Hans Peter Kraus mesel, nadir kitap ustas. 1501 tarihli Aisopos, 1608 tarihli ilk Kral Lear ve nice el yazmas kariyeri olmutur. "Trk sahaflarn efsanesi dersen Divan Lgati't Trk'n bulunuudur. Osmanlnn son dneminde, stanbul'da yaayan, aslen Diyarbakrl olan Ali Emiri elebi adl bir kitap kurdu varm. Bir gn bir sahafta yeni gelen kitaplar kartrrken Arap alfabesi ile kaleme alnm, dili Trke bir kitap buluyor. O gne kadar grd en eski tarihli Trke kitap, 1072'de yazlm Divan Lgati't Trk. elebi nemli bir ey bulduunu anlyor, eli aya titremeye balyor. Kitabn fiyatn soruyor. Sahaf abimiz kt guruptanm, aslnda kitaba iki altn fiyat bimi ama elebi'deki heyecan grnce ayakst be altna karvermi. elebi'nin zerinde o kadar para yok. Hemen kitab dkkna brakyor, dkknn kapsn sahafn zerine kilitleyip eve kouyor, be altnla dnp kitab satn alyor. "Kitap alnacak diye aylarca eve kapanyor, kitab da kimseye gstermiyor. Olay duyuluyor. Devrin bavekili Talt Paa ile Ziya Gkalp evine gidiyorlar. Ziya Gkalp de Diyarbakrl, elebi'nin hemerisi. Rica minnet kitab alyorlar elinden bastrmak iin. Kilisli Rfat Bey yaymlyor. te bize ait bir nadir kitap efsanesi." Hikye ilginti, Raif i dinlerken bir yandan da Aysen'i dnyordu Cemil. Raif e sz etmek istedi, vazgeti. Cumartesi annelerini anlatt ksaca. "Raif abi, neden Galatasaray Lisesi'nin nnde toplanyorlar?" diye sordu.

"Bilmem, onlarn da bir taktik vereni vardr, oray uygun grmtr. Eer kendileri setilerse, muhtemelen sezgiyle, Tevfik Fikret'e yakn olsun diyedir." Cemil "Niye?" diye sordu, Raif cevaplad: "Fikret, Galatasaray'n efsanevi mdryd yzyl nce. air, retmen, 31 Martta 'Beni inemeden giremezler' diye okulun nne dikilen bir hrriyet abidesiydi. Hrriyetini kaybeden ya da olunu, Fikret'e yakn dursa ok mu?" "niversitede baz arkadalarm 'Fikret ahlaki yozlamaya yol at' derlerdi" dedi Cemil. "Tamamen yanl. Ahlakszlk, umulmadk kyafette grlmedik zarafetle kar karna, ahlak da yle. Fikret, aydnlk bir ahlakyd zetle. Fuat Kprl'y duydun mu?" "Maalesef duymadm." "Dnyaca nl edebiyat tarihisi. Ahmet Yesevi'yi, Yunus'u bize o retti. Dnya gr Fikret'inkine tam uymuyor belki ama 1918'de 'Tevfik Fikret ve Ahlak' diye bir kitap yazd Kprl." Raif kede karmakark duran kitap ynna elini daldrd. Kolu, neredeyse omzuna kadar kitaplarn iine girdi. ekip bir kitab kard. "Bak, bu kitap" dedi. "Kprl bu kitapta Fikret'i -ver. 'O, hisarn yanndaki Aiyan'da, hisara benzer bir namus ve erdem kalesiydi' der. Okuman iin verirdim ama eski yazdr." "Siz eski yaz biliyor musunuz?" "Satc sattn bilmeli."

Raif ayaa kalkt, yukardaki bir rafa uzand, bir kitap kard. "Al bu kitab" dedi. "Oku. Mukadder Yakupolu'nun, 'Varolu, Ahlak ve lm'. Bireysel ahlakn stnln anlatyor. Ona katlyorum. Toplumsal ahlak, ezbere ahlaktr, ie yaramaz. Bireysel ahlak ise yceltir toplumu. Oku, sende kalabilir." Cemil: "Saol abi." "Ha bir de gerek bir hazine var elimde. Yeni geldi. Bizim Demir Tiriti brakm dkkna ben yokken. Nere- den bulmusa. Satp parasn vereceim. Alt defter." Raftan alt tane defter indirdi Raif. Sar saman ktl, izgili okul defterleriydi bunlar. "Ahr Kapl Ayya Ahmet diye birisi yazm altsn da" diye aklad Raif. 'Yaamn Kerteriz Defterleri' diyor. Balklara balklarn yerini bildiren, nerede ne avlanacan anlatan kerteriz defterlerine benziyor bunlar da; ne zaman, nerede, ne dnmek, nasl davranmak gerektii konusunda Ayya Ahmet'in grleri. Bence deerli. Elle yazlm, dnyada tek kopya. Her birinde bir konu. Birinci defterin ad Zenginlik zerine. kinci defter, Ak zerine, ncs g, drdncs mutluluk, beincisi drstlk, altncs hret zerine. Tanesi 150, alts 800 lira." Bunlar gtr oku dememiti Raif, belli ki deerliydi. Altsna da bakt Cemil. Zenginlik, g ve ak defterleri ekici geldi. nden birini ya da n birden almak isterdi, hatta hreti de. Yalnz yannda yeterli para yoktu, veterinere vermiti. Veresiye de istemedi.

"Hangisi cazip geldi?" diye sordu Raif. "Hepsi ama daha ok zenginlik, g, ak." Raif, "Sen Cennetehir'den stanbul'a bunlar iin geldin galiba" dedi glerek. "Zenginlie, gce, aka ihtiyacn var. Herkes bunlara ihtiyac olduunu dnyor. Ama ben olsam drstl seerdim. lkemizde ve dnyada en fazla drstle ihtiya var bugn. nsanlar, drst olmadan zengin, gl, mutlu olabileceklerini zannediyorlar. Gerek zenginlik, gerek g, gerek ak, gerek mutluluk, gerek hret drstle dayanr. Hrszlk ve sava, ktlkla etir. Hz. Muhammed bak nasl zetlemi: 'Sava bir hiledir' demi. Truva nasl dt? Bir tahta at soktu dman barna, yenildi. Wellingtone Dk Waterloo Sava'ndan nce gerekenin iki kat ate yaktrp gece, ordusunu kalabalk gstermi, Napolyon'un moralini bozmu. te bir sava hilesi daha. "Atatrk, 'Milletin hayat tehlikeye girmedike sava bir cinayettir' demi. Ka tane kral, imparator dikkat etti bu incelie. Tarih boyunca krallar milletlerinin hayatnn tehlikede olduunu ileri srp komularna saldrdlar. alar boyunca gl lkeler, suda giden gemilere bindiler, sudan mazeretlerle zayf lkeleri yediler. Aisopos'tan gnmze kuzular hep tehdit olmutur kurtlara. Eti budu yerinde bir kuzu, nce korkutur kurdu, kurt her ihtimale kar yer onu. Gl ve kt kral, nce kendini kandrr, sonra milletini. ktla dayal bu tr insan halleri insanl mahvetti. te bu yzden drstlk gerekli."

"Bir byk lke, kk lkeyi kandrp yense bu tarihe uygundur bence. Byk balk kk bal yer bulduu yerde" diye karlk verdi Cemil. Raif, "Byle dnmemeli. Sen balk msn derler sonra adama. Tarihte insan insan yenmedi, sava insanl yendi. Sava en byk ahlakszlktr. Byk balk kk bal yedi diye insann bala zenmesi gerekmez. Balklarn akl ve ahlak yoktur. nsan aklndan ve ahlakndan vazgemese iyi olur. Bir de u: Balklar kendilerini gelitiremezler, insan ise kendi iradesiyle kendini gelitirebilir sessizce. Gelimek ksk ate gibi diri tutar drstl. Bak u kitap ahilikle ilgili" diyerek uzanp bir kitap ald raftan ve devam etti: "Bir gnlerin gzellii ahiliin yedi temel ilkesi vard, drstlk en nemlisi. Ancak gelime, gelitirme fikri yok bu ilkeler iinde. alma, hrsa kaplma diye ne yapmamas gerektii sylenirdi esnafa ama ne yapmas gerektii sylenmemiti, kendini gelitir denmemiti. Gelime fikri yoksa eer, nce dzen bozulur, sonra i, sonra drstlk gider." Raif arada bir eser daha ald, "Bu da Trk Sanat Mzii'nin ada kadn bestecilerinden Trkn nc'nn bir bestesi" diye aklad. Cemil bunlar daha ok dinlemeliyim diye dnd. Cemil, Raif in verdii kitapla ayrlrken, birka gn sonra paral gelip zenginlik, g, ak adl defterlerden birkan almaya niyetliydi. Raif in nerdii drstlk adl defteri almay dnmyordu. "Ben zaten drstm. Benim paraya, gce, sevgiliye ihtiyacm var" diye geirdi aklndan.

20 (yirmi) O gece Cemil Ayvaz'a Aysen'den sz etti. Aybahar'a kar sululuk hissettiini syledi. Ayvaz skntl bir yzle, "Ne suu abi" dedi. "Aybahar'la ne flrt ettin ne ailesi bir sz verdi. Tabii konuacaksn baka kzlarla. Rahip misin sen? O Ayla'nn kz arkada varsa..." "Ayla deil, Aysen." "Tamam ite, Aysen yengemin fazladan bir kz arkada varsa, onu da bana ayarlasn." 'Ya Ayvaz, bu Aysen yle kzlardan deil, ok farkl bir kz." "Abi sen Glbahar'a da farkl diyordun. Hangi kz beensen farkl oluyor." "Senin Glnaz zg de farkl deil mi aslanm?" Ayvaz yzn buruturarak, "Brak Allah akna u Glnaz'" dedi. "Gazetede grdm, birileriyle mi geziyor ne. Ofsayta dtk galiba." "nanma, mmkn deil. Barbaros Bey izin vermez byle eylere. Gezemez kimseyle." 'Yok abi, bunlar sosyetikler sonuta. yle gelenei grenei taktklar yok.'

Hafta iinde Cemil Aysen'i telefonla arad. Samimi bir konuma geti aralarnda. likilerinin ad tam konmamt ama bir arkadalk balad kesindi. Ancak bu arkadal flrte, sevgili ilikisine nasl dntreceini tam bilemiyordu Cemil. Flrt etseler, evlilie dnecek miydi? Bunu dndnde, ac verici bir kararszlk hissediyordu. Ayvaz'a dant. "Zamana brak" dedi Ayvaz. Aslnda o da bu konular fazla bilmezdi. Ertesi Cumartesi Cemil biraz zorca ikna etti Ayvaz', Sultanahmet'e gittiler. Sultanahmet Camii'ni, Ayasofya Mze'sini ve Topkap Saray'n gezdiler. Topkap'y gezerken Ayvaz birok kez "te tarih bu!" dedi. Holanmt. Tarih kitab okumazd ama tarihi severdi. Sultanahmet'ten Taksim'e yneldiler. Yolda Ayvaz, "Byk dnelim" dedi. "stanbul'da i kuralm, devlet ihalesine girelim diyoruz. Yeterince byk dnmyoruz" "Daha nasl byk olsun?" "nternet'e girip dnyaya almalyz. Nereye ne ihra edebiliriz, gerek veya hayali? Nerede nasl bir ortak bulabiliriz? Hepsi nternet'te gizli." "yle nternet'le hayali ihracat olmaz" diye kar kt Cemil. "Asl nternet'te olur. nternet sanal ortam deil mi? Hayali ihracatn kraln yaparz vallahi nternet'te." "Ayp olur, su olur."

"Bak dostum, su yksekten alaa doru akar, para da aptaldan akllya doru. Aptaln parasn akll yer bu dnyada." "yi de bak, 'su da, para da alaa doru akar' diyorsun demek ki ktlk eden akgz de alaktadr, alaktr." "Deme ya. imdi ktlar alak m oluyor benim hesaba gre." "ktlar alaktr ama yle byk bir para ynnn zerinde oturuyor ki bazs, uzaktan baknca yksekte grnyorlar." "Eski stanbul'da Sln Osman adl bir abimiz varm, dolandrclarn piri." Cemil glerek, "Senin abin" dedi. "Pirimiz Sln Osman'n yanna, kyden yeni gelmi bir Hac Aa oturuyormu tramvayda. Sln'e 'Ne i yaparsn?' demi, Sln 'Valla bu tramvay benim, onun geliri ile geiniyorum' diye cevaplam. Hac Aa bakm ki pek krl bir i, satn alvermi tramvay pein parayla. Sonra bizim pr, prrr... Acaba biz de bir sf turist bulup memleketi mi satsak?" "Satalm da sonra btn nterpol peimize dsn." "Memleketi satarsak nterpol, tramvay satarsak stanbul polisi. Hangisi daha iyi acaba?"

"Valla eer AB'ye girmisek stanbul polisini tercih ederim, girmemisek nterpol'." "aka maka, Sln Osman' rnek alp memleketi bir safa satma fikri pek cazip geldi bana. Sonra Karayipler veya Kanarya Adalar, bir elinde iki kadehi, bir elinde kzlarn beli. Samba, Rumba, aa, mr boyu emeklilik valla!" Gldler. Cemil, "Hem drst, hem zengin olmann bir yolu yok mu acaba?" dedi. "Galiba yok. Varsa bile, bu yolu bulan bilge aklamak iin ok para istiyordur. Aslnda bir dolu zengin olma yolu var ama sende cesaret yok." "Ben cesaretsiz deilim, drst olmak istiyorum yalnzca." "u srada piyasada en gzde i, Bosnal yetimlere yardm toplamak. Acayip para brakyormu." "Tvbe tvbe, bu ne i byle. Aslanm, o yetimler bymedi mi?" 'Ya kategorisine gre toplanmyor yardm, her yata yetim var. Tamam abi, ondan da vazgeelim sayende. Drst bir i sana: ay kursa gidiyorsun, NDVUGH uzman oluyorsun. Psikolog gibi bir ey bu; depresyonu, stresi, anann-nevrozunu filan hep tedavi ediyormusun." "Anann-nevrozu ne?"

"Anann piirdii yemekleri yiyemiyorsun, kusma filan oluyor galiba. imdi abi, aarz stanbul'a merkez broyu, Cennetehir'e de ubesini, paraya para demeyiz billahi." "imdi biz byle bir bro atk m, psikologlar, psikiyatristler bir ey demez mi?" diye sordu Cemil. "Diyemezler abi, zgrlk var lkemizde." "Abi neydi onun ad?" "NDVUGH - ne derdin varsa uur gitsin havaya." "Ha, imdi biz NDVUGH uzman olacaktk madem, ne diye iletme, arkeoloji okuduk?" " yok, i. Madem beni okuttuu alanda i bulamyor bana bu lke, ben de yan alana kayarm, kiisel geliime." "Ya i." "Bak sana son nerim: Ky rnleri satalm, baldan pirince, sabundan peynire doal rnler." "Nasl?" "nce ufak bir dkkn kiralayacaz, ondan sonra spermarketlerden toplayacaz yiyecekleri, ambalajlarn kartp 'ky rnleri' yazacaz. Fiyat iki kat. Doal ya." "Bunlar bo Ayvaz, biz i kurma olanaklarn aratralm." Akama Taksim'de sayfac Raif in dkknna geldiler. Cemil yaamn kerteriz defterlerinden birkan almak istiyordu. Aklnda daha ok zenginlik veya g vard. Yeterince para almt yanna.

Raif, "Ah koum, keke ayr deseydin. Alt kitaptan bei satld, bir tek drstlk kald" dedi. Cemil bir an hayal krklna urad. Demek zenginlik, g, ak, mutluluk ve hret defterleri bir hafta iinde satlmt, geriye bir tek Cemil'in zaten bende var dedii drstlk kalmt. "Bunu da ben alaym abi" dedi, satn ald. "Dier be kitaba nem verip aldlar, drstle kimse rabet etmedi" dedi Raif. "Yanldlar. nk o bei kendini getirir, drstlk ise hepsini getirir." Cemil anlamad: "Nasl yani?" "rnein, ktlkla zengin olursun ama mutsuz, gsz, sevgisiz, tannmayan birisi olabilirsin. Benzer ekilde dier bei olmadan sadece gl, sadece k, sadece mutlu, sadece nl olabilirsin." Ayvaz, "Sadece mutlu olmak hepsini kapsamyor mu?" diye sordu. "Kendinden honut bir hrsz olursun, fakir, yalnz, gsz kalabilirsin" diye yantlad Raif. "Ama drstlk farkl. Yeteri kadar drst olursan, para, g, mutluluk, ak, n gelip seni bulur." "Olabilir ama drst olup da be parasz yaayan nice insan var" diye kar kt Cemil. " tr drstlk var, doaya kar, insanlara kar, kendine kar. Bu tr drstle sahip olan, ne fakirdir

ne halinden szlanr. nsanlara kar drst olup da kendine kar drst olmayan nice kii, yaamla baramyor, yalnz ve fakir yayor. Diyojen'in hibir eyi yoktu grnrde, skender'in ise her eyi vard. Aslnda hangisi daha zengindi? Kendi tercihiyle hibir eyi olmayan belki de her eye sahiptir bu dnyada. Diyojen'in fakir bir gariban olduunu syleyebilir misin? skender mi kandryordu kendini ve herkesi, yoksa Diyojen mi? tr drstle sahip olan, ya herkesin gznde zengindir ya kendi gznde fakir deildir. Ne demek istediimi anlatabildim mi?" Cemil ile Ayvaz evet anlamnda balarn salladlar. "Emin misiniz? Her eye itiraz edenler de, her eyi kabul edenler de bir drstlk ayar yaptrmallar bence" dedi Raif. Eve geldiklerinde Cemil, Yakupolu'nun Varolu, Ahlak ve lm kitabnn yanma Ahr Kapl Ayya Ahmet'in Yaamn Kerteriz Defterleri, Drstlk zerine adl defterini koydu.

21(yirmibir) O pazartesi tuhaf bir ey oldu. Btn gn yine ciddi bir i yapmadan gemiti Gven Ticaret'te. ka yakn eflerden birisi Cemil ile Ayvaz'n yanna geldi. "Bugn biraz ge kacaksnz, fabrikann arkasndaki depoda silah talimi var" dedi. Ayvaz, "Herkes mi?" diye sordu. "Parti parti btn fabrika alacak bu eitimi. Siz ilk gruptasnz" dedi ef. lk grupta sadece iki kii vard, Ayvaz ve Cemil. O gece eve dnerken keyifleri kat iyiden iyiye, bir sr soru geldi akllarna. Ramazan'la olan ilk konumalarndan bu yana olup bitenleri gzden geirince iyiden iyiye ikillendiler. Cemil, "Parti parti btn fabrika dedi, bizden bakas yoktu, sanrm bunlar bize adam ldrtecekler" dedi. "Galiba haklsn, birileri tetiki yapmak istiyor bizi. Acaba kim?" diye sordu Ayvaz. "Satlm Bey herhalde. Rasim Baba kanalyla soktu bizi buraya. imdi birilerini vurdurtmak iin silah talimi yaptryorlar. Gven Ticaret, Satlm Beyin gizli irketlerinden birisi mutlaka. Belki Barbaros abinin bile parma vardr." Ayvaz heyecanla atlp,

'Yok deve!" dedi. "Satlm Bey girimez byle bir ie, hele Barbaros abim asla. Adam srekli admla hitap ediyor, stanbul'a gelmemle yakndan ilgilendi, mmkn deil harcamaz bizi. Bence Rasim Baba kendi bana kotaryor her eyi. Bizi ie o soktu. Silah eitimini de o verdiriyor belli." "Olabilir. Btn bunlar Rasim Baba eviriyor belki de. Abi bunlar mafya. Ne yapacaklar hi belli olmaz. ster misin, Rasim Baba Satlm Beyi ldrtmek iin bizi tetiki semi olsun?" Ayvaz yerinden frlayp, "Hi, Allah saklasn" dedi. "Bu dnyada olmadk i yok. Benimki de bir komplo teorisi ite." O gece uzun uzun konuup ay sonunda Gven Ticaret'ten ayrlmaya karar verdiler. Ayrlma kararnda Cemil'in srar ar basmt. nternet'le dnyaya alacaklard, btn olanaklar aratracaklard. Kk ya da byk bir i kuracaklard. Bu dnyada drst bir i kurmann yolu mutlaka olmalyd. O hafta Cemil Aysen'e telefon etti bulualm diye. Aysen hi vakti olmadn syledi. Atlatmyordu, samimiydi, sesi gven vericiydi. Cemil ona inand. Ertesi akam gazetede tuhaf bir zayi iln grd Ayvaz. Telala Cemil'e seslendi: "Cemil ko, Satlm abi kimliini kaybetmi!" Cemil geldi, birlikte baktlar gazeteye. 4 Aralk tarihliydi. landa "st kimliimi kaybettim. Yaknda alt kimli-

imi karacamdan, eski kimliim hkmszdr. mza, Satlm" yazyordu. Ayvaz, "Satlm abi bu, kimliini kaybetmi. Herkes aryordur imdi. Biz de arasaydk keke" dedi. "Bence iln deil bu, karikatr. Turhan Seluk izmi galiba." "Yapma yahu, karikatr m sahi?" "Satlm diye kimi kastetmiler acaba?" diye sordu Cemil. "Bizim Satlm abiyi kastediyor olmasnlar?" "Bilemezsin ki abi, Satlm ok memlekette, artk kim stne alnrsa, ona kalr ihale." "Karikatrc kimi kastetmise, o adam verir mahkemeye." "Bence veremez abi. imdi birisi kp 'Bu beni kastediyor' dedi mi satlml kabul ediyor demektir. yisi mi sesini karmayacaksn bu gibi durumlarda, alnganlk etmeyeceksin." Ayvaz: "Bence Satlm abi mahkemeye verebilir bu gazeteyi. stne alnm gibi de olmaz, doutan Satlm kendisi zaten. simden kurtaryor. Bak bir kurt dt imdi iime, bu karikatrc bizi mi kastediyor?" 'Yok sanmyorum. Laf gidecei yeri bulur." Fabrikada birka defa daha at talimine arldlar. Ancak Gven Ticaret'ten ayrlmaya kararl olduklar iin ses karmadlar.

Balangta tedirgin olmasna ramen Ayvaz at talimlerinden giderek zevk almaya balad. Cemil ise eliki iindeydi. Kendine aka itiraf etmese de silah kullanmak houna gitmeye balamt. zellikle hedefe isabet ettirdiinde seviniyordu ama ayn zamanda bir sululuk, tedirginlik de vard iinde. Son zamanlarda iinden daha fazla lades oynamaya ve ellerini daha sk ykamaya balamt. zellikle ellerini ykarken, sabunu yedi defa evirmesi gerekiyordu. Saymadan el ykayamaz olmutu. Niin? Bilmiyordu. Bir akam Ayvaz yine yeni bir fikirle geldi. Heyecanlyd: "Abi, bu mthi bir i. Devletle akrky Belediyesi arasnda mnazaal bir arazi varm. Kime ait olduu belli deil yani." "lkemizde bir orman ama kime ait olduu belli deil." "Aynen yle. te bu orman yaknda bize ait olacak. Nasl? Ramazanla konutum. nemli tandklar var. Orman krk dokuz yllna bize kiralayacaklar. Sonra bir yasal dzenleme yaplacak, orman tamamen bizim olacak. Gerekli paray Ramazan'n arkadalar verecek. nce turistik tesis diye balayacaz, sonra villa yapp satacaz. Ramazan da, dzenlemeleri yapan arkadalar da bu ii para iin yapmyorlar." "Yaa?" "Beer villa vereceiz onlara. Vefa borcu yani." "Bize vefa, onlara sefa. imdi anladm kadaryla perdenin nnde biz olacaz, perdenin arkasnda Ramazan, aalar ise yerlerde. Onca aa kesilecek." "Abi, biz kesmesek nasl olsa bakalar kesecek."

"Raif abiden aldm kitaplar daha okumadm. Ama bence, bakasnn zaten yapaca bir ahlakszl, sen ondan nce davranp yapabilecekken, yapmamay tercih etmek drstlk olsa gerek." "Abi sen o iki kitab okuma. Okursan kafan iyice karacak, ahlakn bozulacak." "Naslsa kesecek aalar birisi, biz keselim bari demek, naslsa bir tetiki bulacaklar, o halde biz olalm da para yabancya gitmesin demek gibi bir ey. Bir ie karar verdi mi insan, uygun iyi bir aklama buluyor arkadan." Ayvaz: "Aslnda haklsn. Bir ie karar verdi mi insan bir aklama buluyor arkadan. Ben de yle yaptm galiba hi farknda olmadan. Neyse, sonuta bizim orman ii de yatt bylece." "Drstlk dzgn tutar ormanlar. kt hem insanlar elmeler hem aalar." O gece Cemil Demir'le Cennetehir'deki bir konumalarn hatrlad, yer yer, silike, belki birazn da ondan rendii kadaryla kendisi ilve etti. yle demiti Demir: "Bir yerde okudum, ocuklar ayn masal kitabn elli kez okuturlarm ana babalarna. Bu davranlarnn sebebi dnyann tutarl, gvenilir bir yer olduunu grme istei imi. Bilgilerin akamdan sabaha deimediini grmek iin, belki de anne babalarnn yalan sylemediini grmek iin, ezberledikleri halde ayn kitab tekrar tekrar okuturlarm. O halde biz ocua yalan sylediimiz zaman 'Bu

dnya gvenilir bir yer deil' mesajn vermi oluyoruz. Gvenmeyeceksin, babana gvenmeyeceksin, annene, komulara, 'Bu mala zam yok' diyen, 'Devalasyon yok' diyen yetkililere gvenmeyeceksin, Trk Liras'na gvenmeyeceksin, dviz alacaksn, hatta bankaya da gvenmeyeceksin, dvizini evinde saklayacaksn. Bu kadar gvenilmez ortam, kt yaratr, gemisini yrten kaptan retir. "ocuklara sylenen kk beyaz yalanlar yzyllar boyunca birikir, nce gri, sonra kapkara bir renk alr, bilgi kirlilii toplumun gemiini ve geleceini karartr. Bu yaa geldik yeni duyuyoruz, meer Hezarfen gerekte umam, Fatih gemilerini karadan yrtmemi, Osmanlnn Kay soyundan olduuna dair kant yokmu, Atatrk dokuzu be gee lmemi, tren rahat yaplabilsin diye Bayar saati ileri alm, Hz. Isa armha gerilmemi, onun kutsal kefeni diye sunulan eyi Leonardo Usta yapm, Marie Antoinette 'Pasta yesinler' dememi ve Topkap'daki Kutsal Emanetler gerek olmayabilirmi. Bunlarn bazs doru, bazs yanl belki; yanlsa, milletin kafasn kartrmak niye? Belki de bunlarn hepsi masum bir kadna atlan iftira kadar kara deil. Komunun namusuna ynelik kk masum bir yalan, mahvedici bir katrana dnebilir her zaman. Sonra tutup ldryorlar kz. Ulan senin her tarafn riya, kza kzmak reva m? Herkes, her zaman, herkese yalan syledi, sonra fatura bir kadncaza kesildi. ki yzl aile meclisleri tek celsede karar verdi." O gece Cemil ryasnda kanat takp Galata Kulesi'den skdar'a doru utuunu grd. Umak gzeldi.

22 (yirmiiki) dn ekmek almak iin bakkala urad Cemil, elinde ekmekle parasn demek iin bekliyordu. Bakkal, "Beyim, benimki bayat, kedeki bakkaldan al istersen, ona yeni geldi" dedi. Cemil, "Saol, bu olsun" dedi. Bakkaln davran Cemil'i artt. Cennetehir'de byle davranan esnaf oktu. Orada insanlar komularn kazklamak istemezlerdi. stanbul'da ise kimse kimsenin komusu olmad iin, mahallenin bakkal kendini mahalleli saymad iin, bu tr samimi ve drst davranlar gremezdiniz. En azndan Cemil grlmeyeceini dnyordu. Ertesi gn ayaklar Raif in dkknna gtrd Cemil'i-Ar ar yrmekteydi. Kerteriz Defterini okumadm, o felsefe kitabn da, sorarsa ayp olacak diye dnyordu ki birden bir lk duydu. Bir kadn "mdaat!" diye baryordu, antasna yapmt. Adam btn gcyle ekti

antay, kadn yzkoyun yere dt, adam koarak uzaklat. Kadn anlalmaz bir eyler syleyerek canhra lklar atyordu. nsanlar kadna doru kotular, kimse hrszn peinden komad. Cemil donup kalmt. Sonra bir sre insanlar fark etmeden yrd. Birka defa czdann yoklad. Buras stanbul'du. Bir ara bir dondurmacnn nnden geiyordu. Drt yalarnda bir olan annesinin elinden ekitirerek, "Dondurma al bana" diye bard. "O dondurmalar satlk deil" diye karlk verdi annesi. Dondurmac ellerini tezgha dayam onlara bakyordu. Kadn dondurmacya, "Amcas, bu dondurma satlk deil, deil mi?" dedi. Dondurmac isteksiz ama tayin edilmi bir sesle, 'Yok satlk deil" diye karlk verdi. Dondurmac ieri girdi. Kadn gitti, ocuk gitti, Cemil gitti, herkes gitti. Geride bir soru iareti kald. Raif in yanna vardnda hava iyice kararmt. Yine dosta karlad Raif. Cemil az nceki iki olay, gaspeden adam ile dondurma almayan anneyi anlatt. "ki olay birbiriyle ilgisiz ama ilgimi ekti Raif abi" dedi. "ki olay ilgisiz gibi gzkyor ama aslnda birbiriyle ok ilgili. Benzer" diye karlk verdi Raif.

"Nasl?" "Biri antay gasbetti, dieri dondurmay gasbetti. Ve ikisi de drst deil. antay alan da drst deil, dondurmay almayan da. Tek fark, ikincisi kandrk, birincisi ise zorba." "antay alan, zorba ve saldrgand ama anne bu kadar kt deil bence." "Bence birbirinden farksz ikisi de. antay gaspeden aka zorbayd. Dondurmay almamak iin yalan syleyen anne ise gizlice zorbalk etti." "Peki anne ne yapmalyd?" "Anne, kural koymalyd. rnein gnde bir dondurma. Kurall, gereki bir dnya oluturamayan, yalan syleyip gerekd bir dnya sunar ocuuna. ocuklar masallardaki gerekd dnyalar hazmedebilirler. Ama gerek dnyaya serpitirilmi, gerek olmayan, yalanl kk dnyalar hazmetmekte glk ekerler. Politikaclar yalan sylyor diye kzyor nicesi. ocuklara yalan sylemeyi alkanlk haline getirmi toplumlarda, politikaclar da yalan syler ounlukla. Gkten dmezler nk, bir ailede yetiirler sonuta." Cemil: "Politikaclar yalan sylememeli. Ellerinde ay bardayla televizyona kp bunda radyasyon yok diye, veya size iki anahtar vereceiz diye yalan sylememeli." "Niye? ocuklara kk beyaz yalanlar sylemeyi doal sayyoruz millete. Politikacya da sylendi kkken.

O da bydnde alp eline bir bardak ay syleyiveriyor yalan ocuklarna. 'Baba' demiyor muyuz onlara Hem her ey greceli." "Doru" dedi Cemil. "Sabahlan babamn ie gitmesini istemezdim. O da zmemek iin beni, bir sakz alp geleceim derdi. Ama hi sakz getirmedi. imdi, bin sakzl yalan m daha kk bir ey, yoksa bir bardaktaki yalan m? Greceli." " ocuklara kk beyaz yalanlar sylenebilir diyor insanlar. Kendilerini aldatyorlar. Yani, ben kk beyaz yalana taraftarm da, byk siyah yalana karym anlam var bu cmlede. yi de, bir ocua byk bir kara yalan ne olabilir ki? 'Yavrum bana yz milyar bor ver, hemen derim' mi diyeceksin. Yz milyar yoktur sonuta. ocua byk kara yalan syleyemezsin. Zdd olmayan sfatn kendisi de yoktur. ocuklara kk beyaz yalan syleyebilirim demek, kendini kandrmaktr aslnda." "Demir abim olsa, bu da seninkine benzer bir ladesilik derdi" dedi Cemil. Raif anlamad. Cemil ladese olan ilgisin', kendisine ladesi dendiini anlatt, sonra, "Baz filmlerde gryorum, batllar ocuklarna hi yalan sylemiyorlar, onlar adam yerine koyuyorlar" dedi. Raif: "Bence mikro yalan yok Bat'da ama makro var. Biz de maallah, hem mikro hem makro. Bu alanda ilerdeyiz onlardan."

"Makro yalan nasl oluyor abi Bat'da?" "kardklar gazeteleri, dergileri oku, daha da iyisi evirdikleri filmleri izle, grrsn. Dnyay ilgilendiren bir yalanlan, hatalar varsa, yllar sonra bile olsa filmini evirip 'pardon yanlmz' diyorlar. Bylece hem yce gnlllk sergiliyorlar, hem gecikmeli drstlk gsteriyorlar, hem de bunun filmini dnyaya satp para kazanyorlar. Muhteemden de te, devasa, global bir lades oynuyorlar." "Ladesilik belki de doal. Doada yalan var m abi?" "Bilmem. Belki. Tut ki var. Ancak doaya evleri, arabalar, elbiseleri katan insan, bu konuda da bir eyler katmal, ahlakl, drst olmal. Doada ahlak ve ahlaksz yok belki ama doaya u kitaplar ekleyen insan, ahlak da eklemeli. Bir adan baknca hayvanlar da yalan sylyor galiba. Senin hesaba gre ladesilik var doada." "Sahi mi?" "Bukalemun, bir tr yalanc. Ya da tarlakuu mesel, tilki peine taklsa da yuvasn bulamasn diye, sakat taklidi yapp de kalka kaar, tilkiyi yuvasndan yeteri kadar uzaklatrdnda pr diye uup gidermi havada. Asl ar-kuu ktdr, ladesidir. Alnmyorsun, deil mi?" "Yok abi, adm ladesi ama ben drstm. Lades dnda kandrmam kimseyi." "imdi bu arkular avlanrken bir tane gzc brakrlarm. Gzcnn grevi avlanmadan g gzetlemek, atmaca geldiinde zel bir ses, sinyal karp tehlikeyi

haber vermekmi. Fakat bazen gzcler, havada gzel bir bcek grdklerinde grevlerini unutup yanl alarm, sahte atmaca sinyali verirlermi. teki arkular sinyale kanp saklandklarnda, bizim gzc frlayp yakalarm bcei havada. Ancak gzc kular bu ii sk sk yapmazlar, iin ccm karmazlarm." "Abi, bu sahte atmaca sinyali, evrimleip gnmze gelmi. Borsada sahte atmaca sinyalleri yayyor kimileri. Hani bir zamanlar vadeliye ok yksek faiz veren bir banka batyor diye sylenti kmt basnda. O da gece yarlarna kadar ubelerini ak tutmutu. Annemin de paras vard. Herkes gibi o da koup 'Bari ana paray kurtaraym' diye bir yllk vadeyi bozmutu. Banka durmadan 'Biz batmyoruz' dedi ama kimse inanmad ve banka batmad; bilakis ykseldi, bir yllk faizden vazgetii iin mterileri. Batyor sylentisini kendi karmt belli ki. Yani belki." "Neden olmasn" dedi Raif. "Drstlk art m abi?" 'Yahu, ne bileyim, belki de art deil. Belki de drstlk bir lkstr." 'Yani?" "Drstlk bir lkstr galiba. Bir hobidir. Bireysel bir eydir, sahip olan zenginletirir." "Nasl?" "Belki de yle demeli. Ahlak, ahlakszlk etme gc olup da etmeyenler iin bir lkstr, pahal bir hobidir,

ama ahlakszla gc olmayanlar iin sradan bir davrantr. imdi bak, sade bir vatandan bebeinin altn deitirmesi veya bir omlet yapmas basit bir itir. Ama bir kralienin mrebbiyelerin bakt bebeinin altn arada bir heves edip deitirmesi veya on ylda bir mutfaa inip omlet piirmesi, adamlar tarafndan yllarca anlatlan ender, lks bir eydir. Ahlak da byle. Tarihte veya gnmzde bir devlet, bir kral dn. Bu devlet ekonomik ve askeri bakmdan ok gl iken, bir zayf lkeye saldrp onu igal edebilecekken, sadece insan-ahlak gerekelerle bunu yapmazsa, ite bu ahlaktr ve saldrmann getirecei kazantan daha pahal, lks bir eydir. Bu lkse herkes sahip olamaz. Glyken saldrmama, alabilecekken almama lksne herkes sahip olamaz." O gece Raif birok ey daha anlatt. O da Demir gibi konumay seviyordu. Konuurken sanki karsndakine bir eyler retmeye alr gibi gzkyordu Raif. Ama aslnda kendi iindeki acy dindirmek iin konuuyordu. ktln kol gezdii, ahlakszln meydan bo bulduu bir ortamda, sabah plerinin alml iinde, kendi iini tiksindirici dncelerden temizlemek iin konuuyordu aslnda. Akan sularn pislikleri temizlemesi gibi, Demir'le Raif de srekli konuuyorlard. "Derler ki" dedi Raif, "ok byk bir komutan bir kaleyi kuatm eskiden. Kale halk, 'Kan dkmezsen teslim oluruz' demi. Komutan kan dkmeyeceine sz vermi.

Kaplar alm, ehir teslim olmu. Ertesi gn byk kuyular kazdrm komutan ve diri diri gmdrm gazileri. Bylece szn tutmu, kan dkmemi. imdi bu ne? Ladesilik saylr senin tabirince. Komutana sorsan 'Kk, beyaz bir yalan syledim, kendi askerimi krlmaktan kurtardm' der kendince." "Demin ocuuna dondurma satlk deil diyen anne gibi, annesi de o komutana kk beyaz yalanlar sylemitir belki" dedi Cemil. "Televizyonda, radyasyonlu ay imekle insanlar topraa gmmek farkl olmasa gerek. Zorbalk bazen gasp kyafetiyle gezer, bazen ktlk" dedi Raif. "Kktm, bir yetkili u mala zam yok dedi mi babam hemen ondan alalm, zam gelecek derdi. 'Alma baba, bak radyo syledi, zam gelmeyecek' diye kar kardm. Babam 'Evladm, o ara namesi, zam gelecek' diye karlk verirdi. Alrdk, iki gn sonra zam gelirdi. Sonra ne zaman bir bakan, babakan 'Devalasyon yok' dese devalasyon gelir gn iinde. Okulda bir dev yapmtk gazete arivlerini tarayp, ne yazk ki byle." 'Yalan, bukalemun gibidir, her kyafete brnr. Sana tarihten ikinci bir komutan. Osmanldan sadrazam Ozdemirolu Osman Paa Tebriz'i kuatr. Halk, 'Kan dkmezsen ve yamalamazsan ehri sana teslim ederiz' der. Osman Paa 'Sz veriyorum, kan dkme yok, yama yok' gvencesi verir. Halk ehrin kaplarn aar. Asker ehre girer. Kan dkme ve yamalama olmaz, ancak asker a ve periandr, yenierinin maa verilememitir,

nk hazine bir haftalk yolda, geridedir, ulamas bir hafta srecektir. Hazine ulaana kadar askeri disiplin altnda tutmak zor olacaktr. zdemirolu Osman Paa bir ey akl eder. Kk deri paralarna mhrn bastrp maa yerine askere datr. Bir tr ek gibi. rtkanlar karp halka 'Ellerinde mhrm olan derileri getirenlere istedikleri yiyecekleri, giyecekleri satn, hazine geldiinde bu deriler para ile deitirilecek' dedirtir. Esnaf vezirin szne gvenip zerinde mhr bulunan derileri getirenlere maln satar. Bir sre sonra hazine gelir, adrlar kurulur, rtkanlar ehre dalp derilerin parayla deitirilebileceini bildirir. Esnaf ellerindekini gtrp parayla deitirir. Baz derilerse geri gelmez, nk esnaf bu olay ilgin bulmu, birka tanesini saklamak istemitir. Arta kalan paray vezir cebine atabilecekken atmaz, hazineye irat kaydeder. Olay biter. Osmanlda ok yiyici, rveti vezir vard ama bu Osman Paa gibi, Plevne kahraman Osman Paa gibi drstler de oldu." Raif Cemil'in koluna hafife dokunup, "imdi ben Osman Paa'y anlatrken, sen srekli, dur bakalm, halka nasl kazk atacak bu vezir diye dndn. Doru mu?" diye sordu. Cemil glmseyerek, "Aynen yle" dedi. "Ama atmad. Hikyenin sonunda szn tuttuunu grmek houna gitti mi?" "Evet, ok ho geldi."

"te drstlk tadna varanlar iin ho bir eydir. Osmanlda ok yiyici, hortumcu vezir, sadrazam vard, kimisi yapt her tayinden rvet alrd. En gl, en kanun dnemde, Kanun'nin dneminde Fuzul 'Selm verdim, rvet deildir diye almadlar" dedi. Bak, eskiden kalma bir halk hikyesi vardr Anadolu'da: Bir vali paa tayin edilmi douya, soyup soana evirmi halk. Eraf hazrlanm, stanbul'a gidip ikyet etmek iin padiaha. Vali bunu duymu, eraf konann gizli blmesine gtrp bir sandk gstermi. Sandkta altn, gm varm, silme dolmasna drt parmak kalm. Vali erafa 'Bakn' demi. 'Ben buraya geldiimde bu sandk botu, u an dolmasna drt parmak var. Eer siz beni padiaha ikyet ederseniz, padiah da grevden alrsa, yerime yeni bir vali gelir. Fakat dikkat edin, bo sandkla gelir, o sand yeniden doldurmanz gerekir. Benim sandn dolmasna drt parmak var, silme dolunca Vallahi drst olacam. Varn siz karar verin.' Eraf dnm, yeni bir sand sfrdan doldurmak yerine, u drt parma dolduralm, daha krl demiler. Ah benim zavall halkm! Bu ykde ne var? Vurgunculuu kabullenme, kanksama var, burada kanayan bir yara, kabuk tutmayan bir kanser var. zdemirolu Osman Paa, sandksz bir vezirmi anlalan. Sen onu sevdin." "Raif abi, Osmanlnn rvet ve soygun illeti Cumhuriyet'te bitti mi?" "Bitmedi. Cumhuriyet drstlktr ama cumhuriyetin tccarlar, memurlar yeterince drst m? Eer drst ise ne diye gmbr gmbr sesler gelir bunca yldr

gmrklerden? Bir vatanda Atatrk'n karsna geip samimiyetle 'Paam be, memurlarn ok hrsz' demi. Atatrk de ayn samimiyetle 'Biliyorum ocuk, ama bu hrsz memurlarla da olsa yine de sizi kalkndracam" demi. Vay be, ben bu sze alarm imdi!" "Peki ne yapmak gerekli?" "Bireyler, beyler, yneticiler, gller drst olmal. Drstlk lks bir eydir, birer birer kiiler, bu lksn tadna varmal." "yi de drstlk, gllerin ayrcal olmamal. Halk da drst olmal." "Olmal. Benim demek istediim toplumsal ahlak ie yaramaz. Rutin ve baskcdr. Ahlak bireysel olmaldr. Bireyin ahlakl olmas da bazen fedakrlk gerektirir, o yzden lkstr. Sana verdiim Yakupolu'nun kitabn okudun mu?" Cemil hafife irkilip, "Okumak zeriyim abi" dedi. "nsan kitap okurken yaar. Yaarken okumal. Aslnda btn bir yaam bir kitaba benzer bazen. Yaam da bir kitap gibi toptan alrsn eline ve bir gn toptan brakrsn ama onu sayfa sayfa okuyabilirsin. Ve hibir kitabn seni kandrmasn, sana yalan sylemesini istemezsin." Cemil, sebebini anlayamad bir hzn duydu iinde. O gece Cemil Yaamn Kerteriz Defterleri'nden Drstlk zerine'yi okumaya balad.

LADES III BLM Yaamn Kerteriz Defteri Drstlk zerine

23 (yirmi) Yaamn Kerteriz Defteri - Drstlk zerine adl izgili, sar ktl defteri Cemil o gece okumaya balad. Bir sayfa okudu, uykusu geldi. "El yazs insann uykusunu getiriyor" diye dnd. Aslnda bu dnce de bir ladesilikti, fark etmedi. Ertesi gn Aysen'i arad. Aysen bir kafenin adresini verdi, oraya gelmesini syledi. Cemil gn boyu heyecanland, Aysen'e almaya kararlyd. Aybahar'dan da vazgememiti ama Aysen'le birlikte olmak, onunla kmak istiyordu. kmak istiyordu, ancak bunu nasl yapacan, dostluu kmaya hangi cmlelerle evireceini bilemiyordu, iindeki sululuk duygusunu ne yapacan da bilemiyordu. Cemil kkken abisiyle birlikte annesinin saklad misafir ikolatalarn gizlice yerdi. Bu, masann zerindeki ikolatay yemekten farkl bir heyecan, gizli bir baarma duygusu verirdi. Belki de gizlice planlayp birisini ladeslemek gibi bir eydi. Cemil, Aysen'i dndke, aka fark etmese de benzeri bir heyecan duyuyordu. Aysen'le kma fikri, gn nda, apak ama gizlenmesi gereken bir zaferdi onun iin.

Niindi, anlamad ama o gn Cemil'in can gn boyu ikolata istedi. Akam bulutular, Cemil Aysen'in yalnz olacan dnmt. Yanlmt, yannda arkada vard. Grubu grnce Cemil, hem bozuldu hem rahatlad. Ba baa olamayacaz, alamayacam diye bozuldu, alma zahmetinden kurtulduu iin de sevindi. Aysen'in yanndakiler okul arkadalaryd, Necla, Ayla ve Semih. Cemil zaten kaskatyd, kalabal grnce kat tesi oldu. Hakkmda ne dnrler, Aysen'le ilikimize ne derler diye gergindi. Rahat gzkmeye alt. Rahat gzkmeye altka daha da gerildi. ektikleri gezi fotoraflarn gsteriyorlard birbirlerine. Masann zerinde bir dizi fotoraf birikmiti. Uzak lkelerin, uzak ehirlerin insanlar, masadaki be kiiye ve birbirlerine yakn duruyorlard masann zerinde. O akam Aysen'in arkadalar da hem sandalyeleriyle hem davranlaryla yakn durdular Cemil'e. Fotoraftaki yzler doald, onlar ekenler de. Cemil giderek rahatlad, bir ara, "ok gzel resimler bunlar" dedi. Ayla, allm bir hatay kanksam bir tavrla ve hafif bir ses tonuyla dzelterek, "Fotoraf' dedi. Yz eletirici deildi. Bundan sonra Cemil fotoraf demeye zen gsterdi.

Necla'yla Semih Madagaskar'a, Aysen ile Ayla Kuzey Avrupa'ya gitmilerdi. Masann zerinde okyanus vard, fiyortlar vard. Necla torbasndaki her eyi karp masann zerine koymutu, kardklar arasnda Kerem Dlarslan'n ince bir masal kitab da vard, 'Yeenime aldm" dedi. Ayla "Ahmet Altan'n yeni kan kitabn okudunuz mu, En Uzun Geceyi" diye sordu. "Nefis!" "Ukal bir adam o Ahmet Altan" diye karlk verdi Semih. "Neyini okudun?" diye sordu Ayla. "Hibir eyini." "Ukal olduunu nasl anladn?" diye sordu Necla, Semih: "Fotoraflarndan belli oluyor, ukal bakyor." "Grnt avcl yerine imdi de karakter avclna m baladn?" dedi Aysen. Ayla: 'Yer yer Dostoyevski'yi gemi bence." Semih: 'Yok deve!" Ayla: "Bence Dostoyevski insan anlatr, bu, insann iinden anlatyor."

Semih: "Btn yazarlar, kendi ilerindekini anlatrlar." Ayla: "Dnya grne katlmyorum Ahmet Altan'n ama dnyay grme ve gsterme ekli heyecan verici." Necla: "Kimi yazarlarmz bozuk cmleli ve tmn okuyorum romann, bakyorum hibir ey kalmam iimde. Sonra nasl oluyorsa oluyor, dnya lem bunun peinde." (Yazarn Notu: Bu lafa nice yazar gibi ben de bozuldum. Kimi kastediyor bu ocuk acaba? Ad Necla, niyeti mehul. Bir de yer veriyoruz bunlara sayfalarmzda.) Semih: "Ee, niye okuyorsun?" Necla: "Bu kadar nl, mutlaka bir ey vardr iinde diye." Semih: "nlyse bir nedeni vardr, tamamen de bouna nl olmaz kimse." Ayla: "Televizyonlardaki sper kaynanalarn, daha evlenmeden kavga eden gelinlerin damatlarn nl olmasna da amamal o zaman." Necla: "Ben Aye Kulin'i beeniyorum, inanlmaz kltrl ve alkan bir insan."

Semih: "Benim favorim Atilla lhan." (Yazarn notu: Benden sz ettikleri yok, okumuyorlar anlalan.) Gruptan ayrldnda Cemil kendini iyi hissediyordu. ok fazla konumamt ama Aysen'in arkadalaryla kaynam saylrd. Aslnda yeni tant kiilerle abuk dostluk kurmaya alk deildi. Eve dndnde bulumadan buruk bir tat kalmt iinde. Aysen tarafndan kabul edildiini ama bunun snrl bir kabul olduunu, Aysen'in bulumaya bakalarn da ararak ona "seninle sevgili deil, dost olmak istiyorum" mesajn verdiini dnd. Adeta Aysen'in evine davet edilmi, ancak salona alnmam, bahede arlanmt. Cemil o gece huzursuz uyudu. Blk prk ryalar grd. Zengin ve nl olmaya abalyordu ama olmuyordu. ok sisli bir tepenin altnda insanlar vard, tepeye ise paralar salmt. Sis yznden insanlar Cemil'i gremiyorlard. Cemil onlar gryordu fakat ayaklarnn altndaki sis ylesine youndu ki, paralar toplayamad. Sabah skntl uyand. O hafta sonu Cennetehir'den Demir geldi. Arada, mevsimin orta yerinde, muayenehanesinin kapsna 'Tatildeyim' yazp birka haftalna stanbul'a giderdi. Cemil ok sevindi. stanbul'a yerletiklerinden beri grmemilerdi.

Cemil'in aabeyi hsan, Demir'i, Cemil'i ve Ayvaz' yemee gtrd o akam. hsan'la Demir uzun uzun ocukluklarndan sz ettiler, yaptklar tel arabalar, kzlarn oyunlarn nasl bozmaya altklarn anlattlar. kisinin de birer yeni sevgilisi vard, onlardan sz ettiler, fazlaca derinlemeden, gyaben tantrdlar birbirlerine. Demir'in sevgilisi retmendi, bir haftalna memleketine gidince o da stanbul'a gelmiti. Cemil bir ara, sayfac Raif ten, Yaamn Kerteriz Defterinden sz etti, hsan ilgilendi, Demir duymam gibi davrand. Sonra Ayvaz'la Gven Ticaret'teki gvensizliklerini dile getirdiler, hsan endieyle dinleyip, "Onlar sizi tetiki yapacaklar. Tetiki olmaya raz olmazsanz birilerini ldrtp stnze atarlar. Hemen ayrln oradan. Kim bilir, belki de Barbaros zg' ldrecekler, hi belli olmaz" dedi. Demir de ayn grteydi, hsan', "Sen bunlar ok bo brakyorsun, balarna bir i gelecek" diye uyard. Uzun uzun konutular o gece. Ayvaz ve Cemil yine zengin olma, nl olma hayallerinden sz ettiler. hsan, "Siz hep 'bir ey' olmak istiyorsunuz. Bir ey yapmak istemiyorsunuz" dedi, Demir kafasn sallad. Cemil: "Hayr abi, gerekten bir eyler yapmak istiyoruz" dedikten sonra Ayvaz' iaret ederek. "Bu bazen hayali ihracat, orman katliam filan neriyor ama ounlukla drst bir

i kurmak istiyoruz. Hatta nternet'ten dnyaya almaya, oralarda bir eyler yapmaya bile alyoruz." hsan: "yi de yavrum, btn bunlar bir eyler olmak, zengin olmak iin yapyorsunuz. Hedefiniz zenginlik, size zenginlik getirecek herhangi bir ii yapmaya hazrsnz. Sevdiiniz ii yapmak iin deil, hedefinize ulamak iin urayorsunuz. 'Yapmak' iin deil, 'olmak' iin urayorsunuz. Yeteneine uygun olan, sevdii ii yapan, hem nl olur hem zengin. Oluna kz aramaya km annelere benziyorsunuz." Cemil'le Ayvaz bu anne benzetmesine gldler, biraz da rahatsz oldular. Glmeleri daha ok rahatszlklarn bastrmak iindi. "Amalar oullarna belli bir kz istemek deildir" diye srdrd hsan, "Bir kz bulmaktr. Nice lise rencisi de yle. Snavda umduklarnn zerinde bir puan alnca, ziyan olmasn diye o gne kadar hi dnmedikleri blmlere giriyorlar, puan ziyan olmuyor ama kendileri ziyan oluyorlar. Onlar da sizin gibi, istediklerini yapmak iin deil, zengin ve itibarl olmak iin byle yapyorlar. evreyi ve kendini kandrmaktr bu. Potansiyellerini ziyan ediyorlar, yanl bir yaam biimiyle balyorlar hayata." "Abi haklsn galiba ne istediimizi bilmiyoruz" dedi Ayvaz. "Baknp duruyoruz srekli. Ne kimse gryor bizi ne biz bir av buluyoruz." "Maalesef yle. Sen bir kartvizit gndermitin bana, saklyorum" diyerek czdanndan bir kart kard Demir:

"Bak Ayvaz'm ne yazyor kartnda: 'Ayvaz Akgz - Serbest Meslek.' Ne demek imdi bu serbest meslek? 'Ne i olsa yaparm abi' demek. Senin iin yok mu aslanm? niversite mezunusun sen. Cemil senin kartn nasl?" "Ayn abi." Cemil de, Ayvaz da zlmt, kendilerini mahcup ve aptal hissetiler. 'Yahu ocuklar, biraz ileri gittik galiba. Kusura bakmayn" dedi Demir. Ayvaz: "Estafurullah abi, asl biz ileri gittik. Haddimizi atk." hsan: "Belki de amadnz haddinizi. Haddinize, hududunuza, ne bileyim kapasitenize ulaamadnz. Daha iyisini yapabilecekken bu dnyada bir eyler yapabilecekken, yalnzca bir amala snrladnz kendinizi. Yapabilecekleri ilere odaklananlar, ufuklarn tesine ularlar. Yalnzca amalarna, rnein paraya, ne odaklananlar, kendilerine srekli bir ufuk arayp dururlar." "Ama sahibi olmak kt m abi?" diye sordu Cemil. "Dardan kaynaklanan amalar ktdr" diye yantlad hsan. "Zengin olmak gibi. Senin iinden gelen, yeteneinden, bilginden kaynaklanan amalar ise iyidir.

Dardan gelen amalar sana verilenlerdir. Senin rettiin amalar ise kendine ve dnyaya hediyendir." Demir hsan'da kald o gece, Cemil'le Ayvaz evlerine dndler. Cemil uzun sre uyuyamad, aabeyinin ve Demir'in syledikleri dnd uzun sre. Zengin olma, nl olma konusunda bu konumadan nasl yararlanabileceklerini dnd, bilemedi. Uykusu kamt, Yaamn Kerteriz Defterini ald, birka satr okudu, uykusu geldi, uyudu. Az sonra sabah olacakt. Hafta ba yepyeni bir srpriz bekliyordu onlar.

24 (yirmidrt) Pazartesi Gven Ticaret'e gitmek iin yola ktlar. Ayvaz otobste ge kalacaz diye telalanyordu. e geldiklerinde anladlar ki ge kalmamlard, erken de gelmemilerdi. Tam zaman da deildi. Gven Ticaret'le aralarndaki zamanlama sona ermiti. ten atlmlard. Kapdaki gvenlik grevlisi birka kt tututurdu ellerine, "Abi, muhasebe sizin knz vermi" dedi. Gvenlik grevlisinin yznde bu durumdan utanma ifadesinin yan sra eer kapy zorlayacak olurlarsa brakmamaya kararl bir ifade daha vard. Ayvaz grevliye diklenir gibi oldu. Cemil utandn hissetti, bu durumu gren birileri var m diye etrafa bakmak istedi ama gz gze gelirlerse daha ok utanacan fark ederek nne bakt. Kapdan ayrlrken hafif bir sesle, "Biz zaten ayrlacaktk" dedi. Kimse duymad ama bunu sylemek Cemil'i rahatlatmt. Yerinde ve zamannda oynanan bir lades, ncelikle kiiyi rahatlatr bazen. Durakta beklerken hi konumadlar. Otobste Ayvaz Gven Ticaret'e, Rasim Baba'ya svp saymaya balad. "Ama skntl zamanmzda ka ay bize arka kt bunlar. Buna da kr" dedi Cemil.

Aslnda ikisi de iten ayrlmak istiyordu ama atlm olmak gururlarna dokunmutu. Ayr ayr "keke birka gn nce ayrlm olsaydk" diye dndler. Cemil, "Vazgeelim istersen, eve dnelim. Bu byle olmayacak" dedi. Ayvaz kararl bir ses tonuyla, "Vazgemeyiz. Bir defa geldik buraya. Ya n ya para!" dedi. Onun tavr Cemil'e de g verdi, eve dnelim dedii iin rahatsz oldu. imdi yeniden i arayacaklard. Daha da nemlisi, bilmedikleri bir tehlike kapdayd. iki gn nce Satlm Bey Rasim Babay yanma artmt. "Artk u Kaplan kpei iin bir tarih belirlesek Rasim, hani ne diyorlar ona, detli bir ey vard" dedi. "Vallahi hatrlayamadm Beyim, benim sekretere bir soraym istersen." 'Yok yok, nemli deil" dedi Satlm Bey. "Ha, geldi aklma; ded layn (dead line) belirleyelim." Rasim Baba: "Evet beyim, ded layn'sz olmaz. Gnn, saatini belirleyelim de, anasn sattmn Kaplan' grsn gnn. Anam avradm olsun eer vurdurmazsam onu." Satlm Beyin surat asld. Satma kelimesini kendi ad dnda duymaktan, zellikle anasn satma deyimini iitmekten rahatsz olurdu. Rasim Baba krd potu anlad.

'Yani lafn gelii" dedi. Satlm Bey nemli deil anlamnda ban hafife sallad. Rasim Baba devam etti: "Ben plan biraz deitirsek diyorum." "Nasl olacak?" "imdi, o iki olan var ya, Ayvaz'la Cemil, onlar vurmayacak. Ama suikastta onlarn silah taliminde kullandklar silahlar bizim ocuklar kullanacak. zerinde parmak izleri var, cinayet zerlerine kalacak." "Hangi silahlar kulland onlar?" "Gven Ticaret'te bir punduna getirip silah talimi yaptrdm onlara. O silahlar ite." "Aferin sana Rasim, iyi dnmsn. Plann iyiye benziyor, bir de ilerse." "Valla hi yolu yok Beyim, ileteceiz. Bizim ocuklar vuracak, i bunlarn zerine kalacak. Grnr bir zanl oldu mu bizimkileri kurcalamaz kimse." "Bu i garantili mi Rasim?" "Garantili Beyim." "Sigortas var m?" "Var, benim." "Benim sigortam attrmadan yap da, nasl yaparsan yap." "Emrin olur, Satlm Beyim."

"Neydi adlar?" "Ayvaz ve Cemil." "Ha ha, ite onlar suikast mahalline nasl gtreceksin?" "Bunlar i kurmaya pek merakllar, ayarladnz birisi sizinle i yapmak istiyoruz diye randevu verecek bunlara o gn o yerde. zerlerine kalacak su. 'Geiyorduk uradk, i grmesine geldik' yutmaz hi kimse. imdi nce bunlar Gven Ticaret'ten attraym ki bizimle irtibatlar iyice kaybolsun." ite bu konumadan iki gn sonra iten atlmt Cemil ile Ayvaz. Drt gn sonra ise inanlmaz bir tesadf eseri olsa gerek, televizyonda J.F.Kennedy adl bir film izlediler. Filmde bakan Kennedy'nin ldrlmesinde Oswald'n dzmece katil olduu anlatlyordu. O gece ryasnda Ayvaz kendini Oswald, Cemil ise savc olarak grd. Sabah ryalarn birbirlerine anlattlar. Ayvaz, "Hayrdr inallah. imdi biz bu ryay niin grdk? iimde kt bir his var, bamza Oswald'lk bir i mi gelecek ne. Bakasnn cinayeti stmze kalacak" dedi. Cemil hemen tahtaya vurup, "Allah saklasn. Olmaz yle ey. O filmi izledik diye grdk bu ryalar" dedi. Bu bir ladesilik miydi, deil miydi, zaman gsterecekti besbelli.

Son gnlerde mutfaklarnn penceresine bir kumru konmaya balamt. Ayvaz "Uurdur, uurludur", Cemil "Ekmek verelim" dedi. Ekmek ufa koydular pervaza. Giderek baka kumrular, sereler, gvercinler geldi. Kular, gzeldi, sevimliydi. Bir gn bahe duvarnn zerinde bir saksaan grd Cemil. Bilemedii bir nedenden tr saksaanlara zel sempatisi vard. Bir yerde saksaanlarn aslnda orman kular olduunu, ormanlar kaybolduka, ehirler doal alanlara doru geniledike saksaanlarn ehirlere yerletiklerini okumutu. Demir'le ve hsan'la olan son konumalarndan ve iten atlmalarndan sonra, kendileri aka kabul etmeseler de baz deiiklikler oldu Ayvaz ve Cemil'de. Bir defa Ayvaz, Barbaros zg tarafndan bir damat ve prens olarak seildii inancn resmen deilse de gayri resmi olarak terk etti. Artk bu prenslik iine yrekten inanmyordu, hayali ihracat tr uuk-kak fikirleri de byk lde terk etti. Cemil ise, nasl zengin oluruz'dan, ben ne yapmak istiyorum'a belli belirsiz bir hzla kaymaya balad. Ne yapmak istediini kefetmek istiyor ama henz bilmiyordu. Bu arada Cemil annesiyle sk sk telefonla gryordu. Aybahar konusunda bir gelime yoktu. Aysen'le arkadalklar ise bir nekahet dnemi belirsizliiyle, suda kalan izler misali belli belirsiz bir izgide seyrediyordu. Hani bazen, hastalk ncesi veya hastalk sonras, var ile

yok aras bir krklk sarar vcudunuzu, ne tam salamsznzdr ne tam yataa derseniz. Adn aka koyamadnz bir vcut hali iindesinizdir, te Cemil'in hali de yleydi. Ne uzaktayd Aysen, ne sevgili. Deer veren, dinleyen ama elini vermeyen, tam tanmlanmam bir dostluktu Aysen'inki. Oysa Cemil'in bir sevgiliye ihtiyac vard. Cinsel ilgilerini byk lde bastrmt. Evlenecei kzla evlilik ncesinde yatmay, cinsel iliki kurmay hayal bile etmezdi. Cemil'in yalnzca elini tutup dolaabilecei, seni seviyorum diyebilecei, barna basabilecei ya da ban dizine dayayp uyuyabilecei, skntlarn paylaabilecei bir dosta, bir flrte, vcut iklimini tam sarp sarmalamasa da, kalbinin havasn deitirecek, banda bahar rzgrlar estirecek bir sevgiliye ihtiyac vard. Aysen ise, tanm yeterince belirgin olmayan bir arkadat Cemil'in gznde. Bir pazar vapura binip adalara gittiler Aysen'le birlikte. Yaknlamak iin ok uygun bir frsatt ama olmad. Ya Aysen grnmez bir mesafe koyuyordu araya ya da Cemil tanmlayamad, ayrdna varamad bir duraanlk iinde, bir uzak duru duvarnn gerisinde duruyordu. Yolculuk srasnda ikisi de keyifliydi. Birer simit alp para para martlara attlar. Elinizdeki lokmay havaya frlattnzda, vapurun peinden gelen bir mart havada kapyordu onu. Cemil bir an martyla arasnda grnmez bir ba kurulduunu hissetti. Simit parasn attnda, bir saniyeliine havada, belli belirsiz bir yay iziliyordu eliyle mart arasnda.

Vapur Knal'ya, Burgaz'a ve Heybeli'ye urad. Heybeli'de indiler. ki yannda bazlar eski, bazlar restore edilmi evlerin dizildii Refah ehitleri Caddesi boyunca, caddeyi dallaryla rten amlarn altnda yryerek Halki Palas'a geldiler, balkonunda ay itiler. Manzara nefisti. Lobiyi de beendiler. Sonra faytonla kk bir tur atarak iskeleye geldiler. Aysen bu adalara niin Prens Adalar dendiini, adalarn jeolojik tarihini, Halki'nin anlamn, adann bir bakr ktlesi olduunu anlatt. Cemil onu ilgiyle dinlerken, bir yandan da aalara, kulara, babo kpeklere merakl, neeli gzlerle bakyordu. Bir ara faytoncuya durmasn syledi. Yolun kenarnda topran dna tam kk kmeler halinde bakr ynlar grmt. nip baktlar. Cemil, Aysen'in kltrn, kendine gvenini, Aysen ise Cemil'in ocuksu yaama sevincini, srekli bir noktadan dierine kayan ilgisini ekici buluyordu. Vapurla Bykada'ya getiler. Orada olanlar oldu. Cemil kala gz arasnda eekileri kefetti ve grlmemi bir keyifle eeklerin arasna girip kafalarn okamaya, yzn balarna srmeye balad. Aysen ilgiyle izliyordu onu. Cemil'in hayvanlar bylesine sevmesi nemli bir meziyetti Aysen'in gznde. ki eek kiralamak istediler, eeki ikram olsun diye "Bir tane kiralayn, birlikte binersiniz" dedi. Cemil "Hayvana ar gelir" diyerek kabul etmedi. Eeklere bindiler. Eeki ellerine birer denek verdi, "natlk ederse vurursunuz" dedi. ubuklar almadlar. Yolda yan yana giderken Cemil Aysen'e,

"Keyifle gezelim diye bindik. Bizim keyfimiz olacak diye hayvana vurmak niye" dedi: "Birileri, srekli srtna alyor birilerini, bir de eziyet etmemeli. Haydi deh, deh!" "Deh, deh!" Eekleri drtnala komaya balad. Baka binenler de vard, ellerindeki denekleri srekli vuruyorlard. Onlarn eekleri komad.

25 (yirmibe) Yine i aryorlard. Bu arada Cemil iinden lades oynamay byk lde azaltmt. Geceleri Raif in verdii kitab okumaya alyordu. ok urat, kitapta ilerleyemedi. Varolu, Ahlak ve lmn dili anlalrd ama nedense zor geldi Cemil'e. Sonunda urap Kerteriz Defterim bitirdi. Defter Cemil'i derinden etkiledi. Baz sayfalar kopmu ya da silinmiti, salam sayfalarda unlar yazlyd: YAAMIN KERTERZ DEFTERLER ALTINCI DEFTER Drstlk zerine Giri Ben, stanbul'dan Ahrkapl Ayya Ahmet. Sonuncu defterime balyorum. Kendimi tantaym nce. Evvelki defterlerde de tanttm geri ama her biri ayr ellere derse diye yeniden tantaym dedim. Ben, Ahrkapl, iri yapl Ayya Ahmet. Sultanahmet'ten Cankurtaran'a doru, ingene mahallesinin aasnda, (ingenelere Roman diyor nicesi, bence bu bir kandrmacadr, nk ingeneler Roman deil, ingenedir ve ingeneler en az herkes kadar saygdeerdir) Barbaros Paa'nn leventleri iin yaptrd klann temelleri zerine Armada Otel yapld.

te o otelle deniz arasnda, surlarn tam dibinde nice ayya yaar drt mevsim. Her birinin mekn vardr. Tapusuz meknlardr bunlar. Tapusuz ama tapular yreklerde tescilli. Kydaki kayalar arasna avula toprak tayp iek dikmitir kimisi. Avu kadar bahelere iek dikmilerdir. Gne batarken, rak ierken, anason kokusuna karsn diye kokulan, tr, fesleen, nane dikmilerdir. Drt mevsim burada yaarlar. Yaarz. Yaz k, denize girerler, gireriz. Uzun donlar vardr, ill donsuz dolamazlar, dolamayz. ou gece gndz burada. Ben yalnz gndzleri gelirim. Havaalanndan (ben uaa hi binmedim) Eminn'ne doru arabayla geenler, halimize bakp bizi yaamda yenik dm zannederler. Evet, ou evden, iten atlmtr bu ayyalarn ama yoldan geenler bilmezler ki bu yenik dm erkekler, kayalar arasndaki bir avu toprakta, tr kokulu, yosun kokulu, anason kokulu yaam teneffs ederler. Ve, dalgalara, egzoza, yoldan geen merakllara, dikkatlilere, dikkatsizlere ve her eye direnen o inat otlar gibi, kendi dillerince ve gnllerince yaamay becerirler. Ey dikkatli okuyucu, anason anason dedim diye, bu mntkada bol bol rak iilir zannetme. nce belli cam bardakta iilen rak, baln ve denizin raconudur geri. Ama daha ok arap ier burann halk. Malum, rak pahal. Bendeniz Ahrkapl Ayya Ahmet. Bugne kadar hi iki imedim. imdi siz eliki grdnz belki, imeyen ayya tuhaf geldi. Ama btn elikiler misali bunun da bir aklamas var. Ahrkapl, surdipli btn yarenlerim ayyatr. lerinde tek imeyen benim. en ok, imeyen tek olunca, ounluktan ayrt edebilmek iin bana Ayya dediler. Doru deil ama ilevsel. Birbirlerine ayya deseler doru olurdu

ama ie yaramazd. Benim ayyalm, toplumda en akllya deli denmesi veya ne bileyim, bir grup memur iinde bir tane rvet kabul etmeyen varsa ona 'erefsiz' denmesi gibi bir ey. Adil deil ama anlalabilir bir durum. te ahlak burada balyor sanrm. Toplum, ya adil olan ya kolay seer. Toplum ya drstl ya ie yarayan, iine geleni seer. Bu defter drstlk zerinedir. Unutmadan ekleyelim, tahsilim tatminkrdr. Hatta rya kadar eski zamanlarda galiba mdrdm stanbul'da. Yaa, nereden nereye. Deftere Dair teki defterler zenginlik, g, ak, mutluluk, hret zerineydi. Sonuncusu drstlk zerine. Avlara ve Oltalara Dair Kalbi kavgaya meyilli insan evld, doaya bakp u mesaj ald: "Yaamak iin ldreceksin." Oysa doada u mesaj da vardr: "Yaamak iin yaatacaksn." Timsahlarn dilerinde, gergedanlarn srtnda kular yaar. Arlar, karncalar birbirleri iindir; kimi fidanlarn ekirdei kularn midesinden gemeli; doadaki bitki rts ile hayvanlarn krk karlkl yaatr birbirini. Doada birlikte yaamak da vardr ama insan avlanmay hakk olarak grr. Glym, ldrebilirim diye dnr. ldrme eylemi kadar, ldrme eklidir beni yaralayan. Bence, bana dorusu, tfekle adam vuran drst bir saldrgan. Oysa tuzak kuran veya oltayla avlayan, drst olmayan bir saldrgan. Bir yiyecek, bir baln hasretle bekledii, hak ettii bir eydir. Balk baln bu hakkn oltayla uzatr bala, nce kandrr sonra ldrr onu. Kimi ekmek paras iin kimi stres

atmak, sinirlerini yattrmak iin avlanr. Kanca baln boazn yrtp karken sen sakinleirsin. Balklar, kanm, yenilmi, yenmi canlardr. Olta, bir geriye bir ileriye, kandrmaya msait bir zikzak izip havada, bir yan kam, bir yan misina, bir ucu denize deen bir V gibidir. Olta bir V'dir insan ile balk arasnda, lades kemii gibi bir V, bir kandrma iareti. Kerteriz Defterlerine Dair Eski stanbul'da balklar, hangi baln, hangi mevsimde, denizin neresinde avlanabileceini, haritalarla gstererek defterlere yazarlarm. Kerteriz defterleri denilen bu defterleri, avlandklar dnemlerde kimseye gstermez, denizden ellerini eteklerini ektikten sonra satarlarm. Bu durumda bir kerteriz defteri, ikinci kez smrmek demekti denizi, size ait olmayan lkeleri sizden sonra birilerine para karlnda devretmek gibi Ben denizin deil, yaamn, yaammn kerteriz defterini sunuyorum sizlere, ne bakasna ait bir ey satyorum ne benimle ilgisiz bir tek dnce var bu defterin iinde. I. Olta "Zddn aka syleyemediin kelimeye en fazla ihtiya duyarsn belki de." Gen insan, bunun zerinde dn. Bakalm ne gelecek aklna, ne kacak oltana. I. Oltann Cevab: nsanlar durup dururken zengin olmak, mutlu olmak, nl olmak isterler. Bunlara ihtiyalar vardr. Ama durup dururken drst olmak istemezler. Zaten drst olduklarn dnrler, zellikle drstl aramazlar. Oysa en ok drstle

ihtiyalar vardr ve ne ilgintir ki o alt kelime iinde zddn aka syleyemedikleri tek kelime drstlktr. "Baarlym, glym, zenginim, mutluyum, am" derler.Kimisi ise bunlar bende yok diye yaknr, "Baarsz oldum, gcm yok ki, fakirim, mutsuzum, kalbim bo" derler ama hibiri ortaya kp da "Kadere bak yahu, ne yazk ki ktym, ahlakszm" demez. lk beinin ztt bende var diye esef edebilirsiniz ama drstln ztt bende yok diyemezsiniz. nk ilk beini bakalar elinizden alabilir, paray ak sizden esirgeyebilirler ama drstl elinizden almazlar, onu siz verirsiniz. Drstlk bir kiisel tercihtir, drstszlk de. Aslnda kimse drst olmak zorunda deildir. Drstlk ie de yaramaz. nsan durup dururken niin drst olmak istesin? Gl, zengin, mutlu olmak isteyen oktur. Yalnzca enayiler durup dururken "Ben drst olmak istiyorum" der. Drst olmak isteyen ya saftr ya da drst olmak zorunda kalmtr. ounluk byle dnyor. Bazen ben de. te byle, zddn aka syleyemediin, zddna sahip olduun iin esef edemediin tek kelime drstlktr bence ve en ok ona ihtiyac var toplumun. ahsma Dair Ben hepinizden, herkesten daha drstm. Btn ktlardan ok daha drstm. nk harbiden syleyeyim, ben ktnn tekiyim, drst deilim. En drst adam drst olmadn syleyendir. Evet, h huzurdan, huzurum kaacak ama syleyeyim. Ben drst deilim, cmle lemi kandrrm. imdi siz, "Ben Giritliyim, btn Giritliler yalan syler" diye bir ey duymusunuzdur, bu yzden kendinizi filozof sanrsnz. "Burada bir dilemma var" dersiniz, halt edersiniz. Sizin mantnz btn Giritlileri balamaz,

az tede Giritli restoran var, komulara kar ayp edersiniz. Bu bir. kincisi, ben drst deilim, kandrrm dediysem, bu szmn de bir kandrmaca olduunu, aslnda benim drst olduumu, eer drstsem, demek ki drst olmadm, btn bunlarn bir ikilem, dilemma olduunu, benim boa olta salladm dnmeyin. Bakn: Bende ne dilemma var ne dilencilik. Ne topluma yalakalk ne incelik. Ben herkes gibi kt birisiyim. Ben kandrrm, aldatrm. Amiri, memuru, vatanda, msaadesi nispetinde devleti, msaade etmese de evdeki kary, konu komuyu, bir punduna getirip ahsm aldatrm, aldattm. Adm bile hafiften kandrmaca: Ayya Ahmet. Oysa iki imem asla. Ayya olsaydm eer Tvbekar Ahmet dedirtirdim belki de. Hayatm aclar iinde geti. Dinlemeye yrekler dayanmaz, yreksizler dinlese de anlamaz. Doumum zor bir doum muydu bilmem ama hayatm zor oldu gerekten. Yedi yanda yatl okula koydular beni. Sekiz yanda annem evden kat. Niye kat, anlamadm. Sonra "Annen kt oldu" dedi komular. Annem kt olmutu. uvallar, talar hafif gelir srtna, hayatta bundan ar bir yk olamaz bir ocua. Ezildim o zaman. imdi krk yandaym. Ne bir zntm var ne bir ykm. Annem evden kamad, kt olmad. Yalnzca derin bir soluk almak istedi dnyada, dnya izin vermedi ona. "Toplumdan izinsiz soluk alrsan, soluksuz brakr toplum seni." imdi ben ne zaman annemi hatrlasam denize girerim, Temmuz ya da ubat olduuna aldrmadan. yi gelir bana bu deniz, bu liman. Souktan titreyerek denizden kanlarn alad grlmemitir bu dnyada. Bu ehirdeki btn havlular, bana annemi hatrlatr.

Yatl okula koydular beni. Tahsilim oldu hallice. Tahsil, talih getirir bazen ama her zaman deil. retmenlik yaptm bir sre. Sonra memur oldum bir devlet dairesinde ve bir gn mdr yaptlar beni. ki tr mdr vardr. Mesul mdrler, mesul olmayan mdrler. Ben mesul mdr olduumu sanyordum ama benim mesuliyetsiz mdr olduumu dndler. Hkmet deiti, beni mesul mdr yaptlar, hkmet yeniden deiti, iten attlar. Bata ka yrr bu lkede memurlar, hkmet deitike bir alalr bir ykselir kaderleri. Memuriyet yaamndaki seyirleri bir sinizoidal eri. Bir taze memuru mdr yapar bir hkmet, sonra gelen holanmazsa mezarla beki yapar mesel. II. Olta "Karanlk hrszn patronu deil, dostudur. Karanlk dourmaz, dourtur." Gen adam, gen kadn, bu cmle zerine dn. Bakalm ne gelecek aklna, ne kacak oltana. II. Olta'nn Cevab Bir zamanlar hizmetlerinin karln alamayan memurlar zimmetlerine para geirirler diye dnrdm. Nicesi der ki "ocuu a brakma, hrsz olur". alp rpan, vergi karan nice beyzade dedi ki, "Herkes yapyor bunu, devlet hrszla itiyor vatanda, af karyor. Devlet aktrmadan gz krpyor, zemin hazrlyor kaakla, vatanda da arpyor. te bu ortamdan tr, vatanda alyor, vergi karyor". Belki ama yanl sebepsonu ilikisi. Ortamdan tr olmuyor hibiri. Ortam, zemin hazrlyor en fazlas. Ortam mazeret olarak gsteren, mazereti arkada edinir istemeden.

Hrszlar hep karanlkta girdi. Hrszln sebebi karanlk m imdi? Hrsz zaten girecekti, karanlk sadece ona frsat verdi. Ortamdan tr ahlakszlk kmaz ortaya. Bozuk ortam, kuralszlk, yalnzca davetiye karr hastala. Direnciniz dt iin yataa dmezsiniz. Direnciniz dtnde, iinizdeki mikrop meydan bo bulur da kendine, o yzden hastalk gelir size. te ahlakszlk da byle. Direnci dk ortamlar bekler kendince. te bu yzden, Freud'un dedii gibi karanlk hrszln sebebi deil, dostudur. Karanlk dourmaz, dourtur. Anneme Dair Yedi yandaydm. Bir cuma gn annem beni gzelce giydirdi. Sonra pt, ok pt. Ben de onu ptm m? Hi hatrlamyorum. u an, onu pp pmediimi hatrlyor olmay, daha dorusu, ptm hatrlyor olmay o kadar isterdim ki. Hi hatrlamyorum. O beni uzun uzun pt. Niye ptn anlamadm. perken alyordu. Babamdan dayak yedii iin aladn dndm. Sonra birka amarm bir bohaya att. Elimden tuttu, bir okula gtrd, ben bahede oturdum, o ieri girdi. ki kz seksek oynuyordu. Arada bana baktlar. Elbiselerim kt olduu iin utandm hatrlyorum. Annem dar kt. Karma geti, bam gsne bastrp uzun sre sarld bana. "Geri geleceim" dedi ve gitti. yle hareketsiz baktm arkasndan. Annem bir daha hi gelmedi. Ben her cuma, o bahede onu bekledim. Geleceim demiti. Gelmedi.

O yl ikiye getim. Babam geldi, eve gtrd beni. Annem yoktu. "Annem nerde?" dedim. "Annen kat. Bir daha o kadnn adn azna almayacaksn" dedi. Bir daha hi konumadk annemle ilgili. Babamdan korkardm. Komunun olu brahim abi vard, benden ya bykt. Birka gn sonra bana "Senin annen kt oldu. stersen onu vurabilirsin" dedi. Sesimi karmadm. brahim abinin aptal olduunu dndm. Benim annem ok iyi bir anneydi, kt deildi. ki halam vard. Onlar da annemin kt kadn olduunu sylediler. Bu yzden onlar hi pmedim. Sonraki gnler, ya babam gidip annemi bulur da vurursa diye korkmaya baladm. O yaz tatilinde ok uslu oldum. Babam ne dediyse hemen yaptm, sinirlenip de gidip annemi vurmasn diye. Sayma huyum o yaz balad. Dkknlarn tabelalarndaki harfleri saymaya baladm. Sayarsam annem eve dnecek gibime geliyordu. ok saydm, annem dnmedi. Komumuz Hacer Teyze vard. Annem onu severdi. Hacer Teyze annem iin hi "kt" demedi. Bir gn ona annem niin kat diye sordum. "Annen seni de kardeini de ok seviyordu. Baban ok dverdi onu, o yzden kat. Yoksa sizi brakmak istemezdi" dedi. Ben o yaz, annemi zledike Hacer Teyze'ye sarldm. Kz kardeim be yandayd. Sanrm annesini zledike o da gelip bana sarlyordu. Btn bunlar gerekten benim bamdan m geti, yoksa bir romanda, filmde mi grdm? Bazen kuku duyuyorum. Hepsinin yalnzca bir hayal olmasn o kadar isterdim ki. Btn bunlarn, benim bamdan veya baka herhangi bir ocuun bandan gememi olmasn o kadar isterdim ki. Ancak ne yazk ki bu anlattklarm dnyada bugne kadar en az bir

ocuun bandan geti. Eer bir tek ocuun bandan gemi ise herkesin bandan gemi demektir, benim de. nsanlar ok kiidir, insanlk bir kii. III. Olta "Drstlkle insan arasndaki en byk engel insann kendisidir." III. Oltann Cevab: Ruh-beden, id-sperego ikilemi insanlar srekli rahatsz etti. Bir rivayete gre Yce Tanr srekli affedince insanlar, melekler itiraz etmiler, 'Ey Rabbimiz, bunca nimetine nice nankrlk eden bu insanlara niin bu kadar hogrl davranyorsun?' demiler. O da demi ki 'Onlarda olan miza ve tabiat, hev ve heves sizde olsayd, siz yapmaz mydnz?' Sonra da itiraz eden melekler arasndan Hrut ile Mrut'u semi, snav iin Dnya'ya gndermi. Melekler Babil'de ok gzel bir kadn olan Zhre'yi grmler ve insanlar yapmamalar gereken neler yapyorlarsa, aa yukar onlar yapmlar. Kssadan hisse, insanda bu hev ve heves, bu itah, bu itiyak bulunduka, onu drstlkten uzaklatracak bir d sebebe ihtiya olmayacaktr. nsan yoldan karan yol deil, insann kendi ayaklardr. Ancak ayaklarnza da tam kzamazsnz, sizi onlar yoldan karr ama ayakta tutan da onlardr. nsan beyni bilimi ve sanat bu seviyeye getirdi ama ayn insan beyni canl maymun beyni yemeyi de kefetti. imizdeki engel bizi hem bytt hem bu hallere drd. Bir Tuhaf Maa Dair Babam annemi ok dverdi. Annem zayf bir kadnd-Babam benim gibi iriyar. Krk yl sonra dnyorum da, ok tuhaf bir ma vard aralarnda. Bir boks ringi dnn:

Hafif sklet ile ar sklet kar karya. Hafif sklet annem, ar babam. Hem sklet fark var hem cinsiyet fark aralarnda. Kural yle: Ar sklet tokat, yumruk, tekme atabilir. Ama hafif sklet ona vuramaz. Hafif skletin vurmas hem mmkn deildir hem geleneklere, greneklere aykrdr. Hafif sklet tek bir tokat atacak olsa ar sklete seyirciler "yuh" diye barrlard hep birlikte. Sonra hakemsiz bir matr bu. Ar sklete "Yeter, geri ekil!" diyecek kimse yok ringde. Sre, ar skletin keyfine gre. Balama ve biti gongu da onun elinde. Tekmeler ve yumruklar karsnda hafif sklet ringden dar atsa kendini, seyirciler (bunlar seyirci, toplumun seyircileridir) "Vay ad kadn, evden kat!" diyecekler. Hafif sklet kendini ringden dar attnda bir erkein kucana derse seyirci "Vay orospu, kt oldu!" diyecek. Herkes iyi, namuslu, bir tek bu yenilmi kadn m orospu? Ey sresiz ve hakemsiz bir mata yenik dm kadnlar, ellerinizden ve ayaklarnzdan pesim var, kendini namuslu sanan ar skletler ve onlarn ahlaksz alklar, iinizde tek "iyi" annemdir, iinizde tek "drst" annem var. IV. Olta "Ahlak hep glden yanaysa, ahlaksz olmak en byk ahlaktr bu dnyada." IV. Olta'nn Cevab Drdnc oltann cevab, bir nceki blmde, boks ma tebihinde verildi. Umarm oradaydnz, okudunuz. Ve umarm galibi alklayanlar arasnda siz yoktunuz. Evlerdeki, irketlerdeki, lkelerdeki savalar seyreden aptal ve ahlaksz seyirciler arasnda, umarm siz yoksunuz. Sizler oksunuz

ama az kt sesiniz. Aslnda siz yoktunuz. Sorumlusunuz ama yoktunuz. Ey akll hanm, akll adam, Yaamn Kerteriz Defteri'n-de sana verdiklerimle yetinme. Balknn kerteriz defterinde, kayalk nerede, balk nerede, basite belirtilmitir izgilerle. Yaamn Kerteriz Defteri ise ne basit bir haritadr ne bir bakla anlalabilir. Orada, hangi karanlk sudan, ne karacan sana kalmtr. Evliliime Dair Ben evlenip ayrldm. Eimle birbirimizi aldattk srekli. Ne bir baka kadn vard ne bir baka erkek. Kendimizi aldattk ve birbirimizi. ki tr aldatma vardr. Birincisi udur: Evli bir insan bir sevgili bulur. Bu tr aldatmalar, bir ruhsal sorun, bir semptom saylmal. Ei aldatmak anneye yalan sylemekten ne kadar farkl? Krk yanda evli insanlar elerini aldatrken, koltuklarn arkasnda saklanm ocuklar gibi iler eviriyorlar. Bir de ikinci tr aldatma var, o da bizdeki. Bizim evlilik d ilikimiz olmad. Eim beni kendisiyle aldatt, ben de onu kendimle. Bakn yle: (Defterin bu blmnde sayfalar yrtlmt.) V. Olta "Anneler babalar, yalanc oban bouna suladlar. Niin? Dn!" V. Olta'nn Yant: (imdi siz "Bir cevap diyorsun, bir yant, tutarl yaz" diyeceksiniz. Efendiler, Trke elden gidiyor sessizce. Btn

tabelalarda dil tutarl ve ngilizce. Bu tutarlk yaramyor ie. ster cevap de, ister yant, dili tutarlk kurtarmaz, sevmek kurtarr bence.) Yalanc oban hikyesi: Bir kyde adamn birini oban diye tutmular. Bir gece bu oban "Koun, srye kurtlar geldi!" diye barm. Koup gelmi kyl, bakmlar bir ey yok. Anlamlar ki kt bir akadr bu. oban bu akay iki defa daha tekrarlam. Bir baka gece srye gerekten kurtlar gelmi. oban "mdat kurtlar geldi!" diye barm ama kyller bu kez gitmemiler, bu yine yalan sylyor demiler. Kurtlar srye byk zarar vermi. iten getikten sonra kyn ihtiyar heyeti oturup dnm. Muhtar "Btn su obanda" demi. Heyetten bir ihtiyar "Asl su bizde, birka defa kandrldktan sonra atmalydk bu oban iten" demi. Muhtar "Atmak istedik ama yerine kimse talip olmad" diye karlk vermi. htiyar "O zaman biz bu zarar hak ettik" diye karlk vermi. Kssadan hisse: Nice tccardan, politikacdan kazk yer de baz drst insanlar, kendileri o ileri yapmazlar, basit grrler, bakalar yapsn isterler, bakalar yapnca da "Kazk yedik" diye szlanp dururlar. Drstler uzak kaldka ynetimden, ktlar ayrlmaz yerinden. VI. Olta "Dnya m dada tanr, dada m dnyay?" VI. Oltann Yant: Dadan birisi, Erzurumlu olur kendisi, ehirleraras yolda ay imek iin inmi otobsten mola yerinde. aya giderken bir tek kendi otobs varm Dada Turizm diye, ay iip de dnnce bir de grm ki zerinde Dada Turizm

yazan alt otobs yan yana. Kendi otobsnn plakasna bakmad iin otobsn bulamam. Tam o srada da otobsler kalkmaya hazrlanyormu, dada telala otobslerden birisine binip ofrn yannda durmu, yzn yolculara evirip "Dada, hele bir bakn bakaym, ben bu otobsn yolcusu muyum?" demi. Bu hikyeyi rendiimden beri arada bir u geiyor iimden, bir gn kalkp yksek sesle "Hele kardeler, bakn bakaym, ben bu dnyann insan mym?" diye barmak yksek sesle. Evet yle eyler oluyor ki bu dnyada, gazetelerde, televizyonlarda seyrediyorum, ya dnya bana yabanc ya ben dnyaya yabancym. Bu saldrganlklar, bu eziyetler, bu aptallklar, beni dnyaya yabanc kldlar. lkemde hl nice yerler var ki, kadn kz dourdu mu yemek vermiyor ailesi, kap pencere kryor kiminin kocas. Bu ne i Yarabb? Sorsan kadere inandn syler hepsi, peki bu kz ocuunu Allah vermedi mi? Ey Allah'm, ben bu ehrin, bu lkenin, bu dnyann insan mym? VII. Olta "Doan her ocua dnya ak bir ektir. Byd zaman bazlar nakit der borcunu, bazlar karlksz bir ek sunar dnyaya, bazlarna ise haciz gelir, kendi varlklarn satarlar demek iin borlarn." Bu ne demek imdi? Dinle: VII. Olta'nn Cevab (Sayfann ve defterin geri kalan silinmiti. ay gibi bir ey dklmt stne.)

Bu defter neyin nesiydi, Cemil bilemedi. indekiler tandk gelmiti, Demir'in ve Raif in szlerini hatrlatan yerler vard, nasl olur diye dnd, bana gelmeden okumu olabilirler dedi iinden. Ama her ne olursa olsun, defterden ok etkilenmiti, defterin yazar Ayya Ahmet'i merak etti, izleyen gnlerde Sultanahmet'e gidip aramaya karar verdi. siz olduklar, i aradklar bir zamanda, iini gcn brakp, i aramay brakp koca stanbul'da bir defterin yazarn aramak biraz gereksiz, daha ok da ayp geldi Cemil'e, yine de Sultanahmet'e yolland. Sultanahmet'te Fener'i, Cankurtaran' buldu, Bizans'tan, Osmanldan kalma surlar boyunca yrd. Ayya Ahmet'i aryordu. Niin aradn, bulunca ona ne syleyeceini bilmiyordu ama iindeki bir ses onu bulmas gerektiini sylyordu. Ayya Ahmet sanki ona bir ey syleyecekti, bir tr mrit olacakt, masallardaki ihtiyar bilgeler gibi onlar iinde bulunduklar skntdan, ksrlktan ekip karacak bir sr verecekti. Cemil, Ayya Ahmet'in onlar iinde bulunduklar skntdan, ksrlktan kurtaracak bir mrit olacana, onlara bir sr verip aydnla karacana inanyordu. Hayatnda ilk kez bir mrit arayna girmiti. Ayya Ahmet'le konumas gerekiyordu. Saatlerce ona benzeyebilecek birini, o tipte bir adam arad durdu. Sur dibinde yol ile deniz arasna yerletirilmi kayalarn zerinde, gndz vakti iki ien ayyalar, berdular vard. Soukta soyunup zerinde bir tek donla denize giren birka yal adam grd. Uzaktan selam verip "Ahmet Bey siz misiniz?" diye sordu. Hibirisi Ahmet deildi. Denize girmek zere olan beyaz sakall bir adam,

'Yok gzm, maalesef. Gel sen de gir, su kaynyor" dedi. Birka kii daha, buz gibi suya bakp "Su kaynyor" dedi. Bu, ya basit bir tesadft ya gizli bir iaret, dahas hi duymad yeni bir ladesilikti. Su kaynyor! Dostum, asl kim kaynyor, kimin ii yanyor da byle souk sulara girmesi gerekiyor? Surlarn dibinde "Karma Sen" adnda kk bir meyhane, hemen yannda ufack tabelasyla "Ahrkapllar Dernei" yazan bir kahve vard. Hepsine sordu, hi kimse Ayya Ahmet'i tanmyordu. Sultanahmet'e doru yrmeye balad. Yolda "Erol Ta Kraathanesi ve Kltr Evi" yazan bir yer grd, oraya da sordu. Ayya Ahmet'i tanmyorlard. Ayya Ahmet bu civardan gememiti. Belki de yoktu byle birisi, defterde yazlanlar yaland. Ancak byk bir olaslkla byle biri vard, anlattklar da yaanmt; yoksa kim oturup, uydurup bu kadar eyi yazabilirdi. Bu dnyadaki yazarlar, nerede kenarda kede kalm bir gerilla, Koero benzeri unutulmu bir ekya varsa, bulup karrlar, allayp parlatp gzne sokarlar okuyucunun ya da hi yaamam adamlar yaad gsterip yaamn gereklerini anlatmaya, varolmam insanlardan sz edip okuyucunun varolu dzeyini ykseltmeye abalarlar. Ksacas kendilerini, glgesi olmayan bir Karagz'n gnei sanrlar.

Belki gerekte bu dnyada her yazar, glgesi olmayan bir Karagz'n ardnda k vermeye abalayan bir mumdur yalnzca. Ancak kimi yazar, iin iin eriyen bir titrek mum olduuna inanr, kimisi bitmez tkenmez enerjili bir gne sanr kendini. Aslnda, mum ile gne arasnda nitelik fark yoktur, nicelik fark vardr. te ayns, gerekte yaayan bir adam ile yalnzca bir yazarn kafasnda varolan bir kahraman arasnda, nitelik fark deil, nicelik fark vardr. te bu yzden, defterle yetinmeyip Ayya Ahmet'le tanmak belki de ok gerekli deildir.

26 (yirmialt) Bir sabah Ayvaz, "Bak abi, ie girmek bize yaramyor, ya kovuluyoruz ya tetiki yapmak istiyorlar, i kurmak iin de paramz yok" dedi. "Senin Barbaros abinden de hayr yok" diye karlk verdi Cemil. 'Yok valla. imdi biz yepyeni bir ey yapmalyz. Yeni, deiik bir ey." "Bence de. yle yapyaratc bir ey. Btn gece dndm, parlak bir fikir geldi aklma." "Benim de bir ey geldi. nce sen syle." 'Yok, nce sen syle." "Internet'te bir kfr sitesi aalm abi." "Nasl yani?" "imdi bakyorum abi, sada solda, trafikte srekli ayn kfrleri ediyor insanlar. drt kfr bellemiler, hep bunlar. Ruh yok bu kfrlerde, ruh yok. Eolu-eek diyorlar. imdi herkes biliyor ki o adam eek deil, bir adam. Kfr edenin hem az bozuk hem gzleri. Biz

imdi yeni kfrler bulacaz milletimize, yle az tadyla kfr edebilsinler diye." "Bulmaya bulalm da, nasl para kazanrz bu yolla?" "Web sayfamz falan olacak, mteriler bavuracak, adam derdini anlatacak nce, kime kzm, niye kzm, patronuna m kzm, memuruna m, kaynbiraderine mi, nce bunu belirleyeceiz. Sonra mterimizin kiiliini soracaz. En sonunda da bu kiilikteki adam byle bir durumda yle bir adama nasl kfr edebilir, bu konuda orijinal, yeni kfrler reteceiz." "Vay be, harika. Abi sen bu konuda epey dnmsn." "Btn gece dndm, yle hayali ihracattan falan vazgetim, daha hayrl konularda kafa yoruyorum imdi." "zerinde biraz daha dnelim, bana uyar abi. Hem yaratc hem drst." "Bak mesel baz yeni kfrler buldum. Bunlar bilgisayar a alanlar iin. Dinle: "Bana babann mezarna dleyt (delete) ettirme! "Bana slalene dleyt (delete) ettirme! "Slleni seyv (save) edeyim senin! "Altn kontrol edip dleyt'lediimin zppesi! "Dk REM'li Kuruemeli! "Ekranna yandmn aiftesi! "Bunlar iyi de, abi hukuki sorun olmasn?" dedi Cemil.

"Onu da dndm, bir avukat altrrz yanmzda, danmanlk eder." "Avukatn creti filan... o kadar byr m i dersin?" "aka m ediyorsun abi! Millet kuyruk olacak, kuyruk. Adam bilgisayar mhendisi, gn boyu bilgisayar banda otistik taklyor. Ama bu adam modern. Yemesi, imesi, zevki dedesinden farkl. imdi bu adam kalkp da dedesi gibi kfr etmek ister mi?" "stemez tabii." "Galiz kfrler devri geti. Galvanizli kfrler lzm, modern teknoloji. Eskiden Kasmpaal, Abidinpaal kfrler edilir, 'Maltepe'nin dilberi mahvetti biberi' trnden banal-basit svgler dzlrd. Gnmzde Avrupa grm bir mdrn byle bir kfr etmesi mmkn mdr? imdi bu tr bir mdr en fazla 'Alt kontroln dleytlediimin deyyusu' filan diyebilir." "imdi biz mterilerimize kiiye zg, soruna zg kfrler retip vereceiz, onlar da bu kfr gidip o adama syleyecekler. yle mi?" diye sordu Cemil. "Evet. steyen gidip bizzat syleyecek, isteyen mektupla, meylle gnderecek." "Mahkemelik oluruz olum." "Avukatmz var ya." "Ha, o zaman baka." Ayvaz ekmein ban kesti, iine beyaz peynir doldurup srd.

"irketin adn da buldum: Svgc. Nasl? Avukatmz da hsan abin olur." "Svgc. Fena deil, olur mu olur. Ama ya tutmazsa?" "Tutmazsa baka yol deneriz. Diyelim mektupla veya yz yze kfr edemedi bizim mteriler. Ofis aarz, ofise gelir, orada bara bara svp dearj olurlar." "Hay aklna salk! Odalardan birini ses geirmez yaparz, dardan duyulmasn diye. eri giren mteri rahat rahat sver mdrne." "Bizim rettiimiz kfrleri edenlerden daha yksek, kendi kfrn edenlerden daha az para alrz." "Eh, doal! Sen syle bakalm senin projen ne? Hangisi daha iyiyse onu uygulayalm." "Benimki ey, lades oynatacaz mterilere, mukaveleli lades" dedi Cemil. "yi de abi, millet evinde bedava oynar ladesi, ne diye gelip de para desin bize?" "Mukavele yapacaz biz, yenilmeye kar sigortalayacaz taraflar. Sz uar, yaz kalr. El skp borcum namusumdur devri rahmetli oldu. Ticarette de, ladeste de kayt kuyut gerek." "Pek yaratc abi ya! Sigortal lades. Makul bir cret, akn akn gelir millet." "Dalga m geiyorsun?" 'Yok valla, denemeye deer. Yalnz, bu ilerle fazla para kazanlmaz. Banka satn almak kadar kazanlmaz."

"Hortumlama yani?" 'Yani, bu gibi byk ilerle keyi dnersin. Svdr-meydi, sigortal ladesti, bunlarla keyi dnemezsin, kaldrmda yrrsn belki." "Ama drst yrrz, dzgn yrrz, kaldrmdan sapmadan yrrz. Belki keyi dnemeyiz ama doru yolda yrrz. Keyi dnen ok adam oldu, saman alevi gibi byd servetleri, sonra aniden kayboldu her eyleri ya hapse girdiler ya piyasadan silindiler. Keyi dndler, grnmez oldular." "Belki bazlar ama abi bazlar da harbiden zengin oldular. Alp servetlerini uzak durup milletten, yksek duvarl maliknelere yerletiler cmleten." O gece ge saatlere kadar oturdular, daha bir sr parlak fikir geldi akllarna. Ayvaz bilgisayarl kahve fal nerdi. Kahve fincannn resmini Internet'e gnderenlerin falna bakacaklard. Cemil'in aklna sert plastikten lades kemii yapp satmak geldi. Bylece lades tutumak isteyenler koca bir tavuu satn almak zorunda kalmayacak, marketlerden aldklar plastik ladeslerle bol bol lades tutuabileceklerdi. Aslnda bu iyi fikirdi, hem plastikten lades kemii satp hem sigorta yapabilirlerdi. Gzleri gre gre plastikleri kemik niyetine kracaklard insanlar. Kandrma oyunu iin kandrmaca kemikler!

Ayvaz, "Poetlere koyup plastikten lades kemiklerini, 2,99 TL yaparz fiyatlar" dedi. "'ki ksura aldk der' 3,00 TL derler. Bylece ladesin ruhuna uygun bir alveri yapar enayiler. Ladesiler birbirini kandrmadan nce biz kandrrz onlar 2,99'luk etiketle, sat taktii diye. Kitap hassaydm eer, fiyatn 7,9999 koyardm." "Mteri enayi deildir abi." "Tabii, tabii." Ayvaz ile Cemil izleyen gnlerde svgcyle sigortal lades stnde kafa yordular bir sre. Sonunda daha parlak bir fikir geldi akllarna; evlilik sigortas yapma fikri. Evlilik sigortas! nanlmaz, deil mi? Ayn gnlerde Satlm Beyle Rasim Babann planlar da ar ar ekillenmekteydi. Rasim Baba bir akam Ay-vaz' arayp Satlm Beyin i kurmalarna yardm edeceini syledi, belli bir adrese gelmelerini istedi. ki arkada artk bu insanlardan uzak durmak istiyorlard. Teekkr ettiler, baka bir i kuracaklarn sylediler. Kendi ngrleriyle, hsan'n ve Demir'in desteiyle byk bir beladan kurtulmulard. Randevuya gitselerdi iinden kamayacaklar tatszlklara bulaacaklard. Rasim Baba reddedilmekten holanmad. Ayvaz'la Cemil'in peini brakmaya hi niyeti yoktu. Cinayeti zerlerine ykamasalar bile en azndan kulaklarn ekmeye kararlyd.

27 (Yirmiyedi) Evlilik sigortas ve lades sigortas yapma dncesi giderek dier fikirlerin nne geti. Sonunda oturduklar dairenin d cephesine bir tabela yaptrp astlar. Tabelac ne yazacan renince ok gld. Tabelada "Evlilik ve Lades Sigortas Yaplr" yazyordu. Tabelay astktan birka saat sonra kaplar alnd. Ayvaz heyecanla kotu. Gelen iki zabta memuruydu. Tabela iin ruhsatlan olup olmadn sordu. Ruhsat konusunu hi dnmemilerdi. Ruhsat iini hallettikten iki gn sonra ilk mterileri geldi. Nianl bir iftti, Belma ile Akn. Evlilik sigortas yaptrmak istiyorlard. Mukaveleleri imzaland, sigortalandlar. irketin sistemi yleydi: iftler evlendikten sonra her ay belirli bir miktar -ne kadar isterlerse, rnein 30 TL- prim yatracaklard. Gnn birinde boanrlarsa, o gne kadar yatrdklar toplam primin, enflasyon pay eklendikten sonraki iki kat kendilerine denecekti. iftler boanmazlarsa irket kr edecekti. Boanmalar fazla olursa skntya girerlerdi. Ancak bu konuyu dnmler, boanma istatistiklerine bakmlard. Evlenenlerin en fazla yzde yirmisi on yl iinde boanyordu. Boananlara,

onlardan aldklarnn iki katn deseler bile, boanma-yan yzde seksenden kr edeceklerdi. garantili gzkyordu. Lades iin sigorta yaptran olmad ama evlilik sigortas yaptranlar gnden gne artyordu. Yeni evlenenlerin yan sra, eskiden evlenmi iftler de sigorta yaptryorlard. Henz boanan olmad iin deme yapmalar gerekmiyor, bu yzden kasalarndaki para gnden gne artyordu. Bazlar dk miktarda prim yatrrken bazlar hayret uyandracak ekilde yksek meblalar yatr-yordu. Ayda on bin lira yatran vard. Niin bu kadar yksek miktarda yatryorlar diye biraz tedirgin oldular ama gelen scak parann scakl endielerini eritti. Ekonomik skntlar sona ermiti. Parlak bir bulu sonucu, drst bir yolla birdenbire zengin olmulard. Ya da zengin olma yolundaydlar. Bu iler srerken Cemil Ayya Ahmet'i aramaya devam ediyordu.

28 (yirmisekiz) Cemil, Aysen'le konutuka, para kazanma, stanbul'a yerleme tel iinde kaybolduunu, lkedeki, dnyadaki sorunlardan habersiz yaadm, bu arada ne anlama geldiini tam olarak kavramam da olsa kafasnda bir snf bilincinin bulunmadn iten ie fark etmeye balad. Cemil ve Ayvaz stanbul'a yerlemeye alyorlard, Aysen, Demir ve Raif ise lkeye, dnyaya, daha tesinde yaama yerlemeye alyorlard. Aysen, Demir, Raif ve Ayya Ahmet kendilerini, yaam sorgulaya sorgulaya, kendilerine yerlemeye alyorlard, sonra yaama. Oysa ne yazk ki Cemil'e ve Ayvaz'a benzeyen ok sayda alkan ve becerikli insan piyasaya, ehre yerleme telayla, kendilerine ve yaama yerlemeyi unutuyor, kendilerini ve yaam skalyorlard. Benim gibi dnen belki de benden tr byle dnen Raif bir gn Cemil'e ve Ayvaz'a unlar syledi: "Nice iadam, yatrmlaryla, dnyann gidiatyla ilgilendiklerinde, kendileriyle ve dnyayla ilgilenmi gibi grnyor. Oysa kendileriyle deil, parayla ilgileniyorlar, kendilerini deil, paralarn ve glerini artryorlar. Kazand parayla kendini artrabilen ok az insan var aramzda. Bence Demir, arada para da kazanyor ama asl

kendini artrmaya abalyor. Arabasnn arkasna 'Kroyum ama Mercedesim var' yazan gen galiba bu sylenenleri zetlemi, yatrmn arabasna yapm, kendine yapmam. Arabasnn modelini ykseltmi, kendi modeli hl yerinde sayyor. "ehre yerlemeye alan nice gecekondulu insan, paras olmad iin mi badanasz boyasz tulalar iinde oturuyor, yoksa bu dnyaya tam yerleemedii iin mi? Ya da boyal yzlerle, boyal salarla, bakml trnaklarla dolaan nice kadn, nice metroseksel erkek, metropole iyi yerleebilmek iin mi, yoksa kendilerine yerleebilmek iin mi kuafr koltuklarna yerleiyorlar? "Kimisi arada bir 'laf cuk oturttum' diye vnr. Kendisine ve dnyaya tam yerleememi birinin hibir laf cuk oturmaz hibir yere, havada kalr bence. Bir fda oturduuna bakmayn, kendine ve yaama cuk oturmu, tam yerlemi bir kiiydi Diyojen usta, o yzden Byk skender'e syledii sz cuk oturmutur. "Fsnn nnde gnelenirken Diyojen usta, skender geip karsna, 'Dile benden ne dilersen' der. O da 'Glge etme baka ihsan istemem' demi skender'e. "imdi skender, Makedonya'ya ve Atina'ya, yon lkesine ve btn Anadolu'ya ve Pers lkesine ve Suriye'ye ve Msr'a ve ada olan onca skenderiye'ye yerlemi bir insand. Diyojen ise bu lkelerin, ehirlerin hibirisine yerlememiti. Bir eve bile yerlememiti, yalnzca bir fs vard. Ama Diyojen kendisine ve yaama yerlemiti, oturmutu, oturuyordu, bir laf etti, cuk oturttu. Belki de

Diyojen, tarih boyunca btn limler, filozoflar ve kendilerine yerlemeye alanlar adna bir laf syledi, btn mal, mlk, iktidar sahiplerine, dnyaya yerlemeye alanlara bir laf syledi, cuk oturttu, nk oturmutu. "Kanun Sultan Sleyman Han, Eflak ve Bodan'a ve tm Balkanlara, Mora'ya ve Karaman'a ve Krm'a ve Erzurum'a ve Diyarbekir'e ve Suriye'ye ve Msr'a ve Hicaz'a ve Yemen'e ve Trablusgarp'e ve Cezayir'e ve daha nice lkeye yerlemiti de galiba oullarnn kalbine yerleememiti, onlar da kendi kalbine yerletirememiti. Belki de bu yzden iki olunu, alt torununu idam ettirdi. Bir dier olu Cihangir, Mustafa'nn idamna duyduu zntden ld. Cihangir duyguluydu, Cihangir cihana yerleemedi, Cihangir'in kalbi lemin nizamna dar geldi." Raif szlerini bitirdiinde Cemil zlmt, Ayvaz zlmt. "ok ac syledin Raif abi" dedi Cemil. "Tarih bu szlerini hak etti mi?" "Hak etmediin elbise, ereti kalr stnde, hak etmediin sz de yle. skender ve Kanun hak etmiyorlarsa eer zerlerine oturmaz, teet geer haklarnda yaplan deerlendirmeler. Tarihimizi bize kere okuttular, ilkokulda, ortaokulda ve lisede tekrar tekrar okuttular. Niin? Ya biz tarihimizi kafamza yerletiremediimiz iin ya da biz kendimizi tarihe yerletiremediimiz iin." Sohbet bir acl adana gibiydi, gzel ve ac. Tarih alk olmayanlara ac verir.

Ertesi gn yeni mteriler geldi, evlilik sigortas iyi gidiyor, yksek prim yatranlar yatrmaya devam ediyordu. Bir gn Raif in sayfac dkknnda Demir de vard. Bir ara Demir, "Dnyann saatiyle bilimin saati tutmaz birbirini" dedi. "Douya doru gittike saatler ileriye alnr, batya gittike geriye. Sanrsn ki Dou ileridedir, Bat geride. Oysa Bat ileridedir, Dou geride." "Demir abi, kelime oyunu yaptn imdi" dedi Raif. "Dounun ilmi de kendine gre. Dou niye geri olsun Batdan?" "Doru" diye yantlad Demir. "Dounun da ilmi var, mesela bir akupunktur ama benim kastettiim, pozitif bilime, Douya kyasla Batda daha fazla deer verilmesidir. Ayrca kelime oyunu yapm olabilirim, her akada bir gerek pay vardr, her kelime oyununda da yine bir gerek pay. Daha dorusu hepsinin paydasnda gerek vardr." "Ben katlmyorum" dedi Raif. "Pozitif ilme, lime Dou deer vermiyor. Alevler iinde gitti cennete Hallac- Mansur." "Batda farkl m iler, orada da ayn ikyetler. Sadece farkl dnd iin yaktlar Bruno'yu. Bruno da narna yand dnyann, nar gibi yz kzard insanln. Gne douda da batyor, batda da. Batda da douyor, douda da. Gelgit denen ey denizde deil yalnzca, karalarda ve kafalarda da gelgit var galiba."

"yle" dedi Demir. "Yunan'n felsefesi mehurdu, siyasi basks da. zgrlk olduu iin geldi, zgrlk getirdi, zgrlk gittii iin de gitti Sokrates." "Nasl yani Demir abi?" diye sordu Cemil. "zgrln, zn filozofuydu Sokrates, zgrl zlemeyen ynetimle aras ald istemeden. Ynetim sudan bir sebeple tutuklatt, idama mahkum etti onu. Aristo'nun da bana ayn akbet gelecekti. Tedbirli davrand Aristo, Atina'dan ayrld, Assos'a geldi. Assos'da niversite kurdu ve evlendi." 'Yani Aristo enitemiz mi oluyor abi?" diye sordu Ayvaz. "Konuya milli adan bakarsak tabii." Cemil'le Demir "Aristo enite" diye gltler. "Demek Aristo Atina'y terk etmi, bilmiyordum. Ibni Sina 'lim ve sanat ittifak grmedii lkeyi terk eder' demi. Felsefe de terk etmi" dedi Raif. "Dilesek de ilim, sanat ve felsefe lkemizi terk etmese" diye karlk verdi Demir. "Sanata, bilime, niversiteye, akademisyene sayg kalmad. Yozlama diz boyu, ladesiler sarm toplumu. Gazetede bir aratrma okudum. Halkn gznde stats en yksek meslek retmenlik, stats en dk meslek ise politikaclk. Ama k sokaa sor yz kiiye, milletvekili olmak garantiyse, hemen hepsi yreine ta basp politikac olmaya katlanr. Buna karlk retmen olmak isteyen ok azdr. Bu da toplumun kendi kendine ladesidir. Eli plesi retmenlik, galiba gstermelik."

Raif: "Ne ilkokula retmenlik, ne niversiteye zerklik. Kara cppeli iln edip limleri, yanl olur hkmetmek niversiteye. Semerkant'ta Timur'un torunu Ulu Bey hem sultand hem astronomi limi bir mderris niversitede. Ulu Bey zamannda Bursal Kadzde-i Rum ba mderris idi, yani rektrd Semerkant Medresesi'nde, bir matematik stadyd. Mderrislerden birine kzd Ulu Bey bir gn, atverdi medreseden. Bunun zerine gn medreseye gitmedi Kadzde. Bunu fark eden Ulu Bey, Timur soyundanm demedi, sultanm demedi, maan ben veriyorum demedi, kalkt Kadzde'nin evine gitti. Aralarnda u konuma geti: 'Hocam, niin medreseye gelmiyorsunuz?' 'Siz devletin ba olduunuz iin o mderrisi medreseden attnz. Halbuki ben ba mderrisim, btn mderrisler bana baldr. Siz benim yetkimi kullandnz. Bu durumda ben medreseye gelemem.' "Ulu Bey zld, ertesi gn att mderrisi iade etti medreseye. Kadzde de grevine dnd. "Kadzde onurluydu, glyd, mdnesi, eyvallah yoktu. Alim dediin gnl zengin, eli eyvallahsz olmal. "Ulu Bey ise kibard, evine gitti rektrn. Ulu Bey bilime ve bilene, ilme ve lime sayglyd. lmi iine sindirmiti, limleri sindirmezdi. Dev bir sekstant vard onun, yldzlarn yksekliini lerdi, kendi gnl de yksekti. Dev bir kubbesi vard, kubbesine rahmet."

"Demek be yz yl nce niversite zerkmi, zerklik bizi terk etmi" dedi Demir. "Fatih Sultan Mehmet, ilme, ilmi tartmalara nem verirdi" diye srdrd Raif. "Ulu Beyin rencisi Ali Kuu'yu gnde bin ake harcrah vererek stanbul'a getirmiti. Ancak Fatih de bir insand. Bir gn bir bilimsel tartmada pheci dncelerinden ve alayc konumalarndan tr sinirlenip Sivrihisar'a srd ulemadan Sinan Paa'y. Hrsn alamayp hekimban da arkasndan gnderdi. Hekimba znik'te tmarhaneye kapatp Sinan Paa'y, sabah akam su dktrp stne sopa attrd akllansn diye. Bak u ie: Kt hekim ynetimin emrinde." "Foucault Deliliin Tarihi adl eserinde der ki 'Tmarhane ve hapishane iktidarlarn sopas olmutur tarihte'. in eddi belki de in'de dzeni salamak iindi. in Seddi'ni izen kalem, o gnden bugne tmarhanelerle, hapishanelerle hizaya soktu halk hissettirmeden. Neyse, sonra ne olmu?" diye sordu Demir. Raif: "Sinan Paa tmarhaneye atlnca stanbul'daki ulema toplanp dileke vermi. Eer salvermezseniz Sinan Paa'y, kitaplarmz yakp terk ederiz demiler Osmanly. Fatih de Sinan Paa'y serbest brakm hemen." Hepsi bu hikyeden ok etkilendi. Demir: "imdi yle lim nerde? lime toplum sayg duymaldr, duymazsa eer lim kendine sayg duyurmaldr.

Yneticilere kzp lkeyi terk ederim diyecek lim nerede; hepsinin evld--iyli var hanede." Raif: "Ne yani, imdi kzp da lkemizdeki limler lkeyi terk ederiz deseler, zlmez kimse Fatih gibi, gle gle derler." Demir: "Ee, doru. Davulcuyla davul dengi dengineymi eskiden. imdi davul ile tokmak arasnda bir grnmez perde var havada."

29 (yirmidokuz) O gn mthi bir ey oldu. nternet'te gezinirken Trkiye'de i kurmak isteyen bir yabancyla tantlar. Ad Gabri idi. smi pek duyulmam kk bir Afrika lkesinde yayordu, Afrino'luydu. Gabri Afrino'da bir Trk okulunda Trke renmiti, bir Trk'le ortaklk kurup muz ve maymun ihra etmek istiyordu. etlemeye baladlar. Cemil de Ayvaz da ok heyecanlyd. Gabri ile ortak olma konusunda anlatlar. Cemil, "Nihayet uluslararasna alyoruz. Yerli pazara kran girmi, global ekonomide keramet var" dedi. Ayvaz ise durmadan, "u Afrikalyla ortaklk kurduk mu voleyi vurduk saylr" diyordu. Gabri her eyi dnmt. Muzlarn adn "Turkuaz Muzlar", maymunlarn adn ise "Turkuaz Maymunlar" koyacakt. ki arkada bunu anlayamad. Gabri'ye "Sizin orada Turkuaz bildik bir isim mi, muza da maymuna da neden Turkuaz adn koyacaz?" diye sordular. Gabri meyillerini yle cevaplad:

"Bana sylediler, Trkler Turkuaz' sever dediler. Her eyin adn Turkuaz koysan, Trkler onu satn alr dediler. Trkiye'de Turkuaz koysan satlar prtlar ('patlar' demek istiyor) dediler." "Ama hem yalan olur hem sama. Turkuaz ne arar sizin orada?" diye yazd Cemil. Gabri onu, "Bu yalan olmaz, sat taktii olur. Hemen hep drst olsan hibir ey satamazsn bu dnyada" diye yantlad. Yaztlar, meyilletiler, uluslararas ticaret hukuku konusunda uzman buldular. Cemil'le Ayvaz evlilik sigortasndan biriktirdikleri parann bir ksmn irket iin ayrdlar. Sonunda irket kuruldu, ad "Turkuaz Muz ve Maymun thalat Ltd." irketi idi. Mutluluktan uuyorlard. nce Gabri geldi, onu havaalannda karladlar. Gabri'den bir hafta sonra da muzlarla maymunlar byk kafesler iinde deniz yoluyla gelecekti. Tipik bir zenciydi Gabri, neeli, canl. Gabri'ye stanbul'u gezdirdiler, Topkap Saray'na, Dolmabahe'ye gtrdler, Yerebatan' gezdirdiler. Kpraltnda balk-ekmek yedirdiler. Gabri, Dolmabahe Saray'nda en ok Atatrk'n ld yataktan etkilendi. "Atatrk btn mahzun milletlerin babasdr" dedi. Gabri, "mazlum milletler" demesi gerekirken, Trke'yi tam bilmedii iin "mahzun milletler" demiti. Aslnda dnyadaki btn mazlum milletler ayn zamanda mahzun da olduklar iin bu nemli bir hata saylmazd.

Aralarndaki kltr farklar n de elendiriyordu. rnein ocukluktan kalan bir alkanlkla bir zenciyi grnce Cemil'in san ekmesi gerekiyordu. Galiba bu davrann amac o zenci gibi kararmamakt. Cemil birka defa belli etmemeye alarak san ekti. Gabri anlad, sordu, Cemil utanarak doruyu syledi, ok gldler. Bir defasnda da Gabri "Bizim Afrino'da bir stnln, iyi bir eyin varsa vnmelisin" dedi. Anlamadlar. yle aklad: "Eer ayet araban ya da evin, arkadann arabasndan, evinden daha iyiyse senin ona 'Benim araba senin-kinden daha iyi' demen lazm. ocuun onun ocuktan daha gzel ise 'Benim ocuk seninkinden daha gzel' demen lazm." "Niye, ne gerek var?" diye sordu Ayvaz. "Adet yle, sylemezsen grgszlk olur." Afrino'daki bu adet Ayvaz'a da Cemil'e de ok tuhaf geldi, ancak biraz dndklerinde dehet iinde bizde de benzeri bir adet olduunu fark ettiler. Biz de resmen vnmek yoktu ama aktrmadan vnebilirdin. Mesel evin gzelse, villan varsa, n cepheye kocaman bir nal, nazar boncuu asarsn. Eer svas, badanas olmayan bir gecekondu yapmsan bunlar asman gerekmez, nk vnlecek, nazar deecek bir ey yoktur ortada. Ya da ocuun sence gzelse yine bir nazar boncuu asarsn. Nazar boncuu asmak st kapal vnmek saylmaz m? stelik bir de sulama var evreye: "Siz kskanrsz bendeki

zenginlii, gznz deebilir, errinizden selamette olabilmek iin atafatl bir haset kovucu astm kapma, destursuz girmeyin diye ieriye." Afrino'daki tuhaf vnme adeti yeni bir ey fark ettirdi bizimkilere. Bizdeki nazar boncuu asma, bir tr gizli vnme, bir tr ladesilikti belki de. Bu arada evlilik sigortas iyi gidiyordu. ift yksek primler yatrmaya devam ediyordu. Heyecanla bekliyorlard, muzlar ve maymunlar yoldayd. Maymunlarn tanesine iki bin dolardan alc bulmulard. Bu arada Gabri ile dostluklar iyice ilerledi. Gabri Cemil'lerde kalyordu. Bir yabancyla ortak ve dost olmak Ayvaz'a balangta biraz tuhaf gelmiti, alt dnya dndaki dnyalar ona souk gelirdi, ancak ksa srede Gabri'ye snd. Bir sabah neeyle, "Farkl lkelerden insanlarn dost olmas ne gzel. imdi biz kol kola girip 'We are the world' arksn syleyebiliriz" dedi. Gabri'nin akl yatmad. "Sen zannediyor bazlar 'we' derken btn insanlar kastediyor. Onlar kol kola girip 'we' derken sadece kendilerini kastediyor, we biziz, he'ler, she'ler, you'lar, inliler, Zenciler, tekiler we deil' diyor. En azndan ben kedimi we d hissediyorum. Ben Hristiyan'm ve zenciyim ama we 'de yerim yok gibiyim."

Cemil: "Hakl olabilirsin. Bat bize hmanist olmay retti, hmanist olmak iyidir dedi, hmanist olduk. Sonra baktk ki hmanist olmay unutmu Bat temelli. Kamplara blp dnyay, dostlardmanlar sava peinde srekli. Bize hmanizmay tavsiye edenler kendi yreklerinden hmanizmay tasfiye etmiler." Gabri: "Hz. sa'y dinlemiyor hi adam. 'Bir yanana tokat attlarsa, ona teki yanan evir' demi Isa. Hl yani iyi. Ama imdi gl devletler yle: 'Kardan bir adam geliyor, sana tokat atma ihtimali var, her ihtimale kar onu vur.' imdi medeniyet budur." "Galiba dnya eker hastalna tutulmu bandan beri" dedi Cemil. "Fazla beslenmeden derisinde yaralar alan bir eker hastas gibi, medeniyet ilerledike kanayan cepheler alyor dnyann zerinde srekli. Bir zaman Dou zaptederdi dnyay, imdi Bat zaptediyor. Demir abi der, gl olan insan, insanln unutuyor. Sonra zayf lkeler szlanyor, adalet istiyor. Aristo demi ki 'Yalnzca zayflar adalet ister'." "Medeni dnya Mevln'y da unuttu anlalan. Mslmanlarla evlenmeyin diyor Vatikan" dedi Ayvaz. Cemil: "Bat Mevln'y anlyor, seviyor ama hayata geirmiyor. Dou yalnzca vnyor Mevln ile, ne anlyor ne hayata geiriyor."

"Yapma, niye anlamayalm?" diye itiraz etti Ayvaz. "Mesnevi'yi okundun mu?" 'Yok ama saygm sonsuzdur Mevln'ya." "Bu lkede Mevln'ya sayg duymayan yok ama Mesnevi'yi okuyan da yok gibi." "Kim bu Mevln Bey?" diye sordu Gabri. Ayvaz Trk kltrn yabanclara tantma hevesiyle hemen "Ne olursan ol gel demi, bir de beyaz elbise giyip dnm" dedi. "O kadar deil tabii" diye araya girdi Cemil. "u maymunlar satalm, seni Konya'ya gtrrz, birlikte reniriz. Mevln'y tandmz sanyoruz, tanmyoruz, nem veriyoruz, dinlemiyoruz. Ksacas kendimizi kandryoruz. Osmanl ok sayd onu ama savat yine de. Raif abi demiti: Dou'ya sefere kan padiahlar, Konya'ya urayp Mevln'nn sandukasnn saaklarn perlermi ama sonra seferde on binleri kltan geirdiler bir seferde, bazen teslim olanlar bile. Bu ne Mevln, bu ne hmanizma?" "Bizim abiler gibi konutun valla" dedi Ayvaz. "Kr atn yannda dura dura... Yani ksaca Douda eliki var, Batda da var." "Sizin lkede ok mozaik varm, basndan okudum, siz bir mozaikmisiniz hep birlikte" dedi Gabri. "Vallahi her lkede mozaik var aslnda ama nedense bizimki gndemde. Aslnda mozaik tehlikeli sanrm, Bursa'da Yeil Trbe'deki mozaikleri skp skp gtrm birileri" dedi Cemil.

Ayvaz hemen, "Acaba biz de mi mozaik iine girseydik? Mozaik ii galiba ykselen trend abi" diye atld. 'Yok abi iki iimiz var, yeterli. Evlilik sigortas ve maymun-muz ithalat." Ayvaz Gabri'ye dnd: "u i bir tutsun, bir Trk kzyla evlendiririz seni, hem evlilik sigortas yaparz hem de ortak olursun irkete. Ama nce snnet olman gerekiyor." "Saol. Ortak olurum da snnet olmam. Benim bir dedeyi hadm edip kzlaraas yapmt Osmanl. Ben imdi ucundan bile kestirsem, beni anksiyete yapar bu snnet olay." "Deden hadmd da sen nasl dnyaya geldin? Teknik adan mmkn deil" diye itiraz etti Ayvaz. "Hadm olan benim byk dedenin erkek kardeiydi. Babamn amca olu, dedem saylrd." "Ha, o baka." "Biz burada dalga geerken, bizim maymunlar dalgalar iinde yzyor denizde." "nallah hepsi sa salim ular elimize." "Bir kazk yemeyiz inallah, sigorta da ettirmedik." "Kazk ne biim bir yemektir?" diye sordu Gabri. Cemil glerek,

"Birisi bizi kandrp maymunlara el koyarsa buna kazk yemek denir. Gmre taklrsa mesel" dedi. "Kandrp el koyma konusunda bizim Kenyatta'nn sz ok merutiyettir (Gabri burada 'mehurdur' demek istiyor). Bazlar o dememi diyor ama bazlarna gre yle demi Kenyatta: 'Onlar geldiler, ellerinde ncil vard, bizim ise topraklarmz vard. ncil'i elimize verdiler, 'Gzlerinizi kapatp dua edin' dediler. Ettik. Gzlerimizi atmzda, bizim elimizde hl ncil vard, topraklarmz ise onlarn olmutu.'" "Vay be, eer doruysa, benimki de lades mi? Asl lades, asl kandrma, bu olsa gerek dnyada" dedi Cemil ve ekledi: "Mafyann lideri, piyasadaki kk hrszlar sularm. Byk lkeler de yle, ta Roma'dan beri kkleri saldrganlkla suluyorlar srekli. Eer kendileri saldrrlarsa, dnya iin gerekli, kklerinki anari. ocuuna dondurma almamak iin 'Bunlar satlk deil' diyen babadan, byk babalara, imparatorlara kadar herkes ladesi." Cemil, farknda deildi ama yine Demir'e ve Raif e benzer ekilde konumutu. Belki de btn ladesler kt deil, birilerine benzemek, onlarla zdeim kurmak, bir tr gerekli lades belki.

30 (otuz) O le gen bir pideciye girdiler. Alt kat sigara duman iindeydi, sigara imedikleri iin st kata kmak istediler, garson "st kata kamazsnz, oras aile yeri" dedi. Gabri "Aile yeri ne demek?" diye sordu. Ayvaz, "Biz aileye ok nem veririz, o yzden aileler bekrlardan ayr oturur" diye aklad. Oturdular, birer pide sylediler. Cemil, "Belki de aileye deil, kadna nem verdiimiz iin aile yeri var. Bir baba iki olunu alp aile yerine gidemez ama akraba olmayan iki kadn gidebilir. Aile yeridir derken kendimizi kandryoruz. Oras aile yeri deil, kadnlar matinesi" dedi. Garbi, "Burada kadnlar otursa ne olur?" diye sordu. Ayvaz, "Burada erkekler kadnlara bakar ama yukarda baklmama garantisi var" dedi. Cemil ekledi: "Aile deil, kadn nemli bizde. Erkekler elerine 'ailem' der ama hibir kadn kocasna 'ailem' demez. Aile

yeri aslnda kadnlar blgesi. Aileye nem verseydik, alt katta da st katta da kadna baklmazd sonuta. Yani kendi kendimizi de sulamayalm imdi, bizde sadece kadna deil, ilgin olan her eye baklr. Bir sakat ocuun varsa mutlaka bakar birileri, sonra bir de gemi olsun derler mongol ocua bile." "Bizde durum farkl. Eer karn bakas karsndan daha gzelse, sen kalkp benim kadn hepinizin karsndan gzel demek lazm. Demezsen ayp olur" dedi Gabri. Hep birlikte gldler. Felket birdenbire geldi. Her ey bir rya gibi hzla geliti. O sabah telefon erkenden ald, Ayvaz at. Arayan, maymunlar getiren geminin kaptanyd. Kaptan, uzaktan gelen bir sesle bara bara byk bir aksilik olduunu, depoda maymunlarn kafesten katn, btn muzlar yediklerini sylyordu. stne stlk maymunlar muzlar yedikten sonra limanda drt bir yana dalmt. aka sand Ayvaz ama adam ciddiydi. Cemil'le Gabri heyecanla ne olduunu sordular. "Maymunlar kap muzlar yemiler, sonra da dalp gitmiler" dedi Ayvaz. Sesi bir teypten geliyor gibi souk ve mekanikti. Cemil'le Gabri donup kaldlar. lk oku atlattktan sonra Gabri, "Sakn kaptan bizi kazk yapm olmasn?" dedi. "Olur mu olur, kaptan kazklad bizi belki" diye ona katld Cemil.

"Ne diye gvendik o adamlara. Aptal gibi sigorta da ettirmedik" diye hayfland Ayvaz. zleyen gnlerde ok uratlar. Avukatlara gittiler, saa sola dantlar, bir ey kmad. Ne olup bittii ak deildi, olayn iyzn anlayamadlar. Gabri son parasyla lkesine dnd. Havaalanndaki uurlama buruktu. O akam Cemil Ayvaz'a, "Acaba bu yediimiz kazkta Gabri'nin de parma var m?" diye sordu. "Sanmyorum, haber geldiinde o da bizim kadar zld, kpkrmz oldu yz." Biraz sonra Cemil, "Kpkrmz olduunu nasl anladn, ocuk zenci. Hani biz olsak kzardmz anlalr belki" dedi. "Bilmem, bana kzard gibi geldi." "Madem byle bir risk vard, niye Gabri de muzlarla birlikte yolculuk etmedi?" Kafalarnda soru iaretleri vard. Soru iaretleri yaam aralar ama tmyle aydnlatmaz ne yazk ki. Turkuaz Muz ve Maymun ithalat Ltd. batmt. Bunun okuna alamadan asl felket geldi. Evlilik sigortasna yksek prim yatran ift ayn hafta iinde boanverdi. Sebep iddetli geimsizlikti. Anlama gerei bu iftlere, o gne kadar dediklerinin iki kat para demeleri gerekiyordu. Ellerindeki para demeleri gereken miktarn altndayd. Borlandlar, szlemede ngrlen srede iftlere demeleri gereken miktar dediler. Artk bor iindeydiler.

kinci ilerinde de iflas etmilerdi. Bu iflas, derin iflast. Parlak fikirleri, karanlk bir final getirmiti Azlarn bak amyordu. Sabahlar skntyla uyanmaya baladlar, kalkp gne balamak zor geliyordu. Uyanr uyanmaz tekrar uyuyorlard. Srtlarn yorganla, skntlarn uykuyla rtyorlard. Bir akam Ayvaz koarak eve geldi. Cemil'e, "Bunlarn boanmalar hileli. Boanan iftlerden birini yolda kol kola grdm. iddetli geimsizlik filan yok bunlarn arasnda, gle oynaya yryorlard" dedi heyecanla. Boanan ift en yksek primi yatrmt. Niin bu kadar yksek prim yatrdklar imdi anlalyordu. Bir ihtimal, byk bir ihtimal, yksek prim yatrp dankl boanmlar, yksek tazminat almaya hak kazanmlard; aslnda birlikte yayorlard, evlerini filan ayrmamlard. Muhtemelen bir sre sonra da tekrar evleneceklerdi. Cemil'lerin sigorta szlemelerinde bu tr bir ktl ngren bir madde yoktu. Drst dnmler, gafil avlanmlard. Cemil'in aabeyi hsan, kardeiyle yakndan ilgilenmezdi, biraz mesafeliydi. Ancak kardeinin bana gelenleri rendiinde hemen telefonla arad, sonra yanlarna gidip Cemil'le Ayvaz' evine gtrd, onlara oda verdi. Gnlerce birlikte oldular, sabah akam konuuyorlard. Ayvaz daha ok, ilerine girdikleri skntdan nasl kurtulacaklarn dnyordu. Cemil ise balarna gelenin anlamn kavramaya, olup biteni kendi yaamnda ve yaamda bir yerlere oturtmaya alyordu.

Demir o srada Cennetehir'deydi, hsan' telefonla arad, uzun uzun konuup Cemil'le Ayvaz'n borlarn demeye karar verdiler. Grnrde bor diye ama aslnda bir daha almamak niyetiyle, birikmi paralarnn hemen tamamn verip borcu kapattlar. Bu, Cemil'i de Ayvaz ' da rahatlatt ama baarsz olduk duygusunu silmedi. Her ikisi de Demir'e ve hsan'a kar derin bir minnet duydular. Cemil'de bir de youn sululuk duygusu vard, kendini yaramazlk edip dt kuyudan aabeyi tarafndan karlm gibi hissediyordu. Bir akam Demir telefonla arad, telefonun sesini atrp Cemil'le Ayvaz'a unlar syledi: "Teselli iin sylemiyorum, bu dnyada iyi eylerin de, kt eylerinde bir ilevi var" dedi. "Diilik benim mesleim. rk diler, ok gereksiz gzkr, tedavi olmuyorsa ekip atarsn sonuta. Ama bunca tedavi, bunca macun, bunca fra rk diler sayesinde ortaya kt. rk diler, salam dilerin varlna katkda bulunur sessizce. 'Beni ldrmeyen ac glendirir' demi Nietsche. imdi biz yle desek nasl olur: 'Aclar sizi ldrmemeli, tatllara yreinizde yer amal. yle zengin bir sofradr ki yaam, aclardan sonra tatllar beklemeli insan.' Bu dediimi unutmayn, her trl sknt srasnda ayakta tutabilir sizi." Demir'in son cmlesini bir kda yazd Cemil: yle zengin bir sofradr ki yaam, aclardan sonra tatllar beklemeli insan.

hsan'da kaldklar sre iinde Cemil, aabeyi ile hi bu kadar uzun oturup konumadklarn fark etti. Genelde mesafeliydi hsan, mvekkilleri vard, davalar vard, sevgilileri vard ama kardeinin bir sknts olduunda yanndayd, kol kanat germiti. hsan'la konuurken Cemil birka kez sanki babas lmemi gibi hissetti. Babas yoktu, aabeyi vard. Aabeyler ve ablalar, ocukluk gnlerinizin devamdrlar. Ayrlacaklar gnn sabah hsan kahvaltda sandalyesine yaslanp, "izginin sonu bandan daha ok ilgilendirir bizi" dedi. "ifte standartl insan evld, ladesi. 'Ben niye leceim' der de nicesi 'Ben niye dodum' demez hibirisi. Domamz art deildi, mutlu olmamz da art deildir. Hayatnz size verilmitir. Onu nasl kullanacanz ise sizin iinizdir. Doumunuzdan siz sorumlu deilsiniz ama lmnzden bir lde siz sorumlu olacaksnz. Doumunuzdan nceki dnyadan sorumlu deilsiniz, ancak u andan itibaren dnyann gidiatndan da siz sorumlusunuz. Yaptnz iyi ve kt ilerle ldkten sonra da dnyadan siz sorumlu olacaksnz." te byle dedi hsan, son cmlesi ilerine iledi: Doumunuzdan siz sorumlu deilsiniz ama lmnzden siz sorumlu olacaksnz.

31 (otuzbir) hsan'la ve Demir'le olan konumalar Cemil'e iyi gelmiti ancak yetmedi. Olup bitenler Ayya Ahmet'i bulma, ondan bir sr alma isteini iyice artrmt iinde. Sanki onu bulursa nnde yeni bir yol alacakt, tek ynl ve ileriye. Ayya Ahmet'i aramaya devam etti. Demir, Cemil'in Ayya Ahmet'i yana yakla aradn biliyordu. Bir Cumartesi Cennetehir'den stanbul'a geldi. Cemil evde yalnzd, Ayvaz yine i aramaya gitmiti. Bir ara Demir Cemil'e Ayya Ahmet'i niin aradn sordu. Cemil, "Onun, bundan sonraki yaammda bana rehberlik edecek bir sr vereceine inanyorum" dedi. "Ona danmak, onunla tanmak istiyorum." Demir yava ve hznl bir sesle, "Onunla tantn Cemil, u an karnda" dedi. Cemil kalakald, hayretli, temkinli, ezilmi bir ses tonuyla, "Ayya Ahmet sen misin abi?" diye sordu. "Evet." "Demir abi, bu aka m, ciddi mi?"

"Ciddiyim." 'Yani btn o kerteriz defterlerini sen mi yazdn?" "Evet." "Gerekten yetitirme yurdunda m yetitin?" 'Yirmi yl nce sorsan maalesef evet derdim ama imdiki aklmla ok kr evet. ok kr demem, domu ve doacak binlerce yalnz ve mutsuz ocukla ayn kaderi paylatm iindir, insanlar oktur ama insan bir kiidir. Ben bugnlere ok zor geldim. Benimle ayn noktadan balayp bu dnyada kaybolan kardelerim oktur. Bilen az, ok sayda ocuk okutuyorum. Niin? nk okutuyorum." Cemil alamaya balad, kalkp Demir'in boynuna sarld. Demir de alyordu, bir baba, bir aabey kalbiyle Cemil'i barna bast. Oturduklar zaman Demir, "Kerteriz Defterlerimle seni, herkesi kandrdm dnyorsun deil mi?" diye sordu. "Bilmiyorum abi, deil galiba. Rumuz kullanmsn sadece. yle alt defter yazmak, artc, yaratc bir yaant." "Bir, iimden geldi. ki, para kazanyorum bu yolla, gemite de yaptm bunu, ocuklarn bursuna destek oluyor. Rumuzum Ayya Ahmet. Her akadaki gerek pay misali her rumuzda da bir gerek pay vardr belki. kiye dkn deilim, zaten Ayya Ahmet de imiyor ama iimde, sur dibindeki ayyalar gibi hem yaamn ta iinde

olmak ama tam yaamamak hem dnyada bulunmak ama dnyal olmamak istei var. Yazdm Kerteriz Defterleri ve yaadm bu hayat, belki bir bakaldr veya sessizce saklanma gayreti yaamdan. Drstle olan merakm, iimde pusuda bekleyen bir ktl rtmek iin mi acaba? Eer byleyse, btn ktlarda da rtl kalm bir drstlk istei var belki de. Btn bunlar sylerken ladesilik mi yapyorum, takyyecilik mi, kendimi mi kandryorum, herkesi mi?" "Belki de bu dnyada en drst insan drstlnden kuku duyandr" dedi Cemil. "Darda drst olduundan kukusu olmayan nice insan var, ahlak abidesi sanyorlar kendilerini. Aslnda ou ladesi, belki de kt hepsi. Seninki kandrma saylr m, emin deilim. Bir artma, bir srpriz gizli defterlerinde. Her kandrmada bir srpriz var ama her srpriz kandrma deil bence?" "Belki gerek sylediklerin, belki yalnzca beni sevdiin iin byle sylyorsun. Kibarca sen de kendini kandryorsun. Doada bir dzen mevcut. Hayvanlar yeteri kadar akll. Gereinden fazla akll olan insan, yalan syleyerek, yiyebileceinden fazlasn ldrerek, harcayabileceinden fazlasn biriktirerek uyumu bozdu. imdi resimde armoni, iirde ve nesirde kafiye, belki de uyumsuz bir dnya gidiatn uyumluymu gibi gsterme gayreti. Kapsam karanlk olunca zarf renkli izmeli." "Abi, biz drst adamdk. Arada Ayvaz hayali ihracat falan nerdi ama sonunda drst davrandk srekli. Peki iimiz niin iyi gitmiyor?"

"Baar iin, mutluluk iin drstlk art deil. Drst olmadan mutlu ve baarl olanlar ok bu dnyada. Drstlk bir lks, bireysel bir tercih, baardan bamsz bence. Baar iin akl ve uygun artlar gerekli. Drstlk, teki baarlardan ayr, kendi bana bir baar belki." "Abi ben Ayya Ahmet'i aryordum, mridim olsun, yaamma k tutacak bir sr versin, bana bir yol gstersin diye. Madem sensin Ayya Ahmet, bana bir sr ver. ok bunaldm. Borcumuzu kapatmanz inanlmazd. imdi bir sr ver, inanlr bir t bulunsun iinde." Demir: "Bir abi bulup danmak, ihtiyar bilgeye yol sormak masallarda kald. Okuyup veri toplamak ve kendi akln kullanarak bir sonuca varmak yerine, Dou tarz tembellikle, konuarak bir bilenden t almak gemite kald. Kimi renci okur, dener, dnr. Kimi renci ise alkan bir arkadana anlattrr konuyu, dinleyerek renir; sonra da 'Ben dinleyerek reniyorum' der. Bu belki bir tercihtir, belki de tembellik." "Aylardr ok uratk abi, imdi tembellik vakti. Bana bir t ver. Ne yapaym, ne yapmalyz?" "Dardan gelen tler ithaldir, fabrikasyondur, konfeksiyondur, sana uyabilir, uymayabilir de. Kendine danp kendine t verirsen, bu, ev yapm, el yapm olur. Benden, bakalarndan fikir, veri alabilirsin. Oku, gzle, dinle ama sonuta kendi aklna gven, kendi kararn kendin ver. Atalar 'tama suyla deirmen dnmez' demiler. yi de, sz eksik brakmlar. 'Tama suyla

deirmen dnmez, tama fikirle hayat srmez.' Sonuta, Ayya Ahmet'e danma, kendine dan. Son karar kayna sen ol, kendin ol. Dnyay dola ama sonunda kendine gel, kendine yerle. Bakalarnn yazd kerteriz defterlerini okuduun sre onlarn bilgisiyle snrl kalrsn, onlara mahkum olursun, ya hinlik olsun diye yanl defter veriyorlarsa eline? Kendi kerteriz defterini kendin yazmalsn. Neyse, btn bu sylediklerim de aslnda bir tr t. Beni bo ver, sen kendi deneyimlerine gven." "Abi bende deneyim ne arar" dedi Cemil. Demir gld: "Var, var, hepimizden deneyimlisin, iki defa iflas ettin bu gen yata." Cemil de gld. Aclara ilikin aka yapmak, glmek, aclar kabuk tutuyor demektir. O gece bir tek cmle, yanp snen bir k gibi aklnda kald Cemil'in: "Kendin ol." Bunu Aysen de sylemiti.

LADES IV. BLM Son Semerci

32 (otuziki) Son gnlerde Cemil'in aklnda iki cmle vard: "Kendin olmak", dieri Demir'in bir sre nce syledii: "Siz bir eyler olmak istiyorsunuz, zengin, nl... Bir ey olmayn, bir eyler yapn." Bu iki cmle nce elikili geldi Cemil'e, sonra uygun gzkt. Ne istediimi kefetmeliyim. Zengin ya da nl olmay dnmeden iimden geleni yapmam gerekli. Bu dncesini Ayvaz'a da syledi. Artk Cennetehir'e dnmeyi dnyorlard. Ve dndler. hsan, dnmesinler diye srar etti ama dndler. Dndklerinde Demir Cennetehir'deydi. Baarsz stanbul maceras enerjilerini ve neelerini tketmiti. Aileleri onlar sevinle karlad. Demir'in duygusu belirsizdi. Aybahar henz evlenmemiti, ancak Cemil annesiyle bu konuyu fazla konumad. Gnler geiyordu. Cemil'in iinde artk ne zengin ne de nl olma istei vard. Saplant eklinde nasl kendim olabilirim diye dnyordu. stanbul'dan ayrlrken Aysen'le vedalamalar hznl olmutu. Aysen, Cemil iin bir imknsz sevgiliydi.

Cemil'in kalbinde Aysen, olmam, ad konmam, olgunlamam, hatta dalnda hi grlmemi, yine de tad ho gelen ve ac veren bir ak meyvesiydi. Birok kii, Cemil'in platonik bir aka tutulduunu syleyebilirdi ama bu yanl olurdu. Hi izilmemi usuz bucaksz ve rengarenk manzaralara benzeyen baz yaanmam aklar "platoniktir" diye souk ve klie bir kelimeyle adlandrmak hakszlktr. Yaanan her ak gibi, yaanmam aklarn da kendine zg bir ad olmas gerekir. Aysen'le son grmelerinde Cemil, onun aylar nce "kendim olmak iin corafyaya girdim" dediini hatrlatt ve bunun kendisini etkilediini syledi. Aysen tam hatrlamamt ama szne nem verilmesi houna gitti. imdi Cennetehir'de Cemil, Aysen'den rendii gibi kendi olmaya abalyordu. Bunu dnmesi belki de fiziklememi bir birlemenin soyut bir telfisi idi. Bu dnyada, kendi olmadan bir eyler olmaya, kendi olmadan birileriyle birlikte olmaya abalayan ok insan var. "Drst" olmak gibi "kendi olmak" da kymetli ve ender bir ey galiba. Nasl kendim olabilirim diye dndnde Cemil'in bulduu ey uydu: Yeteneklerine ve iindeki gerek istee uygun bir yaam srerse kendi olabilirdi. Kendi olmak demek, iindeki saf bulmak, saf kendini grmek demekti. Kendi olamayan, iindeki saf bulamayan, kendini ve evreyi kandrr, ladesilik yapar ou zaman. Kendinde yaayp kendi olamayan bir kt, evreye de farkl gsterir kendini, maske takar. Ben olmayan bir benle kandrmaya abalar herkesi. Kendini kandran, kandrmaya msaittir lemi.

Saf kendin olmak, saf alkol gibi bazen sarho edebilir sizi. O yzden biraz toplum katmalsnz kendinize, ancak oran iyi ayarlamal. Toplumu kendinize yanl miktarda kattnzda, zehirli ikiler imi gibi zehirlenebilirsiniz. Bu dnyada ne yapmak istediini dnyordu Cemil. Hibir madd kaygs olmasa ne yapmak isterdi? Dnd. Aslnda ok sosyal deildi, insanlarla youn iliki gerektiren iler ona uygun saylmazd. Bir iletmeyi planlamak, kurmak cazipti, ancak iletmek ona gre deildi. Doay ve hayvanlar severdi, kpekleri, atlar, eekleri severdi. Gelitirmemiti ama eli el becerilerine, marangozlua yatknd. Yapaca i, doayla hayvanlarla ilgili olmalyd, el becerisi gerektirmeliydi, ancak byle bir meslek yoktu. Veteriner, marangoz veya mobilyac olabilirdi ama artk bunlar iin ok geti. Cemil, doayla, hayvanlarla ilgili bir ey yaparsa kendi olacakt ama bu uzak bir ihtimaldi. Hatta mmkn deildi. Cemil de Ayvaz da karamsarlk iindeydiler. Ayvaz, aabeyinin at dkkna gidip geliyordu, nispeten iyiydi. Cemil ise giderek kendini daha kt hissediyordu. Yaam, her eyi anlamsz bulmaya, bir eylerin bittiini dnmeye balamt. Sondu, bitmiti. Hayalleri gemite kalmt, umudu ise kaybolmutu. Sabahlar yine yataktan kalkamyordu. Cemil saplant eklinde, yaamnda bir eylerin bittiini, sona ulatn dnmeye balamt. Bir leden sonra gazetede bir haber grd. Haberin bal "Son Semerci" idi. Haberde Trkiye'de az sayda

semer ustas kald, nicesi gibi bu zanaatn da lmekte olduu anlatlyordu. Son semercilerden birisi Erdek'te yaayan Mustafa Usta idi. Son semerciyle ilgili haber Cemil'i derinden etkiledi. Birka defa okuduktan sonra gazeteyi saklad. Niye etkilendiini bilmiyordu. Yaamndaki bir eyler, yaama sevinci, belki de yaam sona eriyordu. Sona ermekte olan kendine ait eyler ile sona ermekte olan bir zanaat arasnda paralellik kurmutu belki de. Son, sonlar ac vericiydi. Cemil, son semerciye acmt. Aslnda kendine acyordu. Bir semercinin yaants Cemil'den alabildiine uzakt. Bir iki binmek dnda ne eeklere, atlara yaknd ne sazdan, kamtan anlard. Ancak biraz dnnce fark etti ki, bir semercinin ii aslnda onun ilgi duyduu eydi. Semercilikte doa vard, doallk vard, hayvanlar vard, el becerisi, marangozluk vard. Daha birka hafta nce hayvanlarla, marangozlukla ilgili bir eyler yaparsa kendi olacan, kendini bulacan dnmt. te semercilik kendisine gre bir iti. zleyen gnlerde Cemil sabahlar erken kalkmaya balad, artk daha az uyuyordu. Sebepsiz sknts azalmt. Ancak imdi, son gnlerde kendisiyle ilgili fark ettiklerini hayatna nasl yerletireceini dnyordu. Bunu dnmek ise skntyla kark bir heyecan veriyordu. Semercilik tam Cemil'e greydi, ancak bir semerci olma fikri, yabanc ve iticiydi.

Cemil giderek bu fikre almaya balad. Doa, hayvanlar, marangozluk ve el becerisi, Cemil'in kendisiydi. Giderek iindeki istek byd, Cemil Erdek'e gitmeye karar verdi. Erdek'te son semerciyi grecekti. Dncesini Demir'e syledi. Demir gld. "Ben sana yetmedim, yeni mridin son semerci mi olacak? Sabahlar skntdan uyanamadn sylyordun. Seni gaflet uykusundan uyandrsn diye yeni bir mride gideceksin imdi. Git. Ancak unutma, seni uykudan uyandran ey, bana dikilen uyank birinin eli deildir asla. Bu dnyada her insan, yalnzca kendi beyni sayesinde uyanr uykudan." "Abi, sen ve son semerci, omzuma deen ellersiniz belki" diye karlk verdi Cemil. "Ve uykudan ben uyanacam. Ama uyanmak iin Erdek'e gideceim." Cemil Erdek'e gidebilmek iin annesinden para ald. Ayrlrken "Bir arkadam grp dneceim" demiti. Semerciye gideceini sylemek ayp gelmiti. Bir Ekim sabah Erdek'te otobsten indi. Kydaki bir ayhaneye oturup simit ve ayla kahvalt etti. ayhanenin nnde balk tekneleri, az tede irin bir ada vard. Bir grup gmen ku gneye doru V dzeniyle uuyordu. ayhaneden kt, meydandaki Atatrk heykelinin nnden geti. Heykel gzeldi, 12 Eyllden sonra dikilmiti, Eyll ncesindeki karde kavgasnn aclarn anlatyordu, Eyll sonrasndaki karde kavgasn, aydn kymn anlatmyordu. Belki bu da bir ladesilikti.

Kedeki antikacya semerciyi sordu, gsterdiler. Sokak boyunca dkknlar arasnda yrd. Sonunda bir sokakta son semerci Mustafa Ustay buldu. Mustafa Usta altm yalarnda, yuvarlak yzl, babacan tavrlyd. Alak bir tabureye oturmu semer yapyordu. Cemil selm verdi, "Ho geldiniz, buyurun" dedi Mustafa Usta. Cemil bir sre ne diyeceini bilemedi. Geli sebebini sylemek ayp gibi geldi. Sonra cesaretini toplayp "Kolay gelsin ustam, sizinle tanmaya geldim" dedi. "Buyurun oturun" dedi Mustafa Usta. Cemil onun, semer iin gelmeyen, yalnzca tanmak isteyen birisi karsnda aracan zannetmiti. Ama ustann arm bir hali yoktu. Cemil gazetede okuduu haberden sz etti. Mustafa Usta buna da arm gzkmedi, haberi okumutu. Cemil semercilie ilgi duyduunu syledi. Usta bir yandan ar hareketlerle iini yapmaya devam ederken, bir yandan, telasz ve yava bir sesle semerleri, semercilii anlatmaya balad. Atlara, eeklere semer yaparm Mustafa Usta, semer eyerden farklym. Semerin evresi meeden yaplabilirmi ama usta kayn aacn tercih ediyormu. En alta kei klndan zel olarak yaplm kee, st tarafa teke derisi, ikisinin arasna ise bakla boylamasna kesilmi kuru kamlar koyuyormu. Cemil konuyla ilgili bildii klie dnceyi syledi: "Eekler inat olur, deil mi? Ama ben birka defa bindim, benimkiler inat kmad."

Mustafa Usta, "Bilmem, yle diyorlar ama deil" dedi. "Uza grr, tehlikeyi anlar eek. Eeinle giderken durdu mu, inat etti demeyeceksin, gidip ileriye bakacaksn, bir sebebi vardr, mutlaka, bir tehlike filan grmtr yolda. Eskiler eek koyarm kervanlarn nne, tehlikeyi grsn diye." "Bilmiyordum." "Bir de, bir defa tkezledi mi eek bir yerde, aylar sonra o yere gelse, gitmez, durur. Sen buna ister inat de, ister tedbirli. Gitmez. 'Yal eekler daha inat derler." "te, yal eek ok yerde tkezlemitir, ok yerde durur. Yal eek inat deil, tecrbelidir bence. Eek dediin ifade-i meram edemeyen bir hayvan, derdini anlatamayan bir can, o yzden sopa yer insandan. Derdini anlatamad iin sopa yiyen ok eek var bu dnyada, derdini anlatamad iin sopa yiyen insan da." "Vah eekikler, vah insancklar. Bugne kadar hi eek dvmedim ve dvmedim. kretmeliyim" dedi Cemil. "Bazen sopayla, tala bir eei dverlerse insafszca, ban duvara evirip alar eek, gzlerinden ya szlr sessizce. Eekleri anlamayan insanlar, birbirlerini de anlayamazlar. Eee inat diye kzan nice fkeli insan, fkeden gzleri dnm halde ve azndan kpkler saarak saldryor saa sola. nat fkeden daha m kt?"

Konuma ok keyifli gelmiti Cemil'e. Mustafa Usta semer yapmadan nce, eein lsnn nasl alndn anlatt. "Ahrda almayacaksn, darya karacaksn eei, bir de nden alacaksn lsn, arkasndan yanarsan, ly karr, ifte atar" dedi. Ustaya gre bir semercinin en byk hneri, eein srtnda yara amayacak bir semer yapabilmekti. "Bazen da kylerinden gelip, srt yara olmu eekler iin arrlar beni. Ben yapmamm o semeri tabii, ya bir bakas yapm ya da eskiden. Srt yaral bir eek varsa eer, semerin i taraf bakla oyulur, bolua bol bir kee konur, dikile tutturulur, yara iyileene kadar. Sonra semerin hayvann boynuna deen yerine yara yapmasn diye yumuak kuma paralar konur, buna yastk denir. Yani byle, bir hayvann varsa bileceksin, dilinden, dilsizliinden anlayacaksn. Ayn bebek gibi, sormayacaksn, sorsan sylemez, sen bileceksin, dvmeyeceksin." Ertesi gn Cennetehir'e dnd Cemil. Birka gn eve kapand. zleyen gnlerde, iindeki istek iyiden iyiye glendi, sonunda semerci olmaya kesin olarak karar verdi. Niin? Bilmiyordu ama olmalyd. Ne n ne para istiyordu, sadece semerci olmak istiyordu. Bu isteini annesine syleyemedi. Havva Hanm zaten, bu ocuk ne yapyor, ne yapacak diye kayglar iindeydi. Demir'e syledi. Demir armad, sevinmedi, yalnzca "Sen istiyorsan iyidir" dedi. Cemil semerci olacakt.

33(otuz) Cemil semerci olmaya kararlyd. Hayvanlar, eekleri zaten severdi, onlara vurmazd. Mustafa Ustayla konutuktan sonra hepsine sevgisi artm, eekleri tarih boyunca zulme uram bir tr olarak grmeye balamt. Bir zamanlar kendi trnden kleleri insafszca krbalayan insanlar gibi, sopalarla, talarla dvyordu eekleri sahipleri. (Gl ve vicdansz bir efendi aka dver sizi, akll, ahlaksz ve sinsi birileri ise sessizce kandrr herkesi.) Internet'te, Pars Tulac'nn Okyanus'una bakt, eekleri aratrd Cemil. Eek, tek parmakllar takmnn (Perissodactyla), atgiller familyasna (Equidae) giren bir memeliydi. Tpk bcekler, filler, balinalar gibi, onu tanmayan, niyetini yanl anlayan, doay smrmeye merakl gl bir tr tarafndan (bu trn biyolojideki ad homo-sapiens'dir) bask altna alnmt. Cemil, bandan beri drst olmaya abalyordu. Kendine kar drst olma dncesi yeniydi. Eer semerci olursa, ncelikle kendine kar, sonra herkese, her eye kar drst olacakt. Derinden derine bir ey daha vard iinde: Ezilen milletlere, insanlara kar duyarl, sevecen olmay renmiti Aysen'den. Semerci olduunda, btn zulme uramlar barna basacakt bir anlamda.

Semerci olursa Cemil, aka deilse bile iten ie, tarihteki btn ezilmilere "affedersiniz" diyecekti sessizce. Cemil, semerci olacan evresindekilere nasl syleyeceini bilemiyordu. Dalga geeceklerinden emindi. Sonra, sylemem art deil, olunca nasl olsa renecekler diye dnd. Yalnzca Ayvaz'a syledi, "stersen beraber renelim" dedi. Ayvaz tereddt etti, "Hele sen bir ren de, bakarz" diye geitirdi. Bir ay sonra Erdek'e gidip bir pansiyona yerleti Cemil. Mustafa Ustann yanma rak girdi, para almadan alacakt, yalnzca semercilii renmek istiyordu. Sevin iindeydi, bu ie oldu gzyle bakyordu, Anadolu'daki syleyile eee binmeden ayaklarn sallamaya balamt. Mustafa Usta olup biteni olaan karlad, yine hibir eye hayret etmedi. Bir niversite mezununun semercilii renmek iin raklk etmesi sk sk olan bir eymi gibi doal karlad. Belki de, doa ile, doal olanla uraanlar, karlarnda bir samimiyet, bir doallk grdklerinde, doal karlyorlard bunu. Cemil, Mustafa Ustann kendisini rakip grebileceini dnd. nk usta ilerde bir dkkn aarsa nerede aacan sormutu. Cennetehir'de aabileceini syledi. Bu belki de ustay rahatlatmt. Drt ay kald Erdek'te Cemil. Balangta annesiyle aabeyi para gnderiyorlard. rakla baladktan bir ay sonra Mustafa Usta, balangta konumadklar halde aylk vermeye balad. "Bana yardmn dokunuyor, hakkn gemesin" dedi.

Cemil sabahlar erken gelip dkkn ayordu. Elleri nasr tutmaya balamt. Kuru kamlar bakla keserken avular iziliyor, kk yaralar alyordu. Btn bunlar nemli deildi. Dolu-derin hayatn yaadn hissediyordu. Mustafa Ustayla Bandrma'ya, Edincik'e, Gnen'e, da kylerine gidiyorlard. Ana yolda dolmutan indiklerinde, kyller karlayp eekle tepelere karyordu onlar. Kyllerin ikram boldu. Yemekler, ayranlar, aylar, meyveler ikram ediyorlard. Kylerine gelen bir doktor, bir veteriner, kefe gelmi bir hkim kadar Mustafa Ustaya da itibar ediyorlard. O, son semerciydi, ustayd, azsz, dilsiz hayvanlarn dilinden anlard. Mustafa Usta pazarlk etmiyor, herkes ne deyeceini biliyordu. Paray katlayp eline veriyorlard o da saymadan cebine koyuyordu. Bu kylerde, Visa kartn uzatan mterilere "Kimliinizi grebilir miyim?" diyen, kazklanmaya alm kukucu insanlar yoktu. Bazen bir kyl, param yok, sonra vereyim diye elini uzatyordu Mustafa Ustaya, el skyorlard. El skma, bir akitti, szlemeydi. Bir gn Cemil birdenbire, el skan iki insann kollarnn V eklini aldn, lades kemiine benzediini fark etti. Bir lades kemiine benzer ekilde kollarn birletirip el skyorlard, sz veriyorlard birbirlerine. Kyllerin szlerini unuttuklar, borlarn demedikleri olmazd. Kollarla tutuulan ladeste kandrma yoktu, aklmda diyorlar ve borlarn unutmuyorlard.

Kulardaki lades kemii, gste bulunan, iki kprck kemiinin alt ularnn birlemesinden meydana gelen V eklinde bir kemiktir. El sktklarnda insanlarn kollar da kprck kemiklerinden aaya doru uzanyor ve bir lades kemii olutururcasna ksa sreli bir V yaratyordu bolukta. Ellerini birletirenler, birbirlerine gvenenler bolukta kalmazlar bu dnyada. Kimilerine gre uygarln temelinde dil ve oyun vardr. Dil ve oyun, eti dnen-el'e dntrmtr. Oynamay sever insanolu, yaam oyuna, oyunu kra dntrmek ister. Balangta "1 Nisan" bir kandrma oyunuydu mesel. 1 Nisan'da bir aka yapp dostlarnz kardrrdnz, yle bedavaya. Sonra bunu kra dntrdk, 1 Nisanlarda "Dolma kalemini versene" dedik, dolmakalemi cebimize attk. Bedavaya oynamak yerine kr ettik. 1 Nisan gibi lades de evvel zamanda, bir ans kemiiydi yalnzca. Tavuklar uurlu saylrd, lades kemikleri de. ngiltere'de bir zamanlar, Noel'de hindinin lades kemiini ele geiren gen kz evinin kapsna asard ve yeni ylda o kapdan giren ilk bekr erkekle evleneceine inanrd. Lades kemii o zamanlar ksmet aan bir tlsmd. Sonra gn deiti, lades kemiinin anlam da deiti, insanlar lades kemiini krmaya ve birbirlerini kandrmaya baladlar. Bylece iki kollu lades kemii yalnzca kazananlara ans getirdi. Kazandl-kaybettili bir dnyada 1 Nisanlar ve lades kemikleri, kazanlar kaynarken drt bir yanda, yalnzca kazananlara hizmet etti. Szleirken el skmay unutanlar, imzal mhrl senetler ekler hazrladlar. Onlarn ise bir ksm karlksz kt. V bozulmutu bir kere.

34 (Otuzdrt) Sonunda Cemil Cennetehir'e dnd. Birka ay sonra kk bir semerci dkkn at. Herkes ok ard, Cennetehir byle bir ey grmemiti. Kimse bu semercilik iine anlam veremedi. Hele bir niversite mezununun byle bir i yapmas herkese tuhaf geldi. Ayrca Cennet-ehir'de eek yoktu. Ancak Cennetehirliler hemerilerine sahip kmakta gecikmediler, yolda kahvede, "Canm iyi oldu, her ehre bir semerci lzm, el sanatlar lmemeli, ocuk iyi akl etti" demeye baladlar. Cennetehir semerciyi kabul etmiti. Bu arada Aybahar'la birka kez grt, aralarnda yaknlk balad. Cemil uuyordu. Aybahar ak retime girmiti. Ailesi artk evlenmesini istiyordu, o ise evlenmek istemiyordu, okumaya kararlyd ve gnl Cemil'den yanayd. Henz i resmiyete dklmemiti ama Cemil'in Aybahar'la ilgili d, sisler arasndan ar ar beliriyor, geree dnyordu. Cemil'in semerci dkkn ilk aylar mterisizdi. Sonra evre kylerde, kasabalarda, ehirde bir semerci ald duyuldu, insanlar birer ikier gelmeye baladlar. Cemil keyifle kylere kouyor, ustasndan rendii ekilde

eeklerin, atlarn llerini alyor, dkknna dndnde, kaynlardan, meelerden, derilerden, keelerden, kamlardan semerler yapyordu. Semer yapt ilk eein resmini dkknna ast. Giderek n artmaya balad evrede. Ta uzaklardan geliyordu mteriler. Kimisi kamyonetle getiriyordu eeini, lsn aldrmaya veya srtndaki yaray tedavi etsin diye. Srt yara eekler geldiinde nce veterinere gnderip ila srdrtyordu, sonra semerin yaraya gelen yerine bol bir kee veya tlbent yerletirip hayvan rahatlatyordu. Bu arada artk iyice nasrlaan elleriyle eekleri seviyor, onlara gzel szler sylyordu. Ve Cemil Aybahar'la nianland. ok mutluydu, mutluydular. Aybahar'n dersleri de iyiydi, ak retimi ciddiye alyor, muntazam alyordu. Annesi, eyiz hazrla diye zorladka o kitap okuyordu. Cemil'le Aybahar artk rahata birlikte olabiliyorlard, nianlydlar. Ancak Aybahar'n baz akrabalar bu evlilie ciddi olarak karydlar. Giderek ykselen bir ses tonuyla "Semerciye kz verilir mi!" demeye balamlard. Bu szler Havva Hanmn kulana geldi, ok zld, oluna sylemedi. Cemil'in yaamnda artk yalnzca Aybahar vard, Aysen ie girip kmt, daha dorusu teet gemi, geceyi uyandran bir kuyruklu yldz gibi bir grnp bir kaybolmutu. Son gnlerde Cemil iine baktnda kendisi iin aslolann, asln, Asl'nn Aybahar olduunu, anayurdunun, anakadnnn Aybahar olacan hissediyordu.

Aysen, anayurdun stnden geen bir kuyruklu yldz, hayret ve hayranlk uyandran parlak bir an, aydnlk bir yaantyd, onu grdnz diye anayurdunuzu terk etmeniz, bu iz brakan yldzn peinden gitmeniz gerekmiyordu. O size n brakrd ama onu yannzda tayamazdnz. Aysen Cemil'in eksik yanlarn artlayan, ona ulamak istedii uzaklar gsteren, yol gsteren bir yldz, Cemil'in gizliden gizliye benzemek istedii bir insand belki de. Cemil'in rtler, sisler iinde grd ey uydu yreinde: Cemil, o olmak istiyordu aslnda, onunla olmak deil. Aysen gibi olmak istiyordu, Aysen'le olmak deil. Cemil ortaokulda bir kadn retmenine k olmutu platonik bir ekilde, ak tadnda ama ac veren bir dnceydi bu. Kendisi aka farknda deildi ya, iindeki gerek istek, sahip olmak, aitlemek deil, kimi ynlerden ona benzemekti yalnzca, onun gibi olmakt. Belki btn aklar, sevdiine katlmak, sevdii gibi olmaktr aslnda. Bir insan ya da bir meslei arzularken, kendimizden vazgeiyoruz, kendimizden geiyoruz, o oluyoruz, ona katlp onunla oluyoruz. Acaba iimizdeki gerei yakalayabilmek iin kendimizden mi vazgeiyoruz? Ak, tekiyle birleme mi, yoksa kendini yok sayp kendinden ayrlma m? retmeni, Aysen veya semercilik, Cemil iin benzerdi belki de, kalbinde ayn yere sd hepsi. Ancak Aybahar bakayd. retmeni ve Aysen, Cemil'in ufkunda yoktular, yalnzca ufku gsteren kuyruklu yldzdlar. Aybahar ise bir

kuyruklu yldz, bir oban yldz kadar gzalc deildi ama srekliydi, hep oradayd, sizi beklerdi, dolunay olduunda glgesi yeri g sarard, erkeini sarard. Aybahar Cemil'e bir ayd, anayurduydu, sevgilisi ve ocuklarnn anas olacakt. Btn bunlar belki yalnzca Cemil dnd, hissetti, belki yalnzca yazar istedi. Kimse unu tam bilmiyor: Cemil gerekten Aysen'e k m oldu, yoksa olmadm diye kendini mi kandryor? Aybahar'da karar kldnda, bu gereki bir fark etme miydi, yoksa yeni bir lades mi? "Cemil aslnda ne retmenine ne Aysen'e k oldu, o aslnda onlar gibi olmak istiyordu" diyen bu romann yazar, kendini mi kandryor, kahramanlarn m, yoksa okuyucuyu mu kandryor bilmeden? Cemil Aysen'de umduunu bulamaynca m Aybahar'a dnd, yoksa Aybahar'a olan akndan tr m Aysen'den uzak durdu? Ve eer ticarette umduunu bulsayd, yreindeki semercilik tohumu yine de kk salar myd? Yani, semercilik Cemil'e en uygun meslek mi, yoksa bu da bir ladesilik mi? Ne gerek, ne hayali, kim bilebilir ki? Tercihler ve aklar yaamn kerteriz defterinde mi? Kitaplar ve defterler size akn ne olduunu anlatabilir ama iinizdeki akn ne olduunu ancak siz bulacaksnz. Belki gerei greceksiniz, belki kendinizi kandracaksnz. Her konudaki ladesi bu konuda da oynayacaksnz. Ya da "nikhta keramet var" deyip kendi gereinizi bulma iini d etmenlerin sorumluluuna atacaksnz.

Nikhta keramet olabilir ama asl keramet sizdedir. Kelmlar keramete eviren, yaam deneyimlerinizi imbikten geirip damla damla biriktiren hazne, iinizdedir, sizdedir, insanlar 'Ya kemle erdi" derler, ya Kemal nerelere erdi, sylemezler. Cemil ile Aybahar, aydnlk ve byk bir ovada, birbirlerine sarlp ar ar ve dne dne bymeye baladlar, byyecekler.

35(otuzbe) Cemil'in ii srekli iyiye gidiyordu. Yanna bir yardmc ald. Bu arada Demir ve Ayvaz'la sk sk buluuyordu. Ayvaz, Kltr Bakanh'nn snavn kazanp Cennetehir Halk Ktphanesi'ne memur olarak girdi. Snav nasl kazandn kimseler anlayamad. ki ay sonra Ayvaz aabeyinin tandklar sayesinde ktphanenin mdr oldu. ok mutluydu. Ancak o ktphanede yirmi yldr alan ve mdrlk bekleyen kiiler hi mutlu olmadlar. Bu grlmemi hzdaki terfi, onlar kadar deilse bile Ayvaz' da rahatsz etmiti. Ancak Ayvaz tatl diliyle hepsinin gnln almay becerdi, zaman iinde kendini sevdirdi. Ktphane binas modern ve bykt. Geri iinde ok az kitap vard ama Ayvaz krk yere bavurdu, sivil toplum rgtlerini ve yaynevlerini meyil yamuruna tuttu, kitap istedi. Sonunda raflar doldurdu. Bir zamanlar nl bir Eekli Ktphaneci vard Nide'de. Ayvaz onun resmini ve hayat hikyesini ktphanenin giriine ast. Ktphanedeki memur says azd, bakanlk kadro vermiyordu. Ayvaz bir dergide okuduu ktphane gnllleri sistemini kurdu. Bu sisteme gre

ev hanmlar, emekliler, haftada belli saatlerde ktphaneye gelip cretsiz alyorlard. Bu yaklam zellikle ocuklara ayrlan blmde ok ie yarad. Ayvaz, haybeye mdr olmutu ama hayrl bir mdr oldu. Baz mdrler gibi odasna kapanp Brezilya dizilerini ve sabah ekerlerini izlemedi, kitap okumaya balad. Ayvaz bir yandan da asl meslei olan arkeolojiyle ilgileniyordu. Cennetehir'in etrafnda farkl dnemlere ait tarihi kalntlar vard, ayrca belediyenin deposuna ok sayda antik heykel ylmt. Kmr ynlarnn iin iin yanp yok olmas gibi, bu heykel yn da ar ar ama daha ok stten stten sessizce azalp bitiyordu. Ayvaz hepsinin envanterini kard, yan sra krsal alandaki tarihi kalntlar, niversitede edindii bilgilerle incelemeye balad. Niyeti bu konuda bir kitap yazmakt, sonunda yazmaya balad. Kitabn ad "CENNETEHR'N ARKEOLOJS" olacakt. Duvardan heykele Cennetehir'in tarihini, arkeolojisini ele alacakt bu kitapta. Ayvaz'n en byk hayali, bir gn belediye bakan olmakt. Bu akla, bu evreyle olur mu olurdu. Bu arada Ayvaz'la Cemil bir kooperatife girdiler, Cennetehir'in hemen yanndaki verimli tarm arazisi zerinde kurulmaya balayan Yamakent'te yan yana iki arsa aldlar. Kooperatife girince, Demir'e ve hsan'a olan ad konmam borlarn hatrladlar, onlarn youn itirazna ramen dediler. Yamakent Kooperatifi'ne girerken ortaklar arasnda kamuoyundaki baz nl isimler de vard. Biraz da onun

hevesiyle girmilerdi. Ancak girdikten sonra bu isimlerin bulunmadn anladlar. ki nl kiinin ad ortaklar arasnda geiyordu, ancak ne para yatrmlar ne de arsa almlard. Niin diye sorduklarnda kooperatif yelerinden birisi "Adettir, insanlar cezbetmek iin btn kooperatifler byle birka nl isim koyarlar" demiti, kendisi de bunu bile bile girmiti. Anlalan bu konuda da bir milli mutabakat, bir ladesilik vard. Her ne olursa olsun Yamakent'te bir ev sahibi olma fikri heyecan vericiydi. Yamakent'in ad bile kulaa ho geliyordu. Gnden gne Cemil'in ii hzla geliiyordu. Artk satlarnn bir ksmn nternet zerinden yapmaya balamt. "Semerci" adl bir site kurmutu, Web sayfas da vard. Baz mterileri meyil atp kylerine, iftliklerine davet ediyorlard Cemil'i. O da nceleri "Eeinizin, atnzn resmini gnderin" diyordu. Az sonra, resim szcnn yanl olduunu hatrlayp "fotoraf gnderin" demeye balad. Mterilerinden, yanma boyuta denk gelecek ekilde birer metre uzunluunda ubuk koyduktan sonra eein, atn fotorafn nden ve yandan ekip nternet'le gndermelerini istiyordu. ubuklarn uzunluuyla kyaslayarak hayvanlarn boyunu, yksekliini ve enini tahmin ediyor, semerleri bu tahmine gre yapp gnderiyordu. Yaplan semerler ise eeklerin ve atlarn vcutlarna byk lde denk geliyordu.

Cemil bu ite baarl olmutu, giderek n lkeye, hatta yurtdna yayld, insanlar atlarnn, daha ok eeklerinin fotorafn gnderiyor, sipari veriyor, semer ellerine ulatnda bedelini gnderiyorlard. Bu arada ok sayda mteri semerin gzel olduu konusunda geribildirim veriyor, teekkr ediyordu. Internetli semerci insanlara ilgin gelmiti, eitli illerde iftlikleri, baheleri olanlar heveslenip eek yetitirmeye baladlar. Internetli semerci, semeri ve eei mehur etmiti. Cemil artk nl, varlkl ve baarlyd. Snmeye yz tutan son semercinin Erdek'teki kvlcm, Cennetehir'e sram, oradan dalga dalga, alev alev lkelere ve gnllere yaylmaya balamt. Cennetehirliler Cemil'le gurur duyuyorlard. Balangta ona "Bizim semerci olan" diyenler, giderek "Semerci Cemil Bey" demeye baladlar. Ve sonunda Cemil'le Aybahar evlendiler. Cemil'in sadc Ayvaz'd, btn Cennetehir onlar kutlad. Demir nikhta hayatnda ilk kez kravat takt. ok mutluydular. Gklerine, yzlerine, ellerine bereketli sevinler geldi. Artk Cemil'in gnde, gsnde, gnnde, gecesinde Aybahar vard. Aybahar'n gnnde, gecesinde ise Cemil. Balayna Erdek'e gittiler, bir motele yerletiler. Denize girdiler, sabahlar kydaki yol boyunca ehirden kamplara doru el ele yrdler, akamlar limandaki kahvelerde oturdular. Mustafa Usta, yeni evlileri evine yemee gtrd, gelinim gelmitir diye bir Cumhuriyet altn

takt Aybahar'n boynuna. Dnde ok altn takan olmutu ama en ok bu altn sevindirdi Cemil'i. Cumhuriyet'in altn, ustann eli bereketliydi. Yl geti Aybahar Akretim'den dereceyle mezun oldu, iletmeyi bitirmiti, butik zerine kk bir maaza at Cennetehir'de. Nice gen kendini mecbur hissedip Akretim'e kaydoluyor, ancak kendilerini mecbur hissetmedikleri iin yeterince almyor, mezun olamyorlard. Aybahar Akretim'i ciddiye almt, ona gre nerede olduun deil, ne yaptn nemliydi. Cemil ile Aybahar ilerini, evliliklerini ciddiye aldlar. Bir i sahibi veya evli olmanz nemli deildi, bunlar nasl yrttnz nemliydi. Gnler geti, dnyann ileri bitmedi, Ayvaz Cennetehir'e belediye bakan oldu. Lisedeyken beendii bir kz arkada vard, az sonra onunla evlendi. Cemil'in de, Ayvaz'n da birer kzlar oldu. Arkeoloji kitab basldnda Ayvaz kitab eine ve kzna ithaf etti. Cemil kz olduu iin mutluydu, arada "Kzm benim iimi srdrmez, ilerde semerci bir damat bulurum kendime" diyordu. Yarnn ne getirecei bilinmez, kim bilir belki kz da ileride semerci olacaktr. Ayvaz'la Cemil'in dostluklar yaam boyu srd, ailece grtler. Yllarca yemeklerde, trenlerde bir araya geldiklerinde Ayvaz Cemil'i gsterip "Benim has dostum" dedi, Cemil ise Ayvaz iin "Benim ba dostum" diyordu.

36 (Otuzalt) Yllar geiyor, lkemiz yeni teknolojilerle, ancak eski kafalarla bata ka, ite kaka ilerliyordu. Bir yneticinin elinde bir bardak ayla televizyona kp "Bu ayda radyasyon yok, ben iiyorum, siz de iin" demesinin zerinden yllar gemiti ama hl balklarda sorun olduunda yetkiler televizyona kp balk yiyorlar, barsak enfeksiyonu salgnnda ellerine bir bardak su alp cmle leme "Bu ehir suyudur, ben iiyorum, siz de iin" diyorlard. Sonunda bir ku gribi kt. Ku gribi yeni bir hastalkt ama salgn karsndaki tavrlar eskisi gibiydi. Politikaclar yine sakinletirici, rtc aklamalarda bulundular, "Ku gribi olabilir" diyenleri "gzarlk etmeyin, memleketi tela vermeyin!" diye azarladlar. Ama artk, en azndan basn gzn amt, bir gazete radyasyonlu ay yutturmacasn hatrlatarak "ARTIK YEMEZLER" diye balk att. Ancak vatandalar, bu gazeteyi tam okumadlar, hem yetkililerin aklamalarn yediler hem de hasta tavuklar. "Bana bir ey olmaz" diye kendi kendilerini kandran ve "Tehlike yok" diye ladesilik yapan politikaclara inanan vatandalar, gslerinde lades kemii tayan tavuklar tkettiler. Aslnda kendilerini tkettiler. Bir baba gazetecilere "Drt tavuumuzdan ld, bir ey yok

diye biliyorduk, drdncy de biz kesip yedik" dedi. imdi burada ne kyl tamamen sulu ne de yzde yz politikac. Cennetehirli Demir ve bu kitabn yazar, halkmz A'dan Z'ye aydnlatamad. Veya herkes sorumlu. yilii paylamak hnerdir, hatalar paylamak da gerekli. Ladesilik bir milli oyunsa eer, yeri geldiinde birileri oyunbozanlk etmeli. Bir gece kap ald ya da uykuda bana yle geldi, tam emin deilim. Kalkp kapy atm, baktm sekiz kii. Demir, Raif, hsan, Cemil, Ayvaz, Aybahar, Aysen ve Havva Hanm. Onlar hemen salona aldm. Yazarlarn arayan bu sekiz kii aslnda hesap sormaya gelmiti. Hemen nasl anladn diyeceksiniz, aylardr birlikteyiz, birbirimizin ne dndn yznden anlayabiliyoruz artk. nce kahve yaptm onlara, be hatr sorduk, havadan sudan konutuk. Bu hatr sormalar mzikteki sol anahtar gibidir, olmasa da olur ama mutlaka bulunmaldr. Hayatmzdaki nice kk ey gibi belki bu da bir kandrmacadr. "Naslsnz?" deyince "Ktym" diyeni hi grmedim, nce "Teekkr ederim, iyiyim" denir, bir sknt varsa sonra sylenir. Demir konuya girip, "stn abi, bu romann ana fikrini okuyucu tam anlayabilecek mi? Kitabn tm yaamn kerteriz defteri, okuyucuya yaamdaki zenginliklerin yerini gsterecek mi?" dedi. "Demir kardeim, bence yaamn ana fikrini kavramak nemli deildir, belki mmkn de deildir, nemli

olan bizim yaama ne anlam yklediimizdir" dedim ve devam ettim: "Balknn kerteriz defteri, satn alan kiiye zengin balk yataklarn, doru noktalar gsterir. Birlikte oluturduumuz bu roman okuyucuya, doru noktalar gstermiyor, doruluun nemini hatrlatyor yalnzca. Eer bu romann tmn bir kerteriz defteri sayarsak, belki bir tek nokta iaretlenmi stne, o da en byk zenginliin drstlk olduudur." Ben bunu sylediimde, tandk bir sz duymularn tebessm belirdi Demir'in yznde ve tekrar merakla sordu: "Bu roman yazarken gerek yaamdaki baz olaylardan m etkilendin, yoksa hepsi hayal rn m?" "Hepsi hayal rn" diye cevap verdim. Raif: "Abi gerekten mi hayal rn yoksa hukuki bir sorun olmasn diye mi sylyorsun?" Ben: "Tabii ki hayal rn, ancak bunun byle olduunu aka vurgulamam editrm syledi, ona da yaynevinin avukat sylemi, avukata kim sylemi bilemiyorum. Sanrm byle davranmak adetmi. Bakn arkadalar, gryorsunuz bende ladesilik yok, her ey effaf. Neyse, hukuki konular sizi balamaz, siz kendinizi nasl hissediyorsunuz, hayal mi gerek mi?" Hepsi birden, "Gerek, gerek hissediyoruz" dediler. Onlara,

"Arkadalar, bakalarnn sizi nasl grd nemli deildir, sizin kendinizi nasl grdnz nemlidir" dedim. Balarn salladlar. Aysen, "Elinize, yreinize salk ok uramsnz ama ben kendimi eksik hissettim bu romanda, kadnlar aznlkta" dedi. Aybahar, "Sizin alngan olduunuzu biliyorum hocam, ltfen darlmayn, bence de yle. Ak var bu romanda ama klar yok ortada" diye ona katld. "Bilmiyorum" dedim. "Akn deil, drstln roman bu. Kerteriz defterinden de belli. Belki lkemin ve dnyann aka deil, drstle ihtiyac var u anda, belki de benim aka ihtiyacm yok u sralarda, bilmiyorum. Yirmi yamda yazsaydm akn kerteriz defterini sattrmazdm belki de." Demir: "stn abi, bu romandaki btn szler, dnceler bize mi ait, yoksa sen mi yazdn hepsini?" "Ara ara denetimden ktnz oldu ama sonuta ben yazdm tabii." "Belli, biz kendi varolularmz yaayamadk. stelik az olay vard ykmzde, ok tumturakl laf ettik, mesaj tadk yalnzca, mesaj hamal olduk. Biz buna mecbur muyduk?" diye eletirdi Demir.

Cemil: "Sonra bir de kafiyeli konuturdun bizi abi. Kendi halimize braksan doru dzgn konuurduk adam gibi." Demir: "Sanatnza saygmz sonsuz, ancak ocuk hakl sanrm, hepimiz sanki sizin aznzdan konutuk, kendimiz olamadk galiba." Ben: "Dostlarm, kim bu dnyada gerekten kendisi olabiliyor ki? Kim tamamen zgr, kim kendini veya birilerini kandrmadan bir eyler yapabiliyor ki? Tiyatroda ya da romanda yazar her kahraman farkl bir slpla konuturduunda, 'm' gibi davranm, kandrm olmuyor mu? Herkes kendine ve evreye kar ladesi bu dnyada. Cemil: "Abi tamam da ben anlamadm imdi, kafiye niin gerekli?" "Uygun adm gider gibi uyakl, uyumlu bir dnya gerekli, V dzeniyle uan kular misali, kafiyeli bir dil, dzgn ve drst tutar belki bizi. Belki dilin doal ak iinde zaten var kafiye, lades kemiklerini kran, gmen kularn V dzenini bozan insan evld, yaamn keyfini, dilinin kafiyesini kard, basite konutu. Belki bunun iin kafiyeli yazdm, belki de her bir kafiyeyi bulduka paltosunun ceplerinde para bulup sevinen ocuklar gibi kendi kendimi elendirdim, hner gsterdim. Veya uyak uyumdur ksaca. yi de imdi ben ne diye aklyorum ki, her aklama bir savunmadr, 'Niin su itin?' diyene 'nk itim' denir varoluulukta. Niyet, niyesiz olabilmeli bazen."

"Sanat hesap vermeyecek mi?" diye sordu Demir. Ben: "Biliminsan her zaman hesap verebilmeli. Ancak sanat hesap vermeli mi, emin deilim. Sanatta gelecee ilikin hesap sorma sansr oluyor, gemie ilikin hesap sorulursa eletiri oluyor, galiba hi hesap sorulmazsa da balta girmemi oluyor." Ayvaz: "Bir kafiye diyorsun abi, bir uyak, dilde tutarl olmak gerekmez mi?" Cemil Ayvaz'a, "Bundan sz etmiti" dedi. hsan: "stn Bey, affedersiniz benimki biraz kiisel olacak, romanda rolm az gibi geldi bana, sanki hak ettiimden daha az rol aldm." "Hakl olabilirsiniz hsan Bey ancak bir de u var, belki de insanlar hak ettikleri rolleri almamallar, aldklar rolleri hak etmeye almallar. Bence siz rolnz hak ettiniz, iyi bir abiydiniz" dedim, hsan ise, "Teekkr ederim, o sizin iyi grnz" diye karlk verdi. Havva Hanm: "Romannz, ykmz okudum, ailemizi, ocuklarm yceltmisiniz, teekkr ederim. Yalnz bir eyi merak ettim, blm isimlerini hem rakamla yazmsnz hem yazyla, niye? Uyaklar kadar bu da gereksiz gzkyor bence."

Ben: "ktln, dolandrcln yaygn olduu gnmzde, denecek miktar senetlere rakamla yazldktan sonra bir de yazyla yazlyor yanna parantez iinde. Hani bir tahrifat yaplmasn diye. Sanrm bunu hatrlatmak istedim kendimce. Biraz da editr bir tahrifat yapmasn diye bir muhasebeci titizliiyle yazdm." Herkes gld. Raif: "Ben de bir ey syleyeyim, benim dkknla Mustafa Ustannkini epey tarif etmisin romanda, birer ikier gelip bizi buluyor insanlar. O szlerin hepsini ben syledim zannedecekler diye hafiften bir huzursuzluk duyuyorum iimde." Demir: "zlme, kimin syledii szler gerekten kendisine ait ki bu lemde?" Cemil: "stn abi, romann banda benim doumumla ilgili bir kehnet vard hani. Onu tam aklamadn?" "Doru, sanrm u ilk kehnetin yorumu: nsan dnyada yalnzdr, kendine ait sand pek ok ey ona ait deildir, hatta kendi varl bile belli bir sre aittir kendine. Oysa insan her ey elindeymi, kendisine aitmi ve hi lmeyecekmi gibi davranr. Bu, insana zg derin ve temel bir kendini kandrtr. Hi gitmedii ve gitmeyecei Gney Kutbu'ndaki bir dzle kendi adnn verilmesine sevinen bir kral gibi veya 'Benim yldzlarma ne oldu?' diyen Medici'lerin kk olu gibi her eyin kendine ait olduunu sanr srekli.

"Uzaktaki yldzlarn size dedenizden verasetle intikl ettiini dnebilirsiniz, bu konuda elinizde resm belgeler de bulunabilir ama ne yannzda tayabilirsiniz onlar ne de ellerinizi uzattnz da stabilirler sizi. te aynen bunun gibi, ne biriktirdiiniz onca mal bir oturuta yiyebilirsiniz ne sahip olduunuz onca para ve itibar sizi lmden koruyabilir. Aslnda yldzlarla aranzdaki ilikiye benzer bir mesafe, madd zenginliinizle sizin aranzda da duruyor sessizce. Siz ancak kendinizi kandrarak yldzlara ve tm madd varlnza ok yakn olduunuza inanabilirsiniz. "Siz galiba bir emanetisiniz bu dnyada. Kimi siyas lider, partisini bir emanetiye brakp bir sreliine gider. Adam emanetidir de kendisi memleketin srekli sahibi mi? "Onca mal, mlk ve itibar, gn gelir bir varm bir yokmu olur. Onca gne ve gezegen de bir vardr, bir yoktur gnde. Bu dnyada gerekten senin olan, duygularn ve dncelerindir; dardakiler, dnrsen zihnindedir. Yldzlar yakn, maln mlkn srekli kendinin sanmak, sanrm ladesiliktir." Aybahar ve Aysen alamaya baladlar. Mustafa Usta efkatle "Niin alyorsunuz ocuklar?" dedi. kisi de ayr ayr "nk alyoruz efendim" diye cevap verdi. "stn abi, belki yanlyorum, romanda sanki Bat kart bir hava var gibi, bizler mi karyz, yoksa sen mi?" diyerek konuyu deitirdi Cemil. Ben: "Ne Dou'ya karym ne Bat'ya. Her ey gri, ne bembeyaz ne kapkara. Dou'nun artlar ve eksileri var, Bat'nn da yle. Pozitif bilimde, sanatta gzellikler yaratt

Bat, bu iyi. insanla ok hmanist iletiler verdi, bu da iyi. Ancak Bat, insanla verdii szleri tutmad, dedii baka, yapt farkl. Bizdeki 'Hocann dediini yap, yaptn yapma' fikri Bat iin de geerli. Dou glyken savat, yendi, Bat da dnden bugne ayn; Hal Seferleri neydi? Avrupa Konstantinopolis'i niin ezdi? ster Dou ister Bat, gl olan, unuttu sevgiyi, insanln kalbine batt. "ki retmenim, Fransa bir zamanlar Hatay' igal etti diye dava am Avrupa'da, ellerinden perim, iyi de, gemite olanlardan tr lkeler bugn birbirlerine tazminat davas aacak olsa mahkemeler kilitlenirdi. Mesel, Cengiz Han'dan tr Moolistan, Byk Britanya'dan tr ngiltere, kurduu onca devletten imparatorluktan tr Trkiye, Roma'dan tr talya ve bugn hl savaan nice lke mahkemeye verilse, alnacak tazminatlarla on defa donatlrd dnya. (Tabii Afrika yine a kalrd.) zmir'e ktlar diye biz Yunanllara dava asaydk, stanbul'u aldk diye onlar bize, torunlarmz glerdi halimize." "Peki ne yapmal?" dedi Raif. Ben de dedim ki; "Bence bireyler gibi milletler de bitmemi ilerini bitirmeli, ukdeler ufuklarn gerisinde kalmal. Gemie esef etmeyelim, gelecei tesis edelim. Tarih boyunca ne resim birletirdi insanlar ne bilim. Doal bulmaya gitti Tahiti'ye Gaughin, biraz doal paraya evirdi, biraz da misyonerlik etti. Eer bir gn birlik olacaksa insanlar, ki uzak ihtimal, belki tiyatro, belki patronsuz sinema ve asl mzik birletirecek onlar. Beethoven ahlak gerek insanla ve Joan Baez bereketi gnllere. Livaneli'nin divne gnl ile Theodorakis dost kalsn gerek. Ve ney nefesi gerek gnllere gneler gibi dnsn diye Mevln. Bir

garip hipotez benimki de ite, i arkadanz, iki arkadanz, ev arkadanz vurabilirsiniz ama birlikte ark sylediiniz adam vuramazsnz." Havva Hanm: "Birer mr tkettik bu romanda. Harcadmz, harcadnz zamana dedi mi?" Ben: "Pazarlamaclkta bir taktik var, 'Puan biriktir, harcadka kazan' diyorlar. Yz lira harcyorsun on liran birikiyor, iki yz harcadnda yirmi. ok biriktirmek iin, ok harcaman gerekli. Sanrm bu k bir lades, gz gre gre kandrmak mteriyi. Ama bir yandan da dnyorum da bu 'Harcadka kazan' fikri, hayatmzn zeti belki. nsan evld, bu dnyaya geldi geleli harcadka kazanyor srekli. En deerli yllarmz harcayp diplomalar, ekmek paralar kazandk. Anneler hayatlarn, vcutlarn, uykularn verip bebekler kazandlar. Yaam boyu ne kazandysak harcadk da kazandk, bu dnyada vermeden hi almadk. Harcayarak kazanmak ve sona doru yol almak, bu evrende maddeye sinmi en temel elikidir belki. Madenleri, ormanlar, atmosferi harcadka kazandn dnyor medeniyet. Kazandka ykma yaklayor halbuki." Raif: "Aylarca, yllarca uratnz bu roman iin. Bunca zahmete dedi mi?" Dkmen: 'Yamz ilerledike birer kerteriz defterine dnr yaamlarmz, grp bildiimiz ne varsa orada yazldr.

Bizden sonrakiler okusun isteriz. Eer roman saylrsa bu roman, benim yaammn kerteriz defterinden karlmtr; btn dnyay doyurmaz ama rehberlik edebilir bazlarna. Eer gelecekte bir tek insan eksik lrse bu roman yznden veya bir tek baba hi yalan sylemeden bir tek ocuk yetitirebilirse, zahmetime dedi derim yrekten. "Baknz, gmen kular V dzeniyle uarlar gkyznde, bir dostluk ve dayanma iaretidir bu. Bamzn stnde uup giderler de srekli, fark etmeyiz gsterdiklerini. Drstlk doallktr, doada ve doallkta drstlk vardr. Tavuun lades kemiini krp oyun diye kardeini kandrmaya alan insan, kendi oyununa geldi, kendini ve doay kandrmaya alyor farknda olmadan ve byle giderse bir gn gkyzndeki kularn V kardeliini, bir kemik gibi krp atacak besbelli. Kendimi ve cmle lemi ne diye kandraym ki! Lades kemiklerini krmayalm ve kularn gkteki V dzenini." Salondakiler birbirine sarlmak iin kollarn atlar. El skan iki insann lades kemiine benzeyen kollar gibi, tekine sarlmak iin kollarn aan bir insann iki kolu da, lades kemiini ve kularn gkteki V dzenini hatrlatt o an bana. Umay unutmu kular gibiydik, bir ap bir kapayp kollarmz, teker teker birbirimize sarldk ve alyorduk.

You might also like