You are on page 1of 284

Prof. Dr. STN DKMEN, 1954 ylnda istanbul'da dnyaya geldi. lk ve ortaokulu Erzurum'da, liseyi Ankara'da bitirdi.

Hacettepe niversitesi Psikoloji Blm'nden lisans ve yksek lisans derecesi ald. Ankara niversitesi Eitim Bilimleri Fakltesi'nde Psikolojik Danma ve Rehberlik Blm'nde profesr olarak grev yapmakta olan Dkmen, 2005'te, Sleyman Hecebil'le birlikte stn Dkmen Yaam Boyu Geliim, Eitim ve Danmanlk Akademisi'ni kurdu. iir kitaplar, romanlar ve tiyatro eserleri de bulunan Dkmen'in bilimsel kitaplarndan bazlar unlardr: letiim atmalar ve Empati; Varolmak Gelimek Uzlamak; Kk eyler 1 - Deniz Kabuklar; Kk eyler 2~Suflrl Yaamlar, Tulumbact Sendromu, Psikolojik Dmler; Kk eyler 3 - Yaama Yerlemek; Kk eyler 4-Eitler Evi; nsann Korunaklar-1: Deriden Kltre ve nsann Korunaklar-2: Mimari'dir. Miyase'nin Kuzular, yazarn Ladesi'den sonraki ikinci romandr.

2/284

STN DKME

3/284

ypUbekUr C^jnsanlar

2. Basm

Remzi Kitabevi

4/284

KELEBEKLER VE NSANLAR / UStn D kmen Remzi Kitabevi, 2011 Her hakk sakldr. Bu yaptn aynen ya da zet olarak hibir blm, telif hakk sahibinin yazl izni alnmadan kullanlamaz. Kapak: Murat zgl SBN 978-975-14-1472-4 BRNC BASM: Kasm 2011 KNC BASM: Kasm 2011 Kitabn her basm 5000 adet olarak yaplmtr. Remzi Kitabevi A.., Akmerkez E3-14,34337 Etiler-Istanbul Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090 www.remzi.com.tr post@remzi.com.tr Bask ve cilt: Remzi Kitabevi A.. basm tesisleri 100. Yl Matbaaclar Sitesi, 196, Baclar-stanbul

5/284

Bu romandaki btn kahramanlar ve olaylar hayl rndr; yalnzca duygular gerektir. Cmle leme duyurulur.

6/284

7/284

8/284

1 Tm kelebeklere ve onlar ldrmeden sevenlere; tm zrllere ve onlar iin-kendtierincemavi kapak toplayanlara; dayananlara, dayanmaya alanlara...

2 Herkese Ramen Kelebee Dair Bir Roman

9/284

Bir kelebein yaam yksn yazmaya karar verdiimde herkes kar kt. Kimse sevinmedi, sevmedi, desteklemedi. nce dostlarm sinirlendi; "Ne gerek var, kelebeklerle urama, organik domates yetitir, ekmek peynirle yeriz," dediler. Ben de onlara iimden, "Ben aklm ekmek peynirle yemedim; yeni olan denemek isterim," dedim. Sonra eimin gzleri fkeyle parlad. Bir kelebein yaamyla ilgili roman yazmak istediimi sylediim akam, hemen eli belinde pozisyonu alp, nefes almakszn, noktasz virglsz, "Sana ne ellemin kelebeinden sen nce ailenle ilgilen ocuklarnla ilgilen olun dn yine okulun camn krm hem de arkadana sapanla ta atarken srekli okula arlmaktan bktm Allah canm alsn da kurtulaym senden bir gn de okul-aile birliine sen git de ailemizi tek kiilik sanmasnlar sonra sana bir yldr u giri kapsn tamir et diyorum Allah rzas iin bir el at ne alyor ne kapanyor stmze yklacak bir gn iki eyin ucundan tut da evimde erkeim var diyeyim bir gn alp bam gideceim sonunda bana bunu da yaptracaksn," dedi. O an, evimizin ift kanatl giri kapsnn kelebek kanatlar-na benzedii, yani ksmen benzedii, giderek bozulduu, zor alr kapanr olduu, kelebekler gibi kanat rpamad aklm-dan hzla geti. Eim sinirlenirken byle eyler dnmenin yan-

10/284

h olduunun falandaydm ama kendime engd okudun. ocukluumdan beri byle nice, zorunlu ama gerek iz dnce aklmdan geiverir sessizce. (Galiba psikologkrbuna obseafdu10 nce" diyorlar. Ben psikolog deilim; bu obsesf dnce nedir, - obezlikle ilikili midir, bilemiyorum.) Eim sylendike sylendi, gzlerinde imekler akmaya balad. Yamur ncesinde gkyznn bulutlanmas gibi gzlerinde yalarm birikmeye baladn fark edince kalkp sokaa K-maya altm. Ve kap. yine almad. Salona dndmde ya-mur balamt, eim alyordu. O gnk konumadan aklmda kalan ey, eimin kelebeMer konusunda roman yazmam istemedii gereiydi. Okul-ae Dirliini ve kapy uzun sre unuttum. izleyen gnlerden birisinde eim, >

"Sen geen gn kelebek melebek bir ey dedin, kelebek koleksiyonu mu yapacaksn? Bak evin her yerini, antika diye pis eylerle doldurdun, bir de kelebek koleksiyonu istemem duvarlarda," dedi. ,

"Hayatm, kelebek koleksiyonu yapacam demedm, ben canl biriktirmeye karym, sadece eya biriktiriyorum. Kelebeklerle ilgili bir roman yazmaktan sz ettim. Tabi romann iinde sadece kelebekler olmayacak, insanlar da olacak," dedim. Eim, ,k ,Ltl".,

11/284

"Madem insanlar anlatacaksn, kelebekleri ne diye katyorsun?" diye kar kt. "sTvgim, kelebekler ile insanlar arasnda balant kuracam, tebihler yapacam. Kelebekler ilham veriyor," diye aklamaya altm. Eim, , a

"lham alacaksan benden al Hsn. Bak, btn gn evden ie iten eve, kelebekler gibi uuyorum u incecik halimle. Beni y yeter," dedi. .

Biraz bozuldum ama sesimi karmadm. Bozulmamn sebebi, kelebek konusu dedi. Bana Hseyin yerine Husnu demesi ne biraz alndm. Bunu sk sk yapard eim. Aslnda dil surmes

sonuca elbette; ama benim de ona, Melahat yerine, Nebahat dediim ok olmu. Olmu diyorum, nk ben bunu farknda olmadan sylerim; eim ben syledikten sonra uyarr. u Belki de rtl bir g sava var eimle aramzda, iten ie, alttan alta, onun hep gl, hep hakl olduunu hissediyorum aslnda. Ama bunu sylemiyorum ona. Zaten hakl, hakl olduunu bir de aka

12/284

sylesem, btn kaplar ve sair iler stme kalr o zaman, ilerin altnda kalrm; roman yazamam. Sonuta eim kelebekli roman fikrini tutmad. Kaynvalidem de kelebein yaamyla ilgili roman yazmama kar kt, "Kelebeklerden sana ne, otur Kayseri'nin tarihini yaz," dedi. (Kaynvalidem Kayserilidir.) Kaynbiraderim, sanrm mutasyona uram bir kiidir, Kayseri'deki ve ailemizdeki tek komnisttir. O da fikrime kar kt, "Brak bu burjuva tarz fantezilerini enite, sana ne ke-lebeklerden; topraklar satld iin isiz kalan marabalarla ilgili bir roman yaz," dedi. (Maraba, bir zamanlarn Rusya'smdaki mujiklerin, yani topraa bal klelerin, Anadolu versiyonudur. Topraklar gidince marabalar da isiz kaldlar, ortada kaldlar, byk ehirlerin parlak neon klarna doru kelebekler, pervaneler misali umaya baladlar ve yandlar.) Kaynbiraderime kar "yi de Anadolu kylsyle ilgili ok roman yazld, Anadolu kelebekleriyle ilgili roman yok," diye kendimi savunmaya altm. Dinlemedi, bo ver sen bunlar anlamnda eliyle havada devrimci bir kavis izdi, sonra da kalkp gitti. Annem bile kar kt, "Benim aslan olum niin koyunlarla, kelebeklerle urayor, {Miyase'nin Kuzular adl romanm kastediyordu) yazacaksan aslanlarla ilgili bir roman yaz," dedi. Kar kanlar iinde moralimi en fazla yaynevimin sahibi bozdu. Kendisine dncemi sylediimde hi dnmeden, "Kelebein mr bir gndr, yazmaya kalksan bir cmlede bi-ter, bilemedin bir sayfa, yle tek sayfalk roman olmaz," dedi. (Sanrm yayncm, altnda "Bir Kelebein Otobiyografisi balkl kitabnz yaynlayamayacagz, nk tek sayfa" yazan karikatr grm. Benimkiyle ne alaka?) Sonuta, byle bir roman yaz-

13/284

Utmayacam, yazlsa bile baslamayacan kesin bir dille belirtmi oldu. Bu konuda tek destek olumdan geldi. Kendisi yaramazdr fil lan ama kafas alr. (Oturup dndnde kafas alr. Tek sorunu, oturamamasdr.) Ben kara kara dnrken bir ey sy-ledi, yzm gzm aydnland. "Baba, nicelik deil, nitelik nemlidir. Bir canlnn ne kadar yaad deil, ne yapt nemlidir. Size kar kanlara aldrmaynz, nereye gittiini bilen insana dnya kenara ekilip yol verir," dedi. Evet olum aynen byle syledi. Gzlerim yaard, "Yavrum btn bunlar senin grlerin mi?" diye sordum. "Hayr baba, kompozisyon dersi iin hazrladm kopyadan aklmda kalanlar," dedi. Kompozisyon dersi iin hazrlyormu bu kopyalar; konu ne olursa olsun bu tr cmleleri yaznca retmen beeniyormu. nanr msnz benim iime de yarad. Demek ki hayatta hibir kopya boa gitmiyor. Neyse konuyu datmayalm, sonuta bir kelebein hayatyla ilgili roman yazmaya karar verdim. ster bir gnlk bir hayat, ister tek sayfalk bir roman, nemli olan olup biteni anlatman. Olup biteni anlatalm da, olup bitenin dorusunu nasl bu-lacaz bu dnyada. Grdmze mi inanacaz, bildiimize mi? Nice eyi yanl biliyoruz da haberimiz yok galiba. Ben, Gne'in etrafmzda dndn gryorum. Ama kil adamlar, aklllk edip tam tersini sylediler bir zamanlar. Meer Dnya dnyormu Gne'in etrafnda. imdi hangisine inanalm; gzmzn grdne mi, aklmzn erdiine mi? Birisi kp da Gne'in souk olduunu syleseydi ve bunu da srarla tekrar etseydi, Gne'in souk olduuna inanan birileri mutlaka kard. O birileri de ayn eyi tekrarlad m, Gne'in aslnda

14/284

souk olduunu tekrarlayanlarn says gn-ardna-gn artard. (Kimileri tetkikle renir, kimileri tekrarla.) Peki, kelebekleri nasl bilirsiniz? Hepimiz kelebekleri iyi biliriz; gzel olduklarn, mutluluk verdiklerini ancak topu topu bir gn yaadklarn biliriz. Doru mu, gerekten byle mi?

Akll bir arkadam var, ODT'nde okurken ok sayda hobi topluluuna katlmt, niversitenin ormannda (ODT, orman iine kurulmam olan, kurulduktan sonra kendi ormann kurmu bir niversitedir; yani bu niversitenin temelleri, baz niversitelerin aksine, kesilen binlerce aacn kkleri zerine yerlememitir; bu yzden ODT'nn kkleri nice niversitenin kklerinden daha derinlere gider) pek ok ku ve kejebek gzlemiti renciyken. Hl bir elinde drbn, bir elinde kitap da bayr dolar. O syledi, baz kelebekler bir gn yaarm, nicesi daha fazla. Bir mevsim yaayan kelebekler varm, g mevsiminde g edenler okmu. Kular gibi scak lkelere giderlermi. ounluunun g tek ynlym; ama bir tr, g ettikten sonra geri de d-nermi. K uykusuna yatan kelebekler bile varm. Ksacas, kelebeklerin mr o kadar da ksa deilmi. Benim sizlere hikyesini anlatacam kelebek, sanrm bir haftalk mrl bir tr olacak. Kelebeklerimizin ve insanlarmzn yksne balamadan nce iinde yaadklar vadiyi gezelim birlikte.

15/284

Hikyemizin Getii Corafyann Tarihi Bu romanda, gzel kanatl kelebekler var; vcutlar orantsz, zihinleri altn-oranl genler var, corafyas im kokulu, bal dam-lal topraklar var. Topran gemii, corafyann tarihi vardr. Bugnk canlar, canllar, yeiller, yeillikler, yz binlerce yllk gemiin zerine fi-lizlenmitir. Toprak ve canllar, bin yllardan beri evrile, devrile gnmze gelmitir. Ben lisede corafyay sevmezdim; kitaplarda dalarn, ovalarn, aalarn, ieklerin siyah beyaz fotoraflar vard. Ne zaman ki Anadolu'yu ve Dnya'y grdm, kitaplarn siyah beyaz yzyle bin renkli yeryz arasnda iliki kuruldu zihnimde, o zaman corafyam renklendi, o zaman corafyalar sevdim. Anadolu'nun bir yerinde veya her yerinde bir yer var; ot-lar, aalar, yollar, ocaklar, insanlar iinde, dalaryla, vadileriy-le, ovalaryla, yaylalanyla bir yer var; kitapta iki satrlk bir corafya, gkyznn altnda bin bir rengiyle kokusuyla bir yer var. (Neresi olduunu bulmak size kalmtr.) Belki Akdalar, Akadalar; belki Arhoy, Yaylack; belki Glova, Gnova, Ka-zova ama mutlaka bir byk rmak ve Uzun Vadi uzanr ortasnda. Bu corafyann tarihinde, deniz alannda st Fermien kalkerleri tortulanmtr t derinde. Alp kvrlma hareketleri yava ya-

va hz kazandnda, deniz altndaki tabakalar, kvrlarak su yzne km, yeryzn yapm.

16/284

Gn gelmi gs geirmi toprak, gs kabarm, dalar te-peler olumu; gn gelmi katman katman kil, kumta, akl ve 15 jips olumu; gn gelmi rzgrla ve yamurla topraklar bin bir ~~ defa anm. Sonra fay krklarna yakn yerlerde tektonik hare-ketlerle km depresyon alanlar km ortaya. (nsanlardaki, hayvanlardaki depresyon gibi, corafyaclara gre yeryznde de depresyonlu blgeler oluyor demek ki.) Gn domu gn dnm, bitkileriyle, hayvanlaryla bu toprak*, km ortaya. Aslanlar, kaplanlar, geyikler, aylar, kurtlar, trl hayvanlar grm bu dalar; Hititleri ve Romallar ve Latinleri ve Galatlar ve Rumlar ve Araplar ve Trkleri ve Moollar da grmtr ve onlar tarafndan grlmtr. Yollarla, izgilerle bezeli bu corafyann haritas: Krk par-a anm talaryla yolcu bekleyen, Hitit Yolu, Kral Yolu, Roma Yolu, Bizans Yolu, Seluklu Yolu, Osmanl yollar, damar damar yeni, asfaltl Trkiye Cumhuriyeti yollan. Tarla, mera, bahe, ba, ky, kasaba salan sollar. Tatlcak, zmren, Oval, eri, Ula ayrlar; Akbuday, arksz, Dereky, Talk, Tatar, tk, Oulcuk, Yazba, Kuotura meralar. Canlar, cananlar, kerpi evlerde, dam evlerde, ahap evlerde, ta evlerde, beton evlerde insanlar. Kimi uzak, kimi yakn kyleri, Kcll, Eskiyapar, Avutmu, nalan. Bal, pekmezli Zile, canl cananl Yabasan Medreseli Niksar, drt defa yer deitirmi, drd kasteden isimli Erbaa. (nce Horoztepe'ydi, sonra deprem yznden Sonusa tand, yine depremden Herek'e ve Erzincan depreminde yok olduktan sonra son kez tanp Erbaa oldu.) Bu corafyann ieini bitkisini yeterince sevdik mi? Sevmek, korumaktr phesiz ki. Galiba yeterince sevmedik.

17/284

Nice hayvann ve bitkinin, kiminin soanyla sklp gt-rlmesine, o rengrenk bitki rtsnn talan edilmesine izin verdik, gz yumduk, grmedik. Belediye parklarna, sokaklara, uzak lkelerden gelen, ne iek ne sebze, uzaklardan gelen bitkiler diktik.

Oysa bu corafyadaki ieklerin isimleri, sadece dalarmza ayrlarmza deil, dillerimize, isimlerimize de yerlemitir. Nice insan var kyde, kasabada, ehirde, ad, Gl, Glhan, Aygl, Birgl, Ayegl, Gllale. insanlarmz uzak lkelere gt geim derdinden, galiba ieklerimiz de yle. Oysa ieklerimiz vardr, teniyle, ismiyle, bu topraklara ait-tir. Belki Anadolu'da domutur, belki uzaklardan gelmitir; ama hepsi bu corafyaya aittir. Gl, lale, hanmeli, gelincik (oban gl), civan peremi, aslan az, kaynana dili, koyun gz, paa dmesi, yedi eltiler, zakkum (hu), ana kokusu, gelin serpmesi, mum iei ve daha nicesi. Hikyemizin getii corafyann tarihini, dnden bugne kprler birletirdi. Hdrlk Kprs, Talazan Kprs, Karasu Kprleri, yeri g birletiren, aznda ylan tutan tatan leylek kabartmal Leylek Kprs. Gkyznde geometri var, yldzlarn alar mesel; yery-znde rmaklar, dmdz izgiler gibi veya bklm bklm kavisli. Yer gk geometri. Geometrinin ad geografden -corafyadan-gelirmi meer veya corafya geometriden. Hikyemizin getii yerlerde, tarih, corafya, geometri birlemitir ve insan, hayvan, bitki... t $?

18/284

3 Vadi ve Sakinleri Haritadaki adnn dnda "Kelebekler Vadisi" diye anlan ok yer var Anadolu'da, ite uzun Vadi bunlardan birisidir. Haritada, bu zengin corafyann ad "Uzun Vadi" diye geer; ancak bu blgede yaayanlar, da gezmesi'*' amacyla yryp geenler, buraya "Kelebekler Vadisi," derler. Uzun Vadi Anadolu'da herhangi bir yerdir; dalar talar Anadolu'dur, aalar iekleri gne ve toprak kokuludur. Uzun Vadi gzel bir yerdir. Uzun Vadi'nin, ya da daha dorusu -halkn dili en doru-sudur- Kelebekler Vadisi'nin dousunda ve batsnda, bir gv-deden kan kollar gibi iki yana alp ge uzanan, sanki vadi-yi sarp sarmalamaya hazrlanan, uzun ve yeil iki da uzanyordu. Batdaki dalarda aalar eteklere kadar iniyordu, doudaki dalarda yer yer aasz yeil yerler vard. Vadinin ortasnda dne dolaa akan Uzun ay'n iki yannda aa bekleriyle blnm geni ayrlar, tarlalar vard. Uzun ay, Uzun Vadi'nin ortas, can, damar, mimaryd. Durup dururken dnp bakmazlar, fark etmi gibi davranmaz-lard ama vadinin yerlileri Uzun ay' severlerdi. Herhalde bu yzden ona "ay" deil, "rmak" derlerdi. Vadinin drt bir yanna evler, ev kmeleri dalmt. Evlerin ounluu doudaki dalarn eteklerindeydi. Uzaklardan bakn(*) trakking KV2

19/284

ca stler arasnda bir ince minare gzkrd. Kuzeyde dalarn alakl blgede kayalklarla blnm g gnl mavi bir gl vard. Suyun dmdz olduu gnlerde bulutlar grrdnz 18 iinde; ay gibi, pembe, mor gri bulutlarn rengi yansrd su-larda. Sonra ylda birka defa yamurdan sonra gkkua gz-krd vadide. Gklerin beyaz , kalbini ap yeryzne, yedi rengiyle gzkrd vadidekilere. Uzun Vadi'nin yerlileri, t dedelerinden beri dalarn eteklerine yerlemilerdi. Hem hsmdlar hem hasmdlar. Birbirleriyle sk sk kavga etseler de topluca otururlar, yakn yaarlard. Saa sola serpitirilmi evlerde yaayanlar ise vadiye bir zamanlar gezmek iin gelmi, bylenmi, zaman iinde toprak edinmi, ev yapm ehirlilerdi; ounluu hekim ya da tccard. ok az btn bir yl ya da yaz vadide geirirdi; ou evlerine sadece hafta sonlar gelirdi, bazlarnn ise yllarca uramad olurdu. Yerliler bunlara, daha ok pazar gnleri geldikleri iin "pazarc" derlerdi. Pazarclar, evlerine hafta sonlar oluk ocuk kotura kotu-ra gelir, bahelerinde mangallarn yakar, pazar akamlan da geri dnerlerdi. Mangallarnn kmr kokulu duman saatlerce temiz havay youn ekilde kirletse de, pazarclar burada, doay, doall, temiz havay bulduklarn sylerlerdi. Vadi kime aitti, onu gerekte kim severdi? Vadiye arada bir gelen pazarclar m? Galiba hayr; onlar tapulu evlerini ve grdkleri manzaray severlerdi. Birka hari, ne vadinin sorunlaryla, ne de vadideki yerlilerle ilgilenirlerdi. Vadinin asl sevdals yerliler miydi? Galiba buna da hayr. Vadinin ou yerlisi uzak ehirlere, lkelere g etmilerdi. G edenlerin

20/284

bazlar yllar sonra dnp vadilerine gzel evler yaptrmlard; arada bir gelirlerdi; onlar da yar pazarc saylrlard. G etmeyip kalanlar, vadiyi ok sevdikleri iin mi buradaydlar? Hayr. Gidecek daha iyi bir yer bulamadklar iin ya da gitmeye cesaret edemedikleri iin vadide kalmlard. Yerliler her frsatta vadilerini ok sevdiklerini sylerlerdi, ama ilk mteride, ilk frsatta topraklarn satarlard. Tek sknt fiyatta anlamakt. (Satmak sknt deildi.) Pazarclar, en azndan arada manzaraya

bakp i geirirlerdi. Yerliler manzaraya da bakmazlard; doduk doal grdkleri bu dalar, aalar onlar heyecanlandrmazd. Yerliler, dede ocaklarn, baba ocaklarn tttrmeye merakl deillerdi; dedeleriyle tek ilikileri onlar gibi g etmekti. 19 Uzaklardan kalkp kh Anadolu'ya, kh Kanada'ya... Bir deve, bir kamyon, bir uak buldular m, eyalarn denk yapar, gerlerdi. (Geim uruna, paray denkletirmek uruna, nce eyalarn denkletirirlerdi.) Uzun Vadi'den de gyorlard. Belki de bu, yapageldikleri tarm ve hayvanclk yeterince destek grmedii, bilimsel temellere dayandrlmad iin; belki uzak rzgrlara kaplp gelen tohumlar drt bir yan sard iin ya da belki de toprak yorulduu, darald, sonuta darltld iindi. Tarm ve hayvanclk gitmiti. (Balar, baheler, koyunlar, keiler, srlar, atlar, arlar gittiinde insanlar da giderdi.) Sonuta ne yerliler, ne de pazarclar vadiyi gerekten sahiplenirlerdi; ne yerliler, ne de pazarcJar vadiyi gerekten severlerdi. Vadinin gerek sahipleri, vadiyi gerekten sevenler hayvanlard. Onlar srekli vadide yaarlard, vadiye arada bir uramazlard. Vadi onlarn yeri yurdu, evi dnyasyd.

21/284

Hayvanlar adn bilmedikleri alardan bu yana bu vadide yaamlarn torunlaryd. Onlar vadilerini terk etmezlerdi, satmazlard, vadinin gerek sahipleriydiler. Kaplumbaalar, kirpiler, kurbaalar, akallar, tilkiler, kular ve kelebekler bu vadide domulard, bu vadide leceklerdi. Uzun Vadi'nin sahipleri ve konuklar, grnrde yeterince ilgilenmezlerdi vadileriyle, iyi para veren biri olduunda satmaya hevesliydi hepsi de. Ama yreklerinin derinlerinde, t derinlerinde hepsi buraya aitti, buras da onlara. Uzun Vadi, bu topraklar onlarn vatanyd. nsanlar, corafyada doar, vatanda lrler. Corafyadan vatana yrr btn lkeler. Dil, gl, Glten, ne varsa nfus kdna ilenir kendiliinden. "Orda bir ky var uzakta, gitmesek de kalmasak da o ky bizim kymzdr," demiti bir zamanlar bir ozan Anadolu'da. Sonra yetmili yllarda, ilerici devrimci genler ok eletirdiler bu sz, "Gitmeden, kalmadan, dertlerini bilmeden, yle uzak-

tan uzaa o ky bizim kymz olmaz," dediler. Belki genler de haklyd air de. Uzaktan sevmek yeterli deildi gerekten; ama lkelerin 20 ve insanlarn ak yreinize bir kez dt m, uzaklk anlamsz olur aranzda. Gerekten sevdiiniz, hep yannzdadr nk. Trkiye'den baka lkelere gidip yerleenlere veya lkesinden kalkp uzak lkelere yerleen herhangi birisine Tecer'in bu iirini okusanz, mutlaka katlr size, "Orda bir ky var uzakta, gitmesek de kalmasak da o ky bizim kymzdr," diye. Uzun Vadi ile insanlarnn ilikisi de byleydi.

22/284

Uzun Vadi'nin dalarnda, yamalarnda nice aalar vardr. Gkyzne doru gece gndz ayakta duran sar amlar vardr; dedeleri Midas'n mezarn koruyan sedir aalar vardr. (Odun niyetine kesilmeyenler, eski alar yaatr. Kesilenler, ne yeri str yeterince, ne g.) Sedir aalar -Cedrus Libani- gkyzn tutar geceleri; mee, ard, grgen, kayn, ahlat, al, yemien, ide, brtlen, kzlck (zoal), mahlep (yaban kiraz) vardr. Her birinin ayr bir hikyesi vardr. Ard aacnn tohumundan ard fidan retemezsiniz mesel. Ard aalarnn tohumunu ardkuu yer. Ardkuunun barsandan geip atlan tohumlar topraa dnce filizlenir, ard fidan biter. (Dodo kuu gibi bir gn ard kuu da giderse, ard aalar da gider.) Hadi dindir akm gzelim, hadi dindir. Ard aacnn soyu, ard kuunun yolunu gzler; Ben seni gzlerim. Gzlerim gzlerine demeden Soyum srmez sevdiim Yani srekli akan rmaklar misali, insann soyu, kularla, aalarla, arlarla birlikte srmeli. Sonra ak arazide, rmak boyunda sal sollu st, kavak vardr. Uzaktan baknca stten kavaktan rmak gzkmezdir. Hikyemizin getii topraklarda, dalarda, yamalarda, yaylalarda, dere kenarlarnda, bataklklarda, ayrlarda, tarlalarda, yol kenarlarnda nice yaban iei vardr Karadeniz'le Orta Anadolu

arasnda. Kimi bahelere davet edilmi, ou yabanda, yaban iekleri vardr Uzun Vadi'de:

23/284

San iekli karahipdiba; ufak zarif utanga hanmtuzluu, eki-notu; havacotu; gazel boynuzu; yogurtotu; srkuyruu; emzi- 21 kotu; gelincikler, gelincikler, gelincikler; gller, gller, gller; sa-rn tenli Krm gzeli; geyikdikenifhanmeli ve daha nicesi... Ve yeryzn ge kaldran kular vardr bu corafyada, ele avuca, fotoraf karesine smayan. Kaya svacs, kzl ahin, bykl kamn, saz kamn, belki de arksndan daha gzel grnl, karn beyaz bej renkli kam blbl, ak kuyruk sallayan, leylek, alaca aakakan, yeil aakakan, kk kumru, saksaan, ta kuu, sere, kocaba, karga, dere ddkn, guguk kuu, saz delicesi, bahe intesi ve daha nicesi. Uzun Vadi nerededir? Anadolu'nun herhangi bir yerindedir veya her yerindedir. Bu vadiyi haritada arayanlar, Mevlna'nn Fini M Fih adl eserinde, "Mutlaka gidin grn" dedii ehre bakmallar; belki bulurlar. Uzun Vadi'nin ok yaknnda veya ok uzanda, Deveci Dalan vardr; bkler oluturarak bklm bklm akan ekerek ay vardr; kazana benzer Kazankaya Kanyonu, eere benzer Eerkaya vardr. Deveci dalarnda geceleri, uzaklardan esen rzgrlar gibi Osman Paa'nn trks duyulur srekli: Tuna Nehri akmam diyor; Etrafm ykmam diyor. an byk Osman Paa, Plevne'den kmam diyor. Belki de bu yzden iini eke eke akar ekerek ay; gelip getii yer Anadolu corafyas. Uzun Vadi, yeil mavi, gkkuann altnda yedi renkli; aalar stnde dururdu.

24/284

Sonra vadinin yaknnda uzanda barajlar kurulmutu; Ayvack yaknlarnda mesel, biri byk dieri kk iki baraj dururdu. Byn ad Hasan Uurlu Baraj, kn ad Suat Uurlu. (Barajlarn inaatnda alan mhendislerden karkoca

Uurlular, blgeye gidip gelirken trafik kazasnda ldkleri zaman, insanlar derinden zldler ve iki baraja onlarn isimlerini verdiler. Yalnz, byk baraja Hasan Uurlu, kk olana Suat 22 Uurlu dediler. Bu corafyada eitlik vardr, da glden, gl rmaktan stn deildir ancak aa marabadan, erkek kadndan stn tutulmutur.) Uzun Vadi uzundu; seyretmesi gzeldi, dnmesi nedense hzn verirdi. "Tokat'a giderken bir derin Vadi var her taraf yeil Ben hep gece getim oradan Bir su gibi dibinden ekinlerin." ite byle syledi Klebi, herkes Anadolu'yu sevsin istedi. Sevilmez mi?

25/284

4 Alaimisema'nn Dousu Uzun Vadi'deki hayvanlar arasnda, doanlarn says lenlerin saysna denktir; eer avclar dengeyi bozmazsa. Dii kelebek Aygn Hanm o bahar yumurtalarn doudaki bir akasya aacnn zerine brakmt. evredeki yapraklarda baka kelebeklerin yumurtalar vard. Kimi inci gibi parlak yu-varlak, kimi uzun ince, kimi ipe dizili boncua benzer yumurta-lar... Binlerce. Aygl Hanm'n yumurtalarnn ou ziyan oldu, kimini b-cekler yedi, kimini kular. Birka yumurtas kalmt salam; gn geldiinde birer trtl kt her birinin iinden. Hzla byd hepsi, yapraklar yediler srekli, gelitiler, birka defa renk deitirdiler. Bu trtllar dmanlarndan korunmak iin pek ok yol denediler; yzlerini korkun ekillere sokmaya altlar, arka ayaklar zerinde kalkp iri gzkmeye abaladlar, hatta tatlarn kular beenmesin diye kt kokulu bitkiler yediler. Buna ramen ou ld, baka canllar onlar yiyip kendi canlarna katt. lerinden sadece bir tanesi hayatta kald, tek yumurtann tek trtl. Aygn Hanm'n bu tek yavrusu, nce gvdesindeki kancalarla ba aa ast kendini bir aaca, yer ile gk arasna. Geliti, geliti, ilk derisi yrtlp dt, yerine sert bir deri olutu. Pupa veya krizalit ad verilen bu deri, havas alnm bir ince poet gibi sarp sarmalyordu onu. Bu pupa iinde trtldan kelebee dnt kk yavru. Gn gelince de pupasndan darya itip kendini s-

26/284

lak kanatlaryla, dnyaya dodu. Umadan nce damarlarna kan yrmesini ve kanatlarnn kurumasn beklemek zorundayd. Annesi btn bu sreci heyecanla izlemiti, sevinle birka tur 24 att yavrusunun doduu aacn zerinde. Arkadalar onu kut-ladlar, ksa bir sre yaayacan bildikleri halde yine de az al-kanlyla yeni yavruya uzun mrler dilediler. Aygn Hamm'n dostlar aacn etrafndayd; tanmad kiiler de gelmiti. Bir salyangoz, "te bir kelebek daha, sradan biri," dedi. Dier kelebekler ayplayarak baktlar ona. Diyelim ki kelebekler sradand; ya salyangozlar? teden bir kurbaa, kafasyla kelebei iaret edip salyangoza, "Pek elimsiz bir ey, fazla yaamaz bu," dedi. Bir kumru, btn kelebekleri kastederek, "Bunlarn mr zaten bir gndr," diye kart sze. (Aslnda yeni doan yavrunun bir haftalk mr vard; mevsim yaayan ve g eden kelebekler de vard ama bunu herkes bilmezdi.) Bir karnca, bayla kelebei gsterip, "Bunlar tembel hayvanlardr, gn boyu i g yok, srekli uarlar," dedi. Austos bcei, "Ne yapsnlar, mrleri ksa. Gnbirlik ie mi girsinler? Sonra i mi var?" diye, i olsun diye kart sze. Pazarclardan birinin kpei, "Adn ne koydular acaba?" dedi.

27/284

Kumru, "Ad koymaya ne gerek var, bir gnlk mr olacak topu topu. Ne ad koyalm diye dnene kadar akam oluverir. Bunlara ad konmaz," diye karlk verdi. Bu konumalar Aygn Hanm' zd. Olup biteni bir kele-bek arkadayla birlikte izliyordu. Gz yeni doan yavrusunday-d, kula konuanlarda. Yaplan mahalle dedikodusu cann skmt. Onun gzel kanatl kz uzun yaayacakt. Aygn Hanm gzel bir ad koymak istiyordu kzna; yle yeri g kucaklayan bir ad. Arkada Palet Hanm, zarif bir kanat r-pmyla bir rpda Aygn Hamm'n yanna sokuldu, "Bakma sen onlara, ne kendilerinden haberdarlar ne bizi tanyorlar; sen istediin ad koy kzna," dedi. Aygn Hanm Palet Hanm'a minnetle bakt, "Senin adna benzer bir isim koyacam ona," dedi.

Palet Hamm'a, bir ressamn paleti gibi rengrenk olduu iin bu ad vermiti ailesi. Aygn Hanm da yeni doan kzna, gky znde seyrekten seyree grlen gkkuann adn vermek isti yordu. 25 Gkkua kelebekler iin nemlidir; kelebeklerin atalarn-dan bu yana sylenegelen bir kelebek efsanesine gre, kelebeklerin rengi gkkuandan inmitir yere. Aygn Hanm kzna, gkkuann eski adlarndan biri olan Alaimisema adn koyacakt. Palet Hanm'a dnp, "Adn Alaimisema koyacam," dedi. Palet Hanm, "A ne gzel, atalarmzn geldii yer. Yalnz bir de babasna dansaydn," diye karlk verdi. Aygn Hanm, yar umursamaz, yar krgn bir bakla, "Babasn bulmak zor Palet," dedi.

28/284

Alaimisema, slak kanatlaryla umaya hazr deildi, pupasndan dar kmaya alrken yorulmutu, bir sre dinlenmesi gerekiyordu. (Ama uzun, ama ksa, btn canllar doduktan sonra bir sre dinlenirler bu dnyada. Bir de ldkten sonra dinlenirler. Yeryzne gidip gelmeler, yeryznn gel-gitleri, yorucudur sonuta.) Dier hayvanlar daldlar; Aygn Hanm ile kz dalda bekliyordu. Az tedeki dalda ise Palet Hanm. Aygn Hanm, Palet'in, kzna iyi bir teyze olacan geirdi iinden.

5 Gkkuaklar ve Kelebekler zerine Bir Efsane (Kelebeklerin ksalhlamaz yaam ykleri)

29/284

Yeryznde serin bahar rzgrlarna benzer birtakm efsaneler gezinir. Bir rzgrn nereden ktn bilemezsiniz, efsanelerin nereden ktn da. Yllar yllar ncesinden bugne Uzun Vadi'de yasanlarn da bildikleri, syleyegeldikleri bir efsane vardr. Aslnda bu efsaneyi uzaklardaki vadilerde, dalarda, yaylalarda yaayanlar da bilirler, ilk kez kim syledi, kime syledi, akl sr ermez bu ilere. Sessiz fsltlarla geceleri ocak balarnda anlatlan bu efsaneye gre, t eskilerden bu yana gkte Gk, yer de ise Yer varm. Gk ile Yer akll, canl, capcanl iki ayr varlkm ve birbirlerini severlermi; birbirlerine srtlarn evirmez, yz yre dururlarm srekli. kisinin arasnda insanlar yaarm; aada yaz renkli Yeryz, yukarda, mavi gzl Gkyz. Yer ile Gk srekli yz yze yaadklarndan tr, insanlar da yz yze imi. O zamanlar birbirlerine srtlarn dnmezmi insanlar, yatakta, ayakta, tarlada bahede yz yze dururlarm. Kiiolu, kiikz, Yer ile Gk ara-snda mutluymu, kimse hakkn aramazm, nk herkes hakkn alrm, herkes yerden ge haklym. nsanlarn sezinlediklerine gre Yer ile Gk birbirlerine akm. Hep yz yze, gz gze dururlarm ama arada kavga et-

tikleri de olurmu. O zaman Gkyz'nn gzleri imek imek akar, yz gr karrm, iki sevgili arasnda frtnalar dolar-m. Ancak uzun sre kstkleri grlmemi. Her yamurun ardndan yine yz yze dururlarm ve o zaman Gkyz, bartk 27 m diye hafife

30/284

tebessm edermi Yer yeryzne. Tebessm ettiinde ise Gkyz'nn dudaklar bir gkkua eklinde hafife bklrm. Gk'n yz Yer'in yzne tebessm ettiinde insanlar Gkyz'nn rengrenk dudaklarna bakp ocuklar gibi sevinir-lermi. Bu yzden ocuklar glen insan izmek istediklerinde du-daklarna gkkua gibi bir kavis verirlermi. p adamlar, p kadnlar izdiklerinde, gldrmek isterlerse aaya doru bir kavis, zgn gstermek iin de yukar doru bir kavis yaparlarm. Kimileri, her kavgann ardndan Gkyz'nn gzlerinde minicik gzyalar gibi su kristalleri biriktiini, bu kristallerden geen n krlp yedi renge dntn, gkkuann aslnda Gk'n yere krk bir tebessm olduunu sylerlermi. Gkkua krk bir tebessmm ama neyse ki ksa srermi. O zamanlar yeryzndeki kelebekler tek renkli imi, hepsi ak gri imi ve hepsi ok uzun yaarm. Kelebekler, ieklere, aalara bakmlar, renksiz olduklar iin zlmler. Bir yamur sonras gkkuann doduu bir gn hep birlikte yzlerini Gkyz'ne evirmiler, "Senin gneinde doduk, senin gneinde leceiz, seni hep sevdik; senin ok renkli bir gkkua-n var, bizim de renkli olmamza yardm et," demiler. Gk duygulanm, hemen zerindeki gkkuan kk paralara blp aaya, Yeryzndeki kelebeklerin zerlerine doru serpmeye balam. Daha o anda kelebekler rengrenk olmular. Yeryz enlenmi, insanlar ve kular hayretler iinde kalmlar. Ama birka gn gemeden kelebekler lmeye balamlar. Bir zamanlar uzun yaayan kelebekler artk birer birer oluyorlarm. Sa kalanlar gzlerini Gkyz'ne evirmiler, bize ne oluyor byle diye sormular. Gk, "Ah," demi onlara, "Hi dnmedik banda, gkkuamn rengi sizi renklendirdi ama mrnz ksaltt. Gkkuaklar renklidir

31/284

ama ksa mrldr. Sizi de onlara benzettik; bir gnlk, bir mevsimlik."

Bylece kelebekler kabullenmiler hallerini, uzun ve renksiz bir yaam yerine ksa ve renkli bir yaama kanat rpmlar. (Belki de daha iyi olmutur bylesi; uzun ve renksiz bir yaama karlk ksa ve renkli bir yaam. Ksa yaam, hznldr belki ama renksiz yaam da hznldr belli ki.) Yeryznde prizmalar, gkyznde su zerrecikleri beyaz yedi renge ayrr. Bugn yedi renk gkyznde bir byk kemere dntnde, "gkkua" diyor insanlar ona. Farkl vadilerde, farkl zamanlarda, farkl isimleri vardr gkkuann. Eskiden "ebemkua" denilirdi mesel; daha eskiler de ise "almet-i sema" ad verilmiti. Almet-i sema, gkyznn almeti, iareti demekti. Almet-i sema, zamanla vadi halknn dilinde alaimisema veya eleimsema oldu; kimileri eleimisama dedi. insanlar yamur sonrasnda Gk'n yznde beliren yedi renkli kemere bazen "gkkua", bazen "ebemkua", kh ele-imisema, kh "alaimisema" dediler. Onlardan iitip bu isimleri kelebekler de sevdiler. zellikle alaimisema kelebekler arasnda sevilen bir isim haline geldi, ocuklarna sklkla bu ismi koyar oldular. Alaimisema. Yedi renkli alaimisema, gkyznn almeti, iareti, yeryzn kucaklayan gzel kemer, kelebeklerin atalar rengi; alaimisema. te bu yzden Aygn Hanm, kzna Alaimisema adn koydu. Alaimisema, kelebeklerin atalarna rengini veren yedi renkli gkkuann eski ismiydi. smi, Alaimisema'ya uurlar getirecekti, getirmeliydi.

32/284

Alaimisema hzla byyecekti, bymeliydi; bir haftalk mr baka trl gemezdi, geemezdi. Kelebeklerin yaam ykleri ksaltlamaz, ya bir gndr ya bir hafta. (En azndan yle bilinir insanlar arasnda.) Yaamlar ksa olduu iin bymeleri de hzl olmaldr sonuta. (Bir zamanlar Afrikallar otuz yanda yalandklar iin bu dnyada, ergenlik dnemleri birka ayd yalnzca.)

6 Alaimisema Gkyzne Kanat Ayor Kelebeklerin kanatlan doduklarnda slaktr, gnete kurutmalar gerekir onlar. Alaimisema'nn kanatlar da slakt, henz kurumamt ama daha imdiden gz alcyd renkleri. zerlerinde halka halka gzler vard. Drt kanadnn drd de gzeldi, gkkua gibi rengrenkti, yeil, mor, mavi, bir de tan rengi. Aygn Hanm kozasndan yeni kan kzna, "Yavrum sen ok gzelsin, bunca haftadr yayorum bu dnyada, byle kanatlar grmedim daha. Dilerim kaderin de kanatlarn gibi gzel olur. Yerimize, gmze ho

33/284

geldin. Hadi kurut da kanatlarn uu-ver bir an nce, vaktimiz ksa," dedi. Alaimisema annesini anlad ve hemen kanatlarn kurutmaya balad. (Kelebekler umay ve konumay arabuk renirler, yerleri genitir ama zamanlar dardr bu dnyada.) Kanatlarnn kurumasn beklerken anne kz konumaya baladlar. Alaimisema, dnyadaki btn ocuklar gibi nasl doduunu merak etti, "Anne ben nasl dodum?" diye sordu. Aygn Hanm da dili dndgnce anlatmaya alt: "Anne kelebekler yapraklarn zerine yumurtalarn brakr-lar; gn gelince yumurtann iinden bir trtl kar. Sen de yeryzne bir trtl olarak geldin ilk nce. ok irin bir trtldn, drt kez deri deitirdin, her sefer farkl bir renkte, yeil, mor, pembe. Srekli yaprak yerdin. Dmanlarn korkutmak iin yz-

n korkun ekillere sokardn; onlar korkard ama ben ok glerdim." Alaimisema keyifle dinliyordu annesini, Aygn Hanm devam etti: "Bir trtl dnm geirir, aama geirir, yle gelir dnyaya. Kk bir trtlken, daha kelebee dnmeden nce bir kuytuda ba aa astn kendini, nce stndeki deri yrtlp dt, yeni bir deri kt altndan, sert bir klf. Bu klfa 'pupa' diyor insanlar. ki hafta pupada yaadn, pupa yelken yelken amadan hayata. Yava yava trtldan kelebee dntn tm vcudunla. Sonra gn geldi pupandan darya ittin kendini; pupa yukarda kald sen aada, hayata merhaba dedin slak kanatlarnla. Artk bir kelebektin. Bekledin, dllendirildin."

34/284

Alaimisema, "Anne ben nce trtl sonra kelebek mi oldum?" Anne, "Evet canm, trtldn, kelebee dntn, aama geir-din." Alaimisema, "Btn canllar aama geirir mi?" Anne, "Bazlar geirir, bazlar geirmez. Mesel baz insanlar, belki byrler ama gelimeyi sevmezler, dedeleri naslsa aynen yle olurlar, hemen hi aama geirmezler." Alaimisema: "Ben geirdim, deil mi anne?" Anne, "Evet yavrum, sen akll bir hayvansn." Bir sre daha konutular. Aygn Hanm kzna yaamn tehlikelerini anlatt; kelebekleri ok seven sivri gagal kulardan ve yine kelebekleri ok seven kelebek koleksiyoncularndan sz etti, onlardan kama yollarn anlatt. Aygn Hanm bir ara Alaimisema'ya aalarn ayrlarn zerinde umann olaanst bir ey olduunu syledi; Alaimisema da daha umadan, "Anne ben umay ok seviyorum," dedi. (ocuklar byledir, ileri yaama sevinciyle o kadar doludur ki, hi yapmadklar baz eyleri sadece hayl ettiklerinde bile heyecan duyarlar.) Bu arada Alaimisema'nm kanatlar kurumutu. Doduu yapran zerinde doruldu, gerindi, her eyin farkndayd. nce annesine bakt, ona, insanlara glmseyen bir gkkua gibi glmsedi. Sonra g grd, vadiyi grd, her ey gzeldi. Drt kanadnn drd de kurumutu, zerinde durduu yapraktan

aaya doru bakt. Heyecanlyd, umaya hazrd, hi yapmad ama bildii bir eyi yapacakt. Annesine dnp "Hemen dneceim anne," dedi. Ve utu. Aygn Hanm kznn arkasndan kaygl ama gururlu gzlerle 31 bakt; kz hayatta ilk kez uuyordu.

35/284

Rzgr Alaimsema'y kardaki aalara doru srkledi. Aalardan birine konduunda evresindeki yapraklarda baka kelebeklerin kanatlarn kurutmaya altklarn grd, "Bunlar ne zaman kuruyacaklar, uabilecekler mi?" diye geirdi iinden. Sonra utu, utu... nceleri yalnzca rzgrn iindeydi Alaimisema, rzgr ne yana srklerse o yana gidiyordu, sonra ksa srede kanatlarn daha etkili kullanmay rendi. Artk rzgrn istedii ynde deil, kendi istedii ynde uuyordu. Rzgra ramen, rzgrla birlikte ama zgrce... Utu, utu, utu... Evlerin arasnda, ieklerin zerinde utu; uzaklara doru, tarlalara doru utu. Yolda pek ok ocuk, ku, kelebek grd; yollarda arabalar vard. Sonra annesini hatrlad, doduu aaca dnmek istedi, grdklerini ona anlatacakt. Doduu aa ayn te tarafnda kalmt. O yana kanat rpt. lk aacna dnd, yapraklardan birisine kondu, evresine baknd, annesini arad. Annesi yoktu, gitmiti. Alamakl oldu, ama alamad. (Hayat kayplara alayacak kadar uzun deildir.) Alaimisema annesini bir daha hi grmedi. (Kelebekler abuk byrler, anneleri yanlarnda bulunmaz srekli.)

7 Alaimisema Arkada Ediniyor Kelebekler srekli anneleriyle dolamazlar, arkada edinir-ler. Belki arkada edindikleri iin anneleriyle dolamazlar, belki de anneleriyle dolaamadklar iin arkada edinirler. Her neyse; sonuta kelebekler

36/284

iin arkada nemlidir. nsanlar ve hayvanlar eer arkadalar yoksa, onca yldza, onca aaca, kua, suya, topraa ramen kendilerini yalnz hissederler. Becerenler, kendilerine bir kedi, bir ku ya da bir yldz bulup yalnzlktan kurtulurlar. Alaimisema uarken kular grd, bcekler grd, insanlar grd; hepsi gzeldi. Sonra rman kenarnda kz bcekleri, mays bcekleri arasnda bir yusufuk grd. Yusufuk, dans etmekle umak aras bir zarafetle suya doru szlyordu. Zarif mi zarif, naif mi naif bir kuyruu vard; o kadar zarif ve inceydi ki glgesi yere dmezdi. Alaimisema ona, "Merhaba," dedi. Yusufuk da yant verdi: "Merhaba." Alaimisema "Senin adn ne?" diye sordu. Yusufuk, ksa bir sre durakladktan sonra, "Benim adm Yusufuk," diye cevap verdi. Alaimsema birka insan ismi duymutu, bunlardan birisi de Yusuf tu; yusufua, "Sen insan msn?" diye sordu. Yusufuun can skld, "Estafurullah, ben hayvanm, bcekler dnyasnda anl bir

aile admz var; UarouUan derler bize Anadolu'da. Soyumla vnrm; baz akrabalarmz Latince adlar aldlar beynelmilel olsun diye "Anisoptera" diyorlar kendilerine; bir de orbaya "zuppa,"

37/284

diyorlar, sanki iiyorlarm gibi. Sen orbadan ne anlarsn, zppelik ite. Alaimisema, "zr dilerim adn insanlarn adlarna benziyor da ondan in-san msn diye sordum," dedi. Yusufuk ise, "Benim asl adm Tlgeri'dir; Tlgeri UarouUan yani. nsanlar, bize adlarmzla seslenmezler, Yusufuk derler nedense. Dedem derdi ki 'nsanlar nce topraklarn igal ederler birbirlerinin, sonra dilleri, isimleri, her eylerini igal ederler.' ok uzaklarda Bejing diye bir kelebek varm mesel; uzaklardan gelip birileri bu kelebein lkesini igal etmiler ve 'Pekin' adn vermiler bu kelebee. Yzyllar sonra bu kelebek kendi adn hatrlaynca, zgrce kanat rpar olmu. Tam emin deilim ama bu kelebek, kelebek etkisi diye bir ey yaratrm. O uzak lkede kanat rptnda, burada pazardaki fiyatlar deiirmi," diye Alaimisema'nn tam anlamad bir eyler syledi. Alaimisema, "Mthi bir ey, demek ki bu Pekin adl kelebek ok nl bir kelebek, kanat rparsa buradaki pazarda fiyatlar deiecek," dedi hayretle. Yusufuk Tlgeri: "Elbette. Kelebek etkisi diyorlarm buna ekonomide." Onlar dinleyen daldaki bir ddkn kuu sze kart: "inanmayn byle eylere, bu ehirde pazardaki fiyatlar, ne inliler belirler, ne inli kelebekler. Bizim pazar fiyatlarn, doudan gelip vadimizi ereflendiren Reo Baba ve adamlar belirler. O ne derse, o.

38/284

Mteriye halt etmek der. Reo Baba, ne kelebek dinler ne ekonomi, keyfince belirler etiketleri." Dere ddkn heyecanla konuurken, orman tarafndan gelen bir guguk kuu sze kart. (Aslnda btn bu kular, ormanlarda, doal alanlarda yaarlard; ne at grmlerdi, ne mafya. Yerleme merkezleri doal alanlarn istila ettiinden beri, kendi tercihleri d insanlarla birlikte yayorlard.) KVM

Guguk kuu, nce drt defa "Guguk!" diye tp saati bildirdikten sonra konumaya balad: "Bu dnyada her ey ksmetle. Her eyin bir saati zaman var-34 dr. Zaman gelince zam olur, zaman gelince ucuzluk. Zam ka-derdir; her ey kaderle olur." Dere ddkn, "Kader diye bir ey yoktur. Zamlar Reo Baba yapar, fiyatlar adamlar belirler," diye itiraz etti. Aiaimisema, tartmadan rahatsz olurdu, (aslnda ilk kez bir tartmaya ahit oluyordu), arabuluculuk yapmak istedi, "Belki de Reo Baha'nn kendisi bir kaderdir," dedi. Yusufuk, ddkn, guguk kuu, hep birden durup Alai-misema'ya baktlar. Neden olmasnd, olabilirdi. Pazarn ve pazarclarn kaderi muhtemelen Reo Baha'yd.

39/284

Aiaimisema, herkesin durup ona bakmasndan rahatsz oldu, biraz konuyu deitirmek iin, biraz da sebebini bilmedii bir sevinle, "Benim adm annem koydu," dedi. Sonra da konuyla ilgilisiz bir ey syledii iin mahcup oldu. Ama aklna baka bir ey gelmemiti. Ancak Yusufuk Tlgeri an-layla glmsedi ve, "Bununla nmelishv, adlar anneleri tarafndan konmu olanlar, gkyznde uzun uarlar," dedi. Aiaimisema bir an annesini zledi. O yannda yoktu ama koyduu isim stndeydi. Bir sre, Tlgeri, Aiaimisema, dere ddkn ve guguk kuu sohbet ettiler sonra vedalap ayrldlar. Hepsi ayr ynlere utu. Vedalarken tekrar grelim demilerdi. Sohbetleri ksa srmt ama Aiaimisema onlar zleyeceini hissetti. Tarlalara doru uuyordu. ne ka neeyle. Tarlalarn kenarlar, tarlalar ayran yollar iekler iindeydi; kimi eski, kimi yeni. Gelincikler gitmiti, saplar duruyordu; hepsi gelecek ilkbaharda gelecekti. Youtotu, morlu krmzl Anadolu takesen otu, ince uzun dikenli ak mor renkli peygamber iekleri, yamru yumru mor renkli yumrulu turnagagas, ana rahmine nazire lousa iei. Hepsi oradayd. Aiaimisema utu utu.

Etrafta kimse yoktu. Aalara doru genie bir kavis izdiinde birden az tede siyah ceketli iri bir insan grd, bo bulundu korktu. nip ieklerin arasna sakland, insana bakmaya balad. Bu bir adamd, banda evlerinin nn spren kadnlarn sprgelerine

40/284

benzeyen sar renkli sprge ular vard. Kollarn iki yana am, ylece sessiz, hareketsiz duruyordu. Alaimisema bir sre bu adama bakt. Adam ona bakmyor-du, ileriye doru bakyordu. Alaimisema daha nce pek ok insan grmt ama bu adam onlara benzemiyordu. Tam o srada yolun kenarnda Alaimisema'nn hayatnda (yani o gn iinde) hi grmedii bir hayvan kt ortaya. Ne kutu, ne bcek, srtna yuvarlak bir ey alm ar ar yryordu. Drt aya, ayaklarna benzeyen ama onlardan daha uzun bir boynu vard nnde. Alaimisema'y grnce, "Gnaydn kk kelebek, pek arm gzkyorsun," de-di. Alaimisema bayla hareketsiz duran adam iaret edip, kanatlarn kalbine bastrd. Bunun zerine srtnda yk tayan hayvan, "Ha o mu? O bir korkuluktur, bir ey yapmaz insana," dedi. "Ben bir insan deilim, kelebeim." "Biliyorum, kelebeklere de bir ey yapmaz. Kimseye dokunmaz, dokunamaz." Alaimisema rahatlamt, "Siz srtnzda ne tayorsunuz?" diye sordu. "Ben bir kaplumbaaym. Srtmdaki de yk deil, benim derim, kabuum, evim. Bir tehlike olunca iine ekilirim, gvende olurum." "ok mu yalsnz, ok ar yryorsunuz?" "Yallktan deil, gencimiz yalmz ar yrrz biz kap-lumbaalar. Hepimiz uzun mrlyzdr, o yzden acele etmeyiz."

41/284

Alaimisema biraz hznlendi, Biz kelebekler ksa yayoruz sanrm, bu yzden hzl uuyoruz."

Kaplumbaa, "Uzun yaayanlar ar hareket ediyor, ksa yaayanlar hzl. Belki de Evren hakkn alyor sessizce, kiiler de yle." Alaimisema kaplumbaann son sylediklerini anlamamt, "Ne demitiniz bu insan gibi eye?" "Korkuluk." "Ha evet korkuluk; peki niin hareketsiz?" "Bu zavally tarlann sahibi kyl yapt; sopadan, eski bir ceketten, samandan, sprgeden. O yzden. Gerek bir insan gibi gelimemi, belirli geliim basamaklarndan gememi." "Anladm. imdi bu canl bir insan deil. Peki kyl niin yapt bunu?" "Kular filan korkutsun diye." Alaimisema merak etti: "Peki korkuyor mu kular?"

42/284

"Hayr; birka gnde altlar. Aslnda kyl, kendi korkularn gidermek iin yapt onu. Kendine benzeyen bir ey yapmak istedi galiba. nsanlar byledir genelde. Uzun yaadm iin birok eski sava grdm. Durduk yerde korkutmaya alrlar tekileri. Ellerinde g varsa korkuturlar da. Baka bir ey yapmazlar, sevmezler, iletiim kurmazlar. Ne yaptracaklarsa, severek anlaarak deil, korkutarak yaptrrlar. Bu kyl de yle." Biraz sonra kaplumbaadan ayrld Alaimisema; sevgi doluydu, sevinliydi kiminle konusa balanyordu, sonra da ayrlmak zor geliyordu. Ama ayrlmalyd; nk srekli bir kuun ya da kaplumbaann yannda kalamazd. Utu, utu, utu. zgr olduu iin utu, utuka zgrleti. Bir ara kaplumbaaya benzeyen ama ondan ok ufak olan bir hayvan grd, inip yanna kondu, uzun uzun bakt. Hayvan onun srarl bakndan rahatsz oldu, "Niin bakyorsun, birine mi benzettin?" diye sordu. Alaimisema ona kaplumbaay anlatt, ona benzediini syledi. Bu yeni arkada biraz aksi bir sesle, "Hi ilgisi yok, birbirimize benzemeyiz; daha dorusu ben ona benzemem. O bana benziyorsa bu onun sorunudur. O bir

kaplumbaa, ben salyangozum. Onun yurdu evi yere paraleldir srtnda, benimki dik durur," dedi. Salyangozun aksi konumasndan Alaimisema rahatsz ol-mutu, konuyu deitirmek istedi.

43/284

"Arkanzda srekli parlak bir su kalyor siz yrrken, i mi yapyorsunuz?" diye sordu. Salyangoz iyice sinirlendi, "Ne ii efendim, o benim yeryzyle aramdaki iletiim bil-gim. Bir dolu insan, burnumuzun aktn sanp 'smkl b-cek,' der bize. imdi sen de 'ili bcek' demeye getirdin," diye homurdand. Alaimisema rahatsz olmutu. "zr dilerim sizi kzdrmak istememitim," diye aklama-ya alt. Salyangoz sert kt iin pimanlkla sesini alaltarak, "Baknz gzel kelebek, 'smkl bcek' lafn usul erkn bilmez insanlar kard. Bize 'alayan bcek,' de diyebilirlerdi; sanrm bir yanllk eseri 'smkl,' dediler." "Nasl bir yanllk?" "Bildiim kadaryla eskiden dedelerimize 'salyangoz' denmezdi. Bir gn sinzit olan bir kii, kendi burnuyla ilgili sorununu bilmeden salyangozlara yanstm ve burunlarnn aktn ima ederek onlara 'smkl bcek' demi. O gnden bugne btn insanlar byle der bize." (Salyangoz haklyd, gerekten insanlar, kendilerinde bir sorun olduunda, bakalarnda da ayn sorunun bulunduunu sanrlar, sorunlarn onlara yanstrlar. Ve insanlar bir de unu yaparlar: Birisinden korktuklarnda, nce kzarlar ona, sonra aalar, en sonunda da kendilerini savunduklar iddiasyla saldrya geerler. (Zaten aaladklar kii, bir sre sonra onlara saldracaktr.) Bir

44/284

zamanlar, efendilerinin dillerini bilmeyen klelere efendileri kendi dillerini retirken, onlara, "Haprk", "Smk" gibi adlar verirlerdi. Bu kleler, yeni katldklar kltr renene kadar, isimlerinin kendilerine zg olduunu zannederler, yaplan aalamay fark etmezlerdi. Dili rendikten sonra da adla-

rnm ilk anlamlarn alglamaz, onlarn kendi zel isimleri oldu unu dnrlerdi. Yani kssadan hisse, insan evld kendine zul meder, salyangozlara neden etmesin.) 38 Bir sre konutuktan sonra Alaimisema salyangozla da ahbap

oldu. Artk ondan ayrlmak da zordu.

8 Umay Umay yirmi drt yanda bir gen kzd. Umaylar yaz ve eyll Uzun Vadi'deki evlerinde geirirlerdi. Uzun Vadi'nin dalarn, aalarn, kularn, kelebeklerini gn boyu verandada oturup uzaktan izlerdi Umay, gndzleri daha ok kitap okur, akamlar internete girerdi. Alaimisema'nn arkadalar vard, Umay'n yoktu.

45/284

9 Umay'm Ailesi "Hazr msn Umay," diye seslendi Glsen Hanm, "Tamam anne bir dakika, imdi bitiyor," diye karlk verdi Umay. Rimelli gzlerini gzden geirdi, el aynasnda gz gze geldi kendisiyle. Gzeldi. Boy aynasn sevmezdi, el aynas kullanrd srekli. Yz gzeldi, tesini beenmezdi, telerdi. Arada bir akln kurcalayan dnce yine belirdi. Gzel ol-duunu sylyorlard ama gerekten gzel miydi? Ardndan iini actan o soru: "Bir sevgilim olacak m, evlenir miyim acaba?" "Hadi Umay, seni bekliyorum," diye yineledi annesi. Tella kapya yneldi Umay; pazara gideceklerdi. Sorularnn zerini in-ce bir rtyle kapatt yine. Sonu gelmeyen gndelik iler, bitip t-kenmeyen sorularn zerini rten, ie yarar gzken ama sakladklarn iyiletirmeyen ince bir rt gibiydi. Umay nden kt, Glsen Hanm kapy ekti, kilitlemedi. Uzun Vadi'de kaplar kilitlemek gerekmezdi. Kapy kapatr kapatmaz "Ay Pazar torbalarn ierde unuttum, hi hatrlatmazsn," diye yar aka Umay'a sylendi annesi. O da, "Torbalar unutma anne," diye gecikmeli bir uyaryla aka-y srdrd. Umay, Glsen Hanm'la Rasim Bey'in tek ocuklaryd. Anneyle babann tm ilgisi Umay zerineydi. zellikle annenin.

46/284

Glsen Hanm bankacyd, Umay'la ilgilenmek iin erken emekli olmutu. Titiz, sevecen olmak ile otoriter olmay iyi ba-

datran bir anneydi. Genliinde uyumlu bir eleman, ube mdr olduunda ise yine kollayc olmak ile otoriterlii badatran bir amirdi. Teni ak, salar sarya yakn, gzleri yeildi. Yllardr salarn boyard. Glsen Hanm'n yznde uzun srm, bitmeyen skntla-rn izleri vard. Bir zamanlar srekli di skt iin belki de, gzlerinin dudaklarnn kenarlarnda izgiler olumutu. Zihniniz birtakm yenilgileri unutsa da, yznz gemiin resmedildii bir yerdir; geip giden anlar geip gitmeyen izgiler brakr orada. Ei Rasim Bey'in drt yl nce alt mhendislik brosunda bir kadnla ilikisi olmutu. Aylarca durumu fark etmeyen Glsen Hanm, aldatldn rendiinde kyameti koparm, Umay' da yanna alp evi terk etmiti. Aldatlma olay Glsen Hanm iin hayatndaki ikinci darbeydi. Aile byk bir alkantya girmiti. Umay gnlerce uyumam-t. Sonra Rasim Bey vazgeti, piman oldu, kadndan ve alt brodan ayrld, kendi iini kurdu, karsndan defalarca af diledi, yeminler etti, zr diledi, halt ettiini syledi. Glsen Hanm, ok zgnd, fkeliydi, derinden sarslmt; tekrar birlemek istemiyordu. Ayr yaamaya yetecek parasal gc vard ama ayr yaamaya yetecek duygusal gc yoktu. Kocasndan ayr kald aylarda, yalnzlk duygusu, katianama-d bir acyla, bulutsuz ve karanlk bir gk gibi kt zerine. Aldatlmak ve aldatlmay sineye ekmek, fke vericiydi, yalnzlk ise ac verici. Yalnzlk acs ar

47/284

bastnda kocasnn zrlerini kabul etmi grnd, kzn alp eve dnd. Eve dnnce yalnzl sona ermiti ama krgnl, fkesi, kabuk tutmu bir yara olup yaam boyu varln srdrecekti. Rasim Bey, bir sreliine olsun, yalnzca kendisini dnm-t. Onun bu kiisel maceras, karsn ve kzn derinden yara-lamt. Rasim Bey iyerindeki o teknisyen hanmn yannda kendini oyi hissetmiti, skntlarndan kurtulmutu belki, belki de sevmiti onu. insanlar, birisini sevdiklerinde, sevdiklerini sandklarnda, aslnda asl kendilerini sevdiklerinde, bir nc kiide amayacaklar yara yoktur.

Umay olup biten her eye zlmt; babasnn yaptna, annesinin zlmesine ve galiba en ok da annesi ile babas arasndaki ayrlp birlemede, seim yapma ansnn bulunmamasna. O srada yirmi yandayd, ocuk deildi. Annesiyle birlikte babasnn yanndan zorunlu olarak ayrlm ve yine fikri sorulmadan zorunlu olarak eve dnmt. Annesi Umay'n fikrini sormamt, bir ocuk gibi onu evinden gtrm ve geri getirmiti. Belki de bu, byle olmasnn ok doal olduuna kesinlikle inand iindi. ok doal bulduumuz eyleri ne sorgularz, ne de insanlarn tercihlerine brakrz. Pazar yeri evlerinin birka yz metre ilerisindeydi; rman kar tarafnda, vadinin batsna doru. Irmak boyunca imler, iekler, aalar vard. Renkleri ayr ayr, kokular karmt. Yanda, tede, beride, lgn, tr, ide, brtlen, hatmi, sapsar tal kasmpatlar, san kavisli dalgal iekleri baharda kalm ka-trtmaklar, hanm tuzluu, nazarotu vard. Bahar yaz birlikte geirmilerdi, kimse koparmazd.

48/284

Gne tepedeyken, glgesi rmaa den bombeli bir tahta kprnn zerinden geip gideceklerdi pazar yerine. Pazar dalmadan yetiebilmek iin Glsen Hanm tell admlarla Umay'n tekerlekli sandalyesini srmeye balad. Aslnda kumandal bir sandalye alabilirlerdi, itilmesi gerekmezdi; ancak anne kz, dillendirmedikleri bir direnle bu itilen arabay tercih ediyorlard. Belki de her ikisi de bamszlktan kandklar iin, onlar birbirlerine balayan, baml klan bu klasik sandalyeyi sryorlard, srdryorlard. Kprye doru yaklarlarken, ellerindeki pazar torbalary-la, antalaryla alveriten dnenlerle karlamaya baladlar. Gnn hangi saati olursa olsun Glsen Hanm, pazardan dnenleri grnce, gereksiz bir heyecana kaplp admlarn sklatrr-d, ge kaldk diye. Pazardan dnenlerin hemen hepsi onlara selm veriyordu. Umay'n tanyan oktu ama tant azd; evrelerinde yakn arkada yoktu. Hatta Umay'a gre hi arkada yoktu; niversiteden ve ehirden arkadalaryla yaz boyunca etleirdi yalnzca. (Aslnda Umay'n arkadalar vard, annesi onun ok sayda arka-

da, dostu olduu grndeydi ama Umay yalnz olduunu dnrd. Umay'n yakn arkadatan anlad, yakn bir erkek arkadat. Byle bir erkek arkada yoktu; o yzden kendini arkadasz alglard.) Pazara yaklamlard. Glsen Hanm, kendisine sevgiyle, saygyla selm verenlere, nezaketle karlk veriyordu. Ama selm verenlerin, bu yryemeyen gen kza ve onun fedakr annesine iten ie acdklarn dnyordu. Kendisi byle birilerini grdnde oldum olasya acmt; o halde onlar da onlara acyordu.

49/284

Tekerlekli sandalyedeki gen kz gren kimileri, "stmzden rak ya Rabbi," diyordu iinden. Bunu syleyenlerden dudaklar hafife kmldayanlar da oluyordu bazen. Daha da kts arada, ksk sesle ama sandalyedeki gen kzn duyaca ekilde, "Sen or-gan eksiklii verme ya Rabbi," diyenler de vard. Bunu duymak Umay' derinden yaralard; belki de srf bu yzden tm insanlardan uzak kalmak isterdi. (Aslnda byle syleyenler de Rasim Bey gibi yalnzca kendilerini dnen, kendilerini korurken karlarndaki kiide atklar yaray umursamayan kiilerdi.) Byle bencil davranan, kendilerini korumak dnda bir uralar olmayan bu insanlar pek fazla konumazlard Umay'la. Bazlar ise konumalar gerektiinde, kendilerini zorlayp, "olaan d bir ey yok" tonuna brndrrlerdi seslerini. Olaan d bir ey yok havas hemen her defasnda board Umay'. (Belki de ona yle geliyordu.) ounluk onu, yaklalamayan, yaklalmas zor birisi olarak alglyordu. Galiba onlara gre, bu sandalye zerindeki gen kz, benzememeleri gereken bir durumdu. Sanki fazlaca yaklap ili dl olurlarsa ayn durum kendilerine de bulard. Kendileriyle mcadele etmeden, Umay' da farkl alglamadan, onunla yalnzca insan insana iliki kuran kiilerin says o kadar azd ki. Kprye doru rman kenarnda yrrken bir kelebek grd Umay. Bu Alaimisema'yd, neeyle, bir alalp bir ykselerek uuyordu; ana kz fark etmedi, szlp uzaklat. "Anne bak ne gzel bir kelebek," dedi Umay. Annesi, kafas megul btn anneler gibi, ezbere bir onayla, "Hh..." diyerek ban sallad. O an

ne Umay, ne de Alaimisema onlar birletirecek ortak kaderlere gittiklerini, gideceklerini biliyordu.

50/284

rmak o blgede bklm bkl bir bk yapyor, bir saa, 44 bir sola kvrlyordu. Bkn bitiminde bir kpr vard. Kprye geldiklerinde Glsen Hanm, sandalyenin arkasna bastrp n te-kerleri hafife yukar kaldrd. Bu kprden gemek Umay'in her zaman houna giderdi. ocukluunda seyrettii ama binemedi-i kaydraklar gibiydi; tahta kprnn srtndan aaya doru inerken, iinin boaldn hisseder, uar gibi szldn hayl ederdi. Sonra, kprnn ve parmaklklarnn grnts, aada srekli sesini duyurmaya alan ama cevap alamayan rman rlts houna gidiyordu. nsanlar srekli olarak zerinden veya yanndan geip gittikleri rman rltsn duyuyorlard, onu gryorlard ama onun kendilerini anlamayacan ve galiba kendilerinin de onu anlayamayacaklarn dndkleri iin rmaa cevap vermiyorlard. Irmaa sempati duyuyorlard ama onunla iletiim kurmuyorlard. Belki Umay da bu rmak gibiydi, insanlar Umay' sempatik buluyorlar, iten ie ona acyorlard. Onun baka bir dnyada yaadn, bu yzden de kendilerini anlamayacan zannettikleri iin de onunla iletiim kurmuyorlard. Belki de aslnda kendileri onu anlayamamamaktan korkuyordu. Ya da en kts, Umay'a benzemekten korkuyorlar, bu korkunun kefareti olarak selm veriyorlard. Muhtemeldir ki, "Allah'm, bu zavall gen kza selm verdim, deer verdim; ltfen ayn ey benim bama gelmesin," diye, kendilerinin bile duymadklar uzak bir sesle dua ediyorlard. Pazara yaklatklarnda pazarclarn sesleri ykselmeye, sebze meyve kokulan duyulmaya baland. Pazar demek hareket demekti; renk, ses, koku demekti. Pazarda hayat vard, pazar hayatt. Uzun Vadi'nin pazar cumartesi gnleri kurulurdu. Yakn bahelerden ya da uzak kylerden gelirdi pazarclar; ou kendi rettikleri eyleri satard. Satclarn kimi uzaklardan gelirdi, kimi yerli halkt.

51/284

Kasalarda, mavi renkli yuvarlak tezghlarda; elmalar; domatesler, uzun ksa biberler, patlcanlar, kabaklar, yeil fasulyeler,

ayekadnlar, barbunyalar, bamyalar, eftaliler, kayslar, erikler, brtlenler, (nam dier bk zmleri), kzlck (zogal), ilekler, karpuzlar, kavunlar, hrsz almazlar yeil mor zmler, yeil mor incirler, dutlar, karadutlar, alalar, ideler, mumula- 45 lar, bahelerin yeil havasyla pazar yeerten, marullar, dereot-lar, maydanozlar, naneler, kekikler, kekik sular, ada aylar, tereler, rokalar, sarmsaklar, kuru soanlar, taze soanlar, patatesler, kartollar, baka mevsimlerden gelmi, muhtemelen souk hava depolarnda saklanm, ayvalar, armutlar, narlar, kuru fasulyeler, nohutlar, krmz yeil mercimekler, pirinler, azlar kvrlm kk uvallar iinde, sar, mor, krmz envai eit baharatlar, cameknlarda, sepetlerde beyaz peynirler, kaar peynirleri, lorlar, doraklar, civil peynirler, kfl peynirler, yazlk helvalar, petek petek ballar, az kapal kk kavanozlarda reeller, turular, siyah zeytinler, yeil zeytinler, izik zeytinler, tata ezilmi zeytinler, kalamatalar, evredeki rmaklarda tutulmu tatl su balklar, yere bada kurmu alvarl kyl kadnlarn nlerindeki hamur tahtalar zerinde piirilmi ya da piirilmekte olan, lava ekmekleri, bazlamalar, gzlemeler, katmerler, piirilmeye hazr mantlar, tarhanalar, kurutlar, saman dolu sepetlere yerletirilmi yumurtalar, kiloyla satlan kuruyemiler, leblebiler, ay iekleri, gne bakanlar, aygn iekleri, smkalar, emamerler, kuru incirler, kayslar, fndklar, cevizler, fstklar, antep fstklar, pekmezle yaplm cevizli sucuklar, kme, asma yapraklar, Zile pekmezi, Bilirlerden bu yana salata yapmak iin toplana gelen Anadolu

52/284

otlar, her eye iyi gelen (zellikle prostata iyi geldii iddia edilen) envai tr ifal otlar, kiloyla satlan ak biskviler, sabunlar, macuna benzer arapsabunlar, pazarn bir kesinde plastik oyuncaklar, plastik tabureler, biblolar, masa lambalar, duvar saatleri, emsiyeler, elektrik kablolar, prizler, dmeler, yazmalar, gmlekler, pantolonlar, apkalar, tokalar, engelli ineler, lastikler, fare kapanlar, ku kafesleri... vard. Btn bunlar, meknda ve zamanda uzaklardan, Orta As-ya dan, Uzak Asya'dan, epeevre komulardan gelen, oka da Anadolu'ya ait eylerdi. Pazar, bir zamanlar pek Yolu zerinde kurulan pazarlar gibiydi. O zamanlar pek Yolu pazarlarn-

da, in'den gelen ipek, porselen satlrd; imdi abajurdan terlie, gmlekten apkaya, pazar dolduran nice eya in'dendi, in'de yaplmt. 46 Nice meyvenin sebzenin genleri, isimleri uzak lkelerdendi; uzak alardan beriydi. Bir gn Glsen Hanm bir tandna smkay ve kartolu gsterip "Bunlarn isimleri niye byle?" demiti. O da, "Sanrm bunlar satanlar Erzurumlu. Srnka ayiei, kartol da patates demek; Ruslarn Erzurum'u igalinden yadigr kalm isimler. Hani Ruslar yle diyor diye, bizimkiler de... " (Belki de kurtuluun ansna, eski yaralar kabuk tutsun diye.) Sonra bir gn Glsen Hanm bir bakasndan mumulann hikyesini de renmiti. Eski istanbul'da ad varm mumulann. Mumula, bebyk, dngel. Eer yal bir kadn geiyorsa, "Mumula, mumula," diye barrm pazarc. Gen bir erkek geiyorsa ayn pazarc bu kez: "Be byk!" Gen bir kadnsa geen: "Dn gel, dn gel!" Pazar torbalarnn bir ksm Umay'n elindeydi, birka tanesini ise tekerlekli sandalyenin arkasna aslmt. Glsen Hanm, bir yandan

53/284

kimseye arpmadan arabay srmeye alrken, bir yandan da meyvelere, sebzelere bakyor, fiyatlarm aklnda tutmaya alyordu. En iyisini, en ucuzunu almak iin. Pazar renkliydi, bereketliydi ama fiyatlar da nemliydi. Umay, meyvelerle, sebzelerle ilgilenmezdi; annesinin onun sevdii meyveleri alacan bilirdi. Glsen Hanm, torbalardan birinin stne krmz bir ta gibi ilekleri yerletirirdi, prensesinin sevdii meyve ezilmesin diye. Meyvelere ve sebzelere bakmak, Umay'n iinde, derinden derine, bitmeyen fakat tam da iitilmeyen bir mrlt gibi, hafif ama srekli bir sknt yaratrd. Eri ve olmayan sebzeler, zellikle meyveler alc bulmazd. Pazar, dzgnlerin, orantl olanlarn yeriydi. Umay bu yzden meyvelere ve sebzelere bakmazd. Umay yalnzca insanlarn yzlerine bakard; o da uzaktalarsa. Yakndaki bir kiinin yzne bakmak istediinde, oturduu iin ban kaldrmas gerekirdi; bu ise ona, en azndan oturmakta olduunu hatrlatrd. Bu yzden, eer o kiiyle konumakta deilse yakndaki insanlara bakmaz, gz hizasna giren uzaktaki yzle-

ri incelerdi. Bir tek ocuklarn yzlerine oturduu yerden ban kaldrmadan bakabiliyordu. Bu ise ona yaamn yalnzca bir yarsyla kolayca iletiim kurabildiini hatrlatyordu. stelik ocuklar, artk ait olmad, muhtemelen gelecekte de sahip olamayaca bir dnyann insanlaryd. stelik bir ocukla gz gze geldiinde, bu masum ve merakl gzler, bir saniye sonra hzla aaya inip, "bu niye yrmyor," diye sorarak bacaklarnn ve sandalyenin zerinde gezinirdi, iyisi mi ocuklarn da yzlerine fazla bakmamalyd.

54/284

ifal otlarn dizildii bir tezghn nnden geiyorlard. Glsen Hanm gz ucuyla bakt, bir zamanlar Umay iin bunlardan ne kadar ok alp kaynatmt. Hibirinin gzle grnr bir faydas olmamt. Tam ifal ot tezghnn nnden geiyorlard ki elli yalarnda bir bey satcya otlardan birisini gsterip, "Bu neye yaryor?" diye sordu. Tezghtaki gen, "Bu prostata iyi belir abi, bir de vcuttaki damarlar aar," diye cevaplad. Adam, "Btn damarlarm aar m?" diye tuzak bir soru sordu. Gen, kendinden emin bir sesle, "Aar abi," dedi. Adam, "iyi de ya beyin damarlarm da aarsa, ya fel olursam," diyerek satcya final sorusunu sordu. Satc gencin gzleri byd, bir anlk aknlktan sonra, "Abi o zaman sen de fazla atma abi, bir tutam at," dedi. Konuma ayakst bir satran oyunu gibiydi. Glsen Hanm iinden, Umay ise sesli gld. Satc ocuk bozulmutu. Glsen Hanm, adamn eletirisinin satcya ynelik olmadn, hesaba kitaba smayan, lye gelmeyen, gz karar geleneksel zmlere, hurafelere kar ktn dnd.

55/284

iinden mteriye hak vermiti. Pozitif bilme dayanmayan ezberlenmi zmlerin yaama bir art getirmeyeceini dnrd. Bu saatten sonra Umay'a artk hibir otuft fayda etmeyeceini derin bir aresizlikle biliyordu; ancak hl u ya da bu otu kaynatp kzma iirmesini tavsiye eden tandklar vard. Glsen Hanm,

artk bu tr hurafelerden, chela reetelerinden nefret eder olmutu. Televizyonlar, bilip bilmeden ot nerenlerle, yldz faln, burlar gerek sananlarla, her yerde ifre bulanlarla, yaknda kyamet kopacan iddia edenlerle dolup tayordu. Glsen Hanm bunlara ve bunlar ciddye alanlara "Ekran cahili," derdi. Ekran cahillerinin bir ksm ekrann nnde, bir ksm arkasmdayd. Ularndan uzun tahta direklere balanm branda bezinden tentelerin altnda yava yava ilerliyorlard. Umay'n gzne maviye boyanm tahta tezghlar arpt. Bir yerde okumutu, sebze meyve tezghlar genelde maviye boyanrd, nk hemen hibir meyve sebze mavi olmazd. Mavi farklyd; farkl, fark edilirdi. Umay da tekerlekli sandalyesinde fark edildiini dnyordu. Bir gn bu dncesini annesine sylediinde, annesi ona, "Mavi pazar tezgahyla senin ne benzerliin var; her eyi dndrp dolandrp bacaklarna, sandalyene getiriyorsun," demiti. Kk yalarndan beri, yani bacaklar atrofiye uradndan, doal yapsn kaybettiinden beri hemen her ey Umay'a, sandalyesini hatrlatyordu. Hemen her gn, ilgili ilgisiz pek ok olayda, "Acaba bir gn yryecek miyim?" sorusu geliyordu aklna, ikinci soru ise "Bir gn evlenebilecek miyim?"di. Birka kiiyle selmlattlar, karlkl hal hatr sordular sonra birer ikier satn almaya balad Glsen Hanm; torbalar yava ya-va doluyordu.

56/284

Umay pazara kmaktan sklrd, hemen her defasnda, "Bu son, bir daha asla gelmeyeceim," derdi ama annesi evde kapal kalmasn diye srar edince, kararn o gnlk ertelerdi. Ama yine sklrd. Yar yorgun gzlerle etrafna bakarken, btn hayatn deitirecek eye, o saniyeye, O'na doru yava yava, bir tekerlek dn hzyla yaklatn bilmiyordu. Umay, uysald, sevimliydi ama sklnca annesinin cann skacak bir konu aard durduk yerde. Yine sklmt, yine, daha nceleri konutuklar, bir sonuca ulamayan o tartmay at yeniden, "Anne bi dolu yal kfeci var pazarda, niye onlardan birini tutmuyorsun?"

"Evldm byle daha rahat oluyor, stelik gereksiz masraf." "Ama anne, kaplumbaa gibi evleri srtlarnda, ar ar do-lap evlerini geindirmeye alyorlar. Dilenmiyorlar. kuru verirsek neresi masraf?" "Umay'cm, iki admda bir duruyoruz her tezghn nnde. Durduk mu duracak, yrdk m yryecek, kle gibi birini istemiyorum peimizde. Sonra yl boyunca alamayaca eyleri alacaz adamcazn yannda. Yiyemediklerini, ocuklarna gtre-mediklerini tayacak srtnda." "Anneciim, kfeci tutarsak rahatsz olacaz, evet. Ama tutmadmzda o rahatsz oluyor, para kazanamyor sonuta." Her zamanki szlerini tekrarlyorlard birbirlerine; grleri farklyd, hangisi hakl bilemezsiniz. kisi de sustuunda bir k-feci geti

57/284

yanlarndan. Glsen Hanm, "Haftaya bunlardan birini mi tutsam acaba?" diye dnd. "Srtnda meyve kfesi, Banda hasr apka, Dolar durursun akama kadar Sokaklarda." (Byle syledi Cahit Klebi. Ve veya, "Dolar durursun akama kadar pazarlarda," da diyebilirdi.) KVU

10 Umay'n Dostlar Umay'n ocukluu, genlii zor gemiti, ilkokulda, ortao-kulda, lisede, niversitede arkadalar vard. Ama onlar gerekten arkada myd, yoksa ayp olmasn diye mi arkadalk ederlerdi, pheliydi. Belki de alnganlk ediyordu. Umay vcut imgesini beenmezdi; belki yzn gzel bulurdu biraz. ocukluunda ve genliinde kendisiyle ilgili honut olduu ey ismiydi. Umay ismi ne kadar gzel bir isimdi! Umay ok kk dodu, tik kez eline bir bebek alan Glsen Hanm'a olduundan da kk geldi. Bir ku yavrusu gibiydi. Glsen Hanm ona bir ku ad vermek istedi; hem ku gibi diye, hem bir ku gibi hzla bysn, usun diye. Glsen Hanm bir yerlerde 'Umay' diye bir ku ad duymutu, Rasim Bey de olur dedi, "Umay" koydular bebein adn birlikte.

58/284

Umay, Trk mitolojisinde doumlara yardmc olan, ocuklar ve hayvan yavrularn koruyan ku eklinde bir tanrayd; gkyznde pembe bir bulutun zerinde otururdu. Glsen Hanm bu ad kzna sadece beendii iin, anlam zerinde dnmeden koymutu. Ancak Umay byyp de adnn anlamn renince, adyla kendini zdeletirdi. Mademki Umay adl tanra ku, ocuklara, hayvanlara, belki de tm sakatlara, destee ihtiyac olanlara kol kanat geriyordu, o halde Umay da benzerini yapabilirdi, yapmalyd. Belki vcudu sakatt ama aklyla; sakatlara, ocuklara, hayvanlara, herkese kol kanat gere-bilirdi.

Adndan ald ilhamla Umay, sokak ocuklarnn ve sokak kpeklerinin haklaryla ve korunmalaryla ilgili almalar yap-maya balad rencilik yllarndan itibaren. Adnn anlamn aratrd gnlerde ulat bir bilgi de uy-du: Fuat Umay adl bir hekim vard. Kurtulu Sava'na katlmt. Cumhuriyet'in ilk yllarnda ocuk Esirgeme Kurumu'nu, ocuk yuvalarn kurmutu. Belki bir tesadft, belki bu kii de soyadnn mitolojik anlamndan etkilenmiti. Fuat Umay'n yaam da bir rnekti artk onun iin. Annesinin de desteiyle, sokak ocuklarnn topluma kazandrlmas ve yetitirme yurtlarna yerletirilmeleri iin yrtlen projelerde aktif grevler ald. Evlerine yakn bir kimsesiz ocuklar yurdunu uzun sre dzenli olarak ziyaret etti. (Dzenli yaplmayan bu tr ziyaretler, hi ziyaret olmamasndan daha sakncaldr ocuklar iin.) Aslnda Umay'n arkada, dostu oktu. Lise, niversite arkadalar; stajda tantklar; kendileriyle ilgilendii, sevgilerini kazand ocuklar; onlar iin yrtlen projelerde tant, ayn amac paylat

59/284

kiiler; hepsi arkada, dostu saylrd. Ancak Umay, yine de annesine, "Hi arkadam yok," diye szlanrd. Bunu sylerken, sylemek istedii ey, bir erkek arkada, bir sevgilisi olmadyd. Evet, Umay'n bir erkek arkada yoktu, olmas da zordu.

11 O' ve O' Kedeki bir tezgh dndklerinde, ileride yeillik dolu bir tezghn nnde onu grd. Yirmi be yalarnda, temiz yzl, temiz giyimli bir genti. O da tekerlekli sandalyedeydi, sandalyesi aklyd, kendi sryordu; yannda orta yal bir hanm vard. Tekerlekli sandalyeye eski Yunan heykeli gibi yerlemi bu erkein vcudunda deformasyon vard ama yz canlyd, ok ya-kklyd. Umay kendi yanda tekerlekli sandalyede oturan bir erkei ilk kez gryordu. (Aslnda grmt ama ncekiler saylmazd.) Geni alnl, keskin yz izgileri olan, dik durulu bir genti bu; her trl eletiriyi veya acyan bak itip uzaklatracak gte bir yz ifadesi vard, ileriye doru kendinden emin ve onurlu gzlerle bakyordu. Olgunluk tesi, kabullenmilik tesi, sanki hayat sorgulamay bitirmi, ama bulduu cevab sylemeyi gereksiz gren bir ifade vard gzlerinde. Dnce hzyla aklndan binlerce ey bir anda gemiti Umay'n. Arkada, dost olabilirlerdi, belki de sevgili. Bu ok heyecan vericiydi. Ancak birlikte olsalar, gezseler evrenin ok ilgisini ekerdi. Bu gen insan, Umay'n aynadaki haliydi sanki; o da onunki. Tekerlekleri ayn kadere dnyordu. Bir yerine iki. Giderek yaklayorlard. Delikanl ileriye bakyordu, Umay' grmemiti. Umay'n ii cz etti o an. Geip gideceklerdi az sonra, ne bir isim ne bir telefon. "Bir daha hi..." diye dnd. Vakit ok azd,

60/284

bir eyler yapmak istedi, bilemedi, anneler, herhalde annesiydi yanndaki hanm, anneler konusa, konumal

diye geirdi iinden. ki kadn da birbirlerini fark etmemilerdi. Durdurmak veya baklarn kendine evirmek iin gzlerini gence dikti Umay. Delikanlya umutsuzca bakyordu, yllarn hasretini birka saniyeye sdrmt o an. Tam o srada delikanl ken- 53 dine bakan kz fark etti; gz gze geldiler, baklar kenetlendi, iki ayr ekim alan birbirini ekiyordu sanki. Umay utand, ayp oluyor diye gzlerini yana evirdi. Delikanl bakmay brakmad, dmdz, heyecanla ve merakla, evrede baklacak tek eyi bulmu gzlerle bu tekerlekli sandalyeli kza bakmaya devam etti. Onun da iinden benzeri kayg geti, ya geip gider de konuamazsak diye, durdu. Ve o anda anneler birbirlerini fark ettiler, durdular, gzleriyle birbirlerini selmladlar, hafif birer tebessmle genlere de merhaba dediler. Umay, hayatnn akn bulmutu ya da hayatn. Delikanl da yle. Umay da delikanl da ya tanmadan geersek diye tell bir kayg iindeydi. Umay annesine ban evirip, konualm diyen bir yzle bakt. Glsen Hanm, elindeki torbalardan daha ar yeni bir yke hazrlanan bir yz ifadesiyle, tamam dedi Umay'a. Delikanl da yanndaki kadna dnp, "Tanalm abla," dedi. Kadn annesi deil ablasyd. apraz duran iki araba yolu kapatyordu, amak iin az tedeki bolua yneldiler. Geni yere gelince durdular, iki kadn el skt. Umay delikanlya, "Uzun konua-bilmemiz iin bir eyler yap," diyen gzlerle bakyordu. Delikanlnn ad Gkhan, ablasnn ad Aysel'di. Hanmlar ayakst sohbete baladlar. Gkhan'la Umay birbirlerine tekrar isimlerini sylediler, el skmak iin yekindiler. Gkhan'n

61/284

sandalyesi sada, Umay'nki soldayd. Umay sa elini uzatmt ancak Gkhan'n sa elini uzatmas mmkn deildi, sol elini uzatt. El ele tutar gibi ksa bir tokalama oldu. Aysel Hanm rahatt. Glsen Hanm ise gergindi, nazik olmaya, karsndaki dinlemeye abalayan bir yzle konuuyordu, etrafna bakmyordu ancak birilerinin onlara baktndan emindi. Bu tekerlekli sandalyedeki genle ve ablasyla niin konuuyorlard? Yolda, pazarda grd onca insanla konumamt, bu insanlarla konuuyordu. nk onlarla ortak bir soruna sahiptiler. Bu sorun, zen, derinden derine kemiren, srekli yaralayan,

insanlarn onlara acmalarna yol aan bir sorundu. Bu ayakst sohbet, gitmeyen, giderilemeyen bu sorunun altn iziyordu ge lip geene. 54 Umay ve Gkhan, sakin grnmeye alarak, bir ey yokmu

gibi davranarak, byklere hissettirmeden birbirlerinin soyadlarn, meyllerini almak iin ileri gidiyordu. Bu arada iki hanm, havadan sudan ama havay bulandrmadan, genlerin sakatlklarna dokunmadan bir sohbet yrtmeye alyorlard. Glsen Hanm emekli banka mdr olduunu syledi. Aysel Hanm ise kardeinden sekiz ya bykt, bir lisede edebiyat retmenlii yapyordu, iki aile de, yerlilerin ifadesiyle pazarcyd. (Ancak Aysel retmen bir edebiyat olarak, yaygn ifadenin aksine, pazarc deil, yaylac olduklarn, vadiye geldiklerinde, klaktan yaylaya gtklerini dnrd.) Hanmlarn konumalar giderek genlerin skntlarna kay-d; ikisi de seslerini alaltarak, hasta yaknlarnn ounlukla yaptklar gibi

62/284

birbirlerinden, ilerine yarayacak yeni bir eyler renmeye alyorlard. nsanlarn yiyecek, eya alverii yapt bu pazarda bu iki insan, can alveriinde, hayat dei tokuunda bulunmaya balamlard. Bu sandalyest, ayakst sohbet az sonra bitecekti. Umay, ya bir daha gremezsek tel iindeydi, Gkhan'n soyadn veya bir iletiim bilgisini sormasn bekliyordu. O sormadan sylemek veya onunkini sormak aypt, hevesli gzkmekti. Sorsun istiyordu, ya sormazsa diye kayg iindeydi. Gkhan ise kendinden emin ve telsz bir ekilde en byk hobisinden, gkyznden sz etmeye balamt, galaksilerden, nebulalardan, kara deliklerden. Tam bu anda pazarn tesindeki aalarn altnda kelebek Alaimisema da, ksa yaamnda bitip tkenmek bilmeyen bir uzunlukta yaayaca, hayatnn en byk, belki, de tek macerasn, tek akn yaamaya kk kanatlarla yaklayordu.

Bu olaanst erkek, henz Alaimisema'y fark etmemiti. Alaimisema ise arplm bir halde ona bakyordu, kanatlarn birka defa heyecanla rpt. Bunun zerine erkek kelebek bu he-56 yecanl diiyi fark etti, uup yanndaki dala kondu. Alaimisema ok heyecanlyd, bir sre ne syleyeceini bilemeden ylece bakt. Erkek kelebek onun bir eyler sylemek istediini ama heyecandan syleyemediini anlad. O da bu gzel kanatl diiyi beenmiti; kanatlarn selm anlamnda hafife rparak "Merhaba," dedi. Alaimisema heyecandan onu yanl anlad, "Teekkr ederim iyiyim," diye karlk verdi. Erkek,

63/284

"Benim adm Kadeh-Kermen, ksaca 'Kermen Bey,' derler; ama sen Kermen diyebilirsin," dedi. Alaimisema, byle bir isim hi duymamt, belki bu yzden pek beendi, "Benim adm da Alaimisema," dedi ve hayranlkla Kermen'e bakmaya devam etti; heyecandan kanatlan pr pr ediyordu, yerinde duramyordu. Alaimisema, Kermen heyecann anlamasn istedi, kanatlarn durdurmaya, susturmaya alt, beceremedi. Kermen, Alaimisema'y sakinletirmek iin, "Nerelisin?" diye sordu. Alaimisema, "Buralym, bu vadide dodum. Sen nerelisin?" diye sordu. "Ben uzaklarda, t tedeki vadide dodum." "Gezmeye mi geldin buraya?" "Hayr." "Rzgr m getirdi seni istemeden? Demin rzgrla geiver-dim rman karsna aniden." Kermen, bir sre sylesem mi sylemesem mi diye dndkten sonra, sesini alaltarak, "Ben seilmi bir kelebeim, gklerin kraliesini aryorum. Gklerin kraliesi benim annemmi, elinde de lmszlk bulutu varm, mrm ksa, az zamanm kald, lmeden nce annemi bulmalym. Bugne kadar ok yoruldum, beni sarp sarmalayacak o; sonra elindeki lmszlk bulutunu verecek bana. Ben de lmszl

64/284

halkma, milletime, ne kadar kelebek varsa hepsine serpitireceim, lmsz olacaz hepimiz bylece."

Alaimisema etkilenmiti, "Adn ok gzel; ama merak ettim anlam ne diye?" dedi. (Aslnda, dorusu, sen ok gzelsin, yakklsn, hakknda her eyi renmek istiyorum demek istiyordu.) Kermen keyifle anlatmaya balad: "Bu lkenin dilini ok eskiden beri konuanlarn iki iilen kaba verdii isimmi kadeh. Kadeh'e, anak, ayak, idilig de denirmi. Altn kadeh hayatn; temiz kadeh konukseverliin; byk kadeh ise zenginliin, varln sembolym. Byklerim bana Kadeh adn vermiler, halkma zenginlik getireyim diye; bir de Kermen eklemiler arkasna. Kermen, kervan demekmi; kraliemizi ararken uzaklara giderim diye. Tek kiilik bir kervanm ben, dnyay gezerim." Tam o srada, tek kiilik bir orkestra, bir karga tt uzaklarda. Krlanglar, sereler, gvercinler de katldlar ona. Bir srck hepsine hayretle bakt. Kadeh-Kermen devam etti: " "Yani Kadeh-Kermen, 'halkna zenginlik getirmek iin uzaklara giden' demekmi." Alaimisema hayretle dinliyordu onu ama tam anlamyordu, akl Kadeh-Kermen'in gcndeydi, grnndeydi; bu muhteem erkek, bir dii kelebee ne gzel yavrular verir diye geirdi aklndan. Akln bandan almt Kadeh-Kermen. Kadeh-Kermen, "Tm kelebeklere, kadehler dolusu zenginlii, ab- hayat, lmszl, varl getirmekmi grevim. O yzden vermiler

65/284

bana bu ad; ben de bilmiyordum yeni rendim. Bilge kelebekler, 'Maallah, ismiyle msemma, ad stnde,' diyorlar bana. te bu yzden, belki de yzlerce sebepten, uzaklara gidip annemi, kraliemizi aramam gerekli," dedi ve tella ekledi: "Unutmadan syleyeyim, bilginlerimize gre, kelebeklerin kanatlarnda ekillerin zel anlam varm; daire ortasnda nokta, denge-g demekmi; bir dairenin evresinden gne klar gibi izgiler karsa o kelebein mutlu olacan gsterirmi. Benim kanadmdaki iaret, liderlik sembolym. yle yazyormu kitaplar. Ben tm kelebeklere nderlik etmek iin seilmi bir kele-bekmiim. Kelebeklerin lideri."

Alaimisema, "Senden bankalar da aryor mu kraliemizi?" "Bildiim kadaryla hayr, Beni, onu bulaym diye setiler, g-revlendirdiler, lmeden nce, nmzdeki u birka gnde, annemi, annemizi, kraliemizi bulmalym." Alaimisema'mn heyecan gemiti, "Annenin gkyznde bulunduundan emin misin?" "Evet, benim annem, bizim annemiz, kraliemiz gkyzn-dedir. Biz onu gremeyiz. Arada bir btn kelebekler iin a-lar o. Alamas yamurdur; yamur bereket getirir dnyaya. Alamas bittiinde, nce eteiyle gzlerini siler, sonra eteklerini sarktr yeryzne. Biz ancak onun eteklerinin ucunu grebiliriz. Eteklerinin ucunda yedi renkli gkkua vardr. Onu bulduumda eteklerinin ucuna sarlp 'Anne,1 diye baracam. Mutlaka duyacak beni, kollarnn arasna alacak. Ve ben lmeden nce, bu kesin, lmszlk bulutunu verecek bana, btn kelebekler iin." "Yamur yamadan onu grebilir miyiz?" "Hayr ancak yamur yadktan sonra."

66/284

"Ya yamur yamazsa?" "Yaacak, mutlaka yaacak. Yamazsa ben yadracam. Ben bunun iin seildim. Seilmi bir kelebeim ben; stelik erkeim. lmeden nce, u birka gnde yamuru yadraca-gm." "Nasl yadracaksn?" "iyilik yaparak. Kelebekler dnyasnda bugne kadar grlmemi bir iyilik yapacam. O zaman kraliemiz sevinten gz yalan dkecek dnyaya. Cahil insanlar, yamur yayor sanacaklar. Ve ardndan, eteklerini sarktacak stmze. Yedi renkli alaimisema, yani gk kua grnecek gmzde. Cahil insanlar, kristaller, krlma diyecekler. Oysa alaimisema, ne kristaldir, ne krlma; kutsal annemizin kelebeklere sarktt etekleridir yalnzca. Benim gitmem lazm." Alaimisema, Kadeh-Kermen'i gitmekten vazgeirmek iin bir eyler yapmak istedi ve, "Gitmen art m? Belki bir bakas bir iyilik yapar da alatr kraliemizi," dedi.

"nanyorum ki, u birka gn inde, annemi, kraliemizi grlmemi bir ekilde alatacak iyilii yalnzca ben yapabilirim. Hangi yapran altnda, hangi daim ucunda zor durumda kalan bir canl var diye, drt bir yan, uzak ehirleri, dola- 59 malym srekli. Belki bir bakas da yapabilirdi benim yapacam ii; ama her eyi bilen khinler, benini yapabileceimi sylediler." Alaimisema, "Khin nedir?" diye sordu. Kadeh-Kermen,

67/284

"Onlar her eyi bilirler; ahlkl olmamz, akll olmamz, gkyznde yaayan kraliemize saygl olmamz sylerler, bir de gelecei bilirler. Benim seilmi bir kelebek olduumu yldzlara baktktan sonra sylediler." "Nasl bildiler?" "Yldzlarn alarn ltler. Jki yldz arasndaki a benim kanatlarmn asna uyuyormu. Bu yzden sen seilmi bir kelebeksin dediler." Alaimisema, Kadeh-Kermen gitmesin diye khinleri rtmeye alt tella; "yi de btn kelebeklerin kanatlar ayn deil mi? O yldzn as hepimizin kanatlarna uymaz m?" diye sordu. Kadeh-Kermen kendinden emin bir sesle konutu: "Ujnaz. Kelebeklerin khini syledi, kanatianmdaki ekiller kelebeklerin lideri olduumu gsteren bir sembolm meer. O halde bu benim grevim; gidip gereken iyilii yapmalym, yamur yadrmahym ve annemi, kraliemizi bulup lmszlk bulutunu getirmeliyim. Belirli grevlere tayin olunanlar grevlerini yapmadklarnda, kyamet kopar dnyada. vnyorum sanma, khinler dedi ki, dnyadaki btn kelebekler benim yzm suyum hrmetine lmsz olacaklarm hayatta." Kadeh-Kermen kendinden emindi; genti, glyd; mcadeleye, maceraya hazrd. Alaimisema onun gideceini anlamt. Utanmay brakp kendini zorlad ve,

68/284

"Sen byk bir eyin peindesin ama ben seni seviyorum. Gitme yanmda kal. Sen gidersen ben kendimi ok yalnz hissedeceim," deyiverdi.

Kadeh-Kermen derin bir nefes alp, "Ben de seni sevdim. Hayatm boyunca grdm (geen birka gn kastediyordu) en gzel kz sensin. Ama zgnm, annemi, annemizi aramam gerekli. Bu benim dnyaya gelme amacm. Hayatmn anlam bu. Annemi, kraliemizi ve lmszlk bulutunu bulmak iin geldim ben bu dnyaya," dedi. Alaimisema, "Benim adm ne biliyor musun?" diye sordu. KadehKermen, "zr diliyorum, bilmiyorum," diye cevaplad. "Adm, Alaimisema, gkkua yani." Bunu duyunca Kadeh-Kermen ok etkilendi, bir an aknlk iinde kald. "Yaa... " diyebildi yalnzca. Ama sonra silkindi, anlk zaaflarn byk hedefleri engellemesini istemedi, "Seni ok sevdim ama gitmeliyim," diyerek kanatlarn at. Alaimisema tella, "Ben de geleyim seninle, beni de gtr," dedi. "ok isterdim ama yalnz gitmeliyim. Sen kzsn kanatlarn ince; hzm kesilir sen gelince. Seninle birlikte olmay ok is-terdim; ancak ben seilmi bir kelebeim, bana verilmi bir grev var. Grevim, kiisel mutluluumdan nce gelir. Grmek zere. Fakat inan hayatm boyunca, yani nmzdeki u drt gnde seni hi unutmayacam."

69/284

Alaimisema alamaya balad. Kadeh-Kermen onun yanna geldi, balarn birbirlerine dokundurdular, ince ve zarif bir ekilde, bir kelebek nezaketiyle ptler. Sonra Kadeh-Kermen utu. Alaimisema arkasndan uzun uzun bakt; zgnd, k olmutu. Alaimisema, kendini yalnz hissetti; sevdii erkek gitmiti, bir daln ucunda yapayalnzd. stelik topu topu bir hafta m-r kalmt bu dnyada. Kanatlarn sarsa sarsa alamaya balad. Aadaki otlarn arasnda dolaan salyangoz Gala ban kaldrp Alaimisema'ya bakt, "Alama dostum, git ara. Ak, alamak iin deildir, aramak iindir," dedi. (Bu sz gelecekte hayvanlar leminde bir vecize olacakt.) Alaimisema, "Nasl gideyim, beni istemiyor," diye hkrd.

Gala, "Gerekten k olan, istenmeyi beklemez, ister," diye seslendi. Alaimisema az sonra uup Gala'nn yanna kondu, "imdi ben ne yapaym?" diye sordu. Gala, "U ve onu ara. Aramak kutsaldr; btn canllar bir eyler aramaya gelirler dnyaya. O da aryor; neydi ad?" Alaimisema,

70/284

"Kadeh-Kermen," dedi. Gala, "Hah, Kadel-Kermen de aryor, annesini aryor, lmszlk bulutunu aryor. Sen de Kadeh-Kermen'i ara. Bazlar yanl eyleri, olmayan eyleri arar; bazlar ise yeryzndeki dorular. O, neydi ad?" Alaimisema, "Kadeh-Kermen." Gala, "Hah, Kadeh-Kermen, olmayan aryor. lmszlk bulutu filan yoktur; yldz fal, burlar filan da yoktur. Ama Kadeh-Kermen gerekten var bu dnyada; sen gerei ara, onu ara," dedi. Alaimisema, "u birka gnlk mrm aramakla geecek galiba," diye iini ekti. Gala, boynuzlarn hafife oynatp evreyi yokladktan sonra, "Bak," dedi, "Sevgilini aramazsan baka bir eyi arayacaksn nasl olsa. Bari onu ara. Hem ben sana bir ey syleyeyim mi, nice erkek gibi Kadeh-Kermen de da aptal aslnda." Alaimisema, "Aptal deil, ok yakkl," diye atld. Gala, imdi ben buna nasl anlatacam diye dnerek, "Hayatm, akll baka, yakkl baka. Seninki yakkl olabilir ama elin-dekini grmyor ne yazk ki. O yzden aptal dedim ona," de-di. "Neyi grmyor?" "Seni grmyor. Gkyzndeki alaimisema'y aryor, yeryzndeki Alaimisema'y grmyor. Bir gkkuann, yani birka dakika grecei bir haylin peinden gitmek yerine, bir hayat bo-

71/284

yu birlikte olabilecei kanl canl, stelik kendisini seven bir varla srt eviriyor. Elindekini grmeyip, grnmeze bakan, aptaldr; ister kelebek olsun, ister insan. Hem gkteki Alaimisema'nn onu sevdii ne malum? Ama sen onu seviyorsun gerekten. te bunu da grmyor." "O beni grmyor ama gzlerimi kapadmda ben onu g-ryorum." Gala, "Nice saf hayvan, fallara, burlara inanr? Akll insanlar inanmazlar tabi." Alaimisema, "Ben onun peinden gitmek isterim. Arad yanl bile olsa, onun gittii yer dorudur bana," dedi. "ksn nk. Desin ya da demesin, eer k olmusan bir kere, sevdiini aramalsn. Git ara." Alaimisema, "ok teekkrler Gala. Gidiyorum ama seni hi unutmayacam; bana g verdin, yol gsterdin. Onu arar-ken ara ara sen geleceksin aklma. Benim bir dostum var diyeceim, ad Gala. Kendimi yalnz hissetmeyeceim," dedi ve kanat rpt. Artk Alaimisema, akn arayan bir kt; akna kanat r-pacakt. insanlar k olunca, "Kalbim pr, pr ediyor derler". Kele-beklerin kanatlan da yle. insanlar, "Ak ksa srer," derler, kelebeklerin hayatlar da yle. nsanlar, "Evlilik ak ldrr," derler; insanlar akllarna ne gelirse sylerler. Ancak szn, nn arkasn, san solunu nadir dnrler. Ak vardr alt ay srer, ak vardr elli yl. Farkl aklar vardr nk ve farkl klar. Bir, raf mr hayat boyu, uzun mrl stler misali eskimeyen, itike oalan tkenmeze benzeyen aklar vardr ve bunlar hayat boyu yaayan iftler. Bu aklara 'tkenmeyen ak' demeli. Bir de kelebek kanatlan gibi pr pr eden, kelebek mr

72/284

gibi ksa sren, her rzgrdan etkilenen, ilk frtna da kaybolan aklar vardr. Bunlara da 'kelebek ak' denmeli. Kelebeklerin, aklar renkli ve hareketlidir ama hayatlar ksa sreli. Bir de ilhi ak vardr, Yunus'un ki gibi, Galip Dede'ninki gibi. ilhi ak, pervane ak gibidir; tam a kavutuunda yanmasn bilir. Ve daha nice ak eitleri sralanabilir. Bahadr, odur

ki, her bahar baka k edinmez, her bahar ayn k ama bin ak vardr yreinde. Alaimisema'mn kanatlar ve yrei pr pr ediyordu; ancak a k uzun sreliydi; bir seimlik deildi, vazgemlik deildi. Hayat 63 boyunca srecekti. Utu. -

13 Umay ve Gkhan Glsen Hanm ve Aysel Hanm'n sohbetleri uzadka uzamt. Bu arada Umay ile Gkhan birbirlerinin meyi adreslerini aldlar. (Daha ilk dakikalardan beri ikisi de birbirine meyletmiti.) Gzlerinde grnmeyen ama hissettikleri, birbirlerine hissettir-dikleri bir uzlama vard. Dostluk iin, belki de ak iin, uzlamaya, mutabakata varmlard. Glsen Hanm ve Aysel Hanm da birbirlerinin adreslerini aldlar. Aysel Hanm, "Kusura bakmayn, sizi tuttuk," dedi. Glsen Hanm da, "A, siz kusura bakmayn, asl biz sizi tuttuk," dedi; ayrldlar. (Aslnda kimse kimseyi tutmaz bu dnyada, herkes kendini tutar.)

73/284

Ayrlrken Umay ve Gkhan el skamadlar; tekrar el skmak ayp geldi ikisine de. Gzleriyle vedalatlar. iki kadn tekerlekli sandalyeleri farkl ynlere srmeye baladlar. Gelip geenler, vcutlar byk lde deformasyona uram bu iki gence, biraz hayretle, biraz korkuyla, daha ok da anlamaya alan gzlerle bakyorlard. kisinin de vcudu allmn dmdayd. Umay'm ba vcuduna oranla olduka bykt, kollar ise ksa ve eri. Sol kolunu hi hareket ettiremiyordu, sa kolu ise hareket edebiliyordu ama gszd. Bacaklar da ksa ve eriydi; ikisi de hareketsizdi, ancak sa eliyle bacaklarnn pozisyonunu deitirebiliyordu. Gkhan'n vcudu da Umay'nkine benziyordu. Ba vcudu-

na oranla bykt. Kollar ve bacaklar ise ksa ve eriydi. Ancak her iki kolunu da hareket ettirebiliyordu. Bu yzden kendini yataa ekmesi veya sakat tuvaletine kendi bana oturmas mm-knd. Umay'm vcudu ocuk felcinden tr deformasyona uramt. Gkhan'nsa sakatl inenin yol at bir felti. Olgun bir yzn altnda, ereti ocuk vcutlar... Umay'n yz gzeldi; Gkhan da yakklyd. Gkhan'a gre, uzaydaki grecelilik, yeryznde insanlar iin de geerliydi. Hangi vcudun doru, hangi vcudun deforme olduuna kim karar veriyordu? ounluk sa elini kulland iin dnyada, solaklk normal d saylyordu. Ancak ounluk solunu kullansayd, sam kullanmak anormal olacakt. Vcutlar da yle. ounluk onlar gibi olsayd, onlar normal saylacakt. Tarih boyunca beyazlar

74/284

zencileri, zenciler ise beyazlar normal d saymt. Aslnda kimin normal, kimin anormal olduuna karar vermek kimsenin haddi deildi. Grecelilik, yerde ve gkte srekliydi. Her eyin hz, do-ruluu, bir bakasna greydi. Grecelilik vard ama insanlarn grmedii bir eydi. Herkes, "doru" diye kendini ne srerdi. rnein Gkhan'a gre, insanlarn atipik sayd Umay, nice yryen kadndan daha gzeldi. Umay iin de Gkhan yle. Hemen o gn Umay ile Gkhan meyle yazmaya baladlar. Hzlandrlm bir sre iinde, bir gn iinde olup biten bir seyir iinde, nce arkada, sonra dost, akama doru da sevgili oldular. Belki sabrlar, belki de sreleri azd bu dnyada; aklar bu yzden hzlyd. nce meyle yaztlar, sonra skayptan konumaya baladlar, ikisi de vadinin iki yamacnda, rman iki yakasnda, uzaktan uzaa zorlukla seilen iki evde odalarna ekilmilerdi. Uzun sre skayptan dk sesle konutular. Gece yarsndan sonra, evdekiler duymasn diye etlemeye baladlar, ikisinin de kalpleri, heyecanla, cokuyla ama biraz da, kaygyla arpyordu. ikisinin de ilk akyd, ikisi de ilk kez, ocuk felcinden tr tekerlekli sandalyeye baml kalan bir arkada ediniyordu. Umay daha nce kafadengi byle bir arkadala karlamamt. KV5

Gkhan'n arkadalk edebilecei ocuk felli, yryemeyen arkadalar vard; ancak Gkhan balangta onlarla yakn arkada

75/284

olmay, bir yenilmilik, bir kabullenme gibi gryor, sakat olma-66 yanlarla arkadal tercih ediyordu. Zamanla bu tutumu deiti. ikisi iin de bylesine bir arkadalk ilkti. kisi de bilgisayarn ekrannda birbirlerini, ekrann tesinde kendilerini bulmulard. Umay iin Gkhan, sevgiydi, sevgilisiydi ama t derinlerde kendiydi, kendisiydi. Gkhan iin de Umay bilgisayarn ekranndaki iki boyutlu bir sevgiliydi ama nc boyutta, derinde, derinlerde kendiydi, kendisiydi, ona bu dnyada yalnz olmadn hatrlatan birisiydi. Bir bilgisayar ekrann, gzlerinizle, eer grmeyenseniz ellerinizle okursunuz; ama aslnda size okuyan, sizi okutan aklnz ve kalbinizdir sessizce. Umay ile Gkhan parmaklaryla, klavyenin tularna, ama aslnda birbirlerine, aynada grdkleri grntlere, kendilerine dokunuyorlard. Ak nce dnmektir, sonra dokunmak. Saat 03.00 olmutu; etlemeyi srdryorlard. Balayan bugnn, hayatlarnda ilk kez k olduklar bugnn bitmesini istemiyorlard. Bir ryada gibiydiler sanki. Brakp uyurlarsa, ertesi gn her ey bitecek, rya bitecek, her ey baa dnecek gibi geliyordu. Bu yzden ikisi de iyi geceler demiyordu, teki der diye ekiniyordu. Birbirlerine ocukluklarn anlattlar, balarndan geenleri. Umay, dier ocuklardan farkl olduunu anlamaya baladnda, nce doal kabul etmiti bu durumu. (Kk yata renilen gerekler, ileri yalarda aniden ortaya kanlara oranla daha kabul edilebilirdir.) Ancak Umay, bydnde, dier ocuklarla daha fazla karlamaya baladnda, sakatln, giderek artan ekilde sorgulamaya balamt. Annesine sk sk, "Niin ben byleyim?" diye soruyordu. Bymeye baladnda, bu sorunun annesini zdn fark etti ve giderek sormaz oldu.

76/284

Gkhan ise ocukluunda iinde bulunduu duruma iten ie zlmt. Ancak bydnde iinde bulunduu farkl-l, bir deer, bir enderlik olarak alglamaya balad. O, dier-lerinden farklyd, zeldi. Lisede fizie, astronomiye merak sar-

di; niversitede astronomi blmne girdi, baaryla mezun o.l-du. Astronomiyi tercih etmesinin nedeni Stephen Hawking'e olan hayranlyd. Aka telaffuz etmese de, kendisini alttan alta Havvking'e benzetirdi; sorunlar farkl da olsa grnrde, gz- 67 de Hawking gibiydi. Gkhan'n gznde Havvking, belki sakatt ama hayran olunacak bir artya sahipti. Zihni ve gzleri dnda vcudunun hibir blmn kullanamayan bu nl bilgin, nice salam insann sahip olmayaca, en zenginlerin satn alamayacaklar zenginlikteki bir dnyada yayordu; yryen nice insann asla ulaamayaca bir ufuk gstermiti insanlara. Hawking'in zihni, belki de bir kara-delik gibiydi; kkt ama mthiti, Evren'in bilgilerini sourup, bir baka dnya retirdi. Gkhan Hawking'e hayrand, onunla zdeim kurmutu. Hawking, Gkhan'n gznde, belki de tm sakatlarn g-znde, sakat ile sakat olmayan arasndaki snr ortadan kaldran, "sakat" kelimesini telaffuz dna karan, sakatlarn gnllerine g-kuwet veren bir abideydi. Onun gibi olabilirdiniz ya da en azndan ona benzeyebilirdiniz. (Aslnda Havvking, sakat olsun olmasn tm insanlara, her insann iinde byk bir potansiyel olduunu gsteren bir varlktr galiba. Zeknn hangi formda ortaya kaca belli olmuyor bu dnyada; Gne bazen kra tepeler ardndan gelir gmze.) Gkhan, hem Havvking'e benzediini dnyordu, bununla gurur duyuyordu; hem de Havvking'e tam benzemediini, ondan fakl olarak

77/284

kollarn kullanabildiini dnyordu. Hem idol-ne benziyordu, hem de ondan bir adan daha zgrd. stelik bir gn kendi kitabn da yazacakt. Gkhan kanc kezdir Umay'a, "ok gzelsin," dedi; Umay da onu beendiini syledi Gkhan'a. Bir ara Umay, "nce yzm m fark ettin yoksa sandalyede olduumu mu?" diye sordu. Bu zor bir soruydu. Gkhan hatrlamaya alt, "nce seni fark ettim," dedi ama bunun doruluundan emin deildi, nce Umay'n yzn m yoksa sandalyesini mi fark ettiini bileme-

di. Gkhan, nce hangisini fark etmitim diye uzun sre d-necekti. Gkhan da Umay'a, "nce beni mi, yoksa felli olduumu mu 68 fark ettin?" diye sordu. Umay da yine, "nce seni," diye cevap-lad. Ama o da emin deildi; nce Gkhan' m, yoksa tekerlekli sandalyesini mi grmt. Ancak Umay bunu uzun sre dn-meyecekti, neyi nce grd nemli deildi. Umay'n nemlisi sevgisiydi; Gkhan'n nesi olduu deil, sevgilisi olmas nemliydi. (Sevdiklerimizi, gzlerimizle deil, aklmzla grrz genelde.) Gkhan'n astronomi okuduu yllarda Umay da Ak -retim'de ocuk geliimi okumak istemiti. Neden ocuk gelii-mi, tam bilmiyordu. Derinlerdeki bir istek onu bu alana itmiti. Kendisine deil de belki baka ocuklara bir yardm olurdu. Belki de t derinlerde, kendi gemiini, fel olmad gnlerini aryordu.

78/284

Umay ocuk geliimi okumak istemiti ama gittii dershanede puanlar iyi olunca retmenleri hukuka gitmesini nermilerdi; o da Hukuk Fakltesi'ni yazm ve kazanmt. (Umay da Gkhan da dershaneye gitmilerdi. Yalnzca insanlar zrl olmazlar, kurumlar da zrl olurlar bazen. Trkiye'de birka nesil, hem okula hem dershaneye gitmiti bu yzden.) Hukuk okumutu Umay; ancak ocuk geliimine, geliim psikolojisine de meraklyd. ocuklarn doal geliimlerinin, iten da, batan ayaa doru olduunu, kendilerindeki geliim aksaklnn nasl ortaya ktn anlat Gkhan'a. Sonra hukuktan, Roma Hukuku'ndan sz etti. Roma mparatorluu'nda bir dnem babalar evin tek hkimiydi; ocuklarn pazara gtrp satarlarsa ve ldrrlerse su deildi. Gkhan da yldzlardan, nebulalardan, karadeliklerden, Hubble'dan, Hawking'ten sz etti; bir ara kendi bulduu kuyruklu yldzdan sz etti. Sonra birden aklna geldi; adn tayan kuyruklu yldz Umay'a hediye etti. Umay ilk defa bu tr bir hediye alyordu. Sabah bee doru ikisinin de uykusu geldi, yine de direni-yorlard uykuya. lk gnn bys, basit bir uykuyla gidecekti.

Sonunda Umay, "Yarn yine grrz," dedi. Aslnda, "Beni yine ara," demek istiyordu. nternetten ktlar. Gkhan kendisi yatt ama Umay tek bana yatamyordu, an-nesine seslendi. Umay'n sesini duyan Glsen Hanm tella yan- 69 na geldi ve hayretle, "Aman Allah'm uyumu kalmm, sen b-tn gece yatmadn demek," diye bard. Umay mutluluunu giz-lemeye alarak, "nemli deil anne, film izledim," dedi. Annesi nce tamam dedi ama

79/284

sonra ikirciklenip, "O ocukla m konutun?" diye sordu. Umay, "yle bir ara konutuk; hadi anneciim yatrver beni," diye konuyu rtmeye alt. Glsen Hanm her gece Urnay'dan nce uyurdu. Umay, internete girer, film izler, bir civarnda annesine beni yatr diye seslenirdi. Bugn farkl olmutu. Glsen Hanm hayatlarnda yeni bir dneme girdiklerini hissetti. Umay' yatrdktan sonra o da yatt. Bir sre uyuyamad; bakalm ne olacak diye dnd, sezgileri yanlmazd, mutlaka bir eyler olacakt. Darda kular, binlerce yldr yapld zere binlerce cvl-tyla gn, gnei karlyorlard. Vadideki sis, uykulu insanlarn yzndeki sabah mahmurluu gibi ar ar kuzeydeki dalarn gerisine doru ekilmeye balamt. Tike Ailesi, Glsen ve Umay Tike biraz sonra yeni bir gne uyanacaklard. Rasim Tike, hafta sonunu geirmek zere o gece gelecekti. O sabah birka saat sren uykusunda bir ara, birka sani-ye gz kapaklar kmldad Umay'n, bir rya geti zihninden: Ryasnda nce ehirdeki evlerini grd, hepsi kasvetliydi; sonra Uzun Vadi'nin dalarn, pazar yerini grd; mavi renkli pazar tezghlarnda meyveden kk tepeler vard. Sonra o gn pazara giderken karlat kelebei grd. Kelebek narin kanatlyd, tella uuyordu. Umay da umak istedi ve ayaa kalkt; uamad ama yrd, ite, sonunda yryorum diye dnd; aman Allah'm sonunda oldu. Uyandnda, benzerlerini ok grd bu ryay hayl meyal hatrlayacakt.

14 Gkhan

80/284

nternetten ktnda uykusu vard Gkhan'n, yatnca kat. Gzlerini kapatp o gn olanlar dnd bir sre. Bir kz arkada olmutu galiba. Ya srmezse diye endie etti bir an. Kaygyla kark bir mutluluk vard iinde. Astronomiden sz ettiimde ilgi duydu, yarn ona aratrmalar yapacam, kitap yazacam syleyeyim diye dnd. Sonra, bugne kadar hep erteledii, teledii, aklna geldiinde dnmekten vazgetii bir dnce, deta hcum etti zihnine, derinden derine bir ses yayld iinde, belki de evleniriz diye. Bu, kk bir ihtimaldi ama iek amayan ihtimal yoktu yeryznde. Evet, belki evlenecek-, lerdi. Bu sefer de, evlilik astronomi almalarm aksatr m diye dnd. Gkhan byk hedeflere hazrlyordu kendini, giderek Havvking'e benzeyen seilmi birisi olduuna inanyordu. Evlenmek isterdi ancak astronomide nl bir isim olmak, nl bir gkbilimci olarak anlmak, en az evlenmek kadar, belki de daha nemliydi onun iin.

15 Gkhan'n Ailesi Gkhanlar istanbul'da otururlard; Uzun Vadi'de, iki katl, verandal, geni terasl gzel bir ev yaptrmlard. Yaz ailece bu evde geirirlerdi, dier mevsimlerde ise hafta sonralarnda gelirlerdi. Yerlilerin ifadesiyle, ksmen pazarc saylrlard. Gkhan'n annesi Fatma Hanm, ev kadnyd. ocuklarna dkn bir anne; evini, kocasn omuzlayan, fedakr bir eti. ocukluu bir Anadolu kasabasnda gemiti, eraf kzyd. Ayn kasabadan Ragp Bey'le evlenince istanbul'a tanmlard. Fatma Hanm, muhtemelen eraf kz olduu iin kendini asil sayard. Asil olduunu asla aka ifade etmez, ancak zaman zaman evresindeki insanlarn, zellikle sevmedii

81/284

komularnn asil olmadklarn bastra bastra sylerdi. Kendisinin asil olduunu belirtmede kulland bu dolayl yol, kocasn rahatsz etmezdi, ancak kz Aysel, bakalarn ikinci snf gren bu slbu, tutucu bulurdu. Bir trl alamamt. Aysel, otuz yandayd, evli deildi, ailesiyle birlikte oturuyordu. Orta boyluydu, salarn arkadan toplard. Gzleri hafife ekik, burnu belli belirsiz kemerliydi. Olgun, kendinden emin bir grn vard; baklarna, artk kanksad bir hzn sinmiti. Sevecen bir retmen, ok sevecen bir ablayd. istanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi mezunuydu Aysel; isteyerek girmiti, blmyle gurur duyard. Eskiye, eski yazya, eski iire meraklyd, kk apta bir hat koleksiyonu vard. Yan sra, yeni edebiyat da izlerdi; pozitif bilme, ada dnceye ak-

ti, biyoloji ve tp kitaplar okurdu. Biyolojiye, genetie, evrime ilgisi Gkhan'dan tryd. Tbbi bir hatann, muhtemelen gecikmi bir tedavinin kardeinde brakt tahribat onu derinden etkilemiti. Aysel ortaokula giderken, kendinden sekiz ya kk olan Gkhan'la iyi geinirdi; ancak onun vcudunun niin yle olduuna, kollarndaki, bacaklarndaki arpklklara anlam veremezdi. Byle olsa da, "Sen ablasn" iletisinin etkisiyle kardeiyle ilgi-lenir, oynar, annesine nefes aldrrd. Aysel ergenlik dnemine girdiinde, iinde anlam veremedii, bir duygu olumaya balamt; artk Gkhan'dan utanyordu. Onunla birlikteyken arkadalarna gzkmek istemiyordu. Birka kz arkadayla gezmeye gittiinde, annesi, ondaki utanma duygusundan tamamen habersiz bir ekilde, "Kardeini de gtr," dediinde, rahatsz oluyor, iten ie fkeleniyordu. Lise son snfa girdiinde

82/284

kardeinin sakatlyla uzlamaya balad, niversiteye girdiinde ise utanma duygusu tamamen yok oldu, kardeiyle aralarnda hayat boyu srecek bir dostluk olutu. Artk ona yavrum demeye balamt, giderek artan bir efkatle ve ka-bullenile seviyordu onu. Aysel lisede okurken, Gkhan iin tbba ya da biyolojiye gitmeyi dnmt ancak o yllarda kardeinin hastal hakknda daha derin bilgi edinmeye, srekli onunla ilgili eyler dnmeye hazr deildi. Bu yzden ocukluundan beri ilgi duyduu, belki de onu yaamndaki bu en temel skntdan uzaklatracak bir konuya, edebiyata yneldi. Onun iin edebiyat, salkl insanlarn gl bir mantkla konutuklar, olsa olsa en fazlas ak acs ektikleri bir gzellikler ve gller dnyasyd. Aysel, Peyami Safa'nn Dokuzuncu Hariciye Kouu adl eserine birka defa balamt ancak bitirememiti. Hastanelerden, hastalklardan, yrme gl eken insanlardan sz eden bir edebiyat eseri, henz Aysel'in hazr olmad bir eydi. Edebiyat ve biyolojiyi ayr ayr okuyabiliyordu fakat zihninde ikisini birletirmeye, ikisini birletiren bir roman okumaya hazr deildi. Belki kardeinin hastaln kendi mesleinden uzak tutmaya, acsn mesleine bulatrmamaya alyordu; belki de karde-

sinin durumunu kabullenmeye henz hazr deildi. Dokuzuncu Hariciye Kouu'nu okuyamamas bu yzdendi. Aysel, bu roman dnda Peyami Safa'nn btn eserlerini okumutu, sevmiti; ama Dokuzuncu Hariciye Kouu bakayd, kiiseldi. Aysel retmen, edebiyat eitimine, farkl bir bak as getir-meye abalyordu. Genler divan edebiyatn sevmezlerdi genelde. Aysel,

83/284

divan iirini evcilletirmeye, genlerin eline avucuna sar hale getirmeye almt kendince. Nef i mesel, ok fkeliydi, yerin dibine batrrd kzdklarn; bazen vezir vzeray, bazen babasn. "Nef i fkesini byle ifade edermi; siz nasl ediyorsunuz? Nef i krp geirilmi fkelenince, siz de kryor musunuz yle?" diye sorard. "Nef i'nin piman olduuna dair bir veri yok elimizde; siz arkadalarnza veya anaba-banza kzdnzda piman oluyor musunuz?" Veya u olay anlatrd: "Bir gn Nef i Bayram Paa'y fena hicvetmi; IV. Murat'n iz-niyle de paa Nef i'yi zindana attrm. Kzlaraas (yksek rtbeli bir saray grevlisi) airi severmi, kt mrekkep ahp Nef i'nin yanna zindana gitmi, melip dizinin zerinde padiaha hitaben, af mektubu yazmaya balam. Nef i sylyor, bir hadm ve zenci olan kzlaraas yazyormu. imdi kzlaraasnn niyeti iyi, adamcaz sadece Nef i'yi kurtarmaya alyor. Ancak aksilie bakn, meldii iin olacak, bir ara kzlaraas terler ve alnndan mektubun zerine bir damla ter damlar. Yaz bozulur, aann yannda baka kt yoktur. 'Th,' der, kendi kendine kzar kzlaraas. O an Nef i'nin aklna gzel bir nkte gelir, dilini tutamaz: 'Ne gam efendi hazretleri, mbarek teriniz damlad' der. Bu nkteye ok ierleyen kzlaraas, kd buruturup gider. Ertesi gn Nef i'yi idam ederler." Bu olaya hem renciler, hem Aysel retmen zlrlerdi. Aysel retmen unu sorard: "stnzden rak olsun, tebihte hata aranmasn; aranzda, tamamen iyi niyetle bir espri yapan ve ba bu yzden derde giren var m? Ya da size yaplan iyi niyetli bir espriye gereksiz yere kz-dnz oluyor mu?"

84/284

ok rnek gelirdi rencilerden; anne babalarna, retmen-lerine ya da birbirlerine yaptklar yerli yersiz espiriler yznden balarna az dert almamt. Kendilerine yaplan masum espri-74 lere yersiz tepki gsterenler de vard. Bazen konu Fuzul'nin eyh Galip'in ak iirleri olurdu. Aysel, "air akn byle ifade etmi; ya siz nasl ediyorsunuz?" diye sorard. nce biraz kkrdard renciler, sonra konudan, konu-maktan keyif alrlard. Bazen ders kitaplarnda yazmayan bir baba-oul atmasn anlatrd Aysel. "Mehmet bin Sleyman, Kerbel'da domu. Bayat boyun-danm. air olmak istemi. Biraz tevazudan, biraz da ilerde baka airlerin iirleri onun iirlerine karmasn diye, genliinde 'Fuzul' mahlasn alm. Gn gemi nlenmi, ulu ozanlardan biri saylm. Gn gelmi bir olu olmu Fuzul'nin; bym, o da air olmu. Ancak delikanl kendisine mahlas diye 'Fazl'yi semi; baba gereksiz, oul gerekli yani. Fazl babas kadar mehur olmam iirde. Ancak bir gn bir baka air, babasyla ak atan Fazl'ye bozulmu olacak ki yle demi: 'Hille'de imdi iki air var; babas Fuzul, olu Fazl. Bu dnyann btn ileri tersinedir. Aslnda baba fazl, oul fuzul.' Evet genler, siz babalarnzla, annelerinizle ztlayor musunuz? Evetse, nasl?" derdi. Yada,

85/284

"Bir gencin babasn, annesini gemek istemesi kt m? Hem onlar gemeye almak, hem krmamak mmkn m?" diye sorard. Aysel'e gre, bylece, uzaklarda kalm iirler genlerin avularna girerdi. Aysel bazen, "Dili, dizi eskimi Shakespear' anlyor da ingiliz, biz niye anlamayalm Fuzul'yi," derdi. Aysel'e gre, temele Ali ir Neva-i'yi, Karacaolan', eyh Galibi, Fuzul'yi; onlarn zerine de Melih Cevdet'i, Dalarca'y, Necip Fazl', Orhan Veli'yi, Nzm' koymalydk dikkatlice.

rencileri Aysel retmeni severlerdi. O, edebiyat, iiri sevdirmiti onlara. Kardeine de. Aysel sadece edebiyat retmiyordu, edebiyat ile pozitif bilimi badatrmay da retiyordu. Srekli roman, hikye, dene- 75 me okuyan, kaliteli tiyatro, film, opera izleyen bir edebiyat ret-meniydi. rencilerine, "Okuduklarnz nce kalbinizle yorum-lamaksnz, sonra aklnzla," derdi. Ona gre bir edebiyat, oku-duklarn yorumlayabilmek iin, tarihte, psikolojide, corafyada ve benzeri alanlarda bilgi sahibi olmalyd, ayda en az bir bilim ve teknik dergisi izlemeliydi. Aysel'in gznde, pozitif bilimlerden kopuk bir sanat, ya arabesk olurdu ya da ki (kich). Bilimden ve sanattan uzak bir toplum ise bir hi olurdu. Ailenin soyad Gkdemir'di. Fatma Gkdemir, Ragp Gk-demir, Aysel Gkdemir ve Gkhan Gkdemir.

86/284

Evin reisi Ragp Gkdemir (Ragp Bey'in evin reisi olduuna yalnzca kendisi ve ei inanrd; ocuklarnn ve kanunlarn nez-ninde, gznde reis saylmazd), eitli ileri denedikten sonra mefruatlkta karar klmt. leri iyiydi; stanbul'da Esenky'de byk bir maazas vard. Sabahlan, bizzat at kepengin arkasndaki geni vitrinde ve maazann derinliklerinde, saten perdeler, ipek perdeler, dantelli perdeler, perdelikler, yerliler ithaller vard. Ksa srede Ragp Bey iini ksa zamanda bytt; iki farkl semtte iki farkl dkkn oldu. leri iyiydi. Ragp Bey, geleneklerine bal, haline, ahvaline srekli kreden, para kazanmay seven ama ayn zamanda para kazanmakla kanaatkar olmay badatran, drst ve alkan bir esnaft. Ragp Bey, kendisini esnaf olarak tanmlard ama hanm (Ragp Bey karsna 'eim' deil, 'hanmm' derdi) Fatma Hanm, kocasnn esnaf olarak adlandrlmasndan holanmaz, yeri geldiinde onun tccar olduunu vurgulard. Bu namuslu (en azndan iinde namuslu olan) ve evresi tarafndan sevilen insan, bir sre nce eini aldatm, bir yabanc lkeden Trkiye'ye gelmi olan bir kadnla bir yl kadar birlikte yaamt. Birka ay birlikte olduktan sonra bu kadna bir daire alan ve

imam nikh kyan Ragp Bey, ailesi istanbul'dayken eitli mazeretler reterek, arkadalarla toplandklarn syleyerek, ailesi Uzun Vadi'ye gittiinde ise daha rahat bir ekilde onun dairesinde kalyordu. Ragp Bey'in kadnn dairesine girip ktn gren tandklar durumu Fatma Hanm'a yetitirdiklerinde, Fatma Hanm, alam, kyametleri

87/284

koparm ancak ii evi terk edecek dzeye getirmemiti. Bir sre sonra da bu grnmez kumaya ilikin bir tr kabulleni gelitirmiti zihninde; bir orospu, soyu sopu, ne idi- belirsiz bir llk, kendisi gibi asil bir kadna, bir eraf kzna rakip olamazd. Olsa olsa bir erkein elinin kiri olurdu, ykaynca geerdi. Ragp Bey, kendisini aka reddetmeyen ama evde srekli zgn dolaan, ocuklarna baran, sk sk alayan einin durumuna fazla dayanamam, olayn aa kmasn izleyen ay iinde, "bo ol," diyerek sevgilisini terk etmi, ellerini ykamt. Bir yllk macerasndan geriye, kadna ald daire kalmt. (Daha dorusu daire kadnda kalmt.) Bu aldatma olay, Fatma Hanm olay sineye ektii iin, siniriyle ba edebildii iin, ailenin dzenini grnr ekilde boz-mamt. Ancak Gkdemir Ailesi'nin gnde, artk yamura dnmeyen ama bir kenarda srekli duran bir karanlk bulut olup kalmt. Ara ara kendini hatrlatan bir yumru gibiydi Fatma Hanm'n gsnde. Gkhan olaydan nispeten daha az etkilenmi gzkse de Aysel, derinden etkilenmiti. Artk onun iin yaamndaki g-venli bir alan, gvenli e fikri, her an kayp gitme ihtimali olan, kaygan bir zemine dnmt. Nikhlarn nazik ve yakkl erkekleri, bahar bittiinde uup gitmeye hazr bir ku olmutu gznde. Bazen bir balkonda ya da bir verandada otururken bir an-lk bir gbre kokusu duyarsnz aniden; varla yok aras bir eydir, ikinci kez soluk aldnzda duymazsnz ama az sonra tekrar geecektir stnzden. Ya yaknlarda bir ahr vardr ya da birisi imlerine gbre atmtr. Umaylarn evinde ve Gkhanlarn evinde, erkeklerin elerini aldatmalar olay, her an duyulmayan ama

88/284

sklkla kendini hatrlatan, bir gbre kokusu gibi arada bir hissedilen bir kt esinti olmutu. Aile, insanlarn al ve tokluu birlikte sindirdikleri, gzel esintileri ve kt kokulan birlikte hissettikleri ve eer dayanabi- 7 hrlerse glklere birlikte gs gerebildikleri bir yerdir. Direkler ve atlan tahtalar, aklan iviler ok da nemli deildir; bir aileyi ayakta tutan ey, glmseyen yzlerin ve atlan kalarn dengesidir.

6 Gkhan'n Dostlar Gkhan, ulusal ve uluslararas dzeyde astronomi derneklerine yeydi. Bylece, ouyla yz yze grmemi de olsa ok sayda arkada vard. Bunlarn bazlar bu alanda niversite eitimi alm, bazlar konunun amatr olan ama hepsi yrekleriyle, akllaryla, g, gkbilimini seven genlerdi. Hepsi bilgili ve sevgi doluydu; gkbilim onlar birletirirdi; bir skntlar olduunda ya da bir sevinleri, birbirlerini arar, paylarlard. Paylatka, skntlar azalr, sevinleri artard. Arada atsalar bile, atmalar aile ii karde kavgas gibiydi yalnzca. Bu genlerin kendi aralarnda, argolar, yalnzca kendilerinin anlayabilecei, onlar tarafndan retilmi esprileri vard. Bir geni aile gibiydiler. En sevdikleri oyunlardan birisi, birbirlerine, gk cisimlerini hediye etmekti. Bazen bir galaksiyi, bir yldz ya da kendi bul-duklar bir kuyruklu yldz hediye ederlerdi. Sanal saylabilecek bu hediyeleri, genelde ciddye alrlard.

89/284

Bazen kendisine bir yldz hediye edilen bir kulp yesi, bu yldzn daha nce ayn kii tarafndan bir bakasna da hediye edildiini rendiinde, "Bu kullanlm hediye," diyerek, ald soyut hediyeyi iade ederdi. Uralarn, ilerini seven insanlarn renme, alma or-tamlarnda yaptklar birtakm tebihler, insanlar anaforlar gibi cezbeden metaforlara dnp dnp durur ortalarda. Gkbilim rencilerinin, gen gkbilimcilerin birbirleri-

ne yldz, gk cismi hediye etmeleri, balangta akayd, giderek ciddye alnan, bazen sevindiren bazen kzdran bir alkanlk halini almt. Astronomiyle ilgili gen hanmlar ve erkekler, arkadalarna, 79 sevgililerine, elerine, onlarn huylarn hatrlatan gk cisimlerini hediye eder olmulard. Bazen de birbirlerine bu cisimlerin adlarn verirlerdi. rnein, aralan iyi olan iftler birbirlerine sarmal gkada hediye ederler ya da "sarmalm," diye seslenirlerdi. Bunun anlam, "Sen beni kollarnda ve kalbinle saryorsun ya da ben seni saryorum" demekti. likilerinde iniler klar yaayan, bir gn bir gnn tutmayan kiilere 'dzensiz' gkadalarn adlar verilirdi. Biri tekine kzdnda, 'uydu gkadalarn' adn verirdi ona ya da sadece "Uydu," derlerdi. "Filancann etrafnda uydu gibi dolayorsun sz" ise yalakalk ediyorsun anlamna gelirdi. ilikide, kardakinin iini oyan, onu deta emen, tketen kiilere, "Karadelik," derlerdi.

90/284

Parlak grnen, ancak insanlara mesafeli davranp uzak duran, yanna fazlaca yaklalamayan insanlar vardr. Bu kiilere, "Kuazar", dier bir ifadeyle 'yldzms' denilirdi. (Kuazarlar, ok uzak ama parlak, esrarengiz gk nesneleridir.) Gkhan'n gkbilime merakl farkl lkelerden arkadalar vard. Anastasia, Harm, Nazanin, Michal, Andrej, Attila, Arabella, Stavros, Moira, Sebastien, Edvvard, Costa, Juhee, Tiamo, Tokiko, Nayuko, Abdullah, Ali, Salomon... Rusya'dan, Almanya'dan, iran'dan, Polonya'dan, Macaristan'dan, Venezuela'dan, Gney Kbrs'tan, Fransa'dan, ingiltere'den, talya'dan, Kore'den, in'den, Japonya'dan, Lbnan'dan, Kuzey Kbrs'tan, israil'dendi. Bu genlerden bazlar kendi lkelerinden, bazlar ise renci olarak bulunduklar Avrupa lkelerinden katlyorlard kulp almalarna. Hemen hepsiyle yalnzca internet araclyla tanyordu Gkhan. Gkhan'n astronomi eitimi alm veya almam Trkiye'de yaayan ok sayda Trk arkada da vard. Bunlarn bir ksmyla yz yze grrler, bir ksmyla ise internette tanrlard.

Gkhan'n arkadalarnn bir ksm engeli olmayan, bir ksm ise eitli nedenlerden tr yrme engelli olan genlerdi; ilerinde yryebilen ancak spastik olanlar vard. Hepsi gkyzn-80 de birleirlerdi. Arkadalarndan, farkl lkelerde engellilere salanan im-knlar hakknda bilgi ediniyordu Gkhan. Baz lkelerde en-gelliler iin zel otobsler vard. Engellileri de dikkate alan i mimarlar, dizaynl evler, brolar yapyorlard. Bu yaklam ar-tk Trkiye'de de grlmeye balanmt. Baz asansrlerde -hepsinde deil- grmeyenlerin parmaklaryla okuyabilecekleri numaralar yazyorlard artk. Kendisi iin gerekli olmasa da Beril alfabeli bu saylar Gkhan'n iini strd. Bu,

91/284

"teki" in-sana, grmeyene empati ve sayg anlamna geliyordu gznde. (znde, empati ve sayg olan her ey insanln yzn aar-tr.) Gkhan birka yl nce bir gn zrl arkadalarndan Andrzej'le etleiyordu. Andrzej, sk sk k olurdu. k olduunda ise yerini gn o kz kaplard, gkleri yldzlar unuturdu. Ancak ilikileri hep ksa srerdi. Sevgilileri Andrzej'i ksa srede terk ediyordu. Andrzej bu durumun nedenini zrl oluuna balar, "Salam olsam beni brakmazlard," diye dnrd. Oysa muhtemelen salam olsayd da ayrlrlard ondan. nk sakat olduu iin deil, zerlerine fazla dt iin terk ediyorlard onu. Andrzej, bunun farknda deildi; sevgililerini sevgiyle boar, nefes aldrmazd onlara. Onlar da nefes alabilmek iin ayrlrlard. Yeni bir arkada edindiinde, sonunda bu da beni brakacak, brakmasn diye dnr, kzn zerine derdi. Kz kendisini terk ettiinde ise, "Ben byle olacan bilmitim," derdi. Yani sonuta kendi kendini douran kehnetlerde bulunurdu. Kaygl olmay brakabilse her ey daha iyi olacakt. O gn Andrzej son akyla ilgili yakmyordu Gkhan'a. Bir ara yle demiti: "Avrupa'da, zrl erkeklere cinsel hizmet veren zel eitimli kadnlar var ama ben kiralk bir profesyonel sevgili deil, amatr bir ruh isterim yanmda."

zrl erkeklere hizmet veren profesyonel kadnlar Gkhan'n ilgisini ekmiti.

92/284

"Nasl oluyor?" diye sorduunda, Andrzej nasln aklamt. Gkhan, "Benim lkemde insanlar iyi kalplidirler ama artlar ve eksileri var sonuta. Toplum, mavi kapak toplamay, merdivenlere rampa yapmay hatta zrllere i vermeyi dnyor ama onlarn da duygularnn, cinselliklerinin bulunabileceini dnmyor. Onlarn kendilerini kutsalla adam rahipler, rahibeler olduklarn zannediyorlar. Bir de stne stlk yzlerine kar "Vah, vah," diyorlar," demiti. Gkhan'n dostlar arasnda bir de Umut adl, otuz yalarn-da astronomide asistanlk yapan, Gkhan'n 'abi' dedii doktoral bir gen vard. Umut, zrl deildi, zrl olan olmayan tm rencilere yaknd. Ancak Gkhan'la aralarnda daha yakn bir ba vard; Gkhan zrl olduu iin deil, astronomide sra d haylleri olduu iin, Hawking'e zendii iin dier renciler arasnda Gkhan' ncelikle fark etmiti Umut. Umut rencilik yllarnda Gkhan iin aabeydi, srdat; hl yleydi. Aile fertlerinin duygusallklarndan tr aile iinde konuamayacanz baz hassas sorunlarnz danabileceiniz aile dnda dostlarnz olmaldr. Onlar ikinci bir aile gibidir, gerek bir aile gibi, akll, gereki, ite Umut da bunlardan birisiydi. Gkhan onunla daha ok sakatlndan kaynaklanan duygusal skntlarn paylard. Baka eyler de. Birka ay nce bir gn Gkhan internette Umut'a, "Umut abi, dnyann birok lkesinde arkadalarmz var; yldzlara teleskopla bakp yaknlar gibi onlarla da yle, uzak-tan uzaa yaknz birbirimize. Ama birou daha az nce lkemize saldrd, ngiliz'i, Yunanl's, Rus'u. Bazen ac bir duygu geiyor aklmdan, acaba ehit dedelerimize hakszlk m ediyoruz diye," dedi. Umut'un cevab yleydi:

93/284

"Savalar, milletlerin deil, devletlerin, hkmetlerin ii. Onlar karmasa ldrmezdik birbirimizi, izmir'in igalini pro-testo iin dzenlenen bir Sultanahmet mitingi vard hani. Halide KV6

Edip orada, 'Devletler, hkmetler dmanmz, milletler dostu-muzdur,' demiti, izmir'in igalini, Venizelos kotard, yz binden fazla Trk'n ve Yunan'm yok olmasna neden oldu. Ama ay-82 n Venizelos, siyaseti braktnda Atatrk'n elini skt, sonra da onu Nobel Bar dl'ne aday gsterdi. te Halide Edip'in demek istedii buydu. Siyaseti Venizelos, dmanmzdr; ama vatanda Venizelos, dostumuzdur, dedemizdir. Yani devletler d-manmzdr, insanlar dostumuz. Bu cmleyle olmasa da Livaneli de aynsn sylyor kendince, Seranad'm okudun mu?" Gkhan, "Aldm abi, okuyacam. Belki hep ayn hikye. Bruno'yu da, 'Gne, yldzlardan biridir yalnzca,' dedi diye yaktrmt kilise. "Bruno dedin de aklma geldi-. Biliyor musun bir sredir ne dnyorum? Bugn, tm insanlarn onurlarnn eit olduunu dnyoruz; en azndan kuramsal olarak. Bir devlet baka-p*nn onuru, vatandan onuruna; mdrn onuru, memurun onuruna; ocuun onuru, anababasnn onuruna ya da bir katilin onuru bizim onurumuza eit aslnda. Ama bunu bugn dnyoruz, bir be yz yl nce, kimse byle dnmyordu. 'Kraln onuru, obann onuruna eittir,' diyemezdi kimse. Daha rne-sansta bile, bir ressam hoca rencisini yle eletirmi: 'Sen kraln ayak parma ile obann ayak parman eit izmisin. Olmaz yle ey. O, kraln ayak parma,' demi."

94/284

"O gnden bugne dncelerimizi deitiren ne oldu?" "Pek ok ey; ama en ok pozitif bilimlerdeki gelimeler bence. Belki de en ok astronomideki gelimeler. Be yz yl nce in-sanlar, krallarn padiahlarn sradan insanlardan ok daha stn olduklarn dnrlerdi. Bu yzden onlarn onuru, halkn onurundan yksek zannedilirdi. Ayn yllarda gnein ok byk, yldzlarn ise ok ufak, nemsiz olduu dnlrd. Sonra astronomi geliti, insanlar anladlar ki, gne, dierleri gibi sradan bir ydzm. Yalnzca bize yakn olduu iin byk gibi gzkr-m. te o zaman kraln onurunun obann onuruna eit olduunu dnmeye baladk. Eskiden kraln onuru gne gibiydi; en byk sanlrd, meer kraln onuru ve gnein bykl, bizim durduumuz yerden yle grnyordu."

"Tamam da abi, kral ile oban tam tamna eit mi?" "Statleri farkl, ilevleri farkl ama onurlan eittir." Gkhan'n dostlar yldzlar gibiydi, onurlar eitti. Ancak Gkhan o gn hangisine daha yaknsa, hangisiyle daha youn ile- 83 tiim iindeyse, o gn, bir gne gibi dierlerinden bir adm ne kard o. Gkhan g severdi. Gk, apaktr, az tededir ama ona ve bilgisine kolay ulaamazsnz. Gkbilimi ile belki biraz ulaabilirsiniz gkyznn bilgisine. (nsanlar da, kular da, kelebekler de yledir; karnzda dururlar ama onlara ve onlara ait bilgilere kolay ulaamazsnz.) Gkhan, kendi zihninin, hocalarnn, dostlarnn desteiyle ulaabiliyordu gn bilgisine. Tm hocalar, mesel Ethem hoca, yalnzca matematii, yldzlar deil, fiziksel anlamda yaamakta olan bir evreni, uzaktan seyretmeyi ve sevmeyi de retmilerdi ona. Gkhan evde, bilgisayar balantl

95/284

modern bir teleskopun yan sra el yapm iki teleskop daha kullanyordu. Bir galileskopu vard bir de yine el yapm daha modern bir teleskopu. (Galile Galileo'nun yapt ilk teleskopa "galileskop" denilir; bugn onun yaptnn benzerini yaptnzda, gkyzne Galile'nin gzleriyle bakm olursunuz.) Gkhan'n el yapm teleskoplar, elle teleskop yapan Trk kadn gkbilimcilerden -belki de ilki- olan gkbilimci Nurcan Gk tarafndan yaplmt. Einin soyadndan tr Gk olan Nurcan Gk, kendinden tr de bir amatr gkbilimciydi. Karkoca, nce Nurcan sonra Koralp iyiden iyiye bu ie iyice gnl vermilerdi.

Ertesi Gn Bir gn izleyen gne 'ertesi gn' denilir genelde. Yeryznde, gkyznde, her gn kendine zgdr; kendinde eydir, kendisi gibidir, gzeldir. Ancak baz ertesi gnler, tekrar olmayacak ekilde gzeldir. Ertesi gn, telenmi, tedeki gndr; bazen bir ertesi gnde tedeki yaamlara geilir. Umayia Gkhan'n tantklar gn izleyen gn, ikisinin de hayatlarnda hi yaamadklar bir ertesi gnd.

96/284

Ertesi gn gzel bir gnd; sabah dalardaki sis vadiye indi. Kular nce birdi, sonra iki; sonra binlercesi geldi. Kular, bcekler, kediler, kpekler, kelebekler, yrye kan insanlar, kaplarn pencerelerini aanlar, hepsi, yeri g vadiyi, gnei grd. Gzel bir gnd. Ve Umay uyand. O gn gzeldi; ama hi kimse iin o gn, Umay'a gzkt kadar gzel bir gn deildi. O gn, Gkhan'la tantklarn izleyen ilk sabah, ilk gnd; o gn bir daha tekrar olmayacak bir ertesi gnd. O gn Umay, ne dalar, ne gnei grd. Akl sevgisindeydi, sevgilisindeydi. O gn Umay iin yeni, yenidende te, hi yaanmam, domam, grlmemi bir gnd. Umay bugn grd. O sabah Umay uyandnda aklna hemen Gkhan geldi, nceki gn geldi, kalbi heyecanla arpt. Onu grdnden bu ya-

na ka saat getiini dnd. Hi saat gememiti. Dn oldu u gibi, nnde, zihninde duruyordu. Dn, bugnd, uup git meye hazrlanan bir kelebek gibi, belki uup gidecekti ama im di nndeydi. 85

Umay kt, bir sevgilisi vard. Akln, sevin, coku ama yan sra, ya biterse diye, derin ve ince bir korku kaplad.

97/284

Sonra Gkhan uyand. Gkhan ve Umay, uyandklarnda birbirlerini grmediler ama birbirlerinin farkndaydlar. (Ak, grmeden birbirini fark etmektir.) Gkhan uyandnda, nce Umay geldi aklna. Umay yleydi, gzeldi, oradayd, oydu, onundu. Gkhan'n her eyi, dleri, dnceleri, ailesi, dostlar vard; ama ilk kez bir sevgilisi oluyordu. Gkhan, o gne kadar hissetmedii bir mutluluk ama derinlerde bir kayg, ferahlatan ama aynda rperten bir rzgr hissetti iinde, ya srmezse diye. Ancak mutluluk esip, uzaklara srd kaygy. Artk bir sevgilisi vard; artk yalnzca kendini deil, iki kiiyi dnmesi, iki kiilik dnmesi gerekliydi. Belki evleneceklerdi. Gnlerini, gele-cekl-mni, gelirlerini, olurlar, olmazlar dnmesi gerekliydi. (O erkekti, btn bunlar o dnmeliydi.) Artk, bakaca her gk atlasnda, gecede gndzde gkyznde, yldzlarn, nebullalarn, ayn, gnein, yannda kanatlarn ap uan bir ku gibi Umay'.da grecekti. Umay, eski dilde kutsal ku demekti, kularn tannasyd. Kularn tannas artk Gkhan'n sevgilisiydi. Artk Gkhan'm yerinde, gnde, gsnde Umay da vard. Gkhan, Umay' kollarna aldn, gsne bastrdn d-ledi. Sonra onu ptn hayl etti. Bir hayl perdesinin ardnda, sisler, bulutlar, tller gerisinde Umay' belli belirsiz hayl etmek bile gzeldi. Sis dalr, gkyz bulutlarn uzaklara eker, dalar gz-kr; canlar, canllar ortaya kar. Gkhan, sislerin, bulutlarn gerisinde, canyla, teniyle, teller duvaklar iinde Umay' grd. Uzattnda elini dediremeyecei bir camn gerisindeydi sanki; ama canl capcanlyd; teller duvaklar iinde Gkhan'a glms-yordu. Evleneceklerdi, evlenmeleri gerekliydi.

98/284

Artk Gkhan'n gnde, gsnde, uyandnda gznde Umay olacakt.

uyuduunda

dnde,

Gkhan, scak bir yaz akamnda veranda da Umay'la el ele oturup ona yldzlar anlattn hayl etti. Ona teleskopuyla uzak-lan gsterecekti. Artk yldzlar Umay'la daha gzeldi. O sabah Gkhan, yirmi be yllk dnyasnn hi ayak baslmam bir blgesine ayak bastn hissetti. Bu topraklar yeniydi. Bu yeni topraklarda, dler tesi, gereklemesi hayl bile edilmemi olan yepyeni bir yaam vard. O sabah Umay'a ve Gkhan'a gne deil ak domutu. Ak, iki kiilik bir iti. Ak, ok kalabalk bir dnyada, iki kiilik bir dnya, iki kiilik bir yuva oluturma iiydi. Gkhan kalkt, kendini sandalyesine ekti. Umay henz bilgisayarn amamt, anca mutlaka Gkhan' arayacakt. O arayana kadar geecek zamanda Gkhan, internete bakabilirdi, gelen iletilere cevap verebilirdi. Ama internet botu, internette boluk vard; Umay yoksa internet de yoktu. Zaten greceli olan zaman, artk Gkhan'n kalbinde Umay'a ayarlanmt. O yoksa zaman da yoktu. Gkhan verandaya kp bekledi. Az sonra Umay internete geldi. Gne domutu. ilk dnen insandan bu yana sevgililer iin sabah birbirle-rine gnderdikleri iletilerle balamtr. Gne eer ileti tayorsa aydnlatr.

99/284

Eskiden Anadolu kylerinde internet, telefon yokken, delikanllar uzaktan ayna tutarlard sevgililerine, yavuklularna. Yuvarlak cep aynalar olurdu ceplerinde k erkeklerin; arkasnda da mutlaka bir horoz resmi. Tarlada, yolda, belde, bir gen kz, t uzaklardan, aalarn ya da allarn ardndan, gnein bulunduu yerin ters tarafndan, gzlerine gne geldii zaman, sevgilisinin kendisine iaret verdiini anlard. Ak gnetir, gne gibidir; en iyi gnele iletilir Anadolu'da. Umay ile Gkhan, internetten "gnaydn," dedikleri zaman birbirlerine, yzleri aydnland hemen, uzaktan bir ayna tutul-mu gibi gzlerine. Ak gnetir, gneli haberler getirir sevgililere.

O gn leden sonra hava kapand, yamur yamaya balad. ki baharda uzun uzun iplikler halinde yamur yaard Uzun Vadi'de, tarlalara, ormanlara, bahelere. Her yamurdan nce bir kasvet, yamurdan sonra toprak kokulu bir rehavet kerdi, aalarn, bahelerin, evlerin zerine. Sereler, bir gndz uykusundan uyanm gibi kuytulardan kar, yle bir silkinir, yamur bitti arklar sylerlerdi bir azdan. Uzun Vadi'de yer, gk, zaman gzeldi; ister yamurlu ister gneli gkyz gzeldi her zaman. O gn Umay ve Gkhan birlikte kararlatrp evlerinin verandalarna ktlar, birbirinden uzak iki verandada yamura baktlar. st rtl bir meknda, bir balkonda veya bir verandada, yamur yadnda oturup yamura bakmak gzeldi.

100/284

O akam Gkhanlarn sofras yine her zamanki gibi zengindi. Fatma Hanm yemek yapmay severdi. Sofrada geleneksel yemekler vard, bir de Uzun Vadi'ye zg ot sepeti. Bu otlan, birka komusuyla birlikte krlarda toplard Fatma Hanm. Ot toplamak binlerce yllk gemiten gelen trensel bir urat sanki. Binlerce yl nce, tarm ncesi alarda, erkekler ava giderdi, kadnlar ot ve tohum toplamaya. Bugn pazarda, manavda sebze meyve alnsa da, doadan ot toplama alkanl hl srmektedir Anadolu'da. Madmak, karahindiba, ebegmeci ve daha nicesi... Bu otlar, saksda, serada yetimez, doadan toplanr yalnzca. Blgede yetien otlar, sofralk bitkiler, tohumlar, mevsimine gre yre halknn ve Fatma Hanmlarn sofralarnda, evlerinde, rengrenk yzleriyle, miskbin kokularyla nane, reyhan, dereotu, kini, sanbal barda, boz sprgecik, glizar, efelik, cce barsa, terek bulunurdu. Sofralarna, mutfaklarna Kazankaya Kanyonu'ndan, alkara Ky'nden tatl soan gelirdi. Bamya orbas, yayla orbas (toyga orbas), yaprak sarmas, patlcan tavas gibi bildik yemeklerin yan sra, her yerde bilinmedik yresel yemekler de yapard Fatma Hanm. Bacakl orba, karabaklal sarma, asma yaprana sarl souk yenen bat, kekek, madmak, cotu, basta, ferfene, Tokat kebab, nivik, gelin parma, srgan yal a, sipsi, papa, siron, tl kfte, kulak, cad, kav-

lak brek, msr brei, prasa brei, hamba, Almus brei, araf brei. Fatma Hanun'n sofras, gemiten bugne bylesine zengin-88 di ite.

101/284

Glsen Hanm da yemek yapmay severdi; ama sofrasnda daha ok, memurluk yapt dnemlerden kalan alkanlkla, makarna, kfte, patlcanl pilav, cack, salata benzeri pratik, kolay yemekler bulunurdu. Yemeklerinin temel zellii, kznn sevdikleri olmasyd. O akam, Gkhan da Umay da, her zaman sevdikleri anne yemeklerini fark etmediler. kisinin de gzleri dalgnda sofralarnda; uzak ufuklara, bu sofralar ve evleri aan yeni ufuklara bakyorlard deta.

8 Kelebek Avclar Alaimisema ne yana umas gerektiini bilmiyordu. Irman kar tarafnda ykseke bir aa dalna kondu, drt bir yana bakt. KadehKerman ortalarda yoktu. Mutlaka uzaklara gitti, buralarda zaman kaybetmemeliyim diye dnd, evlerin gerisine, krlara doru szld. Saa sola bakarak ilerliyordu. Aada, artk mevsimi gemekte olan ebeg-meciler, sar beyaz iekli adaay yaprakl ladenler ve bir tane de uzun tohumlu tekesakal vard. Bir aacn tepesine kondu, sonra aatan ayrlp villalarn arkasna doru umaya balad. Alaktan uuyordu. Birden iki kelebek tella yanndan getiler; biri var gcyle, "abuk ka kelebek avclar geliyor," diye bard. Alaimisema aknlkla arkasna baktnda elindeki sopalarn ucuna birer pazar filesi asm iki gencin onlara doru kotuunu grd.

102/284

Bunlar doasever kelebek avclaryd. Tella iki kelebein gittii yne utu, uzaklat. Uyarmasalar kamazd. Kelebek avclarn ilk kez gryordu. kelebek hzla rman kar tarafna getiler. Avclar karda kald. Kurtulmulard. Yan yana bir aa dalna kondular. Alaimisema nefes nefese, "Neydi bunlar anlamadm?" dedi. Kelebeklerden yal olan (on gndr yayordu), Bunlar kelebek avcsdr. Kelebek yakalarlar," dedi.

Alaimisema, ellerindeki sopalara pazarda grdm filelerden takmlard. Onunla m yakalyorlar?" diye sordu. "Hayr," dedi teki kelebek, "Pazar filesi deil, kelebek a o. Kelebein zerine tutup iine sokarlar, iine girdin mi, artk lm kanlmazdr. Gtrp ko-leksiyona koyarlar." "Nasl?" "Kanatlarna birer ine batrp bir duvara akarlar seni. Kanatlarn iki yana ak, umaya hazrm sanrsn; kmldayamaz-sn, lrsn; bir insann koleksiyonunda l bir kelebek olursun."

103/284

Alaimisema kendini ok kt hissetti; hayretle, fkeyle, "Bunu niin yaparlar?" diye sordu. Yal kelebek, "Doay, bizi sevdikleri iin yapyorlar bunu; sanrm insan, sevdii ey yalnzca onun olsun ister," diye cevap verdi. kinci kelebek, "insanlar, bazen sevdiklerini yanlarnda tutarak ldrrler, bazen de kzdklarn. Hani Romanyallar armha gererlermi insanlar, tpk kelebekler gibi," diyerek lafa girdi. Yal kelebek, "Romanyal deil, Romal," diye dzeltti. Alaimisema, "armh ne?" diye sordu. Yal kelebek, "armh, bir ldrme aracyd; birbirine dik iki tahta, insan-larn zerine izilmi bir arp iareti. Eskiden baz insanlar, sevmedikleri insanlarn kollarn iki yana ap ellerinden birer iviyle tahtaya akarlard. Koleksiyondaki kelebekler misali, ylesine du-rurdu insanolu, sonra da lrd, susuz ve acl." Alaimisema korkmutu,

104/284

"Demek ki bu insanlardan uzak durmal, severlerse de ldryorlar, kzarlarsa da," dedi. "Yani." "Yani." Yal kelebek:

"Bu insanlarn yapt bununla da bitmiyor hani. Nice trtl bir koza rer evresine, gn gelince kelebee dnp kabilmek iin sessizce. Ama bu hain insanlar, ipek yapabilmek iin, kozay kaynar suya atarlar, trtl ldrrler, kelebek olup dnyaya ulamadan. Kozadan ipekli elbiseler yaparlar." (Bu doruydu. Koyunu ldrp domam kuzuyu annesinin karnndan karp astragan krk yapan insanolu, kelebeklerin yaanmam hayatlarndan da kendine, tenine hafife dokunsun diye ipekli kumalar dokumutur.) kinci kelebek, "Soyumuz, bu soysuzlarn tehdidi altnda. Bu hain insanlar, her eyi yaparlar. Sonra dnp ahlktan, adaletten sz ederler," diyerek antenlerini sallad. Alaimisema, "Bu insanlarn hepsi kt m? ki gndr bir kz gryorum, sandalyede oturup dolayor. Bize bir zarar vermez gibime geldi," dedi. Yal kelebek,

105/284

"Vermez belki, insanlarn bir ksm ktdr, bir ksm iyi. Ama hangisi zarar verir, hangisi vermez, anlamak iin mrmz yetmez." Dier kelebek, "Biz hepsinden uzak duralm en iyisi."" "Yani." "Yani." Alaimisema da onlardan rendii gibi "Yani," dedi. Kendini armha germeyi kefeden insanolu, bu kefinden tr pimanlk ve fke duydu. fkesini ge yanstt, Kutsal Ruhu gkten yere indirdi, insan yapt; bu insana eziyet etti, armha iviledi, sonra da gerisin geriye ge gnderdi. Modern gnn insan, yendii dmannn etinden bir lokma yiyen pagan gnlerin insan gibi, zafer sarholuu iinde isa'nn eti kan niyetine bir lokma ekmek yedi, bir yudum arap iti. Roma'dan bugne armhn ivileri, insann vicdanna aklm gibi. (Kelebek kanatlar veya insan bedeni, zetledi olup biteni: ivi.)

Mavi kanatl kelebek Alaimisema'ya, "u aalarn arkasna gidiyoruz, arkadalarmz var, bizimle 92 gelebilirsin," dedi. Alaimisema kendini yalnz hissediyordu, onlarla gitmek iyi gelecekti. kisini de sevmiti. Bir an onlara katlmak geti aklndan sonra

106/284

vazgeti. Amac henz nndeydi, Kerman' aramaya devam etmeliydi. Kelebeklere, "Size ok teekkr ederim, hayatm kurtardnz, sizi sevdim, sizinle gelmek isterdim ama ben sevgilimi aryorum. Onu bulmam lzm," dedi. "Kayp m oldu?" "Yok, kaybolmad, gitti. Onu aryorum imdi." tki kelebek de kuku duyan, biraz da ayplayan bir bakla bak- ' tlar Alaimisema'ya. nk her ne kadar demokratik hayvanlar olarak bilinseler de, kelebeklerin dnyasnda bile, bir kadn kelebein kendisini brakp giden bir erkei aramas ayp saylrd, kadn pasif olan, bekleyen olmalyd. Alaimisema aklama ihtiyac duydu; olay biraz arptarak, "Biz aslnda birbirimizi seviyoruz ama onun byk bir grevi var. Grev icab gitti," dedi. Bu aklamay yapmak Alaimisema'y rahatlatmt. Kele-bekler, "Nasl bir grev?" diye sordular. Alaimisema, gururla Kadeh-Kerman'n ne aradn anlatt. Kelebekler Kadeh-Kerman'n adn duyunca heyecanla, "Aa, onun adn biz de duyduk, kraliemizi aryormu, tm kelebeklerin kurtarcs olacakm," dediler.

107/284

Alaimisema, nasl tantklarn anlatt onlara. Sonra anten-lerini birbirlerine srerek vedalatlar, vadi boyunca umaya devam etti Alaimisema. Birka gn mr kalmt; kelebek avclarna yakalanrsa belki daha da ksayd zaman. Bir an nce sevgilisini bulmalyd. Saa sola bakna bakna utu, utu, utu. Kh Gne'e doru, kh gneten raa, utu, utu, utu.

Bir sre sonra birka kelebek daha grd Alaimisema, nee iinde inip kalkyorlar, havada grnmeyen daireler, elle tutulamaz helezonlar iziyorlard; Alaimisema'y grnce yavaladlar, 93 selm verip nereye gittiini sordular. Alaimisema onlara, biraz ncekine oranla daha da gurur duyarak sevgilisi Kadeh-Kerman' aradn syledi, grp grmediklerini sordu. Kelebeklerin de Kerman' tanmyorlard; ne adn duymulard, ne de ne aradn. Alaimisema buna ok ard, btn kelebeklerin Kadeh-Kerman' tandklarn sanyordu; tanmayanlarla karlamak onu hayl krklna uratmt. Umay srdrd. Birileri onu tansn ya da tanmasn, ara-maya devam edecekti, nemli iler yapt ya da tannm olduu iin deil, ncelikle sevdii iin aryordu Kadeh-Kerman'. Sonra bir de u vard: Alaimisema, yreinin derinliklerinde nemli iler yapacak bir liderin yakn, yardmcs olmaktan gu-rur duyduunu hissediyordu.

108/284

Evet lmeden nce onu bulmalyd; sevgilisini, liderini bul-malyd. Birka saat bile birlikte olsalar razyd. Ksa bir mrde birka saat uzun bir zaman saylrd. Umay srdrd. Bir ara tanmad birka kelebek arkasndan, "Dikkatli ol, ilerde kelebek avclar var," diye bard. Tanmad kelebeklerin bu ibirliki tavrndan iten ie bir haz duymaya balamt Alaimisema. Zaman zaman kendisini yalnz hissetse de, bu tr dosta uyanlar, gnei gren sis gibi, yalnzlk duygusunu alp gtryordu stnden. (Avclar ve saldrganlar daima olagelmitir dnyada; nemli olan avlarn daya-nmasdr.) Bir ara tek bana uuyordu Alaimisema, evrede baka kelebek yoktu. Birden aalarn altnda, elinde kelebek a bulunan, beyaz gmlekli, siyah apkal bir gen grd; oniki, on yala-nndayd. (insanlar iin ok gen, bir kelebek iin ok yal saylrd.) Alaimisema siyah apkal olan fark ettiinde olan da onu grd; hzla uzaklayordu ki o da peinden komaya balamt.

Alaimisema teltan yalpalarken, olan kelebek am havaya kaldrm kouyordu; yakalanmas an meselesiydi. Aradaki mesa fe hzla kapanmaya balamt. 94 O tel iinde bir an, "Ya sevgilime kavumadan lrsem," di-

ye geirdi Alaimisema aklndan. Son bir gayretle ykseldiinde, kk avc metre gerisindeydi.

109/284

19 Lks Lambas Altnda Ak Bir gn ncesine kadar rahatt Gkhan, yldzlar dnrd geceler boyu. imdi gn, gsn yepyeni bir duygu sarver-miti. Yeni balayan bir ak heyecan ama yan sra yreinde bir derin kayg, ya srmezse diye. Acaba? (Btn filozoflarn ve bilginlerin sorduu acaba'dan daha nemli bir acaba, klarn zihninde yaar galiba.) Gkyz, astronomi, uzaklaan galaksiler gibi Gkhan'n zihninden gidivermiti. imdi, arkas karanlk, n aydnlk bir lks lambas belirmiti nnde. 1950'lerde, 60'larda, zellikle krsal kesimde, lks lambalar vard Trkiye'de; halkmz "lks lambas," derdi. Balarda, harmanlarda geceleri lks lambas yakard Anadolu insan. Lks lambas, evresindeki metre apl bir daireyi aydnlatrd yalnzca. Gecenin bir yans lks yaktnzda gnlk gnelik olurdu yakn evreniz; ancak dairenin tesini gremezdiniz; uzaktakiler sizi grrlerdi, siz onlar gremezdiniz. Bir kitapta okumutu bunlar Gkhan, imdi aklar da apaydnlk bir lks lambas iindeydi; birbirlerini gryorlard ama az tesi karanlkt, belirsizdi. Bir de u, a k pervaneler koard lksn na. Pervaneler yanard. Belki de btn aklar bir lks gibidir, lkstr. zerine doru koanlar, sevgilisine pervane olanlar yakar; komayan karanlkta kalr.

110/284

'""

Gkhan kt. Genelde bastrd, zaman zaman onu zen dnce, artk r-tlemez biimde zihnini kaplamaya balad Gkhan'n. Ben niin 96 hasta oldum diye. Bir hata ya da bir aksilik, kkken fel olmasna yol amt Gkhan'n. G delen bir lazer gibi, k demeti benzeri bir ine, derisini delip yaamna girdiinde btn yaamn deitirmiti. ocukken bir ine, sinirine gelmiti, ok az sapmt ama ok eyi deitirmiti yaamnda; fel etmiti. Sadece birka milim teye gelse imdi yrrd Gkhan. (Olup bitenin sorumlusu kim? Toplum mu, eitim eksiklii mi, aksilik mi, tabiat m, kader mi; bilemezsiniz.) stne stlk ikinci bir hastal daha vard Gkhan'n. Hekimlere gre, nnde on yl vard. (Bu tahmin kesin mi bi-lemezsiniz.) Eer doruysa yalnzca on yl. lmini, hretini nndeki on yla sdrmalyd. indeki, sabah ilerine benzer sabah sevinci bir anda uu-verdi. Umay'a on yl mrnn kaldn sylese miydi? Bilemedi. Yoksa hi mi sylemeseydi? iinden dedi ki:

111/284

o "O beni byle kabul etti; kolumun bacamn ksa olmasn kabul etti. Acaba mrmn ksa olduunu da kabul eder mi? mrm gerekten ksa m?" (Birinci sorunun cevabn hemen renebilirdi; ikinci sorunun cevabn bilemezdi.) Gkhan yataktan kalkt, yzn ykad. Evlerindeki lavabo-lardan biri zrller iindi; n kavisli, hilal gibi, musluk kolu uzun. Sonra balkona kt, Umay' niin sevdiini dnd, bi-lemedi. Kendisine benzedii iin mi, gzel olduu iin mi, bile-medi. Belki de niye sevdiini bilmesi gerekmezdi. Niyeyse niye, sevdim ite, diye dnd. Bakalarna hesap vermesi gerekmezdi; kendine bile hesap vermesi gereksizdi. (Srekli hesap verdiimiz iin birilerine, he-saplarmz ak verir habire. insann neyi niin yaptn, kendine veya birilerine aklamas, kendi boynuna geirdii ilk esaret halkasdr. "Vebalim boynuna," der kimileri; vebalden veba gibi kor-

karz. Ama kendi kendimize yaptmz hakszlklar ciddye al-mayz. Aslnda en byk vebal, kendi zgrlmz, gelimemizi, kendimize, kendi elimizle kstlamamamzdr.) Balkonun kenarna gitti, sandalyesini dalara doru evirdi. Dalar Gkhan iin yldzlarn balangcyd; dalarda, kular, Umaylar, dalarn tesinde uzay vard. Dnmeye balad; elinde deildi, zihnindeki dnce eline smyordu. Acaba? Acaba, sakat olmayan bir kz beenmeye cesaretim yok da o yzden mi Umay' beendim diye bir dnce, inat sarmaklar gibi sarld aklna. Bu soru ktyd, hem Umay'a hakszlkt, hem kendisine. "Yok

112/284

kesinlikle yle deil," dedi iinden; O'nu, yle olduu iin deil, o olduu iin beenmiti. Gkhan Umay' sevmiti; sakat olduu iin deil, Umay olduu iin yalnzca. Birinci dnceyi kovmaya alrken, daha kt bir dnce reklen iverdi aklna, iinde, t derinlerde, yz, gz olmayan bir ses, "Eer sen sakat olmasaydn, beenir miydin bu kz?" demeye balad. Bilemezdi. Yaanmam bir yaanty bilmesi beklenemezdi. Btn bu dnceleri reddetti. Neyse ne, nedense neden; onu sevmiti. Kendisine veya bir bakasna hesap vermesi gerekmezdi. O an, basmakalp bulduu, sevmedii ataszlerinden birisi geiverdi aklndan: "Ye zm sorma ban," diye. lkenin, kaynaklarnn, zenginliklerinin, kularnn, kelebeklerinin, hunhar bir itahla yenmesi sz konusu olduunda, bir ahlkszlk belirtisi olan bu dnce, bazen ilevsel olabilirdi kiisel tarihinizde. Ye zm, sorma ban; sev derinden, kurcalama nedenini. Umay' beenmiti, sevmiti. O kadar, bitti. Beenmesi doald da, birka saat iinde k olmas, biraz tuhaf geliyordu, kulana, aklna. Ancak galiba, kelebeklerin mr misali ksa srecek mrlerde, aklar da hzl olmak zorundayd. internete bakt, Umay henz uyanmamt. Heyecanl, ama hznl, kararl ama kaygl bir yzle, merdiven asansrnden verandaya indi, annesi kahvalty hazrlamt. Pazardan alnm peynirler, reeller, zeytinler, domates, biber, yeillikler ve kzarm ekmek... Gkhan kahvalt etmeyi severdi; KVI7

113/284

ama bu sabah sofray grmedi; uzaklara ayarlanm bir drbn le yakndaki bir nesneye baknca nasl ki bulank gzkrd, sof ra da yle. 98 Fatma Hanm olundaki deiiklii fark etmedi; ama Aysel

ablas hemen anlad; dnden bu yana Gkhan deimiti. Aysel, nce arkasndan eilip kardeini, sonra da annesini pt, onlar da Aysel'i, sessizce kahvaltya baladlar. Gkhan dalgnd, grnmeyen uzaklara bakyordu gzleri. Fatma Hanm bir ara mutfaa gittiinde, "yi misin Gkhan?" diye sordu Aysel. "yiyim," diye karlk verdi Gkhan. Bu cevap Aysel iin yeterli deildi. steledi; aka m cidd mi olduu belli olmayan bir ifadeyle, sesini alaltarak, "Hayatm, o dnk kz kafan m kartrd?" diye sordu. Gkhan, nce "Hayr," dedi; az sonra gzlerini tabana di-kip, "Evet," dedi. Fatma Hanm mutfaktan dnd, sustular. Gkhan'n evet'i, Aysel'in zihnini, scak bir l rzgr gibi yalayp geti. Byle bir eyi yllardr bekliyordu. Gkhan'n evlilii, cinsellii,

114/284

aile iinde hi konuulmazd, gndeme gelmemiti. Ama artk gnyd, gndemiydi; konuulmalyd. Giderek artan sayda tandk Aysel retmene, "Niin ev-lenmiyorsun?" diye soruyordu. Bu anlamsz ve patavatsz so-ruya Aysel'in can sklrd. Aypt, gereksizdi ama hi olmazsa Aysel'e byle bir soru sorulabiliyordu. Fakat hi kimse bu soruyu Gkhan'a sormazd. Nice anne gibi Fatma Hanm da kzna sk sk, "Sen de hayrlsyla bir evlenseydin," derdi. Ancak buna benzer bir eyi Gkhan'a hi sylememiti. Gkhan'n evlenmesi konusu, uzandaki, yaknndaki insanlar rkten bir konuydu; konuulmazd, tabuydu. Ele, gndeme gelmez bir eydi. Bu yzden insanlar bu konuyu ellemezlerdi. zellikle genleri ba-gz etmek konusunda pek hevesli olan yal kitle, Gkhan'n evlilii sz konusu olduunda sessizdi. Evlilik konusu, sadece evresi iin deil, bir ihtimal evrenin etkisiyle, Gkhan iin de zor bir konuydu. Gkhan'n cann de-

rinden derine, deriye batm bir kymk gibi srekli actan bu konu, imdi birden bire gndeme gelmi, dlere dncelere giren bir sz oluvermiti. Aysel, Gkhan'n eline hafife dokunup, "Canm benim," dedi. Gkhan bu dokunuta ve ses tonunda, destekle kark bir acma hissetti. Belki gerekten acma vard veya Gkhan'a yle gelmiti; fakat destek olduu kesindi. O gn iinde bu "canm benim" sz bir alt yaz gibi Gkhan'n zihninden ara ara geiverdi. Ailesi iin Gkhan bir cand; ama imdi

115/284

can'n can yanyordu. Evlenebilirler miydi, Umay ister miydi, ailesi ister miydi, mrnn snrl olduunu renceler ne derlerdi? Bir de bu vard. Dahas Gkhan'n anne babas ne diyecekti? Otuz be yanda leceini bilmek, nnde on sene kald-n dnmek, en az hekim tahminiyle snrl bir mr olduunu bilmek, bazen kaldrlmas imknsz bir ykt stnde, bazen nemsiz gzkrd gzne. Nicedir kendi kendine, "Nasl olsa herkes lml, stelik kimse ne zaman leceini bilmiyor bu lemde; belki hemen, belki sonra. Ben hi olmazsa ne zaman leceimi biliyorum; kymetini bilmem gereken, her saniyesi bir dnya kadar deerli bir on sene var nmde," derdi. Belki de gerekten yleydi; iyi kullanlm bir on sene, kullanlmam bir yirmi seneden daha fazla ederdi. Kahvaltdan sonra internete yine bakt; Umay hl uyanma-mt, ekran kapalyd. Bir an, acaba uyand da amyor mu diye geti aklndan. Saat on buuktu. Acaba? Ya hi amazsa? Bir gn sren bir rya m grmt yoksa? Umay uyuyordu; uyandnda hatrlayamayacag grmt sabaha kar. On birde uyand. birka rya

nce her ev normaldi; bir saniye sonra, dn olanlar hatrlad. Hibir ey normal deildi; dn olaanst bir gnd, tm canllyla zihninde duruyordu. Gzleri sevinle sada, solda gezindi; bakt hibir eyi grmyordu. Her ey Gkhan'd, her yerde Gkhan vard. Bir sre yatakta kalp, dn olanlar dnmek istedi. Ama hemen vazgeti. Kalkp interneti amalyd. Umay kendi bana ya-

116/284

tp kalkamyordu, annesi yatrp kaldrrd. (Bugne kadar, muh temelen yeterince almad, annesine gvendii iin yatp kal kamyordu, alsa, byk ihtimalle yapabilirdi.) 100 Btn varlyla, vcudundan umulmadk bir gle,

"Anneee... " diye seslendi Umay. Glsen Hanm balkondayd; balkondan "Canm" cevab geldi. Umay, cand. Glsen Hanm, balkondan ieri girdi; alldk admlarla Umay'm odasna yneldi. Allm bir gnd, her zamanki gibiydi; dn pazarda grd, tant kiiler, Glsen Hanm'n gnnde, gndeminde deildi o sabah. Dn, kiisel tarihlerde sralanan, sradan bir dnd. Sradan admlarla kznn odasna yrd. Yznde, acl geen yllarda gelitirdii, nemli deil bakl o alldk tebessm vard. Umay annesinin ayak seslerini tanrd, bu sabahtaki de alt. Kap ald. Glsen Hanm Umay'n yzne bakt, Umay her zamankinden farklyd; sabahlan cidd ve uykulu olan yz, o sabah aydnlkt, apaydnlkt, glyordu; gzleri parlak gkler gibiydi. Glsen Hanm dn tantklar tekerlekli sandalyedeki genci hatrlad birden. Olanlar, olacaklar kavrayverdi birden. Umay kt. En azndan o genle arkadalk etmek istiyordu. Glsen Hanm'n yzndeki tebessm uuverdi.

117/284

Tarifi imknsz bir sknt kaplad Glsen Hanm'n yreini. Gsndeki g darald. Yllardr korkuyla bekledii, srekli telemeye alt an gelmiti. Yllardr, hatta niversiteye devam ederken bile erkeklerle ilgilenmez gzken (belki de kendisinin yle zannettii), masum bebeklere, kutsal kulara benzeyen sevgili kk kz, sokakta karlat bir erkekle be dakika konuunca mutluluktan umaya balamt. Glsen Hanm o an, yaantlarnda bir eylerin geri dnlmez ekilde deiiverdiini btn izgileriyle birlikte anlayverdi. Umay, saklamad, saklayamadg bir sevinle cvl cvl konumaya balad. Durmadan anlatyordu; dn gece internete taklmt, sama sapan filmler izlemiti. (Aslnda izlememiti.) nternetten mzikler indirmiti. (Indirmemiti, mzik Umay'n

iindeydi.) Darda hava gzel miydi? Bugn de yryecekler miydi? Sonra her sabah yapt gibi kollarn annesine doru uzatma ya alt. o

Glsen Hanm eilip kzn pt, kaldrd, geceliini kard, giydirdi, banyoya gtrd. Btn bunlar olurken Umay, her zamankinden farkl, hem de ok farkl ekilde cvl cvl konuup durdu. Durdu, durdu konutu, kendini durduramyordu, konutuka konutu. Urnay'n neesi, kukuya yer brakmayacak ekilde dn tant olanla ilgiliydi. Urnay'n bir erkekle ilgili bu neesi, bir bak gibi Glsen Hanm'n kalbine iledi.

118/284

Annesi mutfaa doru evirdi sandalyesini. Umay, "Sa ol anne, a deilim, kahvalt etmeyeyim, biraz internete gireyim," dedi. Oysa kahvalty severdi. Glsen Hanm iyiden iyiye skld, kzd, bu iin sonu kt diye dnd ama bir ey syleyemedi, Bir olan, stelik sakat bir olan, tm yaamlarn imdiden deitirmiti. (Glsen Hanm, kzn, 'sakat' olarak tanmlamazd; ama ayn durumdaki bakalar sakat saylrd.) Sevinsindi; sevinmekten zarar gelmezdi; ama ya evlenmeye karrsa Umay, ne yaparlard? Glsen Hanm ne yapard? Nasl evlenirdi sonra, evliliini nasl srdrrd? Srdremezdi. Glsen Hanm Urnay'n evlenmemesi gerektii grndeydi. Geri doktorlara sormamt ama sorsa kesin, onlar da evlenmemesi gerektiini sylerlerdi. Kimse Umay'a Glsen Hanm gibi bakamazd. Derdi, drrlerdi; bir yerini krard, her yerini krard. Narindi, nazenindi. Zaten ksa olan mr daha da ksalrd; gn grmeden biti-verirdi maazallah. (Hekimler Urnay'n snrl bir yaam olduunu, salk sorunlarnn ok uzun olmayan bir mr iaret ettiini sylemilerdi.) Glsen Hanm dnmemeye alt ancak btn bu tehlikelerin yan sra bir de cinsellik vard. Ayn dertten muzdarip iki insan nasl seviirdi? Ayn yatakta alt alta, st stte nasl yatarlard? Tehlikesi bir yana bu nasl olurdu? Olur muydu, olsa bile tu-

haf olurdu. Herkes bu duruma ne derdi; btn bunlar tyler rperticiydi.

119/284

Glsen Hanm, btn bunlar dnmesinin ayp olduunu, iki gen insana kar saygszlk ettiini biliyordu; bunun iin ayrca zld, utan duydu. Ancak dncelerini durduramyor-du. Bu iki zrl gencin evlenmesi pek ok ynden sknt vericiydi. Glsen Hanm iin sevimek, kendisi iin bile olsa tuhaf bir eydi. Bir anda olup bitmesi gereken, ncesinde ya da sonrasnda zerinde konuulmamas gereken rahatszlk verici bir eydi. Eiyle sevitiklerinde pek ok defa, zellikle birleme annda, ya eski mutlu bir any dnrd ya da planladklar bir tatili. Sevime an, bir anda olup bitmesi gereken bir eydi. Kocas Rasim Bey de, birlemenin az ncesinde, "Acaba baarl olabilecek miyim?" diye, boalma sonrasnda ise, "Oh oldu ite," diye dnrd. (Ortak bir etkinlik, ayp diye tanmland iin, nce ortaklara eziyete dnr, giderek daha da ayp diye dnlr.) Bir kadnla bir erkein sevimesi zaten irkindi. ki zrlnn sevimesi ise daha da irkindi. nsanlar nikh gn ya da daha sonra, bu iki insana baktklarnda neler neler dnrlerdi? Sonra daha kts vard. Ya ocuklar olursa nasl olurdu? ocuklar olmazd belki; ama ya olursa ne yaparlard? Umay, ocuk filan douramazd; dourmaya kalksa lrd. Seviirken bile lebilirdi. Btn bunlar dnmek korkun bir eydi. Ama birinin dnmesi gerekliydi. i alevlenirse kocas ne yapacakt? O da ayr bir sorundu. Umay odasna ekildi interneti at. Gkhan az sonra bunu grd. Belki bin yllk, en azndan yirmi yllk bir hasretle etle-meye baladlar; sonra skayb atlar, konutular, konutular. Bir ara Gkhan, "Seni seviyorum," dedi.

120/284

Umay, "yi de daha yeni tantk; bu ksa srede nasl sevilir byle?" dedi. Daha ilk gnden samimi olmulard, senli benli, senden benden sohbete baladlar.

Bir ara pencereye bakt Umay, bir kelebek geti nnden. Bu, dn grd kelebek Alaimisema idi. Ama Umay onu tanmad, baka bir kelebek sand. Alaimisema uup gitti, vakti azd. lene doru Glsen Hanm Umay' yemee ard. Buna da 103 gitmemek olmazd, Umay, "Geliyorum anne," dedi, interneti ka-patt. Glsen Hanm Umay' verandaya gtrd; gergindi. Umay genelde annesinin duygularna duyarlyd, en ufak ekilde yz asldnda hemen anlar, "Ne oldu anne?" derdi. Ama o gn anlamad. Galiba Umay hzldan hzlya deiiyordu. Glsen Hanm bunun fark etti.

20 Gerei Syleme Lks Lks lambas prl prldr, korlam bir gmlei vardr; bir-ka metrelik bir daireyi prl prl aydnlatr size ama az tesi kapkaranlktr. Siz karanlktakileri gremezsiniz ama onlar sizi grr. Lks lambasna lks denmesinin sebebi, ilk ktnda ok modern, ok lks saylmasyd belki.

121/284

Umay'la Gkhan'n ak da bir lks gibiydi; onlar ay-dnlatan ama evrelerini, telerini gstermeyen bir lks lamba-s . imdi bir lks daha ekleniyordu yaantlarna; mrlerinin kstl olduu konusunu birbirlerine syleyip sylememe lks. mrlerinin ksa olabileceini birbirlerine sylemeleri, drst-lkt, yalanlarn kaplad dnyada ender rastlanan bir lkst. Drst olduunuzda, bir lks gndaymasna kendinizi grrsnz, nnz grrsnz; uzaktakilerin sizi nasl gr-dkleriyle ilgilenmezsiniz. klar, lks lambas nda gibidirler; drst olanlar da yle. Drst klar, yan yana duran iki lks lambas tarlar ellerinde, iki kere aydnlk iindedirler. Gkhan, hastal, mrnn uzunluuyla ilgili kaygsn Umay'a anlatp anlatmama konusunu birilerine danmak istedi; ablasyla konuamazd; bu konu aile iindeki en nemli tabuydu, imas bile yasakt. Sonra aklna fakltedeki Umut aabeyi geldi. Bir akam Umut'u internette yakalad. "yi akamlar Umut abi," dedi.

Umut, scak parmaklardan kt hissini veren scak bir sesle, "Vay Havvking gnaydn," dedi. Astronomide okurken arkadalar ve hocalar Gkhan'n kendini Stephen Hawking'le zletirdiini bilirlerdi. Balangta Gkhan'n yar aka, yar cidd olarak kendi kendine yapt bu benzetme, giderek tm blmn katld bir espriye, Gkhan' betimleyen bir lakaba

122/284

dnmt. Kimse dalga gemek kastyla 'Hawking' demiyordu ona. Esprinin kayna Gkhan'd; biraz, gerekten kendini Hawking'e benzettii, onun gibi olmak istedii iin, biraz da, giderek rahatlad, bedensel zrn aka konusu yapabildii Havvking diyordu kendine. Dostlar, onun bu ince savunma mekanizmasna elik etmilerdi yalnzca. (Sizi sarsan bir sorunla, bir travmayla ilgili olarak, aradan bir sre getiinde espriler, nkteler yapmaya baladnzda, sorununuzla ba etmeyi baardnz, onu hazmettiiniz anlalr. Marmara Depremi'nn ertesi gn dilsizdi ocuklar; sonra depremin resmini yaptlar, en sonunda da depremle ilgili akalar, ite o zaman depremle ba etmeyi baardlar. zryle ilgili akalar yapan, grnrde kendisiyle, zryle dalga geen ama aslnda yaama ballk sergileyen bir sanat var, ad Metin entrk; yaants soy adyla msemma. Kahpe Bizans adl filimde kale gzcsy-d mesala. Kafkas Tebeir Dairesi adl oyununda Brecht, "Tarihteki olaylar ilk kez gerekletiinde trajedidir, daha sonra hatrlandnda ise komedi olur," demitir. Gkhan'n trajedisi, giderek hayatnn komedisi olmutu. Aslnda trajedi mi daha gerektir, komedi mi, bilemezsiniz.) Gkhan, "Sana danman gereken bir durum var abi," dedi. Umut, "Hayrdr, yeni dnyalar m buldun gkyznde?" "Yok abi, gkte deil yeryznde bir dnya buldum, bir yl-dz." "Vay koum, turnay gznden vurdum desene una. Kim bu kz olum?"

123/284

Gkhan Umay'la ilgili, ksa srede olup bitenleri anlatt Umut'a; ve iini kavuran o soruyu sordu: "Abi ben bu kz seviyorum, hzl oldu ama seviyorum, evlenmek istiyorum. On yl mrm kaldn sylesem mi?" Umut, "Sen karar vereceksin ama her konuda, her eyi biliyor musun?" "Nasl?" "Diyelim ki senin mrn ksa; Uma/in mr ne kadar, benimki ne kadar? Sokaktan geenlere bak, onlarnki ne kadar? Bir tek se-ninkini biliyoruz, o da belki. On yl. Belki yanlyor doktorlar." "Yani, syleme mi diyorsun?" "Syleme demiyorum, ncelikle sen dert etme. Sen dert etmezsen, syleyip sylememek nemsiz olur gznde." "yleyse?" "On yln kald bir tahmin, bir hipotez yalnzca; bu hipotez ya dorulanmazsa. Bir tahminle durup dururken ortal kar-trma. Belki de on yllk mrmn kald bir hipotezdir dersen anlar; kz avukatm. Onlarn da hipotezleri vardr mesleklerinde mutlaka. Ya ispatlanr, ya ispatlanmaz. rtlebilir hipotezler deerlidir biliyorsun. rtlmeyenlerden korkmal." Gkhan rtlemeyen hipotezi hatrlayamad,

124/284

"Hipotezin rtlebilir olmas art m abi?" diye sordu. Umut: "yi bir hipotez, rtlebilir olmal ama rtlmemeli. Eer, 'Cebimde on lira var veya yok,' dersen ya da 'Yaz gelirse ben kazanyorum, tura gelirse sen kaybediyorsun,' dersen, bunlar rtlemeyen hipotezlerdir. Test edilemeyen hipotezler de yle. Domalar birer rtlemeyen hipotezlerdir. Ne zaman leceimiz, imdiden test edilemez. Hayatn test edilmemi hipotezler zerine kurma." "Sa ol abi." "Sonra mrmzn sresi deil, kalitesi nemlidir. Ne kadar yaayacan kadar, nasl yaayacan da nemlidir." "Abi, bir ey daha var, ailelerimiz desteklemezse diye endie ediyorum."

"Olum, mrm bu kadar, babamn rzas u kadar,' bunlar bo ver. Mutlu ol, mutlu et; gerisini dleyt et. Bizi nikha ar yeter." "armaz mym abi, ahidim olursun." "Beni ahit yapma olum, takm elbisem yok." Umut'un szleri Gkhan'a iyi geldi. "Mutlu ol, mutlu et; gerisini dleyt et." Gkhan bu sz unutmayacakt. hayat boyunca (ka yl srerse srsn)

125/284

"Dleyt et!"

21 Kumandal Sandalye Uma/la Gkhan gn boyu etletiler. Bir ara Gkhan, Bulu-alm, bize gel," dedi. Umay annesinin Gkhanlara gitmek iste-meyeceini dnp baka bir yerde bulumay nerdi. Bu neriyi, onu Gkhanlara gtrmek istemeyen annesinin, bir pastaneye hi mi hi gtrmeyeceini dnmeksizin ortaya atmt. Bu yzden Gkhan'a nce bir pastanede bulualm dedi, sonra da annesinin istemeyeceini dnp vazgeti. Tam bu an, keke benim kullanabilecein bir tekerlekli sandalyem olsayd diye dnd, yok diye zld. Bunca zamandr byle bir sandalyeyi ne diye istememiti. Hemen annesine dnd, birden aklna gelmiesine, o deilden gibisine, "Anne beni ite ite ok yoruluyorsun, kumandal bir sandalye alalm m?" diye sordu. Aslnda iinden geen, Gkhan'nkine benzeyen ve beni daha zgr klacak bir sandalyem olsundu. Glsen Hanm, Umay'n ne dediini duydu, demediini de anlad hemen. Umay' tanrd, hatta kendisinden, kocasndan daha iyi tanrd. Kendi davranlarnn nedenini, gerek nedenini her zaman bilmezdi; ama Umay'n neyi niin yaptn, neyi ne-den sylediini, genellikle bilirdi. Kk kz artk bymek, z-gr olmak istiyordu.

126/284

Umay'n annesine kar gizlisi sakls yoktu. Glsen Hanm'n gznde kz, kolu baca yeterince gelimemi, baktnda iin-

de ne saklyorsa grebildii, ufak, camdan bir bebekti. effaf bir bebek gibiydi ve krlabilirdi. irin, akll, eitimli ama korunmas gerekli. Glden Hanm'm grd, Umay, zgr olmak, daha da nemlisi o olanla arkadalk etmek istiyordu. (Glsen Hanm iin Gkhan ne akllyd, ne gkbilimci, sadece 'o oland'd.) Tamam arkadalk etsinlerdi ama bylece balayacak bir yolun sonunun nerelere uzanaca konusunda Glsen Hanm'n kayglan vard. Umay annesinden cevap bekliyordu; bir akl otomatik sandalye. Glsen Hanm bunu fark etti, "Tamam canm, istiyorsan alrz. stanbul'a dnnce baka-lm," dedi. istanbul'a eyll sonunda dneceklerdi; Umay ise kumandal sandalyeyi imdi istiyordu. "Hemen alabilir miyiz anne?" diye steledi. Glsen Hanm'n kalbi daralmaya balamt. Umay elbette byle bir ey isteyebilirdi, hatta ge bile kalmlard. Ancak sandalyeyi isteme sebebi, karabasan gibi Glsen Hanm'm zerine kmt. Hissetmeden az kurudu, terledi, gergin bir ses tonuyla, "Tamam hayatm," dedi. Umay annesinin gerildiini de niin gerildiini de anlamt, ama oral olmad; daha dorusu pek oral olmad. Eskiden olsa annesinin isteklerini daha bir nemserdi, onunla atmazd, hemen alalm diye diretmezdi. imdi bakayd; imdi bakayd, fark etmedii bir deiim

127/284

sreci iindeydi, annesinin kendisini srekli engelleyen tavrna kar kmak istiyordu. Yeni bir kaba boaltlan bir zeytinyann iindeki baloncuklarn ar ar ykselip havayla bulumas gibi, Umay, iindeki istekleri, kafasndaki dnce baloncuklarn grnr klmay, hayata geirmeyi, sessiz bir inatla becermek istiyordu. Bunu yapabilirdi. Gkhan'la arkadalk etmek istiyordu. Engeller nemli deildi. O gne kadar Umay gizlisi sakls olmayan, her zaman annesinin szn dinleyen, itiraz etmeyen, anababalarn gnllerindeki dilek ve temenniler stesinin bana konmaya lyk, uslu, uyum-

lu, uysal bir gen kzd. Ama hayretle, daha ok kaygyla, biraz da rtl bir fkeyle Glsen Hanm artk unu gryordu: Umay, kozasndan hzla kp byyen bir kelebek gibi, ngrlemez bir hzla deimeye balamt, deiecekti. Az ncenin uslu kz, az sonra, dediim dedik, istediim istedik, bana buyruk birisi olacakt. Kozasndaki uyku belki de Umay'a yaramt, uyanmas hzl olacakt. O gn Glsen Hanm srekli sigara jelatinlerini ve su iesi ka-paklarn dnd. Yllardr u kadar sayda sigara jelatini gtrene, bu kadar sayda plastik su iesi kapa gtrene akl sakat sandalyesi verildiini duymutu. Kim veriyordu, bilmiyordu; bu yolla alan da grmemiti. Belki gerekti, belki efsane. Ama bu efsane Glsen Hamm'n zihnini szlatld. Geri sakat yaknlarna sokakta gereksiz sorular sorarlard, gzlerini dikip arkalarndan bakarlard; ancak toplumun vicdan, sakat zrls iin bir eyler yapmak isterdi. Toplum, zihniyle, eliyle, emeiyle, deta zrlsnden zr dilemek niyetiyle, belki de

128/284

harcad onca eyi telfi etmek niyetiyle, jelatinleri, kapaklar birer birer biriktirirdi. (Belki de bu, biriktirme hastaln faydaya dntrme gayretiydi.) Umay'n, kapaklarla alnm bir sandalyeye ihtiyac yoktu; istediklerinde alabilirlerdi; bugne kadar, belli ki, anne kzn birbirlerine bamllk isteinden tr elle itileni kullanmlard. Artk bamlln azalma vakti gelmiti. Alabilirlerdi. Hem de birka tane. Glsen Hanm eiyle konutu, tane akl sandalye smarladlar. Biri Umay'a, ikisini de ihtiyac olan birilerine. Umay'n otomatik tekerlekli sandalyesi birka gne gelecekti. Otomatik sandalye. Akl sandalye. Kumandal sandalye. Ad her neyse, kumandal sandalye kullanrsanz yaamnzn kumandas sizde olurdu.

22 Sonlu Olmann Sonsuz Kederi nsan, lml olduunu bilen, bu yzden, bazen ak, ounlukla derinden ac eken ve bu acyla baa kmak iin trl yollar deneyen bir varlktr. Bu yollarn bazs uzun ve karmaktr, bazs kmaz sokak yoludur, bazs ksa ve net, bazs bataklk yoludur. Kimi, lml olmadn ispatlamak iin tehlikelere atlr; kimi lmsz olma

129/284

gayretiyle ocuk yapar, soyadn srdrmeye alr; kimi eme yaptrp zerine adn yazdrr; kimi bilimde sanatta bir eyler brakmak ister geride, bulular yapar, eserler retir. Herkes kendince bir eyler yapar. (lm kaygsyla baa kabilmek iin dnyada oturup dnyadan uzaklaanlara, kmaz dehlizlere girenlere varoluu filozoflar, "kendini kandrma," dediler.) Ad ldkten sonra da uzun yllar srsn diye Gkhan da bir eyler yapmak ama salkl bir eyler yapmak ve Hawking gibi gkyzne adn yazdrmak istiyordu. Daha imdiden kefettii bir kuyruklu yldz vard. Kaytlara ad 'Gkhan' diye gemiti; ama baz arkadalar bu kuyruklu yldza 'Hawking-2' diyordu. Batdaki dalarn glgesi, ikindi zeri, gzkmeyen bir koyu bulut gibi vadiye inerdi. Yazn scak olan bu glge, sonbahar geldiinde, bir anda tverirdi insanlar. Gnete scak olurdu sonbahar, bir adm tede glgede serin. Kn gelmekte olduunu, birden bire tveren glgeler haber verirdi. Bir de aalarn yapraklarn yere sermesi.

Sonbaharn sonunda aalar, plak birer vcutla, souk ve yalnz girerdi ka. Ancak bilirdiniz ki, l bedenlere benzeyen bu plak dallar, 112 baharda canlanacaktr. Dallarn yeniden yaama dnme istei, derinlerden gelen zsularla, tomurcuklarla, ieklerle, ller l-kesinden kp geliverecektir yeryzne. Yani ksaca, lp lp dirilme vardr doada. lmekten korkan insan evld, t eskilerden beri, doa ile zdeletirip kendini, yeniden doma fikrini, yani reinkarnasyonu retti. "Bugn gitsem bile yarn yine burada olacam. Hi bitmeyecek genliim, tekrar tekrar doacam."

130/284

Bu dnce insan evldnn lml olma kaygsna, pek de parlak olmayan ama bu kaygy rten bir rtdr yalnzca. Gkhan'n astronomide ycelme abas, lml olma kay-gsyla baarl bir ba etme yoluydu aslnda; ama yetmiyordu. lml olduu fikri, daha da kts, byk ihtimalle bu dn-yadan, beklenenden erken ayrlaca dncesi onu zyordu. Reinkarnasyon fikri bu yzden ona iyi gelmiti. Gkhan, hilimd sayd iin aka sylemezdi ama gizliden gizliye yeniden dou fikrine, reinkarnasyona inanyordu. Er ya da ge lecekti; muhtemelen hastalndan tr gen yata le-cekti; ama bu nemli deildi; nk dnyaya yeniden gelecekti. Toplumdaki geleneksel dncelere fazlaca itibar etmese de, yeniden dou fikri Gkhan' da rahatlatrd. Anlamsz olduunu bile bile, iten ie, "Genel anlamda reinkarnasyon diye bir ey yoktur; ama bana zel bir yeniden dou olacaktr," diye inanrd. "Ben Havvking'im nk." Test edemeyecei bir hipotezdi bu; sadece inanrd. "Tut ki ksa mrm, tut ki fakirim; ben srekli doduum iin zenginim."

Nice insana bu dnce iyi gelegelmitir.

Umut'la son konumalarndan sonra da Gkhan, "mrm ne kadar kald, lnce yeniden gelecek miyim dnyaya," diye ara ara geirdi

131/284

aklndan. Ama sonra, test edemeyecei bu hipotezleri d-leyt etmeye karar verdi. Umay da Gkhan'a benzer kayglar iindeydi, lml oldu-u fikri, oldum olas onu da rahatsz ederdi. stelik galiba ortalamadan az yaayacakt o da. Umay, bu kayg veren dnceyle, bu rahatsz eden duyguyla baa kabilmek iin, bilinli olmayan bir gayretle, sokak ocuklaryla, kimsesiz hayvanlarla ilgileniyordu belki de. Kurtard canlar, onun mrn uzatacakt; can kurtaran uzun yaard. Fakat Gkhan gibi Umay iin de bu durum yeterli deildi. Umay da Gkhan'a benzer bir dnce iindeydi; pozitif bilime aykr diye fallara, burlara inanmazd, hurafeleri sevmezdi. amzn elikisidir phesiz ki, ama o da Gkhan'nkine benzer bir kaygyla kahve falna inanrd. "Kahve fal diye bir ey yoktur, falclar uydurur srekli," diye dnrd. Ancak birisi falna bakt zaman, o andaki faln zel bir durum olduunu, tesadfen de olsa gerein sylendiini dnrd. niversiteye girdiinden beri nice kahve imiti, acaba evlenecek miyim diye. KV8

23 Dostlar ve Avclar Umay sevinten uuyordu; Alaimisema da uuyordu. Alaimisema'nn Kerman' aradn duymayan kalmamt vadide. Vadinin canlan, "Kerman' grnce haber verin," diye seslenmeye

132/284

baladlar birbirlerine. Bu iki sevgilinin birletiini, bulutuunu hayl etmek, gzlerine, dlerine iyi geliyordu. Alaimisema, teye, daha teye, aalarn, evlerin gerisine, her yere bakt bir sre. Kerman yoktu. Alaimisema kendini yalnz hissetmeye balad. Tek banayd; kalbi hznle doldu, iki kiilik bir ak tek bana tamak ar geliyordu. Gnein altnda, le scanda Alaimisema'nn kanatlar arlamaya balad. Bir ara, "ya onu bularnazsam" dncesi ince bir sz gibi giriverdi aklna. Uarken kayglanmak zordu, bir dala iliti. "Birka gn mrm kald bu dnyada, ya onu bulamadan lrsem; btn bir hayatm boa gidecek," diye dnmeye balad. Btn vcudu titriyordu; zor tutundu dala. Zaman ksa, sevgilisi uzaktayd. Aradn bulamayan, mr aramakla geen birisi iin, belki yalnzca aramak da bal bana bir keyiftir bu lemde. Ama byle bir keyfi duymak iin vakti yoktu Alaimisema'nn; stelik birisi kp bu tr duygularla avunabileceini gretmemiti ona. Gzellii, kanatlarnn yedi rengi yetmiyordu; yalnzd, ne yapacan, ne yana gitmesi gerektiini bilemiyordu. Kaygyla ve ka-rarszlkla geen her an, bir yandan bu dnyadaki zamann ki-

sallyor, bir yandan da sevgilisiyle arasndaki mesafeyi artryordu, (iine kayg bulam tm olumsuz dnceler, hem hedeflerimizden uzaklatrr bizi, hem dnyann bize verdii yolu ksaltr nmzde.)

133/284

Bir ara, "Acaba o da beni aryor mudur?" diye dnd. Mutlaka Kerman da Alaimisema'y aryordu. Kesin. nk o da kt. Ancak Kerman-'m, tm kelebekleri kurtarmak gibi ok nemli bir grevi vard bu dnyada. Bu yzden mmkn deil, kendi akn, tm kelebeklerin akndan, hayatndan stn tutmazd. Byk ilere girienlerin sevgilileri, tm varlklaryla onlar desteklemeliydi. Kerman' bulsa bile ona ayak ba olmama-lyd. Belki AJaimisema'nn da bu dnyadaki grevi buydu. Bu dnce ona iyi geldi, yalnzl utu gitti sanki; kanatlar g-lendi. zerinde durduu daldan ileriye doru baktnda, tle ben-zer tuhaf bir ekil grd iki dal arasnda. Havada asl duran bu eklin yannda ok bacakl bir bcek vard. Alaimisema ona, "Merhaba, Kerman Bey'i grdnz m?" diye sordu. Bcek, bir rmcekti. "Evet adn duydum ama kendisini grmedim. Herkes ondan sz ediyor vadide. Byk bir i mi yapacakm ne," dedi. "Evet o kelebeklerin lideridir, kanatlarnda iaret varm; btn kelebeklerin kurtarcs olacak." "Sen onu nereden tanyorsun?" diye sordu rmcek. Alaimisema, kanatlar, daha ok da yrei hafife titreyerek cevap verdi: "O benim sevgilimdir de, o yzden aryorum onu," diye. rmcein aklndan hemen u geti: Kerman mademki onun sevgilisiydi, o halde niin brakp gitmiti? Ancak artk bu konuda aklama yapmakta ustaiam olan Alaimisema hemen,

134/284

"Duyduuma gre, o da beni aryormu; ama buluamyoruz nedense," diye aklad. Hemen ardndan, yalan m syledim diye dnp rahatsz oldu. Aslnda Kerman'n kendisini aradn kimseden duyma-mt ancak aradna emindi; o yzden syledii yalan saylmazd. Yine de huzursuz oldu. (Aslnda k olduunuzda, hele ki bu

ak, kabulde zorlansanz bile tek yanlysa, doru sylediinizde de rahatsz olursunuz, yalan sylediinizde de.) Konuyu deitirmek iin "Siz de uuyor musunuz?" diye sordu Alaimisema rmcee, rmcek de, "Hayr umayz, a kurup av bekleriz," dedi. rmcein a muhteemdi, dzgn, hafif, ince; grlmedik, kolay grlmeyen bir geometri vard iinde; hafife sallanyordu rzgr estike. Alaimisema, "Biz kelebekler, ne oturup iekleri bekleyebiliriz, ne birbirimizi. Bizim srekli umamz gerekli," dedi ve uma- o ya hazrland. rmcek, "Dikkatli ol, etrafta kelebek avclar var. insan bizden daha usta avcdr; biz a kurup bekleriz, onlar alar ellerinde dolar." "Onlardan birkan grdm dn, az kalsn yakalyordu be-ni," dedi Alaimisema. "yledir bu avclar, hepsi ok tehlikeli. Bir uzun sopann ucunda ag tarlar ellerinde. zerine atarlar; yerin gn a olur bir sre, yeryznden ayrlrsn. Dnya tededir, sen an iinde veya

135/284

yerindedir sen teki olursun. Kanatlarna iki ine batrp duvara asarlar seni; dnya seni grr, sen dnyay g-remezsin." rmcek, "Biz rmcekler, yalnzca karnmz doyurmak iin kullanrz alarmz. Ne mal biriktiririz, ne sermaye. Tek sermayemiz alarmzdr, t ninelerimizden beri. A dokumay onlar retti bize. nsan denen o kokukan varlklar ise, alarn ve akllarn, keyifleri iin, gzlerinin zevki iin, bazen de kelebekleri satp para kazanmak iin kullanrlar. Kimi gn gelir keyif olsun diye alarmz bozarlar." rmcek haklyd; gerekten yledir, kelebek koleksiyonlar gzeldir, seyredene keyif verir; Gkkua'mn yedi rengi yeryzne inmi gibidir. Kelebek koleksiyonlarnda l kelebekler, bir daha asla iinde bulunamayacaklar bir dnyay kucaklamak ister gibi, kanatlar ak sonsuza kadar beklerler. Bu dnyann ls dirisi, ister bilinsiz, ister bilinli, bu dn-yaya ait duragelmitir. l veya diri, herkes, her ey aslnda yaamak ister. Belki mezarlklardaki ller bile, yeryznde ne olup

bittiini anlamak iin, sanki lmemi gibi, balarn mezar talaryla kaldrrlar yerin altndan srekii. Mezar talar, llerin yattklar yerden yeryzne kaldrdklar balardr sanki; kiminin st sarkl, kiminin st kavuklu, kimininki resimli, kiminin boynu hal, ban kaldrm insanlar gibidir mezar talan. Alaimisema, insan mezarl grmemiti, kelebek mezarl da. Eer bir gn yakalanrsa, -ki hi olmasmd- iine konulaca koleksiyonu da grmeyecekti. Ama yine de bir eyler hissetti, derinden derine rperdi.

136/284

lm herkes iindi, lml olma fikri ac verici; ama amacna, sevdiine ulamadan lmek ise daha da ac vericiydi. Alaimisema hem sevdiine, liderine kavumalyd hem de ona yardm edip tm kelebekleri kurtarmalyd. Ak ve hizmet onun iin bir aradayd. Alaimisema rmcee veda edip ayrld; iinde derin bir ac ve kaygyla sarlm byk bir tel vard. iki gn nce Alaimisema'y kovalayan siyah apkal kelebek avcs olan uzaktan onu grd. Bugn apka takmamt. ite Alaimisema oradayd. Nefesini tuta tuta, yok admlarla ar ar yrmeye balad. Bu gzel kelebek onundu, onun olmalyd. Kelebekler, kendileri iin deil, kelebek avclar iin, koleksiyonlar iin yaamalyd. Bir kelebek, bir koleksiyonun iinde, yzlerce kelebekle birlikte, iki kanadnda iki ine veya karnnda bir yaptrc sonsuza kadar yaamalyd. Olan hedefine yeteri kadar yaklatna inandnda an kaldrp komaya balad. Alaimisema onu son anda fark etti. Frlayp uzaklat. Tm varl azna gelmiti, yrei kanatlarna demiti. Olan durdu, "Allah kahretsin," diye bard. Yine olmamt; ama eninde sonunda bu kelebei yakalayacakt. Bu kelebek onundu. Ona ait bir eyin dalarda, ormanlarda tek bana dolamasna izin veremezdi. Olann ad Yaz'd. Koleksiyonundaki btn kelebeklere gzel adlar verirdi; gzellie gzel adlar gerekliydi. Bu kelebei yakaladnda ona "Gn I" demeye karar verdi.

Yaz, neeli, yaam seven on drt yanda bir ocuktu. alkand, doaya kt. Bydnde, belki kelebeklerle, belki kularla, ama

137/284

mutlaka doayla ilgili bir meslei olacakt. Daha u8 bekleri tanyordu.

imdiden kele-

Yaz, kelebekleri tanyordu ama Alaimisemay tanmyordu. Onun bir ak ve amac okluunu bilmiyordu. Bilse nasl davranrd? Bir kelebein akn, kendisinin doaya ilikin akndan stn tutar myd? Bydnde, milli parklarda tfelde ku mu avlard, yoksa ku gzlemcisi mi olurdu? On bin yllk ormanda yz binlerce aa kesip ortasna niversite mi kurard, yoksa le niversite kurup evresine orman m kurard? Bunu kendisi dahil kimse bilmiyordu. Bildii bir tek ey vard, bu kelebei eninde sonunda yakalayacakt. "Bu trn mr ksa olur, lmeden ele geirebilsem," diye dnd. (Oysa canllarn mrlerinin sresi deil, canlarnn kalitesi nemlidir. Yaz bu gerei, bir ihtimal bydnde renecekti.) Alaimisema, ormana yneldi kaygyla umaya devam etti. Aalarn arasnda, ieklerin zerinde utu. Aada, kimi yalnzca baharda aan, kimi aylarca, yzlerce iek vard. Kini, tr, ortas krmzms ta yapraklar ye-sar srkuyruu, krmz sar izgili sinameki, yan-yeil yaprakl stl ot, hznl anlar misali Krm emzikotu, krmz-beyaz tyl ssl emzikotu, mor renkli krmz kankaron, mor yumrulu Kafkas smbl. Birka tanesinin zerine kondu. tede kl keileri otluyordu.

24 Ziyaret

138/284

Bir sonraki gn kuluk vakti balkonda (kuluk, eskiden beri sabah ile le arasnda, kularn su itii, insanlarn yemek yedii bir sofra molasdr Anadolu'da), Umay annesine, "Anne beni Gkhanlara gtrr msn?" diye sordu. Glsen Hanm, harman zaman ufukta toplanmaya balayan kara bulutlarn az sonra youn bir yamura yol aacan bilen Anadolu insannn tevekklyle, dudaklarn hafife bzerek, "Tabi, neden olmasn," dedi. Annesi evet demiti ama Umay yine de aklama ihtiyac duydu: "Anneciim hi kafa dengi arkadam yok burada." Kafa dengi bir arkada. Evet, Glsen Hanm'a gre pazarda grd bu delikanlnn vcudunun dier blmleri deil, yalnzca kafasnn bykl, kznn kafasna denkti. Denklikleri bundan ibaretti, ite bu kadar! Gkhan da annesine syledi, bulumay iki gen birlikte ayarladlar. nce evlerinin arasnda kalan bir kafede buluacaklard; ancak Gkhan'n annesi Fatma Hanm, son anda kararn deitirip, "Bize buyursunlar," dedi. imdilik, belli belirsiz ekillenmeye balayan bir erkek, bir de kz taraf vard. Normalde, erkek taraf, kz tarafn daha ilk gnden kendi evine armazd. Ama bu farkl bir durumdu; yle: Fatma Hanm'm gznde, olunun bu sakat kzla evlenme ihtimali sfrd. Olu niversite mezunuydu, akllyd, eraftand,

139/284

normal bir kzla evlenmeliydi, evlenecekti. Sonra diyelim ki evlendiler, bunun knas, dn vard, en azndan en banda bir dzen dzlecekti. (Dzen dzmek, evlilik ncesinde kz ve erkek tarafnn gelin iin giysi alveriine kmas demektir. Erkek tarafnn stlendii bu alveri, ncelikle geline hayat boyu giyemeyecei, muhtemelen yaknda modas geecek olan, onlarca, kazan, hrkann, tayyrn, dpiyesin, tuniin, gmlein, paltonun, ayakkabnn, antann, hatta i amarnn, orabn alnd, bu arada gelinin ailesindeki kadnlarn, annesinin, kz kardelerinin, ablalarnn, hatta teyzelerinin, halalarnn, yengelerinin, hatta tesi, baz cancier komu hanmlarn da ihmal edilmeyip, birer kk giysiyle gnllerinin alnd, erkek tarafna pahalya mal olan, kz tarafn ksmen gururlandran, ksmen de, "Hepsi bu mu yani?" dedirten, sonuta kimsenin tam memnun olmad bir geleneksel seremoniydi. eyiz, dzenden ayrdr; eyiz, gz nuruna, dzen dzmek ise parann nuruna dayanr.) Btn bunlar, tekerlekli sandalyeli bir gelinle nasl gerekleirdi, niin gereklesindi? Fatma Hanm'a gre, yakn bir kz arkada olmayan olu, bir mevsimlik olmak zere bu kzla arkadalk edebilirdi. yle ka-felerde buluup leme reklam olmann lemi yoktu. Bu yzden Umaylar evine armakta byk bir saknca grmedi. Olsa olsa evlerine girip karken birka komu grrd, onlara da durumu sonra aklard Fatma Hanm. Gkhan, annesinin olay bu ekilde grdnden habersizdi; Umaylar kafe yerine evlerine armasn, bir iltifat, bir yaknlk belirtisi zannetti, sevindi.

140/284

Misafirlik gzel geti. Umay'la annesini bahe kapsnn d-nda Aysel abla karlad. Aysel'in zerinde k ama sade bir kyafet, gzlerinde genleri yakndan tanyan retmenlerin derinlii vard. Aysel, nce Glsen Hanm', sonra Umay' pt. Evin kapsnda Fatma Hanm bekliyordu, o da misafirleri perek karlad. Aslnda Fatma Hanm, insanlar pmekten, onlara fazlaca dokunmaktan holanmazd. Kz misafirleri, sessiz bir cokuyla pnce, o da pmek zorunda kalmt.

Gkhanlann baheleri, evleri gzeldi. Sardunyalar, hanmelle-ri bahe duvarndan sokaa tayordu. Bahede bir hlamur aac, bir kk ladin, begonyalar, kasmpatlan, ide, hatmi, gl vard. Bahe giriinde, eski saray bahelerindeki, pirin musluklu, kur- u nah, oymal mermerden bir eme vard; fskiyeli kk havuzun yanndaki demir bahe masasnn zerine, doaya, doalla ilave dantelli bir rt serilmiti. nce bir sre salonda oturdular. Sonra Aysel, "hadi canm siz kardele yan odada oynayn" diyen bir anne tavryla, "Verandaya kmak ister misiniz ocuklar?" dedi. Bu davet, onlarn ba baa konumalarna zemin hazrlamak iindi. ktlar. Asl ziyaret imdi balamt. Verandaya karken Gkhan kendi sandalyesini srd; sandalyesi elektronikti. Umay'n klasik sandalyesini ise Aysel Abla itiyordu. Umay'n sandalyesini, uzun yllardr ilk kez annesiyle baba-s dnda birisi sryordu. Umay arkasnda, alk olmad, ta-nmlanmas zor

141/284

bir scaklk hissetti. Bu scakln ilerleyen gnlerde ona neler getireceini o an bilemezdi. Umay'n sandalyesini iterken Aysel de onun scakln hissetti. Umay ufackt, sandalyesinde bzlmt, ku kadard, kalbi bir sere telayla atyordu. Aysel, mitolojide Umay'n ne anlama geldiini bilirdi. Umay, insanlarn ve hayvanlarn koruyucusu olan efsanev bir kutu, tanrayd eski kltrde, bulutlar stnde yaard. Aysel, bir zamanlarn bu gl mitolojik kuunun bugn kldn, ufack olduunu, dertop olup nnde oturduunu dnd bir an, gklerden gelen Umay kollarndayd imdi; onu sevgiyle itti. Bir ara Aysel mutfaa gidip misafirlere ay demledi. aydanln iini hafife sngt tutmutu. Aysel sngt Uzun Vadi'de renmiti; yre halk kirece sngt diyordu; biraz aya lezzet verirdi, fazlas ise eskimi kt anlar gibi hayat/ay actrd. Sonra kurabiye, brek koydu. Eve dndklerinde Umay mutluydu; artk yakn bir arkada-, arkadatan te bir can dostu ve galiba bir sevgilisi vard. Umay uuyordu.

122

Umaylar gidince Gkhan odasna kapand, nnde yeni bir yaam balyordu. Artk, galaksiler, nebulalar, ceviz kabuunda-ki evrenler

142/284

Gkhan' ilgilendirmiyordu. Teleskopu ani bir dei-im geirmiti sanki, artk uzaklardaki yldzlar gstermiyordu, az tedeki Uma/ gsteriyordu, onu inceliyor, inceliyor, by-tyordu.

25 Barbek Barbek, eski mi yeni mi olduuna, bir tr mangal saylp saylmayacana, mutfak arac m yoksa bir bahe aksesuar m olduuna ya da faydal m zararl m olduuna kolay karar veremeyeceiniz bir dzenektir. Dedeleriniz yzlerce, binlerce yl eti ate stnde piirip kebap yaptlar. Bu geleneksel yemek, batdan gelen, ad ve grn yeni, ilevi eski bir alet iinde, bahelerde, krlarda piiriliyor imdi. Bu piirme tarz, hepimize gre eti ok lezzetli hale getiriyor da olsa, bazlarmz ate deen etin salk iin zararl olduunu sylyor. Sonuta barbeknn, eski mi, yeni mi, zararl m faydal m olduuna karar vermek gtr; tam bilemezsiniz.

143/284

Ancak bu glk, evrenizdeki tm eyalar, insanlar, kafanzdaki dnceler iin de geerli galiba. Neyin doru olduunu ezberlediinizde bilebilirsiniz ama az buuk dnmeye, ikircikle o nip irdelemeye baladnzda, neyin doru neyin yanl olduunu bilemezsiniz, rnein: Urnaylann ev ziyaretinin ertesi gn, Gkhan'n babas Ragp Bey, ehirden gnlne geldi. Fatma Hanm, her zamanki gibi ei gelmeden onun sevdii yemekleri hazrlamt, Ragp Bey'i, belirgin bir sevin gstermeden ama saygl ve ilgili bir tavrla kar-lad. O gnn akam komular Tahir Bey ile kars Hrriyet Hanm' bir barbek partisine davet ettiler. (Her eye benzeyen ama her eyden farkl bir barbek partisine.)

Tahir Bey de ticaretle urayordu, ileri iyiydi. alkan, haline kreden, drst saylabilecek (tm ticaret erbab ne kadar d-rstse, Tahir Bey de o kadarca drstt), ok okuyan, daha doru-124 su okuduunu zanneden, her konuda fikri olan, bunu da doal kabul eden, geleneksel dnceleri, her vesileyle, daha nce kullanlm, ikinci el grlerle ispatlamaya alan, bir insand. Fikir tartmalarnda, rya tabirlerine benzeyen klie grler kullanrd. rnein birisi, kedileri, kpekleri sevdiini sylese, "Efendim nce ocuklar sevmeliyiz diye itiraz eder ya da bir bakas, "insan tarih boyunca umak istemitir," dese, "Bouna gayret, Allah umamz isteseydi bizi kanatl yaratrd," derdi. Uaklar yaplmadan nce ifade edilen, hibir dinsel veya bilimsel temeli bulunma-' yan bu ifade ekli, kanad ve uma igds olmayan insan, akln kullanarak uaklar yaptnda, uzaya ktnda unutulmutu, kullanlmaz olmutu.

144/284

Ksacas Tahir Bey, ortaokul yalarnda mnazaralarda kul-lanlan birtakm grlerin, ortama ve zamana gre esnetilme-si, gelitirilmesi gerektiini dnmezdi. Ei Hrriyet Hanm ise okurum, bilirim havasnda olmayan, hibir zaman fikir tartma-sna girmeyen, hatta arada insanlarn fikir tartmas yaptklarndan bile fazlaca haberi olmayan, nianlarda, dnlerde genlerin kyafetlerini eletirme dnda hemen hibir kiisel grn beyan etmeyen, eine, ocuklarna bal, uysal, kyafetiyle, dnya gryle geleneksel bir kadnd. Tahir Bey, Hrriyet Hanm, Ragp Bey, Fatma Hanm ve Aysel barbek iin toplanmlard. Gkhan bu tr komu ziyaretlerinden holanmazd, odasna ekilmi, skayptan Umay'la konuuyordu; ablas bir tabak zgara getirdi, skayb grd, "Umay'la m konuuyorsun?" diye sordu. Gkhan bu soruya, "ok deerli bir kz, ikincilikle mezun olmu," diye cevap verdi. Aysel, kardeinin soruyla ilgisiz bu cevabn irin buldu, gz-lerinde 'seni gibi apkn edas, yznde dudak arkas bir tebes-smle,

"Tabi, tabi, deerli bir kz. Meslekleriniz de pek ilgili deil ama yine de bir eyler renebilirsin ondan. E kz ikinci olmu canm," dedi. Gkhan, 'ak olsun abla' anlamnda, kelimenin sonunu uzatarak, "Ablaa," dedi. 125

145/284

Aysel kardeiyle dalga gemiyordu aslnda, sevinliydi, sevincini kardeiyle paylamak iin aka yapyordu. Sevincinin sebebi, uzaklarda beliren, serinlik verecek yamuru mjdeleyen bir bulutu hissetmesiydi. Kardeinin, sevgili kardeinin ilk kez bir kz oluyordu ya da olacakt. Bu ikisi, bir eyler evirecekler, hadi hayrls diye geirdi aklndan. Aysel odadan kt, Gkhan Umay'la konumaya devam etti; etler souyordu; souun, yemek nemli deildi. Orada Umay vard. u an Gkhan iin hayat, yemek deil, Umay'd. Aysel aaya indiinde, annesi ile Hrriyet Hanm verandann bir kesinde, babas ile Tahir Bey de dier kesinde sohbet ediyorlard. Her iki tarafa da yakn olabilmek iin aralarna oturdu. Telaffuz etmese de, aklndan aka geirmese de, annesiyle Hrriyet Hanm'n konumas Aysel'e yavan gelirdi. Aysel annesini severdi, babasnn evlilik d ilikisinden tr annesinin zlmesi, zedelenmesi, onu yrekten yaralam, kardeine benzer bir efkati annesine de duyar olmutu. Ancak belli yaa gelmi kadnlarn, zellikle ev hanmlarnn, dne dolaa ayn eyleri konumalar, daha dorusu hibir ey konumamalar, bir sredir Aysel'i skyordu. Aysel'e gre babas ile Tahir Bey'in sohbetleri de genelde yavand; iyi para kazanan, fakat ilerini daha da bytme ihtimali olmayan, bunu dnmeyen iki ticaret erbabnn konumas skc gelirdi. Ancak her eye ramen Aysel her zaman Ragp Bey'le babasnn szlerinde her zaman eletirilecek bir eyler bulur, keyifle eletirirdi. Annesiyle Hrriyet Hanm'n konumalarnda ise eletirecek bir ey bulamazd; konumalar, eletiri bile kabul etmez bir yavanlktayd. Bu yzden

146/284

Aysel arada oturmasna ramen iki babann konumasna kulak kabartmaya balad.

_ Ragp Bey, "Dn gazetede okudum, btn bu blgede, t doruya doru dalarda, bcek, kelebek kaaklar tremi." Tahir Bey, "Bismillah, bu da nereden kt? Esrar m bu bcekler, insanlar uyutmak iin satsnlar." ''Yok mterilerini uyutmak iin deil, bizi uyutup topluyor-lar bceklerimizi." "Yaa?" "yle valla. Kelebeklerimizi, bceklerimizi toplayp, l veya diri, uzak lkelerdeki alclara satyorlarm." Tahir Bey, "Bunu niye yapyorlar, l bir bcek ne ie yarar? Bu da yeni kt, aklm sana emanet Ya Rabbim," diye ban sallad. "Yeni kmad Tahir Amca," diye sze girdi Aysel, "Hep vard; belki artt. Gelimi olan lkeler, her eyin ky-metini bilirler, her eye ihtiyalar vardr. Bir zamanlar ahinlerimizi,

147/284

atmacalarmz, imdi kelebeklerimizi, bceklerimizi alyorlar," diye devam etti. "Peki ne ie yaryor bunlar?" "Vallahi Tahir Amca, bilmiyorum ama bir ie yaryor ki bu kadar para dyorlar. Sanrm dnyaya sahip olmak isteyenler, dnyann bilgisini istiyorlar. Bir zamanlar dnyaya alan tm ingiliz sava gemilerinde bir tane de biyoloji bilen ressam buiu-nurmu. Gittikleri adalarda, bilinmedik ne kadar bitki ve hayvan varsa, resmini izerlermi." Ragp Bey, Tarih Bey'e dnp, "Gryor musun komum, insanlar nelerle urayorlar," dedi. Aysel devamla, "Birinci Dnya Sava'nda da Almanlar, Osmanl'ya yar-dma gnderecekleri tm subaylara resim dersi verirlermi. Anadolu'da, Ortadou'da grdkleri tarihi eserlerin drt cepheden resmini izip Alman Bilimler Akademisi'ne gndersinler diye. Kayzen de ie yarayanlar padiahtan hediye etmesini istermi," dedi.

Ragp Bey kzna, verdii bilgilerden gurur duyarak bakt, tevazu sergilemeye alan bir ses tonuyla, "ok ilgin," dedi. Aysel,

148/284

"ite imdi de resmini izmek yerine, bitkilerimizi, hayvanlarmz dorudan gtryorlar lkelerine. Asl kts, yasal yoldan deil, kaaklkla. Devletlerin haberi olmadan muhtemelen," diye ekledi. Tahir Bey, ok ey bilen ama hepsini hemen sylemeyen bir bilge tavryla ban sallamaya balad ve uzaklardan gelen bir iletiyi aktaryormuasna, kendinden emin bir ses tonuyla, "Eer o kaaklar, ahlkszlk ediyorlarsa, mutlaka dolanr ayaklarna. Bu dnyada adalet vardr, dil bir dnya vardr karmzda. Hibir ktlk cezasz kalmaz, hibir iyilik de mkfatsz," dedi. Kuku tamayan bu tr kesin hkmler, olumlu olumsuz cmle nyarglar Aysel'in cann skard; hafiften gz seirmeye balad, "Tahir amca," diye se girdi ve devam etti: "Bu dnyada adalet ne arar? 600 milyonun geliri, on zenginin-kine eit. Tarih boyunca yeryznn drt yannda Auschwitz'de, Sibirya'da, Kamboya'da, Kafkas'ta, Balkan'da, Afrika'da onca katliam yapanlara ne oldu? Nasl bir adalet geldi llerin kemiklerine. Otuz milyon insann katili Stalin ile says mehul cann katili Cengiz Han, iyi insanlar gibi rahat yataklarnda ldler. Adalet onlarn adresini mi bulamad tebligat iin?" Aysel, durdu, zorlukla yutkundu, fkeyle srdrd: "insan evld, ezbere bir grle bu dnyada adalet var diye avutur kendini; adaletsizlii grdnde ise gzlerinin bozuk olduunu dnr sessizce. Adalet yok yeryznde!" Tahir Bey sarsld. Ragp Bey kznn bu kndan rahatsz oldu, demin yzn kaplayan gururun yerini aknlk ifadesi ald, Aysel'e dnp,

149/284

"Kzm, Tahir Amca'nn demek istedii, eninde sonunda adalet vardr bu dnyada," dedi. Aysel:

"Babacm, Tahir Amcamn inand, bu dnyann adl bir dnya olduu gr, en byk adaletsizlie yol ayor toplum-da." Fatma ve Hrriyet hanmlar konumay kesmi kaygl gzlerle Aysel'i dinliyorlard. Fatma Hanm, "Anlamadm Aysel, niin?" diye sordu. Aysel devam etti: "Gzel annem, bir kadna tecavz etseler, toplum kadn sular nce, o bir ey yapmtr, kuyruk sallamtr diye. nsanda kuyruk olur mu? Olmaz. Maymun mu bu? Eer bir kadna tecavz etmemilerse, o iyi kadndr; eer etmilerse kt olduu iin etmilerdir. Erkekleri fonksiyonsuz deiken sayan ne basit bir aklama. Sonra bir insann bana bir felket gelse, kardan bakan birileri, yle dnr binlerce yldan beri: 'Bu dnyada adalet vardr; iyilerin bana iyi eyler gelir, ktlerin bana kt eyler. Bu insan bir felkete uramsa eer, mutlaka bir gnah ilemitir.' te dil dnya iddiasnn sonu. Sakat doan bebekler, hasta ocuklar bir gnah m ilediler? Kardeimin gnah neydi? Nice aptal insan, krlere bakp bakp, 'Ne byk gnah var ki bunlarn, ba-larna bu gelmitir' diyor. Sonra..." Ragp Bey, "Yok evldm, kimse demez yle bir ey," diye kesti szn.

150/284

Aysel srar etti: "yle bir diyorlar ki baba, bizim okuldaki baz arkadalar, retmenler bile. Ne demi dedeler, 'Kr, Allah'a nasl bakarsa, Allah da kre yle bakarm.' Vay canna, hangi kitapta yazyor, bu sz Allah'mzn? nann bana, bu tr grler, hem Allah'a iftiradr, hem insana." Ragp Bey, "Yavrum, bunlar halkn sezgisi, bilinci, biraz da lafn gelii," dedi. Aysel, "Halkn bilinci, her zaman inci deildir baba," dedi, sonra Tahir Bey'e dnp, "Doada adalet yoktur. Bir kz var Umay, o da Gkhan gibi; A'dan Z'ye bilir adaleti, hukukudur; ama doa ona dil davran?

\ mamtr. Adalet ancak zihinlerde olabilir, aslnda orada da yoktur; sakat altrmak zorunludur kurumlarda; ama sakat gremezsiniz ounda," diye srdrd. Tahir Bey babacan bir tavrla,

151/284

"Aysel kzm, byle dnmek, biraz isyankrlk m oluyor acaba?" dedi. Aysel, "Yok Tahir Amcam, isyanla ilgili yok. syankr deil, insankr oluruz byle dnnce," diye kestirip att sert bir dille. Tahir Bey: "Her eye ramen, bir adalet, bir dzen var bu lemde, hem dnyada, hem toplumda. limler, akll tasarm olduunu bulmular kinatta; bir dergide okudum geende." Aysel sinirli hareketlerle eteini ekitirerek, "imdi de bu kt, akll tasarmm; hangi biminsan bul-mu, hangi fiziki ispatlam, hangi kimyac, biyolog nerede yazm, kayna ne? lyisiyle, ktsyle, dorusuyla, yanlyla yaayan bir evrende yayoruz, her eye ramen, her eye krediyoruz. Bu yeterli. Gerisi, ispatsz hipotezler, tahmini tasvirlerdir. Akll tasarm ne gezer bu evrende? Madem, akll apartmanlar misali akll tasarm var bu lemde, mongol ocuklar niye mongol douyor, albino niye albino, benim kardeim niye byle? Kromozomlarda hesap hatas oluyor demek bazen ya da birka milim sapyor doktorun inesi." Aysel sinirliydi, alamaklyd, alamamak iin dudaklarn srmaya balad. Scak yaz gecesinde veranda buz kesmiti. Hanmellerinin kokusu yok oldu. Hrriyet Hanm, "Laf uzattn, Aysel Hanm' zdn Tahir," dedi.

152/284

Tahir Bey: "zr dilerim kzm, seni zmek istemezdim." Aysel: "Asl ben zr dilerim Tahir Amca. Kusuruma bakmayn; bazen byle oluyorum." Aysel iin btn yollar Gkhan'a kyordu. Hangi konuda olursa olsun, Gkhan'n durumunu grmezden gelen klie akKVN

lamalar, Gkhan'a sinirlendiriyordu.

yaramayan

bilimsel

aklamalar

Aysel'i

Fatma Hanm ne diyeceini bilemedi. Alamakl oldu, kendini tuttu; olu iin zgnd, kz iin zgnd, her ey iin zgnd, kznn fkeli tavr yznden misafirlerine de mahcup olmutu. Havay deitirmek istedi, "Aysel'iim bize bir kahve yapar msn?" dedi. Aysel kalkt, ieri girdi. Kahve, kk apl bir srgn cezasy-d belki; ya da en iyimseri, olay yaratan memurlarn tatile gnde-rilmesi gibi bir eydi. Alayarak kahveyi yapt. Drt fincan tepsiye yerletirirken Fatma Hanm mutfaa geldi, kznn gzyalarn eliyle sildi, sarlp pt, hafif bir sesle,

153/284

"zr dilerim kzm; kardeinin hibir eyi yok, aslan gibi," dedi. Aysel, "Estafurullah anne, zr yok, sadece zrl var. Sulu yok, yalnzca tasarm hatas var bu lemde," diye cevap verdi. Aysel verandaya kmad, kahveleri Fatma Hanm gtrd. Kahveler sessizce iildi. Bir ara Tahir Bey, "Kusura bakmayn, lafn nereye varacan hesaplamadan yle paldr kldr konutuk, Aysel Hanm' zdk," dedi. Ragp Bey, "Estafurullah komum; Aysel, Gkhan konusunda ok hassas. Biz altk saylr; ama o her konuyu kardeine balyor; sinirli hali bu yzden," diye, hem kendini hem Tahir Be/i rahatlatmak iin aklama yapt. O gece Aysel uyumadan nce uzun uzun dnd; fkeli ve kararlyd. Eer Gkhan, Umay'la flrt etmek isterse veya evlenmek, destekleyecekti. Adalet, var deyince var olmazd, oluturulmalyd. Adalet, ona inananlara deil, onu oluturacak kadar gl olanlara gelirdi. Bu dnyada, fakirler adalet ister, gelimekte olan lkeler (dobracas geri kalm lkeler) adalet ister, Avrupa Birlii'ne girmek isteyen ama alnmayan Trkiye adalet ister. Aristo demi ki:

"Yalnzca zayflar adalet ister."

154/284

Aristo'nun sznn devamn getirelim: "Yalnzca zayflar adalet ister; gllerin adaletleri yanlarndadr, istediklerine verirler, istemediklerine vermezler." 131

26 Yldrm Ak Umay ve Gkhan pazarda tantlar, bir defa Gkhanlarda grtler, skayptan konutular, etletiler, meyletiler, birbirlerine meyi ettiler, tantktan sonra Gkhanlarn evinde bir defa bulutular, anlattlar, anlatlar, k oldular ve karar verilebilecek en ksa srede, nce ayr ayr, sonra karlkl evlenmeye karar verdiler. Ortak karara ilk girien Gkhan oldu, "Benimle evlenir mi-sin?" dedi bir akam; ardndan, beklemeden, bekletmeden, adet olduu zere birtakm nazlar yapmadan, bir dneyim demeden Umay, "Olur," dedi. Aklar tam anlamyla bir yldrm akyd. Evlilik kararlan da. Baz aklara yldrm ak denir. Ksa srede, bir anda bir kvl-cmlanma olduu iin belki. Ya da bu tr bir ak, klar yldrm arpma evirdii, yrekleri yakp kavurduu iin bu isim verilir. Akl banda yetikinler, anababalar, ak ciddye almazlar, yldrm akn hi ciddye almazlar. (k olan genler ise, ak dndaki eyleri, zellikle anababalarn ciddye almazlar.) Yldrm ak, havadan geldi, bir anda ortaya kt sanlr. Ama aslnda hibir ak bir anda ortaya kmaz; ncesi vardr, yaamdaki nceliklere dayanr.

155/284

Umay ile Gkhan'n ak belki bir gnde balad; ama ncesi vard, her ikisi de k olmaya hazrd. Yllardr birer arkada, dost, dncelerini paylaabilecekleri, cinselliklerini paylaabilecekleri birer sevgili aryorlard.

nsanlar kalplar iinde dnrler. zgrlkleri, modernlikleri gstermeliktir genelde. En zgr gzkenlerin bile birer izgili defter vardr zihinlerinde. Dzgn dnp yazsnlar diye. ite bu yzden, her eyi bildiklerini dnen yetikinlerin akl- 133 larndan bile, zrl genlerin dnyasnda da birtakm cinsel is-teklerin bulunabilecei fikri gemez. Cinselliin sadece gezip to-zanlara zg olduunu varsayar bazlar. Umay ile Gkhan, aka, evlilie hazrdlar. Ama aileleri on-larn evliliine hazr myd? Etrafa duyurup tellendirmedikleri sre, k olmalar, birbirlerini uzaktan sevmeleri kabul edilebi-lirdi belki. Ancak sra evlilie gelince anababalar ne dneceklerdi? Genelde anababalara gre, yldrm ak arpar, kara sevda ise genlerin dnyasn karartr. Bu konuda Fatma Hanm ile Ragp Bey'in, Glsen Hanm ile Rasim Bey'in tutumlar yaknda belli olacakt. Belki olumlu, belki olumsuz. Muhtemelen, daha dorusu istenen, byklerin kararlar olumlu olacakt. Evlenmeye karar verdiklerini ilk nce Umay syledi annesine. Sylemez olayd. Glsen Hanm, bir konuda kt bir haber alacan sezinle-mi, ancak bu haberin gelmeyecei konusunda kendini inandrm insanlarn, boa kan kehanetleri karsndaki hayl krkl-yla, gzlerini

156/284

uzaktaki, bakt ama grmedii bir noktaya dikip bir sre durdu. Bir yandan tevekkl iindeydi yz, bir yandan da, az sonra patlamaya hazr zihninden geen cmleleri sansrle-meye alan bir abayla dudaklarn hafife bzmt. insanlar, kzgnlk anlarnda, akllarndan geenleri deta yutmak, dillerini tutmak iin dudaklarn bzerler ve ilerindeki frtna aa kmadan nce, kzdklar kiiyi daha az grebilmek iin gzlerini ksarlar. Glsen Hanm'm dudaklarndaki ve gzlerindeki bu ifade, Umay'n ahit olduu kavgalarnda, annesinin babasna kar parlama ncesi taknd tandk bir ifadeydi. Glsen Hanm, az sonra kalarn hafife kaldrarak, gzlerini uzaktaki noktadan ayrp Umay'a evirdi. Yznde, ne syleyecei tahmin edilemez bir ifade vard. Umay zaten ufakt, ufackt,

sandalyesinde iyice bzld, minnack kald. Gzlerini kocaman ap annesine bakmaya balad. Glsen Hanm nihayet, "Sen bilirsin hayatm, bir dnelim," dedi. Umay bu szn de ne anlama geldiini bilirdi. Bir i Glsen Hanm'n aklna yatmazsa, "Bir dnelim," derdi, daha sonra da bu cmlenin ardndan olumsuz bir cevap gelirdi. Eer bir konuya akl yatmsa fazla dnmeden olumlu cevap verirdi. (Bir dnelim tavr, Glsen Hanm'n mdrlk yllarndan kalan bir alkanlyd. O yllarda ald hizmet-ii eitimlerde, iyi bir yneticinin hayr demeden nce, "Bir dnelim," diyerek demokratik bir hava yaratmas gerektii anlatlmt. Sz konusu bu demokratik hava, yzeysel de olsa, sonuta mdrden gelecek "hayr" deitirmese de, yine de memurlara iyi gelirdi. Aslnda otorite, hizmet-ii eitimlerin

157/284

bulunmad alarda da dndn vurgulard. rnein hkimler, yzyllar boyunca evrensel hukukun rutin diliyle, kararlarn aklamadan nce, "Gerei dnld," demilerdir.) "Bir dnelim." Umay imdilik bu cmleyle yetinmek zorundayd. Olay d-nrken annesinin sralayabilecei olas olumsuz dncelere kar, Umay da birtakm savunucu grler gelitirecekti. Umay, ncelikle elinde birtakm salam veriler bulunmas gerektiini hissediyordu. Bu verileri Gkhan'la birlikte devireceklerdi. Glsen Hanm'n olaya olumsuz bakt ortadayd. Umay, dnme srecinde, annesinin babasn da kendi yanna ekeceinden emindi. Sonuta ikiye bir olacaklard. Grnd kadaryla Umay aznlktayd. Ancak Umay'in grnmeyen iki mttefiki vard. Bunlardan birisi iindeki akt, dieri ise Gkhan. Evlilikle ilgili bu, aysberge benzeyen, st kk alt byk ilk konumay izleyen saatlerde, Umay'in iini derin bir hzn kaplamaya balad. Dnyann herhangi bir yerinde, bir gen kz annesine, ben evlenmek istiyorum dediinde, annesi sevinirdi; en azndan "Haydi hayrls," derdi. Babalar ilk duyuta bir ey demezlerdi genelde ama en azndan anneler sevinirdi. Umay bundan emindi. Anneler sevinirdi.

Anneler sevinirdi. Oysa Glsen Hanm sevinmemiti. "Durup dururken bama i aacaksn," dncesinin glgeledii bir yzle, skntl bir sesle, "Bir dnelim," demiti. Baz eyleri dnmek, zihinlere ar gelir. Aslnda kaygl bir yzle, "Bir dnelim," derken annesi, sessiz bir sesle "Siz sakatsnz evlenemezsiniz," demek istemiti. (En azndan Umay byle alglamt.)

158/284

Umay kendini yalnz hissetti. Annesi sevinmemiti. Eitimli olmalar, mesleklerinin olmas, grgl, kltrl ol-malar, birbirlerini semi olmalar, hemen her konuda salkl dnyor olmalar nemli deildi. Onlar sakatt, sandalyeliydi, evlenemezlerdi. Niin? reneceklerdi. Umay, annesinin bu konuda niin isteksiz olduunu tam olarak bilemiyordu. Tahmini, sal iin endie ettiiydi.

Erkek Taraf . Umay, evlilik konusunda annesiyle aralarnda geen ilk ko-numay Gkhan'a sylemedi. Annesinin tepkisini anlatmak ac vericiydi. Gkhan konuup konumadn sorduunda, daha sylemedim dedi. Gkhan da bu konuyu ailesine amt; ancak o da henz konumadk dedi. Birbirlerine yalan sylemilerdi, ilikilerinin balangcnda, daha ilk gnlerde, birbirlerine yalan sylemek, her ikisine de kt geldi. Yalan sylemelerinin sebebi, grmezlikten geldikleri, telaffuz etmek istemedikleri, yaamlarnn belkemii olan (ksmen belke-miklerinden kaynaklanan) bir gerei konumak yerine, biraz daha teleme isteiydi.

159/284

Bize ait baz gerekler bize ar geldiinde, bize ait olmayan yalanlara snrz genelde. Saanak arlatnda, bir yalana snmak, doru olmasa bile, dorudan slanmaktan korur bizi. Baz gerekleri kabul etseniz, kanksasanz bile, bunlar olur olmaz yerde kullanmak, olumsuz duygular verir size. Gkhan ve Umay, biz sakat olduumuz halde evlenmeye kalktk, yanlm, bunun olmazln anamz, babamz hatrlatt bize mi diyeceklerdi birbirlerine. Umay'n annesiyle konumasn izleyen saatlerde, onlardan habersiz, Gkhan da Umay'la evlenmek istediklerini syledi ablasna. kisi verandada yalnzd, Gkhan birdenbire, beklenmedik

bir cesarede, "Biz Umay'la evlenmek istiyoruz abla," dedi. Ablas bunu duyar duymaz, sevindi, "Sizi gidi keratalar sizi, ne iler evirmisiniz yle," dedi. Aysel, daha ilk cmlesinde, "siz," demiti; Gkhan ile Umay' 137 bir btn gryordu, onlarn 'biz' oluunu, birlikteliklerini im-diden onaylyordu. Gkhan bunu fark etti, sevindi. ilk cmlesinin hemen ardndan Aysel, "Haydi hayrls; ne yaparz, nasl yaparz bir dnelim," diye ekledi. Aysel'in dnelim'i, Glsen Hanm'n dnelim'inden farklyd. Aysel, evlilik iinin nasl gerekleeceini, neler yapacamz aratralm demek istemiti. Kardeinin Umay'la evlilii konu-sunda Aysel'in tavr, daha ilk andan olumluydu. phesiz ki annesiyle babas da onlara katlacaklard. Ancak Aysel bir saat kadar sonra bu gzel haberi anne babasna sylediinde, buz gibi bir hava esti evde. Fatma Hanm'a ve Ragp

160/284

Bey'e gre, Gkhan'n evlenmesi, hele hele kendine benzeyen bir kzla evlenmesi imknszd, olanakszd, olamazd. Fatma Hanm, Gkhan'n evlenmesine kar deildi; elbette evlenebilirdi; ancak bu evlilik zrl olmayan bir kzla olmalyd. Seyrek de olsa zrl genlerle zrl olmayanlarn evlendiklerini gryordu; ayn durum Gkhan iin niin olmasnd? Aslnda Fatma Hanm, olunun zrl bir kzla evlenmesini zrnn vurgulanmas olarak gryordu; onuruna yediremiyor-du. Bir de aka dile getirmese de Fatma Hanm, zihninin derinlerinde bir yerlerde, iki zrl gencin evlenmesini zarif bulmamt; cmle lem ne derdi? Kocas Ragp Bey ise bu konuda balangta belirgin bir fikre sahip deildi, olunun da bir gn evlenmek isteyebilecei dncesini, ertelemiti, bastrmt. imdi ei, kararl bir ekilde bu evlilie kar knca, ona da uygun deilmi gibi geldi. Ve Fatma Hanm'dan bamsz, Ragp Bey'in de iinde bir yerlerde, iki zrl gencin evlenmesinin, allmam, tatsz bir durum olduu duygusu vard. (Kendisi bir zamanlar eini aldatmt; bu olabilirdi, ok da aman aman tatsz bir durum deildi; ama iki sakat gencin evlilii, nedense tatsz bir durumdu.) Aysel, anne babasnn sergiledii, bu beklenmedik olumsuz

tavr karsnda ard, byle bir tepkiye hazrlkl deildi, fazlaca tartmad, yanlarndan yznn rengi deimi, gzleri, atei varm gibi akmak akmak kt. Nasl gzktnn farkmday-138 di, kardeinin yanna gitmeden sakinlemek iin lavaboya girdi ama sinirden lavaboya niin geldiini unutup hzla aaya indi.

161/284

Verandada oturmu ablasndan haber bekleyen Gkhan ablasnn yzn grnce bir anlam veremedi, "Ne dediler?" abla diye sordu. Aysel, "iyi iyi, bakalm dediler," diye geitirdi. Gkhan ablasn tanrd, olumsuz bir hava olduunu anlad, hayl krklna urad; ablasn zmemek iin stelemedi. Bu ne demekti? Bunu imdilik kimse bilemezdi. Neyi istemiyorlard, niin istemiyorlard? Mstakbel gelinlerini mi beenmemilerdi? Anne babasnn olumsuz tavr Aysel'i iki kere krd. Birincisi, kardeinin bu ok nemli isteini, dnmeden, iin mmknne, imknszna bakmadan pein bir hkmle reddedivermiler-di. kincisi, bu olay, Aysel'in kendine ait, bastrmaya alt derinlerdeki bir fkesini harekete geirmiti. Ragp Bey, eini bir defa ayan beyan bir ekilde, deta ftursuzca aldatmt. Olay kapanmt, tekrarlamamt; ancak Aysel, bu olay ncesinde de babasnn birtakm benzeri davranlar, krk krtk apknlklar olduunu sezinlerdi. Bu durum ona ok ac verirdi. Annesinin yannda, annesi gibi kendisini de hakarete uram hissederdi. Daha da nemlisi Aysel, bugne kadar evlenmemesinin sebebi olarak babasnn bu eski apknlklarn gryordu. Dnyada byle bir eyi yapmamas gereken kiilerin banda babas geliyordu; ama o yapmt; o halde herkes yapabilirdi. Babasndan yola kp tm erkekleri gvenilmez alglyordu. Gzel bir gen hanmd, zarifti, kltrlyd, pek ok erkein kadnlarda arayaca zellikleri kendisinde toplamt; ama olmuyordu, olmamt. Sze deer bir erkek arkada bile olmamt.

162/284

Aysel, erkeklere kar ekingendi, onlar kendinden uzaklatran bir tavr vard. Farknda olduu ama deitiremedii bu tavrnn babasna duyduu gvensizlikten kaynaklandna inanm-

ti; korkularn tm erkeklere genelliyordu. Kendisine ait bu psi-kanalitik yorum, babasna ait fkesini artryordu. Ancak iki yl nce bir psikologa gittiinde, psikolog, nazik bir slpla, bu trden analitik yorumlara, romanlarda, filmlerde rastlandn, gerek yaamdaki davranlarmzn daha karma-k nedenlere dayandn, anababalarmzn davranlaryla kendi davranlarmz arasnda bylesine tek basamakl ilikiler kuramayacamz sylemiti. Psikologun bu aklamasn Aysel, ciddye alm, edeb eserleri, alageldiinden daha farkl gzle yorumlamaya balamt; ancak zel yaamnda, ne babasna olan fkesi azalmt, ne de bir sevgilisi, ei, bir bebei olmad iin zlmeyi brakmt. (Psikologun dedii gibi, nedenler ve sonular karmakt.) Aysel biraz sakinletikten sonra Gkhan'a; "Dolaalm m?" dedi. Abla karde rmak boyunca yrye ktlar; Gkhan arabasn kendisi kullanyordu. Tatl bir scak vard; hava, tr, ide, begonya, sulanm toprak ve yeni biilmi im kokuyordu. Duymadlar. Irmak boyunca st ve kavak aalan vard; grmediler. ikisi de zgnd. Anne babalarnn olumsuz tavrn Gkhan'a aka sylememiti Aysel; ama olup biteni anladnn farkndayd, iki karde birbirlerini anlyorlard. Gkhan, krlmt, mahcup olmutu, kendini, arszlk edip, istememesi gereken bir eyi istedii iin azarlanm bir ocuk gibi hissediyordu. stelik bu konuda ablasn arac edip zd iin stne stlk zlmt.

163/284

Aysel sessizce, otuz ksur yllk hayatnn muhasebesini yapyordu; yaam ekstresini inceleyip memnun kalmam bir mteri honutsuzluu vard yznde. iki karde yry srasnda Umay'dan, anne babalarnn tepkisinden sz etmediler, birbirlerini kollayan, birbirlerini ve kendilerini incitmeyecek, havadan sudan konulardan sz ettiler. Aysel bir ara yeni smarladn teleskopun ne zaman geleceini sordu Gkhan'a. Gkhan, ufak ufak para kazanmaya balamt; teleskop yapan bir firmaya danmanlk yapyordu. Eve dndler. O gezide Aysel, uzun sredir dnd ama cesaret edemedii bir konuda karar verdi: Ayr eve kmak isti-

yordu. Eer gelirse kardeiyle birlikte, gelmezse tek basma ayr eve kacakt. Baba oca scakt, gerekten scakt ama artk havas boucu gelmeye balamt. Daha nce ayr eve kmay dnm ama kardeini geride brakmay gze alamamt. Fakat artk baba oca giderek kaynama noktasna ulayordu. Anne babasnn olumsuz tavrn Gkhan da Umay'a hemen sylemedi, geciktirdi. Yutkunmas, yutmas, hazmetmesi gerekiyordu.

164/284

2o Hazrlk Gkhan'la Umay bir sre anne babalarnn olumsuz tavrlarn yokmu farz edip konumay srdrdler. Evliliklerinin olup olamayacan, internet banda, bazen ayr ayr, bazen birlikte, cidd olarak aratrdlar, tarttlar. Benzeri sorunlara sahip evli zrller buldular, onlarn deneyimlerini, nerilerini renmeye altlar. Bu konuda alan hekimler buldular, dantlar. Hemen hepsi, saygyla, sevecenlikle sorularna cevap verdiler, onlar yreklendirdiler. Zaman azd, zamanlar hzla akyordu. Her geen saat, bir-birlerine olan aklarn artrd, evlenmelerinin olabilirliine olan inanlarn glendirdi. Neden elmasnd, olabilirdi, olmalyd. Dnyadaki btn saatler, ayn yne, ayn hzla dner. Saatler mekaniktir, sahipleri nasl ayarlasa yledir. nsanlar birbirlerini de saat yerine koyar, ayarlamaya alrlar. Hele ki anababalar ocuklarn istedikleri gibi ayarlayabiie-ceklerine emindirler. Oysa genlerin saatleri, anababalann saatlerinden farkldr; bazen ynleri, bazen hzlar farkldr, koturup gider kimisi, ounun dnyadaki dilimi farkldr, ya ileri ya geri. Belki de bu yzden, 'kuak fark' yerine 'saat fark' demeli. Her iki anababa da, ocuklarnn evlenmek istediklerini ilk duyduklarnda, bu gibi oldular, olaya souk gzlerle baktlar. ocuklar bile

165/284

olsa iki sakat gencin evlilii, tehlikeliydi, zordu, tuhaft, nasl olurdu, olmamalyd, olamazd. Olsa bile herkes ne derdi.

Bu drt kiinin gerekeleri farkl farklyd ama ulatklar sonu aynyd. Bu ocuklar, kendilerini ve ailelerini zorluyorlard, zorlayacaklard. 142 Yalnzca Aysel abla farkl dnyordu; bu evlilik, zor da ol-sa olabilirdi, olmalyd. Aslnda Aysel de, bu evliliin olabilirlii, srdrebilirlii ko-nusunda derinlerde bir kayg, rtmeye alt bir ac hissedi-yordu. Ancak kardeine olan katksz ve karlksz sevgisinden, bir de kendisinin de henz evlenmemi olmasndan kaynaklanan kayglarndan tr, bu evlilik konusundaki olumsuz dncelerini, duygularn bastrd, basklad. Aysel, otuz drt yanda, cidd, olgun, yerine gre canl, neeli bir hanmefendi, yere ve yaama salam basan bir insand. Dardan bakanlar, bu gl kadnn evlenmek istediini, hem de ok istediini, evlenmedim diye dertlenebileceini, bu yzden hayatnn byk blmn kaplayan bir hzn yaadn bilemezlerdi. Ama yleydi. Son yllarda, evlenmeden geen her yln otuz bir aralk ak-amnda, kimselere syleyemedii bir dnce geerdi aklndan; "Bu yl da olmad; inallah bu yl." Byle olduu iin olsa gerek Aysel, bu iki gencin duygularn herkesten iyi anlyordu, onlarla empati kurabiliyordu. Anababalar iin durum farklyd. Onlar, genliklerinde-ki hayllerini, hayl krklklarn, ya evlenemezsem kayglarn unutmulard; eritikleri anababalk makam, karamsard, ciddiyet istiyordu, sorumluluk gerektiriyordu; bir zamanlar kendi yreklerini hoplatan duygular

166/284

da, imdi ocuklarnn ayaklarn yerden kesen duygular da nemsizdi; yaamn gerekleri karsnda duygular, zellikle genlerin gzlerini karartan trden kara sevdalar grmezden gelinmeliydi. Aka telffuz etmeseler de, sandalyeye baml olan, ayaklar yere demeyen bu iki gencin evlenme istei, gereki olmayan, tehlikeli sonular dourabilecek, ailelere maddi ve duygusal sorunlar yaratacak bir istekti. Engellenmesi gerekliydi, engelleyeceklerdi. Evlilikleri iin bilgi toplamaya alrken Umay da Gkhan da

o bir sre sonra rahatladlar. Bedensel zrleri, zrlerinin dzeyleri evlenebileceklerini gsteriyordu. Nitekim gemite benzeri durumda olup bunu baarmlar oktu. Yine olabilirdi. Her eyin yolunda gidecei konusunda yzde yz garanti yok- 143 tu. Olmayabilirdi, uzun sre birlikte yaadklarnda zorlanabilirlerdi, mutlu olmayabilirlerdi; evlendiklerinde fiziksel bir kaza geirme ihtimalleri yksekti. Evlendiklerinde, en iyi ihtimalle, yzde elli mutlu olacaklar-d. Yzde elli ihtimalle piman olacaklard. Garanti yoktu. Ancak her eye ramen denemek istiyorlard. Gkhan bir ara internette Vu.: y'a, "Yzde yz garanti olmad anlalyor bizimkine benzeyen trde evliliklerde; ama dier evlilikler yzde yz garantili mi?" dedi. Gkhan'a gre bu dnyada hibir eyin yzde yz garantisi yoktu. Evrenin, zellikle dnyadaki yaamn ortaya k, ok kk, hatta ihmal edilebilir dzeydeki olaslklarn gereklemesiyle mmkn olmam myd?

167/284

Sonra bir akam, yaklak ayn anda karar verip ikisi de anne babalarnn evliliklerine kar ktn sylediler birbirlerine. Bunu izleyen saatlerde, her ikisi de kendi anne babalarnn davranlarna kzdlar, ancak birbirlerinin anne babalan hakknda olumsuz bir ey sylemediler. Bu davranlar, bir miktar nezaketlerinden, bir miktar da, her eye ramen eer bir gn evlenirlerse, mstakbel kaynvalidelerine ve kaynpederlerine imdiden duygusal bir sava amak istememelerinden kaynaklanyordu.

29 Kz Taraf Gkhan, evlilikleri konusunda anne babasnn olumsuz tavrn, ablas kanalyla, dolayl bir ekilde anlamt. Umay ise, annesinin ilk olumsuz tavr dnda bir bilgi edinmemiti, zellikle babasnn ne dndn bilmiyordu. Kznn evlilik kararn ilk duyduunda, zlen, bozulan, f-kelenen ama olumsuz bir ey sylemeyen Glsen Hanm, "Bir d-nelim," demekle yetinmiti. "Bir dnelim"leri genelde olumsuz cevaplar getiren Glsen Hanm, izleyen zaman iinde baka bir ey sylemedi. Umay olay ikinci kez atnda, vadinin scak bir leden sonrasnda anne kz salonda oturuyorlard, Rasim Bey st kat-ta uyuyordu. (leden sonra uykular vadideki pazarclarn alageldikleri bir yaz lksyd. Vadinin yerlileri ise uyumaz-lard.) Evlilik konusunun bu ikinci kez gndeme geliinde, ilk sefe-re oranla, daha sakin, daha anlayl, paniini zerinden atm bir yz ifadesiyle Glsen Hanm, "Hayatm," diye sze balad. Umay yine ilk konumadaki gibi, sandalyesinde bzlm, ufal-m, gzlerini am, disiplin kurulunun hakknda verecei karar merakla bekleyen bir

168/284

yaramaz renci gibi, annesinin, baretmeninin szlerini dinlemeye hazrlanyordu. Glsen Hanm, i "Evlenmeni elbette ki biz de isteriz. Baban da ben de seni ok seviyoruz. Senin mutluluun bizim iin dnyadaki en nemli ey.

Baban iin nemli, benim iin daha da nemli; galiba hayatmdaki tek nemli ey," dedi. Son cmleyi sylerken Glsen Hanm'n sesi titredi, gzleri yaard. Umay annesinden byle bir tepki beklemiyordu; ilk konumadaki tavrna bakp, ikincide azarlayacan, sinirleneceini tahmin etmiti. Glsen Hanm'n bu tavr, Umay' artt, afallatt, kendini savunmak iin hazrlad cmleler bir anda uup gitti aklndan. Glsen Hanm devam etti: "Hayatm, evlenmeni, mutlu olman elbette isteriz; ama sanrm bunun olmas ok zor, imknsza yakn zor. Arkadalk edin, arkadan olmasn isteriz. Gidin, gelin, gidip gelelim; ama ailesiyle bu konulan konumayalm, kz isteme olmasn. ocuklarnn evlenme isteine hayr demek, hele hele kltrl, niversite mezunu ocuklarnn, ayn durumdaki bir genle evlenmesine hayr demek, bir anababann dnyada isteyebilecei en son ey olsa gerek." Umay ikna olmamt ama annesinden zr diledi. Annesi, "Asl ben dilerim," dedi.

169/284

Glsen Hanm kznn sakat kalmasndan kendisini sulad iin zr diliyordu. Hekimler defalarca aksini sylemilerdi, Umay'n durumunda ailenin, hatas, ge kalm olmas sz konusu deildi. Ama Glsen Hanm yllarca bu aklamalar, hekimlerin nezaketine balam, zlmesinler diye sylediklerine inanmt. O hep kendini suluyordu. KVIlO

30 Btn Kelebekler ktr (Yeni Bir Sevgili mi?) Alaimisema, utu, utu, utu... O da evlenmek istiyordu. Kendisini aramayan bir erkein peinden komak, uuk-kak bir eydi belki. Ama ak, mantk dinlemeyen, kendisinden ba-ka hibir eye ihtiyac olmayan, galiba en nemlisi, bir 'kendinde ey'dir yeryznde. (Filozof, "Kendinde ey," diyerek aslnda, istemeden ak tarif etmiti belki de. "Kendinde ey"le kastedilen, yaantlarmzn tesinde olduu iin hakknda bilgi sahibi olamayacamz ey demekti. Gerek mi, Kant, kant getirmedi. Ak da galiba kendinde eylerden birisiydi.) Ak, bir kendinde eydir. Kendine aittir, kendi kendinedir. Kendinden bakasna hesap vermesi gerekmemektedir. Ne olduu da pek fazla bilinmemektedir. Tarlalarn gerisindeki aalara doru uun bir erkek kelebek Alaimisema'y grd bir an. Beendi. Bu dii kelebek ok gzeldi; kanatlarna gkyz inmiti. lk kez grd bu diiye doru hzla umaya balad.

170/284

Erkek kelebek genti, glyd, yakklyd; kanatlarnda-ki mandala, merkezinden kenarlarna izgilerin uzand bir gz ekliyle, yaamda dengenin nemini anlatyordu sessizce; ztlklar badatrmann huzur getireceini anlatyordu evreye. Gze benzedii iin kular da korkuturdu ayrca. Erkek kelebek ide aalarnn arasndan uup Alaimisema'y3

yaklat, "Gnaydn gzel kadn, benim adm Bahan," diye seslendi. Alaimisema, dnp sesin geldii tarafa bakt. Az tede, gl kanatlaryla gzel, etkileyici bir erkek kelebek duruyordu. "iyi gnler, benim adm da Alaimisema," diye karlk verdi. Bahan, "Alaimisema ne demek?" diye sordu. Alaimisema, "Alaimisema, gkkua demekmi. Gkkua-ndaki btn renkler kanatlarma indii iin annem de bana bu ad vermi," dedi. Bahan, kanatlarn apkn bir ihtirasla rparak, "Sen ok gzel bir kelebeksin Alaimisema, benim sevgilim yok, sevgilim olur musun?" diye dorudan doruya, dosdoru sordu. Kelebekler, srekli pr pr eden kanatlaryla, yrekleriyle, srekli k olurlard birbirlerine. Ancak bu yakkl erkek kelebek, yle her diiyi beenmediinden olsa gerek, bugne dek sevgili edinmemiti. Galiba imdi tam vaktiydi. 147

171/284

Alaimisema, bir an, bu erkek kelebein szlerinin, sevinilme-si gereken bir iltifat m, yoksa kzlmas gereken bir saygszlk m olduunu tartt aklndan. Diyelim ki iltifatt, gnl alcyd ama olmazd, imknszd. "zr dilerim, benim sevgilim var, belki duymusunuzdur, Kerman Bey; grev icab uzaklara gitti. Onu aryorum," dedi. Bahan, Kerman'n adn duymutu. Kelebeklerin kahraman olan bu nl kelebein sevgilisine, bilmeden de olsa kur yapt iin rahatszlk duydu. "Asl ben sizden ben sizden zr dilerim. Kerman Bey'in sevgilisi olduunuzu bilmiyordum. Ben yle zaten lafn gelii syledim," dedi. Alaimisema, bu gsterili ve kibar erkekle birlikte olsa, yal-nzl sona ererdi, yepyeni bir renk ve anlam gelirdi hayatna. Ama Alaimisema'nn Kerman'a verdii bir sz vard, belki de daha nemlisi kendine verdii bir sz vard ortada. Verilmi btn szler kutsald. Kerman hatrlasn veya hatrlamasn, Alaimisema'nn ona verdii sz kutsald. Kerman bilsin veya bilmesin, Kerman ona aitti,

o da Kerman'a. O'nu arayacakt hayat boyunca. Aramakla geen bir mr belki de verilen szlerden bile daha kutsald. stelik verilmi szler, hatta ak bir yana, Kerman'n arkasndaki kadnd Alaimisema, tm kelebekleri kurtarma mcadelesinde, liderin arkasndaki kadn olacakt. Hem insanlar dnyasnda, hem kelebekler

172/284

dnyasnda, her baarl erkein arkasnda bir kadn bulunurdu. Kerman'n arkasndaki kadn Alaimisema olacakt. Cidd bir hata yaptn dnen Bahan, oradan, konunun etrafndan uzaklaanyordu, "Dilerseniz gideceiniz yere kadar size elik edebilirim," dedi. "ok teekkr ederim, zahmet etmeyin," diye karlk verdi Alaimisema ve ekledi: "Eer Kerman' grrseniz, ona onu sevdiimi ve aradm syleyin. Bir de ltfen kendine dikkat etsin." Bunu sylediinde Alaimisema, imdiden, liderin, erkein arkasndaki kadn olarak, ona ve topluma kar grevini yapmaya baladn hissetti. Erkeklerinin arkasndaki kadnlar, onlarn yannda olsunlar veya olmasnlar, srekli onlar dnrler. (Hayatta her baarl erkein arkasnda bir kadn bulunduunu Alaimisema renmiti, retmilerdi. Ancak bu dnceyi sorgulamamt ve baarl kadnlarn arkalarnda da birer erkek bulunabileceini kimse ona sylememiti. Belki de erkekler arkada durmak istemiyorlard. Olas ki bu yzden, baarl erkeklerin arkasnda kadnlar dururdu; kimi baarl kadnlar ise nde, gl ama yalnzd. Erkek, liderdi; arkada durmazd.) Alaimisema bir an Bahan'n kalbini krp krmadn dnd; sonra, acelesi olan insanlarn ayrntlar umursamaz tavryla, kanatlarn kaldrd, bayla hafif bir selm verip umaya balad. Liderinin, erkeinin arkasndan gidiyordu. Bahan kanatlarm hafife rparak, "Uurlar olsun," diye seslendi arkasndan. Kerman ve bu dii kelebek btn kelebekleri kurtaracaklard. "Keke bu konuda bana da bir grev dseydi," diye dnd. Belki de, kimse bilmese de, kk apta katks olmutu btn

173/284

kelebeklere, liderin sevgilisine saygl davranmt, bencillik edip onu engellememiti. ?

Alaimisema, vadinin aalarla kapl bat blgesine doru uu yordu ki birden uzakta otlar arasnda Kerman' grd. Kanatlan rzgra kara kara, byk bir tella utu o tarafa. Kerman san d ey birka renkli iekti. 149

Umaya devam etti, hayl krklna uramt. Yine ala-makl oldu. O l rzgrlarna benzeyen kavurgan dnce, yine akln kasp kavurdu bir sre, "Ya onu bulamazsam," diye. Ama bulacakt. Irman batdaki kollarndan birisine doru uarken bu sefer uzaktaki bir kelebei Kerman'a benzetti. Acaba o mu diye bakarken, iinden yine o dnce geti, "Hayr bu defa yanlmyorum, bu gerekten Kerman." ok heyecanland, yer gk birbirine kart. Yaklat, o deildi. Kanc defadr byle oluyordu. Alaimisema son zamanlarda baka kelebekleri, iekleri Kerman sanmaya balamt. Her ey Kerman'a benziyordu. Bu sans giderek artacakt. Susad, su iti; ackt, bir iee konup karnn doyurdu. Gn, zaman, mr azalyordu. Umaya devam etti. Bir ara bir aacn altnda bir kedi grd aniden; korktu, kediler tehlikeliydi. Ummadk biimde zplayveriyorlard aniden.

174/284

Ykselip tekrar bakt, tuhaf bir kediydi bu. Arka ayaklan zerine oturmu, n ayaklarnn arasna sktrd bir eyi hzl hzl yiyordu. Bu garip hayvann, gsterili, vcuduna eit byklkte, yukar doru kvrlm bir kuyruu vard. Yemeini bitirince ban kaldrp Alaimisema'ya bakt, "yi gnler, ben bir sincap'm," dedi. Alaimisema da onu rnek alp, "Ben de bir kelebeim," diye karlk verdi. Anlalan bu sincap, ne olduunu bilen, kendini bilen bir hayvand; adndan nce sincap olduunu sylemiti. Nice insan bunu yapmazd, yeni tant birine, "Ben insanm," diye tantmaz-d kendini, insan olduunun herkes tarafndan bilindiini zannederdi, kendisini bu ekilde tantmasnn gereksiz bir ey olduunu dnrd. nsan, unvanlarnn, isimlerinin, isim takt grlerinin ar-kasnda kaybolmu bir varlktr. "Ben doktor, avukat filanca, ben

kont falanca," der bazlar; ya da kralc, sosyalist veya liberal olduunu syler kimileri. Aslnda hepsi insandr, herkes insandr ama insan olduunu sylemeyi unutur ou; bu yzden de insana yakmayacak ekilde davranabilir, davranr. Nice insann unvan ve savunduu, bazen de klesi olduu grler insanlnn nne geer. Unvanlar, grleri, grnleri altnda ezilmeye balayan insan, a eker, ac ektirir. Sincabn unvan yoktu, savunduu bir gr de. O yzden, "Ben sincabm," demiti yalnzca. Sincap, sincapt, kendinde eydi, kendine yeterdi; birok ey gibi, grseniz de anlayamazdnz onu. Alaimisema sincaba, "ok tellsnz, hzl hzl yediniz eli-nizdeki eyi; bir yere mi yetieceksiniz?" diye sordu.

175/284

Sincap, "Yoo, acelem yok, birisi elimden kapmasn diye hzl yiyo-rum," dedi. imdi sincabn bu yzden hzl yedii kimin aklna gelirdi?

3i Uluslararas Kelebek Kaaklar Uzun Vadi'yi ve evresinde yzlerce kilometre boyunca uzanan corafyay, ekirgeler, haereler misali, onlarca, yzlerce bcek-kelebek avcs sarmt o yaz. Byk bir etenin ortalkta grlmeyen patronlar, kk paralar karlnda anlatklar kiilere, lkelerin bitki ve hayvan zenginliini toplatyor, yasal olmayan yollarla kendi lkelerine tayorlard. Asya'nn kelebekleri, bcekleri, kular, Afrika'nn maymunlar, kaakln bir parasyd. Dar meknlarda, st ste tanan maymunlarn ou, bir zamanlar gemiyle balk istifi tanan zenci kleler gibi, yolculuk srasnda lr, hayatta kalanlar ise, ait olmadklar bir corafyada zorlu bir yaam beklerdi. Her eye ramen bu i krlyd. Krl ama ahlk d. lkelerindeki bitkileri, hayvanlar kk paralar karln-da toplayp, uzaklara karlmasna vesile olanlar, ne yaptklarna bakmazlar, yalnzca aldklar paraya bakarlar. Kulaktan kulaa birbirlerine, "iyi para veriyorlar," derler. Ancak iyi para, temiz para demek deildir.

176/284

Necati, Uzun Vadi'nin yerlilerindendi. Yaknda askere gidecekti. Paras yoktu, ii yoktu. Askerlik ncesi para biriktirmek istiyordu. Uluslararas kelebek kaaklarnn lke iindeki bir taeronu Necati'ye i teklif etti. Be kelebek iin yz lira verecekti. Hi yoktan iyiydi. Taeron, nce kelebekleri nasl avlayacan, avladklarn gvdelerinden silikonla koleksiyona nasl yerletireceini ret-

ti. Eskiden kelebekler kanatlarndan birer ineyle armha gerilir gibi gerinirdi; ama artk modern zamanlarda silikon kullanlyordu. Birisi kp da kelebekleri niin avladn sorarsa, kelebekleri ok sevdiini, kelebek koleksiyonu yaptn syleyecekti. Bu, kendilerince akllca bir tedbirdi. Kendilerine ait olmayan eyleri almak isteyen alclar, vericileri zmemeye, uyandrmaya alrlar, tedbirli davranrlar. Bazlar baz antenlerinden rahatsz oluyorlar diye, onlar zmek istemeyen kimi satclar, -tebihte hata aranmaz- minareyi alan klfn hazrlar misali, baz antenlerini palmiye grnl plastik aalarn iine yerletirirler ya da antenleri sokaklardaki direklere kapal kutular iinde koyarlar. Yani tedbirli davranrlar; tedbir en nemli tedariktir. Necati de, soranlara, "Koleksiyon yapyorum," diyerek tedbirli davranacakt kendince. Ve Necati, elinde a ortalklara dt. Sabahtan akama, kh kasabada, kh rmak boyunca, bazen dalarda, bazen korularda, kelebek aramaya balad. iyi iti, tanesi yirmi lira. Askere kadar dzenli bir i bulmas zordu, askerden sonra da. imdilik deneyecekti. Terhisin tesi Avrupa.

177/284

nceleri zorland Necati, giderek alt, ustalat. Eskiden hi kelebek grmezdi; ya da yle sanyordu. Avlanmaya balad gnlerde, evresinde tek tk kelebek vard, sonra giderek artt. Artk neye baksa kelebek vard, gkte, yerde, sada solda, drt bir yanda kelebekler gryordu. Ya kelebekler artmt ya da ar-tk o gryordu. Gkyz kanatlar iinde kalmt. Kelebekler arttka, dalar, aalar, yapraklar, evler, insanlar geri planda kald, soluklamaya balad; artk her ey kelebeklerin ardnda bir fondu. Kelebekler arttka, drstlk, ballk, cana-canlya sevgi, dalar, aalar gibi, uzakta kald, soldu, soluklat, birer fon oldu. Necati artk ustayd. Usta bir koleksiyoncu. Kelebekleri yakaladktan sonra eve gtrp patronunun verdii kavanoza koyuyordu. Kavanozdaki gazda, vcutlar bozul-

madan hemen bouluyordu kelebekler; sonra onlar itinayla alp, yine patronunun verdii panoya silikonlayarak dzgn sralar halinde yerletiriyordu. Necati henz Alaimisema'ya da Kerman'a da rastlamamt. Vadi uzun, gk geniti. Kelebek avclar sadece birka kii deildi. Yaz gibi, Necati gibi, kimi amatr kimi arac daha birok ocuk, gen, yetikin vard. Tehlike oktu.

178/284

Avclarn yan sra bir de kular, kediler... ister insan olsun, ister kelebek, bu dnyada hayatta kalmak hner ister. Yer yer kapkaranlk, yer yer gzleri krelten klar iinde uzayp giden, tehlikelerle dolu bir labirentten, yolunuzu ve kendinizi kaybetmeden kabilmeniz, yaamak demektir. Bu ise byk bir emek gerektirir. (Bu emeinizin dl her zaman byk olmutur; teki dnyaya davet edilerek onurlandrlrsnz.)

32 Umaylarda Umaylarda, Umay'n yreini koturan, annesinin ise telsz srdrd gergin bir bekleyi vard. "Bir dnelim," demiti Glsen Hanm; konumulard. Bu konuma Glsen Hanm iin yeterliydi ama Umay iin yeterli deildi, daha konumalar gerekliydi. Annesi konuyu tekrar amad iin de iten ie fkeleniyordu Umay. Verandada oturduklar bir ara Umay gzlerini dikip annesi-ne bakmaya balad, ylesine, evet hadi syle diyen, biraz korkulu, biraz sorgulayan, zorlayan gzlerle. Glsen Hanm anlad, rahatsz oldu; bir eyler sylemesi gerekiyordu. Kzn incitmekten korkuyordu; ancak onun evlenip zarar greceini dndnde ok daha fazla korkuyordu. Kendini zorlard, ksa ve ak dncelerini sylemeye balad: "Hayatm sen benim her eyimsin. Gemite ok zldm gnler oldu. (Einin kendisini aldatmasn kastediyordu; Umay onu anlad.) Sanrm sen olduun iin ayakta kaldm. Sonra evveli, aylarca hastanede yattk."

179/284

"Sa ol anne. "niversiteye gittin; kendime hakszlk etmeyeyim, niversiteye gittik. Sen hep rahattn, ben diken stnde yaadm. Ar bir hastala yakalanmaman gerekiyor, grip olmaman, dmemen gerekiyor. Vcudunun artk en ufak bir incinmeye tahamml yok." "Evet anne."

"imdi evlenince sana kim bakacak? Maazallah dtn, ne olacak?" Umay annesini sayard, rtl bir halde ondan korkard; ancak giderek korkusu fkeye dnmeye balad, son cmleyle bir- 155 likte, derinlerden gelen bu fke yzeye kt, Umay'n yznde yansd. Sert bir sesle, "Yapma anne, sen sakatsn, evlenirsen lrsn diyorsun bana!" dedi. "Hayr demiyorum." "Evet diyorsun. Kendime bakamam, oturamam, kalkamam, yatamam, bana benzeyen bir ele ayn evde dp kalrz herhalde." "Abartyorsun." "Abartmyorum anne! Sakat olabilirim ama kaza herkes iin geerli. Kazalar, hastalklar yaktrdn bana srekli. Hep bir kazaya urayacam varsaymyla geti hayatm. Zehir oldu gnlerim, zehir oldu gnlerin. Daha renkli geebilirdi rencilik yllarm. Evet bir sorunum var, sakatm; ama ikinci sorunum senin kayglarn oldu." "Sen beni anlamyorsun."

180/284

"Sen beni anlyor musun? Okumaksa, okudum; u gnden sonra daha ne yapabilirim? Ben de gryorum engellerim var ama salklym, evlenebilirim anne. Hep kstladn beni. Bu yzden doru drst arkadam olmad. Ya evleri uzakt, ya yollar tehlikeli. Bari buna izin ver imdi." Glsen Hanm'n aklndan, "Ben niin kstladm seni yav-rum, senin doan kstl, doa kstlam seni," demek geti. Ancak bu cmle onu hakl karsa da sylenemez bir eydi. Bunun yerine, "Bak kzm, evlilik demek yle yalnzca, ak, sohbet demek deildir. Anlyorsun deil mi?" dedi. Umay, bir savunma avukat kararllyla, gergin bir sesle, "Hayr, hibir ey anlamyorum. Ltfen ak syler misin?" diye karlk verdi. isyan rzgrlar esmeye balamt, Glsen Hanm, hafife rperdiini hissetti,

"Birtakm eyleri insanlar aka sylemeden de anlayabilirler. Aslnda anlyorsun, ltfen anlamyorum deme bana." "Cinsellii mi kastediyorsun? Rahatlkla konuabiliriz. Anne, 156 ben avukatm, gerektiinde mvekkilimin cinselliinden konua-bilirim, kendiminkini niin konuamayaym?" dedi Umay. Glsen Hanm, nemli bir mahremi dile getirmenin rahatszlyla,

181/284

"Evli iftlerin baz eyler yapmas gerekir. Yavrum benim, sen sokaa bile kamyorsun tek bana, bunu nasl yapacaksn peki; nasl yapacaksnz? Baz eyler hem zordur, hem tehlikeli," dedi. Glsen Hanm aslnda, ince bir rtyle rtl bir ekilde, kibarca, "Siz sakatsnz, seviemezsiniz," demek istiyordu. Gzlerinde, 'zorlama artk, syletme beni' ifadesi vard. Sakatlar seviemezlerdi. Umay bozulmad; daha nce defalarca kafasnda prova ettii cmleyi, sakin ve kararl bir sesle ezberlemi gibi syleyiverdi: "Aratrdk anne, raporlarmz, resimlerimizi gnderdik ilgili doktorlara, Gkhan da ben de. Hibir engel yok dediler, evle-nebilirmiiz. sterseniz bu arada konumanz salayabilirim onlarla." Glsen Hanm irkildi, byle bir cevap beklemiyordu. Ufack kz gerekli bilileri toplam, dimdik ve dipdiri karsnda direniyordu. Tamam; o da direnecekti. Gzlerini ksarak, "Olabilir, uzmanlara gre evlenebilirsiniz belki; ama sana yirmi yldr o uzmanlar bakmyor, ben bakyorum; hibirisi seni benim kadar tanyamaz. Yavrum benim, evlenirseniz, en ksa zamanda bir kaza-bel kar ortaya. Belki hemen, belki az sonra, biti verir her ey." Bir sre sustular, sonra Umay: "Evlenirsek, rz, trz, deriz, drrz; ya da mikrop kaparz, lrz muhtemelen; ama biz denemek istiyoruz. Evlenirsek, zaten ksa olan mrmz daha da ksalabilir; ama denemek istiyoruz." Glsen Hanm alamak istiyordu; fkeden, zntden tr, birdenbire ortaya kan bu tatsz tartmadan tr alamak istiyordu.

182/284

Yine sustular, yine Umay bozdu sessizlii. "u sandalyeye bamlym, tam yaayamyorum anne; bir de evlenemezsem tmden ldm demektir. Eer evlenirsek, bir kaza olmas mmkndr, belki birka yl yaarz, belki birka ay. Ama renkli yaarz. Ksa ve renkli bir mr, uzun ve renksiz bir mre tercih ederim anne." Glsen Hanm'n ii szlad; Umay'n her cmlesiyle, iine, midesine ineler saplanyordu sessizce. Dardan bakldnda Umay'n evlilii zerinde konuuyor gzkyorlard. Aslnda konutuklar konu Umay'm evlilii de-il, btn bir hayatyd. (Sen sakatsn evlenebilir misin?) Umay: "Kelebekler kt bu yl yine anne, hepsi renkli, hepsi neeli. Belki mrleri ksa, ama onlar iin nemli deil bu belli ki. Gkhan'la tantmz o gn pazara giderken hani, bir kelebek gemiti nmzden, inanlmaz gzeldi, inanlmaz renkli. Evet ok ksa bunlarn mr. Belki biz grdkten birka gn sonra ld. Ama tam yaad, renkli, neeli, mutlu. Benim adm Umay koydunuz, kutsal ku ad. Oysa yryemiyorum, uamyorum. Eer Gkhan'la evlenirsek, bu sandalyeden ayrlmadan uacam kesin. Sen benim umam istemiyorsun anne." Glsen Hanm alamaya balad. O ne zaman aglasa, Umay da alard ocukluundan beri. Yine alad. Bir sre aladktan sonra, Umay, glkle elini uzatp annesinin elini tuttu,

183/284

"Ltfen alama anne," dedi. Glsen Hanm eildi, elinin stnde duran Umay'n ufack elini pt, "Tamam," dedi sustu. Umay annesinin elini pmek iin uramad, arada ok mesafe vard. Biraz sonra Umay, "Anne inan evlenmemizde hibir engel yok; doktorlar olabilir dediler; yz yze muayene de olacaz dnnce. Tek engel dp sakatlanmamz belki; ancak bu tehlike herkes iin geerli," dedi. (Sakatn sakatlanmas, bir tezat gibiydi; ama stne stlk olabilirdi.) Glsen Hanm:

"Bakamazsnz kendinize, bakamazsnz. Bir dzen kurdum ben, yatp kalkman, ykanman, hepsi ona gre." Umay: "Evet imdiki dzenim ok gzel ama o zaman yeni bir dzen kurulur. Koleje, niversiteye gittiimde, stajda, yeni bir dzen kurdun her seferinde. Yine kurarsn, kurarz. Bu tr evliliklerde, ne yaplrm, nasl yaanrm, bilen uzmanlar varm. Eitimini alm yardmclar tutarz. Yeni teknikler gelitiririz oturup yatmada. Arada siz yardm edersiniz. Ben alrm, Gkhan da alr. Yk olmayz size." Glsen Hanm, "Ne yk? Sen bir kelebek kanad kadar bile yk olmadn sen bize," diye geirdi aklndan. Umay devam ediyordu:

184/284

"Evin iini bile, hem zrlye, hem zrl olmayana gre ta-sarlyorlarm baz lkelerde. 'Evrensel tasarm' diyorlar. Tam byle bir ev bulamayz ama zrlye gre tadilt yaplrm." Glsen Hanm, "Teoride her ey uygun gzkyor; ama pratikte ilemez bunlar yavrum. Hangi hocanz demiti, 'Kanunlar kt stnde uygun admdr ama toplum iinde hibirisi uygun adm yrmez' diye?" Umay Hukuk Fakltesi'ni ikincilikle bitirmiti, staj yapp avukat olmutu. Derslerde rendiklerini arada annesine de anlatrd. Bu sayede Glsen Hanm'da hukuk konusunda kulak dolgunluu vard. Glsen Hanm imdi bir hukuk rencisinden rendiklerini bir avukata kar kullanmaya abalyordu. Bu gayretle, teoride iyi gzken hukuk kurallarnn, pratikte her zaman kolay uygulanabilir olmadn iddia eden grten yola karak, kznn evlilikle ilgili planlarnn uygulanamayacan ispatlamaya alyordu. Bir varsaymdan yola kan bu ispatlama ekli Glsen Hanm'a pek mantkl gelmiti ama Umay'n akl bu ispat ekline yatmad. "Anneciim, kanunlar yeterince uygulanamyorsa eer, bu-nun sebebi ille de kanunlarn eksiklii deildir; belki uygula-mac hata yapmtr, belki toplum uygulamacya bask yapm-tr. Mesel tre cinayetlerinde toplum, kendini aklamak, yreini

hafifletmek iin hafifletici sebepler ileri srer. Bu tavr uygulamacy etkileyebilir. Aslnda hafifletici sebep yoktur, hafiflemek isteyen toplum vardr."

185/284

Umay gzlerini iri iri aarak, yznde irin bir ifadeyle deetti:

159 vam

"Evlilik planlarmz uygularken mutlaka aksaklklar olacaktr. Onlar da dnr, elbirliiyle gideririz. nsanlarn dzeltmedikleri planlan yoktur, uygulamaktan ekindikleri planlar vardr." Bu mantk savandan sklan ve iyiden iyiye sinirlenmeye balayan Glsen Hanm, teamln (allmn) dna karak, nazik olmayan, tehdit edici bir slpla tartmay lehine evirmeye alt. "Her ey yolunda gidebilir; ancak byle bir evliliin gereklemesi, en azndan balangta hukuk bir sorun yaratabilir mi acaba?" Glsen Hanm, deimeyen bir inatla, "Siz sakatsnz, evlenmenize yasalar engel olur," demek istiyordu. Umay, artk iyiden iyiye bir avukat olduunu hatrlam, r-kekliini atm bir yz ifadesiyle, kendinden emin bir ses tonuyla, "Yapma anne, gnlsz anababalara yasalar destek mi oluyor byle? Bak, evlenmemize hibir hukuk engel yok bence. Eer -karsa, ilk davam aarm, giyerim cbbemi, mahkemeye karm. Yedi sekiz celsede kazanrm, iki yl atar belki evliliimiz ama sonuta hakkmz alrm," dedi. Glsen Hanm, yenilgiyi kabullenmeyen, mzklk eden, bu yzden de oyunun sonucuna itiraza hazrlanan bir ocuk fkesiyle, "Hangi hocayd o, hani bir ey Erdem?" "Faruk Erem anne."

186/284

"Hah ite o, ne demi, Trkiye'de mahkemelerden her trl karar kabilir dermi." Umay, rakibini kmseyen bir ses tonuyla, "Btn eski hocalar dermi bunu. imdi bize gelelim: Bana kar avukat m tutacaksn anneciim? Salam bir avukat mesel, tekerleksiz, sandalyesiz, bilgili, sakat sakatla evlenemez diyen.

Tecrbeli olur phesiz ama muhtemelen onu ezip geerim ben. Zaten yle bir avukat, onu dinleyen bir hkim bulamazsn," de-di. Umay, rtmeye alt bir fkeyle, kendi kendine sylenir gibi, ama aslnda annesine, "Trkiye'de mahkemelerden her trl sonu kabilirmi. iyi bir avukat ne kanunlara gvenir ne ansna, kendine gvenir yalnzca," diye mrldand. Glsen Hanm'n atacak kurunu, kullanacak fikri bitmiti. Elindeki tek kozu, tek yedei kocasnn fikriydi; "Baban da bu evlilie kar," dedi. Der demez de piman oldu; ama bir defa sylemiti. Umay, beklediini duymu bir yz ifadesiyle, sakin bir ses tonuyla sordu: "Niin?" Annesi,

187/284

"Uygun bulmuyor; zor olur, yrtemezler diyor," dedi. Umay bu aklamay yeterli bulmad. Babasnn itiraznn arkasnda, annesinin gerekesinden daha farkl, belki de daha ac verici birtakm gerekeler bulunduunu sezinledi. nce bunun ne olduunu annesine sormak istedi, sonra vazgeti; babamla dorudan konuaym diye dnd. Sonra bundan da vazgeti. Babas bu evlilii uygun bulmuyordu. Niin? Hangi gerekeyle uygun bulmadn bir an merak etmiti ama sonra bu merak kayboldu, fkeye dnt. Babasnn olayla ilgili dncelerine ilgisiz kalmaya karar verdi. lgisiz kalmak fke ifadesiydi. Babasnn dncelerini renmeye ihtiyac yoktu. Kararn vermiti, evlenmek istiyordu, evlenecekti. Annesinin grleri mantkl gelmemiti. Babasnn dncesi de her ne ise, muhtemelen mantkl gelmeyecekti yine. Mantkl gelse bile fikrini deitirmeyecekti. Umay bugne kadar bylesine sert kmamt annesine. Belki de yllar sren baml ilikinin biriktirdii fkeyle ksa srede

kaynama noktasna ulamt. Kelebek kozasndan ksa srede kar; Umay da kelebekler gibi ksa srede deiiyordu. Ragp Bey geleneksel dnya grne sahipti. Rasim Bey ise yle deildi; sahip olduu belirgin bir dnya gr yoktu, 161 renkli gazetelerde daha ok resimlerin altn okurdu, gazete fikir deitirirse o

188/284

da deitirirdi. Bir entelektel tavryla televiz-yonlardaki ak oturumlar izler, en son kimi dinlemise onun fikrini benimserdi. Geleneksel veya modern deildi ancak dnya gr ne olursa olsun kzma kar hemen pek ok babann sergiledii tavr sergilerdi. Kzn severdi ama sonuta o da bir babayd. Umay iyi ki babasyla konumad. Rasim Bey kznn evlilii konusuna, kz babalarnn genel tavrna benzer bir tavrla, hatta onlara oranla daha da karamsar bir zeminle yaklayordu. Nice kz babas, belki hepsi, en azndan bei, kznn evlenmesini, ad aka konmasa da, utanlacak bir olay olarak alglar. Bu yzden olsa gerek, kzlarn istemeye gelecekleri zaman sinirli tavrlar sergilerler. Kz babalarnn bir ksm, toplumun gznde ikinci snf in-san saylan kzlarnn bir erkekle cinsel ilikisini, bir yenilme, bir altta kalma belirtisi olarak alglar. Olan babalar ise, toplumca ve kendilerince stn insan saylan oullarnn, her konuda galip, her konuda stte olduklarna inandklar iin, kar cinsle cinsel ilikiye girmelerini de utanlacak bir yenilgi deil, tam tersine gurur duyulacak bir galibiyet olarak alglarlar. Anadolu'muzun baz yrelerinde dn gecesi damatlar eleriyle cinsel ilikide baarl olup, Japon bayran hatrlatan araflarn, btn bir geceyi yatak odasnn kapsnda geirmi olan, Anjin San'n ninesi klkl yenge hanma verdikten sonra, pencereyi ap tabancayla havaya iki el ate ederler. Silah sesi, dosta dmana, ister istemez btn mahalleye, damadn erkek olduunu, bu durumun doal bir sonucu olarak da o geceki ilikide baarl olduunu duyurur.

189/284

Dier bir bak tarzyla damat, gol atan aktif kahramandr, gelin ise gol yiyen pasif kale. (Bir ksmmz olay byle alglyoruz.) Byle olunca da golcnn babasnn oluyla gurur duymaKVlu

s, kalenin (yani gelinin) babasnn ise utanmas, en azndan rahatsz olmas kanlmaz olacaktr. Rasim Bey ile kars arasnda Umay'n evlilii konusunda aa-162 yukar u konuma gemiti: Rasim Bey evlilik iini karsndan ilk duyduunda, "Nereden kt imdi bu?" dedi. (Sanki ortaya hi kmamas gereken bir ey kvermiti.) zleyen dakikalarda Rasim Bey, kars kznn salyla ilgili kayglarn anlattnda, bu kayglara ksmen katld; ancak Rasim Bey'i rahatsz eden daha farkl bir ey vard. Rasim Bey, kznn evlilik istei sz konusu olduunda, bir eyi iren bulan insanlarn yz ifadesiyle, yzn buruturup, "Uygun deil, herkes ne der," dedi. Bunu sylerken yznde, bir nesneyi ya da dnceyi tik-sindirici bulan insanlarn takndklar evrensel yz ifadesi var-d. Tiksinen insan, tiksindii eyi grmemek iin gzlerini ksar, zellikle muhtemel kt kokular almamak iin burnunu bzer, dudaklarn dz bir izgi haline getirir. Bu yz ifadesi, homo sa-piensin, yani

190/284

dnen insann, dnmeden, i gdleriyle, kendini korumak amacyla bin yllar boyunca gelitirip yzne yaptrd, effaf ve yapkan bir maske gibidir. Tiksinmeyi zetler. Rasim Bey, "iren" veya "tiksinme" kelimelerini kullanmad ama "Uygun deil," derken yzn, alldk bir tiksinme ifadesi yalayp geiverdi. Glsen Hanm, kocasnn zararsz gzken cmlesiyle, yz ifadesini birletirdiinde, ne hissettiini anlad. Rasim Bey'in teki kz babalarna art bir duygusu daha vard. ki sakatn evlenmesini, zellikle sakat kznn bir sakat genle ev-lenmesini, iren, tiksindirici buluyordu. Ayn Rasim Bey, bir sre nce, (henz olayn izi belleklerden kurumamt), bir kadnla, stelik i yerindeki bir mesai arkadayla, aylarca, ahlk d, yasa d bir cinsel iliki srdrm, eini aldatmt. likiye girdii kadn evliydi; Rasim Bey bylece hi tanmad bir erkei de aldatmt. Rasim Bey'in gznde bu aldatma ii iren ya da tiksindirici deildi, oluvermiti, olabilirdi,

eytan'a uymutu, kuyruklu eytan aklna girmi, kadn da kuyruk sallamt. (Toplumun nazarnda kendi iradeleriyle zina yapan kadnlarn, eytanla gizli bir akrabalklar vardr. Erkeklerin ise eytanla herhangi bir yaknlklar yoktur.) Ancak imdi iki sakat gencin evlilii, yasal ve ahlk saylsa bile irenti, olamazd. Rasim Bey'in eini aldatmas pek iren deildi, en fazlas biraz aypt. (Aslnda, erkeklerin elerini aldatmalar Kabahatler Kanunu'na,

191/284

kadnlarn kocalarn aldatmalar ise Ceza Kanunu'na girmelidir.) Ancak ayp veya yasa d olmasa da, toplumun gznde iki sakat gencin evlilii irenti, tiksindiriciydi. Bu bak tarz normal insann kendine tand -inanlmaz- bir ayrcalktr. Normal insan kimdir? Salkl, zrl olmayan, beyaz, (mmknse sarn), zengin, dnyadaki baz kltrlere mensup ve erkek olan insan en normal insandr. Bu grubu, beyaz/sarn, varlkl... kadnlar izler. Normallerin daha daha normali ise asillerdir. (Asiller ile asil olmayan arasnda biyolojik adan bir farkllk olmasa da, asalet doutandr. Nasl oluyorsa?) Normal insann kendine tand nemli bir ayrcalklar var-dr, iki sakatn veya iki yalnn (yallar da pek normal saylmazlar genlerin gznde) evlilii, sadece birbirlerine sarlp p-seler bile, irkindir nedense, zrl olmayan genler normaldir, ayrcalkldr. Gen, salam (bu arada beyaz tenli) olmann salad ayrcalk onlar, 'vcut asili' konumuna ykseltir. Gen, zrsz, beyaz, zengin ve gl bir erkein, kanun-lar yazmasa da her eyi yapmaya hakk vardr bu dnyada. Ama kadn, sakat, zenci ve/veya fakir iseniz dikkatli olmanz gerekir. nk haklarnz vcut asilleri tarafndan kstlanmtr. Rasim Bey, kznn bir sakatla evliliini, aka telaffuz etmese de irkin buluyordu. Daha da tesi, bakalarnn da bu evlilii ya-drgayacana inanyordu. "Herkes ne der," demiti. Onun eini aldatt, evrede byk lde duyulmutu. Bu konuda herkes ne demiti, bu nemli deildi. Rasim Bey evresindeki insanlara iki sakat gencin evlilii konusunda ne dndklerini sormamt. Aslnda bunu sormas

192/284

gerekmezdi; baz konularda bakalarnn ne dndn o bilirdi. (Vcut asilleri, ayrcalkl asiller, her eyi bilirlerdi.) Ama ayn Rasim Bey baz konularda bakalarnn ne dndn bilmezdi; rnein eini aldatan bir erkek hakknda bakalarnn ne dneceini kestiremezdi; bu konuyu hi dnmemiti. Hakszlk etmeyelim, nicemiz gibiydi Rasim Bey. Dnya gr, yalnzca kendi kk dnyas etrafnda dnmeye dnmt. Baz eyler, kendisi iin olabilirlik tarken, bakalar iin, hat-ta z kz iin olumsuzdu, olmazlk tard. Glsen Hanm ve Rasim Bey, Umay'n evlilii konusuna, aklc adan bakyorlard, kendi duygular asndan bakyorlard; ancak Umay'n duygularn hi dikkate almyorlard, akmyor-lard.

33 Gkhanlarda Umaylarda hava kapal ve boucuydu; vadinin scak ve serin yaz havas yerini fkeli bir havaya terk etmiti. Gkhanlarda da yle. Fatma Hanm, beklemeden, uzun uzun dnmeden olunu karsna alp, fikrini, doruluuna yzde yz inand fikrini dobra dobra syleyiverdi. "Gkhan'cm, bu kz iyi bir kz olabilir, avukat olabilir ama sana uygun deil." "Niin anne?"

193/284

"zrl evldm." "Anne ben de zrlym." "Seninki baka bir tanem. Seninki zr bile saylmaz. stelik sen erkeksin, o kz. Salam kzlarla evlenebilirsin. Salamlar dururken bir zrlyle niin evlenesin?" "Umay' beeniyorum anne. Uzak yldzlar inceler gibi uzaktan uzaa haberletik, tantk. Hibir yldz bana cevap vermiyor ama benim yldzmla konumam mmkn. Tanmadm salam bir kzla evlenmek yerine, tandm, beendiim, bana ses veren zrl bir kz tercih ederim. Sanrm eminin, Umay benim tercihim." "Salamla da tanrsn evldm. O kzla gnde tantn, salamyla da be gn srer en fazla." Fatma Hanm, "Umay," demek yerine 'o kz' demeyi tercih ediyordu. O kz Gkhan iin Umay'd.

? Gkhan, "Anne, kltrl, meslekli, iyi huylu nice zrsz kz var bu lkede ama ben onlardan birini deil, Urnay' beeniyorum nedense. Neden? Bilmiyorum. Deerli buluyorum, beeniyorum," dedi. Gkhan aslnda, "Urnay' gzel buluyorum, seviyorum," de-mek istiyordu ancak annesine bunu sylemeye yz tutmuyordu. 'Beeniyorum'u seviyorum'a e anlamlyd. Annesi bunu fark etti ama belli etmedi.

194/284

"Bakasn da beenirsin evldm. On gn nce bu kzcaz yoktu, yeni kt. Az sonra bakarsn bir bakas kar. Sana lyk misk gibi kzlar var. Msaade et hemen bulurum birini." Gkhan bu konumadan sklmt; skldn belli etmek iin saa sola bakmaya balad. Fatma Hanm anlad, ters bir laf iitmemek iin kalkt, mutfaa girdi. (Gkhan annesine sayglyd, her aklna geleni sylemezdi ama bazen kznca ineleyici konuurdu, sertleirdi.) Annesinin, sana salam bir kz bulaym srar, Gkhan'n zihninden tatl bir esinti gibi gemeye balad. Yryen, gzel bacakl, gzel vcutlu bir kadn hayl etmek cinsel ynden uyarcyd. Gkhan iin bylesine bir hayl gzeldi ancak evlenmek iin yeterli deildi. Podyumlardaki ya da vitrinlerdeki, kimi canl kimi plastik mankenleri, sinemann starlarn beenebilirsiniz ama bu onlarla evlenmek istediiniz anlamna gelmez. Gzel vcutlu kadnlar Gkhan iin ekiciydi. Ama o kadar. Onlarla evlenmek istemezdi. Urnay' beeniyordu, sevgi, efkat duyuyordu, boylu poslu deildi ama gzel buluyordu onu. Niin? Bunu kendisi de bilmiyordu ama Umay'a baktnda, kendi geleceine, ortak geleceklerine ilikin tanmlanmas zor bir heyecan duyuyor, henz rengi-ekli tam belirmemi ama gzel olaca kesin birtakm hayller gryordu. Gkhan bu yzden Umay'la evlenmek istiyordu. Benzeri duygular, hayller Umay'da da vard. Umay'n arkadalar, retmenleri olmutu, ailesi vard ama her eye ramen yalnzd, ufack bir kareden oluan kiilik bir sey-

195/284

yar sandalyede, bir konuk arlayamayaca tek kiilik odasnda tek banayd. Bu odaya girebilecek bir tek kii vard: Gkhan. Umay ile Gkhan tek kiilik bir sandalyede, bir art bir, bir olacaklard; birleeceklerdi, btn olacaklard; yayorlard, bsbtn yaayacaklard. Umay ve Gkhan birbirlerine denktiler, daha da denkleecek-lerdi. Evlilik denklemleri muhtemelen muhteem olacakt. Bu dnyada evlilikler denklemlere benzer. Kimisi az deikenlidir, sadedir, en bandan kestirirsiniz sonucunu; yormaz ama heyecan da vermez. Kimi evlilik ok deikenli denklemlere benzer; zordur, sizi zorlar; ama her bir basaman atka, yeni lkeler kefetmi gibi heyecan duyarsnz ve sonuca ulatnzda, on-ca emei, onca deikeni ve btn bu keyifli sreci sevinle kucaklarsnz; pek ok zm yolundan en uygununu seen ve en doru zme ulaan iki matematiki olarak einizle kucaklar-snz. Kimi evlilik, deikeni az, zm imknsz denklemler gibidir. Kimi evlilik, hayat boyu zlemeyen denklemlere benzer; kar-kocann mr biter, denklemleri henz zlmemitir. Kimisini tekrar tekrar zersiniz, her seferinde ayr bir sonu kar; kzp, btn btne brakp gidemezsiniz ama tek bir doruya da ulaamazsnz. Doa, ebed teneffs zilini aldnda, denkleminiz zlme-mise eer, bir dl de yoktur elinizde; retmenler zlr, notunuz Allah'a kalmtr. Baz evlilik denklemlerinde deiken yetersizdir, bazlarnda deikenler yeterlidir ancak iftlerin bilgisi yetmez denklemi zmeye. Baz evliliklerde erkekler, denklemi zemeyince, ilgisiz bir sonucu, sonu budur diye yazverirler kdn stne. Eer kadn bu uydurma zme

196/284

itiraz ederse, erkek o kadn vurur. nk erkek egemen/feodal dzende, en etkili zm kadn vurmaktr. Kadn vurdunuz mu, tm aile sorunlar zlm olur. Umay ile Gkhan'n evlilik denklemi, ok bilinmeyenli, kar-mak bir denklemdi. Fakat her ikisi de akll ve kltrlyd, sevecendi; stelik Gkhan iyi matematik bilirdi, Umay'n zihninde ise hukuk mant. Yeni zm yollar bulmak, keyifli bir sonuca ulamak onlar iin heyecan verici olacakt.

Aileleri karmasa, Gkhan ile Umay kendi evlilik denklemlerini zebilecek denklikte, yeterlilikteydiler. Ancak aileler kartnda, ok bilinmeyenli, ok deikenli, stelik deikenleri ak-168 amdan sabaha ayrca deer deitiren, devasa, denizler misali bir denklem kyordu ortaya. Fatma Hanm'n, "salam bir kzla evlen" srarnn altnda, olunun durumunu kabullenmeme duygusu yatyordu. Gkhan eer zrl olmayan bir kzla evlenirse, bu durum, Fatma Hanm'a, zellikle evreye, nemli bir sorun yok iletisini vermi olacakt. "Gryorum, gryorsunuz, herhangi bir kzla evlenebiliyor olum; demek ki zr nemsiz." Eer Gkhan zrl bir kzla evlenirse, bu evlilik, olunun zrn kabul ettikleri ve evreye iln ettikleri anlamna gelecekti. Oysa uzmanlar ne derse desin, grnt ne olursa olsun, olunun bir gn tamamen iyileecei konusunda Fatma Hanm'n zihninin bir kesinde, hi kaybolmayan, kk ama inat bir dnce vard. Gkhan bir gn dzelecekti.

197/284

Fatma Hanm yllardr ara ara Gkhan'n tamamen dzeldiini grrd ryasnda. Organlarndaki orantszlk kaybolmutur ve yryebilmektedir. Her seferinde "Nihayet oldu," derdi Fatma Hanm ryann sonunda. Nihayet olmutu. Ancak uyandnda hibir ey olmadn anlard Fatma Hanm. Ryalar biterdi, umudu bitmezdi. Fatma Hanm bu ryay hayra m erre mi yormas gerektiine bir trl karar veremezdi. Hi grmemesi mi daha iyiydi, yoksa ara ara grmesi mi? (Ryalarmz, kendi halinde, kendinde eylerdir; ne ie yaradklar, size neye mal olacaklar onlar ilgilendirmez. Onlar grdkten sonras size kalmtr.) Gkhan'n zrl bir kzla evlenmesi, Fatma Hanm'n rya-snn sonu demekti. Kim olursa olsun, isterse dnyann en kaliteli kadn olsun, Gkhan'n yanndaki zrl bir e, onun bir zrl olduu gereinin sonsuza kadar tescil edilmesi demekti. Gkhan, annesinin onun zrn kabul etmeyen tavrndan, "Benim aslan olum yaknda yryecek" syleminden, oldum bitti rahatsz olurdu. Tamamen dzelmesinin mmkn olmad-

mn farkndayd. Durumunu kabullenmek istiyordu, kabullenmeliydi. Belki de iindeki bu istekten tr, bilinli olmadan, zrn bir psikolojik kra dntrme gayretiyle Hawking'le zdeim kurmutu. Sakatlarn da bilgini olabilirdi. 'Salam kafa salam vcutta bulunur' zdeyii belki de her zaman geerli deildi.

198/284

Gkhan iin zrn kabul etmek, zgrlk demekti; gemi-inden kurtulup, "keke," demeden gelecee yrmekti. Umay' sadece sakat olduu iin sememiti, beenmiti, sevmiti. Ancak salam sakat ayrm yapmadan evlenmek, Gkhan'a fazladan bir zgrlk verecekti. Bir odada hapsolmak veya bir sandalyeye baml olmak, zgrlmz kstlamaz; zgrlk zihindedir. Seimlerimizi biz yaptmzda, kiminle evleneceimize biz karar erdiimizde ve-ya yeni eyler, yeni diller rendiimizde zgrlmz artar bu dnyada. Tekerlekli sandalyesinde nereye gittiini bilen bir insan, yryen ancak nereye gideceine karar veremeyen bir insandan daha zgrdr mesel. Gkhan zgrd bu durumda. Biraz sonra Fatma Hanm tekrar geldi Gkhan'n yanna; bir eyler yapp durumu kendi istedii yne evirmek istiyordu. ("Yenilen pehlivan gree doymaym," derler Anadolu'da.) Fatma Hanm, "Gkhan'cm sen nasl istersen yle olsun," diye balad sze. Fatma Hanm'n bu tavr, derin bir siys manevrayd. (Bazen aile iin siyaset, dnya siyaseti kadar incelik ister.) Fatma Hanm devam etti: "Tabi ki istediinle evleneceksin; ama hatrm iin bir iki kz gstereyim sana, evlenmek zorunda deilsin." Gkhan,

199/284

"Annem benim, eer salam bir kzla evlenirsem, belki mutlu olacam belki bir sre sonra bozulacak evliliimiz. Ayns, Umay'la evlenirsem geerli. Belki mutlu olacaz belki mutsuz, yle mi? Hibir evliliin garantisi yok yani. O zaman msaade et bu riskli ii sevdiim kzla deneyeyim bari."

Gkhan'n ifadesi Fatma Hanm'a sayg d geldi; ama bunu sorgulayacak durumu yoktu, yalnzca, "Haklsn yavrum," dedi. 170 Aslnda Fatma Hanm, Gkhan'n olaslk hesabndan, yapt mantksal karmdan bir ey anlamamt. Olunu istedii noktaya getirebilmek iin "haklsn," demiti. Akl fikri, gzel vcutlu, yryen bir gelindeydi. "Tamam Gkhan'cm, sonuta istediin olacak; ama ltfen izin ver, seni bir kzla tantraym. Be dakika, sadece bir gr ltfen, sokakta grm gibi. Hatrm iin," dedi. Gkhan, annesinin, srarn tesinde, yalvarmaya baladn dnd. Hayrn srdrmesi kabalk olacakt, iinden, "Tantraca kii, dnya gzeli de olsa, dnya zekisi de olsa, sonuta beenmediimi, yldzmn barmadn sylerim," diye dnerek, "Tamam anne bir greyim ama ltfen sonra srar etmeyeceksin," dedi. Fatma Hanm, rakibi zlmesin diye kazand zaferi belli etmeyenlerin yz ifadesiyle, "Sa ol," diye karlk verdi. Aslnda, yurt mdrnden, o gece yurda ge girebilme konusunda izin alabilmi bir kz renci gibi sevinliydi. tesini stelemedi.

200/284

Gkhan, "Kimin nesi, neci, nasl tantracaksn?" diye sordu. Gkhan, henz tanmad bu gelin adayn reddetmeye ni-yetliydi; ancak yine de sorduu soru, yzeyde basit bir meraktan, ama derinlerde ise, sululuk duygusuyla paketlenmi, rtl bir heyecandan kaynaklanyordu. Sonuta kz merak etmiti; merak pek ok eyin, yeni keiflerin balangc olabilirdi. Fatma Hanm Gkhan'n sorusunu, "iffet Hanm diye bir arkadam var, vadinin bandaki kasabada yazlktalar. Bir aya davet edebilirim. Kzlar Ebru, iktisad bitirdi, mfetti girdi bir bankaya. ok gzel, ok kltrl, ok hanm bir kzdr. 'Hanm hanmck' sz onun iin sylenmi vallahi," diye cevaplad.

Gkhan: "iyi de anne, kz mfetti. Senede alt ay turneye kar bunlar. O ube senin, bu ube benim srekli dolarlar lkeyi. ktlk yapan turnalar avlamak iin, turneden turneye gnderir statlar bunlar. Ben de mfetti olsaydm neyse. Senede alt ay evde ol-mayan bir kadnla ben nasl evli olurum yle? Karm turnaya kt diye valizimi alp size mi geleyim yani?" Fatma Hanm, bu turne olayn dnmemiti, ilk kez duyu-yordu. Can skld, belli etmedi. "Neyse, bir grelim de," dedi.

201/284

Annesinin teklifine, evet dedii iin az sonra Gkhan'n can sklmaya balad. Annesine kabalk olmasn diye "evet," demiti. Peki bu tanmadan Umay'a sz edecek miydi? Edemezdi. "Annem bana salam bir kz aryor ama ben istemiyorum," dese bile, hem Umay' derinden yaralard, hem de daha ilk gnden gelin kaynana arasnda laf tam olurdu. Bu tanmadan elbette ki Umay'a sz etmeyecekti. Ancak Umay'a syleyemeyecei bir eyi yapmak, sadece tanma bile olsa, bir tr aldatma saylrd. Bunu dndnde Gkhan, bir anda ter iinde kald. "Dakka bir gol bir; babama benzemeye baladm," diye geirdi aklndan. Eini aldatmak konusunda babasna benzemek, dnyada en son isteyecei eydi. Annesine evet dediine piman oldu; ama artk vazgeemezdi. aresizlik iinde birka dakika dndkten sonra ablas geldi aklna. O srada Aysel evde deildi. Telefon edip durumu zetledi, "Abla beni kurtar," dedi. Telefonun teki ucundan Aysel, "Sakin ol hayatm, hallederiz," diye seslendi. O, hallederdi. Ablas Gkhan iin, derin denizlerde bir ada, frtnada bir li-mand. Hallederdi.

202/284

34 Ragp Bey Cephesi Gkhan'n Umay'la evlenmesi konusunda ablas olumlu, annesi olumsuzdu. Son konumalarnda Fatma Hanm her ne kadar yumuama emareleri gsterdiyse de, Gkhan, annesinin sergiledii bu emarelerin emanet olduunu, aslnda hibir zaman pes etmeyeceini biliyordu. Gkhan babasnn bu konuda ne dndn bilmiyordu; dorudan konuamazd, yz tutmazd. Bunu bildikleri iin Aysel nce annesinin azn arad. Fatma Hanm kzna, kocasnn da bu evlilie olumsuz baktn syledi. Ama Aysel, bunun annesine ait bir yorum mu, yoksa babasnn dorudan dncesi mi olduunu anlayamad; babasyla konumaya karar verdi. Baba kzn ilikisi genelde iyi idi. Ragp Bey kzna, genelde kendileri okumam babalarn okumu ocuklarna, aka telaffuz etmeden gsterdikleri, davranlaryla hissettirdikleri bir sayg gsterirdi. Aysel babasnn yanma gitti, dorudan Gkhan'n evlilii konusunu at, "Baba, senin olun avukatlk yapan bir kzla evlenmek isti-yor," dedi. Aslnda Fatma Hanm kocasna Umay'dan, szlerinin arasna kk bir olumsuz not ilitirerek sz etmiti. Ragp Bey olay, zellikle Umay'n zrl olduunu biliyordu. Aysel de babasnn bu konuyu bildiini biliyordu.

203/284

Bu yzden, gelin adaynn avukat olduunu vurgulayarak, konuya reddedilemeyecek bir adan girmiti. Evet, mstakbel gelin aday (hatta aday aday) avukatt. Peki ya sonras? Aysel: "Ne diyorsun baba?" Ragp Bey, "Vallahi kzm ikiniz de bydnz, nnze gemeye hakkmz yok; ama anne pek istemiyor. Hatta hi istemiyor. Bana sorarsan bence de pek olmaz." "Niin baba; bu ocuk hi evlenmeyecek mi?" "Tabi evlenecek de, ey bir kzla evlense daha iyi olur." Ragp Bey, "ey bir kz," diyerek, "salam bir kz," demek istemiti. Szleri odaya bir -el bombas- dil bombas gibi dverdi. Aysel fkelenmeye balad. Bir sredir sabahlan skntyla uyanyor, leden sonralar rahatlyordu. Yan sra kk olaylarla ilgili fke patlamalar yaar olmutu. Bunlara ek olarak, gemiteki tatsz olaylar, yerli yersiz hatrlayp zihinsel gevi getirmeye de balaynca bir psikiyatriste gitmiti. Psikiyatrist, duruma uygun bir ila verip ay sonra kontrole gelmesini sylemiti.

204/284

la byk lde ie yaramt ancak bir szel-bilisel terapiyle desteklenmedii iin, sanki sorunun st sprlm, alt-asl el-dil demeden kalmt. Babas, Gkhan'n ey bir kzla (normal bir kzla) evlenme-si gerektiinden sz edince, bir st gibi hzla gz fkesi kabarmaya balad. Aysel, patlama ncesi g toplamaya alan bir da gibi sakin bir sesle, "Yani normal bir kzla evlenmeli Gkhan yle mi baba?" dedi. Kznn fkelenmeye baladn henz fark etmeyen Ragp Bey, oyuna gelmi bir oyuncu safiyetiyle, "Tabi iyi olur," dedi. Aysel:

"Gkhan normal deil, sakat, normal bir kadnla evlenirse olay dengelenir mi diyorsun?" "Ben yle bir ey sylemedim." "Yapma baba, bir ekilde sylemi oldun. Bir sakatla evlenirse sakatlnn alt izilmi olur demek istiyorsun." "Ben yle bir ey de demedim." "Peki ne dedin baba?"

205/284

"Aysel sen beni sorguya m ekiyorsun? Bir ey sordun, cevap verdim. Madem beenmeyecektin niye sordun?" "Baba affedersin ama niin annem de sen de ille de normal bir kz diye srar ediyorsunuz? Kardeimin istediiyle evlenmeye hakk yok mu? Kardeim sakat. Bir sakatla veya sakat olmayanla evlenebilir, deil mi?" "Tabi." "Eer sakat olmasayd, karsndaki kabul ettiinde, bir sakatla veya sakat olmayanla yine evlenebilirdi deil mi?" "Evet." "imdi sorun ne baba? Birbirleriyle evlenmek istiyorlar. Siz niin istemiyorsunuz?" "Evldm bunlar zrl, tki zrlnn evlilii pek zor y-rr." Aysel, gzlerini aarak ve ban hafife yana eerek. "Normallerin evlilikleri kolay m yryor baba?" dedi. Aysel, annesiyle babasnn yllar sren atmalarn, babasnn annesini aldatmasn kastediyordu; normallerin evlilikleri de zor yryordu. Ragp Bey Aysel'in szlerindeki kinayeyi anlad, rahatsz oldu; konumann eksenini deitirerek, "Evldm, iki zrlnn evlenmesi, toplumun ilgisini eker, basna filan bildirirler" dedi ve daha sonra uzun sre sylediine piman olaca cmleyi syleyiverdi:

206/284

"Ayn yatakta iki zrl, tuhaf gzkr gzne, gnlne in-sanlarn." Ragp Bey aslnda, ayn yataktaki iki zrlnn 'irkin' gzkeceini sylemek istemiti ama irkini yumuatp 'tuhaf yapmt.

Aysel, tuhafn arkasndaki irkini anlad; babas iki sakatn ayn yatakta yatmasnn irkin olduunu dnyordu. Ve Aysel, ileride yllarca sylese miydim, sylemese miydim diye gevi getirecei, oklukla sylediine piman olaca, yllar iinde birikmi olan fkeyi babasnn yzne kusan cmleleri syledi: "iki zrlnn ayn yatakta yatmas irkin gzkyor sana galiba. Belki topluma da yle. Peki, ayn yatakta iki zrl irkin de, evli olamayan bir erkekle bir kadnn, stelik her ikisi de bakalaryla evli olan bir erkekle bir kadnn ayn yatakta yatmas ok mu jrzel baba? Toplum ne diyor buna?" Aysel, son kelimeyi sylediinde, azndan kanlara bir an inanamad. O deil de, birisi bir eyler sylemi gibisine geldi. Odaya, bir byk iman bomba dmt sanki.<-> Aysel, bir an babasnn yzn grd. Ragp Bey Aysel'e bakyordu, kzgn veya kskn deildi. Ragp Bey'in yznde, hayat boyu edindii serveti, bir anlk yanl bir kararla, pis bir ortamda, bir kumar masasnda kaybeden kiilerin yzlerinde beliren, aknlkla kark yenilmilik ifadesi vard. Ragp Bey, yaamda yenilmiti. Yenildii iin eini aldatmt; aldatmas ikinci bir yenilgiydi; imdi kznn karsnda bir yenilgi daha alyordu.

207/284

Ragp Bey'in yznde, beklemedii bir anda, byk bir darbe alan kiilerin yzlerinde beliren, aknlkla kark bir yenilmilik ifadesi vard. Bu ifade birka saniye, btn varlna ilemi gibisine yzne yapp kald. Bir dakika kadar sessizce oturdular. Ragp Bey'in verecek cevab yoktu, ac iindeydi; Aysel de yle; darbesini vurduktan sonra, ben ne yaptm diyen gzlerle ba-kyordu. (*) Hiroimaya atlan atom bombasna pilotlar, o gnn argosuyla, sadece "iman," diyorlard. Evlerde veya dnyada hangi bombann ne kadar iman olduu grecelidir.

Ragp Bey'in eini aldatmas kar-koca arasnda byk kavgalara yol amt ama Aysel bu kavgalara hi karmamt, babasn bu konuda ilk defa yzlyordu. Aysel, onca zamandr iine att fkesini, ok hassas bir konu alnca, babas kardeinin sakatln vurgulaynca, bir anda, bir volkan gibi pskrtvermiti; neyi nasl toparlayacan bilemiyordu; ok zgn bir yz ifadesiyle, ksk bir sesle, "Affedersin baba, yle demek istemedim," dedi. Ragp Bey ayaa kalkt ve, "Asl sen affedersin kzm. Ben, kendi gemiini unutup, olunun geleceiyle ilgili tatsz yorumlar yapan aptal bir baba-ym," dedi.

208/284

Aysel, alamakl bir yz ifadesiyle, "Estafurullah baba," demeye alt. Ragp Bey, "Siz bizden akllsnz, nasl istiyorsanz yle yapn. Haklsn, bu dnyada yle yanl eyler var ki, iki zrlnn evlilii yanlarnda hi kalr. Kardein mutlu olur nallah. Ama bu arada demin sylediklerimi ltfen kardeine syleme," dedi. Aysel, alamasn iinde tutmaya alarak, "Tamam baba," dedi. Ragp Bey odadan kt. Aysel koup ona sarlmak, pmek istedi ama yerinden kalkamad, kmldayamad. Bu sahne Aysel'in yllarca unutamayaca, zihninde akl kalacak bir sahneydi. Onu o an pmediine yllarca esef edecekti, pimanlk duyacakt, "Niin pmedim?" diyecekti. Aysel, edebiyat fakltesi mezunuydu, lime, hocaya, anaya, babaya, ataya saygnn temel reti olduu bir ortamda yetimiti. Bu fakltenin asistanlar, doentleri, hocalar emekli olduktan, hatta ldkten sonra, yllarca, bir zamanlar onlarn iinde altklar odalarn zerindeki isimlerini silmezier, 'Fuat Kprl', 'Reit Rahmeti Arat', 'Mehmet Kaplan', 'Saadet aatay' yazan odalara girip karak meslek yaamlarn srdrrlerdi. Daha da eskilerde ise, birok yazar, 'bu kitap onun sayesinde ortaya kt' dncesiyle, kitabnn zerine hocasnn adn yazard.

209/284

Bu gelenekten gelen Aysel'e gre, hatal bile olsa babasnn, atasnn yzne hatasn vurmamahyd; ama vurmutu. Sonuta Ragp Bey, olunun evliliine, "evet," demiti. Ancak bu evet, Aysel iin ok pahal bir evetti. Aysel bu evetin bedelini 177 hayat boyu deyemeyecekti. KV12

35 Kelebek Avclar Yorulmaz (Yasalara saygl olanlar da...) Alaimisema o gn yamalara doru uuyordu, aada, iek-i:, ieksiz yaban bitkileri vard, sar iekli karahindiba, uuk kavunii ak mor renkli engerek otu, evelik, parlak mor mahsun terslale, mevsiminde koyu krmz atlas perdeler benzeri kpek dili vard. Alaimisema hibirin grmedi; ok az beslenerek gnein altnda gnlerce umaktan, aramaktan, kayglanmaktan yorulmutu. Kelebekler yorulur ama avclar yorulmaz. Necati dipdiriydi, daha aylarca dolaabilirdi. Balangta kendisine geliri azm gibi gzken bu avclk ii giderek iyi bir gelir kapsna dnt. Bir ayda asgari cretin ok zerinde bir para geecekti eline. Necati nceleri beer beer sayd kelebekleri, giderek onar onar, yirmier yirmier saymaya balamt. Hatta bir ara, havadaki ie yaramaz kk eyleri yakalayarak havadan para kazanmasn salayan patronunun biraz aptal olduunu bile dnd.

210/284

Havadan para kazanmak haval bir iti. nceleri ne yaptn soranlara, patronunun rettii ekilde kelebekleri sevdii iin topladn sylyordu. Doru olmayan bu aklama, zamanla geree dnt. Kendisine para kazandran, bu ie yaramaz kelebekleri gerekten sevmeye balad.

Henz para almyordu, ii bittiinde, daha dorusu yeterin-ce kelebek topladna karar verdiinde, elindeki kelebeklerin tmn verecek, hatr saylr toplu bir para alacakt. Uzun Vadi, uzundu; aac, imi iei, kuu bcei, kelebei oktu. Uzun Vadi uzundu, yrei, bar geniti, kollarn ap yeri g kucaklard, yaam sevenlerle kucaklard. (Bu arada, istemeden, daha dorusu bilmeden kelebek avclaryla da kucaklard.) Irmak boyunca, ya da dalara doru yrseniz, yere ge yaylm, aaca yapraa sinmi youn ku sesleri duyardnz ama or-talkta pek fazla ku gremezdiniz. Oysa vadinin aalarnda, allarnda, kuytularnda saklanan, bulutlu gnlerde gn gs inip kalktnda gkle birlikte soluk alp veren, imekler aktnda derinden derine gs geiren, binlerce, on binlerce ku olduunu bilirdiniz. Doann gerek sahipleri dorudan gzkmez gznze ama siz onlar bilirsiniz. ster enine, ister boyuna, Uzun Vadi'de gezdiinizde, yalnzca birka tane kelebek iliir gznze. Oysa onlara odakl, dikkatli baktnzda giderek artar saylar. Kular gibi kelebekler de bin-lercedir evrenizde.

211/284

Ve gzkmeyeni grmek asl avclara zgdr. Avclarn gz afet gibidir. Siz gremezsiniz, o grr. Necati'nin patronu iin yakalad kelebekler, giderek artyordu. Alaimisema'nn arkadalk ettii nice kelebek de imdiden koleksiyonuna girmiti. Anlamadklar bir dnyada, niin olduunu anlamadan avlanan bu kelebekler, ldkten sonra farknda olmayacaklar bir yolculuk yapacaklard uzak lkelere. Kaplumbaa, sincap, kurbaa ve dier dostlar dikkatli ol-masn sylyorlard Alaimisema'ya srekli. O da akln, gz-n drt aarak uuyor, drt kanadn drt ayr kaygyla rp-yordu. Alaimisema, snrl mrnde, uup kaan eyleri, krk kk bilgileri birletirdiinde, insanlarn byk ve gl dnyasnn, kelebeklerin kk ve narin dnyasna oynad oyunlar kavra-

maya balamt. Uzun vadide kelebek avclar, daha da tesi ke-lebek kaaklar vard. Bir kelebek arkada, "Bu kaaklar bizleri toplayp, insanlarn istemedikleri bir ekilde uzak lkelere sat-180 yorlar gizlice," demiti; "Bunu nlemek, soyumuzu korumak gerek," demiti. (Her derdin bir devas, her kanunsuzun bir yasaya saygls vardr bu dnyada.) Kelebeklerin soyunu, dnyasn korumak, kurtarmak iin ne yapmalyd, nasl yapmalyd? Dorudan bir ey yapamazd; insanlarn dnyasna dorudan eriemezdi. Kerman olsa mutlaka bir eyler yapard kaaklardan kurtarmak iin kardelerini. Ama ortalarda yoktu, belki olup bitenden haberi de yoktu.

212/284

Ben bir eyler yapabilir miyim diye geirdi aklndan Alaimisema. Kaplumbaalar, salyangozlar da belki yardm ederler biz kelebek dostlarna. Madem kaaklar var ortalkta, bugn bize, yarn onlara. yi de, bir kaplumbaa nasl ulaabilirdi insanlara? Sonra da dorudan insanlardan yardm istemek geldi aklna. "Geri yal kelebekler insanlarn hibirine gvenmiyorlar ama bu insanlarn iyileri de vardr mutlaka," diye dnd. "Onlardan birine gitsem, kaaklara kar korurlar bizi. Ama hangisine, nasl?" Dnd, dnd, dnd. Utuka dnd, dndk-e utu. Sonra o akamst, daha nce birka kere grd o tekerlekli sandalyedeki kz grd; bahedeydi, yalnzd. Farkl bir sandal-yede oturuyordu, sandalyesi deimiti fakat kz deimemiti. O an Alaimisema'nn iinde ona doru umak, olup biteni anlatmak istei uyand. Ancak kelebekler insanlarla konumazlard. Utu, kzn nndeki masann zerine, tam karsna kondu. Ya bu da beni yakalarsa diye ufak bir korku belirdi iinde. Ancak Umay glmseyen gzlerle bakyordu ona. Alaimisema ve Umay, iki kelebek kar karya. Sonra Alaimisema Umay'a yaklamak istedi, masann bir ucundan dierine utu, Umay'n tam nne kondu.

Bir kelebek Umay'a ilk defa yaklayordu; houna gitti, glmeye balad. Zorlanarak, ar ar elini uzatt. Alaimisema kamad,

213/284

kanatlarn ap kapad; tam Umay parman de-direcekti ki, geriye doru utu, birka adm tedeki sandalye- 181 ye kondu. Umay artk yeni sandalyesini kullanyordu; kumandasn altrd, sandalyesini Alaimisema'ya doru srd. Tam yaklamt ki Alaimisema biraz daha uzaklat. Alaimisema birka defa tekrarlad bunu. Duruyordu, Umay yaklanca biraz teye uuyordu. Bu gzel kelebek Umay'la oyun oynuyordu deta; dardan bakan birisi, oyun oynadklarn sanrd. Oysa tanmyorlard, oyun oynamyorlard, Umay bu kelebein bir ad olduunu bile bilmiyordu. Birden Umay'n zihninde bir imek akt, "Bu beni bir yere gtrmek istiyor," dedi. nk korkmu gzkmyordu bu ke-lebek. Korkmu olsa, en banda Umay yaklatnda uup giderdi. Kamyordu, Umay' bir yere gtrmeye alyordu. Umay bu kelebei izlemeye karar verdi. Otomatik sandalyesini, acemice ama zenle srerek sokaa kt. Alaimisema nde Umay arkada gidiyorlard. Evden epeyce uzaklamlard ki annesi geldi Umay'n aklna, merak etmesin diye cepten arad, bir kelebei izlediini sylemek anlatmas zor geldii iin, "Biraz gezmeye ktm," dedi. Glsen Hanm kaygland, Umay ilk defa sokaa yalnz k-yordu; "Dikkatli ol, istersen geleyim," dedi, Umay istemedi. Alaimisema epeyce ilerledikten sonra bir yan sokaa sapt, evlerden birinin itinin zerine kondu. Gri renkli bir evdi bu ev, bahesi bakmszd, drt bir yann yaban otlar brmt. Alaimisema itin zerinde bir sre

214/284

Umay'n yaklamasn bekle-di, sonra hzla uup gitti, gzden kayboldu. Yolculuklar bitmiti. Umay aklndan, "Beni buraya niin getirdi, burada hibir ey , yok," diye geirdi. Belki de bu kelebek tesadfen umutu nnden, kendisini izletmek gibi bir amac yoktu.

Umay, burada ilgin ne var diye etrafna baknrken Alai-misema epeyce uzaklamt; huzur iindeydi, "Kardelerim iin, soyumuz iin, kk de olsa bir hizmette bulundum," diye dnyordu. Umay' gtrd ev bir kelebek kaaksnn depo-suydu. Alaimisema kendisiyle gurur duydu, gnlerdir ilk kez kaygs azalm ekilde uuyordu. Vadinin kelebekleri iin nemli saylabilecek bir ey yapmt. Geri yapt ey, Kerman'n yapacaklarnn yannda ok ufak kalrd, Kerman dnyadaki tm kelebeklerin kurtarcs olacakt. Ancak yine de kelebek kaaks kt insanlarn evini, iyi bir insana gstermeyi baarmt; bu iyi insann bu iin peini brakmayacana emindi. Kerman' bulduunda bu yaptn, phesiz ki ona anlatacakt ve Kerman, phesiz ki sevgilisiyle gurur duyacak, tm kelebeklerin nnde onu vecekti. Hava gzeldi, Alaimisema'nn incecik kanatlan daha da hafifledi; utu, utu, szld, uzaklara doru gitti. Umay gri renkli bakmsz baheli evin nnde bir sre durdu; ot brd iin bahe ve ev tam grnmyordu. Tam "Burada bir ey yok, artk geri dneyim," diye dnyordu ki, evin kaps ald, iki kii ellerinde byke bir pano tayarak dar ktlar. Panolar zenle ambalajlanmt, ilerinde ne olduu gzkmyordu.

215/284

Adamlar panolar birer birer karp evin duvarna dayamaya baladlar. Umay bir ey olduunu, olacan sezinledi, grlmemek iin sandalyesini biraz geriye ekti. Adamlardan birisi ksa boylu iman, dieri orta boylu zayfa idi. Umay birbirlerine, Ahmet ve Feyzullah diye seslendiklerini iitti, isimleri Ahmet ve Feyzullah'd. Necati gibi onlar da kelebek kaaklar iin alyorlard. Necati orada deildi, evi daha uzak bir mahalledeydi. Bir ara Ahmet arkadana, "Bunlar bize bu kadar toplattlar, baka lkelere gndereceklermi. Ne diye toplatrlar, ne ie yarar bunlar, akl sr ermiyor bu adamlarn ilerine," dedi. Umay bunu duyduu anda irkildi, bunlar kelebek kaaklaryd. Topladklar kelebekleri yasad ekilde uzak lkelere satyorlard.

Heyecandan Umay'n kalbi sandalyesini sarsarcasna arpmaya balamt. Kitaplarda, filmlerde rastlad bir eye imdi bizzat tank oluyordu. Kaaklarn yuvasnn nnde duruyordu. Demek bir sre nce kelebek kaaklaryla ilgili duyduu sylen- 183 ti doruydu. Demek, tarihi eser kaakl, yrtc ku kaakl gibi bir de kelebek kaakl vard. Umay durumu bildirmek iin tella Gkhan' arad. Polis imdad aramas daha akllcayd ancak birka gndr Umay'n santrali, merkezi Gkhan'd. Evin nnden biraz daha uzaklap ksk bir sesle durumu Gkhan'a anlatt. Gkhan hemen "Geliyorum," dedi. Bunu duyduu anda Umay'n ii, rengrenk ve kalabalk bir bayram yerine dnd. Gkhan

216/284

geliyordu; ikisi, deerleri iin, birileri iin bir eyler yapacaklard. (Birileri iin bir eyler yapanlar, kendileri iin de yaparlar. imdi kanunlar iin, kelebekler iin bir eyler yapacaklard; yarn kendileri iin.) Umay bekliyordu; Birka dakika sonra Gkhan arad, "Umay, ortalarda gzkme, seni grmesinler; bunlar mafyadr, sana zarar verirler," dedi. Umay, uyary dinledi, sandalyesiyle biraz daha uzaklat. Bir dakika gememiti ki polis sirenleri duydu. Polisler gelip annda evi sardlar, baheye girdiler. Gkhan, Umay'n telefonu zerine durumu ablasna sylemiti, iki karde tella yola kar kmaz polisi aramlar, polis onlardan nce yetimiti. Polisler evi aramaya, tespit yapmaya baladlar. Az sonra da sokan banda Gkhan ve Aysel gzkt. Gkhan tellyd, kendisini, sevgilisini kurtarmaya gelen bir beyaz atl prens gibi hissediyordu. Umay onlar grnce tarifsiz bir sevin duydu iinde; bugn belki de hayatnn en mutlu gnyd. nemli bir ii sevgilisiyle birlikte baarmlard; sevgilisiyle ablas ona doru geliyorlard. Aysel artk sadece Gklan'n deil, Umay'n da ablasyd. Evdeki arama ilemi srerken Umay ve Gkhan sandalyelerini bir aacm glgesine ekip konumaya baladlar. Artk o andan itibaren, kaaklar, kelebekler, sirenler, kanunlar, evredeki tm

217/284

insanlar deta kanat rparak sessizce uzaklat, kayboldu; aacn glgesinde yalnzca ikisi vard, bir lks lambasnn altndaydlar sanki. Aysel, en banda, daha selmlatklarnda, Umay'a, "Merhaba canm," deyip, rahatsz etmemek iin uzaklamt. Umay ve Gkhan birka dakika boyunca, tella, heyecanla, birbirlerinin szn kese kese, bin yldan beri grmemiler gibisine, konutular, konutular. Polisler ilerini bitirmilerdi, koleksiyonlara el koydular, ka-aklar tutukladlar. Aysel, olup biteni ilgiyle ve zntyle izlemiti. Kaaklar tutuklanmay, ceza grmeyi hak ediyor olabilirlerdi, ancak bir insann bunu hak edecek durumda olmas, yine de znt vericiydi, iin sebebi de sonucu da Aysel'i zmt. Aysel, Gkhan'la Umay'a yaklap, "ocuklar isterseniz bir pastaneye gidip oturalm," dedi. Tam o srada bir polis memuru yanlarna yaklap, "Siz ihbar etmitiniz, deil mi; ok teekkr ederiz, bize b-yk bir yardmda bulundunuz, epeydir pelerindeydik bunlarn," dedi ve, "imdi bir zahmet bizimle karakola geleceksiniz," diye ta-mamlad szn. Bu karakol davetine Aysel'in can skld, "Niin memur bey?" diye sordu. Polis,

218/284

"Efendim, kaakl ihbar ettiiniz iin usulen ifadelerinizi alacaz, sizleri ahit olarak gstereceiz," diye cevaplad. Aysel: "imdi bizi mahkemeye filan da arrlar herhalde." Polis: .

"Sanrm arrlar efendim." Aysel: "Memur bey, belki grevinizi yapyorsunuz ama byle titiz davranmca, ihbar etmekten, ahit olmaktan vatandan gzn korkutuyorsunuz." Polis: "Yk efendim estafurullah." Aysel:

"insanlar, yolda bir yaral bulduklarnda, cankurtaran yoksa, alp hastaneye gtrmekten ekiniyorlar. Kaza grp de kazara gtrenlerin, "Sen arptn," diye polis yakasna yapyormu. Sonra yllarca mahkeme. Bu doru deil." Polis, "Haklsnz ancak mevzuat byle." Umay aniden sze karp,

219/284

"Memur bey, mevzuat yle olabilir ancak mevzubahis olan ey, ilerin, doru ve vatanda zorlamayacak ekilde yrtlmesidir," dedi. Polis memuru, eski ve tumturakl laflar eden tekerlekli sandalyedeki bu ufak tefek kza hayretle bakarken Umay devam etti: "Memur bey, isminiz?" "Selahattin Durmu." "Ben de avukat Umay Tike. Bakn Selahattin Bey, ilgili yasa, bu tip durumlarda ihbarda bulunan ahsn ifadesinin alnmasn zarur grmez, ihbar, ahitlii zorunlu klmayan bir durumdur. imdi biz karakolda, olaydan haberdar olmadmz ileri srsek, balattnz ilem yarm m kalacak? Hayr. Biz ahitlik eksek de etmesek de, siz yaptmz ihbar deerlendirip, durumu savcla intikal ettireceksiniz. Nitekim, sadece telefonla ihbarda bulunan, kendisi oraya kmayan ihbarclar da bulunabilir, ihbarn bir mesnedi varsa, ahitsiz de ilem yaplr. Elbette ki kuru ihbar, gzkmeyen ihbarc, kiisel zanlar, zannetmeler delil deildir. Somut delil gereklidir. Bu olayda var m? Galiba var. Bu durumda ihbarc gereksizdir." Umay btn bunlar, alakgnll, aklamay seven, sevecen bir tavrla sylemiti. Polis memuru Selahattin, gzleri hayretle alm, duyduklarna inanmaya alan bir yz ifadesiyle bakyordu. Umay'n szleri bittiinde birka saniye ne syleyeceini bilemedi. Bu arada Gkhan ve Aysel, konumaya baladndan beri Umay'a, hayretle ve hayranlkla bkyorlard; Umay'n hukuku rolne ilk kez tank olmulard. Konumas bittiinde, Gkhan, Aysel ve polis memuru, Umay' olduundan daha iri algladlar; sanki vcudu bym,

220/284

organlar arasndaki orantszlk kaybolmutu. (Boy, greceli bir eydir; ve duyduklarmz, grdklerimizi kesinlikle biimlendirir.) Polis memuru Selahattin, "Tamam avukat hanm, o zaman sizi karakola kadar yormayalm. Duyarllnz iin size teekkr ediyoruz," dedi. Um ay da, "Olay mahalline ksa srede intikal ettiiniz iin, titiz almanz iin biz de size teekkr ediyoruz," dedi. Polis Selahattin, bayla Aysel'i selmlad, Aysel yekinince de elini skt. Umay'n elini skp skmama konusunda bir an kararszlk yaad-, Umay hafife elini uzatnca da hemen hzla uzanp elini skt, sonra Gkhan'n elini skt, ayrld. bas baa kaldklarnda, Umay'n yzndeki ve ses tonundaki 'avukat' ifadesi annda kayboldu, sanki az nce yaramazlk yapm gib sine, ocuksu ve muzip bir yzle, gzlerini aarak, dudaklarn 1:zerek Aysel'e bakt. Yz, "nasl, iyi miydim?" diyordu deta. Gkh?n,byilenmigibibakmaysrdrdUmay'a.Umay'n, avukatln, irinliini, hanmln, bilgisini, yzn, akln, kollarna alp defalarca pt iinden. Bir pastaneye gittiler; nce birlikte oturdu, sonra Aysel alveri yapacam diyerek ayrld.

221/284

Aysel elinde torbalarla dndnde Umay ile Gkhan, dnyay unutmu konuuyorlard. Uzunca bir sre Aysel'i fark etmediler, fark edince ikisi birden, "Merhaba abla," dedi. Hesab deyip kalktlar. Gidesileri yoktu; belki uzunca bir sre, belki de hibir zaman byle bir araya gelemeyeceklerdi. Vedalatlar. Akam oluyordu.

36 Ve Kerman Orada (Kelebekler de Kavuur; ama...) ? Alaimisema kayglyd, srekli alamakl bir ifade yerlemiti gzlerine. Ardnda yaamad bir mr, nnde ne kadar sreceini kestiremedii, sevgilisine kavuup kavuamayacan bilemedii gnler, saatler vard. Azalyordu; sevgilisine kavuabilmek, tm kelebeklerin kurtarcsna yardm edebilmek iin gn-gnei azalyordu Alaimisema'nn. Durmadan uuyordu, ya ileriye ileriye uzaklara, ya drt bir yana evreye... Ve sonra o gn, o an, btn umudunu kaybettii bir anda birdenbire onu grd karda. O'nu. Kerman oradayd, kar-da. O mu, benzettim mi diye btn dikkatiyle bakt. u anda bir benzetme, bir yanlma, hayatna mal olacak bir hayl krkl olurdu.

222/284

Hayr oydu, evet oydu. Alaimisema'nn her eyi, umudu, hayat, Kerman' oradayd. Ama sonra, bir an sonra, an bir kaslmayla, bir byk hastala tutulmu gibi Alaimisema'nn tm kanatlan titremeye balad. Kerman yalnz deildi, yannda bir dii kelebek duruyordu. Alaimisema bir an, "Belki yalnzca arkadalar," diye geirdi aklndan; buna inanmaya ihtiyac vard. Fakat tam o an Kerman'la

o kelebek, balarn, antenlerini birbirlerine srdler; birbirlerini ptler, ptler. Kerman, yeni bir sevgili bulmutu, daha da tesi bir e bel-188 ki. Alaimisema ne yapacan bilemedi; donmutu, donakalm-t, bolukta kmldamadan duruyordu sanki. "Kerman," diye ses-lenebilirdi, seslenemedi. Galiba uup gitmeliydi. Seslense bir ey deiir miydi? Ya beni unuttu ya da vazgeti diye dnd. "Ben onu ararken o beni aramad belli ki," dedi. "Ne yapmalym?" dedi. Bilemedi. Alaimisema'nm grdkleri ve grdklerinin bakalar tarafndan grlmesi, onur krcyd. Narin bedeni, kanatlan, dalacak gibi sarslyordu, ineler batyordu drt bir yanna sanki. Gitmeliydi. Daha fazla grmeden ve grlmeden gitmeliy-di.

223/284

Yavaa arkasn dnd, Kerman'a grlmeden daln arkasna szld, kendini bolua brakt, uzaklamaya balad. Alayarak uuyordu. Artk Kerman' gremeyecekti. Artk Kerman' gremeyecekti, artk Kerman yoktu. Bunca zaman hayal bir sevgilinin ardndan bouna komutu. Artk bitmiti. Zaten bitmiti. Alaimisema, mrne smayacak bir yas iindeydi. Aldatyla ya da baka bir yolla elerini kaybeden klar, yreklerine oturan ama evlerine, mrlerine smayan yaslar iinde kalrlar. Dnceler, deirmen ta gibi tr anlarn ama hazmedebilecekleri bir ekmek kalmaz ellerinde. Alaimisema gcnn farknda deildi, gc fark edildiinde ise kendisi bu dnyada olmayacakt. (Kendilerini olduklarndan daha gl sananlar veya glerinin farknda olmadan yaayanlar hayatlarn ziyan ederler.) Alaimisema, btn hayatn, kendine ait zannettii bir aka balanmakla geirmiti. Hayatlarn tek bir eye balayanlar, ya hep ya hi diye yaayanlar, tek bir tekmede yklrlar. (Tekmenin gc deil, teklii nemlidir bazen.)

II

224/284

Alaimisema tek bir darbede yklvermiti; gkyznn altnda Gkkubbe stne kmt. Yer, stne, toprak gibi atlmt sanki. Hayat boyunca yalnzd, imdi yalnzl daha da art-mt. Bir eylere ya da her eylere yazk olmutu.

189

37 Veda (Alaimisema'nn sonu) Vadinin ok ilerisinde bir bataklk, batakln tesinde dalarn gerisinde deniz vard, insanlar grmese de, sazlar;, yamuru, amuru, suyu, dalgay, frtnay, suda ve toprakta sren binlerce kavgay ve daha nice eyi, cmle havyalar, kular, bcekler, balklar, kurbaalar, kelebekler bilirdi. O gn orada, denize doru, ok-gzel bir hava, gk-gzel renkler vard. Vadinin tesinde berisinde, danda nehrinde gn domu-tu, yaam balamt. Ve yaamn olduu her yerde lm var-d. lm olmasa, yaam yaamazd, (nemli olan yaamla lm arasnda, bir eyler yapmak ve mutlu olmakt.) Gn doduunda, kular ve kelebekler uyandnda, avclar da kt ortaya.

225/284

Yaz ile Necati bir sredir ahbap olmulard. Biri amatr, dieri profesyonel olan bu iki kelebek koleksiyoncusu, kelebeklerin bulunduu yerlerle ilgili baz bilgileri birbirlerinden saklasalar da, yine de kelebekler zerine sohbet edebiliyorlard arada. zellikle Yaz, kelebeklerin trleri, kanatlarndaki ekille-rin neyin sembol olduu hakknda, "Bak Necati abi... " diye balayan cmlelerle Necati'ye bilgi veriyordu sklkla. Anlat-tklarn Necati ilgiyle dinledike, daha ok anlatas geliyordu Yaz'in.

I T eski alardan bu yana, -aslnda bilimsel bir temeli olma sa da- kelebeklere ve insanlara gre, kelebeklerin kanatlarndaki renklerin ve ekillerin, herkesi byleyen, bysel anlarnlar var d. Kelebeklerin kanatlarnda, dnyaya, canllara, zellikle insan- 191 lara gnderilmi iaretler-mandalalar bulunurdu. l

insanlar, en az iki yz milyar galaksiye sahip olan evrende-ki her eyin tamamen kendilerine ait olduunu, kendileri ol-masa hibir eyin de olmayacan zannettikleri iin) kelebek-lerin kanatlarndaki mandalalarn da yalnzca insanlara gnde-rilmi birer iaret olduunu sanrlar. Kelebekler iserbu iaret-lerin kelebeklerin kaderleri ve zellikleriyle ilgili olduunu d-nrler.

226/284

Yaz, olaya, insan yanls bakt iin, her bir iaretin insanlara ne ileti verdiini anlatrd, akralarn, nlarn, beneklerin anlaman sylerdi. Halk arasndaki bir batl inanca gre, kelebeklerin rengi de nemliydi. Ancak onlar iin deil, insanlar iin. Eskiden gen kzlar baharda grecekleri ilk kelebein renginin, gelecei haber verdiine inanrlard. Kelebek beyazsa gen kz o yl mutlu olacakt, pembe ise salkl. Sar kelebek ktl, krmz kelebek sava, siyah kelebek ise ktl haber verirdi. Yani insanlar kelebeklerin renginin kendilerine gnderilmi birer iaret olduunu dnrlerdi. Btn Evren'in yalnzca insana hizmet iin var olduunu zanneden insanlar, kelebeklerin renklerinin bile, kelebeklere deil, insanlara hizmet ettiine inanrlard. Ne o gn, ne daha ncesi, Alaimisema'nn rengi kaderini gstermedi. Uzaklarda, ieklerle kapl bir yerde uuyordu Alaimisema; yer gk gzeldi, Alaimisema ise zgn. Hayat boyunca Kerman' aramt, bulduunda ise mutlu olmamt. mrm bitmek zere diye dnd; artk amasz uuyordu. Ve Necati Alaimisema'y grd, bir yapran stndeydi. Alaimisema Necati'yi gremedi. Usta hareketlerle yavaa yaklap an kaldrd Necati. Son anda onu fark edip umak istedi Alaimisema, uamad. Artk an iindeydi.

An iindeydi Alaimisema. Dnya ile arasnda bir ince a. rpnd, kmaya alt, her yann denedi an, olmad, kamad.

227/284

192

"Sonunda yakalandm, be gnlk mrm bitti, yakalan-

masam belki birka gn daha yaayabilirdim," diye geirdi ak-lndan. Ksack mr ziyan olmutu; "Bouna yaadm," diye dnd Alaimisema; ne sevgilisine kavumutu, ne kelebek kardelerine, milletine bir faydas dokunmutu, mr aramakla gemiti. "Yakalanmasaydm belki..." Necati sallaya sallaya gtryordu onu. Umadan sallanarak gitmek ok kt bir eydi. Alaimisema, bu dnyada hibir ey yapamadan, kimseye bir faydas dokunmadan lp gideceini dnyordu. Oysa yapmt, kelebek kaaklarnn yakalanmasna yardmc olmutu; ama bundan haberi yoktu. Alaimisema bir bilinmeyen kahramand; bilinmeyen kahra-manlar, bilinenlerden daha nemlidir bazen. Alaimisema bunu bilmiyordu; Necati de yle. Kimi niin ldrdn bilmiyordu Necati; bir kiralk katil-di nihayetinde. Patronlar bilir; ama kiralk katiller, kimi niin ldrdklerini bilmezler bu lemde. Alaimisema, bir sre rpndktan sonra an iinde, umudunu kesti, haylleri ve yaam bitmiti. Kendini brakt, yaamla arasndaki engele, aa yasland; bir l gibi sessiz ve hareketsizdi. ikindiye doru Alaimisema'y dier baka kelebeklerle birlikte evine gtrd Necati. Evde pek fazla eya yoktu. Askerlik dn eer Avrupa'ya gitmezse, sevdii kzla evlenip bu evde yaayacakt.

228/284

Kapdan getiler, sofa lotu. Alaimisema ilk defa bir evin iine giriyordu. Sonra bir odaya girdiler. Alaimisema iddetle rpnmaya balad. Annesi oradayd, duvarda duruyordu. "Anne!" diye bard Alaimisema, annesi duymad. Ve dier duvarda, muhteem grnyle Kerman' grd. Utanmay, ayb brakp, "Kerman, Kerman!" diye seslendi. Kerman da ses vermedi. kisi de lmt.

Annesi ve Kerman, kanatlan jU v silikonla yaptrlm halde, dier v , '?' slerinden leksiyonu sslyorlard, imdi, (fij^" kdebelde birlikte ko-bir glnn tablosunda bir ufecl-, .U"yfda' bir zaynn varl, Kerman oradayd, duvarda- t Tkta ,Ur bazen-) Oradayd, ama yoktu. ' Kanatla"nJ am duruyordu. '1 Bir, iki, . Son karlamada

Alaimisema ksa mrnde Kerm Kerm^" , keZ kar?llamt:

Necati Alaimisema'y, kavanozun Y T T^ gmda zehirlenip lecekti; henz k-.JuT T^' kapaS' kaPa"Bir anda btn yaam gzlerin' sema'nn; annesini grd, Kerman'! eonrf1nvnden geti m-n grd, arkadalarn, grd, agalar *ic ?"' Kerman'18rdg g-

229/284

yedeki kz. grd, Necati'yi gr... ' sandalAz sonra Necati, Alaimisema'nm k,m,M

' grd' teke*kli

dan zenle tuttu, panoda Kerman>In K'm'damaXan kanatlarmdi. lem bitmiti; sonu, bindi ve sf,r b?,Uga YerlW"-

Bu dnyada kiminin bini, kiminin "f,r" \ , Alaimisema ld, vadiye ve y^lT^T Yaam, Ve-de'dir; lm ise 'veda*. Yaam, srekli bir ve'dir; siz yasad,U eklenir. Sadka, sze srekli bir eyler Sonra sra veda'ya gelir; artk ve'ler bitmitir KVI13

38 Olup Bitenin Nedeni

230/284

Olup bitenin nedenini, daha dorusu kelebeklerin a gzl insanlarca tketilmesinin nedeni nedir? Bilemezsiniz. Alaimisema'nn ve Kerman'n ldn az sayda kelebek duydu; nk kelebek avclar Uzun Vadi'deki kelebeklerin ounu yakalamlard. Bu sonu kim hazrlad? Toplum mu, tabiat m, kader mi? Olanlardan kim sorumlu? Toplum, hayat veya kader, hangisini seerseniz, iinize o siner. Toplum, hayat veya kader eliyle, adaleti olmayan bu dnyada, Alaimisema tek celsede lmt. (Yaamn celseleri, bir cemse gibi geer bazen stnzden.) Toplum mu, yaam m, kader mi? Bir bilimsel deney yapa-madnz iin laboratuvarda, hangisi daha stndr tekinden, bilemezsiniz. Alaimisema ile Kerman niin ld, bilemezsiniz. Umay ile Gkhan'n aklar ne olacak, evlilikleri, yuvalar olacak m, bilemezsiniz. Annelerin ve babalarn kar kt bu evliliin, yalnzca akl sandalyelerle yryp yryemeyeceini bilemezsiniz. Evlilii yrten elektrik mi, yoksa bir baka ey mi, bilemezsiniz. Olup bitenin ne olduunu, olup bitenin gerekten bitip bit-

231/284

mediini, bilemezsiniz. Yaama anlam verebilmek iin sadece baz tahminler yrtrsnz. Demi ki birisi, "Evren, Dnya, atomlardan deil hikyelerden olumutur." Siz, Evren'in, Dnya'nn ve olup bitenin ne olduunu bile-mezsiniz; ancak neyin ne olduu konusunda kendi hikyenizi anlatrsnz. (Belki de siz bu yzden yalnzsnz.)

39 Veda (Meer Alaimisema...) Ertesi gn Yaz geldi Necati'nin evine, elinde birka kitapla, koleksiyonundaki yeni paralan grmee. Yaz'a gre Necati'nin son tuttuu kelebekler muhteemdi. Kerman ve Alaimisema'ya zellikle bakt. Bu iki kelebein kelebekler dnyasndaki adn bilmiyordu, sadece nndeki grntyle ilgiliydi, "Nereden buldun bunlar Necati Abi?" diye sordu. Necati'nin cevabn beklemeden devam etti: "ok ender bulunan mandalalardan." desenlerden bunlar, galiba en deerli

Yaz bir sre elindeki kitaplar kartrd, sonra dnp Necati'ye,

232/284

"imdi bulamadm ama u kelebein kanadndaki mandala, liderlik iareti galiba. Bu kelebek btn kelebeklere lider olsun diye gnderilmi," dedi. Yaz, "u kelebek," derken Alaimisema'y kastediyordu. Eer syledikleri doruysa ki, galiba doruydu, kelebeklerin li-deri, onlar kurtaracak kii, Kerman deil, Alaimisema'yd. Alai-misema, bilmeden kelebeklere nemli bir iyilik yapmt, en azndan birka kelebek kaaksn yakalatmt. Eer tm kelebeklerin lideri olduunu bilseydi, daha byk iler baarabilirdi. Dii olduu iin bu aklna hi gelmemiti; aslnda lider ol-

mayan bir erkek kelebein, Kerman'n peine taklp hayatn ziyan etmiti. Gerek lider meerse Alaimisema'yd. Lider olduunu bilmeden yine de kardeleri iin bir eyler yapmt. Lider olduunu bilseydi daha byk iler yapabilirdi. (Yanl bilgi, yanl hayatlar getirir nnze; doru bilgi, bazen sizi kurtarr, bazen herkesi.) Alaimisema, arkasnda byk bir boluk brakt. Kendini ve yaam yanl tanmlamt. Elbette ki sevgilisini arayabilirdi ama btn bir hayatn buna hasretmesi yanlt. Ak nemlidir. Kadnlar ve erkekler ak arayabilirler. Ancak kadnlar ve erkekler, ak aramak dnda da birtakm eyler yapabilirler. Erkekler, hem ak hem ii birlikte yrtrler genelde. Kadnlar da byle olmaldrlar. ister insan, ister kelebek, kadnlar, ak dnda da pek ok ey yapabilirler. Alaimisema bunu bilmiyordu. Birka gnlk mrn ziyan etmiti.

233/284

Alaimisema mrn birka gnlk olduunu sanyordu. Aslnda bu da yanlt. Yaz elindeki kitaplar kartrd, Alaimisema'y gstererek Necati'ye, "Abi gen bir kelebekmi, yazk olmu; bunlar dokuz ay yaayan bir trm," dedi. Yakalad kelebeklerin mrlerinin ne kadar olduu Necati'yi hi ilgilendirmiyordu. Onlarn sadece birer fiyatlar vard. Ancak u da bir gerekti ki, Alaimisema yakalanmasa, daha aylarca yaayabilecekti. Alaimisema, bunu da bilememiti.

40 r, Gorucu Ve Fatma Hanm, gzel kzlar olan ffet Hanmlar davet etti. Davetin grnrdeki ad yalnzca bir ayd, grnmeyen ad grc. Geldiler. Aysel'le Ragp Bey'in tartmalarndan iki gn sonra, iffet Hanm, kocas Mensur Bey, kzlar Ebru, bir ikindi vakti, dalarn gerisinden, da yollarndan Uzun Vadi'ye geldiler. Fatma Hanm ile Ragp Bey misafirlerini sokan bana kadar yryp karladlar.

234/284

Gkhan misafirleri bahede bekliyordu; annesinin hatr iin Ebru'yla tanacakt. Aysel, annesinin gereksiz bulduu bu gayretini itelemek amacyla evde durmam, bir arkadana gitmiti. Fatma Hanmlarn gelii, grnrde sadece bir ziyaretti; ama aslnda alttan altta Ebru grcye kyordu; yan sra, grnmezde Gkhan da kyordu grcye. Ebru'nun babas ne olup bittiinden tamamen habersizdi; gezmeye geldiklerini sanyordu. Oysa Ebru ile annesi, bu ziyaretin bir tr karlkl grc ziyareti olduunun, aka dillendir-meseler de farkndaydlar. Fatma Hanm'n kendilerini niin davet ettiini biliyorlard. Fatma Hanm ile ffet, kadn derneklerinden, ahbap toplantlarndan tanyorlard; derin bir ahbaplklar yoktu.

ffet Hanm, Gkhan'n bir yrme sorunu olduunu biliyordu ancak ne dzeyde zrl olduundan habersizdi. Gemite Fatma Hanm bu konuyu geitirmiti. Bu yzden Gkhan' grnce anne kzn nevri deiti, yzlerinde belli etmemeye altklar kk gerginlikler, kaslmalar peyda oldu. Gkhan' beenmemilerdi. Bahede oturdular, hal hatr, hava su sordular. Hava hafiften gergindi. Fatma Hanm Ebru'nun ve annesinin honutsuzluunu anlad; niin bu kadar ardklarna hayret etti, gerildi, rtl bir fke uyand iinde. Babalarda sorun yoktu. Biri misafir dieri ev sahibiydi, giderek koyulaan bir sohbet dodu aralarnda. Siyasetten, futboldan, (o yllarda siyaset futbola da alm atmt), malzeme fiyatlarnn, dvizin ve

235/284

rvetlerin ykseliinden sz ettiler. Mensur Bey mteahhitti; her zaman nemli olmu, giderek vazgeilmez olmu iskn ruhsatlaryla ilgili rvetlerin, zellikle yangn merdivenlerine ilikin rvetlerin artndan yaknd. Sylediine gre rveti, dolar zerinden isteyenler bile vard. (Bu durum, "Selm verdim rvet deildir deyu almadlar," diyen Fuzul'nin gnnden, Kanun'nin dneminden beri, bu konuda da aama geirdiimizin gstergesi saylabilirdi.) i yerlerindeki ruhsatlar nemliydi ama gnl ilerinde kadnlarn ve erkeklerin birbirlerine verdikleri ruhsatlar daha da nemliydi. Ebru Gkhan' beenmemiti, Gkhan ise Ebru'yu beendi. Gkhan'n gzyle Ebru gzeldi. Ebru gzeldi ancak Gkhanca deildi. Beendiniz her kii size dost ya da cinsel arkada olmaz. Ak beenmeyle balar ama beenerek srmez. Mona Lisa'y beenmeyen yoktur; fakat ok az kii onun gibi bir kadnla evlenmeyi aklndan geirir. Ebru gzeldi; ancak Gkhan onu sevmedi, arkada olarak da istemezdi. Ebru'nun Gkhan'a bak, dosta deildi, kabul edici deil-di. Dahas, hali tavr, kyafeti, tarz, Gkhan'n alageldii, ev-

resinde, gregeldii, zellikle ablasndan rendii kyafete, tarza benzemiyordu. Aysel ile Gkhan, geleneksel izginin dnda dnen, giyi-nen, davrann iki genti. Geleneksel izginin tesindeydiler an-cak toplumla ztlamazlard, canmz ne isterse onu yaparz havasnda deillerdi.

236/284

Mesel ikisi de sigara imezdi; ancak iecek olsalar ikisi de kesinlilde byklerin yannda imezlerdi. Aysel mo-dern giyinirdi, arada baz ortamlarda mini etek giyerdi; ancak mini eteinin, aka tanmlanmam da olsa belirli bir snr vard. Fatma Hanm'la kocas, toplumun belirledii snrlar iinde yaarlard, kyafette, dncede geleneksel insanlard. Aysel ile Gkhan ise geleneksel deillerdi, kendi belirledikleri snrlar iindeydiler; zgrlkleri, kendilerinden menkuld, kendilerince makuld, kendi dnyalarnda makbuld Ebru'nun snrlar ise, grnrde Fatma Hanm'n snrlar-nn ok tesinde, hatta Gkhan'la Aysel'in snrlarnn da tesinde, deta ufuk tesi bir mevkideydi. Ebru oturduktan az sonra bir sigara yakt. Annesinin, babasnn, ev sahibi amcann, teyzenin yannda sergiledii bu davran, Fatma Hanm'n gznde olayn grc niteliini bitirdi, ortam basit bir aile ziyaretine dnt. Ebru bir gelin aday aday da olsa, ilk gnden mstakbel kaynvalidesinin, kaynpederinin yannda sigara iince, Fatma Hanm'n, olunun gnln Umay'dan dndrme hevesini, bir sigara duman gibi ge ykseltti, darma duman etti. Byle gelin olmazd. Dahas da vard, Ebru, olduka ksa bir mini etek giymiti, stelik yrtmal. Bir de sigara yakp ayak ayak stne atmaz m? Onun, darya doru bklm sa elinde sigarasn tuta-rak ayak ayak stne att, yrtmal mini eteinin arkaya doru syrlp deta grnmez olduu ve ara ara sigarasnn dumann, ge doru flemeye alken, muhtemelen farknda olmadan mstakbel kaynpederine doru krk be derecelik ayla flemesi Fatma Hanm'n gznden gnlerce gitmeyecek bir sahneydi. Fatma Hanm bu resmi, birka defa ryasnda da grd. Ebru az sonra, ayan indirdi, pantolon giymi gibi rahatlkla dizlerini birletirmeden bacaklarn aarak oturdu. Fatma Hanm

237/284

bir an bu durumu grd, kan beynine kt, bir daha o yne bakmamaya alt. Genler bir ara meslekleriyle ilgili konumaya baladlar. Ebru, ak ve satr aras iletilerle kendi mesleine hayran olduunu dile getirdi. Ona gre mfettilik, dnyadaki en saygn, en nemli iti. Banka alanlarn denetlemek, yarglamak, hrszlar, dikkatsizleri mahkm etmek, rezil etmek kutsal bir iti, gc elinde bulundurmak demekti. Sonra Gkhan'n mesleine getiler. Ebru: "Astronotmusunuz." Gkhan: "Astronomiyi bitirdim, astronom saylrm." "ok ilgin, imdi siz btn yldzlar, burlar filan bilirsi-niz." Gkhan'n can skld; oldu olasya astronot ile astronomu, astronomi ile astrolojiyi kartranlara sinirlenirdi. Nazik olma-ya alarak, "Astronomi, astrolojiyle ilgilenmez; aralarnda yalnzca isim benzerlii var," dedi. "Ama ben burlara inanrm, okuyunca kyor." Gkhan, gergin bir sesle:

238/284

"kmaz, hibir ey kmaz. Astroloji tarihin en byk yalanlarndan birisidir." Ebru, yllarca inand bilgiye kar klmasndan rahatsz oldu; a da gergin bir sesle, "A olur mu, bilimsel olarak ispatlanm bir ey bu," dedi. Gkhan iyice sinirlendi. Sinirlenince yz kaslr, hafife kekelerdi. Sinirlenince kekelemek cann daha da skar, belli belirsiz elleri titremeye balard. Kekelememeye gayret ederek, "Astrolojiyle ilgili bir tane bile cidd bilimsel aratrma yoktur. Milyarlarca yldz, milyarlarca galaksi, dnyal Aye'nin ak haya-tyla ilgilenmez. Yldzlar bizi iplemezler bile. Baz astronomlar ne diyorlar biliyor musunuz? Astronomi bilimlerin anasdr, astroloji ise para uruna kt yola den kzdr diyorlar. Tabi bir tebih bu," dedi.

Gkhan'n kararl tavr karsnda Ebru srar etmedi, konu-yu deitirip, "Mesleiniz ok ilgin, gece boyu drbnle yldzlara bakmak filan," dedi. Ebru'nun dili, Gkhan'n mesleini nemsedii eklindeydi; ancak genel tavr, ses tonu, ok da nemsemedii yolundayd. (Aslnda Ebru, baz mfetti arkadalar gibi, mfettilikten baka hibir meslei, ii ciddye almazd, ba mfettiten bakasn dikkatle dinleyemezdi.) nemsemeden syledii son cmle, Gkhan'n cann tekrar skt,

239/284

"Ebru Hanm, biz yldzlara drbnle deil, teleskopla bakarz. Gkbilim ne biliyorsa teleskopla bilir," dedi. Ebru yldzlara syleyivermiti, teleskopla bakldn biliyordu ama ylesine

"Tabi, tabi, biliyorum, bir an dilim srt," diye aklama-ya alt. Ebru'nun muhtemelen dili srmemiti, kendi ii dndaki alanlara yeterince ilgi duymad ve biraz da Gkhan' ciddye almad iin yle sylemiti. nsanlar ve yldzlar tefti edemeyen birileri, yldzlara drbnle baksa ne olurdu, teleskopla baksa ne olurdu? Gkhan konuurken bazen "astronomi," diyordu bazen "gkbilim." Ebru bunu fark etti, "Astronomi ile gkbilim arasnda bir nans var m?" diye sordu. Gkhan, tavlaya yeni balayan birine, bir yandan retmeye alrken bir yandan da oynayan bir tavla ustas gibi hissetti kendini. "Yok ikisi ayn ey; biri yabanc misafir dilimize, dieri z Trke," dedi. Ebru, "Tabi siz daha iyi bilirsiniz de, Trkesini kullanmak galiba daha iyi," diyerek, bir hatal hamle daha yapt. Gkhan, ablasndan rendii bir eyi syledi: "Trkelemi Trke'dir; dile zenginlik getirir. Tabelaya

240/284

'Club yazmak dili ldrr; ama 'Kulp', artk dilimizin tabiye-tine gemitir, Trkedir. Astronomi de yle, teekkr veya muvaffakiyet de yle." "Tabi olabilir de, ayn metinde eski ve yeni kelimeleri birlikte kullanmak belki elikili." 203

Ebru bunu sylerken aslnda, ayn metinde hem imkn, hem de olanak kelimelerinin birlikte kullanlmasn istemeyen bamfettiin mantyla konuuyordu. Gkhan, (aslnda o da ablasnn mantyla konuuyordu), "Eski ve yeni kelimelerin, astronomi ve gkbilim gibi Trke kkenli olan ve olmayan kelimelerin birlikte kullanlmas bir eliki deil; bu da dili zenginletirir. Kkenleri ne olursa olsun, ayn pasaportu tayan insanlar, hatta farkl pasaportlar olanlar, nasl ki karde olmallar birbirleriyle, kelimeler de karde olmal dilimizde," dedi. Olgun gzkyordu ama biraz muzip, biraz muzr bir ocuk vard Gkhan'n iinde; son sylediklerinden sonra kendisiyle gurur duydu. Ebru, hem artk bu konuyu kapamak istiyordu, hem de btn btne baka bir konuya geemiyordu. Gkhan'n meslei konusunda st ste yapt hatalar gidermek, biraz da sempatik gzkmek gayretiyle, "Samanyolu'nu ok severim, lisedeyken bakar bakar hayl kurardm. Evrenimize uzaktan bakmak, binlerce gnei bir bulut gibi seyretmek ilgin gelirdi," dedi. Ebru'nun zihnindeki Evren tasarmyla ilgiyle Gkhan kt kokular almaya balamt; "Bu kz, galaksiyle Evren'i kartr-yor, dnyay da Samanyolu'nun dnda zannediyor," diye geirdi aklndan.

241/284

Artk fkesi gemiti Gkhan'n. nsanlarn, astronomi bilgileri eksik, Evren tasarmlar yanl olabilirdi; herkes onun bildiklerini bilmek zorunda deildi. Nazik bir ekilde aklamaya alt: "Geceleri grdmz Samanyolu, galaksimizin, bir baka syleyile gkadamzn kollarndan birisidir. Biz Samanyolu'mu-za uzaktan bakmayz, onun iindeyiz. Geceleri grdmz yl-

dzlar da Evren'in tm deildir, yalnzca bizim galaksimizdir. Bizimki gibi milyarlarcas var." nlerindeki sehpada duran pasta taban gsterdi. 204 "Diyelim ki u tabak bizim galaksimiz. Biz bu taban iinde

bir yerlerde olduumuz iin, plak gzle ancak kendi tabamz grebiliriz. Bizim tabamz gibi en az iki milyar gkadadan oluuyor evrenimiz. Biri burada, kimi Pazarcdc'ta, kimi Tokat'ta, kimi Erzincan'da, kimi Yozgat'ta. Hepsi birden dne dne yol alyorlar uzayda." Ebru, btn bu aklamalara bozuldu; skldn belli eder ekilde saatine bakt, sonra da antasndan bir sprey karp bacaklarna skt. Bu davran karsnda Gkhan dona kald, sprey kafasna vurulmu gibi hissetti. ki gen arasndaki szl tartma giderek davranla meydan okumaya dnmt. Gkhan, karsndakinin misafir olduunu unuttu, sinirden hafife kekeleyerek, nemsiz bir eyler syleyecekmi gibi sze balad:

242/284

"Kusura bakmayn biraz retmen gibi davranp cannz sktm. Einstein'n yannda, Fermi'nin yannda, Hawking'in, Hubble'm yannda phesiz biz yeni yetmeler, ancak taze retmenler gibiyiz. eyin dedii gibi, Bernard Shav/m, yanl hatrlamyorsam o demiti: Yapabilenler yaparlar, yapamayanlar retirler, retmeyi de beceremeyenler ynetirler, ynetmeyi de beceremeyenler eletirirler, tefti ederler. Heykeli dikilmi ok sanat, biliminsan vardr; heykeli dikilmi bir tane eletirmen, mfetti yoktur." Bunu syler sylemez Gkhan'n zihninde, ehir parkna di-kilmi, baarl bir mfetti heykeli canland, kendini tutamad gld. Ebru, glmedi, tekrar saatine bakt, yksek sesle, "Artk kalksak m anne?" dedi. Dello bitmiti. Herkes astronomi bilmek zorunda deildi ama deer verdii eylerin bylesine dnda olan birini sevmek veya onunla ahbaplk etmek de Gkhan'a uygun deildi. Aslnda Gkhan da Ebru'ya uygun bir arkada deildi. Ebru,

kendi dnyasn Evren'in tm zanneden, ceviz kabuuna ka-panm birisi gibi, kendi mesleini dnyann tek meslei sanan, bilimlere, sanatlara, hobilere dudak bken birisiydi. Tuhaf bir meslee sahip, bu tuhaf grnl gen, onunu gr alannn dmdayd. Zihin yapsyla, kyafetiyle, davranlanyla bir btn olarak baktnda, Gkhan'n Ebru'yu beenmesi sz konusu deildi. Kendi kendine telaffuz etmese de Ebru'riuri fiziini ylesine bir beenmiti; ama o kadar.

243/284

Onunla evlenmek istemezdi, arkadalk bile etmek istemezdi. Fiziini de zaten ayrldktan az sonra unutacakt. Gkhan, Umay' her ynden beendiinden, onunla evlenmek istediinden emindi. Ebru'yu beenseydi bile, yine de bir kusur, bir mazeret bulma konusunda kararlyd. (nk Umay'la kontrat vard, Umay'n da onunla.) Ancak imdi bir mazeret bulmas bile gerekmiyordu. Grnen ky mazeret istemiyordu. Sonunda misafirler gitti. Uurlama trenseidi. Hanmlar yanaklarn birbirlerine yaklatrp havay ptler. Yine bekleriz'ler, siz de buyrun'lar, bunu saymayz'lar, havada, birbirlerine ve insanlara demeden uutular. Misafirler gittikten sonra Gkhan, pasif davrand iin kendine, bu tatsz ve gereksiz grmeye onu zorlad iin de annesine kzmaya balad. nce ablasn arayp, szland, annesini ikyet etti. Telefonu kapattktan sonra da kzd, kzd, kprd. Ve sonunda annesini cezalandrmak amacyla, grnrde masum ama aslnda saldrgan bir plan yapt kafasnda. Bu plan mutlaka uygulayacakt; uygulamasa fkeden lebilirdi.

4i Plan Misafirler gider gitmez Fatma Hanm'n oluna koup, "Ebru'yu nasl buldun?" diye sormas beklenirdi. Oysa Fatma Hanm bunu sormad. nk Ebru'yu ncelikle kendisi been-memiti. Byle olunca da ortada merak ettii bir soru kalma-mt. Bu gelin adayyla ilgili olarak ne oluyla ne de eiyle konutu.

244/284

Az sonra da Fatma Hanm kendine kzmaya balad. Ebru'yu grr grmez nevri dnmt. Byle bir gelin istemiyordu. "Nereden kardm bu ii," diye hayfland durdu. Bu ne rahat kzd byle. Az buuk grcye ktn biliyor olmalyd. nsan byle mi giyinirdi. Bir ihtimal mstakbel ka-ynpederiyle, kaymvalidesiyle tanmaya gidiyordu; sanki inadna (belki gerekten inadna) ksack giyinmi, ftursuzca oturmu, sanki yatak odasndaym gibi vcuduna sprey skm, stne stlk sigara imiti. iffet Hanm' akl banda biri bilirdi; insan hi mi uyarmazd kzn? Bu kz imdiden byle davranrsa, evlendikten sonra kim bilir neler yapard. Fatma Hanm'n nazarnda bu kzdan gelin olmazd. Gelin bir yana, byle birini evine hizmeti olarak bile almazd. Saatler geti. Fatma Hanm sessizdi, misafirlerle ilgili hibir yorum yapmad. Adet zerine, en azndan usulen, "Maallah pek gzelmi, pek akllym," diyebilirdi, demedi.

Bu sessizlikten Gkhan, annesinin de gelin adayn beenmedii sonucunu kard. Bekledii buydu, plann uygulayabilirdi. Annesinin yanma gitti. "Sa ol anne, bugn ok yoruldun," dedi. Fatma Hanm, "Ne demek" diye karlk verdi. Gkhan: 207

245/284

"Ebru'yu nasl buldun?" Fatma Hanm byle bir soru beklemiyordu; soruya soruyla karlk vermek zorunda kald, "in nasl buldun?" diye sordu. Gkhan'n bekledii an, bu and. Cidd ve kararl bir yz ifadesiyle, sabrsz bir k tavryla cevap verdi, "ok beendim anne, iyi ki tantrdn, evlenilecek kz," dedi. Fatma Hanm'm bandan kaynar sular dkld, i fenaya gidiyordu, hemen toparlanp, "Ben istedim diye beenmek zorunda deilsin. Eer beenme-diysen baka kzlar bulurum sana," dedi. Fatma Hanm aslnda, "Bunu unut, sana baka kz bulaym," demek istiyordu. Gkhan, "Yok anne, bouna yorulma, baka kz aramaya gerek yok. Bu kz ok uygun, evlenebilirim," dedi. Fatma Hanm'n aklndan, "Allah yazdysa bozsun" cmlesi geti. u an byk bir amaz iindeydi; kendi kazd kuyuya dmt. Olunun zihninde iki gelin aday vard; biri Umay, dieri Ebru. Fatma Hanm ikisini de istemiyordu. Biraz nce "Umay," diye tutturan olu, imdi "Ebru," diye srar ediyordu. Bu iin sonu nereye varacakt?

246/284

Fatma Han'm kendini aresiz hissetti, "Hayrls," deyip odadan kt. ('Hayrls' kelimesini bazen "nallah olur" anlamnda kullanrd; bugn "nallah olmaz" yerine kullanmt.) Ne yapmas gerektiini bilemiyordu. Olunun, inat olsun diye, kendisine kar bir tr alma duygusuyla Ebru'yu beendiini syleyebilecei aklna hi mi hi gelmedi.

Aye! akam eve geldiinde Gkhan olup biteni, annesine oynad oyunu anlatt. Aysel nce gld, sonra, "Fazla uzatma, zme anneni," dedi. "Oldum olasya, oullarnn ilgilendii bir kz varken ikinci bir kzla tantrmaya alan annelere bozulmuumdur. Zerrin Ko'un 'Islak Kentin insanlar' diye bir roman var; evli oluna kz bakan, olunun karsn dvmesini tevik eden anneleri anlatyor. Maalesef byle; ama sen yine de zme annemizi. Ben sana yardm edeceim," diye devam etti. Gkhan da oyunu uzatmak istemiyordu fakat yine de kalkp, "Anne sana inat olsun diye o kz beendiimi syledim," diyemezdi. Ablas, "Sen bana brak," dedi. O akam Aysel, Fatma Hanm'a, "Anne Gkhan, o kzdan vazgeti, yle bir anlk bir hevesmi; yine Umay'la evlenmek istiyor," dedi. Fatma Hanm rahat bir nefes ald. Gerekten derin bir soluk ahp, "ok kr," dedi. Kbus bitmiti.

247/284

Fatma Hanm'a bir sre Umay seenei daha olabilir gzkt. Umay, Ebru'dan ehvendi, iyiydi, a, ars yoktu, ayak ayak stne atp sigara imezdi. (Zaten fiziksel olarak ayak ayak stne atmas mmkn deildi.) Fatma Hanm bir sre Umay'a daha lml bakt. Ancak k-sa sre sonra, skntdan kurtulunca, olanlar, kafasndaki Ebru kbusunu unuttu, yine eskiye dnd, yeni gelin adaylar aratrmaya devan etti. (Gkhan'n plan ksa bir sre ie yaramt. Yaknlarmza olan sevgimiz, onlarla mcadele etmemize bir sreliine izin verir.) *

42 Balanma, Ayrlma Umay, Gkhan'n bir baka kzla grtn bilmiyordu. Yazyorlard, konuuyorlard; gn be gn Gkhan'a olan ba-ll artmt. Bir gn birdenbire, hesapsz, plansz, daha sonra "Nasl yaptm," diye hayret edecei bir ey yapt; interneti ap Gkhan'a, "Ailelerimiz evlenmemize izin vermeyecek, en azndan be-nimkiler istemiyor, beni karr msn?" dedi. Gkhan, "Bunu aka m sylyorsun, cidd mi?" diye sordu.

248/284

Umay, cidd olduunu syledi. Skaypta bir sre sessizlik oldu; Gkhan ne syleyeceini bilemiyordu. Elbette Umay'la evlenmek isterdi ama bu karma denen ey nasl gerekletirilebilirdi. Aklnda hzla bir sr dnce geti, sonra, "yi de Umaycm bir avukat nasl karlabilir? Bu karma olay, sanrm daha ok tahsili olmayan kyl kzlaryla ilgili bir ilem," dedi. Epeyce konutular; bir ara Gkhan yar aka, yar cidd, "Baban nasl bir insan, seni karrsam beni vurur mu?" di-ye sordu. Umay: "Babam bugne kadar kimseyi vurmad, seni vurunca, inan bu ilk olacak," dedi. Gkhan: "Sa ol bu beni rahatlatt. Ancak, diyelim ki baban ilk kez bir KVIH

vukuat ileyip vurdu beni. Eer ldrrse sorun yok. Ya ldre-mezse, sakat kalr da yryemezsem." ikisi de gldler. Gkhan bir sredir sakatlyla ilgili esp-riler yapmaya balamt. Umay da bu konuda onu rnek al-yordu. Kama-karma ii ksa srede, zihinlerinde, dillerinde olgunlat ikisinin de. Planlan basitti:

249/284

Akl sandalye kullanyorlard; nfus czdanlarn alp evlerinden ayrlacaklar, Gkhan'n bir arkadanda birka gn kalp nikh ilemlerini tamamlayacaklard. Olur mu, olurdu, yardm edecek ok kii vard; zellikle Gkhan'n arkadalar bu fikre baylmlard. Hepsi modern, akll, pozitif bilme yatkn kafal ocuklard. Ancak ilerindeki bastrlm mao/erkek yan, kz karma gibi bir erkek rolne 'Hayr' diyemeyecek kadar glyd. Hayatlarnda ilk kez (ve muhtemelen son kez) bir kz karma olaynda grev alacaklard. Anababalardan (otoriteden) gizli bir resm nikhta, gayr- resm bir dnde, damadn resm sadc olmak, hayl tesi bir heyecand bu genler iin. Sonra bir pazar gn, ok kt bir ey oldu. Umay, bir kadnn kzn tantrmak iin Gkhanlara getirdiini rendi. Gkhan, bir kzla, bir salam kzla tanmt. Umay, tanmlanamaz bir ekilde zld; ksa srede iinde oluan, aktan yaplm o gven verici, o byk ve yepyeni dnya, tannmaz hale geldi, ykld, toz duman oldu. Hem sevdii erkei kaybediyordu hem kendine olan gvenini. Demek artk Gkhan'n bir baka sevgilisi vard. stelik kandrlmt, (ite yine ayn ey oluyordu; btn erkekler babasna benziyordu.) Umay, durumu ilgisiz bir kiiden rendiinde, telefonu ap "Doru mu Gkhan?" diye sormutu. Gkhan, yalan sylemeden, "Evet ama..." diye sze baladnda, Umay nce telefonu, ardndan da internetini kapatmt. Umay'm gznde bir anda her ey bitmiti. Tarihte (Umay'in tarihinde), birdenbire ortaya kan o ilk ve byk bahar, yine bir-

250/284

denbire, k ile cehennem karm, dondurucu ve yakc bir hayl krklna dnmt. Derinden sarslmt Umay, neredeyse aralksz iki gn sars-la sarsla alad. Yemeden imeden kesilip, srekli alamaya baladnda, Glsen Hanm ard, ne olup bittiini anlamak istedi. Umay hk-rklar Aralsnda, "istediin oldu anne, Gkhan'la ayrldk," dedi. Glsen Hanm ne diyeceini bilemedi. Kznn Gkhan'la evlenmesini istemiyordu ama ortaya kan bu durum karsnda ok zld. Umay, ne olup bittiini anlatmamt, Glsen Hanm, "Ben mi sebep oldum?" diye kendini sulad. Defalarca sarld, pt Umay', fayda etmedi. Umay asndan her ey bitmiti. Gkhan iin ise hibir ey bitmemiti. Gkhan, gnlerce ac iinde, sabrla Umay'a meyil atp, mesaj ekip durdu. Cevap gelmiyordu.

43 Almet Gnler geti. Eyll sonu gelmiti. Yapraklar sararmaya balad, hava serinledi Uzun Vadi'de; gmen kular gitti. Gmen kularla birlikte yazlklar da (yre halknn deyiiyle pazarclar da) birer ikier ayrlmaya baladlar vadiden.

251/284

Arkadalar Alaimisema'dan hibir haber alamamlard. Yakalandn ya da uzaklara gittiini dndler. Alaimisema gerekten ok uzaklara gitmiti. (Alaimisema'y koleksiyonuna katan Necati, yakalanmam, onu, Kerman' ve daha pek ok kelebei uzak lkelere satmt.) Umay Gkhan'la iletiimini kesmiti, epeydir grmyorlard, ikisi de derin bir yas iindeydi; yaslanacaklar, ellerinin deecei hibir eyleri kalmamt, kendilerini yalnz hissediyorlard. Aileleri, meslekleri, ilgileri, akllar onlara yetmiyordu. Bir anda oluturabildikleri cennet, bir anda kayboluvermiti; bir l bile kalmamt ellerinde. Umay birka defa, "Belki de nemli bir ey olmad, bir konu-sam m?" diye dnd ama onuruna yediremedi. Gkhan da meyillerine, mesajlarna cevap gelmeyince, gidip yz yze konusam diye dnmeye balad. Ancak hem Umay'n sinirlenip terslemesinden, hem de anne babasnn tepkisinden ekindi. Uzun Vadi'de yllardr sregelmi bir det vard; yaz vadide geirip son baharda ehre dn hazrlklarna balayan aileler, yola kmadan bir gn nce, yanlarnda gtrecekleri eyalarn

arabalarna yerletirir, evlerini toparlar, sprp temizler ve nasl baladn kimsenin bilmedii bir gelenek uyarnca, ortaya kan pleri, sprntleri bahede kk bir kme halinde toplayp atee verirlerdi.

252/284

Bu p yn yakldnda, kk atein duman t uzaklar-dan grnrd. Bu atelere ve gkyzne doru ykselen du-manlarna insanlar, ok eskilerden beri "almet," derlerdi. Almet. Almet, iaret demekti. Bu almetler, insanlarn, uzak yakn komularna yaz bitirdiklerini, ehre dnmek zere olduklarn iaret ederdi. Almetler, bir veda ateiydi, komulara ve vadiye veda iaretiydi. Eyll sonlarnda bir akamst telerde beyaz bir duman grenler, "A, Nee hanmlar veya Mustafa beyler almet yakmlar, demek dnyorlar," derlerdi. Almetler, birer dnme almetiydi, yazn, tatilin bittiini gsterirdi. Almetler yanmaya baladnda insanlann iine hafif bir ayrlma hzn kerdi, sesli ya da sessiz, "nallah k rahat geirir, seneye tekrar geliriz," derlerdi. nk bilirlerdi ki gemi yllarda, baz almetleri birileri son kez grmlerdi. Bu yzden, almet yakanlar ve komular, "Allah tekrarn nasip etsin," derlerdi. Bu dileklerin arkasnda, 'bakalm seneye kar myz' kaygs vard. Yaz bittiinde, bir almet yaktnzda, biraz kl biraz duman kalrd elinizde. Hayat bittiinde de yle. Belki de almetler hayatn da bir gn byle biteceini hatrlatt iin hzn veriyordu. Umay'la Gkhan'n evleri uzak saylmazd ancak verandaya veya balkona ktklarnda birbirlerinin evlerini dorudan g-remiyorlard. ki ev arasnda baka evler, aalar vard. Yalnzca birbirlerinin evlerinin bulunduu yerleri gz karar tahmin edebiliyorlard. Sonbahar gelip de tek tk almetler yanmaya baladnda, ikisinin de birer derin kayg sapland yreklerine, ya giderlerse diye.

253/284

nce Gkhan akamlan balkona kp Umaylarn evlerinin bulunduu yere bakmaya balad uzaktan. Ev gzkmyordu. Ev

gzkmyordu ama bahelerinden bir duman ykselse grebilirdi. Derinden derine ii titremeye balamt, ya bir duman karsa bahelerinden, ya tanrlarsa, ya gremezsek bir daha diye. Sonra bir akam ayn ey Umay'n da aklna geldi. O da Gkhanlarn evlerine doru bakmaya balad; ya duman karsa, ya giderlerse diye. Ya giderler de bir daha gremezsek kaygs arttka, Gkhan'a olan kzgnl, ksknl azalmaya balad. Umay ile Gkhan, gnlerce birbirlerinin evlerini, duman kmamas dileiyle, uzaktan uzaa gzlediler, kayglar iinde. Umay artk alamyordu. Aklna ve yzne vurup geen, nefesini kesen o dalgann, o darbenin etkisiyle ve alad iin zellikle, gzlerinin altnda iki izgi olumutu. Baka bahelerde, almetler yanyor, dumanlar kyordu. Umaylarm ve Gkhanlarn bahesinden kmyordu. Ama bir gn, belki iki gn sonra kacakt. Btn yazlar biterdi, bitme-yen yaz yoktu.

44 Almetlerde Keramet Var m? (Belki)

254/284

lem (minarenin tepesi), almet, alaimisema, hepsi de bir iaret belki. Ama ne zaman, hangisi? Her iaret dediin, gerekten iaret mi? Kimileri, almetleri, iaretleri yerde arar, kimileri, gkte. Alaimisema kelimesi, gkyznn iareti demekti. nsanlar gkkuana, 'Alaimisema:' adn verdiler, gkkuann kendilerine gnderilen bir iaret olduunu dndler. Bir gre gre, Nuh Tufan oldu, tufan sonrasnda gkyznde ilk kez bir gkkua dodu. Kimilerine gre, yedi renkli bu ember, yeryzndeki insanlarla gkyz arasndaki uzlamann/antlamann simgesiydi; insanlar eer uslu olmazlarsa tufanlar kopacakt yine; ama uslu olurlarsa eer, bu yamur sonras gzel ey, srekli ssleyecekti gklerini. te byle bir iaretti gkkua. Belki, sanki. Ya da kimilerine gre, 'normal dalm erisi' denen (ya da Gaus erisi) muhteem dalmlar vardr, yerde, gkte, her yerde. X ve Y eksenleri arasnda, ok uzunlar azdr, ok ksalar azdr, ounluk orta boyludur mesel. Kimine gre evrene atlm devasa bir imzadr her biri, hepsi gkkua gibi. Birisi paraflam evreni sanki. Bu gr gerek mi? Belki, sanki. Emin olamazsnz.

45 Nikh Hazrl

255/284

Yz szlmt, gzlerinin alt mor halkal olmutu. Gk-han'daki deiiklii, nedense biraz ge, nce ablas fark etti. Bir sabah, "Sen iyi gzkmyorsun Gkhan; ne oldu, birbirinize mi kstnz yoksa?" diye sordu. Aysel bunu, iki sevgilinin birbirlerine ksmeyecekleri varsaymyla, ylesine, laf olsun diye, taklma niyetiyle sormutu. Gkhan, saklamay gereksiz gren bir krgn k tavryla, basite, "Birbirimize ks deiliz; ben ks deilim ama Umay kst abla," diye cevaplad. Sonra o ffet Hanm ile kznn ziyaretlerini Umay'n bir ekilde duyduunu, iletiimi kestiini, telefonunu, internetini amadn anlatt. Umay artk gkyzndeki parlak yldzlar gibiydi Gkhan iin; gryordu, biliyordu ama uzanamyordu. Aysel biraz dnd, "Madem senin telefonlarn amyor, ben arayaym istersen," dedi.

256/284

Bu zm nedense Gkhan'n duymularn huzuruyla, "Olur abla," dedi.

aklna

gelmemiti;

beklediini

Aysel yan odaya geip cep telefonuyla Umay' arad. Umay'n ekrannda bilmedii bir numara kmt; at. teki utan kaygl bir ses,

"Umay'cm naslsn?" diye sordu. Umay Aysel'le telefonda ilk kez konuuyordu, sesini tanmad, "Buyurun efendim kimsiniz?" dedi. Aysel, "Umay'cm benim, Aysel," diye cevaplad. Umay, tella, "Afedersiniz Aysel abla, sesinizi tanmadm. Teekkr ederim," dedi. Aysel, giderek kaygs azalan bir ses tonuyla, "Bir tanem, Gkhan'la ksmsnz. Aslnda sen haklsn ama bana gven, o misafirde Gkhan'n hibir hatas yok. Karkla denk geldi; annemizin igzarl oldu. Gkhan'n sana olan sev-gisinde, ballnda hibir azalma yok. O da ok zgn. Bak imdi hayatm, telefonunu, internetini a, ne olup bittiini bir anlatsn Gkhan," dedi.

257/284

Umay, kaybettii cenneti beklemeden, nazlanmadan,

tekrar

bulmularn

sevinciyle,

hi

"Tamam abla," dedi, sonra ekledi: "Abla sizi zdm, zr dilerim." Aysel, kollarn amadan deta am halde, yeri g kaplayan bir ho gryle, "Biz zr dileriz, asl biz zdk seni," dedi, telefonu kapatt. Az sonra Umay ile Gkhan konumaya baladlar. Sorun yoktu. "Ama ben seni ok zledim, niye aramadn?" "Aradm, amadn." "Olsun, kalkp gelseydin." "Seninkiler beni istemiyor, terslik olur diye korktum." "Ben daha ok korktum. Bahede almet yakacaksnz diye dm patlad gnlerce." "Benim de. Geceleri uyuyamadm ya gidersiniz diye." "Sa ol. Seni seviyorum." "Ben de." "Bir daha hi ayrlmayalm."

258/284

"Korkma, ayrlmayz; artk birbirimizin yrngesine girdik, spiral sarmal olacaz evlenince."

Umay akadan bir krgnlkla, "Ben spiral sarmandan anlamam, gezegen deilim ben." "Tabi deilsin, sen benim gneimsin." "Yok spiral sarmalmz, filan. Daha bana hi sarlmadn." "Ben gzlerimi kapattmda sana hep sarlyorum." Gkhan abartmyordu; u ksa srede binlerce defa, gzlerini kapatp uzaktan uzaa Umay'a sarlmt. Hayl ederek sarlmak mmkn m? Neden olmasn? Aslnda her ey zihnimizde yaar. Gkyz k fosilidir. Geceleri ge baktnzda u andaki durumlarn deil, ok eski hallerini grrsnz. Kiminin bin ylda gelir, kiminin bir milyon senede. Siz, zaman ve grnty zihninizde birletirirsiniz, u an nasl olabileceklerini, yani binlerce yl sonraki durumlarn ancak tahmin edebilirsiniz. Zihin, farkl zamanlar birletirir; zihin, klar da birletirir. Gkhan, Umay'a gerekten zihninde sarlm olabilir. Bazlarnn sand gibi, gkyznde akl almaz bir eyler yoktur. Her ey insann aklnn iindedir. (Olup bitenlere bakp de kimi, "Anlamak akla ziyan," der; "Benim aklma ziyan," demektir asls.) Sonra konu yeniden kap evlenmeye geldi. Niyetleri cid-dydi. Ekime doru iki aile de vadiyi terk edip ehre dndler, ikier gn arayla almet yaktlar.

259/284

nce Umaylar gitti. Umay gideceklerini bir gn nceden Gkhan'a sylemiti. Gkhan Umaylarn almetini, ge ykselen dumann, kaygs sprlm bir huzurla seyretti. Umay gidiyordu ama birleeceklerdi. ki gn sonra Gkhanlar lm et yaktlar. Gkhan, almetlerinin ateini, dumann skaptan gsterdi Umay'a. Grd almet, birka hafta nce korktuunun aksine tmedi Umay', ellerini ve kalbini stt aksine. Evlenmeye niyetliydiler, kararlar kesindi. Ancak Umay'n iinden ona ait olmayan karanlk bir ses, "Bu i olmayacak, son anda bir aksilik kacak," diyordu. Hatta bununla ilgili bir rya bile grd. Rya yleydi: Umay gelinlik giymiti, Gkhan da damatlk.

Nikh salonundaydlar, nikh memurunu bekliyorlard. Bir o-cuk girdi ve ykse davetlilere, bu nikhn kylamayacan syledi. Sonra salon karard, klar kesilmiti. Iklar az sonra geldi, salon aydnland ama davetliler gitmiti. Umay bu ryay ktye yordu; son anda bir aksilik kacana inanc artt. Aileler ehir merkezine tandktan birka gn sonra Gkhan, ilk kez Umay' karma fikrini ablasna syledi. Aysel uzun uzun gld, "Ay delisiniz siz, gazetelere mi dmek istiyorsunuz?" dedi. Gkhan duraklad; bu gazete olayn dnmemilerdi. Aysel,

260/284

"Bak, sen avukatna dan, nfus czdann gndersin, gerekli ilemleri, bavurular yapalm, nikh iin gn alrz," dedi. Gkhan, kaygl bir sesle, "Ya annemle babam?" diye sordu. Aysel: "Babamz, istemeye istemeye de olsa, tamam. Annemiz hl salam bir gelin aryor piyasada. Umay'in da ailesi istekli deil de-mitin. Ne yapalm. Biz de nikhmz biz bize kyarz. kiniz de on sekizinizi getiniz, reitsiniz. Yalnz Gkhan'cm, belki akl salklar yerindedir diye bir rapor filan isteyebilirler, bozulmayn." Gkhan hafife irkilerek, "O niye abla?" diye sordu. Aysel: "Hani belki diyorum; niyesini bilemeyiz. lkemizde, sanrm altmn geince evini satmak istesen, akl sal yerindedir diye rapor istiyorlar tam teekkll hastaneden. Ama sen sek-sen yanda devlet adam olabiliyorsun. lkenin hayatn ilgilendiren konularda antlamalara imza atmadan nce kimse rapor istemiyor senden. "Sizin vcudunuz sakat, kafadan da sakat olmadnz konusunda rapor getirin," derlerse, armayn diyorum. Buras Trkiye." "Ablacm, Trkiye byle de, dnya da byle. Nepalliler, "B-rokrasiyi ngilizler icat etti, biz mkemmel hale getirdik," derlermi."

261/284

izleyen gnlerde Gkhan ile Umay ikirciklendiler, karamsarla kapldlar, birka defa, "Biz bu iin stesinden gelemeyeceiz, byklerimize ramen bu ii becermek zor," dediler. Genler yl-222 maya balamlard. O gnlerden birisinde Aysel, ikisine de ayr ayr, bildii bir vecizeyi, kendince deitirerek yle dedi: "Vazgemeyin. Bir eyden ilk kez vazgetiinizde rahatlarsnz; ikinci kez vazgetiinizde alkanlk olur." Bu sz genlere iyi geldi; zaten evlenmeye niyetliydiler, kararlarn pekitirdiler. Sonunda Gkhan ile Umay tam olarak anlatlar, Aysel'in desteiyle anne babalardan gizli nikh kyacaklard. Ancak Gkhan durumu erkek arkadalarna anlattnda, modern grnleri-ne ramen zihinlerinin bir kenarnda delikanllk bulunan bu delikanllar bozuldular. Kz karacaz diye heveslenmilerdi, hayl krklna uradlar. Birka gn sonra Gkhan'n bir arkada, "Madem kz karmaktan vazgetik, bari nikh iini biz y-rtelim," dedi. Pozitif bilimin bu aydnlk yzl genleri, kollarn svayp, tadn kara kara nikh ilemlerini yrtmeye baladlar. ilemler baladnda, Umay, Gkhan ve Aysel nce ok mutluydular, sonra birdenbire birbirlerinden ayr ayr ayn hznn glgesi dt kalplerine. Anababalardan gizli bir nikh rktmeye balamt n de. Galiba daha da nemlisi, bylesine nemli, hayatta sadece bir kez olacak mutlu bir olaya anne babalarn katlmamas, hayat boyu

262/284

gemeyecek bir yara oluturacakt ilerinde. Daha imdiden bu yara szlamaya balamt bile. u an, Fatma Hanm, Glsen Hanm ve Rasim Bey kesinlikle karydlar byle bir evlilie. Ragp Bey'in gnlsz bir oluru vard yalnzca. Durumu aklayacak olsalar, el ele verip mutlaka engel olurdu bykler. i oldubittiye getirseler, genlerin iradeleri kendi nlerinde bir engeldi. Genler anababalarna iten ie kzsalar bile, aralarndaki derin ve gl ba, gerisin geriye ekiyordu onlar. Ne yapmalydlar?

Umay da Gkhan da, gzellikle annelerini babalarn ikna edebilirlerdi, szlanp yalvarabilirlerdi. Ama o kadar da deildi; u andan itibaren ikisi de sandalyelerinin dna tamlard, bymlerdi. Artk szlanamaziard, yalvarmak onlara yakmazd. Nice denklemi zmek mmkndr matematikte; ancak sayya gelmeyen anababa deikenleri yznden, nice aile ii problem, yllarca zlmeden asl kalr evlerin tavannda. Dokunsanz alarlar. zemezsiniz, indiremezsiniz, baheye gmemezsiniz. O sorun yznden siz de, bir saa, bir sola sallanrsnz tavanda. Yllarca is tutar, rmcek balar o sorun, indiremezsiniz. Ama insan akl, yeterince deiken varsa elinde, zlmedik problem brakmaz bu Evren'de.

263/284

46 Dn Hazrl Sonunda Aysel sorunu zmek iin bir neri getirdi Gkhan'la Umay'a. kisinin de akl yatt. Gkhan'n arkadalarnn yardmyla nikh tarihini alnlar-d. Evlenmelerine hibir yasal engel yoktu. Nikha bir ay kala anne babalarna durumu bildireceklerdi; nikha davet edeceklerdi. Gelseler de evleneceklerdi, gelmeseler de. Ama gelirlerse ok sevineceklerdi. Byklere syleme iini Aysel stlendi. nce anne babasna syledi. Bir akam karlarna oturdu, tane tane, nceden dnd eyleri bir kere daha dne dne yle dedi: "Ltfen hemen tepki gstermeyin. imdi zleceksiniz belki ama ilerde hepimiz mutlu olacaz. Olunuz Umay'la evlenmek iin nikh tarihi ald. Artk yaplabilecek bir ey yok; bu nikh kylacak. Fakat siz gelmezseniz eer, hayat boyu telafisi imknsz bir boluk kalacak iimizde. Evlilik karar iin ocuklarn size ihtiyalar yoktu; ama evlenirken size ok ihtiyalar olacak. Zaten bu dnyada ileri zor; onlar yalnz brakmayn." Ksa bir an sessizlik oldu, nce Fatma hanm, akasndan da Ragp Bey alamaya baladlar. Aysel alamad, kalkt, nce annesini sonra babasn pt, oturdu. Ragp Bey, "Allah hayrl etsin," dedi, Fatma Hanm,

264/284

"Amin," diye tamamlad. Aysel, sakindi, Msr Piramit'i byklnde bir arlk kalkmt stnden. Ertesi gn Aysel randevu alp Glsen Hanmlara gitti. Geri 225 Uzun Vadi'de pazar arkada, dert orta saylrlard ama uzun sredir grmemilerdi. Eve girdiinde koridorda Rstem Bey de vard; misafire, "Ho geldiniz," deyip yanlarndan ayrlmak istedi, Aysel, "Efendim bizimle biraz oturmanz rica edebilir miyim?" di-yerek engelledi onu. Ksa bir hobein arkasndan Aysel konuya girdi. Neler sylediini ileride hibir zaman hatrlamayacakt ama annesine babasna sylediklerine benzer bir eyler syledi onlara. Gelseler de gelmeseler de bu nikh kylacakt; ancak gelmezlerse, genlerin yreklerine hayat boyu kaldramayacaklar bir sknt oturacakt. Aysel sustuunda Rstem Bey donup kald, ilerde, sadece kendisinin grd bir noktaya gzlerini dikip bakmaya balad. Glsen Hanm sarsla sarsla alyordu, artk savunmaszd. Rstem Bey uzanp karsnn elini tuttu. Aysel yerinden kalkp Glsen Hanm'n yanndaki koltua geti, dier elini de o tuttu. Sakinletiler, ne yaplacan, nasl yaplacan konumaya baladlar. Ayrlmadan nce Aysel,

265/284

"Efendim annemin size selmlan var, bir de ricalar var. Kabul buyurursanz kznz istemek iin size gelmek istiyorlar. Bu i geleneksel mi modern mi oluyor, karar vermek zor ama yine de usulne uygun srsn istiyorlar," dedi. Glsen Hanm, "Buyursunlar," diye cevaplad. Rstem Bey ise, "iyi olur; ne yapacaz, nasl yapacaz, dnrler olarak bir grelim. Bizim iin dnyada en nemli ey kzmzdr. Eim, teyzeniz, yllarca bir gvercin gibi Umay' okullara tad. phesiz sizler de ylesiniz anne babalarnz iin. Madem bu i dnlmez yolda, ocuklarmza destek olacaz biz de eninde sonunda," dedi. KV15

O gn Aysel eve uarak dnd. Artk ailelerin destei tamd, gizli nikh yaptk diye ilerinde bir hicran kalmayacakt. Bir gn sonra Fatma Hanmlar Glsen Hanmlara kz istemeye gittiler. Her ey yolundayd. Ancak her eye ramen Umay'n o eski kaygs, o kt kehaneti kaybolmamt. Ara ara iinden, "Son anda bir aksilik olacak, her ey bozulacak," diye geiyordu. Aileler ie karnca bir miktar karklk oldu, en azndan evlilik hazrln ocuklarnn elinden aldlar. Kz ve erkek taraf dzen dzdler. Masraf erkek tarafna ait olmak zere Umay'a hayat boyu giyip eskitemeyecei, hatta bazlarn hi giyemeyecei kadar kazaklar, hrkalar, tayyrler, dpiyesler, ayakkablar, mantolar, antalar,

266/284

kabanlar, tunikler, atklar ve daha nice eyler alnd. Glsen Hanm bu alveriten holanmamt. Bu masrafl se-ramoni, Umay' ve Gkhan' da ilgilendirmiyordu. Ancak Fatma Hanm, bir tanecik oluna lyk anl anl bir hazrlk istiyordu. Sonunda aileler, kuru bir nikh yerine dn yapmaya karar veriler. Umay da Gkhan da bunu istemiyorlard; anne babalarn mutlu etmek iin kabul ettiler. Rzgr tersine dnmt; az nce bu evlilie tamamen kar olan Fatma Hanm imdi her eyi kontrolne alm, drt drtlk bir dn iin urayordu. Bu sre ilerken Umay'n aklndan gnde onlarca defa, "Bir aksilik olacak, bu i son anda bozulacak," dncesi geiyordu. Bugnlerden birisinde bir rya daha grd: Ryasnda, ilk kez Gkhan'la tantklar gn grd, daha sonra kendisini kelebek kaaklarna gtren o gzel kelebei grd; ancak lyd; kanatlan iki yana ak bir koleksiyona inelenmi ekilde duruyordu. Umay alayarak uyand. Bu ryay da ktye yordu. Dn yaklatka depresif duygular artyordu. Ya her ey bozulursa kaygsndan tr, Umay, hayatndaki en heyecan verici eyden, Gkhan'la evlenmeye giden keyifli yoldan zevk almaz olmutu. Ya olmazsa! Bu kayg Gkhan'da da vard; ama daha azd. Gkhan daha ok, gerdee girmeye hazrlanan heyecanl bir damatt. Umay'n

267/284

kafasndaki "Ya olmazsa," dncesi, Gkhan'da, "Her ey bir an nce olsun" eklindeydi. Dn ncesindeki gnler de Umay da Gkhan da arkadalarna haber vermi, davetiye gndermilerdi. Umay'n arkadalarnn tm Trk't. Gkhan'n davet ettiklerinin bir ksm Trk't, Trkiye'dendi, bir ksm ise baka lkelerdendi. Gkhan, astronomideki snf arkadalarnn tmne, hocala-rna, asistan aabeylerine, ablalarna davetiye gndermiti. Bir de uluslararas astronomi kulpleri vastasyla internette dost olduu arkadalarna. Bu arkadalarnn bazlar tekerlekli sandalye kullanan, sakatl olan genlerdi, bazlar ise yryebilenlerdi; ilerinde spastik olan vard. Hepsi byk bir sevinle Gkhan' aradlar, birbirlerinden habersiz, gezegenler, yldzlar, gkadalar hediye ettiler yeni iftte. Baz hediyeler tekrarlyd. Gkhan'n, Umay'n drt tane Andromeda'lar oldu mesel. Gkhan, hibirini iade etmedi, kendini, snnet hediyesi olarak koluna bir sr saat taklan ocuklar gibi hissetti. Gkhan'n tm yabanc arkadalar uzaktan uzaa sevinliydiler ancak tanesi kalkp dne geldi. Bunlar, Fransa'dan Sebastien, Polonya'dan Andrzej ve Kbrs Rum kesiminden Stavros'du. de tekerlekli sandalyeleriyle karalan, denizleri ap Trkiye'ye geldi. Skayp hari ilk defa yz yze gryorlard. Gkhan'n Kbrs Trk kesiminden de konuklar vard. Fatma Hanm olunun bu kadar seveni olduunu bilmiyordu; uzaktan gelen bu konuklarn hepsini bir hafta evinde arlayacakt. Kuzey Kbrs'tan gelen mit ve Erdal ile Gney Kbrs'tan gelen Stavros ayn odada kalacaklard. (Yeryznde kavga edenler, gkyznde kardetiler.) Gkhanlarn evindeki her odada, 'Devletler-hkmetler

268/284

dmanmz, milletler dostumuzdur' yazyordu deta. Bu cmle sanki, havaya sinmiti. Yeryznde kavga edenler, gkyznde kardetirler. Uzak lkelerden gelen bu konuklar, dnn rengini, havasn deitireceklerdi. En azndan davetliler, gelinle damadn sakatlna odaklanmak yerine, kulaktan kulaa, "Damadn baka lkelerden gelen arkadalar varm," diyeceklerdi.

Btn bunlara ramen Umay'm kaygs gn ardna gn art-yordu, ya son anda her ey bozulursa diye. Eer bu dn olmazsa, bir eyler ters giderse, Umay, hayatnn biteceini, zaten ksa 228 olan mrnn imdiden sona ereceini dnyordu. Bir de stne stlk onca davetliye mahcup olacaklard. "Tanrm, ltfen bozulmasn."

47 Son Ve sona gelindi. Umay gelinliini, Gkhan damatln giydi. Umay ok gzel grnyordu. Anne babalar buruk bir sevinleri vard, akntya kaplp gidenlerin cokusuyla saa sola koturuyorlard. Aysel, mutluydu, ar hareketlerle saa sola, insanlara bakyordu. Baklar, btn bir hayatyla, aclarla, kayglarla doluydu; ancak kardeiyle ilgili mutluluu, kendi geleceiyle ilgili kayglarn rtyordu. Aysel kardeiyle ve geliniyle gurur duyuyordu; artk iki kardei vard. Aysel heyecanlyd.

269/284

Umay, ne olup bittiinin tam farknda deildi; ryalar bile daha net olurdu zihninde. Byle bir gnde ok mutlu olacan zannetmiti ama u an iinde tanmlayabilecei, belirgin bir duygu yoktu. Heyecan, gl bir dalga gibi dier duygularn alp g-trmt. Davetliler hazrd, orkestra hazrd. Orkestra bir viyoladan ve bir pikalo fltten ibaretti. Genler, amfilerini sonuna kadar aan allm bir dn orkestras istememilerdi. (Dnlerde, gelinden ve damattan, hatta kaynvalidelerden bile nemli olan tzel kiilik, klasik dn orkestralardr. Dn boyunca, ok yksek bir volmle, davetlilerin aralarnda konumalarn engelleyecek dozda grltl bir ekilde alan bu orkestralarn, belki de grnmez ilevleri, davetlilerin aralarnda dnle ilgili dedikodu yapmalarn nlemektir. Her neyse, Umay'la Gkhan'n dnnde byle bir orkestra yoktu, ko-

numalar bastrmayan bir mzik alnacakt; insanlar birbirleri ne seslerini duyurmak iin barmayacaklar, tam tersine mzii rtmesin diye seslerini alaltacaklard.) 230 Az sonra gelinle damat grnecekti. Davetliler ne dnyor-

lard, ne dneceklerdi? Muhtemelen, tm davetlilerin, tm dnlerde dndklerini. Davetliler dnlerde benzeri eyleri dnrler genelde. Bekrlar, "Ben ne zaman evleneceim, ya evlenemezsem," diye geirirler akllarndan; yallar, "Bir zamanlar biz de byley-dik, dal gibiydik, imdi byle olduk, artk sevimeyi bile unuttuk," derler ilerinden. Ve nicesi,

270/284

"imdi ben evleniyor olsaydm bu gece nasl seviirdim," diye geirir aklndan ve hemen byk bir gnah ilediini dnp zihnini bu konudan uzaklatrmaya alr. (Zihinlerini o geceki sevimeye takanlar, evlenen iftlerin bugnn yorgunluuyla gece hibir ey yapmadan baygn deceklerini dnmezler.) Dnlerde genelde bu tr eyler dnlse de, az sonra gelinle damat grndnde, hemen herkes, allmtan farkl bir e-kilde bakacakt gelinle damada. Gelinle damat grndnde, orkestra yeleri dahil, salondaki herkesin, hafife ama gerek anlamda burnu szlayacakt, ounun gzleri yaaracakt. Bu duygula-nm, evlenecek ifte acdklar iin deil, onlarn ahsnda, insan evldnn, ok byk yaam engellerini ne byk gayretlerle ama-y baardn, bir kere daha grdkleri, hissettikleri iin olacakt. nsan, kiisel dramn, evrensel bir direnie ve muhteem bir gsteriye dntrebilen bir varlktr; ezilip bkldke, yepyeni ekiller yaratr. nsan, eer yaam seviyorsa, ezilip bklse bile yepyeni ekiller yaratr. Gkhan'n ve Umay'n vcutlar eriydi ama yery-zndeki durular, dnceleri dimdikti. Belki mrleri de ksayd, fakat dnleri gkkua gibi renkliydi. Uzak lkelerden konuklan vard; Umay'n Hukuk Fakltesinden arkadalar, hocalar vard; Gkhan'n arkadalar, hocalar, Umut vard; ok sayda mektepli veya alayl gkbilimci vard; Nurcan ve Koralp Gk vard. Bir de ocuklar, bir grup ocuk vard. Bu ocuklar, Umay'n ilgilendii, ocuk yuvasna yerletirdii

ocuklard; dne retmenleriyle birlikte topluca gelmilerdi. Umay ablalar evlenecekti.

271/284

Sonra, ellerinde birer tasmal kpekle gelmi bir kadn ve bir erkek vard. Bu kpekler Umay'm itlaf edilmekten kurtard, sahip bulduu kpeklerdi. Aysel, dne retmen arkadalarn da davet etmiti. lerinden birisi okullarna yeni tayin edilen Nihat retmendi. Nihat retmen, yeni tant bu insanlarla hzla kaynamt, dn ncesindeki hazrlklara, zellikle salonunun dzenlenmesine yardm etmiti, imdi de srekli Aysel'in evresin-deydi, byk kk her konuda destek olmaya abalyordu ona. iekilerin getirdikleri iekleri alyor, bir istei var m diye srekli Aysel'e bakyordu. Nihat, nedenini tam bilemedii bir heyecan iindeydi ve onca kalabalkta en fazla Aysel'i fark ediyordu. Aysel de az sonra tm tandklar iinde Nihat' daha fazla fark etmeye, bakalarndan ayrt etmeye balad. Nihat, otuzlu yalarda yakkl bir fen bilgisi retmeni, ayn zamanda eski bir basketbolc ve basketbol hakemiydi. Duyarl, duygulu bir insand; bir gecekondu semtindeki lisede gnll basketbol ve satran retiyordu. Dn hazrlklar srasnda Gkhan, Nihat'n ablasna ilgi-sini fark etmiti. Bu ilgiyi fark eder fark etmez, balangta ona "Nihat Bey," derken hemen "Nihat Aabey," demeye balamt. Gkhan'n ardndan Umay da "Nihat Aabey," demiti. Onlarn bu tavr Nihat'a, daha imdiden aileye kabul edildii duygusunu vermiti. Aysel, ncelikle Nihat'n ilgisinden, yan sra kardeinin ve Umay'n Nihat'a gsterdikleri ilgiden ok mutluydu. Birka akam nce, hazrln kouturmas bittiinde akam Aysel ayaklarn uzatm odasnda oturuyordu. Gkhan yanma gidip,

272/284

"Abla, Nihat aabeyim sana iyi yardm ediyor, birbirinize ok yakyorsunuz," demiti. Aysel, akadan kzarak, "Sen byklerin iine karma bakaym," dedi.

Gkhan, "Ben artk ocuk deilim, evli barkl adam oluyorum, byklerin safna getim," deyince de Aysel, irin bir komu teyze kva-232 mnda Gkhan'n yanandan bir makas alp, "Ay canm benim, evli barkl adam ben yerim," demiti. Ve birden salonun klar karard, iki kiilik orkestra Men-delson'un Dn Mar'n almaya balad. Kavgalar kiiseldir, mzik ve mutluluk ise evrensel. Orkestra Mendelson'un Dn Mar'n, gelmi gemi btn dnlerin, btn gelinlerin ve damatlarn erefine ve Umay'la Gkhan'n erefine alyordu. Mutlu olan herkes kardetir bu evrende. (Mutlu olanlar kardetir, ac ekenler de. Kavga edenler ise kskan kardelere benzerler, karde olduklarn unutmulardr.) Ve az sonra salonun ak duran byk kapsnda, insan bo-yunca ykselen maytaplarn arkasnda, tekerlekli sandalyeleriyle Umay ile Gkhan grnd, ikisi de yalnzd, sandalyelerini kendileri kullanyorlard. Salondaki herkes lgnca alklamaya ve alamaya balad. Tm bu insanlar, insanln ektii aclar iin, bizzat yaadklar ve yaayacaklar aclar iin alyorlard.

273/284

ikisi de glmseyerek, gl ve vakur bir ekilde salonun ortasna kadar srdler sandalyelerini. Sonra, onlar iin zel olarak hazrlanm rampay, yine kimsenin desteini almadan karak nikh masasna geldiler. Nikh memuru onlar masada ayakta karlad. Eskiden nikh masalarnda bir tane gelinin, bir tane de damadn ahidi olurdu Trkiye'de. Artk birden fazla ahit oluyor masalarda. Gkhan, Avrupa'dan, Kbrs'tan gelen tm arkadalarn, kzl erkekli blm arkadalarn ve fakltesinden Umut abisini ahit gstermiti. ok sayda sandalye konuldu masann evresine. Umay'n ahidi ise bir taneydi. Aysel. Umay, Aysel ablasn ahit gstermiti. Glsen Hanm ile Rasim Bey aile byklerinden birisinin ahit olmasn istemilerdi; ancak Umay, bu zor srecin hibir aa-

masjnda yer almayan, srece ahit olmayan birilerinin son an-da ahitlik mertebesine ykselmesini istememiti. ahidi Aysel'di; bandan beri her eye ahitti. Nikh memuru Mteba Bey sevecen bir sesle gerekenleri syledi. Umay o anda hibir ey iitmiyordu. Gkhan da yle. Nikh memuru geline, "Sayn Umay Tike, hibir bask altnda kalmadan, kendi rzanzla Sayn Gkhan Gkdemir'le ile evlenmek istiyor musunuz?" diye sordu.

274/284

Umay, kk bedeninden beklenmeyen gl bir sesle, "Evet istiyorum," dedi. Salon alkla inledi. Mteba Bey sonra ayn soruyu Gkhan'a sordu. Gkhan, sesinin titrememesine alarak hafif bir tonla, "Evet," dedi. Damatlarn zayf bir sesle "Evet," demeleri, genelde nikh memurlarnn espri yapma itahlarn kabartr. Mteba Bey de, salondaki duygusal atmosfere ramen yakalad bu frsat karmak istemedi, mikrofona eilip, "Damat beyin sesi pek yava kt, kendisinden bir evet daha rica edelim," dedi. O an, kalabala, onca heyecana ramen Gkhan'n zihni son derece sknet iinde alverdi; mikrofona eilip, "Efendim, ben o kelimeyi hayatta bir defa sylerim, ikinci defa sylemem mmkn deil," dedi. Bir anlk bir sessizlik oldu salonda, sonra lgnca alklamaya balad davetliler. Nikh memuru da alklyordu. Duyulmadk bir espri duymulard. Evet, Gkhan bir defa "evet," demiti, bir daha sylemeyecekti. Mteba Bey srar etmedi, ahitlere, "ahit misiniz?" diye sordu. ahitler, lk la, cvl cvl bir halde,

275/284

"Evet," diye bartlar. n sralard oturanlar, Trke evet'lerin arasnda, "Oui, yes, ja, ne" seslerini de duydular. Bu evlilie cmle lem ahitti.

Mteba Bey evlilik czdann Umay'a verdi. Nikh bitmiti, imdi damadn gelini pmesi gerekiyordu. Nasl peceklerini nceden planlamlard; sandalyeleri yan yana durduunda bir-234 birlerine uzanamyorlard. Gkhan sandalyesini yz seksen derece evirdi, apraz konuma geldiler, Gkhan eilip Umay'n yanan pt, hemen ardndan Umay da onun yanan pt. Dnlerde allm olan damatlarn gelinleri pmesiydi; ama imdi gelin de damad pmt. nk ikisi tam olarak eitti; evleri, eitler evi olacakt. Dnden sonra evlerine gittiler. Aileleri onlara gzel bir ev demiti; sakatlar iin de dzenlenmi evrensel bir ev. Evleri lks deildi; ama bir lks gibi kendi iine de kapal deildi. Bir apartmann teras katndayd. Terasa yerletirilen teleskoplardan yldzlara bakacaklard. alma odalarnda iki ayr ktphane vard; birine astronomi, dierine hukuk kitaplar yerletirilmiti. Salonun duvarlarna Umay'n ilgilendii sokak ocuklarnn, yuva ocuklarnn fotoraflar aslmt. Bu fotoraflarda Umay'n iki yannda toplanan ocuklar, kk parmaklaryla onun kk parmaklarn tutuyorlard. Fotoraflar siyah beyazd. Bu fotoraflar, Ara Gler'e, Nuri Bilge Ceylan'a zenen baz yuva ocuklar siyah-beyaz ekmiti. Grnt, bakanlara hzn veriyordu;

276/284

siyah beyaz olular daha da artryordu hzn. Aslnda siyah beyaz da bir renkti; ama insanlar siyah beyaza renksiz derdi. Dn gecesinde evlerinde ilk kez yalnz kaldlar. Saat gece yarsn geiyordu, biraz ptler, sonra soyunup yattlar; ok yorgundular, sabaha kadar uyudular. Uyandklarnda milatt, yeni bir hayat balyordu nlerinde. Dn gecesi birbirlerine vermeyi planladklar hediyeleri unuttular. gn sonra, hasretleri az biraz durulduunda hediyeler geldi akllarna. Gkhan Umay'a dn hediyesi olarak, uzaklardaki bir galaksinin bilgisayarl teleskoptan ald fotorafn ereveletip hazrlamt. Fotorafn altnda, "Sen, benim iin bu galaksi gibisin; ulalmas imknsz gz-

ken ama elimi srebildiim bir dnya. Seninle evlenince dnyalar benim oldu" yazlyd. Umay'in hediyesi ise bambaka bir eydi. Umay'n hediyesi, elini srmedii, ldrmedii ve adn bil-medii bir kelebekti. Umay, Gkhan'a Alaimisema'nn haylini hediye etti. Gkhan ona galaksinin fotorafn hediye ettiinde, fotorafa uzun uzun bakp yle dedi Umay: "Gkhan, uzun ya da ksa, bu hediyeni hayatm boyunca saklayacam. Byle bir ey vereceini hafiften tahmin etmitim. Ben de sana ne hediye edeyim diye ok dndm. Sana bir kelebek vereceim imdi."

277/284

Gkhan, "Burada m?" diye sordu. Umay: "Burada deil, nerede olduunu bilmiyorum. Grnts ak-lmda yalnzca. Aklmdaki grnty paylaacam seninle." Umay, dne dne derin ve tatl bir sesle, hatrlad kadaryla o kelebekten (Alaimisema'dan) sz etti Gkhan'a. Gkhan'la tantklar gn, pazara giderken, kprde gr-mt onu. ok gzel bir kelebekti; krmz, turkuvaz, kavunii. Sonra ayn kelebek birka defa verandaya konmutu. En sonunda da nndeki masann zerine. Umay bu kelebein onu nasl kelebek kaaklarna gtrdn anlatt. Annesiyle evlilikleri konusunda tartrken bu kelebekten sz ettiini, onun yaamn referans gsterdiini syledi. Umay kelebekler konusunda yazlar okumutu daha sonra, rendii efsanelerden sz etti. Kelebeklerin eskiden uzun mrl ve renksiz olduklarn, gkkuann renkleri zerlerine dkldnde ise rengrenk ama ksa mrl hale geldiklerini anlatt. nsanlar da bylesine, uzun ve renksiz bir yaama veya ksa ama renkli bir yaama sahip olabilirlerdi bu dnyada. ite btn bunlar dnmesine yol aan o kelebei imdi Gkhan'a hediye ediyordu. Anlatt, anlatt; sonra gzlerini dikip uzun uzun Gkhan'a bakt. Umay'n zihnindeki kelebek* Gkhan'a gemiti.

278/284

Aka konumadlar ama her ikisi de kelebeklerin hikye-sindeki, ac ama gereki iletiyi anhyorlard. Sessiz bir uzlamayla karkoca, belki ksa ama renkli bir mr semilerdi. 236 Umay ile Gkhan artk evliydiler, mutluydular. Aysel ile Nihat da yaknda evleneceklerdi. Umaylarn evlilii ne kadar srecek veya Aysellerin evlilii ne kadar? Bunu bilemezsiniz. Zamannda birileri daha bilinli davransayd, bugn Umay'n ve Gkhan'n vcutlar daha farkl olabilir miydi, bunu da bilemezsiniz. Kitaplar ne yazarsa yazsn, btn kelebek koleksiyoncularn kontrol edemeyeceiniz iin bir kelebein mrnn ne kadar sreceini de bilemezsiniz. Ne olduunu, ne olacan bilemezsiniz. Ama eer u an mut-luysanz, onlar mutlularsa, ancak bunu bilebilirsiniz. Uzun ve renksiz bir yol mu, yoksa uzunluu belirsiz ama renkli ve neeli bir yol mu? Karar sizin, siz bilirsiniz.

279/284

48 Anlatc Der ki..

"Yazma," dediler ama ben iyi ki yazdm bu roman. Niye yazdm? nk iimden geldi. 'Yalan dnya' demi dedeler nineler bu dnyaya. Belki. Dnya gerekten yalan olabilir, dnya gerek olmayabilir; ama yaayanlarn yaadklar gerektir, insanlarn ve hayvanlarn mutluluklar ve aclar gerektir.

280/284

Kimi der ki mal nemlidir, kimi der uzun mr. Naizane ben diyorum ki: lm nemli deildir, nasl olsa gelir. lmszlk nemli deildir, nasl olsa gelmez. nemli olan mutlu-verimli olmaktr bu evrende. Eer be-cerirseniz mutluluk ve verim, size gelir, becerirseniz retirsiniz onu, beceremezseniz hibir eyiniz yok demektir. Tek mesele, olmak veya olmamak deildir, nasl 'olduunuz' da nemlidir.. Not: Roman bittiinde karm beendi. nk o da nice kadn gibi akll bir insandr ve duyguludur; niversitede hocadr, zrllerle ilgili aratrmalar yapar ve arkadalar Handan ve Glperi Hanmlarla birlikte mavi kapak toplar. Gk ve deniz mavidir; hayat mavi olmaldr. .

281/284

282/284

Teekkr

Bu romana tadklar bilgilerle omuz veren kimi kaynaklara teekkr etmek istiyorum: 'Kazova'nn Corafyas' adl, Ali zalar tarafndan hazrlanm olan doktora tezine teekkr ederim (A. zalar, Ankara niversitesi DTCF, 1988); benimle corafyasn/corafyamz bizzat dolaan Prof. Dr. Ali zalar Hoca'ya teekkr ederim. Trkiye'nin kular ve kelebekleri hakknda verdii bilgiler iin, Trkiye'nin Kular Katalogu iin bilmeme katks olduu iin Cavit Bilen'e teekkr ederim. Trkiye'nin Yaban iekleri (Wild Flowers of Turkey) adl Nazan ztrk'n kitabna teekkr ederim. Trkiye'nin 122 nemli Bitki Alan adl Neriman zhatay'n, Andew Byfield'in ve Sema Atay'n kitabna teekkr ederim.

283/284

Tokat'ta bir Gaziosmanpaa niversitesi var imdi. Gazi Osman Paa dedemiz, Plevne'yi savunmutu. Torunlar Gaziosmanpaa niversitesi'nde, Anadolu corafyasn ve pozitif bilimi savunuyorlar imdi. Bu niversiteye, niversitenin Eitim Fakltesi'ne teekkr ederim. Remzi'ye, Remzilere teekkr ederim Eime teekkr ederim

@Created by PDF to ePub

You might also like