You are on page 1of 72

Graziella

ALPHONSE DE LAMARTINE
Trkesi

rem zkak

ROMAN

babali kltr yayncl

Graziella Alphonse de Lamartine Trkesi rem zkak Editr mer Faruk Turan - Abdullah Arvas Tasarm BKY Ajans babali kltr yayncl 29 Ekim Cad. No: 23, 34530 Yenibosna/STANBUL Tel: (0212) 454 21 65 (0212) 454 21 67 (0212) 454 21 69 GSM: (0505) 584 03 79 Faks: (0212) 454 21 71 www.bky.com.tr bky@bky.com.tr

Birinci Blm
-IAilem beni, kocasnn ileri gerei Toskanaya gitmek zorunda olan bir akrabamza emanet ettiinde on sekiz yandaydm. Bu yolculuum, baba ocandan ve sosyal etkinlik olmamasndan dolay ruhumun genlik tutkularn krelten bu tara kentlerinin aylaklndan kendimi syrmam iin bir frsatt. Doann ve hayatn gz kamatrc sahne perdelerinin aln grecek olan bir ocuun tutkusuyla yola ktm. ocukluumdan beri uzaktan grdm, Milly tepesinin stnde, ufuk izgisindeki sonsuz karlaryla parldayan Alpler; seyyahlarn ve airlerin zihnimde onlarca defa parlak imgelerini canlandrdklar deniz; Corinnein sayfalarndan ve Goethenin msralarndan Mersinlerin iek at bu topraklar tanyor musun? scakln ve sakinliini iime ektiim talyan gkleri; dncemi dolduran taptaze bilgilerimdeki Romann ilkalarndan beri hl ayakta duran antlar; nihayetinde zgrlk; uzakta kalan eylere caka sattran mesafe; maceralar, gen hayal gcnn ngrd, nceden tadn kararak zevkle tasarlad, uzun seyahatlerin kanlmaz kazalar; dil deiimi, yzlerin ve adetlerin deiimi, yepyeni bir dnyayla tanmak gibi, btn bunlar beni bylyordu. Yola kana kadar geen gnlerde tpk bir sarho gibi yaadm. Savoieda, svirede, Cenevre Gl zerinde, Simplon buzullarnda, Como Glnde, Milanoda ve Floransada doann grkemiyle her gn yenilenen bu cokum dnnceye kadar srd. artlar gerei akrabamn ilerinin Livornoda srekli uzamas zerine, Fransaya geri dnmem dnld. stelik, Roma ve Napoliyi grmeden Tam kavuacam srada ryam elimden almlar gibi gelmiti bana bu. Byle bir fikre iten ie kar kyordum. talyaya olan gezime yalnz devam etmeme izin vermesi iin babama mektup yazdm ve cevab beklemeden, ki zaten olumlu olmasn beklemiyordum, areyi itaat etmemekte buldum. Eer izin verilmezse diyordum kendime, ben rendiimde ok ge olacak. Azarlanacam, ama affedileceim; geri geleceim, ama grm de olacam. ok kstl olan btemi hzlca gzden geirdim; annemin bir akrabasnn Napolide oturduunu ve dnmem iin gerekli olacak bir miktar paray da ondan alabileceimi tahmin ediyordum. Gzel bir gecede, Romaya giden posta arabasyla Livornodan ayrldm. K, spanya Alanna alan karanlk bir sokan kk odasnda, beni ailesine pansiyoner olarak alan Romal bir ressamn evinde yalnz geirdim. Yzm, genliim, cokum, yabanc bir lkedeki yalnzlm, Floransa-Roma yolundaki yol arkadalarmdan birinin dikkatini ekmiti. Ksa srede dost olduk onunla. Aa yukar benim yalarmda gen bir delikanlyd. talya tiyatrolarnn ilk nl tenoru olan nl arkc Davidin olu ya da yeeni olmalyd. Yan alm bir adam olan David de bizimle yolculuk ediyordu. Napolide, Saint-Charles Tiyatrosunda son kez ark syleyecekti. David bana bir baba gibi davranyor, gen arkada da incelii ve iyiliiyle beni ok mutlu ediyordu. Onlarn bu yaklamlarna ben de elimden geldiince iyi niyetle ve saflkla karlk veriyordum. Bu yakkl gezginle sk dost olduumuzda daha Romaya bile gelmemitik. O gnlerde, posta arabasyla Floransadan Romaya gitmek gn ayordu. Kaldmz hanlarda, yeni arkadam bana szclk yapyordu; arabada yanndaki en iyi koltuu bana ayryordu; daldm anlarda, eminim ki bam yastk yerine onun omzuna dyordu.

Toskanann ya da Sabinann tepelerine uzun trmanlar yapmak iin arabadan indiimde, o da benimle iniyordu; bana lkeyi anlatyor, ehirlerin isimlerini sylyor, antlar gsteriyordu. Hatta iekler topluyor, yol zerinden gzel incirler ve zmler satn alyor, btn bu meyveleri ellerime ve apkama dolduruyordu. David, yol arkadann bu yabanc gence gsterdii efkati keyifle izliyordu. Kimi zaman zeki ve kurnaz, ayn zamanda da iyi niyetli bir tavrla bana bakp glyorlard. Gece Romaya geldiimizde, doal olarak onlarla ayn hana girdim. Beni odama gtrdler; uyandmda gen arkadam kapy alyor ve beni kahvaltya davet ediyordu. abucak giyindim ve yolcularn topland salona indim. Btn yzlerde bir glmseme belirdiinde, tokalamak iin arkadam aryordum. Davidin olunun ya da yeeninin yerine, yannda zarif giyimli, rgl siyah salar alnnn yanlarndan bant yaplm, Tivolili kyl kadnlarn hl kulland gibi inci bal altn iki uzun firketeyle arkadan balanm, ekici yzl Romal gen bir kzn olduunu fark ettim. Bu, Romaya geliimizle yeniden cinsiyetine ve giysilerine brnen arkadamd. Glnn zarafetinden ve baklarnn sevecenliinden bunu tahmin etmeliydim. Ne var ki hi phelenmemitim. Kalbimiz kyafetle deimez dedi gzel Romal kzararak, yalnzca artk omzumda uyumayacak ve benden almak yerine siz bana iekler sunacaksnz. Bu macera size ileride karlaacanz dostane grnlere aldanmamay retecek; bu bambaka bir ey de olabilirdi. Gen kz Davidin rencisi ve gzdesi bir arkcyd. Yal arkc her gittii yere onu da beraberinde gtryor ve olabilecek dedikodular engellemek iin onu erkek klna sokuyordu. Bir gzetmenden ok baba gibi davranyordu ona ve aramzda olumasna izin verdii masum ve tatl samimiyeti hi kskanmyordu.

- II David ve rencisi birka hafta boyunca Romada kaldlar. Buraya geliimizin ertesi gn gen kz yeniden erkek klna girdi. Saint-Pierreden balayarak, Colise, Frascati, Tivoli ve Albinoya kadar pek ok yeri gezdirdiler bana. Bylece turistlere Roma kadavralarnn anatomik yapsn uzun uzun anlatan, bir dizi isim ve tarihle sizin izlenimlerinizin zihninizde canlandrd gzel hislerin ynn deitiren o rehberlerin, gereksiz ve yorucu teranelerinden kurtulmutum. Camilla sadece kitap bilgisiyle dolu deildi; Romada domutu ve bilgilerine ocukluunda grd yerlerin esiz gzelliklerinin ve grkemli grnmlerinin hislerini de ekliyordu. Bana gezdirecei en iyi yerleri ve oralar gezmek iin en uygun saatleri bulmak iin hi dnmyor, antik kentin hayranlk uyandran btn kalntlarn bana gsteriyordu. Sabah Monte Pincionun geni tepelerindeki amlarn altna, akam Saint-Pierrein stunlarnn serin glgelerine, ay nda Colisenin evresindeki sessiz duvarlara, gneli sonbahar gnlerinde Albinoya, Frascatiye ve Tivoli elalelerinin buusuyla yanklayan, l l parltl Sibylle Tapnana gidiyorduk. Camilla, bu neeli ve en akrak haliyle zamann ve lmn kalntlar arasnda genlik abidesi gibiydi. Cecilia Metellann gmt zerinde dans ediyor ve ben bir tan stne oturmu hayal kurarken, o Diocletien Saraynn[1] kubbelerini, sahnedeymiesine kard sesiyle

nlatyordu. Akam ehre arabamz ieklerle ve heykel krntlaryla dolu geliyor, ileri gerei Romadan ayrlamayan Davide elik ediyorduk. Benden birka ya daha byk olan arkc kz bana kar efkatli bir arkadaln dnda baka hibir duygu belli ettirmemiti. Ben ise ona duygularm belli ettirmek iin fazlaca ekingendim; zaten onun gzelliine ve benim genliime ramen baka tr eyler de hissetmemitim. Giydii erkek kyafetleri, tamamen erkeke samimiyeti, sesindeki erkeksi ton ve tavrlarnn rahatl onu yakkl bir delikanl, bir dost ve bir arkadatan farkl grmememi salyordu.

- III Camillann gidiiyle, Romada bana gezdirdii antlardan, sitelerden ve harabelerden baka hibir ey bilmeden, elimde hibir tavsiye mektubu olmadan kalakaldm. Evinde kaldm yal ressam, yalnzca pazar gnleri ayine gitmek iin, ei ve kendisi kadar alkan olan on alt yandaki kzyla dar kyordu. Sanatnn evi, iinin, ya sade bir yemek ya da dua iin blnd bir tr mabetti. Akamlar ressamn yksek tavanl odasnn pencerelerinde gnein son damlalar da kaybolunca ve komu manastrn anlar talyann ahenkli gne vedas olan Ave Mariay [2] aldnda, ailenin tek dinlencesi hep birlikte tespih ekmek ve uykuyla zayflayan sesler, gece rzgaryla yatan dalgalar gibi nce belirsiz ve tek dze bir mrltya dnp, sonra da iyice kesilene kadar ksk bir sesle ilahi sylemekti Ge ykselen ruhun ilahisiyle biten bir i gnnn, geceleri sahne alan o sakinliini ve dindarln seviyordum. Bu bana, annemin de bizi akam olunca toplad, kh kendi kh Millynin kk bahesinin kumlu ara yollarnda, alacakaranln son klarna kadar dua ettiimiz baba ocann hatralarn yaatyordu. Ayn alkanlklar, ayn dini, ayn tavrlar grdke bu bilmediim ailenin yannda, kendimi evimin ats altnda hissediyordum. Daha nce, Romal ressamn bu denli iine kapal, bu denli yalnz, bu denli alkan ve bu denli soylu evi gibisini hi grmemitim. Ressamn bir erkek kardei vard ama kendisiyle kalmyordu. Klarn Romada geiren yabanclara talyanca dersi veriyordu. O bir dil retmeninden ok, nemli bir Romal bir aydnd. Gen ve yakklyd; ilkalara zg bir karakteri vard. Romal cumhuriyetilerin lkelerinde zgrl tesis etmek iin yaptklar devrim giriimlerinde baaryla rol almt. Zamann Rienzilerindendi, halk temsilcilerinden biriydi. Franszlarn yol at, Mack ve Napoliler tarafndan bastrlan ilka Romasnn ksa sreli canlanmasnda, ilk saflarda rol alm, Capitole halkna nutuk ekmi, bamszlk bayran gndere ekmi ve cumhuriyetin nemli makamlarnda grev almt. Devrime tepki gsterildii zamanlarda takip edilmi, hrpalanm hatta tutuklanmt; cumhuriyetileri kurtaran Franszlar onun da kurtuluu olmutu, ne var ki cumhuriyeti ele geiren yine ayn Franszlard. Devrimci ve felsefeci Fransaya baylan bu Romal, imparatorluktan ve imparatordan nefret ediyordu. Btn liberal talyanlar iin olduu gibi, onun iin de Bonaparte, zgrln Sezaryd. Genliime ramen, ben de ayn hisleri paylayordum. Aramzdaki bu fikir uyumu kendini gstermekte gecikmedi. air Montinin yrek yakan dizelerini ya da Alfierinin cumhuriyeti sahnelerini okuduumuz zamanlarda, kh genliime zg, kh ocuka bir cokuyla titrediimi grnce, benimle konuabileceini anlamt. Bylece ben de onun rencisi olmaktan te dostu oldum.

- IV Genliin ilk hayali olmas, ancak yrein solup ruhun gcn yitirdii, cesaretin krld vakit yok olmas; zgrln, insann kutsal lks olduunun kantdr. Yirmi yanda olup da cumhuriyeti olmayan bir tek ruh yoktur. Kleleip de ypranmayan tek yrek yoktur. Ka defa retmenim ve ben Villa Pamphilinin tepesine gidip oturduk; ki buradan, Romann katedrallerini, harabelerini, Ponte Rottonun kesik kemerinin altndan, sessiz ve utanga akan kirli Tiber Irman grebilmek, pnarlarnn dertli mrltlarn, ssz sokaklarnda sessizce yryen insanlarnn suskun admlarn duyabilmek mmknd. Btn zorbalklara teslim edilmi, felsefenin ve zgrln her yerde lekelenmek, ihanet edilmek ve ezilmek iin talyada ve Fransada yalnzca yeniden canlanmak istermi gibi grnd bu dnyann kaderi zerine defalarca acl gzyalar dktk. Yreklerimizden, insan akln ezen zorbaya kar, yalnzca onu yok edecek gc almak iin ve halklar bir kez daha nyarglara ve esaretlere teslim etmek iin yeniden glenmi bu tal askere kar nice alak sesli lanetler ykseliyordu. nsan ruhunun zgrlemesine ve olgunlamasna duyduum sevgi ve kh hislerimle kh mantmla desteklediim, yzyln bu kahramanna kar duyulan bu entelektel nefret, o dnemde ekillenmiti. Bu nefreti hafzalarda kalan pohpohlamalara ramen sadece zaman ve dnce doruluyordu.

-VRomay, tarihini ve antlarn btn bu izlenimlerin hakimiyeti altnda inceliyordum. Sabahlar, ehrin kemekei bir hayrannn dncesini datmadan, yalnz kyordum. Koltuumun altnda, Romann tarihilerini, airlerini ve tasvir ustalarn da beraberimde gtryordum. Gidip Forum[3]un, Colise[4]nin ve Roma krlarnn ssz ykntlarn geziyor, oralarda oturuyordum. Kh baknyor, kh okuyor, kh dnyordum. Roma hakknda bir inceleme yapyordum, ama fiili bir inceleme. Bu benim en iyi tarih dersim olacakt. Antik a bir sknt deildi artk benim iin, bir sevgiydi. gdlerimden baka bir plan izlemiyordum incelemelerimde. Rast gele yryordum, ayaklarm beni nereye gtrrse oraya. Antik Romadan modern Romaya, Panteon[5]dan X. Leonun sarayna, Horace[6]n evinden Raphaelin Tiburdaki evine geiyordum. airler, ressamlar, tarihiler, byk adamlar hepsi kark olarak nmden geiyorlard; ve ben o gn hangileri daha ok ilgimi ekerse onlar durduruyordum. Saat on bir civar, yemek iin ressamn evindeki kk odama dnyordum. Bir para ekmei ve peyniri alma masamn zerinde okuyarak yiyordum. Bir fincan da stm iip, akam yemek saatine kadar alyordum, notlar alyordum, yazyordum. Bizim iin yemei ev sahibimin hanm ve kz hazrlyorlard. Yemekten sonra, baka geziler iin tekrar kyordum ve gece son bulurken geri dnyordum. Bu sakin gnleri aile ile birlikte yaptmz birka saatlik sohbetler ve uzun gece okumalar ile sonlandryordum. Hibir toplumsal ihtiyacm yoktu, bu yalnzlmdan memnundum bile. Roma ve ruhum bana yetiyorlard. Hibir bezginlik ve sknt hissetmeden, ekim ayndan nisan ayna kadar, btn bir k byle geirdim. Bu izlenimlerimin hatralaryla da, on yl sonra Tibur zerine dizeler yazdm.

- VI Sonunda, Romaya doyunca, Napoliyi grmek istedim. Virgilenin mezar ve Tasso [7]nun beii beni oraya ekiyordu. lkeler benim iin hep insanlarla btnleir. Napoli de Virgile ve Tassodur benim iin. Sanki daha dn yayorlarm ve klleri henz lkm gibi gelirdi bana. O gzel ve efkatli dehalarn atmosferi arasnda, Pausilippei, Sorrentei, Vezv [8] ve denizi nceden gryordum. Napoliye mart aynn son gnlerinde gittim. Yolculuk masraflarn azaltmak amacyla yol arkada arayan bir Fransz tccarla beraber, posta arabasnda seyahat ediyordum. Velletriden biraz tede, yolun kenarna devrilmi tekerlekleri delik deik olmu Romadan Napoliye giden baka bir posta arabasna rastladk. Postac, bir posta arabas srcs ve iki at ldrlmlerdi. Adamlar yaknlardaki bir viraneye gtrmlerdi. Paralanm telgraf ve mektup paracklar havada uuuyorlard. Haydutlar Abruzzes yoluna gidiyorlard. Fransz svari ve piyade birlii Terracinede karargh kurmu kolluk kuvvetleri ise kayalarn arasnda haydutlar takip ediyordu. Yerli askerlerin ate sesleri duyuluyordu ve dan eteklerinde tfek patlamalarnn dumanlar grlyordu. Bazen de yola sralanm Fransz ve Napolili birliklere rastlyorduk. Napoli Krallna ite byle giriyorduk. Bu ekyalk siyasi zellikliydi. Napoli Kral Mareal Muratn[9] saltanat srd yllard. Calabriolular hl direniyorlard; kral Ferdinand, Sicilyaya ekilmi, dalardaki gerilla eflerine mali destek veriyordu. nl Fra Diavolo ekyalarn banda savayordu. Baarlar cinayetleriydi. Ancak Napoli civarnda gven ve huzur bulabildik. Bir nisanda oraya vardm. Birka gn sonra, lisede kardee bal olduum yatm bir gen bana katld. smi Aymond de Virieu idi. Onun hayat ve benimki birbiriyle o kadar btnlemiti ki ocukluktan lme kadar varlmz birbirinin bir paras oldu ve ben, kendimden bahsetmem gerektii her anda ondan da bahsettim.

Epizod
-INapolide de, Romal yal ressamn evindekine denk, dnmeyle geen bir hayat sryordum; yalnzca, eski an kalntlar arasnda gezinmektense Napoli Krfezinin kylarnda ve sularnda gezerek geiriyordum gnlerimi. Akamlar, annemin akrabalarndan birinin ayarlad manastrn atsndaki kk odama dnyordum. iek sakslar ve sarmaklarla ssl odamn balkonundan denizi, Vezv, Castellamareyi ve Sorantoyu grebiliyordum. Sabah manzara berrak olduunda, dalgalarn dikine kestii, sar kayann falezine tpk bir kuu yuvas aslym gibi duran, Tassonun beyaz evinin prltlarn gryordum. Bu manzaraya baylrdm. Bu evin ruhumun derinlerine dek girerdi. Sanki ruhumun ve bilinmeyen admn zerinde parlayan zafer gibiydi. Tassonun Homeros vari hayatnn o sahnesini hatrlyordum; hapisten ktktan sonra tek zenginlii olan dehasna dek ezilmiti, kk insanlarn hasedinden, byklerin de iftiralarndan yakasn kurtarmak, biraz huzur ve efkat bulabilmek iin Sorantoya gelmiti. Kendini dilenci klnda saklayp, ok sevdii kz kardeinin onu tanyp tanmayacan grmek istemi. Hastalkl soluk benzine, aaran sakalna ve yrtk mantosuna ramen diyor biyografi yazar, kz kardei onu tanmt. Sanki Ferrare saray halknn altn giysileri iinde grm gibi efkat ve merhametle onun kollarna atld. Sesi uzun sre hkrklarnda bouldu; aabeyini barna bast. Ayaklarn ykad, ona babasnn mantosunu getirdi ve ziyafet sofras gibi masa hazrlad. Ancak ikisi de masadaki yemeklere dokunamad, yrekleri o kadar gzyayla doluydu ki; ve tm gn hi konumadan alaarak, denizi izleyerek ve ocukluklarn hatrlayarak geirdiler.

- II Tepecikleri, beyaz evleri ve asmalarn rtt kayalarla evrili, gkyznden daha mavi olan denizi evreleyen Napoli Krfezinin, dalgalarla beyazlam eski yeil bir kupay andrd, sarmaklarnn ve zm dallarnn kk koylarn ve sahillerini ssledii bir yaz gnyd; bu mevsimde, kulbelerini kayalara tutturan, alarn ince kum plajlarna seren Pausilippeli balklar kydan i huzuruyla ayrlr, geceleri iki- mil yol alarak Capri, Procida, Ischia falezlerine kadar, Gaete Krfezinin ortalarna kadar gider avlanrlard. Kimileri balklar kandrmak iin yaktklar reineli mealeler bulundururlard yanlarnda. Balklar da gnn dn sanarak suyun yzeyine karlard. Balk suyun derinliklerinde avn fark etmeye ve ana drmeye alrken, sandaln provasna melmi bir ocuk da mealeyi sessizce suya doru eerdi. Frnc ocaklar gibi kpkrmz olan bu ateler, yakamozlar gibi denizin durgun sularnda dalgalanan uzun izgiler gibi yansr. Dalgalarn hareketi onlar titretir ve bu gz kamamasn, ilk dalgann sonrakilere ilettii lde ondan ona yayard.

- III Arkadam ve ben, btn saatlerimizi ounlukla ya kr bir kayann ya da Kralie Jeannen saraynn nemli ykntlar zerinde oturup bu hayali klar izleyerek ve zavall balklarn seyyar ve umursamaz hayatlarna imrenerek geirirdik.

Napolide geirdiimiz birka aydan sonra, krlara ve deniz kenarna her gn yaptmz gezilerde halkla olan ahbaplmz bizi mimiklerin ve baklarn kelimelerden daha da nemli olduu, vurgulu ve tnl dillerine altrmt. Sezgilerimiz sayesinde bilgelemi, daha tanmadmz hayatn bo didinmelerinden bezmitik; Napoli plajn ve rhtmn dolduran, gnlerini sandallarnn glgesinde, kumlarn zerinde, uyuyarak, ozanlarn doalamalarn dinleyerek; akamlarn, deniz kenarnda kendi kastlarndan gen kzlarla ardak altlarnda tarantel danslarn[10] yaparak geiren bu mutlu lazaronileri kskanyorduk. Alkanlklarn, karakterlerini ve detlerini hi iine girmediimiz kibar dnyannkinden daha iyi biliyorduk. Bu hayat houmuza gidiyordu ve zaman; gen erkekleri dnmeye ya da hareket etmeye armadan onlarn hayal glerini tketen, ruhumuzun ateli devinimlerini uyutuyordu. Arkadam yirmi yandayd, ben ise on sekiz: yani ikimiz de gereklerle dleri birbirine kartrmaya msait bir yataydk. Sonunda bu balklarla tanmaya ve birka gnlne bu hayat tatmak iin denize almaya karar verdik. Dalgalarla titreyen bu beiin iinde ve derin, yldzl gkyznn, yelkenlinin altnda geirilecek bu lk ve aydnlk geceler, yalnzca anlatmak iin bile olsa bize doann tannmas ve anlalmas gereken en gizli zevkiymi gibi grnyordu. zgrdk; hareketlerimizden ve yokluumuzdan kimseye kar sorumlu deildik, ertesi gn hayalimizi gerekletirmeye koyulduk. Virgilein mezarnn altnda uzanan, Pausilippe Dann eteinde, Napolili balklarn kayklarn kuma ektikleri ve alarn onardklar Margellina kumsalnda dolanrken hl din bir ihtiyar grdk. Parlak renklere boyanm ve zerinde Aziz Franoisnn heykelcii bulunan kayna av takmlarn yklyordu. Tek krekisi olan on iki yandaki bir ocuk da o srada sandala iki ekmek, plajdaki akllar misali parlak altn sars sert bir manda peyniri, birka incir ve iinde su olan toprak bir testi getiriyordu. htiyarn ve ocuun yz ifadeleri ilgimizi ekti. Konumaya baladk. Bizi de yanna kreki olarak almasn ve beraberinde denize gtrmesini nerdiimizde balk glmeye balad. Krein sapn tutmak iin gerekli olan nasrl ellere sahip deilsiniz dedi bize. Beyaz elleriniz tahta deil kalem tutmak iin yaratlm; onlar denizde sertletirmek yazk olur. Biz genciz diye cevaplad arkadam, ve ilerinden birini semeden nce tm meslekleri denemek istiyoruz. Sizinki houmuza gitti nk denizin zerinde ve gkyznn altnda icra ediliyor. Haklsnz, dedi ihtiyar kayk, azizlerin himayesinde kalbi mutlu, ruhu gvenilir klan bir meslektir bu. Balk dorudan gkyznn korumasndadr. nsanolu rzgarn ve dalgann nereden geleceini bilemez. Rende ve ee iinin elindedir, zenginlik ve ltuf kraln, ama sandaln kaderi Yaradann himayesindedir. Kayknn bu inanl dncesi, bizi onunla gitme fikrine daha da balad. Israrlarmzn sonunda raz oldu. Ona eitimimizin ve yiyeceimizin bedeli olarak gnde ikier karlin[11] vermeyi kararlatrdk. ocuu, bu szlemenin akabinde biraz daha ekmek, arap, peynir ve meyve almas iin Margellinaya gnderdi. Gn batmyla beraber kayn suya indirmesine yardm ettik ve yola ktk.

- IV lk gece ok gzeldi. Deniz svire dalarnn arasndaki bir gl gibi sakindi. Sahilden uzaklatka,

sarayn camlarnn ve Napoli rhtmnn ateten dillerinin karanlk ufukta kayboluunu grdk. Ky yalnzca fenerlerle seilebiliyordu. Onlar da Vezvn kraterinden frlayan hafif ate dizisinin yannda snk kalyordu. Balk an atp ekerken ve ocuk yar uyur vaziyette mealesini titretmeyi braktnda biz de kay yavaa ilerletiyor ve kreklerimizden szlen tnl su damlalarnn denize dmesindeki ahengi dinliyorduk, sanki bir avu inci, gm bir havuza dyor gibiydi. Pausilippe Burnunu oktan dnm, Pouzzole ve Baia Krfezlerini Miseno Burnu ile Procida Adas arasndaki Gaete Krfezi kanaln gemitik. Denizin tam ortasndaydk; uyku bastrmt. Kerevetlerimizin altna, ocuun yanna uzandk. Balk zerimize kayn ucunda katl duran ar yelkeni serdi. Bylece iki dalga arasnda uyumutuk, ancak direi eecek kadar alkalanan denizin hissedilmeyen saln beik gibi gelmiti bize. Uyandmzda gn oktan aarmt. Gnein klar denizde ateten hareler oluturuyor ve bilmediim bir sahilin beyaz evlerinin zerine dyordu. Bu topraklardan gelen hafif bir esinti bamzn zerindeki yelkeni titretiyor ve bizi koydan koya, kayadan kayaya itiyordu. Buras, sonradan epeyce oturacam ve epeyce seveceim Ischia Adasnn girintili kntl ve dik olan kysyd. lk bakta bu karay n iinde dans ediyor, denizden kp gn maviliinde kayboluyor ve airin bir yaz gecesi ryasndan douyor sanmtm.

-VGaete Krfezini Napoli Krfezinden ayran ve kendisi de dar bir kanalla Procida Adasndan ayrlan Ischia Adas, doruu beyaz ve entik entik dilerini gkyzne batrr gibi yldrm arpm sivri bir dadan ibarettir. Vadicikleri, aylar ve sel yataklar ile oyulmu sarp yamalar tepeden trnaa kestane aalaryla kapldr. Denizin dibindeki dalgalarn zerine meyillenmi yaylalar kyl kulbeleri, kr villalar ve yars asmalar altna gizlenmi kasabalarla doludur. Bu kasabalarn her birinin kendi donanmalar bulunur, ada balklarnn kayklarnn yzd ve birka geminin direinde Latin yelkenlilerin salland bu kk liman byle isimlendirilir. Serenler aalara ve asmalara dek uzanr. Dan eteklerinde asl duran, ay yataklarnn derinlerinde gizli, yaylalarn birinin zerinde piramitler oluturan, burunlardan birinin zerine frlatlm, srtn kestane aalarna dayam, am beklerince glgelenen, beyaz kemerlerle evrelenmi ve sarkan asma dallaryla sslenmi evlerin hibirinin, bir airin ya da bir an hayalindekinden farkl olma ihtimali yoktur. Gzlerimiz bu leni izlemekten usanmyordu. Sahil balk doluydu. Balk bereketli bir gece geirmiti. Yaknlardaki bir kaynaktan su ekmek ve kayalarn zerinde dinlenmek iin kk bir koya yanatk. Gn batmnda kerevetlerimizin altna uzanp Napoliye geri dndk. Procida ve Miseno Burnundaki falezler boyunca gitmek ve kk sandalmzn altndaki suyun yzn dalgalandrmak iin provann zerindeki kk bir diree yerletirilmi kare yelken yeterliydi. Yal balk ve ocuk, bizim de yardmmzla kayklarn kumsala ektiler ve balk sepetlerini Margellina kayalklarnn altndaki kk evlerinin bodrumuna tadlar.

- VI -

lerleyen gnlerde de yeni mesleimize neeli bir ekilde devam ettik. Srayla Napoli denizinin tm sularn dalgalandrdk. Nereye estiine aldr etmeden rzgar takip ediyorduk. Hayal gcnn Tiberin uursuz glgesini bile reddettii Capri Adasn; sk yaprakl defnelerin ve yabani incir aalarnn altnda kalan Cumes ve tapnaklarn; zamannda genlii ve zevkleri barndrm Romallar gibi yalanm ve salar aarm Baiay ve kasvetli plajlarn; Vezvn klleri ve lavlar altnda glmseyen Portici ve Pompeiyi; denize kadar uzanarak koyun hrltl sularn daima koyu yeile boyayan yksek ve karanlk defneleri ve yabani kestane aalaryla Castellammareyi hep bu ekilde dolatk. Yal kayknn, her yerde deniz kabarp Napoliye dnmemizi engelledii zamanlarda, bize misafirperverlik gsterecek birka balk tand vard. ki ay boyunca hibir handa konaklamadk. Halkla birlikte halkn basit yaamn paylayorduk. Doaya daha yakn olmak iin biz de halkn iine karmtk. Neredeyse halk gibi giyiniyorduk. Onlarn dilini konuuyorduk ve alkanlklarnn sadelii adeta safiyane duygularn bize anlatyordu. Ayrca bu deiim arkadama ve bana ok ucuza mal oluyordu. kimiz de ailelerimizi ykp datan devrimin frtnal gnlerinde krlardaydk, bylesi bir hayat ocukluumuzda ok yaamtk: O, Gresivaudan Dalarnda, annesi hapsedildiinde ona bakan st ninesiyle; ben ise, Maconnais Tepelerinde, annemle babamn tehlikedeki yuvalarn yeniden kurduklar kk ky evinde. Bizim dalarmzn obanndan ya da iftisinden Napoli Krfezinin balksna, yalnzca ehir, dil ve meslek fark vard. Toprak ya da dalga, topra ya da suyu ileyenlere hep ayn dnceleri ilham ediyorlard. Doa kendisiyle birlikte oturanlara, ister dada ister denizde, hep ayn dilden konuuyordu. Bunu anlyorduk. Bu sade insanlarn arasnda, hi de garip durmuyorduk. Ayn igdler, insanlar aras akrabalklar kurar. Hayatn bu tekdzelii bir yandan bizi skyor, br yandan houmuza gidiyordu. Yazn sonunun geldiini, gzn ve bizi lkemize dnmek zorunda brakacak kn yaklatn, acyla gryorduk. Tedirgin olan ailelerimiz artk bizi aryorlard. Bu dn fikrinden mmkn olduunca kayorduk, bu hayatn asla bitmeyecei dncesini seviyorduk.

- VII Eyll, yamurlar ve gk grltleriyle birlikte gelmiti. Deniz artk daha az tatlyd. Daha da zorlaan mesleimiz zaman zaman tehlikeli oluyordu. Esintiler serinliyor, dalgalar kpryor ve bizi sklkla slatyordu. Dalgakran zerindeki satcdan, ikimiz de birer tane gemicilerin ve Napolili lazaronilerin k boyunca omuzlarna attklar kahverengi kaba ynl kaputlardan almtk. Bu kaputlarn geni kollar plak kollarn yannda sallanr. Arkada dalgalanan ya da baa geirilmi kaponlar, havaya gre, ya denizcinin ban souktan ve yamurdan korur ya da gne nlarnn slak salarnda oynamasna izin verir. Bir gn hibir rzgarn kartramad araf gibi bir denizde, bu mevsimde akntnn Cumes kylarna getirdii tonlar ve barbunyalar avlamak iin Margellinadan yola ktk. Yamacn ortasnda savrulan, sabahn kzlms sisleri akamn rzgarl olacan haber veriyordu. Biz de ondan nce davranp sakin deniz hareketlenmeden nce Miseno burnunu geecek zaman bulmay umuyorduk. Deniz bonkrd. Fazladan birka a daha atalm istedik. Rzgar aniden bastrd; Ischiaya hakim olan heybetli Epomeo Dann zirvesinden kopan rzgar, sanki da da denize atacakm gibi grltl ve ar esiyordu. nce etrafmzdaki tm sv alan ayaa kaldrd, adeta bir

tapann tarlay ayaa kaldrp sonra dzlemesi gibiydi. Sonra, btn srpriziyle gelen dalga, hrltl bir ekilde oyularak kabard ve birka dakika iinde ylesine ykseldi ki, br yakay ve adalar grmemiz imkanszlat. Anakaradan ve Ischiadan e uzaklktaydk ve yarya kadar Miseno burnunu Procidann Yunan adasndan ayran kanaln iine girmitik. Yaplacak tek ey vard: tamamyla kanaln iine girmek ve eer baarabilirsek, onu geip kendimizi soldaki Baia Krfezinin sakin sularna atmak. Yal balk hi tereddt etmedi. Kayn dengesiyle bir anlna bir kpk girdabnda asl kalmamza sebep olan bir dalgann tepesinden, yolunu aramak iin aaca trmanm biri gibi, hzlca bir bak frlatt etrafna ve hemen dmene yapt. Bize de: Kreklerinizin bana ocuklar diye bard; burna rzgardan nce varmak zorundayz, aksi halde mahvoluruz. Bedenin igdye itaati gibi hemen onu dinledik. Hangi yn gsterdiini anlamak iin hemen gzlerimizi onun gzlerine diktik. Kreklerimizin zerine eilerek ve kh zar zor kabaran dalgalar aarak, kh kpkleriyle beraber dalgann dibini boylayarak, kreklerimizin suyun iindeki direnciyle trmanmz hzlandrmaya, dmz yavalatmaya alyorduk. Birbirinden byk sekiz on dalga daha gelince kendimizi kanaln dar bir yerinde bulduk. Ama ihtiyarn dedii gibi rzgar bizden nce davranmt. Adann ucuyla burnun arasna yle iddetle girmiti ki, kzgn bir lavn kaynamalaryla denizi kaldracak kadar byk bir g kazanmt. Dalga, kendisini iten frtnadan kaacak yer bulamaynca, kendi zerine ylyor, geri dyor, sel gibi akyor, kudurmu bir deniz misali her yana salyordu. Bir trl kurtulamad kanaldan kamaya alrken Miseno Burnunun sivri kayalarna arpyor ve oralarda dkntleri stmze kadar srayan kpk dizileri oluturuyordu.

- VIII Bylesine zayf ve tek bir dalga ile tamamen dolup batabilecek bir kaykla bu zorluu atlatmay denemek samalkt. Balk oluan dalga sralarnn arasndan buruna yle bir bakt ki asla unutamam ve ardndan: Gemek imkansz diye bard; ak denize geri kmak daha da beter, yapacak son bir eyimiz kald. Procidaya ulamak ya da lmek. Denizcilikte ok toy olmamza ramen bu frtnada ylesi bir manevrann zorluunu hissediyorduk. Rzgar, bizi bir yandan buruna doru srklyor bir yandan pupadan esip bizi nnde kovalyordu; bizimle birlikte kaan denizi izliyorduk, dalgalar da bizi tepelerine ykselterek onlarla beraber yukar kaldryordu. Yani onlarn bizi, oyduklar uurumlara gmme ihtimali daha azd. Ama samzda gece atelerinin parladn seebildiimiz Procidaya ulamak iin dalgalar yanlamasna karlamalydk ve tpk sandaln yann dalgalara, ince kenarlarn rzgara tantr gibi vadilerinden kyya doru kaymalydk. Oysa artlar tereddt etmemize izin vermiyordu. Balk, bize kreklerimizi havaya kaldrmamz iaret ederek, iki dalga arasndaki frsat yan dnmek iin deerlendirdi. Bu ekilde dmeni Procidaya evirdik ve bir deniz bitkisinin sapnn dalgadan dalgaya atl, sudan alnp suya

frlatlmas gibi yol aldk.

- IX Yava ilerliyorduk; gece kmt. Damlalar, dalgalar, rzgarn para para kanala doru yuvarlad bulutlar, karanl ikiye katlyordu. htiyar; ocua gerek denizin derinlerinde yapt manevralar aydnlatmak, gerekse Procida denizcilerine kanaln iinde batma tehlikesi geiren bir kayk olduunu gstermek ve onlardan yardm deil dua istemek iin mealelerden birisini yakmasn syledi. Bir eliyle pruvann kk direine yapm, dieriyle de alevi ve duman rzgarda savrulan ve parmaklarn, salarn yakan kzl ateli mealeyi bann stnde kaldran ocuun grn, muhteem bir o kadar da korkuntu. Bir an dalgalarn tepesinde grnp bir an derinliklerinde kaybolan, hep snmeye hazr ama hep yeniden canlanan bu kvlcm, gecenin karanl ve aclar iinde hayatla lm arasnda mcadele eden drt insann hayatnn sembol gibiydi.

- XDakikalar, onlar hesaplayan dnceler kadar uzun olan saat byle geti. Ay ykseldi ve alld zere, rzgar da iyice sertleti. Eer kk de olsa bir yelkenimiz olsayd, rzgar bizi yirmi kez alabora etmi olurdu. Her ne kadar kayn alak kenarlar pek frtna almyor olsa da, sandaln omurgasnn sulardan kopar gibi olduu ve dalndan den bir kuru yaprak gibi frl frl dndmz zamanlar da vard. Kaymz ok su alyordu; ama boaltrken, ieri dolan su kadar hzl olamyorduk. Kimi zaman altmzdaki tahtalarn, mezara inen tabut gibi ktn hissediyorduk. Suyun arl, kay iyice kontrolden kartabildii gibi, iki dalga arasna dnce de kn iyice yavalatabiliyordu. Bir saniyelik gecikme her eyin sonu olabilirdi. Gzleri yalarla dolan ihtiyar, konuamadan, sandaln dibindeki her eyi suya atmamz iaret etti. Su testileri, balk sepetleri, iki byk yelken, demir apa, halatlar, balknn ar giysi knlarna kadar, hatta bizim kaba ynl kaputlarmz dahi, kenarlardan suyun dibine atld. Zavall kayk bir an btn zenginliinin yzn izledi. Kayk ykseldi ve yk boaltlm bir koucu gibi dalgalarn zerinde hafife kotu. Farknda olmadan, Procidann bat ucundaki daha korunakl sakin bir denize girdik. Rzgar hafifledi, mealenin alevi doruldu, ay bulutlarn arasnda mavi bir yol at; dalgalar uzayarak sakinleip kafalarmzn zerinde kprmeyi braktlar. Sular yava yava alald ve neredeyse sakin bir koydaym gibi alkantl bir hal ald. Procida falezinin karanlk glgesi bizi ufuk izgisinden ayrd. Adann ortasndaki sulardaydk artk.

- XI Deniz, liman aramak iin fazla kabarkt. Adaya yanlarndan ve kr kayalarnn ortasndan

yanamaya mecburduk. Artk kayglanmayn ocuklar dedi balk, mealenin nda sahili tanyarak. Kurtulduk, karaya ulatk ve bu gece benim evimde uyuyacaz. Margellinadaki karanlk bodrumdan baka evi olduunu bilmediimizden akln kaybettiini sandk. Dncelerimizi okumu gibi: Sakin olun genler diye devam etti, hibir dalgadan slanmadan varacaz oraya. Ardndan, bize, Procidal olduunu, babasnn adann bu tarafnda bulunan kulbesiyle bahesine sahip olduunu, kk miomuz Beppinonun kz kardeinin ve dier iki ocuun incirleri kurutmak ve Napolide zmlerini sattklar balarn bozumlarn yapmak iin evde olduklarn anlatt. Birka krek daha ektikten sonra diye ekledi, Ischiann arabndan daha berrak olan kaynan suyunu ieceiz. Bu szler bizi yreklendirdi, Procidann dalgal sa kys boyunca, yaklak bir mil daha, krek ektik. Ara sra, ocuk elindeki mealeyi kaldrp sallyordu. Meale, titrek n kayalara savuruyor ve bize her yanda alamaz duvarlar gsteriyordu. Nihayet, bir bur gibi denizin iinde ilerleyen granitten bir burnu dnerken falezin yarldn ve bir sur duvarnn gedii gibi oyulduunu grdk; bir dmen darbesi bizi dorudan kyya dndrd, son krek hareketi de bitap kaymz dalgalarn kaynad iki kr kayann slna att.

- XII Kayaya arpan kaymzn n tarafndan, ters dp krlan bir tahtannkine benzer kuru ve grltl atrtlar geldi. Suya atladk, kalan halatlarn mmkn kld lde kay baladk ve nmzden yryen ihtiyarla ocuu takip ettik. Falezin yanndan, deniz sularnn kayganlatrd, farkl alarla yontulmu kayalardan oluan bir eit rampay trmandk. Kimi zaman ayaklar altnda kaybolan bu keskin kayalkl merdiven, duvardaki deliklere sivri ular saplanm, zerine de eski kayklarn ziftli tahtalar ya da kestane dallarnn ve kuru yapraklarn oluturduu al rplar atlm, titrek birka basamakla yer deitirmiti. Byle yavaa aa yukar drt-be yz basamak ktktan sonra kendimizi gri tal bir korkulukla evrelenmi, kk asma bir bahenin iinde bulduk. Bahenin u tarafnda, kilere alyormu gibi izlenim veren iki kemer alyordu. Bu kaln kemerlerin zerinde, yuvarlak ve bask iki kolon kenarlar fesleen ve biberiye sakslar dolu olan aty tayordu. Kolonlarn altnda, ay nda altn amdanlar gibi parlayan msr koanlarnn asld bir oyuk dikkat ekiyordu. Bu oyua, tahtalar iyi monte edilmemi bir kapyla giriliyordu. Bu kk kapnn oransz bir biimde oturtulduu toprak, sada maarann dzayak giriine kadar ykseliyordu. Koca bir incir aac ve eilip bklm birka asma kt evin kesine doru uzanyor, yapraklarn ve meyvelerini maarann giri ksmnda birbirine kartryor, bylece kemerlerin destek duvarlarna iki nak daha ekliyorlard. Bu aalarn dallar, baheye alan iki pencereye, yar yarya parmaklk hizmeti veriyordu; eer bu pencereler de olmasa bu kunt, kare ve

bask ev; rahata o yakaya has gri kayalardan biri, ya da kestane aacnn, sarman ve asmann sarmalayp dallarnn iine gmd Castellammareli ve Sorrenteli ba arabn, ba ktnn yan banda saklamak iin zel olarak oyulmu byk bir maara veya soumu lav ktlelerinden biri sanlabilirdi. Yaptmz hzl ve uzun trmann ve omuzlarmzda tadmz kreklerin arlklarnn etkisiyle nefes nefese kalmtk, biraz soluklanmak iin ihtiyarla birlikte bu bahede durduk. Oysa ocuk, omuzundaki krei bir al ynn zerine atp merdiveni abucak karak, elinde hl yanan mealesiyle camlardan birine vurmaya balad; bir yandan da neeli bir sesle: Anneciim, kardeim! Madre! Sorellina diye baryordu, Gaetano! Graziella!, Uyann; an kapy, babam ve ben geldik; yanmzda da yabanclar var. Evin iinden gelen, tam uyanamam ama net ve tatl, belli belirsiz aknlk nidalar atan bir ses duyduk. Ardndan pencerelerden birinin uuan bir yerden kan plak ve beyaz bir kolun ittii kanad yarya kadar ald ve ocuun ayaklarnn ucunda ykselerek pencereye doru kaldrd mealenin nda daha da alm panjurlarn arasndan harikulade bir gen kz yznn belirdiini grdk. Uykusunun ortasnda duyduu kardeinin sesiyle aran Graziellann geceliini dnecek zaman olmamt. Yataktan kt haliyle, plak ayaklaryla pencereye atlmt. Uzun siyah salarnn yars yanaklarndan birinin zerine dyordu; dier yars da boynuna dolanyor, ardndan gl esen rzgarla omzuna savruluyor, aralk duran panjura arpyor ve rzgarda uuan bir kargann kanad gibi yzn kamlyordu. Gen kz, dirseklerini kaldrarak ve uyanp uykusunu datmak isteyen bir ocuun edasyla omuzlarn genileterek, ellerinin tersiyle gzlerini ovuturuyordu. Boynundan bal gecelii, yalnzca kuman altndaki genlik kvrmlaryla biimlenen ince uzun boyunu sememize izin veriyordu. Byk ve oval gzleri, bakndaki nemle malar yumuatan, kadn gzlerine ruhun sevecenliini ve tutkunun enerjisini eit oranlarda datan, zeytin karas ile deniz mavisi arasndaki o belirsiz renkteydi; Asyal ve talyan kadnlarn gzlerinin bu semavi rengi; denizlerinin, gklerinin ve gecelerinin dingin maviliklerinden, gndzlerinin de kzl ate gibi olmasndan kaynaklanmalyd. Yanaklar dolgun, yuvarlak, hatlar belirgindi ama teni biraz soluk, biraz da iklimin etkisiyle esmerlemiti; ancak, Kuzeyin hastalkl solgunluunda deil de, Gneyin asrlarca havaya ve dalgalarna katlanm mermerine benzeyen beyazlktayd. Dudaklar bizim iklimimizin kadnlarnnkinden daha ak ve daha kaln olan aznda safln ve iyiliin izgileri vard. Ksa fakat parlak dileri, mealenin dalgalanan nda, gnein suya vuran parltlaryla deniz kenarnda ldayan sedef kabuklar gibiydi. Kardeiyle konutuu andaki canl, vurgulu ve biraz sert szlerinin yars esintinin iinde savruluyor ve kulaklarmzda bir mzik gibi nlyordu. Yzndeki ifade, kendisini aydnlatan mealenin klar gibi hareketliydi; bir anda aknlktan rkntye, rkntden neeye, efkatten gle dnverdi. Sonra da koca incir ktnn arkasnda bizi grnce pencereden geri ekildi; elleriyle tuttuu, duvara arpp duran panjuru brakt. Byk annesini uyandracak ve yle bir giyinecek kadar zaman geirdikten sonra gelip bize kemerlerin altndaki kapy at, heyecanla byk babasn ve kardeini pt.

- XIII Az sonra yal anne kapda belirdi. Elinde zayf, soluk yzn ve masann zerindeki rekenin etrafnda yumaklanan yn ileleri kadar beyaz salarn aydnlatan, krmz topraktan yaplm bir lamba tutuyordu. Einin elini, ocuun alnn pt. Bu satrlarla anlatla gelen btn bir hikye birka kelime ve birka mimikle bu zavall ailenin fertleri arasnda konuuluverdi. Biz, her konuulan duyamyorduk. Ev sahiplerimizi dertleirken rahatsz etmemek iin biraz uzakta duruyorduk. Onlar fakirdiler; biz yabancydk: onlara sayg gstermeliydik. Kapya yakn ama geride duruumuz bunu anlatyordu onlara sessizce. Graziella ara sra bize akn ve derin bir d gibi bak frlatyordu. Baba anlatmay bitirdii zaman, yal anne ocan yanna dizlerinin stne kt; Graziella, terasa karak, bir dal biberiye ve geni beyaz yldzlar gibi birka portakal iei getirdi. Bir sandalye ald; nnde k yanan, kapnn zerindeki isli Meryem Ana heykelciinin nnde, oluturduu buketi sandan ald uzun firketelerle tutturdu. Anladk ki, kardeini ve byk babasn kurtard iin ona bir minnet davranyd bu; biz de onun bu kran ve minnet duygularn paylatk.

- XIV Evin ii de d kadar plakt ve kayalara benziyordu. Svasz, kirele beyazlatlm duvarlardan baka bir ey yoktu. Ikla uyanan kertenkeleler, talarn kk aralklarnda ve ocuklara yataklk yapan erelti otu yapraklarnn arasnda hrdyorlard. Kara balarn kartlarn ve kaygl gzlerini grdmz krlanglarn yuvalar, aty oluturan aa kabuu kapl kirilere aslyd. Graziella ve byk annesi, ikinci odada, yelken paralaryla kapl tek bir yatakta beraber yatyorlard. Demenin zerinde meyve sepetleri ve bir katr semeri vard. Bir nevi utanla bize dnen balk, hanesinin fakirliini gsterdi; ardndan bizi, Douda ve talyann gneyinde eref kesi olan terasa kard. Kk ocuun ve Graziellann yardmyla, kreklerimizin birer ucunu terasn korkuluk duvarnn zerine, dier ucunu da demeye dayayarak bir tr sundurma oluturdu. Bu barnan zerini, dadan taze koparlm kestane dallarndan oluan bir dzine demetle rtt; bu sundurmann altna birka demet ereti otu yayd. Bize iki para ekmek, souk su ve incir getirdi ve bize uyumamz tavsiye etti. Gnn yorgunluklar ve telalar bizi hemencecik derin bir uykuya daldrd. Uyandmzda krlanglar yatamzn etrafnda baryor, akam yemeimizin krntlarn armak iin terasa syryorlard. Olduka ykselmi olan gne ise, bize atlk yapan demetlerin yapraklarn bir frn gibi kztryordu. nsann, hareket edecek gc toplamadan nce i dnyasna yolculuk yapabildii bu yar uyku halinde, uzun sre uzanm vaziyette kaldk. Sessizlii, uyku aralarnda azmzdan kan belli belirsiz birka kelime blyordu. nceki gnn av, ayaklarmzn altnda sallanan kayk, azgn deniz, eriilmez kayalar, Graziellann mealenin nda iki panjurun arasndaki simas Tm bu grntler birbirine karyor, bulanyordu. Bu uyuukluktan, yal byk annenin eiyle konuurken duyduumuz hkrklar ve sitemleriyle syrldk. Kapa terasta olan baca, seslerin ve konumalarn bir ksmn bize tayordu.

Zavall kadn, su testilerinin, apann, yeni saylabilecek halatlarn, hele el emei kenevirinden bizzat kendisinin dokuduu ve bizim hayatmz kurtarmak amacyla denize atma kabaln yaptmz yelkenlerin yitiriliine hayflanyordu. O iki yabancy, o iki Fransz yanna alman ok mu lazmd diyordu kadn aknlktan dili tutulan ihtiyara. Onlarn uursuzluu ve dinsizlii yanlarnda getiren putperestler olduklarn bilmiyor muydun? Sahip olduumuz her eyi kaybettik, ruhumuzu kurtardmza dua et. Zavall adam ne diyeceini bilemiyordu. Ama Graziella, byk annesinin her eyine msamaha gsterdii bir ocuun yetkisi ve sabrszlyla bu haksz ithamlara kar kt ve yal adamdan yana cevap verdi: Bu yabanclarn putperest olduunu da kim syledi? Putperestler fakir insanlara byle merhametli mi davranrlar? Peki yleyse, unu da syleyeyim ki, dn siz Tanrya kretmek iin diz ktnzde ve benim Meryem Ana heykelinin nnde buketi baladm srada onlar da dua eder gibi balarn nlerine emilerdi ve gslerinde ha iareti yapyorlard; hatta en gen olann gznde bir damla yan parladn ve elinin zerine dtn bile grdm. O salarndan szlen bir damla deniz suyuydu dedi yal kadn ters bir biimde. Size onun gzya olduunu sylyorum diye cevaplad sinirlenen Graziella. Esen rzgar, kydan tepeye kana kadar salarn oktan kurutmutu. Yineliyorum, yaaran gzleriydi. Anladk ki evin iinde bizi koruyan gl biri vard, nk byk anne ne cevap verdi, ne de bir daha sylendi.

- XV Bize, misafirperverce davranan bu yoksul aileye teekkr etmek iin abucak aaya indik. Bir nceki gn hrpalanan kaya bakmak, hl devam eden frtnal havann etinliine dayanacak kadar iyi balanp balanmadn grmek iin kyya inmek zere olan balky, yal anneyi, Beppoyu, Graziellay ve dier kk ocuklar bulduk. Bamz nde, bir aileye uursuzluk getirmi ve aile bireylerine kar ne hissettii bilinmeyen konuklar gibi, onlarla beraber kyya indik. Balk ve ei bizden birka basamak ndeydiler; kardelerinden birinin elinden tutan, bir dierini kucanda tayan Graziella ise onlarn peindeydi. Biz en arkadan, sessizce onlar izliyorduk. Kayalarn birinin sivri kesi yznden yalnzca kpkleri grebildiimiz rampalardan birinin son dnemecinde, balknn ve einin azndan kan ac bir lk duyduk. plak kollarn ge kaldrlarn, ellerinin umutsuzlukla rpnn, alnlarn yumrukladklarn, rzgarn kayalarn etrafnda uurduu beyaz salarn gryorduk. Az sonra, Graziellann ve kk ocuklarn sesleri de bu lklara kart. Hepsi birden rampann son basamaklarn atlayarak deliler gibi kr kayalara doru atldlar, dev dalgalarn karaya doru kovalad kpklere doru ilerlediler ve kimi diz st, kimi srt st, yal kadn elleri yznde ve ba slak kumlara gml, kumsala dtler. Biz ise en son kk kntnn zerinde, ne ilerleyecek ne gerileyecek takatimiz olmadan, bu aresizlik sahnesini seyre kalmtk. Kayk, kayalara hl balyd ama pupasnda onu zaptedecek bir

apas bulunmadndan gece boyunca dev dalgalarca havalandrlm ve onu korumas gereken kr kayalarn kelerine arparak paralanmt. Mahvolan insanlarn, bouk ve mitsiz iniltiler iinde kaybolan sesleri gibi yaman bir grltyle rpnyordu. Teknenin gvdesinin dier paralar, pupas, direi, skarmozlar [12], boyal tahtalar, savatan sonra kurtlarn paralad cesetlerin uzuvlar gibi kumsaln orasna burasna serpilmiti. Kumsala vardmzda, yal adam bu paralarn birinden dierine koturuyordu. Onlar yerden kaldryor, kuru gzlerle bakyor, ardndan daha ileri gitmek iin ayaklarnn dibine atyordu. Graziella yere oturmu, ban nlne gmm alyordu. plak bacaklaryla denizin iinde koturan ocuklar, bararak tahta kalntlarn kyya doru itmeye alyorlard. Yal kadn ise, bir trl sylenmekten ve szlanarak konumaktan vazgemiyordu. Havay yaran ve yrekleri szlatan yaknmalarnn yalnzca vurgularn ve belirsiz birka parasn alglayabiliyorduk. Ey zalim deniz! Sar deniz! Cehennemdeki iblislerden beter deniz! Vicdansz, erefsiz deniz diye bir yandan hakaretler yadryor, bir yandan da yumruunu sallyordu. Bizleri neden almadn sanki? Hepimizi alsaydn! Naslsa ekmek kapmz aldn elimizden! Al, al, al! Madem ki beni tamamen almadn, para para al bari! Bunlar sylerken oturduu yerden ayaa frlyor, yolduu salarn denize frlatyordu. Dalgalar dvyor, kpkleri tepiyordu; ardndan, fkesi yaknmaya, rpnmalar yakara dnyor, tekrar kumlara oturuyor, alnn ellerine yaslyor ve alayarak kr kayalar dven tahta krklarn izliyordu. Bu krk paralar sevdii bir insann uzuvlarym gibi: Zavall sandal diyordu. Senin sonunu byle mi grecektik? Biz de seninle lsek olmaz myd? Yaarken olduu gibi lrken de beraber olsaydk? Orada! Btn gece bize seslenerek paralandn, ufalandn ve ldn o kr kayann zerinde! Sana yardma gelmemiz gerekirdi! Bizim hakkmzda ne dnyorsun kim bilir! Sen bize elinden gelen en iyi ekilde hizmet ettin, oysa biz sana ihanet ettik, seni mahvolmaya terk ettik! Evin hemen yaknnda, sahibinin sana ulaabilecei kadar yaknnda ldn! Sadk bir kpein cesedini onu boazlayan sahibinin ayaklarna atan dalgalar, seni de ayn yle kyya attlar! Az sonra gzyalar sesini bastryordu; ardndan kaynn tm niteliklerini birer birer saymaya balyor, onun iin yapt btn masraflar ve onu bu krk paralara balayan tm hatralar anlatyordu. Son ton bal avndan sonra, bunun iin mi onardk ve boyadk onu diyordu. Bunun iin mi zavall olum, ocuunu yetim brakp, lmeden nce, byk bir fedakarlk ve sevgiyle, kendi elceiziyle yapmt onu? Ambara balk sepetlerini almaya geldiim zaman tahtaya indirdii balta darbelerini duyardm da ona iimden pckler yollardm. imdi ise onun el emei olan tahtalar kpek balklar ve yengeler pecek! K gecelerinde Aziz Franoisnn resmini kamayla bir tahtaya oymu ve onu kt zamanlarda korunmak iin pruvaya monte etmiti. Ey acmasz aziz! Bunu mu layk grdn bize? Oluma, karsna ve zavall ocuklarnn hayatlarn devam ettirmemiz iin bize brakt sandala neler yaptlar? Kendini nasl korudu, dalgalara oyuncak olan resim nerede? Anne, anne! diye bard ocuklardan biri. Dalgalardan birinin kumsala att tahta parasn, iki kayann arasndan alarak:

Azizin resmi ite burada dedi. Biare kadn tm fkesini ve yaknmalarn unutarak suyun iinde ilerledi, olunun oyduu tahta parasn ald, gzyalar arasnda dudaklarna yaptrd. Sonra da gidip yeniden oturdu ve baka hibir ey sylemedi.

- XVI Sandaln btn paralarn toplamalar iin Beppoya ve ihtiyara yardmc olduk. Hasar gren omurgay kumsaln daha ilerisine ektik. Kimi tahtalar ve demir paralarn, bu zavall insanlarn iine yarayabilecek kalntlar st ste ydk; olur da deniz yeniden kabarrsa dalmasnlar diye stlerine kocaman talar yuvarladk. Ev sahiplerimizin epey gerisinden, zgn bir ekilde yeniden eve ktk. Kayn olmay ve denizin durumu gitmemize imkan vermiyordu. Graziellann bize getirdii ekmek paralarn ve kei stn, incir aacnn altnda, rman kysnda yiyip itikten sonra, evi kendi yasl havasna brakarak yksek asma ardana ve adann yksek yaylasndaki zeytinliklerin altna dolamaya gittik.

- XVII Arkadam ve ben pek konumuyorduk ama ikimiz de ayn eyleri dnyorduk. gdsel olarak, adann dousuna ynelen ve bizi Procidann en yakn kentine gtrmesi gereken patikalar izliyorduk. Birok defa, karlatmz kei obanlar ve yerel kyafetler giyinmi, balarnda ya testileri tayan gen kzlar, bizi doru yola ynlendirdiler. Bir saatlik bir yryn ardndan kente varabildik. Ne kederli bir macera dedi sonunda arkadam. Bu iyi insanlar iin onu mutlulua evirmek gerekiyor diye cevapladm. Ben de yle dnyorum diye devam etti arkadam deri kemerindeki altnlar ngrdatarak. Ben de. Ama benim yalnzca be-alt altnm var. Oysa felaketin yarsn paylatm gibi, zmn yarsna da ortak olmam gerekiyor. kimizin arasnda ben daha zenginim dedi arkadam; Napolili bankaclarn birinde kredim var. imdilik hepsini ben deyeceim, Fransaya dndmz zaman hesaplarz.

- XVIII Byle konuarak Procidann yokulu sokaklarn iniyorduk. ok gemeden marinaya vardk. talya sahillerinde ve takmada limanlarnn ya da koylarnn yanndaki kumsallara bu isim veriliyordu. Frtnann snmak zorunda brakt Ischial, Procidal ve Napolili birok kayk kumsala ekilmiti. Denizciler ve balklar gnete, dalgalarn grltleri eliinde uyuyorlar ya da dalgakrann zerinde gruplar halinde ene alyorlard. Kyafetlerimizle ve salarmz rten krmz yn berelerimizle bizim de ya veya arap tayan Ischial gemilerden birinin Procidaya brakt

Toskanal veya Cenoval gen gemicilerden olduumuzu sandlar. Gzlerimizle salam, iyi donatlm, iki kiinin rahata kullanabilecei, ebatlar ve biimiyle kaybettiimize olduka benzeyen bir balk sandal arayarak marinay batan baa dolatk. Aradmz bulmamz ok zor olmad. Bunun gibi daha birouna sahip, adann zengin balklarndan birine aitti bulduumuz bu sandal ve yalnzca birka aylkt. Limandaki ocuklarn tarifi zerine, sahibinin evine gittik. Bu adam neeli, hassas ve iyi biriydi. Geceki felaketi ve Procidal yoksul hemehrisinin perianln anlatmamz onu olduka etkiledi. Kaynn fiyatnda bir kuruluk bir indirim yapmad geri ama deerini de abartmad. Kay arkadamn dedii otuz iki altna satn aldk. Bu fiyata, bu balk teknesinin fiyatna yepyeni bir donanm, yelkenler, su testileri, halatlar ve demir apa da dahildi; bylece hepsi bizim oldu. Bir de limandaki dkkanlardan birinden ihtiyara ve ocua birer krmz yn kaput alarak bu donanm tamamladk. eitli alar, balk sepetlerini ve kadnlarn ihtiyac olan sradan birka kap kaa da bunlara ekledik. Teknenin sahilin belirttiimiz yerine ayn gn getirtilmesi karlnda da ertesi gn fazladan altn daha vereceimizi syledik. Frtnann yavalamas ve adann yksek taraf rzgar bir nebze de olsa krmas dolaysyla adam bu teklifimizi kabul etti, biz de Andreann evine karadan geri dndk.

- XIX Her aacn altnda, her ardan glgesinde oturarak, muhabbet ederek, hayal kurarak, her Procidal gen kzla elindeki incir, mumula ve zm sepetleri zerine pazarlk ederek ve akp giden zaman saatlere brakarak ar aksak yol alyorduk. Bir burnun tepesinden, sahilin glgesinde ihtiyatla yol alan teknemizi grnce, krekilerle ayn anda varabilmek iin admlarmz sklatrdk. Ne kk evden ne de onu evreleyen badan hi ses gelmiyordu. Tyl geni ayaklar ve siyah benekli beyaz kanatlar olan iki gzel gvercin terasn korkuluk duvar zerinde msr tanelerini gagalyorlard. Evdeki tek hayat belirtisi bu kulard. Sessizce atya ktk; tm aile derin bir uykudayd. Sevimli balarn Graziellann kolunun zerinde yan yana koyarak dinlendiren ocuklarn dnda herkes, acnn sebep olduu bitkinlikle uyuyordu. Yal anne ban dizlerine koymutu, nefes alp verii hkrklarn andryordu. Babann kollar iki yana alm, gnein altnda srtst yatyordu. Krlanglar kr salarnn zerinde uuuyordu. Terli aln sineklerle rtlmt. Azna dek uzanan iki ukur, erkek gcnn tkendiini ve gzleri yal uyuya kaldn gsteriyordu. Bu manzara yreimizi paralad ama o zavallcklara sunacamz mutluluun dncesiyle avunduk. Onlar uyandrdk. Graziella ile kardelerinin ayak ucundaki at demesine yolda aldmz taze ekmekleri, peyniri, tuzlu eti ve bal, zmleri, portakallar, incirleri koyduk. Gen kz ve ocuklar adeta etraflarna gkten dklen bu bereket yamurunun altnda dorulamyorlard. Aile adna baba teekkr ediyordu bize. Byk anne bu olanlar donuk gzlerle izliyordu. Yzndeki ifade ilgisizlikten ok fkeyi andryordu.

Haydi Andrea dedi arkadam ihtiyara, emek ve cesaretle yeniden satn alabilecei eylerin uruna gzya dkmemeli insan. Ormanlarda tahtalar, yetien kenevirlerde de yelkenler dolu. Yalnzca zntyle harcanan insan hayat geri gelmez. Bir gnlk gzya, bir yllk almadan daha ok g tkettirir. Einizi ve ocuklarnz alp bizimle beraber inin. Biz sizin gemicileriniziz; batan kaynzn kalntlarn avluya karmanz iin size yardm edeceiz. Onlardan aileniz iin it, yatak, masa, mobilya yaparsnz. Dalgalarn zerinde sizi beik gibi sallayan tahtalarn zerinde sakin bir uyku uyumak yalandnz gnlerde hounuza gidecektir. Onlardan bize yalnzca tabut olur diye usulca sylendi byk anne.

- XX Bununla birlikte, kalktlar ve bizi takip ederek kynn basamaklarn indiler; ama denizin grntsnn ve dalgalarn sesinin onlar mutsuz ettiini gryorduk. Yamacn son basamana geldiimizde eski kayn kalntlarnn yanna ekilmi gnete parlayan gzel tekneyi fark ettikleri ve arkadam; bu sizin dedii zaman bu zavall insanlarn yaad srprizi ve neeyi anlatma beceremeyeceim. Hepsi birden, yldrm arpm gibi, bulunduklar basamakta, Allaha kretmek iin dizlerinin zerlerine ktler. Bize teekkr edecek kelime bulamayacak kadar mutluydular. Onlarn bu mutluluu bizim iin yeterli bir teekkrd zaten. Arkadamn onlara seslenmesi zerine ayaa kalktlar, kaya doru kotular. nce uzaktan ve saygl bir ekilde etrafn turladlar, adeta onda masals bir ey aryor ya da olaanst bir ryann yok olmasn bekliyor gibiydiler. Sonra biraz daha yaklatlar, ona dokundular, ardndan da dokunduklar ellerini alnlarna ve dudaklarna gtrdler. Nihayet hayranlk ve nee lklar attlar ve yal kadndan ocuklara kadar hepsi birden el ele tutuarak teknenin etrafnda dans etmee baladlar.

- XXI Kaya ilk Beppo bindi. Pruvann sintine gvertesinde ayakta durarak, doldurduumuz tm donanm birer birer kartt. apa, halatlar, drt kulplu su kpleri, yeni gzel yelkenler, sepetler, geni manetli kaputlar; apay ttryor, krekleri bann zerine kaldryor, yelkeni ayor, paltolarn yumuak tylerini parmaklaryla eziyor, btn bu zenginlii lklarla ve mutluluk tepinmeleriyle byk babasna, byk annesine, kz kardeine gsteriyordu. Baba, anne ve Graziella bir bize, bir sandala bakarak alyorlard. Kayalarn arkasna gizlenmi, tekneyi getiren denizciler de alyorlard. Herkes bize kranlarn sunuyordu. Minnettarlnda en ciddi olan Graziella, ba nnde byk annesine yaklat ve parmayla bizi gstererek fsldayan sesinden anladm kadaryla: Bir de bunlarn putperest olduunu sylyordunuz, ne demitim size, olsa olsa melek olur bunlar dememi miydim! Hangimiz haklymz dedi. Yal kadn kendini ayaklarmza atarak pheleri yznden zr diledi. O andan itibaren bizi de neredeyse kk kz ya da Beppo kadar ok sevdi.

- XXII -

nceden konutuumuz altn dedikten sonra, Procidal denizcileri gnderdik. Her birimiz geminin ambarndaki donanmn bir parasn yklendik. Eve, kalntlarn yerine mutlu ailenin varln tadk. Gece, akam yemeinin sonrasnda, Beppo babasnn yonttuu ve babaannesinin yatann baucunda duran Aziz Franois resminin bulunduu krk tahtay kartt; lambann nda, testereyle kesti dzeltti, ardndan bayla temizledi. yice parlattktan sonra yeniden boyad. Bunu, ertesi gn, yeni kaykta da eskiyi hatrlatan bir eyler bulunmas iin pruvann i ucuna yerletirmeyi dnyordu. Antik an insanlar da ne zaman ki eskisinin yerine yeni bir tapnak ina etseler, modern olann iinde de eski ve kutsal bir ey bulunmasn isterler ve kalc bir hatrann yeni tapnan ba yaptlar arasnda kalmasn, dolaysyla kalplerdeki saygnln elde etmesi iin inaata eski yapnn malzemelerinden birini, hi olmazsa bir kolonu dahil ederlerdi. nsan her yerde insandr. Hassas yaradl hep ayn igdleri barndrr; ister Romann Parthenonunda, Saint-Pierreinde olsun, ister Procidann kayalar zerindeki fakir bir balknn kaynda.

- XXIII Kayadan ktndan toz haline dnnceye kadar, lahi kaderin bu eve yazd gecelerin en mutlusu bu geceydi herhalde. Zeytinliklerdeki rzgarn, sahildeki dalgalarn sesinde, ayn terasmza vuran klarnn altnda uyuduk. Uyandmzda gkyz mavi bir kristal gibi temizlenmi, deniz sanki suyu hzdan ve yorgunluktan terlemi gibi daha da koyu mavi olmu, kpklerle beneklenmiti. Oysa rzgar gittike iddetlenen uultusunu srdryordu. Dalgalarn Misene Burnunun ucuna srkledii beyaz toz, bir nceki gnknden daha fazla ykseliyordu. Bu toz bir ykselip bir den aydnlk bir sis devinimi iinde, btn Cumes sahilini sulara gmyordu. Ne Gaete Krfezinde ne de Baia Krfezinde tek bir yelkenli seilebiliyordu. Doal ortamlar frtna olan ve gemilerin batmas srasnda ayn ller koyunun melun sakinlerinin, denizcilerin mahvolularn beklemesi gibi neeli lklar atan deniz krlanglar, beyaz kanatlaryla dalgalar dvyordu. Arkadam ve ben, hava artlar sebebiyle balknn evine ve bana hapis olmu olmaktan, birbirimize sylememi olsak dahi, gizli bir sevin duyuyorduk. Durumumuz bize, ocuklarym gibi balandmz bu zavall aileyle beraber mutlu olma frsat veriyordu. Rzgar ve dalgal deniz bizi tam dokuz gn orada alkoydu. Biz ise, zellikle de ben, frtnann hi dinmemesini, elimizde olmayan ve kanlmaz bir gerekliliin bizi yle tutkun yle mutlu olduumuz burada, yllarca alkoymasn diliyorduk. Bununla birlikte, gnler belli belirsiz bir tekdzelilikle akp gidiyordu. Kiinin gnl gen olduunda ve her eyden zevk alabildiinde azck bir eyin bile nasl yeterli geldiini bundan daha iyi hibir ey kantlayamazd. tahn baharat ekledii ve uzuvlarn sapasalam olduu durumda, ite byle en sradan besinler bile vcuda yeterli gelir ve onu yeniler.

- XXIV Uyuduumuz terasn yaprakl atsna deerek uuan krlanglarn lklaryla uyandk. ki yabancnn uykusunu karmaktan korkarak ksk sesle ark syleyen Graziellann ocuksu sesini dinlemek; ince kumun suyun derinliinin saydamlnda parlad ve ak denizin deviniminin, dalgalarnn giremedii kk koyda suya dalp yzmek iin hzlca kumsala inmek; yzerken slanan salarmz ve omuzlarmz kurutarak aheste aheste yukarya kmak; bada, gen kzn getirdii ve bizimle paylat manda peyniri ve bir para ekmekle kahvalt etmek; dudaklarmzn azmza

yapt srada gen kzn kzararak kolunun zerine edii uzun toprak testiyle kuyudan doldurduu buz gibi berrak suyu imek; sonra aileye bin trl kk ev ve bahe iinde yardm etmek; ba evreleyen ve terasa destek olan duvar ykseltmek; kn bu duvarlarn zerinden ba fidelerinin zerine yuvarlanan ve asma ktklerinin arasnda yaplabilecek tarma engel olan byk talar topraktan skmek; bir adamn ancak bir tanesini tayabilecei iri balkabaklarn kilere tamak; ardndan geni yapraklaryla topra kaplayan ve oluturduklar alarla insann ayaklarna dolanp adm atmasn engelleyen saplarn kesmek; yamur suyunun toplanp kuru topra uzun zaman sulamas iin yksek asma ardaklarnn altndaki her ktn arasnda kk kanallar amak; yine ayn maksatla incir ve limon aalarnn dibine huni biimli bir eit kuyular kazmak Gne atnn, bahenin, avlunun tam tepesine geip de bizi asma ardaklarnn altna saklanmaya zorlad saate kadar, her sabah bu ilerle megul oluyorduk. Asma yapraklarnn saydaml ve yansmalar buray scak ve biraz yaldzl bir glgenin rengine boyuyordu.

kinci Blm
-IGraziella, byk annesinin yannda ip eirmek ya da le yemeini hazrlamak iin eve dnyordu. Yal balk ve Beppo ise, btn gnlerini deniz kenarnda, yeni kay istifleyerek, yeni bir eye sahip olmann tutkusuyla ilerinden gelen dzenlemeleri yaparak ve kr kayalarn snanda alarn deneyerek geiriyorlard. Her gn len yemei iin, birka yenge ya da yeni eritilmi kurundan daha parlak pullar olan ylan balklar getiriyorlard. Evin annesi, onlar zeytin yanda kzartyordu. Aile bu ya, lkede det olan ekilde, evin hemen yaknndaki kayalara oyulmu ve asma kilitli byk bir kayayla kapatlm kk bir kuyunun dibinde saklyordu. Ayn ekilde kzartlan birka salatalk ve deniz yemii denilen midye gibi taze deniz kabuklar, bizim iin en kanaatkr ve gnn en lezzetli nn oluturuyordu. Sabahlar Graziellann toplad, dallar ve yapraklaryla beraber geni hasr sepetlerle sunulan uzun sar salkml misket zmleri de tatl menmzd. Napolili iftilerin ve denizcilerin de yapt gibi, kahve ve likr yerine, anason kokusu dudaklarda kalan, bibere batrlm, i ve yeil bir iki dal rezene yiyorduk. Yemein sonrasnda, arkadamla beraber, falezin stnde Baia Krfezine bakan, serin bir glgelik bulup oraya snyor, gnn en kavurucu saatlerini akamzeri drde bee kadar orada manzara izleyerek, hayal kurarak ve okuyarak geiriyorduk.

- II Dalgalarn arasndan, serisi bozulmu taneden baka kitap kurtaramamtk. Bunlar da denize atmak zorunda kaldmz antalarn iinde olmadklar iin kurtulabilmiti. Bir tanesi, Ugo Foscolo[13]nun Jacopo Ortisin Mektuplar[14] isimli talyanca bir kitapt. Gen bir talyann lkesi iin besledii zgrlk tutkusunun, gzel bir Venedikliye duyduu tutkuya kart, yar politik yar romans bir kitapt. Sevgili ve yurtta ateleriyle beslenen bu ikili tutku Ortisin ruhunu yle bir alevlendirir ki, hassas ve hastalkl bir erkek bylesi kuvvetli bir nbete dayanamaz ve intihar eder. Goethenin Werther [15]inin edeb fakat kl ve renkli bir kopyas olan bu kitap, yreklerinde bu ift hayali beslemeye layk olan btn genlerin elindeydi: Ak ve zgrlk.

- III Bonaparten ve Muratn polisi, kitab ve yazarn bo yere takip ediyordu. Yazar, btn talyan vatanseverlerin ve Avrupal liberallerin gnllerinde barnyordu. Kitabn mabedi de bizim gibi genlerin gsyd; daha ok iimize ekebilmek iin onu orada saklyorduk. Kurtardmz dier kitaplardan biri, Bernardin de Saint-Pierre[16]in masum ak kitab Paul ve Virginie [17]si idi. Kitap, insanln gnl tarihinden koparlm, tm saflyla muhafaza edilmi ve on altnc yan gzyalarna bulanm gibi, dnyann ocukluunun bir sayfasn andryordu. teki ise, Tacitus [18]un bir kitabyd. Sayfalar ahlkszlk, utan ve kanla lekelenmiti, ama metanetli bir erdem tarihin elik kalemini ve grnen duyarszln, zorbaln kinini, byk fedakarlklarn gcn ve cmert llerin susuzluunu anlayanlara ilham olmak iin eline almt. Bu kitap, tesadfen, ne zamandr bir nsezi gibi yreimizi titreten duygulara birebir denk

dyordu: ak, talyann ve Fransann kurtuluu iin coku ve Tacitusun bize resmettii, uurlarna ruhlarmz frasnn kanna ve antik alarn erdemine batrd byk eylerin devinimi ve siyasal hareket iin tutku. Kh hayranlkla, kh gzyalaryla, kh hayallerle, sra sra okuyorduk. Bu okumalar uzun sessizlikler ve karlkl haykrlarla kesiyorduk. Bunlar bizim iin rzgarn hayallerimizle birlikte getirdii, izlenimlerimizin dnlmemi yorumuydu.

- IV Kendimizi, airin ya da tarihinin bizim iin anlatt sanal veya gerek durumlarn kahramanlar yerine koyuyor, hikyelerinden birine yerleiveriyorduk. Hayat gizli veya aleni, mutlu veya erdemli ideal birer sevgili, yurtta oluveriyorduk. Bu byk durumlar, devrim zamannn tesadflerini tasarlamak bize keyif veriyordu ki, zaten ad san duyulmam insanlar byle zamanlarda ortaya kar, isimleriyle olduu gibi dehalaryla da kitleleri uyandrr, zorbalkla mcadele eder, uluslar kurtarrlar; ardndan da istikrarsz ve nankr halklar yznden deerini bilmeyen zamann ve lerini alacak gelecek kuaklar karsnda idam sehpasnn kurban oluverirler. Ne denli kahramanca olursa olsun, ruhumuzun yetiemeyecei hibir aama yoktu. Her eye hazrdk, olur ya bir gn hayat fikrimizde canlanan o byk deneyimleri gerekletirmemize yardmc olmaz diyerek hayat da hor grerek nceden intikam alyorduk. imizdeki gl ruhlarn tesellisi vard: Eer hayatmz yararsz, basit ve karanlk geecek olursa, talih bizi skalam olacakt, biz onu karm olmayacaktk!

-VGne alalrken, adada uzun yryler yapyorduk. Yolumuz her ynden geiyordu. Andreann bahesinde olmayan sebzeleri ve ekmei kentten alyorduk. Bazen, denizciyi denizde canlandran, karada ise teselli eden denizci afyonu denilen bir ttnden getiriyorduk. Karanlk kerken alak gnll cmertliimizle, ellerimiz ve ceplerimiz dolu eve dnyorduk. Akam, uyku saatlerini beklerken, Napolide Astrico ismi verilen atya toplanrdk. Bu iklimin gzel gecelerinde, Astriconun ay ndaki grnmnden daha ekici hibir ey yoktur. Krdaki bask ve kare ev, canl topluluklar ve hareketli heykeller tayan antik bir ayakla benzer. Tm sakinleri birbirinden farkl oturu, davran, k sergilerler; ayn aydnl veya lambann klar bu profilleri gn mavi derinliinde yanstr ve hareketlendirir. Orada, yal annenin ip eiriini, babann saz sapndan yaplma pimi toprak piposunu tttrmesini, kk olanlarn pervaza yaslanp denizci ezgilerinin ya da krsal melodilerin tekdze notalarn sylemesini grebiliriz. Bu arklarn adal ya da titrek ivesinde dalgalarla hrpalanan aalarn yaknmasndan, austos bceklerinin gnein altndaki o keskin seslerine kadar ok aina notalar bulunur. Bir de gen kzlar grrsnz o mavilikte; ksa elbiseleri, altn ve ipek eritlerle bezenmi, yeil, uzun, kolsuz ceketleri, enselerinden dmlenmi uzun siyah salar rzgarda uuur. Bu gen kzlar genellikle yalnz, bazen de kz kardeleriyle dans ederler; birisi elindeki gitar, bir dieri bann zerine kaldrd, etraf bakr zillerle evrili bir tefi alar. Birinin dertli ve hafif sesi, dierinin tekdze ve bouk sesine karan bu iki enstrman; insan kalbinin almak iki notasn, hzn ve neeyi, neredeyse sanatsz bir ekilde dile getirir. Yaz geceleri, Napolideki krlarn, o adadaki

atlarn, hatta kayklarn hemen hepsinde onlar dinlersiniz; denizden dalara kadar her yerde kulanz kovalayan bu hafif konser, gzelim gkyznn altnda scan etkisiyle vzldayan bir bcein mrltlarna benzer. Bu zavall bcek ise, elbette insandr! Kimi zaman genliine ve aklarna besteler yapan, kimi zaman da lm sessizliine gmlen insan! Astricolarn stnden yaylan bu ezgileri bir defa olsun, kalbim skmadan, yryorsam eer durmadan, benden daha gl olan melankoliyi, ya da sevincimi da vurmadan dinleyemedim.

- VI Andreann evinin atsndan duyulan mzikler, sesler ve davranlar da birbirine benziyordu. Graziella gitar alyor, Beppino minik parmaklaryla, vaktiyle beiinde uyutmak iin kullanlm tefi alarak ablasna elik ediyordu. Enstrmanlar neeli, davranlar sevincin aynas olduu halde, ortam hznlyd, ar ve seyrek notalar derinden derine, yrein ince tellerini kstryordu. Ne zamanki mzik kulak oyunu olmak yerine ruhun tutkularnn ahenkli iniltilerinin sesi olur, hep bu manzara ortaya kar. Tm vurgular bir i eki, tm notalar bir hkrktr sese elik eden. Doa ylesine byk bir hzn barndrr ki aslnda, onu hareketlendiren ey dudaklarmza ylesine ac bir tortu, gzlerimize ylesine yakc bulutlar ykseltir ki, gzyalar boalmadan insan olunun yreine azck kuvvetli vurmas yeterlidir!...

- VII Gen kz, bizim ricalarmz zerine, byk bir mtevazlkla kardeinin ald tefin ezgileriyle tarantel dans yapmak iin ayaa kalktnda ve bu ulusal dansn fr dndren hareketleriyle savrularak, kollar zarife havaya kalkm, parmak krtlaryla kastanyet[19] seslerini taklit ederken ve admlarn terasa den yamur damlalar gibi hzlandrrken bile, havada, davranlarda, cokunun hareketli sayklamalarnda hep ayn arballk ve hzn vard. Sanki btn nee geici bir lgnlkm, sanki bir mutluluk kvlcm yakalamak iin genliin ve gzelliin bile sarho olana kadar sersemlemeye ve ldrana kadar hareket etmeye ihtiyac varm gibi!

- VIII Ev sahiplerimizle sk sk ciddi konular hakknda muhabbet ediyorduk; hayatlarn, geleneklerini, aile anlarn bize anlatyorlard. Sayfalar kartrmay bilenler iin her aile bir hikye hatta bir iirdir. Bu aile de uzaklarda kalan bir asalete, zenginlie, saygnla sahipti. Andreann dedesi, Egina Adasnda yunanl bir tccarm. Atina paas tarafndan din yznden bask grnce, karsn, kzlarn, oullarn, tayabildii tm varln bir gecede sahip olduu ticaret gemilerinden birine yklemi. Halknn onun gibi Rum asll olduu ve tccar tandklarnn oturduu Procida Adasna snm. Orada geni araziler satn alm, ne var ki onlardan geriye u an bulunduumuz kk iftlikle, kent mezarlnda atalarnn ismini tayan birka mezar tandan baka bir ey kalmam. Kzlar adadaki manastrda rahibe olarak lmler. Olanlarsa varlklarn gemilerini batran frtnalarda kaybetmiler. Aile yoksulluk derecesine kadar km. simlerini bile Procidal bir balknn bilinmeyen ismiyle deitirmiler. Bir ev kt zaman, en son ta parasna kadar temizlenir enkaz diyordu Andrea. Dedemin

sahip olduklarndan geri yalnzca iki kreim, bana geri verdiiniz kaym, sahiplerini beslemekten aciz bu kulbe ve bir de ilahi ltuf kald.

- IX Byk anne ve gen kz, imdi de bizim kim olduumuzu, hangi lkeden geldiimizi, ailelerimizin neyle megul olduunu anlatmamz istediler; babamz, annemiz, kardelerimiz, evimiz, incirliklerimiz, balarmz varsa eer, neden bu gen yata tm bu nimetleri brakp Napoli Krfezi topraklarnda krek ekmeye, okumaya, yazmaya, gne altnda hayal kurmaya heves etmitik? Ne kadar sylediysek bir ie yaramad, bir trl denizi ve gkyzn izlemek, ruhumuzu gnete buharlatrmak, genliimizin iimizde mayalandn hissetmek ve belki ileride, elimizde bulunan kitaplara benzer ekilde Napolili ozanlarn dalga kran zerinde denizcilere anlatt gibi izlenimlerimizi, duygularmz, fikirlerimizi dizelere dkmek iin bu yolculua ktmz anlatamadk. Benimle dalga m geiyorsunuz siz diyordu Graziella bir yandan kahkahalar atarak; siz ve airlik! yi ama marinada bu ismi verdikleri kiilerin kabark salar ve akn gzleri yok ki sizde! Siz ve airlik, ha! Ve gitarda bir nota bile almay bilmiyorsunuz! Peki yapacanz arklara neyle elik edeceksiniz? Ardndan, dudaklarn hnzrca bkyor, gerei bir an nce sylememiz iin sabrszlanyordu.

- XBazen kzn iine hin kukular dyor, baklarna phe ve korku yerleiyordu. Ama uzun srmyordu. ok ksk bir sesle byk annesine: Bu mmkn deil, adi bir su yznden lkelerinden firar eden kaaklar olamaz bunlar dediini duyuyorduk. Ktl bilmek iin ok gen ve ok iyi yrekliler. Byle durumlarda, sebep olduumuz korkun cinayetleri Graziellaya anlatarak eleniyorduk. Sakin ve prl prl alnlarmzn, duru gzlerimizin, glen dudaklarmzn ve ak yrekli tavrmzn ilediimizi varsayd olaanst sularla oluturduu tezat, kardeini de onu da gldryor, gvensizlik ihtimallerini yok ediyordu.

- XI Graziella, sk sk gelip, btn gn ne okuduumuzu soruyordu. Bunlarn dua kitab olduunu sanyordu, nk kilisede rahibin szlerini takip etmek iin kullanlanlardan baka kitap grmemiti. Btn gnmz gizemli szleri mrldanarak geirdiimiz iin, bizi ok dindar sanyordu. Napolideki papaz okulunda veya adalardaki kimi manastrlarda papaz yahut kei olmaymza bir anlam veremiyordu. Onun bu yanlgsn dzeltmek iin, iki kez Foscolodan blmler, Tacitusumuzdan alntlar halk diline evirerek okumaya altk. talyan srgnnn vatansever i ekimelerinin ve imparatorluk Romasnn byk trajedilerinin saf dinleyicimizi ok etkileyeceini dnyorduk, zira halkn vatan igdlerinde, kahramanl duygularnda ve dram baklarndadr. Aklda kalan byk ykmlar ve gzel lmlerdir. Fakat ksa

srede fark ettik ki bizim zerimizde byk etkisi olan bu yakarlar ve sahneler bu basit ruhlar hi etkilemiyordu. Siyasal zgrlk duygusu, imkan sahibi insanlarn bu zlemi, halkn iine kadar ilemez. Bu zavall balklar, hayatn gerek keyiflerini tatmak dururken, Ortisin neden mitsizlie dp intihar ettiini anlayamyorlard: Brentann yeil ve verimli krlarnda aylak aylak gezmek, gnei grmek, bir canan sevmek, dua etmekne byk nimetlerdi. Neden byle ac ektiriyorlar ki kendilerine diyorlard. Yree kadar ilemeyen fikirler iin hem de? Milanoda Franszlarn ya da Avusturyallarn hkmetmesi ona ne ki? Bunlar dert edinmek iin deli olmal bu adam. Ve sonrasn dinlemiyorlard.

- XII Tacitusu ise hi dinlemiyorlard. mparatorluk veya cumhuriyet, birbirini ldren bu adamlar, kimileri hkmetmek, kimileri klelikten kurtulmak iin savaanlar, taht uruna cinayetler, zafer uruna erdemler, gelecek kuaklar uruna lmleronlar cezbetmiyordu. Tarihin bu imekleri, onlar etkileyemeyecek kadar yukarda akyordu. Tarihin bu anlar onlar iin, dan eriemeyecekleri kadar stnde, yalnzca doruklarda grleyen, ne balknn yelkenini ne iftinin evini sarsan bo gk grltleri gibiydi. Tacitus ancak siyasetiler ve filozoflar arasnda tannr; tarihin Platon[20]udur. Onun hassasiyeti halk iin ok incedir. Onu anlamak iin, kamu alanlarnn kargaasn ve saraylarn gizemli entrikalarn yaam olmak gerekir. Bu sahnelerin zgrln, tutkusunu ve zaferini yok edin, ne kalr ki geriye? Onlar yaanan dramlarn barol oyunculardr oysa bu tutkular halka yabancdr, zira zihnin tutkulardr ve halk yalnzca kalbin tutkularn tanr. Bunu okuduumuz blmlerin evremize yayd soukluktan ve aknlktan anladk. Bu akam da onlara Paul ve Virginieyi okuyalm dedik. Bu kitab neredeyse ezbere bildiim iin ben onlara eviriyordum. talyada geirdiim sre iinde dillerine iyice aina olmutum, bu yzden tabirlerin karln bulmam ok kolay oluyor, szckler dudaklarmdan ana dilimmi gibi dklveriyordu. Okumaya baladmzdan beri, dinleyicilerin yz ifadeleri deiti ve ciddi, dalgn bir hal ald; yrekleri heyecanlanmt. Nihayet her yatan, her kesimden insann ruhunda uyumla nlayan o notaya rastlamtk; sanatn ebedi gereini tek bir seste toplayan o duyarl, o evrensel nota: doa ve ilahi ak.

- XIII Henz birka sayfa okumutum ki, yal ift, gen kz ve ocuk oktan tavr deitirmiti. Dirseini dizine yaslam balk kulak kesilmi, piposunu bile imeyi unutmutu. Yal byk anne tam karma oturmu, mabetlerin zemininde melip ruhani szler dinleyen zavall kadnlarn edasyla ellerini enesinin altnda birletirmiti. Az nce teras duvarlarnn zerinde oturan Beppo, aaya inmiti. Elindeki gitar sessizce yere koydu. Rzgarn telleri tngrdatmasndan korkarak elini sapna dayamt. Genellikle biraz uzakta duran Graziella, kitabn gizledii bir ekim gcyle bylenmiesine bana doru yaklamt. Terasn benim de dibinde oturduum duvarna yaslanm olan gen kz, sol eliyle topraktan destek

alarak, yaral bir gladyatr gibi benden yana geliyordu. Fal ta gibi alan gzleriyle bir bana, bir hikyenin dkld dudaklarma, bazen de gzleriyle kitab bana okuyan grnmez ruhu aramasna, dudaklarmla kitap arasndaki bolua bakyordu. Graziellann, dramn heyecanna gre, bir hzlanp bir duraklayan nefesini hissediyordum, daa trmanp ara sra soluklanan daclar gibiydi. Daha hikyenin yarsna gelmeden, zavall ocuk aramzdaki yabani mesafeyi kaldrmt bile. Nefesinin scakln ellerimde hissedebiliyordum. Salar alnma deiyordu. Yanaklarndan szlen birka damla gzya, parmaklarmn ucundaki sayfay slatyordu.

- XIV Bu aileye kalplerinin iirini eviren ar ve tekdze sesimden baka duyulan tek ses, ayaklarmzn altnda uzanan yamac dven denizin bouk darbeleriydi. Bu grlt bile okumamzla armoni iindeydi. Hikyenin daha banda hissedilen ve devamndaki havadan kesin emin olunan zm gibiydi. Hikye devam ettike, alak gnll dinleyicilerimiz daha bir balanyorlard. Olur da doru deyii bulmakta tereddde dersem, lambay, nlnn siperiyle rzgardan koruyan Graziella, sayfalara daha bir yaklayor ve sanki atein anlamam kolaylatracakm, kelimeleri dudaklarmdan aktacakm gibi kitab yakacak kadar yakna uzatyordu. Baklarm sayfadan ayrmadan, elini tebessm ederek itiyor ve gzyalarnn scakln parmaklarmda hissediyordum.

- XV Okumay ertesi gne braktmda teyzesi tarafndan Fransaya arlan Virginie, benliinin adeta ikiye blndn hissetmi, yine de Paulu avutmak iin onu geri getirecek olan denizi gstererek dnten bahsetmeye balamt. Bu davranm zavall insanlar derinden sarsmt. Graziella, hikyeye devam etmemiz iin benim, ardndan da arkadamn nnde diz kt. Ama bouna urayordu. Virginieye duyulan ilgiyi, bizim deneyimizin de ekiciliini artrmak istiyorduk. O zaman kitab elimden ekti. Sanki yapabilecekmi gibi, byk bir istekle kapan at, harfleri anlamay denedi. Kitapla konuuyor, onu pyordu. Ardndan, yalvaran baklarla onu dizlerimin zerine geri koydu. Biraz ciddi, ama huzurla glmseyen berrak ehresi, hikyenin tutkusundan ve ackl oluundan olsa gerek, aniden, dramn canllnn, dzensizliinin ve dokunakllnn izlerini almt. Ani bir devrim, etten ve gzyandan oluan o gzelim mermeri bozmu gibiydi. Gen kz, uyuyan ruhunun Virginienin ruhunda uyandn hissetmiti. Son yarm saatte alt yl olgunlam gibiydi. Tutkunun kark renkleri, alnn, gk mavisi gzlerini ve yanaklarn ebrulamt. Gnein, rzgarn ve glgenin ilk kez arpt korunakl sakin bir su gibiydi. Bu halini izlemeye doyamyorduk. O ana kadar bize nee kayna olan bu kza sayg duymaya balamtk. Ancak devam etmemiz iin btn ricalar nafileydi; tm gcmz bir anda kullanmak istemiyorduk ve o gzel gzyalarn aktmak, kaynan bir gnde kurutmak, istemeyeceimiz kadar houmuza gidiyordu. Suratn asarak geri ekildi ve fkeyle lambay sndrd.

- XVI -

Ertesi gn, asmalarn altnda grp de konumak istediim zaman, gzyalarn gizleyen biri gibi arkasn dnd ve cevap vermedi. Gzlerini evreleyen ince siyah halkalar, yanaklarnn donuk solgunluu, dudaklarnn kelerinin hafif ve zarif knts gen kzn bir nceki gnn aclarna ne denli zldn ve geceyi uykusuz geirdiini gsteriyordu. Bir kitabn harikulade gcnn okuma yazma bilmeyen bir kzn kalbinde brakt bir etkiydi bu; bir kitap araclyla gerein btn gcyle insan kalbinde iz brakabilecei bu cahil ailenin zerinde brakt etkide grlyordu! Benim iiri evirmem gibi, iir de doay onlara tercme ediyordu; saraydan balk kulbesine kadar, iki zavall annenin ayandaki iki yavrunun beii, masum aklar, korkun ayrlklar, lmn darbe vurduu geri dn, geminin batmas, muz aalarnn altndaki o iki mezar, hepsi herkesin hissettii ve anlad eylerdi. airler dehay uzaklarda ararlar, oysa o yrektedir; Allahn yaratt insan kalbinde, tesadfen ama saygyla nlatlan birka basit nota koca bir yzyl alatmaya, hatta ak kadar popler, duygular kadar cana yakn olmasna yeterlidir. Sanatta ycelik yorucu, gzellik kandrcdr; yalnzca dokunakl olan yanlgya drmez. Duygulandrmay, etkilemeyi bilen her eyi bilendir. Bir damla gzyanda, dnyann btn mzelerindekinden ve btn ktphanelerindekinden daha ok yetenek vardr. nsan, meyvesini drmek iin sallanan bir aa gibidir: Gzyan dkmeden sarsamazsnz insan.

- XVII Gn boyu eve hznl bir hava hakimdi; sanki bu mtevaz aileyi zecek bir eyler yaanm gibiydi. Neredeyse hi konumadan yemee oturduk, ardndan da herkes dald. Kimsenin yz glmyordu, Graziellann, bahede veya atda yapt ilerle pek ilgilenmedii grlyordu. Gzleri gn batmn bekliyordu; akam olmasn bekledii aikrd. Akam olup da herkes Astrico zerindeki yerini aldnda kitab elime aldm ve hkrklarn arasnda okumay bitirdim. Baba, anne, ocuklar, arkadam, hatta ben de hepimiz ayn duygular paylayorduk. Sesimin kaygl ve ciddi tonu, farknda olmadan, maceralarn hznne ve szlerin arlna uyuyordu. Kelimeler; hikyenin sonunda, uzaktan geliyormu da hznle, hatralarla ve din ile yaarken dnya ilerini bir kenara brakm, iinde yrein dahi atamad bir gsn anlamsz sesiyle ruha dyor gibiydiler.

- XVIII Hikye bittikten sonra, herhangi bir ey sylemek bo geliyordu hepimize. Graziella, kitab dinleyi tavrn bozmam, sanki hl dinliyormu gibi hareketsiz duruyordu. Sessizlii, kalc ve gerek izlenimlerin bu akn, hi kimse bozamamt. Herkes, bir bakasnn dncelerine sayg gsteriyordu; onlar iinde hissediyordu. Neredeyse tkenen lamba kendiliinden snd; ancak hi kimse, yeniden yakmaya yeltenmedi. Btn aile kalkt ve usulca ekildi. Arkadam ve ben yalnz kalmtk; gerein, sadeliin ve duygularn her yatan, her lkeden insan etkileyen gcyle aklmz karmt. Aslnda, baka bir heyecan yreklerimizi derinden kprdatmaya balamt. Graziellann gzyalaryla gzelleen, akla, acyla tanm harikulde yz Virginie vesilesiyle hayallerimizde uuuyordu. Babo grntlerle birbirine karan bu iki isim ve bu iki ocuk, uykumuzu kard, sabaha kadar bizleri kedere ve hayallere gmd. O gnn akam ve sonraki iki gn, ayn kitab iki

kere daha okumak zorunda kaldm gen kza. Yz kere st ste de okusak, Graziellann bir defa daha dinlemekten bkaca yoktu. Mzikte ve iirde eitlilik aramamak, gneyin hayalperest ve derin imgelerinin zelliidir; mzik ve iir, sanki herkesin kendi duygularn zerine iledii konular gibidirler: Halkn da yapt gibi, ayn hikyeyle, ayn havayla bkmadan beslenirler. Emsalsiz bir iir, tabii bir musiki olan tabiatn bile, insanlara ilk nefesinden son nefesine kadar arpc gelen ya da kederlendiren, hep ayn iki ibretlik halinden, iki notasndan baka bir eyi mi var sanki?

- XIX Gndnm olan ekinoks rzgar, ancak dokuzuncu gnn sabah esmeye balad ve birka saat iinde deniz yeniden yaz denizi oluverdi. Napolinin sular ve gkyz gibi dalar da, sanki havay billurlatran ve onu buzullar gibi ldatan kn ilk rpertisini hissettirmilercesine, scayla kavuran aylardakinden daha berrak, daha mavi bir akntda yzyorlard. Asmalarn sararan, incir aalarnn esmerleen yapraklar dklmeye balamt, baheye salyorlard. zmler toplanmt. Astricoda gne altnda kurutulan incirler, kadnlarn deniz bitkilerinden rdkleri sepetlere doldurulmutu. Sandal denize inmek, yal balk da ailesini Margellinaya gtrmek iin sabrszlanyordu. Evi ve aty temizledik. Kuruyan yapraklarn ve k sularnn havuzu bozmamas iin pnar irice bir tala tkadk. Testilere ya doldurduk; ocuklar da kulplarna geirdikleri kk sopalarla onlar deniz kenarna tadlar. Yatak rtlerini ve ilteleri iplerle baladk. Ocan terkedilmi resminin altnda lambay son defa yaktk. Meryem Ana resminin nnde son kez diz kp, evi, incirleri, asmal korumas iin yalvardk. Ardndan kapy kapattk, anahtar, balk kn gelirse evini gezebilsin diye sarmaklarla rtl bir kayann yarna gizledik. Ailenin, ya, ekmekleri ve meyveleri tamasna yardm ederek denize indik.

nc Blm
-IBaia Krfezi ve Pausilippenin dolambal yamalar boyunca ilerleyerek Napoliye dnmz, gen kz, ocuklar ve bizim iin gerek bir enlik, Andrea iin de bir zafer oldu. Margellinaya geceleyin arklar syleyerek vardk. Balknn yal arkadalar ve komular yeni kayn hayranlkla incelediler. indekileri boaltmaya ve karaya ekmeye yardmc oldular. Sandal kime borlu olduklarn sylememelerini istediimiz iin, pek dikkat ekmemitik. Sandal kyya ekip incir ve zm sepetlerini, yal annenin, kk ocuklarn ve Graziellann bask tavanl odalarnn eiine, Andreann kilerinin zerine tadk, ardndan da kimseye hissettirmeden oradan ayrldk. Kalbimiz skarak, Napolinin kalabalk sokaklarnn grltl kargaasn geerek evlerimize dndk.

- II Birka gn Napolide dinlenip deniz izin verdii srece yal balkyla ayn hayat devam ettirmeyi planlyorduk. Giysilerimizin basitliine ve sandaln plaklna aydan beri ylesine almtk ki, yatamz, odalarmzn mobilyalar, ehirdeki giysilerimiz can skc birer lks olmutu bizim iin. Onlardan ksa bir sre sonra kurtulacamz mit ediyorduk. Oysa, ertesi gn gecikmi mektuplarmz postadan almaya giden arkadam, annesinin yollad mektupla karlat. Kz kardeinin dnne katlmas iin hemen Fransaya arlmt. Enitesi, Romaya onu karlamaya gelecekti. Tarihe baklrsa oktan gelmi olmalyd. Ertelenebilecek bir ey yoktu, hemen gitmeliydi. Ben de onunla gitmeliydim ama sebebini bilemediim bir yalnzlk ve serven arzusu beni alkoyuyordu. Denizci hayat, balknn kulbesi, Graziellann silueti birer etken olabilirdi ama pek de emin olamyordum. zgrlk sarholuu, lkemden yz mil uzakta kendi kendime yetebilmemin gururu, belirsizliin ve bilinmeyenin tutkusu, genlik hayallerinin bu uar bak as daha etkili oluyordu sanrm. Birbirimizden erkeke bir yrek acsyla ayrldk. Evlatlk ve kardelik grevlerini bir an nce yerine getirip tekrar bana elik edeceine sz verdi. Alt aydr harcam oluum paraya katkda bulunmak iin bana elli altn bor verip gitti.

- III Bir aabey kk kardeinin gznde ne kadar deerliyse benim iin de bir o kadar deerli olan arkadamn gidii, beni her saat daha da derinleen ve kendimi enkaza dnm gibi hissettiim bir yalnzla terk etti. Onunla konuurken dalp giden btn dncelerim, duygularm, szlerim ruhumun iinde kalyor, ruhumu yakyor, zyor ve altndan kalkamadm bir yk olarak kalbime dyordu. Hibir eyin ilgimi ekmedii bu grlt, kimsenin ismimi bilmedii bu kalabalk, hibir bakn cevap vermedii bu oda, birbirinden farksz yeni yeni insanlarn itiip kakt, tanmadm insanlarn yanndaki sessiz masalara oturduum bu otel; sabit harflerinin hep ayn yerde, hep ayn cmlede ayn kelimeleri tekrarlad yz kez okuduum bu kitaplar Yazn yaptmz gezilerden, serseri ve gebe hayatmzdan nce, Napolide ve Romada cazip gelen her ey sessiz bir lm gibi geliyordu. Kalbim kasvet iinde bouluyordu.

Bu hznden kurtulamadan, birka gn sokaktan sokaa, tiyatrodan tiyatroya, okumadan okumaya dolandm durdum; ve sonunda ona yenik dtm. Yurt zlemi dedikleri hastala yakalandm. Bam kazan gibiydi; bacaklarm bedenimi tayamyordu. Yzm solmu, kmt. Yemek yiyemiyordum. Sessizlik beni zyor, grlt ise rahatsz ediyordu; gecelerim uykusuz, gnlerim yatakta geiyordu. Ayaa kalkmaya ne takatim vard ne de arzum. Benimle ilgilenebilecek tek insan annemin yal bir akrabasyd, o da birka aylna, Napoliye otuz mil uzaklktaki Abruzzese gitmiti; orada imalathaneler kuracakt. Bir doktor ardm; beni muayene etti, nabzma bakt ve herhangi bir rahatszlm olmadn syledi. Aslnda, rahatszlmn ilac doktorlar deildi; bir ruh ve hayal arsyd benimki. Doktor yanmdan ayrld ve bir daha grmedim onu.

- IV Ertesi gn ayaa dahi kalkamaynca, kimin bana yardm edebileceini dndm, kendimi ok kt hissediyordum. Doal olarak aklma Margellinal zavall balk ailesi geldi. Kk bir ocuktan gidip Andreay bulmasn, ona iki yabancdan gen olannn hasta olduunu, gelmesini sylemesini rica ettim. ocuk mesajmla eve vardnda Andrea, Beppino ile denize alm, yal anne de Chiaja rhtmlarna balk satmaya gitmi. Yalnzca Graziella ve kk kardeleri evdeymiler. Gen kz hemen kardelerini komularna emanet etmi, en yeni kyafetlerini giymi ve kendisine eski manastrn yolunu gsteren, n sra merdivenleri kan ocuun ardna dm. Kapmn yavaa tklatldn duydum. Grnmeyen bir el tarafndan itilmi gibi alverdi: Graziellay fark ettim. Beni grr grmez acma bildiren bir lk att. Yatama ynelerek birka adm att; sonra ekildi, kavuturduu ellerini nlnn zerine sarktt, acma hareketiyle ban sol tarafa eip ylece dikildi. Ne kadar solgun grnyor dedi kendi kendine fsltyla, bu kadar ksa srede ne kadar deimi yz; peki dieri nerede? Bunu sorar sormaz gzleriyle oday tarad, arkadam aryordu. O gitti dedim, ben Napolide yalnz ve yabanc kaldm. Gitti mi dedi, sizi hasta halinizle yalnz brakarak m? Demek sizi sevmiyormu! Ah! Sizin kardeiniz olmadm halde ve sizi frtnal gnden beri tanmama ramen onun yerinde ben olsaydm gitmezdim!

-VArkadam giderken henz hasta olmadm akladm. yi ama diyerek biraz sakin, biraz sevecen bir tonla kt; Margellinada baka arkadalarnz olduunu dnmediniz mi? Ah, anlyorum. Elbisesinin kollarna ve eteine bakarak ekledi: Tabi bizler fakir insanlarz ve bu gzel eve girmemiz sizi utandracakt. Yzmden ve ylp kalm kollarmdan ayrmad gzlerini kurulayarak: Olsun, bizi hor grseler de biz gelirdik dedi.

Zavall Graziella diye cevapladm, Tanr beni, beni sevenlerden utanacam gnden korusun!

- VI Yatamn ayak ucundaki sandalyeye oturdu; bir mddet ene aldk. Sesinin tonu, gzlerinin duruluu, tavrlarndaki gvenilirlik ve skuneti, bedeninin ve ifadesinin safl, adal kadnlarn Doudaki gibi, cariyelerin ak rpntlarnda bile yitirmedikleri uysalln artran kesik ve dertli seslerine zg vurgusu ve kulbede geirdiimiz gneli gzel gnlerin ans; yznden, bedeninden, ayaklarndan yansyan Procida gnei, kasvetli odamda ldyordu; ona bakarken ve onu dinlerken iimden geen btn bu duygular bitkinliimi ve acm yok ediyordu, kendimi birden iyilemi hissettim. Graziella buradan kar kmaz kalkp yryebilecekmiim gibi geliyordu bana. te yandan, varl beni mutlu ediyor, sohbeti elimden geldiince uzatyor, duyduum huzuru da alarak abucak gitmesinden korkarak, bin trl bahaneyle onu alkoyuyordum. Gen kz, gnn bir blmnde, bir kz kardein erkek olduunu dnmeden aabeyiyle ilgilenmesi gibi, ekinmeden, yalandan saknmalara sapmadan bana hizmet etti. Bana portakallar almaya gitti. Kabuunu soyup parmaklaryla suyunu bardama skmak iin o gzel dileriyle srd onlar. Gsne saklad, siyah bir kordonun ucuna asl gm madalyonunu boynundan kartt. Odamn beyaz perdesine bir ineyle tutturdu. Bu azizin resmi sayesinde hemen iyileeceimi garanti ediyordu. Gn batarken, en az yirmi kere daha ne isteyebileceimi sorup ve uyumadan nce dua etmemi defalarca tembih ederek, yanmdan ayrld.

- VII Belki resmin ve hi phesiz Graziellann da yapt dualarn erdemi, belki de onun izgileri altndan yaylan efkat ve ilgi hayalinin sakinletirici etkisi, belki varlyla ve sohbetiyle beni oyalamasnn sevimlilii, vcudumun rahatszln hafifletmi, onun odadan kmasyla derin ve sakin bir uykuya dalmtm. Ertesi gn uyandmda, yerlerdeki portakal kabuklarn, Graziellann tekrar oturacakm gibi yatama dnk brakt sandalyeyi, siyah ipek kordonundan perdeme asl madalyonu, uzun zamandr hasret kaldm bir kadnn bakmnn ve zeninin izlerini grnce, tam uyanamadm iin, annemin ya da kz kardelerimden birinin akam odama geldiini sandm. Ancak gzlerimi iyice atmda olup bitenler bir bir aklma geldi ve Graziellann yz nceki gn grdm gibi gzmde canland. Gne olduka berrakt, dinlenmek bedenimi glendirmiti. Odamn yalnzl kalbime yle ar geliyor, tandk bir sesi yeniden duyma ihtiyac beni yle sktryordu ki, halim olmad halde sendeleyerek kalktm; kalan portakallar yedim; meydandan bir arabaya bindim ve dnmeden Margellina kysna yneldim.

- VIII Andreann kk evine vardmda, kilerin zerindeki ve ailenin odalarnn ald sahanla

kan merdivenleri trmandm. Graziellay, byk anneyi, yal balky, Beppinoyu ve ocuklar Astricoda buldum. Onlar da en gzel giysilerini giyinmiler, beni grmeye gelmek iin kmak zereymiler. Her birisi, ya sepette, ya mendilde, ya da elinde hasta birine iyi geleceini, houna gidebileceini dndkleri birer hediye tayordu: Birinde mantar yerine, kabn mis gibi kokutmu aromal otlardan ve biberiyeden oluan bir tpayla kapatlm yaldzl bir iede Ischia beyaz arab; tekinde, kuru incirler; berikinde mumulalar, ocuklarda ise portakallar vard. Graziellann yrei ailenin btn fertlerine gemiti.

- IX Hl solgun ve gsz olmama ramen, beni ayakta ve glmserken grnce hepsi arp kaldlar. Graziella sevinten, nlndeki portakallar yere drd ve ellerini rparak bana doru kotu. Ben koynumdan aziz resmini kartrken, size sylemitim diye bard, sizi kandrm mym? Resmi ona uzatrken; nce onu pn dedi. Resmi ve onu tutan parmaklarnn ucunu ptm. Graziella onu yeniden boynuna takt ve ekledi: Tekrar ihtiyacn olursa yine size veririm, ikimizin de iine yarar. Sabah gneinin altnda, terasta oturduk. Sanki bir erkek kardeleri ya da oullar uzun bir seyahatten dnm gibi neeliydiler. Toplumun st snflarnda samimi bir arkadaln kurulmas iin gerekli grlen zaman, alt snflarda sz konusu bile deildir. Duygular menfaatlerle kirletilmedii iin, kalplar gvenle alr ve abucak kaynar. Akrabalk kurmaya doal insanlar iin sekiz gn bile yeterliyken, sosyete insanlar iin sekiz yl bile azdr. Bu aile ve ben oktan akraba olmutuk. Ayr kaldmz sre iinde, iyi veya kt, bamza ne geldiyse, bir bir anlattk birbirimize. Kk ev mutluydu, sandal bereket getirmiti. Balk alar bile neeliydi; nk her zamankinden ok balk vard. Byk annenin, kapsnn nnde satt balklar bir trl tkenmiyordu. Beppino, henz on iki yanda olduu halde, yirmi yanda bir denizci gibi gururlu ve glyd. Graziella da, nihayet, ailesinin mtevaz mesleinin stnde bir i reniyordu. Bir gen kzn almasna karlk yksek olan ve yeteneiyle daha da artacak olan maa, kardelerinin giyimine ve beslenmesine ve evlenecei zaman eyiz alabilmesine yetebilecekti. Bunlar ebeveynlerinin szleriydi. Graziella, mercan ilemeyi reniyordu. Mercan ticareti ve iilii, o dnem talya kylarndaki ehirlerin temel endstri zenginliini tekil ediyordu. Graziellann daylarndan biri, Napolideki en byk mercan fabrikasnn ustabasym. Kendine gre zenginmi. Avrupann bu lks eyaya olan talebini anca karlayabilen birok iiyi o denetliyormu. Birka gn nce de yeenini bu iilerin arasna eklemi. Ona gerekli malzemelerle beraber birka mercan getirmi ve pek kolay olan bu sanatn ilk derslerini vermi. Dier iiler toplu halde fabrikada alyorlarm. Graziella, byk annesinin ve byk babasnn devaml ve zorunlu yokluklarnda kardeleriyle

ilgilenmek zorunda olduu iin evde alyordu. Days iini ska brakamad iin, yirmi yanda, akl banda, mtevaz, sekin bir ii olan, te yandan vcudu iyice gelimemi ve pek zeki olmayan olunu yolluyormu. Akamlar fabrika kapandktan sonra gelip, kuzeninin yaptklarn inceliyor ve aletlerin kullanm konusunda ustalatryormu. Ayn zamanda da okuma, yazma ve hesap retiyormu. Graziella kafasn evirdii zaman, yal anne bana ynelip fsltyla: Umarm bu ikisinin de yararna olur dedi. Usta, nianlsnn yardmcs olsa keke Yal kadn torunu iin gurur verici bir ey dnyordu. Ama Graziella bunu fark etmemiti.

- XDaha nce kesip temizledii kk mercan ilerini gstermek iin beni odasna gtrd. Yatann ayak ucundaki kutulara, pamuklarn zerine gzelce yerletirmiti onlar. Bir tane de benim yanmda ilemek istedi. O krmz mercan sapn, gcrdayarak kesen daire eklindeki bkya uzatrken, ben de karsna oturmu, arkn tekerleini ayamn ucuyla eviriyordum. Ardndan bunlar parmak ularyla tutarak bileyi tanda yuvarlaklatryordu. Pembe bir toz ellerini kaplyor, bazen de uuarak gzlerinin daha mavi ve daha parlak grnmesini salayacak ekilde yanaklarna ve gzlerine serpiliyordu. Ardndan yanaklarn sildi, siyah salarn silkeledi. Bu defa da ben pembe toza bulanmtm. Benim gibi denizin kz iin gzel bir durum, deil mi? dedi. Byk babamn sandalndan, yediimiz ekmekten, benden ok daha gzel ve zenginler iin almam bitince belki kendime de yapacam u kolye ve kpelere kadar her eyi ona borluyuz. Sabah bu ekilde sohbetle, elenceyle, ile geirdik ve gitme fikri aklma dahi gelmedi. len, aileyle birlikte yemek yedim. Gne, ak hava, ruh honutluu, ekmek, kzarm ve kilerde konservelenmi balklardan oluan masann sadelii itahm am, bana g vermiti. leden sonra, Astricoya yayd eski bir an ilmeklerini onaran byk babaya yardm ettim. Graziellann ayayla dndrd arkn, byk annenin krnn ve kapnn eiinde portakallarla oynayan ocuklarn grlts, iimize ahenkle elik ediyordu. Graziella ara sra balkona karak salarn silkiyordu, biz de bu arada birka kelime ya da bir tebessmle konuuyorduk. Neden olduunu bilmediim bir mutluluk ruhumun derinine yaylyordu. Bahe itlerine kk salan sarsabrlardan[21] ya da terasta, yaknmzda gnete snan ve duvardaki atlaklarda bu aileyle beraber yaayan kertenkelelerden biri olmak isterdim.

- XI Akam olmaya baladnda, iim kararmaya, yzm aslmaya balamt. Gezginci odama geri dnmem gerektiini dndmde hznleniyordum. Bunu ilk sezen Graziella oldu. Sessizce gidip byk annesinin kulana bir ey fsldad. Yal kadn ocuklarndan biriyle konuuyor gibi: Neden bizi byle terk ediyorsunuz dedi. Procidada birlikte iyi deil miydik? Napolide de ayn

insanlar deil miyiz? Annesini kaybetmi, btn yuvalarn etrafnda bararak dolanan ku gibisiniz. Buyurun bizimle kaln, tabi evimizi sizin gibi beyefendiye layk gryorsanz. Evin yalnzca odas var ama Beppino sandalda yatyor. ocuklarn odas da Graziellaya yeter, gndzleri sizin yatacanz odada alabilsin kafi. Onun odasn siz aln, arkadanzn dnmesini burada bekleyin. Sizin gibi iyi bir gen adamn Napoli sokaklarnda yalnz ve zgn olduunu dnmek insana ac veriyor. Balk, Beppino, yabancya artk alm olan ocuklar, hepsi iyi yrekli kadnn fikrine katldlar. Benim de kabul etmem iin itenlikle srar ettiler. Yalnzca Graziella susuyordu, ama sahte bir dalgnln ardna gizlenerek, vereceim yant aka grlen bir sabrszlkla bekliyordu. Bu teklifi onlar zmeden reddedebilmek iin ileri srdm btn bahanelerde, isteksiz bir hareketle ayan yere vuruyordu. Sonunda baklarm gen kza evirdim. Gzlerinin aknn her zamankinden daha nemli ve daha parlak olduunu, balkonda yetien fesleenin dallarn bir bir yolup eliyle ezdiini grdm. Bu hareketler uzun nutuklardan daha ok ey anlatt bana. Birlikte yaama tekliflerini kabul ettim. Graziella ellerini rpt, bana vazgeme frsat vermekten korkar gibi arkasn dnmeden sevinten zplayarak odasna kotu.

- XII Graziella Beppinoya seslendi. ok ksa bir srede, yatan, yoksul eyalarn, boyal tahtayla evrili kk aynasn, bakr lambasn, duvarlardan sarkan ineyle tutturulmu Meryem Ana resimlerini, masasn ve mercan iledii ark ocuklarn odasna tadlar. Kuyudan su ektiler, avularyla bunu serpitirip mercan tozlarn itinayla temizlediler; pencerenin pervazna Astricoda bulunan sakslardan en yeil, en kokulu iki tanesini yerletirdiler. Beppino evlenip, gelini o akam babasnn evine getirecek olsa, gerdek odasn ancak bu kadar zene bezene hazrlarlard. Bu akaya glerek ben de onlara yardm ediyordum. Her ey hazr olunca, Beppino ve balky da yanma alp ihtiyacm olan birka eyi satn almaya gittim. Kk demir bir karyola, beyaz ahap bir masa, hasr otundan iki sandalye, k akamlar snmak iin zeytin ekirdeklerinin yakld bakr bir maltz satn aldm; geri kalan ihtiyacm manastrdaki odamdan getirttiim sandmdaki eyalar giderirdi. Bana adeta ailemi geri verecek olan bu mutlu hayatn bir gecesini bile karmak istemiyordum. Hemen o akam yeni evimde yattm. Sabahleyin, pencerenin krk camndan odama giren krlanglarn neeli lklar ve yan odada evirdii arkn devinimiyle beraber ark syleyen Graziellann sesiyle uyandm.

- XIII Balklarn ve amarc kadnlarn Pausilippe Dann kayalnn ve Margellina Alannn iine skan kk bahelerine alan penceremi atm. Bu bahelere ve evin yaknlarna kara akl talar yuvarland. Kayalarn altnda yar ezilerek biten koca incir aalar, onlar eri br, beyaz dallaryla yakalayp, hareketsiz geni yapraklaryla rtyordu. Evin bu tarafndan, yoksul halkn bahelerindeki zerleri arkl kuyular, arklarla rezeneleri, clz lahanalar, algamlar sulamak iin bu arklar dndren bir eek; limonluklar arasna gerilmi iplerde yn kurutan kadnlar; tek tk kk beyaz evlerin teraslarnda gmlekleriyle oynayan ya da alayan ocuklar grnyordu.

Ayrlageldiim mahalle ve sokaklarn grltl kalabalklarna ve skk yksek yamalarna kyasla, byk kentlerin varolarnn bu snrl, sradan ve kuruni grnts bana muhteem grnyordu. nsanlarn tozlu, dumanl, isli atmosferi yerine bu tertemiz havay soluyordum. nsann ne kulana ne dncesine, durup dinlenme ans vermeyen araba grltleri, insanlarn cyaklamalar, byk ehirlerin btn o keskin grltleri yerine, horozlarn tlerini, yapraklarn hrtsn, denizin pe pee mrldanmasn dinliyordum. Gnein, kr grltlerinin, ku uularnn, fikrimin kusursuz dinlencesinin tadn karttm yatamdan kopamyordum, ve sonra, duvarlarn plaklna, odann boluuna, mobilyalarn eksikliine bakyor, en azndan bu evin beni sevdiini, bir lokma sadakatin karlnda hallarn, duvar panolarnn, perdelerin ne kadar deersiz kaldn dnp neeleniyordum. Dnyann btn altnlar hassas bir insann bir kalp atn, bakndaki bir sevgi n satn almaya az gelir. Yar uyku halimde bu dncelerle oyalanyordum; salkla ve barla yeniden domu gibiydim. Beppino birok defa odama gelip bir ihtiyacm olup olmadn sordu. Yatama ekmek ve zm getirdi, ben de ekirdeklerini ve krntlarn krlanglara atarak yiyordum. len olmak zereydi. Kalktmda gne tm nlaryla odama girmi, sonbaharn lkln etrafa yaymt. Kk odamn kirasn karlamak ve ev harcamalarna katkda bulunmak iin ne kadar vereceimi yal balk ve eiyle kararlatrdk. Vereceim para ok deildi aslnda ama onlar ok fazla buluyorlard. Benden faydalanmak yerine, bana hi masrafsz bir misafirperverlik gstermelerine engel olan fakirliklerine ve ok kstl imkanlarna kzyorlard. Ailenin gnlk alveriine iki ekmek, le yemei iin halanm ya da kzarm balk, akam iin biraz st rn ve kuruyemi, lambam iin gazya, souk gnler iin mangal eklendi. Napolinin bozuk paralar olan bakr liralardan birka gnlk harcamalarma yetiyordu. Mutluluun lksten bu kadar bamsz olduunu, bir bakr metelikle, bir kese altnn satn alamayaca mutlulua kavuulduunu baka yerde bu kadar iyi renemezdim.

- XIV Sonbaharn son aylarn ve kn ilk aylarn bu ekilde geirdim. Napolinin bu aylarnn aydnl ve skneti, yerini gelecek aylarn kargaasna brakmaya balamt. Hayatmz tekdze bir sakinlikte sryordu. Mevsimin sk karlalan frtnalar sebebiyle ihtiyar ve torunu ak denize pek kmyorlard. Ky boyunca avlanyorlard ve sattklar balklar ihtiyalarn karlamalarna rahatlkla yetiyordu. Graziella giderek sanatnda ustalayordu; mercan almaya baladndan beri daha yumuak ve evcimen hayatnda byyor ve gzelleiyordu. Daysnn Pazar gnleri getirdii maa, yalnzca kardelerini daha temiz ve daha gzel giydirmesine, onlar okula gndermesine deil ayn zamanda byk annesine ve kendisine de adalarndaki kadnlara zg daha gsterili kyafetler almasna yetiyordu: Balarndan omuzlarna sarktmak iin krmz uzun ipek mendiller; yalnzca ayak parmaklarn tutan, topuksuz, gm payetlerle ssl ayakkablar; siyah, yeil izgili ipek kolsuz ceketler: Diki yerleri eritli bu ceketlerin n ak durur, kalalarndan aa dklr, bedenlerinin inceliini ve kolyelerle ssl boyunlarnn hatlarn belli ederdi; nihayet zerine kk inciler serpilmi altn tellerle ili geni kpeler Yunan adalarnn en yoksul kadnlar bile byle kuanp bu taklar takarlar. Hibir skntlar bundan alkoyamaz onlar. Gzellik duygusunun; bizim gkyzmzn altndakinden daha canl ve hayatn yalnzca ak olduu

iklimlerde, giyim kuam lks deildir kadnlarn gzlerinde. Bu onlarn ilk ve neredeyse tek ihtiyacdr.

- XV Graziella da, pazar gnleri ve bayram gnlerinde bu ekilde giyinip odasndan avluya kard ve siyah salarna birka krmz nariei ya da pembe zakkum iei takard; komu kilisenin an sesleri duyulduunda, Graziella tavus kuunun gnete salnm gibi penceremin nnden bir oraya bir buraya geer, prl prl ssl pabularna skan ayaklarn onlara bakarak bezgince srklediinde omzuna dklen salarn ve ipek mendilini savurmak iin gerdan krard. Ona baktm hissettii zaman byle gzel olmaktan utanmasna biraz kzarrd. Byle zamanlarda gzelliinin yeni prltlar sanki onu ilk defa gryormuum gibi beni arpyordu ve aramzdaki samimiyetin gzm kamatran ve ekingen bir hal aldn hissediyordum. Oysa o benim gzm kamatrmaya almyordu; onun doal giyim igds her trl gurur ve beenilme merakndan uzakt. yle ki dini trenler biter bitmez, aceleyle zengin kyafetlerini, taklarn kartr, sade yeil ynl ceketini, krmz siyah izgili basma elbisesini giyer, Doulu cariyelerin takunyalar gibi, btn bir gn avluda nlayan topuklu beyaz terliklerini ayaklarna geirirdi. Gen arkadalar veya kuzeniyle kiliseye gidemedii zaman, genellikle ben ona elik ederdim. Ve o kana kadar avlunun merdivenlerinde beklerdim. kta, sanki kz kardeim ya da nianlmm gibi gururlanrdm; sevimli yznn arkadalar ve Margellinal denizciler arasnda uyandrd hayranln fsltlarn duyardm. O bunlarn hibirini duymaz, beni grr grmez en st basamaktan glmser, kutsal suya batrd parmaklaryla duasn yaparak, gzleri benim durduum basamakta, byk bir lllkle inerdi. Yortu gnlerinde bu ekilde sabah akam kiliseye kadar elik ediyordum ona. Sevdii ve bildii tek kutsal elence buydu. Bugnlerde, varlmn kimseyi artmamas ve onun kardei ya da akrabas sanmalar iin adann gen denizcileri gibi giyinmeye zen gsteriyordum. Dier gnler dar kmyordu. Ben ise, yava yava eitim hayatma ve Graziellann tatl arkadal ve ailesinin varlyla uzak kaldm yalnzlk alkanlklarma geri dnyordum. Her dilin airlerini, tarihilerini okuyordum. Ara sra yazyordum; bazen talyanca, bazen Franszca, nesir ya da nazmla, kelimeler onlar kaldrana kadar, yree kme benzeyen ruhun kaynamalarn anlatmaya alyordum. Sz, sanki insann tek talihiymi, aacn meyvesini dourmas gibi insann da dncelerini dourabilmesi iin varolmu gibi geliyordu bana. nsan kendi iini kemiren eyi da vuramadka rahatlayamaz. nsann dncesini yazyla ifade etmesi; kendini tanmas ve varlnn farknda olmas iin gerek duyduu bir aynadr. Kendini eserlerinde grmedike, yaadn hissedemez insan. Ruhun da beden gibi olgunluk, ergenlik dnemi geirmesi gerekir. Ben de ruhumun szlerle beslenmeye ve oalmaya ihtiya duyduu yalardaydm. Ama, her zaman olduu gibi bende de igd gten nce olutu. Yazdklarmdan memnun olmuyor, tiksintiyle pe atyordum onlar. Ka defa Napolinin dalgalar ve rzgarlar, geceki dncelerimin, duygularmn gndz yrtlan ve benden uzaklaan paralarn sulara gmdler!

- XVI Kimi zaman uzun sre odama kapandm ve olaandan daha sessiz olduumu gren Graziella, inat okumalarm ve uralarm arasndan beni syrmak iin sessizce odama giriyordu. Grlt yapmadan sandalyemin arkasna yaklayor, ne okuduumu, ne yazdm grebilmek iin parmaklarnn ucuna ykselip omzumun zerinden bakyordu; sonra, ani bir hareketle kitabm veya elimdeki kalemi kapveriyordu. Avluya kadar onu kovalyor, sinirleniyordum; oysa o kkr kkr glyordu. Ben onu affediyordum ama o bir annenin yapaca gibi, beni ciddi ciddi azarlyordu. Bu kitap bunca zaman ne sylyor gzlerinize diye yar aka yar ciddi fsldyordu. Bu basit eski katlardaki siyah izgiler sizinle konumay bitirmeyecekler mi? Her pazar, her gece anlattnz, beni Procidada alatan nice hikyeleri bilmiyor musunuz? Peki, her gece yazp sabah denize, rzgara savurduunuz uzun mektuplar kime? Bunca uzun zaman okuduunuzda ya da yazdnzda nasl da solduunuzu, kendinize ktlk yaptnz grmyor musunuz? Her gn sizi dinlemeyen bu ller ya da glgelerle konumanz yerine size bakan, sizi gren benimle konusanz daha iyi olmaz m? u kat yapraklar kadar da m aklm yok! Ben sizinle btn gn konuur, sorduunuz her soruya da cevap veririm, bylece siz de gzlerinizi byle yormak, lambanzn btn yan tketmek zorunda kalmam olursunuz. Bunlar syleyip kitaplarm ve kalemlerimi saklyordu. Bana ceketimi ve denizci apkam getirip beni darya kmaya zorluyordu. Sylenerek ama onu severek itaat ediyordum.

Drdnc Blm
-Iehirde, iskelelerde, krda uzun yrylere kyordum; ama bunlar Napoliye dndm zamanki kadar yalnz ve skc gemiyordu. ehrin, kynn, gkyznn ve sularn manzaralaryla kendi kendime eleniyordum. Geici yalnzlk duygusu artk beni bomuyordu; dncemin ve yreimin gcn anlama frsat sunuyordu bana. Bu kalabalkta ya da bu llerde beni izleyen gzlerin ve dncelerin bana arkada olduunu, dnmemi bekleyen, benle dolu yreklerin olduunu biliyordum. Yal kadnn dedii gibi, artk yabanc yuvalarn etrafnda baran ku deildim; daha uzaklara umay deneyen ama dnecei yolu iyi bilen bir kutum. Arkadama atfettiim btn duygularm Graziellaya akmt. Hatta bunlar daha canl, daha belirgindi. Bu duygularn birini alkanla ve artlara borluydum, dieri ise iimde domutu ve ben onu kendi irademle semitim. Ne heyecann, ne kskanln, ne de saplantl tutkusunu hissetmediim iin buna ak diyemiyordum; ruhun ve hislerin tatl atei olmak yerine gnln enfes bir istirahatyd bu. Ne baka trl sevmeyi ne de daha fazla sevilmeyi dnmyordum. Benim iin arkada m, dost mu, kz karde mi ya da baka bir ey mi olduunu bilmiyordum; yalnzca onunla mutlu olduumu, onun da benimle mutlu olduunu biliyordum. Ne baka trlsne, ne fazlasna ihtiyacm vard. Mutluluuna gereksiz bir isim koymak iin hissettiklerimi inceleyecek yata deildim. Neden ve niin olduunu bilmeden, sakin, bal ve mutlu olmak bana yetiyordu. Ortak bir hayat, ikili dnce, aramzdaki masum ve tatl samimiyeti pekitiriyordu; ben aldrmazlmda ne kadar huzurluysam, Graziella da teslimiyetinde o kadar saft.

- II Aileyle ayn atda olduum, adeta dncesinin bir paras haline geldiim aydan beri, Graziella, beni yreinden farksz grmeye o kadar almt ki, galiba kendisi bile onun iin kapladm yerin farknda deildi. Bir gen kzla bir delikanlnn arasnda oluan ve btn abalara ramen nlenemeyen ilikinin korkularn, ekincelerini, utanmalarn o da tamyordu. Graziella ve ben farknda deildik ama ocukluunun masum zarafeti artk daha fazla parlyor, erken olgunlamasnn klar saf gzelliini tamamlyor ve onun iin g, herkes iin tutku, benim iin ise tehlike haline geliyordu. Gzelliini saklamak ya da sslemek gibi bir abas yoktu. Bir gen kz aabeyinin nezninde irkin mi, gzel mi olduunu dnmedii gibi o da bunu nemsemiyordu. Salarna ne bir iek fazla, ne bir iek eksik takyordu benim iin. Sabahlar kardelerini giydirirken ya da byk annesine atdaki kuru yapraklar temizlemek iin yardm ederken plak ayaklarna bir ey giymiyordu. Devaml ak olan odama her saat giriyor, yatamn ayak ucundaki sandalyeye Beppino kadar masumca oturuyordu. Ben de yamurlu gnleri, kardeleriyle beraber yatt ve mercan iledii yan odada onunla beraber geiriyordum. Konuurken ve oynarken, bana da rettii mesleinde ona yardm ediyordum. Paralar ondan daha kuvvetli ama daha az maharetli kltyordum. Bylece gnde iki kat rn kyor, o da iki kat para kazanyordu.

Akamlar herkes yatt zaman ben eitmen, o renci oluyordu. Kitabm zerinden harfleri heceleterek ve onlar izmesini reterek ona okuma yazma retiyordum. Kuzeni her gn gelemedii iin ben onun yerini alyordum. Ya bu gen adamn, tatl diline, sabrna, davranlarndaki ciddiyetine ramen, kuzeninin gznde yeterli saygy kazanamamasndan; ya da Graziella daha lakayt davrand iin, onunla yapt derslerde daha az ilerleme kat ediyordu. altklar akamlar zamann yars ene alarak, akalaarak, glerek geiyordu. Delikanl, rencisine fazlasyla tutkundu ve onu azarlayamayacak kadar ekingendi. Graziellann o gzelim kalarn atmamas, dudaklarn bkmemesi iin her dediini yapyordu. Okumaya ayrdklar saatler, ounlukla mercan tanelerini soymakla, yn ilelerini byk annenin krk tahtasnda yumak yapmakla veya Beppinonun ann ilmeklerini onarmakla geiyordu. Her ey iyiydi onun iin, yeter ki Graziella onu uurlarken gnl ho olarak glmsesin ve ona Tekrar grrz anlamna gelen Addio desin.

- III Benimle olduu zamanlarda ise tam tersi, ders ciddi geiyordu. Uyku gzlerimizi iyice arlatrana kadar derse devam ediyordu. Eilen ban, ileri uzatt boynu, duruunun ve yznn dikkatli hareketsizlii yavrucazn baarl olmak iin btn gcn harcadn belli ediyordu. Parmamla altn izdiim satr ya da gsterdiim kelimeyi okuyabilmek iin dirseini omzuma yaslyordu. Yazaca zaman, kalemine rehberlik etmek iin parmaklarn elimle tutuyordum. Hata yapt zaman, ciddi ve kzgn bir tavrla azarlyordum; cevap vermiyor ve kendi kendine kzyordu. Bazen gzlerinin dolduunu gryordum, o zaman sesimi yumuatyor ve yeniden balamak iin onu cesaretlendiriyordum. Bununla beraber, doru yazp gzel okuduu zaman alklayarak dllendirmemi bekliyordu. Kzararak, alnnda ve gzlerinde parlayan onurlu neeyle, daha da ok baarsyla beni mutlu etmi olmann gururuyla bana doru dnyordu. Ben de onu, her eye tercih ettii, Paul ve Virginieyi okuyarak dllendiriyordum; bazen de Tacitusun, Herminienin evlerinde oturduu obanlarn krdaki hayatlarn veya iki sevgilinin yakarlarn ve mitsizliklerini anlatt dizelerini okuyordum. Bu dizelerin mzii onu alatyor, ben okumay kestikten sonra da dnemedii hayale daldryordu. iir, akn doaca gen bir kalpten baka bir yerde byle anlaml, byle ahenkli olamaz. iir, btn tutkularn nsezisi gibidir. Daha sonra, hatralarna ve matemine dnr. Bylece hayatn iki u dneminde alatr iir; genleri mitle, yallar pimanlkla.

- IV Lambann nda, ayaklarmzn altnda yanan maltzn lk scanda geen bu tatl ve uzun gecelerin gzel samimiyeti, ocuksu bir itenlikten baka hibir ey getirmiyordu aklmza. Ben neredeyse souk aldrmazlmla, Graziella ise masumluu ve temizlii ile korunuyorduk. Beraber olduumuz zamanki gibi sakince ayrlyor ve bu uzun sohbetlerden hemen sonra, birbirine birka adm mesafede, akam beraber oyun oynayan ve sade elencelerinden baka bir ey dnmeyen ocuklar gibi uyuyorduk. Kendi varlklarnn bile farknda olmayan ve yine kendi kendilerini besleyen duygularn sakinlii, her eyi deitiren ve bu kadar mutlu olmak iin yeterli bir arkadaln doasn bize reten bir olay olmasa, yllarca srecekti.

-VGraziellann kuzenin ismi Ceccoydu, k gecelerini denizci ailesiyle geirmek iin gelilerini gnden gne sklatryordu. Graziellann onu tercih ettiini belirten bir iaret vermemesine ve onu aka malzemesi, hatta biraz da oyuncak yapmasna ramen delikanl ylesine yumuak, ylesine sabrl ve kzn yannda ylesine mtevaz davranyordu ki, gen kz da bu ho tavrlar karsnda kendini tutamayp tatl tatl glmsyordu ona. Bu glmsemeler delikanl iin yeterliydi. Seven, fakat sevilmek iin niteliklerin doasndan gelen ltuflardan yoksun olduunu bilen ve bu yzden de kendini kalbinde tad kadnn hizmetine ve mutluluuna seve seve adayan zayf yreklerin trndendi delikanlnnki. Bunlar en asil duygular deildirler ama en sadk, en dokunakl duygulardr. Bunlardan yaknrz ama holanrz da. Sevilmek iin sevmek, insana mahsustur; ama sevmek iin sevmek, yalnzca melekler bunu yapabilir.

- VI Zavall Cecconun sevgisinin kaba izgilerinin altnda meleksi bir eyler vard. Graziellann bana gsterdii samimiyetten de bu yzden rahatsz olmuyor, beni kskanmyordu; Graziella beni sevdii iin, o da beni seviyordu. Kuzeninin duygularnda ilk srada olmak veya tek olmak yoktu; ikincilik ya da sonunculuk; hepsi ile yetinebilirdi. Ona bir an ho grnmek, ondan bir scak bak, bir gzel sz duymak iin beni Fransada bile gelip bulur, hatta beni, tercih edeceini bildii halde kolumdan tutup ona gtrrd. Graziellaya ac ektirirsem benden nefret edeceinden de adm gibi emindim. Ak gibi gururu da Grazielladayd. Belki de, yaratl itibariyle souk, dnceli, hassas ve dzenli olduundan, igdleriyle benim kuzeninin zerindeki etkimin ebedi olmadn hesaplayabiliyordu: Herhangi bir durumun kanlmaz olarak bizi ayracan; benim yabanc olduumu ve Procidal denizci aileninkiyle kyaslanamayacak kadar farkl artlarda, uzak bir lkeden geldiimi; kuzeniyle aramzda oluan yaknln gnn birinde balad gibi biteceini; Graziellann terk edilmi, yalnz ve zgn olarak ona kalacan; hatta bu hayal krklnn kalbini krk ama btn olarak ona vermesine yarayacan hepsini biliyor gibiydi. Bu avutma ve dostluk grevi, tahmin ettii tek eydi. Oysa babasnn onunla ilgili baka fikirleri vard.

- VII Cecconun yeenine bal olduunu bilen baba, ara sra Graziellay grmeye geliyordu. Gzelliinden, arbal oluundan, mesleindeki ve okuma-yazma renmesindeki hzl ilerlemesinden o da etkileniyordu; zaten talihsizliklerin, Ceccoya aileden ve grgsnden gelen sevgilerden baka sevgilerin nn kapattn da bildii iin, oluyla yeenini evlendirmeyi kafasna koymutu. Bir ii iin gayet yeterli olan malvarl, talebinin Andrea, ei ve gen kz iin karlmaz bir nimet olduunu dndryordu ona. Niyetini ister Ceccoya sylemi olsun, ister srpriz yapmak iin saklam olsun, aklndakini aklamaya karar verdi.

- VIII -

Noel arifesinde, aile sofrasndaki yerimi almak iin, eve her zamankinden ge dndm. Andreann ve einin kaygl yzlerinden bir soukluk, huzursuzluk olduunu anladm. Gzlerimi Graziellaya evirdiimde onun da alam olduunu fark ettim. Sknet ve nee onun yznde o kadar allm eylerdi ki, bu hzn ifadesi bir pee gibi kaplamt yzn. Kalbinin ve dncelerinin karanl yzne yansmt. Sesimdeki en ufak bir tonlamann, zor zaptettii belli olan yreini paralamasndan korkarak, ne Graziellayla konuacak ne de bu zavall insanlara soracak cesaretim vard. Her zamankinin aksine, gen kz bana bakmyordu. Dalgn bir elle ekmek paralarn azna alyor, yiyormu gibi yapyordu; ama baaramyordu. Ekmei masaya geri brakt. Akam yemei henz bitmeden de, ocuklar yatrmak bahanesiyle masadan kalkt; onlar odalarna gtrd; ne ailesine ne bana iyi geceler dilemeden de kendisini oraya kapatt. Graziella odadan kt zaman, byk anne ile byk babaya dnceli olularnn ve Graziellann zgnlnn sebebini sordum. Bana, Cecconun babasnn gndz eve geldiini; Graziellay oluyla evlendirmek istediini sylediini; bunun aile iin byk bir mutluluk ve ok iyi bir ans olduunu; Cecconun mal sahibi olacan; ok iyi kalpli olan Graziellann iki kk kardeini z ocuklar gibi yetitirebileceini; onlarn yallk gnlerinin de fakirlik korkusu olmadan geeceini; onlarn bu evlilik kararn onayladklarn; Graziellaya sylediklerini; onun, bir gen kza yarar ekingenlikle cevap vermediini, sessizliinin ve gzyalarnn aknlnn ve duygularnn sonucu olduunu ama bunun bir iein zerindeki sinek gibi geeceini; nihayet Cecconun babasyla Noel sonras nian yapmaya karar verdiklerini bir bir anlattlar.

- IX Onlar hl konuuyorlard ama ben onlar dinlemiyordum. Graziellaya nasl da balanmm, ben bile farknda deilmiim. Onu nasl sevdiimi bilmiyordum; temiz bir itenlik mi, arkadalk m, ak m, alkanlk m, ya da btn bunlarn birletii bir duygu mu? Ama onu bu ekilde grme fikri; aramzda biz fark etmeden temellenen tatl hayat ve gnl ilikilerinin yle birden deitiini grmek; bakasna vermek iin onu elimden alacaklar dncesi; u andaki kz kardeimin, arkadamn tamamen yabanc biri olmas; onun artk orada olmayaca; devaml onu gremeyeceim, beni aran sesini duyamayacam; kalbimi aydnlatan, bana annemi ve kardelerimi hatrlatan, devaml zerime ynlendirdii gzlerinin sevecen ve tatl baklarn gremeyeceim dncesi; ei onu baka bir eve gtrdnde iine deceim derin boluk, karanlk; bir daha hi uyumayaca odas; bir daha hi girmeyecei benim odam; bir daha oturduunu grmeyeceim bu masa; plak ayaklarnn ve sabah beni uyandran sesinin bir daha gelmeyecei avlu; pazar gnleri bir daha beraber gitmeyeceimiz kiliseler; onun yerinin bo kalaca, benim ise yalnzca rzgarla ve dalgalarla konuabileceim bu kulbe; bir an aklma gelen ve sonra beni hiliin ve yalnzln ykmna terk eden, bu tatl alkanlklarn hatralar Btn bu dnceler ilk defa bu gen kzn varlnn benim iin ne anlama geldiini; ona beslediim duygularn akn ve sevginin ok stnde olduunu; benim bunu tahmin bile edemeyeceimi; Napolideki basit hayatm cazip klann ne deniz, ne kulbe, ne odam, ne balk, ne ei, ne Beppino, ne ocuklar olduunu; tek bir varln, Graziellann olduunu; o olmazsa her eyin yok olacan anlamam salamt. Hayatmdan eksildiinde hibir ey kalmyordu geride. Bunu hissetim: o ana kadar kark olan ve hi kabul edemediim bu duygu, bana yle ani bir darbe indirdi ki ruhum sarsld, zntm gnlmn derinliklerine gmld.

- X-

Sessizce odama girdim. Kyafetlerimle yataa braktm kendimi. ekilmez huzursuzluuma hkmedebilecek bir ura aradm, okuyarak, yazarak, dnerek oyalanmaya altm. Hepsi faydaszd. Huzursuzluum yle kuvvetliydi ki iki eyi birden dnemiyordum, btn gcm tkendii halde uykum yoktu. Graziellann grnts hi bu kadar canl grnmemi, nmden gitmemek iin hi byle inat etmemiti. Her gn grlen, tatlln ise ancak kaybedince anladmz bir ey gibiydi. Bugne kadar, gzellii bile benim iin nemsizdi; arkadaln etkilerinin izlenimlerini yznn bana anlattklarna kartryordum. Ballmda bu kadar hayranlk olduunu bilmiyordum; sevgisinde en kk bir tutku bulunacandan phe etmemitim. Uykusuz geirdiim bu gece boyunca, kalbimin uzun kvrmlarnda bile btn bunlarn tam uurunda deildim. Hissedilerimde olduu gibi aclarmda da her ey birbirine girmiti. Yedii ani darbeyle sersemleyen, acyan yerini fark edemeyen ama her yeri szlayan biri gibiydim. Evde henz t kmyorken yataktan kalktm. Mevcudiyetimin bu ailenin byle kutsal bir dnemini kartrmasndan korkarak, iim beni bir mddet uzaklamaya itiyordu. Birka gn geri dnmeyeceimi Beppinoya bildirip ayrldm. Admlarm nereye ynelirse oraya yrdm. Napolinin uzun rhtmn, Resina kysn, Portici sahilini, Vezvn eteklerini izledim. Torre del Grecodan klavuzlar tuttum; San Salvatorun kei kulbesinin kapsndaki tata yattm; yaanlan doayla ate blgesinin snrn atm. Yanarda bir sredir faaliyette olduundan ve her frsatta kei kulbesinin ayak ucundaki lav uurumuna ta ve kl bulutlarnn yuvarlandn duyduumuzdan, rehberlerim daha ileriye benimle gelmeyi reddettiler. Tek bama trmandm; ellerimi ve ayaklarm arlm altnda ken kaln ve harl kllere tutturarak, zar zor son tepeyi de atm. V olkan homurdanyor, grlyordu. Etrafma kireleen ve hl krmz olan talar yayordu, sonra da kln iinde snyorlard. Hibir ey beni durdurmad. Kraterin en u kysna kadar ulatm. Oturdum. Krfezin, krlarn ve gz kamatran Napoli ehrinin zerine doan gnei izledim. Binlerce mil yapp, bu manzaray hayranlkla izleyen gezginler vard, oysa ben souk ve hissizdim. Bu k, deniz, sahil ve gnein vurduu binalarn sonsuzluunda, koyu yeil aalarn arasnda, grmeyi umduum tek ey Andreann evinin dumanyd. Tek bir beyaz noktack! nsan bolua ne kadar bakarsa baksn, onu ne kadar kucaklarsa kucaklasn, doa onun iin ruhunu iine katt iki noktadan ibarettir. Sizi seven kalbi hayatnzdan karn; geriye ne kalr? Doada da durum ayndr. Dncenizdeki, hayalinizdeki kenti, evi silin doadan, baknzn ne huzur bulabilecei ne de dibini grebilecei parlak bir boluk kalr yalnzca. Bunun ardndan yaradln en yce sahnelerinin gezginler tarafndan deiik grlmesine arlr m? Herkes kendi bak asn tar yannda. Ruhun zerindeki bir bulut yer yzn ufuktaki bir buluttan daha fazla kaplar ve soldurur. Manzara izleyenin gzndedir. Bunu iyice seziyordum.

- XI Her eye bakyor, hibir ey grmyordum. Bou bouna, solmu lav ularna tutunarak, kraterin dibine kadar indim. inden kan dumanlarda boulduum, alevlerde yandm yarklar bou bouna atm. Ate hareleriyle boyanan buzullara benzeyen bu kkrt ve kristal tuz kapl alanlar bou bouna izledim. Tehlikeye olduum gibi hayranla kar da duygusuzdum. Ruhum baka yerdeydi; onu

bouna geri armak istiyordum. Akam olunca, kei kulbesine geri indim. Rehberlerimi uurladm; Pompeinin balarna geri geldim. Btn bir gn batk kentin ssz sokaklarn dolaarak geirdim. ki bin yl sonra alan ve sokaklar, binalar, sanatlar gn yla buluan bu mezara kar da Vezve olduum kadar hissizdim. Rzgar yzyllar boyunca bu kllerin btn ruhunu temizlemi olacak ki hibir ses gelmiyordu gnlme. Bu insan tozlarn, zamannda onlarn ehri olan sokaklarda, deniz kenarndaki bo midye kabuklarymlar gibi duygusuzca inedim. Zaman, ayn dier deniz gibi, kalntlarmzla taan bir denizdir. Her eyin uruna alayamayz. Her insann kendi aclar, her asrn kendi acmalar olur; bu da yeter zaten. Pompeiyi terk ederek, Castellammare ve Sorrente dalarnn ormanlk geitlerine girdim. Bir kasabadan brne giderek ve kei obanlarna dalarndaki nl yerleri tarif ettirerek birka gn de orada geirdim. Arkadamn brakt kk bir resim defterine ara sra aldm notlar yznden beni, farkl bak alar elde etmeye alan bir ressam sanyorlard. Gnlerini tketmek iin orada burada dolanan avare bir ruhtum oysa ben. Her eyim eksikti. Hatta kendi kendimi bile eksik sayyordum. ok uzun sre devam edemedim. Noel kutlamalar ve insanlarn zaman kandrmak, yumuatmak iin neeyle ve talarla bayrama evirdikleri yln ilk gn geince abucak Napoliye dndm. Kente gece dnmtm; ve Graziellay bir an nce grme sabrszlmla ya bir daha gremezsem korkularmn arasna skmtm. Yirmi kez durakladm; kayklarn kenarlarna otura otura Margellinaya yaklatm. Eve birka adm tede Beppino ile karlatm. Beni grnce sevinle bard ve kardeimmi gibi boynuma atld. Beni kayna doru srkledi ve neler olduunu bana anlatmaya koyuldu. Evde her ey deimi. Ben gittiimden beri Graziellann tek yapt alamakm. Yemeklerde masaya gelmiyormu. Mercan ilemiyormu. Seslenildii zaman cevap vermiyor, btn gn odasnda oturuyor, geceleri ise avluda dolanyormu. Konu komu gen kzn delirdiini ya da aresiz bir aka dtn dnyormu. Her ey, onu Ceccoyla evlendirmek istemelerinden, onun ise bunu istememesinden kaynaklanyormu. Beppino her eyi grm ve duymutu. Cecconun babas, her gn, bir cevap almak iin eve geliyormu. Byk annesi ve byk babas, Graziellaya, bu teklifi onaylasn diye, srar etmeyi srdryorlarm. Kz ise bunun konuulduunu duymak istemiyor, Cenevreye kaacan sylyormu. Napolinin Katolik halk iin bu sz Dinimi deitiririm. demek gibiydi. ntihar kadar tehlikeli bir tehditti bu; ruhun intiharyd. Graziellaya baylan Andrea ve ei, kzn direniinden ve onun iin dledikleri kurulu dzenin kaybolmasndan korkuyorlarm. Bembeyaz salaryla ona yalvaryor, yallklarn ve iki ocuun geleceini dnmesi iin dil dkyorlarm. Graziella da o zaman duygulanyormu. Ara sra akamlar gelip mtevazlkla kapda oturup ocuklarla oynayan Ceccoyu biraz daha iyi karlyormu. Kapdan Ho geldin ve Gle gle demekle yetiniyor, baka tek bir kelime cevap vermiyormu. Delikanl mutsuz da olsa kaderine boyun eiyor, ertesi gn tekrar geliyormu. Ablam ok haksz diyordu Beppino. Cecco onu yle seviyor ki ve yle iyi ki! Onunla mutlu olacaktr!

Ardndan ekledi: Nihayet bu akam, byk annemin ve byk babamn dualar kabul oldu ve Cecconun gzyalar dindi. Kapy biraz aralad; ona elini uzatt; ocuk da parmana yzk geirdi ve ablam da yarn nian kabul edeceine sz verdi. Ama yarn yeni bir kapris yapmayacan kim bilebilir ki! Oysa yle tatl yle neeliydi o! Allahm! Nasl da deiti! Onu tanyamayacaksnz!

- XII Beppino kaya uyumaya gitti. Ondan olan biteni renmi olarak eve girdim. Andrea ve ei Astricoda yalnzdlar. Beni dosta karladlar, uzayan yokluumdan dolay sevecenlikle sitem ettiler. Graziella ile ilgili aclarn ve mitlerini benimle paylatlar. Burada olsaydnz dedi Andrea, sizi byle sevdii ve size hayr diyemeyecei iin, belki siz bize yardm edebilirdiniz. Sizi yeniden grmekten yle mutluyuz ki! Yarn nian yaplacak; siz de orada bulunacaksnz; varlnz bize hep mutluluk getirdi. Bu zavall insanlarn szleriyle bedenime bir rperme geldiini hissettim. Bir ey bana, bu sefer mutsuzluun benden kaynaklanacan sylyordu. Graziellay grmek iin yanp tutuuyordum. Seslenmek istemeyen ama duyulmak isteyen biri gibi, ailesiyle yksek sesle konuuyor, defalarca kapsnn nnden geiyordum. Sar ve sessiz kalyor, grnmyordu. Odama girdim ve yattm. Huzursuz bir ruhun phesinin durmasyla ve iyi ya da kt, muhakkak bir ey olacan bilmesiyle kavutuu sakinlik, sonunda bedenime yayld. l bir beden gibi hareketsizce yataa yldm. Dncelerimin ve uzuvlarmn yorgunluu beni hemencecik karmak ryalara ve uykunun boluuna salverdi.

- XIII Gece boyunca iki defa uyandm. Baka yerlere nazaran, scak iklimlerde ve deniz kenarnda daha ender rastlanan ama daima korkun geen gecelerden biriydi. imekler, ateten bir gzn krpllar gibi, panjurumun atlaklarndan szd odamn duvarnda aralksz parlyordu. Rzgar, a kpek srleri gibi uluyordu. Margellina kumsalna vuran ar bir denizin bouk darbeleri, byk kaya ktleleri atmz gibi yanklanyordu. Rzgar kapm alyor, titretiyordu. ki defa kapmn kendiliinden alp kapandn sandm ve frtnann slklarnda, iniltilerinde insan hkrklar duydum gibi geldi bana. Hatta bir ara, yardma muhta birinin skntl sesiyle admn sylendiini sandm! Doruldum; hibir ses duymadm: frtnann, atein ve ryalarn illzyonlarna kapldm dndm; yeniden uykuya daldm. Sabah frtna yerini daha parlak bir gnee brakmt. Zavall balkyla einin, Graziellann kapsnn eiindeki mitsizlik lklar ve inlemeleriyle uyandm. Zavall gen kz gece kamt. ocuklar, susmalarn iaret ederek uyandrp pmt. Sahip olduu btn gzel giysileri, kpeleri, kolyeleri ve az bir parasn da yatann zerine brakmt. Babas, birka damla suyla slanm, yatan kenarna inelenmi kad tutuyordu. zerinde, delice okumam rica ettii, be alt satr vard. Kad aldm. Atele titreyerek yazlm ve benim okumaktan korktuum u szler yazlyd:

ok fazla sz verdimbir ses bunun benden gl olduunu sylediAyaklarnz peyim, beni affedin. Rahibe olmay tercih ediyorum. Ceccoyu ve beyefendiyi teselli edin. Onun iin ve kkler iin Tanrya dua edeceim. Sahip olduum her eyi onlara verin. Yz de Ceccoya iade edin Okumam biter bitmez btn aile gzyalarna bouldu. Henz giyinmemi olan ocuklar, ablalarnn dnmemecesine gittiini renince, lklarn iki ihtiyarn iniltilerine kartrp evin iinde Graziellay ararak komaya baladlar!

- XIV Kk kat elimden dt. Onu yerden kaldrrken, kapmn altnda, son pazar gn gen kzn sanda grnce hayran olduum nar ieini ve ben hastayken odamn penceresine ast, boynundan hi kartmad kolyeyi grdm. Artk kapmn geceleyin alp kapandndan emindim; rzgarn iniltisi sandm hkrklar ve szler ise zavallcn hkrklar ve vedalaryd. Odamn giriinin d tarafnda, avludaki slak yerlerin ortasnda kuru kalan yer izi, gen kzn frtna srasnda orada oturduunu, son saatini orada diz kp alayarak geirdiini kantlyordu. Nar ieini ve madalyonu alp gsme sakladm. Zavall insanlar, mitsiz zntlerinin arasnda, benim de aladm grnce ok etkilendiler. Onlar avutmak iin elimden geleni yaptm. Kzlarn bulduklar zaman ona Ceccodan hi bahsetmeme karar aldlar. Beppinonun gidip ard Cecco, evin huzuru ve kuzeninin dn iin kendini feda etmeye hazrd. Ne kadar yklm olursa olsun, isminden notta sevgiyle bahsedilmesinden mutlu olduu ve onu ykan bu vedada bile teselli bulabildii grlyordu. Yine de beni dnm diyordu ve gzlerini kuruluyordu. Kaan izini bulana kadar bir an bile durmayacamza o da bizimle beraber sz verdi. Baba ve Cecco, kentteki saysz kadn manastrn kontrol etmek iin aceleyle evden ktlar. Beppino ve byk anne, gen kzn dncelerini ve kama fikrini bileceklerinden phelendikleri btn arkadalarnn evlerine kotular. Ben ise yabancydm, kendi kendime Napolinin limanlarna, rhtmlarna, kentin kaplarna gidip koruculara, kaptanlara, denizcilere ilerinden biri gen bir Procitane kzn ehirden ktn, gemiye bindiini grm m diye sorma grevini verdim. Sabah, sonusuz aramalarla geti. Yeniden konumak ve ilerlemelerimizi paylamak iin hepimiz sessizce ve ask suratlarla eve toplandk. ocuklarn dnda kimsenin bir lokma ekmei azna gtrecek mecali yoktu. Andrea ve ei cesaretleri krlm olarak Graziellann odasnn eiine oturdular. Beppino ve Cecco kiliseleri ve sokaklar, Napolinin dua etmek ve kutsanmak iin akam alan manastrlarn aramak iin mitsizce tekrar ktlar.

- XV Onlardan sonra ben de ktm, zgnce ve rast gele Pausilippe maarasna giden yolu tuttum. Maaray getim; kk Nisida Adasn ykayan deniz kysna kadar gittim. Deniz kysnda, dalgalarn mavisinde kaplumbaa kabuu gibi beyazlayan Procidaya kayd

gzlerim. Doal olarak adada Graziellayla birlikte geirdiim gzel gnleri dndm. Bir drt beni ynlendiriyordu. Gen kzn, arkadalar gibi giyinmeyen ve komu kulbelerin birinde oturan bir dostunun olduunu hatrladm. Neden farkl giyindiini sorduumda, kzn ailesiyle birlikte yaayan ve bu sayede aile yaamyla manastr arasnda araclk yapan bir rahibe olduunu renmitim. Hatta manastrn kilisesine de gitmitik. Ischiada, Napolinin krlarnda ve kasabalarnda olduu gibi, adada da birok kilise vard. Aklma, kendini kiliseye adamak isteyen Graziellann bu arkadana gvenerek ondan kendi manastrnn kaplarn amasn istemi olabilecei geldi. Dnerek zaman kaybetmek istemeyerek doruca Procidaya en yakn kent olan ve kayk bulabileceim Pouzzolese yrdm. Bir saatten ksa bir srede oraya vardm; kabark denize ve kmekte olan geceye ramen beni Procidaya gtrmeleri iin krekilere iki kat para verdim. Kayklarn suya indirdiler. Bir ift krek de ben ekiyordum. Zar zor Miseno Burnunu dndk. ki saat sonra adadaydm; ve tek bama, imeklerin ve rzgarn arasnda titreyerek, nefes nefese Andreann kulbesine kan uzun rampay trmandm.

- XVI Graziella eer adadaysa diyordum kendi kendime, kuu yuvasna, ocuu baba ocana iten drtyle nce buraya gelecektir. Orada bulamasam bile oradan getiini gsteren izler muhakkak vardr. Belki bu izler beni onun olduu yere gtrr. Ne onu, ne de herhangi bir iz bulamazsam, her ey biter; yaayan bir mezarn kaplar onun genliinin zerine kapanm olacak. Bu phenin rahatszlyla son basamaa dokundum. Yal kadnn, evin anahtarn hangi kayann yarna sakladn biliyordum. Sarma iterek elimi uzattm. Btn umudumu kaybettirecek olan demirin soukluunu hissetmek korkusuyla, parmaklarm anahtar aryordu Anahtar orada deildi. Byk bir sevin l attm ve sessiz admlarla avluya girdim. Kap ve panjurlar kapalyd; pencerenin atlandan szan ve incir yapraklarnda dalgalanan ince bir k evin iinde yanan lambay haber veriyordu. Evin kz deildi de kimdi anahtar bulup, kapy ap, yakacak olan? Graziellann iki adm temde olduundan phem yoktu; merdivenin son basamana diz kp, gen kza kavumamdan dolay krettim.

- XVII Evden t kmyordu. Kulam eie yaptrdm, ikinci odadan hafif bir soluma sesi ve hkrklar duyuyormuum gibi geldi. Graziellann dikkatini yavaa ekmek iin kapy rzgar sarsyormu gibi yavaa salladm. Soluk alp vermesi durdu. Yreimden gelen en sakin ve en tatl sesle fsldayarak ona seslendim. Evin dibindeki tiz bir lk bana cevap verdi. Gecenin bir vakti, frtnadan geip, meleiyle beraber onu bulmaya; onun umutsuzluunu datmaya; ona ailesinin ve kendisinin zrn getirmeye; onu sorumluluuna, mutluluuna, zavall byk annesine ve kk kardelerine gtrmeye gelen arkadana, aabeyine kapy amas iin yalvararak yeniden seslendim!

Allahm! Bu o! Benim ismim bu! Onun sesi diye baryordu bouk bouk. Birlikte sohbet ettiimiz zaman ona sylediim daha sevecen olan Graziellina ismi ile seslendim. Ah! Ta kendisi dedi. Yanlmyorum! Bu o! Her hareketinde atrdayan kuru yapraklarn zerinde ayaa kalktn, kapy amaya gelmek iin adm attn ama halsizlikten ve heyecandan, yere dtn duydum.

- XVIII Hi tereddtszce btn sabrszlm ve hznmle yal kapya omuz attm, kilit krld ve ayrld, evin iine girdim. Graziellann yakt kk lamba hafife aydnlatyordu oday. Sesini ve dtn duyduum, bayldn sandm ikinci odaya kotum. Baylmamt. Yalnzca halsizlikten gc tkenmiti. Kuru sprge otlarnn zerine yatm, ellerini kavuturmu bana bakyordu. Alev alev yanan, aknlktan alm ve aktan bitkinlemi gzleri, klar yeryzne vuran ve size bakar gibi duran iki yldz gibi parlyordu. Kaldrmaya alt ba, halsizliinin yznden, boynu krkm gibi geriye, kuru yapraklarn stne dyordu. Elmack kemiklerinin st kpkrmzyd, geri kalan her yeri can ekiiyormuasna solgundu. Gzel cildi, gzyalarnn izleriyle ve yapm olan tozlarla ebrulanmt. Yere yaylan ve onun da zerine yatt koyu kahverengi yapraklar siyah elbisesinin rengine karmt. Mermer gibi beyaz, plak ayaklar erelti otu ynndan tap taa kadar uzanyordu. Btn uzuvlar titriyor, dileri bir ocuun elindeki kastanyetler gibi zangrdyordu. Her zaman, gzelim siyah salarn balad krmz mendil yarm bir barts gibi alnna kaymt. Bunu, gzyalarn ve yzn glgede saklamak iin kulland ve sesimi duyup da dorulunca kaldrd belliydi.

- XIX Sprge otlarnn yanna, dizlerimin zerine ktm; buz gibi olan iki elini avucumun iine aldm; nefesimle stmak iin, onlar dudaklarma gtrdm; gzmden szlen birka damla zerlerine dt. Parmaklarn titreke skmasndan yreimin yamurunu hissettii ve bana teekkr ettii anlalyordu. Gemici kaputumu karttm, plak ayaklarnn stne rttm. Onlar yn kvrmlarna sardm. Bir bebein, kendisini kundaklayp beie koymalarna raz olduu gibi, hibir hareketle yardm edemeden ama mutluluunun cokusunu yanstan gzleriyle beni izleyerek hareketlerime teslim oluyordu. Havay biraz stmak iin birinci odadaki ocaa iki demet al rp attm. Lambann aleviyle onlar yaktm, geri gelip yaprak yatan yanna, yere oturdum. Kendimi ne kadar iyi hissediyorum! Yrei btn titreimini, vurgusunu, sesi btn notalarn yitirmi gibi alack, tatl ve tekdze bir sesle konuuyordu.

Kendimden kamak istemem botu, senden kamak istemem de botu. Bana bir nianl bulmak istediler, halbuki ruhum sana nianlanmt! Kendimi bir bakasna veremem yeryznde, nk gizlice sana verdim ben kendimi! Yreimin sana hasta olduunu anladm ilk gn bunu diledim. Ancak hayalinde ayana gelebilecek zavall bir kz olduumu biliyorum. Bunun iin asla beni sevmeni beklemedim. Sana Beni seviyor musun diye asla sormayacam. Ama ben, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum! Yreini bu kelimeye odaklam gibi grnyordu. imdi, hor gr beni, alay et, ayaklarnla ez! Paavralarnn iinde kralie olduunu sanan bir deliymiim gibi dalga ge benimle istersen. Beni herkesin azna sakz et! Evet onlara da unu syleyeceim Evet, onu seviyorum! Siz de benim yerimde olsanz, ayn eyi yapar, ya lrdnz ya onu severdiniz

- XX Byle bir cokuya gereinden ok daha az cevap verirse diye korkarak ona bakamyor, gzlerimi yerden kaldramyordum. Yine de bu szlerin zerine gzlerimi kaldrdm, alnm onun ellerinde, birka sz mrldandm. Parman dudaklarma koyarak: Brak beni, her eyi syleyeyim dedi. imdi mutluyum; Allah biliyor ki hibir phem yok. Dinle; dn, btn geceyi kapnda alayarak ve dvnerek geirip evden katmda, frtnay ap buraya geldiimde mezarna yryen bir l gibiydim; seni bir daha gremeyeceime inanyordum. Yarn gn doar domaz rahibe olacaktm. Gece yars adaya geldiimde ve manastrn kapsn aldmda ge olmutu, kap kapanmt. Kapy amay reddettiler. Ben de geceyi geirmek ve manastra ve yreimin mezarna girmeden nce evceizimin duvarlarn son kez pmek iin buraya geldim. Bir ocukla, yarn beni gelip almas iin, arkadama haber yolladm. Anahtar aldm, lambay yaktm. Diz ktm ve dilek diledim, son bir dilek, aresizlik ncesi son bir umut dilei. Bir gn seversen sen de greceksin ki hepsinin sndn sandmzda bile ruhumuzun derinliklerinde bir kvlcm yanmaya devam eder. Koruyucu Azize dedim ona, akn beni aldatmadna dair bir iaret ver bana ve ben de yalnzca Tanrya ait olmas iin hayatm Ona adayaym! Canllar arasndaki son gecem balad ite. Kimse onu nerede geirdiimi bilmiyor. Yarn belki gelip ararlar beni burada ama ben olmayacam. Eer haber saldm arkadam nce gelirse, bu dncemi gerekletirmem iin bir iaret olacak ve ebediyen manastrda kalacam. Ama arkadamdan nce o gelirse!... Meleimin eliinde gelir de br hayatmn kysnda durdurursa beni!... Ah! O zaman bu sizin beni istemediinizin iareti olacak ve ben de onunla birlikte, kalan gnlerimde onu sevmek iin dneceim! Ne olur nce gelen o olsun! diye ekledim. Bu midim gereklesin! Kaderimde yazlan bu ise eer bu isteim gereklesin! Bunu elde etmek iin size bir hediye vereceim, hibir eyi olmayan benim yapabileceim tek ey. Salarm ite, onun sevdii ve omzumun zerine dklp uutuunu grmek iin datt zavall uzun salarm. Onlar aln, aln ki kendime bir ey saklamadm ve bu dnyadan ayrlmadan nce bamn onlar kesecek

makasa nceden dayandn size kantlayaym. Onlar ellerimle kesip sunacam. Bu szlerden sonra, sol eliyle bandaki ipek mendili ekti, dier eliyle de, yapraklarn zerine, yanna uzatt uzun salarnn rgsn aarak bana gsterdi. Daha gl ve iten, neeli bir ses tonuyla: Meryem Ana hatrna dileim gerekletirdi! dedi. Nereye istersen gideceim. Salarm Onun. Hayatm senin! Kesilmi siyah salarnn rglerine atldm, kesik aa dallarnn llyle elimde kaldlar. Sessiz pcklerle kokladm onlar, kalbime bastm, Graziellann topraa gmdm bir parasymlar gibi gz yalarmla suladm. Ardndan, baklarm ona evirerek, plak kalan ama zveriyle sslenip gzelleen sevimli ban kaldrdn, kesilmiten ok paralanma benzeyen siyah ve eit olmayan limelerin iinde sevin ve sevgiyle ldadn grdm. Graziella bana, zamann bile hayranla acma ve duygulanma ilave ederek zarafetini ve gzelliini ortaya kard yaral bir genlik heykeli gibi grnd. Bu kendi kendini aalama, bu benim akm iin gzelliinin katliam yreime yle bir darbe vurdu ki btn varlm sarsld, alnm ayaklarnn dibine frlad. Sevmenin ne olduunu sezdim ve bu sezgiyi ak olarak kabul ettim!

- XXI Ne yazk! Bu akn ta kendisi deil, yalnzca bendeki glgesiydi. Ama ben de buna aldanmamak iin ok ocuk, ok saftm. Masumiyetin, gzelliin ve akn hak ettii gibi ona hayran olduumu, ona ak olduumu sandm. Heyecann, yalnzln, gecenin, umutsuzluun ve gzyalarnn barndrd tutkunun ses tonuyla, bunu ona syledim. nanmt, nk yaamak iin buna inanmaya ihtiyac vard, nk bin bir yrein yetersizliini rtmek iin yeterince tutkuluydu. Byk bir masumiyetle birbirlerine sevgilerini aklayan ve azlaryla gnlleri arasna yabanc hibir eyin girmemesi iin gecenin ve sessizliin ebediyen srmesini dileyen iki yaratn gvenilir, saf ve temiz sohbeti btn gece srd. Onun dindarl ve benim ekingen ihtiyatm, hatta ruhlarmzn duygulanmas btn tehlikeyi bizden uzaklatryordu. Gz yalarmzn rts zerimizdeydi. Duygularmdan ehvet kadar uzak hibir ey yoktu. Bu itenlii ktye kullanmak, ruhlarmz kirletmek olurdu. Ellerini ellerimde tutuyordum. Yeniden hayat bulduklarn hissediyordum. Avularmla iirmek, alnn ve yanaklarn slatmak iin ona su bulmaya gittim. Birka dal daha atp atei alevlendirdim; aknn tadna doyulmaz dertlemelerini dinlemek ve tekrar dinlemek iin ban yaslad mersin demetinin yanndaki taa oturdum tekrar. Temiz ve tatl bir karde arkadalnn haberi olmadan nasl da aka dntn; nasl phelendiini ve sonra emin olduunu; neyin zerine beni sevdiini anladn; benim fark edemediim ka gizli iaret yolladn; hangi gn ihanete uradn sandn; hangi gn benim de ona karlk verdiimi sandn; bu alt ay boyunca geen btn saatleri, mimikleri, glleri, kaan ve zapt edilen kelimeleri, yzlerimizin istek d aklamalar ve bulutlanmalar her eyi hafzasna saklamt; her eyi hatrlyordu, Gney dalarnda yazn rzgarn atee verdii otlarn alevin getii yerlerin izini saklamas gibi her eyi saklamt.

- XXII -

Bunlara bir de anlamsz durumlara verdii deerin gizli inanlarn ekliyordu. Sanki nmde, yreinin perdelerini bir bir ayordu. Teslimiyetini, safln, ocukluunu btn plaklyla Rabbine gsterir gibiydi. Ruh, sevdiine iini dkmeye yetmeyen dudaklarn mrlts ve uykuya dalan bir ocuun belirsiz seslerle kekelemesiyle, yalnzca bir defa tamamen bir baka ruha akar. Ben bile ara sra mrldanmaktan ve rpermekten bkmyordum. Genliin etkisiyle hl ham ve hafif olan kalbimin byle engin bir heyecan besleyebilmek iin yeterince verimli olmamasna ramen, bu heyecanlar, kalbime dklrken yle yeni, yle tadna doyulmaz izlenimler oluuyordu ki onlar gerekten hissettiimi sanyordum. Hatayd bu! Ben buzdum ve o ateti. Onu yanstrken kendimin rettiini sanyordum. Oysa birimizden tekine geen bu yansma ikimize de aitmi gibi duruyor ve bizi ayn duygunun atmosferiyle saryordu.

- XXIII Bu uzun k gecesi bylece geti. Graziella ve benim iin, birbirimizi sevdiimizi sylediimiz ilk i ekilerimiz kadar ksa srd o gece. Gn doduunda daha yeni balayan sohbetin kesildiini sandk. Iklar kapal panjurlardan szp lambay snkletirdiinde gne epey tepedeydi. Kapy atm anda, tm balk ailesinin koarak merdivenleri ktn grdm. Graziellann bir nceki gn haber sald Procidal rahibe arkada, yreindeki zntden phelenerek, kardelerinden birini onlara haber versin diye gece Napoliye gndermiti. Bylece haber alan aile, byk bir neeyle, onu mitsizliinin kysnda durdurmak ve zgrce ve affedilmi olarak beraberlerinde gtrmek iin aceleyle buraya komulard. Kzn yreini yumuatmak iin getirdii ocuklar, nce itip, sonra torunun sitemlerinden korunmak iin bedenlerini kalkan gibi kuanan byk anne, yatan yanna diz kt. ocuklar lklar ve gzyalar arasnda ablalarnn kollarna atldlar. ocuklar okamak, byk annesini pmek iin kalkarken Graziellann ban rten mendil dt ve salar yolunmu kafasn aa vurdu. Anlamn ok iyi bildikleri, gzellie verilen zarar grnce hepsi rperdiler. Evin iinden yeniden hkrklar ykseldi. eri giren rahibe herkesi sakinletirip avutuyordu; Graziellann kesik sa rglerini toplad, Meryem Anann resmine srd, beyaz ipek bir mendile sard. Byk annenin nlne koyarken de yle dedi: Bunlar saklayn. Mutlu olduunda veya ac ektiinde, onu seven adama ait olduunda, gzellik nclerinin bu salarda ona ait olmas gibi, yrek nclerinin daima Allaha ait olmas gerektiini ona hatrlatrsnz.

- XXIV Akam, hep beraber Napoliye geldik. Graziellay bulmak ve bu durumdan kurtarmak iin uramam, yal kadnn ve balknn bana olan sevgilerini ikiye katlamt. Hibiri benim ona duyduum ilginin ve onun bana ballnn doasndan phe etmiyordu. Btn isteksizliini Cecconun irkinliine balyorlard. Bu isteksizlii zamanla ve mantkla yenmeyi umuyorlard. Graziellaya evlenme basks yapmayacaklarna sz verdiler. Cecco bile babasna bu konuyu kapatmas iin yalvaryordu; delikanl alakgnlll, davranlar ve baklar ile ona ac

ektirdii iin kuzeninden zr diliyordu. Ev yeniden sknetine kavutu.

- XXV Benim, lkeme er ge dnecek olmamn dnda hibir ey ne Graziellann yzne ne benim mutluluuma glge dremiyordu. Fransann ismi telaffuz edildiinde, gen kz hayalet grm gibi soluklayordu. Bir gn odama girdiimde ehirde giydiim btn elbiselerin paralanm ve demenin stne atlm olduunu grdm. Affet beni dedi ayaklarma kapanan Graziella. Allak bullak olmu yzn bana evirerek devam etti: Ben yaptm bunu. Ah! Beni azarlama! Bir gn bu denizci elbiselerini kartacan fikri, yreimi paralyor! Eski zamanki elbiselerini giyince yeni bir gnl edinmek iin bugnknden vazgeeceini dnyorum! Sevginin scaklndan patlayveren ve gzlerimizdeki birka damlayla yatveren bu kk frtnalarn haricinde, bu ay, en ufak bir gerein krabilecei hayali bir mutlulukla geti. Cennetimiz bir bulutun stndeydi. Ve ak, ocuun gzlerindeki yala, ite byle tanm oldum.

- XXVIPausilippein yamacndaki bu evciin dnda, bizim uzamzda bir baka dnyann varolduunu tamamen unutabildiimiz zamanlar yle mutluyduk ki; gne gren bu avlu; gnn yarsn oynayarak, alarak geirdiimiz bu kk oda; kumdan yatann zerinde uyuyan bu kayk ve bize nemli, grltl rzgarn ferahln, sularn ezgisini getiren bu gzelim deniz! Ama ne yazk ki, bazen de, dnyann byle snrl olmadn, bir gn uyandmzda ayn ayn veya gnein nda birlikte parlamayacamz dnyorduk. O zamandan beri btn ektiklerini bir bir hatrlaynca, kalbimi kat olmakla sulamaya hakkm kalmyordu. Kendime bile itiraf edemiyordum ama Graziellay bin kat fazla seviyordum artk. Onu bu kadar sevmiyor olsaydm, ruhuma brakt ve hayat boyunca tayacam iz byle derin ve byle acl olmaz; hatras byle zevkle ve byle acyla iime ilemez; yz aklmda byle canl, byle parlak kalmazd. Yreim kumdand geri o zaman ama, Ischia Adasnn kumsalnda aan harikulade zambaklar gibi o da benim gnlme kk salan bir deniz ieiydi.

- XXVII Iktan mahrum hangi gz, doutan snen hangi yrek onu sevmezdi ki? Gzellii, aknn etkisiyle, sabahtan akama artyordu sanki. Artk bymyordu ama btn zarafetiyle olgunlayordu. Dn ocuktu, bugn alp serpilen zarif bir gen kz. Dal gibi fizii gzle grnr biimde ho hatlar, erikin kvrmlar kazanyordu. Boyu esnekliinden hibir ey kaybetmeden denge kazanyordu. Gzelim plak ayaklar, dvlm topraa eskisi gibi hafif basmyordu. Onlar ilk defa ak olan

kadnn dncelerini btn bedenine yayd rehavet ve bitkinlikle srklyordu. Salar, baharn lk dalgalar altnda deniz bitkilerinin gl ve gr zsuyu ile yeniden uzuyordu. ekip parmama doladm salarn yeil uzun ceketinin eritleri zerinde lerek eleniyordum. Teni hem beyazlyor, hem de her gn parmana bulanan mercan tozlar ile tekrar pembeleiyordu. Gzleri byyor, sanki ufku kucaklayacakm gibi alyordu. Bu Galateenin mermerin altnda hissettii ilk yrek arpntsnn aknlyd. Benim yanmda, daha nce olmad kadar, baklarn, hareketlerini, mimiklerini saknyordu. Fark ediyordum ve genellikle sessiz kalyordum; ben bile onun yaknndayken titriyordum. Gren bizi iki sulu sanrd, biz ise yalnzca fazlasyla mutlu iki ocuktuk. Bununla birlikte, bir sreden beri gizli bir hzn bu mutluluun altndan beliriyordu. Sebebini biz pek bilemiyorduk ama kader biliyordu. Bu hzn birlikte geirmemiz iin bize kalan zamann ksalnn hissiydi.

- XXVIII Graziella, kardelerini giydirip salarn taradktan sonra sevinle iine dneceine, sklkla avlu duvarnn dibindeki incir aacnn yapraklarnn glgesinde oturuyordu. Gnn btn bir yarsn, orada bo baklarla, hareketsiz geiriyordu. Byk annesi hasta olup olmadn sorduu zaman hibir eyinin olmadn ama daha almadan yorgun olduunu sylyordu. Bu durumlarda kendine soru sorulmasn hi sevmezdi. Benim dmda herkese yz evirirdi. Bana ise uzun sre hibir ey sylemeden bakard. Bazen konuuyormu gibi dudaklarn oynatr, ama yalnzca kimsenin duyamad kelimeleri mrldanrd. Yanaklarnn stnde, kh beyaz kh pembe rpertiler grlr, bunlar sabahn ilk rzgarnn denizi titretmesi gibi yzn krtrrd. Ne zaman ki ben yanna oturup, elini tutup, kalemimle ya da bir biberiye dalyla kirpiklerini gdklardm, o zaman her eyi unutur yeniden glmeye balard. Yalnz, benimle konuup gltkten sonra zgn grnyordu. Kimi zaman ona: Graziella, saatlerdir baktn denizin ucunda ne gryorsun diye sorardm. Orada bizim gremediimiz bir ey mi var? Buz dalarnn ardndaki Fransay gryorum diye cevaplard beni. Fransada bu kadar gzel ne var peki diye eklerdim. Sana benzeyen biri derdi. Bitmeyen uzun beyaz bir yol boyunca yryen, yryen, yryen biri. Devaml, devaml ne yryor ve hi ardna bakmyor. Ben de saatlerdir geri gelmek iin dnmesini bekliyorum. Ama dnmyor! Ardndan yzn nlne gmyor, sylediim onca sevecen sze ramen kaldrmyordu. zgn bir ekilde odama gidiyordum ben de. Oyalanmak iin okumay deniyordum ama gzlerimle plajn arasnda devaml onun yzn

gryordum. Kelimeler dile gelip ayn kalplerimiz gibi i ekiyorlar sanyordum. Sonunda ben de tek bama alyordum ama bu hznmden utanyor ve aladm Graziellaya sylemiyordum. Oysa hakszlk yapyordum, benim bir damla gzyam ona yle iyi gelecekti ki!

- XXIX Ona en ok ac veren ve bir daha kendini toplayamad olay ok iyi hatrlyorum. Uzun zamandr, aa yukar kendi yalarnda iki gen kzla arkadalk ediyordu. Onlar da bahelerdeki kk evlerde oturuyorlard. Fransz genlerin gittii bir eitim evinin elbiselerini tleyip, onaryorlard. Bu evi, kendi bakanlarnn ve generallerinin kzlar gitsin diye Mareal ve Kral Murat Napolide kurmutu. Procidal bu kzlar, aada ilerini yaparlarken bir yandan da avludan onlara bakan Graziella ile sohbet ediyorlard. Bu manastrn rencileri iin getirip gtrdkleri gzel dantelleri, ipekleri, apkalar, ayakkablar, kurdeleleri, allar ona gsteriyorlard. Hayret ve hayranlk dolu lklar havada uuuyordu. Birka defa gelip Graziellay da Pausilippein kk kilisesindeki ayinlere ve mzikli akam dualarna gtrmlerdi. Hava karardnda ve ann nlamalar bana rahibin ierdekileri kutsayacan bildirdiinde onlar karlamaya gidiyordum. akalaarak, dalgalarn kumsala brakt izleri kovalayarak, kprerek ayaklarmza kadar ulatklarnda kaarak geri dnyorduk. Srma pullarla ilenmi gzel terliklerini slatmaktan korkarak, kollarn ne uzatp, onu tutmaya, ayaklarn yalamaya alan kskan dalgalardan bana snmak ister gibi kotuunda ne kadar da gzeldi!

- XXX Graziellann bir mddetten beri baz dncelerini benden sakladn gryordum. i arkadalaryla gizli sohbetler ediyordu. Benim dahil edilmediim kk bir komploya benziyordu bu. Bir akam, krmz kk lambamn nda, odamda kitap okuyordum. Deniz esintisi ieri girsin diye odamn kaps akt. Graziellann ve ocuklarn odasndan grlt, gen kzlarn uzun fsltlar, bouk glleri, ardndan kk yaknmalar, kzgnlk szckleri duyuluyordu. nce bunlar pek nemsemedim. Bununla beraber fsltlarn bastrmak iin gsterdikleri yapmack zen, aralarndaki szde gizem, merakm cezbetti. Kitabm braktm, toprak lambam sol elime aldm, sa elimle de rzgarn onu sndrmesini engellemek iin siper yaptm. Sessiz admlarla avluyu getim, admlarmn demede kartt sesleri susturmak iin zen gsteriyordum. Kulam Graziellann kapsna yaptrdm. Gidip gelen ayak sesleri, katlanp alan kuma hrtlar, yksk, ine, makas krtlar, earplarn ineleyen, kurdelelerini dzelten kadnlarn gevezelikleri (bizim evde de balo hazrl yaplrken hep ayn sesler kard) ierden duyuluyordu. Oysa ertesi gn Pausilippede herhangi bir kutlama yoktu. Graziellann gzelliini tuvaletle sergileme merak yoktu. Odasnda ayna bile bulunmuyordu. Gider, avludaki kovalarn suyundaki yansmasna bakar, genellikle de kendine yalnzca benim gzlerimde bakard. Merakm bu gizeme yenik dt. Dizimle kapy ittim. Kap ald. Elimde lambamla eikte dikildim.

Kzlar bir lk attlar ve ku srleri gibi katlar, sust yakalanm gibiydiler, odann drt bir yanna daldlar. Delilleri hl ellerindeydi. Birinde iplik, brnde makas, dierinde iekler, berikinde kurdeleler ama odann ortasndaki bir taburenin zerinde duran Graziella, bir yere kaamamt. Pancar gibi kzarmt. Gzleri yerde bana bakamyor, zor nefes alyordu. Herkes susmu ne diyeceimi bekliyordu. Ben ise hibir ey sylemiyordum. Grdklerimden ok arm ve hayranla dmtm. Graziella, ar ynl giysilerini, gen kza nefes aldrmak, ocua hayat kaynan sunmak iin aralanan Procidada moda olan simli eritlerle ssl, kolsuz uzun ceketini, yaldzl payetlerle ssl, tahta topuklu, ounlukla plak ayaklarn iinde oynatt terliklerini, simsiyah salarn serenin sandaln stndeki yelkeni sard gibi tepesinde tutan bakr tokal uzun firketelerini karmt. Bilezik gibi geni kpeleri sabahki elbiseleriyle birlikte yatan zerine atlmt. Yoksula da zengine de yakan diz boyu elbiseden, yakasnn oyuntusundan, kollarnn yrtmacndan, kadn vcudunun btn biimlerinin rahatln ve esnekliini gsteren Rumlara zg elbisenin yerine, Graziellann ricas zerine, arkadalar, manastrdaki Fransz kk hanmlardan birinin giysisini giydirmilerdi ona. Hareli ipekten bir elbise, pembe bir kemer, beyaz bir fular, sahte ieklerle ssl bir balk, mavi saten ayakkablar, ayaklarnn yuvarlak bileklerinden teninin rengini belli eden ipek ilmekli oraplar stne bunlar kuanmt. Bir erkek onu plak grm gibi utand bu kyafetlerin iinde yakalamtm onu. Ondan gzlerimi alamyordum ama en ufak bir hareket, haykr, gl sergilemeksizin bu klk deiimini belli etmiyordum. Bir damla, yreimden gzme ykselmiti. Zavall ocuun dncesini, hemen ve ok iyi anlamtm. Onunla aramzdaki durum farknn utancyla, kyafetlerimizin yaknlamas, benim iin, talihimizi deitirmeye yeterli olur mu diye merak etmiti. Bunu benden habersiz, arkadalarnn yardmyla denemeye yeltenmiti, adasnn ve durumunun elverdii giysilerin iinde olduundan daha gzel bir ekilde, aniden karma kmak istemiti. Yanlmt. Sessizliimden bunu anlyordu. Yz mitsiz bir sabrszlk ifadesine brnm, gzyalar gizli niyetini, suunu ve hayal krkln bana anlatmt. te yandan, bu ekilde olduka gzeldi. Dncesi, onu benim gzmde bin kat daha gzelletirmeliydi. Oysa gzellii, neredeyse ikenceye benziyordu. Ac ekecekleri odun ynnn zerindeki ivili diree bal ve kendilerini edeplerini bozacak baklardan korumaya alan bakire kzlara benziyorlard. Ne yazk! Bu da zavall Graziella iin bir ikenceydi. Ama bu, grnteki gibi, kendini beenme ikencesi deildi. Bu, onun aknn ikencesiydi. Graziellaya giydirilen manastrn gen Fransz rencisinin kyafetleri, manastra kapatlm on , on drt yalarnda bir ocuun, p gibi ince kollarna ve omuzlarna gre hazrlanmt; bu yzden de giydikleri, gnein ve denizin bu gzel kznn boylu poslu yapsna ve yuvarlak omuzlarna smsk oturmutu. lk baharn gl zsuyuyla aacn kabuunun atlamas gibi, bu elbise de omuzlarnda, gsnden, belinin evresinden patlyordu. Gen terziler elbisenin ve fularn orasn burasn inelerle tutturmulard ama kzn her hareketinde yeniden kopuyordu kuma. pein alan yerlerinden boynunun ve kollarnn plakl parlyordu. gmleinin kaba kuma elbisenin ve fularn her yerinden kyor, kabalyla ipein zarafetine ters dyordu. Ksa ve dar bir elbise koluna smayan kollar, iirip atlatt kozasndan kurtulan pembe bir kelebek gibi kyordu. plak dolamaya ya da geni Rum ayakkablarnda durmaya alan ayaklar, bacaklarnn etrafnda

dml kurdelelerle saten ayakkablara hapsolmu gibiydi. Dantel ve yapma iek ana gerektii gibi yerletirilemeyen salar da, bouna byle irkinletirmek istenen o sevimli yze sslerin iinde bir kstahlk ifadesi ve elikisi veren ifadeye bakaldryordu sanki. Duruu da yz kadar allak bullakt. Alnndaki iekleri drmemek, stndekileri bozmamak iin hareket etmiyordu. Ayakkablar ayaklarn o kadar skyor, admlarna yle sevimli bir beceriksizlik veriyordu ki yryemiyordu bile. lk ssleniinde tuzaa den, gne denizinin masum gzeli sanrdnz.

- XXXI Bu ekilde bir mddet sessizlik oldu. Nihayet, doaya yaplan bu saygszlktan honut olmak yerine zgn olduum iin, dudaklarm alayla bzerek, hafif bir knama ve tatl bir alay ifadesiyle Graziellaya bakarak, bu all pullu elbiselerin iinde onu tanyamam gibi yaparak, ona doru ilerledim. Nasl dedim ona, bu sen misin Graziella? Ah! Bu Paris kuklasnn iindeki gzel Procitan kim tanyabilir ki? Ardndan biraz serte devam ettim. Hadi canm, doal kyafetlerinle onca gzel olduun halde Tanrnn yarattn byle bozmaktan utanmyor musun? Tamam, ne istersen onu yap! Denizin dalgalarna alk, gzelim gkyznn klaryla boyal denizci kzndan baka bir ey olamazsn asla. Bunu kabullenmeli ve kretmelisin. Bu kafes kuu tyleri asla bir deniz krlangcna uymaz. Bu szler gen kzn kalbini delmiti. Benim dncemdeki deniz kuuna duyduum hayranln ve tutkunun nemini anlamamt. Benim soyumdan ve benim lkemden birinin gzelliinde olmad iin onu kmsediimi sanmt. Elindeki imkanlarla bana daha gzel grnmek iin sarf ettii abalarn boa gittiini dnyordu. Birden alayarak yatana oturdu, parmaklaryla saklad yzyle arkadalarna gelip onu bu iren kyafetten kurtarmalar iin yalvard. Biliyordum dedi mrltyla, yalnzca zavall bir Procitanm ama sanmtm ki kyafetlerimi deitirirsem, olur da bir gn seninle lkene geldiimde, seni daha az utandrrm. Gryorum ki ne ise o olarak kalmal ve doduum yerlerde lmeliyim. Ama bunu benim suratma vurmaman gerekirdi. Bunlar syleyip, iekleri, bal, fular fkeyle yere savurup, byk annesinin frtnadan sonra kayn tahtalarna yapt gibi, hakaret ederek onlar inedi. Sonra da bana doru gelip, houma gitmeyen bu klkta onu daha fazla grmemem iin elimdeki lambay sndrd. Ona epeyce sert bir aka yaptm, bunun ok ciddi olduunu anladm. Ondan zr diledim. Onu, Procitan olarak, Franszlar bulduumdan bin kat sevimli bulduum iin azarladm anlattm. Bu gerekti. Ama o darbe almt. Beni dinlemiyordu, hkrklarna boularak alyordu. Arkadalar onu soymutu; ertesi gne kadar bir daha grmedim onu. Adal kyafetlerini giymiti tekrar. Ama ona btn bir gecesine mal olan aka yznden alamaktan gzleri kpkrmzyd!

- XXXII Aa yukar ayn gnlerde, Fransadan gelen mektuplarmdan, beni ardklar dncesiyle, phelenmeye balamt. yle drstt ve hayat iin bile olsa beni kandrma yeteneinden yle yoksundu ki, onlar benden armaya yeltenmiyordu. Ama bazen dokuz gn saklayp yle veriyor, ya da yatann yanndaki duvara asl Meryem Ana resmine ineliyordu. Azize Meryemin, nvenlerde[22] akmz lehine duygulanp, mektuplarn ieriini, gitmemi isteyen davetlerden onun yannda kalmam salayan emirlere evirmesini umuyordu. Bu kk oyunlarn hibiri gzmden kamyordu ve hepsi onu bana yaknlatryordu. Ama vakit gelmek zereydi.

- XXXIII Mays aynn son gnlerinde bir akam, kap iddetle vuruldu. Herkes uyuyordu. Gelen arkadam V idi. Seni almaya geldim dedi bana. te annenin mektubu. Kar kmayacaksn artk. Atlar gece yars iin hazrlandlar. Saat on bir. Hemen kalm, yoksa bir daha hi gelemeyeceksin. Annen lmek zere. Annenin bu durumundan seni ve hatalarn sorumlu tutuyor ailen. Kadncaz kendini sana adad; bir kere de sen onun iin fedakarlk yap. Seni temin ederim, k ve btn sonraki seneyi geirmen iin ben de seninle dneceim. Ama imdi ailenin yannda olup annenin isteklerini yerine getirmelisin. Mahvolmutum. Beni burada bekle dedim. Odama gittim, alelacele elbiselerimi valize tktrdm. On sekiz yandaki bir kalbin sevgiyi, akln ise anneye sadakatle itaati emrettiini anlatan bir mektup yazdm Graziellaya. Kendime olduu gibi ona da, drt ay geip bitmeden yanna dneceime ve bir daha hi terk etmeyeceime sz verdim. Gelecek kaderimizin belirsizliini Allaha ve aka emanet ediyordum. Yokluumda yal ailesine katkda bulunmas iin kesemi ona braktm. Zarf kapatp sessiz admlarla yaklatm. Odasnn kapsnn eiine diz ktm. Ta ve ahab ptm; mektubu kapnn altndan odasna kaydrdm. Beni boan hkr yutkundum. Arkadam kolumdan tutup, beni kaldrd ve srkledi. O srada Graziella, bu allmam grltyle telalanarak kapy at. Ay terasa vuruyordu. Zavall ocuk, arkadam tand. Uan omuzlarnda tad valizimi grd. Kollarn uzatt, dehetle lk att ve hareketsizce avluya dt. Ona doru kotuk. Baygn kz yatana tadk. Btn aile koutu. Yzne su arptk. En sevecen, en sevdii isimlerle hep bir azdan ona sesleniyorduk. Benim sesimi duyunca kendine gelir gibi oldu. Gryorsun dedi arkadam, yayor; olan oldu artk. Daha uzun vedalar daha korkun etkiler yapacaktr yalnzca.

Gen kzn boynuma dolad buz gibi kollarn zd ve beni evden ekip kartt. Bir saat sonra, derin bir sessizlik iinde, gece karanlnda Roma yolundaydk.

- XXXIV Graziellaya, yazdm mektupta birok adres brakmtm. lk mektubumu Milanoda buldum. Beden salnn iyi, gnlnn ise yaral olduunu sylyordu; bununla beraber szme inanyor ve beni kasm ayna doru bekliyordu. Lyona geldiimde, daha sakin ve daha gven dolu ikincisini buldum. inde, avlunun duvarnn zerinde, odamn yannda, toprak bir saksda yetien krmz karanfil yapraklar vard. Pazar gnleri sana yerletirdii karanfillerdendi bunlar. Onu etkileyen bir ey mi yollamak istemiti acaba bana? Yoksa salarn bana feda ettiini hatrlatmak iin gizli bir sevgi sitemi miydi? Bana, ateinin olduunu; kalbinin ona zarar verdiini; ama gnden gne daha iyiye gittiini; biraz hava deiimi olsun, kendini daha iyi hissetsin diye Cecconun ablasnn Napolinin ykseklerinde, V omero kutsal tepesinde bulunan evine gnderildiini yazmt. Daha sonraki ay boyunca hi mektup almadm. Her gn Graziellay dnyordum. Gelecek k banda talyaya dnmeliydim. Sevimli ve hznl yz, bir zlem gibi, bazen de sevimli bir sitem gibi hep gzmn nndeydi. Hafifliin ve yknmenin insan en gzel duygularndan utandrd o nankr yataydm; Allahn bahettiklerinin, temiz akn, masum sevgilerin kumun zerine dt ve rzgarla dnyann drt bir yanna savrulduu o acmasz ya. Arkadalarmn bu kt ve ironik kibirleri, yreimde gizli ve canl sevgiyle savayordu. Utanp kzarmadan, alaylara gs germeden zlemlerimin, zntlerimin sebebini, ismini, toplumsal durumunu itiraf etmeye cesaret edemezdim. Graziella unutulmamt, ama hayatmda perdelenmiti. Gnlm mutlu eden bu ak, saygnlm utandryordu. Yalnzken kendi kendime beslediim hatras, vicdan azab gibi kovalyordu beni. O zaman utanm olmak nasl da yzm kzartyor imdi! Sevin klarnn tek bir tanesi ya da o namuslu gzlerin aktt yalarn tek biri, btn bu baklardan, bu cilvelerden, uruna onun hayalini harcadm bu gllerden kat kat daha deerliydi! Ah! Toy bir adam sevme yeteneinden nasl da yoksundur! Hibir eyin deerini bilmez! Gerek mutluluu ancak kaybettikten sonra tanr! Ormanlardaki gen bitkilerde bolca usare ve kararsz glgeler vardr; ama yal bir meenin kalbinde ok daha fazla ate bulunur. Gerek ak hayatn olgun meyvesidir. On sekiz yanda onu tanyamazsnz, hayal edersiniz. Bitkiler aleminde, meyve oluurken, yapraklar dklr; belki insanlar aleminde de ayndr. Kafamda aaran salar saymaya baladmdan beri sk sk onu dnyorum. Bu ak ieinin deerini bilmediim iin kendime kzyorum. Bo bir kibrim vard o zaman ve yalnzca o vard. Bu bo gurur, insanlarn kusurlarnn en aptalcas ve en acmaszdr. nk insan mutluluktan utandrr!...

- XXXV Kasmn ilk gnlerinde bir akam, bir balo dn, bana, Napoliden gelen bir postacnn getirdii bir mektupla bir paket verdiler. Tanmadm bu kii, Napolideki mercan fabrikalarndan birinin mdr olan arkada tarafndan ok nemli bir not iletmekle grevlendirildiini sylyordu, geerken de bu grevi yerine getireceini, ancak bildirecei haber ok zc ve i karartc olduu iin yzme bakamayacan syledi; yalnzca paketi aldm bilmek istiyordu.

Titreyerek paketi atm. lk paketin altnda, yalnzca unlarn yazl olduu, Graziellann son mektubu vard: Doktor, gne kalmadan leceimi sylyor. Gcm tkenmeden nce sana veda etmek istedim. Ah! Sen burada olsaydn, yaayacaktm! Ama takdiri ilahi bu. Yaknda ve bundan byle daima telerden konuacam seninle. Ruhumu sev! Hayatn boyunca seninle olacak. Bir gece senin iin kestiim salarm sana brakyorum. Benden bir eyin sana yakn bulunmas iin

- XXXVI Sabah olana kadar, elimde mektupla, bitkin bir halde ylece kalakaldm. Ancak ondan sonra ikinci paketi aabildim. Kulbede bana gsterdii kesik salar o gece nasllarsa aynen ylece paketteydi. O gece aralarna karan birka mersin yapra da oradayd. Son dileini yerine getirdim. Daha o gn lmnn glgesi yzme ve genliime yayld. On iki sene sonra Napoliye tekrar gittim. Onun izlerini aryordum. Ne Margellinada ne Procidada hi iz yoktu. Adann falezi zerindeki kk ev yklmt. Yamurlu gnlerde obanlarn keilerini otlattklar kilerin zerindeki gri ta ynndan baka bir ey deildi artk. Zaman, ilk akn izlerini yeryznden abuk siliyordu, ama yrekten hi silemiyordu. Zavall Graziella! O gnlerin stnden ok zaman geti. Sevdim, sevildim. Baka gzellik ve sevgi klar karanlk yolumu aydnlatt. Cenneti anlamamz, hissetmemiz ve arzulamamz iin ilahi kudretin halkettii ruhlar, sanki ilerindeki en gizli gzellik, temizlik, kutsallk hazinelerini gstermek iin bana aldlar. Ama hibir ey senin gnlmdeki ilk grnmn solduramad. Yaadka dncemdeki sana daha da yaknlatm. Hatran, babann kayndaki, duman rzgarla dalan ve bizden uzaklatka daha da parlayan, ateler gibi. l bedenin nerede uyuyor, arkandan hl alayanlar var m bilmiyorum, ama senin gerek mezarn benim ruhumda. Btnyle oraya gmldn sen. Adn bo yere aklma gelmiyor. sminin telaffuz edildii dili seviyorum. Kalbimin derinliklerine damla damla szan, hatrann zerine gizlice den ve onu mis gibi kokutan bir damla daima vardr. (1829)

- XXXVII 1830 ylnda bir gn, Paristeki bir kiliseye girdiimde, beyaz bayraa sarlm bir gen kz tabutu grdm. Bu bana Graziellay hatrlatt. Bir stunun glgesine gizlendim. Prociday dndm ve uzun zaman aladm. Gz yalarm kurudu; ama bu cenaze treninin hzn srasnda iimden geen bulutlar dalmad. Sessizce odama gittim. Bu uzun notada dile gelen hatralar dndm ve alayarak lk Pimanlk balkl dizeleri bir solukta yazdm. Bu yreimin ilk kaynan fkrtan bir duygunun, yirmi yl iinde zayflam bir notasdr. Yine de orada yaral ve hibir zaman iyileemeyecek olan bir heyecann i telinin sesi duyulur. te bu dizeler, bir yarann mezar iekleri kokan merhemidir. Yalnzca Graziellann ismi

eksik orada. Eer o gzyan, o hatray, o ismi yerletirebilecek kadar saf bir kristal bulunsayd gkyznde, onu bir kta ile erevelerdim oraya!

lk Pimanlk[23]
Deniz, uultulu kumsalda Sorrento kysnda Yayar mavi dalgalarn, altnda portakal aacnn, Patikann yaknnda ho kokulu itin altnda, Kk bir ta bulunur, olmaz umurunda Yabanc birinin dalgn admlarnn. ebboy demetleri altlarnda saklar, Hibir yanknn tekrarlamad bir ismi! Bazen geen yolcu durur, Tan otlarn syrp okur ya ve tarihini; Gzlerinde biriken birka gzya damlasnda, Der ki: Yazk, ne erken lm, daha on altsnda! Fakat nedir bu eski sahnelere dndren beni? Brakalm da inlesin rzgar, fsldasn dalgalar; Gelin, ey hazin dncelerim, dnn geri! steim hayal etmek, istemem alamalar! Ya on altym! der, yolcu; evet onalt! Bu ya daha sevimli bir yzde daha gzel parlamazd! Ve bu ateli kumsaln btn parlts, Yansmad hibir gze bundan daha sevdals; Yalnzca ben gryorum onu dncelerimde, Daha ilk saatteki gibi, gzleri gzlerimde, Hibir eyin lmedii ruhta o canl kald, Deniz, ilk konumalarmzn yayld mekand, Rzgar kendine teslim siyah salarn zerken, Babo yelkenlinin glgesi yananda gezerken, Gece balksnn arksn dinlerdi, Mis kokulu havay adeta soluyarak ierdi, Gsterirdi bana hep gkte yaylm ay, Bir gece iei gibi sevindiren afa, yle derdi, gm kp gstererek bana: Neden, her ey parlyor bende ve havada? Bunca alevin gkyz tarlalarna serpildii gnd,

Dalgalarn gidip altn rengi kumlardaki lmyd, Tepeleri gklerin dibinde titreyen bu dalar, Sessiz ormanlarla sslenmi bu koylar, Yamataki bu aydnlk, dalgalardaki arklar Cokulu hislerimi bu kadar hi yanstmadlar! Neden bu geceki gibi bir rya grmedim, neden? Bir yldz m kayd gnlmde, bilmeden! Ya sen, sabahn olu, syle bu gzel gecelere! Bensiz lkenin geceleri de sahip mi ayn hecelere? Sonra, yanma oturur annesine bakard, Uyumak iin alnn dizlerine koyard. Fakat nedir bu eski sahnelere dndren beni? Brakalm da inlesin rzgar, fsldasn dalgalar; Gelin, ey hazin dncelerim, dnn geri! steim hayal etmek, istemem alamalar! Duda masumdu, prl prld gz! Aydnlkla doluydu ruhunun z! Gzelim Nemi Gl hibir rzgarla krmazd Durgun ve berrak, daima effaft! Bu ruhta, kendinden evvel grnen dnceleriydi; nik gz kapaklar bile gzlerini rtmezlerdi, rtmyorlard masumiyet dolu bakn; Hibir keder brakmazd alnnda krn; Taze bir tebessm balard yananda, Daha sonra hznle biterdi dudanda, aznda, Glleri yar ak dudaklarnda neeliydi, Sanki parlak bir gnde domu gkkua gibiydi! Hibir glge rtmezdi hayranlk uyandran bu yz, Bu geiren bulutlara emrederdi gkyz! Admlar kaytsz ve kararsz, salnarak yrrd, Dalgalarda doum yapan sanki gne ve gnd, Komak iin koard; ve gmiydi sesi ocuksu saf ruhunun berrakt her bestesi, Bu ruhun mzii, en arklardan taard, Dinleyen hava bile nee ile coard!

Fakat nedir bu eski sahnelere dndren beni? Brakalm da inlesin rzgar, fsldasn dalgalar; Gelin, ey hazin dncelerim, dnn geri! steim hayal etmek, istemem alamalar! Benim hayalimdi kalbine ilk ilenen, Sabah gibi, ilk alan gze giren, Bakmad o gnden sonra hibir eye baka; Beni sevdii anda, kinat geldi aka! Beni kendi hayatyla kartryordu, Ruhumdaki her eyi sanki seyrediyordu, Bir parasydm ben, dalgal, sihirli dnyasnn, Yeryznn huzuru, gklerin ryasnn. O artk zaman, mesafeleri dnmyordu, Sadece geen saatler onu eritiyordu, Benden nce yoktu bu hayatn bir hatras, stikbaldi bu gzel gnlerin bir akamnn havas, Bize glmseyen tatl doaya gveniyordu, Tertemiz kalbiyle gidip ibadetini yapyordu, Gzyalar deil, nee doluydu kalbinde, iekler takp giderdi mabedine, Beni de mabedin merdivenlerine srklerdi, Uslu bir ocuk gibi itaat ettirirdi, Kulama eilip : Benimle dua et!, derdi sessiz, Zira, anlamyorum duay bile, sensiz! Fakat nedir bu eski sahnelere dndren beni? Brakalm da inlesin rzgar, fsldasn dalgalar; Gelin, ey hazin dncelerim, dnn geri! steim hayal etmek, istemem alamalar! Bir kaynak suyu grrsnz hayat havuzunda onun Bir gl gibi daireletiini darack ky boyunun, Koan rzgarn barnanda beyaz ve mavi, Neredeyse suyunu kurutacak yakc alevi! Yzerken berrak rtsnde beyaz bir kuu,

Boynunu daldrdnda halkalandrrd suyu, Sudan aynay bulandrmadan ssler, bezerdi, Akam yldzlarnn arasnda gezerdi; u var ki, yeni kaynaklara doru alrken yol, Islak kanatlarn rpar, dalgay dver bol, bol, Gk kaybolur kararan dalgann sinesinde, Lapa lapa tyleri yaar suyun glgesinde, Sanki rknn dman bir akbaba vard, Dalgalardaki lm izini o hazrlad: Ve parlak mavilii bu mesut gln, Sanki dalgalardr karanlk, kum dolu ln! Ben gidince bu ruhta her ey titredi, Ik snd, alev tkendi Bir daha dnmemek zere ykseldi ge; Bu lgn k kapand bir ikinci gelecee, mitsizlikten erimiyordu Hayat acyla tartmyordu; Bir yudumda iti strap kadehini; lk damlas gzyann bodu yreini! Bir kua benzedi daha az temiz ve biraz irkince, Uyumak iin kanadna soktu boynunu akam knce! Sessiz bir mitsizlie brnd, Akam bile olmadan uykuya gmld! Fakat nedir bu eski sahnelere dndren beni? Brakalm da inlesin rzgar, fsldasn dalgalar; Gelin, ey hazin dncelerim, dnn geri! steim hayal etmek, istemem alamalar! Uyudu tam on be yl amurdan yatanda, Hibir ey alamyor artk son snanda; Ve abuk unutulmak ikinci tabutudur llerin, Kapatlm yoludur bu sessiz sahillerin; Kimse bu silik ta artk ziyarete gitmiyor, Dncem hari, kimse ona dua etmiyor, Gemi gnlerimin dalgas kabarnca, Kalbime sorarm, aradklarm onda olmaynca,

Ve dolarken gzler sevgili izler zerinden Alyorum onca yldzn snd kalbimden! Bu ilki ve efkatli aydnlyd dindar bir gnn, Hl yumuak ve effaf kalbimin! Fakat nedir bu eski sahnelere dndren beni? Brakalm da inlesin rzgar, fsldasn dalgalar; Gelin, ey hazin dncelerim, dnn geri! steim hayal etmek, istemem alamalar! Solmu otlar arasnda dikenli bir al, Bu eser olmu tabiatn bir mal; Deniz rzgarlaryla dvm onu, gne yakm, yle meum bir pimanlk ki kalbe kaznm, Ona glge etmeden bir kayada yayor, Yolun tozu yapran aklatryor. Dallar sarkm halde yere yaylm, Olaklarn dileriyle ekilip karn yarlm; Bir kar tanesi gibi bir iek ilk baharda, Bir ya da iki gn orada dalgalanmakta, Ancak rzgar dker yapraklar, kokusunu serpmeden Hayatn yapt tpk, insan kalbini bylemeden! Bir efkat ve bir hzn kuu, Eik dallara konar, akmaktr ii! Ah! der, hayatn erken atrd iek, Yok mu bir yer, her ey yeniden yeerecek? Dnn, gidin o gemi saatlerime, Hznl hatranz yardm etmekte i ekilerime! Gidin dncelerim gidin, gittii yere ruhum! Kalbim dolu, alamak istiyorum. On sekiz yandaki yreimin vefaszln ve katln bu iire dklm gzyalaryla dedim. Bu satrlar her okuduumda, Napoli Krfezinin effaf ama ackl dalgalarnn benim iin ilelebet alkalayaca o taze hayale hayranlm artt. Ve kendi kendimden nefret etmedim! Yksek ruhlar affedicidirler. Onun ruhu da beni affetti. Siz de beni affedin! Aladm.

(ev.) 284-305 yllar arasnda hkmeden Roma mparatoru Diocletien (245-313) tarafndan, hayatnn son gnlerini geirmek iin istirahatgh olarak ina ettirildi. Orta ada kimi restorasyonlar yaplan Saray, 31000 m2lik bir alana yaylmtr. (ev.) 12. yzylda dzenlenmi bir duadr. Latin Katolik Kilisesi de 15.yzylda bu duay resmiletirmitir. Mzikli ilahi eklindeki metin kullanm J.S. Bach tarafndan dzenlenmitir; yzlerce deiik versiyonu ve bestesi vardr. (ev.) Bir zamanlar Vesta, Saturn, Castor ve Pollux tapnaklarnn ve dier antlarn bulunduu Forum, Cesare (Sezar) dneminde Roma ehrinin dini, politik ve ticari merkeziydi. (ev.) Colosseum (Colosseo), Romann en byk amfi tiyatrosudur. mparator Vespasianus tarafndan MS. 72de yaptrlm. lmcl gladyatr arpmalar ve vahi hayvan dvleri, mparator ve varlkl yandalar tarafndan Romallara cretsiz olarak seyrettiriliyordu. (ev.) Roma dneminin tapna Pantheon, Ortaada kiliseye evrilmi, zamanla da kubbesiyle Romann sembol haline gelmi. 2000 yllk bu antsal yap, Antik Romadan kalan en byk tapnaklardan biri.
[6] [7] [5] [4] [3] [2]

[1]

(ev.) Horace: M. 64-M. 8 yllar arasnda yaam olan dnr, air, yazar.

(ev.) Torquato Tasso (1544 - 1595) talyan airi Tasso, talyan Rnesansnn Kurtarlm Kudsn (Gerusalemme Liberata) yazardr.
[8] [9]

(ev.) talyadaki Pompei ehrini 4 bin yl nce lavlar altnda yok eden yanarda.

(ev.) Napolyonun mareallerinden Joachim Murat, 1808-1815 yllar arasnda Napoli Kral unvann almt. (ev.) talyann Taranta ehrinden ismini almtr. Tarantula srdnda, orann en iyi mzisyenleri bulunur, srlan kiinin dans etmesi salanrd. Bir flt ve bir keman hep baarl olmutu. Bunu kurbaadan renmilerdi, srlan kurbaa yanndakileri coturacak kadar dans ederek terliyor, vcudundaki zehri dar atyordu. nce yava yava dans etmeye balayan hasta, gittike hzlanr, dans etmekten bitkin bir hale gelir, ter iinde yere ylrd..
[11] [12] [13] [14] [15] [10]

(ev.) Eski bir talyan paras. (ev.) Kayklarda krekleri balamaa yarayan silindir eklindeki tahta ubuk. (ev.) 1778-1827 yllar arasnda yaam talyan yazar, air ve oyun yazar. (ev.) Ugolo Foscolonun 1802 ylnda yazd, eserleri iinde en beenilen roman.

(ev.) Goethenin Gen Wertherin Aclar isimli kitabnn kahraman. Goethenin Wertheri, bireysel tutku, toplumsal zorunluluk ve bu tr bireysel tutkularn genel temsili anlam arasndaki dorudan ilikiyi ok ak biimde gsterir.

(ev.) 1737-1814 yllar arasnda yaam, Jean-Jacques Rousseaunun rencisi ve romantizm akmnn nclerinden olan Fransz yazar. (ev.) Bernardin de Saint-Pierrein 1795te yazd aday ve denizle evrili hayat trajik birer ak hikyesiyle evreleyerek okurlara sunan, ada romantizmini ortaya karan roman. (ev.) Kesin olmamakla birlikte 55-120 yllar arasnda yaad tahmin edilen dnr. Bir dnem politikayla da ilgilendii bilinir. (ev.) leri hafif oyuk, iplerle orta parmaklara taklarak, avu alp kapanmasyla ses kartan, iki kk tahta parasndan olumu bir spanyol mzik algs. (ev.) Eflatun (Platon): M 427-M 347 yllar arasnda yaam, antik Yunan filozofu. Socratesin rencisi, Aristotalesin hocas.
[21] [22] [23] [20] [19] [18] [17]

[16]

(ev.) Sarsabr: kurak blgelerde yetien, ok yllk, yapraklar dikenli bir bitki. (ev.) Nven (neuvaine): Hrstiyanlarda dokuz gn sren bir ibadet. lk Pimanlk iiri Trkeye Dr. mer Faruk Turan tarafndan evrilmitir.

You might also like