You are on page 1of 24

Anayasamız

ANAYASAMIZ
Anayasa, tüm yasaların temelinde yer alır. Devletin şeklini, yapısını, organlarının görev ve
yetkilerini, bunların birbirleriyle olan ilişkilerini, şahısların temel hak ve hürriyetlerini düzenler.
Diğer kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Anayasalarda değişiklik yapmak çok güçtür. Ancak
değişen toplum şartlarıyla beraber toplumun değişen ihtiyaçlarına cevap vermediği düşünülürse zor
da olsa değişiklik yapılabilir.

1. Anayasanın Değiştirilmeyecek Hükümleri


Anayasanın bazı maddeleri değiştirilemez. Bunlar,
Anayasanın devletin şeklini belirten 1 'inci maddesi "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." Anayasanın
Cumhuriyetin niteliklerini belirten 2'inci maddesi "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı,
başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir." +■
Devletin bütünlüğü, resmi dili, millî bayrağı, millî marşı ve başkentini belirten 3'üncü madde
"Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Bayrağı, şekli kanunda
belirtilen, beyaz ay yıldızlı bayraktır. Millî marşı istiklâl Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır."
Anayasamızın bu maddelerinde yazılı olan hükümler değiştirilemez. Hatta değiştirilmesi teklif dahi
edilemez. Fakat bunlar dışındaki maddelerde toplum ihtiyaçları göz önüne alınarak usulüne uygun
bir şekilde değişiklik yapılabilir.

2. Anayasamızınn Genel Esasları


a. Devlet şekli: (Anayasa madde 1) "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir."
Cumhuriyet yönetiminde yöneticiler seçimle iş başına gelir. Toplum düzenin milletin seçtiği
temsilcilerin yaptığı kanunlar düzenler.

b. Cumhuriyetin nitelikleri (Anayasa madde 2)


Atatürk milliyetçiliğine dayalı olması : Irk, din, dil ayrımı yapmaksızın, Türk vatan ve milletinin
bölünmez bir bütün olduğu, Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk sayılması
gerektiği, temel inancına dayanır. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk milliyetçiliğine bağlı bir devlettir. Bu
milletin bütün fertleri; kaderde, kıvançta ve tasada ortak duyguları paylaşır, Türk millî birlik ve
beraberliğin her şeyin üstünde olduğuna inanır, egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğunu
bilir.

Demokratik devlet olması: Demokratik devlet, halkın devlet yönetimine katılması esasına dayanan
devlettir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir. Bütün fertler temel hak ve hürriyetlere
sahiptir. Vatandaşların seçme, seçilme ve halk oylamasına katılma hakları vardır.

Lâik devlet olması: Lâik devlet, din ve devlet işlerini birbirinden ayıran devlettir. Türkiye
Cumhuriyeti lâik bir devlettir. Devlet işleri dini temele otur-tulmamıştır. Devlet inanç ve ibadetlere
karışmaz. Herkes inandığı dine uygun ibadetler yapmakta serbesttir.

Sosyal devlet olması: Sosyal devlet, fertlerin sosyal ve ekonomik durumlarıyla ilgilenen, onlara
asgari bir hayat düzeyi sağlamayı, sosyal adalet ve sosyal güvenliği gerçekleştirmeyi ödev bilen
devlettir.
Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir. Bunun için ailenin korunması, çalışanların sosyal ve
ekonomik tedbirlerle korunması, adaletli bir ücret politikası izlenmesi, topraksız çiftçilerin
topraklandırılması gibi tedbirler alınmasını amaçlar.

Hukuk devleti olması: Vatandaşlara teme hak ve hürriyetleri tanıyan, yürütme organlarınır ve idare
makamlarının hukuka bağlılığını sağla mak suretiyle vatandaşlara hukuki güvenlik bahse den
devlettir. Hukuk devleti olabilmesi için; hail oylamasıyla kabul edilmiş bir anayasanın olması
bu anayasada temel hak ve hürriyetlere yer verilmesi ve mahkemelerin bağımsız olması gerekir.

c. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı,


millî marşı ve başkenti (Anayasa madde 3)
Türk devleti vatanıyla ve bu vatanın üstünde yaşayan birbiriyle kaynaşmış milletiyle bir bütündür.
Parçalanamaz, bölünemez. Asırlardan beri Türk milletinin konuştuğu dil Türkçe'dir. Dilimiz,
milletimizin kaynaşmasını, birlik ve beraberlik içinde yaşamasını sağlayan önemli unsurlardandır.
Devletimizin bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Bayrağımız, Devletimizin bağımsızlığının
sembolüdür. Yine anayasamızın üçüncü maddesinde Millî marşımızın İstiklâl Marşı, başkentimiz
Ankara olduğu belirtilmektedir.

d. Devletin Temel Amaç ve Görevleri (Anayasa madde 5)


Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel amaç ve görevleri bu maddede yer almaktadır. "Devletin
temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğü, ülkenin bölünmezliğini,
Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi
ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

e. Millî Egemenlik (Anayasa madde 6)


"Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir."
Türk milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse
veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz."

f. Yasama Yetkisi (Anayasa madde 7)


"Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir. Bu yetki devredilemez."g.
Yürütme Yetkisi ve Görevi (Anayasa madde 8)
"Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, anayasaya ve kanunlara
uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir."

Cumhurbaşkanı Seçilebilme Şartları (Anayasa madde 101)


Bir kimsenin Cumhurbaşkanı seçilebilmesi koşullara bağlıdır:
40 yaşını doldurmuş olmak Yüksek öğrenim görmüş olmak TBMM dışında bir kişinin
Cumhurbaşkanlığına aday olabilmeki çin, TBMM üyelerinden en az, üye tam sayısının 1/5 inin yazılı
önerisi ile aday gösterilebilir. TBMM üyesi olmak ya da (TBMM'nin dışından adaylar için) milletvekili
olabilme koşullarını taşıyor olmak TC. vatandaşı olmak Cumhurbaşkanını TBMM seçer, görev süresi
yedi yıldır. Bir kişi ancak bir defa Cumhurbaşkanı olabilir. Partilerden birinden olan
Cumhurbaşkanının millvtvekilliği ve parti üyeliği sona erer.

h. Yargı Yetkisi (Anayasa madde 9)


"Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır."

ı. Kanun Önünde Eşitlik (Anayasa madde 10) "Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Bu madde ile
insanlar arasında hiçbir fark gözetilmeyeceği belirtilmiştir..
Devlet organları ve idarî makamlar bütün işlerinde, insanlar arasında ayrım yapmadan devlet
faaliyetlerini yürütmek zorundadır.

i. Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğü (Anayasa madde 11)


"Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve
kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar anayasaya aykırı olamaz." denilmek suretiyle
anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü açıklanmıştır.
Devletin bütün organları ve fertler anayasa kurallarına uygun davranmak zorundadırlar. Hiçbir
kanun da anayasaya aykırı olamaz.

3. Anayasamızın Dayandığı Temel İlkeler


a. Türk Milliyetçiliği: Anayasamızın ikinci
maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk Milliyetçiliğine bağlı bir devlet olduğu
belirtilmektedir.Atatürk Milleyetçiliğinden anlamamız gereken ortak bir geçmiş, birlik ve beraberlik
içinde gelecektede ortak olma duygusudur. Bir arada yaşayan fertlerin millet olarak ortak bir
geçmişe ve ortak bir geleceğe sahip olmalarıdır.
Atatürk Milliyetçiliği; millî menfaat ve karşılıklı sevgi ile birbirine bağlı, aynı yurdun çocukları
olmanın mutluluğunu duyan, kaderde, kıvançta ve tasada bölünmez bir bütün olan, insanların
birara-ya getirdiği topluma dayanan Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiliği; Türk'ün vatan ve millet
severli-ğinden, vatanı ve milleti için yaptığı fedakârlıklardan ve bu konudaki inançlardan
oluşmuştur.

b. Atatürk İlke ve İnkılâplarına Bağlılık:


Atatürk'ün inkılâpları ve bu inkılâpları gerçekleştirmek için temel aldığı ilkeler, anayasamızın
başlangıç ve diğer maddelerinde yer almaktadır.
Anayasamızda; Atatürk ilkeleri olan "Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Lâiklik ve
inkılâpçılık" ilkeleri temel alınmak suretiyle, bu ilkelere bağlı kalınmış ve Atatürk İnkılâplarının da
korunması amaçlanmıştır.
Bu inkılaplar şunlardır:
3 Mart 1924 Tenhid-i Tedrisat (Eğitim Öğretim Birliği)
• 25 Kasım 1925 Şapka Kanunu
30 Kasım 1925 Tekke, Zaviye, Türbelerin Kapatılması Kanunu
17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanunu
#- 1 Kasım 1928 Yeni Türk Harflerinin Kabulü Kanunu
1 Kasım 1934 Lakap ve Unvanların Kaldırılması Kanunu
Anayasamızın dayandığı diğer temel ilkeler arasında, temel hak ve hürriyetler, demokratik devlet
anlayışının benimsenmesi de bulunmaktadır.

4. Türk Anayasasına Göre Devlet Organları


a. Yasama Organı: Anayasamız yasama yetkisini Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine
vermiş ve bu yetkinin devredilemeyeceğini
açıkça belirtmiştir. O halde yasama organı TBMM'dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletçe genel
oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden oluşur (Anayasa mad. 75). Seçilme yeterliliğine sahip ve 30
yaşını doldurmuş olan her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin
seçimleri beş yılda yapılır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri Anayasamızın 87'nci
maddesinde şöyle belirtilmiştir: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri, kanun koymak,
değiştirmek ve kaldırmak, Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek, Bakanlara Kuruluna belli
konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek, bütçe ve kesin hesap kanun
tasarılarını görüşmek ve kabul etmek, para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek,
milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Anaya-sa'nın 14'üncü maddesindeki
fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere genel ve özel af ilanına, mahkemelerce verilip
kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde
öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir." Maddede öngörülen diğer görevler
arasında Cumhurbaşkanını seçmek görevi de vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi; denetleme
yetkisini soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla
kullanılır.

b. Yürütme Organı: Devletin üç temel görevinden biri olan yürütme, TBMM'nin kabul ettiği
kanunların uygulanmasıdır. Yani yasama ve yargı dışında kalan işlevler olarak kabul edilebilir.
Devlet toplumun düzen ve refahını sağlamak amacıyl; meclis tarafından çıkarılan kanunları
uygulayarak millete hizmet eder.
Anayasamızın 8'inci maddesi "Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu
tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır, yerine getirilir." demektedir.
Cumhurbaşkanı hem devletin hem yürütme organının başıdır.
Görev süresi yedi yıldır. Bir kişinin iki kez bu göreve seçilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanı
seçilebilmek için kırk yaşını doldurmuş olmak ve yüksek öğrenim yapmış olmak gereklidir.

Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri (Anayasa madde 104)


a) Yasama İle ilgili Olanlar
Gerektiğinde TBMM'yi toplantıya çağırmak Kanunları yayımlamak Kanunları tekrar görüşmek üzere
TBMM'ye geri göndermek +■ Kanunların, kanun hükümündeki kararnamelerin TBMM iç tüzüğünün,
tümünün veya gerekenlerinin Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak
TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek

b) Yürütme İle İlgili Olanlar


Başbakan atamak ve istifasını kabul etmek Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak, görevlerine
son vermek Gerektiğinde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek, Bakanlar Kurulunu toplantıya
çağırmak
Yabancı devletlere Türk devletlerinin temsilcilerini göndermek, yabancı devlet temsilcilerini kabul
etmek
Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak
TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek Türk Silahlı Kuvvetlerin
kullanılmasına karar vermek
Genel Kurmay Başkanını atamak
Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak
Milli Güvenlik Kurulu'na başkanlık etmek Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hâl
ilan etmek, kanun hükmünde kararname çıkarmak Kararnameleri imzalamak Sürekli hastalık,
sakatlık, yaşlanma sebebi ile kişilerin cezalarını hafifletmek, kaldırmak Devlet Denetleme Kurlu
üyelerini ve başkanını atamak Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma, denetleme yapmak
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üyelerini seçmek
Üniversite Rektörünü Seçmek

c) Yargı İle İlgili Olanlar


Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısını seçmek Askerî yargıtay üyelerini seçmek *- Askerî Yüksek idare Mahkemesi üyelerini
seçmek Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu üyelerini seçmek Bakanlar Kurulu, Başbakan ve
Bakanlardan oluşur. Başbakan parlâmento çoğunluğunun siyasi lideridir. Başbakan Cumhurbaşkanı
tarafından TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar TB.M.M. üyeleri arasından veya milletvekili
seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir, Cumhurbaşkanınca atanır. Bakanlar
Kurulu hükümet programını hazırlar, program TBMM'de okunur ve güvenoyuna sunulur. Güven
oylaması sonucu kabul edilirse Bakanlar Kurulu çalışmalarına başlar. Hükümet güvenoyu alıp
çalışmalarına başladıktan sonra da meclis tarafından denetlenir. Meclis bu denetleme işini soru,
genel görüşme, Meclis araştırması, Meclis soruşturması ve gensoru şekillerinde yapar.

Başbakanın Görevleri
Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar Her bakanı denetler
Başbakan, emiri altındakilerin eylemlerinden sorumludur.
Başbakan, bakanların görevlerini kanunlar yönünden gözetler, önlemler almakla yükümlüdür.

TBMM'nin Hükümeti Denetlemesi


1. Genel Görüşme: Toplumun ve denetim çalışmalarını TBMM Genel Kurulunca Görüşülmesine
denir.
2. Meclis Araştırması: Bilgi edinmek amacıyla yapılan incelemeye denir. Bu, komisyonlar kurularak
yapılır.
3. Meclis Soruşturması: Başbakan veya bakanların görev ve yetkileriyle ilgili cezaların
araştırılmasını sağlar.
4. Soru: Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı, başbakan veya bakanlardan bilgi isteme
5. Gensoru: Başbakan veya bakanların siyasi yönden sorumluluğu ile ilgili hükümetin düşmesine
veya görevden uzaklaştırılmasına yol açar.

c. Yargı Organı: Anayasamızın 9'uncu maddesine göre "Yargı yetkisi, Türk Milleti adın a Bağımsız
Mahkemelerce kullanılır."
Hakimler görevlerinde bağımsız olup Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdanî kanaatlerine göre
hüküm verirler.
Yargı organının yüksek mercileri Yargıtay, Danıştay, Askerî Yüksek îdari Mahkemesi, Askerî
Yargıtay, Uyuşmazlık Mahkemesi, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi'dir.
Anayasamızın yargı organları ile ilgili olarak düzenlediği kuruluşlardan biri de Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kuruludur. Kurulun Başkanın Adalet Bakam'dır. Bu kurul adlî ve idarî yargı hakim ve
savcılarının özlük işleri hakkında karar verir.

Türkiye'nin İştirak Ettiği Milletlerarası Organizasyonlar

1. Milletler Arası Organizasyonların Önemi


Ülkeler arasında meydana çıkacak anlaşmazlıkların barışçı yollarla çözümlenmesi amacıyla, tüm
ülkelerin, milletlerarası güvenlik konularında veya ülkelerin kendi aralarındaki anlaşmazlıklar
hususunda, konuları tartışabilecekleri, ortak çözüme ulaşabilecekleri milletlerarası platformlara
ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaca cevap veren milletlerarası organizasyonlar, ülkeler arasındaki ikili
sorunları azaltmış, sorunları daha büyük organizasyonlara çekerek "savaş" riskini azaltmıştır. İkinci
dünya savaşından sonra çeşitli organizasyonların oluşması dünya barışına katkıda bulunmuştur.

2. Türkiye'nin Üye Olduğu İttifaklar


a. Birleşmiş Milletler
Dünyada barış ve güvenliği korumak, ülkeler arasında dostluk ilişkilerini geliştirmek, ekonomik,
sosyal, kültürel ve insanî sorunları azaltmak ve çözmek için milletlerarası iş birliğini sağlamak
amacıyla 1945 te kurulmuştur. Teşkilâtın amaçları:
Üye ülkeler arasında çıkacak anlaşmazlıkların barış yolu ile çözülmesini sağlamak. Milletlerarasında
samimi ilişkiler kurulmasını sağlamak, insan haklarını korumak. Milletlerarası ekonomik, kültürel ve
sosyal konularda iş birliğini sağlamaktır.

b. Avrupa Birliği
Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşının büyük oranda yıktığı Avrupa'nın, mümkün olan en geniş ve
etkin iş birliği çerçevesinde birleşip bütünleşmesi ve Avrupa Birliğinin bu bütünleşme süreci içinde
gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır.
Avrupa Birliğinin başlıca organları Topluluk Komisyonu, Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlâmentosu ve
Adalet Divanı'dır. Avrupa Birliğinin resmen kuruluşu 1957 yılındadır. Türkiye ile Avrupa Birliği
arasında 1996 yılından itibaren "Gümrük Birliği" uygulaması başlatılmıştır.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye olması, bu konuda atılacak en önemli adım olacaktır.

c. NATO
Kuruluş amacı, Birleşmiş Milletler Anlaşması çerçevesinde üyelerinin güvenliğini sağlamak ve
istikrarın gelişmesine yardım etmektir. Kuzey Atlantik Anlaşması 4 Nisan 1949 da 12 devletin
imzalaması ile gerçekleştirilmiştir. Türkiye, batı ülkeleri ile daha sıkı iş birliğini sağlamak amacıyla
1952 yılında NATO'ya girdi.
Nato, saldırı amacı ile kurulmuş bir pakt olmayıp, bir savunma paktıdır. Üyelerden herhangi birine
yapılacak bir saldırı, diğer üye ülkelere de yapılmış sayılacağından, üyelerin hep birlikte topye-kûn
karşı koymaları söz konusudur. Bu durum savaşı önlemede etkili olmaktadır.

d. Batı Avrupa Birliği


Kuruluş gerekçesi Alman tehdidir. Ancak, ittifak daha sonra Sovyet yayılmacılığını önleme amacını
ilke edinmiştir. Günümüzde ise, Avrupa Birli-ği'nin savunma yapısını oluşturarak, NATO'nun Avrupa
ayağının güçlenmesini sağlayarak Avrupa'nın savunmasında Avrupa'nın rolünü artırmaktadır. Batı
Avrupa Birliği Konsey ve Parlâmento olmak üzere iki ana organdan oluşmaktadır.

e. UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı)


Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı 1946 yılında kurulmuştur. Önemli faaliyet
alanları;
■ Bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında öğrenim görmüş aydınlar arasındaki iş birliğini
desteklemek.
Dünyada barışı sağlamak için çaba göstermek.
İnsan haklarının uygulanması için gerekli çalışmalar yapmak.
Üyesi olan ülkelere yardım sağlamaktır

Millî Güvenlik nedir?


Toplumların devletleşmesi ile birlikte, birbirlerine karşı kullanılmak üzere, çeşitli yapı ve özelliklerde
tehditler de söz konusu olmuş ve tehdide karşı tedbir alma gereği ortaya çıkmıştır.
Millî güvenlik, devletin kendisini yıpratmak amacıyla yapılan veya yapılacak olan her türlü faaliyete
karşı bir takım tedbirler alması gereğidir.

2. Millî Güvenliğin Tespitinden Sorumlu Organlar


a. Bakanlar Kurulu
Anayasamızda millî güvenliğin sağlanmasından ve Silâhlı Kuvvetlerin yurt savunmasına
hazırlanmasından TBMM'ne karşı Bakanlar Kurulu sorumlu tutulmuştur. Bakanlar Kurulu, millî
güvenlik politikasının uygulanması ve bu politikaya karşı içeride ve dışarıda ortaya çıkan faaliyetlere
karşı tedbirler almak görev ve yetkisine sahiptir.

Bakanlar Kurulunun Görevleri


Bakanlar Kurulu, genel siyasetin yürütülmesini sağlar
Bakanlar kurulu, siyasi niteliği bulunan görevleri yürütür
Bakanlar kurulu, tüzük, yönetmelikleri çıkarır, memurları atar

. Millî Güvenlik Kurulu


Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, Millî Savunma, İçişleri ve
Dışişleri Bakanları, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanları, Jandarma Genel Komutanı ile Millî
Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinden oluşur. Kurul ayda bir kez toplanır. Cumhurbaşkanınıın
olmadığı durumlarda kurula Başbakan başkanlık eder. Kararlar oy çokluğuna göre alınır. MGK Genel
Sekreteri toplantılara katılır fakat oy kullanamaz.

3. Millî Güvenlik Kurulunun Görevleri


Devletin, Millî Güvenlik Siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili konularda görüş tespit
eder. Millî hedeflerin, millî plan ve programların gerçekleştirilmesine ilişkin tedbirleri belirler. Millî
güç unsurlarının millî hedefler yönünden güçlenmesini sağlayacak temel esasları tespit eder.
Devletin varlığı, bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin
korunması hususunda tedbirleri tespit eder.
Anayasal düzeni koruyucu, millî birlik ve bütünlüğü sağlayıcı, Türk milletini Atatürkçü düşünce
doğrultusunda ve millî ülkü ve değerler etrafında birleştirerek millî hedeflere yönlendirici tedbirleri
belirler. Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik veya savaş hali için görüş tespit eder. Topyekûn
savunma, millî seferberlik ve diğer konularda kamu - özel kurum ve kuluş-lara, vatandaşlara
düşecek hizmet ve yükümlülükler ile bu hususlarda yapılacak plânlara temel teşkil edecek esasları
tespit eder. Millî Güvenlik kapsamına giren konularda yapılan ve yapılacak milletlerarası
antlaşmalar hakkında görüş tespit eder.

4. Millî Güvenlik Stratejimiz


a. Millî Strateji
Millî menfaatlerin tespit ve korunması amacıyla devletin takip ettiği politikaya millî strateji denir.
Millî stratejinin kapsamı, millî menfaatlere ulaşmak için yapılması gerekenler ile bu yapılanların
korunması çerçevesine dahildir.

b. Millî Strateji Unsurları


Millî Güç: Bir ulusun, ulusal hedeflerine ulaşabilmek amacıyla kullanılabilecek maddi ve manevi
kaynaklarının toplamıdır. Bir devletin diğer devletler üzerinde baskı ve zor, etki oluşturma ve diğer
devletlerin yapmaya çalışacağı bu gibi etkilere karşı koyma kapasitesidir.
Bir devletin millî hedeflerine erişmek, erişilenleri koruyup geliştirmek ve millî menfaat sağllamak
amacıyla kullandığı siyasî kuvvetlerin toplam verimine siyasî güç denir. Siyasî gücün istenilen
düzeyde olması, o devlette kanunların, mevzuatlla-rın, siyasal sistemin iyi işlediğinin ve devlet
yönetiminin demokratik olduğunun bir göstergesidir. Siyasî güç millî gücün unsurlarındandır.
Millî gücün unsurlarından biri olan askeri güç, teşkilatlandırılmış askeri güç ile bu gücü
destekleyebilecek potansiyel güçten oluşur. Askerî güç, ulusal politakanın uygulanmasında ve ulusal
hedeflerin elde edilmesinde kullanılan fizikî güçtür. Yani bir devletin ve milletin savaş gücüdür.
Devletin var olabilmek ve varlığını koruyabilmek için ihtiyaç duyduğu millî gücü oluşturan öğelerden
biri de ekonomik güçtür. Devlet, millete karşı görevlerini yerine getirebilmek için ekonomik güce
sahip olmak zorundadır. Millî gücün diğer bir unsuru demografik güçtür. Bir ülkede yaşayan
insanların sayısı, demografik gücün başlıca etkenidir ancak nüfusu gelişmişlikle paralel almak
gerekir. Bir devletin coğrafyasına ait canlı ve cansız, doğal ve yapay, gerçek ve nispi tüm değerler
onun millî gücünün coğrafi unsurunu oluşturur. Bilim ve teknolojide ilerlemiş olarak nitelediğimiz
devletler, aynı zamanda dünyanın en gelişmiş ve güçlü devletleridir. Toplumların, bilimsel ve
teknolojik gelişmelere açık olması ve bu konuda taassuba yer vermemesi, gelişmelerinin en başta
gelen koşullarından birisidir. Millî gücün psiko - sosyal ve kültürel unsuru düşünce, inanç ve
davranışlardır. Toplumun sahip olduğu ve tarihten gelen maddi ve manevi değerlerin topluma
sağladığı güçtür.

Millî Hedef
Bir milletin millî menfaatlerinin gerçekleştirilmesinde ulaşılması gereken ve ulaşıldıktan sonra da
korunup devam ettirilecek somut ve belirli amaçlardır. Millî menfaat, millî varlığın güven içinde
bulundurulması ve mutlu yaşaması için yararına olduğuna inanılan ve sağlanması gereken genel
değerlerdir. Millî menfaat, millî politikanın yalnız meşru değil, aynı zamanda esas sebebidir.
Vatandaşlarımız, anayasadan kaynaklanan ve çeşitli yasalarda yer alan hak ve hürriyetlerinin
takipçisi olduğu ve aynı zamanda kendisinin devlete ve topluma karşı olan sorumluluklarını yerine
getirdiği sürece, millî hedeflere erişmek kolay olacağı gibi millî menfaatleri gözetmede de başarılı
olacaktır. Ayrıca millî birlik ve beraberlik içinde hareket etmekle milletimizin millî hedefler ile millî
menfaatler konularında önemli problemler ile karşı karşıya kalmamaları gerçekleşecektir.

5. Millî Güvenlik Stratejimizde Türk Silahlı Kuvvetleri


Türk Silahlı Kuvvetleri, Millî Güvenlik Kurulunda tespit ve tayin edilen millî güvenlik stratejimizin
uygulanmasından ve devamından sorumlu olan organların en önemlilerindendir. Millî güvenlik daha
çok askerî gücün varlığı ile ilgilidir. Toprak bütünlüğü, bağımsızlığın korunması, tehditler karşısında
caydırıcı olmak ve yapılan saldırılara karşı koymak, doğrudan Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev ve
sorumluluğu içerisindedir. Bunun dışında yurt içerisinde millî güvenliğimize zararı dokunulabile-cek
hareketlere karşı da Silahlı Kuvvetler görev ve sorumluluk sahibidir.

6. Devletler, Silahlı Kuvvetlere Neden İhtiyaç Duyarlar


İnsanlık tarihi sürekli savaşlarla karşı karşıyadır. Her an dünyanın bir köşesinde binlerce insanın
ölebileceği savaşlar çıkabilir. Ulusların ve liderlerin hırsları, bazen de kaçınılmaz olan gerekçelerle
çıkan ve çıkabilecek olan savaşların korkusu, devletleri askerî güçler bulundurmaya itmektedir.
Bununla beraber her devlet, silahlı kuvvetleri iç güvenliği için de gerekli görmektedir. Bu nedenle
her devletin askeri gücü vardır.

7. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Görevleri Koruma ve Kollama Görevi


Türk Silahlı Kuvvetlerinin İç Hizmet Kanunu madde 35'te, "Silahlı kuvvetlerin vazifesi : Türk
yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır."
denmektedir. Ayrıca anayasamızda Silahlı Kuvvetlerin yurt savunması ile yükümlü olduğu
belirtilmektedir.

b. Huzur ve Güvenliği Sağlama Görevi


Türk Silahlı Kuvvetleri, yasaların kendisine verdiği görev ve sorumlulukların bir gereği olarak
ülkenin huzur ve güvenliği ile yakından ilgili bir kuruluştur. Nitekim, Anayasa'nın 119,
120,121,122'inci maddeleri olağanüstü hâl, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde Türk Silahlı
Kuvvetlerine huzur ve güvenliği sağlama yükümlülüğünü ver miştir ve bu yükümlülükler ilgili
kanunlar ile tespit ve tayin edilmiştir.

c. Meslek Kazandırma İşlevi


Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaç duyduğu branş-lardaki personeli "er ve erbaş" lardan karşılamaktadır.
Er ve erbaşlar eğitim birliklerinde gördükleri üç ayllık kurs sonrasında kıtalarda mesleklerine uygun
görevler almaktadır. Silahlı kuvvetler, ihtiyaç duyduğu çeşitli branşlardaki personeli, er ve erbaşları
kısa süreli eğitimden geçirerek temin etmektedir. Özellikle sıhhiye ve şöfor ihtiyacı bu şekilde temin
edilmektedir. Ayrıca Konya'da bulunan personel okulunda verilen kursla çok sayıda Mehmetçik,
daktilo ve bilgisayar öğrenmektedir. Tüm bu er ve erbaşlar sertifika ya da ehliyet alarak sivil
hayatlarına meslek sahibi olarak dönmektedir.

d. Doğal Afetlerde Halka Yardım


Ülkemiz, doğal yapısı gereği olduğu kadar da ihmal ve dikkatsizlik sonucu çeşitli afetlerle
karşılaşmaktadır. Her yıl yaşanan orman yangınları, sel baskınları ve depremler nedeniyle birçok
can kaybının yanında trilyonlarca liralık maddi zarar da ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda
Silahlı Kuvvetler halkın yardımına koşmaktadır.

e. Okuma Yazma Kursları


Çeşitli nedenlerle ilkokula gidemeyip okuma yazma öğrenemeyen gençlerimiz, Türk Silahları
Kuvvetlerine katıldıktan sonra görev yaptıkları birliklerde okuma yazma kurslarına tabî
tutulmaktadır.

f. Sağlık Hizmetleri
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri de sağlık hizmetlerinin halka sunulmasındaki yetersizliktir.
TSK bu konuda gezici ve geçici sağlık ekipleri oluşturarak halkın sağlık sorunlarına çözüm
bulmaktadır. Ayrıca askerî hastanelerden sivil vatandaşların da faydalanması sağlanmaktadır.
Ayrıca TSK halkın kan ihtiyacını önemli ölçüde karşılamaktadır.

g. Ülkeyi Tanıma ve Tanıtma


Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapanlar, farklı bölgelere giderek o bölgeleri tanırlar. Genelde
askere alınan kişiler doğum yerlerinden farklı bölgelere gönderilmektedir.

h. Savunma Sanayii
TSK nin ihtiyaç duyduğu çeşitli silah, araç ve gereçlerin bir kısmı ülkemizde kurulu bulunan çeşitli
fabrika ve tesislerden karşılanmaktadır. Bu fabrika ve tesisler daha çok haberleşme, elektrik
-elektronik, ulaşım dallarındandır. Ayrıca, Silahlı Kuvvetlere ait dikimevleri, silah, araç bakım ve
onarım tesisleri ile ilaç fabrikaları bulunmaktadır.

8. Türkiye'nin Jeopolitik ve Jeostratejik Konumu


a. Jeopolitik Konumu: Devletlerin, coğrafi özellikleriyle bölge veya dünya siyasetindeki konumuna
jeopolitik konum denir. Türkiye'nin kurulu bulunduğu toprakların Orta Doğu, Avrupa ve Dünya
siyasetindeki yeri, kültürel, turizm, iklim, yer altı ve yer üstü zenginlikleri jeopolitik konumla
ilgilidir. Türkiye'nin; Asya ve Avrupa arasında yer alması, Orta Doğu'ya hakim bir konumda
bulunması ve dolayısıyla güçlü bir Türkiye'nin bu bölgeler üzerinde etkili olabilecek konumda
bulunması, üç tarafının denizlerle çevrili olması, Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişi sağlayan ve
okyanuslara çıkışı sağlayan İstanbul ve Çanakkale boğazlarına sahip oluşu, tam anlamıyla
kullanılabildiği takdirde, büyük zenginlik ifade eden turizm değerlerinin varlığı, binlerce yıllık kültür,
ikliminin ve bitki örtüsünün zenginliği, yer altı ve yer üstü zenginlikleri jeopolitik açıdan çok az
ülkede bulunan önemin ifadesidir. Türkiye, jeopolitik konumunun öneminden dolayı tüm dünyanın
gözünü üzerinden eksik etmediği bir ülkedir. Jeopolitik zenginliğini yeteri kadar değerlendirdiği
takdirde içinde bulunduğu sorunların birçoğunu kısa sürede aşacağı açıktır.

b. Jeostratejik Konum: Bİr coğrafyanın bölge ya da dünya üzerinde askerî açıdan taşıdığı öneme
jeostratejik konum denir. Türkiye'nin Asya ve Avrupa arasında yer alması ve Orta Doğu'ya hakim
bir konumda bulunması askeri açıdan büyük önem taşımaktadır. Savaş bölgesi de olsa geniş
kapsamlı da olsa bu konum doğal bir üstünlük sağlamaktadır. Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerinin
kullanabilme uygunluğu, doğu, güneydoğu ve kısmen de güneyinin saldırı karşısında savunmaya
elverişli bir durumda oluşu da ayrı bir önem ifade etmektedir. Geniş ve kalabalık bir nüfusa sahip
topraklarının işgal edilme zorluğu ve bunların yanında güçlü ve disiplinli bir Silahlı Kuvvetlere sahip
oluşu, bahsettiğimiz önemi artırmaktadır.

ATATÜRK İLKELERİ
Türk inkılâbının dayandığı temel ilkeler Atatürk ilkeleridir. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık,
Lâiklik, İnkılâpçılık ve Devletçilik, 5 Şubat 1937'de 1924 Anayasasının ikinci maddesinde bir
değişiklik yapılarak Türk Devleti'nin temel nitelikleri olarak kabul edilmiştir.
Atatürk ilkeleri birbirine bağlı ve birbirlerini tamamlayan düşüncelerden oluşur. İlkelerin amacı,
Türk milletinin refah düzeyi en yüksek bir millet olarak varlığını sürdürmesidir.

Cumhuriyetçilik: Cumhuriyet bir devlet biçimidir. Devlet şekli olarak; egemenliğin toplumun tümüne
ait olduğu bir devlet demektir. Cumhuriyet yönetiminde, seçme ve seçilme hakkının tüm
vatandaşlara tanınıp uygulanması temel ilkelerindendir.
Gerçek Cumhuriyet demokratik hayatla gerçekleşir. Cumhuriyette millet yöneticileri belirli bir
zaman seçer, süre bitince ya görevinde bırakır, ya da onları görevinden uzaklaştırır.
Cumhuriyetimizin genel yapısı üç ana birimden oluşur. Yasama, yürütme ve yargıdır. Bu üç ana
birim milletten kaynaklanan egemenlik yetkisini Türk Milleti adına kullanırlar.
Yasama; kanun yapan, değiştiren güç olup Türk Milleti adına TBMM tarafından yerine getirilir.
Yürütme; Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından anayasa ve kanunlara uygun olarak
kullanılır.
Yargı; Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
Cumhuriyetle kişinin hak ve özgürlükleri güvenceye alınabilir. Çünkü cumhuriyet öncelikle
vatandaşların eşitliğini ve devlet yönetimine eşit olarak katılma hakkını getirmiştir. Atatürk,
Cumhuriyetçilik ilkesini Türk inkılâbının birinci ilkesi kabul edilmiştir. Cumhuriyetçilik anayasamızda
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez birinci maddedir.

Milliyetçilik: Milliyetçiliğin en önemli unsuru millet olmaktır. Millî birlik ve beraberliği sağlama
konusundaki ilk temel ilkesidir. Türk milliyetçiliği halkçılıkla birlikte yürür. Atatürk milliyetçiliği, Türk
milleti bağımsız, demokratik bir toplum düzeni içinde çağdaş uygarlığın en üst düzeyine ulaştırmayı
hedefler. Atatürk milliyetçiliği, belli bir ırka, mezhebe dayanmayan kendini Türk gören herkesi Türk
olarak kabul eder. Bu nedenle ayırıcı değil birleştiricidir. Akılcıdır, bilime dayanır. Milli birliğin temeli
milliyetçiliktir.

Halkçılık: Bir milleti oluşturan insanlar halk denir. Halkçılık; cumhuriyetçilik ve milliyetçilik
ilkelerinin sonucudur. Atatürk'ün halkçılık ilkesinde herkes kanun önünde eşittir. Bir toplumsal
gruba, zümreye ayrıcalık tanınamaz.

Devletçilik: Devlet; toplum hâlinde bir ülkede yaşayan insanların aralarındaki düzeni sağlayabilmek
ve yürütebilmek amacıyla oluşturdukları bir siyasî güçtür. Hükümet devletin yürütme gücünü
oluşturur.
Devletçilik toplumsal düzeni devam ettirmek için ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda yaptığı
uygulamalardır. Devletçilik Halkçılığın tamamlayı-cısıdır. Devletçilik yeterli sermayesinin olmaması
üzerine devletin ekonomiye müdahalesi şeklinde uygulanmıştır.

Lâiklik: Lâiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılarak devletin din ve vicdan özgürlüğünü
gerçekleştirirken tarafsız olmasıdır.
Değişik inançlara sahip olanlar bir arada güvenle laiklik sayesinde yaşarlar. Laiklik kişi özgürlüğünü
de sağlar. Lâiklik millî egemenliği gerçekleştirmiştir. Halkın kendi kendini yönetmesi lâik bir
toplumda mümkündür. Millî birlik ve beraberlik lâiklikle güçlenir. İnançlarına bakılmaksızın yasalar
önünde herkes eşittir. Ayrıca Laiklik sayesinde diğer devletlerin ülkemizdeki Müslüman olmayanları
bahane ederek iç işlerimize karışmaları da önlendi.
İnkılâpçılık: Zamanın gerisinde kalmış kurumların yerine gelişmeyi sağlayacak kuruluşların
getirilmesi esasıdır. İnkılâpçılık akıl, bilim ve teknolojinin ışığında sürekli gelişmek, yenileşmek
çağdaş uygarlık seviyesine gelmektir.

Bütünleyici İlkeler
Akılcılık, bilimsellik, millî birlik ve beraberlik, bağımsızlık ve özgürlük, barışçılık, millî tarih bilinci,
insan ve insan sevgisi, vicdan ve düşünce özgürlüğüdür.
Atatürk ilke ve inkılâpları Türk milletini çağdaş ve uygar bir devlet hâline getirmeyi amaçlamıştır.
Bizler de; hür, bağımsız olarak çağdaş bir toplum oluşturacak, ileri ülkeler içinde yer almak
istiyorsak bu ilke ve inkılâpları benimsemeli ve sonsuza dek yaşaması için çalışmalıyız. Çünkü iç ve
dış tehditlere karşı millî bütünlüğümüzü bu ilke ve inkılâplarla koruyabilir ve Atatürk'ün de dediği
gibi Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza ve müdafaa edebiliriz.

KPSS GÜNCEL BİLGİLER

• 1 Mayıs 2009 itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu olmuştur

• Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Ermenistan’ın başkenti Erivan'da düzenlenen Karadeniz Ekonomik
İşbirliği Örgütü (KEİ) 20. Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katıldı.

• 1 Ocak 2009 itibariyle tedavüle girecek olan yeni Türk liralarının ön yüzlerinde Atatürk resimleri
yer alırken arka yüzlerinde şu isimlerin resimleri yer alıyor:

- 5 TL’nn arkasında Ordinaryus Prof. Dr. Aydın Sayılı


- 10 TL’nin arkasında Ordinaryus Prof. Dr. Cahit Arf
- 20 TL’nin arkasında Mimar Kemaleddin
- 50 TL’nin arkasında Fatma Aliye
- 100 TL’nin arkasında Itri adıyla bilinen Buhurizade Mustafa Efendi
- 200 TL’nin arkasında Yunus Emre

• AB (Avrupa Birliği) dönem başkanlığını Fransa'dan devralan ve 2009 yılının ilk altı ayında
yürütecek olan Çek Cumhuriyeti, Başkanlığı 1 Temmuz 2009'da İsveç'e devredecek.

• İtalya'nın yalnızca teknelerle denizden ulaşılabilen küçük Sardinya adası, 2009 yılındaki G-8
zirvesine ev sahipliği yapacak.

• KYOTO sözleşmesini ABD, Avustralya imzaladılar, ancak onaylamamakta direniyorlar.

• 1 Ocak 2005 tarihinde dolaşıma çıkan ''Yeni Türk Lirası'' banknotlardan 'yeni' ibaresi 1 Ocak
2009'da kaldırıldı. Türk lirası banknotlar 1 Ocak 2009'da dolaşıma çıkarken,
yeni Türk lirası ile bir yıl birlikte tedavül edilecek. 'Yeni'' Türk lirası banknotlar ise 1 ocak 2010
tarihinden itibaren tedavülden kaldırılacak.

• 2009 Eurovision şarkı yarışması, 12 ve 14 Mayıs tarihlerinde, Moskova'nın ‘Olimpiyskaya’ spor


salonunda yapılacak. Eurovision 2009’da Türkiye’yi Hadise Temsil edecektir.

• G20 toplantısı 2 Nisan’da İngiltere'nin başkenti Londra'da yapıldı.

• Türkiye AB görüşmelerinde yeni başmüzakereci Egemen Bağış oldu.

• Almanya’da Yeşiller Partisinin eş başkanı olan ilk Türk alman parti lideri Cem Özdemir oldu.

• NATO Güvenlik Konferansı toplantısı 2009 yılı Nisan ayında Strasbourg’da başlayacak.

• Türkiye’nin ilk nükleer santralı Mersin Akkuyu’da yapılacak.

•2010 Kış Olimpiyatları Kanada'nın Vancouver kentinde düzenlenecek.

•2014 Kış Olimpiyatları Rusya’nın Krasnodar Bölgesi’ndeki Sochi kentinde düzenlenecek.

•2014 Dünya Kupası Brezilya’da düzenlenecek.

•2012 Avrupa Futbol Şampiyonasına Polonya – Ukrayna ortaklığı ev sahipliği yapacak.


•2009 Avrupa Voleybol Şampiyonası Türkiye’de düzenlenecek.

•2009 okçuluk dünya kupası finali İstanbul’da yapılacak.

•2009 Akdeniz Oyunları organizasyonu İtalya’da düzenlenecek.

•2010 Dünya Kupası Güney Afrika Cumhuriyeti’nde düzenlenecek.

•2008-2009 UEFA Kupası finali Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda oynanacak.

•2011’deki 2. Karadeniz Oyunları da Trabzon’da yapılacak.

•2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Türkiye’de yapılacak. Grup maçları İstanbul, Ankara, İzmir ve
Antalya’da yapılacak.

•2007 yılında olağan üstü hal ilan edilen ülke (darbe) Pakistan

•Dünya Gençlik Kongresi 2010 yılında Türkiye'de yapılacak.

•Mart 2009 – Mart 2010 arası Fransa'da Türk yılı olarak kutlanacak.

•2009 Avrupa Kültür Başkenti Vilnius-Litvanya

•2010 Avrupa Kültür Başkentleri olan Istanbul, Pecs-Macaristan ve Ruhr-Almanya

•2008 Nobel Barış Ödülü'nü Finlandiya'nın eski Devlet Başkanı Martti Ahtisaari kazandı.

•2008 Nobel Ekonomi Ödülü'nü ABD'li Paul Krugman aldı. Krugman, ABD Başkanı George W. Bush
yönetiminin ekonomi politikalarını mevcut finansal krize yol açmakla eleştiriyor.

•2008 Nobel Edebiyat Ödülünü Fransız yazar Jean-Marie Gustave Le Clezio kazandı.

•2011 Doğa Sporları Olimpiyatları Antalya - Kemer’de yapılacak.

•2008 Avrupa Kültür Başkentleri; Liverpool (İngiltere), Stavonger (Norveç)

•2010 Avrupa Kültür Başkentleri İstanbul, Essen (Almanya), Pecs (Macaristan)

•2007 yılında Yargıtay’ın yükünü hafifletmek amacıyla İstinaf Mahkemeleri açıldı.

•2007 Karadeniz Oyunları Trabzon'da yapıldı.

•Türkiye 2010'da yapılacak olan Dünya Münazara Yarışması’na ev sahipliği yapacak.

•Orhan Pamuk, Nobel edebiyat ödülünü alan ilk Türk yazardır.(2006 yılı)

•2011 yılında Erzurum, Universiade Oyunları'na ev sahipliği yapacak.

•Ülkemizde adrese dayalı nüfus sayımı 2007 yılında başlamıştır.

•Organik tarım merkezi seçilen ilimiz İzmir'dir.

• Dünyanın ilk demokratik meclis binası TBMM desteğiyle restore ediliyor. 2010'da dünyanın tüm
demokratik parlamento başkanlarının katılacağı bir toplantının PATARA Antik kentinde yapılması
planlanıyor

• Nazım Hikmet Ran’ın Türk vatandaşlığından çıkarılmasına ilişkin 25 Temmuz 1951 tarihli Bakanlar
Kurulu Kararı’nın yürürlükten kaldırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı,
Resmi Gazete’de yayımlandı.Böylelikle Nazım Hikmet yeniden Türk vatandaşı oldu.
• BM Genel Kurulu’nda yapılan oylama sonucunda, Türkiye 2009–2010 dönemleri için Güvenlik
Konseyi geçici üyeliğine seçildi.

• Viyana - Birleşmiş Milletler öncülüğünde düzenlenen uluslararası iklim konferansı, Avusturya’nın


başkenti Viyana’da gerçekleştirildi.

• Mecliste 2007 yılında 4 uluslararası antlaşma kabul edildi. Bunlar;

1. Türkiye ile Bosna Hersek arasında imzalanan Turizm Alanında İşbirliği Antlaşması
2. Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Antlaşma
3. Türkiye ile Moldova arasında imzalanan Ekonomik İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı
4. Türkiye ile Fildişi Sahili arasında imzalanan Ekonomik ve Teknik İşbirliği Antlaşması

• Stockholm Antlaşması: Dünyanın en tehlikeli kimyasal maddeleri sayılan Kalıcı Organik


Kirleticilerin (KOK'lar) kısıtlanmasını öngören Stockholm Anlaşması yürürlüğe girdi.
Türkiye, 23 Mayıs 2001 tarihinde Stockholm Anlaşması'nı imzaladı ancak Meclis'ten henüz
geçirmedi.
ABD antlaşmayı imzalamamıştır.

• Lizbon Sözleşmesi: Portekiz’in başkenti olan Lizbon’da imzalanan sözleşme, 2005 yılında Fransız
ve Hollandalı seçmenlerin referandumda reddettiği Avrupa Birliği
Anayasasında yerini alacak. 27 üye ülkeden sadece İrlanda referandum yapacak.
Diğer ülkeler parlamentolarında oylama yaparak karar verecekler.
Yeni AB anayasası ile 6 ayda bir yapılan dönüşümlü başkanlık sistemi yerine daha kalıcı bir sistem
öngörülüyor. 1 Ocak 2009’da yürürlüğe girecek.

• Yeni Vatandaşlık Kanunu’na göre;

1. Vatansız çocuklara Türk vatandaşlığı verilecek.


2. 2010’dan sonra ikamet süreleri eşitlenecek.
3. Yabancıların Türk vatandaşlığına alınması kolaylaşacak.
4. Vatandaşlığa alınmada, Türkiye'de ikamet etme süresi 5 yıl olarak belirlenirken, mevcut
uygulamadaki Türk soylular için 2 yıl ikamet etme şartının 2010'a kadar devam etmesi
öngörülüyor.
Bu tarihten sonra, bütün yabancılar için ikamet sürelerinin eşit hale getirilmesi amaçlanıyor.

• Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO) 10. Zirvesi İran'ın başkenti Tahran'da yapıldı. Türkiye'yi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün temsil ettiği zirveye ECO üyesi ülkelerin yanı sıra Irak, Suriye ve
Katar da konuk olarak katıldı.

Milli Güvenlik Bilgisi

Millî Güvenlik nedir?


Toplumların devletleşmesi ile birlikte, birbirlerine karşı kullanılmak üzere, çeşitli yapı ve özelliklerde
tehditler de söz konusu olmuş ve tehdide karşı tedbir alma gereği ortaya çıkmıştır.
Millî güvenlik, devletin kendisini yıpratmak amacıyla yapılan veya yapılacak olan her türlü faaliyete
karşı bir takım tedbirler alması gereğidir.

2. Millî Güvenliğin Tespitinden Sorumlu Organlar


a. Bakanlar Kurulu
Anayasamızda millî güvenliğin sağlanmasından ve Silâhlı Kuvvetlerin yurt savunmasına
hazırlanmasından TBMM'ne karşı Bakanlar Kurulu sorumlu tutulmuştur. Bakanlar Kurulu, millî
güvenlik politikasının uygulanması ve bu politikaya karşı içeride ve dışarıda ortaya çıkan faaliyetlere
karşı tedbirler almak görev ve yetkisine sahiptir.

Bakanlar Kurulunun Görevleri


Bakanlar Kurulu, genel siyasetin yürütülmesini sağlar
Bakanlar kurulu, siyasi niteliği bulunan görevleri yürütür
Bakanlar kurulu, tüzük, yönetmelikleri çıkarır, memurları atar

. Millî Güvenlik Kurulu


Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, Millî Savunma, İçişleri ve
Dışişleri Bakanları, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanları, Jandarma Genel Komutanı ile Millî
Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinden oluşur. Kurul ayda bir kez toplanır. Cumhurbaşkanınıın
olmadığı durumlarda kurula Başbakan başkanlık eder. Kararlar oy çokluğuna göre alınır. MGK Genel
Sekreteri toplantılara katılır fakat oy kullanamaz.

3. Millî Güvenlik Kurulunun Görevleri


Devletin, Millî Güvenlik Siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili konularda görüş tespit
eder. Millî hedeflerin, millî plan ve programların gerçekleştirilmesine ilişkin tedbirleri belirler. Millî
güç unsurlarının millî hedefler yönünden güçlenmesini sağlayacak temel esasları tespit eder.
Devletin varlığı, bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin
korunması hususunda tedbirleri tespit eder.
Anayasal düzeni koruyucu, millî birlik ve bütünlüğü sağlayıcı, Türk milletini Atatürkçü düşünce
doğrultusunda ve millî ülkü ve değerler etrafında birleştirerek millî hedeflere yönlendirici tedbirleri
belirler. Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik veya savaş hali için görüş tespit eder. Topyekûn
savunma, millî seferberlik ve diğer konularda kamu - özel kurum ve kuluş-lara, vatandaşlara
düşecek hizmet ve yükümlülükler ile bu hususlarda yapılacak plânlara temel teşkil edecek esasları
tespit eder. Millî Güvenlik kapsamına giren konularda yapılan ve yapılacak milletlerarası
antlaşmalar hakkında görüş tespit eder.

4. Millî Güvenlik Stratejimiz


a. Millî Strateji
Millî menfaatlerin tespit ve korunması amacıyla devletin takip ettiği politikaya millî strateji denir.
Millî stratejinin kapsamı, millî menfaatlere ulaşmak için yapılması gerekenler ile bu yapılanların
korunması çerçevesine dahildir.

b. Millî Strateji Unsurları


Millî Güç: Bir ulusun, ulusal hedeflerine ulaşabilmek amacıyla kullanılabilecek maddi ve manevi
kaynaklarının toplamıdır. Bir devletin diğer devletler üzerinde baskı ve zor, etki oluşturma ve diğer
devletlerin yapmaya çalışacağı bu gibi etkilere karşı koyma kapasitesidir.
Bir devletin millî hedeflerine erişmek, erişilenleri koruyup geliştirmek ve millî menfaat sağllamak
amacıyla kullandığı siyasî kuvvetlerin toplam verimine siyasî güç denir. Siyasî gücün istenilen
düzeyde olması, o devlette kanunların, mevzuatlla-rın, siyasal sistemin iyi işlediğinin ve devlet
yönetiminin demokratik olduğunun bir göstergesidir. Siyasî güç millî gücün unsurlarındandır.
Millî gücün unsurlarından biri olan askeri güç, teşkilatlandırılmış askeri güç ile bu gücü
destekleyebilecek potansiyel güçten oluşur. Askerî güç, ulusal politakanın uygulanmasında ve ulusal
hedeflerin elde edilmesinde kullanılan fizikî güçtür. Yani bir devletin ve milletin savaş gücüdür.
Devletin var olabilmek ve varlığını koruyabilmek için ihtiyaç duyduğu millî gücü oluşturan öğelerden
biri de ekonomik güçtür. Devlet, millete karşı görevlerini yerine getirebilmek için ekonomik güce
sahip olmak zorundadır. Millî gücün diğer bir unsuru demografik güçtür. Bir ülkede yaşayan
insanların sayısı, demografik gücün başlıca etkenidir ancak nüfusu gelişmişlikle paralel almak
gerekir. Bir devletin coğrafyasına ait canlı ve cansız, doğal ve yapay, gerçek ve nispi tüm değerler
onun millî gücünün coğrafi unsurunu oluşturur. Bilim ve teknolojide ilerlemiş olarak nitelediğimiz
devletler, aynı zamanda dünyanın en gelişmiş ve güçlü devletleridir. Toplumların, bilimsel ve
teknolojik gelişmelere açık olması ve bu konuda taassuba yer vermemesi, gelişmelerinin en başta
gelen koşullarından birisidir. Millî gücün psiko - sosyal ve kültürel unsuru düşünce, inanç ve
davranışlardır. Toplumun sahip olduğu ve tarihten gelen maddi ve manevi değerlerin topluma
sağladığı güçtür.

Millî Hedef
Bir milletin millî menfaatlerinin gerçekleştirilmesinde ulaşılması gereken ve ulaşıldıktan sonra da
korunup devam ettirilecek somut ve belirli amaçlardır. Millî menfaat, millî varlığın güven içinde
bulundurulması ve mutlu yaşaması için yararına olduğuna inanılan ve sağlanması gereken genel
değerlerdir. Millî menfaat, millî politikanın yalnız meşru değil, aynı zamanda esas sebebidir.
Vatandaşlarımız, anayasadan kaynaklanan ve çeşitli yasalarda yer alan hak ve hürriyetlerinin
takipçisi olduğu ve aynı zamanda kendisinin devlete ve topluma karşı olan sorumluluklarını yerine
getirdiği sürece, millî hedeflere erişmek kolay olacağı gibi millî menfaatleri gözetmede de başarılı
olacaktır. Ayrıca millî birlik ve beraberlik içinde hareket etmekle milletimizin millî hedefler ile millî
menfaatler konularında önemli problemler ile karşı karşıya kalmamaları gerçekleşecektir.
5. Millî Güvenlik Stratejimizde Türk Silahlı Kuvvetleri
Türk Silahlı Kuvvetleri, Millî Güvenlik Kurulunda tespit ve tayin edilen millî güvenlik stratejimizin
uygulanmasından ve devamından sorumlu olan organların en önemlilerindendir. Millî güvenlik daha
çok askerî gücün varlığı ile ilgilidir. Toprak bütünlüğü, bağımsızlığın korunması, tehditler karşısında
caydırıcı olmak ve yapılan saldırılara karşı koymak, doğrudan Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev ve
sorumluluğu içerisindedir. Bunun dışında yurt içerisinde millî güvenliğimize zararı dokunulabile-cek
hareketlere karşı da Silahlı Kuvvetler görev ve sorumluluk sahibidir.

6. Devletler, Silahlı Kuvvetlere Neden İhtiyaç Duyarlar


İnsanlık tarihi sürekli savaşlarla karşı karşıyadır. Her an dünyanın bir köşesinde binlerce insanın
ölebileceği savaşlar çıkabilir. Ulusların ve liderlerin hırsları, bazen de kaçınılmaz olan gerekçelerle
çıkan ve çıkabilecek olan savaşların korkusu, devletleri askerî güçler bulundurmaya itmektedir.
Bununla beraber her devlet, silahlı kuvvetleri iç güvenliği için de gerekli görmektedir. Bu nedenle
her devletin askeri gücü vardır.

7. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Görevleri Koruma ve Kollama Görevi


Türk Silahlı Kuvvetlerinin İç Hizmet Kanunu madde 35'te, "Silahlı kuvvetlerin vazifesi : Türk
yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır."
denmektedir. Ayrıca anayasamızda Silahlı Kuvvetlerin yurt savunması ile yükümlü olduğu
belirtilmektedir.

b. Huzur ve Güvenliği Sağlama Görevi


Türk Silahlı Kuvvetleri, yasaların kendisine verdiği görev ve sorumlulukların bir gereği olarak
ülkenin huzur ve güvenliği ile yakından ilgili bir kuruluştur. Nitekim, Anayasa'nın 119,
120,121,122'inci maddeleri olağanüstü hâl, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde Türk Silahlı
Kuvvetlerine huzur ve güvenliği sağlama yükümlülüğünü ver miştir ve bu yükümlülükler ilgili
kanunlar ile tespit ve tayin edilmiştir.

c. Meslek Kazandırma İşlevi


Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaç duyduğu branş-lardaki personeli "er ve erbaş" lardan karşılamaktadır.
Er ve erbaşlar eğitim birliklerinde gördükleri üç ayllık kurs sonrasında kıtalarda mesleklerine uygun
görevler almaktadır. Silahlı kuvvetler, ihtiyaç duyduğu çeşitli branşlardaki personeli, er ve erbaşları
kısa süreli eğitimden geçirerek temin etmektedir. Özellikle sıhhiye ve şöfor ihtiyacı bu şekilde temin
edilmektedir. Ayrıca Konya'da bulunan personel okulunda verilen kursla çok sayıda Mehmetçik,
daktilo ve bilgisayar öğrenmektedir. Tüm bu er ve erbaşlar sertifika ya da ehliyet alarak sivil
hayatlarına meslek sahibi olarak dönmektedir.

d. Doğal Afetlerde Halka Yardım


Ülkemiz, doğal yapısı gereği olduğu kadar da ihmal ve dikkatsizlik sonucu çeşitli afetlerle
karşılaşmaktadır. Her yıl yaşanan orman yangınları, sel baskınları ve depremler nedeniyle birçok
can kaybının yanında trilyonlarca liralık maddi zarar da ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda
Silahlı Kuvvetler halkın yardımına koşmaktadır.

e. Okuma Yazma Kursları


Çeşitli nedenlerle ilkokula gidemeyip okuma yazma öğrenemeyen gençlerimiz, Türk Silahları
Kuvvetlerine katıldıktan sonra görev yaptıkları birliklerde okuma yazma kurslarına tabî
tutulmaktadır.

f. Sağlık Hizmetleri
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri de sağlık hizmetlerinin halka sunulmasındaki yetersizliktir.
TSK bu konuda gezici ve geçici sağlık ekipleri oluşturarak halkın sağlık sorunlarına çözüm
bulmaktadır. Ayrıca askerî hastanelerden sivil vatandaşların da faydalanması sağlanmaktadır.
Ayrıca TSK halkın kan ihtiyacını önemli ölçüde karşılamaktadır.

g. Ülkeyi Tanıma ve Tanıtma


Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapanlar, farklı bölgelere giderek o bölgeleri tanırlar. Genelde
askere alınan kişiler doğum yerlerinden farklı bölgelere gönderilmektedir.

h. Savunma Sanayii
TSK nin ihtiyaç duyduğu çeşitli silah, araç ve gereçlerin bir kısmı ülkemizde kurulu bulunan çeşitli
fabrika ve tesislerden karşılanmaktadır. Bu fabrika ve tesisler daha çok haberleşme, elektrik
-elektronik, ulaşım dallarındandır. Ayrıca, Silahlı Kuvvetlere ait dikimevleri, silah, araç bakım ve
onarım tesisleri ile ilaç fabrikaları bulunmaktadır.

8. Türkiye'nin Jeopolitik ve Jeostratejik Konumu


a. Jeopolitik Konumu: Devletlerin, coğrafi özellikleriyle bölge veya dünya siyasetindeki konumuna
jeopolitik konum denir. Türkiye'nin kurulu bulunduğu toprakların Orta Doğu, Avrupa ve Dünya
siyasetindeki yeri, kültürel, turizm, iklim, yer altı ve yer üstü zenginlikleri jeopolitik konumla
ilgilidir. Türkiye'nin; Asya ve Avrupa arasında yer alması, Orta Doğu'ya hakim bir konumda
bulunması ve dolayısıyla güçlü bir Türkiye'nin bu bölgeler üzerinde etkili olabilecek konumda
bulunması, üç tarafının denizlerle çevrili olması, Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişi sağlayan ve
okyanuslara çıkışı sağlayan İstanbul ve Çanakkale boğazlarına sahip oluşu, tam anlamıyla
kullanılabildiği takdirde, büyük zenginlik ifade eden turizm değerlerinin varlığı, binlerce yıllık kültür,
ikliminin ve bitki örtüsünün zenginliği, yer altı ve yer üstü zenginlikleri jeopolitik açıdan çok az
ülkede bulunan önemin ifadesidir. Türkiye, jeopolitik konumunun öneminden dolayı tüm dünyanın
gözünü üzerinden eksik etmediği bir ülkedir. Jeopolitik zenginliğini yeteri kadar değerlendirdiği
takdirde içinde bulunduğu sorunların birçoğunu kısa sürede aşacağı açıktır.

b. Jeostratejik Konum: Bİr coğrafyanın bölge ya da dünya üzerinde askerî açıdan taşıdığı öneme
jeostratejik konum denir. Türkiye'nin Asya ve Avrupa arasında yer alması ve Orta Doğu'ya hakim
bir konumda bulunması askeri açıdan büyük önem taşımaktadır. Savaş bölgesi de olsa geniş
kapsamlı da olsa bu konum doğal bir üstünlük sağlamaktadır. Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerinin
kullanabilme uygunluğu, doğu, güneydoğu ve kısmen de güneyinin saldırı karşısında savunmaya
elverişli bir durumda oluşu da ayrı bir önem ifade etmektedir. Geniş ve kalabalık bir nüfusa sahip
topraklarının işgal edilme zorluğu ve bunların yanında güçlü ve disiplinli bir Silahlı Kuvvetlere sahip
oluşu, bahsettiğimiz önemi artırmaktadır.

Siyaset

Siyasetin Anlamı
Toplumları yönetme etkinliği anlamına gelir. Toplumu yönetme etkinliği en mükemmel şekilde
devlet tarafından gerçekleştiğinden siyaset de devletin yönetme etkinliğidir. Siyasetin temel
kurumları devlet, hükümet, parlâmento, seçim ve siyasi partilerdir. Siyasetin bu temel kurumları
toplumdan topluma farklılık gösterir.

2. Siyasetin Temel Kavramları


a. Egemenlik: Milletin ve onun tüzel kişisi olan devletin sahip olduğu yetkilerin tümü demektir.
Egemenliğin ulusun olduğu söylemek, devlet yaşamında en üst gücün bir tek kişi ya da gruba değil,
bütün ulusa ait olduğu anlamına gelir. Anayasanın 6. maddesi "Egemenliğin kullanılması, hiçbir
surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz." demektedir. Yasama, yürütme, yargı
güçlerinin kullanımı iç egemenlik; devletin başka bir devlete bağımlı olmaması ve diğer devletlerle
eşit durumda bulunması bağımsızlık adını alır.

b. Meşrutiyet: Egemenliğin meşru olması, iktidarın hukuk kurallarına uygun olarak hareket
etmesidir. Günümüz demokratik toplumlarında iktidarın, hem hukuk kurallarına uygun olması hem
de halkın desteğine sahip olması gerekir. İktidarda olan yöneticiler halkın temsilcileridir ve halk
tarafından seçilerek gelmiştir. Eğer iktidar, halkın desteğini yitirirse hukuken meşru bile olsa
değiştirilmesi gerekir.

c. Devlet: Devlet insanlık tarihinin en eski ve en köklü toplum kurumlarından birisidir. İnsan top
tuluklarının ekonomik ve toplumsal gelişmesinir belli bir aşamasında oluşmuş bir kurumdur. Ünli
Fransız düşünür Rousseau devleti şöyle tanımlar "Devlet ya da site, yaşamı üyelerinin birliğine da
yanan bir tüzel kişidir. Amacı, üyelerinin korunma sı ve refahıdır." Günümüzdeki modern devlet
anla yışı 16. yy.dan itibaren şekillenmeye başlamıştı Devleti oluşturan temel öğeler ülke, halk ve
otori tedir. Genel olarak devleti şu şekilde tanımlayabiliriz: Sınırları belli bir toprak parçası üzerinre
yaşayan bir insan topluluğunun yaşamını kolaylaştırmak için oluşturduğu ve varlığı diğer devletlerce
tanınan bir örgüttür. Devletin üyelerine vatandaş (yurttaş) denir.

• Devletin Temel Unsurları


Devleti oluşturan temel unsurlar ülke, halk, otoritedir. Ülke: Devletin sınırları belirlenmiş ve
üzerinde egemen olduğu toprak parçasına ülke denir. Devletin ortaya çıkabilmesi için varlığı
mutlaka gerekli olan unsurdur. Çünkü fiziki bir alan yerleşmemiş bir toplum düşünülemez. Bu
toprak parçası coğrafi olarak ya da bir anlaşmayla çizillmiş sınırlarla komşularından ayrılır. Halkın
üzerinde yaşadığı bu toprak parçası yurt (vatan) adını alır.

Halk: Aynı duyguları paylaşan, temel ihtiyaçlarını karşılamak için örgütlenmiş bulunan, ortak bir
ülkü etrafında birleşmiş olan insan topluluğudur. İnsan topluluğunun varlığı da devletin vazgeçilmez
unsurudur. Çünkü devletin varlık nedeni halktır. Halk olmadan devlet olmaz.

Otorite: Devlette karar verme yetkisinin kendisinde toplandığı bir otorite, başka bir deyişle devlet
etkinliklerinde söz sahibi olan bir irade vardır. Bu otorite ya da irade egemenlik adını alır. Devletler
belirli bir ülke üzerinde kurulmaktadır. Yine devlet o ülke üzerinde yaşayan toplumu yönetirken de
otorite uygulanmaktadır. Çağdaş insan toplumlarındaki en büyük örgütlenme devlettir. Ve insanlar
arası ilişkileri düzenler. Günümüz toplumlarında devletin işlevleri giderek artmıştır. Devlet bu
görevlerini hükümet aracılığıyla yerine getirir.

• Devletin İşlevleri
Devlet, kamu düzenini korur. Zor ve kuvvet kullanabilme yetkisine sahiptir. Doğal kaynakların
korunması, yaşam düzeyinin yükseltilmesi gibi işler en etkin biçimde devlet tarafından yerine
getirilebilir. Diğer devletlerle ilişkilleri yürütür ve dış tehlikelere karşı ülkenin korunmasıyla
yükümlüdür. Devlet diğer toplumsal kurumların işlevlerini yerine getirmelerine yardımcı olur. İnsan
hak ve özgürlüklerini güvence altına alır. Bireylere din ve vicdan özgürlüğü sağlar.
Vatandaşın eğitim, sağlık gibi her çeşit gereksi-nimiyle ilgilenir. Devletin yasama, yürütme, yargı
görevleri ayrı organlar tarafından yerine getirilir. Buna güçler ayrılığı denir.

• Devletin Görevleri
Toplumun siyasal olarak düzenlenmiş şekli olan devletin yasama, yürütme ve yargı görevleri vardır.
Yasama (Kanun Yapma): Millet adına temel hukuk düzenlemelerini yapan yasama organımız
Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Bu yetki devredilemez (Anayasa mad. 7).

Yürütme: Yasaları uygulayan ve hayata geçiren yürütme organımız Bakanlar Kurulu ve Cum-
hurbaşkanı'dır.

Yargı: Hukukî anlaşmazlıklar baş gösterdiğinde sorunların çözümünde hakemlik eden ya da hukuk
kurallarına uyulmadığında yaptırıma çarptıran yargı organımız Türk Milleti adına Bağımsız
Mahkemelerdir. (Anayasa mad. 9)
Modern devletin iki temel niteliği vardır. Demo-ratik olması ve hukuk devleti olmasıdır.

Demokratik Devlet: Siyasal katılımın en yoğun olduğu devlettir. Demokrasinin temel koşulları
şunlardır: Katılma (yurttaşların iktidara katılması), çoğulculuk (farklı, hatta karşıt görüşlerin, kişi ve
grupların kendilerini özgürce ifade etmesi), hukuk devleti.

Hukuk Devleti: Devlet gücünün hukuka bağlanmasıdır. Hukuk devleti vatandaşlara temel hak ve
hürriyetleri tanıyan, yürütme organlarının ve idare makamlarının hukuka bağlılığını ve vatandaşlara
"hukukî güvenlik" sağlayan devlettir. Devlet gücü Anayasayla meşrulaştırılmıştır. Devletin
tüm fiilleri kanunlara dayanır. Tüm yurttaşlar kanun önünde eşittir. Bağımsız mahkemeler
aracılığıyla, yurttaşlara devlete karşı hak arama ve kanun yolları açıktır.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. (Anayasa mad. 2)

d. Hükümet: Yürütme organıdır. Siyasal gücü devlet adına kullanan kurumdur. Hükümeti meydana
getiren unsurlar liderlik, karar verme süreci ve güçtür. Hükümetin görevleri toplumla ilgili belli
amaçları saptamak, kaynakların kullanımını sağlamak, değerli kaynakların dağıtımını yapmak,
toplumsal düzeni ve kontrolü sağlamaktır. Ülkemizde yürütme organı; Cumhurbaşkanı, Başbakan
ve Bakanlar Kurulu'ndan oluşur. Bakanlar Kurulunun başkanı Başbakandır. Başbakan
Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından başbakan
tarafından seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır. Hükümet edenler, hukuk kurallarına uygun olarak
iktidarda bulunmak zorundadırlar. Çünkü, vatandaşlar ancak meşru bir hükümetin kararlarına
uyarlar.

e. Parlâmento: Milletvekillerini içinde bulunduran kurumdur. Devletin yasama organıdır. Başlıca


görevi yasa çıkarmak ve hükümeti denetlemektir. Parlâmento toplumun tüm sorunlarının görüşülüp
karara bağlandığı yerdir. Devletin bütçe ve kanun tasarılarını görüşür, kabul ya da red eder. Ayrıca,
para basılmasına, genel ya da özel af ilanına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının
yerine getirilmesine karar vermek, milletlerarası anlaşmaları onaylamak gibi görevleri vardır.
f. Siyasî Partiler: Çağdaş demokrasinin vazgeçilmez öğeleridir. Tek partinin hakim olduğu ülkeler
dışında, demokratik çoğulcu rejimi benimsemiş her ülkede birden fazla parti faaliyette
bulunmaktadır. Her ülkenin kendine özgü tarihsel, geleneksel özellikleri parti sistemini belirler.
Siyasî par tiler adaylarının iktidara gelmelerini sağlamak için çaba göstermek amacıyla kurulan
örgütlerdir. Hal
kın yöneticileri iş başına getirmesi siyasî partiler aracılığıyla olur. Siyasî partiler hukuk düzeninin
sınırladığı çerçevede birbirleriyle rekabet ederler ve halkın oyunu almaya çalışırlar.

Muhalefet: Çoğulcu demokrasilerde çeşitli fikir ve düşünceye sahip partilerin iktidar mücadelesi
yaptığı görülür. Çoğunluk oyu kazanan parti iktidar, diğerleri ise muhalefettir. Muhalefet hükümetin
yaptığı işleri denetler ve eleştirir. Bu da siyasî partilerin önemli görevidir. Seçmen oyunu verdikten
sonra hükümetin neler yaptığını detaylı olarak bilemez. Muhalif partiler sürekli olarak parlâmentoda
bulunduklarından hükümeti denetler ve hatalarını saptayarak halka duyurur.

3. Seçim Sistemleri
Demokrasilerde yönetenler seçimle iş başına gelir. Her ülke kendi seçim sistemini kendi belirler.
Seçimlerin serbest olması birden fazla aday arasında gerçek bir tercihe olanak vermesidir. Serbest
ve dürüst seçim demokrasinin önde gelen ilkelerinden biridir. Seçimi etkileyen faktörlerin başında
propaganda gelir.

Seçimlerin İşlevleri: Seçim, insanların siyasal açıdan toplumsallaşmasında eğitici bir rol oynar.
Siyasal otoritenin dayandığı halk desteğini ölçme bakımından bir araçtır. Siyasal mücadelenin
sonucunu değerlendirmede ölçüttür. Siyasal istikrarsızlıkların çözümünde araçtır.

Genel ve Eşit Oy: Tüm vatandaşlar gelir seviyesi, eğitim durumu, cinsiyet gibi özellikler
gözetmeksizin oy hakkına sahiptir. Her seçmen tek bir oya sahiptir. Onsekiz yaşını dolduran her
Türk vatandaşı seçme ve halkoyuna katılma hakkına sahiptir. Oy kullanabilmek için seçmen
kütüğüne kayıtlı olmak gerekir. Er, erbaş, askeri öğrenciler, kamu haklarından yoksun bırakılanlar,
hapishanedeki hükümlüler oy hakkından mahrumdur.

Serbest Oy: Seçmenlerin oylarını maddî ve manevî bir baskıya uğramadan kullanabilmesidir.
Anayasamıza göre, oy vermek bir görev değil, va-
tandaşlık hakkıdır. 1987 yılında oy sistemi zorunlu hale getirilmiş, bu da Türkiye'de seçimlere
katılma oranını önemli ölçüde artmıştır.

Gizli Oy: Hiç kimse, bir seçmenin kime oy verdiğini öğrenemez. Bu da oy kullanan kişilerin baskı
altında kalmadan oyunu kullanmasını sağlar. Seçmenin oyunu kapalı oy verme yerinde kullanması,
oy pusulasının resmî mühürlü kapalı zarf içinde atılması gibi tedbirler oyun gizliliğini sağlamak
amacına yöneliktir.

Açık Sayım ve Döküm: Seçimlerde kullanılan oyların sayım ve dökümünün kamuya açık olmasıdır.
Oy verme yerinde bulunanlar sayım ve dökümü takip ederler. Sandık kurulu başkanı seçim
sonuçlarını gösteren tutanağı herkesin görebileceği bir yere asmak zorundadır.
Günümüzde uygulanmakta olan seçim sistemleri iki grupta toplanabilir:

a. Çoğunluk Sistemi: Bu sistemde bir seçim çevresinde seçime giren partiler arasında en çok oy
alan parti seçimi kazanmış sayılır. Çoğunluk sistemi ikiye ayrılır.

Tek turlu çoğunluk sistemi: Bu sistemde seçmen sayısının yarısından fazla oy almasa bile en çok oy
alan parti seçimi kazanır. Tüm milletvekillerini o parti çıkarır.

İki turlu çoğunluk sistemi: ilk turda seçilebilmek için oyların yarıdan fazlasını elde etmek gerekir.
Eğer ilk turda adaylardan hiçbiri oyların yarıdan fazlasını alamamışsa bir süre sonra ikinci bir
oylama yapılır. Bu oylamada en çok oy alan aday ya da adaylar seçilmiş sayılır.

b. Nispî Temsil Sistemi: Bu sistemde bir seçerli oyların oranına göre temsilci çıkarırlar. Nispî temsil
sisteminin amacı her parti ya da gruba siyasal gücü ile orantılı temsil edilme olanağı vermektedir.
Nispî temsil, hak eşitliğini sağlamaya çalışa rak adalet ilkesini yerine getirmektir. Nispî temsil
sistemi uygulanan ülkelerde oyların değişik partilere bölünmesi yüzünden tek partinin mecliste
çoğunluğu sağlaması daha zordur. Böyle durumlarda
bazı partiler anlaşır ve karma hükümet kurarlar. Buna "Koalisyon" denir.

4. Siyasal Yönetim Şekilleri


Bir toplumda yönetenlerle yönetilenlerin genel olarak ayrılış biçimine siyasal yönetim şekli denir.
Genelde iki siyasal yönetim biçiminden bahsedebiliriz.

a. Baskıcı Yönetim: Bu yönetimlerde yetkiler bir kişide toplanır. Demokratik hak ve özgürlükler
kısıtlanır. Yönetenlerin yetkilerinin hiçbir şekilde sınırlandırılmadığı, disiplinin ağır bastığı bir
yönetim şeklidir. Çoğulculuk yoktur. Halk siyasetin dışındadır ve yönetime katılamaz. Baskıcı
yönetimlerin başlıcaları monarşi ve oligarşidir.

b. Özgürlükçü Yönetim: Demokratik yönetimdir. Vatandaşlar arasında ayrıcalık tanımayan,


yöneticilerin seçimle iş başına geldiği ve halk egemenliğine dayanan siyasî yönetim biçimidir.
Devletin yasama, yürütme ve yargı görevleri ayrı ayrı organlar tarafından yerine getirilir. Buna
kuvvetler
ayrılığı denir.

5. Egemenliğin Kaynağına Göre Devlet Şekilleri


Egemenliğin (Hakimiyetin) kaynağına göre devletleri dört grupta toplayabiliriz.

a. Demokratik Devlet : Egemenliğin kaynağı halkın iradesidir; bir başka deyişle, yönetilenlerin
seçimidir. Bu anlayış ilk önce Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirisinde açıklanmıştır. O
günden bu yana pek çok devlet bu anlayışı benimsemiştir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir
devlettir. Bu tür devletlerde yöneticiler belli bir zaman için seçimle iş başına gelir. Milletin iradesi en
üstün iradedir. Demokratik devletlerde kişi hak ve hürriyetleri anayasa ile teminat altına almıştır.
Demokratik yönetimlerde kişiler kendilerine tanınan hak ve hürriyyetlerden yararlanarak yönetime
katılabilirler. Bunu partiye girmek veya istediği partiye oy vermek şeklinde yapabilirler.

b. Monarşik Devlet: Siyasal otoritenin tek bir kişi ve onun temsilcileri tarafından kullanılmasıdır. Bu
kişi bir kral, kraliçe, padişah veya prens olabilir. Devletin yasama, yürütme, yargı görevleri tek bir
kişinin ya da onun temsilcilerinin elinde toplanır.
Mutlak Monarşi: Bu monarşilerde siyasal otoriteye sahip olan kişinin yetkileri sınırsızdır. Kendini
denetleyen, sınırlayan bir kurum yoktur. Mutlak otoriteye sahiptir.
Meşruti Monarşi: Hükümdarın yetkilerinin çoğunu meclis ve öteki anayasal kurumlara devrettiği
sınırlandırılmış monarşidir. Böyle olmasıyla beraber son söz yine hükümdara aittir.

c. Teokratik Devlet: Din kurallarına göre kuru lup yönetilen devlettir. İnsanlar devletin Tanrı'nın
iradesiyle kurulduğuna inanırlar. Yöneticiler yaptıklarından dolayı Tanrı'ya karşı sorumludurlar.
Egemenliğin kaynağı Tanrı ve Tanrı buyruklarıdır.

d. Oligarşik Devlet: Egemenlik bir grupta toplanmıştır. Devletin diğer yöneticileri bu grup tarafından
atanır. Kanunlar bu grup tarafından yapılır
ve yönetim grup adına gerçekleştirilir. Eğer egemenliği elinde bulunduran grup soylular ise
Aristokrasi adını alır.

e. Otokratik Devlet: Bu, ilkel topluluklarda geçerli olan bir yönetim biçimidir. Egemenliğin kaynağı
zor kullanma ya da kaba güçtür. Şef genellikle en güçlü olandır. Kendisinden daha güçlü biri çıkana
kadar yetkisini kullanır.

6. Örgütlenme Bakımından Devlet Şekilleri


Örgütlenmesi bakımından devleti üniter ve federe olarak ikiye ayırmak mümkündür. Üniter devlet
tek yapılı devlettir, mutlak bir hukuk ve yasa birliği vardır. Federe devlette ise söz konusu olan,
birden çok devletin bazı yetkilerinden, federal devlet lehine vazgeçerek birlikte ayrı bir devlet, bir
federasyon oluşturmalıdır.

7. Yönetimin Yapısal Görünümü


Devlet görevleri içinde gittikçe güçlenen ve yaygın bir görünümü olan kamu yönetimidir. Bunlar
ülkenin her yanına yayılan bireylerin, hemen her an karşılaştıkları ve ilişki içinde bulundukları
kuruluşlardır.Yapısal anlamda kamu yönetimi, yasama ve yargı organları dışında kalan tüm devlet
kurumlarını kapsar. Bunları çeşitli biçimlerde örgütlenmiş olarak görebiliyoruz. Yönetsel kuruluşların
bir bölümü "tekli makam" bir bölümü de "kurul" eli ile yönetilirler. Görevleri açısından da bir
bölümü "yalın görevli" bir bölümü de "karma görevli"dir.

Yönetsel kuruluşlar şu gruplara ayrılabilir:


a. Genel Yönetim Kuruluşları: Devletin temel yönetsel yapısını oluşturan kuruluşlara Genel Yönetim
Kuruluşları ya da Merkez Yönetimi adı verilir. Bu kuruluşlar kendi içinde merkez örgütü ve taşra
örgütü olarak ikiye ayrılır. Genel yönetimin merkez örgütü Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar
Kurulu ve Bakanlıkları içine alır. Taşra yönetimi ise bölge yönetimi ile il, ilçe ve bucak yönetiminden
oluşur.

Taşra Örgütü
Bir bakanlığın ya da kamu kurumunun üstlendiği hizmetleri, başkentten sunması olanaklı değildir.
Bu nedenle hiyerarşik bir şekilde merkez örgütüne bağlı taşra örgütü vardır.

İl Yönetimi: il yönetiminin başı validir. Devletin, hükümetin ve bakanlıkların ildeki temsilcisi aynı
zamanda il Özel idaresinin başı ve yürütme organıdır. Tek tek bütün taşra kuruluşlarının genel
yönetiminden ve eşgüdümünden sorumludur. Vali içişleri Bakanının önerisi üzerine, Bakanlar Kurulu
kararı ile Cumhurbaşkanı'nın onayıyla atanır. Valiye ilin yönetiminde yardımcı olan İl Yönetim
Kurulu bulunur.

İlçe Yönetimi: ilçede hükümetin temsilcisi kaymakamdır. Kaymakam ilçe yönetiminin başıdır, ilçenin
mülkî amiri ve ilçedeki yönetim örgütü görevlilerin hiyerarşik üstüdür. Kaymakam, görevlerini
valinin gözetim ve denetimi altında yapar. İlçe içindeki yönetsel kuruluşları denetler ve bunlar
arasında iş-
birliğini sağlar. Kaymakam içişleri Bakanının uygun görüşü ve Cumhurbaşkanı'nın onayıyla atanır.

Bucak Yönetimi: Bucak ilçenin bir alt kademesidir. Bucak müdürünün yönetiminde, seçimle göreve
gelen üyelerin de bulunduğu bir bucak meclisi ve bucak komisyonunun bulunduğu, küçük bir örgütü
vardır. Ancak bucaklar, beklenen gelişmeyi gösteremedikleri için zaman içinde varlığını koruyan
bucak sayısı azalmış, yasalarda yeri bulunmakla beraber etkisi kalmamıştır.

b. Yerel Yönetim Kuruluşları: Halkın yöneti mine katılmasını sağlayan yerel yönetim kuruluşları
Anayasada da belirtildiği gibi üçlü biçimde örgütlenmiştir (İl özel idaresi, belediyeler, köyler).Bunlar
genel yönetimin dışında özerklikleri olan kuruluşlardır.

c. Hizmetsel Yönetim Kuruluşları: Belli hizmet alanları ile uğraşmak üzere genel yönetimin ve yerel
yönetimin dışında örgütlenen ve özerklikleri olan kamu kuruluşlarıdır. Bunlara hizmet yönünden
yerinden yönetim kuruluşları da denir.Bunlar tüzel kişiliği olan, görevlerini kendi organları eli ile
yürüten özerk kuruluşlardır. Üniversiteler, TRT, SSK, Emekli Sandığı, KİT'ler gibi kuruluşlar, bu tür
kuruluşlardır.

d. Meslek Kuruluşları: Avukatlık, doktorluk, mühendislik, mimarlık gibi bazı mesleklerde çalışanların
zorunlu üyelik ilkesine dayalı olarak örgütlenmeleri öngörülmüştür. Bunlar toplumsal yaşamda etkili
olan ve özel bir denetim isteyen mesleklerdir. Anayasa bunlara Kamu kurumu niteliğinde meslek
kuruluşları demektedir.

e. Denetleme ve Danışma Kuruluşları: Danıştay, Sayıştay, Devlet Denetleme Kurulu, Milli Güvenlik
Kurulu gibi kurumlar yönetime yardımcı olan kuruluşlardır.

f. Özel Hukuk Yapılı Kuruluşlar: Kamu yönetimi ile ilgili bazı kuruluşlar, özel hukuk alanında
uygulanan örgüt biçimlerinden yararlanılarak kurulmuşlardır.

Anayasamız

ANAYASAMIZ
Anayasa, tüm yasaların temelinde yer alır. Devletin şeklini, yapısını, organlarının görev ve
yetkilerini, bunların birbirleriyle olan ilişkilerini, şahısların temel hak ve hürriyetlerini düzenler.
Diğer kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Anayasalarda değişiklik yapmak çok güçtür. Ancak
değişen toplum şartlarıyla beraber toplumun değişen ihtiyaçlarına cevap vermediği düşünülürse
zor da olsa değişiklik yapılabilir.

1. Anayasanın Değiştirilmeyecek Hükümleri


Anayasanın bazı maddeleri değiştirilemez. Bunlar,
Anayasanın devletin şeklini belirten 1 'inci maddesi "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir."
Anayasanın Cumhuriyetin niteliklerini belirten 2'inci maddesi "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun
huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine
bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
devletidir." +■ Devletin bütünlüğü, resmi dili, millî bayrağı, millî marşı ve başkentini belirten
3'üncü madde "Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Bayrağı,
şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı bayraktır. Millî marşı istiklâl Marşı'dır. Başkenti
Ankara'dır." Anayasamızın bu maddelerinde yazılı olan hükümler değiştirilemez. Hatta
değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Fakat bunlar dışındaki maddelerde toplum ihtiyaçları göz önüne
alınarak usulüne uygun bir şekilde değişiklik yapılabilir.

2. Anayasamızınn Genel Esasları


a. Devlet şekli: (Anayasa madde 1) "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir."
Cumhuriyet yönetiminde yöneticiler seçimle iş başına gelir. Toplum düzenin milletin seçtiği
temsilcilerin yaptığı kanunlar düzenler.

b. Cumhuriyetin nitelikleri (Anayasa madde 2)


Atatürk milliyetçiliğine dayalı olması : Irk, din, dil ayrımı yapmaksızın, Türk vatan ve milletinin
bölünmez bir bütün olduğu, Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk sayılması
gerektiği, temel inancına dayanır. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk milliyetçiliğine bağlı bir devlettir.
Bu milletin bütün fertleri; kaderde, kıvançta ve tasada ortak duyguları paylaşır, Türk millî birlik ve
beraberliğin her şeyin üstünde olduğuna inanır, egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğunu
bilir.

Demokratik devlet olması: Demokratik devlet, halkın devlet yönetimine katılması esasına dayanan
devlettir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir. Bütün fertler temel hak ve hürriyetlere
sahiptir. Vatandaşların seçme, seçilme ve halk oylamasına katılma hakları vardır.

Lâik devlet olması: Lâik devlet, din ve devlet işlerini birbirinden ayıran devlettir. Türkiye
Cumhuriyeti lâik bir devlettir. Devlet işleri dini temele otur-tulmamıştır. Devlet inanç ve ibadetlere
karışmaz. Herkes inandığı dine uygun ibadetler yapmakta serbesttir.

Sosyal devlet olması: Sosyal devlet, fertlerin sosyal ve ekonomik durumlarıyla ilgilenen, onlara
asgari bir hayat düzeyi sağlamayı, sosyal adalet ve sosyal güvenliği gerçekleştirmeyi ödev bilen
devlettir.
Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir. Bunun için ailenin korunması, çalışanların sosyal ve
ekonomik tedbirlerle korunması, adaletli bir ücret politikası izlenmesi, topraksız çiftçilerin
topraklandırılması gibi tedbirler alınmasını amaçlar.

Hukuk devleti olması: Vatandaşlara teme hak ve hürriyetleri tanıyan, yürütme organlarınır ve
idare makamlarının hukuka bağlılığını sağla mak suretiyle vatandaşlara hukuki güvenlik bahse den
devlettir. Hukuk devleti olabilmesi için; hail oylamasıyla kabul edilmiş bir anayasanın olması
bu anayasada temel hak ve hürriyetlere yer verilmesi ve mahkemelerin bağımsız olması gerekir.

c. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı,


millî marşı ve başkenti (Anayasa madde 3)
Türk devleti vatanıyla ve bu vatanın üstünde yaşayan birbiriyle kaynaşmış milletiyle bir bütündür.
Parçalanamaz, bölünemez. Asırlardan beri Türk milletinin konuştuğu dil Türkçe'dir. Dilimiz,
milletimizin kaynaşmasını, birlik ve beraberlik içinde yaşamasını sağlayan önemli unsurlardandır.
Devletimizin bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Bayrağımız, Devletimizin bağımsızlığının
sembolüdür. Yine anayasamızın üçüncü maddesinde Millî marşımızın İstiklâl Marşı, başkentimiz
Ankara olduğu belirtilmektedir.

d. Devletin Temel Amaç ve Görevleri (Anayasa madde 5)


Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel amaç ve görevleri bu maddede yer almaktadır. "Devletin
temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğü, ülkenin bölünmezliğini,
Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

e. Millî Egemenlik (Anayasa madde 6)


"Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir."
Türk milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir
kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz."

f. Yasama Yetkisi (Anayasa madde 7)


"Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir. Bu yetki devredilemez."g.
Yürütme Yetkisi ve Görevi (Anayasa madde 8)
"Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, anayasaya ve
kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir."

Cumhurbaşkanı Seçilebilme Şartları (Anayasa madde 101)


Bir kimsenin Cumhurbaşkanı seçilebilmesi koşullara bağlıdır:
40 yaşını doldurmuş olmak Yüksek öğrenim görmüş olmak TBMM dışında bir kişinin
Cumhurbaşkanlığına aday olabilmeki çin, TBMM üyelerinden en az, üye tam sayısının 1/5 inin
yazılı önerisi ile aday gösterilebilir. TBMM üyesi olmak ya da (TBMM'nin dışından adaylar için)
milletvekili olabilme koşullarını taşıyor olmak TC. vatandaşı olmak Cumhurbaşkanını TBMM seçer,
görev süresi yedi yıldır. Bir kişi ancak bir defa Cumhurbaşkanı olabilir. Partilerden birinden olan
Cumhurbaşkanının millvtvekilliği ve parti üyeliği sona erer.

h. Yargı Yetkisi (Anayasa madde 9)


"Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır."

ı. Kanun Önünde Eşitlik (Anayasa madde 10) "Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Bu madde
ile insanlar arasında hiçbir fark gözetilmeyeceği belirtilmiştir..
Devlet organları ve idarî makamlar bütün işlerinde, insanlar arasında ayrım yapmadan devlet
faaliyetlerini yürütmek zorundadır.

i. Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğü (Anayasa madde 11)


"Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve
kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar anayasaya aykırı olamaz." denilmek suretiyle
anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü açıklanmıştır.
Devletin bütün organları ve fertler anayasa kurallarına uygun davranmak zorundadırlar. Hiçbir
kanun da anayasaya aykırı olamaz.

3. Anayasamızın Dayandığı Temel İlkeler


a. Türk Milliyetçiliği: Anayasamızın ikinci
maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk Milliyetçiliğine bağlı bir devlet olduğu
belirtilmektedir.Atatürk Milleyetçiliğinden anlamamız gereken ortak bir geçmiş, birlik ve beraberlik
içinde gelecektede ortak olma duygusudur. Bir arada yaşayan fertlerin millet olarak ortak bir
geçmişe ve ortak bir geleceğe sahip olmalarıdır.
Atatürk Milliyetçiliği; millî menfaat ve karşılıklı sevgi ile birbirine bağlı, aynı yurdun çocukları
olmanın mutluluğunu duyan, kaderde, kıvançta ve tasada bölünmez bir bütün olan, insanların
birara-ya getirdiği topluma dayanan Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiliği; Türk'ün vatan ve
millet severli-ğinden, vatanı ve milleti için yaptığı fedakârlıklardan ve bu konudaki inançlardan
oluşmuştur.

b. Atatürk İlke ve İnkılâplarına Bağlılık:


Atatürk'ün inkılâpları ve bu inkılâpları gerçekleştirmek için temel aldığı ilkeler, anayasamızın
başlangıç ve diğer maddelerinde yer almaktadır.
Anayasamızda; Atatürk ilkeleri olan "Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Lâiklik ve
inkılâpçılık" ilkeleri temel alınmak suretiyle, bu ilkelere bağlı kalınmış ve Atatürk İnkılâplarının da
korunması amaçlanmıştır.
Bu inkılaplar şunlardır:
3 Mart 1924 Tenhid-i Tedrisat (Eğitim Öğretim Birliği)
• 25 Kasım 1925 Şapka Kanunu
30 Kasım 1925 Tekke, Zaviye, Türbelerin Kapatılması Kanunu
17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanunu
#- 1 Kasım 1928 Yeni Türk Harflerinin Kabulü Kanunu
1 Kasım 1934 Lakap ve Unvanların Kaldırılması Kanunu
Anayasamızın dayandığı diğer temel ilkeler arasında, temel hak ve hürriyetler, demokratik devlet
anlayışının benimsenmesi de bulunmaktadır.

4. Türk Anayasasına Göre Devlet Organları


a. Yasama Organı: Anayasamız yasama yetkisini Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine
vermiş ve bu yetkinin devredilemeyeceğini
açıkça belirtmiştir. O halde yasama organı TBMM'dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletçe genel
oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden oluşur (Anayasa mad. 75). Seçilme yeterliliğine sahip ve
30 yaşını doldurmuş olan her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin
seçimleri beş yılda yapılır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri Anayasamızın 87'nci
maddesinde şöyle belirtilmiştir: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri, kanun
koymak, değiştirmek ve kaldırmak, Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek, Bakanlara
Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek, bütçe ve kesin
hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek, para basılmasına ve savaş ilanına karar
vermek, milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Anaya-sa'nın 14'üncü
maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere genel ve özel af ilanına,
mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek ve
Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir."
Maddede öngörülen diğer görevler arasında Cumhurbaşkanını seçmek görevi de vardır. Türkiye
Büyük Millet Meclisi; denetleme yetkisini soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve
Meclis soruşturması yollarıyla kullanılır.

b. Yürütme Organı: Devletin üç temel görevinden biri olan yürütme, TBMM'nin kabul ettiği
kanunların uygulanmasıdır. Yani yasama ve yargı dışında kalan işlevler olarak kabul edilebilir.
Devlet toplumun düzen ve refahını sağlamak amacıyl; meclis tarafından çıkarılan kanunları
uygulayarak millete hizmet eder.
Anayasamızın 8'inci maddesi "Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu
tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır, yerine getirilir." demektedir.
Cumhurbaşkanı hem devletin hem yürütme organının başıdır.
Görev süresi yedi yıldır. Bir kişinin iki kez bu göreve seçilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanı
seçilebilmek için kırk yaşını doldurmuş olmak ve yüksek öğrenim yapmış olmak gereklidir.

Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri (Anayasa madde 104)


a) Yasama İle ilgili Olanlar
Gerektiğinde TBMM'yi toplantıya çağırmak Kanunları yayımlamak Kanunları tekrar görüşmek üzere
TBMM'ye geri göndermek +■ Kanunların, kanun hükümündeki kararnamelerin TBMM iç
tüzüğünün, tümünün veya gerekenlerinin Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak
TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek

b) Yürütme İle İlgili Olanlar


Başbakan atamak ve istifasını kabul etmek Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak,
görevlerine son vermek Gerektiğinde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek, Bakanlar Kurulunu
toplantıya çağırmak
Yabancı devletlere Türk devletlerinin temsilcilerini göndermek, yabancı devlet temsilcilerini kabul
etmek
Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak
TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek Türk Silahlı Kuvvetlerin
kullanılmasına karar vermek
Genel Kurmay Başkanını atamak
Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak
Milli Güvenlik Kurulu'na başkanlık etmek Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü
hâl ilan etmek, kanun hükmünde kararname çıkarmak Kararnameleri imzalamak Sürekli hastalık,
sakatlık, yaşlanma sebebi ile kişilerin cezalarını hafifletmek, kaldırmak Devlet Denetleme Kurlu
üyelerini ve başkanını atamak Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma, denetleme
yapmak Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üyelerini seçmek
Üniversite Rektörünü Seçmek

c) Yargı İle İlgili Olanlar


Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısını seçmek Askerî yargıtay üyelerini seçmek *- Askerî Yüksek idare
Mahkemesi üyelerini seçmek Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu üyelerini seçmek Bakanlar
Kurulu, Başbakan ve Bakanlardan oluşur. Başbakan parlâmento çoğunluğunun siyasi lideridir.
Başbakan Cumhurbaşkanı tarafından TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar TB.M.M. üyeleri
arasından veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir,
Cumhurbaşkanınca atanır. Bakanlar Kurulu hükümet programını hazırlar, program TBMM'de
okunur ve güvenoyuna sunulur. Güven oylaması sonucu kabul edilirse Bakanlar Kurulu
çalışmalarına başlar. Hükümet güvenoyu alıp çalışmalarına başladıktan sonra da meclis tarafından
denetlenir. Meclis bu denetleme işini soru, genel görüşme, Meclis araştırması, Meclis soruşturması
ve gensoru şekillerinde yapar.

Başbakanın Görevleri
Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar Her bakanı denetler
Başbakan, emiri altındakilerin eylemlerinden sorumludur.
Başbakan, bakanların görevlerini kanunlar yönünden gözetler, önlemler almakla yükümlüdür.

TBMM'nin Hükümeti Denetlemesi


1. Genel Görüşme: Toplumun ve denetim çalışmalarını TBMM Genel Kurulunca Görüşülmesine
denir.
2. Meclis Araştırması: Bilgi edinmek amacıyla yapılan incelemeye denir. Bu, komisyonlar kurularak
yapılır.
3. Meclis Soruşturması: Başbakan veya bakanların görev ve yetkileriyle ilgili cezaların
araştırılmasını sağlar.
4. Soru: Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı, başbakan veya bakanlardan bilgi isteme
5. Gensoru: Başbakan veya bakanların siyasi yönden sorumluluğu ile ilgili hükümetin düşmesine
veya görevden uzaklaştırılmasına yol açar.

c. Yargı Organı: Anayasamızın 9'uncu maddesine göre "Yargı yetkisi, Türk Milleti adın a Bağımsız
Mahkemelerce kullanılır."
Hakimler görevlerinde bağımsız olup Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdanî kanaatlerine göre
hüküm verirler.
Yargı organının yüksek mercileri Yargıtay, Danıştay, Askerî Yüksek îdari Mahkemesi, Askerî
Yargıtay, Uyuşmazlık Mahkemesi, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi'dir.
Anayasamızın yargı organları ile ilgili olarak düzenlediği kuruluşlardan biri de Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kuruludur. Kurulun Başkanın Adalet Bakam'dır. Bu kurul adlî ve idarî yargı hakim ve
savcılarının özlük işleri hakkında karar verir.

08-29-2009, 05:34 PM

RE: KPSS Vatandaşlık Anayasamız Mesaj: #2


Nerden:
balıkesir
Branşı:
galois matematik
Mesajlar:
203
Cinsiyet:
Bay

RE: KPSS Vatandaşlık Anayasamız

paylaşımınız için teşekkürler..

Konu İçinde Ara


« Önceki Konu | Sonraki Konu »

Benzer Konular...
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
kizil 09-02-2009 01:05 AM
KPSS Vatandaşlık Testi 0 378
ejder Son Mesaj: kizil ejder

KPSS Vatandaşlık Türkiye'nin İştirak Ettiği kizil 08-29-2009 01:47 PM


0 193
Milletlerarası Organizasyonlar ejder Son Mesaj: kizil ejder

kizil 08-29-2009 01:45 PM


KPSS Vatandaşlık Milli Güvenlik Bilgisi 0 305
ejder Son Mesaj: kizil ejder

kizil 08-29-2009 01:44 PM


KPSS Vatandaşlık Temel Hak ve Ödevimiz 0 367
ejder Son Mesaj: kizil ejder

kizil 08-29-2009 01:42 PM


KPSS Vatandaşlık Ekonomi 0 143
ejder Son Mesaj: kizil ejder

kizil 08-29-2009 01:39 PM


KPSS Vatandaşlık Demokrasi 0 98
ejder Son Mesaj: kizil ejder

kizil 08-29-2009 01:38 PM


KPSS Vatandaşlık Siyaset 0 145
ejder Son Mesaj: kizil ejder

kizil 08-29-2009 01:37 PM


KPSS Vatandaşlık Millet 0 117
ejder Son Mesaj: kizil ejder

kizil 08-29-2009 01:36 PM


KPSS Vatandaşlık Eğitim ve Öğretim 0 116
ejder Son Mesaj: kizil ejder

KPSS Vatandaşlık Temel Toplumsal Kurum kizil 08-29-2009 01:35 PM


0 131
Olarak Aile ejder Son Mesaj: kizil ejder
Konu Anahtar Kelimeler:Kpss KPSS Vatandaşlık Anayasamız, KPSS Vatandaşlık Anayasamız
ders, KPSS Vatandaşlık Anayasamız video, KPSS Vatandaşlık Anayasamız yeni, KPSS Vatandaşlık
Anayasamız güncelleme, KPSS Vatandaşlık Anayasamız 2009, KPSS Vatandaşlık Anayasamız 2010,
KPSS Vatandaşlık Anayasamız 2011, KPSS Vatandaşlık Anayasamız sorgulama, KPSS Vatandaşlık
Anayasamız çıktı, KPSS Vatandaşlık Anayasamız dersleri, KPSS Vatandaşlık Anayasamız videoları,
KPSS Vatandaşlık Anayasamız haberleri, KPSS Vatandaşlık Anayasamız eğitimi, KPSS Vatandaşlık
Anayasamız öğretimi, KPSS Vatandaşlık Anayasamız sonuç, KPSS Vatandaşlık Anayasamız tanıtım

• Yazdırılabilir Bir Versiyona Bak


• Bu Konuyu Bir Arkadaşına Gönder
• Bu konuya abone ol

Git
Foruma Git:
Git

Gizlilik Politikası | Bize Ulaşın | En üste Dön | İçeriğe Dön | Arşiv | RSS Beslemesi | kpss | Site Maps
2002-200

You might also like