You are on page 1of 372

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ORHAN HANERLOLU Drt Bin Yllk Dnce, Sanat ve Bilim Tarihinin Klasik Yaptlar

zerine Eletirel nceleme 6. Basm Remzi Kitabevi BYK FKR KTAPLARI DZS, 8 Altnc Basm, Eyll, 1995 YAZARIN TEK YAPITLARI KARANLIK DNYA (Roman) BYK BALIKLAR (Roman) NSANSIZ EHR (Hikayeler) OYUN (Roman) EKLMEM TOPRAKLAR (Roman) AL (Roman) (TDK Edebiyat dl) KUTU KUTU NDE (Roman) YEDNC GN (Roman) BORDAMIZA VURAN DENZ (Roman) BAKA DNYALAR (3 Roman) BTN ROMANLARI (Toplubasm, 2 cilt) MUSAHPZADE CELAL (nceleme) ERDEM DNCESI (Dnce Tarihi'nin 1. cildi) MUTLULUK DNCES (Dnce Tarihi'nin 2. cildi) ZGRLK DNCES (Dnce Tarihi'nin 3. cildi) FELSEFE SZL FELSEFE ANSKLOPEDS (Kavramlar-Akmlar, 7 cilt) FELSEFE ANSKLOPEDS (Dnrler, 2 cilt) EKONOM SZL TCARET SZL NAN SZL SLAM NANLARI SZL RUHBLM SZL TOPLUMBLM SZL TRK DL SZL Remzi Kitabevi A.. Selvili Mescit S. 3 34440 Caalolu-stanbul Tlf: 5116916-5220583, Fax: 5229055 Sayfa 1

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi BRNC BASKIDAN NCE Bu yapt; erdem, mutluluk ve zgrlk stne yaptm almalardan meydana gelmitir. Bu kavramlar incelemeye giritiim yllarda bylesine bir btnlemeyi dnmemitim. Ne var ki her kavramn da tarihsel serveni zorunlu olarak birbirlerine balyd ve sonunda kaynatrlmalar gerekiyordu. Elinizdeki yapt, bu gerein rndr. O. H. NC BASKIDAN NCE Daha nce sylediim kaynatrma ilemini bu baskda gelitirmeye altm. zellikle Kant, Comte, Hegel gibi dnrlerin sunulmasnda ayrntlara girmek gereini duydum. Buna kar, kimi dncelerin de gereksiz ayrntlarn aykladm. Amacm, yapt daha bir derleyip toplamakt. renmek benim mutluluumdur. rendiklerimi zetleyip yaymlarken bu mutluluu okurlarma da aktarmak istemitim. Ata ustann bir zamanlar dedii gibi; pek bymsemeyin, ama pek de kmsemeyin, yeter. O. H. BU BASKIDAN NCE Bir roman rahatlyla okunmasn istiyordum. Yeniden dzenledim ve gelitirdim. Kimi ayrntlardan vazgeemedim, daha iyi aklayabilmek iin yeni ayrntlara da girdim. Dncenin tarihi, insanlama srecinin de tarihidir. Yllarca nce yaptm almalarn zorlamasyla giritiim bu yk, anlatlmas kolay bir yk deildi. Eksiklerim var belki. Ama bunca yllk almann sonunda bir ey rendim: Eksiksiz ve yanlgsz bir yapt yazmak olanaksz. Bizler nasl bizden ncekilerin eksiklerini gidermeye almzsak bizden sonrakiler de bizim eksiklerimizi giderirler, yanlglarmz dzeltirler. Gelecek kuaklarn ok daha gelimi bilgilerine gvenerek hibir kuku duymadan yaynlyorum bu yapt. Elimden geleni yaptm. O. H. NDEKLER Gk Boluunda Bir Dnya Suda Bir Hcre Yaamak Yeryznde Bir nsan nsanda Bir Korku Korkuda Bir Kavram Kavramda Giz Altna zdei Biimlendiren Marduk Tanrlara Kafa Tutan Kral ller Kitab Sayfa 2

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Evren-Tanr Aydnlk ve Karanlk Eloah'lar Arasmda Bir Yahova Antika Zeus Dionysos Apollon Eros Anteros Aphrodite Psykhe Pan Prometheus Pandora Uyum lk Fizikiler Kutsal Matematik Karanlklar inde lk Ik Gk Boluunda Bir Zeka Dsel Varsaymlar Balyor Byk tler Mutluluk Kpeklikte Mutluluk Keyfetmede Alnyazs Dsel Bir Evren tler Yetmeyince Her e Yarayan Erdem Theos ve Theoria phe iekli Bir Bahe Direkler Arasnda Bir Galeri Baba ve Olu Gerekli Olan ki Kurum Sayfa 3

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi lk Kavga ki Kavram Dinsel Bireim Tanrya Gtren Yol zller Ortaa Btn Bunlar Yetmeyince slam ve Dncesi Tasavvuf nsann nsanla Sava nsann Kendisiyle Sava Yenidendou nsan ve Delilii Ayna Bre Zavall nsan topya Pasifik Okyanusunda Bir Ada Gne lkesi Atina'l Timon Dnyorum, Demek ki Varm Karnca'yla Yaban Keisi Tap ve ste Bo Kat Her ey yidir Yaasn Bencillik Defolun Ak ve calma Duygular Aydnlk, Ama Ka Mumluk? Sakal Brakma zgrl Metafizie Kar Fizik Usun Snrlar Krallk Etmekten Bklr m? Heykel Ben Ben Olmayan Evrensel Ruh Sayfa 4

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Nane Ruhu Ta Paralayan Mantar Evet Diyen nsan Doktor Jekyll ve Mister Hyde nc Yol Her ey Benim in yleyse Yararlanalm Su ve Cezas Ak Kazk Kaba ya da Ham Kaba Ekonomi Gerek Aydnlk Bilgi nsand XX'nci Yzyl alparalarla Balyor alpara Orkestrasnn efi ocuklar in zgrlk Bilincin Alt ya da D Aalk Duygusu Bilimi de Brakn Keyfinize Bakn Olmak ya da Olmamak Sama Varln Bilimi Varm Gibi Varsaym Metafizie Kar Metafizik Hayr Diyen nsan nsan Artk Sade Ruh nsan Uzayn Derinliklerinde Biraz Daha t Mutlu Olmak in Dalara Trmanmak Gerek Mavi Ku Sayfa 5

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Evrenimiz Krmzya Kayyor t Dinlemeyen nsan GK BOLUUNDA BR DNYA. Milyonlarca yl nce, gk boluunda scak bir gaz bulutu belirdi. Bu bulut, uzun bir gelime sonunda dnyamz olacak. Biz insanlar, ac ve tatl btn servenlerimizi onun stnde yaayacaz: ykmz, gnein parlak klar altnda renklenen bu bulutla balyor. Scakln bulutumuzdaki hidrojen ve oksijen bireimini ge uurduunu varsayyoruz. Yaammzn gereklemesi iin gereken su kaln bir bulut halinde dnyamz evrelemi olmal. Yoksa dnyamz souyamazd. Bu, ylesine kaln bir buluttu ki gne nlarnn dnyamza ulamasna engel oluyordu. Dnyamz karanlkt, bundan tr de soumas hzlanmt. Souma, milyonlarca yl srmtr herhalde. Is, kaynama derecesinin altna dt zaman, dnyamz evreleyen bulut saanaklar halinde boanmaya balamtr. Byle olmasayd suyu nereden bulabilirdik? Dnyamzdaki boluklar sularla dolmutur. Yamurlarn tuzsuz olduunu biliyoruz. Tuz, okyanuslara, uzun jeolojik alar boyunca kara paralarndan tanmtr: nsan tohumlarnn varlaabilmesi iin tuzlu sular gerekiyordu. SUDA BR HCRE. Canlln gerekleebilmesi iin hcre (cellule) yaamna elverili bir ortam olumalyd. te, canlln ilk adm olan hcre, okyanuslarn bu tuzlu sularnda gereklemi olmal. Bilgin Oparin, hidrokarbonlarn, tuzlu suyun etkisiyle inorganik karbon bileimlerinden meydana geldiini tantlam bulunuyor. Okyanuslarda erimi olarak bulunan hidrokarbonlarn birbirleriyle birleerek gittike daha gelimi bileikler meydana getirmi olmalar dnlebilir. Kimya laboratuvarlarnda yaplabilen bu bileiklerin, geni okyanus laboratuvarlarnda da yaplabilecei yadsnamaz. Bu bileiklerin iinde, canlln temel zdei olan proteinler de vardr. Proteinler, amino asitler denilen ok kk paracklardan meydana gelmilerdir. lerinde karbon, hidrojen, oksijen, azot ve kimi durumlarda da fosfor ve kkrtl elementler bulunur. Canlln en gerekli zdei olan enzimler de proteinlerden baka bir ey deildirler. Canl hcrenin plazmasnn byk blm proteindir. Btn canl organizmalarn bileimini meydana getiren bu canl zdee protoplazma denir. En knden en byne kadar btn canllar, ilerinde protoplazma bulunan hcrelerden dokunmutur. YAAMAK. Yaamak, devimlilik (hareketlilik) demek. Tayla toprayla, gyle yldzyla tm evren yaamakta. Ama biz insanlar bu deyimi, gzlerimizle grebildiimiz kmltlar lsnde kullanmz. Bitkilerle hayvanlar canl, bunlarn dndaki tm nesneleri cansz saymz. yle olsun. Biz de, gerekte henz bir balang olduu halde bizlere pek uzun gelen insanlk servenimizde bu yanl anlam srdreceiz. Bu anlamda yaam, protein zdeinin varlk biimidir ve btn gizleri zmlenmitir: Yaam, bir zdein (maddenin) baka bir zdekten bir eyler almas ve baka zdeklere bir eyler vermesiyle gerekleiyor. Canlanma, bylesine bir alverile balamaktadr. Bu alverii salayan da doann yansma (in'ikas, reflexion) zelliidir. Doada her nesne baka nesneleri yanstr ve baka nesnelerde yansr. Cansz doada bu yansma, rnein suyun gnei yanstmas ve gnein suda yansmas gibi, pasif bir olgudur. Bu pasif yansma, uzun bir gelime sreci sonunda, protein zdeinde aktif bir yansmaya ulamtr. Protein zdei, artk evresinin etkilerine aktif tepkiler gstermeye balyor ve bunu yaparken de yeniden kazanmak zorunda bulunduu bir enerji harcyor. Demek ki bu enerjiyi Sayfa 6

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi evresinden geri alma yeteneini oluturmaktan baka kar bir yolu yok. Protein zdeinin evresiyle bu srekli zdek alverii mayalanma (fermentation) zelliini oluturmutur. Mayalanma da, zorunlu olarak, metabolizma (deitirme ve dntrme) olayn gerekletiriyor. Metabolizma elikili bir sretir, hem zmler hem ayrtrr. Bir yandan besinsel zdekler canl dokulara dntrlrken, br yandan canl dokular cansz zdeklere dntrlr. Souyan gaz bulutundaki o gzelim yaam, bylelikle balar: Cansz doadaki yansma, bu canl organizmann oluumuyla yaambilimsel (biyolojik) bir yansmaya, uyarlganla (tenbih yeteneine) dnmtr. Canl organizmann gelimesi, zamanla, daha yksek bir yanstma biimi olan duyum (ihsas)'lar oluturacaktr. Giderek, ok daha yetkin bir yanstma arac olan sinir sistemleri meydana gelecektir. Canl organizmann en gelimi biimi olan insandaysa dnme ve bilgi edinme sreci, ok zellemi bulunan bu sinirler araclyla balar. nsann dnda bulunan tm nesnel gereklik bu sinirler araclyla yansr ve bilgileir. Ne var ki, ksaca zetlediimiz bu pek ak ve yaln sonuca varmak iin, yzlerce bilginin bilimsel abalar ve bulgular gerekmitir. YERYZNDE BR NSAN. Talardan, topraklardan, madenlerden; bitkilerden, hayvanlardan insana kadar gelen bu sre, ne trl bir sretir? Bu akl durdurucu grnmn altnda yatan nedir? imdi artk bu ok yaln doa yasasn ak seik biliyoruz. Milyonlarca yl sren bu dramatik servenin altnda yatan, doann evrensel evrim yasas'dr. Ama bu yasay bilimsel olarak aklayabilmek iin Charles Darwin (18091882) gibi bir bilgin gerekiyordu. kze, korunmas iin, boynuz verilmi. Ya mrekkepbal korunmayacak m? Onun da boyas var. Mrekkepbal ylesine boyar ki suyu, saldranlar ne etseler onu bulamazlar. Boynuzsuz, boyasz tavan da evik bacaklarna gvenir. Kular kanatlanp uarak kendilerini kurtarrlar. Ya boynuzsuz, boyasz, kanatsz, hantal bacakl insan? Onu da usu (akl) koruyacak. yi ama neden kimine boynuz, kimine boya, kimine evik bacak, kimine kanat, kimine us? rnein btn varlklar boynuzlu olamazlar myd? Bu soruya Darwin'den ok nce Fransz bilgini Jean Lamarck (1744-1829) karlk vermiti: Hayr, olamazlard. nk her varlk; iinde varlat zdeksel koullara gre oluuyordu. Ne trl koullar iindeyse o trl olmak zorundayd. Kuu varlatran koullar evik bacaklar gerektirmedii gibi kz varlatran koullar da usu gerektirmiyordu. Gereksinme (ihtiya) organ yaratmaktayd. Buna kar, artk gereksenmeyen organlar da kreliyor ve ortadan kalkyorlard. Ortamn zorlamasyla meydana gelen zellikler kaltmla kuaklardan kuaklara geiyor, geerken daha da geliiyorlard. rnein zrafa, nceleri otla beslendii iin normal boyunlu ve normal bacakl bir hayvand. Yaad evre lleince baka bir evreye geerek yiyeceini yksek dallardan salamak zorunda kalmt. O yksek dallara eriebilmek iin de zorunlu olarak bacaklar ve boynu uzamt. Ne var ki bu karlk evrimi aklamaya yetmiyordu. Daha baka ve hakl sorular da karlayabilmek gerekiyordu. evresel koullarn etkisiyle varlaan zellikler nasl oluyor da kuaklardan kuaklara geebiliyordu? Ortam ad verilen bilinsiz bir g bu kadar dzenli rnler meydana getirebilir miydi? Darwin'in byk nemi, bu sorular bilimsel olarak karlamasndadr. Darwin bu alana bol sayda bilimsel Sayfa 7

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kantlar getiriyor. Kendinden nce bu alanda alan Lamarck, Diderot, Robinet, Charles de Bonnet vb. gibi evrimcilerin kuramsal varsaymlarn dzeltiyor ve bilimsel olarak doruluyor. zellikle Lamarck'n soyaekim ve evreye uyma varsaymlarn yepyeni doal ayklama ve yaama sava bulgularyla glendiriyor. Darwin'e gre yaam kasrgas iinde ancak yaama gc olanlar canl kalrlar ve trlerini srdrrler. Bu, bir doal ayklanma ya da doal seme (selection naturelle)'dir. Yaama savanda ayakta kalanlar belli zellikler gsterenlerdir. Bu zellikler, soyaekimle yeni kuaklara gemektedir, hem de daha gelierek. Bitki ve hayvan yetitirenler kurald (mstesna) zellikler gsterenleri birbirlerine alaya alaya yeni trler elde ederler. nsanlarn bile yapabildii bu alamay doa daha kolaylkla ve doal olarak yapmaktadr. Gerekten de, bu seim, doumdan nce balamaktadr. rnein bir insan yaratmak iin iki yz yirmi be milyon erkek tohumu sekiz saat sren bir yara giriirler. Kadn yumurtas karanlk bir kede gizlenmitir. ki yz yirmi be milyon yar arasndan hangisi amaca daha nce varr, yumurtay gizlendii kede bulabilirse, doacak ocuu o meydana getirecektir. Kazanan, en gldr. nk, en iyi koucu, en iyi bulucu ve en iyi delici olarak snavda da baarya ulamtr. En gl, en iyi, en uygun bylelikle seilir ve yenilen iki yz yirmi drt milyon dokuz yz doksan dokuz bin dokuz yz doksan dokuz olanak (imkan), doal sprgenin acmak bilmeyen spr nnde lp giderler. Cinsi yaatan, srdren en gllerdir (Dr. Fritz Kahn, nsan ve Hayat, s. 38). Darwin'e gre bylesine bir evrim sonunda hayvandan insana geite son hayvan halkas maymundur. nsan, ok gelimi bir maymun trnn uygun koullar altnda evrimi sonunda meydana gelmitir. Bir fille bir kertenkelenin, bir insanla bir solucann ayn soydan olduklarn hemen kavramak kolay deildir elbet. Prof. Alfred Weber, insann bir maymun deiimi olduunu bir trl anlamak istemeyenlere: Utanmayn, diyor, aslandan ya da gl aacndan geldiiniz sylenseydi, hi kuku yok, hounuza gidecekti. Kutsal Kitap size, yzyllarca, bir toprak klesinden var olduunuzu syleyip durdu da niin utanmadnz? (Felsefe Tarihi, s. 345346). Gerekte insanla hayvan arasnda, sanld kadar, byk bir uurum yoktur. Hayvann insana oran, tomurcuun iee oran gibidir. Antropoloji bilgini Sir Arthur Keith yle diyor: Darwinisme'i maymundan hemen insana geivermi bir evrim zinciri olarak anlamak yanltr. Byk insan familyasnn eitli gruplara ve bu gruplarn da eitli trlere ayrld bir eski dnya dnn. Bugn maymunlar nasl bykl kkl eitli gruplar halinde grnyorlarsa, o eski dnyann insanlar da yle grnmekteydiler. te bu eitli trler girdab iinde bir tr, yaama kavgasndan artakalarak bugnk insan trn meydana getirmitir (A. Keith, nsanln Eskiliine Dair). Darwin kuram, evrene alt bin yllk bir ya bien, gkle yer arasndaki btn varlklarn alt gn iinde yaratldn bildiren Kutsal Kitaplar kknden rtmektedir. Ondokuzuncu yzyln btn dincileri, bu yzden, Darwin'e geni apta tepki gstermilerdir. Oxford Piskoposu Wilberforce, Darwin'i savunan Th. Huxley'e, kendisinin baba ynnden mi, yoksa ana ynnden mi maymundan geldiini sormaktadr. Huxley, bu kabala u karl veriyor: Bilimsel gerekleri baltalamak iin diller dken bir adamn soyundan gelmektense, alakgnll ve haddini bilen bir maymunun soyundan gelmeyi tercih ederim (A. Advar, Tarih Sayfa 8

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Boyunca lim ve Din, c. II, s. 109). Yurdumuzda da bu kuram tantmaya alan Ahmet Mithat Efendi'nin yazlarna kar o gnn hkmeti u buyruu vermitir: Ahmet Mithat Efendinin maymunlarna dair matbuata zinhar nesne yazdrlmamas... Antropoloji alanndaki son bulgular gnmzden 400 milyon yl nceki Silr dneminde deniz hayvanlarnn yaadn, 300 milyon yl nceki Karbon dneminde kara bitkilerinin belirdiini, 150 milyon yl nceki Jura dneminde dinozorlarla srngenlerin grndn, 60 milyon yl nceki Eosen dneminde de maymun ve ilerde insanlamas muhtemel primatlarn oaldn meydana koymutur. Bu alardan kalma fosil kalntlar, gnmzden 35 milyon yl nceki Oligosen dneminde yaam olan Aegyptopitehecus Zeuxis'in insanlamay hazrlayan maymun trlerinden Drvopithecus'n atas olabilecei kansn uyandrmtr. Dryopithecus Africanus ad verilen bu maymun tryse, gnmzden 25 milyon yl nceki Miosen dneminde yaamt. Bu ada bulunan Ramapitehecus punjabicus ve Kenyapithecus Africanus'n insan trn meydana getirecek olan ilk insanmslar (Latince: Hominidae) olduklar sanlmaktadr. 12 milyon yl nceki Pliosen dneminden hibir fosil bulunamamsa da 3 milyon yl nceki Pleistosen dneminden ilk insanlaan maymun grubu olduu sanlan Australopithecus fosilleri bulunmutur. nk, bunlara gelinceye dek btn maymun gruplar ounlukla aalarda yaarken bu grubun yerde yaad saptanmtr. Bu maymun-insan fosillerinin ilki 1924 ylnda Rodezya'da bulunmutu. Daha sonra bu trden dzinelerle fosil meydana karlmtr. Bu fosillerle birlikte bunlarca yapld sanlan yontulmu akl talar da bulunmutur. Pleistosen dneminin nc buz andan nce insan tznn geni lde yayld sanlmaktadr. Neandertal adam bu ilk insanlardan biridir ve Homo sapiens Neanderthalensis adyla anlmaktadr. Bu dnemin drdnc buz a Neandertal adamn hemen tmyle yok etmitir. Ama, bu a sona ermeden Homo sapiens sapiens ad verilen gerek insanlar dnya stnde grnmlerdir. Srp gitmekte olan soyumuzun atalar bunlardr. Bu insanlar eitli rklar halinde var olmulardr. Bu rklarn ilki de Cro-Magnon rkdr. Zaman iindeki bu tarihsel serveninden de anlalaca gibi, insan, doann rndr ve yaambilimsel evrimin sonucudur. Yaambilimsel evrimden insansal tarihe gei emek'le balamtr. nsansal emei hayvansal aba'dan ayran, bu emein bilin'li oluudur. Emek ve bilin, birbirlerinin koulu olarak, insana zg bir diyalektik ikileme'dir. Yksek hayvan trlerinde beliren zeka ve onunla snrl olarak gelimi bulunan aba, evrim sonucunda insansal bilin ve bilinli emee dnmtr. Bu gelime, pek uzun bir evrimin rndr. Hayvansal zeka ve aba, sadece doadan yararlanmak'la kalm, doay yararna uygun olarak deitirip, ona egemen olmak'la insanlamtr. nsan, kendisini meydana getiren doasal koullar amakla varlamtr ve bundan trdr ki, artk o, doasal koullara indirgenemez. Bilin ve eyleminin birbirlerini karlkl olarak etkilemesiyle gerekleen uzun bir evrim sonunda alet yapm ve hayvandan farkl olarak kendi kendini retmitir. Hayvan, tek bana bir varlk olduu halde, insan ancak toplumsal bir varlk'tr: nsan, toplumsal ilikilerinin toplamdr. Ama gene de karlanmas gereken bir soru var: nsan nedir? Madenler, bitkiler ve hayvanlar arasnda bylesine bakalamak (insanlamak) neden? Sayfa 9

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Hollandal anatom Louis Bolk'a gre, bu bakalamann nedeni, bireysel gelimedeki gecikmedir (Retardation kuram). nsana zg nitelikler, bu gecikmenin sonucudurlar. Hayvan doduktan birka gn, ya da birka hafta sonra yrr, insan ancak bir yl sonra yrmeye balar. Hayvann bymesi birka gn ya da birka ylda biter, insann bymesi on dokuz yl srer. retme yetenei hayvanda birka ay ya da birka ylda, insanda on be ylda balar. Hayvanlar tyl doarlar, insan on be yl sonra tylenir. Daha pek ok alanlarda da grlecei gibi insan, pek uzun yllar, dou srasndaki durumunda (embrional durum) kalr. Bu gecikme, sonunda insann klszlnda grld gibi bsbtn yok olmaya varacak olan (elimination) bir organ gerilemesini, gszln dourur. Her hayvan evresine uyar, insansa bu gszlnden tr evresine uyamaz. Bu yzden de yaayabilmek iin evresini kendisine uydurmak zorundadr. Tkenip yok olmamasn da gene bu gecikmeye borludur. Profesr Bolk'a gre, gelimenin gecikmesi, bir i engelleme yzndendir. Bu engellemeyi de i guddelerin rnleri olan hormonlar salamaktadr. nsan vcudunda engelleyici hormonlarn oalmas, beynin bymesiyle balantldr. Zekannsa, beynin bedene gre byklyle arttn biliyoruz. u halde, denilebilir ki, insann gc gszlndedir. nsan evresine uyamayacak kadar gszletiinden, evresini kendisine uydurabilmek iin akllanmak zorunda kalmtr. Beyni bym, zekas artmtr. Maymun, soua kar, kllanarak yaar. nsan kllanamaynca, maymunun derisini yzp kendi srtna geirerek yaar. Bu yzdendir ki, da hayvan dada, ova hayvan ovada, deniz hayvan denizde, scak hava hayvan scakta, souk hava hayvan soukta yaayabildii halde insan, dnyann her kesinde yaamaktadr. svireli zoolog Portmann da, insangillerin (hominid) bakalamasn erken doumlarna balamaktadr. Bu erken dou, kuaklar boyunca, olaanlamtr. nsan, doduktan sonra daha bir yl ana rahmindeki gibidir, hzl bir byme iindedir. Bir yl sonra bu byme yavalar. Maymungiller (anthropoid) yetime ana eritikleri zaman insangiller henz erginlemeye balamlardr. nsann erken douundan ileri gelen bu gecikme, mr boyunca srmektedir. Bu gecikme, insan yavrusunun uzun yllar ana babasnca beslenmesini gerektirir. Evlilik kurumunun biyolojik temeli budur. Gszln nedeni olan erken doum, gszln gerei olan beyni zorlamtr. Portmann'a gre insan, insanln erken douuna borludur. Grld gibi, Adolf Portmann'la Louis Bolk, bu konuda birbirlerini tamamlamaktadrlar. Alman antropologu Profesr Arnold Gehlen, ortak bir atadan gelmi olduklar halde, insanla hayvan arasnda bir nitelik (mahiyet) ayrm bulunduu kansndadr. nsanda bir hayvanlk vardr ama, insan denilen varlk, bu hayvanln snrn atktan sonra balar (A. Gehlen, Der Mensch, Seine Natur and Seine Stellung in der Welt, 1940). Hayvann her organ; bir evreye uymadr. nsann hibir organ, evreye uyma deildir. Hayvann herhangi bir organn ele alarak onun yaad evreyi, yedii eyleri, karlat dmanlar ortaya koyabiliriz. Devekuu step iin, empanze orman iin yaplmtr. Buna kar insann, doann hibir kouluna uygun gelen hibir organ yoktur. Buz a hayvanlarnn hepsi tyldr. Buz a insan tyl deildir. nsan, yaamasn, hayvan gibi evreye uymasna deil, kendine zg bir zellikle evreyi kendisine uydurmasna borludur. te insan demek, bu zellik demektir. Hayvanlk alannda evreye gre organlarn zellemesi kavram (specialisation), insanlk alannda evrenin zelletirilmesiyle elde edilmitir. Hayvan, doa karsnda Sayfa 10

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tam ve uygun, insansa eksik ve doaya kart bir varlktr. Hayvann btn davranlar doann isteine gre dzenlenmitir, insann btn davranlarysa doaya kardr. nsan varl, dik yrme ve bunun ardndan beynin bymesi ve zekann ortaya kmasyla balar. Dik yrme, insann ellerini serbest klmtr. Ayaklk etmekten kurtulan eller bo kalnca, zekann gdmyle, aletleri ilemeye ve kullanmaya balamtr. Hayvan, organlarnn zellemesi yznden evresine baldr. nsansa, organlarnn zellememesi yznden evresine kar zgrdr. nsan, zgrln, beyin-el diyalektiine borludur. Bu yzdendir ki, hayvan uygunsuz koullar iinde trn yok ettii halde, insan her eit koullar iinde trn srdrmektedir. Beyin ve el, insan btn zel durumlar karsnda zgr klmtr. nsan bu evre, koullarn deitirebilir ya da onlara kar kendini koruyabilir, doayla savaabilir ve doay yenebilir. Bylesine bir g, insandan baka hibir canlda yoktur. Hayvan aletsiz yaayabildii halde, insan aletsiz yaayamaz. Ate, balta, silah vb. gibi aletlere sahib olmayan insan doay yenemez ve tkenip gitmek zorunda kalrd. u halde insan, doayla deil, kltrle bir balant iindedir. Kltr, zekayla deitirilen bir doa, yeniden ve insana gre yaplm bir doadr. Buna kar, insanla hayvan arasnda hibir nitelik ayrl bulunmadn; insann gelimi zekal bir hayvan olduunu ileri sren kuramlar da vardr. Bu kuramlara gre; insan yetenekleri (kabiliyetleri) hayvan yeteneklerinin yetkinlemi (mkemmellemi) bir biiminden baka bir ey deildir. W. Khler, zekann hayvanlarda da bulunduunu tantlamtr. nsanda karlatmz tre (ethik), deer lleri, toplumsalln meydana koyduu, doayla hibir ilgileri bulunmayan fenomenlerdir. nsanca bir zellik olarak ileri srlen dil fonksiyonu da nihayet gelimi bir beyin iidir. Dil fonksiyonu, beyinde, silvius yar dolaylarna yaylmtr (bkz. J. Lhermitte, Les MEcanismes da Cerveau). Maymungillerde kendilerine gre bir dil bulunduu Gerner ve Schwidetzky'nin gzlemleriyle dorulanmtr. Kohts yirmi szckl, Blanche W. Learned otuz iki szckl bir maymunca bulunduunu ileri srmektedirler (bkz. Jean Rostand, Biyoloji Asndan nsan, Ender Grol evirisi, 1964). nsanlk yapyla hayvanlk yap arasnda, temelde, hibir ayrlk yoktur. nsanlk yapda grlen organ eksiklikleri, bu organlarn grevlerini beynin yklenmesi yznden meydana gelen doal gerilemeler, daha ak bir deyile, gereksiz klnmalardr. Tyl bir hayvann derisini yzp srtna geirmeyi beceremeseydi, souktan donmamak iin, insan da tylenecekti. Bilimsel bulgular, insan insan edenin emek (i) olduunu tantlyor. Hayvan doada bulduklaryla yetinir, insansa doay emek harcayarak retir. nsan, alet yapan bir hayvandr. Ancak alet ii deil, i aleti dourmutur. Elin gelimesi, insangillerin bakalnda, atlm en nemli bir admdr. Kant'n da dedii gibi, el, darya doru uzam bir beyindir. Tyl atalarmz dik yrmeyi, bir zorunluk olarak gze almlarsa, bunun nedeni, ellerin baka trl iler yapmak zorunda kalm olmasdr. Maymunlarda bile eller, trmanmak iin, ayaklardan baka trl kullanlmaktadr. El, iin bir aleti deil, iin ortaya kard bir rndr. El, yetkinlemesini yapt ilere borludur. Elin gelimesi, insan yapsnn btn blmlerini dorudan doruya etkilemitir. in eli ve karlkl olarak elin de ii gelitirmesi insangillerin ibirliini zorunlu klmtr. Bu ibirlii, baka bir deyile toplumsallk, insanlar, birbirlerine sylemeleri gereken bir eyleri olmak durumuna getirmitir. Dil, bu zorunluktan domutur. Sayfa 11

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi nsanbilim (antropoloji) alanna byk katklarda bulunan, Friedrich Engels, Doann Diyalektii adl nl yaptnda yle der: Ekonomi politikiler i (emek) btn zenginliklerin kaynadr, derler. Fakat i, bundan da te sonsuz bir eydir. nsann tm varl iin ilk temel art odur ve bu ldedir ki bir anlamda insan i yaratmtr, dememiz gerekir. Yz binlerce yl nce, jeologlarn nc zaman dedikleri, henz kesinlikle saptanamayan dnya tarihi dnemi srasnda, belki de onun sonlarna doru, dnyann scak blgesinde muhtemelen imdi Hind Okyanusunun dibine batm byk bir kara paras zerinde insan benzeri maymunlarn son derece gelimi bir kua yayordu. Bizim bu ecdadmz Darwin aa yukar tanmlamtr. Bunlarn bedeni tamamen kllarla rtlyd, sakallar ve sivri kulaklar vard ve topluluk halinde aalarn stnde yayorlard. Bu maymunlar, belki de zellikle yaay biimleri dolaysyla aalara trmanrken ellerine ve ayaklarna farkl fonksiyonlar kazandrarak dz yerde yrrken ellerini kullanma alkanln yava yava brakmaya, dik biimde bir yry kazanmaya baladlar. Bylece maymundan insana gei'in en nemli adm atlm oldu. Bugn btn insan-benzeri maymunlar ayakta durabilirler ve iki ayak zerinde hareket edebilirler. Ama bunu yalnz zorunlu hallerde ve pek beceriksizce yaparlar. Doal yryleri yar dik'tir ve ellerini de kullanrlar: ou ise el kemiklerini yere dayar ve sakat bir kimsenin koltuk denekleriyle yry gibi bkk bacaklarla uzun kollarn arasnda bedenlerini titretirler. Genel olarak maymunlarda drt ayak zerinde yrmeden iki ayak zerinde yrmeye geiin btn basamaklarn bugn bile grebiliyoruz. Ama iki ayak zerinde yrme onlar iin bir son are olmaktan te gitmemitir. Kll ecdadmz arasnda dik yrme zamanla bir gereklilik haline geldiyse, bu, arada geen zamanda eller iin gittike deiik alma ekilleri gelimesini zorunlu klmtr. El ve ayan kullanlmasnda baz farklarn meydana gelii maymunlar arasnda da grlr. Belirtildii gibi aaca trmanrken el, ayaktan baka trl kullanlr. Daha aa memeli hayvanlarn n ayaklarnn kullanl gibi, el daha ok yiyeceklerin toplanmasna ve tutulmasna yardm eder. Baz maymunlar aalarda yuvalarn ellerle yapar, hatta empanze gibi kt havadan korunmak iin dallarn arasnda at meydana getirirler. Dmanlara kar korunmak iin sopalar ellerle yakalar, ya da meyveleri ve talar bunlarla frlatrlar. Yakalandklarnda insanlardan kopya ettikleri birok basit hareketler iin ellerini kullanrlar. Ama insana en ok benzeyen maymunlarn bile gelimemi eli ile binlerce yzyllk i yoluyla son derece gelimi insan eli arasndaki farkn ne kadar byk olduu burada anlalr. Kemiklerin ve kaslarn says ile genel dzeni ikisinde de ayndr. Ama en ilkel vahinin eli, hibir maymun elinin taklit edemeyecei yzlerce i yapar. Hibir maymun eli ta ban en kabasn bile meydana getirememitir. Ecdadmzn binlerce yllk srede maymundan insana gei srasnda yava yava eli uydurmay rendikleri ilk hareketler balangta herhalde en basitleriydi. En ilkel vahiler, hatta ayn zamanda fiziksel bir gerileme gstererek daha ok hayvana benzer bir duruma dnenler bile, bu gei dnemi yaratklarndan ok daha stndr. lk akmak ta insan eliyle bak haline getirilinceye kadar, yle zaman dnemleri gemitir ki, bizce bilinen tarihsel dnem onunla karlatrlnca nemsiz kalr. Ama asl adm atlmt, el zgr hale gelmiti ve artk durmadan yeni beceriler kazanabiliyordu. Bylece kazanlan daha byk esneklik kuaktan kuaa geiyor ve artyordu. O halde el, i organ olmakla kalmaz, ayn zamanda bu iin Sayfa 12

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi rndr de. Ancak i, gittike yeni hareketlere uyma, bu yoldan gelitirilmi kaslarn, ba organlarnn, daha uzun dnemler iinde kemiklerin kaltsal yoldan gemesi bu kaltsal inceliin yeni, gittike daha karmak hareketlere gittike yenilenen biimde uygulanmas, insan elini Rafael'in tablolarn, Thorwaldsen'in heykellerini ve Paganini'nin mziini yaratabilecek bir mkemmellik dzeyine kadar getirmitir. Ama el tek bana deildi. O, son derece karmak bir tm organizmann ancak tek bir organyd. Elin yararland eyden btn beden de yararland, hem de iki yoldan. nce, Darwin'in dedii gibi, byme korelasyonu yasasndan yararland. Bu yasaya gre, bir organik varln ayr paralarnn belli biimleri, grnte onlarla bants olmayan baka paralarn belli biimleriyle her zaman bantldr. Bylece, ekirdeksiz krmz kan hcrelerine sahip ve kafann iki eklemle (kondil) kaburgann ilk kemiine baland btn hayvanlarda hi eksiksiz; yavrular emzirmek iin st bezeleri de vardr. Bunun gibi, memeli hayvanlarda atal trnaklar kural olarak gevi getirmek iin krkbayr ile bantldr. Belli biimlerdeki deimeler, aradaki banty aklayabilecek durumda olmamza ramen, teki beden ksmlarnn biiminde de deimelere sebep olur. Gzleri mavi olan tamamen beyaz kediler her zaman ya da hemen her zaman sardr. nsan elinin gittike gelimesi ve buna paralel olarak ayan dik yrye uymas, hi phesiz byle bir korelasyon yoluyla organizmann teki ksmlar zerinde de etkisini gstermitir. Elin gelimesinin dolaysz, belirlenebilecek biimde geri kalan organizmaya yapt etki ok daha nemlidir. Daha nce deinildii zere, bizim maymun ecdadmz sr halindeydi, btn hayvanlarn en toplumsal olan insann, toplumsal olmayan bir nceki ecdattan kn aramann imkanszl aktr. Elin gelimesiyle, ile balayan doa zerindeki egemenlik her yeni ilerlemede insann gr asn geniletti. nsan, doadaki maddelerde srekli olarak yeni, o gne kadar bilinmeyen zellikler kefetti. te yandan iin gelimesi, karlkl destekleme, ortaklaa etkinlik hallerini oaltma ve bu ortaklaa etkinliin her birey iin salad yararn bilincine varma yoluyla toplum yelerinin birbirine gittike yaklamasna zorunlu olarak yardm ediyordu. Ksacas, oluan insanlar, birbirlerine syleyecek bir eylerinin bulunduu noktaya eritiler. htiya, kendine bir organ yaratt. Maymunun gelimemi grtla, durmadan daha gelimi modlasyon elde etmek iin yaplan modlasyon yoluyla yava, ama salam biimde deiti ve az organlar yava yava birbiri ardndan ahenkli harfleri sylemesini rendi... nce i, sonra onunla birlikte dil, bir maymunun beynini etkileyen en nemli iki drt bunlardr ve bu etki altnda maymun beyni, btn benzerliine ramen ok daha byk ve ok daha stn bir insan beynine doru gelimitir (bid, Ankara 1970, Arif Gelen evirisi). Grld gibi, insan usunun, ne kkeninin ne de znn, sadece doal ve yaambilimsel (tabii ve biyolojik) etkenlerle aklanamayaca aktr. Usun ve bilincin z, ancak toplumsal (itimai, sosyal) karakteriyle kavranabilir. nsan toplumu olmakszn insan usu, insan bilinci ve insan dncesi de olamazd. A. Spirkin ve O. Yakhot, Diyalektik ve Tarihi Materyalizm adl yaptlarnda bu konuda u somut rnei verirler: Hepimiz ormanlarda hayvanlar tarafndan yetitirilen ve sonradan insanlar tarafndan bulunan ocuklarn yklerini duymuuzdur. Bu tr olaylarn en heyecanls 1920 ylnda Hindistan'da ortaya kandr. kszler evinin bakan olan Mr. Singh, birtakm garip varlklarn kurtlarla birlikte bir maarada Sayfa 13

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yaadklarn duyar. Halk bunlarn hayalet olduklarn sylemektedir, fakat daha sonra bunlarn iki kk kz ocuu olduklar anlalr. Bu ocuklar kurtlarn elinden alnr ve teki ocuklarla birlikte yetitirilmek zere kszler evine getirilir. Ancak kzlar evreleri iin byk bir dert kayna olurlar. nk, bir insandan domu olmalarna ramen; iki kk hayvan gibi davranmaktadrlar. Hayvanlarn arasnda geen yaamlar yalnz davranlarn deil, ayn zamanda bedensel yaplarn da etkilemitir. nsanlarn nemli zelliklerinden biri olan dik yrme bu ocuklarca bilinmemektedir. Ayrca insan bilincine ve dnme yeteneine veya insanca duygulara, heyecanlara sahip olduklar yolunda da hibir belirti yoktur. Alacakaranlkta yaarlar, gndzleri uyur, gece olunca hareketlilik gsterirler. Yllar geer. Zamanla, byk abalar sonucunda, fakat yava yava, insanca zellikler belirmeye balar. lk szckler sylenir. evrelerinde olup bitenleri kavradklarn gsteren insanca kavrayn ilk belirtileri ortaya kar. Balang kavramlar biimlenir ve kk hayvanlar insana dnmeye balarlar. Ne yazk ki byyemeden lrler. Bu gerekler bize neyi anlatr? lkin bilincin doal yaambilimsel kayna kuramnn tamamen yanl olduunu gsterir. Kaba ya da bilimsel olmayan zdekiler (maddeciler) insann, doann ocuu olduunu ileri srerlerdi. Bu iddiada, bilincin kaynann doast olduu yolundaki idealist ve teolojik iddialarla elitii lde gereklik pay vard. Fakat, insan bilincinin yalnz doal temelini vurgulayan metafizik zdekilik de tmyle doru deildir. Bu gerek, kurtlardan kurtarlan ocuklar olaynda hi kuku brakmayacak bir biimde kantlanmtr. Bilin, rnein ellerimiz, kanmz, gzlerimiz ve samzda szkonusu olduu gibi doann basit bir rn deildir. Bilincin ortaya kabilmesi ve grevini yapabilmesi iin, doal yaambilimsel temelinin yansra, toplumsal koullar (toplumsal yaam ve insan toplumu) da gereklidir. nsan bilinci karakteri itibariyle toplumsaldr. nsann toplumsal ilikilerinden, toplumsal yaamndan ve hareketliliinden soyutlanm olarak ortaya kamaz. Bir ocuk, ancak bir insan topluluu iinde yaayarak, bir insan olabilir (bid, Bilim Yaynlar, Engin Karaolu evirisi, s. 53-5). nsann z, tek bana bir bireye zg ve soyut bir ey deil, toplumsal ilikilerinin tmdr. Bu gerek, genel olarak insan konusunda herhangi bir akl yrtmeyi gereksiz ve olanaksz klar. nsan, btn insanln gelimesinin bir rndr (Nasl ki bir elma da, elma aacnn deil, btn bir doann rndr). nsan, toplumsal soyunun, yzbinlerce yllk deney ve bilgi mirasna sahiptir. nsanbilim (antropoloji), doal varlklar iinde insann zelliklerini igdler, dil ve dnce, teknik, us ve eylem alanlarnda da en ince ayrntlarna kadar incelemi ve bilimsel gerekler ortaya koymutur. nsan insan eden, kendine zg igdleri midir?.. Bu sorunun karl kesindir: Hayr. nce, igdlerin, imdiye kadar sanld gibi psiik deil, fizyolojik olduklar anlalmtr. gd, bir dnce ii deil, bir beden yaps iidir. Her hayvan tr iin baka olan davran biimleri, hayvan fizyolojisini biimlendirip, soydan soya geerek igd haline gelmilerdir. gdler renilmezler ve deneme yoluyla kazanlmazlar. Dahas var, igdsel davranlarla renilmi davranlarn gelimeleri birbirleriyle ters orantldr. renebilen hayvanlarn igdleri, renebildikleri oranda, azalmaktadr. Bu anlamda, insan denilen varlkta hibir igd bulunmamaktadr. gd, belli bir olay karsnda belli bir davrantr. Dmann grmek, hayvan ya Sayfa 14

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bartr, ya kartr, ya da dmanna saldrtr. nsannsa ne trl davranaca belli deildir, daha dorusu ne trl davranaca o anda iinde bulunduu sosyal, ethik ve entellektel koullara baldr. Barmak, kamak, saldrmak yle dursun, insan eer o anda iine yle geliyorsa dmann yanaklarndan pebilir. Ama, iinde, gene de ho olmayan bir duygu kvranr. nsann igds ite bu kadarcktr ve pek gszdr. Onu fizyolojik bir davrana srkleyemez. nsann soydan gelen igdsel davranlarnn yerini, zeka ile ilgili plastik (birbirleriyle kaynaabilen) davranlar almtr. nsann, igdleri deil, igd kalntlar olan itepileri (ilcalar, impuls'leri) vardr. nsann zellemi organlar olmad gibi, zellemi davranlar da yoktur. Buna kar, dil ve dnce, insan insan eden insanca zelliklerin banda geliyor. nsan, dnyaya alan ilk canldr. nsann dnyaya almasn dili ve dncesi salamtr. Yirmi milyon yl nce yaad sanlan ayn trden geldikleri halde, ada maymunun bilgisizliine kar ada insann stn bilgisi, insangillerin azlarndaki dili gerei gibi kullanabilmelerinden domutur. ada maymun, aa yukar, yirmi milyon yl nceki ortak atamzn deneylerini tekrarlamaktadr. Maymun, pek yava gelien bireysel deerleriyle birlikte gp gidiyor. nsann bireysel deerleriyse, szcklerin gcyle gittike toplumsallamaktadr. Maymun, ocuuna hemen hibir bilgi veremeden lr. nsan, ocuuna yirmi milyon yllk bir bilgi brakr. Dil, insangillere, kendisini teki canllara pek stn klan hzl bir gelime salamtr. nsann dilini kulland gnden beri yepyeni bir diyalektik gereklemeye balamtr. Bu diyalektik, dil dnce diyalektiidir. nsann zgrl, diliyle gereklemektedir. Dncenin dile ball (identik birlii) tantlanmtr. lk dnen ilk konuand. Konumadan dnme yetisi, uzun bir sre sonra gelimitir. Dil ve dnce, birbirlerini karlkl etkileyerek, genel diyalektiin iinde, ok hzla gelien zel bir diyalektie balam bulunmaktadrlar. nsan, szcklerle zetleyerek dnyann fizik yknden kurtulmutur, bilgi elde edebilmek iin harcamak zorunda bulunduu gc ve sreyi kazanmtr. Artk gitmesi, grmesi, dokunmas, bulmas, iitmesi, aramas, koklamas, tatmas gerekmez. Dnmesi yeter. Dil ve dnce diyalektii, gemile gelecei birletirmi, uzakl yakna getirmitir. Hayvan gemiini bilemez, insan bilir. Hayvan geleceini tasarlayamaz, insan tasarlar. nsan, dillenmesi yznden, sreyi ve uzay (zaman ve mekan) eline geirmitir, bakalarnn deneyleriyle eylemde bulunmaktadr. Ralp Waldo Emerson'un dedii gibi: Eitilmi bir kpek, baka bir kpei eitemez. Bu baar, dil dnce gcyle, insanca bir baardr. De la Mettrie'nin dedii gibi, azdan szckler kmadan nce neydi insan? teki trlere gre daha az igds olan kendi trnn hayvan. Kendini kral grmezdi. Maymun kendine neyse, o da kendine oydu (La Mettrie, L'Homme-Machine, 1748). nsanca zelliklerden biri de, tekniktir. nsan, igdlerinin eksikliini nasl zekasyla gideriyorsa, organlarnn eksikliini de teknikle giderir. Umak iin kanatlar olmayan insan uma makinesi yapar, kanat organnn eksikliini teknikle giderir. Ayrca insan, birok organlarnn grevlerini de teknie ykler. Araba yapp ayaklaryla yrmekten kurtulur, asansr yapp merdivenleri trmanmaktan kurtulur. Bunlardan baka insan, birok organlarnn grevini de teknikle aar. Sesini iittiremeyecei uzaklklara telefon telleri eker, yumruuyla vuracana bir tala vurarak iini daha iyi yapar, gzleriyle gremediini drbnle grr. Teknik, her gn biraz daha, organik doay Sayfa 15

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi grev d brakmaktadr. Uygarlmzda yk tayc hayvanlarn yeri her gn biraz daha azalmaktadr. nsan, dnyay teknikle deitirebilen tek canldr. Ya kendine organlar yaratr, ya organlarnn igcn artrr, ya da kendi organlarnn iini doaya grdrr. nsan, teknii zekasyla ortaya koyar. Teknik, doada yoktur: rnein bir mihverin evresinde dnen tekerlek, insan zekasnn rndr, doada byle bir ey bulunamaz. nsann yarm milyon yl nce yapt bak, doada yoktur. ividen, dmeden tutun da buhar makinesine kadar hibir teknik aleti doada bulamazsnz. nsan, ilerini teknie grdrrken, kafa almalarna ayraca sreyi de artrm olmaktadr. Teknik, ayrca, insan doaya ballktan da kurtarmtr. Artk insan, atn yrme, aacn byme hzna bal deildir. Atn yerine otomobili, aacn yerine kmr ve petrol koyarak btn kltr srelerini hzlandrmtr. nsan, yepyeni bir doa yapabilmek gcn kazanmaktadr. rnein doada yirmi milyon elektrovoltluk elektrik gerilimleri yoktur. Oysa insan, byle bir gerilimi teknikle meydana getirerek bu durumda doann nasl davranacan deneyebilmektedir. Grld gibi, insan insan eden emek, i, tek szle eylem (action)... Kafadaki beyni us, n ayaklar el, azdaki tad alma organn konuan dil eden hep o. nsan trn meydana getiren hayvann, teki hayvanlara baskn kan eylemsellii nereden domutur? Soru, karln, insann atas hayvann teki hayvanlara gre daha ok oyunseverliinde bulmaktadr. Nitekim, insan ocuunun maymun ocuundan daha oyuncu olduu bilinmektedir. nsan, duyulur izlenimler ynn oyunla dzenlemitir. Oynayan ocuk, ilkin, hibir ayrma yapmakszn, btn duyularyla birlikte davranr. Eyay grr, dokunur, koklar, sesini iitmek iin birbirine arpar, tadn almak iin azna sokar. Bu oyun, ona duyu niteliklerini ayrt etmeyi retir. iei koklar artk, azna sokmaya almaz. Oysa, iein bir tad da vardr. Ama ocuk, iekte kokunun tattan nemli olduunu renmi, kokuyu teki nemsiz niteliklerden soyutlayabilmitir. Bu soyutlama, insanlamada, ok nemli eylemsel bir baardr. Artk eker yeil, krmz, ya da sar renkte olabilir. ocuun ekerde arayaca renk deil, tat olacaktr. ocuk, bu oyun deneyleriyle, eyann tepkilerini ve kendi davranyla olan ilgilerini de renmektedir. Avuta sklan cam elini kesmektedir, elden braklan tabak dp krlmaktadr. Yanmayan sobaya dokunulabilir, yanan sobaya dokunulmaz. nemli bir sonu daha meydana kar: Gz, ellerin grevini stne alm, ellerin ykn azaltmtr. ocuk artk bir eyin ya m kuru mu, ar m hafif mi, sert mi yumuak m olduunu grebilir. Bunlar anlamak iin o eye elleriyle dokunmas gerekmez. Grevleri azalan eller imdi daha ok eylemde bulunabileceklerdir, el bilgi iinden kurtarlmtr. Daha sonra gz, oyunun salad duyularn ibirliinden glenerek, teki duyularn da grevlerini yklenmektedir. Sessiz bir filmde bir kiinin ark sylediini grebiliriz, nmze getirilen, bir tabakta tatl bulunduunu grebiliriz, bahemizde bulunan bir karanfilin gzel koktuunu grebiliriz. Duyularn bu ibirlii, insandan baka hibir hayvanda gereklememitir. Cisimlerin, teki duyularn niteliklerini de kapsayan bu optik grnleri sembollerdir. nsan, artk, eylemsel oyunlaryla edindii bir semboller dnyasnda yaamaktadr. Optik (grnen) dnya, yk azaltlm bir dnyadr. u halde, yk azaltlm bir dnyaya alan insan atas hayvan, insanlama yolunda, br hayvanlara gre, ok daha eylemde bulunmak imkanna kavumutur. Bu geni eylemsel alma, onu, ele, dile ve akla gtrmektedir. Daha ak bir deyile, eylemin drtsyle el-dil-akl diyalektii Sayfa 16

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi balamtr. Buysa, tmyle, insanlama iidir. NSANDA BR KORKU. lk insan, soumu lav kayalarnn stne kp evresine baknca, kendisine gre deerlendirdii iki ey grd: Kendisinden aada olanlar, kendisinden yukarda olanlar... Kendisinden aada olanlara aldrmad ama, kendisinden yukarda olanlardan lesiye korktu. Usuz bucaksz bir doann ortasnda ne kadar yalnzd. Gkler grlyor, imekler akyor, yldrmlar dyor, kendisinden pek gl hayvanlar saldrp paralyorlard. Kendisinden yukarda olanlarn en stnde gk vard. Artk, yzyllar boyunca korkacakt bu gkten, sayg duyacakt bu ge. ylesine bir korku, ylesine bir saygyd ki bu, gelecek kuaklarn en aklllar bile kendilerini bundan kurtaramayacaklard. Milyonlarca yl ycelik, tanlk, gllk lsn mavi ellerinde tutacakt, gk. Gk, ona baryor, parman sallyor; onu bomak iin saanaklarn, onu yakmak iin yldrmlarn gnderiyordu. Ona yalvarr, tapar, yaltaklanrsa belki kendisini korurdu da. KORKUDA BR KAVRAM. Bir XViii'nci yzyl dnr, Volney (Constantin Franois, Comte de Chasseboeuf, 1757-1820), gk lsnn hikayesini kendi asndan; yle anlatyor: lk insanlarn hibir dnceleri yoktu. nce kollarn, bacaklarn kullanmasn rendiler. Gittike; babalarnn deneylerinden yararlanarak gelitiler. Yaama aralarn salama baladka zekalar, ilkel gereksemeler (ihtiyalar) zincirinden kurtularak dolaysyla anlamalara; sonu karmalara (istidlallere) yneldi. nsan zekas, giderek, soyut bilgileri kavramak gcn de kazand. Yeryznde kendilerinden baka birok varlklar kaynayordu, bu varlklarn ou kar gelinmez nitelikte glydler. Ate yakyor, gk grlemesi rktyor, su bouyor, yel srklyordu. Uzun yllar bu etkilerin nedenlerini dnmeden katlandlar. Btn bunlarn neden byle olduklarn anlamak isteyen ilk insan akna dnd. Sonra, yle dnmeye balad: 1- Onlar kendisinden gl, kendisine stndler. Tanr dncesinin temeli budur. Kimileri ac, kimileri tatl etkiler uyandrmaktadrlar. Acyla etkileyenlerden korkuyor, onlardan uzaklamak istiyordu. Tatlyla etkileyenlere umut balyor, onlara yaklamak istiyordu. te korku ve umut, gk lsnn bu ilkeleri, bylece dodular. Kendisi nasl bir bakasn itmek isteyince itebiliyorsa onlar da yakmak isteyince yakabiliyorlard. u halde onlarda da kendisininki gibi bir irade, bir zeka olmalyd. te Tanrlk irade, Tanrlk zeka dncesi byle balad. Kendisine ktlk etmek isteyen bir soydann nnde nasl alalyor, ona nasl yalvaryorsa, tekilerinin nnde de alalabilir, onlara da yalvarabilirdi. te ilk yere kapan, ilk dua. Yoluna engel olan daa yer deitirmesi iin yalvarrken onu dncesinde varlklatrdnn, ilk dnce varlklarn yaratmaya baladnn farknda bile deildi. Kendisinden gl, kendisine stn olan bu dnce varlklar pek oktular, u halde evren, saysz Tanrlarla doluydu (politeisme). Bunlarn kimisi iyilik ediyordu, kimici ktlk. yilikle ktlk, iyiliki ruhlarla ktlk Tanrlar bylece dodular. te ilk insanlarn dini byle balad (lk sistem: Fizik glere tapmak). 2- Yeryznde ve insan dncesinde balayan btn bu ilkeler (stnlk, korku ve umut, stn irade ve stn zeka, glnn nnde eili, yalvar, dnce varlklar, bu varlklarn okluu, iyiliki ya da ktlk varlklar) insanlarn tarm gereksemeleri iin ge yneldiler. Tarm, toplulukla yaamaya balayan insanlar iin bir Sayfa 17

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi zorunluktu. Tarm baarmak iinse gn gzetlenmesi gerekiyordu. Topran gkle ilgisi belirmeye balamt. Bir yldz kmesinin grnmesi, en yksek yerine varmas ve batmasyla bir bitkinin gvermesi, bymesi ve kurumas arasndaki ilgi, olanca aklyla insanlarn gzne arpyordu. u halde yeryzn yldzlar, bu gk varlklar, ynetiyorlard. On be bin yl nce Msr'da yaayanlar yldzlara tapmaya baladlar. Bunlar, Nil nehrinin yukar kylarnda yaayan zenci rktan ilkel topluluklard (kinci sistem: Yldzlara tapmak). 3- nsan bu yldzlara birer ad takma gereini duyunca, bunlara yeryz adlarn yaktrmaya balad. Tebli Habe, rman tamas srasnda grnen yldzlara tama yldzlar, sapan srme srasnda grnen yldzlara kz ya da boa yldzlar, aslanlarn susuzluktan lleri brakp rmak boylarna geldii srada grnen yldzlara aslan yldzlar, kuzularn ya da olaklarn doduu zaman grnen yldzlara kuzu ya da olak yldzlar adn veriyordu. Bu benzetmeler sayszd. Artk kuzu, k mevsiminin ktlk eden ecinnisinden gkleri temizliyor, boa yeryzne bereket tohumlar sayordu. nsan dili bylelikle mecazlara alyor, gittike zenginleiyordu. Artk insan, gn boasndan (boa adn verdii yldzlardan) bekledii gc, yeryzndeki boadan da bekler olmutu. Yerden ge kan mecazlar bylelikle. gene yeryzne indiler. Birtakm yanl kyaslamalar balad. kz, balk ve daha bir sr ey kutsallat (nc sistem: Putlara tapmak). 4- Kyaslamalar insanlar maddi anlamlardan manevi anlamlara geirdiler. yilik getiren tanrlara bilgi, temizlik, erdem melekleri; ktlk getiren tanrlara da cahillik; gnah, kabahat zebanileri denilmeye baland. Tanrlarn zleri birbirlerine uymadndan tapnma ikiye blnd. yi tanrlara yaplan sevgi ve sevin tapnmasyd, kt tanrlara yaplan korku ve strap tapnmasyd (Drdnc sistem: Kart ilkelere tapmak). 5- Yolculuktan dnen Fenike gemicileri, okyanusun br ucundaki lmsz bahar lkelerini, kuzey blgelerinin lmsz gecelerini anlata anlata bitiremiyorlard. te cennet ve cehennem dnceleri bu hikayelerden dodu. Yzyllardan beri ldkten sonra ne olacan kendi kendine soran insan, bu yerlerde yaayabilmek dncesinden holanyordu. Bylelikle sevgili llerini barndracak bir yer de bulmu oluyordu. Sonsuz bahar lkesi ekiyor, sonsuz karanlk lkesi korkutuyordu. u halde iyiler birinciye, ktler ikinciye gitmeliydiler. Bundan da tanr tzesinin (adaletinin) insanlarn tzelerindeki yanllar dzelttii dncesi dodu (Beinci sistem: Mistiklik, byk yargca tapmak). 6- nsanlar giderek stnde yaadklar yeryzn tanmaya baladlar. Dnyann ap lld. Bu ap, bir kocaman pergel gibi gklere alarak gklerin akllar durdurucu, sonsuz yrngeleri hesapland. Dnyann evren iindeki kkl meydana kt. Tanr dncesi nce dnyadan, sonra gneten koparak btn evrene yayld. Evren Tanr, nedenle sonucu, etkenle edilgeni, gdc ilkeyle gdlen eyi kendinde toplayan ok daha byk, ok daha yaygn bir varlk olmalyd (Altnc sistem: Evrene tapmak). 7- Sonralar etkenle edilgeni, nedenle sonucu, gdcyle gdleni tek varlkta birletirmeyi doru bulmayarak bunlar birbirlerinden ayrdlar. Her trl kyaslamalar ancak kendi varlklarna bakarak yapabildikleri iin, evrenin gdc ilkesine cin, akl, ruh adn verdiler. Tanr da, evrenin kocaman gvdesini hareket ettiren, btn varlklara dalm yaama ruhu oldu. Her varlk, byk varln bir parasn Sayfa 18

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tamaktayd. Bu para, ate ya da tzd (Yedinci sistem: Evrenin ruhuna tapmak). 8- Matematik ve fizik geliiyordu ama, insanlarn byk ounluu bilgisizdi. Bu yzdendir ki bilginin getirdii bilimsel deyiler, ounluun elinde bayalaveriyordu. Bylelikle evrenin herhangi bir makineden baka bir ey olmad ileri srld. Bir makine de kendi kendine yaplamayacana gre, herhalde bunun bir iisi olmalyd (Sekizinci sistem: Byk iiye tapmak). Volney'e gre, btn bu basamaklardan eski Msr'da klm, sonralar yeryznde tekrarlanm btn eyler eskiden Nil kylarnda da olmutur. Volney, gk lsnn, doum yeri olarak Msr topraklarn grmektedir. Volney'e gre, btn din sistemleri, eski Msr'n gnee tapmakla balayan fizik glere tapmak sisteminden kmtr. Hintlilerin Chrisna's (Krina), Hristiyanlarn Christos'u (Hristos) hep eski Msrllarn gnee taktklar koruyucu anlamndaki chris szcnden gelmedir. Ayrca, eski Msrllar gnee Yes de diyorlard! ki Latincelemi Yessu ya da Jesus adnn kayna budur. Eski Yunanllar bu ad Tanr Baks'e de vermilerdi. Bilindii gibi, Tanr Baks de, Meryem'den babasz olarak doan sa'ya rnek olarak Minerva'dan babasz olarak domutu. Bir yanda sonsuzdan gelip sonsuza giden sonsuz bir uzay, teki yanda dnen yepyeni bir varlk insan... Bir XX'nci yzyl dnr, Felicien Challaye, din duygusunu bu sonlu varlkla sonsuz varlk arasnda kurulan bada bulmaktadr. Felicien Challaye'a gre, sonlu ve kutsal olmayan varlk, sonsuz ve kutsal varlkla karlanca kendinden geer. Gk ls, bu kendinden gei halinin sonucudur. Challaye gk lsnn hikayesini, kendi asndan, yle anlatmaktadr: lk insanlar, kendi kiiliklerinin dndaki yaygn gc (Mana) kavradklar anda sonsuzu duymulardr. Ben varm, varla katlyorum. Ne yalnz anam babam, bykanamla bykbabam, atalarm, ne de btn insanlk ve btn hayvanlk beni var edemezdi. Evrenin btn gleri bende toplanyor. Bir gne, bir samanyolu, bir evcen olmasayd, ben de var olamazdm. Ben, evrensel hayatn rnym. Varlmn derinliinde varl buluyorum. Bu varlk, benim dar kiiliimi her yandan sarmakta ve onu amaktadr. Bu varlk sonsuzdan beri benden nce gelmekteydi, snrsz ak boyunca sonsuza kadar benden sonra gidecektir. te bu, sonsuz varlk'tr. Sonlu varln, kendisinden km olduu sonsuz varla ballk duymas, onun nnde eilip ona tapmas, onu evlat bir sevgiyle sevmesi, onda evrensel hayatn btn ynlerini bulmas akla uygundur. Bu akla uygunluk ve sevgi, gk lsnn temelidir. Sonlu varln sonsuzluk duygusuna erimesi yle olmutur: lk eilim, karland zaman sevin, karlanmad zaman ac veren bir duygudur (haz ve elem). Bu eilim, zekann ie karmasyla ruhsallar, toplumun etkisiyle de sosyalleir. Bu sevin ve ac eilimi, korunma igds, insan yalnz btn hayat boyunca gzetmekle kalmaz, lmle yok olu dncesinden tr ac ekmesine de engel olur. nsan, bu yok olu dncesini sevimsiz, aalatc bularak reddeder. Korunma igds, yok olu dncesinin dourduu sonsuzlukla sonluyu badatrmaya abalar. nsann doal eilimlerinden bir bakas da, merak eilimi, bu abay destekler. Evreni tanmak, onun kklerine ve derinliklerine inebilmek bu merak eiliminin karlanmas zorunluundan domutur. nsann nc bir doal eilimi olan sevgi (sempati) Sayfa 19

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi de ilk iki eilimin iini tamamlamaktadr. Sevgi, sonlu varlklardan aarak sonsuz varla ynelmitir (mistisizm). Din, bu doal eilimin, korunma igdsnn, merakn ve sevginin zekayla ruhsallamasndan ve toplumla sosyallemesinden domutur. Felicien Challaye din dncesinin geliimini de yle sralamaktadr: 1- nsan, nce, kendi kiiliinin dnda her ynde belirmi bulunan yaygn bir g grd. Bu g, hem maddede, hem ruhta beliriyordu. lkel insanlar bu gce Mana adn taktlar. Mana dncesine btn dinlerde eitli semboller halinde rastlanmaktadr. En ileri felsefelerde bile k noktas hep bu ilkel Mana dncesidir. 2- Toteme olan inan bu Mana dncesinden kmtr. Totem, Manann cisimlemesidir. Bir klann insanlar belli bir hayvan, ya da bitki eidini en ok Mana toplayc saymlar ve onu kutsal grmlerdir. 3- nsan, kendi cann dnnce Mana'y kiiletirmitir. Bundan da lmden sonra yaama dncesi domu, lmden sonra yaama dncesi llere tapnmaya yol amtr. 4- Mana'nn kiiletirilmesi canlcl (animizm) meydana getirmitir. Canlclk, doada insann ruhuna benzer ruhlar bulunduuna inanmaktadr. nceleri fetiizm adyla adlandrlan animizmin bycle yol amas kolaylkla anlalr bir olaydr. 5- nsan, Mana'da bir dzen ilkesi bulduu zaman, dine tresel kayglar girmi demektir. Erdem, bu dzeni salamak iin gereklidir. 6- nsan, Mana'y kiiletirince artk onu her bakt yerde grmeye balamtr. Bunun sonucu da elbette oktanrclk olacakt. 7- Soyutlamadaki ve tek olan evrenin aklanndaki ilerleme bu ok tanrlar tek tanrda birletirmeye yol amtr. Bu birletirme, nce bir hiyerariden (tanrlar sralayarak en byn bulmaktan) geerek, evrenin tek ve biricik Tanrsna varmtr. 8- Budizmde olduu gibi, din dncesinde bir adm daha ilerleme, engin evrenin varln anlamak ve aklamak iin tanr dncesinin gerekmediini, bu anlama ve aklamann tanrsz da yaplabileceini ilerisrer. Kurban, dua, yasalara sayg, erdem, bayram, efsaneler ve kendinden gei hali en ilkel totemizmden ok gelimi dinlere kadar btn dinlerin ortak temalardr. Mutluluunu salamak iin abalayan insan, epeyce uzun bir tarih sresi sonunda, kendini rahat ettirecek, mutlu klacak yeni bir l buldu. Bu l, gk lsdr. Gerekte bu l nce yerden balad, sonra ge kt. Bilimsel adan ele alnnca hikayesi bir hayli ilgi ekicidir. Bu l, insann evresini sarp onu rkten gizlilikleri aklyor, karanlklar aydnlatyor, ona gven veriyor, geleceine umutla bakmasn salyordu. Hele, insanln en byk korkusu olan lm korkusunu karlamas bu ly bsbtn vazgeilmez klmt. l, karanlklar olduu kadar, aydnlklar da dzenliyor, hemen her alanda yararl oluyordu. nsanlar birbirleriyle olan anlamazlklarn bile bu lye vurarak zmeye balamlard. Toplumlar, bu lye snarak birlemeye Sayfa 20

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi alyorlard. l, gerekte, insan yapsn eitli alardan kavramas bakmndan, ok gl bir lyd. Fransz dnr Auguste Comte (1798-1857) bu lye, insanln aklama gereksemesi (ihtiyac) asndan bakmaktadr. hal kanununun, insanln birbiri ardnca geirdii hale bak as budur: 1- Auguste Comte'a gre insanlk, nce teolojik hal iindeydi. Evren, insan iradesinin tpks iradelerle ynetilmektedir. nsan dncesinin ilk vard aklama budur. Oysa, bu ilk dnce de basamakldr, yava yava gelimitir. Birinci basamakta insan, evresindeki eyay tpk kendisi gibi canl, akll olarak dnmtr (fetiizm). kinci basamakta insan dncesi, evresindeki olaylarn grnmez varlklarca ynetildii inancna ynelmitir (oktanrclk-politeizm). nc basamakta bu grnmez varlklarn tek ve byk bir iradenin ynetimi altnda bulunduu inancna varlmtr (tektanrclk-monoteizm). 2- nsanln bu halini metafizik hal kovalamtr. nsanlk bu sre sonunda teolojik halden metafizik hale gemitir. Metafizik hal, bir soyutlama (tecrit) halidir. Evreni yneten artk insana benzeyen bir varlk deil, soyut bir gtr, soyut bir ilkedir: Oysa bu halde de insan, soyutlad nitelikleri, soyut iyilii, soyut gzellii, soyut taml (mkemmellii) gerek varlklar saymaktadr. 3- nsanln nc halinde, metafizik hal, yerini pozitif hale (olumlu hal, mspet hal) brakmtr. Bu hal; ortaan sona ermesiyle balar. Yenia dncesi artk olaylar baka olaylarla aklamaktadr. Bilimsel ilerlemeler, bu hale gelinceye kadar nedeni bilinemeyen birok olaylar, bilim yasalaryla aklamaya balamtr. Baka bir deyile, nce teolojik aklama, sonra metafizik aklama, yerini pozitif aklamaya brakmtr. Baka bir Fransz dnr, Henri Bergson (1859-1941) da gk ls gereksemesinin kaynan yaanlan hayatn iinde bulmaktadr. Bergson, Treyle Dinin ki Kayna (Des deux Sources de la Morale et de la Religion) adl yaptnda bu konuyu inceleyerek u sonuca varyor: nsan, dnmeden nce yaamak zorundadr. Toplumsallk eilimi (itimailik meyli), insann yaama zorunluunun sonucudur. Toplum nasl insan iinse, insan da ylece toplum iindir. Toplumunsa birtakm gerekleri vardr, ite bu gerekler, insan treye ve dine zorlar. Hayvan toplumlarnda rnein bir arnn, toplumunu unutarak sadece kendi isteklerinin peinden gitmeye baladn dnelim. Bilinsiz igds bu haylaz ary toplum ykmne (mkellefiyetine) aracaktr. nk, arlar ykml olmazlarsa kovan yaayamaz. nsan toplumlarnda da bu ykm insan devine iter. Toplumsallk, insan varlnn en byk parasdr. Suunu sadece kendisi bilen, cezadan yakay kurtaran bir katilin ektii vicdan acs; insann kendi varlna, kendi benliine dnmek isteyiidir. Suunu aklarsa vicdan acsndan kurtulacaktr, nk devini yerine getirmi, benliinin byk paras olan topluma dnmtr. Toplum alkanlndan doan, igdlerin zorlad bu devseverlik, insan treye ve dine gtrr. Bu devseverlik, trenin ve dinin birinci kaynadr. Bu devseverlik iyice deilirse, insanlarn korunma igdsne dayand grlr. nsan, akas, bu grevseverliiyle kendisini korumakta, yaama zorunluuna uymaktadr. Bu kaynak, kiinin, iradesini iten bir kaynaktr. Bu kaynaktan gelen din ve tre, insan koruyan bir din ve tredir. Din ve trenin ikinci kayna, insan heyecandr. Toplumsal insan bir taklit, Sayfa 21

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bir benzeme gereksemesi iindedir. nsan yaps, rnek almak, benzemek eilimini tar. Bu ikinci kaynaktan kan din ve tre, model olarak alnan kiiliin yaratt heyecan yaamak ve taklit etmekle gerekleir. Toplum, kiiyi, toplumca beenilenleri taklide arr. Bu kaynak, birinci kaynak gibi, kiinin iradesini iten bir kaynak deil, tersine, eken, aran bir kaynaktr. Bu, heyecandan doan taklitilik kayna iyice deilirse, insanlarn yaratma igdsne dayand grlr. nsan, akas, bu taklitiliiyle, gene yaama zorunluunun sonucu olan yaratma gereksemesini karlamaktadr. Bu kaynaktan gelen din ve tre, insann yaratma gereksemesini karlayan bir din ve tredir. Bu iki eit din ve tre, ayr nitelikler, ayr zellikler tamaktadr. Birinci kaynaktan (alkanlktan, korunma igdsnn sonucu olan grevseverlikten gelen) din ve tre statiktir, toplumsaldr, tutucudur, eskiye baldr, kolektiftir. kinci kaynaktan (heyecandan, yaratma igdsnn sonucu olan taklitilikten gelen) din ve tre dinamiktir, bireyseldir, eskiyi acdr, ileriye gtrcdr, kiiseldir. Bergson, yaptnn ikinci blmnde gk lsnn asl gerekesi olan lm korkusu stne unlar sylemektedir: Hayvanlar leceklerini bilmezler, leceini bilmek insancadr. nsandan baka btn canllar, doann (tabiatn) istemi olduu gibi, hayat hamlesine uymaktadrlar. nsann leceini bilmek dncesiyse, doann verdii zeka ile elde edildii halde, doann karsna dikilmekte, insann hayat hamlesini yavalatmaktadr. leceini bilmek dncesi umut krc bir dncedir. nsan, lecei gn de bilseydi, bu dnce, daha da umut krc olurdu. lm olay bir anda meydana gelecektir, oysa her an meydana gelmedii grldne gre srekli olarak tekrarlanan bu deney, insanda belirsiz bir kuku yaratmakta, lm dncesiyle eriilen kesinliin etkilerini hafifletmektedir. Bu hafifletme olmasayd insann hayat hamlesi bsbtn krlrd. lmek kesinliinin, yaamay dnmek iin yaratlan canllar dnyasnda, insan dnce ve anlayyla belirmesi, doann niyetine aka kardr. Doa, bylelikle, kendi yoluna konulan engel stnde sendelemektedir. te bu sendeleyi onu yeniden dorulamaya, lmn kanlmazl dncesine kar yaamann lmden sonra da srecei dncesini koymaya zorluyor. Doa, dncenin yerletii zeka alanna bu hayali atmakla, her eyi yerli yerine koymu olmaktadr. Bu hayalin lm dncesinin kt tepkilerini nleyebilmesi, kendisini uuruma kaymaktan alkoyan doann dengesini gsterir. O halde bize dinin kaynaklarn belirten hayal ve dncelerin zel bir oyunu karsnda bulunuyoruz. Bu adan baklnca din, zekann lm kanlmaz olarak dnmesine kar doann savunucu bir tepkisi olmaktadr. Bu tepki, kii kadar, toplumla da ilgilidir. Toplum, kiisel emekten yararlanr. Kiinin hamlesi yavalamamaldr ki toplumun hamlesi de yavalamasn. Bundan baka uygarlkta ilerlemi toplumlar, srtlarn srekli yasalara, srekli kurululara (messeselere), zamana bile meydan okuyan antlara dayarlar. lkel toplumlarsa sadece kiilerden kuruludur. Onlar kuran kiilerin srekliliine inanlmazsa etkileri de kalmaz. u halde llerin de dirilerle birlikte bulunmas gerekmektedir. Bunun sonu, atalara tapma olacaktr. O zaman da ller, tanrlara yaklaacaktr. Bunun iin de tanrlarn hi olmazsa anlar halinde var olmas, bir din bulunmas, dncenin mitolojiye doru ynelmesi gerekecektir. Zeka, k noktasnda, lleri, iyilik ya da ktlk yapabildikleri bir toplumda dirilere karm olarak dnmek zorundadr. Sayfa 22

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi KAVRAMDA GZ. stn glerle evrili olduklarn gren, bu stn glerden korkan ilk insan topluluklar koruyucularn evrelerinde aradlar. Bu koruyucu ou zaman bir hayvan, kimi topluluklarda bir bitki, pek az rastlanmakla beraber kimi topluluklarda da deniz ya da yldz oldu. Bu koruyucunun adna totem dendi. nsan denilen yaratn ilk dini, totem dinidir. Artk her topluluun (klann) kendisini koruyan bir totemi vard. Yzyllar bylece geti. nsanlar bir hayli mutluydular. Tanrlar yanbalarndayd ve onlar koruyup gzetiyordu. Totem andan sonra tanr, insanlardan gittike uzaklaacak, bir daha bu kadar yaknlarna sokulmayacakt. Totemin ana dncesi, bir Malenezya deyimi olan Mana'dr. Mana, her yere dalabilen, bir bakma tapan insanlarn kendisinde de bulunan yaygn ve kutsal bir gtr. Gn geldi, insanlar, totemle yetinemez oldular. evrelerinde gzleriyle grmedikleri birtakm yaayan ruhlar dnmeye baladlar. llerinin de yaamakta devam ettikleri dncesi kafalarn kurcalyordu. Canlclk diye evirebileceimiz bu animizm, insanlarn ikinci dinidir. Grnmez ruhlar, yaayan ller elbette bycl douracaktr. Bunun iindir ki, nerede animizme rastlarsak yanbanda bycl de buluyoruz. Totemizmin temel dnceleri (mana, tabu, yar insan yar hayvan atalar), animizmde de devam etmektedir. lk dinin bu ilk ilkeleri en gelimi tektanrc dinlerde bile devam edecektir. Animizme nceleri fetiizm deniyordu. Bu sz zencilerin perili ve byl nesnelerine bakarak Portekizli gemiciler yaktrmlard. Feitiio, Portekiz dilinde byl nesne demektir. Btn gzel sanatlarn kknde animist bycln izleri vardr. lk insanlarn erdemleri de toteme tapmalar; totemin isteine aykr davranta bulunmamalarnda belirmektedir. Klann toteme sayg duyan yeleri erdemlidirler. nsann evresinde korkulacak, taplacak bu kadar eitli gler, ruhlar, yaayan ller bulunmas elbette oktanrcl douracakt. ok saydaki tanrlara ilkin Msr'da rastlyoruz. Eski Msr oktanrcl aka totemizm ve animizm kalntlarna dayanmaktadr. Mana, tabu, lmden sonra yaama dnceleri, oktanrclkta devam ediyor. yi ruhlar iyi tanrlar, kt ruhlar da kt tanrlar meydana getirmitir. oktanrcln totemizmden doduuna baka bir kant da, her klann ayr birer totemi olduu gibi, eski Msr'da yaayan her topluluun da ayr bir tanrs bulunmasdr. Bu yerli tanrlar bal olduklar topluluun br topluluklar stndeki etkilerine gre ne gemiler ya da geride kalmlardr. Msr oktanrclnn en nemli geni, kars zis ve olu Horus'la birlikte Tanr Oziris genidir. Eski Msr oktanrlar l, sekizli, dokuzlu gruplar halinde toplanmaktadrlar. Bu gl tanrlarn yannda akl da ilemektedir. Eski Msr edebiyatnda len bir kadnn yaayan kocasna gnderdii yle bir mektup vardr: Ey benim arkadam, benim kocam. Hibir zaman yemekten, imekten, sarho olmaktan, kadnlarla sevimenin zevkini tatmaktan ve enlikler yapmaktan geri kalma. Gndzn de, geceleyin de kendini her trl zevke terk et. Kalbinde kayglarn yer etmesine sakn meydan verme. nk, Bat lkesinde uyku ile karanlk hkm srmektedir. Buras yle bir lkedir ki, iinde bulunanlar hibir zaman darya kamayacaklardr. Uyumaktadrlar ve artk hi uyanmayacaklardr. Burada hkm sren tanrnn ad tam bir snmedir. Gk ls aratrsnda eski Msr'n ok nemli bir yeri vardr. ncesizlik ve sonraszlk iinde bilincin bilinle kavranmas (uurun, uurla Sayfa 23

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi idrak edilmesi) insanla balyor. Bu, gerek bir balang deil, basz ve sonuz olmakta olan'n insan maddesince sezilmesidir. Baka bir deyile, bu hikaye, evrensel diyalektiin hikayesi deil, kendi kendini sezen maddenin hikayesidir. Biz insanlar henz bu byk hikayenin iindeyiz. Aklamaya altmz macera, kendi maceramzdr. Gnmzden be bin yl nce Msr'da bir terzi yaad. Bu terzi, yz bin yllk bilin diyalektiinin oldurduu bir dnceydi. Be bin yldan beri, gk ve yer lleri iinde parlayan btn klarda, bu terzinin kvlcm vardr. Terzi, Msr papirslerinde Hermes Tut adn tayor. Yunanllar ona Ermis ya da kez bilgin anlamna Trismegiste diyorlar. Yahudilere gre ad Honok'tur. Araplar, Hermes-l-Heramise adyla anmaktadrlar. Kur'an'a gre o, Adem ve olu it'ten sonra gelen, nc peygamber dris'tir. Ksas- Enbiya, onu yle anlatyor: Hazreti it'ten sonra peygamberlik dris aleyhisselama geldi. Ve ona dahi otuz sahife nazil oldu. Kalemle yaz yazan ve elbise diken ilk insan odur. Ondan nce insanlar, hayvan derisi giyerlerdi. dris aleyhisselama gklerin, esrar almt. Sonunda Tanr, onu diriyken ge kaldrd. Hazreti dris ge ekildikten sonra insanlar doru yoldan ayrldlar, putlara tapar oldular. Tanr, onlara Nuh aleyhisselam gnderdi (Ahmet Cevdet, Ksas- Enbiya ve Tevarih-i Hulefa, 1323 basks, s. 4). Oysa Yunan kaynaklar onun krk iki yapt bulunduunu yazmaktadrlar. Hermes'in bu deerli papirsleri kaybolmutur. Bugn, onun dncelerini, rencilerinden gelen Msr ve Yunan kaynaklarndan reniyoruz. Tevrat, onu yle anlatmaktadr: Ve Yared yz altm iki yanda Hanok'un babas oldu. Hanok, yz yl Tanr'yla yrd ve Hanok'un btn gnleri yz altm be, yl oldu ve gzden kayboldu. nk, onu Tanr ald (Tevrat, Tekvin kitab, 5. bap, 18-24). Tevrat'n hesabna gre terzi Hermes, ilk insanlardan biridir, altnc kuaktandr. Baba-oul dizisi yle sralanmaktadr: Adem (930 yl yaam), it (912 yl yaam), Eno (905 yl yaam), Kenan (910 yl yaam), Mahalel (895 yl yaam), Yared (962 yl yaam), Hermes ya da Hanok (365 yl yaam).. Tevrat, Hermes'in .. 3000 ylnda yaad bilindiine gre, insan soyunun gnmzden on bin yl nce baladn bildirmektedir. Oysa bilim, gnmzden krk milyon yl nce insana pek benzeyen yaratklarn yaamaya baladn hesaplam bulunuyor. ada bilimle Tevrat'n arasnda, otuz dokuz milyon dokuz yz doksan bin yl var. Terzi Hermes'in, kendinden sonraki btn dnsel akmlara k tutan dncesi udur: nsanlar lml tanrlar, tanrlar lmsz insanlardr. Terzi Hermes, evrensel dn yle kuruyor: Kocaman boluun en altnda lmllk yeri dnya var, en stnde de lmszlk yeri Zuhal yldz... Zuhal yldz, evrensel akln btn esrarn tamaktadr, yedinci ve son kattr, lmszle orada eriilir. Zuhal, parlak bir k iindedir. Ruhlar, oradan koparak, dnyaya doru dmeye balarlar. Bu d bir sinavdr. D, byk ktan, inildike yava yava koyulaan karanla dorudur. Ik ruh, karanlk maddedir. Ruh, ksa bir snama iin yeryzne inip maddeyle birleecek, ama maddeye boyun emeyecektir. Ruhun maddeye boyun emesi, ona yenilmesi demek, sonsuz olarak yok olmas demektir. nsan ruhu, tmel ruhun (Tanr'nn) ocuudur. Snav kazanamazsa, o ruhta bulunan tmel k (Tanrsal nur) snecek, k Sayfa 24

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yalnz bana kt yere dnerek ruhu karanlkta brakacaktr. Ruh da, ksz kalnca, karanln iinde eriyip tkenecektir. Byk boluk, inen kan ve arada eriyip tkenen saysz ruhlarn kasrgasyla kavrulmaktadr. Snav kazanan ruhlar, yedi kat ge baaryla ykselip lmszle kavuurlar. Salt gerei (mutlak hakikat) renirler. Maddeye boyun emeyen baarl ruh, yeryzndeki ksa snavn verdikten sonra, ilk basamak olarak ay'a ykselir. Ay, dnce dehasdr, elinde gm bir orak tutar, doumlar ve lmleri dzenler. Ruhlar cesetlerden kurtararak byk a doru eker (cezbeder). Gn ikinci katn yneten Utarit yldzdr. Utarit, soyluluk dehasdr, snavn baaryla vermi ve birinci katta cesetlerinden ayrlm ruhlara kacaklar yolu gsterir. Bu kata kan ruhlar, soyluluklarn (asaletlerini) tantlam ruhlardr. nc kat Zhre yldz ynetmektedir. Zhre, ak dehasdr, elinde ak, aynasn tutar, birbirlerini unutan ruhlar ak aynasnda birbirlerini bulurlar. Drdnc kat gk, gnein egemenlii altndadr. Gne, gzellik dehasdr, baar klar, samaktadr, prl prldr. Baarl ruhlar, lmszle ykselebilmek iin byle bir tm gzellikten geerler. Gne, onlar tatl klaryla okayarak lmszle hazrlar. Beinci kat Merih yldz ynetir. Merih, tzenin (adaletin) dehasdr, elinde tzenin keskin klcn tutmaktadr. Altnc kat yneten Mteri yldzdr. Mteri, bilimin dehasdr, elinde byk gcn asasn tutmaktadr. Yedinci ve son katsa, lmszle kavuulan byk aydnlk, tmel akln tm srrn saklayan Zuhal yldznn katdr. Ruhlar lmszle gtren, dnya snavnda, iradelerini kullanarak, glerine dayanarak, ac ekerek elde ettikleri aydnlk bilin'tir. Bu bilince (uura) kavuabilmek iin, ykselmeyi istemek yeter. Ykselen ruh, aydnlk bilincine dayanarak, tm gzellik, tm g, tm akl olacaktr. Buysa lmszlktr. Terzi Hennes'in bu retisi, eski Msr'n Tep ve Memphis tapnaklarnn byk ve kutsal srrdr. Bu yzden de hibir papirste yazlmamtr. Sadece yeraltnda gizlenmi bir maarann duvarlarna sembolik iaretlerle kazlmtr. Yzyllar boyunca, tapnaklar bakanlar birbirlerine azdan anlatmaktadrlar. Bylelikle sr, ona layk olandan baka, kimsenin eline gemez. Tep ve Memphis tapnaklarna balanarak yllarca snav geirip ile ektikten sonra bu srra kavuanlar, onu, en dayanlmaz ikenceler altnda bile aklamazlar. Dinler, hemen hepsi, kendilerine en byk kvlcm yollayan nc peygamber dris'i birka satrla geitirmilerdir. Bunun nedeni de kolaylkla anlalmaktadr. Hermes'in rencilerinden Asklepios, byk ustasnn u szlerini de aklamaktadr: nsanlar, lml tanrlardr, tanrlar da lmsz insanlar... Eyann d, ii gibidir. le d arasnda hibir ayrlk yoktur. Kk byk gibidir. Kkle byk, arasnda hibir ayrlk yoktur. Evrende hibir ey ne i, ne d, ne kk, ne byktr. Bir tek yasa ve o yasann grd bir tek i vardr. Bu szlerin anlamn anlayan, gerei grr. Kimi insanlar, bu anlaylar, olaanst abalar ve yetkinlikleriyle teki insanlarn grmediklerini grebilirler. Oysa nedenler nedeni daima gizlidir. nk sonsuzluk, pek ksa bir son olan zaman ve gene pek ksa bir son olan mekan iinde anlalamaz ve anlatlamaz. Bizler, ancak, ldkten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz. nk, yaarken zaman ve mekanla snrlyz. Snrszlk, snrllk iinde kavranamaz. te, dinleri ve felsefeleriyle, elli yzyl kaplam bulunan k karanlk Sayfa 25

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi diyalektii buralardan gelmektedir. Hermes'in byk srrn renebilmek iin geirilecek snavlar pek gldr. Akl ve iradesi gsz olan istekliler, ya yolun dnlebilecek parasndan tersyz edip geriye dnerler, ya korkudan ldrrlar, ya da bin bir rktc grn iinde yrekleri durur, bir uuruma yuvarlanr, lr giderler. Snav baaryla geiren pek az kii vardr. stekliyi nce zis tapnana gtrrler. Tapnak, yeralt mezarlarna giden deliklerle doludur. Tapnan kapsnda zis heykeli vardr. zis, oturmutur, dizlerinde kapal bir kitap vardr, yz rtldr.Heykelin altnda u sz yazldr: Yzmdeki rty hibir lml kaldramad. u halde?.. Bu yolda yryebilmek iin lmszle hazrlanmak gerekmektedir. Buysa, uzun yllar isteyen, katlanlmas pek zor bir abadr. stekli, buna katlanmay gze alrsa, tapnak hizmetilerinin yannda kalmak, ortal sprmek, bulak ykamak, ayakyollarn temizlemek zorundadr (kendilerini hor gren ve hor grdren kyniklerle melamileri hatrlaynz). Btn bu ileri yaparken tek sz sylemek, konumak yasaktr. Bu snavdan geen istekli, isteinde direniyorsa, kk bir deliin iinden karanlk bir labirente braklr. Kap, stne, grltyle kapatlr. stekli, dizleri ve dirsekleri stnde srne srne, amurlu ve ylanl dehlizlerde uzun uzun dolaacaktr. Arasra kck odalara yolu derek ayaa kalkabilecek, bu kk odalarda, eitli iskeletlere, hayvanlara ve ylanlara rastlayacaktr. Sonra, gene kk deliklerden karanlk yollara girerek, srne srne ilerleyecektir. Bu kk odalarda, kimi zaman, sessiz bir rahibe rastlayacak, rahip ona, geriye dnmek isteyip istemediini soracaktr. Srr renmek iin direniyorsa, gene kaderiyle ba baa kalarak, karanlk yollarda srnmeye devam edecektir. Derinlerden kulana, yle seslenen lklar gelecektir: Bilim ve g isteyen deliler, burada gebermilerdir... Artk geriye dnlemez yollara girmi bulunmaktadr, kimse karsna kp geriye dnmek isteyip istemediini sormayacaktr buradan kurtulmak iin lmekten baka bir ey yaplamaz. Souk, karanlk, ylanlar, akrepler, korkun lklar, alk, susuzluk; srnmekten paralanm dizler, kanayan avular... stekli, ya da artk aresiz, dizlerinin gittike gmlerek ayaklarnn ykseldiini, ok dik bir yokutan aaya doru srklenmekte olduunu hissetmektedir. Glkle srklendii bu yolun sonunda da, korkun bir uurumla karlaacaktr. Tutunabilir de dmekten kurtulursa, ldrmas iten bile deildir. ldrmayacak kadar glyse evresine baknabilir ve srnd dehlizin sol ucunda kk bir kurtulu kaps bulunduunu grebilir. Uuruma yuvarlanmadan o kurtulu kapsna srayabilirse uzun bir merdiveni trmanarak masallardaki gibi renk renk denmi bir odaya varacaktr. Odann duvarlarnda yirmi iki srr belirten nak semboller, harfler ve saylar vardr (Hermes'in rencisi olan Pythagoras'n say mistikliini, slam hurufiliini ve noktaviliini hatrlaynz). Buras, Oziris'in kl tapnadr. Burada, insan, gerei belirtmek ve tzeyi gerekletirmek iin tanrsal gle birleir. steklinin ilesi henz balamtr ve daha pek uzun yllar srecektir. Geirecei saysz snavlar arasnda ate snav, su snav, ehvet snav vardr. Bunlarn her biri, yukarda anlattklarmzdan da rktc ve yorucu snavlardr. Ate snav, cehennem atei gibi yanan kzgn bir frndan cesaretle gemeyi gerektirmektedir. Gerekte, bu frn, isteklinin cesaretini denemek iin hazrlanm yapma bir frndr. ehvet snav, kimileri iin belki de ok Sayfa 26

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi daha g bir snavdr. stekli, gnlerce, a ve susuz, karanlk dehlizlerde dolatktan sonra eitli renklerle denmi bir yatak odasna varacak, orada, bir ehvet mzii dinleyerek, kendisine iki ve yiyecek sunan plak ve gen bir gzelle karlaacaktr. Gzel kz, ona, bugne kadar ektiklerinin karl olarak, kendisini ve elindekileri sunacaktr. Eer bu gen kza kanar da aln, susuzluun ve ehvetin gcne boyun eerse, o gne kadar ektii btn ileler bouna harcanm olacaktr. O zaman, artk, mr boyunca tapnakta tutsak olarak hizmetilik etmek zorundadr, kamaya alrsa hemen ldrlr. stekli, bu snavlarn her birinin sonunda, tek bana ta bir odaya kapatlarak, aylarca, kendi kendine dnmeye braklmaktadr. Bylelikle, hamur gibi yorulan insan yaps, gittike, tanrlk yapya yaklamaktadr. Eski Msr rahiplerinin o byleyici ve etkileyici gleri, bylesine bir yorulma sonunda elde edilmitir. Son snav, mezar snavdr. stekli, diri diri ve zel bir trenle bir mezara gmlr. Oysa artk, dnyallndan hemen, hibir ey kalmam, mezara pek yaraan bir yapdr. Mezarda, tam bir letarjiye derek, kendi ruhuyla karlar. Uzun yllar sonunda elde ettii bu sonu, onu, byk srra, gerei gibi hazrlamtr. Mezardan ktktan sonra, kendine gelince, byk rahiple birlikte, Msr'n scak, sessiz ve derin bir gecesinde, tapnan rasathanesine kacak ve orada yedi kat gn yedi yldzn seyrederek, byk rahibin azndan Hermes'in srrn renecektir. steklinin geirdii snav, tek ruhtan kopan saysz ruhlarn yeryznde geirmekte olduklar snavn kk bir rneidir. Hermes'e gre, insanca lml olmak da, tanrca lmsz olmak da elimizde... Ancak, Hiyerofan denilen barahibin yeni ermiine syledii gibi, her akl bu gerei kavrayamaz... Byk srr gnlmzde saklayarak eylemlerimizle syleyelim. Bilim gcmz, inan klcmz, skut kalkanmz olsun. Ufaklklar, ki byk ounluktur, ya aptal ya da ktdrler. Aptalsalar, bu gerek karsnda akllarn bsbtn yitirirler. Ktyseler, bu gerei ktye kullanarak bsbtn ktlk ederler. Gerei gizlemekten baka kar bir yol yoktur. Bilmek, bulmak, susmak gerek. ALTINA. sa'dan nce 700 yllarndayz. Yunanllar yzyldan beri derebeylik an yaamaktadrlar. Mal edinenlerle mal edinemeyenler yerlerini almlar, snflar domu. Tedirginliklerinin nedenlerini henz kavrayamyorlar ama, eitlik ve zgrlk iinde geen eski altnalarnn zlemini ekmeye balyorlar. Ozan Hesiodos yle yaknyor: Heyhat, demek ki gkyznn beni Alaka yaanlan bu kederli zamana atmas gerekiyormu. Bu a daha nce ya da daha sonra gelemez miydi? Oysa bugn yeryznde bet bereketin kalkt Ac ve kederli bir yokluk a yayoruz. Zeus'n grevlendirdii, gece ve gndz alan insanlar trl skntlar iinde bocalyor. Ama yaknda Zeus, insann beikten kt an Yaland bu a mezara sokacaktr. Bu a ki ocuklar babadan; babalar ocuklardan uzaklatran Kimsenin kimseye sayg duymad, grevlerin unutulduu Kimsenin dostu ve konuu kalmad bu a son bulacak. Amansz saldranlar antlar hie sayacak, hakka kar Alay ederek bir tek canl brakmayacaklar. te o zaman, gk kubbeye doru birlikte Utan ve Nemesis, gvdeleri parlak giyitlerle, uacaklar nsann kendilerini srp att uzak yerlere gidecekler Sayfa 27

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Tanrlarn gsterecekleri yere yerleecekler Bizse burada aclar iinde kalacaz. Yrtc kular gibi gller gszlere saldracak. zlemi ekilen bu altna nasl bir adr?.. Yzyllarca nce, kuzeyden gelerek Balkan yarmadasnn gneyine inen yon, Dor ve Eolya boylar, buralar ele geirerek yerletiler. obanlkla geiniyor, eitlik ve zgrlk iinde yayorlard. Kimsenin kimseye stnl yoktu. Herkes doadan ortaka ve eite payn alyordu. Bolluk vard ve yoksulluk bilinmiyordu. Dzeni, doal yasalar salyordu. Devlet, yasa, d ve i basklar yoktu. Hemen hibir su ilenmiyor, buna kar da hibir ceza dnlmyordu. Mutluydular. ylesine mutluydular ki, altnan zlemi, sonralar, Kutsal Kitaplarda bile dile getirilmitir. Altna, Tevrat'ta Eden baheleri (cennet) olarak belirtilir. nsan, buradan, bir hrszlk sonunda kovulmutur. te Askral Hesiodos, bu an zlemini ekmektedir. ifti ocuudur. Kardei Perses, soylu kiilerden seilen yarglara para yedirerek mallarnn stne oturmutur: Ey Perses, kulana kpe et diyeceklerimi: Karnn doyur da yle kalk kavga dve Bakalarnn mal iin, gcn yetmeyecek bir daha Bunu yapmaya, neyse burada bitirelim kavgamz Artk letik mirasmz, ama ok eyleri alp gtrdn, hediye yiyici baylara Yaltaklanp iyice, gnlldr onlar byle ilere. Budalalar bilmiyorlar yarmn btnden ne kadar ok olduunu Ebegmecinde ve iri otunda ne byk yarar bulunduunu. nk, artk mal kavgalar vardr, yasalar vardr. Yaanlan bu yeni ada, altnaa gre nedenleri bir trl anlalmayan bir sr dalavereler dnmektedir. Eitlik bozulmu, insanlarn kimi glenirken kimi gszlemitir. nsanl utan ve pervaszlk kaplamtr: Kt bir utan yoksula yoldalk eder. Utan insanlara hem dokunur hem de yarar. Utan yoksullarda, pervaszlk zenginlerde bulunur. Maln alnm deil, Tanr vergisi olan hayrldr. Bir kimse byk varlk toplarsa yumruk gcyle Ya da diliyle, yama ederse ok kez olduu gibi Kazan hrs akln yanltnca nsanlarn, utanmazlk utanc susturunca. Ne olur? diyeceksiniz. Hesiodos, aresiz, bylelerini Tanr'yla rktmeye, dzensizlii Tanr korkusuyla nlemeye alyor: Karartverirler Tanrlar bahtn, kalmaz evinin bereketi Bu adamn, pek ksa srer varln yoldal Bylesine Zeus kendi kzar, sonunda da ona Haksz ilerine karlk ykler ar bir ceza. nk, artk sular ve cezalar vardr. Ama ne sular cezalardan rkmekte, ne de cezalar sular nleyebilmektedir. Bu yzden insanlar, tresel nitelikler edinmeli, rnein Hesiodos'un dedii gibi, yarmn btnden ok olduunu bilmelidirler. Yaknda Yunan topraklarnda boy gsterecek olan treci dnceler, ezenleri nlemekten ok ezilenleri teselliye yarayacak olan tresel kurallar hazrlayacaklardr. imdilik Tanr'ya yalvarmaktan baka yapacak bir ey yoktur: Fakat sen uzak tut deli yreini bunlardan Gcn yettii kadar kurban sun lmsz Tanrlara Saf ve temiz olarak, yak gzel but paralarn Sayfa 28

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Ayrca arap tts sunarak dost kl kendine Yatacan vakit yatana, bir de kutlu k knca Ta ki sana dost olsun yrekleri ruhlar Ta ki satn alasn bakasnn maln, deil seninkini bakas. Peki ama, bu altna birdenbire neden yok oluverdi?.. Gn en tepesinden braklan bir ekicin yere on gnde deceini sanan zavall Hesiodos bunu nereden bilsin: Fakat Zeus gizledi geimi fkelenince yrei Aldatt iin onu Prometeus'un dzeni Bu yzden insanlar iin aclar tasalar buldu yle dedi fkeyle bulut toplayc Zeus ona: Lapetes olu, ok bilmilikte olmayan ei. Seviniyorsun atei aldna, aldattna beni Fakat byk dert aacam gelecekteki insanlarn bana Onlara ben ate yerine bir afet yollayacam, hepsi Neelenecekler yrekten okayp severek afetlerini: Hesiodos'un hakk var. Nitekim aradan bunca yzyl getii halde, insanlarn pek kk bir aznl bilerek ve pek byk ounluu bilmeyerek bu afetlerini yrekten okayp sevmektedirler (*). (*) Hesiodos'tan aktardm iirsel paralar, gen yanda len deerli bilim adam Suat Yakup Baydur'un ok baarl evirisinden alnmtr. ZDE BMLENDREN MARDUK. Bulabildiimiz ilk dnce rnlerine Smerlerde rastlyoruz. Bu ilk dnceleri Smer Tanrs Marduk simgelemektedir. Smer Tanrs Marduk'un byk nemi, bugn dnya uluslarn etkileyen byk dine kaynaklk etmi olmasdr. Tevrat'la ncil'deki hikayelerin, kurallarn kaynan grmek isterseniz, .. drdnc bin yla kadar inmeniz gerekecek. O zamanlar Dicle'yle Frat nehirleri arasnda (Mezopotamya) Smerler diye adlandrlan bir kavim yayordu. Smerlerin birok tanrlar arasnda Marduk, maddeye biim veren, ve deltay yaratan tanr saylyordu. Tevrat'la ncil'deki hikayelerin ou Smer efsaneleridir. Bu efsanelere gre teki tanrlar, Marduk'u, okyanus tanrs Tiamat'la savamaya ardlar. Marduk, Tiamat' yendi ve denizlere snrlar ekti. Tanrlara tapnan bir varlk bulunsun diye de balktan insan yaratt. Sonralar insanlardan honut kalmayan tanrlar, onlar yok etmeyi kararlatrdlar. Tanr Ea, tanrlar kurulunun bu kararna kar, ok sevdii bir insan olan Ut-Napitim'i kurtarmay dnr. Onun dne girerek bir gemi yapmasn fsldar. Ut-Napiim, yapt geminin iine karsn, ocuklarn, iilerini, hayvanlarn ve tohumlarn doldurur. Tufan balamtr, btn insanlar boulmulardr. Ut-Napitim'in gemisi yzmektedir. nsanlarn boulduunu gren tanrlar, kukuya kaplmlardr. Tanrlar kraliesi olan tar szlanmaya balamtr: nsan yeniden balk oldu. Tanrlar kurulunun bu kararna katldm iin ben de sorumluyum bundan... Frtna, yedi gn srdkten sonra kesilir: Ut-Napitim, nce bir gvercin salverir, gvercin geri gelir: Ertesi gn bir krlang salverir, o da geri gelir. nc gn bir karga salverir, karga geri gelmeyince, gemisini durdurur ve gemisinin konduu dan doruunda bir kurban keser. Tanrlar, kurbann evresine sinekler gibi rler. Tufan tertipleyen tanr Enlil, tanrlar kurulunun kararna ihanet ettii iin tanr Ea'ya bir gzel kr. Tanrlar artk yapacaklar bir ey kalmad iin, Ut-Napitim'le karsna lmezlik balarlar. Nuh ve Tufan hikayesinin asl olan bu Smer efsanesi, Tevrat'la ncil'den drt bin yl (krk yzyl) ncedir. Sayfa 29

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Gene ayn blgede, .. XX'nci yzylda yaam kral Hamurabi'nin (2003-1961) kanunlarn inceleyiniz. Smer efsanelerinin mirass olan Asur-Babilonya uygarlnn bu byk yapt, Hamurabi kanunlar, Tevrat kurallarna kaynaklk etmilerdir. Samuel Reinach, Qrpehus adl kitabnda yle demektedir: Hamurabi kanunlar, Musevi kanunlar iin ilerisrlmesi gelenek haline gelen tarihten yedi yzyl nce yaplmtr. Eer Musevi kanunlarnn Musa'ya tanr tarafndan yazdrld doruysa, tanr, Hamurabi'nin yaptn arm demektir. TANRILARA KAFA TUTAN KRAL. lk mitolojik tanrlara Smerlerde rastladmz gibi tanrlar hie sayan ilk insanlara da gene Smerlerde rastlyoruz. Felsefesel dncenin temeli mitolojik dncedir. zellikle antika Yunan felsefesinde mitolojik dncenin izlerine Platon'da bile rastlanr. Hint, in, ran vb. gibi uluslarn ilk felsefeleri mitolojileriyle kaynaktr. Bu bakmdan Glgam'n nemi bugn insanln elinde bulunan en eski mitolojik metin olmasdr. nsanln en eski destan olan Glgam Destan, dnce yaps bakmndan da mitolojik kalntlarn en ilgincidir. Babillilerin ilk szckleriyle adlandrdklar destan Sha Nagba muru (Her eyi grm olan) deyimiyle anlr. Smer, Asur, Akad vb. gibi eitli Mezopotamya topluluklarnca ilenmi olan destann bugn elde bulunan metni Smerlerden kalmadr. Asur ve Akadlardan kalma blmler de bulunmutur. lkin Thompson tarafndan ngilizce The Epic of Gilgamish (Oxford 1930) adyla yaymlanm ve daha sonra Almanca, Franszca, Trke evirileri yaplmtr. Bu destann bulunmasyla Herakles Mitosu ve Tufan yks gibi birok gelimi mitlerin kaynaklar da meydana km olmaktadr. Destan, temel dnce olarak, doann srlarn bilmek isteyen insann aratrc abasn iler ve tanrlara bile kafa tutacak ldeki gcn belirtir. lmszln insan iin olanaksz bulunduunu saptar. nsan, karsna kacak doa engellerini yenip aarak kendi yolunu kendi yaratacaktr. nsann kendi yolunu amasna tanrlar bile engel olamayacaktr. Tufan bile gnderseler insan soyunu yok edemeyeceklerdir. Tanrlar ve doa, insana her gn biraz daha yenilecek ve srlarn her gn biraz daha kaptracaktr. Destan, ayn zamanda, insann idealist dlerle kendini kendine yabanclatrmadan nce ok daha gereki bulunduunu da tantlamaktadr. Tanrlar, insana yardm etmemekte, tersine, glkler karmaktadrlar. nsan bu glkleri kendi alnteriyle, bilinli abasyla yenmektedir. Destann bir baka zellii de, insann inanla deil, bilgiyle davranmas gerektiini belirtmesidir. Glgam inanmaz, ancak her eyi grp bilir (Sha Nagba muru). Bilmek ve anlamak, onun insanlk niteliidir. Glgam, efsaneletirilmi gerek bir kahraman sanlmaktadr. Kimi incelemecilere gre Mezopotamya'da iki rmak vadisinin gneyinde gerekten yaam ve hkm srmtr. nl destanlarnda yar insan, yar tanr saylmtr. Kimi yorumculara gre de tanrlara kafa tutan insann, insan gcnn simgesidir. Grd iler, tpk Yunan mitolojisindeki Herakles'in ileri gibi on iki tanedir. Bu ok eski mitosun Herakles mitosunu geni lde etkiledii bellidir. Destanlarda anlatldna gre Glgam, ok akll ve ok alkan bir gen kralm. Halkn da, kendisi gibi bo oturmamalar iin, ie koarm. Uruklu kzlar ve kadnlar tanrlara yalvarp kocalarnn ve sevgililerinin biraz da kendilerine braklmasn istemiler. Tanra Aruru kadnlara acm ve toprak vcutlu yar hayvan Enkidu'yu yaratarak Glgam'la dost etmeye karar vermi. Bylelikle gen ve cesur kral eitli servenlere srkleyip Uruk Sayfa 30

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi erkeklerini rahat brakmasn salam. Gerekten de bu iki gl yaratn dostluu, birok tehlikeli servenlere atlmalarn gerektirmi. Bu dostluk bir grele balam, Glgam olaanst gcyle. Enkidu'yu tuttuu gibi yere arpvermi. Yaratldndan beri ilk kez yenilgiye urayan Enkidu ok arm. Oysa bu yenilgide bir eit orospular olan tar rahibelerinin de rol varm. Gen kral, ormanlarda yaadn duyduu bu yar hayvan yarat kandrp kente getirmesi iin onlardan birini grevlendirmi. Enkidu da yedi gn ve yedi gece bu rahibeyle yatm, ondan insancl olmasn renmi. ki yiitin ilk servenleri, tanr Enlil'in Sedir dan korumakla grevlendirdii Humbaba ya da Kumbaba adl devi ldrmek olmu. Bu baar Glgam' ylesine yceletirip gzelletirmi ki, tanra tar dayanamam, onunla evlenmek istemi. Ama gen kral bu evlenmeye yanamam, stelik de tanrayla alay etmi. Onuru krlan tanra ok kzm ve tanr Anu'ya bavurarak cn alabilecek kutsal bir boa yaratmasn dilemi. Kahramanlarmzn ikinci ii bu boay ldrmek olmu. Gen kral, Uruk kentini evreleyen duvarlarn stne kp cnn alnn seyretmeye hazrlanan tanrann gzleri nnde, bir baltayla boann kafasn uuruvermi. Daha pek ok olaanst baarlar kazanan iki yiidin bu servenlerinde sonucu alan, edeyile devleri, boalar vb. ldren hep Glgam'tr, arkada Engidu sadece yardmc durumdadr. Btn bu servenlerden sonra Engidu hastalanm ve lm. Arkadann lmne ok zlen gen kral bylelikle ilk kez lmn acln renmi ve lmszle erimenin yollarn aratrmaya balam. Dedelerinden Ut Napitim (Mezopotamya Nuh'u)'in Tufandan kurtularak lmszle kavutuunu hatrlam ve onu bulup lmszln yolunu renmek istemi. Birok servenlerden sonra dedesini bulmu, ondan nl Tufan yksn dinlemi (Bu yk, destann on birinci blmndedir). Dedesi ona, denizlerin dibinde byl bir ot bulunduunu, bu otu bulup yiyebilirse lmszle kavuacan sylemi. Dnnde, denizlerin dibine dalp bu otu koparan Glgam tam onu yiyicei srada otu bir ylana kaptrm. lmszlk umudunu yitiren Glgam, Uruk'a dnm ve yeralt tanrs Nergal'in izniyle yeryzne dnm olan arkada Engidu'nun ruhuyla konuup avunmaya alm. lmn kesin olduunu bildiinden, dostuna br dnya stne birok sorular sormu. Destan bu sorulardan meydana gelen bir blmle sona ermektedir. LLER KTABI. Yirmi drt saatlik gnler ve yedier gnlk haftalar tertipleyen ilk takvimin gnmzden yetmi yzyl nce (.. V'nci bin yl) eski Msr'da yapldn hatrlarsanz, gk bilgisinin eski Msr'da ne kadar gelimi bulunduunu btn gerekliiyle belirtmi olursunuz. Kont de Volney, gk lsnn kaynan Msr topraklarnda bulmakta hakldr. XVi'nc yzylda Paris dolaylarndaki Issy kynde bir zis tapnann bulunduunu da hatrlaynz. Eski Msr tanrlar zis, Oziris ve Serapis'e eski Yunan'da, eski Roma'da, Latin talyasnda, dnyann hemen her kesinde rastlayacaz. Gnein evresinde toplanan bir gk sistemi akm, eski Msr'dan yola karak dnyaya yaylmtr. Btn dinlerdeki erdem kurallarn toplaynz. Sonra da bunlar papirs tomarlarnda gizlenen eski Msr ller kitabnn, lmden sonra Oziris'in muhakemesinde okunan, u blmyle karlatrnz: Hi kimseye ktlk etmedim. Yaknlarm bahtszla srklemedim. Gerek evinde alaklk etmedim. Kimseyi gcnn dnda altrmadm. Benim yzmden kimse korku duymad, yoksulluk ve ac ekmedi, bahtsz olmad. Tanrlarn kt grdkleri eyleri hibir zaman yapmadm. Klelere kt muamele ettirmedim. Sayfa 31

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Kimseyi a brakmadm. Kimseye gz ya dktrmedim. Kimseyi ldrmedim. Kimsenin kahpece ldrlmesini emretmedim. Kimseye yalan sylemedim. Hibir utandrc davranta bulunmadm. Zina etmedim. Yiyecekleri pahal ve eksik satmadm. Terazinin dirhemi zerine hibir zaman elimi bastrmadm. Teraziyle tartarken hibir zaman hile yapmadm. St ocuklarnn azlarndan st uzaklatrmadm. Hayvanlar almadm. Tanr'nn kularn a kurup avlamadm. lm bal tutmadm. Hibir arkn suyunu baka yne evirmedim. Ben temizim, temizim, temizim. Eski Msr'n lmden sonra yaama dncesi, gk lsnn bu en ekici yan, yeryz erdemini glendirmektedir. nk, lmden sonra sonsuza kadar mutlulukla yaayabilmek iin dnya stndeki ok ksa sreli erdem snavn baaryla vermek gerekir. Bu snav baaryla veremeyenler, ldkten sonra yeniden ldrlp yok edilirler. Tanr Oziris tahtnda oturmaktadr. nndeki terazinin bir kefesinde dirhem yerine gerek (hakikat) vardr. lnn , tartacaktr. l, hayatnn hesabn doru vermise cennetlik olur ve sonsuz mutlulua kavuur. Eski Msrllar buna inanmaktadrlar. u halde, erdemli bir yaay, eski Msr dininin temelidir. Nitekim dnyann drt bucandaki eitli dinler de hep bu temele dayanmaktadrlar. .. ondrdnc yzylda Msr'da Thebae kentinde ok akll gen bir kral yaad. Bu kraln ad drdnc Amenotep (ya da Amenofis)'tir. nsanlar tek tanrya balamay dnd srada henz yirmi yandayd. Tarihiler, onun bu ileri lksne eitli nedenler yaktryorlar. Kimine gre Amenotep, Thebae rahiplerinin siyasal egemenliklerini, krmak istemitir. Kimine gre de Msrl olmayan uyruklar balamak amacn gtmtr. inden gelen bir tek tanr sevgisine uyduunu syleyenler de var. Nedeni ne olursa olsun, drdnc Amenotep'in baarmak istedii i, tarih apnda nemli bir itir. O zamanlar Msr'da her kentin, her kasabann ayr tanrs vard. Bu tanrlar, totem dncesinin kalntlaryd. Nasl totem sadece kendi klann koruyup gzetiyorsa, kasaba tanrlar da kendi kasabalarn koruyup gzetiyordu. Thebae kasabasnn da Amon adnda bir tanrs vard. Thebae bakent olmadan nce nemsiz bir tanryd bu. Byk tanr Ra'nn yannda ad bile anlmazd. Thebae bakent olunca Amon ba tanr oldu, gene de Ra'y bir kalemde silemedii iin, adna Amon-Radendi. Amon, artk her adn banda ya da sonunda yer alyordu. Kendisiyle savaacak olan Amenotep'in ad bile onunla ssleniyordu. Amenotep, Amon honuttur anlamna geliyordu. Amon'un ondan honut olup olmad bilinemezdi ama, bu gen adamn Amon'dan honut olmad pek yaknda grlecekti. Btn tanrlar glerini gneten alyorlard. Ra da Doan Gne Tanrsyd. Amenotep, evrensel gnein evrensel bir din yaratmaya yeteceini dnm olmaldr. Gne yuvarlan kiiletiren Aton gen, kral tahta kncaya kadar pek nemsenmemiti. Amenotep, egemenlii eline alr almaz byk din devrimine Amon'un yerine Aton'u getirmekle balad. Bata Amon olmak zere btn tanrlarn adlarn sildiriyor, onlara tapmay kesinlikle yasak ediyordu. Gen kraln korkusundan btn Amonlu adlar Atonlamaya baladlar. Kendisi de Amenotep adn brakarak Aton'un bykl anlamna gelen Akhnaton adn ald. Bu byk devrimi Thebae kentinde diledii abuklukla baaramayacan anlayan gen Akhnaton, krallnn drdnc ylnda bakenti de deitirdi. Orta Msr'da gne yuvarlann ufku anlamna gelen Akhhetaton adl yeni bir bakent Sayfa 32

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kurdu. Bu yeni bakent, Aton tapnaklaryla sslenmiti (bu kentin bugnk ad Tel-el-Amarna'dr). Artk btn Msr'da tek tanr egemendi. Aton'dan bakasna tapmak yasakt. oktanrclk bir akll delikanlnn zel gcyle bir anda silinivermiti ortadan. Amenotep'in tek tanrs Aton iin yazd u ark, onun bu kocaman devrimle ne byk bir ama gttn aka anlatyor: Sen ki eyann oluu srasnda zaten yaamaktaydn ey canl Aton, ufukta parlayarak ykseliyorsun. Gzelliin btn lkeleri aydnlatyor. Gl byklnle dnyann stnde grndn zaman klarn, yarattn alemin son ularna kadar btn uluslar kucaklyor... Evrensel gnei evrensel bir dnce olarak btn uluslara yaymak... te Amenotep'in bykl buradadr. Ne yazk ki mr bu byk devrimin kklemesine yetmemitir. ld zaman yirmi dokuz yandayd. lmnden pek az sonra gericiliin tepkisi balad, birka yl iinde de insanlar birlemeye ve zgrle aran bu dnce, yobaz ve karc kafalarn saldrlar karsnda yklp gitti. EVREN-TANRI. lk din kitab, .. 2000 ylnda Hindistan'da dzenleniyor. Evreni kiiletirip tanrlatrmak da Hind'lilere zg bir bulu. Ar zengin aznlkla ar yoksul ounluun yaad bu byk lke, ayn zamanda, gizemciliin (mistisizmin) de kayna. Tarihte bilinen ilk kutsal kitap, Vedizm dininin kitab olan Rig-Ved'dir. Vedalarn ilk arklar byclk arklardr. Bunlarda henz byk tanrlarn adlar gememektedir. Boazky kazlarnda bulunan ok nemli bir antlama Vedizm'in kaynaklarn baka lkelere ekmektedir. Bu antlama sa'dan nce ondrdnc yzylda Hititlerle Mitanniler arasnda yaplmt. Antlamada ad geen tanrlar (ndra, Mithra, Varuna) sonralar Vedizm'in byk tanrlar olmulard. .. 1000 yllarnda tertiplenen Vedizm arklar artk bu tanrlarn szn etmektedirler. Vedalarn en byk tanrs ndra'dr. ndra bir doa tanrsdr, savadr da. Oysa onun karsna bir akl tanrs dikmek gerekiyordu. Bu akl tanrs da Varuna'dr. Varuna evrensel dzeni salyor, erdemi gerekletiriyordu. Tam bir gk tanns, yldzl gn tanrsyd (Varuna szcn ses bakmndan, gk anlamna gelen Uranus ve eski ran'n byk tanrs Ahura'yla karlatrnz). Bunlarn yannda baka bir gk tanrs, gneli gndz gnn tanrs Mithra yer almaktadr. Mithra bir hukuk tanrsdr, insanlar arasndaki tzeyi salamaktadr. Veda arklarna gre Varuna'yla Mithra'nn analar Aditi'dir. Aditi, evrendeki btn varlklarn ortak z saylmakta ve totemizmin Mana'snn yerini tutmaktadr. Vedalarda eski Yunan'n Zeus Pater'inin karl olarak Diyaus Pitar vardr. Bu tanrlar gittike nemlerini kaybedecekler ve yerlerini kurban tanrlarna brakacaklardr. nk, Vedizm'e gre tanrlar yaratanlar kurbanlardr, bir baka deyile varl yaratan eylemdir. Vedizm'de erdem, kurban yoluyla elde edilir. Kurbanlar tanrlar yaratrlar. Tanrlar da insanlar iyilie ve gvenlie ulatrrlar. Bu sistemde gk lsnn dnda bakaca bir erdem dnlmemektedir. Veda sz Hint dilinde bilgi anlamndadr. Ancak bu bilgi kulak yoluyla edinilen bir bilgidir. Veda'nn bilgisi erdemdir. nsanln en eski kutsal kitab olan Rig-Veda, doal bir sonu olarak, Hindistan'da snflanmalar dourmutur. Sayfa 33

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Kast ad verilen bu snflarn banda din adamlarnn, Brehmenlerin (rahip) kast gelmektedir. Din adamlarnn altnda prenslerle savalarn kast olan arya kast vardr. Bundan sonra, iilerin ve klelerin udra kast yer almaktadr. Bunlarn dnda da insanln en aal saylan paryalar vardr. Erdem btn bu snflarda ayr bir l tamaktadr. Bir kastn erdemi, br kastn erdeminden bakadr. Erdem bir snfa gre almak, bir baka snfa gre vermek'tir. Rig-Veda'nn onuncu kitabnn onuncu arks yle biter: nsan bir Brehmene bir inek verirse btn alemleri elde etmi olur. Vedizm'in gelimesi, lmden sonra yaamann birbirini kovalayan eitli hayatlar iinde gereklemesi yolunda olmutur. Buysa, yeni bir erdem ls getirmi bulunmaktadr. nsan iyi davranlarla yaamsa sonraki hayatnda iyi bir bedene, kt davranlarla yaamsa sonraki hayatnda kt bir bedene girecektir. Buysa, iyiliin armaan, ktln cezasdr. Hindistan'n temel dini Brahmanizm, bunun da saysz tanrlar arasnda yaratc olarak tektanr niteliindeki tanrs Brahma'dr. Bu ad, Sanskrite tm varln kayna, ilkesi, ruhu anlamlarn dile getiren ve szck olarak saltk (Os. Mutlak, Fr. Absolu) anlamnda kullanlan brahman deyiminden gelir. Denilebilir ki Brahma, kavram olarak brahman'n kiiletirilmesidir. Hint inanlarna gre brahman, ayr biimde belirmitir: Yaratc tanr olarak Brahma, koruyucu tanr olarak Vinu, ykc tanr olarak Siva, Hristiyanln ln andran bu le Sanskrite trimurti denir. Bu lk de, Hristiyan lnde olduu gibi, bir, lkte teklik'dir. nk yaratc, koruyucu ve ykc olarak beliren ayn saltk varlktr ve brahman'dr. Brahman'n asl kiilii yaratclkta belirmitir ve bundan tr de Brahma, Hint oktanrclnn saysz tanrlar arasnda en soyut tanrdr. Bu yzden onun stne tasarmlanm hemen hibir yk yoktur. Sadece btn bilgilerini Veda ad verilen drt kutsal kitaba yazm olduu sylenir. Bundan anlaldna gre, tektanrc dinlerde olduu gibi, kutsal kitaplar da bu yaratc tanrnn szleri ya da bilgileridir. Grld gibi, tektanrc dinlerin deimez nitelii olan yaratan ve kitab Hint dncesinde .. 2000 yllarnda gereklemeye balamtr. Tektanrc dinlerin baka bir nitelii olan peygamber de bir sre sonra Buda'nn kiiliinde meydana kacaktr. Onun meydana kna kadar peygamberlik grevini gl bir snf halinde kendilerine brahman adn vermi olan rahipler yapmlardr. Budist inanlarna gre Buda, btn bilgilerini Brahma'dan almtr, artk olgunlatn ve bildiklerini bakalarna retmesi gerektiini kendisine Brahma sylemitir, Buda da Brahma'dan ald bu buyrukla kalkp Benares'e gelmitir. Buda'nn nl Benares sylevi, Brahma'nn kendisine verdii bilgilerin rnym. Evrensel olumann, edeyile, evrimin atan kartlklarn almasyla olutuu ilk dncelerce de sezilmitir. Hintlilerin Brahma Siva, inlilerin Yin-Yang, Yunanllarn Eros Anteros kartlklar ve bu kartlklar arasndaki elime ve atmalar, bu bilim ncesi sezinin en belli rnekleridir. Hemen btn mitolojilerin temel belirleyici dncesi iyilik ktlk elikisi'dir. Hint mitolojisinde yaratc Brahma'nn karsna ykc Siva kar ve bu temel elime olumlu Vinu'yla alr. Dnsel insan yaamnn en eski kaynaklarndan biri olan Hint inanlarna gre yaratc tanr Brahma, sadece iyilik temeli stne kurulmu bir dnya yaratmak istemi. Ama karsna ykc Siva km ve buna her seferinde engel olmu, nk elimesiz bir dnyann yaratlabileceine inanmyormu. Brahma Siva Vinu ls, Hint mitolojisinin en nl ve ilgin tanr Sayfa 34

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi lsdr. Diyalektik bir l olan bu tanrlk grup yaratmay (Brahma), yokederken yapmay (Siva) ve gelitirmeyi (Vinu) simgeler. Diyalektik bir sav, karsav, bireim (Tez, antitez, sentez) lsdr. Tanr Vinu bu gelimeyi ve gelitirmeyi sanki daha iyi belirtebilmek iin eitli avatara (yeryzne ini)'larda bulunur, yeryzne her iniinde bozulan dzeni daha gelimi olarak kurar. Halk efsanelerinde servenleri pek oktur. zellikle Balk, Kaplumbaa, Yabandomuzu, Aslan, Cce, Rama ve Krisna biimlerinde cisimlemelerinin eitli efsaneleri vardr ve pek nldr. Evrenin her an gelimekte olduu ve sonsuza kadar srekli olarak geliecei dncesi Hint felsefesinin en bilimsel savdr. Tanr Vinu bu savn temsilcisidir. Evrenin bir sonu olduunu tasarmlayan halk efsanelerinde bile onun dnyann sonuna doru yeni bir cisimlemeyle yeniden dnyaya inecei ve dnyay bsbtn yetkinletirecei anlatlr. Hint mitolojisinin Tufan yksnde de balk olup insan Manu'yu srtna alarak kurtaran ve insan soyunun yeniden tremesine olanak hazrlayan odur. Tanr Vinu, en nemli servenlerinden biri olan Krisna cisimlemesinde Pandava'lardan Argiuna'yla dost olur ve Bhagavadghita (Cennet arks)'nn konusu olan nl sylevini verir. Bu sylev, Hint felsefesinin, lm ve grev stne en ilgin dncelerini dilegetirir. Vinu'ya gre lm diye bir ey yoktur, sadece oluma ve gelime vardr, lm denilen ey bu oluma ve gelimelerin belli birer aamasdr, btn varlklar gibi insanlar da bu aamalardan geerek daha stn bir dzeyde, daha gelimi olarak varlarlar ve bylece varlklarn sonsuzca srdrrler. Vinu tasarm, btn ayrntlaryla, ilkel insan zekasnn en parlak belirtilerinden biridir. AYDINLIK VE KARANLIK. Zerdt (Zaratustra), .. 1000 ylnda yaad sanlan bir ranldr. Kurduu dinin adna Mazdeizm denilmitir. Ancak Mazdeizm'in kk Zerdt'ten ok ncedir. Zerdt, bu dini artp biimlendirmi, insan erdemlerini gelitirerek tektanrc bir amaca yneltmitir. Mazdeizm'in kutsal kitab Zend Avesta'dr. Aslnda gerek bir ozan ve ok bilgili bir dnr olan Zerdt, Zend Avesta'nn kendisine iyilik tanrs Ahura Mazda (Hrmz) tarafndan vahyedildiini sylemektedir. Mazdeizm, iyi tanryla kt tanr ikiliine, Ahura Mazda'yla Angra Mainyu (Ehrimen) atmasna dayanan bir dindir. Zerd'te gre, iyilii ruhta, ktl maddede bulanlar aldanmaktadrlar. yilikle ktlk hem ruhlar, hem maddeleri kaplamtr. Sava, her iki alan stnde olagelmektedir. yilik tanrs (gk tanrs) Hrmz'n evresinde nasl yartanrlar varsa Ehrimen'in evresinde de yartanrlar vardr. Hrmz yaratyorsa Ehrimen de yaratmaktadr. Ehrimen, Hrmz' yenip maddeler ve ruhlar ele geirmek iin gklere saldrmtr. Sava, dehet vericidir. nsanlar, gn korunmasna yardm etmelidirler. Bu savata gkten yana olanlar erdemli insanlardr ve savaa katldklar lde sonsuz mutlulua hak kazanacaklardr. Hrmz, gk-k lkesinde oturmaktadr. Ehrimen, yeralt-karanlk lkesindedir. Dnya, bu iki lkenin ortasnda bir snav alandr. nsanlar bu snav baaryla vererek evrensel savaa iyiliin saflarnda katlmaldrlar. Zerdt, balca amac, ekonomik dzen olan bir plan gtmektedir. Ona gre, Hrmz'n bak her zaman alkan iftinin stndedir. Gerek dindarlk, orula ve tapnmayla deil, tarm almalaryla elde edilir. Bacas tten, ii tarm hayvanlar ve ocuklarla dolu bir ifti evini seyretmek kadar Hrmz' sevindiren hibir ey yoktur. Zend Avesta, tarm hayvanlarna iyi baklmas, topran iyi srlmesi stne Sayfa 35

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tlerle doludur. nsanlar, iyilikle ktlk arasndaki bu evrensel savaa nasl katlacaklardr? Zerdt, bu sorunun karln yle veriyor: Dindar olarak, ak yrekli olarak, alkan olarak... te insanlarn byk devi. Zerdt dini, bir evrim (tekaml) dinidir. Dnya, evrim yasalarna baldr. nsan gleri bu evrimi gerekletirmek, bu evrime katlmak zorundadrlar. Kont de Volney (1757-1820), Ykntlar (Les Ruines) adl nl yaptnda din adamlarn attrrken bir Zerdt din adamna unlar syletmektedir: Ey Yahudilerle onlarn ocuklar olan Hristiyanlar, Musa'nn sandmz kitap, Musa'dan alt yzyl sonra yazlmtr. Bunu yirmi gerek belgeye dayanarak tantlayabiliriz. O kitapta Musa'ya yaktrlan dncelerin hibirini Musa bilmezdi. O kitab kaleme alanlar, ki bu kaleme alnn bir byk papazla bir kraln anlamas sonunda yapld su gtrmez bir gerektir; ruhun lmszln, lmden sonraki yaay, cennet ve cehennemi, insanlarn ektii aclarn en byk nedeni olan ktln bakaldrmasn bizim peygamberimiz Zerdt'ten renmilerdir. Hem de bu dnceler, ilk krallarnzn yaad yzyldan sonra sizin yazlarnzda grnr. Zerdt, o yazlardan yzyllarca nce, btn bunlar sylemiti. Babil ve Ninuva krallar tarafndan yenilen atalarnzn kralmz Serhas tarafndan kurtarldn ne abuk unuttunuz? Atalarnz, o zamanlar, bizi rnek edinmiler, bizden ders almlard. Kuds'e yeni dncelerle dndler. Siz, gcnz yeniden yceltecek bir kral bekliyordunuz, bizse onarc ve kurtarc bir evrensel iyilik tanrsnn geleceini mjdeliyorduk. te Hristiyanl bu iki dncenin birlemesinden yarattnz. Zerdt'n yolunu arm ocuklarndan baka hibir ey deilsiniz siz. ELOAH'LAR ARASINDA BR YAHOVA. bin yl ncesine kadar otuz be bin tanr, insanlarn erdemleriyle urat. nsanlar arasndaki dzen ancak bir trenin (ahlak) varlyla kurulabilirdi. Otuz be bin tanrnn abas bouna deildi. Ne var ki eitli tanrlarn eitli treleri birbirleriyle atyorlar, dzeni bsbtn bozuyorlard. nsanla tek l gerekiyordu, bunu da tek tanr salayabilirdi. Msr'dan kaarak Sina lne ekilen Musa, tarihilerin Medyan kahini dedikleri Yetro'nun yanna snmt. Yetro, ona kzyla beraber dncelerini de verdi. srailoularn Msr kleliinden kurtarmak amacn gden gen damat, akll olduu kadar becerikliydi de. Geri btn insanl deil, sadece kendi soyunu (srailoullarn) dnyordu. Ama yapmak istedii i gene de nemli bir iti. Yzlerce yllk tutsakln btn niteliklerini benimsemi bir insan srsnden, benliklerini yzyllarca koruyacak gl bir ulus karacakt. Yahudi szc, en byk srail kabilesi olan Yahuda kabilesine ilikinlii dilegetirir, Yahuda kabilesinden olan demektir, daha sonra Musa dininden olan' adlandrmtr. Yahudilie, Musa'nn adna balanarak Musevilik denir. Yahudilerin kutsal kitab bu dinin kurucusu olarak peygamber brahim'i gsterir. lkin tanrnn buyruklarn kabilesine ileten oymu. Olu shak ve shak'n olu Yakub da bu dini srdrmler. Daha sonra Musa (Yahudi inanlarna gre .. 1440'da lm) Sina danda Tanr'nn on buyruunu alyor ve Yahudi dini bylelikle biimleniyor. Yahudilik, amzda da geerli olan byk dinin en eskisi ve en nemlisidir. nk Hristiyanlk ve Mslmanlk onun att temeller stnde kurulmu ve onun bir uzants olmutur. Bundan trdr ki bir Sayfa 36

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi sonraki din bir ncekini tanm ve kabul etmi, ama ayn tanrnn buyruuyla kendisine uyulmas gerektiini ve artk bozulmu olan eski dine bal kalnmamasn istemitir. nceki dinse kendinden sonrakini tanmam ve sahte saymtr. Beliren din dmanlklarnn nedeni budur. Yahudilerin kutsal kitab Tevrat (Tora) evrenin ve insann yaratln anlattktan sonra insanlarn tek soydan nasl eitli soylara (uluslara) ve tek dilden nasl eitli dillere getiini metafizik gerekeleriyle aklar ve insan soyunu Adem'den balayarak her birinin oullarn ayr ayr saymak yoluyla birbirlerine zincirleyip Musa'ya kadar getirir. brahim, shak, Yakub, Yusuf ve Musa peygamberler hep Nuh'un olundan Sam'n soyundandr (Samiler ad da buradan gelir). Birinci kitap olan Tekvin peygamber Yusuf'a kadar btn peygamberlerin yaptklarn anlatr. Musa'nn doumu ve yaptklar ikinci kitap Exodus (k, srailoullarnn Msr'dan k)'de anlatlr. Musa, kaynatas Medyan kahini Yetro'nun srsn gderken tanr ona Horeb'de grnr ve yle der: Musa, Musa... buraya yaklama, arklarn ayaklarndan kar, nk stnde durduun kutsal topraktr. Ben, babann, brahim'in, shak'n ve Yakub'un Allahym (Exodus, iii, 4-6). Tanr, srailoullarnn Msr'da ektiklerini bildiini anlatr ve Musa'y onlar Msr'dan karmakla grevlendirir ve onlarn feryadn iittim ve onlar Msrllarn elinden kurtarmak, o diyardan iyi ve geni bir diyarda, st ve bal akan diyarda, Kenanl, Hitti, Amor, Perizzi, Hivi ve Yebusi'lerin yerine karmak iin indim der (bid. 8). Musa, tanrya adn sorar, tanr: Ben, ben olan'm. Atalarnzn Allah, brahim'in Allah, shak'n Allah, Yakub'un Allah YAHOVA'ym. Sonsuza kadar adm bu, alardan alara anlmam budura karln verir (bid, 14-15). Buyruu udur: srail ihtiyarlaryla Msr kralna gideceksin ve ona, branilerin Allah bize rastgeldi, rica ederiz, lde gnlk yol gitmemize ve Allahmz Yahova'ya kurban kesmemize izin ver, diyeceksin. Ben bilirim ki Msr kral izin vermeyecektir. O zaman ben elimi uzatacam ve Msr' btn harikalarmla vuracam. Sizi ondan sonra salverecektir. Eli bo kmayacaksnz. Her kadn komusundan ve evindeki konuundan gm eyler, altn eyler, giysiler istesin. Oullarnz ve kzlarnz onlarla ssleyin. Msrllar soyun (bid, 18-22). Musa, tanrnn dediklerini yapar, tanr da Msr'a on afet gndererek firavunu srailoullarn azatlamaya zorlar. srailoullar Msr'dan bylelikle karlar ve tanrnn on buyruunu Sina danda alrlar (bid, XX, 1-17), Yahudilik, bu on buyrukla kurulmutur. Bu on buyruk unlardr: Ben, seni klelikten kurtaran Yahova'ym. Benden baka bir tanrya tapmayacaksn. Put yapmayacaksn. Kendini bymseyip Yahova adn almayacaksn. Alt gn alp cumartesi gn dinleneceksin. Anan, baban sayacaksn. ldrmeyeceksin. almayacaksn. Yalan sylemeyeceksin. Zina etmeyeceksin. Komunun varlna gz dikmeyeceksin... Bu buyruklarn ou Msrllarn ller kitabnda da vard ve srailoullar bunlar biliyorlard. Ancak buyruklardan iki tanesi yeniydi: Haftada bir gn dinlenmek ve Yahova'dan bakasna tapmamak... Msrllarn birok tanrlar vard ve Yahova bu buyruuyla onlar yadsmyor, ancak kendisinden bakasna taplmasn yasaklyordu. Yahudi dininin iki ayrc nitelii vardr. Bunlardan biri ulusu bir din oluu ve sadece srailoullarna sesleniidir, zaman zaman baka uluslardan da Yahudilie kabul edilenler olduu halde Musa dini srailoullarna zg kalm, Nasral sa'nn onu evrenselletirecei gne kadar yaylmamtr. Yahudiliin ikinci ayrt edici nitelii, tek peygamber tarafndan getirilmeyip birok peygamberlerin rn olmasdr. Bu peygamberlerden Musa'dan ncekileri kendi kitaplarnda bizzat Musa Sayfa 37

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi anlatmaktadr. Musa'dan sonrakiler de eklenmek suretiyle Eski Ahit ad verilen Tevrat kutsal kitab, meydana gelmitir. Tevrat'n sadece ilk be kitab Musa'nndr: Tekvin, k, Levililer, Saylar, Tesniye... Tevrat, Musa'nn be kitabndan baka srasyla u kitaplardan meydana gelmitir: Musa'nn lmnden sonra hizmetisi Nuh'un olu Yeu'nun kitab, Hakimler kitab, Rut'un kitab, birinci ve ikinci Samuel'in kitaplar, her biri ikier kitaptan Krallar ve Tarihler adlarn tayan drt kitap; Erza, Nehemya, Ester, Eyup peygamberlerin kitaplar, Davut peygamberin (ayn zamanda kral) Mezmurlar, Sleyman peygamberin, (ayn zamanda kral) Meselleri, Davud'un olu Vaiz'in kitab, Sleyman peygamberin Neideler Neidesi kitab; aya, Yeremya peygamberlerin kitaplar, ayrca Yeremya'nm Mersiyeleri; Hezekiel, Daniel, Hoea, Yoel, Amos, Obadya, Yunus, Mika, Nahum, Habakkuk, Tsefanya, Haggay, Zekerya, Malaki peygamberlerin kitaplar... Bu peygamberlerin iinde Tanr'yla yz yze geldii bildirilen sadece Musa'dr ve din onun Tanr'dan getirdii on buyrukla kurulmutur. Ondan sonraki peygamberler hep onun getirdii eriat korumak iin almlardr. Son kitap, Malaki peygamberi Tanr'nn azndan nakletlii u szlerle sona ermektedir: Kulum Musa'nn eriatn, yasalarn, yarglarn ann. O eriat Horeb'de btn srail iin ona ben buyurdum. Byk ve korkun gn gelmeden nce size peygamber lya'y gndereceim. O da, babalarn yreini oullara ve oullarn yreini babalara dndrecektir; dnyay lanetle vurmayaym diye... Hristiyanln kurucusu sa'y meydana getiren szler, Tevrat'n iindeki daha birok yoruma yatkn szlerle birlikte, bu szlerdir. Tanr'nn bildirdii on buyruun dnda, Yahudi tanrbilimcilerince saptanan dinsel kurallar da vardr. Bu kurallar Yahudi tanrbilimcisi Musa bin Meymun (Maimonides, 1135-1204) tarafndan on maddede zetlenmitir: 1Tanr tektir, 2- Tanr ruhtur ve asla temsil edilemez, 3. Tanr lmszdr, 4Dua sadece Tanr'ya edilir, 5- srail peygamberlerinin btn szleri dorudur, 6- Tanr, dnyann yartcs ve koruyucusudur, 7- Musa, peygamberlerin en bydr, 8- Yasa ve tre tanrca Musa'ya verilendir, bunun dnda hibir yasa ve tre yoktur, 9- Bu yasa ve tre asla deitirilemez, 10. Tanr, insanlarn btn dncelerini ve eylemlerini bilir, 11- Tanr, buyruklarn yerine getirenlere armaan verir ve getirmeyenleri cezalandrr, 12- Tanr, peygamberlerin bildirdii Mesih'i gnderecektir, 13- Tanr, lleri diriltecektir... Tanr'nn srailoullarna ilk verdii sz (Ahit) udur: Ve Abram doksan dokuz yandayken Rab ona grnd: Ben kaadir Allahm, dedi, benim nmde yr ve yetkin ol, seninle aht edeceim, seni oaltacam, birok uluslarn babas olacaksn, artk adn Abram olarak arlmayacak, brahim (br. btn halklarn babas, yce baba, demektir) olarak arlacak, seni okverimli klacam, senden krallar kacak, senin soyunla aht'imi sonsuz ahit (Ebedi anlama) olarak saptyorum, btn Ken'an diyarn sonsuz mlk olarak soyuna vereceim ve onlarn Allah olacam (Tehvin, XVii, 2-8)... Tanr, bu sz' brahim'in olu shak'a da yeniler: Baban brahim'e ettiim yemini pekitiriyorum, senin soyunu gklerdeki yldzlar kadar oaltacam ve sana btn bu lkeleri vereceim (bid, XXVi, 3-4)... shak'n olu peygamber Yakub'u srail adyla adlandrr (braniler, bundan sonra srailoullar adn tarlar): Yakub yalnz bana kald ve gn aarncaya kadar bir adam onunla greti. Yakub'un uyluk ba incindi, brak gideyim, gn douyor, dedi. Green tanryd ve dedi: Beni mbarek klmadka seni brakmam, nk sen Allah yendin, artk sana Yakub deil srail denecek (b. srail deyimi Tanryla green demektir). Yakub, Allah yz yze grdm ve canm sa kald, Sayfa 38

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dedi. Uyluu zerinde aksyordu. Bunun iin bugne kadar srailoullar uyluk ba stndeki kala adalesini yemezler, nk oraya Tanr eli dokunmutur (Tekvin, XXXii, 24-31)... Tanr, Musa'ya on buyruk vermeden nce peygamber Nuh'a yedi buyruk vermitir. Nuh, tufandan nce Tanr'ya yalvarm ve Ved, Suva, Yegus, Yeuk, Nesr gibi putlara tapanlarn cezalandrlmasn istemiti. Kutsal kitaba gre Tufan bu yzden olmu. Musa, bir tutsaklar soyundan dvken kuaklar yaratmay amalamt. srailoullarn Msr'dan kardktan sonra krk yl llerde dolatrmas bu yeni kuaklar beklemek iindi. Tanr onlara bir vatan vaadetmiti, ama bu arz mev'ud (vaadedilen toprak, Filistin) gene de dverek elde edilebilirdi. Klelikten dvle gemek iin sadece on buyruu kulaklara kpe edivermek yetmiyordu. zgrl tatm, gl, gen kuaklarn yetimesi gerekliydi. Yz yirmi yana kadar yaadna inanlan Musa, yaad srece, evresinde dnp dolat bu vatana saldrmay gze alamad. Ulusulua ynelen yeni dinin amac o ldkten sonra gerekleti. Sonu baarlyd. Yzyllarca ac ekmi, insanlk gcn yitirmi, ezik bir soy, tarihin en gl devletlerinden biri olan Sleyman mparatorluuna kadar ykselmiti. Ne var ki Sleyman'n lmnden sonra bu imparatorluk paraland ve srailoullar gene topraklarndan srldler. Yahudi tanrbilimcileri bu olay, Tanr'nn on buyruuna bal kalmadklar iin Tanrca cezalandrldklar yolunda yorumlarlar. srailoullar dnyann drt bir yanna daldlar ve ok ac ektiler. zellikle 1930'larda Hitler faizminde canavarlaan soykrm, uygarlk masallarna karn insanln henz vahet anda bulunduunun en byk kantdr. srailoullar, yzyllarca sonra, vatanlarn yeniden ele geirmek iin, Tanr gcn bir yana brakp, amzda en geerli g olan para gcne bavurdular ve Filistin'i satn aldlar. amzn bir uygarlk a olmayp bir vahet a olduunu bir kez daha kantlamak iin imdilerde, vaktiyle Hitler'in kendilerine uygulad soykrmn Filistin Araplarna uyguluyorlar. Dnce tarihi asndan Yahudi tanrbiliminin byk nemi, u iki kavram insan dncesine bela etmi olmasdr: RUH (branice: Eloah) ve ODUR (branice: Yahova). Yirmi be yzyldr insan dncesini samasapan hayallere srkleyen ve her trl bilimselliin karsna dikilen bu iki kavramdr. Fantastik dncecilik (idealizm) akm bu iki kavrama dayanr. Bu iki kavramn dnsel serveni ksaca udur: Musa'nn yaadna inanlan ada canlclk edeyile ruhuluk (animizm) inanc yaygnd. Doadaki tm nesnelerin canl ve ruhlu olduuna inanlyordu. Dalar ruhluydu, tepeler ruhluydu, kayalar ruhluydu, aalar ruhluydu, allklar ruhluydu. Yahudi tanrbilimine gre, Horeb'de Musa'ya grnen bu saysz allk ruhlarndan sadece biridir. Bu allk ruhu, edeyile allk eloah' (Araplarn Allah deyimi de buradan geliyor) Musa'ya ben srailoullarnn tanrsym, benden baka elohim (branice eloah'n oulu: Ruhlar)'e tapmayn diyor. Grld gibi, bu katksz bir tektanr anlay deil. Saysz eloah'lar var ama, sadece buna taplacak. Mslmanlkta da srpgiden Allah'tan baka tapacak yoktur (Arapa: La ilahe ill-Allah) dogmasnn kayna da bu. Demek ki tek tanr, canlclk inancna gre doann her yannda bulunan saysz ruh'lardan biridir ve taplacak sadece o olduu iin tektir. Bu ruh, yirmi be yzyl, tm idealist felsefelerde karmza kacak, ondokuzuncu yzylda koca Hegel bile evrensel oluumu onunla aklamaya alacak. Elea'llarn Parmenides'inden gnmzn varoluuluuna kadar tm idealist retilerin stn kazyn, altlarndan kesinlikle bu eloah kar. Szde bilimci geinen Sayfa 39

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi pozitivist Auguste Compte bile sonunda bir insanlk dini idealiyle ona varr. lerde bunlar daha ayrntl olarak anlatmaya alacam. kinci kavrama gelince: Musa, Horeb'de karlat allk eloah'na adn soruyor. O da ben, ben'imdir kar'ln veriyor. Musa iyi ama, kavmim adn sorarsa ne diyeyim? deyince allk ruhu ODUR (Yahova) dersin diyor. te bu odur kavram, artk tm idealizme temellik edecek. Antika Yunanllarnn Elea'llarndan gnmze gelinceye kadar idealizmin temel savna gre varoluu bulunanlarn (edeyile, bireysel olanlarn) varl yoktur, varl olannsa (edeyile, tmel olannsa) varoluu yoktur. Daha ak bir deyile, doada ak iek, ak bcek, ak ta var, ama aklk yok. dealizme gre ak iek, ak bcek, ak ta gelip geicidir ve grntden ibarettir. Asl gereklik yok olan aklk'tr. nk ak bcek lp gidecek ama, aklk hep vard ve hep var kalacak. dealizm diliyle gerek varln varoluu yok. Demek ki varoluu bulunanlarn tm (ister masa, ister aa, ister ku, ister insan olsun) soyutlanarak tek ve deimez olan varla, edeyile odur'a indirgenir. rnein bu kutur diyoruz, ku nedir? Onu ancak birok kavramlar ykleyerek tanmlayabiliriz: Omurgaldr, yumurtlayandr, akcierlidir, scak kanldr, tyldr, hayvandr vb. Kuu btn bu niteliklerinden (edeyile, onu tm teki nesnelerden ayrdetmek ve dilegetirmek iin ona yklediimiz btn bu kavramlardan) soyutlayalm. Ortada sadece bir ODUR, mantk diliyle DIR, idealist dille VARLIK kalacaktr. Masay, ta, insan, eei, tekszle neyi isterseniz soyutlayn. Ortada kalacak olan ve varoluu bulunmayan tek ve deimez (tm varolu'larda, edeyile bireyselliklerde ortak) bir ODUR (varlk)'dan baka bir ey deildir. te idealizm, Yahudi tanrbiliminden kaynaklanan bu iki kavramla daima bilimin karsna dikilecek. Yirmi birinci yzyla pek yaklatmz, u gnlerde bile hala dikiliyor. ANTKA. .. Viii'nci yzylda balayp .S. V'inci yzylda sona eren devrede eski Yunan ve Roma kltrlerini iine alan felsefeye antika felsefesi denir. Bu devreye, ayrca, klasik ilka ad da verilmitir. Antika felsefesinin ilka felsefesinden ayrl; Uzakdou, Hint, Msr, Smer, Akad, Babil, Asur, Hitit, Fenike, srail, Pers, Kartaca gibi birok kltrleri dnda brakm olmasdr. lka felsefesi deyimi, Yunan ve Roma kltryle birlikte, btn bu kltrleri de kapsar. Yunan felsefesi deyiminden, felsefenin kayna olan antika felsefesi anlalr. Antika Yunan felsefesi, klasik sralamaya gre, .. 600 yllarnda ilk dnr saylan Thales'le balar ve .S. 529 ylnda politeist Yeni Platonculuun son sna olan Atina okulunun Roma mparatoru Justinianus'un buyruuyla kapatlmasyla son bulur. Atina okulunun son yneticileri srasyla unlardr: Proklos, Neapolis'li Marinos, skenderiyeli sidoros, Zenodotos ve anl Damaskios... Okul, Damaskios'un zamannda kapatlmtr. nl Sicilyal Simplikos da Damaskios'un rencisi ve srgn arkadayd. Aristoteles'e gre ilk filozof, .. X'uncu yzylda yaad sanlan Homeros'tur. Homeros'tan sonra, Aristotetes'in deyimince, ilk teologlar gelmektedir, bunlarn banda da .. 700 yllarnda yaayan Askral Hesiodos vardr. Hesiodos'un Teogonia adl yapt tanrlarn ve dolaysyla dnyann nasl meydana geldiini anlatmaktadr. Dnya edebiyattnn, Msrl Amenotep'ten sonra, ilk byk ozan Homeros'tur. Homeros'un .. X'uncu yzylda yaad sylenir. Homeros belki gerekten yaamtr ve esiz destanlarnn ilk temel talarn koymutur. Ne var ki Sayfa 40

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Homeros ad, kendi kiiliinden ok, bir ozanlar grubunu nitelemektedir. Prof. Walter Kranz Antik Felsefe adl yaptnda lias ve Odysseia'nn, ayn ozann deil, ayn ozan okulunun mal olduunu syler. lias'n .. 750 ve Odysseia'nn .. 700 yllarnda bittii bilinmektedir. Aristoteles, hakl olarak, Homeros'u ilk filozof sayar. Antika Yunan felsefesinin ilk temalar Homeros'un msralarnda ierilmitir. rnein Homeros, Tanrlarn babas ve anas Okeanos'tur der ki bu, Thales felsefesinin zdr. Homeros, insan tutar ve tanrlar karsnda yceltir. Ona gre insan iradesi, tanr iradesinden de stndr: Akhilleus yeniden savaa katlacaktr; ne zaman ki gsndeki yrek buyuracak ve tanr kkrtacak der. Grld gibi, burada asl irade, insanndr, tanrya sadece kkrtclk dmektedir. Homeros'ta aka bir tektanr eilimi vardr, sk sk: Zeus, insanlarn ve tanrlarn babas szn tekrarlar. lk nedenin (arkhe) su ve toprak olduunu sezdirir, kahramanlarn Sizler su ve toprak olun! diye azarlatr. lkada insanlar otuz be bin tanr ynetiyordu. Btn bu tanrlar Yunan mitolojisinde zmlenir. Bu zmlenmi mitoljiye Homeros Hesiodos dini deniyor. Hesiodos mitolojisinde ilk zdeksel gereklik olarak Gaia (evrenin yaratcs dii ilke) ilerisrlmektedir. Gaia'nn Homeros mitolojisinde ad gemez. Ge adyla da anlr. Dnya ya da toprak ana olarak da nitelenir. Romallar Tellus'u onunla bir tutarlar. Ne var ki Tellus yer tanradr, Gaia'ysa bir tanr deildir, kozmik bir gtr. Kendiliinden dourma (Yu. Parthenogenesis)'yla erkek ilkeler gk Uranus'la deniz Pontos'u dourmu. Sonra kendi dourduu bu erkek ilkelerle birleip yersel ve gksel btn varlklarla tanrlar meydana getirmi. lkin birletii Uranus doan ocuklarndan tiksinmi ve hepsini onun karnna tkm. Bu tasarm, topran btn canlandrdklarn yeniden iine almasn simgeliyor. O da olu zaman Kronos'a babasnn erkeklik rgenini kestiriyor ve bundan sonra Pontos'la birleiyor. Evrenin ilk egemeni Uranus bylece olunun eliyle tahttan indirilince yerine kendisini tahttan indiren olu (Gaia'nn da torunu) Kronos gemi. Ama o da ocuklarn yutmaya balam. Bunun zerine Gaia, onun olu Zeus' kurtarp bu kez de onun eliyle Kronos'u tahtndan indirmi (yani, gene oul babay tahtndan indiriyor). Zeus bylelikle tanrlar tanrs olmu. Gerek bilimin henz var bulunmad dnyamzda bu gibi dsel tasarmlara bilim deniyordu. Bu anlamda tanrlarn yaratln inceleyen bilim dalna Teogoni, evrenin yaratln inceleyen bilim dalna Kozmogoni, insanlarn yaratln inceleyen bilim dalna Antropogoni denir. Bu bilimlerde tanrlarn, evrenin ve insanlarn doum (nasl olutuklar)'lar sz konusudur. Bilimlerin gerekli aklamalar gerekletiremedikleri alarda kozmogoni ve antropogoni de, teogoni gibi, mitolojik alann snrlar iindeydi. Evrenin ve insanlarn oluumu da, tanrlarn oluumu gibi, hayal gcyle aklanyordu. Hibir bilimsel veriye dayanmayan insann hayal gc, byk dinlerin, tanrlk savlarndan daha bilimsel varsaymlarla yaratl olaynda daima doaya ncelik tanmtr. rnein Smerlerin yaratl efsanelerinde, gkyznn henz bombo olduu bir n zaman'da, biri dii ve biri erkek iki tanr olarak tasarmlanmakla beraber, tatl ve tuzlu sularn varl ilerisrlmektedir. Bombo da olsa bir gkyz vardr. skandinav tasarmlarnda tanrlar scak buharlarla buzlu sislerin, edeyile iki doal enin karmndan meydana gelirler. Hint tasarmlar ilkin doann varln kabul etmiler ve onu Brahman ad altnda soyut bir kavramla dile getirmilerdir. Brahman, giderek Brahma, Vinu, Siva adlar altnda grnml tek bir Sayfa 41

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tanr olarak belirir. Msr tasarmlarnda balang, su ve bataklk, edeyile doadr. Zamanla sular alalarak bir bataklk ada meydana kar, bu adada bulunan bir yumurtadan da kaz biiminde tanr Ra oluur. Japon tasarmlar da ilkin biimsiz bir yumurtann varln kabul eder, tanrlar gkyz ve yeryzyle birlikte bu yumurtann tohumundan oluur. Kimi Japon yaratl efsaneleri gkyzyle birlikte insann da varln ilerisrerler. Bu tasarmlara gre, insan ge bir ok atm ve yeryznn btn varlklar bu okun deldii delikten dklmtr. Demek ki yeryznde bulunan her ey gkyznde de vardr. Bu Japon tasarm ayn zamanda, yer ve yerst'yle birlikte, gene her eyin var bulunduu bir yeralt ilerisrmektedir. Ne var ki yerstndeki yaam yeryznden daha tatl, yeraltndaki yaamsa yeryzndekinden daha acdr (Cennet ve cehennem tasarmlar da bylelikle olumutur). in yaratl efsanelerine gre ilkin hava, edeyile doa vardr. Zamanla Pen-Gu ya da Pan-Ku adn tayan iki tanrsal varlk bu havadan oluur. Bu tanrsal varlk havay yeryz ve gkyz olmak zere ikiye bler ve lr. Soluundan rzgarlar, sesinden gkgrltleri, salarndan yldzlar, gzlerinden gne ve ay, terinden yamurlar, gvdesinden dalar, kanndan rmaklar ve denizler meydana gelir. Borneo'da yaayan Nigaju-Dayak'lar balangta iki dan varln ilerisrerler, gkler ve yerler bu dalarn birbirlerine arpmasndan meydana gelir. Btn bu tasarmlarn altnda evrenin, tanrsal bir iradeyle deil, zorunlu bir kendiliindenlik srecinde olutuu dncesi yatmaktadr. Ne var ki bunu gerei gibi belirtebilmek iin doa (Fr. Natura), evren (Fr. Cosme) ve dnya (Fr. Monde) kavramlarn titizlikle birbirinden ayrmak gerekir (Bu kavramlar, zellikle evren ve dnya kavramlar, birok dillerde birbirleriyle kartrlmakta ve yanl olarak ayn anlamda kullanlmaktadr). Yukarda sergilenen tasarmlarda grld gibi, ilkin su, hava, da, buzlu sis, scak buhar, yumurta vb. biiminde bir doa vardr. Evren ve tanrlar bu doadan oluurlar. Dnya, genellikle, tanrlar tarafndan meydana getirilir ya da tanrsal bir varln paralanndan meydana gelir. Dnyal varlk insan da genellikle tanrlarca yaratlr. nsann, bir yaratcya, gerek duyulmakszn, kendiliinden olutuunu ilerisren yaratl efsaneleri de vardr. Her eyden nce bir tanr'nn varolduunu ilerisren Yahudi dini bile tanr yaratm olarak doann deil, evrenin szn etmektedir: Balangta tanr, gkleri ve yerleri yaratt. Ve yer ssz ve botu. Ve enginin yz zerinde karanlk vard. Ve tanrnn ruhu sularn yz zerinde hareket ediyordu (Tevrat, Tekvin, Bap I). Karanlk ve su, biri ge ve br yere bal olarak doann bu iki paras, tanrlk irade dnda, yer ve gkle birlikte kendiliinden meydana kmaktadrlar: Ve tanr dedi: Ik olsun. Ve k oldu. Ve tanr n iyi olduunu grd, karanlktan ayrd (bid, 3-4), Ve tanr dedi: Sular bir yere biriksin ve kuru toprak grnsn. Ve byle oldu. Ve tanr bunun iyi olduunu grd (bid, 9-103). Grld gibi, tanr, k ve toprak', kendiliinden meydana kan ve hatta tanry biraz da artm grnen karanlk ve su'ya kar birer g olarak yaratmaktadr ve yarattktan sonradr ki bylesinin daha iyi olduunu kavrayabilmektedir. nsansal tasarm, en stn aamas olan tektanr varsaymnda bile, doann kendiliinden varlna dokunmaya cesaret edememitir. ZEUS. Tanrlarn ve insanlarn babas olarak nitelendirilen Zeus (szck olarak Hint, Avrupa dillerinin gn parlakl anlamndaki div kknden geliyor), evren egemenliini babas Kronos'un elinden alnca Hint Avrupallarn yamur ve hava tanrs olduunu unutarak hkmdarlarn ulu'su Sayfa 42

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi olmay kabullenip Yunanllarn hizmetine girmitir. Atmosferden balayp aileye, ahlaka, tarma, devlete varncaya kadar saysz grevler yklenmi bulunmaktadr. Bu arada kadn peinde komaktan, kz karmaktan, yalan sylemekten, eitli dzenler kurmaktan, c almaktan da geri kalmamaktadr. Sekizi lmsz tanra ve on bei lml olmak zere yirmi kadnla evlenmi, saysz ocuk ve torun sahibi olmutur. Oullarndan Apollon ve Dionysos her ne kadar drdnc bir tanrlar kua olarak evren egemenliini ondan alamamlarsa da, onu bir hayli korkutup tedirgin etmilerdir. Egemenlii sresince bu iki olunu yakndan denetlemek zorunda kalmtr. Antika Yunanllar, her ne kadar onun olu saymlarsa da, bu iki eski ve gl tanry onun yerine geirmemek iin kendilerini glkle tutmu olsalar gerek. DONYSOS. Dionysos Yunan ncesi tanrlardandr, Trakya'dan ya da Frigya'dan geldii sanlmaktadr. Zeus ve Apollon'la birlikte antika Yunan dncesinin byk tanrsndan biridir. Tapm bal bana bir din meydana getirmitir. Kiilii, birok eski tanrlarn karmndan meydana gelmitir. iftiliin, bacln, meyve ve zellikle zmn koruyucusudur. Romallar ona Bakkhos (Baks) derler ve verimlilik tanrs Liber'le bir tutarlar. Yunanllar onu, Zeus'n Semele'den doma olu saymlardr. Semele, kendisiyle birleen Zeus'n na dayanamayp lm, Zeus de ocuunu bacanda saklayp bytm, sonra da kskan kars Hera'nn ktlklerinden korumak iin onu kei klna sokmu, su perileri arasnda byyen kk kei Dionysos, zmden arap yapmasn at kulakl ve at kuyruklu Silenos'tan renmi ve arap tanr olmaya karar vermi. Arkaik an gizemsel din anlay Dionysos'a baldr. Bu dinin byk zellii ballarnn kudurmucasna kendinden gemeleri (Yu. ekstasis) ve tanry kendi ilerine aldklarna (Yu. enthousiasmos) inanmalardr. Dionysos'a tapanlar, onun kendilerine vahi hayvanlar biiminde grndne inanyorlard. Bu yzden arap iip kalabalk sarho srleri halinde dalara karlar, naralar atarak dne dne raksederler, karlarna kan hayvanlarn stne kudurmucasna atlp paralarlar ve i i yerlerdi. Bylelikle tanry ilerine alm oluyorlard. Tanry ilerinde bulundurduklar inanc onlar bsbtn coturuyor ve kendilerinden geirtiyor, bsbtn kudurgan ve saldrgan bir hale getiriyordu. Dionysos dini, geni halk ynlarnda, zellikle kadnlar arasnda, yaylm ve tutulmutur. Bu tapm, Delphoi tanrs Apollon tarafndan da tannm ve Dionysos'a taplmas Delphoi kahinlerince Apollon'un buyruu olarak halka iletilmitir. Bu yzden de her iki tanrnn bu tapmda birletii inanc yaylmtr. Orfik din ve Eleusis gizemciliinin kayna da Dionysos tapm'dr. zellikle Orfik inanlar, Dionysos gizemciliinden gelitirilmitir, rnein lmszlk inanc Dionysos'un lmyle yeniden douu yksnn rndr. APOLLON. Gelecei haber veren tanrdr. Genellikle iir ve mzik tanrs olarak bilinen Apollon'un ana nitelii, gelecei haber vermektir. Homeros, onu Lykia'li ve bu yzden de Yunanllarn dman olarak tantyor. Oysa, Yunanllar onu en kutsal tanr saymlardr. Tanrlar tanrs Zeus'n, Leto'dan doma, en sevgili oluymu. Tanrlarn en gzeliymi. Tanra Artemis'in de ikiz kardeidir. Leto, Hera'nn kskanlndan douracak yer bulamam ve ilden ile kam. Sonunda, ikizlerini Delos adasndaki Kynthos danda dourmu. Ik-gne tanrs olarak beliriyor, her zaman elinde bulundurduu amaz oklar gne nlardr. Bu adan Helios'la aynlayor ve Phoibos (ldayan) adn alyor. Ak havada yaplan her trl iin; tarla Sayfa 43

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bakmnn, hayvan bakmnn, kentlerin ve kolonile'rin koruyucusudur. iir ve mzikte de kutsal cokunluun uyandrcs saylyor. Hem hastalk saar, hem iyiletirir. Tanrlk gcn szcsdr. Heykelleri, erkek gzelliinin simgesi olabilecek llerle yaplmtr. Romallarn da en ok benimsedikleri ve taptklar Yunan tanrs odur. eitli diyalektik kartlklar iermesi bakmndan ilgin bir yaps vardr. Kardei Eros'un kartlyla olumutur, hem hastalk samak hem de hastalklar iyi etmek gibi kart niteliklidir. EROS. Yunan mitolojisinin en ilgin tanrlarndan biridir. Kaynann pek eski olduu bilinmektedir. Doumu stne eitli anlatmlar vardr. En dorusu, onu iki kiilik iinde ele almaktr: Bu kiiliklerden birincisi, evreni meydana getiren sevgi'dir. Bu kiiliinde, Eros, Hesiodos'un anlatmnda olduu gibi, evrensel olumayla birlikte ve kendi kendine bir doumla meydana kar. Hesiodos'a gre ilkin Khaos (boluk) varm. Ondan toprak ana Gaia'yla Eros olumu. Eros'un ikinci kiilii sevgi tutkusu'dur ve bu kiiliinde kimi anlatmlarda Ares'le Aphrodite'in olu, kimi anlatmlarda Hermes'le Aphrodite'in ve kimi anlatmlarda da Hermes'le Khton'lu Artemis'in olu olarak gsterilir. Baka anlatmlarda da annesi Eileithyia ya da ris olarak gsterilmektedir. Antika Yunanllarnn Orfik dinine gre de evren yumurtas ikiye blnnce iinden Eros kmtr. Platon'un bir yaptnda da onun bolluk tanr Poros'la yoksulluk tanra Penia'nn olu olduu sylenir. Romallar onu Latinletirmiler ve Amor adn vermilerdir. kinci kiiliinde kanatl ve gzel bir erkek ocuu olarak tasarlanmtr. Ba gllerden rlm bir elenkle ssldr; ok ve yay tar, att oklarn sapland kii lgnca bir aka tutulur. Oklarnn etkisinden tanrlar tanrs Zeus bile kendini kurtaramaz. Tanrlar, birini ak ateiyle tututurmak isteyince bu grevi Eros'a verirler. kinci kiilii, iyice gelimesi iin dnyaya getirilen kardei kart sevgi Anteros'la birlikte olumutur (Kimi anlatmlarda Anteros'un annesi baka bir Aphrodite, Dione'nin kz Aphrodite'tir). Eros'un pek ok servenleri iinde en nls Psykhe'yle olan servenidir. Eros'un yanndan hi ayrmad ve birlikte gezip dolat sevgi yardmclar da vardr. Bunlarn en nlleri Himeros, Pathos, Peitho ve Hermaphroditos'tur. ANTEROS. Yunan mitolojisinin ilerisrd bu ok nemli diyalektik kavram Yunanca kart sevgi anlamndadr. Birok metinlerde karlkl ak ya da karlk gren ak ve seveni mutlu klan ak olarak yorumlanr. Kimi metinler de onu erkekler aras ak'n simgesi sayarlar. eitli halk anlatmlarnda bu yorumlara dayanak olabilecek eitli ykleri vardr. Ne var ki btn bu yklerde, halkn onu kendi anlayna gre basit servenlere ekmi olmasna ramen, Herakleitos diyalektiine temel olan felsefesel ve ok nemli bir sezi belirmektedir. Bu sezi, kartln gelitirici gc'n meydana koyar. Anteros (kart sevgi), Eros (sevgi)nin kardeidir ve anneleri Afrodit, onu Eros'un daha iyi geliebilmesi iin dourmutur. Antika Yunan mitolojisine gre Eros, ancak Anteros'un yanndayken geliebiliyormu, ona yaklanca sevinir ve ondan uzaklanca alarm. skenderiye anlatmlarna gre de, ona yaklat zaman byr ve ondan uzaklat zaman yeniden ocuklarm. Bu mitolojik inan, daha sonra antikan byk dnr Herakleitos tarafndan Yunanca sava anlamndaki polemos kavramyla dilegetirilen ve bir logos yasas olarak ilerisrlen kartlarn birlii ve atmas ilkesini ierir. Nesnel gerekliin szle dile getiriliini veren logos kavram, evrende bir evrensel yasa'nn varln ve her eyin bu yasayla meydana gelip bu yasayla olutuunu anlatr. dealist adan en yetkin dile getiriliini Alman Sayfa 44

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dnr Hegel'in diyalektiinde bulan bu evrensel yasa, daha sonra, bilimsel yerine oturtularak diyalektik materyalizmin temel yasas olmutur. Bir bakma, ilk bilimsel dnceyi de bu sezinin hazrlad sylenebilir. nk bu sezi, evrensel dzenin birtakm yasalara bal olduu dncesini iermektedir. Herakleitos bu yasa'nn doasal, insansal, bilinsel olan her eyde bulunduunu ilerisrmtr. Bilim, bu yasalar bulup meydana karmaktr. Nitekim ilk Yunan dnrleri de doann dncesini edinmek iin doann kendisini aratrmlar ve doa bilginleri olmulardr. nceledikleri doa, kartlk'larn birlii olan ve onlarn atmasyla devinen bir doadr. Oluma ve deime de bu devimle gereklemektedir. Yzyllarca sonra bilimin ve diyalektik felsefenin bilimsel olarak meydana koyduu gibi doasal, toplumsal ve bilinsel btn olgular kartlklarn da ierirler. Varlklar; bu kartln atmasyla geliir. Evrensel gelimeyi salayan, nesne ve olgulardaki bu kartlktr. zdek bu kartl ierdii iindir ki, devimsel ve geliimseldir. APHRODTE. Antika Yunan inanlarnda ak ve gzellik tanras olarak taplan Afrodit'in daha birok tanrlklar vardr. Asl Douludur ve verimlilik tanrasdr. Zamanla ak tanras niteliini kazanm, ilkbahar (baheler ve iekler) tanras olmu, Poseidon'un yannda deniz tanras olarak grnmtr. Kimi metinlerde de cinsel drt tanras olarak anlr. Hesiodos, onun deniz kpnden doduunu syler. Homeros'a gre Zeus'le Dione'nin kzdr, Hephaistos'un kocasn aldatan karsdr. Thebai'de Ares'in kars olarak grnr. Eros, Anteros, Himeros, Pathos, Peito, Himeneo, Aineias, Enea vb. gibi pek ok ocuklar vardr. Romallar ona Venus derler. Kythera adas yaknnda deniz dalgalarnn kpnden doduktan sonra ilkin Kbrs adasna kt iin, ona Kipris (Kbrs'l) ve Anadyomene (su yzne kan) adlar da verilmitir. Tatl gll olduundan Khrysee, gzel elenkli olduundan Eystephanos, sevgi dolu yreinden doan gszlnden tr Analkis Theos vb. gibi daha birok adlarla da anlr. PSYKHE. Antika Yunanllarnda ilkin ruh kavram bilinmiyordu, lmden sonra bedenli olarak yaanacana inanlyordu. Zamanla glge anlaynda bir ruh kavram geliti ve llerin Hades'de soluk glgeler halinde dolamakta olduklarna inanld. Bu tasarmdan doan Psykhe'yi Miletos kralnn kz ve Eros (Ak)'un sevgilisi sayan Miletos yks Latin ozan Apuleius tarafndan Metamorphoseon (Dnmler) adl yaptnda ilenmitir. Efsaneler edebiyatnn en iirli paralarndan biri olan bu ykye gre Psykhe'ye gzelliinden tr bir tanra gibi taplmaya balanm, Miletos'taki tapnaklarnn boaldn grp kskanla kaplan Aphrodite, olu Eros'a onu bir da bana brakp bir ejdere ak etmesini buyurmu, annesinin buyruunu yerine getirmek isteyen Eros, insan ruhunun esiz gzellii karsnda bylenmi ve onu ejdere ak edecei yerde kendisi ona ak olmu, onu bir d sarayna yerletirmi ve gecelerini onunla geirmeye balam, insan ruhunun sevgiyle birleip sonsuzca mutlu olabilmesi iin sevginin yzn asla grmemesi gerekiyormu, Psykhe'nin mutluluunu kskanan kzkardeleri, sevgilisinin bir ejder olabileceini syleyerek onu kkrtmlar, o da bir gece dayanamayp ya kandilini yakm ve sevgilisinin yzne bakm, ne var ki kandilden damlayan bir ya paras Eros'u uyandrmi ve sevgi bulutlara kararak yokoluvermi, ama bu yokolu her ikisinin de zlemini bsbtn arttrm, Eros, annesi Aphrodite'e sevgilisini balamas ve kendisine vermesi iin yalvarm, oluna acyan tanra, insan ruhunu birok Sayfa 45

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi g snavlardan geirdikten sonra sevgiyle buluturmaya karar vermi, bu snavlarn tmne katlanan ve eitli doa glerinin yardmyla baarya ulaan insan ruhu sonunda sevgiye kavumu. PAN. Szck olarak Yunanca btn anlamna gelir. Arkadia obanlarnn ok eski bir tanrsdr. Kei boynuzlu ve kei ayakl olduundan tr Keiler Pan' anlamnda Aigipan (Aigis Yunanca kei demektir) da denir. Sonralar tanr Hermes'le aa perisi Penelope'nin olu saylmtr. Yunan yorumcularna gre tanr Hermes, olunu bir tavan postuna sarp Olympos'a karm, ocuun keiliine btn tanrlar glp alay etmiler. Doa tanrcln kurucusu olan Stoa dnrleri, onun btnln daha akllca yorumlayarak, onu evrensel btnlk'n simgesi saymlardr. Platun'un yazdna gre Sokrates de ona yakarrm, sevgili Pan, bana ruh gzellii ver dermi. ykleri iirle doludur. Syrinks ya da Pandean (Pan'n kaval) adyla anlan yedi ddkl flt o yapm. Daha sonra Roma'llarn tanr Faunus'la bir tuttuklar Pan bir gn ormanda dolarken Syrinks adl periye gnl vermi, peri ondan kurtulmak iin hemen bir sazlk oluvermi, nl kavaln ite bu sazlktan koparlan yedi sazdan yapm, umutsuz akn da ili ili seslendirdii bu sazla dile getirmi. Pitys adl bir peri kz da Pan' sevmi, kendisine zorla sahib olmak isteyen rzgar-tanr Boreas (Poyraz)'n elinden kurtulmak iin am aacna dnm. Pan bu yzden hep am aalarnn altnda dinlenirmi, am aalar da bu yzden poyraz estii zamanlar hazin hazin inler ve uyuyan Pan' glgeleriyle gnein kavuruculuundan korurlarm. Kaynayan le saatlerinin derin ve scak sessizlii onunmu, bu saatlerde hibir oban onun le uykusunu bozamazm, en kk bir grltden uyanveren yce doa tanr ylesine korkun bir haykrla barrm ki, panik (Pan korkusu)'e kaplan kurtlar ve kular saklanacak delik ararlarm. Roma imparatoru Tiberius anda (bu a Hristiyanln sa'snn yaad ve yeni dini yayd adr, .S. 14-37) lm Pan. Bunu Kehanetler stne adl yaptnda Plutarkhos yazar. Kaptan Thamos'un gemisi Ege denizinden geerken Paksos adasndan esrarl bir ses duyulmu, doann yrek paralayc bir feryad olan bu ses Epeiros'a gidince bildirin: Ulu Pan ld! demi, Epeiros'a varan gemiciler hep bir azdan doann buyruunu yerine getirmiler, gemiden kylara doru Ulu Pan ld, ulu Pan ld! diye barmlar. O zaman dalardan, talardan, aalardan, bitkilerden ve hayvanlardan iniltiler ykselmi, btn doa yasa brnm. Hristiyanlarca bir mucize saylan bu yk, doann eitli biimlerde cisimlenii ve bundan tr de bir doa dini (Pan dini) olan oktanrcln (Paganln) yerini Hristiyanla braktna yorulmutur. PROMETHEUS. Prometheus Yunan mitolojisinin en ilgin tipidir. lk erkek insanlar tanrlardan calmak iin o yaratmtr. lk dii insan olan Pandora'y da ondan calmak iin tanrlar yaratmtr. Bylelikle Yunan mitolojisinde ilk kez ocuk piirip yedirme temas dnda yepyeni bir calma temas ilenmektedir. Bu tasarmda, ister erkek ister dii olsun, insan, bir calma esidir. Nitekim Promethes da anlamna gelen Yunanca tisis kknden tretilen bir Titan'dr. Bir dev'dir, ama Yunan mitolojisinin br devleri gibi doad, korkun, acaip bir yaratk deildir. Tersine, ok akll, duygulu, iyicil bir yaratktr. Bencilliklerinden ve despotluklarndan tr tanrlara, zellikle de Zeus'e kzmaktadr. nsanlar da evrende kendine benzer varlklar oaltmak iin yaratr. Tanrlarn tanrsal servenlerine karn Prometheus'un insansal serveni bylece balar. Hesiodos'a gre apetos'la Klymene'nin oludur. Atlas, Menoitios (kimi metinlerde Prometheus'un annesi Asia olarak gsterildii gibi bu Sayfa 46

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kardei de Athos olarak gsterilir) ve Epimetheus'un kardeidir. Prometheus, teki kardeleri gibi, tanrsal dzene kafa tutmu, kar km, ne var ki teki kardelerinden farkl olarak sonunda insanlar yaratmak ve onlara atei (yaratcl, bilimi, uygarl) vermekle bu dzeni deitirmeyi baarmtr. Bu yzden de Zeus tarafndan zincire vurulmu ve Prometheus Desmotes (Zincire vurulmu Prometheus) adyla anlmtr. Tanrlarca grevlendirilen bir kartal, srekli olarak, her gece yeniden oluan, karacierini kemirmektedir. Onu, Kafkas dann tepesindeki bu tanrsal ikenceden bir insan, bir lml olan Herakles kurtarr. Prometheus Zeus tahtndan dmedike benim ikencelerimin sonu yoka der, bylelikle de insanla zgrln yolunu gstermi olur. PANDORA. Pandora Yunan mitolojisinii Havva'sdr. Evrenin ve tanrlarn yaratl (Kozmogoni ve Teogoni) konusunda geni tasarmlar ileri sren bu mitoloji, insanlarn yaratl (Antropogoni) konusunda uzun yzyllar susmutu. Bu konuda ilk tasarmlar .. V'nci yzylda ilerisrlmeye balad. Bu tasarmlarn ilgin yan, birok mitolojilerden farkl olarak, ilkin tek erkek insan deil, birok erkek insanlar (Adem'ler) yaratlm olmas ve uzun bir sre aralarnda bir reme dnlmeksizin bir erkekler dnyasyla yetinilmesi ve sonunda tanrlar tanrs Zeus'un Titan olu Prometheus'a dmanl yznden erkek insanlarn bana bela olmas amacyla ilk dii insan Pandora'nn yaratlmasdr. Efsaneye gre Titan kar koca apetos'la Klymene'nin drt olu olmutur: Atlas, Menoitios, Prometheus, Epimentheus. Bu ocuklarn drd de akl gc bakmndan tanrlara stndrler ve tanrlara kafa tutmaktadrlar. Bu yzdendir ki tanrlar tanrs Zeus onlara kar zel bir kin duymaktadr. ocuklardan ilk ikisi Atlas'la Menoitios, tanrlarla titanlar arasndaki nl savaa katlm ve Zeus tarafndan Atlas gkkubbeyi omuzlarnda tamakla, Menoitios da yer'in dibine kapatlmakla cezalandrlmtr. Daha sonra Prometheus karacieri kartallara yedirilerek, Epimetheus da ilk kadn Pandora'y kendisine e etmekle cezalandrlacaktr. Bu tasarmn ilgin ve kendisine zg yan ilk kadnn bir ceza olarak yaratlm bulunmas ve ilk erkek insanlarn Titan'lar tarafndan yaratlmasna kar ilk dii insann Tanr'lar tarafndan yaratlmasdr. lk erkek insanlar ok akll ve becerikli olan Titan Prometheus tarafndan yaratlmtr. Bir baka ilgin ve kendine zg yan da, ilk dii insann tanrlarca erkek insanlarn bana bela olsun diye yaratlmasna kar ilk erkek insanlarn Titan Prometheus tarafndan tanrlarn bana bela edilmek zere yaratlm olmasdr. Prometheus, tanrlar gibi budala ve duygusuz bencillere kar, kendisi gibi akll ve duygulu zgeciller meydana getirmek amacyla insanlar gzyalaryla sulandrd topraktan yaratmtr. Tanrlar tanrs Zeus'n buyruuyla tanr Hephaistos da ilk dii insan Pandora'y su ve topraktan bir heykel yaparak yaratacak. Yunan mitolojisi insanlarn amur'dan meydana geldikleri tasarmnda tektanrc byk dinlerle. birlemektedir. Pandora, szck olarak tm armaan demektir. nk ona Aphrodite gzelliini, Minerva ekiciliini, Hermes kurnazln ve yalancln, btn teki tanrlar da tek tek kendi zelliklerini armaan etmilerdir. Bylelikle kadn daha varlarken tm tanr olmu bulunmaktadr. ster titan, ister erkek insan olsun, artk ona hibir g kar koyamayacaktr. Tanrlara kafa tutan Prometheus'u erkek insanlar artk kafa tutamayacaklar ve nnde hemen diz kecekleri yepyeni bir tanr'yla karlaacaklardr. Tanrlar iyi ve kt btn glerini ona devretmilerdir. Tanrlarda da bulunmayan us (akl)'dan baka her eye sahiptir. Tanrlar gibi Sayfa 47

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bencil ve duygusuzdur, isteklerinin nne kacak her engeli gzn krpmadan ykabilecektir. stelik, aklsz olduundan tanrlara balanacak ve tanrlar onun ynetiminde btn insanlar rahatlkla ynetebileceklerdir. Tanrlar, Pandora'nn kiiliinde bylesine bir g yaratm olmakla da yetinmemektedirler. Ona, btn ktlkleri ve aclar iine doldurup bir kapal kutu vermilerdir. Tanrca bencillik niteliinden tr bir gn dayanamayp bu kutuyu aacan bilmektedirler. Nitekim Pandora, bir gn dayanamayp kutunun kapan aacak, btn ktlkler ve aclar insanlarn arasna yaylacak, kutuda sadece umut kalacaktr. Kardei Prometheus'un yasaklamasna ramen Pandora'nn ekiciliine ve gzelliine dayanamayp onunla evlenen titan Epimetheus, evresine yaylm bulunan btn ktlklerin ve aclarn ortasnda, bu umudu da kullanmasn ve kendisinden treyecek kuaklara kullandrmasn bilecektir. Pandora'yla Epimetheus'un birlemesinden birok kzlar domutur. Bu kzlarla Prometheus'un yaratt erkekler evlenmekte ve yeni insan kuaklar tremektedir. Bu yeni insan kuaklar, kiiliklerinde, tanrlk bir yanla titanlk (devlik) bir yan birlikte srdrmektedirler. Tanrlk yan onlarn metafizik glerini gelitirirken titanlk yan da fizik glerini gelitirecektir. Bu fizik g, gn getike, metafizik gc boyunduruu altna alacaktr. nsanlar artk birbirleriyle birleerek remekte, bundan tr de kiiliklerindeki tanrlk yan her gn biraz daha eriyip gitmektedir. Ne var ki artk tanrlar da insan soyu kadnlara dayanamayp onlarla birlemeye, onlardan ocuklar yapmaya balamlardr. rnein tanrlar tanrs apkn Zeus bu insan kadnlardan on beiyle birlemi ve sryle ocuklar olmutur. Artk tanrlarla insanlar birbirlerine karmaya ve insanlar tanrlarken tanrlar insanlamaya balamtr. nsan tanrlar tanr insanlar bsbtn tedirgin etmekte, bsbtn safd brakmaktadrlar. Tanrlar tanrs Zeus ne yapacan armtr, bu kargaala kesin bir are aramaktadr. Sonunda, onlar tufan'la yoketme yoluna gidecektir. Bu yolla onlardan sonsuzca kurtulacan sanmaktadr. Ne var ki Prometheus'cu akl gn getike daha da gelien insan, yokolmaktan kurtulmann yolunu bulacaktr. Prometheus'un olu Deukalion'la Pandora'nn kz Pyrrha, bu iki akll insan kar koca, kocaman bir gemi yaparak evreni kaplam bulunan azgn ve kudurmu sularn stnde kalan Parnassos dana kmay baaracaklardr. Evrende, bir daha tanrlarn oyununa gelmeyecek olan yeni insan soylar tremeye balayacaktr. UYUM. Hesiodos'tan sonra Siroz'lu Ferekides'in Teologia's ve Lindos'lu Kleobulos, Atina'l Solon, Isparta'l Khilon, Lesbos'lu Pittakos, Priene'li Bias, Korinthos'lu Periandros ve Milet'li Thales (ilk filozof) adlarn tayan Yedi Bilge'nin szleri gelmektedir. Antika Yunan felsefesi, tarihin pek uzun bir sresini kapsar. Baka uluslarn ermileri varsa Yunanllarn da bilgeleri var, diyor Nietzsche. Gerekten de Yunan bilgeleri, ada bilgeliin babasdrlar. Bu bilgeler, evrenin en gl gerei olan l'y sezmilerdir. Sanatta l, felsefede l, bilimde l, tek deyile yaamakta l... yice bakarsak hi deilse unu grebiliriz: Evren, bir l iidir. Nereden gelip nereye gidiyoruz dncesi (kosmogonia), imdilik ne yapmalyz dncesinin (ethika) yanndadr. Nereden gelip nereye gittiimiz, hele niin gelip niin gittiimiz ak seik anlalamaynca imdilik ne yapmamz gerektii dncesi daha bir nem kazanmtr. Ksa sren konukluumuz kendi abamzla, aln terimizle Sayfa 48

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ok daha deerlenebilir. nsanlk, bu dncesinin ilk tlerini Yedi Bilge'nin zdeyilerinden almtr. Felsefe tarihilerinin ou, ilk filozof olarak Thales'i (.. Vi'nc yzyl) ele alrlar. Thales'e gelinceye kadar, arada, tresel tler veren nemli bir Yunan ozan daha, Hesiodos (.. Viii'nci yzyl) vardr ki, filozof olarak gz nnde tutulmak gerekir. Oysa, Thales'le balayan antika dncesine tleriyle nclk eden Yedi Bilge'nin nemi stnde birleilmitir. Hellen dncesinin bu Yedi Bilge'si kimlerdir? Walter Kranz, Antik Felsefe Metinleri adl yaptnda onlar Kleobulos, Solon, Khilon, Thales, Pittakos, Bias, Periandros olarak sralad halde, bu Yedi Bilge'nin gerek saylar bilinmiyor. Birok metinlerde baka adlar da Yedi Bilge arasnda saylmtr. Gerekte bu bilgelerin yediden daha ok olduklar anlalmaktadr. Byle olduu halde kendilerine, eski Yunanllarda kutlu bir say olan yedi saysnn yaktrld sanlyor. Walter Kranz'n sralad adlar, eitli metinlerde nemle anlm olan adlardr. Aa yukar hepsi .. Vii'nci ve Vi'nc yzyllarda yaamlardr. lerinde Solon gibi hukukular, Periandros gibi krallar, Pittakos ve Bias gibi devlet adamlar bulunan bu bilgelerin ii, toplumlarna yararl olmakt. lk filozof saylan Thales de bu Yedi Bilge'nin arasndadr. Ancak, Thales, evrenbilim stnde de kafa yorduu, ilk nedenin su olduunu syledii iin bilimsel bir deer kazanm, tekilerse sadece trebilime ik tutucu tler syleyen kiiler olarak kalmlardr. Rodos'lu Kleobulos, l en iyi ey, diyor, babay saymak gerek. Dinlemeyi sevmeli, gevezelii deil. Hazza hkmetmeli. Zorla hibir ey yapmamal. Yurttalara en iyi tleri vermeli. ocuklar eitmeli. Halka kar olana dman gzyle bakmal. Atina'l Solon, hibir eyde ar olma, ll kal, diyor. Keder douran hazdan ka. abuk dost edinme, edindiklerini de abuk gznden drme. Hkmedilmeyi inceleyerek hkmetmeyi ren. Yurttalarna, en holarna gideni deil, en iyiyi syle. Grnmeyenleri grnenlerden kar. Isparta'l Khilon, tutkularn dizginle, ll ol, diyor. Dostlarnn iyi gnlerine yava yava git, kt gnlerine koa koa. Kendinden yaly say. Kanunlara uy. Hakszla urarsan bar, hakarete urarsan al. lmleri v. Kendini bil, (Delphoi'daki Apollon tapnann kapsnda yazl olan, Sokrates'in alp iledii bu sz Platon yle aklamaktadr: Sadece bir insan olduunu bil). Lesbos'lu Pittakos, uygun zaman kolla, ly gz nnde tut, diyor. Yapmak istediini syleme, baaramazsan glerler. Bakasnda ho grmediini kendin yapma. Bahtszlar ayplama, nk tanrlarn fkesine uramlardr. Kazan doymak bilmez, sana uyan kazan. Bir kimseyi affeden onun stne ykselir, ondan alan onun haline der. Pirine'li Bias, ou ktdr. e baladktan sonra dn. Gzellikle ok dinle, yerinde konu, ly karma, diyor. nsanlarn yava giri, sk sarl. abuk konumaktan sakn, yanlrsn. Yaptn al, zorlayarak deil.

Korinthos'lu Periandros, bahtllkla ll ol, diyor, bahtszlkta dnceli. Atlganlk aldatc bir eydir. Kazan irkin bir ey. Ana babana layk olduunu gster. Dostlarna kar bahtllklarnda naslsan, bahtszlklarnda da yle kal. Btn dn. Sessizlik en gzel eydir (skun hali, i sessizlii). Sayfa 49

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Kanunlarn eski, yemein taze olsun. Milet'li Thales de, ll ol, diyor. Kt yoldan zengin olma. Babadan kt eyi kapma. Kefaletin yolda felakettir. Ana babana ne etmisen ocuklarndan onu bekle. Kendini dizginleyememek kadar kt ey yok. Acnmaktan ok kskanl. l, l, hep l... Yedi Bilge'nin yedisi de ly tlyorlar. Hense Leonard'n Hellen Latin Eskia Bilgisi adl yaptnn 61. yapranda arkaik dn bal altnda, bu l, yle deerlendirilmektedir: Hellen, kendini paralanmam alemin bir organ olarak grr. Hayatn trajik ahenksizlii ona ac gelse de gene sonunda yalnz uyum (ahenk, harmonia)'u sezer. Bu uyum, trebilimde tam l, sanatta dengeli biim, doay tanmada geometrik oran, dinde evrenin dzen verici gc olarak kendini gsterir. LK FZKLER. Dinsel dnceden kendini syrarak bilimsel bir nitelie dnen ilk dnce anlamndaki felsefe, .. Vi'nc yzylda, antika Yunanllarnn Miletos (zmir'in gneyinde Balat ky) kentinde balamtr. Antika Yunan dncesinin ilk dnr Thales, Anaksimandros, Anaksimenes Milet'lidir. Milet okulu'na, Efes'li Herakleitos'u da kapsayarak, yonya okulu (Os. Medrese-i Yunaniyye, Fr. Ecole Ionique) da denir. Baklarn din'den ayrp doa'ya eviren ilk dnrler bunlardr. Milet'lilerin balca ayrc nitelikleri fiziki, kendiliinden zdeki ve diyalektiki olulardr. Evrendeki her eyin kendisinden yaplm olduu ilk neden ya da ilk zdek (Yu. Arkhe) olarak ilerisrdkleri su, hava vb. gibi zdekleri de canl olarak dnmlerdir; nk bu zdekler yaratcdr ve btn varlklar bu ilk zdeklerden olumutur. Bu yzden Milet okulu'nun dnsel tutumuna canl zdekilik denir. Milet'liler, Aristoteles'in anlatmyla bilinmektedir (Aristoteles, Metafizik, a 3, 983, b 6-11, 10) Onlarn karlk aradklar btn nesnelerin yaplm olduu ilk zdek nedir? sorusu da Aristoteles tarafndan ortaya konulmutur. Bu soru, bir adan fiziin balangc olduu kadar bir baka adan da metafiziin balangc saylabilir. nk eitli dnmlere urayarak evrensel nesneleri meydana getiren ve bylece srekli olarak devinen ilk zdein kendiliinden deimediini ve neyse o kaldn dndrmektedir. Nitekim, ok gemeden, ilk neden nedir? sorusunu olu nedir? sorusu izlemi ve yonya'llarn deiirlik felsefesi, karsnda, Elea'llarn deimezlik felsefesi'ni bulmutur. Milet'lilerin varsaymlarn, daha nce gelimi, zellikle Msr ve Babil, bilgileri stne kurduklar kesindir. Ne var ki onlar, byk bir dnsel aama olarak, pratik alma'y kuramsal alma'ya dntrmlerdir. Felsefenin ilk kurucular saylmalar da bu yzdendir. lk filozof Thales, antika Yunanllarnn pratikte ie yarar zdeyiler ilerisrm bulunan Yedi Bilge'sinden biriydi. Thales ilk neden su'dur demekle pratik yarar dncesinden kuramsal bilgi dncesine ilk srayan kii olarak nem kazanmtr. Bu srama, bilimsel urann ilk adm olarak nitelenir. Aristoteles yle der: Felsefeyle ilk uraanlar, btn nesnelerin ilk temel (Arkhe)'inin zdek olduunu sanyorlard. Kendisinden, varolan btn eylerin kt ve o ilikten meydana geldii ve yok olarak ona dnd eye temel varlk olduu gibi kalyor, yalnz durumlar deiiyor e diyor, bunun var olanlarn ilk balangc olduunu sylyor ve bundan tr, bu biimdeki varlama olduu gibi kaldndan, hibir eyin meydana gelmediini ve hibir eyin de yok olmadn dnyorlard. Bu trl felsefenin asl ba olan Thales, bunun su olduunu sylyor. Bu dnceye, belki de, Sayfa 50

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi btn varlklarn besinlerinin nemli olduunu ve scan da bu nemden ktn ve onunla yaadn grerek varmtr, bir de btn nesnelerin tohumlarnn yaratlnn nemli olmasndan. lk temelse kendisinden her eyin meydana geldii eydir. Su ise nemli eylerin ilk temelidir. Ondan ok daha eskiler de tanrsal bir dnceyle doa stne bylesine dnceler yrtmlerdir. Okeanos'la Tethys'i meydana beliin babas ve anas tanrlarn and'n da kendilerinin Stkys adn verdikleri su yapyorlard. En saygdeer ey en eski olan eydir, and da en saygdeer eydir. Thales'in yaad ada Miletos kenti, nemli toplumsal ve ekonomik gelimeler iindeydi. Tarihi Rostovtzeff, bu kentte, nce halkn egemen olup soylu kiileri ldrdn, sonra da soylularn egemen olarak halktan olanlar diri diri yaktklarn anlatr (Eski Dnyann Tarihi, c. I, s. 204). Bu yzden yoksullar ve yoksul insanlarn uras sanlan felsefe de kmseniyordu. Aristoteles'in Politeia adl yaptnda anlattna gre Thales bu kany da deitirmi ve astronomi bilgisiyle bol zeytin rn alnacan bir yl nceden hesaplayarak zeytinlikleri ucuza kapatp zengin olmutur. Aristoteles yle der: Thales, bylece, dnyaya, filozoflarn isterlerse zengin olabileceklerini, ama tutkularnn baka trden olmas nedeniyle yoksulluu yelediklerini de gstermitir. Thales, sudan ve denizden, ondan kan btn canllkla birlikte denizsel bir enginlik ve sonsuzluu da anlyordu. Kendisini izleyen Anaksimandros, Thales'in ilk nedeni su'yun yerine, sonsuz ve snrsz (Yu-Aperion)'l koyarken bu dnceden esinlenmi olmaldr. Anaksimandros, bu deyimiyle, gn snrlar iinde bulunan evrenin kart olarak snrsz'l ortaya koymutu (Diels, Doxagraphi Graeci, 376, 3-6). Anaksimandros'un bu varsaym da, kendisini izleyecek olan Anaksimenes'in, bu snrszlk iinde, evrenlerin okluu varsaymn etkilemi olmaldr. Anaksimenes'in nc ilk neden varsaym olarak ilerisrd hava (Yu. Aer, pneuma, psykhe) da bu snrszl ve sonsuzluu kapsar. Anaksimenes, salt snrszlk'n nesnelerin varlamasn aklayamayacan dnmtr. Ona gre bu snrsz zdek, seyrekleip younlamasyla, nesneleri varlatran hava olmaldr. Daha sonra Hippias ve Diogenes gibi dnrler de yetitirecek olan Milet okulu'nun, zellikle Thales'in, byk nemi, insan dncesine yol gstermi olmasdr. Milet'li fiziki-dnrlerin ncs olan Anaksimenes'e gre hava, seyrekleerek atei ve younlaarak yeli, bulutu, suyu, topra ve talar meydana getirir. Fransz metafiziki ve felsefe tarihisi Emile Brehier, nl Felsefe Tarihi'nde yle der (MEB. yayn, stanbul 1969, Mira Katrcolu evirisi, c. I, fasikl I, s. 30-5): Nesnelerin yaplm olduu madde nedir? Bu soruyu soran Aristoteles'tir. Kendilerinde zmleri aranan meselelerle Milet'lilerin uram olduklarna dair hibir kantmz yoktur. Onun iin btn nesnelerin ilkesinin Thales'e gre su, Anaksimandros'a gre sonsuz, Anaksimenes'e gre hava olduu bize retilince bu formlleri madde meselesine bir karlk sanmaktan saknmalyz. Bunlarn anlamn kavramak iin, elden gelirse, onlarn gerekte hangi meselelerle uram olduklarn aratrmamz gerekir. Anlaldna gre, onlarn uram olduu meselelerin banda bilim teknii meselesi geliyordu. Bunlar, her eyden nce, meteorlarn ya da astronomi olaylarnn mahiyet ve nedenini, yerdepremleri, yeller, yamurlar, imekler, ay ve gne tutulmalar gibi olaylar ilgilendiren meseleler ve ayn zamanda da yeryznn biimi ve dnyadaki hayatn kaynaklar zerindeki genel meselelerdir. Bu bilim tekniklerinden bizim Milet'liler, Yunan lkelerinde yalnz, Mezopotamya ve eski Msr medeniyetlerinin Sayfa 51

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kendilerine iletmi olduklar eyi yapyorlard. Babilonya'llar gibi gzlemleyen kimselerdi. Bundan baka kendi kadastrolar iin ehirlerin ve kanallarn planlarn yaparlard ve hatta dnyann haritasn izmek iine bile girimilerdi: kinci olarak mekanik sanatlarla urayorlard. nsann stnln onun teknik baarlarnda grrlerdi. Bu gr en iyi dilegetiriliini yonya'l Anaksagoras'ta bulur, ona gre insan, elleri olduu iin hayvanlarn en akllsdr, nk el temel alet olup aletlerin ilk rneidir. Milet'lilerin orijinallii, g ve meteorlar anlamak iin kullandklar birtakm tebihleri seme tarzlarndadr gibi grnmektedir. Bu tebihlerde efsanelerin garabetinden hibir ey yoktur, bunlar ya kendi zenaatlarndan ya da dorudan doruya yaplan gzlemlerden alnmtr. Bu gzlemlerinden biri de zellikle gemicilikle uraan Milet'liler iin kara ve deniz frtnalarnn gzlenmesiydi. Ortalk sessizlik iindeyken az sonra kverecek olan frtnann habercisi olan bir imekle birdenbire yrtlveren kaln ve kara bulutlarn peydahland grlmekteydi. Anaksimandros bunlar aklamaya urarken bulutla tkal kalan yelin kendi iddetiyle bulutu paraladn ve imekle gkgrltsnn de bu ani paralanla bir arada belirdiini gryordu. mdi Anaksimandros doay ve yldzlarn oluumunu frtnalarla kyaslayarak dnr. Anaksimandros'un gk hakknda vard dnceyi elde, etmek iin, kaln bulutlar kn yerine younlam ve saydamsz bir hava klfn (nk ona gre hava birtakm buulardan baka bir ey deildir), i ve yel yerine atei, klftaki yrtklar yerine de atein frlamasna yolveren bir eit soluk yerleri ya da soluk alma borular koymak yeter. Bu klflarn daire biiminde olduklar ve bir arabann dingil boluu etrafndaki tekerlek ispitleri gibi dnyann etrafna yerletirilmi bulunduklar farzedilirse, yldzlar bizim iin artk sadece bu soluk alma yerlerinden kan i atein bir ksmndan ibaret olur. Bu soluk alma yerlerinin ayn anda hep birden kapanmasyla ay tutulmalar ve safhalar aklanm demektir. Anaksimandros daire biimindeki bu klflardan dner olanlarnn tane olduunu kabul ediyordu. Ona gre yeryznden en uzakta, gnele ayn yalnz bir tek soluk alma borusu olan birer klflar, sabit yldzlarnsa (belki de samanyolunun) birok soluk alma yerleri bulunan sadece bir klf vardr. Bu gibi benzetiler, kozmogoni meselesini yeni bir biimde formlletirmeye olanak salar. Gn olumas, bir frtnann olumasndan temelde hi de farkl deildir. Kabuk aac nasl sararsa, ilk zamanlarda dnyay evirmi olan atein de paralanarak daire biiminde tane halkann iine ylece dalm olduunu bilmek sz konusudur: mdi Anaksimandros'a gre sz konusu olan neden'in muhakkak ki yamurlarn, frtnalarn ve yellerin balangcndaki nedenden ibaret bulunduu sanlr. Bir ate kresini paralayan ve onu halkalarla klflayan deniz zerinde peydahlanan birtakm buu'lardr. Milet fiziindeki balca olay muhakkak ki snn etkisiyle deniz suxyunun buulanmasd. Bu buulanmann rnleri (yeller, bulutlar vb.) eski Yunan'da akl bakmndan diriltici zellikleri bulunan eyler diye gznnde tutulurdu. Demek oluyor ki Anaksimandros, canl varlklarn gnein ssyla buulanan nemlilikte (rutubette) doduklarn kabul ederken, sadece, pek eski bir gr izlemi oluyordu. Btn bunlar bize, Milet retisinin merkezi olarak Aristoteles'in ileri srd ilk tz'n anlamn aklamamza olanak salayabilir. Thales, dnyann km bulunduu eyin su olduunu sylemekle, varlklarn maddesini deil, ancak son derece yaygn kozmogoni konusunu yenibatan ortaya koymu oluyor. Milet dnnn gelimesine Sayfa 52

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi baklrsa, phesiz ki bu sudan, denizden ortaya kan btn hayat ile birlikte denizin engin'lii gibi bir ey anlamak gerekir. Anaksimandros'u Thales'in su'yu yerine kendisinin sonsuz dedii eyi koymaya sevkeden ey neydi?.. yle grnyor ki Anaksimandros'un sonsuz'u byklk bakmndan engin bir snrsz'lktr... Anaksimenes, hava'y ilke olarak almakla Anaksimandros'tan uzaklamaz. Hava deyimi, ancak sonsuz'un mahiyetini aklar. Bu, snrlar bulunmayan bir hava'dr, Anaksimandros'un lmsz bir hareketle dirilmi olan sonsuz'u gibidir. yle anlalyor ki Anaksimenes bu hareketin, eyann kaynan aa vurabileceine inanm deildir. Bir kalbura verilen hareket gibi, bir kaynama hareketi de karmak eyleri birbirinden pekala ayrabilir ama, onlar meydana getiremez. Demek oluyor ki Anaksimenes bu lmsz hareketin zerine eyann kayna hakknda bir baka yorum getirip koymutur. Hava seyreklemesiyle atein ve younlamasyla da yelin, bulutun, suyun ve en sonunda da topran ve talarn olumasna yol ayor. Antika Yunanllarnn ilk dnceleri zdeki bir yapdadr. Thales'in su'yu, Anaksimandros'un belirsiz ve snrsz', Anaksimenes'in soluk-hava's, Herakleitos'un ate'i, hatta Anaksagoras'n nus'u hep zdektir. Ruh kavramn hafiften kurcalayanlar bile zdei yadsmaya cesaret edememilerdir. Bu kurcalayclarn ilki Anaksimenes, ikincisi de Anaksagoras'tr. Ne var ki Platon'a gelinceye kadar ruh zdeklikten kurtulamayacaktr. Tam bu srada iki byk Abdera'l, Leukippos'la Demokritos, zdee gerek bir temel buluyorlar. Atomcu zdekilik onlarn eliyle salamca kurulacak ve gnmze kadar etkisini srdrecektir. .. V'nci yzyldayz. Sokrates Platon, Aenesidemos-Pyrrhon retileri gibi birbirine karm ve birbirinden ayrlamayan retileriyle Leukippos-Demokritos, atomos (blnemeyen) kavramn ortaya atyorlar. zdek artk su, hava, ate vb. gibi belli bir nesneye taklp kalmaktan kurtulmu; oysa atom ad altnda hepsinde ortak olan bir temelde genellemitir. Onlara gre atom, zdein artk blnemeyen en kk parasdr. Evrende her ey, tanrlar bile, atomlardan yaplmlardr. rnein bir kaya paras, bir aa, bir insan, bir yldz atomlar yndr. Bunlar, eitli biimlerde birbirlerini eken sert paracklardr. Atomlarn uzayda yer kaplamalar ve birbirlerine arparak devinmeleri iki yeni dnceye yer vermektedir: Mekanizm ve boluk... Yzyllarca sonra Fransz dnr Descartes bu dncelere sahip kacaktr. Abdera'llarn atomculuu, Epikuros'la Lucretius'un araclyla Gassendi ve Bacon'a ulaarak doabilimlerinin douunu salayacaktr. nsan dncesi, gerekten pek byk ve nemli bir bulu karsndadr. KUTSAL MATEMATK. sa'dan nce 520 ylnda Gney talya'dayz. O zamanlar bu lkeye Byk Yunanistan deniyor. Kroton kentinde yldzl, scak, sessiz bir gece... Byk bir tapnan taraasnda, dokunakl bir ses konuuyor. Dinleyenler arasnda kendinden geenler, baylanlar, letarjiye tutulanlar var. Kocaman neft lambalar, taraann ortasndaki Persephone heykelini aydnlatmaktadr. renciler, usuz bucaksz bir mutluluk denizinde yzyorlar. Dokunakl ses, usta retmen Pythagoras'n (Fisagor, .. 580-504) sesidir. rettii de udur: Evren, bir say uyumudur. Pythagoras, gizli bir din okulu kurmutur. rencilerine ahlak, siyaset ve din retmektedir. Bu bilimlerin tmne mathematalar adn veriyor. lk anlam, insan bilgisinin tmn kuatan demek olan matematik szc de buradan gelmektedir. Sayfa 53

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Anaksimandros'la din bilgini Ferekydes'in de rencisi olduu bilinen Pythagoras'a gre, ilk ilke (arche) say'dr. Eya, duyulur hale gelmi olan saylardr. Bilimin amac, her varl karlayan saylar bulmaktadr. rnein akl belli bir saydr, ruh belli bir saydr, adalet belli bir saydr. Evren, bir say uyumudur. Doadaki btn kartlklarn kk, birle ok arasndaki kartlktr. Oysa, salt (mutlak) bir, ne tek ne de ifttir, hem tek hem de ifttir. Bir baka deyile, salt bir, teklikle iftlik birlikteliidir. lk varlk, olan bir, noktadr. Nokta hareket ederek izgi; izgi, hareket ederek sath; sath, hareket ederek cisim olmutur. u halde her baka cisim, bir baka saynn karldr. Pythagoras'n gizli din tarikatna girmek pek zordur. steklinin erdemli, akll, arbal, sr saklayabilecek bir yapda bulunmas gerekir. nce, istekliye belli, etmeden uzun ve gizli bir soruturma yaplr, sonra da istekli bir da bana gtrlerek snavlardan geirilir. stekli, ssz da banda, bir gece geirmek zorundadr. Bu srada istekliyi korkutmak iin birok aralara bavurulmaktadr. Korkmadan dayanabilmesi isteklinin iradesini gsterecektir. Daha sonra dnsel snavlar balayacak, isteklinin bilgisi ve grgs yoklanacaktr. rnein bir yuvarlan iine izilen bir genin ne demek olduu sorulmaktadr. Yeter karlk alnnca da alaylar, taklmalar, kmsemeler balar. steklinin btn bunlara ses karmadan gs gererek irade gcn kantlamas gerekir. Hermetisme snavlarnn sadeletirilmi biimleri olan bu snavlardan baaryla syrlabilen istekli, noviciat ad verilen ilk dereceye alnabilir. Pythagoras, ilk derecede rencilerine hemen hibir ey retmemekte, sadece onlar diledii biime hazrlamak iin yourmaktadr. Dncesine gre, nce, genlerdeki sezgi (intution) yeteneini gelitirmek gerekir. Daha sonra onlara, ana baba ve dost sevgilerini, bu sevgiler araclyla da tanr sevgisini alamak yoluna gidilebilir. Bu alamada mzikten de yararlanlr. Gen renciler, her sabah ve her akam, u arklar dinlemektedirler: lmsz tanrlara dn, kendini esiz aklara brak, inann koru... Bil ki, eitli uluslarda ve eitli dinlerde datlm grlen tanrlar, tektir. Evrenin tek tanrs vardr. Hepsine hogryle bak, ama gerein ne olduunu da bil... Gizlilik aleminde btn dinler birleirler. Sr, sylenmemitir Oysa krpe kafalar o srra belki de kendiliklerinden varabilecek bir biimde hazrlanmaktadr. renci, tanrnn ruhunu kendi ruhunda grmeye balamtr. Elinde, heptakord ad verilen yedi telli bir saz vardr. Bu yedi telli sazdan yedi ses kmakta, bu yedi sesten de yedi gizli ses birleimi elde edilmektedir Yedi ses birleimi, n, yedi rengini, yedi gezegen yldz, varln yedi biimini karlamaktadr. Eer insan ruhu, bu yedi sesle akort edilir, uyumlu klnrsa ruhunuzdan dinleyeceiniz ark, gerein arks olacaktr. kinci derecede renci, saylar bilimiyle karlamaktadr. lk derecede ortalkta grnmeyen Pythagoras, ikinci derecede yzn gstererek retmenlie balayacaktr. rencinin ikinci dereceye ykseldii gne, altn gn denilmektedir. Kutsal ve gizli saylar biliminde say, soyut bir varlk deil, mutluluumuzu salayacak kutsal bir anahtardr. Kutsal szler gibi, kutsal saylar da eski Msr ve Asya tapnaklarndan gelmektedirler. nsanlar bir'le sayar, bir'le dnrler. Bir, insanla Tanr arasnda ortak Sayfa 54

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bir ilkedir. Bir, bilenle bilineni, dnenle dnleni birletiren ortak bir ldr. Peki, bu ortak lnn br ucu niin grnmyor?.. Onu grebilmek iin onunla birlemek gerekir (Ayn sonuca varan Hermetisme'i ve slam mistikliini hatrlaynz). Ona benzemeye alarak ona yaklalabilir. nsan, eya gibi edilgin (mnfail) deil, onun gibi etkin (fail) olmaldr. nsan, kendisini bylesine yceltmek iin almaldr (nsanca lml, Tanrca lmsz olmak da elimizde, diyen Hermes'i hatrlaynz): Bir, erkek bir ilkeyle dii bir ilkenin birlemesidir (Orpheus da u msra sylyor: Tanrsal kar ve koca olan Zeus...). Gcnz yeterse sonsuz alemleri idrakinizle kucaklaynz, orada bulacanz ey u olacaktr: Yaratc dnce ve o yaratc dnceyle sarma dola ruh, can (l'ame) ve ben... Evrenin her ynnde rastlayabileceiniz bu lkle, o ln ilkesi olan teklikten baka bulabildiiniz hibir ey yoktur. Evrensel leme, tanrsal birliktelik (vahdet) iindedir. Pythagoras'n beden, can (l'ame), ruh (l'esprit) lemesi Hint'in Brahma Vinu Siva lemesine uygun olduu gibi, Hristiyanln baba oul ruhlkuds lemesini hazrlamtr (teslis). Bu ln ortak ilkesi de Hermes monoteisme'inin buluu olan teklik'tir. Teklik, l zetledii gibi, lkle birleerek drtlk grnnde de bulunabilir. te Pythagoras'n saylar biliminin ana ilkeleri bu ilk drt sayda toplanmaktadr. teki saylar, bu drt saynn birbirleriyle arplmas ve toplanmas sonunda elde edilebilirler. rnein kutsal yedi, le drdn toplanmasndan meydana gelir ve insann Tanr'yla birliini belirtir. Katsalon, ilk drt saynn toplamna eittir ve Tanrln srekliliini anlatmaktadr. Pythagoras da, Hermes gibi, dnyann gnein evresinde dndn biliyordu. Deil sadece dnyann, btn gezegenlerin gnein evresinde dnmekte olduklarn biliyordu. Durgun yldzlardan her birinin de bamsz bir gne topluluu olduunu, onlarn da bizim gne topluluumuzun yasalarna bal bulunduunu, en kk varlklarn bile bir gne topluluundan farksz olduunu ve ayn yasalara gre yaadklarn biliyordu. Ancak bu bilgiler, yaygn bilgiye aykr bulunduundan bir sr olarak titizlikle saklanm, yazya geirilmek yle dursun, kulaktan kulaa fsldanmakla yetinilmitir. KARANLIKLAR NDE LK IIK. Efes'li Herakleitos (.. 540-480), deneyd felsefenin en byk dnrdr. Gnmzn birok bilimsel gereklerini, deneysel bilimden yzyllarca nce, artc bir sezile kavram bulunuyordu. adalarn ylesine amt ki iyice anlayamadklar iin ona, karanlk adn takmlard. adalar bir yana, koca Sokrates bile, kendisine Herakleitos'un yaptn okuyan Euripides'e yle demi: Anladklarm ok gzel, yle sanyorum ki anlamadklarm da. Herakleitos'un derinliine inebilmek iin Delos'lu bir dalg gerekiyor. Herakleitos'un etkileri de pek yaygndr. Stoa okulu, Herakleitos'tan, yola kmt. Logos retisi, stoa araclyla, Hristiyanla aktarlmtr. Goethe, Hlderlin, Nikolaus, ona pek ok eyler borludurlar. Hegel, Herakleitos'un lojiime almadm tek sz yoktur, diyor. Nietzsche yle demektedir: Dnyaya her zaman gerek gerekecek, yleyse her zaman Herakleitos gerekecek. Soylu bir ailenin byk oluymu. Byk oula kalan kral rahipliini kmseyerek kardeine brakm. Yurdunda rejim deitirecek kadar glym, tiran Melankomas' tiranl demokrasiye brakmas iin kandrm. Sayfa 55

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Ama demokrasi de houna gitmemi ve yalnzl yeleyerek bir keye ekilmi. Efes'liler kendisinden yasalar yapmasn istedikleri zaman karlk bile vermemi onlara. Bir gn Artemis tapnanda ocuklarla ak oynuyormu. Kendisine aknlkla bakanlara: Ne atnz reziller, demi, sizinle birlikte devleti ynetmek daha m iyi sanki? Herakleitos, oklukla birlik arasndaki kkten ilikiyi sezen ve btn eylerden bir ey, bir eyden btn eyler, diyebilen ilk dnrdr: Benim deil, logos'un sesini duyduktan sonra btn eylerin bir tek ey olduunu sylemek bilgeliktir. Btnle btn olmayan, birlik olanla ikilik olan, anlama ve anlamazlk, btn eylerden bir ey ve bir eyden btn eyler logos'ta birleirler (Doa adl yaptndan, B 50, 10, 84 a). Evrendeki sonsuz deimeyi sezmiti. Btn cisimleri yalnz bir ve ayn enin deimeleri saymaktadr: Gndz gece, k yaz, sava bar, tokluk alk, atein ttslk buharlarla bir araya gelince her birinin kokusuna gre adlanmas gibi, bakalap deiir. Ayn eydir yaayanla lm, uyankla uyuyan, genle yal. nk bunlar deiince tekilerdir ve tekiler deiince de bunlardr. lmszler lmller, lmller lmszlerdir, nk bunlarn hayat onlarn lm, onlarn hayat da bunlarn lmdr. Souk snr, scak sour, ya kurur, kuru nemlenir. Birbirine kar olan, birlikte giden, birbirinden ayrlanlardan en gzel uyarlk (harmonia). Grnmez uyarlk grnenden daha gldr. Kendinde ikilik olan eyin logos'ta nasl uyutuunu anlamazlar, ters yana dnen uyarlk yayla lyra'da olduu gibi. Yayn ad hayattr, iiyse lm. Ama savan (polemos) ortaklaa ve herkes iin olduunu ve her eyin kavgaya ve zorunlua gre oldunnu bilmek gerek. Sava (polemos), btn eylerin babasdr; birtakmlarna Tanr olduunu bildirir, birtakmlarna insan, birtakmn kle yapar, birtakmnysa zgr. Karma ikide de katlanlar, kartrlmaynca, birbirinden ayrlrlar (Doa adl yaptndan, B 91, 67, 88, 62, 126, 8, 54, 51, 48, 80, 53, 125). Herakleitos'a gre, her ey deitii halde deimeden kalan bir ey vardr ki logos'tur. Logos, her eyin nedeni olan tanrca bir evren yasasdr. Logos'un tam anlam Yunancadan baka bir dille evrilemiyor. Sz, anlam, dnce, akl anlamlarnn tmn birden kapsayan bir szcktr logos. Sonsuzdan gelen ve sonsuza giden logos, kendini kartlklar ve elimelerle vermektedir. Logos, bu kartlklar ve elimelerle srekli olarak geliir ve serpilir. Ama btn bu elimelerin ve kartlklarn iinde bir ve deimeden kalr. Herakleitos bu sonuca kendi deyiiyle yle varmtr: Kendi kendimi aratrdm (Doa adl yaptndan, B 101). Logos, evrenin en byk gcdr. Blosom olu Ephesos'lu Herakeitos der ki: retinin ne demek istediini anlamak iin insanlar, logos'un sonsuz olduu kadar sonsuz olarak anlaysz olacaklar, duymadan nce de, duyduktan sonra da. nk her ey bu logos'a uygun olduu ve kendileri de her an bunu denemekte olduklar halde denemesizlere benzerler. nsanlar uyankken yaptklarnn farknda deildirler, tpk uykudayken olanlar unuttuklar gibi. Dnce, insanlarn hepsinde ortaklaadr. Ortaklaa olan eye uymaldr. Ama logos, ortaklaa olduu halde okluk (Herakleitos bu szle bilgisiz ounluu kmsemektedir; Nietzsche, Herakleitos'un bu szn pek okluk yapmtr) kendilerine zg dnceleri varm gibi yaar. Nasl atee yaklatrlan kmrler bakalaarak atelenirler ve uzaklatrlarak kmrleirlerse ruhumuz da Sayfa 56

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ortaklaa olann ardndan gitmekle logos'tan pay alr, ardndan gitmezse logos'suz kalr. Aklla konumak isteyenler, herkeste ortaklaa olanla kendilerini glendirmelidirler, tpk yasayla kent gibi ve ok daha gl olarak. nk insanlarn btn yasalar bir tek yasadan beslenirler. nk bu biricik yasa egemenliini diledii kadar geniletebilir, herkes ve her eye yettii gibi artar bile. En ok ve srekli olarak bir arada bulunduklar ey olan logos'la bile anlaamyorlar (oklar) ve her gn karlatklar eyler onlara yabanc geliyor. Gven olmaynca logos, tanmann elinden kurtulur. lerinden ne kadar ou bunlarla karlasa da oklar byle eyleri dnmezler, renseler de tanmazlar. Fakat kendilerine yle grnrler. En inanlrn tanyp bildii, saklayp koruduu yle grnen eylerdir. Ama hi kuku yok ki Hak Tanras, yalanlarn uydurucularn ve tanklarn yakalatacaktr. Ne dinlemesini ne de konumasn bilen kiiler, iittikten sonra anlayszdrlar, sarlara benzerler, varlklaryla yokluklar birdir sz bunu onlara kantlar (Doa adl yaptndan, B 1, 2, A, 16 B, 114, 72, 86, 17, 28, 19, 34). Herakleitos, her ey ancak kartlarn kavgasndan doar, demekle diyalektii pek gl olarak kavramtr: Varlk yokluu, yokluk varl dourur. Varlk ve yokluk, olmak ve olmamak, yaamak ve lmek bir ve ayn eylerdir. Bunlar ayn ey olmasaydlar deierek birbirleri olamazlard, yokluk varla, varlk yoklua, lm hayata ve hayat lme geemezdi. Daire emberi iinde balang ve son ayn yerde birleirler. Keeci mengenesinin doru ve eri yolu bir ve ayndr. yiyle kt bir ve ayn eydir. Hekimler kesip dalayp stelik karln isterler, sanki hastalklar bunu bedava yapnyormu gibi. Zaman, oynayan, dama ta sren bir ocuktur. Olduu yerde kalan hibir ey yoktur. Ayn rmaklara girenlerin stne hep baka sular akar. Ayn rmaklara hem giriyoruz hem girmiyoruz, hem biziz hem deiliz (Doa adl yaptndan, B 103. 59, 60, 58, 42; A 6, 5; M 12, 49a). Ne var ki insanlara, vaktinden nce verilmi bu kadar gerek ok geliyor. O an sekin dnrleri bile, bata Sokrates olmak zere, Herakleitos'un bu szlerinden pek bir ey anlamyorlar. nsanlar tatl dlere srkleyerek gnlk aclarn, yaam skntlarn, yoksulluklarn biraz olsun unutturabilmek iin fiziktesi dler gerek. GK BOLUUNDA BR ZEKA. Fiziki Anaksagoras, kendinden nce ilerisrlen snrl saydaki elerle (unsurlarla) yetinmiyor. Ona gre, eler sonsuz sayda, sonsuz kklktedir. Bu elerden ne bir ey yok olabilir, ne de bu elere bir ey katlabilir (kimyac Lavoisier yirmi drt yzyl sonra ayn sz syleyecektir). Onlar iin ne doma, ne bozulma vardr. Olu'la lm dnceleri yanltr. Hibir ey yoktan gelmez, hibir ey yok olmaz. Olmak yerine birlemek, lmek yerine ayrlmak denmelidir. Yer deitirmekten, toplanmaktan, d grnlerin deimesinden baka deime yoktur. z deimez. zdek (madde) olan bu eler canszdrlar, kendiliklerinden kmldayamazlar. Onlar kmldatan, devimleyen bir eler esi vardr ki, bu an (zihin, l'esprit)'dr. An, zdek deildir, zdek olan teki elerin dndadr, sonsuza dein onlardan ayr kalacaktr. An, evrenin dzenleyicisidir, btn eleri son uygunlua gre kmldatm, dzenlemitir. Balangta bu zdek eler karmakark bir halde bulunuyorlard, her ey her eyin iindeydi. An bunlar etkileyince, yaama kasrgas balad. Yaayan her eyin bu eler esi an'dan pay vardr. Klazomen'li Anaksagoras (.. 500-428), antika Yunan dncesinin ok nemli kiiliklerinden biridir. Atina Sayfa 57

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kentini felsefe alannda uyandran kii olarak nitelenir. Doumuna gre Empedokles'ten daha eski, yaptlarna gre ondan daha yenidir. Gnein kzgn bir maden klesi olduunu sylyor. Alnnda tek boynuz tayan bir koun alnn yararak tek boynuzun nedenini gsterip boinanlara kar kyor. nsann elleri olduundan tr btn hayvanlarn en aklls olduunu ilerisryor. Kendisine kadar Yunan dncesine egemen olan e (unsur) dncesini bir yana brakp Empedokles'in zdek paracklar retisini gelitiriyor. Platon'u ve Aristoteles'i etkileyip gnmze kadar srpgelen ikicilii ortaya atyor ve nus (akl ruh) terimiyle ruhuluu kurmu oluyor. Anaksimenes'in psykhe (soluk hava ruh)'siyle meydana kan bu ruh, Anaksagoras'n elinde bilin'le aynlamaktadr. Anaksagoras bu varsaymyla insanln bana iki bin yl srecek bir dert amaktadr, ama pratikle denetlenmek olanandan yoksun bulunan felsefenin zorunlu sonucuna varmaktadr. Gene de o, nus'u pek ince bir zdek olarak tasarlamtr: nk o, btn nesnelerin en incesidir, en temizidir diyor. Ne var ki Platon, onun bu kavramn zdeklikten bsbtn syracaktr. Aristoteles, nus kavram iin unlar sylemektedir: lk olarak Anaksagoras, zdein karsna onun egemeni durumunda nus'u koymutur. Nus'un yaratan ve zdein yaratlan olduunu sylemitir. nk her ey bir aradayken nus gelip, dzenler. DSEL VARSAYIMLAR BALIYOR. Dsel varsaymlar ileri srmenin tarihi pek eskidir. zellikle dinsel alan bu gibi varsaymlarla doludur. Ne var ki bilimsel alanda kurgunun (speklasyonun), dsel varsaymlarn, edeyile metafiziin ve idealizmin balatcs Elea'llar olmutur. .. Vi'nc yzyldayz. Bilim, henz emekleme andadr. Fiziin bittii yerde zorunlu olarak metafizik balyor. nsanlar, bilimsel olarak aklayamadklarn, hayaller kurarak aklamaya alyorlar. Uyduruyorlar, uydurduklarnn da doru olmas gerektiini savunuyorlar. Bilimle, edeyile pratikle denetlenemedii iin gereklerden kopan insan dncesi kendi kendisinin amac haline dnyor. Dsel varsaymlar bylelikle ortaya kyor. nsan dncesini yirmi alt yzyldr yanlglardan yanlglara srkleyen bu ok tehlikeli serven, Xix'uncu yzylda karsna eytiimsel ve tarihsel zdekilik, retisi dikilinceye kadar, durdurulamayacak. Elea, talya'da Napoli'nin gneyinde Latinlerin Velia adn verdikleri bir ky kentidir. Kolophon'lu Ksenofanes, Hellen kentlerinde yetmi yl sren bir geziden sonra burada yerleiyor. Homeros'la Hesiodos'un insan biimli, insan nitelikli tanrlarna kar, tanrnn tek'liini savunmaya balyor. Grld gibi, metafizik ve idealizm; gene de dinsel bir temelden yola kmaktadr. yle diyor Ksenofanes: Tek bir tanr vardr. O, ne vcut ve ne de dnce olarak insanlara benzer. Tm grme, tm dnme, tm iitmedir. Hareketsizdir, her zaman ayn kalr. Dncesi her eyi ynetir, hem de hibir dnce harcamadan. Homeros'la Hesiodos, insanlarda ne kadar ayp ve utan verici ey varsa ona yklemilerdir; hrszlk, zina, yalan dolan... Ama kzlerin ya da aslanlarn elleri olsayd ve bunlar da insanlar gibi resim yapmasn bilselerdi kzler kzlere, atlar atlara benzeyen tanrlar yaparlar ve onlara kendi biimlerini verirlerdi. Elea'l Parmenides, ustasnn bu dinsel tek'liini felsefeye aktaryor: Varlk, tektir ve deimez. okluk ve deiirlik grntedir. Biz bu grnleri duyularmzla alglyoruz, teklie ve deimezlie usumuzla (aklmzla) varyoruz. Duyular aldatcdr, gerei gren sadece ustur. nk, gerek varlk grlemez, dokunulamaz, Sayfa 58

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iitilemez; demek ki duyularmzla alglanamaz. Onu ancak usumuzla kavrayabiliriz. Elea'llar (Melissos, Zenon, Gorgias) devimin (hareketin, edeyile deiirliin) bir grnten ve kuruntudan ibaret olduunu tantlamak iin birbirleriyle yaryorlar. zellikle Zenon, o ada rtlemez sanlan, nl kmazlar (Os. Tekikat, Yu. Aporia)'n ileri sryor. rnein Ail kant adyla nlenen artmacas yle: Yunan kahramanlarndan Ail (eviklik simgesi)'le bir kaplumbaa (yavalk simgesi) yara balyorlar. Ail, kaplumbaann kendisinden on metre ilerden yara balamasn kabul ediyor. Kaplumbaann Ail'den on kez daha yava hareket ettiini varsayarak Ail bir metre ilerleyinceye kadar kaplumbaa bir desimetre ilerlemi olacaktr. Aradaki mesafe ilk admda 1 / 10, ikinci admda 1 / 100, nc admda 1 / 1000, drdnc admda 1 / 10.000 olmak zere gittike klecek ve fakat daima blnebilir kalaca iin 1 / N oranyla sonsuza kadar blnmekte devam edecektir. Bu hesabn sonucu olarak da Ail, kaplumbaaya hibir zaman yetiemeyecektir... Bu kanttaki artmaca sonsuzluk'la sonsuz olarak blnebilen sonlu'yu zde klmakla gerekletirilmitir. Sonlu'nun sonsuzca blnebilmesi baka, sonsuz olabilmesi bakadr. Daha ak bir deyile sonlu, sonsuzca blnebilmekle sonsuz olmaz. Yn kant (Fr., ng. Sorite) adyla nlenen aldatmaca da yle: Zenon, karsndakilere bir buday ynnn gsterip ben bundan bir tane buday alrsam bu yn gene yn olarak kalr m? diye sorarm. Karsndaki bu soruyu evet'lerse o zaman da ben bu yndan bir buday alrm, kalan gene yndr, sonra bir buday daha alrm, kalan gene yndr, sonuncu buday tanesini de aldmda senin nclne gre, kalan hiliin gene yn olmas gerekir dermi. Bunun tersi olarak da bir tane buday, bir yn mdr? diye sorarm. Karsndaki bu soruyu hayr'larsa yleyse ben bu taneye bir tane daha eklerim, sonra bir tane daha eklerim vb. Senin nclne gre, bunlarn hibir zaman bir yn olmamas gerekir dermi. Bununla da grn'n aldatc olduunu, gerein her zaman us'ta bulunduunu tantladn sanrm. ada metafiziki ve idealistlere gre, metafizii ve idealizmi balatan Parmenides gene de balanmaz bir pot kryor, devimsiz ve deimez varlk'n yuvarlak biimde olduunu ve uzayda bir yeri bulunduunu sylyor. Buysa onun, ruhsal olmayp, zdeksel olduunu sylemek demektir. Hatrlanaca gibi, bu potu Anaksimenes'le Anaksagoras da krmlard, ileri srdkleri ruh'larn zdeksel olduunu sylemilerdi. Tm Yunan metafizikileri ve idealistleri, bunlarn en bykleri olan Platon'la Aristoteles bile, bu potu krmakta devam edecek. Antika Yunan dncesinin, ocuksuluuna ve ilkelliine karn, bykln ve temelliini belki de bu kk potlarda aramak gerekir. nsan dncesine bylelikle musallat olan metafiziin ve idealizmin yirmi alt yzyllk byk gc, tarihin her anda egemen snflarn desteinden kaynaklanyor. nk yoksulluk ve ac eken geni insan ynlar ancak bu hayallerle uyutulabilir ve dizginlenebilir. Yoksa, kurunlar vzldaynca kamaya balayan tabur imamnn dedii gibi: Tehlikeeee melhuuuuz. Varlkl ve mutlu kk bir aznla kar yoksulluk ve ac eken byk insan ynlarn uyutup dizginleyebilmek iin tler gerek. Bundan tr, insan dncesinin byk tleri de bu yzylda ortaya Sayfa 59

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kmlardr. BYK TLER. Bu tlerden biri in'li Kong Fu Tseu (Konfys)'dr. yle diyor: Atalarnza sayg gsterin, ana babanza sevgi gsterin, devlerinizi baba ocuk ilikisine kyaslayarak belirleyin (rak usta, kar koca, uyruk prens vb.), insanlarla iyi geinin, sadk bir dost olun, ktle iyilikle karlk verin, insanlar sevin, size yaplmasn istemediiniz bir eyi bakalarna yapmayn. Kendisine, nasl dua edileceini soran birine yle demektedir: Benim duam, yaammdr. Ona gre insann amac, iyi ve uzun yaamak olmaldr. Bunun iinse erdem (fazilet) gereklidir. Erdem, bir bilgi iidir. Erdemsizlikler bilgisizliklerden doar. Her insan, grevini, gerektii gibi ve eksiksiz olarak yapmal: Kralsanz kral olun, uyruksanz uyruk olun, kocaysanz koca olun, karysanz kar olun, ocuksanz ocuk olun. lmden sonra ne olacan soranlara da sen daha yaamn ne olduunu bilmiyorsun, lmden sonrasn nasl bilebilirsin? dermi. Ona gre lmden sonras kesinlikle bilinmemelidir. nk insanlar lmden sonra yaanmadn bilirlerse llere sayg gstermezler, lmden sonra yaandn bilirlerse sevdikleri llere kavumak iin canlarna kyarlar. En iyisi, hibir ey bilmeden yaamak ve katlanmak. nsan, bildii eyi bildiini ve bilmedii eyi bilmediini bilmelidir, gerek bilgi budur diyor. Bu tlerden ikincisi, ayn yzylda Hindistan'da yaayan Gotama Buda'dr. O da, aa yukar, buna benzer tler veriyor: ldrmeyin, bakalarnn maln ve karsn almayn, yalan sylemeyin, acya katlann, bakalarnn aclarn ve sevinlerini paylan, iyicil ve merhametli olun, kin gtmeyin, size yaplan ktlkleri balayn. Buda'ya gre drt byk gerek var: Ac gerei (Bizi kendilerine balayan btn nesneler ac vericidir), istek gerei (Acnn kayna istektir, hibir ey istemezsek ac duymayz), acnn yokedilmesi gerei (Acnn yok edilmesi, ancak her trl istekten vazgemekle salanr), acnn yok edilmesine gtren sekiz yol gerei (Katksz inan, katksz irade, katksz sz, katksz eylem, katksz geim aralar, katksz alma, katksz bellek, katksz dnce). Yaamak, ac ekmek demek. Ac, yaamn znde var. yleyse ac ekmemek iin, yaamann btn mutluluklarndan el ekmek gerekir. stememeyi reniniz, istemekten doan btn aclar ortadan kaldrrsnz. Ama hibir ey istemeden yaamak olanakl m ya da bylesine bir yaamann lmden ne fark var? Buda, bu hakl soruyu yle karlyor: Ancak elde edebileceinizi isteyin. Ac ekmenin nedeni istek'tir. stekse bilgisizlikten doar. Byk tlerin bir bakas da Yunanl Sokrates'tir. Sokrates'i ortaya karan soru u: yiyi ktden kesinlikle ayrabilir miyiz? Yunan dnr Protagoras (.. 485-411) bu soruya kar hayr demektedir. yiyi ktden kesinlikle ayramayz. nk, her kiinin ls kendine gredir. l, kiilere gre deiir. Genel bir tre (ahlak) yoktur. yiyi ktden kesinlikle ayrabilmek iin genel bir tre bulunmas gerekir. Oysa ne genel iyi, ne de genel kt bulunmaktadr. yinin ya da ktnn says, yaayan kiilerin says kadardr. Tre alannda herkesin birletii bir temel yoktur. u halde treye genel, gvenilir bir l aramak bounadr. Bilgilerimiz duygularmzdan gelir. Duyular, kiilere gre deiir. nsan, her eyin lsdr. Sayfa 60

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Protagoras'n bu dncesine, Sokrates (.. 468-400) kar kyor. Protagoras'n hem ada, hem arkadadr. Elinde, Delf tapnandaki yazlardan ald bir bayrak tutmaktadr: Kendini bil. ok konumu; hi yazmamtr. Platon'un, Ksenofan'n, Aristoteles'in yaptlar olmasayd belki de onu tanmayacaktk. Matematii bo, yararsz bulurdu. Doa bilimlerine srt evirmiti. Cinlere, perilere inanrd. Tek inand bilgi, tre bilgisiydi. Bu bilgiye de, devleti salam temeller stne oturtmak gerektiini dnerek varmt. Oysa, devletin tanrlarna inanmamakla sulandrld, devlet eliyle ldrld. Sokrates, sofistlerin okulundan yetimiti ama, sofist deildi. Oysa, Bir ey biliyorum, o da hibir ey bilmediimdir derken sofistlerle, Protagoras'la birlemektedir. Fizik alannda kesinlie inanmamakta, kesin olarak hibir geree varlamayacan savunmaktadr. Ona gre tek kesinlik, erdem bilgisidir. nk, diyor Prutagoras'a kar karak, ller kiilere gre deiirse, toplumu hangi deerler stne oturtacaz? Devlet gereklidir, sosyal dzen gereklidir. Bu gerekli kurulularn salaml, sreklilii iinse genel bir tre gereklidir. Protagoras, insanlar deil, insan grmeliydi. nsanlar arasndaki ayrlklar, bakalklar grntedir. yice incelenecek olursa iyiye olan eilim her kiide ayndr. Kiilerin iinde uyuyan bu ortak eilim, ancak retimle ortaya karlabilir. Erdem, renilir. Kiiler bilmedikleri iin ktdrler. Erdem birdir, blnmez, ayrlmaz. Bir davranta, erdemli, baka bir davranta erdemsiz olunamaz. Erdem varsa kiinin btn davranlar ona uygun olmak zorundadr. nsan, kendini bilmeli, tanmaldr. Erdem, insann kendini bilmesi, tanmasdr. Fizik alannda ey'lerin nedenini zemeyiz ama, kendimizin ne olmamz gerektiini bilebiliriz. Erdemli olmamz gerekir, nk erdemli yaratlmz. Erdem, bizim yapmzda sakldr. Bu bilgi, elde edebileceimiz tek bilgidir. Trenin dnda bakaca hibir konuda felsefe yaplamaz. retim, insana hibir yabanc ey vermez, ancak insan zihninde gizli bulunan tohumlar uyandrr, bytr, gelitirir. Kiiler, toplumu meydana getirdiklerinden tr nemlidirler. Devlet, erdemli kiilere dayanmaldr. Kiiler erdemsiz olursa, toplumlar da rk olur. Devletin salam bir temele oturabilmesi iin kiilerin kendilerini tanmalar, bilmeleri gerektir. Erdemsizlik, bilgisizliin sonucudur. Bilgiye kollarn aan her insan, erdeme doru ilerler. Erdem bilgidir. nsan her eyin lsdr ama, Ahmet her eyin ls deildir. Erdem, insann yapsnda vardr, bu arada Ahmet'in yapsnda da vardr. Ancak retimle meydana vuruluncaya kadar Ahmet, deil her eyin ls, kendi kendisinin bile ls olmamaldr. Ahmet, gerek bir lye varabilmek iin, nce kendini bilmelidir. Bu da bilgiyle olur, kendiliinden olmaz. Yapmzdaki g, gerek bir g olabilmek iin deilmek ister; uyandrlmak, bytlmek, gelitirilmek ister. nsan yaps, Ahmet'in yaps deil, insanln ortak yapsdr. Oysa, iyiyi ktden ayrp seebilmek iin zgrlk gereklidir. zgr myz? Sokrates dncesinde, zgrln, hafife kmldamaya baladn gryoruz. Dnce, btnyle bir kadercilik dncesidir ve zgrle yer vermemektedir. Gene de, Devlet'in onuncu blmnde, eitli kaderler arasnda bir semenin sz ediliyor (seme kavram, gnmz varoluularna kadar srp gelecektir): Belki arayp bir adamn buluruz da bize iyi ve kt yaamlar ayrt etme gcn ve bilgisini kazandrr. te Gladukon, insan iin en zor an, bu seme andr. O zaman belki btn bu yollarn hangilerini Sayfa 61

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi birletirip hangilerini ayrarak, yaarken hangilerinin bize ne hayr olacan hesaplayarak her yerde ve her zaman mmkn olan en iyi yaam seebiliriz. yle bir adam bulursak renelim ondan gzelliin, yoksulukla zenginliin, u ya da bu yatknlkla ne trl birlemesinden iyilik ya da ktlk kacan... Btn bunlar dnr, ruhun asln da gz nnde tutarsak, yaamlarn iyisiyle ktsn ayrt edebiliriz. yisi derken, baka her eyi bir yana atp, ruhu daha iyi edecek yaam anlarz, kts derken de ruhu daha kt edecek yaam... nk yaarken de, ldkten sonra da byle bir semeden en ok iyilik greceimizi biliyoruz artk. Hades'in lkesine (lm lkesi) giderken bu inan, elik gibi sert olmal iimizde. yle olmal ki, orada para hrs ve o cinsten ktlkler gzlerimizi kamatrmasn. Orta yaamlar seelim daha ok. Hem bu yaamda, hem de daha sonrakilerde (Sokrates Platon dncesi, insann eitli yaamlara kavuacana, dnyaya daha birok kez geleceine inanmaktadr), yukar ya da aa ulardan kanalm. nk insann mutluluu buna baldr (Platon, Devlet, onuncu kitap, 618 B, C, D, E ve 619 A, B). Bu szlerde, tresel (ahlaki) anlamda da olsa, bir zgrlk dncesi kmldamaktadr. Sokrates iyiyle kt arasnda bir seme yapabileceimizi ne sryor. Semenin bulunduu her yerde, zgrlk var demektir. Bu sonu, Sokrates'in tresel dncesinde de belirmektedir. Sokrates'e gre iyi, insan mutlulua gtrr. Aklmz iyiye erseydi, iyiye ynelmemezlik edemezdi. nk akl dnda bakaca bir istem (irade) yoktur, akl ve istem ayn eylerdir. Baka bir deyile, iyiye eren aklnz iyiye ynelmek zorundadr. (Burada da, Sokrates'in demek istedii kader olduu halde, zorunluk kavram hafife kmldamaya ve kader kavramndan kopmaya balyor). Aklmzn iyiye ermesi bir bilgi iidir. Akl bu bilgiyi edinmemise, gene zorunlu olarak, iyiye ynelmeyecek ve bedensel yapnn (itahlarn) zorunluuna srklenecektir. Daha ak bir deyile, iyiyi bilirsek zorunlu olarak onu seeceiz, iyiyi bilmediimiz iin zorunlu olarak kty seiyoruz. Sokrates, bu dncesini kantlamak iin, kandrc rnekler de veriyor: Yaramza bak vurduruyoruz. nk aklmz, ilerideki byk acdan bizi korumak iin imdiki kk acya katlanmamz gerektiriyor. Bedensel holanmalar yolunu seen yarasna bak vurdurmaz ama, bir sre sonra lp gider. Acdan kamak, holanmaya ulamak, bedensel holanmalarn peinde gitmekle deil, akln peinde gitmekle gerekleir. Buysa, bir bilgi iidir. Bu bilgiyi bilmediimiz srece, zorunlu olarak, yakn holanmay, ilerideki aclarn dnmeden seeceiz. Bu bilgiyi biliyorsak yakn acy, ilerideki holanmay dnerek, semek zorundayz. Bedensel holanmalarn kaderine kar, akln kaderini semekte zgrz. Ama bu, bir bilgelik iidir ve bilgelik zgrlktr. Mutluluk, bilgelikle gerekleebilir. Sokrates, tmevarm (endksiyon) ynteminin kurucusudur, nk tek tek durumlar ele alarak tme varmaktadr. Sokrates, Yunan aydnlanmasnn da kurucusudur, nk insan yaamnn llerini hi eletirmeden olduu gibi kabul eden gelenekiliin tersine, bu lleri akln szgecinden geirerek aydnla karmtr. Hibir ey bilmediimi biliyorum nl sz, kuru bir phecilik deil, bylesine bir aydnlanma yntemidir. Antika Yunan dncesinde Platonculuk, Megara okulu, Kirene okulu, Kinik okul ve Elis Eretria okulu Sokratesilii, eitli yanlarndan alarak srdrmlerdir. Antika Yunan dncesinde Eukleides, Elis'li Phaidon, Antisthenes, Sayfa 62

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Aristippos ve izdalar Sokratesi sofistler adyla anlrlar. nk bunlar, dncelerinde, Sokrates'i bilgicilik (sofizm) dorultusunda yorumlamlardr. Bu dnrlerin retilerinde bilgici eler pek gldr. rnein, Kinizmin kurucusu Antisthenes, Sokrates treciliinden yola kt halde treyi umursamazla varmtr. nk tre, insan gevetir, rahata kavuturur, oysa insan, hazzn bu trlsne de srt evirerek yaayabilmek iin dayankl olmaldr. Hedonizmin kurucusu Aristippos bireycidir, topluma deer vermez, istenen haz bireysel hazdr, onun iin de l Protagoras'n dedii gibi, bireysel insandr. Megara okulunun kurucusu Eukleides, bilgicilerin sanat olan eristik sanatn gelitirmitir, retisi grecilie ynelen artc, tasmlarla ssldr. Bu rneklerde grlen genel treyi yadsma, bireycilik, eristik bilgici temalar ve yntemlerdir. Platon'un btnsel Sokratesiliine kar olarak Megara, Kirene, Kinik ve Elis Eretria okullarnn Sokratesiliklerine tek yanl Sokratesilik ad verilmektedir. nk bu okullardan her biri Sokrates'in retisini btnyle deil, belli bir yanndan alarak ilemilerdir. nsan, elbette mutluluunu arayacak. Soru udur: Mutluluk nerede? MUTLULUK KPEKLKTE. Sokrates'in rencisi Atina'l Antisthenes (.. 444-368), insann tam bamszlk ve zgrln savunan, erdeme ve mutlulua bylelikle eriebileceini ilerisren bir okul kurmutur. Antisthenes'e gre, insann erei mutluluktur, mutluluk da her trl badan kurtulmu isel bir zgrlkle gerekleir. stenilecek tek ey erdem, kanlacak tek ey erdemsizliktir. Gerek erdem, insann hibir deere bal ve tutsak olmamasyla elde edilir. Bunu salamak iin de insann btn tutkularndan syrlmas gerekir. nsan hibir hazzn, istein, saln, zenginliin, gzelliin, an ve erefin peinden komamaldr... Kinik ad, bir anlaya gre, okulun kurulduu Kynosarges gymnasiomundan, baka bir anlaya gre, Yunanca kpek anlamna gelen kyon szcnden tremitir. kinci anlaya gre, doasal bir yaay yeleyen, hibir topluluk kuralna aldrmayan, pasakl bir klkla gezen, uygarl kmseyen bu kiiler kendilerine taklan kpek adn benimsemiler. Kinizm, Sokratesi bir okuldur. Antisthenes de Sokrates gibi tresel bir amaca ynelmeyen bilimleri kmser, erdemin bilgiyle elde edilebileceini savunur, yaamn amac olan mutluluu erdemlilikte bulur. Kinikler, doasal bir yaay yelemekle Stoa okulunun ncleri saylabilirler, bu adan Hristiyanl hazrladklar da ileri srlebilir. Kiniklerin doasal yaay dncesi, sofistlerin insansal deerlerin doaya aykr bulunduu dncesine dayanmaktadr. Antisthenes, bu bakmdan, ilk retmeni sofist Gorgias'n Elea retisinden yararlanmtr. Kinizm retisini, kurucusu Antisthenes'ten sonra Krates, Kseniades, Oneskrites, Sinop'lu Diogenes srdrmlerdir. F iinde yaayan Diogenes (.. 412-323), Kinik dnrlerin en nlsdr. Sokrates'in rencisi Atina'l Antisthenes, bir hayli yaland srada, btn dnya zevklerine ve zentili felsefelere srt evirmiti. Soylular arasnda ve zevkli bir mr srerek yaland halde birdenbire doaya dnm, doaya uygun yaamay yelemiti. Kleler gibi giyiniyor ve zevk almaktansa lmeyi yelerim diyordu. retmeninden rendii erdem anlayn herkesin anlayabilecei bir dille anlatmaya balamt. Her trl mal ve mlk edinmeye, klelik ve aile kurumlarna, din inanlarna kar kyor ve evresindekilere iyilik tleri veriyordu. Tutuklanm bir kalpazann olu olan Sinop'lu bir gen, Diogenes, ona yanat zaman kendisinden hi holanmam ve Sayfa 63

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi sopayla dverek onu kovmutu. Diogenes direndi ve Antisthenes'in mesihvari szlerine uyarak her eyden el etek ekip bir kpek gibi yaamaya balad. retiye kpeksi ad verilmise herhalde Diogenes yzndendir. lleri gmmek iin kullanlan toprak bir kap iinde yayor ve felsefesini eylemiyle gelitiriyordu. Diogenes, Antisthenes'in aklndan bile geirmedii bir biimde btn gelenei yadsyarak her trl ruhsal ve bedensel isteklere srt evirmi, kendisini doann iinde doal bir varlk gibi zgr klmt. Gerek erdeme bylesine bir zgrlkle varlabilecei kansndayd. Antisthenes'in erdem tlerinden ok Diogenes'in bu eylemsel felsefesi halk arasnda tutunmu ve Krates, Kseniades, Oneskrites vb. gibi kpeksi dnrler yetimitir. MUTLULUK KEYFETMEDE. Mutluluk, bir yaz denizinin karsnda, bir aa glgesindedir. Tedirgin edilmeden stnde uyunan bir toprak parasndadr. Bir bahar sabahnda plak ayakla koulan slak imenlerdedir. Scak bir gnn bitimine doru, birdenbire esiveren serin bir yeldedir. Gvenli bir dncenin aydnlnda, uygun bir sesin titreimindedir. stekle srlan bir peynir diliminde, yanarak iilen bir yudum suda, zlemle aranan bir fincan kahvededir. Bakkaldan alnan bir paketi tarken dergilerden yaplm kesekadnda gz ucuyla okunuveren gzel bir szdedir. Gnn ilk aydnlnda, gecenin son karanlndadr. zlenen sevgilinin dudaklarndadr. Bir annenin okaynda, bir babann baknda, bir ocuun glndedir. evremiz mutluluklarla doludur. Sokrates'in nl rencisi Aristippos'a gre de her davrann nedeni, mutlu olmak isteidir. Yaamann erei hazdr. Bizim haz dediimize Yunanllar hedone, .. v'nc yzylda yaayan Kirene'li Aristippos'un felsefesine de hazclk anlamna hedonisme diyorlar. Aristippos, yaama sanatnn byk ustas saylmaktadr. Antika tarihilerine gre yaamasn iyi bilir, rencilerine rnek olurmu. Dionisios'un saraynda oturmaktan holanrm. Sokrates'in okuluna kaplanmadan nce duygucu bir sofistti. Demokritos ve Profagoras'la beraber bilgilerimizi duygularmza borlu olduumuzu savunuyordu. Oysa, Sokrates'e kaplandktan sonra da bu temel dncesini deitirmemi, Sokrates'in treciliiyle gelitirmeye almtr. Sokrates'in tresel honutluu (ahlaki memnuniyet, eudaimonia) Aristippos'ta gndelik haz (hedone) olmutur. Ama o, bu yoldan da, aada grlecei gibi, belki biraz daha aklkla, Sokrates'in vard sonuca varmaktadr. Aristippos'a gre, insan insan eden duygudur. evremizi dolduran eyann aslnda ne olduklarn bilemeyiz. Onlar, bizim iin, ancak bize grndkleri gibidirler. Aslnda ne olduklar da, hibir zaman bilemeyeceimize gre, pek umurumuzda olmamaldr. Bilgilerimiz, duygularmzla alabildiimiz kadardr, bundan teye geemez. Yaamann erei de, tpk bilgilerimiz gibi, gene bu duyularmzla aldmz hazdr. Yaamaktan alabildiimiz kadar zevk alalm, ancak ly de karmayalm (l ie karnca Sokrates'in etkisi balam demektir). Akl, duyularn sonsuz isteklerine kar koymaldr. Erdem, haz almakta ll olmaktr. Gerek haz, srekli olandr. Srekli olan hazza da bilgelikle varlabilir. Bilgenin hazz, kendi kendinden honut olmasyla belirir. Kendi kendinden honut olmaksa tresel holanmadr (ahlaki haz). Bilgelik, gndelik hazlar kmsemek, srekli hazlara, tresel hazlara ynelmek demektir. Aristippos'un Hazclk okulu birok nl dnrler yetitirmitir. Bu hazc rencilerden Theodoros'la Sayfa 64

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Evhemeros, hazcl dinsizlie kadar gtrmler, .. drdnc yzylda tanrszl (ateisme) savunmulardr. Hele Evhemeros'un bir kuramyla gnmz dinler biliminin temeli atlm olmaktadr. Evhemeros'un bu kuramna gre tanrlar, lmlerinden sonra insanlarca tanrlatrlm olan insanlardan baka bir ey deildir. Ayn ada yaayan bir baka hazc, Hege'sias, hazcl tm ktmserlie (pessimisme) gtrmtr. Ona gre mutluluk, bir kuruntudur, nk her yaayta aclar hazlardan fazladr. Saf mutluluk yoktur, her mutlulua az ya da ok aclar karmtr. yleyse yaamann erei haz, ne yapsak elde edemeyeceimiz bir erektir. u halde yaamak deersizdir, gerekleemiyor demektir. Gnlk olaylarn hazzn arayan insan, buna hibir zaman varamayaca iin, kendisini ldrmelidir. Erdem, erdem iindir. Bunu ancak byle bilenler; erdemi baka nedenler yznden deil, sadece erdem iin isteyenler, bir baka deyile bilgeler (hakim, filozof), yaamakta bir deer bulabilirler. Erdeminden tr kendinden honut olmak eriilebilecek bir erek (gaye), varlabilecek bir sonutur. nk erdem, ancak yaayanlar iindir. En stn iyi, erdemdir. Bu bakmdan, erdemin bir zorunluu olduundan yaamak da bir eit iyiliktir. Erdem, yaamakla mmkndr. u halde yaamakta, kendiliinden, biraz erdem vardr. Ancak bu durumdadr ki, tresel idealizm, ktmserlii imkansz klar. Aristippos'un rencisi Hegesias'n dncesini yaln bir deyile yle zetleyebiliriz: Bilge olamayan insanlar, erdemsizdirler, erdem dnda da katksz mutluluk gerekletirilemeyeceine gre, kendilerini ldrmeleri gerekir. Hegesias'a, lme aran lakab bu yzden taklmtr. Ona gre mutluluk, mmkn deildir, bilgelik yoluyla, erdemle ancak acszla varlabilir. Bir baka deyile, olumlu mutluluk (saf haz) elde edilemez, olumsuz mutlulua (elemsizlik) eriilebilir. ALINYAZISI. .. V'nci yzyl, antika Yunan dncesinin aydnlanma adr. Bu ada, gelecek yzyllarn en nemli akmlarnn temel dnceleri kaynamaktadr. a, btnyle kavrayabilmek iin, bir sanat yaptnn aynasnda da seyretmeli bir kez. Birbirinden deerli birok byk yaptlar arasndan setiimiz yapt, nl tragedyac Sophokles'in Antigone'sidir. Sophokles, olay, kadercilik asndan gryordu. Erdemli Antigone, lm kmseyerek grevini yerine getirecek, erdemlerinin gerektirdii yolda yryecekti. Toplumun sesi olan koro lmller alnlarna yazlm olan felaketlerden asla kap kurtulamazlar diyordu. Antigone de alnna yazlm olandan kurtulamayacak, tanrlarn katnda erefli olana ulaacakt. Olay uydu: Oidipus, babas Laios'u bilmeyerek ldrm, Thebai kentine kral olmutu. Gene bilmeyerek evlendii annesi okaste'den iki kz, iki olan ocuu dodu. Babasn ldrp annesiyle evlendiini renince, gzlerine mil ekerek kendisini cezalandrd. Artk kr bir krald. Kr bir kralsa, evresindekilerin, hepsinden ok da ocuklarnn oyunca olur. Oidipus'un kaderi buydu. Oluyla evlendiini renen okaste de kaderine ynelmi, kendini asmt. Oullar, kr kral Oidipus'a o kadar ektirdiler ki, kralln brakarak kz Antigone'yle beraber Kolonnas'a gitmek zorunda kald. Oysa, lmeden nce oullarna ilenecek, birbirlerinin kanna girmelerini dileyecekti. Kr kraln bu ilenii abucak gerekleti. Birer yllk sreyle Thebai tahtn paylaan oullarndan Eteokles, krall, sresi gelen Polyneikes'e brakmak istemedi. Polinekies, Argos'a kat. Argos kralnn kzyla Sayfa 65

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi evlenerek kaynatasnn yardmn salad. Argos ordusuyla Thebai kentine yrd. Sava, Argoslularn bozgunuyla bitti ama, iki karde de birbirlerini ldrdler. Thebai kralln eline alan daylar Kreon, Eteokles'i trenle gmdrd, yabanc bir orduyu kendi lke'sine saldrttndan tr vatan haini sayd Polyneikes'iyse kurtlara kulara brakt, onu gmmeye yeltenecek olan da lmle cezalandracan bildirdi. te gen Antigone'nin erdemleri burada belirmeye balar. Grevi, kardeini gmmektir. Days yeni kral Kreon'un olu Haimon'la nianldr, onu sevmektedir. Toplum kaypak, glye kar eziktir. Koro, llere sayg bizi ykseltir ama, gllerin gcn hor grmek de doru deildir demektedir. Oysa, Antigone'nin kaderi gene koronun syledii gibi, alnna yazlmtr, bundan kap kurtulunmaz. Antigone erdemlerinin gerektirdii grevini yerine getirecek, kardeini gmecek, days Kreon'un emriyle diri diri gmlecektir. Kader, btn yollar izmitir. Kral Kreon'un da alnna yazlm olanlar vardr. Nianlsnn acsna dayanamayan olu Haimon kendini ldrecek, olunun acsna dayanamayan kars Kralie Eurydike de olunun yolundan gidecektir. Btn bunlardan Kreon'un kard sonu udur: Acaba en iyisi yerlemi geleneklere, kanunlara mrmzce uymak deil miydi? Toplum da koronun azyla u yargya varmaktadr: Ey insan... Temkinli bir akl, mutluluun ilk gereidir. DSEL BR EVREN. Antikan fiziktesi ve idealist hayalleri sonunda Platon'da doruklayor. Bu an insanlarna gre yaadmz evren, gerek bir evren deil, bir hayal evrenidir. Henz emekleme anda bulunan bilimlerin yardmndan ve denetiminden yoksun bulunan insan dncesi dsel varsaymlarn yle srdryor: Elea'llar tek ve deimez bir varlk olduunu ileri srmler, okluun ve deiirliin bir kuruntudan ve bir grntden baka bir ey olmadn sylemilerdi. Dayandklar gereke de duyusal olann yanltcl, ussl olann gerekliiydi. Sokrates'in rencisi Platon (.. 427-347) Elea'llarn bu sav stnde durdu. Duyumlar inceliyor ve onlarn gerei bildirmekten uzak bulunduklar kansna varyordu. En kaba duyumlarmz bile kavram'larla dilegetiriyorduk. Bu, sadece bir dilegetirme sorunu deildi. Bakalarnn duyumlar bir yana, kendi duyumlarmz bile eitli ussal snflandrmalar yapmakszn bilemezdik. dm derken yenin kendi bedenimiz olduunu, onu talardan, bitkilerden; hayvanlardan ve teki bedenlerden ayrabildiimiz, edeyile bir sr kavramla snflandrabildiimiz iin biliyorduk. Kendi bedenimizin m olduunu da onu kanmalardan, kzarmalardan, snmalardan ayrabildiimiz, edeyile bir sr kavramla snflandrabildiimiz iin biliyorduk. Demek ki bilgi kavramsald. Kavramlarsa duyularn deil, btn bu snflandrmalar yapan usun rnydler. yleyse bilgi, nesnesel deil, ussald. Kendiliinde nesne yoktu, bir grntden ve bir hiten baka bir ey deildi. rnein masa, kendiliinde neydi? Onu sertliinden, renginden, boyundan, grevinden vb. edeyile kavramlarla dilegetirdiimiz niteliklerinden soyutlarsak geriye ne kalrd? Bir hi. Hi demek, yok demekti. yleyse gerek olan, nesneler deil, kavramlar ve edeyile geneller (evrenseller, tmeller)'di. Masa, bu genellerle varlk kazanyordu. Ama masann bizim bilincimizin dnda var olduu da bir gerekti, bu demekti ki geneller de bizim bilincimizin dnda vardlar ve nesneldiler. Platon bu nesnel genel'lere idea adn verdi ve nesnel dnceciliin (objektif idealizmin) temelleri de bylece atlm oldu. Sayfa 66

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Sokrates, iyilik kavramn ortaya atmt. Ama bu iyilik neydi? Bizler iyi adam, iyi davran grebiliyorduk ama, iyilii gremiyorduk. Platon, dnmeye (edeyile, hayal kurmaya) devam ediyordu: Soyut dnceler, gerek varlklara karlktrlar. yi, gzel, doru dediimiz zaman soyut olarak gerek varlklar, ide'leri (idealisme) dnyoruz. Soyut dncelerimizin objeleri idelerdir. yinin idesi gerektir, nk belli bir iyiden daha sreklidir. yi insan lr, iyi davran unutulur ama, iyilik lmez, unutulmaz. Srekli olan, geici olandan daha gerektir. O gzel kadn artk yaamyor ama, salt gzellik yayor. delerin duyusu akldr. Yaayan gzellii, yaayan iyilii gremiyorsak bu, aklmzn kusurlu oluundandr. Aklmz yeteri kadar geliince salt gzeli, salt iyiyi, salt doruyu grebilecektir. Bir davran urada iyi, tede kt saylabilir ama, iyilik her zaman, her yerde ayndr. Gerek geneldir, nk kavramsaldr. Soyut dncelerimizin karlklar olan, sreklilikleri bakmndan, gerek saydmz varlklardan ok daha gerek bulunan bu ideler gittike genelleerek en tepeye; sonuncu ideye kadar karlar. En yksek ide, iyinin (le bien) idesidir. yinin idesi Tanr'dr. Tanr en yksek iyiliktir. Erdem, Tanr'ya benzemeye almaktr. Ktlkler, iyiliklerin zorunlu karl bulunduklarndan, yok edilemezler. u halde insan, bu ktlk ocandan kamaya, Tanr'ya yaklamaya almaldr. Buysa insanlarn tanrca bir i olan tzeyi (adalet) gerekletirmeleriyle olur. Erdemin ls tzedir. Bilgelik akln tzesi, cesaret kalbin tzesi, lllk duyularn tzesidir. dealizm, geni anlamda, her trl varl dncenin rn ya da dncenin kendisi sayan btn retileri kapsar. Antika Yunan dnr Platon bu genel anlamda da idealisttir. Ancak Platon'un ideacln zgl bir karakter tamasndan tr genel anlamdaki idealizmden ayrmak doru olur. Trclk deyimi, bu bakmdan, Platon ideacln genel idealizmden ayrr; nk Platon, varlklar gerek saymaz ve varlklarn trel biimlerini gerek sayar. Platon'a gre, gerek olan gzel kadn deil, gzellik'tir. Gzellik ya da gzel kavram, her trl gzel olan nesneden ok daha gerektir; nk sonsuzca sreklidir, lmszdr. Gzel kadn lp gider ama, gzellik lmez. de, saltk (mutlak) eydir; oysa, o ideyle, lgili nesnede o ideden alnm sadece kk bir para, tikel bir ey vardr. Gzel kadn, kendinden daha gzel bir kadnn yannda irkindir; oysa gzel idesi saltk olarak, her zaman ve her mekanda kendisinin ayndr. Gzel idesi bu saltkln, srekliliini, deimezliini zdeksel (maddi) olmamasna borludur; zdeksel olsayd edeyile ide olmasayd geici, greli, deiken ve sreksiz olurdu. yleyse yalnz ideler kendiliklerinden ve saltk olarak gerektirler, duyulur eyler ve nesneler, idelerin gelip geici birer kopyalarndan ibarettir. Nesneler dnyas edeyile zdeksel dnya hibir gereklikleri bulunmayan bir simgeler (semboller) dnyasndan baka bir ey deildir. Salam bilgi sreksiz, gelip geici, dayanksz eyler stne kurulamaz. yleyse bilginin temeli, gelip geici olan zdeksel nesneler deil, salam idealar'dr. Kalc bir gereklik olan idea, geici bir grntden ibaret bir evren meydana getirmitir. dea varlk, tamlk, etkinlik, olumluluk; zdek yokluk, eksiklik, edilginlik, olumsuzluktur. Ik, Platon'da da dnce'dir: nsanlar, bir duvarn nnde zincirlenmilerdir. I grmyorlar. nk a srtlarn evirmilerdir. Gerekler, insanlarn srtlaryla n arasndan gemektedirler. nsanlarn grdkleri btn eyler, gereklerin kendileri deil, duvara beliren glgelerdir. Bu insanlar omuzlarndan tutup zorla a evirseydik, nce gzleri kamaacak, gerei gremeyeceklerdi. Ama sonra, yava yava gzleri a altka, gerek sandklar glgelerin asllarn, asl gerekleri grmeye Sayfa 67

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi balayacaklard. te sevgili Glaukon, bu tasarmda, insan ruhunun akl dnyasna kn gr. Akl dnyasnn son snrnda iyinin idesi vardr. Glkle grnr ama, bir kez grnnce de iyi ya da kt her eyin tmel nedeni olduu kolaylkla anlalr. I ve k kaynan yaratan da odur (Devlet, Vii, 514A ve sonras). Grld gibi, Platon da, bir dnce tanrs sonucuna varmaktadr. Bu tanr, iyinin idesi olduundan tr, soyut bir dncedir. Ancak Platon'a gre grnen, elle tutulan maddeler gerek deildirler, birer glgedirler. Gerek olan, soyut dncedir, idelerdir. Maddeler, bu idelerin glgeleri, kopyalardr: Glaukon, bil ki, o, gerekle bilimin nedenidir. Bilim ve gerek ne kadar gzel olursa olsun, iyi idesinin onlardan ayr ve gzellikte kat kat stn olduuna inanrsan aldanmazsn. Nasl gz dnyasnda kla gz gnee benzedikleri halde gne deillerse, akl dnyasnda da bilimle gerek iyiye benzedikleri halde iyi deildirler. nk iyinin z ok daha ykseklerdedir. In, grnen eylere, sadece grnme gc deil; doma, byme, beslenme glerini, de verdiini bilirsin. Oysa n kendisi dou ve olu deildir. Onlar, iyiden sadece bilinmi olmak gcn almakla kalmazlar, varlk ve zlerini de alrlar. Oysa iyi, varlk ve z deildir. yi, gllkte, varlk ve z olmann ok daha stndedir (Devlet, 507 B ve sonras). unu bil ki Phaidros, lmsz denilen ruhlar, gn en yksek noktasna varnca darya karlar. Kubbenin tepesinde dururlar. Kubbe, onlar da, kendisiyle beraber dndrmeye balar. O zaman, gk kubbesinin dndaki gerekler btn gerekliiyle grnr. imdiye kadar yeryznn hibir ozan bu gk tesi blgeyi akmamtr. Phaidros, bundan te de hibiri onu gerei gibi akyamayacaktr. Renksiz, biimsiz, dokunmak istesen varlyla yokluu belirsiz gerek, ancak ruhu yneten akln grebilecei gerek, asl bilginin yurdu olan gerek, ite o blgede olan budur. lmsz ruhlar, kendilerine yaraan besini, asl gereklii, bylece grerek rahatlar, mutlu olurlar. Ruh, kubbeyle birlikte dnerken, z doruluu grr, bilgelii grr, bilgiyi grr. Oysa grd ne olu halindeki bilgidir, ne de imdiki yaaymzda varlklar adn verdiimiz eylerdeki bakalklara gre baka baka olan bilgi... Grd, salt ve gerek bilgidir (Phaidros, 246E ve sonras). Gerei aramayan iki varlk var: Tanr ve bilgisiz insan... Birincisi tam iinde, ikincisi de tam dnda bulunduundan tr bu her iki varlk da gerein farknda deildir. Yukardan gelen kla aydnlanm olan insan, gerein tek aratrcsdr (philosofia). deler, bize dardan gelmezler. Onlar, nceden zihinlerimizdedirler. Dardaki maddesel blgeler, bizlere onlar hatrlatarak, onlar uyandrrlar. Bu yzdendir ki bilgilerimizi, duyularmz yoluyla, maddelerden aldmz sanmaktayz. Bu bir kuruntudur. Gerekte, maddeler, evrensel akldaki rneklerine gre biimlenmiler, sonra da, bizlere grnerek, zihinlerimizde uyuyan asllarn uyandrmlardr. Niin?.. nk gerek olan, sreklidir, kalcdr. Srekli ve kalc olanlarsa, maddeler deil, sadece dncelerdir. Kendinden aadaki kavramlar yneten, dzenleyen, bu en genel kavramn, iyi'nin z nedir?.. Platon, Sokrates'in azndan, bunu da aklamaya alyor: nce unlar stnde anlaalm Protarkhos. yilik, yetkin olmaldr, kendi kendine yeter olmaldr. yilik stne sylenmesi gerekli olan ey, her akll insann onu arad, onu istedii, onu elde etmeye abaladdr. Akll insanlar, iyilik getiren eylerin dndaki teki eylerin hibir Sayfa 68

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi abaya demediini bilirler. yilik, gzellii kapsar ama, gzellie smaz, ondan da yksektir. nk gzelliin lleri, iyilii biimlendiremez. yilikte, gzellik llerinin dnda da, ller vardr. O halde iyilii, tek dncenin yardmyla kavrayamazsak, dncenin yardmyla kavrayabiliriz: Gzellik, orant, gerek... Bu ideye tek bir ideymiler gibi bakarsak, iyiliin zn kavrayabiliriz (Philebos, 20C, D ve 64D, 65A). Mutluluumuz, yukardaki a doru ykselmekle elde edilecektir: Bize en ok sz geiren ruh eidimiz, aklmzdr. O, vcudumuzun tepesinde, bizi yeryznden, gklerdeki soydalarmza doru ykselten ilkedir. nk biz, topran deil, gn bitkisiyiz. Bu yzdendir ki insan, kendini tmyle tutkularna verirse, btn gcyle isteklerini doyurmaya urarsa dnceleri de lml olur. Sadece lml yann gelitirmi olacandan, kendisinde, lml olandan baka hibir ey kalmaz. Oysa insan, kendini bilgelie verir, lmsz dnceleri (nk, lmsz olan sadece dncelerdir) izlemek yetisini gelitirirse, geree ulaarak lmszle katlr. Kendindeki ycelii bylelikle korumu olan insan, mutluluu elde eder. Bir eyi korumann yolu tektir: O eyi kendine yaraan besinlerle, hareketlerle beslemek... imizdeki ycelie, lmszle uygun hareketler, evrenin dnceleriyle onun yuvarlak hareketleridir. Herkes kendini buna uydurmal. Bu da, dnenin dnlene, ilk zne uygun bir biimde, benzetilerek baarlabilir (Timaios, 90A ve sonras). Ya haz?.. Ona bsbtn m srtmz evirmeliyiz? Platon bunu da tartyor: Philebos, hazzn, btn canllarn gerek amac olduunu savunuyor. Haz, canl varlklar iin bir iyiliktir, diyor. Oysa Sokrates, iyiliin varlnda hazdan ok bilgeliin pay bulunduunu sylemektedir. nce unu zmeliyiz. Protarkhos, ne haz ne de bilgelik, bir balarna, herkesin zledii stn bir iyilik deildirler. uras bir gerektir ki, aradmz iyilii, hazla bilgeliin birbirlerine gzelce kart bir yaayta daha ak grebiliriz. nmzde iki eme var. Biri haz emesidir ki, bal aktr. br bigelik emesidir ki, sert ama iyi edici bir suyu vardr. te, sularn, birbirlerine, elimizden geldii kadar iyi kartrmamz gereken iki eme bunlardr sevgili Protarkhos (Philebos; 60A ve sonras). TLER YETMEYNCE. Ne var ki artk, yoksulluk ve ac eken insan ynlarna tler yetmiyor. Onlar bask altnda tutacak, bakaldrmalarn nleyecek bir g gerekmektedir. Bu g, devlet'tir. lkan kleci devletleri bylelikle kurulmaya balamtr. nsanlarn kendi tketimleri iin rettikleri altna ad verilen ilkel komnal toplumda kle bulunmad gibi devlet de yoktu. Sava tutsaklar, fazla bir boaz beslememek iin ldrlrlerdi. Kle ve klecilik, retim aralarnn gelimesi ve bundan tr emein verimliliinin artmas sonucu, insanlarn tkettiklerinden fazlasn retmeye balamalaryla ortaya kmtr. Sava tutsaklar artk ie yaramakta, boaz tokluuna altrlmaktadrlar. Ama saylar gnden gne artmakta, kolaylkla bask altnda tutulamayacak kadar oalmaktadrlar. rnein Atina kent devleti nfusunun drtte kledir. Bu kleleri altrabilmek iin gl bir rgtn, edeyile devletin basks gerekmektedir. Kle sahipleri rgtlenip devlet kurumunu ortaya koyuyorlar. Bu devletin masraflar da var, bu masraflar da bask altnda tutulanlara detmek gerek. Vergi kurumu da bylece ortaya kyor. Dsel varsaymlar, yeni bir alana yneliyorlar: Bu devlet, nasl bir devlet olmal? Platon, Devlet adl nl yaptnda, mleki zengin olmamal, diyor, mleki Sayfa 69

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi zengin olursa mlekilii brakr, mleksiz ne yaparz sonra?.. te Platon'un devleti bylesine bir temele oturmaktadr. Ama, mlekiye mlek yaptrarak, hem mlekinin, hem de toplumun mutluluunu salamaktr. Platon'un rnek devleti snftan kurulmutur: Yarglar, askerler, mlekiler (iftiler, zanaatkarlar, edeyile halk)... Yarglar, devleti ynetip adaleti gerekletireceklerdir. Askerler, devleti koruyacaklardr. mlekiler de devleti besleyeceklerdir. Mlkiyet, gerei gibi mlek yapabilsinler diye, sadece mlekilere tannmtr. Yarglarla askerlerin mlkiyet haklar yoktur. Mal olan kiinin akl malnda olur, ne yarglk edebilir, ne de askerlik. Bu yzdendir ki yarglarla askerler mal kaygsndan kurtarlmlardr. mlekilerinse akllarnn mallarnda olmalar gerekir, nk bylelikle daha iyi mlek yaparlar. Yarglarla askerler, klalarda oduu gibi, ortak sofralara oturup mlekilerin rnlerini yiyeceklerdir. Toplum, bylesine bir iblm iindedir. Yarglarla askerler, gerei gibi ynetip savaabilsinler diye, mzik ve jimnastikle eitilirler. Yarglarla askerlere evlenip olua ocua karmak, bir baka deyile aile kurmak da yasaklanmtr. Ailesi olan kiinin akl ailesinde olur, ne yarglk edebilir ne de askerlik. mlekilerse aile kurmaldrlar, bylelikle, oluk ocuk elbirliiyle daha iyi mlek yaparlar. Ak devlet dzenleyecektir. lk iki snfta isteyenin istediiyle sevimesi yasaklanmtr. Devlet, kuaklarn sal bakmndan lp bierek, sevimelerine izin verirse seviebileceklerdir. Sevimek, ancak bylesine koullarla, serbesttir. ocuklar da, ilk iki snfta, devletindir. Devlet, ocuklar alp bytecek, eitecek, retecektir. lk iki snf mlekilerin iine, mlekiler de ilk iki snfn iine asla karmayacaklardr. Her snf kendi iiyle urap toplumunu mutlu klacaktr. Grld gibi, Platon'un rnek devletinde toplumculuk bir kuruntudan baka bir ey deildir. Byk yk eken retici snf eski dzende srp gitmektedir. lk iki snfta sadece iki gelenekle savalmaktadr: Mlkiyet ve aile... ocuklarn ana babalaryla balar kesinlikle koparlmtr. Ne ocuk anasn, ne baba olunu tanmayacaktr. ocuklar, toplumun ocuklardrlar. Bylece, hsmlk denilen ba da ortadan kalkm olacandan herkes birbirine karde (eski deyile, birader ya da hemire) diyecektir. Bu sonula kutsal kardelik de salanm olacaktr. Bu rnek devletin gerekletii yurt (cite, kent), on iki blgeye ayrlacaktr. Her blgeye, eit toprakl, nc snftan 5040 aile yerletirilecektir. Niin? diye soracaksnz. Pythagoras'tan kalma say mistikliini hatrlamalsnz. 1 x 2 x 3 x 4 x 5 x 6 x 7= 5040 kutsal bir saydr. Bu ailelere datlan topraklarn gerek mlkiyeti devletindir, onlara geici mlkiyeti (hukuk deyimiyle, zilyetlii) verilmektedir. mlekiler, eitliin bozulmamas iin, topraklarn satamazlar. Peki, gn getike bu ailelerin says artarsa ne olacak? Yarglar, bu art nlemekle grevlidirler, 5040 says bozulmamaldr. Yarglar gereinden ok ocuk doumunu nleyemezlerse, kutsal sayy bozacak olan kuru kalabalk smrgelere srlmelidir. Bylece, smrgecilii de ileri srmekle toplumun yararna baka toplumlarn ezilmesini yeliyor Platon. mlekilerin topluluunda, geici de olsa mlkiyet bulunduu gibi, miras kurumu da vardr. Platon'a gre 5040 kk birliin bozulmamas iin miras en byk oula kalmaktadr. teki ocuklarn baba yurdunda hibir haklar yoktur. Bu 5040 aile bir arada yemek yiyip, bir arada oturmak zorundadr. Herkes birbirini gzetlemekle grevlidir. Toplumun yararna aykr bir davran ya da bir sz sezen, hemen yarglara Sayfa 70

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bildirecektir. Bu sulama, en nemli yurttalk devidir. Yarglar mzik dinleyip askerler jimnastik yaparlarken mlekiler de birbirlerini gzetleyeceklerdir, Eitimsel tre (terbiye ahlaki) alannda, onlara da bu dmektedir. Platon, sadece belli snflar iin mlkiyetle aileyi ykmaya alt halde, din kurumunu btn snflar iin desteklemektedir. rnek devlette dinsizlik, lm cezasyla cezalandrlan, en byk su saylmtr. Tanrlara, cinlere, atalara inanlacaktr. Tm ilerin tanrlar, cinler, atalar eliyle dzenlenip yrtldne inanlacaktr. Ktlklere gz yummayacaklarna, rvet vermek yoluyla kandrlamayacaklarna inanlacaktr. Platon, her trl yeniliklere de dmandr. Msrllarn, bir resmin nasl izileceine kadar, her eyi kurallatrmalarn beenmektedir. Yenilikler, toplumun salam dzenini bozarlar. Bu yzden rnek devletin kaplar her trl yeniliklere kapal kalmaldr. Yenilikler genlerden trerler. Bu yzden yallar genleri srekli bir bask altnda tutmaldrlar. Kt mzik, kt iir yasaktr. Bir mziin, bir iirin kt olup olmadna yarglar karar verir. Onlarn izni olmadan hibir mzik alnamaz, hibir iir okunamaz. Platon, bu rnek devletini gerekletirmek amacyla, kez Syrakuza'ya gitmi, nde de paasn g kurtarmtr. lk yolculuunda Syrakusa diktatr Dionysios'un hmna urayp kle olarak satlm, kendisini tanyan birinin satn almasyla kurtulabilmitir. nl Akademi, bu yolculuun trl yorgunluklarla biten sonunda, Akademos'un bahesinde kurulmutur. Platon, Devlet adl yaptnda Sokrates'i yle konuturmaktadr: Bana kalrsa Adeimantos, mutluluk toplum iindir. Biz devletimizi btn topluma mutluluk salasn diye kuruyoruz. Yoksa, bir snf, tekilerden daha mutlu olsun diye deil. nk, kurduumuz devlette doruluu, kt ynetilen devletlerdeyse erilii bulmaktayz. Yurt, batan baa mutlu olacak. Bir heykeli boyarken biri kar da, vcudun en gzel yerlerine en gzel renkleri koymadmz, rnein yzn en gzel yeri olan gzleri niin erguvana deil de karaya boyadmz sorarsa, ona diyebiliriz ki, ne tuhaf adamsn, sence gzele boyamak iin gz gz olmaktan karmak m gerek? Sen heykelin btnyle gzel olmasna bak, btnn gzellii iin gzlerin kara olmas gerekiyordu. Koruyucular iin de, bylece, onlar koruyucu olmaktan kartacak bir mutluluk gerekmez. iftilere de bayramlklar giydirip, altnlar takp, topra ister ileyin ister ilemeyin; mlekilere de ocak banda yan gelip kadeh tokuturun, arada bir de tezgaha geip dilediiniz kadar mlek yapn m diyeceksin? Btn yurdun mutlu olmas iin koruyucunun koruyuculuunu, mlekinin de mlekiliini gerei gibi yapmas gerekir. Biz, toplum iin gerek koruyucular, ona hibir ktlk etmeyecek koruyucular istiyoruz. Toplum iin koruyucular ararken gzettiimiz nedir? Bu koruyuculara en byk mutluluu salamak m, yoksa btn yurdu gz nnde tutup herkesin mutluluunu salamak m? Evet, koruyucularla yardmclar kurduumuz dzene bakyorlar m, hem kendilerini, hem bakalarn grevlerinde usta olmaya zorluyorlar m? Bylece de btn yurt geliip en iyi ynetime kavuunca her snf doann verdii mutluluk payn alabiliyor mu? te asl buna bakmal Adeimantos... (Devlet, drdnc blm, 419-421). Platon'un rnek devletinde, yarglarla savalarn jimnastikle mzik mutluluklarna kar, mlekiler de, evrensel mutluluktan; sadece iyi ynetilmek mutluluu paylarn almaktadrlar. Sayfa 71

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Yzyllarca sonra Thomas Morus'n Byk Britanya adasnda dleyecei hibir yerde olmayan, edeyile hayal rn olan anlamndaki topya'nn ilk rnei Platon'un Devlet'idir. nsanlar, bilimsel pratiin denetinden yoksun babo dnceleriyle hayal kurmakta yaryorlar. HER E YARAYAN ERDEM. Thrasymakhos'la Platon'un Devlet adl yaptnn birinci kitabnda karlayoruz. Khalkedon'lu (Kadkyl) olduunu oradan reniyoruz. Yannda Kleitophon ve Kharmantides adl rencileri de var. Kharmantides sze karmyor. Pire'de, kocam zengin Kephalos'un evinde toplanmlar. Sokrates her zamanki gibi, tatl tatl konumaktadr. Odada, onlardan baka, Sokrates'in rencileri olan Platon'un kardeleri Glaukon'la Adeimanthos, Kephalos'la oullar Lysias ve Polemarkhos, bir de Entydemos var. Sz, nce yanllktan alyor. Sonra, parann ne ie yarad, dnruluun ne olduu tartlmaya balanyor. Sokrates'in bulunduu bir toplulukta szn dnp dolap doruluk stne ekilmemesi olacak i deildir. Sokrates, konumann dizginlerini, hemen, gl avularna alveren soylu bir kiiliktir. Sofist retmen Thrasymakhos'u kzdran da bu olsa gerek. Platon'un kaleminden Sokrates'in deyiine gre, biz byle konuurken Thrasymakhos birka kez sze karacak olmutu. Yanndakiler, konumamz sonuna kadar dinlemek istediklerinden, brakmamlard onu. Ben konumaya ara verince tutamad kendini. Bir vahi hayvann sinsiliiyle toparlanp, paralayacakm gibi saldrd zerime. Thrasymakhos'a gre erdem, glnn iine gelendir. Toplumu gllerin ynetmesi doa kurallarna uygundur. Hak dediimiz ey, zor kullanmaktan domutur. Haklyla haksz kanunlar ayrr, kanunlar yapanlarsa gllerdir. Nelerin yasak olup, nelerin yasak olmadn zor kullanan gller buyurur. Glnn ls sadece kendi kardr. Glnn kar, uygarla erimemi toplumlarda yumruk gcyle, uygar toplumlarda kanun gcyle salanr. Bu iki g arasnda hibir ayrlk yoktur. Her dzen, glnn iine geldii gibi kurulur. Tek gerek, gl olmaktr. u var ki, tre enebazlarnn yanld yerlerde, hakszl ya byk lde baarmak ya da gizlice yapmak gerekir. Ayplanan hakszlklar kk ya da hemen srtveren hakszlklardr. Toplumlar, byk lde baarlar hakszlklar alklarlar. Hakszlk etmek, baar salar, kazan salar. Bunun iin de hakszlk etmek, iyidir. Thraysmakhos, Sokrates'i rkten o saldryla, bu dnceyi yle savunuyor: Ey Sokrates, nedir bu sizin deminden beri ettiiniz bo szler? Kar karya gemi, budalaca sorular, karlklarla birbirinizin nnde yerlere yatyorsunuz. Doruluun ne olduunu gerekten renmek istiyorsan, yalnz sormakla kalma, bakalarnn verdii karl da alk toplamak iin rtmeye kalkma. Sormak, karlk vermekten kolaydr. Sen de karlk ver bakalm sylenene, neymi sence doruluk? Sana kalrsa obanlar, koyunlarla kzleri, efendilerinin ve kendilerinin yararna deil, koyunlarla kzlerin yararna beslerler. Sence, kentlerin bandaki ynetmenlerin de, srlerin bandaki obanlar gibi, gece gndz dndkleri kendi ilerine gelen deildir. Sen, doruyla doruluu, eriyle, erilii anlamaktan ok uzaksn, bunu bilmiyorsun; Dorulukla doru, aslnda bir bakas iin yararl olan, glnn, ynetenin iine yarayan eydir; gszn, ynetilenin de zararnadr. Erilikse tam tersine. Gl, stn olduklar iin yneticiler ilerine geleni yaparlar. Sen saf bir adamsn koca Sokrates. unu anlamalsn ki, doru Sayfa 72

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi adam, her ite, doru olmayann karsnda zararl kar. Bir doruyla bir eri ortak olsa, bu ortakln sonunda, zararda olan hep dorudur. Doru adam ok, eri adam az vergi verir. Almaya gelince i tersinedir. Doru adam az, eri adam ok alr. Bir eriyle bir doru ynetimin bana getiler mi, doru, kendini ie vereceinden evine bile bakamaz olur. Doruluu onun devlet malndan faydalanmasna engeldir. stelik de, hep doru kalmak yznden, hsmlarn gcendirir. Sen eriyi gznn nnde tut ki, doru olmamann insana neler kazandracan anlayasn. Bunun da en ksa yolu, erilii sonuna kadar gtrmektir. yle bir erilik dn ki, onu yapan mutluluklara ulatryor. Grd hakszla ramen onu yapmayan sefil, perian ediyor. te, bylece sonuna varan bir erilik, zorbalk dediimiz dzenin ta kendisi olur. Zorba, bakalarnn mallarn azar azar deil, zorla, toptan alr; bu mallar ister tanrlarn olsun, ister devletin. Oysa ki, onun yaptn yapan bir kk adam ceza grp rezil olurdu. O kk adama hrsz denir, soyguncu denir. yamac denir. Ama yurttalarnn mallarna el srmekle kalmayp onlar klelie de srkleyen kimseye bu adlar verilmez. Yalnz kendi yurttalar deil, erilii sonuna kadar vardran bu adam bilen herkes, ona, muradna ermi mutlu bir adam diyecektir. nsanlar erilii, erilik yapmak korkusundan deil, erilie uramak korkusundan ayplarlar. Gryorsun ya Sokrates, sonuna varan bir erilik bir adama bylece doruluktan daha ok yarar. Eri adam bu yzden daha gl, daha efendi olur. Bata da sylediim gibi, doruluk, glnn iine gelendir; erilikse, kendimize yararl olan, kendi iimize gelendir. Platon'un Gorgias adl kitabnda karlatmz Kallikles de, ters adan, ayn dnceyi savunuyor. Kallikles'e gre erdem, gszn iine gelendir. nk, haklyla, haksz ayran kanunlar ounluun, gszlerin yaptdrlar. Gszler, gllerden korktuklar iin, kanunlar yapmlar, kendilerini korumaya almlardr. Tek gerek, gl olmaktr. Erdemsizlik doaldr, doaya uygundur. Gl elbette ezecek, vuracak, kazanacaktr. Bu trl davran, onun gcnn hakkdr. Gszler, ki ounluktadrlar, daha kk yatan balayarak aslan eitiminde yapld gibi birtakm bo lakrdlar, erdem bylemeleriyle glleri klelie altrrlar. Baka bir yapabilecekleri yoktur zavalllarn, elbette kurnazlklarn kullanacaklardr. Gce kar kurnazlk da doal bir davrantr. Gszler, haklyla haksz, kendi karlar bakmndan belirlerler. Bundan tr de ok elde etmek, hakszlk etmek diye tanmlanr. Oysa doa, eitlik tanmaz. Doada eitlik diye bir ey yoktur. Bitkilere, hayvanlara baknz. Oluum, gllerin gszleri yok etmesiyle geliir. Nitekim insanlar arasnda da gerekten gller kar bu yalanlar silkip atarak doaya aykr kanunlar inerler. nce, bir uaktan baka bir ey olmayan bu kimse, artk, efendimizdir. Daha fazla kazanacak, daha mutlu olacaktr, nk daha iyidir. Haklyla haksz stne belirtilmi btn lakrdlardan bsbtn baka, ayr bir anlamda daha iyidir. nk doaya uygundur. THEOS VE THEORA. Antika Yunan dncesinin ilk gerek ve byk bilgini Aristoteles, kendisinden nceki btn felsefeyi toplayp sistemletirdikten sonra onlar alet anlamna gelen (Yunanca: organon) doru dnme yntemiyle eletiren ve kendi sistemini bu eletirisiyle gelitiren ilk bilimsel yapl dnrdr. Mantk biliminin kurucusu olduu gibi, politikadan meteorolojiye kadar gnmzde de kullanlan eitli terimlerin yaratcsdr. Ansiklopedik dehasyla insanl iki bin yl etkilemitir. Bu uzun sreli etkide, kendine dnsel bir temel arayan ve aradn onun sisteminde bulan Hristiyanln rolnden ok, onun Sayfa 73

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ansiklopedik dehasnn rol vardr. Gnmze kadar srp gelen bu iki bin yln, ortaan skolastik dnemini kapsayan pek uzun bir sresi Aristoteles'in kesin egemenlii altnda gemitir. yle ki, onun en kk bir szn yadsmaya kalkan bu davrann hayatyla demitir. Onun yaptlarnn tankl, herhangi bir savn tantlanm saylmas iin yeter saylmtr. Bu uzun tarih sresince, gerek demek, onun syledii ve yazd demektir. Filozof deyince o, okul deyince onun retisi, bilim deyince onun sistemi anlalmtr. Araplar onu, ilk retmen saymlardr. ann olanaklar iinde pek derin ve geni bir kavrayla ilgilenmedii hemen hibir bilim yoktur. zdein bulunmad yerde uzay ve zaman da olamaz dncesinde XX'nci yzyln byk fizik dehas Einstein'la birlemektedir. Gnmz Gestalt ruhbilimi onun biimciliine dayanyor. Gnmz tanrbilimi hala ona dayanarak ayakta durmaya alyor. Khalkidike'deki Stageira (Selanik dolaylarnda) kasabasnda domu, babas Nikomakhos, Makedonya Kral Amyntas'n zel hekimiymi. On yanda Atina'ya, Platon'un nl Akademia'sna renci olarak gnderilmi. Platon'un lmne kadar tam yirmi yl orada okumu. Platon'un lmnden sonra Makedonya Kral Filip, olu kk skender'e retmen olmas iin onu Makedonya'ya aldrtm. O zaman retmenimiz otuz yandadr. skender kral olduktan sonra Aristoteles yeniden Atina'ya dnecek ve pek gl bir himaye altnda skender'in lmne kadar hibir baskdan korkmakszn bilimsel almalarna balayacaktr. imdi krk alt yandadr ve daha on yllk bir yaam vardr. Atina'da, Lykeion bahesinde okulunu kuruyor ve eskiden rencisi olduu nl Akademia'nn karsna yepyeni bir gle kyor (.. 334). Derslerini bahenin glgeli yollarnda gezinerek verdiinden, retisine gezimcilik ad verilecek. Antika Yunan dncesinin bilmedii yepyeni bilimler kuruyor: Mantk, gramer, geologia, botanik, anatomia, psychologia, rhetorika, politika... Byk skender'in dnyay titreten pek gl himayesi altnda, para sknts bilmeden bilimsel bir yaam iin ok mutlu koullar iinde almaktadr. Byk skender'in lmnden sonra, o gne kadar pusuda bekleyen gerici gler hemen inlerinden kyorlar ve onu dinsizlikle (klasik su) sulandryorlar. Aristoteles, Atina'dan kamak zorunda kalyor ve bir yl sonra da snd Euboia Khalkis'te lyor. nsanlk, ilkalarnda rastlamad ve pek uzun bir sre daha rastlayamayaca esiz bir bilgini bylece yitirmi olmaktadr. Ne var ki dinsizlikle sulandrlan bu bilgin, din kurumunu iki bin yl sreyle ayakta tutacaktr. Antika Yunan dncesinde Aristoteles, ada anlamyla ilk bilgindir. Kendisinden nceki btn bilgileri toplam, i ie gemi olanlar birbirinden ayrm, snflandrm, eletirmi ve btnlemeye almtr. zellikle, sonradan Metafizik ad verilen Prote Fitosofia (lk Felsefe) adl yapt Thales'ten kendisine kadar gelen felsefe tarihinin ok baarl bir zetidir ve en gvenilir kaynadr. Toplad bilgilerin doruluklarn lmek iin bilimsel bir dnme yntemi aram ve doru dnmenin kurallarn btn ayrntlaryla saptamaya alarak bunlara Yunanca alet (doru dnmenin aletleri) anlamna gelen organon adn vermitir. Aristoteles'in bu doru dnme kurallar'na sonradan mantk ad verilmitir. Formel ya da biimsel mantk (Os. suri mantk) ad verilen mantk, Aristoteles'in saptad bu kurallardr. Gen Aristoteles henz Akademia'da bir Platon rencisiyken kendisine kadar gelen dnme'de bak (Yu. theoria) bulunuyordu: nsann grnene bak (doa), insann kendisine bak (insan), insann grnmeyene bak (doast)... Dnr Aristoteles yntemsel aletler bularak Sayfa 74

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bu ilkel bak' doru bak'a evirmek istedi: Grnmeyenden grnene bakmak (tmdengelim dorulama) ve grnenden grnmeyene bakmak (tmevarm aratrma)... Ne var ki, bu doru bak' gerekletirmek iin dnme'nin bilim'den yararlanmas, edeyile dnce doa bilim diyalektii, gerekiyordu. O an bilimleriyse dnmenin pek gerisindeydiler. Bu yzdendir ki dnr Aristoteles, dnme'sine karlk verecek bilim'i de kendisi yapmak zorundayd. Fizik ve fizyolojiden meteorolojiye ve ekonomiye kadar eitli bilim alanlarndaki, ann llerine gre pek geni, bilimsel abalarnn nedeni budur. Physika ad altnda toplanan Fisike Akrobasis, Peri Uranu, Peri Geneseos Khai Fthoras ve ayrca Peri ta Zoa Historia, Peri Psikhes vb. adl yaptlar bu abann rndr: Bu bilimsel almalardan ve bu almalar srasnda ilk felsefe (Yu. prote filosofia) dodu. Artk, ayla zorunlu imkanlar iinde, geleneksel byk soruya karlk aranacaktr: lk nedir?.. lk neden, en son ve en gelimi dnce olarak, Platon'un idea's olamaz. nk idea, grnen saysz gerek biim'lerinin Platon'un sand gibi dnda deil iindedir ve o biimlerden soyularak, edeyile ilerinden karlarak elde edilmitir. Kald ki Platon bu idea'lara nesnelerin z demektedir, yleyse z nasl biimsel nesne'den ayr ve onun dnda olabilir? z'sz biim ve biim'siz z olamaz. Platon'un yanlgs gerek varlk', gerek biimsel varlk'lardan ayrd z'de grmesidir. yleyse grnenden grnmeyene bakp (tmevarm, Yu. epagoge) aratrmalyz, ama bulduumuzu da grnmeyenden grnene bakp (tmdengelim, Yu. apagoge) dorulamalyz. Tmevarmla aratrp idea'y buluyoruz, imdi onu tmdengelimle doru yerine oturtmalyz.. dea (soyut kavram) bir tz'dr (Os. cevher), oysa her tz isel bir z'dr. Bylesine bir z elbette zdek (Os. madde) olamaz (antika Yunan dncesinin zorunlu yanlmas). Bu z (Yu. ousia; Aristoteles bunu tz anlamnda ve idea terimi yerine kullanmaktadr), biim'lenerek (Yu. eidos; Aristoteles bunu nesnenin niteliklerinin tm anlamnda kullanmaktadr) gerekleiyor. Nesnenin grnm olan biim de zdek deildir. lk zdek (Yu. prote hyle) biim'sizdir, sadece bir g'tr (Yu. dynamis; Aristoteles bunu imkan anlamna kulanyor) onu edim'e (Yu. energheia. Aristoteles bunu gerek anlamnda kullanyor) geirip gerekletiren biim'dir. yleyse bu olu'u (Yu. genesis) gerek'letiren (Yu. energheia) devim'in (Os. hareket, Yu. kinesis) gdcs nedir? Aristoteles burada alar aan esiz bir sezile ok parlak bir kavram ortaya atyor: Entelekheia (nedeni kendisinde bulunan)... Ne yazk ki bu kavram olur olmaz yerlerde bou bouna rnein, Demokritos'un dehasn gsteren tmyle doru niceliklerle oluan nitelikler ilkesine kar kmak iin harcyor, tam derinletirilmesi gereken yerde derinletirmiyor ve gene o soyut eidos'una (biim) dnyor. Artk amac, tmyle bir aratrma, tmevarmdr. ylesine bir tmevarm ki alabildiine bombo bir alanda gklere doru ykselecek ve, bir daha tmdengelimle denetlenmeyecektir. Ne var ki, ann bilimsel zorunluu iinde, Aristoteles'in hayranlk verici bykln belirtmeye bu kadar da yetmektedir. Son zmlemede, Aristoteles'in elinde grnen gerek'i aklamak iin iki kavram kalmtr: Hyle (madde) ve eidos (biim)... Biimsiz olan zdek, biimle gereklemektedir; edeyile biimsiz olan kuma biimlenerek pantolon, ceket, perde, masa rts olacaktr. lk neden bunlar mdr?.. Bir bakma bunlar ilk nedene pek benzemektedirler:Bunlarsz olu olamayaca iin zorunlu olarak olu'tan nce var'drlar. zdek, g halinde (Os. bilkuvve) biim'dir (Aristoteles, zdee zorunlu olarak ncelik tanyan bu Sayfa 75

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dncesiyle katksz bir maddeci grnndedir). Ceketleecek (biim) olan elbette kumatr (zdek). Biim, zdein energheia (gerek) haline gemesidir. Buysa bir kinesis (hareket) iidir. Her zdek bir dynamis'tir (imkan), onu energheia (gerek) klmak iin bir kinesis gerekir. yleyse yle bir devim olmal ki, kendi kendisinden nce bulunmasn ve ilk devindirici (Yu. proton kinoun) olsun. Bu ilk devindirici, biimlerin biimi olan bir noesis noeseos'tur (dnmenin dnmesi) ve tek szle Tanr'dr (Yu. Theos). En yksek varlk olarak dnlen theos (Tanr), antika Yunan felsefesinde Ksenofanes ve Parmenides tarafndan felsefe konusu yaplmtr. Homeros Hesiodos mitolojik oktanrclna kar kan Kolofon'lu Ksenofanes tek tanr (Yu. Eis theos) vardr, der. O, ne yap ve ne de dnce olarak lmszlere benzer. Tm gzdr, tm kulaktr, tm anlaktr. Deimez ve devimsizdir. nsansal biim, nitelik ve davranlar ona yaktrlamaz. Homeros'la Hesiodos, resim yapmasn bilselerdi phesiz kendilerine benzeyen tanrlar izecek olan kzler gibi davranmlardr. Parmenides de, ustasnn bu savn gelitirerek, srekli (Yu. Synekhes) ve blnmez (Yu. Atomos) bir btn (Yu. Pan) olan tekvarlk'n savunusunu yapmaktadr. Bu yzden de deime (Yu. Alloiousthai), bir kuruntu (Yu. Doksa)'dan ibarettir, der. Theos dncesi bir yandan tm tanr (Yu. Pan Theos) olarak kamutanrcla (panteizme), br yandan tanryla dolma (Yu. En Theos) olarak cokusal gizemcilie (antuziazma), bir baka yandan da tanrnn kendini seyredii (Yu. Theoria) felsefeye ve bilime (teoriye) yolamtr. Kk anlamnda tanr, (Yu. Theos)'nn bak'n dilegetiren theoria, tanrnn tanrsal varlk (Yu. Kosmos)' zgr ve zorunsuz olarak seyrediidir. Yunanllar, bu deyimi, ilkin tanrlar onuruna yaplan trenleri seyretme anlamnda kullanyorlard. Hellen doksograflar (felsefe tarihileri), bu kavram, evrenin seyredilii (Os. Temaas) anlamnda Pythagoras'n felsefeye aktardn yazarlar. Demek ki theoria, zgr, zorunlu olmayan, pratik hibir ama gtmeyen, salt ve kuramsal (teorik) bir bilgi edinme'dir. Bylece, felsefe de, tanrlk theoria'nn yneldii yere ynelmi ve bizzat bir theoria olmu oluyor. Bu yzdendir ki Aristoteles, felsefeye, en tanrsal bilgi anlamnda theologie der ve ilkin Msr'l rahiplerin theoria yapm olduklarn syler. Sonra, felsefe ncesi efsane (Yu. Mythos) geleneinde, Hellen ozanlar theoria yapyorlar ve krallara tanrsal yasa (Yu. Nomos)lar bildiriyorlar. Aristoteles'i de kapsayan Hellen felsefesi dneminde de bu gelenek srmektedir, u farkla ki, artk ozan bilgelerin yerini filozof bilgeler almtr. Mythos Philosophos (edeyile, ozan filozof) kavgas, Platon'a kadar srmtr. lkin Platon, dnsel olarak dikkatle bakma (Yu. Theorein) iinin, bir ozan ii deil, bir filozof ii olduunu ilerisryor ve nl filozof krallar deyimini ortaya atyor. Demek istedii u: Artk krallara, tanrsal yasa (Yu. Nomos)'lar ozanlar deil, filozoflar bildirecek. nk ozanlar, bu yasalarn bilgisini, edeyile, siyasal eilime temellik edebilecek bilgileri canl bir forma aktarabilecek gte deildirler. Theoria, varlklarn, bizim iin ne olduklarn deil, kendiliklerinde ne olduklarn (edeyile, kosmos iinde varolan olarak ne olduklarn) syler. Uygulama iin zorunlu olmayan, demek ki zgr olan bir bilgidir. Bilimsel bilginin ve bilimsel bilgi kuramlarnn zgrl sorunu, theoria'nn bu anlamndan tremitir. Felsefe, ancak Aristoteles'ten sonra uygulama alan (Yu. Praxis)'na yneliyor. Theoria'yla praxis'in birbirlerini art kotuklarn anlamak iinse, daha binlerce yl beklemek gerekecek. Sayfa 76

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Aristoteles biimler biimi'nin niteliklerini aa yukar her tanrc ya da tanrla varan retideki deyimlerle sayp dker: Salt edimdir, salt tindir, bilincin bilincidir, kendi kendisine baktr, kendi kendisini zleyitir vb... Ancak burada, nemle belirtilmesi gereken, Aristoteles'in parlak bir gr daha gzlenmektedir: Son zmlemede zdekle biim bir ve ayn ey olmaktadr (Yu. e eskhate hyle kai e morfe tauto: Metafizik, Viii, 6, 19; Viii, 10, 27, Xii, 10, 8). Aristoteles, ilk bakta, nce kar kt Platon dnceciliiyle sonunda birlemi grnd halde, bu stn ve artc dnceye gene kendi doru dnme yntemi'yle varyor. Her varlk, zdeklikle biimlilii birlikte tar. nk her biim, kendisinden daha stn aamadaki biimin zdeidir. plik, tarladaki pamua ya da koyunun srtndaki pstekiye gre biim, kumaa gre zdektir. Kuma, dokunduu iplie gre biim, cekete gre zdektir. Bu mantn zorunlu sonucu her varln ve bu arada elbette en stn varln zdek ve biimi birlikte taddr. Bundan da zorunlu olarak u sonu kmaktadr: En stn varln da zdeksel bir yan vardr. Aristoteles, Metafizik'inde, bizzat kendi mantnn zorunluuna uyarak bu sonutan kanabilmek iin en yksek varln zdeksiz olduunu srarla belirtmitir. Bylesine bir speklasyona girdikten sonra, nedenleri tantlanamayacak olan dnsel varsaymlar sralanmaktadr: Biimler biimi ya da salt biim zdeksizdir. Byle olunca da hibir ey istemez, hibir ey yapmaz. zdei devindiren o deildir, zdek ona zlem'inden tr devinir. Aslnda etkileyen o deildir, etkileyen bu zlem'dir. zdek, onu zledii iin ondan etkilenir. O, kendisiyle yetinen, kendisine bakan, kendisi iin dnendir. Nesnelere ve insanlara karmaz, onlarn kaderlerini izmez. Kader, zdein ona olan zlemiyle izilir. yleyse o, bir dorudan neden deil, bir dolaysyla neden'dir. Dorudan nedenler, zdein bu dolaysyla nedene zleminden doarlar. Her var olan'n var olmas iin tahta (zdeksel neden, Yu. hyle), yapc (etken neden, Yu. arke tes geneseos), nasl yaplacan gsteren plan (biimsel neden, Yu. to eidos) ve ne yaplaca dncesi (ereksel neden, Yu. to telos) gerekir. Dikkat edilince grlr ki, zdeksel nedenin dndaki neden, dnce, edeyile ruh birliinde teklemekledir. yleyse zdek ve ruh, dnp dolap, Aristoteles sisteminde de kar karya gelmektedirler. Aristoteles'te ruh, biim'le zdetir. zdek beden, biim ruhtur. Ruh, basamakldr: Bitki ruhu, hayvan ruhu, insan ruhu... Her basamak bir sttekinin zdeidir. Bitkilerde sadece zmleme ve reme ruhu vardr, hayvan ruhu, devim istek duyum'la belirir ve bitki ruhuna eklenir, usla beliren insan ruhuysa kendinden nceki btn ruhlar ierir. Bitki ruhu hayvanlk biiminin zdei, bitki ruhunu ieren hayvan ruhu insanlk biimin zdeidir. Bu basamaklarn tabannda biimsiz zdek, tepesindeyse zdeksiz biim vardr. zdek ilk biimleniinde, ki bu biimler biimine zlemiyle gereklemitir, drt ana biimde belirir: Toprak, su, hava, ate (drt ana unsur). Bu drt ana unsur yer deitirme ve arpma'yla eitlenir ve saysz biimlere dnerek organik dnyay meydana getirirler. Organik dnyay bylece kurduktan sonra, Aristoteles insansal deerleri ilemeye balamaktadr: Politika, ethika, poetika, rhetorika... nsan bir toplumsal varlk'tr (Yu. zoon politikon) diyen Aristoteles artk onun toplum iindeki yerini ve dzenini de belirlemek isteindedir. nce onun kiisel trebilimini belirtir. Bu trebilimin amac, antika geleneine uygun olarak, mutluluktur ve bu mutluluk da bilgelikle salanr. Bilgelik, dnme ve tutumla gerekleir. yleyse dnsel ve tutumsal erdemleri birbirinden ayrmak gerekir: Arete dianoetike ve arete ethike... Ne var ki tutum, dnmeye Sayfa 77

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dayanmaldr. nsan, toplumsal bir varlk olduundan onun tresel kiilii de devlet iinde oluacaktr. Devlet yle ya da byle olmu, bunun nemi yoktur. nemli olan, devletin yurttalardaki bu tresel kiilii gerei gibi gelitirip gelitiremediidir. Yetkin devlet bu devindeki baarsyla llr. Antika Yunan dncesinde Aristoteles'in lise'siyle Platon'un akademi'si geni apta okullam iki byk idealist retidir. Bu iki idealist reti, sadece Yunan dncesine zg kalmayp btn bir ortaa boyunca Dou'yu ve Bat'y, edeyile btn dnyay etkisi altna almtr. Gnmzde bile insanln byk bir blmne egemen olan metafizik dnce, bu iki idealist retinin ortak rndr. Antika Yunan dncesinin byk idealist ls Sokrates Platon Aristoteles'in ortak yan, toplumu dzenlemeye almalardr: Toplumun dzenlenmesi gerekiyorsa demek ki dzeni bozulmutur. Her dnr de devlet'i onarmaya almaktadrlar. Her nn de dsel varsaymlarnn altnda, tarihsel srete Yunan mucizesi diye adlandrlan smrgen ekonomik aamann meydana koyduu kkl bir toplumsal tedirginlik yatmaktadr. Sokrates trebilimini devleti ayakta tutacak vatandalar yetitirmek iin kuruyor. Platon, devlet topyasyla kleleri iyice altracak bir rgt neriyor. Aristoteles, yelerinin kiiliklerini glendirmekle kendini de glendirecek olan bir devlet kurmak peinde. Dinsel metafizik, bu dnyadan umut kesmi bulunan klelere teki dnyada mutluluklar balayarak onlar avutmaya alyor. Ne var ki btn bunlar, bir kez dzeni bozulan toplumu yeniden dzenlemeye yetmiyor. yleyse btn bunlardan phe etmek gerek. PHE. Tarihsel srete phecilik, ilerisrlen dncelerin eskidii ve yeni dncelerin henz ortaya kmad alarda belirmitir. Bu alardan ilki, Yunan kleci toplumunun yozlat ve kmeye yz tuttuu adr. Bu yozlama ve knt, Yunan bilgicilerinin (sofistlerinin) pheciliinde yansmtr. Thales'ten beri ortaya atlan felsefesel aklama denemelerinin okluu, doal olarak eletiriyi ve pheyi gerektirmitir. Bu aa antik aydnlanma a denir. Antika Yunan bilgiciliinin kurucusu Protagoras (485-411), tarihsel srete ilk phelenen dnrdr. yle der: Her eyin ls insandr. Her ey, bana nasl grnrse benim iin byledir, sana nasl grnrse senin iinde yledir. yen iin rzgar souktur, meyen iin souk deildir. Her ey iin, birbirine tmyle kart iki sz sylenebilir. Demek ki herkes iin gerekli kesin ve saltk bir bilgi edinmek olanakszdr. Bu greci phecilik (Os. Reybiyyei izafiyye, Fr. Scepticisme relativiste), Protagoras'n izleyicisi Leontinoi'l Gorgias (483-375)'ta daha da ileri giderek yokulua (nihilizme) varmaktadr. Gorgias yle diyor: Hibir ey yoktur. Varsa bile insan iin kavranlmaz. Kavranlsa bile teki insanlara anlatlamaz. Antika Yunan phecilii, bu ilk bilgici dneminden sonra Elis'li Pyrrhon (365-275)'la okullayor. Bilgi sorununu dizgesel (sistematik) olarak ilk inceleyen pheci Pyrrhon'dur. Bu yzden Pyrrhon'a pheciliin kurucusu denir. Byk skender'in ve Aristoteles'in ada olan Pyrrhon, akademia'yla peripatos (Platon'la Aristoteles) okullar arasndaki kartl sezmekte gecikmemitir, daha sonra da bu kartln Stoa ve Epikuros okullarnda derinlemesini izlemitir. Bu gzlemleri, Pyrhon'a, felsefe retilerine kar gvensizlii ve bundan tr de pheyi alamtr. yle diyor: Gerekten gzel ya da irkin olan hibir ey yoktur. Herhangi bir eyi gzel ya da irkin bulan insann kiisel seimidir. Gerek bir bilgi olmadna gre, bilge Sayfa 78

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kii, her eyde yargdan kanmaldr. Ruhsal rahatlk (Yu. Euthymia) ancak bylesine bir ilgisizlik ya da duygusuzluk (Yu. Adiaphoria)'la salanabilir. Bu dncelerini szl dersleri ve yaamyla aklayan Pyrrhon'un retisi, yazl olarak, izda Timon (320-230) tarafndan yaylmtr. Timon, ustasnn retisini nermede formle etmitir: 1- Nesnelerin gerek yaps kavranlmaz (Yu. Akatalepsia)'dr, 2- yleyse nesnelere kar tutumumuz yargdan kanma (Yu. Epokhe) olmaldr, 3- Ancak bu tutumladr ki ruhsal dinginlik (Yu. Ataraksia)'e kavuabiliriz. Pironcular iin gerek mutluluk (Yu. Eudaimonia) budur. Grld gibi, yzyllarca sonra Kant'n retisinde biimlenecek olan bilinemezcilik, antika Yunanllarnda phecilik biiminde yansmaktadr. Daha ak bir deyile, antika bilinemezcilii pheciliktir. Pyrrhon phecilii, stoaclkla Epikurosuluu da belli llerde etkilemitir. Bundan sonra pheciliin, Platon'un izdalarnca srdrlen akademiye szdn gryoruz. Kimi felsefe tarihileri bu szmay, Pyrrhon pheciliinin byk bir baars olarak nitelerler. Platon akademisinin akademi phecilii adyla anlan bu pheci dnemi, orta akademi dnemidir. Arkesilaos (316-241), Karneades (214-129) ve Klitomakhos (180-110) gibi dnrlerce srdrlen akademi phecilii, felsefe tarihilerince ll phecilik olarak nitelenir. Akademi phecilii, kesin gerek deyimi yerine geree benzer deyimini koymu ve bununla yetinilmesi gerektiini savunmutur. Onlara gre kesinlii hibir zaman elde edemeyeceksek de kimi eylerin teki eylerden daha ok dorulua yatkn olduunu grebiliriz. Geree benzer olan, en ok olasl (muhtemel) bulunandr. Ussal olan da, olanakl bulunanlarn iinde en olaslya gre davranmaktr (Bertrand Russell, Bat Felsefesi Tarihi'nde, bu gr ou ada dnrlerin paylaabilecei bir grtr, der). Bu yzden akademi phecilii, olumlu phe ya da verimli phe deyimiyle nitelenmitir. nk bu phe, kesin geree henz ulaamamsa bile, yanlabileceini de gz nnde tutarak kesin gerei aramakta ve her an kendi kendini dzeltip tamamlayarak gittike daha ok kesin geree yaklamaktadr. Bununla beraber, .. 56 ylnda Atina'nn elilik greviyle Roma'ya gnderdii dnrden biri olan, orta akademinin ikinci bakan Karneades, Roma'da tze (adalet) stne iki ayr konuma yapm ve birinde tzeyi tantlamak iin ilerisrd kantlar ikincisinde birer birer rtmter. Bylelikle de kesin gerein bulunmadn gstermitir. Roma'l genlerin pek beendii bu sylevlere yal Marcus Cato iddetle kar km ve senato'da yapt bir konumayla eli Karneades'in Atina'ya geri gnderilmesini salamtr (Plutarkhos, nl Yaamlar'nda, Cato'nun bunu, Karneades'i sevmediinden deil, genellikle felsefeyi sevmediinden yaptn yazar). Orta akademi, zellikle Arkesilaos'un byk etkisiyle tam iki yzyl (.. 69 ylnda len Antiokhos'un akademi bakanlna kadar) pheci kalmtr. Bu iki yzyl sonunda stoacla teslim olan akademi pheciliinden sonra antika Yunan phecilii, Girit'li Aenesidemos (.S. birinci yzylda yaad sanlyor)'la yeniden ve Pironcu biimiyle canlandrlmtr. Tarihlerin yazdna gre, Greklerden iki bin yl nce Knossos'ta pheci sz oyunlaryla sarayllar elendiren bir eit pheciler varm. Bu yzden kimi felsefe tarihileri Anenesidemos'un bu kkenden de kaynaklandna iaret ederler. Aenesidemos'un Pironcu phecilii, akademi sonras phecilii ve yeni Pironculuk adlaryla da anlr. Aenesidemos, tropos retisi (nesnel bilginin olanakszln tantlamak iin ilerisrlen on kant retisi)'nde yle Sayfa 79

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi diyor: Btn insanlarn alglar ayn olsayd ayn dnceleri edinirler, tek dnceli olurlard. Oysa eitli dncelerimiz var. Demek ki alglarmz da birbirinden farkl. Nedensellik de bu bir rneklii salayamaz. Neden, sonutan nce olamaz, sonula zamanda olamaz, sonutan sonra olamaz. Zamandalk her ikisini aynlatrr. Nedenin sonutan nce olmas da, birinin varl brnn yokluunu gerektireceinden, mmkn deildir. Neden neden olduu srece sonu ortada yoktur ve sonu, sonu olarak meydana knca nedenle iliii kalmam demektir. Gne kzartr, karartr, eritir ve yakar. Demek ki ayn nedenin eitli sonular olabiliyor. Gnein bylesine eitli nitelikleri olduu da sylenemez. nk bunlar, gnein nitelikleri olsayd her eyi kzartmas, her eyi karartmas, her eyi eritmesi ve her eyi yakmas gerekirdi. Oysa byle deil; elmay kzartyor, buzu eritiyor ve yapraklar tututuruyor. Yapra eritmediine ve buzu kzartmadna gre, nedensellii yaprakta ya da buzda aramak gerektii ilerisrlebilir ki bu da sonucun, neden kadar, nedensellii olabileceini dnmek demektir ve samadr. Olu eliiktir, yleyse yoktur. Nedensellik olamayacana gre, olu da mmkn deildir. pheciliin yargdan kanmak iin dayanaca on kant vardr ki her trl pheyi ve yargdan kanmay hakl klar (Yu. tropoi e topoi epokhes): Duyan canl varlklarn yaps birbirinden farkldr, ayn ey eitli hayvanlara eitli biim ve oranlarda grnr. nsan yaps da birbirinden farkldr, her insann baka duyu ve dncelere sahip oluu bunu tantlamaktadr. Ayn insandaki duyu organlar da birbirinden farkldr, gze ho grnen buruna tiksindirici bir koku verebilir. Duyan kiinin iinde bulunduu eitli durumlar ve koullar da birbirinden farkldr, nesneler bize genlikte ihtiyarlktakinden baka grnr. Eitim de duyan kiileri farkllatrmaktadr, bilgiliyle bilgisiz ayn nesneyi ayn biimde grmezler. Nesnelerin iinde bulunduklar durum ve koullar da onlar farkllatrr, uzakta giden bir gemiyi duruyor sanrz. Nesnelerin nicelikleri ve nitelikleri onlar kendi kendilerinden farkllatrmaktadr, keiboynuzunun btn karadr ama, ondan ayrlan paralar aktrlar. Nesnelerin belli birtakm nitelikleri grecedir, sadan baka ve soldan baka grnrler. Duyumlara karan yabanc unsurlar da onlar farkllatrr, nesneler su iindeyken havadakinden daha hafif gelirler. Alkanlklar da nesneleri farkllatrr, her gn grnen gnee aldrmayz ama, krk ylda bir grnen ondan daha kk bir kuyrukluyldzdan dehete kaplrz... .S. ikinci yzylda yaayan pheci Agrippa, troposlar ondan bea, Agrippa'yla ayn yzylda yaayan pheci Menodotos da ikiye indirmitir. phecilik antikada bitmiyor. Gnmze gelinceye kadar onun eitli biimlerine rastlayacaz. zellikle Descartes, Hume, Kant, Comte gibi nl dnrlerin phecilikleri bizi akna evirecek. Hele rnesans pheciliini ibretle izleyeceiz. Btn bu pheciliklerde ortak olan iki byk yanlg (hata)'dr: lk yanlglar nesnel gereklie yanl bir anlam vermeleri ve onu son (deimez, bakaca hibir bilgiyi gerektirmez) bilgi saymalardr. Oysa byle bir bilgi yoktur. Bilgi sreci de, kendisinden yansd evrensel yaam gibi, sonsuzdur ve srekli olarak gelimektedir. Sonsuza kadar da gelimeye devam edecektir. Bilgiye son ekmek, sonsuza son ekmek demektir ki olanakszdr. Evrensel gelime nasl sonsuzsa, onun bilgisi de elbette sonsuz olacaktr. Belli bir yere bir zamanlar yirmi saatte giden tren teknik gelime sonucu bugn drt saatte gitmektedir. Bir zamanlar trenin o belli yere yirmi saatte gittii nasl kesin (saltk) ve doru bir bilgiyse bugn drt saatte gittii de ylece Sayfa 80

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kesin ve doru bir bilgidir. Her ikisinden de phelenilemez. Yarn bu sre belki de ok daha ksa bir zamana inecektir. Bilgi bu anlamda grelidir ama, tarihsel olarak (edeyile, bilgi srecinin belli aamalarna tekabl eden belli tarihlerde) kesin ve saltktr. Her greli bilgi saltkln da birlikte tar. pheciler, kendilerinin verdii yanl anlamdaki saltk bilginin yokluundan, bilginin yokluu sonucunu karrlar. Bundan tr de metafizik ve idealist greciliin (relativizmin) kmazna derler. kinci yanlglar bilgi srecinde duyumlarn roln abartp saltklatrmalardr. Oysa bilgi sadece duyumlarla elde edilmez. Bilgi edinmenin, duyum ve dncenin eitli etkileimlerini gerektiren karmak bir sreci vardr. pheciler, duyumlar saltklatrmakla da yetinmeyip onun kiiden kiiye deitiini ve bundan tr de saltk ve kesin olmadn ilerisrerler. Oysa eitli kiiler ayn nesnel gereklii birbirinden farkl olarak alglayabilirler, ama bu duyumlarmzn bizi aldatt anlamna gelmez. nl bir diyalektikinin dedii gibi, eer bir duyu rgenimiz phe uyandryorsa baka bir duyu rgenimizi kullanrz. Gzlerimize inanmyorsak ellerimizle yoklarz. Bu da yetmiyorsa baka insanlarn ellerinden ve gzlerinden yararlanrz. Bu da yetmezse eitli aralara, deneye, pratie bavururuz. Bylece duyu rgenlerimiz, hem birbirlerini denetleyerek, hem de bakalarnn duyu rgenleriyle denetlenerek ve ayn zamanda eitli aralar, aygtlar, deneyler ve pratikle de denenip dorulanarak bizlere doru ve kesin bilgiyi verirler. rnein elimize aldmz yuvarlak meyveye bu elmadr deriz. Bu kesin, saltk, doru bir bilgidir; phelenilemez. Grld gibi antikan ocuksu phecilerinden gnmzn szde bilimsel phecilerine kadar tm pheciliin kantlar sadece bu iki yanlgya dayanr. Protagoras hava yen iin souk, meyen iin scaktr diyordu, dorudur. Ama havann scak ya da souk olduunu sizin meniz ya da memeniz deil, termometre saptar. Hava size scak ya da souk gelebilir, bu bedensel yapnzn direncine baldr. Ne var ki havann, sizden bamsz olan bir ss vardr. Kald ki bedensel direnleri normal olan insanlarn byk ounluu da bunu termometre kadar dorulukla saptayabilirler. EKL BR BAHE. Mutluluk duymadan yaayanlar budalalardr, diyordu Demokritos. Gen Epikuros bu sz iyice bellemi olmal. Demokritos yz yanda ld yl, Epikuros (.. 341-270) on dokuz yandayd. Tanr korkusuyla lm korkusunun bsbtn serseme evirdii insanlarn, byclk eden annesinden titreye titreye nasl yardm dilediklerini de hemen her gn gryordu. Bir ara, Platon'un satn ald Akademos'un bahesine (Akademi) gidip gelerek, Ksenokrates'in azndan Platon retisini dinlemise de bundan abucak vazgemiti. Kuramsal bilimler onu ilgilendirmiyordu. nsanlara gerekli olan tek bilimin, mutlu yaama bilimi olduuna inanmt. Bilimin grevi, insanlar mutlu klmak olmalyd. Bunu salamak iin de, mutluluun engelleri olan o iki byk korkuyla, tanr ve lm korkularyla, koca bir gelenee kar koymay gze alarak, savamak gerekiyordu. u gzelim dnyann tadn karmak dururken, iirilmi iki kuruntu yznden ac ekmek neden? Gen Epikuros, atomcu Leukippos ve Demokritos'a olduu kadar hazc Aristippos'a da ok eyler borlu olmaldr. Aristippos, Epikuros'un ustaca biimlendirecei mutlu yaama biliminin babasdr. Ona gre, Sokrates'in arad mutluluk (eudaimonia), en stn iyi, tek szle hazdr. nsanlar holanmay ararlar, holanmay isterler ve ancak holanarak mutlu olabilirler. Ho olmayan her ey ktdr. Nereden gelirse Sayfa 81

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gelsin, ne trl olursa olsun bir anlk hazdr insanln dilei. Hazzn her trls iyidir ve iyiliktir. Bir adan bakarsanz, Epikuros'u, mutluluu aramak gerektiini ortaya atan Sokrates'in zorunlu sonucu sayabiliriz. Sokrates, insanlarn, erdeme erierek mutluluu elde edebileceklerini sylerdi. Sokrates'ten yola kan kynikler, rnein Diogenes, evresi yasaklarla snrlanm ekilmez bir yaama biimi getirmilerdi. Onlara gre mutlu olabilmek iin hemen hemen btn isteklerden vazgemek gerekiyordu. nsanlar, bu dncenin basks altnda, skntdan bunalyorlard. Aristippos, ilk tepkiydi. kinci ve byk tepki de Epikuros'tur. Sokrates mutluluu salamak iin erdem mi aryor? te Epikuros'un bulduu en yce erdem: Mutlulua gtren aralarn tam ve doru olarak tartlmas erdemi (phronesis)... Bu erdemin tartsna vurursak ortada ne tanr korkusu kalacak, ne lm. Epikuros, Atina'da bir bahe satn alp okulunu kurduu yl, otuz be yandayd. Daha nce Sisam adasnda ve Lapseki'de retmenlik denemelerine girimiti. Epikuros'un bahesi, Platon'un bahesine benzemiyordu. Kaplar ardna kadar almt halka. Snf, rk, tr, bilgi, ya ayrl gzetmeksizin her isteyen buyurabilirdi. Baheye gelenlerin hepsi birbirleriyle karde saylyorlard. Epikuros, tatl tatl konuan pek sevimli bir retmendi. nsanlarn gerekten pek zledikleri yaam sanatn retiyordu. Baheye kaplananlar, gerek dostluun olaanst sevinciyle mutluydular. Epikuros onlara: lmden neden korkuyorsunuz? diyordu, siz varken lm yoktur, lm varken de siz olmayacaksnz. Hibir zaman onunla karlamayacaksnz ki... Ne etseniz birleemeyeceiniz bir eyden korkmak budalalk deildir de nedir? Epikuros'un yzden ok yapt varm. Bugn elimizde sadece birka mektubu var. Epikuros'un dncelerini bu mektuplarla ondan sz aan baka yaptlardan reniyoruz. Mektuplar, retisinin, ounluun houna gidecek bir ustalkla kurulduunu belirtiyor: lmn bizler iin hibir ey olmadn anlamaya al Menoikeos. Gelmesi deil de, beklemesi rktc olduu iin lmden korkan kimse ahman biridir. nk o, geldiinde karsnda bizi bulamayaca iin bize hibir ac veremeyecektir. Bilge lmden korkmaz. Nasl yemeklerin bolluundan deil de iyiliinden zevk alrsak, yaamann da uzunluundan deil gzelliinden zevk alrz. lm gelecek diye ac ekmek en byk aptallktr. Mademki mutluluu elde edince her eyi elde ediyoruz, yleyse ilk iimiz mutlulua erimek yollarn aramak olmaldr. O halde sana her zaman rettiim ilkeleri gt ve kullan Menoikeos... (Menoikeos'a Mektup). Epikuros'un Menoikeos'a rettiini syledii bu ilkeler unlardr: A kalmamak, susuz kalmamak, memek... Bu durumda bulunan ve ilerideki gnlerde de bu durumda olacan uman insan mutlulukta Zeus'la yarabilir. Btn erdemler ho yaamay salamak iindir. nsann amac salt skun halinde (ataraksia) yaamaktr. Bu skunu bozacak her trl ballklardan, bu arada evlilikten ve devlet ilerine karmaktan, kanmal ve dostlukla yetinmelidir. vlecek tek ballk, dostluktur (kardelik). Evreni tanrlar yaratmamtr. nk; durup dururken niin yaratsnlar? Kendi kendilerine yeter olduklar halde evreni yaratmak iine neden girisinler? En yksek derecede mutlu bulunurlarken, evreni ynetmek gibi ar bir ykn altna niin girsinler? Bylesine ktlklerle dolu bir dnyay neden yaratsnlar? Sayfa 82

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi lkin her szcn anlamn incelemek gerekir Herodotos. O zaman diyebiliriz ki, hibir ey hiten domaz, nk her eyin kendine zg dourucu bir tohumu olmasayd her ey, her eyden doabilirdi. te yandan da her gzden yok olan yoklua dnseydi btn eyler yok olurdu, nk gzden yok olan her ey ancak yoklukta karar klabilirdi. Bundan kan sonu udur ki, dnya her zaman, imdi olduu gibi, var olagelmitir ve imdiden sonra da, imdi olduu gibi, var olacaktr. Dnya, maddelerden kurulmutur. Bu maddelerin varln da duyumlarmz tantlamaktadr. Cisimlerden kimileri bileiktir, kimileri de bileikleri meydana getiren elemanlardr. Elemanlar, grnmez ve deimez nitelikte bulunan atomlardr. nk hibir ey yoklua dnmedii gibi, bileikler dalnca, onlar meydana getiren varlklarn da varlkta kalmalar gerekir. Dnya sonsuzdur. nk her sonlunun bir ucu, olmas gerekir, dnyann ucu bulunmadna gre, sonsuzlua aktr, sonu olmadna gre de zorunlu olarak sonlu deil demektir. Atomlarn hareketinin balangc yoktur. nk atomlar boluk kadar ncesizdir. Atomlarn hareketi srekli ve sonsuzdur (Herotodos'a Mektup, Byk Filozoflar Antolojisi, Mehmet Karasan evirisi, stanbul, 1949, s. 59-68). steklerimizin kimileri doal, kimileri de gereksizdir. Menbikeos. Doal olanlardan kimileri sadece doal, kimileri de zorunludur. Zorunlu isteklerimizden kimileri yaamak iin, kimileri vcudumuzun rahatl iin, kimileri de mutluluumuz iindir. steklerimiz stne doru bir bilgi, bizlere, istenenlerle istenmeyenlerin, vcudun salyla ruhun rahatln aradn retmektedir. Mutlu bir yaamann amac, sadece budur. Btn davranlarmzn nedeni, vcut aclarmz olduu kadar, ruh aclarmz da nlemektir. Biz zevki, ancak yokluunda ac duyduumuz zaman ararz. Ac duymadmz zaman ona ihtiyacmz yoktur. Bunun iindir ki zevk, mutlu bir yaamann gereidir diyoruz. Bize gre zevk, doal iyiliklerin banda gelir. Zevkin bu gc, karmza kan ilk zevke sarlmamz gerektirmez. nk birok zevkler sonunda ac doururlar. Ac douran zevkleri istemediimiz gibi, zevk douran aclarn bamzn stnde yeri vardr. Bu aclar, o zevklerden stndr elbet. Bylece ve ayn ekilde her ac, bir ktlktr ama, her acdan kamak gerekmez. Her acy ve her zevki, yarar ve zarar bilgece gzden geirilerek, deerlendirmeli. Gerekten, birok hallerde, iyi kt olduu gibi, kt de iyidir. Zevk en stn iyidir dediimiz zaman ne sefihlerin zevklerini, ne de hayvanca hazlar ilerisrmekteyiz. Bizi anlamayan bilgisizlerin sulamalarna kulak asma. Bizim szn ettiimiz, sadece, ruh rahatszlyla beden acsnn yokluundaki mutluluktur. Bedenimiz acsz ve ruhumuz rahatsa, mutluyuz Menokieos. nsan mutlu klan, ne kyasya ime, ne tka basa yeme, ne cinsel sapklklar, ne de zengin sofralarn dolduran balklarla etlerin salad hazlardr. nsan mutlu klan; akla uygun ve sade alkanlklar, arayacamz ve saknacamz eyleri iyice lebilen, ruha rahatszlk veren yanl inanlar skp atabilen bir akldr. O halde btn bu sylediklerimizin ilkesi, iyiliklerin en by olan bilgeliktir. Onu felsefeden de stn tutmak gerek. O btn erdemlerin kaynadr. Bu erdemlerse bizlere bilgelik, namus ve doruluk olmakszn mutlu olunamayacan retiyor. Bunlarsa zevksiz elde edilemez. Gerekten, bunlarsz mutlu bir yaama olamayaca gibi, mutlu bir yaama olmadan da bunlar var olamaz (Menoikeos'a mektnp). Bilgelik, mutlu bir yaamann, hem sonucu hem de nedeni oluyor bylece. Sayfa 83

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi DREKLER ARASINDA BR GALER. .. drdnc yzyln son gnlerinde Atina kentine bakarsanz, unlar grrsnz: Platon'un sebze bahesine Ksenokrates kurulmu, nl Akademi'nin szcln yapyor. Onun karsnda, Epikuros'un kiralad bir baka sebze bahesi var. Felsefe ylesine bir geer ake ki, Atina bahvanlar hyar yetitirmek iin yer bulamaz olmular. Antisthenes'in kurduu Kinik okulun bana Krates gemi. Stilpon, Euclides'in kurduu Megara okulunu yrtmek iin sylevler ekiyor. Kbrs adasndan gelme Zenon da Poikile meydannda direkler arasnda kurulmu bir resim galerisine (stoa) yerlemitir. Zenon da (.. 336-264), Epikuros gibi, bir yaama biimi kurma yolundadr. nsanlar, kuramsal dnceden bkma benzemektedirler. Kuramn iinden ilerine yarayan semeye alyorlar. Varln ilk nedeni hala aratrlyorsa, artk bu, yaamann amacn deerlendirebilmek iindir. Bu ama, Zenon'da da bilgelik olmakta devam ediyor. Gerekte, antikan hangi retisine bakarsak bakalm hep bu amata birleildiini greceiz. Bilim, mutlu yaamak iin istenilmektedir. En yksek erdem, iyi ve mutlu yaamaktr. Buna varmann yolu nedir?.. retiler burada birbirlerinden ayrlmaktadrlar. Zenon da, bu amaca varmak iin, yeni bir yol bulmaya almaktadr: Mutluluk istiyoruz?.. Haklsnz... u halde nasl mutlu olabiliriz?.. Bilgelie erierek... Bilgelik nedir ve buna nasl eriilir?.. Zenon'un Stoa okulu, bu soruyu yle karlyor: Teorik ve pratik erdemi elde ederek. Teorik erdem, eyann mahiyeti stnde doru bilgi edinmektir. Pratik erdem, akla uygun davranmaktr. Bu iki erdem birbirlerine baldrlar. Eyann mahiyeti stnde doru bilgi edinemezseniz akla uygun davranamazsnz. Bilimin deeri, pratik yararndadr. Sorular bitmiyor: Edindiimiz bilginin doru olup olmadn nasl anlayacaz?.. Zenon karlyor hemen: Edindiimiz bilginin doaya uygunluuyla... yi ama, edindiimiz bilginin gerekten doaya uygun olup olmadn nasl anlayalm?.. Zenon'da karlk hazr: Tasarmlarnz (katalepsis) ve sanlarnz (doxa) bir yana brakn, ak seik bilgi (episteme) edinin. Bilgenin bilgisi bylesine bir bilgidir. Sorular devam ediyor: Davranlarmzn, edindiimiz bu ak seik bilgi sonunda, akla uygun olup olmadn nasl anlayacaz?.. Zenon, burada drt ana erdem ls veryor: Doru seme erdemi (phronesis), sabrla katlanma erdemi (andreia), ll olma erdemi (sophrosyne), adaletle letirme erdemi (dikaiosyne).. Bu karlk, u soruyu getiriyor: Doru setiimizi, sabrla katlandmz, adaletle letirdiimizi nasl bilebiliriz? Doaya uygun davranarak (naturam sequi), diyor Zenon. Stoa okulu, bylelikle, kalc bir ilkeye varm olmaktadr. Stoa dncesine gre en doru seen, sabrla katlanan, en ll ve en adaletli letirici doa'dr, bir baka deyile, madde'dir. Doalaan bilge, bir kaya parasnn mutluluu iindedir. Hibir ey onu sarsamaz ve ykamaz. Akla uygunluun ls, doaya uygunluktur. nk akl da bir doa, bir madde rndr ve akln btn dnceleri doada olup bitenlerin yansmasndan baka bir ey deildir. Tasarmlardan ve sanlardan kurtulmu bir akl, ak seik doa bilgisini edinebilir. Ak seik doa bilgisi de, insana, yaamak ve mutlu olmak iin en doru ly verecektir. Sayfa 84

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Zenon'un, kendini ldrerek gp gitmesinden sonra, Stoa okulunun bana rencisi Kleantes (.. 331-233) geti. Mistik, yapl bir atlet olan Kleantes, stoa retisine, dinsel bir anlay getirmeye almt. O da, retmeni gibi kendini ldrnce, okul, bir sre Khrisippos'un (.. 280-206) ynetiminde kald. Daha sonra Panaitios (.. 180-110) ve Poseidonios (.. 135-51), retiye, Platon ve Aristoteles dncelerini kartrdlar. Panaitios, Roma'nn nl komutan Scipio'nun arkadaym. Okulun Roma'ya yerlemesinde, bu arkadaln yardm olmutur. Romallar stoann peinde dnsel bakmdan nasl nemli bir g kazanmlarsa, stoa da Romallarn elinde yepyeni bir kiilik elde etmitir. Romallar, nce, stoay karm dncelerden kurtararak eklektizmden ayrmlar, sonra da onu kendi glerine uygun bir biimde Romallatrmlardr. unu da unutmamak gerekir ki, her ne kadar armha germilerse de, artk dnya stnde bir sa yaam bulunmaktadr. Stoa retisi, bir hayli glenmekte olan kart bir retiyle savamak zorundadr. Bununla beraber stoa, pek gl kalc deerleri yznden, ortaan kilise babalarn bile etkileyecektir. Putulukla Hristiyanlk arasnda son sava kylerde olmu ve sonunda putuluu yenen Hristiyanlk, bu savata kazanabilmek pahasna, ilkelerinden biroklarn putulua balamak zorunda kalmtr (bkz. Hpnse Leonard, Hellen Latin Eskia Bilgisi, Suat Yakup Baydur evirisi, c. , s. 405-406). BABA VE OLU. Dnsel alanda gelien ruh ve madde ikiliine kar, eylemsel alanda da ezenler ve ezilenler ikilii geliiyordu. srailoullarnn lyaa, Amos, Yua, Ermiya gibi peygamberleri gszler adna seslerini duyurmaya balamlard. oban peygamber Amos yle haykryordu: Ey srailliler, Asdot ve Msr lkelerindeki saraylara seslenerek deyin ki: Samarie dalarnn stnde toplann ve neler ektiimizi grn. Tanr Yahova buyuruyor ki, onlar doru olan bilmiyorlar. Bana adaklar sunmakla stlerine deni yaptklarn sanyorlar. Onlarn adaklarn istemiyorum. Bilin ki, yaknda, Tanr'nn tzesi ve yargs yeryznde seller gibi akacak... Hristiyanlk, yeni bir din kl altnda eski Yunan'n stoa felsefesini dilegetiriyordu. Doal yaaya dnlmeliydi. sa yle sesleniyordu: Gkteki kulara baknz; ne ekerler ne bierler, ne kilerleri ne ambarlar vardr, oysa Baba onlar yeterince beslemektedir. Krdaki ieklere baknz; ne alrlar, ne iplik eirirler, oysa Baba onlar yeterince giydirmektedir. Vay imdi tok olanlarn haline, nk a kalacaklardr. Vay imdi glenlerin haline, nk alayacaklardr. Gerekli olan, toplum snflarn altst edecek yeni bir dzendi. Musa'nn yarar lsne karlk sa, bu dzeni salamak zere, yoksulluk lsn getiriyordu. Gerek erdem yoksulluktayd. Tanr katna ancak yoksullar ulaabileceklerdi. Nasra kasabasnda doan doramac sa, btn insanlarn kardeliine dayanan yeni bir dnce getiriyordu. nsanlarn hepsi Baba Tanr'nn ocuklaryd. nsann ruhu, Tanr'nn ruhuydu. Tanr, insann iindeydi. Babas nasl kendisiyse, kendisi de ylece babasyd. lk bakta kark gibi grnen bu idealizm, u dnceye varmaktadr: nsan, kendisinin Tanrsdr. nsanlar ancak sevgiyle birbirlerine balanabilirlerdi. Sevmek iinse eitlik gerekiyordu. Eitlii salayan yoksulluktu. Bu yzdendi ki, bir devenin inenin gznden gemesi, bir varlklnn Tanr lkesine girmesinden kolayd. nsanlarn, yzlerini bile grmeyecei miraslar iin para Sayfa 85

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi biriktirmesi samayd. Gkteki kulara bakmalyd, onlar ne ekiyorlar ne de biiyorlard, ne kilerleri ne de ambarlar vard, ama Baba onlar pekala besliyordu. Biri sevilip tekine yz evrilmeden iki efendiye birden kulluk edilemezdi, ya Tanr'ya kulluk ya da Mamon'a (eski Suriyelilerin zenginlik tanrs) klelikten birini semek gerekiyordu. Ne yiyecek ne de giyecek iin kayg ekilmemeliydi; yaamak yiyecekten, beden giyecekten daha soylu deil miydi? Kr zambaklarna bakmalyd, ne alrlar, ne iplik eirirlerdi, oysa Sleyman bile onlar gibi giyinememiti. Bir kr otunu byle giydirebilen Baba, insanlara neler yapmazd? Yarn iin kayg ekmemeliydi, nk yarn denilen gn kendi kaygsn ekiyordu, her gne kendi derdi yeterdi. Dnya ktlklerle doluydu. Krallar peygamberleri ldryor, din bilginleri bakalarna emrettiklerini kendileri yapmyorlard. Dorular eziliyor, iyilere alamak dyordu. Oysa gk saltanat gelmek zereydi; Tanr, iyilere dman olan dnyadan iyilerin cn alacakt. yiliin egemenlii yaknd, iyilik ann balamas birdenbire olacakt. Bu, dnyann en nemli devrimiydi. Bykler kkl, kkler de bykl tadacakt. Gk saltanat, iyi balklarla kt balklarn bir arada kaynat byk bir an savrulmasyd. yi balklar ayklanacak, ktlerse yeniden denize atlacakt. Gk saltanat, iyi bitkilerle kt bitkilerin birbirlerinden ayrlacaklar saatti. Karamuun budaydan ayrlaca an gelmek zereydi. Bu dncelerden ou sa'dan nce de biliniyordu. Ruhlarn zgrl, eski Yunan'dan geliyordu. Danyal, gk saltanatndan sz amt. Sirakh olu sa, Gamaliel, Soho'lu Antigone, Hillel gibi adamlar bunlara benzer szler sylemilerdi. zellikle, dinin iyilik etmekten ibaret bulunduunu syleyen Sirakh olu, adandan ok daha nce ona nderlik etmiti. Oysa btn bu davranlar, sa'nn uyandrd ilgiyi douramamt. nk sa, hibir ayrlk gzetmeksizin, dnyann btn yoksullarna sesleniyordu. sa'dan sonraki ilk yzyllar, yoksulluu en byk erdem sayan yzyllardr. Ortaan sonlarna kadar, dnyann her yerinde, yoksul anlamndaki ebion tilciinden yaplan ebionistler ad altnda dilenci ordular tremitir. zellikle, bilimin sk bir bask altnda tutulduu en karanlk a olan ortaa, bylesine dilenci mezhepleriyle doludur. Lyon yoksullar, ncil yoksullar, Fratricelle'ler, Begard'lar, Bonhomme'lar bunlarn saysz rneklerinden birkadr. Btn bu mezhepler, sa'nn en gerek raklar olduklarn savunuyorlard. Yoksulluktan da teye giden bir eit dilencilik, yzyllar boyunca, en byk ermilik, varlmas gereken tek erdem saylmtr. Xiii'nc yzylda yeni bir din kurma yolunda beliren Ambria olay, yoksullar adna yaplmt. sa'nn hikayemsi tlerinden biri ebionistlerin amac olmutu: Varlkl bir adam vard, yiyip iip keyfine bakard. Lazar adnda bir yoksul da yaralar bereler iinde kvranr, varlklnn artklaryla geinirdi, yoksulu brahim'in kucana vermilerdi. Cehennemin aclar iinde kvranan varlkl; ey brahim baba, diye bard, Lazar' gnder de parmann ucunu suya batrp dilimi serinletsin, ok ac ekiyorum... brahim yle karlk verdi: Ey oul, sen dnyada iyilik payn alrken Lazar ktlk payn alyordu. O imdi aclarn unutacak, sen ac ekeceksin. sa'nn yaptklar ve syledikleri Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafndan drt ncil'de anlatlmtr. Hristiyanln kutsal kitab, Eski Ahit ad verilen Tevrat' btnyle kapsad gibi Yeni Ahit ad altnda drt ncil'le birlikte daha birok mektup ve vahyi toplamtr. Hristiyanlk, ilk biimiyle, bir Yahudi mezhebi olarak belirmitir. Hristiyanln bir sistem olarak yayl, sa'nn lmnden Sayfa 86

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi sonra, Tarsus'lu Pavlus'un iidir. Yeni Ahit'te yer alan Resullerin leri adl kitabnda yle demektedir: Btn uluslar sa Mesih'e imana armak zere onun araclyla inayet ve peygamberlik aldm. Roma'da bulunan kutsalla arlm btn sevgililerine Babamz Allah ve Rab sa Mesih'ten inayet ve selam olsun. Pavlus, bu mektuplarnda, Yahudiliin erdemlerini anlatarak uluslar sa'nn Yahudi mezhebine armaktadr. Romallara mektubunda, Yahudiliin erdemleri oktur, nk onlar Allah'n vahiylerine kavutular, Allah onlara emniyet ,etti demektedir. Eski ve Yeni Ahit'lerin tmn kapsayan Hristiyanln kutsal kitab, Yuhanna'nn vahyiyle son bulmaktadr. Kutsal kitabn son buyruklar unlardr: Bu kitabn peygamberlik szlerini her iiten ben ehadet ediyorum. Eer bir kii bunlara bir ey katarsa Tanr da bu kitaplarda yazlm olan belalar ona katacaktr, eer bir kii bunlardan bir ey karrsa, Tanr da onu bu kitapta yazlm olan hayat aacndan ve kutsal ehirden karacaktr. Btn bunlara ehadet eden, tez geliyorum, diyor. Amin; gel ya Rab sa!.. GEREKL OLAN. sa, Marta, Marta... ne ok ey istiyorsun? Oysa gerekli olan yalnz bir eydir demiti. Ne demek istedii belli. Ama insanlara daha ve bakaca birok eyler gerekmekte. Tarihsel srete Yunan mucizesi'ni Roma mucizesi izlemektedir. Can ekien Yunan klecilii, yerini, gittike gelien Roma kleciliine brakyor. Yunanllar, tarihsel pratiin teorisini kurmulard, Romallarsa Yunan teorisinin pratiini gerekletiriyorlar. Romallarn dnsel yaam, stoacln Roma'ya sokulmasyla balamtr. Roma stoaclnn nl dnrleri Marcus Tullius Cicero (.. 106-43), Annaeus Seneca (3-65), kle Epiktetos (50-130) ve mparator Marcus Aurelius'tur (121-180). Stoacln Roma'ya yerlemesinde stoac Panaitios'la Roma'nn nl komutan Scipio ve stoac Diodotos'la Roma'nn nl devlet adam Cicero arasndaki dostluklarn byk yardm olmutur. Romallar stoa retisiyle nasl dnsel bir g kazanmlarsa stoa retisi de Romallarn elinde yepyeni bir kiilik elde etmitir. Romallar, nce, stocal karm dncelerden temizleyerek eklektizmden kurtarmtr, sonra da onu kendi gllklerine uygun olarak Romallatrmlardr. Bundan baka stoaclk, yeni filizlenen Hristiyanlkla da savamak zorunda kaldndan yeni deerlere ynelmitir. Buna kar Hristiyanlk da putulukla yapt bu sava kazanabilmek iin stoaclktan birok ilkeler benimsemek zorunda kalmtr. Roma stoaclnn banda Cicero, Seneca, kle Epiktetos ve mparator Marcus Aurelius bulunmaktadr. Bunlardan sadece biri, Cicero, isa'dan nce yaamtr. Marcus Tullius Cicero'nun (.. 106-43) bu konudaki nemi, daha ok, hemen btn Yunan felsefesini Romallara tantm olmasndadr. Bu bakmdan Roma felsefe dilinin babas saylyor. Stoac Diodotos'un yakn dostuydu. Yunancayla stoacl ondan renmi olmaldr. Filozof olarak stoacla pek bir ey katm deildir. u rnekte de grlecei gibi, dncesi, stoa temeline dayanmaktadr: En gerek kanun, doru akldr. Doru akl, doaya uygun, btn varlklarda ayn, deimez, yok olmaz bir gtr. O, bize grevimizi gsterir. Namuslu adam, onun buyruk ve yasaklarna kulaklarn tkamaz. Bu kanun, hibir deime tanmaz; Atina'da baka, Roma'da baka deildir. Bu, btn zamanlarda ve btn uluslar yneten tek ve ayn kanundur (De Rebuplica 3. kitap, XXii). Annaeus Seneca (.S. 3-65), ruhun lmszlne inanmak gibi ruhu klarna Sayfa 87

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi karn, zellikle doa bilimi bakmndan stoacla yeni deerler kazandrmtr. u mektuplar, onun stoac dncelerini belirtmektedirler: ll tutkular olmak m, ya da hibir tutkusu olmamak m daha iyidir dersin Lucilius?.. Bizim stoaclar hibir tutkuyu istemiyorlar, Aristocularsa ll olmak artyla kimilerine gz yumuyorlar. Ben, kendi payma, bir hastalktan vcudun nasl yararlanabileceini anlamyorum. Korkma, elinden alnmasn istemediin hibir eyi senden ayracak deilim. Ben, ancak kt ve bozuk olan alacam senin elinden. ehveti ve sefihlii senden alyorum ama, yaayn tatl klabilecek her eyi sana brakyorum. Onlar seni ynetecei yerde, sen onlar ynet. Btn tutkularn doal kaynaktan ktn bilmez deilim. Bunlar, yaamaya katlanabilmek iin gereklidir. Ancak, ehvet ve sefihlik, yaamaya katlanabilmek iin deil, sadece kendileri iin gereklidirler. O halde kaplarmz bunlara kapayalm. nk onlar ieri almak kolaydr ama, darya atmak zordur Lucilius... (Lucilius'a Mektuplar, CXVi). Kle de ne demek oluyor Lucilius? ehvet ve oburluun yznden asl kle sen deil misin? Hepimiz ayn kkten, ayn kaynaktan gelmekteyiz. Hi kimse bakasndan daha soylu deildir. Evlerinin avlusunu atalarnn resimleriyle ssleyenler, soylu deil, nldrler. Herkesin bir tek babas vardr, o da Gk Tanr'dr. Parlak ya da snk basamaklarla herkesin kt ona kar (De Beneficiis, XXViii). Sadece namusun iyi olduunu anlamadka mutlu olamazsn Lucilius. nk mutlu yaamak iin kukuyla titrememek gerekir. Bizi gvene gtren tek bir yol varsa o da btn d eyleri hor grmek ve namusla yetinmektir. Kendini erdeme deil de talihe brakrsan zgrlnden olur, bakalarna boyun eersin. Gerek iyiler, akln verdikleridir. nk onlar, salam ve sreklidir. Mutluluk budur Lucilius... (Lucilius'a Mektuplar, LXXV). Epiktetos (.S. 50-130), lmszle inanmaz, bitimsiz bir yaay dnmeyi aka gln bulur. Eski stoaya bal sert bir ahlakdr. Efendisi sakat bacan bkerek elenirken, yapma krarsn, demi. Bacak krlnca da, hibir ey olmam gibi, soukkanllkla, krarsn demedin mi, diye mrldanmakla yetinmi. Bu olay onun Andreia erdemine ne byk bir dnce gcyle balandn tantlamaktadr (nsanlarn, krlan bacaa katlanmak yerine, o baca krdrmamak gerektiini renmeleri iin daha pek uzun yllar geecektir). Tek satr yazmamt. Dncelerini, rencilerinin tuttuu notlardan reniyoruz. Bu notlarda, rnein, unlar sylemektedir: Bilgelik, elimizde olan ve olmayan eyleri bilmek ve ona gre davranmaktr. Elimizde olanlar davranlarmz, elimizde olmayanlarsa vcudumuzdur. Senin olan kendine ayr, senin olmayann yakasn brak. En byk felaket, lm felaket saymaktr. steklerinin her halde gereklemesini istiyorsan sadece kendi elinde olanlar iste Her eyin iki kulpu vardr. Biri onu tamaya elverili, br deildir. Kardein sana bir ktlk ederse, onu sana ktlk ettii yandan alma. nk o kulp onu tamaz. Kardein olduu yandan al. nk onu tayabilecek kulp, bu kulptur. Yapacan ii l. O yk kaldrabilecek misin? Grei olmak istiyorsan kollarna bak. Filozof olmak istiyorsan, bakalar kadar yemekle beraber, filozoflar kadar imekle yetinip yetinemeyeceini dn. Bugn filozof, yarn tefeci, br gn Kayser'in vekilharc olamazsn. Tek bir adam olman gerek, iyi ya da kt tek bir adam. Bilge odur ki kimseyi ktlemez, kimseyi vmez, kimseden yaknmaz, kimseyi sulamaz. O, btn isteklerini kknden skp atmtr. Yalan sylememek gerektiini her zaman tantlarz ve her zaman yalan syleriz. Gerekli olan, neden yalan sylememeli? sorusunun karln bulmak deil, yalan sylememektir. Doa yasas, her doann lmesini Sayfa 88

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gerektirir. O halde lmen gerek. Ben sonsuzluk deilim. Nasl saat gnn bir parasysa ben de btnn bir parasym. Saat gelir geer, ben de gelir geerim. Geip gitmenin biimi hi de nemli deil. ster stmayla olsun, ister suyla... Grevimiz, elimizde olan yapmak, st yanna kulak asmamaktr. Deniz yolculuuna kacaksam gemiyi, kaptan, mevsimi seerim. nk bunlar benim elimdedir. Yolda bir frtna koparsa umursamam, nk bu, benim elimde deildir. Nasl kaptan semek benim grevimse, frtnayla uramak da ylece kaptann grevidir, o dnsn, bana ne.. (Dnceler-Sohbetler). mparator Marcus Aurelius (.S. 121-180) da, Seneca gibi, ruhun lmszlne inanyor. Bir yandan da Epiktetos gibi, sert bir ahlakdr. Eski stoann, kendi kendisiyle hesaplamak (nefis murakebesi) ilkesini en iyi uygulayanlardan biri olduunu u yaptyla da tantlamtr: Kendime Baklar... Marcus Aurelius'a gre bizler, bir ba kt gibi yemi vermek iin yaamaktayz. Aklmz, bedenimiz stnde egemen olamayacak kadar gszlemise, yaamaktan isteimizle ayrlmalyz. Seneca'nn da dedii gibi, yeterince yaamak elimizdedir. Marcus Aurelius yle demektedir: Doaya uygun olarak yaa ve ondan tasalanmadan ayrl, tpk olgunlam bir yemi gibi. Yemi olgunlanca kendisini yaratm olan aaca ve topraa minnet duyarak yere der... Roma kleciliinin pratik yaam gnmz anamalcln hazrlaya dursun, teorik yaamndan gnmze sadece iki mutluluk d kalmtr. Mutluluun engellerinden biri de lm korkusudur. leceini bilmek dncesi, umut krc bir dncedir. lm olay bir anda meydana gelecektir. Oysa, Bergson'un dedii gibi, her an meydana gelmedii grldne gre, srekli olarak tekrarlanan bu deney insanda belirsiz bir kuku yaratmakta, lm dncesiyle ken kesinliin rpertici etkilerini yumuatmaktadr. Bu deney kendisini oyalayarak, lm bunalmndan kurtulmutur. Bu oyalanma gen insanlarda pek gldr. Ama an seslerinin duyulmaya balad yallk yllar kapy alnca oyalanma gc de bir hayli azalr. Yal insan, artk lm korkusunun basks altndadr. Marcus Tullius Cicero (ieron) bu baskya kar direniyor. Yalln stnlkleri yok mudur? diye soruyor kendi kendine Bu stnlkler mutluluk vermez mi?.. Cicero, yalln sorunlarn drt blmde topluyor: almaktan uzaklamak, bedensel knt, zevk yoksunluu, lme yaknlk. Cicero, Yallk (De Senectute) adl yaptn altm iki yanda yazd. Bir yl sonra, kafasnn klla kesileceinden habersizdi. Roma imparatorluunun en nl kiilerinden biriydi. Konsllk etmiti. Usta bir sylevci, dnce ve edebiyat adamyd. Julius Caesar'n diktatrlnden sonra bir keye ekilmi, kendini bsbtn edebiyatla felsefeye vermiti. Caesar, senatoda hanerlenince yeniden siyaset tutkusuna kapld. Roma'nn bir hayli kark gnleriydi. Caesar' hanerleyenler yaptklar iin sonucunu alamadan kamlar, meydan bo brakmlard: Cicero, bu boluktan yararlanmasn bilen Marcus Antonius'e kar, Caesar'n yeeni gen Octavius' tuttu. Antonius'le Octavius birleince, byk mutluluuna inand yalln yaayamad. Kafas kesilerek ldrld. Cicero, drt blmde toplad yallk sorunlar stnde, ayr ayr dnyor. Yalln yapaca iler yok mudur? diye soruyor nce Yallar, genlerin yaptklar ileri yapamazlar, bedensel gleri yetmez, doru. Ama ok Sayfa 89

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi daha byk, ok daha deerli iler yapabilirler. Byk iler, eviklikle deil, bilgi ve dnce gcyle yaplr. Yallk bu gleri artrr. Isparta'da en nemli grevlerde bulunanlara Yallar, bunlarn kurullarna da Yallar Kurulu denirdi. Yalandka belleimizin (hafza) gcn yitirdii sans doru deildir. letmezsen ya da yaratltan ar iliyorsa gszdr elbet. leyen akl gcn yitirmez. Oullar, yallndan tr mallarn ynetemiyor diye koca Sophokles'i sulamaya kalkmlard. Sophokles, yarglara, o srada yazd Oidipus Kolomnosta'y okudu. Yarglarn parma aznda kald. Homeros'u, Simonides'i, sokrates'i, Gorgias', Platon'u, Pythagoras', Zenon'u, Diogenes'i dnn. Bunlar, en nl yaptlarn en yallk gnlerinde vermilerdi. nsan ok yaaynca grmek istemedii birok eyi grr derler. yi ama, grmek istedii birok eyi de grr. Yeni yetitiim sralarda bir boa ya da bir fil kadar gl olmak umurumda deildi. imdi de genlikteki gcm yitiriim umurumda deildir. Elinde olan kullanmak gerek. nlerini kollarndaki gce borlu olanlar hayflanabilirler. Kafa gcyse son solua dek srer. Kyros, lrken, iyice yaland halde, hibir gn kendini genliindekinden daha gsz bulmadn sylemiti. Milon, Olympia meydanna omuzlarnda canl bir kzle girmi. Sana byle bir omuz gcnn m, yoksa Pythagoras'nki gibi bir kafa gcnn m verilmesini isterdin? Hibir i yapamayacak kadar yallar da vardr elbet. Ama bu gszlk yalln ii deil, saln iidir. Saln koruyan yal, bylesine gszlemez. Bundan baka, genler bile zayf yapl olabildiine gre, yallarn zayf yapl olmasnda alacak ne var? Bunaklk denilen aptallk, her yalda deil, az akll yallarda olur. Hem bunak genlerin says daha m az? Cacilius, komedilerdeki budala kocamlar, derken; her eye inanveren, unutkan, gevemi yallar anlatmak istemiti. Bunlarsa yalln deil uyuuk, tembel, uykucu bir yalnn kusurlardr. alkan yal, yallnn geldiini duymaz bile Bylece, haberi olmadan yalanr. Birden kvermez, yava yava sner. Yallar ar zevklerden yoksundur. Eer yallk, bizlerden, genliin o en kt kusurunu uzaklatryorsa ne byk bir iyilik ediyor. Bedensel zevk, doann insanlara verdii en byk beladr. ehvetin gze aldrmad hibir ktlk yoktur. ehvetle erdem bir arada bulunamazlar. Akl, zevk isteini uzaklatrmaya yetmiyorsa, bunu yapabilen yalla sayg duymalyz. Her eye yettii halde zevk isteini durdurmaya yetmeyen akl dnn, ar zevk isteinin ktln daha iyi anlarsnz, akl size gerekiyorsa eer. Arla kamayan zevklerdense yallar da yararlanabilirler. Yallar, gzel sofralardan, sk sk boaltlan kadehlerden uzak kalyorlarsa sarholuktan, hazmszlktan, uykusuzluktan da uzak kalyorlar demektir. Yallar, iyi sofralarn banda otururlar. Konuma hevesini artrp yiyip ime hevesini azaltan yalla ok eyler borluyuz. Ama insann iini gcklayan yle zevkler vardr ki, yallar bunlar duyamazlar diyebilirsiniz. Doru, ama yallar bu zevklerin yokluunu da duymazlar. Yokluunu duymadn eyin zntsn de duymazsn. Bir eye kar istek duymayan ondan yoksun kalm deildir. Bir bakma bu yoksunluk da pek o kadar bytlmemeli. Bir tiyatroyu n sralardan seyredenler daha ok zevk alr ama, arka sralardan seyredenler de zevk alr. Zevk dknlne, ykselme hrsna, bakalarn gemek iin didinmeye, tutkularn tmne klelik ettikten sonra ruhun yapayalnz kalmas, kendisiyle ba baa yaamas ne paha biilmez bir zevktir. Eitim ve bilgiyle beslenince, insana, istediini yapmak iin gereken zaman brakan Sayfa 90

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yallktan daha ho bir ey olamaz. Solon, bir msranda ne gzel sylyor: Her gn bildiklerime birok eyler katarak yalanyorum. Yallk lme yaknm. Onca yl yaayp da lmn kmsenmesi gerektiini anlamayan yalya yazklar olsun. Hangi gen budala akama kadar yaayacan kesinlikle syleyebilir? Hem genlerde insan lme gtren nedenler yallardan daha oktur. Yallarn saysnn az oluu da genlerin daha ok ldklerini gstermiyor mu? lm, ruhu tmyle yok ediyorsa, stnde durulmaya demez, onu sonsuz bir mr yaayaca bir yere gtryorsa, istenilmesi gereken bir eydir. lm, genlerin de banda olduuna gre, niin yall ktleme nedeni olsun? Ben, kendi payma, olumun lmn grmekle lmn yaa bakmadn ac bir deneyle renmi bulunuyorum. Bir gen uzun bir sre yaayacan umar, bir yalysa byle bir umut besleyemez, diyebilirler. Kesin olmayan bir eye umut balamak dpedz budalalktr. Bundan baka yal, gencin umduunu ele geirmi bulunduundan, daha iyi bir durumdadr. Biri uzun bir sre yaamay umar, tekiyse uzun bir sre yaamtr. Bir aktrn hoa gitmesi iin oyunun bitmesi gerekmez, oynad perdede beenilmesi yeter. Bir mr, ksa da olsa, gerei gibi yaamaya yetecek kadar uzundur. Elmalar hamken ekilip kopartlr, olgunlanca kendiliklerinden derler. Bylece, genlerin cann da bir g koparp alr, yallarsa olgunluktan snerler. Bu olgunluk, bana yle tatl geliyor ki, uzun bir deniz yolculuundan sonra karay grr gibi oluyor, sonunda bir limana varmak kesinliinin hazzn duyuyorum. nemli olan, hayata doymu olmaktr. Her an, ayr ayr giderilmesi gereken hevesleri vardr. Nasl ki bir gen, bir ocuun; bir orta yal da bir gencin heveslerini duymaz ve aramazsa bir yal da ylece kendinden nceki alarn heveslerini duymaz ve aramaz. Yaamaya doymann anlam budur. Tanrlardan biri bana yeniden ocuklua dnmemi balasayd btn gcmle direnirdim. Yar baaryla bitiren at, meydann br ucuna dnmek istemez. Yaadma piman deilim, dnyaya bouna gelmediimi biliyorum, mrm gerei gibi geirdim. Ksenophon bir yaptnda, lmek zere olan Kyros'a unlar syletir: Sevgili ocuklarm, siz benim ruhumu ne zaman grdnz ki ldkten sonra gremeyeceiniz iin alyorsunuz? Cicero, yallk stne sylevini u szlerle bitiriyor: Keke sizler de bu aa gelseniz de benden dinlediklerinizin doru olduunu kendi deneylerinizle anlayabilseniz. Marcus Tullius Cicero, Yalktan (De Senectute), sonra Dostluk'u (De Amicitia) da vd. Dnce, Aristoteles'le Theophrastos'tan gelmektedir. Ancak, Romal stoac Cicero, dostluun, Yunan kknden gelen tanmn Romallatrmtr. Tanm, stoacln temel dncesine uygundur: Dostluk, anlamaktr (symphonia). Dostluk, insanlarn insanlarla ve tanrlarla ilgili her eyde, yaknlk ve sevgi duygularyla anlamalardr. Ancak, iki insann birbiriyle anlaabilmesi kolay deildir. Dostluu gerekletirecek bir anlamann doabilmesi iin birtakm nitelikler ister. Bu nitelikleri tamayanlar, dost olamayacaklar gibi, dost da edinemezler. Cicero, yaptnda, bu nitelikleri bilimsel bir sraya sokarak saymamtr. Yaptn btn iinde, konumann gidiine gre serpitirilen bu nitelikler, ylece sralanabilirler: 1- Dostluk, ancak iyi insanlar arasnda gerekleebilir. yilik, dostluun en gerekli niteliidir. yi olmayan insanlar dost olamazlar. Ama iyiliin ls nedir?.. Cicero, iyilik konusunda, filozoflarn llerini ar bulmaktadr. Filozoflara gre, bir insann iyi olabilmesi iin, bilge olmas gereklidir. Sayfa 91

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Cicero'ya gre, bu anlamda bir iyilie hibir lml eriememitir. Bilgelik, kskanlk dolu, karanlk bir szdr. yi saylmak iin doruluk, drstlk, hakseverlik ve cmertlik yolunu tutmak yeter. Katksz iyilik, erdemli kiide bulunur. nk dostluu hem douran, hem srdren erdemdir. Genellikle iyi saylan insanlar, iyi insanlardr. Onlarn erdemleri, gnlk yaay iin yeterlidir. Hibir zaman, hibir yerde bulunmayan insanlar dlemek gerekmez. 2- Dostluk, sreklilii gerektirir. Sreklilik nitelii bulunmayan yerde, dostluun sz edilemez. Sreklilii de ancak erdemlilik salayabileceine gre, bu nitelik, iyilik niteliine skca baldr. Cicero'ya gre, gerek dostluklar lmszdr. Ancak bu sreklilii salamak da kolay bir ey deildir. Ortaya kar ayrlklar kabilir, siyasal dnceler atabilir, insanlarn huylar deiebilir. Kara alnyazlar gibi, dostluun stne ken yle rastlantlar vardr ki, bunlardan kanmak, insan bilgeliinin deil, talihin iidir. 3- Dostluk, her alanda uyumay gerektirir. Her alanda uyumam olanlar, sreklilik niteliini, bundan tr de dostluu salayamazlar. Dncelerinde, beenilerinde, yaaylarnda benzerlik bulunanlar, birbirleriyle uyuabilirler. Ayr dnceler, ayr beeniler, ayr yaay biimleri uyuma yerine, atma doururlar. Her alanda uyumam kiilerin dostluu, yalanc bir dostluktur ve her yalanclk gibi gnn birinde krlp dklmek zorundadr. 4- Dostluk, sadakati gerektirir. nk uzun bir sre uyumu bulunanlar, bu uyumann bir, ya da birka niteliini yitirebilirler. nceden uyumam kiilerin dostluklar ne kadar yalanc bir dostluksa, bu niteliklerin yitirilmesinden tr bozulan dostluklar da o kadar yalancdr. Gerek dostluk, lmszdr. Talihin gz krdr derler ama, gler yz gsterdii kiilerin de gzlerini kr ettii bir gerektir. Onlar, ok kez, bir kendini beenme ve dostunu hor grme duygusuna kaplabilirler. Hibir ey, talihli bir budaladan daha ekilmez olamaz. Kimilerinin; nceden erdemli insanlarken, kumanda ve yetki elde ederek mutlulua eritikten sonra, deitikleri, eski dostlarn hor grp yenilerine balandklar grlebilir. Yetkileri ya da paralaryla alnabilecek her eyi elde edip de, dostluu, evrenin bu en deerli ve en gzel ssn elde etmemelerinden daha budalaca ne olabilir? Alnabilecek olan eyler, kim glyse onun maldrlar. Dostluksa, sadece dostun maldr. 5- Dostluk, aklll gerektirir. Herkesin mallarn alrken, sadece kendisinin olan almasn beceremeyen budalalar dostluk kuramazlar. Bu aklllk, sevgi alannda filizlenen bir aklllktr. Sevgi erdemi, dostluklar hem kurar, hem korur. nk, onda her trl ahenk, sreklilik, salamlk vardr. Kendini gsterip n parlatt zaman, bakasnda da parladn grd erdem na yaklar, ondaki ktan da k alr. Dostluk, ite bu ktan tutuur. Sevgi ve dostluk szckleri ayn kkten gelirler (Amor, amicitia, amore). Sevmekse, hibir eye gereksinmeden, hibir yarar beklemeden, sevilen'e balanmak demektir. Aklllk, gerek olanla gerek olmayan ayrmada tek ldr. Yze glcyle gerek dostu, aklllk ayrr. 6- Dostluk, birlii gerektirir. Taras'l Arkhitas (.. drdnc yzylda yaayan Pythagoras filozof) ne doru sylemi: Bir insan, ge ykselerek evreni ve yldzlarn gzelliini seyretseydi bu seyir ona ho gelmeyecekti. Oysa yannda grdklerini anlatabilecei bir dostu bulunsayd bundan pek holanrd... Evet, doa yalnzl sevmiyor. Dostluun Sayfa 92

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi en tatl yan da, doann istedii bu birliktelii gerekletirmesidir. Doa, ne istediini, ne aradn bu kadar ak olarak belli ettii halde, bilmem nasl oluyor da bu kadar sarlaabiliyor, doann uyarmalarna kulaklarmz bu kadar tkayabiliyoruz?.. Dostlar arasnda, sadece sevgi ve beenme deil, sayg da bulunacaktr. Doa, dostluu, erdemin yardmcs olsun diye vermitir, ktlklerin yardaks olsun diye deil. Onun amac udur: Erdem, tek bana en stn iyi'ye eriemediine gre, oraya bakasyla birleip ortak olarak erisin. te, bence, diyor Cicero, insanlarn peinde komaya deer saydklar her eyi, erefi, n, ruhun skun ve sevincini iine alan birlik, bu birliktir. Btn bunlar var olunca, yaamak, mutlulukla dolar. Bunlar olmadan mutlu olunamaz. Mademki bu birlik, en stn iyiliktir, onu elde etmek istiyorsak, erdem kazanmaya alalm. Erdemsiz, ne dostlua, ne de herhangi bir eye eriebiliriz. Erdeme deer vermeden dost edindiklerini sanan insanlar bir gn kt bir olayla karlamak zorunda kalrlarsa, o zaman; ne kadar yanlm olduklarn anlayacaklardr. Atinal Timon bile (insanlarn nankrlnden tiksinerek yalnzl arayan Atinal zengin), tiksintisini dkebilecek bir insan aramamaya katlanamamtr. Cicero, yaptnda, dostluun snrlarn da izmeye alyor. Soruyor: Acaba, Coriolanus'n (.. V'nci yzylda yaayan Romal komutan, nceleri pek sevildii halde, srgn cezasna arptrlnca Roma'nn stne yrmeye kalkmt) dostlar olsayd, vatana kar, onunla birlikte silaha sarlrlar myd?.. Doa, dostluu, erdemin yardmcs olsun diye vermitir, ktlklerin yardaks olsun diye deil. Dostluun temeli, erdeme kar duyulan saygya dayandna gre, insan erdemden ayrlrsa, dostluk sremez. Utan verici bir ey istememek, istenince de yapmamak, dostluun en kutsal yasasdr. Dosttan erefli eyler istemek, dost uruna erefli eyler yapmak, dostluun en kutsal yasasdr. Bu konuda dnce ileri srlmektedir: a) Dostumuza kar, kendimize beslediimiz duygularn aynn beslemek dncesi: Bu dnce, doru bir dnce deildir. nk, kendimiz iin yapamayacamz nice iler vardr ki, dostlarmz urunda pekala yapabiliriz. rnein, kendimiz iin yalvarmak erefsizlik olduu halde, dostumuz iin yalvarmak ne byk ereftir. b) Dostumuza kar, dostumuzun bizim iin besledii duygularn aynn beslemek dncesi: Bu dnce de, doru deildir. Yaplan ve grlen iyiliklerin e olmasn istemek, dostluu ok ince ve derin hesaplara vurmak demektir. Gerek dostluk, daha zengin, daha cmerttir. Aldndan ok vermemekte bu kadar titiz davranmaz. c) Dostumuza kar, onun kendisine besledii duygularn aynn beslemek dncesi: Bu dnce de yanltr. nk, kimi insanlarn gleri krlm, ya da baarya ulama umutlar yitirilmi olabilir. Dostunun da onun gibi dnmesi dostlua yaramaz. Tersine, dost, dostunun gszln gidermeye, yitirilen umutlarn desteklemeye alan kiidir. yleyse, gerek dostluun snrlar baka trl izilecektir: Tresel bir temizlik iinde katksz bir anlama. Dostluk stne syleyeceklerim ite bunlar, diyor Cicero, size gelince, siz erdeme ylesine deer verin ki, onsuz dostluk olamaz erdemden baka hibir eyin dostlua stn tutulabileceine Sayfa 93

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi inanmayn. Antika Yunan blnmezcilii (Atomculuu)'nin byk ve gl rn Epikurosuluk'tur. Epikurosuluun byk rn de Latin zdekilii'nin balca temsilcisi Lukretius'dur. zdekilik, bylelikle, eski Yunan'dan eski Roma'ya gemi bulunmaktadr. Bu, ylesine bir geitir ki, yzyllarca sonra Bat'y uyandracak ve zdekilik anlayna geni boyutlar kazandracaktr. dealizme pek yakan bir gller egemenliinin vatan olan Roma'da Lukretius, Roma'nn btn grkemine direnen salam bir tohum gibidir. Roma egemenlerinin karlarna uygun den dinsel ve gizemsel felsefenin temsilcileri Cicero, Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius'un btn abalarna karn bu tohum gittike verimli olmaktan alkonulamamtr. Benjamin Farrington, Epikuros'un Tanrlar ve Roma Devleti adl yazsnda yle der (The Modern Quarterly, say 3, c. I, Londra, s. 214): Epikurosularn ona kar: duyduklar taparcasna sevgi, Cicero'nun houna gitmiyordu. Tusculenedes, .. 45 ylnda Epikurosuluun Roma'da yaylna fkeleniyor,. baka bir felsefenin nerilmesini amalyordu. Epikuros zdekiliinin Roma'da yaylnn balca etkenleri, onun ilk eviricisi Amafinius'le Lukretius'dr. (Bilinmesi gerekir ki Lukretius, Roma'da, kendisinden hi sz edilmemek yoluyla baltalanmtr. Kimi incelemecilere gre, bu susku, rgtlenmi ve bilinli bir suskudur. amzda da uygulanan bu yntem bir dereceye kadar etkendir. Nitekim Lukretius'un kiilii ve yaam stne bu yzden hemen hibir bilgi kalmad gibi, yazlarnn ou da yitip gitmitir). Gnmze kalan paralarndan birinde byk zdeki dnr yle der (Lukretius, Nesnelerin Doas stne, kitap ii, satr 59-63): Kendi zenginliklerini arttrmak iin vatandalarnn kanlarn dkerler. Cinayet stne cinayet ileyerek zenginliklerini iki katna karrlar. Kardelerinin cenaze trenleri onlar iin haz konusu, yaknlarnn sofralar kin kaynadr. Lukretius'un btn dncelerini ve Epikuros zdekiliine katksn De Rerum Natura adn tayan bu iirden reniyoruz. Bu iir alt kitaba blnmtr. Lukretius'a gre; evren srekli olarak devinen zdekten meydana gelmitir, balangc ve sonu yoktur, yaratlmamtr ve yok olmayacaktr, zaman ve uzay devinen zdein dnda varolamaz, bunlar birbirleriyle bantldrlar, zdein blnebilirlii atomda biter; evrenin btn deiik grnlerinin iinde bu atomlar vardr, doay aklamada yaratc ilkeler hayal etmek yanltr ve yalandr, sonsuz olan evrende saysz dnyalar vardr, bu dnyalar hep ayn atomsal zdeklerden meydana gelmitir, devim zdein bir zelliidir ve hibir doad varln fiskesiyle meydana gelmi deildir, demir gibi en kat cisimlerin bile ii sonsuz bir devimle devinmektedir. Grld gibi, ada bilimin birok verileri bu iirde verilmitir. Dikkat edilmesi gereken nokta, bu gibi zdeki dncelerin her zaman unlar gibi sosyo-ekonomik gzlemleri de birlikte getirmi olmasdr: nsanlarn gm ve altn damarlarn izledii, topran derinliklerinin demirle aratrld bu yerlerde Scaptensula'nn dibinden pis kokulu bir soluk yaylr. Madencilerin yzleri ve tenleri bu zararl soluk altnda ker. Onlarn neden abuk ldklerini ve ne trl etin bir baskyla bu uraya boyun edirildiklerini, varlklarnn nasl bir gvensizlik iinde olduunu hi grmediniz ya da duymadnz m? (bid, kitap Vi, satr 808-815). Lukretius bunlardan baka doaya hibir eyin kumanda etmedii ve edemeyecei, doada nesnel yasalarn var bulunduu ve doann bu yasalara gre gelitii, bu yasalarn nesnel olduklar kadar da zorunlu bulunduklar, dncenin nesnel gerein bir yansmas olduu, sevin ve ac izlenimlerimizin Sayfa 94

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi duyumlarmz ve alglarmzla meydana konduu vb. gibi aknlk verici ada dnceler ileri srmtr. Unutulmamaldr ki, btn bu dnceler .. ileri srlmlerdir, yirmi bir yzyllk bir kdemleri vardr. Lukretius'a gre kendiliindenlik evrenin olumasnda temel yasadr. yle der: Evrenin atomlarnn yerli yerine yerletirilmi olmalar, bir kafann hazrlad bir plana gre olmu deildir. Evrenin iinde bin bir trl deiime uradktan, sonsuzluk boyunca sarslp yerlerinden edildikten sonra, her eit devinmeleri ve birlemeleri deneye deneye sonunda evreni meydana getiren bir dzene ulamlardr (bid, kitap I, satr 1024-1028). Demek ki, bu dzen kendiliinden elde edilmi, evren kendi kendini deneye deneye kurmutur. Her eyin bir balangc, bir yaam ve bir sonu olduu yolundaki eytiimsel tez, Lukretius'da btn aklyla dile gelir: Devinmeler, varolua ne kesin olarak stn gelebilirler ve ne de onu koruyabilirler. Meydana gelmi olan tmyle ykamayacaklar gibi, meydana getirdiklerini koruyamazlar da. Varolma ve yok olma arasndaki sava bu yzden sonsuza eit koullarda srp gider. Yaam, kimi zaman burada ve kimi zaman orada sttedir. lm de yle. Aydnlk denizin kylarna ayak basan ocuun yaam viyaklamalar, lmn hzn verici iniltilerine karr. Bu iki olu birbirine karmadan hibir gecenin ardndan gndz gelmedii gibi hibir gndz de geceye dnmemitir. (bid, kitap ii, satr 569-580). Demek ki evren, sonsuz bir olu iindedir. Epikurosu ataraxia, Lukretius'un byk iirsel deeri bulunan dizelerinde yle dile gelir: Doa'nn ne dediini duymuyor musunuz? Beden iin acdan ,uzak, tin iin tasasz olmaktan baka bir istedii var m ki? Acy dindirebilen, tasay yok edebilen her ey ona sevin verir. Doa, doa olarak, bundan baka bir ey istemez. Eer bizim evimizde ellerinde geceyi aydnlatmak iin mealeler tutan heykeller yoksa, her yan gmle ldamyor ve altnla parldamyorsa ne kar, bir akarsu boyunda; bir aacn dallar altnda, dostlarn arasnda, taze imenlerin stne uzanarak, kolayca ve masrafszca, kendimizi dinletirebilmek, hele hava bize glmsyorsa ve mevsim yeil otlarn arasna iekler serpitirmise.. bize yeter (bid, kitap ii, satr 17-33). Evet sevgili Lukretius, gerekli olan, imdilik sadece bu. K KURUM. Bo zamanlarnda Cicero'nun felsefesel tleriyle elenen Romal, pratik yaamnda kat yrekli, gz pek bir iadamdr. Klelerini altrrken ne yallk tanr, ne de dostluk. Yunanllarn dnsel kavramlarn Latinlere aktarp Bat felsefesinin terimsel temellerini atan Cicero'nun bile ne yaman bir iini bilir olduu ilerde grlecektir. Romateorisi gelecek yzyllara tler dzenlerken Roma pratii gelecek yzyllara miras brakmak zere iki Toplumsal kurum pekitirmektedir: Mlkiyet ve aile. Mlkiyet, insanlk tarihinin belli bir aamasnda meydana km tarihsel bir olgudur. Tarihsel srete retim tarzyla belirlenmitir. Yunan ozanlarnn altna adn verdikleri komnal toplumda zel mlkiyet yoktu, komnal topluluun hep birlikte mlkiyeti demek olan ortak mlkiyet vard. nk insanlar tek balarna deil, kollektif bir biimde hep birlikte retebiliyorlard. Ortak alma zorunluu ortak mlkiyeti gerektiriyordu. nsanlar arasndaki eitli ilikiler, edeyile retim ilikileri, hep bu ortaklkla dzenlenmiti. Zamanla retim aletleri geliti, bir aile baka ailelerin yardm olmakszn retebilme gcn kazand. alma zelleince mlkiyet de zelleti. Daha ak bir deyile mlkiyet, nasl ortak almada ortak olmak zorundaysa, zel almada da zel olmak zorundayd. Ne var ki insanlar arasndaki ilikiler de, buna Sayfa 95

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi uygun olarak, yeni biimlere dnyordu. nsanlar nasl retirlerse ylece tketirler, tketim biimi retim biiminden ayrlamaz. Ortak alma nasl ortak mlkiyeti ve ortak tketimi gerektirmise zel alma da ylece zel mlkiyeti ve eit olmayan zel tketimi gerektirdi. nsanlar nasl retmilerse ylece mlk edinmiler ve ylece tketmiler, buna uygun siyasal sistemler kurmulardr. Bundan trdr ki insanlk tarihinde toplumlarn siyasal sistemleri, retim biimleriyle koullanan mlkiyet biimleriyle belirlenmektedir. Romallarn kleci imparatorluklar bylesine bir belirlenmenin rndr. Daha sonra oluacak olan feodal, anamalc ve toplumcu sistemler de bylesine bir altyapyla belirleneceklerdir. Ne var ki insanlar aletsiz alamaz, retim aralarna sahip olmakszn retemezler. Her insann elinde retim aleti bulunduu srece insanlar birbirleriyle eit kalrlar, ama insanlarn bir blm br blmnn elinden retim aletlerini zorla alrlarsa snflar gerekleir. Bir blm insanlar kleleirken bir blm insanlar da kle sahibi olurlar. Sadece kle sahibi olmakla da kalmazlar, ayn zamanda ve ayn nedenden tr aile sahibi de olurlar. Aile, tarmn ve kleliin gereklemesiyle meydana gelmitir. Demek ki zel mlkiyetin rndr. lkin, insanlar arasnda her trl kuraldan yoksun cinsel ilikiler vard. Bunlar, bir aile ilikileri deil, bir airet ilikileriydi. Ana, ocuk, karde gzetilmeksizin airetin btn kadnlaryla btn erkekleri birbirleriyle cinsel iliki kurabilirlerdi. Bu durumda Baba belli olmadndan ocuklar toplumundu. Airetin ekonomik yaps da buna uygundu, herkes airet iin alr ve her ey herkes arasnda bllrd. Bu durum, mlkiyet haklarnn meydana kmasyla, zorunlu olarak ailenin bugnk biimi olan tek eli evlilik biimine dnt. Mlkiyet ve bundan doan miras haklarn srdrmek iin babalar kesinlikle belli olan ocuklar yetitirmek gerekiyordu. Bu aama, baka cinsel ilikinin sadece kadna yasaklanmasyla gerekleti. LK KAVGA. Mal edinme yznden ilk kavga, ilk insanla balyor. Musa'nn birinci kitabnn drdnc blm bu masal yle anlatr: Ve Adem, kars Havva'y. bildi. Havva gebe kalp Kabil'le Habil'i dourdu. Kabil ifti, Habil oban oldu. Gnler geti. Kabil, Tanr'ya topran ilk rnlerini sundu. Habil de srnn ilk rnlerini. Tanr, Habil'in armaann ald, Kabil'in armaanna bakmad. Kabil ok fkelendi ve krda karlanca kardei Habil'i ldrd. Gnler geip koullar elverdike insanlar iki blmde birikiyorlar: Ezenler ve ezilenler... Kavga, bunlar arasnda olmaktadr. Nitekim ilk byk kavgalara da, ezenlerle ezilenlerin en ok sivrildikleri Roma imparatorluu topraklarnda rastlyoruz. Bu kavgalardan ilki, Lucius Sergius Katilina'nn (.. 109-6l) ynettii kavgadr. Bu kavgada, tarihsel diyalektik ok nemli bir dnme rnei veriyor: Ezenlerin soyundan geldii halde ezilenlerin savunucusu Katilina'yla ezilenlerin soyundan geldii halde ezenlerin savunucusu ieron kar karyadr. Gllere dayanan ieron, Katilina'ya kar konsl seilmitir. Katilina, yoksullara toprak datlmasn ve eitli faizlerle hakszca kabaran borlarnn silinmesini istemektedir. Buna kar ieron, Grevler adl yaptnda yle yazyor: Varlkllarn elindeki topra almak ve borlar silmek ha?.. Fakat bu, devletin temellerini sarsmak demektir. nk, devletin grevi, mlkiyeti korumaktr. Kendi paramla yaptrdm evi bakalar kullansn, byle ey grlm mdr? Bor olarak verdiim kendi param kylden geri istememeliymiim, bu da ne demek oluyor?.. Sayfa 96

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bunun ne demek olduunu, Katilina ayaklanmasna katlan komutan Manlius, bir mektubunda yle anlatyor: Btn anlamazlklarn ve savalarn kayna olan zenginlii istemiyoruz. stediimiz, sadece zgrlktr... Katilina, nceleri, sosyal adaleti olumlu bir yoldan gerekletirmeyi dnyordu. Bunun iin de iki kez konsl seilmeye almt. Ama olumlu yol kapannca olumsuz yola bavurmak zorunda kald. Byk bir ayaklanma tertipledi. Ne var ki bu ayaklanmann sonunda, stn gler karsnda dayanamayarak arkada Manlius'la birlikte sava alannda ldrld. Tarihi Salluste, Katilina ayaklanmasn yerdii halde, onun, Floransa dolaylarnda kahramanca can verdiini yazmaktadr. yle diyor: Yz, lmnden sonra bile kahramanln yitirmemiti, varlkllar kmsemekte devam ediyordu... Katilina olay, 1611'de B. Johnson'un ve 1748'de Crebillon'un yazdklar iki nl trajediye konu olmutur. Ezilenlerin ezenlere kar ikinci byk ayaklanmas, gene Roma'da, Spartaks adl klenin ynettii ayaklanmadr (.. 73-71). Spartaks, Trakya'dan devirilmi, ok stn nitelikleri olan bir adamd. Kimi tarihiler onu, Anibal deerinde bir komutan saymaktadrlar. Roma'da byk iftliklerin iletilmesi klelerin gcne dayanyordu. Roma, gittike gelien zenginliini klelere borluydu. Kleler, genellikle sava tutsaklaryd. Klelerin saladklar stn bir mutlulua erien Roma, ne var ki bu mutluluu demekte pek cimriydi. Romal klelerin yaay, Romal hayvanlarn yaayndan daha ktyd. Tannmalar iin kzgn demirle gsleri damgalanyor, kamamalar iin kaln zincirlerle birbirlerine balanyorlard. Romal soylular elendirmek iin birbirleriyle dvtrlyor, birbirlerini boazlamak zorunda braklyorlard. Vahi hayvanlarn nne atlp paralattrlmalar da baka bir elence biimiydi. Spartaks de bu klelerden biridir. Yetmi kadar kleyle birlikte kamann yolunu bulmu, arkalarndan gnderilen stn kuvvetleri darmadan ederek silahlarn ele geirmitir. talya'nn drt bir yanndan koup gelen btn ezilmilerin katlmasyla ksa zamanda byk bir ordu kurarak Roma'y titretmeye balamtr. Bu, ylesine bir titremeydi ki, Romal analar yaramazlk eden ocuklarn, Spartaks geliyor diye sindiriyorlard. Spartaks, stne gnderilen kocaman Roma ordularna kar birok nemli baarlar elde ettii halde, sonunda, yenilgiden kurtulamamtr. Bu yenilgi, Romallarn bile ummadklar bir sonutu. nk Spartaks, Roma'y kknden temizleyecek yolun drtte n am bulunuyordu. K KAVRAM. Bir yanda ezenlerle ezilenler her gn biraz daha ularken br yanda ezenler snfndan toprak sahiplerinin karsna para adamlar dikilmektedir. Bylelikle insan dncesinde iki nemli kavram daha olumaktadr: Vergi ve faiz. Vergi, devlet kurumunun masraflarn karlamak iin halktan alnan paradr. Daha ak bir deyile, Roma'nn kleci devletinde kleleri bask altnda tutmak ve bakaldrmalarna engel olmak iin kurulan devlet rgtnn parasn da kleler der. 1793 Fransz Anayasas, hibir vatanda devlet masraflarna katlmak erefinden yoksun braklamaz demekle, onu bir eref olarak nitelemitir. Bununla beraber, birok vatandalar bu ereften, ak ve gizli olmak zere iki yolla, yoksun braklmlardr. Bu eref yoksunluunun ak yoluna maliye dilinde vergi muafiyeti denir. Gizli yolsa birok karmak vergi formlleriyle gerekletirilir. Bu karmak hesap formllerinin kolaylkla anlalabilecek olan aral vergilerdir. Bir lek tuz alrken Romal konslle Romal kle ayn vergiyi der. Gerekte her ikisinin de tuz ihtiyac ayn niceliktedir. Daha ak bir deyile, bir varlkl, paras ok olduundan tr daha ok tuz yiyemez. Bu vergiyi deyen konsln Sayfa 97

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi varlndan hibir ey eksilmez, ama kle belki de btn varln harcam olur. Vergiyi deyen konslle kledir ama, vergi tuzdan alnyormu gibi grnr. Her ey bir vergi konusudur. ngiltere Babakan Gladstone, yeni kurulan Faraday laboratuarlarn gezerken: Elektrik ne ie yarar? diye sormu. Faraday da: Devletin vergi almasna yarar efendim! demi. te bakaldran klelerin azaltlmasn istedii vergi bu vergidir. Faiz, kiralanan parann kira bedelidir. Bor para verenle bor para alan arasndaki anlamadan ya da yasalardan doar. Byk dinler, parann gittike artan gcne kar toprak sahipleri snfn korumak iin faizi yasaklamlardr. nk byk dinlerin meydana ktklar alarda egemen snf, kleci edeyile toprak sahipleri snfyd. Toprak sahipleriyse topraklarn iletebilmek iin daima bor para almak durumundaydlar. Aldklar bor paraya kar faiz demek istemiyorlar, kendilerine bor verenlerin erdemli 'olmakla yetinmeleri gerektiini ileri sryorlard. Tanr adna bunun da aresi bulunmu ve faiz btn byk dinlerce yasaklanmtr. Ne var ki egemenlik, kleci edeyile toprak sahipleri snfndan para sahipleri snfna geince dinler nce pek zor bir durumda kaldlar. nk daima egemen olan snf korumak grevini yklendiklerinden bu sefer de para sahipleri snfn korumalar gerekiyordu. Ama Tanr adna bunun da yolu kolaylkla bulundu ve hiyle-i er'iyye'lerle faize gz yumma yolu tutuldu. Vergiler ve faizlerle ezilenleri avutmak gerekiyordu. Metafiziin gl kurumlar bu avutma grevini yerine getirebilmek iin tarihsel srete durmadan deiiyorlar, yeni areler aryorlar, yeni biimlere dnyorlard. DNSEL BREM. Grld gibi, din kurumu her zaman ve her yerde gllerin yanndadr. Bu dnyadan umutlarn kesmi bulunan ezilmiler, onun br dnya vaatlerine drt elle sarlmlardr. Ne var ki bu oyalanma da yetmiyor, ara sra canlar boazlarna gelip bakaldryorlar. Oyalamann bir baka yolu dinleri eitlendirip, bu eitli dinleri de kk ayrntlarla eitli mezheplere ayrarak, ezilmileri birbirlerine saldrtmaktr. .S. III. yzylda ran'da akll bir adam yaad. Bu adam, btn dinlerin ayn kaynaktan doduunu, demez ayrntlar yznden bunca yldr insanlarn bo yere birbirleriyle boutuklarn grerek btn dinleri tek bir dinde toplamaya, bir eit dinler bireimi (sentez) yapmaya kalkt. Bu akll adamn ad Mani'dir (.S. 216-276). Franszlar, Manes ya da Manichee diyorlar, Latincede de Mancius deniyor. Bu byk ranlnn kurduu dinin ad Manilik'tir (Manicheisme). Manilik dnyann drt bucana hzla yaylm, Xi'nci yzylda Fransa'ya bile sokulmutur. Ermi Augustinus bile bir ara bu dini benimsemitir. Manilik, dinlerin bireimini yaparak, dinler arasndaki kavgay kaldrmak amacn gdyordu. Zerdt rahipleri .S. 276 ylnda Mani'yi yakalayarak derisini yzp astlar. Oysa Manilik akmn nleyemediler. Bu akm, iin iin kaynayarak yzyllar boyunca yaad ve gnmze dek geldi. Maniliin temelinde hemen her dinden, akl lsne uyularak alnm, bir para vardr. Dinin ana kural, iyilikle ktlk kartlna dayanmaktadr. yilik, k ve ruhtur, ktlk de karanlk ve bedendir. Evren, bir iyilikle ktlk karmdr. Evrenin bir paras olan insan da yledir, ruh ve bedenden, iyilikle ktlkten yaplmtr. Bedenin (maddenin) iine hapsedilip ac eken ruhlar kurtarmak gerekir. Btn ruhlar arnarak maddeden kurtulup gerek yerlerine, k g'ne ktklar zaman dnyann sonu gelecektir. Mani, sa'dan da yararlanm; sa'nn kendisini mjdelediini, szn ettiini Kutsal Ruh'un kendisi olduunu ileri Sayfa 98

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi srmtr. Mani, btn dinlerin gne-k gc temeline dayandn grm, dinin btn dualarn bize k gnderen gnee ve aya yneltmitir. Oru tutmak, kardee bir arada yemek yemek gibi ou dinlerdeki ortak biimlere de nem vermiti. nsanlarn, kendilerini balayan ve zora sokan biimlerden ne kadar holandklarn biliyordu. Hristiyanlara ermi Pavlus'un yazdklarna aldrmamalarn syleyerek, gerek sa'nn bir k habercisi olduunu, bu n da Manilik bireim diniyle gerekletiini bildiriyordu. yi bir Mani olabilmek iin her trl tutkudan ve yalanclktan saknarak yaamak yetecekti. yiliin ilkeleri, tutkularn yenmesini bilmekle doru szl olmakt. nsanlardan istedii, yaadklar srece, bu kadarck bir aba gsterebilmeleriydi. Bu abay gsterebilenler arnm, kurtulmu (erdemli) ruhlar olacaklard. TANRIYA GTREN YOL. Erdeme, tanrya benzemeye almakla ulalr, diyor Plotinos. nsann amac, tanrya benzemek olmaldr. Plotinos (203-270), Msrda yerlemi bir Romal ana babann ocuudur. Likopolis'te domutur. O zamanlar Msr topraklar Roma mparatoru Septimus Severus'un egemenlii altndayd. Plotinos, .S. 231 ylnda, yirmi sekiz yandayken felsefeyle ilgilendi. skenderiye'de. Ammonios Sakkas'n rencisi oldu. Roma mparatoru Gordianus'un ranllara kar at savaa katld. Romallarn baarszlyla biten bu savatan sonra, 243 ylnda, Roma'ya yerleti. Roma'da kurduu felsefe okulunda, lmne kadar, srekli olarak yirmi be yl felsefe okuttu. Hemen herkese beenilen, ar sayg gren mutlu bir kiiydi. rencileri arasnda o an en nl bilginleri, sanatlar, mparator Gallienus, mparatorie Salonina vard. Okulu, bilgili kiilerin buluma yeriydi.. mparatordan sayg, sevgi; yardm gryordu. O kadar ki, mparator Gallienus, Platon'un dncesine uygun olarak rnek bir devlet kurmak iin ona bir yer gstermeyi bile dnmt. Devlet adamlar, imparatoru bu isteinden glkle vazgeirdiler. Plotinos, dncelerini yazmaya balad zaman elli yandayd. Her birinde dokuzar yaz bulunan alt kitabn, rencisi Porphyrios yaymlad. Plotinos'un yaptna, bu yzden, Ennead'lar (Dokuzluklar) ad verilmitir. Enneadlar'n tam basmn 1835 ylnda Oxford'da Creutzer yapt. Bouillet'nin ciltlik Franszca evirisi de 1856 ylnda Paris'te yaymland. Plotinos'a gre evren, tanrdan geliyor, tanrya dnyor. nsan da tanrdan gelmitir, tanrya dnmektedir. ni merdiveninin ilk basamanda ruhlar, ikinci basamanda hayvanlar, nc basamanda cisimler vardr. k merdiveninin alt basamandaysa anlamak, orta basamanda sonu karmak, son basamanda da mistik sezi bulunmaktadr. Bu merdiven inilmitir, teki merdivenden klacaktr. Mademki yeniden kacaktk, u halde niin indik? diye sormazsanz Plotinos'un varlk dncesini balang noktasnda biten bir yuvarlak olarak izebilirsiniz. zdek (madde), nce tanrya kar gibi grnr. lk bakta iki ayr uta durur gibidirler. Biri etkilenen, br etkileyendir. Tanr, zdei srekli olarak etkilemektedir. Her varlk, bir zdekle bir biim birleiidir. Tanr, biimdir. Oysa zdek bu biimle biimlendiine gre; tanrnn karsnda deil, iindedir. Varln ilkesi tektir. Bu ilke, birlik, baka bir deyile tanrdr. Tanr, kendisi hibir ey olmad halde, her eyin lsdr. yiliki deildir, nk salt iyiliktir. Gzellii yoktur, nk salt gzelliktir. Dnceleri bulunmaz, nk salt dncedir. Ona nitelikler vermeye almamalyz, nk bu niteliklerle onu snrlam oluruz. Tanr, bizim dndmz hibir ey deildir, nk her eydir. Bizler ondan geldik, yeniden ona gidiyoruz. Bu adan bakarsanz her yaratk er ge erdemli olmak zorundadr: nk tanrya gidi, vazgeilmez bir giditir, hi Sayfa 99

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kimse gitmemezlik edemez. u halde kukulanmak gerekmez, nasl olsa sonunda hep erdemli olacaz. Bu dnce, erdemsizlere soluk aldran bir dncedir. Tanr salt iyiliktir, her eyin varln isteyen Baba'dr. Her ey ondan kmtr, bilinli ya da bilinsiz, gene ona dnmek istemektedir. Her ey tanrnn evresinde dner, tanrya yaklamak ister. Bireyler son varlklar deildirler. lk varlk da, son varlk da tanrdr. Tanrdan ilk kan ey anlak'tr (zeka). Anlak, sje (mutlak zeka, nous) ve obje (anlalr alem, kozmos) olmak zere ikiye ayrlr. Tanrlk birlikten bu ikilie nasl geilmitir? Plotinos bunun bilinemeyeceini sylyor. Tanrlk birlik blnemeyeceine gre, gerekten de, bu ikiliin aklanmas olduka zordur. Kimi filozoflar bunun sadece bir grnten ibaret olduunu ileri srmektedirler. yle ya da byle, Plotinos'a gre anlak da, kendisinden kt tanr gibi, yaratcdr, tin'i (ruh) yaratmtr. Nasl anlak, tanrdan kt halde tanrya doru gitmekteyse, ylece, tinler de anlaktan ktklar halde anlaa dnmek isterler. Platon'dan ve stoaclktan gelen Plotinos'un evreni, incelenmeye deer bir evrendir. Her kann, ktna bin piman, bir an nce kt yere dnmek istedii bir honutsuzlar evrenidir bu. Tinler de yaratcdrlar, onlar da kendilerinden daha az yetkin (mkemmel) olan cisimleri yaratmlardr. Oysa her cisim gene tanrnn izini tamaktadr. Tanrya dnmek isteindedir. Cisimlerin varl, biimleriyle belirir. Cisimlerin zdekleriyse onlarn bir eit yokluklardr. Cisimsel alem, varlkla yokluk arasnda bocalayan srekli bir deimedir. Cisimlerin tesinde dibi olmayan bir uurum vardr, bu uurumda henz biimlenememi kaba zdekler kaynarlar. Bu kaba zdeklerin altnda artk baka bir ey yoktur. Tanr nasl yukarya doru sonsuzsa, bunlar da aaya doru sonsuzdurlar. Ancak bu kaba zdekler, bir gn, biimlenip tanrya dneceklerdir. Bylece her ey sonunda bir tekte, bir birlikte, bir biimde, hepsini toplayan bir deyile tanrda birlemi. olacaktr. nsan tinleri (ruhlar), kaba cisimlere brnmek iin hayatlarn tanrlk hayattan ayrdlar, diyor Plotinos. ektikleri ite bu davranlarnn cezasdr. Sizler bu cezay hak etmediimizi dnecek misiniz bilmem, Plotinos hak ettiimiz dncesindedir. Plotinos'un tresine (ahlak) gre, insanlar tanrya gtrecek olan yol, daha dorusu bir yolun geiti vardr: Sanat, sevgi, felsefe... nsan bu geitlerden geerek, bu basamaklardan karak tanrya ulaacaktr. Erdeme sanat, sevgi ve felsefe yoluyla varlr. nsan, ancak bu yollardan giderek tanrya benzeyebilir. Sanat ideyi duyulur grnlerinden, seven insan ruhunda, filozof tanrda aramaktadr. ZLLER. Yunan dnrlerinden Porfirios (.S. 233-304), Jamblikos (.S. 283-333) ve Proklos (.S. 412-485) Hristiyanln ilk yzyllarnda ok tanrcl srdrmeye alan Yeni Platonculardr. oktanrc Yeni Platonculara gr, saltk (mutlak) hibir zaman bilinemez ve onunla hibir iliki kurulamaz. Gerek varlklar, basamakta toplanan ve saylar pek ok olan tanrlardr; anlksal tanrlar (neoroi), evren st tanrlar (hyperkomoi), evrenle karm tanrlar (egkozmioi) insanlarla ilgilenirler. Gerek insanlarn ve gerek nesnelerin ynetiminde bu tanrlarn stnde hibir g yoktur. Bu tanrlar sisteminde, her basamakta er tanrdan dokuz tanr bulunur. oktanrc Yeni Platoncularn bu zl (triple ternaire) retilerinin kk, eski Msr mistisizmindedir. Yahudi mistisizminde de (kabala) bu lemeler vardr. yle anlalyor ki insanlar, ilk dncelerden beri, diyalektik lemenin (tez-antitez-sentez) sezisi iindeydiler. Son Yunanllar, bylece, zlleriyle birlikte tarih Sayfa 100

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi sahnesinden ekiliyorlar. .. 600 yllarnda dnmeye balamlard, .S. 529 ylnda oktanrc Yeni Platonculuun son sna olan Atina okulunun Roma mparatoru Justinianus tarafndan kapatlmasyla sustular. Okul, artk Romallarn karlarna uygun dmeyen oktanrclk yznden, retmen am'l Damaskios zamannda kapatlmt: Tarihiler, okulun kapatldndan kimsenin haberi olmad, diyorlar, nk varlndan da kimsenin haberi yoktu. ORTAA. Mutluluklarn arayan insanlar, bir ara, bu mutluluu, zgr dncenin kaplarn kilitlemekte buldular. Yzyllarca sren bu araya, ortaa diyoruz. Artk erdem, gerekten erdem olduu iin deil, tanr buyurduu iin erdemdir. Artk Yunanllarn doa-tanrlarnn yerini Hristiyanln kii-tanrs almtr. Oysa bu kii-tanrnn dnrleri, doa-tanrlarn dnce sisteminden kurtulamayacaklardr. Skolastik dediimiz Hristiyan okulu dnrleri, yzyllar boyunca, Platon'la Aristoteles'i gevelemekten baka bir ey yapmamlardr. Hristiyan dncesinin, .S. V'inci yzyla kadar sren ilk dnemine patristik (Yunanca kilise babas anlamndaki patros deyiminden geliyor), bu tarihten sonra ortaan sonuna kadar sren ikinci dnemine skolastik (Latince okul anlamna gelen schola deyiminden geliyor) denir. Bu iki dnemden birincisine Platoncu Hristiyan tanrbilimi evresi, ikincisine Aristotelesi Hristiyan tanrbilimi evresi de denebilir. Bununla beraber Platon etkisi Xiii'nc yzyla kadar ilk skolastik dnrlerde de devam etmi ve ancak bu yzylda Aquino'lu Thomas'yla yerini Aristoteles egemenliine brakmtr. Patristik felsefenin nl babalar Clemens (150-215), Tertulian (160-222), Origenes (185254) ve Augustinus (354-430)'tur. Patristik felsefe, Hristiyanla yaplan saldrlara kar koymaya alan bir savunma felsefesi, bir apologia'dr. Kilise babalarnn Felsefesi olan patristik felsefe, ortaa skolastiinin ilk hazrlklardr. Skolastik, btn ortaa kaplar. Skolastiin ayrt edici nitelii dogmatik oluudur. Belli bir konuyu incelemek demek, o konuda Aristoteles'in , ne yazdn okumak demektir. Daha derin bir inceleme, Aquino'lu Thomas'nn, Aristoteles'in bu yazs stne ne yazdn okumak demektir. Bilimsel bir incelemeyse Aristoteles'in ve Aquino'lu Thomas'nn bu yazlarn tekrarlayan nc bir kitab okumak demektir. Hibir kiisel gr, tartma, kuku ve kurcalamaya izin yoktur. En kk kiisel bir ka cesaret eden, lm ya da bir eit diri diri lm demek olan afaroz cezasyla cezalandrlr. Bu sk disipline ramen skolastik, nemli dnrler yetitirmitir. Bunlarn banda skolastiin kurucusu Scottus Eriugena (833-880) gelir. Anselmus (1033-1109), Petrus Abaelardus (1079-1142), Aquino'lu Thomas (1224-1274), Duns Scotus (1270-1308) vb. onu izlerler. Hristiyan felsefesinin skolastik dnemi, yaklak dokuzuncu yzyldan XVi'nc yzyla kadar srmtr. Hristiyanlk, temelde, ilkel bir kamulculuk anlay iinde sa'nn syledii birka iirli szden ibarettir. Bu yaln szlere felsefesel bir temel bulmak gerekiyordu. lk yllarda Yunan stoaclyla savamak zorunda kalan Hristiyan kilisesi babalar, bu dnsel temeli, nce Platon retisinde, sonra da Aristoteles retisinde buldular. Her iki dnemin de ayrc nitelii, felsefesel sorunlar birtakm tartlamaz dogmalara balam olmasdr. Hristiyan dnrleri, yzyllarca, bu dogmalardaki ak elimeleri anlalr klmaya almlardr. Bir Yahudi mezhebi olarak ortaya kan Hristiyanln dogmalar, gerekte, Yahudiliin dogmalardr. Hristiyan felsefesi, bu dogmalar desteklemek amacndan domutur ve Hristiyan tanrbiliminin hizmetisi (La. Ancilla theologiae) durumundadr. Sayfa 101

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bu an hemen btn dnrleri din adamlardr, Hristiyan kilisesinin hizmetileri (La. Ancilla ecclesiae) durumundadrlar. Bu demektir ki, Hristiyan felsefesi kutsal Roma kilisesi imparatorluunun (La. Sacrum Imperium Romanum) hizmetinde olan ve onun buyruklarna gre biimlenebilen bir felsefedir. Buysa felsefe kavramnn gerek anlamyla eliiktir. Bu bakmdan denilebilir ki Hristiyan felsefesi, antika Yunan idealizminin Hristiyanlk dini lleri iinde bir devamndan ibarettir. Kald ki Hristiyanlk, Yunan stoaclnda ikin bulunmaktadr. Hristiyanln tanrs: Parmenides'in varlk, Sokrates-Platon'un iyi idesi, Aristoteles'in ilkneden, Plotinos'un bir dncelerinin karma rndr. Bundan baka, bir ngiliz tarihisi, Edward Gibbon da The Decline and Fall of the Roman Empire adl yaptnda, yapt aratrmalar sonunda Platon'un gizli bir Logos retisi (ng. Logos docfrine)'ini bulduunu, Hristiyanla temel olduu kukusuz bulunan bu retinin oktanrc tepkiye kar gizli tutulduunu ve Platon'un rencilerine gizlice okutulduunu, kulaktan kulaa gelen bu retinin skenderiyeli Yahudi dinbilimci Phile tarafndan aklandn ve Phile tanrbiliminin de Hristiyan tanrbilimcilerin balca kaynaklarndan biri olduunu ilerisrmtr. (bkz. bid, c. , s. 572 vd.). Platon'un bu retisi, Platon sisteminde gerekten de bir boluk olarak kalm bulunan, soyut dealar dnyasndan somut zdeksel dnyaya nasl geildiini aklamaktadr. Platon'a gre bu gei bir yaratan'n gcyle olmutur, yaratan (edeyile Tanr) ruhsal bir gtr, bu ruhsal g yaratl yoluyla zdeksel yaratlan kendi varlndan karmtr. Yaratan, yaratl, yaratlan l, Hristiyan baba, oul, kutsal ruh lnn temeli olduu gibi Aristoteles erekiliinin de temelidir. Ortaa Hristiyan dnrlerinin banda Origenes (.S. 185-254) geliyor. Ona gre erdemin kendisi, asl erdem deildir. Kt, kendi bana hibir anlam tamaz. Gerek olan iyidir, bir baka deyile Tanrdr. Ktlk, iyiliin yadsnmasdr (inkardr). zgr ruhlar tanrlamaya zendiklerinden Tanrdan yz evirirler. te ktlk, erdemsizlik; onlarn bu gururlarnda belirir. yiyle kt, bir baka deyile erdemle erdemsizlik, tanryla yokluk arasnda zgr bir semeyi gerektirir. Her ey tanrdan gelmitir, tanrya dnecektir. Dnyalk yaama, bir eit cezadr, bir eit dentidir (kefarettir). Aurelius Augustinus (.S. 354-430) da aa yukar bunlar sylyor. O da Origenes gibi, Platonculuun dostudur. Ona gre de erdem, tanrnn tzdr (cevheridir). Tanrlk irade, tesinde baka hibir ey bulunmayan bir ilke olduundan, yaratmann nedenini aratrmak bounadr. Tanr yaratt, nk yaratmak istedi. En yksek iyi, mutluluk deil, erdemdir. Tanrnn iradesi iyi, gzel, doru'dur. nsan ktlk yolundadr. Onu kurtaracak olan Tanrdr. Tanr, insan kurtarr, nk kurtarmay ister. Ama btn insanlar kurtarmaz, hangilerini kurtarp hangilerini kurtarmayacan nceden semitir. Bir baka deyile, insanlar arasnda kimileri kurtulua nceden ayrlmlardr. Her iki dnrn dncelerinden kan sonular skolastik dediimiz Hristiyan dnce okulunu dourmutur. Ortada, yedi yanda bir ocuun bile sorabilecei u sorular durmaktadr: Dnyalk yaama bir cezaysa, bana bu ceza niin veriliyor? Dnyaya gelip gelmemek elinde olmayan ben byle bir cezaya uramak iin hangi suu iledim? Kurtulu plan daha ben domadan yaplmsa, ben de bu plann iine girebilen mutlulardan deilsem, bunda benim ne suum var? Neden ben bu plann iinde deilim? Tanr beni niin gzden karm, kurtulmaya deer grmemi? Sal sakall dnrler, yedi yandaki ocuun bu sorularna karlk bulmak zorundadrlar. Bulamazlarsa ne erdemden, ne de erdemsizlikten sz etmemeleri gerekir. Sayfa 102

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Skolastiin kurucusu Scottus Eriguena'dr (.S. 833-880). Eriugena, yukardaki sorularn karlklarn bulamaynca, u ilkeyi ortaya atyor: Tanr salt yokluk, sonsuzdan gelip sonsuza giden sr'dr. Bu dnre gre, sadece Tanr deil, insan da byledir. nsan da bir srdr, nk insan da bir Tanrdr. ocuk, babadan dodu. u halde babadan baka bir ey olamaz. nsan, kk apta bir evrendir, evrensel btn varlklar kendinde zetler (Claude Bernard' hatrlaynz). Varlnzdan kukulanmaynz, dndnz iin varsnz (Descartes' hatrlaynz). nsan, gnah ileyerek meleklerden ayrld, tvbeyle tanrla ykselir. Gnah, bir baka deyile erdemsizlik, insann kendi beden yapsndan gelir. Bir bakma insan duyularnn, gelimekte olan insan akl stndeki egemenliinin zorunlu bir sonucudur. u halde erdemsizlik, insan iin zorunludur. Eriugena'ya gre erdemsizlik, tz olarak (cevher olarak, substantiellement) yoktur. Tanrdan ayrl, d, bir yoksunluktan baka bir ey deildir. u halde salt ktlk, bir baka deyile erdemsizlik, daha bir baka deyile eytan yoktur. Erdemsizlik, yaamann yokluu demektir. Bir varlktan btn iyi eyleri kaldrn, onu yok etmi olursunuz. Yaratma, ba gibi sonu da olmayan bir olutur. O, olmu deildir, oluyor. Hepimiz, varlmzn kkleriyle, ba ve son olarak, sonsuzluun iindeyiz. Bu dnceleri Eriugena'y kilisenin, kendisini tutan imparatorun gznden drm, perian etmitir. Grlyor ki dnce, bu kadarck da olsa zgrle ynelince karsna hemen ortaan karanl kmaktadr. Bu an nemli saylan bir baka dnr de Anselmus'tur (.S. 1033-1109). Anselmus'a ii'nci Augustinus diyorlar, bundan da dncelerinin hangi ynde olduu anlalabilir. Ona gre inan (iman, dogma) her trl tartmadan nce gelmelidir. Bizler inanmak iin dnmyoruz, tersine, dnmek iin inanyoruz. Anselmus'u iyice incelerseniz, onun, grnd kadar budala olmadn anlarsnz. Anselmus, inana sarlmakla, yukardaki sorularn karln bulmaktaki gszln belirtmi, inanmayp da ne edeceksiniz, demek istemitir. Anselmus, insan aklnn karsnda, inandan baka kar bir yol bulamamtr. Ortaaa gz gezdirirken Petrus Abaelardus'tan (.S. 1079-1142) da sz amak gerekiyor. Abaelardus, gerekten nemli bir dnrdr. Kovulmu, kendi kitab kendisine yaktrlm, afaroz edilmi, retmeninin kskanlna uram aydn bir kafadr. Ona gre ktlklere srklenmek gnah deildir, tersine, erdemin gereidir. nk her erdem bir savatr, her sava da bir dman ister. Gnah bir eylem (fiil) deildir. Gnah eylemin biiminde, bir baka deyile emreden iradede bulunur. Gnah, eylemde deil, niyettedir. Bundan kan sonu udur: Niyeti kt olmayan adamn yapt i kt bile olsa o adam bir ktlk yapm olmaz. Buna kar, ktle niyet eden adam o ktl yapmaya frsat bulamamsa bile ktlkten kurtulamaz, ktlk yapm saylr. stek, doaldr. nsanlar bunu nleyemezler. Ama o istee kendini brakmak niyeti ktln ta kendisidir. Abaelardus, istei, niyeti, eylemi birbirinden ayrmakla erdem alannda yeni bir gr ortaya atmakta; insan yaayn srekli bir ktlk gibi gren ar din anlayna kar koymaktadr. Sra Aquino'lu Thomas'ya (.S. 1224-1274) gelince, Platon dncesinin yerini Aristoteles'in aldn gryoruz. Dnr Thomas hemen btn mutluluunu Aristoteles'i incelemekte, onu yeni batan anlatmakta bulmutur. Ona gre evren, mmkn olan alenilerin en iyisidir (Leibniz'i hatrlaynz). rade, zorunlu olarak iyiye doru gider; ehvet ktye doru gider. Gnahn kayna zgrlkte ya da seme Sayfa 103

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi zgrlnde deil, ehvettedir. Yedi yandaki ocuk deil, sal sakall koskoca kilise babalar da bunu sormaktan kendilerini alamamaktadrlar. Mademki Tanr iyilikidir ve tm iyilii istemitir, yleyse ktlkler bu gl Tanr iradesine kar nasl oluabilmilerdir?.. Hi deilse kendi kendilerine bunu soran bu sal sakall kilise babalarnn iinde .S. iii'nc yzylda yaam Lactantius adnda biri de var. Latince birok din yaptlar vermi, akll bir kii. O da yle bir mantk kuruyor bu konuda: Tanr, dnyamzdan ktlkleri ya atmak istiyor ama atamyor, ya atabilir ama atmak istemiyor, ya ne atabiliyor ne de atmak istiyor. Bu konuda baka bir ihtimal olamaz. Atmak istiyor da atamyorsa; bu gszlktr, Tanr'nn zne aykrdr. Atabiliyor da atmak istemiyorsa bu ktlktr, Tanr'nn zne aykrdr. Ne atabiliyor, ne de atmak istiyorsa bu hem gszlk, hem de ktlktr ki, Tanr'nn zne bsbtn aykrdr. Hem atabiliyor, hem atmak istiyorsa Tanr'ya yakan da budur btn bu ktlkler hala neden duruyor? (Tanrnn Gazab stne, Xiii'nci blm). Lactantius, koyu bir dinci olduundan, kendi kurduu bu gl manta karlk bulmak iin kvranmaktadr. Bulduu karlk udur: Tanr, ktl istemitir ama, insanlara da, ona iyilikle kar koysunlar diye, bilgelii vermitir. nsan zekas, yzyllar boyunca, ortaan koyu karanlyla savamaktan ylmamtr. Bu yzdendir ki ortaa, irili ufakl birok tartmalarla doludur. Bunlardan zellikle ok ilgin olan ikisi Adclarla Gerekiler ve Tomaclarla Skotular arasndadr. Xi'nci yzyln sonlarna doru, Abaelardus'un retmenlerinden Compiegne papaz Roscelin, genel kavramlarn (Tr. tmeller, Os. klliler, Fr. universeaux) hibir gereklikleri bulunmadn ilerisrd. Genel kavramlar havada uup giden seslerden baka bir ey deildiler: Gereklik, genellikte deil, bireysellikteydi. Gzel diyoruz, bu, szmz tasarmmza verdiimiz bir addan (Fr. nom, bundan da bu akma yaktrlan ad: nominalisme) ibarettir, seslerle dilegetirilir ve hibir gereklii karlamaz. Gerek olan u ya da bu gzel kadndr; gzel iektir, tek szle canl bir bireyselliktir. Papaz Roscelin'in bu dncesine, Abaelardus'un bir baka retmeni, Champeaux'lu papaz Guillaume btn gcyle kar kt. Ona gre, genel kavramlar gerektiler (Fr. reel, bundan da bu akmn ald ad: realisme). Bunu anlamamak iin insann saduyudan yoksun bulunmas gerekirdi. Roscelin'in ortaya att' bu sav, kiliseyi temellerinden sarsan bir savd. nk kilise, tmyle, genel kavramlar stne kurulmutu. Bata Tanr olmak zere btn dinsel gereklikler birer genel kavramdlar. Eer genel kavramlarn gereklikleri yoksa btn bunlarn, sonu olarak da kilisenin hibir gereklii olamazd. Aslnda Roscelin'in amac bu sonucu salamak deildi, ne bu kadar akll ne de bylesine gzpekti. O, daha ok, btn insanlara bulatrlmak istenen ilk gnah ve Tanr kavramnda dilegetirilen baba, oul, kutsal ruh teklemesi gibi dogmalarla savamak istemiti. Gnah, ancak bireysel ve kiisel gnah' olmalyd; insan, dnyaya gelmeden yzyllarca yl nce ilenen ilk gnahn cezasn deil, kendi kiisel gnahnn cezasn ekmeliydi. sa'nn tanrl, lkte teklik kavram iinde eritilerek yadsnmamalyd. Roscelin'in amac bunlara benzer sonulara varmakt. Ne var ki ilerisrd dncenin zorunlu sonucu olarak elde tutmak Sayfa 104

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi istedikleri de yok olup gidiyorlard. Kilise, Guillaume ve Anselmus'un yardmlaryla, varln iddetle savundu ve Roscelin'i szn yalanlamaya mahkum etti. Oysa ok yaydan ve sz azdan kmt bir kez. Roscelin istedii kadar kendi szn yalanlasn, onun dncesi kilisenin bana birok dertler amakta devam edecekti. Skolastiin byk dnr Duns Scottus gizlice bu akma karacak ve Durand, Ockham Buridanus, D'Ally gibi birok dnrler kendisini izleyeceklerdi.. ki retmenin ortasnda kalan erdemli renci Abaelardus, bu tartmay tatlya balamak iin kavramcl (Fr. conceptualisme) ilerisrdyse de, parlak zekasna karn kavramclk ad altnda adcl tuttuunu bir trl gizleyemedi. Kavramclk, tmelleri bilimsel yerlerine oturtuyor, bunlarn gerekliklerini savunmak kadar gerek olmadklarn savunmay da yersiz buluyordu. Bu, aka u demekti: Genel kavramlarn gerek olmadklar o kadar bellidir ki bunlarn gerek olmadklarn sylemek yersizdir. Yahudi tanrbiliminin, antikal Elea'llarn, idealizmin babas Platon'un nl tmel'lerini kknden ykan bu tartma, zellikle XiV'nc yzylda ngiliz tanrbilimcisi Ockham'l William (1295-1349) tarafndan baaryla srdrlmtr. Adcln kurucusu saylan ve ngiliz grgclnn nclerinden olan William of Ockham'n retisi scepticisme theologique (Tr. Tanrbilimsel phecilik) adyla da anlr. Aforoz edilmi bir Fransisken papaz olan William, felsefenin tanrbilim karsnda bamszla kavumasnda balca etkenlerden biridir. Skolastiin byk dnrler a Ockham'l William'la kapanmtr. O, bir tanrbilimci olmaktan ok, bir Aristotelesi mantkyd. Tmel olan gerek deildir (yani: nesne deildir, sadece birbirine benzeyen birok eyleri dilegetiren bir szcktr, bir ad'dr) demekle Aristoteles mantnn ilkin Porphyrios tarafndan ilerisrlen ve sonra bni Sina ve Augustinus tarafndan benimsenen ve metafizik alanda srdrlen yanl yorumunu dzeltmek istemiti. Porphyrios, Aristoteles'in Kategoryalar'na yazm olduu yorumda, cinslerin ve trlerin tz ya da cisimsel olup olmadklarn tartmt. Tmeller gerektirler (La. Universalia sunt realia) diyen metafizik realizm, bu yanl yorumun ve tartmann rnyd. Buna kar, Aristoteles'in de amacna uygun olarak, insan zihninde olup bitenleri dzenlemek isteyen mantksal tmellerin birer ad'dan ibaret (La. Universalia sunt nomina) olduunu belirtmek gerekiyordu. Ockham'lya gre, tmellerin nesnelerden nce de var bulunduklar (La. Universale anterem) doruydu, ama bu tanrbilimsel aklamalar iin, geerlilii bununla snrl, bir nermeydi. Yaratc bir tanry varsaymak iin, yaratlanlarn daha nce tanrlk zihinde var bulunmas gerekiyordu. Ne var ki bu, mantn alan olan insan zihninde de var bulunmalarn gerektirmezdi. Bilgi edinmek ilemini gerekletiren insan zihni iin tmeller elbette nesnelerden sonra (La. Universale post rem) meydana kmlard. nsan zihni, onlar, tek tek nesnelerden soyutlayp birer ad olarak ortaya koymutu. Ockham'l William, bylelikle, bilimle metafizii, felsefeyle tanrbilimi birbirlerinden ayrm ve birbirlerine geemeyecekleri snrlarn izmi oluyordu. lkin Compiegne papaz Roscelin tarafndan ortaya atlan (Xi'nci yzyl) ve sonra Ockham'lnn nclnde ortaa Aristotelesilerince gelitirilen (XiV'nc yzyl) adclk retisinin byk nemi, elde ettii bu sonutadr. Duns Scotus'n yar gerekiliinin de (Xiii'nc yzyl), mant metafizie balayarak adclk ynndeki byk eilimiyle Ockham'cln temellerini glendirdii unutulmamaldr. Ockhamisme (Franszlar Occamisme biiminde de yazarlar) deyimi, Sayfa 105

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi zellikle William of Ockham (Franszlar Guillaume d'Occam derler)'n mantn dilegetirir (bkz. E. A. Moody, The Logic of William of . Ockham, London 1935). Bu mantk, zellikle, anlamlar e ayrmasyla nldr: Mantksal (ng. Logical), bilgi bilimsel (ng. Epistemological), tanrbilimsel (ng. Theological). Nesneleri temel, dnceleri de ikincil olarak ele al bu mantn gl yandr. Ne var ki tekilin geneli ierdiini yadsmas da byk yanlgsdr. Ockham'lya gre sadece tekil nesneler gerektirler, genel kavramlar insanlar tarafndan yaratlmlardr ve nesnelerden bamsz olarak hibir gereklik tamadklar gibi nesnelerin niteliklerini de yanstmazlar. Bu ilerisr, metafizie metafizik anlayla kar kmann zorunlu yanlgsn tamaktadr. Nitekim Ockhamcln bu doruyu yanl bir biimde gr, Berkeley'le ada semantikte, zdekilie kar kullanlacaktr. Tekil'le genel'i birbirinden ayrrken, onlarn diyalektik bamlln grmeksizin, metafizik bir anlayla kartlatrmak bu yanlgnn balca nedenidir. Ockhamisme'in tanrbilimsel phecilik'le nitelenmesi, tanrbilimin ussallk ve bilimsellik iddiasna kar yaratt pheden trdr. Ockham'lya gre insan sadece inanmaldr, tanrbilimi ussallkla badatrmaya almamaldr. Tanrlk alann bilimini yapmak iddiasn tayan btn skolastik, rk ve bo varsaymlarn toplamndan baka bir ey deildir. XiV'nc ve XV'nc yzyllarn niversitelerini gerek birer sava alanna eviren Ockhamclk, gsz yanlarna ramen, ortaan en ilerici akmlarndan biridir. Kadclk, ortaada zdekiliin ilk dilegetiriliidir. Ortaan ikinci ilgin tartmas Tomaclkla Skotuluk arasndadr. Tomaclk, ortaan dokuzuncu yzyldan ondrdnc yzyla kadar sren skolastik dneminde, Skotuluun (Skotizm) karsnda yer alr. talyan dnr Aquino'lu Saint Thomas'nn (1224-1274) retisiyle skoyal dnr Duns Scottus'un (1270-1308) retisi Hristiyanln temel sorunlar stnde atmlardr. Thomas ld yl Scottus drt yandayd. Hristiyan felsefesinin bu kkl polemii her iki dnrn izdalarnca yaplmtr. Hristiyan felsefesi, bu iki dncede, birbirine kart ynlerde ulam bulunmaktadr. Gerekte her iki dncenin kkleri ortaan patristik dnemindedir. Tomaclk Ogstinusuluun, Skotuluk Pelagusuluun izindedir. Ogstinusiluun izinden gelen Tomaclk gerici, Pelagusuluun izinden gelen Skotuluk ilerici bir akmdr. Tomacla gre zeka iradeden stndr, Tanr zgr deildir ve dnyay yaratmak zorunda olduu iin yaratmtr. Tanr bile zgr olmadna gre, insan iin zgrlk sz konusu olamaz, insan kurtuluu iin hibir ey yapamaz ve Tanr'nn bana muhtatr, insan ancak Tanr kurtarabilir. Bu bakmdan Tomaclk entellektelci (entelektalizm), gerekirci (determinizm) ve yazgc (fatalizm) bir akmdr: Buna kar Skotuluk iradeci (volontarizm), yadgerekirci (endeterminizm) ve usudur (rasyonalizm); irade zekadan stndr, Tanr zgrdr ve dnyay yaratmak istedii iin yaratmtr, insan da zgrdr ve Tanr'nn yardm na muhta olmakszn kendi abasyla kendisini kurtarabilir, Kutsal Kitap'a usa uygun olduu iin inanlmaldr... Aquino'lu Thomas, gerici bir kampta yer ald halde, Hristiyan okul (skolastik) felsefesinin en nemli dnrlerinden biridir. Hristiyanla Aristoteles'i o kabul ettirmi ve felsefe dilinin temellerini atmtr. Summa Theologiae adl yapt yzyllar boyunca tek gerek kitap saylmtr. Bu yapt, Katolik metafiziinin en yksek aamasdr. Hristiyan kilisesi, ortaa kaplayan ezici egemenliini Augustinus, Anselmus, Thomas lsne borludur. Hemen btn Avrupa'ya yaylm bulunan bu Sayfa 106

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi egemenlik, Thomas'dan sonra kmeye balayarak Vatikan'n dar snrlarna kadar ekilecektir. Gnmzde, Vatikan Katolik kilisesinin resmi felsefesi Yeni Tomaclktr. Eski Tomaclk nasl felsefeden yararlanarak glendirilmeye allan bir tanrbilimcilikse Yeni Tomaclk da ylece bilimden yararlanarak glendirilmeye allan bir tanrbilimciliktir. Kilise, nce savat her kar gc daha sonra, karna gre yorumlama yolunu tutarak varln srdrmeye almaktadr. Skotuluk, ortaan skolastik dneminde Tomacln karsnda yer almtr. nce doktor adyla anlan Duns Scottus'un retisine kar Tomaclk insan aalatr, gszletirir, kr bir yazgcln (fatalizm) kucana atar; Skotuluk insan yceltir, gvenini artrr, tresel sorumlulua sokar (endeterminizm). Bundan baka her iki reti de kavramc (konseptalizm) olduklar halde Thomas'nn kavramcl gerekilie (realizm), Scottus'un kavramcl adcla (nominalizm) yakndr. Thomas kavramlar gerek saymaya, Scottus gerek saymamaya eilimlidir. Nitekim Skotuluk, Ockham'n adcln hazrlamtr: Ockham, Durand de Saint-Pourain, Jean Buridanus, Pierre d'Ailly ondan glenmilerdir. Skotular, Meryem'in ilk gnahtan kurtulmu olan gebelii (immaculee conception) savn tutarlar, Tomaclar kart dnceyi savunurlar. Skotular, sa'nn armha geriliini Tanr istei sayarlar, Tomaclar bunun insanlarn gnahlar iin gerektiinden ok denmi bir karlk olduunu ilerisrerler. Skotuluk usudur (rasyonalizm), usu en byk g sayar, Kutsal Kitap'a ve kilise retisine usa uygun olduu iin inanlmaldr. Bu, aka, insan usu kutsal kitaptan stndr, anlamna gelir ve inakla (dogmatizme) kar ok nemli bir tepkidir. Skotuluk, ortaa Hristiyan dncesinin en ilerici akmdr ve skolastiin kn hazrlamtr. BTN BUNLAR YETMEYNCE. Ne var ki yoksulluk ve ac eken geni insan ynlarna btn bunlar yetmiyordu. Ortaan feodal retim dzeninde adlar deien kleler (kyller ve iiler) gene bakaldrdlar. Xiii'nc yzyln sonunda Fransa, Flandre'a saldrmt. Kyller ve iiler insanca yaama koullarndan yoksundular, ar vergiler altnda her gn biraz daha eziliyorlard. 1323 ylnda ayaklandlar. Burges, Ypres, Cassel kentleri onlardan, Gand kentiyse ezenlerden yanayd. Papa, ayaklananlar aforoz etti. Kral da zenginlerin ve soylularn korunmas iin ordular gnderdi. Ayaklananlar balangta nemli baarlar elde etmilerdi. Ama sonunda onlar da, Katilina ve Spartaks gibi, boyun emek zorunda kaldlar. Yneticileri Jacop Peyt atete yakld. En yaknlar onu ele vermi ve yakalattrmlard. 28 austos 1328'de iiler, sava alannda dokuz binden ok l brakyorlard. Flandre'n alan insanlar eskisinden daha kt koullara boyun emek zorunda kaldlar. Bir baka nemli kavga da, XVi'nc yzylda Almanya'da olup bitti. 1525 ylnn mart aynda Alman kylleri ayaklandlar ve dileklerini' on iki maddelik bir programa baladlar. Bu program, zet olarak, u istekleri dilegetirmektedir: Kendi papazmz kendimiz semek istiyoruz. Tevrat'n buyurduu ve ncil'in kaldrd vergiyi demeye hazrz, ama bunu Tanr'ya verir gibi vermek isteriz. Bugne kadar bize toprak kleleri gzyle bakld, oysa sa, toprak sahipleri kadar obanlar iin de ac ekmiti. Kutsal Kitap'n szn ettii zgr insanlardan deil sek biz neyiz yleyse, Kutsal Kitap'ta yerini bulup bize ne olduumuzu gsterin (Toprak sahibi Kabil'le oban Habil'i hatrlaynz). Kimi toprak sahibi senyrler, deil hepimiz iin olmas gereken av hayvanlarndan Sayfa 107

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yararlanmak, av hayvanlarnn bize verdikleri zarar bile kabul etmiyorlar, Tanr'nn insanlarn yararlanmas iin yaratt topraklarn akldan yoksun hayvanlara inettirilmesine gz yummak zorunda braklyoruz. Meyveler ve sular hepimizin olmal, ackan ve susayan bir yoksul bunlar istedii gibi yiyip iebilmelidir. Senyrler ormanlar ky topluluklarna brakmaldrlar, yakacak odun kesebilmeli ve kendimize kulbelik kereste karabilmeliyiz. Bu maddeler Tanr'nn szne uymuyorsa, bu uymazlk gsterildii takdirde o maddedeki dileimizden hemen vazgemeye hazrz. Yeter ki bu uymazlk Kutsal Kitap'la tantlanm olsun... Papazd, keresteydi derken Alman kylleri bu bakaldrmada yz otuz bin l braktlar. nl dinci Luther de bu grltde soylularn ve zenginlerin yann tutmutu. SLAM VE DNCES. Bat, ortaan karanln yaarken, .S. Vii'nci yzyln balarnda, Dou'da yeni bir dnce sistemi kuruluyor. Muhammed (570-632) yeni bir din getirmitir. Yzyllardan beri tam uyku iinde bulunan Dou insanlar artk yeni bir erdeme yneleceklerdir. Bu yeni din, Musa'nn getirdii gibi, tektanrcdr. Bu yeni din, sa'nn getirdii gibi btn insanlar erdeme armaktadr. Oysa, ne Musa'nn getirdii gibi sadece bir ulus iin, ne sa'nn getirdii gibi Tanr'y kiiletirmek iindir. nsanlar, Tanr'nn ocuklar deil, kullardrlar. Onun buyruklarna gre yaayacaklar; bylece, hem bu dnyada, hem de teki dnyada mutluluklarn salayacaklardr. Bu yeni din, toteme balanan ilk insanlardan beri geni apta topluluklar etkileyen yirmi sekizinci dindir. Mslmanlk, Musevilikle balayan ve Hristiyanlkta Yunan felsefesiyle iliki kuran tektanrc din anlaynn sonuncusudur. Yahudi kaynandan treyen tektanr dogmas her dinin de temel esidir. Yaratc ve ynetici olan bu tanryla insanlar arasndaki ilikiler, tapm (klt) ve tren (rit), pratii dzenleyen trebilimsel kurallar bu dinsel zincirin temel belirleyicileridir. Mslmanln kurucusu Muhammed, Yahudi geleneini ve Hristiyanln gnostik yorumunu zmsemitir. Mslman olabilmek iin Adem'den balayan btn Yahudi peygamberleri zincirine ve onlara gnderilen kitaplara inanmak arttr. Ancak Muhammed ve Kuran, zamanla bozulduu ilerisrlen bu tanrsal sistemin dzelticisi ve tamamlaycs olarak son peygamber ve son kutsal kitap olmak niteliini tar. Muhammed'in nebilikle peygamberlii (Ar: Nbvvet ve resalet) kiiliinde toplamas, yani eski eriat srdrdkten sonra yeni eriat getirmi olmas bundan trdr. Mslmanlk, Araplarn ilkel komn sisteminden snfl bir topluma getikleri ve komnal, ilikilerin feodal ilikilere dnt bir ada ve bu toplumsal dnmn bir yansmas olarak olumutur. Bu yzden, Yahudilik ve Hristiyanlktan farkl olarak, ok gl snfsal bir karakteri vardr. Bu snfsal karakter zellikle kader dogmasnda belirlenmitir, her ey tanrca dzenlenmitir ve tanrnn diledii gibi olmaktadr, katlanmak ve lmden sonraki mutluluklar beklemek gerekir. slam dini, Vii'nci yzyln ilk yllarnda yaylmaya balamtr. O gnlerde Araplarn birou Hristiyanla balanmtard. Hristiyan Arap papazlar, Arap panayrlarnda dolaarak tler vermekte; lmden sonra dirilmenin, teki dnyada sorguya ekilmenin, cennet ya da cehenneme gitmenin szn etmekteydiler. Arap lkesinde boy boy manastrlar tryordu. Bir yandan da Hristiyan Nasturilerle Yakubiler, Yahudiler, putatapan Sabiiler Arap lkesinde Yunan dncesini yayyorlard. Muhammed, aristokrat bir ailenin yoksul ocuuydu. Varlkl amcalar vard ama, kendisine pek yardm etmiyorlard. Yaad yer Sayfa 108

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi uyank ve varlkl bir alveri kenti olan Mekke'ydi. Toplumsal bir kargaalk Arap lkesini sarmt. Suriye, Msr, Kuzey Afrika'nn byk bir paras Bizansllarn elindeydi. Yemen, Irak, Basra Krfezi kylar, Anadolu'nun bir paras ran egemenliine girmiti. Toplumsal yaay, ilkel bir yaayt. Araplar birok kadnlarla evlenmekte, bakamayacaklar kadar ocuk yapmakta, verimli olmayan kz ocuklarn diri diri topraa gmerek ldrmekteydiler. Yeni bir dzen gerekiyordu. Bizans dzeninin alnmas Bizans egemenliini, ran dzeninin alnmas ran egemenliini glendirecekti. Musa ulusuydu, oysa Arap lkesinde kaynatrlmalar gereken birok uluslar yayordu. Bir bireime gidilmesi gerekiyordu ve gidildi. Mslmanlk, bu bireimin rndr. slam szc, Tanr'ya balanmak anlamndadr ve teslim kknden tretilmitir. Mslmanlk, Yahudiliin Elohim ve Yahova ikiliiyle Hristiyanln teslis l karsnda, katksz tektanrcdr. Siyasal bir karakter tar, pratik bir dindir (iman ile amel birleimi). Mslmanln kutsal kitab Kuran, Arapann mudhar ad verilen Hicaz lehesiyle yazlmtr ve seksen alts Mekke'de, yirmi sekizi Medine'de meydana getirilen yz on drt sureden ibarettir. Vaaz, nasihat ve telkin sureleri Mekke' de, eriat ve devlet sureleri Medine'de meydana gelmitir. Kuran'n tamamlan yirmi yl srmtr. eitli zamanlarda meydana getirilen sureler, deien gereklere gre, eliik yarglar kapsamaktaydlar. Bunlar, halife Osman zamannda ayklanarak Kuran'a kesin biimi verilmitir (ayklanan ve karlan ayetler Buhari'nin Hadis'inde vardr). Gusl ve halifelik kurumu gibi hkmler Himyeri kabilelerinden; oru, namaz, nikah gibi hkmler Yemenlilerle Yahudilerden alnmtr. Dinsizlik andan (cahiliyet devri) kalma birtakm kurallar olduklar gibi muhafaza edilmi; kumar, yldzlara bakmak gibi adetler yasaklanmtr. Mslman olabilmek iin be ykm yerine getirmek ve alt dogmaya inanmak arttr. Bu be ykmn snf fark gzetilmeksizin btn mslmanlara, ikisi varlkl snftan olan Mslmanlara farz (yaplmas zorunlu) klnmtr. Bu be ykm unlardr: 1- Tanrdan baka bir tanr olmadn ve Muhammed'in tanrnn kulu ve elisi olduunu dille sylemek (Ar. Kelimei ehadet), 2- Namaz klmak, 3- Oru tutmak, 4- Varlkl olanlarn zekat (mal ve parann krkta birini her yl sadaka olarak datmak) vermesi, 5- Varlkl olanlarn yaadklar srede bir kez hac (Mekke'deki kabeye giderek evresinde dolama)'a gitmesi... Zekat, varlk vergisidir. 361 gram gme eit herhangi bir deere sahip olanlar varlkl saylrlar ve bu varlklarnn krkta birini her yl yoksullara vermekle ykmldrler. Bundan baka, varlkllar, art olmamakla beraber, ramazan bayramlarnda fitre (sdaka-i ftr) vermeli ve kurban bayramnda da kurban kesmelidirler. nanlmas art olan alt dogma da unlardr: 1- Tanrnn varl ve birlii, 2- Tanrnn melekleri, 3- Tanrnn peygamberleri (Adem, it, dris, Nuh, Hud, Salih, brahim, Lut smail, shak, Yakup, Yusuf, Eyp, uayp, Musa, Harun, Davut, Sleyman, lyas, lyesa, Zlkifil, Yunus, Zekeriya, Yahya, sa, Muhammed), 4Tanrnn peygamberlerine gnderdii kutsal kitaplar (Adem'e gnderilen on yaprak, it'e gnderilen elli yaprak, dris'e gnderilen otuz yaprak, brahim'e gnderilen on yaprak, Musa'ya gnderilen Tevrat kitab, Davut'a gnderilen Zebur kitab, sa'ya gnderilen ncil kitab, Muhammed'e gnderilen Kuran kitab), 5- Ahiret (lmden sonraki dnya)'in varl, 6- Kaza (tanrca yazlann olmas) ve kader (tanrnn nceden takdir edip yazd)'in tanrdan geldii... Meleklerin saysn sadece Tanr bilir, drt byk grevli melek vardr: Tanr'nn buyruklarn Sayfa 109

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi peygamberlere ulatrmakla grevli Cebrail, eceli gelen insanlarn ruhlarn almakla grevli Azrail, dnyadaki olaylar dzenlemekle grevli Mikail, kyamet gnn ynetmekle ve o gn insanlar diriltmekle grevli srafil. Ahret gnne inanmak; bir gn dnyann sonu geleceine (kyamet), byk kutsal mahkeme kurulup insanlarn orada yarglanacaklarna, cennet ve cehennemden birine gnderilip sonsuza kadar orada yaayacaklarna inanmak demektir... nsanlarn elindelii (irade-i cz'iye) sadece dilemek alanndadr, unu ya da tekini dilemekte zgr ve bu yzden de sorumludurlar. Bununla beraber, dilek iyi ya da kt olsun, btn olup bitenler tanrca nceden belirlenmitir (kader) ve nceden belirlendikleri biimde (kaza) olurlar... Farz (Mslmanlarca yaplmas kesin olarak zorunlu klnm ilerdir. Namaz gibi btn Mslmanlara zorunlu olanlara farz- ayn, zekat gibi bir ksm Mslmanlara zorunlu olanlara farz- kifaye denir), vacip (yaplmalarnn kesin olarak zorunlu klnp klnmadklar bilinmeyen, bununla beraber her halde yaplmas gerekli olan ilerdir), snnet (farz ya da vacip olmadklar halde, peygamber tarafndan yapldklar iin ona uyularak yaplan ilerdir. Peygamberin her zaman yapp ara sra ihmal ettii ilere snnet-i mekkede, ara sra yapp ounlukla ihmal ettii ilere snnet-i gayr-i mekkede denir), mstehap (kuluk namaz klmak gibi peygamberin ara sra yapp ounlukla yapmad ibadetler), haram (sarholuk, hrszlk, yalanclk gibi kesin olarak yasaklanm eyler), mekruh (kesin olarak yasaklanp yasaklanmadklar bilinmemekle beraber yaplmamas gerekli eylerdir. Bunlardan harama yakn olanlarna keralet-i tahrimiyye, helale yakn olanlarna keralet-i tenzihiye denir), helal (yaplmasna izin verilmi eyler), mubah (yaplmalar ve yaplmamalar yasaklanmam eyler), mfsit (ibadetleri bozan eyler).. Namazn sabah, le, ikindi, akam, yats olmak zere gnde be vakit klnmas farzdr. Gn doarken, gne tepedeyken ve gn batarken namaz klnmas yasaklanmtr. Ayrca cuma namaz, cenaze namaz gibi farz- kifaye: bayram namazlaryla teravih namaz gibi snnet olan namazlar da vardr. Oru, gn douundan gn batna kadar, yemek yememek, hibir ey imemek ve cinsel iliki kurmamak suretiyle tutulur. Farz olan oru, ramazan ay sresince tutulmas gereken orutur. Ayrca adak orular gibi vacip, muharrem aynn 9, 10, 11. gnlerinde tutulan orular gibi snnet, her kameri ayn 14, 15, 16'nc gnleri tutulan orular gibi mstehap olan orular da vardr. Ramazan bayramnn ilk gnyle kurban bayramnn drt gnnde oru tutmak yasaklanmtr (haram)... slam dini, bir ynetim btesi de nermektedir. Bu bteye gre be eit gelir ve sekiz eit gider saylmtr. Gelirler unlardr: Ganimet (savata ele geirilen her trl deerlerdir ki bunlarn bete biri ynetime, bete drd savaanlara ayrlr), zekat (genellikle krkta bir olarak alnan gelir vergisi. Ayrntlar unlardr: Krk koyun ya da kei iin bir koyun ya da kei, otuz sr ya da manda iin bir yan bitirmi bir buza, yirmi miskali bir miskal, bir buuk dirhemdir, bir dirhem de 3.207 gramdr geen altndan ve iki yz miskali geen gmten krkta bir altn ve gm, be veski geen topran yamur suyuyla sulanyorsa rnnn onda biri, el emeiyle sulanyorsa rnnn yirmide biri), cizye (Mslman olmayan uyruk erkeklerden ylda bir dinar olmak zere alnan vergi), hara (Mslman olmayan iftilerden anlama yoluyla alnan kira), ilenmemi toprak (bir topra ileyen ona sahip olur, ilenmemi toprak ynetimindir)... Bu gelirler u giderlere harcanr: Yoksullara yardm, alamayacak durumda Sayfa 110

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi olanlara yardm. Mslmanl yeni kabul edenlere yardm, kleleri zgr (azatlanm) klmak iin denti, borcunu veremeyen borlularn borlarn kapatmak iin denti, konuklara ve yolda kalanlara yardm, hayr ilerine harcama, memur maalar (o zamanlar memur olarak sadece tahsildarlar bulunduu iin tahsildarlarn maietini temin)... Muhammed, maa orann yle ayarlamtr: Bize memur olan kii karsnn maietini salayabilir, bir de ev alabilir, bir de hizmeti tutabilir. Bundan fazla haddi tecavzdr. Peygamber Muhammet'in lmnden sonra meydana kan yeni gerekler ve sorunlar u bilimleri oluturmutur: Kutsal kitabn boluklarn peygamberin szleri ve ilemleriyle doldurabilmek gereinden Hads bilimi, kutsal kitabn ak olmayan szlerini yorumlama gereinden Tefsir bilimi, yeni koullara uygun bir hukuk gereinden Fkh bilimi, aykr anlaylar arasndaki tartma gereinden Kelam bilimi, kutsal kitabn ve peygamber szlerinin gizli anlamlarn aratrma gereinden Tasavvuf bilimi... slam dncesinde Kelam ak felsefenin, Tasavvuf gizli felsefenin oluma alandr. Bununla beraber her ikisinde de ama dindir, bilim bu amaca varabilmek ii sadece bir aratan ibarettir. Gerek slam felsefesindeyse (ki balca temsilcileri El Kindi, Farabi, bni Sina, bni Rt, bni Bace, Gazali, Shreverdi, bni Tufeyl'dir) ama bilimdir, din bu amaca varabilmek iin bir aratan ibarettir. Pratik sorunlardaki gr ayrlklarndan mezhepler, teorik sorunlardaki gr ayrlklarndan meslekler olumutur. Mezhepler, dinsel gelenee skca bal kalarak Kuran ve Hadis'i kyas (benzerine uydurma) yntemleriyle yorumlayan ehli snnet mezhepleri ve yeni gereklere uydurmak iin deitirerek yorumlayan ehli bid'at mezhepleri olmak zere ikiye ayrlmtr. Ancak kyas yoluyla uygulama eitlendii gibi oybirliini salamak da her zaman mmkn olmadndan ehli snnet de, yaps gerei zorunlu olarak eitlenen ehli bid'at gibi, eitli mezheplere ayrlmtr. Ehli snnet dinsel kurallar alannda Selef, Matridiyye, E'ariyye gibi mezheplerle hukuk kurallar alannda mam Ahmet bn Hanbel'in itihatlarndan Hanbelilik, mam Ebu Hanife'nin itihatlarndan Hanefilik, mam afii'nin itihatlarndan afiilik mam Malik'in itihatlarndan Malikilik mezheplerine blnmtr. Ehli bid'at akmnda da Kaderiyye, Sfatyye, Mebbihe, Mutezile gibi birok mezhepler tremitir. iilik (ia) katksz ilk biimiyle bir siyasal partidir ve peygamberin amcaolu Ali'yi halife yapmak istemeyen Hariciler (Havari)'e kar Ali'yi tutanlarn partisini adlandrr. Sonralar bid'at saylm ve ii-Batnilik ad altnda tasavvuf tarikatlarnn gizli ve siyasal sna olmutur. Sonralar geni anlamnda, tasavvuf deyimiyle anlamda klnan Batnilik de ilk ve katksz biimiyle bir siyasal partidir ve altnc mam Caferus Sadk'n olu smail'i , kk kardei Musa Kazm'a kar imam yapmak isteyen smaili'lerin birok lkelerde kurduklar gizli rgtn addr. Bu bakmdan Alevilik (peygamberin amcaolu ve damad Ali yandal) deyimi, iilik, Batnilik, smaililik deyimlerinin tmn kapsayan genel bir anlam tar ve gerek halifeliin Ali soyuna zg olduu savn ierir. slam dininin ayrc nitelii, kadnlarn aa grlmesi ve ok kadnla evlenmenin hukuksallatrlmasdr. Kuran'a gre, tanr erkekleri kadnlardan stn klmtr, kadnlarnz dvn, mirasnzda erkek iin kz paynn iki kat ayrlmaldr, gnlnzn diledii kadnlardan iki, , drt tane aln (Nisa suresi 34, 11, 3). Mslmanlk bir devlet dinidir, halife de bu devletin bakandr. Geni ve ayrntl bir hukuk sistemi vardr, bu hukuk Kur'an (Tanr szleri) ve Hadis (Peygamber szleri)'le kesin olarak snrl ve deimezdir. Bunlarda bulunmayan yeni olaylar iin kyas ve Sayfa 111

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi icma mmet yollarna bavurulur. Bu yntemlerle de zlmesi olanaksz bulunan sorunlar itihat (yetkililerin Kuran ve hadise dayanarak yaptklar yorum)'la zmlenir. cma (topluca verilen karar), mmet (bir dinde olanlarn topluluu)'in bir araya toplanamayacak kadar oalmas sonunda yetkililerin bir araya gelerek topluca bir karara varmalarn dilegetirir, Mslmnln temel amac olan dinsel ve snfsal devlet rgt ilkin peygamber Muhammed tarafndan Medine kentinde, Yunan site devletlerini andran bir biimde, bir kent-devleti olarak kurulmutur. Daha sonra ve zellikle Emeviler zamannda dnyann pek byk bir blmne egemen olan slam imparatorluu meydana gelmitir. Gnmzde dnyann be ktasnda eitli devletlerle temsil edilen mslmanlk alt yz milyonu akn bir nfusu kapsamaktadr. slam felsefesi (Us. Felsefei slamiyye, Fr. Philosophie Islamique), ortaa Hristiyan felsefesi gibi, eitli uluslardan dnrlerin Mslmanlk disiplini iinde dnmelerini dilegetirir. Antika Yunan felsefesini Suriyelilerden renen slam dnrler, Hellenistik felsefeyi Arapaya evirmekle ie balamlar ve dncelerini Yunan felsefesinin Mslmanlkla uzlatrlmas yolunda gelitirmilerdir. Bu bakmdan temel yaps tanrbilimci, uzlatrc ve eklemecidir. Mslmanln daha ilk yllarnda dinsel dogmalar ve bu dogmalarla kurulan toplumsal dzen yetmemeye balamt. lk eviricilerden El Kindi, Plotinos'un nl dokuzlularn evirmi ve Aristoteles'i Yeniplatoncu elerle kartrarak sunmutu. lk Arap ve Mslman dnr saylan El Kindi (lm: 872) usudur, tanry kantlama (Ar. Alburhan)'ya ve ona yaklamaya almtr. slam doa felsefecileriyle tartm ve onlara kar kmtr. El Kindi, uslamlama (Ar. Alistidlal) yoluyla kantlyor ve bilinen zellikler (Ar: Al-Havass)'den daha az bilinen zellikleri, ilinek (Ar. Al'araz)'lerden z (Ar. Al-zat)' karsamaya alyordu. Tmeller (Ar. Al-klliyat)'i girek saymyor ve onlarn i dnme (Ar. Al-murakaba)'nin rnleri olduunu ilerisryordu. Ona gre tmeller duyulur, (Ar. Al-mahssat) eyler deil, anlakalr (Ar. Al-makulat) eylerdir. El Kindi, usu da e ayrmaktadr: nce insan ruh (Ar. Al-nefs)'unun dnda sonsuz ve eylem halinde bir us (Ar.. Al-akl bilfiil), bir de sonsuz ve kendiliinden ileyen bir us (Ar. Al-akl al-faal) var. nsan ruhunda bulunan g halindeki us bunlarn etkisiyle geliip edinilmi us (Ar. Al-akl al-mukteseb) oluyor. nsan usunu oluturan bu uslar, tanrlk uslardr. El Kindi meai okulunun kurucusudur. Onu bu yolda Ahmed Serakhsi, Ebu Ma'er Belkhi, Farabi ve bni Sina izlemilerdir. Bununla beraber slam felsefesinde, eski Yunan'da olduu gibi, bir doa felsefesi de gelimitir. Sokrates'ten nceki Yunan ve Hint felsefelerinin etkisiyle oluan slam doa felsefesi, zgr dnceli mutezileciliin bilimsellemesidir ve tabiiyyun, dehyyun, slam atomculuu, batnilik, ihvan-s-safa gibi-felsefesel akmlar kapsar. slam doa felsefesinin (ki buna genel olarak tabiiyyun deniyor) kurucusu Ebu Bekr Zekeriya Razi (841-926, Franszlar Rhazes ya da Al-Razes diyorlar)'dir. Razi, deney ve tmevarm (Ar. Al-istikra) yntemlerini kullanan, bilginin sadece duyularla elde edildiini savunan slam felsefesinin ilk grgcsdr. En ok baland dnrler Yunanl Anaksagoras'la Empedokles ve ranl Mani'ymi. Bedensel hastalklarn, ayn zamanda, ruhsal nedenleri olduunu ilerisrecek kadar an am bir dnrdr. Yetkeler, onun Hekimlik kitab'n psiko-somatik hekimliin ilk yapt sayarlar. Felsefesinde tanr, boluk (Uzay), sre (Zaman), ruh ve zdek olmak zere be temel e vardr. Sayfa 112

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Fizikte n bir ortamdan baka bir ortama geerken krldn gstermitir. Kimyada basit cisimlerin zelliklerini saptam, yerekiminin varln tantlamak iin deneyler yapmtr. Razi, meailiin byk dnrleriyle (zellikle El Kindi, Farabi, bni Heysem, bni Hazm) olduu kadar mutezilenin byk dnrleriyle de (zellikle Cahiz, bni Keyyal) kyasya att iin yalnz kalm ve slam felsefesinde bir gelenek kuramamtr. Bundan sonra slam felsefesinde, gene eski Yunan'da olduu gibi, Platon ve Aristoteles etkileri egemen olmutur. slam felsefesinin iki byk okulu, meaiyye ve irakiyye bu etkilerle olumutur. Meailik Platon, Aristoteles uzlatrlmas, rakilik Platon tasavvuf uzlatrlmasdr. Bu arada slam disiplini, Cabir bni Hayyan gibi ok byk bir hekim dnr yetitirmitir ki kimya biliminin babas saylr. Cabir, bilginin duyularla elde edildiini ve daha sonra derece derece ussal bilgiye eriildiini ilerisrmtr. Hayvan'dan insana ykselii, karanlk (Ar. Zulmani)'tan k (Ar. Nurani)'a k olarak niteler ki bunda kln ilk izleri grlmektedir. Cabir'e gre bilgi elde etmek iin grnenden grnmeyene doru uslamlama ve yorumlama (Ar. Al istinbat) yoluyla yrmek gerekir. slamsal Aristoculuk, meaiye okulunda zellikle Farabi (870-950) ve bni Sina (980 -1037)'yla gelimitir. Farabi, Aristoteles mantna dayanan usu bir metafizik oluturuyor. Aristoteles'i, Plotinos'un da yardmyla, slam diniyle uzlatrmaya almaktadr. Ne var ki bylesine bir uzlatrmayla yetinmemektedir, slam dinini de bilimle uzlatrmas gerekmektedir. Din (Ar. eriat)'le zgr felsefe (Ar. Hikmet)'nin ve kimi yerde de gizemsel bilgi (Ar. Marifet)'nin uzlatrlmas hemen btn slam dnrlerinin balca uradr. Yzmz ister batya, ister douya, ister kuzeye; ister gneye evirelim, karmzda daha bir sre hep Aristoteles'le Platon'u greceiz. Trkistanl Farabi de Aristotelesidir. Bu yzden kendisine ikinci retmen (Muallim-i Sani) denilmektedir. Farabi, bir Trk dnrdr. Trkistan'n Farab kentinde domutur. Asker ocuudur. lk renimini yurdunda, yksek renimini Badat'ta yapmtr. nceleri Trkistan'da kadlk yapt, sonra kendini bsbtn felsefeye verdi. Anadili olan Trke kadar Arapa, Farsa, Sryanice ve Yunanca biliyordu. Hekim, metafiziki ve mzikiydi. Yzden ok kitap yazm; Aristoteles, Platon, Zenon gibi Yunan dnrlerini yorumlam, bunlarn grlerine kendi grlerini katmtr. Uyun-l-Mesail adl kitabnda, kiiyi erdemli klan, Tanr'dr, diyor Farabi, her ite baar ancak Tanr'nn eliyle olur. Tanr'nn ba (inayet-i ilahiye) her eyi kuatr, herkesle bitiiktir. Her olan eyin nedeni kaderdir. Ktlklerin de nedeni kaderdir (Tanr istemeseydi ktlk olmazd). Ktlkler ilinek (araz) olarak iyidirler. nk ktlkler olmasa iyilikler de olmazd. Farabi'nin dnce sisteminde trebilimin (ahlak ilmi) nemli bir yeri yoktur. Farabi dorudan doruya treden sz amam, treyi ilememitir. Ancak Aristoteles'in tresini yorumlarken kendi dncelerini de katmak istemi, kark, ak seik olmayan szler etmitir. rnein, retim (tedris, talim) yoluyla eitim (terbiye, tehzip) yolunu birletirmi, her gerek retimin bir eitim olduunu ya da her eitim iin bir retim gerektiini sylemitir (bu konuda' ok aydnlk olan Sokrates'i hatrlaynz). Ara-yi ehl-i Medine-tl-Fazla adl kitabnda da bir bakann erdemlerini saymtr. Farabi'ye gre, bakanlk edecek kiide u erdemler bulunmaldr: Organlar tam olmaldr, anlayl Sayfa 113

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi olmaldr, bellei (hafzas) gl olmaldr, akll ve ince grl olmaldr, gzel konuur olmaldr, renmeye gnll olmaldr; yiyecee, iecee, elenceye tutkun olmamaldr; doruluu sevmeli ve yalanclktan tiksinmelidir. Nefsini yksek tutmal ve kendisinden kukulandracak eylerden ekinmelidir, dindar olmal ve dnya kayglarnda gz bulunmamaldr, tzesever (adaletli) olmal ve ktlk yapmaktan ekinmelidir, iinde ayak diremeli ve dilekli olmaldr. Grld gibi Farabi'nin erdemleri, Mslmanln erdemleridir. Oysa Farabi btn bu erdemlerin bir kiide toplanamayacan da dnm olmal ki, szlerini yle bitiriyor: Bu erdemler tek kiide bulunmazsa, birka birinde, birka da tekinde bulunursa, o iki kii bakan olur. Eer bu erdemler kiide bulunursa o kii bakan olur. Bu erdemler iin daha ok kii gerekiyorsa o kadar kii bakan olur. Farabi, bu hogrsyle, bakanln kaplarn on iki kiiye kadar am demektir. Kiiyi erdemli klan, Tanr'dr dncesine uygun olarak organlar tam bulunmak, bellei gl olmak gibi tanr vergisi nitelikleri de erdem saymtr. Oysa tek kollu domu bir kiinin, nasl bir retim ya da eitimle, ikinci bir kol edinebileceini sylememitir. Farabi toplumcudur. Kiinin yetkinlie eriebilmesi iin pek ok eyler gereklidir, diyor. Kii, tek bana, bu eylerin tmne birden eriemez. Toplum, kiilerden birinin eksiini tekiyle tamamlar. Yetkinlie erimek gc, insana doarken verilmitir. Oysa birok insanlar bir araya toplanp her biri tekinin ihtiyacn hazrlamak suretiyle birbirlerine yardm etmedike, insan, tek bana, bu yetkinlii elde edemez. En yksek iyilik, en byk yetkinlik ancak kentte (ehirde) yaamakla elde edilir, kentten aa bir toplulukta elde edilemez. Erdem, yardmlamadr. nsanlar, ktlkler iin de yardmlaabilirler. Ama gerek mutlulua ulatracak eylerde , yardmlaan kent, erdemli kenttir. Mutlulua ulamak iin yardmlaan toplum, erdemli toplumdur. Btn kasaba ve kentleri mutlulua erdirmek iin yardmlaan ulus, erdemli ulustur. Bunun gibi, btn uluslar, mutlulua varmak iin birbirlerine yardm ederlerse yeryz, erdemli bir yeryz olur. Erdemli kent, btn organlar tam olan bir bedene benzer. O bedenin btn organlar, yaamak iin, nasl birbirlerine yardm etmek zorundaysalar, kentlerin btn kiileri de, mutlu olmak iin birbirlerine yardm etmek zorundadrlar. Bedenin organlar eitlidir, grevleri ve gleri bakadr. Oysa ilerinde bir organ vardr ki onlara bakanlk eder. Bu bakan, yrek'tir. Grevleri bakana yardm etmek olan baka organlar vardr, bunlar en yakn yardmclardr, bakann iini kolaylatrrlar. Bu ikinci organlar, grevlerini bakann amacna uygun olarak yaparlar. nc organlar da grevlerini, ikinci organlarn amalarna uygun olarak yapmaktadrlar. Bylelikle aa doru inerek sadece hizmet eden, amac bulunmayan ve kimseye bakanlk etmeyen organlara kadar varlr. Toplum da byledir, byle ilemelidir. Kiiler, btn davranlarnda, ya iyi bir eyle ya da kt bir eyle karlarlar. Kii, yararlanmasn bilirse, iyiden olduu kadar ktden de yararlanabilir. yi olana ya uyar, ya uymaya alr, ya da o eyin iyiliini grerek on uymak iin uygun bir frsat bekler. Kt olandan da ya kanmaya urar, ya ktlk kendindeyse kendinden atmaya abalar, ya da kurtulmay baarmak iin onu kendinden atncaya kadar bakalarndan rnek almaya alr. Sayfa 114

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi nsanlar iin ceza ve armaan gereklidir. Ancak her ikisi de niyete gre gerekli olur (Abaelardus, drt yzyl sonra, Xii'nci yzylda ayn sz syleyecektir). nsann niyeti tanr bilgisiyle, tanr sevgisiyle dzelir. nsan, tanrnn ve peygamberinin yolunda yrrse niyetinde iyilik; iledii ilerde , doruluk olur. Farabi, bir yandan Aristoteles'le uraadursun, br yandan da kimini aka syleyip kimini ancak sezdirdii dnceleriyle gelecek yzyllarda yaayacak olan birok byk dnrlere nclk etmitir. Birtakm dnceleri aka gln ve gnmz dncesine aykr bulunmakla beraber, dnce sistemi incelenince, artc bir genilik grlmektedir. Geni apta bir insanclk (humanisme), dnya devleti dncesi, Machiavelli'den yedi yzyl nce bir insanlar ynetme sanat, bir siyaset bilimi, Darwinciliin ilk tohumlar, Hobbes'un dnceleri, Rosseau'dan yzyllarca nce bir toplumsal szleme (contrat social) eilimi Farabi'yi bir hayli yceltiyor. Kendinden sonra gelen dnrler ondan ok yararlanmlardr. Farabi'nin karanlk brakt tre dncesini, nl rencisi bn-i Miskeveyh aydnla karmtr. bn-i Miskeveyh'e gre, eitim nce, retim sonra gelmelidir. Bir baka deyile, uygulan (ameliye) nce, kuram (nazariye) sonra yaplmaldr. Tre, bilimden nce gelir. Bilgin olmak iin her eyden nce erdemli olmaldr. Erdemli olmak iin bilmek yetmez, uygulamak gerekir. Gerek bilim ancak erdemi uygulayanda bulunur. bni Sina da grgclkle usuluu badatryor ve bu badatrma iinde doabilimsel slam felsefesinin kurucusu Razi'yle Farabi' den yararlanyor. Ne var ki bni Sina bu grgc-usu (Fr. Empirico-rationaliste) alandan usaaykrc (Fr. Irrationaliste) bir alana kaymakta ve Meailikten irakilie gemektedir. Bilimleri de yle snflandrmaktadr: 1- zdeine bal biimlerin bilimi, ki doa bilimleridir. bni Sina bunlara aai bilimler (Ar: Al-ilm-l-esfel) diyor; 2- zdeinden tmyle ayrlm biimlerin bilimi, ki metafizik ve mantktr, bni Sina bunlara yksek bilimler (Ar. Al-ilm-l-ali) diyor; 3- zdeinden ancak zihinde ayrlan bilimler, ki matematiksel bilimlerdir; bni Sina bunlara orta bilimler (Ar. Al-ilm-l-avsat) diyor. bni Sina, tm bilgilerimizin sezgiyle elde edilen ak' ilkelerden karsama (Ar. Al-istinta) yoluyla olutuu kansndadr. Bilgi srecinin duyum ve algyla baladn kabul etmekle beraber gerek bilginin ussal olduunu ilerisryor. bni Sina, an pek aan bir grle cisimlerin kendi i gleriyle devindiini savunuyor. Bu i ge zg (Fr. Autodynamisme) anlamnda Ar. Al-kuvvet al-nefsiye demektedir. . H. zmirli, bni Sina'nn, Bat skolastiinden ok nce, varlkbilimsel kant (Fr. Preuve ontologique)' ilk ilerisren dnr olduunu sylemektedir. slam felsefesinde bni Sina, meailikten irakilie kol atm bir dnr olmakla beraber, balbana bir okuldur. El Czcani, Behmenyar, bni Zeyle, Ebu Abdullah Masumi, Meymun bin Necib al-Vasti, nl ozan mer Hayyam, Ebl Maali, Ebl Abbas Zevkeri, Abdrrezzak et-Trki gibi nl dnrler bni Sina okulu'ndan saylrlar. Fahrddin Razi, Nasireddin Tusi Seyyit erif Crcani gibi nemli dnrlerin de onun etkisinde olduklar bir gerektir. slam felsefesinde iman felsefesi'nin kurucusu mam Gazzali (1058-1111)'dir. Meailie hcumlaryla ve E'arilii gelitirmesiyle nldr: slam felsefesinin ilgin, ama en gerici dnrlerinden biridir. Denilebilir ki felsefe, onun ve onun glendirdii E'arilik yznden Arap yarmadasndan Bat'ya getmek zorunda kalmtr. Sayfa 115

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Tm felsefe ve filozoflara dman olan Gazzali gerekten ok ilgin eyler sylemektedir: rnein, tanrnn varln kantlamak iin metafizikilerin ilerisrdkleri tm kantlar samadr diyor, nk bu kantlarn tm fizikseldir (rnein ilk kmldatc kant gibi), oysa metafizik fizikle aklanamaz, zdekiler ve doabilimciler kendi sistemlerinde metafizikilerden ok daha tutarldrlar. Gksel ruhun tikel varlklara yayld sav samadr diyor, nk bu doayla tanr arasnda bir akm kurmak olur ki hem din anlayna, hem de doabilim anlayna aykrdr. Platon'la Farabi'ye kar karak, tanr tmelleri bilirmi de tikelleri bilmezmi diyor, bunu ilerisrmek tanry yadsmaktr. Gazzali'nin ve E'ariliin gerici ve ezici basks yznden Bat'ya geden slam felsefesi (Meaiyye) Endls Araplar arasnda zellikle bni Bacce (lm: 1138) ve bni Rd (1126-1198) taraflarndan srdrlmtr: bni Bacce, zellikle Ar. Mtevahhid (yalnzmasna yaayan insan) adn verdii birbanalk kuramyla nldr. Kendisini bylesine yalnzlatran insann (ki bu yalnzlatrma gerekte deil, dnsel olarak yaplacaktr) ktlklerden arnarak akl-al faal (tanr)'la birleebilecei kansndadr. Bu konuda yazd yapt bir hkmetin ynetimini tasarmlar. rnein bu yetkin ynetimde ne hekimler ne de hakimler (yarglar, kadlar) bulunmayacaktr, nk her ikisi de yetkin ynetim sayesinde gereksiz olacaktr. Antika Yunan felsefesi, bu slam dnrlerince Bat'ya tantlmtr. zellikle bni Rd, Xii'nci yzyln balarnda Michael Scott tarafndan Latinceye evrilince byk cokunluk ve, hayranlk uyandrmtr. ngiliz dnr Bertrand Russel, Felsefe Tarihi'nde yle der: bni Rd, slam felsefesinden ok Hristiyan felsefesi iin nemlidir. O, slam felsefesi iin l bir sondu, Hristiyan felsefesi iinse bir balang olmutur. Batllar, spanya Araplarndan bni Rd'e Averroes ve onun Aristotelesi retisine de Averroisme derler. Bat, Yunan felsefesini ve zellikle Aristoculuu bni Rd'ten renmitir. bni Rd, Aristoteles elerini Farabi ve bni Sina'dan almakla beraber, onlardan ayrlarak Aristoteles'in zdeki yann ilemitir. Bu yzdendir ki bni Rd retisi, Xii'nci yzylda, Hristiyanla aykr bulunarak sulanm ve yasaklanmtr. rnein Hollandal dnr Herman van Riswik, bni' Rdlnden tr 1512'de yaklmtr. bni Rdln Bat'daki en byk ve verimli rn Roger Bacon'dur. bni Rd'e gre ruh lmldr, nedeni olan her ey zorunludur ve bundan tr tanr da bir zorunlulua baldr. Biimler zdein iinde gizlidirler ve tanrlk etkiyi gerektirmeksizin birbirlerinin iinden karak varolurlar. Bundan tr de yoktan yaratma sz konusu olamaz, sz konusu olabilen gizliden aa ilksiz-sonsuz ve zorunlu bir evrimdir. Devim, ilksiz ve sonsuz bir sretir. Grld gibi btn bu varsaymlar, kkleri Aristoteles'te bulunan, tm zdeki varsaymlardr. bni Rdlk, birok bakmlardan Hristiyan kilisesiyle atmaktadr. Evren ilksiz ve sonsuzdur (Hristiyanla gre evrenin ba ve sonu vardr, yaratlmtr ve yok olacaktr), yokluk diye bir ey yoktur (Hristiyanla gre tanr evreni yoktan varetmitir), ruh bedenle birlikte ,gp gider (Hristiyanla gre ruh lmszdr), tanrnn ba insan lmsz klamaz (Hristiyanla gre insan tanrnn ba kurtarr ve lmsz klar), insan usu tanryla ayn eydir (Hristiyanla gre insan tanrnn yaratdr, eksiktir ve suludur, aalanmtr ve dmtr, bu yzden de usuyla kendini kurtaramaz ve ancak tanrnn ban dileyebilir). Bu arada slam felsefesi disiplini iinde birtakm Yahudi dnrler de Sayfa 116

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yetimitir ki bunlarn en banda bni Cebirol (Franszlar Avencebrol diyorlar) gelir. Kamutanrcdr. Bir bakas bni Me'mun (1135-1204, Franszlar Maimonide diyorlar)'dur. Ikln kurucusu ahabettin Shreverdi (1153-1191)'dir, teki Shreverdi'lerden ayrmak iin, ldrlm (Maktul) Shreverdi adyla anlmaktadr. Henz otuz yandayken, Halep'te, bilgisini kskananlarn dinsizlikle sulamalar yznden, Selahattin Eyyubi'nin buyruuyla ldrlmtr. Arap ve Acem olmad kesinlikle bilinmekte, Trk soyundan geldii sanlmaktadr. evresinde sayg ve kskanlk uyandran takn bir dnce gc vard. Gen Shreverdi, Ik dncesinde Platon'la Tasavvufu birletiriyor. Gerekte o da Tasavvuf yolunun yolcularndandr. Ama, Batniler gibi, szcklerin gizli anlamlarn aramyor. O, bir dnce adamdr. Geree, szck yorumlayarak deil, dncesini younlatrarak varmaya almaktadr. Bunun iin de, Tasavvufun sadece ynteminden yararlanyor (Mkaefe yntemi). Ona gre felsefe, bir sezgi iidir (lham vahi, hads). Felsefe yapmak, peygamberlik yapmak demektir. nsan, zvarln (Nefsini) eiterek, yava yava ve basamak basamak Ia doru ykselir. nsan Ia yaklatka, In aydnl artar. Sezgi yoluna bir kez girildi mi, gittike glenir insan. Her basaman aydnl, insan, bir yukardaki basaman aydnlna eker. Bylelikle, Iklar I'nn (Nur-l-envar, Tanr) her anlam kapsayan byk aydnlna ulalr. Gerek felsefe, mantk oyunlarna bavurmak deil, bylesine bir sezgi merdivenine trmanabilmektir. Anlamlar alemi (Alem-i mana), szcklerle anlatlamaz ve mantk oyunlaryla tantlanamaz. nsanlar, ona, bir balarna ulaabilirler. Felsefe, onlara, sadece bu yolu gstermekte yardmc olabilir. te, ahabettin Shreverdi, Ik Heykelleri (El heyakiln-nur) adl yaptnda bu yollar gstermektedir. Shreverdi'ye gre ruh ve beden diye bir ayrlk yoktur, bunlar ayn eydir. Btn cisimler gibi beden de youn bir karanlktr. Bu karanlk, Ia doru ykseldike younluu erimeye balar. Sonunda bsbtn aydnlanr, Ik alemine girer. Bedenler ruh ayrl, sanld gibi, bir z ayrl deil, bir derece ayrldr. Shreverdi, dncesinin bu izgisinde kiiliini ortaya koymakta, Platon'dan ayrlmaktadr. Platon'a gre cisimler gerek varlklar deildir, gerek olan o cisimlerin ideleridir (soyut kavramlardr). Shreverdi'ye gre ruhlar da, cisimler de gerektirler. Bunlarn arasnda zde bir ayrlk yoktur. Ruh, tasarlanm bir kavram, bir ide deil; cismin aydnlanmasdr. Shreverdi, dncesinin , bu izgisinde, Zerdt'ten de ayrlmaktadr. Shreverdi'ye gre karanlkla k, bir kartlk deildir ki aralarnda kavga olsun. Karanlk, ktan gelmitir, a dnecektir. Bu, bir zorunluluktur. Kii, z varln eiterek, her zaman klanabilir, ruhlaabilir. Ruh, bedenin eitilmiidir. Yirminci yamz, yirminci yaa vardndan tr onuncu yamz ortada bulamaz ki onunla kavgaya tutusun. Zerdt'e gre karanlk, ktan koptuu halde, ayn zden gelen bir dmand. Evrense kla karanln sava alanyd. nsanlar, bu savaa, a yardmc olarak katlmalydlar. Ak sakall budalalar, gen dnrmz buralardan yakalayp fitnelemi olsalar gerektir. Oysa ak kap brakmamak iin elinden geleni yapmaktadr. Ik Heykelleri adl yaptnda (heykel, Arapa'da kalp, klk, grn anlamlarna da gelmektedir) sezgi yntemini bir yana brakarak, klar nn bambaka bir k olduunu, teki felsefelerin tuttuklar mantk 'yolundan tantlamaya alyor: Hayvansal ruh, Sayfa 117

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tanrsal ruhtan bakadr. nsan ruhu, tanrsal klardan biridir. Douu tanrdan olduu gibi, bat da tanryadr. Kimileri, insan ruhunun cisim olmadn anlaynca, bu ruhun tanr olabileceini sanmakla sapklk uurumuna derler. Oysa tanr birdir. Ahmet'le Mehmet'in ruhlar bir olsayd, birinin bildiini tekinin de bilmesi gerekirdi. Byle olunca, bir insann bildiini btn insanlar da bilirdi. Kimileri de bu ruhun, tanrnn bir paras olduunu sanrlar. Bu da sapklktr. Tanrnn cisim olmad kesin bulunduuna gre, cisim olmayan bir ey nasl paralanabilir, nasl blnebilir? Kimileri de bunun ncesiz olduu kuruntusuna kaplrlar. Byle olsayd, onu k ve kutsallk aleminden ayrla rak karanlk ve lm alemine inmeye kim zorlayabilirdi? Bir fitil, bir ateten tutuur. Ama o fitili tututurmakla o ateten hibir ey eksilmez (Nur Heykelleri, Saffet Yetkin evirisi, 1963 basks, s. 10-11). Burada grld gibi, gen dnrmz tuttuu yoldan ayrlarak Batni tasavvufun aka syledii gibi, evrende her ey, bir eydir (vahdet-i vcut), diyemiyor. lk dncelerinde birletirmeye yz tuttuu maddeyle ruhu yeniden ayryor. Madde, z olarak, karanlktr. Iklar (Tanr), onu parlatyor, ruhlandryor. Oysa bu ruh, o yce n deildir, sadece parlatm olmasdr. nsanda parlayan k-ruhla, onu parlatan klar -ruh arasnda hibir ilgi yoktur. Baka bir deyile, parlatan sadece parlatmtr, kendinden bir ey vermemitir. Maddeler, klar na yaklatka aydnlanrlar, ruhlarlar, geree ularlar. yi ama, ulatklar gerek nedir? Bu gerek, hi deilse Batnilerin varlk birlii gerei gibi, yeni bir gerek olmadna gre bu kadar aba nedendi? Parlatan n bambaka bir k olduunu kutsal kitaplar da sylemiyorlar myd? Shreverdi'de, Platon'da olduu gibi, bir iir tad var. Bu iir tadna, ok daha sonra, Xvi'nc yzylda, Bruno'da da rastlyoruz. Gerekten de bu nemli dnr ayn yoldadrlar: Usuz bucaksz bir ncesizlik ve sonraszlk dncesi. Sonsuz bir aydnlk dnn. ylesine derin, ylesine geni bir boluk ve pembelik. Bu aydnlkta, gittike byyen, bir karalt beliriyor. Bu karalt, kendini etkiliyor, oaltyor. Sonsuz boluktaki karalt, o ana kadar uyumakta olan mekan; sonsuz boluktaki byme, o ana kadar uyumakta olan zaman uyandryor. Bu karaltnn gelien bir derecesinde, byk aydnlktan gelen bir nla, aydnlanma ve kmlt balyor. te insana kadar srpgelen aydnlk ve kmlt... Aydnlandka artan aydnlanabilme gc, glendike zorunlu olarak artan aydnlk. Aydnlananlar, hem ilk parlay, hem de birbirlerini aydnlatmaya balyorlar. Boluun iindeki doluluk, gittike artan bir hzla byyor, ykseliyor, kaplyor. Evren, olumaktadr: Bilin, etkileyerek ve etkilenerek, yaylmaktadr. Bu badndrc gidiin sonunda, zorunlu olarak, yeni bir karalty douracak olan tm aydnlanma var. Yepyeni bir boluk ve yepyeni bir aydnlk. ylesine yeni, taze, prl prl bir boluk ve pembelik, zamansz, mekansz, maddesiz. Oysa hikayemiz gene de bitmiyor. Sonsuz aydnla yepyeni bir karalt dmek zeredir: Bugn kafamzda bulunan akl, en az yz bin yldan beri gelie gelie olumu bir akldr. Bu akl ana babalarmzdan bylesine yetkinlemi olarak alyoruz. Yz bin yllk maddesel gelimeyle yz bin yllk bilginin onard bu akl, ada akldr. Gelin, bir oyun oynayalm. yle bir akl dnelim ki, ne yz bin yllk maddesel gelimeden, ne de yz bin yllk bilgiden yararlanm olsun. nsansz , bir adada kendi kendine domu bir akl... Bu akl, tanrlk dnceye varabilir mi? spanya Araplarndan bni Tufeyl (lm: 1185. Franszlar Abentofal diyorlar) Tanrnn olu Hay (Hayy ibn-i Sayfa 118

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Yakazan) adl nl yaptnda, bylesine bir oyun oynuyor. bn-i Tufeyl, Xii'nci yzylda, Arap ynetimi altnda bulunan Endls'te yaamtr. Hekim, filozof, ozan ve riyaziyeciydi. Sorumuzu karlayan yaptn roman biiminde yazd. Yapt, XVii'nci yzylda ngilizceye evrilerek birok Batl yazarlar etkiledi. De Foe'nun nl Robinson Cruzo'sunu, ondan etkilenerek yazd sylenir. Oysa bn-i Tufeyl'in de, X'ncu yzyl dnrlerinden bn-i Sina'nn Hayy ibn-i Yakazan risalesinden etkilendii bilinmektedir. bn-i Sina'nn da, Huneyn bn-i shak'n (lm: 910) Yunancadan evirdii bir ykden yararland sanlyor. Dnce, bir Helenistik a dncesini andrmaktadr. bn-i Tufeyl, sorumuzu yle karlamaktadr: Evet, varabilirdi... Hay, Atlas denizindeki insansz bir adada kendi kendine domu (tenasl binefsihi) bir ocuktur. Yavrusu lm bir ceylan, onu alp emziriyor. Bundan baka, aalarn besleyici sular ve olgun yemileri de var. Kk Hay, mutludur. Kendisine analk eden ceylann peinden koarak, beceriklilii renmitir. Gnler getike de, kendi bakaln sezmektedir. nk adada, kendine benzemedikleri halde ceylna benzeyen baka hayvanlar da bulunmaktadr. Kendisi tektir ama, evresi, birbirine benzeyenlerle birbirlerine benzemeyenlerin kaynat bir alandr. Kk Hay, bunlara bakarak, tr dncesini ediniyor. Hayvanlarn cinsel organlarn irkin bulmaktadr. Bu yzden, rtnmek gereini duyuyor. nce yapraklardan, onlarn kuruyup dkldklerini grnce de, daha sanra, salamlk dncesine vararak, ku tylerinden giyitler yapyor. Bir denein ucunu sivriltmeyi, o denei eitli ilerde kullanmay reniyor. Hayvanlardan kiminin boynuzlar, kiminin gl dileri, kiminin hzl koan bacaklar var. Bizim Hay de, onlarn stnlklerine kar, ellerini ve aletlerini kullanarak stnln salayacaktr (insan, alet yapan hayvandr, diyen Marx'n tanmn hatrlaynz). Hay'cik, yz bin yllk yetkinlii ve bilgileri bulunmayan aklyla, birtakm seziler peinde: Bir eyi bir yerden alp br yere koyabiliyor. Az nce bo olan o yer, imdi kaplanmtr. evresi yer kaplayan eylerle doludur. Bu eylerden ou, birbirlerine benzemedikleri halde, yer kapladklarndan tr, aralarnda bir ortaklk var. Benzemezler arasnda benzerlikler bulunuyor. Bu benzerlikler, kendisini de, hibirine benzemedii halde, btn evresindekilere yaklatrmaktadr. Gneten kavrularak tutuan odunlar var. Ate stc, aydnlatc, iine atlan bal piirerek lezzetlendiricidir. Alevler, niin ge doru ykseliyorlar? Yukarda, varmak istedikleri bir yer olmal. Bitkiler de yukarya ' doru byyorlar. Yukarda, btn cisimleri kendine eken bir g olmal. Yamur yukardan yayor. imek yukarda akyor. Grltler yukardan geliyor. Bulutlar yukarda dolayor. Yukars bir hayli nemli. Bu srada ceylan ana lyor. Hay, yeni bir gerekle karlamtr: lm... Ceylan ana kprdamyor artk. Azn amyor, bacaklarn sallamyor, gzlerini oynatmyor. Az nce gezip dolat, hareket ettii halde, imdi bu bitmilik neden? Kendisi de, bacaklarn kprdatmadan durabilmektedir, ama sonra keyfi isteyince gene kprdatabiliyor bacaklarn. Ceylan ana da keyfi isteyince kprdatabilir mi yeniden? Hay, onun stne atlyor, ekitiriyor, tartaklyor. Bouna. Ceylan ana bitmitir. yleyse onu kprdatan, ileten g neydi? Soumu cesedi deiyor Hay. ini aratryor. Eline scak bir yrek gemitir. Btn bir soukluk iinde tek scak ey. Sonunda bu yrek de souyacaktr, ama en son souduuna gre, en canl o olmal. Bu bitmilikte, bu durmulukta eksilen, yitirilen nedir? Yoksa bu yitirilen Sayfa 119

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ey de, alev gibi, duman gibi, yukarya giden bir ey midir? Kprdayabilenler, bir gn, kprdamaz olabiliyorlar. u halde btn kprdayabilenler sonludurlar. Ya yukars?.. Yukars sonsuz mudur? Yukarsnn ancak bir yz grnmektedir. Grnen yz sonludur. Ya grnmeyen yzde sonsuzlua doru bir uzan varsa? Hay, ge iki denek saplayabildiini, bu deneklerin de, gn grnmeyen yzyle birlikte sonsuzlua doru uzanabildiklerini dlyor. Oysa bu deneklerden birini krabilirdi. Sonsuzlua gittiklerinden tr birbirlerine eit olmalar gereken bu iki denekten biri krlmakla bu eitlii bozmaktadr. Baka bir deyile, br ular sonsuzlua gittiinden tr birbirlerine eit olmalar gereken denekler, birinin krlmasyla, hem eit hem de eit olmayan bir duruma gireceklerdir ki byle bir durum dnlemez, eliiktir. u halde, yerdekiler gibi, gktekilerin de sonlu olmalar gerekir. Sonsuzluk, kendisinin sonu grememesi deildir. Kendisinin sonunu gremedikleri de sonludurlar. Hay, dallar krp, yonttuu denekleri bak gibi kullanarak bir kulbe yapmtr. Kendisi olmasayd, imdi yer kaplayan u kulbe de bulunmayacakt. yleyse, btn bu yerdekilerin ve gktekilerin, btn bu sonlularn da bir yapcs olmaldr. O yapc olmasayd, btn bu sonlularn da, u kulbe gibi, bulunmamalar gerekirdi. Bu yapcysa, yaptklar gibi, sonlu olmamaldr. Sonlu olsayd onun da bir yapcs bulunacakt. lk yapc, zorunlu olarak sonsuz'dur. Bundan baka, btn sonlularn cisimleri sonunda dklp dalmakta, son bulmaktadrlar. u halde ilk yapc, sonsuzluun zorunluundan tr, elbet cisimsiz olmaldr. Sonsuz cisimsiz bu kmldatc, sonlu cisimli kmldayanlar kmldatabilmek iin onlarla birlikte'dir. te ceylan ana, bu birliktelii yitirdii iin artk kmldamaz olmutur. yleyse, bu birliktelii grebilmek, bu birliktelii anlayabilmek iin kendi iimize bakmamz gerekir. Tanrnn olu Hay, bylelikle, baha'sna kendi iinde ulamaktadr. Bir baka deyile, babasn kendisinde bulmaktadr. O, hem her yerde bulunan, hem de hibir yerde bulunmayandr. Salaman'la Absal, tam bu srada, karmza kmaktadr. Komu aday yneten, iki yneticidirler. Salaman, Kutsal Kitap'n ak anlamlaryla toplumu dzenlemeye almaktadr (zahiri, snni, eriat). Ab sal, Kutsal Kitap a gizli anlamlaryla toplumu dzenlemek dncesindedir (Batni, alevi, hakikat). Adalardaki toplumsa, her iki yola da bo vermekte, bildiklerini okumaktadrlar. Absal'i yabani bir hayvan sanp avlamaya kalkan, sonra, kendi trnden bir canl olduunu anlayarak onunla dost olan Hay'se (kendiliinden akl), komu adann dzensiz toplumunu yola getirmek iin nc bir yolu, kendi yolunu deneyecektir. Oysa, nc yolda tutmuyor. nsanlar, ne trl olursa olsun, hibir yoldan tanr dzenine gerei gibi ayak uydurmak istemiyorlar. Bu yollar, kiiyi erdeme ulatrmyorlar. Nitekim, yapt da, toplumu dzenlemekten umutlarn kesen Hay'le Absal'in, toplumsal aday Salaman'n ynetimine brakarak ssz adaya dnmeleriyle sona ermektedir. bn-i Tufeyl'in, yksnden kard sonu udur: nsanlar eit anlayta deildirler. Gerek, stn anlayl kiiler iindir. ounluk, birtakm biimler, yasalar konmadan ynetilemez. Daha ak bir deyile, ounlua eriat bilimi gerekir, hakikat bilimi stn yaradll bir aznlk iindir. Hay (kendiliinden akl), Salaman'n eriat bilimindeki, iki gerein gerekelerini uygun bulmamaktadr (bn-i Tufeyl'e gre, Hay'in vard sonu, ilke bakmndan, eriata uygundur. Hay, eriat beenmitir). Gerekelerine akl Sayfa 120

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi erdiremedii gerekler unlardr: 1- Apak gerek dururken, niin birtakm gizlemelere gidilmitir? rnein, yeryznde, insanlarn birbirleriyle dverek asla geemeyecekleri gerek kprler varken Srat kprs gibi bir te dnya kprsn ortaya atmak neden? Erdemsizlerin birbirlerine verecekleri ac, cehennem ateinden daha m az rktc? 2- Din, mal edinilerek eitsizliin domasna izin verdii halde zekat yasasn koyarak, kendi yaratt ktlkle gene kendisi uramak gibi bir elimeye niin dmtr?. bn-i Tufeyl, eriatn bu sorular karlamad grndedir. Iklk (rakiyye) okulu Xiii'nc yzylda yaam olan emsddin ehrizori, bni Kemmune, Kutbddin irazi gibi dnrlerce srdrlm ve daha sonra bir tarikat halinde rgtlenerek, zellikle ran'da, gnmze kadar srpgelmitir. Shreverdi, bu tarikat ballarna eyh-l-irak adyla anlr. Bu arada slam disiplini Abdllatif Badadi (lm: 1231), Ebl Berekat Badadi (1076-1166), bni Haldun (1332-1406) gibi bamsz dnrler de yetitirmitir. Bunlarn arasnda bni Haldun ok nemlidir. zellikle tarih alannda olaylar anlatmak yerine, olaylar dnmek gerektiini ilerisren bu dnr tarihsel olaylar'n' yerine tarihsel nedenler'i koymakla tarih felsefesinin temellerini atm oldu. Bugn, birok Batllar, onda, Vico'nun, Spenglerin, Montesquieu' nn, Rousseau'nun, Sorel'in, Malthus'n, Machiavelli'nin, Darwin'in, Nietzsche'nin dnce tohumlarn buluyorlar. bni Haldun, nce, evrensel deime'yi sezdi: Tarih bilimiyle uraanlar yanltan, uluslarn hal ve durumlarnn, gnlerin ve yzyllarn gemesiyle deimekte olduklarn unutmaktr. Bu deime, Yce Tanr'nn btn varlklar iin koyduu bir yasadr (Mukaddime, Zakir Kadiri Ugan evirisi, 1954 basks, L cilt, s. 70-71). bni Haldun, sonra, evrensel evrim'i yakalad: Biz, varlklar birbirine bal olarak gryor ve varlklarn birinden tekine geiini, yetkin bir dzen iinde, izliyoruz. Maddelerden her biri, aadan yukarya doru ykseldii ya da yukardan aaya doru alald zaman, kendisine yakn olan maddenin biim ve kalbna girmektedir. Yukarya doru ykselen madde, kendisinden aada olan maddeden daha hafiftir. Bu hal, yldzlar alemine kncaya kadar srer. Varlklara bak. Varlklarn, madenlerden balayarak, yava yava ve tabaka tabaka biimlenmi olduunu grrsn. Maden, bitki ve hayvanlarn ana maddeleri ortaktr. Madenin en yksei bitkinin en aasna bitiiktir. rnein, tohumsuz yetien maden tohumsuz treyen sebzelerle, hurma ve zm gibi bitkiler inci sedefiyle kabuklu smklbcek gibi hayvanlara yakndr ve onlarn biim ve kalplarna girebilecek durumdadr. Bu gelime, en aadan balayarak, maymun ve ebek gibi hayvanlardan geip insana kadar ykselmitir. nsann en aas, ite bu hayvanlardan balamtr. Benim grdm budur. Dorusunu Tanr bilir (Mukaddime, ayn eviri, i'nci cilt, s. 241-247). bni Haldun, toplumsallk zorunluu'nu da anlamtr: Toplumsal yaay, insanlar iin zorunluktur. nsan, yaamak iin, yaama gerelerini salamak zorundadr. Bu gereleri tek bana salayamaz. Bir buday tanesinin un olabilmesi, eitli hner ve zenaatleri gerektirir. retim, retime yetecek kiilerin bir araya toplanmalaryla olur. Korunmak da yle (Mukaddime, ayn eviri, i'nci cilt, s. 106-112). bni Haldun, toplumsal olaylarn tm kkn ekonomik temelde ve retim aralarnda grmektedir. Ona gre, ruhumuzu oluturan da ekonomik koullardr: Her kazan ve mal, emek harcayarak elde edilir. Maden, bitki ve hayvanlardan salanan kazan da insan emeinin rndr. nsanlarn alarak elde ettikleri Sayfa 121

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi para ve mal, ziraat ve sanayide harcadklar emein deerinden ibarettir. Pazarlarda satn alnan budayda i ve emein deeri aka grlmez. Oysa, budayn deeri, onu elde etmek iin harcanan i ve emein deeridir. Kazma vurulmam kuyudan su ktn grdn m hi? Dorusunu Tanr bilir (Mukaddime, ayn eviri, ikinci cilt, s. 349-355). Hner ve sanayiin gelimesi, toplumsaI gelimenin banda gelir (ii'nci cilt, s. 402). Bu gelime, insan dnsel bilgilerle uramaya yneltir (s. 403). Ancak bu gelimenin sonunda, toplumun ryp dalmas da bir zorunluktur. bni Haldun'a gre oban toplumlardan ifti toplumlara, ifti toplumlardan da Sanayi toplumlarna geilir. Sanayi toplumuna gei, bir gelimenin sonucu olduu kadar, bir kntnn de nedenidir. nk toplumlar, artk obanlk gnlerindeki glerini yitirmeye, bolluun ve rahatln iinde geveyip rmeye balamlard. Toplumlarn mr de, insanlarn mr gibidir. htiyarlk ve lm, nlenmesi ve giderilmesi mmkn olmayan bir hastalktr II. cilt, s. 104). Tarihsel zorunluunu yaayan her toplum, kent yaayna girip sanayiletikten sonra kocayacak ve lecektir. Bu sonu nlenemez. Toplumun knts iki alanda balar: Bil ki, devlet iki temel stne kurulur. Bu temellerden biri ordu, teki paradr. Bozgunluk bu iki temelin sarslmasyla belirir (ii cilt, s. 107). Devlet yklmaya yaklatnda vergiler artar. Vergilerin artmas da devletin yoksulluunu nleyemez. Byle bir durumda, kazanmaktan umut kesilmi olacandan, pazarlardaki alveri durur. knt, iler tmyle rndan kmcaya kadar devam eder (ii cilt, s. 68). bni Haldun, lmi Umran adn verdii Sosyoloji biliminin de kurucusu saylmaktadr. Toplumbilimsel dncenin ilk izlerine Aristoteles'le Farabi'de rastlanyor. Ama onu bir bilim olarak ilerisren, derinletiren ve ona bilimsel bir bamszlk kazandran kesinlikle bni Haldun'dur. yle diyor: Bil ki, birinci kitapta inceleyeceimiz kural ve yntemler benim icad ettiim yeni bir bilim olup, yarar ok byktr. Ben bu aratrma yntemini, derin aratrma ve incelemelerden sonra buldum. Bamn salna and ierim ki, Tanr'nn kullarndan hibirinin bu konuda sz sylemi olduunu bilmiyorum. Bu konu kendi bana ayr bir bilim gibidir. nk her bilimin kendine zg bir konusu vardr. ncelediim konu, yeryznde toplumlar halinde yaayan insanlarn toplumsallk kural ve yasalardr. Bunlar doal yasalar ve kurallardr (I. cilt, s. 9-96). bni Haldun, toplumbilim'e (kendi deyimiyle ilmi umran'a) tarih felsefesi yoluyla varyor. Amac, tarihileri eletirmek ve onlarn niin yanldklarn saptamaktr. Tarihilerin yanlma nedenlerini yle sralyor: 1- Bir mezhebe ya da dnceye ar ballk tarihiyi yanltr. Tarihi tarafsz olmaldr. 2- Bir haberi anlatana inanmak, tarihiyi yanltr. Haberi anlatann doruluunu deil, haberin doruluunu kantlamak gerektir. 3- Olaylarn nedenlerini aratrmamak tarihiyi yanltr. Olaylar sanlara gre deil, gerek nedenlerine gre deerlendirmelidir. 4- Olayn doruluu kuruntusuna kaplmak, tarihiyi yanltr. Tarihi, kendi kuruntularndan kurtulabilmelidir. 5- Olaylar, o olaylar douran durumlarla karlatrmasn bilmemek; tarihiyi yanltr. nk olay anlatan, kendi duyduu gibi, ou baka biimlere sokarak anlatm olabilir. Dorulamak, olaylar durumlarla Sayfa 122

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi karlatrmak demektir. 6- Devlet byklerine yaranmak kaygs, tarihiyi yanltr. Bu kayg, kty gzel gsterme abasn dourur. Tarihinin ii, tarihi gzelletirmek deil, olduu gibi anlatmaktr. 7- Toplumsal yaayn doal kurallarn ve yasalarn bilmemek (Sosyoloji), tarihiyi yanltr. bni Haldun, her szn sonunu, dorusunu Tanr bilir, diyerek bitirdii halde, toplum dzenini, bir yirminci yzyl maddecisi gibi, maddesel temellere oturtmaktadr. Toplumun toplumsal ve siyasal dzenleri, tanrsal dzenler deil, doal dzenlerdir. Toplumlar da, doal varlklar gibi, domakta, bymekte ve lmektedirler (Vico, Spengler). Tarih, olaylar anlatmak deil, olaylar dnmektir (Sorel). Toplumsal olaylarn kk, ekonomik temellerde ve retim aralarndadr (Marx). Toplumlar arasndaki ayrlklar, corafya koullarnn bakalndan trdr (Montesquieu). Siyasal dzen, ideolojik deil, pratik olmaldr (Maccbiavelli). Ahlak dzeni, insanlarn oalmasyla ilgilidir (Malthus). Gelime, en aa maddeden balayarak, maymun ve ebek gibi hayvanlardan geip, insana kadar ykselmitir (Darwin). Ahlakszln ve kn nedeni, kent yaayna geitedir (Rousseau). Gerekli olan, gllk ve iradeliliktir (Nietzsche). bni Haldun, Mukaddime'sini u szlerle bitirmektedir: Tanrnn doru dnce, ak bilgi balad kullar bizden sonra yetierek, bizim bu yaptta yazdklarmzdan ve anlattklarmzdan, daha geni ve daha derinini yazar ve anlatrlar umudundayz. Bir bilgiyi ilk nce ortaya koyan kimsenin grevi, ancak, o bilginin konularn aklamak, blmlerini ayrmak, o blmlerde incelenen konular stnde sz sylemektir. O kimseden sonra yetienlerse o bilgiyle ilgili sorunlar azar azar o bilgiye eklerler ve bu yolda onu ilerletirler: Tanr bilir. Siz bilmezsiniz. Ben Mukaddime'yi be ayda yazdm, 776 ylnn (.S. 1377) tam yarsnda bitirdim. Dzenlemek ve ayklamak iin harcadm sre bu be ayn dndadr. Yaptmn banda anlattm gibi, buna kavimlerin tarihini de ekledim. Bilgi, ancak, aziz ve bilgin olan Tanr eliyle balanr (III. cilt, s. 352). slam felsefesi, bir baka yandan, gizemsel adan da birok dnrler yetitirmitir. mam Gazzali'nin balatt felsefesel tasavvufa felsefei tasavvufiyye ad verilmektedir. Bu alanda Muhyiddin Arabi, Sadreddin Konevi, Nasr Tusi, Molla Cami, mam Rabbani, Sadreddin irazi, Feridddin Attar, Bayeziti Bistami, eyh Bedreddin, Nasr Hsrev, brahim Ethem, akik Belhi vb. gibi birok nl dnrler yetimitir. TASAVVUF. slamsal disiplin iinde olumu bulunan tasavvuf deyimi, genel olarak, iki eyle aklanmaktadr. Bunlardan biri varlk birlii (Ar. Vahdet-i vcut) felsefesi, ikincisi dinin yzeyiyle yetinmeyerek derinliklerine inme eilimidir. Ne var ki bu elerin ikisi de slamsal tasavvufun balangcnda geerli deildirler, akma zamanla katmlardr. slamsal tasavvuf, ilkin, Bat'da da grld gibi, dinsel yaamn ar, ama zorunlu bir sonucu olan gizemcilik (Fr. Mysticisme)'le balamtr. lk mutasavvflar dinsel yaam, ilerine kapanarak, bireysel olarak ve ruhsal yanlaryla yaamak isteyen ar sofulard. Bu sofular, varlk birlii felsefesinden habersiz olduklar gibi kutsal kitabn ak anlamlarnn altndaki gerek anlamlarn bulup karmak isteini de duymamlard. Amalar, sadece, ar bir Mslman olarak, dnya ilerinden el etek ekip btn gn ve gecelerini dinsel bir yaama vermekti. Nitekim slam peygamberi de peygamberlie hazrlanrken bylesine bir yaam srmt. lk Sayfa 123

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi mutasavvflarn dilei, belki de, sadece ona benzemekten baka bir ey deildi. Gnlerini ve gecelerini rnein Hasan Basri tanr korkusuyla titreyerek (hkz. El-Isfahani, Hilyet-l-Evliya, cilt II, s. 131), Rabia Adeviyye tanr akyla alayarak (bkz. arani, EI Tabakat-l-Kbra, cilt I, s. 72) geiriyordu; varlk birliini dnerek ya da dinsel szcklerde gizli anlamlar arayarak deil. O zamanlar ar dincilikte peygamberi ve yaknlarn taklit eden ehl-i snnet'e de mutasavvf deniyordu. Arap bilgini bni Haldun, nl Mukaddime'sinde yle der (s. 328): Tasavvuf, bir eriat bilimidir. Temeli, ashab (peygamberin yakn dostlar) ve tabiin (bu yakn dostlarn dostlar) ile onlardan sonra gelenlerin hak ve hidayete uyan halleridir ki kendini Allah'a vermek, tapmla uramak, dnyann , her trl ilerinden ve sslerinden yz evirmek, ounluun nem verdii mal ve mlkten el etek ekmek, halktan ayrlarak ve yalnzla ekilerek ibadete dalmaktr. Bir baka slam bilgini Shreverdi de Avarif-el-Maarif adl yaptnda mutasavvflarn ehl-i snnetten olduklarn, tapm eriata uygun olarak yaptklarn, dinin kural ve temellerini aratrmakta derinleerek dinin gerek amacna doru yrdklerini ve bylelikle tam ve gerek bir inana kavutuklarn yazmaktadr. slamsal bilgilerde ok yetkili 0bir kii olan ve mutasavvflara kar olduunu hemen her yaptnda aka syleyen Abdlbaki Glpnarl bile bir yaptnda: Hi phe yok ki Sufiler iinde eriata harfi harfine riayet edenler vardr demektedir (bkz. A. Glpnarl, Tasavvuf, 1969, s. 97). Zamanla tasavvufa katlm bulunan panteist felsefeyle Batnilik, bu akma, iki temel zellii olan varlk birlii anlayyla yoruma dayanan irekilii getirmilerdir. Bu katma sonunda tasavvuf u aamalara ulamtr: lmelyakin aamasnda dini olduu gibi, edeyile herkes gibi grr, uygular. Aynelyakin aamasnda grnenden grnmeyene, dinin derinliklerine inmeye alr. Hakkalyakin aamasnda dinin gerek amacna varr ve tam bir inan iinde lp tanrda lmszleir. Bu son aamay Cneyd-i Badadi yle tanmlamaktadr: Tasavvuf, tanrnn seni sende ldrp kendisiyle yaatmasdr. Tasavvuf szcnn hangi kkten tredii de tartmaldr. Genel olarak bilgi anlamna gelen Yunanca sophia szcnden tredii ilerisrlr. Deyimin ilkin ne zaman kullanld kesin olarak bilinmemekle beraber, Yunan felsefesiyle iliki kuran ilk slam dnrlerinden ok nce kullanld sanlmaktadr. Biruni'nin Tahkik-i malil-Hind adl yaptnda ilerisrd (s. 16) bu sav, doru olmasa gerektir. Yoksulluu yelemeleri dolaysyla Arapa ynl dokuma anlamna gelen soy giymeleri yznden bu ad alm olmalar olanakldr. Din kurumu, btn biimlerinde, usla eliiktir. Dinin inanmay art kotuu dogmalar ounlukla gerekd konulardr.' Batnilik akm, gerekte, slam dininin usu bir eletirisidir. Ne var ki bu eletiri, tarihsel koullar altnda aa vurulamam, dinsel bir grn altnda gizlenmitir. Dilimize rekilik deyimiyle evrilen Batnilik, siyasal amalar da gtm ve bu amalara varma yolunda din grnnden olduu kadar tasavvuftan da geni apta yararlanmtr. Ana sav udur: Kuran'n i anlamlarna erenler iin d anlamlar gereksizdir. rnein, Batni yorumuna gre, namaz klmann amac, tanrya yaklamaktr, tanrya yaklam olanlarn namaz klmalar gerekmez. Batniler bylelikle din kurumundaki usa aykrlklar yok etmiler, ne var ki bunlarn yerine usu yorumlamalarla yeni inanlar getirmilerdir. rnein, evrenin yaratlnda be temel gce inanrlar: 1- Sabk (her eyden nce var olan, bir eit tanr, ama yaratc deil, bir oluun balangc ve ilkesi, oluma onun istemiyle deil, sadece onunla balyor), 2- Tali (her eyden nce var olann ardndan gelen, us, erkek ilke), Sayfa 124

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi 3- Cedd (zdein biimlenme yetenei, bir eit nefs, dii ilke), 4- Feth (olumann iinde gerekleecei uzay, mekan), 5- Hayal (olumann onunla gerekleecei zaman)... Grld gibi evren, her eyden nce var olan'dr, ilksiz ve sonsuzdur, ne yaratlmtr, ne de yok olacaktr; srp gitmekte. olan bir olu vardr, bu olu zdekseldir ve etkin-erkek ilkeyle edilgin-dii ilkenin karlkl etkileriyle srp gitmektedir. Bu anlay, tmyle bilim ncesi bir zdekilik anlaydr. Evrenin olumas ve olumann srp gitmesi, doast glerle deil, doal glerle aklanmaya allmtr.. Batniliin bu temel felsefesel retisinin stnde zamanla dinsel inanlar da aan yeni bo inanlar tremitir, rnein nce peygamber'in yerine konan imam'n giderek tanrlna inanlmtr. Batnilerin saf, usu, insansal ve ar felsefesi zamanla bilgisizlerin elinde yeni usa aykrlklara dnmtr. Batnilik'le tasavvuf birbirine kartrlmamaldr; Batnilik, tasavvuftan yararlanm ve tasavvufu etkilemitir, her iki dnce akmnda birbirine gemi ortak yanlar vardr, ama birbirinden ayr yanlar da vardr. Batniler genellikle Alevidirler. Alevilik (Fr. Alevisme) ilkin Ali sevmek anlamnda ve bir siyasal parti olarak belirmitir. Peygamber Muhammed, Ali'yi sever ve tutarm, lmnden sonra da kendi yerine geirmek istermi. Peygamber, slam'n btn erefli ilerinde zellikle Ali'yi grevlendirirmi. Peygamberin lmnden sonra Ali'yi Halife yapmak isteyenler ia ad altnda partilemiler, Ali'ye kar olanlar da Havaric ad altnda toplanmlardr. slamln ilk yllarnda, zellikle Ebu Bekir ve merin Halifelikleri srasnda, sadece siyasal ekimelerle srpgiden Alicilik; sonralar ran'dan gelen toplumcu akmlarla slamln boluklarndan doan gizemci dncelere en uygun bir barnak olmu ve dnsel bir reti biimine dnmtr. Ne var ki bu reti de i elimelerle eitli anlaylara blnmtr. Bu anlaylarn iinde Ali'yi tanrlatranlar bile tremitir. Alevilik; Orta Asya'da, Hindistan'da, Yemen'de, ran'da, Suriye'de ve Anadolu'da pek gl bir varlkla yaylm, gnmze kadar srp gelmitir. Anadolu'da kzlbalk, tahtaclk adlar Alevilik'le eanlamldr. ran'da da Alevilere granlar denir. Aleviler kendilerini sfi (gizemci) adyla adlandrrlar. iilere gre Ali, Tanr'nn dostu anlamnda veli (Ar. Vali Allah)'dir. Buysa onu sadece bir nebi (peygamber) olan Muhammed'e stn klar. Ali'nin tanrl, Abd Allah b. Saba'nn kendisine, Tanr'nn niteliklerinden biri olan Ali niteliini kastederek Sen osun demesiyle filizlenmitir. maml da, Peygamberin: Ben kimin efendisiysem Ali de onun efendisidir szne dayanr, Gizemcilik, Ali'nin u szlerinden glenmitir: Ben her akam Peygamberin evine giderdim. Peygamber birok ayetleri bana yazdrr, gizli anlamlarn aklard. ia partisine bal olanlara gre Ali'yi sevmeyenler Mslman deildirler. Bu partiden, nce Galiye kolu tremitir. Bu kolun adna kurucusu Abd Allah b. Saba'dan tr Sebeiye de denilmektedir. Galiye tarikatna bal olanlara gre Ali, Tanr'dr ve bulutlar stnde oturmaktadr. Bir gn yeryzne inerek dnyay dzeltecektir. Gk grlemesi Ali'nin sesi, yldrm Ali'nin kamsdr. Haram denilen eylerin, gizli anlamlarnda, hepsi helal'dir. ia partisinden treyen ikinci kol mamiye adn tar. Bunlara zel olarak Rafzi de denilmektedir. Bu terim, Arapada terk etmek anlamndaki rafaza szcnden tretilmitir. Rafzilik, genel olarak btn iileri adlandrr ve Ebu Bekirle mer'in imamlklarn yadsmayan bakanlarn terk edenler anlamndadr. iiliin nc byk kolu, Ali'nin torunu ve mam Zeynelabidin'in olu Zeyd'in kurduu Zeydiye tarikatdr. Bu anlaya gre mamlk, Fatma'nn soyuna zgdr. Fatma'nn soyundan gelen Fatmiler Sayfa 125

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi X'ncu yzylda gl bir imparatorluk kurmay baarmlardr. Ali yandal'na ia denir. Terim, halife Osman'n ldrlmesinden sonra ilerisrlmtr ve Peygamber Muhammed'in amcasnn olu ve damad Ali'ye dman olan Haricilik kart olarak siyasal bir parti niteliindeki iilik'i adlandrmtr. lkin, Ali'ye kar Osman'n soyunu (Emeviler) tutanlara ia-i Osman ve Ali'yi tutanlara ia-i Ali denmi; daha sonra sadece Ali yandaln dilegetirmitir. slam tarihleri iiliin gelimesini genellikle aamada incelerler. Bunlardan birincisinde ia-i Ula, ikincisine Usul- ia ve ncsne Ali'nin lmnden sonraki ia denir. ia-i Ula, Halifelik konusunda mer'den sonra Ali'nin Osman'a yelenmesini dileyenlerin oluturduklar siyasal akm dilegetirir. Hemen btn ashab ve tabiin bu grteydi. Bunlar bizzat Ali'nin Mslmanlarn en hayrls nce Ebu Bekir, sonra mer'dir szne uyarak Ebu Bekir'le mer'in halifeliklerini onaylamlar, ne var ki ondan sonra Osman'n deil Ali'nin halife olmas gerektiini ilerisrmlerdir. Bu sav, ilkin bir ehl-i snnet savyd. Ama zamanla Ali'yi tanrlatracak kadar ar bir Ali'cilik gdlmeye baladndan Kur'an ve hadislerin ak anlamlarna bal kalanlar elil-i snnet adn alarak ia adn brakmlardr. Dr. R. Dozy, slam Tarihi adl deerli ve nl yaptnda yle demektedir: Balangta Hariciler de Ali'nin taraftar idiler. iiler de byle olmakla beraber iki partinin dnceleri ok eliikti. Politikada Haricilerin dnceleri kendilerini demokratla gtrd halde iilerin bencil dnceleri mutlakiyeti bir ynetime ve ezici bir istibdada gtryordu. Her ne kadar bu iki parti ounlukla kiisel bir amaca ulamak iin abalayan bakanlarnn ynetimi altnda bulunuyorlarsa da iiler gene yreklerinin derinliinde bir ran mezhebi tayorlard. zgrl seven Arap rkyla tutsakla alm ran rk arasndaki ayrm, ite burada ortaya kyordu. Peygamber'e bir halife (halef) semek, ranllar iin allmam ve anlalmaz bir eydi. Onlar, devlet bakanl iin ancak soydan geme (veraset) kuraln tanyorlard. Mademki Peygamber erkek ocuk brakmadan lmt, damad Ali onun doal mirassyd. Bundan tr Ali'den nce halife olan Ebu Bekir, mer ve Osman; Ali'nin hakkn elinden alm olan birer zorbaydlar. Ayrca hkmet ve Araplarla onlarn zenginilklerine kar duyduklar kin de bu dncelerini glendiriyordu. Bir de hkmdarlarn tanr soyu olarak grmeye alm olduklar iin bu puta tapma geleneini Ali'nin ve onun soyundan gelenlerin stne aktardlar (Dr. R. Dozy, Tarih-i slamiyet, Abdullah Cevdet evirisi, Msr 1908, c. I, s. 281 vd.). Dozy'nin bu doru savna u da eklenebilir: Yeniplatonculuktan treyen vahdet-i vcut (Varlk birlii) felsefesi, deil Ali'nin, Yezidilikte olduu gibi eytan'n bile tanr saylmasna yeterdi. Tarikat deyimi, yol anlamna gelen Arapa tarik szcnden tretilmitir: Tasavvuf terminolojisinde tanrya kavuma yolu olarak tanmlanr. slam dini asndan tanrlk bilgiyi elde etmenin tek yol'u Kuran ve hadis'lerdir, e deyile Tarikat- Muhammediyye (Peygamber Muhammed'in yolu)'dir, bakaca hibir yorum gerekmez. Ne var ki tasavvufular bu dnceye katlmazlar, onlara gre dinin ak (Ar. zahir) anlamlar bilgisizler iindir (ki bu bilgisizler o an Arap dnyasnda yzde doksan dokuzdur) ve bilgili ya da bilgiye yetenekli kiiler iin gizli (Ar. zatn) anlamlar vardr ki ancak byk apta bilgililerin yorumlaryla aa karlabilir. Yorum kaplar bu gerekeyle alnca, eitli bilgilere gre eitli yorumlarn meydana gelmesi ve bu yzden eitli tarikat'larn olumas doaldr: eriat'dan hakikat'a marifet'le geilmektedir. eitli Sayfa 126

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ustalar eitli marifet'ler gsterdiklerinden tutulacak yol'lar da doal olarak oalmtr. Dinler, insan mutluluunu salamak amacyla, anlamazlklar giderecek; ktlkleri nleyecek, lm korkusunu yenecek szler getirdiler. Bu szlerin ak anlamlar vard. Ama insan akl gelitike, bu ak anlamlar, mutluluu salamaya yetmediler. Bu szlerin ak anlamlarnn ardnda, gizlenmi anlamlar yok muydu?.. Var olan, gelien insan aklyd. Ak anlamlarn yetmezlii vard. Kalplar paralama tutkusu vard. zgr dnceye susay vard. Mutluluu elde etme abas vard. Bu gzelim dnyada gerei gibi yaamak bilinci vard. Yeni anlamlar yaratlmas gerekiyordu. Ak (zahiri) anlamlardan gizli (batni) anlamlar var edildi. Zahirilik yetmeyince, Batnilie gidilecekti elbet. Kestane, dalnda duruyordu. Meyveyi elde edebilmek iin meyveyi gizleyen zar soymak gerekirdi. Ama, kestaneyi yiyebilmekti. Kestane bu gzelim dnyada, dalnda braklamazd. Oysa, yeil kabuu paralamak sanld kadar kolay bir i deildi. Yeil kabuu paralamaya kalkanlar asyorlar, derilerini yzyorlar, ldryorlard. Gizlilii aratranlar, gizlenmeliydiler. Mansur gibi aslmak, Nesimi gibi derisi yzlmek dpedz budalalkt. Anlalr'a varabilmek iin anlalmaz olmaktan baka kar bir yol yoktu. Ak seiin yerini, bu ak seiklii gizlemek amacyla semboller ald. slam dncesinde mezhepler bu zorunluktan dodular. Ortodoks Mslmanln karsna, Martin Lutherden sekiz yzyl nce, Protestan Mslmanlk kyordu. Yunanca'da akl anlamna gelen logos, Araplaarak kelam olmutu, Yunancada bilgi anlamna gelen sophos da tasavvuf. Felsefe, slam statsne Ebu Hanife'yle (699-767) girdi. Trk soyundan gelen bu slam imam, logos'u da, sophos'u da gerei gibi kullanyordu. slamlk, birinci yzyln henz bitirmiti. Ebu Hanife, akla uygun olmayan hibir kuraln uygulanamayacan sylyordu. Tutulacak yolu nakil deil, akl gsterecekti. u din by byle dedi; bu din by byle yapt diye akla uygun olmayan kurallara boyun emek gerekmezdi. Akla uygunluu da, tartmalar sonucunda, ounluun oyu belirtecekti. Aklclk yolu, Cebriye'yi, Kaderiye'yi, Mutezile'yi dourdu. Soru uydu: Yaptklarm ben mi yapyorum, Tanr m yaptryor?.. Cebriye' ye gre, yaptklarmz biz yapyorduk, Kaderiye'ye gre Tanr yaptryordu. Cebriyeciler soruyorlard: yleyse neden biz sorumlu olalm?.. Mutezile de Cebriye'yle birleerek yle diyordu: man kitaptaysa akl da insandadr. Kader diye bir ey yoktur. Tanr benim iime karmaz, ne ceza verir ne armaan. Kitap da Tanr sz deil, kul szdr. Viii'nci yzylda Vasl bin Ata ( ? -748) ve onu izleyenlerin meydana getirdii Mutezile (Fr. Motazalites) akm, slam felsefesinde usuluu ve usaaykr bulunan dinsel inanlara kar kmay gerekletirmitir. nl gizemci Hasan Basri'nin rencisi olan Vasl bin Ata, byk sulu (Ar. Mrtekibi kebir) konusunda retmeniyle anlaamayarak ondan ayrlm ve bundan tr onun ve izleyicilerinin retisine Arapa ayrlma anlamndaki itizal szcnden tretilen ehli snnetten ayrlanlar anlamnda mutezile denmitir. Bu davran, slam dnyasnda, dogmatik elikilere kar insan usunun ilk ahlandr. Vasl bin Ata'nn bakaldrd sorun uydu: Mademki ceza lmden sonra verilecek, demek ki cezay ruh ekecektir. Mademki ruh lmszdr, yleyse nasl yanp kl olacak? Mutezileciliin temel fesefesi bu ok hakl sorudan tremitir. Cahiz ( ? - 868), Muammer ibni Abbad, Ebl Hseyin Basri, El Nusaybini, Hiam vb. gibi dnrler yetitiren mutezile akm Basra Sayfa 127

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi mutezilesi (Ar. Mutezilei Basriyye, Fr. Ecole dissideute de Bassora) adyla anlr. Balca sorunlar kader, ceza, tanrnn nitelikleri konulardr. Mutezileciler kaderi yadsrlar, onlara gre kul kendi eylemlerinin yaratcsdr. Byle olmasayd, tanrca belirlenen eylemlerinden sorumlu olamazd. Eer kader varsa ve insana btn eylemlerini tanr yaptryorsa neden kendi yaptrdn gene kendisi cezalandryor? Mutezileciler bir bakma, akln almadn akln aldna indirgeyerek slam dinini glendirmeye almlardr. Bu adan slam felsefesinde aklclar anlamnda Arapa Akliyyun adyla da anlrlar. Cennet, cehennem, vahiy vb. gibi Kuran'da bulunan btn usd tasarmlar da yadsmlardr. zellikle Cahiz, bilginin ilk koulu phedir, diyecek kadar ileri gitmi ve bilimselemitir. slam felsefesinin ilk Kelamclar' da mutezilecilerdir. slam felsefesinde insan usunun yadrgamayaca btn tezler mutezilecilerce ilerisrlmtr. Bu adan da mutezileciler, slam felsefesinde zgr felsefeyi gerekletiren ilk ve tek felsefe akmdr. Mutezileciler, tanrnn nitelikletini de yadsrlar ve tanrnn zat (z)'n sfat (nitelik)'ndan ayrrlar. Onlara gre tanrya insansal nitelikler yaktrmak; onu c alc, cezalandrc, armaan verici saymak tanrlk dnceye aykrdr. Kuran da tanr kelam (sz) deil kul kelamdr ve mahluk (sonradan meydana getirilmi)'tur. Mucize (tansk) diye bir ey yoktur, evrende usd hibir olgu gerekleemez. Snnilerce sapknlk saylan Mutezile dnceleri be ilkede toplanabilir: 1nsan, eylemini kendisi yaratr. zgrdr ve kadere bal deildir. Byle olmasayd kendi eyleminden sorumlu olmamas gerekirdi. Tanrca cezalandrlmas da onun kendi eylemini kendisinin yarattna en byk kanttr. Yoksa tanrlk ceza, tanrlk tzeye (adalete) aykr olurdu. Bu dnceden tr Mutezile'ye Ashap al- Adl (Adaletiler) da denir. Oysa kaza ve kader'e inanmak slamln ba koullarndan biridir. Mutecileciler bu dnceleriyle aka Kuran'a kar kmaktadrlar. Kader inancn yadsmalar nedeniyle onlara Kaderiyye de denmitir. 2- Tanrnn kendisinden ayr nitelikleri yoktur. Nitelik (sfat) z (zat)'den ayr ve bamszdr, bundan trdr ki, tanrnn znde ya da zne eklenen nitelikler kabul etmek birok tanrlarn varln kabul etmek demektir. Tanr niteliklerini yadsdklarndan ve tanry bylesine bir birlikte tasarladklarndan tr Mutezile'ye Ehl-i Tevhid (Birlikiler) de denir. Mutezileciler bu dnceleriyle de aka Kuran'a kar kmaktadrlar, nk bizzat tanr szlerine gre nitelik ve z birbirinin ayndr ve tanrnn nitelikleri vardr. Birbirine pek benzeyen her iki dnce arasndaki ayrlk uradadr: Snnet ehline gre tanr bilgindir ve bilgisi vardr. Mutezile'ye gre tanr bilgindir ama, bilgisi olduundan tr deil. Bunun gibi, tanr her eyi grr ama, grme nitelii olduundan deil. Tanr demek, her ey demektir. Ona ayrca nitelikler yklemek gerekmez. Grld gibi her iki, dnce de birlik (tevhid)'idir. Mutezileciler bu savlaryla slamn tevhid anlayna kar kmaktadrlar, tevhid'in kendi anlaylarnda olduu gibi anlalmasn ilerisrmektedirler. Ehli snnet de tevhidcidir, nk tanrnn zyle nitelikleri birbirinden ayrlamaz der, btn nitelikler tanrnn zatnda birlie ular. Ne var ki snniler niteliklerin varln kabul eder, Mutezile yadsr. 3- Mutezile'nin nc ana ilkesi ayrlk (tizal)'a neden olan byk gnah sorunu stndedir. Edeyile Mutezileciler bu sorun stndeki ayrlklarndan tr Mutezile adn almlardr. Mutezile'ye gre inanl (M'min)'yla inansz (Kafir) arasnda bir rtbe daha vardr ki o da kabahatli (Fask)'dir. Byk gnah ileyenler ne kafir, ne de mmindirler, ancak fasktrlar. lmeden nce tvbe Sayfa 128

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ederlerse m'min olurlar, etmezlerse kafir olurlar. Mutezileciler, snni anlayna aykr olan bu duruma orta derece (Ar. Menzile beyn al-menzileteyn) derler. 4- Mutezile'nin tia'd val-vaid adn verdii drdnc ilke, birinci ve nc ilkeleriyle ilgilidir. Bu ilkeye gre ktlerin cezalandrlmas ve iyilerin armaanlandrlmas tanr iin zorunlu (vacip)'dur. Balama (efaat) ancak tanrnn haklaryla ilgili (Hak-ullaha mteallik) tapm alannda olabilir. Yoksa kullarn kendi yarattklar eylemlerinden tr tanrca balanmalar tanrnn adaletine aykr olur. Tanrnn yasaklad bir eylemi yapann gene tanrca balanabileceine inanmak usaaykrdr. 5Mutezilecilerin beinci ilkesi, iyi eylerin yaplmas ve kt eylerin yaplmamas (Ar., Emr bi'1-maruf va'n-nehy ani'1 mnker) zorunluunu ilerisrer. Bir bakma ehli snnet de bu dncededir ama, iyinin ve ktnn Kuran'da aklanm olmasn, edeyile Kuran'da yasaklanan ve izin verilen eylerle snrl olmasn art koar. Mutezileyse bu konuda usun ltln kabul eder, edeyile Mutezile'ye gre, iyiyi ve kty us ayrr. Bu be ilkenin dnda Mutezileciler slamln temel ilkelerine iki aykr gr daha ilerisrmlerdir: Tanrnn tednyada gzle grlemeyecei ve tanrnn sz (kelam), buyruk (emir) ve yasaklarnn (nehiy) yaratlm (mahluk) olduu. Mutezilecilik eitli Abbasi halifeleri ve zellikle halife Ma'mun tarafndan korunmutur. Us'a dayanan Mutezileciliin karsna bir zaman sonra inan'a dayanan gerici E'arilik dikilmise de usuluk akmnn gizemcilikte gizlenerek srpgitmesine engel olunamamtr. Tasavvuf (sophos), bu dnce akmlarnn (logos) ortasnda geliti. Tasavvuf zinciri yle sralanmaktadr: Ebu Haim (Viii'nci yzyl), Znnun (dokuzuncu yzyl), Bayezid-i Bistami (dokuzuncu yzyl), Cneyd-i Badadi (dokuzuncu yzyi), Hallac- Mansur (858-922), bn-i Sina (980-1037), mam Gazali (1059-1111), Muhyiddin-i Arabi (11561240)... Ve sonunda, kestaneyi yiyebilmek iin kabuklar iyice paralayan Mevlana Celaleddin'le Hac Bekta (Xiii'nci yzyl). slamlkta tasavvuf erevesi iinde o kadar ok tarikat tremitir ki, Peygamber Muhammed'in tarikatnda pek az kimse kalmtr denilebilir. Bu tarikatlarn tm tasavvuf ana dncesinde birleirler, dnce ayrlklar pek nemsizdir. ou da tarikat kurann adn tar: eyh Ahmet Namki-i Cami'ninkilere Camiler, Mevlanaclara Mevleviler, Hac Bektalara Bektailer denir. Tasavvuf tarikatlarnn byk ounluu, zellikle ii-batniler, varlkbirlii (vahdeti vcud) anlaynda birleirler. Bu anlay, tm varolanlarn tanrnn eitli belirimleri olduu, daha ak bir deyile her varln bizzat tanr olduu inancn dilegetirir. slam gizemciliinde vahdet-i hut ve vahdet-i kusut'tan sonra eriilen nc ve son aamadr: Bu en yetkin aamada btn varlklar, grnteki ayrlklarndan syrlarak tek varlk iinde birleir ve kaynarlar. nce btn varlklar ayr ayr gren (vahdet-i hut) gizemci, sonra kendi iradesini tanrlk iradeyle birletirmi (vahdet-i kusut) ve daha sonra kendi varln tek varla katarak vahdet-i vcut aamasna ulamtr. Bu yetkin aama, kendinden nceki btn aamalar kapsar. Bu aamada gizemci, artk kendisinin tek varln insan biimindeki belirtisi olduunu bilmektedir. rnein Muhiddin Arabi, Feridddin Attar, Mevlana Celaleddin gibi son byk gizemciler bu aamaya ulamlardr. slam Temciliinin bu aamas, Bat'nn kamutanrclna (panteizm) benzer. Dinsel alanda inanca dnen bu speklatif varsayma gre her ey, tek eydir. Ayrlklar grntedir, z birdir. slamsal vahdet-i vcut anlay bu z tanrya balar. Bir eit Hegelci tasarmla tanrnn doalatn ve sayszca eitlendiini, eitli varlklar halinde meydana Sayfa 129

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ktn ilerisrer. slamsal varsaymda olduu gibi bu bir yaratma deil, bir belirme (tezahr etme, zahir olma, grnme)'dir. Tanr ot olarak grnr, bcek olarak grnr. Her ey tanrdr. Demek ki yaratan ve yaratlan (Halik ve mahluk) yoktur., sadece tanrsal bir varlama vardr. Tasavvuf dnrlerinden Hallac- Mansur, bu dncenin ak seiini u szle ortaya att: Ben Tanrym (Enelhak)... Hemen yakalayp dve dve ldrdler. Mansurun sonu, kendinden sonra gelen tasavvuf dnrlerine ders oldu. Mansurun ak seik sz ok sylendi ama, ylesine anlalmaz biimlerde sylendi ki, syleyenler, ldrlmek yle dursun, szlerini kimsecikler anlamadndan tr, tmen tmen hayranlk kazandlar. Birtakm harflere, iaretlere, saylara anlamlar verildi. Ak seik dnce sr oldu. Tarikata girenlere gvenilmiyor, srr renebilmeleri uzun denemelere balanyordu. Mansurun iki kelimeyle syleyiverdii o yaln sz renebilmek iin uzun yllar geirilmesi gerekiyordu. Bu korku, tarikatlarda birtakm dereceler, menasik ad verilen formaliteler dourdu. nce rak, sonra kalfa, sonra usta olunuyor, ustalktan sonra da yava yava ykselenlere gerek ad verilen sr, azar azar sunuluyordu. Srr renebilme derecesine gelen, kellesini vermeden srr aklayamayacak kadar tarikata balanm oluyordu. Elde edebilmek iin geirilen uzun ve yorucu aba srr kutsallatryordu. On dakikada renebileceklerini on ylda renenler bilgilerini nemsemek zorundaydlar. Darda kalanlar da, hibir ey anlamadan akn akn bakp durduklar harfleri, saylar, iaretleri bsbtn kutsallatrdlar. , be, yedi, krk derken, iler bsbtn kart. Gzelim insan dncesi putlamaya balad. Pythagoras'tan gelen say mistiklii, slam dncesinde Esterabatl Fazlullah'n eliyle Hurufilik oldu. Her harf bir sayy karlyor, her say bir sz anlatyordu. Aka sylenemeyen sz, saylarla harflerin ardna gizlenmiti. ondrdnc yzylda yaam olan Fazlullah; saylar, harfler, iaretler komedyas arkasnda ak seik olarak unu sylemektedir: Biz, evrenin tanrs olarak ancak insan bulduk (Ma Hday- alem adem yaftim). XX'nci yzyln ikinci yarsnda bile kolaylkla sylenemeyen bu sz XiV'nc yzylda syleyebilmek iin harflerin, saylarn ardna gizlenmek gerekirdi elbet. Mevlana Celaleddin (1207-1273), bir iirinde yle demektedir: Bizim yolumuz, u gzelim dnyada yaamak yoludur... Bir baka iirinde de yle diyor: Krn ayana bir engel takld, yaygy yayan iyi yaymam dedi. Yaygy yayan da, a kr dedi, kimseye su ykleme; sen tutacan yolu grmyorsun. Mevlana'nn rencileri arasnda Sryanos adnda bir de Rum delikanls var. etrefil lakrd etmesini beceremeyen, ak szl bir gen olacak ki, uluorta konumalarndan tr yakalayp kad'nn nne gtryorlar. Kad soruyor: Sen Mevlana'ya tanr diyormusun, doru mu?.. Sryanos hep o ak szllkle: Yalan, diyor, ben Mevlana'ya tanr demedim, tanry yaratandr dedim. Tanr benim, ama bunu yllardr bilmiyordum, bana tanr olduumu Mevlana retti... Sryanos'u iyice ldrm sanarak brakyorlar. O da gelip olupbitenleri Mevlana'ya anlatyor. Mevlana: Kad'ya deseydin ki, diyor, yazklar olsun sana, eer sen de tanr olamadysan. Mevlana'ya gre bilgi, insan br varlklardan stn klar. Evrenin btn varlklar iinde bilgiye erimi olan tek varlk insandr. Her ne kadar evrendeki btn varlklar ayn varln belirtisiyseler de, insan, bilgisiyle, hepsinin Sayfa 130

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi stndedir. Hac Bekta'a gre de her insan, gereken bilgiye erimi deildir. Gereken bilgiye erien insana kutup (deirmen tann ortasndaki demirin ad) denir. Deirmen ta nasl kutbun evresinde dnerse, evrende ylece kutbun evresinde dnmektedir. Says pek ok olan bu kutuplarn iinde de biri vardr ki; tam ve yetkin bir bilgiye erimitir, ona da kutuplar kutbu (kutb-l-aktab) denir. Kutuplar kutbunun bir yannda sa imam, br yannda sol imam oturur (imaman). Bu byk yneticiler ler adn tarlar. Bunlardan sonra evrenin drt yann yneten drt direk gelir (evtad- erbaa). Drt direkten sonra gelen rtbe aptallar (abdaller ya da bdela; aptal ve budala szcklerinin nereden geldii de bylelikle anlalm oluyor) rtbesidir. lerden sonra direklerle aptallar, beler adn alrlar. Bunlarn altnda da yediler, krklar ve yzler (rkeba, nceba, nkeba) vardr. yzler, bir eit genel kuruldur. Evren, bu organlarla ynetilir (saltanat- ilahiye). Mevlana Konya'da, Hac Bekta Kayseri'de tasavvufu srdredursunlar, ayn yzylda yaayan bir de alakgnll Yunus Emre var. O da, kendi keciinden gzelim Trkeyle yle mrldanmaktadr: Dervilik dedikleri hrka ile ta deil, Gnln dervi eyleyen hrkaya muhta deil. Btn bunlarn altnda yatan gerek nedir? Dokuzuncu yzyl tasavvuf bilginlerinden Bayezid-i Bistami, yzyllardan beri tartlan nl ge kma (mira) hikayesiyle, bu gerei anlatmaktadr: On iki yl benliimin demircisi, be yl gnlmn aynas oldum. Sonra, bir yl, btn gcmle, gnlmle benliimin arasna baktm. Dmda bir dinsel yadsma (kfr) kemeri grdm. On iki yl onu kesmek iin altm. Sonra baktm, iimde de bir dinsel yadsma kemeri grdm. Be yl da onu kesmek iin altm. Halka baktm, onlar lm grdm. lk anladm ey Tanr birliiydi (vahdaniyet). Bir ku oldum. Nitelik (keyfiyet) havasnda on yl utum. Bu havadan yz milyon kez daha byk bir havaya ulatm. ncesizlik (ezeliyet) alanna eriinceye kadar utum. ncesizlik alannda Ahadiyet aacn grdm. Grdm ve anladm ki, btn bunlar hud'aymi (hud'a, hiyle demektir). Yorumcular, Bistami'nin son szn yle yorumluyorlar: Grdm her eyin Tanr deil, ben olduumu anladm. Xiii'nc yzyl tasavvuf bilginlerinden Feridddin Attar, Mantk-ut-Tayr adl hikayesinde bu gerei aka anlatmaktadr: Kular, kendilerine, bir kral semek isterler. Kular krallna Kafda'nn ardnda oturan Simurg'u (anka kuu) uygun bulurlar. Hep birden, Simurg'a gidip nnde yere kapanmak iin, yola koyulurlar. Kafda'nn ardna ulamak kolay bir i deildir. Yolda, kularn yars lr. Amalarna varabilmek iin daha yedi alan gemeleri gerekmektedir. Bu yedi alan geinceye kadar bir o kadar ku daha lr. Sonunda, milyonlarca kutan ancak otuz ku kalmtr. Onlar da bitkinlikten can ekimektedirler. Kafda'na varnca, bulduklar Simurg kendilerinden baka bir ey deildir (Simurg Farsa otuz ku demektir). Hikayeden kan sonu udur: Tanry arayan, sonunda kendisini bulur. Xiii'nc yzylda Hasan bin Sabbah, kartallarn bile uamad Alamut kalesinde, Batniye tarikatn kurdu (bu tarikata Melahide, smailiye, Hahaiye adlar da verilmektedir). rencilerini afyonla (haha) sersemletip istediini yaptryordu. Seluklularn nl babakan Nizamlmlk bylelikle ldrlmtr. Hasan bin Sabbah'a gre, dinin bir ii, bir de d vardr. Gerekli olan, bademin kabuu deil iidir. Kuran'n d anlam deersizdir, i anlamsa kitaba bakarak anlalamaz. Bunu bildirmek iin temiz yrekli (masum) Sayfa 131

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bir imamn varl yeter. Temiz yrekli imamn buyruklar kesin olarak yerine getirilmelidir. Kutsal kitaplarn d anlamlarn (zahir ilmi) peygamberler, i anlamlarn (batn ilmi) da imamlar bildirirler. Tenzil ad verilen d anlamlar kafalar olgunlamam insan srlerini ynetmek iindir, gerek tevil ad verilen i anlamlardadr. rnein, d anlamda evli erkek ve kadnlarn birbirleriyle cinsel iliki kurmalarn bildiren zina, i anlamda tarikat srlarn aklamak demektir. D anlamda ller dnyas olarak anlalan ahret, i anlamda evrenin dnerek kesintisiz insan oluunu anlatr. Mstecip ve mezun derecelerini atlayanlar dai derecesine ykselince d anlamlardan kurtulurlar. Tasavvufun nl ilkesi udur: Misk derler, bu laftr, miskin anlam kokusundadr. Bugn Hindistan, Afganistan, ran, Trkistan, Arabistan, Yemen, Suriye, Irak ve Anadolu'da yaamakta olan Batniliin en byk imam (sahib-i azam) Kerim drdnc Aa Han'dr. Kerim Han'n, Peygamberin kz Fatma'yla Ali'nin soyundan gelme torunu olduuna inanlr. Kendisine bal olanlar her yl onu altn ve elmasla tartarlar. Her yl, arlnn paraca tutar kendisine verilir. Babas Ahmet Aa Han, Kerim Aa Han'dan daha ar olduu iin 1946 yl tartsnda 3.600.000 ngiliz liras almt. Viii'nci yzyln sonlarna doru imam olan Cafer-s-Sadk'n (Fatma'yla Ali soyundan 6. imam) olu smail'e balanmak amacyla smaililer adyla anlan gnmz Batnileri, retilerini u drt ilkede aklamaktadrlar: 1- mamlk, smail'in ocuklarna zgdr. 2- mamn her yapt gerektir. 3- mamn her sz Kuran'dr. 4- mam, yeryznde Tanr'nn ruhunu tayan kutsal bir varlktr. ondrdnc yzyl tasavvuf bilgini eyh Bedreddin, Varidat adl nl yaptnda, bu gerei, yle zetliyor: Tapnma (ibadet), iimizin arnmas iindir. Gerek tasavvufu, herkesin anlayamad eyleri bildii halde, bunlar halka sylemez. Bildiklerini aa vurursa onu ldrrler. Buna, ikiyzllk diyebilirsiniz. Ama dla iin bir ayrl olmaldr. Her inan, kendi alannda deerlendirilmelidir. Gerek, halka daha iin banda ve aka sylenirse ya yollarn saptrlar, ya da o gerei syleyeni sularlar. Halk ve gerek ayr ayr gzetilerek, ortalama bir yolla, halk geree yava yava altrmak gerektir. Bu altrmay salamak iin tasavvuf tarikatlarnda dokuz derece vardr: 1- lk derece, inceleme derecesidir (tasavvuf dilinde buna tafarrus deniyor). Darda bulunanlardan ilerine alacaklar kiiyi uzun uzun incelerler. Kendini beenmilerle inatlar bir yana ayrrlar, onlarla uramazlar. Tasavvuf dilinde yle szler vardr: inde k olan evde konumaynz, orak tarlaya tohum samaynz... Bu szlerin ak anlam udur: Felsefemizi anlayamayacak kadar budalalar, kendini beenmi ahmaklar, inat aptallar iimize almaya alp bizi bo yere uratrmaynz... nceleme sresi, ortalama bir yl srer. nceleme almas ok ilgi ekicidir: Her dnceyi destekleyip o dnceden yana grnerek inceledikleri kiiyi gerei gibi konutururlar. Kukucularn kukularn bsbtn artrrlar. 2- kinci derece, altrma derecesidir (tasavvuf dilinde buna ta'nis deniyor). Bu derecede, tutumu iyice renilmi kiinin dostluu kazanlmaya allr. Bu dostluu gnden gne glendirmek iin her araca bavurulur. Sayfa 132

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi 3- nc derece, kukulandrma derecesidir (tasavvuf dilinde buna takik deniyor). Akllca dzenlenmi sorularla, ieriye almay uygun grdkleri kiiyi iyice denerler, kukusunu artrrlar ya da uyandrrlar. Sorular yledir: Cennetin kaps niin sekiz tanedir de cehennemin kaps yedi tanedir?.. nsann kula ikidir de niin dili tektir?.. Namaz neden u zamanda klnr da bu zamanda klnmaz?.. 4- Drdnc derece, bekleme derecesidir (tasavvuf dilinde buna talik denir). Yukardaki sorularla merak uyandrlan kii, sorularn karlklarn renmek ister. Bu karlklar renebilmek iin yemin etmek gerektiini syleyerek bekletirler. Kiinin kukusu, merak ve tarikata girme istei, bylelikle, tutku izgisine ykselir, dayanlamayacak bir duruma gelir. 5- Beinci derece, yemin ettirme derecesidir (tasavvuf dilinde buna rabt denir). Tarikata girecek kiiye, kendisine verilecek srlar hi kimseye aklamayaca yolunda ok ar yemin ettirilir. Bu yemin, bir trenle yaplr. Tren, yeminin deerini artrmak iin, bir hayli ssl ve zentilidir. 6- Altnc derece, aklama derecesidir (tasavvuf dilinde buna ta'sis denir). Son sz sylenmez. Ancak, yava yava ak (zahir) ve gizlinin (batn) anlatlmasna giriilir. An boluu karsnda gizlinin ycelii, gc belirtilir. Gizlinin ancak, kendisi gibi yksek anlayl kimselerce anlalabilecei, bylesine yksek anlayl kiilere sylenebilecei sezdirilir. 7- Sekizinci derece, karma derecesidir (tasavvuf dilinde buna hal denir). Gizliyi rendikten sonra an hibir deeri kalmad anlatlr. Bylece, birok dinsel ykmler kaldrlr. Tapma biimleri, akla ve gnl basamaklarna ynelir. 8- Dokuzuncu ve sonuncu derece, syrlma derecesidir (tasavvuf dilinde buna insilab denir). Bu dereceye ykselen kii, artk dinsel yasalarn, yasaklarn, trelerin, trenlerin tmnden kurtulur. Kendisiyle ba baa kalr. Tarikata giri, birok tarikatlarda zel bir treni gerektirir. rnein Bektailikte bu tren yle yaplmaktadr: Tarikata girecek kimseye harici denir. Rehber ad verilen yol gsterici, kendisini mahfil'in kapsna getirmitir. Kapnn dnda harici muhafz ad verilen bir d beki, kapnn iinde de dahili muhafz ad verilen bir i beki vardr. Haricinin stnden dnyay andracak btn mallar alnmtr. Ba ak, gzleri baldr. Rehberin de sol eli omuzuna doru gsndedir. Haricinin boynuna tyg- bend denilen bir ip balanm ve bu ipe elin, belin, dilin kilitlendiini gstermek iin dm atlmtr. Rehber, dnyann btn kirlerinden temizlenmesi iin hariciye aptes aldrr. Ellerini ykatrken, bu eller bundan sonra kimseyi incitmesin, azn ykatrken, bu az bundan sonra hibir yalan sylemesin, ayaklarn ykatrken, bu ayaklar bundan sonra doru yoldan amasn, bir havlu verip yzn kurulatrken de, bu ana kadar ilediin btn irkab- ma-sivadan yzn sil der. Rehber, kapda, u terceman' okuyarak haricinin ieri girmesi iin izin ister: Bismiah, Allah Allah, eli erde, yz yerde, z darda, erenlerin dar- mansurunda, Muhammed Ali divannda, Pir huzurunda; boynu bal, ba ak, can kurban, teni terceman, mteehhil ikrar vermek isteyen falanca adl bir ko kuzulu kurbanmz var. Erenlerimizin pend nasihatyla hareket etmek ister. Hanedan- ehl-i beyte tevelld ve teberra klmak artyla pirimiz hnkarmz Hac Bekta Veli efendimizin katarna katlmak ister. Getirelim mi, emir mridimizin, ne Sayfa 133

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi buyrulur, ahm erenler? Bektai babas, mahfildeki kardelerin oylarn alr ve haricinin ieri girmesine izin verir. Harici, ieriye, er admda bir durup peymane' ye geerek girer. Peymane, henz domam ocuun ana karnndaki duruunu andran bir durutur. Mahfilde , be, yedi ve on iki olmak zere kmelenmi mumlar yanmaktadr. Rehber, hariciyi, mrit ad verilen aydnlatcya teslim eder. Mrit, hariciye yle seslenir: Ey talip, Hac Bekta efendimizin yoluna girmek istiyorsun. Bu yol etindir, kldan ince kltan keskindir, melamet yoludur, demirden yaydr. Erenler, gelme gelme, dnme dnme, gelenin mal, dnenin can buyurmular. Erenlerin nasihatlaryla hareket edecek kuvveti ve azmi kendinde buluyor musun, ne dersin?.. Talip, mridin bu sorusuna: 'Allah eyvallah, diye karlk verir. Mrit, bu karl alnca u szleri syler: Nefsinle mcadele et, herkese iyilikte bulun, batla uyma, kudretin varken affet, devletin varken mtevaz ol, kimseden mrvvet ve insaf bekleme, eline, beline; diline sahip ol, hakikat srlarn fa etme: Mrit, bu szleri syledikten sonra talibin bana bir ta giydirir, kulana da u szleri fsldar: eriatta stn varol, tarikattan haberdar ol, marifette payidar ol, hakikatte sabit kadem ol. Bu szlerin anlam udur: Harici eriattan gelmektedir, tarikata girmitir, marifet baka bir deyile, ak anlamlarn altndaki gizli anlamlar renecek, geree ulaacaktr. Bundan sonra rehber, talibi mridin nnden alp teki makamlarn nne gtrr. O makamlar da talibe gerekli bilgiyi verirler. Rehber, cmleden cmleye selam ve niyaz!.. diye bararak talibi yerine oturtur. Mrit sol eline bir kap su, sa eline de bir tutam tuz alr: Halil brahim peygamber, Tanr'ya itaat ederek nefsini Rahmana, maln konuklara, cesedini atee, olunu kurban olmaya teslim ettii halde gene de hamdetmekte kusur etmedi. Lanet olsun ahdini bozana!.. diyerek ac tuzu tatl suya atar ve talibe iirir. Su kab elden ele dolaarak btn erenler birer yudum ierler. Sonunda mrit de bir yudum ierek, esselam ey hazrun! diye barr, ibu kii teslim oldu ve erenler yoluna niyet kld, huzurunuzda suya ve tuza ant verdi ki, yz dndrmeye, bu yolda ve kapda ola. Su, bilimi ve bilgelii (ilim ve hikmeti) tuz da tzeyi ve erdemi (adalet ve fazileti) gstermektedir. Suyun, yaratc ilk unsur olduunda Tanr dncesiyle insan dncesi birlemektedir. .. Vi'nc yzylda filozof Thales ,ilk yaratc maddenin su olduunu sylemiti. .S. Vii'nci yzylda Kuran, Enbiya suresinde, biz her eyi sudan yarattk demektedir. Pythagoras'n say mistiklii hemen btn tarikatlarda yer almtr. , be, yedi, dokuz, on iki saylar kutsaldr. Batni ad altnda toplanan tarikatlara gre insandan sonra varlk (zaman, mekan, kaos-ced, feth, heyula) meydana gelmitir. Nuh, brahim, Musa, sa, Muhammed olmak zere be peygamber vardr (peygamberlik, tasavvufta, sadece bir bilgi derecesidir). Be peygamberi yedi imam izler, her imamn on iki hucceti vardr (huccet, imamdan sonra gelen derecedir). Huccetten sonra dai, mezun, mstecip dereceleri gelir. Yedi yldz, on iki bur, haftann yedi gn, yln on iki ay, boyundaki yedi kemik, beldeki on iki fkra, yedi kat gk, yedi iklim, insann yzndeki yedi delik hep bu anlamlar karlamaktadr. Tasavvuf tarikatlarnn, btn gizliliklerine ve kimi yerde, eyh Bedreddinin de syledii gibi, ikiyzllk saylabilecek szlerine ramen aklc ve bilimci maddecilikleri aka grlmektedir. Ruh szc, genellikle, maddesel birlii daha iyi aklayabilmek iin kullandklar kart bir Sayfa 134

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi szcktr. Keramet denilen doast yetenekler, bilgisizleri adam etmek iin kimi yerde kullanmak zorunda kaldklar ocuka oyunlardan baka bir ey deildir. Hemen btn tarikatlarda hibir doast yetenee inanlmaz. Acayip ve garaip grmek istersek kendimize bakarz, derler. nl Trk ozan Yunus Emre, tasavvuf dncesini, u msralaryla zetlenmektedir: Allah' ararsan gnlnde ara, Mekke'de, Kuds'te, Hac'da deildir. Bylesine bir gereklikte insanla aa, toprakla yldz birbirinden ayrlamazken, Mslman'la Hristiyan' ayrabilecek hibir neden kalmamtr. nl tasavvuf airlerinden Nasr Hsrev (1003-1088), Divan'nda yle demektedir: Senin Hristiyanlardan stnln nedir? Kafandan bu kuruntular kar. Sen, Muhammet'e inanm, ona yapmsn. Oysa Hristiyanlar, sa'y tutmutur. Onlar peygamberdirler, yoldatrlar. Senin Hristiyanla dmanln samadr, bounadr. Xi'nci yzyln sonlarna doru, Fatmi halifesi Mstansr Billah'n Fatmiler, Batnilik gcyle bir imparatorluk kurmulardr iki byk tarikat arcs (dai-i azam) Msrdan gizlice yola kmlard. Bunlardan biri Nasr Hsrev'di ve halifenin buyruu gereince Horasan'a gidiyordu. teki Hasan Sabbah't ve halifenin buyruuyla Alamat kalesinin yolunu tutmutu. Hasan Sabbah'n cinayetler tertipleyerek baardn, Nasr Hsrev felsefe ve edebiyat yaptlar tertipleyerek baarmaya alyordu. Saadetname, bandan sonuna kadar bir tler dergisidir: Dnyann mutluluu kyldendir. Ekinler; balar, baheler onun emeinden meydana gelir. demoullar iin bundan daha iyi i olur mu? Kyl ylann, karncann ve ister insan ister yk hayvan olsun herkesin rzkn rahata verir. Eer kyl byle olursa ki olmas gerektir melekleri bile yener. Bu dnyada akllca tohum ekenler, ahrette cennet bahesinin iei olurlar (Saadetname, XXiii, 220-225). Bu dnyada bulunan grup insan, btn teki gruplarn en ereflisidir. Bunlar, Tanr'nn has ve sekin kullardr. Bu ycelerin ilki peygamberler, ikincisi ermiler (imamlar), ncs filozoflardr (nebiler, veliler, hakimler). Bunlar, kua kurda rahatlk ve mutluluk balarlar. Geri kalan insanlarsa ayak takmdr (avam snfndandr), birbirlerini yaralayp sokmakta ylana ve akrebe benzerler. Tanr'nn sekin kullar olan imamlar ycedirler ve her grm olduklar eyin gereine ermilerdir (Saadetname, XXiV, 230). NSANIN NSANLA SAVAI. Deil insanlar, evrendeki btn varlklar birbirleriyle karde sayan isel dnce akm (batn ilmi), zel mlkiyetin kaldrlmas ve mal ortaklnn kurulmas sonucunu dourmutur. slam tarihi, ii-Batni tarikatlarn bu konudaki savalaryla doludur. Babekilik, Karmatilik, Anadolu'da eyh Bedreddin tarikat, Bektailik, Hurufilik gibi birok tarikatlar zel mlkiyetle aka savamlardr. Tasavvufun ilkesi udur: Her eye malik ola ve bir eye malik olmaya... dokuzuncu yzylda, iki nl tasavvuf bilgini, brahim Ethem'le Belhii akik, yle konuuyorlar. Trk bilgini akik soruyor: Sizin yaama ilkeniz nedir?.. brahim Ethem, bulunca krederiz, bulmaynca sabrederiz, diyor. akik, onu bizim Horasan'n kpekleri de yapar, diye karlk veriyor, bulmaynca kretmeli, bulunca datmal. Dokuzuncu yzyln ikinci yarsnda, aa Mezopotamya'da, kleler efendilerine isyan etmilerdi. Bu isyan bastrld ama, toplumsal tedirginlik btn sarsntsyla gittike daha ok byd. Balar ezilmi gibi grnen isyanc Zan Sayfa 135

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi birlikleri, kalabalk ii ve renber topluluklarnn da katlmasyla yeniden gleniyorlard. Kendi aralarnda haberleebilmek iin gizli bir alfabe yaptlar. 980 ylnda yeniden patlayacak ve uzun yllar devam edecek olan bu isyanlar Savad'n dnda oturan gizli efler ynetiyorlard (karmata, gizleyen anlamndadr). Vasit blgesi dolaylarnda, bu gizli eflerden ald buyruklarla ie koyulan Hamdan Karmat, Kufe'nin dousunda mstahkem bir yer yaptrmt. Bu yerde ortaklaa yaanyor, ortak sofralarda yemek yeniyor, btn mallar ortaklaa kullanlyordu. Giderler, ortak bir kasadan harcanmaktayd. Gittike glenen ayaklanmann baarya ulaabilmesi iin Arap aristokratlarnn partizanlklarndan yararlanmak gerekiyordu. Bu dnceden yola kan Karmatiler, hilafetin Ali ocuklarna zg bulunduu savn, bir ara olarak, ortaya attlar. Hi de umurlarnda bulunmayan bu siyasal sav, onlara, Arap dnyasnn byk ounluunu kazandryordu. Gerekte, yklmas gereken u ya da bu halife deil, eskimi bir dzendi. Bu eskimi dzenin tohumlar da merin halifelii anda atlm bulunuyordu. ran'n ezilmesinden sonra Arap develeri, tayamadklar bir ykn altnda bsbtn kamburlaarak, Medine'ye ynelmilerdi. Hikayeye gre, ran elmaslarn tayan bu develeri grnce mer alamaya balam; keke aramzda ateten bir da bulunsayd da bizler ran'a gidemeseydik, btn fitneler ite bu elmas ynlarnn iinde gizlidir, demiti. Karmatilik akm, dokuzuncu yzyldan balayarak Xii'nci yzyla kadar slam dnyasn sarsan, eitlik (itiraki) temeline dayanan geni bir toplumsal tepkidir. Ondrdnc yzylda eyh Bedreddinin Xiii'nc yzylda Baba lyas ve Baba shak'n liderliklerinde ba gsteren halk ayaklanmalar, Karmati ayaklanmalar gibi, grnte ilerisrlen d nedenlerin tesinde, ayn bir i nedene (bir batni nedene) dayanmaktadr. Bu i neden, dokuzuncu yzyln balarnda Karmatilerden yetmi be yl nce Azerbaycan'da ba kaldran Babek ayaklanmasnda, hibir gizlilie brnmeden, aka dilegetirilmitir. Hurremilerin bana geen Babek, insanlar arasnda eitlik ve btn mallarda ortakl savunmaktadr. Asya ve Afrika topraklarn kkl bir toplumsal tedirginlik sarmtr. Gittike genileyen slam aknlar, bu topraklarda yaayan eitli halklar yoksullua drmtr. slam dnyasnda da varlklar her gn biraz daha artan kk bir aznln karsnda, yoksulluklar her gn biraz daha derinleen byk bir ounluk tremektedir. Ekonomik alann alabildiine genilemesi byk rekabetlere yol amtr. Gittike zenginleen yeni bir aristokratlar snf domutur. te yandan slam ordularnn girdikleri topraklarn halklar ar vergiler altnda ezilmektedirler. nce Mslman olmayanlardan alnan bu ar vergiler, sonra Mslman olanlara da ykletilmitir. nce din adamlarna tannan az vergi ayrcala (imtiyaz), halkn ar vergiden kurtulmak iin din adam klna brnmesi karsnda, din adamlarndan da kaldrlmtr (bu konuda bkz. Hilmi Ziya lkenin notlar ekledii Tahir Harimi'nin Trk Tarihinde Mezhep Cereyanlar, 1940, s. 23-30). Hurremiler Babekin ynettii tarikat Mazdekiliin ezilmesinden sanra ran'dan kaarak teye lieriye dalan Mazdekilerin dnsel torunlardr. Bunlarn Asya ve Afrika'da dallarn Nizamlmlk yle anlatmaktadr: Mazdek, mal insanlar arasnda ortaktr, diyordu. nk insanlar, Tanr'nn kullar ve Ademin ocuklardr. Her biri ihtiyacna gre yekdierinin maln kullanmal ve hi kimse bu haktan yoksun kalmamaldr. Herkes malca eit olmaldr. Mazdekin bu szleri zerine herkes maln ortakla koymutu... Mazdek ldrldkten sonra kars Hrrem binti Kade, iki adamyla birlikte Medayin'den kat. Rey kasabasna Sayfa 136

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi giderek halk kocasnn yoluna ard. Peine taklanlara Hurrem Din ad verildi... Hurrem Dinliler her yana daldlar ve her kentte baka bir ad aldlar ve her yerde de srekli olarak ba kaldrdlar. Batniler onlarla beraber oldu, nk her iki mezhebin asl birdir (Siyasetname, Mehmet erif evirisi, s. 205, 216 ve 234). Ac ve yoksulluk eken geni halk ynlarn insan etmek iin toplumu dzenlemek gerektiini ilerisren bir de Trk bilgini var: eyh Bedreddin (13571420). eyh Bedreddin bir Seluk prensidir, Sultan ii'nci lizeddin Keykavus' un beinci kuaktan torunudur. Edirne'nin yaknndaki Simavna kasabasnda domutur. Babas Gazi srail, Simavna kalesini alan Trk ordusunun kumandanyd. Kalenin alnndan sonra da Simavna kads olmutur. Bedreddin, Yldrm Bayezidin Timura yenilmesinden sonra Bayezidin olu Musa elebi'nin kazaskerliini yapmtr. Bayezidin teki olu Mehmet elebi, kardeini ortadan kaldrp ynetimi tek bana ele alnca (1413) znik'e srlm, halifelerinin kard isyanlar sonunda da yakalanarak Serez'de aslmtr. Serezin Yunanllara geiinden sonra Bedreddinin kemikleri bir sandk iinde stanbul'a getirilerek Topkap Saray Mzesi,'ne konulmutur. Bedreddinin toplumculuu, srgn olarak gnderildii znik'te balyor. Kendisi, toplumsal dncesini yle anlatmaktadr: Tanr, dnyay yaratt ve insanlara verdi. u halde dnyann topra ve bu topran btn rnleri insanlarn ortak maldr. nsanlar eit olarak yaratlmlardr. Birinin mal toplayp brnn a kalmas Tanr'nn amacna aykrdr. Ben, senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim. Sen, benim eyam kendi eyan gibi kullanabilmelisin. nk btn bunlar hepimiz iindir ve hepimizindir. Tanr, insanlara akl verdi. Herkes, Tanr'y aklnn erdiince kavrayabilir. Birinin kavray tekinin kavrayna benzemeyebilir. Ayn kavrayta bulunmayanlarn birbirlerini knamalar, birbirlerini zorlamalar doru deildir: Dnce ve vicdan zgrl, doal dzenin rndr. Ayrlklar din adamlarnn ileri kartrmasndan domutur. Bunlar ortadan kaldrlrsa btn dinler bir olur. Hristiyanlarn Tanr'y kavradklarn yadsmak dinsizliktir. Onlar da ayn Tanr'ya tapmaktadrlar. Mslman, Hristiyan, Musevi, Mecusi hep ayn Tanr'nn kuludur. Hepsi kardetirler. Aralarnda sevgi ve sayg olmaldr. Onlarn bu sevgi ve sayglar gerei yanla stn klacak, ama, grltszce kendiliinden elde edilecektir. Birbirlerini sevenler ve sayanlar her zaman birleebilirler. Hkmet, seimle kurulmaldr. Ulus, tam bir zgrlk iinde oyunu kullanabilmelidir. Kyan ve zorba (zalim ve mtegallip) bir hkmetin buyruklarna uymamak gerekir (caizdir). Saray, saltanat, yenieri, tekkeler, derviler hep zorbaln rndr. Bu zorbala boyun eilmemelidir. Bedreddinin ak seik maddecilii, tasavvuf konusundaki dnceleriyle bsbtn belirmektedir. rnein, varsaylan lm tesi (ahret) stne hemen btn tasavvuf bilginleri sustuklar, gerek dncelerini aklamak gcn, gsteremedikleri halde eyh Bedreddin, Varidat adl yaptnda korkusuzca ve ak yrekle unlar sylemektedir: Ruhlar, maddelerde bulunan glerden ibarettir. nsan iyilie srkleyen kendi gc melek, ktle srkleyen kendi gc de eytandr. Bu gler, sadece insanlarda deil, btn cisimlerde vardr. rnein, bir yamur tanesi bir neden ve gle oluur (teekkl eder). Yamur tanesini oluturan ve tarlaya dren gce Sayfa 137

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi melek denir. Deccal, Dabbe, Mehdi'nin grnmesi gibi kyamet belirtileri yzyllardan beri bouna beklenmitir, bundan sonra da bouna beklenecektir. Vcut zerreciklerinin bir kez daldktan sonra yeniden bir araya gelmesine ve cesetlerin yeniden dirilmesine (harine) imkan yoktur. Her gzel ey cennet, her kt ey cehennemdir. Kitaplarda tanmlanan cennet ve cehennem bir dlk rndr (hayal aleminde tahakkuk etmitir). Bedreddin, tapnma (ibadet) konusunda da unlar sylemektedir: Tapnma, btn namazlar ve niyazlar, ahlakn dzeltilmesi, iyzn arnmas iindir. Gerek tapnmann hibir koulu, snr, biimi yoktur (yznz nereye dnerseniz Tanr oradadr, ayetini hatrlaynz). Tapnma, hangi biimde yaplrsa yaplsn, Tanr'nn isteine uygun olur. Gerek tasavvufu, herkesin anlayamad eyleri bildii halde bunlar halka sylemez. Onlar meydana apak koyarsa ldrleceini bilir. Geri bu, ikiyzllk saylabilir. Ama dla iin bir ayrl olmaldr. Her inan, kendi yerinde (mertebesinde) haktr. Gerek, halka, daha iin banda ve apak sylenirse ya yollarn saptrlar, ya da gerei syleyeni sularlar. Halk ve gerek, ayr ayr gzetilerek, ortalama bir yolla birbirlerine altrlabilir. Ama her halde halk, geree (hakikate) altrlmaldr. Halifelerinden Brklce Mustafa'yla Torlak Kemalin kardklar isyanlar bastrlp ballarnn tm kltan geirilince eyh Bedreddin, srgn olarak bulunduu znik'ten yola karak elebi Sultan Mehmet'in o srada bulunduu Serez'e kendi ayayla gelmi ve boynunu ipe uzatmtr. Tarih yle yazyor: elebi Sultan Mehmet, Bedreddini karsnda grnce, yznz neden bu kadar sarard? diye sormu. Bedreddin de u karl vermi: Gne, batarken sararr. NSANIN KENDSYLE SAVAI. nsan denilen varlk, kendisiyle savamann mutluluunu da sezmitir. Bu sava, slam dncesinde, Melamilik ad altnda yeni bir mutluluk yolu (tarikat) olarak belirmektedir. Arapa melamet szc, aalanma ve hor grlme anlamlarna gelen levm kknden tretilmitir (levm szcnn kma, azarlama, serzeni, sitem gibi baka anlamlar da var). Kuran yle demektedir: Onlar ki kendilerini hor grenlerin hor grlerinden korkmazlar (vellezine layehafune levmete laimn...). Niabur kentinin Trk Mslmanlar, Tanr'nn bu szne tutunarak, yepyeni bir yoldan mutluluun peine taklmlardr. Mslmanlk, henz nc yzyln yaamaktadr (dokuzuncu yzyl). Kuran'n, ne szck, ne de yorumlanm anlamlarn kurcalamadan, Tanrlk dnceye kararak mutlulua varmaya alanlar, insanlklarn hor grmek ve aalamak yolunu tutarlar. Hem kendi kendilerini knarlar, hem de bakalarnn kendilerini knamasn zlerler. Kendini stn grmek, bbrlenmek, ikiyzllk gibi kt eilimler bylelikle ezilecektir. Oysa bu, varlacak bir ama deil, varlm bir amatr. Bu trl davranlar, varlm amaca uygun davranlardr. renilecek ya da retilecek bir ey yoktur. Bilmek, bulmak, olmak yeter. Melmilik, bu yzden, tarikat biimlerinin ve retilerinin her trlsnden syrlm bir tarikattr. Ne zel giyiti, ne biimcilii, ne dereceleri, ne trenleri, ne de renilmesi gereken bir yntemi vardr: Kimi yazarlar, bu nedenlerden tr, Melamilii bir tarikat saymamaktadrlar. Melamilik, ksaca, yle tanmlanabilir: Knanacak davranlarla tanrsal sevinci duymak dncesi. Melami olmak isteyen, nerede olursa olsun nk Melamilerin tekke, mahfil, zaviye gibi belli bir toplant yerleri de yoktur yol gstericinin (mrit) nne oturur. Yol gsterici, ne istiyorsun? Sayfa 138

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi diye sorar. Dileki, Hakk istiyorum; der. Yol gsterici (rehber), Hakk isteyen Haktan baka her eyi gnlnden karr, sen de byle yap, diye karlk verir. Tren, bu kadarcktr. Bundan sonra gnl boaltma (tahliye-i derun; gnln Haktan baka her eyden boaltlmas) balar. Gnl boaltma; yrrken, otururken, konuurken, alrken, her yerde btn eylemlerin varlktan (Haktan) geldiini ve kendisinin de btn varlklar gibi varlkbirlii ya da tm varln bir paras olduunu dnerek lmszlk sevincini duymak demektir (Hakta fani olarak bekabillah zevk etmektir). Bakaca hibir bilgiyi gerektirmeden mr boyunca srecek olan bu sevince melamet neesi denir: Artk, Melami olann yapmas gerekli tek ey, kendi gibilerle oturup sohbet etmektir (muhabbette fena, sohbete devamda vefa, marifette bekaa). Bakaca yaplacak. hibir ey yoktur. Ne zel klk, ne zel tren, ne zel yerlerde toplant, ne tvbe, ne zikir, ne de renilmesi gereken bakaca bir bilgi... (Rsum ve kuyudu ref, tarik-i tevhidin esasdr). Grld gibi, Melamet dndaki dinsel yollar da (Snniler ve Batniler) byle bir sonuca, bylesine bir sevince varmaya, almaktadrlar. Melamiliin bakal, tekilerde sonunda varlacak olan amac k noktas yapm olmasndadr. Bir eriat (Kuran'n szck anlamlarna uyan, Snni) namazlar klacak, orular tutacak, zekatlar verecek ve btn bunlar bir mr sresince yaptktan sonra br dnyada Tanrsna kavuacaktr. Bir marifeti (Kuran'n gizlenmi sayd anlamlarna uyan, Batni), bu yola trenlerle girecek, uzun yllar uraacak, bekleyecek, eitli derecelerden geecek, ykselecek ve sonunda ama gene de yaadmz dnyada Tanryla birleecektir. Melamiyse, Melami olduu gn bu zevke girmitir ve artk mrnce bu zevkle birlikte yaayacaktr. Daha ak bir deyile, ,teki yollarda sonda varlan melamet neesini Melamiler nde elde ederler ve onunla birlikte yaarlar. Melamilik, bir yaama biimidir. Melami adyla anlan dokuzuncu yzyln ilk Melamileri, Niabur kentinde, bylesine yaln bir dnceden yola kmlardr. Gerekte, Snnilikle Batniliin bir bireimi (sentez) yaplmtr. Melamilerde eriat (szck anlamyla din) sayg grmektedir ve gerekli saylmaktadr (Melamiler tevil etmezler, tevcih ederler; baka bir deyile, szcn ak anlamn daha bir aklamaya alrlar, szcn anlamn bir yana brakp baka anlamlar yaktrmaya almazlar). Buna karlk, Batniliin varlkbirliini bir nee kayna olarak benimsemilerdir, bu kaynaktan kendi deyilerince zevk etmektedirler. Melameti adyla anlan ilk Melamiler, Niabur Trkleridir. Bu yolun ilk yolcusu olarak da Ebu Hafs- Haddad (lm: Hicri 260) adl bir Trk gsteriliyor. nsann, hem kendince hem de bakalarnca knanmas gerektiini belirten bir de ilgi ekici yks var. Ebu Hafs, kendisinden t almak isteyen birine yle diyor: Ticaret yap, kazancn dilencilere dat, sonra sen dilen, ekmeini dilendiin parayla al, daha sonra ticareti de, dilenmeyi de brak. Gene Niaburda ve ayn yzylda Melamilii bir topluluk yolu olarak ortaya atan da Hamdun Kassar (lm: Hicri 271) adl bir Trktr. Xii'nci yzyla kadar benliini korumu olan bu yaln Trk dncesi, Xii'nci yzyldan sonra Batnilikle karmaya balamtr. Katksz Melametiliin yerini, dinsel yasaklara aldrmayan, Ali'cilik gden Kalenderiler almlardr. Bu yzden, nceleri Melametilii pek seven dinci toplum, Melametilie kt gzle bakmtr. Kalenderilik, Xi'nci yzylda Bat Trkistan'da ortaya kan Yesevi tarikatndan tremi, Nakibendiliin bir koludur. Katksz ii-Batni ilkeler gden Yeseviye tarikat, daha sonra, Bektailii dourmutur. Bektailikten Sayfa 139

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi de Hurufilik, Abdallk, Haydarilik gibi kollar tremitir. Xii'nci yzylda, Melamiliin bozulmas ya da bozulmu saylmas, Kalenderilerle gelen ar Batni dncelerinin, bu bireimde, ar basmaya balam olmasndandr. Peygamberin amca olu ve damad Ali, Trkler iin, halifelie getirilmi ya da getirilmemi olmasn umursamadklar, sayg deer bir din bydr. Mal ortakl ilkeleriyse amanlk dini gnlerinden kalma, eski bir gelenekleridir. (Ziya Gkalp, Dergah dergisinde yaymlanan Trk Devletinin Tekaml balkl yazsnda, bu konuda nemli bilgiler vermektedir). lk Melamilerin, ilkeleri, yaln dncelerdir: Tanr gereklidir (Allaha iftikar). Peygambere benzemeye almaldr (Peygamberi taklit). Tasavvuf, iyilikilikten baka bir ey deildir. nsanlara iyilik, yardm etmelidir. Ama onlardan yardm istenmemelidir. Kendimizle uramal, bakalarnn kusurlarn grmemeliyiz. Hibir eyle vnmemelidir. Dindarlk bile gizli tutulmal, bir vn nedeni olmamaldr. nsanlara iyilik etmek de bir stnlk zevki veriyorsa, bu zevk ezilmelidir. Haktan baka, ne a, ne de gizlilii aratrmak gerekmez (Haktan baka ne zahiri, ne de batni kef ve keramete itibar edilmez). Kii, herkesten nce, kendi kendisini knamaldr. Kendimizle savamalyz. Bylesine salam bir temele dayanan Trk bireimi melamet dncesi, gittike eitli dncelerle karmaya balayacak, ondokuzuncu yzylda eyh Muhammed Nurun elinde yedi dereceli bir Batni tarikat biimine girecektir. Xii'nci yzylda Kalenderilikle birleen Melamilik, XV'nci yzylda Bursal mer Dede'nin elinde yeniden canlanmtr. Bayramiye tarikatnn kurucusu Hac Bayram lnce; tarikat bykleri anlaamamlar, Bayramilii kola ayrmlardr: Fatih Sultan Mehmetin pek sayg gsterdii nl Bayrami bilgin Ak emseddin emsiye tarikatn, mer Dede Melamiye tarikatn kurmutur. Bayramilikten treyen bu Melamilie Bayrami-Melamilik denir. Ak emseddin; Hac Bayram tacn, hrkasn tespihini, seccadesini ve asasn bana brakt, diyerek posta oturunca, yllardan beri onunla geinemeyen mer Dede (Emir Sikkini) u karl vererek Hac Bayram'n halifelii iddiasndan vazgemitir: Syleyin ona, gerek; ta, hrka, tespih, seccade ve asada deil, kalb-i musaffadadr... (Melamiliin, her trl biimcilikten syrlma anlamn hatrlaynz). Ancak Bayramilik, Erdebil tasavvufular yoluyla gelen Halvetilikten doduuna gre, ii-Batni ilkelerle ykl bir tarikattr. mer Dede'nin Melamilii de, dolaysyla bu yk yklenmi bulunmaktadr. Artk, ilk Melamilerde bulunmayan, zikretmek yntemi de uygulanmaya balayacaktr (zikretmek, srekli olarak Tanr'nn adn ya da szlerinden birini mrldanarak, bir eit dnsel sarholua erimek, Tanrlk dnceyle birleerek neelenmek demektir). Xvi'nc yzylda yaayan Melami eyhi smail Mauki, Allah, Allah, Allah diye zikredecei yerde, nl enelhak' Mansurun yolunda bulunduunu anlatmak iin, Allahm, Allahm, Allahm diye zikretmeye balamtr. Buysa, dpedz Mansurun dedii gibi, ben Tanrym demektir. Usta bir ozan olan ve Olan eyh adyla anlan smail Mauki, bu dncesini iirlerinde de aklamaktadr: Deme bir hor hakire hor deyu klma nazar, Kalbinin bir kuesinde ar- Rahman gizlidir. Daha sonra, baka bir Melami eyhi, Hamza Bali gelecek ve varlkbirlii (vahdet-i vcut) srlarn bsbtn aklayacaktr. Bu eyhten sonra Melamilik, MelamiHamzavi adn alarak yaamakta devam edecektir. Hamzavilerden ad bilinmeyen bir ozan da, unlar syleyecektir: Sayfa 140

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Ben ne dersem Hak onu iler hemen, yle henzer, ben onun aasym. Sonunda, ondokuzuncu yzylda, Seyyit Muhammed Nur adnda Msrl bir Arap eyhi ortaya kacaktr. Yanya'ya gitmi Nakibendi olmu, Mekke'ye gitmi Halveti olmu, Usturumca'ya giderek Melamilikte karar klmtr. O gnlerde stanbul'da Hamzavi-Melamilik yolunu Seyyit Abdlkadir Efendi yrtmektedir. Muhammed Nur, stanbul'a gelerek onlar da kendi yoluna almak istemise de, Abdlkadir Efendi buna yanamamtr. Muhammed Nurun at yeni yol, Hamzavi-Melamilerin bamszl karsnda, Nuriye Melamilii adn almtr. Artk Melamilik, Arap ve Acem dncelerinin bir bireimi olmak durumunu yitirerek, tam bir Batni-ii tarikat biimine girecektir. Muhammed Nur, Rumeli'nin birok yerlerinde tekkeler atrm, Ali'cilik gtmeye balam, gerei renme yollarn derecelendirmi, birtakm trenler tertiplemitir. Kesin olarak, Ali'nin yeniden dnyaya ineceine inanmaktadr. Bu inan, katksz Alevi inancdr. Bu metafizik inanla yaln bir maddecilii badatrmaya almaktadr. eyh Bedreddin'in Varidat'n yorumlayan bir yaptnda, aka unlar sylemektedir: Bilgisizlere gre (avam) vcut, Hakkn (Tanr'nn) vcudunun gayrdr. Bilgililere gre (havas) vcut, Hakkn vcudunun glgesidir. Tasavvufa erienlere gre (asfiya) vcut, Hakkn vcudunun ayndr. Muhyiddin-i Arabi'yi yorumlayan yaptnda da unlar eklemektedir: lah ve Allah Arapada mstarik demektir ki, Trke kaplamak anlamndadr. u halde, Tanr, btnln addr. Onu, ondan bakas birletiremez (tevhit edemez). nk, bir eyi birletirmek iin bir baka eyin de bulunmas gerekir. Baka ey olmaynca ne birletirilecek?.. O halde, sen, sana secde edersin (kendin iin, kendine ibadet edersin anlamna; kendisi iin namaz klan Hallac Mansuru hatrlaynz). Eyann vcudu, Tanr'nn vcududur. Eyann, bamsz bir vcudu yoktur. Bu, suyun kara oran gibidir. Kar, grntr (zahirdir). Su temeliyse gizlidir (batndr). Halk (halk edilenler, yaratlanlar), Hakkn belirmesidir (zuhurudur). Ondan baka varlk yoktur ki yeni varlklar yaratlabilsin (bir baka deyile, yaratma yoktur; yaratlan yoktur, yaratan yoktur; ancak varln eitli biimlerde kendini gstermesi vardr). Muhammed Nura gre, bu btnlk'n bilincine ve zevkine bilgiyle varlr. Birleme (tevhit, btnlkten olduunu duyma), anma ya da syleme (zikir) yoluyla elde edilecektir. Syleye syleye anma, anan, anlan (zikir, zakir, mezkur) birleirler. nsann bu bilgiye varmas iin yetitirilmesi gerekir. Btnlk bilinci, her bilinli insann kendiliinden, yetitirilmeden elde edebilecei bir bilin deildir (bana Tanr olduumu Mevlana retti, diyen Sryanos'u hatrlaynz). Bu bilince, alt basamakla klr. lk basamaa birleme katlar (makamat- tevhit) ya da lmllk aamalar (meratib-i fena), son basamaa da birlik katlar (makamat- ittihat) ya da lmszlk aamalar (meratib-i beka) denir. Bu basamaklar unlardr: 1- Tevhid-i efal basama: Btn eylemlerin, btn olmakta olanlarn varln ii olduunu bilmektir. yilikktlk ayrm bize gredir, varla gre ne iyilik vardr, ne de ktlk. Olmakta olan, olmas gerekendir. Birinci basamakta bu bilgi zevk edilir. 2- Tevhid-i sfat basama: Yaamak, bilim, buyrultu, iitmek, grmek, sylemek varla zgdr. kinci basamakta Sayfa 141

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bu bilgi zevk edilir. 3- Tevhid-i zat basama: Vcut, varln , vcududur. Eyann ki insan da bu eyadan biridir bamsz vcutlar yoktur. nc basamakta bu bilgi zevk edilir. Bu basamakta; eylem varln eyleminde, nitelik varln niteliinde, vcut varln vcudunda eritilip yok edilir. Artk eyleme, nitelie, vcuda bal bir kiilik kalmaz. Kiilik, gerek kiilik'le birlemitir. Bu birlemenin bilincine ve dolaysyla zevkine varlmtr. Bu kattaki melamet neesi, bir sorumsuzluk neesidir. Her i Tanr'nn ii, her istek Tanr'nn istei olduuna gre, ortada hibir yasak kalmamtr (Batni tarikatlara ibaba meslei denilmesi bu yzdendir, nk her ey mubahtr). Bu sorumsuzluksa, toplumu kargaala gtrr. Bunu nlemek iin de Peygambere benzemeye almak ilkesi konulmutur (edeb-i Muhammediye). Bir baka deyile, her istek Tanr'nn isteidir ama, Peygamber gibi istek duymak gerekir (bu abaya, tecelliyat- Muhammediye'ye mazhar olmak, deniyor). 4- Makam- cem: Bu basamakta varlk aklanr, eya gizlenir (Hak zahir, halk batn olur). Bir baka deyile, ilk basaman bilincine eritikten sonra ana varlk grnm, meydana km; onun meydana kyla da saysz para varlklar ortadan ekilmilerdir. lk basaman bilgisi ve zevkiyle ana varln bilgisine ve zevkine varlmtr. Gne, vcudumuzun ardnda gizliyken nmzdeki glgemizi gryorduk. Gne ykselerek meydana knca glgemiz yok olur. 5- Makam- hazret-l-cem: Bu basamakta ana varlk yeniden gizlenir, para varlklar meydana kar (halk zahir, Hak batn olur). nk ana varlk, gcn para varlklara vermi, onlarda belirmitir. Syleyen, gren, iiten, yapan, dileyen ana varln gcyle para varlklardr. 6- Makam- cem-l-cem: Bu basamakta kii, tanrsal gcn duyar. nk Tanr, onun vcudunda belirmitir. nce, sonra, ak, gizli hep kendisidir (evvel benim, ahr benim, zahir benim, batn benim). lk basamakta kendini ana varlkta ldren, yitiren, yok eden kii; son basamakta lmszle erimitir. Bu kattaki melamet neesi, bir lmszlk neesidir. lk Melamilerin, daha ilk admda, Haktan baka her eyi gnllerinden kararak elde ettikleri bu neeyi, son Melamiler bir hayli basamak trmandktan sonra elde etmektedirler. Muhammed Nurun basamaklar bitmemitir. Yedinci basamak olarak bir de makam- ahadiyet-l-cem vardr ama; onu ne ben syleyebilirim ne de sen anlayabilirsin, diyor; nk o makam, Peygamberin makamdr. Kuran'daysa, yetimin malna yaklalmamas buyurulmutur. Peygamber, bu makamn bana retmitir ama, bakalarna retmeme izin vermemitir. Bu makamda ne birlik ne de okluk vardr. Ancak Peygamberin kendisi retirse zevk alnr, baka trl zevkine varlamaz. Oysa, Muhammed Nurun damad ve halifelerinin halifesi (halifet-l -hulefa) Abdrrahim Fedai, Tefsir-i Suret-lKevser adl yaptnda bu basama aklamtr. Tanr, Peygambere yle demektedir: Ey Muhammed, ben, bana deil, sana taplmasn istedim, benim deerimin deil, senin deerinin bilinmesini istedim, nk sen bensin ve ben senden baka hibir ey deilim. Batniliin byk srr bylelikle aklanmaktadr: Gerek Tanr, akl banda Sayfa 142

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi olan insandr. Akl banda olmayan insanlar, akl banda olan insanlarn peine taklp onlarn gsterdikleri yoldan giderlerse, mutlu olabilirler. Bu sonu, ilk basaman dourduu anariyi nleyecek bir sonutur. Peygamberce davranmak ilkesi, bu sonula anlam kazand gibi, bilgisizlerin ve aklszlarn elde ettikleri sorumsuzluk ve lmszlk neelerine kar, sorumluluun ve lmlln btn yk ve acs da akll ve bilgili kiilere dmektedir. Melamet neesi altnc basamakta bitmek zorundadr, yedinci basamakta neelenmek kolay deil. YENDENDOU. Gn, birdenbire domaz. Aydnlk, karanln iindedir. Gk, aydnln, karanlnn iinden szer. Bunun gibi; insan dncesinin yenidendouu (renaissance) de belli bir tarihte birdenbire balam deil. Dnce tarihini incelerken, dnce alarn birbirlerinin iine gemi, biri daha erimeden brn balam olarak grrz. .S. V'nc yzyln ortalarna kadar sren ilkaa kar ortaa, .S. ikinci yzylda balamtr. Ortaan skolastii ondrdnc yzylda eridiine gre, yenian bu yzylda balad sanlrsa da bu yanl bir sandr. Tarihiler, yeniaa balang olarak Trklerin stanbul'u ald yl olan 1453 ylyla reformation davranlarnn balang yl olan 1517 yl stnde tarta dursunlar, bu an ilk dnce kvlcmlar ok daha gerilerde bulunmaktadr. Akl, artk, inandan ayrlmaya balamtr. .S. 1347 ylnda Tubingenli Profesr Jean de Mericourt yle konumaktadr: Erdemsizlik de, erdemlilik gibi, Tanr iidir. Gnah, bir erdemsizlik deil, tersine, bir erdemliliktir. Dayanlmaz bir gdye kaplan kimse asla gnah ilemi saylmaz; niin saylsn ki, o gd de bir Tanr iidir. 1348'de, Nocalos d'Autrecourt, Sorbonne niversitesi'nde u sav (tez) okuyor: Doay incelemeliyiz. Geriliimizin nedeni, yzyllar boyunca o koca doay bir yana brakp Aristoteles'le, Platon'la bouna vakit geiriimizdir. Doay incelemek bizleri kolaylkla kesin bir bilime gtrr. Tanr'y en yksek varlk olarak dnebiliriz ama, onun gerekten var olup olmadn bilemeyiz. Evren, her halde sonsuz olmaldr, nk yokluktan varla bir gei dnlemez. Oxford profesrlerinden Roger Bacon (1214-1294) gzlemin ve deneyin nemini Xvi'nc yzylda yaayacak olan adandan (Francis Bacon) daha nce kavrayarak krssnde uygulamaya balamtr. Toulouse'lu Profesr Raymond de Sebond da Tanr'nn kitab sayd doay teki kitaplardan stn tuttuunu aklamaktadr. Hallar Dou'ya dinleri uruna saldrdlar, oysa kendi dinlerini temelinden sarsacak yeni dncelerle dndler. Bizansllarn kanad altna snm Yunan yarmadas dnce geleneini yzyllardan beri gizli gizli srdryordu. sa'ya yeni kuzular toplamaya gidenler, Yunan yarmadasnda mitolojik boalarn srtlarna binmek zorunda kaldlar. Bizans kilisesi de Katolik kilisesiyle barmak iin Floransa'ya bilginler gnderiyordu. Bu bilginler, iki kiliseyi bartramadlar ama, talya'nn gzn atlar. Bizans imparatorluunun Trklerine eline geii de ekmeklerine ya srd. Bizans'tan talya'ya gerek bir g balad. Edebiyat, sanat, felsefe, eski Yunan'n btn zenginlikleri talya'ya akyordu. Bu yzden, yeniden uyan dediimiz Renaissance davrannda, Bat'nn ilk uyanan talya oldu. Bu uyan 1483 ylndan balayarak btn Bat'y etkiledi. Sayfa 143

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Dante, Petrarca, Boccacio yeniden dirilmi birer eski Yunanlydlar. Artk kilisenin nl kardinalleri bile skolastik dilden tiksiniyorlar, eski Yunan edebiyatna tapyorlard. Kardinal Nicolaus Cusanus, skolastiin yanllarn aka eletiriyordu. Homeros, sa'y yenmiti. Fransz tarihisi Michelet, her ey Xii'nci yzylda bitmiti, diyor, eer olaylar doal gidilerini kovalasaydlar yenidendou (Renaissance) Xii'nci yzylda balayacakt. lka, ahmak kiileri olan bir ad. Ortaa, aklszlar adr. Oysa budada, skolastik yeterlikten ve kelimelere tapmaktan doan modern bir yaratktr. Xii'nci yzylda gmlen ortaan brakt boluk bu budalalar yetitirdi. te yenidendouu yzyl geciktiren neden. Sama sapan konumay ve bycl birer sanat haline getiren bu budalalar ordusunun iinden, ondrdnc yzyln sonlarna doru, yenian ilk yeni insan doacaktr. Bu yeni insann doumu elbette kolay olmayacakt. Yeni insan, her trl i ve d etkiden kurtulmu; kiiliini bulan ve insanla gvenen yepyeni bir varlktr. Irk, kavim, parti, lonca ve aile balarndan kopmutur. Olabildiince zgrdr. Artk o, talya'da doduu halde talyan deildir. Dante'nin dedii gibi, onun vatan btn dnyadr. Artk o, bal olmak zorunluunu duymamaktadr. Bakalarna benzemeye deil, benzememeye almaktadr. Bu durum, duygu ve dnce alanlarnda byle olduu gibi, d grnlerde de byledir. 1390 ylnda, Floransa'da genel bir erkek kl kalmamtr. Herkes, kendine gre, zel bir biimde giyinmektedir. ondrdnc yzyl talya'snda, alak gnlllk ve yaltaklanma bilinmemektedir. Dnyaya, ortak bir grle deil, objektif bir bakla bakmak bilinci uyanmtr. Yeni insan, dnen bir kiidir (uomo singolare). Artk o, bir rka, bir partiye, bir loncaya, bir aileye bal ve onlarla beraber genel bir yaay iinde yaayan bir insan deil, bal bana bir kiiliktir. Kendine zg dnceleri, kendine zg grleri, kendine zg duygular vardr. Yaay da elbette kendine zg olacaktr. Ozan Petrarca (1304-1374), Yalnzlk stne (De Vita Solitaria) adl kitabnda yalnz yaamann erdemini savunuyor. Petrarca'ya gre mutluluk, i ve d etkilerden syrlmakla, bamsz olmakla mmkndr. nsann ilk devi kendini gelitirmektir. Bu gelimeye ancak yalnz yaamakla eriilebilir. Yalnz yaamak, insanlar sevmeye engel deildir. nsan yalnz yaar ama, her zaman insanlarla ilgilenir, onlarla beraber olabilir. Yeni insan, bilgili ve ok ynldr. Hem dnr, hem dilci, hem devlet adam, hem ressam, hem mzikidir. Byk ozan Dante (1265-1321) bunun en belli rneklerinden biridir. Tanrsal Komedi'yi (Divina Commedia) inceleyiniz, ele alnmam hibir sorun brakmadn greceksiniz. Dante'nin iledii bu sorunlarn her biri ann en ileri bilgilerini kapsamaktadr. nl adlar bir yana, XV'nci yzyl talyan kentleri, birka dil bilen, Tanrsal Komedi'yi ezberden okuyan sokak kadnlaryla doludur. Alman tarihisi Jacob Burckhardt, Floransal tccar ve devlet adamlarnn eski Yunancayla Latincede bilgin olduklarn yazyor. Gene Buckhardt'n talya'da Yenidendou Kltr adl kitabnda bildirdii XV'nci yzylda yaam bir Leon Battista Alberti vardr ki sanatlardan, bilginlerden tutun, kunduraclara varncaya kadar dnyann btn hnerlilerinden mesleklerinin srlarn sorup renmitir. Yeni insann ok ynll doymak bilmez bir ok ynllktr. Yeni insan, evresine sonsuz bir sevgi duyan, evresindeki her eye kendini btn varlyla verebilen bir varlktr. Battista'nn u sz, yeni insann niteliini belirtiyor: nsanlar isterlerse her eyi yapabilirler. Sayfa 144

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bu szn kaynan Bacon'da araynz. Roger Bacon (1214-1294), daha Xiii'nc yzylda, bu sz u trl sylemiti: Sihirbazlk hibir ey deildir. nk insan akl doay kullanarak her eyi yapabilir. Yeni insan, kendi kendine, kendi gcn bylece bulurken darya doru da gelimeye, sivrilmeye balamt. Artk o, n peinde koabilir. Ortaada snflarn olan n artk kiilerin eline gemektedir. Dante'nin, Petrarca'nn, Boccacio'nun nleri talya'nn snrlarn am, btn Avrupa'ya yaylmtr. Ortaada valye snfna zg, olan ozanlk n artk halkn avular arasndadr. Eskiden yalnz byk ermilerin yurtlan kutsal tutulurken 1350 ylnda Arezzo Belediyesi Petrarca'nn doduu evi mze haline getirmitir. Petrarca, nnn bu sevincini de tattktan sonra daha yirmi drt yl yaayacaktr. Yenidendou; sanatla balamt. Can ekien ortaa, son nefesi yaklatka, daha krc, daha korkun oluyordu. Bilim susturulmutu. Oysa sanat, dinci sisteme dayanr grnerek byk iler baaryordu. Ressam Giotto (1266-1336) klasik tiplerden syrlarak talyan gzellerini Meryemletirmeye balamt. Mimar Brunelleschi (13771446) gotik sanat ykyor, yeni insann byk baarsn salyordu. Artk ve yedi stne kurulmu kilisenin karsnda Floransa kilisesi ykseliyordu. O kadar ki, kendisine nereye, gmlmek istedii sorulan Michelange (1475 -l564), Brunelleschi'nin yaptn sonsuza kadar seyredebileceim bir yere, karln verecekti. talya'nn kent (ehir) devletleri, eski Yunan'n kent devletlerini andrmaktadr. Her birinin kendine zg zellikleri, kendine zg gleri vardr. Birbirleriyle savaan bu kentler, hem birbirlerini, hem kendilerini yetitirmilerdir. Yeni insan, yeni kentleri dourmutur. Yen kentler de yeni uluslar uyandrmtr. Ulus dncesi de yeni insanla birlikte gelien bir dncedir. Ortaada bugnk anlamyla bir ulus dnlemezdi. Ortaa uluslar bal bana birer varlk deil, bir ortaa devletinin yesiydiler. Bilgileri, grleri, dilleri, sanatlar ortakt. Ulus bilinci de, yeni insanla beraber domu, bir yenidendou (Renaissance) bilincidir. XV'nci yzyl, insann, kentin, ulusun kendini bulmaya, kendini tanmaya balad bir yzyldr. Yeni insan, kendini bulduu gibi dnyay da bulmaya (kefetmeye) balamtr. Marco Polo, (1254-1323), Mool dnyasna dalyor, Christophe Colomb (1451-1506) Dou Hindistan'a alyordu. Bunlar, denizlere alan yz binlerce talyan arasndan en byk adlardr. Bilim, gittike denemelere doru yneliyordu. Kozmorafyann deniz yolculuklaryla ilgisi kuruluyor, botanik, zooloji dev admlaryla geliiyordu. Petrarca dalara trmanyor, doann gzelliklerini kavryordu. Yeni insan, evresini didiklemeye balamt. Evrenin hibir srrn zmeden brakmak istemiyordu. nk btn varlyla una inanmt: nsan akl her eyi zebilir. nsann insanla kar bu gveni, gzlerimizi yaartacak kadar duygulandrcdr. nsan, u kocaman evren iindeki bu yalnz varlk, kendinden baka neden medet umabilirdi ki? Yldzlar, o ellerini uzatncaya kadar srlarn sakladlar. Almaz ller, o admlarn atncaya kadar, kaplarn amadlar. Toprak, o stnde gvenle tepininceye kadar, zenginliklerini vermedi. Denizler, o stlerine yrynceye kadar dalgalarn ekmediler. nsan, btn bunlardan mutluluunu zorla almalyd. Gc yettii kadar yapabilirdi bunu. Elbette gcn kullanacakt. Oysa bu gcn sonsuza kadar yetecei sezisi insann iini kaplamt bir kez. Bu sezinin peinden gitmek zorundayd. Sayfa 145

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Yenidendouun getirdii erdem, insann insanla olan gveni'dir. Yenidenbiimleni anlamndaki reformasyon, yenidendou anlamndaki rnesans r iinde yer alan dinsel bir akmdr. Alman papaz Martin Lutherin (14831576) 1517 ylnda Wttenberg kilisesinin kapsna ast, Katolik kilisesine kar nl protestosu yznden Protestanlk adn alan bu akm, gerekte, genel dnceyi dilegetiriyordu. Katolik kilisesi, Rnesans'n getirdii yeni hayat grne uymayacak kadar donmu, bozulmu ve khnelemiti. Hristiyanl, ilk ve sade biimine dndrerek skolastiin eklentilerinden temizlemek hemen btn Hristiyanlarn dileiydi. Fransa'da Calvin ve svire'de Zwingli'nin gelitirdikleri Protestanlk,, sonradan Calvinizm araclyla ngiltere'ye geerek Anglikanizmi dourmutur. nsanlar arasndaki eitsizliin Tanrsal dzenin gerei olduunu ilerisren Lutherin dnceleri, toplumun kurulu dzenine her bakmdan uygun dt iin hi yadrganmad ve kolaylkla benimsendi. znik Konsilinin hazrlad ncil metni de temel kutsal kitap olarak dokunulmazlk ve yorumlanlmazlk kazannca, kilisesiz ve papazsz bir dine dn yolundaki ilk protestolar bilmezlikten gelip, yeni Protestan kiliseleri ykselmeye balad. Daha sonra, Katolik kilisesinin tuttuu yoldan gidilerek, ayklanan Aristotelesilik geri getirildi ve znik Konsilinin hazrlad metin bununla temellendirilmeye alld. Lutherin, nceleri eytann yata dedii us, yeniden eski tahtna oturtulmutu. u farkla ki, usla kutsal kitap atrsa kutsal kitabn dedii olacakt. Aristotelesin syledii deil... Yeni ekonomik ilikilerin meydana getirdii Rnesans'n yeni insan, dinsel insan olmaktan karak kiisel insan olmaya balamtr. Yenidendou dncesinin ayrc nitelii insanc (manist) oluudur. Bu dnce insan' arar ve d dnyay insanla olan ilikileriyle deerlendirir. nsan, artk bilgilerini yenilemekte ve btn inaklardan (dogmalardan) kukulanmaktadr. Yenidendou phecilii, metafizik temeli ykarak, bireyci (endividalist) temeli kurmaya balamtr. Ortaan feodal toprak aasnn destei olan metafizik, yenia burjuvasnn destei olan bireycilikle atyor. Ne var ki bu atma, ayn anadan doan iki kardein atmasdr. dealist metafizik, idealist bireycilie boyun emek zeredir. Bu srada, yenian yeni insann simgeleyen iki byk zeka douyor: Nicolaus Cusanus'la Giordano Bruno. Kardinal Nicolaus Cusanus (1401-1464)'a gre tanr kavranamaz. nk us, yaps gerei, birletiricidir ve birletirme iini gerekletirebilmek iin de okluklar ve ayrlklar gerekir. Tanrysa ancak okluklar ve ayrlklarn dnda dnlebilir. yleyse dnce, bu son ereinde kendisiyle elimeye dmektedir. Daha ak bir deyile, birletirici olan dnce, ayrlklarla almak iin yaplm olduundan nk birletirebilmek iin ayrlklarn varl gerekir yetkin birlemeye (Tanr) ykselince alamaz... Ortaadan Rnesans'a gei dneminde yaayan' ve dnce yapsyla da bir kolu gemite, br kolu gelecekte bulunan Cusanus, Kant'n ncs saylabilir. Dncenin snrn izmi ve bu snrn tesinde kalan metafizii mistik bir grle sezilere brakmtr. Tanryla doay da birbirinden ayrm, gl bir sezgiyle evrenin evrimsel bir gelime sreci olduunu sylemitir. Cusanus'e gre, doada kartlar (okluklar ve ayrlklar) vardr. Tanrdaysa btn kartlar birlemitir, yleyse bu iki yap ayn ey olamaz. Evren devim halindedir ve sonsuz bir deime iindedir, Tanrysa tm deimezliktir. Cusanus, kartlarn srekli olarak geitlerle ortadan kalkacan dnmekle bir eit eytiimsel anlaya varm bulunmaktadr. Cusanus'e gre dnya, evrenin merkezi de olamaz. nk evrenin merkezi ancak kendi dndaki bir eye gre olabilir, evrenin dnda bir ey Sayfa 146

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tasarlamaksa evrenin btnlk (La. universum) niteliini ortadan kaldrr. Tanrbilime kart dncelerinden tr Cusanus retisine olumsuz Tanrbilim ad verilmitir. Giordano Bruno (1548-1600), tipik bir rnesans adamdr. Doa karsnda duyduu byk cokunluk yznden onu ozan-dnr olarak nitelendirirler. Genliinde Dominiken tarikatna girmi, oysa cppesiyle birlikte metafizik dncelerini de pek abuk stnden atmtr. Hareketli bir yaam vardr, her yerde kovuturmaya uradndan serbeste dnebilmek iin mr boyunca kentten kente dolamtr. Sonunda, yakalanarak, Roma'da Campo di Fiora meydannda yaklmak suretiyle ldrlmtr. Kendisine bu cezay tebli eden Engizisyon yargcna, lmm bildirirken siz, benden ok korkuyorsunuz demi. Kopernikus sisteminden esinlenerek evrenin sonsuzluunu kavram. Tanrnn da, varsa eer, ancak byle bir sistem iinde, sonsuzlukta gerekleebileceini dnm. Aristoteles'in evreni blmlere ayrmasn aka gln buluyor. Ona gre gk, sonsuz evrendi. Akl iin iki sonsuz olamayacana gre Tanr ve Evren bir ve ayn eydiler. Tanr evrenin yaratcs deil, kendisidir. Yaratlan bir ey yoktur, olmakta olan bir ey vardr. Ne yaratan vardr, ne de zgrce bir yaratma ii. Bunlarn yerine doa'y ve meydana gelme zorunluunu koymamz gerekir. Evren-Tanr, alarak ve yaylarak, kendisi bireylemeden bireyleri meydana getirir. Sonsuz byklkte nasl bulunuyorsa bir parack otta, bir kum taneciinde, bir karncada da ylece, btnyle bulunur. Sonsuz gerek olarak onun her yerde bulunmas yznden doa'da hibir ey yok olmaz. lm, hayatn bir deimesinden baka bir ey deildir. Doa'da, bizlerin kurup attmz anlamda bir lm olamaz. Sadece her ey srekli olarak deiir, o kadar. Bu deime sonsuzdur. Tohumlar baka tohumlara ynelirler, deiirler. rnein tohum, ot olur, baak olur, ekmek olur, keylus olur, kan olur, insan tohumu olur. nsan tohumu insan olur, ceset olur, toprak olur, bitki tohumu olur. Bu deimeler ve yenilemeler sonsuza kadar srp gidecektir. Bu srada bir baka talyan, Tommaso Campanella (1568-1639) yeni gidie ayak uydurabilmesi iin felsefeyi zorluyor. Oysa bu zorlay sonusuz kalacaktr, ortaan son kalntlarndan olan talyan kilisesi onu da boup susturmak zeredir. talya'da doan yeni dnce artk talya'da barnamayarak ngiltere'ye, Fransa'ya, Almanya'ya doru yola kmak zorundadr. Campanella'ya gre Varlk'n ilkeleri unlardr: Yapabilmek, bilmek, istemek... Bilgi olmasayd doa hibir zaman hibir eyi meydana getiremezdi. te Tanr bu ilkenin birleimidir, bir baka deyile salt (Mutlak) iktidar, salt bilgi, salt sevgidir. Bilgilerimiz duyularmzdan gelir. Oysa bu duyular bilgi haline getiren akldr. Campanella'nn bu ileri klar, sonralar, ok daha aydnlk olarak ilenecektir. Grld gibi, yeni insan nce kendini, sonra da doay tanma yolundadr. ekinmeden aynaya bakmasn, aynadakini olduu gibi grmesini renmitir. Dncesi, artk, bu yeni bilgilerine dayanacaktr: Zavalln, glnln, karmakarkln bilmekte, gene de rkmemektedir. Bu yeni bilgileri onu ypratmayacak, glendirecektir. Yeni insan; yava yava, dnya gereklerini bulmakta, ortaya karmakta, incelemekte ve btn bunlardan yeni sonulara varmaktadr. Baklar gkten yere inmi, yerden de aynaya evrilmitir. Ayna, bakmasn bilenlere her eyi olduu gibi gstermektedir. Yeni insan, Yunanl balknn bir frtna srasnda Neptunus'a dediini kendi kendine mrldanmaktadr: Ey Sayfa 147

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Tanr, beni ister kurtar ister mahvet, ben dmenimi krmadan dosdoru gideceim. Tommaso Campanella'nn talya'da boulan sesi, ngiltere'de Francis Bacan (1561-1626)'un aznda devam etmektedir: Bilmek mi istiyorsunuz? u halde sormaktan vazgeerek kendiniz deneyiniz. Deneyin mihengine vurulmam olan deney ncesi (a priori) bir dnce, gereken bilgi deildir. Pein yarglardan kannz. Kimi insanlarn byk ktlklerden kurtulduklarn gryoruz, bundan doast bir koruyuculuk sonucunu karyoruz, ayn insanlarn o byk ktlklerden kurtulmadklar halleri de dnn. Eya stnde anlaacak yerde, herkesin istedii anlam verdii kelimeler stnde beyhude yere kavga ediyoruz. Felsefenin kurtuluu, gzleme ve deneye balanmakla salanabilir. Doa stne soyut dncelere dalmaktan kurtulunuz, bu soyut dnceler hibir iinize yaramayacaktr. Bir baka ngiliz, Thomas Hobbes (1588-l679), ulusdann srd tarlaya yeni tohumlar atmaktadr: Felsefe yapmak, doru dnmektir. Dnmekse katmak, ayrmak, toplamak, karmak; bir baka deyile, saymak demektir. u halde doru dnmek, birletirilmesi gerekeni birletirmek, ayrlmas gerekeni ayrmaktr. Birleebilen ya da ayrlabilen eyler cisimlerdir. Demek ki felsefenin cisimlerden baka bir konusu olamaz. Ruhlar, Melekler, Tanr dnlemez. Bu soyut kavramlar felsefe konular deil, inan konulardr. Felsefenin konusu cisimler, metodu da d ve i duyarlktr. D ve i duyarln her ikisi de deneye dayanr. Gzlem biliminin dnda gerek hibir bilgi yoktur. Hobbes'a gre snrsz zgrlk (Kaytsz hrriyet, La liberte dindifference) diye bir ey yoktur. Biz insanlarn davranlar dayanlmaz igdlerin elindedir. Tutkusuz akl, ekicilii olmayan tresel ilkeler insanlar stnde hibir etki yapamaz. Bir istekten sonra gelen davranmz ynetmek bizim elimizdedir ama, isteimizi ynetmek elimizde deildir. Her davrann yeter bir nedeni vardr. Yeter neden, zorunluktur. Evrendeki her cisim gibi insan da bu zorunlua baldr. Her eyde olduu gibi trede de en gerek ynetici, kar (Menfaat) dncesidir. Salt iyi, salt kt, salt tze. (Adalet), salt tre (Ahlak) yoktur, bunlar uydurulmu kavramlardr. Gerekte iyi, hoa giden, kt de hoa gitmeyen eydir. Doada olduu gibi Devlette de hakk meydana getiren g (Kuvvet)'tr. Gerek Devlet, herkesin herkese kar kavgasdr. Devlet bu kavgaya bir dereceye kadar son verdii iin onun emrettii erdem, yasak ettii erdemsizliktir. Rnesans insan, artk, nne serilen her trl bilgiden phe etmektedir. Felsefe tarihilerinin modern phecilik (Fr. Scepticisme moderne) adn verdikleri rnesans phecilii (Fr. Scepticisme de renaissance) de Henricus Cornelius Agrippa von Nettesheim (1486-1535)'le balamaktadr. Nettesheim, bilgi olanan ilerisren herkese iddetle saldrm, almalarnn bo ve tehlikeli olduunu ve onlar hibir sonuca eritirmeyeceini savunmutur. Bilime kar bu bilgisizce saldrda kendisini bir baka rnesans adam, Michel de Montaigne izlemektedir. Montaigne'e gre de bilim adamlar, hibir ie yaramayan yanl sonulara varmaktan baka hibir i yapamazlar. Copernicus'a niin inanmal? Yakn gelecekte biri kp onu pekala rtebilir. Paracelsus, kendisinden nceki btn hekimlerin hastalarn ldrmekten baka bir ey yapmadklarn sylyor, ama Paracelsus da ayn snfa sokulacak hekimlerdendir. Gvenilir bilgi arayacamza bilgisizliimizi grp kabullenmemiz gerek. Bu olumsuz phecilikte Montaignein izleyicileri de rahip Pierre Charron (1541-1603)'la piskopos Jean Pierre Camus (15841654)'dr. Charron, gerek bilim insann kendisidir, diyor. nsan kendisini incelerse, tm bilgilerinin duyularndan Sayfa 148

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ve usundan geldiini grr. Oysa bu ikisine de asla gvenilemez. Bilim adamlarnn yapabilecekleri tek ey vardr, eski pheli varsaymlar yeni pheli varsaymlarla deitirmek. Bilim asla bundan teye gidemez. Piskopos Camus'ye gre de sav, hibir ey bilemeyiz; kar sav, bir ey bilebiliriz; bireim, bir eyin bilinip bilinemeyecei konusunda yargdan kanmalyz. Felsefe de bulank bir uurum ve iinden klamaz bir labirenttir. Rnesans pheciliinde bu iki papaz Franois la Mothe le Vayer (1586-1672) izlemektedir. (Molierein birok piyeslerinde alay ettii pheci budur). Yapt bile u ad tar: pheci felsefenin phelerinin bilimlerde ok ie yaradn gsteren konuma. Le Vayere gre phecilik, bilimi ykmtr ve bouna bir ura olduunu tantlamtr. Bilimsel aratrma gereksiz, umutsuz ve sonusuzdur. Rnesans phecilerinin son dnr Francisco Sanchez (15621632)'dir. Sanchez'e gre de nesneler (Sanchezin deyimiyle: ne yazk ki) birbirleriyle ilikilidirler, bundan tr de tek tek hibiri bilinemez. Bundan baka saylar da snrszdr, demek ki tmn bilmek esasen olanakszdr. Dahas, srekli olarak deiirler, deien eyler nasl bilinebilir? Duyulara asla gvenilemez, nk onlar sadece d grn gsterebilirler, nesnenin kendiliine inemezler. Rnesans phecileri, grld gibi, antika Yunan phecilerinden ok daha bilimddrlar. Bundan baka, her eyden phe etmiler, ama tanrdan phe etmemilerdir (Nettesheim'a gre, tek bilgi kayna tanrdr, Charron'a gre, insann incelenmesi bizi tanrnn bilgisine gtrr, Montaigne'e gre, eer tanr insanlara ilkeleri bildirmeseydi bu ilkeler olabilir miydi?, Camu'ya gre, insann bilebilecei gerekler ancak tanrnn ona gstermek istedii kadardr, Le Vayere gre, tanrsal gereklere tanrnn yardm olmadan asla ulalamaz). Ne var ki rnesans phecilii metafizik temeli ykarak yerine bireyci temeli koymaktadr. Ortaa toprak aasnn (feodal) destei olan metafizik, yenian yeni insannn (burjuvazi) destei olan bireycilie boyun emek zeredir. Gerekte her iki dnya grnn de yaps ayndr; metafizikte genellikten zellie dalan us, bireycilikte zellikten genellie ykselmektedir. Sadece k noktalar deimitir, vardklar sonu birdir. Bireyler, bireysel olduu kadar ortak bir usla birbirlerine baldrlar. Stoaclarn dedikleri gibi bu us Atina'da baka trl, Roma'da baka trl olamaz. Justus Lipsius'un (1547-1606) rnesans stoacl bylesine bir usu nermektedir. Metafizik ruh, bireycilikte klk deitirmitir. Padua okulunun kurucusu Petrus Pomponatius (1462- 1525), Scaliger (1484-1558), Cremonini (1552-1631), Zabarella (1533-1589) ve Lucilio Vanini' nin (Pompejo Ucilio, 1583-1619) dillerinde artk onun lmezlii aka tartlmaktadr. Artk kimse ruhun lmezliine inanmyor ama, Vanini gibi dili koparldktan sonra diri diri yaklmay gze alamayanlar Cremonini'nin u dne uyuyorlar: inden dilediin gibi, dndan herkes gibi davran (Intus t Iibert, foris ut moris est)... Aristoteles, ortaan metafizik eklentilerinden temizlenerek yeniden ele alnmaktadr. Theodoros Gaza'nn ynetiminde Rudolf Agricola ve lacobus Faber, insanc (manist) bir Aristoteles yaratmaktadrlar. Bireysel ruh lmldr ama, ruhun usu lmden sonra evrensel usa karacaktr. nk onun z olan dnce, vcuttan ayrlr. Bu anlay, Teleziana akademisinin kurucusu Bernardino Telesio'yla (1108-1588) Frencesco Patrizzi'nin (1527159.7) natralizmine uygun dmektedir. br yandan da, Georgios Gemistos Plethon (1355-1450), Basilius Bessarion (l403-1472), Marsilius Ficinus'un (1433-1499) eliyle metafizik eklentilerinden temizlenmi insanc bir Platon meydan karlmaktadr. nsann ruhu tanrdan tremi olduuna gre, insanda btn evreni bilebilmek ve Sayfa 149

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi anlayabilmek gc var demektir. Bilgi derebeyine zg deildir, burjuva da bilgi edinebilir. Btn bunlarn stnde de, Giovanni Pico della Mirandola'yla (1463-1494) Andreas Caesalpinus'un (I509-1603) semecilii (eklektizm) eski Yunan dncesinin eitli akmlarn birletirerek uzlatrmaya almaktadr. Aristoteles'le Platon'un temelde birlemekte olduklar dncesi yeniden ortaya atlmtr. Ortaada derebeyliin karlarna gre yorumlanan Yunan dncesi, artk burjuvazinin karlarna gre yorumlanmaktadr. nsanlk yaamna bilimsel bir temel yerletirmeye alt iin bilimsel olan hibir eyden holanmayan ortaa metafiziince sapklkla sulanan Epikuros, Petrus Gassendi'nin (1592-1655) eliyle, burjuvazi bireyciliine uygun mekaniki atom anlay iinde yeniden dourtulmaktadr. Yenidendou (Rnesans), her bakmdan burjuvaziye uygun ve yararl bir doutur. Doa, artk, metafiziin hiyerarik durall iinde deil, mekaniin yer deitirme devimsellii iindedir. Derebeyinin hiyerarik dzendeki dokunulmaz stn yeri deiecek ve bu yere her ne kadar yeri deienin kendisi deimezse de burjuvazi oturabilecektir. Yenidendou, btn bu olumalar iinde de, bir yeniden biimleni (reformasyon) gerektirmektedir. Protestanlk, kapitalizmin temellerini hazrlamaktadr. Luthere gre sosyal eitsizlik tanr dzenidir ve olduu gibi korunmas gerekir. Calvin'e gre retim iin alnacak faiz gereklidir ve dinsel yasalara aykr deildir. Protestanlk, ekonomik bir dinciliktir ve burjuvazinin ticaret sorunlarn kapsamaktadr. Birey ve bireyin ekonomik sorunlar, tanrsal dnce iinde bile, birinci plana kmtr. Jacob Boehme'de (1575-1624) dilegelen Rnesans gizemcilii (mistisizm) de bu yoldadr. Boehme'e gre tanr dural deil, devimseldir. Tanr doalam ve insanlamtr, yleyse birey tanrlk deerdedir. Rnesans ann sonlarna doru, btn bu dinsel yenilenmeler de yetimeyecek, kaynan insanda ve us'ta bulan yeni bir doal din akm treyecektir. Laelius Socinus (1525-1562), Jean Bodin (1530-1596) ve Herbert of Cherbury'nin (1581-1648) ellerinde oluan bu doal din, insan usunu ve bylelikle de bireyi yceltmektedir. Bu an dincilerinin ou ayn zamanda ekonomicilerdir. Bodin de bunlardan biridir ve ekonomik olaylar, metafizie uygun olan dogmatik adan deerlendirmektedir. NSAN VE DELL. nsanclk deyimiyle dilimize evrilen humanisme (manizm) bir yenidendou akmdr. lkin antika yaptlar stnde alma ve onlar meydana karma anlamn dilegetiriyordu. Ortaan karanlnda insanlklarndan kan Avrupallar insan' Hellen putuluunda aryorlard. Biraz da Diogenesin gn nda fenerle adam aramasna benzeyen bu i, sonunda felsefesel bir deyie dntrld. Deyim, deer ls olarak insan alma anlamyla tanmland. Ortaa tanrclndan ylesine bklmt ki, her trl deere lt olarak konulmas dnlen insan, sonunda Tanrnn yerine konuldu. Kutsal Roma mparatorluunun evrendal, bencil bir bireycilie dnt. Bir bakma Kutsal Roma mparatorluu (Sacrum Imperium Romanum) bunu hak etmi saylrd. Ne var ki bylesine bir bireyciliin sonu el altndan gene Tanrcla varyordu. Konuma dilinde bencilik'le eanlamda kullanlan bireycilik terimi, felsefede bireyi ba gerek sayan ve her eyin birey iin olduunu savunan bir dnya grn tanmlar. Tarihsel srete ,burjuva snfnn belirmesiyle meydana km ve kmeye yz tutan metafizik dnya grnn yerini almtr. Gerekte dil ve klk deitirmi bir metafizikten baka bir ey deildir: Metafizik dnya grnn ba gerei olan Tanr'nn yerine Tanr Sayfa 150

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi niteliinde bir insan anlay getirmektedir: Rnesans dncesinden bu yana Olguculuk, Mahlk, Pragmaclk'tan gnmz Varoluuluuna kadar btn bireyci retiler zorunlu olarak znel dnceci (sbjektif idealist)'dirler. Tek szle hepsinde temel bireysel dnce, eit ruh, eit Tanr'dr. Olaylara yn veren forml budur. Bu grn elde etmek istedii ama da her eyin birey'i gz nnde tutarak dzenlenmesidir. rnein, ekonomi, toplumu deil, bireyi gelitirmek iin dzenlenecektir; eitim, toplumu deil, bireyi yetitirmek iin dzenlenecektir. Bu anlaya gre toplum, birey'lerden kurulu olmakla bireyin rndr. Birey'in zenginlii ve mutluluu toplumun zenginlii ve mutluluu demektir. Bu gr, bilimsel olmak iddiasna ramen, zorunlu olarak halk dilindeki anlamna dnyor ve bencil bir ahlak yaratyordu. Bireyci insancln nl dnrleri Erasmus, Machiavelli ve Montaigne ister istemez bylesine bir anlay pekitirerek yeni toplumsal tedirginliklerin tohumlarn atyorlard. Hollandal bilgin Erasmus (Didier Erasme, 1467-1536), mutlulua erimek isteyen insanlara yeni bir yol gsteriyor: Delilik yolu... XVi'nc yzyln banda yaymlanan Delilie vg (Encomium Morias) adl nl yaptnda yle diyor: nsanlar akla ne kadar balanrlarsa, mutluluktan o kadar uzaklarlar. Davranlarn akla gre dzenleyenler, delilerden daha deli olduklarndan, insanlklarn unutur, Tanrla zenirler. Bilim stne bilim, sanat stne sanat yarlar. Btn bunlar da doaya kar savamak iin kullanmaya kalkarlar. Ey ulu Tanrlar; kendilerine deli, aklsz, budala, avanak gibi gzel adlar verilen kiilerden daha mutlu kiiler var mdr yeryznde?.. Erasmus, yenidendou ann byk adlarndan biridir. Evlilikd domu bir ocuktu. Yaad srece kendi mutluluunu yaratmasn, yarattktan sonra da korumasn bilmitir. Bencildi. Byk kavgalardan, tartmalardan kanrd. Ne Katolik, ne de Protestan olduu halde, kk kurnazlklarla, her iki yn de oyalayabilmi, stne sratmamtr. Felsefe alannda byk bir deer tamaz. Ancak klasik Yunan ve Latin dncesini evirip yayarak an geni lde etkilemi, uyarmt. Aykr dncelerinden, alayclndan tr kendisini Fransz dnr Voltaire'e (1694-1778) benzetirler. nsancdr (hmaniste). Bir bakma, btn bu nitelikleriyle, rnek bir yenia adamdr. Hollanda' da dodu, Fransa'da okudu, talya'da gezdi, ngiltere'de yaad, svire'de ld. Altm dokuz yllk mr mutlulukla gemitir. Mutluluu akld yaamakta bulan Erasmus, bu dncesini yle savunuyor: Ey ulu Tanrlar, ne komedyadr bu deliler srs, ama ne de mutludurlar. Biri bir kadncn akndan lr, kadn onu ne kadar sevmezse onun sevgisi o kadar artar. Bir bakas evlenirken kzdan ok, parasn alr. Beriki karsna eliyle sevgililer bulur. tekiyse, karsn ylesine kskanr ki, bir an bile gznden karmaz. Birdenbire gelen lmle kederlenen bir adam, bin bir lgnlk yapar, gz ya oyunu oynatmak iin parayla alayclar tutar. tede bundan tr iin iin sevinen bir bakas kederli grnmeye zorlar kendini, diini skp kaynanasnn mezar stnde alar. Daha tede, mutluluu uykuda bulan tembeller, kendi ilerini brakp bakalarnn ilerini dzenlemek iin koup duranlar. Kimi borlarn demek iin dn almakla zenginletiini sanr. u doymak bilmez tccar ufak bir kazan iin denizlerde dolar, bir kez elden gidince dnyann btn altnlarnn geri veremeyecei hayatn dalgalarn keyfine Sayfa 151

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi brakr. Kimi de evinde rahat rahat oturaca yerde, savaa gider. Btn insanlarn en delisi tccarlardr. Durmadan kazanmak iin en alak aralar kullanrlar; yalan, yalan yere yemin, hrszlk, hile, aldatmalar btn mrlerini doldurur. Bu aalklarna ramen, gene de kazandklar altnlarn kendilerini ykselteceine inanrlar. Ykselirler de nitekim. Toplum, paras olana deer verir. Birok din adamlar da bu aalk zenginlikten bir para koparmak iin onlara en erefli Tanr katlar verirler. Ey ulu Tanrlar, bu lgnlar srs, aldatmak istedikleri kimselerce aldatldklar zaman, sizler de kahkahalarla gler, mutlulanrsnz sonunda. Erasmus, delilii yle tantyor: Tanrlar ve insanlar stne sevin saan yalnz benim. Anamn ad Neotet'tir (genlik). Mutluluk adalarnda (Kanarya adalarnn eski ad) dodum. Methe'yle (sarholuk) Apoidia (bilgisizlik) benim stninelerimdir. zzetinefis, yze glme, tembellik, ehvet, bunaklk, zevkusefa, Komos (iki sofralar Tanrs), Morpheus (ryalar Tanrs) hizmetilerimdir. Bu sadk hizmetilerimle, dnyay ynetenleri ynetirim ben. lk mutluluunuz u gzelim dnyaya gelmektir. Dnyaya gelmenizi ananzla babanzn evlenmesine borlusunuz. Hizmetilerimden unutmak olmasayd ananz o aclara bir daha katlanp sizi dourmazd. ocukluk akldan yoksun olduundan, elendirir, haz verir. Delilik olmasayd genliin ne tad olurdu? Nitekim genliin adna delikanllk demiyor muyuz? Yeryznde benden gelmeyen ne sevin, ne haz, ne de mutluluk vardr. Tanr insanlara akldan ok tutku verirken, ne yaptn hepimizden iyi biliyordu. Eer hizmetilerimden yze glme, iki yzllk, kurnazlk olmasayd, kadnla erkei hibir g bir arada tutamazd. Kral halkn, koca karsn, uak efendisini, dost dostunu bunlarsz ynetebilir mi sanyorsunuz? En byk mutluluk, insann kendinden honut olmas, elindekilerle yetinmesidir. Hizmetim izzetinefis olmasayd bu mutluluu salayabilir miydiniz? Hele insann kendinden honut olmas kadar gzel ve ho, oysa delice ne vardr? Kutsal Kitap'tan birka yaprak ezberlemekle cennete gitmeyi garantilediini sanan u zrdeli ne kadar mutludur. Akllyla deliyi ayrt eden nedir? Biri aklnn, br tutkusunun peinde gider. Oysa aklly aklnn peinden srkleyen de tutkusudur. Ama o ylesine bir zavalldr ki, mutluluk salayan bir tutku yerine, mutsuzluk salayan bir tutku semitir. Hele bakn: Kirli ve iren bir doum, zahmetli bir eitim, her ynden gelen tehlikelerle dolu bir ocukluk, yorucu incelemelere, renmelere boyun een bir genlik, hastalklar ve sakatlklarla evrili bir ihtiyarlk, ac bir zorunluk olan lm... Bu bahtsz mr sresince sayz tehlikeler, hastalklar; korkular, yoksulluklar, hapis, alaklk, utan, ac, pusu, ihanet, dava, hakaret, hile... Eer insanlarn ou akl yolundan gitselerdi, dnya stnde kendini ldrmedik adam kalmazd. Oysa ben, btn bu dertleri birbirinden ayrp bin bir biimde yumuatmasn bilirim. nsanlara bilgisizlii, umursamazl datrm. Kimine daha mutlu bir talihin tatl umudunu yollar, kiminin ayaklarna sevimli ehvetin bir gnlk gllerini serperim. Gnderdiim dler onlar balar. lm perisinin eirecek iplii kalmam olsa bile, yaamaya kar en ufak bir tiksinti duymak yle dursun, onlar yaamaktan ayrlmaya zorlayan nedenler ne kadar artarsa, yaamaya ballklar da o kadar artar. Mutluluk bilgisizliktedir; bir adam vard. Bu adam evlendikten sonra, karsna bir kutu dolusu elmas verdi. Elmaslar sahteydi. Adam, karsn, verdii elmaslarn pek deerli olduuna inandrmt. Kadncaz ok mutluydu. Sayfa 152

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bu deersiz cam paralarna bakarken gzleri doluyor, elleri titriyordu. Bilgisizliin verdii bu mutluluu, hangi bilgi verebilir? Ya da bu elmaslarn sahteliini bilmeyenin mutluluuyla, bu elmaslarn gereini boynuna takann mutluluu arasnda ne fark vardr? Ah u mutlu deliler... Yaptklar bin bir delilie ne de gvenirler. Tanr katna yz akyla kmak iin nasl da hazrlanyorlar, deliliklerini armaanlandrmak iin cennet bile az gelecek. Tanrnn karsna dizilince kimi balkla dolmu karnn gsterecek. Kimi gnde u kadar yz hesabyla okunmu bin lek duay ortaya dkecek. Bir ncs, uzun uzun tuttuu orular sayacak ve gnde bir kez yediinden tr karnnn ka kez patlamak zere olduunu anlatacak. Biri, tamaya yedi geminin yetmeyecei kadar ok tren, tespih,. mrlt gtrecek. Bir bakas altm yl eldivensiz parmakla hibir paraya dokunmadn syleyerek vnecek. teki, gemicilerin en yoksulunun bile giymekten utanaca pis cppesini gsterecek. Baka biri de kayaya yapk snger gibi elli yl ayn manastra bal kaldn haykracak. Kimileri ilahi okumaktan seslerinin ksldn ilerisrecektir. Kimileri de yalnzlktan avanaklatklarn ya da susmaktan dillerinin uyutuunu anlatacaklar. Tanry iyice artacaklar. Btn bunlardan hibir ey anlamyorum, diyecek Tanr, benden daha mbarek olmak isteyenlere verecek cennetim yok benim, gidin kendinize benimkinden baka bir cennet arayn!.. Oysa nemi yok bu sonucun. Onlar imdi benim verdiim umutlarla mutludurlar. Mutluluk bilgisizliktedir. Eer u piskopos, giymi olduu ak kaftann kusursuz bir mr srmek, ban rten ift boynuzlu ve ular birbirine tek dmle bal klahn eski kutsal kitapla yeni kutsal kitab birletirmek, ellerindeki eldivenin dnyann ktlklerini ellerine bulatrmamak, asasnn kendi gdclne braklan sry srekli olarak gtmek ve dikkatini onlarn stnden bir an bile eksik etmemek anlamlarna geldiini bilseydi, mutlu olabilir miydi? Bylesine bir sorumluluun altnda yaayamaz, ezilir giderdi elbet. Oysa piskoposlarmz o kadar budala deildirler. Kendileri otlamaya bakar, srleri otlatmak iini sa'ya brakrlar. AYNA. O gne kadar aynaya bakanlar, kendilerini gzel grmek istediler. O gn, yeniden dou talya'snda, ilk olarak, korkmadan, kendini olduu gibi grmek isteyen bir adam aynaya bakt. Bu adam Floransal Niccolo Macchiavelli'dir (1469-1527). Ayna tm gerei gsteriyordu. Geriye, grdn yapmack utanca, kaplmadan aklamak kalyordu. Niccolo Macchiavelli de sadece bunu, bir bakma hibir gl bulunmayan bu kolay ii yapacak, bu yzden de mezar tana u szleri yazdracakt: Hibir vg bu adn byklne eriemez. Devlet, Tanrya dayanmaldr diyen Aquinolu Thomas' hatrlarsanz, devlet insana dayanr diyen Macchiavelli'nin gcn daha iyi lebilirsiniz. Macchiavelli'ye gre bir ulusa dayanan devlet, gl devlettir. Devlet, gcn kiliseden deil, ulustan alr. Din, tre; hukuk da kiliseye deil; devlete baldr. Devlet, gerekiyorsa, btn bunlar birer ara olarak kullanacaktr. Ama devlettir. Aralar bu amaca yararl olmak zorundadrlar. Hkmdar adl yapt, Macchiavelli'nin aynada grdklerini aklar: nsanlar, nankr, yalanc, iki yzl, tehlike karsnda korkak, kazan karsnda karcdrlar (Hkmdar, XVii'nci blm). Btn bunlar bilerek onlar ynetmek gerekir. yi olmayan insanlar arasnda iyi kalmak isteyen bir insan er Sayfa 153

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ge ortadan silinir. u halde, hkmdar iyi olmamay renmelidir (Hkmdar, XV'nci blm). Devleti yaatmak iin her trl ktl yapabilirsiniz. te, iyice baknz ve grnz ki, nice erdemler mutsuzluu, nice erdemsizlikler de mutluluu doururlar. Gerei grebilirseniz cmert olunamayacan anlarsnz. Cmert olabilmek iin sonuna kadar ak elli olmak gerekir. Bylesine bir ak ellilik karsndaysa boalmayacak kese yoktur. u halde sonuna kadar cmert olunamaz. nce cmert grnp, sonra suyu kesmekse insan cmert deil, gln eder. Keseniz boalnca, cmertlik nn yitirmemek isteyeceksiniz, halka yeni vergiler salmak, tekinin berikinin mallarna el koymak zorunda kalacaksnz. Bu halde de cmertliiniz hibir ie yarayamayacak, halknzn gznden decek, sevilmeyeceksiniz. Bu yola sapmayarak yoksul bir hkmdar kalmay seerseniz, unu unutmaynz ki, yoksul bir hkmdar sevebilecek bir halk yoktur, hele dnya stnde eski cmertliinizi hatrlayabilecek bir insan yaratlmamtr. Cmertlik, gerek olmayan bir kuruntudan baka bir ey deildir, bundan baka hibir etkisi de dnlemez. nk verebildikleriniz, veremediklerinizin yannda devede kulak kalacaktr. Brakn bu kuruntuyu, adnzn pintiye kmasndan ekinmeyin. Geliriniz kendinize yetiyorsa, lkenize saldranlara kar koymak iin paranz varsa, yeni vergiler koyup halknzn cann skmyorsanz, tekinin berikinin malna el atmadan yeni iler baarabiliyorsanz cmertlik n kendiliinden gelir size. Byk ileri ancak pinti saylan hkmdarlar yapabilmitir. Bir hkmdar pinti saylmasndan rkmemelidir, nk kusur denilen bu haldir ki onu tahtnda tutar. Becerebilirsen cmert grn, ama sakn cmert olma. Macchiavelli, yaptnn Xvi'nc blmnde verdii bu tten u sonucu karyor: Hkmdar ya kendinin, ya halknn, ya yabanclarn parasn harcar. Kendi parasn yukarda saylan nedenlerden tr harcamamaldr. Halknn parasn harcamakta cmertlik gstermelidir. nk bakalarnn parasn harcamakla kolayca eref kazanlr. Keyhsrev, Sezar, skender byle yapmlard. Yabanclarn parasnysa su gibi harcamaldr, apulculua alm olanlara pintilik edilmez. Sevilmekten ok korkulmak iyidir. Tm sevilmek de, tm cmertlik gibi bir kuruntudur. Sezar Borgia korkuttuu iin baard, Sipyon korkutamad iin baaramad. lm cezas, mallara el koymaktan iyidir. lm, sadece lenleri ilgilendirir ama, mallar pek ok kiiyi ilgilendirir. Oul, babasnn ldn unutur, oysa malnn elden gittiini unutmaz. Macchiavelli, yaptnn XViii'nci blmnde, verilen szlerin tutulmas gerekip gerekmediini inceliyor. Ona gre sznde durmak byk bir erdemdir, ama btn byk ileri sznde durmayanlar baarmlardr. Bir hkmdar ancak kendine yararl olduu srece sznde durabilir. Hkmdarn szne gvenerek boyun eenlerin boynu, gerekiyorsa, hemen vurulmaldr. Baar, sznde durmakla deil, aldatmakla elde edilir. Eski masallarda hkmdar ocuklarnn beslenmek iin yars insan yars hayvan iron'a verildiklerini hatrlaynz. Bunun anlam aktr, hkmdarlarn yar insan yar hayvan yapsn tamalar gerekir. nk hayvanlk olmadan insanlk srekli olamaz. Hem tilki hem aslan olunuz, nk aslan kendini tuzaklara kar nasl savunamazsa tilki de ylece kendini kurtlara kar savunamaz. Tuzaklardan korunmak iin tilki, kurtlar korkutmak iin aslan olmak gerekir. nsanlar iyi yaratll olsalard hkmdarlar da szlerinde durabilirlerdi. Oysa insanlar Sayfa 154

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ktdrler, ktlkler iyiliklerle ynetilemez. Papa Vi'nc Aleksandr, insanlar aldatarak baarya ulamtr, hi kimse onun kadar hibirini tutmad yeminler etmemitir. Tilkilik insana asl niyetleri gizleyebilmek hnerini retir ki hkmdarn baarsnda gereken de budur. Macchiavelli'ye gre tre (ahlak), ancak devlet iin vardr, devletten ayr, bamsz olarak hibir anlam tamaz. Devletin snrlarnn bittii yerde tre de biter. Burjuva devletinin temelleri bylelikle atlmaktadr. BRE ZAVALI NSAN. Bakt ayna yeni insan rktmyor, kukusunu artryor bsbtn. zgr dncenin ilk byk yazar Montaigne (1533-1592) yle seslenmektedir: Bre zavall insan, az m derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun? Az m kt haldesin ki bir de kendi kendini ktlemeye zeniyorsun? Ne diye yeni irkinlikler yaratmaya alyorsun, iinde ve dnda o kadar irkinlikler var ki... O kadar rahat msn ki rahatnn yars sana batyor? Doann (tabiatn) seni zorlad btn yararl ileri grdn bitirdin, isiz gsz kaldn da m baka iler karyorsun kendine? Sen tut doann amaz, hibir yerde deimez kanunlarn hor gr, sonra o senin yaptn, tek ynl, acayip kanunlara uymaya abala. stelik bu kanunlar ne kadar kendine zg, dayanksz, geree aykr olursa gayretlerin de o lde artyor senin. Mahalle papaznn sana emrettii gndelik ilere sk skya balanrsn; Tanrnn, doann emirleri umurunda deildir. Bak, bir dn bunlar stnde, btn hayatn byle geip gidiyor (Denemeler, kitap iii, blm V, Ak stne). Montaigne'e gre biz insanlar, kendimizi ktlemede gsterdiimiz zekay hibir yerde gsteremeyiz. Kafamzn, o her eyi bozabilen tehlikeli aletin peine dt, ldrmeye kasdettii av kendi kendimizdir. nsan ldrmek iin gn nda geni meydanlar ararz, ama onu yaratmak iin karanlk kelere gizleniriz. nsan yapmak gizlenip utanlan bir dev, onu ldrmesini bilmekse birok ,erdemleri iine alan bir ereftir. Biri gnah, br sevaptr. Bizi yaratan ii hayvanlk saymaktan daha byk hayvanlk m olur? br yandan, biroklarnn yaamann erei (gayesi) saydklar erdem, ya da Aristippos'un szn ettii haz, katksz olarak elde edilememitir. Sokrates der ki: Tanrlardan biri hazla elemi birletirip kartrmak istemi, bunu baaramaynca, bari unlar kuyruklarndan birbirlerine balayaym, demi. Glme son haddine varnca gz yalaryla karr, alayan insanla glen insann yznde beliren izgiler ayndr. Kendi kendime gnahlarm aarken gryorum ki en iyi huylarmda bile ktye alan bir yn var. Korkarm ki Platon, en salam bildii doruluu iyi yoklasayd, bu dorulukta insann kark yapsndan gelen bir bozukluk bulurdu. Oysa bu bozukluk ok derinlerde gizlidir, onu ancak kendimiz grebiliriz. Yz yl sonra bir Fransz dnr, La Rochefoucauld, bu bozukluu uluorta aklayacaktr. Drt yzyl sonra da bir Fransz romancs, Roger Martin du Gard, bu benciliin sonucu olarak Tanr tanmazln metafiziini gerekletirecektir. Rnesansn oluturduu bireyci-insanc dnce-sanat anlay, metafizikten kamak isterken ters adan ve bundan tr de besbeter bir metafiziin iine gmlen bu iki Fransz aheser'ler vermi olmakla niteleyerek gklere karacaktr. TOPYA. nsan, artk insanln ve deerini sezmeye balamt. nsanca yaamann koullarn aratrmak gereini duyuyordu. Antikan btn deerleriyle birlikte Hesiodos'un altna zlemi de dirilmiti. inde yaanlan dzenin temelden bozukluu meydandayd. Ne var ki bu bozukluun gerek Sayfa 155

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi nedenlerini meydana karabilecek koullar henz gereklememiti. Gereken bilgiden yoksun bulunan kafalar, zledikleri dzeni hayal gleriyle biimlendirmeye alyorlard. yz elli yl sonra Engels'in syleyecei gibi, az gelimi bir retimden ve az gelimi bir snf atmasndan birtakm kusurlu teoriler ortaya kmt: Bu bilimd dln byk temsilcisi vardr: More, Bacon, Campanella. Platon'dan yirmi yzyl sonra bir ngiliz dnr, Thomas More (1478-l535), insanlar mutlu klmak iin Platon'unkine benzer bir devlet dnyor. a, Yunan dncesinin yeniden dirildii Rnesans adr. Humanisme ad verilen insanc dnce akmlar Avrupa'y kaplamtr. nsan, bir ara olmaktan karak bir ama olma yolundadr. ngiltere adas da, ayrca yeni bir dzeni gerektiren toplumsal bir kargaalk iindedir. Savalar, toprak retiminin kkn kazm; alk ve hrszlk alm yrmtr. nsanlk, kendisini bir sre oyalamaktan baka hibir ie yaramayacak da olsa, yeni bir reti beklemektedir. Gzler, nereden gelirse gelsin, bir kurtulu yolu aratrmaktadr. Thomas More, byle bir ortamda meydana kmtr. Hibir yerde bulunmayan anlamna, topya adn tayan yapt, kendisini, Platon'dan sonra ikinci toplumcu olarak dnce zincirine soktu. topya'y yazd yl, krk yandayd. Mutluydu. ngiltere Kral Viii'nci Henry onu seviyor, yanndan ayrmyor, ngiltere bavekilliine kadar ykseltiyordu. O Viii'nci Henry ki, on yedi yl sonra, tutup onu astracakt. Yaptndan tr assayd, hi deilse n bsbtn artard. Oysa, koyu Katolikliinden tr asld. Yaptn kuruluu da, Platon'un kuruluunu andrmaktadr. Rafael, Gilles ve More karlkl konuarak yeni toplumu dzenlemektedirler. Rafael, yolculuktan dnmtr. Grd topya adasn anlatmaktadr. Kimi aratrclara gre topya adas, Kanarya adalardr. Amerika'ya adn veren denizci Amerigo Vespucci yazd bir mektupta, bu adalarda yaayanlarn kolektif yaaylarn anlatmtr. Kanarya adalarnda zel mlkiyet yoktur. Thomas More'un, Platon'dan olduu kadar, bu mektuptan da yararland sanlmaktadr. Platon, dn on iki blgeye ayryordu, bu mistik say Thomas More'a yetmiyor. More'un adas, elli drt kentten kuruludur. Platon her blgeye 5040 aile yerletiriyordu, More her kente 6000 aile yerletirmektedir. Her aile yirmi iki kiilik olacaktr; bu yirmi iki kiinin yirmisi erkek, kadn, ocuk, ikisi de esirdir. Thomas More, Platon gibi sevgili esircikleri unutmamaktadr. yle ya, esirler olmazsa uakl, hizmetilii, kaba ileri kim yapaca?.. Her iki dnrde de esirler, toplumun temelidirler. Onlarsz edilemez. Bu bakmdan ngiliz aristokrasisi Yunan aristokrasisini andrmaktadr. Thomas More, humanisme'e bu adan ban evirip baknyor. Mutluluk hakk, esirler iin deil, zgr ngilizler iindir. Platon, toplumunu snflara ayryor, her snf ayr bir statye balyordu. Thomas More'da, esirler dnda, snf yoktur. Herkes eittir. Kadn ya da erkek her toplum yesi iki yl tarlada almak zorundadr. ki yllk tarla almas toplum yesini bu ykmden kurtarmaktadr. Bu ykmden kurtulanlar zenaatlarna dneceklerdir. Ziraat almas, topya'da, bir eit askerlik ykm gibidir. Buna karlk askerlik ykm yoktur. topyallar saldrma sava yapmayacaklardr. Bir savunma sava gerektii zaman da gnlller toplanacaktr. Thomas More, zorla asker edilenlerin savata hibir ie yaramayacaklar kansndadr. Sayfa 156

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Platon, zel mlkiyetle birlikte aileyi de sarsyordu. Thomas More aileye dokunmuyor. topya adasnda ak, stn tutulmaktadr. Birbirlerini sevenler evlenmelidirler. Ancak kzlar on sekiz, erkekler de yirmi iki yandan nce evlenemezler. Bir de, nianllar, evlenebilmek iin plak vcutlarn nc bir kiiye gstererek salam olduklarn tantlamak zorundadrlar. Boanmaya da izin vardr. Birbirleriyle anlaamayanlar zorla bal tutmamak gerekir. Ancak, boanmak ktye kullanlmamaldr; evlilikte bir kez boanmak mmkndr, ikinci evlilikte boanmak yasaktr. ocuklar, ana babalarnndr. ok ocuklular, ocuklarndan birini ocuksuz ailelere vermeye zorlanabilirler. Her ailenin bir evi vardr. Evler, her on ylda bir, kura ekilerek datlr. Her aile, on ylda bir, yeni kuraya katlarak oturduu evi deitirmek zorundadr. Thomas More, Platon'dan bir adm daha ileriye giderek, zel mlkiyeti btn topyallar iin yasaklamtr. Platon bu yasa sadece yneticiler (yarglarla askerler) iin koymutu, amac da yneticileri her trl sosyal balardan syrarak iyi ynetimi salamakt More'un topya'snda zel mlkiyet yasann gerekesi deimektedir. zel mlkiyet her trl ktlklerin, hrszlklarn, ldrmelerin kaynadr. zel mlkiyetten kurtulan toplum, mutlu bir toplumdur. Oysa, bu dncenin bilimsel gerekesi nedir ve bilimsel sonucu ne olacaktr? Thomas More bu sorular karlayamyor. Bu yzdendir ki topya deyimi, gnmze, bir masal terimi olarak kalmtr. retim toplumundur. Tketim iin gerekenler genel ambarlarda saklanmaktadr. Her otuz aile birleerek bu genel ambarlardan gruplar halinde yararlanacaklardr. retim planldr, sadece gerekenler retilmektedir, lks retim yasaktr. Her otuz aile bir phylarkhos (ef) seecektir. Her on phylarkhos da aralarndan bir proto-phylarkhos seecektir. Devlet bakan, halkn gsterecei drt aday arasndan proto-phylarkhoslarca seilmektedir. Devlet gcn bunlar yrtmektedir. Devlet bakanl, diktatrle kamamak artyla, mrlktr. Tiranlamaya zendi mi kendisine iten el ektirilir. Bu yneticiler yasa koyamazlar, konulan yasalarn iyi yrtlmesini salarlar. Yasa koyuculuu, topya vatandalarnn setii ayr bir kurulun grevidir. Protestanlarla savaan, koyu Katolikliinden tr kralna direnerek aslmay gze alan Thomas More, din konusunda zel bir anlay gsteriyor. topyallar eitli dinlere bal olabilirler. Birbirlerini ho grmek, birbirlerine sayg gstermek zorundadrlar. Hogr (tolerance, msamaha) yasasn ineyenler srgn cezasyla cezalandrlrlar. Bir dinin brne stnln savunmak, herhangi bir dini kmsemek yasaktr. Gerekli olan, sadece, bir Yaratcnn varlna inanmaktr. Btn topyallar, hangi din ya da mezhepten olurlarsa olsunlar, bylesine yksek bir inanta birleeceklerdir. topya vatanda bir Yaratcya inanmak zorundadr, ama bu Yaratcya diledii yoldan varabilir, yollarn da (dinler) birbirine hibir stnl yoktur. u yolla Tanrya varan, teki yolla varana satamayacaktr; satarsa ceza grr. Bu hogrrlk anlay ylesine geni tutulmutur ki Tanrszlar bile topya'da yaayabilirler, ancak memurluk yapamazlar. Dinsizlik su deildir, herhangi bir dini kmsemek sutur: Thomas More, kendinden sonrakileri bir hayli etkileyen bu yeni dnceyle, Rnesans ann ileri admlarndan birini atm bulunmaktadr. Dinsel hogr, ortaan koyu karanlndan syrlan Avrupa'nn ilk kez karlat yepyeni bir dncedir. Ancak bu dnce, Xvi'nci yzyl iin ileri bir adm olmakla beraber, bilimsel adan, insanlarn hibir zaman tek anlayta Sayfa 157

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi birleemeyecekleri gibi geri bir temele dayanmaktadr. Bilimsel adan baknca, hogr yasas da gnmzdeki anlamyla tam bir topyadr. topya'nn d politika anlay da bir hayli ilgi vericidir. Bu anlay, Kralie Elizabeth andan bu yana srp gelmi bulunan ngiltere politikasn andrmaktadr. topya adas da, ngiltere gibi, birok devletlerin kaynat byk bir kara parasnn (kta) yanndadr. topyallar, bu kara parasndaki devletlerden hibirini tekine stn klmamak politikasn gdyorlar. Bunu salamak iin iki yol tutmaktadrlar: Glenmeye yeltenen devlette karklklar kararak onu iinden kertmek ve o devletin saldrmaya yeltendii gsz devletlere yardm etmek... Bu yardm, birlikte dvmekten ok, para yardmdr. topya'da para yoktur ama, d politikay yrtmek iin deerli madenler bulundurulmaktadr. Para yardm yetmez de savamak zorunda kalnrsa pek az sayda asker gnderilebilir. Bu askerlerin de mmkn olduu kadar salam yerlerde bulunarak kendilerini bou bouna ldrtmemeleri gerekir. topya, bylesine bir d politikayla, her zaman, gsz devletlerin dostudur. (Thomas More, yaptnn yaymlanmasndan on bir yl sonra, 1529'da ngiltere babakan olmutur. Gtt d politika, bu politikadr. 1558'de ngiltere tahtna oturacak olan, More'un kral Viii'nci Henry'nin kz Elizabeth domak zeredir. Elizabeth a, More'un bu politikasn gelenekletirecektir). Grld gibi Thomas More, Latince yazd topya'snda, mutluluk alanna iki yenilik getirmektedir: zel mlkiyetin kaldrlmas ve dinsel hogr... Her iki dnce de, Thomas More'dan nceki dnrlere gre, ok ileri dncelerdir. nk Platon, insanlarn mutluluunu iyi ynetilmelerinde buluyordu. zel mlkiyeti sadece ynetici snflar iin kaldrrken insanlarn iyi ynetilmeleri amacn gdyordu. Daha ak bir deyile, Platon'un insan mutluluu iin dnd ama, zel mlkiyetin kaldrlmasyla salanacak olan snfszlk ve eitlik deil, iyi ynetilmeydi. nsanlar iyi ynetilirlerse mutlu olacaklard, iyi ynetilmeleri iin de yneticilerin mlkiyet bandan kopmalar gerekirdi. Thomas More'a gre insanlarn mutluluunu iyi ynetilme deil, eitlik salar; eitlik iin de zel mlkiyetin kaldrlmas gereklidir. Bundan baka, zel mlkiyet, toplum ktlklerinin tek nedenidir. zel mlkiyetin kaldrlmas bu ktlklere son verecektir. rnein hrszlk zel mlkiyet yzndendir, zel mlkiyet olmazsa hrszlk edilmez. Kavga, zel mlkiyet yzndendir, zel mlkiyet olmazsa kavga edilmez. Yalan zel mlkiyetin rndr, zel mlkiyet kalkarsa yalan sylenmez. Platon, zel mlkiyeti, sadece iyi ynetilmeye engel olmas bakmndan kt bulmaktadr. Platon'la Thomas More arasndaki kkten ayrlk buradadr. Ayrca topya'da her insan reticidir. Ne ynetici ne de koruyucu ad altnda retime katlmadan hazrdan yiyiciler yoktur. retim almas, askerlik ykm gibi bir ykmdr (mkellefiyet). retimin planlatrlmas, gereksiz ve lks retimin yasaklanmas retim bolluunu salamaktadr. retim bolluu, tketimi artrr ve bu adan da insanlar mutlu klar. Bundan baka, insanlar mutsuz eden a kalma korkusu, istifilik kukusu da ortadan kalkmaktadr. Platon, konuyu bu adan ele almamtr. Platon'a gre her snf, iyi ynetilmeyle salanacak olan toplumsal mutluluktan kendi payn kendi lleri iinde almaktadr. yi retim iin zel mlkiyet gereksiz deil, tersine, gereklidir. retici snf, daha iyi retebilmek iin, zel mlkiyetle glendirilmelidir. Grld gibi, Platon iyi retimde zel mlkiyeti gerekli sayarken, Thomas More zel mlkiyeti Sayfa 158

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iyi retime engel saymaktadr. PASFK OKYANUSUNDA BR ADA. Francis Bacon, Yeni Atlantis'i, lmnden iki yl nce, 1624'te yazd. Altm yandayd; btn tutkulardan elini ekmi, ykselme umutlarn yitirmiti. Yazlarn nce ngilizce yazp sonra Latinceye eviriyordu. ngilizcenin birka yzyl iinde unutulup gideceine, Latinceninse lmsz bir dil olduuna inanmt. Dncelerinin gelecek kuaklarca benimsenmesini istiyordu. Bugnn kuaklarysa onun betiklerini anlayabilmek iin yeniden ngilizceye eviriyorlar. Yeni Atlantis, insanln ok eski bir dnn Bacon'n asndan yeniden ele alndr. Bu d, bir erdemler lkesi ddr. Bacon, bu lkeyi Pasifik Okyanusu'nda bilinmez bir adann stnde kuruyor. Bu ada, Ben Salem adasdr. Allm anlata uyarak telleyip pulluyor nce; Peru'dan yelken aarak Gney denizi yoluyla Japonya'ya doru yola ktk diyor, yanmza on iki aylk yiyecek almtk. Be ay doudan uygun yeller esti, sonra batdan esmeye balad. Bu yzden gn oluyor pek az yol alabiliyor, gn oluyor hi yol alamyorduk. Geri dnmeyi dndmz srada gneyden douya doru esen bir frtna kt, kuzeye doru srklendik. ll kullandmz halde yiyeceimiz tkendi, usuz bucaksz sularn stnde yiyeceksiz kaldk. lme hazrlanyorduk. Gnllerimizi gklerdeki Tanr'ya ynelttik, yardmna sndk, denizini nasl gsterdiyse topran da gstermesi iin yalvardk. Gerekten de, ertesi gn, akam stne doru kuzey ynnde bulutlar grdk. Bu, bize, karaya yaklatmz umudunu verdi. nk Gney denizinin insanlarca gerei gibi tannmadn, orada imdiye kadar bulunmam adalar olabileceini biliyorduk. Rotamz kara gibi bir eyler grnen kuzey ynne evirdik, btn gece yol aldk. Ertesi sabah gn aarrken gzlerimizin nnde dmdz bir kara parasnn uzandn grdk. Kara paras, ormanlarla kapl olduundan bir hayli karnlk grnyordu. Bir buuk saat gittikten sonra iyi bir limana girdik. Buras, pek byk deilse de, iyi yaplm, denizden pek ho grnen gzel bir ehirdi. Bacon'a gre bu erdemler lkesini yneten Sleyman evi, bir baka adyla Alt Gnlk ler Koleji'dir. Bu ev ya da kolej, deneysel bilimin simgesidir. Bacon, bu simgesiyle, Xi'nci yzyldan XV'nci yzyla kadar gl bir egemenlik kurmu olan skolastik dnceye kar koymaktadr. Dinsel gereklerden baka hibir gerek tanmayan, akln hibir tartmasna izin vermeyen skolastik dnce, Bacon'n yaad XVi'nc yzylla XVii'nci yzylda da gcn duyurmaktayd. Bacon, kuramsal bilimi denemelerle insanla yararl klmak istiyordu. Bu bakmdan, mrnce tad Sleyman evi dncesi, incelenmeye deer bir dncedir. Sleyman evi'nin amac, olaylarn nedenlerini aratrmak, gizli gdlerini zmek, olabilen her eyi yapabilmek iin insann doa stndeki egemenliini geniletmektir. Sleyman evi'ni yneten otuz alt ustadr. Bu ustalar birok rakla usta adaylarn yetitirmektedirler. almalar gizlidir. Tapnak olarak kullandklar iki uzun, zellikle denmi salonlar vardr. Bu salonlar eitli simgelerle sslenmitir. Bu tapnaklarda toplanp gizlilik and ierler. Otuz alt usta, er er gruplandrlmlardr. lk drt lk grup, on iki usta, k toplayclar adn tarlar. Bunlar, gizlice baka lkelere giderek bilimin en , yeni rneklerini toparlar, henz ulaamadklar yeni klar varsa, kendi lkelerine tarlar. Beinci ln ad yamaclar'dr, bunlar bir eit filozofturlar. Altnc lk sr adamlar'dr, Sayfa 159

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi betiklerde bulunmayan denemeleri toplarlar. Yedinci ln ad ncler'dir, kendi dncelerine gre yeni denemelere giriirler. Sekizinci lk eitli deneyleri belirli bir ynteme gre sralamakla grevlidir, bunlara sralayclar derler. Dokuzuncu ln ad hayr sahipleri ya da drahomaclar'dr, grevleri eitli denemelerden genel kurallar karmaktr. Bu almalarn stnde dnp tartmak zere btn ustalarn katldklar bir toplantdan sonra, sonuncu lk, yksek bir k altnda yeni denemeleri ynetir, bu sonuncu ustann adna lamba denmektedir. Sleyman evi'nin ustalar, ilk yaratlan , btn evreni aydnlatabilecek olan aramaktadrlar. Bu grmlerdir. lkelerinin halk bu yzden erdemlidir. Bir dan yksekliiyle bir maarann derinliinin ayn ey olduunu, her ikisinin de gn nlarndan ayn oranda uzak bulunduunu bilmektedirler. Sleyman evi'nin hazrlk gereleriyle alma aralar yirmi bir grupta toplanmaktadr: Derin maaralar, yksek kuleler, gller, yapma kaynaklar, yapma doa evleri, salk odalar, hamamlar, baheler, parklar, zel havuzlar, dispanserler, makineler, s frnlar, optik laboratuvarlar, uzaklatrp yaknlatran aralar, deerli talar, ses evleri, koku evleri, makine evleri, matematik evleri, marifetler evi. Bacon, bu aralarla gerelerin her birinin grevlerini ayr ayr, uzun uzun anlatmaktadr. Btn bu almalar, sonunda, erdemli bir lke yaratmtr. Bacon, Ben Salem halknn erdemleri stne eitli rnekler veriyor. Bu rneklerden biri udur: Gemiciler karaya ktklar zaman, adann salk memuruna bahi vermek isterler. Memur, bir i iin iki kere para alamayacan syler. Ben Salem'de rvetin ad bir i iin iki kere para almaktr. GNE LKES. talyan Giordano Bruno 1600 ylnda Roma'da diri diri yaklrken Fransz Michel de Montaigne yaamyordu, leli sekiz yl olmutu. Ama bir baka talyan, Tommaso Campanella, o srada otuz iki yandayd ve Bruno'nun diri diri yakln grd. Oysa, onun da bana gelecekler vard, diri diri yaklmayacakt ama, spanya egemenliine kar ktndan tr mrnn yirmi yedi yln Napoli zindanlarnda geirecekti: XVi'nc yzyldan XVii'nci yzyla geiyor, XViii'nci yzyla yneliyoruz. Gryorsunuz ki Xii'nci yzylda ld sanlan ortaa henz gizli gizli yaamakta, can ekimektedir. Bu koca karanlk a yle birka yzyl iinde temizleyivermek olacak i deildi elbet. Kendilerini mutlu klacak devleti yeryznde bulamayan insanlar, onu masallarda tasarlyorlar. ngiliz Thomas More'un topya masal devletinden sonra, talyan papaz Tommaso Campanella'nn (1568-1639) Gne lkesi masal devleti bylesine bir dnce rndr. rnek, Platon' dan gelmitir. Rnesans, yeni Platonlar yaratmaktadr. Aranlan, insan mutluluudur. Tommaso Campanella da, Platon'la Thomas More gibi, bu mutluluun, dzenli bir devletle gerekleebilecei kansndadr. Her ne gre de kiilerin mutluluu iin devlet gereklidir. Ancak bu devletin nasl olmas gerektii yolunda birbirlerinden ayrlmaktadrlar. Bununla beraber, kiiyi mutlu klacak devletin toplumcu bir devlet olmasnda birlemektedirler. Campanella'nn Gne lkesi (Civitas Solis), Topraban adasndadr (Seylan). lke, yedi blgeye ayrlmtr ve her blge bir yldzn adn tamaktadr. Tepedeki tapnan iinde yedi amdan yanyor. Pythagoras'tan kalma say mistikliinin Campanella'da da srpgittii grlmektedir. Koyu dinci olan bu devletin banda byk metafiziki ya da soy adn tayan bir papaz vardr. Campanella, bylelikle, Mesih Sayfa 160

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Monarisi (Monarchia Messiae) adl yaptnda savunduu, btn prenslerin papann ynetimi altna girmeleri dncesini de gerekletirmektedir: Byk metafiziki ibana seimle gelir, koltuunu bilgeliinin gcyle kazanmtr. Daha ak bir deyile, byk metafiziki, gne lkesinin en bilge kiisi olduu iin seilir. mrnn sonuna kadar bu koltukta oturabilir. Ancak, kendisinden daha bilge bir kii yetiirse byk metafizikilii ona brakmak zorundadr, Byk metafiziki ya da sol; memurlarn kendi seer. Kesin ve kar konulmaz yetkileri vardr. Kendisinden daha bilge bir kii yetimedii srece bir eit diktatrdr. Dinsel ve siyasal ynetim, tmyle ona braklmtr. Kendi setii byk bakan vardr: Pon (pouvoir, g) adn tayan g bakandr, askerlik ve sava gibi ge dayanan btn ileri o ynetir. Sin (sagesse, bilgelik) adn tayan bilgelik bakandr, dinsel ve eitimsel btn ileri o ynetir. Mor (amour, ak) adn tayan ak bakandr, salk ileriyle cinsel ileri o dzenler. Platon, zel mlkiyeti sadece yneticiler iin ve iyi ynetmeyi salamak amacyla yasaklyordu. Thomas More, zel mlkiyeti eitlii salamak ve ktlklerin kkn kurutmak amacyla btn vatandalara yasaklamtr. Campanella bu konuda Thomas More'a katlmaktadr. Gne lkesinde de zel mlkiyet btn vatandalar iin kaldrlmtr. Her ey devletindir. Gne lkeliler birlikte retip birlikte tketmektedirler. Thomas More'un yasaklad lks retime Campanella izin vermektedir. Ona gre, kiilerin mutluluu iin lks de gereklidir. Platon'un sekiz saat olarak yasalatrd alma ykm (mkellefiyet), Thomas More' da alt saat, Campanella'da drt saattir: alma saatlerinin gittike azalmasnn nedeni, planl almann az emei gerektirdii dncesidir. Campanella'ya gre lks de iine alan btn retim iin vatandalarn drt saatlik almalar yetecektir. Bylelikle vatandalar elenmeye, gzel sanatlarla uramaya, Tanr'ya balanmaya daha ok vakit bulacaklar ve daha mutlu olacaklardr. Gne lkesinde tembellik sutur ve cinsel birlemeden yoksun braklmak cezasyla cezalandrlmaktadr. Platon, aileyi de zel mlkiyet gibi sadece yneticiler iin ve iyi ynetmeyi salamak amacyla yasaklyordu. Thomas More aileye dokunmam, tersine, aileyi desteklemiti. Campanella bu alanda Platon'la birlemektedir. Gne lkesinde aile yoktur, kadnlarla erkekler evlenmeden birbirleriyle birleirler. ocuklar, Platon'da olduu gibi, toplumundur, ana babalarn tanmazlar. Devlet onlar toplu olarak bytr, eitir ve iyi vatanda yapar. Ancak, Thomas More zel mlkiyet yasan Platon'a kar nasl btn topluma yaymsa, Tommaso Campanella daaile kurmak yasan Platon'a kar btn topluma yaymaktadr. Bir baka deyile, Platon'da snflar vardr ve yasaklar bu snflar iin ayr ayrdr; Thomas More'la Tommaso Campanella'da snflar yoktur, konulan yasaklar da bundan tr btn toplum iindir. Gne lkesinde aile bulunmad halde cinsel birlemeler pek o kadar kolay deildir, isteyen istediiyle birleemez. Kimin kiminle birleeceine memurlar karar verir. Bu yasa, gelecek kuaklarn sal ve yetkinlii gerekesine dayanmaktadr, ak bakannn yrtmek zorunda bulunduu balca grevlerden biridir. O kadar ki, ak bakan, sadece insanlarn yetkinliiyle deil, hayvanlarn yetkinliiyle de grevlidir. Bu adan retim aralar olarak ele alnan insanlar ve hayvanlar, yetkin olmaldrlar. Aile konusunda Campanella'nn bir zellii de, Thomas More'un zel mlkiyette bulduu btn ktlkleri ailede bulmasdr. Thomas More btn ktlklerin (hrszlk, kavga, ldrme, kskanlk, yalan) Sayfa 161

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kaynan zel mlkiyetin varlnda bulmaktayd. Tommaso Campanella da btn bunlarn kaynan ailenin varlnda bulmaktadr. Ona gre ktlklerin tm kadna ve ocuklara verilen deerden doar. Bu deerler ortadan kalkarsa ktlkler ok azalacaktr. Bu noktada da More'la Campanella arasnda bir ayrlk vardr. More, zel mlkiyetin kaldrlmasyla ktlklerin tmyle ortadan kalkacana inanyordu. Campanella, ailenin kaldrlmasyla ktlklerin bsbtn ortadan kalkacana inanmyor, sadece azalacaklarn sylyor. Bu dncesinin sonucu olarak da Gne lkesinde gl bir ceza hukuku ve ceza sistemi vardr. Campanella'nn pratik etkileri, Platon'la More'a gre, ok geni olmutur. ncekiler, pratik alanda hibir yank uyandrmadklar halde, Tommaso Campanella uzun bir sre gereklemitir. Kalabriya ayaklanmas, Gne lkesinin gerekletirilmesi iin yaplmt. Rinaldi adndaki bir sosyalist efin ynetiminde yaplan ayaklanma, nceden haber alnp bastrlmasayd, Campanella'nn d, daha o yaarken gerekleecekti. Bu ayaklanmaya otuz ektirmeyle Trkler de katlmlard. Campanella'nn ld yl olan 1639'da, cizvit papazlar, onun dn Paraguay'da gerekletirdiler. spanya'nn olaya nemsememesinden yararlanan papazlar, Paraguay yerlilerini Gne lkesi rneine uygun olarak rgtlediler. Toprak mlkiyeti, Tanr'ya (Paraguay yerlilerinin dilinde Tupanbak) braklmt. lke otuz kye ayrlmt. retim, Tanr iin yaplmaktayd, tketimse btn vatandalar iindi. Her kyde iki cizvit papazyla bir yerli yardmc, retimi ve tketimi dzenliyordu. Ancak aileye dokunulmam, aile cizvitlerce de, Thomas More'da olduu gibi, desteklenmiti. Daha da ileri gidilerek, birtakm erdemsizlikler dourduundan tr bekarlk yasaklanmt. Evlenme zorunluuna kar, ocuklar toplumundu. ocuk, memeden kesilinceye kadar anasnda braklyor, memeden kesilince toplumsal eitime veriliyordu. ocuklara, aileye ballk yerine topluma ballk duygusu alanyordu. ocuklar, koyu bir Katolik eitimiyle yetitiriliyorlard. Esir avclarndan kaan btn yerliler Gne lkesine snyorlard. 1765 ylnda .lkenin nfusu yz elli bine kmt. Paraguay Gne lkesi 1773 ylna kadar, yz otuz yl yaad. 1767 ylnda, dinsel nedenler yznden, spanyollar Paraguay'dan cizvit papazlarn kovdular. Yerliler, altklar dzeni bir sre daha uyguladlarsa da sadan soldan gelen basklara dayanamayarak dalmak zorunda kaldlar. Tupanbak, topraklarn koruyamamt. Bylece, Tommaso Campanella'nn Katolik egemenlii topyas da tarihin derinliklerine karm oldu. ATNA'LI TMON. Yenidendouun getirdii erdem ne trl bir erdemdir? Bunu en iyi biimde ancak sanatn aynas yanstabilir. Bu an yetitirdii en byk sanat William Shakespeare Atina'l Timon adl oyununda bakn zgr ve erdemli yeni insann stne eviriyor: Timon, Atina'nn cmertliiyle n salm bir hemerisidir. Klcyla Atina'y kurtarm, erdemleriyle de sslemitir. Kesesi, devletin kesesi gibidir. Senato, klcna gvendii kadar, kesesine de gvenir Timon'un. Kentinin karlat her gle yetien erdemli bir kiidir. Sofras da, kesesi gibi, herkese aktr. Hemen btn Atina, onun bir saray andran konanda yiyip imektedir. Atina'nn babas saylmakta, btn Atinallarca sevilmektedir. Timon, setii bu yolda mutludur. Bylesine bir cmertlie dayanamayan kese elbette tkenecektir. Alacakllar, nce yavatan, sonra hzlca hzlca kapsna birikmeye balyorlar. Timon, kukusuzdur. Yaknlarna, dostlarna, senatoya gvenmektedir. Atina'nn Sayfa 162

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi babas, soylu, erdemli Timon'u ortada brakacak deiller ya... Yardma komak sras Atina'ya, Atinallara gelmitir. Kahyasnn her kapdan kovulduunu, Atina'nn kendisine srt evirdiini duymak Timon'u artyor nce.. Kulaklarna inanmyor. Sonra, yreinde bir ac, her an biraz daha artan bir ac duymaya balyor. Kendisine rastlamamak iin evlerine saklanan yaknlarnn, dostlarnn, senato yelerinin hikayesini duymaz kulaklarla dinliyor. Kirpikleri alamak isteiyle titremektedir, ama alayamyor, iindeki scak duygularla birlikte gz yalar da kurumu gibidir. Artk, benliini saran tek bir duygu var: Tiksinti. Timon, tiksiniyor Atina'dan. Oysa belli etmiyor. Yeniden para bulduu, eski gsteriine kavutuu sylentisini yayarak Atina'ya son bir len vermek isteindedir. Gizlendikleri yerlerden birer ikier kan Atinallar, soylu Timon'un lenine kouyorlar. Onu vmek, onun erdemlerini belirtebilmek iin birbirleriyle yar etmektedirler. Yazarlar vgler dizmekte, airler iirler dzmektedir. Sofra, eski gnlerin mutluluu iindedir. Herkes yerine oturunca Timon soukkanllkla ayaa kalkyor: Sahanlarnzn kapaklarn kaldrn da, diye baryor, yalayn kpekler!.. Atinallar aknlkla sahanlarnn kapaklarn kaldryorlar. Sahanlar botur. nsanlara kar duyduu tiksinti ylesine sonsuzdur ki, Timon, Atina'y brakp tek bana yaamak iin bir ormana ekiliyor. Dnp son bir kez bakt Atina'nn duvarlar onu tiksintiyle titretmektedir. u haykr, bencil, ama insanca bir haykrtr: Ey o kurtlar eviren duvar, yere bat da Atina'y koruma. Analar, iffetinizi bir yana brakn; ocuklar, itaat nedir unutun. Kleler, aln krk senato yelerini yerlerinden zorla ekip atn da onlarn yerine sizler gein. On altsndaki oul, topallayan babann elindeki denei kap da onun beynini dat. Byklere sayg, Tanrlara inan, bar, adalet, iyi komuluklar, bilgi, grg, sanatlar, meslekler; mertebeler birbirinizi yok eden ztlar haline gelin de kargaalk bitmesin. Tanrlar, Atina'nn stne kn. Zevk dknl genlerin iliklerine kadar ilesin de amur yn iinde boulsunlar. Kantlar, donmalar Atinallarn gslerinde kk saln ki bitikleri hasat batan baa czam olsun!. Timon'un insanca bencillii ba kaldrmtr artk. Merhaba diyenlere, ne olurdu biraz temiz olsaydn da stne tkrseydim diye karlk veriyor. Al u ekmei, yemeine katk yap diyen olursa, nce sen defol da azmn tad gelsin diyor. Hele biri, seni seviyorum demeyegrsn, karln alyor hemen: Niin sevesin, sana para vermedim ki?.. Bir bakasna verdii karlk da, erdem konusunda, birok sorunlar zebilir: Aslan olsan tilki sana oyun oynard. Kuzu olsan kurt seni yerdi. Tilki olsan da eein sulamasna urasan aslan senden kukullanrd. Eek olsan sersemliin yznden dert eker, ayya kahvalt olurdun. Ay olsan at seni ldrrd. At olsan parsn penesine derdin. Hangi hayvan olmalydn ki baka bir hayvana boyun emeyesin. Ne trl bir hayvansn ki hayvan olmakla neler kaybettiini grmyorsunla. Timon'un btn erdemleri bencilliinden domutur. Yaama yolunda cmertlii, iyilikseverlii semiti. Kendini koruma igdsn bu duygularla karlamaktadr. Varln cmertliiyle, iyilikseverliiyle duyuyor. Setii yol olumlu bir yoldur. Varln cimriliiyle, ktlk severliiyle de duyabilirdi; kendini koruma igds bu yollarla da karlanabilirdi. Karay deil de ak, olumsuzluu deil de olumluluu semi olmas Timon'u daha yolun bandayken sevimli klyor. Bu yol, onu kendine kar da vndrmektedir. Yardmma gvenen birini silkip atacak bir yaratlta deilim diyor. Yardmna gvenen birini silkip atacak Sayfa 163

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yaratlta bir insan olmay onu mutlulandrmaktadr. Dknlerin kalknmasna yardm etmek yetimez, sonra da onlara destek olmal... diyor. Dknlerinin kalknmasna yardm etmekle yetinmeyip sonra da onlara destek olmak onu mutlulandrmaktadr. Ben karlk beklemeksizin veririm diyor. Karlk beklemeksizin vermek onu mutlulandrmaktadr. Timon, bu duygularyla kendini doyuruyor. Byle olabildiinden tr mutludur. Bu mutluluk onu bsbtn byle olmaya zorlamaktadr. steiyle mutluluu birbirini etkileyerek gittike daha ok geliecektir. Bu gelimenin sonucuysa doal bir sonutur: Timon tkenecektir. Timon, bu ilk grnnde; erdemleriyle deil, bencilliiyle insandr. Cmertliiyle iyilikseverliinin, mutluluunun birer arac olduklar gn gibi bellidir. nsanca olan karlksz almak yerine, insanstce olan karlksz vermek yolunu semitir. Gl bir bencillik onu buralara kadar gtrmtr. Tkenen Timon, evresinin birdenbire boalmaya baladn grnce aryor, Bacon kadar akll olmad iin, bunun nedenlerini kavrayamyor: evresinde dostlar varken Timon'un sklacan ne syle, ne de aklna getir Flavius. Ne diye alyorsun? Dost bulamayacam sanacak kadar gvenin mi yok? Merak etme, dosttan yana hi yoksul deilim.... Timon, bu ikinci grnnde, budalalyla insandr. Timon'un nc grn, insanca olan tepkisiyle beliriyor. Bu tepki, insan bencilliinin tepkisidir; bir inan krklndan ok, bir benlik krklnn sonucudur. Timon'un benliini doyuran aralar yok olmutur. Kendini koruma igds olumlu bir yolda ilerleyemeyince olumsuz yollara sapmak zorundadr. Timon, ak brakarak yeniden karaya dnyor. nsanlardan tiksinmektedir. stnden insanca olan her eyi karp atmtr; plaktr, aa yapraklaryla rtnmektedir. Artk yapabildii, cmertlik yerine svmek, iyilik yerine ktlk dilemektir. Ak bir hayli glyd, kara da o kadar gl olacaktr. nk, bu nc grnte, benliini doyuran, kendini koruma igdsn karlayan tiksintiyle svmedir. Yapabilecei sadece budur, bakaca yapabilecei hibir ey kalmamtr: Ey insanlara iyilik gnderen ulu Tanrlar... imize kran duygusu serpin, kendi armaanlarnz kendi adlarnz ykseltsin. Ama verecekleriniz bsbtn tkenmesin, yoksa Tanrlnz hor grlr. Her insana yetecek kadar verin ki birinin tekine vermesine meydan kalmasn. nk siz, ey Tanrlar, insanlardan dn almaya kalksaydnz insanlar sizlere de srt evirirlerdi. DNYORUM, DEMEK K VARIM. XVii'nci yzyln ilk eyrei iindeyiz. 1619 ylnn 10 kasm gn, ordular otuz yl savalarnda arpadursun, gzlerini Tuna nehrinin mavi sularna dikmi yirmi yanda gen bir subay, Rene Descartes (1596-1650) kendi kendine yle dnyor: Evet, insann amac mutlulua erimektir. Mutluluumuzu salamak iinse aklmz kullanmamz gerekir. yi ama, bu akl bu amaca eriebilecek bir gle nasl iletmeli? Aklmz pek dank. Aristoteles mant onu gerei gibi altrmamza yetmiyor. Aklmz iletmek iin yeni bir metot bulmalyz. Bu metot, matematik metodu olmaldr. Bir dnceyi bu metotla blp paralayarak o dnceyi meydana getiren ana dnceleri bulup ayrmak, sonra bu ana dnceleri birletirerek o dnceyi yeniden kurmak (analitik geometri)... nsanlarn btn dnceleri birbirlerine baldr, birbirinden kar, baka bir deyile, bir dnceyi douran baka bir dncedir. u halde, sray titizlikle kovalarsam, doru olmayan bir dnceyi doru sanmaktan saknabilirsem (baka bir deyile, dnce zincirinin arasna yanl bir dnce Sayfa 164

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kartrmazsam), ne kadar gizli olursa olsun sonunda bulamayacam hibir bilgi kalmayacaktr. Kesin olan tek ey var: Bir eyin doruluundan phe etmek... phe etmek, dnmektir. u halde dnmekte olduum phesiz. Dnmekse var olmaktr. u halde var olduum da phesizdir. te bilgim: Ben varm. imdi btn teki bilgileri bu salam bilgimden karmalym. te Descartes' yenia felsefesinin kurucusu yapan metot, bu metottur. Descartes, bu metotla dnerek, u sonulara varyor: Varlmn amac ne?.. Mutluluk. Mutluluu elde etmek iin iyi yaamamz gerek. u halde iyi yaamann bilgilerini elde etmeliyiz. Bu bilgileri bize felsefe verecektir. Felsefeye balamak iinse hayatmzn ilerini dzenleyen bir tre (ahlak) edinmeliyiz. u halde nceden birka ireti ilke koyarak yaamamz dzenleyelim, sonra da bu dzen iinde asl treye, asl mutlulua, asl ilkelere erielim. Descartes, iyi yaamak iin gereken erdemin geici ilkelerini Metot stne Konuma adl nl yaptnn nc blmnde veriyor: 1- Dine, kanunlara, greneklere, akll insanlarn uyguladklar arlktan uzak llere uygun olarak yaamak. 2- lerimde kanlara varmak ve vardm bu kanlarn stnde titizlikle direnmek (baka bir deyile, artk bu kanlardan kukulanmamak ve bu kanlar deitirmemek). 3- Dncelerimden baka hibir eyin elimde olmadn bilerek dnyann dzeninden ok kendi isteklerimi deitirmeye ve talihten ok kendimi yenmeye almak. 4- Yaptm ii bakalarnn yaptklar ilerle lerek deerlendirmek (baka bir deyile, yaptm iin analitik geometri metoduyla aklm iletmek iinin yapabileceim en iyi i olduuna inanmak). Descartes'a gre bu kurallar insan bahtiyar (bonheur) eder, felsefeyle uraabilmek iin gereken kafa ve beden rahatln salar, gerek mutluluu (beatitude) verecek olan bilgelie hazrlar. nk mutluluk, bilgeliktedir (antika Yunan felsefesi idealini hatrlaynz). Bilgelie de felsefeyle varlr. Descartes' bylesine bir kolayla gtren nedir? Bana yle geliyor ki Descartes, btn bunlarla unu demek istiyor: Her eye razym. Beni tedirgin etmeyin. Brakn da rahat rahat dneyim ve size gerek mutluluun, erdemin kurallarn bulaym. Ya bylesine bir boyun eiten sonra bulduu nedir?.. Descartes, Prenses Elizabeth'e 4 austos 1645 gnl mektubunu yazmam olsayd bunu hibir zaman bilemeyecektik. nk bu asl amacn kurallarn hibir yazsnda, hibir kitabnda sylememitir. Prenses Elizabeth'e yazd ksa mektup, sonradan Tre stne Mektuplar (Lettres sur la Morale) adl bir kitaba alnarak Descartes'n btn bir mr boyun eiinin amac biraz olsun aydnlatlabilmitir. Descartes bu mektubunda asl treye, asl erdeme, gerek mutlulua eriebilmek iin u ilkeleri koymaktadr: 1- Yaplmas ya da yaplmamas gerekeni bilmek iin elden geldii kadar dnceyi kullanmak. Sayfa 165

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi 2- Akln tledii her eyi, tutkulara kaplmakszn yerine getirebilmek iin salam ve deimez bir karar sahibi olmak. 3- Bizim edilmesi elimizde olmayan btn ergilere (nimetlere) istek duymamaya almak. 4- Gerein bilgisinde aklmzla ilerleyerek stn iyiye ve onun verecei honutlua (mutlulua, beatitude anlamnda) varmaya almak. Geici kurallaryla salad rahata dnmek sresi sonunda Descartes'n vard bu kesin ilkelerden erdemin tanmn karabiliriz. Descartes'a gre erdem, dnce, lsn kullanmaktr. Mektubunda aka syledii gibi, yaamaktan honut olmamz iin yalnz erdem yeter. Descartes, sve Kraliesi Christin'e yazd 20 kasm 1647 gnl mektubunda, vard bu sonucu daha da aklyor: Bylelikle eskilerin en nl ve en kart iki grn uzlatrdm sanyorum Madam. Bunlar da Zenonia Epikouros'un grleridir. Zenon stn iyiyi erdem ya da namusta, Epikouros zevk ya da ehvet adn verdiimiz honutlukta gryordu. Btn ktlkler bilgisizlikten doan ve pimanlklar douran kararszlktan geldiine gre erdem, iyi sandmz eyleri ilemekte gsterdiimiz karardan ibarettir. Yaptmz kt bile olsa, biz onu iyi sandmza gre, erdemli davranm oluruz. Nitekim, yaptmz iyi bile olsa, eer biz onu kt sanarak yapmaya balamsak, erdemli davranm olmayz. Erdem, bizim kararmzdadr. vlmeye deer biricik ey erdemdir. Ondan baka btn iyiler vlmeye deil, beenilmeye deerler. Amacmz iyi olan bilmek ve onu istemektir. yi sandmz istemek erdemiyle yetinelim. Meer ki bu iyi sandmz eyler, Tanrdan elde edildiklerine inandmz eyler olsun. unu aka gryorum ki, bizde kendiliinden bulunan en soylu biricik ey zgr iradedir. nk zgr irade bizi her bakmdan Tanrya benzer klmakta ve ona bal olmaktan kurtarmaktadr. u halde onu iyi kullanma, btn iyilerin en bydr. Bylece, en byk honutluklarmz ancak ondan gelebilir. yiyi bilmek iin olduu kadar elde etmek iin de ellerinden geleni yapmaktan geri kalmadklarn bilenlerin benliklerinde duyduklar mutluluk, hibir zevkle llemeyecek kadar tatl, srekli, salam bir zevktir. Descartes'n yapt, bir ykma ve yeniden kurma iidir. Nitekim bu dncesini bir yaptnda daha da aklyor: Oturduumuz evi yeniden yapmaya balamadan nce nasl ykmak, ara ve gereler bulmak, plann izmekle yetinmeyip yeni evimizi yapncaya kadar iinde rahata oturabileceimiz geici bir ev bulmak gerekirse... (Discours de la methode pour bien conduire sa raison et chercher la verite dans les sciences, nc blm). inde rahata oturulabilecek bu geici ev udur: Tanrnn, ocukluumdan beri iinde yetimeme izin verdii ve bana balad dine skca bal kalmak (ayn kitap ve blm)... Kendilerinden kukulandmz her eyi yanl sayarken ne Tanr, ne gk, ne de yerin var olmadn, bedenimizin de bulunmadn kolaylkla dnyoruz. Ama kendimizin var olmadmz dnemiyoruz. Varz, nk dnyoruz. Bizim iin ilk doru, bu olsa gerektir (Principes de la Philosophie, birinci blm, yedinci ilke). Gnmzde olduu gibi, XVii'nci yzyl Fransa'snda da her deerin karsna dikilen ufaklklar btn gleriyle saldryorlar, Descartes' Tanrszlkla suluyorlar. Descartes, bir dostuna yazd mektupta yle yaknmaktadr: Tanrnn varln kantlamaya altm kant olarak ilerisrmekten baka hibir kant gsteremeyenler beni Tanrszlkla suluyorlar (Chanut'ye Mektup, 1 kasm 1646)... Buna kar, onu byk bir Tanrc sayanlar da vardr. Sayfa 166

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Descartes' inceleyen Charles Adam, incelemesini u szlerle bitirmektedir: Descartes sadece bilim alannda nemli bir yer tutmakla kalmaz, btn alarn metafizii de ona ok ey borludur. O, metafizikte fiziin zorunlu temelini kurmutur. Fizik, bu temel olmadan, eski ahlak gibi, kocaman bir yap olurdu, ama sadece kum stne otururdu (Charles Adam, Descartes'n Hayat ve Yaptlar). t rr kervan yrr deyimince ufaklklar saldradursun, Descartes gzel yeni evinin temellerini atmaktadr. O, olaanst bir mimardr ama, ne edelim ki XVii'nci yzyl ara ve gereleriyle bylesine bir yap kurabildi. Nitekim on nc ilkeden sonra tulalarn dizmeye balamtr: Tanr bilinmedike baka hibir ey hakknda kesin bir bilgi elde edilemez (on nc ilke). Pein yarglar, oumuzun, var olmak zorunluunun Tanrdan geldiini anlamamza engel olur (on altnc ilke). Bir eyde ne kadar olgunluk varsa o eyi meydana getiren Tanrda da o kadar olgunluk vardr (on yedinci ilke). Tanrnn varl, sadece bununla bile, bir daha kantlanabilir (on sekizinci ilke). Tanrda bulunanlar tmyle anlayamadmz halde hibir gerei, onu bildiimiz ak seiklikle bilemeyiz (on dokuzuncu ilke). Biz kendi kendimizi yaratmadk, yaratanmz Tanrdr ve sadece bu yzden bile Tanr vardr (yirminci ilke). Bir an iin var olduumuza gre bir an sonraki varlmz saklayan bizden baka bir g var demektir, buysa Tanrdr (yirmi birinci ilke). Tanrnn nitelikleri ancak doa nda bilinebildii kadar bilinebilir (yirmi ikinci ilke). Tanr, cisim. deildir, gnah ilemez (yirmi nc ilke). nemli olan, Descartes'n, bu metafizik tulalarn arasna insan zgrl harcn nasl kartrddr. Gerek u ki, Descartes, ykt Tanrnn yerine, Hristiyan kilisesinin anlayndan bsbtn baka, insanlarn hemen hibir ilerine karmayan yepyeni bir Tanr koymak istiyordu. Descartes' yetkiyle incelemi bulunan La Bertoniere bunu yle belirtiyor: nce, pratik bir gl karlamas gerekiyordu. lahiyata sayg gstermek, ona boyun eer grnmek, sonra da serbeste bir bilim kurmak, her iki alan birbirinden kesin olarak ayrmak, bu iki alandan birinde zmlenecek sorular bulunduunu ve bunun da ancak dnce gcyle zmlenebileceini kantlamak... (La Bertoniere, Descartes stne nceleme). Descartes, insan gcn, gene lkeler kitabnda, yava yava Tanr gcnn arasndan ylece ekip karmaya balar: Kukulandmz eylere inanmaktan saknmamz salayarak aldanmamza engel olan zgr bir irademiz vardr (altnc ilke). Sonsuzu anlamaya almak hi de gerekli deildir. Snrn bulamadmz her eyin snrsz olduunu dnmemiz yeter (yirmi altnc ilke). Tanr, yanlmalarmzn nedeni deildir (yirmi dokuzuncu ilke). nsann balca olgunluu zgr bir iradeye sahip olmasdr, insan vlr ve yerilir klan da bu zgr iradesidir (otuz yedinci ilke). rademizin zgrl, kendinden edindiimiz deneyle, kantsz olarak bellidir (otuz dokuzuncu ilke). Krknc ilkeye gelince... atma, zorunlu olarak, balyor: Tanrnn her eyi nceden dzenledii kesindir... Descartes, bizlerden nce davranmak tela iinde, krk birinci ilkede, gerekli soruyu ortaya atmaktadr: zgr irademiz, Tanrnn kurduu bu dzene nasl uydurulabilir?.. Sorunun karln verirken, aradan bunca yzyl getii halde, zavall Descartes'n nasl terlediini gzlerinizle grebilirsiniz: Tanrnn sonsuz, dncemizin sonlu olduunu gz nnde tutarsak bu glkten kurtulabiliriz. Gcn Tanrda olduunu anlayacak zekamz var, ama bu gcn bizleri nasl zgr braktn kavrayacak zekamz yok. zgrlmzden kukulanamayz. Tanrnn byk Sayfa 167

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gc bu zgrle inanmamza engel olmamaldr. nk, iten bildiimiz ve deneylerle doruladmz bir gerekten (irade zgrlnden) kukulanmamz mmkn olmad gibi yaps gerei anlalmaz olduunu bildiimiz eyleri (Tanr gcn) anlamaklmz da mmkn deildir (krk birinci ilkenin aklamas). Filozofumuz, Dnceler adl kitabnn Doru ve Yanl stne baln tayan drdnc blmnde gene bu konuya dnmek ve gene bylece kvranmak zorunda kalmtr. yle diyor: Tanrnn bizi aldatmas mmkn deildir. yleyse bize verdii akl iyi kullanacak olursak hibir zaman yanlmayz. Ama yanldmz da bir gerektir. yleyse bizde bir eksiklik var. Ama Tanrnn bizi bylesine eksik brakmas da imkanszdr. yleyse biz yeteneklerimizi iyi kullanamyoruz. Algmz (mdrikemiz) ve irademiz ayr ayr yetkindirler, yanl yapamazlar. Ancak biz onlar altrrken irademizi, algmzda bulunan bilgimizin snrnda tutmalyz. rademiz, bilgimizin snr iinde kaldka doru, bu snr anca; yanl iler. Bize zgrlk vermi olmas Tanrnn kusuru deil, tersine, bu zgrl iyi kullanmamak bizim kusurumuzdur. Bununla beraber Tanr bu zgrl iyi kullanmamz salayabilirdi. Ne edelim ki, yanlmamak gcn de verdiine gre, yanlmamza engel olmadndan tr yaknmaya hakkmz olmamaldr (Les Meditations Metaphysiques Touchant la Premiere Phllosophie, drdnc dnce). Descartes'n btn bu szlerinden kan sonu nedir?.. Bu sonu yle zetlenebilir: Bilmiyorum. stme varmayn. nceden kurulmu dzenle zgrlk, yle bir kmazdr ki zmeye uramak samadr. Yapmak istediim de bu deil. Ben, sadece insan dncesinin gcn aratracam. Sokrates gibi baldran zehiri imek istemem. Ltfen yakam brakn. Nitekim, lkeler kitabnda, o byk slupulara zg terbiyeli deyiiyle, bunu aklamaktan da ekinmiyor: Tanrnn dnyay niin yaratt stnde durmayacaz ve byk amalara ynelen nedenleri felsefemizden bsbtn karacaz. Biz, sadece akl gcmzle alglarmzn nasl meydana geldiini aratracaz (yirmi sekizinci ilke)... Baka bir yaptnda da unlar sylemektedir: Saduyulu insan, btn kitaplar okumak zorunda deildir. mr sresini iyice hesaplayarak birtakm iyi iler yapacaktr. Bu' ileri ona sadece kendi akl retir. nsan, yntemini bilirse, btn yaam boyunca gerekli olan bilimi kendisinde bulabilir. te ben yalnz bu yntemi retiyorum (La Recherche de la Verite par la LumIere Naturelle, nsz). KARINCA'YLA YABAN KES. XVii'nci yzyl dncesi Dekartln egemenlii altndadr, Descartes'n metafizii zellikle Port Royal manastrnn tanrsal bahelerinde filizleniyor. Piskopos Jansenius (1585-l638) yle demektedir: nsan, yaratlndan bozuk, gnahlarla kirlenmi, aalk bir yaratktr. Bu aalk yaratk kendi abasyla kendini kurtaramaz, onu ancak tanrnn ba' {inayet, gratia) kurtarabilir. Bunun iin de tanrya balanmas ve oturup beklemesi gerekir. Bakaca yapabilecei hibir ey yoktur. Gerek erdem, temiz bir yrekle tanrya balanmak ve onun ban beklemektir. Tanrya balanmayanlar erdemsizdirler. Port Royal manastrnda toplanan Jansestlerden biri de Blaise Pascal'dir (1623-1662). Bilim alanndan baarlarla yola kan bu ok akll matematiki, sonunda ii tam bir mistiklie dkmtr. nceleri aklna pek gvenirken sonra aklndan da kukulanmaya balayan Pascal bu kukusuyla Descartes'tan ayrlmaktadr. Descartes'la birlikte matematii en kesin bilim saymakta, oysa matematiin de Sayfa 168

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iinden kamayaca sorunlar bulunduunu, bu sorunlarn ancak gnl sezisiyle zlebileceini sylemektedir. Bu adan Pascal, bir ey biliyorum, o da hibir ey bilmediimdir diyen Sokrates'e yaklayor. Ona gre akl tam geree varamaz, akl lkesinin snrlarnn bittii yerde gnl lkesi balar. Erdem, Tanrya balanan ve Tanrnn ban bekleyen temiz bir gnldr. Akldan gelen bilgilerin tesinde duygudan gelen bilgiler vardr ki nemli olan da bu bilgilerdir. Pascal de, Jansenius gibi, benin bilinmesini Tanrnn bilinmesine balayan Descartes dncesinin dourduu bir sonutur. Ancak Descartes bu nermeye (kaziye) akl yoluyla varyordu. Pascal gnl yoluyla varyor. Saylarn kesinliklerinden bir sonuca varamayan byk matematiki ve fiziki Pascal, Dnceler (Pensees) ad altnda toplanan notlarnda Tanrnn bykln belirtmek iin insann kkln tantlamaya alyor. Hangi yne dnse karlat sonsuzluk, ycelik onu korkutmaktadr. Soruyor: Bu sonsuzluun iinde insann deeri nedir? Her ey bir hilikten kp sonsuzlua doru srklenmektedir. Eyann ne ilk nedenini ne de son ereini tanyamamak umutsuzluu iinde ancak gelip geici birtakm belirtileri seyretmekten baka ne yapabilir insan? Bu akl durdurucu ak kovalamaya kimin gc yetebilir? yleyse haddimizi bilelim. Aklmz yitiren bu sonsuzluk, Tanr gcnn en byk kantdr. Pascalin asndan alnnca, bir karnca iin de bir yaban keisinin Tanr saylmas gerekecei dnlebilir. nsan ancak bir ey bilebilir, diyor Pascal; yaknda leceini. Bundan baka hibir eyi kesinlikle bilemez. lme kar gzlerimizi kapamaya almak neye yarar, gerek u ki, ister aklayalm ister aklamayalm, bu lm hepimizi korkutmaktadr. u halde Tanrya inanarak bu korkudan kurtulmak daha karl deil mi? Tutun ki bir kumar oynuyorsunuz, ya yaz atacaksnz ya tura. kisinden birini semek zorundasnz. Tanrnn yokluunu seerseniz bir iki geici mutluluk elde edebilirsiniz, ama mrnz de lm korkusu iinde kvranmakla geer. Tanrnn varln semek her bakmdan daha yararldr. karnz dnnz. Pascal bu dncesiyle bir eit faydaclk, pragmaclk yapmaktadr. John Stuart Mill'den (1806-1873) nce faydaldan yana olmak gerektiini, William James'ten (1842-1910) nce pratik ie yararl savunmaktadr. Kimi insanlar, diyor Pascal, en stn iyiyi bakalarna sz geirmekte, kimileri bilimsel aratrmalarda, kimileri de ehvette aramlardr. Oysa, en stn iyi, hibir klme ve kskanlk duymakszn herkesin birden olabilendir. Buysa Tanrdr. Pascal'n asndan alnnca, Tanrnn yerine gnein, suyun, havann da konulabilecei dnlebilir. Pascal, Dnceler'inde u sonuca varyor: Tanrnn varl yolunda kant ve tantlarn saysn artrmakla deil, ruhumuzdaki tutkularn saysn azaltmakla inana (iman) varmaya alnz. Ey gerei yalnz akln yla aramaya kalkan insanlar, sonunuz ne olacak? Ne siz bu felsefelerden geebiliyorsunuz, ne de onlar size gereken karl verebiliyorlar. O halde, ey kendini beenmi insanlar, kendi benliinizin kendiniz iin nasl bir aykrlk (paradoks) olduunu biliniz. Ey beceriksiz akl, zavalllnz anlaynz. Ey budala doa, susunuz. Biliniz ki insan insanln sonsuzca stne ykselebilir. Gerek deerinizin ne olduunu Tanrnzdan reniniz. Tanrnn sesini dinleyiniz (Pensees, nc blm). Sayfa 169

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Cartesianisme (Renee Descartes'n Latinceletirilmi ad Renatus Cartesius'tur) yolunda yryen Jansenistlerin yannda vesilecileri (occasiona-listler) de anmak gerekir. Bu ad altnda toplanan dnrler asl nedeni Tanr saymakta, teki bilinen nedenleriyse vesile nedenler olarak grmektedirler. Vesileci dnrlerin banda, kendinden sonraki birok dnrleri etkileyen Arnold Geulincx (1624- 1669) gelmektedir. Geulincx'e gre, siz beni itmekle bana birka adm attrabilirsiniz ama, benim birka adm atmamn asl nedeni siz deilsiniz, Tanrdr. Siz bir vesilesiniz. Cisimler, sontular etkin olamazlar. Etkin olan sadece sonsuzdur, Tanrdr. Bizler Tanrnn yaptklarnn seyircisiyiz, onun ilemlerinde hibir rolmz yoktur. Kendi kendimizi bile etkileyemeyiz. Erdem, Tanrnn dzenine boyun emektir. Bu boyun ei, Tanrnn rnei olan akla uygun davranmakla olur. Baka bir deyile, Geulincx, hem boyun ememizi istiyor, hem de bununla yetinmeyerek, bu boyun eii aklmzla yapmamz tlyor. Aklmz bu boyun eie kar koyarsa ne yapmamz gerektiini bildirmedii gibi bu kar koyuta akln da bir vesile saylacan, asl kar koyann Tanr olmas gerektii dncesi stnde de durmuyor. Bununla beraber Geaulinexin dncesi bir bakma aktr: Kar koyan akl, akl deildir. Vesilecilerin bir ikincisi de Nicole Malebranche'tr (1638-1715). Berkeley'le yapt bir grmenin heyecanndan len bu hasta dnre gre de erdem, Tanr sevgisidir. Mutluluk bu sevgidedir. eitli varlklar Tanrnn birer grnnden baka bir ey deildir, u halde btn istemlerimizin amac Tanrdr. Her istek gerekte bir Tanr sevgisini tar. Gerei ortaya koyacak, insan Tanryla birletirecek tek yol dine uygun olarak yaamak yoludur. Dine uygun olarak yaamak, aklmzdan ok inanmz dinlemek demektir. Baka yollardan yryp eksik ve aksak bilgilerle oyalanmaktansa, mrmz, birok eyleri hi bilmeden geirip sonunda sonsuz olarak aydnlanmak ok daha iyidir (De la Recherche de la Verite, altnc kitabn son yapra). Descartes'n izinden yryen dinci dnrlerin iinde erdemi kendine zg, zel bir biimde tanmlayan bir baka dnr de Pierre Bayle'dr (1647-1706). Bayle'a gre erdem, akln aldna deil, akln almadna inanmaktr. Akla uygun olana inanmak kolaydr, bunu herkes yapabilir. G olan, herkesin beceremedii akla uygun olmayana inanabilmektir. Gerek dincinin erdemi bu g eylemde belirir. Tanr dncesini, bilimle, aklla badatrmaya almak bounadr. Bunlar hibir zaman badaamazlar. u halde her birinin alann tekinden ayrmak, birbirlerine kar hibir stnlk dnmeksizin, her birini kendi alan iinde deerlendirmek gerekir. Akln gc kendi snr iindedir, bu snr aamaz. Hibir bilimde gerek bir kesinlik yoktur. Buna kar inann da snr izilemez, inan inanabildiin kadar... Her ikisi birbirlerine kar da eliiktir. steyen diledii yolu tutsun. Ben kendi payma her iki yolu birden tutuyorum, diyor Bayle. TAP VE STE. Kk bir ocuun denize dtn grnce hemen atlayp onu kurtarmaya alrsnz. Bu davrannz erdemli bir davrantr. Yzme bilmiyorsanz siz de boulabilirsiniz. stnzdeki yeni elbise srlsklam olur. i para dolu czdannz denizin dibine debilir. Hi deilse tp hastalanabilirsiniz. u halde erdeme uygun olan bu davrannz akla aykrdr. yleyse akl karsnda erdemin durumu nedir? Bu sorumuzun karln Baruch Spinoza'dan (1632-1677) alyoruz. Descartes'n ld yl Spinoza on sekiz yandayd. Otuz bir yanda ilk denemesini yaymlayacak, Descartes dncesini Sayfa 170

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi aklayacaktr. Descartes'n analitik geometri yntemini gerei gibi uygulayarak, o kocaman Etika'sn gelitirebilmek iin nnde daha on drt yl vardr. Oysa krk be yanda lecek, Etika'nn basldn gremeyecektir. Engizisyondan kaarak Hollanda'ya snan spanyol Yahudisi soyundan bir gmen ailesinin oludur. Haham olmak iin yetitirilmise de dnr olmu, havradan kovulmutur. Spinoza'ya gre erdem, akla uygun davranmaktr. yleyse akla uygunluun ls nedir? Bu soruyu karlayabilmek iin Spinoza dncesini biraz demek gerekir. Spinoza, en geni anlamyla zgrl (hrriyet) dncede bulmaktadr. Her eyi anlamak zgr olmaktr. Ak dnceye kavuan insann tutsakl (esaret) yok olur. nsanlar bilmediklerinin tutsadrlar, bilgiye eriince zgrleirler. u halde erdemliliimizin ls eyay anlaymzdadr, zgr oluumuzdadr. Tresel bakmdan iyi, zekay gelitiren ey; kt, zekay bulandran eydir. Erdem, gl olmaktr (erdem karl olan Latince virtus szcnn balangta g, kuvvet anlamna geldiini hatrlaynz). Gl olmak iin de zgr olmak gerekir. zgr olmak iin de akla uygun davranmak gerekir. Spinoza bu dncesini tantlamak (ispat etmek) iin nce tanmlamalarla (tarif) ie giriiyor: yi deyince, kesin olarak bize yararl olduunu bildiimiz eyi anlyorum. Kt deyince, bir iyiliin tadn almakta bize engel olacan bildiimiz eyi anlyorum. Sonra, nermelere (kaziye) balyor: yi ya da kt stndeki bilgi, kendisinden haberimiz olduka bir sevin ya da ac duygulanmndan (affection, tahasss) baka bir ey deildir. Herkes kendi tabiatnn kanunlarna gre iyi olduunu sand eyi zorunlu olarak ister, kt olduunu sand eyi zorunlu olarak istemez. Birisi kendisine yararl olan eyi aramak, baka bir deyile kendi varln korumak iin ne kadar ok abalarsa ve bunu baarmak iin ne kadar gc varsa, onun o kadar erdemi var demektir. Kendi kendini korumak abas, erdemin ilk ve biricik temelidir. Kendi kendini koruma abasndan nce gelen erdem tasarlanamaz. Erdemle ilemek; akln buyurduu kurallara gre ilemek, yaamak ve kendi varln korumaktan (bu ey birdir) baka bir ey deildir ve erdemin bu temeline gre onun kendi yararn aratrmas gerekir. Kimse kendi varln baka bir ey iin korumaya almaz. Aklla yaptmz btn abalar ancak anlamaya savar ve insan, akln kullanmas dolaysyla, ancak onu anlamaya gtren eyin kendisi iin yararl olduunu bilir. Bizler ancak bizi anlamaya gtren eye iyi, ona engel olan eye de kt diyebiliriz. Aramzda birleik bir ey olmadka hibir ey bizim iin iyi ya da kt olamaz. Bir ey bizim tabiatmza uygun olmas bakmndan zorunlu olarak iyidir, bizim tabiatmza aykr olmas bakmndan zorunlu olarak ktdr. Daha sonra da bu nermelerden u sonulara varyor: Akln ilkelerine (prensip) gre yaamaklmzdan ileri gelen iyilik yapma isteine dindarlk diyorum. nsan, akln ilkesine gre, dostluk bayla baka insanlara balanmaya zorlayan istee namusluluk diyorum. Akln ilkelerine gre yaayan insanlarn vdkleri kimseye namuslu diyorum. Dostluk bandan kanan ve ona aykr davranan kimseye namussuz diyorum. Bylelikle, sylediklerimden, gerek erdemle gszlk arasndaki fark, baka bir deyile gerek erdemin akln ilkelerine gre yaamaktan baka bir ey olmad ve gszln de ancak insann kendi dnda olanlarca ynetilmesine kendini brakmasndan baka bir ey olmad kolayca anlalr. Spinoza, akln ilkelerini de yle anlatyor: Akln ilkesi, insann kendi kazancn ve kendine yararl olan eyi aratrmasdr. Akl, tabiata aykr hibir ey istemez. O halde o, herkesin Sayfa 171

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kendi kendisini sevmesini, kendi iyiliini istemesini, gerekten kendisine yararl olan eyi aramasn, onu daha ok yetkinlie gtrecek olan eylere ynelmesini, kendi varln korumasn buyurur. Erdemin temeli, insann kendi varln korumak iin yapt abadan baka bir ey deildir ve stn mutluluk insann ancak kendi varln korumasndan ibarettir. Dmzda bize yararl olan eyler vardr, varlmz korumak iin gereksediimiz bu eyleri de istemeliyiz. Yan yana gelen iki insan, ayr ayr iki insandan iki kat daha gldr. u halde insana insandan daha yararl bir ey yoktur. yleyse insanlar, btn tenlerin tek ten, btn nefislerin tek nefis olacak biimde birlemesinden baka bir ey istemezler. Bylece birleince kendi varlklarnn korunmas iin birleik abada bulunurlar, birleik yararlar olan eyi ayn istekle aratrrlar. Bundan u sonu kar ki, aklla ynetilen insanlar, akln ilkelerine gre kendi kazanlarn aratran insanlar bakalarna olmasn istemedikleri eyi kendilerine de istemezler ve bunun iindir ki onlar adaletli, sadk, namusludurlar (Etika, drdnc blm, XViii'nci nermenin scholie'si). Spinoza'ya gre, insann kendi karn ve kendine yararl olan eyi aratrmasn gerektiren akln bu ilkelerini dindarln ve erdemin temeli deil de, tersine, dinsizliin ve erdemsizliin temeli sananlar aldanmaktadrlar. Erdem, insann kendi varln korumas iin en yararl eydir ve hibir ey insann varln korumak bakmndan ondan daha yararl deildir. Erdem, ite bunun iin, btn insanlarca istenmelidir. u halde denize den kk bir ocuu kurtarmak iin elbisenizin slanmasn, czdannzn denizin dibine dmesini, hastalanmay, boulmay gze alarak hemen atlamalsnz. nk siz de denize derseniz sizin iin de atlamalar gerekir. Bakalarna olmasn istemeyeceiniz eyi kendiniz iin de istemeyeceinize gre, kendiniz iin istediinizi bakalar iin de isteyeceksiniz. Bu trl davran, akla aykr bir davran deil, Spinoza'ya gre akla uygun bir davrantr. Sonunda gene kendi karnz sz konusudur. Akla uygun davranmak, tabiatmzn zorunluundan kan eyleri yapmaktan baka bir ey deildir, diyor Spinoza. u halde akll insanlar ac duymazlar, kimseye acmazlar, piman olmazlar. Akln ilkelerine gre yaayan bir insanda btn bunlar ktdr, yararszdr, ileme gcn azaltr. nsan, erdeminin elverdii kadar, iyi ilemeye ve sevin duymaya almaldr. Spinoza, nce, u gerei ortaya atyor: z varlkta (nefis) zgr bir irade yoktur. z varln bir eyi ya da baka bir eyi istemesi, nedenle (sebep) gerektirilmi olup o neden de baka bir nedenle gerektirilmitir ve bu sonsuz olarak byle gider (Etika, ikinci blm, nerme XLViii'nci). Descartes'c Spinoza'y Descartes'tan ayran zellik, bu zorunluu Tanrya kadar gtrmesidir. Spinoza, bu adan, eski Yunan dnrleriyle birleiyor. Tanr da (eski Yunan'da Tanrlar da) bu zorunlua baldr. Descartes btn bilgilerin temelinde Tanr zgrln buluyordu Descartes'a gre gerek zgrlk Tanrdayd, Tanr isteseydi baka trl olabilirdi. Spinoza'nn doa Tanrsysa zorunlu olarak vardr ve her eyi, zgr iradesiyle deil, tabiatndan gelen bir zorunlukla belirlemitir. Spinoza, bu dncesini, Etika'nn birinci blmne yazd ekte yle aklyor: nsanlar, kendi isteklerini gden nedenleri bilmedikleri iin, kendilerini zgr sanrlar. evrelerindeki her eyin de kendileri iin yapldn kafalarna koymulardr. Bundan trdr ki, kendi zgrlklerine benzer gl bir zgrln, hep kendilerini Sayfa 172

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dnp kendileri iin altna inanrlar. Bu stn varln ne kendisini, ne nedenini, ne dnce biimini bilirler. Bundan trdr ki ona, kendi biimlerini; kendi nedenlerini, kendi dncelerini yaktrrlar. Bunca, birbirinden ayr grnen, tapnlarn zeti budur. Btn bu yanlmalarn zorunlu sonucu olarak da, ona tapmakla, onu honut ettiklerini sanrlar. Doymak bilmez hasisliklerini doyurabilmek iin btn doay hizmetlerinde kullanmak isteindedirler. Tanr da, elbet, onlarn hizmetinde olacaktr. Tapmak, gerekte, hizmete armaktr. Bu yanl n dncenin (prejuge, pein yarg, bo inan) zorunlu sonucu da, onlar ereksel nedensellii (gai illiyet) aramaya srklemitir (daha ak bir deyile, insan kafasna taklan gereksiz soru udur: Btn bu olup bitenlerin gayesi nedir acaba?). Eh, bu erek, insanlarn mutluluu olmalyd her halde. Bylesine bir n dnceden doacak metafizii dnn artk. nsanlar, kendi mutluluklar iin doada bulduklar birok eylerin yannda canlarn skan frtnalar, yer depremleri, hastalklar, ktlkler gibi birok eylere de rastladlar. Ya bunlar nedendi?.. Bunlar da Tanrlara gerekli saygnn gsterilmedii zamanlarda oluyordu her halde. Ksr dngye (daire-i faside) girilmiti bir kez. Tap ve iste. Tapnman oalt ve isteini artr. Deney, durup dinlenmeksizin bu yanl uslamlamalara kar kendini gsterdii ve her gn milyonlarca rnekle iyilikler ve ktlkler sofularla sofu olmayanlarn bana ayn oranda geldii halde, insanlar kendilerini bu pein yarglarndan kurtaramazlar. Tanrlar, iinden klmaz bir elimeyle hem iyi hem kt saymak, daha akla uygun bir sistem kurmaktan kolay geldi. Buysa, insanlar, Tanr yargsnn sonsuz derecede insan aklnn stnde bulunduu kuramn yerletirmeye gtrd. Eer, eylerin-ereksel nedenselliini bir yana brakarak zlerini ve zelliklerini gz nnde tutan matematik bilimler, insanlara doru yolu gstermeseydi bu karanln iinde boulup gitmek iten bile deildi. Gerekte, ereksel nedensellik bir kuruntudan ibarettir. Doa, belli bir eree gre deil, tabiatndan gelen bir zorunluktan tr davranr. Spinoza'ya gre Tanr, doa demektir. Doa, var olmak iin kendinden baka bir eyi gereksemeyen eydir. Her ey, bu tek varlktan zorunlukla meydana gelmitir. Zorunluk, doann tabiatnda vardr ve doa ne yapmsa bu zorunluktan tr yapmtr. zgrlk yoktur. Spinoza gibi matematiksel bir kafann bu sonula yetinemeyecei aktr. Nitekim Etika adl nl yaptnn son blm u bal tamaktadr: Akln gc ya da insann zgrl stne... Spinoza bu blme yle balyor: Sonunda, Etika'nn insan zgrle gtren yolu inceleyen bu blmne geiyorum. Bu blmde akln gcn anlatacam. Akln, duygulanmlar (affection, teessr, tahasss) stnde ne yapabileceini, zgrlk ya da z varln stn iyiliinin (beatitude) ne olduunu gstereceim. Burada, bilgili kiinin bilgisiz kiiye ne kadar stn olduunu greceiz. Akln yetkinletirilmesi ve vcudun korunmas tbbn iidir. Benim yapacam sadece akln, duygulanmlar dizginleyebilmek iin ne kadar gc bulunduunu gstermektir. nceki blmlerde bu gcn salt (mutlak) bir g olmadn gstermitim. Spinoza'nn bu szlerinde altn izeceimiz gerekler unlardr: 1- nsann zgrl, akln gcnde belirir. 2- Akln gc, bilgiyle gerekleir. 3- Akln gc, salt (mutlak) bir g deil, bantl bir gtr. Sayfa 173

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Kart bir dnce olarak, burada,Spinoza'nn da yapt gibi, stoaclar ksaca anmak yararl olacaktr: Salt zorunluku olan stoaclar, duygulanmlarn salt irademize bal olduunu ilerisrmlerdi. Onlara gre, irademiz vcudumuzu eitebilir, duygulanmlarmza kesin olarak egemen olabilirdi. Nitekim stoac kle Epiktetos, bacan kran efendisine, yzn bile buruturmadan, bu kadar oynarsan bacam krarsn dememi miydim? diye mrldanmt. Spinoza, hakl olarak, bu dncenin karsndadr. Duygulanmlarmza byle bir gle egemen olmamz mmkn deildir (Epiktetos'un ac duymamas deil, duyduu acy belli etmemesi baka bir konudur). Bu arada Descartes'n da, stoaclarn bu grn desteklediini, kaytsz irademizin salt gcn kantlamaya altn hatrlayalm. Descartes, zgrlmz bu irade gcmze balyordu. zgrdk, nk irademiz tasdik edebildii gibi ret de edebilirdi. Bunda, snrsz olarak, serbestti. Spinoza'ysa, ondokuzuncu yzylda dorulanaca gibi, bylesine bir zgrle hibir zaman eriemeyeceimiz kansndadr. Spinoza bu doru sonuca kendi yntemiyle (Descartes'n yntemi) varmtr ve irademizin tasdik ya da ret iinde belirleyici koullarn oynad nemli rol bilmemektedir. Pek derinden ve yetkiyle kavrad tek ey, doal zorunluktur. Spinoza, nl yaptnn beinci blmnn iii'nc nermesinde, insan zgrln ilemeye balyor: Pasif bir hal olan duygulanm, bulank bir dncedir. Biz, bu duygulanmdan ak seik bir dnce elde edersek, bu dnceyi, aklmzla o duygulanmdan ayrm olacaz. O halde, biz bir duygulanm ne kadar ok tanrsak, o duygulanm o kadar egemenliimiz altna girmi olacaktr. Ayn blmn Vi'nc nermesinin scholie'sinde de u pek nemli sonuca varmaktadr: eylerin zorunlu olduu bilgisine, daha ak seik bildiimiz tikel eylerde ne kadar ok rastlarsak, z varln (nefis) duygulanmlar stndeki gc de o kadar byk olur. Gndelik deneyin bize gsterdii budur. Nitekim, kaybolan bir maldan dolay duyduumuz acnn, onu korumann bizce mmkn olmad bilgisiyle yumuadn grmekteyiz. Spinoza, salam bir yolda yrmektedir: zgrlk, zorunluun bilgisini gn yzne karmaktadr. nsan, zn anlamad nedenlerin klesidir. Bu nedenleri bilirse, bilgiyle davranr ve zgrleir. rade, akldan baka bir ey deildir: Akl da akl eden bilgidir. Akln dnda olarak dnlen irade zgrl bo bir kuruntudur. Semek zorunda bulunduumuz iin seeriz. nemli olan, neyi semek zorunda bulunduumuzu ak seik bilmemizdir. Bu gerei, Sokrates, verdii bir rnekle, aydnlatmt: Sonraki acy bilmeyen bilgisiz yakn mutluluu seer, yarasna bak vurdurmaz. Sonraki mutluluu bilen bilgili yakn acy seer, yarasna bak vurdurur. Her ikisi de, seimlerinde, zorunluun peinden gitmektedirler. Ancak, bilgidir ki gerek zorunluu sahtesinden ayrabilir. Bilgisizin zorunluu mutsuzlua, bilgilinin zorunluu mutlulua ulatrr. Yarasna bak vurdurmazsa leceini ya da yarasna bak vurdurursa kurtulacan bilmeyen bilgisizin zorunluu, elbette, ban verecei acdan kamak olacakt. te bu bilgidir ki kiiyi zgr klar, zorunlu olaylara egemen yapar. Bu seim, hibir zaman, bilgisiz bir iradenin keyfine gre gereklememitir. Kaytsz irade gibi grnenin altnda, her zaman, bir zorunluk yatmaktadr. BO KAIT. Yeni domu bir ocuu dnn. Diyelim ki, onun ruhu bir yaprak kattr. te soru: Bu kat bo mudur, dolu mudur?.. Descartes'n da savunduu Platoncu dnceye gre bu kat Sayfa 174

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi doludur: Bilgi, doutandr. Bu bilgileri meydana karmak iin akl iletmek, usa vurmak (muhakeme etmek) yeter. Spinoza'yla ayn ylda doan bir baka XVii'nci yzyl ocuu, ngiliz dnr John Lock'a (1623-1704) gre, bu kat botur. Bu kat, yaadka, deneyler ve gzlemlerle doldurulacaktr. Aptallarn ve bilgisizlerin katlar mrleri boyunca bombo kalr. Doutan bilgi yoktur. Hem doutan olmak, hem de bilinmemek samadr, eliiktir. Kat doutan dolu olsayd bilinmesi gerekirdi. Kimi gerekler stnde btn insanlar birleiyorsa byle bir gerek yoktur ya bu birleme, o gerein doutan olduunu tantlamaz. Kendisine sz edilmeyen bir gerei kendiliinden bilen tek kii gsterilemez nk. Holanma ve tiksinme (haz ve elem) eilimleri doutan olabilir ama, bunlar birer bilgi deildirler. Bilgiler, duyularla alnr, kendiliinden (a priori) deildir. Duyular yoluyla alnmam olan hibir bilgi gsterilemez. Soyut kavramlar bile duyular yoluyla edinilir. Erdemin doutan olmad her bakmdan bellidir, nk her ada ve herkese benimsenmi genel bir erdem yoktur. Vicdanlar da alara, uluslara, dinlere, anlaylara gre deimektedir. Benim vicdanm szlatan, ayn eitimi grmemisek, sizin vicdannz szlatmayabilir. lkelerin doutan olduunu ilerisrmek erdemsel eitimin gereksizliine inanmak demektir. Gereksizdir de yzyllardan beri niin onun peindeyiz? (Pensees sur l'Eduction, Eitim stne Dnceler). Hem eitimi nermek, hem de bilginin doutan olduunu savunmak eliiktir. Ruh balangta dz, yazsz, bo bir kattr. Bu kat, duyumlarn getirdii deneylerle dolar. Duymadan nce dnemeyiz. Erdem dncesi de duyularla gelmitir. Erdem, bir otoriteye uymaktr. Erdemi buyuran balca otorite vardr: Tanr otoritesi, devlet otoritesi, grenekler otoritesi... Erdem, ancak bu otoritelerden birine, ikisine, ya da tmne balanmakla var olabilir. Balanmayan iin erdem zorunlu deildir. ngiliz dnr Lock, grld gibi, dnce zincirinin nemli ustalarndan biridir. Deneyden baka hibir yntem tanmamakla, Bacon' la beraber, gnmze kadar varan ngiliz dncesini byk lde etkilemitir. Doutan bilgi olamayacan savunarak Descartes' bir hayli ypratmtr. Skolastik anlaya en ykc vuruu indirmitir. Erdemi bir buyruun sonucu saymakla trebilimcilerin yolunu aydnlatmtr. Gene bu adan, duyumculara, faydaclara temel olmutur. John Lock, evrene ve onun olaylarna zdeki bir gzle bakyor. Spinoza ve Locke'la ayn ylda doan bir baka XVii'nci yzyl ocuu, Richard Cumberland (1632-1716), erdem alannda XViii'nci yzyl dncesine nclk etmektedir. XViii'nci yzyl erdemcileri balca iki yolda yryeceklerdir: Cumberland'n yolu, Hobbes'n yolu... Cumberland, Hobbes'a kar bir direnmedir. Bilindii gibi Thomas Hobbes (1588-1679) erdemi, herkesin herkesle kavgasnn zorunlu bir sonucu saymaktayd. Devlet, bir dereceye kadar, herkesin herkesle kavgasna son verdii iin erdem de, devlet buyruklarn yerine getirmek demekti. Bu bakmdan Hobbes da Locke gibi dnmt. te Cumberland bu dnceye kar kmaktadr. Cumberland'a gre, erdem bir gvenlik gereksemesi deildir. nsan, toplum, devlet ve evren ayn amaca doru yrmektedirler. Bu ama, en stn iyiye varmak amacdr. nsan, ne topluma, ne devlete, ne de evrene kar deildir, tersine, onlarla uyumludur, byk btnn bir parasdr. Erdem, korkunun deil, bu btne varmak eiliminin bir sonucudur. nsan kendine sevdiren bencil igdnn yannda insan insana sevdiren zgecil bir igd de vardr. Doal yasa (tabii kanun), btn evrenin, her trl varlklaryla birlikte, en yksek iyiye Sayfa 175

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ynelmesini buyurur. te akl insana bu doal yasay gsterir. nsan da bu doal yasaya zgecil (diergam, alturist) igdleriyle uyarak btn insanlarn, btnyle evrenin iyiliini ister. nk kendi mutluluu da bu istein peinden gitmektedir. Bencil (hodgam, egoist) igdnn verdii bir mutluluk da vardr elbet. Ama bu mutluluk srekli deildir. teki mutluluksa sreklidir, sonsuz haz vericidir. nk insan, ancak evren ve toplumla uyumlu olarak yaarsa mutlu olabilir. u halde Cumberland'a gre erdem, Hobbes'n dedii gibi bir korkunun sonucu deil, bir sevginin sonucudur; bir bencilliin sonucu deil bir zgeciliin sonucudur; bir gvenlik gereksemesi deil, bir mutluluk gereksemesidir; bir devlet buyruu deil, bir Tanrya ynelme eilimidir. Bir duygu ii deil, bir us iidir. (De Legibus Naturae, Doa Yasalar stne). HER EY YDR. Bu yldatan (ayn ylda doan Spinoza, Locke, Cumberland) on drt yl sonra bir baka XVii'nci yzyl ocuu, Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1717) doacak ve fizii metafizikle aklamaya alarak, dnce zincirini aydnlanma ana doru ar ar izlemekten holanan bizleri bir hayli artacaktr. ann btn teknik bulgularyla ilgilenmi, bu bulgulara katkda bulunmaya alm, teoriyi pratikle birletirmeye uram ilgin bir dnrdr. Varlk, som bir btn deil. Ta, bcek, ot, insan, yldz vb. gibi eitli biimlerde beliriyor. Bu biimler, deiik grnlerinin altnda, ayn yapy tayorlar. Demek ki bunlar, zdeksel ya da ruhsal olsun, ayn temel enin bileikleridir. Bu bileikleri meydana getiren temel e nedir? te monat dncesi de, felsefenin bu ana sorusuna verilmi karlklardan biridir. Evrendeki bu eitli bileikleri belki sonsuzca paralayabiliriz. Ama bu soruyu karlayabilmemiz iin artk bakaca paras olmayan (Yu. Atoma), yani paralanamayan bir birim tasarmlamamz gerekir. Bu birim, kuvve halinde de olsa, eitli bileiklerin som btnln, yani tm varl iermelidir. Daha ak bir deyile, zdeksel ve ruhsal, tm varlkta ne varsa bu birimde de bulunmaldr. Byle olmasayd varlk bu birimlerin bir bileii olamazd. Fizikte atom ve metafizikte monat ad verilen bu birim eitli dnrlerce (Pitagoraslar, Platon, Yeniplatoncular, Giordano Bruno, Van Helmont, Henry Moore, Diderot, Voltaire, Kant, Renouvier vb.) eitli alardan yorumlanmtr. Ne var ki monat', felsefesinin temel kavram yaparak, ne kavuturan Alman dnr Leibniz olmutur. Monat dncesini, Leibniz'den nceki zincirin sz edilmeye deer son halkas olarak kullanan ve Leibniz'e kaynaklk eden talyan dnr Giordano Bruno, onu bireysel Tanrlk olarak tanmlamaktadr. De Monade ve De Triplici Minimo (1591) adl yaptlarnda Bruno, doayla Tanry bir sayan kamutanrc bir anlayla doa Tanrnn monatlardan geldiini ilerisrer. Her monat, bu doa Tanrnn bireysel bir biimidir. Bu yzdendir ki evren, en kk zerresinde bile ayn nitelii tar ve canl-ruhludur. Doa-Tanr ya da Tanr-doa (Bruno'nun kamutanrcl kendine zg ve ok parlak bir bilinle meydana getirilmi bir doa-Tanrclktr), sonsuz ve saysz bireysellikleri olan monatlarda btnyle ikindir. Bu yzdendir ki monatlar sonluyla sonsuzu, kendi zel yasalaryla evrenin genel yasalarn, zdeksellikle ruhsall birlikte tarlar. Alman dnr Leibniz, kendi monat kavramn, zdeki yanndan temizledii Bruno dncesine dayamtr. Onun iin monat, ruhsal bir tz'dr (cevher). Monadologie (1714) adl yaptnda, monatlar, Bruno gibi sonsuz sayda tasarlar; bu tasarmyla da Descartes' n ve Spinoza'nn tek tz tasarmlarndan ayrlr. Leibnizin monatlar da, Bruno'nunkiler gibi, evrenin Sayfa 176

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi btnn ierirler; ne var ki yer kaplamazlar ve tm ruhturlar. Leibniz'e gre karmak olan yaln olanlardan kurulu olmaldr, yaln olanlarsa yer kaplamazlar, yer kaplamayan zdek deildir, zdek olmaynca da mutlaka zihinseldir. Doann gerek atomlar (Fr. Les Veritables Atomes de la Nature), monatlardr. Btn bileikleri onlar meydana getirirler. Monatlar, eitli derecelerde birbirlerine benzerlerse de biri tekinin ayn deildir, nk evrende birbirinin ayn olan iki ey yoktur ve bir eyin ayn olan ancak onun kendisidir. Leibniz bu savyla ruhsal monatlar zdeksel atomlardan ayrmaktadr; atomlar ayn nitelikte olarak sonsuz saydaydlar, monatlarsa ayr niteliklerde olarak sonsuz saydadrlar. Evren monatlardan kurulmutur. Bu bakmdan monatlar, gelimemi monatlardan gelimi monatlara ykselen bir sralanma dzeni iindedirler. Her monat kendi gelime olanan kendi iinde tar, bakaca bir monattan etkilenmez ve bakaca bir monat etkileyemez (Leibniz'in nl deyimiyle: Monatlarn pencereleri yoktur). Monatlarn tasarmlama ve itahlanma gleri vardr, bu glerle bilgiler edinirler. Yksek bir monat daha aa bir monattan ayran da bu bilgi derecesidir. Her monat, gelecekteki btn durumlarn da iinde bulundurur ve sonsuzca gelime olanana aktr. Monatlar arasndaki ilgi ve dzen, Tanrca nceden kurulmu bir uyumun sonucudur. Bu uyum, pencereleri olmadndan tr birbirlerine hibir etkide bulunamayan monatlarda bir karlkl etki grn dourur. Monatlar dzeninin en altnda zdek monat (Leibniz'e gre bu zdek, zdeksiz ve ruhsal bir zdektir) en stnde de en yetkin monat olarak Tanr monat bulunur. Aradaki monatlarsa inorganik evrenle organik evrenin monatlardr. Organik evrenin monatlar aa derecedeki hayvanlarn, yukar derecedeki hayvanlarn ve insanlarn monatlar olmak zere ana blmde snflanr. Bu snflama, bulank duyum ve alglardan ak seik alg ve duyumlara doru ykselen bir gelimeyi gsterir. Bu anlaya gre sralanmann en altndaki zdek monatnda da en ykseindeki olanaklar (alglama, tasarm ve itah gleri) kuvve halinde bulunmaktadr. Bu zdek, Leibniz'e zg bir paradoks olan zdeksiz bir zdek olsa bile, Tanrlk olana da ieren bir zdektir. Leibniz' in dolayl olarak meydana koyduu bu zdeksel sonu, kanlmazl orannda, pek parlak bir sonutur. Btn bunlara kar Leibniz, Tanrlk dzeyde, olabildiince iyimserdir (optimist). Sanki Nietzsche'nin ktmserliini (pesimist) yz elli yl ncesinden sezmi de onu imdiden karlamak istermi gibidir. yle der: Dnyamz, mmkn olan dnyalarn en yetkinidir. Bu yetkin dnyada her ey en iyidir. Voltaire, Candide adn tayan ok ho kitabnda, ona, mmkn olan alemlerin bu en mkemmelinde sana bir temiz sopa ekersem bu da m en iyidir? sorusunu soracaktr, ama bu soruya daha bir hayli yl vardr (Alman dnr Leibniz ld yl, Fransz dnr Voltaire yirmi iki yandayd). Leibniz'e gre zdek (madde) sadece, Spinoza'da olduu gibi, yer kaplama niteliiyle aklanamaz, zdek, cansz bir yer kaplamadan ibaretse ekme, itme, scaklk, k nedir? zdek, her eyden nce bir direnmedir, bir gtr (kuvvet). Evrendeki saysz gler arasndaki birlii salayan, Tanrca nceden kurulmu ve saptanm bir uyum, bir ncel dzen'dir (Fr. L'harmonie preetablie). Leibnizin asndan erdem, doutandr, dardan gelmi bir bilginin sonucu deildir. nk dardan hibir bilgi gelemez. Ne doum ne de lm vardr. Bunlar, ancak, monatlarn sonsuz gelimesinde birer grnten ibarettir. lmezlik, bir zorunluluktur. nsan, kendi z tabiatna kar Sayfa 177

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bamsz, kendi kendine kar zgr olamaz. u halde, erdem, bir zorunluktur. Tanr, bu monatlar monad, mmkn olan alemlerin en iyisini zorunlu olarak yaratmtr. Ktlkler, ancak, eyann ayrntlarndadr ve iyiliklerin parlakln artrmaya yararlar. Yoksa, btn, en yksek derecede mkemmeldir. Bu mkemmel btnde her ey mkemmeldir. u halde erdem, bu mkemmelliin zorunlu sonucudur. Mkemmel btnde hibir ey, isteyebilse de, bu mkemmellikten kurtulamaz. u halde erdemsizlik, mmkn deildir. Tanrlk irade, Tanrlk zekann emrindedir. Tanr, ne tabiatn ve ne de erdem yasalarnn zgr yaratcs deildir. Yaratmak zorundayd, yaratt. Evren gibi, erdem de; bu zorunluun rndr. Mutlu olmak iin mutlu bir evrede yaamak gerekiyor. Leibniz, mutluluklarn arayan insanlara bu evreyi gstermektedir: Dnya Tanrlk dncede sonsuz sayda mmkn evrenler vard, diyor Leibniz. Bunlardan ancak bir tanesi var olabilirdi. Tanrnn baka bir evren yerine bunu semesini gerektiren neden, onun sonsuz iyilii, sonsuz bilgelii, sonsuz gcdr. Tanr iyiliinin, bilgeliinin, gcnn ona setirdii en iyi olacakt elbet. Sevilen eyin mutluluu, kiiyi mutlu klar. Tanrnn yetkinliini seyre dalarak, her trl iyiyi yaratan gerei gibi seven kiilerin zorunlu mutluluu da bundan trdr. Evrenin dzenini biraz anlayabilseydik, onun, en bilgili insanlarn istediklerini kat kat getiini, onu olduundan daha iyi klmann mmkn olmadn grrdk. Bu evren, yalnz genel olarak btn iin deil, ayn zamanda ayr ayr her birimiz iin de en iyi evrendir (Monadoloji, 53, 55, 90. fkralar). Fransz dnr Voltaire (1674-1778), nl Felsefe Szl'nn Her ey iyidir (Bien-tout est) maddesinde, Leibnizin bu dncesini yle eletirmektedir: Bir elmay yedik diye sonsuz bir mr sreceimiz bir haz lkesinden kovulmuuz. Bin bir yoksuluk iinde, hepsi ac ekecek ve bakalarna da ektirecek ocuklar meydana getirmiiz. nmzde btn hastalklara tutulmak, btn dertlere uramak, aclar iinde lmek, sonra da, bir fenalk olarak, yzyllarn sonsuzluu iinde yanmak var. Leibnizin iyilik, yetkinlik dedii bu mu? Mesanemde bir ta m peydahlanyor, bu hayran olunacak bir mekaniktir. Tal usareler yava yava kanma karyor, oradan bbreklere szlyor, sidik borusundan geip mesaneye yerleiyor, orada yetkin (mkemmel) bir Newton ekimiyle birikiyor. Ben de bu dnyann en yetkin dzeni iinde lmden bin beter sanclar ekiyorum. Bir cerrah geliyor, ap arama sivri bir i saplyor, ta zorunlu bir mekanikle paralanyor, ben de ayn mekanikle dayanlmaz aclar iinde lyorum. Btn bunlar iyidir, yle mi? te tatan, damla hastalndan, btn cinayetlerden, btn aclardan, lmden meydana gelmi anlalmaz bir genel iyilik (Felsefe Szl, I. cilt, s. 105). Voltaire, ayrca, dnya grn de bir Suriye masalyla aklamaktadr: Erkekle kadn, drdnc kat gkte yaratlmlar. Cennet yemei yerine kuru peksimet yemeye kalkmlar. Cennet yemei deri deliklerinden uup gidermi. Ama peksimet yiyince ayakyoluna gitmek gerekmi. yice skm olduklar halde ayakyolunu arayan kadnla erkek, rastladklar bir melee yol sormular. Melek de onlara, dnyamz gstererek, ite, demi, buradan altm milyon fersah tede u, grdnz kk yuvarlak yok mu, evrenin, ayakyolu orasdr. Mmkn olan alemlerin en yetkininde yayoruz, yle mi?.. Fransz alaycln drtmek iin bu saf Alman dncesinden daha uygun bir konu bulunamazd. Alman dnr Leibnizin bu iyimserlii, Fransz dnr Voltaire'i bir hayli elendiriyor. Candide adl yapt, bylesine bir elencenin rndr. Candide, szck anlamn canlandran, ak yrekli, budalams bir kiidir. Eskilerin safderun dedikleri, Leibnizin bu Sayfa 178

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iyimserliine inanm, bn bir olancazdr. (Voltairein L'Ingenu adn tayan, aa yukar ayn anlama gelen bir roman ve bir kiisi daha vardr. Onda da XVii'nci yzyl Fransa'syla alay eder. Voltairein rnek Franszlara zg kiilii bu alayclndadr). Voltaire, Candidei altm be yanda yazd. Leibniz leli krk yl olmutu. Oysa, dnceleri, bir baka byk Alman dnr Christian Wolff'un (1679-1754) da yardmyla an etkilemi, geni yanklar uyandrmt. Wolff, Leibnizin dank dncelerini bilimsel bir sistem iinde toplamt. XViii'nci yzyln ikinci yars balarken, btn Alman niversitelerinde bu iki byk dnrn Leibnizo-Wolffien ad verilen karma retisi okutuluyordu. Bu reti, evrenin iyi bir Tanr eliyle yaratldn, mmkn alemler iinde mmkn olan en iyi alem olduunu ilerisrmekteydi. Grlen ktlkler bir zorunluun sonucuydu. Tanrsal sorumluluun bu ktlklerde parma yoktu. Doada her ey zorunlu olarak var olmaktayd. Yeter neden (sebeb-i kafi) olmadan hibir sonu domazd. Bununla beraber, insanolunun tikel buyrultusu (czi irade) da vard. Yeter nedenlerin zorunlu sonulara gtrecei u ya da bu yolu seebilirdi. nsanolu, nne alm olan birok yollardan dilediini semekte zgrd. Candide, Baron Tunder-ten-Tronk'un atosunda oturuyor. Sayn Baronun kz kardeinin evlilik d ocuudur. Ekmek elden su glden keyfince yaamaktadr. Mutludur. retmeni sayn Pangloss, gen ve saf Candide'e, yeter nedensiz hibir sonu olamayacan ve mmkn alemlerin en iyisinde Baron hazretlerinin atosunun mmkn atolarn en iyisi olduunu retmektedir. Ancak zavall Candide, Baronun kz sevimli Bayan Kunegond'a ak olduu iin, mmkn alemlerin en iyisindeki mmkn atolarn en iyisinden kovulacak, bu rahat yaaytan ayrlmak zorunda kalacaktr. Kafas, LeibnizoWolffien iyimserliiyle doldurulmu olan delikanlnn ackl ve gln yks bylece balamaktadr. lkin, onu, Bulgarlarn asker toplayclar yakalyorlar (Voltairein Bulgarlar dedii Prusyallardr). Abarlara kar savaa sokuyorlar (Voltairein Abarlar dedii de Franszlardr, szn ettii sava da 1756'da balayan Yedi Yl Savalardr). Candide, mmkn alemlerin en iyisindeki mmkn savalarn en iyisinden mmkn davranlarn en iyisini yaparak, svyor. Oysa, gene de, yle dnmektedir: Yeter nedensiz hibir sonu yoktur. Her ey zorunlu olarak zincirlenmi, en iyi ama iin dzenlenmitir. Sayn Bayan Kunegond'un yanndan kovulmam, krbalanmam, ekmeimi kazanmak iin dilenmem gerekiyordu elbet. Btn bunlar baka trl olamazd. Bundan sonra, mmkn alemlerin en iyisinde, Candide'in bana gelmedik bela kalmyor. Soyuluyor, dayak yiyor, bindii gemi batyor; insanlarn birbirlerini ezdiklerini, birbirlerinin kuyularn kazdklarn, kendi mutluluklarn bakalarnn mutsuzluklarnda bulduklarn gryor. Ona gre btn bunlar yeter nedenler yznden, mmkn alemlerin en iyisinde olup biten, zorunlu sonulardr. Candide, bu arada, sayn Bayan Kunegond'u; sevgili retmeni Pangloss'u, Pangloss'un retisine kar kan ktmser dnr Martini bulmutur. Bunlarn da balarna, mmkn alemlerin en iyisinde, gelmedik bela kalmamtr. Hastalanmlar, dvlmler, irkinlemilerdir. Hep birden stanbul'a geliyorlar. Voltaire, gerek sayd dnceyi, bir Trk dnrne syletmek istemitir. Bu gerek dnce, ne Pangloss'un rettii iyimserlik, ne de Martinin rettii ktmserliktir. Gerek dnce, Sayfa 179

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iyimserlikle ktmserliin ortasnda, dnyay olduu gibi gren, iyi ynleriyle olduu kadar, kt ynleriyle de kabul eden bir dncedir. Artk Candide, btn bnlne ramen, kukulanma yoluna girmitir. Sayn retmeni Pangloss'a soruyor: Peki, sevgili Pangloss, asldnz, paralandnz, dayak yediiniz, krek cezasnda ac ektiiniz zamanlarda da gene dnyada her eyin yolunda gittiini dndnz m?. Oysa Pangloss da, Martin gibi, kendi dncesinde direnmektedir. Panglossia Martin, durup dinlenmeden, tartmaktadrlar. Bu srada Candide, Pangloss ve Martinin gzlerinin nnden kocaman kayklarla Erzurum'a, Limnos'a, Midilli'ye srlen paalarla beyler gemektedir. Srlenlerin yerlerini almak iin baka paalarn; baka beylerin geldikleri grlmektedir. Sonra, sralar geldike; bunlar da srlmekte, ldrlmektedirler. Babali'ye sunulmak zere ileri samanla doldurulmu sra sra insan kafalar geirilmektedir. Tartmalarnn hibir sonuca balanamayacan anlayan Candide, Pangloss ve Martin, bir Trk derviine bavuruyorlar. Pangloss sz alarak: Sayn dervi, diyor, size, insan denilen bu acayip yaratn niin yaratldn sormaya geldik?.. Dervi, onlara ters ters bakarak: Sen ne karyorsun be adam, diye karlk veriyor, bu senin iin mi ki?.. Candide, araya girerek: Fakat sayn efendim, diye szlanyor, yeryznde ne kadar ok ktlk var?.. Dervi gene szyor onlar: yilik olmu, ktlk olmu, bundan ne kar, diye karlk veriyor, padiahmz Msra bir gemi gnderdii zaman iindeki sanlarn rahat olup olmadklarn dnyor mu? Pangloss dayanamyor: Peki, o halde ne yapmal? diye soruyor. Trk dervii tek szle karlyor bu soruyu: Susmal. Pangloss: Sizinle, nedenler ve sonular stne, mmkn alemlerin en iyisi stne, ktln douu, ruhun z stne konumaya gelmitik, diye direnmek istiyor: Ama bu szleri duyunca dervi, onlar kap dar ediyor. Susmak... Elde ettiimiz sonu bu mudur? Bir bakma, btn mmknlerin arasnda uygulanabilecek tek mmkn, buymu gibi grnmektedir. Oysa, Voltaire de, bizler gibi, bu sonula yetinmeyecektir. Trk dervii, sadece kuramsal gerei ortaya koymutur. Bu kuramsal gerein uygu alanndaki anlamn da bir Trk bahvan belirtecektir. yimser, ktmser ve kukucu filozofumuz, derviin yanndan kovulduktan sonra, bir mftnn bodurulduunu duyuyorlar. Pangloss, rastladklar ihtiyar bir Trk bahvanna, boulan mftnn adn soruyor. Bahvan, bahesinin nndeki aalarn glgesinde, serinlemektedir. Onlara: Bilmiyorum, diyor, hibir zaman ne bir mftnn, ne de bir vezirin adn renmedim. Szn ettiiniz olaydan da haberim yoktur. Genel ilere karanlarn ou zaman kt bir biimde ldklerini, buna da layk olduklarn sanyorum. stanbul'da olup bitenlerle ilgilenmem, bahemin yemilerini stanbul'a gndermekle yetinirim. Pangloss'un sorusunu yeniden sorabiliriz: Peki, o halde ne yapmal?.. Sorunun karln ihtiyar bahvandan alm bulunuyoruz: Bahemizin yemilerini yetitirmeli. Ama Pangloss inatdr. htiyar Trk'n dn tutarak, byk ktlk olan sknty, utanc ve yoksulluu uzaklatracak bylesine bir ile uraaca yerde, usanmakszn ene almaktadr (Voltaire'e gre, tpk Leibniz gibi). kide bir, Candide'e: Mmkn dnyalarn en iyisinde mmkn btn olaylar zincirlenmitir, demektedir, eer siz, sayn Bayan Kunegond'un ak iin gzel bir atodan tekmeyle kovulmam olsaydnz, eer engizisyon ikencelerine katlanmam olsaydnz, eer yaya olarak btn dnyay dolamam olsaydnz, eer Baron hazretlerini klla bimemi Sayfa 180

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi olsaydnz, eer gzel Eldorado lkesinden aldnz koyunlar yitirmemi olsaydnz, imdi burada, turun reeliyle fstk yiyemezdiniz. Artk aydnlanm lan Candide, Pangloss'un bu gevezeliklerine, romann son sz olan u karl veriyor: Btn bunlar gzel szler ama... bahemizi ilemek gerek. Ama Leibniz, Voltaire'den habersiz olduu halde (Voltairein Candide ou L'optimisme adl yapt 1759 ylnda yaymlanmt, Leibniz krk yl nce lmt) insan dncesinde beliren her trl soruyu karlamaya alyor: Tanrnn ktlklere neden izin verdiini kesinlikle anlamamz mmkn olsayd, bilebildiimiz kk nedenlerin yannda koskocaman nedenler, bizim dnemeyeceimiz byklkte nedenler grecektik. Tanr, btn paralar birbirine bal olan bu yetkin evreni titizlikle yaratm, bunu yaparken her ihtimali hesap etmi, bu hesabn sonunda da birtakm ktlklere gz yummamazlk edilemeyeceini anlamtr. Tanrsal bilgelii ktle gz yumduran kanlmaz nedenlerin varlna inanmak zorundayz. Geri, Tanrnn byle bir eye izin vermi olmas bizi artyor, nk biliyoruz ki, Tanrdan Tanrsal iyilie aykr hibir ey kamaz. u halde, olaya bakarak, bu iznin kanlmaz bir zorunluk olduu sonucunu karacaz. Tanrnn susuzluunu tantlamaya (ispat etmeye) almak gerekmez. Ktlkler bir kez dnyaya girmi bulunuyor, u halde Tanr yetkinliinden hibir ey yitirmeden ona gz yummu olsa gerektir. Mademki Tanr ktlklere izin vermitir, o halde izin verdiine iyi etmitir (nanla Akln Uygunluu stne Konuma, s. 48 ve sonras). Voltaire henz ortada yoksa da, Leibnizin karsnda, baka bir Fransz dnr, Pierre Bayle (1647-1706) var. Bayle'a gre, aklla inan uyuamaz. Akla uygun olana inanmak kolaydr, bunu herkes yapabilir. G olan, herkesin yapamadn yapmak, akla uygun olmayana inanmaktr. Tanr dncesini aklla badatrmaya almak bounadr. u halde her birinin alann tekinden ayrmak, birbirlerine kar hibir stnlk dnmeden, her birini kendi alan iinde deerlendirmek gerekir. Her ikisi birbirlerine kar da eliiktir. steyen inan yolunu, isteyen akl yolunu tutabilir: Birbirlerine karmadan her iki yolu birden tutmak da mmkndr. Yoksa, Tanryla bu dnyadaki eksiklik, bozukluk asla uzlatrlamaz. Leibniz, Bayle'a karlk vermek iin, Theodicee (Tanry Savunma) adl yaptn yazd. Yapt 1710 ylnda Amsterdam'da yaymland zaman Bayie leli drt yl oluyordu. Leibniz bu yaptnda ktl, iyiliin eksiklii olarak tanmlyor ve bu eksiklik olmasayd iyiliin de olamayacan ilerisryordu. Leibniz'e gre bu eksiklik, Tanrnn yetkinlii karsnda yok olmaktadr. yimser olabilmek iin btn gz nnde bulundurmak gerektir. Tanr dncesiyle insan akl arasnda hibir elimezlik yoktur, elverir ki insan akl Tanr yetkinliini kavrayabilsin. Leibniz, Theodicee'de Monadoloji'ye gre biraz daha yumuam grnyor. Tanr, bu dnyay yetkinliini gstermek iin yaratt, diyor. Dnyann sonlu varlklardan kurulmas bir zorunluktu. Sonlu varlklarnsa eksik olular, yetkin olmaylar bir zorunluktu. Sonlu varlklar, sonlu olduklar iin, yetkin deildirler. nk sonsuz varken, sonlu yetkin olamaz. u halde dnyann eksik, kusurlu oluu da bir zorunluktur. Leibniz, bir hayli direndikten sonra, baklay karyor azndan sonunda: Bu dnya iyi bir dnya deildir. Ancak mmkn olanlar arasnda en iyisidir. Tanrnn iyilii, birok eksik dnyalar arasndan, en az eksik olann semekle belirmitir. Tanrnn sonsuz iyilii olmasayd daha ok eksik olann da seebilirdi. Sayfa 181

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi YAASIN BENCLLK. Bencillik kolundan tutmasa, erdem pek uzaklara gidemezdi diyen La Rochefoucauld, bilim yolundan gelmiyor. O, daha ok, Sainte-Beuve'n dedii gibi, yemeklerden sonra elenmek iin dnceler karalayan, giderek yaptndan etkilenen, dncelerinin tadna varan, tadna vardka da onlar daha bir dzenlemek gereini duyan akll bir adamdr: eitli davranlar tek adan ele alm, soyut olarak yorumlamtr. Yaad a, XVii'nci yzyl, Fransa'nn en aydnlk, en mutlu alarndan biridir. Xiii'nc Louis, Richelieu, Mazarin, ondrdnc Louis bu soylu dnre altm yedi yl sren gvenli bir mr salamlardr. Dk de la Rochefoucauld, Prens de Marsillac, Vi'nc Franois adlarndan da anlalaca gibi, mutlu domu bir kiiydi. Byk tutkular yznden akta, siyasal alanda eitli tedirginliklere uram, sekiz gn kadar Bastille zindanna bile kapatlmt ama; gene de birok insanlarn imrenecekleri gibi yaamtr. Kralie-Richelieu atmasnda kralieyi tuttu, Fronde ayaklanmasnda i savan eflerinden biriydi; tad ad kendisini kt sonulardan koruyordu. zdeyilerin (Maximes), 1665 basksna yazd nszde yle demektedir: Okuyucu iin en doru yol, kendisini kural d tutmaktr. ylelikle, szlerimin doruluuna ilk katlan kendisi olacaktr. La Rochefoucauld'ya gre bir ktlne rastladmzda amamz gereken tek insan yoktur. Bir ktle tutulmamza engel olan ey, bir ok ktlklerimiz oluudur. Birini vmz, bir bakasn yermek iindir. Sadece yermek iin vdmz de olur. Drst insanlar, ktlklerini hem bakalarndan hem kendilerinden gizleyebilenlerdir. ki yzllk, ktln erdeme saygsdr. Erkeklerin cesurluuyla kadnlarn erdemi, benlik tutkusuyla utanma duygusunun sonucudur. Borcumuzu demek iin deil, bize dn verecekleri daha kolay bulabilmek iin deriz. yilik, tembellikle iradesizliktir. Cmertlik, daha byklerine ulamak iin kk karlardan vazgeebilmektir. ncelik, ince saylmak isteinden baka bir ey deildir. Deerbilirlik, daha byk almlara kavumak isteidir. Bizi ne kadar verlerse vsnler, bize yeni bir ey retmi olmazlar. Taptklarmz deil, bize tapanlar severiz. Beenmediklerimizi sevmek gtr ama, kendimizden ok beendiklerimizi sevmek ondan daha gtr. nemsiz iyiliklere kar deerbilir olabiliriz, byk iyiliklere karysa nankr olmamak elimizde deildir. Gnahlarmzn sorumluluunu tayan kar duygusu, sevaplarmzdan tr de vlmelidir. Glnlkleri gze arpmam insanlar, iyi incelenmemi olanlardr. Gz tokluu, byklere snr izmek, kkleri de avundurmak iin erdem saylmtr. Nankrlklerle karlamamak iin verebilmek gcn elde tutmak gerektir. Kk sularmz aklaymz, byk sularmz olmadna herkesi inandrmak iindir. Akl banda adam, bizim gibi dnendir. Bize kurnazlk edenlere kzmamz, kendilerini bizden daha becerikli sandklarndandr. Bakalarnn gururuna dayanamaymz, kendi gururumuzu incittii iindir. En beendii adamdan daha aa olduunu sanan tek kimse yoktur. vnmenin bir yolu da bakalarn ktlemektir. Yaptmz iyilikler, ceza grmeden ktlk yapabilmemiz iindir. Bakalarna kar maske tamaya o kadar almzdr ki, sonunda kendimiz bile gerek yzmz unuturuz. Aclarmzda eitli iki yzllkler vardr. Sevdiimiz kiinin lmne acrken kendi yoksunluumuza alarz. O lnn bizim iin iyi duygularn dnerek acrz. O lyle birlikte ya malmz, ya mutluluumuz, ya da gcmz gitmitir. Gerekte acndmz bunlardr. ller sadece, diriler iin akan gz yalarnn erefini tarlar. Bu trl aclarda insan kendi kendini de aldatabilir. ki yzlln Sayfa 182

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bir baka eidi de vardr ki herkesi aldatr. Bu, gzel bir yasa zenen kimselerin acsdr. Bunlarn alayp szlanmalar bir trl dinmez, aclarnn mrlerince sreceine herkesi inandrmaya alrlar. Bylesine bir benlik tutkusu, daha ok byklk dkn kadnlarda bulunur. Kadn olular nlenmeye giden birok yollar onlara kapad iin bu yolu tutarlar. Bir baka eit gz ya vardr ki kaynaklar kktr, kolayca akar, diner. Adlar iyiye ksn diye alarlar, acnmak iin alarlar, alamak iin alarlar, alamamak ayp saylr diye alarlar. En cmerte balanan ey ttr. t istemek ya da vermek kadar iki yzllk olamaz. t isteyen, verenin duygularna kar sayg besler grnrken gerekte kendi duygularn ona onaylatmaktan, davrannn sorumluluunu onunla paylamaktan baka bir ey dnmez. t veren de kendisine gsterilen gveni der grnrken gerekte kendi karndan ya da bbrleniinden baka gzettii bir ey yoktur. Gerek yiitlik gibi tam korkaklk da yoktur. Bunlarn arasndaki alan ylesine genitir ki, cesaretin btn biimlerini iine alr. Bu biimler, huylarmz kadar deiiktir. Balangta seve seve ileri atlan kimseler vardr ki hemen usanverirler. Grevlerini yapm saylmak iin ileri atlmlardr. Korkularn gizleyebilenler de eitlidir. Kimi, yerinde kalmak gcn gsteremedii iin ileri atlr. Herkesin karsnda yapabileceini kendi kendine yapabilen yiit yoktur. Geri dnebileceine inanmak da ileri atlmay salayabilir. Kahramanlk, tehlikeyi gerei gibi grmemektir. Acma, bakalarnn dertlerinde kendi dertlerimizi anmaktr. Urayabileceimiz, kendi bamza gelebilecek ykmlarn kurnazca bir sezisi dir. Bakalarna yardm etmemiz, gerekirse bizim de yardmmza kosunlar diyedir. Onlara yaptmz iyilikler, asl aranrsa, nceden kendimize yaptmz bir iyiliktir. Bizim erdem dediimiz eyler, talihin ya da kendi hnerimizin dzenledii davranlarla karlarn bir araya gelmesinden ibarettir. Erkeklerin yiit, kadnlarn iffetli olular cesaretlerinden, iffetlerinden ileri gelmez. eitli nedenlerin dnda tutkular, gn olur, kar tutkular doururlar. Cimrilik el aklna yol aar; gszlk direnmeyi, sklganlk kstahl yaratr. La Rochefoucauld'ya gre, hibir ey zerinde tam bir bilgi edinilemez. nk bir eyi bilmek iin ayrntlarn bilmek gerekir. Ayrntlar sonsuz olduuna gre bilgilerimiz eksik kalmak zorundadr. La Rochefoucauld bu dncelerinde yalnz deildir. Dnya edebiyatnn saysz yapraklar, bylesine derli toplu deilse de, bunlara benzer deyimlerle doludur. Fenelon, lmnden bir yl nce, bir dostuna yle yazyordu: nsanlardan ok az ey istediimi sanmakta haklsnz. nsanlara ok ey vermeye, buna karlk onlardan hibir ey beklememeye altm. Bu alveriten honudum. yle sanyorum ki, en iyisi btn insanlardan uzak durmaktr. yi insann azl, insanlk iin yz karasdr. Montaigne'le La Fontaine de aa yukar bu dncededirler. Fontenelle yle demektedir: En iten gelen davranlar, kendilerini en az duyuranlardr. zseverliin dourduu davranlarmz hemen hemen anlamayz, baka ilkelere uyarak davrandmz sanrz. J.J. Rousseau'nun nl Aklamalar' da bu alanda kurulmu yaptlardandr. P. Jannat'nin yaymlad 1853 basksna yazd nszde, Sainte Beuve, zdeyiler iin, yazarnn adn sonsuzlua balayan pek ho yapt dedii halde, unlar da eklemekten kendini alamamtr: nsanolu, bilmeden bal bulunduu gizli teli kendisi ortaya atmazsa, siz hibir zaman o teli ona gstermeyin, adn anmayn. nk bu bilgisizliin iinde daha ince, daha deerli bir tel vardr. Achilleus'un yokluunda Troia ordusunun ykn Sayfa 183

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi srtnda tayan Aiax'la Friedland savanda atein iine atlan Ney'i brakn kendi hallerine. Bu gibi anlarda sakn onlara yaklamayn. Gerein peini brakmaktansa lme katlanan Archimedes'e de yaklamayn. Yakaladm seni ey bencil, en kendini harcarken mutluluk payn alyorsun, diyerek cppesinin eteine aslmayn sakn. Ne diyorum, bana bile yaklamayn, ormandaki u kk oduncu kulbesini seyrederken iimi bilmediim bir bar, bir durgunluk, bir mutluluk sard srada; lekesiz, gnahsz dlerime gmlmken bana bile yaklamayn. Nedenin bylesine gzel bir biime brnd, bylesine bir beceriklikle gizlendii srada sz etmeyin kardan, zseverlikten. Ayn neden o kadar doalca kalp deitirmitir ki artk onu kiinin davrannda kendine zg bir ilke, bir eilim olarak grmek gerekir. Voltaire de Felsefe Szl'nn insan erdemlerinin sahtelii blmnde bu konuda unlar sylyor: Dk de la Rochefoucauld onun zerine dndklerini yazp da insanolunu ileten o duyguyu aa vurunca, yksek Katolik ruhani meclisi yelerinden Esprit adnda bir kii, nsan Erdemlerinin Sahteliine Dair adl gz boyayan bir betik yazd. Bu kii, erdem diye bir ey olmadn sylyor, her blm Hristiyanlk yararna balayarak bitiriyor. Bylece, Bay Esprit'ye gre Cato, Aristides, Epiktetos iyi adamlar deillermi de iyiler yalnz Hristiyanlarda bulunabilirmi. Hristiyanlar arasnda da yalnz Katoliklerde erdem varm. Katoliklerden de cizvitleri bir yana brakmalym. Szn ksas, cizvit dmanlarndan baka hemen kimsede erdem yokmu. Bizimle dostlarmzdan bakasnda erdem olamaz demek istiyor. Dorusu kstahln bu kadar insan ileden karyor. Dostum, nedir senin o erdem dediin? yilik etmek deil mi? Sen bize iyilik et, yeter. Nedenini sana hemen balarz. La Rochefoucauld, Spinoza felsefesinin aristokrat elenceliidir. DEFOLUN, AK VE CALMA DUYGULARI. Wollaston, Clarke, Shaftesbury gibi bir ayaklar XViii'nc yzylda bulunan XVii'nci yzyl adamlarn daha sonraya brakarak bu yzyl kapatrken dnce dnyasnn duygusal etkilerini yanstmak iin gene bir sanat rnnn araclndan yararlanmaya alacaz. Bu yzyldan setiimiz sanat XVii'nci yzyl Fransa'snn gzde ozan Pierre Corneille'dir (1606-1684). Franszlar ona, Fransz trajedisinin babas diyorlar. nl ozan Corneille, yedisinden yetmiine kadar btn insanlar duygulandracak bir oyun yazmak istedi. Kaynaklar boldu. Fransa'y spanyol modas kaplamt. Mutfaklarda spanyol yemekleri piiriliyor, algl kahvelerde spanyol arklar syleniyor, bayanlar spanyol dantelleriyle ssleniyor, baylar spanyol byklar brakyorlard. Bylesine bir spanyolluun ortasnda eline bir spanyol oyunu geirdi. Oyun, Las Morcedades del Cid adn tayordu. Yazar Gilhem de Castro, olaya klasik bir adan bakm, erdemleri gerei gibi yartrmay becerememiti. Corneillein ustal, hele spanyol tarihisi Juan Mariana'nn Historia d'Espana'sna kulaklarn tkaynca, bu olaydan toplumu artacak bir oyun karabilirdi. Las Morcedades fazlayd. Le Cid yetiyordu. Tarihi Juan Mariana'ya gre olay udur: Kendisine Araplarn taktklar Cid (Seyyid) adyla anlan Rodrige, Xi'nci yzylda yaam bir satlk klt. Paraya dkn, gzpek bir savayd. spanyol olmasna ramen hangi ulustan fazla para alrsa o ulusun hesabna savayordu. Klcn oun Araplarla birlikte, spanyollara kar kullanmt. Castil Kral Vi'nc Alphonce, hsmlarndan Ovideo kontu Don Gormaz'n gzel kz Ximene Diaz', kendine bendetmek istedii Rodrig'e verdi. Bu evlenme, siyasal bir evlenmeydi. spanyol halk masallarna gre olay uydu: Kahraman Rodrig, Gormaz kontu Don Sayfa 184

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Gormaz' ldrmt: Ya ldrd adamn kzyla evlenmesi, ya da cezalandrlmas gerekiyordu. Rodrig, kzla evlenmeyi uygun buldu. Dona Ximena'nn getirdii drahomayla zenginleti stelik, bykl artt. Gilhem de Castro bu olaydan u oyunu karmt: Ximena'nn babasn ldrnce, evlenmeleri zorlat. Toplum hibir kzn, babasn ldren adamla evlenmesini ho grmezdi. Oysa, ak her eyden stnd, sonunda toplumu da yenecek, sevgilileri birletirecekti. Bu kadar Corneille'e yetmiyordu. Doal bir sonuca bylesine kolaylkla varmak ustalna yakmazd. ler bir hayli kartrlmal, erdemler kaln izgilerle belirtilerek birbirleriyle yartrtlmalyd: Rodrig, Ximena'y ok sevdii iin babasn ldrmek zorunda kalmt. nk Ximena'nn babas, Rodrigin babasn tokatlamt. Ximena, aalanm bir adamn oluyla evlenemezdi. Rodrig erdemliydi, nce alnndaki lekeyi temizleyip Ximena'ya layk olmalyd. ler bylelikle gerei gibi karacakt. Ximena da Rodrigi ok sevdii iin kraldan onun ldrlmesini, babasnn cnn alnmasn isteyecekti. Ximena erdemliydi, grevini akndan stn tutan bir kz olarak Rodrig'e layk olmalyd. Ama bu iki layk bylesine bir kmazda, nasl birleebileceklerdi? Kolay bulunurdu elbet. nce toplumu yeni erdemlerle uyutmak gerekiyordu Tam srasyd. Araplar ortaya kverdiler, Castilin stne saldrmak zereydiler. Rodrig'e yeni erdem gsterileri frsat kmt. Rodrig vatann kurtaracak, kral da onun suunu balayacakt. Yeter miydi?.. Yetmiyordu. Ximena'y seven gen bir valye onun cn almak iin Rodrigi delloya aracakt. Ximena nce gen valyenin lmesi, Rodrigin kazanp o zavall delikanly ldrmesi iin Tanrya yalvaracakt. Olur muydu?.. Ximena her eyden nce insan olduuna gre pekala olurdu ama, o gzelim erdemleri de, toplumun gznde, hap yutard. yle bir zm bulunmalyd ki, hem Ximena sevinsin, hem Rodrig sevinsin, hem kral sevinsin, hem zavall valye sevinsin, hem toplum sevinsin. Bu delloya nce kral kar koyacakt: Eer ben bu eski grenei uygulayacak olursam, haksz bir saldrn cezasn vereyim derken, devletimi en kahraman savalarndan yoksun brakarak zayflatm olurum. Grlyor ki, kral kendi mutluluunu savunmaktadr. Gerekte ne Ximena, ne Rodrig, ne de gen valye umurunda deildir. Sonra, karlkl bir diyalog: Ben dvmeye deil, cezam ekmeye gidiyorum. Onun vurularnn sizden geldiini, onun silahlarnn sizin erefinizi savunduunu bildiim iin ona kar koymayp gsm aacam diyecek Rodrig. Ximena da u karl verecek: leceksin ha? O delikanl o kadar korkun mu ki bu korku bilmez yrei korkutuyor? Demek sen, benim babam o kadar hor gryorsun ki onu yendikten sonra bakalarna yenilmeyi dnyorsun?. Grlyor ki, gen valye zavall bir aratan baka bir ey deildir. Gerekte Rodrig gsteriiyle, Ximena da duygularnn tepkisiyle kendi mutluluklarn savunmaktadrlar. Bir de kraln kz var; o da Rodrigi sevmekte, ancak bir kral olu olmad iin onunla evlenemeyeceini dnerek akn gizlemektedir. Aristokrata erdemi bylelikle beliriyor, oysa gene de Ximena'ya yle sylemekten kendini alamyor: Onun lmesini nasl isteyebilirsin? yle bir kahramann lmn istemek devletin yklmasn istemek demektir. Hi insan babasnn cn almak iin vatann dmanlara brakr m? Senin yapabilecein, onu akndan yoksun brakman, hayatnysa bize balamandr. Grld gibi, prenses bir tala ku vuruyor. Sayfa 185

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Hem sevgilisini kurtaryor, hem babasnn tahtn kurtaryor, hem de Ximena'y ak alanndan siliyor. Bu da ona zg bir erdem rneidir. Ximena'nn bencillii bir baka adan da ahlanmak zeredir. Btn bu olup bitenlerden yorulmu, bkmtr. Bir ara dayanamayp, defolun ey kalbimi altst eden ak ve c alma duygular, her ikiniz de defolun, ikinizin de verecei mutluluk, douraca aclara demez! diye baryor. Elinden gelse ak da, almay da bir kenara itip keyfine bakacaktr. Ama yapamyor, kmaza girmi bir kez. nsan, karmakark ettiini bir anda silkip kurtulamaz. Sonunda zm bulunuyor: Rodrig, gen valyeyi yenecek, ama ldrmeyecektir. Delikanly ayakta gren Ximena, Rodrigin ldn sanarak acsn aklyor: Btn gayretime ramen gizleyemediim bir srr artk sizden saklamay gerekli grmyorum, hametlim. Ben seviyordum. Grevimi akmdan stn tuttuumu gzlerinizle grdnz. Gerekten de btn bu ekilenler byle olmak iin deil, byle olduunu gstermek iindi. Oysa gene yetmiyor. Toplum bir hayli yumuam olduu halde soumam bir mezarn stne dn sofras kurulamaz. Kahraman Rodrig vatan uruna yeni savalara katlacak, bu savalardan dndkten sonra Ximena'yla evlenecektir. Toplum, tiyatronun kapsndan rahatlkla kabilir. Sonutan emindirler; yaplmamas gereken bir dn yaplmamtr, yaplmas gereken bir dnse ksa bir sre sonra yaplacaktr. Ayrca, kraln u szleri de gnllerini ferahlatmtr: Bu kadar temiz ve gzel bir ak insann yzn kzartmamaldr. Ximena'nn erefi kurtulmutur artk. Sevgilisini bunca tehlikelere at, babasnn cn almak demektir. AYDINLIK, AMA KA MUMLUK? Geni bir kapdan giriyoruz. Kapnn ard aydnlk. Bu kap, XViii'nci yzyl kapsdr. Bylesine bir aydnlk, XVii'nci yzyln loluunu, XVi'nc yzyln karanln daha bir belirtiyor. Artk insan kendi akln kullanarak kendi anlamn kavramak zeredir. Evrendeki yerini bulacak, yaama dzenini kuracaktr. Yeniden dou, yzyl sonra, rnlerini vermeye balamtr. XViii'nci yzyl g, parlak bir gne iinde, masmavidir. Akl, byk Fransz devrimini kotarmaktadr. Parolay nl Alman dnr Kant veriyor: Akln kullanmak gcn gster. Felsefe tarihi, XViii'nci yzyla aydnlanma a adn koyuyor. Kant'n tanmna gre insan, akln kullanmay yznden dm olduu durumdan akln kullanarak kurtulmu; aydnlanma yoluna girmitir. Akl, hep o akldr. Ama insan onu bugne dein kullanmaktan rkyor, araclarn yardmn aryordu: Artk akln kullanmak gcne kavumutur. Gk ls yerini yer lsne brakmak zorundadr. br dnya bu dnyaya inmitir. Eskimi yaama dzeni yeni bir yaama dzeniyle deitirilecektir. nsan, artk, evrendeki yerini bilmektedir. Artk btn deerler; din, devlet, toplum, eitim ve erdem halla pamuu gibi yeniden atlacak, yeniden didiklenecektir. XViii'nci yzyl, yeni bir dzen iinde insanln birleeceine inanmaktadr. Antika aydnlanmasnn bakenti Atina'yd. XViii'nci yzyl aydnlanmasnn bakenti Londra'dr. XViii'nci Yzyln ngiliz dnr yazarlar ellerine geirdikleri her sorunu akln lsne vurmaktadrlar. Artk dnrlk sanat, toplum ounluuna yaylabilmek iin, elini, yazarlk sanatna uzatmtr. Soyut dnce somut edebiyatla kaynamaktadr. Sayfa 186

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi John Locke (1632-1704), bu byk ngiliz dnr-yazar, XViii'nci yzyln sadece drt yln yaad halde, XViii'nci yzyl aydnlanmasnn kurucusu saylmaktadr. nk Locke, davranlarmz akla gre dzenlemek gerektiini ounlua yayan ve ounluu etkileyen ilk dnrdr. Locke'a gre erdem, bir otoriteye uymakt. Bu otoriteler de Tanr otoritesi, devlet otoritesi, grenekler otoritesiydi. Erdem, ancak, insann bu otoritelere kendini baml klmasyla var olabilirdi. Bu otoriteleri kaldrrsanz ortada erdem adna hibir ey kalmayacakt. Oysa birey zgr olmal, grenek ve otoritenin her trlsnden kurtulmalyd. Erdemimizi, yeni batan, akla gre dzenlemek gerekiyordu. Baka bir ngiliz, William Wollaston (1659-1724), erdeme, nesnelerin tabiatnda bulunan objektif bir l aramaktadr. Ona gre erdem, doru bir yargdr. Bu yarg, doru olmayana, baka bir deyile, yalana dayanyorsa erdemsizlik belirir. rnein bir kpei kamlayan bir kii, kpein duygusu yokmu gibi davranmakla doru olmayan, yalan olan bir yargya dayanmakta, bu yzden erdemsiz olmaktadr. Buna kar szn tutan bir kii, szn yadsmam (inkar), yalana sapmam, doru bir yargya uygun davranmakla erdemli olmutur. Tm erdemler doru yarglara, tm erdemsizlikler de yalan yarglara dayanr. Wollaston'a gre, erdemin ls mantksal doruluktur. Doru bir yargya dayanan davran ayn zamanda evrendeki uyuma da uygun bir davrantr. Erdemin insan mutlu kl bu yzdendir Erdem, doruculuktur. nk erdemsizlik yalanclktr. eitli erdemsizlikleri dnnz, bunlarn altnda her zaman bir yalancln gizlenmi olduunu greceksiniz. Hrszlk erdemsizlii mlkiyet hakkn yok saymak yalanclna dayanr, korkaklk erdemsizlii korkutan olayn bymsenmesi yalanclna dayanr. Erdeme, nesnelerin tabiatnda bulunan objektif bir l arayan baka bir ngiliz dnr de Samuel Clarke'tir (1675-1729). Clarke'e gre tre yasalar, nesnelerin doal niteliklerinden domutur. nsan, bu doal niteliklere uymak zorundadr. Erdem, nesnelerin doal niteliklerine uygun davranmaktr. Bir odun kfesini srtlayp srtlamamak bizim elimizdedir, ama srtlarsak arln da duymak zorundayz, nk arlk onun doal niteliidir, bu yzdendir ki bu arla katlanmak bir erdemdir. Korunmak, zayfn doal niteliidir; bu yzdendir ki zayf korumak bir erdemdir. Karanlk ve souk bir k gn, bir gece yarsnda bir ormana giren kiinin cesareti bir erdemdir. Erdemsizliklerse bu doal niteliklere uygun davranmamakla belirir. Bir baka ngiliz, Shaftesbury (1671-1713) de erdeme estetik asndan bakmaktadr. Ona gre erdem, gzelle iyinin uyumasdr. Erdemli insan, kendini bir sanat rn gibi biimlendirebilmi insandr. Bencil ve zgecil igdler, insann doal nitelikleridir. Gereken, ne birinin eksiklii, ne de tekinin fazlal, her ikisinin de en uygun oranda uyumasdr, insan elbette kendisini dnecektir, ama gereken odur ki, kendisiyle birlikte bakalarn da dnecektir. Kendisini nasl yceltiyorsa, toplumu da ylece yceltecektir. te bu bencillikle zgeciliin uyumas insana zgdr, yoksa bu nitelikler hibir oranda uyumadan hayvanlarda da vardr. Evren nasl uyumlu bir btnse insan da ylece uyumlu bir btn olmaldr. Erdemli insan, uyumlu bir btn olarak yetimi insandr. Bu uyumda gzelle iyi birleirler. Uyumlu bir btn olarak yetimi insanda tresel yarglama gc vardr. Shaftesbury, erdem alannda hem estetiki hem toplumcudur. Ona gre insan tek bana ne iyi, ne de Sayfa 187

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ktdr; insan ancak toplum iinde iyi ya da kt olabilir, bencil ve zgecil igdleri ancak toplum iinde geliebilir, tresel yarglama gcne de ancak toplum iinde uyumlu bir btn olmakla kavuabilir. u halde Shaftesbury'ye gre erdem, toplumsal bir eitim iidir. Shaftesbury'nin yolunda yryen birok ngiliz dnrleri vardr. Akl ls, akla uygunluk zorunluu hepsinde ortaktr. Joseph Butler la (1692-1752) Francis Hutcheson (1694-1747) da bu yoldadrlar. Butler, Shaftesbury'nin tresel yarglama gcn adlandrm, bunun vicdan olduunu sylemitir. Aklla ynetilen ve uyuturulan bencil ve zgecil eilimler vicdann sesiyle yarglanrlar. Bu srekli yarglama kiiyi erdemli klar. u halde Butlera gre erdem, Shaftesbury'den daha kesinlikle, kiinin kendi kendini yarglamasdr. Hutcheson da bencil ve zgecil eilimlerin yanna bir nc eilim koymaktadr; bu nc eilim insan, btnn mutluluu iinde kendi srekli mutluluuna gtren daha yksek bir eilimdir. te bu yksek eilimdir ki insan erdemli klar. Mutluluk, antika Yunan dncesinde olduu gibi, erdemli olmakla salanr. Bernard de Mandeville (1670-1733), Arlar, Efsanesi ya ,da Genel Zenginlii Yapan Kiisel Ktlklerdir (The fable of the bees or private vices made public benefits) adl kk yaptn 1714 ylnda yaynlad. Yapt, XViii'nci yzyln aydnlar arasnda gerek bir frtna kopard. Kavgalar, dvler oldu. Dnce, kendi gcnn heyecann yayordu. Sokratesin tohumlarn att, birok byk dnrlerin gelitirdikleri olumlu erdem kuram kknden sarslyordu. Mandevillein dncesi, bilimsel bir denemeye dayanmaktayd; Shaftesbury'nin The Moralist adl yaptna kar yazlmt. Mandeville, insan toplumunu bir ar kovannda inceliyordu nceleme bir hayli ilgi ekiciydi. Arlar durmadan altran, gvendiren, zengin eden, rgtleyen, rnek bir toplum haline koyan neden, erdemlilik deil, erdemsizlikti. Ar kovanndaki ykselmenin nedenleri hrsa, ekememezlie, kendini beenmilie, agzlle, zevk dknlne dayanyordu. Gelime, refah ktlklerden douyordu. Genel zenginlik, zel ktlklerin atmasndan kmt. Kiisel tutkular, hrslar, agzllkler, ekememezlikler birbirleriyle karlap attka arlar toplumu geliip glenmekteydi. Genel karlar, zel karlarn toplamndan baka bir ey deildi (Dostoyevski'nin Raskolnikof'u da, Su ve Ceza'da, bu dnceden yola kmt). Mandeville, bundan sonra, dncesini masallatryor: Erdemsizlikle zengin olmu bir ar dnr, bu genel erdemsizlii gzleyerek, insan toplumlarnda olduu gibi, erdem elden gidiyor, halimiz nice olacak! diye haykrmaktadr. Kukusu gn getike, teki arlar da etkilemitir. imdi btn arlar erdemlilii zlemektedirler. Oysa Jupiter (Yunanllarn Zeus') gerei grmekte, arlarn bu nankrlklerinden tr fkelenmektedir. Sonunda, onlar bir rpda erdemli klarak cezalandracaktr. Erdemli arlarn kovan ssz bir le dnmtr. Mahkemeler kapanm, yarglar ekmeksiz, papazlar a kalm; devlet memurlar, isizlikten bunalmaya balamlardr. Her ar azla yetinmekte, kimse almamaktadr. Sadece gerekli olan i yaplmaktadr; herkes tutumlu olduu, ar zevklerinden syrld, bakalarn kskanmad, pek azla doyduu iin ok az ey gereklidir. Lks, dnce, sanatlar sfra ynelmitir. sizlik alm yrmtr. yi arlar sava glerini de yitirmilerdir. Dmanlar bundan kolaylkla faydalanp onlar kltan geirirler. Cann kurtarabilen pek az da bir aa kovuuna snrlar. Artk, erdem yoluyla Sayfa 188

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi mutlulua kavumulardr. Sokrates unu demiti: Erdemlerimiz olmazsa, toplumumuz rr. Bernard de Mandeville de ters adan unu demektedir: Erdemsizliklerimiz olmazsa, toplumumuz gelimez. Mutluluk erdemli olmaya baldr, diyen Shaftesburycilere kar kan Mandeville'e gre mutluluk, erdemsiz olmaya baldr. Kiiyi mutlu klan bencilliidir. Bencil olmadklar, birbirlerini kskanmadklar, azla yetindikleri gn arlar toplumu ssz bir le dner. Mandeville'e gre erdem, kendimizi bakalarndan stn tutmak abasdr. Bir baka deyile, bir eit komplekstir, aalk duygusudur. Erdemimizi bbrlenmek iin ediniriz. yilii sadece iyilik iin istediimiz zaman da kendimize kar bbrleniriz. Oysa uygarl yaratan erdemsizliklerdir. Bir yandan erdem oyunlaryla kendimizi phphlerken, br yandan sryle erdemsizlikler etmeseydik toplumumuz gelimezdi. Erdemsizlikler insanlar ileriye gtren bir kamdr. Bencillikle kamlanmayan insan miskinin biridir, ne kendine hayr olur ne de toplumuna. Giderek karmza bir baka ngiliz kacaktr. Bu ngiliz David Hume'dur (1711-1776). Hume, akldan kukulanmakla ie balyor ve soruyor: Akl, her sorunu zebilir mi?.. u halde akln yetkisini iyice tanmamz gerekir. Aklmz ileten dncelerimiz, d duyulardan ya da i duygulardan alnmtr. Anadan doma krde renk kavram yoktur. Tanr dncesi de, kendi bilgeliimiz ve iyilik etmek niteliimize snrsz bir genilik vermemiz sonunda, bizde domutur. u halde erdemin kayna bizdedir. Ama bu kaynak aklmzda mdr?.. Hayr. Bir davrann erdemli ya da erdemsiz olduunu sadece aklmzn lsyle karamayz. lmz, akldan ok, bir duygu lsdr. Duygudalk (sempati) adn verdiimiz bir duygu akmdr bu. Hem de yle gl bir akmdr ki, bakasnda grdmz bir erdem, bize engel olsa bile, hayranlk uyandrr. Bu duygudalk bizi bakalarnn davranlarn deerlendirmeye gtrr, bu deerlerle kendimize dnmz daha sonradr. Bir baka deyile, ly bakalarnda bulup kendimize uygularz. u halde vicdan, yaratlmzla birlikte ileyen bir yarg deildir, bir toplum rndr. Toplum iinde duygudalarmz olmasayd vicdanmz da olmazd. Ama bu gene de bir dtan geli deildir; nk toplum, ortak bir i yaama, ortak bir i dnyadr. Toplum biziz; toplum, bizim dmzda bir ey deildir. Duygudalk, bizi bakalarnn iyiliine gtrr. att hallerde, kendi iyiliimizi isteyen bencillii bile yener. u halde erdem, toplum iinde doal bir duygudalktr. XViii'nci yzyl aydnl ngiltere'den, nce Fransa'ya, sonra Almanya'ya gemitir. Fransz ve Alman dnr yazarlarnn bu aydnla kattklar k ngilizlerinkinden az deildir. Baka bir XViii'nci yzyl dnr, Fransz maddecilerinin ncs Julien de la Mettrie (1709-1751), olsun, diyor, ne zarar var, akl bizi gerek nedenlere doru gtryor, oysa bu sonular deitirmez ki!.. Bbrlenme duygumuzu toplumun yararna kullanyoruz, ite bu erdemdir. Mademki toplumun iyiliini altn kazynca gene kendi iyiliimiz ksa bile birok davranlarmzda kendi iyiliimize stn tutuyoruz, bunun adna erdem diyebiliriz elbet. Kendi hayatmz hie sayarak denize atlayp bir bakasnn hayatn kurtaryoruz. Yaama iyiliimizin yerine bbrlenme iyiliimizi koyabilmisek bu elbette nemli bir admdr. Mutluluu engelleyen nyarglardr, ite akl nyarglarn hakkndan geliyor artk. Vicdan szs, pimanlk gibi bo ve deersiz zntlerden kurtulmalyz (Spinoza'y hatrlaynz). Sayfa 189

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bir baka Fransz dnr, Claude Adrien Helvetius (1725-1771) de bencillikle erdemin uyuabilecei dncesindedir. O da, Mandeville gibi, ngiliz dnr Hobbes'tan yola kyor. Nedeni ne olursa olsun erdem toplumun yararna olan davranlardr. Btnn mutluluu, kiilerin mutluluunun toplamdr. u halde btnn mutluluunu salayan erdem bencillikle atmaz. Mademki toplumun yararn salyor, erdem bir eit bencillik olsun, ne kar? Toplum, bu eit bencillii gelitirmeye almaldr. Helvetius da, Sokrates gibi, erdemin ancak eitimle meydana karlp gelitirilebileceini savunmaktadr. Bu sralarda zdei (maddeyi) tmyle yadsyan zdeksizcilik (immateryalizm) retisi bir papaz cppesi altnda karmza kyor. zdei yadsma deyiminden alnan bir nekle Yadzdekilik deyimiyle de evrilmitir. ngiliz Protestan piskoposu ve dnr Georges Berkeley (1685-1753) tarafndan ilerisrlen bu retiye gre varlk alglamadr (La. Esse est percipi), alglarmzn ve dncelerimizin dnda zdek diye bir ey yoktur. zdei felsefesel bir kavram olarak bir yana iten ve onu somut biimleri ve o somut biimlerin zellikleriyle aynlatrma yanlgsna den Berkeley, Treatise on the Principles of Human Knowledge (nsan Bilgisinin lkeleri stne . Aratrma, 1710) adl yaptnda yle demektedir: Tasarmlarn zihinsiz varolmadn ve varolamayacan herkes bilir. eitli duyumlarn da onlar alglayan zihinden baka bir yerde varolamayacaklar bana hi de daha az ak gelmemektedir. Varolmak deyimiyle ne denmek istendii iyice incelenecek olursa bu savm ok daha iyi anlalacaktr. stnde yaz yazdm masa vardr dediim zaman, onu grme ve dokunmayla algladm sylemi oluyorum. Bunun gibi bir koku vard, demek ki koklamakla alglamtm; bir ses vard, demek ki iitmekle alglamtm. Btn bu anlatmlarda varolan'n alglanan olduu aka grlmektedir (Kimi szcklerin alt tarafmzdan izilmitir). Bu savyla zdekilie sava aan piskopos Berkeley, fiziksel nesnelerin tasarmlar olduu savndan yola karak tasarmlarn alglanarak varolduu ve bundan tr de fiziksel nesnelerin alglanmadan ibaret bulunduu sonucuna varmaktadr. Felsefe asndan yukarda sz edilen byk yanlgsnn dnda mantk asndan da birok yanlglara dm bulunan Berkeley, bu yaptndan yl sonra yaymlad Three Dialogues Between Hylas and Philonous (Hylas ve Philonous Arasnda Konuma, 1713) adl yaptnda znel dnceci savn daha da gelitirmitir. Bu yaptnda da Duyulur evren, duyularmzla algladmz evrendir. Duyularla tasarmlardan baka hibir ey alglanamaz. Hibir tasarm zihinden baka hibir yerde varolamaz (s. 425) demektedir. Ona gre Dnmeyen bir varln bir zihin tarafndan alglanmakszn varolduunu ilerisrmek olanaksz bir elimedir (bid, s. 462). Berkeley bu yaptnda Philonous'tr, Hylas da ona kar koymaktan ok, konuma olana salayan, bilimsel renim grm saduyuyu simgeler. Philonous, Hylas'a kar mantksal ve grgl kantlarn bir bir sralamaktadr: Renk ancak onu gren iin, koku ancak onu duyan iindir. Onlar vareden bizim onlar alglayan ruhsal varlmzdr, bizim onlar alglayan ruhsal varlmz olmasayd onlar da olmazlard. Nesnelerle onlarn bizdeki dncesi bir ve ayn eydir, nesneler dncelerdir. Cisimlerin nesnel varlklar yoktur, onlar vareden bizim ruhumuzdur. insanlar, sonsuz gl ruhun (Tanrnn) etkisiyle dnceler alglayan ruhlardr. Kuman krmz olduu kesin deildir, gzlerimiz sarla tutulmusa bu kuma sar grdmz gibi, gzleri bizim gzlerimizden baka yapda olan hayvanlar bu kuma baka renklerde Sayfa 190

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi grebilirler. Demek ki renk, kumata deil, gzlerdedir. Varolan bir ey, kendinden baka olmas olanakl bulunmayan bir eydir. Oysa nesneler, eitli alglara gre eitli eyler, edeyile kendileriyle ayn kalamayan eylerdir. rnein nmzde duran bir kap su, elimiz scaksa souk ve elimiz souksa scaktr, edeyile kendi kendisiyle ayn deildir. nsann hafif bulduunu karnca ar bulur. Tatl bir tatla gzel bir koku haz, ac bir tatla kt bir koku ac verir; demek ki tatlar ve kokular da zihnimizdedir. Berkeley, antika Yunan phecisi Ainesidemos'un yzyllarca nce ilerisrd kantlar bir bir yineledikten sonra, Philonous'la Hylas' yle konuturur: Hylas: Ama Philonous, zihnin dnda varolan alglamasz bir tz dncesini brakmaya raz olduumdan, zdek szcn istediim gibi kullanmak ve yalnz zihinde varolan duyusal dnceler toplamna vermekten beni alkoymamalsnz. Gerek anlamnda ruhtan baka bir tz olmadn kabul ediyorum. Ne var ki zdek deyimine uzun zamandan beri almm, ondan nasl ayrlacam bilemiyorum. Dnyada zdek yoktur demek benim hala canm skyor. Oysa, gerekten de bu szckle zihin dnda dncesiz bir tz kastedildiine gre zdek yoktur. Ne var ki zdekten eer varl alglanmakla beliren bir ey kastediliyorsa zdek vardr. Bu ayrm, ona bsbtn baka bir dorultu verir. nsanlar bunu anlayabilirler, nk nihayet zdek stndeki anlamazlk tam olarak kabul edildii takdirde sizinle filozoflar arasndadr. Onlarn ilkeleri sizinkiler kadar doal ve insansal, saduyuya ve kutsal kitaba uygun deildir. Bizim istediimiz ya da sakndmz ey, mutluluumuzu ya da acmz meydana getireceini anladmz eydir. Fakat mutluluk ya da mutsuzluk, haz ya da ac, zevk ya da strabn saltk varlyla bizimle btn ilikileri kesilmi mehul eylerin ne ilgisi var? Nesnelerin bizi ilgilendirii, bizi mutlu klp klmamalarna baldr ve mutlu klp klmamalar da sadece alglandklar derecededir. Bunun tesinde onlarla ilgili deiliz ve onlar brakabiliriz. Bununla beraber savnzda bir yenilik seziyorum. Filozoflar ya da halk gibi dnmediimi gryorsunuz. retinizin eski dncelerime ne eklediini ya da onlarda ne deitirdiini bilmek isterim... Philonous: Yeni kavramlar ilerisrm deilim. Yapmak istediim sadece eskiden filozoflarla halk arasnda blnm olan hakikati birletirmektir. Halk, alglad nesnelerin gerek nesneler olduunu sanyordu. Filozoflarsa alglanan eylerin zihinde varolan eyler olduunu sylyordu. Yan yana konan bu iki anlayn birletirilmesi, benim ilerisrdm savn temelidir... Hylas: Uzun zamandan beri duyumlarma gvenmiyordum, eyay donuk bir k altnda ve sahte bir gzlkle grdm seziyordum. imdi gzlk karld ve aydnlandm. imdi onlar asl biimleriyle gryorum ve saltk varlklar hakknda znt ekmiyorum. Bununla beraber beni buraya getiren yolu henz tmyle kavram deilim. Siz de akademiciler, kartezyenler ve buna benzer retililer gibi ayn ilkelerle sze baladnz ve uzun zaman onlarn felsefesel pheciliklerini ilerletiyor gibi grndnz. Oysa vardnz sonular onlarnkine tmyle kart kt. Hylas'n bilimsel bir kar koyucu olmaktan ok, destekleyici ve Karagz'deki Hacivat gibi konuturucu durumunu belirttii iin olduu gibi aktardmz bu parann temel ilkeleri, ksaca Principles adyla anlan yukarda szn ettiimiz yaptta verilmektedir. Bu yaptn on yedinci paragraf zdeksel tzn iki blme ayrlmasndaki felsefesel anlam baln tar, yledir: zdeksel tzden en titiz filozoflarn bile ne anladklarn incelersek grrz ki bundan maksatlar, genel bir varlk dncesi ve bunun olaylar meydana getiriindeki greli anlamdr. Varlk stndeki genel dnce bana soyut ve Sayfa 191

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi anlalmaz grnmektedir. Varln olaylara destek olmasysa bsbtn anlalamaz. Her halde baka bir anlam kastediyorlar, ne var ki bunu aklamyorlar. zdeksel tz deyiminin dilegetirdii anlamn iki blmn dndm zaman bunlarn birbirlerinden ayrlamayacaklarn gryorum. Ama bu zdeksel dayanak, ya da devim, biim ve duyumlanabilen teki nitelikler sorunuyla neden urap kendimizi zelim? Bunlarn zihin dnda var bulunduklar kabul edilmiyor mu ve bu da hi mi hi anlalmayan bir varsaym deil mi?. Yaptn on sekizinci paragraf da dmzdaki nesnelerin varl tantlanmak ister baln tar, yledir: Her ne kadar katlk, biim ve devim niteliklerini tayan zdeklerin zihin dnda varolmalar mmknse de bunu bizim bilmemiz nasl mmkn olabilir? Bunu ya duyularmzla ya da usumuzla bilmi olabiliriz. Duyularmz bize sadece duyduklarmzn, dncelerimizin ya da duyumlarmzla arasz olarak alglanabilen eylerin bilgisini verir. Ne var ki nesnelerin zihin dnda, ya da alglanmakszn var bulunduklarn bildirmez. Bunu zdekiler syler sadece. Bundan tr nesnelerin varl hakknda herhangi bir bilgimiz varsa bunu usumuzla, edeyile duyularmzla dorudan doruya alglanabilenle yapabileceimizi uslamlamayla anlarz. Bu da nesnelerin zihin dnda, edeyile alglamamz dnda var olduklarna bizi inandracak bir neden deildir. Kald ki zdein ateli yandalar bile zdekle dncelerimiz arasnda zorunlu bir bant bulunduunu sylemek cesaretini gsterememektedirler. O halde her bakmdan grlyor ki, hibir cisim dncesiz varolamaz, dncemizde varolana benzeyemez. Ryalarda, sayklamalarda ve buna benzer olaylarda meydana konan nesneler bunu her trl tartmann dnda tutar. Bundan da anlalr ki, dncelerimizi meydana getirmek iin dmzda birtakm nesneler bulunmas hi de zorunlu deildir. Berkeleyin eitli yanlglarla dolu olan bu varsaymna temel ald zdek tanm da baka yanlglarn rndr. Berkeley'e gre zdek, tanrnn yokluu'dur. yle der: Bir kez zdee evet densin, tanrnn zdek olmadn kimse kantlayamaz (Common-place Book, s. 32). Berkeley'e gre tanrnn zdek olmas, tanrnn olmamasdr. Buysa olanakl deildir, nk tanr olmadan evrensel dzen aklanamaz. Demek ki Berkeley, zdein varolmadn ilerisrerken, varolmakla yok olmak arasnda bir seme yapmaktadr ve varolmay tantlamak iin zdein yokolduunu tantlamaya almaktadr. Berkeley yaptlarnn kimi yerinde de, temel savna aykr olarak, nesnel gereklii yadsmadn ve ancak onun zihinsiz varolabileceini yadsdn sylemektedir ki bu da nesnel gereklii yadsmak demektir. yle der: Duyularn stne etki yapan tasarmlar gerek nesnelerdir ya da gerekten vardrlar, bunu yadsmyoruz. Ama onlar alglayan zihinler varolmakszn varolabileceklerini ya da zihinsiz varolan ilkrneklerin kopyalar olduklarn yadsyoruz (Principles, paragraf 90), Nesnelerin gerekliinden azck olsun indirme yaptm dnmek, yanltr (bid, paragraf 91). Burada Berkeley gerekliin tanmnda da yanlgya dmektedir, nesnel gerek ya da gereklik bilincimizin dnda ve biz alglamasak da varolan bir gerekliktir. Nitekim insann varlamasndan nce de bir dnya vard, onu alglayacak hibir bilin bulunmad alarda da nesnel gereklik bulunuyordu. Berkeley yle demektedir: Duyulur nesnelerin zihinsiz varolduklar da sylenebilir, ama baka bir zihinde varolurlar (bid, paragraf 91). Bu baka zihin, Berkeley'e gre tanrnn zihnidir. Bunu aka da syler: Son zmlemede, ben'lerin algladklar tasarmlar tanrnn zihnindedir, edeyile tanr tarafndan srekli olarak Sayfa 192

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yaratlmaktadrlar (bid, paragraf 91). Demek ki Berkeley'e gre varlk ya bizim algmzda ya da biz alglamadmz zaman bakalarnn alglarnda, alglayacak hibir bilinli insann bulunmad alarda da tanrnn algsnda varolmaktadr. yle diyor: Diyorsunuz ki, benim iin aalarn bir parkta ve kitaplarn bir dolapta onlar kimse alglamakszn varolduunu imgelemekten daha kolay bir ey yoktur. Haklsnz, ama yaptnz sadece zihninizde kitaplar ve aalar diye adlandrdnz belli tasarmlar kurmaktan ve bu tasarmlar alglayabilecek bir kimsenin tasarmn kurmay ihmal etmekten baka bir ey deildir. u halde bu, varmak istediiniz amaca yaramaz, sadece imgeleme ya da zihninizde tasarmlar kurma gcne sahip olduunuzu gsterir. Dnce nesnelerinin zihin olmadan varolduunu dnebileceimizi gstermez. Bunu gstermek iin onlarn dnlmeden, kavranmadan varolduklarn gstermemiz gerekir ki bu, aka samadr (bid, paragraf 23). Ferkeley duyum ve tasarm deyimlerini eanlamda kullanyor ki bu da baka bir yanlgdr. Ben ve benim gibi olanlarn dnda bir de some Eternal Spirit (ncesiz ve sonrasz bir Ruh, edeyile tanr) zihninden ve algsndan tasarmndan da sz etmektedir ki bu yce varln varolmas da ben ve benim gibilerin alglamasna baldr. Berkeleyin dncelerinin zorunlu eliik sonucu budur. Ne var ki Berkeley, sadece zdeksel tz'n algd varln yadsyarak ruhsal tz'n algd varln kabul etmektedir. Bu kabulse, havada kalan ve hibir tanta gerek duymad bir dogmadr. Berkeleyin btn retisi bylesine bir dogmayla temellenmekte ve bu dogmann doruluu varsaym stne kurulmaktadr. Tantlamak istedii de, bu dogmaya dayanarak, nesnelerin bilin dnda varolmadklar deil, sadece bu nesnelerin zdeksel bir tz olmayp ruhsal bir tz olduklardr. Bu yzden Berkeleyin znel dnceciliine zdekyadscl anlamnda immateryalizm (Bu deyimi ilkin A. A. Luce yazd bir kitabn balnda kullanmtr: Berkeley's Immaterialism) denilmitir. Richard H. Hophins da Berkeley retisini Yenigerekilik (ng. New Realism) adyla nitelemektedir. Fraser de ona Dnsel gerekilik (ng. Ideal Realism) demektedir. Kimi yaptlarda zdeksizci dncecilik (Fr. Idealsme immaterialiste) de denmitir. Berkeley zdeksizcilii, temelde, Leibniz metafiziine dayanr. Alman metafizikisi Leibniz Yalnz k, renk ve scakln deil; devim, biim ve geniliin de ancak grnte nitelikler olduunu tantlayabilirim diyor ve zdei somut biimlerindeki zelliklerle aynlatrma yanlgsna dyordu Bu byk yanlg, birok bilim adam ve dnr olduu gibi Berkeleyi de Her nesne yalnzca niteliklerinin toplam olduuna, nitelikler de yalnz zihinde varolduklarna gre zdek ve erke, atomlar ve yldzlardan meydana gelen tm nesnel evren ancak bilinteki bir kurulu olarak vardr samasna gtrmtr. Oysa bilme srecinin znellii, hibir zaman bilginin nesnel temelini yok etmez. Tm znel dncecilik gibi Berkeley zdeksizcilii de tekbencilie dmekten, ben yoksam evren de yoktur samasna varmaktan kurtulamamtr. Nitekim Berkeley bunu ak'a da sylemektedir: Gn tm korosu ve yerin yapsnn, ksaca, dnyann gl atsn meydana getiren tm cisimlerin zihnin dnda hibir varlklar yoktur: Ben onlar alglamadka, onlar zihnimde ya da baka bir yaratn zihninde varolmadka onlarn hibir varlklar yoktur. Ya da bir lmsz ruhun zihninde varolduklarn kabul etmek gerekir. Demek ki sonu da, k noktas gibi, Leibnitz'ci bir Tanr savunusu'dur. Fransz zdekisi Diderot, Krler stne Mektup'unda nsan Sayfa 193

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi zekasnn yzn kzartt ve btn sistemlerin en samas olduu halde savalmas en g sistem olarak tanmlad Berkeley retisini, eytiimsel olmayan metafizik yapl bir zdekilik izledii iin savalmas en g sistem saymtr. nk metafizik zdekilik de, dncecilik gibi, zdei niteliklerine indirger. Yanlg her iki kampta da ortaktr. ada idealizm ve metafizik, Diderot'nun deyimiyle btn sistemlerin en samas olan Berkeley zdeksizciliini savunmakta devam etmektedir. Bu savunu, zellikle, zdein varolmad savyla zdein zihinde varolduu savnn ayn ey olmad varsaymna dayanmaktadr. Daha ak bir deyile, biroklarna gre, zdek sadece zihinde vardr demek zdeksel dnya yoktur demek deilmi. Oysa pek aktr ki zdek sadece zihinde vardr demek, zdeksel dnya yoktur demektir. Bu gerek, szck oyunlaryla gizlenemeyecek kadar aktr. rnein Amerikal Profesr W. T. Stace yle demektedir: Halk arasnda Berkeleyin, maddenin varolmad yolundaki sama dnceyi nerdii sanlr. Doktor Johnson da bunu iitince taa tekme atarak onu rtmeye girimi. Ama Doktor Johnson bunu yapmakla, felsefeden anlamayan aklsz bir filisten saylmay hak etmitir. Aslnda Berkeley, ilerisrd sanlan lgn nermeyi gerekten sylemi olsa, Doktor Johnson'un tekmesi de bu dnceyi kesin bir biimde rtm saylabilirdi. Gerekte Berkeleyin dile getirdii grler ise istediiniz kadar tekme atn, rtemezsiniz bunlar unlardr: Madde yalnz bizim ve tanrnn zihinlerimizde ve zihinlerimiz iin varolur, maddenin z alglanr olmaktr, maddenin grnebilir ve elle tutulabilir grnnn altnda bilinmeyen ve bilinemez bir alttabaka yoktur. Bildiim kadaryla, akl banda hi kimse maddi dnyann varolmadn iddia etmemitir. Belki bir tek Gorgias. Ama Gorgias galiba yalnzca bir akacyd. Maddi dnya vardr, oradadr phesiz, Doktor Johnson'un ispatlad gibi. Buna isterseniz d, isterseniz yanlsama ya da sadece bir grn deyin. Ama gene de bu d, bu yanlsama, bu grn oradadr. Kesinlikle varolmaktadr (bkz. Stace, Hegel stne, Birikim Yaynlar, stanbul 1976, Murat Belge evirisi, s. 1920. Kimi tmcelerin ve szcklerin altn ben izdim. O.H.). Profesr Stace' n bu szlerinde birok yanlglar vardr: lkin, Berkeley ileri srd sanlan lgn nermeyi gerekten sylemitir; bunu, yukarda, bizzat kendi yaptndan aktardmz alntlarda gstermi bulunuyoruz. kinci olarak, tanr ve zihni bilimsel adan ciddi bir tartma konusu deildir. nc olarak, Madde yalnz bizim zihinlerimizde ve zihinlerimiz iin varolur demek, pek ak olarak zdein zihin ya da zihinler dnda varolmadn sylemek demektir. Drdnc olarak, zdein zihin ya da zihinler dnda varolmadn sylemek, gene pek ak olarak zdeksel dnyann varolmadn savlamak demektir. Beinci olarak, zdein z hi de alglanr olmak deildir; insana duygularyla alglanamayan saysz zdekler vardr, rnein elektromanyetik alanlar alglanamazlar, ama zdekseldirler. Einstein'n matematiksel denklemlerinde ak seik grndkleri gibi pusula ibrelerini kuvvet izgileri boyunca yneltirler; kald ki bunu tantlamak iin elektromanyetik alanlara kadar uzaklamak da gerekmez, rnein saniyede yirmiden az ve yirmi binden ok titreimler alglanamazlar, ama vardrlar, Berkeleyin nl sz esse est percipi (Varolmak, alglanmaktr) hibir sz oyunuyla gizlenemeyecek biimde bunlar yoksayar. Altnc olarak; profesr Stace iin zdeksel dnya vardr demek, yukardaki parada aka syledii gibi o bir d, bir yanlsama, bir grn vardr demektir; oysa varolan ne d, ne yanlsama, ne de grntr, zdeksel dnyann ve edeyile nesnel Sayfa 194

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gerekliin ta kendisidir. zetle, bizzat idealizm gibi zdeksizcilik sav da, neresinden tutarsanz tutun, ipe sapa gelmez bilimd bir savdr. nl bir diyalektiki yle der: retilerinde bir otobs dnce sayanlar, onun altnda ezilmemek iin kar kaldrma seirtirken, otobsn dnceden ibaret olmadn pekala bilirler. Evren ve tm evrensel olanlar zdektirler. Bunlarn dnda zdek diye ayr bir ey elbette yok. Nasl ki elma, armut, zm, karpuz ve bakalarnn dnda meyve diye bir ey yoksa. Elmay, armudu, zm, karpuzu yadsmadan meyve de nasl yadsnamazsa ta, toprak, ku, aa yadsnmadan zdek de ylece yadsnamaz. XViii'nci yzyl aklclnn doal sonucu olan deneycilik, skoya okulunun elinde biim deitirmitir. Bu okulun kurucusu Glasgow niversitesi Profesr Thomas Reid'dr (1710-1796). Reid'a gre d deneylerden baka, onlar kadar nemli olan, bir de i deneyler vardr. nsan ruhunu, douunda, henz hibir ey yazlmam, bombo bir kat (tabula rasa) sayan Locke'la, onun yolunda yryen Berkeley ve Hume yanlmaktadrlar. yle bir eit yarglar vardr ki bunlar kendiliinden, insan ruhunda meydana gelirler. Erdem yargs bunlarn banda gelir. Erdem yargsnn meydana gelmesi iin hibir d deney gerekmez. Doruyla yanl, iyiyle kty ayrt eden insanla beraber domu olan bu yarg gcdr. Reid, ancak i deneylerin rn sayd bu yarg gcne saduyu (common sense) adn vermektedir. Bu yarglar, Reid'a gre, zihnin igdleridir ve bizimle birlikte doarlar. Bu yarglarn doruluklarndan kukulanmamal, onlar olduklar gibi benimseyip uygulamalyz. Saduyu, her salam insanda ayndr, deimez. u halde, Reid'a gre erdem, bir igddr. Fransz maddecilerinden Paul-Henri Baron d'Holbach'sa (1723-1789) bu dncenin tam tersini savunmaktadr. Kk yata Fransa'ya gm bir Alman olan Baron d'Holbach'a gre, maddeyi gerei gibi anlayamayanlar hemen ruha bavurmaktadrlar. Nedenini zemediimiz bir olayla karlatk m Tanrdan medet umuyoruz. Mademki bu olayn nedenini bulamyorum, u halde bu bir Tanr iidir, demek kadar sakat bir dnce olabilir mi? Bu davran, insan aklnn henz gcne kavumad alarda ho grlebilirdi. lkel insan, iinden kamad gk grltsnn nedenini nasl cinlere balyorsa, akln gerek gcne kavuamam insan da erdemini Tanrya balamaktadr. Oysa, dnce, bir molekl hareketidir. Madde, canldr. Cansz sanlan bir madde, rnein bir elma, midemize girip kanmza kararak canlanr. Kald ki aslnda da cansz deildi o. Bymekle, olgunlamakla, kzarmakla hareket ettiini pekala tantlyordu. Bizimle birletikten sonra canll su gtrmez bir biimde belirdi. Btn nedenler maddeden domaktadr. Maddeyle aklanamayan hibir neden yoktur. Tek bilim, fiziktir. u halde erdem fiziktir, bir molekl hareketidir. Burada, Fransz Ansiklopedicilerini de gzden geirmek zorundayz. Bir ansiklopedi kurmak davran, XViii'nci yzyln en nemli davranlarndan biri olmutur. Fransz Ansiklopedisi, pek kk bir aznln elinde bulunan bilimi geni toplumlara yaymtr. Ansiklopedinin ilk cildi 1751 ylnda yaynlanmt ve XViii'nci yzyl aydnlanmasna uygun olarak Akla Gre Dzenlenmi Bilimler, Sanatlar ve Zanaatlar Ansiklopedisi (Encyclopedie ou Dictionnaire Raisonne des Sciences, des Arts et des Metiers) adn tayordu. Bu ilk ansiklopedi 35 cilt olarak 1780 ylnda tamamland. Bu byk ite emei bulunanlarn banda d'Alembert, Diderot, Voltaire, Rousseau, Baron d'Holbach gelmektedir. Sayfa 195

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Ansiklopedinin ilk yaynlaycs Jean d'Alembert (1717-1783) ne maddeye, ne de ruha bel balamayan bir kukucuydu. Bu bakmdan ansiklopedinin onun ynetiminde yaynlanan ciltleri bu kukuculuun etkisi altndadr. Deneylerin dndaki bilgilere srt evirmitir, deneylere bile kukuyla bakmaktadr. D'Alembert'e gre salt hibir bilgimiz yoktur. Dnyay byle biliyoruz, nk bize byle grnyor, aslnda belki bambakadr. Franois Marie Voltaire'se (1694-1778) bir dnrden ok bir yayc, bir dilci, bir etkileyicidir. Gnne gre ar saylan birok yeni dnceleri Fransa'ya o sokmu, o tantmtr. Voltaire yeni bir dnya gr peindedir. Bu dnya, akln egemenliine girmelidir. Ruhu maddeden ayranlara kzd kadar, ruhu maddeyle birletirenlere de kzmaktadr. Ona gre varlk, hem maddesel hem de ruhsaldr. Bu ikilii birbirinden ayrmak kadar, bir saymak da aklszlktr. Ruhu maddeden ayrmaya almak bouna, gereksiz bir soyutlamaya girimek demektir. Ruhu maddeyle birletirmek de glntr. Ruhun grevleri maddeye baldr ama, onun kendine zg bir yaps da vardr. Voltaire, nl Felsefe Szl'nn Erdem (Vertu) maddesinde erdemi ksaca, benzerine iyilik etmek'le tanmlamaktadr: Erdem nedir? Benzerine iyilik etmek. Bana iyi gelen eyden bakasna erdem adn verebilir miyim? Ben yoksulum, sen cmertsin. Ben tehlikedeyim, sen yardmma koarsn. Sana hi dnmeden erdemli bir insan derim. Dinsel erdemlerin seni ilgilendirir, inancn varsa bundan bana ne? Ermi Pavlus sana iyilikseverliin inandan da, umuttan da ileri bir ey olduunu sylemekte haklyd. Topluluk halinde yayoruz. u halde bizim iin gerekten iyi olan, topluluk iin yararl olandr: Dnyadan el etek ekmi bir adam kendi bana iyi bir insan olabilir, ama ben ancak baka insanlarn yararlanaca erdemli bir davranta bulunduu zaman ona erdemli insan diyebilirim. Tek bana kaldka ne iyi, ne de kt adamdr, bizim iin hibir ey deildir. nsanlar arasndaki erdem bir iyilik alveriidir. Neron, Papa Vi'nc Alexandre gibi canavarlar birok iyiliklerde de bulunmulardr, deniliyor. Hi ekinmeden syleyelim, o iyilikleri ettikleri gn hepsi de erdemli insanlar olmulardr. Kimi Tanrbilimciler mparator Antonius'un bbrlenmek iin adaletli, alkan, iyiliksever olduunu ve erdemleriyle insanlar aldatmaktan baka bir ey yapmadn sylerler. O zaman ben de kendimi tutamyor: Tanrm, diye haykryorum, ne olur, bize sk sk byle yalanclar gnder!.. Peki, ya ktlk?.. Gene ayn szln Kt (Mechant) maddesinde de unlar sylemektedir: nsann, yaratlndan kt olduunu haykrp duruyorlar. Bundan daha yanl bir dnce olamaz. nsanolu hi de kt olarak yaratlmamtr. Ama hastaland gibi ktleebilir de. Yeryznde bir milyar insan 'varsa bunun, aa yukar be yz milyonu diki diken, yn eiren, ocuklarn emziren, birazck da komularn ekitiren kadnlardr. Bu zavalllarn yeryznde ne gibi ktlkler ettiklerini anlamyorum. En az iki yz bin de ocuk vardr ki elbette ne adam ldrr, ne de yama ederler. Aa yukar bir o kadar da kocam ya da hasta kar. Geriye pek pek yz milyon gl, cinayetler ileyebilecek delikanl kalr. Bu yz milyondan doksan milyonu srekli olarak didinip topra zorladklarndan ktlk etmeye vakitleri yoktur. Geriye kalan on milyona yaamaktan mutluluk uman isiz gsz kimselerle aristokratlar, eitli ve saygdeer meslekler tutanlar katnz. Demek oluyor ki gerekten kt olarak, daima dnyay kartrmak isteyen kimi politikaclarla kendilerini bu politikaclara kiralayan birka bin serseriden bakas Sayfa 196

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kalmyor. Bu yrtc hayvanlardan da ayn zamanda kullanlanlarn says hibir zaman bir milyonu bulmaz. Hem bu sayda yol kesen ekyalar da hesaba katyorum. u halde, yeryznde; en frtnal zamanlarda bile, kt denilebilecek binde bir kii vardr, o da her zaman kt deildir. Ayn szln Tre (Morale, Ahlak) maddesinde yle der: Nasl tek geometri varsa, ylece, tek tre vardr. Hintli boyac da, Tatar oban da haklyla haksz bilir. Konfys bir fizik sistemi kurar gibi bir tre sistemi kurmu deildir, o bunu btn insanln kalbinde bulmutur. Bu tre dincilerde olduu kadar paganlarda da vardr. Tre; ne bo inanlarda, ne de dinsel dogmalardadr. Btn dogmalarn birbirlerine kart olduklar halde akllarn kullanmasn bilen btn insanlarda trenin ayn kald ne kadar sylense azdr. Voltaire, szlnn Doruya Eriye Dair (Du Juste et de 1'Injuste) maddesinde de u dnceyi ortaya atmaktadr: Bize doruluk, erilik duygusunu kim vermi? Bize bir beyinle bir de kalp vermi olan Tanr. Peki, aklnz size erdemi ne zaman retiyor? ki kere ikinin drt ettiini rettii zaman. Ey Sonde adalarnn sapsar insanlar, kara Afrikallar, tysz Kanadallar, Platon, Cicero, Epiktetos... Pirincinizin fazlasn, gelip sizden isteyen yoksulu ldrmektense, bunu ona vermenin daha iyi bir ey olduunu hepiniz biliyorsunuz. Bu duygu hepinizde ortakt. Doa her zaman unu haykrmtr: Eri deil, doru olunuz. Voltaire, nl szlnn Eitlik (Egalit6) maddesine de yle balamaktadr: Kpek kpee, at ata ne borludur? Hibir ey. Hibir hayvan tekinin buyruu altnda deildir. Ama insanolu akl denen Tanr na kavumu. Ne kazanm biliyor musunuz? Dnyann her yerinde kle olmay. Voltaire'e gre hayvanlar aklsz olduklar iin zgrdrler. yleyse insanlar sadece hayvansal yanlaryla eit olabilirler. Nitekim szln 1711 basksnda u para eklenmitir: Yaratllarna bal olan yetiler bakmndan btn insanlar, eittirler. in kral, Mool imparatoru, Trk padiah kullarnn en aasna bile, sana, dnmeyi, ayakyoluna gitmeyi, yediklerini hazmetmeyi yasaklyorum! diyemez. Bir inein peinde dolaan bir boa, baka bir boann saldrsna urad m teki ayra gidip kendisine baka bir sevgili bulur, zgrdr. Bir horozdan dayak yiyen horoz baka bir kmeste kendini avutur: Ama bizler iin i byle deildir. Bir vezir bir bostancy Limni adasna srer, bavezir veziri Bozcaada'ya srer, padiah ba veziri Rodos adasna srer, yenieriler de padiah tutuklayp dini btn' Mslmanlar keyfine gre srgn edecek bir bakasn tahta karrlar. O da kutsal gcn byle ufak tefek ilerde kullanmakla yetinirse ne mutlu. Hibir ie ihtiyacmz olmasayd ii arar mydk? diye soruyor Voltaire. Demek oluyor ki ihtiyalar olmasa btn insanlar zorunlu olarak eit olacaklard. Peki, sadece dnmek, ayakyoluna gitmek ve yediklerini hazmetmek bakmndan eit olan insanlardan birinin kald ki insanlar dnmek, ayakyoluna gitmek ve yediklerini hazmetmek bakmndan da eit deildirler teki insann iine neden ihtiyac olsun?.. Voltaire'e gre, doal yaayta byle bir ihtiya duyulmamtr: Btn drt ayakllarn, kularn, srngenlerin yararlandklar doaya pek uygun olan bir yaayta insanolu da onlar kadar mutlu yaamaktayd. O zaman, bir bakasna egemen olmak kimsenin aklna bile getirmeyecei bir kuruntuydu. Grld gibi, Voltaire, insanlar hayvanlatrmak iin kafa patlatmakla sulad Rousseau'nun vard ayn sonuca varmaktadr. Bu sonu, Yunanl Hesiodos'tan beri yirmi be yzyldr zlemi ekilen altna vgsdr. Sayfa 197

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Ne var ki Voltaire tekiler gibi bu aa dnlmesini tlemiyor. Tersine, artk bu aa dnlemeyecei kansndadr. nk insan akllanmtr. Akl, hayvansal gereklerin dnda, birok ihtiyalar dourmutur. nsanolunun alageyiklerin, karacalarn barnandan, yatandan baka bir eve, yataa ihtiyac vardr. nk insanolu, yapsna uygun bir iklim bulmamtr. Ak bir deyile, insanolu, hayvanlar gibi doaya uymamaktadr. yleyse insanolunun doayla atmas aklla, bir baka deyile, insanlyla balamaktadr. Ama bu akl, bu insanlk niin eitsizlii douruyor? Eit olmak iin her halde doaya uygun olmak m gerekir? Voltaire, bu gerekli soruyu yle karlyor: Soyumuza kancay takan yoksulluk, bir insan bir ba.ka insann buyruuna vermektedir. Peki, yoksulluk soyumuza neden kancay takmtr?.. Voltairein' bu konudaki dncesini ki asl sorun budur u szlerinden karabiliriz: Kalabalk bir aile verimli bir tarlay ekip biiyor. Yan bandaki iki kk ailenin de nankr, verimsiz topraklar var. Topran paylalmasnda kimine verimli, kimine verimsiz topraklar dm. yleyse eitsizlik talihsizlik'le balyor. Ama sadece bu da deil. Her insan, doutan, bakasn ezmeye, zengin olmaya, zevke, safaya eilimlidir, tembellikten de pek holanr. Onun iin her insan bakalarnn parasn, karlarn elde etmek, onlarn efendisi olmak, hepsini kendi keyfine boyun edirmek, sonra hibir ey yapmamak, ya da ancak pek zevkli eyler yapmak ister. Voltaire bu nedenleri pek olaan bulmaktadr: u talihsiz dnyamzda bir arada yaayan insanlarn iki snfa, buyuran varlkllarla i gren yoksullara ayrlmamas, yukarda saylan eilimleri yznden, imkanszdr. Eitsizlik, iki papazn birbirlerini kskanmas kadar olaandr. Dahas var: Her insann yreinin ta iinde kendisini teki insanlarla eit saymaya yerden ge kadar hakk vardr. Byle olunca, bir kardinal asnn efendisine yemek hazrlatmas gerekmez. Ama a yle diyebilir: Ben de efendim gibi bir insanm, ben de onun gibi viyaklayarak dnyaya geldim, o da benim gibi ayn aclarla, ayn trenlerle lecek: kimiz de ayn beden iini gryoruz. ayet Trkler Roma'y zaptederler, ben kardinal, efendim de a olursa onu yanma alrm. Bu szlerin hepsi akll uslu, doru szlerdir. Ama Trk padiah Roma'y alncaya kadar a grevini yapmaldr. Yoksa insan topluluu bozulur gider. Kuralar ekilmi, paylar datlm, talihlilerle talihsizler yerlerini almlardr. Voltaire 1771 basksna u szleri ekliyor: Kuralar ekildikten sonra gelmi bize diyorsun ki, ben de sizin gibi bir insanm, benim de iki elimle iki ayam, belki sizden fazla gururum, hi deilse sizinki kadar kark, saati saatine uymaz, sizinki kadar elimeler iinde bir aklm var. Bana da payma den topra verin. u bilinen dnyamzda verimli verimsiz elli bin milyon arpent (be bin metrekarelik toprak ls) ekilecek toprak var. Dnyada topu topu bir milyar kadar iki ayakl hayvanlarz, her birimize elli arpent der. Hakkm yemeyin, verin bana elli arpentimi. Ald karlk udur: Burada herkesin pay datlmtr. Bizim aramzda karnn doyurmak, st ba edinmek, ban sokacak bir yer bulup snmak istiyorsan, babann yapt gibi sen de bizim iin al, ya da bizi elendir. Merak etme, karln deriz. Yoksa dilenmek zorunda' kalrsn ki bu da senin gururunu bsbtn krar. Grld gibi, Voltaire'e gre insan toplumunun bozulmamas iin kleler kleliklerini yapmaldrlar. Bu, dilencilik ederek gururu bsbtn krmaktan iyidir. Hem, kleler talihsizliklerinden baka niin klelemiler, Sayfa 198

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi biliyor musunuz? Voltairei dinleyin: Kalabalk bir aile iyi bir tarlay ekip biiyor, yan bandaki iki kk ailenin de nankr, verimsiz topraklar var. Bu iki yoksul ailenin varlkl aileye ya hizmet etmesi, ya da onu boazlamas gerekir. Yoksul ailelerden biri karnn doyurmak iin zengine kolunun emeini sunar. br gidip stne saldrr, daya da yer. te hizmetiler, rgatlar hizmet eden ailenin, kleler de daya yiyen ailenin torunlardrlar. Voltaire'e gre, hibir eyi olmayan bir sr insanlar bulunmaldr. nk, hali vakti yerinde bir adam kendi topran brakp sizinkini srmeye elbette gelmeyecektir. Hem, bir ift kunduraya ihtiyacnz olursa bunu size Dantay bakan yapamaz. Btn yoksullar mutsuz deillerdir, nk yle domulardr. Sonra, srekli alma ne halde olduklarn pek fazla duymalarna engel olur. Topran paylalmasnda talihsiz bir atann torunu olmak talihsizliine uramsanz, artk, sonsuza kadar, paynza ya rgatlk, ya da dayak yemek decektir. Metafizie saldrlaryla nlenen Voltaire, ksr dngye tutulmu bu dncesiyle katksz bir metafizikidir. Voltairein, btn yaptlarndan karabileceimiz genel dncesi yle zetlenebilir: Ayaktakm hibir zaman akldan yararlanamayacaktr. Bu snfn kendisini aydnlatmaya ne vakti ne de yetenei vardr. Aydnlanm monari bunlar ynetir. Akll bir kral en iyisidir. Tarihsel deimeler, akl ve din ekimesinden domutur. Akl, doal dindir. Uluslar, aydnlatarak, hurafelerin penesinden akll kiiler kurtaracaklardr. Tanr, en yksek varlktr. Din, bu yksek varla tapmaktan ibarettir. Akl, bu yksek varln varln tantlar. nk, her yaplan, bir yapcy gerektirir. Tanr dncesinden baka icat edilen her ey samadr, sa adl bir Yahudiye ne lzum var?. Tre (ahlak), Tanrnn insanlara verdii aklla kavranan doal bir gtr. Btn gnllere serpilen ayn tohumdur. eitli treciler atmlardr ama, ayn treyi retmilerdir. ki kere iki her yerde drt eder, nk akl her yerde ayn ilkeden ayn sonucu karr. En byk tre yasas hakszlk yapmamaktr, bunu da, dnyann hangi kesinde olursa olsun, btn insanlar bilirler. Diderot (1713-1784), Madam Puisieux'ye, 1749 ylnda Londra'dan yle yazyordu: Krlerin erdemli olabileceklerine inanmyorum Madam. Bir kr iin, ieyen biriyle hi ses karmadan kan boalan biri arasnda ne ayrlk vardr? Bizler de, eyann uzakl ya da kkl yznden, tpk krler gibi, acma duygumuzu yitirmiyor muyuz? Erdemlerimiz, duyumlarmza, eyann bizim stmzdeki etkilerine o kadar bal ki... Ceza korkusu olmasa, pek ok kimsenin uzaktan krlang kadar grnen bir insan ldrrken, bir kz elleriyle boazlamaktan daha az ac duyaca besbellidir. Ac eken bir ata acdmz halde umursamadan bir karncay inemez miyiz? Ah Madam, bilseniz, krlerin erdemi bizimkinden, bir srn erdemi bir krn erdeminden ne kadar baka. Bizimkilerden daha ok duyular olan biri de bizim erdemimizi, kt bir ey sylemeye dilim varmyor, ne kadar kusurlu bulurdu. Byk Fransz dnr Diderot, XViii'nci yzyl Fransz zdekiliini, yukarda grld gibi, duyumculukla temellendirmektedir. nl devrimci Georges Politzer, onun iin, Marx ve Engels'ten nceki en byk zdeki (materyalist) dnr diyor. Lenin, Diderot'nun, hemen hemen ada diyalektik materyalizmin sonularna Sayfa 199

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi vardn sylemitir. Engels, Tarihsel zdekilik (1892) adl yazsnda, bata Diderot olmak zere, btn Fransz zdekileri iin unlar yazmaktadr: Bu arada maddecilik, ngiltere'den Fransa'ya geerek, bu lkede Descarteslktan gelen bir baka maddecilikle karlat ve onunla kaynat. Maddecilik, balangta, bu lkede de tamamen aristokratik bir reti olarak kendini gsterdi ama, aradan ok gemeden iindeki devrimci z aa kt. Fransz maddecileri, sadece dinsel konular eletirmekle kalmadlar; yollarnn stne kan her eit bilimsel gelenei ve politik kurumu da eletirdiler. Savunduklar maddecilik retisinin her konuya evrensel bir biimde uygulanabileceini gstermek iin bu retiyi bilimin btn konularnda, Encyclopedie adl byk eserlerinde uyguladlar ve daha sonralar bu yce eserin adyla anldlar. Bylece, bu reti, her iki biimde de (apak maddecilik ya da deisme) Fransa'nn btn okumu genliinin kabullendii bir reti haline geldi (bkz. F. Engels, Sosyalist Dncenin Gelimesi, Salahattin Hilav evirisi, 1964, s. 45, 46). Denis Diderot'nun dnceleri ksaca yle zetlenebilir: Evrendeki btn olgularn z bir'dir. Madde dnda bir ruhun varl bo bir kuruntudan ibarettir. Bitkide sren, hayvanda duyan, insanda dnen hep o bir eydir ki bu da madde'dir. Srf dnceyle felsefe yaplamaz, nk dnce maddesel olaylardan gelir ve onlarla oluur. Metafizik, yzyllardan beri payandalanarak ayakta tutulmaya allan rk bir yapdr, hibir deney karsnda tutunamaz. Evrim, doaldr ve doann semesiyle, ayklanmasyla srp gider. Btn varlklar birbirlerinden tremi ve birbirlerine katmlardr (Diderot'nun bu ilgin grn Lamarck ve Darwin, ok daha sonra, tekrarlayacaklardr): Diderot'nun bu Herakleitos'vari sezileri, gerekten hayranlk vericidir. Bu yzyln yetitirdii bir baka Fransz dnr de, eitli konular stne Deme'leriyle (Fr. Discours) nlenen J. J. Rousseau'dur. Dijon Akademisi, 1749 ylnda, bir yarma dzenlemiti: Bilimlerle sanatlarn ilerlemesi erdemimizi gelitirdi mi? te o gne kadar kendini mziki sanan svireli Jean-Jacques Rousseau'yu (1712-1778), ann en nemli yazar dnrlerinden biri yapan soru, bu sorudur. nsan iyiydi, onu kt eden uygarlktr (medeniyet). Otuz yedi yandaki Rousseau, soruyu byle karlayarak Dijon Akademisi'nin armaann kazanacak. Hem de ylesine bir baaryla ki, n bir anda btn Avrupa'ya yaylacak ve yazarlk hayat bu nlenmeden sonra . balayacak. Gen Rousseau, imdi, kocaman bir aydnlanma ana bir bana kar kmann vnc iindedir. Rousseauya gre, birka yzyl nce Avrupallar mutlu bilgisizlikleri iinde erdemli yayorlard. Bu blgede edebiyat sanatnn yeniden dirilerek erdemsizliklerin tremesine Mslmanlar sebep oldu. Bizans'n kmesi Yunan sanatnn kalntlarn talya'ya gtrd. Yazma sanatn dnme sanat izledi. Avrupallarn mutsuz bilgilikleri, erdemsiz uygarlklar da bylece balam oldu. Mslmanlar, Bizans' silip sprmeseydiler Avrupa'da bir yeniden dou (Renaissence) olmayacak; Avrupallar da mutlu bilgisizlikleri iinde erdemli erdemli yaayp gideceklerdi. Rousseau, bu dnceleri savunan Bilimlerle Sanatlar stne Deme (Discours sur les Sciences et les Arts) adl yaptnn sonradan yaplan bir yeni basksna yle balamaktadr: n nedir? Sayfa 200

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi te nm borlu olduum yapt. Bana bir armaan kazandrm ve adm tantm olan bu para orta derecededir, bir bakma hi de nemli deildir diyebilirim. Eer bu ilk yazya gereinden ok deer verilmeseydi yazar da nice mutsuzluklardan korunmu olurdu. Oysa nceden gsterilen bu yersiz vgnn, sonradan, ok daha yersiz yergileri stme ekmesi kaderimmi benim. Rousseau'nun, sonradan nemsizliini bylece aklad bu yaptnda savunduu dnceye gre, edebiyat, sanat ve bilim insanlar kuatan zincirleri ieklerle ssler, zgr yaamak iin domu grnen insanlardaki o doal duyguyu boar, tutsaklklarn (esirliklerini) sevdirir ve onlar szde uygar uluslar klna sokar. Bilimler ve sanatlar kral tahtlarn salamlatrmlardr. Sanat, davranlarmza yapmack katmadan nce yaaymz ne kadar sadeydi, trelerimiz kaba ama, ne kadar doald. Dorusu, insann tabiat imdikinden iyi deildi ama, insanlar birbirlerinin ruhlarna kolayca girebildiklerinden ne kadar rahat yayorlard. Bugnse hoa gitmek sanat daha kurnazca zentilerle birtakm kurallara balandndan trelerimiz bayalat. Btn ruhlar ayn kalba dklm grnyor. imizden geldii gibi yaayamyoruz. Kimse, olduu gibi grnmek gcn gsteremiyor. Bu srekli bask altnda toplum adl bir sr meydana getiren insanlar, daha gl bir neden davranlarn deitirmezse, ayn durumlar karsnda hep ayn eyleri yapacaklardr. nsanlarn zlerini asla bilemeyeceiz. Bilim ve sanat ykseldike erdemin silindii grlr. Bu olay, her yerde ve her zaman olagelmitir. Astronomi sama inanlardan domutur; hitabet tutkudan, kinden, dalkavukluktan; geometri cimrilikten; doa bilgisi bo bir meraktan; her ey, tre (ahlak) bile insann kibrinden... Bilimlerin ve sanatlarn bizim kt eilimlerimizden ktklar aktr. u halde bunlarn hibiri bizim erdemlerimizden domu deil. Hele varmak istedikleri yere baknca doularndaki kusur bsbtn beliriyor. Lks onlar beslemese sanatlar ne ie yarard, hakszlk olmasa hukukun ne yarar olurdu? Sonunda, mutlu bir rastlantyla, gerei bulsak bile ondan hangimiz gereince yararlanabileceiz ki? Syleyin bana nl filozoflar, bolukta cisimlerin neden birbirlerini ektiini retmemi olsaydnz saymz daha m az olurdu, daha kt m ynetilirdik, daha gsz; daha erdemsiz mi olurduk? Elde ettiimiz sonu nedir? Lksn zorunlu sonucu olan trenin bozulmas, bylelikle zevklerimizin de bozulmasna sebep olmutur. lkalarn sadeliini zlemle anmadan erdemi dnemiyoruz artk. Romallar sanat zevklerini gelitirdike askerlik deerlerinin azaldn grmlerdir. Yunanllar, Prometeus'u Kafkasya'daki bir daa bouna ivilemediler. Eski Yunan cumhuriyetleri, vatandalarn evlerine kapayp uyuturan, bedenlerini kertip ruhlarn geveten durgun sanatlar yasaklamlard. Bilgisizlie vgnn en gzelini yapan nl bilgin Sokrates deil midir, Tanrlarn bana verdii akl stnl hibir eyi bilmediimi bildiimde beliriyor, diyerek. Bahelerimiz heykellerle, salonlarmz tablolarla ssl. Halka beendirilmek istenen bu yaptlar neler sylyor dersiniz? Bunlar, insan aklnn, insan duygusunun ne kadar sapkl varsa ite onlar canlandrrlar. Btn bu ktlkler, bilimlerle sanat deerlerinin ykselip tre deerlerinin alalmasyla insanlar arasna sokulmu olan o uursuz eitsizlikten deilse, neden douyor? Artk bir insann namuslu olup olmad deil, bir sanata kabiliyeti olup olmad aranmaktadr. Bir kitabn yararl olmas deil, gzel yazlm olmas aranmaktadr. Her trl vg Sayfa 201

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi parlak zekayadr, erdeme deil. Bu sonu bilimlerle sanatlarn yeniden diriltilmesiyle bir kez daha belirmitir. Evet, yazarlarmz, dnrlerimiz, astronomlarmz, airlerimiz, ressamlarmz var da deerli vatandalarmz yok. Sultan Ahmet, matbaay yurduna sokmamak iin direnmekte haklyd. nsan kafasnn btn samalklarn yarna iletecek olan bu makine ne kadar korkuntur. Krallar bu korkun makineyi kap dar etmelidirler. Yarnn ocuklar, bizden daha budala deillerse eer; ellerini havaya kaldrp ac ac yle baracaklardr: Ey ulu Tanr, sen bizi babalarmzn bilgilerinden ve uursuz sanatlarndan koru. Bize bilgisizliimizi, salmz, yoksulluumuzu bala. Bizi mutlu edebilecek ve senin en deerli saydn eyler ite asl bu nimetlerdir. Rousseau, yaptn; u szlerle bitirmektedir: Ey erdem, sade ruhlarn ince ve yksek bilgisi, seni renmek iin bu kadar araca ve zahmete ne lzum var? Senin ilkelerin btn yreklerde kazl deil mi? Senin kanunlarn renmek iin kendine kapanmak, hrszlardan uzak kalnd bir anda, vicdannn sesini dinlemek yetmez mi? te asl felsefe budur, onunla yetinelim. Bir baka yaptnda da, bu dncesini, yle tamamlamaktadr: Ruhun derinliinde bir tze (adalet) ve bir tre (ahlak) ilkesi vardr. Bu ilke ruhla birlikte domutur. Ne dersek diyelim, yaptmz iin iyi ya da kt olduunu biz onunla leriz; bakalarnn ilerini de bu ilkeyle leriz. te ben buna vicdan diyorum. 1754'te Dijon Akademisi'nin at yarmaya ikinci kez katlan Jean-Jacques Rousseau, nl Eitsizlik stne Sylev'ine yle balyordu: Ey insan, hangi ulustan olursan ol ve ne trl dnrsen dn, dinle. Yalanc kitaplardan deil de, asla yalan sylemeyen doadan okuduumu sandm biimiyle ite tarihin... yle bir a ki, bunu hissediyorum, kii orada durmak ister. Sana gelince, insanln durmasn isteyebilecei a arayacaksn. Bahtsz torunlarna daha da byk honutsuzluklar hazrlayan nedenlerden tr imdiki durumundan yaknan sen belki de geri dnmek isteyeceksin ye bu duygun, atalarn iin bir vg, adalarn iin bir eletirme, senden sonra yaamak bahtszlna katlanacaklar iinse acma ve korku olacaktr. Rousseau, iki trl eitsizlik belirtiyor: Doal eitsizlik, siyasal eitsizlik... Doal eitsizlik salksal ve bedensel glerin eitsizliidir. Siyasal eitsizlikse toplumsal stnlklerin yaratt eitsizliktir. Acaba bu iki eitsizlik arasnda bir iliki var mdr, daha ak bir deyile rnein bir patron, altrd iilerinden kolunun ya da kafasnn gc bakmndan her halde daha stn mdr?.. Rousseau, nl Sylev'inin birinci blmnde doal eitsizlii inceliyor. Ona gre doal eitsizlik, gerek bir eitsizlik deildir. Gerek eitsizlik, uygarlkla balamaktadr. Rousseau'nun bu sylevinin tadna varabilmek iin onun btn yaptlarnda beliren genel dncesini bilmek gerekir. Rousseau'ya gre ilkel insan, eit ve zgrd. Toplumsal insan da eit haklarla yapaca szleme (contrat social) ve yasalarla kendi zgrln kendisi salayacaktr. Tek devlet biimi, halk egemenliidir. Toplumda herkes aklnn yasasna uyar. Bilindii gibi, Rousseau aklcdr, aklsa ortaktr, bu yzden aklna uyan herkes ayn eyi yapacak ve isteyecek demektir. nsan, aklnn almad eylere zorlanamaz. Genel zgrlklerinden vazgeen kiiler genel iyilii ancak kendi karlaryla uyutuu oranda isterler. yleyse insanlar baka karlarn salamak iin zgrlk karndan vazgeeceklerdir. Gerek siyasa bu Sayfa 202

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi uyumaya dayanr. eitli gelenek, grenek ve toprak koullar eitli yasalar gerektirir. nsan, kiisel yorgunluunu azaltmak iin uygarl istemi, oysa uygarlk ondan daha byk yorgunluklar isteyerek onu aldatmtr. Balangta doal zgrlk, tre, eitlik vard. Mlkiyetin ortaya kmas uygar toplumlar dourdu ve zgrln, trenin, eitliin knts balad. Devlet basks bu kn en yksek noktasdr. Bunun sonu ya genel klelik ya da ereksel bir dzenle basknn yok edilmesi olacaktr. Tanr, en yksek zdr. Din, bu yksek varln bize verdii dinsel duygudan ibarettir. Yeter ki tapnma biimcilii, kurallar, din adamlar gibi arac ve yabanc gler onu bozmasn. Her vatandaa grevlerini sevdirecek bir uygarlk dini olmaldr. Tre (ahlak) de, din gibi, Tanrsal bir duygudan meydana gelir. Bu duygu ben sevgisinin gelimesi sonucu olan vicdan duygusudur. Vicdan, akl yoluyla aydnlatlr ve insanlar ynetir. nsan iyidir, yabanc bir ey onu deitirmedike de iyi kalacaktr. nsann tek tutkusu ben sevgisidir ki onun da iyilik ya da ktlkle hibir ilgisi yoktur. nsan, iinde bulunduu koullara gre iyi ya da kt olur (Lettres de A. M. de Beaumont). Rousseau, doal eitsizliin gerek eitsizlik olmadn tantlamak iin ie bandan balyor. lkel insan, Aristotelesin zannettii gibi, bir, hayvan tr olarak deil, bugnk biimiyle gerek bir insan olarak ele alacaktr. Ama ilkel insan da, kimi hayvanlardan daha evik, kimi hayvanlardan daha gsz olsa da, hayvanlar gibi karnn doyuruyor, susuzluunu gideriyor ve birleiyor. Birinin brne hibir stnl yoktur. nk bu stnlk hibir ie yaramayacaktr. Eer onu bir aatan kovarlarsa teki aaca gidebilir. Hibir hneri, dili, tartmas, ilgisi, evi bark yoktur. Buysa hibirinin tekine ihtiyac olmadn belirtmektedir. Bir bakasna ihtiyac olmadna gre ona zarar vermek isteini de duymayacaktr. Hem ne trl bir zarar verebilirdi ki? Biri, tekinin toplad yemileri ele geirebilirdi ama, ona sz geiremezdi. Sz geirmek isteyenin kleletirmek istediini ayann altna alp kamamas iin srekli bir aba harcamas gerekirdi. Buysa, kleletirilmek istenilenden ok kleletirmek isteyenin zgrln yok ederdi. Klelik ba, insanlarn karlkl ilikileriyle balamaktadr. Kendisini teki iin kesin olarak gerekli klamayan adam, onu hibir zaman kleletiremez. yleyse gerek eitsizlik bu gereklilikle, daha ak bir deyile uygarlkla balamaktadr. Eitsizlik stne Sylevin ikinci blm u szlerle balyor: Bir topra ilk olarak evirip, buras benimdir demeye cesaret eden ve evresinde buna inanacak kadar budalalar bulan adam, uygar toplumun babasdr. Kazklar ekip atarak ya da hendei doldurarak teki insanlara, bu adam dinlemeyiniz, meyvelerin herkesin olduunu ve topran hi kimsenin olmadn unutursanz mahvolursunuz diyebilecek bir adam, insanl ne kadar sulardan, savalardan, yoksulluktan ve aclardan korumu olurdu. yleyse bu i nasl oldu? Bir adam kp da bir toprak parasnn evresine kazklar akp, nasl, buras benimdir diyebildi?.. Rousseau bu sonucu yle bir gelimeye balamaktadr: 1- nsann ilk duygusu, korunma duygusudur. lkel insan korunabilmek iin doa engellerini amay, gerektiinde teki. hayvanlarla dvmeyi er ge renmek zorundayd. nk zorluklar gittike ba gstermeye balamt. Kurak yllar, uzun ve dondurucu klar insanlarn yeni hnerler elde etmelerini gerektiriyordu. Kara yemileri donunca ya da kavrulunca gllerden ve denizlerden yararlanmalyd. Olta, zoka, Sayfa 203

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yay ve ok bu zorunlukla yapld. Tyl hayvanlarn derilerini yzp bu derilere brnmek bylelikle renildi. 2- Zihin aydnland oranda hnerler geliti. Odunlar kesilmeye, kulbeler yaplmaya baland. te bu kulbeler, ilkel ailelerin birbirlerinden ayrlmalarn douran ve belki de ilk atmalar gerektiren ilk mlkiyet tohumlardr. 3- En hnerli, en saylan oldu. Bu durum ilk eitsizlie atlan en byk admd. Saylan, uyandrd bu saygdan yararlanmaya balayacaktr. nce bunu kurnazlkla salayacak, iki yzllk ve yalan bylelikle filizlenecektir. Bu durumu, bir gn gelecek, elbette sertlik ve korkutma kovalayacaktr. lkel insan artk yepyeni bir duyguyla ba baadr, bakalarna kar stn olmak istemektedir. Bir yandan rekabet, teki yandan karlar atmas ve srekli olarak kendi yararn bakalarnn zararndan salamak durumu gibi ktlkler, mlkiyetin ilk sonucu ve domakta bulunan eitsizliin ayrlmaz nedenleridir. 4- Para domadan nce varlk, toprak ve hayvanlardan ibaretti. Babalardan ocuklara geen bu varlk gittike byynce, kimileri iin mlklerini ancak bakalarnn zararna bytebilmekten baka yapacak bir ey kalmamt. Kimileri de ister gszlk, ister tembellik yznden olsun, bsbtn malsz kalmak zorundaydlar. evrelerinde her ey deitii halde sadece kendileri deimemi olan bu gibiler iin de geimlerini varlkllarn elinden ya bir hizmet karlnda ya da zorla almaktan baka yaplabilecek hibir ey yoktu. te; huy ve yaplarn eitliliine gre, ezmek ve ezilmek bylelikle belirmeye balad. Tzenin (adaletin) pek gsz bulunduu bir ada eitli ktlkler olaanst bir hzla gelitiler. 5- Varlkllar, karlar gerei, birbirleriyle dayanmak zorundaydlar. Buna kar yoksullar da kendilerini korumak iin bar ve dzen yasalar koymak zorunda kaldlar. Gerekte hepsi kendi zgrlklerini salamak kuruntusu iinde kendi zincirlerine kouyorlard. lerinden en aklllar, zgrlklerinin bir parasn korumak iin zgrlklerinin br parasn harcamak gerektiini anladlar. Toplumsal szleme (contrat social) gerei devlet bylece domu oldu. Rousseau, nl Sylevini u szlerle bitirmektedir: Eitsizlik, doal deildir, gcn insan aklnn gelimesinden almakta ve sonunda mlkiyet yasalaryla gereklemektedir. ounluk yoksulluktan kvranrken bir avu kiinin gerektiinden ok eyleri bol bol ellerinde tutmas doal yasaya bu doal yasa ne trl yorumlanrsa yorumlansn aka aykrdr. Voltaire'se, kendisine yaptn gnderen Rousseau'ya u karl vermektedir: Yaptnz aldm. Teekkr ederim. nsanlara ne olduklarn syleyerek onlar sevindiriyorsunuz ama, dzeltmiyorsunuz. Bilgisizliimiz ve gszlmz yznden bizi honut eden toplumumuzun kusurlar yle gl szlerle anlatlamaz. Bizi yeniden hayvan yapmak iin kimse bu kadar kafa patlatmamtr. Yaptnz okuyan, elinde olmadan, drt ayakla yrmek istei duyuyor. Bu huyu brakal altm yldan ok olduu iin kendi payma imkanszln gryor, bu doal gidii sizden ve benden ok hak edenlere brakyorum. Eer gelimeden ve bunun sonucu olan sanatlardan yaknmas gereken biri varsa o da ben olmalym. Ktye kullanld halde sanatlar sevmek gerektir, ktlkler bulunduu halde toplumu sevmek gerektii gibi... SAKAL BIRAKMA ZGRL. nsan zgr olmak istiyor. Soru udur: zgrlk nedir Sayfa 204

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ve nasl elde edilir?. 1789'da yaymlanan nsan Haklar Bildirisi'nin birinci maddesi, zgrlk (erkinlik, hrriyet) ilkesini u zdeyile dile getiriyordu: nsan zgr doar, zgr yaar... Doru muydu? Doru olsayd, bu ilkeyi ortaya atabilmek iin yaplan Fransz htilali'nin hibir anlam kalmazd. nsanlar zgr domuyorlar, zgr yaamyorlar ama, zgr olmak istiyorlar, yzyllardan beri de bunun iin savayorlar. Dorusu uydu: nsan zgr domal, zgr yaamaldr. Niin? diye sorulabilir. Tarih, bu soruyu gerekli klan rneklerle doludur. 1922 ylnda faizmin szcs Mussolini yle demektedir: Bizden zgrlk deil, ekmek istiyorlar, ekmek!.. Bu szde, ekmek, zgrln karsna bir kart g olarak karlmtr. Oysa zgrlkle ekmein doal ilikisini ortaya koymaktadr. talyan grevcilerinin istedikleri ekmekti elbet. Ama zgrl vererek karlnda alnacak ekmek mi, yoksa ancak zgrlkle elde edilebilecek ekmek mi?.. nemli olan buydu ve Mussolini'yi kerten yanlma da bu olmutur. nsan Haklar Bildirisi, zgrl yle anlatmaktadr: Bakalarna zarar vermeden istediini yapabilmek... Bu tanmda zgrlk bir hayli kstldr ve yeni sorular getirmektedir: Bakalar kimlerdir? Bakalarna zarar Vermek ne demektir? nsan, kendisinden baka olan o kiilere zarar vermeden istediini nasl yapabilir?.. Nitekim, 1818 Connecticut Anayasas, bu sorular daha da pekitirmitir: Her yurtta, her konudaki dncelerini serbeste konumak, yazmak ve yaymak hakkn tar, ancak bu zgrln ktye kullanlmasndan da sorumludur. Byk Fransz Devrimi'nden etkilenen btn anayasalar, ilk maddelerinde, zgrln bu tanmn kullanmlardr. Grn udur: zgrlk doaldr. Ama bu zgrlk, sorumluluu gerektirir. Gene, bu zgrlk, bakalarna zarar vermemelidir... Bu ilkeleri salamak iin de, rnein yz maddelik bir yasa, ilk maddesinde ortaya att zgrlk ilkesini, geriye kalan doksan dokuz maddesiyle kstlamaya almaktadr. zgrln kk anlam, sonralar, eitli yeni anlamlara itilmitir. Montesquieu (Charles-Louis de Secondat, 1689-1755), szcn servenini yle anlatmaktadr: zgrlk szc kadar eitli anlam verilmi, onun kadar insan kafasn yormu baka bir szck yoktur. Kimileri zgrl, nceden kendisine snrsz bir zor kullanma yetkisi verilmi kiiyi drmekteki kolaylk anlamna almlar, kimileri de boyun eecekleri kiiyi semek yetkisi olarak. Bakalar silahlanmak ve zor kullanmak hakk olarak benimsemiler, daha bakalar da yapacaklar kanunlarla ynetilmek sanmlardr. Bir ulus da, uzun bir sre, zgrl sakal brakmak gelenei saymt (Ruslar, sakallarn kestirmek isteyen Byk Petro'ya zgrlklerini ileri srerek direnmilerdi). Kimileri bu ad bir hkmet biimine vererek teki hkmet biimlerini ondan yoksun brakmlardr. Demokrasinin tadn alanlar demokrasiye, monariden yararlananlar monariye mal etmilerdir (Kapadokyallar, Romallarn getirmek istedii demokrasiyi istememilerdi). Szn ksas, herkes, kendi geleneklerine ya da eilimlerine uygun den hkmet biimine bu ad verip iin iinden syrlmtr. Sonunda, demokrasilerde ulus her istediini yapyormu grndnden, zgrl demokrasiye mal etmiler, ulusun yetkisiyle zgrln birbirine kartrmlardr (De l'Esprit des Lois, on birinci kitap, konu II). Montesquieu, zgrln servenini bylece anlattktan sonra ona kendi Sayfa 205

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi asndan yeni bir anlam vermektedir: zgrlk, kanunlarn izin verdii her eyi yapabilmek hakkdr. Demokrasilerde ulus her istediini yapyormu grnr. Oysa siyasal zgrlk her istediini yapmak demek deildir. Bir devlette, baka bir deyile kanunlar olan bir toplumda, zgrlk, ancak istememiz gerekeni yapmak olmaldr. Bir vatanda, kanunlarn yasak ettii eyi yapabilseydi zgr olamazd; nk teki vatandalar da ayn eyi yapacaklard. zgrlk, yetkinin ktye kullanlmad yerde vardr. teden beri denenmitir, kendisine yetki verilen her insan bu yetkiyi ktye kullanma eilimindedir. Bir snrla karlancaya kadar ktye kullanr. Erdemin bile snrlanmaya ihtiyac vardr. Yetkinin kendi kendisini durdurmas gerek. Yetki, gene yetkiyle snrlanr. Bir anayasa yle olmaldr ki, o yasa gereince hi kimse, kanunun kendisini yapmaya armad bir eyi yapmaya ve kanunun izin verdii eyleri de yapmamaya zorlanmasn (De l'Esprit des Lois, on birinci kitap; konu n ve drdnc). Montesquieu'y bu sonuca gtren, devlet ve hukuk, tarih felsefesi, din, ahlak ilkelerini kapsayan genel dnce yaps yle zetlenebilir: En yetkin devlet biimi, ngiliz artl monarisidir (merutiyet). Hkmet gleri kanun yapmak, yaplan kanunu uygulamak, uygulanan kanunu yarglamak olmak zere e blnmeli ve bu g birbirlerine kar bamsz olmaldr. Her ulusa uygulanabilecek kanun yaplamaz, kanun her ulusun yapsna gre deiik ve o yapya uygun olmaldr. Corafya bakal, byklk ya da kklk, bolluk ya da yoksulluk, din bakal, yaama biimleri uluslar birbirinden ayrr. nsan akl, btn bu ayrlklar karlayabilecek gtedir. Gl akl, tarihi etkiler. stn bir g olan Tanr vardr ama, bu Tanr belki de bir kanundan baka bir ey deildir. Din, toplumsal bir g olmaldr, toplum kanunlarnn gcyle uyumaldr. Din, siyasal bir mekanizmadr. Kanunlarn yetmedii yerde balamal ve kanun eksikliini tamamlamaldr. nsan, yaratltan iyidir. nk akl, insanlar iyi olmaya zorlar. O akl ki Tanry da iyi olmaya zorlamtr. Akl, evreni (insanlar ve Tanry) yneten bamsz bir gtr. Akl, her ulus ve her devlet biimi iin ayr ahlak kurallar gerektirir. Grnteki eitlilik de bunu tantlamaktadr. Montesquieu, planszlkla sulandrlan yapt ilerledike, zgrl, daha ak anlamlarda da ele almak zorunluunu duyuyor: Siyasal zgrl yalnz anayasayla olan ilgisi bakmndan incelemek yetmez. Bir de bu zgrl vatandala olan ilgisi bakmndan belirtmek gerek. Burada zgrlk, kiinin duyduu gvenlik ya da gvenlii stne edindii kandr. Kimi devletin ynetim biimi zgr olur da vatanda zgrlkten yoksun olur. Gene yle olur ki vatanda zgr olur da ynetim biiminin zgrlkle ilgisi olmaz. Bu gibi hallerde devletin ynetim biimi, uygulama bakmndan deil de hukuk bakmndan zgrdr, vatanda da hukuk bakmndan deil de uygulama bakmndan zgrdr. Devletin ynetimiyle ilgili zgrl meydana getiren, yalnz temel kanunlarn hkmleridir. Dahas var. Devletlerin ounda, zgrlk, devlet ynetiminin istediinden ok daha fazlasyla snrlanm, baskya uram, ya da sindirilmi olduundan her ynetim biiminde vatandalarn zgrlk ilkesine olan eilimini destekleyecek ya da kstekleyecek zel kanunlar vardr. Felsefe anlamnda zgrlk, kiinin istediini yapabilmesi, hi olmazsa istediini yapabildii kansn tamasdr. Siyasal anlamda zgrlk, kiinin gvenliidir, hi olmazsa gvenlik iinde yaad kansn tamasdr. Hibir ey bu gvenlii, genel ya da zel sulandrmalar kadar bozamaz. u halde vatanda zgrlnn balca dayana, ceza kanunlarnn iyi niyetidir. Sayfa 206

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Vatandalarn susuzluu gven altna alnmazsa zgrl de gvenli olamaz. zgrlk, cezalarn z ve orantsyla deiir. Ceza kanununun her cezay, suun znden karmas zgrln baars demektir. Bylece her eit bireysel yarg ortadan kalkar. Ceza, kanun koyucunun keyfine deil, olayn zne balanr. nsann insan ezmesi sz konusu olmaz artk. yi bir kanunu uygulayan bir lkede durumas gerekten yaplarak aslan kii, Osmanl imparatorluunda yaayan paalarn herhangi birinden daha zgrdr (De l'Esprit des Lois, on ikinci kitap, konu bir, iki, drt). Montesquieu, zgrl, ters adan da tanmlamaya alyor: ki eit klelik vardr. Gerek klelik, kleyi topraa balayandr. Bu eit kleler evlerde almazlar; efendilerine belli lde buday, kuma, hayvan verirler. Kiisel klelikse ev ilerine zg, daha ok efendinin kiiliine baldr: Klelik demek, bir insann malyla ve vcuduyla baka bir insann avcunun iinde olmas demektir. Byle bir durum iin iyidir denemez elbet. Klelik, klenin iine yaramad gibi, efendinin iine de yaramaz. Klenin iine yaramaz, nk erdemden tmyle uzaklamaktadr. Kleliin balangcnn acma duygusunda bulunduunu sylerler. Devletler hukuku, sava tutsaklarnn ldrlmemeleri iin kle olarak kullanlmalarna izin vermi, sanki sava tutsaklarnn ldrlmeleri gerekliymi. Mal ve mlkn insanlar arasnda bllmesine izin veren kanun, blen insanlardan bir ksmnn blnen mallar arasna konulmasna izin vermez. Klelik, doal hukuka olduu kadar medeni hukuka da aykrdr (De l'Esprit des Lois, on beinci kitap, konu i, ii, X). zgrln ne olduunu anlayabilmek iin yzyl daha geecek. Bugn artk onu ak seik biliyoruz. nsann zgr olabilmesi demek, yeteneklerini, eilimlerini, beenilerini serbeste gelitirebilmesi olanaklarna sahip olmas demektir. Buysa, ancak doann ve toplumun nesnel yasalarn insanlarn kendi yararlarna kullanabildikleri ve gelimenin btn n koullarn yaratabildikleri bir toplumda gerekleebilir. Bylesine bir toplum varlamadka zgrlk bir bo szden ibarettir ve sakal brakma zgrl anlayndan teye geemez. nl bir diyalektiki yle der: zgrlk, doa yasalarndan bamszlk d deildir. Tersine, bu yasalar renmek ve onlar belli amalar iin kullanabilmek demektir. Bu, d doa yasalar iin olduu kadar, insann beden ve ruh varln yneten yasalar iin de byledir. Demek ki irade zgrl denilen ey, nedeni bilerek karara ulamak yetisinden baka bir ey deildir. Bir insann belli bir sorun stnde karara varma zgrl, bu kararn tutarlln belirten zorunlua baldr. Kararszlk, eitli ve eliik bir sr karar olana arasndan bilgisizlii semek demektir. Sonu olarak zgrlk, doadan gelen zorunluklar tanyp bilerek, hem kendi stmzde hem de d doa stnde szn yrtr olmaktr. Bylece zgrlk, tarihsel geliimin zorunlu bir rndr. METAFZE KARI FZK. Bir yanda, fiziin denetiminden yoksun metafizik, dnce gcne gvenerek eitli hayaller kuradursun; te yanda, emekleme dneminden kurtulan fizik ayaa kalkm, hzla ilerlemeye balamtr. Aristoteles, cisimlerin doal durumlarnn dinginlik (skunet) olduunu sanyor ve onlar devindirmek iin bir d etkinin gerektiini dnyordu (Kendisi devinmeyen bir ilk devindirici, edeyile tanr dncesine de bylelikle varmt). talyan fizikisi, byk ke Galileo Galilei (1564-1642)'ye gelinceye kadar fizik alannda Aristoteles anlay egemendi. Galile, parlak bir sezile, cisimlerin doal Sayfa 207

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi durumlarnn dinginlik (skun) olmayp devim olduunu anlamt. Cisimlerin devimli ya da dingin grnleri hz farklarndan douyordu. Dinginlik, sfr hzda bir devimden baka bir ey deildi. Oysa Aristoteles, sfr saysn yokluk sayyor ve onun bir nicelik deil, bir nitelik olduunu ilerisryordu. Geri Aristotelesin bu anlayna Galile'den nce de kar kanlar olmutu. rnein Vi'nc yzylda skenderiyeli Philoponos, havayla engellenmese, atlan bir okun yoluna devam edeceini sylemiti (Xii'nci yzyl dnrleri cisimlerin devim deiikliine kar gsterdikleri dirence inclnatio vilenta adn verdiler. ndrdnc yzylda da Paris niversitesi Profesr Buridanus bu gce impetus adn takt. Her iki deyim de Osmanlca'ya meyli kasri deyimiyle evrilmitir). Ne var ki Galile, eik dzeyler stnde kk toplarla yapt deneylerde, diyelim dan tepesinden kopan bir kaya parasnn, eer srtnme etkileriyle yavalayp bir engelle karlamazsa (edeyile, bir d etkiyle durdurulmazsa) sonsuza kadar yuvarlanacan tantlyordu. Bunun gibi, diyelim odamzn bir kesinde duran masa da, eer biz onu itip ekmezsek, kendiliinden odann br kesine gidemezdi. Galile'nin ileri srd durgunluk ya da dinginlik bu anlamdadr (Durgunluk ya da dinginliin greli olduu ve bir cismin durumunu ancak baka bir cisme gre dile getirdii unutulmamaldr). Durgunluk ya da dinginlik, belli bir hzda dengede kalmaktan ibarettir. Sredurum yasas, cisimlerin, devim deiikliine kar direnlerini dile getirir ve genellikle d bir g tarafndan zorlanmadka her cisim olduu yerde durur ya da doru bir izgi stnde devimini srdrr formlyle dile getirilir. Kullandmz araba bir dnemeci hzla dnerse bu yasann gerekliini kendi bedenimizde de duyarz. Sola dnmsek saa, saa dnmsek sola yklrz. nk gvdemiz doru bir izgi stnde devimini srdrmek ister, araba keyi dnerken kar bir etkide bulunur, bedenimizse bu kar etkiye sredurum (atalet) direnci gsterir. lkin Newton, daha sonra Einstein, Galile'nin bu buluundan ok nemli sonular karmlardr. Sredurum gcnn ivme, geri tepme, merkezka vb. gibi eitli biimleri vardr. Gerekte Newton'un yerekimi adn verdii olgu da sredurumun bir biiminden baka bir ey deildir. rnein hzla dnen bir atlkarncadaki adam, gvdesinin, atlkarncann merkezinden darya ekildiini duyar. Oysa bu duygu, doru bir izgi stnde gitmek isteyen gvdenin bir merkez evresinde dnme etkisine kar gsterdii sredurum tepkisidir. ngiliz fizik bilgini Isaac Newton'un 1665 ylnda Kepler yasalarndan kard bu kuram 1687 ylnda yaymlanan Philosophiae Naturalis Principie Matematica (Doa Felsefesinin Matematik lkeleri) adl yaptnda aklanmtr. Gezegenlerin gne evresindeki devimlerini aklayan Kepler yasalar, gezegenleri gnee doru eken bir gcn varln gsteriyordu. Newton'un uslamlamasna gre gnete ve gezegenlerde bulunan bu g, onlara ait zdeksel elemanlarda da olmalyd. Daha ak bir deyile, tm cisimler karlkl olarak birbirlerini ekmekte olmalydlar. Bu tmevarmsal uslamlamadan yola kan Newton, ktleleri m ve m kare ve aralarndaki uzaklk r olan iki zdeksel cismin birbirlerini iddeti f, mm / r kare olan bir gle ekeceini hesaplad. Buradaki f, evrensel ekim deimezidir ve 6,7.10 zere eksi sekiz'e eittir, edeyile birer gramlk iki ktle bir santimetre uzaktan birbirlerini bu saydaki dinlik bir gle eker. eker ama, ekim gc ad verilen bu g nedir, ne trl bir gtr? Newton bunu aklayamam ve aklayamad iin de Alman dnr Leibniz tarafndan kyasya eletirilmitir. Newton, ekimin nedenlerini ve iyzn aklayamadn ad geen Principia'snda syler, yaptn u szlerle Sayfa 208

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bitirir: u ana kadar ekimin nedenlerini bulamadm, bunun iin de hypotheses non fingoo (Newton'un varsaym kurmuyorum anlamndaki nl sz). ekim gcnn gerek yz, nitelii ve nedenleri iki yzyl sonra Einstein tarafndan aklanacak. Yrmemiz gereken daha pek ok yol var. USUN SINIRLARI. Metafiziin dayana olan us (akl) ne trl bir ustur? Neyi bilebilir, neyi bilemez? Nesnel gereklikten koparlp soyutlanm olan bu usun snrlar nedir? Bu sorularn karln da nl Alman dnr Immanuel Kant (1724-1804) vermeye alacak. Geree us yoluyla varlabileceini ileri sren ilk metafiziki Parmenides (I.. 540-450)'ten beri us, hemen hibir fiziksel engelle karlamakszn, bunca yzyl, ipi kopmu bir balon gibi babo; hayal alemlerinde gezip dolamtr. Ne var ki artk onun, kimi yerde gereklere de yaklamasn beceren, gcnden phelenme balyor. Bu phelenmeyi balatan, zellikle Hume'un temsil ettii ngiliz pheciliidir. ngiliz dnr David Hume (1711-1776) bir adan, tm ada dnceci yanlglarn babas saylabilir. Kant ve olgucu bilinemezcilik onun rndr. ada dnceci retileri geni apta etkilemitir. Kant, onun, kendisini metafizik uykusundan uyandrdn syler. Eletiricilik, olguculuk, yeni olguculuk, yararclk, pragmaclk, varoluuluk vb. gibi birok ada dnceci retiler, Hume'cu retilerdir. Hume, bilgi edinmek iin deneyden baka hibir kaynak bulunmad dncesinden yola kar. Ne var ki bunu dnceci bir biimde yorumlar. Hume'a gre deney ve duyum, nesnel gereklii deil, onun sadece izlenimler (ng. Impressions, Os. ntibaat)'ini verir. Anlmz bu izlenimlerden dnceler (ng. Ideas, Os. Fikirler) yapar. Nesnel gereklik hibir zaman bilinemez. nk onu bilmek iin deneyden baka hibir kaynamz yok. Deneyse evrensellik ve zorunluk elerinden yoksundur. Deney evrensel deildir, nk snrldr, daha yeni bir deneyin nasl bir sonu vereceini bilemeyiz. Deneyin bugne kadar hep ayn sonucu vermesi, bundan sonra da o sonucu vereceini kantlamaz. Deney zorunluktan yoksundur, nk rnein bize souma olay donma olaynn izlediini verir, ama bu sadece bir olgudur ve zorunlu bir olgu deildir, edeyile deney bize souma olayn donma olaynn izlediini verir, ama souma olayn her zaman ve her yerde zorunlu olarak donma olaynn izleyeceine dair gereke vermez. Souma olayn rnein buharlama olay da izleyebilir. Bu ikisinden hangisinin gerekleeceini anlamamz iin gene deneyi izlemek ve olgu'ya bakmak zorundayz. Demek ki bilebileceimiz sadece olgulardr, onlarn zorunlu olduu deil (Kant eletiriciliin ve Comte'cu olguculuun ne kadar basit bir temel stnde ykseldikleri de bylelikle aka grlm oluyor). Hume'a gre deney, evrensel ve zorunlu olmadndan, gerek deil, yanlsama (ng. Illusion, Os. Vehmi havas)'dr. Bu yanlsamay salayan da arm (ng. Association, Os. Tedai)'dr. Souu donmann izlediini birok kez grmz, souu yeniden grnce anlmz bu eski grglerini arr, bizler de bu yzden bu ikisi arasndaki ilikiyi evrensel ve zorunlu sanrz. Buysa bir kuruntudan baka bir ey deildir. Hume, bylelikle, sadece nesnel gereklii deil, bilimin temeli olan nedenselliin de nesnelliini yadsr. te, metafizik uykusundan uyanan Kant bu temelden yola kacak. Bir zamanlar gk bilgini Copernic yle dnmt: Yldzlarn; dnyamzn evresinde dndkleri inancna dayanarak gk olaylarn zemiyorum. Bir de tersini deneyeceim. Dnyamzn, onlarn evresinde dndklerine inanarak bakacam gk olaylarna... Copernici rnek alan Kant da yle Sayfa 209

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dnyor: Bilgimiz, dmzdaki nesnelerden gelenlerle dzenleniyor inancna dayanarak metafizik olaylar zemiyorum. Bir de tersini deneyeceim. Dmzdaki nesneler, bilgimizden gidenlerle dzenleniyor inancna dayanarak bakacam metafizik olaylara... (Kant, Kritik der Reinen Vernunft, ikinci basknn nsz). te, nl dnr Immanuel Kant'n ruhuluk serveni bylelikle balar. Bu serven, Kant'n en g anlalan servenidir. Kant, koskoca doann karsna insan akln karyor ve btn doasal nesnelerin bu aklla kurulduunu (ina edildiini) ileri sryor. Gerekir ki bu akl, Tanrlasn (Nitekim ondan sonra gelip onun yolunda yryenler bu akl Tanrlatracaklardr). Oysa Kant, bunu yapmyor. Tersine, btn doasal nesnelerin kurucusu olduunu savunduu insan aklna snr iziyor, onun gszln gsteriyor ve akln snrlar dnda asla bilinemeyecek olan bir metafizik gerekler alemi bulunduuna inanyor. nsan aklnn gcyle gszl elime'sini bylesine ortaya koymak, diyalektik ynteme gtren admlardan en byn atmak demektir. Nitekim Kant, kocaman sistemi iinde, pek az kimsenin farkna vard nemli bir gerei belirtmektedir: Ben, sadece incelemekle grevimi yerine getireceim. Doa, sras gelince, gerei aklayacak olan adam da ortaya karacaktr (Immanuel Kant'n Yaptlar, Ernst Cassirer yayn, Berlin, 1922-1923, cilt drt, s. 151). Kant'a gre felsefe aratrmas, bir deerlendirme (eletiri) olmaldr. Felsefe, us'la (Al. Vernunft) yaplyor. yleyse usu deerlendirmek, onun ne olduunu ve ne olmadn iyice bilmek gerek. Felsefe nasl bir usla yaplyor?.. Deneyden yararlanmayan bir salt usia (Os. Akl- mahz, Fr. Raison pure, Al. Reinen vernunft). yleyse salt us nedir?.. Kant'n byk yaptndan ilki olan Salt Usun Eletirisi (Kritik der Reinen Vernunft, 1781) bu sorunun karln aratrr. Salt us, duyarln (Al. Sinnlichkeit) verilerinden alnmam olan (a priori) bir bilgiyi gerekletirdii iddiasndadr. Buysa nesneler dzenini aarak dnce dzenine ykselmek demektir. yleyse, salt usun bilme yntemi bir aknlk yntemi'dir. Salt us bu yntemle gerek bir bilgi edinebilir mi?.. yleyse bilgi nedir, nce onu tanmlamak gerek. Kant'a gre her bilgi, bir yargdr (Al. Urteil). Ne var ki her yarg, bir bilgi (Al. Kenntnis) deildir. rnein, her cisim yer kaplar yargs bize yeni bir bilgi vermez, nk cisim kavram esasen yer kaplamay ierir; bu yargda sadece bir zmleme yaplyor ve cisim kavram zmlenerek kendisinde esasen bulunan bir bilgi hibir gerei yokken yeniden ortaya konuyor. Oysa, bu yk ardr yargs bize yeni bir bilgi verir, nk yk kavram kendiliinden ar ya da hafif olduunu bildirmez; burada, tekinin tersine, bir zmleme deil bir bilgi elde ediyoruz. Demek ki bize bilgi veren yarglar, zmsel yarglar deil, bireimsel yarglardr. Salt us bu bireimsel yargy aknlk yntemiyle, deneyi aarak gerekletirebilir mi? Kant bu soruya kesin olarak u karl veriyor: Gerekletiremez. Bylece metafizii kesin olarak ykm oluyor: Salt us, deneyden yararlanmadan hibir bilgi gerekletiremez. yleyse metafizik tasarmlar, insanlarn romantik dlerinden baka bir ey deildirler (Bu yarg, Kant' n zdeki yann belirtir ve Engels bunun iindir ki kendisine Utanga zdekir der). Kant ncesi felsefenin Tanrlatrd us, bylelikle tahtndan indirilmi olmaktadr; artk, aknlk yntemiyle alan salt usa gvenilmeyecektir. Kant aratrmakta, eanlamda eletirmekte devam ediyor: Salt us, bireimsel yarg olan bilgi'yi niin gerekletiremez?.. nk us, sadece bir biretirme iini gerekletirmektedir ve bu i iin gerekli gereleri nesneler dzeninden almaktadr. Elimizle tuttuumuz ta yere Sayfa 210

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi braknca onun dtn gryoruz ve ancak ondan sonradr ki (a posteriori) Braklan ta, der bilgisini edinebiliyoruz. Bu deneyi yapmadan nce (apriori) bu konuda hibir bilgimiz olamaz. Bize bu gereleri veren duyarlk'tr. Duyarlk, bu gereleri bize nasl veriyor?.. Zaman ve mekan iinde veriyor. Oysa nesneler dzeninde zaman ve mekan diye bir ey yoktur. Demek ki bunlar duyarln dardan almad, kendinden kard bir eylerdir ve duyarlk bunlar katmadan, dardan ald hibir eyi bize gnderemez. Bunlar, deneyden elde edilemeyeceklerine gre, usun verileri olamaz. nk kk ocuklar, zaman ve uzay dnmeksizin bilirler, hibir ussal ilemi gerekletiremedikleri halde sevdikleri eylere yaklar ve sevmedikleri eylerden uzaklarlar. yleyse, duyarlk, ne nesneler dzeninden ne de dnce dzeninden ald bu eyleri nasl elde etmitir?.. Kant, bu soruya, kendine zg bir karlk veriyor: Sezi'yle (Al. Anschauung). Kant'a gre bunlar birer biim'dir ve ancak duyarln seziiyle elde edilebilir. Zaman, i duyarln biimidir, iimizden gelen her duygu zamanla birliktedir; mekan, d duyarln biimidir, dmzdan gelen her duygu mekanla birliktedir. Katlmadklar hibir duyumun gerekleemeyecei bu biimler, usun verileri olmadklar halde Deneyst'drler (Al. Transzendentale): Deneyden karlmamlardr ama, bunlarsz da deney yaplamaz. Grld gibi, Kant, artk Akn (Al. Transzendent) kavramndan Deneyst (Al. Transzendental) kavramna gemektedir; ona gre akn bilgi olamaz ama, deneyst bilgi olabilir. Bir soru daha gerekiyor: Deneyden gelen verilere duyarln seziyle elde ettii biimlerin katlmas, bilimsel bir bilgiyi gerekletirmeye yeter mi?.. Yetmeyeceini syleyen Kant, sonunda, usa deneyst bir grev bulmutur: Biretirme ii. Kant'a gre us bu grevi gerekletirmeseydi, ne duyularn verileri ve ne de duyarln katklar bilimsel bilgiyi gerekletirebilirdi. yleyse us, bu biretirme iini nasl yapyor?.. Duyarln katksyla birlikte gelen bilgi gerelerini dzenleyici kalplara (Fr. Ulam, Ar. Kategorie) sokarak, us, bu kalplar ne deneyden ve ne de duyarln sezisinden almtr; bu kalplar onda temel olarak vardrlar ve kendisiyle birliktedirler. Demek ki, Kant'a gre bilgi, gene de, nesneler dzeninde deil, us'un dnme dzeninde (Al. Verstand) gereklemektedir. Kant, bylelikle kendi dnme yntemini de bulmu oluyor: Deneyst yntem (Al. Transzendental methbde). Kendi kurduu bu terimle, eletirici bakn dilegetirerek, bilgi'nin duyularn rn olduunu savunan Duyumculuk'la anln rn olduunu savunan Anlklk'n stne ayor ve gerein, her ikisinin birleik bir stnde'liinde olduunu ilerisryor. nemli olan udur ki, Kant, deneyst'ne deney'le bant'sn kesmeden kmaktadr. Us, biretirme grevini gerekletirirken deneyle bantsn koparrsa ki fiziin stne ykselme anlamnda metafizik budur akn'n alanna girer ve kksz dler kurmaya balar. Kant'n deneystcl, bir Bantc deneystlk'tr. Bu dzeyde ancak deneyden gelen veriler birletirilir, salt us'un kurgular biretirilemez. Us'un biretirici kalplar, deneyle hibir ilgileri olmayan ve deneyden karlmam nsel (a priori) kalplardr ama, ancak deneyin verilerini biretirmekte ie yarayabilirler. Kavramlar' la nesneler asla kopmakszn bantl olmaldr. Metafizik, bu banty gerekletiremedii iindir ki metafizik bilgi olamaz. Yoksa, Kant'a gre kesin, tmel, her zaman ve her yerde geerli bilgi elbette deneyst nsel bir bilgidir. zmsel yarglarn tm sonsaldr, deneyden sonra gereklemilerdir ve bu yzden bilimsel ve kesin bir bilgi vermezler. Bireimsel yarglarn da nsel olanlar vardr Sayfa 211

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ama, sonsal olanlar da vardr. te asl kesin ve bilimsel bilgi bu nsel bireimsel yarg'lardadr. rnein, matematik yarglarn tm bu niteliktedir, iki kez ikinin drt ettii yargs hibir deneyden karlmamtr. nk deney snrldr, bin deney yaparz ama, bin birinci deneyde ne elde edeceimizi bilemeyiz. Matematik yarglar, deneyden kmam nsel bireimsel yarg'lardr ama, bir bakma bu karakterde olan metafizik yarglara benzemezler, nk her zaman deneye uzanabilirler. ki kez ikinin drt ettii her zaman denenebilir, Tanrnn varl hibir zaman denenemez (Kant, bu dncelerden tr, 1794'te Gillaume II. hkmetinden bir ihtar alm ve din konusunda yaz yazmas yasaklanmtr). Kant, us'un nsel kalplarn, Aristoteles'ten de yararlanarak, yarg biimlerinden karyor. On iki yarg biimi vardr, yleyse bunlardan her birini meydana getiren kendisiyle biimlendiren on iki kalp olmaldr. Bir yarg, ya insanlar lmldr nermesinde olduu gibi, Tmel (Os. Klli, Fr. Universel), ya kimi insanlar erdemlidir nermesinde olduu gibi Tikel (Os. Cz'i, Fr. Particulier), ya da Sokrates, dnrdr nermesinde olduu gibi zel (Os. Hususi, Fr. Singulier) olur. Bunlar meydana getiren kalplar, srasyla: Tmellik (Os. Klliyet, Al. Allheit), okluk (Os. Kesret, Al. Vielheit), Teklik (Os. Vahdet, Al. Einheit) kalplardr ki Nicelik (Os. Kemmiyet, Al. Quantitaet) ana kalbnda toplanrlar. Bir yarg, ya Herakleitos us'ludur nermesinde olduu gibi Olumlu (Os. cabi, Fr. Affirmatif), ya Diogenes, us'lu deildir nermesinde olduu gibi Olumsuz (O,s. Selbi, Fr. Negatif), ya Ruh, lmezdir nemesinde olduu gibi Snrlayc (Os. Tahdidi, Fr. Limitatif) olur. Bunlar meydana getiren kalplar, srasyla: Varlk (Os. Hakikat, Al. Realitaet), Yokluk (Os. Selb, Al. Negation), Snrllk (Os. Mahdudiyet, Al. Limitation) kalplardr ki Nitelik (Os. Keyfiyet, Al. Qualitaet) ana kalbndan toplanrlar. Bir yarg, ya Tanr, iyilikidir nermesinde olduu gibi Kesin (Os. Hamli, Fr. Categorique), ya Tanr, iyilikiyse ktleri sevmez nermesinde olduu gibi Varsaymsal (Os. arti, Fr. Hypothetique), ya Tanr ya iyiliki, ya da ktlkdr nermesinde olduu gibi Ayrk (Os. Mnfasl, Fr. Disjonctif) olur. Bunlar meydana getiren kalplar, srasyla: Tzllk (Os. Cevheriyet, Al. Substantialitaet), Nedensellik (Os. lliyet, Al. Kausalitaet), Karlklk (Os. Mareket, Al. Wecheelwirkung) kalplardr ki liki (Os. zafet, Al. Relation) ana kalbnda toplanrlar. Bir yarg, ya insanlk belki dik yrmeyle balamtr nermesinde olduu gibi Belkili (Os. htimali, Fr. Problematique), ya Tanrnn iyiliki olmas gerekir nermesinde olduu gibi Zorunlu (Os. Zaruri, Fr. Apodictique), ya dnya yuvarlaktr nermesinde olduu gibi Savl (Os. Tahkiki, Fr. Assertorique) olur. Bunlar meydana getiren kalplar, srasyla: Olanakllk (Os. mkan; Al. Mglighkeit), Zorunluk (Os. Vcub, Al. Nothwendigkeit), Gereklik (Os. Haliyet, Al. Wirklichkeit) kalplardr ki Kiplik (Os. Dap, Al. Modalitaet) ana kalbnda toplanrlar. Grld gibi Kant, deney verilerinin ancak on iki biimde birbirleriyle biretirilebileceini ilerisrmektedir. Bu on iki biimi de drt ana biimde (Nicelik, Nitelik, liki, Kiplik) topluyor. Bunlarn iinde en nemli bulduu liki'dir. nk her bireim bir ilikiyi dile getirir. Bu ilikilerden de zorunlu olarak Nedensellik ve Sreklilik yasalar kar. Bu yasalar, kendilerinden karldklar kalplar gibi, nseldirler. Kant, bu nsel, deneyden alnmam, us'un kendi mal olan kalplarn, ilkelerin ve yasalarn uygu alann snrlarken sadece metafizik yolunu kapamakla kalmyor; fizik yolunu da kapayarak Bilinemezci nc felsefe'nin Sayfa 212

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kaplarn ayor. Kant'a gre us, deneyin verileriyle ban koparp metafizik yapamayaca gibi, deneyin verilerinin arkasna geerek fizik de yapamaz. nk deney bize sadece grnenleri (Al. Erscheinung) vermektedir. Bizse bu grnenlerin ardnda bir de kendilik (Al. Ding an sich) hayal ediyoruz ve yukar snr amaya altmz gibi bu aa snr da amaya alyoruz. Kant, bu her iki amay da ayn ama (Al. Transzendent) saymakta ve us'un kalplarnn sadece eyin grneni'ne (Fenomen) uygulanp, ey'in kendisine (Numen) uygulanamayacan sylemektedir. Kant, bylelikle, us'un snrn kesinlikle izmi oluyor: Bu snr, eyin kendilii'dir ve hibir zaman almamaldr, nk bilinemez. Kant'n olutuu ortam, bir matematik-fizik-usuluk ortamdr. Nitekim gen Kant da niversiteyi fizik doktora teziyle bitirmitir. Matematiin ve fiziin ilkeleri us'un rn saylmakta, geree us yoluyla varlabileceini savunan ntika Elea'llarnn dncesi Leibniz-Wolf retisinde en yksek aamasna ulam bulunmaktadr. ngiltere'den gelen yepyeni bir ses, David Hume'un sesi, us'un eletirilmesini ve yetilerinin gerei gibi belirtilmesini tlemektedir. Tarihsel dnce diyalektii XViii'nci yzyl sentezini Us'ta gerekletirmitir. Byle bir ortamda Kant, zorunlu olarak yapmas gerekeni yapm ve u sonuca varmtr: Bizler, gizlerle dolu bir evrende bir d'n dn grmekteyiz. Gerekte bildiimiz hibir ey yoktur. Sezilerimizin, kavramlarmzn, deneyd idelerimizin iine gmlmz; bir eyler kuruyoruz. Ne var ki, bildiimizi sandmz ey sadece olay'lardr. O olaylar ki, bilmediimiz nesneyle asla bilemeyeceimiz bir znenin birbirlerine olan iliki'sinden domutur. Nesne'yi bilmiyoruz, zne'yi de asla bilemeyeceiz, us'a zorunlu olarak bu iki bilinemez'in ortasndaki iliki alan kalyor. Oysa us, zgr olma dileindedir; ama abalar bu yzdendir. Salt us'un eletirisi'nde bu zgrlk dileinin ie yaramad anlalmtr; salt us deneyle olan ban kopararak kuram yapamyor, ama eylem de yapamaz m?.. Kant'n ikinci byk yapt Uygulayc Us'un Eletirisi (Kritik der Praktischen Vernunft, 1788) bu sorunun karln arayacaktr. Zorunlukla olan'n karsnda bir de zgrlkle olan var. teki bilim, buysa trebilim alandr. Us, salt olamyor ama, uygulayc olabilir. Ne var ki bu durumda ad deierek rade olur. Doru'nun duyusu nasl nesneler dzeninden dnce dzenine ykselip biimlenmek zorundaysa, iyi'nin duyusu da ylece dnce dzeninde biimlenip nesneler, dzenine inmek zorundadr. zgrlkle olmayan iyiliin hibir anlam olamaz. Ceza korkusu, armaan umudu, beenilme istei, grenee uyma zorunluu vb. gibi etkenlerle gerekletirilen iyilik, gerek iyilik deildir. Demek ki us'un uygulayc olarak ok nemli bir grevi var: yilii, zgrlkle, salt iyilik iin gerekletirmek. Bu zgrlk, duyarln btn etkilerinden kurtulmu bir zgrlk olmaldr. zgrlk zorlamaz, sadece ykml klar. Trebilimsel yasa, fizik yasa gibi zorunlu olamaz. O, serbest bir seim iidir. O, kendi yasasn kendisi koyar. nceden konmu ve verilmi bir yasaya uymaz. Demek ki Tanrsal ve dinsel bir trebilim, gerek bir trebilim deildir. Yasa'yla zgrlk'n elikisi, ancak kendi yasan kendin koymakla alabilir. Ancak bu yasay insanl bir ara olarak deil, bir erek olarak belirtecek bir biimde koymal. Yoksa deney alanyla yeniden bir iliki kurup zgrln yitirmi olursun; nk insanl ara olarak gzeten bir yasa, us'un zgr yasas deil, kiisel karnn yasasdr. Bu yasa evrensel olmal. Yoksa bu yasa us'un gerek rn olan nsel bireimsel yarg niteliini tamaz ve tmel geerli'lik niteliini elde edemez. Trebilimsel yasa, deneylerden elde edilmi bir Koullu (Al. Hypothetisch) yasa deil, uygulayc Sayfa 213

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi us'un kendi kalplarnda biimlendirdii bir Dzenlenmi (Al. Kategorisch) yasa'dr. Bir ey elde etmek iin deil, iyilik iin iyilik edilecek. te Kant'n yi irade (Al. Gute wille) adn verdii zgr irade budur (Kant, bu trebilimsel dncelerini, sz konusu yaptndan ok, Grundlegung zur Metaphysik der Sitten ve Metaphysik der Sitten adli yaptlarnda incelemitir). Grld gibi Kant, Salt Us'un Eletirisi'nde yadsd metafizii, Pratik Us'un Eletirisi'nde diriltmeye almaktadr. Kant'n bu idealist eilimi nc byk yaptnda daha da belirecektir. Doru ve iyi ideleri incelendikten sonra geriye us'un nc bir ilevi kalmtr: Gzel idesi. Us, doayla trebilim arasnda kalan estetik alanda nasl iliyor ve bu ileyiin de tekiler gibi nsel ilkeleri var mdr?.. Kant'n nc byk yapt, Yarg Gcnn Eletirisi (Kritik der Urteilskraft, 1790) bu sorunun karln arayacaktr. Kant, duyulardan gelenle (salt us) dnceden giden (uygulayc us) arasndaki kpry Yarg gc adn verdii (yarglayc us) ussal bir yetiyle kurmak istiyor. Deneylerden gelen' le dnce gerekleiyor, dnceden giden de deneyde gerekleecek. Oysa bu gereklemenin us'un buyruuna uygun olup olmadn Yarg gc denetleyecek (Bu tema, diyalektik zdekiliin teori, pratikle dorulanr nermesinin Kant sezisidir). Doru, bir dnceyle gerekletirilen bir iyi'lie gzel bir davran diyoruz. yleyse gzel, bu iki ideyi birbirine balayan bir kprdr ki bunu da Yarg gc gerekletirir. Kant, gzeli yce'den ayryor. Bir frtnada denizin kudurmu dalgalarna bakarak: Ne gzel diyebiliriz ama, gerekte duyduumuz gzellik deil; byklk, gllk ve rknlkten doan ycelik'tir (Al. Erhabene). Ycelik, bylesine gzel (Fr. Dynamique) olabildii gibi yldzl bir gecenin ihtiam gibi matematiksel (Fr. Matheniatique) de olabilir. Bylece yce'den ayrlan gzel; iyi'den, ho'tan, yarar'dan da ayrlmaktadr. Gzel'in nitelii, hibir karlk gzetmeksizin yarglanr oluudur. Kant trebilime gre iyi de bu nitelii tar, oysa iyi, eylemsel bir irade iidir; gzelinse ne eylem ne de iradeyle ilgisi vardr. Ho duysal bir beeni, gzel'se yargsal bir beenidir. Bir tabak meyve tablosu, onlar yemek isteini duyurursa ho ve ancak bu istei duyurmadka gzel'dir. Yararl elde edilmek istenir, gzel'se sadece seyredilir. Hibir karlk gzetilmeden beenilmek onun temel niteliidir. Gzel'in baka bir nitelii de tmel geerli oluudur. Kant bylece nsel bireimsel yarg'y burada da yakalam oluyor. Demek ki gzel'de de bir nsellik var, bu nsellik bizi kendisine kar belli bir tutuma zorlar. Bu tutum, zel deil, genel bir tutumdur; sadece bizim iin deil, herkes iin geerlidir. Gzellik yargs kavramsz (Fr. Sans concept) bir yargdr, demek ki bir bilgi ii deildir. Gzellik, erei dnlmeyen bir ereksellik'tir. Bir mzik parasnda bize zevk veren onun besteleme nedeni deildir, oysa o gene de bir eree uygun olduu iin gzel'dir. Kant, bylece, estetik yarg'y (Fr. Jugement esthetique) ereksel yarg'dan (Fr. Jugement teleologique) ayryor. Sanat gzeli yaratrken onu belli bir eree gre biimlendirir, bizse o gzeli ereini dnmeden kavrarz. Gzelin bizler iin anlam, kendi ereine uygunluu deil, bizim ereimize uygunluu'dur. Kant, yaptnn ikinci blmnde, Ereklik (Al. Finalitaet) kavram'n incelemektedir. Kant'a gre ereklik, Aristotelesin Entellekheia's gibi, kendi nedenine uygunluk'tur. ki trl uygunluk (Al. Zweckmaessigkeit) var: Biri gzeli douran znel uygunluk, ikincisi yararl'y douran nesnel uygunluk. Bunun iindir ki bir iek, yalboya bir tabloda estetik yargnn konusu olurken bir ila kutusunun Sayfa 214

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iinde ereksel yargnn konusu olabilir. Cansz doa, srekli bir nedensellik iinde Descartes bir mekanizmle dzenlenmektedir. Canl doaysa kendi ereiyle dzenlenir. Kmr bir neden-sonu zincirinin rndr, ama gz pek bellidir ki grmek iin yaplmtr. Bu yzden, doann aklannda ereklik kavramndan vazgeemiyoruz. Kant, burada, us'un metafizik yapamayacan syledii halde metafiziin alanna yeniden ve iyice girmekte olduunu grerek sakntl bir dil kullanmaktadr. Ne nedensellik ne de ereklik doann kendiliini aklayamaz, der. Cansz ve canl, tmyle doa, Kant'a gre bilinemez olmakta devam etmektedir. Duyular bize bu bilginin anahtarn veremez, ama duyulur st'nde anlak alr'da birtakm anahtarlar gizlidir. Grld gibi, idealizmin kapsn her eye ramen aralk brakmak bilinemezciliin zorunluudur. Kendisinden nceki felsefe akmlarnn dnsel sentezini ustaca gerekletiren Immanuel Kant'n, kendisinden sonraki felsefe akmlarn byk lde etkileyen bu nemli yaptn toparlarsak u sonucu saptarz: Doru'yu us kurar, iyi'yi us buyurur, gzeli us yarglar. Bilinemez kendilik' in dndaki bilinir olaylar dnyasn tek szle us dzenler. Bu yarg, idealist bir vargdr. Kant, tarih grn aklayan dokuz nermesinde, dzensizlikler dzen iindir, demektedir. Uyumazlk, btn istidatlarn gelimesi iin doann koyduu bir aratr. nsan birlik ister ama, doa ikilik istemitir. Bunda da doann bir erei vardr elbet. Her davrann bir kar davran vardr. Bu kar davranlar insan gcn uyarp onun istidadn gelitirirler. nsan tm iyi olsayd geliemezdi. Ktlkler, insan, iyilikler iin gelitirmektedir ki bunun da sonucu, bir toplum dzenine varacaktr. Doa, insann hem almasn, hem de almaktan kamaya uramasn istemitir. almaktan kamaya uramak almay gerektirir nk. nsan, bir gn almadan yaayabilmek ereine ulamak iin almak zorundadr. nsann kt bencillii onu gelitirmekte, byk dzeni yaratacak abaya katlmasn salamaktadr. Doann bu inceliini gerei gibi anlamamz gerekir. Tutkular olmasayd insan snepeleirdi, geliemezdi (Bernard de Mandevillein Arlar Masal'n hatrlaynz). nsanlk tarihi, yetkin bir toplum yasasn meydana getirmek iin, doann gizli bir plannn gerekletirilmesinden ibarettir. Uyumazlklar, ata ata, o yetkin toplumu hazrlamaktadrlar. Erdemsizliklerden gocunmamal. nk insan byk erek olan erdeme gtrecek bu erdemsizliklerdir. Doann insan cinsini zmeye zorlad en g sorun (problem), tze'yi (adalet) gerekletiren uygar bir topluma erimek sorunudur. nsan, en ge bu sorunu zebilecektir. Bu sorun, insanln son sorunudur. yle dnyor Kant: Tarihsel gidi pek dzenli grnyor. Kiilerin ayr ayr gidileri dzensiz olabilir ve kiiler bu tarihsel dzenin farknda olmayabilirler. Ama insan trnn genel gidii, bu dzenli gidie uygundur (bu konuda bkz. Macit Gkberk, Kant ile Herder'in Tarih Anlaylar, stanbul, 1948). Sonra, bu tarihsel dzeni aratran nl nermelerini sralyor (Idee zu Einer Allgemeinen Geschichte in Weltbrgerlicher Hinsicht, yukarda ad geen Cassier basksnn 4. cildinde, s. 151-166): 1- Bir varln doal gleri, tam ve eree uygun olarak gelimek iin belirlenmilerdir. 2- nsan akl, tam olarak, insan tr erevesi iinde geliebilir (Baka deyile, gelien akl, kiilerin ayr ayr akllar deildir). Sayfa 215

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi 3- Doa, kendi mekanik dzeninin stnde kalan her eyi, insann kendi zgr aklyla elde etmesini istemitir (Baka deyile, akl mekanik dzenden yararlanmay gerektirmeyen bir gtr). 4- Doann, gelimeyi salayan mekanizmas uyumazlktr (antagonisma) (Baka deyile, uygunluu salayan uyumazlktr). (Dikkat ediniz: nsann toplumsal olmayan toplumsall, zgr bulunmayan zgrl... nsan, hem toplumu kurmaya, hem de ve ayn zamanda toplumu datmaya alan bir didime iindedir. Toplumu toplum eden, bu eliik didimedir). 5- Doann insan trn varmaya zorlad en g erek, tzeyi salayan uygar bir toplum ereidir (Kant, doasal dzendeki byk maksad bu erekte buluyor. Byle bir toplum, hem iinde en geni zgrln, hem de zgr kiiler arasndaki zorunlu atma yznden en geni zgrlkszln dalgaland bir toplumdur). 6- Bu, hem en g, hem de insan trnn en ge varabilecei bir erektir. 7- Gerekten uygar bir yasa kurabilmek, uluslar arasndaki ilikilerin uluslararas yasalara uygunluuna baldr (Baka deyile, nasl gelime ayr ayr kiilerden ok insan trnn gelimesiyse, insan trnn gelimesi de ayr ayr uluslarn deil, ancak uluslararas bir gelimenin sonucu olabilir. Bunu salamak iin de, nce, devletlerin birbirleriyle olan ilikilerinde hi birinin tek bana bozamayaca gl yasalarn bulunmas gerekir). 8- nsan trnn tarihi, yetkin bir toplum dzeninin olumas iin doann gizli bir plannn yava yava gereklemesidir. nk doa, insann btn yeteneklerini ancak byle bir yetkin dzende meydana karabilir (Baka deyile, insann btn yeteneklerinin gerekleebilecei tek ve biricik durum, bylesine yetkin bir toplum dzenidir. nsan, ancak bu yetkin dzen iinde gerek ve gl insan olacaktr: nsanln pek ksa gemii, pek uzun geleceinin bu vaadini tamaktadr). 9- nsan trnn tam ve uygar bir topluma erimesini ama edinen bir doa plann dnmek, doann bu byk maksadn desteklemektir. Kant'a gre insan, bylelikle, doadan bsbtn koparak kendisinin kurduu dnyaya yerlemektedir. Alman dnr Immanuel Kant'n retisi, eletiricilik (kritisizm) adyla anlr. Yenia dncesinin kurucusu saylan Kant, us'un (akl) ne olduunu anlayabilmek iin us'u eletirmitir. nl yapt bu dnceden domutur: Saf Us'un Eletirisi (1781), Pratik Us'un Eletirisi (1788), Yarg Yetisinin Eletirsi (1799)... Eletiri dncesini ngiliz dnr David Hume'dan (1711-1766) alan Kant'a gre eletiri, her trl felsefe almasnn k noktas olmaldr. Us nedir ve us'un gc ya da gszl nerede balayp nerede bitmektedir? Kant, bu eletirisiyle, dnsel (speklatif) felsefenin Tanrlatrd us'u gerek yerine oturtmak istiyor. Yapt i, pratik alanda bir eylemcilik iidir. Gerekte, dorudan bir felsefe kurmaya girimemekte, ancak us'un felsefe yapp yapamayacan ve ussal bir felsefenin mmkn olup olmadn aratrmaktadr. Vard sonu kesindir: Us, felsefe yapamaz. Bu adan Kant, bir baka noktadan idealizme vard halde, us'un gszln ve saltk geree eriemeyeceini belirtmekle idealizmi kknden kertmektedir. Pratik us adn verdii irade ve eyleme, bylelikle de eylemsel treye (ahlak) ve duyumculua nem vermekle zdekilii (maddecilik) Sayfa 216

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tutmakta ve stn grmektedir. Tanrya us yoluyla varlamayacan ileri srerek, gerek bir zdekilik anlayyla, btn metafizii yadsmaktadr. Kant, bu bakmdan, gerek bir utanga zdekidir. Ne var ki, duyularn getirdii nesnel alglar biimlendirebilmek iin, us'a nsel (a priori, deney d) veriler yaktrmakla bir baka noktadan gene idealizmle birleiyor. Kant, us'un saltk gerei ya da kendiliinden eyi (Fr. Chose en soi) bilemeyeceini ilerisrmekle bilinemezcilikle (agnostisizm) nitelenmitir. KRALLIK ETMEKTEN BIKILIR MI? XViii'nci yzyln erdemini, nl bir trajediden seyretmek istemez misiniz? Bu sefer perdemizi, Kant'n lkesi olan Almanya'da aacaz. XViii'nci yzyl aydnlnn en verimli yllarndan birinde, 1759'da yazlan Philotas trajedisi yeni bir erdem rnei sunmaktadr. nl Alman ozan Gotthold Ephraim Lessing (1729-1781), bu trajediyle, Fransz klasisizmine kar at sava glendiriyordu. Gereksiz olan hibir sz sylememek ilkesinden yola kmt. Henz otuz yandayd. Yirmi alt yandayken yazd Miss Sara Sampton adl dramyla Alman edebiyatnda yeni bir r at syleniyordu. Btn Avrupa'y etkileyen Corneille, Racine beenilerine kar eski Yunan trajedi yazarlarnn sssz, sade, dorudan amaca ynelen yollarna snmt. Bir yandan da Slakespearein salamln, evrenselliini inceliyordu. Gen Alman yazarlar iin bunlardan daha deerli bir retmen bulunamayacan grmt. Yedi Yl Savalar'yla para adamlarnn egemenliine doru gelien Alman toplumunun yeni bir dzen gerei de, onu coturan nedenlerin banda geliyordu. Philotas trajedisi byle bir ortamda yazld. Philotas trajedisinin yazld yl Lessingin en yakn arkada olan Kleist, Yedi Yl Savalar'nda ald bir yaradan lmt. Lessing, kiinin vatan uruna kendini harcamas erdemini, bu lmle deerlendirmitir. Otuz yandaki gen Lessing, Philotas' yazarken, Kant otuz be, Rousseau krk yedi, Voltaire altm be, Goethe on, Goldoni elli iki yandayd, Schillerse yeni domutu. Alman edebiyat; kundurac ustas Hans Sachs'n (1494-1576) ve Martin Opitzin (1539-1639) msralarndan baka bir deer tanmamt. Alman tiyatrosunu, Fransz rneine uygun olarak Profesr Gottsched (1700-1766) dzenliyordu. Lessing, her eyden nce, gl bir ynetici olan Profesr Gottschedin beenisiyle savamak zorundayd. Philotas trajedisi bir perdeliktir, bir perdelik tiyatro oyunlarnn da ilkidir. Bir Yunan kralnn sava adrnda geer. Oyuncular drt kiidir. Ba kii Philotas, henz delikanllk ana bile erimemi, bycek bir ocuktur. Lessing, erdem dersini bu ocukla vermektedir. Olay, hibir tarih yksne dayanmadan, Lessing uydurmutur. Amac, gerek kahramann, kendini ounluun yararna harcayan kii olduunu tantlamaktr. Kii, kendini niin ounluun yararna harcar?.. Lessing, Philotas trajedisiyle bu soruyu kesin olarak karlyor: Erdemli olduu iin... Nitekim bunu, altnc sahnede, kendini harcamak iin bir kl arayan Philotas'n azndan da dinlemekteyiz: Kl m?.. Tanrm, zavall ben, zavall ben: imdi farkna varyorum ki klcm yok benim. Beni esir eden asker hepsini elimden ald. Klcmn sap altn olmasayd onu bana brakrd belki. Ah uursuz altn, sen, her zaman byle, erdemin karsna m kacaksn?. Lessing, birbirleriyle savaa tutuan iki komu krallk dnyor. Gen Philotas, savaa katlmak iin kral babasna yalvarm, ondan glkle izin alabilmitir. Sayfa 217

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Katlaca ilk savatr bu. Kan kaynamaktadr. Dayanamaz, dmana bir an nce saldraym derken esir edilir. Esir ediliiyle, babasnn btn kazanlarn bir kalemde silip sprdnn farkndadr. Babas, elbette, onun geri verilmesi karlnda, savatan da, kazand topraklardan da vazgeecektir. Erdemli Philotas buna katlanabilecek bir ocuk deildir. stelik bir hayli utanmaktadr da: Aklm karacam: Ah, ne talihsizlik... Ne de alayc bir yz vard beni attan dren o kocam askerin. Bana ocuk dedi. Kral da, beni bir ocuk, hanm evlad bir ocuk olarak dnyor her halde.... Oysa kendisini esir eden kraln olu da, kendi babasna esir dmtr. imdi, doal hukukun trampa kural, ok daha kolaylamtr. Ama hayr... Erdemli Philotas buna da katlanamayacaktr. Kendisi bir trampa konusu olmasayd, komu kraln ocuunu esir eden babas kim bilir ne byk kazanlar elde edecekti. Bundan baka, utan, o kahredici utan, gene erdemin arkasna gizlenmi, ara sra kendi varln duyurmaktadr: Tanrlar, esir oluumun btn ac sonularn yok edebilirler. Yalnz bir tanesini edemezler: Utanc... Babam, benim yzmden bir ey yitirmeyecek, yle mi?.. Esir dm Polytimetin, eer ben esir, olmasaydm, babama salayaca eyler, kmsenecek eyler midir? imdi benim yzmden btn bunlar birer hi olacak.... yleyse ne yapmal?.. Philotas; babasn stn etmek iin, kendini ldrecektir. Utanc da, gizlendii yerden, kendini toplumun yararna harcamak erdemini glendirmektedir. Bu sonuca varmak iin bir kl gerekiyor. te burada altn, utanc grmemezlie gelerek, erdemin karsna dikilmitir. Onu esir eden dman askeri, sap altn olduu iin, klcn elinden almtr. Philotas, komu kraldan klcnn geri verilmesini ister. Oysa, erdem sadece Philotas'a zg deil ya, klc geri almak iin giden dman bakomutan Stratos, u haberle gelir: Kralm, prensi esir eden askere gittim. Senin adna klc geri istedim. Ama dinle bak, asker ne soylu bir karlk verdi: Kral klc benden almasn, ben bunu gene onun uruna kullanacam, dedi, ama belki de sizin istediiniz klcn altn sapdr... Bunlar syledikten sonra, benim dur dememe kalmadan, gl elleriyle sap bkp krd, kmseyerek ayaklarmn nne att: te al, dedi, altnnzdan bana ne.... O kl olmazsa baka bir kl da olabilir elbet. nemli olan bu deildir. nemli olan, iki kral ocuunu deitirmek iin babasna gnderilecek habercinin kendisine biraz vakit kazandrmasdr: Yemin et bana Parmenio, babam yirmi drt saat oyalayacana yemin et... Parmenio szn tutacaktr ama, yemin etmeye yanamamaktadr: Yemin mi edeyim?.. Yemin etmek iin ok yalym ben.... Philotas da ona u kandrc karl vermektedir: Ama ben de yeminsiz inanmak iin ok gencim. Haydi yemin et bana, ben sana babamn stne yemin ettim, sen de olunun stne yemin etmelisin. Philotas'n erdemini hangi nedenler gtmektedir?.. Buraya kadar o erdemi hafife kmldatan bir utan gc sezmitik. imdiyse ok daha nemli bir gdc ortaya kmaktadr: n tutkusu... Philotas, Parmenio'ya yle teekkr ediyor: Ne diyeyim sana Parmenio, ne ad koyaym sana? Sen benim gelecekteki ilmimin yaratcs, kayna olacaksn. Philotas baka bir klla kendini ldrerek erdem sonucunu gerekletirmitir. Lessingin stne btn gcyle parman bast a, hi kuku yok ki, Philotas'n kendini ounluun yararna harcamasdr. Oysa, bunun Sayfa 218

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ardnda gizlenen bir ikinci a da, Philotas'n o kahredici utanla yurduna dnemeyeceini, yurttalarnn yzne bakarak yaayamayacan, bir gn babasnn yerine oturarak krallk edemeyeceini belirtmektedir. Btn bunlarn stne bir nc a, gl bir n tutkusu da eklenince, Philotas lmekten baka ne yapabilirdi? Lessingin trajedisi, , bu zorunlu sonuca vararak, Kral Aridanus'un u szleriyle bitiyor: Ala Strato, ben de alayaym. Olumu geri alacam. Ama onu ok pahalya alsam da karma bana. Dereler gibi kan bouna akttk, bouna lkeler fethettik. te karmzda, zaferi bizden daha stn olan, bizim kazandklarmz yklenmi, ekip gidiyor. Gel, bana olumu getir. O gelince ben artk kral kalmak istemiyorum. Siz ey insanlar, krallktan bklmaz m sanrsnz?... Philotas'n utancyla n tutkusu, kendisini ylesine bir erdeme ulatrmtr ki, Kral Aridanus bile, byle bir erdem karsnda, artk kralln kmsemektedir. Seyirci, perde kapandktan sonra, gzlerinin nnde yeni bir trajediyi canlandrabilir: Tutkusuz ve utan iinde tahta oturan bir baka ocuun, gen Kral Polytimetin trajedisini. HEYKEL. XViii'nci yzyl Parisinin gn grmez bir sokanda, yamurlu bir akam, scak bir odada halnn stne diz km, gzleri bal, kulaklar tkal, insan denilen bilinmeze biraz daha yaklamann sevinciyle titreyerek, sevgilisinin uzatt iei derin derin koklayan filozof Condillac'a imrenmez misiniz? Darda kentin grlts, damlarda akrdayan yamur, souktan buulanm camlar, scak bir oda, yumuak bir hal, yardmc bir sevgili, zmlenen insan... Etienne Bonnet de Condillac (1715-1780) bylesine mutludur. Matmazel Ferrand, elindeki iei uzatrken, sevgili filozofuna ne duyduunu soruyor. Oh, ne gzel... diye karlk veriyor Condillac, imdi ben bir menekeyim. menekeden baka da hibir ey deilim. Condillac u anda sadece burundur. leride sadece gz, sadece kulak, sadece damak, sadece el olacaktr. Filozofumuz, btn dncelerimizin duyularmzdan geldiini kantlayacak denemeler yapmaktadr. Condillac, duyularmz incelemek iin bir heykel tasarlamtr. Bu heykel, insanlarn btn alkanlklarndan yoksun, tatan bir heykeldir. Heykele nce tek duyu, sadece koku alma duyusunu vererek sonularn incelemeye balamtr. Sadece koku alma duyusu bulunan heykel neler bilebilir? Bu heykele bir meneke uzatrsak o bize gre meneke koklayan bir heykel, ama kendine gre sadece meneke kokusu olacaktr. Heykelimizde, imdilik, meneke kokusundan baka hibir bilgi bulunamaz. Heykelimizin, karlaabilecei trl deimeler hakknda henz hibir dncesi yoktur. Haz onu, hi bilmedii acdan ne kadar korkutamazsa, elem de ona, hi bilmedii bir tad arzu ettiremez. Ama heykelimizin burnundan menekeyi ekip yerine bir gl uzatrsak karlatrma balayacaktr. Heykelimiz, biri imdiki duyumla, teki artk var olmayp izlenimi srp giden duyumla ilgili iki var olma biimi iinde bulunacaktr. Oysa, artk, eskiden var olmu bulunduu durumda bulunmadn duymaya balamtr. te ilk bilgi budur. Kokularn oalmas bilgileri de oaltacaktr. Karlatrmalar iyi kokularla kt kokular belirtecek, iyi kokularn mutluluu balayacak, anlar meydana gelecek, iyi kokularn hazzna ynelerek kt kokularn eleminden kalacak, yarglara varlacaktr. Heykel, sadece koku alma duyusundan yola karak birok soyut dncelere de eriebilmektedir. rnein bir kokudan baka bir kokuya gei heykelimizde gemi dncesini douracaktr. Sayfa 219

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi eitli zamanlarda srasyla ayn durumlar duymu olmas, bir deimeden sonra bir baka deimenin gelecei duygusu, heykelimizde gelecek dncesini douracaktr. Koku alma duyusuna, birer birer, teki duyular da eklenerek deneyler ilerletilince dncelerin daha da gelitikleri grlmektedir: Hele dokunma duyusunun katlmas insan aklnn gereklemesini tamamlayacaktr. Condillac'a gre sadece koku alma duyusunun incelenmesi bile bilgi alannda ok nemli sonular dourmaktadr. Bilgileri oaltmak ya da azaltmak iin duyularn saysn oaltmak ya da azaltmak yeter, duyular az olan varlklarn bilgileri de az olur. Bilgi, duyularn gc ya da saysyla orantldr. Duyumculuk (sensualisme) alannda Condillac'n yenilii, bu alana deneycilii sokmu olmasndadr. Gerekte, dnce bir hayli eskidir. .. V'nci yzyla kadar uzanmaktadr. lk duyucu saylmas gereken Demokritos (.. 420)bilgilerimizin kaynan duyularmzda bulmutu. ada byk kukucu Protagoras da onun dncesine katlm, felsefesini bu duyumcu temele dayamt. Sonra, Aristoteles'ten (.. 385-322), Locke'a (1632-1704) kadar birok dnrler, bilgi alanna duyular ynnden bakmlard. Dnce zincirinde Condillac, halkasn, Locke'un halkasna perinlemektedir. Ancak Condillac, duyularmzla birlikte aklmz da gz nnde tutan Locke'un bu ikiciliini elemi, akln da duyularn sonucu olduu dncesine vararak sadece duyular gzlemeye koyulmutur. Condillac'n bu heykel tasarmn, Diderot'nun sarlar ve dilsizler hakkndaki mektubundan ald sylenmitir. Condillac da Traite des Sensations adl kitabnn sonuna ekledii karlkta, tersine, Diderot'nun bu dnceyi kendisinden aldn ileri srmektedir. ngiliz filozofu John Locke'un bu iki ada Fransz iyice etkiledii aktr. Condillac'n heykeli, tek duyuyla bile, ak olabilir, kin gdebilir, umuda kaplabilir, korkabilir. nsan harekete getiren ilke, haz-elem ilkesidir. Gerekten de bizim ilk dncelerimiz sadece hazdan ya da elemden ibarettir. Haz duymasayd, heykelimiz, hareket etmesini hibir zaman istemezdi. Elem duymasayd, bu hareketini gerektii yerde durduramaz, yok olup giderdi. Demek oluyor ki, onun ho ya da ho olmayan duygularla her zaman karlamas gerekir. Onun btn hareketlerinin ilkesi ve kural bundan ibarettir. u halde sadece koku alma duyusu bulunan heykel en ok haz duyduu kokuya, sadece iitme duyusu bulunan heykel en ok haz duyduu sese ak olacaktr. Kendisine ac veren ho olmayan kokudan, ho olmayan sesten de tiksinecektir. Bunu anlayabilmek iin ak olmann, bir nesne karsnda hazlanmak ya da arzulamakla birlikte olduunu, tiksinmenin de honutsuzlukla birlikte bulunduunu gz nnde tutmak yeter. Umutla korku da, akla tiksinmenin doduu ayn ilkeden doarlar. Heykelimizin ho ya da ho olmayan duyumlar duymasn salayan alkanlk, kendisine, bu duyumlardan daha da duyabileceini dndrr. Dnlen bu duyum hoa giden bir duyumsa umuda, hoa gitmeyen bir duyumsa; korkuya yol aar. Heykelimiz sadece bunlarla da yetinmez, uyur, d grr, hastalanr, sarho olur. Heykelimizi hibir duyumla uyarmayalm, bu durum uyku durumudur. Byle bir durumda heykelin daha nce edindii duyumlar anmas, d grmesidir. Sadece koku alma duyusu bulunan heykel eer kendisine ok ac veren bir kokuyla karlamsa artk baka hazlar dnemez, tek dnd bu acdan bir an nce kurtulabilmektir. te bu, heykelin hastaldr. Nasl ki bizler de nceleri byk isteklerle aradmz hazlar ar Sayfa 220

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi hastalklarmzda istemez oluruz, artk sadece yeniden sala kavumay dnrz. Heykeldeki urann bsbtn duraca durumlar da vardr. Duymak gcn btnyle uyuturacak kadar gl bir duyum heykeli sarho eder. Heykelimiz erdemlidir. Condillac'a gre iyilik ve gzellik szleri, eyann hazlarmza ne suretle yol atklarn anlatrlar. Duygulu her yaratn gzellik ve iyilik stne kendine gre bir dncesi vardr. Gerekten de koku alma ya da tat alma duyusuna ho gelen her eye iyi; grme duyusuna, iitme duyusuna ya da dokunma duyusuna ho gelen her eye de gzel denir. Ayrca, iyilik ve gzellik tutkularla ve zihinle de ilgilidir. Tutkular okayan ey iyi, zihnin tat ald ey gzeldir, hem tutkularn hem de zihnin houna giden eyse hem iyi hem de gzeldir. Heykelimiz ho kokular, ho tatlar, kendi tutkularn okayan holuklar bilmektedir. Demek oluyor ki, onun iyilik stne bir dncesi vardr. Grd, iittii, dokunduu, zihninin de haz duyarak bildii nesneleri de bilmektedir. yleyse onun gzellik stne de bir dncesi vardr. Bundan kan bir sonu da, gzelle iyinin hi de salt (mutlak) olmaylardr. Bunlar, kendilerini yarglayan kiinin huyuna, suyuna, yapsna baldrlar. Gzelle iyi, birbirlerine karlkl olarak yardmda bulunurlar. Heykelin grd eftali, renklerinin canll yznden onun houna gider, bu eftali onun gzlerine gzel gelir. Heykel bu eftaliyi yer, grmek hazz tatmak hazzna karr, bylece bu eftali daha iyi olur. Faydal olmak, eyann gzel ve iyi olmasna yardm eder. Sadece grldkleri, tadldklar iin duyulan haz yznden iyi ve gzel olan meyveler, bizlere yararl bulunduklar da dnlrse, daha iyi, daha gzel olurlar. Yenilik ve azlk da bu bakmdan nemlidir. yi ve gzel olan bir nesnenin verdii aknlk, bu eyi ele geirmekteki gle katlrsa, bunu ele geirmekten duyulan hazz artrr. Eyann iyi ya da gzel olmas, tek dnceye ya da aralarnda birtakm bantlar bulunan birok dnceye dayanr. Tek tat, tek koku iyi olabilir. Ik gzeldir, tek bana alnacak bir ses de gzel olabilir. Ama ortada birok dnce varken, bir ey, dncelerin daha ok ayrt edilebilmeleri ve aralarndaki bantlarn da daha iyi sezilebilmeleri lsnde daha iyi ve daha gzel olur. nk bu halde ok haz duyulur. u halde erdem de, teki kavramlar gibi, verdii hazza, bu hazzn okluuna dayanmaktadr. Bir yandan da rgenler ancak birka duyumu dorudan doruya alabilirler, zihin ayn zamanda ancak birka dnceyi karlatrabilir. Pek ar bir okluk kargaala yol aar. yleyse byle bir okluk hazza, dolaysyla da eyann iyilik ve gzelliine zarar verir. Az saydaki duyumlar ya da dnceler de, bunlardan herhangi biri tekilere ar derecede baskn karsa, birbirlerine karr. Demek oluyor ki son derece iyilik, son derece gzellik iin, bunlar arasndaki halitann az ok birtakm oranlara gre yaplm olmas gerekir. yi ve gzel, herkesin kendi melekelerini kolaylkla kullanabilmeyi renmi bulunmasna da baldr. Bir zamanlar ok iyi ya da gzel olmu bulunan bir ey artk byle olmayabilir, buna kar heykelin hi dikkat etmemi olduu bir baka ey de gnn birinde son derece iyi ya da son derece gzel oluverir. Condillac, bu konudaki dncelerini u szlerle bitirmektedir: Koullara, durumlara gre heykelimizin verecei eitli yarglar tasarlamak kolay deildir. Kald ki byle bir tasarm olduka yararsz olurdu. Bizim iin olduu gibi, heykelimiz iin de, gerek bir iyilik ve gerek bir gzellik olduunu gz nnde tutmak; onun bu konuda daha az dnceleri bulunmasnn, daha az ihtiyalar, daha az bilgileri, daha az tutkular olmasndan ileri geldiini gzden karmamak Sayfa 221

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yeter. Btn bunlar yanl. Us ie karmaynca sadece duyularla bilgi edinilemez. Ama grdnz gibi, ne heyecan verici, gzel yanllar... unu da unutmamak gerekir ki bu abartmal yanllar yaplmasayd dorulara varlamazd. BEN. XViii'nci yzyldan beri birok retiler Kant temeli stne kurulmutur. Nitekim Alman idealizminin kayna da Kant retisidir. Kant retisi eitli biimlerde izlenmitir: Kimileri Kant' gerei gibi anlamaya ve anlatmaya almlardr. Vaihinger, Schmid, Beck, Reinhold, Maimon, Schulze gibi dnrler bu yoldadrlar. rnein Karl Leonhard Reinhold (1758-1823) Kant' yaymaya alrken Kant retisinin kandrc olmayan yanlarn gidermeye uramtr. Kimileri Kant' eletirerek yola kmakla beraber Kant'n izinde yryerek yeni sistemlere varmlardr. Fichte, Schelling, Hegel bu yoldadrlar. Kimileri de Kant' yeni biimlerde yorumlayarak ada dnceyle badatrmaya almlardr (Yeni Kantlk). O. Liebmann, H. Cohen, P. Natorp, E. Cassirer, H. Rickert bu yoldadrlar. ondokuzuncu yzyl dncesi, Kant'n at kapdan akmaktadr. Onu eletiren, ona direnen, onu amaya alan, ona eklenen; tek szle, onu bsbtn gerekletiren bir dnce akmdr bu lk direni, byk Alman dnr Johann Gottlieb Fichte'den (1762-1814) geliyor. Fichte'ye gre Kant'n buyruu, u tek buyrukta toplanabilir: Vicdanna gre davran... nk vicdan, hem genel bir yasay belirtir, hem insanl bir erek sayar, hem de kendi yasasn kendi koyar. nsan zgrdr, vicdan da bu zgrln bilincidir. nsan zgr olmasayd elbette szlayan bir vicdan da bulunmazd. yilerle ktleri birbirinden ayran bu vicdan, her insanda, insanln ortak bir yan olarak vardr. Bir baka deyile vicdan, insan lsnde deil, insanlk lsndedir. Erdem davranmakta, erdemsizlikse davranmamaktadr (isizlik, tembellik). nk davranmak, bal bana bir iyiliktir. Davranmak, zgrlmzn gereklemesidir. Fichte, grld gibi, burada da Kant' tan ayrlmaktadr. Kant'a gre her davran iyi deildi, Fichte'ye gre her davran iyidir, nk zgrln gereklemesi olan davranmak bal bana bir iyiliktir. Fichte, zgrle yepyeni bir anlam kazandrmaktadr: zgrlk, kendi kendini snrlandrr. nk zgrlk, insann en byk ereidir. Bu eree varabilme yolunda insan, baka insanlarn zgrlkleri karsnda kendi zgrln snrlandrr. Snrlandrmazsa zgrlk ereine ulaamaz nk... lk bakta kark gibi grnen bu tanmlama, gerek bir anlam tamaktadr. Sorunu biraz deersek grrz ki zgrlk, nce istek igdsyle kmldar. stek igds, sonra, yerini, kendinin etme igdsne brakr. Kendinin etme igds de, gelierek, yerini, kendindeki ve bakalarndaki insanl sayma igdsne brakr. Kaba igdlerden, incelmi bir igdye geen zgrlk de bylece snrlandrr kendini. Fichte'ye gre Kant'n dnenle dnlen ikilii de bir kuruntudur. Her ikisi de tek dncenin, akln iidir nk. Akln snrlar olduu dorudur ama, bu snrlar kendiliinden var olup da boyun eilen snrlar deildir. Akl, kendi kendini snrlandrmaktadr. Ben olmasayd, ben d da olamazd. Ben'i kaldrnz, evren de yok olur. Ben'siz (aklsz) hibir ey var olamaz. Ben dn yaratarak beni snrlayan da gene ben'den bakas deildir. Bir baka deyile, btn bunlar, objeler, zdekler, snrlar hep akln yaratlardr. Tek yaratc akl'dr, ben'dir. Akl; btn bu gerek sanlanlar kendisi yaratyor. Fichte'ye gre gerek olan tek ey, yapmak'tr. Kendimizi bilmek iin deil, bir eyler yapmak iin yaamaktayz. Kendisinden geldiimizi sandmz, Sayfa 222

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kendisine doru yneldiimiz ilke de varlk deil, dev'dir. Bizler bir devden geldik, bir deve doru gitmekteyiz. nsan, kendi zgrln bu devinden tr gerekletirmek zorundadr. Yapmaklmz gereken en nemli iimiz de budur. Benler, senler karsndadr. yleyse zgrlk de bireysel deil, toplumsal bir gerektir. Yukarda da sylediimiz gibi, benler, senler karsndaki zgrlklerini gene benlerinden tr, benleri iin snrlandrrlar. yleyse devletin de zorunluu gene benlerin senler karsndaki isteklerinden domaktadr. Gerek devlet, benlerin isteklerine uygun olan devlettir. Descartes'in dnce'si, yerini eylem'e kaptrma yolundadr. Felsefe, zaman gelince kck bir tersine evirmeyle meydana kacak olan geree doru ilerlemektedir. Henz ruhu olmak zorunda bulunan sistemler bile dncenin yle sanld kadar gl olmadn sezmeye balamlardr. Dnce nedir, nasl oluur, insann kafasna gkten zembille mi indirilmitir?.. Bu sorularn karlklar her ne kadar kesinlikle verilmemise de, var olmak iin dnmek'ten ok yapmak gerektii beliriyor yava yava. Balang eylemdi, diyor Goethe. Nitekim Fichte de bunu aka ortaya atmaktadr: Bir eyler dnmek iin deil, bir eyler yapmak iin yayoruz. zgrlkle zorunluk (hrriyetle zaruret) henz birletirilmemi'tir. Ama gene de, kar karya getirilip birbirleriyle tututurulmaktan kurtulmulardr. Kant, zgrln de bir zorunluk olduunu, zgrl bir baboluk sayarak zorunluun karsna karmann doru bulunmadn ortaya atmt. Fichte de, zgrl, doa yasalarndan baka, onlara stn bir zorunluk sayyor. Fichte'ye gre zgrlk, gerekletirilmesi gerekli bir devdir. Her eylem bir zgrl gerekletirme abasdr. nsann bir eyler yapmas, zgrln gerekletirmesi demektir. nk yapmak, bal bana bir zgrlk iidir. Yapmak demek; zgrl kullanmak demektir, zgrln gereini yerine getirmek demektir. Ne trl olursa olsun, bir ey yapabiliyor muyum? yleyse zgrm. zgr olmasaydm hibir ey yapamazdm. zgrlm, bana dardan verilmi deildir. zgrlmn yasasn ben kendi varlmda tayorum. O, ancak benimle vardr. Ama ylesine vardr ki, ancak eylemimle gerekleir. Yoksa zgrlk, kendi bana, durduu yerde, eylemsiz, hibir ey deildir. O, ancak eylemimle varlar. zgrlm zorunludur, nk gerekletirilmesi gerekir, gerekletirilmekle varlaacaktr. Onu gerekletirmek zorundaym, nk gerekletirmezsem ben de yok'um demektir. Var olmam iin yapmam (eylemde bulunmam) gerekir. Bu, benim iin kesin bir zorunluktur. Yapabilmem iin de herhangi bir ey, ne olursa olsun zgr olmam gerekir. yleyse, zgrlm de benim iin kesin bir zorunluktur. Ben; gerekletirmek zorunda bulunduum devimi (zgrlm) gerekletiriyorum. nk ben, ancak bununla mmknm. Fichte'nin k noktas ben'dir (sje). Ben olmayan'dan (obje) yola karsam, diyor Fichte, zorunlu olarak ben olmayann iinde nasl olup da bir ben bulunduum (ak bir deyile, bilincin maddeden nasl ktn, objenin iinde ya da yannda bir de sjenin nasl bulunduunu) aklamam gerekir. Oysa, bunu hibir zaman aklayamam. nk bu, bilinemez. Bu yol beni, kr bir doal zorunlua gtrr, zgrlm elimden alr. Ben'den yola karsam, btn ben olmayanlar aklayabilirim, zgrlm gerekleir. Ben olmayann beni nasl grd (ya da dnd) bilinemez ama, benim ben olmayanlar nasl grdm pek aktr. Sayfa 223

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bilin (ben, sje) nedir?.. Eylemsiz olarak dnlebilirse, hibir ey. Bilin, ancak eylemle bilin olur. Bilinci bilin eden eylemdir (action). Bilincin ii (ya da bilinlii) bilmek deil mi? Her bilme, bir eylemle balar. Ben, ben olmayan kavrayabilmek iin bir eylemde bulunacak, nce kendini ortaya koyacaktr. Benin kendi kendisini dnmesi bile bir eylemde bulunmasdr. Hibir eylemde bulunmayan ben, ben olamam. yleyse ben, ben olabilmek iin bir devi yerine getirmeliyim. Bu dev, her eyden nce, benliimi ortaya koyma (zgrlk) devimdir. Benliimde, ayn zamanda, zgrlmn en yce kantn da tayorum. Bu kant, vicdan'mdr. O, btn eylemlerimi amaz bir lyle deerlendirir. zgr olmasaydm vicdanm olamazd. nk, bylesine bir deer lsne gre deil, beni nasl gdyorlarsa yle davranmak zorunda bulunacaktm. Frtnann nne katlan yapran vicdan szlamaz, gtrlr, gitmek zorundadr, gidecei yolu zgr eylemiyle sememitir. Bir devi yerine getirmekte deil, sadece gdlmekte, gtrlmektedir. Benimse yle ya da byle davranm, her an, vicdanmca llmektedir. Vicdanm, beni verek ya da yererek, davranlarmdaki (eylemimdeki) zgrl belirtir. Vicdanm, zgrlmn bilincidir. Trem (ahlak) de zgrlmn sonucudur. zgr olmasaydm, ne trl olursa olsun, herhangi bir trem olamazd. zgrlksz davranlar, tre d davranlardr. Tremi zgrlm biimlendirir. Trem, devimin rndr. devim olmasayd, trem de olamazd. zgrlm, vicdanmda olduu gibi, tremde de grnr. En gl trem, zgrlm zgrlm iin istememdir. nk ancak bylelikle devimi yerine getirebilirim. Fihte'ye gre, zgrln gereklemesi olduundan, her eylem iyidir. Hibir eylem kt olamaz. Kt olan, eylem deil, eylemsizliktir. Eylemsizlik de, pek ak olarak, isizlik ve tembelliktir. sizlik ve tembellikte zgrlk gereklemez, bu yzden de dev yerine getirilmemi olur. yleyse gerek devlet, isizlie ve tembellie yer vermeyen bir devlet olmaldr. Her yurtta, alabilecek, kendi almasyla rahata geinebilecektir. Bunu salayamayan devlet, gerek devlet deildir. Bunu salayabilmek iin de, ekonomik alann tmyle devletletirilmesi, devlet eliyle dzenlenmesi gerekir. Ama devletin i ekonomik dengeyi salamas yetmez. D ekonomi, bunu her an bozabilir nk. yleyse d ticaret de devletletirilmeli, devlet bir kapal ticaret devleti olmaldr. Fichte, bylelikle, derinlemesine girememekle beraber, zgrln ekonomik ortamla ilgisini sezmi bulunmaktadr. Kapal Ticaret Devleti adl yaptnda, bu sezi, elle tutulurcasna grlr. Nitekim, diyalektik yntemi olumlu ve bilimsel bir yolda kullanan ilk dnr de Fichte'dir. Herakleitos'tan (.. 576-480) beri zaman zaman ele alnarak hibir yerde gerei gibi yararlanlamam olan diyalektik yntemi, Kant bile kmaz bir yol saymt. Fichte, bilgimizin, bir koyma, kar koyma, birlikte kavrama (thesis, antithesis, synthesis) ii olduunu yetkiyle ileri srd. Bilgi, Fichte'ye gre, bylesine bir karlama, atma ve btnlemeyle oluur: Ben, ben olmayan, benle ben olmayann birlii. BEN OLMAYAN. kinci direni, gene bir Alman dnr olan Friedrich Wilhelm Joseph Schelling'den (17751854) geliyor. Kant'a gre son erek treydi. Fichte de, baka deyilerden gelerek, buna katlyordu. Schelling'e gre son erek tre deil; sanattr. nsan, son ereine, sanatn yaratmalarnda varacaktr. Estetik akl, Kant'n teorik Sayfa 224

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi aklyla pratik aklnn bir bireimidir. Teorik akln verileriyle pratik akln verileri, estetik aklda birleirler ve aralarndaki uurumu kapatrlar. Sanat, kendi kendisini aan bir varlktr. Sanatnn iinde kendisini aan, kendisinden stn bir ses vardr. Bu ses, bir bakma, bilinsiz bir sestir, sanaty peine takp srkler. Sanat, bir eit, insanstdr. Bilinsiz yaratmayla bilinli davran, o tek alanda, sanatta kucaklarlar. Doayla zgrlk de sanatta birlemektedirler. Sanat, doann kopya edilmesi deil, doast bir yaratmadr. Sanat, gerek idelere varmaktr. Erdem, sanattr. Kant, salt'n (mutlak'n) alanna girilmesini yasaklyordu. Schelling bu alana sanat yoluyla girildii dncesindedir. Fichte, dnenle dnlenin ikiliini her ikisinin de ayn akln yarats olmalarndan tr; kaldryordu. Schelling'se bu ikilii, kartlarn birlii (tezatlarn ayniyeti) ilkesinden tr kaldrmaktadr (Herakleitos'u hatrlaynz). Schelling'e gre salt, rekle gerein birliindedir, buysa sanatla belirmektedir. Felsefe Tanry tasarlar, sanatsa Tanrdr. Bilim Tanrln ereidir, sanatsa gereidir. Evrende durgun olan hibir ey yoktur. Evren, srekli bir yaratma alandr. Evrende her ey, etki ve tepkilerin srekli olarak gidip gelmelerinde belirir. Felsefe, bir ift grn iinde, salt'n bilimidir. Kant'n retisine uyarak salt'n alanna girmeyecekse, ne syleyecek felsefe?.. zgrlk, bilincine varlm zorunluktur, diyor Friedrich Wilhelm Joseph von Schelling. lkin, Hollandal dnr Spinoza'nn dile getirdii bu ok nemli gerek Schellingin dilinde daha da anlam kazanmaktadr. zgrl gndelik dillerinde kullananlar, ondan bir baboluk anlam karmaya alrlar. Biroklar iin zgrlk, hibir etkiye bal olmadan her istediini yapabilmek anlamndadr. Byle olunca da zgrlk, zorunlu olarak, zorunluk'un karsna konur; zgrln zorunlua kar savunmasna giriilir, birinin tekine bamszln tantlayacak kantlar aranr. zgrlkle zorunluk arasndaki bu elime, ancak diyalektik bir yntemle zlebilirdi. zgrlkle zorunluun kkten ilikisini kavrayanlar, diyalektik yntemle alan dnrlerdir (Fichte, Schelling, Hegel). Kant'n, ok nemli sezilerine ramen bu yoldaki baarszl, diyalektik yntemi kmaz bir yol saym olmasndayd. Buna kar Schelling, yle demektedir: Doada her ey, etki, kar etki arasnda srekli bir gidip gelmedir, ayn zamanda kart ve birbirine bal iki ilkenin savadr (Herakleitos'un polemos'unu hatrlaynz). Ne ben (ruh) ben olmayan (madde), ne de ben olmayan beni meydana getirir, diyor Schelling; ben'le ben olmayan, dnce ve varlk, ruh ve madde, kartlarn birlii (tezatlarn ayniyeti) ilkesinden gelmektedirler. Daha ak bir syleyile, her ikisi de birlikte olarak birbirlerinin nedenidirler. Zorunlukla zgrln birliktelii de bu yzdendir. Schelling unlar da ekliyor: Ben nedir? Ben, ben olmayan kavrayan anlakla (zeka) ben olmayana direnen buyultunun (irade) karlkl atma ve etkileriyle gerekleir. Bunlarn atma ve karlkl etkileri, insan trnn hayat olan tarihi meydana getirir. Ben, nce duyumdu. Sonra i ve d algya (idrak) ulat. Daha sonra da ussal soyutlama (akli tecrit) izgisine vard. Benin gelimesi bu basamakla gereklemitir. Organik gelimenin bu basamana kar tarih de ada gelimektedir: 1- Eskia, duyum adr. Bu ada buyrultusuz bir anlak (iradesiz zeka) Sayfa 225

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi egemendir. Ben olmayanlar duyularla kavranr, ama onlara kar direnilemez. Bu yzdendir ki, bu ada kadercilik gldr. Ben, ben olmayanlara boyun emektedir (tez). 2- Yenia, i ve d alglar adr. Romallarn at bu ada kadercilie kar tepkiler balamtr. Buyrultu, anlakla atmaktadr. Ben, ben olmayanlara direnmektedir (antitez). 3- Gelecek a, ussal soyutlama a olacaktr. Ben'le ben olmayan (ruh ve madde, insan ve doa, dnce ve varlk), gittike, uyumu bir birlik halinde, kucaklamaktadrlar. Dnce, gittike gerekleecek ve gerek, gittike dnceleecektir (idealleecektir). dealle gerein birlii (aynl) belirecektir. Ama Schelling burada kalmyor. yle devam ediyor: Tarih, bir sre (zaman) iidir. Sreyse sonsuzdur. yleyse bu ilerleme de sonsuz bir ilerleme olacaktr. Bu yzdendir ki, gereklemi ideal, hibir zaman eriilemeyecek bir sonu, daha ak bir deyile, sonsuzluun sonucu olarak grnmektedir. Oysa dnce, kendisini meydana getiren ikiliin stne ykselebilir. nsan, ussal sezile kiisel aklnn stne kabilir, kendisinde kiileen aklyla evrende evrenselleen (objektifleen, kiiselliin dndaki) aklla birleebilir. nsan, kendisinden kt salt'a (mutlak) yeniden ulaabilir. Ama insan bu ulamay, anlak ve buyrultusuyla deil (zeka ve irade, dnce ve eylem), ancak, sanat yoluyla gerekletirebilir. Salt, ancak, gzellik duygusu olarak kavranabilir. Sanat ve din bir ve ayn eydir. Grld gibi Schelling de, dnp dolap mistiklie ulamaktadr. Schelling'de grlen bu mistiklik, diyalektik yntemin srkledii doru yolda yrrken baa gelen ufak tefek srmelerin sonucudur. nsan zgrl stne adl yapt, Schellingi yeniden kurtaracaktr. Sehelling, konuya u soruyla giriyor: nsanlarn zgr eylemleri tarihsel zorunlukla badatrlamaz m? Bu soru, XViii'nci yzyla gelinceye kadar, btn dnce tarihi boyunca sorulmu olan bir sorudur. lk bakta, bu kkl kartlk, birok dnrlere uzlatrlamaz gibi grnmtr. Zorunluk, bilinsiz doann hemen her alannda btn gcyle meydana kmaktadr. Braklan ta, belli koullar iinde, zorunlu olarak yere der. Bunun yasalarn biliriz ve tan dmek zorunda bulunuunu kolaylkla anlarz. Ama ya bilinli insan?.. Bilimsel anlay, bu bilinli ve buyultulu (iradeli, bir anlamda bana buyruk) varln da tarihsel fenomenlerin zorunluuna bal olmasn gerektirir. Bu gerei yadsmak, bilimi bir yana itip bilimselliin dna kmak demektir. Kald ki insann birok zorunluklara ne denli bal bulunduunu elle tutulurcasna grmekteyiz. Bal olduumuzu asla yadsyamayacamz bu tarihsel zorunluklar karsnda bilincimizin ve buyrultumuzun gc nedir? Daha baka ve ak bir deyile, zgrlmz var m?.. Var, diyor Schelling. nk zorunlukla zgrlk arasndaki kartlk, gerekte, bir kuruntudan baka bir ey deildir. Bunlar, birbirlerini , ortadan kaldrmak yle dursun, tam tersine, birbirlerinin kouludurlar. Zorunluk olmasayd zgrlk de olamazd. zgrln szn edebilmek iin zorunluu btn gcyle varlatrmak gerekir. yle ya da byle davranacam. zgrm. Dilediim gibi davranabilir miyim?.. Davran, elde edilmek istenen sonula birlikte gerekleir. zgrm, komumun kafasn krabilirim, ama soluu da karakolda alrm. zgrce davranmn sonucu, zgrlmn elimden alnarak drt duvar arasna tutsaklanmam gerektirir. Dahas var, komumun kafasn kracam derken, o benim kafam krabilir, elde etmek istediimin tam tersi bir sonula karlaabilirim. yleyse zgrlm, elde Sayfa 226

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi etmek istediim sonula gerekleecektir. Bu sonucu elde etmek iinse bir tahminde bulunmam gerekir, bu tahmini tutturamazsam zgrlm yok olur, gerekleemez. Buysa, pek ak olarak u demektir: Bakalarnn eylemlerinin zorunluu, benim zgrlmn kouludur. Amacm, komumun kafasn krmaksa, bu sonucu elde edebileceimi doru olarak tahmin etmeliyim ki, zgrlm gerekleebilsin. Bu sonucu doru olarak tahmin edebilmem, bakalarnn eylemlerinin yasalara bal bulunmas, baka bir deyile, nceden belirlenmi olmas, eit bir deyile, zorunlu olmasyla mmkndr. Bu rnekten aka anlalr ki, benim zgrlm, bakalarnn zorunluuyla gerekleebilir ve bunun dnda asla gerekleemez. Bakalarnn zorunluu, belli koullar iinde yapmamazlk edemeyecekleri eylemlerde belirir. Bu eylem zorunluu da, onlarn tarihsel zorunluuyla belirlenmitir. rnein, Romal bir kle, efendisinin yumruuna kar koyamazd. Onun tarihsel zorunluu bu trl bir eylem zorunluunu gerektiriyordu. Bylesine bir zorunluktur ki, Romal efendiye elde etmek istedii sonucu (zgrln) doru olarak tahmin ettirebilir. yleyse, pek ak bir gerektir ki, insanlar zorunlu bir davranla zgrlklerini gerekletirebilirler. Zorunluun bilincine varamamlarsa, zgrlkleri yoktur. EVRENSEL RUH. Platon'dan (.. 427-347) beri yzlerce yl, ikinci byk evrensel sistemi kurabilmek yolunda Georg Wilhelm Friedrich Hegeli (1770-1831) hazrlamak iin, binlerce dnr emek vermilerdir. Hegelin sistemi, gerein nndeki son admdr. Ondan sonra atlan, tek ama ok nemli, bir adm gerei btnyle ve bilimsel temelinden yakalayacaktr. Bu sonucu salayabilmek iin Hegelin adm atlmal; evrensel btn, nce, insanlar yadrgatmayacak bir yapda kurulmalyd. Bu, onlarn yzyllar boyunca alk olduklarndan tr sevimli bulduklar bir yapyd. Hegel, evrensel btn, bu khne yapy ustaca onararak kurdu. Hegel, genel olarak idealist akmn, zel olarak da Alman idealizminin son ve en byk temsilcisidir. Doruuna ykselmi bylesine bir idealizmin, gereki ve maddeci bir yzyln dnmc eylemlerine nasl temel olabildii hakl olarak sorulabilir. Ozan Heine'nin bildirdiine gre, 1831 yl kasm aynn 14. gn, kolera hastalndan lm deinde yatan Hegel, ancak iitilebilen bir sesle: Beni rencilerimden sadece Michelet anlad demi. Sonra, zntyle eklemi: O da yanl anlad. Oysa onu ok iyi anlayacak olan biri u sralarda on yandadr. Hegelin sistemine diyalektik bir bakla baknca, onun idealist d grnne kar, zce katksz maddeci bir alanda ilerledii grlmektedir. Diyalektik, onun iin, sadece dncenin deil, doann da gelime yasasdr. En kk bir bitkiden, bir bcekten, gkteki yldzlara ve insan dncesine kadar her ey, tek szle btn varlk, diyalektik elimelerin almasyla oluur. lkalarda bahesini sulayan bir Yunanl, ieine az su vermekle ok su vermenin ayn sonucu dourduunu, her ikisinin de iei ldrdn gryor ve bundan da varln var olabilmek iin bir kartlk tadn, varl srdrebilmenin bu kartln uyumasna bal bulunduunu seziyordu: Bu ilkel sezgiyi felsefe alannda dile getiren ilk dnr, antikan byk kesi Herakleitos'tu. Herakleitos, birbirine kar olan, birlikte giden, birbirinden ayrlan'lardan en gzel uyarlk: Harmonia diyordu. Durgun, bitmi, olduu yerde kalan hibir ey Sayfa 227

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yoktu; varlk demek, sonsuzca srekli bir olu demekti. Sradan kafalar bu szlerdeki evrensel gerei anlayamyorlard, bu yzden Herakleitos'a karanlk adn takmlard. Sokrates bile, kendisine onun yaptn okuyan Euripides'e: yle sanyorum ki, anladklarm ok gzel, anlamadklarm da. Herakleitos'un derinliine inebilmek iin Delos'lu bir dalg gerek demiti. Herakleitos'un karanl, aydnlanabilmek iin yirmi drt yzyl bekleyecekti. Hegel, Herakleitos'un hibir sz yoktur ki Logik' ime alm olmayaym der. Hegel'in diyalektii de diyalektik bir karakter tar, hem bir yasa, hem de bir yntem'dir. Evrensel varlk bu yasayla oluur, bu olumay kavramak iin de bu yntemi kullanmak gerekir. Bizzat Hegelin olumas da bu yntemle incelenince, bu olumann iki yan tad ve idealizmle materyalizm elimesini kkten ierdii btn aklyla belirmektedir. Hegel'e gre btn var olanlarn temelinde dnce yatar. Hegel bu temel kavramn dilegetirmek iin yazlarnn kimi yerlerinde geist, ide, us, tz kavramlarn da kullanmtr. Hi phe yoktur ki, dnce, nesnelerin temelindedir sav, tipik idealist bir savdr ama, bu sav ikinci yanyla, materyalist bir gerek tamaktadr. Dnce, bir bakma elbette nesnelerdedir; nk nesnelerden gelir, nesnelerden yansr. Bir sarayda bir kulbedekinden baka trl dnlr szyle, bu materyalist gerei dile getiren de gene Hegel olmutur. Hegel, Minerva'nn baykuu ancak karanlk bastktan sonra umaya balar der. Bu demektir ki, nce olaylar yaanlr, sonra o olaylarn dnceleri edinilir. nce zdeksel yaam vardr, sonra dnsel yaam balar. zdek, dnce' den ncedir. Hegel, Hukuk Felsefesi adl yaptnda bu materyalist gerei u szlerle dile getirmektedir: Realite; oluma srecini bitirdikten sonradr ki, dnyann dncesi olarak felsefe meydana kar. Hegel ylesine maddeci dnceler ileri srmtr ki, bunlar okurken, sanki Marx konuuyor sanlr. rnein, Tarih Felsefesi adl yaptnda yle der: Gerek devlet, ancak, snf ayrlnn var olduu zenginlikle yoksulluun pek byk oranlar kazand zaman ortaya kar. Gene ayn yaptta, eski Yunanllarn smrgelerini nasl kurduklarn anlatrken, devlet kurumunu metafizik bir anlayla en yetkin varlk sayar. Hegel, anamalcln emperyalist aamasn zmleyen Lenin'le ayn maddeci dzeye ykselir: Grekler, eitli kentlerde siyasal gc ellerinde tutuyorlard. Uzun bir durgunluk evresinde nfuslar artmt. Bunun sonucu u oldu ki, gittike daha byk bir yoksullukla yan yana gelien byk bir servet birikimi gerekleti. Sanayi yoktu, topraklarn tmne el atlmt. Yurta yoksullua gmlmemek iin tek kar yol, smrgeler edinmekti. 1955 ylnda Hamburg'da beinci basks yaymlanan Die Vernunft in der Geschichte adl konumasnda da yle demektedir: Dnya tarihi... herhangi bir bilinli erekle balamaz. Yaamnn incelenmesi de, Hegelin kiisel oluumunda birok elimelerin varln meydana karr. Stuttgart'ta bir mal memuru olan babas, onu Protestan papaz yapmak istemiti. Hegel, on sekiz yandayken, Tbinge'n'e bu amala gitmi ve Tbingen niversitesinde be yl Tanrbilim okumutur. Ozan Hlderlin'le dnr Schelling de Tbingen'deymiler. Dostluklar orada balam. Hegel'de, bu metafizik eitimin biimlendirdii mistik yap bir sre sonra kartna dnm; bata Hristiyanlk olmak zere her trl dogmay yadsyan bir Tanrtanmazla varmt. Bir utan br uca gelien Hegel, sonunda, yeniden ama, daha yksek bir dzeyde idealizme ularken, Sayfa 228

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gerekte, akld olan her eyi rtmek ve dnyada akl denilen insansal yetiyi egemen klmak istiyordu. Dnya aklla zde olmalyd ki insan iin bir anlam tayabilsin. te, Hegel'in, sonu evrensel dnce'ye varan dnsel maceras bylelikle balamtr. O, bu dileini dile getirmek iindir ki, ussal olan her ey gerek ve gerek olan her ey de ussaldr demiti. 1789'da Fransz Devrimi gerekletii zaman yirmi dokuz yandayd. Devrime hayranlkla bakyor ve insanlk tarihinde ilk kez bilin'li bir olgunun gerekletiini dnyordu. Dnya, kafa stnde duruyor nl sz, Fransz Devrimi iin sylenmitir. nk Fransz Devrimi, onun iin, tarihte ilk kez, insansal eylemlerde dnce'nin egemenliini onaylamt. Artk dnya, dnce'yle biimlenmeliydi, dnce'ye aykr olan hibir ey gerek saylmamalyd. Hegelin kafasnda dnya'yla akl, dnce'yle gerek bylece zdelemiti. Hegelin yaad a, XViii'nci yzyln son otuz ylyla XiX'ncu yzyln ilk otuz yldr. Pek ok bilimsel bulgular insan dncesini aydnlatm bulunmaktadr. Yeni bir dnya gr gereklemeye balamtr. nsanlar, artk, dnyann durmadan dndn ve deitiini grmektedirler. Sokakta bir kedi yavrusuyla oynayan ocuklar bile, kedi yavrusunun dnden bugne kendisiyle zde kalmadn anlamaktadrlar. 1789 Fransz Devrimi, insanlarn, eski'yle btn balarn koparabileceklerini ve onun yerine bilinli abalaryla yeni'yi koyabileceklerini tantlamtr. Hegel, Hukuk Felsefesi'nde, Zamana, ne istediini ve ne anlama geldiini syleyen ve sonra da bunu gerekletiren adam, zamann byk adamdr derken, ana, ne anlama geldiini ve ne istediini syleyebilmenin abas iindedir. Yukarda sz edilen Tarihte Us balkl konumasnda da, insanca olan her eyde, insanca olduu ve hayvanca olmad srece dnme vardr derken, duyularn getirdii verilerden yansyan gnlk dnme'den ok farkl olarak, birbirinden treyen kavramlar dizisiyle dnmeyi, felsefesel dnme'yi dile getirmektedir. Hegel'in diyalektik mant, bylesine bir dnmenin rndr. Hegel, ann, Aristoteles'in kalplam biimsel mantyla aklanamayacan grmtr. Formel mantn nl yasas, bu an, hzl ve srekli deiimlerine gereken karl verememektedir. Bu mantn nl yasasnn tam tersi olarak; bir ey hibir zaman kendisiyle zde deildir, bir ey her zaman baka bir eydir ve kendisiyle elime halindedir, bir ey ayn zamanda hem kendisi hem de bakasdr ve bir nc olanak iindedir. Hegel'e gre her eit yaamn, edeyile her eit hareketin kayna elime'dir. Bu demektir ki, insan dncesi soyut bir terim ortaya koyar, sonra da buna kart bir terim ileri srerek dncesini devindirir. Dnce, bu kart terimlerin her birini stn bir sentezde gerekletirerek nc bir dnme evresinde kendi birliine kavuur. Bylece, sentezden senteze ykselerek soyuttan somuta doru ilerler. Mevlana Celaleddinin rencisi Sryanos'un, bana Tanr olduumu Mevlana retti dedii gibi, Hegelin rencisi ozan Heinrich Heine de bana Tanr olduumu Hegel retti demektedir. Hegel dncesi, zorunlu olarak bu mantksal sonuca varmtr. Dlap doalamas bakmndan Tanr kavramyla anlamda klnan dnce, en yetkin aamasna insan bilincinde ulatna gre, bilinli insan kanlmaz bir biimde Tanrlamaktadr. Hegel de, ann en stn bilincini tamakta olduundan bu oktanrl evrende zorunlu olarak Zeus'lemitir. Bu yzden de, lmne yakn yllarda, svglere uram ve dinsiz saylmtr. Sayfa 229

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Berlin niversitesi Felsefe Profesr Hegel, bir baka byk Alman'n, ozan Goethe'nin, bir iir, anlalmas ne kadar g olursa o kadar iyidir yargsn benimsemie benzer. Dili, her okuyann anlayamayaca kadar profesrce'dir. Bu yzden de, kendisiyle kyaslanamayacak birok dnrlerin eitli yaptlar evrildii halde, birka kk paras dnda, hibir yapt dilimize evrilmemitir. Felsefe stne konumaktan ok iskambil oynamay severmi, her gn buluup iskambil oynad dostlarn da ounlukla kendi dncelerini soramayacak aydn olmayan kiilerden seermi. Minerva'nn baykuu, onun iin, ancak karanlk bastktan sonra umaya balamaktadr. Hegelin byk nemi, insan dncesinin en yetkin bireimi olan eytiimsel zdekilik'in en son ve en byk savn gerekletirmi olmasdr. Eytiimsel zdekilik, bizzat Hegelin diyalektii gereince, Hegelciliin almasyla gereklemitir. Bundan trdr ki, Hegelcilik bilinmeden eytiimsel zdekilik ve her ikisi derinlemesine bilinmeden doasal, toplumsal ve bilinsel gerekler kavranamaz. Eytiimsel zdekiliin kurucularndan Engelsin gsterdii gibi, eytiimin byk ve temel yasas niceliin nitelie ve niteliin nicelie dnm, kartlklarn birbirlerini iermeleri, yadsmann yadsnmas yasalar Hegel tarafndan aklanmtr: Her de Hegel tarafndan idealist bir biimde salt dnme yasalar olarak gelitirilmitir. Yanlgs, bu yasalarn, doa ve tarihten karlaca yerde, onlar dnmek iin ileri srlm olmasndadr (Engels, Diyalektik der Natur, diyalektik blm). Marx da yle der: Diyalektiin Hegel'in elinde brnd gizemsellik, diyalektiin genel hareket biimlerini ilkin onun ortaya koymu olduu gereini hibir biimde glgeleyemez. Hegel'de diyalektik ba aa durur. Gizemsel kabuk iindeki gerek z bulmak iin onun tersine evrilmesi, ayaklarnn stne oturtulmas gerekir (Marx, Kapital, cilt 1, kitap 1, Ankara 1970, s. 28). Hegelcilik, Kant felsefesinden yola kar ve insan usuyla nesnel gerei tmyle birbirinden ayran ve aralarna almaz bir duvar eken Kant'n tersine, insan usuyla nesnel gerei bir ve zde sayar. Hegel'e gre, gerek olan her ey ussal ve ussal olan her ey de gerektir. Ne var ki bu, ussal' nesnel gereklikten karan bir deyim deil, tersine, nesnel gereklii ussal sayan bir deyimdir. Ona gre dnce, eitli yazlarnda bununla anlamda olarak us, tz, geist, ide terimlerini de kullanmaktadr her trl nesnel gereklikten ncedir ve zamanla doalaarak evreni ve btn evrensel varlklar meydana getirmitir. Dncenin deiimleri zdein deiimlerinden meydana gelmez, tersine, zdeksel deiimler dncenin deiimlerinden meydana gelir. te dnce'nin bu saltkl, temellii ve ncelii Hegelciliin idealist yapsn biimlendirir. Dnce, diyalektik olarak, kendi kendisiyle elierek gelimi ve sonunda doay meydana getirmitir. Hegelin bu varsaym belli bir anlamda Platon ideacln ki bizzat Hegel kimi yerde dnce yerine idea deyimini kullanmaktadr yeniler. Bu eski varsayma gre zdek, dncenin rndr. Hegel bu sonuca neden ve nasl varmtr?.. 1817 ylnda yaymlanan E'ncyclopedie'sinde yle der: Son gelen felsefe, daha nce gelmi olan btn felsefelerin sonucu olup, tmnn ilkelerini kapsamak zorundadr. Felsefe tarihinin temel dorultusu izlendiinde, aslnda dnsel bir ura olan felsefenin, fiziki dnrlerin zorunlu zdekiliine ramen, dnceci bir yapda geli'tii grlecektir. nsan, bilimin denetinden yoksun bulunduu alarda kendi dncesine gvenmeseydi Sayfa 230

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi felsefe yapamazd. Dnceye olan bu gven, zorunlu olarak dnce'yi temel klar. Felsefenin bu ana dorultusunda Hegelin balca uraklar Herakleitos ve Kant'tr. Herakleitos'un hibir sz yoktur ki logik'ime almam olaym der. Srekli olu dncesinin gerektirdii diyalektik, Herakleitos kaynandan fkrmtr. Hegelin yaptn okurken Lenin, bir yapran yanna u szleri yazmtr: Diyalektik, insan zihninde deil, fakat dncededir, yani nesnel gereklikte.... Lenin, Mantk stne Defterlerinin son satrlarnda da unu syler: Hegelin z konusu diyalektik yntemdir. Mantk'nn tm ve zeti, son sz ve z budur. Bu, son derecede dikkat ekicidir. Hegelin en idealist yaptnda en az idealizm vardr. Bu, eliiktir ama, ak ve gerek bir olaydr. Hegel, diyalektii dncenin gelime yasas yapmtr. Bu hareketli dncedeki hareketin kayna da elime'dir. Bu demektir ki, insan dncesi soyut bir terim ortaya koyar, sonra da buna kart bir terim ileri srerek dncesini devindirir. Dnce, bu kart terimlerin her birini stn bir dzeyde gelitirerek nc bir dnme evresinde kendi birliine kavuur. Bylece, bireimden bireime ykselerek soyuttan somuta doru ilerler. Kant, doay saltk saym ve dncenin bu alana asla sokulamayacan ileri srmt. Hegel, dnceyi saltk sayarak, Kant'n tersine, doann, bu saltk dncenin rn bulunduunu savunmutur. Bununla beraber Kant'n zellikle tarih gr, tarihi, sanki bir dnce tarafndan ynetiliyormuasna nceden belirlenmi bir eree doru ilerletir. Hegel'de de dnce, doada ve tarihte bylesine ikindir. Her iki gr de, belli bir noktada, doadan nce bir mantn varl'n kabul eder. te Hegel de bylesine bir mantk'tan yola karak doay bu mantkla kurmu bulunmaktadr. Hegel'e gre var olmak, olu halinde bulunmaktr. Srekli olu halinde bulunmay da varln znde bulunan elime salar. Varlk, hem kendisi olan varlk ve hem kart olan yokluun elimesiyle varlamtr. Sadece kendisi (varlk) olsayd devimsiz ve ksr kalrd, sadece kart (yokluk) olsayd gene devimsiz ve ksr kalrd. Varlk, ayn zamanda hem varlk, hem de yokluk olduu iindir ki, vardr. Varln znde bulunan varlatrc g (Os. Muharrik ruh, Fr. L'ame mobile) budur. elime, oluun itici gcdr. Her. varlama yoklamay, edeyile her olumlama yadsmay ierir. Gelime, bu ieriksel elimenin sonucudur. Bu sonu, toplumun gelimesinde de grlr; bir zaman iin topluma yararl bulunan yasalar ve kurulular, bir zaman sonra toplumun yeni karlaryla elierek kendi kartlarna dnrler. Akl aklszla, adalet adaletsizlie, yarar zarara dnr. Gelimi aama, bu elimeden doar. rnein adaletsizlik adaleti yadsr, ama bu yadsyan adaletsizlik de yeni bir adaletle yadsnr. Sentez, yadsmann yadsnmasdr. Hegel, Mantk adl yaptnda yle der: Bu, yeni bir kavramdr. Ama ncekinden daha zengin, kartyla zenginlemi, edeyile hem kendisini hem kartn birlikte tayan, ncekinden daha gelimi bir kavramdr. te kavramlar sistemi bylelikle gerekleir ve kesintisiz bir ak iinde ilerler (bid, kitap 1, giri). Oysa ilerleyen sadece kavramlar deildir, bu kavramlarn iinde ikin olarak saltk dnce ilerlemektedir. Bunun gibi, tarih de, saltk dncenin zaman iindeki gelimesidir. Dnce, saltk olduu halde, nasl oluyor da ilerliyor ve geliiyor?.. Hegel'e gre dnce, evrensel bir temel olma bakmndan saltktr; yeniden kendisine dnmek ve sonsuzca saltk kalmak zere bir maceraya kmtr, kendisine yabanclaarak doalamtr, insan bilincinde kendisini tanyarak bu yabanclamay am ve macerasn tamamlam bulunmaktadr. Bu demektir ki, saltk dnce, bir sre iin kendisini tarih ve doa iinde yanstmtr. Sayfa 231

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Gk cisimleri, saltk dncenin doalama yolunda att ilk admdr. Astronomik kozmos, saltk dncenin kendisine ilk yabanclamasdr. tme ve ekme, ayrlma ve birlemeden ibaret elimelerle doasal cisimler olutu Doalama, srasyla; kabuklular, yumuakalar, bcekler, balklar, srngenler, kular, memeliler boyunca srp gider. Bu yabanclamann sonunda da en yetkin organizma olan insan meydana gelir ki saltk dnce, kendisini yanstacak aynaya kavumu olur. Artk zdeksel yapda daha fazla doalamak gerekmeyecektir. nsanda beliren ve kendisine kavuan saltk dnce, evrimsel gelimesine bilin, ruh, akl alannda ki bunlar ayn eylerdir devam edecektir. nsan, z gerei ruh, edeyile bilin ve zgrlktr. Saltk dnce, doalama macerasnn sonunda ilkin insan bilincinde, edeyile bireysel bilinte kendisini tanmtr (Al. Subjektiver geist). Sonra, baka bireylerle bantl olarak bir kltr dzeyine atlam ve kendi zne uygun bir toplumu gerekletirmitir (Al. Objektiver geist). Sonunda da, kendi kendisinin bilincine ulaarak (Al. Absoluter Geist) felsefe, din, sanat gibi deimez, lmsz, saltk deerleri gerekletirmektedir. Baka trl bir syleyile, birey, nce znel bir ruh tar. Gelitike bu ruhun ortaklaaln kavrar. znel ruh, bu kavrayla, yerini nesnel ruha brakm olur. Nesnel ruh, nce, ortaklaa zgrlk demek olan hak biiminde belirir, hakkn en belli biimi de zel mlkiyettir. Her birey, zgr eylemleri sonucu, mal sahibi olmak ve maln bakalarna vermek hakkn tar. Bu veri, szleme'dir. Szleme, tohum halinde devlet'tir. Oysa birey, hak'la eliir ve onu yadsr, bu yadsmadan su doar, su da ceza'yla eliir ve yadsnr. Hak, bylelikle gelimektedir. Bu gelime sonunda en yetkin varlk olan devlet meydana gelir. Ama devlet, ne kadar yetkin olursa olsun, saltk dncenin amac olamaz. zgrlk ruhun zdr, hibir devlet, kiiye bu zgrl veremez. Ruh, gerek zgrln gene ruhun alannda bulabilir ve sanatn, dinin, felsefenin zgr alanlarnda devletin stne ykselir. Grld gibi; doann, insann ve toplumun yaratcs olan saltk dnce (Al. Absoluter Geist) ya da evrensel ruh (Al. Weltgeist, Allgeist), laik bir Tanr ya da derece derece alp salarak her varlkta beliren gizemsel bir doa tanrdr. Hegelcilik deyimi, zel anlamda Hegelin retisiyle lmnden sonra 1835'te balayp 1848'e kadar sren sa (Heinrich, Gabler, Gschel vb.) ve sol (Bauer, Ruge, Straus, vb.) Hegelcilii; genel anlamdaysa ngiltere'de gelien Anglo-Hegelcilik, Amerika'da gelien St. Louis Hegelcilii, Almanya'da gelien Yeni Hegelcilik (Glockner, Lasson, Kroner vb.), talya'da gelien Hegel rnesans (Benedetto Croce, Giovanni Gentile) gibi Hegelci akmlar adlandrr. Georg Wilhelm Friedrich Hegel, genel olarak idealist akmn ve zel olarak da Alman idealizminin son ve en byk temsilcisidir. retisi saltk dncecilik adyla da anlr, nk retisinin temeli saltk dnce'dir. Bununla beraber o, gene de bir nesnel dncecilik gelitirmitir, nk evrenin temeline koyduu bu saltk dnce insan bilincinden bamsz bir dncedir. Denilebilir ki Hegel eytiim stne her eyi sylemitir, ama yanl sylemitir. Hayranlkla aknl bir arada uyandrnn nedeni budur. rnein yaps gerei sonsuz bir sre olan eytiimle (diyalektikle) Hegel, dnyann ve bilginin gelime bakmndan bitmi ve tamamlanm olduu sonucuna varmtr. Hegelin doru koyduu yasalardan kard yanl sonular bizzat kendi kendileriyle eliir ve kendi kendilerini yalanlarlar. Hegelci mantk yanyana sralanan dorularla yanllarn ikicilii ve elikileriyle doludur. rnein Hegel'de doru olarak eytiimin z saylan elime; yanl Sayfa 232

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi olarak mantksal, isel ve evrimsel ynlerde iler. Oysa elime, bunun tam tersine, tarihsel, dsal ve devrimsel ynlerde iler. rnein Hegel'de doru olarak eytiimin elikisel gc saylan kartlar, zdetir; oysa kartlar, zde deil, toplumsal srete antaonist (uyuturulamaz) biimler de alarak baml ve birlik halindedirler. Bunlara benzer daha pek ok rnekte de belirdii gibi, Hegelcilik bir dlktr, nk kurgusal varsaymlara dayanr. Hegelin bu ikicilii ve elikili tutumu, sisteminin hemen her yannda yansr. Siyasal dncelerindeki devrimci yanlarla tutucu ve gerici yanlar, dncecilii tantlamak iin zdeki eler kullanmas, srekli devimi ilerisrerken deimezlii savunmas bu ikici ve elikili tutumun en belli rnekleridir. Dahas, btn bu ikici tutum iinde dnceci bircilii gerekletirmeye almasdr. Hegel felsefesi, antika Yunanllarnn Elea retisiyle onu gelitiren Platon-Aristoteles temeline dayanr. Bu, felsefenin temel sorununda dnceci (idealist) yan tutan dnceci bir felsefe geleneidir ki tarih boyunca hep ayn kalm ve ayn sav eitli biimlerde yinelemitir. Hegelin bu eski ve deimez sava katt yenilik, onu zdeki elerle tantlamaya almaktan ibarettir. Elea'llar tek ve deimez bir varlk olduunu ileri sryorlar, ok'luun ve deiik'liin sonucu olan olu'un dsel bir grnten baka bir ey olmadn sylyorlard. Dayandklar gereke de duyusal olann yanltcl ve ussal olann gerekliiydi. Platon bu sav yeni yorumlarla gelitirmiti. Duyumu incelemi ve onun gerei bildirmekten uzak bulunduu kansna varmt. En kaba duyumlarmz bile kavram'larla dile getiriyorduk. Bu, sadece bir dile getirme sorunu deildi.Deil bakalarnn duyumlarn, kendi duyumlarmz bile eitli ussal snflandrmalar yapmakszn bilemezdik. dm derken yenin kendi bedenimiz olduunu, onu talardan, bitkilerden, hayvanlardan ve teki bedenlerden ayrabildiimiz, edeyile bir sr kavramla snflandrabildiimiz iin biliyorduk. Kendi bedenimizin m olduunu da onu kanmalardan, kzarmalardan, snmalardan ayrabildiimiz, edeyile bir sr kavramla snflandrabildiimiz iin biliyorduk. Demek ki bilgi kavramsald. Kavramlarsa duyularn deil, btn bu snflandrmalar yapan usun rnydler. yleyse bilgi, nesnesel deil, ussald. Kendiliinde nesne yoktu, bir grntden ve bir hiten baka bir ey deildi. rnein masa, kendiliinde neydi? Onu sertliinden, renginden, boyundan, grevinden vb. edeyie kavramlarla dile getirdiimiz niteliklerinden soyutlarsak geriye ne kalrd? Bir hi. Hi demek, yok demekti. yleyse gerek olan, nesneler deil, kavramlar ve edeyile geneller (evrenseller, tmeller)'di. Masa, bu genellerle varlk kazanyordu. Ama masann bizim bilincimizin dnda var olduu da bir gerekti, bu demekti ki, geneller de bizim bilincimizin dnda vardlar ve nesneldiler. Platon bu nesnel genel'lere idea adn verdi ve nesnel dnceciliin (objektif idealizmin) temelleri de bylece atlm oldu. Hegel, Aristotelesin katksna da sahip karak, bu temellerin stnde ykselmektedir. Aristotelesin bu dnceci gelenee en byk katks ereksellik anlaydr. Aristotelesin biimi, bilimsel nedensellik anlayndaki sonu deil, bir erek'tir. nk o, mantksal bir ncelik tar ve srecin balangcndan beri sebep (Fr. Raison)in iinde vardr. Palamut sebebi meelik ereini iinde tar, byle olmasayd palamuttan mee kmazd (Bilimsel nedensellik anlaynda neden (Fr. Cause) sonucunu iinde tamaz, rnein sda madensel cisimleri geniletme olgusu yoktur, madensel cisimlerin genilemesi sonucu s nedeninden ayr bir olgudur). Bundan baka erek, Sayfa 233

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi sebepten ncedir (Bilimsel nedensellik anlayndaysa neden, sonucundan ncedir). Ama bu, bir zaman ncelii deil, bir mantk nceliidir (Nasl ki mantkta ncller varglardan zamansal olarak ncel deil, mantksal olarak nceldirler). Aristoteles'e gre, dnyalama sebebinden ncedir. nk o, birbirlerini oluturan btn sebeplerin bandan beri vardr. Ama bu, dnyalama olgusunun balama zamanndan nce dnyalama ereinin var bulunduu anlamna gelmez. nk erek ya da biim, geneldir. Genellerse zaman ve uzay ddrlar, zaman ve uzay iinde bulunmayan yok demektir, demek ki geneller (tmeller ya da evrenseller) var bulunmayan varlk'lardr. Gerek olan da bunlar olduuna gre demek ki asl gerek, var bulunan deil, var bulunmayandr. Var bulunan grn'lerin gerekdlklar ve sahtelikleri de bu dnceci mantksal uslamlama sonucudur. Bundan baka; zaman ve uzayd olan saltk'tr, demek ki asl gerek varlk saltk'tr. Tanr kavramna da, dinsel yolun dnda, felsefesel yoldan bylelikle varlm olmaktadr. Aristoteles erek (Yu. Telos)'ten tanr (Yu. Theos)'ya bylelikle gemi oluyor. Bu tanr, Aristotelesin tanmyla dnmenin dnmesi'dir, edeyile kendi kendisini dnen dnce'dir. Dnce de zihin (Fr. Esprit)in z olduuna gre gerek saltk zihin (saltk ruh)'dir. Grld gibi dnceci (idealist) retide us, dnce, zihin, ruh ve tanr bylelikle zdeleme olmaktadrlar. Hegel, Felsefe Tarihi Dersleri'nde yle der: Felsefeyle dinin ortak bir ierii vardr, sadece biimleri farkldr. Felsefe, dinin hayal rn olarak sunduu eyi, kavramsal olarak yakalar. Hegel, ite bylesine kavramsal bir felsefe gelitirmitir. Ad geen yaptnda unlar da ekler: Usuluk, ierik ve biim bakmlarndan felsefeye ters der. erik bakmndan ters der, nk gkyzn bombo brakm ve her eyi sonlu ilikilere indirgemitir. Biim bakmndan ters der, nk onun biimi zgr ve kavramsal olmayan uslamlamadr... Felsefe, nceden kendisine dayanak olarak verilmi bir nesne stnde dnmez. nk onun ierii zaten dncesidir. Felsefede saltn dnce gibi olmas gerekir (Hegel, Vorlesungen ber die Geschichte der Philosophie, 65, 92, 97, 107). Hegel'e gre felsefenin grevi evreni aklamaktr. Evreni aklamak felsefenin trebilim, bilgi kuram, metafizik vb. gibi btn teki sorunlarn da aklamak demektir. Evreni aklamak, onun sebebini aklamakla olur. Evren, nedensellikle aklanamaz. nk her ilk nedenin de bir nedeni olmaldr, kendisi aklanamayan bir ilk nedense evreni aklayamaz. Evreni aklayabilecek olan, bir ilk neden deil, ilk sebep'tir, bir ereksel sebep. nk ancak odur ki kendi ereiyle kendisini aklar. Sebebin bizzat kendisi bize sebebini aklar, nk neden sonucunu iermez ama sebep ereini ierir. Hegel'e gre evrenin ilk sebebi ya da ilkesi, Platon'da olduu gibi btn geneller deil, bu btn genelleri de ieren bir geneller geneli olmaldr. Bu sav, Hegeli, biimler biimi'nin yaratcs Aristoteles'e yaklatrr. Ne var ki Aristoteles de Elea'llar ve Platon gibi, zdei bir trl yadsyamamt. Dikkat edildiyse dnceciliin (idealizmin) antika temelinde zdein hibir zaman yadsnamam olduu grlr. Elea'l Parmenides, tm dnceci savlarna karn, varln kre biiminde olduunu ve uzayda bir yeri bulunduunu sylemitir. Demek ki varlk, zdekseldir. Platon dea'larn rneklik ederek biimlendirdii nesnelerin, biimsiz ve belirsiz de olsa, zdek olduunu kabul eder ve onu da dea'lar kadar ilksiz ve sonsuz sayar. Bundan baka Platon, dea'larn bir baka dnyada bireysel varlklar bulunduunu ve l ruhlarnn bunlar gidip Sayfa 234

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi grebildiklerini de ilerisrer ki bu da onlarn zdekselliinin dolayl bir kantdr. Aristoteles'e gre her biim bir st biimin zdeidir, bylelikle sonunda zdeksiz biim'e varlr ama, aradaki saysz biimlerde zdeksellik kaynar. Hegel, zdekten kurtulabilmek iin, Kant'n duyusal genellerle duyusal olmayan geneller ayrmndan yararlanr. Kant'n nsel ulamlar, duyusal olmayan genellerdir. Hegel'e gre de evrenin sebebi olan geneller geneli, bylesine duyusal olmayan bir genel olmaldr. Nesneler, bir geneller toplamndan baka bir ey deildirler (rnein masa, eitli niteliklerini belirtmek iin ona uygulanan kavramlar dnda bir hitir), demek ki geneller de nesneldirler. Bundan baka zneyle nesne zdetir, bu sav dnceciliin temel ilkesidir, ayrca bundan tr de dnce rn olan geneller nesneldirler. zneyle nesne, edeyile bilenle bilinen zde olmasayd bilme olgusu gerekleemezdi ve nesne zorunlu olarak Kant'n varsayd gibi bilinemez olarak kalrd. Hegel'e gre bilinemezin varolduunu sylemek, ona bir kavram uygulamaktr, bir kavram uygulamaksa onu bilmek demektir: Daha ak bir deyile, ona bilinemez demekle onu bilmi oluyoruz. Evrende bilinmeyen ve belki de sonsuzca bilinmeden kalacak olan pek ok ey vardr, rnein ayak basamadmz bir uzay gezegeninde neler olup bittiini bilmeyiz, ama bu onlarn yaps gerei bilinemez olduklar anlamna gelmez. Evrende az bilinen ya da ok bilinen eyler vardr, ama yaps gerei bilinemez olan, edeyile kendisine bir kavram uygulanamayan hibir ey yoktur. Bilinemez deyimi, bizzat eliik bir deyimdir. Kant' bilinemezcilii bylesine eletiren ve kkten rten Hegel bundan bilenle bilinenin, edeyile zneyle nesnenin zdelii sonucunu karr. Aka yle der: Felsefe, znde, tmyle dnceciliktir. Eski ya da yeni btn dnrlerin ilerisrdkleri ilkeler, su, zdek, atom vb. nesneler deil, dnceler, edeyile genellerdir (Hegel, Wissenschaft der Logik, son blm). Hegel, bylece, evrenin ilk sebebi olarak duyusal olmayan genelleri, edeyile ulamlar ele almakta ve bunlardan da bir geneller geneline varmay amalamaktadr. Hegel, bu ulamlar birbirinden karsar ve her birinin zorunlu olarak btn tekileri ierdiini ilerisrer. Amac, aklamann zorunlu gerei sayd bircilii (monizmi) gerekletirmektir. Bircilik gereince evrenin on iki tane ilk sebebi olamaz, bunlarn bir tek ilk sebepte toplanmas gerekir. Kald ki Hegel, Kant'n on iki saysnda dondurduu ulamlarn ok daha fazla olduu kansndadr. Bundan baka Hegel, kendinden nce ileri srlm btn genellerin soyut geneller olduklar iddiasndadr, bundan tr de ilerinde kendilerinden baka hibir ey tayamaz ve dolaysyla birbirlerinden karsanamazlar, kendinin ilerisrd genellerse somut geneller'dir ve bundan tr de tm trlerini kendi ilerinde tamakta ve birbirlerinden karsanabilmektedirler. Demek ki sorun, ilk ulam, btn brlerinin kendisinden karsanabilecei ulam bulmaktr. Bu ilk ulam, hem zorunlu olarak ilk ve hem de en genel ulam olacaktr. Bir ulam, ne kadar soyutlanabilirse o kadar genelleir. Demek ki ilk ulam, soyutlama sreciyle elde edilebilecek en soyut ulam olacaktr. Neyi soyutlarsak soyutlayalm, son soyutlamada daima varlk ulamn elde ederiz. Masay, aac, kuu btn niteliklerinden birer birer soyutlarsak geriye daima bu masadr, bu aatr, bu kutur nermeleri kalr. Demek ki btn soyutlamalarda geriye kalan daima ve sadece onlarn var olduklar, edeyile varlk'lardr. yleyse varlk, btn ulamlarn ilki ve hepsinin sebebidir. Zorunlu olarak ilk, en genel ve en soyut ulam olan varl, varlndan da soyutlarsak, onun tam kart olan yokluk'u elde ederiz. Demek ki varlk kart olan yokluu iinde tayordu; yoksa yokluk varlktan Sayfa 235

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi karsanamazd: Hegel'e gre kartlar da birbirleriyle zdetirler ve her ey kartn da iinde tamaktadr. Bunu ilerisrme, cebimizde elli lira bulunmasnn ayn zamanda elli lira bulunmamas demek olduu anlamna gelmez. nk birinin alan soyut, brnnse somuttur. zdelik, zde olanlarn birbirlerine gei'lerinin olanakl bulunduunu gsterir. te bu gei, Hegel'e gre olu'tur. Varlk, yokluk ve olu Hegel'ci mantn ilk ulamdr. Hegel'ci eytiimde her lnn ilk ulam olumlu'dur, bunun kart da daima olumsuz'dur. Edeyile bir eyin olmas iin, ayn zamanda onun olmamas da gerekir. Birinden brne geii dilegetiren olu k de byledir. Demek ki nc ulam olan olu, br ikisinin kartln ve ayn zamanda zdeliini ierir, bylelikle ilk iki ulam, ikincinin birinciyi olumsuzlama'sn olumsuzlayarak uzlatrr. Bu srece sav, karsav, bireim de denir. Hegel'e gre us, eliik olanda duramaz ve bundan tr de ilerlemeyi zorunlu klar. Bireim yeni bir sav, ya da olumsuzlamann olumsuzlanmas yeni bir olumlama olur ve karsavn ya da olumsuzunu ortaya koyar. Hegel, eytiimsel lnn ilk terimine kendinde (Al. Ansich) demektedir ki bu da Aristotelesin gizilg (Yu. Dynamis) ve gerekleme (Yu. Energeia) deyimlerini karlar. Her iki erekselci dnre gre erek, gereklemeden nce, sebebinin iinde gizilg olarak vardr. Aristoteles'e gre nasl mee erei palamut sebebinin iinde gizilg (bilkuvve) olarak bulunuyorsa Hegel'e gre de olu erei (Al. Zweck) varlk sebebinin (Al. Grund) iinde ylece gizilg olarak var bulunmaktadr. Bu mantk, son ulamn da ilk ulamn iinde gizilg olarak bulunduu gereini aklar. Kavramlar, bylece, zorunlu olarak birbirlerinden oluurlar. Hegel'e gre her kavram ya da ulam (Al. Kategorie, bir nesneye yklenen nitelik), dea'nn urak (Al. Moment)iardr, edeyile beliri biimlerinden biridir. Evrenin temel ilkesi dea (dnce ya da ruh)'dr, evrensel oluma dea'nn kendini amas'dr. Hegel yle der: Benim bu mantk sisteminde izlediim, daha dorusu sistemin kendiliinden izledii yntem, tek gerek yntemdir. Bunun byle olduu undan da bellidir ki, bu yntem nesnesinden ve ieriinden farkl deildir, nk nesneyi ilerleten, kendi kendisindeki ieriktir, kendi kendinde tad eytiimdir. uras aka bellidir ki bu yntemin gidiini izlemeyen ve onun yaln ritmine ayak uyduramayan hibir aklama bilimsel saylamaz (Hegel, Wissenschaft der Logik, Giri, s. 41-2). Hegel'e gre us, kendisiyle eliende duramayaca iin kavramlarn eytiimi eliki yaratmayan bir ulama kadar srpgelir ve bylelikle birka dzine ulam elde edilmi olur. Kavramlar eytiiminin sonunda varlan ve eliki yaratmayan kavramsa bizzat kavram (Al. Begriff, Fr. Notion) kavramdr. Hegel, Mantk adl yaptnn bana yle yazmtr: Varlk, kendinde (gizilg) olarak nosyon'dur. Kavram ulam, kendinde ve kendisi iin olarak, kendinden nceki btn ulamlar kapsar. dea'nn mantksal serveni bylece biter ve kavram'n kart olarak doa'ya geilir. Hegel' in bundan sonra nesnel bir doa felsefesi gelitirecei sanlmamaldr, gerekte dlap doalaacak olan gene dea'dr. Alp geliecek olan doa deil, gene de kavramdr. nk Hegel'e gre kavramla doa zdetir. yle der: Bilim blme ayrlr: 1- Mantk (Kendinde ve kendi iin dea'nn bilimi), 2- Doa felsefesi (D varoluuyla dea'nn bilimi), 3- Ruh felsefesi (D varoluundan gene kendi stne dnen dea'nn bilimi). dea, nce, kendisiyle zde olarak varolur. Ayn zamanda da kendi iin olmak ereiyle kendisine kar koyar. eitli felsefeler dea'nn birer belirlenim (Al. Bestimmung)idir, bu eitli uraklarda dea alp yaylmaktadr. Doada da, ruhta da yeniden Sayfa 236

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi karmza kan hep dea'dr. Ama dea orada bir d varolu biimini almtr, burada kendinde ve kendi iin vardr. dea'nn aa kt bu eitli belirlenimler, dea'nn duraklamadan ilerinden geip gittii birer urak (Al. Moment)'tr. Bunun iindir ki her zel bilim, kendi ieriini hem gerek bir varolua sahip grmeli ve hem de ayn zamanda kendi ieriini daha yksek bir varolua gemek iin basamak yerine geen bir aama saymaldr (Hegel, Enzyclopaedie der Philosophischen Wissenschaften; XVii). zdekilii de iine alan tm felsefeyi evrensel dncecilik sayan Hegel (nk Hegel'e gre bizzat zdek de bir kavramdr, edeyile geneldir) Elea'clarla Platon-Aristoteles geleneine dayanmakla beraber zellikle Spinoza, Hume ve Kant'dan da yararlanmtr. Martk'nda Spinoza'nn her belirlenme, yadsmadr sz son derece nemlidir der (bid, blm ii, s. 117). rnein bir eyin gzel olduunu sylemek, edeyile onu gzellik yklemiyle belirlemek, irkin olduunu yadsmak demektir. Hegel, Spinoza'nn bu ilkesini tersine evirip olduu gibi almtr. Hegel'e gre her yadsma, belirlemedir. nk bir eyin irkin olduunu yadsmakla onu gzellikle belirlemi oluruz. Hegel'e gre yadsma (edeyile olumsuzlama) kart olan olumlama'yla zdetir. Buradaki olumlama deyimi, Spinoza'nn belirleme ya da snrlama deyimleriyle ayn anlamdadr. rnein her eyin gzel olduunu sylemekle onu belirlemi, btn irkinliklere kar snrlam ve ayn zamanda gzelliini evetlemi, edeyile olumlam oluyoruz. Demek ki Spinoza'ya gre olumlamak olumsuzlamak olduu gibi, Hegel'e gre olumsuzlamak olumlamaktr. Hegel'de olumsuzlama ya da edeyile yadsma, yaratma'dr. nk her ey, olumsuzlanmakla varolur. Herhangi bir eyin varolabilmesi iin, her eyden nce olumsuzlamann, ya da yadsmann olaanst gc gereklidir. Herhangi bir eyde olumsuzlanma gc (edeyile ona kar olan, ona kar koyan) yoksa o ey Hegelin deyimiyle lr (son bulur). Bundan baka Hegelin sonsuzluk (Al. Unendlich) kavram da Spinoza kaynakldr. Sonsuzluk, snrszlktr. Spinoza'ya gre belirlenmi olmak snrlanm olmaktr. Demek ki sonsuz, belirlenmemitir. Ne var ki, Spinoza, onun, kendinin nedeni (La. Causa sui) ve edeyile kendi kendisinin belirleyicisi olduunu syler. Hegel de sonsuz kavramn tmyle bu Spinoza'c anlamda kullanr. Hegel'e gre sonsuz, zorunlu olarak, sonluyu ierir. nk iermezse, bylece kendi dnda bir ey brakaca iin, kendisi sonlu olur. Bu, Hegelin temel varsaymdr (Her ey, kendi kartn ierir). Hegel, zellikle mekanik nedenselliin rtlmesinde, Humeia beraberdir. Kant'tan da ok ey almakla beraber temelde Kant'a bir karsav olarak ortaya kmtr. nsan usuyla nesnel gerei tmyle birbirinden ayran ve aralarna almaz bir duvar eken Kant'n tersine Hegel insan usuyla nesnel gerei bir ve zde sayar. Hegel'e gre gerek olan her ey ussal ve ussal olan her ey de gerektir. Ne var ki bu, ussal nesnel gereklikten karan bir deyim deil, tersine, nesnel gereklii ussal sayan bir deyimdir. Kant, doay saltk saym ve dncenin bu alana asla sokulamayacan ilerisrmt. Hegel dnceyi saltk sayarak, Kant'n tersine, doann, bu saltk dncenin rn bulunduunu savunmutur. Bununla beraber Kant'n zellikle tarih gr, tarihi, sanki bir dnce tarafndan ynetiliyormuasna nceden belirlenmi bir eree doru ilerletir. Hegel'de de dnce, doada ve tarihte bylesine ikindir. Her iki gr de, belli bir noktada, doadan nce bir mantn varln kabul eder. Hegel, Kk Manta Giriinde yle demektedir: Yarg gcnn eletirisinin ilgin yn, Kant'n burada de'ye kadar ykselmi Sayfa 237

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi olmasdr. Kant felsefesi sadece burada kurgusaldr. Kant burada anln konusu olan genel'le sezinin konusu olan tikel arasnda kuramsal ve klgsal us retilerinden ok daha baka bir iliki kurar. Ama bu ilikiyi bir ilke olarak koymaz, deneyde nasl meydana geliyorsa ylece verir. Doann i ereklilii ilkesini bilimsel uygulamalarnda izleyip gelitirseydi bizi ok daha derin bir anlam tayan alanlara gtrebilirdi. nk bu ilke, bizi zorunlu olarak u sonuca vardrr: Tmel, saltk, erek, iyi evrende gerekleme haline gelmitir ki bu da, ereini kendisi koyup kendisi gerekletiren bir g tarafndan, edeyile kendisinde tmelle tikel ve zneyle nesne kartlnn silinip sadece saltk gerekliin belirdii Tanr tarafndan gerekletirilmektedir. Gerekten de Hegel'de Tanr ve dolaysyla Hristiyanlk arasnda ok sk bir iliki vardr. Hegelin temel lsnn, Hristiyanln temel lsyle zdelii aklanmas gerekmeyecek kadar bellidir. Kendinde dea (Saltk varlk) Hristiyan lemesindeki Tanr, ikinci aama olan kendi dnda dea (Doa) Hristiyan lemesindeki sa, nc aama olan kendisi iin dea (Ruh) Hristiyan lemesindeki kutsal ruh'tur. Her iki lk de birbiriyle, kartlk iinde, zdetirler. nn birlii saltk dea'dr. Hristiyan tanrbiliminde Tanr nasl insandan bamsz olarak varsa, edeyile nesnelse, Hegel' in saltk dea's da ylece insandan bamsz olarak vardr ve nesneldir. Hegel, znel dncecilik anlayna ylece kar kar: Felsefe, din kadar dncecidir (idealisttir). nk din de, felsefe gibi, sonlu'yu gerek ve saltk bir varlk olarak tanmaz. Gerek ve saltk varlk, her ikisi iin de sonsuz'dur. Dncecilik, sonlu'nun dnsel olduunu sylemek demektir. Sonlu, dncedir ama gerek varlk deildir. znel dncecilikse sonlu'yu tek gerek biim sayar, onun d varoluunu gznne almaz. Bylesine bir dncecilik anlaynda hibir ey kaybedilmemektedir, nk ierik sonlu durumuyla dncede kalabilir. Ama hibir ey de kazanlmamaktadr, nk kaybedilen hibir ey yoktur (Hegel, Wissenshaft der Logik, I, s. 171). Hegel idealizminin deeri, nl bir diyalektikinin u ok doru sznde zetlenmitir: Zeki idealizm, zeki maddecilie aptal maddecilikten ok daha yakndr. Hegelcilik, dnsel felsefenin doruu ve sonudur. Klasik felsefe ve kurgu (speklasyon), Hegelcilikle, yirmi be yzyl sren yaptn bitirmitir. Hegelcilik, kendi an kaparken gelecek alara yn veren insansal imgelemin en stn baars olarak kalacak ve her zaman saygyla anlacaktr. Aristoteles, Kant, Descartes vb. gibi btn byk dnrler, sistemlerinde, idealizmle materyalizmi ieren, ift yanl bir karakter tarlar. Hegel de, kendi ift yanl sistemini, Kant sisteminin bir yann gelitirmekle kurmutur. Bu ift yanllk, hemen btn byk dnrleri, tmyle birbirine kart yorumlara elverili klmtr. Bu ift yandan, nceleri gsz grneni, gl olann am ve kurucusunu yadsmtr. Hegelin aklad evrensel diyalektik yasann gerei de bundan baka bir ey deildir. Bu yadsma, kimi yerde ylesine gldr ki, koca bir a kkten deitirir. rnein, Aristoteles'in idealist yan ortaa evrensel apta glendirirken, bilimsel yan ortaan kn hazrlamtr. Bunun gibi, byk dnr Hegel de, nce sa ve sol Hegelcilik adlar altnda sisteminin her iki yann kart alanlarda gelitirdikten sonra, materyalist yannn idealist yann yadsmasndan ve amasndan kurtulamamtr. Bu ift yanlln kanlmaz kargaasna, diyalektik materyalizmiyle kesin olarak son veren Karl Marx'tr. Sayfa 238

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yle sanyorum ki Hegel yaasayd: Beni rencilerimden sadece Marx anlad diyecek, sonra da mutlulukla ekleyecekti, hem de ok iyi anlad. dealizm, 'gene de devam edecek. Ama artk, Roger Garaudy'nin dedii gibi, mzmz felsefeler olarak. NANE RUHU. Canl rgenliin zdeksel yann dilegetiren Ar. beden (Tr. Gvde) deyimine kar olarak canl rgenliin zdeksiz yann dilegetiren Ar. ruh deyimi uucu gaz anlamndadr. oulu ervah'tr. Bu anlammdan tr de tuz ruhu, nane ruhu vb. gibi deyimlerde de kullanlr. Arapada ruh anlam nefis deyimiyle dilegetirilir ki can demektir. Canl rgenlikler arasnda insann ruhu'nu dilegetirmek iin Arapada nefsi natka (Dnp syleyebilen can) deyimi kullanlr. Ruh deyimi dilimizde her ne kadar tin deyimiyle zletiriliyorsa da bu deyim, canl rgenliin dnsel yan'n dilegetiren Ar. zihin (Fr. Esprit, Al. Geist, ng. Spirit, t. Spirito) deyimini zletirmek iin nerilmitir. Ruh deyiminin antika Yunan felsefesindeki karl psykhe (La. Anima), buna kar tin deyiminin antika Yunan felsefesindeki karl pneuma (La. Spiritus)'dr. Bununla beraber ruh ve tin deyimleri gerek Dou ve gerek Bat dillerinde anlamda olarak da kullanlmaktadr. Her ne kadar ruh deyimi bir canllk ilkesi ve tin deyimi bir dnme ilkesi olarak tanmlanmaktaysa da bu iki deyim arasndaki anlam karkl devam etmektedir. Bu tanma gre canl rgenlikler arasnda hayvan sadece ruhlu, insansa hem ruhlu ve hem tinli bir varlktr. Ruh ve tin deyimlerinin gerek Dou ve gerek Bat dillerindeki etimolojik kkenleri de soluk (Ar. Nefes) anlamnda birlemektedir. rnein antika Yunan felsefesindeki psykhe (Ruh )deyimi de pneuma (Tin) deyimi gibi soluk demektir, Latincedeki anima (Ruh) deyimi de spiritus (Tin) deyimi gibi soluk anlamndadr. Arapadaki ruh szcnn kkeni yel (Hava, rzgar) anlamna gelen rih (oulu: Riyah) szcdr, kokulu hava anlamna gelen Arapa rayiha szc de bu kkten tremitir. Ruh anlamn dilegetiren Almanca seele ve ngilizce soul deyimleri Got'larn dilindeki yelli hava (Frtna) anlamn dilegetiren saivala szcndan tremitir. ngilizcedeki hortlam ruh (Cad) anlamn dilegetiren ghost deyimiyle Almancada tin anlamn dilegetiren geist deyimleri Flamanca hava anlamn dilegetiren gaz szcnden tremitir. branicede ruh anlamn dilegetiren nefes ve revah (Eloah) deyimleri soluk anlamndadr. Sanskritede ruh anlamn dilegetiren atma deyimi ayn zamanda hava (Yel) demektir. Eski Yunancada buhar ve hava anlamlarna gelen atmos szc de Sanskriteden gemedir ki hava yuvar anlamna gelen atmosfer (Fr. Atmosphere) deyimi de bu kkten tremitir. Grld gibi, zel ve felsefesel anlamlar iinde de ruh ve tin deyimleri insanlarca hep soluk-hava olarak tasarmlanmtr: Canlclara gre ruh tasarm, uykuyla uyankln birbirine kartrlmasndan domutur. lkel, dnde grdklerini uyankken grdkleriyle bir tutar; dnde gittii yere gerekten gitmi olduuna inanr. Buysa bedenden kp ortalkta dolaan can tasarmn gerekletirmitir. Bu bedenden kp diledii yere gidebilen can, bedenle kyaslanamayacak kadar akc ve yumuaktr, nk az ve burun gibi kck deliklerden de kabilmektedir. Ama bu can-ruh gene de bedenle skca ilikilidir, nk ilkel, bedeninde varolan yaray ruhunda da varsayar, bundan tr de ldrd dmannn elini keser ve bylece onun ruhunun ok atmasna engel olduunu sanr. Ruh (Fr. Ame)'un tin (Fr. Esprit)'e dnp nasl tanr olduu da canlclarca yle aklanmaktadr: Ruh, bedenle ilikili olmakla beraber, bedene bal deildir; nk dilediince kp Sayfa 239

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dolaabilmektedir. Ne var ki insann yaamnda ruh bedenden kp gezip dolatktan sonra yeniden bedenine girer ve orada oturur. Ama insan lp de bedeni rynce bu ruh ondan kaar, bedeninden kurtulur ve insanlar arasnda serbeste gezip dolamaya balar. ite bu serbest ruh tin'dir. Diledii insann bedenine girer ve ona iyilik ya da ktlk eder. nsanlar, bu tinlerin ktlklerinden kurtulup iyiliklerine kavumak iin onlara adaklar vermeye, kurbanlar kesmeye, onlardan dileklerde bulunup dualar etmeye balamlardr. te tin bylece tanrlamtr. Bu olay lmle gerekletiinden ilk tanrlar l ata ruhlardr, ilk kurban kesme ve dua etme yerleri de mezarlklardr. Ata ruhlarna tapm doaya tapm izlemitir. nk ilkeller tm doann lm ata tinleriyle dolu bulunduunu varsaymlardr. lmler canllarla kyaslanamayacak lde ok olduklarna gre, tm doa bunlarla tklm tklm dolmu olmaldr. Doann kmldayan (devinen) her yannda (aalarda, sularda, yellerde vb.) bu tinler sardr (bkz. Tylor, La Civili,sation Primitive, c. I, s. 326- 555). Dnceciliin ruh anlay tmyle Hristiyan tanrbilimine ve metafiziine dayanr. Antikan Parmenidesinden gnmze kadar srpgelen ve dncecilikle metafiziin bakavram olan tek, deimez, varoluu bulunmayan varlk kavramnn kayna, Musa dininin tanr Yahova'sdr. br. yahova deyimi odur, edeyile dr, edeyile varlk anlamndadr. Neyi soyutlarsanz soyutlayn hep bu dr', edeyile varlk' elde edersiniz. zellikle Platon'un varsaymna gre tm nesneler, onlara yklediimiz kavramlarla varlarlar. rnein aa yeildir, dalldr, yaprakldr, uzundur ya da ksadr. Btn bunlardan soyutlayn, aatan ortada sadece dr (edeyile odur, br. yahova) kalr. Varl (ne trl olursa olsun, herhangi bir varl) bu dr'dan, edeyile varlndan da soyutlayn, yokluu elde edersiniz. Daha ak bir deyile, tm kavramsal yklemlerinden ve sonunda da kendiliinden soyutladnz ku, aa, insan, ta, meyve, yldz ve saysz nesnelerden ortada sadece bir yokluk kalr. te bundan trdr ki dncecilie ve metafizie gre gerek varlk, var olan deil, varolmayandr. Buysa tek'tir, nk tm saysz nesneler soyutlamalar sonunda buna indirgenir. Saysz nesnelerin okluu bu teklikte bylece birleir. Her eyin kkeni de bu deimez, bizzat varoluu (Fr. Existence) bulunmayan, bu teklik olduuna gre demek ki' asl varlk (Fr. Etre) odur, buysa evrende varoluu bulunan tm eylerin varedicisi bulunduu pek ak olan tanr'dr. Ruh da bunun iin zdeksizdir, nk var deildir, edeyile yoktur. Parmenides-Aristoteles-Platon lsnden Berkeley'lere, Hegel'lere kadar srpgelmi bulunan tm idealizmin dayand mantk bundan ibarettir. Bu manta uyarsanz siz de pek doal olarak bir evren ruhu (Os. Ruhl kainat, Fr. L'ame du monde)'nun szn etmek ve her eyi onunla aklamak zorunda kalrsnz. nk, bu manta gre, ondan baka hibir ey yoktur. Bu manta uyarsanz siz de pek doal olarak Berkeley gibi evreni zdeksiz saymak zorunda kalrsnz, nk ondan baka hibir ey bulunmad gibi varbulunmayan bir ey de elbette zdeksel olamaz. Ama bu manta uyarsanz, pek byk bir mantkszlk etmi olacanz da phesizdir. dealizmin vard sonu udur: Evrende tek varlk (Ruh, Tanr) vardr, o da var bulunmayandr. Ruh kavramnn idealist ve metafizik felsefedeki serveni budur. Eytiimsel ve tarihsel zdeki felsefe ruh kavramn; metafiziin ve idealizmin bilimd tm yaktrmalarndan arndrm ve onu nesnel gerekliin yksek derecede rgenlemi zdekte imgeler biimindeki yanss olarak tanmlamtr. Ruhsal yan, zneyle nesnenin karlkl etkileiminde, toplumsal-tarihsel bir rn olarak znede meydana kar. Toplumsal-tarihsel bir yaam sreciyle belirlenmitir. Bu Sayfa 240

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi belirlenimin sonucu olarak znede duygular ve dnceler halinde biimlenir, insan rgenliinin i dnya'sn meydana getirir. Bu i dnyada olup bitenler, temelde, nesnel gereklikte olup bitenlerdir. Ne var ki insansal bilin, nesnel gerekliin znede yansyan imgelerine kendi etkinliini de katar ve onlar zenginletirir. Edeyile, nesnel gereklii sadece bir ayna gibi yanstmakla kalmaz, ayn zamanda onu yaratr da. Bundan trdr ki kimi insanlara, brlerinden farkl olarak; yce ruhlu deriz. Friedrich Engels yle der: nsanlar kendi fizik yaplar stnde hibir bilgiye sahip olmadklar alarda, dlerinde grdklerine dayanarak u dnceye varmlard: Duygu ve dnceleri, gvdelerinden deil, gvdelerinin iinde bulunan ve lmle beraber gvdelerini brakp giden ruh'tan gelmektedir. te o zamandan beri ruh'la d dnya arasndaki ilikiler stnde kafa yormalar gerekti. Ruh, lmle gvdeden ayrldna ve yaamaya devam ettiine gre, demek ki lmyordu. Ruhun lmezlii dncesi de bylece dodu Bu, bir avun olarak deil, tam tersine, kendisine kar bir ey yaplamayan bir alnyazs olarak ele alnd. Ruhun lmezlii, ounlukla, zellikle eski Yunanllarda bir mutsuzluk saylmtr. Bu sknt, o zamanlar iinde bulunulan genel bilgisizlikten ve gvdenin lmnden sonra da yaad bir kez kabul edilince ardndan insann lmszl gibi can skc bir kuruntuyu da doal olarak getirecek olan ruh'a ne yaplmas gerektiini bilememekten doan bir skntdr (Etudes Philosophiques, s. 24. Kimi szcklerin altn ben izdim. O. H.). Ruh, ilkin bir aklama ve sonra inan konusu olan ve daha sonra egemen snflarn ilerine yarad lde yaygnlaan btn bu masallarn dnda, zdein hayvansal evrim srecinde sinirler ve beyin olarak rgenlemitir. nsansal evrim srecinde ruhsal olumaya dil ve bilin olgular da katlmtr. Bylelikle canl rgenlik, d dnyaya uyabilme yapsn gerekletirmitir. Ruh kavram, d dnyaya uyabilmeyi gerekletiren bu znel yapy dilegetirir. 1849 ylnda doacak olan bir byk bilgin, Pavlov, ruh'un gerek niteliini tm ayrntlaryla sergileyecek. TAI PARALAYAN MANTAR. Kasrgalar, imekler, gk grltleri arasnda madenler, bitkiler, hayvanlar... Btn bu olup bitenler neden? Madenler, bitkiler, hayvanlar iinde bu soruyu sorabilen ilk varlk insan'dr. nsann mutluluu da, mutsuzluu da bu yzden. nsan bu sorudan, onu znceye kadar, kurtulamayacak. Yzyllardan beri sorulan bu soruya pek ok karlk bulunmu, oysa hibiri yetmemitir. Dnce zincirine katlan bir Alman dnr, Arthur Schopenhauer (1788-1860) de bu soruya u karl veriyor: Btn bu olupbitenler bir iradenin sonucudur. Bu iradeyse var olma istei'nden baka bir ey deildir. Ben bir deneyler ve gzlemler dnyas iindeyim, diyor Schopen-hauer. Ne ilk, ne de sonla uraamam. Benim bulabileceim ancak bu deneyler ve gzlemler dnyasnn gereidir. lk ve son, bu dnyann dndadr. Ben, deneyler ve gzlemler dnyamn nda btn olupbitenlerin bu iradeden, bu var olma isteinden doduunu gryorum. Deneylerim ve gzlemlerim bana bu sonucu veriyorlar. nce bedenime bakyorum. te bedenim bu iradenin, bu istein rndr. Bedenim, olaylaan (hadise haline gelen) irademdir. Bedenim, var olma isteimden dodu Bunu sadece kendi bedenimde deil, gzlemler ve deneyler dnyamn btn objelerinde gryorum: ri diler paralamak isteinin, evik bacaklar kamak isteinin, kocaman gzbebekleri karanlkta grmek isteinin, uzun gagalar srngenlerle beslenmek isteinin rndr. Bu istek hangi yne evrildiyse yaratma ona uygun oldu. Sayfa 241

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Kendimden yola karak evrene doru yryor, evrenin de bu istekle var olduunu gryorum. Kendim iin edindiim dnce, dmdakiler iin de bana bir fikir verir. nk ben, sadece bir sre olsaydm, objeleri hibir zaman bilemezdim. Ben, baka dncelerin objesi olduum gibi, kendi dncemin de hem sresi hem objesiyim. u halde kendim iin de bir objeyim ben. Bundan da u sonucu kolaylkla karabilirim: Btn objeler, benim olduum eydir. Ben, bir sre (dnen) olarak, dmdaki objeleri (dnlenleri) nasl idrak ediyorsam, kendimi de ylece idrak ediyorum. Bir kuu, bir aac, bir baka insan grdm gibi gryorum kendimi de. u halde, ben, kendim iin de, dmdaki bir ku, bir aa, bir baka insan gibiyim. Obje olduumun idraki bana, btn objelerin, objektifleen alemin, evrenin gereini de vermektedir. Benim yapm, onlarn da yapsdr. Evren, benden baka trl olamaz. yleyse btn objeler de, evren de ayn var olma isteinin, ayn iradenin rndr. Temel, btn aklclarn savunduklar gibi dnce deil, iradedir. Dnce, ondan sonra gelir ve onun bir gsterisidir. Biz, z olarak, iradeyiz. Evren de, z olarak, iradedir. Evreni var eden yaamak isteidir. Mantar a ulamak iin ta paralar. Bu istek, ylesine gl bir istektir. Ya lm?.. lm, bir grnten baka bir ey deildir. Gerekte lm yoktur, yaamak vardr. lm de yaamak iindir. lm nemseyiimizin nedeni, doumu nemseyiimizdir. Doum da, lm de yaamak iradesinin birer grnnden ibarettir. Grnler ne olursa olsun yaamak srp gitmektedir. lm kendi objemiz iin pek nemli grnmektedir ama, insan objesinin yaama istei iin zorunludur. Sonsuz srekliliin bir paras oluumuz bizi avundurmaldr. Kendilerini ldrenler sadece ac eken bedenlerinin acsna son verebilirler, sonsuz srekliliklerine engel olamazlar. Evren, sonsuzca birbirini yiyenlerin yeridir. u halde asl olan erdem deil, erdemsizliktir. Dnya, Leibniz'in sand gibi, mmkn olan alemlerin en iyisi deil, tersine, en ktsdr. Ac, sevinten oktur. Paralanan hayvanlarn aclaryla onlar paralayanlarn sevinlerini karlatrn. Erdemi; madenler, bitkiler ve hayvanlarn dnda, sadece insanlk alannda deerlendirmeye kalksak bile ldrmeler, yalanlar, yamalar, entrikalar arasnda boulup kalrz. Tarihin bir yapran okuyan hepsini okumu demektir. Erdem, bir dnce olarak, evren dzenine aykrdr. Yaama irdesi asndan erdemi aramak bounadr, nk onu bylesine bir bouma iinde bulamayz. ller, kendini yenme abalar, alma sevgisi, incelmi bir bencillikten baka bir ey deildir. Bu incelmi bencillie (splendida vitia) erdem adn vermekle yetinmeliyiz. Erdem denmeye deer tek eilim, acmak'tr. Acmaktan baka erdem adna brnen btn deerlerin gizli amac, yaama ve var olma isteidir. Acmak, her trl bencil tutkunun dnda bir eilimdir. Glmek ve alamak gibi acmak da insana zgdr. Madenler glmez, bitkiler alamaz, hayvanlar acmaz. nsan acr ve bsbtn mutsuz olur. te erdemin insana kazandrd. Schopenhauer, acmak erdemini Budist tresinden almtr. Budizmin tresel ilkesi acmak ve sevmektir. Budist tresinin son sz de vazgemedir. Her trl isteklerden, tutkulardan, gerektiinde de yaamaktan vazgeme... Bu vazgei, Budisti sonsuz mutlulua kavuturmakta, nirvana'latrmaktadr. Schopenhauer, Hristiyanl da bu Sayfa 242

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi adan eletiriyor ve onu Dou'dan ald bu ilkelerden tr doru, Yahudilikten ald ilkelerden tr yanl buluyor. Schopenhauer'e gre srailoullar, btn rklar iinde, yaamaya skca yapm ve yaamaktan ne pahasna olursa olsun vazgememeye karar vermi tek rktr. Hi domam olmak, domu olmaktan ok daha iyidir, diyor Schopenhauer. Var olmak, ac ekmek anlamn tar. Olumlu mutluluk sonsuz bir kuruntudur. Olsa olsa olumsuz bir mutlulua kavuabilir insanlar, bu olumsuz mutluluk da aclarnn ksa srelerle azalmasndan ibarettir. Parmanza bir ine batar, ac duyarsnz. neyi karr, acnz dindirerek sevinirsiniz. Mutluluunuz bu kadarcktr, daha ounu beklemeyin. Bin bir yeni bela sizleri hibir zaman rahat brakmayacaktr. O belalar birer birer yok 'etmeye abalamakla geecek mrnz. Birini yok edince de, ardnda ikincisinin sizi beklediini dnmeden, mutlu sanacaksnz kendinizi. Bu yzdendir ki cinsiyeti yaymak byk bir ktlktr. Bilinciniz bu ktln utancn tar. Evlenmek, kendini yenmek gcn gsteremeyenlere acmadan tr verilmi bir izindir. sa'nn babasz douunun ince anlam da buradadr. nk sa, bylesine utan verici bir ktl ileyen bir adamn olu olamazd. Dnce gcmz, tutkularmzn, eilimlerimizin boluunu anlamak iindir. Bunu anladktan sonra vazgemelere doru yneliriz. imizde, evremizdekilere kar bir acmadr balar. Tze (adalet) duygumuz geliir. Schopenhauerin bu ktmserlii, u sralarda on yanda bulunan Nietzsche'de doruklaacak. EVET DYEN NSAN. XViii'nci yzyl Almanya's, dnce dzeninin ekonomi dzenine dayandn elle tutulurcasna belirten bir rnektir. Srtlar snan, karnlar doyan, geleceklerine gvenle bakabilen insanlar dncenin mutluluklarna ulamaya alyorlar. Byk aklarla byk dnceler geliiyor. Ykselmenin engelleri krlmtr. Kitaplar, operalar, tiyatrolar oalyor. Yaamann ilk gereklerini yoluna koyan insanlar resim seyretmek, mzik dinlemek istiyorlar. XVii'nci yzylda balayan bu gelime zinciri iinde; artk, bir nalbantn olu terzi, terzinin olu okumu, okumuun olu da Almanya'nn en byk ozan olabilecektir. Kiinin mutluluu, toplumun mutluluuna balanyor. Geici mutluluklarla yanla yanla ilerlemeye alan insan, sonunda, bu srekli mutluluu bulmutur, en byk geree erimitir: Yaamak gzeldir (Wie es auch sei, das leben, es ist gut). Goethe (1749-1832), bu sonuca varabilmek iin insan ikiliinden, akla karadan yola kyor. Bu ikilik, iyilikle ktlktr. nsan (Doktor Faust), bu ikiliin arpt alandr. Goethe, 58 yl, 1773'ten 1831'e kadar bu ikilii bire indirmeye uraacaktr. Bu uzun dnce yllar sonunda vard gerek udur: nsan, evet demelidir. Goethe'ye gre, byk geree varabilmek iin ktl yardma armak gcn gsterebilen insan, iyilik dman deil, iyilik araycsdr. nk insann z kayna erdemdir. eytan (Mefisto), ne yaparsa yapsn, insan bu z kaynandan ayramayacaktr. nsan sonunda aydnla kacak, insan kalmasn bilecektir; hayat yarglayamayacan anlayacaktr. Hayat, kendiliinden ne iyi, ne de ktdr, neyse odur. nsan, ona katlanmal, evet demelidir. nsan, hayatn doal koullarna boyun emeli, ruhunu yenmeye alan cismini dizginlemeyi bilmelidir. Hayat, ancak o zaman, srekli bir mutlulukla mutsuzluklar kovalamacas da olsa, yaanmaya deer. Yaamak, insanlk toplumunun ortak gcne katlmakla, gzeldir. Dehann devi, bu gc en yararl amaca Sayfa 243

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yneltmektir. nsana sevin duyuran, yeryz cennetinin kaplarn aan, bu amac vicdannda duymasdr. Bylesine bir sevinci duyuran, yeryz cennetinin kaplarn aan Mefisto deildir; insann, Mefisto'ya ramen, kendi kendine eritii bu bilintir. nsan, ancak bu bilince eritii ana; geme dur, o kadar gzelsin ki... diyebilir. Goethe'nin uzun iiri, Tanryla eytann (iyilikle ktln), insan stnde bahse girimeleriyle balyor. nsan, hangisinin olacaktr? Tanrya gre insan, bilinmezi aratrd srece yanlabilir, sonunda nasl olsa stn yaratln anlayacak, kendisine dnecektir. eytansa (Mefisto), insann hibir zaman Tanrya dnmeyecei, bencilliinin, bundan tr de kendisinin tutsa olarak kalaca kansndadr. Doktor Faust, bylesine bir bahis iin iyi bir alandr. nk, her iki gce de srt evirmi, eytan olduu kadar Tanry da kendinden stn saymamtr. Gerei aramak iin tozlu kitaplarna gmlerek mrn geirmi, sonunda bula bula unu bulmutur: Balang szd, diye yazl. Daha buradayken duralyorum. Sze o kadar nem vermemeliyim. Balang dnceydi. Oysa, her eyi var eden dnce midir? Balang gt. Ama bunu yazdm anda burada kalamayacam anlyorum. yleyse, balang eylemdi. Doktor Faust, bkm usanmtr, mrn bouna geirdii kansndadr. Kendisini ldrecei srada karsna Mefisto kyor. Mefisto ona, hayatn yaanmaya deer bulunduunu, o kadar gzelsin ki, geme dur... diyebilecei anlar olacan sylemektedir. Faust, hayatn bylesine byleyici anlar olabileceine inanmamaktadr. kinci bahis, eytanla insan arasnda tutuuluyor. Mefist, Faust'a bu anlar yaatacak, Faust da br dnyada Mefisto'ya ruhunu verecektir. Faust, dnya zevklerini, ruhunu vererek satn almaktadr. Ruhunu kurtarmak iin yaamann hibir anna, geme dur, o kadar gzelsin ki... dememesi gerekiyor. Dayanamayp bunu sylerse bahsi kaybedecektir. Tanrya gre insanlarn bu denemelerinin hibir nemi yoktur, sonu kesindir; insan yanlmak iindir, yanlanlar sonunda srye dnecektir: Siz, z Tanr ocuklar, yaayan zengin gzelliklerden tadnz. Sonsuza dein yaayacak evren, sizleri sevginin bitmez tkenmez tatllklaryla sarsn.... Bahvan, yeillenen fidann gelecek yllar ieklerle ssleneceini bilmektedir. Faust'un bkm usanml ahmaklnn sonucudur, ruhunu eytana satmas da ahmaklnn tepkisidir. Gerekte, cennetle cehennem, eytanla Tanr, onun benliinde arpmaktadr. eytanla Tanrnn diyalou, Doktor Faust'un i diyaloudur: Ah, benim iimde iki ruh yayor. Biri tekinden ayrlmak istiyor. Bu, kaba tutkularla dnyaya sarlrken, u, tozlarn arasndan hzla kalkarak ulu atalarn yurduna ykseliyor.... Faust'un szn ettii, tozlar, yllarca, dnya mutluluklarna srt evirerek stne kapand kitaplarnn tozlardr. Doktor Faust, gksel Tanrya benzemediini sezmektedir. Yeryznn ruhu kendisine daha yakndr. nsanlarn her yerde ac ektiklerini grm, saf ve hafif gn' aramtr: Ah, felsefe, hukuk, tp, maalesef Tanrbilim. Btn bunlara ateli bir istekle altm. te ben, zavall lgn, neysem gene oyum. Hey dolunay. Bana kat, kitap ynlar stnde grnrdn. Ah, senin sevimli nda da tepelerinde gezinebilseydim, kara oyuklar evresinde ruhlarla uuabilseydim, alacakaranlnda imenler stnde dolaabilseydim, btn bilgi sislerinden syrlp senin ebnemlerinde ykanarak sala doabilseydim... Sayfa 244

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Oysa kendini sadece hayata vermek iin ok yaldr, isteksiz olmak iinse ok gentir. nsanln en byk gc saylan bilgiyle dnceden tiksinmektedir. ehveti isteyecek, ama sevin bulduu iin deil, ok ac veren zevk olduu iin. Bilgiye susamann etkisinden kurtulan kalbi, artk hibir acya kapal kalmamal: Eer, geen ana dur, o kadar gzelsin ki dersem... O zaman beni zincirleyebilirsin. O zaman sevinle yok olmaya razym. O zaman lm anlar alabilir. O zaman grevim bitmi olur. O zaman saat dursun, yelkovan dsn, vaktim tamam olsun. ocuk ocuktur, oyun da oyun. Grethenin bir bak bu dnyann btn bilgilerinden daha deerlidir. Zeka denilen ey ahmaklktan baka bir ey deildir, niin masumluk kendi kutsal deerini bilmez? Yaplacak tek ey, kendini btnyle vermek, sonsuz olmas gereken mutluluu duymaktr. Umutsuzluk mudur bu? Hayr, sonsuzluktur. Kim Tanrya inanyorum diyebilir, kim ona inanmadn syleyebilir? Mutluluu iinde duyunca ona ne ad takarsan tak, mutluluk de, ak de, kalp, de, Tanr de, ne dersen de. Ad, gklerin parlakln sislendiren bir sestir ama, duygu her eydir. Grethenin kollar arasnda gklerin sevinci nedir ki? nsan iin tam olan hibir ey yoktur; istekten zevke doru akacak, zevkin kucandayken gene istein zlemini ekecektir. nsan, bu ikilikten kurtulamayacak. stek, zevk, gene istek, gene zevk, yeniden istek, sonunda, keke dnyaya hi gelmemi olsaydm.... Frtnadan sonra gkte ebemkua grnr. Ebemkua, insanlk eyleminin ge vuruudur. Bu renkler hayattr. Yalnzlk iinde yaayan, evrelerinde ne mekan, ne de zaman bulunmayan Tanralar annelerdir. Oluum, deiim... te annelerin sonsuz dncelerinin sonsuz diyalou... Gzellikleri yakaladn sanrsn, elinde bir sprge sr, bir denek, bir mantar kalr. nsandan her zaman kaacak olan, skunu tatmaktr. Doktor Faust, sadece bunu tatmadan, zledii zevklerin her birini tadarak yz yan bulmu, oysa hibir mutlulua, geme, dur! dememitir. Tam lecei ana, geme, dur! diyecek, fakat gene de bahsi kaybetmi olmayacaktr. nk, artk aydnla kavumu, evet demesini renmitir. Onu aydnla kavuturan, Mefisto'nun nne serdii mutluluklar deil, kendi z varldr. Tanr, eytanla bahse tutuurken insann bu z varlna gvenmiti. Bu z varlk, sonunda, gerei bulmutur: Saduyunun son yargs udur: Hayat o kimsenindir ki, her gn onu yeniden kendinin eder. zgr bir toprakta, zgr bir halk arasnda bulunmak istiyorum. O zaman, geen ana, dur, o kadar gzelsin ki, diyebilirim. O zaman, yeryznde geirdiim gnlerin izi kaybolmaz. Byle bir mutluluun nsezisi iinde, imdi, o en yksek ann zevkini tadyorum. nsanlar, o kadar gzelsin ki, geme, dur!.. diyebilecekleri bir yaamn zlemi iindedirler. DOKTOR JEKYLL VE MSTER HYDE. Peki; Goethe'nin insanlarda varsayd bu ikilik, iyilikle ktlk, birbirinden ayrlamaz m? Kendinde hi ktlk bulunmayan tm iyi bir insanla kendinde hi iyilik bulunmayan tm kt bir insan varolamaz myd? te ondokuzuncu yzyl ngiltere'sinin ok okunan romancs Robert Louis Stevenson(1850-1894) da bunu tasarlyor. Romantik bir adan iledii bu tasarmn sonucu Mister Hyde'dir. Mister Hydein erdemli insanlar rperten bir d grn var. Onunla karlaanlar sarslyor, tiksinti duyuyorlar. Biim, zn aynasdr. Stevenson da bu bilgiye dayanarak Mister Hydein biimini zne uygun klyor. Karmza kard her bakmdan bir canavardr. Sayfa 245

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Stevenson bu ie, bir dnce adam olmaktan ok, bir romanc olarak girimitir. Doktor Jekyll'e sylettii u szlerle k noktasn aklyor: En byk kusurum takn bir ne'em olmasyd. Bu ne'e biroklarn mutlulua ulatrmtr. Ama ben, bam her zaman ykseklerde tutmak, herkesin nnde ok arbal grnmek isteiyle yandm iin, bu ne'eyi saygdeerlik isteimle uzlatramyordum. Ne'emin, tadn gizlice karabilirdim, yle yaptm. Ne yaptm dnecek bir aa varp da evreme baktm, toplum iindeki durumumun bilanosunu kardm zaman kendimi gl bir hayat ikiliine dm buldum. Kendimi sorumlu tuttuum yolsuzluklar hastalk denecek kadar utanla ayp sayyor, bakalarndan gizliyordum. imdeki isteklerin egemenlii, insann ift yzl tabiatn hem ayran hem birletiren o iyilikle ktlk dnyalarn, bende, biroklarnda olduundan daha derin bir uurumla ayryordu. Bu yzden, dinlerin temeli olan, aclarn en byk kayna o etin hayat kanununu srekli olarak dnmeye baladm. Bu kadar geni bir ikilik iinde bulunduum halde ikiyzl deildim, kiiliimin her iki ynndeki davranlar da itendi. Aratrmalarm gittike u geree yaklayordu nsan, gerekte, bir deil, iki kiilik tamaktayd. Ben iki diyorum, nk bilgim beni daha teye gtrmedi. lerde, bu yolda aratrmalar yapanlar elbette beni geride brakacaklardr. Sonunda insann, birbirini tutmaz, birbirine benzemez, birbirleriyle ilgisiz birok nesnelerin topluluundan baka bir ey olmad grlecek. Buna inanyorum. Stevenson'a gre, insann mutluluuna engel olan, bu iki kiiliin bir bedende toplanmasdr. yilik kiiliiyle ktlk kiilii bir arada bulunmasa, her biri tekinden ayr olarak, tekiyle karlamadan kendi yolunda yryebilse, her iki kiilik de ayr yollardan ayn mutlulua ulaabilecektir.. Vicdan szlamas, rezil olmak, pimanlk duygusu her iki kiiliin birlemesinin sonucudur. Birinin olduu yerde br bulunmasayd, rnein pimanlk duygusu insana ac ektirmezdi. nk, kt kiilik pimanl douran iyilik dncesinden uzaktr, iyi kiilikse pimanl douracak bir davranta bulunmayacaktr. u halde, insana bo yere, ac ektiren bu iki kavgacy birbirinden ayrmak gerekiyor. te Stevenson'un Doktor lekylle'le Mister Hyde adl roman bu tasarm ilemektedir. Saygdeer Doktor Jekyll, bulduu bir ilala, Mister Hydei kendinden ayrarak Londra sokaklarna salveriyor. Artk rahat rahat adamlar ldrlecek, hrszlklar edilecek, yalan sylenecek, sarho olunacak, ehvet peinde koulacaktr. Bunlar yaplrken de rezil olunmayacak, pimanlk duyulmayacak, vicdan szlamayacaktr: Bylesine bir canavar meydana getiren Doktor Jekyllin ekmesi gereken aclar baka bir konu. Ama Stevenson'un unuttuu bir ey var: Mister Hyde (erdemsizlik) ne'eden domutu; demek ki Doktor Jekyll (erdem)'e keder kalmaktadr. NC YOL. Olguculuk (Pozitivizm) retisi Hume ve Kant anlaylar temeli stnde Fransz dnr Auguste Comte (1806-1837) tarafndan kurulmutur. ngiliz dnrleri John Stuart Millie (1806-1873), Herbert Spencerin (1820-1903) de geni apta katklar olmutur. retiye olguculuk adn veren Comte'dur. Comte'un terminolojisinde pozitif deyimi, kk anlamlaryla ykc (La. Negatio) anlamndaki negatif deyimi karl olarak yapc (La. Positor) anlamn dilegetirir. Comte, bu deyimle, kurduu sistemden nceki btn felsefelerin ykc ve olumsuz olduklarn, ancak kendi sisteminin yapc ve olumlu olduunu ileri Sayfa 246

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi srmektedir. Comte'a gre, btn felsefeler ykc ve olumsuz olmulardr, nk deneyi aan anlamnda metafizikle uramlardr. Oysa ister dnceci (idealist) ister zdeki (materyalist) olsun, deneyi aan btn speklasyonlar metafiziktir. Felsefeden metafizii atmak ve bunun yerine bilimi koymak gerekir, bundan tr de olguculuk bir bilim felsefesi'dir. Comte, bu savyla, daha ilk admnda felsefeden vazgemekte ve felsefeyi yasaklamaktadr. Bundan tr de olguculuk felsefesiz bir felsefe, edeyile felsefenin temel sorunlarn yadsyan bir felsefe olmak iddiasn tar. Comte'a gre, bilim felsefeden vazgeebilir, nk bilim bal bana bir felsefedir. Comte'cu bilim anlay da genel bilim anlayndan farkldr. Grgc (ampirist) ve olayc (fenomenalist) bir temele dayanan bu bilim anlayna gre bilim, olgular aklayamaz, sadece betimleyebilir (tasvir eder). Bu bilim, ne zdei ne de ruhu inceleyebilir, nk bunlar bilinemez. Bundan tr de olguculuk bir bilinemezcilik'tir. Bilim, sadece ilineksel (La. Positivus) planla uraacaktr, bu da olgu'lardr. Bilim bu olgular gzlemleyerek aralarndaki bantlar, edeyile yasalar kavramaya alan bir deney ve gzlem alandr. Comte'cu olgu anlay da genel olgu anlayndan farkldr. Comte'cu anlayta olgu, sadece duyumlar ve alglardr. Duyumlarmz ve alglarmzla bize arasz olarak verilenlerin dnda bakaca hibir bilimsel olgu yoktur. Comte, bilimin ancak gzlem sonularn bildirebileceini ve sadece bu sonular arasndaki ilikileri gzlemleyebileceini ilerisren bu savyla daha ilk admnda, felsefeyi olduu gibi, bilimi de yasaklamaktadr. Tanrnn dnya ile zar attna inanmyorum szyle, uyumlu ve dzenli bir evrende yaayan insann fiziksel gereklerin bilgisine ulaabileceini dilegetiren ve bulgularyla da bunu tantlayan byk fiziki Albert Einstein, Comte'un bu yasana kar kan bilimcilerin en belli rneklerinden biridir. Dncecilikle zdekilii metafizik ve bundan tr de bilimd sayarak bunlarn stnde bir bilim metodolojisi kurmaya alan olguculuk, bu niteliiyle de nc felsefe adn almtr. Felsefe ve bilimde bir yntem olmak isteyen bu nc yol denemesi, zdeksel ve nesnel gereklikten de kopmakla bireysel bilin erevesi iine kapanarak bir znel dncecilik (sbjektif idealizm) niteliini kazanmaktadr. Bylelikle, felsefenin ve bilimin temel sorunlarn saf dna iten bu bilimsel felsefenin ura alannda sadece iki konu kalmtr: Tarih ve toplum. Auguste Comte bu konular iki varsaymla betimlemeye ve bir varsaymla dzenlemeye almaktadr: durum yasas, bilimlerin aama sralarnn saptanmas, din... Metafizie kar kmakla ie balayan olguculuk, sonunda yeni bir din nerisiyle yeniden metafiziin alanna girmek zorunda kalmtr. Sistemin tmyle incelenmesi sonunda aka grld gibi, Comte'cu savlarn gerek amac ne felsefe ne de bilimdir, sadece siyasa'dr. Olguculuun yukarda saylan uras bu amacn gerekletirilmesi iin hazrlanan gerekelerdir. Bu siyasa, Comte'un u formlyle dilegetirilmektedir: lke olarak sevgi, temel olarak dzen, erek olarak ilerleme (Fr. L'amour comme principe, l'ordre comme base, progres comme but). Ne var ki bu ilerleme, kurulu dzenin erevesi iinde ve devrimleri nlemek amacyla gerekletirilmek istenen bir ilerlemedir. Devrimleri nlemek iinse onlar nceden grmek gerekmektedir. Comte bu gerei de u formlyle dilegetirmitir: Bilmek iin grmeli, nceden grmek iin bilmeli, dzenlemek iin nceden grmeliz (Fr. Voir pour savoir, savoir pour prevoir, prevoir pour regler). Comte'a gre, toplumsal deiikliklerin balca etkeni siyasadr (bkz. Comte, Cours de Philosophie Positive, Paris 1839, c. drdnc s, 399-400). Sayfa 247

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Comte'cu sistemde kkl bir toplumsal deimeye engel olmak iin gereken siyasaya varmakta tutulacak yol (pozitivist metodoloji) yle saptanmtr: nsansal bilgi olgusunun gelimesi iin tarih gzlemlenecek, bu gzlem sonucunda anamalcln deimez ve sonsuz bir nitelik tadn tantlayacak olan toplumbilimin ba yerini saptamak iin bilimler sralanacak, bundan sonra da 1789 Fransz Devrimi'yle filizlenmi olan zgrlk sorununu kknden zmleyecek olan siyasa saptanacaktr. Comte'a gre, bir tan zgr olup olmad sorunu nasl szkonusu deilse bir insann zgr olup olmad sorunu da ylece sz konusu deildir. Tarih ve toplumbilim bu siyasay gerekletirecek olan birer aratrlar: yi anlalm bir tarih bilimiyle ussalla indirgenmi bir siyasa birbirlerine uygundur (Comte, bid, s. 283-284). Auguste Comte, siyasa amacn Cathecisme Positive ou Sommaire Exposition de la Religion Universelle (1852) adl yaptnn birinci basksnn nsznde yle aklamaktadr: Bat'y anarik bir demokrasiyle kokumu bir aristokrasiden kurtarmaya geliyoruz. Biz sosyokratlar, aristokrat olmadmz kadar demokrat da deiliz. Olguculuk, bunlarn messif atmalarnn yerine aralarnda zorunlu bir bamllk ilikisi kuracaktr. Siyasamz, bu iki eksik ve tutarsz yann stnde bulunmaktadr. Felsefesel ve toplumsal mezhebimin srp geldii otuz yldan beri eitli rejimlerimizde muhalefet denilen eye kar daima derin bir nefret ve her trl yapc'lara kar gizli bir yaknlk duymuumdur. Genel kuruculuun en ok bir ihtiya olduu bu yzylda yapc'lar daima ykc'lara yelemiimdir. Tutucularmzn gerilikleri bana basit devrimcilerimizden ok daha yakndr. Bundan sonra, Marx'n afyon deyimini tantlamak iin yazlmasna, toplumsal dzeni endstri anamalcl yararna salamak ve Comte'un deyimiyle modern kemeke'e egemen olmak iin nsanlk dini'nin (Fr. Religion de l'humanite) kurallar ve yasalar sergilenmektedir. Bu mspet din'in mlkiyeti nasl ba tac edecei ve gene Comte'un deyimiyle, en az para kazanan ii snfnn bakaldrna, her kiisel hizmetin bunu yapmaktan doan haz ve salad minnettarlktan baka hibir ey iermedii dyle nasl engel olunaca uzun uzun anlatlmaktadr (zellikle bkz. bid, nce Toplumsal, Sonra Trebilimsel ve nsansal Dzen bal altnda verilen sekizinci konuma). Bu siyasal sonucu gerekletirmek iin Auguste Comte, Paris'te, kapsnda Positivizm Mdr (Fr. Directeur de Positivisme) yazl bir levha bulunan Monsieur le-Prince sokandaki 10 numaral apartmannda, ne dnceci ne de zdeki olan ve bundan tr de sadece tarihsel olgularn gzlemlenmesine dayanan ilk olgucu varsaymn ylece oluturmutur: nsanln evrimi, bilginin evrimiyle gereklemitir. Bilginin evrimi, insan dnndeki deiiklikleri dilegetirir. nsan dnndeki deiikliklerde durum gzlemlenmektedir. Birinci durum, Tanrbilimsel durum'dur (Fr. L'etat theologique). nsanlk bu durumunda Tanrlk glerle ynetildiini sanm, evresini ve kendisini Tanrlk dnceyle aklamaya almtr. nsanln bu ilk durumu da kendi iinde evreden gemitir. Birinci evrede insan, evresindeki nesneleri kendisi gibi canl ve akll olarak dnmtr. Bu evre, insansal dnn fetiilik evresi'dir. Bir sre insan dncesi deiiklie urayarak kendisinin ve evresinin ok saydaki grnmez varlklarca ynetildiini dnmtr. Bu ikinci evre oktanrclk evresi'dir. Daha sonra bu ok saydaki grnmez varlklarn tek ve byk bir iradenin ynetimi altnda bulunduu dncesine varmtr. Bu da, insan dncesindeki birinci durumun nc tektanrclk evresi'dir. nsan dncesinin bu Sayfa 248

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi durumu giderek kkl bir deiiklie uram ve soyutulua ynelmitir. Hristiyan Avrupa'nn ortaa bu ikinci metafizik durum'un (Fr. L'etat metaphysique) tarihsel blmdr. Bu durum insan dncesinin, kendisine benzeyen Tanrlardan vazgeerek, soyut kavramlara yneldii ve Tanrsn bu soyut kavramlarla niteledii bir durumdur. nsan dncesi bu durumda kendisinin ve evresinin ynetimini soyut kavramlarla aklamaya almtr. Ortaan sona ermesiyle kapanan bu evreyi, insan dncesinin son ve yetkin durumu olan olgucu durum (Fr. L'etat positif) izleyecektir. Olgucu durum, ilk kavgasn, daha ortaa sona ermeden adclarla vermi ve soyut kavramlar tahtlarndan indirmi bulunmaktadr. Yapc (Fr. Positif) dn gerek zaferine olguculukla ulaacaktr. Bu yeni durumu gerekletirecek olan, olgucu dnr ve bilginlerden kurulu, yeni bir snf yaratmak gerekmektedir. Siyasal gc elinde bulunduran sanayiciler, tccarlar, tarmclardan kurulu aktif snf bu olgucu durumu gerekletiremez. Maddi g, kendisini daha da glendirecek olan yeni bir manevi g'e muhtatr. Toplumun dzenlenmesi iin gereken bu manevi gc de yeni bir insanlk dini salayacaktr. Comte'un Durum Yasas (Os. Hal Kanunu, Fr. Loi des Trois Etats) adn verdii ilk varsaym budur. Comte bu varsaymyla insan bilgisinin geirdii deiiklikleri saptamak iin tarihi gzlemledii kansndadr. Ne var ki imdi, bu yeni siyasetini nermeden nce, toplum'un ne durumlar geirdiini saptayacak olan toplumbilimin (Sociologie deyimini ne sren de Comte'dur) nasl olutuunu gzlemlemek gerekmektedir. Bu gzlemleme de Comte'un bilimlerin hiyerarisi adn verdii ikinci varsaymn meydana getirecektir. Comte'a gre tek tek bilimler positif bilimler'dir ve her biri genelden zele giden bir hiyerariye bal olarak varlamtr. Bilimlerin bu sra dzeninin en altnda, en genel bilim olan matematik, en tepesinde de en zel bilim olan toplumbilim vardr. Her bilim, insan dncesi ve felsefe gibi, kendi iinde durumdan gemektedir. Auguste Comte, Hegelin lemelerinden esinlendii bu durum'u her olguda gzlemler ve onlar ocukluk, genlik, olgunluk alarna benzetir. yle der: Hepimiz ocukluumuzda Tanrbilimci, genliimizde metafiziki, olgunluumuzda da fiziki edeyile mspet felsefeci olduumuzu anmsamaz myz? (Comte, Cours de Philosophie Positive, Paris 1830, cilt I; s. 7). Buna gre her bilim de kimi hala birinci ya da ikinci durumda bulunmak zere bu evreyi geirmi ya da geirmektedir. Comte'a gre bilimler, yalnlklar orannda sonuncu duruma erken erimilerdir. Bilimlerin en yaln olan matematik, ilk gnnden beri olgucu durumdadr, Tanrbilimsel ve metafizik durumlar geirmemitir, binlerce yldan beri ilk biimiyle srpgelmi ve kez n on etmesi iin Tanrya yalvaracak hibir saduyulu kii kmamtr. Buna kar, rnein astronomi bilimi karmakl yznden durumun n de geirmitir: Aristoteles'le Tanrbilimsel, Copernicus ve Kepler'le metafizik, Newton'la pozitif olmutur. En karmak bilim ve sra dzeninin ba tac olan toplumsal fizik (Fr. Physique sociale) ya da toplumbilim'se henz metafizik durumdadr, onu pozitif duruma pozitivizm getirecektir. Bilimlerin, her biri kendinden nceki bilimlere bal olarak, sra dzeni yledir: lk bilim, en genel, en yaln; bakaca hibir bilimin bilgisini gerektirmeyen aritmetik'tir. Bunu, kendinden nceki aritmetiin bilgisinden baka hibir bilgiyi gerektirmeyen geometri izler. Geometriden sonra da, kendinden nceki aritmetikle geometrinin bilgilerinden baka hibir bilgiyi gerektirmeyen mekanik gelir. Bu bilim, btn bilimlerin temeli olan matematiki meydana getirir. Comte'a gre matematik, kendini ayn sra dzeni iinde Sayfa 249

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi meydana getiren bilimi ieren birinci bilimdir. Doa bilimleri, ilk bilim olan bu matematik bilimler'in stnde kurulacaklardr. Doa bilimler de cansz cisimler bilimleri ya da inorganik fizik'le canl cisimler bilimleri ya da organik fizik olmak zere ikiye ayrlmakla genel bilimler sralamasnda bir lk meydana getirirler: Matematik, inorganik fizik, organik fizik. Bu ln yeni iki blm de ayn mantksal sra dzeniyle oluur. kinci bilim olarak astronomi, kendinden nceki matematiin bilgilerine kendi zel bilgisini ekleyerek meydana gelir. nc bilim olan fizik, kendinden nceki matematikle astronominin bilgilerine kendi zel bilgisini ekleyerek oluur. Drdnc bilim olan kimya, kendinden nceki matematik-astronomi- fizikin bilgilerine kendi zel bilgisini ekleyerek biimlenir. Bu lk (astronomi, fizik, kimya) de genel ln ikincisi olan cansz cisimler bilimleri'ni meydana getirir. Comte'a gre, bu lklerin sra dzeni de ayn manta baldr. Yani, ikinci lk birinci lkteki bilgilere muhtatr ama, birinci lk ikinci lkteki bilgileri gerektirmez. Bu mantksal dzen nc aamada da srer. Beinci bilim olan biyoloji, kendinden nceki bilimlerin bilgilerine muhtatr ve bunlara kendi zel bilgisini katmaktadr. Altnc bilim olan toplumbilim de yledir, kendinden nceki bilimlerin bilgilerine kendi zel bilgisini ekleyerek kurulmutur. Bu mantksal sra dzeninin mantksal sonucu olarak Auguste Comte, toplumbilimin yasalarn biyolojinin yasalarna indirgemi olur. Grld gibi bu sra dzeninde bilimler en genelden en zele, en yalndan en karmaa doru ve Durum Yasas'na uygun olarak sralanmlardr. rnein, en bata bulunan matematik, Tanrbilimsel ve metafizik evrelerden hi gememi ve ilk kuruluundan beri pozitif olmutur. Buna kar en sonda bulunan toplumbilim henz pozitif duruma girmemitir. Comte'a gre bu sra dzeninde didaktik bir ilke de izlenmitir, bilimler bu sraya gre daha abuk ve kolay renilirler. Bu sra dzeni, ayn zamanda, bilimlerin tarihsel gelimelerini de saptamaktadr. Auguste Comte bylece sralad alt bilime soyut bilimler demektedir. Her soyut bilimi onun karl olan somut bilimler btnler: rnein, soyut fizik ve kimyaya somut mineroloji, soyut biyolojiye somut zooloji ve botanik baldr. Soyut bilimler, olgularn genel yasalaryla, somut bilimlerse bu yasalarn uyguland varlk ve nesnelerle urar. Somut bilimler soyut bilimlere bal olduklarndan zorunlu olarak onlardan daha ar geliirler. Bilimlerin bu mantksal sra dzeni sonunda oluan toplumbilim (Comte, sosyoloji terimini ilkin alt ciltlik Cours de Philosophie Positive adl yaptnn drdnc cildinde, Pascal'n 1648 ylnda ilerisrd fizik sosyal deyiminin yerine kullanmtr)'le Comte, siyasal olguculuk (Fr. Positivisme politique) denemesine girimektedir. Bu bilimin konusu Comte'un insanlk anlamnda kulland byk vcut (Fr. Le grand etre)'tur. Ona gre bu byk vcut, iki ayr adan incelenmelidir: Soyut toplum dzeni'yle (Fr. Ordre) somut toplumun ilerlemesi (Fr. Progres), btn bilimlerde olduu gibi ikincisi birincisine bal olarak, Comte'un zel deyimleriyle, statique sociale' le dynamique socialein konulardr. Comte, yukarda ad geen yaptnn yeni bir bilim olarak nerdii toplumbilime ayrlan son cildinde, toplumun dinamiini, Systeme de Politique Positive (1815-1854) adl yaptnda da toplumun statiini incelemitir. -Dinamik ilerleme, statik dzenin gelimesidir- (bid; Paris 1929, cilt ii, s. 41). Statik toplumun yasalarn, dinamik de onun bu yasalara gre gelimesini inceler. Comte'a gre tarihsel olaylar, biyolojik olaylardaki zorunluun ayn olan bir zorunlukla birbirlerini doururlar. Bu Sayfa 250

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yasalarn varlyladr ki tarih ve toplumbilim, birer bilim olmulardr: Bundan trdr ki btn bilimler gibi tarih ve toplumbilim de pratie uygulanabilir ve insanln hizmetine sokulabilir. Cansz doa bilimleri kendi alanlarnda nasl bir teknik yaratmlarsa canl doa bilimleri de pozitif anlay sayesinde toplumda ylece bir teknik yaratacaklardr. Bu teknik, toplumu ynetme tekniidir. Olgucu ynelme tekniiyse yeni bir dzenle gerekleecektir. te bu yeni dzen Comte'un nerdii insanlk dini'dir. Bu din, Tanrbilimsel ya .da metafizik deildir, pozitiftir, nk olgulara dayanmaktadr. Bu tapm, bir Tanrya deil, topluma tapma'dr (Fr. Sociolatrie). Bu dinin Tanrs insanlk (Fr. L'humanite), ilkesi de sevgi'dir (Fr. L'amour). Sevgi, bakalar iin yaamak formlyle dilegetirilir. Bakalar iin yaamak, bakalarn sevmek demektir. Kolektif bilin, birey st bir varlktr. nsanlk insanla deil, insan insanlkla aklanr. nsan, insanla katld oranda lmszleir. Comte, bir yeni din kurucusu olarak Katoliklii rnek alr. Katolikliin baba oul kutsal ruh lemesine kar u lemeyi karr: nsanlk (Fr. Le grand etre) gk (Fr. Grand milieu) dnya (Fr. Grand fetiche). Katolikliin papa'sna kar insanlk dininin papa's da Auguste Comte'dur. Katolikliin koruyucu melekleri insanlk dininde kadnlardr. nk gerek sevgi kadnlara zgdr. Kadn, erkee gre daha zgecil, sevmeye daha yatkn bir yapdadr. Bencil erkekler, zgecil kadnlar beslemekle grevlidirler. Toplum sevgisine, insanl, bir insan sevdiimiz gibi seviniz forml gereince kadn sevgisi yoluyla varlacaktr. Auguste Comte dinine geni bir kilise rgt de tasarlamtr. Her blgede bir pozitivist tapnak kurulacak, bu tapnaklarn bana pozitivist ba papaza bal pozitivist papazlar getirilecektir. Bu pozitivist rgt ve papazlarn insanlk besleyecektir. Bu tapnaklar, Comte'un deyimiyle, insanlk, lmlerinden sonra yaamaya hak kazanm llerden mteekkil bulunduuna gre, sekinlerin mezarlarnn ortasnda bulunmaldr. Tapnaklar, olunu kollar arasnda tutan otuz yanda bir kadn heykelleriyle sslenecektir. Bu otuz yandaki kadn, bir tahsildarn karsyken ve otuz yandayken veremden len, Comte'un sevgilisi Clotilde de Vaux'dur. Comte'un Tanrlatrmak istedii kadn ve sevgi, bu kadn ve bu sevgidir. Bu kadn anne, e, kz ocuk, kz karde olarak btn kadnlar simgeler. Kadn, gnde kez (sabah, le, akam) kutsanacaktr. Katolik dualar rnek alnd gibi, her gn bir ermiini kutsayan Katolik takvimi de rnek alnmtr. Comte bu takvime, herhangi bir yla zg pozitivizm takvimi adn vermektedir. nk takvim, yirmi sekizer gnlk aylardan on ayl olmak zere saptandndan, gnler hibir yl deimez. rnein, dokuzuncu ayn drdnc gn her ylda perembe gndr. Yirmi sekizer gnlk aylardan her yl artan bir gn (365. gn) evrensel ller bayram, drt ylda bir artacak bir gn (366. gn) de kutsal kadnlar bayram gndr. Katoliklik nasl her gn bir ermiini anyorsa insanlk dini de her gn bir byk adam anacaktr. nsanlk dininin ermileri byk adamlardr. Aylar onlarn adlaryla anlr. Comte'un saptayna gre her yl u aylardan meydana gelir: Birinci ay Musa (ilk teokrasi) aydr, ikinci ay Homeros (eski iir) aydr, nc ay Aristoteles (eski felsefe) aydr, drdnc ay Archimedes (eski bilim) aydr, beinci ay Caesar (askerlikle uygarlama) aydr, altnc ay Paulus (Katoliklik) aydr, yedinci ay Charlemagne (ortaa uygarl) aydr, sekizinci ay Dante (ada destan) aydr, dokuzuncu ay Guttemberg (ada sanayi) aydr, onuncu ay Shakespeare (ada tiyatro) aydr, on birinci ay Descartes (ada felsefe) aydr, on ikinci ay Frederic (ada siyasa) aydr, on nc ay Bichat (ada bilim) aydr. Her Sayfa 251

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ayda drt pazar vardr, pazarlar Comte'un snflandrmasna gre ikinci derecede byk adamlara ayrlmtr. rnein, Musa aynn drt pazar u byk adamlarla adlanr: Numa, Buda, Konfys, Muhammed. Her ayda yirmi sekiz gn vardr, Comte'un snflandrmasna gre gnler nc derecedeki byk adamlarla adlanr. rnein, Homeros aynn son haftas u gnlerdir: Ennius, Lucretius, Horatius, Tibullus, Ovidius, Lucianus. Pozitivistler rnein, 13 nisan 1890 tarihini yle yazarlar: 19 Arkhimedes 102, Ptolemaios. Pozitivizm takvimi, Comte'un deyimiyle, Batnn dnm'nn balang yl olan 1789 (Fransz Devrimi) ylyla balar, bundan tr 1890 yl, pozitivistlere gre 102. yldr. Comte bu takvime, insansal hazrln somut tablosu adn vermektedir ve onun Charlemagne' dan beri be ileri Bat ulusunun (Fransa, talya, spanya, ngiltere, Almanya) kurduu Bat Cumhuriyeti'nin sonul dnmne zg olduunu syler. Comte'un insanlk deyiminden anlad bu uluslardr: Asya, Afrika ve Amerika onun insanlk sisteminin dndadr. Comte'a gre Latin Avrupa'nn metafizik a, Fransz Devrimi'yle kapanmtr. imdi, yeni bir a, pozitivist a oluturulmaktadr. Ne var ki Comte, Fransz Devrimi'nin getirdii bireycilie ve bireysel zgrlk anlayna iddetle kar kmaktadr. Ona gre birey, ancak toplum yasalarna uymakla zgrleebilir (bkz. Comte, Catechisme Positiviste, Paris 1890, 3. bask, s. 308-310). Comte, bireyle ilgili diye ruhbilimi bile bilim saymamakta, bireysel olduundan tr bilimin atomla uramasn yasaklamaktadr. O, ne demokrat ne aristokrat olan bir sosyokrat'tr (Fr. Sociocrate), ideal sayd dzen sosyokrasi'dir (Fr. Sociocratie) ve bu dzenin dini de sosyotatri'dir (Fr. Sociolatrie). Comte, toplum dzenini gerekletirecek olan bu dinin ilkelerini, kendi deyimiyle, meleke bir esin'le (Fr. Angelique inspiration) sevgilisi Clotilde'den almtr. nk Clotildein sevgisi ona, toplumu anariye srkleyen bireyci bencilik (Fr. Egoisme) yerine, toplumu dzenleyecek olan toplumsal zgeciliki (Fr. Altruisme) retmi bulunmaktadr. te bu noktada, nesnel olmas gereken Comte'un ofiguculuu, zorunlu olarak znellie dnmektedir. Comte'a gre insanlar toplum olarak birbirlerine nesnel bir ba deil, ancak bu znel ba balayabilir. Kald ki zgeciliin bu znel ba, mlkiyeti ve anamal da hakl klmaktadr. nk kendimizin tketebileceimiz kadar retmek bencilik, bakalarnn tketimini dnerek retmekse zgeciliktir. Demek ki mlkiyet ve anamal, zgecilik iin vazgeilmez temel bir yapdr. Comte, bylelikle, Saint Simon'un katipliini yapt gnlerden kalma yeni dinle sanayileme gibi Saint Simon'cu dnceleri olgucu bir ynde gelitirmi olmaktadr. Comte'a gre insanl yneten znel igd'lerdir. Bu igdleri, Beynin on sekiz i grevinin olumlu snflandrlmas ya da ruhun sistematik tablosu adn verdii bir cetvelde yle sralar: Beslenme igds, cinsel igd, analik igds, yok etme ya da askerlik igds, yapma ya da sanayi igds, egemenlik igds, beenilme igds, ballk igds, sayg igds; iyilik ya da tmel sevgi igds. Ona gre bu igdlerden ilk yedi tanesi bireysel, son tanesi toplumsaldr. Bireysel olanlar bencilii, toplumsal olanlarsa zgecilii gerekletirir. Bireysel olanlarn ilk (beslenme, cinsellik, analk) korunma igdleridir, ikisi (yok etme, yapma) yetkinleme igdleridir. Bu be igd Comte'a gre kar igdleri, son iki igdyse (egemenlik, beenilme) istek igdleridir. toplumsal igdnn ilk ikisi (ballk, sayg) zel igdlerdir, tmel sevgi igdsyse genel igddr. Bu igdler, beyin rgeninin on sekiz i grevi Sayfa 252

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kapsam iindedir ve insanl bakalar iin yaamak'a hazrlayan ilkelerdir. Bu ilkeler beyinin be dnsel grevi araclyla amaca ynelirler. Beyinin araclk eden be dnsel grevi unlardr: Btnleme, zmleme, genelleme, sistemletirme, iliki kurma. Bu grevlerin ilk drd tasarlama, sonuncusuysa dilegetirmedir. Bu dilegetirme on igdden pratik yeti oluturarak karakter sonucuna varr: Cesaret, basiret, azim. Bylelikle, sinir sisteminin merkezi olan beynin bu on sekiz i grevi Comte'un deyimiyle, sevmek, dnmek, davranmak, sevgiyle davranmak ve davranmak iin sevmeki gerekletirir. Comte buna, beyin kuram adn vermektedir. Toplum, bylesine bir beyinle dzenlenmektedir. Bu beyin, olumlu felsefe'den (Fr. Philosophie positive) kard olumlu siyasa'y (Fr. Politique positive) gerekletirecektir. Bylelikle olguculuk, Durum Yasas'nda dilegetirildii gibi, Tanrbilimle metafiziin yerine gemekte ve toplumu dzenlemektedir. Comte'a gre trebilim, toplumbilimin bir daldr. nk trebilim, bireysel olan benciliin toplumsal olan zgecilie boyun emesi demektir. Comte'un izdalar Comte dncesini iki dneme ayrrlar, 1484 ylna kadar oluan olumlu felsefe dnemine olguculuk (Fr. Positivisme) ve 1844 ylndan sonra oluan dinsel siyasa dnemine Comte'culuk (Fr. Comtisme) derler. Metafizii yadsyan ve bilgiyi olgular stne kurmak amacn gden John Stuart Mill (1806-1873), Herbert Spencer (1820-1903), Ernest Renan (1823-1890) felsefeleri de olguculuk adyla adlanr. Bu felsefeler ayn temelden yola kmakla beraber Comte'un ikinci dnemine kardrlar ve Comte'culuu olguculukla elikili bulurlar. rnein John Stuart Mill olguculuu bireycilik ve liberalizm yolunda gelitirirken Comte'u ngiltere'nin zel geliimini anlamamakla sular (John Stuart Mill, Auguste Comte and Positivisme, Londra 1866, s. 111). Fransz dnrleri Emile Littre'yle (1801-1881) Pierre Laffitte (1823-1903) de Comte olguculuuna katkda bulunanlar arasndadr. zellikle Comte'un rencisi olan Laffitte. Comte izleyicilerinin yneticisi olarak bu anlayn yaylmasnda balca etkenlerden biridir. Catechisme'e yazd ek'te yle der: Ynetimi bana verilen rgtn merkezi, Comte' un vasiyetinde bildirdii isteine uygun olarak, Paris'te Monsieur le Prince sokandaki 10 numaral apartman iindedir. Revue Occidentale gazetesini karyor, kitaplar ve brorler yaymlyor, dersler ve konferanslar veriyoruz. Ayrca 1 ocak gn insanlk bayramn, 5 eyll gn Auguste Comte bayramn, 31 aralk gn de ller bayramn kutluyoruz. Her yl ulusal ve uluslararas ziyaretler yapmaktayz. Fransa, ngiltere, sve, Amerika'da birok ocaklar kurulmutur ve benim ynetimime az ya da ok bal bulunmaktadrlar. J. H. von Kirchmann (1802-1884), Ernst Las (1836-1885), Hyppolite Taine (1828-1921) retileri de olgucu niteliktedir. Olguculuk, Avenarius ve Mach'n empiriocritisme'lerine de temel olmutur. Olguculuun amzdaki geliimi yeni olguculuk genel adn tar. Yeni olguculuk; mantksal atomculuk, genel semantik, mantksal olguculuk akmlarnda belirir. Bu akmlar genel olarak felsefe sorunlarn dil sorunlarna indirgerler. Olguculuk, eski ve yeni btn anlaylarnda bilimcilik savna ramen bilime kar ve bilimd, metafizii yadsmasna ramen metafizik, idealizme kar kmasna ramen idealist, tarafszlk savna ramen tarafl, nc yol savna ramen ikinci yolcu bir anlaytr. ster ikinci, ister nc ve ne kadar samasapan olursa olsun, insanlarn byk bir blm, o kadar gzelsin ki, geme, dur! diyebilecekleri gerei bulabilmek umuduyla bu kmaz yola da girmekten kendilerini alamayacaklardr. Sayfa 253

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi HER EY BENM N. XiX'ncu yzylda, Almanya'da Max Stirner (1806-1856) adnda bir filozof, okuyanlarda bir hayli aknlk uyandran bir kitap yazd. Kitabn ad, Biricik nsan ve zgelgesi'dir (Der Einzig und Sein Eigentum). Yapt, geni apta dnceleri etkiledi. Birok dnrler, Stirnere hayranlkla yneldiler. Stirner, Rousseau ya da La Rochefoucauld gibi, hemen herkesin duyup da biimlendiremedii ya da aklamaya cesaret edemedii insan duygularn anlatyordu. Syledii szler pek yle kark eyler deildi. Ben, diyordu, dnyay ve insanlar sadece kendim iin kutlamaktaym. Benden gayrisi benim umurum deildir. Her ey benim iin yaratlmtr, btn mutluluklar benim iindir. Bu dnya benim dnyamdr, benim zelgemdir (malm, mlkm). Gerek benim. Bir i biliyorum, o da benim iimdir. Benim iimi iyilikle ya da ktlkle yorumlayamazsnz. nk iim demek ben demeim. Bense ne iyi, ne de ktymdr. Olduum gibi biricik insanm. yinin de, ktnn de benim iin hibir anlam yoktur. Hibir ey, nnde, kendimi alaltmam gerektirecek bir ycelikte deildir. Yce olan bir ey var: Ben. Beni benden baka hibir ey ilgilendirmez. yinin ii, Tanrnn ii, insanln ii, gerein ii, zgrln ii, ruhun ii ve daha gerisinde de saylamayacak kadar bir i kalabal... Evet efendim, bu ilerin hibiri benim iim deildir, hibiri beni ilgilendirmez. Beni sadece benim iim ilgilendirir. Nasl bir bitkinin, bir hayvann hibir devi yoksa, insann da hibir devi yoktur. Tre, neden benim devim oluyormu? Bunu kantlamak iin akln alabilecei hibir neden gsterilemez. Btn bunlar kimi kafalarn bozukluundan doma birtakm samalardr. Hasta beyinlerin putlarna tapmak gln olmaktr. Kendimden baka, kendisine ynelmem gereken, hibir gerek yoktur. Btn gerekler benim iin olanlardr. Tepeden trnaa kadar benim iim olmayan her ie uurlar olsun. Her insan kendisi iin biricik insandr. nsan insan eden bencilliidir. Erdem, kendi isteklerime benim uygunluumdur. Stirnerin bu ar dncesinin daha bir sslenmileri, eitilmileri, ileride gsterili profesr cppeleri altnda, ngiltere ve Amerika'daki niversite krslerinden karmza kacaklardr. YLEYSE YARARLANALIM. nsan iin en iyi davran, kendisini en mutlu klan davrantr, diyen ilka trecilerini dnnz. Mutluluk tresini (saadet ahlakn) kuran btn Yunan filozoflarn; Protagoras', Sokratesi, Aristipposu, Antisthenesi, Epikouros'u hatrlaynz. lm tesi mutluluklarn ama edinen din dncelerini gzlerinizin nne getiriniz. Birok hakl saldrmalara urad halde, yzyllardr gene de ayakta duran o byk sz, insan her eyin lsdr szn annz. Sonra da, baknz ondokuzuncu yzyl ngiltere'sine eviriniz. Mutluluk faydadadr. diyen John Stuart Mill, 1806 ylnda Londra' da dodu, altm yedi yllk ok verimli bir yaaytan sonra 1873 ylnda Avigon'da ld. Byk bir ekonomici sayld kadar byk bir filozof saylyordu. Ekonomi ilkelerini 1848'de yaymlamt. Faydaclk adl nemli yaptnysa, lmnden on iki yl nce, 1861'de yaynlad. Dncesinin temelleri Epikouros'a kadar inen faydac filozoflara dayanr. Dnce zincirinin bir halkas olarak da Hume'a, XViii'nci yzyl deneycilerine (empirisme, tecrbecilik) eklenir. Siyasal alanda Liberal Parti'yi tutmutu 1869 ylnda yaynlad anlar ok ilgi ekicidir. Sayfa 254

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Felsefenin douundan beri, diyor J. Stuart Mill, dnrler en stn iyinin (summum bonum) ne olduunu aramlardr. te biz de, Bentham'le beraber, bu sorunun karln veriyoruz: En stn iyi, faydadadr. yiyi ktden ayracak l nedir? Ne aklclar, ne ruhular bu ly verememilerdir. te biz, Benthamie beraber, bu ly veriyoruz: yiyi ktden ayracak l, fayda lsdr. Hekimlik sanat iyidir, nk salk faydasn tar. Mzik iyidir, nk zevk faydasn tar. nsanlarn mutluluunu, tiksinmeye karlk olarak, holanma duygusu dourur (hedonisme, hazclk). Holanma duygusu, faydacln sonucudur. nsan, faydaldan holanr, faydaszdan holanmaz. Bu konudaki tartmalar undan kmaktadr: Fayda szc, bugne kadar yanl anlalmtr. Halk onu, sanki o geici holanmalara stnlk anlamn tayormu gibi, ok zaman, holanma szcnn karsna alr. rnein, bir anne, ocuuna, hep faydasz eyleri seviyorsun, der. Oysa, bu deyi yanltr. Epikouros'tan Bentham'e kadar btn faydac yazarlar fayda szcn, holanmann kart olarak deil, her trl acdan uzak, kendiliinden holanma olarak anlamlardr. Faydal olan, holanlandr. Fayda ilkesiyle en stn mutluluk ilkesi ayn anlamdadr. Faydaclar, davranlarmz, bize verdikleri mutluluk orannda iyi, bize getirdikleri mutsuzluk orannda kt sayarlar. Mutluluktan anladmz, holanma ya da acnn yokluudur. Mutsuzluktan anladmz da, ac ya da holanmann yokluudur. nsanlarn gerekten isteyebilecekleri biricik ama, holanma ya da acnn yokluudur, tek szle mutluluktur. Felsefenin douundan bugne kadar btn mutluluk trecileri (saadet ahlaklar), btn hazclar (hedonecular) tresel duygularla ilgili hazlara kaba beden hazlarndan ok deer vermilerdir. Beden hazlarn hor grmeyen Epikouros bile bu dncededir. nk, tresel duygularla ilgili holanmalar, beden holanmalarndan daha sreklidir, daha gvenlidir, daha ucuzdur. yle de denebilir: Srekli fayda, geici faydadan iyidir. Bu ilke, tresel mutluluun dayand en salam ilkedir. Btn teki eylerin ona gre, onun hatr iin istenilir olduu son ama, olunabildii kadar acdan uzak, olunabildii kadar holanmaya yakn bir yaamadr. Fayda, insan davranlarnn amac olduundan, zorunlu olarak trenin de temel lsdr. yleyse tre (ahlak) yle tanmlanabilir: Tre, birtakm davran kurallardr ki, onlara uyulduu zaman btn insanla, sadece insanla da deil, btn duygulu yaratklara acdan uzak, holanmaya yakn bir yaama salar. Faydacln amac, karakter soyluluunu (asaletini) elde etmektir. Soylu bir karakterin soyluluundan tr daha mutlu olduundan kukulansak bile, onun teki insanlar daha mutlu kldndan, dnyamza pek ok eyler kazandrdndan (faydal olduundan) kukulanamayz. nsanlarn ne yapsalar mutlu olamayacaklarndan sz etmek samadr. Kt eitimler, kt sosyal dzenler elbette mutluluun engelleridir ama, bunlar dzeltilebilir. nsan, mutluluk iindir. Ancak, yaamaktan, onun verebilecei mutluluktan fazlasn beklememelidir. Mutlu, doymu, her trl istekleri giderilmi bir yaamann iki esi (unsuru) vardr: Huzur, heyecanla davran... ok zaman bunun birincisi yetmektedir. nsanlarn byk ounluu ok huzur, az honutsuzlukla yetinirler. Kimileri de ok heyecan iinde acya alabilirler. Bu iki e birbiriyle uzlaabilir, nk aralarnda doal bir birleme vardr. Birinin uzamas; brn hazrlamas, brne istek uyandrmas Sayfa 255

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi demektir. Huzurun uzamas heyecanla davran istetir, heyecanla davrann uzamas da huzuru aratr. Sadece bir bozukluk (vice) olduu zamanlarda skun devresinden sonra davran istei uyanmaz. Bunun gibi, heyecanla davrann bir hastalk biimine girdii hallerde de, skun devresinden sonra yeniden davran zc, tatsz gelir. nsanlar, yaamakta, yetecek kadar holanma bulamyorlarsa bunun nedenini kendi bozuk yaplarnda aramaldrlar. nk kendilerinin dnda bakaca hibir neden yoktur. Genel ya da zel sevgi duygular bulunmayanlar yaamann tadn alamazlar, heyecanla davran haline geemezler. Onlar iin yaamann deeri, btn bencil ilgilere son verecek lm yaklanca, bsbtn azalr. Arkalarnda sevgi brakacak olanlar insan cinsinin ortak ilgileriyle baldrlar, lrken bile salk gcn yitirmezler. Yaamay az holanlr yapan bencilliin yannda baka bir neden de, dnsel kltrn eksikliidir. Szn ksas, insan aclarnn bu kaynaklar btn btne dzeltilebilir. Baarya ulancaya kadar belki birok kuaklar geecek, ama baar her halde gerekleecektir. nsanlar, insanln bu mutlu savana katlmaldrlar. Her bireyin zel karn, zel faydasn genel karla, genel faydayla uyuturmas gerektir. Bundan baka eitim, retim, kamuoyu (efkar- umumiye) bireyin ruhunda yle zlmez bir ortaklk kurmaldr ki, zel mutlulukla genel mutluluk arasnda bir uygunluk bulunsun. Bylelikle insan, genel iyilie uygun gelmeyen bir zel iyilik davrann dnemeyecektir. Faydaclk, her iki davrann erdem niteliini tamadn sylemektedir. Faydaclara gre ok zaman yerilecek davranlar, vlecek niteliklerden kar. Stoaclarn (Zenon'un felsefe okulu) erdemden gayri her eye srt evirmelerine kardrlar. Faydaclk, erdemin yannda istenilen baka deerler de bulunduunu savunmaktadr. rnein erdemsizlik olan yalanclk, yerinde kullanlrsa, erdemlilik olabilir. Doruyu sylemek bir hastay ldrecekse, faydaclk burada yalan sylemeyi gerektirir. Ama bu anlamdaki faydann snrlar titizlikle izilmelidir. Yalan, ancak, kendisinden gayrisini haksz bir ktlkten koruyacaksa, yalandan baka da bir yol yoksa, faydaldr. Bu halde fayda ilkesinin grevi, birbirini alt etmeye uraan faydalar lmekle, karlatrmakla, birinin tekine ne zaman stn tutulacan gstermekle belirir. Nerede bir hak varsa, orada bir erdem hali deil, bir tze (adalet) hali vardr. yle bir rnek alalm: Bir endstri topluluunda ustalk, rakla gre stn bir hak salamal mdr? Bir dnceye gre salamamaldr, nk elinden geleni yapann ayn hakk elde etmesi tzeye uygundur. Bir baka dnceye gre salamaldr, nk stn verimin stn bir hak elde etmesi tzeye uygundur. Bu iki dncenin her ikisi de salamlkta birbirlerine eittirler. te faydaclk ilkesinin zorunluluu burada aka belirmektedir: Hangi dnce toplum faydasna daha yarardysa o seilecektir. Tzeyi gizlenmi bir erdem sayarsak, bu halde, fayda erdemden ayrlmakta, erdemin beceremedii, ii becermektedir. Btn bu kark zorluklarda faydaclk ilkesini tutmaktan baka kurtulu yolu yoktur. Erdemle fayda arasndaki bu ayrlk bir kuruntu deil, gerek bir ayrlktr. nsanlar sadece mutluluu isterler, mutluluktan gayri hibir eyi istemezler. Erdem istei, mutluluk istei kadar yaygn deildir. Faydaclk, erdemin, hem ou insanlarca istendiini, hem de btn insanlarca istenilmesi gerektiini bilmektedir. Erdeme uygun olann ne olduu stnde anlaabilirsek; erdemi, en yksek amaca erimek Sayfa 256

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iin aralk eden birok iyi eylerin bana geirebiliriz. Oysa erdem, mutluluk amacna gtren bir ara deil, mutluluk amacnn bir paras olmaldr. Buysa erdemin, kendiliinden istenilen bir ey olmasyla salanr. Erdem, kendisini karlksz olarak sevenlerde bu hali alabilir. Erdem bu yolda yalnz deildir. nsanlarn, nce mutluluklarnn arac, sonra da mutluluklarnn paras olabilen daha pek ok istekleri vardr. Para sevgisini, n tutkusunu, iktidar isteini rnek olarak sayabiliriz. Btn bunlar nce mutlulua eriebilmek iin birer aratrlar, sonra mutluluk amacnn birer paras haline gelirler. Erdem, faydaclk kavramna gre, bu eit istekler arasnda saylabilir. Erdem, ancak, holanmaya gtrd, acdan uzaklatrd iin istenir. Fakat arala ama arasnda bu ortam meydana geldi mi, artk erdeme bir iyi istek gzyle baklmak zaman gelmi demektir. Erdem, bir bakma, yukarda rnek olarak saydmz teki isteklerden ayrdr. Onlar, kiiyi bakalarna kar zararl klabilirler, erdemse kiiyi bakalarna kar faydal klar. Bu yzdendir ki faydaclk, iine baka nedenler karmam, ancak erdem iin istenilen erdemi genel faydaya uygun grmekte, yaylmasn istemektedir. Yararclk retisi, toplumsallama abalarna ramen tipik bir bireycilik retisidir. Btn deerleri bireyin holantsna indirger. Bireysel mutlulukla toplumsal mutluluu uyumlu klabilmek iin, metafizik bir anlayla, eitim ve retimden medet umar. En stn iyiyi, mutluluu, erdemi ve tzeyi bireysel yararla aynlatrr. Yararln lt bireysel holanma olduuna gre, zorunlu olarak znel idealizme dayanr. Nitekim, sonunda, katksz bir idealizm olan pragmacl dourmutur. SU VE CEZASI. Btn bu idealist dnceler dnp dolap sonunda Tanrcla varmak zorundadrlar. Bu zorunlu sonu, ondokuzuncu yzyln ilk yarsnn oluturduu nl bir sanat yaptnda yansmaktadr. Dostoyevski'yi (1821-1881) oluturan yllar, ondokuzuncu yzyl Rusya'snn ar i'nci Nikola'nn basks altnda ezildii yllardr. Toprak iileri, bir eit tarm gereciymiesine toprak beyleri arasnda ak artrmayla satlmaktadr. Oysa kk toprak beylerinin durumlar da, inek gibi alp sattklar mujiklerden daha gvenli deildir; sabah akam blge komiserinden dayak yemektedirler. Devlet dairelerinde mdr, memurunu tokatlayarak altrr. Krbalamakla krbalanmak en olaan gnlk ilerdendir. Kazanlar yaamaya yetmemektedir, alk salgndr, aydnlar arasnda ykc dnceler kaynamaktadr. Baklar gk llerine evrilmitir, mujikler sa'nn saltanatn sabrszlkla beklemektedirler: Bu kadar iren bir eye Tanr raz olamaz. Sonya'nn azyla bu yargya varan Dostoyevski, yaad srece onu kvrandracak olan ikilii, Su ve Ceza'nn drdnc blmnde, Raskolnikov'un azndan ortaya atyor: Ama gene de raz oluyor ite.... Birka yaprak sonra da, nl romannn dayand nemli sorulardan birini sormaktadr: Nasl oluyor da bu kadar bayalk, byle kutsal bir duyguyla badaabiliyor?. Dostoyevski, daha birok yaptlarnda, bu sorunun uyandrd kukular zmeye alacaktr. Gk lleri karsnda insan yaps, eitli ynlerden ustaca didikledii bu ikilik; hemen btn yaptlarnn temelidir. Dostoyevski doduu zaman Pukin yirmi iki, Gogol on bir yandayd: Her ikisi, de ona nclk etmitir. Tolstoy'la Turgenyev'se onunla birlikte yetiecek, onunla yaracaklardr. Almanya'da Goethe, ngiltere' de Byron, Sayfa 257

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Fransa'da Chateaubriand, Stendhal, Balzac nleri Rusya'ya erimi olarak yaamaktadrlar. 1843'te Balzac Moskova'ya geldii zaman Dostoyevski onun Eugenie Grandet'sini Rusaya eviriyordu a, byk dnrlerle byk sanatlarn adr. Heine, Hugo, Merime, Poe, Musset, Dickens, Flaubert yetimektedirler. Su ve Ceza,'nn tasarlanmasndan nce bir de ehov doacaktr. Dostoyevski ilk yapt olan nsancklar' yaymlad 1846 ylnda yirmi be yandayd. Yl, en nemli yazarlarn birbirleriyle yararak kaynat bir yldr. Dostoyevski, Byron ldnde , Goethe ldnde on bir, Pukin ldnde on alt, Stendhal ldnde yirmi bir, Chateaubriand ldnde yirmi yedi, Balzac ldnde yirmi dokuz, Gogol ldnde otuz bir yandayd. Altm yana kadar yaayacak, edebiyat dnyasnn en salam yaptlarn kuracaktr. Su ve Ceza, bylesine bir evrede, 1866 ylnda yaymland. 1860'ta Rusya'da toprak reformu yaplm, toprak klelii kaldrlmt. ar I. Nikola oktan lmt. Btn bunlar alkla yoksulluu azaltacak yerde, bsbtn hzlandrmt. Sosyal denge bozulmutu bir kez, toplumdaki kargaalk srpgidecekti. Turgenyev (1818-1883) Babalar ve ocuklar'nda, ernievski (1828-1889) Ne Yapmal'snda bu sosyal kargaaln nedenlerini aratryorlard. Dostoyevski Su ve Ceza'syla, Turgenyevie ernievski'nin karsna gksel ly kard. Su ve Ceza, bu adan, Dostoyevski'nin kendisiyle yapt nemli bir tartmayd. Nitekim o yllarn aydnlar bu tartmaya ok byk bir nem verdiler, yapt bir anda btn Rusya'ya yayld. Su ve Ceza'nn ortaya att sorun uydu: Bir yanda budala, nemsiz, hastalkl, kimseye yararl olmayan, tersine, herkese zarar dokunan, niin yaadn kendisi de bilmeyen, yarn nasl olsa kendiliinden lecek bir kocakar var. te yanda da yardm grmediklerinden tr yok olup giden gen, krpe gler... Kocakarnn manastra adad paralarla milyonlarca ktlk nlenebilecektir. u halde kocakary ldr, parasn al, sonra da bu paray btn insanln yararna harca. Bir lme kar binlerce dirilme. Bu bir hesap iidir. Hem sosyal dengede bu aptal, bu kt yrekli kocakarnn ne deeri olabilir? Bir bit, bir hamambcei ondan daha deerlidir. Yaamak iin, yaamaya deer olmaldr. Bakalarn sev diyorlar, bundan kan sonu her ikisinin de yar yarya plak kalmasdr. Kaftann ikiye blp yarsn komuna verirsen hem sen plak kalrsn, hem de o giyinmemi olur. yisi mi, kendini sev, hem kaftann salam kalr, hem de komunun ikiye blnm bir kaftandan daha fazlasn almasn salam olursun. Bir toplumda zel iler ne kadar tkrnda giderse genel iler de o kadar dzenli olur. Kendini dnmen genel ilerleyii salar, buysa komun iin yarm bir kaftandan daha yararldr. lme gidecek bir adamn kayann stnde, ancak iki ayan koyabilecek kadar darack bir yerde oturmas gerekse, evresinde uurumlar, ummanlar olsa, sonsuz karanlklar, sonsuz yalnzlk; bitmez tkenmez frtnalar iinde, bir arnlk o darack yerde sonsuza dein ayakta durmas, adamn o anda lmesinden daha iyidir. Ne trl olursa olsun, yaamak gerek. Sorun, o yllar Rusya'snn sorunudur. Dostoyevski, hukuk rencisi Raskolnikov'un kiiliiyle sorunu ortaya attktan sonra tartmaya balyor: Olaan insanlarla olaanst insanlar birbirinden ayrmaldr. Olaan insanlar boyun eerek yaamak zorundadrlar, kanun dna kmaya haklar yoktur. Olaanst insanlar btn sular ilemeye, btn kanunlar ayaklar altna almaya yetkilidirler, lkleri uruna btn snrlar aabilirler. Likrg, Sayfa 258

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Solon, Napolyon yeni kanunlar koyarken eski kanunlar hakl olarak inemilerdir. Yerlemi bir adan baklnca bunlarn iledikleri de su deil midir? Olaanst insanlar bir bakma tm suludurlar, kendilerinin ya da toplumlarnn yararna kan dkmekten bile ekinmemilerdir. Bykler yle dursun, toplumlar iinde biraz olsun sivrilenler bile, az ya da ok, ldrc olmak zorundadrlar. ldrclk, olaanstln gereidir. Olaan insanlar, ellerine geirebilirlerse, olaanst insanlar asp keserler ama, bir sre sonra da heykellerini dikip onlara taparlar. Olaan insanlar uysal, geleneki, eik boyunludurlar; grevleri kendileri gibi birtakm varlklarn oalmasna yaramaktr. Onlar, insanl koruyup oaltrlar, tekilerse yrtp bir amaca gtrrler. Gen hukuk rencisi Raskolnikov, faizci kocakary bu dnceden yola karak ldrmtr. Evet, kan dkmtr ama, herkesin dkt kan, u yeryznde bir alayan halinde dklen, her zaman dklen kan... Onu bir ampanya gibi aktanlar sonradan Capitol'de ta giyip insanln vnc oldular. Ben de insanlara iyilik etmek istiyordum. Yaptm bu biricik anlamszl balatmak iin insanla binlerce iyi i yapacaktm. Yaptm ie anlamszlk bile denemez ya, dpedz beceriksizlik denir. nk bu dnce, baarszla uradktan sonra grnd gibi, hi de budalaca deildi. Baarszla urayan her ey budalaca grnr. Ben, imdi budalaca grnen bu eylemle sadece kendime bamszlk salamak, yaamak iin ilk admm atmak, gerekli aralar edinmek istemitim. Bundan sonra her ey llemeyecek kadar yararl bir yry olacakt. Ama ben, ilk admda tkezledim. Baarabilseydim benim de bama ta giydireceklerdi. Raskolnikov niin baaramamtr? nk olaanstlk sansna kaplan olaan bir insandr. Olaanlar byk aclar ekmeye dayanamazlar, gerekten byk insanlarsa byk aclar ekmek zorundadrlar. Olaanlar amamalar gereken snrlarn iine er ge ekilirler, kendi cezalarn kendi elleriyle verirler, sevgi'nin tutsadrlar. Olaanstler sevgi'ye boyun emezler: Peki ama, buna layk olmadm halde, bunlar beni ne diye bu kadar seviyorlar? Ah, hayatta yalnz olsaydm, kimse beni sevmeseydi, ben de kimseyi hibir zaman sevmeseydim, btn bunlarn hibiri olmazd. Raskolnikov kendi erdemini denemek iin ldrmt. Olaanstler, dorudan doruya yaparlar, denemezler. Erdem, dnce deil, eylem'dir: O zaman anladm ki Sonya, iktidar, ancak eilip onu almak cesaretini gsterenlere verilir. i, cesaret etmekten ibaretti. Sorun, yalnz buydu. Ben, cesaret gstermek istedim, ldrdm. Srt st karanlkta yattm srada btn bunlar dnmtm. Beni mahveden de ite bu oldu ya. ktidara gemeye hakkm olup olmadn kendi kendime sorup soruturmaya baladysam, demek ki iktidara gemeye hakkm yokmu. nsan bir bit midir? nsan, bunu soran iin bir bit deildir, aklna byle bir soru gelmeyen iin bittir. Napolyon bu soruyu sormadan gider, kocakary ldrrd. Benim suum bu soruyu sormaktr. Gk ls, olaan insanlarn birbirlerine kar davranlarn dzenler. Raskolnikov da olaan bir insan olduuna gre: Kalk, hemen imdi, u dakikada, drt yol azna ko, yere kapan, ilkin kirlettiin topra p, sonra drt bir yana eilerek btn dnyay selamla, herkesin nnde, yksek sesle: Ben ldrdm! diye bar. O zaman, Tanr sana yeniden hayat verecektir. Raskolnikov'un kendisine ykledii biricik su, sonuna kadar dayanmamaktr: Benim davranm onlara niin bu Sayfa 259

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kadar irkin grnyor? Kanunun snrlar alm, kan dklmtr. yleyse; insanla iyilik eden, iktidar zorla alan birok kimselerin de, daha ilk admlarnda, kafalarn kesmek gerekirdi. Ama bu adamlar sonuna kadar dayandlar, bunun iin de hakl ktlar. Bense dayanamadm, bunun iin de bu adm atmak hakkn kazanamadm. Raskolnikov kendisini gszlkle, korkaklkla sulandrmaktadr. Oysa Dostoyevski, Raskolnikov'un kendisinde, inannda derin bir hata bulunduunu sylyor. Dostoyevski'ye gre Raskolnikov, bu hatay sezmitir ama, gerei gibi anlayamamtr. Dostoyevski, byk yaptnn sonlarna doru Tanrca davranyor, yaratt kiiyi yarglyor: Raskolnikov, kendisinde, inanlarnda derin bir hata olduunu, belki daha o zaman, sulara eilip bakt sralarda, sezmi bulunduunu bir trl anlayamyordu. Bu seziin yarnki hayatna ait deiikliin, lmden sonra diriliinin, hayata yeni bir bakn habercisi olabileceini de anlamyordu. Dostoyevski, Raskolnikov'u Sibirya'ya gnderip eline de, Turgenyev' le ernievski'ye kar kard, gksel bir erdemi tututurduktan sonra yaptn u szlerle bitirmektedir: Raskolnikov, bu yeni hayatn kendine bedava verilmediini, onu ok pahalya, gelecekte yapaca byk fedakarlklarla satn almak gerektiini henz bilmiyordu. Ama burada yeni bir yk; bir adamn derece derece yenilemesinin, yava yava yeniden hayat buluunun, bir dnyadan bir baka dnyaya geiinin, u ana kadar hi bilmedii yeni bir gerekle tanmasnn yks balyor. Bu, yeni bir yaptn konusu olabilir. AK. Toplumu tlerle dzenleme abas devam ediyor. Bu tlerden bir yenisi de ak. Ludwig Andreas Feuerbach (1804-1872), Hristiyanlk Felsefesi'ni yaymlad srada (1839), Alman dnce evreleri Hegelcilii tartyorlard. Hegel, geni bir alanda olaanst etkisini srdryordu te, ak felsefecisi Ludwig Feuerbach da, btn adalar gibi, bu Hegelcilikten domutu. lm ve lmszlk stne Dnceler adn tayan yaptn Hegelin lmnden bir yl nce yaymlamt. Gelecek Felsefenin lkeleri'niyse on yl sonra yaymlayacakt: Bir bakma, insan aklnn zledii tartma henz bitmemi olmalyd. Hegel, oluu dnceyle, ruhla balatmt. Doru muydu? Dnce mi nceydi doa m, bir baka deyile, ruh mu nceydi madde mi? O bitmez tkenmez masal, insan aklnn byk maceras yeniden balyordu. Feuerbach, soruyu kesinlikle karlad: Temel, doadr. Doann dnda hibir ey yoktur. Her ey gibi, dnce de, doann rndr. Dnce, maddesel bir organ olan beyinden kmaktadr... Bununla beraber Feuerbach, maddecilikte kalamayacaktr. yle diyor: Bence maddecilik, insann varlk ve bilgi yapsnn temelidir. Ama bir fizyolojistin, bir natralistin anlad gibi, varlk yapsnn kendisi deildir. Maddecilikle geride beraberim ama, ileride beraber deilim. Niin?.. nk Feuerbdch, btn dinleri ykt halde, yerlerine yeni bir evrensel din kurma yolundadr. Bu yeni din, ak dinidir. Feuerbach, temeli maddeye dayad halde bir idealisttir artk. Ak, maddesel bir ekim olarak deil, bir insanlk ideali olarak ele almaktadr. Feuerbach da, Hegel gibi, diyalektii, maddelerde deil, dncede bulmaktadr. Feuerbach'a gre dncede olup bitenler, dncenin rnleridirler. nsanlar, seviiniz, diyor, Sayfa 260

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gerek din sizin bu sevgilerinizdedir. Varlnz, aknzla biimlenecektir. Feuerbach'a gre, dinin gerei aktadr. nceleri insanlar, kendi niteliklerinin fantastik yansmalar olan Tanrlar yaratmlardr. Tanrlar, insanlk dzenini kurmaya yetmediler. Oysa, bu dzeni kuracak olan, insann baka insanlara kar duyduu ballktr. Bu ballk, en yetkin biimine akta ular. Hele cinsel ak, bu duygusal insan ballnn en younlam biimidir. Dostluk, acma, vazgeme, cokunluk gibi eitli eilimler, yetkinlii cinsel akta beliren akn eitli grnleridir. nsanlar arasndaki btn sorunlar akn gcyle zlecektir. Ak kutsallatrmak gerekir. nsanlar, bylelikle, btn aclarndan kurtulacaklardr. Din (religion), Latince balamak anlamndaki (religare) szcnden gelir. u halde, din szcnn ilk anlam badr. Bundan tr insanlar arasndaki her ba, bir dindir. Din' szcnn etimolojik anlam gerei ortaya koymaktadr. Ama bu din, ruhu bir temele deil, maddeci bir temele oturmaktadr. Temel doadr. Her ey gibi, din de, doann rndr. Varlk yapsnn temeli maddedir ama; kendisi dncedir. Bir baka deyile, varlk maddeden kyor ama, ruhla geliiyor, varlklayor. Maddelerin oyunu bitmitir artk. Feuerbach, mutluluk felsefesini de, bu dncesinin stne kuruyor. Ona gre, mutluluk eilimi insan yapsnn doal bir eilimidir. nsan, doarken mutluluk eilimiyle birlikte doar. Mutluluk eiliminin tresellii (ahlakilii) bu yzdendir. Gene bu yzdendir ki, her trenin temeli mutluluk eilimi olmaldr. Ama mutluluk eilimi babo braklamaz elbet. Onu dzenleyen iki doal kstlayc vardr: 1- Eylemlerimizin kendimizdeki sonular: Mutluluk eilimimizi babo brakp, rnein ikiyi fazla karrsak hastalanrz. Bylelikle de kendi eilimimizi, kendimizden tr, kendimiz kstlarz. 2- Eylemlerimizin toplumdaki sonular: Mutluluk eilimimizi babo brakrsak bakalarnn mutluluk eilimlerinin snrna gireriz. Bu halde bakalar, kendi mutluluk eilimlerini savunarak bizim mutluluk eilimimizi bozarlar. Bylelikle de kendi eilimimizi, gene kendimizden tr, kendimiz kstlarz. zet olarak, hem kendimiz, hem de bakalar, elbirliiyle mutluluk eilimimizi dzenlerler, arlklarmza engel olurlar. Bu iki durumun dnda mutluluk eilimimizin hibir engeli yoktur, keyfince yol alabilir. Anlaldna gre, mutluluumuzu, gene kendi mutluluumuz dzenlemektedir. Kendi mutluluumuzu bozmadktan sonra mutluluk eilimimizin yneldii her yol treseldir. Toplumsal sonular, kendi mutluluumuzun tadn kardklarndan tr kstlaycdrlar. Evrensel uzlamay akta bulan Feuerbach, tre alannda da, inceden inceye hesaplanm, kendisine hibir bakmdan zarar vermeyecek her mutluluu cmerte balamaktadr kiioluna. Bu adan baknca, Feuerbach'n tresi, pek ince bir hesap ii olarak grnmektedir. Hesap tuttu mu, bakaca hibir engel yoktur. nsann Tanrya tapmasn yasaklayan maddeci Feuerbach'n karsna dikilen, insann insana tapmasn buyuran ruhu Feuerbach, dnce dizisinde, zorunlu olarak byle bir sonuca varmtr. Dnce alanna ynelen, bylelikle de kendi iine kapanan dnce, duygusal bir ortamda gezinmek zorundadr. nsanlara birbirlerini sevmelerini tleyen nl dnr, yalnzlk ve yoksulluk iinde lmtr. KAZIK. nsanlarn mutluluunu salamak iin toplumu dzenlemek dncesi, Sayfa 261

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi topraa ballkla balyor. Gebe topluluklarn toplumsal sorunlar yoktur. Birbirleriyle deil, doayla ekimektedirler. Ne saymak, ne de yazmak gereini duymuyorlar. Doa korkusu, onlar, birtakm bitkilere, talara ho grnmeye zorluyor. Bylesine bir yaltaklanmann dnda din anlaylar da yok. Erdemsizlik bulunmad iin erdem kavram belirmemitir. Birbirlerine kar ne iyilik, ne de ktlk ediyorlar. Doann ezici basks altnda tutunmaya abalayarak kardee yaamaktadrlar. Bilgileri, doadan korunma yolunda gelimektedir. Bu gelimenin sonunda ilerinden biri kacak, bir toprak parasnn evresine kazklar akp, buras benimdir, diyecektir. nsanlk tarihi, artk, bu kaz karmak iin ekilen aclarn tarihidir.

Eitlik bozulmutur: Artk, tarih boyunca gllerle gszler atacak, karlar arpacak, toplumsal sorunlar tartlacaktr. Bu eitlii yeniden salamak isteyen dnce akmna toplumculuk (sosyalizm) ad verilecektir. eitli toplumcu dnrler, eitli yollar gstereceklerdir. Bu dnrlerin arasnda Jean-Jacques Rousseau gibi gebelik ann zlemini ekenler, Thomas More gibi eitlik adas dleri kuranlar da bulunacaktr. Toplumsal dnce, evresine kazk aklan topra o kaz akan atamzn elinden geri alabilmek iin, bin bir kapya bavurarak, belli bir amaca doru yrmtr. Thomas More'un at bu topyac r, srasyla, Bacon'a (15611625) Yeni Atlantis'i, Thomas Campanella'ya (1568-1639) Gne lkesi'ni, Valantin Andrea'ya (1600-1654) Hristiyan lkesi'ni, Harrington'a Oceana'y (1656), Winstanley'e Devletin Yeniden Kuruluu'nu (1652), Barclay'e Argenisi (1611), Heywood'a Altn a' (1611), Gabriel Foigny'ye Jacques Sadeur'n Servenleri'ni (1679), Vairrase'a Severanbe Tarihi'ni (1682), Morelly'ye Basiliade' (1745), Gabriel Mably'ye Kenttalarn Hukuk ve Grevleri'ni (1765) yazdrd. Fransa'da 1789 burjuva devrimi olumaya balamtr. Toprak, soylularn elindedir. Soylu olmayanlar toprak edinemezler. Varlkllardan alnmas gereken vergi, tersine, yoksullardan alnmaktadr. Kilisenin basks, soylularnki kadar ezicidir. Kilise, usuz bucaksz topraklar Tanr adna iletmekte, Fransz kylsn yar a altrmaktadr. Gelecek yllarn vergileri bile topland halde, kralln btesi elli alt milyon lira aktr. Devlete vermi bulunduu borlar, Fransz ulusuna ykleyerek alacaklarn salama balamak isteyen yeni bir snf, burjuvazi domutur. Toprak adamlndan para adamlna geilmeye allmaktadr. Para adaml da, kendi yasalarna uygun, yeni bir dzen gerektirmektedir. 1780'de yaymlanan, Mlkiyet ve Hrszlk stne Aratrmalar adl yaptn yazar Brissot de Warville, Devrim Meclisinin milletvekilidir. Devrim Meclisi, mlkiyete kar olmamakla beraber, kilisenin ve soylularn btn mallarna el koymutur, burjuvalara ve kyllere datmaktadr. Meclis, zel mlkiyet stnde kesin bir yargya varamamtr. lerideki gelimelere gre her adan uygulanabilecek yeni bir tanm ortaya atmaktadr: zel mlkiyet, mlklerin kanun gereince verilen parasndan yararlanma hakkdr. Bu tanm, salt eitlii salamak isteyenleri kzdrmtr. Bunlarn banda da Gracchus Baboeuf (1760-1797) gelmektedir. Baboeuf, kurduu Le Tribun du Peuple gazetesinde; Darthe, Antonelle, Buonarotti'yle birlikte, Devrim Meclisinin ekonomik eitlii salamas gerektiini savunuyor. Ondokuzuncu yzyl balarken, Fransa'da, Marsilya kentinde Charles Fourier Sayfa 262

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi (1772-1837), yannda alt bir pirin toptancsnn; fiyatlar ykseltmek iin, iki bin ton pirinci denize dkne aknlkla bakyordu. Fourier, bu olaydan u sonucu kard: Plansz alma bounadr. Bilimsel bir plana balanm retim, babo retimden, llemeyecek kadar verimli olacaktr. Yz aile bir araya gelip ayn mutfa kullanabilse daha az giderle beslenebilirler. Engels, onun iin yle diyor: Charles Fourierde o gnk toplumsal koullarn heyecanl, ama ayn zamanda derine inen bir eletirmesini buluyoruz. Fourier, burjuvaziyi, devrim ncesinin cokun peygamberleri ve devrim sonrasnn dalkavuklar ile birlikte olduu gibi ele almaktadr. Fourier, burjuva dnyasnn maddi ve manevi sefaletini hi ekinmeden ortaya koyar, bu sefaleti filozoflarn parlak vaatleriyle karlatrr, akln egemenliini gerekletirmi olaca vaadedilen bir uygarln herkese rahat ve gven iinde yaamay salay ve insann iinde en kusursuz hale geldii bir toplum idealiyle burjuvazinin gerek dnyasn karlatrr. Bu gerek dnya ile ada ideologlarn pespembe dnyas arasndaki fark gzler nne serer. Her yerde en sefil ve feci gerein en iirilmi tumturakl szlerle nasl bir arada bulunduunu gsterir ve lafazanla btn gc ve alayclyla hcum eder. Fourier sadece bir eletirmeci deildir, sakin yaratll olduu iin ayn zamanda yergici bir kimsedir, hatta onun gelmi gemi yergici yazarlarn en by olduunu syleyebiliriz. Fourier, bir toplumun genel gelimiliinin ve zgrlnn, kadnn gelimilii ve zgrlyle lldn syleyen ilk dnrdr. Ama Fouriernin en byk yan toplumun tarihiyle ilgili grnde aranmaldr... Burjuva uygarlnn bir ksr dng iinde dnp durduunu, bir trl zemedii elimeleri durmadan yarattn ve sonunda, her zaman, arad ya da aradn ilerisrd eylerin tam tersine ulatn, nitekim yoksulluun ve bolluun kendisinden doduunu syler. Bu rnekler, Fouriernin, diyalektii, ada Hegel kadar ustalkla kullandn gstermektedir. adalar insan yetkinlii stne sonu gelmez lafazanlklar ederken Fourier, her an bir ykseli bir de ini dnemi olduunu gsteriyor ve bu grn insanolunun geleceine uyguluyordu. Kant'tan beri doabilimi gksel cisimlerin gelecekteki lmlerini kabul ediyorsa Fourierden sonra da tarih bilimi, insanln gelecekteki lmn grmezlikten gelemez (Engels, Sosyalist Dncenin Gelimesi, eviren: Selahattin Hilav, stanbul 1964, s. 64, 75). Fourier, dncelerini 1808 ylnda yaynlad Drt Hareketin Kuram adl yaptnda aklamtr. retisinin ana izgileri unlardr: 1) nsan iyidir, zgrce geliebilecei sosyal kurululara kavuunca daha da yetkinleecektir... 2) Ticaret ktdr, insann ortaklaacl gerektiren doal eilimlerine aykrdr... 3) Evlilik ikiyzllktr, nk her yerde kadnn klelemesini gerektirir... 4) Uygarlk her trl ktl iinde toplad oranda ortaklaacl gerekletirecek glerin olumasn salamaktadr. 1803 ylnda, Saint-Simon'un kafasna yle bir dnce taklyor: Bir anda Fransa, devlet adamlarn, btn aristokratlarn, btn papazlarn, btn mlk sahiplerini yitirse ne olur? Fransa zlr, oysa gene Fransa'dr. Ama bir anda elli fizikiyi, elli kimyacy, elli fizyolojisti, elli demircilik atelyesi efini, alt yz iftiyi yitirse ne olur? Fransa, Fransa olmaktan kar. u halde Fransa'y Fransa eden insan, industrielle (snai) insan'dr. Oysa snai insan, hibir zaman faiz ve kira almaz, emeinin karln alr. u halde faiz ve kira, Fransa'ya hibir yarar dokunmayanlarn, Fransa'y Fransa edenleri smrmelerini salamaktadr. nsan, insan smreceine, planl bir almayla doay smrmelidir. Fransz ekonomicisi Claude Henri de Rouvroy Comte de Saint-Simon (1760Sayfa 263

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi 1825), idealist ve metafizik yapsna ramen, toplumsal evrimi, snf mcadelesinin bu toplumsal evrimin itici gc olduunu ve snf farklarnn da zel mlkiyetten doduunu aklamtr. Toplumun kendi andaki yaps ve gelecein sanayi toplumunun nasl kurulaca stnde, topik ama ilgin dnceler ilerisrmtr. Bilimsel olarak olumlu bir toplum kurulmas nerisi, o sralarda ona katiplik etmekte olan gelecein nl dnr Auguste Comte'u etkilemitir. nsann insan tarafndan smrlmesi ortadan kalkmaldr, diyordu. Ama bunu gerekletirmek iin ilerisrd neriler bilimsellikten uzakt. Yeni platoncu bir sekinler ynetimi anlayyla toplumun endstriyeller dedii iverenler, tccarlar, bankerlerle birlikte iileri de kapsayan karma bir snf tarafndan ynetilmesini istiyordu. Hristiyanln Hristiyanlarca oktan braklm olan yoksulluk felsefesini, kendi deyimiyle en yoksul ve en kalabalk snfn kalknmasna uyguluyor ve bunun yeni Hristiyanlkla mmkn olabileceini ilerisryordu Bu bakmdan Saint-Simonculuk, idealist sosyalizm ya da lkc sosyalizm adlaryla da anlr. Anamalc mteebbisin kar'n hakl buluyor, ancak faiz ve rant'n birer smr olduunu sylyordu. retim aralarnn mlkiyetini kabul etmekte, ancak bunun yetkin ellerde toplanmasn istemekteydi. Saint Simonculuk akmnda izdalar onun bu dncesini doru bulmayarak retim aralar stndeki zel mlkiyeti btnyle bir smr arac saymlard. Saint Simonculua prodktivizm de denir. nk retim aralar stnde organizatr otorite sayd devlet bunlar en verimli olanlara datacaktr. Saint-Simon, bylelikle herkese yeteneine gre ilkesini nermektedir. Verimli retimden herkes bu retime katlmasyla orantl olan payn alacaktr. Enfantin, Bazard vb. gibi Saint Simoncular kimi yerde ustalarn eletirmiler, kimi yerde de dlkte ustalarn kat kat geride brakmlardr. Saint Simoncular (Fr. Saint Simoniens, Al. Saint Simonisten, ng. Saint Simonians)'n bu tutumlar karsnda yaamnn son yllarnda Saint-Simon'un ben Saint Simoncu deilim diye bard sylenir. Saint Simon'un lmnden sonra 1828 ylnda Saint Simoncular dinsel bir mezhep gibi rgtlenmiler ve dinsel trenler dzenleyerek skandallar karmlardr. Saint Simon btn topyaclna ramen an geni apta etkilemi bir dnrdr. Engels onun iin, Byk Fransz Devrimi'ni soylular, burjuvalar ve yoksullar arasnda geen bir mcadele olarak grmek gerekten dahiyane bir kavraytr. Politikann retim biliminden baka bir ey olmadn ve ilerde ekonominin iinde eriyeceini grmt. Onda, sonraki toplumcularn ilerisrdkleri dncelerin dorudan doruya ekonomik olan dnceler dnda hemen tmn iinde tayan dahiyane bir kavray genilii vard der. Simon de Sismondi (1773-1842) de yle bir kukuya kaplmtr: Plansz bir yarma sonunda, gerektiinden ok retim (surproduction) yaplsa ne olur? Fabrikac, fabrikasn kapayp bir sre bekleyebilir. Fabrikada alan gndelikilerse bekleyemezler, alklarndan lrler. u halde ekonomik dengesizlik, toplumsal dengesizlii dourur. Toplumsal yoksulluun nedeni, ekonomik dengesizliktir. Bu arada, Pierre Leroux (1797-1871), Eitlik stne (1838) ve nsanlk stne (1840) adl yaptlarn yaymlamaktadr. Leroux'ya gre tarihsel kle, nce serf, sonra cretli ii olmutur. zgr ve eit insan olabilmesi iinse, datmn devlet eliyle ve u kurallara gre yaplmas gerekir: Her alann emek nicelii, emek nitelii, yaama gerekleri... Leroux'nun toplumculuu, retimin ve tketimin devlet Sayfa 264

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi eliyle, belli kurallara gre dzenlendii bir toplumculuktur. Bir yandan da Robert Owen (1771-1858), kuramsal dnceyi eylemsel alana gtrerek, Kanada'da birka ky kurup, toplumculuk denemelerine girimitir. Owen, byk bir iadamyd. Kendi gzlem ve deneylerine dayanarak kendine zg toplumcu bir tutum gelitirmitir. D ve hayalci (topik) bir alanda da olsa anamalcln elikilerini sezmi ve sahibi bulunduu fabrikada rnekler vererek anamalcln zararlarn nlemeye almtr. Toplumculuk, zellikle kooperatif modelini Owen'e borludur. Owen, anamalc dzendeki artan yoksulluu, retim srecine deil, blmn adil olmamasna balyordu. 2500 iinin alt fabrikasn rnek bir fabrika durumuna getirmiti. i ocuklar iin bakmevleri amt. ocuk yuvalarnn ilk tohumunu atan da odur. Baka fabrikalar iilerini on drt saat altrrken Owen on buuk saat altryordu Be yllk bir mcadeleden sonra, 1819 ylnda, kadnlarn ve ocuklarn alma saatlerini kstlayan ilk yasann karlmasn da o salamt. Dnceleri, zellikle birimi alma saatiyle belirlenen vesikalar karlnda emek rnleri alveriinin yapld emek pazarlar tasars, Proudhonculuu geni apta etkilemitir. Engels, onun iin bu adamn kiiliinde ycelik derecesine varan ocuksu bir yanla insanlar ynetme konusunda pek az kimsede bulunan bir yetenek yan yana bulunuyordu der. Louis Blanc (1813-1882) da, almann Dzenlenmesi adl nl yaptn 1840'ta yaymlam, 1848 ihtilalinden sonra kurulan geici hkmette yer alarak dncelerini uygulamaya balamtr. Fransa'nn kark gnleridir. Blanc, at ulusal iyerlerini yrtemedi. iye, verilmesi gereken gndelii glkle bulabiliyordu, ama verilmesi gereken ii bulamyordu: ki yl sonra, elimize, yeni bir toplumcu yk geecektir. Etienne Cabet (1788-1856), Icarie'ye Yolculuk topyasn yaymlamtr (1842). Icarie, dsel bir lkedir. Bu lkede devlet, yaptklar iin niteliine ve niceliine bakmakszn, herkesin yaama gereklerini karlamaktadr. Yetenekler, doal verilerdir. ok akll, ok alkan olmak kiiye hibir stnlk salamaz. nsan, elinden geldiince alacak, eit olarak yaayacaktr. ondokuzuncu yzyln ilk yars sona ererken, hemen btn Avrupa toplumculuk abas iindedir. Dnyann btn toplumcu dnce adamlar, Fransa'nn bakenti Paris'te toplanmlardr. Arnold Ruge, Almanya'dan Paris'e geerek; bana toplad Heine, Jung, Hess, Marx, Engels, Hervegh gibi yurttalaryla birlikte Paris'te toplumcu bir dergi karmaktadr. Ayrca. Bakunin, gen Lasalle, Weitlinger Paris'tedirler. Proudhon, Mlkiyet stne adl nl yaptn yaymlamtr (1840). Savigny, nl Roma Hukuku Tarihi'nde (1815) hukukun da bir yaam ve evrimi bulunduunu kantlamtr. Her kafadan bir ses kmakta, her dnr kendine zg bir tasar nermektedir. Hepsinin birletii kavak udur: Toplum, yeniden ve ekonomik bir adan dzenlenmelidir. Prusya'nn gen bakanlarndan Rodbertus (1805-1875), anamalla (sermaye) igc arasndaki elimenin devlet eliyle giderilmesini istemektedir. Mikhail Bakunin (1814-1876), evrensel ayaklanmadan yanadr, Tanrtanmazl ve her trl yetkenin (otorite) ortadan kaldrlmasn tler. Blanqui (1805-1881) ve Stuart MilI (1806-1873), ekonomik temelde igcnn nemini belirtirler. Ferdinand Lasalle (1825-1864), Maithus kuramndan yola karak insan oalmasnn anamal oalmasn llemeyecek kadar geeceini, bu yzden Sayfa 265

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi de isizliin nne geilemeyeceini ilerisrer ve retim kooperatifleri kurulmasn savunur. Profesr Finkelblek, Karl Marlo takma adyla, elemekisinin yaratt rnlerin datmnda, anamalclarn (sermayedarlar) el emekilerini nasl aldattklarn kantlamaya alr. Joseph Proudhen (1809-1856), ortaya bir ilke atmtr: Ykacam ve yapacam (destruam et aedificato)... Nasl yklacan anlatmaktadr ama, nasl yaplaca stne ak seik bir dncesi yoktur. zel mlkiyetin yerine geici bir mlkiyetin konulmas gerektiini ilerisrmekte, siyasal dzeltmelerden nce ekonomik dzeltmelerin gerektiine inanmaktadr. Hegelcilii yorumlayan Yoksulluun Felsefesi adl yaptn yaymlamtr. Karl Marx (1818-1883), Proudhon'a, Felsefenin Yoksulluu adl yaptyla karlk veriyor. Marx'a gre, Proudhon'un bu felsefe stndeki bilgisizlii bir yana, Hegel felsefesi gerekte ba aa oturtulmu (madde temeline dayanaca yerde ruh temeline dayanm) bir felsefedir ve onu gerek yerine, ayaklarnn stne oturtmak gerekmektedir. Toplumculuun XiX'ncu yzylda ulat bu gelime, Katolik kilisesini bile toplumculukla uzlamaya zorlamaktadr. Bu grevi de Philippe Buchez (1796-1865) stne almtr. Katoliklik ve Tam Bir Felsefe stne Denemeler adn tayan yapt, bu uzlamay salamaya almaktadr. Bu arada; gzler, ok eski iki kurum stne evrilmitir: Aile ve Katolik manastrlar... Bu iki eski kurum, ilk kurulularndan beri toplumcu bir yap iindedirler. Aile ve manastr yeleri, kendi yeteneklerine gre retmekte, oysa kendi gereksemelerine (ihtiyalarna) gre tketmektedirler. Friedrich Engels (1820-1895), Kapital'in yazlmas iin Marx' zorlamaktadr. Marx'n bak, ilk anamal birikmelerini incelemek zere, XVi'nc yzyl ngiltere'sine evrilmitir. Bu arada, bir Alman ii dnr Joseph Dietzgen (1828-1888) maddeci diyalektii sezmekte, Bir Kol isine Gre Dnce inin z adl yaptn yaymlamaktadr. Dietzgen'e gre, balangtan beri var olduu savunulan ve nerede bulunduu da gerei gibi aklanamayan Hegel'in salt dncesi (mutlak fikir) bulank bir tasarmdr. nsan denilen maddesel yapnn kafasnda bulunmas gereken bu dnce, maddeler diyalektiinin bir yansmasmdan baka bir ey deildir. Kazk, aklmt bir kez. karmak kolay olmayacakt elbet. KABA YA DA HAM. XiX'ncu yzyln ikinci yarsnda dncenin yneldii bilimsellik eski bir deyime yeni bir anlam kazandryor. Eski anlayta bilginin aamasn dilegetiren halksal (Os. Avami, Fr. Vulgaire); bilimsel (Os. lmi, Fr. Scientifique) ve felsefesel (Os. Felsefi, Fr. Philosophique) deyimleri yer deitiriyorlar. Bilginin son aamas, yeni bir deyimle nitelenip, bilginin ilk admyla birleiyor: Kaba. Belki de ham demek daha doru olurdu Kurgul (Os. Zihni, Fr. Speculatif) dnce, pratikle bant kurup diyalektik bir ze kavuuncaya kadar, kaba olmaktan ok, ham kalmt nk. Pratikle bant kuramam, insan eylemleriyle denetlenememi her dnce hamdr. Dnce, metafizik dnme yntemi iinde, kendi olanaklarn zorlayarak, genellikle gerekleri sezmi ve doru yolu bulmu; ne var ki diyalektik dnme yntemini reninceye kadar bilimsel bir tutarla kavuamam, ham kalmaktan Sayfa 266

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kanamamtr. Artk kaba ya da ham deyimi, halksal'dan bsbtn baka bir anlamda, Osmanlca avami ve Franszca vulgarie deyimleri karlnda ve bilimsel deyimi kart olarak kullanlmaktadr. Bu anlam, bir adan bilimsel olmayan' (Os. Gayri ilmi, Fr. Non scientifique) dilegetirir. Bilimsel olmayan her dnce, ne kadar ok doru'yu ierirse iersin, tutarl deildir, hamdr, kabadr. Bu ham ya da kaba dncelerin banda diyalektik-ncesi zdekilik anlay gelmektedir. Genel olarak zdekilik (Os. Maddecilik, Fr. Materialisme) adyla anlan kaba zdekilik (Os. Avami maddecilik, Fr. Materialisme vulgaire), doru bir temelden yola kmakla beraber, diyalektik bilimsellikle gelitirilemedii iin metafizik tek yanlln srkledii yanl sonulara varmaktan kanamamtr. Evrenin zdeksel btnln sezmek gibi byk bir baarya ulat halde, st olan alt olana indirgeyerek idealizme dmtr. Onu bu yanlglardan kurtaran, ayklayp artan, bilimsellie kavuturan eytiimsel zdekilik (Os. Diyalektik maddecilik, Fr. Materialisme dialectique) anlaydr. Gerekte ok doru bir anlay yanstan zdekilik gibi, diyalektik dncenin oluup meydana kmasna temel olan diyalektik-ncesi ekonomi, evrimcilik, toplumculuk anlaylar da byledir. Btn bunlar da kaba deyimiyle nitelenmektedir. Kaba ya da ham demek; olgu ve olaylardaki zellikle iki ve genellikle ok yanll grememek, grnlerle yetinip ze inememek, temel dnceden kacak sonularda tutarll salayamamak, somutu soyutla kartrmak, tek yanlln gerektirdii arlklara dmek ve bylelikle st olan alt olana indirgemek demektir. rnein kaba zdekilik, XiX'ncu yzylda Alman idealist felsefesine kar olgucu bir nitelikte olumutur. Doa bilimlerindeki kendiliinden zdekilik temeli stnde gelitirilmitir. Balca temsilcileri svireli dnr ve doabilimci Carl Vogt (1817-1895), Fransz doktoru ve dnr Pierre Cabanis (1757-1808), Alman fizyoloji bilgini ve dnr Jacob Moleschott (1822-1893) ve Bchnerdir. Yanl ve zararl bir zdekilik anlaydr. Yanll bilinci zdee, tm ruhsal sreleri fizyolojik srelere indirgemesindedir. Zararysa idealizmin saldrlarna pek ok ak ve gsz kaplar brakmasndadr. stelik de felsefeyi yadsr ve felsefesel sorunlarn doabilimsel aratrmalarla zmlenebileceini ilerisrer. nsan bilineninin toplumsal bir rn olduunun farknda deildir. Dnce ve duygularn, fizyolojik srelerce belirlendiini savunur. Evrenin zdeksel btnln sezmek gibi byk bir baarya ulat halde bu vargsn, eytiimden yoksun bulunduu iin zorunlu olarak idealizme dmesinden tr, arla vardrm ve st olan alt olana indirgemitir. Kaba zdekilik anlay, idealizme kar kt halde, idealist yapldr ve metafizik dnmenin tek yanllk yanlgsn tar. Ruhsal faaliyeti btnyle yadsr ve bunun sonucu olarak insan bilincini de zdek sayar. rnein KarI Vogt, tkrk bezleri nasl tkrk ya da karacier nasl safra salarsa beyin de ylece dnce salar, Moleschot dnce, beyinden kan fosfordur derler. Ludvig Bchner ve Ernest Haekel gibi mekanik anlayl zdekiler de bu kaba zdekilie derler, rnein Haekel, ruh, plazmadr der. Bilimd olan kaba ya da ham zdekiliin yanlglar yle saptanmtr: 1. Bu zdekilikte mekanik yan ar basyor, kimya ve biyolojideki son gelimeleri hesaba Sayfa 267

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi katmyordu. 2. Ne tarihsel, ne de eytiimseldi, antidiyalektik anlamda metafizikti ve gelime anlayna tutarl ve kapsaml bir biimde bal deildi. 3. nsann zn somut ve' tarihsel olarak, tm toplumsal ilikilerin rn olarak deil de soyut olarak gryor ve bu yzden dnyay sadece yorumluyordu, oysa bu bir deitirme sorunuydu, edeyile devrimci pratik eylemin nemini kavramamt. nl bir diyalektiki de yle der: Dncenin zdeksel olduunu sylemek, materyalizm ile idealizmi birbirine kartrmaya doru yanl bir adm atmaktr. Gerekten de dnce zdekten baka bir ey deilse zdek de dnceden baka bir ey deil demektir, edeyile aralarnda hibir fark yoktur. Oysa bunlar farkl, hem de ok farkl eylerdir. Bilin zdeksel bir gelimenin rndr ama, zdek deildir. zdekle bilin, nasl birbirlerinden ayrtrlamazlarsa ylece de birbirleriyle aynlatrlamazlar. Btn bu kabalklarn ve hamlklarn iinde biri var ki zellikle incelenmeye deer. KABA EKONOM. Toplumsal styapda btn olupbitenlerin ekonomik altyapyla belirlendii ak secik anlalnca XX'nci yzyln bak ekonomi bilimine evriliverdi. Ekonomi biliminin ok ilgin tarihsel bir serveni var. Aristoteles, her maln iki deeri bulunduunu grm ve kullanma (istimal) deeriyle deitirme (mbadele) deerini birbirinden ayrmtr. Bundan baka faizin, paray, deitirmeyi kolaylatrma grevinden ayrarak retici (kapital, sermaye) kldn da sezmitir. Bu bakmdan faizin yasaklanmasn tlemektedir. Kazan iin yaplan ticareti de doaya aykr bulmakta, erdemsizlik saymaktadr. Fiyat, doru olmaldr, der. Doru fiyat (juste prix), deitirilen mallar ve hizmetlerin eit deerde olmasdr. zgr vatandalar kaba ilerde altrmaktan kurtaran esirlii gerekli bulur ve esiri canl bir makine sayar. Grld gibi Aristoteles, ok nemli birka bulula konuya girmektedir. Buna kar, Yunan uygarln kovalayan Roma uygarlnda en kk bir ekonomik sezi yoktur. Sadece Cato ve Varro gibi birka yazar, tarm teknii stnde dnmlerdir. Ortaada ekonomiye din asndan baklmtr. Bu ada da ama, kurulu dzenin titizlikle korunmasdr. Karmza, Aristoteles'ten sonra ekonomiye eilen ikinci yazar olarak Aquino'lu Thomas (1225-1274) kmaktadr. Thomas, dinle dnyay uzlatrma abas iinde, birok elimelere dmtr. rnein, btn insanlarn eitliini savunduu halde, ki Hristiyanlk asndan bunu savunmak zorundadr esirlii zorunlu ve yararl bulur. Mal edinmeyi uygun grr, ama snrlamaya kalkar, mal edinme (mlkiyet) kiilerin sosyal durumunu koruyacak kadar olmaldr, der. Burada, kurulu dzenin korunmas pahasna, ayrca, Hristiyanlkla da elimeye dmektedir. Bilindii gibi, Hristiyanlk mal edinmeye kardr. Thomas'nn ekonomik dnceye getirdii tek yenilik, narh statsdr, bir eyi gerek deerinden pahalya satmay ya da ucuza almay yasaklamaktadr. Bununla beraber ortaa, iki nemli dnryle, ekonomik dnceye yeni gler katmtr. Bu dnrlerden biri Buridanus, teki Oresmius'tur. Jean Buridanus (1300-1358), deerin, bir mal deitiren bir insann kiisel ihtiyacndan deil, deitirme zorunluunda bulunan btn insanlarn ortak ihtiyalarndan doduunu sezmitir. Bundan baka parann cevher deeriyle deitirme deerini (kur) ustaca ayrarak Sayfa 268

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi parann deitirme deerinin devlete onanacan: ilerisrmektedir. Nicolaus Oresmius (1323-1382) da para konusunda bal bana bir deneme yazmakla ekonomiyi, ilk kez, dinden ayrm ve bamszla kavuturmutur. Kronolojik srada slam dncesi, ekonomik alanda Aristotelesilii srdrmektedir. Kurulu feodal dzenin titizlikle korunmas sz konusudur. Sadaka ve zekat yasalar, varlklyla yoksul ayrln onaylamaktadr. Bununla beraber ok nemli bir slam dnr, bn-i Haidun (1332-1406), ekonomik alana yeni dnceler katmtr. bn-i Haldun, kadercilie kardr. Tarihsel olaylarda doa ve insan etkisini sezmi, tarihsel zorunluu grmtr. Liberaldir, devletin ekonomik alana karmasn yasaklar. Devletin bu alana el atmasnn ticaret dnce ve girikenliini baltalayaca kansndadr. Bu baltalamann, dolaysyla amme ekonomisini de sarsacan ilerisrer. Bundan baka, memur maalarnn indirilmesinin satn alma gcn azaltacan ilerisrmekle ada satn alma gc kuramna nclk etmektedir. Ekonomi tarihinde bn-i Haldun'u ilk liberal saymak doru olacaktr. Buna kar, bir din devrimcisi saylan Luther, bir hayli gerici bir yzle karmza kmaktadr. Sosyal eitsizlik dzeninin Tanr ii olduunu ve bu yzden de olduu gibi korunmas gerektiini savunmaktadr. lk kapitalist Calvin de bu ada (reformation a) karmza kyor. Calvin, ilk kez, kapitalist bir anlay kuramsal olarak savunmakla nem kazanmaktadr. Ayrca, Calvin'de, ilk kez insan emeinin ekonomik bir deer olarak belirmeye baladn gryoruz. Emek, Tanrsal bir buyruktur. Calvin, yepyeni grler getiriyor: Uluslararas ticaret yararldr, genel yoksulluu azaltr. retim iin alnacak kredide faiz gereklidir ve dinsel yasalara aykr deildir. lk merkantilist (devleti ve himayeci) dnceye de bu ada rastlyoruz. Montesquieu'nn ncs saylan J. Bodin (1530-1596), hammaddelerin kyla yaplm maddelerin giriini ar gmrk resmine, bunun tersini de hafif gmrk resmine balamak gerektiini ilerisryor. Bundan baka, Bodin, tarihte ilk kez esirliin kaldrlmasn savunmaktadr. Ayrca, para miktaryla fiyat arasndaki kkten ilikiyi (ada theorie quantitative) de sezmitir. Bodin, ekonomik olaylar dogmatik adan deil, deneysel adan deerlendirmektedir ki, bu davran ekonomi biliminin gelimesinde ok byk bir admdr. Yeni zamanlarda da kurulu dzenin korunmas yolundaki titizlik devam etmektedir. Ancak, bu ada ekonomik dnce, felsefe (erdem ve tre) ve din etkilerinden kurtularak ulusal ve siyasal etkiler altna girmitir. lk merkantilist dnceyi ortaya atm bulunan Bodin'i merkantilist yazarlar kovalamaktadrlar. Bunlarn arasnda Antoine de Montchr6tien (1576-1621), ilk kez, ulusal ekonominin nemi stnde durmutur. ok nemli bir gr getiriyor: Ekonomik ballk siyasal ball gerektirir. Montchretien ayrca, insan emeiyle iblmnn nemi stnde de durmu, bu yzden, d ticarette sk himayecilii savunurken, i ticarette tam bir serbestlii nermitir. Gene bu yzden, tembellerin i evlerinde zorla altrlmalar gerektiini savunmutur. lk fizyokrat seziyle de bu ada karlamaktayz. iV'nc Henri'nin bakanlarndan Sully (1559-1640), ticaret ve sanayi ngren merkantilist bir dzen iinde, ilk kez, u dnceyi ilerisryor: Topra srmek ve hayvan beslemek Fransa'nn iki memesidir. Sayfa 269

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi XiV'nc Louis'nin bakanlarndan byk adyla anlan Colbert (1619-1683), ekonomi alanna ok nemli yeni bir dnce getiriyor: Ulus, ekonomik bir rgttr. Colbert'e gre, i pazar kurulmal ve i gmrkler kaldrlarak d ticaret gmrkleri konulmaldr. Devlet sanayi kurulmal, kredi ve vergi kolaylklar salanmaldr. Colbert, sorumlu bir bakan olarak, btn bu dncelerini gerekletirerek Fransa'y kalkndrmtr. Fizyokrat (doa gc) dnce, sanayie verilen bu byk nemin tepkisi olarak doacaktr. rnein, talyan merkantilisti papaz Galiani (1728-1787) yle demektedir: nemli olan sanayidir. Buday ucuz oh maldr ki, manfaktr sanayi geliebilsin. Bu arada, Platon ve Thomas Morus'nn yollarn kovalayan, katksz devleti olmak bakmndan merkantilist saylabilecek bir byk topyac yetiiyor: Tommaso Campanella (1567-1639). Parasz, ticaretsiz, eit yurttalarn rgtledii bir devlet dlyor. Ekonomik eitlik (zgrlk) henz topya alanndadr. Tarihte ilk kez, Napoli'de bamsz bir ekonomi krss kurulmutur. lk ekonomi profesr de Genovesi'dir (1712-l769). Genovesi bir de yeni dnce getirmektedir: Altn ve gm, deerlerini, para olarak kullanlmalarndan alrlar. Koyu merkantilist dzen, bir yandan fizyokrat tepkiyi hazrlarken, br yandan liberal tepkiyi kotarmaktadr. ngiliz merkantilisti Dudley North (1641-1691), uluslararas ticaret serbestliini savunmak ve gmrk yasaklarna kar kmakla liberalizme nclk etmektedir. talyan merkantilisti Ortes (1713-1791), Malthus'ten nce, nfusun artma eiliminde olduunu ve buna kar ulusal gelirin artmadn grm, doumun kontrol gerektiini savunmutur. Ulusal ekonomi deyimini ilk kez kullanan yazar Ortes'dir. Bullionizm adyla anlan spanyol merkantilizni, ulusal zenginlii deerli maden stoklarnn artmasnda grmtr. Bu yzden, deerli madenlerin yurt dna kmas yasaklanmtr. Oysa, bu maden stoklar, geldikleri yoldan darya kmakta gecikmemilerdir. ngiliz merkantilisti Thomas Mun (1641-1671) da ticaret dengesi kuramnn kurucusudur. Ticaret dengesini salamak iin ithalatn azaltlp ihracatn oaltlmasn, yiyecek maddeleri retiminin artrlmasn ngrmektedir. Yz yl arayla yetien iki ngiliz filozofu, Locke ve Hume, ekonomi alanna deerli grler getirmilerdir. John Locke (1632-1740), mallarn yzde doksan dokuzunun deerinin insan emeinden doduunu ilerisrmekle deer kuramnn ncsdr. David Hume (1716-1776) da, enflasyonun etkilerini incelerken genel fiyat ykseliinin eitli mallarda farkl hz ve oranda belirdiini yakalamakla ekonomik devre kuramnn temelini atmaktadr. Kameralist (hazineci) adyla anlan Alman merkantilistleri de devlet kasasna, yapabildikleri kadar ok, gelir salama yolundadrlar. Stokuluu ngren Hornigk (1638-1712), devletin kar halkn kardr, diyen Schrder (1640-1688), ulusal zenginlii altn stoklarndan ibaret bulan Sechendorff (1626-1692) bunlarn en nemlileridir. Merkantilist yazarlardan, paray altn ve gmten kurtararak toprak karlna dayamak isteyen John Law (16711729), ulusal zenginliin kaynan tarmda bularak fizyokrat dnceyi hazrlayan R. Cantillon (1680-1734), fiyat hareketlerini tmyle arz ve talep karlamasma balamak isteyen James Steuart (1712-1780), parayla para Sayfa 270

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi maddesini birbirinden ayrarak para deerini yasa gcnde bulan Nicholas Barbon (1640-1698), istatistik biliminin kurucusu William Petty (1623-1687) ekonomik dncenin gelimesine yararl olmu kiilerdir. Ekonomi dnyasn XVi'nc, XVii'nci ve XViii'nci yzyllarda yneten merkantilizm, devletiliin ncsdr. Merkantilist yazarlarn ortak dnceleri devletilik, ulusal ekonomiyi koruyuculuk ve sanayicilik sorunlarnda toplanr. Enflasyoncu bir dnceyle ulusal zenginlii (mill servet), devlet kasasndaki altn ve gm stokunun oalmasnda bulmular; altn ve gm yurt iinde tutmak iin giri kolaylklar ve k zorluklar koymulardr. Zengin madenleri ele geirmek yolundaki smrgecilik de bu dncenin zorunlu sonucu. olmutur. Yurt sanayi ve ticaretini ite ve dta koruyuculuk (himaye), merkantilizmin balca zelliidir. rnein, ngiltere'de llerin ynl kumala kefenlenerek gmlmelerini zorunlu klan yasalar yaplm, eitli gmrk statleri uygulanmtr. nsan says ok olan memleketlerin insan says az olan memleketlere stn olaca dncesi de ocuk drmeyi yasaklamak, evlenmeyi ve ok ocuk yapmay zorlamak, gmen getirmeyi kolaylatrmak ve darya klar zorlatrmak sonucunu dourmutur. lke snrlar iinde kapal ve kendi yayla kavrulan (otarik) bir ekonomi dncesi, merkantilist grn rndr. 1914-1918 i'nci Dnya Sava'ndan sonra birok lkeler yeniden merkantilizme dneceklerdir (neomerkantilizm). Sanayi ve ticarete nem veren merkantilizm, XViii'nci yzyl Fransz tarmn ktrmek zeredir. Kronolojik sra, bu durumun tepkisi olarak fizyokrasinin kurucusu Dr. Franois euesnay'i (1694-1774). karmza karmaktadr. Fizyakrasi, bir yandan ar sanayicilie kar tarmn nemini belirtirken br yandan ar yasakla kar tam serbestlii savunmutur: Braknz yapsnlar, braknz gesinler (laissez faire, laissez passer). Yunanca kknde doa gc anlamna gelen fizyokrasi, evrende bir doal dzenin (ordre naturel) varl dncesi stnde oturmaktadr. Doal dzen, doal yasalarla kurulmaktadr. Ekonomi de bu doal yasalara baldr. Fizyokrasi, XVi'nc yzyldan beri ortaya atlm bulunan doal hukuk (droit naturel) sistemi iindedir. Ancak, sosyal eitsizlii yararl ve gerekli, mlkiyet hakkn titizlikle korunmas gereken en gl bir hak saymakla gelimeye ynelmitir. Bununla beraber, ekonomik yam bir btn olarak ele alan ilk bilimsel alma, fizyokrasi almasdr. Fizyokrat dnce yle zetlenebilir: 1. Tek retici g toprak, tek retici snf ifti snfdr. Sadece topraktr ki yatrmn aabilen rn verir. Ulusal zenginliin temeli, topran verdii bu artkdeer (kymet fazlas)'dir. Toprak d emek, sanayi ve ticaret, toprak rnlerine sadece biim deitirir, yeni ve artk bir deer eklemez. Biim deitirmek (fizyokratlarn deyimince, toplamak), oaltmaz (fizyokratlarn deyimince, arpmaz). Toprak d btn emekler, ancak, hammaddenin deerine emekinin yaamas iin gerekli toprak rnlerinin deerini ekler; buysa, bir oalma, yeni bir deer elde etme deildir. Bu ekleme deer, doal dzen gerei, yeniden topraa dnmek zorundadr. 2. Ekonomik alan doal yasalar ynetir. Topraktan kan artkdeer, zorunlu olarak, gene topraa Sayfa 271

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi dnecektir. retici snfn, rnein be milyar lira rettii dnlse bu be milyarn iki milyar tohum, gbre, iftinin ve hayvanlarnn beslenmesi karl olarak retici snfn (iftinin) elinde kalacaktr. Geriye kalan milyarn bir milyar sanayi rnleri satn almak iin ksr snfa (sanayi ve ticaret iileri, sermayedarlar, memurlar, serbest meslekiler), iki milyar da mlkiyet hakk olarak toprak sahipleri snfna verilir. Toprak sahipleri snf eline geen bu iki milyardan bir milyarn beslenmek iin gerekli toprak rnlerini satn almak zere gene retici snfa, bir milyarn da gerekli sanayi rnlerini satn almak zere ksr snfa verir. Ksr snf; bir milyar retici snftan, bir milyar toprak sahipleri snfndan gelerek eline geen iki milyarn bir myarn beslenme, bir milyarn da hammadde iin gene retici snfa verir. Bylece, topraktan kan be milyar gene topraa dnm olmaktadr (ekonomik hareketin cyclique karakteri). 3. Toplumda snf vardr: retici snf, toprak sahipleri snf, ksr snf... Topraktan elde edilen artkdeer, topraklarn tarmn emrine vererek ilk avans yapm olan toprak sahiplerinin hakkdr. Bu hak, tarma elverili bir toprak hazrlamak iin birtakm masraflarn yaplmakta olduu dncesine dayanr. Bununla beraber, bu hak da, Dr. Quesnay'in yukardaki tablosunda grld gibi, zorunlu olarak gene topraa dnecektir. Ksr snfn yapt d ticaret, toprak deiiklikleri yznden kanlmaz bir ktlktr. Bir memleket kendi topraklarnn yetitirmedii bir rn baka bir memleketten almak zorundadr. Bununla beraber, d ticaret bir memleketi zenginletirmez, tersine yoksullatrr. ticaret ve i pazarlar nemlidir ve serbest olmaldr. pazarlar oaldka d ticaret azalr ki ama da budur. Kiilere zel karlarn gtmeleri imkann salamak yeter, ilerine karmak gerekmez (doal dzen dncesinin zorlad liberalizm). Fizyokrasi, bata Mably olmak zere, birok yazarlarca eletirilip bir hayli hrpalanacaktr. Kald ki, XViii'nci yzyln sonlarna doru byk kapitalizm domakta, uluslararas geni bir sanayileme tarm alann silip sprmektedir. Kuma fabrikalarna yapa yetitirebilmek iin iftiler tarlalarndan atlmakta, tarlalar otlaklatrlmaktadr. Uluslararas sanayin kanlmaz gerei olan emperyalizm gcn duyurmaya balamtr (bkz. W. Sombart, L'Apogee du Capitalisme, Paris 1932). Din (Calvinizm ve pritanizm), kapitalist dnceyi desteklemektedir. Kapitalizm, bir yandan byk zenginlikler salayarak genel yaama izgisini ykseltirken, br yandan sosyal eitsizlii artrnaktadr (bkz. A. Birni, Histoire Economigue de l'Europe, Paris 1932). Tam bu srada karmza skoyal Adam Smith (1723-1790) kyor. Klasik okul adyla anlan retisi, liberal ve kapitalcidir. Smith, ulusal zenginliin tek kayna olarak fizyokratlarn toprana kar emei gstermektedir. yleyse sadece iftiler deil, btn alanlar reticidirler. alanlar arasnda sk bir ibirlii balants vardr. Bu ibirlii {cooperation) sosyal iblmnn sonucudur. blm, emein rnn artrr. Adam Smith, bunu belirtmek iin, bir ine fabrikas rnei veriyor. ne fabrikasnda her ii, bir inenin meydana gelmesi iin gerekli on sekiz iten birini yapmaktadr. blm, ihtisas artrr, yeni bululara yol aar, zaman kazandrr ama, bir yandan da iiyi otomatlatrarak krletirir, kiiliini yok eder. Eskiden tek bana herhangi bir eyi yapabilen sanat ii, artk kocaman bir makinenin kk bir vidas kadar Sayfa 272

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi nemsizlemitir. Smith, ekonomi alanna, ok nemli bir dnce getiriyor: Deeri yaratan, emektir... Smith, iinin, ilkel ekonomi anda emeinin tam karln aldn, imdiyse bunu alamadn sylemektedir. Eskiden, ii ya da ifti, emeiyle rettii btn rnlerin tek sahibiydi. imdiyse, sermayenin yardm olmakszn retmesi mmkn bulunmadndan, elde ettii rnn bir ksmn sermayeye brakmak zorundadr. Bununla beraber Smith, bu durumu, tzeye ve treye (adalet ve ahlak) aykr buluyor. Smith'e gre trl fiyat vardr: Gerek (reelle), doal (naturelle) ve piyasa (courant) fiyatlar... Gerek ve doal fiyatlar, yerine gre ad alan ayn z tarlar ve piyasa fiyatn doururlar. Piyasa fiyat, arz ve talebin karlamasyla belirir. Smith, ilk kez, sermayeyi durgun ve deiir (sabit ve mtehavvil) olmak zere ikiye ayrmakta ve aralarndaki fark gstermektedir. Makineler, avadanlklar, iletme yaplar ve eitli bilgiler durgun sermaye; ham ve yaplm maddelerle para deiir sermayedir. Kazan, mteebbisin karyla sermayenin faizidir. Smith'e gre zenginlemi memleketlerde kazan azalr, ii cretleri ykselir. Bundan baka, ii creti en az geim izgisiyle snrlanr ve bunun altna demez. trl gelir vardr: Kazan, rant, cret... Btn teki gelirler bu gelirin deiik grnlere brnmesinden baka bir ey deildirler. retimde bir denge eilimi vardr, bu dengeyi salayan, kazantr. Sermaye ve igc, kazan getirmeyen alandan kaar ve denge bylelikle salanm olur. Adam Smith, nfus sorunlarnda da yeni grler ilerisrmektedir: Nfus azsa, piyasaya ii arz da azdr. O zaman ii cretleri ykselir, bu da doumu artrr. Nfus oksa bu olayn tersi gerekleir. Smith, para konusunda da bu dengenin szn etmektedir. Ona gre para da bir maldr ve mal deitirme (emtia tedavl) yasalar para alannda da geerlidir. Devlet, ekonomik alana karmamal, kiisel karlar serbest brakmaldr. Devletin bu konudaki tek grevi, mlkiyeti savunmaktr. Kapitalistler, iilere insanca davranmal, onlara iyi cretler vermelidirler. Uluslarn zenginlii bylelikle gerekleebilir. Adam Smith, Uluslarn Zenginlii (The Wealth of Nations) adl nl yaptnn ikinci blmn u szlerle bitirmektedir: retim ve yoaltm denklemesi, bir ulusun srekli olarak yararna, ticaret denklemesiyse srekli olarak zararna bulunabilir. Bir ulus, st ste belki yarm yzyl ihra ettiinden ok deerde ithalde bulunabilir. Btn bu sre iinde giren altnla gm oradan bir rpda, olduu gibi darya gnderilebilir. Yerine, trl kat para getii iin, memleketin elden ele dolaan paras gitgide tkenebilir. Hatta alveri ettii uluslara kar yklenmi olduu borlar boyuna artabilir. Gene de gerek zenginlii, toprayla emeinin yllk haslasnn deiebilir deeri, ayn sre iinde pekala artabilir. u son patrtlarn balamasndan nce (1775) Kuzey Amerika'daki smrgelerimizin durumu ve bunlarn memleketimizle (ngiltere) yaptklar ticaret, bunun hi de imkansz bir ey olmadn gstermektedir. Adam Smith, grld gibi, katksz bir liberal, sermayeci, smrgecidir. Yukarda saylan btn dengeleri ekonomi alanndaki tam serbestliin salayacana inanr. leride, sosyalistler, hem onun deerli grlerinden yararlanacaklar, hem de onu kyasya eletireceklerdir. Daha imdiden, birok konularda elimeye dmekle; deeri yaratan emektir, dedii halde sonradan deer yaratclar arasna toprak ve sermayeyi de katmakla, kullanma deeriyle deitirme deeri arasndaki kkten ilikiyi grememekle, emein rnn sermayeyle paylamasn erdeme aykr bulduu halde sonradan sermayenin emein verimini artrdn Sayfa 273

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ilerisrmekle, rant konusunda gereken akl bulamamakla, mteebbisle sermayeciyi ve karla faizi birbirine kartrmakla sulandrlmaktadr. Klasik okulun ikinci yazar, Protestan papaz Robert Malthus (1766 -1834), Essay on the Principle of Popcfation (1798) adl yaptnda bir nfus yasas ilerisrmtr. Bu yasaya gre . insanlar geometrik bir oranla (2, 4, 8, 16... olarak), tarmsal retim aritmetik bir oranla (1, 2, 3, 4... olarak) artmak eilimindedir. Bu yzden, insan remesi tarmsal retimle snrlanmtr. Alk ve sefaletle bunlarn dourduu lmleri artran ve doumlar azaltan her trl ktlkler doaldr. Tarmsal retimin snrlamasndan doan bu ktlkler engellemese insanlarn remesi besin retimini aar ve insanlk a kalr (bid, c. i, s. 1-29). nsanlar eit olmamal, yoksullara yardm edilmemeli ve lmleri nleyici tedbirler alnmamaldr, her eitlik sistemi sonunda yoksulluk ve sefalete varr (bid, c. ii, s. 151). Osmanl devleti, kt ynetimi ve zulmyle tarmsal retimi ve dolaysyla nfusu snrlamtr (bid, c. i, s. 211). i cretlerinin en az geim izgisinde bulunmas kanlmazdr, nk cretler artarsa nfus da artar ve cretler zorunlu olarak gene en az geim izgisine iner. ngiliz oligarisinin karlarna uygun bulunan Malthus'n bu sav geni apta tutulmu ve desteklenmitir. Malthus ekonomik bunalmlar da nfus yasasndaki mantkla aklamaktadr. Bunalmlarn retimin satn alma gcnden daha byk bir hzla artmasndan doduunu; retimle tketim arasndaki bu dengesizlii gidermek iin nasl nfus yasasnda insanlar lme brakmak gerekiyorsa paray da ylece retici olmayan amalara brakmak gerektiini syler. Edeyile, nasl insanlarn bir blmn ldrmek gerekiyorsa parann da ylece bir blmn ldrmek gerekir. Grld gibi, Malthus, anamalc oalmay sezmi, ama nerede bir oalmaya rastlamsa hemen onu yoketmek gerektiini ilerisrmtr. Doal dzen insan artna kar yoksulluu ve ahlakszl, para artna kar da elenceyi ve lks koyarak dengeyi salamaktadr. nsanlarn buna karmamalar ve bu dengeyi bozmaya almamalar yeter. Liberalizmin braknz yapsnlar formln braknz lsnler formlne dutren Malthus'n bu savlar, ksa bir sre iinde, pratikle yalanlanmtr. XiX: yzylda teknik yenilikler, retimi, deil aritmetik, geometrik bir oran da aan bir hzla artrm ve toplumu, nfus art deil, retimin art tedirgin etmitir. Bunun sonucu olarak da, doumlar azaltmak yerine, ar retimi azaltmak yoluna gidilmitir. Kald ki Malthus'n nfus yasas, keyfi ve bilimd bir konuta dayanmaktadr; insanlarn geometrik ve tarmsal retimin aritmetik bir oranla artt hibir zaman tantlanmamtr. Bu varsaymn her bakmdan yanll, gittike oalan insanln gittike artan ihtiyalarn giderecek btn aralar salamasyla da meydana km bulunmaktadr. Evrensel gelime, artan her ihtiyacn onu karlayacak arac da birlikte getirmesiyle srp gitmektedir. Malthus, insansal ilikileri, ne doa yasalarna ve ne de tarih yasalarna dayanan, bilimd saysal ilikilere, dntrm ve bylelikle de szde emeki snfnn yoksulluunu ve savan kanlmazln aklamtr. Demek ister ki, emekilerin ektikleri sefalet de, sava da anamalcln suu deildir; bunlar doa yasalarnn zorunluuyla olmaktadr. Klasik ekonomi okulunun ok deerli bilginleri olduklar halde bir Smithilik'ten, bir Ricardoculuk'tan sz edilmeyip gnmzde bile ikide bir Maltsln ilerisrlmesinin nedeni budur. Papaz Malthus'n bu bilimd varsaym nfus kuramclarnn byk ounluu Protestan papazlardr, alk ve yoksulluun, anamalc retimin zorunluu deil, bir doal zorunluk olduunu tantlama gayretine dayanr. Hindistan kumpanyas hizmetinde olan ve verdii derslerin cretini Sayfa 274

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bu kumpanyadan alan papaz Malthus'a gre alk da, yoksulluk da doaldr, mukadderdir, hibir g bunlar nleyemez, devlet bu konuya bouna mdahale etmemelidir (liberalizm). Yoksullar koruma yasalar (ng. Poor Law), nfus artn salamak ve yoksulluktan lmlere engel olmakla, topluma ktlk etmektedirler. nsanlarn ve besinlerin gerekli oranlar Tanrca dzenlenmektedir ve devlet, beceremeyecei bir ie karmamas gerektiinden baka, Tanrnn iine de burnunu sokmamaldr. Klasik okul ad altnda toplanan liberal kapitalistlerin en nl kuramcs David Ricardo'dur (1772- 1823). Bodin'in XVi'nc yzylda sezdii para miktaryla fiyat arasndaki kkten ilikiyi Ricardo gn na karyor: Kat paradaki deer dkl, kat para miktarnn oalmasyla orantldr (enflasyon). Buna kar, yeni bir altn madeninin bulunmas altn oaltarak altnn deerini drr ve bylelikle mal fiyatlarn ykseltir. yleyse parann deeri, para miktaryla belirlenir (miktar kuram, theorie quantitative). Ricardo, buna, ok ilgi ekici bir dnce de ekliyor: Piyasadaki parayla piyasadaki mallarn birbirlerine tam uygun bulunduklar ideal bir durumda deerli madenlerin deitirme deerleri bunlar karmak iin harcanan emein deerine eittir. rnein, byle bir durumda, gmn gram be lira ederken, altnn gram on lira ediyorsa, altn karmak (istihsal etmek) iin gme harcanan emein iki kat harcanyor demektir. Ricardo'ya gre, byle ideal bir durumda, parann deeri bile emein tam karl olmaktadr. Deeri yaratan, emektir (say, igc; XVii'nci yzylda John Locke'un bu sonuca pek yaklat hatrlardadr). Ricardo'ya gre, uluslararas ticaret, piyasann gerektirdii para miktarn otomatik olarak dengeler. Ancak, bunun iin, parann ya deerli maden, ya da deerli maden karl kat olmas ve d ticaret fiyatlarnn tam bir serbestlik iinde belirmesi gerekir. Byle bir durumda ne enflasyon olur, ne de deflasyon. Karlksz kat paraysa nemlidir ama, her bakmdan da tehlikelidir. Para karmak, bir devlet bankasnn ii olmaldr (liberal Ricardo'nun kural d tek nerisi budur). Banka, karlk miktarnca kat para karabilir. Ancak bu karlk da deerli kleler halinde olmaldr ki halk ikide bir kat parasnn altn ya da gmle deitirilmesini isteyemesin, bundan sadece byk tccarlar ticaret dengesini dzeltmek iin yararlanabilsin (birok memleketler, Ricardo'nun bu dn hala tutmaktadrlar). Ricardo, deimez bir deer lsnn bulunamayaca kansndadr. Deeri yaratan emektir, sermaye de deer yaratr ama, sermaye, birikmi bir emekten baka bir ey deildir (Ricardo'nun, ayn sonuca vard halde sonradan vazgeen Adam Smith'e gre, byk baars bu dncededir; Smith, sermayenin birikmi bir emek olduunu sezememiti). Bu kural, yeniden retilebilen mallar iin dorudur, diyor Ricardo. Sanat rnleri, antika eya, eskitilmi arap gibi bir daha retilemeyecek mallarn deerini nedret yasas dzen1er. Her maln tek fiyat vardr, bu tek fiyat da o maln en kt ortamda retilmesi iin gerekli emein karldr (nk, en kt ortamdaki emein deeri karlanamazsa, o mal bir daha retilemeyecektir). Rant, fiyat belirlemez. nk rant, salt bir deer deildir (Anderson ve Malthus gibi yazarlar rantn, doann verim gcyle belirlenen salt bir deer olduunu sylemilerdi). Rant ancak yksek verimli topraklar elde edebilir, nk rant bu verim farkndan doan grece (izafi, tefazuli) bir deerdir. Piyasaya yakn olmak, daha verimli bulunmak gibi avantajlardan yararlanan iletmelerin maliyet fiyat, kt durumdaki iletmelerin maliyet fiyatndan elbette daha dk olacaktr. Oysa, her maln tek fiyat vardr ve piyasa Sayfa 275

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi fiyat, en kt durumdaki emein fiyatdr. yi iletme, piyasa fiyatyla kendi maliyeti arasndaki farktan yararlanacaktr ki ite bu fark ranttr (rant kuram da Ricardo'nun byk baarlarndan biridir). Ricardo, sermayeciye pek nem verdii ve onu ekonomik yaamn yneticisi sayd halde toprak sahiplerini toplumun parazitleri olarak adlandrmaktadr. Bu parazitlerle burjuva snf arasndaki byk atmay da aka ortaya koyuyor: Endstrinin gelimesi ehirleri geniletir ve besin rnleri gereini artrr. Bu yzden, besin rnlerinin fiyatlaryla toprak kiras srekli olarak artar. Sonundaysa, sermayenin ve igc gelirinin (kar ve cretlerin) byk bir paras toprak sahiplerinin cebine girer, hem de sadece topraklarn kiralamakla yetinip hibir i grmedikleri halde... Besin rnlerinin fiyatlar artarsa ii cretleri de artar, nk ii cretleri en az geim izgisinin altna demez. Buysa, sermayecinin kazancnn azalmas demektir, nk ii cretleriyle kazan ters orantldr. yleyse endstrinin gelimesi, sermayecinin deil, parazit toprak sahiplerinin cebini dolduruyor demektir. te, 1789' byk Fransz Devrimi'ni gerektiren ekonomik atma. Grld gibi Ricardo, kapitalist. ya da Marksist olsun, ada ekonominin temellerini atan ok nemli bir kuramcdr. Kimileri, bylesine gl bir kuramcnn akademik yoldan, niversite krslerinden gelmemi olmasn aknlkla karlamaktadrlar (borsac ve iadamyd). Ricardo, ii snfn i hayvanlar, avadanlklar, fabrikalar gibi bir retim arac sayd halde sermaye kazancyla ii cretleri arasndaki ters oranty yakalamtr. Burada, bir zamanlar ekonomi dnyasn bir hayli uratran pek ilgin bir tartmay da belirtmemiz gerekir: Gelecein neo merkantilistleri klasik akulun ngiltere'nin dnya egemenliini salamak iin kastl olarak yanl kuramlar kurduklarn ilerisrmler, gelecein neo klasikleri de neo merkantilistleri Almanya'nn dnya diktatrln hazrlamakla sulamlardr. Bir bakma, yukarda saylan klasik okul kurucularnn tm (Smith, Malthus, Ricardo) ngiliz, neo merkantilistlerin tm Almandr. Ancak, anlatmak zere bulunduumuz bir de Fransz klasii vardr ki, bu adan, durumu bir hayli ilgintir. Bu klasik, Jean Baptiste Say'dr (17671832). Say, koyu bir dev(etilik dman, ar bir serbestilik dostudur. Ona gre arzn tm, talebin tmne eittir. yleyse, ekonomik knty gerektirecek bir retim oal (surproduction) sz konusu olamaz. Olsa olsa, herhangi bir maln satnda geveklik olabilir ki bu da piyasann tam serbestlii halinde hemen dengesini bulur. nk, her mal, karl olan bir malla deitirilmek iin retilir. Her retim, bir baka retimin hem nedeni, hem sonucudur. Daha ak bir deyile, karl retilmeyen mal, esasen retilemez, bu yzden; de retim okluu olay imkansz bir kuruntudur. Say'n getirdii bir baka yenilik de, Adam Smith'in birbirine kartrd sermaye geliri faiz'le mteebbis geliri kar' kesinlikle ayrmasdr. Bu Fransz klasiini, hemen ardndan, gene bir ngiliz klasii izliyor. John Stuart Mill (18061873), kendinden sonrakileri felsefe asndan da etkileyen (rnein, pragmatisme) nemli bir dnrdr. Mill, gelirlerin blmn kyasya eletirmi, miras hakknn kaldrlmasn nermitir. Ancak, insan eitliinin miras kurumunun kaldrlmasyla hemen gerekleivereceini sanmaktadr. Bundan baka, Mill, retim kooperatifleri kurulmasn nermekte, toprak rantnn devletletirilmesini (socialisation) savunmakta, hi deilse yksek bir toprak vergisi alarak rantn ortadan kaldrlmasn istemektedir. Bu pek ileri Sayfa 276

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi devleti dncelerini, tam bir serbestlik dnceleriyle nasl badatrd ilk bakta yadrganabilir. Burada, Mill'in felsefeci kiilii ie karmaktadr. Mill, faydacdr. Bireylerin karn toplumun karnda, toplumun karn da bireylerin karnda bulmaktadr. Sonralar, pragmac felsefenin bir hayli gelitirdii gibi, Mill'e gre insanlar, kiisel karlar ynetir. Mill'i, gerektii hallerde toplumsallatrma dncelerine gtren ite bu temel anlay olmutur. Gerekte Stuart Mill, ekonomik dengenin tam bir rekabet serbestlii iinde gerekleebileceine inanmaktadr. Bu adan, fiyat ve uluslararas ticaret konularnda, yeni grler ortaya atmtr: Arz ve talep fiyat dalgalanmalarn, fiyat dalgalanmalar da arz ve talebi etkilemektedir. Arz biraz fazlalanca fiyat der, fiyatn dmesi talebi oaltr ve dolaysyla arzn gereken izgiye inmesini salar. Talebin biraz fazlalamas halinde de durum ayndr. yleyse, diyor Mill, fiyat, arz ve talebi dengede tutan bir gtr. Bununla beraber, arz ve taleple fiyat arasndaki ykseli ya da alallar ayn oranda deildir, orann derecesi (nispetin mikyas') mallarn cinsi ve karlayaca ihtiya gibi eitli etmenlere baldr. Uluslararas ticarette de fayday, ihracatta deil, ithalatta bulmaktadr (merkantilistleri hatrlaynz). nk, diyor Mill, ihracat, bir memlekette retilemeyen ya da ok pahal retilebilen mallarn ithalini salamak iin yaplr. yleyse, bu konuda nemli olan, tccarlarn hangi mal getirmekten daha ok kar edecekleri sorunu deil, tketmek iin hangi maln gerekli bulunduu sorunudur. Kk anlamnda ticaret kavram bulunan merkantilizm, daha XVi'nc yzylda devleti bir sistem olarak belirmeye balamt (Bodin'i hatrlaynz). Btn serbesti sistemlerin karsnda, eitli klklara brnm de olsa, onu bulmak mantk gereidir. imdi de karmza neo merkantilizm ad altnda iki yeni klkla kmaktadr: Romantik ve ulusu... Her iki klk da Alman dncesinin rndr. Romantik neo merkantilist okulun en nl yazar Adam Mller (1779-1829), rnek bir devletin yceliini ne srmektedir. Ona gre devlet, tresel ve organik bir birliktir ve her alan kapsamaktadr (l'Etat totaliste). nsann varl devletin varlna baldr. Ekonomi, serbest bir alanda at oynatamaz. Ekonominin dzenleyicisi devlettir. Ulusal zenginlik (milli servet), sadece maddesel rnleri deil, dnsel rnleri de kapsar. Btn dnce alanlarnda alanlar da, tarmc ve sanayiciler kadar, reticidirler. Sermaye kavramnda, sadece maddesel sermaye deil (capital physique), dnsel sermaye (capital intellectuel) de vardr. Mller ve F. V. Baader (1765-1841) gibi dnrlere romantik denmesinin nedeni, rasyonalist felsefeye kar ve mistik eilimli olmalardr. Ulusu neo merkantilist okulun en nl dnr Frederic List (1789-1846), klasikleri, bireyci olmakla ve tarihsel gelimeye nem vermemekle sulandrmaktadr. List'e gre, bireyle insanlk arasnda tarihsel bir geliimi olan bir de ulus vardr ki, ekonomik alan asl onun gerekleriyle dzenlenir. nk uluslar arasnda srekli bir bar dnlemez, klasik okulun btn yasalar bylesine dsel bir barn varl stne kurulmutur, bu varlk gereklemeyeceine gre, o yasalarn hibir deeri yoktur. List'e gre tarihsel geliim u sray izlemitir: lka (vahet), obanlk a, tarm a, tarm manfaktr a, tarm manfaktr ticaret a... Uluslar bu son ve yetkin aa ancak devlet eritirebilir. Uluslararas ilikiler, klasik mekanizmann ilemesine engel olurlar. Ekonomik dzen, ancak ulus iinde ve devlet yneticiliiyle gerekletirilebilir. Devlet korumaz ya da koruyamazsa, gelimi bir yabanc sanayi, gelimemi ya da az gelimi uluslarn ilerlemesine Sayfa 277

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kesinlikle engeldir. List, sadece sanayi ve ticaret alannda kalmamakta, bu konuda ulusun btn retici glerinin seferber edilmesini tlemektedir. Bununla beraber, List iin de ama, ticaretin tam bir serbestlie kavuaca uluslararas sonsuz bir bartr. Devlet koruyuculuu, bu amaca gtrecek olan bir aratr. Kii, bugnn karn gelecein yarar uruna harcayamaz. Bunu ancak devlet yapabilir. Sanayisiz, tarmsal bir devlet tek bacakla yrmeye alan bir insana benzer. Bu bakmdan, herhangi bir ulusu, tarm andan sanayi ana geirebilecek bir sava bile, mutlu bir olaydr. Romantik ve ulusu neo merkantilizm ki grld gibi, eski merkantilizmden bir hayli farkldr gerekte, nl Alman filozofu Johann Gottlieb Fichte'nin (17621814) kurduu kapal ticaret devleti (l'Etat commercial ferme, 1800) temeli stnde ykselmektedir. Fichte, otarik ekonominin en yetkinini meydana koymu bir dnrdr. Fichte'ye gre para, btn gcn devletten alr. nsan, ancak toplum iinde bir varlktr. yleyse devlet, insan varlna anlam veren bir kurulutur. Ulusal gelime, kapal bir ticaret devleti iinde mmkndr. Mller ve List''in kkleri byk dnr Fichte'de bulunmaktadr. Fichte, nl yaptn yaymlad zaman, Mller yirmi bir, List on bir yandaydlar. Bu arada, yaptklar tarih aratrmalaryla ekonomik olaylarn daha iyi anlalmasna yol aan tarihi okuldan da szetmek gerekir. Titiz aratrclar olan bu okul dnrleri, ekonomi alanna grecilii (relativisme, izafilik) getirmilerdir. Alt izilmesi gereken bir dnce olarak, zetle, unu sylemektedirler: Ekonomik yasalarn ve eilimlerin geerlii belli tarihsel devrelere baldr. Her eilim, belli tarihsel koullar iinde geerlidir. yleyse, gereklerin meydana karlmas iin, karlatrmal bir yntem (mukayese usul) kullanmak gerekir... Tarihi okul dnrlerine rnek olarak W. Roscher, C. Schmoller, B. Hilldebrand, F. Knapp, K. Knies, G. Gohn, Vagner, Schaeffle, L. Brentano, Took, Leslie ve Ashley gsterilebilir. Tarihi okul, Alman niversitelerinde byk etkiler yapmtr. rnein, Schmoller (1838-1917), ekonomi bilimini dogmatik kadercilikten (liberallerin doal, ezeli ve ebedi yasalarndan) kurtarmaya almtr. Ne var ki btn bu abalar, bilimsellikten uzak olduklar lde kaba ya da ham kalmaya mahkumdular. Metafizik ve idealist bir alanda at oynatyorlard. Bu yzden de bilimsel gerekleri meydana koyamadlar. Toplumsal yaamda neler olup bittiini ve neden byle deil de yle olup bittiini bir trl aklayamadlar. XiX'ncu yzyln ikinci yars, bilimin, toplumun her alann, en ince ayrntlarna kadar, l l aydnlatt bir adr. nsan dncesi metafizik ve idealist speklasyonlardan kurtulmu, toplumsal yaamn ve onun temeli olan ekonomik yaamn tm gereklerini renmitir. Ama bunun doal bir sonucu olarak da bu gereklerin renilmesinden karlar tehlikeye denler, metafizie ve idealizme bsbtn sarlmak zorunda kalmlardr. Kaba ekonomi, yeni biimlere. dnerek srp gitmektedir. Bilimselliin gittike geliip yaylmas ve sregelen ekonomik dzenin zorunlu elikilerinin gittike gerginlemesi zerine idealist ekonomi kuramclar, ekonomik deerin insan emeinden doduu gereini gizlemek iin znel bir kuram gelitirmek gereini duymular ve marjinalcilik (Fr. Marginalisme) ad verilen yeni bir deer kuram ilerisrmlerdir. Bu anlayn kurucularndan Stanley Jevons bunu aka syler, Toplumsal Ekonomi Kuram adn tayan nl yaptnda yle der: Saylar gittike artan ve rgtlenme glerini gelitiren ii Sayfa 278

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi snfmz siyasal ve ekonomik zgrlmzn gelimesini durdurmaya yneltilebilirler. O halde emein hibir biimde deeri yaratmadn ortaya koyan bir kuram gelitirmeliyiz (bid, 4. bask, s. 164-165). Bu kuram, eski ihtiya kuram'yla eski fayda kuram eski nedret kuram'yla birletirilerek ortaya atlmaktadr. Bu anlaya gre, bir maln, azl ya da okluundan tr deiik ihtiyalarda kullanlmasyla belirlenen son biriminin faydas (ki buna marjinal fayda ad verilmitir, okulun. ad da buradan tretilmitir) onun deerinin ltdr. Bylelikle ekonomik deer, retim alanndan tketim alanna ve nesnellikten znellie kaydrlmaktadr. Bu anlaya gre, bir maln deeri, maln kendisinde bulunan bir ey deil, maln alcsnda bulunan bir eydir. svireli Leon Walras, Avusturyal Karl Menger ve ngiliz Stanley Jevons'un kurduklar bu okula sbjektivist okul ve neo-klasik okul da denir. zdalar yntem ayrl yznden psikolojik okul ve matematik okul adlar altnda iki kola ayrlmtr. Psikolojik okul, son birimin yararn, tketicilerin ruhsal eilimlerine gre ler. Matematik okulsa bunu matematik formllere balamaya alr. Her iki okulun da amac; bir maln, o mala duyulan ihtiya, o maln salad fayda ve o maln az ya da ok bulunurluunu saptayarak kullanma deerini hesaplamak ve bu kullanma deeri yoluyla deitirme deerini bulmaktr. Marjinal szc, burada, son (Ar. Nihai) anlamndadr. Klasik ekonomiciler deeri retim maliyetinde buluyorlard. Bu, yanl olmasna ramen nesnel bir anlayt. Marjinalciler deeri faydada bulmaktadrlar ki bu znel bir anlay olmakla bsbtn yanltr. Bu demektir ki, deer, artk, retim alannda deil, tketim alannda aranmaktadr. Bu anlaya gre reticinin, deerin belirlenmesinde, tm belirleyici olmak bir yana, hibir rol yoktur. rnein ldeki bir insan iin, bir testi suyun ikinci testinin bulunamayacan varsayarsak son damlasnn deeri (marjinalistlerin deyimiyle marjinal deeri) paha biilemeyecek derecede byktr. Oysa emeleri grl grl akan bir kentte su bedavadr, nk marjinal deeri sfrdr. Etin deeri ekmein deerinden yirmi kat fazlaysa, son lokma et son lokma ekmekten yirmi kat fazla deer tayor demektir. Deniz ok boldur ve bu yzden bedavadr, ama denize girilebilecek yerler azsa oralarda plajlar kurulmaya ve deniz ona duyulan ihtiyala az bulunurluu orannda deerlenmeye balar. Bu hesap, mallarda byle olduu gibi, hizmetlerde de byledir. rnein marjinalcilere gre mteebbisler iilerden daha ok kazanrlar, nk mteebbislerin hizmet tr iilerin hizmet trnden daha nadirdir (bkz. J.-B. Say, Oeuvres Diverses, s. 80). ilerin de marjinal retkenlikleri, aldklar crete eittir. Her ii saat bana, cretine eit bir deer retir (bkz. H. Denis, Valeur et Capitalisme, s. 85-6). inin creti, bu anlaya gre, alma sresinin son biriminin rnyle belirlenmektedir. Ne var ki, anamalc retimde anamalclar, marjinalcilerin btn bu rettiklerine ramen, maliyet hesaplarn klasik bilgilere gre yapmakta devam etmektedirler (bkz. Alderer ve Mitchell, Economics of American Industry, s. 128). Paris Hukuk Fakltesinde yaplan bir tartmay toplayan Le Fonctionnement des Entreprises Natonalisees en France'ta yle yazldr: eitli anketlerin, zellikle Hall ve Hitch'in yaptklar anketlerin gsterdii gibi iletmeler, marjinal fiyatlarn bilmemekte, nceden tasarlanm bir kar marj ekleyerek ortalama toplam maliyete gre hkm vermektedirler (s. 261). Bunun nedeni ok aktr: nk, marjinal deer hesaplanamaz. Nitekim, marjinalciler, retim mallarnn marjinal deerini, 1871'den bu yana yzyl getii halde hala Sayfa 279

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi hesaplayamamlardr. rneklerini hep tketim mallarndan, zellikle de lks tketim mallarndan semektedirler (bkz. Leon Walras, Abrege des Elements d'Economie Politique). Klasik liberaller deerin belirlenmesi iin deitirme deerini temel aldklar halde marjinalciler, bunun tam tersini, kullanma deerini temel almlardr. Onlara gre deitirme deeri, kullanma deerinin yani maln faydasnn rndr. Oysa kullanma deerini de nicelik olarak dile getiremediklerinden kullanma deerinin karlad ihtiyac miktarca saptamaya almaktadrlar. Ne var ki bir insann bedava olan havaya, ok deerli olan elmastan ok daha fazla ihtiyac vardr. Bunun iindir ki marjinalciler, dorudan doruya ihtiyacn niteliini deil, tatmin edilmeyen ihtiyacn son biriminin niceliini lmeye almlardr. Marjinalcilerin, klasik ekonomiyi tersyz etme abalarnn nedeni de ok aktr ve bunu kendileri de aklamaktadrlar: Paris komn hareketinden (1871) sonra ciddilemi bulunan toplumculuk tehlikesini saf d edebilmek iin, onun dayand btn klasik ve liberal temelleri de kknden deitirmek gerekmitir. Bunun iin de, btn klasik anamalc ekonominin dayana olan retimden hareket yerine, marjinalcilik (1871), tketimden hareket etmeyi yelemitir. Marjinalcilik, bylelikle, Hermann Oossen ve Richards Jennigs'in hazrlad temeller stnde Walras, Jevons ve Menger tarafndan toplumculuu kknden ykma gayretiyle kurulmutur. Onlar, Anglo-Amerikan okulundan Alfred Marshall, J. B. Clarck; Avusturya okulundan F. von Wiesser; Lozan okulundan Vilfredo Pareto izlemitir (bkz. W. Stark, The History of Economics in its Relation to Social Development). Faydann llp llemeyecei aralarnda tartma konusudur. Sencer Divitiolu yle yazmaktadr: Marjinal ve neo klasik okul temsilcilerinden ou faydann kardinal olarak llebileceine inanmlard. Marshall'e gre bir maln azalan marjinal fayda erisiyle o maln talep erisi zde olduundan mala atfedilen fayda, dolayl olarak fiyatlarla llebilir. Talep edilen mal miktarnn azalan marjinal faydann bir fonksiyonu olduunu kabul eden Marshall'n ksmi analizine karlk, Lozan okulundan Pareto faydann ordinal olup llemeyeceini savunmutur. Maldan talep edilen miktar yalnz o maln faydasnn bir fonksiyonudur. Bylece kymet teorisinde ksmi analiz bir yana braklm, genel analiz uygulanmaya balanmtr. Bu gr tarzna gre, birey, karlat mallar karsnda bir sei yapmak zorunda kalacaktr. Birey, seiini yaparken, kendisine maksimum fayday, yahut baka bir deyile maksimum tatmini salayacak birleimi arayacaktr (bkz. Mikro-iktisat, stanbul 1971, s. 3, 4). Marjinalcilik, deerin her mal iin ayr ayr belirlenmesi gerektiini ilerisren, mikro ekonomik bir anlaytr. Deeri, retim maliyetlerinin rn deil, aranmn bu retim maliyetleri stndeki etkisinin rn sayar. Yani, deeri aranm belirler. Ernest Mandel yle yazmaktadr: Ricardo'nun ortaya att ve Marx tarafndan gelitirilen toprak rant teorisi, ondokuzuncu Yzyln ikinci yarsnda emek deer teorisini mesele haline getiren marjinal deer teorilerinin hareket noktasdr: Marx'n toprak rant teorisine gre gerekte, tarmsal rnlere talep, son tahlilde bu rnlerin fiyatn belirler. Bu toprak rant teorisinin genel bir deer teorisi haline getirilmesi iki tahlil hatasndan ileri gelmektedir: nce, toprak rantn yaratm olan toprak mlkiyetinin zel artlarn hesaba katmyor. Sonra, kapitalist rejimde toprak mlkiyeti, sermaye mlkiyeti ve igc mlkiyeti ile ilgili kuramsal bakmdan farkl artlar gz nnde tutmuyor. Toprak rant, toprak retim srecinin temel bir unsuru olduu iin domaz. Bu, toprakla bu retim sreci arasna, bu retim srecinde Sayfa 280

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yaratlm toplam gelirlerden r keyfi olarak isteyen bir toprak sahibinin girmesinden doar. retim sreci iinde yaratlm gelirler hakknda bir teori ortaya atmak iin bu rn verili tarzndan hareket etmek byk bir mantk hatasdr (Mandel, Ekonomi Elkitab, Orhan Suda evirisi, c. i, s. 305-6). Marjinalciler liberaldir, nk kurmaya altklar sistem ancak toptan bir rekabet halinde ileyebilir (bu yzden kendilerine neo klasik ad verilmitir). Bylesine bir rekabet alannda, btn retimin deerini belirleyen marjinal rnn deeri; amorti edilen anamal cret, faiz ve toprak halinde erir. Bu durum, marjinalist genel denge kuramyla saptanmtr (bkz. Walras, op. cit., s. 187-9). Ernest Mandel yle yazmaktadr: Bugn, ekonomistlerin ou, neo klasik denge sisteminin gereklikten yoksun bulunduunu kabul etmektedirler. Bu sistem, emekinin cretinin emek mddetinin son biriminin rn tarafndan belirlenecei grnn samaln ortaya koyan kapitalizmin zel kurumsal kadrolarn da kabul etmemektedir. Rekabetin dinamik karakterini ve bu rekabetin meydana getirdii dengenin daimi sarsntlarn kabul etmemektedir. Esas itibariyle statiktir ve dinamie olsa olsa dengeyi bozan bir unsur olarak kendi sisteminde yer vermektedir. Oysa gerekte denge devaml sallant halindeki spazmodik bir ekonomik hareketin sadece geici bir andr. Bu sistem ne periyodik buhranlar, ne de yapsal buhranlar aklamaktadr. Kendi mant gerei emperyalizm fenomenini bile, daha dorusu emperyalizmin kapitalizmin gelime kanunlaryla herhangi bir ilgisi bulunduunu bile inkar etmektedir (op. cit., c. ii, s. 474-5). Gossen, doyurulmu ihtiyacn son dozuna marjinal doz (Fr. Dose marginale) adn vermitir. Gossen'e gre kimi mallarda doyma (tatmin) noktasna daha abuk, kimi mallardaysa daha ge ulalmaktadr. Bu doz, her mal iin bakadr. rnein lks mallarda doyma noktas, marjinal doz, daha ge belirir. Bundan baka, bu doz, kiilere ve ihtiyalara gre de deiir. Bir kimse, ayn mala, tekinden daha abuk doyabilir. Yatrm malna eklenecek yeni bir birimin ona harcanacak paraya oranla getirecei kazan yzdesine de anamaln marjinal etkinlii (F'r. Efficacite marginale du cagital, Al. Grenzleistungsfaehigkeit des Kapitals, ng. Marginal efficiency of capital) denmektedir. Bylelikle anamalc mteebbisler, yatrm kararlarn etkileyen kar etme ltn bulduklar kansndadrlar. Srmn bir birim artmasyla toplam gelirde kaydedilen arta marjinal gelir (Fr. Revenu marginal, Al. Grenzerls, ng. Marginal revenue) denmektedir. Bir retim etmeni birimi eklendiinde retim toplamnda grlecek arta da marjinal rn (Os. Marjinal hasla, Fr. Produit marginal, Al. Grenzprodukt, ng. Marjinal product) ad veriliyor. Bir maln artan bir biriminin teki maln bir ya da birka birimiyle deitirilebilen niceliine, marjinalcilik szlnde marjinal ikame haddi denmektedir. Marjinalci anlaya gre bu had, tketicinin ayn yarar dzeyinde bir maldan bir birim vazgemesini karlayan teki maln nicelik orandr. Dalm mallarna ynelen aranmn gelir artna oran da marjinal dalm eilimi (Os. Marjinal ithal meyli, Fr. Propension marginale a importer, Al. Grenzhang zum Einfuhr, ng. Marginal propensity to import) deyimiyle dilegetirilmektedir. rnein yz milyonluk bir gelir art var, bunun yirmi be milyonu dalm mallarna yneliyorsa, marjinal dalm eilimi drtte bir oranndadr. retimde bir birim artnn daha nceki retim giderlerine ekledii harcamaya marjinal maliyet (Fr. Cout marginal, Al. Grenzkosten, ng. Marginal cost) denmektedir. Diyelim ki, bir iletme gnde drt makine yapyor ve 50.000 lira harcyor, gnde be makine yapt takdirde 57.000 lira harcarsa marjinal maliyet 7.000 lira demektir. Sayfa 281

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Artan birimlerin maliyeti nce azalrken sonra artmaya balar. Marjinal maliyetin bilinmesi demek, maliyetin azalma seyrinde en son birimin hangisi olduunu bilmek demektir. Daha ak bir deyile, rneimizdeki iletme maliyeti artrmadan gnde ka makine yapabilecektir? Diyelim ki sekizinci makine biriminde maliyet artmaya balyor, demek ki bu iletmenin ekonomik verimi gnde yedi makinedir. i cretlerini, son iinin retimde yaratt artla belirleyen gre de marjinal verimlilik kuram (Fr. Theorie de marginale productivite) ad verilmektedir. Bu kuram, zellikle Alman ekonomicisi H. von Thnen ve Amerikan ekonomicisi John Bates Clark tarafndan ilerisrlm, ufak tefek deiikliklerle btn marjinalcilerce kabul edilmitir. i cretlerinin nasl saptanacan gsterir. Bu anlaya gre ii creti, bir fabrikaya alnan son iinin marjinalist deyimle marjinal iinin salad rne eittir. Diyelim ki bu son ii fabrikaya on liralk haslat salad, yleyse btn iilerin cretleri on lira olacaktr. ngiliz marjinalisti Marshall bunu yle bir rnekle aklyor: Yirmi koyunu olan ve bunlar bir obanla yetitiren bir kimsenin ikinci bir oban tutabilmek iin eskisine gre pazara yirmi koyun daha fazla gnderebileceine inanmas gerekir. Eer bu koyuncu, pazara gnderebileceine inand fazla koyunlarn deerinden daha az cret isteyen bir oban bulabilirse bu oban tutar, yoksa ikinci bir oban tutmaz. Grlyor ki obann creti, toplam haslaya ekledii deere eit olmakta ve ikinci bir obann ie alnmas sz konusu olduu takdirde bu ikinci oban, yani marjinal oban, kendinden nceki obann cretini de belirlemektedir (Erol Zeytinolu, ktisat Dersleri, Istanbul 1969, s. 282-3). Amerikal ekonomici John Bates Clark da son birimin verimine marjinal verim (Fr. Rendement marginale) adn vermitir. Son birimin yeinliine marjinal yeinlik (Os. Marjinal iddet, Fr: Intensite marginale) denmektedir. Aranm karlamas gereken srm ne kadar azsa marjinal iddet de o kadar byk olur. rnein lde susuz kalan bir adamn glkle bulduu bir testi suyun son damlasnn iddeti ok byktr, buna kar evinde srekli akar su bulunan bir adam iin marjinal iddet sfrdr. Jevons, kullanlan son birimin faydasna faydann son derecesi diyordu, onun bu deyiminin yerini Wieserin marjinal yarar terimi alm bulunmaktadr. Marjinal yarar, bir maln salad en byk yarar deil, onun akllca kullanmnn salad en kk yarardr. Marjinal yarar ve iddet dozlar arttka azalr. Ekonomik olgular ruh bilimsel adan ele alan metafizik dnce yapl ekonomicilerden Gossen'e gre, herhangi bir mala kar istek sonsuz olarak artmaz, istek giderildike azalma eilimi gsterir. Ekonomici Marshall, Gossen'in bu yasasndan azalan marjinal fayda kavramn karmtr. Azalan marjinal fayda ilkesine gre bir maln tketilen miktar arttka o maln marjinal faydal azalma eilimi gsterir. Buradaki marjinal fayda, o maln son biriminin faydasdr. Bunu daha iyi anlamak iin u basit rnekten yararlanlabilir: Diyelim ki karnnz atr. Bu alnz gidermek iin bir ekmek satn alyorsunuz. lk lokmann ruhbilimsel faydas sizin iin ok byktr. Ama yediiniz lokmalarn says oaldka bu ruhbilimsel fayda azalacaktr. Buysa ekmein son lokmasnn getirdii ek faydann gittike azalmakta olduunu gsterir. Amerikal ekonomi profesr Paul Samuelson, ktisat adl yaptnda u rnei vermektedir: Farzedelim ki insann gzlerini kapatp elini, avcunun ii yukar bakacak ekilde, tutmasn sylyorsunuz. Avcuna bir arlk koyduunuz takdirde phesiz ki bunu hissedecektir. Arl artrdnz takdirde ek arlklar da hissedecektir. Fakat arlk Sayfa 282

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi epeyce arttktan sonra, deneye balarken koyduunuz arla eit bir arlk koyduunuz takdirde bu eki hissetmediini syleyecektir. Edeyile, avcun tad toplam arlk ne kadar oksa ek veya marjinal arlk o kadar az olacaktr (bid, stanbul 1970, eviren: Demir Demirgil, s. 479). Gelir deiikliine kar biriktirme (tasarruf) niceliinde grlen deiiklik oranna marjinal biriktirme eilimi (Os. Marjinal tasarruf meyli, Fr. Propension marginale a epargner, Al. Marginale Sparneigung, ng. Marginal propensity to save) denmektedir. Marjinalcilere gre bu eilim, biriktirmedeki art gelirdeki arta blmek yoluyla bulunacak niceliktir. Gelir deiiklii halinde tketim niceliinde grlen deiiklie de marjinal tketim eilimi (Os. Marjinal istihlak meyli, Fr. Propension marginale consommer, Al: Marginale Konsumneigung, ng. Marginal propensity to consumption) ad veriliyor. Bu eilim nicelii de tketimdeki art niceliini gelirdeki art niceliine blmek yoluyla bulunmaktadr. Marjinalciler, btn bu savlaryla, bilimsel ekonominin ortaya koyduu gerekleri rtbas edecekleri kansndadrlar. Marjinalci varsaymlarla belini dorultamayan kaba ekonomi dzeni, karlarna uygun gelenlerce pek ince saylan yeni bir kabala yneliyor. Cambridge niversitesi ekonomi profesr John Maynard Keynes (1883-1946), Profesr Galbraith'n deyimiyle anamalcln rahminde toplumculuk ccnn hzla gelitiini grm ve zellikle 1929-1933 yllar arasndaki anamalclk bunalmna are arayarak liberalizmin alk olmad birtakm aykr dnceler ilerisrmtr. Bu dncelere Keynesiyen yenilikler ad verilmi ve Keynes anamalcln byk kurtarcs saylarak anamalclkta bir Keynes ihtilali'nin sz edilmitir. Keynes, Marx'n Kapital'ini iyice okumu ve anamalcln elikilerini iyice saptamt. Bir kuramcdan ok, yurdunun karlarn gzeten bir pratiki olan Keynes her eyden nce isizlie are bulunmas ve artk deerin tmyle yatrmlara harcanmas gerektiini grmtr. O gnlerin ngiltere'sinde ii snfnn yzde onu isizdi. Keynes, yeni i alanlar almas iin tam kullanma kuram (Os. Keynes'in tam istihdam nazariyesi, Fr. Theorie Keynesienne de l'emploi, Al. Beschaeftigungstheorie von Keynes, ng. Keynesian theory of employment)'n ilerisrm ve faizlerin drlmesini nermitir. Bu, anamalcln o gne kadar akl edemedii bir dnceydi. Faizler dk olunca anamal zorunlu olarak yatrmlara akacakt, bir yandan devlet halktan toplad vergileri anamalcln hizmetine vererek yeni yatrm alanlar yaratmakla grevlendiriliyordu. rnein devlet, hibir gerei olmasa bile yollar yaptrmal ve btn isizlere bylelikle i bulmalyd. Bundan baka altn fetiizmi adn verdii parann altn temeline dayanmas geleneiyle de alay ederek bunu barbarln bir kalnts olarak niteledi ve enflasyondan korkmamak gerektiini ilerisrd. The General Theory of Employment, Interest and Money adl yaptnda hi ekinmeden ve en ak deyimlerle iilerin nasl olsa bunu anlayacak bilgileri olmadn, iilerin fiyatlarn dk ya da yksek oluundan ok ceplerine girecek parann azlna ya da okluuna nem verdiklerini sylyordu. Bu, aka u anlama geliyordu: Budalalara deerli on lira vereceine deersiz yirmi lira ver, onlar buna aldanrlar (bkz. bid, s. 36-39, 266-270). Bu dnce de, gerekten, liberalizmin o gne kadar akl edemedii bir Keynesiyen yenilik'ti. Keynes, Churchill'in darya kmr satabilmek iin ii cretlerini drmesiyle de alay etmi ve onu ahmaklkla sulamt (Keynes, Economic Concequences of Winston Churchill, 1923). Gerekte cretler, byle budalacasna deil, enflasyonist operasyonlarla iiye farkettirmeden drlmeliydi. Bundan baka cret dkl satn alma gcn de azaltrd ki Sayfa 283

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bu darya kmr satmann getirecei kardan ok daha byk bir zarar doururdu. Keynes aka kmr ocaklar iileri umurumda deil, ben yurdumun anamalc dzeninin geleceini dnyorum diyordu. Bundan tr Keynes'e lordluk unvan verilmi ve ngiltere bankasnn genel mdrlne getirilmitir. Keynes'e gre isizlik, aranm yetersizliinden domaktadr. Aranm yetersizliiyse insanlarn psikolojik etmenlerle gelirlerinin bir blmn saklamalarndan ve anamalclarn yatrm yapmamalarndan ilerigelir. yleyse devlet ie el koymal, enflasyonist operasyonlarla anamaln verimliliini artrd gibi bizzat yatrmlar yaparak tam istihdam salamaldr. Devlet, vergi yoluyla tm halktan toplad paralar anamaln emrine vererek anamalcln gsz yanlarn onaracaktr. Keynes'in The General Theory of Employment, Interest and Money adl yaptyla ortaya atlan Keynesilik, ekonomi politik alannda, liberal tutkularn bir yana braklp pratik arelere ynelmeyi dilegetirir. Keynes'e gre birey iin doru olan toplum iin doru olmayabilir. Bu yzden bireysel incelemeyle (mikro) global inceleme (makro) sonular birbirine kartrlmamaldr. Bireysel incelemeleri genelletirmek klasikleri yanltmtr. rnein bir kiinin kazancndan tasarruf etmesi ve gelirinin bir blmn saklamas kendisi iin yararldr ama, toplum iin zararldr. nk toplumun btn kiileri bu yola giderlerse tketim azalr, gelir der ve toplumun para biriktirme olana kalmaz. Otomatik tam kullanma dengesi yoktur; btn retici glerin tam olarak kullanld haller nadirdir. Klasiklerin tam kullanma kuram yanltr. Aranm yaratan srm deil, tersine, srm yaratan gelecekteki aranmdr. Bu aranm (efektif talep), mteebbisin gelecek iin tahmin ettii aranmdr. Mteebbisin yatrm yapmas, tahmin ettii bu marjinal verimin faiz haddinden byk olmasna baldr. Faiz de, sanld gibi, anamal srm ve aranmnn fiyat deildir. Faizi belirleyen insanlarn para biriktirme tutkulardr. Bu tutkuyu yenmek iin yksek faiz vermemek gerekir, demek ki faiz psikolojik bir etmenle alalp ykselir. Bu psikolojik etmene, mteebbisin gelecei tahmini gibi ikinci bir psikolojik etmen de eklenir. Yatrm gerekletiren, tam kullanma dengesi kuram deil, bu psikolojik etmenlerdir. Klasikler paray sadece bir deitirme arac olarak gryorlar ve ekonomik olaylar etkilemediini sanyorlard. Oysa para miktarn ayarlayarak faizi dzenlemek ve bylelikle de retimi azaltmak ya da oaltmak mmkndr. Yatrmlar para miktaryla etkilenebilirler, nk faizi drerek marjinal verimi ekici gstermek para ayarlamasyla dzenlenebilir. Tketim, biriktirme, yatrm eilimleri psikolojik etmenlerle belirlenir. Keynes, klasiklerin fiyat kuramnn yerine gelir kuramn koyar. Klasikler yatrm yapabilmek iin nce para biriktirmek gerektiini sanyorlard, oysa para biriktirmek iin nce yatrm yapmak gerekir. nk yatrm gelir dourur, gelir de tketim ve biriktirme eilimlerine yol aar. Bu gelir, datlan ulusal gelirdir. yleyse yatrmlarla biriktirmeler arasndaki dengeyi ulusal gelir kuracaktr. Yatrm, retim, gelir, gelirin dalm, biriktirme devresi sonunda yatrmlarla biriktirmeler birbirlerine eit olurlar; edeyile devre banda mmkn olmayan denge devre sonunda gerekleir. Bu dengeyi salayan, klasiklerin sand gibi fiyat hareketleri deil, gelir hareketleridir. Keynes, Engels ve Schwabe yasalarn da gelitirerek, gelirlerle tketimler arasndaki ilikilerin psikolojik nedenlerini ilerisrer. Gelirleri artanlarn tketimleri de artmaktadr, gelirleri azalanlarnsa tketimleri azalmaktadr. Ne var ki tketimdeki azalma ve oalma, gelirdeki azalma ve oalmayla ayn oranda deildir. nk, burada, allm olan yaama biimini bozmamaya almak ve gelecekteki gelirin Sayfa 284

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi artacan ummak gibi psikolojik etmenler rol oynar. Dk gelirlerdeki zorunlu tketim harcamalar, yksek gelirlerdeki zorunlu tketim harcamalarndan ok daha byktr. rnein yoksullar varlkllara gre ok daha yksek ev kiras derler; bir varlklnn rnein gelirinin binde birini gtren ev kiras bir yoksulun rnein gelirinin yzde altmn gtrr. Ulusal geliri belirleyen tketim ve yatrm harcamalar arasndaki optimal dengeyi ancak devlet belli bir izgide tutabilir. yleyse devlet, zel sektrn yetersiz bulunduu alanlara yatrm yapmaldr ki btn retici glerin retim alanna srlebilmesi (tam istihdam) gerekleebilsin. Az gelirli snflar koruyarak tketimi artrmak ve bylelikle yatrmlara imkan hazrlamak da devletin grevi olmaldr. Para miktarn, gerektiinde oaltp gerektiinde azaltarak, ekonomiyi dzenlemek de devletin iidir. Dk kullanma hallerinde devlet isizlere i bulmal ve bte harcamalaryla i alanlar amaldr. nl Alman tarihisi saac Deutcher yle yazar: 1925'te Moskova'y ziyaret eden Keynes, Milli ekonomi yksek konseyinde yapt bir konumada, ngiltere'deki isizlii nfusun artmasyla aklam ve yle demiti: Rusya'nn da savatan nceki sefaletinin nufus artmasndan ilerigelmi olduunu sanyorum. Bugn de, lmden ok fazla doum olduu grlyor. Bu durum, Rusya'nn gelecei iin byk bir tehlikedir... Bu srada Rusya'da hala isizlik vard. Ama yl sonra planl ekonomi balaynca en byk tehlke'nin, tersine, insan gc azl ve nfusun yava artmas olduu grld. Bu da, sanayileen bir toplum ekonomisine Malthus'un ve Neo Malthusclerin dncelerinin uygulanamayacan gsterdi (Deustcher, Troki, Aaolu Yaynevi, ev. Rasih Gran, cilt II, s. 190). 1943 ylnda ngiltere hkmeti hesabna paralarn uluslararas tutarlln korumak iin bir plan hazrlamakla grevlendirilmiti. Keynes Plan (Fr. Plan de Keynes, Al., ng. Keynes Plan) adyla nlenen bu plan Bretton Woods konferansnda baarszla uram ve reddedilmitir. Eksik istihdam koullar altnda yaplan uluslararas ticareti tam istihdam koullarnda gerekletirmeyi amalayan bir baka anamalc kuramna da Keynes'in d ticaret kuram (Os. Keynes'in ticareti hariciye nazariyesi, Fr. Theorie Keynesienne des changes internationaux, Al. Aussenhandelstheorie von Keynes, ng. Keynesian theory of international trade) denir. Bu kurama, gelirle yatrm arasndaki belli oran saptayan nl arpan'n da uygulamtr. arpan, bir arpma ileminde arplann ka kez tekrarlanacan gsteren saydr. Keynes'e gre yatrmlar ulusal geliri bu katsay orannda etkiler. Edeyile ulusal gelir, yatrmlarn bu arpanla arpm kadar artar. Keynes, arpan saptamak iin, marjinal tketim eiliminin bilinmesini art koar. rnein marjinal tketim eilimi 2/3 ise yani, bireyler kazandklar her 300 lirann 100 lirasn biriktirip 200 lirasn harcyorlarsa bu katsay, edeyile Keynes arpan 3'tr. Bu halde 500 liralk bir yatrm 500 X 3=1500 liralk bir ulusal gelir art salayacaktr. Keynes arpanna oaltan da denir. Keynesilik, tekszle, tm halkn parasn anamalclara vermeyi ve devleti tm varlyla anamalclarn hizmetine komay dilegetirir. Kaba ekonomi kuramlar Keynes'le bitmiyor elbet. Kaba ekonomi dzeni srdke kaba ekonomi kuramlar da srecek. Gnmzde kaba ekonomi kuramlarnn balca temsilcisi Chicago okulu lideri Milton Fried'man (Doumu: 1912)'dr. nsann insan daha ok smrmesini salamak iin onun da kendine zg reeteleri var. GEREK AYDINLIK. ondokuzuncu yzyl, insanlk tarihinde, insann bilimin Sayfa 285

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yla gerekten aydnland, en stn bir insanlama dnemidir. Doay, bilinci ve toplumu (demek ki tm evreni) tanyp bilme yntemi ondokuzuncu Yzylda kefedildi. Bu yntem, eytiim szcyle dilimize getirdiimiz diyalektik yntemdir. Bu yntem doann, bilincin ve toplumun ileyi biiminden karld. Doa, bilin ve toplum (edeyile, tm evren) diyalektikle iliyordu. yleyse onu kavramann yolu da diyalektik olmalyd. Bir bakma bunu ilk sezen dnr gene bir antika dnrdr, evrende her eyin sonsuz bir devim (hareket) iinde bulunduunu ilkin Herakleitos anlamt. Ne var ki bu anlay bir bilgilenme yntemine dntrebilmek iin daha pek ok yzyllar gerekiyordu. Diyalektik szc Yunanca kkeninde tartmaclk anlamnda kullanlmaktayd ve soru karlk yntemiyle oluan tartmalar dilegetiriyordu. Oysa doal varlklar ve dnsel kavramlar da, tpk bu tartmalarda olduu gibi, kendi kart'laryla atarak edeyile devinerek (hareket ederek) oluuyorlard. Devim, evrenin her alannda (doada, bilinte ve toplumda) kartlarn birbirlerini itme (dndalama) ve ekme (birlikte olmaya zorlama)'lerinden douyordu. rnein bir atoma bakmalydk. Elektronlar ekirdein evresinde tutan dengenin, iki kart g olan itici kinetik enerjiyle ekici elektrostatik enerjinin savamndan (mcadelesinden, edeyile tpk bir tartmada olduu gibi atmasndan) meydana geldiini grrdk. Bunun gibi, elektrik iki kart gten (negatif ve pozitif), mknats iki kart kutuptan (kuzey ve gney) oluur. Bunlardan biri olmaynca elektrik ve mknats da olmaz. Bu kartlklar ve kartlklarn atmas doann hemen her zerresinde gzlemlenebiliyordu. Bizzat doa, yaamla lm kartlnn savamndan olumutu. Bireyde yaam alteden lm, trde yaama altoluyordu. Birey olarak bir iek solup lyordu ama, tr olarak iekler yaamakta devam ediyorlard. Ya toplum, maymunumsu atalarmzn doayla savamndan olumam myd? Hem bu savam (insann doayla savam) hala srmyor muydu ve sonsuzca srmeyecek miydi? Toplumu gelitiren bu savam deil miydi? te btn bunlar ve bunlar gibi bilimlerin ortaya koyduu daha nice gzlemler, diyalektii, bilimsel bir bilgilenme yntemine dntrd. Bu yntemi meydana koyup ak seik sergileyen eytiimsel ve tarihsel zdeki retidir. Ondokuzuncu yzyln bu gerek ve byk aydnlna ulalncaya kadar doabilimleri olgular tek tek toplayp snflandryordu. Bir nesneyi tanmak iin onu bakaca btn nesnelerden koparp ayrmak gerekiyordu. Olaylar ayr ayr ve tm ilikilerinin dnda ele almak alkanl bylece domutu. Bu, bir tarihsel zorunluktu ve bilimin ilk evrelerinde az ok yararl da olmutu. Ne var ki bu metafizik yntem, tek tek aalarla urarken orman gremiyordu ve doasal toplumsal karmak srelerin aklanmasnda baarsz kalmaya mahkumdu. Metafiziin olaylar ayr ayr ve tm ilikilerinin dnda ele alma yntemi, olaylarn nedenlerinin anlalmasn, evrimlerini, kendilerinden farkl baka nesnelerden nasl ktklarn ve nereye yneldiklerini; kendilerinden, tmyle farkl daha ne gibi olaylar ve nesneler treyeceini bilmeyi kesinlikle engelliyordu. Metafizik yntem, en yeni kullanmlarnda bile, nesne ve olaylar asla deimemi ve deimeyecek bir nitelikte grr. Bundan tr de zorunlu olarak varolan, edeyile eski'yi savunur ve varlamakta olan yeni'nin karsna dikilir. Buysa bilginin btn alanlarnda tutucu bir davrantr ve bilimddr. Bu yzdendir ki metafizik, ada anlamnda, ilerici diyalektiin karsnda gericilii simgeler. Doasal, toplumsal ve bilinsel btn olgular eytiimsel gelime yasalaryla Sayfa 286

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi oluur. yleyse bu olumay anlamak iin ona eytiimsel yntemle yaklamak zorunludur. Eytiim, bu yzden, gelimenin yasas olduu kadar, onu inceleme yntemidir. Ayn zamanda, inceleme ve bilme yntemi olduu kadar, gereklii deitirme yntemidir. nk olumann nasl gerekletii bilinince o olumay nasl incelemek ve o olumay deitirmek iin ne trl davranmak gerektii de bilinir. Herhangi bir olgunun incelenmesinde eytiimsel yntemi kullanmak, o olguya eytiimsel bilgilerle bakmak demektir. Bu bilgiler, metafizik ve mekanik bilgilerin tam kart olan bilgilerdir. Eytiimsel kavray, ok ynl bir kavraytr; bu yzden de formllere balanp reetelenemez. Her eyden nce metafizik ve mekanik dnme alkanlndan kurtulmak gerekir, bunun iin de eytiimin iyice bilinmesi balca kouldur. Doay, tarihi ya da bilinsel etkinliimizi incelediimiz zaman hibir eyin olduu gibi ve olduu yerde kalmadn, her eyin deiip gelitiini grrz. likiler, tepkiler, deimeler ve bileimlerle karlarz. Her rgensel varlk her an hem ayndr, hem ayn deildir. Her an dardan salanm maddeleri zmler ve baka maddeleri dar atar, yle ki her an kendisidir ve gene de kendisinden baka bir eydir. Daha yakndan incelenince bir kartln iki ucunun, rnein olumluyla olumsuzun, kart olduklar kadar ayrlmaz ve kartlklarna ramen birbirleriyle i ie olduklarn grrz. Bunun gibi, nedenle sonucun ancak tek olaylarda geerli kavramlar olduklarn, oysa o tek olay evrenin btnyle olan genel ilikisi iinde dnnce birbirleriyle rastlatklarn ve srekli olarak yer deitirdiklerini; evrensel etki ve tepkiyi gz nne aldmz zaman nedenle sonucun birbirine kartn, burada sonu olan eyin orada neden ve orada neden olann burada sonu olduunu anlarz. Bylesine srelerin hibiri metafizik yntemin erevesine giremez. Oysa eytiim yntemi, nesneleri ve onlarn betimlenmelerini, dncelerini; ilikileri, sralanmalar, devimleri, balanglar ve bitimleri iinde kavrar: Doa, eytiimin kantdr ve metafizik olarak deil eytiimsel olarak iler. Doada hibir ey kalkt yere dnen bir emberin deimezliinde devinmez, tersine, gerek bir tarihsel evrimle devinir. Yntem belli bir amaca varmak iin izlenmesi gereken ilkeleri saptar. Doru dnme ve doru uygulama amacna da bunu salayabilecek bir yntemle varlr. Eytiim yntemi bilimseldir ve bilimlerin gelimesiyle olumutur, metafizik yntemse kurgusaldr ve kurgusal soyutlamalarla olumu, hibir zaman da bilimlerle badaamamtr. Eytiimsel inceleme somuttan soyuta ve sonra yeniden somuta varan bir yol izler. Eytiimsel yntem, paralarn da tanyarak btn daha iyi tanmak iin en soyuta indii evrede bile doa ve son zmlemede doann rn olan toplum ve insan bilinci olay ve olgularn: 1btnsellikleri, 2- ok yanllklar, 3- bamllklar, 4- devimsellikleri, 5elimeleri, 6- deikenlikleri, 7. gelikenlikleri iinde inceler. Eytiimsel yntemle inceleme nce bu olgu ve olaylar tanyp bilmeyi (bilim), sonra onlar stnde doru dnmeyi (kuram), daha sonra da bu doru dnmenin sonucu olarak doru uygulamay (klg) gerekletirir. Bilimsel veriler gstermitir ki doa, toplum ve bilin eytiimsel olarak ilemektedir; yleyse bunlarn olay ve olgularn incelemek iin bunlara ayn yntemle, edeyile eytiimsel bir dnle yaklamak gerekir. Eytiimsel olarak ileyen doa, toplum ve bilin olaylarna onlara ters den metafizik yntemle yaklalamaz. Doa, toplum ve bilin olaylarn eytiim yntemiyle tanmak, onlar stnde dnmek ve onlar insansal eylemle etkileyebilmek iin: 1- Onlar somut btnlkleriyle ele almak gerekir. Soyutlama, ancak, onlar Sayfa 287

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi paralarnda da tanyarak btnlklerini daha iyi tanmak iin yaplr. Onlarn gerek bilgisi bu soyutlamann yeniden somutlanmasyla elde edilir. 2- Onlar btn yanlaryla ele almak gerekir. Her olay ve olgu ok yanldr, tek yann tanmakla btn tannamaz. 3- Onlar bamllklar iinde ele almak gerekir. Her olay ve olgu, bakaca birok olay ve olgularla bamldr. Bu bamllklarndan kopararak onu incelemek, onun tannmasn olanaksz klar. 4- Onlar devimlilikleri iinde ele almak gerekir. Her olay ve olgu devimseldir. Gemii, imdisi ve sonras vardr. Bu, her olay ve olgunun bir tarihi olduunu dilegetirir. Hibir olay ve olgu gemiinden koparlarak ve sonrasna balanmadan tannamaz. 5- Onlar elimeleri iinde ele almak gerekir. Devimsellii, gerekletiren elimedir. Neyle, neden, nasl ve hangi yne doru elitii bilinmeyen hibir olay ve olgu tannamaz. 6- Onlar deikenlikleri iinde ele almak gerekir. Tm olay ve olgular, kimi yava kimi hzl, ama tm de srekli olarak deiirler. Bu deikenlik, devimselliin zorunlu sonucudur. Onlar deimez olarak ele almak tannmalarn olanaksz klar. 7- Onlar gelikenlikleri iinde ele almak gerekir. Gelime, devim ve deimenin zorunlu sonucudur. Olay ve olgularn deimeleri basitten karmaa, alttan ste ya da aadan yukarya, az gelimiten daha gelimie doru gelien bir sre izler. Onlar bu gelimelerinin dnda ve gelimez olarak ele almak tannmalarn olanaksz klar. Bu ilkeleri tersine evirmekle metafizik yntemin ilkeleri elde edilir ve metafizik yntemin geni aratrmalardaki tm yanlglarnn nedeni de kolaylkla anlalm olur. Eytiim yntemi doa, toplum ve bilin olaylarn tanmann ve onlar stnde dnmenin yntemi olduu kadar onlar deitirmenin ve yeniden kurmann da yntemidir. Yntemin bu nitelii, olgular btnyle tanmas ve bilmesi sonucudur. Ancak bilinen deitirilebilir, bilinmeyen deitirilemez. Bundan baka doa, toplum ve bilin olaylarn deitirme ilemi bir bakma zorunludur da. Doa, toplum ve bilincin bizzat kendileri her an bilinli insan pratiiyle deitirilmekte ve insansal yaama daha elverili biimlere dntrlmektedir. Deitirmenin yntemi olan eytiimsel yntem bu yzden yenici ve ilerici, bunun tam kart olan deimezliin yntemi metafizik yntemse bu yzden tutucu ve gericidir. Eytiim yntemi tm inceleme ve gzlemlerinde eytiimin temel gelime yasasn (kartlarn birlii ve sava, nicelikten nitelie ve nitelikten nicelie gei, olumsuzlanmann olumsuzlanmas yasalarn) daima gz nnde tutar, onlarn bilgisiyle olay ve olgulara egemen olur. Eytiimsel ve tarihsel zdeki retinin byk baarlarndan biri de evrensel (evrenin her alannda; doada, bilinte ve toplumda geerli olan) yasay kefetmi ve meydana koymu olmasdr. Bu yasann kefi, evrenin btn oluma ve gelime srlarn aydnlatmtr. Ama, nce, yasa nedir? Bunu da iyice bilmemiz gerekiyor. Yasa, doasal ve toplumsal btn olgularn doal gelimelerini belirleyen temel ilikilerini dilegetirir. Doann dzenli ileyiinin birtakm yasalara bal olduu ilk dncelerce de sezilmiti. Toplumun da doa gibi nesnel yasalarla gelitii tarihsel zdekilikle kefedildi. Metafizik dnce doann dzenli ileyiini bir nceden belirlenme sayar ve bunu birtakm doast glere balar. Dinsel dnce bu adan metafizikten daha aktr, metafiziin eitli varsaymlarn tek bir tanr varsaymnda zetler. Yasa anlay, antika dncelerinde kader anlayyla karmtr ve trebilimsel kural (Os. Kaide, Fr. Regle, Al. Regel, ng. Rule, t. Regola)'la ilgili klnmtr... Kanon szc Yunancadr ve rnek, yntem anlamlarn dilegetirir. slam dnrleri bu terimi Yunanllardan almlar ve kanun deyiiyle kural ve ilke terimleriyle anlamda klmlardr. Sayfa 288

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Osmanl dnrleri Araplardan aldklar bu terime yasa anlamn vermiler ve asl yasa anlamn dilegetiren Yunanca nomos szcnden Arapaya namus szcyle geen terimi de trebilimsel bir anlama ekmilerdir. Epikurosular bu szc mantk anlamnda kullanmlardr. ounlukla rneklik edecek ve yntem gsteren toplamalar bu terimle dilegetirilir. rnein Roma imparatorluk a balangcnda rneklik edecek on sylevciyi (Antiphon, Andokides, Lysias, sokrates, saios, Demosthenes, Lykurgos, Hypereides, Aiskhines, Deinarkhos) toplayan listeye Attika sylevcileri kanonu denir. Katolik kilisesinin buyruk ve kararlar da kanon hukuku (Fr. Droit canon, Al. Kanoniches Recht, ng. Canon Law, t. Diritto canonico) ad altnda toplanmtr. ngiliz dnr John Stuart Mill, mantnda saptad be tmevarm kuralna tmevarmsal felsefenin gerek kanonlar (ng. The true Canons of inductive philosophy) der. Leibniz bu terimi genel kurallar anlamnda kullanmtr. Kant da yle der: Kanon terimiyle, bilgi glerinin pratik kullanln saptayan nsel ilkelerin topunu dilegetiriyorum. Grld gibi, speklatif felsefe, doasal ve tarihsel olan kendi alanna, dnsel ve mantksal olana ekmi bulunmaktadr. Tarihsel olan, nesnelerin yasal (doal ve toplumsal yasalarla) gelimesi; mantksal olan, dncenin yasal (mantk yasalaryla) gelimesidir. Eytiimsel zdekilik, bu ikisinin sk ilikisini ve bamlln meydana koymutur. Tarihselle mantksal eytiimsel bir birliktir, her ikisi de birbirini ierir. Mantksal (Os. Mantki, Fr. Logique), kuramsal olarak belirtilmi tarihsel, tarihsel (Os. Tarihi, Fr. Historique) somut olarak belirmi mantksaldr. Bu birliktelik, gelime srecinde, znelle nesneliin, eytiimsel birliini de meydana koyar. Nesnel yasalara bal olan insansal eylem znel amalar tar, bylelikle yasalarn nesnelliine znel bir yan da eklenmi olur. Felsefesel yasa kavram, eytiimsel ve tarihsel zdekilik retisiyle aklanmtr. Nesnel gerekliin btn alanlarnda; inorganik doada, organik doada, toplumda, dncede ileyen eitli yasalar vardr. Btn bu yasalarn ortak zellikleri felsefesel yasa kavramnda zetlenirler. Felsefesel bir ulam olarak yasa; nesnel gerekliin nesne, olay ve olgular arasnda ve bunlardan herhangi birinin eitli yanlar arasnda, onlar gelitiren zorunlu, nedensel ve nesnel i ilikidir. Yasa ilikisi, nesnel gerekliin eitli ilikilerinin en temel olandr. Rastlantsal, geici, ayrntlara zg ve dsal bir iliki deildir. Dsal ilikiler, felsefesel koul ulamyla dilegetirilir. Yasalarn ilemesi iin koullar gereklidir, ama hibir koul isel yasa olmakszn nesne ve olgular gelitiremez (edeyile; oluturamaz). rnein bir yumurtann iinde civcivin olumas iin s (dsal koul) gerekir; ama s, iinde yaambilimsel bir sre (isel yasa) bulunmayan bir ta civcivletiremez. Her yasa, belli bir anlamda evrenseldir; edeyile, belli bir snf, olgu ya da olayn, sadece bir blm iin deil, tm iin geerlidir. Bundan trdr ki yasann ayrall (istisnas) yoktur. rnein, bir cismin kapasitesiyle direnci arasndaki ilikiyi ortaya koyan Arimed yasas, sv iine konulan her cisim iin geerlidir. Evrende, sv iine konulup da bu yasann geerlii dnda kalan hibir cisim yoktur. Bundan trdr ki Engels, yasa, doadaki evrenselliin biimidir der. Nesneler, olgular ve olaylar nesnel olarak (insan bilincinden, isteinden ve iradesinden bamsz olarak) varolduklar iin, bunlarn isel ilikileri olan yasalar da nesneldirler. nsanlar tarafndan yaratlamaz ve yokedilemezler. Ne var ki insanlar, bu yasalarn bilgisini edinmekle, yasalarn ilemesi iin gerekli bulunan dsal koullar hazrlayarak ya da yokederek bu yasalara egemen olabilirler; edeyile onlarn ileyiini daraltp Sayfa 289

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi geniletebilirler, yavalatp hzlandrabilirler. rnein uaklar, yerekimi yasasnn bilinip arln altedilmesiyle, ge ykselebilmilerdir. Tm bilimlerin tarihi, insanlarn yasalara egemenliklerinin tarihidir. Ne var ki bu egemenlik, ancak yasalarn ileyii dorultusunda gerekleebilen bir egemenliktir. Yoksa insanlar, hibir zaman, yasalarn ileyiini dorultusundan saptramazlar, geriye dndremezler. Doasal, toplumsal ve bilinsel tm sreler geri evrilmez (Os. Gayr kaabili rcu, Fr. Irreversible)'dirler. Yasalarn ilemesi iin gerekli dsal koullar yok etmekle; yasa asla yok edilmi olmaz; ancak, yukarda da sylediimiz gibi, ilemesi geciktirilmi olur. Yoksa yasalar, ilemeleri iin gerekli koullar erge bulurlar ve ileyi dorultularnn yolunu aarlar. rnein insanlar, tonlarca arlktaki bir ua ge karmakla yerekimi yasasnn dorultusunu saptrm, onu geriye evirmi, edeyile onu ortadan kaldrm deillerdir. Tam tersine, yerekimi yasasn bilip tanmakla uan arln yok etmekte ve onu bylelikle, edeyile yerekimi yasasna uygun olarak ve bu yasann dorultusunda, uzaya gnderebilmektedirler. Doasal, toplumsal ve bilinsel tm sreler gibi yasalarn geri evrilmezlii de gelimenin srekliliini ve evrenselliini dilegetirir. Yasalar, olgu ve olaylarn gelimelerini belirleyen ilikiler olmakla, her zaman gelimenin dorultusunda ilerler. Gelimenin saptrlamayaca ve geri evrilemeyecei gereiyse tm doasal ve insansal tarihle tantlanmtr. Yirmi yana girmi insan hibir zaman on dokuz yana geri dnemez, kozasndan km kelebek hibir zaman yeniden kozasna giremez. Tarihin tekerleklerini geriye dndrmeye almak, bounadr ve kesin bir yenilgiye mahkumdur. Nesnel yasalarn denetim altna alnmas, sadece onlarn bilinmesiyle deil, onlara uygun nesnel ilikilerin oluturulmasyla olanaklar. Felsefe, yasalar kmede snflandrr: 1- Tek ya da az saydaki olgularda geerli olan tikel yasalar (Os. Kavanini cz'iye, Fr. Lois particulieres), 2- ok saydaki olgularda geerli olan genel yasalar (Os. Kavanini umumiye, Fr. Lois generales), 3- Nesnel gerekliin tm alanlarnda geerli olan evrensel yasalar (Os. Kavanini klliye, Fr. Lois universelles). rnein fizikteki Ohm yasas, toplumdaki snf savam yasas tikel yasalardr; fizikteki erkenin saknm yasas, toplumdaki retim ilikilerinin retim glerine uygunluu yasas genel yasalardr. Felsefe, byk evrensel yasa saptamtr ki nesnel gerekliin tm alanlarnda (doada, toplumda ve bilinte) geerlidir: Evrimin kkenini ve itici gcn aklayan kartlarn birlii ve savam yasas, tm niceliksel deimelerin srekli ve sramal olarak niteliksel deiikliklere dntn aklayan nicelikten nitelie gei yasas, evrimin sarmal biimindeki karakterini aklayan olumsuzlamann olumsuzlanmas yasas. Bu yasalar, bir bitki yaamndan bir toplum yaamna, bir dnce retisi yaamndan bir yldz yaamna kadar tm evrensel gelimenin nasl gerekletiini aklarlar. Bu yasalar, tm evrende, eski'yi dntrp yeni'yi olutururlar. Bundan trdr ki tm evren, edeyile tm zdek, srekli ve sonsuz bir gelime iindedir. Bu srekli ve sonsuz gelimeyse tm evrensel srelerdeki geri evrilmezliin en belli kantdr. Evrensel gelimede yeni ve ileri olan, kesinlikle, eski ve geri olann yerini alr. Bundan trdr ki yeni hibir zaman altedilmez. Altedilmez, nk evrensel evrimin ve gelimenin zorunlu sonucudur. Altedilmez, nk yeni nesnel koullara en uygun olandr. rnein eski alarn gymnosperm (tanelerin koruyucu zarf bulunmayan) bitkileri yerlerini nesnel Sayfa 290

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi koullara daha uygun bulunan zarfl bitkilere, eski toplum biimleri yerlerini nesnel koullara daha uygun bulunan yeni toplum biimlerine, eski dnceler yerlerini nesnel koullara daha uygun bulunan yeni dncelere brakmlardr. Yeni altedilmez, nk elle tutulup gzle grlecek kadar belli bir nesnel gereklik olan evrim ve gelime altedilmez. Doann nesnel yasalar, bilinsiz doal glerin karlkl etkileriyle olumu yasalar; toplumun nesnel yasalarysa bilinli insansal etkinliklerin karlkl etkileimiyle olumu yasalardr. Bundan trdr ki, toplumsal yeninin altedilmezlii, doasal yeninin altedilmezliinden farkl olarak bilinli insan etkinliini gerektirir. Tikel, genel ve evrensel yasalar birbirleriyle bamldrlar. Genel yasalar birok tikel yasalarn, evrensel yasalar da birok genel yasalarn ortak elerini ierirler. Bu bakmdan yasalar, temel yasalar (Os. Esasi kanunlar, Fr. Lois principales) ve trev yasalar (Os. Mtak kanunlar, Fr. Lois derives) olmak zere iki blmde snflandrlabilirler. Trev yasalar, bir temel yasadan treyen ve o yasay somutlatran yasalardr. Trev yasalar, temel yasann egemen olduu tm tikel alanlarda ilerler ve temel yasaya baml olmalar dolaysyla btn bu tikel alanlar birbirlerine balayp somutlatrrlar. Herhangi bir alan, o alann temel yasasna baml olan bir trev yasalar hiyerarisi iletir. Trev yasa, somut olaylara, temel yasadan daha yakndr. rnein anamalc retim dzeninin temel yasas, artk-deer yasasdr. Ama bu temel yasann trevleri olan deer yasas, emek yasas, yeniden retim yasas vb.' anamalc retim dzeninin tikel olaylarn ileterek tm anamalc dzende geerli temel yasa olan artk-deer yasasn btnlerler ve somutlarlar. Bundan baka kimi yasalar, rnein mekaniin yasalar gibi, olgular arasnda matematik formllerle dilegelebilecek niceliksel ilikiler kurmazlar. Ama ne trl olursa olsun, btn yasalar olgular arasndaki nesnel zorunlu ilikileri yanstrlar. Bilimsel gerekircilik, olay ve olgular arasndaki bu yasalln bilimce onaylanmas demektir. Metafizik ve idealizm, bu yasalla kar kp yadgerekircilik ve usaaykrclk alanlarnda boy gstermekle kendi bilimdln bizzat tantlar. Immanuel Kant gibi nl bir dnr bile, idealizmin zorunlu sonucuna boyun eerek, nesnel yasalarn varln yadsm ve her eyin insan usuyla dzenlendiini ilerisrmtr: Bilimden yasalar karp atmay istemek gerekte, bilime hileli bir yoldan dinsel yasalar sokmak istemektir. Ne var ki yasalar, bu savlarla gizlenemeyecek lde btn gereklikleriyle ortadadrlar. Yasalar olmasayd bilim de olmazd. Eytiimsel ve tarihsel zdeki retinin kefettii ve aklad evrensel yasadan biri kartlarn birlii ve savam yasas (Os. Tezatlarn vahdeti ve mcadelesi kanunu, Fr. La loi de l'unite et de conflit des contraires, ng. Law of unity and conflict of opposites)'dr. Doada, toplumda ve bilinte tm nesneler, olaylar ve sreler ilerinde bir kartlk (edeyile eytiimsel i eliki) tarlar, bu kartlk tm devim ve gelimenin kaynadr. Nesneler, olaylar ve sreler bu kartlkla devinir ve geliirler. Bu kartlklar hem bir birlik (biri olmadan br de olmaz), hem de bir savam (biri brn srekli olarak dndalar) iindedirler, birbirlerine geiirler (biri brn srekli olarak altetme, onun yerine geme ebilimindedir). Doa, toplum ve bilin bu evrensel yasayla iler ve geliir. Gelime, bu savam sonucu, birliin ortadan kalkp yerine yeni bir birliin domas demektir. Bundan trdr ki kartlarn birlii geici (edeyile greli, ilineksel, ikincil), kartlarn savamysa srekli (edeyile saltk, temel, birincil)'dir. Bu yasadan trdr ki eski, daima yerini yeni'ye brakr. Doada rnein yumurta bu yasayla civciv olur, toplumda rnein klecilik bu yasayla feodalite olur, Sayfa 291

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bilinte rnein herhangi bir bilgi bu yasayla daha stn bir bilgi olur. Yaam olmadan lm olmaz, lm olmadan da yaam olmaz; alt olmadan st olmaz, st olmadan da alt olmaz; kleci olmasa kle olmaz, kle olmadan da kleci olmaz vb. Btn bunlar hem bir birlik hem de bir savam iindedir. Bu savama mantk dilinde elime de denir. Doasal, bilinsel ve toplumsal nesne ve olaylarda saysz elimeler ve alt elimeler vardr. rnein toplumda kentlilerle kyller, tketimle yatrm, sanayiyle tarm eliirler. Ayrca, her elime iinde de, saysz alt elimeler devinir. rnein sanayi iinde elik sanayiyle kimya sanayi, kyl snf iinde toprakl kyllerle topraksz kyller eliirler. te btn bu elimelerin iinde, belli bir anda, bir elime yze kar ve topluma yn vermeye balar: Ana eliki budur. Ne var ki bu ana eliki amacna ulamayabilir, koullarn deimesiyle ynverici etkisini baka bir elimeye brakabilir. Diyalektikinin grevi, olay, btnyle ve deien koullar iinde her an gzlemek ve ana eliki'yi her an somut olarak yakalayp meydana koymaktr: Ana eliki, dmdz bir izgi stnde gelimez. elimeler, belli bir anda ve belli bir biimde, kaynarlar. Bu kaynama sonunda bir ncekinden nitelike farkl yeni bir durum meydana gelir. Artk bu yeni durumun ana elikisi, bir nceki durumun ana elikisinden bakadr. Herhangi bir varln iindeki saysz elimelerden gelimeye ynveren elime ana elime olduu gibi bu ana elimenin iki kart ucundan gelimeye ynveren ucu da ana u' tur. Bir elimenin her iki ucu ayn gte deildir, ulardan biri brnden daha baskn kp gelimeyi kendi ynne eker. rnein bilinsel bilgi edinme srecinde bilgisizlik'le bilgi ana elimedir, bilgi edinme istei daha baskn karsa bu ana elimenin bilgi ucu ana u olur ve sreci bilgilenmeye doru gelitirmeye balar. Gelime, bu elikinin srekli olarak kendini ortaya koyuu lsndedir. Her bilgilenme aamas bu elikinin zmlenmesi, edeyile almasdr. Ama her zmlenmede bu eliki kendini yeniden ortaya koyar, bilgilenme bylelikle ilerler. Daha az bilgiden daha ok bilgilere dereceli olarak geiler (gelime), bilinsel bir devim (hareket)'dir. Devim ve gelime, kartlarn savamnn sonucu olduundan bu yasaya eytiimin z denir. Gerekten de eytiimin yaps bu birlik ve savamdr, eytiim deyiminden anlalmas gereken bu birlik ve savamdr. Her nesne, olay ve srete eytiimsel birlik ve savam iseldir, hibir d etkiyi gerektirmez, edeyile dsal bir etkinin sonucu deildir. Kald ki eytiimsel deyimi daima isel olan dilegetirir; rnein bir meyvenin aatan koparlmas mekanik bir devim, kendiliinden olgunlap dmesi eytiimsel bir devimdir. Kartlarn birlii ve savam da bylece eytiimsel, edeyile iseldir. Kartlarn birlii ve savam yasas, devimin ve gelimenin kendiliindenliini dilegetirir. Ana elimenin iki ucundan biri nasl baskn kar da ana u olur? Bunu daha iyi anlayabilmek iin doadan bir rnek, su rneini ele alalm. Su, 1-99 dereceleri arasnda sv, 0 derecede kat su (buz), 100 derecede buhar su (su buhar) olur. Bu deimeleri salayan suyun iindeki bitime dalma gleridir. Su, sv durumundayken bu elime gizlidir, henz ana elime durumuna ykselmemitir, greli bir denge grnm iindedir. Bitime dalma elikisi ana eliki dzeyine knca bitime ucu baskn kp ana u olursa su katlap buz olur, dalma ucu baskn kp ana u olursa su buharlap su buhar olur. Bu isel yasada ulardan birini ya da tekini baskn karan bir d koul'dur, s'dr. Is azalrsa bitime ucu, s oalrsa dalma ucu brn alteder. Ama hibir zaman unutulmamaldr ki d koul, i yasa olmakszn hibir rol oynayamaz. Is olmaynca yumurta civcivlemez, ne var ki s yumurta Sayfa 292

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi biimindeki bir ta parasn da civcivletiremez. Bunun gibi, bilgilenme srecindeki bilgisizlik bilgi elimesini iletebilmek iin gereken, rnein bir mevkie gemek iin bir diploma elde etme d koulu da bir eei hibir zaman bir hekim ya da bir avukat yaptramaz. elikiler, az ya da ok gelimi de olsalar temeldirler. D koullar daima ikincildir. Kald ki i elikiler yeteri kadar gelimemilerse incelenemezler. Bundan trdr ki rnein anamalc retim dzeni XViii'nci yzylda gerei gibi incelenemezdi, nk ana elikisi henz gelimemi ve yzeye kmamt. Bundan tr ancak blmsel grnleri yakalanabilirdi ki Marx'tan nce gelenler de bunu yapabilmilerdir. Yeni balam bir srecin grntlerini vaktinden nce genelletirip sonu karmaya almak, metafizie dmek demektir. Bu yasa, eytiimsel ve tarihsel zdeki retinin ortaya koyduu br iki yasayla daha da aydnlanr. kinci yasa, olumsuzlanmann olumsuzlanmas yasas (Os. nkarn inkar kanunu, Fr. La loi de negation dc la negation, ng. Law of negation of negation)'dr. Kartlarn birlii ve savam yasas'yla nicelikten nitelie gei yasas adlarn tayan teki evrensel yasalarla birlikte olumsuzlamann olumsuzlanmas yasas doann, bilincin ve toplumun evriminde geerli olan evrensel bir yasadr. Sonsuz ve snrsz evrim, tm evrende bu yasann ilemesiyle gerekleir. Sonsuz ve snrsz evrende sonlu ve snrl olan nesne ve olaylar bu yasalarla doar, byr ve lrler. Ne var ki lmleri de yeni bir doumu salamak, edeyile genel gelimeyi gerekletirmek iindir. Her yeni eskir ve yerini daha yenisine brakr. Eski'nin yerini yeni'ye brakmas, olumsuzlamann olumsuzlanmasdr. nk eski, bir zamanlar yeniydi ve kendisinden eski olan olumsuzlayarak varlam ve yeni olarak kendini meydana koymutu. imdiyse bu olumsuzlayan yeni, kendisinden daha yeni olan tarafndan olumsuzlanmaktadr. Bundan trdr ki eski varolu biimleri olumsuzlanmadka hibir alanda gelime olmaz. Olumsuzlamann olumsuzlanmas yasas, kartlarn birlii ve savam yasasnn doal ve zorunlu sonucudur. Evrende her nesne, olay ya da sre birbirlerini karlkl olarak yoketmeye alan eitli kart ynler ve eilimler tar. Bu, onlarn savamdr. Ama btn bu kart ynler ve eilimler, ayn zamanda, birbirleriyle skca bamldrlar, biri olmadan br de olamaz. Bu da onlarn birliidir. Gelime srecinde yeninin eskiyi olumsuzlamas, kartlar arasndaki elikilerin zlmesinden ve almasndan baka bir ey deildir. Olumsuzlamann olumsuzlanmas yasas, ayn zamanda nicelikten nitelie gei yasasyla da organik bir ballk iindedir. nk olumsuzlama, eski bir nitelikten yeni bir nitelie gei demektir ki bu da niceliksel birikimlerin gereken olgunlua ulatklar zaman sramayla gerekleir. Her yeni, eskinin barnda ve onun olumlu blm ve eilimlerinden oluur; bundan trdr ki her yeni, ayn zamanda eskinin daha yetkinlemi ve gelimi bulunan zelliklerini de tar. Eytiimsel olumsuzlamay, metafizik olumsuzlamayla kartrmamak gerekir. Metafizik olumsuzlama eskinin tmyle yokolup gitmesidir, eytiimsel olumsuzlamaysa eskinin deerli yanlarnn korunarak yeniye geirilmesidir. Byle olmasayd gelime gerekleemezdi. Nitekim metafizie gre gelime bir ksr dngdr ve eskiye dn ynndedir. Eytiimsel gelime anlay da gelime srecinde zaman zaman eskiye dnlerin varln kabul eder; ne var ki son zmlemede gelime daima alttan ste, basitten karmaa, aadan yukarya ve daha az gelimiten daha ok gelimie doru ilerler. Dnya tarihini, dz, geriye dnsz, byk Sayfa 293

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi sramalarla hep ileriye doru giden bir devim olarak grmek diyalektie ve bilime aykr bir grtr, yanltr. Geriye dnler her zaman olabilir, ama toplum son zmlemede srekli bir ilerleyi iindedir. Bir sosyo ekonomik oluum, daima, yerini, kendisinden daha yetkin bir sosyo ekonomik oluuma brakmtr ve brakacaktr. Gelime, olumsuzlamann olumsuzlanmas aamasnda, daha nceki aamalarn olumlu zellik ve eilimlerini daha yetkin bir biimde tekrarladndan, alttan ste doru rnein bir uzay gemisinin ge ykselii gibi dmdz bir yol izlemez, sarmal (Os. Helezoni, Fr. Spiral) bir yol izler. Sarmal gelime, idealist anlayl dairesel gelimeye kart olarak, diyalektik gelime anlayn dilegetirir. Hegel'in sav karsav bireim srecinde meydana geldiini saptad her eyin kartna dnmesi olgusunu aklar. Her ey kartna dnr, ama daha stn bir dzeyde ve daha gelimi olarak dnr. Byle olmasayd gelime gereklemezdi ve diyalektik sre bir kartln srekli olarak birbirlerine dnmelerinden ibaret bir tekrarlar dizisi olurdu. Diyalektik zdekilie gre tarihsel gelime, sarmal bir gelimedir. Tarih tekrarlamalardan ibarettir sz bu sarmal geliimi grememekten domutur. Her ey kartna dnr, tavuk yumurta ve yumurta tavuk olur. Ama bu dnme bir mekiin devimi gibi iki u arasnda dengeli bir gidi geli deildir, daha yksek ve daha ileri bir aamaya dntr. yice incelenirse grlr ki tavuk yumurta ve yumurta tavuk olmaz, tavuktan yumurtalar kar ve o yumurtalardan da birok tavuklar meydana gelir. Artk o kt yumurtaya ya da tavua dn deil, birok yumurtalara ve birok tavuklara, daha ak bir deyile ileri ve stn bir aamaya gelime'dir. Demek ki nesneler sarmal bir srece uyarak geliirler ve ayn noktaya dnmeyip daha stn bir dzeye ularlar. Toplumun evrimi de bylesine sarmal bir evrimdir. Bu yzdendir ki tarihin tekrarlardan ibaret olduu sz, yanl bir szdr. Tarih hibir zaman tekrarlanmamtr ve tekrarlanamaz. Herakleitos'un dedii gibi, ayn nehre iki kez girilemez, nk sular srekli olarak akmaktadr. Eytiimsel olumsuzlama mekanik olumsuzlamadan da titizlikle ayrdedilmelidir. Mekanik olumsuzlamada olumsuzlanan nesne bir d etkenle yokedilir, eytiimsel olumsuzlamadaysa onu ortadan kaldran kendi i elikilerinin geliimsel almasdr. rnein bir bcein stne ayamz bastrp ldrebiliriz, bu mekanik olumsuzlamadr; ama bcek yaamn tamamlayp kendiliinden lr, bu eytiimsel olumsuzlamadr. Mekanik olumsuzlama da birok durumlarda yararl olabilir; rnein zararl bcekler bu yolla yokedilir, budaydan bu yolla un ve ekmek yaplr. Olumsuzlamann olumsuzlanmas deyimi, dilimizde, yadsmann yadsnmas deyimiyle de dilegetirilir. Eytiimsel ve tarihsel zdeki retinin ilerisrd nc evrensel yasa, nicelikten nitelie gei yasas (Os. Kemmiyetin keyfiyete intikali kanunu, Fr. La loi de passage de la quantite a la qualite, ng. Law of transition from quantity to quality)'dr. Eytiimsel zdekiliin meydana koyduu bu yasa, doada, bilinte ve toplumda alt olandan st olana doru ilerlemenin hangi koullar altnda gerekletiini aklar. Bu nesnel yasaya gre her trl gelime, nicelike birikmelerin zorunlu olarak nitelik deiimini gerektirmesiyle gerekleir. rnein yz dereceye kadar kaynatlan su nitelik deitirip buhar olur, bilgisi oalan tp rencisi nitelik deitirip hekim olur, gerekli oy saysn bulan milletvekili aday nitelik deitirip milletvekili olur vb... Bu nesnel ve evrensel yasa evrim ve devrim deyimleriyle de dilegetirilir. Evrim ve devrim, gelimenin, birbirlerine skca baml iki yardr. Gelimenin gerekleebilmesi iin bir yanda nicelike birikmeler (evrim), br yanda nitelike deimeler (devrim) gereklidir. Sayfa 294

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Evrimsel gelime, zorunlu olarak, devrimsel gelimeyi dourur. Nicelikten nitelie bu gei, ani olarak, srama'yla gerekleir. rnein 99 dereceye kadar niteliini srdren su bir derece daha snmakla birdenbire buhar, bin oy almas gereken ve 999 oya kadar aday niteliini srdren kii bir oy daha almakla birdenbire milletvekili olur. Doa, toplum ve bilin bu yasayla devinir ve geliir. Gerekleen, eski'nin yokolarak yerini yeni'ye brakmasdr. Ne var ki bu yeni, her gelime srecinde mutlaka eskiyle ztlaan bir yeni deildir. Yeni, kendinden nceki aamaya gre yeni olduu halde, kendinden sonraki aamaya gre eskidir. Kimi yerde de yenilemi bulunduu halde eski yapsn srdrr. rnein, i elimelerdeki nicel birikimin gerekli snr at noktada anamalclk emperyalizm aamasna sramtr, ama gene de anamalclk yapsn korumaktadr. Bu demektir ki daha az yetkin bir yapya gre niteliksel olan deime, daha yetkin bir yapya gre nicelikseldir. Niceliksel deimelerle niteliksel deimeler de birbirlerine skca bamldrlar, nicelik deimeleri nitelik deimelerini dourduu gibi nitelik deimeleri de nicelik deimelerini dourur. rnein yeni bir makine (nitelik) retimi artrr (nicelik) retimin artmas (nicelik) daha gelimi bir makineyi (nitelik) gerektirir, daha gelimi bir makine de (nitelik) retimi daha ok artrr (nicelik) vb... Eytiimsel zdeki zmleme nicelik'le nitelik'in nesnel gerein birbirinden ayrlmaz iki yan olduunu aklamtr. Nicelikle nitelik bamldrlar, birbirlerine dnrler, ayrtrlamazlar. Sadece nicel ya da sadece nitel olan hibir ey yoktur. Soyut kavramlar bile bu balantdan koparlamazlar. rnein (nicelik) ya kalemdir, ya insandr, ya elmadr (nitelik); gzel (nitelik) ya az gzeldir, ya ok gzeldir, ya daha gzeldir (nicelik). Engels, Dialektik der Natur adl yaptnda, en soyut nicelik olan saylarn da bir nitelii bulunduunu gstermitir: 16 says sadece 16 tane 1'in toplam deil, ayn zamanda 4'n karesi ve 2'nin drdnc kuvvetidir. Temel saylar, baka saylarn kendileriyle arpmndan meydana gelen saylara yeni ve kesin nitelikler verirler. Her nesne ve olay, belli bir nitelikle belli bir niceliin birliidir. Bu birliin bozulmas o nesne ya da olay baka bir nesne ya da olaya dntrr. Bir eyin neyse o kalmas iin niteliksel yanyla niceliksel yannn belli bir oranda birlemi, dengeye girmi olmas gerekir. rnein azotla oksijenin bileiminden meydana gelmi, ama birbirlerinden baka olan ok sayda madde vardr. ki azotun bir oksijenle birlii gldrc bir gaz, iki azotun be oksijenle birlii kat bir kristaldir. Gazn gaz ve kristalin kristal olabilmesi iin niceliklerinin nitelikleriyle kurduu dengenin bozulmamas gerekir. Bu dengenin bozulmas, rnein drt oksijenin eklenmesi ya da karlmas, gaz kristale ve kristali gaza dntrr. Bu dnme iin, rneimizde olduu gibi niceliin azalmas ya da oalmas da herhalde gerekli deildir, niceliin toplam olarak ayn kald halde birlikteki dengesel orantsn deitirmesi de yeter. rnein sy mekanik devime ya da mekanik devimi sya evirdiimiz zaman nicelik toplam olarak ayn kald halde nitelik deimektedir. Ne var ki sdan azalan nicelik devime ya da devimden azalan nicelik sya eklenmitir. Demek ki bir nesnenin neyse o kalmas iin niteliiyle nicelii arasndaki dengeyi korumas gerekir, bu denge bozuldu mu o nesne baka bir nesne olur. Ne var ki bir nesnenin nitelik deitirmesi iin, son rneimizde olduu gibi, toplam olarak deimese bile, herhalde bir nicelik deiimi gereklidir. Nicelik deimesi olmakszn nitelik deimesi mmkn deildir. Nicelikle niteliin baml birliinde temel olan niteliktir, nk bir nesne ya da olayn Sayfa 295

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi az ya da ok srekli bir varlk biimi vardr ve niceliksel olarak deiirken bu niteliksel varlk biimini belli bir snra kadar srdrr. Niteliin deimesi iin niceliin deimesi zorunludur, ama her nicelik deiimi nitelik deiimini gerektirmez. Niteliin deimesi iin niceliin belli bir snr aacak derecede deimesi, edeyile belli bir nesne ya da olayn birliinde nitelikle ilikisel dengesini bozacak kadar azalmas ya da oalmas gerekir. rnein 1-99 s dereceleri arasnda su niteliinde olan iki hidrojenle bir oksijen 0 s derecesinde buz ve 100 s derecesinde gaz niteliine dnr. Bunun gibi, anamalc bir toplumda toplumcularn says semen saysnn yarsna kadar oalsa da o toplumun anamalc niteliini deitiremez, seim snr olan semen saysnn yarsn anca toplumun nitelii deiir ve anamalc toplum toplumcu toplum olur. Demek ki belli bir greli denge snrn aan her nicelik deiimi bir nitelik deiimini zorunlu klar. Ne var ki her nitelik deiimi de yeni nicelik deimelerine yol aar, olanak salar. Devimin ve gelimenin (hareketin ve inkiafn) temel yasas budur. Grld gibi bu evrensel yasa birbirleriyle skca bamldr ve doasal-bilinsel-toplumsal gelimede eskinin yerini daima yeninin nasl aldn aklar. Yeni (Os. Cedid, Fr. Nouveau), tarihsel koullarda gelimenin rndr, gelimeyi gerekletirir ve ynlendirir. Eski (Os. Kadim, Fr. Ancien) de gelimenin engelleyicisidir. Birbirleriyle baml olarak eskiyle yeninin savam, gelime ve ilerleme olaynn itici gcdr. Her yeni zorunlu olarak eskir ve her eski zorunlu olarak yerini yeniye brakr. Bu, evrensel bir yasadr; doada olduu kadar toplumda ve bilinte de geerlidir. Her eski, yeninin tohumunu barnda tar ve her yeni, eskinin barnda oluur. Yeni, eskideki elimeleri sona erdirir ve yeni elimelere olanak salar. Bu yeni elimeler, gelime srecini srdrr. Bu sre nesneldir, insan iradesinden ve bilincinden bamszdr. Yeni, eskiyle savamnda, eskiyi yokederken onun olumlu yanlarn alr ve kendi geliimine katar, edeyile daha da gelitirerek srdrr. Niceliksel birikimlerin sonunda niteliksel bir deiimi gerekletiren yeni daima bir sramayla (birdenbire, ani olarak) ortaya kar, ne var ki her ortaya kan ey yeni deildir. Ancak geliimsel oluumlar (gelimenin rn olan ve gelimeyi srdren oluumlar) yenidir. Yeninin ortaya knda eski ona gre daha gldr, ne var ki yeni geliimsel karakteri nedeniyle zamanla glenir ve eskiyi alteder. Bu evrensel yasa, tarih ve toplum anlaylarn kknden deitirmi ve onlarn nesnel yasal bir sre olduklarn tantlayarak bilimselletirmitir. Nesnel yasalarnn dnda, idealist ve metafizik bir dzeyde ele alnan tarih ve toplumbilimin ve bunlarn temeli olan ekonominin bilimsellikten ne kadar uzak bulunduklar btn glnlkleriyle artk ortadadr. Tarihsel ve eytiimsel zdekilik retisinden nce tarih, ya doast glerce ynetilen ya da byk insanlarn rastlantsal olarak ve keyiflerine gre biimlendirdikleri bir olaylar dizisi olarak grlyordu. Bununla beraber, tarihin doal bir sre olduunu sezen tarihiler de kmtr. Bata Arap bilgini bni Haldun olmak zere A. Thierry, F. Guizot, F. Mignet gibi 1830-1840 restorasyon dnemi Fransz tarihileri (ng. French historians of the restoration) bunlardandr. Ne var ki hibiri sorunun kkenine inememiler ve idealist bir dzeyde yzeysel gzlemlerle yetinmek zorunda kalmlardr. Tarihsel ve eytiimsel zdekilik ncesi tarih bilimine tmyle idealist tarih gr (ng. Idealistic understanding of history) egemendir. rnein Hegel, tarihi, insan bilincinden stn bir Sayfa 296

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tmel bilincin yn veriiyle; sol Hegelciler, tarihi, nder insanlarn yn veriiyle aklarlar. ada ngiliz tarihisi Toynbee'ye gre de tarih, tanrsal bir plann gereklemesidir. Gerekte tarih, doal ve toplumsal gelime sreci'dir. Toplum tarihi, doa tarihinden farkl olarak, insanlarca yaplr. Ne var ki tarihi yapan insanlar, idealist tarih anlaynda ilerisrld gibi nder kiiler deil, retim faaliyetinde bulunan halk ynlardr. Tarihin ilk temel koulunu, edeyile insanlarn tarih yapabilmeleri iin yaamalar gerektii koulunu ilerisrmekle ie balamalyz. Yaam, her eyden nce yemek, imek, giyinmek, barnmak vb. demektir. Demek ki ilk tarihsel eylem, bu gereksinimleri karlayan aralarn, edeyile zdeksel yaamn kendisinin retilmesidir. Bu, binlerce yl nce olduu gibi bugn de insan yaamn srdrmek iin her gnn her saatinde yerine getirilmesi gereken tarihsel bir eylemdir, tm tarihin temel olgusudur... Demek ki daha ilk batan insanlarn birbirleriyle zdeksel bir balant iinde olduklar ve bu balantnn insanlarn gereksinimler ve retim tarzlarnca belirlendii ve insanlar kadar eski olduu bir gerektir. Bu balant, durmadan yeni biimlere girerek her trl siyasal ve dinsel samalklardan bamsz bir tarih ortaya koymaktadr... Bugne kadar tarihin bu gerek temeli ya hi gz nne alnmam, ya da tarihin gelimesini ilgilendirmeyen bir konu saylmtr. Bu yzden de tarih, her zaman, mutlaka kendi dnda bir lte gre yazlmtr. Buna karlk gerekten tarihsel olan ne varsa tarih dna itilmitir. Bundan tr de trihte sadece prenslerle devletlerin siyasal eylemleri, dinsel ya da baka trden kuramsal kavgalar grlebilmitir... Gerekte, tarihteki tm atmalarn kayna, retim gleriyle retim ilikileri arasndaki elikidir. retimin gelimesi nesnel bir zorunluk, bir toplum yasasdr. nsanlar, retimlerini gelitirmeden yaayamazlar. retimsel gelime srecindeyse ilk gelien retim gleri bunlarn iinde de en hzl gelien retim aralar'dr. Daha az almayla daha ok verim elde edebilmek iin insanlar srekli olarak retim aralarn gelitirirler, srekli olarak daha yetkinlerini meydana koyarlar. retim ilikileri'yse bu hzl gelimeye hibir zaman ayak uyduramaz, khner, kokuur ve dev admlaryla ilerleyen retim glerinin ayaklarna taklarak onlar ksteklemeye balar. te dnm bu yzden zorunlu olur ve ilerlemi retim gleri khnemi retim ilikilerini ykp devirerek kendilerine uygun yeni retim ilikileri olutururlar. Tarihsel sreteki tm toplumlarn bana gelen budur. rnein kleci toplumun balangcnda boaz tokluuna altrlan klelerle kle sahipleri arasndaki retim ilikileri, kle emeiyle gerekletirilen ilkel tarma pek uygundu. Bu yzden de kleci toplum gnden gne hzla gelimeye balamt. Ne var ki bu gelime ilkin retim aralarn gelitirdi, yeni ve pahal retim aralar icadedildi. Bu yeni retim aralarna, hibir karlar olmadndan tr, en kk bir ilgi duymayan kleler ya onlar hi kullanamadlar, ya da gerei gibi kullanamadlar, krp bozmaya baladlar. Klelerle kle sahipleri arasndaki retim ilikileri, hzla gelien retim aralarna uymuyor ve onlar, eskiden olduu gibi desteklemek yerine, ksteklemeye balyordu. Bu yzden de elde edecekleri verimden klelere bir pay vermek zorunluu dodu Ktile (Fr. Esclave) bylelikle toprak klesi (Fr. Serf)'ne, ktileci (Fr. Esclavagiste) toprak beyi (Fr. Seigneur)'ne ve kleci toplum feodal topluma dnt. Feodal toplumun balangcnda toprak kleleriyle toprak beyleri arasndaki retim ilikileri yeni retim glerine uygun gelmi ve toplumu gelitirmeye balamt. Ta ki yeni retim gleri meydana kp khnemeye balayan feodal retim Sayfa 297

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ilikilerini ancaya kadar: Tarih kendi amalarna ulamaya alan insan faaliyetinden baka hibir ey deildir. Tarihi insanlar yapar, ama grld gibi bunu keyiflerine gre yapamazlar. nsanlar, retim gleri ve retim ilikileriyle belirlenirler. retim gleri ve retim ilikileriyse kendilerinden nceki kuaklarca hazrlanmtr. nsanlar, diledikleri bir ortamda deil, bylesine zorunlu bir ortamda doarlar. inde gzlerini atklar ortamn, kendilerinden nce varlam yasalarna uymak zorundadrlar. Bundan trdr ki insanlk tarihi, insanlar tarafndan yapld halde, yasal ve edeyile nesnel bir sretir. Ama insanlar amal faaliyetleriyle, kendilerinden bamsz olan bu nesnel sreci etkileyip deitirebilirler. O zaman, var bulunan ortam yeni bir ortama ve var bulunan nesnel yasalar da yeni nesnel yasalara dnr. nsanlk tarihi, toplumsal ekonomik formasyonlarn deiim ve dnm tarihidir. Toplumun yaps ve nasl olmas gerektii stndeki dnceler pek eskidir. Ama Bat geleneine uyarak antika Yunan dncesinden yola kmak gerekirse, bu alanda gene Platon'la Aristoteles'i karmzda buluruz. Onlardan nce de Herodotos, ad bilinmeyen ve Yal Oligarkh diye anlan bir dnr, Perikles, Thukidides gibi bu konuda dnm olan kiiler vardr. Ne var ki Platon'la Aristoteles btn bu dank dnceleri dizgeletiren ilk dnrlerdir. Daha sonra Polybios, Cicero, Seneca, Augustinus, Aquino'lu Thomas, Padua'l Marsiglio, Machiavelli, Calvin, Brutus, Bodin, Hobbes, Locke, Spinoza vb. gibi pek ok dnr siyasal ve ekonomik alardan toplumu incelemiler ve ona biim vermeye almlardr. Thomas More, Francis Bacon, Thomasso Campanella, Valantin Andrea, Barclay, Heyvood, Winstanley, Harrington, Gabriel Foigny, Vairasse, Morelly, Gabriel Mably vb. gibi birok topyaclar da katarsak toplum stne dnm olanlarn says bir hayli oalr. Bununla beraber toplumbilimi bamsz bir bilim olarak kuran, onun adn da koymu bulunan, Fransz dnr ve nl olgucu Auguste Comte'dur. Onun hemen ardndan, Avrupa iileri arasnda yapt anket ve monografilerle, Fransz maden mhendisi Le Play (1806-1882) gelir. yle ki, kimi toplumbilim tarihileri, toplumbilimin kurucular olarak Comte'la Le Play'i birlikte gsterirler (rnein bkz. Prof. Nurettin azi Ksemihal, Sosyoloji Tarihi, nsz). Daha sonra, Fransz dnr Emile Durkheim (1858-1917)'in, bu metafizik yapl toplumbilime katklar olmutur. dealist ve metafizik yapl toplumbilimin balca karakteri; tutarszl, kimi yerde glnlk derecesine varan metafizik gevezelikleri ve egemen snflarn karlarn yanstmasdr. rnein feodal ada, kilise inaklarna dayanan ve kilisenin karlarn yanstan tanrbilimsel toplumbilim (Os. timaiyat ilahiyye, Fr. Sociologie theolobique) retileri olumutur. Bu toplumbilimin ilerigelen temsilcileri ermi Augustinus'la ermi Thomas'dr. Bunlar toplumu ve dolaysyla tarihi, tanrnn oluturduu ve ynettii kansndaydlar. Bu yzden de tanrnn yeryzndeki temsilcisi olarak kilisenin egemenliini ve karlarn pekitiriyorlard. Feodalizm kmeye yz tutunca Machiavelli ortaya kt ve prenslerin karlarn yanstan bir toplum retisi gelitirdi. Anamalcln egemen olduu adaysa Tnnies, Simmel, Weber, Wiese vb. gibi anamalclarn karlarn yanstan saysz toplumbilimciler tredi. Metafizik ve idealist toplumbilimin balca tutarszl, toplumun nesnel gelime yasalarn anlayamamas ya da anlamazlktan gelmesi dolaysyla toplumsal gelimenin nedenlerini ok eitli ve birbirine kart ynlerde aramasdr. Bu idealist Sayfa 298

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi toplumbilimcilerinden kimileri toplumsal olaylar fizik doaya, kimileri yaambilimsel rgenliklere, kimileri insanbilimsel olaylara, kimileri igdlere, kimileri yaam kavgasna, kimileri ruhbilimsel olaylara vb. indirger. Bu ok ynllk, onlarn, bilimsel bir toplum bilgisi dzeyinde birlemelerini olanaksz klar. Kald ki, vardklar sonular da birtakm bilimd samalklardr ve zaten ipe sapa gelmemeleri yznden birbirleriyle birletirilemezler. Bunlar, inanlamayacak lde gevezeliklerdir. rnein Alman toplumbilimcisi Otto Ammon, bir toplumda uzun kafallarn artyla toplumsal gelimeyi oranl klar. Toplum, uzun kafallarn artmasyla geliirmi. Bir bakas, Fransz toplumbilimcisi Vacher de Lapouge, Fransa'nn Amerika'ya gre gerilemesini Fransa'da uzun kafallarn azalmasna balar, Amerika'da uzun kafallar artyor ve Amerika bu yzden geliiyormu. dealist toplumbilim, toplum ve onun gelime yasalar stnde, btnsel bir gr salayamadndan, ruhbilimsel, rgensel, corafyasal, yaambilimsel, rksal, hukuksal, dinsel vb. gibi ok eitli okullara blnmtr. Bu yzden de, genel bir toplumbilim kuram meydana getirmenin olanakszln savunurlar. Toplumla bireyin karlarn kartlatrrlar, gerekte bu kartln, toplumla birey arasnda deil, kart snflarda olduunu grmezlikten gelip sonsuz (ebedi) olduunu savunurlar. Usaaykrc ve bilinemezcidirler, toplumun planl olarak yrtlebileceini ve bilimsel ngry yadsrlar. Toplumu eitli blmlere ayrrlar ve aile toplumbilimi, kr toplumbilimi, kent toplumbilimi, sanayi toplumbilimi, eitim toplumbilim, sanat toplumbilimi, din toplumbilimi, bilim toplumbilimi vb. gibi birbirleriyle badamaz saysz toplumbilimler ilerisrerler. Oysa btn bunlar, toplumun temel yapsn belirleyen bir birlik iinde, tek bir toplumbilimdir. Bizzat bir Amerikan toplumbilimcisi Robert K. Merton, Amerika'da be bin kadar toplumbilimci bulunduunu ve bunlardan her birinin de kendilerine zg birer toplumbilimi olduunu yazmaktadr. Baka bir Amerikan toplumbilimcisi E. G. Hughes, dnya beinci toplumbilim kongresinde, tek bir toplumbilim olmadn ve Amerikan, Rus, Yugoslav, in, talya vb. gibi her lkeye zg eitli toplumbilimler bulunduunu sylemitir. dealist toplumbilimin toplumbilim anlay ve bugnk grnm budur. ada toplumbilimciler, bu anlay ve grnmde, yeni kuramlar gelitirmektedirler. Bunlardan biri, Amerikal toplumbilimci Lester Ward'ui kurduu ruhbilimsel toplumbilim (Os. lmlruhi itimaiyat, Fr. Sociologie psychologique)'tir. Fransz toplumbilimcisi Gabriel Tarde'la Alman toplumbilimcisi George Simmel de eitli alardan onu izlemilerdir. Ward'n anlayna gre toplumsal olaylarn gdcs, bireylerin ruhsal yaplar ve bundan oluan ortaklaa ruhsal yapdr. Tarde da insanlarn birbirlerini taklit etmelerini toplumsal gelimenin temel yasas sayar. Bu dncelerin samal gizlenemez lde anlalnca, ruhbilimsel toplum bilim, ekinsel toplumbilim (Os. Harsi itimaiyat, Fr. Sociologie culturelle)'e dnmtr. Bu anlaya gre de toplumsal gelimenin nedeni, ekinsel (kltrel) ilerlemedir. A. Weberin bakanln yapt bu okul da ruhbilimcilie dmekle deerini meydana koymu olmaktadr. ada toplumbilim kuramlarnn bir bakas, znel toplumbilim (Os. Enfsi itimaiyat, Fr. Sociologie subjective) kuramdr. Sekinler kuram adyla da anlan bu znelci toplumbilime gre, topluma yn veren sekin kiilerdir, bu sekin kiiler de para babalardr. Ruhbilimsel toplumbilimin yeni bir uzants, Rumen Yahudisi asll Amerikan toplumbilimcisi ve ruhbilimcisi Jacob Levy Moreno'nun ortaya att sosyometri Sayfa 299

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi anlaydr. Fabrikalardaki iiler stnde incelemeler yapan Moreno, sosyo ekonomik tm sorunlarn emekilere tiyatro oynatmakla zmlenebileceini ilerisrmtr. dealist toplumbilimin ada bir biimi de grgl toplumbilim (Os. htibari itimaiyat, Fr. Sociologie empirique)'dir. Amerikal toplumbilimciler Lundberg, Dodd, Mayo vb.'larnn ban ektii bu anlaya gre toplum, birbirinden bamsz eitli toplumsal olaylarn mekanik bir toplamdr. Yukarda akland gibi, eitli toplumbilimler oluturan anlay, bu grgl toplumbilim anlaydr. ada idealist toplumbilimin bir baka biimi ilevsel toplumbilim (Os. Uf'ulevi itimaiyat, Fr. Sociologie fonctionnelle)'dir. Amerikan toplumbilimcileri R. Merton, Pitirim Sorokin, T. Parsons'un nclk ettikleri bu anlay, anamalc dzendeki elikilerin sona erdiini savunur. Bu szde bilimcilere gre toplumun belirleyicisi, bir toplumsal ilev (Os. timai uf'ule, Fr. Fonction sociale) olan tinsel deerler, edeyile dindir. ada idealist toplumbilimin bir baka akm, yaambilimsel toplumbilim (Os. timaiyat hayatiyye, Fr. Sociologie biologique)'dir. Bu anlay, toplumsal yasalar yaambilimsel yasalara indirger ve yaamaya hakk olan toplumun en gl toplum olduunu savunur. En gl toplumsa, en stn rkl toplumdur. ada toplumbilim kuramlar arasnda Hitler dln yaratan romantik toplumbilim (Os. Romantik itimaiyat, Fr. Sociologie romantique)'dir. Bata Gobineau olmak zere Gnther, Krieck, Rosenberg gibi Alman toplumbilimcilerinin gelitirdikleri bu kurama gre en stn rk, Arya rkdr ve bu rk btn insanla egemen olmaldr. Pek romantik olan bu kuram, bata Yahudi rk olmak zere milyonlarca insann sava alanlarnda bou bouna can vermesine, toplama kamplarnda canavarca ikencelere uratlmasna yol amtr. ada toplumbilimin bir baka biimi de doalc toplumbilim (Os. timaiyat tabiiyye, Fr. Sociologie naturaliste)'dir. Bu akm, yaambilimci toplumbilimle rk toplumbilimin, Darvincilikle Matlhusln toplamdr. Toplumbilim alannda ne kadar bilimd e varsa tmn iermitir. Nfus olaylarn da toplumsal gelimenin balca etkeni sayar. Tarihsel ve eytiimsel zdekilik retisi; toplumu oluturan, ileten ve gelitiren yasalar kefedip sergilemekle toplumbilimi tm idealist ve metafizik gevezeliklerden arndrm ve bilimsel toplumbilim (Os. lmi itimaiyat, Fr. Sociologie scientifique)'i gerekletirmitir. Toplumsal gelimenin, doal ve tarihsel yasal bir sre olduu ilk kez bilimsel olarak tantlanmtr. Toplumu oluturan, ileten ve gelitiren doal ve tarihsel yasalarn bilinip tannmas, insanlarn toplumlarna egemen olmalarn olanakl klmtr. Tarihsel zdeki yntem, insanlarn geleceklerini gven altna alabilmelerini salamtr. Bugn, ne toplumda ve ne de onun biliminde, aklanmam ve zmlenmemi hibir sr kalmamtr. BLG. Nasl bilgi edinildii sorunu felsefenin temel sorunlarndan biridir ve felsefesel dncenin balangcndan beri stnde dnlmtr. Antika Yunan felsefesinde Demokritos'un at zdeki yolla Platon' un at dnceci yolda gelitirilen bu sorun, ancak ve bilimsel olarak yans kuram'yla aklanabilmitir. Antikada Demokritos, zdeksel cisimlerin grnmez atomlar biiminde imge (Yu. Eidola)'ler yaydklarn ve bu imgelerin duyu rgenlerini etkileyerek bilgi saladn ilerisrmt. Bu, zdeki ama ocuksu bir varsaymd. Antikal Platon'sa bilginin, ruhun bedene girmeden nceki varoluunda tand ruhsal idea'larn bedenli ruhun anmsama (Yu. Anamnesis)'syla olutuunu ilerisrmt. Bu, idealist ve bilimd bir varsaymd. Demokritos'un ocuksu zdeki varsaym, ngiliz zdekileri Hobbes, Locke; Fransz zdekileri Baron Sayfa 300

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi d'Holbach, Helvetius, Diderot; Alman zdekisi Feuerbach taraflarndan gelitirildi. Ne var ki btn bunlar renme srecinin toplumsal rasn ve eytiimsel zn grememiler ve metafizik tekyanllkla yetinmek zorunda kalmlardr. Bu metafizik zdekilik, bilgilenme srecinde duyumun roln saltklatrm ve dncenin roln yadsmtr, bylelikle duyumla dnce arasndaki eytiimsel balanty kefedememitir. Platon'un idealist ve bilimd varsaym da ortaa skolastiinde zellikle gerekiler, yeniada Descartes ve Leibniz gibi usularla ayn idealist ve bilimd bir dorultuda gelitirilmitir. Bunlar da bilgiyi tmyle dncenin rn sayarak bilgilenme srecinde dncenin roln saltklatrmlar, duyumun roln yadsmlardr. Her iki kampn yanlgs ayn nedene dayanr, bu neden de eytiimsel bilgiden yoksun bulunmaktr. Bu yanlgl zdeki ve dnceci bilgi kuramlar, yans kuramyla almtr. Yansma ve yanstma (Al. Widersplegelung), zdein bir zelliidir. Her zdek, karlkl etkileiminde, baka bir zdekte yansr ve baka bir zdei yanstr. Yans (Al.. Widerschein), yanstlan zdein etkilenen zdekte i deiime uratlarak yeniden retilmesidir. Bilgi, nesnel gerekliin insan beyninde yansmasdr. Ne var ki bu yansma; bir aynann bir cismi ya da bir kaya parasnn bir gne nn yanstmas gibi yaln bir yansma deildir. ki basamakldr: 1- Nesnel gerekliin algland duyum basama, 2Nesnel gerekliin dnme uratlp yeniden retildii dnce basama. Bilgi, bu iki basamaktan gemekle bilgi olur. Bilginin kayna toplumsal pratik olduu gibi, amac da toplumsal pratiktir ve doru olup olmadnn lt de toplumsal pratiktir. Demek ki bilgi, toplumsal pratikten koparlarak zmlenemez ve insan usuna gkten zembille inmez. Toplumsal pratikten yansyan bilgi, nesnel gereklii dnme uratma ve doay insan gereksinimlerine uydurma amacyla gene toplumsal pratikte kullanlr. Bilme (Al. Wissen), usun, tanmakta olduu nesnel gereklie her admda biraz daha yaklamdr bilgisizlikten bilgiye, eksik ve yetersiz bilgiden daha tam ve daha yeterli bilgiye doru sonsuzca ilerleyen bir sretir. Bilgilenme sreci, daima, nesnel gerekliin duyu rgenleri araclyla alglanmasyla balar (Birinci basamak). Duyumlar olmakszn nesnel gereklik stne hibir ey renilemez. Duyu rgenleri, insann d dnyaya alan kaplardr; bilgi bu kaplardan ieri girer. Ne var ki bu yetersiz bir bilgidir. rnein duyularmzla elektrik n grebiliriz, ama elektriin ne olduunu anlayamayz. Duyumsal bilgi, nesnel gerekliin i yapsn ve evrim yasalarn bildirmez. Ama duyumsal bilgi olmadan da nesnel gerekliin i yapsnn ve evrim yasalarnn bilgisine ulalamaz. Bundan trdr ki duyumsal bilginin tamamlanabilmesi iin, duyumlarmzla algladmz gerelerin usumuzda deiime uratlmalar gerekir (kinci basamak). Duyumlarmzla algladmz gereler, usumuzda kavramlar. Kavramlar, ussal bilgilenmenin temel biimidir. Usumuz, duyularmzn getirdii gereleri ayklar, edeyile soyutlar, zmleme (analiz) ve biretirme (sentez) ilemlerinden geirerek kavramlar kurar. Belirlenmi kavramlar yarglar, yarglar da uslamlamalar oluturur. Kavramlarn, yarglarn, uslamlamlarn birliinden bilginin en yksek biimleri olan varsaymlar ve kuramlar meydana gelir. Varsaymlarn ve kuramlarn doru olup olmadklar deneylerle, toplumsal pratikle denetlenir ve dorulanr. Bilgilenme sreci, bylelikle, en ilkel duyumlardan en gelimi kuramlara uzanr. Bu sre, tarihsel ve toplumsal bir sretir. Bu srete insanlar, kendilerinin dnda ve kendilerinden bamsz olarak varbulunan zdeksel evreni, Sayfa 301

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kuramsal ve klgsal etkinliklerinin konusu yaparlar ve onu bilim, ideoloji, din, sanat vb. gibi eitli toplumsal bilin biimlerine dntrp yeniden retirler, gzlemden soyut dnceye ve oradan da pratie; ite nesnel gereklii bilmenin eytiimsel yolu budur. Bu srete zdeksel olan, dnsel olana dnr; ama dnsel olan da zdeksel olanla denetlenir ve dorulanr, zdeksel olana uygulanr (Bu arada u gerei yineleyelim: Bilim ncesi zdekiliin byk yanlgs sadece zdeksel olan, idealizmin byk yanlgs sadece dnsel olan grm olmasdr. Bilimsel zdekiliin byk baars, zdeksel olanla dnsel olan arasndaki sk bamll meydana karmaktr). Bilgilenme srecinin duyumsal ve dnsel iki basama da birbirleriyle skca bamldrlar; duyumsal bilgide dnsel eler bulunduu gibi dnsel bilgide de duyumsal eler vardr. nsanlar, alglarken de dnrler, edeyile algladklar nesneyi anlayarak alglarlar. Kabaca rneklersek diyebiliriz ki; ellerle beyin birlikte alr. Duyumsal bilginin olanaklar snrldr. rnein n saniyede yz bin kilometrelik bir hzla yolaldn alglayamayz. Ama bu bilgiyi birok duyumsal deneyler sonucunda dnce basamanda elde ederiz ve onu kuramsal hesaplarla ortaya koyarak pratikle denetler ve dorularz. Bylelikle somuttan soyuta ykselen bilgi, hakikatten uzaklamaz, tersine, hakikate daha da yaklar. Dncenin gc, duyumsal alglarn snrlarn aabilmesindedir. Ne var ki bu g, duyumsal alglar olmakszn asla gerekleemez. Dnsel bilgi, bu yzden, greli bir bamszlk tar. Daha ak bir deyile, dnsel bilgi, dorudan doruya deil, dolayl olarak nesnel gereklie baldr. rnein doada aklk yoktur; bizler akl ancak ak ta, ak ku, ak iek vb. araclyla grebiliriz. te dnsel bilginin bu greli bamszldr ki dncecilie (idealizme) yolamtr. Dnce, nesnel gereklii yanstrken daima nesnel gereklikten kopmak ve birtakm kuruntular da dlemek tehlikesiyle kar karyadr. Bu tehlike, edeyile idealist yanlglar, dnce rnleri pratie vurularak ve pratikle denetlenerek nlenir. Bilim, dncenin srekli olarak pratikle etkileimi yoluyla gelimitir. Gerek bilim, ancak ve ancak, kuramsal dncenin pratie (edeyile nesnel gereklie) vurulmasyla ilerler. Tm idealist samalklar, dnceyle duyum (edeyile: teoriyle pratik, soyutla somut, varsaymla nesnel gereklik) arasndaki balantnn koparlmasndan meydana gelmitir. NSANDII. nsanlk, gerek bir aydnlkla aydnlana dursun, idealist ve metafizik dzeyin mzmz felsefeleri gevezeliklerine devam etmektedirler. Gerek aydnln doum yl, ayn zamanda, bu mzmz felsefelerin bir temsilcisinin de doum yldr. Yar atlak Alman dnr Friedrich Nietzsche (1844-1900), insanst (Al. bermensch) varsaymyla, gelecein nazizm ve faizm gibi nl canavarlklarnn temellerini atmaktadr. Zerdt byle dedi adl yaptnda bir peygamber gsteriiyle (yaamnn son yllarnda bsbtn ldrm ve mektuplarn peygamber olarak imzalamtr) yle diyor: Maymuna gre insan neyse insana gre de insanst odur. Siz solucandan insanla kadar yol aldnz ve iinizde birok ey hala solucandr, diyor Nietzsche. Ben size insanl retiyorum. nsan, almas gereken bir eydir. Onu yenmek iin ne yaptnz? nsanst, yeryznn amacdr. Yeryzne bal kaln ve size te dnya umutlarndan sz edenlere kanmayn. Tanr lmtr. imdi, korkun olan, yeryzne kar gnah ilemek ve bilinmesi kabil olmayan yeryznn amacndan stn tutmaktr. Benim erdemim nedir ki? Erdemim beni henz ldrtmad ama, iyilik ve ktlklerimden ne kadar bezginim. Sayfa 302

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bunlarn hepsi zrtlk, kirlilik ve acnacak bir rahat dknldr. Bir Tanr yaratabilir misiniz? yleyse bana Tanr sz etmeyin. Ama insanstn yaratabilirsiniz. Sizin en iyi yaratmanz da bu olacak. Eer Tanrlar var olsayd, ben Tanr olmamaya nasl dayanrdm, o halde Tanr yoktur. Siz, kendiniz, yaratcsnz. Byk kurtuluunuz da bu yaratclnzdadr. Ey insan kardelerim, sizler belki insanst olmayacaksnz, ama insanstnn babalar olabilirsiniz. Dnya dediiniz eyi siz yaratmalsnz. O, sizin aklnz, dnceniz, sevginiz olmal... Ey uyku ve erdemden sz aanlar, btn erdemleri uyumaya yollayn. Uyku, erdemlerin efendisidir. stediiniz, iyice uyumak iin uyank durmak mdr? ylesi bizden uzak olsun. Bir zamanlar tutkularnz vard, imdiyse erdemleriniz var. Dnmez misiniz ki erdem dedikleriniz o tutkulardan yetitiler. ster kincilerin, ister ehvetlilerin, ister alclarn soyundan olunuz. Sonunda btn tutkularnz erdemleriniz oldu. Ama her erdem baka erdemi kskanr. Erdemler de kskanlk yznden yok olabilirler. Niceleri le gittiler ve kendilerini ldrdler, nk erdemlerinin sava alan olmaktan yorulmulard. (Mademki istiyorsunuz) erdemlerinizi sevin. nk, onlarn yznden mahvolacaksnz. (Bu da insanstne varabilmek iin yararldr, anlamna. nk sizden sonrakinin, insanstnn meydana gelebilmesi iin sizlerin bir an nce yok olmanz gereklidir). Ben ne deilsem, erdemim odur. Kimileri vardr ki, ayaklarnn zincirine erdem derler. Kimileri vardr ki kurulmu saatler gibidir, gnlk tiktak'larn yaparlar ve bu tiktak'lara erdem derler. Kimileri de, erdem gereklidir demeye erdem derler, gerekteyse polisin de gerekliliine inanrlar. Hi olmazsa herkes iyi ve kty tandn sanr. Erdemleriyle dmanlarnn gzlerini oymak isterler ve ancak bakalarn alaltmak iin ykselirler. Ah, insan kardelerim, nasl ana ocuundaysa sizler de kendi varlnzn eyleminde olmalsnz. Sizin erdeminiz bu olmal. (Erdem, insann insanstne varabilmek iin gsterecei abadr, anlamna). imdi bana ocuklar gibi kzyorsunuz. Ama bu dalga size yeni oyuncaklar getirecek ve nnze yeni renkli kabuklar dkecek. En byk ktlk, en byk iyilik iin gereklidir. Bu en byk iyilikse yaratclktr. yilik ve ktlkte yaratc olmak isteyen, nce bir ykc olmak ve deerleri ykmak zorundadr. Hayat bana u srrn verdi: Bak, ben daima yenmek zorunda olanm. (nsanstne varabilmek iin kendinizi yenmek, bu uurda kendinizi yok etmek zorundasnz, anlamna). Nerede bir lm varsa orada bir doum iin kendini feda etme vardr. Var olma iradesi bir kuruntudur (Schopenhauere kar). nk var olmayan bir ey, isteyemez. Var olan bir eyse daha ne isteyecek? Evet, sizlere diyorum ki, son bulmayan bir iyilik ve ktlk yoktur. O, daima kendini yenmek zorundadr. Erdemlerini kskanmadm iin beni balamyorlar. Onlara, kk insanlara kk erdemler gerekir, dediim iin bana di biliyorlar. Bir ey veriyormu gibi davranyorlar ama, gerekte istedikleri almaktr. Onlar klmlerdir ve gittike de kleceklerdir, mutluluklar ve erdemleri bundan ibarettir. Onlarn erdemleri, rahatlk isteklerine uygundur. Kendilerine ac verilmesin diye bakalarna ac vermekten ekinirler. Erdem dedikleri, aslnda korkaklktr. Bu kk adamlar mrlerinde bir gn sert konuacak olsalar, ancak seslerinin kskln belli ederler. Kurnazdrlar. Erdemlerinin kurnaz parmaklar vardr. Uysal yapan her ey, onlarca erdemdir. Bylece, kurdu kpekletirirler ve insan evcil bir hayvan yaparlar. Ah, bu boyun eme ustalar, nerede Sayfa 303

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kklk, hastalk, adilik varsa bit gibi oraya sokulurlar. Erdemleri ok fazla esirgenmek iin ok fazla fedakarlk etmektir. Bilmezler ki bir aacn bymesi iin kayalarn evresine kk salmas gerekir. Benim yanmda olanlar, bylesine bir boyun eiten uzak duranlardr. Her ey ele geebilir, derler. Fakat ey rahat dknleri, sizlere derim ki: Her ey alnr ve her ey elinizden alnacak... Ah, benim u szm anlasanz: Ne olursa olsun daima istediinizi yapnz. Bunun iin de, her eyden nce, bir ey isteyebilen insanlar olunuz. Yaknlarnz kendiniz gibi seviniz, ama nce kendinizi seven insanlar olunuz. ehveti, hkmetme isteini, bencillii byk ktlk sayarlar. Bunlar, byk iyiliktir, byk mutluluktur. Beden ve ruhlarn kendi kendilerine keyiflenmelerine erdem denir. Korkaklar bu mutluluklara yanaamazlar. Bu mutluluklar, salam ruhlar ve gl bedenler iindir. Bu mutluluklar imdiyi gelecee balayan kprlerdir. Gerekte, bencillie konu olan eylere erdem denmeliydi. nsann kendisini tamas gtr, srtnda birok yabanc ey tamaktadr nk. Ben, herkese kar iyi ve herkese kar ktym diyebilen cceyi ve kstebei susturmu olur. Ama her eyi iyi bulan ve dnyay en iyi ey sayanlar da sevmem (Leibniz'e kar). Ben, evet ve hayr demesini bilen dilleri, aznn tadn bilen damaklar ve mideleri severim. Paralaynz kardelerim, eski levhalar paralaynz!.. Ad iyi ve kt olan eski bir kuruntu vrd. Kardelerim, imdiye kadar yldzlar ve gelecek stne ancak kuruntular kurulmu, oysa hibir ey bilinmemitir. akmalsnz, ldrmemelisiniz szleri bir zamanlar kutsald. Bu szlerin karsnda diz bklr, pabu karlrd. Fakat size soruyorum: Doada hrszlk ve ldrmek yok mudur? Byle szlerin kutsal saylmas doal geree aykr deil midir? Paralaynz kardelerim, eski levhalar paralaynz!.. Soyluluunuz gemiinizden deil, gittiiniz yoldan geliyor. Sizler gelecein ekincilerisiniz. Atalarnzn yurdundan srlnz, yurdunuz ocuklarnzn yurdudur. Babalarnzn ocuklar olmak gnahn ocuklarnzla temizleyiniz. Gemi bylece kurtarlacaktr. te size bu yeni deer levhasn gsteriyorum. Maaralarnzdan knz kardelerim, dnya byk bir bahe gibi sizleri beklemektedir. Nietzsche, yeryznn efendisi olacak ynetici bir rk gerektiini ve Almanya'ya Yahudi akmnn durdurulmas kansnda olduunu syler. Trebilimi aristokrattr, yi bir aileden domadka hibir ahlakllk mmkn deildir, insann her ilerleyii aristokratik toplumdan gelir. der. nsanst erei, Nietzsche'nin deyimiyle aynen, Milyonlarca sala ortadan kaldrarak gelecein insann kakba dkmektir, ve Btn bir ulusun yoksulluu bir insanst'nn ac ekmesinden daha az nemlidir. Nietzsche'nin halk ynlarna kar tutumu, yaratmak istedii insanst'lerin tutumu gibidir; gerekte milyonlarca salak deyimiyle nitelediklerine, amalarna komak istedii zaman, ey insan kardelerim! diye seslenir ve onlarn insan olduklarn, ancak onlardan hizmet bekledii zaman hatrlar. Yarm yzyl sonra, onun felsefesinin rn olan insanst Hitler de aynn yapacaktr. Nietzsche, Hristiyanla kar olduu kadar, onun deyimiyle, milyonlarca sala insan etmek isteyen toplumculua da kardr. Ona gre toplumculuk, milyonlarca sala insanstlere kar karmaktadr. Oysa milyonlarca salak retimden yoksun braklmal, birok gerekleri bilmemeli ve insanst'lere klelik etmelidir. Nietzsche'nin stn insanndan yola kan Hitler faizminin liderlerinden Himmler de Nietzsche'vari bir slpla Sayfa 304

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Alman olmayan btn insanlar iin alt insan (Fr. Sous-hommes) deyimini kullanacak. Himmler, 1937 ylnda yapt bir konumada, gelecek on iki yl iinde Alman d siyasasnn amacn dnyadaki btn alt insanlarn yokedilmesi olarak saptamt (bkz. Andre Brissaud, Les SS toute l'historie de L'ordre noire, Paris 1968, Marabout yayn, s. 236-7). Nietzsche'nin yaam incelendii zaman, onun hasta bir vcut ve ruh yaps iinde gelitii grlr. ocukluu, gszln acsyla kvranarak gemitir. Gllk kavram, onun iin, metafizik bir kavramdr ve lksel anlamyla din kurumunda dilegelir. sa; yklmas gereken bir gllk simgesidir. Onun yerine, ayn metafizik yapda, bir insanst geirilmelidir. Bir arkadana yle der: Bir gn gelecek, sa'dan nce ve sa'dan sonra terimleri yerine, tarihi belirlemek iin, Nietzsche'den nce ve Nietzsche'den sonra terimleri kullanlacak. ldrarak lmtr. Son yazsnn altna att imza armha gerilendir. i'nci Dnya Sava'ndan sonra Avrupa anamalclnn drt elle sarlaca faist diktatrlkler ite bu dnsel temeller stnde ykselecektir. XX'nci YZYIL, ALPARALARLA BALIYOR. Bir iirde, bir baka evrenin belli belirsiz aa vuruluu uruna, o iirin kavranabilir anlamn kmsemeye kadar varan akm, romantizmden kmtr, diyor Yves Duplessis (Yves Duplessis, Le Surrealisme, P.U.P., 1958). Daha o gnlerde Alfred de Vigny yaptlarna felsefece bir anlam vermeye alyordu Baudelaire, yaamn gizlerini duyuran Victor Hugo'yu vyor; kokularn, renklerin ve seslerin art bir dnyann birliini dilegetiriyordu. Rimbaud, yaamn drt duvarn ykmaya alyordu. Apollinaire; beklenmediin aratrlmasna ynelmiti. Kbizm gibi gerei paralayan akmlar, d grnlerin tesine uzanarak varlklarn zn yakalamaya alyorlard. Sanatlar, yaptlarn kiilikleriyle de yaamaya balamlard. Alfred Jarry, burjuva kurallarn altst eden bir ubu'yd. ki anlamsz hecenin yan yana getiriliinden doan dada akm, insanlarn en ktmser olduklar gnlerde, dnya savann ortasnda, 1916 'da Zrich'te ortaya atld. Yaamla lm arasnda hemen hibir ayrlk kalmadn, insan deerinin sfra dtn gren ve hibir eyin salam, srekli olduuna inanmayan genlik, dadaizme drt elle sarlmt. Tristan Tzara, savatan sonra, 1919'da Paris'e geldi. Sava sonras' bunalm balamt. Yaamaya katlanabilmek iin yeni bir anlam aranyordu. Mademki her ey bounayd, u halde bir de geleneksel buyruklarla snrlanmak neden?.. Dadaclar, bir kahvede, manifestolarn okuyacaklarn duyurdular. Giordano Bruno'yu yakanlarn torunlar topland, aknlklarndan azlar bir kar almt. Belli bir gn ve saatte, Tristan Tzara, manifesto yerine, rasgele bir gazeteden rasgele bir yaz okumaya balamt. Paul Eluard'la Theodore Rankel, alpara alp tempo tutuyorlard. Yzyllar boyunca akl ve iradeyle bastrlm bulunan insann cokun i deerleri, olabildiine koyverilmiti ortaya. Dadaizm, tutumu gereince, sonunda, kendi kendini de yok edecekti elbet. Dada, grevini, gereince grmt. nsan, hem kendine hem de doaya tutsak klan ikiyzllk perdeleri yrtlmt artk. zgr insan dncesi, yeni bir yola giriyordu; gerekstlck, btn n hazrlklarn yapmt. Andre Breton, gerekstcl yle tanmlyor: Szle, yazyla, ya da baka bir biimde, dncenin gerek ileyiini ortaya koymak iin kullanlan katksz ruhsal otomatizm. Dncenin; Sayfa 305

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi akln hibir denetlemesine, hibir tresel ya da estetik yasaya bal olmakszn, kendini, olduu gibi ortaya koymas... Yolunu da, yle gsteriyor: Dncenizin kendi stne kapanmasna en elverili yerde oturun. nnzde kat kalem bulunsun. Btn bilgilerinizden ve yeteneklerinizden syrln (feno menolojik yntemi hatrlaynz. Orada, btn bilgilerinizi ve yeteneklerinizi paranteze alp, varlnzn zne inebilmek iin, ortada, tm fenomen olarak kalyordunuz). nceden bir konu dnmeksizin, duraksamayarak ve yazdklarnz okuyup dzeltme eilimine kaplmayarak, yapabildiiniz kadar hzla yazn. Szckleri, geliigzel, hibir dnsel dzen katmadan, art arda sralayn. Elde edeceiniz yapt, gerekstc bir yapt olacaktr (Premier Manifeste du Surrealisme, Kra, 1929). Bylesine bir otomatizmin sonunda, rnein Breton'la Eluard, birlikte yazdklar yle bir yapt elde ediyorlar: Mthi iyiyim. Azma koyduklar bo kelimeler etkilerini gstermeye balyor. Benzerlerim beni brakp gidiyorlar. El aslanlarn yelesinde, bana son kez yalan syleyecek aldatc ufku gryorum. Hepsinden ve sprnt biimindeki yalanlarndan ve evimden her vakit geerken yapt bu kk gezintiden yararlanyorum. Hibir ey onun bana rastlamas kadar iyi olmuyor. Ama sama snav. Bu tarih sorusu olmasayd gene de syrlrdm iinden. yi ki girmedim. Yolculuklar beni her vakit ok uzaa gtrd. Varn kesinlii almayan bir kapya yznc vuru gibi gelmez bana hibir zaman... (lm balkl yaz, Ergin Ertem evirisi). Gerekstcler, gerekten stn gerek olan varln kendiliini (zn, mahiyetini) yakalamak iin, otomatik yazdan baka yollara da bavurmaktaydlar (bkz. Gerekstclk, De Yayn, 1962; Hilav, Ertem, Kutlar evirisi, Gerekstc teknikler blm, s. 32-49). Bu yollarn banda humour (alay) geliyor. Humour, dnyaya, nesneler arasndaki beylik bantlar koparp baka bir adan bakmamz salamaktadr. Louis Aragon'a gre, felsefe, kulland gereler arasnda, gerekd bir bant kurar. Humour, bizleri bu gerekd bantya gtrmektedir. Nasl m?.. te byle: Rose Selavy'nin uykusunda vard bir cce kar kuyudan ekmeini yerdi her gece. Gerekstc yollarn, otomatik yazyla humour'dan baka, bir ncs de olaanst'dr. Eletirici akln engel olmad her yerde, olaanst vardr. Varln en gl cokunluklar, kendilerini dilegetirme frsatn, ancak, insan aklnn denetlemeyi brakt ve hibir eye karmad bu zgr ve fantastik alana girmekle kavuurlar. Albert Birot' ya gre, gittike engellerden ve olaanlardan kurtulan olaanst, kendinde gerein zelliklerini kazanr. te gerekstclerin ulamak istedikleri evren, bylesine bir z gerein evrenidir. Gerekstye, bir drdnc yoldan, d'ler yolundan da varlabilir. Salvador Dali yle diyor: Gn boyunca, bilinsiz olarak, dlerin yitik grntlerini aryorum... Freud'e gre, d dnyas, bilinsiz arzularn, aa vurulmam isteklerin dnyasdr. nsan, bunlar zerek, kendi kendinin tam bir bilincine varabilir. Bu zenginlikleri, uyankken, gndelik baarlar uruna bilerek susturmaktayz. Oysa, bu yaptmz' varlmz sakatlamaktan baka bir ey deildir. O halde, dlerimizi, kendimizi daha iyi kavrayabilmek iin, katlara, tuvallere, notalara, biimlere dkmeliyiz, a karmalyz. Sayfa 306

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Gerekstn yakalamann bir baka yolu da, lgnlk'tr. Gene Freud'e gre, d gereklerden kopmu bulunan akl hastalar, pek zengin i gereklerini meydana vururlar. Akl hastal, zellikle paranoia, her eyin yaplabilir olduu, imgesel olanla gerek olan uzlatran, pek zgr bir lkedir. Paranoiak'a gre, dnya, kendisinin ba oyuncu olduu bir tiyatrodur. Bylesine bir lgnlk btnyle tutarldr. nsan, kendisini byle bir lgnn yerine koyarak, manta uygun yepyeni bir dnya gr kurabilir. Gerekst, bir oyunla da yakalanmaktadr. Bu oyun, adn ilk oynannda elde edilen szden alyor: Le Cadavre Exquis (Sekin Ceset)... Sekin ceset oyunu, yle oynanr: Birka kii, stne her birinin bir szck, ya da bir izgi ekledii bir kad elden ele dolatrrlar. Sonunda, gerekliklere aykr, bir sz ya da bir biim elde edilir. ki kii, karlkl oturarak, birbirlerine gstermeden sorular ve karlklar da dizebilirler. Birinin yazd soruyla brnn yazd karlk birletirilince, ortaya gerekst gzellikler kabilir. Btn bu yollarn ortak amac, insan; olduu gibi, sonradan elde edilenlerden syrarak, kendilii iinde yakalayabilmektir. Husserl'in fenomenolojisinde olduu gibi, kendimizi anlamak iin doadan deil, doay anlamak iin kendimizden yola kmalyz diyen Breton, insanln gerek Aydnlndan habersiz, 1929 ylnda yaymlad ikinci bildirisinde (Fr. Manifeste du Surrealisme) de yle demektedir: Ruhumuzun yle bir yeri var ki, bu yerden baknca, artk, yaamla lm, gemile gelecek, gerek ve tasarm, dilegetirilen ve dilegetirilemeyen, yukar ve aa eliik deildirler. te bu yer, gerekst'dr. Toplumsal bunalmlarn bilimsel zmn gerekletiremeyen dncelerin varacaklar sonu da elbette bundan baka bir ey olamaz. Usaaykrc sanat anlaynn amac, Camus'nn deyiiyle samann zevki'ni vermektir. nk, gene Camus'nn deyiiyle evremizde samann iklimi vardr. evremizde, bilimsellikten uzaklaanlarn meydana getirdii, samann samas bir iklim bulunduu dorudur. Ne var ki sorun, bu iklimi verek ve ona uyarak deil, ona kar karak ve onunla savaarak zlebilir. Gerek u ki samadan alnan zevkle ancak samalanr ve bu da ksa bir sre sonra, gerekstclk gibi, yitip gider. Ardnda da hibir iz brakmaz. Btn bu oyunlarla kendiliinde yakaland sanlan insan, alpara sesleriyle de olsa uyanmtr bir kez. Yzyl balatan alpara sesleri, top seslerine dnmek yolundadr. ALPARA ORKESTRASININ EF. Kendime bakyorum. eitli bilgilerle doluyum. Bu bilgilerin dnda da eitli sanlarm var. Bilgilerimle sanlarmn gerektirdii davranlarla yayorum. Bilgiler, sanlar, davranlar ortasnda kendimi yitirmiim. Soruyorum: Bilgilerimin, sanlarmn, davranlarmn dnda ben neyim?.. zmn bilincine varabilmem iin btn bilgilerimi, sanlarm, davranlarm unutmam gerekir. Kendimi aratrrken bende ve evremde dnyal olarak ne varsa bir antaya koyup ortadan kaldracam. Btn verilmilerden soyunacam. Bylece, hibir kukuya kaplmakszn var diyebileceim biricik varl yakalayacam: Ben. Alman profesr Edmund Husserl (1859-1938), ben'i bylesine bir aratrmaya aryor: Bu aratrma, bir psikoloji aratrmas deildir. Psikoloji, beni bilgilerim, sanlarm, davranlarmla birlikte aratrr. imdiyse btn bunlardan soyuluyor, sadece bir grnen (fenomen) olarak kalyorum. O halde yapacam bu Sayfa 307

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi aratrma bir fenomenolojf aratrmasdr. Kendimi, evrendeki btn grnenler gibi, bir fenomen olarak inceleyeceim. Husserl'in fenomenolojisi, bu anlamda, bir felsefe deil, bir yntemdir. Bunu Husserl de biliyor ve yntemine fenomenoloji yntemi (metot) adn veriyor. Fenomenoloji felsefesini bu yntemden karaca sonularla kuracaktr. imdilik, soukkanllkla, varaca sonucu bilmeden, aratrmaktadr. Bu yntem, Edmund Husserl'in bulduu bir yntemdir. Felsefe, Husserl'e gelinceye kadar bylesine bir aratrmaya girimemitir. Kendimdeki ve evremdeki btn dnyallar bir antaya koyup ortadan kaldrnca (Husserl buna, parantez iine almak diyor), ortada son bir ben kalyorum (absolut ego). Fenomenoloji, ilk admda, zorunlu olarak bir egolojidir. Kendimden baka hibir eyin bilincine varamam. Evreni kavramak iin nce kendimi kavramalym (buradaki ncelik, bir zaman ncelii deil, bir dnce dzeni nceliidir, nk zaman da paranteze alnmtr). yi ama, kendimi nasl kavrayacam?.. (nsan, bilebilecei tek ey olan kendisiyle yetinmelidir, diyen Yunanl Protagoras' hatrlaynz). Kendimi kavramam iin bir bilin eylemi (uur akt) gerekletirmeliyim (dndm iin varm, diyen Descartes' hatrlaynz). Ortada som bir ben varm ama, antaya koyup kaldrdm btn dnyallar, bir yandan srpgitmektedir. imdilik benden baka hibir ey yok. Her eye benden yola karak varacam. Bu durumda dnyal olan her ey benim iindir (dnya benim malmdr, diyen Max Stirneri hatrlaynz). Benim iin kendini belli eden tek ey vcudumdur. Vcudum, btn nesneler iinde biricik nesnedir. Vcudum, benim malmdr. yi ama, vcudum ne trl bir nesnedir?.. Dtan bakyorum, grdm bir cisimdir. ten bakyorum, grdm bir organdr, cisimden bambaka bir ey olan canl bir organizmadr. Demek ki vcudum, hem cansz bir cisim hem de canl bir organizmadr, baka bir deyile, canl organizmam cansz cisimli bir eydir. Bu, bir ikilik deil, bir tekliktir. Organizmalkla cisimlik, vcudumda, birlikte var olmaktadr. Ben, vcutlu ruhlu bir btnm. Ne vcudumu ruhumdan, ne de ruhumu vcudumdan atamam. kisini de bir birliktelik iinde tamak zorundaym. Edmund Husserl, fenomenoloji yntemiyle vard fenomenoloji felsefesinde de bu dnceyi savunmaktadr. Birliktelik, pek beendii bir deyimdir. Ona gre, ben (ruh) ile vcut (madde) bir birliktelik iindedir somut psikofizik bir btndr. Bir cisim olan, bir madde olan vcudumun ayn zamanda bir idrak organ olmas, vcudumun kendi kendime veriliini de aklamaktadr. Bakalarn idrak ettiim gibi, kendi kendimi de idrak etmedeyim. Sol elim sje olur, sa el objemi idrak eder. Sonra, sa elim sje olur, sol el objemi idrak eder. Vcudum, bana ift olarak verilmitir. Vcudum, sadece bir idrak organ deil, ayn zamanda bir irade organdr. Onu keyfimce kullanrm. Ben'imi, vcudumun iinde buyuran bir varlk olarak yaarm. Her eyi vcudumda denerim, evrene vcudumla alrm. Edmund Husserl, canl varlk ya da doadan (canl tabiat) ruhu anlyor, cansz varlk ya da doadan (cansz tabiat) da maddeyi. Cansz varlkta madenlerle bitkiler var, canl varlkta da hayvanlarla insanlar. Ona gre, kendine ben diyebilen tek varlk, insan'dr. Bu yzden de, bilen tek insan soyutlayarak yola kyor, hayvanlar incelemiyor. Tm cansz ya da ruhsuz sayd madenlerle bitkilerin deneyine (einfhlung) de el atmyor. Maddeli ruhlu Sayfa 308

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi birlikteliin kendini idrakinden yola karak, bunca yorgunluklardan sonra varaca sonu, bir hayli ilgi ekicidir. Maddeli ruhlu vcudum, lmdr. Btn dnyallar, onunla anlam kazanrlar. Uzak ona gre, yakn ona gre, sa ona gre, sol ona gre, tesi ona gre, berisi ona gredir. Bana verilen her ey, vcudumla verilir. Daha dorusu, her eyle birlikte bana vcudum da verilir. Bakay bilebilmek iin kendimi bilmek zorundaym. Peki, bu kapal kutudan, kendi ben'imden (ego), baka ben'e (alter egoj nasl geeceim?.. Baka ben, bana direnebilen bir ben'dir. Benim iin bakasnn vcudunun ancak kendi vcudumla anlam kazanabileceini renmi bulunuyorum: Bakasn, ancak kendi vcuduma dayanarak idrak edebilirim (Husserl buna, anlam aktarmas diyor). Ama, bakasnn vcudunu kendi vcudum olarak deil, bakasnn vcudu olarak idrak etmeliyim. Aradaki benzerlik yeter mi?.. Bu benzerlikten tr, kendi vcudumdan aldm vcut anlamn bakasnn vcuduna aktarr ve arrm. Baka vcudun, benim iin, bakasnn vcudu olarak var olabilmesi, kendi vcudumun rneklik etmesiyle mmkndr. Kendi vcuduma bakarak baka vcudun ne olduunu bilebilirim. lk kurduum vcut, kendi vcudum olduuna gre, bakasnn vcudunu kendi vcudumdan yapacam bir aktarma ve armla kurarm. Buradaki arm (association), objelerden birinin kayarak brnn anlamyla birlemesidir. Fenomenoloji yntemiyle elde edilen kurulular iyice anlayabilmek iin k noktasn unutmamak gerekir. Doal davranlarn tm antaya konup ortadan kaldrlmtr (parantez iine alnmtr). Grnenden baka hibir bilgi yoktur, bilgi olmaynca hatrlama da yoktur. Dnyal olarak hibir aracdan yararlanlamaz. Ortada som grnenler (fenomenler) vardr. Yaadmz dnyada fenomenolojik tasarmlar yoktur, bu tasarmlar dnsel bir soyutlamayla elde etmekteyiz. Yaadmz dnyay daha iyi kavramak ya da yeniden kurmak iin, fenomenolojik yntemle altmz sre, yaadmz dnyadan isteimizle vazgeiyoruz. almamz, bylelikle, dnya d bir alma olmaktadr. Elde edilen tasarmlar da bu adan deerlendirmek zorundayz. Bu alandaki fenomenler de dnyal fenomenler deildir, her trl dnyallktan soyulmu fenomenlerdir. rnein, vcut derken szn ettiimiz fizyolojik bir vcut deil, sadece cisimli ruhlu som bir btndr. Kendi vcudumdan aldm bir anlam aktarmasyla bakasnn vcudunu kurdum. Bakasnn vcudundan bakasnn ben'ine nasl geeceim? Baka ben'i, nce, vcudumun idrakine dayanarak bir cisim olarak bulurum. Onu denemeye balarm. Denemelerim srasnda, bu cisme ait olan bir ben grnr. Sadece bir kanadn grdm kapnn br kanadn nasl idrak ediyorsam, vcudunu grdm bakasnn ben'ini de ylece idrak ederim. Bu, bir varsaym tahmin, sezi deildir; dorudan doruya bir idrak editir. Vcut, ruhlu bir cisimdir. Ruh, vcutta kendini verir. Bu verilii, kendi vcudumda nasl yaamsam, bakasnn vcudunda da ylece yaarm. Bakasnn ben'ini idrak ediim, elbette orijinal bir idrak edi deildir; bakasnn ben'ini vcudu dolaysyla idrak editir. Bu idrak, bakasnn vcudunu denemeyle elde edilmektedir (Husserl bu denemeye, klasik anlamndan baka bir anlamda cinfhlung diyor). Bu denemeden elde ettiim sonu nedir?.. Baka benii, kendi ben'im gibi yaamaya balyorum. Hibir kukuya kaplmadan, kendi ben' imin varln nasl biliyorsam bakasnn ben'inin varln da ylece bilmekteyim. Bu Sayfa 309

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi aydnlanma, bana, tek bama yaamadm retmitir. Ben, ego'sunun iine kapanm biricik ben deilmiim, fenomenolojik ego'nun usuz bucaksz alannda baka ben'lerle birlikteymiim. Fenomenolojik anlamda bakas, benim iin ylesine temel bir varlk olmutur ki, artk onu kendi ben'imden ayramam. Biliyorum ki, kendi ben'imin en iinde bir yabanc yaamaktadr. imde bakalar var. imdi, kendimi de daha bir aydnlanm olarak gryorum. Kendimden bakasna gittim, bakalarndan da kendime geldim. Biliyorum ki ben insan, ancak baka insanlar arasnda, baka insanlardan biri olarak anlamldr. Varlm, bakasna borluyum. Kendimin gerek bilincine varabilmek iin bile, bakalaryla birlikte bulunmam gerekiyormu. Kendimi bile, ancak bakalarnn yardmyla kavrayabilirmiim. Dnya, benim deil, bizimmi meer. nk, kendimi bile gerei gibi kavrayamadktan sonra, bakalar olmadan, dnyay kavrayabilmem mmkn deildir. Dnya, ancak, bakalaryla birlikte vardr. Ben'ler arasndaki iten birlik, dnyann bizim iinliini gerektirmektedir. Bylece, ilk admda egoloji olarak yola kan fenomenolojik yntem, son admda sosyoloji olmaktadr. Son adm, evrensel bir birliktelik iinde bulunan insan kltr toplum tarih dnyasdr. Edmund Husserl buna, Almanca bir terimle, geist dnyas demektedir. Husserl'e gre, insann evresi ite bu dnyadr. nsan, bylesine birbirine gemi, birbirini etkileyen deerlerle dolu karmak bir dnya iinde yaamaktadr. nsann evresi, tek bana yaayabilecei bir lke deildir. Bu evre, onun bakalaryla birlikte paylat, ancak hakk olan kendi payn alabilecei bir evredir. Bu evreyi evre eden, bakalardr. Bu evrede benim tek bama yapabileceim hibir ey yoktur. Ne yapabilirsem bakalarnn yardmyla yapabilirim. Kendi rnmde bile kendimi bakalaryla birletirmek zorundaym, kendi rnmde bile zorunlu olarak bakalar vardr. Ben, insan olarak, zel bir varlk ortamnda yer almm. Bu ortamda yer almak zorundaym. Bu zorunluk, tarihsellik'tir. Bakalarnn beni, zorunlu olarak getirip braktklar noktada, zorunlu olarak bulunurum. Konutuum dil onlarndr, yediim yemek onlarndr, bal olduum gelenek onlarndr. Varlm, bakalaryla smsk sarlmtr. Varlm, saysz geleneklerin etkisiyle yorulmutur, bu saysz geleneklerin iinde kmldamaktadr. Kendimi denemem bana bakasn verdi, bakasn denemem bana dnyay verdi. Evreni denemem bana kendimi vermektedir. Evren, dnya, bakalar ve ben birbirinizi denemekte, birbirimizi etkilemekte, birbirimizi aydnlatmaktayz. Bu, birliktelik ahengidir. Ben'in fenomenolojisi de, bylelikle, birliktelik fenomenolojisi'ne erimitir. Fenomenoloji, XX. yzyln mzmz felsefesi'nin en tipik rneklerinden biridir. OCUKLAR N ZGRLK. Dnr, bilgini ve sanatsyla btn idealist ve metafizik kamp yandalar, insanl yzyllardan beri ezen bask glerini, gene metafizikte ve idealizmde aramak gibi bir elikiye derler. Comte, Mach, Avenarius, varoluuluk, yeniolguculuk vb. metafiziin tam ortasnda oturduklar halde metafizie kar kmlardr. Bir bakma bu, onlar iin kanlmaz bir sonutur. nk metafizik dnce yntemiyle ancak metafizie ve idealizme varlr. XX'nci yzyl tanrtanmazl da bu ksrdngnn bir baka rneidir. Fransz romancs Roger Martin du Gard (1881-1958), lean Barois adl romannda bu trl Sayfa 310

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bir rnei sergiliyor. Vatikan Ruhani Meclisi, 1870 yl toplantsnda oybirliiyle kabul ettii Dei Filius anayasasn, u kesin kurallarla snrlamt: Her kim, kutsal kitaplar, XXX'ncu yl Ruhani Meclisinin bildirdii gibi, btnlkleri iinde ve btn blmleriyle kilise kurallarna uygun saymaz da bunlarn Tanr bildirisi olduuna inanmazsa o kimseye lanet olsun. Her kim, bilimin gelimesine gre kilisenin ilerisrecei dogmalara, kilisenin anlad anlamdan baka bir anlam verirse, o kimseye lanet olsun. nk, Tanrnn bildirdii insan retisi, insan zekasnn yetkinliklerine braklmam, Tanrsal bir armaan gibi titizlikle saklanmak ve deitirilmeden retilmek zere sa'nn kars olan kiliseye verilmitir. Bu anayasa, Hristiyanln akla aykrlklarn yorumlama yoluyla ho grmeye alan Hristiyanlar da defterden siliyordu. te, gen Jean Barois da bunlardan biridir. Artk yapacak tek ey kalyordu. Barois, ayn abayla abalamakta olan bir arkadana yle yazyor: Bizi brakan, ona doru ynelttiimiz abalar su sayan bu kocam stnineye, karln bulmayan bir sevgiyle ne diye yapp kalmal?.. Sizi darda, zgr havada bekliyorum kardeim. Jean Barois, Trocaderoda'da yapt bir konumada, unlar sylyor: Bugnk kargaalk iinde, kimileri, bal bulunduklar bilime, eski dinciliklerinin kalntlarn getirmek isteyeceklerdir. Buna izin vermeyelim. Gerekte artk yeni bir Tanrya da yer yoktur. Cokun hayal glerinin bu sonuca boyun emeleri gerekir. Kendisiyle ilgilenmeyen, kendisini aan bir doa karsnda insan, sklamak, bir araya gelmek, daha ok dayanmak gereini duyacaktr. Elli yl nceki duyguya dayanan maddecilik, bugnknden de uzaklaacaktr. Dnce, onun aratrmasn bilinmezin enginlerine doru gtrmektedir. Yapabileceimiz iki ura var. Biri kiisel davranmz, teki ocuklarmzn eitimi... Hem kendimize, hem de bizim yaaymz izleyenlere kar namuslu davranmak. te ahlak kurallarnn imdilik en bellisi, en amaz. Hibir sava el altndan yrtlemez, eit silahlarla karlaalm. Papazlarn okul amakta, bu okullarda dnyann alt gnde yoktan var edildiini, sa'nn Tanr babayla bir kz olan kzn ocuu olduunu ve cesedinin gmldkten gn sonra ge ekilmek zere mezardan kendi kendine kp gittiini, o gnden beri cennette Tanr babasnn sanda oturduunu retmekte serbest kalmalar, zgrlk adna, gereklidir. Evet, onlar serbest brakalm, brakalm ama biz de akln, bilimin btn yardmyla Katolik dininin artk inanlmas mmkn olmayan saflklar stne kurulduunu tantlayacak okullar amakta serbest olalm. Yalanla gerek; karlkl serbest kalnca, yalan hibir zaman tutunamaz. zgrlk, evet ama, yalnz din dersi okutan papaz iin deil, akl iin de zgrlk, ocuk iin de zgrlk. Ah dostlarm, unu haykrarak szlerimi bitirmek isterim: ocuklar iin zgrlk!.. nsanln, yzyllardan beri arad neydi?.. Huzur. Din, bu huzuru karlyordu. Romann en nemli kiisi Luc, bu dncededir: Ne yazk ki, gururlandmz vicdanmz yzlerce mistik kuaklarla elde etmiiz. Bylesine bir zenginlik kolaylkla frlatlp atlamazd. Ahretiniz, gerekten de, olaanst bir bulutur. Bu, yle uzak bir vaattir ki, akl, gnln buna inanmasna engel olamaz. Siz ona bylesine bir dle umut verdiniz. Benim umudumsa, iyilie doru harcadm abalarn yok edilemez olduuna inanmaktr. Benim umudum, sizinki gibi, aklndan vazge! diye direnmez. Tersine, aklm bu umudu destekler. Aklm, hayatn bo bir Sayfa 311

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi hareket, ac ekmek iin bir bahane, kiisel mutlulua doru bir yarma olmadn gsterir. Aklm, bana, hareketlerimin evrensel abayla ibirlii yaptn gsterir. Her yerde umut verici nedenler buldurur. Gene her yerde, hayatn lmden doduunu, gcn acdan doduunu, bilimin yanltan doduunu, ahengin ahenksizlikten doduunu gsterir. Evet sayn rahibim, sizin inannz kadar deerli bir, inandr bu. nsan, mutlulua, ancak hibir seraba aldanmadan, gerekle varabilir. lm, hayatn mant iindedir. Doum dncesini ne kadar doal buluyorsam, lm dncesini de o kadar doal buluyorum. Siz, o uursuz dakikaya, nasl huzur iinde bir bilincin rahatlyla katlanabiliyorsanz, ben de yle katlanyorum. Bu huzura siz ne ad veriyorsanz ben de ayn ad veriyorum. Karlk, gven deil midir? te ben de bu gveni duyuyorum. Bu gveni, yaptn lmyle de glendireceini bilen, Sokrates de duymutu. Luc, bu szlerini, davranlaryla da tantlamaktadr. lecei srada, btn ocuklar ba ucunda toplanyorlar. Oysa, btn bu balarn stnde, birer birer elini gezdiriyor. Kendi kendine konuuyormuasna mrldanyor: ocuklarm ne kadar gzeldir. Ya bu Tanrsz evrende olup bitenler?.. Onu da, romann bir baka kiisi, gen Dalier aklyor: Nedenler, kr krne ve hibir amaca ynelmeden birbirlerini doururlar. Evrende hibir ey, ne bir yn, ne de bir ilerlemeyi gerektirmez. Btn bunlar, birtakm hareketlerden ibarettir. te hepsi bu kadar. Roger Martin du Gard, bu dncenin daha an bir baka Nobel deerlisi Albert Camus'y kvlcmlayan dnceyi ilk cildini 1922, son cildini de 1940 ylnda yaymlad byk yapt Thibaultlar' da Antoin Thibault'ya syletmektedir: Bu znt neden? Eer kavranmas mmkn olmayan yasalarn sonsuz boluk iinde amasz olarak dndrld bir damla amurun stnde yaayan boynu bkk hayvanlarsak, bu yaamda direnmenin anlam ne?.. Bu yer yuvarlann kabuu stnde, her gn, milyonlarca varlk domaktadr. Bunlar, yeryznde, bir an grlt edip yarn sras gelince dalacak olan baka milyonlara yerlerini brakacaklardr. Bu pek ksa grnn bir anlam olabilir mi? Hayr, hayatn anlam yoktur. Her ne pahasna olursa olsun, buna bir anlam bulmaya almakla oyalananlarn dlerinden kurtulmak bize, skunun, gcn, zgrln o olaanst duygusunu verebilir. XX. yzylda bile idealizmin vard sonu deimiyor: Yaamann anlam yoktur. Grld gibi, Tanrtanmazlk, hala bir kahramanlk, bir marifet saylmakta devam etmektedir. Roger Martin du Gard bylesine kahramanlardan biridir. Bilinci ve bilinli insan gerei gibi zmlediini sanan metafizik, imdi de bilinaltna ya da bilindna el atacaktr. BLNCN ALTI YA DA DII. Husserl'in felsefede, Roger Martin du Gard'n sanatta yaptklarn Freud de bilimde yapmaktadr. Metafiziin tek yanl bak, metafizik dncenin el att btn alanlarda geerlidir. Doktor Sigesmund Freud (1856-1939), 1880 ylnda yirmi drt yandayken, Viyana'da, kendisi gibi gen bir Sayfa 312

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi renci olan Doktor Josef Brer, bir ruh hastasn uyutarak iyiletirmeye alyordu. Doktor Brer, hastasnn birtakm ruh basklarndan kvrandn seziyor, onu ipnotizma yoluyla uyutup konuturarak ferahlatyordu. Kt anlar, hastann beden dengesini bozmutu. Dengenin dzelmesi iin bu kt anlarn bilinaltndan birer birer karlarak atlmalar gerekliydi. Arkadann bu almalarna katlan Freud; Fransa'ya gitti. 1885 ylnda, nl Profesr Doktor Chazcot'nun rencisi oldu. Doktor Charcot, uyuttuu hastalarnda dnce alamas yoluyla (telkin) geici ktrmlkler elde ediyordu. Ruhtan gelen dncenin bedende ktrmlk meydana getirmesi bir hayli ilgi ekiciydi. Charcot'nun bir baka Fransz rencisi Doktor Pierre Janet, fizyolojiden psikolojiye geii hazrlayan incelemeler yapyordu. Btn bunlar, Freud'n dncesini olgunlatrd. Bir baka doktor, Bernheime, hastalarna, uykuda yaptklarn hatrlatmaya alyordu. Freud, Doktor Brerin hem bir hayli g, hem de her hastada kesin bir sonu vermeyen uyutma yntemi yerine, Doktor Bernheime'n hatrlatma yntemini kullanmay dnd. Bilinaltn temizlemek iin kullanlan bu ynteme, arm yntemi (tedai metodu, methode associative) adn verdi. nl filozof Leibniz de, insanda bilinten baka bir de bilind ya da bilinalt bulunduunu iki yzyl nce ilerisrmt. Grld gibi, insan ruhunun didiklenmesi iin hastann yatrlaca masa hazrd. Doktor Freud'n ak gmleini giyip ba eline almas bekleniyordu Freud geldi, hastay masaya yatrd. 1909 ylyd. nsanlar, be yl sonra ruhlarnn bozukluu yznden bedenlerinin birbirleriyle bouacandan habersizdiler. Viyana niversitesi, elli yandaki Profesr Freud'n psikanaliz stne verdii be konferansla alkalanyordu. Freud'e gre, insan nemli igd ynetmektedir: Korunma igds, cinsellik (cinsiyet) igds, toplumsallk igds. nsann eritii uygarlk (medeniyet) iinde korunma igdsyle toplumsallk igds nemini olduka yitirmitir. Bugn iin nemli olan tek igd, cinsellik igdsdr. Cinsellik igds' yeni domu bir ocukta bile belirmektedir. Parman emen bebek, cinsel bir holanma duyar. Cinsellik igdsnn tresel (ahlaki) basklar altna alnmas birok hastalklarn nedenidir. (Freud, nceleri isteriklerle nevrozlar gibi birtakm ruh hastalklarndan sz ediyordu Sonralar bu kuram, kalp, mide, karacier, barsak gibi birok beden hastalklarna kadar geniletildi). te ruhun incelenmesi (psikanaliz) yntemi; bu geriye itilmi, baskya konulmu, hapsedilmi heyecanlar birer birer bulup meydana kararak eitir (terbiye eder), dzene koyar. Freud, psikanaliz stne verdii konferanslarn ikincisinde, bunu ak bir rnekle anlatyor: imdi ben burada konuurken dinleyiciler arasndan bir terbiyesiz adam grlt etmeye kalksa, iinizden birka terbiyeli adam, onu kolundan tutup dar atarlar. Ama o terbiyesiz adam kapnn dnda da bo durmaz, kapy yumruklayarak bizleri rahatsz (hasta) eder. O zaman biz, aresiz, onu yeniden ieri alarak terbiyesizlik etmeyeceine sz verdikten sonra oturmasna izin veririz. te psikanaliz yntemi budur. ou erdem basksyla bilinaltna itilmi bu heyecanlar, Freud yoldan meydana karmaktadr: 1- Bu yollardan birincisi hastay konuturmak yoludur. Hastay konuturmak olduka g bir itir. nk hasta, basklarnn direnci (mukavemet) altndadr. Doktor, hastasn; sama sapan, yalan yanl, anlaml Sayfa 313

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi anlamsz konumaya zorlar, direncine nem vermeden uluorta konumasn kolaylatrr. Dnce armlar, doktorun parmak basmas gereken zm noktalardr. Doktorun grevi, hastadaki direnci krmak, hatrlatma yntemiyle dnce armlarn salamaktr. Hastann bilincine kacak dnceler araclyla unutulmu an, kolaylkla bulunup meydana karlr. 2- kinci yol, dlerin (rya) yorumlanmas yoludur. Dlerimiz, ocukluk dnyalarmz yaatmaktadr. ocukluumuzun btn zellikleri, istekleri, artk iimize yaramayacak olan btn ilgileri dlerimizde yaamaya devam etmektedir. Dlerin kayna bilinaltdr. Dler, zellikle cinsel kompleksleri bilince karrken bir eit simgeler (semboller) kullanrlar: Psikanalizci doktor bu simgeleri kolaylkla zerek gerek nedeni bulabilir. 3- nc yol, insanlarn her gn balarna gelen birtakm yanlmalar, srmeleri yorumlamaktr. Salam insanlar bile birtakm adlar unuturlar, bir yazy okurken dilleri srer, bir eyler krp dkerler, teberilerini yitirirler. Psikanaliz bilmeyenlerin yorgunluk, dalgnlk, rastlant (tesadf) dedikleri btn bu yanlmalar, srmeler, beceriksizlikler psikanalizci iin ok nemli ipulardr. Tespih ya da bir zincirle oynamak, ikide bir ksrmek, bir eyler mrldanmak, parmaklar tlatmak gibi saysz belirtilerden her birinin nemli bir nedeni vardr. Btn bunlarn kaynaklar, itilmi isteklerdir. Yaayan insan ruhunda rastlant saylabilecek hibir ey yoktur. Hastalklarnn nedeni bulunan hastalarn ou, artk doktorun yardm olmakszn da iyileebilirler. Neden bilindikten sonra geriye onu bir dzene sokmak kalmaktadr. Bilinaltndan bilince karlan, aydnlatlan nedenin giderilmesinde de yol vardr: 1- Kimi hastalar bu isteklerini bask altnda tutmakla salklar iin gerektii gibi davranmam olduklarn anlarlar, isteklerinin giderilmesi yolunu ararlar. 2- Kimi hastalar isteklerini daha yksek bir amaca evirirler. Ar sofulua dm kadnlar bunlara en iyi bir rnektir. Freud, isteklerin bylece yksek bir amaca evrilmelerine, la sublimation du desir adn veriyor. 3- Kimi hastalar da bu isteklerinin uygunsuzluunu daha ak grerek basknn yetersiz direnci yerine, aydnlk dncelerini koyarak isteklerinden kurtulabilirler. Freud, be konferansndan sonuncusunu hekimce bir sonuca balayarak bitirmektedir: Yapmzdaki hayvanl bsbtn kmsememeliyiz. Salmz iin itilmi eilimlerimizden kimilerini gerekletirmemiz gerekir. Gnmz uygarl birok kiileri gereksiz yere bask altnda tutmaktadr. Yksek amalara evrilmeler (la sublimation) her zaman yetmez. Bir makineye verilen snn tm nasl gce evrilemezse, eilimlerimizin tm de yksek amalara evrilemezler. Her gn yemi biraz eksiltilen atn sonunda neden ldne aanlara diyeceim ki: Bu at alktan lmtr. Freud retisi, gerekte, metafizik tekyanlln btn yanlglarn tar. Ruhsal tedirginlikleri ya da hastalklar tek nedene; cinsel isteklerin doyurulmam olmas nedenine balar. nsanda tantlanmam bir bilinalt ve gene tantlanmam olarak gerein bu bilinaltnda gizlenmi Sayfa 314

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bulunduunu varsayar. Bilincin bilinsizlikle ynetildiini ilerisrer. Freud'e gre ruhsal olan temel, fiziksel ya da somatik (bedensel) olan ikincildir. Oysa gerek bunun tam tersidir, ruhsal olan zgl bir ilke deil, zdein gelimesinin bir rndr. Freud, ansal (zihni) faaliyetin nesnel yntemlerle incelenebileceini yadsm ve znel bir kuram gelitirmitir. Ansal faaliyeti, onu meydana getiren nesnel ve zdeksel koullardan ayrmtr. Freud'e gre, tm ansal faaliyet ve toplumsal faaliyet bilinsizliin rndr ve cinsel gdlerle ynetilir. Demek ki bilim, sanat, tarihsel olaylar, tekszle her ey bilinsizlikle ve bilind blgede i gren cinsel gdlerle yaplmtr. Frydclk, zellikle psikanaliz tekniinde, armlardan medet uman ve tahminlerle i grmeye alan znel ve bilimd bir yntemdir. Bertrand Russell, The Scientific Outlook adl yaptnn Ruhbilimde Teknik baln tayan blmnde yle der: Psikanaliz, bir ruhbilim kuram olarak, genellikle bilind kimi isteklerin aa vurulmasndan ibarettir. Bu istekler zellikle dlerde, akllca olmayan kuruntularda, hatta szde akllca olan i hayatmzn az ussal yanlarnn hepsinde birtakm inanlar meydana getirir. Bir saaltm (tedavi) yntemi olarak gz nne alnan psikanaliz, inan kayna olarak, kiisel istekler yerine kiisel olmayan istekler getirmek amacn gden bir tekniktir, hele kiisel istekler onlardan esinlenen kimseyi toplumsal ve genel istekle attracak kadar egemen olursa... Topluma uyma akl banda olmaya alamet ise, bizzat Freud' akl banda saymamak gerekiyor. AAILIK DUYGUSU. Bir baka doktor, Avusturyal Alfred Adlere (1870-1937) gre, insan olmak, aalk duygusu duymak demektir. Aalk duygusu, soydan gelen organ yetersizliklerinden doar. Oysa insann davranlarn belirleyen, Freud'n zannettii gibi haz istei deil, stn olma isteidir. Freud'n savunduu cinsellik gds, insann stn olma isteinin eitli belirtilerinden sadece biridir. nsan, yaad srece, her an, z varln deerlendirmek ve amak isteiyle davranr. Haz duygusu, gerekte, stnlk tutkusunun giderilmesinden baka bir ey deildir. stnlk tutkusunu yaratan da aalk duygusudur (kompleks denferyorite), bu duygu, insan stnle doru iter. nsanlk tarihi, aalk duygusunu gidermek iin yaplan davranlarn tarihidir. Canl madde faaliyete balad gnden beri daima aa durumdan daha stn bir duruma ulamak yolunu aramtr. Olu kavramyla zetlediimiz ey ite bu harekettir. nsan vcudu belli bir biimde gvenlik ilkesine gre meydana gelmitir. Hrpalanm bir organ kendiliinden zmleyici bir enerji yaratr. Srekli olarak ilerleyen uygarlk da bu gvenlik duygusunu srekli bir aalk duygusuyla bize gsterir. Bu duygu, insan, daha byk bir gvenlie ulatrmak iin srekli olarak drter.... Her iki hekimin de demek istedii udur: ster cinsellik olsun, ister aalk, bizi duygular ynetiyor. Doay ve toplumu bir yana brakn; ister d olsun, ister ii, bilincinizi eitin. Ya bilim?.. BLM DE BIRAKIN. Bunu sylemek iin de bir ruhu gerek. Fransz idealisti Henri Bergson (1859-1941), metafiziin bu dileini u szlerle dilegetiriyor: Bize doay kavratacak sezgi'den (Os. Hads, Fr. Intuition) baka hibir yol yoktur. Bergson'a gre sezgi, gerei bilme yetisidir. Gerei dorudan doruya kavratacak sezgi'den baka hibir yol yoktur. nk gerek, zdeksel doa deil, ruhsal doa, edeyile ruhsal yaam Sayfa 315

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ve tekszle yaam (Os. Hayat, Fr. La vie)'dr. Yaam, evrenin kuruluuyla balamtr ve zdein tm engellerine karn yolunu aarak, onun durgunluunu altedip kimi yerde onu kmldatarak akp gitmektedir. Bu kesintisiz, blmsz ve srekli aka Bergson sre (Os. Mddet, Fr. Duree) demektedir. te bu sre'nin bilgisini kavramak iin bu sreyle birlikte yaamak, onun iinde olmak ve onunla birlikte akmak gerekir ki bunu ne us ne de bilim gerekletirebilir. nk us ve bilim sinematografik olarak alrlar. Bergson'a gre ussal ve bilimsel bilgi sinematografiktir. Bir film, ard arda dizilmi durgun ve blmsel resimlerden oluur. Us ve bilim, filmin akn durdurarak bu resimleri tek tek incelerler ve birtakm bilgiler saptarlar. Ne var ki akn bizzat kendisini, edeyile yaam hibir zaman kavrayamazlar. Demek ki us ve bilim, sadece, durgun ve blnebilir olan zdek stnde bilgi edinebilirler, yaam stnde bilgi edinemezler (Bergson, geleneksel ruh ve zdek kartl yerine, ayn ey olduu kolaylkla anlalmakla beraber, terim deitirerek yaam ve zdek kartln koymaktadr). Bergson, blmsz olan sre tasarmn tantlamak iin, btn yaptlarnda nicelie kar nitelii, oklua kar yeinlii, uzaya kar zaman savunur. Ona gre, evrendeki her deime, bir say oalmas deil bir yeinlik (iddet) artdr. Les donnees immediates de la Conscience (Bilincin Arasz Verileri, Paris 1889) adl yaptnn nsznde yle der: Amacmz, deterministlerle endeterministler arasndaki tm tartmalarn nitelikle nicelii birbirine kartrmaktan ilerigeldiini gstermeye almaktr. Bergson'a gre nicelik blml, nitelikse blmszdr, bundan tr de sre'ye uygundur, yle der: Gerek sre, nitelikseldir (bid). La pensee et le mouvant (Dnce ve Devingen, Paris 1934) adl yaptnda da yle der: Biz her deiiklii, her devimi kesinlikle blnmez olarak tasarlyoruz (bid, kinci konferans). Bergson'a gre zaman, uzay gibi zdeksel deildir. Uzay zdekseldir, nk zdeksiz uzay ve uzaysz zdek (edeyile, yer kaplamayan zdek) yoktur. Oysa zaman blen, paralayan, onu aylara ve yllara ayran us ve bilimdir. Us ve bilim, zaman uzaya balamakla (rnein ay ayn, yl dnyann uzayda yer deitirmesidir) onu zdekletirmektedir. Demek ki us ve bilim, hibir eyi zdekletirmeden inceleyemiyor. Yaamsal akn, edeyile sre'nin kavranmasysa zdekletirilmeden gereklemelidir, nk gerek sre, daima zaman ad verilmi olan eydir (bid). Bunu kavrayabilecek olansa sadece sezgi'dir. Bergson'a gre sezgi, kendi bilincine varm igddr. yle der: gdy syletebilseydik, yaamn btn srlarn zerdik. Bilin, igdde ikindir ve ruhsaldr. Bundan tr de ruhsal yaam akn sadece o kavrayabilir. Bergson, L'Energie Spirituelle (Ruhsal G, Paris 1920) adl yaptnda, ruhun lmszln savunurken yle der: Bizler, rgenlii aan bir bilin dncesine ne kadar alrsak ruhun bedenden sonra yaamasn da o kadar doal buluruz. phesiz, insan bilincinde, onun beynine kaydedilmi eylerden baka hibir ey bulunmasayd, bilincin bedenin alnyazsn izlediini ve onunla birlikte lpgittiini kabul edebilirdik. Ne var ki bilin, beyinle ayn ey deildir. Olgular, her sistemden bamsz olarak gzden geirirsek bilinsel yaamn beyinsel yaamdan ok daha geni olduunu kolaylkla grrz. Bu halde de ruhun bedenin lmnden sonra yaamn srdrmesi gerei o kadar basitleir ki, kantlama ykmll, bizden ok, bu gerei yadsyanlara der. nk lmden sonra bilincin de yok olup gidecei hakknda tek kant, bedenin lmle ryp daldn grmektir. Bu kantnsa, bilincin bedenden Sayfa 316

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bamszl anlalnca, hibir deeri kalmaz. Bergson, zdeksel olan her eyi ruhsal olana indirgemek istedii gibi, tm bilimleri de ruhbilime indirgemek ister, yle der: Kendi kendime arasra sorup durmuumdur: ada bilim, mekaniin, astronominin, fiziin ve kimyann dorultusuna ynelmek iin matematikten ie balayacana ve tm abalarn zdein incelenmesi zerine toplayacana, ruhu gznnde tutmakla ie balam olsayd; rnein Kepler, Galile, Newton birer ruhbilimci olsaydlar ne olurdu? phesiz, hakknda bugn hibir tasarma sahib olamayacamz kadar stn bir ruhbilimimiz olurdu (bid). Bergson, sezgi'yi yle tanmlamaktadr: Gerei saltk ya da salt gerek olarak kavramaya sezgi diyorum. Tm idealistlerde olduu gibi Bergson'da da saltk ve gerek kavramlar anlamdatr. Bergson'un yapt, Eleallardan beri srpgelen bu geleneksel idealist sav yinelemekten ibarettir. Bergson'a gre evrim de nitelikseldir, niceliksel birikimlerin niteliksel deiimlere dnm deildir. nk byle olsayd kesintili, edeyile blml olurdu ve srpgitmezdi (edeyile, sred kalrd). Evrim sadece niteliksel olunca yaratc olmas, her an kendi kendini yaratarak yenilemesi, yetkinletirmesi gerekir. Yaratc Evrim (Evolution Creatrice, Paris 1906) adl yaptnda bu yaratcln yaam atlm (Os. Hamlei hayat, Fr. Elan vital)'yla gerekletiini ilerisrer. Bylece' araya bir de yaratc (Tanr) yerletirmekle Bergson, felsefesel dizgesini tamamlamaktadr. Grnm udur: Ruhsal bir yaratcnn ynetiminde ruhsal bir evren. Btn dinler de, yzyllardan beri, bunu sylemektedirler. Byle olunca Bergsoncu sezgiciliin Papalk Katolikliinden hibir fark kalmamaktadr. Bergson, zdek'ten, yellerin akna engel olan kocaman dalar gibi, durgun, yerinden kprdamaz, hantal bir eyi anlamaktadr. Aka grld gibi idealizm, istedii kadar terim ve tasarm deitirsin, Platon'dan kalma terim ve tasarmlarn deitiremiyor. Platon'undan Bergson'una kadar yzyllardan beri syledikleri eyler, hep ayn eylerdir. dealizmin tm tasarmlar gibi Bergson'un tasarmlar da usaaykr ve bilimddr. Kald ki Bergson, aka, sezgi ekiminde baarya ulamak iin bilime srt evirmek gerektiini savunmakta ve bilimsel bilgiyi snrd brakmaktadr. Evreni kendi sezgisiyle anlamlandran mistik sezgicilik, zorunlu olarak tekbencilie (solipsizm) varr. Kiisel sezgiyi, rnein Bergson'un sezgisini, saltk ve gerek bilim saymak gerekir ki bu da, ya baka bilgileri yadsmak ya da herkesin kendi sezgisine gre saysz bilgileri olduunu kabul etmek sonucunu dourur. Bu sonu, bilimsel bilginin nesnellii gereine kardr. Bundan baka, sadece nicesel deiiklikleri kabul eden vlger evrimciler gibi, sadece nitesel deiiklikleri kabul eden yaratc evrimeilerin de yanl yolda bulunduklar bilimsel olarak tantlanmtr. Evrim, ne sadece nicesel ne de sadece nitesel olmayp, nicesel deimelerin nitesel deimeleri gerektirdii bir sretir. Bergson'un yaam atlmlar adn verdii olay, nicesel birikimler sonunda elimelerin zmnden baka bir ey deildir ve ruhsal deil, zdeksel doada her an olagelmektedir. Grld gibi, Bergson bilimsel bilgiyi tmyle safd brakmaktadr. Doay brakn, toplumu brakn, bilimi brakn. Sonra?.. KEYFNZE BAKIN. ngiliz faydaclnn, her olguyu ie yararla' gre deerlendiren iadamlar lkesi Amerika'da pragmacl (pragmatisme, klgclk, uygulayclk) dourmas kolaylkla anlalr bir olaydr. Sayfa 317

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Amerikan filozofu Wiliam James (1842-1910), gerekte, pragmaclkla Amerikan endstrisinin felsefesini kurmutur. Felsefenin ad Yunanca, eylem (action) anlamna gelen pragma szcnden yaplmtr ki, ngilizce practice, Franszca pratique szckleri de ondan gelmektedir. Bu szc felsefeye ilk olarak 1878'de Charles Peirce sokmutur. William James, yaptnn nsznde, pragmaclk ad iin, onu byle adlandryorlar; geri ad houma gitmiyor ama, deitirmek iin artk ok ge diyor. James'in Pragmaclk yapt, 1908 ylnda Boston'da Lowel Ensts'nde, 1907 ylnda New York'ta Colombia niversitesi'nde verdii konferanslardan meydana gelmitir. William James 1842 ylnda New York'ta domu, altm sekiz yllk bir yaaytan sonra, 1910 ylnda lmtr. nl Amerikan filozofu Henry James'in oludur. 1869 ylnda Harward niversitesi'nden tp doktoru olarak kmt. 1876 ylnda Harward Koleji'ne fizyoloji doenti, 1885 ylnda da felsefe profesr oldu. Tecrbe Felsefesi, nsanln lmezlii, Dinde Tecrbecilik, Psikolojinin lkeleri gibi birok yaptlar yaynlad. Pragmaclk adl yaptn faydac Mill'e u szlerle armaan etmektedir: Zihnin pragmatik akln ilk olarak kendisinden rendiim, yaam olsayd liderimiz olacan dnmekten zevk duyduum John Stuart Mill'in ansna.... Pragmaclk, James'in deyiine gre, bir felsefe olmaktan ok bir metot, dnceyi dourduu eyleme gre len bir metottur. Charles Peirce, 1878'de Popular Science Monthly dergisinde yaymlad Fikirlerimizi Aydnla Kavuturmann Yolu, balkl yazsnda yle diyordu: Bir dncenin anlamn aklamak iin onun hangi davran dourduunu bilmek gerekir. te o davran, o eylem bizim iin dncenin ta kendisidir. William James, yirmi yl sonra, kimsenin stnde durmad bu sz bulup ortaya karm, felsefesini bu sze dayamtr. Pragmatik metotta yeni hibir ey yoktur, diyor William James, Sokrates onun ustasyd. Aristo, metodik olarak onu kullanmt. Locke, Hume, Berkeley onun aralarn kullanarak geree yararl oldular. Oysa pragmacln bu ncleri onu ancak paralar halinde kullandlar. Onlar sadece giri yapmlard. Pragmaclk metodu gnmze gelinceye kadar genellememiti, evrensel bir grevin bilincine varamamt. Ben bu greve inanyorum, konumalarmn sonunda size de bu inanc alayabileceimi sanyorum. Kimyac Leipzigli Ostwald bana yle yazyor: Btn gereklikler pratiimizi etkilendirirler. u ya da bu alma (alternative) doru olsayd, dnya hangi alanlarda bakalard? Eer hibir bakalk bulunamazsa o zaman alman da hibir anlam yok demektir. Herhangi bir yerde bir ayrm meydana getirmeyen bir ayrm (difference) hibir yerde var olamaz. Felsefenin btn grevi, bu dnya forml ya da u dnya formlnn doru olmasnn hayatmzn belli anlarnda zerimizde ne gibi bir ayrm douracan anlamak olmaldr. Pragmatik metod, her eyden nce, baka trl son verilemeyecek olan metafizik tartmalarn yattrlmas metodudur. Dnya tek midir, ok mu? te birtakm kavramlar ki dnya iin doru olmalar da mmkndr, olmamalar da. Bu eit kavramlar stndeki tartmalarn sonu gelmez. Byle hallerde pragmatik metot, her kavram, kendisinden, deer verilebilecek pratik sonular karmak suretiyle yorumlamaya alr. Bu kavram, teki kavramdan daha doru olsayd, herhangi bir kimse iin, pratik bakmdan ne gibi bir ayrlk doacakt? karlan sonularda pratik hibir ayrlk yoksa, her iki dnce de, pratik bakmdan, ayn eye karlk olmaktadr. u halde tartma yersizdir. Tartma yerindeyse, Sayfa 318

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bunun ya da tekinin doruluu halinde pratik bir ayrl grebilmemiz gerek. Bunun kabacas u demektir: Dnya, madde olsa ne olacak, ruh olsa ne olacak? Biri ya da teki olmas pratik bir fayda salyorsa, o zaman bamzn stnde yeri var. Nitekim William James, pragmaclk metodunu kullanarak ruhuluu (spiritualisme) semektedir. nk, diyor, zdekilik (maddecilik, materialisme) umut krcdr; ruhuluksa umut, holanma, yaama istei vericidir. Tanrya inanmak insanlar iin faydal bir eylemdir. Bu eylem insanlara, James'in deyiiyle, tresel bir tatil yaptrr. lml dnyadaki ktlklerin Tanrda yok olaca dncesi, bizleri sorumluluk kaygsndan kurtarr. yiliin, sonunda, nasl olsa geleceine gvenerek korkumuzu yenebiliriz. Dnya arabasn, yrd yolda, keyfince gitmeye brakarak tresel bir tatil (ahlak tatili) yaparz. yi ama, gerek bu mudur, derseniz James'in karl hazrdr: Gerek, pratik faydas olandr. Pragmaclk, bylelikle, aklc sistemlerle grgc sistemler arasndaki uzlamaz ayrl zd kansndadr. Akln verilerini de pragmatik metoda vurarak hem dinci kalabilecek, hem de olgularla ilgilenebilecektir. Her ikisinde de pratik fayda bulduuna gre, bunlar birbirinden ayrmay dnmemektedir. Grgcler Tanr dncesine, istedikleri kadar, teekkr ederiz, kullanmyoruz desinler, pragmac pratik fayda bulduu srece onu kullanmakta devam edecektir. Pragmaclara gre bir dnce, yaaymz iin elverili olduu srece dorudur. yidir yerine dorudur diyebiliriz, nk bu iki kavram birbirinin ayndr. Doru szc, inan alannda iyi olduunu ispat eden her eyin addr. Doru olan, belirli sebepler dolaysyla ayn zamanda iyidir. Bizim iin neye inanmak daha iyi olurdu, dersek, bu sz u anlama gelir: Neye inanmak zorundayz? Bu sorunun karl udur: nanlmas bizim iin daha iyi olan eye inanmak zorundayz. u halde, bizim iin daha iyi olanla bizim iin daha doru olan arasnda hibir bakalk (difference) yoktur. Pragmatik metot, doru'yla iyi'yi birletirmektedir. Bundan u sonu kyor: Erdem, yaaymz iin elverili olduu srece, pratik fayda salad hallerde dorudur. Pragmaclar soyut dncelere, deney ncesi dncelere de kendi metotlarn uyguluyorlar. Onlara gre doru dnce (a priori fikir), pratikte dorulanabilen bir dncedir. Bir dncenin gerei, ona yapk, hareketsiz bir zellik deildir. Gerek, dncenin bana gelen bir eydir. Bir dnce, kafamzda dururken doru olamaz. Ancak doru bir hale gelebilir, olaylar yznden dorular. Onun gereklii, geer hale girmesiyle olur. Sonsuz derecede faydal ya da sonsuz derecede zararl bir gereklikler dnyasnda yaamaktayz. Doru dnce bizler iin nemlidir. Bir ormanda kaybolursanz, alktan lmek zere bulunursanz, kei yoluna benzer bir ey grnce bu yolun sonunda insanlarn oturduu bir evi dnmeniz ok nemlidir. Burada doru dnce faydaldr, nk konusu olan ev faydaldr. Doru dncenin pratik deeri, bu dnceye karlk olan nesnelerin pratik deerinden kmaktadr. Gerekte bu nesneler her zaman iin faydal olmayabilirler. rnein, kei yolunun sonundaki ev, bo bir evse, alktan lmek zere bulunan sizin iin hibir faydas yoktur. Ama, her nesne bir gn, bir zaman nem kazanabileceinden, herhangi bir durumda dorulanabilecek (verification) bir genel dnceler stokunu elde bulundurmamz faydaldr. Doru szc dorulama srecini harekete Sayfa 319

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi getiren bir dncenin, faydal szc onun deneyde tamamlanan grevinin addr. Doru dnceler, faydal olmadka, deer belirten bir ad kazanamazlar. Kuramla olgu, soyut dnceyle ie yarar pratik arasndaki bu birleme, lsz derecede bereketlidir. Hakikat (gerek) dnrken bize faydas olan eydir, nasl ki hak da eylem halinde bize faydas olan eydir. nsanlar iin gerekli olan, uygun olan i grecek bir kuram bulmaktr. te pragmaclk, bu kuramdr. James'e gre: nsann evrendeki durumu kedinin kitaplktaki durumu gibidir, grr ve dinler, ama hibir ey anlayamaz. yleyse insan iin tek gereklik, uygulama alannda iine yarayan gerekliktir. Hristiyanlk dini de pek ie yarar bulunduu, insan lm korkusundan kurtard ve ktlklerin tanrsal dzeyde nasl olsa yok olacan vaadederek birtakm yersiz kukulardan koruduu iin geerlidir. nsan, hibir ey anlamakszn iinde bulunduu ve duyusal tutkularla kavrulduu bu dnyada karna bakmaldr. Pragmacla gre her dnce, yaaymz iin elverili olduu srece dorudur. Doru szc dorulama srecini harekete getiren bir dncenin, yarar szc de onun deneyde tamamlanan grevinin addr: Doru dnceler yararl olmadka deer belirten bir ad kazanamazlar. Pragmaclar dnyann nesnel gerekliine gzlerini kapamlardr. Gerek, kendi yararmza gre belirmekle, zneldir. Bu bakmdan pragmaclk tekbencilie (solipsizm) varmaktadr. Her ey ben'im ve her ey benim iindir. Bu kanysa pek ak olarak sama bir kandr. Bilinemezci ynleri de bilgiyi yadsmakla eylemsel uygulamay kksz brakmaktadr. Uygulama, bilgisizlii deil, tam tersine bilgiyi gerektirir. nsan eylemi etkili olabilmek iin nesnel yasalarn bilgisine dayanmak zorundadr. Bundan baka gerei yararllkta bulan pragmatizm, her trl zorbaln savunucusudur. Bilgiye srt evirmekle bilime de kar kan pragmaclk, dnsel ve uygusal eylemi gnlk karlara balamakla amzn mzmz felsefelerinin en sudan rneklerinden biridir. OLMAK YA DA OLMAMAK. XVi'nc yzylda William Shakespeare, nl trajedyasnda prens Hamlet'in azndan yle diyordu: Olmak ya da olmamak... te sorun. XX'nci yzyln Hamlet'leri yok mu sanrsnz? Ama onlar Danimarka'l Hamlet kadar saf ve ak yrekli deiller, lakrdy bir hayli dndrp dolatracaklar. XX'nci yzyl idealizmi Amerika'da ie yarayan bir kuram ilerisrerken Avrupa'da da hibir ie yaramayan bir kuram gelitirilmektedir. Bu kuram, varoluuluk (egzistansiyalizm)'tur. znel dnceci, tekbenci, usaaykrc, bilime kar ve bilimd niteliklerle bezenen bu szde reti anamalc retim dzeninin byk bunalm yllarnda (1930'larda) bu bunalmn bulank kafalarda yansmasndan meydana gelmitir. Ekonomik bunalmn aresizlii iinde rpnan kk burjuva aydnlar, Danimarka'l gizemci Soeren Aabye Kierkegaard (1813-1855)'n dinsel gizemsel varsaymlarna yapmlar ve bu abuksabukluklardan elbirliiyle bir moda felsefe oluturmaya almlardr. Dnya genliinin bir blm, bilgisizlikleri (yzeyselin altndaki gerekleri grememeleri) yznden bu modaya kaplmlardr. Bundan tr de dnyann hemen her yerinde, szde kendi kendilerini varlatran gen hipi'ler tremitir. Hipi (ng. Hippy)'ler varlklarn, topluma bakaldrmak ve her trl deeri hie saymakla, oluturduklar kansndadrlar. Kullandklar uyuturucu maddeler de bu olumann bayardmclardr. Bylesine somut rnler de veren varoluuluk, Avrupa'nn birok kk burjuva dnrnce elbirliiyle Sayfa 320

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi oluturulmutur. Varoluuluun szm ona dnsel temelinde, Kierkegaard'n ermiliiyle birlikte Nietzsche'nin delice sabuklamalar, Husserl'in olaybilimi, Dilthey'in yaam felsefesi ve hatta ozan Rilke'nin dsel dizeleri yatar. Kendilerine sorarsanz Sokrates, Augustinus, Pascal, Main de Birand ve hatta Descartes vb. da varoluuluun temellerini atanlardandr. Varoluuluk deyimi, ilk kez, 1929 ylnda yenikant Alman dnr F. Heinemann tarafndan kullanlmtr. Varoluuluk; Gabriel Marcel (1889-1973), Jaspers (1883-1969), Nicolas Berdiaeff (1879-1948), Lev Chestov (1866-1938), Martin Buber (1878-1965) taraflarndan tanrc bir dzeyde ve Martin Heidegger (1889- ), Jean Paul Sartre (1905-1980), Albert Camus (1913-1960) taraflarndan da tanrsz bir dzeyde oluturulmutur. Merleau Ponty, Simone de Beauvoir vb. gibi pek ok izleyicileri de vardr. Varoluuluk, ben'le varolu'un ayrlmazl dncesinden yola kar. Bunu yaparken de gizemci bir Hristiyan dnrn temel alr. Gizemci Kierkegard'a gre insan, tanr ve ne etse nleyemeyecei lmsel hilik karsnda tirtir titreyen zavall bir yalnz yaratktr. zellikle tanrtanmaz varoluular, bu varsaymdaki tanr korkusunu bir yana brakp lm korkusu'na byk nem verirler. lm korkusuyla titreyen bu insan ne olduunu bilmiyor, sadece varolduunu biliyor. Demek ki ben'le varolu zdetir. yleyse bu bensel varolu sorunu, lmsel hilik karsnda nasl konulmaldr? Varoluular bu soruya yle karlk verirler (zellikle Sartre'n anlayn dilegetiren aadaki para Asm Bezirci'nin evirisinden yararlanlarak zetlenmitir): nsan, zn kendi yaratr, zn kendi yaratan tek nesne insandr. nsandan baka her nesnede yap, varolutan nce gelir. nce varolup, sonra kendini yapan sadece insandr. rnein masa, bir masa dncesine gre varedilir. Neye yarayaca, nasl olaca nceden dnlerek yaplr, masann z varlamasndan ncedir. Yalnz insandr ki nce varlar, sonra zn yaratr; nasl olacan, neye yarayacan kendisi izer. nsan varolmadan nce tanmlanamaz, nk varolmadan nce hibir ey deildir. Ancak varolduktan sonra bir ey olacaktr, hem de kendisini nasl yaparsa yle olacaktr. Salatalk salatalkln, eek eekliini, tebeir tebeirliini kendi yapmaz ama, insan insanln kendi yapar. Demek ki bu yap, keyfe bal bir yaptr. yleyse bu keyifsel zgrlk de, lmn tesindeki hilik karsnda bouna bir abalamadan ibarettir. Ama varoluular, byle demiyorlar elbet. Descartes'n cogito'sundan yola ktklarn sylyorlar, dnyorum, yleyse varm (Fr. Je pense donc je suis). Onlara gre bilincin kendiliinden ulat mutlak gerek sadece budur. Herhangi bir gerein var olabilmesi iinse ortada mutlak bir gerein bulunmas gerekir. Bu gerek, insann, bir aracya bavurmakszn kendini anlamas, zn bilmesi gereidir. nsan, bu gerekle, kendinden bakalarna da varmaktadr. nsan, kendi gereklerine varabilmek iin bakalarnn iinden geecektir. Bakalar, insann hem varolmas, hem de kendini bilmesi iin gereklidir. Oysa gene de kendini yapan, sadece, insann kendisidir. Bakalarnn iinden gemesi, yaptn deerlendirmek iindir. Varoluularn bu dnceleri, Descartes'dan yola ktklar halde, Descartes'n dncesine kardr. lkin, Descartes'n ben'i, kendini yapan bir ben deil, dnen bir bendir. Dnme, bilin demek olduuna gre, ben tmyle bilintir, keyfe gre davranmaz. kinci olarak, Descartes'n ben'i, bizzat dnmez, tersine, onda dnen bir ey vardr, bir bakma kendi ben'inden ayr ve bamsz bir tz vardr; dnceler, kendisinin deil, bu tzn dnceleridir. Varoluulara gre ilkin insan vardr. nsan, nce dnyaya gelir, varolu, ondan sonra tanmlanp Sayfa 321

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi belirlenir. Kendini nasl yaparsa yledir. nsan; bir hyar deildir, bir yosun deildir, gelecee doru bir atltr, bir gelecek bilincine vartr, kendini yaayan bir tasardr. nsan zn kendi yaratr: Dnyaya atlarak, orada ac ekerek, savaarak... insan sorumludur. Varlk zden nce geldiine gre, insan ne olduundan sorumludur. zn kendisi tasarladna gre sorumluluunu da omuzlarna yklenmesi gerekir. Hem bu sorumluluu sadece kendisine kar deildir, btn insanlara kardr. nk insan kendini seerken btn insanlar da semi olur, olmak istediini yaratrken herkesin nasl olmas gerektiini de tasarlar. nsan evlenmekle, evlenmeyi btn insanlara salk vermi olur, sadece kendini deil, btn insanlar da balar. Yeil gzeldir derken yeilin btn sorumluluunu da yklenir. Bir gazeteye abone olurken artk o gazeteden tr btn insanlara kar sorumludur, nk o gazeteye abone olmak gerektiini tasarlamtr. Bylelikle insann sorumluluu btn ana yaylr, btn evreni kucaklar. Bu sorumluluk korkun bir sorumluluktur, usuz bucakszdr. rnein bir Fransz bir Afrika olayndan sorumludur, Lumumba'nn ldrlmesinden sorumludur. Gelenekiyse, Lumumba'y ldren gelenekilik tasarsdr, sorumludur. Geleneki deilse, gelenekilii henz yok edemediinden tr Lumumba ldrlmtr, sorumludur. nsan, bu sorumluluun btn ykn omuzlarnda tamakla insanlar. rnein bir Hristiyan sendikasna giren bir ngiliz iisi, alnyazsna katlanmay tasarlamakla, sadece kendisini deil, in'deki iileri de balam olur. nsan, kendini seerken btn insanlar setii gibi, btn insanlar seerken de kendini seer, kendine kar sorumlu olunca btn insanlara kar da sorumlu olur. Bunalt, sorumluluunu duymaktr. yleyse insan, bunaltdr. Sorumluluklarn maskeleyen bu bunalty azaltabilirler, gene de ileri rahat deildir. Gerekte, balanan, sadece olmak istedii kimseyi deil, bir yasa koyucusu olarak btn insanl seen kii, sorumluluk duygusundan da, onun sonucu olan bunaltdan da kurtulamaz. ou kimseler yaptklarnn yalnz kendilerini baladna, yalnz kendilerini sorumlu kldna kendilerini inandrmaya alrlar, gene de bir trl rahat edemezler. nk sorumluluk da, bunalt da insann insanlndan gelmektedir, edimlerinin sonucudur. Bunalt, insan eylemden ayrmaz, tersine, eyleme gtrr, eyleme zorlar. nsan zgrdr. Hem sadece zgr de deildir, zgr olmak zorundadr. nk yaratlmamtr, kendi kendisini yaratmtr. nk btn yaptklarndan, tutkularndan bile sorumludur. Tutkular, kt edimler iin bir zr deildir. nk yeryznde insana yol gsterecek, kendisinden baka, hibir ey yoktur. nk her insan, kendisinden ncekileri cannn istedii gibi yorumlayabilir. nsan yardmszdr, desteksizdir, bir banadr, braklmlk iindedir. nsann yapaca el dememi bir gelecek vardr, insan insann geleceidir. Bunun iindir ki, insan insan bulur. nsan, bir iaretin anlam zerinde karar verirken tek banadr, tek bana brakld iindir ki kendi varln kendisi seer. nsan, deerlerini kendi yaratr. nsan yaamaya balamadan nce hayat yoktur, hayata anlam veren yaayan insandr: Deer denilen ey, insann setii bu anlamdan baka bir ey deildir. Genel bir ahlak yoktur. nk dnyada insana yol gsterecek bir iaret bulunmamaktadr. Bu iaretlerin varlna bir an iin inansak bile onlar yorumlayan, tadklar falanca anlam seen gene bizleriz. nk t alaca kimseyi semekle insan kendini seer. Varoluulara gre hibir genel ahlak size yapacanz eyi syleyemez, yapacanz Sayfa 322

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi eye ancak siz karar verebilirsiniz. Bir iareti yorumlarken zgrsnz, dilediiniz gibi yorumlayabilirsiniz. ler, onlarn nasl olmasn kararlatrrsanz yle olacaktr. Gerekte, oluan aktan baka ak, bu akta grlen olanaktan baka olanak, kendini sanat yaptnda gsteren dehadan baka deha yoktur. nsanolu hayatna balanr, orada kendi resmini izer, bu resmin dnda hibir ey yoktur. nsan, kendi hayatndan baka hibir ey deildir. nsan, erdemlerini kendi yaratr. Korkak ya da kahraman olmak insann elindedir. Nitekim korkak her zaman korkaklktan kurtulabilir, kahraman her zaman kahramanlktan kabilir. Korkan korkakl cierinin, bbreinin korkak oluundan deil, kendini o duruma drmesinden gelir, edimleriyle kendini bir korkak olarak kurmasndan gelir. Bunun iindir ki korkak, korkaklndan sorumludur. nsan ancak elinden geleni yapabilir ama, yapmay tasarlad her ey de elinden gelir, insan, ahlakn kendi seer. stelik bir ahlak semeden de edemez, iinde bulunduu koullarn ar basks insan bir ahlak semek zorunda brakr. nsan, ahlakn seerken kendi kendini de kurmu olur. Sei, sebepsiz deildir. u halde, yle ya da byle bir ahlak seiimizin belli bir sebebi vardr. Bu sebep, duygularmzdan m domaktadr? Hayr, diyor varoluular. Duygularmzn bal bana hibir anlam yoktur, duygularmz ancak hareketlerimizle, edimlerimizle anlam kazanrlar. Harekete gememi duygu hibir ey deildir. Baka bir deyimle duygu, yaplan hareketlerle meydana gelir. Duygunun deeri edimlerden sonra ortaya kar. Duygunun deerini ancak onu dorulayan, belirleyen bir edimle, bir hareketle tanmlayabiliriz. Harekete gememi, hareket halinde belirmemi duygunun deeri olup olmad bilinemez. Duygu, insana doru yolu gstermez. Bu demektir ki, ne bizi harekete getirecek gerek durumunu arayabiliriz, ne de hareketimizi salayacak kurallar bir ahlaktan bekleyebiliriz. Seiimizin sebebi duygularmz deildir. Bu sebep, igdlerimizden mi domaktadr? Hayr, diyor varoluular. Btn insanlara zg ortak bir z, on sekizinci yzyl dnrlerinin dedii gibi (deimez bir insan tabiat) yoktur. nk insanda varolu, zden nce gelir. nsan nce vardr, sonra yle ya da byledir. nk insan zn kendi yaratr. gdlere inanmak, insandan nce varolan ortak bir ze inanmak demektir. Varoluuluksa bunun tam tersini savunmaktadr. Bu sebep, bakalarnn hareketlerinden mi domaktadr? Hayr, diyor varoluular. Geri insan kendini tanmak iin bakalarnn iinden geer, ama kendini yapan sadece kendisidir. nsan yardmszdr, desteksizdir, bir banadr. t alaca kimseyi semekle insan kendini seer. rnein eit eit kei var, bir keiten t almak isteyen bir Hristiyan t alaca keii seerken, almak istedii d de semi olur. Varoluuluk, bunu bildii iindir ki; zgrsnz, yolunuzu kendiniz sein, demektedir. Bu sebep, toplumdan m domaktadr? Hayr, diyor varoluular. Topluma gvenemeyiz. nk zgrdr kiiolu, stne yaslanabilecei bir insan tabiat da yoktur. Toplumun nereye ynelecei bilinmez. Bir de bakarsnz biz ldkten sonra faizmi kurmaya kalkrlar, bizim iin bunca kt olan faizm, o zaman insancl bir gerek haline gelir. Kald ki insan bir bana braklmtr, varoluuluun k yeri bireyin znelliidir. Putatapar bir toplumda insan kle, derebeyi ya da ii olarak doabilir. Bu insan iin, toplumda da, deimeyen bir zorunluluk varsa o da udur: Dnyada yaamak, bir i grmek, bakalar arasnda bulunmak, lml olmak... te Fransz varoluusu Sartre bunlar sylemektedir. Bilim dman Hitler'ci Profesr Heidegger de bilim, hi de zorunlu deildir der. Sayfa 323

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Varolu, bilimsel soyutlamalardan kurtulmakla gerekleir. Gelimemi bir bilin; kayg, korku, kuku, tedirginlik vb. gibi insan kiiliinin nsel biimleriyle geliir ve insann znel varln meydana getirir. nsan, her an lmle kar karya olduunu duymaldr. nk ancak bylelikle bilimden, amalardan, ideallerden vb. (Heidegger bunlara varln putlar der) kurtulur ve her annn deerini bilir. Bir baka bilim dman varoluu Profesr Karl Jaspers'e gre, ar hastalklar, byk sular, lm tehlikesi vb. gibi varolua arpan olaylar snr durum (Grenzsituation)'dur. nsann kafas bu snra arpmakla bilimden kurtulur ve bilimin boluunu anlar. nsan, snr durumda varoluunu bir baarszlk olarak yaar (Bundan tr Jaspers'in anlayna baarszlk felsefesi Fr. Philosophie de l'echec de denir). Ama snr durumdaki bu baarszlk u baary salar: Varlk, baarszlkta kantlanr (Fr. Dans l'echec, faire l'epreuve de l'Etre). Daha ak bir deyile, kii, varoluuna bu baarszlkla kavuur. Jaspers yle der: Snr durumlar yaamak ve varolmak ayn eydir. Jaspers'e gre, temel snr durum, kiinin bizzat kendi varoluudur. Peki, kii kendi varoluunu kendi yaptna gre kendi yapt varolu kendisi iin nasl snr durum oluyor? Jaspers, bu soruya yapraklar dolusu sz oyunuyla karlk verir. Jaspers'e gre, kiinin her an yorumlamak zorunda bulunduu tek ey varln ifresi (Al. Chiffre fr das Sein)'dir. Kii, ancak bununla bilgi edinir, nesnel dnyay alglayarak deil. Peki, bu bilgiyle nereye varr? Jaspers bunu sylemese de kestirmek g deil. Ama sylyor: Akn kendinde varlk (Al. Das transzendentale Ansich Sein)'a ki bu da tanr deneyi demektir. Dorudur, ifre zmekle varlacak yer tam burasdr. Jaspers, lmeden nce, souk savan bir snr durum olmas dolaysyla kltrel bir deer tadn savunacak kadar bilimdla dmtr. Katolik Profesr Gabriel Marcel'e gre varolusal yaam, tanry kavramak iin gereklidir. Kii ancak varoluuyla tanrsna ular vb. Albert Camus'nn varoluuluu da samaclk adyla anlr. teki varoluular da aa yukar ayn eyleri sylemiler, ayn usaaykr ve bilimd znelcilii izlemilerdir. lerinde Sartre ve Maurice Merleau Ponty (1908-l961) gibi varoluuluu Markslkla birletirmek glnlne kalkanlar da vardr. Varoluu zgrlk ve sorumluluk anlaylar Sartre, Camus, Simone de Beauvoir gibi varoluular ilerici davranlara da yneltmitir; ne var ki bu davranlar, tm metafiziki ve idealistlerin davranlar gibi tutarszdr, bilimsel ierikten yoksundur. nk bizzat insan toplumsal koullardan yoksun brakmakla tarihe ters dm bulunmaktadrlar. ada dnceleri inceleyen bilimsel yaptlarda varoluuluk, usa kar felsefe deyimiyle nitelenir ve onun zellikle burjuva bireyciliinin kokumuluunu yanstt vurgulanr. Bundan baka varoluuluk, smr toplumlarndaki snfsal savam, tm topluma kar savama dntrp yozlatrarak el altndan anamalcln hizmetine de girer. Varoluuluk, grld gibi, nesnel varl insansal varla, insansal varl kiisel varla, kiisel varl da kiisel dnceye indirgemekte ve zorunlu olarak idealizme varmaktadr. Bu idealizm, Alman dnr Fichte'ninki gibi znel bir idealizmdir. Heideggere gre, evren, ancak iinde insansal varlk bulunduu oranda vardr. yleyse insann dnya stnde belirmesinden nce dnya da yoktu Kald ki bu dnya, varoluulua gre, insan trnn varlyla deil tek tek insanlarn kiisel dnceleriyle varlamaktadr. Bu sonu da varoluuluu kanlmaz olarak tekbencilie (solipsizm) gtrr ve kendimden baka hibir ey yoktur samasna vardrr. Sayfa 324

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Nitekim varoluulua gre evren, insan'a kardr, mantksal olarak anlalmazdr ve lm gibi fiziktesi bir anlalmazlkla son bulmaktadr. Varoluu Jaspers'e gre, felsefe yapmak, lmesini renmektir. Varoluuluun sorumluluk duygusu olarak gstermek istedii bunalm, gerekte bu lm korkusunun sonucudur. Bu korkuysa insan ancak kiisel karlarnn ve yaamnn eylemine itebilir, bakaca hibir olumlu toplumsal ya da bilimsel eyleme itemez. Varoluuluk, her bakmdan, tipik bir idealist retidir. Varoluulua 'gre insan, kendisini nasl yaparsa yle olur, edeyile ifti ifti olmak istedii iin ya da iftice dnd iin ifti olmutur. Bilim, bu varsaymn tam tersini tantlamaktadr; ifti ifti olduu iin iftice dnr, iftice dnd iin ifti olmu deildir. nsan, kendisini nasl isterse yle yapamaz, karmak d ve i koullarn zorunluuna baldr. nsann zgrl bu zorunluun bilgisine erierek zorunluun dorultusunda gerekleir. nsan, zgrln varoluu anlamda kullanmaya kalkarsa toplumla atmaya girer. Nitekim varoluular da topluma kar kmakta ve toplumun kiiyi bireyselliinden yoksun kldn ilerisrmektedirler. Oysa insan, toplumsal bir varlktr ve toplumdan koparlrsa lm korkusuyla titremekten baka yapaca hibir ey kalmaz. Kald ki insan toplumdan ayrarak bir bana ele almak, onu, metafizik anlaya uygun olarak soyutlamaktr. Varoluuluk, hangi bakmdan ele alnrsa alnsn, metafizik alanda boy gsteren bir reti olmaktan kanamamaktadr. Varoluuluun ayrc nitelii, kiisel tedirginlii, bu tedirginliin nedenlerini zmlemeye alaca yerde, topluma kar kmaya ynelterek gidermek istemesidir. Bu istekse, toplumsal bir anari dourarak kiisel tedirginlii bsbtn artrmaktan baka hibir sonu salayamaz. SAMA. Varoluuluk idealizmi, giderek, varl bsbtn yadsmaya varmaktadr. Bunu da, bir baka dnr Albert Camus (1913-1960) ilerisryor. Camus'ye gre, insan iin evren samadr, uyumsuzdur, akla aykrdr, bilinemezdir (absurdite de l'existence). Bu uyumsuzluu grmeniz iin de gzlerinizi amanz ve aklnz kullanmanz yeter. Bilim yoluyla olgular kavrayp sayabilirsiniz ama, evreni kavrayamazsnz. te aa, sertliini duyuyorsunuz; ite su, tadn alyorsunuz; ite yel, sizi serinletiyor. Bu kadarla yetinmek zorundasnz. Bilim, giderek, size, elektronlarn bir ekirdek evresinde toplandklar grnmez bir gezegenler takmndan sz edecektir. Bu, bir varsaymdr. O zaman dnp dolap sre geldiinizi ve hibir eyi bilemeyeceinizi anlayacaksnz. yleyse nedendi bu kadar aba? Bir gece yars yreinizin sorunsuz olduu bir srada, otlarn ve yldzlarn kokusu bu bilimin pek daha ounu retmemi miydi size? Evren rasgeledir, bounadr, hibir salamla dayanmamaktadr ve sizin iin lmle bitmektedir. Bu aydnla varan kii, iki yol tutabilirdi: Kendini ldrmek ya da evrenin tesini umut etmek... Bu iki yoldan birini ya da tekini tutanlar olmutur. Oysa bu iki yol da uyumsuzdur, samadr, akla aykrdr. Asla bilinemeyecek olann umuduyla bilinenin kendini yadsmas uyumsuzluun ta kendisidir. Bu gerei daha iyi anlayabilmek iin uyumsuzu tanmlamak gerekiyor: Uyumsuz, bir kyaslamadr. Bir baka deyile, uyumsuz, kyaslananlarn ne birinde ne de tekindedir, her ikisinin karlamasndadr. nsan, kendi erevesi iinde uyumludur; dnya kendi erevesi iinde uyumludur; uyumsuzluk, bu iki uyumlunun kyaslanmasndan doar. nsan aklk isteindedir, karsndakiyse bu aklk isteine karlk vermez, ite uyumsuzluk buradadr. Her eyi bilmek isteyiimizin karsnda aklmz gszdr. Akln beceremediini becermeye kalkan ruh da Sayfa 325

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi elimelerle samalamalar bulur sonunda. Karmzda anlamn kavrayamadmz bir evren var. Gerek u ki, biz bu evreni tanmyoruz. Kesin bilgileriniz bizi evreleyen duvarlarla snrldr. Bu duvarlarn dnda kocaman bir boluk, bir akla aykrlk dzeni uzamaktadr. lmek zorunluu fiziktesi bir rezalettir. Deney tesini gerekletirmekte gsz, deneyin derinliklerine inmekte yetersiz, baarszlklarla altst olmu insan sonunda bu, rezaletle rezil olmak zorundadr. Bir tokatn iz brakmaz olduu bu cansz bedenden ruh silinmitir. te macerann bu ilkel ve kesin yan, uyumsuzluk duygusunun zn meydana getirir. Bu kaderin lml altnda faydaszlk belirmitir. Bu durumumuzu buyruklar altnda tutan kanl matematikler karsnda hibir tre, hibir aba, deneye dayanmayan bir dnceyle hakl krlamaz. teden beri bilinen bu gerein sonucu ilgilendiriyor Camus'y. Karln bulmaya alt soru 'udur: yleyse ne yapmalyz? steyerek lmeli miyiz, yoksa ne olursa olsun umut mu etmeliyiz? Yukarda da sylediimiz gibi Camus, bu iki yolu da uyumsuz bulmaktadr. Aalar iinde bir aa, kediler iinde bir kedi olsaydk sorun zlm olurdu. nk o zaman biz de susan evrenin susan bir paras saylrdk. Oysa bizim sesimiz var. Bilinli aklmz bize bu oyunu oynayan, insanlmz bizi evrenin karsna karan. Bu ayaklanmz, bo bir gururun rn deildir. Bu badndrc izgide durmasn bilmek, ite drstlk budur, gerisi kaamaktr. Dnyann uyumsuzluu ondan umut ya da kendini ldrmeyle syrlvermeyi gerektirmez. nsann gerek abas, onun stnde mmkn olduu kadar ok kalmaya, onun acayip bitkilerini incelemeye almak olmaldr. Dnyaya bakyoruz. Onu, yzyllardan beri, kendi verdiimiz biimlerle, izgilerle grmeye almz. Bu yapmackl srdrmeye gcmzn yetmedii ya da bu oyunun artk bize bkknlk verdii bir anda bir aacn, bir tan bize ne kadar uzak, bizden ne kadar habersiz ye bizim iin ne kadar kavranlmaz olduunu, sezinleriz. Uyumsuzluk maceras bylece balar. Hele bu sezginin stne lmek rezillii de eklenirse soru btn gcyle karmza dikilir: yleyse ne yapabiliriz? Yapabileceimiz tek ey var, diyor Camus, yaamak... Bu dnyann kendisini aan bir anlam var mdr, bilmiyorum. Ama bu anlam bilmediimi, renmenin de benim iin imdilik imkansz olduunu biliyorum. Durumumun dnda olan bir anlamn benim iin anlam ne?.. Ben, ancak insan terimleriyle anlayabilirim. Dokunduum ey, bana kar direnen ey, ite budur benim anladm. yleyse anladm brakmamalym. Bana alabildiine ak grneni, bana kar bile olsa, tutmalym. Vaktiyle hayatn yaamaya deer bir anlam olup olmad sorulurdu. imdiyse ne kadar anlamsz olursa o kadar daha iyi yaanaca biliniyor. Yaamak, uyumsuz'u yaatmaktr. Uyumsuzu yaatmaksa her eyden nce ona bakmaktr. Eurydice'in tersine, uyumsuz ancak kendisine srt evrildii zaman lr. nsanla kendi karanlnn bu srekli karlamas, tutarl olan pek ender felsefe durumlarndan birini meydana getirmektedir. nsann bu ahlan, ne ezici bir kaderin gvenliidir, ne de bir boyun ei. Bu, uyumsuz bir zgrlk, gerek bir zgrlktr. Artk hibir ama beni ksteklemeyecek, beni tutsak edemeyecektir. Biliyorum ki, yarn yoktur. Uyumsuz insann btn yapabilecei, her eyi olduu gibi, kendisini de tketmektir. Uyumsuzun ilk gerei meydan okumadr. Bu Sayfa 326

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi meydan okuma, bu ahlan hayata gerek deerini verir, bir hayatn uzunluu stne yaylm olarak bykln yeniden yerine getirir. Gzleri balanmam bir insan iin kendisini aan bir gerekle arpan zekann grnm kadar gzel bir grnm yoktur. Uyumsuzun ikinci gerei, hayattan baka her eye kar ilgisizliktir ki, aldnda ykln ve hiliin balad o snrl ve saydam evrende yaamay kabul ettirir kiiye, Artk bir deerler sralamas, bir seme, bir yeleme yoktur kii iin. Bu, bir erdemsizlik midir?.. Hayr, diyor Camus, ben burada insann susuzluu ilkesinden yola kyorum. Uyumsuz insann dorulanabilecek hibir eyi yoktur. Uyumsuz kiinin benimseyebilecei tek erdem, kendini zorunlu klan erdemdir. Btn treler, bir davrann kendini hakl ya da haksz klan sonular bulunduu dncesi stne kurulmutur. Uyumsuza varm bir insan bu sonularn ak yrekle ele alnmas gerektiini dnr sadece, demeye hazrdr. Onun iin sorumlular bulunabilir ama, sulular yoktur. Gemi deneyden gelecek davrann dzenler. Hem snrl, hem de azna kadar mmkn eylerle dolu olan bu alanda hibir ey nceden kestirilmez. Uyumsuz kiinin usavurma sonunda anlayabilecei eyler tre kurallar deil, aydnlatmalardr. Bir kiinin koullar deil, yenilgileri yarglar kendisini. Uyumsuz insan iin iyilik yerini cmertlie, birlik yerini cesarete, efkat yerini erkekil susua brakmtr. Bir tre sorunu karmaz kendisine, bu konuda herkes gibidir. Onun tresi, bir nitelik tresi deil, bir nicelik tresidir. yle grnmekle yle olmak birdir onun iin. nsan, kendi kendisiyle biter, tesi yoktur, bir ey olmayan evrende, insanca olan ve yalnz bu olan her eyin daha yakc bir anlam tadn bilir. Gerilmi yzler, tehlikeye dm kardelik, insanlar arasndaki gl ve utanga dostluk geici olduklar oranda gerek zenginliklerdir., Tinsel varlk gcn ve snrlarn en iyi bunlar ortasnda duyar. Albert Camus, Sisyphe Efsanesi adl yaptnda bu uyumsuz dnyada uyumsuz oyunu (hayat) en iyi oynayan drt oyuncuyu inceliyor. Bu oyuncular unlardr: Donjuan, aktr, fatih ve sanat... Bu drt oyuncu da uyumsuzlukla aydnlanm kiilerdir. Mutludurlar. Mutsuzluu douran bilmemek ve umut etmektir. Onlar bilirler ve umut etmezler. Onlarn yaamalarnda, nicelik tresi elle tutulurcasna grlr. Ortak yanlar sonu, ne almalarnda ve mrleri boyunca pek ok sonlar yaamalarndadr. Bir kadn, sana ak verdim en sonunda... diye barr. Donjuan'a. Donjuan glmser; en sonunda m? der, hayr, fakat bir kez daha. Uyumsuz kiinin nitelii vardr: Kafa tutma, zgrlk, eitlilik... te bu drt oyuncu, bu nitelii en iyi biimde gerekletirmektedirler. ster ak, ister oyun, ister fetih, ister yaratm olsun, bu birleik kafalar giritikleri ilerden de kurtulmasn bilirler. Eserlerinde var olmayacaklarn kabul edecek dereceye gelmilerdir, bylece, bireysel hayatn derin faydaszln tketmektedirler. Hayatn uyumsuzluunu grmek onlara btn arlklara dalmak hakkn vermitir. Kalan ey, biricik k yolu, lmcl olan bir kaderdir. lmn bu tek kanlmazl dnda, sevin ya da mutluluk, her ey zgrlktr. Biricik efendisinin insan olduu bu dnya devam eder. Dncenin kaderi, kendi kendinden el ekmek deildir artk, imgeler halinde sramaktr. Elendiren ve krletiren Tanrsal masal deil, ilerinde g bir bilgelik ve yarnsz bir tutkunun zetlendii yeryznn mal olan yz, eylem ve dramdr. Efendisiz olan bu evren, onlara ne ksr grnr, ne Sayfa 327

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi de deersiz. Tanrlarca, bir kayay durmamacasna bir dan tepesine kadar yuvarlayp karmakla cezalandrlan Sisyphe'in sessiz, gsterisiz sevincini duyar onlar. Kaderleri kendilerinindir. Geceyle dolu bu dan her madensel parlts, tek bana, bir dnya meydana getirir. Tepelerle arpma bile bir insan yreini doldurmaya yeter nk. Sisyphe mutludur. Albert Camus, 1945 ylnda yaynlad bir denemede dncesini u szlerle biraz daha aklamaktadr: stnde durduumuz sknt, btn bir an skntsdr. Biz kendi hayatmzdan ayrlmak istemiyor, kendi tarihimiz iinde dnmek ve yaamak istiyoruz. Biz, inanyoruz ki, bu hayatn gereine ancak herkesin kendi dramn sonuna kadar yaamasyla eriilebilir. amz nihilisme'den ok ektiyse aradmz treye nihilisme'i bir yana brakmakla varlamaz. Hayr, her ey yadsma ve uyumsuzda bitmiyor, biliyoruz bunu. Ama nce yadsmay ve uyumsuzu ele almal. nk bizim kuamz ilkin onlara rastlad, u halde ilkin onlarla kozunu paylamak zorundadr. Camus, ikinci Dnya Sava'ndan sonra yaymlad Bir Alman Dosta Mektuplar, drdnc balkl denemesinde de unlar sylemektedir: Birlikte inanyorduk ki, bu dnyann yce bir anlam yok ve bizler ezilmi, umutlarn yitirmi insanlarz. Siz bundan u sonuca vardnz ki, iyiyle ktye insan diledii anlam verebilir. Madem ne insanca, ne de Tanrca hibir eit tre yoktur dediniz, yleyse bu dnyada yalnz hayvanlar gden gler vardr, yalnz zor ve kurnazlk vardr. yleyse insan hitir ve ruhu ldrlebilir dediniz. Sizce tarihlerin en lgnnda insann yapaca tek i, stnlk peinde komaktr. Sizce lkeler fethetmekten baka tre olamazd. Nerede ayrlyorduk, biliyor musunuz? Siz umutsuzluu rahata kabul ediyordunuz, bense etmiyordum. Siz insan kaderindeki hakszl kabul edip ho gryordunuz, bense dnyann hakszlyla savamak iin hakk ne srmek, mutsuzlua kar koymak iin mutluluk yaratmak gerektiine inanyordum. Siz umutsuzluu bir taknla vardrdnz; bense umutsuzluu ve bu dertli dnyay kabul etmeyerek insanlarn birlemesini ve kt bahtlarna kar birlikte savunmalarn istiyordum. Gryorsunuz ya, ayn ilkeden iki ayr tre karmz. Ben bu dnyann yce bir anlam olmadna inanyorum ama, onda bir ey bulunduunu da biliyorum. Bu ey, insandr. nk bir anlam arayan tek varlk odur. Bu dnyada hi deilse insann gerei var ve bizim devimiz onun kaderine kar koymasna yardm etmektir. Dnyann insandan baka anlam yoktur. Hayat anlaymz kurtarmak istiyorsak insan kurtarmalyz. nsan kurtarmak, onu kesip bimemek, yalnz onun dnebilecei doruluu bulmasna imkan vermektir. Siz zaferi umutsuzluun ezici gcnde buldunuz, bizce insann kazanaca en byk zafer, mutluluudur. Bu zaferse insann kendi kaderine kar kazanabilecei bir zaferdir. Madem bu i bitti, artk size rendiimizi syleyebiliriz: Kahramanlk hi de g bir ey deilmi, g olan mutlulukmu meer. Drt yldr bize bol bol gsterdiiniz korkun sahnelerde igdnz kadar aklnzn da pay vard. Bunun iin yargm topyekun olacak: Siz benim gzmde lmsnz. Ama o korkun davrannzn hesabn soracam zaman unutmayacam ki, siz ve biz ayn yalnzlktan yola ktk, siz ve biz btn Avrupa'yla birlikte ayn kafa trajedyasnn iindeyiz. Sizin gcnz ykmak istiyoruz, ruhunuzu deil. Gryorsunuz ya, sizi bizden gl yapan ey gene de sizde kalyor, ama bizim size stnlmz yapan da budur. Dnyay sulandrmakta hi de gevemi deiliz. Yeni bilgimizi o kadar Sayfa 328

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi pahalya dedik ki, amz umut krc grmekte devam ediyoruz. Btn bunlarla ne kazandk? Birka yeni dnce ki, onlarn da, kimilerimizin daha iyi lmesine yardm etmekten baka bir faydas olmayacak. Evet bu umut krc bir eydir. Ama biz, bunca hakszla layk olmadmz tantlamak istiyoruz. Kendimize verdiimiz dev bu, yarn balayacamz i de budur. Camus'ya gre mutluluk, dnyay ondan hibir ey beklemeden sevmektir. Dnya, eitli gzelliklerle kaynamaktadr. 1950 ylnda, Sisyphe'ten sekiz yl sonra yazd bir baka denemesinde de unlar sylemektedir: Her eyin anlamsz olduu, her eyden umudu kesmek gerektii dncesiyle nasl kalr insan? Her eyin anlamsz olduunu sylediimiz anda bile anlaml bir ey sylemi oluyoruz. Dnyann hibir anlam yoktur demek, her trl deer yargsn ortadan kaldrmak olur. Oysa yaamak kendiliinden bir deer yargsdr. lmeye yanamad srece insan yaamay seiyor demektir. O zaman da, yaamaya bir deer veriyor demektir. u var ki, en koyu umutsuzluum iinde umutsuzluu amann yollarn aradm ben. Kara da olsa, eserimizin gbeinde tkenmez bir gne parlyor ki, o da bugn ovada, tepelerde baran gnetir. Albert Camus, bu baran gnei sezmeye balad bir srada, 4 ocak 1960 gn, krk yedi yandayken, Yonne'da bir otomobil kazasnda ld. Pindare'n u msra, eserini zetlemektedir: Ruhum, lmsz hayat isteme, mmknn alann tket. Grld gibi Albert Camus'nn iirli bir dille anlatt bu varsaymlar, bilimsel adan byk yanlglar ve bilimd pek ok yarglarla doludur. lkin, evreni usaaykr bulmakla usaaykrcln tm bilimdln yklenir. kinci olarak, hibir ey bilmediimizi ve asla bilemeyeceimizi ilerisrmekle bilinemezciliin bilime aykrlyla donanr. nc olarak, nesnel gereklii insansal varla ve insansal varl da bireysel varla indirgemekle znel dnceciliin ve tekbenciliin bilimsellikten yoksun tm zrva sonularnn iine der. Drdnc olarak, tek felsefesel sorunun kendini ldrme (intihar) sorunu olduunu savlamakla bilimsel felsefeyle hibir ilgisi bulunmadn ve felsefeyi bir kk snf rencisi kadar bile kavramam olduunu ortaya koyar. Beinci olarak, bireyi toplumdan soyutlamak ve topluma kar karmakla bireyciliin tm gszln tar. Altnc olarak, Schopenhauer ve Nietzsche ktmserliini tm bilimdlyla srdrr. VARLIIN BLM. amzn idealistleri ok verimlidirler. Bo durmuyorlar, reti stne reti ilerisryorlar: Bunlardan biri de varlkbilim (ontoloji) adn tayor. Metafiziin bir dal olarak gelitirilen ve metafizik yapsn deitirmeksizin eitli anlamlarda kullanlan varlkbilim deyimi, duyud ve zdeksiz bir varlk tasarmnn temel yapsn, trlerini ve biimlerini inceler. ada varlkbilimci Hartmann'a gre varlkbilimin teki bilimlerden bakal, teki bilim dallarnn bir iblm anlay iinde var olan' eitli alanlara blerek sadece o belli alanlarda aratrmalarna kar varlkbilimin var olan' btnl iinde ele almasndadr. rnein astronomi gksel varlklar, jeoloji madensel varlklar; botanik bitkisel varlklar, fizyoloji insansal varl inceledii halde varlkbilim btnyle varln varolu ilkelerini inceler. Var olan' var olan olarak incelemek anlamndaki varlkbilim anlay, antika Yunan dnr Aristoteles'le (.. 384-322) balar. Aristoteles'in ilk felsefesi bir varlkbilimdir, var olan var olduu gibi inceleme deyimi Aristoteles'indir, Sayfa 329

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi varlkbilimin ada temsilcisi Alman dnr Nicolai Hartmann tarafndan da kullanlmtr. Varlkbilim deyimi, varlk anlamna gelen Yu. ontos deyimiyle bilgi anlamna gelen Yu. logos deyiminin bileimi olarak ilk kez Aristoteles tarafndan kulanllmtr. Ortaada Aquino'lu Thomas, Aristoteles'in bu almasn tanrnn yaratt varlklarn bilgisi olarak tanmlar. Aristoteles'in tm zdeki elerini budamakla nl Thomas, Katolik inaklarna (dogmalarna) felsefesel bir temel bulabilmek iin bu Aristotelesi metafizikten yararlanmaya almtr. XVii'nci yzylda Alman dnr Christian Wolf, varlkbilimi, temel ilkeler bilimi olarak tanmlar ve duyud zdeksiz bir varlk tasarmnn temel yapsn, trlerini ve biimlerini inceler. Tarihsel srete Kant, Schelling ve Hegel gibi byk Alman idealistleri varlkbilim'e kar kmlardr. Varlkbilimin kofluu ve ne id belirsiz inaksall bu dnrlerin gznden kamamtr. Varlkbilimin yerine Kant deneyst felsefe'yi, Schelling akn dncecilik'i ve Hegel mantk' nermilerdir. Ne var ki varlkbilim Husserl, Heidegger, Hartmann vb. gibi dnrlerce, teki bilimlerle ilgilenmeksizin, metafizik kurgularla gelitirilmeye allmtr. zellikle Alman dnr Nicolai Hartmann tarafndan gelitirilen yeni varlkbilim ya da eletirel varlkbilim szde nesnel bir temele dayanma savyla yola kar. Nesnellik savnda hakldr, ama bu nesnel dnceciliin nesnelliidir. Nicolai Hartmann, yeni varlkbilimin gerekesini yle anlatr (bkz. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi felsefe blmnce yaymlanan Felsefe Arivi'nin 1, 2 ve 3. saylarnda yer alan Takiyyettin Mengolu'nun evirdii Nicolai Hartmann'n yazs; Almanya'da yeni ontoloji cereyan): nsan dnyada tek bana deildir, varlk ilikilerinin oluturduu geni bir dizge iindedir. Bu dizge, ona zg deildir, insann bulunmad yerde de vardr. nsann da bir paras bulunduu dnya varlk ilikileri'yle kurulmutur. nsan kendisini bu ilikilerden soyutlarsa iinde yaad dnyay btnyle kavrayamaz. Varlk ilikilerini tanmadan ne tarihin oluumu ve ne de yaamn toplumsal biimleri anlalamaz. Etkinlik, isteme, umma, korkma vb. gibi insansal davranlar da bu ilikilerle ilgilidir. Demek ki bu ilikiler bilinmedike insann tinsel yaps da anlalamaz. Bundan trdr ki, bir felsefesel temel bilim aramak zamanmzda bir gereksinme olmutur. Bu gereksinme bizi, Aristo'dan beri ilk felsefe (Prima Philosophia) roln oynayan bir disipline, var olan var olduu gibi inceleyen bir bilgiye, edeyile varlkbilime gtrmektedir (Bu paray Hartmann'n ad geen yazsndan olduu gibi aktarmadm, o yazdan anladm zetledim ve kimi szcklerin altn izdim. O. H.). Hartmann, bu varlk ilikilerinin de neler olduunu Zur Grundlegung der Ontologie (1935), Mglichkeit und Wirklichkeit (1939) ve Aufbau der realen Welt (1940) adlarn tayan ciltlik yaptnda anlatmaktadr. Hartmann, nce, aralarnda bir ballk bulunduuna da deinmekle beraber, bilgi dzeni (La. Ratio cognoscendi)'yle varlk dzeni (La. Ratio essendi)'ni birbirinden ayrmak gerektiini tlyor ve imdiye kadar dlm olan tm yanlglarn bunlar birbirine kartrmaktan doduunu ilerisryor. Ona gre, varlk dzeninde, alttan ste doru ylece sralanan drt basamak (Al. Stufe) var: zdeksel (maddi) varlk basama, rgensel (uzvi) varlk basama, ruhsal (ruhi) varlk basama, tinsel (manevi) varlk basama. Burada kullandmz alt ve st deyimleri, Hartmann'a gre, birer deerlendirme deildirler; sadece basaman Sayfa 330

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yalnln ya da karmakln gsterirler, edeyile basamaklarn en yalnc zdeksel ve en karma tinsel olandr. Hartmann'a gre felsefenin en byk yanlgs, temel ilkenin ya da evrenin nedeninin bunlardan sadece birinde, edeyile tek'te aranmasdr. Bu sorunun yantn zdekilik zdeksel basamakta, metafizik ve idealizm de tinsel basamakta aramlardr. Oysa bu basamaklar birbirlerine indirgenemez, daha ak bir deyile birinin yasalar brne uygulanamaz (Dikkat edilirse, Hartmann, felsefenin temel sorununu bylelikle dndalyor ve onu geersiz klyor. Buysa onu, aka, eletirdii idealizme balamaktadr). Hartmann'a gre her varlk basama, kendinden nceki varlk basamaklarn art koar. Daha ak bir deyile, rnein rgensel basaman olumas iin daha nce bir zdeksel basaman bulunmas gerekir. Bu, her basaman, kendinden nceki basamak ya da basamaklarla bir ball bulunduunu gsterir. Ne var ki her basamak, bu ballkla birlikte, kendinden nceki basamak ya da basamaklardan bamszdr ve zerktir. Hartmann'a gre her basamak, ballkla bamszl bir arada tar. Hartmann yle diyor: Ne tinsel basamaktan yola klarak zdeksel evren, ne de zdeksel basamaktan yola klarak tinsel yaam anlalabilir. nk bir varlk basamann ulam ve yasalar, br varlk basamana uygulanamaz. Uygulanrsa, o ulam ve yasalar nesnel geerliklerini yitirirler. Ne var ki bu basamaklar arasnda ortak olan temel ulamlar da vardr, basamaklar bu ulamlarla birbirlerine balnmlardr. Ama birlik ve okluk, atma ve uygunluk (Al. Widerstreit und Einstimmigkeit), para ve btn vb. ortak ulamlar her basamakta baka bir ra kazanrlar. Daha ak bir deyile, rnein rgensel basamaktaki para ve btn, ruhsal basamakta ayn para ve btn deildir, deiik radadr. Basamaklar arasnda ortak bulunan bu temel ulamlardan baka, alt basamaktan st basamaa uzanan ulamlar da vardr (Ama st basaman ulamlar hibir zaman alt basamaa sarkmazlar); rnein zaman, olu, deime, etki vb. gibi ulamlar alt basamaktan en st basamaklara kadar uzanrlar. Bununla beraber alt basamak ulamlarnn tm, hibir zaman st basamaklarn iine kadar giremezler. Hartmann bununla unu demek ister: yle ulamlar vardr ki alt basamaktan en st basamaa kadar ykselebilir (rnein, zaman ulam), ama yle ulamlar da vardr ki ancak belli bir basamaa kadar ykselebilir (rnein, yerkaplama ulam. Ancak zdeksel basamaktan rgensel basamaa ykselebilir, ruhsal basamaa kamaz). Bundan trdr ki her basamak brlerine kar kapal bir snr tar, Hartmann'n deyimiyle aralarnda derin bir yark vardr. En alttaki basamak en gl, en stteki basamak en gszdr. Ne var ki en gsz olan, ayn zamanda, en bamsz olandr. Her varlk basamann kendine zg yasalar vardr, bu yasalar teki basamaklarda ilemez. Ama basamaklar arasndaki ilikileri dzenleyen ulamsal yasalar da vardr. Hartmann bunlara kategorial yasalar diyor: Varlk basamaklarnda bir de derece dzeni (Al. Rangordnung) vardr ki birbirlerine gre byk farkllklar tar. rnein st basamaktaki yetkinlik derecesi (Al. Vollendung) daha aa basamaktakinden deiiktir, aa bir basamakta ona gre yksek olan basamaktan daha abuk ve daha kolay yetkinlie eriilir. Bu hesaba gre ve bizzat Hartmann'n da syledii gibi, varlk basamaklarnn en stnde bulunan insan en az yetkin olandr (Bundan zorunlu olarak u sonu da kyor: rnein insann trebilimsel yetkinlii hibir zaman bbreklerinin yetkinlik derecesine ulaamaz). Hartmann bu olguyu u nedene balyor: Yksek varlk basamaklarndaki varlklar, yetkinlikleri iin daha ok ey gerekserler; yetkinlemeleri de bundan tr daha ge ve daha g olur.' Bununla Sayfa 331

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi beraber, her basaman kendine zg yeter bir yetkinlik derecesi vardr. Her yksek basaman ulam, kendinden aadaki basaman ulamna gre farkl ve yeni bir ey ierir. Hartmann bu yeni ey'e novum adn veriyor, ulamsal novum olmadan varlk basamaklarnn ykseklik fark da olamaz diyor. rnein kendi kendini dzenleme yetenei rgensel basamaa zg, sorumluluk yetenei tinsel basamaa zg birer novum'dur. Her varlk basama kendisine zg novum'larla tekilerden ayrlr ve aa basamaklarn kimi ulamlarnn kendilerine uzanmasna karn kendi bamszln korur. Yukar basaman varl, ancak aa basaman tayc yaps stnde olanakldr. Ama bu, yksek basaman aa basamak tarafndan belirlendii anlamna gelmez. Yksek basama aa basamaktan ayran ve onun stne koyan, ona zg kategorial novum'dur. Yksek basamak, aa basamaka tanr, ama ona kar tmyle bamsz ve zgrdr. Hartmann, burada, evrim (Al. Entwicklung) anlayna da kar karak nesnel dnceciliini aa vurmaktadr: Evrim dncesi (Al. Entwicklungsgedanke), diyor, evrenin tek bir kaynaktan ktn varsayar. Tm eitlenmeler tek kaynaktan kmsa elbette kendiliklerinden birbirlerine balanacaklar ve bir birlik oluturacaklardr. Evrim dncesi, evrenin tek kaynak olarak zdekten ya da tanrdan ktn dnebilmek gereksinmesinin rndr. Ama byle bir dnce havada ve sallantda kalr. nk ne olaylar bunu tantlyor, ne de bunu kabul ettirecek nsel bir neden var (Dikkat edilirse Hartmann burada da felsefenin temel sorununu dndalyor ve nc felsefenin yolunu tutuyor, olgucu idealizmin ana dyor). Varlk basamaklarnn evrim sonucu , olarak birbirinden ktn dlemek onlara ne bir ey katar, ne de onlardan bir ey eksiltir. Olsa olsa, varlk basamaklarna gereksiz yere metafizik bir yk ykler. Oysa varlkbilimsel dnme, bu yk tayamaz. Bir buuk yzyldan beri yerinde saymas da bu yzdendir. Bundan tr varlkbilimsel dnmeye bu ykn atlmasyla balanmaldr. dealizmin temel uralarndan biri olan varlkbilim, gene idealistlerce, ama yerine ayn yapda baka varlkbilimler nerilerek, eletirilmitir. Grld gibi, bilimsel dilde pek yaln bir gerei, d dnya'y, edeyile zdek (madde) anlamn dilegetiren varlk kavram, idealist dncede ya zdekten nce var olan, ya zdekten bamszca var olan, ya da bilinen rn olarak var olan dilegetiriyor. Bilimsel dilde varlk zdek ve varolu onun sonsuz eitlilikteki somut biimleri'dir. Demek ki varolu'un z varlk'tr. Varolu, varln sonsuz ve snrsz eitlilik iindeki olumasn dilegetirir. Varlksz varolu olamayaca gibi varolusuz varlk da olamaz. Ne varln dnda bir varolu, ne de varoluun dnda varlk kavranamaz. Varlk, varoluu dilegetiren en soyut kavramdr. rnein bu anlamda devim, bir varlk biimidir denir, bu demektir ki devim, zdein varolu biimidir, nk zdek ancak devim durumunda varolur. Bu anlamdaki varlk terimini de, varolu teriminden titizlikle ayrdetmek gerekir. Varolu, hibir zaman varla indirgenemez. nk bylesine bir indirgeme, ok yanlgl sonular dourur. Metafizik ve idealist retiler, ya varl varolutan, ya da varoluu varlktan stn tutarak birok yanlglara dmlerdir. VARMI GB. dealizmin yeni bir biimi de Alman dnr Profesr Hans Vaihinger (1852-1933) tarafndan Die Philosophie des Als Ob (l911) adl yaptnda ilerisrlmtr. Dilimize sanki felsefesi, ve tut ki felsefesi deyimleriyle de evrilmektedir. Garaudy'nin deyimiyle mzmz, Sayfa 332

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Bachelard'n deyimiyle profesoral felsefelerin en belli rneklerinden biridir. Althusser de bu gibi kof varsaymlara profesr dilbazlklar der. Vaihingere gre bilimsel nermelerin doruluklar, ancak kendi kendileriyle tutarl (Os. nsicaml, Fr. Coherent) olmalarndan ibarettir. Yoksa bize nesneler stnde hibir doruluk bildirmezler. Ama biz nermelerimizi nesneler sanki byleymiler gibi dzenleriz. Vaihinger yle der: nsan, tanrnn varolup olmadn bilemeyecei gibi, onun niteliklerini de bilemeyeceinden ve tanrsz da olamayacandan (nk, Vaihingere gre, tanr insansz olabilir, ama insan tanrsz olamaz: O. H.), tut ki tanr var diye davranmaldr. Pierre Duhem'den, Henri Poincare'den William James'e, J. M. Baldwin'e kadar daha pek ok profesrn katld bu bilimd saymacacln pek ok deikeleri vardr (rnein pragmac James tanry varsaymann insana hibir zarar yoktur, buna kar pek ok yararlar vardr, yleyse yararmza olduu iin onu varsaymal der, nl ngiliz yazar ve tarihisi H. G. Wells anlalmas olanaksz bulunan oluruna brakma'y tler. Gaston Bachelard da varm gibi'nin yerine niin olmasn? deyimini nerir vb.). Bu bilimd anlaya gre rnein Sleymaniye Camii, Eyfel Kulesi vb. sanki byleymiler gibi bilimsel hesaplamalarla yaplmtr. Oysa Sleymaniye Camii ve Eyfel Kulesi, bilimsel hesaplarn sanki byle deil, gerekten yle olduklarn ak seik tantlar; yoksa yzyllardan beri sapasalam kalamazlar, daha yaplrken kerlerdi. stanbul niversitesi'nde de profesrlk etmi bulunan Ernst von Aster yle der: Gerekten daire, sonsuz ok ve sonsuz kk kenarlardan olumu bir okgen midir? Yoksa daire sanki byleymi gibi mi saylyor? Sanki felsefesi adn tayan ada bir bilgi kuram var. Bu kuram, her trl kavram kurmalarn fiktif karakterini (kurgusal ya da uyduruk karakterini O. H.) srarla belirtir, hatta bu kavramlarn eliik olduklarn, sadece karlkl olarak birbirini kaldran iki elimeyi tadklarn ilerisrer. Ancak, bu iddia doru deildir. Bu kavramlara tamamyla elimesiz bir ekil verilebilir. Daha dorusu durum yle: Yalnz herhangi bir ekilde alglanabilir bir grn haline getirdiim ya da getirilebilir objelere reel diyebilirim. Bu masann moleklleri henz ilkece alglanabilirler. Oysa dairenin sonsuz ok ve sonsuz kk kenarlarn alglamay istemek, sonsuz ok ve sonsuz kk kenarlar yerine, sayca ok byk olsa da, sonlu kk kenarlar koymak demektir. Bu anlamda dairenin okgen kenarlar, gerekten reel olmayan, fiktif (yapntl) kenarlardr. Ama bu fiksiyon (yapnt), okgenlerin evre ve alanlarna ilikin kanunlar daireye uygulanabilir yapar, yle ki bizi doru sonu'lara gtrr. Daire bir okgendir derken de ite tam bunu demek isteriz (bkz. Aster, Bilgi Teorisi ve Mantk, Macit Gkberk evirisi, stanbul 1972, s. 82). VARSAYIM. amz metafizikilerinin ve idealistlerinin medet umduklar bir kavram da varsaym. Bilimd hayallerinin varsaym (Os. Faraziye, Fr., Al. Hypothese, ng. Hypothesis) olduunu ve bir gn gelip tantlanmasnn olanakl bulunduunu ilerisrerler. Oysa insan kafasnn ortaya att her dsel sav, bilimsel varsaym deildir. Bilim, pratik dorulanmalardan sezinlenen varsaymlarn yeni deneylere yol amasyla gelimitir. Herhangi bir varsaym, pratikle dorulanarak gereklik ve geerlik kazanr. Bilimsel varsaym, tantlanm bir olgular dizisiyle temellenir, varbulunan tm teki bilimsel olgularla da uyum iindedir ve doruluklar kesinlemi bilimsel bilgilere asla ters demez. Eer bu nitelikleri tamyorsa zaten bilimsel varsaym deildir. Bir varsaymn dorulanmas Sayfa 333

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi iin gerekli koullar ya da bilgiler henz hazr bulunmayabilir, bu durumda bilimsel aba o varsaymn dorulanabilmesi iin gerekli koullarn hazrlanmasna ynelir. Henz dorulanmad halde gerekli koullar ve bilgiler hazrlannca dorulanabilecek olan varsaymlar, daha nce elde edilmi bilimsel varglarla deerlendirilir ve temellendirilir. Varsaym deyimi, mantk terimi olarak, zellikle matematikte varg deyimi kart olarak kabul edilen nermeyi dilegetirir. Deneysel bilimlerde, deneyin denetimiyle balantl olarak imdilik kabul edilen nermeyi bildirir. Deneysel bilimlerde bilginler, aratrmalarna balamak iin, bir varsaymdan yola kmak zorundadrlar. nk, varlmas gereken sonucu elde edebilmek iin, o sonucun n tasarmlarna sahibolmak gerekir. Deneysel bilimlerde varsaymlar, eitli yollardan karsanabilir. rnein Kepler, Mars yldznn yrngesinin elips biiminde olduu yolundaki varsaymn Mars yldzn gzlem'lerken saptamt. Claude Bernard kurar maddesinin canl rgenlii zehirleyerek ldrd yolundaki varsaymn yapt deney'lerden karmt. Arkhimedes (Arimet)'in, sudaki bir cismin yer deitirttii suyun oylumu kadar kendi arln yitirecei yolundaki nl varsaymn, hamamda ykanrken kurnadaki suya batrd tastan sezinledii sylenir. Fleming, kimi mikroplar stnde deneyimler yaparken bir rastlant olarak kflenen bir tpte mikrop bulunmadn grp kfsel penisilinin mikroplar ldrd yolundaki varsaymn bulmutu. Ne var ki, grld gibi, sezgiler ve rastlantlar bile, bilimsel almalar srasnda ortaya kmtr ve bilimsel almalarn rndr. Kimi yerde yanl varsaymlar bile yararl olur, doru varsaymlar yanl varsaymlar dndalayarak elde edilir. Gene yukardaki rneklerde grld gibi, varsaymlar, daima gerek olaylardan karlmlardr, metafizikilerle idealistlerin doast varsaymlar gibi hayal rn deildirler. Bu yzden varsaym, bilimsel ngr olarak da nitelenir. Bilgilenme srecinde ilkin dnsel kavramlar oluturulur. Bu kavramlardan yarglar, uslamlamalar tretilir. Kavramlarn, yarglarn, uslamlamalarn karmak arm, bilginin en stn aamalar olan varsaym'larla kuram'lar oluturur. Yasalarn ipucu olan varsaymlar, deneylerle, edeyie pratikle dorulanr. nk, gerein tek amaz lt pratiktir. Varsaymlar, pratikle dorulandklarnda kuram, edeyile bilimsel yasa adn alrlar. Kimi varsaymlar yadsnrken kimileri de bilimlerin deerli bilimsel bulgular arasna katlrlar. Bilimsel birikim bylelikle artar ve yeni varsaymlara yolaar. Bilimsel kuram, pratikle denetlenebilen kuramdr. Kuram, insansal deneylerin bilincine varlmas ve bireimidir. Nesnel gerekliin insan bilincine dnsel olarak yansmasdr. Gerekte kuram ve klg (teori ve pratik), bilme srecinin ansal ve zdeksel iki yann dilegetiren felsefesel kavramlardr. Bu bilme sreci, doay ve toplumu dntrme ve deitirme srecini de kapsar. Bundan trdr ki toplumsal tarihsel (Fr. Socio historique) bir sretir. nsanlarn eylemsel abalar klg, dnsel abalar kuram'dr. Bu bakmdan birbirine kart durumda bulunan bu iki insansal olgu ayn zamanda birbirleriyle skca bamldr. Kuram, klgdan doar ve gene klgya dnerek onu etkiler ve gelitirir. Kuram, klgyla birlikte ve klg iinde oluur. Eytiimsel zdekilik dilinde buna kuramla klgnn birlii ve ayrlmazl denir. Metafizikiler onu salt dnceyle kurulmu bilgi sayarlar, oysa salt dnceyle kurulmu hibir bilgi yoktur, Darwin kuramn kurarken saysz deneyler ve gzlemler yapmtr. Kuramsal faaliyet, klgsal faaliyete dayanr ve klgsal faaliyetle dorulanp desteklenir; bu yzdendir ki toplumsal Sayfa 334

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi klgyla smsk bamllk iindedir. Bununla beraber metafizik kuramlarn nesnel gereklikten kopmu ve salt dnceyle kurulmu olduklar dorudur, ne var ki iyice incelenirse bu hayali kuramlarn bile nesnel gerekliin fantastik ve arptlm yansmalar olduu grlr. Bu gibi dsel kuramlarn meydana gelmi olmalarnn nedeni, kol ve kafa emeklerinin birbirinden ayrlm olmas ve kuramla klgnn greli olarak birbirlerinden bamsz birer toplumsal faaliyet haline dnm bulunmalardr. Bu dsel kuramlar hibir zaman klgyla denenemez ve dorulanamazlar, bundan tr de nesnel gereklie ve dolaysyla geree aykr kalrlar. Toplumsal kuramlar, ancak, toplumun zdeksel yaamndaki gelime, toplumun nne yeni grevler koyduu zaman ortaya karlar. Ama bir kez ortaya ktlar m, toplumun zdeksel yaamndaki gelimenin ortaya koyduu yeni grevlerin mutlaka yerine getirilmesini salayan zdeksel bir g haline gelirler. te yeni kuramlarn rgtleyici, devindirici ve deitirici rollerinin btn nemi o zaman kendini gsterir. Akas, yeni toplumsal kuramlar ortaya kyorsa, bu, dorudan doruya topluma gerekli olduklar iindir. nk onlarn rgtleyici, devindirici ve deitirici etkileri olmadan, toplumun zdeksel yaamndaki gelimenin getirdii geciktirilemez sorunlarn zm olanakszdr. Kuramla klgnn birlii, diyalektik bir zorunluktur. nk kuramsal dnce olmakszn iki doal gerek birbiriyle ilikili klnamaz ya da onlar arasnda varolan iliki anlalamaz. Dncenin gereklemeye ynelmesi yetmez, gerekleme de dnceye ykselmelidir. METAFZE KARI METAFZK. Kantlk ya da eletiricilik adlar altnda Alman dnr Kant'n sistemi, idealist bir yap iinde ykselmi bir eit utanga zdekilik olmakla beraber birok dnceleri geni apta etkilemi bir akmdr. ondokuzuncu yzylda yenieletiricilik ya da yenikantlk ad altnda Almanya'da Albert Lange (1828-1876) ve Fransa'da Charles Renouviernin (1815-1903) nclkleriyle Hermann Cohen (1842-1918) ve izdalarnda beliren olgucu bir yap iinde canlanmtr. Yenikantlk da, eski idealist gerekilii diriltmeye alan yenigerekilik gibi, bir eit yeniolguculuk (neo pozitivzm) karakterindedir. Daha ak bir deyile, yenikantlk Auguste Comte'tan temizlenmi bir olguculuktur. Yenikantlk da, zet olarak, yle der: Olaylardan baka hibir eyi bilemeyiz. bilim olaylar incelemekle yetinmelidir... Liebmann, J. Volkelt, A. Riehl, H. Cornelius, H. Cohen, P. Natorp, E. Cassirer, A. Lieber, Windelband, Rickert, Lask gibi birok dnrler bu anlamdaki yenikantl savunmulardr. Lange'nin nderliindeki Alman yenikantl Kant'n usuluuna, Renouviernin nderliindeki Fransz yenikantl Kant'n treciliine nem vermitir. zellikle Lange'nin dnceleri, idealist kafalardaki bulankl belirtmek bakmndan yeterli bir rnektir. Lange'ye gre zdekilik bilimsel bir yntem olmakla yetindii srece dorudur, nesnelerin kendiliklerini aklamak gibi bir kuruntuya kaplnca yanl bir yola girmektedir. nk zdek dediimiz ey, sonu olarak, dncemizin tasarmlarndan ibarettir. Bu yzden de asl gereklik materyalizmde deil idealizmdedir. Kald ki idealizm, insann mutluluu iin de gereklidir. Bilim, kendiliinde ey'i bilemez. zdekilik de, bu yzden, sadece olaylarla uraan bir bilim olarak kalmaldr. ondokuzuncu yzylda, bu Kant olgucu yeni gr, Claude Bernard (1813-1878), Dubois Reymond (1818-1896), Helmholtz (1821-1894), Wilhelm Wundt (1832-1930), H. Taine (1828-1893), E. Renan (18231892), Scherer (1815-1889) gibi pek ok nl bilgin ve dnr etkilemitir. Yenikantlk, Marbourg okuluyla (Cohen, Natorp, Cassirer); Badep okulunda (Windelband, Rickert) Sayfa 335

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gelitirilmitir. talya'da C. Cantoni, Tocco; Rusya'da Vedenski, elpanov ve yasal Markslar Kant'n idealizmini gelitirmeye alan yenikantlardr. Yenikantlarn ilerisrdklerine gre, ondokuzuncu yzylda felsefe kyormu, bu yzden de felsefeyi kurtarmak iin Kant'a dnlm. Oysa ondokuzuncu yzylda kmeye balayan felsefe deil, burjuva gevezeliklerinden ibaret olan burjuva felsefesiydi ve burjuvazinin kendini destekleyebilecek gl bir idealizm gereksinimi vard. Yenikantln ya da Kant'a dnn zdeksel varlk nedeni budur. Engels; yle der: Yenikant bilinemezci ortaya kp diyor ki: Bir nesnenin niteliklerini doru olarak alglayabiliriz, ama nesnenin kendisini hibir duyusal ya da zihinsel yolla kavrayamayz, kendinde varlk kavraymzn tesindedir. Hegel buna ok nceleri u karl vermiti: Bir nesnenin btn niteliklerini biliyorsanz o nesnenin kendisini de biliyorsunuz demektir. Geriye, szkonusu nesnenin bizim dmzda varolduundan baka bir ey kalmaz. Ve duyularnz size bu olguyu rettii zaman kendinde varln, Kant'n o nl Ding an sich bilinemezinin st yann da kavram olursunuz. Engels, gerek bir bilim adam arballyla unlar da ekler: Kant'n anda doal nesneler konusundaki bilgimiz ylesine blk prkt ki, onlarn stnde bildiimiz az bir eyin tesinde esrarl bir kendinde varlk bulunduu sanlabilirdi. Ama bu kavranamaz sanlan nesneler bilimin dev admlaryla ilerlemesi sonunda kavrandlar, zmlendiler, stelik de yeniden retildiler. Kant XViii'nci yzylda yaamt. Ya ondokuzuncu yzylla XX'nci yzyln yenikantlarna ne demeli? Onlara ne deneceini de gene Engels sylyor: Yenikant, bir bilim adam olduu lde, edeyile herhangi bir eyi bildii lde zdekidir. Ama biliminin dnda, hibir ey bilmedii alanlarda bilgisizliini Yunancaya evirir ve ona agnostisizm (bilinemezcilik) der. Yenikantln olaanst yaygnlamasnn nedenleri, zellikle Almanya'daki snf ilikilerinin deimesinde ve genellikle dnya burjuvazisinin ideolojik gereksinimlerinde yatar. Paris komnnden dehete kaplan burjuvazi, toplumculukla savamnda kullanabilecei idealist bir felsefeyi iddetle gereksiyordu. Doa bilimleriyle toplum bilimleri arasnda bir antitezin varln, bunun sonucu olarak da toplumsal gelimenin doadaki gelime gibi yasal olamayacan ve toplumsal olaylar bilimsel olarak bilmenin olanaksz bulunduunu ancak Kant'n idealizmi gsterebilirdi. zellikle Kant'n kuramsal ve klgsal us ayrmlar, o her derde deva bilinemezcilii burjuvazinin balca g kayna olmutur. Bu yzdendirki Baden okulunun yenikant profesrleri yle derler: Tarih, kltrel deer tayan tekil olgularn bilimidir ve hibir zaman yasal olamaz: Toplumsal olaylar bireysel olaylara ve toplumsal gelimeyi kltrel gelimeye indirgeyen bu gr, yenikantln zdr. Bundan tr de toplumbilimde pek ok yenikant retiler tremitir. Bu yenikant burjuva toplumbilimlerinin ortak yanlar; Max Weber, W. Windelband ve H. Rickert'in tarihsel srete, nesnel etmenlerin roln grmezlikten gelerek, znel etmenlerin roln abartp saltklatran idealist savlardr. Olguculuk, temelde; Alman dnr Immanuel Kant'tan gelen olaylardan baka hibir eyi bilemeyiz varsaymna dayanr. Bu bakmdan yenikantlk, yenigerekilik, yenihegelcilik gibi btn idealist retiler, az ok, zorunlu olarak olgucu bir sonuca varrlar. Olaylardan baka hibir eyi bilemeyeceimize gre, bilim de sadece olaylar incelemekle yetinecek ve kendiliinde ey'in alanna el uzatmayacaktr. Yeniolgucular, olguculuk retisini bu anlamdaki bilimsellie uygulayarak, bilimsel kurallarn deerini Sayfa 336

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi lebilecek yanlmaz bir lt bulduklar kansndadrlar. Bu lt de dil ve somut mantk incelemeleridir. Gerein bilgisi, bilimsel dncenin verilerinden ibarettir. Demek ki felsefeye dilin zmlenmesinden baka yapacak bir i kalmamaktadr. Felsefe ve bilim tm mantk iidir. Bu yzden yeniolguculuk, bilim felsefesi ya da mantk olguculuk (Fr. Positivisme logique) adlaryla da anlr. Yeniolguculuun temelleri Bertrand Russell, L. Wittgenstein, M. Schlick, R. Carnap; H. Reichenbach, Tarski, W. Quine, A. Pap, G. Ryle, A. Ayer taraflarndan atlmtr. Yeniolguculuun ayrc nitelii, bilimsel terimlerin semantik zmlenmesine dayanmaktadr. Bu dnceyse, rnein Amerikan semantikisi S. Chase'in elinde smrme teriminin dilden atlmasyla smrme olaynn da ortadan kalkaca sonucuna varmaktadr. Yeniolgucular, otay deyiminden, nesnel fenomenleri ve olgular deil, znel duyumlar ve tasarmlar anlamaktadrlar. Onlara gre bilim sadece olaylarla uraacaktr, ama olaylarn nesnel gereklikleri yoktur, rnein bir limonun gerekten var olup olmad ve nasl bir srele 'varlat sorulamaz ve incelenemez. Limon, sadece dille anlalan tat, burunla duyulan koku, gzle grlen renk ve biimden ibarettir ve yalnz bu nitelikleri bilimsel bir aratrmann ve yargnn konusu olabilir. Bilim, nesnel dnyay asla bilemez. Yeniolgucular, bylece, felsefenin temel sorunlarn tmyle yok ettikleri ve bilimi en ilkel yanndan aldklar halde, varsaymlarna bilimsel felsefe adn takmaktan ekinmemektedirler. Gerekte yaptklar i, olay teriminden znel duyumlar ve tasarmlar anladklarna gre, yaln bir znel idealizmden ibarettir. Yeniolgucular, tresel alanda da ayn zellii gtmektedirler. Onlara gre tresel bir kan, kiisel bir kandr ve bakalarn balamaz. Nesnel tresel kurallar yoktur. Bundan kan sonu da aka udur: Nesnel tresel kurallar arayanlar dine bavurmaldrlar. Yeniolguculuk, grld gibi, metafizie srt evirme ve bilimselleme iddialarna ramen, bilimin tm dnda ve metafiziin tm iinde bulunan gerici idealist bir retidir. znel dnceci yeni olguculuk, amzda, ayn yapda olmak zere, eitli adlar ve okullarla boy gstermektedir. rnein Avusturya'da M. Sehlick'le rencilerinin kurduu Viyana okulu, sve'te Upsala okulu, H. Reichenbach ve C. Hempel'le izdalarnn oluturduu Berlin bilimsel felsefe dernei, Almanya'da ayrca Mnster grubu (Scholz), ngiltere'de Lengistik felsefe grubu ve ayrca Moore'u izleyen Analitik dnrler (Stebbing, Wisdom vb.), Lvov-Varova okulu (zellikle K. Aidukewicz), Viyana grubuna bal olarak Alman mantk olgucular (Carnap, Neurath vb.), Amerika'da Pragmac yeniolgucu akm (E. Nagel, M. Morgenau, W. Quine Morris, Bridgman vb.) ve ayrca bilimsel grgclk (Fr. Empirisme scientifique) ad altnda toplanan pek ok dnr yeniolgucudurlar. Bilim adam geinen bu kadar ok profesrn bylesine bir bardak suda frtna koparmaya almalarnn nedeni, kolaylkla anlalamaz. Emperyalizmin merkezi olan Amerika'nn bugn yeniolguculuun da merkezi olduu unutulmamaldr. Bu bilimd akma kendilerini kaptrm bulunan kimi iyi niyetli bilim adamlar, yeniolguculuun pek ok felsefe sorunlar karsndaki aczini itiraf etmekte ve bunu yeniolguculuun bunalm (Fr. Crise de neo positivisme) olarak nitelemektedirler. Felsefeyi bir dilbilgisi zmlemesine indirgemek, onu yok etmek demektir. Yok edilen bir felsefeye bilim felsefesi adn vermekse yeniolgucu bulank kafalln yapabilecei bir eydir. Bundan tr yeniolguculuk, szde bilim felsefesi (Fr. Soidisant philosophie de science) adyla anlr. Sayfa 337

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi HAYIR DYEN NSAN. XX'nci yzyln burjuva dncesi, sanat alannda da umutsuzdur. Bu umutsuzluu belirtmek iin, biri ngiliz br Fransz, iki sanat, bir XV'nci yzyl ermiinden yararlanyorlar. Bu sanatlar, Bernard Shaw'la (1856-1950) Jean Anouilh'dur (1910- ). Sorduklar udur: Jeanne d'Arc niin yakld? XV'nci yzyl, Fransa'y kargaalk iinde buldu. Dkalar birbirine girmi, i savalar balamt. Gszlklerden yararlanmasn pek iyi bilen bir baka ulus, ngiltere, Fransa kylarnda boy gsteriyordu Fransz soylular lkelerini satyorlard. Harfleur bir aylk bir kuatmadan sonra dm, Normandiya ngilizlerin eline gemiti. ngiliz tmenleri, Bourgonyallarn da yardmyla, Calais ssne ynelmilerdi. Fransa Kral Vi'nc Charles'n kzyla evlenen ngiltere Kral V'nci Henri, Fransa taht stndeki dn gerekletirmek zereydi. Bourgonya Dkas Philippe, Fransa tacn avular arasna alm, ngiltere Kral V'nci Henri'ye sunuyordu 1422 'de ngiliz damat Fransz kaynatasndan iki ay nce ld ama, ngiltere'nin Fransa stndeki tutkusu zerrece eksilmedi. ngiliz kral naibi Duc de Bedford bu tutkuyu hzlandrmt. 1392 ylndan beri akl banda bulunmayan deli Kral Vi'nc Charles da lnce ortada beceriksiz, parasz, tasz bir veliahttan baka kimsecikler kalmyordu. Oysa Fransa'nn gelecei gene de bu zavallnn ta giymesine balyd. Dkalar, Fransa tahtna oturmas gereken bu delikanly kral yerine deil, adam yerine bile koymuyorlard. Delikanl, elleri cebinde, ne yapacan arm, Fransa'nn henz ngiliz aya dememi topraklarnda dolap duruyordu. ngiliz ayaklarysa evresini gittike daraltyorlard. Bu gidile, dolaabilecei tek yer, Tourain'deki evinin bahesi kalacakt. te erdemli Jeanne, Tanrnn sesini bu srada duydu Tanr ona, Orleans' ngilizlerden temizleyerek veliahta ta giydirmesini emrediyordu. On sekiz yanda, kaba saba, bilgisiz bir kyl kzyd. Lorraine'le Champagne arasnda, Mouse nehri kylarndaki Domremy kyndendi. Kendisi pek bilmiyordu ama, babas, soylarnn Arc'tan geldiini sylyordu. Srlerin peinde komaktan elleriyle ayaklar nasr iindeydi. Oysa, kendisinden yzyllarca sonra yaayan Fransz tarihilerinin szbirliiyle yazacaklarna gre, Fransa'nn kurtarcs olacakt. Fransa, bahtsz kargaalnn ortasnda, bir ermiin erdemlerini bekliyordu. Jeanne d'Are tam zamannda yetimiti. Sophokles'in temkinli akl'nn yapamadn bilinsiz g baaracakt. Bavurabilecei baka bir ey kalmam olan halk, ona inanyordu. n, Fransa topraklarnda hzla yaylmt. Beceriksiz veliaht nne ilk kann peine taklmaya hazrd. Askerler erdemli Jeanne'n getirdii Tanrnn sesiyle yreklenmilerdi. Birka ay iinde Orleans ngilizlerden temizleniverdi. Veliaht, Reims' da kutsal krallk tacn giydi. akn delikanl artk Fransa Kral Vii'nci Charles olmutu. Tahta oturduktan sonra yreklenmeye balayacak, ngiltere kral naiplerinin ekimelerinden de yararlanarak, lkesi hesabna mutlu iler baaracakt. Erdemli Jeanne grevini bitirmiti, artk ngilizlere satlabilirdi. ngilizler de onu, bir alma duygusu iinde, odun ynlarnn stne karp yakabilirlerdi. Warwick'in dedii gibi, ileride, baka bir politika gerektirirse atete yaktklar bu zavall kzn heykelini de dikebilirlerdi. Birka yzyl sonra ngiltere hkmetinin menfaatleri bunu pekala gerektirebilirdi. Oysa imdilik suluydu; ngiliz ordusunu byclkle yenmiti, Tanrnn sesini duyduunu syleyerek kutsal kiliseye kar koymutu. Jeanne d'Arc niin yakld?.. Bu soruya nce bir ngiliz sanats, Bernard Shaw karlk verdi: nk dnya, Sayfa 338

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi erdemlileri istemiyordu. Jeanne'n eliyle tahta kard Kral Vii'nci Charles, onun yaklmasna gz yummutu: nk minnet altnda yaayamazd. Hele kaba saba bir kyl kznn eliyle tahta oturmak ince soyluluuna pek ar geliyordu. Kilisenin dmanlnaysa hi dayanamazd. Bir yandan da ngilizlerle iyi kt bir anlamaya varmas gerekiyordu Grevini bitirmi bir bycy savunacak kadar aptal deildi. Monariden baka, aristokrasi de onun yaklmasna gz yummutu: nk Jeanne, aristokrasiyi bir kenara atp kral biricik, mutlak hkmdar klyordu. Kral, soylularn sadece birincisi olmaktan kyor, onlarn efendisi oluyordu. Soylularn topraklar tehlikedeydi. Kral btn Fransa topraklarnn sahibi klnmt. Bilginler, okumular da gz yumuyordu: nk Jeanne ulusuydu, Fransa Franszlarndr, diyordu. Bu dncenin sonu spanya da spanyollarndra varrd. Oysa; spanya'nn bir paras pekala Franszlarn olabilirdi. Bu dnce Katoliklie de aykryd, Katolikliin tand tek hkmdarlk sa'nn hkmdarlyd. Bu hkmdarlk uluslara paylatrlrsa sa da tahtndan indirilmi olurdu. Yaklacak olan Protestanlk deil, ulusuluktu. Kilise gz yumuyordu: nk, Tanrdan ses almak gibi akla smayan bir kurumla burnu imi bir kyl kz, kilisenin bilgeliini hie saymaya kalkarsa dnyann hali nice olurdu? Kilisenin bana, Muhammed'le ona kananlar yetimiyormu gibi, bir de bu kzla ona kananlar kmt. Kilisenin, varln savunmas gerekiyordu. Jeanne'n kendisi de gz yumuyordu: nk ermilik, onun mutluluuydu. Ermiliini yalanlamak onu yaklmaktan kurtaracak, ama mutluluundan edecekti. zgrlne kavuabilse bu mutluluun harcanmaya deer olup olmadn dnrd. Oysa, ermiliini yalanlamaya kar sadece zindanda rmeye braklmak veriliyordu Demezdi, hesap tutmuyordu. Jeanne'n yaklmasndan yirmi be yl sonra gerekler deiecek, kyl kznn ermilii, Fransa'nn menfaatlerine daha uygun grnecekti. Elli bir yana basm olan Kral Vii'nci Charles, bir bycnn gcne deil, bir ermiin gcne dayanmak istiyordu. Dava, Jeanne'n annesiyle kardelerine atrlp Jeanne temize karld; ermilii de, artk glenmi bulunan kraln isteine uyularak, kilisece onayland. Bu sonu halkn da duygularn karlyor, ngilizlere kar yeni bir stnlk salyor, bir tala birka ku vurulmu oluyordu. Oysa Bernard Shaw'a gre, Jeanne temize karp ermiliini onaylayacak yerde diriltebilselerdi, alt aya varmaz yeniden yakarlard. nk erdemliler dnyaya gre deildi, dnya, erdemlileri istemiyordu. Soruyu, Bernard Shaw'dan sonra, Fransz sanats Jean Anouilh karlad: Jeanne, hayr dedii iin yaklmt. Jeanne'n erdemleri, hayr diyen insan'n erdemleriydi. nsan batan aa gt, gvendi, yreklilikti. Bir bakma batan aa gnah, ehvet, pislikti de, Gecenin karanlna snp yapt eylerin hepsi hayvanlkt. Ama hayvanlar gibi davranan o insan, bir de bakardnz, bir orospunun yatandan frlayp kk bir ocuu kurtarmak zere azgn bir atn nne atlvermi. Tanr, insan ite bu ikilii iin yaratmt. nsan olmann gururuyla mucizenin ta kendisiydi insan. Dman, insann ta kendisiydi. Asl davann ne olduu, kimden hesap sorulduu bilinmeliydi artk. Zavall bir kyl kznn ardnda eytan aramak bounayd. nsan, kendine gveni, sessiz, duru haliyle eytandan bin kat daha korkuntu. nk onun tek Tanrs kendisiydi. Sesi, yzyllar boyunca susmayacak, Sayfa 339

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi hayr demekte direnecekti. Ona evet dedirtmeye almak bounayd. Jeanne hayr demiti, nk, ileride beni buradan karp saraya alrlarsa ne yaparm ben? Herkes tarafndan unutulan, iman, obur, salar knal, her eyi ho gren bir Jeanne... Belki de evli barkl, oluklu ocuklu babayani bir kadn... Ben, sonum gelsin istemiyorum, sonu olmayan bir son istemiyorum. Ermi Marguerite, ermi Catherine, sylemeseniz de anlyorum artk, ben sizleri ilk grdm gn dnyaya geldim, sylediklerinizi yaptm gnden beri yaamaya baladm. Ben, elinde kl dmana saldran bir kzm. Manastr kelerinde sabahtan akama kadar pinekleyen, miskin, obur bir kadn deilim ben!... Yanman yarm saat, anlalman be yzyl srd sevgili ermi. Fransz yazar Jean Anouilh, ayn temay, bir antika ermiinde de ilemektedir. Bu ermi, Antigone'dur. Anouilh, Sophokles'in nl trajedisinde u szlerin altn izmi olmaldr: Antigone, ablas smene'ye, soylu musun, yoksa soysuz musun, imdi bunu greceksin diyor. Antigone'un erdemleri, soyluluunun sonucudur. Antigone, kimsenin bana vefasz demesini istemiyorum diyor. Kendisini vefal bulmalar Antigone'u mutlulandrmaktadr. Holarna gitmek istediklerimin holarna gittiimi biliyorum diyor. Holarna gitmek istedii kimselerin holarna gitmesi Antigone'u mutlulandrmaktadr. Bunu yaptktan sonra lrsem ne mutlu bana. O zaman sevdiim insann yannda dinlenirim, onun yznden ilediim bu su iin o da beni sever. Dirilerden ok, llerin houna gitmek isterim. nk onlarn yannda sonsuz kalacam. Sen, iine gelirse Tanrlarn katnda erefli olan hor grebilirsin diyor. Antigone hesapldr, Tanrlarn katnda erefli olmak istemektedir, nk bu sonsuza dein sreceine inand uzun bir mutluluktur. Topran stnde Haimon'la geirecei gnler sayldr, ama topran altnda kardeiyle geirecei gnler sonsuzdur. Antigone insanca bir hesap yapyor, k verip by alyor. Anouilh, Antigone'un erdemini XX'nci yzyl llerine uygun gdlere dayamak zorundayd. ki bin be yz yldan beri hesaplar bir hayli deimiti. Toprakalt mutluluklar yerine toprak st mutluluklarna gz dikenlerin says oalmt. Temkinli akl, toprak stnde geirecei birka mutlu gn ok daha karl buluyordu. Birinci Antigone, .. V'nci yzyln gereklerine uygun yolu semiti; ikinci Antigone da, elbette, .S. XX'nci yzyln gereklerine uygun yolu semeliydi. Bu yollardan her ikisi de lme varyordu. Ancak k noktalar arasna yirmi be yzyl girmiti. Anouilh'un Antigone'u ne istediini gerei gibi bilmektedir. Ben her eyi hemen isterim. stelik tamam olmasn isterim. Yoksa kabul etmem. Uslu oturdum diye vereceiniz bir parack eyle yetinemiyorum. Her eyden emin olmak istiyorum diyor. Akndan da emin olmaldr elbet: Beni seviyor muydun Haimon, beni seviyor muydun? Bundan emin miydin o akam, o baloda, gelip beni kemde bulduun an, yanl birine gitmediine emin miydin? O vakitten beri hi esef 'etmedin mi? smene'yi istemenin daha mnasip olacan bir defa olsun dnmedin mi?. irkindir, bunu da bilmektedir. Bir bildii daha var, kukulardan kurtulmann insan gzelletirecei: Evet, irkinim. Babam sonradan gzel olmutu. Kendisini artk hibir eyin kurtaramayacan anladktan sonra. O zaman birdenbire rahatlad, gzelleti. Acaba sr, smene'nin giyitlerinde mi, dudak boyalarnda m, kokularnda m?.. Senin yanna smene'nin giyitlerini giyerek niin mi geldim? Aptallk. Sayfa 340

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Beni sahiden arzuladna inanamyordum. Onlarn giyitlerini giyer, boyalarn srer, kokularn kullanrsam biraz daha onlara benzer, sana arzu veririm diye dndm. Ablas, sarn smene'yi kskanmaktadr: Ben kara kuru bir kzm, smene'yse bir meyve gibi prl prl. Polyneikes'in ls meydanda duruyor, ama iler yolunda gitseydi, lmeyi ben de isterdim. Oysa kukular, aalk duygusu onu gnden gne eritmektedir. Yapabilse de smene'yi de beraber srklese, geride brakmasa. Ama smene lmek istemiyor. u halde Antigone erdemini tek bana yaayacaktr. Artk toprak stnde yapabilecei bir ey kalmamtr. Polyneikes'in lsn gmerek erdemini belirtebilir. Sophokles'in Antigone'unun u sz Anouilh'in Antigone'una daha ok yakyor: Sonunda bir ey bana kalacaktr: Gzel bir lm. Kreon'un erdemleriyse bambaka hesaplara dayanmaktadr. Anouilh'in Kreon'u da, Antigone'u gibi, ne istediini gerei gibi biliyor: Gnete ryen bu le beni de senin kadar rahatsz etmiyor mu sanyorsun? Kokudan midem bulanyor, gene de pencereleri kapatmyorum. Onu gmdrmeyi ben de isterdim, hi deilse halkn sal adna. Ama ne are ki ynettiim hayvanlarn, en aa bir ay, bu kokuyu duymalar gerek. Ne yaparsn, meslek byle istiyor. Bu meslekte almal m, almamal m, bu tartlabilir. Ama almal dersen, baka aresi yok, byle olacak. NSAN ARTIK SADE RUH. XX'nci yzyln kargaalnda insann insanl bsbtn yitirilince, metafizie, artk onun sadece ruhtan ibaret olduunu tantlamak dyor. Yitip giden bedeni arayp yeniden yerine yerletirmeye almaktansa onu bsbtn yadsmak daha kolay. Bilimci geinen birok profesr bu ii baarmak iin birbirleriyle yar ediyorlar. O kadar da oklar ki hepsini anlatmaya kalksam bu kitaba daha iki cilt eklemek gerekir. Hem de demez. Kendilerinden ok sz edilen ve kimi evrelerce pek beenilen birka rnek vermekle yetineceim. Bunlarn banda nl fizik profesrleri Mach'la Avenarius geliyor. Alman fizikisi ve dnr Ernst Mach (1838-1916)'n retisi bilimsellik grn iinde bilimdln en belli rneklerinden biridir. Empirio critisme adyla anlan retisinde varln duyum denilen elemanlardan meydana geldiini, btn doann insan dncesinde dzene konulan bu eleman serileri (Fr. Serie d'elements)'nin toplam olduunu, nesnel sandmz her eyin gerekte bizim znel duyumlarmzdan ibaret bulunduunu ilerisrmtr. Ona gre varlk bir duyumlar karmaas'dr. Fizik ve psiik btn gereklikler temelde znel duyumlara indirgenirler. Mach' izleyenler bilimsellik iddias iinde bu kadar ileri gitmenin mmkn olmadn anlayarak, bu duyumlarn hi kimseye ait olmayp yansz (Fr. Neutre) olduklarn ilerisrmler ve onun znel idelizmini gizlemeye almlardr. Ne var ki ne fizik ne de psiik olmakla tanmlanan bu yansz kavram da Mach'n savna hibir gereklik katmamtr. nk doada fizik ya da psiik olmayan hibir ey yoktur. Ernst Mach, nesnel doay ve bundan tr bilimi yadsd ve bylelikle metafizie dt halde metafizikle de savam ve Kant' metafizii temizleyememekle sulamtr, yle der: Byk Knigsberg'li metafizikte temizlik yapt zaman numen denilen mantar temizlemeyi unutmutur. Bu mantar ite o gnden beri byyp gitmektedir. Btn zdeksel kuramlar gibi atom kuramna da kar kan Mach, nl fiziki Planck'la yapt bir tartmada bu Sayfa 341

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yoldaki fizik aratrmalarn bilime aykrlkla sulamtr. Ona gre doada hibir gereklik bulunmad iin atom da, numen, yani kendiliinde gereklik de yoktur. Bu, dnyada benim znel varlmdan baka hibir ey yok, demektir ki tekbencilik anlayna varan bilimd bir idealizmdir. Mach'n vard sonu, olgucu dncenin zorunlu sonucudur. Denilebilir ki olguculuk (Pozitivizm) XX'nci yzyln balarnda, ilerde daha baka biimlere dnmek zere, Mahlk biimine dnmtr. Fizie olduu kadar metafizie de szde srt evirerek nc bir yol olma iddiasndadr. Gerekte ngiliz dnrleri George Berkeley (1685-1753) de David Hume'un (17111776) grn izler, dnen insann dnda hibir objektif gerek bulunmadn dolayl olarak ilerisrmekle sbjektif ruhuluu savunur. nsann dndaki btn eyleri insann duyularna indirgemekle, insann dnda ve insandan nce de var olan dnyay tanmaz. Deneyci grnr, ama deneydeki objektif gerein varln yadsr, insan iin sadece duyularla elde edilen alglarn gerek bulunduunu ve insann bu tasarmlarla yetinmesi gerektiini ilerisrer. Mahizme ampirio kritisizm ad da verilerek Richard Avenarius'n (1843-1896) dncesiyle birletirilir. Mahlarn szde deney'e bavurmalalarnn onlar hibir zaman bilimselletirmedii btn aklyla ortaya konmutur. Deneycilii (Mahlk, deneyci eletiricilik anlamna gelen empirio criticisme adyla da anlr) materyalist anlamnn tam kart olan idealist bir anlamda ele alan Mahlk, bir yandan bilgi kkeninin deneysel olduunu kabul ederken br yandan deneydeki nesnel gerein varln yadsr. Deney konusunun nesnel dnya olmayp duyumlar ve alglar olduunu ilerisrer, buysa dpedz znel dncecilik (sbjektif idealizm) demektir. Herkes insandaki duyumun ne olduunu bilir, ama insan olmakszn duyum ya da insandan nce varbulunan duyum samadan baka bir ey deildir. Mahclarn, yansz eleman uydurmasyla materyalizm ve idealizmin stne ykselme savlar, eytiimsel zdeki felsefede felsefe arlatanl olarak nitelenir. nl bir diyalektiki Mahlara, her akl banda insann kolaylkla yantlayabilecei u sorular sorar: nsandan nce doa var myd? Mahlara gre yoktur, nk doay bireysel insan duyumu varetmitir. nsan beyniyle mi dnr? Mahlara gre insan beyniyle dnmez, nk beyin denilen rgeni bireysel insan dncesi varetmitir. evrenizde kendinizden baka insanlar var mdr? Mahlara gre yoktur, nk o baka insanlar da bireysel duyum ve dncenin rndr. Mahlk, pek ak bir tekbencilik (solipsizm)'tir ve samalnn en ak kant da budur. Avenars ve Mach, tekbencilie dmemek ve znelciliklerini gizlemek iin benim szc yerine bizim szcn kullanrlar. Ne var ki d dnyann nesnel varl yoksa pek aktr ki baka insanlarn da nesnel varlklar olamaz, yleyse kendimden baka hibir ey bilemem ve benden baka hibir ey yoktur samalndan da kanlamaz. Bu anlaya gre fiziin konusu, nesneler arasndaki balantlardr. Mach, yle demektedir: Duyumlar nesnelerin sembolleri deildir, tersine, nesneler duyumlar karmaas iin ansal sembollerdir. Evrenin gerek elemanlar nesneler deil, duyumlardr. nl bir eletirici Mach'n bu szlerini yle yantlar: yleyse dnce beyinsiz olarak vardr. Bu beyinsiz felsefeyi savunabilecek olan da var mdr? Evet, o da vardr. Bu Profesr Richard Avenarius'tr. nanlr gibi deil ama, bu bilimd reti bata Henri Poincarl;, P. Duhem, Adler, Petzold, Bermann, Helfond, yukevi, Bazarov, Bogdanov, Lunaarski, Suvorov vb. olmak zere yzlerce Sayfa 342

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi profesr tarafndan benimsenmi ve desteklenmitir. Antropoloji felsefesinin kurucusu, Alman dnr Max Schelerdir (1874-1928) Max Schelere gelinceye kadar insanla ilgili btn konularn felsefesi yaplm, insann kendisinin felsefesi yaplmamt. nsann beden yaps, ruh yaps, dnyas, evreni, hastalklar, tresel ve toplumsal kurallar ayr ayr incelenmiti ama, btn bunlarn stnde insan denilen varln ne olduu incelenmemiti. Scheler, Yahudi soyundan gelme bir Hristiyan'd. Oysa, son yllarnda Tanrdan bsbtn vazgemi, Tanrya yaktrlan nitelikleri insanda aramaya balamt (bu konuda Bedia Akarsu'nun Max Scheler'de Kiilik Problemi adn tayan aratrmasna bkz. stanbul, 1962). Mnih ve Kolonya niversitelerinde felsefe, Frankfurt niversitesinde de sosyoloji okuttu. Frankfurt niversitesinde verdii derslerde antropolojinin temellerini att. Bu konudaki dncelerini zetleyen nsann Dnyadaki Yeri adl yaptn lmnden birka ay nce bitirmiti (bu yapt, nsan Kainattaki Yeri adyla Takyettin Mengolu dilimize evirmitir, stanbul 1947). Max Scheler'e gre insan hem evresine, hem de kendisine kar zgr klan geist'tir. Geist, szck anlamyla, Arapadaki ruh deyimini karlyor. Oysa felsefe anlam bsbtn bakadr. Max Schelere gre geist; akl, ide bilincini, kendiliindenlie ynelen bir anlay (mahiyet idrakini), iyilik, sevgi, acmak, sayg, pimanlk gibi heyecan aktlarn kapsayan bir ilkedir. nsan insan eden ite bu ilkedir. Bu, bir zeka gc deildir. Zeka, geist'in kapsad pek geni anlamn ancak kk bir parasdr. Hayvansal beyin, geliebildii kadar gelise de, geist sonucuna varamaz. Hayvansal beynin sonsuza kadar gelierek insan zekasn am olduunu dnsek bile, o zeka, insanca geist'i oluturamayacaktr. nk geist, maddesel bir gelime deil, belki maddesel gelimelerin pek zel olarak birbirlerini etkilemeleri sonunda elde edilmi, belirmesi pek zel koullara bal bir dzen aktdr (eylemidir). Geist'in, bir varlkta meydana kmasn salayan akt merkezi de kiiliktir (ahsiyet). Geist, ite bu kiilikte meydana gelir. Bu, bir tresel (ahlaki) g de deildir. nk tresel aktlar da, geist'in kapsad kocaman anlamn pek kk bir parasdr. Kald ki geist, kendi bana, tresel bir akt meydana getiremez. Tresel olsun ya da olmasn herhangi bir aktn meydana gelebilmesi iin bir enerji gerekir. Geist, kendi bana, gszdr. Ne bir enerji meydana getirebilir, ne de meydana gelmi bir enerjiyi yok edebilir. O, gsz ve sessiz bir dzenleyicidir. Elinde en kk bir zorlama gc yoktur. Cezalandrmak yetkisi verilmemi bir trafik polisini dnn. Size gideceiniz yolu gsteriyor. Ama siz, onun gsterdii yoldan gitmeyebilirsiniz, sizi zorlayamaz. Gene de grev, bkp usanmadan, onu dinlemeseniz bile, gitmeniz gereken doru yolu gstermektedir. Bu, bir evrimsel gelime sonucu da deildir. yle olsayd, belki, pek uzak bir gelecekte hayvanlar iin de dnlebilirdi. Evrimsel gelime, doaya (tabiata ve hayata) uygun bir izgide yol almaktadr. Oysa geist, doaya karttr. Ama o kadar gsz ve sessiz bir ilkedir ki, doaya kart olduu halde, doayla geist birbirlerini tamamlamaktadrlar. Byle olmasayd, geist, insan tarihi boyunca hayat srekli olarak rseleyen ve yok etmeye alan bir ilke olurdu Oysa onun bylesine bir kavgay gerekletirebilecek hibir gc, hibir enerjisi yoktur. Doayla geist arasnda bir kavga deil, geist'in pek incelikle dzenledii karlkl bir ilgi vardr. Bununla beraber Sayfa 343

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi geist, sessizce ve ustaca; dolaysyla, doay vurabilir, yenebilir, deitirebilir. Ykc ve yaratc gler, bilinli bir irade tekniine dayanrlar. te geist, hayvanda hibir zaman meydana gelemeyecek olan bu eyi, bilinli irade tekniini, sessizce dzenleme yoluyla insanda meydana karr. Kavga onun becerebilecei bir i deildir. Bu, szck anlamna uyan bir ruh da deildir. nk, tinsel (ruhi) varlk, kendi kendisini gerekletiremez. Biz, btn tinsel olaylar, geist'le obje haline getirip inceleyebiliriz. Oysa geist'imizi, baka bir geist'imiz bulunmad iin, obje haline getirip inceleyemeyiz. Geist, ruh olsayd, obje haline getirilip incelenebilirdi. Geist, her eyi objeletirebildii halde, kendisi objeletirilemeyen biricik varlktr. Geist, saf bir eylemden (faaliyetten) ibarettir. Geist'in varl kendisinin paralar olan aktlarn zgr bir biimde gereklemelerine dayanr. O halde geist'in merkezi olan kiilik de, obje gibi bir varlk deil, kendi kendilerini gerekletiren aktlarn bir dzeninden, bir dzen sisteminden baka bir ey deildir. yleyse biz, geist'imizin merkezi olan kendi kiiliimizi ve bylece bakalarnn kiiliklerini de objeletirip inceleyemeyiz. Bundan da zorunlu olarak u sonuca varlr: yleyse ide'ler (ruh) eyadan nce, ya da eyann iinde ya da eyadan sonra deil, eya ile birlikte ve o eyann gereklemesini (objelemesini) salayan geist aktyla meydana gelmilerdir. Bu, bir birlikte meydana getirme'dir. Daha ak bir deyile; ruh, insandan nce, insann iinde ya da insandan sonra meydana gelmi deildir. Ancak, insanla birlikte meydana gelmitir. u halde evrensel bir ruh (Tanr) dncesi, kendiliinden eliik bir dncedir. Bylece insan, dnyaya ve kendisine stn olan tek varlk olarak grnmektedir. nsan, geist'iyle, kendisini de amtr. Max Schelerin insan insan eden ilke olarak ortaya att geist kavramnn iyice anlalabilmesi iin u sorularn da karlanmas gerekiyor: nsanda yaratc ve gl olan geist midir?.. Hayr, geist'in ne yaratcl vardr, ne de gc. Geist'in deerleri (akl, ide'letirme bilinci, kendiliindelie ynelen anlay, birok heyecan aktlar), gsz deerlerdir. Kendiliklerinden hibir ey yaratamazlar. Yapabildikleri sadece bir dzenleme ve dizginleme iidir. Peki, bu dzenleme ve dizginleme ii bir gc gerektirmez mi? Baka bir deyile, gsz bir ilke nasl dzenleyebilir ve dizginleyebilir?.. te, geist kavramnn iyice anlalmasnda en nemli soru budur. Gerekten de gsz bir ilke, hibir eyi dzenleyemez ve dizginleyemez. Geist, herhangi bir eylemde bulunabilmek Schelerin deyimiyle, canlanabilmek iin gereken gc, insanda bulunan ikinci bir ilkeden, itki glerinden alr. Ancak bu sistemin eylemde bulunabilmesi, itki glerinden alaca enerjiyle salanr. Burada, kartrlmamas gereken, ikinci nemli nokta, geist'in eylemde bulunabilmesi iin gereken enerjiyi, itki glerinden gene kendi sessiz eylemiyle almakta olduudur. Geist, canlanabilmesi iin gereken enerjiyi, itki glerini dizginleyerek, bastrarak salar. u halde, geist'in hibir gce dayanamayan kendiliinden bir eylemi vardr. Niin?.. diye sorulabilir. Gerekte vitalist grler, bu konuyu, bir noktaya kadar, ok daha anlalr bir biimde anlatyorlard: Evrende bir enerji var. Bu enerji, cansz ve kr saylan doadan yola karak insana kadar gelip canlanyor, gzleri alyor. nce akl, sonra geist'i douruyor. te burada, yukardaki niin'i karlayabilmek iin, baka bir niin'i ortaya atyor Scheler: Bu enerji, insanda, niin kendisine kar kyor yleyse, hayat iradesine niin hayr diyor? Gelien enerjiye, bir baka deyile, hayat iradesine uygun olan itki glerini niin bastryor? Hayvann son izgisine Sayfa 344

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi gelinceye kadar hibir zaman bastrlmam, dizginlenmemi olan bu itilmeleri (igdleri) insanda bastran ey nedir? nsan olmak bilinci, bu sorunun karlnda balamaktadr. Hayat iradesine hayr diyen tek varlk insandr. nsanda bu hayr dedirten ey de insann geist'idir, bir baka deyile kiilii, bir baka deyile insanldr. yleyse geist, hayat iradesinden ve itki glerinden gelme bir g deil, tersine, hayat iradesine ve itki glerine kar olan, ancak insanda meydana gelmi baka bir gtr. nsann bakal, biriciklii de bundan trdr. Soruyu, Schelere gelinceye kadar, bakalar da karlamlard. rnein, A. Seydel yle diyordu: nsanda, bir tr nitelii olarak, bir itki gc fazlal vardr. Bundan tr, insan, bu fazlal bastrmak zorunda kald. Scheler soruyor gene: Niin?.. nsan niin bu fazlal bastrmak zorunda kald? nsan, bu bastrma, dizginleme, dzenleme eylemine zorlayan ey nedir?.. Karln da yle veriyor: Bu ey, geist'tir. tki gc fazlal bir neden deil, bir sonutur. tki gc fazlal, insanda bir tr nitelii olamaz. Bu fazlalk, ilkin bastrlan itki gcnden domutur. tki gc ilkin bastrlmasayd, amacna doru akar gider, bir fazlalk meydana gelmezdi. Bir fazlalk varsa bu fazlalk, bir bastrlmadan trdr. Onu bastran da geist'tir. nk geist'in, kendi gerei olan irade projelerini gerekletirebilmesi iin itki glerini dzenlemesi gereklidir. u halde, Schelere gre, insan insan eden iki ilke vardr: Geist ve itki gleri... Bunlarn her ikisi de birbirlerine kar bamszdrlar, birbirlerinin nedeni deildirler. nsan olmak, bu iki ilkenin hem birbirlerine kart ve hem birbirlerine gerekli olmalarnn sonucudur. Ruhular kadar maddeciler de yanlmaktadrlar. nsan insan eden ne Tanrdr, ne de madde, (Tanrclk, geist'i maddecilik itici gc'n ne alan, tek nedenletiren retilerdir; Schelerse ikici'dir). Tanr, insanla birlikte olumutur, insandan nce yoktu ki insan meydana getirsin. Madde, canszdan canlya ve bu arada insana kadar gelen doann tm niteliidir, insanda balayan bir ey deildir ki insan meydana getirsin. yleyse insanda balayan, insan insan eden baka bir ey var. Bu ey, geni anlamyla geist'in dilegetirdii, insan kiiliiyle itki gleri arasndaki denkletirici kartlk'tr. te bu insancalndan trdr ki geist, insandan baka bir varlkta bulunamaz. Bu denkletirici kartlk, geist kavramnda dilegelmektedir. yleyse Schelerin grnteki ikicilii (dualisme), sonunda gene tekilik (monisme) olarak beliriyor: nsan insan eden ey, geist'tir. nk sadece insanda balayan tek eydir geist. Amerika'ya yerlemi Alman profesr Herbert Marcusee gre de, gerek, sadece ussal alanda deil, belki de sadece hayal alanndadr. Dnyamz iki kampa ayrlmtr. Her iki kamp da teknik gelimenin en tehlikeli izgisine varmlardr. Teknolojinin bu izgisi, bask'y gerektirir. Bu bask, teknolojik toplumun yapsndan domaktadr. Baskl toplumlarsa kartlksz toplumlardr ve tek boyutlu'durlar. Tek boyutlulukla niteliksel bir devrim yaplamaz, nk niteliksel bir srama iin bir kartlk bulunmas gerekir. Diyalektik teori bir kenara atlmamtr, ancak bir are de getirememektedir... Makinenin tek retim arac olmasn, mutlak birim durumunda olmasn ortadan kaldrma eilimindeki teknolojik deiim, Marks grn, kapitalin organik bileimi dncesini ve buna bal olarak artkdeerin yaratlma teorisini de ortadan kaldrr. yleyse ne yapmal?.. Profesr Marcuse tlyor: nemli olan, kurumlar deitirmek deildir. nemli olan insan deitirmek, Sayfa 345

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi grlerine yeni bir yn vermek, igdlerini yeniden biimlendirmek, hedeflerini tazelemek ve deer llerini yeni batan dzenlemektir. Akas; hayal alannda olan gerei elde etmek iin maddeyi bir yana brakp ruh'u ilemek gerekir. Ruh'u nasl ilemek gerektiine gelince?.. Marcuse'n bunun iin de bir d var. 1967 ylnda Berlin niversitesinin konferans salonunda Alman rencilere yle sesleniyor: zgr sevimenin tadna varn!... Oysa btn bu bilimd gevezeliklerin dnda ruh'un bilimsel adan ok ilgin bir serveni var: Ruhbilimin tarihi de antika Yunan felsefesinden balar. Ruhbilimin gelimesi, bir adan, ruh kavramnn gelimesiyle ilikilidir. Isparta'l Khilon, .. Vii'nci yzylda kendini bil! diyor ve bununla da insann bilmeyle ilgili ruhsal yann ortaya koymu oluyor. (ok daha sonra Sokrates'in de kullanaca bu sz, Delphoi'deki Apollon tapnann giriinde yazldr. Platon, onun u anlama geldiini syler: Sadece bir insan olduunu bil). Ama asl ruhbilim, .. V'nci yzylda Empedokles'in sevgi ve nefret ilkelerini ilerisrmesiyle balatlr. Empedokles, evrenin, ate su hava toprak zdeklerinin birleip ayrmasyla olutuunu ve bu birleip ayrmay da sevgiyle nefretin (zdekd, duyusal iki ilkenin) saladn sylyordu. Bylelikle de zdeksel elemanlar devindirmek iin ruhsal etkenler tasarmlanm oluyordu. zdek ve ruh ikicilii (dalizm) de Empedokles'in bu tasarmyla balar. Ayn yzylda nl zdeki Demokritos da zdeksel bir ruhbilim gelitirmektedir. Demokritos'a gre, duyularla edinilen alglar, nesnelerden kan buharsal atomlarn rgenlerimize gelip dokunmasyla oluur. nsann ruhsal yan da gvdenin her yanna dalm bulunan przsz ve yuvarlak atomlardan meydana gelmitir. Daha sonra bilgicilerin ve zellikle Sokrates'in gelitirdii felsefe bilgisel ve trebilimseldir, edeyile insann bilinsel ve ruhsal yann inceler. Platon'un insann ruhsal yanna bak as tmyle metafizikseldir, Timaios diyalogunda ruhun lmszln tantlamaya urar. Ona gre bilgi, ilksizlikte idea'lar grm bulunan bu lmsz ruhlarn, girdikleri insan gvdelerinde gerekletirdikleri anmsama (Yu. Anamnesis)'lardan ibarettir. Duyumlar, bu anmsamay ve edeyile bilgiyi drter ve uyandrrlar ama, onu asla meydana getiremezler. Aristoteles, Peri Psykhe (Ruh stne) adl yaptnda bir metafiziksel ruhbilim (Os. Mafevkattabii ruhiyat, Fr. Psychologie me taphysique) gelitirir. Ruhsal yaam bir dereceye kadar felsefeden bamsz olarak ele ald halde yaambilime (biyolojiye) balar. Ona gre ruhsal yaam, bir beslenme ve devinme ii, edeyile yaambilimsel bir itir. Beden ruh iindir ve ruh bedeni yaatan bir gtr. Bitkilerde besleyici ruh (Os. Mugaddi ruh, Fr. Ame nutritive), hayvanlarda devindiren ruh (Os. Mteharrik ruh, Fr. Ame motrice) ya da duysal ruh (Os. Hissi ruh, Fr. Ame senitive), insanlardaysa dnen ruh (Os. Mtefekkir ruh, Fr. Ame pensante) vardr. Ruhbilim deyimi ilkin Latinee olarak ve Aristotelesi anlamda Alman tanrbilimcisi Philipp Melanchton (14971560) tarafndan ilerisrlm, sonra bugnk anlamyla Alman dnr Christian Wolff (1679-1754) tarafndan kullanlmtr. Ruhbilim, balangcndan ondokuzuncu yzyln ortalarna gelinceye kadar felsefeye bal bir dal olarak kalmtr. Felsefeden bamsz bir bilgi dal olarak gelimesi, deneysel ruhbilim (Os. Tecrbi ruhiyat, Fr. Psychologie experimentale) anlayyla balar. Ruhbilim alannda ilk denemeler Alman fizyoloji bilgini Weber (1795 -1878) tarafndan yaplmtr. Bu ilk denemeler, eitli ruhbilimsel Sayfa 346

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi farkllklar ya da tepki srelerini lmekten ibarettir. rnein denee bir resim gsteriliyor, denek o resmin ne olduunu yantlayncaya kadar geen zaman saptanyordu. Bylelikle ruhbilim alannda birok deerli bilgiler elde edilmitir. lk ruhbilim laboratuar Leipzig niversitesinde 1879 ylnda Alman bilgini Wundt (1832-1920) tarafndan kurulmutur. Bunu, on yl sonra, Fransz Beaunis'le Binet'nin Sorbonne niversitesinde 1889 ylnda kurduklar laboratuar izlemitir. Bununla beraber, ngiliz dnr Bertrand Russell bu konuda yle der: lme, hi kukusuz, kesin bilginin temelidir. Bundan trdr ki bilimsel gr sahibi olan ruhbilimciler, llebilecek bir ey aramlardr. Ne var ki zaman aralklarnn llmesiyle bir yarar salanacan sanmakla yanlmlardr. imdi, artk hep bildiimiz gibi, llmesinden yarar salanacak tek ey kpeklerin salyalardr (Russell, bu szyle, Pavlov deneylerini anlatmak istiyor. O. H.. bkz. The Scientlfic Outlook, blm X). Ruhbilim, bamszlamasna ve bilimsellemesine ramen, eytiimsel zdeki retiye dayandrlncaya kadar, hep metafizik yapl kalm ve bir dnceci ruhbilim (Os. ftikari ruhiyat, Fr. Psychologie idealiste) olmaktan te gidememitir. Aristoteles'in Peri Psyckhe adl yapt, rnesansa kadar ruhbilimin temel yapt olarak kalmtr. Btn ortaa boyunca Aristotelesi ve Platoncu ruh anlaylar tartlm ve badatrlmaya allmtr. zellikle Aquino'lu Thomas'nn gelitirdii dinsel ruhbilim (Os. Dini ruhiyat, Fr. Psychologie religieuse) bu an egemen ruhbilimidir. Tanr'nn varln tantlama amacn gden bu dinsel ruhbilim, yeniolguculuk idealizmiyle birleip Ribot, James, Flournay, Godin vb.'larnca XX'nci yzylda da srdrlmektedir. ada dinsel ruhbilim de, Tomac ruhbilim gibi, dinsel etkinin glendirilmesi iin dinsel heyecanlar inceler ve insan ruhunun hastalksal bozukluklarn kiliseyi yceltmek iin kullanmaya alr. Bertrand Russell gibi kimi dnrlere gre kilise, zellikle cizvitler, yzyllardan beri ruhbilimsel yntemlerle almaktadr. Dahas, kilise, ada ruhbilimsel yntemleri yzyllarca nceden kefetmi gibidir. rnein Russell'a gre cizvitler, kendilerini yetitirirlerken davranla (Behaviorisme), gnah kartanlara egemen olmakta da psikanalize (Freudisme) dayanrlar (bid.). Xvii'nci yzylda Fransz dnr Descartes (1596-1650) ruhla bedeni birbirinden tmyle ayrm, bedensel yapnn hayvan ve insanlarda ortak olduunu ve aralarnda hibir niteliksel ayrm bulunmadn ilerisrmtr. Descartes'a gre insan hayvandan ayran tek ey ruh'tur ki dnen tz (La. Res cogitans) olarak tanmlanr. Ruh (dnce)'la beden (zdek) arasnda hibir iliki ve etkileim szkonusu deildir. Bedenin devim yasalar, bir makinede olduu gibi, mekaniin yasalardr. Descartes'n bu varsaym u ok nemli soruya karlk bulmak zorundayd: Elimi bir yere arpyorum ve ac ekiyorum, bedensel arpma ruhsal acy nasl douruyor? Dekart profesr Geulincx (1624-1669) ifte saat rneiyle bu soruyu karlad kansndadr. Geulincx'e gre, ruhla beden, bir saat alarken br saat gsteren iki saat gibidir, her ikisi de nceden iyi kurulmu ve ayarlanmlardr, bu iki ayr saatin birbirleri stnde hibir etkileri bulunmakszn uyumlu ilemeleri nasl gerekleiyorsa tanr tarafndan uyumlanm ve ayarlanm ruhla bedenin uyumlu ilemeleri de bylece gerekleir. Ne var ki insan usu, artk bu gibi masallarla yetinmeyecek kadar gelimeye balamt. Sorduu sorulara bilimsel ve anlalr karlklar aryordu. Aristotelesi ruhbilim anlayna ilk kar kan, ngiliz dnr Thomas Hobbes (1588-1679)'tur. Hobbes'a gre ruhsal olaylar, bedensel olaylardan kaynaklanr. Beden dnda ayrca ruhsal bir tz szkonusu deildir Sayfa 347

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi (Bunun zorunlu sonucu olarak da: Tanr kavram, imgelemimizin rndr). Onu izleyen ngiliz dnr John Locke (1632-1704), ruhsal olaylarn biricik kaynann duyumlar ve deney olduunu ilerisrmtr. Ne var ki Locke, d deney'le birlikte bir de i deney olduunu syler ve bu i deney ruhun kendi faaliyetidir. Onu izleyen ngiliz dnr David Hume (1711-1776) tm ruhsal olaylar duyumlara balayarak ngiliz grgcln (ampirizm) pekitirmitir. Ama bir yandan da nesnel gereklin, nedenleri bilinmeyen ve asla bilinemeyecek olan bir izlenimler akmndan ibaret olduunu ilerisrmtr. Xviii'nci yzylda Wolff, ruhbilimi, insanbilimin bir dal olarak grmtr. nsanbilim (antropoloji), somatoloji ve psikoloji olmak zere ikiye ayrlmaktadr. Ona gre ruhbilim de ikiye ayrlr: Grgl ruhbilim (Os. htibari ruhiyat, Fr. Psychologie empirique) ve ussal ruhbilim (Os. Akli ruhiyat, Fr. Psychologie rationelle). Usun kendi kendini gzlemlemesini yntem olarak alan bu ussal ruhbilim, sonralar, varlkbilimsel ruhbilim (Os. lmlruhu vcudi, Fr. Psychologie ontologique) adyla da anlmtr. Usun kendi kendini gzlemlemesi yntemi, gerekte, trebilimcilerin yntemidir. Bu yntemi ruhbilime sokan, rnesansn nl yazar Montaigne (15331592)'dir. Bu yntem, Montaigne'den Descartes'a ve Pascal'a, bunlardan da ngiltere'ye gemitir. Duyumculuun kurucusu Locke nl i deney tasarmyla bunu yntemletirmi; kendisini izleyen Hume, skoyallar (zellikle Thomas Reid) vb. yntemi getitirmilerdir. Wolff bu yntemi Almanya'da, Royer Collard da Fransa'da uygulamtr. Fransz dnr Maine de Biran bu yntemi Descartes ve Condillac dnceleriyle kaynatrmtr. Bylelikle bir bilinsel ruhbilim (Os. lmlruhu uuri, Fr. Psychologie de conscience) domutur. Bu iebak bakalarnda da gzlemleme bir duygudalk ruhbilimi (Os. tiraki his ruhiyat, Fr. Psychologie de sympathie) meydana karmtr. Bundan da dnme ruhbilimi (Os. lmlruhu teemmli, Fr. Psychologie reflexive) 'ya da eletirel ruhbilim (Os. lmlruhu tenkidi, Fr. Psychologie critique) domutur. Bireysel ruhbilim (Os. lmlruhu ahsi, Fr. Psychologie individuelle) de bu yntemin rndr. Almanlarn derinlik ruhbilimi (Al. Tiefenspychologie), bu akmn dourduu bir ruhbilim anlaydr. Dnceci ve metafiziksel bir yapya dayanan ruhbilim anlay alann gittike geniletmekte ve u alanlara yaylmaktadr: ocuk ruhbilimi (Os. lmlruhu etfal, Fr. Psychologie pedagogique), hayvan ruhbilimi (Os. lmlruhu hayvani, Fr. Psychologie zoologique), kaltm ruhbilimi (Os. lmlruhu irsi, Fr. Psychologie genetique), fiziksel ruhbilim (Os. lmlruhu fiziki, Fr. Psychophysique), fizyolojisel ruhbilim (Os. lmlruhu fizyolociyai, Fr. Psychophysiologie), hastalk ruhbilimi (Os. lmlruhu marazi, Fr. Psychologie pathologique), karlatrmal ruhbilim (Os. lmlruhu tatbiki, Fr. Psychologie comparee), tepke ruhbilimi (Os. lmlruhu akslameli, Fr. Psychologie de reaction), ansal yap ruhbilimi (Os. lmlruhu terkibi, Fr. Psychologie structurale), ilkel insan ruhbilimi (Os. lmlruhu iptidai, Fr. Psychologie etnologique), ra farklar ruhbilimi (Os. lmlruhu secaya, Fr. Psychologie ethologique), ansal ruhbilim (Os. ilmlruhu zihni, Fr. Psychologie mentale), davran ruhbilimi (Os. lmlruhu ameli, Fr. Psychologie de comportement), biim ruhbilimi (Os. lmlruhu ekli, Fr. Psychologie de forme), toplumsal ruhbilim (Os. lmlruhu itimai, Fr. Psychosociologie), zmleme ruhbilimi (Os. lmlruhu tahlili, Fr. Psychanalyse), dil ruhbilimi (Os. lmlruhu lisani, Fr. Psychologie linguistique) vb... Bunlarn iinde zellikle davran ruhbilimi (ng. Behaviorism), biim ruhbilimi (Al. Gestalttheorie) ve Freud' n ruhsal zmleme (Al. Sayfa 348

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Psychoanalyse)'si yzylmzda metafizik ve dnceci kamp bir hayli etkilemi ve egemen snflarn yararna kullanlm bulunmaktadr. rnein burjuva toplumbilimcileri bunlara dayanarak toplumsal evrimi ruhbilimsel adan aklarlar. Onlara gre toplumsal evrim, bilincin rndr. Ne var ki bu, bilinsiz bir bilintir. nk onlara gre insan, bilinsiz drtlerin ve yaambilimsel (biyolojik) igdlerin etkisiyle davranan bir varlktr. Ruhbilim genellikle drt yntemle almtr: ebak yntemi, deney yntemi, patolojik yntem ve karlatrma yntemi. ebak (Entrospeksiyon), bilincin kendi kendini gzlemesini dilegetirmek iin ngiliz ruhbilimcilerinin kullandklar bir deyimdir. gzlem ya da iduyu deyimleriyle de dilegetirilmitir. Bilincin ikiye blnp bir yandan alglarken, br yandan da nasl algladn gzlemesi sadece insana zg bir olgudur. Bundan tr bu yntem hayvan, ocuk, ilkeller vb. gibi ruhbilim alanlarnda kullanlamaz. Bundan baka Comte ve Wundt gibi dnrler, bilincin kendi kendini bilmesinin dorudan doruya bir gzlemden gelmediini, sonradan bellek tarafndan yeniden kurulan anlar stnde gzlemde bulunulduunu, bunun da dorudan bir fiziksel olguyu gzlemler gibi bir gzlemleme olmadndan birok yanlmalar gerektirebileceini, dahas gzleyenle gzlenen ayn kii olduundan yanszln salanamayacan ilerisrerek bu ynteme kar kmlardr. Bununla beraber dndmz, duyduumuz ya da bir ey yaptmz zaman ansal yaammz gzlemekle ok deerli bilgiler elde ettiimiz de kesindir. Bylelikle ruhsal yaammz tanr, nitelendirir, snflandrr ve dzenleriz. Deney yntemi, yaambilimsel alanda ilkin Claud Bernard tarafndan ortaya atlmtr. Deney, ocukluktan yalla kadar her adaki denekler, normaller, anormaller, eitli hayvanlar stnde yaplabilir; bu yzden de ok geni bir alma alanna sahiptir. Ruhbilimdeki devrimsel bulgular da bu yntemle bulunmutur. Deney bir uyaran (ki buna stimulation, excitation ya da stimulus denir)'la yant (ki buna da reaction denir) arasndaki ilikiyi saptamak iin yaplr. rnein dikkat'le soluk alma arasndaki ya da korku'yla kan dolam arasndaki iliki incelenir ve llr. Bu, nesnel ve bilimsel bir aratrmadr. Patolojik yntem, zellikle akl ve ruh hastalklaryla ruhsal oluumlar arasndaki ilikiyi saptamak ve aklamak asndan zorunlu ve yararl olmutur. Broussais Irritation et la folie adl yaptyla, Maury Sommeil et les reves adl yaptyla ve daha sonra Esquirol, Moreau de Tour, Maudsley, Charcot vb.'larnn almalar bu yntemin ruhbilimde kullanlmasna yol amlardr. Fransz ruhbilimcileri Maine de Biran'la Ribot bu yntemin ilk uygulayclardr. Bu r yznden ruhbilimci hekimler olumu ve gittike oalmtr. Bu yntem, zellikle ruhsal ilevleri snflandrmay gerekletirmi ve ruhsal bireim (Fr. Synthese psychique), zdevingenlik (Fr. Automatisme), ansal dzey (Fr. Niveau mental), gerginlik (Fr. Tension) vb. gibi pek ok ruhbilimsel kavramlarn tanmlarna aklk kazandrmtr. Karlatrma yntemi (Mukayese usul), ruhsal gelimenin eitli aamalar arasnda bir ba kurulmasn salamtr. rnein ocuktaki gelimeyle bir ilkeldeki gelime arasnda ne gibi benzerlikler ya da ayrlklar vardr? vb. gibi birok nemli sorunlar bu yntemle zlebilmitir. Yukarda zetlenen eitli metafizik ve dnceci ruhbilim anlaylarna kar bilimsel ruhbilim (Os. lmi ruhiyat, Fr. Psychologie scientifique), eytiimsel ve tarihsel zdeki retiye dayanr ve van Mihaylovi Seenov (18291905)'la onun izinden yryen van Petrovi Pavlov (1849-1936) tarafndan gerekletirilmitir. Sayfa 349

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi nsanln Galile, Darwin, Einstein trnden birka byk bilgininden biri olan doabilgini van Petrovi Pavlov, ruhsal faaliyetin zdeksel temele dayandn kesin olarak tantlamakla, yzyllardan beri eitli metafizik kurgulara yol aan ve dsel tasarmlar meydana getiren zdekten bamsz ruh kuruntusuna son vermitir. Pavlov'un bilimsel kantlar, ilk idealistlerden gnmze kadar srpgelen, felsefenin temel sorununu kesinlikle zmlemi bulunmaktadr. Fizyolojide ve ruhbilimde idealizmi temelinden rtmeye balayan fizyoloji bilgini van Mihaylovi Seenov (1829-1905)'un ansal faaliyetin yanstc z stndeki bulgularn gelitiren Pavlov, koullu tepkeler (artl refleksler) meydana getiren deneyleriyle beyin rgeninin temel ileyi yasalarn bilimsel olarak gn na karm bulunmaktadr. Artk bilinmektedir ki, Pavlov'un bizzat dilegetirdii gibi ruhsal faaliyet, beyin kitlesinin fizyolojik faaliyeti sonucudur (Pavlov, Toplu Yaptlar, 1949 basks, c. iii, s. 557). Demek ki ruh (Psyche), zdeksel koullardan yansyan bir faaliyettir. Alc duyu rgenleri stndeki etkiyle bu etkiyi yantlayan tepki arasndaki balantnn zmlenmesi, ruhsal faaliyet olgusunu tmyle aydnlatmtr. Bu balant, srpgiden tutarl yaam koullar iinde, koulsuz (artsz)'dur. nsanlarla yksek dereceli hayvanlar bu balantya sahip olarak doarlar. rnein belli bir tehlike karsnda insan da, hayvan da korkar. Bu koulsuz tepkelere hayvanlarda igd, insanlarda itepi denir. nsanlarn ve yksek dereceli hayvanlarn evrelerine uyma zorunluu bu itepi ve igdlerle salanr. Ne var ki insanlarla yksek dereceli hayvanlar yaamlar srasnda da karlatklar yeni olgular yznden yeni tepkeler edinirler, bu tepkeler koullu (artl) dur. nk duyu rgenlerini etkileyen yeni uyarclarla koullanmtr. rnein yrtc hayvanlardan pek ou insanlar ilk grdklerinde korkmamlardr, ama insanlarn kendilerini avlamaya balamalar zerine korkmaya balamlar ve insanlar karsnda yeni davranlar edinmilerdir. Demek ki koullanm'lardr. Aslnda koulsuz tepkeler de, kaltm yoluyla kuaklardan kuaklara gemi bulunan eski koullu tepkelerin sonucudur. Pavlov, Rus devriminin balad sabah on dakika ge kalan asistanna yapacak bunca iimiz varken devrimden size ne? dedii laboratuvarnda, bu koullu tepkeleri meydana getirip zmlemekle, yzyllarn kuruntusu bamz ruh sorununu kknden ykmtr. Eski ruhbilimcilerin itepi ve igd, armclarn arm adn verdikleri olguya, kendine zg bir deyimle koulsuz tepke adn veren Pavlov' un deneyleri ksaca yle zetlenebilir: Azda yiyecek varken bezlerin salya salmas koulsuz tepke'dir, edeyile zdeksel yapnn kendi kendine ve deneyle koullandrlmakszn meydana getirdii bir olgudur. Bu olgu, ruhsal yaps gelimi bulunan insan trnde ruhsal yapyla da meydana getirilebilir, lezzetli bir yemek hayal eden insann da az sulanr. Ama ruhsal yaplar gelimemi bulunan hayvanlar hibir zaman lezzetli bir yiyecei hayal edemezler ve bundan tr de azlar sulanamaz. Pavlov, yksek derecede bir hayvan olan kpein zdeksel bir uyarcyla gelimemi ruhsal yapsn harekete getirmekle de bu fizyolojisel ve zdeksel sonucun meydana getirilebileceini deneylemitir. Kpee et vermeden nce bir deneyde bir zil alm, baka bir deneyde de bir k yakm ve bu deneyleri birka kez yineledikten sonra kpee et vermeksizin sadece zil almak ya da k yakmakla kpein aznn sulandn saptamtr. Zil sesi duymak ya da k grmekle azn sulanmas koullu tepke'dir, edeyile zdeksel yapnn kendi kendine meydana getirmeyip, ruhsal yapnn zdeksel bir uyarcyla Sayfa 350

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi koullandrlmas yoluyla meydana gelen bir olgudur. Demek ki hayvan, nceleri tepkide bulunmad yeni bir uyarma tepkide bulunmay renmi, edeyile zdeksel bir uyarmla ruhsal bir yap oluturmutur. Pavlov, kpein azna koyduu salya ler bir tple koulsuz ve koullu tepkelerdeki salya niceliinin de birbirine eit olduunu saptamtr. Bu nokta bir kez saptandktan sonra ruhbilimsel olgularn bir sra fizyolojisel koullu tepkelerden baka bir ey olmad sonucu kar (Les Reflexes conditionnels, Paris, F. Alcan, 1927, s. 101). Pavlov bu deneyleriyle insanlarn ve hayvanlarn yksek sinir faaliyetine zg fizyolojisel yasalar da kefetmi olmaktadr. nsanlarla hayvanlarn yksek sinir faaliyetleri arasndaki zdelik ve ayrm bu yasalarla gn na kmtr: Sadece sinir dokusunda olagelen fizikoimik oluumlar incelemenin bize sinir sistemiyle ilgili btn olaylarn gerek bir kuramn verecei aktr (Pavlov, Lectures on Conditioned Reflexes, W. Horsely'nin ngilizceye evirisi, s. 349). Pavlov, sadece istek tepkelerini denemekle kalmam, korunma ve saknma tepkelerini de denemitir. Kpee, belli bir uyarcnn ardndan kimi zaman houna giden ve kimi zaman houna gitmeyen eyler verilmekle, sinir ya da akl hastalklar meydana geldii grlmtr. Pavlov bu deneyini yle anlatmaktadr: Kpee yiyecek vermeden nce daire biiminde bir k, elektrik oku vermeden nce de elips biiminde bir k gsteriyordum. Daireyle elipsi aka ayrdedebiliyordu. Daire grnce seviniyor, elips grnce korkuyor ve saknyordu. Giderek elipsi daireletirmeye baladm. Uzun bir sre elipsi daireden ayrdedebildi. Ama daireye pek yakn bir elipse gelince i deiti, ikisini birbirinden ayrdedemez oldu. Eskiden uslu uslu oturan kpek durmadan rpnyor ve uluyordu Elipsi yeniden oaltarak yani, daire biiminden uzaklatrarak onu teskin edebildim ama, ayn ayrdetmeleri gstermesini salayamadm. En kaba ayrdetmeleri salamam iin imdi eskisinden ok daha fazla zaman istiyordu Ayrdetmeyi elde ettiim zaman elipsi pek az daireletirmekle ayrdetme birdenbire kayboldu ve kpek yeniden bir heyecan komasna girdi (bid, s. 342). Pavlov, bir sra deneylerle koullu tepkeler elde ettikten sonra yeni bir sra deneylerle de bu tepkeleri giderme derecelerini incelemitir. yle demektedir: Her koullu uyarm tekrar edilmekle etkisini kolayca yitirir. Tekrarlar ne kadar sk olursa koullu tepkeler de o kadar abuk kaybolur. Ama bir koullu tepkenin kaybolmas baka bir koullu tepkenin de kaybolmasn gerektirmez, edeyile biri tekini srklemez. Kaybolmu koullu tepkenin yeniden grnmesi kendiliinden olur, ne var ki bunun iin iki saat ya da daha ok bir zaman gemesi gerekmektedir. Bu tepkenin yeniden kurulmas bir anda olabilir, u artla ki, kendisini douran koulsuz tepke arlsn, rnein kpein azna bir asit aktlsn. Bundan sonra eer hayvana koullu uyarm yeniden gsterilirse kaybolan koullu tepke yeniden belirir. Ayrca u da grlr ki eer bir hayvana gnler ve haftalarca hi durmadan bir yiyecek gsterilirse bu yiyecek hayvan uzaktan uyarma gcn tmyle yitirir. Bu uyarma gcn yitirmemesi iin yiyecei uzaktan gstermekle kalmayp yedirmek gerekir. Btn bu saydmz olgulardan, salyalanmay dorudan eyin zellikleriyle bu eyin teki duyular etkileyen zellikleri arasnda sk bir iliki ortaya kar (Op., cit. s. 54). Bu deneyler, fizyolojisellikle ruhsalln sk ilikisini bu konuda da unlar sylemektedir: Fizyoloji deneylerinde salya bezlerinin faaliyetinde ne Sayfa 351 doruya belirleyen bir olduu sonucu apak de tantlamtr. Pavlov gibi deimeler oluyorsa

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ruhsal deneylerde de ayn deimeler olmaktadr. Edeyile kpein azna konulan yiyecein meydana getirdii salya salgs onu uzaktan gstermekle de salanabiliyor. Kpein d davranlarna baklrsa kuru ekmee oranla eti grmek onu daha ok sevindirir. Ama salya salgsna baklrsa kuru ekmek, etten daha etkilidir. Et gren kpein salya bezlerinden kan salg gltenle doludur, houna gitmeyen bir yiyecek gren kpein salyasndaysa pek az glten vardr. Baka trl sylenirse, ruhsal uyarclar zerinde ayn maddelerle yaplan deneyler, fizyolojisel uyarclar zerinde yaplan deneylerde de aynen meydana gelmektedir (bid, s. 43). Pavlov, insanlarda ve yksek dereceli hayvanlarda, rgenlikle evre arasndaki ilikilerin beynin alt korteksinde dzenlendiini de bulmutur. Koullu uyarmlar, beynin alt korteksinde koulsuz uyarmlara Pavlov'un deyimiyle im (Os. aret, Fr. Signal) verirler. Canlyla evresi arasnda bylesine bir imleme dzeni (Os. aret sistemi, Sinyalizasyon sistemi; ng. Signal system) vardr. Pavlov, herhangi bir doa nesnesinin ya da olaynn koulsuz tepkelerle birletii zaman insanlarda ve yksek dereceli hayvanlarda koullu tepkeler iin bir haber verme arac olabileceini meydana koymu ve insanlarla hayvanlardaki bu ortak haber verme aracna birinci imleme dzeni (Birinci sinyalizasyon sistemi) adn vermitir. Pavlov, insann yksek sinir faliyetinin yksek dereceli hayvann sinir faaliyetine oranla zgl bir karakter gsterdiini de kefetmi ve ok nemli bir bulula sadece insanlara zg bulunan dil olgusunun dourduu haber verme dzenine ikinci imleme dzeni (kinci sinyalizasyon sistemi) adn vermitir. Sadece insana zg bulunan bu ikinci haber verme dzeni, birinci dzendeki imlerin genelleip soyutlanmasna ve bundan tr de insann d dnyaya snrszca alabilmesine olanak salamaktadr. Hayvann evresine alma bakmndan snrl durumuyla insann snrsz durumu arasndaki ayrmn nedeni budur. Birinci dzen beynin alt korteksinde, ikinci dzense beyin yuvarlarnda gereklemektedir. Demek ki insann n beyin loplarnda dili ve konumasyla imlenen (sinyal edilen) ikinci bir imleme dzeni vardr. Canl varlklarn d ortama uyma olgusu, idealist ruhbilimcilerin idealizm yararna kullandklar bir olayd. Pavlov'un bulgular bu ok nemli konuyu da bilimselliin snr iine almtr. ngiliz bilgini Prof. Hogben yle demektedir: Bizim kuamzda Pavlov okulu tarihte ilk kez, Doktor Haldan'n tanrbilime aykr bir terimle bilinli davran adn verdii sorunu baaryla zmlemi, onu yeni tepke sistemlerine vcut veren koullarn incelenmesi durumuna indirmitir (Hogben, The Nature of Living Mater, London 1930, s. 25). Ruhsal faaliyet, bu sinyal'lerin bir fonksiyonudur. Pavlov'un bulgular, eytiimsel ve tarihsel zdeki felsefenin dille dnce, duyusal yansmayla mantksal bilme arasndaki balantlar stnde ilerisrd dncelerin ve zellikle yansma kuramnn en salam ve bilimsel temelidir. Davranlk (Behaviorizm) adyla anlan ruhbilim akm, Pavlovculuun zdeki temellerini grmezlikten gelip, onun idealist ve metafizik adan yorumlanmasyla meydana gelmitir. dealist yazarlar Pavlov'u da davranln kurucular arasna katmaya alrlarsa da Pavlov'un, onlar geni apta etkilemekten baka, onlarla hibir ilikisi yoktur. nl bir diyalektikinin dedii gibi, byk bilgin Pavlov, hayvanlarda ve insanlardaki yksek sinirsel etkinliin yasalarn bulmakla, insann yksek sinirsel etkinliiyle hayvannki arasnda bulunan ortak yanlarla bunlar birbirinden ayran farklar kefetmekle insann ruhsal yaamnn incelenmesine Sayfa 352

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi yarayan bilimsel temelleri ortaya koymu olmaktadr. Sinir, anatomi dilinde, rgenliin her trl uyarmlarn merkezleri olan beyin omurilik ve boumlara ileten ak kaytan biimindeki rgenlerden her biri olarak tanmlanr. zellikle ruhbilimin balca konularndan biri olan sinir dizgesi, Pavlov'un parlak deneyleriyle evrensel, apta bir nem kazanm ve gerek felsefenin balca konusu olmutur. Pavlov deneyleriyle aa karlan sinirsel ilevler, bilinci, yksek derecede rgenlemi zdein (edeyile, beyinin) bir ilevi olarak gren eytiimsel zdeki sav btn aklyla ve bilimsel olarak tantlam bulunmaktadr. Bu bulgular, ayn zamanda, en basit rgenliklerin bilinli insana kadar nasl evrimletiini de ak ve seik olarak gzler nne sermektedir. Artk bilinmektedir ki canl evren, bir yanstma sreci iinde olumutur. En basit zdekte bile bir yanstma zellii vardr. Bu yanstma, zdein iinde bulunduu ortama kendini uydurma (adaptasyon) aracdr. Cansz doadaki yanstma (rnein, bir maden parasnn yanstmas), en basit canl rgenliklerde uyarlganlk (yaambilimsel yanstma) yeteneine ykselmitir. rnein bitkiler kla uyarlrlar ve a ynelirler, amipler besinle uyarlrlar ve besine ynelirler. Bitkilerin ve amiplerin bu uyarlganl, rnein cansz doadaki bir metalin mknatslanmasndan farksz bir olgudur. rgenlikler gelitike, uyarlganl da aan yeni bir yanstma olumutur: Duyum. Duyumsal yanstma, madensel yanstmann ok gelimi biimidir. Ama daha yksek rgenliklerde, edeyile hayvan ve insanlarda bundan daha yetkin bir yanstma arac meydana gelmitir: Sinir dizgesi. Sinirler sayesindedir ki yksek rgenlikler kendilerini ortama daha iyi uydurabilmeye balamlardr. Bundan tr sinir dizgesi, canlyla ortamn ilikiye geiren uzmanlam rgen olarak tanmlanr. Yaam sreci, bir ortamla alveri srecidir. Byk bilgin Pavlov, ortamla bu alveriin, edeyile ortama kendini uydurabilme yeteneinin yksek hayvanlarda aa hayvanlardakinden ok daha gelimi olduunu gstermitir. Canlyla ortamn ilikiye geirmede uzmanlam bir rgen olan sinirler, bu grevlerini, hayvan ve insanlarda tepkeler'le gerekletirirler. Tepkeler (refleksler); rgenliin d etkilere kar tepkiler (reaksiyonlar)'idir. te yksek rgenlikler, bu tepkelerden yararlanarak, ortamlaryla daha geni apta bir alverie giriirler ve kendilerini ortamlarna ok daha iyi uydururlar (adapte ederler). rgenlikler iin en nemli koullu tepkeler, rgenlikte kklenerek, koulsuz tepkelere dnrler. Bylelikledir ki bilin oluur ve dnme yetenei kazanlr. Bundan trdr ki, rnein bir insan; eitim ve retimle koullanarak bilinlenir ve dnme yeteneini gelitirir. Bilgin Pavlov, sinir dizgesinin ileyiinde, insann, en yksek hayvan trnden daha stn ve farkl bir yetenei de elde ettiini bilimsel olarak meydana karmtr. Yksek sinir dizgesi (ng. Higher nervous system)ne sahibolan yksek hayvan trleriyle insanlarda ortak bulunan birinci sinyal dzeni'nden ayr olarak sadece insanlarda bulunan bir de ikinci sinyal dzeni vardr ki bu da dil'dir. Pavlov, insansal, edeyile dilsel tepkenin temeli olan fizyolojisel mekanizmay btn ayrntlaryla aklamtr. te, yksek trdeki hayvanlarla insanlar birinci sinyal dizgesi, sadece insanlar hem birinci ve hem de ikinci sinyal dizgesi'yle nesnel gereklii yanstrlar, evrelerine daha iyi uyarlar (intibak ederler, adapte olurlar), hele insanlar evreleri (edeyile, doa) stnde bylelikle egemenlik kurarlar. Sinyal dizgeleri, sinir faaliyetleridir. Demek ki koullu tepkeler, bu geici sinirsel balantlar (Fr. Liaisons nerveuses)'n rndr. D ve i ortamn herhangi bir edimi, sinir ularn uyarmaktadr. Bu uyarm, merkezcil Sayfa 353

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi sinirler tarafndan beynin ilgili blmlerine iletilir, merkezka sinirler buradan aldklar uyarmlar bunlarn harekete getirecei eitli rgenlere gtrrler. Tepkeler, bylece meydana gelir Besinin kokusunu duyan ya da onu gren canl bylelikle hemen ona ynelir. Canllar bu tepkelerle korunur, bu tepkelerle beslenir, bu tepkelerle iftleip trlerini srdrrler. Pavlov'un stn baars, idealizmin doastne balad ruhsal yaamn, fizyolojisel (edeyile, zdeksel) temelini ak seik ortaya koymu olmasdr. Pavlov, hayvanlarn ve insanlarn yksek sinir faaliyetine ait yasalar kefetmi, yksek sinir faaliyetleri asndan hayvanlarla insanlar arasndaki birlii ve ayrl (nerelerde e ve nerelerde ayr bulunduklarn) bulmu, ruhsal yaamn bilimsel temellerini meydana karm ok byk bir bilgindir. NSAN UZAYIN DERNLKLERNDE. Fiziki Albert Einstein'n zel ve genel bantllk kuramlar Galile ve Newton fiziklerini doruuna ulatrm ve eytiimsel zdeki felsefenin hemen btn varsaymlarn dorulayarak ada felsefesel dnceye yn vermitir. Doa bilimlerinin yeterince gelimemi olmalarndan tr zorunlu olarak metafizie ynelmi ve kurgusal bir alanda ilerlemeye alm bulunan felsefe artk bilimsel alana girmi bulunmaktadr. Kurgusal felsefe evresi byk idealist Hegel'le, bir daha almamak zere, kapanmtr. Artk doa bilimleri bilinmedike felsefe yaplamayaca gibi felsefe bilinmeksizin de doa bilimlerinde ilerlenemez. Bilimsel kuramlar birbirlerini, yalanlayarak deil, snrlayarak geliirler. Her yeni kuram, bir nceki kurama gre, daha geni bir alana geerlilik getirir. Fiziin evriminde de byle olmu, evrenin birbirleriyle baml birok eylerden kurulu bir btn olduu gerei adm adm aklanmtr. lkin Galileo Galilei, mekanik yasalarn dzenli devinen btn sistemlerde ayn olduunu gstermiti. kinci olarak Isaac Newton, Galile'nin dme yasasn yldzlarn devinme yasalaryla ayn ilkeye balad ve gk mekaniini kurdu amzn byk fizikisi Albert Einstein sadece mekanik yasalara zg kalan bu tantlamalar evrensel lde geniletti ve sadece mekanik yasalarn deil, btn doa yasalarnn birbirine gre dzenli devinen btn sistemler iin ayn olduunu gsterdi. Einstein, bu evrensel kuramna iki aamada ulamt. lkin zel bantllk kuram'yla doa yasalarnn ekim olaynn dndaki btn fiziksel olaylarda ayn olduunu tantlad, on yl sonra genel bantllk kuram'yla btn doa yasalarnn ekim olaynda da geerli bulunduunu gsterdi. 1918 ylnda Times gazetesinde yaynlad ve sonradan Comment je vois le monde (Dnyay Nasl Gryorum, s. 206-214) adl kitabna ald bir makalede Albert Einstein bu kuramlarn yle anlatr: Bantllk kuramm iki katl bir yapya benzer. Bu katlardan birincisi zel bantllk kuram, ikincisi genel bantllk kuramdr. Birinci kuram ekimden baka btn fiziksel olaylara aitken ikincisi ekim yasasna ve bu yasann baka doa yasalaryla olan ilikilerine dairdir. Eski Yunandan beri bilinir. bir cismin devimini gstermek iin o cismin devimiyle orantl olan baka bir cismin devimi de alnr. rnein bir arabann devimi yere, bir gezegen yldzn devimi de duraan yldza gre saptanr. Uzay bakmndan olaylarn kendilerine oranland cisimlere fizikte koordinatlar sistemi deriz. rnein Galile ve Newton'un devim yasalar ancak byle bir sistem kullanlarak dilegetirilebilir. Oysa mekanik yasalarn geerli olabilmesi iin bu koordinatlar sisteminin devimini dilediimiz gibi seemeyiz, rnein bu devim ne devirli ne de ivmeli bir devim olmamak gerekir. Mekanikte geerli olabilecek bir sisteme bu yzden sredurum sistemi diyoruz. Ne var ki mekanie gre sredurum sisteminin devimi de doa Sayfa 354

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi tarafndan aka belirtilmemitir. yle demek daha uygun olur: Bir sredurum sistemine oranla bir doru izgi zerinde dzgn devimle devinen bir koordinatlar sistemi de bir sredurum sistemidir. ite zel bantllk kuram demekle bunu anlatmak istedim, edeyile doann herhangi bir koordinatlar sistemi iin geerli olan genel yasas, hi deimeden, o koordinatlar sistemine eit bir devimle yer deitiren baka bir sistemde de geerlidir. zel bantllk kuramnda gstermek istediim birinci ilke budur. zel bantllk kuramnn z olan ikinci ilkeyse bolukta k hznn sabit oluu ilkesidir. Bu ilkeye gre n bolukta belli bir hz vardr ve bu hz k kaynann devimine bal deildir. Fizikilerin bu ilkeye gvenini, stn baarlaryla Maxwell ve Lorentz salamlardr. Bu iki ilke deneylerle desteklenebiliyorsa da mantk asndan birbirleriyle uyuturulmaz gibi grnyorlard. zel bantllk kuram, fiziksel uzay ve zaman bilgilerini deitirerek, bu mantksal birlii gstermitir. zel bantllk kuram gstermitir ki, iki olayn eitzaman olduunu sylemenin ancak baka bir koordinatlar sistemine oranla anlam vardr. Hatta lmek iin kullandmz metrelerin biimi ve saatlerin ilemesi, koordinatlar sistemine oranlanan devim durumlarna baldr. te, Galile ve Newton'un yasalarn kapsayan eski fizik, bu bantc kinematie uymuyordu. Bu bantc fizikten birtakm genel matematik koullar meydana kyordu ki ancak yukarda szn ettiim iki ilke doru olduu takdirde doa yasalar bu koullara uygun debilirdi. zellikle, hzla yerlerini deitiren zdeksel noktalar iin yeni bir devrin yasas saptadm ve bu yasann elektrikle ykl cisimcikler zerinde de doruluunu gsterdim. zel bantllk kuramnn en nemli sonucu bir cisimler sisteminin sredurum kitlelerini ele almasyd. Bir sistemin sredurumunun, kendinden enerjiye bal olduu tantlanm, edeyile sredurumlu kitlelerin, ilerinde gizli bulunan enerjiden baka bir ey olmadklar anlalmtr. Kitlenin sakm ilkesi bamszln yitirerek enerjinin sakm lkesiyle kaynamtr. zel bantllk kuram Maxwell ve Lorentz'in elektro dinamiinin bir sistem iinde devamndan baka bir ey deildir ve kendi snrlarn aarak yeni yollar am bulunmaktadr. te bu yollar bizi genel bantllk kuramna gtrmtr. Acaba fiziksel yasalarn bamszl, koordinatlar sistemlerinden birinin tekine oranla dzgn ve hep eit devim durumlarna m zg kalacakt? Doann, tarafmzdan iin iine sokulan koordinatlar sistemleriyle ve onlarn devimleriyle ilikisi neydi? Hatta doay nitelemek ve tanmlamak iin kendi keyfimize gre seilmi bir koordinatlar sistemi kullanmak zorunlu olsa bile onun deviminin seilii bu snrlamaya uramamalyd ve doa yasalar bu seilie asla bal olamazd. te genel bantllk kuramnn ilerisrd ilke budur. Genel bantllk kuramnn uygulanmas eskiden beri bilinen bir deneyle kolayca anlalabilir: Bu da bir cismin sredurum ve arlnn ayn sabitenin etkisi altnda olduunu, edeyile ayn sredurum ve arlk kitlelerinin eitliini gsteren deneydir. Newton'un anlad anlamda bir sredurum sistemine oranla dzgn ve devirli devimle devinen bir koordinatlar sistemi tasarmlayn. Bu sistemin merkezka gleri, tpk arlk gleri (ekim gc) gibi, cisimlerin kitleleriyle oranldr ve Newton'a gre sredurumun sonular gibi saylmas gerekir. Ama acaba kimi durumlarda koordinatlar sistemini dinginlikte sayamaz myz? Merkezka gleri ekim gc sayamaz myz? te bu ve buna benzer dnceler bize genel bantllk kuramnn ekim yasalarn Sayfa 355

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi aklayabileceini sezdirmiti. Bu dncelerin mantksal tutarll da umudumuzu glendirdi. Oysa klasik mekanik bu dncelere kar kyordu. Yryeceimiz yol, sandmzdan daha da sarpt. Eukleides geometrisini brakmak gerekiyordu. nk bu halde cisimlerin uzay iindeki durumlarn meydana koyacak yasalar, Eukleides geometrisinin uzay zerine verdii yasalara uymuyordu. rnein uzayn bkm (Fr. La courbure de l'espace) diyebilmeliydim. Eukleides geometrisinin doru izgi, yzey vb. gibi temel kavramlar dndm fizikte anlamlarn yitiriyorlard. Genel bantllk kuramnda uzay ve zaman ilkesi, kinematik, artk fiziin teki blmlerinden ayr deildir. Cisimlerin durumu ve saatlerin ileyii ekim alanna baldr. Ama ekim alan da zdekten ibarettir. Demek ki uzay, zaman, devim ve zdek bir ve ayn eydir. Genel bantllk kuram yeni bir ekim kuramdr ve Newton kuramndan nemli lde farkldr. Ama pratik sonular birbirine o kadar yakndr ki deneylerde farklar saptamak bir hayli gtr. imdiye kadar sadece u fark saptanabilmitir: Gezegenlerin yrngelerinin her gn biraz daha uzad (Jpiter gezegeninde tantlanmtr), ekim alanndan geen k nnn bkld (ngiliz bilginleri tarafndan bir gne tutulmas srasnda alnan fotoraflarla tantlanmtr), byk kitledeki yldzlardan gelen n tayflarndaki izgilerin krmzya doru yerlerini deitirdikleri (yaplan birok deneylerle tantlanmtr). Kuramn en nemli yan mantksal bir btn meydana getirmesidir. Edeyile bu sonulardan biri yanl ksayd btn kuram yanl olurdu. Btn kuram sarsmadan kuramn en kk bir noktas deitirilemez gibi grnmektedir. Ama bu kuramn Newton'un byk yaptn bir yana attrabilecei asla dnlmemelidir. Onun ak ve byk dnceleri gelecekte de nemini srdrecektir. nk biz evrenin nitellini aklayan kurammz hep onun byk dnceleri stnde kurduk. Einstein'n byk bir alakgnllk ve kadirbilirlikle ilerisrd bu aklamaya u bilgilerin de eklenmesi gerekir: Newton, fiziinde, bir saltk zaman ve bir saltk uzay ilerisrmt; uzayda dalm ve bo uzay iinde birbirlerini belli bir gle eken ekim noktalar tasarmlamt, stelik de bu noktalarn zdekd olmalar gerektiini ilerisrmt. Bentley'e yazd bir mektupta ekim, kimi yasalara uyarak srekli olarak etki yapan bir etkenin rndr. Bu etkenin zdeksel ya da zdeksiz olmasn okurlarmn grne brakyorum diyordu. Onun bu savlarna kar kan ilk dnr Leibniz olmutur. Leibniz, saltk zamanla saltk uzay varsa saltk bir devim de olmaldr, diyordu, oysa saptanabilen her devim bantldr, edeyile uzaya gre deil baka bir cisme gredir, gene bunun gibi uzayda bir cismin bulunduu yeri yer olarak deil ancak teki cisimlere gre saptayabiliriz, oysa saltk uzay varsaym her cisme uzayda bylesine saltk bir yer gsterilmesini gerektirmektedir. Sonu olarak Leibniz, Einstein'dan iki yzyl nce, uzayn onu dolduran cisimlerin bir bants olduunu ve bu cisimler olmad takdirde uzayn bir hiten baka bir ey olamayacan ilerisrmt. Zaman da bylesine bir olaylar bantsyd, zaman gsterecek bir olay varbulunmadka ne saatin ne de gnn anlam vard. rnein Amerika'da 24 Ekim gecesi saat 21'de verilen bir konseri Trkiye'de radyo ya da televizyonla 25 Ekim sabah saat 5'te dinlemektesiniz, oysa Trkiye'deki radyo dinleyicisiyle Amerika'daki arkc ayn zaman iindedirler, demek ki zaman da uzay gibi bir bant sorunudur, ancak bir bantyla varolabilir. Fizikiler hibir fizik konusunu saltk olarak ele alamazlar, Sayfa 356

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi onlara doru olarak yaklaabilmeleri iin bant (iliki)'lar iinde ele almak zorundadrlar. zdekle enerjinin de ayn ey olduu bylesine bir bant iinde meydana kmtr. zdek kitlesini atar ve k hznda yol alrsa enerji olur, buna kar enerji donar ve bir biim alrsa zdek olur. te Einstein'n zel ve genel bantllk (ilikinlik) kuramlar zdek, zaman, uzay, devim kavramlarnn ve bunlara uygun den doasal olaylarn tek ve ayn ey olduklarn tantlam bulunmaktadr (Tpk Amerika'daki 24 Ekim akamnn Trkiye'deki 25 Ekim sabahyla ayn zaman olmas gibi, ki bu ancak radyo ya da televizyon bantsyla gzle grlp elle tutulur bir duruma gelmektedir). imdi deyimiyle nitelenen ayn zaman diye bir ey bulunmad Einstein denklemleriyle tantlanmtr. nk evrende zdek-devim-uzay birlikteliinden bamsz saltk zaman diye bir ey yoktur. Evrende duraan bir zaman aral yoktur ki onunla bant kurarak imdi diyebilelim. rnein 1978 ylnda Arcturus yldzna bakyoruz, grdmz imdi'ki Arcturus yldz deil 1940 ylndaki Arcturus yldzdr. nk Arcturus yldz dnyamza otuz sekiz k yl uzaklktadr (Bir k yl, edeyile n bir ylda yolald uzaklk 9,6 trilyon kilometredir. Radyo dalgalar da ayn hzdadr). imdi Arcturus yldzn bize gsteren nlar, otuz sekiz yl nce Arcturus yldzndan ayrlan nlardr. Demek ki biz imdi Arcturus yldznn yerinde olup olmadn bile bilemeyiz, bunu ancak 2016 ylnda renebiliriz. Grdmz Arcturus yldz gibi onu gren bizler de u anda (imdi) bir zaman iindeyiz, ne var ki bu zaman imdi, edeyile ayn zaman deil. Alman matematikisi Herman Minowski yle der: Ayr uzay ve ayr zaman artk yok olmutur, ancak ikisinin birleimidir ki gerekliini srdrebilir. Btn zaman lmeleri gerekte uzay lmeleridir, buna kar btn uzay lmeleri de gerekte zaman lmeleridir. Albert Einstein zel bantllk kuramnda birbirine gre dzenli devinen btn sistemler iin doa yasalarnn ayn olduunu tantlamt. Ama bir bilim adam olarak doa yasalarna inanyordu ve onlarn devimi ne trl olursa olsun btn sistemlerde ayn olmas gerekeceini dnyordu. Genel bantllk kuramyla da bu dncesinin doru olduunu tantlamay baarmtr. Evet, Einstein'a iki nokta arasndaki en ksa yol doru bir izgidir diyen Eukleides geometrisi yetmemiti. nk uzayda iki nokta arasndaki en ksa yol eri bir izgiydi. Bunun gibi Eukleides geometrisinin boyutu da yetmiyordu, drdnc bir boyut gerekiyordu. Einstein, evrenin drt boyutlu olduunu tantlam ve uzay boyutuna bir de zaman boyutu eklemitir. rnein demiryolu tek boyutlu bir uzay srekliliidir, makinist falan kilometrede olduunu syleyerek yerini bildirebilir. Gemiyse iki boyutlu bir uzay srekliliidir, kaptan yerini bildirebilmek iin hem enlem hem de boylamn sylemek zorundadr. Uak boyutlu bir uzay srekliliidir, pilot yerini bildirebilmek iin enlem ve boylamdan baka yerden yksekliini de sylemelidir. Devimli bir fizik olayysa drt boyutludur, nk sadece uzaydaki yer'i bildirmek yetmez, o yerin zaman'la nasl deitiini de bildirmek gerekir, daha ak bir deyile, rnein uan hangi zamanda nerede olduunu saptamak gerekir. Zaman boyutu bildirilmedike uan u enlemde, u boylamda ve u ykseklikte olduu hava trafii yneticisi iin hibir anlam tamaz. Metafizikiler btn bunlardan kendi ilerine yarayan sonular karrlar, Einstein'n bantlln metafizik bir yorumla grelilik anlamnda ele alrlar ve ite, bilim dediiniz nedir? Eukleides geometrisi de yalanland ve ortadan Sayfa 357

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kalkt derler. Oysa Eukleides geometrisi ne yalanlanm ne de ortadan kalkmtr. Yeryznn fiziine uygun bulunan bu geometri sadece uzay fiziine yetmemi ve daha gelitirilip geniletilmesi gerekmitir. Bilimsel ilerleme, yalanlayarak ve ortadan kaldrarak deil, gelitirilerek ve geniletilerek gerekleir. Eukleides geometrisi yeryznde yzyllarca ie yaramtr, sonsuzca da yarayacaktr. Eyfel kulesinin, Sleymaniye Camiinin vb. Eukleides geometrisiyle yapld unutulmamaldr. Einstein, zel bantllk kuramnn stne kurduu genel bantllk kuramnda evrenin en byk srrn yle aklar: Hareket durumlar ne olursa olsun, btn sistemler iin doa yasalar ayndr. Eytiimsel zdekiliin felsefe diliyle ilerisrd evrensel bantllk bylece, fizik diliyle dilegetirilmi ve tantlanm olmaktadr. Btn baarlar dogmalara gvenmemekten doan Einstein, bu evrensel apl kuramn, zel bantllk kuramn yaymladktan sonraki on yl iinde gelitirmitir. k noktas, Newton'un sredurum ve yerekimi yasalaryd. Einstein bu kuramnda ekim gc diye bir eyin varolmadn ve ekimin, kresel evren zerinde en ksa yol olan evren erisini en az i ilkesine uygun olarak izlemekten ibaret bulunduunu gsterdi. Bu fiziksel bulguyu, Bertrand Russell, ABC of Relativity adl yaptnda, fizik bilmeyenlere u rnekle anlatr: Karanlk bir gecede, gkteki bir balondan, dnyaya baktnz farz edin. Baktnz yer geni bir ova olsun. Siz grmyorsunuz ama, ovada serpitirilmi kyler var, ovann ortasnda da diyelim ki ykseldike dikleen ve nihayet bir uurumda son bulan sipsivri bir tepe bulunuyor. Sizin grdnz, sadece, bu tepenin stndeki byk deniz feneriyle kyler arasnda gidip gelen elleri fenerli adamlarn klardr. Fenerli adamlar kyler arasnda en ksa yollardan gidip geliyorlar. Bu yollar, elbette, tepeye trmanp uuruma dmemek iin, tepenin arkasna geebilmey salayacak yani en az i'i gerektirecek eri yollar olacaktr. Bu eri yollar da, tepenin doruuna ne kadar yaklarlarsa o kadar keskin bklmeler ve ne kadar uzaklarlarsa o kadar daha az keskin bklmeler gstereceklerdir. Balondan bakan siz, byk n scandan yanmamak iin yollarn krp eri bir yolla byk ktan katklarn sanacaksnz. Oysa onlar, gidecekleri kye tepeyi amadan varmak iin en ksa yollarn izlemektedirler. imdi bu benzetmedeki byk feneri gne, fenerli insanlar gezegenler ve kuyrukluyldzlar, yollar da onlarn yrngeleri olarak alrsanz, Einstein'le birlikte, gnein bir uzay zaman tepesi zerinde olduunu ve her cismin de her an kendisi iin en kolay yolu setiini, nk uzay zaman tepesi araya girince bu yolun bir dz izgi olmaktan ktn anlarsnz. Gerekte, benzetmemizdeki her fenerli insann yani evrendeki her cismin zerinde kurulup oturduu bir uzay zaman tepesi vardr. Einstein, 1918 ylnda, kuramlarnn kendisi tarafndan halka aklanmas isteine uyarak Londra'da kan Times gazetesine yazd yazda yle demektedir: Bantllk kuramm, iki katl bir binaya benzer. Birinci kat zel bantllk kuram, ikinci kat da genel bantllk kuramdr. kinci kuramn stne kurulduu birinci kuram, ekimden baka btn fiziksel olaylara aitti. kinci kuramsa ekim yasasna ve bu yasann teki doa yasalaryla olan bantsna aittir. Einstein, yukardaki benzetmede aklanan cisimsel uzay zaman tepelerinin gerektirdii en ksa yol bklmelerinin gerekletii alanlara, Newton'un ekim deyimine benzer bir deyimle, ekim alan adn vermitir. Daha ak bir deyile, ekim sanlan olay, gerekte, her cismin uzay-zaman tepesinin evresindeki alanda gerekleen, tepeyi amak iin en ksa yolu izleme olay'ndan baka bir ey deildir. Sayfa 358

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Einstein, ad geen yazsnda, eytiimsel zdekiliin zn meydana getiren bu kuram yle anlatmaktadr: Genel bantllk kuram, uzay zaman hareket'in fiziin teki olgularndan bamsz olmadn gstermitir. Cisimlerin hal ve durumu ekim alan'na baldr. ekim alanysa zdek'le hasl olmaktadr. Hatrlanmaldr ki Newton, Bentley'e yazd bir mektupta, ekim, baz yasalara uyarak srekli etki yapan bir etkenin rndr. Bu etkenin, maddi ya da gayr maddi olmasn okurlarmn grne braktm demiti ve madde'yi idea ya da tanr kadar ilksiz ve sonsuz bir ilke saymakla beraber kmseyen ve aalayan Platon'dan beri yerlemi bir alkanlkla gayr maddi'lie (zdeksizlie) pek merakl bulunan byk ounluk Newton'un ekim gc'ne madde d ruh'un varln tantlamak yolunda drt elle sarlmlard. Einstein, genel bantllk kuramyla, bu hayali kknden ykmaktadr. Einstein'in tantlad gibi, ne saltk zaman, ne de saltk mekan vardr. Evren, ayrlmazca birlemi zaman uzay hareket madde birlikteliinden ibarettir. Eytiimsel zdekilik, bu fiziksel tant da kapsayan bantllk anlayna evrensel btnlk ya da bamllk adn verir. Einstein, ad geen yazsnda, genel bantllk kuramnn dayand ilkeyi yle aklyor: zel bantllk kuram, kendi snrlarn aarak yeni yollar at... Doay anlamak ve tanmlamak iin, kendi keyfimize gre setiimiz bir koordinatlar sistemini kullanmamz zorunlu olsa bile, doa yasalar her halde bizim setiimiz bir hareket biimiyle baml olmamaldr. Koordinatlar sistemi, fizik dilinde, uzaysal olaylarn kendileriyle oranland rnein bir arabann hareketini anlamak iin durgun bir yerle oranlanmas gibi cisimleri adlandrr. Einstein, kuramna temel yapt bu ilkeyle, u gerei aklam oluyor: Bizler, doa yasalarn, u hareket biimi iinde yle, bu hareket biimi iinde byle tanmlayabiliriz. Ama o yasalar bizim kendilerine oranladmz bu hareket biimlerinden bamsz yasalardr, edeyile nesnel'dirler. yleyse, rnein Newton'un ekim gc sayd bu yasa, kendiliinde nedir? te Einstein, genel bantllk kuramyla, bu soruyu karlam bulunmaktadr: Bu yasalar evrensel bantllk'tr ve btn hareket biimleri iin ayndr. Bu genel bantll tantlamak iin Newton'un sredurum ve yerekimi kuramlarn vesile edinen Einstein'in bu sav bir uan iinde kolaylkla gzlemlenebilir. Havada uan bir uan iinde sredurum etkileriyle yerekimi etkileri birbirinden ayrlamaz. Hibir pilot, yksek hzda, ykselme duygusuyla dnme duygusunu birbirinden ayramaz. Bu demektir ki, mutlak hareket diye bir ey yoktur ve hareket, ancak karlatrma sistemine gre dnlebilen uzay zaman madde'yle skca bantl bir olgudur. Metafizik dnce, mutlak olmayan ey yoktur der ve Einstein kuramlarn da bu konulara yatkn olmayanlara bu yanl grelilik anlayyla sunmaya alr. Oysa Einstein tantlamtr ki hareket hem mutlak deil'dir ve hem de vardr. Einstein kuramlar, metafizik dnya gryle zorunlu olarak yanl yorumlanabilir ve ancak zorunlu olarak diyalektik dnya gryle doru anlalabilir. Bantllk kavramnn, fizik ve felsefe alarndan, gerek anlam budur. BRAZ DAHA T. nsanln byk aydnl her geen gn daha ok parlayadursun, metafizik ve idealizm gevezeliklerine devam ediyor. tlk, metafizik dncenin kanlmaz sonucudur. Mademki her ey saltktr ve deimez, yzyllardan beri ayn durumda kalmaktan bkanlara t vermekten baka ne yaplabilir? Sayfa 359

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Mutsuzluun ve mutluluun nedenleri ve areleri apak ortada dururken baknz, pek len ve pek beenilen adamz Bertrand Russell (1872-1969) mutluluu ve mutsuzluu nasl sama sapan nedenlere balyor: Bertrand Russell, Mutluluun Ele Geirilmesi (The Conquest of Happiness) adl yaptnda, mutsuzluun ve mutluluun nedenlerini inceliyor. Russell'a gre, mutluluumuz elimizdedir. Bunu salamak iin kendimizle uramamz, kendimizi onarmamz gerekir. Russell, kiinin i savan anlatyor bu yaptnda. Mutsuzluun nedenlerini u blmlerde topluyor: 1- Mutsuzluu douran nedenlerden biri, ie kapanklktr. Kendini gnah ilemi sayanlar, kendi kendine tutkunlar, megalomanyaklar, kendi ilerine gmlmlerdir. Bunlar iin mutlulua kavumann tek yolu, d dnya ile ilgilenmektir. 2- Kimileri de her eyi, renip bitirmi ve artk dnyada yaamaya deer hibir ey kalmad kansna varmlardr. Russell, bu eit mutsuzlua Byron mutsuzluu diyor. ngiliz ozan Byron (1788-1824), bu eit mutsuzlardand. Bu gibilerin de ilalar, ie kapanklar gibi, d dnyaya almaktr. Bunlarda eksik olan, kolay elde etmelerinden doan bir gayret noksanldr. Oysa, dnya zerinde, henz elde edilememi, gayret gerektirecek daha pek ok ey vardr. 3- Mutsuzluu douran nc bir neden de, insanlar arasndaki rekabettir. Kimileri buna, yaama kavgas adn verirler. Gerekteyse yaamak iin deil, komularndan daha stn bir hayata erimek iin kavga etmektedirler. Baar, mutluluun gereklerinden biridir ama, btn br gereklerin harcanmas pahasna elde edilmise, ok pahalya mal olmu demektir. Demez. Ama, en tepeye kmak deil, rahat ve huzurlu yaamak olmaldr. Asl dert, amzda, gereksiz yere iirilmi bir rekabet felsefesinin benimsenmi olmasdr. Oysa rekabet, gcn ancak iki kuak boyunca srdrebilir, sonunda yorulur, sinirleri hibir i yapamayacak kadar gever ve alma stoku tkenir. Rekabet hastalnn giderilmesi, sakin zevklerin roln kabul etmekle mmkndr. nsan, komusunu atlatmakla deil, yarnki kahvaltsn bulabilmekle mutlu olmaldr. 4- Heyecan istei ve can sknts da mutsuzluk dourmaktadr. Ne var ki, can sknts bsbtn kt bir ey saylmamaldr. Can sknts, kimilerini verimli klar. Btn byk yaptlarda skc blmler, btn byk yaamlarda ilgi ekici olmayan dnemler vardr. Birinci yaprandan sonuncu yaprana kadar gz kamatran yaptlar, byk yapt deildirler. Yeryznn temposu yavatr. Birok byk ilerimizde verimli monotonlua boyun emek zorundayz. Birtakm iyi eyler vardr ki, belirli derecede monotonluk olmadan mmkn deildir. Modern kentlilerin ektii can sknts, doadan uzak bulunularyla ilgilidir. stedikleri gibi yaayabilecek derecede varlkl olanlarsa can skntsndan kamak isterlerken, ok daha ktsne tutulurlar: Mutlu bir yaama, byk lde sakin bir yaamayla mmkndr. nk gerek honutluk ancak sakin bir ortamda yeerebilir. 5- Yorgunluk, mutsuzluk kaynadr. Ar olmayan yorgunluklar, kiiyi nasl mutlu klarlarsa ar yorgunluklar o derece tketir. En tehlikeli yorgunluk, sinir yorgunluudur. Yaadmz modern kent hayatnda sinir yorgunluundan kanmak gtr. Yorgunluun eitli nedenleri vardr: a) Kentte alan adamn, eviyle iyeri arasnda katlanmak zorunda bulunduu Sayfa 360

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi srekli kent grlts byk yorgunluk dourur. b) Farkna varmadmz halde, yorgunluk yaratan nedenlerden biri de, yabanclarla karlamamzdr. c) ine yetimek tela kiiyi bir hayli yorar. ) ini yitirme korkusu sinirleri srekli olarak gerer. i iin iinden atlmak neyse, patron iin iflas etmek odur. Bu korkuyu duymayacak kadar salamlam olanlarn sinirleri de, o basamaa kmak iin bu yollardan gemi bulunduklarndan tr, ypranm bir haldedir. d) Bouna bir aba olduu halde, kararszlk kadar yorucu hibir ey yoktur. e) Her olayda sinir bozukluunun nedeni, i deil, duygusal tedirginliktir. f) Heyecan dknl de byk lde yorgunluk dourmaktadr. Bu eit yorgunluklarn ilac bellidir. Her frsatta krlara kmak, kentin havasndan kurtulmak, dinlenmek, uygun bir yaama felsefesi ve zihin disipliniyle kukular yenmek mmkndr. Akll insan, dertleri stnde, gerektii zaman dnr; baka zamanlarda baka eyler dnr. geceyse hibir ey dnmez. Unutmamaldr ki, insan, dnyann byk bir paras deildir. Kendisi nemsiz olann dertleri nemli olabilir mi? 6- Mutsuzluun balca kaynaklarndan biri de, hasettir. Bir bakma haset, demokrasinin de temelidir. Kibirli bir ahlak inanc da ayn ii grr. Bu inanca aykr hareket etmek frsatn bulmu olanlara haset edilir ve davranlar su saylr. Bu gibiler erdem adna, hasetiler eliyle, cezalandrlrlar. yi ki, insan yaratlnda bu duyguyu etkisiz klacak baka bir duygu, hayranlk duygusu da vardr. Hayranlk olmasayd haset, kimbilir, nerelere kadar giderdi, nsanolunun mutluluunu artrmak isteyen kimseler, hasedi azaltp hayranl oaltmaya bakmaldrlar. Hasedin ilac mutluluktur. Ancak iin gl de hasedin mutlulua engel olmasdr. Zihinsel disiplin, bo yere dnmemek alkanl, insan bundan kurtarabilir. Her ey bir yana, mutluluktan daha ok haset edilecek ne vardr? Ve eer ben, hasetilikten kendimi kurtarabilirsem, mutlulua kavuur, stelik haset edilecek bir kimse olurum. Hasedi azaltma yollarndan biri de, igdy doyurucu bir yaama salamaktr. 7- Ergin ya mutsuzluklarnn en nemli psikolojik nedenlerinden biri de gnah duygusudur. Srden kovulma korkusu da bu duyguya pek benzer. Hemen her olayda btn bunlarn kayna kiinin ocukluunda ald tresel retimdir. Gnah korkusunda aalk bir ey, bir kendi kendine sayg noksanl vardr. Oysa, kendisine kar saygsn yitirmekten kimseye bir iyilik gelmez. Aslna baklrsa, gnah duygusu sanlann tam tersini dourur. Kiiyi daha iyi, daha temiz bir hayata gtrecei yerde, hem mutsuz klar, hem de aalk duygusunu alar. Bir insan, manta uygun olarak nelere inanacan iyice kararlatrmal, ne kadar kk olursa olsun, manta uymayan kanlarla savamal, onlarn etkisi altna girmemelidir. Kimileri mant sevmez, mantksal bir abay beceremeyeceklerini ya da bylesine bir abann kendilerini yoracan sanrlar. Oysa en byk hazlar, zihnin en ok iledii ve pek ok eylerin dncenin yzeyine kt anlarda duyulur. u, ya da bu trl bir sarholukla salanan mutluluk, doyurucu deildir. Gerekten doyurucu olan bir mutluluk, btn yeteneklerimizin tam olarak kullanlmas ve iinde yaadmz dnyann eksiksiz idrak edilmesiyle mmkndr. Sayfa 361

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi 8- Herkesin bize tekme attn dndmz srece, mutlu olmamz mmkn deildir. Russell, hayatlarnda hep nankrlk, sertlik ve hainlikle karlatklarndan yaknan kimselerin bu durumuna ikence manisi adn veriyor. Akl hastal izgisine varmayan bu mani, mutsuzluun balca nedenlerinden biridir. Oysa, olaslk yasasna gre, belli bir toplumda yaayan kimseler aa yukar eit sayda kt davranla karlaabilirler. Daha ok kt davranla karlaan bir kimse, syledii doruysa eer, bunun nedenini kendinde aramaldr. kence manisinin kk, kendi deerimizi olduundan byk grmemizdir. u drt gerein yeterince anlalmas ikence manisine kar korunmay salar: a) Davranlarmzn asl nedenleri bize grndkleri kadar zgecil deildir. b) Kendi deerimizi gzmzde bytmemeliyiz. c) Bakalarndan greceimiz ilgi, kendimize duyduumuz ilgi kadar olamaz. ) nsanlar durmadan bize ikence yapmay isteyecek kadar bizi dnemezler. 9- Yaaylar ya da dnceleri, kendileriyle birlikte yaamak zorunda bulunduklar kimselerce iyi karlanmayanlar mutlu olamazlar. Russell, bu duruma halkoyu korkusu adn veriyor. Halkoyu korkusu, kiiyi bir hayli mutsuz klar. Bu korkuya tutulanlar, yaamay kendilerine tam anlamyla zehir ederler. Oysa, belli zevkleri ve kanlar bulunan bir kimse, bir grup iinde kendini yabanc bulduu halde, baka bir grup iinde benimsenmi bulabilir. Bundan baka halk, kendi dncesine aykr davranandan ok, halkoyundan korkana kar zorbalk eder. Halkoyunu bile bile hor grmek de doru deildir elbet. Ama onu gerekten umursamamak hem kiinin dayankl olduunu gsterir, hem de bir mutluluk kayna olur. Yakn komulardan ekinme, eskiye gre ok azalmtr ama, onun yerine, gazetelerin yazmas korkusu kmtr ki, bu da ortaalardaki byc basknlar kadar dehet vericidir. Aslnda bu derdin tek aresi, halkoyundaki hogrrln artmasdr. Hogrrln artmas iinse, mutluluun tadn karan kimselerin oalmas ve bylece en byk zevkleri insan kardelerine ac ektirmek olan kiilerin, sayca azalmasdr. Mutluluun Ele Geirilmesi adl yaptnn birinci blmnde mutsuzluun nedenlerini inceleyen Bertrand Russell ikinci blmnde de mutluluun nedenlerini aratryor. Mutluluk hala mmkn mdr? diye soruyor nce, Verdii karlk olumludur. Evet, mutluluk hala mmkndr. Russell'a gre, iki trl mutluluk vardr: Duygusal mutluluk, mantksal mutluluk... Bunlardan birincisi herkes iin, ikincisiyse sadece okumular iin mmkndr. Russell, gene kiinin i sava asndan, mutluluun nedenlerini u blmlerde topluyor: 1- Mutluluun balca nedenlerinden biri, heves ve holanma duygusudur. Bu duygularmz da ilgilerimizi alabildiine geniletmekle elde edilir. Dnya zerinde, her biriyle ayr ayr ilgilenmeye mrmzn yetmeyecei kadar ok ey vardr. Bu kadar bol ve eitli konular karsnda iimize kapanp skntdan patlamak yapmzdaki bir bozukluktan ileri gelir. Bu bozukluu tez elden dzeltmeliyiz. Bizi ilgilendirebilecek eylere kar tepkilerimiz, dmanca deil, dosta olmaldr. Her honutsuzluk bir hastalktr ve hepimizde bu ie kapanma hastalna eilim vardr. nsanlar, nlerine serilmi bulunan saysz deerlere balarn evirip kendi ilerindeki bolua bakmak eilimindedirler. Oysa, iine kapanm kiinin mutluluunda herhangi bir ycelik Sayfa 362

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi bulunduu sanlmamaldr. Beyin, kendisine sunulan gereleri alacak kombinezonlar halinde birletirme gc olan bir makinedir. Bu makine, d dnyadan gere almazsa gszleir. Kald ki, iimizi iyice grebilmek iin de dmz iyice inceleyebilmek gerektir. Heves ve holanma duygularmzn doyurulmasyla mutluluu elde edebilmek iin, Yunanllarn tledikleri lll gz nnde tutmalyz. ly karrsak, mutluluk yerine, mutsuzluk doabilir. Oburla itahl kiinin ayrl, birincinin bir zevk uruna btn teki zevkleri harcamasndadr. Bir zevke ar tutkun olanlarn kk derinlerde bulunan bir tedirginlikleri vardr ki, bu tedirginlik onlar mutsuz eder. tahl olalm ama, obur olmayalm. Bu durum, iki dknlerinde elle tutulurcasna grnr. Hayatlarnda bir umac bulunmasayd, iki dknleri, sarholuu ayklktan stn tutmazlard. 2- Mutluluun nemli nedenlerinden biri de, sevgidir. Genel hayat gvenci, kiiolunun gereksemesi olan uygun bir sevgi grmesiyle meydana gelir. Gven duygusunu douran, karlkl olarak sevmek ve sevilmektir. Hayat gvenle karlayanlar, gvensizlikle karlayanlardan ok daha mutludurlar. Gven, sevginin rndr. Karlkl sevgi tomurcuunun amasna engel olan psikolojik ya da toplumsal btn nedenler, dnyann ekegeldii byk ktlktr. Seviniz, sevileceksiniz. Sevmeyen sevilmez. Sevilmek istemeden seviniz. nsanlar, sevilmek istemeden sevenleri severler. Sevilmek iin byk iyilikler yapan kiinin abas bounadr. Sevilmek iin gsterilebilecek tek aba, sevmek abasdr. Btn gcnzle, alabildiine, duygularnzn her zerresini btnleyerek seviniz. Gerek deerli cinsel birlemeler, taraflarn kendilerini tutmadklar ve kiiliklerini birbirine katp ortak bir kiilik yarattklar cinsel birlemelerdir. 3- Mutluluun byk kaynaklarndan bir bakas da, aile'dir. Ana babalarn birbirlerini, ocuklarn da ana babalarn, ana babalarn ocuklarn sevmesi gl bir mutluluk dourur. Oysa, gnmzn ailesi, mutluluk deil, mutsuzluk kayna olmaktadr. Bunun psikolojik, ekonomik, sosyal, eitimsel, politik olmak zere ok ve eitli nedenleri vardr. Ailenin byk mutluluuna eriebilmek iin btn bu nedenlerin zmlenmesi gerektir. Bu konu, bir bakma, birbirleriyle elien koullarla doludur. rnein, bir kadn, kocasnn honutluunu, mutfaa girmesi ve girmemesiyle salayabilir. Koca, hem iyi kurulmu bir sofra, hem de o iyi kurulmu sofrayla ypranmam bir kadn ister. Buysa, belli bir ekonomik izgiye erimekle elde edilebilir. Bir baka rnekte de, demokrasinin genel yaylnn ocuklarla ana babalar arasndaki ilgileri etkiledii grlmektedir. Gnmz dzeninde, ana babalar, ocuklar stndeki haklarna gvenmemektedirler, ocuklarsa ana babalarna kar sayg borlarn yitirmilerdir. Bir bakma, bunun, hem byle olmas, hem de byle olmamas gerekmektedir. Buysa, daha uygun bir politik dzenle elde edilebilir. 4- Mutluluk nedenlerinden biri de i'tir. , kimileri iin bktrc olsa bile, aylaklk, en skc almadan beterdir. Sadece can skntsn nleyenden hazlarn en byn verenine kadar her derecede i vardr. in mutluluk dourmas, yapcla ve ustalk gstermeye imkan vermesindedir. Ne trl olursa olsun, bir ey yapmak ve ustalk gstermek, kiiyi mutlu klar. Oysa, yapclk kadar ykclk da bir` itir. kisinin arasndaki ayrlk, birinin dzensizlii dzene, brnnse dzeni dzensizlie gtrmesidir. Ama birok hallerde yeniden yapmak iin Sayfa 363

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ykmak gerekir. Bu durumda ykclk, yapcln bir blmdr. Yapc bir ile uramak, kiiyi nefret alkanlndan kurtarr. Birok ktlkler, isizlikten doar. Grd i, insann kendisine olan saygsn salar. Kii, kendisine sayg duymazsa gerek mutlulua kavuamaz. 5- Benlik d birok ufak tefek ilgiler de mutluluk doururlar. Bunlar, insann yaamas iin gerekli olan temel ilgiler deil, bo zamanlarn doldurarak kendisini o byk ilgilerin yorgunluundan kurtaran kk ilgilerdir. Mutsuzluk, ou zaman, insann pratik nemi olan eylerden baka hibir eye ilgi duymamasndan ileri gelir. D ilgiler, herhangi bir aba gerektirmezler, bundan tr de dinlendiricidirler. Birok durumlarda mutsuzluk, yorgunluun rndr. Yorgunlukla d ilgilerse iinden klmaz bir yuvarlan iinde dnmektedirler. Yorgunluk, d ilgileri azaltr; d ilgilerin azalmas da, yorgunluu artrr. Kii, bu yuvarlan iine dmeye grsn, serveni bedensel kntyle sonulanr. nsan bu yuvarlaktan kurtulmak iin gerekli abay gstermelidir. Birok elenceler, dinlendiricilik niteliine uygun d ilgilerdir. Oyun oynamak, tiyatro seyretmek, spor yapmak, meslek d kitaplar okumak bunlarn banda gelir. Benlik d btn bu ilgiler, dinlendirici olduklar kadar yararldrlar. Gerektii gibi olmasa bile, elimizde bulunan renme olanaklarndan yararlanmamak, tiyatroya gidip de oyunu seyretmemeye benzer. Evren, korkun ya da gln, kahramanca ya da korkaka, artc eylerle doludur. Hayatn bizlere sunduu btn bu ilgin eylere niin srtmz evirelim? stelik, btn bu ilgin eyleri doru lleri iinde grebilmek de bir hayli avutucudur. Bilgi, teselli vericidir. Mutsuzluumuz, ou zaman, bilgisizliimizden doar. Bir evren vatanda olarak, astronomik alar iinde yaayabildiimiz ksack sreyi ve kaplayabildiimiz pek kck yeri gerei gibi renebilseydik, kendimizi birok mutsuzluklardan korumu olurduk. lgnca didinmemiz; boumamz nemsizliimizi bilmediimizdendir. Modern yksek renimin kusurlarndan biri de, evreni tarafsz bir gzle inceleme yolunda duygu ve dnce geliimine pek az yer vermesidir. Evren vatandalnn bilgisine eriseydik, kendimizi bylesine ypratacak yerde, insanl uygarla gtrenlerin byk ordusunun bir eri olmay yelerdik. Eer evren vatandalnn bilgisine ulasaydk, kiisel kaderimiz ne olursa olsun, derin bir mutluluk, yaadmz srece bizimle beraber olurdu. Hayat, btn alarn bykleriyle bir olma, lmse, umursanmaya demez bir olay halini alrd. Kii, kendini neyin ycelttiini anlayabilseydi, bencillie, kklklere, nemsiz aksilikler yznden zntlere kaplmaz ve aln yazsndan korkmazd. Yksek retimi gnlmce dzenlemeye yetkim olsayd, diyor Russell, genler arasnda pek azn, hem de az akll ve pek geri kafal olanlarn ilgilendiren din yerine, belki kolaylkla din saylamayacak bir ey koymaya alrdm. Gemii ok iyi bilen, insanolunun geleceinin gemiinden kyaslanamayacak derecede uzun olabileceini kavrayabilen, stnde yaadmz gezegenin bir nokta ve bu gezegendeki mrmzn geici bir olay olduu bilincine erimi genler yetitirmeye alrdm. Bireyin nemsizliini belirten bu gereklerle birlikte, bireyin erime yeterliinde olduu ycelii ve bizce bilinen uzak derinlikleri iinde birey kadar deerli bir ey bulunmad gereini de alardm. Evren vatandann zgrl, bylesine bir bilince erimesiyle gerekleecektir. Mutluluu da yle. Mutluluunu ele 'geirmek isteyen kii, hayattaki temel ilgilerine ek olarak birok yedek ilgiler de edinmelidir. Sayfa 364

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Yitirilen her ilginin yerini kolaylkla baka biri alabilir ve bylece btn talihsizlikler alt edilebilir. Evren, bir kaypla yklacak kadar kk deildir. 6- Mutluluun baka bir nedeni de, aba'yla yetinme (tevekkl) arasndaki dengededir. Mutluluk, ou iyi huylu olarak domamtr. Kimilerinin, dzenli bir yaay dayanlamayacak derecede skc bulan, bir dalda durmaz tutkular vardr. Salk, hi kimsenin kesin olarak gvenemeyecei bir varlktr. Evlilikse her zaman, bir mutluluk kayna olmamaktadr. Btn bu nedenlerden tr mutluluk, Tanrnn bir ba deil, insann abasyla elde ettii bir baardr. te bu abann, en uygun noktada, yetinmeyle dizginlenmesi gerekmektedir. Ar yetinme, boyun ei, alakgnllk nasl mutlulua engel olursa, ar aba da ylece mutlulua engel olur. Mutluluunu dileyen kii, elde edebildiiyle yetinmesini bilmelidir. Akll kii, nleyebilecei talihsizlikler karsnda elini kolunu balayp oturmamakla beraber, kanlmaz talihsizlikler iin ne zaman, ne de duygu harcar. abayla boyun ei bu gibi hallerde, ayr ayr deerlidir. Tutulmas gereken yol, kiinin elinden geleni yapmas, sonucuna da boyun emesidir. znt, kuku ve fke hibir ie yaramayan duygulardr. Akll kii, aksiliklere katlanmasn bilen kiidir. Kald ki, zntlerinin basksndan kurtulan bir insan, hayatn, kukulanp durduu gnlerdekinden ok daha sevinli bir serven olduunu grecektir. Daha nce sinirine dokunan dostlar artk ona elendirici gelmeye balayacaktr. Mutlu insan, d dnyada yaar, zgr sevgileri ve geni ilgileri vardr. Mutluluunu bu ilgilerden, bu sevgilerden ve bunlarn kendisini baka insanlara sevimli gstermesi gereinden alr. nsan, bunlarla, kendisini, bilardo topu gibi br yuvarlaklarla arpmaktan baka ii, olmayan bir varlk deil, akp giden hayat rmann bir paras olarak duyar. Her mutsuzluk, bir uyumazla dayanr. Bu uyumazlk, insann kendisiyle olabilecei gibi, toplumuyla da olabilir. Mutlu insan, hem kendisiyle, hem de toplumuyla birlie ulaan insandr. Onun benlii, ne kendi iinde birbirleriyle uzlamaz paralara blnm, ne de dnyaya kar bir sipere gmlmtr. Byle bir insan, evren vatandadr, evrensel grnn ve hazlarn tadn karr. Mutlu olmamas iin hibir neden yoktur. amzn metafizii bylece, mutluluu da, mutlu aznlktan bir idealistin eliyle zmlemi olmaktadr. Russell, toplumunuzla birlie ulan, edeyile, becerebilirseniz siz de smrn, beceremezseniz katlann diyor mutlu olmak iin. MUTLU OLMAK N DALARA TIRMANMAK GEREK. Gerek dostlar az, diyecek yerde, kanmn yuvarlar az, demek daha iyi olmaz m? diyor Alain (Emile Chartier, 1868-1951). Kendisini bu kanya gtren olay da anlatyor: Hastanelerden birinde Marie adnda bir kz varm. Marie, bir saat dzeniyle, bir hafta mutlu, bir hafta mutsuz oluyormu. Mutluluk haftasnda evresindeki her ey ona gzel, aydnlk, sevinli grnyormu. Mutsuzluk haftasndaysa, evresindeki her ey irkin, karanlk, aclym. Ayn gzel sz, mutluluk haftasnda onu sevindirdii halde, mutsuzluk haftasnda umutsuzlua drrm. Ayn mzik, mutluluk haftasnda sevin, mutsuzluk haftasnda ac verirmi ona. Marie'ye bakan profesr, birok denemeleri srasnda, Marie'nin kanndaki yuvarlar da saym. Bakm ki, mutluluk haftasnn sonuna doru yuvarlar azalyor, mutsuzluk haftasnn sonuna doru, yuvarlar yeniden oalyor. u halde, demi, mutluluk kann zenginliinden, mutsuzluk kann yoksulluundan douyor. Sayfa 365

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi Kan yuvarlarnn grevi, akcierlerdeki havann oksijen gazn alarak nesilere gtrmektir. Oksijen gaz, yaamamz iin gereklidir. Kan yuvarlarnn fabrikas, kemiklerin iindeki iliklerdir. Bu fabrika ylesine dzenli bir fabrikadr ki, verimi, vcudun oksijen gereine uygundur. Kan fabrikas, oksijen gaznn az bulunduu yerlerde, vcudun gerekli oksijeni alabilmesi iin, daha ok kan yuvar yapar. Oksijenin bol bulunduu yerlerdeyse, o kadar ok kan yuvar gerekli deildir, fabrika hemen verimini azaltr. Bilindii gibi, en ok oksijen, deniz yznde, alak yerlerde vardr. Ykseklere, dalara doru kldka oksijen azalr. Bundan tr de kan fabrikas, alaklarda daha az yuvar, ykseklerde daha ok yuvar yapar. Bir insann kan yuvarlarn sayarak onun deniz yznden ne kadar ykseklikte yaadn anlayabiliriz. Gerekli oksijen gazn alabilmek iin, deniz yznde, kann bir milimetre kpne drt buuk milyon yuvar yeterken, deniz yznden drt bin metre ykseklikteki bir dada sekiz milyon yuvar az gelir. Bu hesaba gre, mutluluumuz iin dalara trmanmamz gerekmektedir. Kiiolunun ykseklere ktka mutlulua benzer bir eyler duyduu dorudur. Ama bu yksekler, sadece deniz yzne gre llm yksekler deildir. Her eit ykselme, kann yuvarlarn artrmaktadr. Nitekim Alain, baka bir syleisinde (Propos), sevin, i organlarmz en usta doktordan daha iyi dzene koyar diyor. Bir arkada, kan yuvarlarnn yoksulluu konusunda, kendisine yle demi: Dnceme yn vererek kanmn yuvarlarn artramam. Mutluluum iin dnmek botur. Evren, kla yaz gibi, yamurla gne gibi, karanlkla aydnlk gibi, kendi yasasna uygun olarak, ll dnemlerde mutlulukla mutsuzluu getirecek. Buna kar ben ne yapabilirim? Mutlu olmak isteimin de tpk gezmeye kmak isteim gibi byk bir deeri yok. u krlara yamuru yadrp gezmeme engel olan ben deilim. imdeki mutsuzluu da ben yaratmyorum, sadece onun peinden gidiyorum. Kan yuvarlarmn yoksulluunu bilmek, mutsuzluumun peinden gitmek zorunluunu aklyor. Bu bilgi, beni avundurmaz... Alain de, arkadana, son yargsna pek o kadar inanmadn belirten, u karl veriyor: Sorun, dediin kadar yaln deil. Ac dnceleri, kt kuruntular, kara anlar geveleyip durmakla insan mutsuzluunu kendisi bulur. Bu mutsuzluun, bylelikle, tadn karr bir bakma. Ama mutsuzluumun kan yuvarlarndan ileri geldiini bilecek olursam dncelerime glerim, i aclarm vcuduma pskrtrm. O zaman, mutsuzluum, vcudumda sadece bir yorgunluk, ya da dpedz bir hastalk haline gelir. nsan yapsysa bir mide arsna bir ihanetten daha kolay dayanr. Alain, Mutluluk stne Syleiler (Propos sur le Bonheur) adl yaptnda, yoksulluun da vgsn yapyor: Eskialarda Tanrlar, yolcularn klna girerek, insanlarn kaplarn alarlarm. Bana yle geliyor ki al, susuzluu duymakta biraz mutluluk buluyorlard. Canlar sklyordu her halde. O alardan beri kendilerini ya asm, ya da suya atm olsalar gerektir. Birok krallar tandm. Bir eyi istemeye vakit bulamazlard. Dikkatli gzler hemen dncelerini okuyup isteklerini yerine getirirlerdi onlarn. Oysa bu Jpiterler de yldrmlarn atmak isterlerdi, kendilerine engeller yaratrlard. Tanrlar eer can skntsndan lmemilerse sizleri byle yavan krallar olmaktan korusunlar. Bunlarn dnda, sorunun zne girmeden, mutluluk stne ufak tefek tler veriyor Alain: Skntlarnzdan kimseye sz amaynz, bylelikle onlar siz de unutursunuz. Mutlu olmak iin, mutlu olmay istemek, bu uurda Sayfa 366

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi abalamak gerektir. Mutlu olmak iin evrenizdekileri de mutlu klmanz gerekir, onlarn yerilecek yanlarn deil, vlecek yanlarn grmeye aln. Mutluluu gelecekte gryorsanz onu imdiden bulmusunuz demektir, ummak mutlu olmaktr. Gerek nedenleri bulmaya aln, gerek nedenleri bilmedike huylarnz dzenleyemezsiniz. Sinirlenmeyin, elinizdedir bu, sinirleriniz uysal kpekler gibidir, dncenizin buyruundan dar kamazlar. Mesleimizden, kitaplarmzdan, dostlarmzdan gerei gibi yararlanamayarak mutsuz olduumuz iin yzmz kzarmaldr. Mutsuzluumuzu douran kuku ve korku birer hastalktr, hasta olduumuzu deil, salam olduumuzu dnmeliyiz, byle dnerek bunlardan kanabiliriz: Kendinizi trajedilere kaptrmaynz, ihtiyar bir adam ihtiyarlk eken bir gen, len bir adam, len bir canl demek deildir. evrenizi deil; kendi bilgisizliinizi sulaynz, bir sarho derse baca krlr, bir itfaiyeci gibi bacanz krmadan dmesini renmek gerektir. Sral srasz glmseyiniz, iyi etkilerini greceksiniz. Kaytsz davranmak isteyen omzunu silkmez mi?.. Bu davran cierlerine hava verip yreini yattrr nk. Kk nedenlerle bouna cannz skmayn, kundura ayanz skyorsa, hemen karp atn onu. Esnemek sabrszla kar en iyi jimnastiktir. Krsye karken korkudan titreyen konumac, konumaya balar balamaz hemen kendine geliverir, korkuyu dnecek vakti kalmamtr nk, kukular ve korkular olaylardan ok dncelerimizdedir. Vcudumuz, kukularnz ve korkularnz yznden, sizden yanl bir emir almamsa; kumanday en doru biimde kendi eline alr. Hayra yormak hayrl i getirir; Epiktetos der ki: Sen istedikten sonra karga bile uur getirir sana. Soua dayanmann tek aresi, souu ho grmektir; mutluluk ustas Spinoza gibi, sndm iin mutlu deilim, mutlu olduum iin snyorum, demeli. Baarya ulatnz iin mutlu deilsiniz, mutlu olduunuz iin baarya ulatnz. Uykunuzun gelmesini istiyorsanz, geleceine inann, uyuyamayacan dnen hibir kimsenin uyuyabildii grlmemitir. Tek bir kii yoktur ki, kendine kendinden byk bir dman bulmu olsun. Bakalarn affedebilmek iin ilk koul, kendini affedebilmektir. Gelecei pek o kadar dnmeyin, ne kadar bilgin olursak olalm, gzlerimizin ok uzaklar grebileceine inanmyorum. Bir syleisinde de, yapraklar srmeye balad artk, diyor Alain, yaknda trtllar kara aacn yapraklarna erek bunlar yok edecekler. Aa, cierlerinden yoksun kalacak. Havaszlktan lmemek iin yeni yapraklar srp ikinci bir bahar yaadn greceksiniz ama, bu gayretler tketecek onu sonunda. nmzdeki yllarn birinde artk taze yapraklar veremeyerek kuruyacak bsbtn. Kk gayretlerin grecei ie inanmal, bcee kar bir bcek sabryla savamalyz. Pekala sevgili Alain, seninle ve senin gibilerle uramay bir yana brakalm, uykumuzun geleceine inanp uyuyalm daha. Mutlu olmak istedike de dalara karz. Verdiin tlere teekkrler. MAV KU. Bu gece, Belikal yazar Maurice Maeterlinck'le (1862 -1949) birlikte, mavi kuu arayacaz. Mutluluumuzu bulmalyz elbet. Kpeimiz, kedimiz, mz, ateimiz, suyumuz, stmz, ekmeimiz, ekerimiz ve saatlerimiz kk kervanmza katlacaktr. Imz bize yol gsterecek, kpeimiz yanmzdan ayrlmayarak bizi koruyacak Bamza, sihirli elmas inelediimiz yeil apkamz giyeceiz. Bir de bo kafesimiz var. Mavi kuu bulunca, yaadmz srece elimizden kamasn diye, onun iine koyacaz. Mavi Sayfa 367

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi ku gzeldir, almldr, srlarla dolu evrenimizde aclarmz karlayacaktr. Sihirli elmas evirince kocam cad Beriln'n gzeller gzeli bir peri olduunu greceiz.. Kulbemizin duvarlarndaki akl talar aydnlanacak. Eskimi eyalarmz gk yakutlar gibi parlayacak. Artk tahta masamz som mermerdir, karanlmz aydnlanmtr, saatlerimiz bizimdir. Anlar lkesindeyiz. Sevgili llerimiz bizi beklemektedir. Mademki lmlerdir, onlar nasl grebiliriz, diye kukulanmamalyz; mademki anlarmzda yayorlar, nasl lm olabilirler? Onlar dndmz her an mutlu uykularndan uyanmaktadrlar. Yaamak bitince uyumak pek iyidir, arada srada uyanmaksa ondan daha iyidir. Anlar lkesinde bymek yoktur, deimek yoktur, lmek yoktur. te erik aacmz... Bir zamanlar onun stne trmanmay ne kadar severdik. te kara tavuumuz... Gene eskisi gibi tyor. evremizi kuatan bu sis nedir, diye sormaynz, anlar lkesinde dncenin sevinci ttmektedir. Gnen (refah) bahesinde rastlayacaz mutluluklara... Mutluluklar iki grupta toplanmlardr: Byk mutluluklar, kk mutluluklar. Byk mutluluklar birer birer gelip elimizi skacaklardr: Zenginlik mutluluu, elde etmek mutluluu, yerine getirilmi bo hevesler mutluluu, susamadan imek mutluluu, ackmadan yemek mutluluu, hibir ey yapmamak mutluluu, gereinden ok uyumak mutluluu, kahkahayla glmek mutluluu, ehvet mutluluu. Kk mutluluklar da nmze gelip diz bkecekler: Salkl olmak mutluluu, saf hava mutluluu, anay babay sevmek mutluluu, mavi gk mutluluu, orman mutluluu, gneli saatler mutluluu, slak imenlerde yalnayak komak mutluluu. Mutluluklarn yan sra byk sevinler de gnen bahesindedir. Balarn eip birer birer tantacaklar kendilerini: Doruluk sevinci; iyilik sevinci, dnmek sevinci, iini grp bitirmek sevinci, anlamak sevinci, gzele bakmak sevinci, sevmek sevinci, anne sevgisi sevinci. Bu kadar ok mutluluu evremizde grnce aracaz. Mutluluklarn bakan, bu aknlmz anlayacak; evet, diyecek, gzler alacak olursa her evde her gn pazardr. Evleriniz, pencerelerden taacak kadar bizlerle dolu. Duvarlar devirip atlar uuracak kadar glyor, akyor, nee yaratyoruz. Oysa sizler hibir ey grmyor, hibir ey duymuyorsunuz. leride, biraz daha anlayl olacanz ummaktayz. Evinize dndnz zaman bizleri daha kolay tanyacaksnz. Sonra, gnn birinde, bizlere kk bir glmsemeyle cesaret verip tatl bir szle teekkr etmeyi renirseniz, yaamasn da daha ok seveceksiniz. Mavi ku nerededir?.. Byk kk btn mutluluklar, sevinlerle tantmz halde, onu bulamadk henz. O, yzyllardan beri insanolundan saklanm bir srdr. Bombo kafesimizi elimizde sallayarak ormana gireceiz yavaa. Gecedir. Ay aydnl vardr. Trl kart aalar evremizi sarmtr. Kedimiz, vazgeemedii huyuna boyun eerek bizi fitneleyecek onlara: Btn aalara selam... Bugn byk bir gndr. Dmanmz olan insanolu, sizleri gsz brakarak kendine kle yapmak istiyor. Bu karnzda grdkleriniz, sizlere bunca ktlk etmi olan oduncunun oullardr. Dnya kurulal beri onlardan sakladmz mavi kuu aryorlar. yle srl bir de elmaslar var ki ellerinde, bizim ruhlarmz grebilir, mavi kuu zorla alabilirler. Kocam mee, soracak: Kleliimizi daha etin bir hale getirmek iin mavi Sayfa 368

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kuu, eyann byk srrn aryorsunuz, yle mi? Ama bu i, bizim kadar hayvanlar da ilgilendirir. Verilecek nemli kararlarn sorumluluunu yalnz biz aalar yklenemeyiz. Bu srra sahip olunca bizlere ne ktlkler edeceklerini bilecek kadar insanoullarn tanyoruz. Aalarla hayvanlar, mavi kuu insanoluna vermemek iin birleeceklerdir. Doann (tabiat) iinde yaad halde doaya kar gelen tek yaratk insanoludur nk. Bir sr varsa, ondan gizlenmelidir elbet. Ylmayacaz. Bo kafesimiz elimizde, gelecek lkesine gireceiz cesaretle, Gelecek lkesi, doacak ocuklarn bekledii bir gk saraydr. Firuze kubbeleri tutan gk yakuttan saysz direkler greceiz. Her ey mavidir burada. Yalnz direk balklar, kemer kilitleri ak mermerden yaplmtr. Direklerin arasnda st tandan byk kaplar vardr. Zamann kanatlarn aralayaca bu kaplar hayata almaktadr. Her yanda, uzun mavi elbiseler giymi, kimisi oynayan, kimisi gezinen, kimisi uyuyan bir ocuk kalabal... Onlarn arasnda, melekler olduu anlalan, daha soluk bir maviyle rtnm, sessiz gzellikte glgeler dolamaktadr. Zaman, st tandan yaplm kaplardan kmak iin nne dizilen ocuklara kacak: Birer birer... Birer birer... Gene araya sras gelmeyenler katlm... Sen kk, haydi yerine, elli drt yl sonra geleceksin. On iki tane ak yeter, Virgil'in anda deiliz artk. Doktor da istemez, yeryz onlarla doldu. Namuslu bir adam isteniyor, tek bir adam... Hani, namuslu adam nerede? Sen misin? Amma da clzsn, yaayacaa benzemiyorsun pek. Islak imenlerin stnde plak ayakla dolaarak, doan gnein sevinciyle dolmu, hibir ey yapmamak mutluluu iinde evimize dneceiz. Bo zannettiimiz kafesimizde masmavi bir ku var. Meer o, her zaman evimizdeymi, yanbamzdaym da grememiiz onu. Aramaya kalkmz stelik. Evet, yanlmadnz, tam da anladnz gibi: Yoksul kulbemizdeki mutlulukla yetinelim, diyor Maeterlinck. EVRENMZ KIRMIZIYA KAYIYOR. Metafizikiler tlerini srdredursun, uzay fiziinin son bulgular yeni bir bilimsel varsaym gelitirmektedir: Evrenimiz krmzya kayyor. Her eyin bir balangc, bir yaam ve bir sonu olduuna gre dnyamzn ve hatta tm sonsuzluu dilegetiren evren deyimini bizim bilebildiimiz ve hesaplayabildiimiz bir blgeyle snrlarsak evrenimizin de bir balangc ve bir sonu var m? Elbette var. Ama milyarlarca yl sonra oluacak koullar imdiden bilmemiz olanaksz bulunduundan bu sonun nasl olacan kestiremeyiz. Yakn zamanlara kadar evrenin scaklktan buharlaarak son bulaca sanlyordu. Kimi fizikiler imdiden kestirilmesi olanaksz bulunan bu bilgiyi elde etme abasndaydlar. yks ksaca u: Isnn devimini ve bu devimle baka erke tipleri haline geiini inceleyen kuramsal fizik dalna termodinamik denir. Termodinamiin nemli iki ilkesi vardr. Birinci ilke erkenin sakm yasasnn s alanna uygulanmasdr ki syla iin edeerliliini dilegetirir, ikinci ilkeyse snn scak bir cisimden souk bir cisme bu cisimlerin birinde bir deime olmakszn geemeyeceini dilegetirir. Termodinamiin ikinci ilkesini bulan R. Clausius'le W. Thomson onu yanl yorumlayarak evrene uygulamlar ve evrenin sl (termik) sona eriinin kanlmazln savunmulardr. Bu, yanl bir savdr ve ada fizike rtlmtr. Bu sava gre evrendeki tm devim biimleri entropi (erkenin deiirliini dilegetiren R. Clausius Sayfa 369

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi kavram)'yle bir daha eski durumlarna dnmemek zere s devim biimine dnecekler ve bir entropik denge (kapal sistemlerde tm erkenin s haline gelip dengeye girmesi ve bir daha hi deiememesi durumu) kuracaklardr. Bu da dnyann sl sonu demektir. Oysa ada fizik entropinin sadece mikroskobik srelerde geerli olduunu ve makroskobik srelerde ilemediini gstermitir. Demek ki evren, btn varsaymlarda da olduu gibi, bylelikle de son bulmayacaktr. Son yllarda da yepyeni bir varsaym gelitirilmektedir: Krmzya kayma (ng. Red shift) olay, galaksiler arasndaki uzaklklarn her an bymekte olduunu tantlamaktadr. zellikle Einstein'in genel bantllk kuramn gelitiren fiziki A. A. Friedman'n ilerisrd kaan galaksiler (ng. Fleeing galaxies) ve bunun sonucu olarak genleen evren kuramna gre evren, her an, dzenli bir biimde genilemektedir. Sonsuz olann genilemesi elbette szkonusu deildir. Bu genileme, bin milyonlarca yl nce, btn galaksilerin evrenin bizim bulunduumuz blgenin ok kk bir kesiminde ym olduklar varsaymna dayanyor. Yetkili bilim adamlarnca doru saylan bu varsayma gre galaksiler her an bu ynaktan biraz daha uzaklamaktadrlar ve bundan tr de evrendeki zdek younluu her an dzenli olarak azalmaktadr. Galaksilerin her an uzaklamakta olduklar yle hesaplanmtr: Tren yaklarken ddnn sesi gittike tizleir (edeyile, lklar, Doppler olay); demek ki ddk sesindeki deiim orannn llmesi, trenin yaklama hzn da ler. Galaksilerin hzlar da bu bilimsel yntemle llmtr (ses titreimlerindeki frekans deiimi yerine elektromanyetik titreimlerdeki frekans deiimi hesaplanmtr) ve galaksilerin saniyede altm bin kilometre hzla kamakta (edeyile, uzaklamakta) olduklar kesin olarak saptanmtr. Elektromanyetik titreimlerdeki frekans deiimi, galaksilerin k tayfndaki elementlerinin tayfn krmz ucuna doru kaymas olarak gzlenmitir. Bundan kan kesin sonu udur: Galaksiler bizim bulunduumuz blgeden her an biraz daha uzaklamaktadrlar, demek ki evren bizim bulunduumuz blgeye gre genlemektedir. Astronomlarn ve jeofizikilerin yaptklar hesaplardan daha pek ok ilgin sonular da kmaktadr. Saniyede altm bin kilometre hzla kaan bir galaksinin, bugn bulunduu yerden geriye doru yaplan bir hesapla, alt bin milyon yl nce bizim blgemizde ve pek yaknmzda bulunduu anlalmaktadr. Acaba bu galaksi ne zaman varlamtr? Jeofizikilerin yaptklar hesaba gre, yerin ve gktalarnn zdei alt bin milyon yl nce biimlenmitir, demek ki tm galaksiler de dnyamzla ayn zamanda biimlenmiler, edeyile varlamlardr. Bundan da ok nemli varsaymlar tremektedir. Evrensel sonsuzlukta zdek, belli bir blgede younlam ve sonra bir patlamayla sonsuzlua doru yaylmtr. Demek ki evrenin bir balangc, edeyile bir doumu var. lk bilimsel evrendoum, gkbilim (astronomi)'in bir dal olarak; Leibniz, Descartes, Kant ve Laplace'n varsaymlaryla olumaya balamtr. zellikle Kant Laplace'n evrenin bir bulutsudan olutuunu ilerisren varsaymlar uzun bir sre geerli kalmtr. Dr. Fred L. Whipple, 1948 ylnda yaymlad bir almasyla kozmik tozlarn milyarlarca yllk bir srede nasl younlap yldzlar halinde koyulaabileceini aklamtr. Buna kar Lemaitre, Gamow, Tolman vb. gibi bilginlerin ilerisrdkleri yeni varsaymlar da tartma konusudur. Bu varsaymlar, evrenin oluumunu atomsal bir patlamaya, tasarmd scaklktaki bir buhar ktlesine, evrenin tpk bir yrek gibi alp kapanna vb. balamaktadr. Gerek udur ki, evrendoum, henz gelimi ve kesin sonulara varm bir bilim deildir. Bunun nedeni de pek aktr: nce, evrensel oluma Sayfa 370

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi pek uzun bir sreyi kaplamaktadr ve bilim henz bu pek uzun srenin her aamasn aklayabilecek verilere sahip deildir. kinci olarak, oluum sreci henz devam etmektedir ve bu oluum srecine bilimsel olarak yaklaabilmek iin gezegen sistemimizin dndaki gezegen sistemlerinin de kefedilmesine ihtiya vardr. Ne var ki bilim, idealist ve d varsaymlarn dnda, bu alanda da salam admlarla ilerlemektedir. nsan ayann aya basmas, baka gezegen sistemlerinin kefine giden yolun aldn tantlar. Evrenin bir balangc olduuna gre bir de sonu var m? Evren deyimini krmzya kayma varsaymnda olduu gibi dar anlamda kullanrsak elbette var, sonsuz ve snrsz zdein btnl anlamnda kullanrsak ne ba var ne de sonu ls ve snr olan dilegetiren sonlu ulamyla ls ve snr olmayan dilegetiren sonsuz ,ulam, nesnel gerekliin birbiriyle baml iki grnmn yanstr. Sonsuz, sonsuz sayda sonludan meydana gelir. Sonluysa sonsuzun sonsuz saydaki biimlerinden biridir. rnein ilksiz ve sonsuz olan zdek, eitli sonlu biimlerde belirir. Bilimsel bir kavram olarak sonsuzluk, zdein var edilmezliini ve yok edilmezliini dilegetirir. Bilim ve diyalektik felsefe, evrenin, ilksiz ve sonsuz zdeksel deiimler sreci olduunda birleirler. zdek tkenmezdir ve sonsuz eitlilii nitesel dnmlerle srp gitmektedir. Bu sonsuzluk, sonlu ve snrl var olma biimlerinin zorunlu deimelerinde yansr. Sonsuzluk ve sonluluk diyalektik kartlklardr, her ikisi de birbirlerinin varln gerektirirler. Sonsuzluk zorunlu deiimlerle tkenmez sonluluun meydana koyduu bir sretir. Her sonlu, iinde tad kartl olan, sonsuzla elitii iindir ki snrsz deiikliklere urar. Bilim, zdein tkenmezliini tantlayarak, sonsuz'u da tantlamtr. Kald ki sonsuz olmasayd sonlu'lar da olamazd. Sonlular varsa, demek ki sonsuz da vardr. Sonlu'nun zorunlu olarak sonsuz'u ierdii ve gerektirdii bilimsel gerei bir yana, zellikle fiziksel kimya alannda birok bilimsel bulgular evrenin sonsuzluunu tantlam bulunmaktadr. rnein bu bulgulardan biri zdein korunumu yasasdr. Bu yasaya gre evrende hibir ey yokolmaz ve yoktan varolmaz. Bu demektir ki, evren u anda varsa, hep var bulunmutur ve hep varolmakta devam edecektir. zdek, varolduu iindir ki daima varolmu olmas gerekir, nk bu fiziksel kimya yasasna gre yoktan varolamazd. zdek, varolduu iindir ki daima var kalacaktr, nk bu fiziksel kimya yasasna gre yok olamaz. yle de denebilir: Eer evrende hibir eyin varolmad bir zaman olmusa, o zaman yok'u varedecek herhangi bir eyin de varolmamas gerekir. nl fiziki Einstein sonlu zdein yasalarnn, sonsuz zdee, edeyile evrensel alana geniletilmesi uygun deildir diye yazmtr. zdek srekli olarak biim deitirmektedir ve yepyeni somut biimler altnda varolmakta devam edecektir. Nicel deiimler birikir ve bir sramayla nitel deiimlere yolaar. Evrende yepyeni yldzlarn, hem de kmeler halinde her an domakta olduu tantlanmtr. Dnyamz da, sonsuz evrendeki her sonlu gibi, bir gn sona erecekse bu, evrimsel sarmaln sadece bir dolanmnn son'u olacaktr. Ama bu son, yokedilmez zdein evriminde yepyeni bir aamann gereklemesini de salam olacaktr. nl fizikiler K. Stankuyovi ve M. Vasilyev, Matter and Man adl yaptlarnda yle demektedirler: nsann kendi bilgisini bugnden dnlemeyecek dzeylere karmasna yetecek zaman vardr ve gne tehlikeli yallk ana ulamadan ok nce insan, teki yldz sistemleri iinde herhangi sayda gezegeni bir araya getirme yeteneine sahibolarak, sonsuz Samanyolu'nun Sayfa 371

Orhan Hanerliolu - Dnce Tarihi enginliklerine dalacaktr. T DNLEMEYEN NSAN. XX'nci yzyl insan, kafesindeki kuu mavi grebilmek iin gzlerini zorlamay bir yana brakp, gerekten mavi bir ku elde ederek yitirilmi insanln yeniden kazanma yoluna girmitir. ada insan, yzyldan beri, t dinlemeyen insan'dr.

Sayfa 372

You might also like