You are on page 1of 224

Coraline

ALFA'DA ALEV ALATLI KLLYATI


Schrdinger'in Kedisi [Kabus] Schrdinger'in Kedisi [Rya] Viva La Muerte! Yaasn l m 'Nuke' Trkiye! Valla, Kurda Yedirdin Beni O.K. Musti, Trkiye Tamamdr. kenceci Aydn Despotizmi Kadere Kar Koy A.. Yaseminler Tter mi Hl? Eyll '98

OR'DA KMSE VAR MI? KTAP 2

'NUKE' TRKYE!
Alev Alatl

Coraline

ALFA

Alfa Yaynlar : 1020 Alev Alatl Klliyat : 003

'NUKE' TRKYE!
Alev Alatl

Birinci Basm : K a s m 1993 Altnc Basm : K a s m 2001 I S B N : 975-316-959-0 Yaync ve Genel Yayn Ynetmeni: M. F a r u k B a y r a k Yayn Koordinatr : R a n a G r t u n a Editr: Kapak Tasarm: Mustafa D e m i r k a n l Mithat n a r Teknik Editr : G l n u r z k a r a b a c a k Montaj, Bask ve Cilt: Melisa Matbaaclk Pazarlama ve Sat Mdr : V e d a t Bayrak Satn Alma Mdr : A l i Bayrak Sevkiyat Sorumlusu : m e r K m l

Viva la Muerte b e n i , "Trkiye bugn okumazsa yarn mutlaka okuyacaktr!" t e m e n n i s i n e z o r l a y a n bir s y l e m i ; " T r k l e r i n o k u m a d n a " d a i r s y l e m i ykt. 'Nuke' Trkiye!'yi y a l n z l k p a r a n o y a m iyiletiren okurlarma ithaf e d i y o r u m . Sa olun.

Coraline

C o p y r i g h t 2 0 0 1 , A L F A Basm Y a y m Datm L t d . ti. C o p y r i g h t 2 0 0 1 , A l e v Alatl

Kitabn tm yayn haklar ALfA Basm Yaym Datm San. ve T/c. Ltd. ti.'ye aittir. Yaynevinden yazl izin alnmadan ksmen veya tamamen alnt yaplamaz, hibir ekilde kopya edilemez, oaltlamaz ve yaymlanamaz

Coraline

" T r k i y e v e T r k l e r e kar haftalarca sren derin bir ilgi d u y d u m - a n c a k , ilgi a s l a sempati d e i l . Ne NATO ne AT ne de Atatrk'n Avrupallatrma iddias Trk' b e n i m a r k a d a m , non frere, b e n i m b e n z e r i m , non semblable,

Coraline

yapamazd. yle olmasn da istemedim. Trkiye'den ve Trklerden istediim bakaydbelki d e A v r u p a ' n n e v c i l s c a k l n n anti-tezi." Philip Glazebrook, Kars'a Seyahat 1984

PAVLOVLER

www.cizgiliforum.com Coraline

I
"Kendi adma yemin ederim ki, kutsadn zaman seni kutsayacam, dllendirdiim zaman senin tohumlarn yeryzndeki yldzlar, kylardaki kum taneleri kadar oaltacam ve senin tohumun tm dmanlarnn kapsn tutacak ve dnyann btn uluslar senin tohumunla kutsanacak; nk, sen benim sesimi dinledin. Kutsal Kitap, Tekvin, 22:16-18 kinci kuak New England* Pritenlerinin nl lideri Increase Mather ahfadndan, "Amerikan htilalinin Kz Evltlar"** Dernei yesi, Bayan Anne Austin-Auchincloss ile, kinci Dnya Harbi, Pasifik filosunun "Mor K a l p " madalyal emekli binbalarndan, Auchincloss Sanayi B o y a l a n fabrikalarnn Ynetim Kurulu Bakan Robert Steven Auchincloss'un ilk evltlar Ellen Catherine Austin-Auchincloss, (nam dier Diana Pavlovi!) 1947 ylnn Mart aynda, Massachusetts Devleti'nin bakenti Boston'da dodu. Austin-Auchincloss servetinin yegne vrisinin -narin anne
*) ABD'nin kuzeydousundaki alt eyalet; Maine, Vermont, New Hampshire, Massachusetts, Rhode Island, Connecticut, (y.n.) **) "Daughters of American Revolution" Dernei, Anglo-Sakson kkenli beyaz Protestanlarn (WASP) ye olduu bu dernek rkl ile nldr, (y.n:)

Coraline

d o u m d a baka o c u u olamayacak kadar hrpalanmt- vaftiz duyurusu, Nisan'da, Paskalya Yortusu'nun n c gnnde yaymland. Tren, Birinci Cemaatiler Kilisesi'nde, aralarnda Massachusetts'in Cumhuriyeti senatrleri ve B o s t o n Belediye Bakan'nn da olduu sekin bir kalabalk huzurunda, bizzat Papaz C o t t o n tarafndan ynetildi. Boston G l o b e G a zetesi habere bir de fotoraf ekledi: Austin ailesinin iki yz yllk vaftiz giysisi olduu sylenen beyaz danteller iinde uyuyan sapsar bir bebek. Dip notta, fotorafn, "yaptlarna soylu bir k katmakla nl" sanat, A d a m Smith tarafndan "yaratld" belirtilmiti. Diana Pavlovi'in kimlik eitimi, isimlerini doru telffuz edebildii gnden balad. A n n e taraf, Austinler, atalarnn izini 1620'de Amerika ktasna ilk gmenleri getiren efsanevi Mayflower gemisine kadar sren Pritenlerdi. ngiltere'den, Tanr'nn istei dorultusunda. "Yeni ngiltere'ler kurmak iin ayrlmlar, Atlantik'in ve nl Kzlderili kabilesi Massachusettslerin "gaddarlklarna ve hyanetine, iman bayraklarn bu bakir topraklarda dalgalandrabilmek iin" katlanmlard. Amerika Birleik Devletleri'nin tescilli sahiplerindendiler. Diana'nn baba taraf, Auchinclosslar, Amerika'ya Austinlerden on yl sonra, Cemaat Reisleri Papaz Leifghton'n katledilmesini izleyen ylda geldiler. Priten papaz, salt Hazreti sa'nn buyruklarn yerine getirdii iin ngiliz Kral I. Charles'n Katolik eilimli Canterbury Bapiskoposu William Laud tarafndan prangaya vurdurulmu, iine karlar yaan ta bir hcrede tam on be hafta sreyle bir bana, a braklmt. Diana'nn mrebbiyesi, Bayan White, her gece uykudan nce, kuzen Jonathan'n "Auchinclosslar: Ksa Bir Aile Tarihi" isimli kitabndan (aile iin zel olarak az sayda baslm, maroken kapl, altn yaldzlyd) "kkleri"ni okuyordu: "Hcre, etobur lam sanlar ve fare doluydu. Papaz Lefghton'n vcudunun btn kllar dkld, derisi soyuldu. On be hafta 2

sonra h c r e d e n kardlar ve bir kaza baladlar. Yaralarla kapl srtnda otuz alt krba aklattlar. Kasm aynn sou u n d a tahta boyundurua vurdular. Orada, kollar ve b o y n u kstrlmken kzgn demirlerle yzn daladlar. Burnunu ve kulaklarn kestiler. Bir d a h a hi kmamak zere yeniden zind a n a attlar." Kk Diana, san ve fareleri Walt Disney soyutlamalarndan arndrabilecek yalara geldiinde, "Peki, a m a neden?" diye sormaya balad. Priten eitimi bu sorularn sorulaca gn bekliyordu. Diana Pavlovi'in ilk rendii, Tanr'nn Amerika'ya g eden Pritenleri - bu m e y a n d a ngiliz kullarnn arasndan "seip ayrm" olduuydu. nk artk, "ngiltere'yi sevmez olmutu Tanr!" Kralie Elizabeth'le balayan d n e m d e Hristiyanlar o n l a r c a m e z h e b e blnmlerdi. L o n d r a ' n n "Bab i l d e n kalr yan yoktu! Dans, tiyatro gibi maskelerin altnda blis'in peinden gidiyorlard ehvet dknleri! Sefahat trma-

Coraline

nr, iffetsizlik erdem olurken, bata Katolikler olmak zere, Pritenlerin dndaki tm dier mezhepler rk vitraylar, oymal mihraplar, ikonalar, parfml, takl, krmz kadifeli papazlaryla Tanr ile kulu arasndaki gerek iletiimi nleyen gnah kuyularydlar. yle yozlamlard ki ngilizler, "oru tutup ibadet edecekleri Noel'i bile elence ile kutluyorlard"! O y s a Y a h o v a "Pritenlerden baka kimsenin amad sayfalarnda", "Ziyafetlerinizden ireniyorum!" diye haykryordu. "Bana sunduunuz kurbanlar ve etleri kabul etmeyeceim! Ruhum lenlerinizden nefret ediyor! Bunlar beni rahatsz ediyor! Bunlar hakknda konuulanlar dinlemekten usandm. Bana ellerinizi uzattnzda gzlerimi baka yerlere evireceim. D u a ettiinizde dinlemeyeceim!" Tanr'nn gazab an meselesi, kyamet kapnn ardndayd! "Heyhat", bir tek Pritenler kulak verdiler Tanr'nn sesine! "Yeni srailoullan" olarak seildiklerini anladlar, Tanr'nn emirlerine itaat etmezlerse, "tpk bir aslann azndan
3

iki bacak ya da tek bir kulak olarak kurtulabilen kuzucuk gibi" cezalandrlacaklarn bildiler. Tek kurtulu umutlar, kendi cemaatlerini mnafklardan uzak tutmak, idari ya da dini hibir hiyerarinin paras olmadan, eitliki bir dzen iinde ibadet etmeye almakt. y l e yaptlar. Ne Kral ne P a p a ne Piskopos ne de dinsel sanatn kandrmacalar! Bedensel hazlardan arndlar, ruhlarn pirpak ettiler. kencelere dar oldular, Tanr'nn adn azlarndan drmediler. Sonunda mkafatn grdler! Y a h o v a , onlar "seti" ve "toprak vaat etti"! Cemaat reisleri, J o h n Winthrop, Y a h o v a ' y a inand. Mritlerini toplad, Yeni Dnya'y "sa adna fethetmek" zere yola kt. Yahova, szn tuttu, srailoullarn Kzl Deniz'den geirdii gibi geirdi Pritenleri Okyanus'tan. Szn tuttu, Yeni Filistin'e, M a s s a c h u s e t t s ' e getirdi. Karaya ayak basar basmaz, sa'nn "ilk n c karakolu"nu, Diana Pavlovi'in iinde yaad malikneyi ina etti; Mesih, yeryzne geri d n p kendi kralln iln edecei zaman hazr bulsun diye de "bir tepe zerinde bir ehir" balatt. Y a h o v a szn tuttu, Yeni Kuds', Boston'u kutsad. Szn tuttu, gmenlerin tohumlarn gkyzndeki yldzlar kadar oaltt, "Amerika Birleik Devletleri'ni dnyann en gl ulusu" yapt. Bundan byle, Tanr'nn sznden kmadklar srece, "kendilerinin kendilerinin nin ina etmedikleri byk doldurmadklar sularla iyi dolu ve zengin ehirler, dolu ve evler, ekmedikleri ilerini kendileribalar eylerle "yiyecek

Diana Pavlovi, Tanr'nn atalarna tand tm ayrcalklara karn, kendi durumunun ne denli "umutsuz!" olduunu, be yan bitirdii haftann pazar gn, Birinci Cemaatiler Kilisesi'nin "Sebt Okulu"nda* rendi. "Evet, sizler gazap ocuklarsnz!" diye grledi Papaz Cotton, " C e h e n n e m azabna mahkmsunuz! Tanr'ya kar ilediiniz suu, hi a m a hibir e y affettiremez! Ne dualarnz ne iyilikleriniz nler C e h e n n e m ateinde kavrulmanz! dem'in ocuklar olarak doduunuz a n d a s o n s u z a dek lanetlendiniz!" Diana'nn btn bir yaamn biimlendirecek gnah, d e m ' i n Cennet'ten atlmasna neden olan gnah, "insanln 'asli' gnah"yd. Yahova, tek bir ey istemiti dem'den, "bir tek ey"! O da yasak meyveyi yememesi, "iyilik ile ktlk" arasndaki farkn ne olduunu renmemesiydi! O y s a ne yapt, d e m ? Nefsine hkim olamad! Evet, nefsine hkim olamad! Tanr onu Cennet'inden kovmasayd, teki meyveyi de, "lmszlk" meyvesini de yiyecekti! Az kalsn yiyecekti! Ve iyilii ktlkten ayrt etmesi yetmiyormu gibi bir de lmsz olacakt! A m a Y a h o v a , gldr! Gldr! o k gldr! d e m ' i ve kadnn kovdu E d e n Bahesi'nden! Cennet'inden att! nsanolunun bu "akl almaz" s u u n a karn, yine de balaycyd Tanr. Y i n e ' d e merhametliydi. Bazen merhametine dizgin vurmaz, gnahlarn unutur, baz kullarn balayverirdi. A m a hi kimse, "Hibiriniz!" diye vurguluyordu Papaz Cotton, bylesi bir u m u d a kaplmamalyd, nk, "Tanr'nn aff, insana gnahszlndan dolay verilen bir dl deil, O'nun merhametli yreinden kaynaklanan bir armaandr! Bu armaan kimlere vereceine kendisi karar verir! Bir tek o bilir hangi kullarn Cehennem'inin ateinden koruyacan!"
*) Tanr'nn kinat yaratp bitirdikten sonra dinlendii yedinci gn, pazar. gn. O gn allmaz. ocuklar, Sunday School denilen kilise okullarna gider, (y.n.)

Coraline

biriktirmedikleri

sarnlar,

ve zeytinlikler" onlarn

olacak,

doyacaklard".

G n a y Rodoplu, " B u bizim hi bilmediimiz, gndemimize asla girmemi bir tarihtir," diyordu, "oysa bu tarihi bilmeden Bat'y anlayamayz!"

Tanr'nn balad "Sekin Kullar", Priten Cemaati'nin "Yaayan Azizleri'ydiler. Birlikte yaadklar bu "Evliyalar", Tanr tarafndan seilen ve "seilmi olduklar ilerine d o a n " insanlard. Bir ayin srasnda, bir ilahi okunurken ya da derin ibadet esnasnda, Tanr'nn onlar baladn, "yreklerini evreleyen gnah zincirlerinin" krldn "hissediverirlerdi". 0 anda, "erdiklerini" herkes grrd! Yzlerine bir k gelir, gzleri ahirete dikilir, dudaklarnda hafif bir glmseme, "Evet, aynen! Aynen byle!" diye haykrmaya balarlard. Bu szler, Kutsal Kitap'ta yazlanlar anladklarn, anlamlarn "ilerine doduunu" belirten szlerdi. Diana Pavlovi, bu ve br dnyada olabilecek her eyden sorumlu olduu bilinciyle byd. rnein, itaatsizlik, "Tanr istedii iin gl olan" Amerika Birleik Devletleri'nin geleceini bile tehlikeye dreceinden mutlak surette kanmas gereken bir davrant. t e yandan, C e h e n n e m ' d e n kurtulmann o k uzak bir ihtimal de olsa tek yolu, "Tanr'nn dikkatini ekmeye abalamak" gerekiyordu. Kk kz, c e h e n n e m azabndan kurtulma umudunun "lde topluine aramak kadar a z " olduunu bilerek sarld, "bir gn Tanr'nn onu da Y a a y a n Azizler'in arasna katabilecei ihtimaline". Priten olmayann hibir ans olmadn biliyordu. sa'nn "n" yakalayabilmenin tek yolunun O ' n a kaytsz artsz itaat etmek, her trl arlktan kanmak olduunu biliyordu. Yemede, imede, sevmede, uykuda lmllk; cesaret, kendine gven, ihtiyat, tutumluluk ve alkanlk Priten ahlknn temel talaryd. nsanolu, "ermiliin asgari koullarn" ancak bedenden "kurtulduu", hazlara gem vurduu zaman salayabilirdi. Diana, Mrebbiye White'n yardmyla altm sorulu bir gnah listesi derlediinde, yedi yandayd. On be yana kadar her gece, bu listedeki sorularn stnde tek tek dnr, o gn sa'nn yolundan sapacak bir ey yapp yapmadn, d-

np dnmediini sorgulard. "Sulu" olduundan kukuland zamanlarda, "kendisini yoldan karan" bedenini cezalandrmaktan baka kar y o l u yoktu. Boston souunda, stlmam bir odada, pamuklu bir gecelikle sabahlara kadar dua etmek, korkun karanlkta uuldayan koruda tek bana yrmek, birka hafta sreyle iinde eker bulunan bir yiyecee el srmemek, iki hafta sessizlik perhizi yapmak, alt dnmlk n bahenin imlerini bimek, kendisini mahkm ettii c e z a trlerinden bazlaryd. Ellili yllarda, Bili Halley'in rock'n roll'cular, Elvis Presley'in bacaklarnn arasndan edepsizce sallad gitarna karn, inatla sa'nn nn kalbine doaca gn bekledi. A m a Tanr'nn dikkatini ekmiyor gibiydi, "kurtulu" mjdesi inatla esirgendi.

Coraline

Olay, David'in ilk erkek evlt olmas, Tanr'nn babadan oula geen Hasidi Cemaati reisliine Yeni Dnya doumlu bir vris s e m e k suretiyle anavatanlar Rusya'dan gm olmalarn onayladn belirtmesi bakmndan ayrca nemliydi. o c u u n alt kuaklk Pavlovi hanedanna layk olmas, cemaatini cetlerini aratmayacak ekilde ynlendirebilmesi iin gerekli eitim olaanst bir titizlikle ve derhal yrrle konuldu. " n c e 'Kanun'," dedi Rabin Pavlovi, " n c e Kanun'u reneceksin. K a n u n ' u renmek, Kuds'teki Mabet'i yeniden ina etmekten d a h a nemlidir. Tevrat' eline alan, 'Sanki daha bugn almm Sina Da'ndan!' demeyi bilmelidir. 'Musa'nn eline dedii gn kadar taze' olduunu bilmelidir. Ve bilmelidir ki, Tevrat'ta yazlandan gayri renecek bir ey yoktur yeryznde! Felsefe gibi dnyevi bilgileri ne g e c e ne de gndz olan bir saatte okuyabilirsin!" Yedi yl sreyle, gnde yedi saat Tevrat okudu, ezberledi, sesini ve eklini belleinin derinliklerine gmd David. Tanr ile insanlarn arasndaki ilikinin srekliliini, insanolunun att her admn Tanr tarafndan gzetlendiini, yapt her iin, her dncesinin Tanr'nn ilahi varln gcendirebileceini rendi. lm, ilenilen gnahlarn karl olarak denen bir "bedel"di. Gerekten gnahsz bir insan asla lmedii gibi, "Filistin'de drt endaze yryen" de asla lmezdi. Ancak bu "Filistin", Mesih'in geri d n p kendi kralln iln ettii Filistin'di, Yahudilerin Tanrlarna kendi Mabetlerinde, zgrce ve hep birlikte tapnacaklar Filistin'di. ki bin yllk Y a h u d i eitimi gerei, cumay izleyen her abat'ta,* babasnn havrasnda bir araya gelen cemaatin huzurunda, "seildii" gnden itibaren artk s a d e c e Tzadik'i ve ho-

II "Ey grkemiyle marur ehirler ehri, gzel Kuds! Kartal kanatlarm olayd, umaz mydm sana? Tozunu slatp yattrncaya kadar gzyalarn? Naiz bedenim oyalanrken Bat'da, yreim Dou'dadr benim!"
Yahuda Halevi, spanya, 1141 O y s a iki yz elli kilometre gneyde, Brooklyn doumlu David Pavlovi'in "Seilmi K u l " olduu, o c u k annesinin kucandan frlayp "hasta ve yoksul bir Yahudi'nin Filistin'e ulamak uruna ektii kahrlar" anlatan bir kitab kapp okumaya balad drt yanda belli oldu. Baba, Hasidi Mezhebi "Tzadik"lerinden, Rusya gmeni nl din limi Rabin* Levi Pavlovi cemaatini toplad, "Kinatn sahibi bizi bir d e h a ile kutsad," diye mjdeledi, "bu o c u k okumuyor, adeta yutuyor sayfalar! Tpk su gibi, ekmek gibi yutuyor!" "Tanr'ya krolsun, T a n r y a krolsun!" diye gzyalar arasnda mrldand cemaat. Yzleri d, gnlleri ferahlad, i huzuru ile dndler evlerine.
*) Yahudi din mderrisi, haham, (y.n.)

Coraline

*) Tanr'nn dinlendii yedinci gn, cumartesi. Hristiyanlarn "Sebt Gn" (y-n.)

cas olan babasyla ilahiyat tartt. Cemaat, o c u u n Talm u d ' u n * inceliklerini ne denli iyi kavradna ahit olup defalarca h a m d s e n a etti. David'e bahedilen "k'n, " C e m a a t ' i n i de aydnlatmas kanlmazd. Birlikte geirdikleri her abat, "Kurtulu"un, yani "Filistin"in, d a h a da yaklatn mjdeler gibiydi. Rabin Pavlovi, David'e, Chmielnick liderliindeki Kazaklarn, soydalar yz bin Polonya Yahudisini nasl katlettiklerini on bir yana girdii gnn gecesi anlatt. "Sana bunlar alayasn diye anlatyorum," dedi, "nk insan bakalarnn aclarn kendi aclarndan renir. Acy tanmak gerekir. Kibrimizi, ukalalmz, kaytszlmz giderir ac. Ve bir Tzadik ac ekmeyi herkesten iyi bilmelidir. Cemaati iin ac ekmeyi, cemaatinin acsn kendisine mal etmeyi, onlar adna tamay renmelidir. Vaktinden n c e ihtiyarlamay, yz glerken dahi yerle bir edilen Kuds iin, rzgra dar taneleri gibi savrulan ulusu iin kan alamay bilmelidir. nk bir 'Tzadik' Tanr'nn resuldr. Tanr ile cemaati arasndaki kprdr." Rabin Pavlovi, veliahtna, ilk Tzadik'in Polonya katliamndan sonra vasl olduunu syledi. Hasidi mezhebinin kurucusu, takva ehli Ba'al em T o v ' u n hayatn anlatt, "Merhametli Ba'al em T o v ' u n 1748'de lmnden sonra mritleri dnyann drt bir tarafna daldlar, kendi cemaatlerini kurdular." Bu mritlerden bir tanesi Rusya'nn gneyindeki kk bir kasabaya yerleen Solomon Pavlovi, David'in dedelerindendi. Bu kk kasabada, Boleviklerin iki yz ocaktan yz altmn sndrp, Havra'y yerle bir etmelerinden sonra, artk bu lkenin de "miyadn doldurduuna" karar veren baba, Rusya'y "Esav ve Edom"un, yani "blis ve Azrail''in lkesi olarak lanetledi. Cemaatini toplad, "Amerika'ya g " emri verdi. Se*) Talmud, Yahudilerin medeni ve dini kanunlarn ieren tefsir kitab; Minan ve gemera denilen iki blmden oluur.

kiz gn iinde toparlandlar, be ay sonra New York Devleti'nin, gmenleri karantina altna ald Ellis adasndaydlar. "Yahudi Ulusal Sosyal Y a r d m Komitesi", onlar Brooklyn'in " Y a h u d i mahallesi" olarak bilinen kesimine, kendi uluslarnn insanlar arasna yerletirdi. Rabin Pavlovi kendisine tahsis edilen katl tula binann birinci katn havrasna, ikinci katn yeivasna* ayrd. Olu David, ailesine ayrd n c katta dodu. "Senin doumun," dedi Rabin, gzyalar ierisinde, "kinatn sahibinin t e v e c c h n henz kaybetmediimizin iaretidir. Ancak," diye uyard, "Tevrat'sz y a a m yar yaamdr. Tevrat yoksa, insanolu mekruhtur. Kinatn sahibi, Tevrat okuduumuz srece kulak verir bize. A n c a k o zaman dinler, o zaman kabul eder dualarmz, 'Kurtulu'u Tevrat'tan baka meguliyetleri olmayanlara vaat etmitir." Bununla birlikte, Tanr'nn, Yahudileri, "tm uluslardan stn tuttuunu", "sekin" olduklarn anlatt. Tanr, onlarn "babas"yd. Adil bir Tanr'yd. "srailoullar ile yapt mukavele"yi tek tarafl feshetmezdi. Kendi adna yemin etmiti - meer ki, onlar sznden ksnlar, bir tek onlar kutsayacak, bir tek onlarn tohumlarn dllendirecekti. Bu durumda, Hasidilerin btn yapacaklar, M e s i h geri d n p kendi kralln iln edinceye kadar pr kalmak, d dnyann kkrtmalarna kaplmamakt. New Y o r k borsasnn iflasn izleyen otuzlu yllar, Rabin Pavlovi'in yeni yurttalarnn korkun bir ekonomik krizin penesinde kvrandklar yllar oldu. Yoksulluk, uzayan isiz kuyruklar, birbiri ardna canna kyan iadamlar arasnda, semaverlerinden ktlama ay ierek, Tevrat dndaki sohbetlerini eski vatanlarna ilikin konularla kstlayarak yaad Hasidiler. Rabin Pavlovi'in yeivasnda Birleik Devletler yasalarnn zorunlu kld dersler, def-i bela kabilinden geitirildi.
*) Yahudi din okulu, (y.n.)

Coraline

10

11

Gelecein Tzadik'i David'in her trl "Amerikanizm"den korunulmasna alld. O y s a Yeni Dnya'nn baka plnlan vard. Birleik Devletler'in kinci Dnya Sava'na girmesiyle birlikte, Sam A m c a ' n n "damarlarnda Amerikan kan dolaan" delikanllara duyduu ihtiya rktc boyutlara vard. Rabin Pavlovi, ibadet zgrlnn bedelinin Yahudiler iin son snak olduu dnlen Amerika'y, " g o y i m " * topran, benimsemek anlamna gelebileceini dehetle fark etti! Bu topraklarda Mesih'in Filistin'de kendi kralln iln edecei zamana kadar "misafir oIma"nn diyeti, Hasidilerin en byk nderlerinden olmaya namzet olan olunun yitirilmesi olabilir miydi? "Buras Amerika," diye aklad Y a h o v a ' y a , "Avrupa deil! Buras ak bir dnya. Ktphaneler var, kitaplar var, okullar var, niversiteler var! Y a h u d i rencileri kimse umursamyor! Nu, Y a h o v a ! O l u m u n senden uzaklamasn istemiyorum! Ruhsuz bir zek olarak bymesini istemiyorum! O y s a beyni bir l dikeninin suya susad gibi bilgiye susuyor! Ve ben, dnyaya dalmasn nleyemeyeceimi gryorum! Nu, Y a h o v a ! Ltuf kabul ettiim dehas laneti olabilir mi? Bizi cezalandryor musun?" Rabin Levi Pavlovi hakl kt. D a h a da ac olan, David'in "dnyaya dalmasn" hi beklenmedik bir ekilde, bizzat kendi eliyle gerekletirmesiydi. yle ki: Mesih'in Filistin'e geri dnp, kendi kralln kuraca zamana kadar beklemek istemeyen Siyonist rgtler, 1943 ylnda, "vaat edilmi topraklar"a g yasaklayarak Hitler'in katliamn kolaylatran ngilizlere kar silahl direnie getiler. Hzla trmanan, ok sayda masum insann lmne de yol a a n terr, Hasidi Cemaati'nin d dnyadan zenle korunan yeivalarna, havralarna ve giderek evlerine girdi, Tevrat sohbetleriyle yarr oldu. Birka yl iinde Rabin Pavlovi, korkulan yozlamann "Amerikanizm" deil, "Siyonizm" olduunu dehetle fark etti!
*) Yahudi olmayan, "gvur", (y.n.)

Tanr'nn sznn, yani Tevrat'n esas alnmad, laik bir Y a h u d i vatan olamaz, Mesih gelmeden n c e bir Y a h u d i vatanndan sz edilemezdi! Siyonistlere kar kmak, "kendilerine Y a h u d i diyen bu goyimler"i durdurmak, Yahova'nn yolundan kmalarn nlemek artt! Ne ki, kendisini aylarca uykusuz brakan, byk straplara gark eden kararna anti-Siyonist Yahudileri rgtlemek iin Brooklyn sokaklarna kt gn, komularnn barn delen nefret dolu baklarndan baka refakati bulamad. Birlemi Milletler'in, Kutsal Topraklar'n bir Yahudi, bir de Arap devleti arasnda paylatrlmas kararn mahallelinin sevin lklar arasnda dinledi; Mesih'in hkm srecei gerek Filistin, Ben Gurion bakanlnda yaayan srail, nimetlerini paylat Birleik Devletler, Tanr'nn nderliklerini stlenmesini istedii Hasidiler ile gnde otuz alt saatten bin yl yaasa doyamayaca ktphaneler arasnda, sevgisini, sadakatini, aclarn hangi birine ve ne kadar paylatracan bilemeden, binamaz kald David Pavlovi.

Coraline

12

13

Robert Steven Auchincloss, bu felketi, "Tanr, Birleik Devleti yoksullar karsnda aciz brakarak tedip etti" hkmyle aklad. Diana, o gn, Priten ahlkn ekonomik ilkelerini rendi. "Yoksulluk gnahtr, yoksullar gnahkrdrlar. Tanr'nn 'al!' emrine itaat etmeyenler ilahi t e v e c c h kazanacak kiilikten yoksun, ie yaramaz serseriler, yoksuldurlar." t e yandan, "ateist komnistlerden", yani Kennedy liberallerinden esinlenen Y a h u d i destekli Demokratlar, "Yeni Snr" dedikleri programla "sarho zencilerden beyaz sprntlere" kadar yzbinlerce ayla tembellie tevik ediyor, zor kazanlm Amerikan dolarlarn, "Tanr'nn vazgetii" lkelerde arur ediyorlard. Zaten, eer Tanr onlardan vazgememi olsayd, bu "yoksul" lkeler de Birleik Devletler gibi servet sahibi olurdu. Amerikan d yardm, Tanr'nn detine ters den bir uygulamayd. Martin Luther King, iki yz bin kiiyi peine takp, nl "zgrlk Yry"n balattnda, rk ayrmnn yasa zoruyla kaldrlmas ihtimalinden dehete dtler! Massachusetts Devleti'ni yz yl n c e Tanr'nn istei dorultusunda yaayabilmek iin kurmulard. Ve imdi b u n c a emekle oluturduklar okullarn, yemek yedikleri lokantalarn zencilere amalar isteniyordu! Her ey bir tarafa, kiinin, hizmet edecei insan semesi en doal hakk olmalyd! Tersi despotizmdi, iddetti, baskyd, Amerika'y Amerika y a p a n ilkelere aykryd! "Dnebiliyor musunuz, M r s . White?" diye gnde birka kez tekrarlyordu M r s . Auchincloss, emektar mrebbiyeye, "Dnebiliyor musunuz? Yaknda o zenciler, cafcafl giysileri, iki ayda hurdalk ettikleri pahal otomobilleriyle gelecekler ve burada, bizim n bahemizde, Tanr'dan korkan Amerikallardan gaspettikleri vergilerle caka satacaklar!" Gnay, o d n e m d e Birleik Devletler'in Tennessee Eyaleti'nin bakentinde, Nashville'de, renciydi. "Bir Trk'n anlamasna, anlamasna demeyeyim de, kavramasna, idrak etme-

III "Birinci Dnya Sava'ndan sonra olan bitenin beni akna evirdiini itiraf etmekten utanmyorum. Beklediim, barn tekmlyd, savan deil; toplumun bar iinde yeniden dzenlenmesiydi, kanl ihtilaller deil; hmanizmdi, kitle katliamlar deil; artlm demokrasilerdi, otokratik diktatorya deil; bilimin ilerlemesiydi, propagandann ve gerein yerine geen otoriter sloganlar deil; her cephede ilerlemeydi, barbarla geri dn deil!"
Pitirim Sorokin, New York, 1941 "Asli srailoullar"nn Tanr'nn isteklerine yz evirdikleri endiesini "Yeni srailoullan" da paylatlar. 1960, Pritenler iin zellikle kt bir yl oldu. Katolik J o h n Kennedy'nin bakan seilmi olmasn, bu topraklar onun gibilerden saknabilmeleri iin baheden T a n r ' y a ihanet olarak deerlendirdiler. Yahova'nn byle bir ihaneti cezasz brakmas dnlemezdi "ve nitekim" seimlerin zerinden alt ay g e m e d e n K b a olay patlak verdi. Amerikallar, Vietnam, Ortadou ve ran'da yaayacaklar bir dizi yenilginin ilkini Domuzlar Krfezi'nde tattlar.

Coraline

14

15

sine, iselletirmesine imkn olmayan bir dnemdi," diye anlatmt. "niversitede, zenci hademelerle ayn asansre binmeyen retim yeleri grdm! Biliyor musun, Afrikal renciler, srf Amerikal zencilerle kartrlmasnlar diye okula rengrenk yerel kyafetleri ile gelirlerdi! D a h a da ironik olan; Amerikal zencileri, beyazlar gibi onlar da kmserlerdi! Neden biliyor musunuz? Bir, 'kle' olduklar; iki, Amerikan emperyalizmine hizmet ettikleri iin! Mslman Afrikallar daha da haklcydlar. Onlar, bir yandan da kendilerini muhteem slm medeniyetinin vrisleri grdkleri iin marjinal Hristiyan mezheplerine, kelime yerindeyse, 'taklan' Amerikan zencilerinden bsbtn uzak dururlard. Hatrlyorum, bir defasnda o nl zgrlk Kilisesi'nde bir gsteri dzenlenmiti. Btn gn srecek bir gsteri olduu iin le yemei meselesinin de halledilmesi gerekliydi -soslu makarna piirilecekti! Yanma, sonradan Malcolm X ' i n has adamlarndan olacak biri yanat. 'Are you a friend?' diye sordu. Meer, harekete olumlu bakp bakmadm sorarm. Neyse, evet deyince, Kilise'de yemek datmna yardmc olur muyum diye sordu. 'Peki,' dedim. Senegalli bir kz arkada var, onu da alp gitmek istedim. Hani, o da Afrikal ya, duygudalk besler sanyordum. A m a kz gelmedi. Babas, 'Senegal lerici Birlii'ne mensup bir milletvekiliydi. Anlalan 'solcu' yine ayn kelimeyi kullanacam, 'takld' iin -bilmem, bilir misin, '60'larda Senegal, Kuzey Vietnam'la ibirlii iindeydi- yan dururmu. Demin, Trk'n anlamasna imkn yoktu dedim ama, bunu siyah deri renginden irenmek anlamnda syledim. O y s a Amerika'daki rk ayrm, biraz da eitimli soylularn 'maganda' zencilere ierlemeleri eklindeydi ki, bunu anlarsn. Uyuturucu ticaretinden kazand paray pembe Kadillak'a yatran zenci o k da ekilmez olabiliyor. Tabii ' o ' zenciyle, Mississippi pamuk tarlasnda ot yolan zenci arasnda hibir balantnn olmad gereini kime anlatrsn?" Ben yine hikyemize dneyim, Auchinclosslar, kinci Dn-

ya Sava'nn, Amerikan toplumunu oluturan cemaatlerin etkinlik hiyerarisini altst etmi olduunu anlamak istememilerdi. O y s a dnyann drt bir tarafnda "Tanr ve memleket" iin omuz o m u z a savaan onlarca deiik etnik ve dini kkenli yzbinlerce delikanlnn, madalyalar ve emekli maalar ile yetinmeyeceklerini bilmeleri gerekirdi diye-dnyor insan! Amerika'nn biraz zencilemesi, o k a da Yahudilemesi ile sonulanacak bu sre, Kennedy'nin bakan seilmesiyle noktaland. K s a c a WASP diye bilinen, beyaz, Anglo-Sakson kkenli Protestan Yeni ngilterelilerin Birleik Devletler zerindeki vesayetleri geri dnlmez biimde sarsld. Asli ve Yeni srailoullar, yani Yahudilerle Protestanlar, bir arada yaamaktan te ibirlii y a p m a k zorunda kaldlar. Son umut krntlar da y o k olmutu. O da yle: Ya birden fazla M e s i h vard ya da tekti, ama herkesi "idare ediyordu"! Ve ne Yeni ne de Eski Kuds'e d n m e y e niyeti vard! Dier taraftan, "nihai silah", a t o m bombas, "rasyonel insa-

Coraline

nn emrindeki teknolojinin" yzyln banda umulduu gibi, dnyay "insana elverir" klmayacan kantlad. nsanolunun rasyonel olmadn, gizli vahiliini renmek iin'Freud'un konferanslarna tanmaya gerek yoktu. T o p l a m a kamplar, Hiroimalar ve her an gndemde olan savalar, insann insana yapabileceinin televizyon ekranlarndan yaylan belgeleriydi. 1914'ten bu y a n a gndemde olan muazzamlar, muazzam devletler, muazzam fabrikalar, muazzam makineler, muazzam ehirler, muazzam siyasi partiler, muazzam holdingler, muazzam sendikalar (Rodoplu'nun Colosus'lar, Byk Makine'si!) bireyi "kimse vazgeilmez deildir" sylemiyle her an ikame edilebilir konumuna yerletirdi. Marjinalliini defalarca ve gaddarca yzne arpt. Tanr'nn "Sekin Kullar", hi kimse ile paylaamadklar i dondurucu yalnzlklarn biimlendiren olaylarda hibir sz hakkna sahip olmadklarn, giderek artan bir aresizlikle kavradlar. Bundan byle, ne bir Austin-Auchincloss'un ne de iki

16

17

yz yllk Pavlovi hanedan vrisinin, kendisinin ya da ulusunun ya da medeniyetinin geleceine en ufak bir mdahalede bulunma u m u d u kalmayacakt. Bireysel zm, "muazzamlar"a, megamachine'e isyand; onlarn reddiydi. Klk kyafetle baladlar. Protestocularn says, protesto edilenleri aar gibi olunca, "erkekler bellerine kadar uzattklar salarn maviye boyadlar, kzlar usturaya vurdular". Hippy, beatnik, punk gibi, yerleik dzeni uyaraca dnlen, ancak annelere gzya dktrmekten ileri gidemeyen kimlikler, "muazzam" niversitelerin sosyal bilimcilerine aratrma malzemesi salayabileceklerinin kefinden sonra, "sevimli gariplikler" olarak nitelendirilip pasifize edildiler. Esrar serbest brakld, dans pistlerinin "dearj" hizmetinden anne babalar da yararlanr oldular. Ne ki, Bakan Kennedy'nin ldrld yl, yine atalarndan nl Priten eitimci J o h n Harvard'n kurduu Harvard niversitesi'nin kz blmne kaydolan Ellen Catherine, "aylaklkta erdem bulan" iek ocuklarnn tanmyla, henz tam bir "antika"yd! te yandan, Rabin Levi Pavlovi'in kehaneti doruland, olunun "ltuf" sand dehas, "lanet'i oldu. David, cemaat liderliini kk kardeine devredip Harvard'a, "insann i dnyasnn bilimsel olarak ne olduunu" kefetmeye gitti. Freud'la tant. Din kardeinin insanolunun "reel" ftratna ilikin tyler rpertici sezileri David'i altst etti. Freud'un izdii insan tablosu, "sitayikr" olmad gibi, "kiiyi Tanr'dan kopartp blis ile evlendiriyordu". Freud, "insanolunun dnyaya irkinlik ve kllerin rtt bir ufack iyilik kvlcm" ile doduuna, bu kvlcmn Tanr, yani ruh olduuna, "bir hazine gibi korunmas, gl bir atee dnnceye kadar zenle baklmas" gerektiine, "klleri yok edecek olann yine ate" olduuna, "zor olann iyiliin dmanlarnn maskesini drebilmek" olduuna, "kaytszlk, tembellik, istibdat ve hatta dehann iyiliin dman haline dnebildiine" dair Yahudi inancn inkr ediyor, dpedz kfre giriyordu. 18

G e n adam, psikoanalist ile h a h a m arasndaki balca farkn, psikoanalistin "iyilik" kavramnn bilimsel tanmndan yoksunluu olduunu idrak ettiinde kemiklerine kadar sarsld. nk insanl korumakta o k ge kalndn fark etmiti. Dini deerlerin yadsnd bir toplumda, "iyilik" kvlcmn atelemeye almak abesti, "iyilik" kavramn insandan vazgemi bir megamachine ann anlayabilecei bilimsel terimlerle ifade etmek de olanakszd. Elinde kalan, Byk Makinenin ihtiyalarna gre deien, para ba dorular oldu. Montaj bantlarnn lgna evirdii iilerin, elerinin ecinsel olduunu fark eden kadnlarn, bedenlerini istedikleri gibi kullanmalarnn ne gibi bir sakncas olduunu soran genlerin, o k para kazanmak gibi bir istem duyamayanlarn, her eye karn hayatta kalmalarn salamaya almaktan baka aresi kalmad. Ancak David Pavlovi bir dehayd. Dehasnn hi durmadan rettii eitlemeler, akademik kariyerde grlmemi bir hzla ykselmesini salad. Otuz be yana geldiinde kitab ve yze yakn bilimsel makalesi olan nl bir psikoloji profesr olarak byk itibar gryordu. Ellen Catherine (ismi henz Diana olmamt) n c e hastas oldu Profesr Pavlovi'in. "Ben, hadm bir kraln ynettii, insanlarn ksr, otlarn fosil olduu kra bir toprakta y a a m a y a alan ii b o m b o bir d e m kzym, dipnot, T . S . Elliot," diye tantt kendisini. Sonra da m e y d a n okudu. "Hayat felsefem, iki nokta st ste, kinatta hibir eyin, hibir anlam olmaddr, nokta." Pavlovi, stne bir ift erkeksi gz taklm gibi silkindi. "Kendini h e p bakalarnn cmleleriyle mi tanmlarsn?" " S a d e c e devlerin," dedi, gen kadn, "sadece devlerin." Bunalm a Batl aydnlarnn iliklerine ileyen umutsuzluu ve endielerini y a n s t a n byk eserleri bir rpda sayd. "Bat'nn k", "Cinnet amz", "Diini Trnana Takan Akl", "Veba", " B u h r a n a " , "Dava", "1984", "25. Saat". 19

Coraline

"Anlyorum," dedi, David Pavlovi. "Sahi mi? Yirmi beinci saati yaadmzn farknda msnz?" "Korkarm Gheorghi'yi okumadm," dedi Profesr, ben bir sulu Yahudiyim, ister misin?" "Ktphanede var," omuz silkti, uzun uzun sustu gen kadn. "Sorun nedir?" Ben senin diye italikledi. doktorunum, bana syleyebilirsin, bala beni glcn taknd, "anlatmak

maya m a h k m " olduunu sylyor, her zgr insan gibi, ya a m d a n "endie, sahipsizlik ve yeis"ten baka bir ey beklemesi gerektiini dnyordu. David Pavlovi, kinatn, "buyrulmu bir dzen", yani Kozmos deil, "kendiliinden o l u m u " Taxis olduunu anlatt. "Tmyle anlamsz" olan Taxis'te yaayan insanolu yapt seimden s a d e c e kendisi sorumlu olduu iin, ne kimseye hes a p vermek ne de kimseden hesap sormak durumundayd. Kendisinin kimseye snak olamayaca, "Tzadik cppesi"ni reddettiinde kantlanmt. Bu bakmdan, Ellen Catherine'e bir eyler vaat ettii izlenimini vermek istemezdi. A m a ok iyi arkada olabilirlerdi, bu da en nemlisiydi. "Deil mi?" diye cevabn beklemedii bir soru sordu.

"Hl bakireyim," dedi, Ellen Catherine, "ve... kimseye kar hibir istek duymuyorum." Pavlovi gzlklerini kard, temizlemeye koyuldu. "Anlyorum." Yeniden takt. Ellen Catherine'in soluk pamuklu giysisinin altndan belli olan amarsz bedenine, gne yan gl kollarna, sadece tabandan ibaretmi gibi duran sandaletlerinde kpraan kirli ayaklarna, uzun sredir su yz grmemi kzl salarna, gzlerinin yeiline bakt. "Sporcu musun?" "Sinema blmnn sutopu takmndaym." "Anlyorum... Ben de hareketsizlikten kaslar incelmi bir kitap kurduyum. Yeni ngilterelisin?" "Boston." "Priten?" "Artk deil," dedi Ellen Catherine. Pavlovi, kzn gznden bir an iin parlayp kaybolan endieyi not etti. Tedavi seanslar haftada birden e, derken yediye kt. Giderek Mesihlerini, kaybolan cennetlerini, ile iinde geen ocukluklarn, "seilmi" olmalarnn ykn, insanln geleceine ilikin umutsuzluklarn paylatlar. David Pavlovi, Ellen Catherine'in cinsel isteksizliini her trl fiziksel temas iffetsizlik kabul eden Priten eitimine yordu, bilimsel aklamasn yapt. A n c a k kzn karamsarlna, korkularna z m getiremedi. Ellen Catherine'in yaad an icab "zgr ol20

Coraline

21

" n c Karakolu"na, yani baba evine yerlemeye getirdi; Mesih'in, Birleik Devletler'deki son meknn da murdar etti. Dul bayan Austin-Auchincloss'un, "mukaddeslere tecavz" diye tanmlad bu tanma, evin "salih" sahibi mteveffa binbann kehanetini bir kez d a h a dorulad, uursuzluklar pe pee sraland. Tanr, dini btn Amerikallarn zor kazanlm dolarlarn kendi deti hilafna ve "vazgetii" yabanc lkelerde arur eden "szde Hristiyanlar"a, unutamayacaklar bir dizi ders verdi. Domuzlar Krfezi hezimetini, Vietnam yenilgisi izledi. Muazzam Amerika'nn bu kavruk, bu ekilsiz, bu c c e -"Boylar deniz piyadelerimizin yars kadar bile deil!" deniyordu- plaklar karsnda aresiz kalmas, ahinlerin yreklerine ta gibi oturdu. Dier taraftan, Kennedy dneminin Kuzey Vietnam'a gnderilmek zere kan balayacak kadar sava aleyhtar gvercinleri, ilerici liberaller, Birleik Devletler'in in Hin-

IV "Olum, hikmetime dikkat et, anlayma kulan e; ta ki, salam tleri tutasn ve kulaklarn bilgiyi korusun, nk yabanc kadnn dudaklar bal damlatr ve az yadan yumuaktr; fakat sonu pelinotu gibi acdr, iki azl kl gibi keskindir; hayatn dz yolunu bulmaz; yollar dolaktr, kendisi de bilmez."
Tevrat, Sleyman'n Meselleri, 5:1,2,3,4,6. Anlay aka tercih edip, ruh ve beden saln David Pavlovi'e emanet ettiinde, ihanet etmedii lks kalmamt Diana'nn. 1968'de, New York'ta, bir yargcn huzurunda, "dinsizler gibi yapayalnz" nikahlandlar - yani, kilise dn yapmadlar. David'in kendisine e olarak bir goyim kars semi olmas, Bayan Levi'nin yreine indirdi, alt ay iinde gt gitti Rael Pavlovi. O n d a n bir alt ay sonra Boston Globe, "kinci Dnya Sava Pasifik filosunun 'Mor Kalp' madalyal Emekli Binbas, Auchincloss Sanayi Boyalar'nn eski Ynetim Kurulu Bakan, Robert Steven Auchincloss'un vefatn esefle" bildirdi. Babasnn lm zerine, Diana, gnahlarna bir tane daha ekledi, "sa katilleri"nin ahfadndan olan kocasn J o h n Winthrop'un

Coraline

di'ni terk etmesinden sonra Kzl Kmerler'in zafere ulamasna, bitmeyen katliamlara, birbiri arkasna iktidar olan eli kanl despotlara bakarak, Amerikan mdahalesini knamakla "pek de iyi bir i y a p m a m " olduklarn fark ettiler. n c Dnya lkelerindeki "anti-smrge" hareketlerinin Bat'nn cokusuna demeyecek kadar alelade ve mstebit devletlerle sonuland" en cokulu ilericiler tarafndan bile kabul edildi. 1960'larn insanc duygudalnn yerini her biri o k yakn gelecekteki felketlere iaret eden "yeni gereklikler" karsnda duyulan tedirginlik ald. O P E C ' i n 1974'te aniden ykselttii petrol fiyatlar "yeni ger e k l i k l e r d e n birisiydi. Benzin faturalarnn artc toplamlar, Birleik Devletler'in ithal petrole baml, yani "yabanc petrol reticilerinin insafnda" olduu "dehet verici gerekliini" gn na karverdi. Enerji, Birleik Devletler'in "emrine a m a d e " olmaktan karak, "modernleebilmeleri iin" b u n c a yardm ettikleri birtakm "nankr entarililerin" tekeline girmiti. O y s a Amerika tekerlek zerinde yaard. Enerjisi kstlan-

22

23

m bir Amerika, tekerleklerin durduu Amerika'yd! Ve "barbarlar" hi utanmadan, "eitlikten bahsediyorlard"! "Amerikan y a a m biimini mahvetmek" pahasna eitlik istiyorlard! Amerika'ya "sayca eit ve halif"tiler. Petrol sahalarn gz gre gre "istimlk" etmek niyetindeydiler. B u n u beceremedikleri takdirde, "dnya mal" diye tanmladklar petroln "nasl paylalaca kararn gelimi kapitalist lkelere brakacaklarna, kendileri karar vermeye" kalkyorlard! Amerika'nn Birlemi Milletler'deki elisi, nl siyasetbilimcisi, Patrick Moynihan, "Tek ilgilendikleri ey eitlik!" diye isyan ediyordu, "Anlalan, onlar ne retim ilgilendiriyor ne de zgrlk! O y s a biz zgrlk partisindeniz!" Bu cmleyi d u y d u u m zaman hibir ey anlamadm hatrlyorum. G n a y aklamt: "Petrol kimin, ne kadar tketeceine ilikin kurallarn gelimi kapitalist lkeler tarafndan deil de, Moynihan'n bu 'yeni milletler' dedii kimselerce konulmas, dnya dzeninin bozulmas, Bat'y Bat yapan mekanizmann 'abluka altna alnmas', dnyann gelmi gemi en m u h t e e m medeniyetinin -Amerikan medeniyetinin- atrdamas olarak algland. M o y n i h a n Efendi bunu sylyor! zleyen cmlelere bak: Bat demokrasilerinin kollarn kavuturup, eski smrgelerinin kendilerine zorbalk etmelerine izin veremeyeceklerini sylyor. Zaten, 'u bayraklar bir aacak' olsalarm, 'serbest kalacak enerjinin hacmi, kendilerini bile artrm'!" Yine anlamadm grnce, ac ac glm, "Zenginliin Tanrsal bir hak olduuna inanan bir ulusun ne denli kstah, ne denli haklc, ne denli saldrgan olabileceini senin Trk kafan anlamaz, arkadam," demiti. Hakl kt. Bu konumadan be-alt yl sonra Amerika gerekten de bayrak at. Bu defa da, Irak' yerle bir edip, petrol meselesini toptan halletmeye hazrlanrken, ayn Moynihan, buralarn aslnda Trklere ait olduunu, Sevr Antlamas ile kaybettiklerini sylyor, Ortadou'nun jandarmaln stlenmemizi istiyordu! Her neyse!

Coraline

1979 Kasm'nda, ranl rencilerin Tahran'daki Amerikan Sefareti'ni uluslararas hukuku bir kenara iterek igal etmeleri, "ran'a o k byk iyilikler etmenin dnda hibir kabahatleri olmayan, elliye yakn m a s u m Amerikaly" rehin almalar, Birleik Devletler'e yaplabilecek hakaretlerin en ar oldu. Hkmetlerinin rehineleri kurtarmaktan aciz kalmas, Amerikallarn "Nuke, ran!" "ran'a nkleer bomba!" gibi yrekten tevikine karn askeri mdahaleden kanmas, dnyann en gl devleti olup olmadklar hususunda kukular dourdu. ran, Arap-srail atmas gibi, petrol gibi, yetmili yllarn altst edici sorunlarnn odak noktas haline geldi. Amerikallarla Mslman d n y a arasndaki ilikilerin sembol oldu. "Allah ekber" zikri, Amerikan nefreti ya da "medeniyet dmanl"; "ayetullah" lakab, "uydurma bir yirminci yzyl unvan"; "Muhammedizm", Mekke, araf, Snni, ii, molla ve Humeyni, neeli, salkl, kck burunlu, prl prl sal Amerikan ocuklarn y o k etmeye ynelik bir gelimenin gstergeleri; televizyon ekranlarnda h e m e n her g e c e boy gsteren, "kendi kendilerini krbalayan sapk delikanllar", dnyann s o n medeniyetini tehdit eden Mslmanlar olarak dehet saldlar. ran ihtilalinin, "1789 ihtilalinden bu y a n a ilk halk ihtilali" olduunu syleyenler vard, ancak ciddiye alnmadlar, nk Amerikallar, J i m J o n e s gibi " p e y g a m b e r l e r e , onlarn bir sz ile topluca intihar eden ya da cinayet ileyen mritlerine alkndlar. Humeyni mritlerine J o n e s ' u n mritlerinden daha fazla sempati duyulmas beklenemezdi. Nitekim, bilim evreleri, ayaklanma srasnda yz elli bin ranlnn lm olmasn, "ranllarn ehadet kompleksi" eklinde yorumlayp geitirdiler. te yandan, olaylar, akademisyenlere, gazetecilere, brokratlara, okuluslu petrol irketlerinin uzmanlarna yepyeni kariyer sahalar at. Amerikan karlarnn korunmas iin Ortadou, Mslmanlk, ran gibi konularda yetimi uzmanlara ihtiya vard. Ve bata hkmet olmak zere, i dnyas ve ni25

24

versiteler bu ihtiyac karlamaya yneldiler. Bu yneli, Rodoplu'ya Profesr Sernea'y, daha sonra da Diana'y getirdi. yle ki; nl bir din adamnn srail'e srt evirmi olu olarak, David Pavlovi'in hayatnda Ortadou'nun yeri bykt. Blgeye ilikin her bilimsel faaliyete, bu arada C o r d Vakf'nn, Princeton niversitesi "Orient Aratrmalar Fakltesi"nde finanse ettii seminerlere sevinerek katld. Princeton seminerleri zellikle retici oldu. David, "Mslman Afrika'da Klelik ve likin K u r u m l a n " adl ilk toplantda siyah Afrikallarn, "gemite lkelerinde kle olarak satlmadk a d a m brakmayan" Mslman Afrikallardan korktuklarn, onlara kar derin bir nefret beslediklerini rendi. kinci seminerin konusu, Osmanl mparatorluu'nun "millet" sistemiydi; konumaclar, Ortadou Mslmanlarnn aslnda birbirleriyle hibir kken ball olmayan uluslardan olutuunu anlattlar. n c seminerde, blge toplumlarnn davranlarn inceleyebilmek iin gerekli "psikoanalitik teknikler"in neler olabilecei tartld; "Mslmanlarn bir hayal dnyasnda yaadklarna, ailelerinin baskc, liderlerinin ounlukla psikopat, toplumlarnn o c u k s u " olduuna karar verilmekle birlikte, konunun derinden incelenmesi arsnda bulunuldu. David Pavlovi'in, ihanet ettii cemaatine bir tr "hafifletici s e b e p " sunmak istemiyle kariyerinin gndemine ald ura, Rabin Levi Pavlovi'in hi beklenmedik mdahalesiyle yn deitirdi.

V "...Ve o, peygamberlerin adn ve soyunu bildirdikleri kimsedir. O, zulm ve adaletsizlikle dolmu yeryzn eitlik ve adaletle dolduracak olandr. O, Allah'n yeryznde ezan okunmayan bir tek yer kalmayncaya kadar elleriyle yeryznn Doulularn ve Batllarn fethedecek ahstr. Peygamber'in bildirdii Mehdi'dir. Ve o, sa bin Meryem'in indii zaman arkasnda namaz klaca kimsedir. Hazreti Veliyyi Asr'dr. Kaybolmu olan 12. imamdr."
Risalet'l 'tikadetl'l mamiye. Hamursuz Bayram'nn ziyaretine getirdii torunlarna ilgin bir eylermi gibi bakt, Rabin Pavlovi. Okamad, gzleri dolmad, a m a kalar da atlmad. Semaveri yakt, kuruzm, fndk ikram etti. D n y a d a olup biteni dinledi. " N u ! Olum," dedi, bir sre sonra, olaan bir ses tonuyla, "gryorum ki A m e r i k a l l n Yahudiliine baskn km." ayndan bir yudum iti, "Syle bana David," dedi, "Rza ah Pehlevi'yi hatrlyor musun?" C e v a p istemeyen bir soruydu, Profesr ban nne edi. "Rza ah Pehlevi ran'n bana getii z a m a n , biz eski vatanmzdaydk." Duralad, " N u ! " diye nledi yeniden, "Bir dos-

Coraline

26

27

tum vard, Ali Buharayi." smin bir eyler hatrlatmasn ister gibi bekledi, u m d u u tepkiyi ald, sonra srdrd, "Gryorum ki hatrlyorsun. M e m n u n oldum. Ali Buharayi bize ok yardm etti. Bolevik katliamndan sonra Trkiye zerinden Yeni D n y a ' y a gememizi o salad." Gelinine bakmadan, gelinine anlatt, "Ali Buhariyi Farsi'ydi," dedi, "Ttn taciriydi, ama nl bir limdi de. Rza ah'n zindanlarnda ld. Niin ld? nk Rza ah, Farsi topraklarna Tanr'nn kanunlar yerine kendi kanunlarn getirdi. Tanr'ya elik, ortaklk taslad. Reform ad altnda Mslmanlarn kutsal kitaplarnn yasaklad pek ok iler yapt. Kar kan ayetullahlar trl ikencelerle ldrd. kinci Dnya Sava'nda Almanya ile birlik oldu. Mttefikler, Suriye ve Irak' igal edince Hitler'e ticaret merkezi olarak hizmet verdi. Bunun zerine Rusya ve ngiltere birleip ran' igal ettiler. Rza Han'n yerine olunu geirdiler. Bu sizin tandnz ehinah Muhammed Rza Pehlevi'dir. Benim g z m h e p stnde oldu M u h a m m e d Rza'nn. Grdm ki o da Tanr'y vicdanlarndan karmak iin elinden geleni ardna koymad. Tanr'nn emirlerine ftursuzca kar geldi." Gelinindeki belli belirsiz kprdanmay sezinledi, "Tanr'nn ayetlerini Mslmanlara biz verdik," diye aklad, "slm'n kelime-i ehadeti olan 'lailahe illallah', branice'nin 'Allah'tan baka Allah kimdir' hkmnn A r a m c a tercmesinin 'lailahe illallah'nn aynsdr. Yakub'un babas shak, smail'in kardeidir. Beni srail namyla maruf Yahudiler, shak'a ve dolaysyla smail'e hesap verirler ve kezalk dolaysyla Yahudiler ve slmlar kardetirler. Tanr'nn emirlerine uyduklar, irk ve tuyan zerine kurulu sistemleri reddettikleri srece M s l m a n topraklar Yahudileri en iyi arlayan topraklar oldu. Nu! Tanr'nn kanunlarnn geerli olduu Mslman topraklarnda Yahudiler katliam grmedi. A m a ah, Farsileri Bat-

llatrmak yolunda o k ey yapt. ran' goyim bir Bat'nn karsna kendilerine benzeyen bir toplum olarak karabilirse, onlarla ilikilerinin daha iyi olacan, tahtn koruyabileceini dnd. O y s a Farsi ulemas, ' 0 ' gelinceye kadar her trl devlet ekil ve ynteminin kanunsuz olduunu biliyorlard." "sa Mesih! Bir mesih daha!" Diana aknln seslendirmemiti, a m a Rabin Pavlovi kalp kulayla duydu gelininin sesini, "Onlarn itihatlarna ve m e z h e p anlaylarna gre," diye aklad, "Mesih, kaybolan 12. imamdr. Mslman peygamberinin lmnden sonra imam dedikleri Tzadik'Iik hakknn Ali'ye ait olduuna, Mslmanlara onun hanedannn bakanlk etmesi gerektiine inanrlar. te, ehlibeyt hanedannn 12. imam M u h a m m e t Mehdi, o n u n c u yzyln balarnda domu ve kaybolmutur." Yorulmu gibi duralad, geriye yasland, Tevrat okuyormuasna sallanmaya, mrldanmaya balad,

Coraline

"Ve o peygamberlerin adn ve soyunu bildirdii Mehdi'dir. Tanr'nn kanununu ondan baka kimse ayakta tutamaz. O, istedii kadar, hatta dnyann mr b o y u n c a kayp kalabilir, ama yine de ondan baka bir Tzadik olmayacaktr." Sustu, bir sre daha sessiz salland, gzlerini at, gelinine dikti. Kadn nefesini tuttu. Neden sonra, "Tanrm!" diyerek iini ekti Rabin Levi, "Hayr. ran'da olup bitenleri izlememe goyim basn imkn vermiyor. Kalbimin gzyle okumaya, kula ile d u y m a y a alyorum. Biliyorum ki, Farsiler bizim yapamadmz bir eyi, Tanr'nn kanunu olduuna inandklar bir nizam, insan yaps yasalarn yerine k o y m a y a alyorlar. Fakat N u ! Humeyni'ye gvenmiyorum!" "Neden a m a ? " "Humeyni, Mslman Ben Gurion'udur! te bundan!" Birden fkelenmi, yandan beklenmeyen bir iddetle dorulmutu,

28

29

"Ben Gurion goyimi gibi, Humeyni de bekleyemedi Mehdi'yi!" Oluna dnd, "Hatrla!" diye grledi, "Evet, imam kayptr ve bir gn gelecektir! A m a o gelinceye kadar bizim elimiz kolumuz bal durmamz, slm d uygulamalara seyirci kalmamz m m k n m? Bu, slm' ve hkmlerini fiilen kaldrmamz demek deil mi? Niin aksini yapp slm' uygulamay dnmeyelim? 'mamn geliini beklerken tam bir sorumluluk yklenmez mi bize?' diyen Humeyni deil mi? Syle bana David, Mesih'siz srail'i Filistin belleyen goyim Siyonistlerin savunmas da bu deil miydi?" Gelinine dnd, "Humeyni, Tanr'nn sznn esas alnmad bir ran kurm a y a kalkt," dedi, "oysa Mehdi gelmeden kurulan bir ran, Tanr'nn sznn geerli olmad, Mslmanlarnn kitabnn merkez alnmad bir ran'dr. Laik bir ran'dr. Ben Gurion'un laik srail'i gibidir." Ban kederle nne edi. "Anlyorum," diye mrldand akn gelini. " N u ! " dedi Rabin Levi, gaipten haber verirmiesine kslan sesiyle, "Kavgalar byyecek, ok insan lecek! A m a belki de, Bat'nn bozduunu ran dzeltecek. Ykmlar Tanr'nn dzenine yol aacak. nk Diana," dedi, gelinini yepyeni bir isimle benimseyerek, "nsanolunun yeryzndeki varlnn anlam retim aralarna sahip olmak, retim ilikilerini gl olann dorultusunda dzenlemeye kalkmak, dnyevi nimetler uruna kan aktmak, eyaya ya da bilgiye satmak ya da satlmak deildir," oluna bakmadan hatrlatt, "nsan T a n r ' y a kulluk etmek iin yaratld. Kulluk grevini ihmal etmemek iin yaratld. Hayatta kalabilmek iin birtakm maddi artlara ihtiyac vardr, ancak ondan asl istenen, yaamn Tanr'nn rzas iin dzenlemektir. Nu! Diana! Servet na30

sl datlacak, retim nasl yaplacak, ne kadar tketilecek, kimler, neye, ne kadar ve kime vekleten sahip olacaklar? Btn bunlar, insanoluna braklmayacak kadar hayati sorunlardr. Bunun byle olduu da, goyimlerin insanoluna ilikin hibir sorunu z e m e m i olmalarnn tasdikindedir. nsanoluna brakldnda, tereya yerine elik, ila yerine silah verilir ocuklara. Nu, Diana! nsan, insann eline teslim edilemeyecek kadar kymetlidir. ran'n y a p m a y a alt, Tanr rzasna gre yaamak, dorular baka insanlara, lkelere anlatmaya almak, bunu hissediyorum. Nu! ran'n sava kanunun kfre kar savadr. nsan T a n n ' y a ortak koan muazzamlara kar savadr. Kaderciliin reddidir." "Humeyni'ye gvenmediinizi sanmtm, yanl m anladm?" "Humeyni varsa, dostum eriatmedari de var," diye araya girdi Rabin. David, hayretle babasnn yzne bakt, dostu? Rabin Pavlovi, Amerika'nn oluna neleri kaybettirdiini zntyle grd, "Dostum," dedi, elini kalbine gtrd, Profesr o zaman anlad kalp yoluyla tantklarn. "Fakat, baba," dedi Diana, ilk kez kaynpederine, kocas kalarn "yapma" anlamnda kaldrd; Rabin yadrgamad, "...Mslmanlar srail'e dman..." dedi ve d a h a szler azndayken kavrad, "Ama bugnn srail'i, Yahova'nn Filistin'i deil, yle mi?" Rabin c e v a p vermedi, a m a gzlerinde belli belirsiz bir prlt vard. "Yahudi goyimi! Kanunsuz bir devletin, kanunsuz devletlere kar, kanunsuz sava! Ve siz tabii ki taraf Olmayacaksnz, deil mi?" Otuz yl n c e valiahtna sylediklerini bu kez de gelinine tekrarlad Rabin,
31

Coraline

"brahim'in, Yakub'un topra... Eretz Yisroel, Mesih gelmeden kurulamaz. Kutsal Topraklar ancak M e s i h tarafndan kutsanabilir. Ben Gurion'un srail'i kutsal deildir. Uruna dklen kanlarn hibir ilahi gerekesi olamaz." " y l e grnyor," dedi, Ellen Catherine, "neden srail'e g etmediinizi anlyorum." "Ben halkm Rusya'dan Amerika'ya getirdim," diye srdrd Rabin ve Profesr Pavlovi babasnn gnlndeki yerini goyim karsna kaptrdn hissetti; beklemedii bir burukluk sard gnln, " N u ! Diana, Amerika'ya getirdiim gibi srail'e de gtrebilirdim. Y a p m a d m . Niin? nk gerek goyim topranda yaamak, Y a h u d i goyiminin arasnda yaamaktan evladr. 'Aldatclar sizi Tanr ile aldatmasn,' der Kitap. Ben Gurion, Yahova'nn adn anarak aldatyor, saptryor, dnyevi nimetlere uak ediyor Yahudileri. srailoullarna vaat edilen topra, Hristiyanlara teslim etti. Nasl m etti? Onlarn yntemlerini yerletirerek etti. Nu! srail, Y a h u d i deil artk! Z u l m defetmek isteyenler, zalimlerin yollarn benimsediler. Ben halkm burada, Birleik Devletler'de, bu aldatmacalardan uzak tutmaya altm. Nu! Diana, Mesih'in ereflendirmedii srail'e asla gitmeyeceim." " Y a ran? ran'a gider miydiniz?' David Pavlovi nefesini tuttu. "Hayr," dedi Rabin Levi, soruyu hi de s a m a bulmadn belirten bir ifadeyle, David, tarihinden ne denli kopmu olduunu bir kez d a h a fark etti. "Hayr, a m a Tanr'nn yollarn kim bilebilir?" "Yani, 'k' M s l m a n Dou'dan gelebilir mi? yle bir ihtimal var m?" Bu kez aka glmsedi Rabin Levi, "Batl gz, kk kvlcmlar gremez," dedi. Ban hafife pencereden y a n a evirdi, Catherine'e geceyi gndz yapan Brooklyn Kprs'n gsterdi. 32

" B u n c a neonun, b u n c a n arasnda, kck bir kvlcm kim grebilir? Nu, Diana, senin J o h n Winthrop ite bunda yanld." J o h n Winthrop'u tanyor olmasna armad, "Diana" adn kabullendii gibi kabullendi Ellen Catherine, "Ik, sigara ateinin lamba yerine getii karanlklardan gelecektir," diye fsldad, "bizim teknokrasimizi eninde sonunda fethedecek olan Orient, Bat'nn bugnk barbarl ile yapt gibi teknolojinin adna tapnaklar ina edip nnde eilmek yerine, sokaklar ve evleri aydnlatmak iin kullanacak elektrii. Dou'dan gelecek insanlar yaamn gizlerini ve insan ruhunu, n e o n tplerinin aydnl ile bomayacaklar. Teknolojik medeniyetin makinelerini kendi ruhlarnn ve dehalarnn gc ile dizginleyecekler ve denetim altna alacaklar, tpk orkestrasn igdsel bir mzik anlayla yneten orkestra efi gibi ynetecekler teknolojiyi." "Gheorghiu'yu beenirim," dedi Rabin Levi, olunu bir kez

Coraline

daha altst ederek. "Nu, Diana, o R o m e n pek o k eyi anlyor," gzlerini esefle krptrd, "ama sylemiyor," dedi. "Dou'dan gelecek insanlarn ruhlar ve dehalar dedii eyin Kinatn Sahibi'nin Kanunu'nu uygulamaktan te bir ey olmadn sylemiyor. nsana atfettii zelliklerin T a n n ' n n yansmalar olduunu sylemiyor. Gheorghiu aaca bakmaktan orman kaybetmi Diana. Dnyada olan biten her eyi teknolojik emperyalizmin gdmnde grmek yanltr, kaderciliktir. Bu dnce, Y a h o v a ' n n vaadine inanmamak demektir. Kfrdr." "'25. Saat,' diyor," dedi, Diana, "insanolunun kurtuluunun mmkn olmad saat, M e s i h iin bile ok ge olan bir saat. Son saat deil, son saatten bir sonraki saat. Bat medeniyetinin bu dakika iinde olduu saat. imdi." "Gheorghiu bir goyim, Diana. Btn syledikleri goyikayt! Orwell gibi. 25. Saat diye bir ey yok. M e s i h iin saat yok. Gheorgihiu iin bile ok ge deil!" 33

Konumann sonu gelmi gibi ayaa kalkt, kapya doru iki adm att, dnd, "Evet, Diana," dedi, "onaylyorum." Torunlarn duygularn belirten hibir iaret vermeksizin szd, "Orient'e gitmenin bir yolunu bulmalsn. ocuklarn baka ans olmayabilir. David'e yaplan o teklif zerinde dnme-, lisiniz." "Hangi teklif?" Ellen Catherine, hayretle kocasna dnd! "Sana syleyecek zamanm olmad," diye kekeledi Profesr Pavlovi. Babasndan hibir eyi gizleyemeyecei bilgisiyle ocukluundaki gibi sarslmt, " C o r d Vakf, stanbul Sosyal Bilimler niversitesi iin konuk profesr istiyor. Dekan sebt iznimi* kullanabileceimi syledi." "Sultan kinci Beyazd'n memleketi," diye mrldand Rabin Pavlovi. "Sefaradlara da snak oldu, Ekenazlara da." ** Bir kocasna, bir kaynpederine bakt Diana Pavlovi. Yal adam, omuzlar ar bir bor yknn altnda eziliyormuasna dk, yavaa dar kt.

Coraline
VI
Diana Pavlovi, G n a y Rodoplu ve benim Ziya Bar sohbetlerimizi hatrlarsnz. O yorucu gece, Diana bize stanbul'a gelme kararlarnn en "kt tahminlerinin de tesinde" tartmalara neden olduunu anlatmt. Anlalan, annesi, Mrs. Aus-

*)"Sebt izni", Amerikan niversitelerinde retim yelerine belirli aralklarla dinlenmek, kendilerini gelitirmek amacyla tannan bir yl sreli cretli izin hakkdr. Sebt ya da abat gn geleneinden kaynaklanr, (y.n.) **) 1492'de Kral Ferdinand ve Kralie zabel'in nl "Kova Ferman" ile spanya'dan srlen Yahudileri, kinci Beyazt kabul etmi, hatta kadrgalar gndererek aldrmt. "Sefarad", branice'de "spanya" demektir. Trk Yahudilerine bu nedenle spanyollar anlamna gelen "Sefaradlar" denir. "Ladino" diye bilinen eski bir spanyolca konuurlar. "Ekenaz"lar, Kta Avrupas Yahudileridir. Onlarn "Yiddi" denilen Almanca kkenli bir dilleri vardr. Rabin Pavlovi, kinci Dnya Harbi'nde, Almanya'dan kap Trkiye'ye snanlardan bahsediyor, (y.n.)

tin-Auchincloss, aziz eini gen yata kaybetmi olmann dnda, "hayatndaki en byk d krkl" olarak nitelendirdii kzn, "o korkun zenci M a l c o l m X ' i n nmayilerine katlan, o saygn evi beyaz sprntlerle (hippiler!) dolduran, Y a h u d i gettosunu Boston'un gbeine tayan" kzn, e p e y c e bir sredir onulmaz bir yitirmilik duygusuyla anyordu. Gnay, "Yirmi drt saatte bir yeni bir entelektel, sanatsal, sosyal ya da teknolojik akm gelitiren Birleik Devletler'de,

34

35

kuaklar aras elikinin anlalmaz bir yan olmadn"n sylerdi. A n c a k yal kadnn, "Catherine s a d e c e bana deil, Amerika'y Amerika yapan btn deerlere ters," diye szlandna baklrsa, Diana'nn ailesinde durum d a h a da vahimdi. Bununla beraber, Mrs. Auchincloss'un kznn onulmaz yabanclamasna ilikin olarak Mrebbiye White'a sunduu kant, kendi adma gln bile bulmadm: "Yani dnebiliyor musunuz Mrs. White! Bacaklarn bile tra etmiyor!" Diana, annesinin geen Noel'de kendisine hediye ettii Schick marka, sevimli, sessiz, eker pembesi elektrikli tra makinesini (sfatlar onun!) kullanmad iin fkelendiini anlattnda adamakll skldm hatrlyorum. A n c a k itiraf etmeliyim ki yal kadnn fkesini kabartann, estetik kaygdan te bir ey olmu olmasn ilgin buldum. Meer Mrs. Auchincloss, Diana'nn bacaklarnn yakksz durumunu (ne deyim!) "getto kakn" dedii Yahudi kocasnn kz zerindeki etkisine verir, en ok da buna sinirlenirmi, "Biliyor musunuz, o adam ne dedi bana? 'Ama neden Mrs. Auchincloss,' dedi, -anne demiyor! Ben de izin vermem, zaten!'bence insan kl doal, scak ve gerekten de ok gzel!'" Mrebbiye White, ban esefle sallam, ne diyeceini bilemiyormu gibi susmutu, "Hi olmazsa torunlarm kurtarabilseydim! Dnn bir kere, ona 'Katyuka' diyorlar! Bana syler misin, neden Mary, Suzan gibi gzel Hristiyan isimleri deil de, 'Katyuka'?" "Anladm kadaryla Rus ismiymi, M a d a m . " " P e h ! Biliyorum, tabii! O, o Yahudi gmenin bann altndan kyor btn bunlar! A m a Tanr'ya kr. O n a deil, sevgili mteveffa kocama ekti torunlarm!" Bu noktada gzleri dalyor, burnunu ekiyordu. " o k yakkl bir adamd Binba, yle deil mi Mrs. White? nsanlar, ' J o h n Wayne'in tpkbasm' derlerdi!" Mrs. White, her seferinde onaylyordu.

" y l e derlerdi efendim." "Mteveffa eim torunlarnn saygn zel okullarda okumalarn isterdi. Onlara syledim. Masraflarn karlamay bile teklif ettim! Bir bykanne d a h a fazla ne yapabilir? Ama, hayr! Herhangi bir o c u k gibi 201 numaral halk okuluna gidiyor torunum! imdi de Orient'e gtreceklermi! Muhammedilerin arasna!" Bu, emektarn henz bilmedii bir gelimeydi, yrei yerinden oynad, a m a yine de terbiyeli bir lkla karlad, " O h , hayr! Olamaz! Buna msaade edemezsiniz M a d a m ! " Mrs. White'in tepkisi, Diana'nn annesinin kararn dorulam, yerinde duramyormu gibi kalkm, salonun iinde birka kez gitmi gelmiti kadn. "Evet, gtreceklermi!" diye yineledi, "Ama, n c e benim cesedimi inemeleri gerekecek!" Meseleyi h e m e n o gn orada halletmeye karar verdi. "Ltfen, Mrs. White, Peter'a syleyin otomobili hazrlasn. Winthrop maliknesine gidiyorum. imdi!" Bir saat sonra en gzel yllarn geirdii, a m a imdi "utanlacak halde" dedii Winthrop maliknesinin devasa sahanlndayd. Diana'nn anlatt olay oradaymm gibi gryorum: Mrs. Austin-Auchincloss, topuklarn vurarak yryor, sahanln ortasna geliyor, ikinci kata trmanan kavisli merdivenin (baknz, Amerikan filmleri!) banda duruyor ve yukar sesleniyor, "Miss Ellen Catherine Austin-Auchincloss! Bir dakika iinde aada ol! Seninle konuacaklarm var!" O t u r m a salonuna yneliyor, tozlu kapy eldivenini kirletmekten korkar gibi parmann ucuyla itiyor, giriyor. Kocaman bir Ankara kedisinin - "Her tarafa ty dktnden eminim!"- istemeye istemeye indii kanepeye iliiyor. Evin bakmszlna d u y d u u fke kulaklarn uuldatyor. Diana'nn "Merhaba, anne"sini duymazdan geliyor, patlyor. "O Muhammedilerin arasna girmeyi dndne gre deli olmalsn!"

Coraline

36

37

Diana, kendisini en yakn koltua atyor. "Anne, tekrar balama ne olur!" diye inliyor. "Otur!" diye emrediyor, Mrs. A u c h i n c l o s s , "Otur ve dinle!" Diana, annesinin yannda getirdii byk evrak antasn o zaman gryor. Nedir diye bakarken, yal kadn antasna saldryor, bir sre kilitin sresiyle urayor, amay nihayet baaryor, fotokopilerden olumu gibi duran kaln bir dosya karyor, "Buna bak!" diyor, dosyay kznn yzne doru sallayarak, "Bak, Gustave Flaubert ne yazyor!" Diana, arm kalmtr, "Gustave Flaubert! sa Mesih! Anne, sen Flaubert okumazsn ki! Bana da yasaklamtn, hatrlamyor musun?" "Evet, evet! A m a bu yazdklar baka! Dinle!" Altn bir zincirle boynuna ast kelebek gzlklerini burnunun u c u n a yerletiriyor, okumaya hazrlanyor. Diana baryor, "Anne, ltfen! G p e g n d z de olmaz ki!" Mrs. Auchincloss, tnmyor, iaretledii sayfay ayor, balyor, "Mohammed Ali'nin rs bir gn kalabal bir kadn yakalad. net iinde piposunu -Mohammed Ali, elendirmek Bir dkknn iiyordu." Msr Sultan'yd-soytapazaryerinde onunla sktrarak iin Kahire'de, kenarna

lard. Btn Mslman kadnlar bu dilencinin yanna gider ve zerine ierlerdi. Sonunda adam, kadnlarn idrarndan bitkin dt ve ld." Diana'nn sabrszlandn fark ediyor, okumay hzlandryor. "Kahire'de rlplak dolaan bir molla vard. Sabahtan akama kadar hareket halindeki cinsel organ akta, gezer dolar, edepsizlik ederdi. Bir takke kafasna, bir takke de cinsel organnn zerine geirir, yle dolanrd. eyecei zaman, takkeyi kaldrrd." "Aferin ona!" diyor Diana, oturduu yerden. Annesi yine d u y m a z d a n geliyor, rn "Bu esnada ocuu olmayan kadnlar yanna yaklar, avularna doldurur, ellerini, yzlerini ykard." idra-

Yal kadn yine duralyor, Diana tavanlar seyretmeyi srdrmektedir,

Coraline

"Eeee? Buna ne diyorsun kk hanm?" Patlama sras Diana'dadr, " N e diyeyim istiyorsun, anne?" M r s . Austin-Auchincloss'un nefesi skyor, "sa Mesih! Byle bir kepazelik, bir rezalet, bir, bir, bir..." Lfn sonunu getiremiyor, boulacakm gibi ksrmeye balyor. Diana, bu defa da acyor, "Bak, anne," diyor ak v e r m e m e y e alan bir ses tonu ile, "tek bir kelimesine bile inanmyorum!" ("Oysa," demiti, 0 akam bize, "beni etkilemeyi pekl da becermiti!") " N e demek 'inanmyorum'? nanmyorum da ne demek?" Mrs. Auchincloss, artk ngr ngrdr. "te kitap, 1973 basm! Burada, B o s t o n ' d a baslm! Ad, 'Mektuplar'!" Diana bakyor, sahici bir kitap, lf saptryor, "Sen nereden buldun? y l e pek gezmezsin de..." " M r s . White getirdi." 39

herkesin iinde cinsel ilikide bulundu.

0 srada dkknc sk-

Duraklyor, gzlnn zerinden tavart seyreden Diana'y szyor. "Duyuyor musun?.. bir zamanlar gen bir adam r bir maymunun halk bylece gldrrd."' Delinin biriydi. Buna karn 'Kahire'den Kubra'ya giden yol zerinde vard. Herkesin gz nnde cinsel ilikide iriyaonunla bulunur,

altna yatar,

Tekrar duraklyor, yine kzn szyor. "Son gnlerde bir dilenci ld. halk onun kutsal olduuna inanrd. 38 Onu Tanr'ya yakn sayar-

"Bana okuyasn diye?.." Mrs. Auchinloss, muzafferane bir tavrla arkasna yaslanyor, "Herhalde!" Diana, iini ekiyor. " O . K . ! Okudun ite." Olaan bir tavrla ayaa kalkyor, " V e ben sana teekkr ederim. Bir fincan kahveye ne dersin?" "Hayr, tabii ki! Cildime dikkat ederim!" "Ben alacam," diyerek uzaklamaya alyor Diana, a m a M r s . Auchincloss o d a d a n kmasna izin vermiyor, "Miss Auchincloss, derhal geri dn ve otur! Seninle henz iim bitmedi!" "Nedir, anne?" "Senin o Quaker Komitesi yeliine de derhal son vermeni istiyorum! Bir Austin-Auchincloss o, o, Homeyni canavarna yardm edemez! lkeni hi dnmez misin sen?" "Mr. Humeyni bir canavar deil anne," diye yantlyor Diana, sabrla. "Tabii ki, o bir canavar! D a h a dn New York Post yazd. Mr. Carpozi..." Diana, Mr. Carpozi'yi kmsemeye karar veriyor (oysa hi de yle kmsenecek birisi deil, Trkiye'deki karl rnein, Emin laan olmal). " M r . Carpozi de kim?" "O nl gazeteci! 'Ayatollah'n Mein Kampf' isimli kitabn yazar!" Diana kulaklarna inanamamaktadr, "Hadi, anne! Humeyni'nin 'Mein K a m p f isimli bir kitabnn olamayacan sen de biliyorsun!" (Diana, annesiyle arasnda g e e n bu diyalogu zetlerken, Gnay'n glmeye baladn hatrlyorum. Amerikallarn yok etmeye karar verdikleri her lidere, ilk i olarak "Hitlerlik" sfatn yaktrdklarn sylemiti. Nitekim, ok sonralar, S a d d a m ' a da ayn unvan taktlar.)

"Nasl olmaz! M a n o r Yaynevi'nden kt! smi. 'Ayatollah Homeyni'nin Mein Kampf'!" diye rpnyor kadn. "Ve sende bir n s h a var, yle mi?" Hayr, yoktur, nk M r s . Austin-Auchincloss, eseri kitapda grmtr, a m a "yle bir sprntye" para vermek istemedii iin satn almamtr, "Ben, Alman Hitler'in kitabn da almamtm. Bilirsin, Hitler'den nefret ederim!" "sa Mesih, anne! Ne ilgisi var imdi?" "O lgn A r a p da tpk Hitler gibi! Bir deli! Bir zorba! Nefret dolu bir insan!" Bu noktada artk Diana da lk lktr, "Anne, Mr. Humeyni A r a p bile deil! O bir ranl!" Mrs. A u c h i n c l o s s , gzn olsun krpmaz. "ranl, Arap, Trk!" der, tkrr gibi, " M u h a m m e d i ite! Oriental!"

Coraline

Diana, "Hibir yolu yoktu," diyordu rak kadehinin iine, "annem olacak bu kadna bir ey anlatmann hibir yolu yoktu!" Konuyu deitirmeye alm, bu defa da, Trkiye'de olacaklar srete evi kiralamak isteyen be ocuklu zenci Profesr Tillich'ten dolay kavga etmilerdi. Mrs. Auchincloss, baba evini bir zenciye kiralamaktansa lmeyi yeliyordu, nitekim titreme nbetine tutulduuna baklrsa, lm yakn gibiydi. Diana yine acd, "Hadi anne, hadi! Mrs. Tillich'in benden d a h a kt bir ev kadn olmas mmkn deil! O da Sarah Hala gibi!" Sarah Hala dedii, bahvanlarnn karsyd. Gerekten de, Diana'nn "ev kibiri" dedii temizlik patolojisi kurbanyd. Diana, Mrs. Tillich'in nicedir bakmsz kalan evi nasl toparlayacan anlatt. Mrs. A u c h i n c l o s s sakinleti, ancak h e m e n ardndan sknetinin bedelini talep etti, "Bak Catherine, geli nedenim Ktyuka!" diye aklad, "Dndm, dnyorum ki, onu bu yl burada benimle brakabilirsin!"

40

41

Diana, bu konuyu daha n c e de konutuklarn hatrlatyor, "David'le ben, Katyuka'nn farkl deneyimleri olsun istiyoruz," diye tekrarlyor, "bu bir yln farkl deneyimler gelitirmesine yardmc olacana inanyoruz." "Catherine! Raporlar var! Bak, burada!" Yal kadn evrak antasna bir kez d a h a saldryor ve yaylm atei balyor, "Trkiye'de her be o c u k t a n birisinin tberkloz olduunu biliyor musun? Czzamn ok yaygn olduunu biliyor musun? Tanr akna, czzaml kylerin etrafna Batllar grmesin diye duvar ekiyorlar! Her yl, Trkiye'de grev yapan Amerikan askeri personelinin yars hastalandklar iin geri gnderiliyorlar! Ailelerinin yzde doksan ikisi ilk yl iinde yumurtalk iltihabna yakalanyorlar! Dizanteri ve sarlk olanlar bu rakamn dnda! Yani, Catherine! Y e m e k iin uygun et bile bulamayacaksn! Etler tenyal! Trk ocuklarnn yzde doksannda barsak kurdu var! Onlar pislie alk! A m a ya Katyuka? Ya bebek? Bu seni korkutmuyor mu? Sizin PX ayrcalklarnz da olmayacak! stelik hai sorunu da var! Trk kadnlarnn ocuklarn uyutmak iin onlara afyonlu su iirdiklerini biliyor muydun? Yemeklerinde bile hai kullanyorlar! Sen nasl byle bir..." Yal kadn bitirmek bilmiyor. Sonunda, Diana pes ediyor, "Anne, gerekten harikasn sen! Nereden buldun bunlar?" "Yani! Seni ikna etmenin baka bir yolu olmadn dndm! te, kendin gr: D n y a Salk Tekilat raporlar, Birleik Devletler Kara Kuvvetleri'nin tabiyeleri, Af rgt'nn yaynlar... ite!" K s a bir sessizlik oluyor, "Peki, ne diyorsun?" diye steliyor, Mrs. Auchincloss. " N e dememi istiyorsun?" "Gitmiyoruz demeni istiyorum!" "mknsz istiyorsun!" "Niin ama?"

Yine kendinden g e m i gibi barmaya balyor yal kadn. Yine frlayan boyun damarlar, yine rken Diana, "Anne! Lfen kendine gel! Hastalanacaksn!" "Miss Austin-Auchincloss! K o n u y u deitirme! C e v a p ver bana, niin? Niin imknsz istiyorum?" Kahveden oktan vazgeen Diana, annesinin karsna yerleiyor, gzlerinin iine bakyor. "Anne, bak" diyor, ne denli iten olduunu yansttn umduu bir tavrla. "Anne, bak, Katyuka'nn bir seenei olsun istiyorum. Birleik Devletler dnda bir seenei. Her koula uyum salayabilecek ekilde bysn istiyorum. Anlyor musun beni?" Mrs. Austin-Auchincloss'a gre, Birleik Devletler dndaki dnya btnyle ilkeldir. Gzleri hayretle alyor, "Ama Catherine! Katyuka niin ilkellie uyum salasn ki?" Diana, bu noktada duralad, Boaz Kprs'ne, Ziya Bar'n kalabalna grmeden bakt, "Dorusunu isterseniz, bu sorunun kolay bir cevab yoktu," diye sylendi. Derin bir nefes alm, "Bak anne, yle inanyorum ki, dnyann gidiat Katyuka ve kk David'i hayatlarnn bir noktasnda ilkel y a a m koullarna zorlayacak," diye srdrmt, "ocuklar, ayakta kalabilmek iin amansz bir sava vermek zorunda kalacaklar. A m a bu savaa hazr deiller. Tersine, Birleik Devletler'in dzeni onlar bu sava asla kazanamayacaklar biimde ekillendiriyor. nk dzenin kendisi e'um bir komplonun eseri. Komplonun varln hissediyorum , a m a nerede, ne zaman baladn, ne kadar sreceini kestiremiyorum. Btn bildiim, ittifakn giderek gleniyor, her gn biraz d a h a geniliyor olduu. Sanki bir hortuma yakalandk ve bu hortum etimizi kemiimizden syracak, iskeletimizi unufak edecek. Bunu seziyorum. Farelerin gemiyi terk etme zamannn geldiini sezdikleri gibi seziyorum. A n c a k bizim yzebileceimiz bir kymz da yok. A m a belki ocuklarn bir

Coraline

42

43

ans olabilir diye dnyorum! Baka y a a m biimlerine, baka seeceklere hazr ve d a h a nemlisi ak olurlarsa bir anslar olabilir diye umuyorum. Onlara zgr olmak ans tanmak zorunda olduumuzu hissediyorum. Ve bunu gecikmeden, imdi yapmalyz. nk, akas, Amerikan medeniyetinin bu komplo karsnda d a h a uzun yllar direnebileceinden emin deilim!" M r s . Auchincloss'un ilk tepkisi, "Offf! Ne kadar marazi bir ocuksun, Ellen Catherine!" oldu. Evet, "Kzllar" tehlikesini teslim ediyordu ama, Amerika'nn g c n e duyduu gven lmcl bir tehditle kar karya olduklarn kabullenmesine engeldi. O y s a Diana, szn ettii tehlikenin "Kzllar" olmadn syledi. Hayr, nkleer savatan da bahsetmiyordu! Diana'nn sezinledii komplo, "bizim mekanik klelerimiz" diye adlandrd yksek teknoloji rnleri ile Amerikan toplumunu rgtleyen, yneten bilim adamlar ve mhendislerin " m e ' u m " ibirliiydi. "Teknoloji ana uyum salayacak ekilde eitiliyor, rgtleniyor, ynetiliyor olmamz, bizim mekanik klelerimizin zaferidir," diyordu Diana. "Mekanik klelerimiz egemenliklerini srdrebilmek iin bizim boyunduruumuz altna giriyorlar. Bu eytani yolla, biz onlar kle sanrken, aslnda, onlar bizi esir alm durumdalar! Teknokrasi ylesine iyi rgtlendi ki, teker teker hepimizin beynini ykyor. Amerikal, artk teknolojiyi kendisine kle etmeyen zgr insandan nefret ediyor. Evinde bilgisayar olmayan aalyor, ihtiya duymayana aylak diyor. Bir zamann toprak sahibi Gneyliler gibi. nsann deerini, sahip olduu kle, bu durumda, mekanik kle saysna gre saptyoruz. Amerika Birleik Devletleri klelerin srtnda ykseliyor! Putperest R o m a gibi! Eski Yunan gibi! Kinatn merkezini mekanik kleler ele geirdiler! Ve kle sahipleri, kleleri olmadan yaayamyorlar! Hayatta kalmann tek koulu mekanik klelere u y u m salamak! Bylesi bir bamll dehet verici bulmuyor musun? Klesi olmasa san taraya-

mayacak bir Scarlet O'Hara figrn ackl bulmaz msn? Bu bamll aalk bulmuyor musun? Ayn konuma geri dnm olmamz dehet verici deil m i ? " Bu noktada, M r s . A u c h i n c l o s s , kzn, Diana'nn o gne kadar annesinin azndan hi duymad bir kfrle dllendirdi (yklem, Diana'nn!). "Bull shit! B a n a bu kadar iyi hizmet veren bir makineye neden kle olmayaym?" "Tekrar dn, sahibini kendi olmadan kprdamayacak hale getiren bir kle, kle olmaktan kmaz m? nsan en kolay mlkiyet yoluyla esir olmaz m? Paray dn, ne kadar o k birikirse, v a z g e m e s i o kadar zor olmaz m? Sen paray deil, para seni kullanmaya balamaz m?" " N e var bunda? Servet gnah deil ki?" "1929'u hatrla! ntihar edenler milyonerlerdi, yoksullar deil! Anlamyor m u s u n anne, teknokrasi ruhu idi eder! Ruhumuzun ldnn farknda deil misin? Amerika'nn ldnn farknda deil misin?" "Delisin sen! Miss Austin-Auchincloss, dpedz samalyorsun! yi Hristiyanlarn ruhu hibir zaman lmez! Bir Priten, Kutsal R u h ' u n lmszln her an iinde duyar!" Ne garip bir muhabbetti! Ne garip bir ana-kz konumas! Gelimiliklerine mi, yoksa uukluklarna m v e r m e m gerektiini kestirememitim. Bylesi meseleleri dert edinmeleri tuzlarnn kuru olduundan, d a h a da akas rahat battndan myd? Yoksa, bunlar sahici meselelerdi de biz mi farkna varamyorduk? Hatrlarsanz, o yllar, yzlerce Amerikan ailesinin benzer gerekelerle Alaska'nn ku u m a z kervan gemez yrelerine gtkleri, elektriin, hatta suyun olmad sszda Robinson C r u s o e hayat srdrmeye altklar yllard. Onlarca metre karn altnda, i et yemekten buzlu s u d a ykanmaya varncaya dek, her trl ilkel artlar altnda yaamay reniyorlard. Diana'nn annesine (ve dolaysyla, bize!) dillendirdii kayglaryla biraz da bu gelimeleri anlamak ihtiya45

Coraline

44

cyla ilgilendiimi itiraf etmeliyim! Ne var ki, Pavlovilerin Trkiye servenleri, kayglarnn telmihi dorultusunda ancak ksmen ekillendi. Bununla beraber, d a h a sonra olacaklar yorumlayabilmek iin Diana'nn dnya grn onun anlatmna mmkn olduunca sadk kalarak aktarmaya alacam. Diana, bu konular annesiyle "ilk ve son defa" konumaya niyetlendiinden, etkilenmemeye gayret ediyor, eteindeki talarn tmn dkp kurtulmak istiyordu, "Sen zgrlk partisinden deil misin? Anne, teknokratlarla ibirlii yapan szde klelerimizin bizi biimlendirdiini, eittiini, belirli kalplara dktn grmyor musun? Bizi rekabete zorladklarn, kendileri kadar dakik, hzl, becerikli ve usta olmamz talep ettiklerinin farknda deil misin? Bu kinatn merkezi biz insanlar deil miydik, anne? Hatrlasana, Kutsal Kitap ne der? Kle sahipleri olarak bizim birbirimizle olan ilikimizi de onlarn, mekanik klelerimizin belirledii doru deil mi? Tpk bir makinenin paralar gibi, hesapl bir ahenk iinde olmamz dayatlmyor mu? Seninle, anne-kz ilikilerimiz bile hesapl deil mi? Bana olan sevgini, ancak paras olduumuz mekanizmann ileyiini engellemediim srece idame ettirebildiin doru deil mi? En ufak bir uyumsuzluk gsterdiimde beni skartaya kardn doru deil mi? Beni hibir zaman ben olduum iin sevemediin doru deil mi?" David Pavlovi'le evliliinin, Byk Makine'nin dilileri arasna sokulan bir o m a k gibi grld iin dlandn anlatmaya alyordu. M r s . Austin-Auchincloss'un Boston ehir Kulb'nde ya da Amerikan Devriminin Kz Evltlar Dernei'nde kendisine "onur vermeyen" bir kz evlad, asla iselletiremediini anlatmaya alyordu. "Yani Tanr akna, anne! Benden yle vazgetin ki, tavan arasna bile kaldrmyor, dorudan p e atyorsun! A m a unu da bilmeni istiyorum. p e attn ben'im yerime, Katyuka'y ikna etmene izin vermeyeceim! nan bana, maliyeti ne olursa olsun bunu yapmayacam! Makinelerin skt etmesi pahas-

na y a p m a y a c a m ! Trkiye iyi bir ans. Bu ans ailemin kurtuluu iin kullanacam!" Bylesi bir ithamn herhangi bir anneyi perian edeceini dnrdm, a m a anlalan yle olmam, M r s . Auchincloss kadim dorular tekrarlamakla yetinmiti, " S a m a ! Tanr'nn sevgisi bile koulsuz deildir. Kendine deni yerine getirmeli, grevini yapmalsn." " K a d i m dorularn" neler olduuna girmeden nce yine bir parantez ap, Mrs. A u c h i n c l o s s ' u n bu cmlesine okurun dikkatini ekmeliyim. nk bu cmle, Diana'nn rahmetli Gnay'a tutkuyla balanm olmasnn nedenini aklayan bir cmledir. Hatrlayacanz gibi, Rodoplu, lgen'i Zeus'la, Mslman Allah'n Priten Tanr'syla karlatrm, "koullu sevgi"nin nass deil, kltrel dayatma olduunu aklayvermiti. O anda bu aklamann Diana'y neden o kadar sarstn anlamamtk. Meer, Rodoplu'nun dnsel dzlemde getirdii aklamay, Nesibe pratikte dorulamaktaym, Diana'nn, bu

Coraline

iki Trk kadnna boyutlarnn tarifi imknsz bir akla balanmasnn srrnn bu sarsc kefinde yatyor olduunu ok sonra anladm. Biz yine hikyemize dnelim. M r s . Auchincloss, kznn kayglarn imann yitirmesine balad. Kilise'ye dnmesini istedi. "Ama, artk benim iin o k geti! Anlyor m u s u n u z ? " d e d i , Diana bize. Dudaklar bklmt, gzyalar rak bardann iine dt decekmi gibiydi, ' " o k ge, anne,' dedim," dedi, '"Senin iin bile o k ge! nk artk ne sen Mayfair gvertesinde Yeni Kuds'e doru yol alan bir Priten'sin ne Papaz C o t t o n gnde altm soruyla kendisini denetleyen bir evliya. Patiska elbiselerinin yerini kamir kazaklarn ald. Yeni Kuds'te artk kokain satclar, kadn tccarlar dolayor. Harvard'da gnde ne kadar marijuana tketildiini bilmek ister misin? Ne dersin, J o h n A m c a mezarnda d n m e m i midir? Anlamyor musun, Tanr'nn elinden Kyamet G n ' n bile aldk. Bu gidile Yeni srailoullan'nn

46

47

Mesih'i, geri d n m e y e karar verdii zaman ayan b a s a c a k toprak paras bulamayacak!'" "Bu o k acmasz olmu, yle deil mi?" B u n u soran, Rodoplu'ydu. "Belki!" dedi Diana, hafife omuzlarn silkerek, " A m a kendimi kontrol etmek ihtiyacn duymadm, 'Bu d n y a d a olup biten her eyin Tanr'nn istei dorultusunda gerekletiini biliyoruz,' dedim. 'Bu dnya, insan idrakinin alamayaca kadar byk bir semavi dzenin parasdr. Kimbilir, belki de Tanr, biz Amerikallar Kyamet G n ' n gerekletirelim diye yaratt!'" Bu da yetmemi, "Teknokrasi, yani Amerika, kendisini yok etmeden insan ycelmeyecek. Amerika yok olunca, k Orient'ten gelecek. Orient'ten, anne, Asya'dan. Ve ben, Katyuka bu mucizeye tank olsun istiyorum!" diye stne stne gitmiti. Rodoplu, Diana'ya, yal kadna bunu niye yaptn sordu. Amerikal kadnn cevab, "Niye y a p m a s a y d m ? " oldu. "Annenizi sever misiniz?" Diana, bu soruya c e v a p vermedi. "Ik Orient'ten gelecek, dediim zaman nasl sradn grmeliydiniz! apkasndaki iekler iddetle titremeye balad. 0 zaman fazla ileri gittiimi dnmeye baladm." A n c a k anlalan, yine bir hata yapm, yal kadna bir gemiye binip dnya seyahatine kmasn nermiti. Binecei geminin bir Amerikan gemisi olmas halinde gvencede olacan aklamasna ramen, akl hl entarili Homeynilerde olan Mrs. Auchincloss, hakarete uram gibi kalknm, " O , o, o," diye kekelemiti, "o seks dkn barbarlarn arasnda benim ne iim var?" "Eski dnyay iyanlarn v e b a sat bir dehliz gibi grr," diye aklad Diana, " o n a gre, Orient bir yana, Londra khne, Paris o terbiyesiz Franszlarla doludur. Yine de, bir Amerikan gemisine binebileceini, Amerikan oteller zincirinde kalabileceini syledim. stanbul'a bile gelebilir, Hilton'da kalabilirdi,

yle deil mi? A m a bklmeyecekti! 'O M u h a m m e d i lkesine asla ayak b a s m a m ! ' diye haykrd! te," Gnay'la benim gzlerimizin iine bakt, "te, hepsi bu!"

Coraline

48

49

ra iiyorduk. ocuklar ancak uyutabilmitik. Diana krk sekiz saattir ortada yoktu. David, haftalarn endiesi ile daha bir km, d a h a bir klm gibiydi. Nefret etmeye balad bu ehre gelmesine neden olan olaylar pimanlkla hatrlyor olmasn anlyordum. A m a akas, Profesr Pavlovi bende duygudalktan o k fke uyandryordu. Bu nedenle olacak, sesim niyetlendiimden d a h a sertti, "Kevorkian'a ne oluyormu?" "Biliyorsun, o bir Ermeni," dedi Pavlovi. Ayn a n d a ie aacana uzanmasn, yani baklarn karmasn, benim iin tatsz olacan dnd bir konuyu am olmasndan duyduu mahcubiyeti gizleme niyetine verdim. Ama, yine de tecahl arifaneye yattm, "Eeeee?" "Trkiye hakknda iyi eyler dnmez," dedi David, "Aslnda, buraya gelmemize kar olduunu da rendim ama ok ge olmutu." Cmlenin "ok ge olmutu" blmn seslendirirken ylesine krkt ki, bir an, bana gelenlerin nedeninin Trkiye deil kendisi olduunu sylemek itiyakna kapldm. A m a bu da doru deildi. Bu bakmdan, Kevorkian'n Anadolulu olup olmadn sordum. yleymi. "Anladm kadaryla Muluymular," diye anlatt, "George'un anneannesi, Glizar, 1890'larda, M u ' t a ileri gelen bir papazn yeeniymi. M u ' t a bir de M u s a Bey adnda, zulmyle nl bir aa varm. Bu a d a m George'un anneannesine k olmu. A m a kadn onu istememi. Z o . . . adam onu karm. George'un anlattna gre, M u s a Bey, Glizar'a tecavz etmi, bir sre yannda tutmu, d a h a sonra da kk biraderine devretmi. Devrederken de M s l m a n olmasn art komu. A m a kz dnmeyi reddetmi. O kadar zorlamlar, o kadar dvmler ki, bir gz grmez olmu. Derken bir yolunu bulmu, Mu'tan stanbul'a kam." stanbul'da, Patrikhane tarafndan bir hana yerletirilmi, 51

Coraline
VII
Babasnn iten desteine karn, Trkiye'ye gelmek Profesr David Pavlovi iin de kolay olmamt. En yakn dostu, meslekta, Osmanl Medeniyeti ve Messeseleri Krss Bakan Profesr George Kevorkian, Pavlovi'in sebt iznini Trkiy e ' d e geirme kararn duyunca kalarn kaldrd, "imdi de, 'Project: H o m o slamicus,' ah, dostum!" diye sitem etti, ban esefle sallad, "Baka bir proje stlenmeni dilerdim." " O n u incittiimi biliyordum," dedi, Profesr Pavlovi, " A m a akas Mehmet, bu hususta ne yapabileceimi de bilmiyordum!" Akamstyd. Bebek'te kiraladklar evin balkonunda bi50

paras pulu temin edilmi olmasna baklrsa, Glizar Hanm, Hnak Komitesi'nin himayesine girmi olmalyd. nk o dnemde, Hnak Temsilcisi Akyan, Patrikhane'nin tek hkimiydi. Nitekim, daha sonra Glizar Hanm, zamann padiahnn (Beinci Murat olmal) huzuruna kabul edilmeyi baarm, bununla da kalmam, M u s a Bey'in stanbul'a getirilip yabanc siyasi temsilcilerin ve gazetecilerin n n d e m a h k e m e edilmesini salamt. Kevorkian, Profesr Pavlovi'e anneannesinin Mulu papaz amcas ile birlikte ekilmi fotoraflarn da gstermiti. Sylediine gre, bu fotoraf o zaman dnyann drt bir yanna dalm, Ermeni evlerinde bakeye aslmt. David, bunlar beni tahkir etmekten kanr bir hava iinde, "her ailenin gemiinde kt bir insan vardr" tavryla anlatt. Ancak sylediim gibi, Profesr, bende fke uyandryordu. zellikle de o gn! Kars krk sekiz saat eve gelmeyen bir erkein o c u k bezi deitiren, bira yudumlayan edilgenliini sempati ile karlayamyordum. o k a da bundan olacak, gereinden fazla sertletim, "ablona ok uygun deil mi?" diye sylendim. David, mavi gzlerini krptrd, krl sakaln svazlad, szmn gerisini getirmemi bekledi. "Glizar Hanm, dini btn bir Hristiyan. Bir devrimci. J a n Dark. Martir. Azize. yi malzeme dorusu," dedim, "fotoraflarnn ekilip dnyann drt bucana datlm olmas da bunu gstermiyor m u ? " Bu noktada glmeye balad Profesr Pavlovi. Kkr kkr, iten bir glmeydi. "Ah, siz Trkler!" dedi, "Hatalarnz hi sahiplenmezsiniz, deil mi?" " K o n u a n a bak!" diye c e v a p verdim ben de, "Siz Yahudiler sahiplenir misiniz sanki? Ben hi zeletiri yapan bir Yahudi duymadm! Nedense, her zaman size evsahiplii yapan lke halklar hakszdr, zalimdir!" Dilimin u c u n a geleni yuttum, Gnay'n ! 'at binicisine gre kiner!" zdeyiini eklemedim. Di-

ana'nn hallerindeki sorumluluunu hatrlatmak, en azndan bu aamada, yakksz olacakt. A m a tabii, David, akademik tarafszla eitilmiti, "O sylediinde bir doruluk pay var," dedi. Beni sinirlendiren ( G n a y ' d a merhamet uyandran!) meleksi tavrn taknd, "Mahkemenin M u s a Bey'i s u s u z bulduunu eklememe gerek yok," diye glmsedi, " a m a o zamanlar mahkemeler dnyann her yerinde byleydi, deil mi? Politika, adaleti glgelerdi." "Hl da glgeler!" Trkiye'ye adil davranmak iin gsterdii abann dokunakl bir taraf vard, tabii. Y i n e de, Kevorkian'n izdii mas u m Hristiyan kzlarnn rzna geen salyal M s l m a n Trk beyi imaj, Diana'nn naklettii Flaubert'le rtt. Pavlovilerin Trkiye'ye gelme kararlarnn onlar adna basbaya bir cesaret meselesi olduunu teslim etmem gerektiini kavradm. imi bir bezginliktir sard. Bu garip ifte nasl bulatmz sorgulamaya ve akas hayflanmaya baladm.
4

Coraline

"Yine de, Cord Vakf'na verilmesi gereken aratrma projesinin taslan hazrlamama yardm etti," diye srdrd, David, " G e o r g e ' a borluyum!" ban kaldrd, glmsedi, bira bardan dostunun ansn selamlamak ister gibi kaldrd, Kanlca'ya doru. Pavlovi'in, C o r d ' a kabul ettirdii "Proje Tasarm", DouBat ilikilerinin o gnlerde kazand nemi vurgulayarak balyor, Amerikan akademik evrelerinin yrtegeldikleri slmiyet aratrmalarnda gzlemlenen "hayati bir eksiklik"e parmak basyordu. yle ki, o z a m a n a kadar ele alnan projelerde, " M o h a m m e d i zihniyetinin psikolojik boyutlar" zerinde yeterince durulmamt ve David Pavlovi'e gre, gelecek yllarda artaca umulan bilimsel incelemelere temel tekil etmesi gereken verilerin saptanmas o k nemliydi. Bu amala, " M o h a m m e d i Zihniyeti ve Rasyonalizm" adn verdii aratrma-

52

53

snda, on dokuzuncu ve yirminci yzyllarda, Batl bilim adamlarnn Mslman toplumlara ilikin gzlemlerinden yola kan bir dizi hipotezi snamay ngryordu. David'in, stanbul'a geliinden yaklak bir yl kadar sonra, R o d o p l u ' y a bir fotokopisini verdii "teste tabi tutulacak gzlemler" listesi yle bir eydi: Hipotezler N o . l : "Kesinlik, Dou kafas iin nefret edilecek bir eydir." Sir Alfred Lyall, (tarih???) No.2: "Sir Charles Eliot'un 'Avrupa'daki Trkiye' adl kitabnda belirttii gibi, Trk dilinde, Trk beyninde mevcut bir boluun nedenini aklayan bir boluk vardr. Son dil devrimine kadar Trke'de 'ilgin' kelimesinin karl yoktu. Bunun nedeni de Ortaa Trk'nn evresine ilgi duymayan bir kafasnn olmasyd, Trk olaylar kabullenir, anlar, fakat Batl anlamda ilgi duymazd. Dolaysyla, Trkler sakin olduklar, sorun karmadklar srece Konstantinopol'da yaayan Batl devletlerin vatandalarnn i ilerine ve ticareti nasl yrttklerine aldrmadlar." Sir Henry Luke, Eski ve Yeni Trkiye, 1955. No. 3: "Kesinlik yoksunluu, aslnda Doulu kafasnn genel karakteridir. Avrupal salam dnr. Meseleleri aka ortaya koyar. Mantk renmemi dahi olsa, doutan mantkldr. Doal olarak phecidir ve bir neriyi kabul etmeden nce kant ister. Daima canl duran zeks makine gibi alr. Dou kafas ise lkesinin pitoresk grntleri gibi en yksek noktada simetri duygusundan yoksundur. Dnce sistemi dzensiz ve danktr. Araplarn atalar sz ilmini en yksek dereceye kadar karmlarsa da, onlarn torunlar en dar anlamda dnce yeteneinden bile yoksun kalmlardr. Geerliliini kabul ettikleri en basit nerilerin sonularn dnmekten acizdirler. Herhangi bir Mslman Msrl'ya sorunuz, verecei cevaplar genellikle ok uzun ve karanlk olacaktr. Hikyenin kendisi ile elikiye decektir. Arada kk bir soru sorarsa-

nz, aknl daha da artacaktr." Lord Evelyn Baring Cromen, Modern Msr, 1908. No. 4: "Trk'e uyacak rejim yoktur. Kendisini 'komnist' olarak tanmlarken, ynetime kzgnlnn nedeninin kapitalistik emellerini gerekletirememek olduunu grrsnz. 'Eitsizlik'e kzdna inanr ama kar kt eitsizlik, kendisine fazladan kar salamayan eitsizliktir. Trk sadece kendisine yaplan hakszlklar dzeltecek bir hkmet deil, ona herkese verdiinden daha ok bir eyler verecek hkmet ister." Philip Glazebrook, 1977. No. 5: "uras bir gerektir ki, Mslman halklarn arasnda byk filozoflar yetimitir. Bunlarn bazlar Arap'tr, fakat saylar azdr, Arap zeks ister d dnya ile ilikili, ister kendi dnce dnyasna kapanm olsun, somut ve kiisel olaylarn dnda derin duygular retemez. yle sanyorum ki, Profesr Macdonald'n Dou'nun karakteristik zellii olduunu syledii 'Kanun Kavram Yoksunluu'nun ardnda yatan temel faktr budur." H.A.R. Gibb, islmiyet'te ada Akmlar, 1947. N o . 6: "Doulunun kafasnda kanun kavram yoktur." Macdonald (???) N o . 7: "Muhammedilerin Kuran', anlalmaz, hazmedilemez, ba sonu belirsiz, uzun, nefes aldrmayan, can skc, ok kat, dzensiz, ekilmez, aptalca kaleme alnm bir kitaptr." Thomas Carlyle, Kahramanlar, Kahramanlara Tapnma ve Tarihte Kahramanlk Unsurlar, 1841. N o . 8: "lmn eref olabileceini dnen insanlar, tanm itibariyle fanatiktirler. Kana susam, intikam ve ahadet igds binlerce silahsz ranly askerin karsna geip ayaklanmaya sevk etmitir. Bu bakaldrmann rasyonel bir aklamas olduu dnlemez." Ray Moseley, Chicago Tribune, 1978. vs. Profesr Pavlovi, bu listeyi Kevorkian'a vermi, dncelerini renmek istemiti.

Coraline

54

55

" G e o r g e okudu, 'Gerekten ne d n d m sylememi istiyor musun? Yoksa, seni mutlu edecek bir eyler mi mrldanaym?' diye sordu. G e r e k dncesini renmek istediimi syledim." Kevorkian, bunun zerine omuzlarn silkmi, "Akas David," demiti, "Trkiye'ye niin gitmek istediini hl anlam deilim! Bu proje iin olamaz, nk senin a p n d a bir bilim adam iin abesle itigal anlamsz. Emeini d a h a verimli olacan bir konuda younlatrman gerektiini dnyorum. Aklmdayken, senin Mrs. ne diyor bu ie?" "Diana, gelmek istiyordu, tabii," dedi, Pavlovi. ini ekti. Boaz'n kar yakasna ksa bir bak att, "Kendi projelerini gelitiriyor, Trkiye'de yapmak istediklerini listeler halinde dkyordu. Bunu syledim. A m a George, yzn buruturdu, 'Projeler, eyh? Trkiye'de proje yrtebileceini sanyor, yle mi?' Kmsediini saklamak iin en ufak bir gayret bile gstermiyordu. 'Seni tanmasam, banaz bir ihtiyar olduunu dneceim!' dedim, hi aldrmad. 'Dostum,' dedi, 'Trkler sz konusu olunca, banaz olmak iin her trl nedenim var!' Bir Harvard profesrnn bu tavr benim iin henz artcyd." "Ciddi deildi, deil mi?" " Y o o o , hayr, ciddiydi," dedi, Pavlovi. "Dahas, benim duyarszlma alnmt ve o yata nyargl olmak gibi bir ayrcala hak kazandn dnyordu!" Kevorkian'n, Pavlovi'e alnmasnn nedeni de, soykrmdan o n c a ekmi bir ulusun ferdi olarak, baka bir soykrm kurbannn hislerini yeterince benimsemiyor olmasyd. Oysa, Erzurum soykrmn G e o r g e ' d a n onlarca kez dinlemiti. (tiraf etmeliyim ki, bu noktada, Yahudilerin soykrm kurbanlk ayrcalklarn baka uluslardan kskanmak gibi bir ruh hali iinde olup olmadklarn merak ettim!)

Neticeyi kelam, yal Ermeni, Diana'nn, Trkiye'de ark mziini renme niyetlerine de byk altndan gld, "Trkiye'de mzik Ermenilerle birlikte ld," dedi, "o lkedeki son kompozitr, dikkatini rica ederim, opera bestelerdi, pop samal deil, Dikran uhacyan'd!" Bu noktada, Diana'nn en beklenmedik vasflarndan birisinin de, byk mzik yetenei olduunu sylemeliyim. Yedi-sekiz enstrman alard ve nitekim Sabri Yldz'dan -benim onunla ilk karlatm yerde, 'Dergh'ta- balama dersleri almaya baladnn n c haftasnda, piyasada icray sanat eyleyenlerin yarsndan d a h a iyi alyordu! "Yine de," diye srdrd Pavlovi, "Trkiye'yi zlyordu. Sonuta, 'ihtiyar bir adamn kskanln hogreceimi' umduunu syledi. 'Ermenistan'a gideceksin, Arakles'in Farsi topraklarna nazl nazl szldn greceksin. Kimbilir, belki de Arat'ta kar-

Coraline

topu oynarsn!' Ben de, 'te onu hi zannetmem,' dedim, 'ben kendimi A n a d o l u lnn kumlarna gmeceim!' 'Ne yaparsan y a p a m a kendine dikkat et!' dedi Kevorkian, 'bast yerde ot bitmeyen Trk'ten sakn!' O gne kadar duymadm bir diskurdu, tekrarlamasn istedim, 'Bover,' dedi, 'Kayseri'ye gideceksin naslsa. Sor, ren!'" Bunun zerine aramzda, benim batan gnein Kanlca kylarndaki evleri krmzya boyamyor olmasna hayflanmamn doldurduu u z u n c a bir sessizlik oldu. David Pavlovi ne dnyordu bilmiyorum, ama ani bir ilhamla ince saz dinlemek istediimi fark ettim, belki de, n m z d e n sratle geen deniz motorunun grltsnden! "Mrs. A u c h i n c l o s s , Kevorkian' sevmi olmal," dedim. Profesr, o a n d a bira iesini bana dikmiti, elini hayr anlamnda sallad, "Hayr, hayr! Sevgili kaynvaldem, beyaz, Anglo-Sakson ve Protestan o l m a y a n kimseyi sevmez!" Gld, "Bana Kevorki-

56

57

an'n onunla karlat gn hatrlattn! imdi, bu syleyeceklerimi anlayacaksn. G e o r g e bana ksm deildi tabii, ama buruktu, biliyor musun? Ve ben severim George'u. Z o ! Bir akamst faklte toplantsndan sonra eve yemee getirdim. Olacana bak! Auchincloss Anne, Diana'y ikna seferlerinden birisindeymi! imdi, George'la ben ieri giriyoruz ve gryoruz ki o orada. Ben, 'Merhaba, sizi grmek ne gzel!' gibisinden birtakm kibarlklar mrldanyorum, a m a yal hanmefendi barmaya balyor, 'Sakn beni 'sizi grmek ne gzel' deme, gen adam! Btn bunlar onun kafasna sokann sen olduunu biliyorum!' Tabii, imdi ben ne gencim ne de Diana'y etkiliyorum! Orada yle durup sevimli olmaya alyorum, 'Kt bir ey mi oldu, M r s . A u c h i n c l o s s ? ' zleyen diyalog yle bir ey, 'Bak buraya! Sibirya mdr, Rusya mdr, nereden geldiyseniz, neden oraya dnmyorsunuz siz? Neden buraya gelip Tanr'dan korkan Amerikallar yoldan karmaya alyorsunuz?' 'Fakat, Mrs. Auchincloss, ben burada dodum, Amerikalym!' 'yi bir Hristiyan olmayan hi kimse Amerikal olamaz! Seni uyaryorum, gen adam! Eer torunumu da bu s a m a fikirlerinizle yetitirecekseniz, mirasmdan mahrum ederim! Hepinizi!' imdi, George orada bizi seyrediyor, gitsin mi kalsn m bilemiyor! Ve ben kendime psikolog olduumu hatrlatyorum ki, durumu denetim altnda tutabileyim. 'Sizi zen eyin ne olduunu anlatmak ister misiniz? eri geelim mi?' diye soruyorum, a m a ihtiyar hanmefendi sesini d a h a da ykseltiyor, 'Hibir yere geecek deiliz! Size son defa sylyorum! Bir sent bile alamazsnz!' Sonra kapya kouyor, 'Peter! Peter!' diye ofrne baryor, 'abuk, otomobilimi getir!' yle bar58.

yor ki, can tehlikede sanrsn! Kapdan karken de bizim zavall G e o r g e ' a arpyor, adam dengesini kaybediyor! 'Yolumdan ekil, sersem!' George'un yznn ifadesini grmeliydin! Ah, ne kadar komikti, zavall ruh!"

Coraline

59

l Amerikal Dostlar Hizmet Komitesi'nin tertip ettii seminerler oldu. Komite, o yllarda, ran'a ilikin muhtelif konularda Amerikan hkmetinin finanse ettii ve Amerika'nn ulusal karlar dorultusunda ynlendirdii seminerlere -ki, bunlardan Princeton'dakiler dahil, bir ksmna Profesr Pavlovi de katlmt- alternatif seminerler dzenliyordu. Varolu nedenini, "kamuoyunu doru bilgilendirmek" eklinde aklayan Komite'nin dzenledii seminerlerde retilen bilgi ve tezlerin iktidar evrelerinin temel ald dorularla elimesi neredeyse kurald. Ve yine her zaman olduu gibi Komite'nin rettii bilgi ve tezler sz konusu lkenin -bu durumda ran'n- ille de lehine deilse bile, her halkrda iyi niyetli giriimlerin sonularyd. Dostlar Komitesi, bu tutumuyla, zellikle de '68 kuann gnlnde yer etti a m a "Tanrsn ve lkesini seven Araerikallar"ca, hain iln edilmekten kurtulamad. Diana, tedirginliinin izini bir gazeteciye, Chronical gazete-

Coraline
VIII
Yaklaan yolculuk tarihinin, "Orienf'i, ussal dzlemde bir ura olmaktan karp, halleilmesi gereken somut bir geree dntrmesi mukadderdi. Prof. Pavlovi, Amerikan Dileri Bakanl'nn, USIS'in ve Cord Vakf dahil, Trkiye'ye ilikin yayn yapan tm kurulularn lkeye ilikin siyasal, ekonomik ve askeri yaynlarn okumaya koyuldu. Bu arada da bakent Washington ' da Amerikal diplomatlar ve yksek rtbeli subaylar iin alan aylk, ekstra-youn, T r k e kursuna tanrken, Diana Pavlovi, iinde belli belirsiz kprdayan kukularn yerini gz ard edemeyecei endielerin aldn izledi. Kaderin garip cilvesi olarak, kukularn kamlayan, 1969'dan beri yesi olduu Quaker mezhebinin N o b e l Bar dll n-

sinin nl kalemi Woolman'a sryordu. David'e, Woolman'in bir sredir Komite'nin dzenledii alternatif seminerlere katldn, konumalarndan o k yararlandn anlatt, "Ve bugn, toplantya Humeyni'nin idam ettii ranllarn aylk istatistikleri ile, Suudilerin zina yapt iin boynunu vurduklar Prenses'in fotoraflarn getirdi. Zavall kadnn ba yuvarlanm gitmiti. ylece!" Midesi bulanmm gibi irkildi, "Byle eyleri duyuyoruz, a m a fotoraflar baka bir ey!" Ancak, mesele bununla kalmamt. (Daha sonra G n a y ' a anlattklarn deerlendirdiimde insan beyninin kurduu balantlarn ne denli yanltc olabildiini dndm hatrlyorum. Y o k s a deil miydi?) A m a burada, yine bir parantez amak zorundaym. Pritenlerin Amerika ktasna g nedenlerini anlatmtm. Diana'nn Y a h u d i kocasn getirmek suretiyle murdar ettii malikneyi -sa'nn n c Karakolu'nu- ina eden J o h n Winthrop'un bundan sonraki giriimi, resmi ad "Massachusetts Krfez Kolonisi" olan "Yeni Filistin"de teokratik bir

61
60

devlet kurmak oldu. Y e n i Filistin'in teokratik dzeni "demokrasi" diye tanmlanyordu, a m a tabii oy hakk s a d e c e Pritenlere tannmt ve fikir ayrlklar, Tanr'nn emirleri dorultus u n d a saptanm limitler iinde kald srece kabul grrd. Rodoplu'nun demesiyle, "Tanr'nn seilmi kulu olduklarna inanan tm dindarlar gibi" Pritenler de "Allah'a mal ettikleri kendi dorularn" ne pahasna olursa olsun dayatmakla ykml olduklarndan kuku duymazlard. Hal byle olunca, insanolunu "Tanr'ya sayg gstermeye ve Kelam nnde titrem e y e " davet eden bir baka mezhep, Quakerlar, 1638'de komu eyalet R h o d e Island'a yerleince kzlca kyamet koptu. Kutsal plann insan vicdan olduunu ileri sren, Kutsal Kitab d o g m a kstas olmaktan karan, papazl kadnlara da a a n Quakerlar kfir iln etmekle kalmayp, cezalandrmaya koyuldular. Basklar ve cezalar, Quakerlarn R h o d e Island'dan sonra, New J e r s e y ynetimini ele geirmeleri zerine d a h a da artt. Saflarn sktrma ihtiyac hisseden Priten yneticiler, muhaliflerine ar basklar uyguladlar. J o h n Winthrop'un halefi, Wait Still Winthrop, nl Salem mahkemelerini kurdu. Bu mahkemeler, eytanla ibirlii yaptklarn iln ettikleri "cad"lar diri diri yanmak suretiyle idama mahkm etti. Gnay, Priten arka-plann reddeden Diana'nn bu mezhebe sempati duyuyor olmasnn, '68 kuann Harvard kaynakl idealizmiyle aktn sylerdi ki, eer yleyse, Pritenlerin Amerikan ktasna ayak bastklar gnden bu y a n a kprlerin altndan o k sular gemi demek olmalyd. nk grlecei gibi, Diana'nn Dostlar Komitesi'ndeki faaliyetlerinin nedeni dini deil dnyevi kayglard. Bununla birlikte, o gn, Woolman denilen gazetecinin beraberinde getirdii fotoraf ve dokmanlar toplant bakan Quaker Papaz Bayan Simpson'un nne yarken, gen kadnn ocukluundan hatrlad "ate ve kkrt" sesiyle grledii de bir vakayd, "Amerikal Dostlar Hizmet Komitesi bir despotu mu destekleyecek?" 62

Diana, gazetecinin ok etkileyici olduunu, dinleyenlerin titrediklerini sylediinde, Profesr Pavlovi dayanamad, " G e r e k Quakerlar gibi mi?" diye sordu. "Gerek Quakerlar gibi! Mary Dyer ve arkadalarnn yaklmalarn ylesine byk bir belagatla anlatt ki, bata dini btn Quakerlar olmak zere, hepimiz ran'a sempati beslemek suretiyle o k yanl bir yolda olduumuzu dnmeye baladk." "Nasl yani?" "Yani, Woolman, Quakerlari katleden Winthrop A m c a ile fotoraflarn grdmz ranllar asan mam Humeyni arasndaki fark sorgulad, 'kisi de kfir iln ettiklerinin savcs, yargc ve cellad oldular!' diye haykrd, 'Tek bir farkla! Wait Still Winthrop on dokuz kii ast! Ayetullah Humeyni, on dokuz bin!'" "sa Mesih! A m m a benzetme!" "Humeyni'nin slm Cumhuriyeti kurma giriimini, Winthrop'un teokratik devletiyle eletirdi. Benzerlikleri sralad, 'Amerikan Pritenleri ile Humeyni iileri arasnda hibir fark yoktur!' dedi. 'Salem'de, m a s u m Hristiyanlarn zerine ta yarak ldren y o b a z Winthrop ile Humeyni arasndaki tek fark, Muhammedi imamn yirminci yzylda hortlam olmasdr.'" Diana, t m benlii ile direniyor olmasna ramen bu konumadan sonra olumlu kalmann o k zor olduunu itiraf etti. Profesr Pavlovi, eine hak vermekle birlikte, meselenin o kadar basit olmadn dndn syledi. "Tabii ki, o kadar basit deil! Woolman, Amerikan Birleik Devletleri'nin canavarlamasndan Priten gmenleri ve onlarn banazlklarn sorumlu tutuyor. Hatta, bir keresinde Pritenlerin, Yahudilerden de tehlikeli olduunu syledi." " N e kadar ilgin!.. Yani bu hkmden yola karsak, Pritenler, Yahudiler ve ii ran ayn kuun tyleri, yle mi?" 63

Coraline

"Evet!" Profesrn uzun uzun piposu ile urat bir sessizlik oldu. Sonunda, " Z o ! " diye glmsedi adam. "Anlatlanlarn nda, Trkiye'ye gitmesek de olur! Niye zahmet ediyoruz ki?" "Gerekten yle mi dnyorsun?" " N a a a L Tabii ki, hayr! S a d e c e taklyorum! W o o l m a n denilen o adamn hilesiz olduundan da kukuluyum." Diana, bir an, anlamak ister gibi duralad, "Tanr akna David! Aklndan geeni biliyorum! Woolman'n C I A ' d a n olabileceini dnyorsun! Komite faaliyetlerini saptrmakla grevli bir ajan! yle mi?" David Pavlovi, dudak bkt, "Yani! Pek de uzak bir ihtimal deil, deil mi? Komite, 1917'den bu yana, h e p Birleik Devletler'in resmi d politikasnn karsnda yer ald. Kuzey Vietnam'dan ran'a kadar, zgrl iin savatna inand her lkeye yardm etti. CIA'nn byle bir kuruluu denetim altnda tutmak istemesinden d a h a doal ne olabilir?" "Aaah! Kes, ltfen! Ltfen kes! Anlamyor musun, bu tr dnce bizi paralize eder!' Her muhalifin ardnda C I A aramaya balarsak hareket edemeyiz, yle deil mi? Kald ki, adamn syledikleri zerinde dnmek gerekir. Kimbilir, belki de ah-petrol irketleri-Birleik Devletler hegemonyasna kar karken, belki de yeni Salemler yaratlmasna yardmc oluyoruz! Gerekten! Kald ki..." Dostlar Komitesi, C I A konusunda o k deneyimliydi. Vietnam'da savamay reddeden Amerikan genlerini Kanada'ya kardklar dnemlerden edindikleri tecrbe ile bir CIA ajann otuz metreden tanyabilirlerdi. David Pavlovi'in buna cevab, kalarn kaldrmak oldu, "Peki yleyse!" diye glmsedi, " Z o , Woolman, C I A ' d a n deil!" " Y a doruyu sylyorsa?" "Yani?" "Yani, ya yzlerce insan mahkeme etmeden asyorlarsa?" 64

"Kendilerine gre bir mahkemeleri olduuna eminim, tatlm." "Sorun da bu ya! Kendilerine gre mahkeme de ne demek?" Bu aamada, Profesr Pavlovi her zaman yaptn yapt, Diana'y ileden karan tarafsz bilim adam hviyetine brnd. (Diana, bu role girdiinde, sesinin tonunun bile deitiini sylerdi, "hw, hw" diye konuurmu!) "Bak, Diana, Mslmanlarn adalet anlaylarna dair hibir ey bilmiyoruz, yle deil mi? nsanlar, kendi adalet anlaylarnn gereini yerine getirdiklerinden dolay sulayamazsn, deil mi?" "Bilmiyorum," dedi, Diana, "bunu d n m e m lzm." "ran', biz Batllar gibi dnmedikleri iin knayacaksak, Batllamalarn tevik edenleri desteklememiz gerekir, yle deil mi?" "ah', demek istiyorsun?" "Eveet! y l e olmal, deil mi?" "Ama, bu mmkn deil!" "Bunun idrakindeyim, canm." "Umarm, yanl bir i yapmyoruz!" "Hadi! Kendini bu kadar ciddiye alma, tatlm! Biliyor musun neredeyse seni mam Humeyni ile karlkl oturup, adalet sistemlerinin greli stnlklerini tartrken grebiliyorum!" "Birileri tartmal ama, deil mi?" Bu cmleyi sylerken yle itendi ki, David dayanamad, "Tatlm, benim gibi kaba bir gze gz, die dii Rus Yahudisinin, senin gibi misyon sahibi bir Yeni ngiltereliyi anlamas kolay deil! Bununla birlikte, Woolman' y a b a n a atmamak gerekir, o n d a haklsn. Eer adamn Humeyni'ye ilikin tehisi doruysa, o zaman Tanr hepimizin yardmcs olsun!" "Sava demek istiyorsun?" "Sava demek istiyorum!" " O h , shit!" kfretti Diana, " T a m da biz oradayken!" "Ama, yine de... Biliyor musun, ne dnyorum?" 65

Coraline

" N e dnyorsun?" "Trkiye sana iyi gelecek. Gerek muhalefeti yaayacaksn." "Nereden biliyorsun?" "Ben, New York'un ortasnda Rusya'y yaayan bir Y a h u d i gmeniyim unuttun mu? Aznlk olmak ne demektir, iyi bilirim." "Evet, bilirsin," diye teslim etti Diana. A m a endieleri olduu yerde duruyordu. Saatler sonra uyuduunda, entarili Araplar, kvrk kllar, kara sakall sultanlar ryasnda birbirine kart. Kendisini bunaltc buhar kokularnn arasnda, ipek yastklar zerinde yatarken grd. ki dev haremaas bacaklarna yapmlar, korkun kahkahalar atarak yaklaan sultan iin ayrk tutuyorlard. Sultann yz kh di Amin, kh A n t h o n y Queen, kh Ayetullah Humeyni oldu. Haremaalar, Peter O ' T o o l e ile 007 arasnda gidip gidip geldiler. David, lk la baran eski hastasn yattrd. " T a m a m bebeim, tamam! Rya gryordun. Geti artk!"

IX

Coraline

"Bu gidiin dn yok. Canllar terk edip cesetlere kouyorum..."


James Fraser, 1836 "Orient"; scak, slak, baygn, parfml, ipekli, baharatl, mcevherli, hall, koyu sar, al krmz, mavi, siyah bir dzenlemeydi. Pavloviler, ilk kez, Paris'in Lyon Gar'nda grdler. By bozuldu. S a m rzgrlarnn bayrak yapt pembe adrlar, ceylan gzl rakkaseler, efendilerinin eteklerinin dibinde uzanan uysal kaplanlar, sarho eden kokular, Lawrencelar, Saba Melikesi Belkslar, yerlerini gri benizli, b o z bir kalabala braktlar. Kalabalk, kadifeli, kromajl Fransz trenlerinin ardna bir yanama itilmilii ile ekli khne vagonlara saldryordu. Vagonlar, boyalar dklm plaketlerin zerine acemi bir elin alelacele rptrd "Beograd, Praha, Bucuresti" gibi ask

66

67

yzler artran ehir isimleri tayan, asker hakisi Demirperde vagonlarydlar. Pencerelerinden dar binlerce el uzanyordu. Pencereler, dipsiz kuyular gibi karanlkt, birbiri arkasndan uzatlan rtl rtsz sepetleri, knlar, ucuz plastik bavullar, denkleri, naylon torbalar yutuyordu. Tehcire zorlanan insanlarn her ne pahasna olursa olsun yeni meknlarna tamak zorunda olduklar yaam gerekeleri, hurda yn. Bir binip bir inen, koridorlarda kaynaan, kimin yolcu, kimin uurlayc olduu belirsiz, ounlukla gzleri yal kalabalk, hzla ilerleyen dman ordularnn n n d e n kaan mlteciler olmalyd. David Pavlovi, Avrupa'da savan henz bitmedii duygusuna kapld. Her an bir ddk alabilir, lokomotifi bambaka ynlere evirebilir ya da sivilleri indirip ordunun emrine verebilirdi trenleri. Belki de insanlarn tela byle bir olasl zorlatrmak iindi. G z ap kapayncaya kadar yerlemek istiyorlard. Kompartmanlarn g m e n adrlarna dnmesi anlk, bir utan bir u c a balanan iplere serilen bebek bezlerinin ne zaman ykandn kestirmek olanakszd. New York "sanat s i n e m a l a r n d a , buruk bir zmszlkle izledikleri kasvetli Orta Avrupa filmlerinin setine yanllkla dalm yabanclard, Pavloviler. Kaynaan ynn ortasnda, kalitesinden emin, teferruatsz parlak giysileri, yepyeni halis deri bavullar, fotoraf makineleri, sihirbaz becerisiyle trl gerelere dntrdkleri rengrenk byl kutular ile kk, mreffeh bir Amerikan adac oluturdular. Dost olamay a c a k kadar ketum yzlerin ablukas altndaydlar. B u n d a n byle ne dillerini ne de alkanlklarn bildikleri birilerinin arasnda, aina olduklar her eyden uzak, tedirgin, gvensiz ve konforsuz yaayacaklarn ilk kez idrak ettiler. David, karsna sokulur gibi bir hareket yapt, "Belki de ok iyi bir fikir deildi!" diye mrldand, "Belki de uakla gitmeliydik!" D o u treni, bilekten kacakm gibi smsk kilitli eller, sarma dola alaan palabykl erkekler, sallanan mendiller arasnda "naslsa kazasz" syrldnda, guest arbeiten ayakkablarn karm, bada kurmu, memleketlerine gtrdkleri eyalarn greli stnlklerini tartmaya koyulmulard. Yugoslavlar, blucine meraklyd; Trkler, krke. Paris konsolosu uyarmt, "Gmrkten geirebilsinler diye yabanclara tatmak isterler. Dikkat edin." talya'da, Fransz vagonlar, onlarla birlikte de Pavlovilerin Bat'yla son balar koptu. G r e n o b l e ve Torino geride kaldnda, birka Venedik yolcusunun dnda Avrupal kimse kalmad. Byk elli, kaln parmakl, volkmenli genler, ufak tefek sakall adamn tepesinden bakan dalyan gibi Diana'nn talihsizliine hayflandlar. Teselli etmeye hazr olduklarn nereye d n s e kurtulamad baklar ile belirttiler. Kadnlarn sempatisi Katyuka ile kk David'i o k gzel bulduklarn anlatma abalarnda yansd. Milano, Verona, Padua zerinden Trieste'ye ar ar s-

Coraline

rklenirken, kalplerini geride brakm srgnlerin aclarn duydular. Trieste'de treni rtkan, ypranm kalabalklar sard. Bunlarn da binlerce antalar, yzbinlerce knlar vard. Koltuklara koutular, bagaj raflarna paketlerini tktrdlar, saniyeler iinde, tozlu, crtlak bir kalabalk koridorlara tnedi. Sonra da "sivri kepliler" geldi. Koridorlardaki ynlarla bir batan bir b a a gbek srttrdler, srt tokuturdular, barp ardlar.

David.
"nsanlar indirip kuruna dizerler mi, dersin?" diye sordu. " S a d e c e pasaport kontrol yapyorlar," diye aklad Diana. Askerler, Trkiye'deki'darbeyi hatrlatt, evrelerini saran Trkleri gz u c u y l a szdler. Yzlerce gzn sigara dumanlarnn ardndan istihza ile baktn grdler. "Bizimle alay ettikleri.duygusuna kaplmyor musun?" "Alay m," k m s e m e mi?"

68

69

"kisinden de biraz." Yemek z a m a n l a n ilkelliin somut rneklerini sergiledi. Dizlerinin zerine yaydklar kirli mendillerinin zerinde, "tek bir krnty ziyan etmemeye alarak" etlerini, ekmeklerini elleriyle paraladlar. Y e m e k yerken azlarn kapal tutmuyorlard. Diana'y ok artan altn dilerini trnaklar ile temizlediler. Geirme sesiyle balayan bir eyler mrldandlar. Diana, kimbilir nerelerden kardklar kurabiyeleri belli e t m e m e y e alt tiksintiyle geri evirdi. kramclar, tokgzllne verdiler. Dnyann bir numaral lkesini brakp b u n c a zahmetli bir yolculuun kirine pasna srf stanbul'u grmek iin katlanan Amerikallar minnetle kark takdirle izlediler. Trklere hak etmedikleri bir paye veriliyormuasna m a h c u p oldular. Pavlovilerin zahmetlerinin karln, stanbul'u iki- kelime edebildikleri her dilde verek d e m e y e altlar. Saatler uzadka sohbetler azald; hayatnda hi hissetmedii kadar "Amerikal" hissetti kendisini, ama bu ruh hali Lyubliyana'da, kzl yldzl askerlerin trene binmesiyle s o n a erdi. Bu defa da tacn reddetmi de olsa, bir Tzadik olarak yakalanp, Ukrayna'ya gnderilmesinin pekl da mmkn olduunu dnmeye balad. Orient, onu hiletirmeye balamt. Vagonlar dolusu bu insanlara hibir ey ifade etmediini dnd. S a d e c e bir beden, diye italikledi, stelik pek de cazip bir beden deil. rktc dncelerinden kurtulmak iin silkindi, konumunun samaln unutmak iin de Belgrad'a yaklatka byyormu gibi grnen su birikintilerini izlemeye durdu. Birikintiler d n d Sava oldu, Tuna'ya kart byk havuzu Belgrad Kalesi'nin en yksek burcundan seyretti. "Avusturya yakasndaki Semlin ile bu kale arasndaki blge, on dokuzuncu yzyln byk bir blmnde, Orient'e alan kapyd," diye aklad rehberleri, "Semlin'den y o l a kan seyyah, dn olmayan yolculua buradan yelken aard."

"Niin dn olmayan?" "Trk mparatorluu'nda v e b a eksik olmazd, M a d a m . Geri dnecek kadar ans olanlar da bu dehlizlerde karantina altna alnrlard." "Dehlizlerde mi?" "Dehlizlerde, M a d a m . Kaplar kolayca rlebilsin diye." Belgrad, Amerikallklarn yzlerine vurmad, a m a "devletiliin en sevimsiz rneklerini sergilemekte" gecikmedi. Turist Ofisi, Danma gibi tabelalarn "gstermelik verimlilii"ne karn "sevimli, temiz" kzlar, Atina biletlerini ayarlayamadlar, David Pavlovi, " A m a tatlm, ne yapmam bekliyorsun?" diye szland. Diana, "David'in altn deitirmeyi unutma!" dedi, kt, gara gitti. Tamir yz grmemi platformda saatlerce bekledi, ama biletleri de ald.

Coraline

"Oturacak tek bir bank bile yok!" dedi, Otel M o s c v a ' y a dndnde, "Neden byle yaptklarn merak ediyorum! Yolcular yerlerde, bagajlarnn zerinde oturuyorlar! Ne kadar aptalca! Kendilerini en basit konforlara bile layk grmyor olabilirler mi?" "Bilmem ki!" "Sahiden! Y a s l a n a c a k bir yer bile yok! Bir tane buldum, o da karakolun duvarym. Polis kp kovalad beni! Tevekkeli deil, benden baka yaslanan yoktu!" " D a h a dikkatli olmalydn, tatlm!" diye azarlad David, "Yuvamzdan ok uzaz. Askerlerle ya da polislerle tartmaktan kanmalyz!" Trklerin, Balkanlar zerinde kurduklar basky, izleyen ayaklanmalar, izleyen katliamlar, trene Belgrad'dan binen Atina yolcusu bir ngiliz'den dinlediler. Akropolis Ekspresi, eski Trk eyaletlerinden "smklbcek hzyla" geiyordu ki, "Ni'teki kuleyi grmediniz, deil mi?" diye sordu ngiliz,

70

71

"Trklerin reayay sindirmek iin insan kellelerinden diktikleri kuleyi?" Grmediklerini sylediler, "Mamafih, azizim profesr, Balkanlar, Balkanlar'dr!" diye srtt adam, "Kelle kulenin az berisinde de bir Hrvat beyinin diktii kazklar grebilirdiniz!" Kt kt gld, "Adam, krk be kazk dikmi, bir kaza bir Trk kellesi!" Diana'nn iinin kalktn fark etmedi, "te orada," diye ekilsiz bir yn iaret etti, "Trklerin Hristiyan ocuklarn topladklar kamp yeri. Buradan ilerde bir Y u n a n ky vardr. Oradaki btn kadnlar n rzna gemi, ldrmlerdi." Geri dnd, Trk iilerini saklamak istemedii bir nefretle szd. " K a n iiciler!" Diana Pavlovi parmaklarn kprdatamayacak kadar yorgun grnen bu insanlarn kelle kesecek gc nereden bulduunu merak etti. Koridorlarda yanndan szlen Trk erkeklerinin hepsinden d a h a uzun boyluydu ve hi kukusuz ok daha kuvvetli. Yine de, korkun lklarn yankland, iren bir yank et, insan eti kokusunun ke bucak sindii bir yeralt dehlizine yaklatklar duygusuna kapldn hissetti. Anlalan, Trkiye'de yaamann tek tesellisi, orda sank deil, tank olarak bulunmakt. Ve gnbatmnda G a l a t a Kprs'nden stanbul, "dipsize gml Bizans'n lgna evirdii ressamn, sisten tuval zerinde gezdirdii gvercin kanadndan szlp dalan, birbirleriyle kh ksen kh baran yzlerce kavunii, glkurusu, yavruaz, mahzen kapa, limonkf; binlerce az ekil, ge asl kubbelerden tten ac yeil yosun kokusu; srt srta vermi Pera atlarnn himaye ettii boyutlu bir empresyonist sanat olay, sahnesiz tiyatro, elektronik opera, projektrsz rev, maestrosuz orkestra, kaldrmsz, bulvarsz, y a y a geitsiz, trafik ksz, cetvelsiz, teklifsiz, yedi milyonluk bir hayal ehirdi." n c e sersemletti Pavlovileri. "Trenden birbirlerine zincir72

li tutuklularn tkezlemekten ve tkezlenmekten saknan admlaryla, darmadank a m a smsk bir dayanma iinde indiler". Maherin ne olduunu zdenler gibi onlar da bilirlerdi. Eminn'nden halat alan Adalar vapurunun dd, srail'in suru olabilirdi. Goyimleri sarho edecek duman egzoz gazlarnn stanbul'un scak buusuna belenmi zehirli ttssyd. G k y z mavi deildi. G n e pekl da Bat'dan domu olabilirdi. te insanlar kabirlerinden km, "gzleri dnm ekirgeler" gibi dalm, kouyorlard. Her cins, her biimdiler. Diana, sol omuzundan, "Al oku!" diye uzatlacak gnah listesini bekledi. S o n u n d a o da oldu, kendisine yol amaya alan bir hamaln sepeti o m z u n a vurdu, "Destur!" stanbul, n c e sersemletti Pavlovileri, sonra iine ald, 'ark ksiri'ni sundu. Byledi, dlere daldrd ve 'tpk bir serap gibi' ihanet etti, kayboldu. Yerini, karanlklarla ibirlii iindeki sokak lambalarna, babo kpeklere, delik deik kaldrmlara, su yz grmemi tatlara, boya yz grmemi

Coraline

duvarlara, insanlar kerhen barndran hain yzl apartmanlarn arasndan uzanan talam kra arsalara brakt. Hendekler, inaat artklar, pasl demirler, bir sabah uyanp da yatak odalar kazlm olduunu grmlercesine dehete drd. Devrik p bidonlarndan fkran lmcl gazlar, asrlarn tlsmn zd, sefalet ve salgn artrd. "Ancak evresini bir elenk gibi saran sularn affettirebilecei bir ynak, yeil adacklarn renklendiremedii bakmsz bir g m e n kamp bu ehir," diye yazd David Pavlovi, Kevorkian'a, "fakat b u n a ramen Amerikan pasaportuma duyduum gveni tehdit etmeyi beceriyorlar! Hi tebessm etmedikleri iin olabilir m i ? "

73

"HOMO ISLAMICUS!"

ve bu kocaman kulaklardan memelerini sndrecek kadar ar (Gnay, talarnn yakut olduunu syledi) kpeler sarkyordu. Yllar yl orada otururmu gibi, kk salm gibi bir hali vard. O d a y a girdiimi duymam olmasna imkn yoktu, ama yine de ban evirip bakmad. Kim olduunu anlamak iin Nesibe'ye dndm, "Dertlidir be guzum," dedi, Nesibe, "grmez misin, nasl alar?" Benim sorumun cevab deildi tabii, ama tekrar baktmda grdm; kadn, gerekten de inceden inceden alyordu. "Analmdr," dedi Nesibe, gld ve illi, kck yz, minik burnunun etrafnda topland, ekik Yrk gzleri, ksld, kayboldu. "Nesi var?" "Bir gz vardr bunun, Serap. On beindedir ama kap gibidir, maallah, nah byle!" bir b u u a bir metrelik bir dzeyi iaret etti, "Bir de klldr, gresin! Ne h a m a m o t u kr eder ne de ada!" Yine gld, "Bizim oralarda p e e yohtur, gapatamazlar yzn! irkindir gzcaz, ne yapsn? te bu anac da yanar yaknr gayri gzma bir k o c a deyi. O l m a z yllardr. Cenab- Allahm para vermi, pul vermi a m a vermez bir hayrl ksmet! o k zlr be gadnck!" Btn bunlarn G n a y ' l a ne ilgisi olduunu anlamay erteledim, "Bunun iin mi alyor?" " Y o h b e guzum!" Yz hatlar bir o c u k hzyla deiti, glen gzlerinde toplanan yalar yemenisinin ucuyla sildi, "Gandrm bir furuncunun ra, yatrvermi mezarlkta yere!" Yine gld, " G z hamile! Etlerini kopartm bu benim analm, gzn! Hani, furuncunun randan d a h a ok yakm cann. Serap anlatr, ' G t n e z o p a sokacam!' diye barr, dururmu bu!"

"Bast yerde ot bitmeyen Trk'ten sakn!"


Prof. Dr. George Kevorkian, Harvard, 1979

Coraline

I
O y s a Nesibe, h e p glerdi! O n u , Gnay'a, temizlie (Gnay, "Tozlarn yerini deitirmeye!" derdi!) geldii sallardan birisinde tanm olmalym, ama belleimde ilk yer tutmas, rdek hikyesiyledir. O gn, G n a y yoktu. Kapy Nesibe at, az sonra geleceini syleyerek ieri buyur etti. Salonda, sedirin stnde bacaklarn toplam oturan, soka seyreden kadn grdmde skldm hatrlyorum. G n a y ' a hi benzemeyen o k esmer, adamakll iman bir kadnd. iekli bir entari giymiti, banda kulaklarnn arkasnda sarktt beyaz bir yemeni vard. Yemeni dikkatimi ekti, nk rt ekli salarn saklamak yle dursun, olaanst byk kulaklarn akta brakmt

74

75

Sesini alaltt, ' F u r u n c u n u n ra sokmu a m a hadi o erkek, bu benim analm ne diye sokar, deel mi? Bilinmez ki! G r e c e n gz!" Yine glme, yine kslan gzler, "Herifin rkleri sararm da," bayla analn gsterdi, "bu gvurunkiler durur olduu gibi! Ben derim, ha anamn rkleri, ha herifin! rk rk olduktan sonra!" " G n a y ' d a n ne istiyor? Evlendirsin mi, istiyor?" te, b u n a ok gld Nesibe, "Get iine! Gz istemez ki, rahlan evlensin! N'etsin ra? o k zengindir bunlar! irkindir, ama gitmez furuncunun rahna! Mendis (mhendis!) ister o! Zaten, kimse bilmez kirlendiini!'Furuncunun olan da kam; nerden bulacan?" " E , ne olacak imdi?" " N e olacak? Aldracaklar o c u u ! Analm, bekler abla gelsin! Eyi bir doktor soracak ablama!" Biraz da muhabbetin seyrinden olacak, d a h a fazla kalmak istememi, ayrlmtm. Olay takip de etmedim. A m a anlalan, G n a y sormu soruturmu bir doktor bulmutu. (imdi dnyorum da, kendi hamileliini "Tanr'nn bedenimi kutsamas," diye tanmlayan bir kadndan istenecek yardm deilmi! Daha da ironik olan, afak'n o c u u n u da ayn doktorun alm olmas!) Birka ay sonra bir uradmda Nesibe'nin gzlerinin ii glyordu, bir dn davetiyesi uzatt, "Serap' evlendiririk, be guzum!" Serap'n kim olduunu karmaya alrken, Gnay, "Nasl becerdiklerini sor," dedi ve meseleyi hatrladm. Nesibe, yine glyordu, "Bir aabeyi vardr bu Serap'n. Bir ktip altrrm yannda. Biraz yaldr, ama aptesinde, namaznda aslan gibi adamdr. Gz gibi gzarr yzne bakanda. Kimi kimsecii de yoktur. Eve evrak neyin getirip gtrrken, grm bizim Serap'. G r m istedii gibi temiz bir gz. Hi bakamaz ya bizim gz kimselerin yzne, herif sanm utangalndandr. Eh, ga76

r ksmsn etli butlu da severmi adam. Demi, istesem mi, istemesem mi? stesem, verirler mi? y l e ya, kendisi yoksuldu, bunlar paral. Sonra, yaradana snm, varm bizim Rait'e, demi 'Ben senin bacn isterim.' Bizim Rait de ne zamandr yaknr bacs evde kald diye, o da demi, hay hay. Ama, analm tutturmu, yok, benim gzm mendislere layktr. O ulsuz da kim oluyor!" " E , hani alyordu, kzna k o c a yok diye?" Nesibe, bu lfa da ok gld, "Sen ne diyorsun be guzum? Nazlanacak ki, adam gymatn bilsin! Analm dermi, benim gzm ne mendisler istedi de vermedim. Bir yalvartm, bir yalvartm herifi!" "Peki, kz istiyor mu bu adam?" "stemeyecek de ne edecek? rktr, isteyecek elbet! Gap gibi adamdr, eyi adamdr. M s l m a n adamdr." "yi de, nasl alacak 'rk' kz?" "Hadi, get iine!" talik 'lediini grebiliyordum, Aman, ne

Coraline

aptalsn! Nasl aldn da G n a y anlatt, "Ramize Hanm' grdn ya, o hanm mehur Uncular'n anneleri." " Y o k canm! Hani u pastaneleri filan olan?" "Pastaneler gstermelik. O kadar para pastaneden kazanlmaz. Hayali ihracattan ithalata, uyuturucuya kadar her ey var. Bunlar, be erkek karde, babalar toprak aas. A d a m lnce, byk, topran banda kalyor, dierleri stanbul'a gelip burada i tutuyorlar. Be-on sene iinde multi, multi, multi milyoner oluyorlar. Rumeli Hisar'nda Boaz'a nazr bir apartmanlar var, btn aile o apartmanda oturuyor. Erkeklerin drd de evli, kendi daireleri var a m a yemek, imek, ykanmak, televizyon, btn faaliyet Ramize Hanm'n dairesinde cereyan ediyor. Kendi dairelerine yatmadan yatmaya kyorlar. imdi, gznn nne getir. Evin, Pabahe'den Kandilli'ye kadar gren cephesinde doksan metrekarelik bir salon; 77

tklm tklm eya, biblo, avize, aplik vesaire dolu bir salon ve yerden tavana camlar Msr ii kadife, saten perdelerle sk skya rtlm. Buna mukabil, d kapnn giriinde, sokaa bakan normal boyutlarda bir o d a var. Btn aile oraya doluuyorlar. O kadar kalabalk oluyor ki televizyonun sesi bile duyulmuyor. Buradaki perdeler sedirin rtsyle ayn desenden. Anlalan bir yerden bir t o p b a s m a kapatlm, perdeden minderlere kadar her ey bu kumala kaplanm. O kadar ki benim ilk grdm gn, Ramize Hanm'n entarisi de ayn kumatand. Sedirin stnde otururken kadn nerede balyor, sedir nerede bitiyor belli olmuyordu. Drt tane gelin var, drd de besbelli ayn berbere gidiyorlar, ayn terziden dikmiyorlar. Siyah, V yaka, dar elbiseler. Besbelli, birisi onlara V yaka, siyah elbiselerin kadn ince uzun gsterdiini sylemi. Drdnn de sa ayn sar tona boyanm, buklelerine varnc a y a kadar da ayn. Ayaklarnda st pomponlu yatak odas terlikleri, altn taklar taklar taklar, yeil farlar farlar, lacivert rimeller, mor rujlar, pudralar! Drdnn de elinde birer Hafta Sonu, bir yandan Emel Sayn ne giymi ona bakyorlar, te yandan da kocalarnn o g e c e hangi elence kulbnde olduunu tahmin etmeye alyorlar. Ve tabii, kocalarn hibirisi, h e m e n hibir g e c e eve zamannda gelmiyor, geldii zaman da sarho. imdi bu arada bir Serap var. Serap, Allah affetsin, Ramize'nin kk bir kopyas. Hani, yani uluslararas llerde irkin bir kz! Vardr ya, burnunu kestirsen, boynunu ne yapacan bilemezsin yle bir beden!" "Frncnn ra da buna k oluyor, yle mi?" "Fesuphanallah! Keiye oluyor da! te o kadar bir i, anlalan. Hisarst'nde bir mezarlk vardr, Serap'la orada buluuyorlar. Ve olacana bak, ilk defasnda kz hamile kalyor. in farkna varan Ramize. Evin iinde o kadar kadn var, gelinler kzlar, a m a Ramize hepsinden saklyor. Bir tek bizim Nesibe ile ibirlii yapyor." "Nesibe, bunun evltl, yle mi?" 78.

"Beslemesi. Y e d i yanda annesiz babasz kalnca halas bunlara hizmeti diye vermi. O kadar kkm ki, bulak ykamak iin taburenin stne kardm, evyeye boyum yetimezdi, diye anlatyor. On be-on alt yalarna kadar onlarda kalm, sonra da yal bir adamla evlendirmi, kurtulmular." "O kapcyla evli deil mi? O gen adamla?" "kinci kocas, Abdullah. Yal a d a m evlendikten birka yl sonra lm. Bu kocas Nesibe'den kk. Apartmanlardan birisinde ona da bir kapclk vermiler olmu bitmi. A m a iliki kesilmemi. Ne zaman neye ihtiyalar olsa, 'Nesibe gel,' diyorlar. Bu defa da, bu. Ramize, Nesibe'den krtaj doktoru soruyor. O da kadn alyor bana getiriyor. Ben de bizim Beyaz Dizi Demet'e havale ediyorum. O da bunlar alp gtryor. Aileden kimsenin ruhu duymuyor. imdi de bu adam bulmular onunla evlendirecekler. Dne gideceiz artk!" "Hadi, canm sen de!" demitim! " Y o k canm, gideceiz," dedi Gnay, gld, "sen deil ama ben gitmezsem h e m Nesibe'ye ayp olur h e m de rkerler." "rkerler mi?" "Tabii. Srlarn bildiimiz iin bizi yaknlarnda grmek isteyeceklerdir. o k deerli bir eyini emanet ettiin birinin ortadan kaybolduunu dnsene. Ne kadar rahatsz olursun!" Dn, Hisarst'ndeki evde oldu. B a h e kapsnn nnde son model Mercedesler, apartman kapsnn nnde geliigzel yl yzlerce ayakkab vard. Ayakkablar amurluydu, tabanlar kararm, etiketleri sklm, adi deri giyilmekten alm, kaya dnmt. Rodoplu, kendisininkileri karttnda p e atyormu duygusuna kapld. "Benim ttn rengi yumurta topuklar mezbelelikte utan verici bir refah adac oluturdular." Ellerini bileklerini kmldatmakszn iki y a n a at, " D a h a balangtaki manzara yabanclm sylyordu, ama ne yaparsn? Nitekim, Rait'in byk kz, Sevim koturdu, benim ayakkablar kaldrd, kenara, korumaya ald. Al sa79

Coraline

na bir ayrcalk daha! Brak, tavuklarmzn karmasn -hatrlar msn, A h m e d Arifin yle bir iiri vardr- ayakkablarmz bile karmyordu! Sevim n d e ben arkada, iki taraf rengrenk giyimli gen kzlara, sa spreyi kokularna srtnerek yrdk. Hkim renk krmzyd, hkim kuma saten, hkim elyaf sentetik. Salar, alabildiine kabartlm, tal tokalar, fiyonklar, kollarda ve boyunda altn altn altn. Giriin sandaki basmal o d a d a bir kadn yzne tlbent rtt bebeini ayanda sallyordu. Hemen yannda beni her zaman artan rahatlkla gsn karm m e m e veren bir bakas vard. Sedirlerin arasndaki bolukta eilmi birka gen anne ter iinde ocuklarn tedip ediyorlard. Biz salona yrdk. Bir mumdur, iki mumdur! Hah hah haninna!' belki otuz kadn gbek atyordu. Bu gbek dans, ne kadar kkrtc olabiliyor! Bir gen kz hatrlyorum, gzlerini gbek deliine dikmi, ayakta ikiye katlanyordu. Bedenine ylesine younlamt ki inanr msn, mastrbasyon yaptn dndm! stelik de, bir mumdur, gbek dansna uygun deildir! Ama, rtl rtsz, gen yal herkes oynuyordu, derilerinden fkran buhar gremesen de koklayabiliyordun. 'Ramize Hanm nerede?' diye sordum. 'Burda, gel!' dedi kz, kalabal yard, beni salonun br u c u n a gtrd. imdi, bakyorum, Ramizeler be olmu! ki kzkardei, bir grmcesi, bir de halas var ki tpk kendisi! ' G n a y Hanm, gel, gel otur!' diye yer at. Tabii, tantrmak diye bir det yok, sadece srayla h o geldin dediler, hatr sordular, ben mukabele ettim. Neden sonra, iyice yal olan, hala, sordu, 'Kimdir?' 'Doktordur,' dedi Ramize, nedense doktor olduuma karar vermiti. 'Kocas var m?' 'Yok. Ne yapsn, zavall, bizim T a h a ' y a bakyor, geinip gidiyor ite!'

'Gzelmi de a m a vah vah!' Dierlerinin gzlerini kardklarn hissettim." Gnay'a, T a h a ' y a bakmak iinin de ne demek olduunu sordum, "Taha, Rait'in tek olu. Dil Geliimi Uluslararas Projesi'nde benim incelediim ocuklardan birisiydi ya. Bunlar yle tandm zaten." "Bilmiyordum." "Unutmusun. Hani, diyordum, bir o c u k vard. K o n u m a zrl sanyordum, meer sekiz kzdan sonra domu. ocuk, 'moh!' diyor, anne, sekiz abla, halalar, teyzeler hepsi birden kouyor, 'Su mu, i mi, yemek mi, karnn m aryor?' Olan da hangi seenei benimserse bir 'moh!' daha ekiyor, dilei yerine geliyor. Konumasna gerek yok! te, o o c u k bu ocuk. Ramize, T a h a ' y a bakyor derken, aratrma projesini kastediyor. Neyse. Gzlerini kardlar, a m a aktrmadan szdklerinin farkndaym. Tabii, giysilerimi beenmediler, tabii, takszlma hayflandlar filan. imdi, hepsi ara ara o y n a m a y a kalkyorlar, ama kimse beni armyor! Anlyor musun?" "Beceremeyeceini anladlar demek!" "lk bakta! Normal koullarda byle bir durumda yani, aina olmadmz insanlarn arasnda, biz stnlk taslamaktan, ukalalk etmekten korkarz, deil mi? Ne demek efendim, kimsenin eziklii yok! Tersine, o kadar gvenliler ki, insan kendisine, 'Ben bunlara yaranmaya m alyorum?' diye soruyor." "Bizim Nesibe nerede bu arada?" "Mutfakta, tabii! Gittim, baktm, kazanlarla et, pilav, onlarla urayor. ncecik bir ey zaten. O k o c a kazanlar indirip kaldryor. Bir tek o giyinip sslenmemi. alvar eski alvar, hrka eski hrka. Beni, Serap'n dairesine, eyizleri gstermeye gtrd. Ha, bu arada, ikinci kattan n c kata kyoruz, aydnlktan baknca grnen denize nazr bir balkon var, kuzeye doru. Bakyorum, balkonda bir hareket var gibi. Tekrar bakyorum, bir rdek yle dolanyor!

Coraline

80

81

'Nesibe, rdek miydi, o ? ' 'rdek, abla,'diyor. 'Ne aryor burada?' 'te,' gzlerini karyor, glyor. Bilirsin, nasl gler. Ben de sanyorum ki, balkonu kmes yerine kullanmalarn knayacam dnd iin mahcubiyetinden glyor. Meer yle deilmi. imdi, zifaf odasna kyoruz ya, tl dantel bir yatak. Her tarafta rtler rtler, ilemeler ilemeler. Bunu bu y e n g e ilemi, tekini filan hala, mthi bir emek. Derken, yatan b a u c u n a doru bir b o h a var, Nesibe o b o h a y gsteriyor, 'Oradalar.' ' N e onlar?' Gidiyor, b o h a y alyor, ayor. Byle, drt ke mendiller, etrafnda drt parmak dantel rlm. Ne olduunu anlyorum, tabii. 'Nasl olacak imdi bu i?' 'rdek var ya, abla!' diyor Nesibe, kkr kkr. 'Nasl yani?' Mendillerden -drt tanesini alyor, koynuna sokuyor, bir yandan da konuuyor. 'imdi, rdei kesecem, bunlar bulayacam.' O kadar armtm ki, sora sora, ie yarayp yaramayacan sordum, iyi mi? El cevap, 'rdek kan pespembedir!' Elini bu defa da cebine atyor, 'Bunlar da va!' kard gsterdi, byle mermi eklinde, kaya tuzuna benzeyen bir eyler. 'Ne bunlar?' 'aptr be guzum! Msr ars'ndan aldm.' 'ap m?' apn ne olduunu biliyordum tabii, ama ocukluumdan beri grmemitim. Babam tra olduu zaman kullanrd. Hayal meyal hatrlyorum. 'Anas gtne sokacak ki, sklasn!' demez mi? Bir glyor, bir glyor, yerlere yatyor glmekten! Ben de en bilimsel ha-

limle, elimde ap, inceleyip duruyorum! Tabii, bunu grdkten sonra kalp, damad grmek art oldu. Tekrar aa indik. Az sonra da gelin, damat ve erkekler grndler. Boum boum bir kz o c u u , ter iinde zavall. Beyaz saten dalga dalga sararm. Damat, otuz-otuz be yalarnda a m yarmas gibi bir Rumeli g m e n i . Al al moru mor bir adam. Paldr kldr geldi, herkesin, o arada benim de elimi pt. Bu arada fon mziimiz de, 'Aldrma gnl aldrma!' Hemen arkasndan 'Penceresi c a m c a m a muallim!' Rait'in kk kz kotu bacana sarld, 'Enite, benlen dans e d e c e n ? ' Bunu duyanlardan bir alk, adam ortada bir zeybek tutturdu. Rait ve dier abiler, ellerinde rak bardaklar, geldiler. Plak deiti: Mastika! Ceketler karld, bel kemerlerine asld, omuzlarn, kalalarn birbirlerine tokutura tokutura oynam a y a baladlar. Grlty duyan karlar koturdular, kamu-

Coraline

oyu nnde krk ylda bir sahiplenilmenin keyfini kardlar, bir cilvedir balad! Hemen arkasndan da yemekler ve ar bir rak fasl. Beni -olacana bak!- erkeklerin yanna oturttular, a m a g z m Ramize'de! Nitekim, on bire doru ka gz iaretlerini grdm. Kadn, kzn yukar karacak. Dier Ramizeler de alarmda olmu olmallar ki, h e p birlikte davrandlar, a m a bizim Ramize ne dediyse dedi, hepsini oturttu! Gelinin peinden koan akraba kzlarn da durdurdu. G z d e n kayboldular. Benim de aklm, rdekte! Biz -biz, derken, erkekler- d a h a bir krk be dakika aada kaldk. Burada damat elbirlii ile sarh o edildi, hikyenin de sonu belli oldu. 'elim enite, ielim!' 'elim abi, ielim!' Gerisini Nesibe anlatsn!" Nesibe glyordu, " N e var ki, anlatacak?" " G v e y yuttu mu, bari?" " N e var ki, yutmayacak?" Omuzlarn silkti, burnunu kst,

82

83

gzleri kayboldu, "Mutludur be adam, mesuttur. Bir cahallk etti diye, kalsa myd gzcaz ortada? Cenab- Allahm istemez kullar kt olsun!" "Olan zavall rdee oldu desene?" dedim. "Nin ama? Bir gzel piirdim onu! G z e l c e yediler!" "Kim yedi, diye sorsana," dedi Gnay. "Yoksa, d a m a d a m yedirdiler?" Nesibe'ye d n d m , " Y o k s a damada m yedirdiniz?" "Yeni evlenmitir adam! G , kuvvet lzmdr!" "Adam byle aldatmak..." diye baladm, ne diyeceimi bilemedim, "gnah deil mi?" diye sordum. Nesibe'nin gzleri sahici bir aknlkla ald, "Nin, ama?" Damat yetimdi, fukarayd, kimse ona kolay kz vermezdi. Dahas, Serap' sevmiti. Yarn br gn oluk o c u a karr, gl gibi yaar, giderlerdi. Serap da ona iyi kar olurdu. Fena m etmilerdi?

Coraline
II
Pavloviler, Nesibe'yi, stanbul Sosyal Bilimler Fakltesi Dekan, Prof. Dr. Mustafa Dlger ve einin "Ho Geldin Partisi"nde hizmet ederken tandlar. Parti, Dlgerlerin Rumelihisar srtlarndaki evlerindeydi. Pavloviler, stanbul'un ulu narlarn halen muhafaza edebilmi bu ender kesindeki katl ahap Osmanl evine imrenerek baktlar, "Bizim niye b y l e bir evimiz olamyor?" "Niye, tatlm? Deniz zerinde oturmaktan holanacan sanyordum!" "Evet, a m a insan Trkiye'deyse, Trkler gibi yaamal, deil m i ? "

84

85

Profesr Pavlovi, sonbahar kokusunu iine ekti, "Hakl olabilirsin!" Kapnn zerindeki aslan bal tokmaa bakt, glmsedi, "Rus ii! H o ! " Tokman h e m e n yanndaki zili ald. Kapy, Diana'nn neredeyse yar boyunda, on iki-on yalarnda bir kz o c u u n u n hacminde bir kadn at. illi, ufack yzn, bembeyaz bir tlbent evreliyordu. ri gl desenli bir alvar, izgili bir gmlek, koyu patlcan renkli bir yelek giymiti. Krl sakall, ufak tefek David'i grnce glen yz, ondan bir ba d a h a uzun Diana'y fark etmesiyle sessiz bir kahkaha sald, burnunun etrafnda topland, ekik gzleri kayboldu. "Buyrun, Msy!" dedi ve kenara ekildi. Arnavutkaldrmna, bahedeki ulu narlarn arasndan Boaz' gren giriin iki yanna dizili toprak sakslara ylesine uyumlu bir desen izdi ki kar-koca Pavloviler, Nesibe'nin hemen arkasndan belirecek fesli, kstekli erkeini beklediler. O n u n yerine, top gibi bir kz o c u u , sada, ikinci kata kan tahta merdivenlerden grltyle atlad, "Geldiler mi?" Nesibe'yi kenara savurdu, " H i ! I'm Professor Dlger's daughter. My name is Nilgn! N-L-G-st noktal U-N!" Diz boyu kestii -moda gerei bastrlmad iin kumatan iplikler sarkyordu- blucininin -Levi's!- stnde bir batan bir baa "Grease!" -zamann Broadway'inde o k tutulan bir p o p operann ad- yazan bir tirt giymiti, orapsz ayaklarndaki mokasenin markas "Lumberjack"ti. Diana, uzatlan eli karlad, "Hi!" " N i c e to meet you, Nilgn," dedi, David, "I am David Pavlovitch, and this is my wife, Diana!" "I know!" dedi ocuk, yerinden kprdamakszn ban geriye evirdi ve bard, "Mammi! Misafirlerin geldi!" Diana, Nesibe'nin, ban nne ediini, daha da geri ekil86

diini, duvara yaslandn fark etti. Ayn anda, nde Nevra, arkada Mustafa Dlger, koridorun u c u n d a belirdiler, "Professor Pavlovitch! Diana! Hello, hello! C o m e in! We're waiting for you!" "Mustafa'y Amerika'dan tanrm," diye anlatmt Gnay, "A.I.D. bursu ile gelmiti. Mlkiye'nin, 'Halk ocuklar' takmndandr." " N e demek o ? " "Bilmiyor musun? Derler ki Trkiye ikiye ayrlr; Trkiyeliler, Mlkiyeliler. Mlkiyeliler ikiye ayrlr; Halk ocuklar, O r o s p u ocuklar; O r o s p u ocuklar ikiye ayrlr; Robert Kolejliler, Galatasarayllar! Hi duymadn m?" Duymamtm. "Halk ocuklar, Mlkiye'ye devlet okullarndan duhul ederler. Dil bilmedikleri iin h e m e n her zaman maliyeye girerlermi. Mustafa da bunlardandr. Ktahya, Afyon oralardan bir yerdendir. Kk bir memur o c u u . Zor okumu, kendi imknlaryla biraz dil renmi. Sonra Maliye Bakanl'na girmi, mfetti olmu. Oradan bir burs kapm, Amerika'ya gelmiti. Bu kzcaz, Nevra'y, Amerika'da buldu. 0, ikinci snf zel okullardan birisinde b a b a paras ile okumu, Amerika'ya da baba parasyla gelmiti. Yanlmyorsam, Antalyaldr. Portakal baheleri, turizm iletmeleri filan, fevkalade zengin bir aile. Okula gelirken sahici mcevherler takar, Amerikal kzlarn gzlerini yuvalarndan oynatrd! Mustafa lisansstn bitirince Trkiye'ye dndler. Burada evlendiler. Mustafa, doktorasn Trkiye'de yapt. Sonra, tekrar Amerika'ya, bu defa da grevli gittiler. ocuklar da orada dodu." " O r a d a dourdular demek istiyorsun!" "O h e p yledir! Evli renciler, ne yapar eder, Amerika'da doururlar." Nevra Dlger, Pavlovilere, oturduklar yeri, kapcln yaptklar apartmann yanndaki yeni binada bo daire olduunu haber veren Nesibe kanalyla bulmutu. A n c a k anlalan, 87

Coraline

beklenilebilecein de tesinde ters bir'evsahibine atmlard ki, yllk peine tuttuklar "sper lks" daire, akl sr almaz bir soruna dnt. O yl erken bastran sonbaharn nemli poyraz, Bostonlular bile titretecek kadar keskindi, a m a kalorifer yanmad. Alt katta oturan ev sahibi, hac Laz mteahhit, konumaya gelen Amerikallar o m z u n u n stnden seyreden rtl kadnlarn ieriye yollad, tespihini akrdatt ve ciddi ciddi s o b a kurmalarn nerdi. Merkezi sisteme bal olduundan, scak su da yoktu. Diana, m r n d e ofben kullanmamt. T p g a z gelince, "Ama, Nevra!" diye nledi Diana, "Bu bir bomba!" Kontrat, rica, " H a c Bey, yabanclara rezil oluyoruz!" fayda etmedi, "Hadi, hadi!" diyerek sobann nasl bir ey olduunu hatrlamaya alan Profesr Pavlovi'in yzne kapy kapatverdi adam. Nevra Hanm, kendisini balatabilmek iin ne yapacan bilemedi. Pavlovileri sempatiye bodu, mahrumiyetlerini ksmen olsun hafifletebilmek iin elinden geleni yapt. Her eye karn stanbul'da, kltrl, aydn, toplumun geri kalmln en az Pavloviler kadar yadrgayan, yetersizliklerini nesnel olarak yarglayabilen Trklerin de olduunu kantlayabilmek iin srarl bir a b a sarf etti. "Welcome to .S.B.F. Party", bu abalar manzumesindendi. Cemalettin Eren, sunulan vitrinin bir numaral "obje"si oldu. Akademik kariyeri olmamasna karn " h o c a " sfat ile onurlandrlan Eren, gr beyaz sal, mavi gzl bir adamd. Hacmi itibariyle Nzm Hikmet'i andrrd. O l g u n bir toplulua erimi uzun boyu, elma kokan deri ttn kesesi, gderi ayakkablar, yerine gre beyaz rlanda kazaklar ve balksrt tvit ceketleri ile uluslararas diplomatlar kulbnn herhangi bir yesi olabilirdi. Yurtdnda sk sk verdii konferanslar, dinleyenler iin vn kaynayd, " o k iftihar ettik! Grseniz Trk demezdiniz!"

Drt dili "anadili" gibi konuurdu Eren. Sanat ve edebiyata ilikin "bilmedii konu" yoktu. Keman alard, a m a "sadece bir hobi". Belli bal dergilerde sk grnen denemeleri, h e m e n her gazetenin kendisine ak sayfalan, dost ke yazarlarnn okurlarna duyurduklar gnlk faaliyetleri ile, "Gerekten bir tane"ydi. O gn, Pavloviler, Eren'in dikkatini ektiler ise, Diana'nn "tipik Y a h u d i " kocasndan bir ba daha uzun ve hibir "Batl kadnn olamayaca kadar rk" olmas ile ektiler. Cemalettin Eren'in, Viyana-Londra-Paris geninde "kaba saba" Amerikallara yer yoktu. Diana, "hamhalat'ln, David Pavlovi, "Eski Dnyallarn, Y e n i Dnyallar aalamasn" ararak yaadlar. t e yandan, Nevra Dlger, bir taraftan Amerikallarn h o c a y d a h a iyi tanmalarn salamak iin Eren'e methiyeler dzerken, br taraftan da Eren'in ilgisini uyandrabilmek iin Diana'nn da mzisyen olduunu, " O r i e n t ' l e ilgilendiini, "hatta" slmiyet'i renmek istediini, ne kadar ilgin bir heves deil mi, diye italik 'leyerek anlatt. Eren'in tepkisi, kalarn kaldrarak, uzun bir, " O o o ? " ekmek oldu. Diana, adamn gzlerindeki kmsemeyi o zaman idrak ettiini syledi, "Sevgili Nevra'nn, bizi beendirmeye altn grebiliyordunuz! 'Diana, Trk kltrn tanmaya alyor,' diye aklad, 'slmiyet'i renmek istemesinin nedeni de bu!' diye ekledi! Biliyor musun, gerekten urat kadn! Ve Tanr biliyor, nedenini anlamadm! O n u grmeliydin Gnay, adamla aktan flrt ediyordu! Bizi beendirmek iin! S e n bunu anlayabiliyor m u s u n ? " "Sanrm," diye mrldanm, lf deitirmiti Gnay, "e yarad m bari?" "Tabii ki hayr! Biliyorsun, Eren ar bir aksanla konuuyor. Oxford ngilizcesi. David'le b a n a dnd zaman, aksann daha da arlatrdn fark ettim. Bizi ezmeye alyordu, anlyor m u s u n ? "

Coraline

88

89

Gnay, elenmeye balamt, "Eeeh? Sen ne dedin?" "ardm, tabii! 'Trk ulusu diye bir ey olduuna gre, Trk kltr de olmal!' gibisinden bir eyler mrldandm hatrlyorum." "Buna cevap verdi mi?" " O h , yes! A m a n c e uzun uzun beni szd! Biliyor musun, adam aktr! Bedeniyle evresine mesaj veriyor!" " N e mesaj?" " K o n u m a yeni bir mecraya yneliyor! 'Susun ve beni dinleyin!' mesaj! Ayn zamanda, gzlerini ksyor, uzaklara bakm a y a balyor! Derin dnceye dalm gibi! Ne demek istediimi anlyorsun, deil mi?" "Devam et." '"Demek byle dnyorsunuz, kk hanm!' diye srdrd, 'Demek bizim tanmlanabilir bir ulus olduumuzu dnyorsunuz?'" "evredekiler heyecanla kprdanm olmallar," dedi Gnay bana, "malum, Cemalettin Efendi ta gediine oturtmakla nldr!" "Sosyal sadistlerden!" "Eh! Ama, Osmanlya daha yakn kuaktr. Daha terbiyelidir," Diana'ya dnd, "Affedersin, szn kestim!" " A s l n d a bizde ulus kavram yenidir,' diye balad. 'Bildiiniz gibi, stanbul'un fethinden sonra Trkler, Osmanl mparatorluu'nda yaayan dier Hristiyan ve Mslmanlar gibi, onlarca milletten bir tanesi haline geldiler. Ve aznlktlar. Ulus kavram, bize ok sonralar, M u h a m m e d ' i n mmeti olmaktan kurtulduumuz zamanda gelimeye balad. te, bu nedenledir ki, bizler ulusumuzun gemii zerinde henz bir akla varm deiliz!'" "aka yapyor olmalsn! Bunu sylemi olamazlar!" (Bu bendim!)
90

"Hayr, aka yapmyorum", dedi Diana, "Gnay'n o akam bana Ziya Bar'da Trklerin gemiini anlatrken o kadar arm olmamn nedenlerinden birisi de Eren'in anlattklar ile hi badamyor olmasyd zaten!" "Eeee? D a h a neler dedi?" "David de ard, hatta araya girdi, 'Trklerin tarihleri hus u s u n d a konsensse varmam olduklarn bilmiyordum!' dedi. Bunun zerine, Eren, k o c a m a dnd, 'Size h o bir fkra anlataym, profesr' dedi, 'bir dostumun oluna, ilkokul snavnda, Trklerin anayurdu neresidir, diye sormular, ocuk, Orta Asya'dr, diye c e v a p vermi. retmenler glm ve T a n r ' y a kr, o c u u snfta brakmamlar!'" Bu noktada, G n a y b a n a dnd, "Ben bunu biliyorum," dedi, "Bu, Sabahattin Eyubolu. Denemelerinden bir tanesinde vardr. Yanlmyorsam, h e m e n arkasndan da Atatrk, Trk tarihini neden kendi yazmad da, bilim adamlarna brakt diye yaknr!" "Olamaz!" "Vallahi! imdi kalkar, bulurum sana!" " N e konuuyorsunuz?" "Sonra sylerim. Devam et, ltfen." "Sonra, 'Grdnz gibi, bilginlerimiz, gemiimizi, bu topraklarn dnda gtrmedikleri yer brakmadlar,' dedi, dinleyicilerine dnd, tabii, imdi anlyorsunuz, partidekilerin h e m e n hepsi etrafmza toplanmt, 'Maalesef, Atatrk bile gemiimizi snrlandrmada diledii akla varamadan gt. Bu ite, kendi saduyusuna bavuraca yerde, nedense, bilginlere bavurdu!' dedi." "...tirsin, efendim!" T r k e kfretmitim, a m a Diana anlamt, "David'i grmeliydin!" dedi, "Gzleri alm yle dinliyordu, bana aman, sakn kesme, brak konusun, mesaj gnderdi. A m a adamn zaten yle bir niyeti yoktu,
91

Coraline

'Gerilere gittike,' diye aklad, 'milletlerin tarihleri birbirlerine kartna gre, bilginler her millete diledikleri gemii verebilirler. G e m i i snrlandrma, milletin bugnk hayatyla ilgili ve ister istemez keyfi ve hatta duygusal bir itir!'" "Bu kelimesi kelimesine Eyubolu," dedi, Gnay, tekrar. Yz, anlatageldiim, transandantal acyla burulmaya balamt. Diana'ya dnd, "David, ne dedi?" "0 kadar armt ki! 'Bilime inanmyorsunuz, galiba!' gibisinden bir eyler mrldand. Bunun zerine adam, tepeden bakan bir tavr ald, 'Azizim, profesr,' dedi, en ngiliz haliyle, 'nsan, gemiiyle hesaplaarak geliir. En ileri milletlerin gemilerini en iyi bilen milletler olmalar bundandr. Bu konuda bilginlere den, milletin kararlarn ve yeni duygularn beslemektir. stikll Sava'yla yeniden doan milletimizin karar nedir? Snrlarn kanyla izdii topraklar iinde kendi gcyle ve her tekine hangi rk ve dinden olursa olsun, ayn haklar vererek yaamak deil mi? Bu kararyla milletimiz gemii uzaklarda deil, kendi topraklarmzn iinde, ektiimiz budaylarn kknde aramamz istiyordu!'" Gnay, bana bakt, italik'ledi, "Turgut Reis, 21 Austos 1565'te, Nice'te karaya kt. Marsilya. Hangi birini 'Turgut Reis deil, Barbaros Hayret-

ket insannn bekledii, zledii deerlerdi. Att eyler ise, aslnda zaten lm deerlerdi. Tanzimat'tan bu yana, nice yenileme emeklerimizin b o a gitmesi, topramz ve topramzn insann iyi bilmememizden trdr. Atatrk'n emekleri, topramz ve topramzn insann iyi bildii iin b o a gitmemitir.'" "Diana, David ne yapt? Nasl ald btn bunu?" "David... David, sersemledi! Akas! Bunu anlamalsnz," bir G n a y ' a bir bana bakt, "yabanc bir lkede ok zor oluyor! Hele de Trkiye'de! Sizler ok gururlu insanlarsnz! Sizlerle -sizin ikinizi kastetmiyorum, genel olarak Trklerle demek istiyorum- konumak ok zor! (Bu defa da ben italikledim, ltifat m, hakaret mi bu? Dpedz, Hrtsnz!' demiyor mu?) David, zaten lml bir insandr, stelik Atatrk'n dnyann tand en byk liderlerden birisi olduu kukusuzdur, ama bizim gzlemlediklerimiz Eren'in syledikleriyle akmyordu. David, bunu syledi; halkn, ge-

Coraline

leneksel deerlere srarla sadk kalmaya almas hususunda ne dndn sordu. Bu sorunun sorulmasn bekliyor olmalym ki, adam keyifle arkasna yasland, like so... (Diana, Eren'in taklidini yapt!) 'Kltr emperyalizmi diye bir kavram var,' diye balad, 'Bu kavram ortaya atanlar kimlerdir, dersiniz?' Bizden baka herkes biliyor olmalyd ki, evremizdekilerin yzlerinde inceden bir glmseme belirdi, 'Pierre Loti,' dedi gzlerini David'le bana dikerek, 'Pierre Loti! O Pierre Loti ki, Bat kltrn benimsemek isteyenlere kar arafl, peeli, inallahl-maallahl Dou kltrn srdrmek isteyenleri tutuyordu! Batl emperyalistlerin istedikleri de buydu! Aman, Doulu, Doulu kalsn!' Bunun zerine, David, 'Cezayir'i destekleyen Fransz dnrlerini' nasl deerlendirdiini sordu. 'Onlar ok bakayd, tabii!' dedi, Eren, 'Onlar ok bakayd. Ama, onlar da, ok iyi niyetlerle de ol-

tin; 21 Austos deil, 21 Temmuz; 1565 deil, 1543; Nice deil, dzelteceksin?" "Honestly! Trklerin dnce tarzn renmeye alyorum, ama milletlerin tarihlerini kararla belirlemeleri fikri o k garip geldi" diye srdrd, Diana. Konuurken, bir yandan da uzanm, Gnay'n elini okamt. Bu okama, milletini aalamak gibi bir niyetim yok! nan bana, okamasyd. 'Bu konuda bir referandum filan m yapld?' diye sordum. Yine, o stnlk taslar havasn taknd, 'Hayr, ama,' dedi, Eren, 'bu milletin ounluu ile kim Atatrk kadar senlibenli olmutur? Getirdii yenilikler bu memle-

92

93

sa, Araplarn Arap kalmasn, Bat'nn kltrnn bir emperyalist ve burjuva tuza olarak grlmesini istiyorlard." G n a y ' a dnd, Diana, " S o my dear lady," dedi, "grdn gibi, bizi sevenler de var!" " H i kukusuz!" dedi, Gnay. "'Dnn ki, Fransz emperyalizmine kar savaan bir Cezayirli, Parisli okul arkadalarndan ald hzla u sz biliyordu,' diye srdrd ve bir alnt yapt, 'Moliere'in bir komedyas Cezayirliler iin Fransz tank taburundan ok d a h a zararl ve tehlikelidir.' Hoppala!" Gnay'la, aramzda yle bir italik'leme geti, - Ne kadar hakl! Ama, -Papa'nn kerhane - O da ne demek? - Hani, o fkra vardr ya, Papa, New York 'u ziyarete gidiyordur; York uakta gazetecilerden kerhaneleri hakknda "New birisi sorar, ne "Papa Hazretleri, New hayret dnyorsunuz?" Papa, hangi balamda? balamnda? hikyesi

itiriyor. Ktlkler saptrlyor, sradan vakalara indirgeniyor. Ve Moliere okurlar muhalefet grevlerini yapm insanlarn huzuru iinde pasifize oluyorlar." Diana, o esnada, Eren'e bir soru sormak iin azn atn a m a adamn kendisini, "Sizinle d a h a sonra konuacaz, Madam!" diye terslediini anlatyordu. " M a d e m , Bat smrgendir," diye srdrmt Eren, "Bat kltr de smrgenliin boyunduruundadr. (Diana, "Aynen!" diye nlemi, a m a kocas, kolundan ekmiti, brak konusun!) "Kltr emperyalizmi kavramn ciddiye alan aydnlarmz, 'Emperyalistlerin klc ve kltr ayn eydir. kisi de ayn yklas gcn iki ayr belirtisidir,' diyorlar. Bir Descartes, bir Racine, bir Saint Simone, bir Flaubert, bir Rabelais, niin emperyalist ua olsun? stelik, Bat kltrnn an erefi olan Kari Marx'a hayranlar. Y a , o da, hakldan yana grnp, dolambal yollardan emperyalizme hizmet ediyorsa? Deil mi, efendim?" Diana, adamn sayd o n c a isimden aklnda bir tek Flaubert'in kaldn itiraf etti, "Bir-iki bardak da imitim, biliyor musunuz? Saldm gitti: Bat kltrn, Bat smrgeciliinden nasl ayrabildiinizi anlayamyorum! Bunun en yakn rnei, ran'dr. Sanyor musunuz ki Amerikan hkmetleri, halkn, aydnlarn, niversite-basn-sanat evrelerinin desteini almadan byle bir ie giriebilir? Bylesine destek, kltr msait olmasa verilir mi? Bence, o Cezayirli ok doru sylemi, evet, emperyalizm bizim kltrmzn doal sonucudur!" Bundan sonraki konuma (mealen!) yle geliti: "ran? G o o d Lord, M a d a m ! Umarm, bize ran' savunmayacaksnz! O gruh, o dehetengiz y o b a z srs gnde yzlerce a d a m asyor! 0 lgn Humeyni, insanln selameti iin durdurulmaldr!" Anneme ne kadar uygun bir koca olursun?
95

ve dehet iinde,

York'ta kerhane var m?"

Coraline

- Ve ertesi gn, gazetelerde sekiz stun manet, "Papa ua alalrken sordu: New York'ta kerhane var m?" Hikyemize devam etmeden, unu da belirtmeliyim ki, Gnay, Sabahattin Eyubolu'nun o denemesini buldu. Eren, gerekten de, adam, satr satr tekrarlamt. Ancak Diana'nn bize nakletmedii birka cmle daha var ki, onlar da ben eklemeliyim: "...Buna, Cezayirlinin Moliere'e ilikin szlerine, drt keli, bir szdr! Sarayllar din smrgenlerini hazrlayan saylsn?" de da, aykr bir dnce bile denmez. Bu yalnkat, rusu yusyuvarlak, ratlar da, uaklk gsterip, kltr kabams ve daha doaristok-

burjuvalar da, para babalarn da, para babalarna halka gln niin Byk Devrimi'ni adam Moliere,

eden yobazlar Fransz emperyalizminin

"Syle bakalm, G n a y Hanm, niye saylsn?" diye sordum, "nk," dedi, Gnay, "bu anlatm yaanlann niteliini de-

94

Karsnn gznde "vahi Kzlderili parlts" dedii yakalayan Profesr Pavlovi, devreye girmek zorunda kalmt, "ran'n durumunu deerlendirebilecek kadar bilgili deiliz, tabii! Sanrm, Diana'nn demek istedii yanl anlald. O n u n sylemeye alt, Bat'nn karlarn ksa v a d e d e deerlendiriyor olmasdr. Y o k s a doal olarak, bizim ran' savunmak gibi bir konumumuz olamaz!" Szlerini bitirdikten sonra sevimli, sevimli glmsemi olmalyd! "Ah! Lakin, azizim, btn mesele de bu ya! yle zamanlar vardr ki, karmamak kabullenmek anlamna gelir! Eer, medeniyet barbarla izin verirse, barbarln devamn arzuluyor demektir! Esas emperyalizm budur! Tabii, siz, ran'la snr deilsiniz! ran'n ad kalmas iinize gelir! Petrol bu! Zaten, efendi, yeni Trkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal, Bat smrgeciliinin amansz dman, Bat kltrnn kulu klesiydi! Mustafa Kemal, emperyalizmin ylesine karsndayd ki, kendi milletinin emperyalist tarihinden bile tiksinmi, Osmanl emperyalizmini milletin belleinden silmeye kalkmt!" Diana Pavlovi, anlatt, anlatt, sonunda Rodoplu'ya dnd, "Okey, lady! Ne diyorsun?" Sabahattin Eyubolu anlataym? bir msteriktir diyorum, ama sana ne

"Ama, btn bunlar Yunan," diye nledi Diana, Gnay'a dnd, "Trkler, Akdeniz havzasna on birinci yzyln balarnda geldiler, diyen sen deil miydin?" "yle, denebilir." "Anladm! Yer edinebilmek iin isim deitiriyorsunuz! Tpk Amerikan Yahudileri gibi! Biliyor musun, David'in cemaatinden birileri 'Pavlovi'i brakp, Anglo-Sakson izlenimi versin diye 'Peterson' adn aldlar! Sizinki de bunun gibi bir ey! Deil mi?" "Belki." G n a y ' a d n d yine, " K o c a m byle konumamdan nefret ediyor, ama Eren'i sevmedim." "Niye?" "Sanyorum, nk, ruhsuz bir zek, olabilir!" Ben de G n a y ' a dndm, italikledim, malumat istifisi? Ama, G n a y ' n akl baka yerdeydi, "u ruhsuz zek tanmn aar msn?"

Coraline

Diana, bu tanm kaynpederinden duyduunu syledi ve bize David Pavlovi'in daha n c e naklettiim hikyesini anlatt. Gnay'n, "hangi lkeye giderlerse gitsinler yanlarnda tadklar portatif bir anavatanlar var" dedii Yahudilerin hikyesini byk bir ilgiyle dinlediini hatrlyorum. Ben, d a h a o k David'in, Diana zerindeki yasaklayc gibi grnen etkisini merak ediyordum, "Profesr sana niye kzd?" "Kzgnlk deil... Bak, David bir akademisyen. Nesnel olmak zorunda, t a m a m m? Benim duygularm onu etkileyebilir ve David bunu istemiyor. 'Duygularn kendine sakla!' diyor." "Konuamyorsunuz, desene." "Amerika'da byle deildi, nk hastalarn tanmyordum. Burada, onun kariyerine dahil olmu gibiyim, anlyor musunuz, dikkatli olmam gerekiyor. A m a nemli deil, benim de yapacak ilerim var! imdi, bir de tam gn hizmetim var! nanabiliyor musunuz? ocuklar brakabileceim artk!"
97

Gnay, bunu sylemedi, omuzlarn silkmekle yetindi, "Eren, sizlerden birisi," dedi, "Profesr Serne gibi. Zihninde kurduu bir yaplanmaya delil bulmaya alyor." "Honey," Diana bana dnd, "bu hanmefendi bana ar geliyor!" "Unut gitsin!" "Hadi ama! Syle bana, neyin peinde bu Eren?" Gnay'n konumayaca akt. Osmanl medeniyetini h e m Orta Asya'dan hem de slmiyet'ten kurtarp, Anadolu, zellikle de Ege ile zdeletirmek gayretlerini zetlemek bana dt. Erhatlar, Halikarnas Balklar, Dinolar, vb. vb. anlattm.
96

Nesibe'nin, Pavlovilerde almaya baladn da bu ekilde rendik. Anlalan, partide, Diana bir ara Eren'in elinden kurtulmu, Nevra ile "kadn kadna" konuabilmiti. Bu konuma srasnda ocuklar bebek bakcsna braktklarn, bu nedenle eve erken gitmek zorunda olduklarn syleyince, Nevra Hanm, bir hizmeti tutmasn nermi, h a t t a bu i iin elinde uygun birisi olduunu sylemi, Nesibe'yi gstermiti. " o k ho bir insan!" diye anlatt Diana, "Biliyor musunuz, bizimle ayn sofraya oturmuyordu. 0 kadar ezik ki! Belki, Trkler yeterince demokratik olmad iin. Biliyor musun, Nevra'da alrken onlarn sofrasna da hi oturmam. H e p mutfakta yermi!" "Bunu kendisi mi syledi?" "Hayr! Bir gn, beraber le yemei yerken Nevra urad. Bira iiyorduk. Nesibe'nin, Nevra'y grnce ok rahatsz olduunu hissettim. Bira bardan saklad. Biray ona David vermiti, izinsiz alm filan deildi, ama yine de saklad. Taban ald, mutfaa gitti, yemeini orada bitirdi," duralad, " O n u n iin bir eyler yapmalym!" Gnay'n kasldn hissettim, " N e gibi?" " O h , I don't know! A m a bu eziklikten kurtulmal! Gven kazanmal! Bir insan olduunun farkna varmal!" Gnay'n kasldn hissetmitim, ama bu kadar sert bir tepki vereceini asla dnemitim! "Keep out, Diana!" dedi birden, "Nesibe'den uzak dur! Deitirmeye kalkma!" Diana da armt, "Neden ama?" diye sordu, "Hayata geirebilecei pek ok becerisi var!" Yannda, yerde duran antasna uzand, bir paket kard, at, "Bak, bunu o iledi!"

Beyaz bir kuman zerine G n a y ' n kanvie dedii bir ile ilenmi bir gl gsterdi, "Mkemmel deil mi? Naif ve etkileyici!" "Ve o k sradan!" dedi, Rodoplu. Diana, deseni yukar kaldrm, bir tabloya bakar gibi hayran hayran szyordu. G n a y ' a kukuyla bakt, " N e demek istiyorsun?" "Trkiye'deki Trk kadnndan biri bunu mutlaka iler," dedi Rodoplu, sakin sakin. " Y a sen? Sen ileyebilir misin?" "Evet," dedi Gnay, "ileyebilirim. Nesibe'ye olmayan nitelikler atfetmekten vazge." " A m a neden? Bunu Amerika'da kaa satabileceini biliyor musun?" "Amerika'da. Burada deil!" "Ben ona yardm edebilirim! Yardm edeceim!" " N e zamana kadar?" "Edebildiim kadar! Bak, benim Nesibe'ye yardm etmeme kar msn?" "Bo umutlar vermene karym!" "Niye bo umutlar olsun?" "Bak, Diana, kendine bir iyilik et! Nesibe'den renmeye al, retmeye kalkma!" Rodoplu'nun otoriter sesi, Diana'y fkelendirmi olmalyd, yerinden hzla kalkt, parman itham eder gibi uzatt, "te bunu demek istiyorum! Senin gibi Amerikallam bir Trk bile self-help nedir, bilmiyor! Nesibe'ye, kendi kendisine yardm etmesini retebilirim. Sen de retebilirsin! Beceri gelitirebilir. Yani, aslnda, bunu sizin hkmetiniz yapmal! Beceri kurslar aabilirler, deil mi!" Gnay, glmsemeye balad, "Sen kendini ne sanyorsun, Diana?" diye sordu, "Lanet olasca bir Bar Gnlls, filan m?" "Hell!" diye nledi, kendisini yine oturduu koltua att Diana,

Coraline

98

99

"Siz, ne yardm edeceksiniz ne de bizim yardm etmemize izin vereceksiniz, yle mi?" "Aptallama! Sana, kadnn bast yeri sarsacak birey yapma, diyorum, hepsi bu! Sizde alyor olmas yeterince J sarsc olmutur, zaten!" ' Diana, d a h a da ard, yeil gzlerini kocaman kocaman at. " A m a neden?" diye kekeledi, "Biz kt insanlar deiliz. Onu ok altrmyorum! Zaten o kadar az kazanyor ki!" "Bak, siz, zaten aydan gelmi mahlklar gibisiniz! O n a asla nfuz edemezsin! Sizi ancak taklit edebilir, anlamyor musun? Ve siz gittiinizde o burada kalacak!" "Sama!" "yle mi dersin?" "Asl mesele ne biliyor musun?" "Syle." "Sen, sekincisin! Bir yerliyle iliki kuramayacak kadar sekincisin! Ve Nesibe'ye stnlk taslyorsun! unu syle bana, Nesibe ile sinemaya gider miydin?" "Hayr." "Niye, hayr?" "Zevklerimiz tutmazd. Arkadam da deil." "Niye? Sende alt, deil mi?" " yl." "Yine de arkadan deil! Neden? nk sen arkadan olsun istemedin!" Rodoplu'nun duraladn, dndn grdm. "Senin 'arkada'tan ne anladn bilmek isterdim," dedi, bir sre sonra, "bir de, tabii, Nesibe ile benim arka-plan farkllmz anlaman zor olabilir." Diana, kk bir zafer kazanm gibi glmsedi, "Grdn m?" dedi, "Sen Amerikallamsn, o sahici Trk!" "yle dnyorsun, deil mi?" dedi Gnay, dnceli dnceli. Diana'nn, yakalad avantaj brakmaya niyeti yoktu. 100

Uzand, G n a y ' n elini okad, "Byle konutuum iin bala, a m a Nesibe'yi sizlerden daha ilgin buluyorum!" "Bizler kim, Diana?" "Sen, Mehmet, Nevra, Tlin... sizler ite!" Gnay, anlamak ister gibi yeniden duralad, Diana, aklama getirmek ihtiyacn duydu. Ellerini iki y a n a att, evdeki eyalar gsterdi, "Btn bunlara bak," dedi, "yaam biimine bak! Nevra'nnkine bak! Yani, onun evi ile anneminkinin arasnda, tamam, annemin evi d a h a byk, fark yok! Tanr akna, Nevra'nn mutfak tezghnda Kellogg'un msr gevreini bile grdm! Sizleri yadrgamyorum, anlyor musun? Oysa, yadrgamam lzmd! Buras, Trkiye, deil mi? Y o k s a yanl bir adreste miyim?" R o d o p l u ' n u n a m a z a dt ender -ama o k ender!- durumlardan birisini izliyordum. Keyiflendiimi itiraf ederim! "Bilinmezin albenisi!" dedi, sonunda. afak' dndne b a h s e girebilirim. " N e demek istiyorsun?" "Biliyor musun, ben de Amerika'dayken Trk lokantalarna gitmek istemezdim. Sen niye isteyesin?" "Ah, yapma! Bunu demek istemedim! o k iyi bir a olduunu biliyorum ama... bunu demek istemedim!" Bu k o n u m a d a n az n c e sofradan kalkmtk ve G n a y gerekten uluslararas diyebileceim trden iyi yemek piirirdi. Uzand, bu defa da o Diana'nn elini okad, "Ben de o n u demiyorum zaten!" "Bak," dedi Diana, "seni seviyorum. Duygularn incitmek istemiyorum! Darlma, olmaz m?" R o d o p l u skld, "Ltfen, Diana, aptallama! Seni anlyorum. Sahici Trkleri bulmak istiyorsun. Git ve bul! Ama, n c e dili renmelisin!" "Ama, reniyorum," dedi Diana, "David ile ben, fakltenin yabanc renciler iin at Trke kurslarna gidiyoruz. Alt hafta oldu!" 101

Coraline

" H e ! " dedi Nesibe, neeyle, "Purtnmlar, yle dedi, hanm." "'Purtn' da neymi?" "Keiin bir trdr, zahar," omuzlarn silkti, "ok zlrlermi sa Efendimize." "Niye?" "Eh, ldrmler ya sa Efendimizi! Cenab- Allah'n oulcuuyum demi, ldrvermiler!" "Anladm!" " H e ya!" dedi Nesibe, ciddi ciddi, "Ben derim ki, ldrmek niun? Gtrverelerdi bir hocaya, fleyiversin! K o s g o c a sa Efendimiz ldrlr m ? " o c u k azarlyormu gibi ban sallad, yemenisi zld, glverdi, "Dayan, sorar bana, 'Sen, Mslman msn?' Ben de derim, 'Helbet, Mslmanm, Elhamdullah.' Derim, 'Benim amucam, hafz d. O, derdi ki, sa Efendimiz, Allah'n olu deil! Onu, anas gocasz dourdu diye, babas Allah'tr, dediler. Allah, ne evlidir ne evlenir. Allah, peygamberlerin gaibine dourur, der ki, sen bakan ol, bu adamlar temiz dine ek!'" Ciddileti, "imdi, bir sr vardr, oumulardan duyarm ben: Meyrem. Cenab- Tanr, emretmi melaikesine, 'Git, bu gadnn yeninden fr, hamile olsun uyurken.' Kimi de der, gzcaz bir oban orada, batrm, kirletmi, hamile." Duralad, dnd, "Byle olacak heral!" glverdi, "Eh, Cenab- Tanr akll d o m u o o c u k diye, gullannn bana koymu, Eh, Frenkler de, pitir denmesin diye g o c a bir sa Efendimize, babas Allah'tr derler." O n a y ister gibi baknd, " G o c a bir sa, pi mi densin? Eh, Allah'n gocas, gars var m? O bizi yaratt, gar-goca, derim, Dayan'a. Bizi seyreder. Allah garr dnyaya. Nerede ararsan, oradaym. Eskiden ne 103

Coraline
III
Nesibe, Gnay'a, iten ayrlacan sylemektense, kaybolmay yeledi. -drt hafta grnmedi, sonra yolda rastlad Tlin'den hasta olduunu (oysa deildi, afak'n o c u u n u aldrmt) renince ziyaretine geldi, G n a y yatyordu. Nesibe, onu oyalamaya alt, "Drt numero da tutuldu ama Ahmet Efendi gene de yakmaz kaloriferleri," diye dert yand, "niin yakmaz, bilmem ki! Gnahtr, gvurlara! Titrer dururlar gn boyu, paralarynan! Dinlemez Ahmet gvuru, eziyet eder insanlara!" "Sakall Amerikal ile kars, deil mi? Senin almaya baladn insanlar?" 102

dua yapsalar kabul olurmu. imdi, inanr myk ki Allah'a, duamz kabul olsun? Bazs imdi, 'Ne Allah'dr?' der, 'Bizi babamz yaratt!' O n u kim yaratt diye sorarm, 'Babas,' derler, giderler." "Kim diyor byle?" "Bizim orada, talebeler var. Onlar byle der." Diana ile yaptklar din sohbetlerinden etkilenmi olmalyd, birden gzleri dald, "ldmzde ruhumuz nereye gider?" diye mrldand, kendine gelmi gibi silkindi, glverdi, "Allah'n yanna, der, oumular. Benim duyduum, Allah'n bir mevkisi varm, ruhlar oraya gidermi. Bu tecrbe dnyasym. Bizi teki dnyada meclise ekermi. Bakalm, hangimiz eyiyik, hangimiz ktyk. ki yol gstermi; bu iyi, cennete gider, bu kt, c e h e n n e m e gider. S a d e cennet olayd, d a h a iyiydi. Allah, iyi bir eydir. Ne iundur, cehennem, bilmem ki! Derin okumular bilir. Kur'an- Kerim okur, anlar. Bilir." Y i n e duralad, "Abla, bilirmin, Abdullah istemez onlara gideyim!" "Niye?" diye sordu, G n a y . "Bilir miyim? Gvur garsdr ama bin M s l m a n ' a deimem! Paras da eyidir, hemi de, bizim hanmlar gibi barmas, armas yotur. Banyoyu, neyi, o v d u m ovmadm, garmaz. Bamda dikilip galmaz yle!" Yemenisini zd, balad, "Ben de bacsna dedim, 'Sen o gardana syle, er a d a m a yakmaz avrad el gapsna koyup gitmek,' dedim. 'Bebeler bir balarna bekleirler zabahtan akama dein. M a d e m , godu, bunun paras eyidir.' Hemi de, dakka ba yle gaveymi, aym, istemez. Garlar doparlayp doparlayp evi batrmaz. Eyi gadndr, Dayan! 'Syle, gardana byle!' dedim. Z a b a h t a n kar gider, gapalarya. Artk akama dein, hal imi, kilim imi, doplar gelir. Evin her bir yanna, ayet-i kerimeler ast, oumularn dualarn goydu. yle altn kapl, Kur'an bile ald, ama okuyamaz." 104

"Okuyamaz, yle mi?" "Okuyamaz," dedi Nesibe, " a m u c a m vefat etmemi olayd," diye hayfland, "ona anlatrd ne soruyorsa. Zabahtan akama okur da yine anlatamaz! Gnahtr! ki kelime retiverirdi, gvurcua!" "Trke rendi mi ki, kadn?" "Sen de benimle elen! Amerikaldr, nasl gonusun Trke? Ama, efendisi bilir. O, hocadr, yksek mekteplerde", deyip glverdi, "'Sen gardana syle,' dedim, 'ynetici sorar durur nerededir diye.' Gelsin, gesin iinin bana. ocuklar, babalarn ister." "Abdullah, yine mi kayboldu?" " H e ! " dedi gld Nesibe, "Gayboldu!" "Peki, ne yer, ne ier bu a d a m ? " "Bilir miyim? Balk tutar zahar! Gapclkta darlanr, be guzum! Sevmez hi, gapclk yapsn!"

Coraline

"Yine iiyor m u ? " "er ya! Bir bakarm, bizim Msy, bebenin boklu bezlerini ykar. Dayan yok ortada. Gelmez eve yatsdan nce. ektim kenara, dedim, 'Eyi gadnsn, h o gadnsn a m a eziyet eden bu herife!' Dayan, der, 'Senin goca, hi yardm etmez mi sana?' Erkek ksms, bilir mi ki yardm etsin? Ne bilecek? Gar gibi o c u k pplar adam! 'Bizde olmaz, ayptr!' dedim, Dayan'a. Msy, bir gld, bir gld. Keyiflendi a d a m doru sylerim diye!" Bu defa da ben sordum, "Hangi dilden sylyorsun, bunlar? Trke anlyor mu ki?" "Anlar, anlar! Anlamadn da ben efendisine sylerim, o anlatr ona. Aklldr bu gvur ksms!" " y l e mi?" "Aklldr, ya! Bana sorar, der ki, 'Nerelisin, sen?' Ben anla105

mam. Getirir gor nme bir harita. Ben, okuma bilir miyim ki haritadan anlayacam? Ben, derim, 'yrk,' Msy, 'yrk!' Msy, kara kitaba bakar, anlamaz. Ben, derim, babam sara idi, gene anlamaz." "Babann sara olduunu bilmiyordum," dedi, Gnay, yorgun bir sesle, "Sara idi, ya. Katrlarn kolanlarn dikerdi. Halam vard, benim. Paketilen iplik alrdk, makinann azna verirdi, ilerdi. o r a p ilerdi. zinde giderdim ben ona. Beraber ilerdik, biz ikimiz." "Makineyle, ha? El rgs, deil?" "Git iine!" dedi, Nesibe, yemenisini z d balad, yine, "Elle baa kar m? Makinaylan ilerdik. G o c a m , kaynyd bu halamn benim." "lk kocan?" " H e ya. Garlarla geinemezdi adam, ocuklar var diye. Biz ahmaktk, yavatk diye, analmla bir oldular, sokuturdular bizi." "Ramize ile?" " H e ya. Sonradan duyarm, Ramize demi, halama, 'Benim olanlar erkek oldu. Baederim edemem, gayri sen bilirsin,' demi. Verdiler bizi yal adama ocuklarn ekelim diye. Ksmet, kader idi," ho bir eyler hatrlam gibi glverdi, "Byk gz dverdi adamn beni. M s y ' y e dedim de, 'Fena, ok fena!' deyiverdi. Ne edecen? Biz, artk sustuk. Dvdyse de, svdyse de oturdum, gamadm." "O adamdan hi o c u u n olmad deil mi? Bu ocuklarn ikisi de, Abdulah'tan?" "Adam, ihtiyar idi. Artk, ocuklarnn eziyetine katlandk, durduk. Dayan'a derim, 'Adamn yedi gars var idi, on bir de o c u u , ' inanmaz, Dayan!" Glmekten konuamyordu, "lk gars," dedi sonunda, "Aye. O, Emine'nin, Hseyin'in 106

anas. O kadn, ld. Sonra, Meryem isminde bir kadn vard. O kadnla, on be sene geindiler. Sonra, benim herif, kalkar bir gz sever, komusu. Karr gz, baka eve kor. Jandarmalar gelmi, sokaklar dolmu, gz km evinden, 'Kendi rzamlan geldim,' demi. O vakit benim herifi brakmlar, 'Nikahlan, otur!' demiler. Meryem balam barmaya, 'Boa beni, m a d e m gz karttn!' A d a m da boam, napsn? Gz da, gelmi Meryem'in evine. Adam, o k severmi gz, 'Glm, Glm,' diye severmi. Bir gn komusu gitmi bu Gl Hanm'n evine. Gl Hanm, ierde, komu kadn ile gonuurken, komusunun gocas gelmi, garsn aramaya. Kapy aldndan, G l Hanm km, konumu adamlan. O a d a m a konuurken, benim herif de keden kagelmemi mi? Gelmi, bir gzel d v m Gl Hanm'. O kadn da, o c u u n u brakm gitmi anasnn evine, adam onu dvd diye. O vakit, adam napsn, Gl Hanm' da boam, Kskand adam! Eski kafa insanlar, byleydi. Gl Hanm da skntya gelemedi. Oldu mu, y a ? " " N e bileyim, Nesibe Hanm," dedi Gnay, "kimi katlanr, kimi katlanamaz ite!" " H e ! " dedi, Nesibe, "yle! Siz gatlanamazsnz ama biz gatlandk." "Siz dediin, kimler, Nesibe Hanm?" M a h c u p olmu gibi yemenisinin ucuyla azn rtt, "Siz, ite, oumu kadnlar. Sabredelim demezsiniz, atverirsiniz adamlar." " B u Gl Hanm da okumu m u y m u ? " "Enstit mezunuymu. Eyi terziymi." " G l Hanm'dan sonra yine evlenmi adam, yle mi?" "Evlenmesin, olur mu. Bu da, taze dul idi. O n u n da kabahatii vard. A d a m , onunla otururken bir dostu vard. Dardan, bir kadn severmi benim herif. Severmi ama, g e c e evine gelirmi. Sevgilisiymi bu gadn da onun a m a bize ne, deel mi? 107

Coraline

Komular gelmi, ifa Hanm'a, ad ifa idi, 'Be ifa Hanm, go c a n falan sever. Evine girerken grdk. Gel, ben sana by ya paym, g o c a n vazgesin o gadndan,' demiler. ifa Hanm da, aptal. Yava. Nereye eksen gider, ui gibi. Gadn, by yapa cak diye, her gn gider olmu o komusunun evine. Byc kadnn gocas, ifa Hanm' grm, demi, 'Hanm be, bu gary kapar msn bana, eve?' B y c kadn da, 'Gel be ifa Hanm' demi, 'By y a p a c a m sana!' Kapam ifa Hanm' gocasylan eve. Kendi de kam. Adam, ifa Hanm'n donunu paralam ama ifa kat, kurtuldu adamn elinden. -Dayan'a anlatrm, bir gler, bir gler bana!- Gelmi kendi evine. Benim herifin gz, Emine de gelmi eve. ifa Hanm'n yrtk donunu grm, gitmi bubasna sylemi. A d a m gelmi eve, 'Ne yapt be sana? Kalk, getir urubalarn, grecem,' demi. O da, alm urubalarn, gstermi. 'E sana bir ey yapmad m?' 'Yoh.' 'Sana bir ey yapt, yapmad, ben ne bileyim bu ii?' Bir zopa ekmi ifa'ya, bir zopa ekmi. Alm anasnn evine gtrm. 'Benden botur. Benden etmez bu!' demi. Napsn, adam? Sonra da beni verdiler adama. G e n e bir gadn var idi. Y o l u bozuktu, o gadnn. Haber salard benim herif, o saaten gelirdi gadn. Y a n n a oturturdu adam, iirirdi. Sazn alard, kadn da kr kr oynard. Haz alrd, adam. imdi, Dayan, sorar, 'Kskanmaz miydin?' Ne kskanaym? yle kadndan ne kskanaym? Daha evveliden de duyardm, kadnlara gittiini. 0 zaman bir parack kskanrdm, a m a bildirmezdim. Dayak yemekten korkardm. A m a vakitli gelirdi a d a m eve. Yok, Abdullah gibi! Mesarifi de boldu. Yok, yle evden kssn, darda yesin! Eyi bakard evine! m r m d e , ne tek lf syledim ne de hatr bende oldum. Allah, rahmet eylesin. Dverdi, sverdi ama eyi adamd." 108

"Allah rahmet eylesin," dedi, R o d o p l u da. "Simdi, derim, Dayan'a, 'Allah'dan belan m istersin? Eyi adamdr, bizim Msy! Byk bir hocadr. Yksek mekteplerde talebe okutur. G e n e de gelir her gece evine. Yolunu bilir. Dekan Bey gelir. Gars ok gelir," yzn buruturdu, "gelir, garr bana! Niye yapmadn bunu, neden etmedin unu! Gocunurum, ne bileyim, ite. A m a Dayan eyidir, hi i buyurmaz bana." "Abdullah'la d a h a yeni evlendin, deil mi?" " sene var. Bir sene dul durdum, Abdullah'a vardm." "Nesibe Hanm, Abdullah senden gen mi?" "Gentir ya!" Gzleri parlad Nesibe'nin, " O t u z u n d a var mdr?" "htiyardan skldn, gencine vardn, desene?" " H e ya! Herifin ocuklarn byttk gayr, bir herif de gendime byteyim, dedim." "Ama, zyor seni? Eve gelmiyor?" "Daralr, adam! Gider, gezer, ier. yle. Bubas da byley-

Coraline

mi bunun. Kaynanam syler, eve gelmezmi hi! Niun, byle yaparlar, bilmem ki!" Gld, birden, "Dost tutmasn da," dedi, "erkeklerle isin, ziyan yok. Ben de kalkaym artk. Ackmtr bebeler." Nesibe'yi geirdim, G n a y ' a dndm, yatanda bzlm gibiydi, "Niye kendimi terk edilmi gibi hissediyorum?" diye glmsedi, mahzun mahzun. "Nesibe, iten ayrlacan sana sylememi olduu iin, olabilir mi?" "Belki de," dedi ksk bir sesle, "beni sevdiini sanrdm. Ortada brakacan dnmemitim." "Vahi kapitalizm! S a d e c e iveren deil, ii de vahileir, canm." "Yabanclama! Biliyor musun, benim hakkmda ne dndn merak ediyorum! A h h h ! Bezdim! Kendimi tam bir budala gibi hissediyorum!" 109

"Abartyorsun ama!" "Hayat hikyesini duydun, deil mi? Nasl bir bilgidir bu? O n d a olan ve benim hi nasibimi almadm? Nasl bir teslimiyet? Nasl bir kabullenme? Nasl bir huzur? slmiyet desem, cahilin dini nasl bir din olabilir?" Gzleri nemlendi, "Mutluluu bilmiyorum, ben! Nesibe biliyor, afak biliyor," aniden doruldu, "Baksana!" dedi, beklenmedik bir enerjiyle, "Baksana, benimki bir ussal dzenleme! Hayatn kendisi deil, bir ussal dzenleme! Kendimi kaptrdm bir dzenleme! Alt taraf, kt kokulu, yapkan bir sv olan meniyi nur saan bir afak damlas sanmak! Bir illzyon! Kendim gibi! Ben, bir illzyonum!" Aldrd bebei dndn, italik' lediini, ok sonra anladm. Hatrlayacaksnz, "Rahmine den bir damla afakt, afak!" diye anlatmt hamileliini. "Iktan bir damla. Prl p-. rl bir damla. den m douran yiidimin Yeil elma, zsuyu. iimde tarn, kekik usaresi. Kendisini yeninefesi. Koklamaya yeniden kyamadbaveren Rahmimde Ziganalar'n yeermesi.

Coraline
IV
Dlgerleri saymazsak, Prof. Dr. Emin ertek, David'in tand n c " H o m o slmicus" oldu. Krl sakal, mavi gzleri, piposu ile David Pavlovi'e alacak kadar benziyordu, ertek. Ancak, Pavlovi'in hemen hi ykseltmedii sesinin, srekli glmseyen yznn ilettii i huzurunun aksine, o, ani hareketleri, srekli oynayan uzuvlar ile tedirginliin timsali gibiydi. Orta Dou Teknik niversitesi'nin, K a m u daresi Blm'nn ilk mezunlarndand. D a h a sonra, Devlet Plnlama Tekilat'nda alrken, bursla A B D ' y e gnderilmi, yksek lisans derecesini, Alabama ya da Missouri (Rodoplu, "kinci ve n c snf niversiteler," diyordu) gibi bir yerlerden almt. Y i n e R o d o p l u ' y a sorarsanz, bylesi

sevdiim.

iee duran sevdiim. Ebedi mucize. Seilmi kulluk berat. Yabanclamann kant. sonu.

Tanr'nn bedekozbtnlemek.

nimi kutsamas. mik ahengin Tevhidi"

Somutun, gerein, Akla

"Marjinal bir budalaym, ben! Bir rdek bile benden d a h a ilevsel!" Glmeye balad, "Hatrlyor musun, sana bir Laz hikyesi anlatmtm? Hani, Temel, dris'e gider, 'dris, ben ate oldum, Allah' tanmayrum!' der de, dris, yle bir bakar, A l l a h ' n da ta ...ineydi' diye cevap verir. Benimki de o misal! A d a m d a n gebe kalmm, kozmik ahenkin de ta ..kineydi!"

110

111

niversitelerdeki Trk rencileri, tezlerini Trkiye'ye ilikin, mesela, "Trk tarmnda prodktivite sorunlar" gibi, Amerikal hocalarnn referanslarn kontrol edemeyecekleri bir konu zerinde yaparlard. Bunu, uydurma isimler ve messeselerden oluan geni bibliyograflar, uydurma isimler ve kitaplardan oluan dipnotlar, Devlet statistik Enstits'nn asla toplamad uydurma rakamlar kullanabilmek iin yaparlard, "Ve hemen hibir zaman yakalanmazlar, nk 'advisor' denilen danman hocalar, Trke okuyamazlar; bahis konusu kitaplar tek tek denetlemeyi renciye -hele de, renci, 'Trk hkmetinde grevli' bir devlet memuru ise!- hakaret bilirler; dahas, birka ay sonra kendi lkesine geri dnecek bir yabanc rencinin akademik standardn uzun boylu dert etmezler." Rodoplu, yurtd burslarn yksek lisans dereceleri iin harcamamak gerektiini dnrd, "Burs verilecekse doktora iin verilmeli! Yksek lisans byk ounlukla palavradr." Prof. ertek, R o d o p l u ' n u n bahsettii kategoriden miydi, bilmiyorum. A m a doktorasn Siyasal Bilgiler Fakltesi'nde, 70'li yllarn ilk yarsnda yaptn biliyorum. Solcu olduunu, gerek snavlarda, gerekse tezini hazrlarken Mlkiyeli aabeylerinden yardm grdn de biliyorum. 12 Eyll'de, iyi siper ald, atlmaktan kurtuldu. Sonralar, kapal kaplar ardnda da olsa, Y K Yasas'na kfretmeyi srdrd, "ilerici" retim yesi statsn korudu. " A a b e y l e r i n d e n , Prof. Mustafa Dlger'in dekanl ile birlikte, stanbul Sosyal Bilimler Fakltesi'ne girdi. Dlger'in, sac, "Hr D n c e Dernei'nde, kendisinin ise " F Y F " yanda olmas bu atamay engellemedii gibi, Profesr Dlger'e, tarafszlktan puan kazandrd. Pavlovi, ertek'i SBF'nin retim yelerinin istirahatine tahsis edilmi odalarndan birisinde, derslerin balad tarihten h e m e n birka gn sonra tand. ertek, B o a z ' a bakan byk pencerelerden birisinin nnde a y iiyordu. Dekan Dlger'in tantrd Pavlovi'e, "biz bunlardan ok grdk" tav112

r ile bakt, "det yerini bulsun" diye el skt, izin istedi ve odadan kt. "Benden holanmad!" dedi Pavlovi, Dlger'e. "Sen o n a aldrma. Her zaman byledir." kinci karlamalar, bir hafta kadar sonrayd. David Pavlovi yalnzd, ayn yerde a y ien ertek'i selamlamakla yetinmeyi dnrken, bu defa da elindeki gazeteyi iaret ederek, yekten sze girdi, Emin Bey, "Sizler, Trkiye'yi boykot etmelisiniz!" "Boykot mu, dediniz?" "Evet!" Elindeki katlanm gazetenin kesini iaret etti, "12 Eyll ynetimi, Trkiye'ye iki byk trpan vurdu," dedi, "Birincisi adalete, ikincisi niversiteye! Konsey'in ast astk, kestii kestikti." "Korkarm, askeri cuntalar h e p byledir!" dedi Prof. Pavlovi, duygudalk yanstan bir sesle, "Demek, mahkeme bile yoktu? Sizin iin o k g olmu olmal!" "Yargy ele aldlar, getirdikleri anayasaya bu konuda inanlmaz hkmler koydular!" "Affedersiniz, anlamadm, hangi konuda?" "Yasalar yle deitirdiler ki, bugn Trkiye'de yarg bamszl yok!" "Gerekten mi?" "Adalet mekanizmas, 12 Eyll ynetiminin oyunca oldu," diye srdrd ertek, "adaletle oynadlar. O kadar ki, -sayca az bile olsa- baz hkimlere, 'Sen bizim istediimiz dorultuda karar ver, biz seni Yargtay yesi setiririz,' diye gvence verdiler." Kalarn kaldrd, indirdi, "Ve, szlerinde durdular!" diye ekledi. "Askeri hkimlere gvence verdiler, yle mi? Terfi mi ettirdiler?" ertek, ters ters bakt, "Sivil hkimlere!" dedi. 113

Coraline

"Ah!" diye nledi Pavlovi, bildik bir eyi duymu gibi ban sallad, "Satlk hkimler, her zaman vardr!" Reagan dnemi, "Yksek M a h k e m e " skandallarn dnyordu, " A m a saylar azd diyorsunuz!" dedi, glmseyerek, "Buna da kretmeliyiz, deil mi?" Yeterince bilmediini dnd konularda fazla konumaktan kand; o gn postadan kan mektuplara gz gezdirmek istediini ima eden bir tavrla masann br u c u n a yrd, oturdu. A n c a k ertek, konumaya kararlyd. David Pavlovi, baskc bir kiilik olduuna karar verdi. "kinci byk trpan niversiteye vuruldu," diye srdrd, ertek, "niversite zerklii yok edildi. Bilim susturuldu." "Profesr ertek -umarm, isminizi doru telffuz ediyorumdur!- Prefesr ertek, beni balamalsnz! 'niversite zerklii' demekle neyi kastettiinizi, anlam deilim!" "Prl prl retim yeleri niversitelerden Skynetim Yasas sayesinde kovulurlarken, kendi adamlarn rektr ve dekan yaptlar. Adna, Y K dediimiz bir hilkat garibesi kuruldu. Bu kuruluun ok sayda atanm ve seilmi yesi var." "Affedersiniz, sizi kaybettim, Profesr!" dedi Pavlovi yine, elindeki mektuplar uzaa srd, "Batan balamak ister misiniz? 'niversite otonomisi'nden, 'bamszl'ndan m bahsediyoruz?" "Evet! Trkiye'de niversite zerklii y o k edildi!" "Israrc gibi grnyorsam balayn, ayn eyden bahsettiimizden emin olmak iin, bana, 'niversite bamszl'ndan ne kastettiinizi syler misiniz?" "Aynen, o!" diye nledi ertek, "niversite zerklii! niversitenin kendi setii organlar eliyle ynetilmesi, rektr ve dekanlarn seimle baa gelmeleri. Y K gibi, 'Mtevelli Heyeti' gibi, niversite zerkliini ortadan kaldran kurulularn olmamas! Ksacas, niversitenin, idari, mali ve bilimsel zerklii!"

"Yani, rektrler ve dekanlar, mesela, Profesr Dlger, retim yeleri tarafndan seilecekler?" "Tabii ki! S a d e c e retim yelerinin semedii rektr ya da dekanlarn ynetimindeki bir niversitede, idari zerklikten bahsedilebilir mi? Ayn ekilde, devletin tahsis ettii kaynaklar, niversite organlarnn uygun grd biimde kullanlmazsa, mali zerklikten sz edilebilir mi?" K o n u t u k a heyecanlanyordu, "retim yeleri, uygun grdkleri konular kendi anlaylarna gre anlatmazlarsa, istedikleri akademik birimleri kuramaz, istedikleri eitim programlarn uygulayamaz, kendilerinin tespit edecekleri konularda aratrma yapamazlarsa, bilimsel zerklikten sz edilebilir mi?" David Pavlovi, bir an duralad, "Profesr ertek, niversitenin bamszlndan bahsederken, kurumsal bamszlktan m, retim yelerinin kiisel yetkilerinden mi, bahsediyoruz?" diye sordu.

Coraline

" N e fark eder ki?" "Size saygszlk etmek istemem a m a ok fark eder, deil mi?" dedi, Pavlovi, en meleksi glcyle, / " n k niversiteyi, bildiimiz Latince 'niversitas' anlamnda kullanyorsak, bamsz tzel kiilie sahip ve ortak karlar olan kiiler topluluu diyoruz demektir. Bu doru ise, niversite, eitli bask gruplarnn tercihlerini m e c z e d e n bir milli kurumdur ve akademik yneticilerin seim ya da atamayla gelmelerinin, 'niversite bamszl' ile ilikisi olamaz, deil mi? K o n u n u n uzman deilim, a m a bildiim kadaryla Birleik Devletler'de, biz, 'niversite bamszl'n, toplumdan bamszlk olarak anlyoruz. Ve tabii, bu mmkn deil!" " T o p l u m d a n bamszlk tabii ki, sz konusu deil!" "Affedersiniz, o zaman ben sizi yanl anladm!" dedi Pavlovi, "Az n c e , idari, mali ve bilimsel zerklikten bahsettiniz de. Ben, bunu, akademisyenlerin niversitelerinin sahibi gibi hareket ettikleri, herhangi bir denetleme, sorumlu klma ya da

114

115

hesap sorma mekanizmasnn ngrlmedii bir durum olarak algladm! Evvelsi yzyln 'kollegyal' modeli gibi." ertek'in gzlerindeki boluu fark etti, "Ne demek istediimi biliyorsunuz!" diye aklad, "Hani, rektrlerin 'eitler arasnda birinci' olarak grev yaptklar dnem. Bologna niversitesi'nin ilk dnemleri. retim yeleri, rencilerden baka kimseye sorumlu deillerdi! A m a tabii, maalarn renciler derlerdi! Sizin medreseleriniz gibi! Bilirsiniz canm, Kta Avrupas niversite sistemi sizin medreselerinize yknmtr. Kapal devre eitim! Ne politikaclar ne de yerel idareciler! A h h h ! " Abartl bir esefle iini ekti, "yi zamanlarm o zamanlar! Denetim yok, hesap vermek yok! stediini anlat!" "1800'lerde yaamyoruz!" dedi, ertek. " N e yazk ki, bu doru!" dedi, ayn abartk hayflanmayla, "Trkiye'deki sistemi bilmiyorum, ama Amerikan sisteminde -bildiim kadaryla, ngiltere ve Japonya'daki sistem de byle- mesela, 'idari bamszlk' diye bir kavram yoktur! retim yeleri olarak, bizim idari yetkimiz hi yoktur! Harvard' ve tabii Eyalet'teki tm dier niversiteleri, New York Eyalet Valisi'nin atad yirmi kiilik bir kurul ynetir. Bu kurula, akademisyen alnmaz. Alnrsa, niversite ile ilikisini kesmek zorundadr." ertek'in ilgilendiini hissetti, "Statewide Governing Board, dediimiz bu kurul, Harvard'n -ve Eyalet'teki dier niversitelerin- rektrn atar, niversitelerin btelerini hazrlar ve akademik programlar onaylar," diye srdrd, "tabii, bunun dnda, yine yeleri Eyalet Valisi tarafndan atanan, 'ynlendirici kurul', 'tavsiye edici kurul', Eyalet Plnlama Dairesi ve tabii, sonuncusu," glmsedi, "ama en az nemlisi deil, Harvard'n kendi Mtevelli Heyeti vardr. Bu bakmdan, siz, niversitelerin idari ve mali bamszlndan s z ettiiniz zaman, ne demek istediinizi anlayamadm. Balayn!" 116

"Ve siz bu sistemi zerklikle badatrabiliyorsunuz!" "Evet, neden olmasn?" dedi Pavlovi, bu defa gerekten armt, " B u kurullarda yer alan insanlar, toplumdaki deiik kar evrelerini, dilerseniz, bask gruplarn, temsil ederler. niversiteleri denetlemeleri doaldr. Siz yle dnmyor musunuz? Trkiye'de nasldr bilmiyorum, a m a bizde ok pahal olmasna ramen rencilerin eitim iin dedikleri cret, niversiteleri dndrmeye yetmez. Devletten ve eitli zel kurululardan yardm almak zorundayz. Ve tabii bize kaynak tahsis edenlere hesap vermekle ykmlyz. Syleyin Profesr, SBF, devletten yardm almaz m? yleyse, rencileriniz ok yksek cretler dyor olmallar!" "Bizde, eitim paraszdr," dedi ertek, vnr gibi. " y l e mi!!!" diye nledi Pavlovi, hayretle, "Btn maliyeti devlet mi ykleniyor? Bu kadar yksek bir gen nfusla nasl altndan kalkyorsunuz?" "Frsat eitliini salamak iin buna mecburuz!"

Coraline

"Niin? Burs sistemi gelitirebilirsiniz?" "Trkiye'de ilemez! Burslar torpillilere gider!" "Hadi, ertek! Eminim, torpili engelleyebilecek bir sistem gelitirebilirsiniz!" dedi ve ukala Amerikaly oynad duygusuna kapld iin konuyu deitirdi, David, "Syleyin bana Profesr ertek, sizi b u n c a mutsuz eden Yksek retim Kurulu nasl bir ey?" "Bir kere, askerler getirdi," dedi ertek, "yeni bir anayasa getirdiler." "Bundan nceki anayasay, 1961 Anayasas'n da onlar getirmilerdi, deil mi?" Kinayesiz, sahici bir merakla sorulmu bir soruydu, ama ertek cevaplamamay tercih etti, " Y K dediimiz hilkat garibesinin ok sayda atanm ve seilmi yesi var," diye anlatt, "Ama, bir de, hsan Doramac var. imdi, ben, Dlger dahil, gelmi gemi btn Y K yelerini eletiriyorum. Bu koskoca adamlardan bir tanesi -iyi bir 117

maa ve makam arabas- tufasna gelip, bir gn olsun Doramac'ya kar kamad. O r a d a oturdular, uzaktan kumandayla gstermelik oy kullandlar. Doramac, iini bilen adamd. Durumu n c e d e n ayarlar, sonra Y K Genel Kurulu'na oylama yaptrrd!" "Kim bu Doramac? Sevmediinizi anlyorum. Sizi skmayacaksa, bana sizi bunca zecek ne yaptn anlatr msnz? Meselelerinizi anlamaya alyorum da." "Her yere kendi adamlarn yerletiriyor!" dedi ertek, "Yetmez mi?" "Yeter, tabii! Ama, nasl yapyor bunu? Bu kurulda Doramac'dan baka -Mustafa dnda tabii, onun ye olduunu sylediniz- kimler grev yapar?" "Yirmi drt yesi var," dedi Emin ertek, "yedisini niversiteleraras Kurul, grevli retim yelerinin arasndan seer." "Well, well! ok az deil mi? Yanlmyorsam, Birleik Devletler'de Y K benzeri ara kurullarda 38 bin kii grev yapyor. Mamafih, sizdeki niversite says dnlnce, anlalabilir. Demek, bu kurula seilince bir de makam arabas veriyorlar! Peki, niversitede kazandklarndan daha fazla m kazanyorlar?" ertek'in duraladn fark etti, "Yani, niversiteden istifa etmek zorunda olduklarna gre?" diye aklad. "niversiteden ayrlmazlar," dedi ertek, "kurulda grev yaparken bir taraftan da ders verirler. Bizim Mustafa Bey gibi." " O h h h ! " Pavlovi'in kalar kalkt. "Demek bir yandan da ders verirler? Peki, ya geri kalan yeler?" "Yedisini Cumhurbakan, on tanesini hkmet seer." "Hangi mesleklerden?" "Halen, Y K ' n yirmi drt yesinden on bei profesr, dokuzu stdzey devlet grevlisidir." "Onlar da ilerine devam ederler?" 118

"Evet." " o k fena grnmyor, deil mi?" diye nledi, Pavlovi. " ayr yerden atama yaplyor, bu da gzel! Ama, Profesr ertek, Y K ' n tehlikeli biimde brokrat arlkl bir kurul olduunu dnmyor musunuz? Toplumun daha iyi temsil edilmesi iin baka meslek gruplarnn, mesela sanayicilerin, iadamlarnn, yerel idarecilerin de bu kurulda yer almalar daha iyi olmaz myd?" "Bir onlar eksikti!" dedi ertek. "Niye ama? Ne kadar ok eitlenirse, toplumun ihtiyalar o kadar iyi yansmaz m?" ertek'in c e v a p vermeyeceini hissetti, szn deitirdi, "Ama, bu Doramac, bu kurula ramen, nasl oluyor da kendi adamlarn yerletirebiliyor?" "Doramac, iini bilen adamdr!" diye aklad ertek yine, irenirmi gibi bir yz ifadesiyle, "Durumu nceden ayarlar,

Coraline

sonra Y K Genel Kurulu'nda oylama yaptrr!" "Affedersiniz, anlamadm? Yani, Doramac, genel kurul yelerini satn m alyor? Rvet mi yani?" "Hayr, hayr! Rvet deil!" diye nledi ertek, kelimeden rkm gibi, "Onlar kandryor, ikna ediyor!" "Kandryor mu, ikna m ediyor? Affedersiniz, anlamaya alyorum!" "Diyelim, ikna ediyor!" Duralama sras, Pavlovi'teydi. Elini piposunu karmak iin cebine att, "Affedersiniz," dedi n c kez, "sanrm, benim Amerikal kafam yetersiz kalyor, anlamakta glk ekiyorum!" Glmsedi, "Bakn, adamn iyi bir lobist olmas beni rahatsz etmezdi. Tersine, takdir ederdim. ini iyi yaptn dnrdm. Hepimiz byle yapmalyz, deil mi? Ama, konumuz Doramac deil, deil mi? Benim bilmek istediim, Profesr, Y K ' e tam olarak neden karsnz? Gerekten, anlamak istiyorum!" ertek'i sorguya ekiyormu gibi olmasn diye de ekledi, 119

"Ne de olsa ayn gemideyiz!" "Bilimsel zerkliimiz yok," dedi ertek fkeyle, "siz, aratrma y a p m a y a geldiniz, deil mi? Greceksiniz yaptrmayacaklar!" "Ne demek istiyorsunuz? Fakat bu ngrnze g e m e d e n nce, bana, 'bilimsel otonomi', dilerseniz, 'bilimsel bamszlk' derken, 'akademik zgrlk' demek isteyip istemediinizi syler misiniz?" "Hi fark etmez!" "Balayn!" dedi Pavlovi yine, "Balayn, ne yazk ki benim yetersiz kafamda fark ediyor! nk biz akademik hrriyeti, retim yesinin kendisine ait bir nitelik olarak dnme eilimindeyiz. Takdir edersiniz ki, kurumsal akademik hrriyet olamaz!" ertek'in duraladn grd, "Siz de yle dnmyor musunuz?" "Kelimelerin zerinde ok fazla duruyorsunuz!" "Well," glmsedi Pavlovi, "Biz akademisyenlerin kelimelerden baka neyimiz var? Deil mi? Ben, unu demek istiyordum: Hi kukusuz, akademik hrriyet, niversitenin ruhu ve esasdr. Nitekim, bizde, 'niversite retim yeleri, bu sebepten dolay ilerini kaybetme tehlikesine maruz kalmakszn, bilineni sorgulama ve elikili grlere sahip olma hakkna sahiptir,' eklinde kanun maddesi vardr. D e m e k istediim u, eer sizin Y K , retim yelerine bu hakk tanmyorsa, bu o k kt!" "Yazl bir ey yok," dedi ertek, "ama dersinizi kendi anlaynza gre anlatamazsnz!" "Kendi anlaynz?" "Evet, kendi anlaym!" "Ahhh! Bilmiyorum, Profesr!" diye iini ekti Pavlovi, "Bu o kadar ince bir izgi ki! Bilirsiniz, nasldr. Hele de sosyal bilimlerde! Almanya'nn iki, hatta tarihi vardr, biliyorsunuz, Nazilerin A l m a n y a tarihi, Nazi olmayan Almanlarn Al-

manya tarihi, bir de biz Yahudilerin Almanya tarihi! Korkarn hangisinin anlatlacana biz deil, toplumun o zaman diliminde benimsedii ideoloji karar verir! Ne de olsa, paray onlar veriyor!" "Kapitalist dnyada!" dedi ertek. Gittike sinirleniyordu, atallaan sesi Pavlovi'i uyard, "Bizde niversite bir btn olarak topluma kar sorumludur ve sorumluluunu ne derecede yerine getirdii denetlenir," diye aklad daha da yumuatt sesiyle, "Sovyetler Birlii'nde de farkl olduunu sanmyorum! Moskova niversitesi'nde Marx'n anlay dna kan bir Sovyet ekonomisti dnebiliyor musunuz? Hayr, deerli meslektam, ne yazk ki akademik hrriyet, retim yelerine istedikleri dersleri kendi anlaylarna gre anlatma imknn vermiyor! Akademik hrriyet, bize uygun grdmz birimler ve eitim programlar oluturma imkn da vermiyor. Devletin tahsis ettii kaynaklar kullanarak istediimiz konularda, dile-

Coraline

diimiz gibi aratrma yapamayz. Biliyor musunuz, Birleik Devletler'de, meslektalarmzn denetimi olmadan makale dahi yaymlayamayz! Mesela, sizin lkenizde yapacam aratrmann s o n u c u n u meslektalarmn itimatname vermedikleri bir yayn organnda yaymlayamam!" " O halde, siz robotlamsnz!" "Byle de sylenebilir, belki," dedi Pavlovi, uzlamac bir sesle, "Ama, biz, faaliyetlerimizin trn ve ieriini, Amerikan toplumunun ihtiya ve beklentileri paralelinde saptamaya alrz. Ve tabii, bunu, devletin, yani vergi verenlerin, bize ayrdklar kaynaklarn rasyonel datm gerekir." Glmsedi, "Eminim, bu sizde de byledir! Vergi verenler paralarnn karln almak isteyeceklerdir, deil mi? Onlarn paralarn kendi mensuplarmzn, kendi mensuplarmzn derken retim yesi meslektalarmzn, deer yarglarna gre tasarruf edemeyiz. Mesela, beni ele alalm, Harvard'da, bir in psikolojisi 121

120

krss kuramam, deil mi? Kursam, mezunlarmz i bulamaz! Z o ! Bana izin vermezler! Amerika'nn in uzmanlar istihd a m kapasitesi bellidir!" "u sizin aratrma projeniz," dedi ertek, "konuyu kendiniz mi setiniz, size setirttiler mi?" " Z o ! Yapamayacam sylediiniz aratrma!" dedi Pavlovi, glerek, "Merak etmeyin canm, kimse alnma silah dayamad! Ben istedim! Ama, biliyorsunuz, Amerika'da bir konuda aratrma yapmak iin devletten ya da zel sektrden size kaynak tahsis etmesini isterseniz, geerli bir proje ve bte sunmak zorundasnz. Ve tabii, onlarn artlarna aynen uyarsanz! artsz kaynak tahsisi ok nadirdir ve ancak Nobel d l seviyesinde dl kazananlara tannan ok zel bir ayrcalktr. Bildiiniz gibi ben, Nobel'den ok uzam!" "Peki! Bir projenin geerli olup olmadna kim karar verir?" "Kaynak talep ettiiniz kurulu! Tabii, kararlar pek ok eye baldr," dedi Pavlovi, "Ama en nemlisi, sanrm, siyasi konjonktr! Akas, ran olaylar patlamam olsayd, byk ihtimalle ben bugn burada olmazdm!" "Yani, sizin burada olmanz hkmetiniz mi istiyor!" " G n m z Amerikan toplumu dnyann bu blgesini daha iyi tanmak istiyor," dedi Pavlovi, "Hkmet ya da C o r d Vakf gibi zel kurulular, bu istee cevap veriyorlar. Birleik Devletler'de, sizin ilgi alannzla toplumun ilgi alan akyorsa, bingo! Projenize para bulursunuz!" " Y a akmyorsa?" "0 zaman yine aratrma yaparsnz, a m a kendi cebinizden deyerek!" Pavlovi saatine bakt, "Gitmeliyim" dedi, mektuplarn toplamaya balad. "Evet, ama, bu lkede biz sizin kadar zengin deiliz! Biz geri kalm bir lkeyiz!" diye hatrlatt ertek, "Biz ne yapacaz?" 122

Pavlovi, ayaa kalkmt, sesinde kskanlk m vard? "Bunun farkndaym," diye mrldand, "Ama, yine de toplumunuzun ihtiyalar ile sizin ilgi alanlarnzn akt projeler olmal diye dnyorum!" "Var, tabii! A m a Trkiye'de, egemen gler, toplumun isteklerine kulak vermezler! T o p l u m u n isteklerini bilenler de susturulur!" Pavlovi, yine oturdu, "retim yelerini mi kastediyorsunuz?" "lerici retim yelerini!" "Anlyorum!!! Ve anladm kadaryla, Profesr Doramac 'ilerici' deil? yle mi?" diyerek glmsedi Pavlovi, " Y a Dekan Dlger? O n u nasl tanmlardnz?" O noktada, garip bir ey oldu, Profesr ertek'in (David Pavlovi'in sonradan "paranoyak" dedii bir tavrla) nevri dnd, "Siz, beni konuturmaya m alyorsunuz?" diye tslad adeta. "Azizim, Profesr! Rica ederim!" Her ikisi de ayaa kalkt, "Ben, sohbet ettiimizi sanyordum!" dedi David, "Sizi zecek bir ey syledimse, affedersiniz!" ertek'in dinlemeye niyeti yok gibiydi, " T a m a m , ben solcuyum!" diye, Pavlovi'in hi beklemedii bir 'itirafta bulundu, "Anladnz m? Solcu!" "Mr. ertek! Buna benim hibir itirazm olamaz! Siyasi tercihlerinize sayg duyarm!" "Ben sizinkilere duymam!" dedi ertek ve fkeyle kapya yneldi. "Bu, tabii, sizin ayrcalnz," diye arkasndan seslendi Pavlovi, " a m a benim siyasi inanlarm bilmiyorsunuz, dostum!" ertek, bir an duralar gibi oldu, "Ama, askeri idarenin getirdii Y K ' savunuyorsunuz!" "Bakn, Profesr, Y K ' savunduumu hatrlamyorum! 123

Coraline

Sisteminizi Y K ' savunacak ya da yerecek kadar iyi bilmiyorum! Mr. Doramac'y da tanmyorum! Y i n e de, sizin cannz skmak gibi bir niyetim yoktu, affedersiniz!" Profesr ertek'in kapnn tokmana uzatt eli titriyordu, Pavlovi'e dnd, "Burada misafir olduunuzu unutmayn!" dedi, "Siz gideceksiniz, biz burada kalacaz!" Bu bir tehdit miydi? "Bunun idrakindeyim! Elbette!" dedi David, a m a arplan kapnn sesi szlerini bastrd.

Coraline
V
"Allak bullak oldum," diye anlatt David Pavlovi, "titriyordum! Buna inanabiliyor musun?" "Bir bira getireyim mi?" " N o ! N o ! Henz tazeyken, not etmeliyim!" Diana'nn Kuledibi'nden ald kk yaz masasna yrd, "Teybimi her an stmde bulundurmalym," dedi, "Byle bir konumayla ne zaman karlaacam belli olmuyor! Ziyan edilemeyecek kadar retici!" "Tarif ettiin yapda birisi teyp kullanmana izin vermez sanrm." "Verebilir de! Narsisizmine hitap edebilirsem, izin verir sanrm."

124

125

Diana'nn kalarn kaldrdn grd, "Yani, kar beyanatta bulunmazsam, konumasnn akn kesmezsem, kendisini konuurken dinlemek isteyebilir." "Ama," diye itiraz etti Diana, "bana anlattn kadaryla, zaten itiraz etmemisin!" "Yani... Pek emin deilim!" dedi David, "imdi, dndmde, adam zorlam olabilirim, sanyorum." "Nasl?" "Bir defa, terminolojide... A d a m d a n sylediklerini tanmlamasn istedim durdum. Bu onu rahatsz etmi olabilir." "Niye etsin ki? Anlamaya alyordun, yle deil mi?" "Eeveet, ama! Trkler... Trklerde, sanki ses, ierikten daha nemli!" " N e demek istiyorsun?" "Sir Lyall hakl olabilir mi?" "Balm, dncelerini takip edemiyorum," diye uyard Diana. David Pavlovi, yaz masasna oturmaktan vazgeti, dnd, yemek masasna, kk David'in bebek iskemlesinin yanndaki sandalyeye oturdu, "Affedersin," diye glmsedi, "kesinlik meselesini dnyordum. Acaba, Trkler, gerekten, 'kesinlik'ten nefret ediyor olabilirler mi? nk bak, Eren gibi -Eren'i hatrlyorsun deil mi?- Profesr ertek de, kavramlar tanmlamasn istediim zaman fkelendi! Hatta beni, ayrntlarda boulmakla sulad! Btnne baktnda, konutu, konutu a m a bir ey sylemedi! Y K ' n neden istenilir bir ey olmadn renmi deilim! O n d a n btn rendiim, bu Doramac denilen tipten nefret ediyor olmas. Bunda bile nedenleri ak deil! Eren'i hatrla! Etkili bir nutuktu! No? Ama, Trklerin anayurdunun neden Anadolu olmas gerektiine ilikin hibir rasyonel gereke gstermedi! Anlyor musun ne dediimi? S a d e c e sylyorlar ve gzel sylyorlar!" "Kendime bir bira alacam," dedi Diana, "sen istemediinden emin misin?" Mutfaa doru yrrken seslendi, 126

"Henz, yarglar gelitirecek kadar Trk tanmadmz dnyorum." "Ah, tabii, tabii!" dedi Pavlovi, "Mutlaka yle! Ama, tabii, evsahibi de var. Niye smz yok, scak su neden akmyor? Anlalr bir c e v a p aldn m? Sonra, tabii, snf da var!" Diana, biralarla dnd, "Snfn nesi var?" "Beni sevmiyorlar," dedi David, Diana'nn beklemedii bir krgnlkla, "Beni sevmediklerini hissediyorum!" "Hadi, bebeim!!! Bunun m m k n olmadn sen de biliyorsun! Seni rencilerin hep sevmitir! Hatrladn m, dl bile kazandn sen!" "O evdeydi," dedi David birasn bana dikerken, "Buradakiler, senin kk kocan sevmiyorlar!" "Syle, peki n e d e n ? " "Nedenini henz bilmiyorum," dedi David, "Ama benim sn-

Coraline

fmda olmak istemediklerini hissediyorum! Tanrm, yle neesizler ki! Kesinlikle, lmcl derecede sklyorlar! G e e n gn, konuyu blmemek iin ders saatini biraz atm, arka sralardan birisi bard, 'Sreniz doldu efendim!' Onlara ders anlatmak iin para verdiimi sanrsn! Krk dakika iin para vermitim, krk be dakikaya knca, sremin dolduunu hatrlattlar!" "Bu, absrd ama!" "Deil mi?" "Belki, bir baka dersleri vard? O n a yetieceklerdi? Olamaz m?" "Olabilir, tabii," diyerek omuzlarn silkti David, " A m a baka eyler de var! Benimle srekli pazarlk etmek ihtiyacn duyuyorlar!" " N e demek istiyorsun?" " K a konu anlatmalym, ders kitabnn hangi blmlerini atlamalym, snavda, nereden nereye sormalym, hangi tr sorular sormalym! Bak, Mustafa beni uyarmt, Harvard'daki programmn t e ikisini attm! Yine de beenmiyorlar!" 127

"Bunu yaptn bilmiyordum," dedi Diana. "Yaptm," dedi David, mutsuz bir glmsemeyle, "Yapmak zorunda kaldm." "nsan, senin niteliklerindeki bir hocay samak isteyeceklerini sanyor," dedi Diana, dnceli dnceli, "Yani, ellerine her dakika bir Harvard profesr gemiyor, deil mi?" "Yani!.. Ama, bu tr meseleleri olduunu sanmyorum!" "Hadi! Bir noktada i arayacaklar, deil mi? Niteliklerini iyiletirmek istememeleri mmkn m ? " "Bilmiyorum, balm!" dedi David Pavlovi, "Ama, anladm kadaryla, Bat lkelerinden farkl olarak, burada niversitenin verdii diploma, kiiye mesleini dorudan icra yetkisi veriyor. Birleik Devletler'de olduu gibi, mesleki kurulularn at snavlarla belirlenmiyor. Hal byle olunca, renci diploma peinde, ehliyet deil! Byle dnnce, benim ya da baka bir meslektamn dersinde 'iyi' olmalar iin bir neden yok? Deil mi?" " A m a bu, kendini malup dren bir sistem deil mi?" "Tabii! ertek'le konutuktan sonra biraz aratrdm, ortaya kt ki, niversitelerin mezun ettikleri elemanlar istihdam eden kurulular, niversitelerde dereceye ynelik programlarn dzenlenmesinde istiari olarak dahi sz sahibi deiller! Mesela, vergi veren sanayici, hangi cins ve nitelikte ve ka tane, rnein, mhendise ihtiyac olduunu duyuramad gibi kurumlam snavlar da yok!" "Peki, kime, neyin, ne kadar retileceine kim karar veriyor?;; "retim yelerinin kendileri! Ve bu iktidarlarn ellerinden almaya ynelik btn hareketlere kar var gleriyle direniyorlar!" "Peki, ya renciler? Bu tuza grmyorlar m? Meslek edinmek istedikleri sahada iverenin taleplerine c e v a p verecek ekilde yetitirilmek istemiyorlar m?" "Anlaana! Kimse vermek istemiyor! renciler, eitime 128

para vermek istemiyor; retim yeleri, sanayi ya da devletin ihtiyacna gre yeniden yaplanmak istemiyor! Rektrler, mezunlarn ehliyet snavna sokup, kendi yeterliliklerinin afie edilmesini istemiyor!" " N e ziyan!" "Kimsenin umurunda deil! Benim anladm kadaryla, bir tek askeriye!" "Askeriyeye ne olmu?" "Bilmiyorum! y l e grnyor ki bir tek onlar, belki de bir tek onlar yerlerinden emin olduklar iin Yksek retim Kurulu, Devlet Plnlama Tekilat gibi reformlara cesaret edebilmiler!" "sa Mesih!" " N e kadar acayip, deil mi? D a h a da ironik olan, Yksek retim Kurulu'na kar olanlar, 'ilerici solcular'! Ve renciler onlar destekliyor!"

Coraline

"lgn bir ey bu!" "Hibir ey grnd gibi deil, sevgilim!" diye iini ekti David Pavlovi, "Bu lkede, bu duyguya sk sk kapldm fark ediyorum!" "Hi deilse bir eyler reniyor musun? Zenginletirici mi?" "Henz bilmiyorum," dedi David, "Ama, benim uraacam sandm problemler farklyd. Burada yepyeni bir set sorunla karlatm!" "Anlatmak ister misin?" David, kalkt, bir bira daha ald, dnd, " B u 'aclk'la halleemiyorum," diye aklad, " B u lkecle, kimse mutlu deil! Genler bile deil! evremdekiler bana babam, o ileke Hasidi'yi hatrlatyorlar! Ne demek istediimi anlyor musun? Kendimi, amansz bir yeisin kuatmas altndaym gibi hissediyorum Diana! Ve insanlar, hibir eyden memnun olmuyor gibiler! Olumlu bir eye iaret ettiimde, aldm tepki h e p ayn, 'Evet, ama...' ve 'ama'dan sonra hep bir 129

-ve ounlukla iyi tanmlanamayan- bir olumsuzluk sralanyor. Basit bir rnek vereyim, retim yelerinin kafeteryasnn boyanmas isteniyordu. Dlger, boyatt. Meslektalarm, imdi de rengini beenmiyorlar, bu nedenle yine mutsuzlar! Son toplantda bunu konuuyoruz! Hatrlar msn, annem, mutlu olmaktan nefret eder, umutlu olmay da kendisine yediremezdi. Tantm Trkler bana onu hatrlatyorlar." "Yani! Nevra mutlu deil, sanrm G n a y da deil, ama Nesibe? Nesibe, bir baka tr! Sanrm, o mutlu!" Bilmediini gsteren bir tavrla omuzlarn silkti David, "Dn, bir grup rencim beni grmeye geldi," diye srdrd, "Ali isminde bir delikanl var, onun liderliinde. Her zamanki gibi, al cmlesi, 'stanbul'u sevdiniz mi?'yi, 'Okulumuzu sevdiniz mi?' izledi. Ben de, 'Okul beni sevdi mi?' diye sordum. Beklemedikleri bir soruydu, duraladlar. Ardndan, 'Evet, sizi sevdik ama...' 'Ama, ne?' K o n u y a girmek zorunda kaldlar. Lider konumundaki gen adam ileri kt, 'Sizin bu lkede yabanc olduunuzu biliyoruz,' diye balad, 'bu nedenle, baz durumlar bilmiyorsunuz.'" " N e gibi durumlar?" "Anlatacam! yle bir konuma: O: 'Arkadalarmzdan bazlarnn zel konumlar dolaysyla ders alamadklarn bilmiyorsunuz.' Ben: 'zel konumlar? Mazereti olanlarn dekanlktan zel izin alabildiklerini sanyordum.' O: 'yle deil! Yani, aramzda ksa sreli gzaltnda kalan arkadalarn says ok. Bu arkadalarmzn iinde bulunduklar koullarda ders almalarna imkn yoktur. Oysa, birou, bu yar yl sonunda mezun olabilecek kredileri tamamlam durumdalar.' Ben: 'Evet?' O: 'Snavlar deerlendirilirken bu mazeretler gz nnde

bulundurulmaldr. Onlara kar ve uzlamaz bir tavr iine girilmemelidir!'" "sa Mesih!" diye nledi Diana, "Notlarn ykseltmeni istiyorlar, yle mi?" "Aynen!" dedi David, "Bana, Trkiye'nin sosyo-ekonomik koullarn aklamaya giriti, sonra frsat eitlii, askerlik, sakncal erlik vb. gerekleri, -o, 'Trkiye'nin gerekleri' diyordu, mthi bir haklclkla!- sralad. Sonunda, 'Trkiye'nin arpk kapitalizmin yerlemesi sonucu, geri braktrlm, -dikkatini ekerim, 'geri kalm' deil, 'geri braktrlm' diyorlar- bir lke olmas gerekesiyle, benim rencilerle ibirlii y a p m a zorunluluum ortaya kt." "Nasl yani?" "yle bir mantk: Trkiye'nin geri braktrlmlnn barol oyuncularndan birisi Birleik Devletler. Birleik Devletler, Trkiye'ye borlu. Ben de Amerikan pasaportu tadma gre, Birleik Devletler hkmetlerinin Trkiye'ye olan borcunu bir biimde tazmin etmem gerekiyor! Dnebiliyor musun?" "Peki, ne dedin?" "Dnrm, dedim, baka ne diyebilirdim ki?" "Peki, y a p a c a k msn? Notlar ykseltmeyi dnyor musun?" "Nasl yaparm? Hakszlk olur! Dier rencilere hakszlk olur!" "David, seni zorlarlar m acaba? Cesaret edebilirler mi?" "Fiziki olarak m demek istiyorsun?" " N e bileyim? Cezaevinden km olduklarn sen sylyorsun!" "Zannetmiyorum! Bilmiyorum!" dedi Profesr Pavlovi, a m a emin olamadn saklamaya almad, "Askerler gelmeden n c e ldrlen pek ok retim yesi var. A m a sanrm, ideolojik nedenlerle ldrldler." "Nasl bilebilirsin ki?" "Bilmem! Lanet olsun! Bu fakltede, gnde yz sayfa okuyan adam, kendisini cezalandrlm sayyor!"

Coraline

130

131

Skntyla ayaa kalkt, "Evet, yz sayfa!" diye tekrarlad, "Tanr'nn cezas yz sayfa! Dinlesen, beni 'Alama Duvar' sanrsn!" Diana'nn, glmeye altn fark etti, " O . K . ! " dedi, "Kabul ediyorum, benzetme pek uygun! A m a bana, geen sene kaldklar derse almalar gerektii iin dev v e r m e m e m gerektiini syledikleri zaman dayanamyorum! Ben bir retim yesiyim, kahrolas! Politikac deil! Kurallar uygulamak zorundaym." "Mustafa'yla konutun m u ? " "Henz deil! A m a bakalaryla konutum. Kimse ok geirmedi! Anlalan, hepsi byle eyler yapyorlar! Bu lkede, notlar da politik! G e n bir meslektam var, 'toplumsal koullar gz n n d e bulundurmadan not vermemin zalimlik' olduunu syledi." " A m a David, not bir ldr. Metre gibi, kilo gibi! lke koullar ne olursa olsun deimez ki!" "Tabii- ki, yledir! Daha ok retim yapyorlar m gibi grnsn diye, metrelik cetvellerini doksan santime indiren bir lke dnebiliyor musun?" "Onlarla konuamaz msn? Anlatamaz msn?" "Nasl? Bir kere, Amerikal olmak gibi bir dezavantajm var. Sonra, onlarn, bu kahrolas, 'gurur'lar var! Hatrlarsn, Kevorkian sylemiti, 'Trkle hakaret' diye bir de kanunlar var! Kk kocan, hapiste grmek istemezsin deil mi?" "Riske demez!" dedi Diana ciddiyetle, "Ama, notlarn ykseltmeyeceksin?" "Hayr! A m a , bir yolunu bulacaklarndan eminim." " N e demek istiyorsun?" " K o p y a ! K o p y a ekerler!" "aka yapyor olmalsn!" "Hayr! B u g n e kadar her snavmda kopya ekildi! Kopya, Trk eitim sisteminin yerleik bir kurumu, Diana!" " A m a bu, bu ahlki deil!" 132

"Onlar yle dnmyorlar!" Omuzlarn silkti, "En iyi rencilerimi kopya ekerken grdm!" diyerek ayaa kalkt, "Kendi bilecekleri i, Diana, karmay reddediyorum! retim yeleri dahil, b u n u n byle olduunu herkes biliyor, herkes kabul ediyor! Ben, buraya onlar deitirmeye gelmedim, tanmlamaya geldim. Bunu hi unutmamal, kendi iime bakmalym! Sen de unutmamalsn!" dedi, yaz masasna yrd. "Heeey! 1960'larn ruhuna ne o l d u ? " " O , 1972'de ld," dedi David, ac bir glmsemeyle, "srail uaklar, Bat Yakas'ndan Akrabay'a kimyasal madde pskrtp, buday tarlalarn paraladklar zaman ld." " O h , David!" "Dirileceini de hi sanmam!" diye ekledi Profesr Pavlovi, "Her neyse! Bir ara bana anlat olur mu, sen nasl seyrediyorsun?"

Coraline

"Elbette," dedi, Diana. ertek meselesi bununla kapanmad. A d a m , Pavlovi'in gznde Trk "bilim" adamlarnn simgesi oldu. Y K meselesindeki tutumundan balayarak, h e m e n hibir konuda, "ne akademik, ne de ahlki" diyordu, ortak dilleri olmad s o n u c u n a gtrd. Bilimselliin, evrensel bir dil olduu iddia edilen mzikten bile d a h a yaygn ortak ilkelerinin tannmyor olmas hayretlere drd. "Trk akademisyenlerinin bir niversitenin varlk nedenine ilikin bilinli dncelere sahip olduklarndan ciddi kukularm var," diye yazd, Kevorkian'a, "Ltfen, dostum, su geirmez kantlardan ok tasvire dayanacak olan aklamalarma katlan ve alelacele verilmi hkmler olduklarn dnme! Sylemeye altm u: Sen ve ben, bir niversitenin paras olduu toplumun iyilemesi ve ilerlemesi iin yaplanm bir kurum olduunu dnrz. Bu hviyetiyle, niversite, bir taraftan gemi bilgileri gelecein bilgilerine temel tekil ede133

cek ekilde muhafaza eder, deil mi? u halde, bir niversite nin her eyden n c e muhafaza ve ina edilecek bilgilerle, gelitirilecek bilgilerin hangileri olduu zerinde mutabakat salamas gerekir. Bu mutabakat, rencilerin, yani toplumun yarnna ilikin talepleri ile retim yelerinin arz edebildiklerinin kesitii noktada fiiliyata dnr: Yani, ders programlar ve ierikleri belli olur. imdi, bir de yle bir durumu mtalaa et: niversite, mensup olduu toplumun gemi bilgilerini depolamay inatla ve srarla reddediyor. rnek: Ekonomi Blm'nde, Kuran'n emrettii iktisadi ilkelere ilikin bilgi depolanm deil. Ekonomi dnce tarihinde Eski Ahit, Eflatun, Aristo var da, mesela, Hazreti M u h a m m e d , Gazali, bni Haldun yok! Ekonomiye Giri'ten itibaren verilen btn rnekler, Birleik Devletler ekonomisine ait. Trkiye'de byk bir ekonomik sorun olduunu anladm devlet iktisadi kurulularna ya da bteye ilikin rnekler yok. D a h a da garip bir durum: stanbul niversitesi Ekonomi Fakltesi'nde* bilgisayar dersleri nazari okutuluyor. Evet, yanl duymadn, nazari okutuluyor. Hard-ware yerine krokiler ve akm emalar! nanabiliyor musun? Tarih Blm'n al: Seluklular'dan gerisi yok. R u s a ve ince, Trk tarihinin iki en nemli dokman dili ama bunlardan birisini olsun bilen tek bir tarihi tanmadm. Ama, anladm kadaryla Ankara'da, sonradan mezunlarn kimin istihdam ettiini bulamadm bir faklte var ki, ince, R u s a ve sk dur, Smerce retiyor. Felsefe Blm'n al: Ne amanizm ne de slm felsefesine ilikin bilgi var. Trk felsefeciler, Arap alfabesini dahi okuyamyorlar. (Burada, ilgin bir durum d a h a var: P h . D . iin dil bilgisi gerekirken, SBF'de ikinci bir dilde okur-yazar akademisyen says bir elin be parman gemiyor. Bunlar da Bat dillerini bilenler. Arapa, Farsa bilen hi yok. Bu nasl oluyor, doktora snavlarn nasl geiyorlar, diye
*) ktisat Fakltesi demek istiyor, (y.n.)

soracak olursan, tek bir cevabm var: kopya ve hogr. Trk bilim adamlar intihal k o n u s u n d a da fevkalade pervaszlar. Trkiye niversite yaynlarnn yzde doksannn apartma olduu syleniyor ki bu hkme katldm sylerken vicdanen msterihim nk Profesr ertek'in ders notlarn (para ile satlyor!) ve Dekan Dlger'in ders kitabn grdm. U t a n verici! Birisi bu beylere 'akademik zgrlk'ten intihal zgrln m anladklarn sormal! Bunlardan, SBF'nin bilgi muhafaza edecek donanma sahip olmad gibi, ina edecek kapasiteye de sahip olmadn anladndan eminim. Bunun bir nedeninin gemiini reddeden bir toplumun muhafaza edilmesi gereken bilgilere/deerlere ilikin mutabakat salama gl olduu eklindeki yorumuma sanrm katlrsn. Bilgi inasna gelince, bu konuda geri kalmalarnn bir nedeni, kkleri reddetmeleri ise ikinci nedeni de, pazar ekonomisinin ya da dilersen demokrasinin ilemiyor olmas. Biraz karmak olacak ama, ltfen bana katlanmaya al: Demek istediim u ki, akademisyenler, ne tr bilgilerin talep edildiini bilecek pazar bilgilerinden yoksunlar! Y K , yine kendilerinin hkim olduu bir sistem olarak gdk kalm. T o p l u m u n taleplerini deil, kendi yanllarn ve/veya inanlarn yanstyor. Hal bu olunca, renciye neyin okutulmas gerektii bir yana, retim yesinin kendisi, hangi konuda uzmanlarsa d a h a krl olur, onun farkna varamyor ve Latince retmenleri yetitirmeye devam ediyorlar. Ne dediimi anlyorsun. Tabii, sonra da ertek gibi tipler var! Ve korkarm bunlar ounlukta. ertek bir politikac. Sosyalist. niversiteyi kendi politik hedefleri (sosyalizm!) dorultusunda biimlendirmek istiyor. Ve tabii, parlamento yesi deil de hepimiz gibi hakir bir akademisyen olduundan siyasi inanlarn hi deilse kendi rencilerine alamak peinde. Fakat, ne yazk ki, ne hkmet, ne de grdm kadaryla Trkler, sosyalizme merakl deil. ertek, bu merakn uyandrlmas gereinde hakl olabilir a m a zavall ruh! Sosyalist telkini, kapitalist bir

Coraline

134

135

topluma finans ettirmekte zorlanyor! Kitlelerin kendileri iin neyin iyi olduunu da asla kabul etmeyecek bir idealist! Bu artc biliyorum, ama, inan bana, aziz dostum, Trk sosyalistlerinin hayranlk uyandracak derecede 'idealist' olduklarn grdm! dealistlerin ne denli haklc olabildiklerini bilirsin, ertek de istisna deil! rencilerinden rendiim kadaryla sinirlerini bir komissar despotizmiyle yrtyor. Alper Tunga, bir Pan-Trkist rencim, ideoloji farkllndan dolay kendisinden asla geerli not alamadn syledi. t e yandan, ertek'in benimle not pazarl y a p m a y a gelenlere anlayl davrandn, notlarn ykselttiini duyuyorum. 12 Eyll'den nce, polis kuvvetlerinin 'solcu' ve 'sac' olmak zere ikiye ayrldn duymutum. Anlalan, akademisyenler de blnmler. Akademik hrriyet ideoloji yaymak hrriyeti olmu. Grdm kadaryla, akademik yetersizlik de bu kavgada mulaklayor. ertek, baarsz bir politikacya rnekse, Dlger ok baarl! Yarm dzine kadar irketin danmanln yapyor, bir o kadar kuruluun da ynetim kurulunda. Dikkatini ekerim, bu kurulularn hepsi hkmete ait ve Mustafa ynetim kurullarna atanmayla geliyor. Bu, para demek. t e yandan, Y K yesi ve sandal sallamaya hi niyeti yok. Sosyalistlerle, (ertek'i okula o alm!) hkmetle, basnla (arada bir yaz yazyor ve hemen her toplantya davetli, sosyete stunlarnda Nevra ile fotoraflar kyor) ve rencileriyle o k iyi geiniyor; son be yldr, dersinden kalan rencilerin says 16, snflar 150 kiilik! Btn bunlar bana Trklerin kendi toplumlarna ilikin kararszlklarn sylyor. Nereden gelip nereye gittikleri hususunda mutabakata varsalar, kendilerini istikrarl bir biimde dourabilecekler! A m a yapamyorlar nk b e n c e nasl bir toplum olmak istediklerine karar vermi deiller. Entelijensiya kendi iinde mutabakat salamad gibi, stnlk taslad halkn gdmne girmeyi de iddetle reddediyor. Bu da bana 136

Diana ile benim ocuklarla ilikimizi artryor. David ile Katyuka'y, Hristiyan m, y o k s a Y a h u d i mi yetitirmek istediimizi bilemiyoruz, nk, ne o, ne de ben dinlerimizin mutlak stnlnden eminiz. Bylece, g e m i bilgilerimizi ocuklarmz araclyla muhafaza edemediimiz gibi, yenilerini de retemiyoruz. o c u k l a r da, kendi kararlarn veremeyecek kadar gen! Sonu, biraz Yahudi, biraz Hristiyan a m a ne birine ne de tekine sahip kamayacak kadar eksikli! Ve, tabii, ne biri ne de teki setikleri yolda ciddi ilerlemeler kaydedemeyecekler. Uzun bir hikyeyi zetlemek gerekirse, Trklerden, daha uzun yllar, bilim ve sanatlara zgn katklarda bulunmalar beklenmemeli - tesadfi baarlar hari!" R o d o p l u ' n u n akademik kariyeri olduunu sylemitim. ertek, snf arkadayd. Ve, krs bakan Profesr Haluk Cillov'dan sonra, retim yeliinden bir d a h a dnmemek kaydyla istifasna neden olan ikinci kiiydi. "Yurtdndan dndkten sonra yabanc dil snav almam

Coraline

istendi," diye anlatmt. "Rezillik de d a h a o noktadan balad. Okutmanlar, dili yeterince bilmedikleri iin, gemi zaman pek hatrlayamyorum ama 'I do walk' gibi bir cmleden notlar krm, szle bakmadklar iin ngiliz yazmn kartrmlard, filan. Neyse canm, benim Amerika'da P H D ' y e yeten ngilizcem, stanbul niversitesi'nde u c u u c u n a 'orta' oldu! yi mi? Neyse! Sonra da dersler balad. Yllarca Trke okutmamm ya, terminolojiye aina olaym diye, bir yn kitap aldm. Aralarnda Tevfik avdar'nki, bir de bununki. Bakyorum, ben bu cmleleri bir yerden tanyorum, bu rnekleri bir yerden biliyorum. Ortaya kyor ki, ikisinin kitab da alnt. Birisi T a r o Y a m a n e ' d e n apartm, teki de Freud'la Walpole'un 1962 basksndan. imdi, tabii, insan o k utanyor. Bir ey de syleyemezsin, nk hemen, ' N e yapalm biz senin gibi Amerikalar'da okumadk!' gibisinden iren bir duygu smrsne deilse, 'burjuva' sulamasna kalkarlar! Dahas senin hrszlklarn fark ettiini bildiklerinden, senden kurtul137

mak iin ellerinden geleni artlarna koymazlar. lk derse girdiim gn, bir de stelik, doktora snfyd ve ben 'statistik'e Giri' dersinin neden doktora snfna verildiini anlamaya alyordum. Malum, Amerikan niversitelerinde bu dersi ikinci, n c snflarda verirler ve biter. Her neyse, doktora snfyd ve karmda delikanllktan oktan km adamlar vard. Niye doktora yaptklarn anlamak da zordu, nk besbelli, akademik kariyere niyetlenmiyorlard. Ben de henz 'Dr.' unvannn brokraside nelere yaradn bilmiyordum. te, istatistikte, 'chain index' denilen bir kavram vardr, onu anlatacam. Kavram, ondalk kesirlerle kullanlr. Anlatmaya baladm. Syledim, syledim, tahtaya bir rnek yazdm, rencilerden zmelerini istedim. Derken, snftan bir el kalkt, otuzlarnda gsteren bir renci sordu, ' H o c a m , alttakini mi sttekine bleceiz, sttekini mi alttakine bleceiz?' Anlamadm, tekrarlamasn istedim. Ayn eyi syledi, ' H o c a m , alttakini mi sttekine bleceiz, sttekini mi alttakine bleceiz?' Ne demek isteyebileceini kestirmeye alrken birden aydm: Baya kesiri, ondala evirmesini bilmiyordu, pay paydaya m payday paya m blmesi gerektiini soruyordu! Ve ben d a h a yok ihtimal hesaplar, yok Chi-Square dalm anlatacaktm! d m patlad! Bari cebir bilgilerinin ne olduunu reneyim de, dersleri o n a gre dzenleyeyim dedim, dersi orada kestim, birer kt kartmalarn istedim. Kzlca kyamet koptu! Yok, ynetmelie gre, iki hafta n c e d e n haber vermeden imtihan yapamazmm da, yok onlar alan insanlarm da, derse gelmeleri ok zor oluyormu da, ben de byle haber vermeden snav yaparsam madur olurlarm da! Sylemedikleri kalmad! Nasl pis bir arabesk yakarma, akln durur! imdi, tabii, ben h o c a derse gelmeyince rencilerin kazan kaldrdklar bir sistemden geliyordum, kendi lkemdeki hamiyeti cahiliye o k canm yakt! Kendime gelince de, belki bir on dakika 138

dil dktm! Bunun snav olmadn, derse devam edebilmem iin cebir bilgilerinin seviyesini tespit etmeye m e c b u r olduumu, ktlarna not vermeyeceimi anlattm da dersi boykot etmekten vazgetiler. Snav yaptlar. Biraz da olduklarndan d a h a aa gsterip benim dersi hafifletmemi salamak istemi olabilirler, fevkalade kt s o n u aldm. stanbul niversitesi ktisat Fakltesi doktora rencileri iki bilinmeyenli denklem zmeyi bile bilmiyorlard! yi mi? Sonradan bir de utanmadan, niversiteye bal 'Ekonometri Blm' atlar. Ho bir tane de Marmara niversitesi at ya! Trkiye ekonomisine matematiksel 'model' y a p a c a k yzlerce gen yetitiriyorlar! Bu i de, bir tek Devlet Plnlama'da yaplr zaten, ekonometrik model yani. Makro plnlamaclardan baka kimsenin iine de yaramaz. D P T bunlarn kan istihdam eder? Neden eder? Zaten niye etsin? Allah lem bisevap! imdi ben rencilerden matematik bilmediklerini rendim ya, ne yapp yapp a kapatacam. Nasl yaparsn?

Coraline

Kalktm, haftada saat matematik dersi koydum. Dershane filan igal etmemek iin, kendi o d a m d a ve tabii fisebillillah! Sen misin, yapan! D a h a ilk hafta, bu Emin geldi. O zaman d a h a doentti. Y z n d e pis bir ifade, 'Senden ikayet var,' diye srtt. Meer rencilerim buna gitmiler -en 'halk' retim yesi bu ya!- fazladan ders koyduumdan yaknmlar. Ben de saf saf, istatistik verebilmem iin hi deilse biraz matematik bilmeleri gerektiini anlatmaya alyorum. Bakyorum, hi oral deil, 'Sen Trkiye'yi bilmezsin, yanl anlalr' filan deyip duruyor. 'Kardeim, Trkiye'nin nesini bilmeyeceim? Bu renciler doktora yapyorlar ve baya kesiri ondala evirmekten acizler. Matematik bile diyemeyeceim, aritmetik bilmiyorlar! Ders vermeyeyim de ne edeyim?' Bakyorum, Emin yine yanl anlalr, deyip duruyor. S o n u n d a baklay azndan kard. Millet, dekann gzne girmeye altm zannedermi. O zamandan sonra terbiyesiz oldum zaten, 'Ha ...tirsinler,' deyivermiim, 'Ne dnrlerse dnsnler!' A m a yle 139

olmad, tabii. nk, ertek, rencilere, 'Bo verin, gitmeyin. Kar igzarlk yapyor,' demi - 'kadn' bile deil, 'kar!' diyor. Dn, adam iktidar tehdit edilince ne kadar aalaabiliyor! Btn meselesi ben niversitede kalp, onun profesrln tehlikeye atmayaym! Malum, kadro meselesi! Her neyse, dersi sabote etmeyi baard, iki kii hari, renciler gelmediler. Ben de Cillov'a gittim. Gittim dersem haftalar sonra zor bulabildim! Tipik bir holding profesr, niversitede katiyen durmuyor! Bu defa da o n a anlattm. Baya yalvaryorum, bir semeli modern matematik dersi koyalm, onu yapamazsak, cebir koyalm. Ben stlenirim. Saatlerim artt diye ikyet etmem, falan filan. A d a m , gzlklerinin arkasndan buz gibi bakyor! S o n u n d a beni ne kadar o c u k s u bulduunu anlatan bir lf etti, arkasndan da matematik dersi koymamzn imknszln sergileyen otuz ift bahane buldu. 'Peki, hocam, ben ne y a p a c a m ? Bu rencilere istatistik rettim diye not atp, imzalayamam!' 'Senin de imzan pek kymetliymi yav!' diye hi beklemediim bir c e v a p verdi. Dnya bama ykld! Ben hl imzamn n a m u s u m olduunu dnyordum. 'Ben arlatan deilim!' gibisinden bir c e v a p verdiimi hatrlyorum, 'Orada durup, istatistik retiyormu gibi yapamam!' Kapy arptm, ktm, k o k!" Rodoplu, niversitelerin durumunu da yabanclama ile aklyordu. "yle dn, afak zden, rpc'y sahiplenmiyor da, bunlar niversiteyi sahipleniyor mu? Aritmetik bilmeden 'doktor' unvan alan uzmanlar yetitiren bir kurumun ba olmaktan utanlmaz m? Enjeksiyon yapmasn bilmeyene 'doktor' unvan veren bir tp fakltesinin dekan intihar etse yeri deil midir? Ellemin kitabn ald ortaya ktnda, hi utanmayan, dahas, ertek gibi bir de stelik terfi eden akademisyenlerle bir toplum nereye gider? Hi utanmadan, 'YK akademik hrriyetimizi elimizden ald!' diye barrken, apartma hrriye-

mi

ho

gren kopya

bir sistemden ektii Yalan

hayr gelir mi? Bizzat profesrn meslek ahlkndan bile sz niversitelerimizi bomuken,

kendisinin edilebilir

niversitede

mi? Byk

afak zden'e kim ne diyebilir? iran, kurda yedirdi, afak, son siperlerimi de ykt, a m a ben kendi snfmdan grdm hakareti ne birinden ne de tekinden grdm!" "Hakaret" kelimesinin fazla ar olduunu dnyordum, "Hayr, deil," dedi, "Beni deerlerime ihanet etmeye zorluyorlard, bu hakaret deil midir? rencilerime hak etmedikleri notlar verseydim, hak etmedii istihkak alan mteahitten ne farkm olurdu?"

Coraline

140

141

gzl, en az bir seksen be boyunda, iri kemikli bir kadn; Amerikan kovboy filmlerindeki bar kadnlarnn giysilerini anmsatan parlak, (Gnay 'saten' demiti) rengrenk kyafetler! Konuurken ellerini kollarn zaptrapt altna almak gibi bir kaygs olmadndan, Sabri Bey'in yirmi metrekarelik meknn h e m e n tmyle igal etmiti! Sabri, en az benim kadar yadrgam olmal, ama saygda kusur etmediine, hatta elini kalbine gtrp selmladna eminim! Diana'ya gelince, o, " N e bu dnyadan, ne de tekisinden," diye tanmlad sese yneldi, "Birden ellerim terlemeye balad! Nefesim darald! Kavaln sesine taklan bir fare gibi, o sese yrdm! Buna inanabiliyor musunuz?" Beyaz sakall Seyfettin hsani -"Mkemmel bir anakronizm!" diyordu, Diana, "Asrlk gravrlerden frlam bir figr!"- anlatm, anlatm, son szn de fledikten sonra ban kaldrm, Diana'ya bakmt. "armad, yadrgamad, soru sormad, sadece bakt," dedi Diana, "Bir an, kr olabileceini dndm. Ayn anda, niye

Coraline
VI
Daha baka " H o m o Islamicus"lar da vard. Diana Pavlovi, Giritli Seyfettin hsani'yi, Sabri Yldz'n Beikta'ta, c a d d e zerindeki mzikevinde, 'Dergh'ta tand. Yars, yapm tamir atlyesi olan bu karanlk, rutubetli, kck dkkna, vitrinde dizili 'folklorik enstrmanlar'dan, yani balamalardan satn almak, bulabilirse, bir de metot edinmek iin girmiti. "Seyfettin hsani Hazretleri, ney flyordu," diye anlatt Sabri Bey, "Kap ald ve mahfilime gnei getiren bu kadn ieri girdi!" Diana'y o dkknda ilk grdmde benim de sersemlediimi hatrlayacaksnz - kpkrmz, uzun, kvrck sal, yeil

ayakta durduumu sordu. Mkemmel bir Franszca! Bunun zerine, Sabri Bey, bir tabure koturdu, kalfas Mehmet hareketlendi, raklar ilerinin balarna dndler! Ben, yal adamn dizinin dibine oturdum ve zaman makinesi almaya balad! Bin yl ncesine gitmi gibiydim! Tezghn zerinde bir semaver kaynyordu -ne yazk ki, elektrikli-, Sabri bize a y getirdi. hsani'nin nemli birisi olduunu anlamtm, ama mzisyen olduunu sanyordum!" yleydi, a m a deildi. Yani, o k iyi bir mzisyendi a m a mziini hibir zaman paraya tahvil etmedii iin "deeri biilmemiti"! Diana, Birleik Devletler'de yaam olsayd, Seyfettin hsani'nin d n y a apnda bir isim olacan syledi, yazkland. R o d o p l u ' n u n yzn ac bir ifade brd, "Ney pazarlanr m, yahu?"

142

143

Burada bir kma yapp, Seyfettin hsani'nin hikyesini anlatmalym, nk Diana, ok etkilenmi olmasna ramen hibir zaman btnyle anlamad ve doal olarak da iselletiremedi. Ben, Seyfettin hsani'yi, Trkiye'de devrimci hareketlerin kkenlerini aratrdm d n e m d e tandm. D a h a dorusu, babas, Ahmet hsani'yi tandm. Mlkiye Mektebi'ndeki devrimci hareketleri incelerken, 1888 eref Kitab'nda rastladm bu isim, beni, Girit'e ve Girit'teki ilerici devrimci hareketlere yneltti. Ahmet hsani Efendi, Hanyalyd. Olu gibi o da Galatasaray'da okumu, oradan Mlkiye'ye gemiti. Benim ilk ilgimi eken, mezuniyetten sonra memleketine dnen Ahmet hsani'nin, Hanya'da, Mekteb-i Mlkiye programna uygun bir "halk niversitesi" am olmasyd. Biraz d a h a aratrnca, bir o kadar ilgin bir baka giriimine, "Girit Muhibbi nsaniyet Cemiyet-i slmiyesi", yani "Girit Hmanist slm Dernei'ne rastladm. Ahmet hsani, bu dernein kurucularndand ve genel sekreterliini stlenmiti. Hanya ve Paris'te ubeleri vard ve bir de Franszca-Trke aylk dergi kartyorlard. imdi, bu Girit Muhibbi nsaniyet Cemiyet-i slmiyesi kurucular ayn zamanda Girit'te Mslmanlarn kurduu ilk siyasi parti olan "Yalnayaklar Partisi"ndendiler. Bu parti, ayn zamanda iilerin ve emekten yana olanlarn birletikleri, ilerici, zgrlk bir snf partisiydi. Ve nitekim iktidara geldiklerinde, ramazan geceleri sahurda davul alnmasn yasaklamlard. (Bir kma d a h a yapmalym: Girit'te, daha 1900'l yllarda Halepo Kararnamesi ile kurulan bir "Eyalet Meclisi" vard. Bu Meclis, bir yandan yerel idare gibi grev yapar, te yandan da parlamento gibi yasa kartrd.) Ahmet hsani, o dnemin ttihat devrimcileri gibi, merkezi ynetime kar demimerkeziyetilii savunmu; belediyeler, meslek odalar, kooperatifler gibi kurulular byk yetkilerle donatmay amalamt. Ve iin b e n c e en ilgin taraf, Ahmet hsani'nin bu anlaya Bat dncesinden deil, slmi 144

yoldan, Hseyniyl Alevilikten, Ahilikten ve Karmatilikten gelmi olmasyd. Ahmet hsani ve dolaysyla bizim Giritli Seyfettin hsan Bey, Melami Bektailerdendi. Okuyucu, benim Marksist kkenimi hatrladnda, bu bilginin benim iin ne kadar artc olduunu kolayca tahmin edecektir. Bir kere, Hseyniyl-Alevi toplumlarda, merkezi devletin grevlerini ayr ayr ralarn grdn bilmiyordum. (Yeri gelmiken, R o d o p l u ' n u n bunlara "mahalleliler" demeyi tercih ettiini hatrlataym. O n a kalrsa, "mahalleliler", rnein, kendi okullarn da kendileri kurmal ve ynetmeliydiler. Bu balamda, Y K ' n gelitirilmesinden yana olduu gibi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun da kaldrlmas gerektiini savunurdu.) Ahilie ilikin btn bilgim, stanbul Esnaflar Dernei'nin ylda bir kez birilerine nlk taktklar skc anma toplantlarndan ibaretti. Ve tabii gnmz esnaf, toplumun en tutucu kesimi olduundan, onlarn benimsedikleri bir kurumun ilerici, devrimci unsurlar olabileceini dnmem mm-

Coraline

kn deildi. Karmatilere gelince, onlar hi duymamtm! Derken, yine bu Ahmet hsani'nin kurucularndan olduu, "Osmanl Cezriyun Frkas", yani "Radikaller P a r t i s f n e rastladm. Mtareke yllarnda kurulan (ve skynetim tarafndan kapatlan!) bu parti, "alat- istihsaliyenin konfiskasyonu"nu, yani "retim aralarna el konulmasn" istiyordu. Kendilerine "sosyalist" demiyorlard ama programlar gerekten de sosyalist bir programd. unu da sylemeliyim, benim bu dnemlerim, "Ben, ilkel komnizm stnde parlayan Hilal'den yanaym!" diyen G n a y Rodoplu'yu anlamaya baladm dnemlerdi. Tabii, o, bu son u c a Orta A s y a ve in zerinden, Konfys insanclndan gelerek ulamt. Ben, Ahmet hsani'nin bana at izleri takip ediyordum. Ve bu izler beni, hayatta olduunu ve Sabri Yldz'n o khne dkknna "takldn" rendiim, eski tfek Seyfettin hsani'ye kadar gtrd. Dergh'ta Diana Pavlovi'e rastladm o gn, onun, benim 145

ve Sabri Yldz'n ihtiyar adamdan talep ettiklerimizin ne denli elikili olduunu grm, iim burkulmutu. Diana, bir Osmanl gravrnden frlam bu "anakronizm"e bir mze eyas gibi bakyor, "elektronik klelerin olmad" bir tarihe geri dnmeye alyordu. Ben, kendi sosyalist tarihimin peindeydim. Sabri Yldz'a gelince; o, ticarethanesine saygn bir vitrin eklemek telandayd; Giritli'nin dkkna geldii gnler, devrimci ya da devrimci arabesk syleyen kim varsa orada toplanrd, tabii satlar da ona gre artard. O gn, Giritli hsani, Diana'ya n c e Hanya Bektai tekkesini "gezdirdi". Oradan, Mekteb-i Sultani'ye getirdi, dnd, Mekteb-i Mlkiye'yi gsterdi. Mrs. Pavlovi, "mihraplarn arabesklerine, remil dkenlere, hamursuz ekmee yabanc olduu kadar yabanc", ama Rodoplu'ya gre, "bolayamayacak kadar duyarl ve tedirgin" dinledi, tutunabilecei "tandk kavramlar" arad. Bu arada, byk bir keyifle seyrettii, K o n y a Turizm Dernei'nin Mevlevi semasnn Mevlevi olmadn rendi, "Melamet ehli," dedi hsani, "halka iyzn gstermez. indeki srlar dar szmaz. M u s a Peygamber gibi, Allah'n kelamn duyduktan sonra, kimsenin yzne bakamayaca kadar deimez, giyim kuamla kendini gstermeye almaz." Diana, Melami'nin, her trl gsteriten uzak yaadn, dnya malna metelik vermediini, kalender yaamay ilke edindiini rendi. nsan, kendisini s a d e c e ve sadece Tanr'ya verirse, dnya kaygsndan da, ahret korkusundan da uzak kalabilirdi. "Allah'a, akla, ekimle ulalr," dedi hsani, "Melameti, ululuk, dava, kendini gstermek, halkn sevgi ve saygsn kazanmak gibi eyleri am insandr. Halkn kendisini knamasndan, kt grmesinden ekinmez. Keramet gsterdiini sanan, kadn gibi det gren adamdr!" nsan kendisini herkesten alak grmeliydi, stn deil! Herkesi kendisinden stn grmeliydi, alak deil! Gnln 146

Allah akyla doldurmalyd, baka akla deil! Hakikat, ilahi nur'a kavuan Melami'nin gnlnde belirir; Melamete ulaan Allah'la bir olurdu! Melami'nin, her trl zevk ve elenceden mahrum olmas, yoksulluu bir ilke olarak benimsemesi dncesi, yakn geldi, ile iinde geen Priten ocukluunu dndrd; Diana, Karmatilerle tant, "Rahmetli Hemedani Karmati, derviti," diye anlatt Seyfettin hsani, "Abbasi devletinin baskc rejimine kar kt. Zenginlerin maln paylatrmay, ortak mlkiyet anlayn yerletirmeyi amalad. Sebt gnn benimsedi. Mekke'yi deil, Kuds' Kble gsterdi." "Ama, bu Hristiyan!" dedi Diana, akn akn. Giritli, bu defa da Bektai Alevilerden bahsetti, "Bektai Alevilerde, Allah-Muhammed-Ali lemesi, Hristiyanlktaki Allah-sa-Ruhl Kuds lemesinin slmlatrlm eklidir," buyurdu. Bektai-Alevilii, Mslmanlkla Hristiyanl kaynatrma olarak ele aldn ve o yolda incelediini anlatt, "Senin memleketindeki sevi Bektailer bu meseleleri anlarlar," dedi. Diana bu defa da, Unitarianlarn, slmi arka plnlarn "kefetti". "Onlar, teslis dogmasn kabul etmezler," diye srdrd, hsani, "Sen Bostonlu olduuna gre, William Channing'i tanrsn, New England Bapiskoposu, Unitarianism'in kurucusu. G e e n yzyln ortalarnda ld. Topra bol olsun, ii snflarnn gelimesinde byk emei geti. Kleliin kaldrlmasnd a da." "Channing'i o k severmi gibisiniz?" diye mrldand Diana. "lerici bir liberaldi," dedi Giritli, "Ben de ideal itibaryla sosyalist, reel politik itibaryla liberalim." "Ama, Mslmansnz, deil mi?" "Elhamdlillah! Kuran'a inanrm, a m a onu tarihe kaynak gsteremem. nk M s l m a n olmayanlarn onu kabul etme147

Coraline

si mmkn deildir. Tarihin kayna btn insanl kapsayan eserler olabilir." "Yani?" "Diyalektik," dedi Seyfettin hsani, "Marksist bir matematiki zamandan yalnlam hareketi, eklin yalnzca tek referans heyetine gre deiimini deil, ayn zamanda eklin elemanlarnn birbirine gre deiimini de ele alr. Oysa, Katolik papaz mant..." birden vazgeti, "lkgenliimde, ben deneycilie deil, rasyonaliteye nem vermitim," diye srdrd, "Oysa, Trkiye'de birok Marksist tmevarmdan y o l a karak, deneycilie dayanmak eilimindedir. Ben ikisini birletirdim. Bu yolla srecin sreklilii ve srete bir aamadan dier a a m a y a kuantum sramas ile geilebilecei grne vardm. Bu suretle srekli devrim grne geldim." "Sizi izleyemiyorum," dedi Diana, "Belki de, slm'la Marksizm'i bir arada dnemediim iin. Yani Marx ile cami uzlamaz diye dndm. Yani, slmiyet'te din ve kilise, pardon, cami, ayrm olmad iin ve slmiyet s a d e c e iman deil, gnlk hayat da dzenledii iin... Yani, kfirlerle savamay ya da onlar dntrmeyi mesihi bir ura edinen topyekn bir sistem olduu iin... Yanl anlamayn, benim bir itirazm yok, ama insan sadece dnyevi nitelikleri ile tanmlayan Marksizm, slmiyet'e sadece yabanc deil, kfr olmal diye dnyordum." "Marx deyince, senin Amerikal gzel kafanda neler oluuyor, kimbilir," diye glmsedi Seyfettin hsani. Ban sallad, " N e garip tecelli! Dnyann en diyalektik kafas, diyalektie kar kullanlan en etkin silah oldu! Marksist ne demektir? Marx, vahye mazhar bir peygamber midir ki dogmalara hapsolsun? Diyalektik nedir? Deiene evrilen bak, tezatlarn bilimi phe, daima tedirgin, daima uyank bir bilin deil midir? Tefekkrn tarifi deil midir? Akln dnyasnda mutlan yeri olabilir mi?" dedi ve duralad, 148

" L a m e v c u d u illallah!" diye mrldand, tekrar Franszcaya dnd, "Allah'tan baka mevcut yoktur! Varlk tektir, birdir. Her ey zddyla bilinir. Mutlak varln zdd yokluk, mutlak hayrn zdd er, mutlak gzelliin zdd irkinliktir. Ezel ve ebed n daiminin iindedir ve bitmi deildir. Bu lem ' O l ! ' emri verilip tecelli o l u m a d a n n c e btn nesneler gerekte yok, a m a Allah'a greli olarak vard. Diyalektik tabiat ve zihni, temel bir btn meydana getirecek ekilde birbirlerini aklayan gerekler olarak grr. nsan ten ve ruh denilen iki unsurdan oluur. T e n tabiat, ruh zihindir; ten lml, ruh lmszdr. Allah'n btn sfatlarnn btndr. nsan, evrenin btnn yanstr. l m s z bir zn, bitmeyen bir yaratc gcn taycsdr. Hayatla lm, gerekle yalan i iedir. Hazla elem gibi. Varlk denilen esrarl yuma ancak diyalektiin titiz, seyyal dikkati zebilir. Syle bana, krmz sal kzm, Yunan'dan Aristo mantn almakta tereddt etmeyen slm, Marx'tan diyalektii almakta neden tereddt etsin?" "Bilmiyorum," dedi Diana. Yardm ister gibi Sabri Yldz'a dnd, "slmiyet'i bilmiyorum!" Sabri Yldz, hsani'yi iaret ederek, "Kusura bakma, ok konuur," gibisinden bir iaret yapt. "Hayr, hayr!" diye isyan etti kadn, "Benim h o u m a gidiyor. Kaynpederim de din limidir." "Diyalektii mcerretlere, birka kaba unsura hapsetmek, diyalektie ihanettir. Diyalektik incelemeye tabi tutulmayan her trl teori, mumyalam heybeti iinde ksr bir d o g m a olarak kalr. Konu insan olunca, dogmalamak daha da kolaydr. Oysa, bu dnya iinde insan bir hitir." Sabri Yldz'a dnd, "Destarem u cubbe vu seren her se behem, Kymet kerdend beyek dirhem Neti-desti z kem, tu nam- men der lem, 149

Coraline

Men hi kesem,

hi kesem, hi kesem!"

"Ne diyor? Ne diyorsunuz?" hsani, yine Diana'ya dnd, "Her ey zddyla kaimdir," diye tekrarlad, "Akln cevelanghnda hibir mutlak yoktur. nsan hibir otoriteye boyun emeden yaamaldr. slm, insann varln her an kamlayan, uyank tutan bir meraklar btn olarak yaamaldr. Kemiklemi lleri olmayan bir dnyada, Mslman, Allah'a erimek yolunda kendi rotasn izer. Bu y o l d a tek yardmcs, diyalektik dncedir. Dnya, despotizm, teknokrasi ile Kuran'n el nass olarak tanmlad, halk, demokrasi ve znellik kutuplar arasnda bocalyor. Despotizm, emperyalizm, teknokrasi insanln Kabil kutbudur; halk, demokrasi ve znellik, Habil kutbu. Mslman, Kabil kutbundan Habil kutbuna hicret ederken, a m u r d a n Allah'a hicret eder; tabiattan akla hicret eder ve bir btn meydana getirir. La m e v c u d u illallah! nsanln meselesi, helal ile haram arasnda seim yapmak meselesidir. Bu seim sreklidir. T o p l u m u n meselesi, dnyadr. yi ve kt ile, kt ve yanl arasndaki seim, siyah, beyaz, krmz, sar, hepimizin sorunudur. nk dnya tektir, insan tektir. La m e v c u d u illallah!" "Size unu sormak istiyorum," dedi Diana, "Umutlu musunuz? Dnyann gidiatndan umutlu musunuz? Sonumuz belli deil mi? nsanln kaderi belli deil mi? Mekanik klelerimiz... " "Kader diye bir ey yoktur!" diye kesti att hsani, "nsan kendiliinden su ileyen, cennetten kovulan bir varlk deildir. Bu dnyadan da kovulmayacaktr. nk insanla Allah birdir. Allah, insanda dile gelir. nsan, Allah ile davranr, dnce ve irfanla aydnlanr. Allah, insann gnlnde bir k olarak belirir. Nur'un belirmesi, insann Allah' grmesi demektir. Bu, Allah'ta doutur. Allah'ta dou, nurun aldr, parlaydr!" 150

Evet aynen! Aynen byle! Hogeldin, 1. Cemaatiler Kilisesi! "Bu lem, korku, yasak, gnah nedeniyle deil, ak nedeniyle olutu. Varlk lemi akla meydana geldi. Allah'a korku ile yaklalmaz, kzm! Akla yaklalr!" "Ak renebilir miyim?" " N e d n y a ne de ahiret nimetleri iin deil, kendi vicdann iin abala. Vicdannn sesinden baka ses dinleme. Allah, ak sana da nasip edecektir." " N e dneceimi bilemedim," diye anlatt Diana, "Yani!.. Meseleyi yle ortaya koydu ki, slmiyet, Hristiyan mezheplerinden birisi gibi belirdi. Anlyor musunuz? slmiyet'i sosyalizmin de, ilerici liberalizmin de beii gibi sundu! Bu doru olabilir mi?" Son soru R o d o p l u ' y a yneltilmiti. Gnay, dorudan cevap vermek yerine, baka bir soruyla karlad,

Coraline

"Doru olduunu farz et, bu bilgi seni nasl etkiler?" Diana, bir an duralad, "Yani!" dedi, "Hristiyanln tm illetleri slmiyet'te de var, anlamna gelmez mi?" "Ve bu durum seni umutsuz klar, yle mi?" "Yani!.." dedi Diana, yine, "baladmz yere dneriz, deil mi?" "Trkiye m a c e r a n verimsizlikle sonulanr?" "Yani!.." "zlme," dedi Gnay, "slmiyet'in d a h a ok versiyonunu duyacaksn."

151

nn gazetecilikten psikolojiye uzanan eitim servenini ok ilgin, ama tiyatro eletirmenliini d a h a da sra d bulduunu syledi. "Ben bir yazarm," diye aklad Z e h r a Bardak, "Ksa hikyeler y a z m a yeteneim var. Meslek hayatma ksa hikyeler, iirler, edebi makaleler yazarak baladm. Hibir zaman dz bir gazeteci olmadm. Bir syleim bile edebi bir metin haline geliyor. Amerika'ya gitme dleri kurduum zaman -o zamanlar Amerika'ya ktm- yirmi iki yandaydm. Kltrm ve bilgimi gelitirmek zorundaydm. Eh, Bat'da bilgi nerede bulunur?" "Birleik Devletler'de?" "Elbette! O zamanlar bizde iyi tiyatro eletirmenleri olmadn dnyordum. Tabii, bir eyi ileri gtren eletiridir. O zaman Trkiye'de slogan tiyatrosu yaplyordu. Ben bu tr tiyatroyu sevmiyordum. 'Bizim gerek tiyatro, avangard tiyatroya ihtiyacmz var,' diyordum. 'Gidip eitim grr, aratrrsam bunu Trkiye'de gerekletirebiliriz,' diyordum. Daha ok renmek gerektiine inanyordum. Tabii, bunun dnda seyahat etmek de istiyordum. 0 zamanlar, Eugene O'Neill'in,

Coraline
VII
Duydu da! Bu Mslman, yirmi dokuz yalarnda bir kzd. Profesr Pavlovi'in snftaki tek rtl olmasnn tesinde, olaanst ngilizcesi ile dikkatini ekti; Amerikan tiyatrosuna ilikin bilgisi ile artt. Z e h r a Bardak, Pavlovilerle zel iliki kurmak iin gayret sarf etmedi, a m a David'in ilgisini de reddetmedi. Yaryln ortalarna doru, David, onun aslnda Basn Yayn Yksek Okulu'ndan mezun olduunu, daha sonra New York niversitesi'nde tiyatro eletirmenlii yksek lisans aldn, daha sonra da SBF'ye girdiini rendi. kran G n ' n e davet ettii birka rencinin arasnda Zehra da vard. Diana, gen kad-

Ufkun tesinde adl oyununu okumutum. Oyunda, seyahat eden bir gen vard. Ufkun tesinde seyahat etmek istiyordu. Ben de seyahat etmek istedim. Ufkun tesini grmek istedim. A m a beni kimse bir yere gndermedi, kendim gittim. O t o s t o p yaparak Amerika'ya gittim." "aka yapyorsunuz!?" "Hayr, ciddiyim. Her eyi zorladm. Kimsenin szn dinlemedim. Hayr dediler, a m a ben, 'yapacam' dedim. Ve yaptm. New Y o r k ' a vardmda, stmde bir on sentten baka bir ey yoktu. Garsonluk yaptm, kasiyerlik yaptm, Msr sefaretinde sekreterlik b u l u n c a y a kadar geindim. Seyahat etmenin bal bana bir kltr olduunu dnyordum. Gerekten de ben, ne rendiysem seyahatlerimden rendim. Y a b a n c bir lkede yaamak, yabanc olduunu bilmek, asan a kal-

152

153

maya devam edeceini bilmek. Annenin orada olmadn bilmek, uzakta olmak... Btn bunlar, 70'li yllarn bandayd. Kltrel ryalarmz vard ve biz kendimizi bu harekete hazrlyorduk. Ben de geri geldiimde frtna gibiydim. Trk tiyatrosunu kurmaya alyorduk. Yazarlarn hepsi sosyalistti. Ayrca, Brecht'in btn oyunlar evrildi. Kafkas Tebeir Dairesi, Cesaret Ana oynad. Beckett ve Ionesco oyunlar evrildi. Deneme tiyatrosu kuruldu. Tabii, Yunan eserleri sahneye kondu, Agamemnon, Eurephides, Electra, Antigone." "Btn bu sre iinde, ey miydiniz?" Diana, kzn bartsne iaret etti, "rtl mydnz?" demek istiyordu. "Sonlarna doru," dedi, Zehra. "Aslnda burada bir paradoks var a m a Amerika bana kendi slmmdan ne kadar uzak olduumu fark e t m e m d e yardmc oldu. Bana, slm'a geri dnmem gerektiini fark ettirdi." "Ohhh?" "Sizin nyarglarnz, milliyetiliiniz, 'ne yaparsan yap, bizim bir paramz olamazsn, nk biz stnz, biz bakayz' havanz. Ben, 'Hayr, ben sizin bir paranzm!' desem dahi, siz, 'Hayr, deilsin,' diyordunuz. Kelimelerinizle deilse bile, davranlarnzla sylyordunuz. O zaman da, insan dnyordu, 'Peki, onlarn bir paras deilsem, neyim ben?' Siz, kendinize uymayanlar insanlk d grrsnz. Aalk olduuna, insan-alt olduuna karar verirsiniz. Ben, bize neden byle dediinizi dnmeye baladmda, ilk nceleri cev a p bulamadm. Bizim byk bir kltrmz, byk bir dinimiz, byk deerlerimiz vard. Bizi bu duruma ne getirdi? Baknca grdm ki, kendimizi bu hale biz getirdik. nk kim olduumuzu unuttuk. Filistin'in bana gelen, bizim de bamza geldi. Bireyler olarak da koloniletirildik, igal edildik. Benim iimde bir bakas vard. ' O ' ben deildim. Yalan sylyordum, ikiyzllk ediyordum. im tmyle Mslman'd. D grnme bakarsanz, szde Avrupalydm, szde Amerikalydm, szde kendimden baka her eydim. Bir kpek bile ke154

di olmaya abalasa, kedi olabilir mi? Bir karga hikyesi vardr. Bilirsiniz, karga zplayarak yryen kk bir blbl grr. ok beenir ve blbl olmak sevdasna kaplr. Blbl taklit etmeye alnca, ar v c u d u o n a yardm etmez. Bylece garip garip yrmeye balar. Bu hikyenin deeri uradadr. Eer kendinizi olduunuz gibi kabul edip, kendi temellerinizin stne ina etmezseniz, kendinizi kendinizden balayp gelitirmezseniz, benim rengim budur, sam sarya boyarsam ok irkin olacam, Allah'm beni byle yaratt, siyah sal olmak iin yaratt, Mslman olmak iin yaratt diye dnyorsanz, o zaman, slm'n ne olduunu bilmek zorundasnz. Bylece, slm' unuttuumu fark ettim. slm'n gereklerini o zaman da az o k yerine getiriyordum a m a kendimi sorguladm zaman, duamn otomatik olduunu, o r u c u m u n otomatik olduunu, asla derine inmediimi, olaylarn zn kavramaya almadm fark ettim. Durmak, dnmek zorundaydm.

Coraline

1972'den 1976'ya kadar d n m e dnemi geirdim. Bu dnemde, rtnmedim a m a Trk milliyetisi oldum. nk '80'den n c e bu geerliydi ve ben Trk milliyetiliinin Mslmanlm vurgulayacan dnyordum. Bunun bir maske olduunu, bir baka 'Batllk' olduunu dnemedim. Daha sonra bir yarar olmadn fark ettim. zellikle de, askeri cunta dneminde. Kemalist modellerle olmayacan grdm. Bu insanlar, slm' s a d e c e insanlara ulamak iin bir ara olarak grrler. nk slm, insanlar tarafndan o k sevilir, insanlar kapsar. Bu, gereklerini yerine getirmeseler de byledir. Ben, sahici M s l m a n olmaya giriince, onlar da beni Trklk yaptm iin tutukladlar. kez tutuklandm. Hkm giymedim a m a hapis yattm. lk kez yedi ay yattm, sonra seksen sekiz gn, sonra da otuz drt gn. Bu srelerde Mslman giysileri giyiyordum. Mslmandm ve Trklkle sulandm. Bana M s l m a n olmak erefini bile bahetmediler. kili oyun tezghlamlard. Beni Trklerle beraber hapsederek, lkc olmadm bilen dier mahpuslarn bana kt davranmalarn 155

salyorlard. te yandan, lkc olduumu yaydklar iin, Mslmanlar benden uzaklayorlard. Bugn bile kendi kavmim, ' O , Trklere yakndr,' diye dedikodu eder." "Bu kadar ac ektiin iin zgnm," dedi Diana, "Ben, sad e c e solcu terristlerin cezalandrldn sanyordum." "Bu devlet iin, biz Mslmanlar solculardan daha tehlikeliyiz," dedi, Zehra, "Ortadou'nun paralanmasn nleyeceimiz iin devlet politikasna ters deriz." Okurun, tahmin edebilecei gibi, David Pavlovi'in ilgisini de "Ortadou" s z c ekti. Zehra'y Trkiye'nin Ortadou'yu paralamak istei konusunda sorgulad. Zehra, David'in Y a h u d i olduunu bilip bilmediine ilikin hibir ipucu vermeden, Amerika-Trkiye-srail ibirliinden bahsetti, "Yahudilik, bakalarn hidayete aran bir din deil, smrc ve ikiyzl bir kavmin, dnyay egemenlii altna alma yntemidir," dedi, "Yahudiliin temel felsefi gr, her ne yoldan olursa olsun kr etmek ve toprak igalidir. Yahudiler, ahiret inancndan yoksun materyalistlerdir. Dinleri onlarn doymaz ihtiyalarn, dinmez kinlerini tatmin eder." Trkiye'nin byle bir kavimle ibirlii iinde olmasn, lkeyi yozlatrmaya niyetlenenlerin gayretleriyle aklad. Ancak bylesi gayretler glnt, nk Yahudiler, baka kavimleri ilerine almazlard, "Bir bakas doru yolun Yahudilikte olduunu kabul etse bile Yahudi olamaz, nk Yahudilik, o v e n bir dindir, Yahudi olmak iin Y a h u d i bir anadan domak gerekir," diye aklad, "birlikilerin yapaca tek ey, Yahudilere hizmet etmek, onlarn dnya hkimiyetlerine yardmc olmaktr." Bu noktada, Diana, gittike daha o k klen, sinen, kocasna bakt, "David adna zldm," diye anlatt bize, "Masasn paylaan birinin bylesi saldrsn hak etmediini dndm. srail'e kar m c a d e l e veren kaynpederimi dndm. Ben de Zehra'ya bir soru sordum.'Alevilerden ne haber?' dedim, 'h-

sani Bey, bana Aleviliin bir m e z h e p olmadn, nk Alevilerin dardan mrit kabul etmediklerini sylemiti. Onlar da oven deil mi?'" Zehra'nn buna cevab, Aleviliin Yahudilikten tredii eklinde oldu. Anlattna gre, Alevilii yayan San'al bir Y a h u d i olan bni Sebe'ydi. "Bu gerekten de artc bir bilgiydi," dedi Diana, "Doruluunu kontrol etmem gerekiyordu. O arada, David, kza ran hakknda ne dndn sordu." Zehra, ran devrimini tm kalbiyle destekliyordu, nk, rnein Filistinlilerden farkl olarak, onlar, "Bat ile her trl uzlama biimini reddetmilerdi". "Ve siz byle olmas gerektiini dnyorsunuz, yle mi?" "slm iin en byk tuzaklardan birisi, slm' her dnemin hkim dncesine benzetme abasdr," dedi Zehra, "bu tamamiyle yanltr ve Batl kalknma tarznn Dou toplumlarna kabul ettirilmesi ile sonulanr."

Coraline

"Kapitalizm, demek istiyorsunuz?" "Kapitalizm, komnizm, fark etmez!" Sorunun nemsizliini belirtmek iin omuzlarn silkti, " O n dokuzuncu yzyl modernist akmlarnn Bat medeniyetinin slm medeniyetinden trediine ilikin iddialar b o u n a deildir," dedi, "Bat bilimcilerinin Dou-slm dnyasndan alnd iddialar da bouna deildir!" "Ama, bu tarihi bir olgu deil mi?" "Tarih," dedi Zehra, Eren'i hatrlatan bir tavrla, "gncel politikayla yakndan balantl, keyfi, hatta duygusal bir dzenlemedir! Mslmanlar gemite tabiat bilimlerinde stn almalar yapmasalard, bugnk Bat bilimi ve Bat medeniyeti olmazd, diyenler, aslnda 'Biz Dou dnyasnn Mslmanlar Bat medeniyeti iinde yer alrsak, bu, kendimizi Batllara benzetmemiz ya da dinimizi terk edip Hristiyanla girmemiz anlamna gelmez,' demek istiyorlar. T a m tersine, byle yaparsak, kendi deerlerimize ve hakkmz olan medeniyete

156

157

sahip karz. Oysa, Bat ekonomik kalknmasnn temel dayana liberalist dncedir. zel mlkiyete, zgr teebbse ve ferdin ekonomik faaliyete katlrken hibir siyasal veya baka engelle karlamamasna dayanr. Kald ki, liberal kalknmada faizin oynad rol de unutmamak lzmdr. Ama, ne oldu? slm dininin temel ilkelerini liberalizme yaklatrlacak abalara giriildi. Bat'nn kalknma tarz alnd, slmi grnt verildi, adna 'slm liberalizmi' dendi. Bundan sonras kolayd. Bat'da hangi dnce hkim duruma geerse, hemen slm ile bu hkim duruma geen dnce arasnda benzerlikler ve uzlamalar aranacak ve slm buna el abukluu ile eklenecektir. Nitekim, sosyalizm sz konusu olduunda da, slm'n emee ve sosyal adalete verdii nemi anlatr, Peygamber'in hayatndan ve Kuran'dan baz rnekler verip, bu defa da el abukluu ile slm ile sosyalizmi badatrrlar, ortaya 'slm sosyalizmi' kar." "Bu sizce slmiyet'in mmbitliini, evrenselliini kantlamyor m u ? " diye araya girdi David, "Sizin esas teziniz de bu deil mi?" "slm, dardan alnan d n kavramlarla anlatlamaz!" "Ama, insanlara anladklar kavramlarla hitap edemezsiniz, sizi anlayamazlar, yle mi deil mi?" Diana, Zehra'nn soruya cevap vermektense, d n alma gelenei zerinde konumay yelediini syledi, "Bat'dan, 'dn alma kltr' ile yetien Mslman yazarlar, idealist felsefede kabul gren, 'Tanr, ruh, metafizik, ahlk' gibi kavramlar materyalizme kar birer savunma silah olarak kullanrlar. Marx, Engels gibi materyalist Batl dnrlere kar, Descartes, Kant, Bergson gibi dnrleri kendilerine yakn grrler. Onlardan aldklar unsurlar kullanrlar. Bu alkanlk yle bir noktaya gelmitir ki, Bat'nn tm ruhu ve metafiziki filozoflarn aslnda slmiyet'in temel inanlarn savunduklar, dolaysyla bu antimateryalist yazarlarn, hatta Victor Hugo, Tolstoy gibi romanclarn kitaplarn 158

Trke'ye aktarmakla, aslnda Kuran'n bir baka ekildeki tefsirini yaymlamak arasnda fark olmad yolunda abuk sabuk inanlar ortaya konmutur." "Birtakm kavramlarn gerekten de evrensel olmas mmkn deil mi? M s l m a n olmayan birisinin de, birtakm slmi kavramlar benimsemi olmas mmkn deil mi?" Z e h r a bu soruya da cevap vermedi, Ali Bula'tan alntlara d e v a m etti. " B u yanl ve arpk y n t e m e sarlanlar, slm dncesinin gelime seyrini byk l d e yavalatmlardr," diye srdrd, "u gerei gremiyorlard ki, Bat'da bir d n e m d e hkim duruma geen, ilgi ekici grnen bir dnce, bir dnem sonra etkinliini t a m a m e n kaybetmekte, yerini bir baka d n c e sistemine brakmaktadr." "Bu defa da ben araya girdim," dedi Diana, "nk benim anladm slm, evrensel bir kilerdi. Bu kilerde her trl malzeme vard ve insanlar bu malzemelerden kimi zaman bazlarn, kimi zaman da dierlerini kullanarak yemek piiriyorlard. Bunda yanl bir ey grmyordum. Tersine, insanlarn bu ezeli ve ebedi kileri kullanyor olmalar iyi bir eydi. Ve onlardan esirgenmemeliydi. Z e h r a ' y a bunu syledim. O zaman da, 'slm, insanolunun hidayete varma, Allah'a doru ynelme ve olgunlua ulama dinidir,' dedi, 'slm, elbette, sosyal dengesizliklere, kitlelerin yoksullamasna ve bir avu azgn tarafndan smrlmesine kar kacak, toplumun da, yelerinin de onurlarn koruyacak ekonomik bamszla kavumalarn isteyecekti. Ama, slm' bir dnemin m o d a akmlarna benzetmek, onu btn insanlarn kurtulu ve zgrlk mesaj olmaktan karmaya yol amaktr. slm, dardan gelebilecek eklentilere kar kesintisizce direnmelidir.'" David, tekrar araya girdi, "Ama, azizem gen hanmefendi," dedi -yeni bir gerginlie yol a m a m a k iin ok yumuak konuuyordu-, "mutlak dorular kim etkiler? D e m e k istediim u ki, eer, rnein Tols159

Coraline

toy'da slmi bir d n c e varsa, aferin Tolstoy'a, deil mi? Bu sizden bir ey gtrmez, yle deil mi? Evrensel bir din kendi hazinelerini kendine saklayamaz, saklarsa, bir tr kapal tekilat olur. Bunu istemeyiz deil mi?" Bunun zerine, "Mesele, onlarn bizden deil, bizim onlardan almamz!" dedi Zehra. David, bunun, Mslman olmayan insanlarla da iletiim kurmak, onlarn terminolojisini anlamak anlamna geleceine iaret etti, ama gen hanm bu dnceyi reddetti, "slm, hidayete varmaktr," diye kesti att. Biliyor musunuz, slm' herkesten kskanr gibiydi! Ben, ayn eyi Yahudilerin yaptn dnrdm, ite, o, Yahudi bir anneden domayann Yahudilie kabul edilmemesi gibi, zde oven bir anlay. Ve tabii, daha da ilgin olan, bu kz da Mslman'd, Seyfettin hsani de! Ve aralarndaki fark, David ile benim aramdaki farktan daha az deildi! "Ve sen tekrar hsani'ye gittin, yle deil mi?" diye sordu Gnay. "Aynen!" dedi Diana, beni gsterdi, " M e h m e t ' l e tantm gn, o gnd. Hatrlarsan, sonra da sana geldik."

Coraline
VIII
Gnay', Ankara dn (Yardm Sevenler binasnda verdii o konferans hatrlayacaksnz, hani o, ekonomi biliminin evrensel deil, Hristiyan dnya gr zerine bina edilmi bir dzenleme olduunu syleyip de, dinleyicileri ayaa kaldrd konferans!) Pendik'te, afak z d e n ' l e kahvalt etmesi iin brakm, o fkeyle de Dergh'a srklenmitim. O gn, Diana ile Giritli, dris ah'n 'Le Soufis' ('Sufiler') adl kitabn, daha dorusu, bu balamda Nasreddin H o c a fkralarnn tasavvufi ieriini tartyorlard. Sonradan anladma gre Diana, Sabri'den zel balama dersleri almaya da balamt ve Giritli ile n c ya da drdnc konumasyd. "Seninle tantmz gn, Giritli'ye Zehra'y anlatm, arala-

160

161

rndaki anlay farkna aklama getirmesini istemitim," diye anlatt, "ama o meseleyi bambaka bir yerden ald, 'Eer, matematik d n bir kavram saylyorsa, o zaman hanmefendi hakl' dedi. Tahmin edeceiniz gibi ben, ne demek istediini sordum. imdi, tabii, hsani Bey, bana Mslman'n Allah'a erimek yolunda kendi rotasn izdiini sylemi, 'Bu yolda tek yardmcs, diyalektik dncedir,' demiti a m a bunu Z e h r a ' y a syleseydim gen hanmn tylerinin diken diken olacan hissediyordum. Anlamaya alyordum, anlyor musunuz?" "Evet. Peki, Giritli ne dedi?" Soruyu soran Rodoplu'ydu, Diana ona dnd, "Ah! Gerekten de bilmiyorum, balm!" Skntl bir tavrla gld, "Anlyorsun deil mi, benim matematiim hi iyi deildir! Yine de anladm kadaryla sylemeye alaym: Giritli, ilkin, Galatasaray'daki hocalarnn ounun Durkheim pozitivisti olduunu aklad. Anlalan, bu Durkheim, mantk nermelerini, deer nermeleri ve gereklik nermeleri diye ikiye ayrr; fizik nermelerini gereklik nermeleri, toplum nermelerini deer nermeleri diye adlandrr ve bunlarn greli olduunu sylermi, anlyor musunuz? Ancak Einstein, fizikte genel grecelii dorulaynca, nermelerin gereklik nermeleri ile deer nermeleri eklindeki ayrmnda, greceliin bir lt olamayaca ortaya km. Ayn zamanda, hsani, bilimin, olaylar arasndaki balantnn saptanmas olduunu ve sosyoloji de bir bilim olduuna gre, onun da, yani sosyolojinin de toplumsal olaylar arasndaki iliki ve balantlar saptayabilmesi gerektiini dnmeye balam. Galatasaray Lisesi'nde bu dncesini dorulatacak muhatap bulamam. Derken, Hadamard isimli bir geometrici kefetmi. Bu adam geometri problemlerini geili ve dnl hareketle -sakn bana bunlarn ne olduunu sorma!- zyormu. Ve hsani, n c e bu adamn Marksist olduunu, sonra da uygulad z m n diyalektiin 162

geometriye uygulan olduunu anlam. D a h a sonra, Ali Allah Y a r diye bir baka Marksistin trigonometri almalarnn da diyalektik dnceyi esas aldn fark etmi. Daha sonra da Orta A s y a Trkleri tarihi ve medeniyeti hakknda bir konferansn dinledii Barthold'un izledii metodun da diyalektik metot olduunu kefetmi. 'Ben, diyalektik materyalizme, Marx' tanmadan, aksiyomatikteki abalarmla geldim,' dedi. Bu arada ilgin bir ey daha syledi, 'Atatrk Ankaras, pozitivistti. Mslmanlar tasfiye etmek iin pozitivizmi ileri srd ve baard. Ancak, pozitivizme gelen toplum, burada kalamaz. Mutlaka maddecilie geecektir. Maddeciler de pozitivistleri tasfiye edecekler. Ankara, metafizikileri tasfiye etmenin karln, kendi de tasfiye edilmek suretiyle deyecektir.' Anladm kadaryla hsani, ayn zamanda Sufizmi de ('Bektailik' demek istiyordu!) incelemi. Bana, bu inceleme sonunda, 'Melamet'i setiini' syledi."

Coraline

Diana, bozuk aksanyla, "Sohbette vefa, marifette beka, muhabbette fena," diyordu ki, itiraf etmeliyim, insan glsn m alasn m, bilmiyordu! Bu tepkimi G n a y ' a dillendirdiim zaman, " E , ne var yani?" dedi, "Kadn, 'akn ald benden beni, bana sana gerek seni' diye gitar eliinde rrken, ne dediini Diana kadar bile bilmiyor! Basketbol sahasnda dnenlerin Mesnevi ehli olduklarn m sanyorsun?" Deillerdi tabii. A m a bu gerei iselletirebilmem iin Sabri'yi ve onun c a n dostu Ahmet Ta' yakndan tanmam gerekti. Bu tanmaya da Diana neden oldu. Sylediim gibi, Sabri'den balama dersleri alyordu, yani Sabri haftann belirli akamlar Pavlovilere geliyordu. Balangta anlama koullarna bal olarak, bir buuk saat sren dersler, Bebek'teki evin gzel manzaras, Diana'nn milliyetine uygun gayri resmi tavr ve ikram ile uzad; Sabri'nin yetenekli bir y a b a n c y a (bunda herhalde Diana'nn fiziinin de rol 163

vard!) ders veriyor olma keyfiyetiyle btnleti, sazl szl sohbetlere dnt. Hzla ilerleyen Diana'nn grupla birlikte alma yetisinin gelitirilmesi zaman geldiinde, (ki, bu aamaya alt hafta sonra gelindi) Sabri, bir baka rencisini, o zamanlar henz yeni yeni nlenen, A h m e t Ta' da getirmek zere izin istedi. Ahmet Ta'n gelii, herkesten ok Nesibe'yi heyecanlandrd. D a h a nceleri uzaktan dinledii (ders olduu geceler, ileri eve gitmek istemezmi gibi uzatyor olmas Diana'nn gznden kamamt) toplantlara katlmakla kalmad, kocas Abdullah' da getirir oldu. Bunlardan birisine katldm. Ders olduu geceler "izinli" saylan David yoktu, Diana bir kede, Sabri'nin devini geiriyor, ("Su siziyor, siziyor kalarin arasindan... Enite bana pit demi, yalan aslanim yalan!") Nesibe, ierde ocuklar uyutuyordu. Yer sofras kurulmutu, rak vard, mezelerin Diana'nn elinden kmad belliydi. Derken kap alnd, ksa boylu, gbekli Sabri, arkasnda kendisinden bir kar uzun, yaz Anadolu delikanls ile birlikte girdi. Tantrldk, minderlere oturuldu. Bir-iki hobeten sonra, sanatlar balamalarnn kara libaslarn syrdlar, Sabri'nin kk iman elleri, balamann sapnda gitti geldi, gitti geldi, "Tm, tm, tm, tm!" Sazn gvdesini toparlak karn zerinde bir kez daha oynatt, yerletirdi, " G e e l i m mi?" diye sordu. Diana, sazn bir rpda tekrar akort etti, "Geiyoruz!" Birlikte alacaklarn sandm, a m a Sabri, sazn tekrar dizlerine yatrd, "Gelin Aye'yi ge bakalm," dedi, masaya uzand, bardak rak doldurdu; kendisininkini iaret ve ortanca parmaklar ile kavrad, Ahmet'le benimki olduu anlalanlarla tokuturdu, "Yarasn!"

Ben, Diana'nn uzun parmaklarnn balamann sapnda kamburlamasn izliyor, bir gitar ya da hatta udla daha rahat edeceini dnyordum, sylemeye kalkacan hi dnmemitim a m a syledi, "Kuyunn geliir, y'ta, y'ta, amirlara b'ta, b'ta..." Bu arada, A h m e t de hazrlanmt, Sabri'nin, "imdi hep beraber" komutu ile birlikte, "Karadr kalarn", "Demir Kap", "ay Elinden t e y e " trklerini getiler. Yalnz, anladm kadaryla bunlar Metot'un ilk balarnda yer alan trklerdi ve giderek snan Sabri'yi harlamaya yetmemilerdi. rencilerini durdurdu, baparma ile iaretparmann yarsn iaret etti, Diana ve Ahmet sessiz beklediler, o aniden "iek Da "na geti. Gerekten de dktryordu. Diana'nn iini ektiini duydum. Ahmet, saygl bir tavrla ban ne emi dinliyordu. Sabri, "Bizde daha neler var!" diye etti, "Sabri Bey, o k gzel?!" diye seslendi. "Gzeldir," dedi Nesibe, tipik hareketiyle burnunu krtrd, illeri st ste bindi, yemenisinin u c u n u azna gtrd. "Otur!" diye yineledi Diana, "Otur! Hadi!" "Eyidir, byle!" Sabri, " G e l , bacm, ge otur," derken, kap alnd; Nesibe, a m a k zere seirtti, u z u n c a bir sre ve fsltdan sonra gen bir adamla birlikte dnd. Gelenin Abdullah olduunu Diana'nn selamlamasndan anladm. Az kprdandk, yer atk, Abdullah oturdu, Nesibe bardak getirmeye kotu. Sabri'nin hzn alamadn (ben, biraz da A h m e t ' e gsteri yaptn dndm) Diana da fark etti. Takdir ettiim bir incelikle kucanda tuttuu sazn indirdi, az teye brakt, raksn tazelemek zere uzand. "Maallah, iyi iiyorsun," dedi Sabri, Diana'ya "yi iiyor deil mi?" Yabancln atmasna yardmc olmak ister gibi, Abdullah'a da onaylatt. italik'ledi, kapnn yannda dikilen Nesibe'ye belli belirsiz gz krpt. Diana, fark

Coraline

164

165

"He, vallah!" dedi, Abdullah. Eik ban sallad, " H e , vallah!" diye tekrarlad. Gelmeden n c e imi olduunu anladm. 0 arada, Diana, bardaklarla dnen Nesibe'ye yneldi, ieyi iaret etti, "Sen istiyor m u s u n ? " Nesibe, glerken su sesi kard, ban evirdi, enesini o m u z u n a dayad, yzn saklad. "Utanma bac," dedi Sabri, Abdullah'a dnd, "Bizim derghta ktlk yoktur! Deil mi, biraderim?" Sabri'nin elini o m z u n a att Abdullah, beklemediim bir tepki verdi, "Nazlanma lan!" diye bard karsna, "Geberir misin sen de herkes gibi bir bardak isen?" "Nedir be bardn bana?" diye gld Nesibe, "Dayan, dk bana da!" Bardan uzatt. O da oturdu. Btn bu hareket iinde, Ahmet Ta'n ba hl nne eikti. Derken Sabri ile aralarndan bizim bilemediimiz bir parola gemiesine, beklenmedik bir anda sazn ald, "Yastadr, ey deli gnl yastadr!" diye balad, "Yastadr ey deli gnl yastadr! Gelir diye kulaklarm sestedir! Gel, yrim gel, civanm gel!" Sabri ban, bir eylere inanamyormu gibi sallyordu, "Duman senin rk iin bitmez mi? Duman senin rk iin bitmez mi?" " T a m Gnay'lk" bir cmleydi! Onu, ayrtepe'de, Alevileri afak zden'e oy vermeleri iin ikna etmeye alrken hayal ettim ve ne kadar zlediimi fark ettim. Eminim, "duman" onda obskrantizm arm yapar, hznlenir, Sabri ile birlikte sitem ederdi, "Duman, senin rk iin bitmez mi?" Oluturduumuz gruba bakndm, Diana, Nesibe, Abdullah ve benim yeni musahipler olarak yer aldmz bir Grg ayini grdm. A m m a da hakszlk ettiimi dnrken, Sabri durdu, arkasndan top gibi ayaa kalkt, 166

"te, bu kadar!" z e l bir eylerini anlatm, sonra da piman olmu gibiydi! Gerekten gidecek miydi, yoksa srar m bekliyordu, bilemiyorum. A m a Diana, d a h a o k erken olduunu syledi, Abdullah, "Otur, abi!" diye yakard, oturdu, "Sizi mi kracaz? Nerede o ie?" " B e n dkyorum," dedi, Diana . "Allah raz olsun," dedi Abdullah, Sabri'ye dnd, " a l be abi!" dedi, cevab beklemeden yln nl arabeskini sylemeye koyuldu, "...Kullar ayrd bizi, Sabrn sonu selamettir, elimizden ne gelir, baa gelen, ekilir!"

Nesibe'ye baktm, hayran hayran kocasn dinliyordu. Abdullah, syledike rahatlad ald. Gzlerini srarla Diana'ya dikti,

Coraline

"Bahtiyar olamadm,

garibim

cihanda,

Bir gn ben de lrsem, arkamdan sen alama!" diye inledi. Benden baka kimsenin fark etmediini sandm ackl bir sarkma giriimiydi. Ancak, gece boyu ban hi kaldrmam olan Ahmet'in devreye giri biimi yanldm gsterdi. Ta, tek kelime etmeksizin eline ald, tngrdatt, ustasna bakt, yine o sakl parolay iletti, icazet istedi ve ald, "Yeni beste" dedi, bana. (Kendisinin sandm, a m a deildi. Ahmet Kaya'nn sonraki yllarda nlenecek bestelerinden birisiydi) Hmla tellere vurdu, "Bugn d, Ke balar tutulmu, stelik yamur yamada," Gzlerini gzlerime dikti, o dizleri bitiik oturan m a h c u p delikanl gitti, yerine kan ana deligz bakan biri ald, "Filenmiim adm eklim bilinmekte, stelik gsmde," diyerek duralad, elini kalbinin stne gtrd, "Yani, tam uramda, " diye gsterdi. 167 dnmeyecein kadar bam belada!" diye haykr-

"Kirli salaryla bir ekya gizlenmekte!" "Bizden", yani.. devrimcilerden olduunu sylyordu bana. Mesaj aldm m, diye bakt, evreye ksa bir bak frlatt, "Bam belada!" diye haykrd yeniden, "Adamn Bam biri vurulmu sokakta, tabancam cebimde adresim bulunmu, belada, unutmuum helada!

Sabri Yldz'n, talebesine ders verdiini gryordum! "Havay ey deli gnl, Ay domadan, Trkmen ekip ekip kz havay; mayay avk vurmu ovay kater etmi srmeli, srmeli!"

gider bir gzleri gider bir gzleri

Hay hay, hay hay, hay hay... Sitem ediyordu, "Bu piyasa azn brak!" diye italik 'liyordu. Ahmet, mesajn farkndayd, a m a sonraki yllarda greceimiz gibi, brakmad. Aksine, kasetleri yzbinlerce satan, ok zengin bir "devrimci arabesk" (o yllarda yle deniyordu) sanats oldu. Dergh'a, o k ender de olsa, uramaya, hocasad nn elini p m e y e devam etti, a m a statler farkllamt. Artk Sabri'ye memur emeklisi babasn kmsemeyle kark yazklanmayla szen bir iadamnn gzleriyle bakyordu. Krklar Semah ile birlikte, gece, Diana'nn ders gecesi olmaktan btnyle kt, A h m e t ile Sabri arasnda bence pek

Nereden baksan tutarszlk, herden baksan ahmaka!" Ritmik, marvari bir melodiydi. Diana'ya baktm, aya ile tempo tutuyordu. Nesibe, yemenisiyle azn rtmt, rkek rkek glmsyordu, Sabri'nin yz ifadesizdi, Abdullah ban nne emiti, "Sevdim seni inanamayacan rpnan u kadar esmer kz, gzyamda ihanetin Kirpiklerimde yok! tuzlu

ember daralmakta! imdilik hoakal yabanieim Yasal mermisiyle bir komser yaklamakta! Bam belada!" "Vay, vay!" diye inledi Diana, "Bu sahiden farkl. Nedir? Ne diyor?" evirdim. "Gfte, ok etkileyici!" dedi Diana cokuyla, " o k iyi Ahmet Bey! ok iyi!" Bana dnd, " B o b Dylan' hatrlatyor, deil mi?" Ne diyeceimi bilemedim. "Hadi, bir tane daha!" diye nlad Diana, itiyakla. "Abi, Ecevit'in niye sesi kmyor? Yurtdnda diyorlar, doru m u ? " Abdullah, kolumu ekitirdi. C e v a p beklemeden, yine ikisine dnd. Nesibe'nin bardana baktm, ylece duruyordu. Ahmet, tekrar alacak gibiydi, ama Sabri sazna uzannca, balamasn yatrd, rakya uzand. Sabri, derin bir nefes ald, Krklar Semah'na geti, "Yine dertli dertli, inliyorsun! Sar turnam, sinen, yaraland m? Yoksa cierlerin, parelendi mi? Parelendi 168 mi?"

Coraline

de gizli olmayan bir iktidar savana dnt. Rodoplu'ya anlattmzda, "Muhtemelen, nemli bir boyutu da, erkeklerin Diana zerinde hkimiyet kurma mcadeleleriydi," diye beni hayretlere dren bir tespit yapt, "Byk ihtimalle, Abdullah'n silah, Nesibe'ydi. Diana'nn emrine tahsis ettiini dnd, Nesibe. Ahmet, ideolojisinin hakl kld saldrganlna; Sabri, ustalna gveniyordu," Diana'nn patladn hatrlyorum, " o k adi kafan var, hanmefendi! Onlar, iyi insanlar!" "phesiz!" dedi Rodoplu. Uzatmak istemiyordu. " N e partiydi ama!" diye srdrd Diana, "Mthi bir manzara olmalydk, ha! David geldiinde dut gibiydik! Deil mi, M e h m e t ? Zavallck ard, gzleri kld, boncuk boncuk bakt!" "Satmadnz bir ey kalmam!" dedi Rodoplu, bana. 169

"Bir de ilahi attraydnz bari!" Diana, gerginlii hissetti, " N e diyor? Neden kzgn?" Gnay, "Unut!" dedi, ama ben ierledim! Gerekten de, o k ierledim! Hakszlk ettiini, dahas, afak z d e n tarafndan a h m a k a kullanlan birisinin bylesi konulardaki duyarlln kendisine saklamas gerektiini dnyordum. A m a tabii o gnlerde, Gnay'n "sat"tan kastnn, kendi medeniyetimizin sat olduunu bir trl iselletiremiyordum. Tpk, afak z d e n ' d e Anadolu'nun cismanilemiini grd gibi, semahlarda, trklerde, hatta devrimci arabeskte Trkiye'yi grdn gremiyordum. O, bizi, Bayan Pavlovi'in rak masasna meze olmakla suluyordu, ben ise adamlar Diana'ya sarkarken mdahale etmemi olmakla, akas, pezevenklikle sulandm dnyordum! Rodoplu'nun, anlaysz, baskc, dogmatik kiiliinin bir baka tezahrn grdmden emindim. ekip gitmeyi dnrken, o bu defa da Diana'ya dnd, "O gn, Giritli ile konutuktan sonra, sen bana geldin. Humeyni rejiminden kaan ranllar konu alan bir gerilim filmi senaryosu yazmam istedin," "Doru!" "Fanatik slmiyet'ten kaan ranllar, Trkiye zerinden Amerika'ya g edeceklerdi. O arada trl ihanetler, entrikalar n c e ncirlik ss'nden bir Amerikal'nn ranl bir kadnla yaayaca ak olacakt" "Doru," dedi Diana yeniden, "neye varmak istiyorsun?" "Nesibe, Nevra, Zehra, ben; Giritli, Sabri, Ahmet, Abdullah ve..." beni iaret etti, "Mehmet. Bu insanlara filminde hangi rolleri verirdin?" "Yani... Bilmiyorum! Niin, ama? Niin soruyorsun?" " n k bunlar sahici insanlar ve bunlara rol veremezsin! Karakterlerin hayali olacak, deil mi?" "Evet, tabii!" dedi, Diana. " N e cretle?" dedi Rodoplu bunun zerine, "Sen, ne cret170

le, Mslman karakterler 'yaratr', b u n d a n film y a p m a y a ve brak slmiyet'i bilmeyi, bu insanlarn ortak paydalarn bile bilmiyorsun! Hi tanmadn bu insanlar kendi toplumuna takdim etmeye nasl cret edersin? Bu ekilde para kazanmay nasl iine sindirirsin?" " N e alakas var, anlamyorum?" dedi Diana akn akn, "Ben onlar tanmayabilirim -ki, tandm sanyorum-, Amerikan toplumu da tanmyor! Ben s a d e c e elence dnyasnda yer almak istiyorum!" "Onlar da elenceliklerin olacak, yle mi? Mesela, az n c e anlattnz 'parti' gibi bir parti, filmde bir sahne olacak. Mesela, Amerikal pilot, Humeyni'den kaan ranl kadn oraya getirecek, mesela Ahmet Ta'n devrimci arkadalar kadn saklayacak!" " A m a n Tanrm! Ne kadar yaratcsnz, Bayan Rodoplu!" diye nledi Diana. Dikkatle baktm, itendi. "Hi sorumluluun yok mudur, senin?" diye sordu Rodoplu, "Bizimkini brak, kendi toplumuna kar sorumluluun yok mudur? ki leminizi, Grg ayinimiz diye satmaktan utanmaz msn?" talikler, banayd. " A m a Gnay, niin? Amerikan toplumu bunu grmek ister! Ben de toplumun istediini veririm! Ben kim oluyorum onlar ynlendirecek? Bak, geen yllarda adamn biri jelatin torba iinde, 'evcil talar' diye akl ta pazarlad! nsanlar ne yaptlar, biliyor musun? akl talarn kucaklarna aldlar ve kedi kpek okar gibi okadlar! A d a m , milyoner oldu! imdi, eer toplum, akl ta okamak isterse, o n a aklta verirsin, deil mi? Vermezsen, budalasn, balm!" "Deil mi?" dedi Gnay, b a n a bakarak, "hele de demokratsan! Halkn iradesine boyun emelisin!" "Ve sen!" dedi Diana birden, "Senden ne haber? Bana, Orta Asya'dan, amanizmin dourduu Trk slmiyet'inden bahsettin! Giritli'yi sordum, Asya'y tanmadn syledi! Z e h r a ' y a sordum, ne dediini bilmek ister misin?" 171

Coraline

"Tahmin ederim," dedi Gnay, "O zaman, bunu dinle leydi," dedi Diana. "Kimse senin ne dediini bilmiyor! Seni incitmek istemiyorum a m a 'ilkel komnizm stnde parlayan hilal'den bahsettiimde, Dekan Dlger. 'Bull shit!' dedi. Seni sevmiyor! Dahas, fanatik Mslmanlara yaranmak istediini sylyor! Zehra, solcu olduunu syledi! hsan' tanmyor. imdi, bana syle, sen roman yazyorsun! kisi de hayal rnyken, seni benden stn klan ne?" "Estafurullah, dedi Rodoplu, Trke, "Byle bir iddiam yok!" "Ama, beni azarlyorsun!" G n a y duralad, " Haksz deilsin!" diye italik'ledi. "Hepsi bir yana, kendime bir M s l m a n bulmaya alyorum!" dedi Diana, " K e n d i m e bir M s l m a n bulmaya altm yadsyamazsn, herhalde!" "Hayr, bunu yadsyamam," diye mrldand, Gnay. "Ve bugne kadar aina olduklarmn dnda bir duygu edinmedim! Bana yardmc olacak bir nfuzu nazar -ne dediimi anlyor musun?- edinmedim!" " N e bekliyordun? Sihirli bir forml m ? " "Evet efendim!!!" dedi Diana, beklemediim bir gle, "Bize, ne kadar m u h t e e m olduunuzu syler durursunuz! spat edin! Buna siz de dahilsiniz, Bayan Rodoplu!" Bu noktada Gnay, glmeye balad, " A m m a da ykl sipari, ha!" "Toplumsal sorumluluktan bahseden sensin," dedi Diana, "ben deil!" "Tu!" dedi Gnay, "Bakalm, sana nereden ve nasl bir 'rnek' Mslman bulacaz?" du. "Yer, yer deilken, su, su idi," diye anlatt rencisi David'e. "Baka bir ey yoktu. Bir u s u z bucaksz su, bir dolu su, drt bir yan doldurmutu. Tanr Kara Han, bu yalnz su stnde, beyaz bir iri kaz olmu, uuyordu. Ne bir ses, ne bir nefes! Yalnzl ve bomboluu Tanr Kara Han'n yreine doluyordu. Tanr, Tanr iken bile korkuyordu! 172 173

Coraline
IX
Diana'nn demesiyle, "iler d a h a iyiye gitmeden n c e ktye gitti". Alper Tunga, Pavlovilerin d a h a da dalmalarna neden ol-

Dostsuz, arkadasz, c a n yoldasz ve srdasz umak! Tanr, Tanr iken bile rperiyordu! Ulu su, orta yerinde yarld, 'Kara Han! Kara Han!, Kara Han!' dedi, 'Sana teklik yarar! Tanr'ya teklik gerek!' Tanr Kara Han, d a h a iyi duymak iin su yzne indi. Avularnda saklad Zaman, bir aman, bir ferman dilemeden frlayp kat! Bu, zgrln balangcyd. Su, Zaman' bir kral gibi karlad. Ak Ana, dalgalarn arasndan, suyu ve zaman aydnlatan bir gzellik iinde ortaya kt." Alper Tunga'nn sesi alald, fsltya dnt, "'Yarat!' dedi, Ak Ana, Tanr Kara Han'a, 'Yalnzlktan kurtulmak istiyorsun, yarat! Yarat! Yarat! Yarat!' Ve bunun zerine, Tanr Kara Han, er kiiyi yaratt!" Alper Tunga, sustu, Pavlovilere dnd, glmsedi, "Herhangi bir 'Yaratl' hikayesi kadar gzel, deil mi?" diye sordu, "Herhangi bir yaratl hikayesi kadar inandrc!" Diana, Rodoplu'yu anmsad, "Evet, yle," dedi, "haklsn! Bu duyduum herhangi bir tekvin kadar gzel!" "lgin bir ekilde, Tekvin'i hatrlatyor," diye glmsedi David. Diana'ya dnd, '"...Ve yer ssz ve botu; ve enginin yz zerinde karanlk vard; ve Tanr'nn ruhu sularn yz zerinde hareket ediyordu...' Musa'nn ruhu sularn yz zerinde hareket ediyordu... Musa'nn Birinci Kitab, B a p 1, deil mi?" Diana yerine, Alper c e v a p verdi, "armamak lzm" dedi, "Trk milletinin tarihi, tarih balad zaman olumutu. Baka dinlerin Trklerin deneyimlerinden kavramlar d n almalarn doal karlamak gerekir." "Bir Tibet lamas kadar sessiz!" dedikleri, Alper Tunga'y 174

da David getirmi, "En ciddi rencim," diye tantmt, "Be nim iin zel bir vaka. yl hapis yatm." Diana, "Trkiye'nin gereine" yaklatn hissettiini sy ledi. Delikanlnn siyasi sulu olmasnn fazladan bir albenisi vard. Ve ylesine gvenliydi ki Pavloviler, Trk deneyimlerinin tm tarihlere temel olumu olmas iddiasnn dayanaklarn sorgulamak yerine, sonularna yneldiler, "Baka din derken, slmiyet'i kastediyorsunuz, yle deil mi?" "Yahudilik, Hristiyanlk..." dedi Alper, kitabi dinlerin tmn ima ederek, "Bildiiniz gibi, sonralar Y a h u d i diye adlandrlan g e b e kavimler K e n a n topraklarna geldiklerinde, yani, sa'dan bin drt yz-bin iki yz yl nce, Trkler, Tanr Dalar ile Altaylar arasnda bir yerlerdeydiler. Sizler, G n e y Suriy e ' d e devlet kurduunuz yllarda, biz in'in n c Hanedan olan, u Hanedan'n kurmutuk!" Diana ile David'in birbirlerine baktklarn grd, "Anlama-

Coraline

nz gereken bir mesele var, efendim," diye srdrd, "Trk tarihi, Amerikan, ngiliz v e y a Fransz tarihi gibi ele alnmaz. nk bu milletin tarihi, gzler nnde cereyan etmitir. Ayn dar alanda gemitir. Onlarn tarihini kronolojik sraya koymak kolaydr. Fakat bu, Trk tarihi iin mmkn deildir. Bazen, in'de, bazen Msr'da, bazen, Avrupa'da rastladmz Trklerin tarihini kronolojik sraya sokamazsnz." "Zo!.. Yeni bir sisteme ihtiyacnz var. B u n u demek istiyorsunuz, deil mi?" "Evet," dedi delikanl, "Tarihimize vereceimiz sistem, dileklerimize uygun olmal. Bize yalnz gemiimizi en parlak ekilde gstermelidir." "Alper Bey, Cemalettin Eren'i tanr msnz?" "Tanmam," dedi Alper aceleyle. Pavloviler, yznden honutsuz bir ifadenin getiini fark ettiler. "Herkes tarihini nasl iine gelirse, yle sistemletirmiyor m u ? " diye meydan okudu, "Sizi alalm, Amerikan tarihini ngli175

tere'den gle balatmyor musunuz? Siz gelmeden nce, orada Kzlderililer, yani biz Asyallar, yok muyduk? Avrupallar tarihlerini, halklarn yreklendirecek bir dizi olumlu olay zerine oturtmadlar m? lerleme, gelime duygusu veren bir dizi olay? Yarm milyon Pencaply kestiklerini, bir milyon kara deriliyi boazladklarn kimse sylemiyor. Kimse, vahi Almanlarn srtn svazladk, kurbanlarn da Araplarn bana sardk demiyor." "Hayr, demiyor." dedi Profesr Pavlovi. Glmsedi, "Peki, Trkiye tarihi iin siz ne neriyorsunuz?" "Bakn efendim, birok millet iin tarih bir vatan tarihidir," diye aklad Alper Tunga. "rnein, Franszlar: Ne Gal, ne Latin, ne de Germen olduklarn iddia edemedikleri, d a h a dorusu, bu uluslarn 'ayn topraklarda karmasndan doan bir millet olduklar iin' vatan tarihini esas almak zorundaydlar. Oysa, Arap iin tarih, millet tarihiydi, nk uzun sreler devletlerini kaybetmiler, ama milletlerinin varln saklamlard. Oysa, siz Yahudiler iin tarih, din tarihidir," dedi Alper, "nk sizin, ne Araplarnki gibi diliniz ne rfl bir milletiniz ne de devletiniz vard." Bu tespitleriyle kesin snrlar koymuyordu, ancak kesin olan, "tarihi kurulular baka baka olan milletlerin, tarih sistemlerinin baka baka olmasnn doal ve gerekli" olduuydu. Bu balamda, biz Trklerin milli devlet esasn kabul etmemiz gerekiyordu. Tarihimizi, "Anayurt'taki Trk tarihi" ve "Yabanc illerdeki Trk tarihi" olmak zere ikiye ayrmal; "en eski alar"dan dokuzuncu yzyla kadarki dnemi, Dou Trkeli'nde, sonrasnda Anadolu, Erran ("ran"!), Azerbaycan, Irak ve Kuzey Suriye'den meydana gelen "yurt'ta izlemeliydik. "Trkiye, ikinci yurttur," dedi Alper Tunga, "Dou Trkeli ve Trkiye tarihleri her ikisi birden ve aralksz bir btn halinde, Trklerin tarihidir. Bu iki vatan, bazen birleir, bazen ayrlr, Bizim tarihimiz, egemen Trk slalelerinin, yabanc milletlere dayanarak kurduklar devletlerin tarihidir. Bu s176

re, Trkiye blmnde, Seluklular, lhanllar, Byk Beylikler, Osmanllar ve Cumhuriyet dnemi olmak zere be a d a incelenebilir. A m a eer, Anayurt'tan bahsedeceksek, sa'dan n c e yedinci yzyla inmeli, Sakalarla balayp, Uygurlarla bitirmeliyiz." "O kadar ciddi, o kadar sahiciydi ki, delikanlya derin bir sempati duydum," dedi Diana, " Ve ilgin olan, Osmanl mparatorluu'nu sahiplenmiyordu." "Nasl yani?" "Bir devleti Trk tarihi iinde sayabilmek iin egemen hanedann ve ordusunun Trk karakteri tamas gerektiini syledi, in, Hindistan, ran, D o u Avrupa ve Msr, Trk askerine d a y a n a n Trk hanedanlar tarafndan kurulmu olmakla birlikte, Trk karakteri tamadklar iin onlar Trk tarihi iinde g r m e y e imkan yokmu! Bu noktada, David, Trkiye'nin bugnk snrlar dnda kalan eski topraklar zleyip zlemediini sordu. Anlyorsunuz, deil mi, Pan Trkist olup olmad-

Coraline

n merak ediyordu." Anlyorduk, tabii. Delikanl omuzlarn silkmiti, "nsan, rgtlenmesi, dili, gelenei Trk olmayan illere neden zlem duyaym? Biz, Sakalar'dan bu yana, tek bir milli devletiz. Btn bu zaman srecinde, pek ok hanedan deitirdik. En son, bir de rejim deiiklii yaptk, Cumhuriyet'i kurduk. Ancak, her zaman bir milli devlet olduk. Bakalarndan bize ne?" " A m a Mslmansnz," dedi, "rnein, Araplarla gelenek balarnz yok m u ? " te, o noktada, yznn ekli deiti! "Araplar!" demesini duymalydnz! Tkrr gibi sylyordu gerekten! "Soylu millet!" diye alay etti, "Kavmi necib! Onlarn bize verdii zarar kimse vermedi!" O kadar ardk ki, David'le bir azdan sorduk, "Nasl!" 177

"Onlarla temasmz, bize gemiimizi unutturdu!" dedi delikanl, yaknmann tesinde bir sesle, kin dolu bir sesle, "slmiyet'ten nceki zamanlarda, Trkler gemilerini biliyorlard," diye aklad, "Milat sralarnda, Hunlar, rnein, bir Tanrkut Mete'yi hatrlatyorlard. O n u n c u yzylda kabul edilen slmiyet, milli gemiimize byk darbe vurdu. Yabanclardan alnan bu din, n plna geti, milli dinimizi srp kard, gemii unutma facias halka bulat. yle ki, A n a d o l u Trkleri, yedinci yzylda, -drt yz kii arasnda geen bir Bedir Muharebesi'ni ya da Araplarn nihayet bir i meselesi olan, Ali-Muaviye dmanln, Hseyin'in Kerbela'da ldrlmesini o srarla andklar halde, bir Malazgirt'i, bir Kutlam' unuttular!" Ne diyeceimi bilemedim! Alper Tunga, "Ivr zvrla uramaktan kendimiz hakknda dnmeye vakit bulamyoruz ki!" diye yaknd, "nkleer savalardan bahsediliyor, sper glerden bahsediliyor ve biz sindiriliyoruz! Oysa, hayat ve kinat zaten tehlikelerle doludur. Tehlikeler, fertler iin de, milletler iin de topraklar iin de vardr. Korkun bir deprem birka saat iinde Anadolu'yu sularn altna gmebilir! Dnyay yrngesinden karacak byklkte bir gkta arpp, kyamet koparabilir! Birka millet birleip bir gece Trkiye zerine be yz hidrojen bombas atabilirler! Btn bu ihtimaller var diye, uyuuk uyuuk oturup, yalnz fabrika kurmakla bir millet nasl yaar? Uak ve tanklar Trkiye'de yapmak, biraz sabr, biraz alma iidir. Enflasyon, ciddi tasarrufla nlenebilir. A m a bir millet, bunlarla yaayamaz! Millet, bir hayvan srs deildir! Milli bir hedef ister! Milli bir hedef olmadan yaayamaz!" David Pavlovi'e dnd, "Siz bunu herkesten iyi bilirsiniz," dedi, "sizin halknzn da fabrikalar yoktu, tanklar, tfekleri yoktu! A m a milli bir hedefiniz vard: srail! O n c a sene, o lkyle yaadnz! O lkden g aldnz, deil mi?" 178

"Yani!.." dedi David, " O y l e de sylenebilir!" Delikanl, cevabn lmlln David'in alakgnlllne verdi, "Bizim byle bir lkmz yok," dedi esefle, "Diasporadaki soydalarmz umurumuzda bile deil! Biliyor musunuz, u son yirmi ylda, Ruslarla inlilerin katlettikleri Trklerin says milyonu buldu ve bizim klmz kprdamad! Niye? nk sizinki gibi bir milli uurumuz yok!" "tiraf etmeliyim ki ok etkilendim!" diye anlatt Diana, "Anlyor musunuz, gkyzne duyduu hayranl, c a n veren gnele yamurun ortaklna gveni, doaya saygsn hissettim! stanbul'da, yamurdan, gk grltsnden, dalardan, aalardan oluan y a a m altyapsn karyor insan! Bu delikanl, tekrar bakmam salad! Orta A s y a dalarnn doruklarnda, sraya sraya gezinen bir masal yarat! Gzlerinde, Trklerin, o derin, o anlalmaz melankolisini grdm! Ve d n d m ki, sizler belki de sla hasreti ekiyorsunuz! Hadisiler

Coraline

gibi! Olabilir mi? Ne diyorsunuz, G n a y Hanm?" " D n m e m lzm," dedi Gnay, "bir eylere hasret ektiimiz doru, a m a sla m? u a n d a bilemiyorum." "Hayat ve lm," demiti delikanl, Atsz'n nl cmlelerini tekrarlayarak, "Hayat ve lm! Bunlarn ikisi de gzeldir. Fakat, esas olan lmdr! teki, bir rya kadar geici ve aldatcdr. Byk ve esrarl bir kinatn sinesinde yatmak! te bizim nasibimiz budur!" Diana, delikanlnn szlerini tekrarlarken, R o d o p l u ' y a baktm, dudaklar bklmt, "Anlald! Trkler, alnt yapmaya baylrlar! Atsz'dan, Marx'tan ama deilse Mao'dan, deilse Ecevit'ten, deilse ille de tescilli bir ismin ahadetine snrlar!"

Gerisini biliyorduk, nk Atsz'dand; "Bu nasibimizi alm a d a n nceki ksa rya leminde kendimizi l kadar ebedi bir fikre vermek ve o fikir urunda harcamak gibi yksek bir lkye kaptrmaktan daha erefli ne olabilir? Bu lm, bizi gayemize, Tanr danda bekleyen ecdat ruhlarna ve bizzat Tan179

r'ya kavuturacak anl ve gzel bir lmdr. Bu lmn gzellii ile iki ve ehvet iindeki hayatn irkinliini dnmek, hakikati anlamaya da yardm edecektir. Yaamak, s a d e c e ksa bir an yaamaktr. l m ise, kinatn ebediliinde, hatralarda ve gnllerde asrlarca yaamak ya da hatrlardan ve gnllerden de sildikten sona, sonsuzlukta, s o n u n a kadar yaamaya devam etmektir. Y a a m a k hakkndan v a z g e m e k ne kadar gzel! Hatrlanmadan, gnllerden silinerek, unutularak yaamak, ondan da ne kadar gzeldir! Her fedakrlk muhteemdir, fakat, eserine imza koymamak, lk uruna ad brakmadan silinmek, her eyden d a h a muhteemdir!" Ve anlalan, gen Alper Tunga, bu dncelerini Diana'ya aktarabilmiti. " G e n adamn iirini ok sevdim, a m a lm sizler gibi iselletiremem, G n a y Hanm," dedi Diana, af diler gibi, "Bizim iselletirdiimizi kim sylyor? lki, niye yle bir ey yapasn ki?" "Yani!.. Demek istiyorum ki, sen de bana amanizm'den bahsettiin iin d n d m ki, lme kar tutumun Alper Bey gibi olabilir! Sonra, Nesibe de var!" "Benle ilgili olarak yanlyorsun," dedi Gnay, "Ben, lm kanlmaz olduu iin onurumu koruyarak, efendice kabullenmeye alrm. dealize etmem. dealleri de idealize etmem. Tersine, nekrofilyadan kanrm." "Ama," diye itiraz etti Diana, "Bana, ata ruhlar ile, into ile ilgili sylediklerin, Alper Bey'in Tanr dalarndaki ecdat ruhlar ile rtyor!" "Benim sana sylediim, lm denilen karanla girerken, yanmda yakndan tandm birilerinin olmasnn bana verecei rahatlk. Ne hissettiimi btnyle anlayan birilerinin." "Konfyus gibi, Kazancakis gibi?.." "Hazreti M u h a m m e d gibi!" diye ekledi G n a y . "Ama bir insan olarak, peygamber olarak deil?" " n c e , bir insan olarak," dedi G n a y glerek, "Ben effaflktan yanaym!" 180

" A m a bu Mslman bir tavr deil!" "Mistisizmden hi nasibimi almadm kesin!" Tutumunun, M s l m a n c a olup olmad tartmalarna girmedi, onu iyi tandm iin, nedeninin Diana'nn akln daha fazla kartrmamak istemi olduunu biliyorum. Nitekim, lf deitirdi, "Nesibe'den ne haber?" " O h ! O balbana bir sevin kayna!" dedi Diana, "Ama, kocas Abdullah, tam bir hdk!" G n a y ' l a baktmz hatrlyorum.

Coraline

181

Diana'y neden gldrdn anlam deildi. "Bilir miyim, niun gler bana? Ben, 'Niundur,' derim, 'Bedenlerimizi numerolarlar?' Dkknc gzcazla bir olurlar, bir glerler, bir glerler bana! Dayan der, 'Senin numeron otuz altdr, Nesibe, unutmayasn!' Ben de derim, 'Ben lamba cam mym ki, n o m e r o m olacak?' Gider, seer bana bir uruba, mavi! Grmz olsa daha eyi idi a m a olsun! Gzlerim, bazara sermiler aputlar, renk renk 'Dayan,' derim, 'Niundur b u n c a aput?' D a y a n der bana, 'Hepsi, deiiktir be gzm!' Ben, bakarm, bakarm, neresi deiiktir, grmem! Eh, hepsi iki kol, iki bacak, bir de boyun deil mi? Dayan bir gler, bir gler bana! Bir etek var idi. Dkknc gzcaz der, 'Sen buna girmen!' Ben niun gireceim ona? O saracak beni! Gzcaz, kzar bana, der, 'Nereye sktracaz etlerini?' Ben de derim, ' M a d e m bana uymaz, asklar iin mi diktin b u n c a urubay?' G z , balar glmeye, ' Y o h ! ' der 'Byle bayanlar iin.' Dayan' gsterir, bene, eh, Dayan gadndan m saylr? Memesi, gt yoktur ki! imdi, ben duyarm, Alman kadnlar da Dayan gibiymi. yledir zahar. Zaten, ben bilmem niun Cenab Tanr cibil goymu bizi! Yapvereydi stmze bir gabuk,

Coraline
X
Nesibe'ye gelince, onun Diana'ya ilikin izlenimini tek bir cmlede toplamak mmknd, " o k maraz eder be gadn! Dnr gn boyu hindi gibi!" Rodoplu'yu, ama daha ok da beni, her grnde anlatrd, "Ben derim, Nedir be Dayan, dndn? Allah'a kr, her eyin yerindedir. G o c a n , eyidir. Sen gensin, gzelsin! Dayan, bir gler, bir gler bana! H e p gler! Derim 'Cenab Allah'n g c n e gider!' Ama, anlatamam ona! Bazan, der bana, 'Nesibe, galk, bazara gidelim. Gezerik biraz!' 'He derim, giderik, Beikta'a, Sultanhamam'a. Kebap smarlar Dayan. Derim, 'Dayan ok pahaldr be gzm.' Dayan, bir gler, bir gler bana! H e p gler!" 182

ayb neydi olmazd ya! D a y a n ' a derim, 'Cmle yaratklarn ty var, sa var niun bizim yoktur?' Dayan der, 'Biz maymunmuuk sonra deimiik, insan olmuuk!' imdi, ben merak ederim. n c e tylerimiz dkld de uruba m giydik, yoksam, uruba giydik de, tylerimiz mi dkld? Sorarm Dayan'a, gler gler a m a sylemez. 'Zabahtan akama deyin okursun da, bunu bilmezsin? Eyi olmam bu i,' derim, 'Tylerimiz galayd, d a h a iyiydi!'" Diana'nn, bizim d e m ile Havva'dan geldiimizi bilip bilmediini sorduumda, " E , ben syledim ona!" dedi, Nesibe, "ama, cahaldr, gadn! B a n a der, 'Btn bebeler kt! d e m bubamz yeyince elmay, btn bebeler kt olmu! sa Efendimiz gendini ldrtm, Allah'n 183

kullarn gurtarsn diye.' Ben bunu duymadmd hi! A m a derim 'Dayan, g c k bebenin nesi kt?' O der, "nsandr da ondan kt!' imdi, insan olanda eyisi de var, kts de var he mi? B e b e ksmnn eyisi kts olur mu? Dayan der, 'Hep gnahkr doarmz, hepimiz.' Ben hazzetmem byle eylerden! uncack bebelerin neyi kt? Ben de derim, Dayan'a, 'Benim bebelerim kt deil!' Ama, o anlamaz! Der bana, 'Hem gvur dersin bana, h e m de kt deilsin, oldu mu ya?' Derim, 'Sen Cenab- Allah'a iman etmez misin?' Der, 'Ederim!' 'O zaman nedir kt olduun?' Ama, inanmaz bana! Derim, 'Sor bir okumua!' Hocalar var, biliyon mu, eve gelirler hep. Derim, 'Sen hele bir sor onlara!' Dayan der, 'Yok, ben ok gnah iledim!' Ben derim, 'Sen insan deel misin? G n a h ileyecen, helbet! T v b e et, Cenab Tanr, kabul eder! Fakire sadaka ver, kpee ekmek dora!' Dayan der, 'Yok, yle olmaz!' Der ki, ne yapsak etsek c e h e n n e m d e yanarmz! O zaman cenneti niun yapm Cenab Tanr, bilmem ki! Kim gidecek oraya?" "yiler gidecek, yle deil mi?" "He! Ben derim, 'Dayan, sen de temiz dini se! Eyi gadnsn. Cenab Allah, gabul eder seni. Cennete sen de gidersin!' derim, anlamaz! Dayan, gider cennete! Eyi gadndr, nk. Der bana, ocuklar okula koyacak, cretini gendisi verecek. Der bana, 'Katyuka ile gider gelirler artk!' Bana urubalar alr, ocuklar okula verir! Cenab A l l a h raz olsun, bakar hepimize! Eh, babalarndan grmediklerini, Dayan'dan grmedi mi bunlar? Cenab Allah, brakr m cehennemde yansn, Dayan? O hocalar, bilmem ne retirler o n a gayr! Gelir, gonuur gonuur, giderler Trke gonumazlar ki, bileyim ne sylerler! Ben derim, 'Dayan, sen, bu hocalar eyi bir dinle! Temiz dine ge!' Gler bana, 'zlme sen!' Derim,

'Eh, sen de Allah'n bir kulu deil misin? 'Hem,' derim, 'sen bana bir kelime retenin krk yl kulu olurum, he mi?' Anlalan, Diana, Nesibe'ye gerekten de okuma- y a z m a retmeye alm a m a baaramamt, "Ahmamdr, ben!" dedi Nesibe, glen gzleri yine izik oldu, "Yavamdr! Dayan, gsterir bana, yapamam! Der, 'Git akam evinde yap, getir!' Ben de olana izdirirdim. Zabahtan gtrrm gadncaza, bir sevinir, bir sevinir, garip!" Diana'nn, Nesibe'nin ocuklarnn yuva taksitlerini stlendiini bylece rendik. G n a y ' n adamakll can skld, "Bir Bar Gnllleri operasyonu daha!" dedi, "ki gn sonra Amerika'ya dnnce, o ocuklara ne olacan dnmyor bile!" Diana ile konumaya niyetlendi, ama o aralar gerekten de ok meguld, olmad. Sonra bir gn, Ramize Hanm kageldi. Hobeten sonra, (bu arada, Serap'n hamile olduunu da -

Coraline

rendik) sz Nesibe'ye getirdi, "Doktor Hanm," dedi, "sen, Nesibe'ye syle, sokmasn o gvur karsn evine! Konu komudan duyarm, her akam algsn emenini toplar, Nesibe'nin oraya inermi. Bizim Nesibe grmez Abdullah nasl bakar karya!" "Dersleri Nesibelerde mi yapyorlar," " N e dersi!" diye tersledi, Ramize Hanm, "oturak lemidir yaptklar!" "Hadi canm sen de! Dedikodudur!" Ramize Hanm bu olasl dnmeyi reddetti, "Olann zaten yarm akl var, onu da alacak bu kar!" dedi. G n a y ' n can skld, " M a d e m yarm akl vard, ne diye verdiniz Nesibe'yi?" "Biz mi verdik? 0 istedi! Kocas lnce, bunu istedi!" " N e yaparsn? htiyar a d a m a vermisiniz, bkm kadn! Gencini istemi." "Eyi, eyi! O zaman eksin bakalm!" Abdullah'n dzenli bir i tutmadn, Rait'in onu rica minnet yerletirdii kapclktan nefret ettiini biliyorduk.

184

185

"Darlanyorum, abi!" diyordu, "Hapishane gibi!" Gerekten de, otuz metrekarelik tek bir. o d a d a kalyorlard. Apartman giriinde oturacak yer yoktu. Abdullah, bulabildii her frsatta kap bala, balk olmad zaman da kahveye gidiyordu. "Canm, efendim, ekmesin!" dedi Gnay, "Niye eksin? Peki, sen konutuunda ne dedi Nesibe?" "Dayan kars geldi miydi, Abdullah da evinin yolunu bulurmu, yle dedi. Maserifi de grrm, 'Kurarlar sofralarn, ierler raklarn!' diyor, 'Erkek adamdr, iecek elbet!' ecek iecek de, o kar alar oynarm, bizim Abdullah'a! Ahmaktr, yavatr, bizim Nesibe! Nerededir, o kadnn gavat kocas, onu da bilmem! Erkek olsun da karsn elin heriflerinin arasna braksn, isin diye! Abdullah'n akndan ocuklar da zel okula yazdrm kar! Parasn da cebinden verirmi!" "Olmaz, yle ey, Ramize Hanm, gnaha giriyorsun! yilik olsun diye yazdrmtr. Kendi ocuklar da gidiyor ya onlarla birlikte gitsinler diye!" "Abdullah'a para da vermi ya sandal alsn, balklk yapsn diye! Bu da m yalan? B o r m u gya! Abdullah, balklktan anlar m ki borcunu deyebilsin?" Gnay'n duraladn grd, "deyemez, deyemez," diye kesti att, "Nesibe, iyi adamdr, diyor ama o sakall gvuru gzm tutmad. Bizimkine sorarsan, Dayan mdr, Ayan mdr, nedir, onun erkekte gz olmadn bilirmi de, ondan ses etmezmi adam! Git iine dedim, bu sefer de, 'Sklr kadn evde bir bana,' diyor. 'Gariptir, sla hasreti eker!' Gelir anlattrrm buna, gler gler gidermi! Buna iki de iirirlermi, biliyor m u s u n ? " ki meselesini Nesibe de teyit etti, "Eh, bazen ierim be Mehmet abi!" dedi, "Hepiniz ier de, ben imem olur m u ? " Burnunu ekti, ks ks gld, "Ben de ierim biraz, sonra da bir glerler, bir glerler bana! Dayan der, 'Sen, konu! Anlat!' Ben de anlatrm, o dinler. Dinler, gler! Bana der, 186

'Nedir be senin bildiin de, b a n a sylemediin?' Derim, 'Bildiim bir ey yohtur ki sana da sr vereyim be Dayan! Cahalm ben! Bilmem bir ey!' 'imdi hepinizden daha o k bilirsin,' der bana, 'Hocadan da o k bilirsin!' O koca prfsrden d a h a o k ne bilecem? Dayan, inanmaz bana, 'Yok,' der, 'sen bilirsin!' Anlattrr, artk!" Ne anlattn ben de merak eder olduumu itiraf etmeliyim! "Bilir miyim?" dedi Nesibe, "Her eyden anlatrm ite. Nevra Hanm' gonuuruz." "Nesini konuursunuz?" diye tahrik ettim, gld, "Dayan, der, o Amerika'da oturmu, uzun uzun. o k hazzetmi, Amerika'dan. Nevra'nn gocas, prfsr, ok para kazanm Amerika'da. Ben derim, 'Be Dayan, ne edecek bu gadn b u n c a donu? eit eittir be guzum! stanbul ahalisine sevabna datrsan, her garnn -be donu olur gayr!' Dayan der, 'Sen nerden bilirsin, Nevra'nn donunu? Bilmem mi? Temizlie gitmez miyim? Nevra Hanm der, otuz be kat araf varm, gocasnn mintanlar altm. Ben derim, 'N'apar be bu adam? Hepsini st ste mi giyer?' Dayan, bir gler bir gler bana!" Duralad, dnd, ban sallad, glverdi, "Amerika'da byledir, zahar!' dedi "Herkes, o k alr! Zabahilen, ezanla kalkar ie gidermimi, bizim g o c a prfsr! Akam ezan zor gelirmi evine! Benim aklm almaz byle i! O n c a alr da, d o n mu alr adam? Sylerim Dayan'a, o da gler gayri! Derim, 'stemem tvbe olsun! Birini yuarm, biri durur, iki, bir de hastalk salk, ! Yeter bana! Nedir be, bir ey vardr diye ille de kullanacak m a d a m ? ' A m a Dayan anlamaz!" "Anlamaz, deil mi?" "Anlamaz!" Onaylad, Nesibe. " A m a iyi gardr. Abdullah'a der, 'Neden bakman evine, oluuna?' Ne bilsin Abdullah'n bana gelenleri?" 187

Coraline

" N e oldu?" " E , gzel gzel alrd herif! Ta ki, adam gelsin filato istesin!" " N e istesin?" "Filato istesin! Abdullah bilir mi filato, ney? Sen okumu adamsn sen bile bilmiyorsun! Abdullah, bilir mi (kelimeyi byk bir hazla telffuz ediyordu!) filato? O da der adama, 'Bizim balklarn ba vardr, kuyruklar vardr a m a filatolara yoktur!' A d a m kzar, der 'Ne demek filato'lar yoktur, sen benle alay m ediyorsun!' Abdullah, der 'Hayr, bizim balklarn filato 'lar yoktur!' Derken, a d a m gapar ba, benim herif sanr ki kesecek kendisini! A m a kesmez adam! Balklara atlar, alr bir tanesini keser aput gibi, baklava dilimi gibi, atar benimkinin nne, t e nah sana filato?Abdullah der 'Bu kar ii, ben balklar aput gibi kesemem!' Eh, dorudur be dedii! aput gibi kessin de balklar, kenarlarna mekik oyas m yapsn? A d a m da der, 'Gayri sen bilirsin, sen kesmezsen ben de almam. nk otel filato ister, balk istemez!' imdi, ne e d e c e n kesik bal, deil mi? Kesik olduunda, nasl anlayacan tazedir, deildir? A d a m , demi, 'Otel turistiktir. Turistler baln ban kn grmek istemez!' o k iyi yrekliymi ya turist ksms, acrlarm balklara, yiyemezlermi acmaktan! Ben derim, 'Be, D a y a n sen turistsin, bilirsin, l balk l olmaktan kar m filato olunca?' Dayan, bir gler, bir gler, bana! Ama, eyi gadndr, h e m baln kesiine tamna aldrmaz! Ben duyarm, Nevra Hanm dermi, buna, 'Nedir be Dayan, bu Nesibe'yi masana oturttuun? Gazaklarn neyini giyer senin! o k yz veriyorsun buna!' Dayan da dermi, 'Demokrasi var. O da Allah'n bir kulu deil mi?' Eh, hakldr be gzm, gar! G o s k o c a bir hanmn masasna ben oturaym, olur mu? Sklrm, prfsr gelince! A m a Dayan brakmaz kalkaym! Der, 188

'Biz arkadak seninle! Arkada deyil miyik?' Sorar bana. Ben de derim, 'Arkadak!' Ne diyecen? O der, 'Sen sever misin, beni?' Ben de derim, 'He ya! o k severim seni!' Ne dersin baka? Honutum gadndan! Durmaz, gezdirir beni! Her yerleri grrm. renirim!" Nesibe'nin yllar yl oturduu bu ehirde, "Krk metrekare stanbul"u oynadn o zaman iselletirdim. "stanbul'u beendin mi, bari?" Ciddileti, yemenisini sklad, "Gzeldir," dedi, kararl bir sesle, "gzeldir de, onarmszdr, be Mehmet abi! G n boyu Moskof gemileri geer, geer de seyrederler halmz! Niun brakrlar gesinler, bilmem ki! Ben derim, Dayan'a, 'Gapasalar btn kapular, snrlar. Biz galknsak h e p bir millet, temizlesek, paklasak etraf, iyice. Onarsak, etsek. Sonra dizsek terlikleri hudut boyunca, gelen ayakkablarn karp girse, Bismillah! Eh, Mslman memleketi deil midir be gzm, olur mu kundurayla girmek?' Dayan bir gler, bir gler bana! M s y ' y e de syler. Bir bakarm, M s y annattrr bana! Sonra der, 'Paray nerden bulcan? Trkiye'yi temizlemek iin sabun idi, v i m idi, para ister!' G o s k o c a memleketmi bizimki! Ben de derim, 'Zengini vardr, Cenab Allahma o k kr memleketimin! H e p bir araya gelirler, polis efendiler toplar, para m ne lzm!' M s y dinler, dinler, 'Olur!' der, Dayan'a. Olur ya, olmayacak ne var? Cenab Tanr nasip etsin! Eyi adamdr, Msy! o k sever Dayan', ocuklarn! zlr hasta olduklarnda! Sen bakma analma! Dayan geldiinden beri, eyidir benim herif!" "Eyidir" kelimesini tonlamasndan m, birden utanp, yzn saklamasndan m anlarm bilmiyorum, a m a cinsel bir eyler ima ettiini hissettim. Anlalan, doru hissetmiim; G189

Coraline

nay'a, Diana'yla tantktan sona, Abdullah'n "bir yann alp, br yann braktn" sylemi, "rkledi her yanm! Gorkarm yine garnm dolar diye!" "Dayan'a, der, Abdullah, 'Gtr bunu berbere, kvrtsn salarn seninki gibi!' Herif, ister ben de Dayan gibi olaym!" "Peki, sen istiyor musun? Diana gibi olmak istiyor musun?" n c e yzn saklad, sonra uzun uzun dnd, "O garlar, Dallas'taki garlar, gzeldirler, be guzum!" dedi, "Benim Abdullah, onlara bakar bakar, eli donuna gider." Utand, "Sen de erkeksin, bilirsin ite!" dedi, gld. Gzleri izik oldu, yine. "Ama, onlar, Trk deil!" diye hatrlattm. Hi duymad bir eyle karlam gibi duralad, "Trke gonuurlar!" dedi, bu defa duyduuna inanamayan ben oldum! "Onlar, gvur!" dedim, sonra da seslendirme, dublaj gibi bir eyler samaladm. y l e c e bakt, " H e mi?" Kavramadn anlamak iin arif olmak gerekmiyordu! Bu defa da, oyuncularn isimlerine dikkatini ektim, "Bak, o siyah sal kadnn ismi, 'Sue Ellen', adamn ismi 'Bobby!' " C e y a r da var!" diye de o ekledi. "Peki, bunlar, Trk ismi mi?" Bilmiyordu! "Bizde goymazlar ama..." dedi, stanbul'da koyabileceklerini dndn anladm! Nesibe'nin 'Ceyar' kelimesinin Trke olmadn fark edecek donanm yoktu! Ses uyumundan m anlayacakt, szlkten mi bakacakt? Dizinin getii meknlar da, oyuncularn kyafetlerini de yadrgamyorsa, ki yadrgamyordu, Dallas' ya da baka bir diziyi Amerikan dizisi diye ayrtrmasna imkn yoktu! Estetii ile, ahlk ile olduu gibi kabul ediyor, iselletiriyordu! Bu insanlara ne yapyoruz biz! Bunu sylemedim, "Peki, salarn kvrtacak msn?" diye sordum, "Gvur ka190

rlar gibi olmak istiyor musun?" Bu noktada, okuyucunun dikkatini ekerim; ben, yllarm, evrensel deerler, btn insanln kardelii kavramlarn yaymaya, yceltmeye adam bir insanken, 'gvur' kelimesini, belki de hayatmda ilk kez, o gn kullandm! Halkmdan birisiyle iletiim kurmak iin anakronistik terminolojiye bavurmak zorunda kaldm! Rodoplu olsa, 'kirleniyorum' derdi, ben kldm hissettim! "Dayan, Mslman'dan d a h a Mslman'dr," diye kesti att Nesibe. Kendimi d a h a da kt hissettim! nsanlarn arasna ayrm koyan bendim, kaldran Nesibe! " G r m e z misin, yeenlerine nasl bakar? Abdullah'a dedi, ' M a d e m , balklk yapmak istersin, gel ortak olalm! Parann yarsn vereyim bir sandal al! leelim!' Abdullah da der, 'Olur!' Eh, bizde, sandaln yarsn alacak para m var? O da gider, Rait'e. Bana da tembihler, 'Sen, Dayan'a bir ey deme! Para bizim sansn!' Ben de d e m e m bir ey. Niun deyim? A d a m der mi ki, ' G o c a m n yarm sandal alacak paras yoktur!' Taksicilik yapayd d a h a eyiydi a m a adam darlanr be abi, deniz ister! M s y de eyi adamdr! Dayan o n c a para verir de, ses etmez adam!" Nesibe konuurken aklm, aramzdaki uurumdayd! Onunla birlikteyken bir yandan da kendimi Afrika yerlilerini anlamaya alan Avrupal ya da Amerikal antropolog gibi hissediyor, y z m d e aklayan yabanclk duygusundan nefret ediyordum! Bu kadncazn, benim arkadam, mon frere, benim benzerim, mon semblable olmasna imkn var myd ki, Philipp Glazebrook'a takyordum? Dahas, stnlk taslamyor o l m a m da gereki deildi, nk ondan daha o k ey biliyordum! H e m stn, hem eit olunamyordu! O halde, ne yapmalydm? ekip, kendi benzerlerime duyduum ak kalp, Nesibe'ye yardmc -tamam, benim kendi anladm biimde! olmaya m almalydm? T m arka-planm beni ikinci seenee yneltiyordu. Evet, 191

Coraline

tpk Gnay' rkildim!

afak

zden'e ynelttii gibi!

mein! Maydanozlar var, glleri var, msrlar var! Zabah galkar sular, akam sular yatar. Hibir yerlere gitmez, iten eve, evden ie! Niyet etmi, ille de gocasnn ld odada lecek! ok sever idi rahmetli gocasn. Eyi gadndr, Gll. Hepimize emei vardr. Herkes tanr, herkes sever. Bir gn hastalansa, drt ocaktan drt kap yemek gelir. te yle bir gadndr. indik, bir akam, bu anarikler dayanr kapusuna, derler, 'Gll Teyze, bu b a h e sana ok!' Gll, der 'Aman oul, nesi ok? Bahadr ite!' Talebeler der, 'Yok, bu b a h a oktur! Biz hkmet oldukta, bunu kamulatracaz!" "Kamulatrmak" kelimesini de, "filato" kelimesi kadar gvenle kullanmas artt, utanmadan sordum, "Kamulatrmak, ne demek, Nesibe Hanm?" "Devlet alacak ya ite, kamulatrmak diyorlar. Anarikler, devlet olunca, bahay alacaklarm. yle diyorlar." "Anladm."

Nesibe'ye baktm, ondaki kadn grmeye altm! G n a y kadar yaratc olabilseydim grebileceimi anladm. Yaratclk bir yana, Gnay kadar alkan olsaydm, yani, mesela onun afak'a yapt gibi, ben de Nesibe'yi giydirip kuatsaydm, kadnln tanyabileceim sinyalleri gelitiremez miydim? Gelitirebilirdim, tabii. yleyse, Gnay' bir h d e kaybettim trndeki duygum da neyin nesiydi? Nesibe'ye hdk d e m e y e dilim varmazken afak zden'i aalamak da neyin nesiydi? " D a y a n ' a derim, Nedir bu M s y ' n n yapt? Niun snf geirmez bu ocuklar? Z a b a h akam andrrlar dururlar?" Nesibe, David'den notlarn ykseltmesini isteyen rencilerden bahsediyordu. Anladm kadaryla, Pavlovi'in tek yaknd y n de buydu. A m a yine de hafifletici bir nedeni vard, bu kusurunun, "Nevra Hanm, der ki, bunlar anarikmiler! O n d a n geirtmezmi bizim Msy onlara snflarn! Bilmem artk!" 12 Eyll'n en olumlu ynnn, biz devrimcilere halkmzn hakkmzda gerekten ne dndn sorma frsat tanmas olduunu dnyorum! Ayama gelen frsat karmadm, "Sen hi anarik (aln size utan verici bir kelime daha!) tandn m, Nesibe Hanm?" "Ben deil, ama, g r m c e m Gll tand," dedi Nesibe, "Gll, hani Gll var ya, u sizin Tlin Hanm'n yannda alan Gll, o tand." ok komik bir ey hatrlam gibi gld, "Bu bizim Gll," diye aklad, "bok gibi bir gadn! Rahmetli gocas, 'bok gibi gadn' diye severmi, ismi kalm, bok!" Kkr kkr gld, " O n u n Armutlu taraflarnda gocasndan galma bir evcii var, yaar gider, ne yapsn? Bahasnda am dudu var, elma var, erik var. G n gemez, Gll bir eyler dik192

Coraline

"Gll demi, 'Niun alacak g o c a bir devlet benim bahay?' Onlar da demiler, 'Halk iin alacak!' Eh, sindi, Gll, halk deil mi? Anarikler de derler, 'Dorudur, sen halksn Gll Teyze!' Gll de, der, 'Eh, nedir be sizin dediiniz? B a h a zaten bendedir be olum!' Ama, onlar der, 'Devlet ister senin bahan!' Bizim Gll aar bu ie. 'Kimdir be olum, sizin bu devlet dediiniz?' Anlamaz, anarikler! Onlar derler, 'Devlet, halkn vekili! Temsilcisi!' Gll, anlamaz, der, ' M a d e m , ben halkm, devlet de khyamdr, nerede grlm khya alsn efendisinin torpan?' Talebeler de, der, 'Bak, Gll Teyze, bahas bir d n m d e n az olanlar da var, sen halksan, onlar da halk!' Eh, peki, torpa bir dnmden ok olanlar da halk deil mi? A m a anarikler deil derler, 'Hayr, torpa bir dnmden 193

o k olanlar halk deil!' Biz, atk galdk bu ie! Sindik, bu anariklerin demesiyle, topra bir dnmden az olanlarla, bir dnmden ok olanlar, halk! 'yle mi, olum?' diye sorar Gll, talebeler de der, 'Onun gibi bir ey! Bak teyze, biz halka eitlik salayacaz,' derler, 'Biz halkn temsilcisiyiz.' imdi, madem Gll'nn torpa bir dnmden ok, o zaman Gll halk deil, o zaman bu anarikler onun khyas deil. Topra tam tamna bir dnm olanlarn khyas! Eh, gitsin onlara khyalk etsinler! 'Eh, ben halk olmasam, olmaz m?' der Gll, ne etsin? Halk olmazsa, belli ki bahasn almayacaklar! Onlar da derler, 'Olmaz! Sen ille de bahas bir dnmlk halk olacaksn!' 'Len olum, ne istersiniz benden?' 'Sen eyisin, teyze, gimsenin srtndan geinmiyorsun, helal ekmek yiyorsun! O n u n iin halk olmalsn!' y l e derler. O zaman da bizim Gll der, 'Sen asl benim olumu greceksin! Esas o kimseye yk olmadan geinir. Allah'a bin kr, sindi iki gamyonu var. Yanna ii de ald. Gl gibi geinir. Bankaya para bile koyar.' Sindi, talebeler bunu duydular ya, akamna galmaz, kapusuna varrlar Mahmut'un, hara isterler. Mahmut daya yer, barrm 'Yaktn beni bok ana!' diye de, sanayide herkes knam, anasna sver diye! Artk, Gll de gitmi, bulmu anarikleri, kahvede, 'Etmeyin olum,' demi, 'Ben halk isem, size derim ki, Mahmut'uma ilimeyeceksiniz!' Talebeler hl derlermi, 'Biz bunu sizin iin yapacaz!' Gll de toptan arm artk! Demi, 'Kimdir olum bu toplum dediiniz? -Bilir misin, onlar millet demezler, toplum derler!- Belki tandk ei dostu bir araya goyarz da gider, deriz, bizim M a h m u t ' a dokunmasnlar!' Talebeler, gene de pes etmemiler, 'Senin ein dostun saylmaz teyze!' imdi, Gll, der bana, 'Eh ben saylmam, gonumun g o m u m u n hatr saylmaz da, kimin hatrn sayar bu sizin khyalk ettiiniz toplum?'" Ban iki yana dndrd, gld, 194

" K e n a n P a a geldi de, gurtuldu, gadn!" Diana'nn deerlendirmesini hatrladm, "Nesibe, bal bana bir sevin kayna!" Ben ise, Armutlu'da bizden kimler vard, onlar dnyordum.

Coraline

Coraline

195

zleyen gnlerdeki rak furyas, kdem tazminat, birikmi izin cretleri gibi alacaklar tkenince, bu defa iddet gsterilerine giriti. "Islak, kanl gzlerini stme dikti, elindeki ekmek ban evirdi evirdi, 'Skysa gelsin, atsn!' demeye balad," diye anlatt, Diana, "Yznde yle, yar ylk, yar acl, iren bir glmseme! o k kt! Bir de, biliyor musun, ark sylemeye baylyor! Duruyor, duruyor inildiyor, 'Kara sevda... hya hya hya' ya da yle bir ey! Zavall Nesibe, ev bulmalar gerektiini anlatamad! B u n a inanabiliyor musun? kmazlarsa, polis eyalarn kapnn nne koyarm, Nevra yle syledi!" t e yandan, Nesibe, Abdullah'a bahaneler bulmakla meguld, "Eyi ki de gadn ldrmedi, be guzum! Zatan yatt ka sene!" inde gururlanma olduunu sezinlediim bir tavrla bileindeki morluklara iaret etti, gld, " o k sinirlidir be! Gznca bir eycikler grmez gz!" A d a m ldrm olduunu sandk, ama yle olmad anlald, XI Abdullah'n balklk serveninin son bulmasnda filatodan te sorunlarn olduu kukusuzdu. Ancak, nedenleri ne olursa olsun, baarszl Diana ve Rait'e olan borcunu deyememesi ile sonuland. Daha da kts, i deitirme abas, zaten gnll olmad kapcl bsbtn ihmal etmesini getirdi. Apartman sakinlerinin kocasnn an kapatmaya uraan Nesibe'ye duyduklar sempati de yetmez olunca, kn verdiler, oturduklar tek gz "daire"yi boaltmalar istendi. Nesibe, "Hakldr be gadn," diyordu, ynetici iin, "almayan adama niun versin gapc dayrasn?" Abdullah'n tepkisi btnyle.farklyd, "O orospu gar, beni karamaz!" 196 "O deil, aabeysi!" dedi Nesibe, " K a n davasndan. oluk o c u u vardr, ya byktr diye Abdullah yatvermi onun yerine! Abdullah'a dmezdi ldrmek, onun aabeyi vard, o ldrd!" Birka cmlenin Diana'y nasl etkiledii grlmeye deerdi! n c e , Nesibe'nin kan davasna ilikin dncelerini sordu, "Niun ldrrler, bilmem ki!" diye omuzlarn silkti kadn, "Hi olmasa d a h a iyiydi ya!" Bir bakasnn yerine hapis y a t m a y a akl ermedi, "Mehmet, aka yapyor deil mi?" "Hayr," dedim, "aka yapmyor." "Kan dkld m, kefareti denmeli derler," diye aklad Nesibe, "Ben anlamam bu ii! A m a bakarm, detirler adama! Devlet Baba bile intikam alr! Abdullah dururken o mu yatayd?" 197

Coraline

Nesibe, Abdullah'n kendisine ynelttii iddeti de olaan karlyordu, " o k sklr be adam!" dedi Diana'ya, "Dardadr, grmen mi? G o l a y mdr isiz galmak, evsiz barksz galmak! Erkektir, be guzum!" "Ama, btn bunlar sen de yayorsun!" dedi Diana, "stelik, evi geindiren de sensin!" " H e ! " gld Nesibe, "Ama, ben onun gibi sinirli deilim!" "sa Mesih!" diye nledi Diana, bana dnd, "Bunlarn kiilikleri ayn!" Kimlerden bahsettiini anlamadm grd, " G n a y Hanm'la, Nesibe!" dedi, "Ayn kuun tyleri!" "Haydaaa!" "Evet, baksana!.." diye balad ve afak z d e n ' i dvd gecenin kendi versiyonunu anlatt, "0 orospu o c u u elini d o n u m a atmt ya," dedi, "Ben, arabadan indim, yrmeye baladm. Bir taksi bulmaya alyordum, anlyor musun? Ne kadar yrdm, bilmiyorum! Sonra arkamdan arabann sesini duydum. D n d m baktm, afak! Kamak istedim! A m a G n a y Hanm arabadan indi, kolumdan yakalad beni ieri ald! Eve getirdi. Benim s u u m da vard, biliyor musun? Uyumamalydm! A m a dostlar arasnda olduumu sanyordum! Gnay', afak'n sevgilisi sanyordum. Bana el atabilecei asla aklma gelmedi! O r o s p u o c u u ! o k irkindi, a m a byle eyler oluyor ite! Beni asl artan, G n a y Hanm'd," Nesibe'nin morarm bileini iaretle Gnay' ima etti. "Can yanmt! Hepimizden ok can yanmt, a m a kendisini ilk o toparlad! Bana ne dedi biliyor musun? 'Son tahlilde, trdalarmzla paylamadmz niteliimiz yoktur,' dedi, 'Ben de kabahatliyim. Seni de, onu da koruyabilirdim!' Duyuyor musun, 'koruyabilirdim!' diyor. Anlamyor musun, bu ikisi ayn trden kadnlar! Erkekleri n c e douruyorlar, sonra bytyorlar, sonra da onlarla seviiyorlar! Kibele gibi! Nesibe de byle, Gnay Hanm da!" 198

"Ama, Gnay, o gece senin arkandan italikledi," diye dndm, kekik "Ah, Mrs. Pavlovi," demiti, "Sana afak'n yeil elma, Gar'nda, ter alaya alaya uyuduunu bir ulusun bir ve tarn koktuunu nasl anlataym?Sirkeci

iindeki ban hurcun zerine koyup, ca lkemizin sorunlarnn intikam nedeni almak

nasl anlataym? Dev gibi boyun ve olmadk giysiler ile ve yllarolarak grdmz isteyebileceini kadn dzmenin, onlar, ferdini dzerek dndm bir ceza,

sana nasl anlataym? lkemde, hn almak karlarn na', n ym!" onlara hissettiimi becerdikleri zaman, zden'in nasl

olduunu nasl anlataym? Trk 'galip' geldiklerine inandklarn benim

erkeklerinin Alman 'atklaranlataym? anlatanasl ki!

yani Batllar,

Bazen afak

beni dzerken,

'snfm' dzdNasl

anlataym? Anlatamam

Bir an, Amerikal kadna itiraz edecektim, sonra tekrar dnnce, durdum. Gnay'n bu konumas, her eyden n c e bir 'anne'nin konumas, deil miydi? Sirkeci Gar'nda hurcun zerindeki o c u k ba, efendim, d m a n grd bir ulusun ferdinden alnan o c u k s u intikamn anlayla karlanmas! Bunlar, ana tavrlar deil miydi? Kald ki sz konusu kadn, Diana deil de, bir Trk kadn olsayd, G n a y farkl m davranacakt? Akas, sanmyordum! Diana, ne dndm sylemem iin steledi, "Bu konu zerinde dnmem lzm," diye geitirdim, "Ama, her kadn biraz byle deil midir? Sen de deil misin?" diyecektim, vazgetim, besbelli ki asla yle olmadn syleyecekti. t e yandan, Abdullah'n btn bu edepsizlii yeni bir ev bulma abasna katlmamak iin yaptn dnyordum. Nitekim, asp kesmekle tehdit ettii ynetici ile konumad bile! Nesibe'nin Arnavutky'n tepelerinde olduunu syledii gecekonduya bakmad gibi, karsnn korkaklndan olmasa, onlar kimselerin evden atamayacaklarn hissettirdi. dnd, dolat, Abdullah'n kapclktan atlmasna da, kapc da199

Coraline

iresinden kmalarna da Nesibe'nin sebep olmadn,iddiasnn mantk d olduunu kantlamaya kalktnda, Abdullah'a arad frsat (bence) vermi oldu, " N e bok yerseniz, yiyin!" dedi, kapy arpt, _ortadan ,kayboldu adam. Diana, Nesibe'nin maan artrmakla kalmad? tanma masraflarn da (bor!) stlendi. Eve gerekli erzak da ayn fasldan temin edildi. Amerikallarn, nl, "kendilerine yardm etmelerine yardmc o l " ilkesi gerei, Birleik Devletler'de iyi satacana inanlan kanavie ilemelere arlk verildi. Birka hafta iinde eve bir de rg makinesi geldi. Nesibe'nin komular, bana devlet kuu konduunu sylediler. G e c e k o n d u d a n kmayan Amerikal kadnn her hareketini izler oldular. Diana'nn yokuun dibindeki e m e d e n eve su tadn grenler (o yl yine en kurak yazlarndan birisini geirmiti stanbul) Alman gelinleriyle kyaslar oldular. Y a b a n c kadnlarn, Trk kadnlarndan d a h a alkan olduklar hususunda mutlak mutabakat saland. Nesibe'nin giyiminde, Diana'n kyafetleri (eksikleri deil!) ile balayan devrim, baharla birlikte gzard edilemeyecek boyutlara vard. alvar, n c e bez bebek pembesi orapla deiti, sonra orap inceldi naylon oldu, yaza doru toptan atld. Diana'n setii klklar komulara, "Almken daha doru drst bir ey alsayd bari!" dedirttirdi ama imrendirdi de! Nesibe'nin yemenisinin altna saklad ksa salar, ortaya dkld, gnee serildiklerinde, Nesibe artk blucin giyiyordu. Balama dersleri, Abdullah'n eve gelmemesine karn, bu evde (Diana, bylece David'in de rahat ettiini sylyordu) devam etti. Sabri, Arnavutky'deki gecekondunun itibarl konuu olmay srdrd. n giderek artan Ahmet Ta'n urad gnler, mahalle ayaa kalkt. ie yaam, Katyuka'ya Trke retti. Kk David, kahvedekilerin byk keyifle bellettikleri kfrlerle herkesin elence kayna oldu. Nesibe'nin olanlar, "hello" "good morning" rendiler. Mahallenin delikanllar, "Konu len, hadi ngilizce
200

konu!" diye drttrr oldular. Bir sre sonra, Nesibe'nin bana konan devlet kuundan, mahalleli de payna deni alm a y a svand. K a n a d a ' y a gmek, Amerika'ya alan gemilerde i bulmak, hatta kzlarn bir yabanc irkete yerletirmek isteyenler, bir yolunu bulup tanmak iin Diana'nn yolunu gzler oldular. Atelenen bir b e b e e zamannda tatbik edilen fitil, srt arsnn bbrek sancs olabilecei yolunda (sonradan doru olduu ortaya kan!) bir uyar, mide ekitmeyen Amerikan aspirinlerinin c m e r t e datm, Diana'y, gerek bir Bar Gnlls konumuna yerletirdi. Bu dnemde, Rodoplu'nun rahatszl, seimlerle st ste geldi, biz, ne onu ne de Nesibe'yi grebildik. Anladm kadaryla, Dekan Dlger ile Nevra Hanm da ayn dnemde uzaklatlar. Hizmetisinin gecekondusuna su tayan profesr ei Amerikal tanm kolayca halleilebilecek bir tanm deildi. likilerini, mmkn olduunca soutmaya, lkelerine dnecekleri gne kadar idare etmeye karar verdiler.

Coraline

David'e gelince; o, karsnn h e m e n btn zamann gecekonduda geiriyor olmasn, nceleri, "Mslman zihnini" zmesine yardmc olacak bir faaliyet olarak memnuniyetle karlad. Ancak, Diana'dan bekledii "nesnellik" zamanla kaybolmaya yz tutunca, bu defa da karsn tanmad birilerine kaptrd dncesi yerlemeye balad. Bu duygusu, kendi mutsuzluu ile aktnda, Diana'ya, gecekondu servenini ho bir gariplik olmaktan kp, zaman ziyanna dntne dair telkinlerini artrd. Profesr Pavlovi'e gre, btn zamann alan bu ilikilerin Diana'nn gelimesine olan katks zerinde k o n u m a y a demeyecek kadar azd. Tpk, SBF'nin kendi gelimesine katksnn "hemen h e m e n h i " olduu gibi.

201

DAVID'N HANET

hibir yerinde Trkiye'de olduu kadar uzun sreli ve feci baar kazanmad. Bunun en iyi kant Atatrk'n bizzat kendisi nin Osmanl mparatorluu'nun s o n a ermesi ve Trkiye Cmhuriyeti'nin kurulmasna ilikin, 1927 ylnda kaleme ald beyannn e p e y c e bir sredir anlalmaz olmu olmas! O kadar ki 1960'l yllarn banda, modern Trke'ye tercme edilmesi zorunlu olmu! Bu lkede bugne kadar Trk dilini konu alan bir konferansa rastlamadm. Trk dilini konu alan akademik toplantlarn saysnn bizde de pek fazla olduunu sanmyorum. A m a yaplanlarn o u M a x Mller'in 1861 Dil Bilim Teblileri'ndeki nl pasaja atf yapm olsalar gerek: Bir Trk gramer kitab okumak gerekten ok keyifli; insann yeti olmasa da keyifli. sralanmas, nin iin uzun Ama btn fiil ve isim tezahrn dilde "Trke'nin, sreli tabii, Tataristan bir cemiyet, Trke renmek gibi bir nidzeni, insan beyniok sayda gramer biimlerinin dhiyane ekim sisteminin bulan sekin muhteem gcnn bir oryantalistin bilgilerin sonucu olduuna" farknda olanlar iaret ettii gibi, bir cemiyetin geliyor. tabiatn bir baveya inanas

Coraline

ok arpc olmal! Saygn teemmlnn

insann,

oluturduu

steplerinde, insan

ftri yasalarn

gleri gibi harika

igdlerinin beyninin

klavuzluunda

I
Bu d n e m iinde David'in ruh halini, Geoffrey Lewis'in yazd bu mektuptan daha iyi nakledebileceimi sanmadm iin olduu gibi alyorum. David, daha sonra mektubu bir tebliin temeli olarak kulland ve Amerika'ya dndkten sonra, C o r d Vakf'nn dzenledii bir seminerde sundu. Sevgili George, Almanlar ve Macarlar da dahil olmak zere, birtakm uluslarn, u ya da bu dnemlerde, dillerini yabanc etkilerden kurtarmak iin, az ya da ok baarl savalar verdiklerini bilirsin. Sana u kadarn syleyeyim ki bylesi bir sava, dnyann 202

na dolaan

rettiini icat edemezdi.

Gel gr ki, dostum, Trk dilinin bugnk durumu bir cemiyetin teemlnn sonucu, a m a yle bir cemiyet ki, yelerinin ounluu sekin bilgili olmad gibi, bilgili olanlar da u ya da bu ekilde yelikten dmler. Trk Dil Kurumu'nda sonuna kadar kalanlarn hemen hibiri eitimli dilbilimciler deil. Manevi liderleri de byk Profesr M a x deil, onun daha az tannan kuzeni, George. M e n t o n e * hakknda yazd kitapta, bu George A. Mller, blge isimlerinin kkenlerini aklamaya girimi, sonunda yle bir iddia ile ortaya kmt: "Sessiz harflerde meydana gelen deiiklik nemsizdir, nk etimo*) Fransa'nn gney dousunda bir blge, (y.n.)

203

lojide sesli harfler pek bir ey ifade etmezler, sessizler bsbtn deersizdirler." Mustafa Kemal'in bir imparatorluun hrpalanm kalntlarndan modern bir devlet oluturan bir dizi reforma giritiin den bu yana elli yldan fazla geti. Trkiye'yle ilgilenen hemen herkes, slmi yasalar temel alan O s m a n l yasalarnn, 1930'larda, apka Yasas, Soyad Yasas gibi, Trklerin hayatn her c e p h e d e dntren svire, talyan ve Alman kanunlar ile deitirildiini bilir. Ama, Dil Reformu bu lkenin dnda bilinmez, nk hibir zaman yasalatrlmamtr. Trkiye'de, art arda gelen lfazan kuaklarn, art arda gelen ahmak turistlere aktardklar, bir bilgi btn var. Bu btn, mesela, Boaz'daki karabataklarn sultanlarn bktklar iin bodurulmalarn emrettii kzlarn ruhu olduuna dair bir hikyeyi ierdii gibi; Trklerin 1928'e kadar Arapa konutuklar, Trke konumaya o yldan sonra baladklar gibi baka bir masal da ieriyor. Kendi kulaklarmla duyduum bu hikye, iki dorunun birletirilmesinden tretiliyor: Arap-Fars alfabesinden yeni Latin alfabesine gei 1928'de' gerekleti; Arapa-Farsa kelimelerin sistematik bir biimde atlmas ve "ar T r k e " kelimelerle ikame edilmesi, 1932'de balad, Osmanl Trkesi, imparatorluun resmi diliydi ve imparatorluun Trke'nin egemen olduu yrelerde, kanlmaz olarak, edebiyat dili oldu. Trke, muazzam esneklii ve ihtiam olan bir dildi. Trklerin, slm dnyasn idare ettikleri alt yz yllk srete, Kuran'n, slm ilahiyatnn ve hukukunun dili olan Arapa'dan olduu kadar Farsa'dan da o k sayda kelime almt. nk Farsa h e m slm edebiyatnn diliydi, h e m de Trkler, slmiyet'i Farsilerden renmilerdi ve slmiyet'in temel kavramlar A r a p a deil, Farsa'yd. Ancak, Trkler, imanda kendilerinden n c e gelenlerden aldklar kelimeleri yerliletirmediler. S a n a ngilizce'den bir rnek v e r m e m gerekirse, mesela, biz Latince 'validus'u 'valid', 'argumentum'u 'argument' yaptk, onlar yapmadlar. 204

Bundan baka, mesela, Franszca'da olduu gibi, Farsa'da da grdmz, niteleme isim ve sfatlarn nitelenen ismin arkasna getirme gibi birtakm sentaks kurallarn kabul ettiler. Oysa, Trke'de, ngilizce'de olduu gibi, niteleme kelimeleri nitelenenlerden n c e gelirdi. Ayn ekilde, sfatlarn cinsiyetinin niteledikleri isimlerin cinsiyetine uygun olmas gereklilii gibi bir A r a p a gramer kuraln uygulamaya koydular. Oysa Trke'de kelimelerin ne doal ne de gramatik cinsiyet ayrm yoktur. o k sayda A r a p a ve Farsa oul, gnlk kullanma girmiti. ngilizce bir rnek daha vereyim: Bizim, 'valid argu ments' deil, 'argumenta valida' demek zorunda kalmamz gibi. Netice: Osmanl Trkesi, klasik slmi eitim avantajndan mahrum ounluk tarafndan k o l a y c a anlalamyordu. Daha da kts, eitim grm olanlarn h e m e n hepsi, yaz dilinde kullandklar kelimeleri ve sentaks gnlk dile geirdiler. Ancak, on dokuzuncu yzyln ortalarnda gazeteciliin yaygn-

Coraline

lamas ile birlikte, tiraj artrma gayretleri, yazl dilin sadeletirilmesini getirdi. Yzyln sonunda, 'valid arguments' aamasna gelinmemiti, ama hi deilse 'valid argumenta' deniyordu. Yine de, hemerin, M.A. Hagopyan, 1907'de yazd, Osmanlca Trke Konuma-Gramer kitabnn 215 sayfasn Trk e ' y e ayrrken, 161 sayfa Arapa-Farsa gramer eklemek zorunluluunu hissetmiti. 1908'de, Sultan Abdlhamit'in despotizmine son veren G e n Trk ihtilali, kendi despotizmini getirdi. Chesterton'un* msralarn hatrlyorum: "Bize, Ama gl hibiri ve gzel yeni yasalardan sz ediyor, bizim sokakta konutuumuz gibi konumuyor."

Yine de, deiilmez sanlan eylerin deiime kar al olmadklar ortaya kt. 1911'de, Selanik'te, sevilen gen yazar larn yazl ve szl dilin yaknlamasn telkin ettikleri, Gen
*) Gilbert Keith Chesterton, ngiliz denemeci, romanc, air, eletirmen, 18471936 (y.n.)

205

Kalemler adl bir dergi yaymlanmaya balad. Ancak, bunlar da Arapa-Farsa oullar gibi, Trke'ye alenen yabanc eklentilerin atlmas hususunda mtereddittiler. Okumular, ayrcalkl konumlarndan v a z g e m e y e henz hazr deillerdi, ama sular ykseliyordu. Mustafa Kemal'in snrsz enerjisi ve organizasyon dehas olmasayd, yerel direniiler, lkeyi 1918 mtarekesinden sonra Anadolu'nun muhtelif paralarn igal eden mttefik ordularndan kurtaramazlard. Ayn ekilde, dillerini d a h a ok Trke yapmak isteyen entelektellerin arzularn fiiliyata geiren de o oldu. Entelektel kelimesine dikkatini ekerim, nk lke nfusunun bete drd, mevsimleri deitirmeyi ne kadar dnrlerse, Trke'yi deitirmeyi de o kadar dnecek olan kyllerdi. Bu sre zarfnda, Mustafa Kemal'in Trke'de uzmanlama sreci de tamamlanmt. Kendisi yetenekli bir hatipti; sarmal ve melodik Osmanlca'dan, zgr ve elebi gnlk dile kadar, lisann sunduu btn imknlar sonuna kadar kullanyordu. Ancak, slm'n etkisi altna girdikleri gnn, Trkler iin kt bir gn olduuna inand iin, dildeki Arabi ve Farsi unsurlara ierliyor, bunlar azaltma karar alyordu. 1924'te, Yakup Kadri, Halk Partisi gazetesinde, "dil meselesini z m e k " iin, nl edebiyatlardan oluan bir akademi kurulmasn neren bir dizi makale yazd. Mustafa Kemal'in tepkisi, "Ben Trke'yi bu adamlarn elinden kurtarmaya alyorum, sen gidiyorsun tam ters y n d e bir hareket balatyorsun. Bu da yetmiyor gibi, kendi kuann yazarlarn reddediyorsun. Oysa, bugnn ve yarnn Trkesini yaratacak olanlar sizlersiniz. Senin dndn trden bir akademi, dili, Osmanlca klielere hapsetmekten baka ie yaramaz," oldu. O, her eyden nce, Arapa-Farsa alfabenin deimesini istiyordu. Bunu, 1928'de baard. ki yl sonra, Trke'nin tarihi ve zenginliklerini anlatan kitabnn ksa nsznde, u kehaneti yapt, "Topraklarn ve bamszln 206 koruyabildiini ispat eden

Trk dr."

ulusu,

dilini yabanc

dillerin

boyunduruundan

kurtarmal

1 Eyll 1929'da, Milli Eitim Bakanl'nn emriyle, okullarda A r a p a ve Farsa okutulmasna son verilmiti. 12 T e m m u z 1923'te, Mustafa Kemal Trk Dil Cemiyeti'ni kurdu. Cemiyet'in iln edilen amac: "Trk dilinin gzelliini ortaya kartmak, onu dnya dilleri seviyesine kartmak." imdi, sevgili dostum, Trk milleti seferberlik iln etti cmlesini sakn m e c a z sanma! 1933 ylnn banda, her ilde ve her ilede, vali ya da vali yardmclarnn bakanlnda, yerel ve merkezi ynetim temsilcileri, retmenler ve askeri ehastan oluan komiteler topland. Bu komitelerin grevi yrelerinde kullanlan T r k e kelimeleri derlemekti. 1934 ylnn banda, Bakent'e gnderilen liste says 130 bini buldu! Ayn srete, akademisyenler szlkleri ve eski metinleri, yeniden hayata geirilebilecek kelimeler tespit etmek amacyla taradlar. 125 bin adet liste de onlar kardlar. Bu listelerden, 7 bin 572 ke-

Coraline

lime seildi! te yandan her gn radyo ve gazetelerde bir dzine 'yabanc' kelime iln edildi ve halktan bunlar ikame edecek Trke kelimeler nermeleri istendi. Bu egzersiz 640 yeni kelime ile sonuland. Konuma dilinde ya da eski metinlerde uygun karlk bulunamad zamanlarda, reformcular, var olan kklerden ve s o n eklerden yeni kelimeler retmeye koyuldular. Franszca imendifer, "demiryolu" oldu. Mustafa Kemal, mevzu'nun karln bizzat kendisi buldu: " K o n u " . imdi, mevzu, A r a p a ' d a konulmu anlamna geliyor, Latince subjectum kelimesinin o k eski bir tarifi. Konu da mevzu kelimesinin tarifi: Fiil kk, kon-, 'konmak, yerlemek', art, d a h a n c e kimsenin bu kkle kullanmay dnmedii isim yapc sonek! Kemal'in sa kolu smet nn, "anane" kelimesinin yenisinden sorumlu. O da, grenek kelimesinin son ekini, -enek 7 alyor, bunu "gr" fiil kkne deil de, "gel" fiil kkne ekliyor, oluyor gelenek. Gelenek 'in A r a p a anane 'yi ok geride brakt207

n sylemeliyim. imdi, tabii, dilin deimesinin gerektiini kabul edersek, bu tr kelimeleri iyi huylu uydurmalar olarak kabul edebilir, en kt ihtimalle, reformcularn ar yaratc olduklarn syleyebiliriz. Mesela, ben SBF'de izlediim baz uydurma abalarn da byle gryorum: Kompter yerine, bilgisayar diyorlar ki b e n c e bu, h e m kompterden hem de d a h a eskiden kullandklar elektronik beyin'den d a h a anlaml. t e yandan, habis uydurmalar da var. "Erkek fazileti" karl olarak kullanlan eski bir kelime vard, erdem. " A d a m " anlamna gelen, "er"e, az rastlanan bir sonek olan "-dem" ilave edilerek yaplmt. Erdem, drt yz yllk uykusundan, A r a p a "fazilet" kelimesinin yerini almak iin uyandrld'. Bu arada, bir de, gnlk konumada kullanlan yn kelimesi vard ki, bunun da istikamet kelimesinin yerini almas istendi. Her iki durumda da niyet iyi. A m a bir de, A r a p a usul kelimesini kullandklar, Franszca method kelimesi var. Bunun Trke karln bulmak gerektiinde, grnte, erdem 'in son ekini aldlar, yn kelimesine eklediler ve yntem oldu. 'Grnte' diyorum Aziz George, nk vicdanen eminim ki bu yntem kelimesinin ikinci hecesi, aslnda Franszca, systeme, ngilizce system kelimelerini ikinci hecesi. imdi, eer benim vicdanen emin olmam, senin andan deersiz bir p h e d e n ibaretse, o zaman sana bir baka gereke gstermeliyim: Osmanlca, kyas-i mukassem, "dilemma". Bu kelime de ikilem oldu, iki ve Franszca dilemma'nn lem'i. Yaratclklarna yksek not, dilbilimsel haysiyet iin sfr. u anda kullandklar kelime bu: kilem, "dilemma"nn karl ar Trke bir kelime! imdi sana bu tr yaratcln dillerini ok seven Trkler (mesela, Dr. G n a y Rodoplu; bu hanmdan sana daha sonra bahsedeceim) zerindeki etkisini nakletmeye alaym. Farz et ki biz ngilizce'den yabanc kelimeleri silmeye kalktk ve mesela faculty gibi kelimenin saf ngilizce karln aryoruz; ease veya easiness kelimelerini alyoruz ve easehead diye bir 208

kelime retiyoruz.* Veya, corporation kelimesinin yerine ar ngilizce b o d y kelimesi ile Christendom kelimesinin son ekini birletirip, bodydom yapyoruz.** Sonra da basnda, bundan byle B B C ' n i n , B B B , British Broadcasting B o d y d o m olduunu iln ediyoruz. Trkiye'deki yabanclarn dikkatini eken bir kelime de "okul". Bu kelimeyi halktan birisi, mektep karl olarak nermi, ama okula eklinde: Oku fiil kk ile la sonekinden oluturduunu sylemi. imdi, tabii, la diye, bir sonek yok. San rm, Mustafa K e m a l bu nedenle okul'u tercih etmi. Son elli yldr, Trk ocuklar buraya gidiyorlar. Reformculara, bu okul kelimesinin nasl olup da Franszca ecole kelimesine bu kadar benzediini sorarsan, tesadf diyorlar. Meslektam, G. L. Lewis, d a h a ak yrekli, " O h ! Hayr! Bu kelimeden asla sz etmeyiz!" diyor. (1981'de kaleme ald, Trk Dil Reformu zerinde Dnceler isimli tebliinde yazd da!) Dil Cemiyeti'nin kabul ettii kelimeler basld ve Milli Ei-

Coraline

tim Bakanl tarafndan okullara datld. 1930'da, basnn kulland dilin yzde 35'i ar Trke kelimelerden oluurken, bu oran 1933'te yzde 44'e, 1936'da y z d e 48'e kt. Okullara ve gazetelere ulaanlar (bazlar hevesle, bazlar mecburen) bu kelimeleri benimsediler. En muhafazakr ebeveynler bile, ocuklarna o gn mektep'te ne yaptklarn soramaz oldular, nk ocuklar okul'da olduklarn iddia ediyorlard. Her ne kadar Trke klar dil reformunun sonularna ierliyorlarsa da, bence, Mustafa K e m a l bilimsel terminolojiye ilikin bir eyler yaplmas hususundaki srarnda haklyd. Bilimsel terminoloji hemen tmyle Arapa, A r a p a olmayan
*) Kelimelerin orijinal Latince anlamlar olan, 'iktidar yapma gc', 'engelsizlik' ve 'ilahilik' kavramlarn bir araya getirerek retilen anlamsz bir kelime. (y.n.) **) Ayn ekilde, bugn anonim irket anlamnda kullanlan bir kelimenin Latince anlamndan (cismanileme, bedene dnme) yola karak, bunun yeri ne, 'beden' kelimesine 'Hristiyanlk'n sonekini ekleyerek yaplan anlamsz dzenleme, (y.n.)

209

birka kelime de Farsa'yd. Bizim hekimlerimiz ve avukatlarmz da benzer bir durumdalar, ama onlar, Latin ve Yunan terminolojileriyle, habeas corpus'lar, oesophagus'laryla mutlular, nk bu kelimeler ngilizceletirileli ok oldu. Ama, bu Trke'de byle deil. 1936-37 knda, Mustafa Kemal bu mesele ile bizzat ilgilenmeye karar verdi. Geometrinin unsurlar hakknda isimsiz bir kitap yazd. Ve bu kitapta tek bir A r a p a ve Farsa kelime kullanmad. Baz kelimeleri, Bat dillerinden d n ald: Mesela, silindir. O n a gre, bu Farsa stvane 'den daha iyi bir kelimeydi, nk bir kere, kelimenin sesinden ar Trke olmadn belirtecek bir tonlama yoktu, ikincisi, halk bu kelimeye ainayd, nk d a h a n c e silindir apka, asfalt makinesi kavramlarna alkt. Mustafa Kemal, gen, begen gibi ekillere de isimler buldu. Arapa, mselles, '' saysndan, 'gen'; msemmen, 'sekiz' saysndan, 'sekizgen' oldu. Peki, gen soneki nereden kt? 'Octagon'un, 'gon'undan! imdi bazlar, gen sonekinin eski bir Trke kelime olan ve geni anlamna gelen gen olduunu sylyorlar. Hatta, A r a p a umumi kelimesinin yerini alan 'genel' kelimesinin de byle tretildiini sylyorlar. Eer bu doruysa o zaman el sonekinin Franszca, culturel kelimesinden alndn kabul etmek zorundalar. Ama, Dil Cemiyeti'nin szlkleri, kltr kelimesinin Franszca olduunu kabul ederken, kltrel kelimesinin Trke olduunu sylyor, nk el Trke'ymi! Mamafih, bir meslektam, nmzdeki yllarda kibarlk edeceklerini, bu iki kelimenin kkenini de Franszlara balayacaklarn syledi. Yine de el'in Trke olduu hususunda srarl. Delil olarak da, gzel kelimesini teklif ediyor. Tabii, daha henz kimse, bu sonekin bir sfata taklm rneini gsteremedi. Bu bakmdan, ben genel kelimesinin, Avrupal " g e n e r a l i n , Trkeletirilmi yanks olduunda srarlym. t e yandan, "halka ait" anlamnda, umumi'nin yerini, kamusal ald. Sondaki bu, -sal, bir baka tekinsiz fenomen. Arapa, 210

sfat soneki -i'nin yerine (mesela, tarihi. Garip deil mi, bugne kadar kimse tarihin yerini alacak bir kelime nermedi!) kullanlyor. Fevkalade su gtrr bir savunmas var: Tarihsel henz sava kazanm deil, tarih direniyor. Kamu'ya. gelince, bu halk demek. On sekizinci yzyldan beri kullanlan bir kelime, ama, Pehlevi'den dn alnm! Akas, umumi A r a p a ise, ki yle, kamu da Farsa. Ayn ekilde, reformcular ehir kelimesini Farsa olduu iin brakmlard, a m a kent de Trke deil, Sogdian, yani yeryznden kalkm bir ran lehesi. Kamu kelimesine kar deilim ( kent 'ten hi hazzetmediimi syleyebilirim!). Anadili ngilizce olan birisi olarak, benim iin, bir dil, baka dillerden kelime alabilme yetenei kadar byktr. Sylemeye altm, reformcularn yenilik arzularnn ve baz durumlarda da, varlklarna ve Dil Cemiyeti'nden aldklar maalara gereke retme gayretlerinin esiri olduklar. Cumhuriyet'in, byk slogan, Hkimiyet Milletindir sloganyd. A r a p a kkenli hkimiyet gitmek zorundayd; bunun ye-

Coraline

rine Trke egemenlik kelimesini piirdiler.

Egemenlik'in

p-

he uyandracak kadar hegemony'ye benzediini

dnebilir-

sin. ok sayda Trk de yle dnd. Ama, reformcular, hakarete uram gibi reddettiler: Sondaki, -lik, isim sonekiydi; egemen'in ege'si "lord" anlamna gelen eski bir Trk kelimesi ama deildi, aradklar kelime "ige" olmalyd. Bunu geelim; men diye bir sonek olduu doru a m a bu sonek barmen 'deki men gibi bir fail bildirmezdi. Hadi bunu da geelim. Millet'in yerine getirdikleri, ulus, Mool telffuzuydu, Trkler, ulus derlerdi. Deiim ehvetinin son kurbanlarndan birisi de btn! Bu kelimenin yerini alan tm ( T R T ' y e borluyuz!) Trke'de on beinci yzyldan beri kullanlyor. A r a p a ve btn deil, ktle demek. Bu tr eyler de var. Tai, safln bozmak, anlamndaki katk kelimesi, yardm, muavenet, anlamnda kullanlyor; tai'in karl yok. (Belki, bunun zerinde dnmek istersin! Belki de, reformcular Trke'yi tai ettiklerini unut211

turmak istedikleri iin, kelimeyi yok ettiler! B u n a ne dersin?) Hibir kabahati olmayan istemek fiili de gitti, k Trkler, istemek yerine dilemek'i tercih ediyorlar. (Bunu da dnn!) Bu, "deimi olmak iin deimek" politikasnn sonucu olarak, Dil Cemiyeti, muhaliflerinin alay etmek iin ortaya attklar samalklarn -ulusal dttr, gkgtren konuksal avrat bunlarn en nllerinden! Dn bakalm, ne demek olabilirler! -kendilerinden kaynaklanmadn ispat iin uramak zorunda kaldlar. Dil Cemiyeti imalatnn bu samalklardan hemen ayrlacan dnrsen yanlrsn, sokaktaki Trk iin birinin tekinden fark yoktur. G e r e k gln ise, gln bir taklidin, gerek deil taklit olduunu nasl anlayabilirsin? Mustafa -Kemal deil, bizim dekan- yeni dile 'Esparanto' diyor. Ama, bunu derken, dnd Esparanto'nun yapayl; yoksa Esparanto'nun ne kadar dzenli bir dil olduunun farknda deil. Reform ncesi Trkesinin kelimeleri herhangi bir baka dil kadar tutarszd; mesela, uluslararas kelime, 'geography', 'geometry' ve 'geology', 'Trke'de corafya, geometri, jeoloji. Bunlar, halen kullanlyor ve kimse sorgulamyor. Trke'nin yeniden yaplanmas, hibir zaman bir masterplan dorultusunda ele alnmad. Yeni kelime imalat iin birtakm yntemler ortaya kondu, ama hibirisi genel kabul grmedii gibi, devletin kesintisiz destei diye bir ey de yoktu. Y i n e de herkes, bu yeni ulusal oyuna katlmak, kelime-yapmay denemek istedi. En alkan ve en baarl kelime yapmclarndan birisi, 1957'de, 59 yanda len Nurullah Ata isimli bir adamd. Meslei, Franszca retmenliiydi -Franszca'y kendi kendisine renmiti-, daha sonra da Cumhurbakan tercmanlarndan birisi oldu. catlarndan bazlar zekiceydi ve pek o u yerleti. Mesela itenlik bunlardan birisi. ten kelimesine isim soneki ekleyerek retmiti. Kelimenin ngilizce karl 'fromheartness' olabilir. Bir baka kelime, karabasan. Bu iki kelime tuttu, insanlar bunlar kullanrken kklerinin yapay olduunun fark212

na varmyorlar. A m a Ata'n, Trklerin tylerini ayaa kaldran pek ok imalatndan birisi de doa. Doa, Arapa, tabiat yerinden etti. Baarszlklarndan bir dieri de inklap yerine nerdii devrim. Trklerin yzde 99'u tarafndan kullanlyor olmasna ramen, ben baarszdr diyorum, nk inklap mulak bir kelimeydi ve h e m 'reform' h e m de 'ihtilal' anlamna geliyordu. Devrim de yle. Bence, Ata, iki kelime imal etmeli, ihtilali reformdan ayrmalyd. Dil Cemiyeti, 1940-50 yllar arasnda altn yllarn yaad. 1945'te, Halk Anayasa, yeni Trke'ye evrildi; Kanun-i Tekilat- Esasiye, Trke, ana ile M o o l c a yasa kelimelerinden oluan anayasa oldu. Belki, insanlar yeni metni eskisinden daha iyi anlyorlard a m a muhafazakrlar hibir eye kzmadklar kadar kzdlar. 1950'de seimleri kazanan Demokrat Parti'nin politikas, kitlelere istediklerini vermekti. Seimlerden az sonra, Dil Cemiyeti'nin btesi ksld, daha sonra da lavedildi. Ama, bu sonu geldi demek deildi, nk Atatrk'n vasiyeti dorultusunda mirastan pay almt. Yalnz, maal kelime reticileri, mamullerini okullara dorudan sevk edemiyorlard. 1952'de, A n a y a s a ' n n O s m a n l c a metni geri geldi. 1946'da, basn dilinin yzde 57'si ar Trke iken, 1960'ta bu oran yzde 51'e dmt. Ayn yl, Demokratlarn devrilmesiyle, yldzlar yine parlad. 1960 darbesinden h e m e n sonra, Dil Cemiyeti'nin btesi geri geldi. 28 O c a k 1961'de, btn bakanlklara gnderilen bir tamimle, Trke karl olan yabanc kelimelerin kullanlmas yasakland. Bu egzersiz, T e m m u z 1961 Anayasas'nn dilinin ne olacan sylyordu: Trke. Yetmili yllarn ortalarnda, basnn kulland dilin yzde 70'i, sahici ya da y a p a y T r k e kelimelerden oluuyordu; baz yayn organlarnda oran d a h a yksekti, mesela, Cumhuriyet yzde 90'n stne kyordu. O noktada okurlarn szle uzanmaktan ya da spor sayfalarna dnmekten baka areleri yoktu. Yetmili yllarn siyasi atmalar, Dil Cemiyeti dmanl213

Coraline

nn trmanmasna sebep oldu. Ar saclar, Cemiyeti, Trkiye Trkleri ile Orta A s y a Trkleri arasndaki farkllklar artrmaya alan bir hyanet oda olarak grdler. Cemiyetin Trk dilini srgit bozmas ile, Troki'nin srekli devrim teorisi arasnda paralellikler kuruldu. Bazlar, dil devriminin amalandnn, yani entelektellerin dili ile kitlelerin dilini birletirmek hedefinin, tam tersini gerekletirdiini, u u r u m u n daha da derinletiini sylyorlard -bu sulama kolay cevaplanacak bir s u l a m a deil! Reformlarn sradan Trklerin konumasn nasl etkilediine gelince; zmir'deki bakkal, Ankara'daki bahvan, Bebek'teki kapc yirmi be-otuz yl n c e konutuklar dili konuuyorlar. Ara ara yeni kelimelerden birini kullandklarnda, "trnak" iine aldklarn duyar gibi oluyorsun. Bazen, yeni kelimeyi, ikame etmesi plnlanan eski kelime ile beraber duyuyorsun. Abdullah, bizim kapc, rnein, mesela diyor. G e e n gn yalca bir ofrn arabasna bindim. A d a m , Trkiye'de ne yaptm sorunca, Dil Reformu ile ilgilendiimi syledim; hi duymadn syledi, bir tek Trke vard ve deimiyordu. Dil kelimesini deil de, lisan kelimesini kullanyor olmas dikkatimi ekti. "Peki, ya mhim yerine kullandklara, nemli ne olacak?" diye sordum, "Ayn ey, deil!" dedi, " o k farkl! Mesela, u bina iin belediye salam deil, tamir edilmesi nemli dese, bu demek ki, be-on yl iinde tamir grmesi lzm. Ama, mhim derlerse, hemen yarn tamir edilmesi gerekir." Besbelli ki, onun nazarnda A r a p a kelime d a h a etkiliydi ve nemli' nin yapay imalat olduunun farknda deildi. Her dil, bir kabuller btndr. Dillerle meslek olarak ilgilenenlerin dnda, kabuln bin yl m, bir hafta n c e mi yapld nemli deildir. Atatrk'n mirass bir tzel kiilik olarak, Dil Cemiyeti'nin hayat garanti altndadr, asla lavedilemez. Edilmedi de. Ama, devralnabilir. Nitekim, Babakanla bal Atatrk Dil, Kltr ve Tarih Kurumu diye yeni bir yaplanmada yaatlacana (eritileceine!) ilikin tasarlar var. Tasar, Cemiyet'e du214

yulan nefreti aa karyor. Konumaclardan birisi. "Yllar dan beri dilimize ihanet ediliyor," dedi. Bir baka ilgin cmle, "Dilimizi yoluk tavua dndrdler!" Profesyonel refomcularn s o n u gelmi gibi grnyor. Ama, insan, muhalifleri dinlerken yelkovan geri evirmenin imkn olmadn anlyor. O s m a n l c a terminolojinin geri gelmesini savunan kimseye rastlamadm! Z e h r a gibi radikal bir Mslman bile o k ge olduunu kabul ediyor. Ama, i teknik olmayan kelimelere gelince kavgann srdn gryorsun. Pek ok Trk benimle hemfikir olmayacak, a m a ben yine de inandm sylemeliyim. yle ki, Atatrk hayatnn sonlarna doru, teknik terminolojinin deitirilmesinin doru olduunu, ar Trke kullanmnn tevik edilmesi gereini savunmu, ama zamann sayg kazandrd kelimelerin szde Trke karlklarn dayatmakla yanl yaptklarn sylemiti. Bugne gelince; bir yanda, aralarnda, yeni kelimelerin pek ounun dilin kurallarn ihlal ettiini kabul etmekle birlikte, reformlarn btnyle doru olduunu syleyenler; te y a n d a da btn bu oluumdan nefret edenler! Buna karn, Trkiye'de yeni retilen kelimeleri kullanmayan tek bir yaayan Trk yok! Bu iddiamn ispat, bugne kadar basnda ve dier yaynlarda grdm anti-reform makalelerden hepsinin yeni imalat kelimeleri kullanyor olmalar. Bu durumun da iki temel nedeni var. lki, 25-30 yl ncesi Trkesini gen okurlarn anlamamalar. kincisi, anti-reformcularn kullandklar kelimelerin yeni retim olduunun farkna varmamalar! Anti-reformcularn bir iddias da, ocuklarn ebeveylerinin dilinden anlamaz hale gelmi olmalar. B e n c e bu mbalaal. Katyuka'nn okulda bana gelen (bir Trk anaokuluna gittiini yazmtm deil mi?) karmak bir olay anlatn hatrlyorum; yle bitirmiti, "Anlyorsun deil mi, aslnda olay, teki trlyd ya da, siz byklerin dedii gibi, vice versa" Kiinin tand kelimeler, kulland kelimelerden her zaman daha fazla. Zaten dinleyici, kar tarafn kulland bir kelimeyi bil 215

Coraline

miyorsa bile anlamn konumann btnnden karabilir ya da sorabilir, deil mi? Yabanclar -mesela bizim Profesr Sernea!- A r a p a ve Farsa kelimelerden kurtulan Trklerin, imdi de Franszca ve ngilizce kelimeler kullanmaya baladklarn sylyorlar. Geenlerde, bir turizm acentesinin eleman arama ilanna rastladm: G e n , alkan, dinamik ve prezantabl elemanlar aryorlard. Baz Harvard profesrleri gibi, yabanc dil bilgilerini gstermek iin, 'ranl' yerine 'Farsi' diyen Trkleri bir y a n a brakrsak bu eilimin iki nedeni var. Birincisi, Trkler, kendilerini Bat medeniyetine adadlar. Tpk, atalarnn kendilerini adadklar slm medeniyetinin dillerini kullandklar gibi, onlar da Bat medeniyetinin dillerini kullanyorlar. Bu arada, belirteyim, merci dt! Reformcular, teekkr ederimci muhafazakrlarla, ii snf (ve askeri!) saol'cular ayrtrdlar; saol kazand! O.K. de itibar kaybetti, yerini oldu! ald. kinci neden, daha sakl bir neden. Trkler, evreden duyduklar Arapa ve Farsa kelimelerin umarsz biimde d e m o d e kelimeler olduu duygusuyla byrler, ama seslerini veya ekillerini beenmedikleri iin yeni kelimeleri kullanmay da ilerine sindiremezler. Bir an iin, 'nakletmek', 'mnasebet tesis etmek', 'hikye etmek', 'izah etmek', 'aklamak', 'ifade etmek', 'tavsif etmek', 'tersim etmek' gibi kelimelerden yoksun brakld, 'sylemekle' yetinmek zorunda kaldn dn! On dokuzuncu yzyl reformlar konulu bir s e m p o z y u m dzenleyen bir grup SBF retmeniyle unutulmayacak bir gece geirdim! G r u p bakan, muhterem bir emekli profesr, al nutkunu hazrlyordu ve gen rencilerle iliki kurabilmek adna en modern kelimeleri kullanmaya alyordu. Z o ! Yal adam o arkaik ve saray Trkesiyle ne sylemek istediini anlatyor, dierleri de uygun yeni Trke szlkler neriyorlard. Bir ara, modern kelimesi hakknda uzun bir tartma oldu. Yal adam, asri'nin eski m o d a olduunu biliyordu ama yerine ne kullanacan bilmiyordu. Bir-iki kii, ada' nerdi; dierle216

ri, ada' n muasr karl olduunu sylediler. Sonunda, modern'i, modern olarak brakmaya karar verdiler. Yine, SBF'de bir sosyal antropologun, 'Farkl Zihniyetler ve Kltr' adl konferansna katldm. lgin bir konumayd, a m a mesajdan ok ortam ile ilgilendiimi itiraf ederim. Daha balangta, konumac, yerel kltrlerle, evrensel kltr arasnda bir izgi izdi. 'Evrensel'i ifade etmek iin n c e klli ile balad; dinleyicilerin kprdandn fark etti, anlamadklarn ya da anlardlarsa bile onaylamadklarn sezdi, bu defa da tmel'i kulland. Ters y n d e a m a eit derecede bir mrlt daha ykselince, niversel'i denedi, o da olmaynca, genel dedi. Aklna, daha sonra soru-cevap srecinde birisinin kulland evrensel kelimesi gelmedi. Ama, bu atmadan sonra, konumac, her kavram iin kelime kullanmaya balad. Mesela, 'causality' kavramn ifade etmek iin, Osmanl/Arapa, yeni Trke imalat ve Franszca kelimelerin n birden kulland, illiyet/nedensellik/causalite.

Coraline

Tbbi terminoloji bir o kadar kark. z-Trke terimlerin topland bir lgata var a m a pek az kullanlyor. ocuklarn doktoru, stromas demli endometrium dokusu diyor. Bu cmlede ('enkdometrium tissue with oedematousstroma') sadece birka sonekle, "doku" kelimesi Trke. Diagnosis'in karl A r a p a tehis. malat Trke, tanmak fiilinden tan retmi ki '' sk rastlanan bir sonek olmaktan o k uzak. Ama, David'e bir patoloji raporunda (nemli bir ey deil!) tehis, tan ve diagnos kelimelerinden n birden grdm. Eski kelimelerin hemen hepsinin lp gittiine, yeni kelimeler kalacana gre, Trke'nin geleceine ilikin mit var m? . Bu mektubu, Trklerin iler ters gittii zaman kendilerini rahatlamak iin kullandklar bir cmleyle bitirebilirim, Bu da geer yahu! A m a dorusu bu durumda emin deilim. Onun iin, G n a y Rodoplu'nun nerdii gibi kitaptan (Zeki Kuneralp adnda bir diplomatn hatralar) bir pasajla bitireyim: 217

"Bu kitapta kullandm dil hakknda bir eyler sylemek isterim. Bunun iin okurlarmn affna snrm, a m a konu benim iin nemli. Grlecei gibi, O s m a n l c a ile yeni Trke'yi ayn cmlede birlikte kullanmaktan kanmadm gibi, karln bulamadm durumlarda Bat dillerinden bir kelimenin Trkeletirilmi biimini kullanmaktan da kanmadm. Kkeni ne olursa olsun, dncemi en iyi yanstan kelimeyi kullandm... Dilin, bir a m a deil, bir ara olduunu ou zaman unutuyoruz. Mesela, z-Trke'ciysek ve sylemek istediimizi ifade eden z-Trke bir kelime bulamyorsak, ilgisiz kelimelere yeni anlamlar yklyor, srf sosyopolitik inanlarmz izin vermiyor diye kullanabiliceimiz Arapa, Farsa veya Bat dilleri kkenli kelimeleri reddediyoruz. Byle yapmak suretiyle, hem dilimizi zayflatyoruz, h e m de nanslar siliyoruz. Vuzuh ve serahat ortadan kalkt gibi, dilin tad da yok oluyor. Oysa, bir dil ne kadar ok kaynaktan beslenirse, o kadar messir, renkli ve bereketli olur." "Amin!" demekten baka ne ekleyebilirim ki! Btn bunlarn benim hayatm nasl etkilediini bir sonraki mektubumda anlatacam, sevgili Kevorkian. Srgndeki dostun, David.

Coraline

II
David'in, Profesr Kevorkian'a yazd mektupta bahsettii konferans, sosyal-antropolog D o . Dr. Hseyin Ilgaz'n konferansyd. stanbul'un ender gneli k gnnden yararlanmak isteyen Pavloviler, o akamst buluup Kpralt'na gitmek iin szlemilerdi. Diana, SBF'ye kt. Epeydir grmedii k a m p u s binalarna baknrken, orada olduunu fark eden bir renci yanat, David'in Dekan Dlger'in yannda olduunu syledi, odann yerini gstermeye talip oldu, "Profesr Pavlovi konferanstayd, a m a odasna dnmedi. Mustafa H o c a ile beraber." Diana'nn, lf olsun diye sorduu, "Konferans nasld?" sorusuna, dudak bkt delikanl,

'218

219

"Eh fena deildi!" Ancak syleyi tarz, pek kt bir konumay dinlemeye zorlanm, dahas zorlayanlara fena halde ierlemi gibiydi. Diana, daha fazla bir ey sormasa daha iyi olacakm duygusu na kapld. Delikanl sessizleti, sessizliini Dlger'in kapsna gelinceye kadar da srdrd. "Buras!" erde, Mustafa Dlger, Diana'y abartl bir memnuniyetle karlad, "Mrs. Pavlovi! Naslsnz?" David, Dekanlk katn kolay bulup bulmadn sordu. Diana, ok nazik bir gen adamn yol gsterdiini syledi, "Sizinle birlikte konferanstaym, a m a korkarm pek memnun kalmam!" Bunun zerine iki erkek birbirlerine baktlar, David, "te, ben de bunu demek istiyordum, Mustafa!" diye bastrd. "Ilgaz' dinlemediler bile! Ne dndklerini sorduum zaman, tebliin ierii hakknda deil konumac hakknda ne dndklerini sylediler. Ilgaz'n gerici olduuna karar vermilerdi. Sen de oradaydn, a d a m siyasi tercihlerine dair tek kelime olsun etmedi! Nasl byle bir s o n u c a vardklarn sorduum zaman, cevaplar 'Besbelli!' oldu. Kulland dilden anlamlarm. Muhtemelen, partiyi 'klli' diye balad zaman kaybetti!" Dlger, Diana'ya dnd, "Kocanz beni o k zorluyor," diye aka ile kark dert yand, "Trkiye'de olduunu anlamamakta srar ediyor!" Tekrar, David'e dnd, ciddileti. "Bak, David, rencilere nfuz etmek istiyorsak, bizi reddetmemelerini istiyorsak, kullandmz her kelimeye dikkat etmek zorundayz. yle anlataym, 1973'te bu okulda bir aratrma yaptk. Tesadfi rnekleme ile saptadmz, 328'i erkek, 214' kz, 542 renciye, basndan setiimiz yedi adet 220

paragrafn, bir btnyle Oz-Trke, bir de Osmanlca arlkl versiyonunu verdik. erik ayn, kullanlan kelimeler deiik, anlyor m u s u n ? " "Evet?" "Paragraflar okumalarn istedik. Okudular. Sonra, bu paragraflarn yazar hakkndaki -dikkatini ekerim, paragraflarn ierikleri deil- yazarlar hakkndaki dncelerini sorduk." "Paragraflar anonim deil miydi?" "Tabii, anonimdi! O n u anlatmak istiyorum! Alt alta yedi ksa paragraf! Yazar belli deil. Biz, rencilerden bu paragraflar okuduktan sonra u tr sorulara c e v a p vermelerini istedik: Bu paragrafn yazar, (a) Her cuma namaza gider (b) Cami (c) Okul yaptrma yaptrma yardm eder derneklerine Evet () Evet () Evet () Hayr() Hayr() Hayr()" Evet ( ) Hayr () Evet () Hayr () derneklerine

Coraline

yardm eder (d) Bildii yabanc dil Arapa'dr (e) Bildii yabanc dil ngilizce'dir

"rencilerin, siyasi eilimleri neydi?" "Direkt olarak sormadk, tabii, a m a yle syleyeyim, yzde 74 kadar, Yeni Ortam, Cumhuriyet ve Milliyet okuyorlard. O yllarda, bunlarn solcu olduklarn varsayabilirdin, yzde 7'sine tarafsz diyebilirsin." David, szn kesti, "Hrriyet, Gnaydn okurlar?" "Evet! o k abuk reniyorsun! Deil mi, Mrs. Pavlovi, David o k abuk reniyor?" Diana, glmsemekle yetindi, David iini ekti, kalar kalkt, "Tanr bilir, renmeye alyorum," diye sylendi. "Geri kalan, Tercman, Anadolu, Orta Dou okuyanlard. Bunlarn da sac olduklarn varsayabilirsin. imdi, bulduu221

muz u: Cinsiyetleri ve siyasi tercihleri ne olursa olsun, renciler kahir ekseriyetle, yeni Trke'yi ada, eski Trke'yi geleneksel zihniyetin tezahr olarak gryorlard. Ayn ekilde, cinsiyetleri ve siyasi tercihleri ne olursa olsun hemen hepsi, kelime tercihine bakarak, yazarn, kadn-erkek ilikileri, din, milliyetilik, evrensellik gibi paragraflarda yer almayan konularda bile ne dndn anlayacaklar kansndaydlar." "Bunu anlamaya balamtm," dedi David, "Demek ki, ister yeni, ister eski Trke olsun, kelimeler bir taraftan anlamlarn kaybederlerken, te yandan yeni siyasi mesajlar yklenmeye balyorlar. Mesela, framboise, 'ahududu'nun Franszcas olmaktan te bir anlam tayor; 'Tanr' da 'Allah'tan farkl, yle mi?" "Evet. Bir meslektamz, 'proletaryay provoke' etmeyi plnlarken, 'fukura- kasibeyi tahrik' ettii iin yuhalanmt!" Uzun uzun gld! "Anlyorum," dedi David, yksek sesle dnr gibi, "Yazarn kelime seimi, okuruna fazladan bir sosyo-politik mesaj veriyorsa, metnin ieriinin marjinallemesi kanlmaz olur. Okur, sylenen ve hatta sylenmeyeni kendi inanc dorultusunda yorumlar; yani iletiim imkanszlar. Rasyonel eletiri ortadan kalkar." "Durum, aa yukar bu," dedi Dekan. Sklm gibiydi. "Mustafa, farkndasn deil mi? Bana, imdiki aratrma yntemimi kullanamayacam, tamamen deitirmem gerektiini sylyorsun. erik aratrmasnda srar edersem sac yazarlar ayr, solcu yazarlar ayr incelemeliyim! sa Mesih! A m a bu mmkn deil!" "En azndan, bu okulda deil!" dedi Dekan Dlger sakin sakin, "Bu fakltede deil!" Sac-solcu ayrmnn akademik zorluunu dnen David, Dlger'in bunun da tesinde bir kstlamadan bahsettiinden phelendi, "Bu okulda deil, demekle ne kastediyorsun?" 222 t,

"SBF'de yapamazsn, izin vermezler!" " N e demek istiyorsun?" "Teblileri solcu sac diye ayramazsn! Yazarlarn balarna i alr!" " N e demek istiyorsun?" diye sordu David, yeniden. " Y K , " dedi Mustafa Dlger piposunu yakarken, "siyasi tercihlerinin sicillerine ilenmesini istemezsin, deil mi? Devlet memurlar olduklarn unutma!" David Pavlovi, h e m e n hi yapmad bir eyi yapt, svd. "Shit!" dedi, "Affedersin Dlger, a m a bugne kadar byle aptalca bir ey duymadm!" Dlger, Diana'ya dnd, "Size Trkiye'de olduunu unuttuunu sylemitim, deil mi?" Diana, kocasnn bir are dndn grebildiini anlatDavid'in gzleri bir saa bir sola gidip geliyordu. Sonunda,

Coraline

uzlamaya karar verdi, "Peki yleyse, retim yelerinin makalelerini deil de, devlet memuru olmayan yazarlarn makalelerini inceleyeyim." "Mesela?" "Mesela, stun yazarlar, yorumcular; onlarn yazlar." " O n u nasl yapacaksn?" "Niye? Gazete almak yasak deil, deil mi? Ktphanede eski nshalar da bulabilirim." Dlger, ban sallad, "zgnm, David," dedi, "izin veremem! Anlaana, bu, fakltenin politikaya karmas demektir! Basn bizi topa tular! Manetleri grebiliyorum, 'Amerikal profesr Trk basnnn zihniyetini aratryor'!" Profesr Pavlovi, ite o zaman patlamt, "Senden izin istemiyorum, Mustafa!" diye bard, "Sana sylyorum! Hepsi bu!" Dlger, yine sakindi, Diana'ya dnd, 223

"Bak ne diyeceim," dedi "Neden malzemeyi toplayp, ara trmay Amerika'ya dndnde tamamlamyorsun? Orada, Har vard niversitesi Yaynevi'nden karrsn. Daha da etkili olur." "nerin iin teekkrler, ama ben C o r d Vakf ile senin fakltenin anlamas gerei buradaym. Bu, ortak bir proje!" "Sen sylemezsen, ben de sylemem!" dedi Dlger, "Diana da sylemez yle deil mi Diana?" David o kadar armt ki ne diyeceini bilemeden, ylece duruyordu. Dekan, sktunun ikrardan gelmi olduunu sanm olmalyd, "Bitirince bana bir nsha gnder, yeter!" dedi, "Bir de, nszne bir teekkr dersen, fakltemiz Amerika'da da tannm olur!" Diana, Trk Dil Reformu meselesini o gn rendi. David, fevkalade sklmt, aratrma imknnn ortadan kalktn syledi. "Hi yolu yok m u ? " "sa akn Diana! Srgit mecaz kullanlan bir lkede insanlarn gerek dncelerini nasl anlayabilirim!" Diana, yreklendirmeye almt, "Belki de o kadar kt deildir!" diye Diana'y taklit etti, "Bir dn, Trklerin kafa yapsn zmek iin kelime arm testi yapyorum!" "Bakalm, affedersin! Seni izleyemiyorum!" Kadnn yumuak sesi, David'i kendisine getirdi, zr diledi, "arm testini bilirsin; hani sujeye bir kelime sylersin, bu kelimenin artrd ilk kelimeyi sana sylemesini istersin: Mesela, cennet dersin, Hawaii der." "Veya Kemer." "Veya Kemer v e y a huri! diye onaylad, David "Bu test, kiinin saplantlarn ya da dnce yapsn renmemize yardmc olur. Kii saysn artrdka toplumun dnce yapsn saplarsn." Duralad, "Seni skyor m u y u m ? " 224

"Tabii ki hayr! Bak, Trklere en az senin kadar ilgi duyuyorum, unuttun m u ? " "Affedersin," dedi David, yine masasna dnd birtakm notlar kard, "Bak, burada, sana bir rnek. 'l saysnn artaca umulmuyor.' Ne demek bu? l saysnn artmayaca tahmin ediliyor mu demek, yoksa insanlar l saysnn artmasn mit etmiyor mu demek? l says artsa, iyi olur diye mi dnyorlar?" " O h , David!.." "te byle!.." dedi David, skntyla! D a h a sonra, Diana'ya bu mulakla dil reformunun neden olduunu anlatt. "imdi, mesele, dildeki mulakln dnce yapsn ne kadar mulaklatrdn anlamakta! Trkler, acaba, berrak dnebiliyorlar m? lliyet meselesini zebildiler mi?" " S e n c e nasl?" "Bilemiyorum," dedi David, " A m a mesela," yine masasna dnd, birka ev devi ald, Diana'ya uzatt, "zet karmadk-

Coraline

larn biliyorum. Bunlar, kitap raporlar. rencilere verdiim okuma listesinden, kitap zetleri. Yapamyorlar, Diana! Anafikri saptayamyorlar, ehem-mhim sralamas yapamyor, metindeki zgn dnceleri fark edemiyorlar." Diana, elindeki ktlara bakt, "Niye byle bir ie kalkmlar, a c a b a ? Dil Reformu gibi bir ie yani?" " A h ! Yeni bir ey deil! Yakn z a m a n a kadar Doulu lkelerin eitimli snflarna mensup kiiler, yazda kullanlan szcklerin ayaa dmemi, gnlk k o n u m a d a hrpalanmam, edebiyatn haysiyetine uygun szckler olmas gerektiini dnrlerdi. Mesela, srail, branice'yi diritmeyi baard! Mesela, Yunanllar! G e e n yzylda, Y u n a n entelektelleri klasiklere sahip kma kampanyas atlar. Bunu yaparken, eski Yun a n c a kkenli olduunu iddia ettikleri kelimeleri dirilttiler veya yeni kelimeler imal ettiler. Tpk Trkler gibi, onlar da, gnlk kelimelere dahi alternatifler nerdiler. Bu imalat srarla 225

yerletirmeye altlar. Mesela, tramvaya, trothidromos, yani 'tekerlekli ara y o l u ' derlerdi ki, hibir Yunanl toramdan ba ka kelime kullanmaz. Mesela, emsiye, ombrella iken, aieksivrohi oldu, yani 'yamurdan koruyan'. in garibi, 'ombrella' Y u n a n c a kkenli bir kelimedir, Omuros yani 'yamur' kelimesinden trer! Bunun gibi bir eyler ite! On dokuzuncu yzyldaki milliyetilik akmlarnn tezahrleri!" " Y a kitleler? Kitleler nasl ald?" "Yani," dedi David, omuzlarn silkerek, "aydnlar genellikle sokaktaki adamn bir tr desteine sahip oluyorlar! Anladm kadaryla, sokaktaki a d a m ne kadar az anlarsa, o kadar yceltiyor. Luke'un demesiyle, 'sokaktaki adam, Mezopotamya szcnden mthi keyif alan yal kadnlar gibidir.' U z u n szn ksas, balm, benim aratrma, kaput!" "Hl anlayamyorum," dedi Diana, "Eer, Dil Devrimi milliyetilerin eseriyse, Orta A s y a ' d a n neden kanyorlar? Neden, Eren, Akdeniz diyor? Neden bir n c kimlik bunalm yaratlyor?" "Sana bir srprizim var! Dil Devrimi'nin yandalar, milliyetiler deil, ilerici solcular, balm!" "Neden a m a ? " "Osmanl olan hibir eyi istemiyorlar!" "Ama, David, btn o mzeler! Ele gelir bir eyleri varsa, o da Osmanl!" "Biliyorum!" "Shit!" dedi Diana, "Biz Orient'e yaklatka, Orient d a h a da D o u ' y a m ekiliyor, nedir? G e e n gn, Nevra, 'Ne varsa Hint'te var!' diyordu. Mesih'i aramaya kalksa, korkarm o da Hindistan'a gidecek!" "Bunu o k sevdim!" diye nledi David, 'Biz Orient'e yaklatka, Orient d a h a da D o u ' y a m, ekiliyor nedir!' Bir yere not etmeliyim!" "O gn, Eminn'ne gitmenin hi de iyi bir fikir olmadn dnmeliydim," diye anlatt Diana, "David, altst olmutu. Eminn de nasldr, bilirsiniz!" 226

Bilmiyorduk, tabii. "Ben hep Eminn'nn havasnda bir tedirginlik, bir hrnlk, itimatszlk ve genel bir husumet hissetmiimdir. Bu beni tahrik eder. A m a korkarm David iin yle deil. David, kendisini tehdit edilmi hissediyor." "Tehdit mi, dedin?" "Evet. Belki de Y a h u d i arka plnndandr, a m a mesela para verdii dilencinin arkasndan gldn grnce perian oluyor! Sevilmedii, aptal yerine koyulduu duygusuna kaplyor ve duygudan nefret ediyor! Trkler insan nasl seyrederler bilirsin! Gzleri yapr kalr. B e n c e o c u k s u bir merak bu. A m a David dmanlk grdn sylyor. 'Bu lkede kendimi hi olmadm kadar Amerikal hissediyorum,' dedi, 'Ve bundan hi holanmyorum!' Bu duyguyu belki de kendisinin yarattn syledim." "Yok, hayr!" dedim, "Trkler, o kadar Trk ki, ister istemez yle oluyor!"

Coraline

"Trkler, nasl 'O kadar Trk'oluyor?" "Yani! Sizin kendinizi beenmi ve kstah olduunuzu dnyorlar." "Arad kelime, 'gvenli' olabilir mi?" (Bu, Gnay'd.) "Ben yle derdim," dedi Diana, "Ama, David, en azndan o gn yle dnmyordu. Her eye takyordu, anlyor musun? Kpraltndaki o turist kahvesine oturduk, David, etrafna baknd, bana dnd, bu ehrin Boston'dayken hayal ettii ehir olmadn syledi. Ben de, Bezlett'in ya da Allom'un gravrlerinin hi deilse bazlarn grmeyi ummutum, ama David bize anlatlagelen medeniyetin kalp olmasndan rktn syledi." Rodoplu, acyla bana bakt, a m a konutuunda sesi buz gibiydi, "ylemi?" "Evet! 'Etrafna bak,' dedi, 'Bu insanlar sana farkl bir medeniyetin insanlar gibi grnyorlar m?' Sana, benim ne grdm syleyeyim, Orta Avrupa'nn bir eitlemesi," 227

"Giysileri? Giysilerinden, yle deil mi?" "Aynen!" dedi, Diana, Rodoplu'nun doru tahmin etmi olmasndan etkilenmiti, "Anlyorsun deil mi, Batl olmaya Batl, ama elli yllk bir m o d a koleksiyonunun urasndan burasndan ekilip alnm gibi. David, G e r o m e ' u n o muhteem harem kadnlarn, atlas kaftanl yenierilerini nereye sakladnz merak ediyordu. Ve, ocuklar, Batllayor olmanz da o n u ilgilendirmiyordu, anlyor musunuz? Sonra, ondan hi ummadm bir oyun oynamaya balad. evredekileri yeniden giydirme oyunu." Gnay'la ben birbirimize baktk. " Y a n masada yal bir adam oturuyordu," diye srdrd, Diana, " G l n olacak kadar ciddiydi. Nargile iiyordu. David, bana, adama bakmam syledi, "'Bandaki apkay kar, otuz- krk santim uzunluunda bir klah giydirdiini hayal et,' dedi. Ben de yle yaptm. '"imdi, klahn etrafna bir-iki tane ipek evre sar. u Topkap Mzesi'nde grdklerimizden.' Sardm. "'Bann dikletiini grebiliyor m u s u n ? ' . "Elbette grebiliyordum, ban dik tutmasa, klah derdi! '"imdi, o zavall ceketi, gmlei at, yerine bol, pembe bir mintan giydir!' "Adam soymam istiyordu. Ben de ona uydum. Pantolonunu kardk, el dokumas, lacivert bir alvar giydirdik. Beline, alacal bir ipek kuak sardk. Kuan arasna, sedef kakmal silahlar soktuk. lemeli cepken, desenli tozluklar, gderi ayakkablar derken, kyafeti tamamland! '"imdi, nasl?' diye sordu David, mkemmel olduunu itiraf ettim. O zaman, syledii daha da ilginti, '"Blucinli bir Katolik kardinalini kim ciddiye alr, Tanr akna?' diye sordu, ' Y a da kaftansz bir Hasidi Tzadikini!'" "David'in bizi ciddiye almas iin, klk deitirmemiz lzm, yle mi?" "Ah, evet, ama onu anlamaya almalsnz! Trkleri sevmek istiyor!" 228

" O niye?" "Sevmiyor olmaktan nefret ettii iin! Tembeldir. Sevmemek ona ok zor gelir! Ama, btn gn onu kzdrcak olaylar yayor. Lokantada, nne tabaklar frlatan garsona kzyor. Trklerin, isimlendiremedii bir tavrlar olduunu bu tavrn gemiini yadsdn sylyor. Sizi hi bir zaman tanyamayacan, dost olamayacan sandn sylyor. Gzlerinizin ardna geemiyormu." "Dorudur," dedi Gnay, biz italikleriz. "Ama, David'i rahatlatacaksa, o n a syle, s a d e c e o deil, Trklerin gzlerinin ardna ben de geemiyorum." Diana, bunu bir nezaket cmlesi olarak ald, biz de stne varmadk. O gne ilikin bize sylemedii eyler vard, mesela, David, bu kadarla kalmam,

Coraline

"Onlara baktmda dar, parlak, ucuz giysilerini grmekten nefret ediyorum," demiti, "Hantal ellerinin Bat yaps kasetalarlar kurcalamalarn seyretmek, garip bir tecavz edilmilik duygusu veriyor. Mzik dknlkleri baka bir lkede olsa h o bir tutku olarak grlebilirdi, burada sinirime dokunuyor. Trk televizyonundaki besili Farah Fawcettlerden holanmyorum. A m a yine de bu lke kendimi kefetmeme yaryor. Ve, gariptir, Batllamann bu kadar pahal olacan dnmemitim!" "Bu arada anlalmas g bir ey daha oldu," diye srdrd Diana, "imdi, h e m e n bizim masann yannda ayakkab boyayan on iki-on yalarnda bir o c u k vard. Bir ara, o kadar yaklat ki, uzaklatrmak istedim, elimi bana koydum, belli belirsiz okadm. ocuk, yerinden zplad, belli ki, hi okanmamt! D n d bakt, bizi grd, sigarasn azndan ekti, apkn apkn srtt. nanabiliyor musun? Sonra, ayakkablarma hamle etti, boyamak istiyordu. Ama, ben, lastik ayakkab giyiyordum. Bozuldu, bozulunca da etrafndakilere benim ayakkablarm iaret etti, bir eyler syledi. Hep beraber gl229

m e y e baladlar. U t a n vericiydi. David, ne yapacan bilemedii iin onlara katlrm gibi yapt. H e m e n yanbamzdaki motorda halat balayan bir delikanl, David'e el sallad, bir eyler syledi, ben s a d e c e ' M s y ' kelimesini duydum. S o n r a aniden hava deiti, az n c e giydirdiimiz yal adam serte bir eyler syledi. Sustular. Derken, ef garson, o c u u n koluna yapt, ayaa kaldrd, ensesine bir tokat patlatt! Kahvenin dna srkledi! Bu arada da ocuk, haykryordu. Herhalde kfrediyordu. Kaldrma savrulduunda, komi, arkasndan oralar temizledii sapl sprgesini frlatt, a m a glerek, demeyecek ekilde! David, sprge frlatma iinin bizim yararmza bir gsteri olduunu syledi. B e n c e de yleydi. "Her ey o kadar ani cereyan etti ki, biz ne olduunu anlamadk bile! Zavall, David, oke oldu! Bir yandan glmsyor te y a n d a n da garsona, 'Biz kalkyoruz, hesab verir misin?' sinyali vermeye alyordu. imdi, efgarsonun geli biimi de baka trl bir eydi! Bir eli arkasnda. Waldorf-Astoria metrodoteli gibi yaklat, 'Yes, sir?' dedi. yi mi? Sanki az n c e o c u u n ensesinde o korkun tokat patlatan o deilmi gibi glmsyordu, sahtekr! Paray dedik, bizi kapya kadar geirdi, taksi isteyip istemediimizi sordu. '"Good-bye, Please, c o m e again!' Ayrldk! Eer, siz Trkler hakknda bir ey rendimse," diye srdrd, Diana, " o k fkeli insanlar olduunuzu rendim! Ne zaman patlayacanz da belli deil! Bu iddet beni korkutuyor! Ama, David, benden d a h a zor durumda. O n u n iin endieleniyorum." David'in, "sa Mesih!

Coraline
III
'Mslman' bulamyorum!" gerekesi

ile adn " a d a Trk Zihniyeti ve Rasyonalizm" eklinde deitirdii projesinin gelimesini yakndan izledim. D a h a dorusu, yaknna dtm! yle ki, nicedir derslikten kp mzikli toplantlara dnen gecelerden birinde, David'in alma masasnn stnde zenle kesilmi bir kupr yna grdm. Dikkatimi ekti, nk bunlar da tpk Rodoplu'nunkiler gibi -ama ok d a h a dzenli!- stun yazlarydlar. Profesr, dneminin alt byk gazetesi, Hrriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Gnaydn, Tercman ve Gne'te devaml yazan krk yazarn bir aylk (Aralk) yazlarn toplam, yazarlar numaralamt: (1) Bekir Cokun, (2) Ylmaz etiner, (3) lhan Bardak, (4) Nazl

230

231

Ilcak, (5) lhan Seluk, (6) Oktay Akbal, (7) Hasan Cemal, (8) Uur M u m c u , (9) Merref Hekimolu, (10) Talat Halman, (11) Mustafa Ekmeki, (12) Y a v u z Donat, (13) Orhan Duru, (14) Attil lhan, (15) M e h m e d Kemal, (16) Rauf Tamer, (17) O s m a n Kibar, (18) Altan ymen, (19) Altemur Kl, (20) rsan vmen, (21) Burhan Arpad, (22) Prof. Fahir Armaolu, (23) Erdoan Alkin, (24) ztin Akg, (25) Metin Toker, (26) Haldun Taner, (27) Rt arda, (28) Mmtaz Soysal, (29) Mkbil zyrk, (30) Haluk lman, (31) M. Ali Birand, (32) Yaln Doan, (33) Oktay Eki, (34) T e o m a n Erel, (35) Necati Zincirkran, (36) Refik Erduran, (37)Mehmet Barlas, (38) Ergun G z e , (39) Seluk Erez, (40) Hasan Pulur, (41) Nezih Demirkent, (42) etin Altan. Ynn yannda kalamozaya benzer bir byk defter vard. O gece, David gelip de toplant daldktan sonra, Diana'nn kahve teklifini kabul ettim. Profesrle konumak, ne yaptn renmek istiyordum. D a h a n c e naklettiim gibi, David'in Trk niversitelerinin bilimsel retimini aratrma malzemesi olarak kullanmas, Dekan Dlger tarafndan fiilen yasaklanmt. lk plnn deitirmek zorunda kalan David, "ki aamal bir proje uygulamay dnyorum, Mehmet Bey," diye aklad, "ncelikle, Trkiye'nin gndemini tespit edeceim. Bu grdnz kuprlerde ilenen konular bu amaca hizmet edecek. D a h a sonra, makalelerin stnden giderek, gndemdeki konular nasl incelediklerini, metodolojilerini saptayacam." Szn kestim, "Trkiye'nin gndemini stun yazarlarnn saptadn m dnyorsunuz?" Meleksi meleksi gld, "Neyi ima ettiinizi biliyorum, efendim," dedi, terbiyeli bir sesle, "Hayr, Trkiye'nin basn dnda oluan bir baka gndemi olduunun farkndaym. Bunun ne olduunu bir sonraki a a m a d a saha almasyla saptamaya alacam." 232

"Demek, hl, Doulu kafasnn peindesiniz?" dedim, Da vid, teslim olduunu belirten bir hareketle, "sa Mesih! Mslm a n bulamyorum!" dedi. Glmsyordu, ben de uzatmak istemedim. "Nasl bir yol izlediinizi aklamanz istesem, sizi skar m ym?" "Asla! Asla!" diye nledi, "Bilakis, m e m n u n olurum. Belki beni uyarmak istediiniz birka nokta kar!" Bilim adam heyecann grebiliyordum. Yerinden kalkt, masasndaki konular teker teker sralanmt. Buna gre, 1-31 Aralk tarihleri arasnda yaymlanan ke yazlarnda 381 konuya deinilmiti. Gnlk ortalama konu adedi 12.2, her bir stun yazarnn bir ayda iledii ortalama konu adedi ise 8.6'yd. David bu hesabn 'konularn tekrar' anlamna geldiini sylyordu. Yazarlar, h e m kendilerini, h e m de dier stun yazarlarnn daha n c e ele aldklar meseleleri tekraren yazyorlard. Trkesi, herkes hep ayn eyleri yazyordu!

Coraline

" U z m a n l a m a eksikliinden kaynaklandn dnyorum," dedi David. Yazarlarn birbirlerine atf yapyor olmalarn da uzmanlama eksikliine balyordu. yle ki, bir ay b o y u n c a ilenen 381 konunun 16's, stun yazarlarnn birbirlerine yaptklar gndermelerden olumutu. David'e gre, toplamn yzde 4'ne tekabl eden bu rakam dikkat ekecek kadar yksek bir orand. "Saptayabildiim kadaryla makalelerin asgari yzde drd ikinci elden bilgi zerine yaplanm," dedi ve glmsedi, "Bazen n c el de olabiliyor!" Trkesi, birbirlerinden apartyorlard! Bu bulgunun bir telmihi de, Trk basnnda, Ortadou dillerini bilmeksizin O r t a d o u uzman olan Profesr Sernea'nn sorununa benzer bir sorun olduuydu. Yani, meselenin aslna hkim olamayan yazar, gvendii bir arkadann yazsndan alnt yapt iin, konu bir yandan da yanllarn belirleyici ay233

rntlarn kaybederek kabalayor, dier yandan da yanllarn 'bilgi' haline dnmesi ihtimali byyordu. "Mamafih," diye glmsedi, Profesr Pavlovi, "bu suretle, Trk gazetecilerinin i-evresini rendim." Bir liste daha kard, bu listede de, en ok gnderme yaplan gazetecilerin listesi vard. "imdi, bakalm," dedi "lhan Seluk! Aralk ay iinde, Oktay Akbal ve Mustafa Ekmeki kendisinden drt ayr yazda bahsetmiler. Sonra, Nadir Nadi. O n u da en o k Hasan C e m a l ve on be numaral yazar, M e h m e d Kemal Bey seviyorlar. Ayn srada, Hasan Pulur da var. O n u n hayranlar da, yine Oktay Akbal ve lhan Bardak. T e o m a n Erel de arkadalar tarafndan sevilen bir yazar. O n u da ztin Akg ve Ekmeki seviyor. Ama, bu Bay Ekmeki, ok sevecen bir beyefendi olmal. Bir ay iinde tam on arkadan stununa konuk etmi. Onu, Akbal izliyor." " G n a y Rodoplu, bu duruma grup zinas der," diye mrldandm, "karlkl hayranlk dernei!" " Z o ! " gld David, "yle der, yle mi? lgin bir hanmefendi bu Rodoplu!" "yledir," dedim, ama birden, Gnay' bir yabanc ile konuuyor olmaktan m a h c u p oldum, konuyu deitirdim. Pavlovi, basnn i-evresinin sol ve sa diye ikiye ayrldn saptadn syledi. Birbirlerini "kollayan" sol i-evre yazarlar listesindeki isimler, Yaln Doan, Yaln Peken, lhan Seluk, Haldun Taner, Burhan Felek, Nezihe Araz, Uur Mumcu, T e o m a n Erel, Hasan Pulur, M e h m e d Kemal, Ali Sirmen, Nadir Nadi, lhami Soysal, Mehmet Barlas't. "Sa" i-evre daha kstl olmalyd; David, sadece C e y h a n Altnyelek, Servet ve Ahmet Kabakl'nn isimlerini tespit edebilmiti. David'in elinde isimlerin yanna d o u m tarihlerinin de ekli olduu bir liste d a h a vard: Azra Erhat, 1915; S. Eyubolu, 1908; Tark Dursun K., 1935; Mehmet Baaran, 1926; Selim le234

ri, 1949; lhan Berk, 1916; Cevdet Kudret, 1907; Ahmet Haim, 1884; Tevfik Fikret, 1867; Hseyin Rahmi Grpnar, 1864; Hasan zzettin Dinamo, 1909; Asm Bezirci, 1927; Talip Apaydn, 1926; Fazl Hsn Dalarca, 1914; Orhan Kemal, 1914; Can Ycel, 1926; Aziz Nesin, 1915; C e m a l Sreya, 1931; Nzm Hikmet, 1901; zdemir Asaf, 1923; Emre Kongar, 1941; Ali Pskllolu, 1935; Vedat Trkali, 1918; Oktay Rifat, 1935; Naim Tirali, 1925; Salah Yldz, 1933; Sait Faik, 1906; Mete Tuncay, (?); Nazl Eray, 1945. Bu listenin ne anlama geldiini sordum. "Ha, o mu?" diye glmsedi, uzand, yakn gzlklerinin stnden bakt, "onlar, stun yazarlarnn atf yapt edebiyatlar. En sevilen yazar da, bakabilir miyim, ltfen," uzand listeyi ald, "Aziz Nesin. Bu ay iinde be ayr yazar ondan vgyle bahsetmi, lhan Seluk, Oktay Akbal, Refik Erduran, Ekmeki - bu, Ekmeki Bey'le tanmak isterim, ok iyi bir insan gibi grnyor." Buna c e v a p vermemeyi tercih ettim,

Coraline

"Yaar Kemal? Y a a r Kemal yok m u ? " "Aralk aynda yok," dedi David, "bakn, iki, pardon, liste d a h a var." Ktlar uzatt, "Bu stun yazarlarnn vdkleri sanatlar listesi; bu, vdkleri, akademisyenlerin listesi; bu da," m a h c u p olmu gibi duralad, "sevmediklerinin listesi." lk liste, Metin Akpnar'la balyor, Zeki Alasya ile sryordu: Yldz Kenter, kran Gngr, Zlf Livaneli, Rahmi Saltuk, Timur Seluk, Fevzi Tuna, Mjdat Gezen, Ruhi Su, Hale Soygazi, Bedri Rahmi Eyubolu. kinci liste, sevilen akademisyenler listesiydi: Cavit Ttengil, Cevat apan, Bedri Dere, Tevfik avdar, Bahri Savc, Sadun Aren, G e n c a y ayian, Tark Zafer Tunaya, Cahit Talas, Arslan Baer Kafaolu, ztin Akg ve Akn. "Sevilmeyenler" listesinin ban lhan Evliyagil ekiyor, Avni Akyol, M e h m e t zgne, Y a h y a Kemal, Ebubekir Hazm Tepeyran izliyordu. 235

"Sa'n vdkleri" listesinde, Prof. Dr. Ekrem Ayverdi, Dr. Aydn Yksel, Mehmet Akif, Ahmet Refik Bey, Dr. Faruk Smer, Dr. smail Parlatr isimleri sralanmt. CIA telmihinden olacak, Pavlovilerin elinde o n c a ismi bir arada grmek beni sinirlendirmiti. Bu listelerin gizli belgeler olmad, isimlerin gazete okuyan herkes tarafndan derlenebileceinin bilincine ramen, gerildike geriliyordum. Ruhsal durumum sesime de yansd; itham eder gibi sordum, "Bu listelerle neyi amalyorsunuz?" " O h , well!" diye balad, David, "Size sylediim gibi balang amacm, Trkiye gndemini saptamakt. Tabii, stun yazarlarnn nerdii gndemi. Fakat, sonra, Mehmet Bey, bu kadar ok sayda isme rastlaynca, Trk entelijensiyasnn kimliini saptadmn farkna vardm. Bunu Trk entelijensiyasnn dnce tarznn bana k tutaca dncesi izledi," Profesr, C o r d Fountadion'a kabul ettirdii hipotezleri bu yazarlarn yaptlarnda snamaya hazrlanyordu. Okur, sz konusu hipotezleri hatrlayacaktr: "Kesinlik, Dou kafas iin nefret edilecek bir eydir," "Kesinlik yoksunluu aslnda Doulu kafasnn genel karakteridir... Dou kafas lkesinin pitoresk grntleri gibi en yksek noktada simetri duygusundan yoksundur. Dnce sistemi dzensiz ve danktr... Geerliliini kabul ettikleri en basit nerilerin sonularn dnmekten acizdir..." vs. vs. Btn yapt, bu hipotezi erdeki "Dou kafas" tanmnn yerine "Trk kafas" tanmn ikame etmek olmutu. "Peki, sonu? Ne sonulara vardnz?" " O h , daha ok erken," dedi David, artk aina olduum zr diler tavryla, "Henz btn yapabildiim, siz Trklerin nelerle ilgilendiinizi..." Szn kestim, "Basnn nelerle ilgilendii demek istiyorsunuz, Profesr!" "stediiniz gibi olsun," diye gld, "Trk basnnn nelerle ilgilendiini saptamak oldu." 236

"Ve?" Pavlovi, duralad, uzand bir bira ald, "Siz de ister misiniz?" ieyi at, bana dikti, "Well," dedi, yine sesini syleyecei eyler iin peinen zr diliyormu gibi yumuatt, " u kadarn syleyeyim ki, Aralk aynda, Trk stun yazarlar en o k edebiyatla uratlar." "Nasl yani?" "ki numaral liste," dedi, David. Azra Erhat'la balayan listeyi iaret etti, "Evet, edebiyatla uratlar. Bu listedeki isimler hakknda yazdlar. 381 konunun 24 tanesi edebiyatla ilgiliydi. Edebiyata dair yazlar, ekonomi ile ilgili konular izliyor: 23 yaz." Edebiyatn, ekonominin nne gemi olmas o k artcyd, teyid ettirmek istedim, "Enflasyon ve her ey!" dedi, David. Edebiyatn ekonominin nne getiine inanamadm syledim. Bana katldn ifade etti, "artc deil mi?" Listeye uzandm, Trk basnn o ay en ok megul eden yazarlarn isimlerine tekrar baktm. D o u m tarihleri o zaman dikkatimi ekti. "Selim leri'nin bu listede olmamas lzm," dedim, "Baksanza, o s a d e c e 1949 doumlu!" " N e demek istediinizi biliyorum," dedi, Pavlovi, leri'ye taklm olmama hi armam gibiydi, "Aratrmadm. G e n B a y leri o listede, nk Azra Erhat hakknda bir kitap yazm. Ama, haklsnz, bu yazarlarn en genci 1935 doumlu." "Peki, siz bunu nasl yorumluyorsunuz? Ya da yorumluyor musunuz?" "Akranlarn kolluyor olabilirler," diye glmsedi, "Nostalji olabilir. Ama, belki de risk almak istemiyorlar." "Nasl risk?" " G e n kuak yazarlarn vmek risk almaktr, deil mi? Na237

Coraline

sl gelieceklerini bilemezsiniz. Eski ve genel kabul gren yaptlar zerinde konumak her zaman d a h a emniyetlidir. yle dnmez misiniz?" "Statko daha gvenlidir demek istiyorsunuz." " y l e deil mi?" Kukusuz yleydi. Ciddileti, "Bana sylenenin aksine," diye srdrd, "bu bulgulara gre, henz ekonomik kayglarnz, edebi kayglarnza baskn deil." Gnay! Burada olup bu adam dinlemeliydin, diye italik'ledim ama dudaklarmdan dklen sradan bir kinayeydi, "Bunu bir de Nesibe'ye sormak lzm!" "yle, deil mi?" diye onaylad, beni yine artt. "Aslnda, politikaclarnz da edebiyatlarnzdan daha nemli deil," diye glmsedi, "Bakn, milletvekilleri hakkndaki yaz says s a d e c e 6. Bunlarda isim zikredilmiyor." "Yani, mesela, Beikta milletvekillerini tanmazken, edebiyat Mehmet Baaran' tanyoruz." "Aynen," dedi, David. Gndemin n c maddesinin ne olduunu sordum, "Ah, bakn, bu ilgin!" diye nledi, " n c srada Turgut zal var. Kiisel bilgiler. Karakteri, evresi ve benzeri eyler. Toplam 22 yaz," glmsedi, "Bay zal, n c sray C H P , SHP, S O D E P , Paa, nn, Kuvay Milliye, Kubilay ve teorik solu ven yazlarla paylayor. Onlar da 22 tane." Bu hesapa, bizi ncelikle, edebiyat, sonra ekonomi, sonra da Turgut zal'n ailesine ilikin dedikodular ilgilendiriyordu. "Bir sonraki sorununuz da, T R T ! " dedi David. "TRT'nin nesi?" "Well, bata dili. Sonra, tarafll, yavanl, 19 yaz. Bunu Kbrs ve Yunanllar izliyor, 18 yaz. Atatrk, 11 yaz; yerel seimler, Kyceiz, 10 yaz; tarihte bugn, 10 yaz. Ah, bu da enteresan: Yabanclarn entrikalar, 10 yaz. Size, dkm veririm, ilgilenirseniz." 238

o k ilgilendiimi syledim. "Bence, bu bulgularn nemi, Mehmet Bey," diye srdrd David, "gndeminizin tarih arlkl olduuna iaret ediyor olmalar. Anlyorsunuz deil mi? Edebiyatla ilgili yazlar grdnz; en gen yazar, 1935 doumlu. imdi buna tarihte bugn, Atatrk, C H P , Paa, nn, Kuvay Milliye, Kubilay, Trk Dil Reformu, eski stanbul yazlarn da eklerseniz, 73 konu ediyor; yani, toplam yazlarn yzde 20'si 50-60 yl ncesine dnk. Ne demek istediimi anlyor musunuz?" " G e l e c e e dnk ya da ftristik nitelikteki yazlarn says nedir?" "Korkarm, gelecee dnk olarak niteleyebileceiniz tek bir yaz vard," dedi David, "yksek teknolojinin Trkiye'ye olumsuz etkileri hakkndayd." "Anlyorum," dedim, "herhalde, yurtdna ilikin yazlarn says da azdr."

Coraline

"Dorusunu istersiniz, Trkiye'nin btnyle dndaki d n y a y a ilikin tek bir yaz var. O da Le M o n d e ' u n iflas hakknda. Kaddafi, talyan mafyas, Pakistan'daki referandum hakkndaki iki yazyla birlikte toplam be. Y z d e 1.3" "lkel toplumlarda evrenin merkezi 'cemaattir'" diye italik'ledim, "Cemaat'in dndaki her ey karanlktr, cemaatten bamsz bir varl olduu dnlemez." "imdi, tabii, bir de gazetenin gnlk olma nitelii var," diye srdrd, "imdi, mesela, Trk kimliine ilikin yazlar, kitap okunmadndan yaknan yazlar da eklendiinde, haber mahiyetinde olan stun yazlarnn toplama oran, 44 bl 381, y z d e 11'e dyor ki, bu yzde, gnlk bir gazeteden ok aylk dergiyi artryor." Aklamasn istediimde, David'in Trk basnna nezaket (bence!) gsterdii ortaya kt. Demek istediim u: David'in kstas, haftalk bir dergi olduu halde aralk aynda 231 konu ileyen " T I M E " dergisiydi. Bizim gazetelerin kullandklar stun/santim alan, yani, kt miktar da gz nne aldnda, 239

ke yazarlarnn makalelerinde deindikleri konu saysnn 381'in kat olmas gerektiini hesaplamt. Ancak, David'in esas ilgisini eken, yani, haber fukaralnn tesinde ilgisini eken, muhteviyatn kompozisyonuydu. yle ki, bizim basnmzda yzde 1.3' gemeyen yurtd haberler, T I M E ' d a toplamn yzde 29'unu tekil ediyordu ve Birleik Devletler hari 25 lkeyi (Aralkta, G n e y Kore, Bat Almanya, talya, Polonya, Belika, S S C B , spanya, ngiltere, Fransa, Yunanistan, Portekiz, G n e y Afrika, Hindistan, Pakistan, Kanada, ran, Hong Kong, Kolombiya, El Salvador, Uruguay, ili, Etiyopya, Avusturya, Filipinler) yakndan izliyordu. Amerikan ekonomisine ilikin haber ve deerlendirmeler, toplamn s a d e c e y z d e 6's kadarken (Buna karn, Reagan'n kiiliine ya da ailesine ilikin tek bir yaz yoktu!) ancak J a p o n y a ' d a n Fransa'ya kadar dnya i lemine ilikin haberler yzde 10'u buluyordu. Bizde hi yer almayan tptaki gelimeler, astronomi gibi bilimsel konular toplamn yzde 7'siydi. Edebiyat, s a d e c e yeni kan kitaplarn -ki bunlarn arasnda Marquez ve Franz Levy gibi yabanclar da vard- eletirisinden ibaretti ve yzde 4' amyordu. Tarihe dnk hibir yaz olmad gibi, Amerikan entelijensiyasnn kimliine dair ipular dahi yoktu. David, gnlk yazl basn kompozisyonun da farkl olmadn syledi. Ancak, o akam konutuklarmz tarafsz bir bilim adamnn sunduu rakamlar olmaktan ileri gitmedi. Btn bu bilgilerin David'i nasl etkilediini, daha sonra, Diana'nn Rodoplu'ya, kendisini s a v u n m a mahiyetinde, kocasnn Kevorkian'a yazd mektuplarn kopyalarn getirdiinde renecektim. Mektup, standart, "Dear G e o r g e " forml ile balyordu: "Sana, bir Trk entelekteli portresini izeceim. Bunu yaparken, kendimden hibir ey ilave etmeyecek, inceleyegeldiim ke yazarlarnn makalelerini birbirlerine eklemek suretiyle genel resmi vermeye alacam. yle grnyor ki, sevgili dostum, bir Trk entelekteli, her eyden nce, milletinin esiz ve yekpare olduuna inanc 240

tam bir ethnocentric* ve lkesinin 'kuatma altnda' olduunun btnyle bilincinde, bir xenoghobic'tir** unu mtalaa et: 'Kuatma altnda olan pek az millet vardr. Biz bunlardan biriyiz. Komularmza bakn... Ya ideoloji yznden ya tarihin ac miras yznden ya da yakn zamanlardaki atmalar yznden, drt bir yanmzdaki devletler, stmze ullanmaya hazrdr. Snrlarmz tesinde, Almanya bizi sevmez, Fransa nefret eder, ngiltere kmser. Dost ve karde bellediimiz Amerika, kendi karlarna gre, bize vey muamelesi yapar, basit politika oyunlar uruna bizi rahata harcar. Dmanmz ok (Pakistan ve Banglade hari), dostumuz yok denecek kadar az. NATO'da sntyz. slm devletleri topluluunda kukuyla karlanyoruz. Ne Batlyz ne Doulu. Ne Avrupalyz ne Asyal. Ne sacyz, ne solcu. Ne greiyiz, ne basketbolcu. Sosyalist blok karmzdadr. Tarafszlar, bizi aralarna almaz. AsyaAfrika devletleri topluluu bize hep souk davranr. Dk kaliteli iler iin bizim insanlarmza ihtiya olduunda, Almanya can cier dostumuzdur. kdisadi durumu biraz bozulursa, ayn Almanya, Trk dman oluverir. Kore'de kanmz dkersek, Sovyet snrnda Bat lemi iin gsmz siper edersek, topraklarmza en tehlikeli fzeleri buyur edersek, Amerika dostumuzdur. Ama, Kbrs'ta soydalarmz korursak, ayn Amerika bize srt evirir. Seim menfaatleri iin, Ermeni lobisine boyun eip, barmza haner saplar. Geenlerde, Milliyet, Trkiye'yi bask altnda tutan d kuvvetlerin Reha Muhtar tarafndan yaymlanan bir listesini yaymlad. Yaman bir listedir o! Ama izninizle, birka baka basky da eklemek gerek:
*) Ethnocentric: kiinin kendi rk, millet ya da kltrnn herkesinkinden stn olduu eklindeki ruh hali. (y.n.) **) Xenoghobic: yabanclardan korku ya da nefret duygusu. Yabanc dmanl ve korkusu, (y.n)

Coraline

241

Sosyalist blok, tmyle karmzdadr. Pakistan ile dostluumuz ve baka nedenlerden, Hindistan karmzdadr. Kendi aznlklarnn bamszlk istemesinden korkan birok devlet, Kbrs sorunu yznden karmzdadr. Belli bal birka Bat devletinde (zellikle Birleik Amerika'da) Araplara yaknlamamza fkelenen Musevi lobileri, bize gizli kapakl hareketlere girimeye balamlardr. Trkiye'ye ve Trkle dmanlk artmakta, birleik cephe genilemekte, ypratc ve saldrgan gler oalmaktadr. Cumhuriyet tarihimizde hibir vakit, bugnk gibi abluka altnda kalmadk. Geri savata deiliz. Dostumuz yok deil. Dmanlarmz topla tfekle saldrmyor. Ama, drt bir yandan kinle, nefretle sarlm durumdayz. Dmanca duygularn kuatmas altndayz.' Bu, Bay Halman'd. (1) Bay Barlas, Bay Halman' teyit etmektedir, sve, Trkiye'yi hedef alan ayrlk terrist gruplarn seslerini ykselttii bir arena niteliindedir. ada, uygar ve zgr isve, belki de bilmeden, uluslararas blclk ve iddet hareketlerine kucak amtr. Bir dnemde Bulgaristan, silah ve sigara kaaklarn dolar kazanmak iin destekliyordu. imdi de isve, zgrlk ticareti uruna, 50 milyon Trk'n hayatna kasteden ayrlk gruplar besleyerek Bulgaristanlamakta, Suriyelemektedir .'(2) Bay Halman, devam ediyor , 'Yakn gelecekte, bu zc durum deimeyecektir, sanrm. Bize kar taknlan olumsuz tavrlarn bazlarnn kkleri tarihtedir. ok ulusla savamz. ok ulusa egemen olmuuz. Eskiden tahakkmmz altnda olanlar imdi frsat bulduka veryansn ediyorlar bize.' Karmzda niin bu kadar geni bir cephe var? nk biz baka hibir ulusa benzemeyen, eski deyimle, nevi'i ahsna mnhasr, yeni deyimle, tr kendine zg bir milletiz. Mslman lemini dman gren baz Hristiyan uluslar, bizi de Mslman devlet olarak karlarna alyorlar. Buna karlk, s242

lm leminde, laik Trkiye'yi tam Mslman saymayanlar var: stelik, israil'le diplomatik ilikiler srdrm olmamz affedemiyorlar.' (1) Bay etiner de, Bay Halman' teyit etmektedir, 'Henz geen yl Trkiye'den ayrlan isvire'nin Ankara Bykelisi ile beraberdik cumartesi gn. Yine bir isvireli olan ama bir Trk gibi dnen, Trk gibi konuan ve yllardr tm trelerimize alan, olaylar karsnda ayn heyecan duyan Dr. Edgar Poffet ile mz Beyti'nin leziz et trleri arasnda enfes bir gezinti yaptk. Ve bol bol sohbet ettik. Kalbim hl burada, diyen Bykeli Dieter Chenaux-Repond sohbet srasnda intibalarn yle anlatyor, Trkiye bambaka bir lke. Toplum deiik ve fevkalade kabiliyetli, duyarl. Halkn referandumda verdii evet oylar ve seimlerde oylarn dalm Trklerin ne kadar uurlu ve idrakli olduklarn gsteriyor. Yllar sren anarik olaylar bylesine yenmek, referandum yapabilmek, seimleri yapabilmek ve demokrasiyi yeniden kurup yaatabilmek, ksa srede bunlar baarmak kolay i deildir." (3) Bay Halman devam ediyor, 'Biz elbette, yakndan uzaktan gelen isnatlara, iftiralara, saldrlara gs gereceiz. Bu kuatmay sona erdirmenin yollar vardr: Demokratik, borsuz, mreffeh, ok ynl ama birleik, daha adil ve daha zgr bir Trkiye, isizlii yenmi, insann gurbette altrmak zorunluluundan kurtulmu, sefaleti ortadan kaldrm bir Trkiye. Esiz kltrnn bilincine varm, uygarlk hazinelerini dnyaya gstermeyi renmi bir Trkiye. Tm uluslarn gznde saygn olacak, kolay kolay Dou'dan Bat'dan sadan soldan kuatma altna alnamayacak tr.' (l) Ancak, zlenen Trkiye'nin gereklemesi mmkn grnmemektedir. nk, her eyden nce, Trkiye yeterince demokratik deildir. 'Oysa,' diyor, Bay Bekir Cokun, 243

Coraline

'Demokrasinin olmad yerde, nargile az iilir. Demokrasinin olmad yerde, konut, isizlik sorunlar zlmemitir. Demokrasinin olmad yerde, reel tketimi dk, ekmek tketimi yksektir. Demokrasinin olmad yerde, mahkemeler tkal, sendikalar gstermeliktir. Demokrasinin olmad yerde, turist says az, eek says oktur. Demokrasinin olmad yerde, televizyon ok, mzik az sz yaynlar. Demokrasinin olmad yerde, ie aaca says az, ddk says fazladr. Demokrasinin olmad yerde, kitap, gazete satlar... Kitap ve gazetelerden de katma deer vergisi alacaklar, Bylece, yeryznde okumann vergilendirildii birka lke arasna girmi olacaz. Yaknda gazetelerin ve kitaplarn fiyatlar biraz daha artacak, okuyanlarn says biraz daha azalacak. Demokrasi insann kendi kendisini ynetmesidir. Okumayan, dnyadan habersiz cahil insan kendisini ne lde ynetirse, bizler de ite o lde kendi kendimizi ynetmeyi srdreceiz. Ve bilinsiz, gelimemi toplumun bana geebilenler, tek sesli ynetim biimlerini srdrebilecekler. Demokrasi iinde en byk, en nemli yatrm, insan kafasna yaplan yatrmdr. Ama toplumdaki kafalarn retime gememesi isteniyorsa, bu yatrm yaplmaz. Yatrm yaplmaynca da, bu yatrm engelleyenler kendi dncelerini, grlerini rakipsiz bir ortamda piyasaya srebilirler. ster al, ister alma... te bu hesaplardan dolay, kafalara, toplum kltrne yaplacak yatrma gelsin vergi. Kitap okunmasn, gazete satlmasn. 244

Coraline

Eletiri olmasn, herkes sussun, alternatif istemez, buyrun burdan yak. Demokrasinin olmad yerde demokrasi yoktur. Ama Allaha kr bizim lkemizde demokrasi var.' (4) Hayr, azizim George, ben ciddiyim ve sanrm, Bay Cokun da yle! Basit bir K D V politikasnn b u n c a retorik tahrik etme si ilgin deil mi? Ama, korkarm, Trk zihniyetinde 'demokrasi' bir feti. Entelektellerde, bir kadn i amarnn yapt etkiyi yapyor: Heyecanlandryor, kendilerinden geiriyor. Bazen, 'demokratik' olduu srece, Trklere her trl davrann kabul ettirilebileceini dnyorum. Bay C o k u n ' u n ima ettii komployu fark ettiinden emininim. Kitap ve gazetelere K D V koyan hkmetin asl amac Trklerin barbarla geri dnmelerini kolaylatrmak. Z o ! Niye yapsnlar bunu? nk, hkmet, aslnda otokratik bir ynetim peinde! imdi, bu iddiann o k zorlanm bir iddia olduuna katlmamak mmkn deil! Ama, beni bundan daha ok, demokrasilerde d a h a o k reel, d a h a ok nargile, daha o k ie aaca olduuna dair iddialar ilgilendiriyor. Trk kltrne, bu iddialarn tarihi ya da edebi telmihleri olup olmadn bilecek kadar aina deilim. Baz Trk arkadalarma sordum. Tepkileri deiik oldu. Bir ksm, Bay Cokun'un akli melekeleri hakknda iltifatkr olmayan sfatlar kullandlar. Bir ksm, m a h c u p oldu. (Trkler, yabanclara yakalanmaktan nefret ederler!) Dierleri sadece gldler, ama, muzip bir tekerlemeye gler gibi! Kendi adma, dolambal anlatmn labirent skntsn yaadm biliyorum. t e yandan, Trklerin itiyakn ektikleri 'demokrasi' de farkl gibi grnyor. te, sana bu ay iinde yaplan ve iktidar partisinin kaybettii bir yerel seimden sonra bir. bayan yazarn yorumu: 'Oy karlnda hizmet vaadi / yani, iktidardaki partinin yapt gibi / irkin bir olay, yakksz bir pazarlktr. Mahalli seimlerde bu tip vaatler gizliden gizliye verilmitir. Ama by le ak, byle pervaszca deil.' 245

Yaz, burada kesiliyor ve 'Adaletsizlie Kar Demokratik Tavr' diye bir ara balkla devam ediyor. (Sana, 'demokrasi'nin bir feti olduunu sylemitim!) 'Hrriyet, Eitlik, Kardelik demokrasinin beii Fransa'da ihtilalin ilk haykrlarndan biriydi... Kyceiz seimleri, sadece bir vefa gsterisi deil, ayn zamanda bir demokratik tavrdr. Adaletsizlik, devlet imknlarn bir parti lehine kullanma eiliminin dourduu eitsizlik karsnda saduyulu semenin hrriyet, eitlik ve kardelik bayrana sarlmasdr .'(5) imdi, tabii, oya karlk hizmetten baka ne vaat edilebilir bilmediim gibi, bunun neden irkin olduunu da anlam deilim. kinci ve n c cmlelere dikkatini ekerim. Anladm kadaryla, Trkiye'de, aleniletirmediin srece istediini yapabilirsin. Karda gez izini belli etme retisi de bu sylediimi teyit ediyor sanrm. o k nemli bir nokta: Fransz ihtilali slogann yazarn gsteri merak olarak alglam (hl da yle alglyorum), seim sonularnn nedenlerini aklamaktaki roln anlamamtm. Mehmet Bey, yazar hanmn, askeri idarenin grevden ald Sleyman Demirel'in sadk bir hayran olduunu, bu yaznn Kyceiz seimlerini Demirel'in yeni kurduu partinin kazanmasndan duyduu byk sevinle yazdn izah etti. Bu izah 'vefa' kelimesinin seimini aklyor, ama yeni bir mesele ortaya karyor. 0 da u: Trk gazetelerini okurken, y a n m d a bir de 'okuma talimatnamesi' bulundurma zorunluluu! Demek istediim u: Her konu yazarnn genel tutumunu bilmeden, 'itibari kymet'i ile deerlendiremezsin. Bu da beni u dnceye sevk ediyor: o k iyi bildiin gibi, Osmanl dneminde eitim rencilerin h o c a y a gitmeleri eklindeydi. Yani, renci, 'ders konusu' deil, 'hocann kendisini' okurdu. Hocalar, bilgilerini yazya dkmedikleri gibi, kaynaklar da sorgulanmazd. Pek ok sayda bilginin hocann lm ile kaybolduu bir vakadr. A m a b e n c e meselenin dier cephesi, yorum evrelerinin (burada, yazarlarn) hkmlerine 246

kaynaklk eden bilgileri aklama gerei duymuyor olmalar d a h a nemli. Bu temayln medrese adabnn gnmze kadar sren etkisi olabileceini dnyorum. Trk ekonomisi hakknda drt gn arayla (8 ve 12 Aralk) yazan iki nl ekonomistin yazlar ne demek istediimi daha iyi aklayacaktr. Ekonomi ile ilgiliysen ve bu beylerin mritlerinden olma ansna sahip deilsen, gidip kendi aratrman y a p m a n gerektiini sylemiyorlar m? 'Trkiye, greli olarak geri kalmaktadr. Gelimelere olduka uzun bir zaman boyutu iinde bakldnda, bu olgu daha kesin ve somut biimde grlmektedir. 1950'li yllarn balarnda Trkiye'de kii bana gelir Asya'da en yksek, Avrupa'da da Yunanistan ve Portekiz'e denk, ispanya ve talya'ya ise yakn dzeyde idi (rakam olmad iin, doru kabul etmek zorundasn). Geen sre iinde, Trkiye kii bana gelir asndan, uzak aralarla, bu lkelerin gerisinde kalmtr. Gnmzde milli gelir, Japonya'da 10 bin dolar, ispanya'da 5 bin dolar, Yunanistan'da dahi 4 bin dolar am iken, biz hl Trkiye'de kii bana gelirin bin dolar snrnn altna dp dmediinin tartmasn yapmaktayz. Kanmzca, belki ktmser bir yorumla, Sevr'in hortlatlmaya almasnda, Lozan'n delinmesi giriimlerinde, Dou-Gneydou illerimizde tampon devlet veya devletler kurma hayallerinde, lkemize kar giriilen eylemlerde, byk lde bu geri kaln pay bulunmaktadr. Bilimde, teknikte, ekonomide, greli olarak geri kalan bir lkenin bamszlnn, toprak btnlnn er ge gndeme geleceini gzard etmemek gerekir. 1950'lerden bu yana, yaplacak dier bir gzlem veya saptama Trkiye'nin bu dnemde ne gerek piyasa ekonomisi ne de gerek plnl ekonomi uygulamas yaptdr. 1963-1967 yllar arasnda uygulanan 1. Kalknma Pln bir yana braklrsa, ciddi, disiplinli bir pln uygulamas yaplmad gibi, serbest piyasa ekonomisine gei iinde gerekli ortam ve koullar (?) hazr lanmamtr. Ekonomiye, oy hesaplar ile, kiisel kayglarla, be247

Coraline

lirli kii veya gruplarn karlarn korumak iin veya kaynak ve gelir dalmn arkalanmak isteyen kii ve gruplar lehine deitirmek amacyla ou kez keyfi kararlarla mdahale edilmitir. 24 Ocak 1980'den bu yana, serbest piyasa ekonomisine geiten ok sz edilmesine karn, ekonomiye keyfi mdahaleler, hatta bazen daha da artan bir iddetle sregelmi, zmler piyasa glerine braklmam, ayrntya inen konulardaki dzenlemeler dahi Ankara'ca yaplm, Ankara'ca kurtarlmtr. Trkiye, yalnz sermaye birikimini, d kaynaklar kt kullanmakla kalmam, insan gcn de deerlendirememi, kt olan yetikin insan gcn israf etmitir. Partizanlk, sizdenbizden ayrm, akraba, e, dost kayrma gayretleri, nyargl duygusal yaklamlar, kiisel kayglarla zayf kadrolarla alma istei, Trk bilim hayatnda nemli kayplara, nemli anmalara yol amtr. Yetenekli, deneyimli Trk bilim adamlarnn, Trk brokratlarnn ve teknokratlarnn bir blm d lkelerde almaya balam, bir ksm kendi kabuuna ekilmi, devre d braklmtr. 35 yllk deneyim, ne yazk ki iktidarlara, baarnn ancak gl yetenekli, bilgili, kiilikli kadrolarla salanabilecei gereini retememitir. Yaptmz olumlu, sevindirici bir saptama ise Trkiye'nin tm sorunlar gibi kalknma sorununun da en iyi, en salkl ileyen demokratik dzen iinde zlebilecei grnn gittike glenmekte oluudur. Ancak, bu konuda itenlikle davranmak, Sayn Teoman Erel'den esinlenerek belirtelim (Erel, 34 numaral gazeteci) demokrasiden yana gibi bir tutum iinde olmamak gerekir. Buna inanan kiilerin, partilerin kendilerini iktidara da getirse, kendilerini iktidardan da gtrse, demorasiyi savunmalar, demokrasiyi yalnz kendilerini iktidara gtrecek bir mekanizma olarak grmemeleri gerekir. Gemite, demokratik yollarla iktidara geldikten sonra, bu yollar kartlar iin tkamaya alanlarn, srekli olarak iktidarda kalmann yntemlerini demokratik olmayan biimde arayanlarn, bunalmlara neden olduu unutulmamaldr. 248

Trkiye'de seim yapmaktan, erken seim yapmaktan, ara seim yapmaktan kayg duyulmam aldr. Seimler ne kadar sk olursa, halkn kendi kendini ynetme deneyimi ve yetenei o kadar lde geliecei gibi, seim, toplumsal hayatmzn olaan bir olgusu haline gelir ve halkn sorunlar zerinde dnme ve lke ynetiminde etkili olma olana artar.' (Eksiklik yok! Cmlenin ikinci yars sama) 'Sorunlarn zmnn, demokratik dzen ierisinde aranmasnn gittike benimsenmekte oluu, gelecek iin umut vermektedir.' (6) Bay ztin'in bir muhalif olduunu anladndan (demokrasi fetiizmini yakaladn deil mi?) eminim. Grdn gibi, bir ekonomist olmasna ramen kendisi 'somut veri utangac'! Terimlerin mulakl da dikkatini ekmi olmal. Z o ! Trk ekonomisinin gerzek durumunu anlamak isteyen gazete stunlarndan baka bir yere bavurmak zorundadr. Ama, hkmet yanls bu ekonomiste de deil! 'Nasl Muhalif Olunur?' 'Muhalif olmann eitli yollar vardr. rnein, iktidar dndaki bir partiye ye kaydolarak, zorunlu muhalifleri seebilirsiniz. (Bundan, B a y ztin'in DYP'li olduunu karabilirsin!) Bazlar ise bu kolay usul beenmeyip daha etin yollar tercih ederler. Memleketimizde en yaygn muhalefet tr, gemii devaml karalayarak imdi yaplardan inkr etmek ve gelecek hakknda hep ktmser tahminlerde bulunmaktr. Bylece, ackl filmlere ve hznl arklara meyyal halkmza en uygun muhalefet eklinin bulunduu sanlr. Bu yaygn muhalefet uzmanlar, mesela yl sonunda milli gelir artm bile olsa, ancak be yl nceki refah dzeyine ulaabildiini ve ayrca dolar hesabyla daha da fakirletiimizi sk sk tekrarlayarak moral bozmay grev sayarlar. hracat artnn sonuna gelindiini, lks ithalatn dvizleri tkettiini, yatrmlarn tamamen durup geri gittiini, isizliin 249

Coraline

dayanlmaz boyutlara vardn haber verenler hep bunlardr. Geri sylediklerini kantlayacak hibir ciddi rakam, aratrma ve yayn yoktur ama bazen grev ak gereklerin stne kabilir. Kpr senetleri satlmayacak diyen bunlardr. Satlnca da hemen az deitirip, gelir paynn yksekliinden ve devletin ileride deme glne deceinden sz etmeye balarlar. Bunlara gre hkmet, d kredi bulamazsa beceriksiz, bulursa bor ykn artrdndan dncesizdir. Bte kslmazsa israftan, kslrsa durgunluktan ikyeti olurlar. Devaml ykselen dviz kurlarnn bunaltt cretlileri pek gzel savunurlar da, kurlar sabit tutulurs? gurbet ellerde alan iki milyon Trk iisinin aileleriyle birlikte neler kaybedeceini hi dnmezler. Demokrasi kls grnp, sert devrimleri savunmak, isizlikten yaknp, ok ileri teknolojileri nermek, gelir dalm bozukluundan ekvac olup da, yksek mevduat faizini knamak hep bunlarn iidir. Hem kk iftinin ve esnafn zerine titrer grnrler, hem de onlarn retip sattn mmkn olsa bedavaya getirmek isterler. i haklarn genelde ok iyi savunurlar da, kendi yanlarnda ii alanlara neredeyse sabit creti bile ok grrler. fkenin, tenkidin, karamsarln vme uzman kesilmilerdir ki, bir tek soruna bile pratik zm dnmeye vakitleri olamamtr. Her eyin dorusunu, gzelini yalnz kendilerinin bildiini iddia ederler ama, bu iddialara nasl ulalaca sorulduunda, artk ilkokul ocuklarnn bile itibar etmedii genel ve anlamsz birtakm formlleri geveleyip dururlar. Asl byk zararlar ciddi muhalefet yapmak isteyenleredir. Tam hkmetin bir yanllna iaret edilecekken, bunlar konuya yle bir tersten girerler ki, ayn tutarszla dmekten ekinenler, ister istemez dillerini tutmak zorunda kalrlar. Daha da kts, ilke olarak doru ama her taraf eksik uy250

gulamann daha batan yle kart olurlar ki, insan ileden karp neredeyse hatalarn savunucusu yaparlar. O srada at alan oktan skdar' gemi olur (ge kalnr demek istiyor) ve bir dizi yanllk hibir ciddi eletiriyle karlamadan yrrle konur, gider. Aslnda en iyisi, bu gibileri srayla icra mevkiine oturtmak ve ne yapacaklarn seyretmektir. Bu arada sadiste bir zevk almak iin iyi-kt her yaptklarn devaml eletirmeli ve bylece iin neesi daha da artrlmaldr.'(7) Eer hakl ise Trk psikolojisinin bir baka cephesini rendik. Ama, grdn gibi ekonomiyi deil. Rakamlar ve grafikleri zlyorum, yal dostum! Bir ey daha: Bu, muhalefet yapmak kavramnn 'yapmak' fiili ilgimi ekiyor. Sence, kiinin muhalif olmadan da muhalefet yapabileceini sylemiyor mu? Eer byleyse, o zaman Trklerin d n aldklar muhalefet kavramnn hakkn vermeye

Coraline

altklarn da dnebiliriz, deil mi? Yeterince delil var gibi grnyor. rnein, Boaz Kprs'nn zelletirilmesi. Benim zelletirme hakkndaki btn bilgim, Araln son haftas T I M E ' d a kan bir haberden: 318 bin alan olan J a p o n Telegraf ve Telefon irketinin nisan ayndan balayarak be yl iinde t a m a m e n zelletirilecek ve zelletirme ile birlikte, T o k y o ' d a n O s a k a ' y a halen 40 cent olan 45 saniyelik konuma sresinin yar yarya ucuzlamasnn bekleniyor olmas. imdi Trk zelletirmesini mtalaa et: 'Tezgh Sln Osman hakl: iyi ki tvbe etmiim, diyor, yoksa bugn a kalrdm. Sln Osman, biliyorsunuz, Tramvay daresi'nden tutun da Galata Kulesi, Galata Kprs gibi kamu kurulularn uykulu yurttalara satma gerekesiyle yllarn hapislerde geiren eski bir uyank. 'Konu: Boaz Kprs'nn tantanal sat ilemi. 'Sln Osman, gnmzn mterilerini de knyor. Diyor ki, 251

'benim zamanmda mteriyi ikna edene kadar canm kard. Kprnn ayaklarnn salam olduunu anlatana kadar bin dereden su getirirdim. imdikiler yle mi, daha bakmadan satn alyorlar. Bir bakma Sln Osman'n eski meslei kolaylam ...'(8) Byle Trkler Olmaz ...Kpr senetlerinin satlmasyla ne olduunu anladnz m siz? Alt taraf on milyarlk erez kabilinden bir i borlanmayla ortalktan biraz para ekip enflasyonun yavalatlmas sz konusu olsa bile, parayla oynamaktan teye gemeyen bu gibi hokkabazlklar yaplyor da ne oluyor? Trkiye'nin ortak zverilere ve haka birikimlere dayal kalknma pln var m?' (9) ...Babakan zal, kpry satyoruz, Calp'a (yukardaki isim!) bir senet hediye edeceim, diyerek HP Genel Bakanna nispet yapmaktadr, ama iin gerei bu deildir. Hkmet, bte aklarn kapatmak iin bu kez de kpry olta gibi kullanmaktadr... Boaz Kprs yks nasl bitecei belli olmayan bir sonun balang noktalarndan birisi gibidir .'(lO) Zo! Boaz Kprs'nn zelletirilmesine ilikin bilgi yok. Grdn gibi, speklasyona dayal muhalefet konusunda fevkalade pervasz olabiliyorlar. rnein, en ok satan gazetenin bayazar, yle bir yanltmacay da gze alabiliyor: 'SODEP, Doru Yol Partisi ve Refah Partisi eer 6 Kasm seimlerine katlabilmelerdi, belki de Anavatan Partisi lideri deil, bir baka partinin lideri bugn ayn ekilde vnebilecekti / seimleri kazanm olmaktan / Gerekleri grrsek, aldanmaktan kurtuluruz .'(11) Kiisellik huunda da fevkalade pervasz olduklarn gzden karmadndan eminim. Gazete stunlar karlkl kiisel tartmalar iin kullanlabiliyor. rnein, bir makale, 'Gnaydn Ali!' diye balayabiliyor. Buradaki, 'Ali' yazarn dostu olduu anlalan bir baka gazeteci, (12) izleyen yaz ise, ona yazlm bir mektup. Bir baka mektup rnei, 252

Olum Mustafa, Adn Atatrk'n de ad diye ne kadar seviniyorsundr. imdi, ham ervah yazardan olsa idin, biz ad benzerliinden deil, kendi admzla, kendi yaptklarmzdan kvan duyarz diye bana 'hava' basardn. Ham ervah deilsin, kyl olduun haldibyle havalara gereksinim yoktur, bilirim...' (13) "yle bir makale de fevkalade olaandr: ... Cuma akam, Amerikan Kltr Ataesi Robert Mc Dowell'n gidii, yerine Robert Milton'un gelii dolaysyla bir kokteyl vard Dowell'n evinde. Bir haftadr tansiyonum kyordu. 19 tansiyonla yaz yazdm oluyordu. kiler, tuzlulara hoa kal demitim. Yemeye imeye gitmiyorum ya, kokteylleri izlemeye gidiyorum. Gittim, Prof. Trkan Akyol'la ei, Prof. Turhan Akyol, Prof. Bozkurt Gven, Baskn Oran, Hikmet imek, Prof. Nermin Abadan Unat da oradaydlar ...'(14) Sana, dil reformunun dnyann hibir lkesinde Trkiye'deki gibi feci baar kazanmadn, hibir lkede kitlelerin kelime uydurma oyununa burada olduu kadar ok cokuyla katlmadklarn sylemitim. Bu ruh halinin yeni tezahrlerini de, bu aratrmada yaadm. imdi de unu mtalaa et: 'Babakan Turgut zal'n adn, Tonton'a kardlar. Sayn zal da vurgulad: Bana tonton demeleri houma gidiyor!' (15) "Redhouse, 'tonton' kelimesinin karln 'darling' olarak veriyor; buraya kadar iyi. Bir de bundan sonrasn dinle: ...Tonton babakanmz Trkiye'de serbest piyasa ekonomisini kurmak amacn gttn ileri sryor. Bu gerekeyle ayda devlet tekelini kaldryor; ama ayda devletin yakn denetimi srmekte, ay reticisinin eli kolu balanmaktadr. Kimin nereye, ne kadar ay ekebileceini devlet saptayacaktr; ayn zamanda hkmete yakn bir firmaya 14 ay fabrikas ama izni de bir kalemde verilmektedir. a y reticisini devletin buyruuna balayan Tonton Babakanmz, devletin Tekel'ini 253

Coraline

ay fabrikas kurmak isteyen iadamnn kar iin ykyor. Alt kaval, st ihane; bir yan szde liberal, bir yan szde devleti bu ekonomi politikas; devlet eliyle kiiyi zengin etme siyasetinin arpc rneklerinden birisidir. Elektrik retimini yabanclara amak ise siyasal boyutlaryla lkenin bana belalar getirecek bir sonun balangcdr.../ therefore / Geliim Yaynlar, Erkeke, Kadnca, ocuka gibi dergiler karyor. Resmi Gazete'nin adn deitirip, Tontonca desek, acaba yakk alr m? Ben lke ekonomisinin bu kadar tontonca ynetildiini imdiye kadar ne duydum, ne de grdm... Tontonca bir ekonomi bu!.. sterseniz adna Tontonizm diyebilirsiniz .'(15) Bu tr kelime retmelerin meseleleri mulaklatrdn sylemeye gerek yok. Bu aamada gayretlerin ardndaki nedenlere ilikin teorilerim de yok. Ama, sylediim gibi, kelime retmekten, insanlara isim takmaktan o c u k s u bir haz duyuyorlar. rnein, Halk Parti G e n e l Bakan Bay Necdet Calp'n unvan, 'Atn seven kovboy', dier muhalif partinin, M D P ' n i n G e n e l Bakan, emekli General Turgut Sunalp'e 'Ringo Sunalp' deniyor. (16) Ve neden biliyor musun? nk, gazeteci bugnlerde yaplan bir yerel seimdeki mcadeleyi (Kyceiz) 'Amerikan filmlerindeki altna hcum sahnelerine' benzetmi. Beyefendinin, Bay Calp'tan holanmad kesin, a m a hakaretamiz olmak iin ne tr bir nedeni olabilir, aklamyor. Mehmet -sana bu gen adamdan bahsetmitim- 'atn seven kovboy' ibaresinin aslnda 'atn ..ken kovboy' anlmnda kullanldn sylyor. Zevksiz. Benimseyemediim bir fkra: 'Birinci film, Atn Seven Kovboy'mu; kinci film, Atn ntikam. Yeri gelmiken, fkra sylemeye baylyorlar. Bay z a l ' a ilikin yorumlarn da fkra ile yapabiliyorlar. rnein, Bay Erel, snflandrmakta fevkalade zorluk ektiim, 'kisi z a l ' a Ait Fkra' balkl yazsnda, benim zekmn anlamaya yetmedii iki fkra anlattktan sonra 'Bu s o n u n c u fkra ile kimseyi tarif etmiyoruz. lk iki fkra bizim stunun normal uzunluunu 254

doldurmad da bu n c s n ondan yazdk' (17) diye bir not dyor. Z o ! Belki yer doldurmak iin, (tabii byle bir eye niye ihtiya duyduunu anlamak mmkn deil!) belki de pek seviyeli bir fkra olmad iin: 'Sann ad gzellik anlamna gelen, Cemal. Ama her trl pislie karm ve irkin mi irkin. Mesire yerini pisletmekten, cami duvarna iemekten, emeleri kirletmeye kadar eitli sulardan mahkemeye getirilmi. Hkim, bu kocaman kafal ve yampiri vcutlu hilkat garibesine sormu, 'Adn ne demiler?' 'Cemal demiler.' 'yi bok yemiler.' Sana dier fkralarn ne olduklarn da anlatmalym: Birincisi, Napolyon, gen ve cesur grnl temenine, spanyolca bilip bilmediini sormu. Temen, bu soruyu Napolyon'un kendisini spanya'ya vali tayin etmek istedii eklinde alglad-

Coraline

iin, bilmediini a m a emrederse renebileceini sylemi. Napolyon da 'ren!' buyurmu. Temen, g e c e gndz alm, spanyolca renmi. Napolyon'a gitmi, 'Emriniz zerine spanyolca rendim,' demi. ' o k iyi,' demi Napolyon, 'bundan byle Cervantes'i aslndan okuyabilirsin. o k sempatik bir arkadasn. Devam et.' imdi, bana bu fkrann ne balamda anlatldn sorarsan sana sadece Bay zal'n gen bir muhalefet milletvekilini bir ile grevlendikten sonra, onun nerisini yrrle koymam olmasndan esinlenilerek anlatldn syleyebilirim! Hepsi bu. Trklerin dedii gibi, 'incir ekirdeini doldurmad' hkm verirken v i c d a n e n msterihim! Bu incir ekirdei, aralk makalelerinden birisinin adyd, unu sylemeliyim ki, Trkler bu konuda, anlalmaz olmakla birlikte, fevkalade yaratclar. u balklar mtalaa et: 'Yastna le Beni', 'Dolma Furyas', 'Desenli Sucuklar', 'Yarm Porsiyon', 'Orta Direk ampuan'. Mamafih, eer mteveffa Lord Cromer'in tespitinin Trkler iin de geerli olduunu dorulayacak tek bir rnek istersen, 255

zelletirmeye ilikin aadaki makale olduundan emin olduumu sylerken vicdanen msterihim! (Hatrlayacaksn, kesinlik yoksunluu aslnda Doulu kafasnn genel karakteridir. Avrupal salam dnr. Meseleleri aka ortaya koyar. Mantk renmemi dahi olsa, doutan mantkldr. Doal olarak phecidir ve bir veriyi kabul etmeden nce kant ister. Daima canl duran zeks makine gibi alr. Dou kafas ise lkesinin pitoresk grntleri gibi en yksek noktada simetri duygusundan yoksundur. Dnce sistemi dzensiz ve danktr. Araplar atalar sz ilmini en yksek dereceye kadar karmlarsa da, onlarn torunlar en dar anlamda dnce yeteneinden bile yoksun kalmlardr. Geerliliini kabul ettikleri en basit nerilerin sonularn dnmekten acizdirler. Herhangi bir Msrl'ya sorunuz, verecei cevaplar genellikle ok uzun ve karanlk olacaktr. Hikyenin kendisi ile elikiye decektir. Arada kk bir soru sorarsanz, aknl daha da artacaktr.) Balk: Soluduumuz Havay da... 'Adna 24 Ocak kararlar denilen ekonomiye herkes bir ad takyor. Kimi topal ekonomi, kimi komuta ekonomisi, kimi de bunalm ekonomisi diyor. Bu ekonominin kurban keisi Do. Nihat Falay'a gre, iilerdir. Sosyal Sigortalar Kurumu istatistiklerine gre, gerek cretlerdeki dme her yl srmektedir. 1977 cretleri 100 kabul edilirse, cret endeksi 1980'de yzde 57, bunu izleyen 1983'te yzde 51, sonunda 1984'te yzde 49'dur. Sosyal adaleti benimseyen bir sistemde toplumdan zveri istenirken bunda eitlik gzetilir. Toplumun bir kesiminden zveri istemek, bir kesimi ekonomide iindirmek olmaz. A m a diyeceksiniz ki, zel giriimci, ekonomide toplumun zel giriimci yanlsna byk kazan ve kr vereceksiniz ki, bunalm alsn. zel giriimci ekonomi zveriden ok kra bakar. Kr azck ksld m, zverinin damlasn esirger. zveriyi sadece emeki ve ii kesiminden istemek, kra dayal zel giriimciyi korumak ve zveriden uzak tutmak gerekir. Bunu yaptnz, 256

zel giriimciyi doyar m sanrsnz? Doymaz, ister, verilenden daha fazlasn ister. Almaya satmaya dayal bir ekonomi'nin iinde emeki ve i i kesiminin zverisi de yetmez. Yetmedii grnyor. Kimi kpry, kimi baraj satarken, izmirli Sabahat Dibeki de karnndaki (douraca) ocuu bir kat karl satmak istiyor. Saknmadan, kanmadan da aka satla karyor. Geri bizim Medeni Kanun'da ocuk satmak yoktur, ama kalbna uydurup, ocuk edinme vardr. Dallas filminde grld gibi artk evlt edinmek isteyen yeni ekonomi zenginleri, mezeciden yabanc peynir alr gibi, douracak yoksul analardan da daha ana karnnda-iei burnunda- ocuk alabilirler. Kan vermenin yeni kt, bunca yaygn olmad dnemde radyoda kan aranyor dendi mi, kahvede oturan kanclar kulak verirler, 'er a (RH d e m e k istiyor) bilmem ne' der demez frlarlard. Kimin kanna uyuyorsa, o giderdi. Kahveci barrd, Kanclar dikkat, kan aranyor! Belki ocuk pazarlar kurulur, mavi gzl istiyorum, esmer istiyorum, sarn istiyorum... gibi ilanlar verirler, gnllerine gre ocuk smarlarlar. Kpr smarlanyor, baraj smarlanyor, demiryolu smarlanyor da ocuk neden smarlanmasn? kinci Dnya Sava yllarnda C H P devletiliinin yan banda zel giriimcilikten yardm istenmitir. Sava skntlar iinde stok yapmamas, mal karaborsaya dkmemesi, ar kazan yoluna bavurmamas zel kesimden istenmitir. Ancak, grlmtr ki, sava zenginleri iktidarn ve tek partinin btn istemlerine kulak tkam, kendi krna, yararna bakmtr. Milli Koruma Yasas da istenildii gibi ilememitir. zel kesimin yurtseverlii bolukta kalmtr (mulakla -yoksa, kaa m a a m demeliyim?- dikkat, ltfen). Bu durum karsnda sabr tkenen Milli ef smet nn nihayet patlamtr. Durumu, her dnemde bir belagat rnei saylacak u szlerle dile ge tirmitir:... Ticaretin ve iktisadi faaliyetlerin serbestliini bahane ederek milleti soymak hakkn hi kimseye, hibir zmre ye tanmamalyz. 257

Coraline

Smry btn plakl ile dile getiren nn'y her zaman bulamayz ki! Kpry de, yolu da, suyu da, soluduumuz havay da satarlar, ne kar !'(18) Bu dnce biiminin 'dzensiz ve dank' olduu hususunda Lord Cromer'le ayn fikirdeysen, Trklerin 'kafa karklndan nasl kurtulacaklarnn reetesini de bir baka nl ke yazarndan renebilirsin: Kafa karklndan... kurtulmann en salkl yolu, insanlar st dzey yaamlara yneltmekten gemede... Ky bakkalnda armonika satlmaya balad zaman, Ge dikpaa trafii de baka trl olur... Klstrle demir atmakla ne retim artar ne de kalknma kanatlanr... Yeryznde en az tketim yapan toplumlardan biriyiz ve hl tketime kar kmay modernizm sayyoruz. Babaannem de tketime karyd. Ama o doksan muharebesinin (1878) gmen ocuu idi. Snk yaamlarnn gelimeyi nasl engellediini bizim kuak ok iyi bilir. hracat yirmi milyar dolara, ithalat yirmi be milyon dolara, lks tketim maddelerinin volm de en az be milyar dolara kmal... O zaman ne kafa karkl kalr, ne ayak akkl... O dzeye tketimi lanetleyerek deil, daha ok tketimi hak edecek abalarn nn amak ve bunun nerilerini getirmekle varlr...' (19) Cromer, Araplarn atalar sz ilmini en yksek dereceye kadar karmlar, derken Trklere hakszlk ediyor. nk, Gazetelerdeki ke yazlar, nkteli, imal, cinasl, arml bir sz dantelas kelebekliinde, demli bir sabah ay gibi olmal!' diyor ayn beyefendi. Ve ikyet ediyor, 'levli yaz humor estetiinin yerini ald. O zaman yakas almadk (yeni!) konular geni kitlelere iner gibi oldu ama ke yazlarnn nitelii de pek abuk unutuldu. Kamu hukuku felsefesinin politik ve parasal ynne duyulan merak, yaz zevkinin stne kerek, cierlerini havasz brakt!' (19) 258

"Bebek Camii mezzininin dedii gibi, Allah Ekber! Sersemlemi dostun, David." Mektup burada bitiyordu, ancak, tel zmba ile ilitirilmi ikinci bir kdn zerinde metinde bahsi geen yazarlarn isimleri sralanmt. Aktaryorum: 1. Talat Halman, Milliyet, 8 Aralk 2. Mehmet Barlas, Milliyet, 8 Aralk 3. Ylmaz etiner, Milliyet, 8 Aralk 4. 16, Bekir Cokun, Gnaydn, 21 & 14 Aralk, 5. Nazl Ilcak, Tercman, 25 Aralk, 6. ztin Akg, Milliyet, 8 Aralk 7. Erdoan Alkin, Milliyet, 12 Aralk, 8. rsan ymen, Milliyet, 19 Aralk, 9. Mmtaz Soysal, Milliyet 7 Aralk, 10 & 15, lhan Seluk, Cumhuriyet, 6 & 1 Aralk, 11. Oktay Eki, Hrriyet 6 Aralk, 13 & 14 Mustafa Ekmeki, Cumhuriyet, 7 Aralk, 17. Teoman Erel, Milliyet, 1 Aralk, _ 18. Mehmed Kemal, Cumhuriyet, 13 Aralk, 19. etin Altan, Milliyet, 11 Aralk 1984.

Coraline

Coraline

259

yya ekilmi motorlarn az berisinde, zgarada balk ekmek y a p a n Selahattin Amca'y seyrediyordu. Havay nefis bir lfer kokusu sarmt "Haydi, bover, burada oturup balk ekmek yiyelim!" diyeceini adm gibi biliyordum. Bala, ama limonsuz ve hatta tuzsuz, zgara bala baylrd, a m a bence Selahattin A m c a ' n n elinden yemek fikrini daha da ok seviyordu. Yal balknn krmz soan yumruklayan nasrl eli, aada, mangaln yannda saklad iin kzgn 35'likten kt peetelere sard ay bardaklarn doldurduu rak, krpecik yeil soanlar, -"Isrdn zaman bir defada kopacak, snmeyecek!"bal bana bir ayindi. Beni ancak o m z u n a dediim zaman fark etti, " D n d m sen de dnyor musun?" enesiyle balky iaret ediyordu. "Ayp olur!" ini ekti,

Coraline
IV Gnay Rodoplu'nun, Profesr Pavlovi'le tanmaya tene olmamasnn nedenlerini ancak brakt mektubu okuyunca anlayabildim. O gnlerde Diana'nn mteaddit davetlerini ou zaman ayan beyan sudan mazeretlerle reddediyordu. Ancak, ne zaman ki afak z d e n Diana'ya saldrd, Gnay'n kadna kar tavrnda bir deiiklik oldu. Belki, yle bir tecrbeyi birlikte geirmi olmalarndan, belki de, -ki ben buna daha ok ihtimal veriyorum- Diana'nn yle bir gece yaam olmasndaki sululuk payndan, bir "erken" akam yemei davetini kabul etti. Beikta motor iskelesinde bulutuumuzda, sulu kar iseliyordu. Gnay, benden az n c e gelmi, (her zamanki gibi!) k260

"Evet, ayp olur." stemeye istemeye dnd, " B e n zaten her eyi 'hayr' diye diye yaparm!" derken, " O t o b s e binsek olmaz m?" " B u saatte mi?" Anlalan gecikmek istiyordu. " Y a p m a byle," dedim, "fena bir adam deil, greceksin." "yilik ktlk meselesi deil, Amerikallar gndemimde deil!" Yirmi dakika sonra, Pavlovilerin Bebek'teki yal apartmanlarnn nndeydik. kinci kata trmanrken, David'in sesini duyduk. "sa Mesih!" diye baryordu. Gnay, "Geri mi dnsek a c a b a ? " diye fsldad, ama buna pek imkn yoktu, nk sokak kaplar ardna kadar akt ve biz en st basamaktaydk. K a p d a dikilip ieri bakmaktan baka aremiz yoktu. Manzara aynen uydu: Kk David (-drt yalarnda) pencerenin nnde, elinde kola iesi ile dikilmiti. st plakt, bacakla r klotundan szan kara-sar sv ile rtlmt. Sv, plak parkeye akmakla kalmam, salon kapsna kadar gelmiti. Da261

vid, durumun vahametini bizimle ayn anda fark etmi olmalyd ki, " O r a d a dur!" diye bard, "Kprdama evlt, imdi seni almaya geliyorum!" Her ne idilerse, elindekileri frlatt, o c u a kotu, koltuk altlarndan kavrad, stne dememesi iin kendisinden uzakta, havada zaptetmeye alt. Ayn anda bebek, canhra lklar atmaya balad. "Diana, Diana! Tanr akna nerdesin, Diana?" Derken, Diana'nn sesini duyduk, "Sen misin David?" "Baka kim olabilir ki! A c e l e eder misin ltfen?" "Bir ey mi var?" "sa akna Diana! David, her yeri boklam!" Burnundan soluyordu, "hey, nereye bastna dikkat et, Katyuka!" yannda beliren kzn uyard, "Kardeinin her taraf bokladn grmyor musun? Diana! Tanr akna abuk ol! O h , sa!" "Ama, baba, o daha bebek!" dedi, ok bilmi bir kz o c u u sesi. Az sonra bizim gr alanmza girdi, salona yaylm irili ufakl oyuncaklara, bisiklete, beyzbol sopalarna bakt, "Mezbelelik!" diye hkm bildirdi, "yi ki anneannem burada yok. Anneme pasakl derdi yine." Yaklaan ayak seslerinin Diana'ya ait olduunu anladk, a m a yapabileceimiz bir ey yoktu, yaklat ve bizim orada olduumuzu grd, " O o o h , zgnm! Zili aldnz duymadm!" almadmz syledik. Anlalan, bir eyler almak iin aaya inmi olan Nesibe, kapy ak brakmt. "David, misafirlerimiz buradalar!" Profesrn bizi grd an deien yz hakknda daha sonralar o k dndm. o k fkeli olduunu duymam olsak, bu yzden hibir ey anlamayacamz muhakkakt. "eri gelin, ltfen!" David'i annesine teslim etti, "zin verirseniz bir bez alaym!" Diana, o c u u gtrmek iin izin istedi. David az sonra, 262

elinde kuru bir bezle geldi, yerleri silmeye balad. Bir yandan da oyuncaklar topluyordu. "Babana yardm et olur mu, balm?" " N o , " dedi kk kz dpedz, "Yardm etmek istemiyorum." Seke seke gitti, pencerenin yannda durdu, Gnay' seyretmeye koyuldu. Nesibe, o ara, elinde file ile girdi, bizi grd, " G n a y Abla hogeldin! M e h m e t Abi, hogeldin!" Fileyi masann stne brakt, yerleri silen David'e bakt, "Bir ey mi dklm?" David'in elinden bezi almak gibi bir gayret gstermedi, "ocuklardr, guzum," diye gld, mantosunu kard, "Siz buyurun, ben bunlar mutfaa brakaym," David, yerleri silmeye d e v a m etti. Bitirince, koltuklarn zerindeki oyuncaklar ald, bize yer at, "Oturun, ltfen!" Meleksi meleksi gld.

Coraline

yeri

"Umarm, ellerini ykar!" diye sabunlamad bile!"

italik'ledi

Gnay,

"Baksana

Haklyd. Temizlik hususunda artc bir geveklikleri olduunu ben de fark etmitim. Bu rahatla Nesibe de uymu olmalyd ki, eyas birka kilim, bakr ve yer minderlerinden oluan ev, kirliydi. Baka bir yerde, mesela, ayrtepe'de olsak, G n a y ' n rahatsz olmayacandan emindim; ama, burada y e m e k yiyemeyecekmi duygusuna kapldm. D a h a da garibi, masalarna d a h a n c e birka defa oturmu olduumdan, tuhaf bir s a v u n m a y a getim, "Nesibe'nin ii de kolay deil! ki ocuk!" Hibir ey sylemedi, a m a italik 'lediini grebiliyordum, Allallah! Rodoplu, misafirlikten, d a h a dorusu, deplasmanda oynamaktan nefret ederdi. Bunun zaman duygusu ile ilgili olduunu sanyorum. Misafirlik, sanki Rodoplu'nun dnce aknn tabii mecrasnda geliimini snrlayan, boyutlar belli bir za man dilimi, d dnyann hayatna dayatt bir yamayd. "G263

recek bir ey varsa, grmek zamann kendim semek isterim," derdi, "nk yaadklarn, ancak o zaman, duygusal hazrlm tamam olduu zaman, iselletirebiliyorum." 0 akam, gerek, onun Profesr Pavlovi hakknda bildikleri, gerekse David'in kesinlikle hak verdiim tetiktelii (hak veriyordum, nk tecrbesi o n a Trklerle konuurken dikkat etmesi gerektiini retmiti, kald ki, hem Diana h e m de Sernea'dan Gnay'n 'zor' olduunu biliyordu) dayatlm bir birliktelie iaret ediyordu. Pavlovilerin dankln yakalam olmamz meseleyi d a h a da gletirdi. Btn bunlarn stne David bir de Gnay' "Trk zihniyeti" aratrmasna malzemedir diye sorgulamaya balarsa diye korktum. Hi kukusuz, yle bir durumda, Gnay, btn kaplar kapatr, tek kelime konumazd. Ancak o baka bir ey yapt; ev sahiplerimizin ierde olmasndan yararlanarak, sehpann zerinde duran eski T I M E dergilerinden birini ald, tpk bir doktor muayenehanesinde randevu saatini bekliyormu gibi, okumaya koyuldu. David zrler dileyerek geri gelinceye kadar brakmad. "Bir Mucize ve Pek o k Sorun. yi bir balk." "Affedersiniz?" "Yapay kalp transplantasyonlar," dedi Gnay, dergiyi iaret ederek, "high-tech tp. Dorusu, ahlki ve hukuki adan ciddi kayglarm var." Yapt ite! Gndemi eline ald! " y l e mi?" dedi David, akn akn. "Btn bu para ve gsteri!" ini ekti, "Hastalk ve lmn kanlmazln iimize sindirmeli, bilimsel hrslarmz trplemeyi renmeliyiz." Bana dnd, italik'ledi, -cihadmz tamamlamak zorundayz. "Schroeder'den bahsediyoruz deil mi? Mekanik kalp taklan a d a m ? " "Schroeder... Barney Clark," diye omuzlarn silkti Rodoplu, "kim olduklar nemli deil. nemli olan bu paralarn kitlelerin sal iin deil, tp endstrisini sbvanse etmek iin 264

kullanlyor olmas. Kk bir yardmla hayata dnecek binlerce insan varken, Bay Schroeder'in birka ay daha hayatla kal mas iin para harcamann ahlkll hakknda ciddi endielerim var." M a s a y a teberi tayan Diana, sze kart, "Sana akll olduunu sylemitim," dedi, kocasna. David, m a h c u p oldu, G n a y duymamazla geldi; ben bu daveti Diana'nn Trkiye'den fena halde sklmaya balayan kocasna yeni bir enerji alamak iin gerekletirdiini dndm. Gnay, "Aynen yle!" diye italik'ledi. Diana, David'e Nevra'nn onlara oynad, "Trkiye'de, lkenin durumunun farknda olan ve senin kadar sklan Trkler de var" oyunu oynuyordu. u farkla ki, bu defa vitrin Cemalettin Eren deil, Gnay Rodoplu'ydu. G n a y ' n buraya gelmekle gerekten de Diana'ya bir tr bor dediine kanaat getirdim. "Salk taramalar, a kampanyalar, beslenme ok d a h a fazla insann hayatn kurtarr, o k d a h a fazla insann hayatn uzatr," diye srdrd, Rodoplu, "Bir de tabii, bu tip ameliyatlarn gerekten hastalkl bir taraf var." "Ne demek istediinizi biliyorum, sanrm, Frankentayn yaratr gibi, deil mi?" " D a h a ok, canl insanlarn stnde tbbi deneyler yapar gibi," dedi Rodoplu, "Schroeder olsun, Clark olsun, bu insanlarn birka ay d a h a yaamak iin verdikleri mcadeleye hayran olmamak elde deil, a m a dini btn bir Mslman gibi huzur iinde g e c e k donanmlar olsayd herhalde herkes iin daha hayrl olurdu." "Alabama Tp Fakltesi'nde, ahlk krss bakan bir arkadam var," dedi, David, " G e o r g e Pence. O, salk maliyetinin o k yksek olmasn, talebin yksekliine balyor. Amerikan toplumunun, salk taleplerine 'hayr' diyebilmemiz iin ulusal mutabakat salamamz lzm," meleksi meleksi gld, "Henz bu mutabakat salayamadk a m a nmzdeki yllarda Amerikan toplumunun en nemli meselelerinden birisi bu ola265

Coraline

cak. Bu meseleyi z m e kavuturmalyz, y o k s a sonu felket olacak." Rodoplu'nun pheyle bakan gzlerini grd, dengesi bozulur gibi oldu, "Diyaliz makinesini hangi koullarda ve nasl durduracamzn kurallar saptanmal, deil mi?" diye sordu. Gnay, yle bir duralad. "Ayn eyden bahsetmiyoruz, Profesr," dedi. Kesti. "Aklamak ister miydiniz?" "Ben insanolunun kiisel donanm eksikliinden bahsediyorum, siz tp hizmetlerinin eksikliine uyduracanz ahlki klftan," glmsedi, "kltrel farkllmz." "Kltrel farkllk dedin de," diye yine araya girdi Diana, "Baksana, David'in aratrma projesinde bir sorunu var, belki sen yardm edebilirsin?" Kocasnn, "Ltfen, balm!" diye uyarsna kulak asmad, sesini, mark o c u k sesi yapt, "Ltfen, ltfen Gnay Hanm! Yoksa, yaz banda Amerika'ya dnecek! A m a ben gitmek istemiyorum!" "Becerilerimi abartyorsun, Diana!" bu hale dnnce, David'in de rica etmekten baka aresi kalmad. Ancak, o arada sofraya oturduumuzu sylemeliyim. Bunun nemi, Nesibe'nin de bize katlm, az nce, yerleri silen David'e yardm etmemi olmasnn ima ettii yeni konumunun sofrada daha da belirginlemi olmasdr. Hizmet etmek yle dursun, ailenin bir ferdi gibi davrandn grdk. David'in bira tekliflerini reddetmedii gibi, Diana ile derin bir samimiyet iinde fsldayor, hatta ara ara d o s t a itiiyordu. R o d o p l u ' n u n cannn adamakll skldnn farkndaydm. Ama, utanarak itiraf etmeliyim ki, tepkisinin derecesini lmek amacyla, bir ara yardm bahanesiyle kalktm; Nesibe'nin kirli taban mutfaa gtrdm. Alkoln etkisi de olmu olabilir, a m a Nesibe kprdamad. G n a y ' n grmemi olmas mmkn deildi, ama hi renk vermedii gibi, y e m e k sresince Nesibe'nin ne yzne bakt ne de tek kelime syledi. A c e l e etmeksizin yedi, David'e dnd, 266

"Hadi," dedi, "malzemeyi grelim!" David, "Yes! What? O h h h ! " gibi nlemleri sraladktan sonra kalkt, dosyasn ald, "Balm, ltfen unlar kaldrr msnz? Dr. Rodoplu'ya almalarm gstermek istiyorum." "Tabii ki!" dedi Diana, Nesibe o zaman kalkt, masay toplam a y a baladlar. Ben de kalktm, a m a Rodoplu yardm etmeyi teklif dahi etmedi. David, dosyasndan birtakm ktlar ayrd, Gnay'n nne koydu, "Bunlar ilk egzersizler," dedi, "Yaygn dnce biimini kavrayabilmek amacyla, biimsel mantk kurallarn uygulam a y a alyorum. "Anlyorum," dedi G n a y ksaca, uzand en stteki kd ald. "Ref.: M.V., Haz. 1992, s. 8, S K B '...Fikret'in annesi Hatice Rafia Hanm, annesi ve babas ihtida etmi Sakzl Rum ailesinden gelir. Hatice Rafia Hanm, days Nuri Bey ve kz ile beraber h a c c a gitmi, orada koleradan vefat etmitir. Fikret'in anneannesinin ve annebabasnn mhtedi olmas, annesinin ar dindarl, airin hayatnn ilk yarsnda o k dindar, sonra dinsiz oluu olu Haluk'un din deitirerek Hristiyanla dn, psikolojik bakmdan dikkate deer vakalardr. Biz Fikret'te grdmz ruhi trajedinin ksm e n anne tarafndan geldii fikrine temayz etmek istiyoruz.' 'Yukardaki satrlar, Prof. M e h m e t Kaplan'n doentlik tezinin birtakm deiikliklerle yeniden yaplan basmndan alnd. Bu 'ilmi' denilen eserde, Fikret'in ateist oluunu, annesinin d n m e (muhtedi) bir aileden geliine balayan Profesr'n dncesini desteklemek iin O r h a n Bey'den bu yana, d n m e kadnlardan doan Osmanl padiahlarndan 'ksmen' de olsa, rnekler vermesini bekliyor insan. Dinsiz, (deist) Y a h y a Kemal'in annesi d n m e bir aileden gelmiyor benim bildiim. Bu yntemle nasl aklayacaz d n m e olgusunu? Bilimsel yn267

Coraline

tem kullanmad iindir ki, Prof. Kaplan'n byle yorumlar yapmas doaldr. nk, eklektik bir y n t e m ve dnya gr ile ele alnan konuda salkl bir s o n u c a ulamak olas deildir. A s m Bezirci'nin Abdlhak Hamit adl aratrma/eletirisi onun teki eserleri gibi bilimsel yntemin salkl olarak kullanlnn gzel bir rneidir.' Test 1: nermeler: Prof. Mehmet Kaplan, Tevfik Fikret'in ateist oluunu annesinin d n m e bir aileden geldiine balyor. Y a h y a Kemal de dinsizdir (deist) a m a ailesi d n m e deildir. Varg: Bu yntemle Y a h y a K e m a l olgusunu aklayamayz. Gzlemler: a) Birinci nermedeki 'ateist' ile ikinci nermedeki 'deist' kelimeleri eanlamda kullanlmtr. Bu nedenle, eletirmenin argman 'kalp'tir. b) Kaplan, 'Fikret'te grdmz ruhi trajedinin ksmen anne tarafndan geldii fikrine temayz etmek istiyoruz,' demektedir. Buradaki, 'ksmen' ve 'temayl etmek' ifadeleri, eletirmen tarafndan, 'balamak' olarak deitirilmitir. Dolaysyla, birinci nerme yanl olup, ikincisi ile balantszdr. c) Eletirmen, Kaplan'n 'eklektik' yntem kullandn iddia etmekle birlikte, 'eklektik yntem'den ne anladn aklamamakta ve bu yntemin (?) Kaplan'n kulland yntem olduu kantlanmamaktadr. Netice: Safsata. Eletirmen, h e m e n her mantk kuraln inemektedir. Test II: nermeler: Kaplan'n Fikret'in ateist oluunu, annesinin d n m e oluuna balayan eserine 'bilimsel' deniyor. 268

Kaplan, O r h a n Bey'den bu y a n a d n m e kadnlardan olma Osmanl padiahlarndan ksmen de olsa, rnekler vermiyor. Varg: Kaplan'n eseri bilimsel deildir. Gzlemler: a) Kaplan, Fikret'in ateist oluunu annesinin d n m e oluuna 'balam' deildir. b) Kaplan'n eserinin bilimsel olduunu iddia ettiini kabul etsek dahi, Fikret'in koullarnn kantlanmas iin Osmanolu O r h a n Bey'den bu yana d n m e kadnlarn incelenmesi gereklilii balantszdr. c) Birinci ve ikinci nermeler balantszdr. Bunlardan Kaplan'n eserinin bilimsel olmad s o n u c u n a varlamaz. Netice: Non-squitor safsata. (Not: Trklerin 'bilimsel'den ne anladklar aratrlmal, D P ) " Gnay'n ne dndn yznden anlamak mmkn de-

Coraline

ildi. Byk bir skunetle okudu, ban kaldrd, David'e bakt, "Baka?" David, bir baka kt uzatt, "Ref.: G . , Ocak, 1982, s. 16, FA 'zdemir nce'nin, Kentler'ini ben grmedim. O n u n da airin iir izelgesi iindeki yerine oturtulmas gerektii sansndaym. Ferid Edg'nn 'lk'n ben henz okuyacak frsat bulamadm a m a 1982'nin anlmaya deer yaptlarndan biri olacan dnyorum. Edg'nn hikyeciliini bilen biri olarak varyorum bu kanya.' Test 23: nermeler: z d e m i r nce airdir. z d e m i r nce'nin iirinin belirli bir izelgesi vardr. 'Kentler' iirdir. Varg: 269

a) nermelerde ayn anlama gelmeyen kelimeler gelirmi gibi kullanlyor. b) kinci nermedeki 'iir' szc, trel bir isimdir (edebiyat tr ad). n c nermedeki, 'iir' ise belirgin bir eserin tr (yani, 'Kitap yararldr, elindeki kitap da yararl olmal'). Netice: Non-sequitor safsata. Test 24: nermeler: Ferid Edg'nn 'lk'n okumadm. Ferid Edg'nn bugne kadar neler yazdn bilirim. Varg: 'lk' 1982'nin anlmaya deer yaptlarndan birisi olacaktr. Gzlem: nermelerden byle bir karsama yaplamaz. Okuru, yazarn vargsnn doru olabilecei sansna kaptran unsur, psikolojiktir; yazarn yararland kendi ndr. 'Edg'nn ykcln bilen bilir' ifadesi, okurun zerinde bask yaratmaya yneliktir ('Ben byle diyorsam byledir' bkz. 'Stun yazarlar')Netice: Ad hominem safsata." Ref: Milliyet G . , Aralk 1984, s. 1, Mehmet Barlas 'Libya lideri Kaddafi'nin, kendisini uluslararas terrizmi desteklemek ile sulayanlara kar en iyi c e v a p ve gsterecei en sekin rnek, Libya'daki Trk mteahhitleri ve iileridir... Kaddafi, petrolden salad geliri lkesinin kalknmas iin h a r c a m a y a balarken, Batl gelimi lkelerin hi dnmedii bir i yapm ve Trk mteahhitlerine Libya'nn kapsn amtr... Libya'daki Trk taahhtleri, gemi yllarda 8 milyar dolara kadar ykselmitir... Ksaca, bu milyarlarca dolar, terriz270

me deil, Libya'nn kalknmasna, Trkiye'nin ise hizmet ihra ederek gelimesine tahsis edilmitir. Trk-Libya teknolojik ibirlii, Kaddafi'nin eseridir. Bu terrizmin deil, kalknma iin esiz bir dayanmann rneidir...' Test 33: nermeler: Kaddafi, Trk mteahhitlerine i veriyor. Bir insan hem Trk mteahhitlerine i verip, hem uluslararas terre destek salamaktadr. Netice: Safsata." David'in bu almasn (daha sonra da az n c e aktardm o mektubu) okurken, kendimle ilgili bir eyin tekrar farkna vardm: Ben, gerekten de yalama olmu bir Trk'tm. Adamn derdini anlayabilmem, anlattnn dehetini iselletirebilmem iin st ste okumam gerekmiti. Oysa, bu yazarlar, yllar yl okuduum, deyi yerindeyse, "zihnimi biimlendiren" yazarlard ve ben ne denli zensiz, ne denli saygsz olduklarn fark etmemitim. yle dalmtm ki, Gnay'n sesini ryadaym gibi, uzaktan duydum, "Evet!" dedi, "Peki, nasl yorumluyorsunuz?" "Henz yorumlamyorum," diye cevap verdi David, "Ama, Bay Giritli'nin eime Ankara'nn pozitivist olduuna ilikin szleri doruysa," glmsedi, "daha alnacak o k yol var, yle dnmyor musunuz?" Gnay'n cevabn nefesimi tutarak bekledim, nk bu defa, mesele o kadar sarih, o kadar netti ki, Hadi, Trkleri bu defa da akla da grelim, diye italik 'lemekten kendimi alamadm. Beni d u y m u gibi belli belirsiz glmsedi, David'e dnd, "Siz, Yahudisiniz, deil mi?" "Evet, yle," dedi David. Glmsyordu, ama bu defa gzlerinde yanp snen anlk endieyi saklayamad. "Yahudisin ve dnyamzn przsz ve rasyonel olmasn 271

Coraline

istiyorsun, yle deil mi? Azizim Profesr Pavlovi, iir ve tenakuz dolu o byk mderrislerinizi, Kabalistlerinizi* hatrlamyor musun?" David PavIovi'in kelimenin tam anlamyla donduunu, Diana'nn yer minderine ker gibi oturduunu grdm! "Hatrlasanza, Ruhumuzun derinliklerinde usd da vardr. Usd, bizi hareket ettiren enerjidir; bizim yaratc eytanmzdr. Drst olun profesr, dnyay s a d e c e gzlemlerinizle, mantkl karsamalarnzla kavrayabileceimize inanyor musunuz?" "Tanrm! Bu konuan senin baban David!" dedi Diana, eytan yollam gibi rpererek. Gnay o n a bakmad bile. S a d e c e David'le kendisinin bildii bir metinden alntlar yapyordu, "Byrken, tecrbelerini mantk deil, imgelerle anlatan kimselere hi rastlamadn m? Gzlemleyebildiimiz hibir gereklikle rtmeyen eylerden bahseden insanlara? Usd bizi tamamlar," bi, "Abartyorsunuz, Bayan Rodoplu," dedi David, mrldanr gi"Kk bir ay byk bir rmak gibi sunuyorsunuz."

"Yoruldum," dedi, "Kalksak olur m u ? " Bebek'ten, Arnavutky'e, Etiler kna kadar hi konu m a d a n yrdk. Oradan taksiye bindik. Evinin sokana dndmzde, "Bu kt," dediini duydum. "Evet," diye onayladm, "Ama, belki de, David'in gzlemledii, belli bir d n e m yazarlarnn zensizliinden, kaytszlndan ibarettir. Lord Cromer'in ya da tekilerin haklln gstermez." "Pardon, anlamadm," diye dnd, "Neden bahsediyorsun sen?" " B u kt demedin mi? Profesr Pavlovi'in bulgular yani?" "Ben, Nesibe ile Diana'dan bahsediyorum," dedi Rodoplu, "orada, hayrl olmayan bir ey var!" Byy bozmay baarmt!

Coraline
Coraline

Ne dediini anlamak iin dikkat kesildim. Diana imdadma yetiti, "Karlkl alnt yapyorlar," diye fsldad, "nl bir Yahudi metnidir, a m a ne olduunu karamadm." "Hayr, ay deil," dedi Gnay, "Meselenin ruhu, hayat nefesi. Bunu sen de biliyorsun!" Sustu, glmsedi, " y l e deil mi?" "Sizi tekrar grmem lzm," dedi David. "nallah," dedi Rodoplu, yzndeki tebessmn belli belirsiz bir acya dntn fark ettim. Derinleen sessizlii Nesibe'nin sesi bld, kendimize getirdi, "Dayan, zabahtan gelecen mi?" Diana'nn ne c e v a p verdiini duymadm. Gnay, hzla mahzunlaan yzn bana yaklatrd.
*) Numeroloji, slam'daki yaklak karl ebced. (y.n.)

272

273

zerlerinin yaplmasn salayacakt. Duvar gazetelerinin ilgi ektiini, seim dnemi sresince asl kalmalarnn yararl olduunu dnyordu. Adamakll canm skld. "Ne ilerle urayorsun. Allah akna? Bunu yapacak senden baka a d a m kalmad m?" "Hayr, yok," dedi Gnay, sakin sakin. O n a yardm etmek istemiyordum! "Brak bu aptal duvar gazetesiyle sabaha kadar urasn," diye dndme gre, cezalandrmak istediim de sylenebilir. Sandalyemi masaya elimi srmeyeceimi belirten bir mesafeye ektim, oturdum. Gnay hafife gld, aldrmadm. "Eee? David'in aratrmas hakknda ne diyorsun? Senin gibi o da ke yazarlarna takm." Eilmi, fotoraflar istifliyordu. Duralad, yzme, knamaktan o k hznl bir ifade ile ksaca bakt, masann stn iaret etti, "Yaptm ii onaylamyor olman, kabalamana neden olmamal." ine dnd. "Affedersin." Bir sre seyrettim, " N e dnyorsun, sahiden? Adamn bulgular bizim zihniyetimizi aklamyor mu? Rasyonaliteden nasibini almam, 'ark' kafamz?" "Profesr Pavlovi'in ba iyice belada olmal," diye beklemediim bir c e v a p verdi, "Kvrm kvrm bir ruh!" Aklamasn bekledim. "Rusya kkenli bir Hasidi, stelik, Tzadik veliaht olup da psikolog olmak yeterince kt, bir de bunun zerine, stelik rasyonalist!" Ban sallad, " Y a toptan satlm ya da akn! Her iki durumda da Allah yardmcs olsun!" "Satlm m? Neye satlm?" "Kariyere! Herhalde, kariyere! Veya belki de Yahudilikten kurtulmak istedi. Bir tr inkr, yani. Diana ile evlenmi olmasna baklrsa, bu da makul. Orada, aralarnda ak yok, gryorsun. lk birlii olduunu da sanmyorum." 275

Coraline
V
Gnay'n Nesibe ile Diana'ya ilikin szlerinin zerinde durmak istemediimi hatrlyorum. Sanrm, o tavrn Trkleri yabanclardan saknmak eilimine vermi, bu eilimini onaylamamak diyemeyeceim, ama iselletiremediim iin geitirmeyi yelemitim. "Yukar gelmek ister misin?" diye sordu, "Yaptrmam gereken bir yn ey var. Belki yardm etmek istersin?" ktk. Maydanoz bahesinin hemen yanndaki masann zerinde byk boy resim ktlar, afak zden'in onlarca irili ufakl fotoraf, birtakm yazlar, yaptrc, makas gibi avadanlklar yaylmt. Gnay, bir duvar gazetesi rnei yaptn syledi. rpc Mahallesi'nin kadn kollarna verecek, ben274

"Nasl bir inkr? Neyi inkr ediyor?" "Bak, David bir Hasidi. stelik, Tzadik veliaht. Kabalist gelenekleri o k iyi biliyor olmas lzm. Yani Zen, Y o g a ve Sufilie yatkn olmas lzm, yani batini ya da esoterik psikolojiyi o k iyi tanmas lzm. Hal buyken, eer Trk zihniyetini aratrmak iin bu kadar ucuz bir yntemle aklclk, mantk diye tutturuyorsa, bu, ya bir eyleri unutmak iin ya da dpedz kariyer iin, ki zaten ikincisi ile n c s birbirlerini tamamlar. Her durumda, naho." Psikolojiye merak sardm dnemler olduunu sylemitim ve akas, bu bana zg bir merak da deildi. 1980'lerde, 1960'l yllarn 'varoluuluk' modas gibi bir modayd 'psikoloji'. o k sayda kitap evriliyordu, herkes gibi ben de Trk Kadir zden'den, Sudanl Malik Babikir Bedri'ye Amerikal Ornstein'e, A d a m Smith'e (Adam Smith deil, Powers of the Mind' yazan A d a m Smith) kadar yetimeye alyordum. Bu bakmdan, Gnay'n neden bahsettiini anlar gibi oldum. "Kabala, esoterik, yani Batni, yani irek!" diye gld, "Trke'yi ne hale getirdik! Hl inanamyorum! Bir Tanr ve kinat retisi. Panteist, yani Tmtanrc, yani 'Her ey tanrdr ve tanr her eydir'. Yani tabiat yasalarnn, glerinin, grdmz her eyin tm. Ancak, yeryznde suretlerini grdmz bu varlklarn bir ksm dii, bir ksm erkektir ve birlemek iin birbirlerini ararlar. Kadim Y a h u d i ilahiyatna gre bu aray, Mesih'in gelecei zamana kadar srecektir. 0 geldiinde, ' h a c ' tabir ettikleri yolculuk tamamlanacak, mutluluk a alacaktr, filan. Bu, iin bir taraf. Bence, bu inan arka plnn ya da 'manzaray umumiye'nin insanoluna ynelik telmihi d a h a ilgin. nk, insanda birbirleriyle btnletirilmesi gereken biri analitik, dieri de btncl/Tevhidi/holistik iki bilin biiminin var olduuna iaret ediyor. Dahas, bu ifte bilin meselesi Yahudilere zg bir inan da deil. Nitekim, Kabala anlaynn i n dncesindeki karl Y a n g ve Yin'dir." 276

Kadn/Erkek ya da Yin ve Yang'n, alageldiimiz tinsellik ten te alc/aktif, duygusal/akli, gizli/ak gibi nitelikler yk lendiklerinin bilincindeydim. "Evet," dedi Gnay, "Erkek, yaratc, Gk, kadn ise alc toprak 'tr. Dahas da var. Kadn ya da Yin, fizyolojik olarak beynin sa yarkresini, yani bedenin sol tarafn temsil ederken, er kek, Yang, beynin sol yarkresini, bedenin sa tarafn temsil eder. Bildiin gibi, beynin sol, yani erkek yarkresi mantkl d n c e ve szel ilevde uzmanlamtr. Eer bu taraf zedelenirse, mesela inme inerse, kii konuamaz ve mantkl dnemez. O y s a eer beynin kadn, yani sa yarkresi zedelenmise, konuma yetisine ve mantkl dnmeye bir ey olmaz. Bu nedenle de Batllar, sol zedelenmelere 'majr', sa zedelenmelere 'minr' tahribat derler. Neden? nk Bat medeniyeti mantk ve szel anlatm zerine kurulmutur; beynin o ilevi, sa krenin ilevinden, yani alglama, mesela mekn alglama, mesela insann kendi bedenini alglamas, sanat yetenei ilevinden daha stn tutulur." "Bat medeniyeti, erkek medeniyet desene! Buyur, buradan yak!" " E , vallahi yle!" dedi Gnay, "nk bak, bu, 'Yang' erkeine yaktrlan dier sfatlar da belirli bir tavra iaret ediyor. Bir kere erkek, gndz, aydnlk; kadn, gece, karanlk; erkek nedensel, kadn, nedensel olmayan ve hemen dolaysyla, erkek, zaman ve tarih, ama kadn edebiyat, zamanszlk, uzay. Erkek analitik, kadn btnlk." "Erkek tmdengelim, kadn tmevarm gibi mi?" "Evet! Erkek akli, kadn sezgisel. Erkek, kant; kadn, yaant." "Bu h e s a p a bizim mantktan snfta kalan stun yazarlarmz dii, David Pavlovi de erkek oluyor!" "Evet," dedi Gnay, "Evet, yle!" Ne diyeceimi bilemedim! "Ben sana bir ey daha syleyeyim," dedi, "Asya'da, slmi277

Coraline

yet de dahil olmak zere tutunabilmi t m dinlerin Yin, yani dii olduunu sylesem ne dersin?" "Allah derim!" Gld, "yle dn," dedi, '"sezgisel, btnlk, ebediyete, zamanszla, uzaya dnk, karanlk, esrarl, analitik, szel ve mantkl olmayan, yazl tarihe itibar etmeyen' toplumlar bizim toplumlarmz deil mi? Ne diyor etin Altan? Efendim, rpc'da armonika satlmadka, Beyolu'nda trafik dzelmez, diyor, deil mi? Nedensellikten yoksun, btnyle mantksz bir iddia deil mi? Ama, sezgisel. Sitra Achra, yani teki taraftan kaynaklanan bir bilgi-" "Sitra Achra?" "Yahudilerin, teki taraf dedikleri. Rasyonel olmayan. Usd." Birden aydm, "David'e onu mu sylyordun?" "Evet! Usdnn ya da Yin'in bizi hareket ettiren enerji olduunu, yaratc g c m z olduunu bir Hasidi veliaht bilmezse kim bilir? Hayr, imdi dnyorum da, babasn fevkalade hakl buluyorum." "David'in babasn m?" "Evet! B e n c e adam srail'e goyim topra derken, erkekletirilmi, yani Batllatrlm, yani kfirletirilmi bir Yahudilik demek istiyordu! nk bak, neden byle dnyorum, biliyor musun,? Siyonizm zaten Bat icad! Siyonizm Avrupal Yahudiler deil, Yemenli Yahudiler deil, Rus Yahudiler deil, Habe Yahudiler hi deil! Siyonizm, Bat'nn bilim ann rndr, yle deil mi?' Laiklii al. Laiklik, hangi tarafa yarar? Beynin sol yarkresine mi, sa yarkresine mi? Erkee mi, kadna m?" "Herhalde erkee," dedim. " B e n c e de yle," dedi Gnay, "imdi bak, Y a n g ' a atfedilen 278

ak,

akli, yaratc, analitik, mantkl,

nedensel,

kantsal,

szel,

bunlar h e p Batllarn kendilerine yaktrdklar sfatlar. Ayn zamanda 'bilim' denen hakikate ulama ynteminin de olmazsa olmaz koullar. Peki, ya Hristiyanlk? Hristiyanlk, bu sfatlarn hibirisiyle badamazd ki! Allah akna, hem mantk l olup h e m de teslise nasl inanacaksn? Nitekim, bilgi a ile birlikte, nedensellik ve mantk, hakikati bulmann biricik yntemi olarak ve giderek artan bir itiyakla kabul grnce, din ekarte edildi. Laiklik denilen dzenleme de bir ara zmden ibaret. Yani aslnda, 'din denen bu ey akll insana gre deil a m a o k istiyorsanz siz buyurun' der gibi bir ey. Papazndan hahamna, imamndan Budist rahibine kadar, hakikate ulamak iin mantki, yani ussal y n t e m d e n farkl bir yntem kullanmaya kalkanlarn tmne ikinci snf vatanda muamelesi yaplr. Kmsenir, yle deil mi?" "Kadnlara yaplan muamele gibi..." "Evet! Ve bence, laisizmin doal uzants, rasyonalizm ile

Coraline

devletin de ayrlmasdr. Feyerabend hakldr. Nasl ki, din ile devleti ayrdk, bilim ile devleti de ayrmalyz. Yani, okullarda fizik, kimya matematik dayatlrken mesela, meditasyona ters baklmasna izin verilmemeli ya da din derslerinin okutulup okutulmayacana karar veren devlet olmamal. Kadnlar bu akma nclk etmeli!" Gld, "Yani okka altna giden yarkre; bizim yarkre, yle deil mi?" "Sana ne demeli, bilmiyorum ki!" "Ya, bak insanlk tarihinde, anaerkillikten, ataerkillie dnlen zaman, ne zaman? Akl, mantk gibi erkeksi elerin ne kt btn dnemlerde, kadim Yunan'da, kadim Roma'da, Konfys in'inde, erkekler 'majr' olup, kadnlarn 'minr'e dnmesi, tesadfi olabilir mi? Ayn ekilde, erkee ait olduu dnlen nitelikleri edinen, yani ak, akli, yaratc, analitik, mantkl, nedensel, kantsal, szel olan kadn, kadn olmay srdremez, nk kadnlk bilgisini, Sitra A c h r a ' d a n gelen bilgisini yitirir ve feminist olur. Feminist, yani Yin suretinde 279

bir Y a n g . Feminizm, A d n a n Hoca'nn Rnesans dergisindeki slmiyet'i gibidir. Kabuk ortada a m a i boaltlm. Bilmiyorum, aratrmak lzm, a c a b a homoseksalitenin artmas da bu dnemlere denk geliyor olabilir mi? nk dnrsen, feminizm, erkee atfedilen niteliklere en az erkek kadar sahip olduunu iddia eden, erkek iktidarna oynamyor mu? Yani, tpk, feminizm gibi, homosekseller de aslnda, kadnn, alcnn, anann, yeryznn, topran, erkek karsndaki malubiyetini anlatmyor mu? Tpk, dinlerin akl karsnda malup dmeleri gibi kadnlar da erkein karsnda malup dtler. Beynin sol yarkresi, sa yarkresine galip geldi. nsanolunun faaliyetlerini sistematikletirme, ansiklopedi kurma, megamakine bunlar h e p erkek-baba ileridir. Ansiklopedi kurduun zaman aslnda yaptn mutlak surette balayc, tartlmaz bilgiler, kurallar btn sunmak deil mi? Bir ynyle de, fevkalade bir despotizm deil mi? Bat'nn kendilerine, bize, btn dnyaya, hepimize ok pahalya patlayan 'dediim dedik'liin esas bu deil mi?" "Toplumda tartmasz belirgin ve dogmatik bir dzenin yerletirilmesi, ve dolabir dzenMegamuhale'doru'larn, kurallarn, daha yasalarn da saysnn

sa yarkreye dikkat diyor. A m a , ben olsam aklmza deil, zek'mza. kurun taban lzm, derdim. Hatta, Y a n g ' a atfedilen nitelie de akl deil, zek derdim. nk, bence, akl, beynin sol ve sa yarkrelerinin btnletii durumda mmkn olur. Yarkrelerden birisi ilemiyorsa, akldan deil, zek'dan bahsedilmeli, anlak anlamnda intelligence denmeli ve eitlendirilmeli: ite mzik zeks, resim zeks, matematik zeks filan gibi. nk, akl hayat z n ararken Yin'i, Yang'dan ayramaz. eriati'yi hatrla. nsann kemale ermesini, Hac'n tamamlanmasn 'ne bilim tarafndan inan ne de inan tarafndan bilimden alkoyulmak' aamasna gelmek eklinde formle eder. Bu servenin, artrdklar dier btn kavramlarla birlikte, Y a n g ve Yin btnlemesi olduunu..." duralad gld, "biliyorum!" dedi. Sitra A c h r a kkenli bir bilgi, sezgi demek istediini anlamtm.

Coraline

"Yin'in sfatlarndan birisi de balantlama'dr," dedi, "Yang nerir, Yin balant kurar. H e p derim ya, Birlemi Milletler'in yeryznde bar salamak iin yapabilecei tek ve en nemli ey, bir kavramlar szl yapmaktr! O zaman, dnyann btn erkek ve dii varlklar birebir eleebilecekleri kmelerin olduunun farkna varacaklardr." "Balantlama deil mi? Hani, kadnlk bilgin yoktu?" " O kadar d a deil, canm!" Deildi, tabii! H e p yaptn yapm, elinde uhu, s a m a sapan bir duvar gazetesi y a p a n bu karln, beni Y a h o v a ' d a n Tao'ya, Gestalt psikolojisine savurmay baarmt yine! Yine de, David'e ilikin deerlendirmesinin ok acele olabileceini dnyordum "Kabala'y bilse bile, ki kabul ediyorum, bilmesi lzm, acaba mesleiyle arasndaki balanty kurabiliyor m u ? " "Kuramamas mmkn deil," diye ban sallad, "Adam Harvard profesr. Her e y bir y a n a Kuhn orada, Bruner orada. Bilimde Kutsal nek olmaktan ktnn farkna varmamas 281

ysyla denetimin artmas," diye "Bydke, leme. yen fetin nsani machine'le glendike

italik'lemeye kopuk, girmeyen, d

baladm,

karmaklaan

ilev ve amalardan rtmeyen, kalba aalanmas, indirilmesi..."

Megamachine. braklmas,

sistematikletirileme-

faaliyetlerin asgariye

toplum

Az n c e kestii kuprn muntazam olup olmadn anlamak iin kendinden uzaklatrm, tek gz ksk, bakyordu, "Yang'n nekrofilik balantlarn dnyorsun, deil mi?" diye mrldand. "Evet," dedim, "bu hesapa, nekrofilya insann iinde var." "Evet, ama, biyofiliya da var. Yin'e, hayat diyen Francis Bacon. Kadnlarn neden d a h a zor yabanclatklar belli, deil mi? 'Aklmza kanat deil, kurun taban gerek!' diyen B a c o n , 280

mmkn m? Kald ki, alternatif psikoloji akmn Msr'daki sar sultan duydu. Bu akmlara ramen, bu akmlar yokmu gibi yapp, i biz Trklere gelince en ilkel yntemleri nasl kullanr? Orientalistlerden bu yana, arpa boyu bir adm ilerlemedi mi bunlar? Bu kadar geri zekl olabilirler mi?" "Kutsal nek", Ankara'da verdii konferansta kulland tamlamalyd. O gn, beni tedirgin eden bu iddia zerinde sonradan bir hayli dnm ve korkmutum. Rodoplu, aklclk diye tanmlad bilimin hakikati bulma yntemlerinden sadece birisi olduunu ve bu yntemin dier btn yntemleri engelleyecek ekilde ululanm olmasnn yanllnn "nicedir" bilindiini sylyordu, "Bilimsellik, bir standart deil, insanln asrlar iinde bulduu bir sr yntemden biri," dedi, "Sadece, biri. Dier yntemlerin varlklarnn tescil edilebilmesi iin 'bilim adamlar'nn jrisinden gemelerinin istenmesi, 'bilim'in deerinin tartlmazlndan deil, Bat rasyonalistlerinin, aydnlarn, dnya zerindeki hegemonyalarndan. Allah, M a o ' d a n raz olsun, Kltr Devrimi'ni balatt da geleneksel in tbbnn, 'bilimsel tbb' nasl solladn grdk!" nsann bir bakas zerinde bask kurmak uruna kendisini bilgiden mahrum etmesinin, "akll ii" olmadn sylyordu. "Uygar insan, kendi kabilesinin geleneklerinin dnyann en iyi gelenekleri olduunu iddia etmeyen insandr. Bu bakmdan, Bat'nn bilim adamlar bende yle uzun boylu hayranlk uyandrmadklar gibi kmsyorum da. Kald ki, Trkiye Cumhuriyeti'nin kurulmas olaynda rasyonelliin oynad roln derecesi, David'in Trk zihniyetini tanmak iin yapt bu aratrmann rasyonalitesi yannda pek snk kalr. Ayakta kalmasn temin iin gsterilen a b a da yle. Biz elbirlii ile memleket kurtarrz." "yi ya ite, bu rasyonel deil! David, bizim 'aydnlar'mzn, rasyonel olmadn pekl da saptam, yanl m?" 282

"Hayr, deil. Ama, dikkat edersen, ben bu aratrma bizim aydnlarn rasyonel olmadn saptamaz demedim. 'Trk zihniyetini aklamaya yetmez' dedim. Aramzdaki fark u: Sen, rasyonalizme tapan 'hayatta en hakiki mrit ilimdir'cilerden olduun iin, byle bir bilgi seni sarsyor. Beni sarsmyor, nk ben ilimi bir sr y n t e m d e n s a d e c e biri olarak gryorum. Trkiye'yi ayakta tutmak gibi bir abann baarl olmas iin rasyonel olmann tesinde bir nitelii olmasn yadrgamyorum. Ve, bilimin 'baarlarndan zaman zaman etkilenmemi de deilim. Tersine, rasyonalizmin, ussal dzenleme, nekrofilik eilimlerinden rkyorum." Bunu anlyordum, a m a rnein stun yazarlarmzn rasyonel olmadklar saptandna gre, Rodoplu'nun nekrofiliye artrdn syledii sosyal sadizmleri nereden geliyordu? "Yabanclama s a d e c e yksek teknoloji toplumlara zg bir ey deil ki canm," dedi, " B u patolojiye birden fazla yoldan gelinebiliyor! Teknoloji ile trnak makasndan te bir ilikisi olmayan bir Trk yazar da, Moynihanlaabiliyor! Bak, burada, trajik olan, rasyonellikten nasibini almam bir sr adave bu yanlgyla birittifaknn farkna mn kendilerini ciddi ciddi aydn saymalar rasyonalizmin ve kapitalizmin su geirmez

Coraline

takm ittifaklara zorlanmalar! M e s e l a ve daha da trajik olarak, varmamalar. Benim sylemeye altm, bizim, hibir eyin hakkn vermeyen bir toplum olduumuz! Srgit, -mi gibi yapan bir toplum; rasyonel mi gibi yapan 'hayatta en hakiki mrit ilimdir' ciler! Ritueller, trenler lkesi dediim bu." " M a d e m rasyonellii kmsyorsun, bu adamlar da rasyonel deil o zaman, aydn denilen kesimle kavgan olmamal!" Sinirlenmeye balyordu, "Fesuphanallah! Y a h u , bak, bir, ussall kmsemiyorum. Beynin vazgeilmez yarkrelerinden birisi olduunu sylyorum. A m a tek bana yetersiz diyorum. Gerekli a m a kfi deil, anlamyor musun? David, olaylara mikro hesap baznda bakyor. Bu bak, Trkiye'nin tarihinden, dilinden, inanlarndan, 283

sezgilerinden gelen bilgisinin ihmali, kmsenmesi demek. Bir yere varmaz. Kald ki, her toplum kendi hayatnn temel elerini kendi bana, kimsenin aracl olmadan gelitirme hakkna sahiptir. Bizim yaz geleneimiz buysa, sayg gstermek durumundalar," derken birden kkr kkr glmeye balad, "Tpk elmalarmza sayg gstermeleri gerektii gibi!" "Elmalarmza m?" "Elmalarmza, ya!" dedi, "Elmalarmza! Bu, rasyonalizm, ussal dzenleme meselesini o hale getirdiler ki, kendi 'us'larna uymayan elmalara bile elma deildir diyorlar!" " N e demek istiyorsun?" " Y a , Mine Ciner diye bir arkadam var. Yllardr Almany a ' d a yaar; Avrupa Topluluu'nda standartlar' tespit eden kiilik bir komisyonun tek yabanc yesi. Biz de o sralar, A T ' y e elma suyu ihra ediyoruz. Sanyorum, ihracat irket de Aroma'yd. Neyse, bizimkiler, tanker tanker elma suyu gnderiyorlar, derken bir gn, Almanlar kapdan ieri koymuyorlar, 'Bu elma suyu deil!' 'Aman, etmeyin, vallahi de elma suyu, billahi de elma suyu!' 'Hayr, deil, nk iindeki niasta miktar bizim tespit ettiimizden fazla!' Nasl olurdu, olmazd, Mine devreye giriyor. Hile yok, a m a elma elma deil, nk standart tutmuyor! Ne oldu, biliyor musun? Mine, tabii, Trk gnl bizim mallarn geri dnmesine izin vermedii iin devreye girdi, arad tarad, talya'nn gneyinde bir yerde, elma olduu tescilli bir elma aacnn meyvesinin suyunun da AT'nin elma belledii elmadan d a h a fazla niasta ierdiini ispat etti de, bizim elma suyu kurtuldu! Bu olayn, telmihinin ne denli tehlikeli olduunun farknda msn? Bu kafann, 'Bizim kyn bulgurunun stne bulgur tanmam,' diyen kynden ne fark var? Ama, klk inanlmaz! Laboratuvarlar, elektronik aletler, burunlarndan kl aldrmayan kimyagerler, vs, vs. Hogeldin, 'aydn despotizmi'! Sana bir ey syleyeyim mi, u benim 'Nereden biliyorsun?' yasas teklifim var ya, bunu Trkiye'den n c e Batllar kartmal!" 284

D a h a sonra, Moritz Schlick'in (1882 doumlu Alman filozofu) kurduu, yeni pozitivist, "Viyana okulu temel ya da mutlak gereklik doktrini kmtr," diyen, bu okul kl Avusturyal Karl Popper, yine Avusturyal Ludwig Wittgenstein zerinde konutuk. Rodoplu, "David'in tanmamasna imkn yok," dedii T h o m a s K u h n ' u n dncesini zetledi. Einstein'n keiflerinin paradigmalar deil, sezgiler zerine bina edildiini hatrlatt. Sonunda, o hayran olduum yar muzip yar hznl ifadesini taknd, "Destarem u c u b b e vu serem her se behem/ Kymet kerdend beyek dirhem izi ken/ nene-desti tu nam- men der lem/Men hi kesem, hi kesem, hi kesem!.." ini ekti, "Hayr, Mehmetiim, Profesr Pavlovi'in halis olduuna inanmyorum. Eer, u kadarck iyi niyeti olsayd, Giritli'nin dizinin dibinden ayrlmazd! O y s a , sen de grdn, Diana'nn ziyaretlerini neredeyse aalyor."

Coraline

Mevlana'dan bir rubaiydi tekrarlad: "Sarm, cppemi, bam; n, birlikte deerlendirdiler/bir dirhemden de az bir deer verdiler/Sen dnyada benim adm hi mi iitmedin? Hi olmu biriyim, hiim ben, hiim ben." David'in, halis olup olmad bir yana, rubaiye ardm. "Hiim ben," diye glmsedi, "'hilik' kavramnn Bat'nn psikolojideki yerini dnyordum. Hani vardr ya, bildiimiz zaman aan, rasyonel d n c e y e yer vermeyen zihinsel faaliyet biimi boluk, 'hilik' durumu. Zannedersin ki, bir Batl psikolog s a d e c e bunu renmek iin Trkiye'ye gelmeye can atar. Ama, yle deil! Seyfettin hsani dururken, M e h m e t Barlas' inceliyor adam! Herhalde, Allah bizi korumaya devam ediyor." "Nasl yani?" Prof. Sernea'ya sylediklerini tekrarlad, "Brak, onlar sol yarkre ile idare ededursunlar, zgn glerimiz bize kalsn!" 285

"Bunun iin mi bir ey sylemedin a d a m a ? " "Evet," dedi, "Bata bu, sonra, dediim gibi David, halis deil. Bence, Diana ok d a h a sahici!"

Coraline
VI
Seyfettin hsani'nin Diana'ya dris ah'n son kitabn skmesi iin yardm ettiini sylemitim. dris ah'n kim olduunu o zaman bilmiyordum, a m a o gnden sonra insann ilgilendii bir kelimeyi koskoca gazete sayfasnda hemen tanmas gibi bir ey oldu ve ben bu isme h e m e n her yerde rastlar oldum. Anladm kadaryla dris ah, Londra'da yaayan bir mutasavvft. Modern psikolojinin kurucularndan saylyordu. Diana'nn o n a duyduu ilginin nedeni, yazarn Diana'nn dris .ah'n kitaplarn (alt-yedi tane kadar vard) elinden drmyor olmas, Rodoplu'nun David hakkndaki dncelerini doruluyor gibiydi. Zamanla, Trkiye'ye kadar gelmi bir bilini adamnn, Giritli gibi bir hazineye lakayt kalabilmesine de 286 287

anlam veremez oldum, ta ki, David'in Diana'nn srar ile gittikleri ebi arus'dan sonra K o n y a hakknda sylediklerini duyana kadar. n c e , profesrn K o n y a izlenimlerini hatrlataym, daha sonra da, bu gzlemlerinin Seyfettin hsani'yle ilgisini aklamaya alaym. Syledikleri uydu: "Mevlana'ya gitmeden n c e 1840'ta Konya'y gezen bir seyyahn anlarn okudum. Yazar, ehre gzel bir ta kapdan girdikten sonra kendilerini viranelikte bulduklarn sylyor. Zamann modern yaplar ounlukla kerpimi. Evler dklyormu, camiler terk edilmi, minareler yklmm. nsanlar, ahr gibi sefil ykntlarda yayorlarm. Doal olarak bu durumda ileri bir tarihte gerekleecek kalknmaya temel ya da model tekil edecek sokak gzerghlar, kenti bir arada tutacak, ehrin slubunu belirleyecek meydanlardan bahsedilemez. Korkarm Trkiye'de kalknmann sreklilii yok. Kerpi kulbelerden, beton ynaklara geilmi. Iklandrmay aln, Mehmet Bey, s o d y u m lambalara gaz lambalar aamasndan gemeden ulatnz iin olacak, demir sacayaklarn dikip stne ampuller ylm. Ya da, artk restore edilmi hemen her konan bahesinde grdm, beyaz boyal zavalazingolar var. B o y a bir yla varmadan kabaryor. Kaldrmlar atlyor, asfaltlar kyor. o k ackl." Bundan anlamamz gereken, David'in okuduu yazarn da ebi arus'la ilgilenmi olduu ve yz altm yl ara ile yaplan gzlemlerin ikisinin de Mevlana'ya kyor olmasyd. D a h a da akas, izilen resim, Rodoplu'nun demesiyle, "bok iinde b a d e m hanm ayinleri dzenleyen bir Mevlna" resmiydi. Ve tabii bu durum, insanlarn sefaletten kurtarmaktan aciz bir zihniyetin, ark kafas'nn, dnya gereklerini bir yana brakp, br dnyaya dnmesi, ocuklar beslenmeden kvranrken, hayallere dalmas gibi, aalanmay hak eden bir durumdu. Hal byle olunca, Pavlovi, " N e am'n ekeri, ne Arabn yz!" misali, Mevlana dahil hibir "mystic" ile zaman kaybetmek istemiyordu. 288

"Adamn tutumunu artc buluyorsak, ona, Amerikal olmasndan kaynaklanan birtakm stn vasflar atfetmemizdendir," diyordu Gnay, "Hani, yani, Trk psikologlarnn tasavvuffu hatmettiklerini de grmyoruz." Diana'nn anlatmasna baklrsa David, balangta, ebi arus'a, gayretli bir turistin iyi niyeti ile yaklam, ne olmusa ayin srasnda olmutu. "Derviler d n m e y e baladlar," diye anlatt, "hzlandlar, hzlandlar; o kadar ki, sadece eteklerini grebiliyordum. Ne kadar zaman geti bilmiyorum, nasl oldu onu da bilmiyorum, aralarndan birisi birden haykrarak yere dt. Trans halindeydi. O n u alp gtrrlerken, birisi d a h a ykld. Bu noktada David, artk dayanamayacan, kalkmak istediini syledi. Yz bembeyaz olmu, terlemiti. Bir an kalp krizi geirdiini sandm!" "Salon scak myd?" " Y o , hayr," dedi Diana, "Paltolarmzla oturuyorduk. Her

Coraline

neyse, ak havaya ktk. Biraz yrdk, 'Sihir, ebced, snuhast, uruc!' diye sylendi, 'yle eylerden holanmyorum.' Tepkisinin ar olduunu d n d m syledim. Sinir krizi geirecek hale gelmi olmasndan m a h c u p olmutu, anlyor musunuz, gld, a m a hl sinirli olduu belliydi, 'Mulaklktan holanmyorum,' diye aklad. 'Memmen bilgiler istiyorum.' Sonra bana dnd, 'Senin o dervi locasna yaptn ziyaretlere aryorum!' dedi, o, tekinsiz kitaplar yutman hayretle seyrediyorum!' imdi, dris'in kitaplar zordur, a m a tekinsiz olduklarn hi dnmemitim. Bakn, imdi ben ocukken mrebbiyem Mrs. White geceleri bana okurdu. Bana sunduu dnya, ktlklerle dolu bir mayn tarlas gibiydi. Tanr fkeli, her yer tehlikelerle doluydu. David memmen bilgilerden bahsediyor ya, well, m e m m e n bilgi diye bir ey yoktu. Dehet verici bir bulmaca! Evet, dnya, dehet verici bir bulmacayd. David, Sitra A c h r a tarafndan tehdit edilmekten holanmadn sylyor. 289

Sufilerin ounlukla korku dolu olduklarn, kendisinin ise korkmak istemediini sylyor. Ik istediini sylyor. A m a k, hakikati bulmaya yetmeyebilir, deil mi? Nasrettin'in hikyesindeki gibi, sokak lambasnn , senin karanlk bodrumda kaybettiin yz bulman salamaz. Bakn, ben ocukken bir rya grdm. Fizikte h e p ktydm, biliyor musunuz? te, yine byle bir snav ncesiydi. Ryamda ben, bir labirentteymiim, kmaya alyorum. Labirent koridorlarnn duvarlarnda formller yazlyd. Graffiti gibi, yzlerce fizik forml. Hepsinin altnda oklar vard. Ben, oklar izliyordum. Saatler gibi grnen bir zaman sonra, bir byk yola geldim. Bu yolun ortasnda byk harflerle ' L M ' yazlyd. Mesaj anlyor musunuz? Bilimin lmle sonulanacan sylyordu." "Potok okuru? Ne hakszlk!" (Bu, R o d o p l u ' y d u ) "Evet, bilime hakszlkt," dedi, Diana, "Ama, benim duygularm sylyordu. Bunu size aklayabilir miyim bilmiyorum, ama ktlk gibi bilimin de David'in Sitra Achra'sndan geldiini hissettim. Einstein, keiflerinin arkasndaki itici gcn akl deil sezgileri olduunu sylyordu. Nazilerin teorik fizie 'Yahudi fizii' demelerinin nedeni de buymu. Hitler, Y a h u d i fiziini istemedii iin atom bombasn yapan biz olmutuk. A m a ben, bende sakl olana ram olmak istemiyordum. Anlyor musunuz? l m e gtren bilgilere deil, y a a m a gtren bilgilere erimek istiyorum. Ve bence, David'in babasnda da var." " A m a David, yle dnmyor?" "zerinde dnmeyi reddediyor diyelim." Rodoplu, bana bakt. Diana'ya dnd, "Evet?" Bunun nasl bir dn olduunu anlatmam lzm. Dayanlmaz biimde srarl bir dnt. Diana'y bildiini anlatmaya zorlayan bir dnt. nanmasnn zor olduunu biliyorum, 290 sufi'lerde bu bilgiler var.

ama adeta hipnotik bir alan yaratt ve kadnn bu alann ekimine kaplmasn salad. "Bir geceyars, Rabin Levi'nin oluyla konutuunu duydum," diye balad, Diana, "Karanlkta konuuyorlard. Kaynpederimin sesinde neredeyse seksi diyebileceim bir ekicilik vard," 'Niye korkuyorsun, olum?' diye fsldyordu, 'Sanry geree tercih etmen mmkn m? Dinle. Irkmzn tarihinde hibir dnemde bu yzyldaki gibi dehalar yetimedi. Senin kuan ve senin ocuklarnn ocuklar, bu devlerin tohumundan. Onlar, Tanr'nn armaanlaryd. Bu miras reddetmenin nedeni ne? Neden kayorsun? Bir ana kuca gibi scak ve aydnlk olan karanlktan kamak neden?' Israrl, yumuak bir ses tonuyla konuuyordu. Mezardan ya da sonsuz kinattan gelen bir ses gibi, anlyor musunuz? Soukta durmu, rperiyordum, ayaklarm plakt, betona basyordum. A m a kprdayamyordum.

Coraline

'Gerek seni rktyor mu?' diye srdrd, 'Dinle, bir Yahudi d n y a y a Talmud ve Kabala'dan d a h a iyi ne verebilir? Yoksa, karanlk senin iin ar keskin, ar kl m? Gerek, zalimdir, olum. Gerek, zalim sorular sorar. Syle, daha ne kadar kaacaksn?'" Gnay'n, Trkiye'ye kadar, Trkiye 'ye kadar. diye italik 'lediini duydum;

'"Neredeyse sabah olacak,' diyordu, 'Sabah olacak ve sen yine sanrlarna kaplacaksn. Niyetim sana eziyet etmek deil. Ama, sen benim olumsun. b r tarafa duyarlln olduunu biliyorum. Bizi terk etme. Bir anlamaya varabiliriz, sen ve ben. A m a varamazsak, ok yaknda bizden nefret edeceksin. u anda iinde olan saygl korku da gidecek ve sen sonsuza dek kaybolacaksn.' D a h a sonra yalvarmaya balad, 'Dn, David, olum. Mtalaa et. Karanlkta erdem vardr. Ik, senin yolunu artan bir bela olabilir. Karanln klarna ihtiyacn var.' 291

imdi anlyorsunuz deil mi G n a y Hanm, kaynpederim er'den bahsetmiyordu. Bu kadarn anlamtm. er'den bahsetmiyordu, ama onun kadar gl baka bir eyden bahsediyordu," "Tevrat'n kapal anlam olmal," dedi Rodoplu, bana dnd, "Hani, vardr ya, harfi anlam deil de, kapal anlam." "Olabilir," dedi, Diana, "Her neyse sonunda, 'Sana gerein ykn yklemeye geldim, olum,' dedi Rabin Levi, 'Neden korkuyorsun hl?' te, o anda, David'in sesini duydum, yaral bir hayvan gibi hrldyordu, 'Git! Git, baba! Benden uzak dur!' Ayaa kalktn duydum, 'Hibir anlama olmayacak! G i t ! ' " G n a y ' a baktm, dizlerini gsne ekmi, hafif hafif sallanyordu, Zavall David, diye italik'ledi, Zavall kk adam!

Sklm gibi birden ayaa kalkt, "Neyse, bo ver," dedi Diana'ya "David, ne ilk, ne de son inkarc olacak!" "Sana gre hava ho!" dedi Diana, "Senin tuzun kuru! Ya ben ne y a p a c a m ? " Gnay, bir an duralad, sonra yzn kocaman bir tebess m kaplad, "Eveeet!" dedi "Gerekten haklsn! Bize gre hava ho! Ve bu defa bizim tuzumuz kuru!" ncili Kaftan' oynuyordu yine! Mustafa Dlger'in dekan, Emin ertek gibi bir adamn dekan yardmcs olduu bir memlekette bizim tuzumuz kuru olabilir miydi? "Bir de yle dn," diye italik'ledi, Gnay, "Dlger, bu aratrmaya izin vermedi. Nedeni, br taraftan kaynaklanan bir bilgi olmasn? Bir tr nefsi mdafaa?" "Neyin pahasna?" diye c e v a p verdim, mmz var? "Ka tane bilim adada, Freud'u da!

"Demek, kaynpederin olunu sonsuza dek kaybetti?" diye mrldand, " A c a b a David neden bir tr anlamaya yanamad?" " N e demek istiyorsun?" "Sylediin kadaryla babas o n a anlama teklif etmi," diye hatrlatt Rodoplu, "Yahudiliin rasyonel bir toplumda barnamayacann farkndaym. nerdii anlama da, hi deilse, tali bir unsur olarak ayakta kalmasn salamak amacn gtm. Bizde ebi arus'a izin verilmesi gibi." Anlamadmz fark etti, "Canm, rasyonalizm ve kapitalizme dokunmad srece izin vermezler mi? Babas da David'den, hi deilse Giritli kadar olmasn istemi. A m a anlalan profesr, buna bile raz deil!" "Hayr, deil," dedi Diana, " S a d e c e grdne inandn sylyor." "Bence, bu doru deil," dedi Rodoplu, "Bence, inandn gryor. Test ettii hipotezleri 292 dorulamasna baksana!"

Coraline

Sitra Achra, Einstein' durdurmam. Marx' Bizimkiler niin durduruyor?" Biz, italik'lerken, Diana'nn sesi ykseldi,

"Soruma c e v a p vermedin G n a y Hanm, ben ne yapacam? Herkese ne yapmalar gerektiini sylyorsun, bana da sylesene!" Buradaki "herkes" afak z d e n ' d i tabii. Beni, kadnn sesindeki sitem artt! " y l e deil mi, Mehmet B e y ? " diye bana dnd, "O ie yaramaz h d e yardm ediyor. B a n a niye etmesin?" "Yani!.." gibisinden bir eyler mrldandm. Rodoplu, Diana'ya dnd, "Beni, rasyonel buluyorsun, deil mi?" "Ahhh! D a h a o k bir ak hastas!" dedi Diana, "Ama, ltfen zlme, bu hastalk en iyilerimizin bile bana gelebilir!" " Y a sana, zgr bir toplum yaratmak iin hdklk dahil, her gelenein eit haklara sahip olmas gerekliliine inand293

m sylersem? Ya sana, biz entelektellerin zel ve zellikle de pek agzl bir grup olduumuzu, zel ve zellikle saldrgan geleneimizi haince kullandmz kantlarsam? Hdkler de dahil olmak zere, topluluklarn her eyi bilen bir kk klik tarafndan ynetilen koyun olmadklarn hatrlatrsam? T o p l u m a ilikin nihai kararlarn, afak zden'lerin eline braklmas durumunda baar ansnn azalacana inanmadm sylersem? Ve son olarak sana afak z d e n ' e ' hdk' dedirten kendini beenmiliin, kocanda ikyet ettiin 'banazlk' olduunu gsterirsem?" fkeli deildi. Kzgn bile deildi. Yznde o ok iyi tandm ifade vard: Dnyann ktye gittiini gren ama gidiat durduramayacan bilen insanlarn hznl ifadesi. Diana'nn, afak'n o n a el att geceyi dndn ikimiz de gryorduk. "Ben, sana o geceyi akladm," dedi Gnay. Bilerek mi yapt, bilmiyorum, ama sesinin az n c e Diana'nn tarif ettii sese -kaynpederinin sesine- benzediinden eminim! "Ah, Mrs. Pavlovi! Sana onun yeil elma, kekik ve tarn koktuunu nasl anlataym? Sirkeci Gar'nda ter iindeki ban hurcun zerine koyup, alaya alaya uyuduunu nasl anlataym? Dev gibi boyun ve olmadk giysilerinle ve yllarca lkemin sorunlarnn nedeni olarak grdmz bir gelenein mridini dzerek intikam almak isteyebileceini d n d m sana nasl anlataym? Trk erkeklerinin Alman karlarn becerdikleri zaman, onlar, yani Batllar, 'atklarna', onlara galip geldiklerine inandklarn nasl anlataym? Bazen, afak zden'in beni dzerken, benim snfm dzdn hissettiimi ve dahas, O N A H A K VERDM nasl anlataym? Anlatamam ki! Nasl anlataym!" Gnay'n sesi yava yava snerken, Diana haykrd, "But, but, this is absurd!" " G r m y o r musun, bu bilgi de Sitra Achra'dan!" diye g294

lmsedi Rodoplu, "Ve senin rasyonel sorgulamana dayanamayaca iin aklanmad! imdi, bana neyin peinde olduunu syle. Bakalm, yardm edebilir miyiz?" "David eve dnmek istiyor. Ben istemiyorum. Trkiye'den alacam almadm. Daha deil!"

Coraline

295

banka hesab, kredi kart, sigorta ve cinsi) soruluyordu. Bunu, yiyecek-iecek alkanlklar izliyordu: rnein, zeytinya kullanlyor mu, st iiliyorsa, ne sklkta ve ak m, karton kutu mu, ie mi? (Yani pastrize kavram yerlemi mi? Paketlenmi meyve suyu iiliyor mu?) Efendim, ampuan, deodoran, vcut losyonu, sa spreyi, jlesi, kp, briyantin, limon kullanlyor mu? Kadn kokusu, parfm kullanlyor mu; tra kremi, sabunu, kp, 'after shave', erkek kokusu, 'eau de toilette' kullanlyor mu? Di temizliinin yaplp yaplmad, yaplyorsa, fra, di macunu, di ipi, krdan, gargara kullanm zerinde zellikle duruluyor; di temizliinin hangi zamanlarda yapld soruluyordu: S a b a h kalknca, kahvaltdan sonra, le yemeinden sonra, pastrma/sucuk yiyince, gezmeye giderken, akam yemeinden sonra, akam gezmeye giderken, g e c e yatarken. " Y a a m biimi"ni saptamay hedefleyen bu sorulardan sonra, "deerler" sorular balyordu. rnein, insanlarn halen yaptklar ya da yapmak istedikleri ilerden beklentileri neydi? Alt alta sralanan muhtemel cevaplardan tanesini semeleri isteniyordu: Sayg uyandrc bir i mi? Ksa srede ykselme olana olan bir i mi? T o p l u m iin yararl bir i mi? Yksek cretli bir i mi? Kendisine ve ailesine yeterince zaman ayrabilecei bir i mi? U z u n dnemli bir i gvencesi mi? Byk ve tannm bir kuruluta bir i mi? Kendisini gelitirebilecei, bir eyler renebilecei bir i mi? Baar hissi duyabilecei bir i mi? "Deerler" sorularnn ikinci ksmnda birtakm cmleler sralanyor, denekten bunlara katlp katlmadnn belirtilmesi isteniyordu. yle: "Eer ok alrsam, Trkiye'de iyi bir i sahibi olabilirim." "Trk aile y a a m scak ve tatminkrdr." "Okullarda ahlki ve dini deerlere nem verilmelidir." "Trkiye 1950 ncesi d a h a iyi ynetiliyordu." "Kendim iin yaamak istiyorum, ailem ya da bakalar iin deil." "ocuklar bydklerinde anne ve babalaryla u y u m ierisinde olmaldrlar." 297

Coraline
VII
Meselenin aa kmasn David'in 'Trk zihniyeti* aratrmasnn ikinci aamas hzlandrd. R o d o p l u ' y a da anlatt gibi, bu bir s a h a aratrmasyd, yani on sekiz-elli be ya grubunda, tesadfi rnekleme yntemiyle seilen Trklere birtakm sorular sorulacak ve bu sorulardan yola klarak "zihniyetleri" belirlenecekti. Aratrmann birincil varsaym, "tketim ekli" ile "zihniyet" arasnda birebir iliki olduuydu. Dolaysyla, insanlara her eyden n c e sahip olduklar (oturduklar evin cinsi, mlkiyeti, buzdolab, renkli TV, siyah-beyaz TV, radyo, video gsterici, video kaydedici, mzik seti, frn, elektrikli sprge, bulak makinesi, merdaneli amar makinesi, telefon, otomobil, 296

"Trkiye'nin arad; huzur, birlik ve beraberliktir." " B e n c e lml olmak riske girmekten d a h a iyidir." "Bence, Trkiye Batl olmak iin ok ey renmelidir." "TV'nin ocuklar zerinde olumlu etkisi var." "Yeni dnceler geleneklerden d a h a nemlidir." "Genler yallara gre d a h a o k Batllara benzemeye alyorlar." "Krtaj serbest olmaldr." "ocuklar d a h a bamsz ve ak grl yetitirilmelidirler." "Benim iin evlilik ncesi cinsel iliki doaldr." "Kendimi annem ve babamdan olduka bamsz hissediyorum." "Evli kadnlar evlerinde oturmaldrlar." "Ailemden ayr kalmaktan holanmam." "Bence deerlerimizi hzla kaybediyoruz." Hemen arkasndan: "u anda en byk sorununuz v e y a endieniz nedir? a) Bamsz olup yaamm plnlayamamak, b) Bir yere gelememek, istediklerimi bir trl elde edememek, c) Gelenekler tarafndan kstrlm olmak, d) Sorunum yok. Hemen arkasndan: "Anne ve babalarn en nemli grevi ocuklarna... a) Bamsz ve ak grl olmay retmek, b) Dini gelenekleri retmek, c) En iyi eitimi almalarn salamak, d) Anne ve babalarna kar itaatkr ve saygl olmay retmek. Hemen arkasndan: "Benim iin nemli olan (I)... a) Adil olmak, b) Sadakat, c) Onurlu olmak, d) Uyumlu olmak. Benim iin nemli olan (II)... a) Grn ve itibar, b) Kiisel inanlar. Benim iin nemli olan (III)... a) Yardmseverlik, b) Bamszlk, c) Meydan okuma. Pavlovi'in on sekiz-yirmi be ya grubuna zel sorular da vard. Bunlarn bir ksm, rencilere ynelikti ve "Katlp katlmadnz belirtin" diye balyordu: "Okulda yksek not almak iin abalarm." "Ders almaktan o k hobilerimle ilgilenirim." " N e kadar ok alacam okul/i arkadalarma gre ayarlarm." "Entelektel (aydn) deerlere nem veriyorum." "Bir ey yapmay, dnmek ve hayal kurmaktan daha ok severim." "Yaratclm gelitirmek isterim." "Yapmay aklma koyduum bir ii baarmak konusunda yeteneklerime gveniyorum." 298

kinci soru takmna, renci olsun olmasn, tm genler c e v a p verecekti. yle, "Katlp katlmadnz belirtin: 'Trkiye'de iyi bir eitim grmek iin zel okula gitmek gerekir.' 'Eer ok alrsan, Trkiye'de iyi bir eitim grebilirsin.' 'retmenlerin szn dinlemek anne babann szn dinlemekten d a h a nemlidir.' 'Avrupa ve Amerika'daki okullar Trkiye'dekilerden d a h a iyi.' 'Bizde retmenler, rencileri kontrol edebilmek iin disiplini salamak zorundalar,' 'Okullarda rencilerin kiilikleri ve yaratclklar gelitirilmiyor.' 'yi bir i istiyorsanz o k almalsnz.' 'yi bir i istiyorsanz, evre edinmelisiniz.'" Genlerin gelecekleri ile dncelerini saptamay amalayan sorular, "Hayattaki en nemli amalarnz nelerdir?" diye sorulmutu: "Evlenmek", "Evlenip o c u k sahibi olmak", "Zengin olmak", "Canmn istediini yapmak", "Yeteneklerimi gelitirmek, bilgimi arttrmak", "Anne ve b a b a m a minnettarlm gsterip, onlar mutlu etmek", "Bakalarnn nne gemek", " H o u m a giden bir ii yapmak", "Aileme gre koullarm d a h a iyi hale getirmek." T o p l u m a ilikin deerlerin saptanmas iin u cmlelere katlp katlmadklar soruluyordu: "Kendim iin yaamak istiyorum, ailem ya da komularm iin deil." "Trk yaam biimini tmyle savunuyorum." "Trkiye'nin modern bir sanayi lkesi olmasn ok istiyorum." "Trkiye'nin ekonomik ve sosyal geliimi konusunda iyimserim." "Biz Trkler ekip almasndan anlamayz." "Trk iadamlar mesleki adan yeterince yksek standartlara sahip." "Bizler ailemiz ve yaknlarmz iin kurallar bozabiliriz." "Son yllarda lkemizde inanlar hzla deiiyor." "Trkiye Batl olmak iin ok ey renmeli." "Deerlerimizi hzla kaybediyoruz." "Trkiye Dou'yla Bat arasnda skm durumdadr." "Trkiye Ortadou lkelerinden daha stndr." "Trkiye birok Avrupalnn dndnden d a h a gelimi bir lkedir." "Avrupa'nn Trkiye, zerindeki et299

Coraline

kisi A B D ' n i n etkisinden daha gldr." "Trkiye her zaman Mslman kalmaldr." "Avrupallarn Trklere gre d a h a karmak dnce biimleri var." "Trk doduuma memnunum." "Yabanc rnleri yerlilere tercih ederim." 'Trkiye baka lkeleri dikkate almadan kendi karlarn korumaldr." "Yerli rnler Amerikan ve Avrupa mallar kadar iyidir. " "Yaamm yabanc bir lkede geirmek isterim." " A B D , eitlik anlay asndan ok nemli bir lke." "Avrupa'dan teknoloji konusunda reneceimiz o k ey var, a m a nasl yaanlaca konusunda deil." "Yabanc lkeler konusunda bilgi sahibi olmak beni fazla ilgilendirmiyor." "Amerikallar Avrupallardan daha fazla beeniyorum." "Biz Trkler gittike daha fazla uluslararas kimlik kazanyor ve yabanc deerleri paylayoruz." "Genler yallara gre ok d a h a fazla Avrupallara benziyorlar." "Hayatta baarl olmak iin bireyci olmak o k nemlidir." "Trkiye Avrupa'dan ok farkl olan geleneklerini koruyacaktr." "Amerika'da yaamay tercih ederim." "Trkiye d a h a fazla dine ynelmeden geleneklerini koruyabilir." "Trkler kendilerinden stn olanlara o k daha fazla sayg gsteriyorlar." "Ykselen Deerler"i aratran sorular, ayr bir b l m d ve yine denekten katlp katlmadn belirtmesi isteniyordu: "Benim kuam iin bamszlk, anne babamn zamannda olduundan d a h a nemli." "nsanlar bakalarn rahatsz etmedikleri srece istediklerini yapmakta ve sylemekte zgrdrler." "Benim kuam iin bireysellik, anne babamn kua iin olduundan d a h a nemli." "alan ama aileleriyle birlikte yaayan genler, paralarn diledikleri gibi harcamakta zgrdrler." "Ailem doru, ben yanl dnyor olabilirim, a m a benim iin nemli olan kendi kendine karar vermektir." "Bakalarnn onaylamad eyleri yapmaktan holanmam." "Yallar sadakat ve namus meselelerinde hl ar dnyorlar." "Aile b a l a n bugn eskiden olduundan daha nemli." "Ailemden ayr kalmaktan holanmam." " G e n i aile her eyden daha ar bir yktr." "Benim kuam, anne babamn300

kine gre bakalarnn dncelerini ve yaptklarn daha kolay kabul etmektedir." " G n m z d e otoriteye daha az nem veriliyor." "Benim kuamda kadn-erkek ilikileri anne baba mn kuanda olduundan d a h a ak ve kolay yrtlyor." "Evli kadnlarn almas doal ve moderndir." "Kadn haklar bo lftr." "Hibir zaman ailenin fikirlerine aykr davranlmamaldr." "Anne babamdan o k arkadalarmn fikirlerine uyarm." "imdi anne babamn zamannda olduundan daha fazla cinsel serbestlik ve kaytszlk var." "nsanlk iin bir eyler yapmak nemlidir." " B e n c e kadnlar erkeklerden daha eit olmal." "Din konusunda kii ailesini takip etmelidir." "Gnmzde geleneklerimize yeterince sayg gsterilmiyor." Ve nihayet, "Trkiye... a) Batldr, b) Neredeyse 'Batldr,' e) Kendisine has bir yaps vardr, d) 'Batl' olmaktan kanlmaldr." Bu ilere aina okurlar iin, Profesr Pavlovi'in almasn "tipoloji aratrmas" diye nitelendirdiini sylemeliyim.

Coraline

"Benzer hayat grleri ve beklentileri olan bireyleri ayr ayr tipler altnda toplayarak inceleyen bir sosyolojik zmleme yntemi," diyordu. Trkiye apnda, 2200 kiiyle yz y z e grmek suretiyle anket yaplacak, Trkiye toplumunu hangi 'tip' insanlarn, ne lde oluturduu ortaya kacakt. Anketrlerin byk ounluu, Profesr Pavlovi'in SBF'den rencileriydi. Bir ksm da bizim yardmmzla bulundu. almalarn byk ksm, Bebek'teki evden ynetildi. Bunun bir nedeni, Dekan Dlger'in merakl baklarndan kanmak, dier nedeni de Diana'nn zamannn byk ksmn Nesibe'nin Arnavutky'deki gecekondusunda geiriyor olmasyd. (Unutmadan, u n u da eklemeliyim ki, az n c e sraladm sorular, okura aratrmann derinlii hakknda fikir verebilmeyi amalyor. Soru formunun kendisi o k d a h a ayrntl ve uzundu.) David'in aratrmalarnn iine "dtm" sylemitim. Gerekten de, stun yazarlar zerindeki ilk blm biliyor olmak, ihtiyac olan arkadalara i bulmak dncesiyle Da301

vid'in anketr kadrosunu kurmasna yardmc olmak derken, kendimi iin iinde buldum. lk sonularn gelmeye balad gnlerden birisiydi. leden sonra uradmda, David, smail'le birlikte anketlerin zerinden gidiyordu. Bu smail, -iran'n amcaoluydu. Gnay, "Herkes kadar yapabilir, stelik paraya ihtiyac var,"- David'e iyilik olsun diye yapyormu gibi nadan bir tavr taknd iin, herkesi adamakll zorlamt. Yine de, aratrmaya ilikin ilk tutarl itirazlarn ondan geldiini itiraf etmeliyim. unu da sylemeliyim ki, 'rasyonel' demek istemediim iin 'tutarl' diyorum. nk bu aratrma biz Trklerde, her eyden n c e mahremiyetimize tecavz edildii eklinde bir sknt uyandrd. Elin Amerikalsnn gelip, bizim alkanlklarmzdan, inanlarmzdan oluan beeri haritamz karmasndan hi holanmadmz gibi, bu bilgileri elde edeceinden kuku duymadmz CIA'nn, ellerimizle teslim ettiimiz veriler zerine yaplandraca komplonun olas boyutlarna dair trl fikirler rettik. i brakmak ya da verileri y o k etmek gibi dncelere kapldmz da oldu. A m a dorusu, byle eylem koymann nafilelii ortadayd ve sonuta 'bakalm, ne kacak?' eklinde bir akademik h e y e c a n a kapldk. smail, hari. smail, d a h a balangta, soru formuna tavr koydu. Mesela, hatrlyorum, "Trk aile yaam scak ve tatminkrdr. Katlyor musunuz?" sorusuna omuzlarn silkti, gzlerini gzlerime dikti, "Trk aile yaamn bilmem," dedi, " B e n Krdm." "Trkiye 1950 ncesi daha iyi mi ynetiliyordu?" sorusuna cevab, "Bize gre Trkiye hibir zaman iyi ynetilmedi." Okurun tahmin edebilecei gibi, sra "Trk d o d u u m a m e m n u n u m . Evet mi? Hayr m?" sorusuna gelince ipler toptan koptu. smail, aratrmay "Trk burjuvazisi aratrmas" diye nitelendirdi, bir tr 'detant' tavr gelitirdi ve rahatlad. David, Krt meselesiyle tant. 302

(Burada h e m e n sylemeliyim ki David, Krt derneklerinin cevaplarn -benim iin esrarn hl muhafaza eden!- bir formlle arlklandracan, s o n u c u n sapmasn nleyeceini sylyordu) Bana gelince; bu tr aratrmalara kar ciddi pheler gelitirmeye baladm. smail'e hak vermemek mmkn deildi. Kald ki Gnay'n da syledii gibi, aratrmann bir de zaman boyutu olmalyd. Yani, bu aratrmadaki sorularn her birine c e v a p verebilse dahi insanlarn "ncelikleri" hesaba katlmad iin beeri harita kartmak diye bir ey mmkn olamazd. "Bak, dinle," diyordu, "adam di m a c u n u da kullansa, efendim, dokuz hoparlrl setinden sabahtan akama B a c h da dinlese, aratrmann yapld andaki ncelii nemli. Bu aratrma, smail'in b t n bu alkanlklarnn t e s i n d e P K K ' y a yardm toplayan bir Krt milliyetisi olduunu saptayamyorsa, izdii beeri haritann entelektel mastrbasyon olmasndan te, ne gibi bir yarar, d a h a dorusu zarar olabilir? Ayn ekilde, evinde di m a c u n u ya da zeytinya bulunmayan bir kadn demek,, eer ayn a n d a Armutlu'da denize nazr bir gecekondunun kerpicini youruyorsa ve bunun telmihi gzard ediliyorsa, bu aratrma kime ne syler? Btn bu tantanann, akademik saygnln, parann pulun, bizim elma hikyesinden ne fark var? Brak, David ya da CIA elensin elenebildii kadar!" O gn olanlar anlatmadan n c e , bu aratrmann sonularn zetlemeliyim, nk ilerde greceiniz gibi, David-DianaNesibe ilikisinin gelimesinde hi beklenmedik etkisi oldu. Cevaplarn kodlanmas, bilgisayar girileri, "faktr ve cluster" analizleri gibi bana btnyle yabanc bir dizi ilemden sonra, David, Trk toplumunun alt almlar olmakla birlikte esas itibariyle "dinci muhafazakrlar", "geleneki muhafazakrlar" ve "liberaller" olmak zere kmeden olutuuna karar verdi. Bunlardan ilki, Trk toplumunun "Osmanl ekirdeini" temsil eden, "merkez" mahiyetindeydi ve dier ikisi bu 303

Coraline

merkezden uzaklamay, yani Trkiye'nin "modernleme" srecini aklyordu. Profesr'n notlar yleydi: "Trk toplumunun, yzde 28'ini 'dinci muhafazakrlar', yzde 45'ini 'geleneki muhafazakrlar', yzde 27'sini ise 'liberaller' oluturuyor. 'Dinci muhafazakrlar', DP-AP-ANAP-DYP siyasi izgisinin temel direidir. ounlukla ilkokul mezunu, 35-45 yalar arasndaki bu kme, byk ounlukla ifti, esnaf, zanatkr ve ofrlerden olumaktadr. Byk ounluu ev sahibidir ve elektrikli ev eyalarn l kabul edersek, hayli varlkl olduklar grlr. Dinci muhafazakrlarn evin erkeinden talep ettikleri, 'tedarik edici/koruyucu/baba' rol, Trklerin 'devlet' kavramyla da rtmektedir. Bu kme iin, devlet, kesinlikle 'baba'dr ve baba gibi muamele grmeli ama ocuklarnn refahn da salamaldr. Bu balamda, devlet memurluu, zel sektr memuriyetine tercih edildii gibi, devletin fabrika kurmas, zel sektrn fabrika kurmasna tercih edilir. Bir dinci muhafazakr, kendisine M s l m a n diyen kiinin, dinin gerektirdii ibadeti eksiksiz yapmas gerektii dncesindedir ve kurallara kendisi de eksiksiz uyar. tenlikle dindar olduu, l m e kar tutumundan bellidir; rnein, bunlar mebbet hapis yatmaktansa, idam edilmeyi tercih eder, 'ahadeti' yceltirler. Dnyann gidiatnn kt olduuna dair dncelerini, dini terimlerle aklarlar. Bir dinci muhafazakr, mutlak surette Trk milliyetisidir. Trkiye'nin Avrupa Topluluu'na katlmasna kardrlar. slm lkeleri ile kurulacak iliki ya da ibirliini tercih ederler, ama 'mmeti' deildirler. Trklerin slmnn, Araplarn slmndan 'daha iyi' olduunu dnrler. t e yandan, Almanya bu kme nezdinde Trklerin en sevdii yabanc lke olmaya devam etmektedir. Bir dinci muhafazakr, politikaclardan ve basndan genel 304

olarak holanmaz ve onlara gvenmez. Orduyu ve askerleri d a h a gven verici bulur. 12 Eyll'e irkin politikaclarn neden olduuna inand gibi, askerlerin, A d n a n Menderes gibi sivil liderleri ldrm olmalarnn devlete zarar verecei dncesi yoktur. D a h a iyi eitimin hayatn deitirecei eklinde kkl bir inan sahibi deildir. rnein, gelitirici kurslara itibar etmez. Gazete, dergi okuma alkanl yoktur. Hayal edebildii en prestijli iki meslek doktorluk ve retmenliktir. Tatil kavram aile ziyaretleriyle snrldr. Hediye verme alkanlklar gelenekseldir-doum gn yok! Bu kmenin aratrmann yapld dnemdeki en nemli sorunu, ekonomikti. yi bir i bulamamaktan yaknmaktadrlar. Hayattaki ncelikli amalar zengin olmaktr, ancak bu a m a eitimi artrmak kouluyla zdeletirilemez. t e yandan, zengin olmak gayretleri ailelerinin koullarn iyiletirmek istemlerine sk skya baldr. Gelecekleri hakknda iyim-

Coraline

ser deildirler. Dinci muhafazakrlar, oy vermeyi dndkleri partilerden, her eyden ok hayat pahallna z m bulmasn, daha iyi i imkn yaratmasn bekler. Piyasa ekonomisine henz entegre olmu deillerdir. Altn, n d e gelen tasarruf .arac olarak yakndan izlenmekte, dolarn deeri bilinmemekte, banka kullanm o k dk dzeyde kalmaktadr. Dinci muhafazakrlar, Trk adalet sisteminin iyiletirilmesine, yolsuzluk ve rvetin nlenmesine ve terre kar dier kmelerden d a h a duyarldr. lgin olan dier bir bulgu da, bu kmenin deer yarglarna gre devlet memurlarna bahi vermek 'onaylanr bir det'tir. Trk toplumunun yzde 45'ini tekil eden 'geleneki muhafazakr'n yarsndan fazlas kadnlardr (yzde 56) ve bu kme 'dinci muhafazakrlar'dan d a h a gen bir kmedir. Onlar dan farkl olarak, d a h a iyi eitimlidirler. (rnein, bu kmede 305

ki niversite mezunlar, 'dinci muhafazakr' kmesindeki rencilerin drt katdr.) Arlkl meslek grubu, esnaf, zanaatkar ve ofrlerdir. Geleneki muhafazakrlarda, erkek, 'tedarik edici/koruyucu/baba' niteliini kaybetmektedir. 'Devlet' kavram nemini srdrmekle birlikte, bir geleneki muhafazakr, devlete kar gelmeyi babaya kar gelmekle bir tutmaz. Devlete almak istemi, nceki kmeye kyasla, hayli dktr; devletin fabrika kurmasna atfedilen nem de azalmaktadr. Geleneki muhafazakrlar, DP-AP-ANAP-DYP siyasi izgisi ile CHP-SHP-DSP izgisi arasnda, yar yarya blnmlerdir. Bu kme, bir ncekine kyasla daha ok 'ev sahibi' ierir. Elektrikli ev eyalar d a h a gelimi modellerdir. Geleneki muhafazakrlar, kendisine Mslman diyen birisinin slm'n gerektirdii ibadeti eksiksiz yerine getirmesi gereklilii hususunda, bir nceki kme kadar kat deildirler; kendileri de kurallara dinci muhafazakrlar kadar uymazlar. Mebbet hapsi idama tercih eder, ahadeti yceltmezler. Bu kme, dnyann ktye gittii d n c e s i n d e de deildir. Dinci muhafazakrlar kadar kat olmamakla birlikte, milliyetidirler. Bununla beraber, Trkiye'nin Avrupa Topluluu'na girmesini slm lkeleri ile kurulacak ittifaka tercih ederler. Dincilerin aksine, Trk slmnn Araplarn slm' kadar iyi olmadn dnrler. Almanya, bu kmede de Trkiye'ye en yakn yabanc lkedir. Bir geleneki muhafazakr, dinci muhafazakrdan farkl olarak, politikaclarn askerlerden daha gvenilir olduunu dnr; basnn drst olduuna inanr. 12 Eyll' irkin politikaclarla aklama eilimi d a h a zayf olduu gibi, sivil liderlerin ldrlm olmalarnn devlete zarar vermeyecei inanc da zayftr. Daha iyi bir eitimin hayat deitireceine ilikin d n c e bu kmede yava y a v a yerlemektedir. Gelitirici kurslar nemsenmeye balanmtr. Doktorluk ve retmenlik gibi gpta edilen mesleklere bu kmede 'iadam/sanayici' de eklenmitir. 306

Bir geleneki muhafazakr, tatili aile ziyareti olarak grmeye devam etmekle birlikte, Bat tipi (rnein, ylba) hediye vermek alkanlklar da yerlemeye balamtr. Bu gnlerdeki en nemli sorun, burada da ekonomik olmakla birlikte, isizlikten deil, d a h a iyi i bulamamaktan yaknrlar. D a h a 'zgr' olabilecekleri, 'prestij' iler istekleri bu kmede d a h a belirgindir. ncelikli ama, zenginlikten te, 'yetenekleri gelitirmek ve bilgi artrmak'tr. Bir geleneki muhafazakr, ailesini krmaktan kanr a m a ailesinin yaamnda birinci derecede rol oynamasna izin vermez. 'Houna giden bir ii yapmak' dncesi, bu kmede yerlemeye balamtr. G e l e c e k hakknda, dinci muhafazakrlardan daha iyimserdirler. Oy vermeyi dndkleri partilerden, hayat pahalln nlemekten ok, d a h a iyi i imkn yaratmalarn isterler. nsan haklan ve eitim sorunlar, bu kmede, n e m s e n m e aamasndadr. Yolsuzluun nlenmesi, d a h a ok demokrasi gibi istemler hayati boyutlarda deildir. Devlet memurlarna bahi bu kmede de yadrganmamakla birlikte, iyi karland da sylenemez. Dinci muhafazakrlara kyasla, ekonomik nosyonlar d a h a gelimitir, altn ve dolar fiyatlarn daha iyi bilirler, banka kullanm daha yaygndr. 'Liberaller' modernizme en ak kmedir. Trk toplumunun yzde 27'sini tekil ederler; byk ounluu 27-35 yalar arasnda, arlkl olarak lise ve niversite mezunlardrlar. Bu tipolojide arlkl meslek grubu, memur ve serbest meslek sahibidir. Liberallerde, ailenin reisi erkek, 'tedarik edici/koruyucu/ b a b a ' sfatn, gelenekilere gre yar yarya kaybetmitir. Devlet kavram, nemini srdrmekle birlikte, devlet ile baba btnlemesi kaybolmutur. Ayn ekilde, devlette almak istemi nceki kmeye kyasla yarya inmitir. Devletin fabrika kurmasna atfedilen nem de azalmaktadr. lgin olan, dn307

Coraline

celeri itibariyle en bireyci ve liberal olan bu grubun y z d e 51 gibi yksek bir oranla, geleneksel olarak devletilii temsil eden CHP-SHP-DSP izgisinde olmasdr! Bu kme, arlkl olarak 'kiraclardan' olumaktadr. Ancak, elektrikli ev aletlerinde en gelimi modellere bu tipolojide rastlanmaktadr. Otomobil sahiplii de en ok burada grlmektedir. Liberaller, erkein evin kaytsz artsz reisi olduunu dnmedikleri gibi, babaya geleneksel grevlerini de yklemezler. Dier iki tipolojinin aksine, Darwin'e inanrlar. slm' nemsemezler. Byk ounlukla 'muhafazakr' olmadklarn beyan ederler. Dini ibadetlerine lakayttrlar. Mebbet hapsi her durumda tercih ederler. ahadeti yceltmezler, dnyann ktye gittii fikrine katlmazlar. 'Milliyetilik', bu tipolojide farkl bir nitelik gstermektedir. Liberaller, Avrupa Topluluu'nu ezici bir ounlukla benimsemektedirler. A r a p slm'nn, Trk slm'ndan d a h a iyi olduuna inanrlar. Almanya bu tipolojide de, Trklerin favori ulusu olmaya devam etmektedir. Politikaclarn, askerlerden d a h a az gvenilir olduu dncesine, liberallerin byk ounluu katlmaz. Yine, byk ounluk, basnn drst olduunu dnmektedir. 12 Eyll'e irkin politikaclarn neden olduu inanc zayf, sivil liderlerin askerlerce idam edilmesinin devlete zarar vermeyecei inanc d a h a da zayftr. yi bir eitimin kiinin hayatn deitireceine duyulan inan, bu kmede dierinden nemli lde yksektir. ngilizc e , bilgisayar ve src kurslar en revata olan kurslardr. Kuran kurslarna gidenlerin says marjinaldir. Dzenli gazete/dergi okuma orannn en yksek olduu kme bu kmedir. Liberaller, Trkiye ortalamasnn o k stnde Milliyet ve Cumhuriyet okurlar! Devlet ynetiminde yksek mevkilere gelmek ya da iadam/sanayici olmak isterler. Liberaller, kentsoyludurlar. Tatillerini ailelerinin y a n n d a 308

geirenlerin t o p l u m a oran bu grupta y z d e 9'a dmektedir. Doum gn, ylba gibi Batl detleri benimsemilerdir. Bu tutumlar, Bat kkenli mzik tercihlerine de yansmaktadr. Dier iki kmeden farkl olarak liberaller, gelenekler tarafndan kstrlm olmaktan ikyet ederler. Ekonomik sorunlar olduunu sylemekle birlikte, dier iki kmeden daha az ikyetidirler; isizlikten deil, 'istedikleri gibi bir i' bulamamaktan yaknrlar. Bununla birlikte, ilerinde ykselememekten ikyet ederler. Liberallerin ncelikli amalar zengin olma deil, yeterince gelimek, bilgilerini artrmak, 'holarna giden' bir ii yapmaktr. Ailelerini mutlu etmek ncelikleri arasnda deildir. G e l e c e k hakknda, dier iki kmeden de daha umutludurlar. Oy vermeyi dndkleri partiden en nemli beklentileri daha fazla demokrasidir. Bunu, insan haklar ve adalet sisteminin dzeltilmesi izler. Krt sorununu dile getirenler de bu kmenin insanlardr.

Coraline

Liberaller, altn fiyatlarn deil, dviz fiyatlarn izler. Dier iki tipolojiden d a h a o k banka kullanrlar. Liberaller devlet memurlarna bahi verilmesini doal karlamazlar." Daha nce de sylediim gibi bunlar, David'in ilk gzlemleriydi. Daha sonra alt almlar geldi. rnein, 'liberaller' arasnda y z d e 10 orannda bir 'Yeni Avrupallar' grubu vard, bunlar herhangi bir Avrupa lkesinde ya da Amerika'da yaayabilecek deerlere sahip olanlard ki, ben bu gruba Dekan Dlger'i deilse bile N e v r a Dlger'i yaktryordum. Geleneki muhafazakrlarn arasnda 'gecekondu yupi'leri denilen grup, bata afak olmak zere, z d e n ailesini tanmlyor olsa gerekti. Bir sre sonra hepimiz birbirimize anket uygular, David'in snflandrmalarnda kendimize bir yer beenir olduk. Astrolojinin tanmlad bur zelliklerine uyup uymadmz tartmalarna benzeyen tartmalar balad. Benimsediimiz ce309

vaplardan kan sonulara sevindiimize baklrsa, snflandrlmaya pek tene olduumuzun ortaya ktn syleyebilirim. David'e gelince; bu aratrma ile birlikte, onun da Trkiye ile ii bitti. Dil devrimini kefetmi, stun yazarlarnn 'irrasyonalitesi'ni kantlam, lkenin beeri haritasn izmi, Rodoplu'nun deyiiyle "Trkiye'yi ussallatrm, tketmiti". Bundan byle, burada ne heyecanlanabilecei bir gizem ne de arabilecei bir yenilik bulacakt, nk cevaplar, standart sapmalar dahil hesaplam, bilgisayara yklemiti. Trkiye'ye ilikin h e m e n her sorgulama iin hazrd. lk aylardaki skntsn da atm grnyordu. D a h a bir gvenli, hatta d a h a bir kibirliydi. Yeni teblilerini yazmak zere Amerika'ya dnmek iin sabrszlanyordu. Karsnn, bambaka bir seyir izlediinin farknda deildi. Aratrma sonularnn geldii o gn, David, ben, smail ge saatlere kadar altk. David, Diana'nn ocuklarla birlikte Nesibe'de olduunu, gece orada kalacaklarn syledii iin, kendimize kebap smarladmz, atal getirmedikleri iin bulak dolu mutfak evyesinden zor bulduumuz atallar karp, banyonun lavabosunda ykadmz hatrlyorum. G e c e yarsna doru olmu olmal, kap alnd ve Diana kucanda David, elinde Katyuka, kapda belirdi. Salar dalm, makyaj akm, karmakark bir haldeydi. David'in gzleri alamaktan kzarm gibi grnyordu, gzyalar kirli y z n d e izler brakmt. Katyuka, adamakll korkmu gibi sapsaryd. Sarho kocalarnn dayandan snma evlerine kaan kadnlarn byle grneceklerini dndm. "Bir ey yok," diye yattrd, "David, balm, bebei alr msn, ltfen?" "Tabii!" dedi David. Olana uzand, "Yataa m yatraym, yoksa ne yapaym?" "Yataa yatabilir," dedi Diana, "stn karmakla urama, yarn bakarz." Kzna dnd, 310

" O . K . , balm, sen de yatana gidebilirsin." o c u u n bzlen dudaklarn grd, " Y a da benim yardm etmemi ister misin?"

"Eveettt!" dedi Katyuka, alamakl. " T a m a m . Anne, seni yataa gtrecek!" Bana dnd, " M e h m e t Bey, bana bir iki hazrlar msn, ltfen? Nerede olduunu biliyorsun! Kuvvetli olsun, ltfen!" Kalkmamz gerektiini dnrken, tekrar oturduk. n c e David, sonra da yzn ykam, stn deimi Diana geldi. " O h ! Buna ihtiyacm vard!" dedi Diana, byk bir yudum itikten sonra koltuunda kaykld, uzun bacaklar ve kollarn iki yana at, kocaman bir makas gibi durdu, derin bir nefes ald, " N e gece!" smail'in yznden bu gsteriyi ne denli tatsz bulduunu belirten bir k geti. Fark ettiimi fark etti, "Ben gideyim, ge kaldm," dedi. Bu "ge kaldm"nda, Samatya'da oturmaktan duyduu sknty da anlattn dndm. Diana, "Sen gitmiyorsun, deil mi?" diye bana dnd, "Hadi! Biraz daha kal! Kendine bir iki yap!" Ben, oturdum, David, smail'i geirdi, dnd. " G e c e orada kalacan dnyordum, kt bir ey mi oldu?" diye sordu. Diana ikisini bir dikite bitirdi, "Abdullah!" dedi, "Abdullah geri dnd!" "Zo?" " O r o s p u o c u u ! " nanmas iin yalvarr gibi kocasna bakt, "Gerekten de, balm! O herif bir orospu ocuu!" Diana'nn patlamasna karn, David'in kl kprdamamt. " y l e mi?" diye sordu. "Evet!" dedi Diana, "Evet! Evet! Evet!" Yerinden frlad, "Bir iki daha alacam, isteyen var m?!" Benim hazrladmn iki misli bir bardak daha doldurdu. Dnd geldi, makas pozisyonunu ald yine. 311

Coraline

"Konumak istiyor musun?" Bu, David'di, a m a Diana o n a aldrmad, bana dnd, " G e c e geldi," diye anlatt, "Biliyorsun, bir buuk aydr yoktu. Kapda dikildi, kfreder gibi ieri bakt. Yznde, hani, o, herkesin ktln isteyen bir ifade vardr ya, yle bir ifade. Nesibe, koturdu, ieri ald, balad evi gstermeye. Yeni eyalar gsterdi, diki makinesini gsterdi. O orospu o c u u da kendisini hi ilgilendirmeyen bir eylere bakyormu gibi, yle b o m b o gzlerle baknd. Biz yemekten kalkmamtk biliyor musun, Nesibe a olup olmadn sordu. Hdk, 'Hayr,' dedi. Bunun zerine, Nesibe, bu defa da ykanmak isteyip istemediini sordu! Nesibe'ye evde i m e suyundan baka su olmadn hatrlattm. 'Senin tadn su var ya!' Benim doksan dokuz basamak yukar tadm suyu o hdk ykansn diye stacakt, anlyor musun? Gitmesin kalsn diye her eyi yapyordu! Abdullah, sonunda bir bardak rak im e y e raz oldu -ki, ben raz olacan biliyordum-, kalmaya gelmiti, anlyor musun? Nesibe'nin kk olan bakkala koturdu. Nesibe, sofray dzenledi. Bir bardak, derken iki, bardak oldu. Bu arada Nesibe, gzleri prl prl, hi durmadan konuuyordu. Salarn beenip beenmediini sordu. Ban atna kzdysa h e m e n rteceini syledi. Abdullah tek kelime etmedi. Nihayet, drdnc bardan ortalarnda, elini cebine att, bir miktar para kartt, masann zerine frlatt, bana dnd, 'Ne masraf yaptysan, al!' dedi. Orospu ocuu!" Diana ikisini bana dikti, tekrar bana dnd. "Anlyorsun deil mi Mehmet Bey, gsteri yapyordu! Ben orada olmasaydm, Nesibe'ye para vermezdi. O eyalar da almazd. Zaten, paray masaya koyarken, d a h a n c e etrafa bakarken de fark ettim, 'Senden bunlar isteyen oldu mu?' diyordu, 'Kendin alm, kendin getirmisin, istersen geri gtr. Bir 312

de bizden teekkr bekleme!' ocuklarnn yuvaya gittiklerini sylediimizde de yle yapmt. 'Gidiyorlarsa, kendilerine! Bana ne?' Ben, paray istemediimi syledim -o paraya ihtiyalar var biliyor musun-. Abdullah, d a h a sandal borcunu deyemedi! Bu bakmdan, ' D a h a sonra dersiniz,' gibi bir ey syledim. Ve yer yerinden oynad! Kfretmeye balad, inanabiliyor musun? Benim param istemediini syledi, beni de istemediini syledi! imdi, tabii, onun sarho olduunu anlyordum ama Nesibe'yi anlamadm. Nesibe glmsyordu. nanabiliyor musunuz? Kocasnn edepsizlii ile iftihar ediyor gibiydi. Sonra bana, Abdullah'n evin erkei olduunu, paray almam gerektiini syledi! nanabiliyor musunuz? Bir anda, kendimi onun arkada deil, bor ald bir para babas gibi hissetmemi salad! Ayn anda, Abdullah, Nesibe'ye dnd, nerede yatacaklarn sordu. Nesibe de benim yatam gsterdi! O kadar basit! Bana, 'git' diyordu! Katyuka ile David uyumulard, biliyor musunuz? Bu bakmdan, ' o k ge oldu, ben bu saatte gidem e m Nesibe!' dedim, a m a b a n a gld, erkek gibi kadn olduumu syledi! Z o ! ocuklar uyandrp, oradan kmaktan baka seeneim kalmad! Ben de yle yaptm! O merdivenleri inerken, M e h m e t Bey, btn bir getto ahalisinin arkamzdan gldn hissettim! imdi, b a n a unu syle, bu davran nasl yorumluyorsun?" " G e t t o " s c n ilk kez kullandna dikkat ettim, "Yorumlayamyorum, Diana!" G z m , sakin sakin piposunu ien David'e takld ve onun bu oluum iindeki payn dndm. "Siz yorumlayabiliyor musunuz, Profesr Pavlovi?" "Ha? N e ? " dedi David. Bizi dinlememiti. "Nesibe ve Abdullah," dedim, "Onlar hangi 'tipoloji'ye oturtursunuz?" " O h ! Well! Bilmiyorum," dedi adam, ciddi ciddi, "Yeterince veri y o k elimizde yle deil mi?" Meleksi meleksi tebessm ediyordu. 313

Coraline

" N e tipolojisi?" dedi Diana, kendisine yeniden iki doldururken. Ben, izin istedim, "D krklna uradn iin zgnm, Diana." Sinirli sinirli gld. "En iyilerimizin bile bana gelebilir, deil mi?" dedi, "Her eyi bilen G n a y Hanm'n bile bana gelebilir!" Sesindeki ktlk artt, "Evet," dedim, ktm. A m a mesele orada bitmemiti.

Coraline
VIII
Biz ayrldktan sonra, David de bir iki ald, geti karsnn karsna oturdu. Bir sre sessiz kaldlar. " D n y o r d u m da," dedi David, glmseyerek, "belki de, senin ve ocuklarn eve geri dnmenizin zaman gelmiti zaten." " N e demek istiyorsun?" "Bu," elinin tersiyle Boaz' gsterdi, "seyahat," dedi, "bu seyahatin s o n u n a geldiimizi hissetmiyor musun?" "Seni izleyemiyorum, balm," diye esnedi Diana "Uykum geldi!" "Trkiye serveninin," dedi David, ayn ses tonuyla, "sonuna geldiimizi hissetmiyor musun?" 314 315

Diana, kocasnn ciddi olduunu sezinlemeye balad, hafife toparland, "Balm," dedi, apa, hatta tehditkr bir tavrla, "ben henz balamadm bile!" (O kadar ikiden sonra, dili dolanm olmal!) "Ben de onu demek istiyorum," dedi David, yumuak tutm a y a ayrca zen gsterdii sesiyle, "Belki de, abalamaktan vazgemelisin." "abalamak m? Ben abalamyorum ki!" "Tabii ki abalyorsun! Nesibe'yle olan bu ilikin..." "Bak, ben Nesibe'yi seviyorum! o k seviyorum! Bunu fark etmedin mi?" "Eveeet, ama, bu seni gelitirecek bir duygu deil. O n a o k yardmc olduunun, ufkunu atnn farkndaym. Ama, drst olalm, bu ilikinin, ona bakarsan, bu lkedeki ilikilerinin sana katks olmad." Bir sre, Diana'nn aylmasn seyretti, "Alt ay ncesini hatrla," diye srdrd, "Seni bunaltan sorunlarn hatrla. Onlarn z m n e yaklamadn bile. Trkiye, sana yardmc olmad, balm. Yanlyor muyum?" "Yani..." dedi Diana, tereddtl. "Umarm, beni o k aceleci bulmazsn, a m a alt ay ok uzun bir zaman, Diana. Ve sen ve ben, her ikimiz de," glmsedi, "zmleri yollarda arayan ok Amerikal grdk, deil mi?" Diana dikildi. "Biraz d a h a ak konumak ister misin?" " Z o ! " dedi, Profesr Pavlovi, " N e d e n olmasn?" Glmsedi, piposuna uzand, "Kendini ge kalm bir 60 kua gibi hissedip hissetmediini merak ediyordum." ini ekti, " B a n a bazen yle geliyor da! Ne dediimi biliyorsun, hani, btn o alt-kltrler. Yksek teknoloji tedirginlii, makinelere isyan, bilgisayarlarn reddi. Sonra," gld, "Nepal'e yolculuklar. Vejetaryen diyetler. G u ru* giysileri iindeki kolejli arkadalarmz!" Ksa bir es verdi,
*) Hintli din mderrisi, (y.n)

Z e n meditasyonunda younlamak iin kullanlan melodik sesi taklit etti, "Ommmmmm!" Kollarn havaya kaldrd, parmaklarn at, sallad, "Hare krina!" "Pek komik deil!" dedi, t a m a m e n kendine gelmi Diana. "Affedersin!" "Bizimle ne ilgisi var, onu da anlam deilim!" Dnceli bir tavrla duralad, kalar atld, "Meer ki, meer ki sen benim sorunlarm kar-kltr egzantriklerinden biri diye hafife alm olasn. yle mi yaptn, David?" "Yani," David, kelimeleri iyi semek ister gibi dnd, "stesinden geleceini biliyordum, balm!" Diana, gerekten de armt, "Ben mi stesinden gelecektim?" diye sordu, hayretle, "Yani, dnya deil de, ben! Sorunlar, insanln deil, benim

Coraline

sorunlarmd! Kiisel problemim, yle deil mi?" "Nesibe'nin byle sorunlar yok, deil mi?" diye glmsedi David, hastas heyecanl olduu iin alttan alan bir doktor edasyla, "Dlgerlerin de yok. Dr. R o d o p l u ' n u n bile yok ' Z o ' niversal sorunlar olduunu syleyemeyiz, deil mi?" Diana toparland, "imdi, bir dakika burada dur ve bana unu syle: Senden ne haber David? Bu sorunlar sen de benimle paylayorsun ya da paylayordun, yle deil mi? Trkiye'ye, bir ipucu bulmak, yeni bir gr gelitirmek iin geldik, yle deil mi?" Profesrn kalar kalkt, " y l e olsa bile, korkarm, o ipucu burada yok, balm. Senin iin byk bir d krkl olduunu biliyorum, ama," ac vereceini bilen, a m a aresiz kalan insanlarn ifadesini taknd, " a m a Mesih, Trkiye'ye de gelmeyecek! nk pasland artk, anlyor musun: Pas tuttu."

316

317

David'in snen piposunu ar ar temizlemek iin kulland derin bir sessizlik oldu. Diana, tekrar konutuunda sesi adamakll atallamt, " o k mu yanlyorum, yoksa, sen bunun byle olacan biliyor muydun?" "Well, sana slm'n lm olacana dair iaretler aldm syleyebilirim, balm." "Nasl?" "Ben bir Yahudiyim. Yoksa, unuttun m u ? " "Yani?" "Yani, ben acl bir Yahudiyim, anla beni! Yani, ben, Y a h u d i dininin dnya iin vazgeilmez bir hakikat olduu dncesiyle bytldm. Ne demek istediimi anlyorsun, deil mi: Ve sonra, Harvard'a, sizin aranza geldiimde -ve daha sonra da burada, Trkiye'de- insanlarn Yahudiliin ne demek olduundan haberleri bile olmadn, dahas ve b u n a ramen ve mkemmelen ve artc bir biimde, msterih olduklarn grdm. Sizinki de, en az bizimki kadar zengin bir kltrd, ne d a h a zalim, ne de d a h a edid. slmiyet'in de ayn izgide olacan dndm. Mslmanlarn bizden daha ansl olacaklarn dnmek iin bir neden yoktu, bunu anlyorsun deil mi? Hele de Trkiye'de!" "Ve sen," dedi Diana, kelimelerin stne basa basa, "Bunu kendi gzlerinle grmek iin geldin." Kendi gzlerinle grmek ve Tzadiklik tacn brakmakta ne kadar hakl olduunu kendine kantlamak iin!" "Ben," dedi David, ban ne eerek, "akln hkim olmad yerde, insanlarn mutsuz olduundan emin olmak iin geldim." Derin bir nefes ald, grltyle brakt. "Neden bana bunlar anlatyorsun, David? Neden imdi?" Diana'nn zahiri skneti yreklendirdi, "Nesibe'ye d a h a fazla kaptrmayasn diye, balm," dedi David, bu defa da duygudalk yanstan bir sesle, 318

" C a n n yansn istemeyiz, deil mi?" Karsnn, "Evet, doktor," demesini bekliyor muydu, bilinmez. A m a hi ummad bir tepki grd, "Seni orospu o c u u ! " dedi Diana, sakin sakin ve dilerinin arasndan, "Seni orospu o c u u ! " "Anlayamadm?" "Seni orospu o c u u ! " diye tekrarlad kadn, "Sen bana komplo kurdun! Deil mi? Ta bandan beri, sen bana komplo kurdun!" "Ama, balm!.." "Sakn, David! Sakn, beni 'balmlama'!" Kocasnn yaklamak niyetiyle ayaa kalktn grd, " O l d u u n yerde kal, Profesr!" diye tslad. David, geri ekildi. "Buna inanamyorum!" dedi Diana, "Byle bir eye cesaret ettiine inanamyorum! Btn o konumalar, babanla yaknlm tevik etmeler! Dostlar Komitesi! Projelerin! Benim projelerim! Annemle aramzn almas! Ne y a p m a y a alyordun, Profesr Pavlovi? Sana k olacak bir kadn m yaratacaktn? Pygmalion'u mu oynayacaktn?" Sesi gittike ykseliyordu. "Diana, ltfen!" "Benim rzam almadan, beni deitirmeye altn!" diye bard Diana. "Benim rzam almadan, beni bir kursa kaydettirdin! Benim rzam almadan, beni bir tr Mesih'in peine taktn! Asla bulamayacam bildiin bir Mesih'in!" O l a n biteni iine sindirmek ister gibi sessizleti, tekrar konutuunda sesi zehir gibiydi, "Neden David?" diye sordu, " N e d e n ihanet ettin bana?" "Diana, sevgilim, o kelimeyi kullanma! Ltfen!" Kocasnn karm yzne yle bir bakt, "Bana bir aklama borlusun," dedi Diana. Kendi iine dnd, " H i deilse, bir aklama! N e d e n oyaladn beni? Neden? Hi olmazsa, bu kadarcn syle!" 319

Coraline

Sesi yava yava snd. Omuzlar kt, k o c a gvdesi bzld, kld, kt Kapalar koltuuna sd. David, konumann hi beklemedii bir y n e kaym olmasnn sknts iindeydi, "Byle olmasn istemezdim, balm," dedi nihayet, "Ltfen, inan bana." "sa Mesih, Yahova, Allah! Kimsin sen, David?" "Kt zamanlama," diye mrldand, David, " K t zamanlama!" "Evet," diye onaylad, Diana, " Y a o k daha n c e ya da o k d a h a sonra bilmeliydim. A m a zarlar atld. Z o ! Artk bekleyemez!" "Hayr, bekleyemez," dedi, Profesr Pavlovi, "Sen haklsn. Ama, n c e bir ikiye ihtiyacm var." Buzdolabna yneldi. "aydanln altn yak!" David Pavlovi, "Her ey, srail Devleti'nin kurulmas ile balad," diye sze girdi, "Pavlovi Hasidi hanedann srdrmeyi reddetmemden o k nce. Cemaatime ihanetimden o k n c e . " Glmsedi, "Ben, eski bir hainim, Miss Catherine." "irinlii kes, ltfen," dedi Diana. "Affedersin. A m a imdi, senden sabrl olman rica etmek zorundaym. nk, senin anlaman benim iin ok nemli." Oturdu, birasn at, arkasna yasland, glmsedi. " Z o ! Geriye dnp, hatrlamaya almalym! Ayrntlaryla. Ve ilk hatrladm, btn bir Brooklyn ahalisinin nefesini kesip radyonun bana getii gn. Kasm 1947. O gn, Birlemi Milletler, srail Devleti'nin kuruluuna ilikin kararn verecekti. Spikerin hi susmayacak gibi konutuunu hatrlyorum. Konutu, konutu, konutu, konutu! Ve nihayet, karar aklad: srail Devleti kurulacakt. Birka saniyelik bir sessizlik oldu ve sa Mesih! G k grlts gibi bir patlama! nsanlar 320

sokaklara dklmlerdi! Alamalar, glmeler, alklar oturma odamza kadar ykseliyordu! o k m a h c u p olduumu, babamn yzne bakamadm hatrlyorum. Evi havalandryorduk, anlyor musun, camlar akt. Byle bir ihtimal ngrp camlar n c e d e n kapatmadm iin de kendimi suluyordum! Ne kadar bir z a m a n geti, bilmiyorum. Rabin Levi, ar ar yerinden kalkt, camlar kapatt, kaln perdeleri ekti, d dnyay rtt. Sanhedrin risalesinden bir b l m okumaya balad. rt kapatt iin gzlerini gremiyordum, a m a ileri geri sallandka sakalndan szlen yalar, mumlarn n yakalyor, kristal paracklar gibi sryorlard. Kardeim Arye, anne ve ben, sessizce onu seyrettik. Okumasn bitirdi, bize dnd, 'Tevrat'sz yaamn yarm y a a m olduunu biliyoruz,' dedi, ac dolu bir sesle, 'Tevrat'sz, tozdan gayri bir ey olmadmz biliyoruz. Tevrat'sz iren ve menfur olduumuzu biliyoruz! O, Kinat'n Sahibi! Bizi bala! Mesih'in Kralln kirle-

Coraline

tenleri bala! Filistin'de goyim devleti kuranlar bala!' B a b a m konuuyordu, biz m z sallanyorduk, 'Amin! A m i n ! ' " Kalkt, pencereye yrd, Kandilli srtlarnn karanlna bakt, tekrar konutuunda oralardan esinlenmi gibiydi, "O sesi d a h a n c e de duymutum, ama hibir zaman o gnk kadar yakc deildi. Belki de, gerekten Sitra A c h r a ' d a n geliyordu. imde dedii her yeri dalyordu o gn. Ve, bu ses bana Pasteur'n de, Hitler'e kar savaan askerlerin de, Hagana* savalarnn da bu dnyann bir paras olduklarn ve o insanlarn iren ve menfur olmadklarn sylyordu. Yahudileri kendi canlar pahasna kurtaran goyimler de var, diyordu. Anlyorsun, deil mi? Bana btn Yahudilerin tek bir beden, tek bir ruh olduu sylenmiti, a m a Hitler'le pazarla oturan Yahudiler de vard, Komnist Yahudiler de! Bana K*) 1940'larda srail direni rgt, (y.n)

321

inat'n Sahibi'nin gznde bir Yahudi'nin hayatndan d a h a nemli hibir eyin olmad sylenmiti. Bir tek adam ldrmenin milyonlarca adam ldrmekle edeer olduu, nk onun sperminden doacaklarn da yok edilmi olaca sylenmiti. Z o ! Hasidi mabetlerini Kzl apulculara ihbar eden Trokist Yahudilerin yaptklar yanlarna m kalacakt? Ne demekti btn bunlar? Benim cemaatimi misafir eden Amerikallar kimdi? New York'ta Tevrat yoktu, Birleik Devletler'de Tevrat yoktu, a m a biz vardk! Bizim iin st ve bal lkesi Filistin deil, Amerika deil miydi? J e s s e Owens nasl 'br taraftan olabilirdi? New York Devlet Ktphanesi'nde George Eliot'un, Daniel Deronda'sn okumutum. 1892 basks, incecik yazlar olan Londra basm bir kitapt. Kapak sayfasnda siyah-beyaz bir gravr vard. Geni, dingin bir rmakta tek bana bir adam krek ekiyordu. Nehrin iki yanndaki salkmstler suya sarkmt. Ayn ya da gnein suya vurmutu. Bu adam Daniel Deronda'yd, 'Dou'ya oradaki lkelerde yaayan halkmn koullarn iyiletirmeye gidiyorum,' diyordu Filistin'e gitmek iin terk ettii sevgilisi, Gwendolyn'e, 'Halkmn siyasi varln onarmak, onlar tekrar bir millet yapmak, dnyann drt bir yanna dalm olmalarna ramen, onlara ngilizlerinki gibi bir merkez salamak tutkusuyla yanyorum. Bunu bir grev kabul ediyorum ve grevime balamaya kararlym; bu greve hayatm adamaya kararlym. Hibir ey yapamazsam, dimalarda bir k yakabilir, bir hareket balatabilirim!' Daniel Deronda onun gibi nclerin spermlerinden reyen Sabralar, nasl 'br taraftan olabilirlerdi? Bergen-Belsen toplama kampn boaltan ngilizler nasl 'br taraf'tan olabilirdi? Masann zerinde mumlar, Tommylerin* tifs salgnn
*) Byk Britanya erkeklerine 2. Dnya Sava'nda taklan isim. "Mehmetik" gibi. (y.n)

durdurabilmek iin yakmak zorunda kaldklar unutturmak iin rpnyorlard.

barakalar

Tommyler nasl b r T a r a f t a n olabilirlerdi? O gn, o kk apartmanda, dillendirilen ve dillendirilmeyen her dnceye, tehditkr bir karanlk sinmi gibiydi. Giderek arlaan hava, ac ve korku doluydu. Annem, sarn peruu hafife kayklm, uzun kollu elbisesinin iinde terliyor, alyordu. Arye'nin elleri buz gibiydi." Aklna bir ey gelmi gibi duralad, glmsedi, "Sana, 'slm'n dayanamayacann iaretleri vard,' demitim, A n n e m iaretlerden birisiydi. Hasidi cemaatinin kadnlar uzun etekler, uzun kollu, kapal yakal elbiseler giyerler ve asla denize girmezler. Salarnn grnmesi de iffetsizlik saylr. Bunun iin peruk takarlar. New York yaznda bol bol terlerler, salarnn diplerini rg ileri yoksa, kalemle karlar. Z o ! Nesibe'nin barts b a n a yabanc deildi. Zehra'nn direnmesi de yle. Y a b a n c deil. Etkileyici de deil. Ve ben, Rus' polislerinin akaklarna tabanca dayadklar hahamlarn hikayeleriyle bydm, 'ek tetii,' diye haykrmlard, ' l m d e n korkmuyoruz.' nk Tanr'ya inanyorlar ve onun kendilerini h e m e n orada, br dnyada beklediini biliyorlard. Z o ! dam, m e b b e d e tercih eden Trkler yabanc deil. Etkileyici de deil. Sitra Achra! Karanlklar Diyar! Dehet, ktlk, rten kzgn kayalar! Ve rten kadife perdelerimiz! Bizler! Karanln rperten dokusu! 'Perdeleri a!' diyordu, iimdeki ses, 'Perdeleri a ve mumlarn ne kadar zavall olduunu greceksin! Mumlar sizin tertip ettiiniz acizliiniz! Mumlar, karanlk' ululamak iin yakyorsunuz! Perdeleri Sitra A c h r a hkmdar olsa diye rtyorsunuz! David, olum, senin baban bir hain! Sitra A c h r a ile ibirlii yapyor! Perdeleri a, David! Ve btn bunlarn bir inadan ibaret olduunu greceksin. Karanlk, ktlk, korku... Btn bunlarn senin uurunun yaratt bir dzenlemeden ibaret olduunu greceksin!' Z o ! " diye glmsedi, 323

Coraline

322

"New York Devlet Ktphanesi'ne kaydoldum. Ve okumaya baladm. Sistemli bir okuma deildi. B a n a yardm edecek kimseyi tanmyordum. El yordam ile gidiyordu. Hristiyan azizlerinin yazlaryla baladm. sa Mesih'in hayatn sizin kaynaklarnzdan okudum. Bir defasnda yakalandm! Yudel Daym, kitap deitirmek iin ktphaneye gelmiti, anlyor musun? Ben dalm okuyordum, yaklatn grmedim. o cukluunda, Rusya'da zafiyet geirmi, ince bir adamd ve ben kimsenin onun kadar fkelenebileceini hayal bile edemezdim! Okuduum kitap, onu yaamsal bir yerinden yaralam, deliye dndrmt, 'O adam yznden ne kadar Y a h u d i kan dkld, sen biliyor musun?' diye haykryordu, 'Hal Seferleri srasnda o adam yznden ka Y a h u d i ldrld, biliyor musun?' Hitler'in alt milyon Yahudi'yi ldrebilmi olmasn da, Hristiyanlarn o adam Romallarn deil, Yahudilerin ldrdklerini sanmalarna balyordu. Avrupa, soykrma bu yzden m d a h a l e etmemiti. Byk daylarmn da Rusya'da, 'o a d a m ' a ilikin bir yortu srasnda ldrldn hatrlatt. Ve sonunda, babam utandrdm syledi! Ben, herhangi birisi deil, bir Tzadik veliahtydm! Sitra A c h r a ' d a n gelen bilgilere kulaklarm tkamal, sadakatimi halkma yneltmeliydim. Kulaklarmn uuldadn, yzmn ateler iinde yandn hatrlyorum. 'Sz ver bana,' diyordu, 'sz ver, vaktini b o a harcamayacaksn!' S z m tutmadm! Psikoloji ile baladm. Freud'la tantm. Psikofizyoloji, nroloji, nrofizyoloji, psikiyatri, nroirurji hakknda ne bulduysam okudum. Beyin, alglama, dil, dnce, uyuturucular, uyarclar hakknda ne bulduysam okudum. nsan ruhunu bir mikroskop lamnda, bir rntgen filminde grebilmeyi tasavvur edebilecek kadar okudum! Ve grdm ki, insann tabiatta var olan enerji biimlerini alglayacak duyu sistemi bile yoktur. Al324

gladmz dnya kendimizin ina ettii bir ussal dzenlemeden ibarettir. Hepimiz, her birimiz, kendi dnyalarmz ina eder, mutlakiyetine zorunlu olarak inanrz. Ortak malzememizden, o, 'sessiz, kokusuz, renksiz, yalnzca sonsuz, sistemsiz ve anlamsz bir biimde alk, Taxis'ten milyarlarca ve milyarlarca farkl dnya ina edilebilir. K o m b i n a s y o n snrszdr. Tek ve gerek bir dnya yoktur; ne bizimki, ne sizinki, ne de Mslmanlarnki. nsan varlnn, z d e n n c e geldiini anladm. Dnya ile kurduumuz ilikide, balang noktamzn znellik olduunu anladm. Beni izleyebiliyorsun deil mi?" "Evet," dedi Diana, ksaca, " M a k a s , gibi bir eyi dn. Makas gibi imal edilmi bir ey. Bu makas imal eden zanaatkarda n c e 'kavram' vard. Yani, bir kavramdan yola kt ve makas imal etti. Tersi dnlemez. Makas imal edip neye yaradn bilmeyen bir zanaatkar dnlemez. Z o ! M a k a s kavram, makasn varlndan n c e gelir. Zanaatkar imal ettii makasn neye yaracan bilir. Biz, siz, Mslmanlar, Tanr'y bir zanaatkar gibi grrz. Yani, Tanr yaratrken, ne yarattn bilerek yaratmtr. Tanr'nn zihnindeki insan kavram zanaatkarn zihnindeki makas kavram gibi, yaratm srecinden n c e vardr. u halde hepimiz, her birimiz, 'insanlk' dediimiz niversal bir kavram yanstrz. Dili, dini, rk, rengi, milliyeti, sosyal snf ne olursa olsun, insann niversal bir tanm vardr ve tanm bireyi belirgin bir biimde belirler. Yani bireyin tanm, fiili varlndan n c e gelir; varl, bu tanmla belirlenir. imdi, bir an iin, Tanr'nn olmadn dn. O durumda, insann niversal bir tanm olamaz, deil mi? Yani, yaratan olmaynca, yaratlan eyin, faaliyete g e m e d e n n c e dnlm olmas sz konusu olamaz. Bu durumda, insan n c e var olacak, sonra da kendisini tanmlayacaktr. Kendisini nasl tanmlayaca kendi ile ilgili bir husus olmaldr. 325

Coraline

Well, isn't this precisely the c a s e ? * Bizler hepimiz, her birimiz ve otlar ve balklar ve bcekler, o renksiz, kokusuz, kaostan kendi dnyalarmz ina etmiyor muyuz? Bunu nasl becerebiliyoruz? Becerebiliyoruz, nk belli bir amala yaratlmam olan bizler yaayabilmek iin kendi yolumuzu izmek zorundayz. Belli bir amala yaratlmadk, nk belli bir amac olan yaratc yok. Tanr yok." (Bu noktada araya girip, Diana'nn tepkisini kendi azndan nakletmeliyim: "Ben salkl bir insanm, G n a y Hanm," diye anlatt, "Hayatmda hi baylmadm. nsann grdn grmez olmas, renklerin silinmesi, ekillerin titreyip kaybolmas ne demektir, hi bilmezdim. Seslerin uzaklamasn, izleyen souu ve karanl bilmezdim. O anda da baylmadm, a m a David'in, iki boyutlu, siyah-beyaz bir fotorafa dntn grdm. Sonra, bu soluk fotoraftaki adam dikkatle inceleyen kendimi grdm: Krl salarn, kei sakaln, yuvarlak gzlklerinin arkasndaki hilekr gzlerini. Tzadik aday bir ateist! Rabin Levi'nin mjdelenmi veliaht! Yreim, Brooklyn'de yolumuzu gzleyen ihtiyar a d a m a uzand! Hasidiler iin ok zldm! Yknden kurtulan bir sann gittike refahlamas, almas gibi bir ruh hali iinde olmalyd.) "nsan tanmlanamyorsa bu insann balangta bir hi olmasndandr," diye heyecanla srdrd David, "nsan n c e bir hitir, sonralar bir ey olur. Kendi olmak istedii, kendi setii bir ey olur. Birey, kendi tanmn kendisi yapar, kendi kendisini ilevsel klar. te bu nedenle de endieden kurtulamaz. Dengesiz, kararsz, tutkulu ve fevridir. Tecrbelerinden renemez, tarihinden ders alamaz. Sahipsiz olduunun bilincine vard zaman, bana gelenlerden so*) "Yani, durum aynen byle deil mi?" (y.n)

rumlu tutaca, kabahati stne atabilecei kimse yoktur. Yaratt dnyasndan kendisi sorumludur. Hem kendisi h e m de akranlar adna sorumludur. ' nsanolunun en byk trajedisi budur, Catherine. Savalar, soykrmlar, alk, sefalet. Btn bunlar, Tanr olmad iin oluyor!' "Konutuka d a h a bir gvenli oluyordu," dedi Diana, "Hayr, balm, Franszlarn 'Tanr, yararsz ve ok masrafl bir hipotezdir, lavedilmelidir' dncelerine de katlmyorum. nk Tanr olmad zaman, ahlk sistemini, toplumu, medeniyetin ayakta kalmasn salayan birtakm deerleri peinen ciddiye almak, dogmatikletirmek mmkn olmuyor. Tanr'nn olup olmamas hibir eyi deitirmez diye dnenler de yanldlar. Drstlk, ilerleme, insanclk gibi deerler, Tanr kavram olmakszn yaamyor. Bu deerlere sadk kalmay baarrsak, Tanr hipotezi lr gider diyenler de yanldlar. Bir kmenin teki kmeden bamsz olmad ortaya kt.

Coraline

Tanr olmaynca mutlak iyilik de yok, nk mutlak iyilii tasarlayan, peinen ortaya koyan, mkemmel bir varlk yok. Drst olmamzn, merhametli olmamzn koullar yok. Dostoyevski, 'Eer Tanr olmasayd, yeryznde her ey mmkn olurdu,' demiti. ansl adam! Her eyin mmkn olduu bu gnleri grecek kadar uzun yaamad!" Birden hznlendi, "Ben bir ileke insanoluyum, anla beni!" "Her ey mmkn," diye mrldand, "Ben yapyorum ve oluyor! B u n u gryorsun, deil mi? zgnm! Kadersizlikten baka kaderim yok! Tutkularmdan, saplantlarmdan kendim sorumluyum. Ve bundan nefret ediyorum! Kadersizlikten nefret ediyorum! Yapmnda sz sahibi olmadm bir dnyada, kendimden sorumlu olmaktan nefret ediyorum! nsann zgr, zgrln insan olmasndan nefret ediyorum. Descartes, 'Dnyay fethetmektense kendini fethet!' derdi. Bu sorumluluktan nefret ediyorum!" 327

326

"Kitaplarn, makalelerini, rencilerini d n d m ben de," dedi Diana. Ve sormutu, "O halde, aylaklk m ediyorsun? Aylak aylak dolayorsun? yle mi?" "Hayat o k uzun, Ellen Catherine," diye iini ekti, Profesr, "Hayat ok uzun! Kendimizi oyalayacak bir eyler bulmalyz, yoksa dumura urarz." "Bu nemli mi?" "Hayr, deil," diye glmsedi, "Son tahlilde hibir ey nemli deil! Syle bana, dnyay deitirebilen var m?" " A m a biimlendirmekte yardmc oluyorsun?" Omuzlarn silkti adam, " N o ! Trilyonlarca kombinasyona bir tane de ben ekliyorum. Domu olmamn bir bedeli var deil mi? Dnya, hi deilse bu bedeli demeli." " Y a biz? ocuklar, ben? Bu resme biz nasl uyuyoruz?" Gzlerini kocaman k o c a m a n at, " A m a neden, balm? Siz zgrsnz! Kadersizlikten baka kaderiniz yok!" " G n aarmak zereydi," dedi Diana, "Ezan sesleri duyulm a y a balad; pe pee ve pe pee ve pe pee! Nasl oldu, bilmiyorum! Bir an, kaynpederim Rabin Levi'yi minarede grdm. A c ac cemaatini aryor, biareleri bir arada tutmaya alyordu. Kendime geldiimde, David'in syleyeceini sylemi, iini bitirmi gibi toparlandn fark ettim. 'Hey, David,' dedim, 'Sesleri duyuyor musun? Sitra A c h r a seni aryor.' Bembeyaz oldu."

PASLANMI MESH

Coraline

Sevdiimin gnderdii gller Bir an kendisi teki an alk bitkiler Rodoplu, 1979 Profesr Pavlovi'in aratrmas martn ortalarnda bitti. D a h a dorusu, daktilo edilmesi, grafik dzenlemesi gibi iler kald ki, onlar B o s t o n ' d a tamamlamay, "son cila"y orada yapmay tasarlyordu. Bu srede Ankara seyahatleri, durumalar derken, Diana'y hemen hi grmedim. Evlerine uradm zamanlar David, darda olduunu sylyordu. Dergh'takiler de (Sabri Yldz, 'O artk mezun oldu!' diyordu) gelmediinden yaknyorlard. Nesibe de ortada yoktu. Anladm kadaryla Abdullah'n eve dnd geceden sonra hi uramamt. Sonra bir gn vapurda Abdullah'a rastladm. Dudullu'dan -Rait, orada yeni bir fabrika amt- geliyordu; yok, hayr, orada almyordu, hanmannenin bir emanetini gtr-

328

329

mt. a y syledi, parasn demekte srar etti, konuma zemini aradn hissettim, "Eee? Nasl gidiyor?" "Nasl gitsin, be abi?" Tavr, Diana'nn anlattklar ile badamyordu, sngs dm gibiydi, ilerinin iyi gitmediini dndm. "Bir tarla sattk, onun da parasn alamyoruz," diye aklad, "Alabilseydik, bir atari salonu aacaktk. Bizim orada iyi gider, biliyon m u ? " Tarlay amcasna vadeyle satm fakat bir n demenin dnda "be kuru" alamamt, " O n u n da ileri bozuk," dedi, glerek, "Yengemin hastal sildi sprd." Nesibe'yi sormam iyi karlamayacan hissettiim iin, ocuklar sordum, iyi olduklarn, okula gittiklerini -Diana, cretin tamamn demi olmalyd- syledi, "Analar ille de okusunlar istiyor," dedi, "yksek mekteplerde h o c a olsunlar istiyor." Olmadk hayaller dillendirmi olmaktan utanm gibi gzlerini kard, "Hele bir ilkokulu bitirsinler de!" "Hevesliler mi, bari?" "Hevesli olmaya hevesliler de, ok masrafl be abi! Bu okul da zengin adam okulu, biliyon mu? Her gn bir baka icat karyorlar. Byk olan 23 Nisan Bayram'nda paa m olacakm neymi, elbise alalm diye tutturdu! Daya yedi de a n c a yle sustu." "yi etmemisin, dvmeseydin, keke." "Dvmeyip de ne yapacaksn abi? Kar bir taraftan, onlar bir taraftan akl m brakyorlar adamda? Etraftan gryorlar, biliyon mu? Ne grrlerse istiyorlar. Servise binmek istiyorlar. Akranlar okula zel otobsle giderlermi ya, bunlar da zel otobse binmek istiyorlar. 'Ulan,' dedim, 'ayanz yetmedi, halk otobs yetmedi de, imdi zel taksi mi tutacam size? 330

O t o b s motobs yok. Okursanz okursunuz, okumazsanz okumazsnz, okuduunuz da size, okumadnz da size.' Byk gene daha iyi de, kk frlama. Bakkala, on bin lira bor yazdrm, gidip gelip ukulata jiklet alrm da haberimiz yok. Lf da dinlemiyor, biliyon m u ? Dayaktan ldryorsun da yle dikiliyor! yle yiit bir herif! Akll da, ha! G e e n akam beni karlad, bir eyler sylyor, diyorum, 'Bu deyyus ne diyor? Anamza m kfrediyor yoksa?' Meer, hogeldin falan diyormu, aabeysi syledi. Okulda ngilizce ders gryorlar ya." skelede ayrldk. O Etiler'e, Nesibe'nin analna gideceini syledi, ben Dergh'a yneldim. Abdullah' aylar sonra bir kere d a h a grdm. Nesibe'yi hastanelik edecek kadar dvdn rendiim zaman da, d a h a sonra gelien trajedide de, iimde ona kar ar bir acma duygusundan baka bir ey barndramadm. Frsatln teslim etmiyor deilim, a m a olayn dier boyutuyla ilgili olarak R o d o p l u ' y a katlyorum. B e n c e de farkna varamayacak kadar naifti. (Gnay, "Trk erkei!" diyordu, "Konduramamtr. Yakn geldii durumlarda derhal kendine unutturmutur!") Zaten bedelini ylesine ar, ylesine orantsz bir biimde dedi ki, sadece Diana -ve tabii David- deil, hepimiz sulandk. Ama, n c e Diana'nn d n m n anlatmalym.

Coraline

331

Ve deiiklii ikimiz de h e m e n fark ettik. Bir kere, yznde alk olduumuz merakl, hatta safa diyebileceim ifade gitmi, 'profesyonel' diye tanmlayabileceim bir ketumiyet gelmiti. Sabrsz, hatta asabi bir hali vard. Giysileri, epey bir zamandr grmediimiz kadar renkli ve alengirli' ydi. deti hilafna, iki deil, kahve istediini syledi ve h e m e n konuya girdi. " G n a y Hanm, size o filme ilikin kararm deitirdiimi sylemek iin geldim. zgnm." ylesine ciddi bir ses tonuyla konumutu ki, o anda maydanoz bahesini gzden geiren Gnay, anlamad, " N e imdi, ne imdi?" "O filmi y a p m a k istediimi sanmyorum." " G o o d ! " ine dnd. Tuhaf bir hava esti. Diana'nn d a h a fazla bir eyler sylemek istedii ortadayd. Bunu Gnay'n da bildiini, ama kadnn yaratmaya alt havadan holanmad iin byle davrandn hissettim. K a y a y a arptn Diana da anlam olmalyd ki, "Bak, hain davranmak istememitim," diye zr diledi, " A m a bilmen gerektiini dndm." R o d o p l u ' n u n tavrn srdrp kadnn kendisini incittiini dnmesine neden olmakla, filmin akbetine zlm grnmek arasnda gidip geldii grebiliyordum. (Bu arada, size film meselesini hatrlatmalym. Diana Pavlovi'in R o d o p l u ' y a ilk gelii, Trkiye'de geecek bir filmin senaryosunu sipari etmek iindi. Bize, bir Hollywood prodktr olduunu sylemiti, brakt kartvizitte de yle yazyordu. Y a l a n deildi, a m a zaman iinde, Hollywood'da insanlarn tek bir film ekmek iin o k ortakl irketler kurduklarn, filmin bitimiyle birlikte bu irketlerin de lavedildiklerini rendik. Diana'nnki gibi yzlerce irket vard. yapacan dnd projesi olan birka kii bir araya geliyor, hemen bir ortaklk kuruyor ve finansman aramaya balyorlard. Rodoplu'ya gre nerdii proje, Bayan Pavlovi'in ilk projesi deildi, 333

Coraline

II
Diana'daki deiiklii hzla fark edebilecek k o n u m d a deildik, nk o d n e m d e hayatmzdaki rol henz snrlyd ve akas en son ne zaman grtmz bile karamadmz zamanlar oluyordu. Ayrca, Gnay'n o k megul olduu gnlerdi, ben kendimle urayordum, David'in projesi de onlara ska uramam gerektiren aamay gemiti. Derken, mart balarnda bir gn Diana telefon etti, Gnay'la nemli bir konu hakknda konumak istediini syledi, randevu istedi. imdi, bu artcyd, nk telefon o zamana kadar gndemde olmayan bir resmiyet ieriyordu. G n a y ' a sylediimde, o da ard, " N e oluyor? Gelsin ite!" dedi. Geldi. 332

hayr. Ama, ilk uzun metraj projesiydi. B u n d a n nceki ilerinin daha ok dok-drama dedikleri, yar dramatik belgeseller olduunu renmitik. Her neyse, G n a y ' a geldii -daha dorusu benim Dergh'ta karlap da getirdiim- o gn Tlin de vard! Hollywood'un dnda, 'paragz Musevi prodktrlerden uzak', aynen bu kelimeleri kullanmt, bir ikinci 'yapmclar halkas' oluturmaya altklarn anlatmt. Bu ikinci halka, gittike daha da ktleen Amerikan filmlerine alternatif filmler retecek, Musevi sermayesine boyun emeyen Avrupal ya da Avrupa'ya yerlemi ynetmenlerle ve tabii Rodoplu gibi yerli senaristlerle alacakt. Diana'nn irketi, bu halkann Trkiye ucunu oluturacakt. Ne ki, nerdii ilk proje bu anlattklaryla akmyordu. yle ki, projesi Trkiye'nin gzelliklerini sergilemeyi hedefliyordu ki, buraya kadar Rodoplu'nun bir itiraz yoktu ancak filmin pazarlanabilir olmas iin Humeyni rejiminden kaan ranllar konu edilecekti ve Rodoplu'nun burada itiraz bile deil, dpedz reddi ile karlat. Diana, 'fanatik' slm'dan -ne demekse!- kaan ranllarn, Trkiye zerinden Amerika'ya g ederken balarna gelenler, ihanetler, entrikalar vs. vs.'nin ok h e y e c a n verici olacan sylyordu. Bu arada, ran sarayndan bir kadnn da, ncirlik ss'nde bir Amerikal pilot ile ak maceras vard. Gnay, "Bak, Diana, sana ran senaryosu yazmam," diye kesip atmt, "nyarglar perinleyecek film y a p m a m . Hele de, Hollywood bugne kadar tek bir Filistin filmi yapmazken, Venessa Redgrave'i Filistinlilere arka kt diye aforoz ederken. Y a p m a m , nk senin lkende, 'ba's badel mevt' adrlarnda Babtistlerin sa'nn ilesini anmsatsn diye koyunlar armha gerenleri, deme cerrahiye ta karacak zikir seanslarnda 'Biz evliya olduk,' diye haykrarak, kendilerini yerden yere atanlar grdm ben. Hal buyken, srtn zincirle dven ranly afie etmem." Bu i bylece bitti, a m a Diana, Trkiye'den ille de bir film karmak istiyordu. Bunun zerine, G n a y ona Selahattin Ey334

yubi'yi tantt. Size, Eyyubi'nin, Gnay'n 'Ata Ruhlar'ndan birisi olduunu d n d m sylemitim. yle dnyord u m -hl da yle dnyorum- nk insanlk tarihinde, yrein, inancn, kiinin kendisini aan disiplinin, 'ifadesini bu kez slm'da bulan biyofilyann, l-sevici dayatmann stesinden geldii' bir ikinci olay olmadn sylerdi. Eyyubi, Aslan Yrekli Richard'n, Akra'da balarn uurduu iki bin be yz Mslman'n katlinin kendisini biimlendirmesine, Kuds'ten intikam almaya zorlamasna izin vermemiti. Rodoplu, adamn o n c a gcne, Allah'n evini kurtarmak gibi ycelerin ycesi a m a c n a ramen, kendisini zaptedebilmi, amacn arac meru kld safsatasna kaplmam olmasn, 'insanla rnek' diye nitelendiriyordu. Ve hayat boyunca, tm eylemlerinde, 'rnek' olanlar lt ald. Rodoplu, Eyyubi'yi, Diana'ya yle uzun, yle ayrntl anlatt ki, kadn ikna oldu. Filmin adn bile belirlediler: Ya Yarar Eyyubi'ye! Sylediim gibi, Sofokles'in, Elektra' snn, Eugene

Coraline

O'Neill uyarlamasna yknmlerdi. Mekn bakmak, d a h a dorusu, filmin havasna girebilmek iin mraniye taraflarna gittikleri gn de, afak z d e n ' i n Diana'ya saldrmas olay olmutu. Diana'nn vazgetiini iln etmek iin geldii gn, mesele bu safhadayd.) Dediim gibi, R o d o p l u ' n u n tavrn srdrp kadnn kendisini incittiini dnmesine neden olmakla, filmin akbetine zlm grnmek arasnda gidip geldiini grebiliyordum. Nihayet, elindeki makas brakt (balkondaki fidanlarn buduyordu) Diana'ya dnd, "Nedir, Diana?" diye sordu, "Konumak m istiyorsun, yoksa n e ? " "Well, Eyyubi'nin nemli olmadn dnyorum." Gnay, sen bilirsin, diye italik'ledi, ama Diana'nn esas meselesinin Eyyubi'den te bir ey olduu ortaya kt, "Kimsenin nemli olduuna inanmyorum!" R o d o p l u ' y a baktm, hi etkilenmemi gibiydi, 335

"Vahiy mi geldi?" diye sordu, banyoya, ellerini ykamaya yneldi. "Byle yaptn zaman senden nefret ediyorum!" diye arkasndan bard Diana. Bana dnd, "Byle yapt zaman ondan nefret etmiyor musun? nsann yzne vuruveriyor!" Ne demek istediini anlamtm, "Bak, Gnay hayatn bu filme adam deil. Bunu sen de biliyorsun." "Evet, biliyorum," dedi, fsldar gibi. Bir a n d a dalm gibiydi, eldivenlerini karmaya balamasn konuma istemine baladm. "Neyin var, Diana? Her ey y o l u n d a m?" " N o ! Y e s . Y e s and no! O h , fuck!" Rodoplu'nun kapda belirdiini grd, "Affedersin," dedi, "Senin n n d e svmeyecektim." "Hayr, svmeyecektin," dedi Gnay, otururken, "imdi, anlat bakalm, Eyyubi neden nemsizmi?" n c e d e n provasn yapmasna, bir nefeste cevaplad Diana, "Eyyubi kendisi iin nemsiz deil, benim iin imknsz! G n a y Hanm, bak, ben peygamberlik peinde deilim. Sonsuza yerlemek de istemiyorum, yeryzn ve gkyzn kucaklamak peinde de deilim. nsanolu iin ngrlen vg bana yetiyor. S a d e c e bunun peindeyim. lml ben iin, lml zaferler. Hepsi bu." G n a y ' a baktm, alnt yapyor, dedi. "Bunu her zaman yapar msn? Her zaman alnt yapar msn?" "Damn you, Gnay Hanm!"* "Bulank suda balk avladm," diye glmsedi Gnay, "Emin deildim. A m a alnt yaptn hissettim." "Petrarca," dedi Diana, az nceki tafras tamamen kaybolmutu, "St. Augustine'le diyalog."
*) "Allah belan versin." (y.n)

"Anladm." "Bunu her zaman yaparm. David'le ilk tantmz gn de yapmtm. o k nlyd, biliyorsunuz, dikkatini ekmek istiyordum. ektim de." "Bu, beni de etkilemek istediin anlamna geliyorsa, sana teekkr etmeliyim. Sanrm." Diana, sitemi duymamay tercih etti, "Bak, ben ciddiyim! nsan iin ngrlen vg bana yetiyor. lml ben iin lml bir zaferden baka bir ey istemiyorum." "yi ya. Kendine yeni bir senarist bulacaksn." "Zaten senin senaryonun lmsz olacan kim sylyor?" diye patlad, Diana, "Bunun garantisi yok ki! Onlarca senaryo yazm da o k baarl olmu deilsin!" Rodoplu, duralad, yumruunu enesine ne syleyeceini dnyormu gibi dayad; olmad, kollarn kavuturdu, "fkeni yorumlayamyorum, Diana," dedi nihayet, "'lmszlk' kavramn bir film senaryosuna ilikin olarak dnebilecek donanmn da yok. Btn sylediim, eer bir senaryo yazmak zahmetine girieceksem, bunun benim vicdanm renc i d e etmeyecek bir konuda olmas gerektii idi. Hepsi bu." Ama, Diana bitirmeyecekti, "Senin vicdann neye yaryor? Hangimizin vicdan neye yaryor? V i c d a n dediin, darack odalarnda btn gn skntdan patlayan birtakm aklevvellerin uydurduklar bir, bir... dzenleme!" G n a y ' a baktm, ikimiz birden italik'ledik, ite geliyor! "Ltfen beni bala, a m a seni aptal buluyorum." Bana dnd, "Evet, aptal!" diye perinledi, tekrar G n a y ' a dnd, "Bana, en son ne zaman ormann derinliklerinin hazzn hissettiini syleyebilir misin? Kesek kapl bir kmbete en son ne zam a n uzandn? akllarn stne mrldanan pnarn sesini dinledin? Ne zaman ykseke bir kayaya oturup, ayann altmla uzanan ovalrn seyrettin? Kzgn gnei kesen aalarn altnda leziz bir uykuya daldn?" 337

Coraline

336

"Benden mi, kendinden mi bahsediyorsun, Diana? Bu yaknmalarn yazar hangimiz?" "Fark eder mi?" Akll cevap! "Kementin b o y n u n a getiinin farkna varmayan bir yaban at gibisin. ok hzl kouyorsun ama arkandan gelenler yaklayorlar. Az sonra ip ksalacak, dm sklacak ve devrileceksin!" "Desene, bam tahmin ettiimden de belada!" dedi Gnay. Glmsyordu, a m a sarslm olduunu grebiliyordum. "Senin doay mtalaa etmeye cesaretin yok, Gnay Hanm!" diye srdrd Diana, "nk ok iyi biliyorsun ki, eer dnmeye balarsan her eyini kaybedeceksin. Bedeninden nefret ettiine bile bahse girerim!" K m s e r bir tavrla etrafna baknd, "Burada, kendine bir koza rmsn, gerek dnyann stn rtyorsun! sa Mesih! Trkiye bile senin bana anlattn Trkiye deil!" Yine bana dnd, "Bak, M e h m e t Bey, bu Hanmefendi, David'den farkl deil! kisi de kendi dzenledikleri dnyalarda yayorlar. Beni zen, Gnay'n zincirlerle bal olmas!" "Nasl zincirler?" (Bu bendim!) "Ak ve onur!" dedi, Diana. Devam edecekken Rodoplu araya girdi, "Bu da St. Augustine, sanrm?" "Hadi! yle olsa ne kar?" Y a n d a edinmek ister gibiydi, bana anlatyordu, "afak denilen bu a d a m a duyduu ak gzlerini kr etmi! imdi, tabiatn srf G n a y Hanm iin 'zel' bir erkek yarattn dnebiliyor musun? Dncesi bile komik! Ama, bu akll hanm, bacana taklan prangay bir hazine sanyor!-Sen de bunun ackl olduunu dnmyor m u s u n ? " Ne diyeceimi bilemediimi, bilemediim iin de Gnay' d krklna (her zamanki gibi!) urattm hissettiimi iti338

raf etmeliyim. Ama, beni anlamalsnz: Bir gn nce Tlin'den, O n u r Oflu denilen adamn sahtekrln dinlemitim. Hatrlayacaksnz, afak zden'in has adamnn, Gnay'n da yesi olduu S.S. Etem A a Kooperatifini S H P yelerinden olu an dandik listelerle kurduu ortaya km, Tlin deliye dnmt. O gn G n a y ' d a olmamn nedeni de, adam nasl durduracamz kararlatrmak iindi. Pislik diz boyuydu ve Di ana, "ak ve onur" derken, Rodoplu, "Petrarca, St. Augustine" diye c e v a p veriyordu! Allah Ekber! G n a y ' a baktm, yznde belli belirsiz bir glmseme, ta gibi duruyordu. "Ve tabii dier zincir de, Trkiye!" diye srdrd, "Gnay Hanm iin, Trkiye eittir onur! Ben Amerikalym, benim, Birleik Devletler'in gemiinden ve geleceinden sorumlu olduumu dnebiliyor musun? Kendini ne zannediyor? Yani, sanki Trkiye'nin umurundayd!" G n a y ' a dnd, "Seni Arnavutky'de kimsenin tanmadn sylemi miy-

Coraline

dim? Yaknda, devasa bir ba ve rk bir bedenden oluan bir yarata dneceksin, kim iin? Kimin umurunda olacaksn?" Bir an duralad, sonra dramatik bir tavrla balad, "Sn, sn ksa mum! Hayat yryen Sahnede bir glgeden kh baka bir ey deil; kh aknlaan kt bir oyuncudan baolduu saatte kurumlanan

Ve az sonra ad anlmayacak olan, ka bir ey deil. Hayat bir budalann Ses ve iddet dolu, "... ama lmek ve anlatt,

ama hibir anlam olmayan bir masal!"

" A h , G n a y Hanm," diye srdrd, ve bilmediimiz bir yere gitmek, verici dncelerin hazla kanatlanan kaln omurgal ruhun buzullarn Souk bir halde yatmak ve rmek; Makul Kan heyecan hamuruna dnmesi;

Ate sellerinde ykanmas ya da Dondurucu dnyasnda

yaamas 339

Manzarasz rzgrlara hapsolmak Askdaki bu dnyann urasna burasna Bitmez tkenmez iddetle savrulmak ... Btn bunlar ok korkun! Sinekler haar olanlara neyse, Biz de tanrlara yleyiz. Salt spor olsun diye ldrrler bizi." R o d o p l u ' y a bakm yakalad, "Naslsa bileceksin, bari ben syleyeyim, Shakespeare'di. Shakespeare'i sever misin?" "Bin dereden su getirdiini, sylemek istediini henz sylemediini dnyorum. Niye?" "Sahi, yle mi dnyorsun?" "Evet. Nedir, Diana? Ne oldu? Niye sakinleip anlatmyorsun?" Diana bir bana, bir G n a y ' a bakt, "Yes, Mommy!" " A h h h , skldm," dedi Gnay, yerinden kalkacakm gibiydi, "Sabrm zorluyorsun!" Rodoplu'yu oturmaya zorlar gibi hareket yapt, "Affedersin. o k affedersin!" Bana dnd, "Bir iki alabilir miyim?" Dizlerini kanapenin stne ekti, toplad, tandk haline dnd, "Bizde olduun son gece, siz gittikten sonra..." diye balad ve David'le konumalarn anlatt. Sesi giderek bouldu, s o n u n a doru, inceden inceden alyordu. Gnay, yerinden kalkt, yanna oturdu, sarld. Bebek sallar gibi sallamaya balad. Diana'nn kocaman bedeninin Rodoplu'nun kollar arasnda kldn fark ettim. ok garip olduunu dndm. "Hadi, canm!" diyordu, Rodoplu, " O l a y a bir de yle bak. David -gibi bilim adamlar bizlerden d a h a iyi ya da kt deiller. Byk meselelerle uramak insanlar bytmedii gibi, 340

kk meselelerle uraanlar alakgnll olacaklar diye bir ey de yok! Hepimiz ayn gemideyiz; hayata anlam vermeye alyoruz. lk geldiin zaman sylediinde haksz deildin David gibi, ben de kendi y o r u m u m u yaptm, kendi kurallarm koydum. O dorultuda y a a m a y a alyorum. Ne kadar kendi ni beenmi, ne kadar ukala olabiliyorum, deil mi? Buna ne fis mdafaas diye bakabilirsin. Rabin Pavlovi'in olu, kendisini koruyor ki, hayatta kalabilsin! Ama, senin krldna zld m . D a h a drst olabilirdi." " K u d s ' e gittim," dedi Diana, bouk bouk, ban Rodoplu'nun gsne gmd yerden kaldrmadan. " Y o k canm! Ne zaman!" "ki gn n c e geldim!" Rodoplu, havay y u m u a t m a y a karar vermiti, "Peki, syle bakalm, sizde hac olanlara ne denir? Kutlar msnz?" diye sordu glerek, "Gerek yok!" dedi, Diana, dorulurken, yanaklarndaki ya-

Coraline

lar sildi, "e yaramad!" A n l a m a y a altmz grd, "Paralarm toplamak iin gittim ama kalan da orada braktm, geldim." G l m s e m e y e alt. " T a m ne zaman gittin?" "David'in ihanetinden iki gn sonra. Bir de K u d s ' denemek istedim. Olmad. Mesih paslanm, anlyor musun? Ha tikua diyerek gittim, hurda ile dndm." "Ha tikua da ne? "Bir Y a h u d i ilahisi," dedi Diana, "Umut demek."

341

ahlkn Birleik Devletler'den genler bozmularm. Yz dokuz lkeden Y a h u d i gelmi. imdi, buna ne diyeceksin: Doulu Yahudiler, Batl Yahudilerle kavga halinde." "Ekenazlarla, Sefardimler mi demek istiyorsun?" "Ekenazlar ve Sefardim dedikleri geri kalanlar! Amerikan ve A l m a n Yahudileri, Trk, Rus, Yemenli, Habe, btn Doulu Yahudilere kar! Ve rk ayrm var! Dnebiliyor musun? Zavall Rabin Pavlovi! Zavall kaynpederim! Zavall David! David'in '60'larda, Alabama'da ayrlkla kar Martin Luther King iin altn biliyor m u y d u n ? " 1969 ylnda srail'e g e n Amerikan zencilerinin anayasa Mahkemesi'nin bir karar ile snrd edildiklerini anlatt, " O n c a yldan sonra, mahkeme sahici 'Yahudi' olmadklarna karar vermi, iyi mi? Bunlarn te biri de srail'de domu ocuklar! Amerikan vatandalndan gnll ayrldklar iin. Birleik Devletler'e gidemiyorlar. Gidecekleri yer yok, anlyor musun? Bir yer bulunana kadar 'idari gzalt'ndalar. Bu, hapis-

Coraline
III
Diana'nn "Kuds", "Orient'inden farkl deildi, "Scak, slak, baygn, parfml, ipekli, baharatl, mcevherli, hall, koyu sar, al krmz, mavi, siyah! Kafamn gerisinde, kaftan, takkesi ve akandan sarkan lleleri ile kaynpederim, Rabin Levi! But, no! G r d m ilk manzaralardan birisi, kaldrmda nerdeyse ak yapan 'teenager'lard!* Kzn stnde tirt, gen adam blucinli. Sonra da, srail'de evlenmemi annelerin saysnn ok arttn duyuyorum. Oryantal Yahudiler, Amerikal Yahudilerden nefret ediyorlar, G n a y Hanm. Toplumun

hane demek!" "Uluslararas kanunlara gre, gidecekleri yer yoksa insanlar snrd edemezsiniz" dedi Gnay, "Peki, ne yapacaklarm?" "Bunu ben de sordum, 'Uyguladmz prosedr aklayamayz,' dediler. Belki de, hepsini Kzldeniz'de bouyorlardr!" "Aman, Diana!" Gnay'n rperdiini grebiliyordum. "Affedersin! Irk ayrmna urayanlar s a d e c e Amerikan zencileri de deil. Habeler de var. Hikye yle: G e e n yl, Birleik Devletler'le srail hkmeti, S u d a n ' d a bulunan bin Habe Yahudisini kurtarmak iin CIA ile ortak bir harekat dzenlemi: ' M u s a Tatbikat' diyorlar. O p e r a s y o n aa knca, yarda brakmlar. Yzlerce karaderili Sudan llerinde susuzluktan telef olmu, Beyaz olsalard byle olmayacakt." Baka eyler de vard. Diana'nn orada olduu gnlerde zamann ileri Bakan shak Perez, Yahudilie baka dinlerden dnenlerin nfus ktlarna d n m e olduklarn belirten bir kayt konsun istemiti.

*) 13-19 ya aras genler, (y.n)

342

343

"Bu da bir baka ayrmclk," dedi Diana, "Ortodoks Yahudiler, kayt dlsn istiyorlar ki, srail yurttalarn seebilsinler! Reformist Yahudiler, bunu bir zamanlar Nazilerin Yahudilere taktklar sar yldzlara benzetiyorlar, 'hayr' diyorlar." " A m a Filistinlilere sar kol bantlar takyorlar, deil mi?" "Evet," dedi Diana. Filistinlilerin durumlarn yeterince bilmiyor olmann eksikliini hissettiini biliyordu. K o n u y u bu nedenle deitirmi olmal, "Hahamlar ok etkili, G n a y Hanm," diye srdrd, "Onlara kyasla ihtiyar Giritli stten km kak kadar m a s u m ! nl bir hastaneleri var, Hadassa. Bilirsiniz. O r a d a bir kalp transplantasyonu yaplacakt." "Bir gn TIME'da, ertesi gn Tel Aviv'de, yle deil m i ? " " O h , tamam, sizin kalp transplantasyonlar hakknda ne dndnz biliyorum! A m a daha ilgin olan, operasyonun yaplabilmesi iin Hahamlar Konseyi'nin onaynn alnmas gereklilii! S a d e c e b u n d a da deil, krtajdan otopsiye, sebt tatilinden belediye otobslerinin tarifesine kadar, her eyde, bu Konsey'in onaynn alnmas gerekiyor. Tanr'nn belas bir teokrasi! Anlyor musunuz? Senin, 'bir gn T I M E ' d a , ertesi gn Tel Aviv'de szne gelince; orada hakl olduun bir nokta var. Birleik Devletler'le yarr gibiler. Bana, fizikte Birleik Devletler kadar iyi olduklarn sylediler. Yldzlar Sava projesinde Amerikan hkmeti ile ortak alyorlarm. Eminim, atom bombalar da var!" " Z o ! Onlar, Einstein'n torunlar!" "Evet! Ne kadar korkun deil mi?" Anlatrken yakalad canll bir an iinde kaybetmesini gzlemledim. Aklna h e m e n o srada gelen bir dnceyle soluvermi gibi oldu, "Rabin Levi, bana 'Ik, sigara ateinin lamba yerine getii karanlklardan gelecek,' demiti," diye fsldad, "Bizim teknolojimizi nnde sonunda fethedecek olan Orient, yaamn gizlerini ve ruhu, neon tplerinin aydnl ile bomayacak. Syle bana Gnay Hanm, Kuds'ten daha Orient neresi olabilir?" 344

" K u d s ' n 'El K u d s ' olduu bir zaman olmu olmal," diye c e v a p verdi, Gnay, a m a pek de emin olmadn hissedebiliyordum. " N e demek istiyorsun?" Bizim, ehre "Jerusalem" deil, " K u d s " dediimizi, "Kud s ' n , "kutsal" anlamnda, A r a p a "El Kuds"tan geldiini akladm, "Yani B o s t o n ehrinin T r k e ad, 'Yeni K u d s ' olduuna gre, sen de Kudsl saylrsn!" Dorusu, pek yavan bir espriydi, hanmlar yzme bakmakla yetindiler. "Kuds, bir baka mesele," dedi Diana, "Tel Aviv'den ne beklediimi bilmiyordum. Belki daha varlkl, daha gsterili bir ehir, d a h a Doulu, daha stanbul gibi bir ehir. A m a hayr; palmiyeler hari, Ankara ile yetinmek zorunda kaldm. Ayn hain yzl binalar: Sava gemisi grisi ve dklen svalar. Bir farkllk daha: Paris'teki gibi kaldrm kafeteryalar ama Ameri-

Coraline

kan "fast-food"! M c D o n a l d ' s bile oradayd; dnebiliyor musun? A m a burada olduu gibi, elektrikler sk sk kesiliyor; otelde e k m e c e d e mumlar. Z o ! Tel Aviv'de sla hasreti ekmedim! A m a Kuds'te ektim! Kuds bir bakasyla evli sevgili gibiydi. Bir trl yreinden atamadn, a m a murdar olduu iin son tahlilde istemediin." Doru kelimeleri bulmak ister gibi dnd, "Kuds, Tel Aviv'den bir buuk-saat sren bir bombardman tede," dedi, "Yani propaganda bombardman! Kuds'e bir turist kafilesiyle birlikte gittim, biliyor musunuz? ki Amerikal ift, iki Hollandal ift, bir sveli ift, Birlemi Milletler Kbrs Bar G c ' n d e n be ngiliz askeri. Rehber, uzun boylu, sarn bir adam, Gray Cooper'n srail versiyonu. Kovboy apkas bile var, dnebiliyor m u s u n u z ? " "yi ki Rabin Levi grmedi," dedi Rodoplu, sahici bir duygudalkla. "Deil mi? Eer o adam Sitra A c h r a ' d a n deildiyse, kim Sit345

ra Achra'dand, asla bilemeyeceim! O t o b s e girdiimiz anda konumaya balad ki, safi politika. rnein, srail tarihini anlatrken ilk cmlelerinden birisi, 'Romallar geldikleri zaman, srail'in adn deitirdiler. Filistin dediler, nk orada yaayanlarn isimleri buydu.' Sizin ikinize bu cmle bir ey ifade etmeyebilir, a m a kaynpederim bana cemaatinin srail'e neden g etmemesi gerektiini anlatrken, 'Siyonist goyimler kutsal topraklarn adn bile deitirdiler,' demiti. Z o ! Ben biliyorum ki 'Filistin' ad, Siyonist jargonda yasakland iin byle Gary C o o p e c gibi konuuyor! imdi, bu hastalklyd! Sonra, dilenmeye balad: 'Balarnz sayesinde altm be ylda, yz elli milyon aa diktik. Bunlardan alt milyonu, Nazilerin ldrdkleri alt milyonun ansna, bla, bla, bla ve sonunda, 'Yeilleri yollamaya devam edin ki, u plak tepeleri de yeilleyelim!' Oysa, sizin Bolu'ya benzer bir yere yaklayorduk, 'Dostlarm,' dedi, en Grant old Opry* sesini kullanarak -ne demek istediimi biliyorsun, deil mi, Gnay Hanm?-, 'Burada biraz dinleneceiz. emek isteyenler, ltfen burada iesinler; Kuds'teki tuvaletler pek temiz deildir!' imdi, bu 'kutsal' saylmaz, deil mi?" Kukusuz deildi! "Bundan sonra da, bildik satlar geldi, fush-button** srail tarih seti, saydamlar ve dierleri. 'Evinize dndnzde, kutsal topraklarn tarihini komularnza anlatabilirsiniz. Bizlerin yanda insanlar, grdklerini abuk unutur, deil mi?' Herhangi bir eski otomobil satcs kadar ok konuuyordu, ondan daha inandrc deildi Gnay Hanm! Sat yaplan yer de, herhangi bir Amerikan drugstore'undan farkl deildi! Rock'n roll ve duvarlarda Elvis Presley posterleri. Ve biz Kuds'ten sadece on be mil tedeydik! Bir iki daha alabilir miydim?"
*) "Grand old Opera", Nashville, Tenhessee'de, Amerikan halk mziinin yapld nl mzikhol. Gney aksann belirtmek iin kullanlyor, (y.n) **) "Dokunulmazlk" (y.n)

"Tabii." Ald. "Ve sonra Kuds! 'Kuds'n, dnyann byk dininin merkezi olduunu tabii ki biliyorsunuz,' diye balad, 'Dou ile Bat bu ehirde birleir. En liberali ile en dindar, en moderni ile en eskisi bu ehirde birleir.' sa Mesih akna, bunu isteyen kim? Doru mu, Mehmet Bey? G n a y Hanm? En liberal ile en dindarn Kuds'te birlemesini isteyen kim? New Yok bu ii yapyor! Buras, Kuds! A d a m a bakyorum, sanrsnz ki, Long Island'n etrafnda turist gezdiren motorlardan birisindeyiz! A m a durmuyor, 'Folks,* bakn bakalm, solunuzdaki u yerleim merkezini nasl buluyorsunuz? Grdnz apartmanlar kfeki tandan yaptk, evreye uysun diye. Bakn bakalm kadim kiliselerden ayrabiliyor musunuz?'

Coraline

Ve biliyor musunuz, ayramyorduk? Gerek Kuds nerede balyor, tecimsel Kuds neresi, ayramyorduk. O kadar iyi saklanmlard. Sonra, 'Sanza bakn!' dedi, 'te, Amerika Birleik Devletleri'nin 200. kurulu yldnmn bu binada kutladk!' Ve gzlerime inanamadm! Philadelphia'daki atlak zgrlk annn atlak kopyas!" Sesi titremeye balad, "Dnyann yarsn atlak Philadelphia an'nn kopyasn grmek iin amm! Buna inanabiliyor m u s u n u z ? Bu yetmiyormu gibi, M o r m o n Kilisesi! Mormonlar, bir de niversite kuruyorlarm! Mesih'in topraklarna davet edilen bir sahte peygamber! Rabin Levi'nin goyishkeit diye aladn grr gibi oluyordum!" Parann dini iman yoktur ki! "Sonra Zeytin Da'ndan, K u d s ' n kendisi! Turist turlar ehre Siyon Kaps'ndan giriyorlar, biliyor musunuz? Yani, Yahudi blgesine giriyorlar. Araplar, bu blgeyi 1967'de yaktklar iin restore edilmi, sizin gney sahilleriniz gibi olmu. tal
*) Ahali, (y.n)

346

347

yan mimarisi gibi, anlyorsunuz deil mi? Etkileyici, ama kutsal deil. Sonra da o polisler. srail polisleri. iklet iniyorlar ve turist kzlara lf atyorlar. Ve bunlar alama duvarnn nnde oluyor! nanabiliyor musunuz? Hristiyan blgesi d a h a da kt. Ben, Hollywood'da ok film seti grdm, G n a y Hanm. Tarihi filmler iin hazrlanan setleri grdm. A m a hibiri sraillilerin Kuds'te kurduklar set kadar zengin deildi! Dnya kurulduundan bu y a n a ne kadar Hristiyan mezhebi vardysa, hepsi, her trl renk ve kyafetle oradaydlar! Sahicilerin yannda sahteleri. Tarikatlar, gruplar hepsi! Ve hepsi acnacak kadar ciddi yzlerle dolanyorlard. M s l m a n kesimine giremedim, bunun iin oras nasld bilmiyorum. A m a ben de hibir duygu uyandrmad! Tanr biliyor, denedim, Mehmet Bey! Gerekten denedim! A m a olmad! Bethlehem'e,* sa'nn doduu kiliseye gittim. Ayn ey!" Esef ediyormu gibi ban sallad, gld, "Sitra A c h r a ' d a n tek kelime yok! O n u n yerine ucuz ikonalar, tozlu tller, ancak bir G n e y Kilisesi'nin** olabilicei kadar rk. Ve sonra, bu delikli ta vard. Sizin ky tuvaletlerinizdeki ta gibi bir ta. sa doduu zaman oraya dm dendi- Well, Tanrm! Niye zerine sifon ekmemiler diye dndm!" "te bu sylediin Sitra A c h r a ' d a n olmal!" dedi Gnay, "Gryorsun ite, sana bir eyler sylemiler!" "Belki de," dedi Diana, "Belki de, ama etkilenmedim! Kuds, benim iin bir film seti olmaktan ileri gemedi! Ve yle sanyorum ki, asla gemeyecek! Her an, ayaklarnn dibinde kaplanlaryla Saba Melikesi Belks', Samson'u greceimi sandm - tabii, Vivien Leigh, Victor Mature ve uyuturulmu sirk kaplan olarak! Hayatm hakk iin! O r a d a b a n a sa'nn domu olduunu
*) Beytllahim. (y.n) **) ABD'nin gney eyaletlerindeki zenci kilisesi, (y.n)

hatrlatan hibir ey yoktu! Ne o gn ne de ay kl o gece! Yani, Tanr akna! Apartmanlarn pencerelerinden renkli televizyonlarn ekranlarn gryordum!" Syleyeceini sylemi gibi sustu, ikisine yumuldu. Bir sre y l e c e durduk. "Senin adna zldm," dedi, Gnay, sonunda. "Kendini bir kere d a h a yenilmi hissediyor olmalsn." Diana, duyduunu tartyormu gibiydi. Sonunda uzun bir "Well!!!" ekti, "imdi, bak," dedi, "Entelektel olgunlua kavutuum zaman kendime sormaya baladm ben: Ateist miyim, teist miyim, panteist miyim? dealist miyim, materyalist miyim? Hristiyan mym, zgr dnceli miyim? Neyim? G r d m ki, ne kadar o k okursam, o kadar ok zorluk ekiyorum! Bu fraksiyonlardan hibirine balanamadm gibi, kopamyorum da! Srekli olan tek durum c e v a p veremiyor olma durumum! Bu, hl yle! Trkiye'deki tecrbeme ramen, pardon, bunu yanl sylyorum, Trkiye'de tecrbemin de katksyla yle! Daha ak olmaya alacam. imdi, ben bakyorum, bu fraksiyonlar oluturan siz iyi insanlarn benimsedikleri gnosis, yani yksek ilahiyat, beni sizlerden ayran bilginin ta kendisi. Bunu anlyor musunuz? Sizler, bu yksek ilahiyata, derin bilgiye, gnostik akideye, sahip olduunuzdan eminsiniz. Sizler, varolu sorununu aa yukar zdnz dnrken, ben zemediim gibi, zlebileceine dair gl phelerim de var!" "Bu tipik bir 'Agnostizm'e Giri'e benziyor, Diana," dedi Rodoplu. "Aslna bakarsan, evet, yle. Hatta, 'bir agnostiin zr' diye de alabilirsin. Ben, Yeni ngiltere'de balayan, imdi Trkiye ve Kuds'te sren hayatm boyunca, her trl muhalifin yesi olduu bir konfederasyonda, kelime doruysa, bir 'Metafizik Dernei'nde yaadk, bu 'Dernek'te Papaz C o t t o n ' d a n Rabin Levi'ye, Seyfettin, hsani'den k o c a m David'e kadar, her 349

Coraline

348

felsefe, her ilahiyat, mutlak bir aklkla temsil edildi. Dostlarmn hepsi bir tr risktiler, -izm'lerinde gvenliydiler. Sizler gibi. A m a ben, bir babozuk; ben, bir serseri ben, otostopuy u m . Ve ne kadar nazik, ne kadar dosthane olursanz olun, benim, kendisini rtecek bir etiket bulamayan benim, sizleri tedirgin etmemesi mmkn deildi! Sakat bir dilenciyle kim rahat edebilir!" "Estafurullah!" " N o ! N o ! O n u syleme! Hem sakattm, hem de dilenci. Drst ol G n a y Hanm, dini btn bir Priten olsaydm, beni aalayabilir miydin? imdi aaladn gibi aalayabilir miydin?" Rodoplu, bir an bile tereddt etmedi, "Evet," dedi, "Aalardm." "Sana inanmyorum!" "O sana kalm. Mamafih, unda hakl olabilirsin: Dini btn bir Priten olsaydn, byk ihtimalle hi karlamazdk." "Gnay'n seni aaladn sanman garip, Diana!" (Bu bendim) "Yes, she does." "Yes, I do." Hanmlar, ayn anda c e v a p verdiler. "Her neyse," dedi Diana "Sizlere katlabilmek iin elimden gelen her eyi yaptm. Ama, grdnz gibi, olmad! Z o ! Artk imdi biliyorum. Ben, u ya da bu ilahiyat sahibi deilim; a-ilahiyat sahibiyim. Benim iime sindiremediim eyleri b u n c a iyi bilen Kilise'nin ya da Sinagog'un, ya da Cami'nin 'gnostik' tarihine karn, ben a-gnostik'im!" "yi," dedi Gnay, ciddiyetle, "Artk, senin de bir -izm 'in var; mutlu olmalsn." "David, haklyd," diye srdrd Diana, "Hristiyan ahlknda, insann sa Mesih'e inanmadn aka sylemesi h o karlanmaz. Eminim ki, M s l m a n ahlknda da, rnein hurilere inanmadn aka sylemek de ho karlanmaz. Sufiler, milyonlarca ey sylediler. A m a inanmadklar eyleri, mesela 350

kadn erkek eitsizliine, mesela kadnlarn ganimet saylabileceklerine inanmadklarn aka dile getirmediler. Oysa, Sufilerin ahlk ak ahlkdr, yle deil mi, G n a y Hanm? Ak ahlk kadnlarn mutsuzluu zerine kurulamaz. Her neyse. Sylemeye altm, David'in hakl olduu. 'sa Mesih'e inanmyorum,' gibi bir cmle, s a d e c e Hristiyan dnyasnda h o a gitmez. Bir Mslman ya da Budist sylese kimse aldrmayacaktr. Kald ki, b e n c e insan dndn drste ifade ettii srece ahlkldr. Ve ben u n a karar verdim: Sahici inanszlk gnah olamaz! Sahici olan hibir ey gnah olamaz! Sokrates'in dedii gibi, 'Her eyi dene, iyi bir ey bulursan sakn brakma!'" Son cmlesini byk bir gvenle sylediini ikimiz de fark etmitik. Nitekim, muzaffer bir ifadeyle ayaa kalkt ve (evet, tahmininizde haklsnz!) mutfaa, bardan doldurmaya gitti. Bu defa izin almak ihtiyacn hissetmemiti. Gnay, arkasndan seslendi,

Coraline

"yi bir ey bulduunu d n m e y e baladm, haksz mym?" "Aslna bakarsan, hayr!" dedi', kapda beliren Diana, "Hi deilsin!" Bize geldiinden beri n c transformasyonunu geiriyordu. Gzleri prldamaya balamt, sesinde yeni bir g vard. Rodoplu'nun, elenmeye baladn gryordum, "Bizimle paylamak ister misin?" diye abartl bir nezaketle so.rdu. "Teihard de Chardin, Pierre A m c a babamn arkadayd," diye balad. "aka yapyorsun!" "Hayr, G n a y Hanm! kinci Dnya Sava srasnda tanmlar. Babam, bir grevle Pekin'e gitmi, orada C h o u Ku Tien kazlarn yapan Pierre A m c a ile tanmlar. Sonra, 1955'te bizi B o s t o n ' d a ziyarete geldi. Hatrlyorum, nk ok nemli bir gnd. A n n e m gnlerce hazrland. Bana yeni e l b i s c l n 351

alnd. Yzn ptm hatrlyorum. O son seyahatlerinden biri olmal, nk ayn yl New York'ta ld." Pierre Teilhard de Chardin'in kim olduunu G n a y aklad, " o k nl bir Cizvit papazdr," dedi, "Fransz. Cizvitlerin bizdeki karl, Nakibendiler olsa gerek. Bunlara sa Cemiyeti de derler. 1500'lerde kuruldular. Katolik krallarn din ve ahlk hocalarydlar. Fevkalade Ortodoksturlar a m a tarihi ve pedafojik deerleri yadsnamaz. Bu adam, de Chardin, ayn zamanda nl bir paleontologdu. nsan ve manevi olguyu tabiatla btnletiren bir dnce akm kurdu," Diana'ya dnd, "Affedersin. Ltfen devam et." "Pierre Amca'y '60'larda okudum," dedi Diana "biliyorsunuz, Vietnam'da yeniliyorduk ve babam bunun nedenini imanmz kaybetmi olmamza balyordu. imdi, o dev adam, grkemli Cizvit, iyimserdi, biliyor musunuz? Bu beni, o dnemde, babamn yanlyor olduunu gstermesi bakmndan ok etkilemiti. A m a ne demek istediini imdi anlyorum. Bir intikal dneminden getiimizi sylyordu. On dokuzuncu yzylda, bilim tarafndan organize edilen ve aydnlatlan, kardeliin staca bir altn an balangcnda olduumuzu sanyorduk. Ama, grdk ki, bilim a hezimetle sonuland. Trajik bir biimde daldk, mekanik klelerimize esir olduk. Buna karlk, Pierre A m c a , insanln ilerlediinin iaretleri olduunu sylyordu. Ama, bu ilerleme ok ar olduu iin umutsuzlua dyor, iinde bulunduumuz evrimin farkna varamyorduk. Pierre A m c a aktan bahsediyordu. Kitabnda bir blm vard, 'Enerji Olarak Ak'! "Bizler, akn duygusal vehesihi, bize salad nee ve znty, mtalaa etmeye alknz. Oysa, akn doal dinamizmi ve insan evrimindeki nemi zerinde durmalyz. nk biyolojik bir gereklik olarak akn, yani bir varln dier bir varla ekimi, insana zg bir sre deildir. Ak, btn hayatn ortak unsurudur. Ak, eitli ekilleri ve dereceleri ile maddenin btnn kucaklar. Ak bize ok benzeyen meme352

li hayvanlarda tanmak kolaydr: cinsel tutku, analk igds, toplumsal dayanma, vs... Hayatn d a h a ilkel formlarnda daha mulaklar, tannmas daha zor olur. A m a uras muhakkak ki, en ilkel formlarda da, mesela bir moleklde bile, birleme potansiyeli olmasayd, ak, hayatn daha gelimi formlarnda, insanlarda, ortaya kamazd. Bizdeki varln da teslim etmemizi gerektirir. Zaten, evremizde birbirleriyle birleerek byyen bilinlere bakarsak, akn her yerde olduunu grrz. nsanlk, yeryznn ruhu, bireylerin ve halklarn sentezi, parann btnle ilikisi, eitlerin birlii, biyolojik bir zorunluluktur. Ve dnya ile yek vcut olmak istemiyorsak, sevme gcmz, btn dnyann btn varlklarn, btn elemanlarn kapsayacak ekilde artrmak zorundayz. nsan, ak, iinde eriyip Tanrsallaabilir, deil mi?" "Mekanik klelerin de dahil olmak zere, yle mi? Akn, onlar da kapsayacak?" Diana Pavlovi, ylece duralad, "Evet," dedi, "Mantksal karsamann sonucu o ynde." "Peki, ya sen? Bu sonula halleebilecek misin?" "Mekanik kleler, fraksiyonlardan sadece bir tanesi. Yaadmz hayat, hayatn sonsuz ekillerinden birisi. Ben yoksam, onlar da yok, deil mi?" "yi," dedi Rodoplu, yine. Y z n d e n ne dndn anlamak mmkn deildi, btn grebildiim, o gn Pavlovi'le konumamaya karar verdiiydi. O y s a Diana, bitirmeye hazr deildi. O kadar ki, bu ziyaretinin zel evrimine kaynaklk eden oluum ve fikir dizinini Rodoplu'yla sunmak olduunu d n m e y e baladm. A m a akas, o noktada btn bunlarn bize Nesibe ilikisinin bir n gerekesi olarak sunulduunun farkna varmadm gibi, en ufak bir p h e dahi duymadm. zleyen konuma, beni Cemil Bey'in (Meri!) Bir Dnyann Eiinde'sine gtrd. O kadar ki, Diana konuurken, ben kitabn sayfalarn eviriyor gibiydim. 353

Coraline

"Baksana," diyordu Diana, "Tabiatta da byle, deil mi? yi ile kt, alkla refah, scakla souk, imanla inkr, Rabin Levi ile Profesr David, yan yana deil mi? Zt a m a btn, deil mi? Hepimiz, Tek'in eitli grnleri deil miyiz?" talik'lemeye baladm ben de, Binlerce ses, binlerce inan. Fakat bir senfoni! Toprak buram buram ak tter. Hint iiri sonsuz bir ak neidesi. Bu edebiyatta ba kahraman kinat! Gnay belli belirsiz gz krpt. "Bu bir seim. ektiimiz aclardan biz sorumluyuz. Huzuru da, ak da biz kendimiz bulabiliriz. 'Bu g n m yapan, dnm. Ama, yarna kar tamamen zgrm. Yarnmn kuman kendim dokuyacam.' "Benlik dediimiz heykeli, daha nceki doularda kendimiz yonttuk. Rasgelelik yok kinatta. Yaptmz her hareket, gelecek hayatlarmzn kaderini izmekte." Bu, Cemil Meri'tendi. Gnay, c e v a p verdi, "nsanolu, varlnn bilincine varan evrimden baka bir ey deildir. Bu da, de Chardin'den!" Ben, devam ettim, "Fethedilecek tek lke var: Kendin. Baklarn i dnyaya evir. Bu, tasavvuftan." Gnay gld, "Hayr, canm. Upaniadlar'dan." Sonunda, Diana fark etti, "Siz ikiniz beni dinlemiyor musunuz?" "Tabii ki, dinliyorduk," Rodoplu, glmsemesini srdrerek, '"yilik yapmsn, ktlk yapmsn deeri yok,' diyorsun, 'Deliler de bir avu toprak olur sonunda.' yle demiyor musun? Selahaddin Eyyubi de bir, Guy de Lusignan da. 'Ne cennet var, ne lmden sonra kurtulu... Ruh yok, kastlar palavra. Tvbe, istifar tek ie yarar: Eblehlerin, idilerin karnn doyurmaya. Toprak olan vcut nasl gelir dnyaya! Hibir zevkten mahrum etme kendini, keyfine bak! Bak, keyfine!'" Sylediim gibi, Rodoplu glmsyordu ama, Diana bu glmsemedeki yabanclamay fark etmi olmal ki, savunmaya geti, "Byle kelimelendirdiin zaman bir tuhaf oluyor!" 354

Coraline

"Hedonizmi savunmak da benim iim deil Diana. Bizde desahibine balarlar." "Niye hedonizm dediini anlamyorum! Niye, dncelerimin sralamasnda bir eksik gryor musun?" "Hayr. Dilediini ispatlama sanatnda ok iyisin. Ciddi sylyorum. Mantna diyecek yok." "Ama?" "yilik ve ktlk tabiatn umurunda olmayabilir, ama benim umurumda. imdi, hemen sen sormadan ben syleyeyim: En az btn kadar nemli bir paraym. Ormandan kmak iin binlerce yldr uraan bir insanoluyum. Tarihimi inkr etmeye niyetim yok." "Ama, beni durduramazsn!" Gnay'n glmsemesi btn yzne yayld, "Kendi trnle yaadn srece, d e n e m e m bile!" dedi, "Ama, seni uyaryorum, Mslman mahallesinde salyangoz satmana izin vermem. Git, Boston'da Pritenlere, hatta daha iyisi Quaker Komitesi'nin yelerine sat!" Okurun bunu yanl anlamamas gerekiyor: Bu aamada gerekten de aka yapyordu! O kadar ki, Diana'ya, ne demek istediini ben akladm! Bu cmle ile de o gnk konumann sonuna gelindi zaten. Rodoplu, afak z d e n iin, sonradan "Smrmediimiz hibir dnya gr, hibir duyarllk kalmad!" dedii kasetin metnini hazrlayacakt, "Ben, Y e m e n trks ile balayp, ayrtepe'nin drt bir yannda gnlerce alnan, gnlerce insanlarn iine ileyen bir kaseti, zdemir Erdoan'n kasetini, be kuru telif hakk d e m e d e n aldrdm. 'ayrtepe! Ben, afak zden! ayrtepeli afak zden! ayrtepe'nin ufkunda bir gne gibi doacak olan Sosyaldemokrat Halk Parti iktidarnn Belediye bakan aday!'" liyi "Gerekten de ciddisin, deil mi? Beni durdurmaya alr dn!" Biz hl iin farknda deildik, "stediine bahse girebilirsin!" dedi Gnay, "Hadi, arlk s u s , benim iim var!" 355

kn veren Trkiyeliler; biyofil, zgn Trkiyeliler; adil, tamam lanm, uygarlklarn dnyadan esirgemeyen Trkiyeliler diyordu.) Bu durumda, "terki dnya tarihini geciktirmek gibi bo bir abaya" girmeyi de reddetti. O mahut 1 Mays'tan sonra(''dev rimci' afak zden, kanl gn 'kutlamak zere' Pera Palas SHP kokteyline gidiyordu!) derin bir teslimiyet iine girdi. Ancak, o mahut 1 Mays, alaklnn yadsnamayacak ekilde ortaya kmasnn tesinde, tatl, m a s u m Nesibe'nin de bir yanlsama olduuna iaret etti. Ve akas ben, Rodoplu'nun kararn hzlandrmakta bu yaananlarn da dahli olduuna inanyorum. Kald ki, Selahattin'in o inanlmaz dnm, iran'n dmanl da ayn d n e m d e olgunlat. Ve, bana brakt mektupta syledii gibi, G n a y ' n "terkibi", bu dnemin Trkiye'siyle akmyordu. Bu terkibi yadsmayacak, bedelini deyecek kadar "yerli" olduunu da artk biliyorum. Gerisi, hzn! Ama, imdi grevime dnmeliyim. (Rodoplu'nun bana telkin ettii en nemli eyin, "yaananlarn kaydn tutmak" olduunu sylemi miydim? Yazy, yoksullarn hakikatli dman olmaktan karmam istiyordu.) O gn, afak zden, S H P ' n i n 1 Mays kokteyline, 'faizmi telin etmeye' gitti; Gnay, eve dnd. antasn koridora, mantosunu az ilerdeki askya, ayakkablarn bulduu ilk yere brakt. Yatak odasna yrrken, kap ald. liklerine kadar yorgundu, her yeri aryordu. Ryada gibi at ve n d e Diana, arkasnda ba yerde dikilen Nesibe'yi grd. Diana'nn elinde, bir naylon poet vard, " H i ! ieri girebilir miyiz?" Rodoplu, geri ekildi, "Tabii! Buyurun." Girdiler. Rodoplu, Nesibe'nin, ilk tand gnlerdeki gibi yemenili olduunu fark etti. Diana, makyajszd, zerinde dknt bir blucin ve botlar vard. Ziyarete anlam veremedii iin sordu, "Sen yine almaya m baladn, Nesibe?" 357

Coraline
IV Aradan aylar geti. Gnay, afak zden'in seimleri kazand gnn ertesinde, souk bir bahar sabah ameliyat oldu. Baarl bir ameliyatt, iyilememesi iin hibir neden yoktu. Nitekim, be gn iinde taburcu oldu, bir ay kadar da evde yatt. afak zden'in bu sre iinde onu bir kez olsun aramam olmasnn yky inanlmayacak kadar kaba bir sadakatsizlik rneine indirgediini sylemitim. Ancak Gnay' esas ykan "yeil elma, tarn ve kekik" koktuunu syledii Anadolu delikanlsnn "lm" oldu. afak'a ykledii hasletlerin lm, Gnay'n Trkiye'ye dair beklentilerinin gereklemesini kendi mrnde gremeyecei bir tarihe ertelenmi gibi oldu. (Tkettikleri atmosferin hak356

Nesibe, omuzunu silkti, gld, gzlerini yere dikti. "ocuklarn nasl?" "Eyi." "Bunlar mutfaa gtryorum, olur m u ? " Diana, elinden brakmad poeti iaret ediyordu. " N e var orda?" "Konyak var," diyerek poeti aralad, "Fndk fstk, bir eyler. eriz diye dndm. Bir mahsuru yok, deil mi?" "Hayr, yok," dedi Gnay, "Ben de yeni girdim. Siz buyurun, ben stm deieyim." Yatak odasndaki aynada yzne bakmt, " l gibi grnyordum! Etrafma bakndm, o duygu sard yine. Sahtekrlk! Pembe-bej rtlerin ima ettii huzur yaland! Beyaz araflar altnda hayal ettiim beden, afak'n deil, Mehmet Ali Dalc'nn cesedi olmalyd. Her tarafm szlyordu. stmdekileri zor kardm. Bir aspirin alsam iyi olacan dndm. ekmecelere bakarken, ierden Diana'nn sesi geldi. Tiz bir bart. Ne dediini anlamak iin duraladm, ama tekrarlamad. Bu ikiliyi hi ekemeyeceimi dndm ben de. Olacaklara hazr olmak bir yana, neden geldiklerini merak edecek halde bile deildim!" O t u r m a odasna dndnde Diana'nn orta sehpasn donatm olduunu grd, "Konyak bardaklarn bulamadm, bunlar kullandm. Umarm kusura bakmazsn!" adet rak barda neredeyse tepeleme konyak doldurulmutu, h e m e n yanndaki tabakta kuru yemiler vard. "Buz ister misin?" "Yok, hayr," dedi Gnay. "Sen istersin." Bu Nesibe'yeydi. Nesibe, glmekle yetindi. Y z yine burnunun etrafnda topland, illeri birleti, gzleri izgi oldu. Diana, buzlar koydu, oturdu, bardan bana dikti. Rodoplu, gz ucuyla Nesibe'ye bakt, onun da kendi bardana uzandn grd. 358 -

"Dnlerde tepsi yetmez de limonata bardaklarn bir birlerine deecek ekilde sk sk dizerler, bilir misin? Tepsiyi uzattklarnda dkp s a m a d a n almak iin ok dikkatli olmak gerekir; hele de birden fazla el uzanmsa! te, onun gibi te reddtl bir uzanmayd. Aklma garip bir cmle dt. Bu yl faingi Ziganalar'da kutlayacaklarm! Beyaz bir tlbentin ereveledii aza deen iki barda kadar yadrgatc az ey olsa gerek, Mehmet'cim! nsann iki deil de, hoaf suyu olduuna yemin edesi geliyor! Yzn buruturmadn, fndk tabana uzandn grdm. Bunlar yaparken bana bakmamt, a m a utandna ilikin iaret de yoktu. Ben ise, bu iki faslnn neden, hele de o saatte tertiplendiini anlamaya alyordum. 'Nereden geliyorsunuz siz?' 'Evden.' 'David nasl? lerini bitirdi mi?' 'David ehir dnda,' dedi Diana. 'Ben Arnavutky'de kalyorum.'" Rodoplu'nun toparlayamadn fark etmi. Nesibe'yi iaret etmiti, "Birlikte kalyoruz." "Abdullah yok m u ? " Bu soru, Nesibe'ye sorulmutu, ama onun yerine Diana cev a p verdi, "Yok. Bu sefer sahiden gitti! Hdk!" Nesibe, yine bardaa uzand, bu defa da byk bir yudum yuvarlad. "arpmasn!" "Altk artk!" "Yine de!" Diana'ya dnd, "Peki ne yapyorsunuz? Diki mi, dikiyorsunuz?" "Naaah!" dedi Diana kmseyen bir hareketle, "Neslin' o k tembel! N o , G n a y Hanm, s a d e c e yayoruz! Saz alya rum, resim yapyorum. o k resim yaptm." 359

Coraline

Rodoplu, "Bunu nasl anlamlandracam bilemedim," dedi, "Suyunuz akyor mu bari," gibisinden bir eyler sordum, '"Damn, belediye!' dedi Diana, 'Hayr, sularmz akmyor. Karakolun nndeki e m e d e n tayoruz. unlara bak!' Ellerini uzatt, avularn at, bir batan bir baa nasr tutmu ayalarn gsterdi. 'Bata ok acyorlard, imdi altm. Susuzluk zor oluyor, bitleniyoruz, biliyor m u s u n ? ' 'Uzand, uzun salarndan bir tutam ald, gzlerinin nne, bit (ya da sirke!) arar gibi yaklatrd, incelemeye koyuldu. Bir yandan da konuuyordu, 'ki ay iinde kere bitlendik!' 'Nesibe'ye baktm. 'ki kere,' dedi Nesibe glerek. Konyak bardana uzand yine, '"Ama, artk youdur. Gittik hamama, bittir neyindir galmad!' '"Yoktur, inallah!' "'Youdur,' dedi Nesibe." Bu arada, bardaklarn hzla boaldn grmt, Gnay. Boaldn ve ayn hzla dolduunu. "Yolculuk ne zaman?" "Ayn sonunda. David, gidiyor." Sigara paketine uzand, "Ben gitmiyorum," dedi, meydan okur gibi, "Nesibe'yle ben d a h a sonra, yaz s o n u n d a gideceiz!" Adn duyan Nesibe, ikisine uzand. Bu defa, zlen yemenisini balamaya zahmet etmemiti. Rodoplu, susuyordu. "Well? Ne diyorsun?" " N e dememi istiyorsun?" "Bak, Nesibe, burada yaayamaz! Paras yok, ii yok, gelecei yok. Abdullah ie yaramaz serserinin teki! Ama, benimle Amerika'ya gelebilir! Benim bir refakatiye her zaman ihtiyac m var. Byk bir evimiz var. ocuklar ok iyi anlayorlar. Birlikte okula gidebilirler. Yani, onun iin iyi bir hayat olur, no? yle deil mi? Sen ne dnrsn?" 360

" T m gerekelerini arka arkaya nefes almadan sralad," diye anlatt Gnay, "Nesibe'yi bana onu ikna etmesine yardmc olaym diye getirdiini anladm. Ama, anlalan yz ifadem beni ele verdi, 'sa Mesih akna!' diye inledi, 'Nesibe senin gibi deil! Senin Birleik Devletler'de yaamak istemediini biliyorum. nk senin burada bir yarnn, bir gelecein var! Nesibe' nin yok! Aksine, Amerika'ya benimle gelirse, burada da yeri olacaktr! Olanlara bak! Yani, Gnay, sen de ben de biliyoruz ki, bu ocuklar burada kalrlarsa, sizin o lanetli kast sisteminizi aamayacaktr! Yani! Okulu brakmalar da ok byk bir ihtimal deil mi? Babalarna bak! O adamdan ocuklarna hayr geleceini dnebiliyor musun?' 'Muhtemelen, hayr.' 'O zaman? Benimle Birleik Devletler'e gelmeleri daha iyi olmaz m? Yani, bak, ben zengin bir kadnm. Onlara bakarm. Eer Nesibe ocuklar garanti altna almak istiyorsa, onlar nfusuma da geiririm! U.S. pasaportlar olur. O durumda mirastan da pay alabilirler. O n a syledim bunu!' Trke'ye, yani Nesibe'ye dnd, 'Senin ocuklar, ben evltlk almak? Y e s ? ' " Rodoplu, tepkisini grmek iin olsun, Nesibe'nin yzne bakamamt, "O barda uzat bakalm," dedi. Ellerinin titremesini saklamak iin byk ura veriyordu. "Nesibe'nin yzne bakamadm fark ettim," diye anlatt, "Sanki ikimizi de utandracak bir olaya ahit oluyorduk ve yzlemek istemiyordum." Ne dnmesi, sylenenleri nasl deerlendirmesi gerektiini toparlamaya alyordu. Bu arada yine ikiler iiliyordu. "Bu n c oldu, Nesibe Hanm; dikkat et, hasta olabilir sin!" "Gzlerini kard iin fark edememitim, ama kaymaya balamt," dedi Gnay, " C e v a p yerine gld, ban ne edi. Barda brakmadn da fark ettim." 361

Coraline

te yandan, Diana srarlyd, " Z o ! N e diyorsun?" "Bu resme erkekler nasl uyuyor? Abdullah, David neredeler?" " O h ! David'le benim srebileceimize inanmyorum!" dedi, Diana, "Bundan sonra deil!" " N e demek istiyorsun? Yoksa, ayrlyor musunuz, nedir?" Diana omuzlarn silkti, "Bilmiyorum. Ama, birlikte olmayacamz biliyorum." Yanl anlalmak endiesi ile telaland Nesibe'ye dnd, "Ama, bu fark etmez! Ben ondan bamsz olarak zenginim! Benim param ocuklar ve ikimizi de idare eder! Para problem deil!" " Y a Abdullah?" "O hdk! Baksana, Nesibe'yi yasal olarak bile almam! sa Mesih! Nesibe, onun metresinden baka bir ey deil!" "Resmi nikh yok, demek istiyorsun?" "Naaah!" dedi, Diana kmser bir el hareketiyle, "Hikye! lp, rseler farkna varmaz! yle deil mi, Nesibe?" "yledir guzum!" dedi Nesibe, haylazlk yapan o c u u n a gler gibiydi. "O Hdk!" dedi Diana, yeniden, "Biliyor musun; ne yapt? O geceyi hatrlyor musun; beni, ocuklarla sokaa attt geceyi?" "Duydum." " T a m a m . Sonra, Nesibe gelemedi. Ben, K u d s ' e gittim?" "Evet." "Bir aydan fazla olmutu, Nesibe'yi grmemitim, biliyor musun? Ve bam dertteydi! O h , boy, bam dertteydi!" Konyak iesine uzand, b o olduunu grd, " N o , panic! Bunun geldii yerde d a h a var! Bir dakika hanmefendiler, hemen geliyorum!" "Gzlerine o bildik deli yeili parlt yerlemeye balamt," diye anlatt Gnay, "Sesi, imdi daha bir yksek, daha bir 362

heyecanlyd. Enerjiyle dolduunu grebiliyordum! O ierdeyken, Nesibe'yi szdm. Btn bu konuulanlar onu ilgilendirmiyormu gibi, sakin oturuyordu. Alkoln onda anestezi etkisi yapm olabileceini dndm, 'Nesibe, sen iyi misin? 'Analm selam eder, sana!' diye, hi beklemediim bir cev a p verdi, 'Serap da hamiledir, biliyon m u ? ' 'Sen Amerika'ya gitmek istiyor m u s u n ? ' 'Bilir miyim? Nasip, gsmette ne varsa odur, gayri!'' 'Elbette, nasip ksmet de, sen ne diyorsun?' 'Bilir miyim?' dedi, Nesibe yine. Burnunu kst, gzleri izgi oldu, illeri birbirine yanat.' 'te bu kadar!" dedi, Gnay, Nesibe'nin adn kullanmadan, "Alk deildir, hasta olabilir!" "Naaah! O n a bir ey olmaz! Bu kadar narin grndne bakma, elik gibidir!" Nesibe'ye dnd, "Deil mi, kz? Sen elik gibi, deil mi?" "Byle konumay nereden rendin?" " T r k e m d e n bahsediyorsun, deil mi? Evet, eskisinden o k daha iyi! Her neyse. Sana h d anlatyordum. Kuds'ten d n d m . Altst olmutum, biliyor musun? o cuklar beni zlemi. Kk David kene gibi yapyor. Ben de evden kamyordum. Bilirsin nasldr? Bir leden sonrayd, kap alnd. Z o ! Kapy ayorum ve bu!" Nesibe'yi gsterdi, "Bu kapda dikiliyor!" Korkun bir sahneyi hatrlyormu gibi gzlerini yumdu, ban sallad, "Sen hi s u d a boulmu insan grdn m? Ben grdm!" gzlerini at, "Burada, stanbul'da. G e e n ekimde Rus gemisinden atlayan o denizciyi hatrlyor musun? Gazeteler yazmt. O denizci bizim orada karaya vurdu. imiti, mosmordu, biliyor musun? Byle!" elleriye imi bir beden tarif etti. "Ayrntlar atlayabilirsin, ltfen!" 363

Coraline

"Well, Nesibe aynen yleydi! u farkla ki, onun aznn kenarndan kan szyordu!" Kalkt, Nesibe'nin yanna oturdu, elini uzatt, Nesibe'nin aznn yanndan b o y n u n a doru akan kann izledii gzerghn zerinde parmann u c u n u gezdirdi, "te, byle!" Kolunu, kprdamakszn duran Nesibe'nin omzuna att, kendisine ekti, "Yine eski elbiselerini giymiti," dedi, yaramazl hogren bir tavrla, "Ve biliyor musun, bana onlar attn sylemiti!" Botaki eliyle Nesibe'nin enesini kaldrd, gzlerinin iine bakmaya zorlad, "Sen bana yalan sylemek!" diye azarlad. Yemenisinin zerinden ban okad, G n a y ' a dnd, "Yine eski elbiseler, yine barts!" Konyak bardana uzand, "Ve, biliyor musun, onu yle beendim? Takdir ettim! Niye olmasn, diye dnyordum; bu kadn bir Trk! Kabul etmeliyim ki, bu kyafet ona o k yakyor!" "Nasl oldu bilmiyorum ama birden, karmda elinde puro, bacak bacak stne atm, bir G n e Taner grdm!" diye anlatt Gnay, "Bir o kadar kstah ve m a o ! O kadar beklenmedik bir imajd ki, nutkum tutuldu!" "Nesibe'yi yle grnce, fkem utu, gitti!" diye srdrmt Diana, "Kalbimi krmt biliyor musun? O gece Abdullah beni evden attnda, ondan taraf olmutu. Sonra o kadar uzun zaman... Gelmedi! Nasl olur, bilirsin? Bunlar sen de yaadn." "Nesibe'ye d n d yine ve bakt! Ve bakt ve ben grdm! Bir n bakn, hibir yanl anlamaya meydan vermeyecek kadar ak seik grdm! Azm ak kalm olmal ya da baka bir ey, nk Diana -herhalde iinden 'kadn ayd, ok kr!' filan diyordu- grdm grd ve rahatlad! 364

' O n u kollarmn arasna aldm,' diye srdrd, 'Yataa tadm. G n a y Hanm, yzne dokunamyordm, bile! yle can yanyordu! Doktor istemedi, Z o ! Ben de buz koydum. Pansuman yaptm. Geldiinde iiyordum, biliyor musun? Bu, Trk kanya!' Masann zerindeki ieyi iaret ediyordu, 'Bir bardak da o n a verdim! Uslu bir kz oldu, iti!' 'Nesibe'ye dnd, glmsedi, ' y l e oldu, deil mi?' 'Bana dnd, 'Bir tane d a h a istedi. Aclarn dindiriyordu, anlyor musun? Z o ! O n a , lk bir kpk banyosu hazrladm. Yavaa soyd u m . Sanrm, biraz sarho olmutu, gdklanyordu, biliyor musun? Kk bir kz gibi kkrdyordu! Well, zaten Katyuka'dan biraz d a h a ar! Bedeni de yle! Hi ty yok! Biliyor musun?' 'Ne diyeceimi, nasl tepki vereceimi bilemedim," dedi Gnay, "Nesibe'ye baktm alkolden olsa gerek, gzlerini kapatmt. ngilizce konutuumuza krettiimi hatrlyorum. Utanr gibime gelmiti, 'Bak ayrntlar kendine saklasana?' 'Kt bir tesadf, ayn anda Nesibe'nin ba gsne dt. Diana, kadna sarlmak iin bunu frsat bildi ya da yle gibi geldi bana. Fakat, bu sarlmada m e y d a n okur gibi bir eda da vard, nitekim, 'Niye?' diye sordu, tuhaf, yayvan bir glle, 'Bu seni utandryor m u ? ' Kendisine saklamasn istediim ayrntlardan bahsediyordu. 'Herhalde!.' 'Niye ama? Seni, Tlin'le prken ok grdm!' 'Azm ak kald! Sessizliimi frsat bildi, bir iki d a h a ald. Artk saysn armtm, a m a yaklak bir buuk saat iinde iki yetmiliin bittiini biliyordum, var sen h e s a p et! 'Siz Trkler bizim gibi deilsiniz!' diye srdrd, 'ok daha 365

Coraline

doal insanlarsnz! Yani, h a m a m d a birbirinizin nnde soyunursunuz, deil mi? Birbirinizin o taraflarna ada da yaparsnz. Sen, G n a y Hanm, sen niye bozuluyorsun?' yle bir ses tonu kullanyordu ki, beni tepki gsterdiim iin sulayaca akt. stelik, bu sulamada, sapknlklarn yatmas gerektii ima edilecekti! nan olsun, o anda tek dnebildiim, byle durumlara dmeyi hak etmi olmak iin ne yaptmd! Diana isimli bir kadn, hi beklemediim, istemediim bir zamanda ve talip olmadm bir konuda beni dnmeye ve duygularma mantki gerekeler bulmaya zorluyordu, iyi mi? Bir a n d a cinim tepeme kt! G e l gr, Diana, nasl fkelendiimin dahi farknda deildi, nk dier kstlamalar bir yana, sarholuyordu. Sarholad zaman bana kar bir saldrganlk gelitirdiini bilirsin. Sen de sezmisindir. O gn de yle olacan hissettiim iin, deyi yerindeyse, bulamamaya alyordum. O da farknda olmu olmal ki, elde ettiini sand avantaj kullanmaya kalkt. Nesibe'nin ban omzuna ekti, okamaya koyuldu, ' O h ! y l e tatl ki! O gn, kollarn b o y n u m a dolad, asld kald! Ve ben onu sevdim, Gnay! O n u o k sevdim! Her bir rn ptm! Ve inan bana, bu zarif beden, bu sedef, beden, rk iindeydi! Ykadm, kuruladm, pudraladm onu,' h o bir ey hatrlam gibi gld, 'Biliyor musun, karn dmdz! Hatta, iine kk! Hi ocuk dourmam gibi!' Nesibe'nin yzne bakt, 'Ben onun son umuduyum. Bunu anlyorsun, deil mi?' O arada, Nesibe, kendine gelir gibi oldu. Anlamsz bir ey mrldand, yumruk ettii elleriyle ocuklar gibi gzlerini ovuturdu. Zorla aralad, Gnay' grd, yz burnunun etrafnda topland, illeri birbirine dedi, 'Uyumuum, guzum,' dedi, gld. 'ocuklar gibi sokulur bana! Kendisine bakmam ister!' G s n d e yatan kadna eildi, 366

'yle deil mi, sevgilim?' 'Aman, Allahm!' dedi Rodoplu! Sen soktun, sen kar! Diana duymazdan geldi, 'Ben, seni seviyor Nesibe. Sen de beni seviyor mu?' Nesibe, gzleri kapal gld yine, 'Niun sevmeyeyim?' Doruldu, dikildi. Bardanda iki kald m diye bakt. Diana, yerinden frlad, 'I'll get y o u some!'* 'Hanmlar, bu ok uzad! dedi, Rodoplu, "Artk imeyin ltfen!" "Son bir tane daha! S z ! " dedi Diana, "Sonra gideceiz." "Son!" dedi, Rodoplu, "Ama, yle olmad, nk, Nesibe'nin davranlarn Diana'nn yorumlad bi i m d e 'ak' anlamna gelmediini bu kadna anlatmann bir yolu olmal, diye dnyordum. 'Bu bir Priten,' diye hatrlatyorum Kendime, Pritenlerde fiziki temas o kadar farkl algla-

Coraline

nr ki, en ufak bir efkat gsterisini pekl da 'ak' diye alglayabilir, bu. Nitekim, yle alglyor. Freud, Mreud derken, her hareket ehvet belirtisi olur kar. Nesibe'yi -tabii, Nesibe derken aslnda 'biz Trkler'i diyordum- bu kadna yorumlamak lzm ki, bu ie bir son versin. Ama, nasl yapmal? Dnyorum, 'Nesibe, sen bu kadn seviyor musun?' diye sorsam, hi kukusuz ona verdii cevab bana da verecek, 'Niun sevmeyeyim?' Nasl dersin, 'Sen bununla cinsel ilikiye mi girdin?' diye? Zaten, Allah, bilir, onu da anlamayacak!" "u gzlere bak!" dedi, o d a y a giren Diana, " o k gzel deil mi? Seni seviyorum irkin Amerikal diyorlar. Sen de grmyor m u s u n ? " "Hayr, grmyorum," dedi Rodoplu. Diana'nn cevab hazrd, "Kskanyorsun!"
*) "Ben getiririm." (y.n)

367

" G l m e y e baladm!" dedi, Gnay, ama, sinirli, zorlanm bir glme! Kendi glmem kendi kulaklarma geliyor, rahatsz ediyordu! 'Diana Pavlovi, sen bir budalasn!' 'Kskanyorsun!' dedi, Diana yine, 'Yeil gzl Cezabel! Sen bu'sun ite!' 'Samalama!' Geti, oturdu, 'Hayr, samalamyorum ve sen bunu biliyorsun!' Sertleen seslerin uyandrd Nesibe'ye bakt, 'O ok gzel, ok saf,' dedi, 'Meryem'in bile onun kadar gzel olmadna bahse girebilirim! Ve en gzel taraf ne biliyor musun? Pr! Ar, duru! Su gibi! Seninle benim kaybettiimiz btn nitelikleri haiz!' 'yleyse brak, yle kalsn!' 'Ama, o n a ihtiyacm var. Anlamyor musun!' Baryordu. Ben de bardm, 'htiyacn vardr diye her eyi kullanmak zorunda msn, Allah'n belas Amerikal! htiyalarnn da senin de cann cehenneme! Ne doymak bilmez bir oburluktur bu!' ' " O . K . ! te bu!' dedi Diana, 'Benim duymak istediim de aynen buydu! Bana karsn, nk ben Amerikalym. Nesibe'nin Birleik Devletler'e gitmesini de istemezsin sen' Onun iin o k daha iyi olacak olsa da istemezsin, nk ovensin! Birleik Devletler'de mutlu olacaklarna, bu lanetli lkede kalsnlar, mutsuz olsunlar istersin! Niye biliyor musun? Sen de benim gibi Amerikallamsn! Paylamak istemiyorsun! Paylamaktan nefret ediyorsun! Nesibe'yi ve onun bana verdiklerini kskanyorsun! Ama, o senin gibi deil! Tanr'ya kr, modernizasyon ona dukunamam! O bana, senin yaptin gibi pislik muamelesi yapmyor! Benden kamyor! Yanam yanana deiyorum, irkilmiyor! Dudaklarmz birbirlerine deiyor, kamyor! Salarm okuyor, usulcack. Bir kelebek temas.' Diana, hadi, salarn ykayalm diyor, kna koyalm, parlasn. Gzel olsun! 368

B u n u dnebiliyor musun? G z e l olmam istiyor. O r a d a rekabet yok, kaytszlk yok! Ak var! S a d e c e ak var! Ensesini pyorum, glyor. Bir bebek kadar masum; glyor! Bu kadn bana hayat veriyor! Hayat yayyor, radyo dalgalar gibi! Bana dokundu ve bu iren dnya, endstriyel atklarn katran karas dnyas, yemyeil meralarla bezendi.' 'Ve narlar dallar eiyordu; zmlerden bal damlad!' dedim, ben de," diye nakletti Gnay, "u anlattklarn yle klie ki, edebiyat niyetine bile yutamyorum!" Ve tabii hemen arkasndan, Ne byk bir sahtekrm, Yarabbim! "yleydim, M e h m e t ' i m ! afak'a, yeil elma, tarn, kekik kokusu yaktran sanki ben deildim! Kadn, karmda oturmu, gzleri dolu dolu, feveran ediyordu ve benim klm kprdamyordu iyi mi?" "Belki de iten olmadn dndn iin? Olabilir mi?" " Y o o , o k itendi! Sen gelinceye kadar byk konyak i-

Coraline

ti! Bir avu da diazem yuttu, halini grdn! uras muhakkak ki, hibir erkek, hibir kadna, Diana Pavlovi'in Nesibe'ye ak olduu gibi, ak olmad!" "Sen alay edebilirsin, Bayan Rodoplu," demiti, Diana, "nk, ne Nesibe kadar cmertsin, ne de onun kadar soylu! O bana bir ksmetim olduunu retti. Korkunun s a d e c e bir yanlsama, akp giden bir illzyon olduunu retti. B a n a hkim olamayacan, beni korkutamayacan retti! Bu senin yapabildiinden o k daha fazla! Hayatn bir armaan olduunu bilir o. Kendisine verilmi o armaana mteekkirdir. Senin kmsediin ne varsa, ona deerlidir. Buna, nefes almak da dahil! Bana dokundu, beni onurlandrd!" Nesibe, bir R o d o p l u ' y a bir Diana'ya bakyor, iki bardan elinden brakmyordu. "Dengem bozuldu, Mehmet," dedi, Rodoplu, " O r a d a iki kadn, az lf yapan iki entel kadn, oturmu, bir n c s n n hayat hakknda konuuyoruz gibi geldi. Sanki, 369

Nesibe bir metayd ve ne tr istimal edilecei kararlatrlyordu! M i d e m buland! G e l gr, her zamanki tavrmzdan pek farkl da deildi, hani, vardr ya, halkmzn geleceine dair konumak gibi bir ey! 'Halkmz yle mi olsa d a h a iyi; byle mi olsa daha iyi olur.' Bir tr entelektel dzenleme yani! Beni byle bir duruma drd iin Diana'dan nefret ettim! Nesibe'nin geleceine ilikin sz sahibi olmaya zorlanmaktan nefret ettim. ekip gitmelerini, ne halleri, varsa grmelerini istedim. Ama, sadece ksack bir an iin! nk, h e m e n sonra, Nesibe'nin bizden olduu duygusu galip geldi. Nesibe, 'biz'dik', 'yerli'lerdik. Yerliler'e biz sahip kmak zorundaydk. stelik, Nesibe, dokunulmamt, saft. Diana'nn yedi dadan ot getiren malumat istifiliine terk edilmemeliydi! t e yandan, Nesibe'nin, iin Diana'nn ruhundaki boyutlarn bilmediinden emindim! 'Btn bu anlattklarn, bir soyutlama,' dedim Diana'ya 'Kendine yarattn bir dnya. Bu kadnn dnyas bambaka. Senin dnyan ile ksack bir sre teet geti, a m a asla rtmyor.' yi yerden yakalam olmalym ki, duralad, 'Ne demek istiyorsun?' afak zdenletim ben de, 'Nesibe, senin dndn insan deil. Senin zlediin biimde bir iliki srdremez. Onun bir kocas var. Birlikte olur, u olur, bu olur. Senin byk bir ihtimalle bir kocan olmayacak. Belki de zaten hi olmad. A m a Nesibe, senin aklarn gideremez. Tersine, seni tahmin edemeyecein kadar yalnz brakr. Yani, onu bir dost, bir arkada olarak kabul edebilirsin, ac ekmezsin. Ama, ilikiyi o boyutlarda tutmalsn. Nesibe, asla senin zlediin k olmayacaktr. Nasl olacan bile bilmez!' Belden aa vurmutum, besbelli! Sarard, yutkundu, 'Yalan sylyorsun!' dedi 'Kskandn iin!' 'te burada,' dedim, ben de, 'Sor ona! A m a drst ol! u370

urst, uuralt, hayal ettiklerinin btnn sor! Sor bakalm, senin hayal ettiklerin onun dnceleri ile akyor mu?' 'Yapamam!' 'Yapamazsn, nk onu kandryorsun! O n a olay kendi dndnden daha farkl sunuyorsun. Seninle Amerika'ya gelmeyi kabul ederse, bu ocuklar daha iyi retim grsn diye olacaktr. Asla, sana hayat arkada olsun diye deil!' 'Hayr!' 'Dene ve gr!' Bir de tehdit savurdum, 'Zaten, sen denemezsen ben deneyeceim!' "Bundan fena halde koktu ve fkelendi, 'Hangi selahiyetle?' Yerinden kalkt, bama dikildi ve bard, 'Sana soruyorum, G n a y Hanm, hangi selahiyetle aramza giriyorsun?' 'Oturduum yerden olduundan da uzun boylu ve ok gl grnyordu," dedi Gnay, " O l d u k a da sarhotu. rkmedim desem yalan olur! D a h a fazla tahrik etmemek iin, yzne bakmakla yetindim. Derken tuhaf bir ey oldu, glmeye balad, 'Ah, tabii, anladm! nk, Trk! S a n a selahiyet veren de bu! yle deil mi? Eer, baka milliyetten olsayd, farkl olurdu?' 'Olmazd, Diana. Benim evime gelip, bu kadar vaktimi talep ediyorsan, bu selahiyeti bana sen veriyorsun demektir. Ben, ikinizin arasndaki bir anlamaya tanklk edecek noter deilim!' Anlad, 'O.K.!' dedi 'O.K.! I'm sorry! Ama, senin dndn gibi deil, Nesibe beni seviyor!' Sonra, korkun o ey oldu! Diana, gitti, uyudu uyuyacak gibi duran Nesibe'nin yanna oturdu, d a h a n c e yapt gibi, enesini tuttu, kendi yzne doru kaldrd. ylesine erkeksi bir hareketti ki, rperdim. 371

Coraline

'Nesibe,' diye fsldad, ' G n a y Hanm'a beni sevdiini syle!' Nesibe, ne dediini anlamak ister gibi dnd, sonra da yzne kocaman bir glck yayld, 'Niun sevmeyim?' dedi, 'Sen kt deilsin, gocan da eyi adamdr!' 'yle deil,' dedi Diana, 'Nasl sevdiini syle! Kadn gibi!' Nesibe anlad m, bilmiyorum, a m a ban geri ektiini grdm. 'Kadn gibi,' diye tekrarlad, Diana. Nesibe, gzlerini at, bana korku dolu bir bak frlatt, daha da geri ekildi ve kyamet koptu! 'Kadn gibi,' diye n c kez tekrarlad ve ani bir hareketle dudaklarn Nesibe'nin dudaklarna yaptrd. G z ap kapayncaya kadar da yemenisini indirdi! m r m d e hibir zaman, a m a hibir zaman bu kadar fkelendiimi bilmiyorum!" Rodoplu, anlatrken bile titriyordu, "Kendi evimde, kendi kanepemde dev gibi bir kadn, bir baka kadna tecavz ediyordu! nanabiliyor musun? Nesibe, Diana'y uzaklatrsn diye urayordu! Yerimden nasl frladm bilmiyorum! Hi sana anlattm m, bilmiyorum. Bir kere daha olmutu, bu olaanst g hissetme hali. Sanki, iki ayamla yere ivilenmiim ve beynimden bacaklarmn arasna, oradan topraa geen bir erle, bir elektirik akm olumutu. ki mislim o kadn kaldrp pencereden atabilirdim, 'Leave her alone or I'll kill you!'* diye baryorum! nsanlarn korku filmi senaryolarn nasl yazdklarn h e p merak etmiimdir. Korku ve gerilim filmi senaryolarn. Nasl byle eyler yazarlar diye merak etmiimdir! Herhalde byle oluyor! Yayorlar ve yazyorlar. Benim barmamdan sonra Diana ekildi ve alamaya balad. Brr gibi alyordu, ' G r d n m? Bana ne yaptn grdn m?'
*) "Onu rahat brak yoksa seni ldrrm." (y.n)

Evet, aynen tahmin ettiin gibi! Yaptndan utanma alamas deildi bu! Nesibe'nin onu, benim n m d e reddetmi olmasna alyordu! Nesibe'ye baktm, o masum, tatl yz gitmi, dman bakl, hain bir ifade oturmutu, 'Tvbe, tvbe!' diye syleniyordu, 'Manyak mdr, nedir bu gar! Gudurmu, tvbeler olsun!' Doru syleyenin Diana olduunu anladm birden, elim ayam, her tarafm zangr zangr titremeye balad, 'Sen de sus artk!' diye Nesibe'ye bardm, 'Diana, ltfen, imdi, h e m e n gidin! Bunu daha fazla kaldramam!' Kanepeye km, yzn ellerine gmm, hkryordu, 'Affedersin, G n a y Hanm, affedersin! Bunu sana yapmamalydm! Ama, bana ihanet edeceini bilemedim! Bu kadar kolayca deil! Saf, temiz ve iyi olduunu sanyordum!' Yatacan, hi deilse bu rezillie son vermek iin bir an n c e gideceklerini umuyordum. nk, bu arada Nesibe ayaa kalkmt, daha dorusu dikilmiti ama ayakta durabilmek iin bir yerlere tutunuyordu. Adm atacak hali olmadn gryordum, 'Git de elini yzn yka,' demeye kalmad, sendeledi! Nasl frladm, yakaladm bilmiyorum! Dmemek iin son gayretini sarf ediyor olmu olmalyd ki, ben dokunur dokunmaz dizlerinin ba zld. Banyoya tayabilmek iin, Diana'dan yardm istemek zorunda kaldm. Diana'nn gzlerindeki panii grmeliydin! A n n e m e bir ey olduunu sand zaman babamn gzlerindeki panik! O n u grdm ve acdm! 'Hadi! Bir ey yok! Sadece sarho! Umalm, alkol komasna girmesin!' Banyoya tadk, 'Dua koysak daha iyi olmaz m?' Sanki, en az iki byk konya ien o deildi! Bir deli enerjisi gelmiti! Nesibe'yi, pat diye kaldrp, kvete oturtabileceini gryordum. yle yaplmas gerektiini de biliyordum, ama 373

Coraline

372

insanolu garip. Giysilerini karmaya ya da karldn grmeye talip deildim! Diana, anlad, 'Ltfen! Yardm et! nk hakl olabilirsin! Alkol komasna girebilir!' Soyduk. Diana, ana, ben iyi niyetli a m a beceriksiz bir teyze! Duun altna yerletirdik, souk suyu atk, 'Ana! Beni ldryorlar!' diye barmaya balad. Isttk, gevedi, bu defa da aznn kenarndan ince bir kusmuk szmaya balad. Tekrar uyuyacandan korktuk, sca atk, 'Yandm!' diye yeri g inletti. Sen geldiinde bununla urayorduk, kapnn sesini ondan duymadm."

Coraline
V
O gn, Gnay'n afak'la buluacan biliyorduk; ama Etap'ta buluacan bilmiyorduk. Bilsek de fark eder miydi, bilmiyorum. nk, bizim iin o otel h e p Intercontinental olarak kald. 1977'den beri her yl yaptmz gibi, Tlin'le Taksim Meydan'nda bulutuk. Yine her yl yaptmz gibi, o ili istikametinden geldi, ben Beikta. Saat tam 14.30'da Kemal Trkler'in konutuu krsnn nndeki yerlerimizi aldk, "Hey, hey de hey! DSK'in sesi bu!" " B U A L A N 1 Mays alan!" Gltk, "Naslsn?" Etrafmza bakndk. Etap'n n n e dizili, ou Mercedes, onlarca siyah, resmi plakal otomobile baktk, 374 375

"Kutlamalar galiba burada yaplyor, kardiim," dedi, Tlin. "Pera Palas diye d u y m u t u m ama..." "Daha k!" Baknmaya devam ettik. "Her yl biraz d a h a zorlayor, farkndasn deil mi? Kimin nereden geldiini kartryorum artk!" "Bir biz vardk, bir de onlar," dedim, "Hatrlasana! Biz, 'Marksizmin ve Leninizmin ilkelerine ihanet eden, Rus yanls, sosyal faist ve revizyonistler'dik." "yleydik, deil mi?" "Onlar da, ' M a o c u bozkurtlar, goistler, bozgunculard'," "Halkn Kurtuluu, Halkn Yolu, Halkn Birlii," dedi, Tlin. "kinci grup: Aydnlk, Halkn Sesi: 'Ne Amerika, ne Rusya, Bamsz Demokratik Trkiye' 'Krtler, Trkler bir olsun'!" "Yok canm! Bizim, bu sylediin fraksiyondan olmadmza emin misin?" "Eminim," dedim, ben de ciddi ciddi, "Dedim ya, onlar Mao c u bozkurtlard." "Allahm!" dedi Tlin. "Ate aanlar onlard." " y l e ya. A m a biz de onlar miting meydanna almamaya karar vermitik. '1 Mays'n anlamnn saptrlmamasn' istiyorduk, deil mi?" "Haksz da deildik!" "Hayr. Ama, ben yine de proleter devrimci gcn btnln blen hareketlere karydm," gld, "Dpedz ihanet ediyordum, kardiim!" " Y o k canm!" "Evet!" dedi Tlin, glerek, "Hatta, 'Krt Marksist Leninistlerin, proleter devrimci birlii dnda grlmesinin yanllna dair bir yaz bile yazdm. T a k m a isimle, tabii." "Halkn Yolu'na m?" "Tabii!" Ayaklarmn dibinde bitiveren bir o c u a arpmamak iin sektim, 376

" T K P sempatizanln da oradan geliyor!" "Tabii," dedi Tlin yine, "Sadk Canaslan' ben eittim." Sadk Canaslan, Kocamustafapaa'da afileme yaparken ldrlmt. Halkn Yolu'nun, cinayetten GD'lileri sorumlu tuttuunu hatlyordum. Uzun zamandr yapmadm ekilde baktm ona. Kilo alnt. Gderi ceketini, ipek bir earp sslyordu. Gne gzlklerinin ereveleri incecikti. "Salarm da beyazlad," dedi Tlin, "Boyamasam, grrdn." Konua konua, Sular daresi'nin oraya gelmitik, "Sahiden sizinkiler mi yapt?" "Bilmiyorum. Zaten ondan on gn sonra da dris Trkolu vuruldu, zmir'de. Hatrlamyor musun, biz, Maocular vurdu dedik. Onlar, G D dediler. Kaynad gitti yine." "Metal Kapaklar hatrlyor musun? lk onlar gelmiti. urada, halka y a p m oynuyorlard. Silifke'ydi sanrm." "Herkes oynuyordu," dedi, Tlin, " A m a nedense keyifli olan her ey belleimden silinmi. Sadece, lleri hatrlyorum. Intercontinental'e doru bakt. Zaman gelmi gibi oldu, oraya yrdk. ller, afak'la Rodoplu'nun olduu binaya bitiik Kazanc Y o k u u ' n u n bana ylmlard. Sa kaldrmda Vakkorama'nn gz krpan klarnn karsnda durduk. "Hey, C o r , versene bor/olmaz maykl bende de yok!" arks henz "hit" olmamt. Ama, bugn bu satrlar yazarken, o gn kulaklarnz dolduran istaklarn ayn soydan olduunu dnyorum. "Diran, burada, ayam-bastm yerde kapaklanmt," diye hatrlatt, Tlin. Derikli Diran Higiz'den bahsediyordu. "Yzndeki postal, genten birine aitti," dedim. "O delikanl da kareli gmlekli bir bakasna sarlmt." "O ikisinin ba ii klkl bir adamn gsne dmt. i yaralyd, delikanllarn cesetlerinin altndan kalkmaya al377

Coraline

yordu. Ama, o kzn boynuna dolanan baca izin vermiyordu. Kzcaz, u pencerelerin demirlerine trmanmaya alyordu, hatrlyor musun?" "Hayr. Ama, o bykl delikanly hatrlyorum. Bir eliyle de sandaki cesedi itmeye alyordu." Belleklerimizi zorluyorduk. Sustuk ve dndk. "Cesetler bile kpr kpr," dedi, Tlin sonunda. "Altlarnda yarallar olduu iin. Onlar kprdadka, cesetler oynuyordu." "yle olmu olmal." Bir sre d a h a kaldk. Bunun nasl bir kal olduunu anlatmak zor. Bu treni her yl, 1 Mays'ta neden yaptmz anlatmak da zor. Mezarlk ziyareti gibi bir ey miydi, diye dndmde yle olmadn biliyorum. D a h a ok, sessiz bir bakaldryd galiba. D a h a dorusu, bir inat. Belki de, gemiimizi unutmamak iin gsterdiimiz bir aba. Direnmenin bir trls. Doru perspektifi kaybetmemek iin verilen ura. G n c e l yaammzla akmasa da gerekleri teslim etmek drts. "Belki de, dpedz nostalji, kardiim," dedi, Tlin, "Baksana, her defasnda kendimizi Aynal Pasaj'da buluyoruz." Gerekten de, her yl, meydann etrafndaki trensel yrymz yapp, llerimizi (34 kii) andktan sonra, Galatasaray'a yrr, ya Aynal Pasaj'da ya da i e k Pasaj'nda raklardk. Ancak, aslnda, buralar bizim deil, bir nceki kuan, Kemal Slker'in, Hsamettin Bozok'un, A g o p Arat'n yerleriydi. Kemal Aabey, "En korkulu gnler. 28, 29 hele de 30 Nisan gnleriydi," diye anlatrd. "Zira, siyasi polis, 1 Mays nedeniyle duvarlara yaptrlacak beyannamelerin hazrlanmasnda alacaklarn tahmin ettii kiileri Sirkeci'deki eski Sansaryan Han'na, Emniyet Mdrl'ne davet eder, 2 Mays sabah salverirdi. Ciddi bir sorgulama ya da sulama olmazd. 30 Nisan akamna kadar Emniyet'e davet edilmediysek, 1 Mays' genellikle -drt yerde geirir, sohbet ederdik: A d a ' d a 378

Kalpazankaya, bu yakada Bomonti Bahesi, Galatasaray'daki iek Pasaj ya da Aynal Pasaj. Azmz kapal, burnumuzdan ses vererek, 1 Mays arksn s y l e m e y e balardk," diye anlatmt. "Nostaljiyse, nostalji," dedim, nmdeki mevsimi g e m e y e yz tutmu lfere bakarak, "Bir gelenei srdrmeye alyoruz. Hi de fena olmuyor, deil mi?" "Hadi, yleyse," dedi, Tlin kadehini kaldrd, "Gnlerin bugn getirdii bask, zulm ve kandr/Ancak bu byle gitmez, mr devam etmez..." 1 Mays marn mrldanyordu, ben de katldm, "1 Mays, 1 Mays!" Yandaki masada, bizim yamzdaki birileri kadeh kaldrd; yanmzdakinin yanndaki m a s a d a genler oturuyordu. Onlar, akn baktlar. Bu da, neemizi yerine getirdi. Tlin, yeni i hayatn anlatmaya balad, "Meer kardiim, kapitalizm nedir, biz hi bilmiyormuuz!" s-

Coraline

Ayrldmzda hava kararmt. Tlin, annesini grmeye, Kar'ya geti, ben G n a y ' a geldim. Kap, ancak birka kez aldktan sonra sonra ald, Gnay, tepeden trnaa slanm gibiydi. "Hayrola?" "Seni Allah gnderdi!" dedi ksaca ve karmakark anlatt, "Ltfen, bu kadnlar buradan gtr!" "Neredeler?" "Diana, banyoda. Nesibe, benim yatama uzand!" G e t i m baktm, l gibi uyuyordu, d a h a uzun sre uyanmayaca belliydi. "Alkol komasna girmi olmasn?" Sanmyordum, s a d e c e uyuyordu. O arada Diana, banyodan kt. Perian grnyordu. Beni grnce, kotu, sarld, alam a y a balad, " O h , Mehmet Bey! Sizi grmek ne gzel!" Gnay, gcnn sonuna gelmi gibiydi, 379

"Bak, Diana," dedi, sakin sakin, "Ben, imdi kyorum. Bir saat sonra dnerim. Geldiim zaman, ne seni ne de Nesibe'yi bu evde grmek istemiyorum! Bunu anlyorsun deil mi? Mehmet Bey, size yardm edecek." "Duyuyor musun, Mehmet Bey? G n a y Hanm, bizim gitmemizi istiyor!" Rodoplu'ya dnd, "Ama, Nesibe hasta! Gidemez!" G n a y ' d a n asla duymayacam sandm bir cmleyi duydum, " O senin problemin!" Ceketini, antasn ald, kaar gibi kt, gitti. Diana, kapanan kapya bakt, "Anlamyor," dedi esefle, gzleri dolu dolu, "anlamyor, M e h m e t Bey! irkinletiriyor, ktletiriyor. D a h a da kts, beni kendimden nefret ettiriyor! Tpk annem gibi! A n n e m bana byle yapard! Kendisini o k iffetli sayard! Peh! Bir insann kendisinden nefret etmesini salamak kadar byk gnah olamaz!" Salona getik, oturacakken vazgeti, kalkt, "Bir bira alacam," dedi, " o k susadm. Sen de ister misin?" stemediimi syledim. Az sonra, kendisininkini am geldi. Bardak almaya zahmet etmemiti, "Boston'da, bir adam vard," dedi, hibir girizgha gerek duymadan, "Lisedeydim. Yl sonu oyununu hazrlyorduk. G e kaldm. O t o s t o p yaptm. Zararsz grnyordu, biliyor musun? Sonra, korulua sapt. Yanl yolda olduunu syledim, a m a dinlemedi. O n d a n sonra ilk bildiim ey o koca, m o s m o r et paras elinde, peimden kouyor olmas! O zamana kadar hi grmemitim, biliyor musun? Karlarn stne kusuyordum! Alt mil, hi durmadan kotum! Eve vardmda, anneme sylemedim bile! Bir an iin bile Nesibe'nin balattn dnmedi! Beni sulad! Dinlemedi, bile!" 380

"Belki dinleyecek halde deildi? Bugn, bizim iin zor bir gnd." Aptalca olduunu biliyordum ama eklemeden edeme dim, "1 Mays." " O h h h ! " dedi, a m a bombo, "Her neyse. erdeki o k a d n . " Alamaya balad, "Bana inanmalsn, en az benim kadar sulu o! Sana, Abdullah onu lesiye dvdkten sonra bana geldi ini anlattm," dedi. Anlatmadn demedim, o n c a ikiyle kartryor olmas normaldi. "Yznde bir d a m l a renk kalmamt. A m a sradan bir hasta gibi deil, ruhani gibi. O kadar gzel olduunun daha nce farkna varmamtm! Sonra, onu b a n y o y a k o y m a m a izin verdi. Bir bardak su istedi. Biraz iti. Z o r nefes alyordu. Abdullah'n vurduu yer, br, acyordu. Sonra, onu kaldrdm, 'Ben iyiyim,' diye fsldad, 'Korkma!' Yanan yanama dayad! p t beni! Hasta olan o y d u ama yle bir enerji geiriyordu ki bana! Utanyordum! Enerji alayan ben olmalydm, nk onun ihtiyac vard! Anlyorsun, deil mi?" Kelimenin tam anlamyla kroke olmu vaziyetteydim! Anlamak bir yana takip etmekte glk ekiyordum, yine de, "Evet," dedim, "Evet, anlyorum!" " O n u yataa yatrdm. Sonra tekrar banyoya getim. Biliyor musun? Kendimi salarm tararken buldum! Yanaklarm pembeletirdim, koku srndm. O n a gzel grnmek istiyordum, anlyor musun? Ailesine deil, size deil, bana geldii iin gurur duyuyordum! Sizden saknd bir eyi bana veriyordu. O n a bir aspirin verdim, bir de diazem. Yanna uzandm, okadm, ban g s m e dayad ve uyudu! Y a v a a kalktm, defterimi, kmrm aldm! Resimlerini izdim! Onlarca resmini izdim! G r m e k ister misin?" nanlmaz bir enerjiyle frlad, kapnn giriinde duran portfolyaya saldrd, 381

Coraline

" G n a y Hanm'a gstermek istemitim," dedi, " A m a b a n a ans tanmad!" Portfolyonun backlarn koparr gibi, telala zd, "unlara bak! o k gzel deil mi?" Nesibe'nin onlarca portresi, bir o kadar da plak resmi vard. Erkek ocuununki gibi d m d z bedenler. Baka birisine ait olsa, dikkatle incelemek isteyeceim kadar iyi izimlerdi bunlar. Ama, ieride yatan kadna aittiler. Kendimi rntgenci gibi hissettim. "Bu kadar iyi bir elin olduunu bilmiyordum." "Teekkr ederim," dedi, Diana, "Ben de bilmiyordum! O h , ona bakmaktan, resimlerini izmekten yle holandm ki! Bir-iki gn iinde ayaa kalkabilecek hale geldi. Koluma giriyordu, deniz kenarnda, Arnavutky'e doru yryorduk. K o l u m d a ku gibi hafifti. Simit, helva alyorduk. Balk tutanlar seyrediyorduk. Geceleri balkonda oturuyorduk. Ay nda, plak bacaklar! yle narin, yle savunmaszd ki! Ve ben, onu istediimi fark ettim! Ama, anlamalsn Mehmet Bey, bunun ne kadar temiz bir duygu olduunu anlamalsn! O n u tutmak, Abdullah'n brakt rkleri hafife pmek, gslerinin ularna demek istiyordum!" Bunu hi beklemiyor olmalymm, yzmn yanmaya baladn hissettim! Lf kesmesini istiyor, nasl syleyeceimi bilemiyordum. Yzne de bakamyordum. Ne kadar skldm belli etmi olmaym ki, " A h ha!" diye bard birden, irret bir kahkaha att, "Seni, sahtekr! Yznn haline bak! O n u sen de istiyorsun, deil mi?" Yznn ortasna bir tane indirmemek iin kendimi zor tuttum! Rodoplu'nun, iki ayr ulusun fertleri arasnda paylalmas mmkn olmayan eyler dediklerinden bir tanesi de bu olabilir miydi? Bac ne demektir, anlatlabilir miydi? Biz kentsoylulara, hele de 1 Mays gn, beyaz yemeninin baclk beratn382

dan baka bir ey olamayaca anlatlabilir miydi? Diana Pavlovi, hakaret bile etmiyordu! Ama, Tanr bilir, urayor, snrm zorluyordu! Ve ben kendime kadnn ne kadar sarho olduunu hatrlatyordum! "Yani, kendini kt hissetmene gerek yok!" diyordu, "Bana bak! O r a d a oturmu, cinsel fanteziler gelitiriyord u m . O kadar canl fantezilerdi ki bunlar, kasklarma ar giriyordu. Geceleri yattm zaman, sabaha kadar uyuyamyor, b a n a gelmesini bekliyordum. Sigara stne sigara iiyordum. Alkol, btnyle faydaszd! Bacaklarm titiriyordu ama onu o kadar istiyordum ki, mastrbasyon bile yapamyordum! Bir bira d a h a alacam. Sen istemediinden emin misin?" "Hayr." Saniyeler iinde geri geldi. O arada ne dnmse, gzleri deli gibiydi, elleri kollar denetleyemedii hareketlerle sarslyordu, "unu syle bana! Seninle sevimek istemediini syleyen

Coraline

bir insana ne dersin? Seni istemiyorum diyen birisinden, seni istemesini nasl istersin?" "Bilmiyorum, Diana." " Z o ! Demek sen hi reddedilmedin!" Acayip bir kahkaha att, "Belki de doru sylyorsun! ok yakkl bir adamsn! Ya G n a y ? O seni reddetmedi mi? Yoksa, denemeye cesaret mi edemedin?" Terbiye denilen eyin, bilimsel bir kavram olduunu idrak ettiim an o and. yle syleyeyim, terbiye aslnda insan ilikisinin snrlarn iziyor; insan ilikilerinin, deyi yerindeyse, 'balamn' belirliyor. Terbiyesizlik, n mutabakatla belirlenmi bu snrlarn ihlali. Matematiksel olarak, belirli bir fonksiy o n zerinde alrken, bir baka fonksiyonun deerlerini' kullanmak gibi, anlamszlk, kaosla sonulanacak bir faaliyet. Biimsel mantkla, safsata. Nedendir bilmiyorum, bizim stun yazarlarn dndm. zellikle de, borsada oynayanlara, ayya rantiyeler, cebi de383

lik aktrler filan diyen adam. Limitler ihlal edilince her eyin mmkn olacan dndm. Ve iin kts, duracaklar yeri, yani matematiin kurallarn bilmeyenleri sistem iinde yerletirebileceiniz yer de yoktu. Tek kar yolunuz, onlar yok saymakt. Tabii, bu da bir tr ricat demekti; kendi mntkanza ricat yani. Ne ki, bir kere 'mntka' dediniz mi, insanlar aras ilikinin snrl olduunu batan kabul ediyorsunuz demektir ki, bu da baka. imdi, bu kadna, "Rodoplu'yu bu ie kartrma!" gibisinden bir lf etmi olsaydm, ne kadar olmadk bir duruma dm olacam grebiliyor musunuz? Ya da hi cevap vermeseydim? Skt, ikrar gibi samalklar ortaya dklmeyecek miydi? Anlayacan u m d u u m bir Amerikanizme bavurdum ben de, "Bu seni hi ilgilendirmez, Diana! Bu benim problemim." "Evet, tabii. Affedersin," dedi, hemen. Z a m a n kazanmak ister gibi, birasna dnd, sonuna kadar iti, "Nesibe'yi o kadar ok istiyordum ki M e h m e t Bey!" diye alamaya balad yine. Sessiz sessiz, iin iin alyordu, "Ama beni sevsin istiyordum. Herkesin sevilmeye hakk vardr, deil mi? A m a bu gece benden nefret etti! G n a y da nefret etti. fkeli, despotik bir dii! Nesibe'yi kendisine odalk yapmak isteyen bir lezbiyen! Ne kt bir imaj deil mi? A m a Nesibe beni odalk yapsa, ok h o u m a giderdi! Onun metresi olmaktan yksnmem! Klesi olmaktan, istedii her eyi yapmaktan yksnmem! Beni alabilir, istedii gibi kullanabilir!" "Bu kadar yeter." Bam teline basm olmalydm, "Sen de G n a y gibisin!" diye barmaya balad, " O n u sevdiimi, onu dnyada her eyden ok istediimi anlamyorsun!" "Mesele bu deil," dedim ben de mmkn olduunca sakinletirdiim sesimle, "Benim anladm kadaryla, o seni istemiyor!" Bir ara, gzlerine paranoyak bir korku yerleti, 384

" K i m demi?" "Sen syledin!" Rahatlad, "Naaah! Nesibe, o tatl, m a s u m Nesibe, aslnda bir orospu! En ok verene oynuyor!" Kulland kelime y z m e amar gibi indi, sersemledim. Diana, toparlanmama izin v e r m e d e n bastrd, "Bu lkede kendisine en ok verene satana orospu demez misiniz? Baksana, bir dakika n c e beni G n a y ' a satt! Biliyor musun, ne yapt? O n u p m e m e izin vermedi, vurdu bana! Gnay orada olduu iin byle yapt!" Alamaya balad yine, "hanet etti, M e h m e t Bey! Sana unu syleyeyim, bu ilk defa da deil!" o k gizli bir ey syleyecekmi gibi eildi, "Bence, Abdullah'la da birlikte oluyor!" diye fsldad, "Hissediyorum!" Tekrar fkelendi, "Bak, ben byle muamele grmek istemiyorum! Byle muameleyi hak etmiyorum! A m a o bir dnek, bir sahtekr! Byle insanlar sevmeyi zaten bilmezler. Senin onlar sevdiini hisseder hissetmez, rafa kaldrrlar seni. Seni deersiz bir nesneye indirgeyiverirler!" "yi ya! O n d a n kurtulman iin b u n d a n daha iyi bir neden olamaz." 'Kurtulmak,' kelimesini kullanmakla yanl yapmtm, "Ama, o bir Azize!" dedi, hemen, " O , saflk; o temizlik! Yirminci yzylda, bu cinnetin ortasnda ve dokunulmam! Biliyor musun, Abdullah bir d a h a gelmeyecek ekilde defolduu zaman Arnavutky'e tandk. Alverii ben yapyordum. Nesibe iin alveri y a p m a y a baylyordum. Nick, Bebek'teki Santral arkteri'nin sahibi, bana, tezghn altndan taze salam karyor: D o m u z yok! Evcilik oynuyoruz! Evin kadn olmaktan ok d a h a keyifli! Erzak dolu kocaman karton kutular tayorum, Nesibe'nin ok sevdii zel bir yumurta piirme reetem var, onu yapmak iin taze krema alyorum. 'Evli olmasan, seninle evlenirdim,' dedi Nesibe bana, inanabiliyor mu385

Coraline

sun? Ah, Mehmet Bey, zgrln btn tezahrlerini istediimi, b u n u n her trl edebe aykr olduunu biliyorum. A m a , bizim kuamzdaki herkes gibi, ben de iyi deerlendirmek istiyorum." "Btn bunlar 70'li yllarn Kate Millet hezeyanlar, Diana! bunun farkndasn, deil mi?" " y l e olsa ne kar? Yeni bir toplumsal dzen kurmay henz baaramadk ki!" "Ama, Nesibe bir kadn, Mrs. Pavlovi! Bir kadn sana ne verebilir?" "Enerji? Destek? efkat? Bilemiyorum! Belki de iletiim kurabiliyor olmann o tarifsiz cokusu! Y a a m deneyiminin bir olmasnn getirdii rahatlk. Mesela, eminim, Nesibe'nin annesi de yola karken onu temiz bir klot giymesi iin uyarrd! Geceleyin karlkl birer kakao imek gibi bir ey! ocuklarmz iin hissettiklerimiz. Sonra, Arnavutky'n o gizemli sokaklarnda yryler. Ben, Nesibe'nin atksna sarlmm, o benim ceketimi giyiyor! nsan byle bir duyguyu bir erkekle asla paylaamaz. Bir erkein duygular en az bir kadnnki kadar sakldr. Ama, kadnlarn sinir sistemleri birbirlerinin eidir. Bu, ak yaparken de byle. Birbirimize nasl dokunmamz gerektiini biliriz! Birbirimize merhamet gsteririz. iddetten uzak hayat!" "Hadi, imdi! Profesr Pavlovi'in edid bir insan olduunu sylemeyeceksin!" "Tabii, syleyeceim! G r m y o r musun, onunki batan sona iktidar oyunu! Kendi zel iddetini ieriyor! Niye buraya geldi? Trklerden ne istiyor? G r m y o r musun, onun her baars Nesibe gibi birisinin sonu demek!" T a m a m e n aylm gibiydi, "Fiziki olarak deilse bile, tr olarak," dedi, "Baksana, dnyaya yeni bir ekil vermeye alyorlar. Bu yeni ekil, insani hazlar da yok edecek! O n a krmz bir elbise alrken Nesibe'nin yzndeki mutluluk! Giyerken duyduu mahcubiyet! 386

Teekkr ederkenki itenlii! nsani hazlar, bar iinde yaamann yegne garantisidir." Grlt, o srada geldi. Yumuak bir ses oldu, sonra iniltiye benzer bir fslt. "Bu Nesibe!" Gnay'n tarif ettii panii ben de grdm. eri kotuk, Nesibe'nin yzkoyun dnm olduunu grdk. Ne ki, aznn kenarndan szan kusmuk yatan zerinde bir glet yapmt. Nesibe'nin burnu bu gletin iindeydi ve kusmuk soluyordu. "sa Mesih! Kusuyor!" kimiz birden stne atladk. Bann yerini deitirdik. Hrltlar geti, tekrar dzgn nefes almaya balad. A m a kelimenin tam anlamyla ktk gibi uyuyordu. "Bu yata ne yapacaz?" "Bir havlu koyalm," dedi Diana, banyoya kotu, bir havlu ald, Nesibe'nin aznn altna yerletirdi. "Ben burada kalsam d a h a iyi olacak!" dedi, "Kusmuunda

Coraline

boulmamasna dikkat etmeliyiz." Doru sylyordu. o c u k gibi kvrlm uzanan Nesibe'ye bakt, "u bartsnn yanann yanndan kvrlmasna bak! o k gzel deil mi? Elindeki resim defterini o zaman grdm. Neredeydi, ne zaman ald bilemiyorum. Bildiim tek ey, cin tutmu gibi sarslm a y a balad! "Resmini yapacam! o k gzel bir resim yapacam!" diye haykrd. Gnay'n penceresi nnde duran ar koltuu ku gibi havalandrd, Nesibe'nin yanna ekti, frtna gibi art arda izmeye balad. Gnay, bizi byle buldu. n c e , inanamad, " N e yapyorsunuz? Ne oluyor?" Sonra dehete dt, "Aman Allahm, bu kadn boulacak! K o m a y a giriyor, grmyor musunuz?" 387

K o m a olmadna ikna ettim, Nesibe de bir an gzlerini aarak yardm etti. Gnay, sakinleir sakinlemez, Diana'nn yaptn beenmeyip yere att ktlar grd; elindeki resim defterini, kmrn fark etti, deliye dnd, "Seni iren mahlk! Oturmu, bir de resmini iziyorsun, yle mi? Sen de, izin veriyorsun! Aklnz m kardnz siz!" Hi bu kadar fkelendiini grmemitim! Diana'nn elindeki resim defterini kapt gibi yere frlatt, "Senin burada oturup O s c a r Wilde' oynamana izin vermeyeceim! Hastalk bu, grmyor musun? O n a yaptn yetmiyor mu, imdi bir de kayt dyorsun! Sergi mi aacaksn? T e c a v z edip ldrd kurbanlarnn fotorafn eken manyaklardan ne farknz var sizin! Doktora git, memleketine git! ek elini bu kadndan!" Kendinden gemi gibi baryordu, bir tarafna bir ey olacak diye korkmaya baladm! "Ltfen, Gnay Hanm! Ltfen kzma!" Bu, Diana'yd! "imdi. O n u imdi alrm! Eve gtrrm!" Yatan dier yanna doland. Bir yandan sicim gibi alyor, bir yandan da bir tomruk kadar hareketsiz Nesibe'yi kucaklamaya, kaldrmaya alyordu. O kadar zavall bir gayretti ki, iimiz acd. Gnay, bir sre seyretti, "Brak!" dedi, "Brak, uyusun!" "Saol, Gnay Hanm! Sen bir meleksin!" Nesibe'nin ban yerletirdi, yemenisini dzeltti, havluyu tekrar aznn altna yerletirdi. Salona geen Gnay'n peinden gitti, "Ltfen, benden nefret etme, Gnay Hanm! Senden btn istediim, beni insanca bir efkatle deerlendirmen! Beni, ins a n c a bir aklkla dinlemen! Biz kadnz! Biz, boyunduruk altna alnm bir halkz! Biz, yabanc bir kltr miras aldk. Ekonomik, psikolojik, politik, sosyal ve fizik iddetle dolu bir kltr! Ne burada, Trkiye'de ne de Birleik Devletler'de, inisiyatifi ele geiremedik!" G n a y ' n ne kadar bitkin olduunu, salonda, yzn Diana'ya evirdiinde fark ettim, 388

"Ltfen, Diana, bana bir iyilik yap, ideolojik ayrntlar esirge!" dedi, yalvarr gibi bir sesle. "Affedersin," dedi, a m a istese de duramayacak kadar doluydu, Diana. Ellerini dua eder gibi kavuturdu. "Bizimle ibirlii y a p m a n iin, sana yalvaryorum!" G n a y kendisini en yakn koltua att, "Allah Ekber!" "Dostunu dmanndan ayrmalsn! Drst olmaya al! Amerikal ben, sana Trk afak'tan d a h a yakn deil miyim? Anlamyor musun, G n a y Hanm, biz kadnlar politika denilen, Dou-Bat denilen yapaylklar birlikte aabiliriz! Bizim amacmz erkeklerin vahetini y o k etmek, erkekleri slah etmek, dnyadaki hayat yumuatmak olmal! Eer bunu yapacaksak, deiimi gerekletireceksek, n c e merhameti renmeliyiz. Sonra da sevmeyi! nk, nefret insan yiyip bitirir, adalete sevk eder! Nefret eden insan, iddet iermeyen bir hayat arzulayabilir mi? Bar iinde bir hayat arzulayabilir mi? Benden nefret edersen, bahse girerim ki, sen Birleik Devletler'e ya da Bat medeniyetine kar alacak bir savata ba ekersin! Sen rahatlkla bir sava taciri olabilirsin! Oysa, kadnlarn egemen olaca bir d n y a idealimiz olmal!" Nasl bir balant yapt hatrlamyorum, ama birden bizim (biz, derken Trklerin) "mirass" olduumuz Kybele'den ve Kybele kltrnden bahsetmeye balad, "Yeryznde iddet, anaerkil toplumdan babaerkil topluma dnle balad; analar glerini kaybettikleri oranda artt. Kybele, btn tanrlarn anasyd. Kybele, Mater deum Magna dea 'yd; Tanr anas byk fikirdi! Byk fikir kadnlk fikridir. Yeryzn ktlklerden uzak tutan fikirdir. Hatrlasana, gallicus* kadn klnda, hadm erkeklerdir. Ben erkeklerin fiziki olarak hadm edilmelerinden y a n a deilim, a m a iddet hadm edilmeli! Asla douramamal! Kadn kendi yetitirdii

Coraline

*) Kybele kltnn rahipleri, (y.n)

389

erkekten baka kimse dllememeli! 21. yzyl, kadnlarn yzyl olmal!" Kadn komnlerinden snma evlerine, dayanma yeminlerine kadar "Yeni Siyaset" dedii bir ideolojinin unsurlarn anlatt. Bu unsurlar ne srerek, "Yeni Siyaset" zorlanacak, daha dorusu, bugne kadar "siyaset" denilegelen ey alacak, deiim gerekletirilecekti, "Bunu salayabilmek iin, her eyden n c e birbirimize ve dnyaya kar hissettiimiz husumetten kurtulmalyz. nsan hayatn idare edecek yeni bir metot bulmalyz!" "nsan hayatn idare etmek" (Diana, 'conduct' diyordu), yeni yntemler bulmak gibi ussal dzenlemeler tam Rodoplu'ya gre lflard! O n a baktm, Nesibe'nin uyanmasn beklemekten baka aremiz olmadnn farkna varm gibi, gzlerini kapatm, ylece duruyordu. Amerikal kadnn o akl almaz deli enerjisine nasl bigne kalabildiine arrken, dinlediini grdm, "Ve bu byk master plnn snanaca deneylerden biri de seninle Nesibe'nin 'birlikteliin' olacak, yle mi?" dedi, gzlerini hafife aralayarak, "Bu tecrbe, Nesibe'nin hayatn mahvetmeyi gze alacak kadar h e y e c a n verici!" Baktm, insann Kartondan Egzotik, bir daha baktm, bir daha baktm, hakknda ahkm kesilen insan deil, oyulma bir Kybele. bir ta bebek, izdm. gizemli, yaamayan Nesibe. Grdm ki,

G n a y ' a baktm, yzne yava yava yaylan tebessm grdm, "Ama, herkes de gene sevdiini ldrr," diye balad, "Kimi bunu kin ykl bir bakla yapar, Kimi de okayc bir sz ile ldrr, Korkak, bir pckle, Yreklisi bir klla, bir klla ldrr!" O s c a r Wilde'n, "Reading Zindan" adl baladnn son blm y d . Wilde'n, Douglas K o n t ' a olan homoseksel ilikisi nedeniyle iki yl krek cezasna mahkm edildii Reading Zindan'nda yazlmt. Ve bence byle bir anda, byle bir kta ancak R o d o p l u ' n u n aklna gelebilirdi! Gnay'n o mkemmel ngilizcesi (Queen's dedikleri aksansz aksan) tiyatrocularn dedikleri gibi, "perdelerin kvrmlarnda kaybolmadan" aymadk. imdi, tabii, Diana'y nitelemek iin pek ok sfat kullanlabilir, ama 'budala' bu sfatlardan birisi olamaz. Nitekim, baladn ve R o d o p l u ' n u n setii dizelerin telmihini saniyeler iinde fark etti, " D a m n you, Gnay Hanm!" O ' n a baktm, yzndeki glmseme silinmi, yerini o transandantal dediim hzn almt, "Sovyetler'in tecrbesi sizlere hibir ey retemedi mi, Diana?" dedi, "nsan hayat ile deney yapmamay renmediniz mi? nsan hayatn ussal heyecanlarnz tatmin etmek iin kullanmamay renmediniz mi? What's the use of all your books, if you haven't learned that much?" Bu da Kazancakis'tendi. Z o r b a ' d a n : "Bu kadarck bir eyi renmedinse, btn o kitaplarn faydas ne?" " D a m n you!" dedi Diana, yine a m a bu defa hkryordu, "Bir kadn sevmek nasl bir ey? Bir eyler yapabileceim duygusu! Mesela, resim! Mesela, beste! Byk bir ey, dev bir ey! Anlasana, ailemi, DAR', David'i ve onun lanet olas bilimsel farbelalarn ama! Dokunulmazlk! Kardelik, dostluk!" Gnay'n gzleri araland, yine 391

Coraline

Bir oyuncakt,

Rodoplu'nun onu toptan yok sayacan dnyor olmu olmal ki, cevap vermi olmasna mthi sevindi, Diana! Bunu sesinden (ve tabii, tertaze bir akama balyormu gibi, bardan yeniden doldurmasndan!) anlyordum! " O h , no! N o , G n a y Hanm!" diye itiraz etti, "Nesibe'yi ok seviyorum! O n u n mutsuz olmasna asla izin vermem! O n a ne kadar iyi olacam greceksiniz!" 390

" Y a David? O, nasl hissediyor?" " O n u seviyorum! Baksana, birden fazla insan sevmek, iyi bir eyi ikiye katlamaktr!" " Y a da oburluk! Tketim ekonomisi." "Hayr, kapitalizm deil! Tersine, insan meta haline getirmemek! Neden olduunu anlataym m?" "Ltfen, hayr, eitilmek istemiyorum!" Gzlerini at, "Ciddi sylyorum!" Diana, bu defa da bana dnd. Az n c e sylediim gibi, gerekten de iine cin girmi gibiydi, dur durak bilmiyordu. "Gryorsun deil mi? Tpk, David'in sosyalist rencileri gibi konuuyor! Neyi renmesi gerektiine kendisi karar verecek! Ama, ben o n a baka bir bilgi sunuyorum. O n a , dostlukla cinselliin ayrlmaz bir btn olduunu anlatmaya alyorum. Bak, mesela, senden holanyorum, seninle ak yapabilirim." Bu ilmeyi anlatmak iin yola km, ii kiiletirmiti. Bir an iin, beni de kervanda tahayyl ettiini grdm. " A m a sanrm, sen beni istemezsin?" "Hayr," dedim ve tmyle kadns bir fkeyle karlatm! "Bu kadar basit deil mi? Reddedildim!" dedi tslar gibi, " Z o ! Syle bana, G n a y ' d a olan, bende olmayan ne? Benden d a h a m cazip? Hayr, hayr, cevap verme!" Gzleri hl kapal oturan G n a y ' szd, " A m a onunla da yatmyorsun? Yanlyor muyum? Neden? O n a gvenmiyor musun? Hayr! Haklsn, gvenmemelisin! Seni yaklatrmyor deil mi? Sahte bir duvar rm etrafna! Belki de d a h a iyi, ne dersin? Dostluunuzu riske atmaya demez!" "Mrs. Pavlovi, sen neden kendi iine bakmyorsun?" (Bu Gnay'd) "nk, kendi iime bakmama izin vermiyorsun! Nasl yapacan bilmiyorum a m a Nesibe'yi benden alacan biliyorum! Niye benden nefret ediyorsun? nk, sen sradansn, bir kadn sevmenin ne demek olduunu bilmiyorsun! Bilmedi392

in bir eyden nasl nefret edersin? Nedir? Yoksa, sapk olm a m seni korkutuyor m u ? " "Sen bir hedonistsin," dedi Gnay, " V e haklsn, ben hedonistlerden nefret ederim." "Pekl. Ama, seni d a h a mutlu edecekse syleyeyim: Ben de mazoizm, hedonizmle el ele! Dahas, mazoizm her zaman baskn!" "Korkarm, bu bende sana kar duygudalk uyandrmyor! Ayn ekilde, Nesibe'nin hayatn mahvediyor olman da ancak ksmen aklyor. Dikkatini ekerim, aklyor, dedim, balatyor demedim!" "te, yine yapt!" Bana dnd, " O . K . ! Ben bir canavarm! Y z m utantan kpkrmz! Tanr'nn belas namuskr kadnlar! Ne zannediyor? Bir kadn bir kadnn yapmas, erkein yapmasndan d a h a m farkl!" Aklna bir ey gelmi gibi duralad, lgnca glmeye bala-

Coraline

d, "Nevra'y benzettim!" diye nledi, " O h , boy! Nevra'y nasl benzettiimi grmeliydiniz! Kendini beenmi kanck!" Kfrettiini fark edince G n a y ' d a n yana garip bir reverans yapt, "Uuuups! Pardonne-moi! 'Niye kendini benden stn gryorsun?' dedim Nevra Dlger'e, 'sen Mustafa'y emiyorsun, ben de Nesibe'yi. Ne fark var ki bunda!' Oh nasl kzardn grmeliydiniz!" Nevra Dlger'in taklidini yapt, "Mrs. Pavlovi, irensiniz!" Artk dayanamyorum, diye italik'ledi Gnay. Kadna daha fazla anak tutmamak iin susacan anladm. "Bunu bilmiyor muyum sanyorsunuz?" diye srdrd, Diana, "Bana ne yaptnz grmyor musunuz? Kendimden nefret etmemi salyorsunuz. Beni yle bir noktaya getiriyorsunuz ki, sizin onaynz olmadan hibir ey yapamayacam! Oysa, ben zgr olmak istiyorum! zgrm!" Gnay, bana bakt, Trke konutu, 393

"zgrlk, kaybedecek bir eyi kalmama durumunun bir baka ad olmal! Ne dersin?" Diana, anlamamt, zaten Rodoplu da artk yzne bakmyordu, yine de, "Ah, seni tanyorum!" diye bard, "Sen bir faistsin! Kafan, otoriteci! Srgit, Zeytin Da'ndan nutuk atyorsun! imdi de beni tehdit ediyorsun! Elinde olsa, belki de h a p s e atarsn! S e n bir fanatiksin! Eminim, herkesin hayatna karyor, herkesin kafasn ...iyorsun! stmzde bask kuruyorsun. Benim stmde kurdun; bu adam, Mehmet Bey, zaten ekiminde! Tanr bilir, afak z d e n ' e ne yaptn?" afak'n adn duyduunda, Rodoplu'nun y z n d e beliren ekilme gzden kaacak gibi deildi! Bu deli samas hadiseye kapldm, Gnay'n gndzn unuttuum iin ok skldm birden! "Hadi Diana, kalk, Nesibe'ye bakalm. Belki nakledilebilir hale gelmitir!" "Sure!" dedi, alay eder gibi, meydan okur gibi. Ayaa kalkm a y a davrand ve ilk kez sendeledi! "Ah, galiba dinlenmem gerek! U y u m a m gerek!" O n a doru bir adm attm, durdurdu beni, " N o , no! Ben yapabilirim!" "Nesibe'ye yardm edeyim." "Ben bakarm!" Koridorun iki yanna tutuna tutuna ieri gitti. Kapnn ekildiini duydum. Uzun bir sre ierden hibir ses gelmedi. Gnay, gzleri kapal, ylece duruyordu. O n u tanmasam, uyuyor derdim. Ama, uyumadn biliyordum. Bana dargn olup olmadn dndm. Bu gece y a p m a m gerekeni yapmamm gibi bir duygu vard iimde. Dakikalar dakikalar kovalad. Nihayet, Diana'nn da Nesibe'nin yanna uzanp uyumu olabileceini dndm. "Ben ieri gidiyorum!" Rodoplu, sesini karmad. 394

Sonraki yllarda, Trk televizyonlarnda grdmz porno filmlere bakarsak, bu grdme sevime denmezdi Ama, Nesibe'nin Diana'ya bir sevgili gibi sarlm olduu doruydu) Yz, Diana'nn gsne gmlyd. Ben de kapy ok sessiz ce itmi olmalym ki duymad. D a h a sonra, sesimi duyduun da, Diana, Nesibe'nin ban bastrd, kendisinden kamasna izin vermedi. "Gidiyoruz," dedi, " A m a son bir soru: Neden, h e m sen hem de G n a y Hanm, bana baryorsunuz?" "Bardmzn farknda deilim, M r s . Pavlovi. Ama, sen bizi gitmek istemediimiz bir y o l a srklemeye alyorsun. Sinirlendiriyorsun ve bu bizi vahiletiriyor. Oysa, kendi yoluna gidebilir, bizi de rahat brakabilirdin!" " Z o ! Yollarmz ak olsun, yle mi?" "Evet." "Bunu sen sylyorsun. G n a y Hanm, byle demez." "Olabilir."

Coraline

" Y o l u m u n ak olmasn dilemez. B u n u dileyecek kadar hogrl deildir!" "Olabilir," dedim yine. Ve nedense, Sahabe'nin kl kuandklarn hatrladm. "Hadi, Nesibe Hanm, seni eve gtryoruz." Zavall kadn, zor hareket ediyordu. Nesnel olarak dndmde, burada kalmas d a h a uygundu a m a Rodoplu'ya bir de bunun yaplmamas gerektiini biliyordum. Nesibe'nin silueti pembe-bej yatak rtsnn zerinde siyah bir leke olarak kalmt (Arnavutky'de sularn akmadn hatrladm) kusmuk gleti kurumaya yz tutmutu. Ve korkun kokuyordu! Koltuklarnn altna girdik. Kapya kadar geldik. Nesibe'nin, G n a y ' l a konumak zorunda kalmamak iin olsa gerek, olduundan da hasta grnmeye altn fark ettim. Asansr aran G n a y oldu. "Ltfen," dedi Diana, yukar gelmesini beklerken, "Ltfen, onu ne kadar o k sevdiimi anla!" 395

"Bari, bir ey istemeden sevmeyi ren," dedi Rodoplu. "Ama, ben s a d e c e bir insanm, Bayan Rodoplu! Ben de sevilmek istiyorum!" "O ok da zeki olmayan, cahil bir kadn! Safln smrme!" Sonuna geldik derken, Diana yine dellendi, "Sen de afak'a ayn eyi yaptn! Ayn eyi!" Asansrn kapsn zor kapattm, yine de barmay srdrd, "Hah ha! afak Bey de sana, Nesibe'nin bana yaptn yapt! Sana pislik muamelesi yapt! Byledir bunlar. Seni ellerine geirdikleri gn, btn deerini kaybedersin. Harcarlar. Man, you're in shit!"* "Sus artk, Diana! sa akna!" D r d n c kat civarnda, sesimi G n a y ' a duyurmaya alyordum, "Yataa dokunma! Ben gelince birlikte bakarz!" Btn apartmana duyurduuma gre, ben de delirmi olmalym! "Ben sana bir ey syleyeyim mi, Mehmet Bey," diyordu, Diana hl, "Film iin mekn bakmaya gittiimiz o gn, o gece, ben, Gnay' istedim, afak z d e n ' i deil! Az n c e de onu istedim, Nesibe'yi deil!" "Sen sen ol, sakn bunu o n a syleme, Diana!" dedim, otomobile tkarken, "Sakn!" Kaplar kilitlerken hl syleniyordu, " N e dersin? G n a y Hanm'n duygularn incittim mi? O h , shit! kiyi brakmalym! Buradan kmalym! Tanrm! Nasl sarho olmalym ki, Dr. Rodoplu'yla flrt etmeye kalktm! Aklm kaybetmi olmalym! Beni buradan kar Mehmet Bey! Ltfen! Ltfen!"

Coraline
VI Hanmlar, araphane Gedii kmaz'nn banda, doksan dokuz basamakl merdivenin dibine braktm. Diana, gerisini kendisinin halledeceini syledii iin orada braktm. Ve itiraf etmeliyim ki, yaanan cinnete benzer uukluuna ramen Diana'nn o karanlk merdivenlerde, sokak kpeklerinin, devrilmi p tenekelerinin arasndan, Nesibe'yi bin bir zenle geirmesinin o k dokunakl bir taraf vard. G z d e n kaybolduklar halde oradan ayrlamadm hatrlyorum. Rodoplu'nun evine, Bebek'ten, Pavlovilerin apartmanlarnn nnden geerek dndm. Daireleri karanlkt, tabii. Diana, David'in ocuklar alp, e m e ' y e tatile gtrdn sylemiti. A d a m a

*) "Boku yemi durumdasn!" (y.n)

acm mydm, bu rezaleti nasl gsleyeceini merak edi 396 397

yordum. Pek kestiremiyordum. Meer, biliyormu ve tatile gitmesinin nedeni, Diana'y ne yapacana karar vermesi iin rahat brakmakm! Sonradan rendiimiz kadaryla, David, karsnn Nesibe'yle ilikisi zerinde dnmeye, Abdullah'n att o korkun dayaktan sonra, karsnn Nesibe'ye bakmaktan te, ocuklarn da alp kendi evine getirmesinden, sonra rklerini iaretle, "O eve geri dnemez," diye dayatt zaman balamt. Profesr Pavlovi'e gre, yaplacak en makul ey, Nesibe'nin polise gitmesiydi. Bu, Nesibe iin sz konusu olamazd ama David'in onun neden gitmediini anlamas mmkn deildi! Y i n e de, birka hafta iinde Amerika'ya geri d n m e y e c e k olsalar, "daha kat bir tavr alaca dnlebilirdi" dedi, Diana. Anlalan, kars ile giderek bozulan ilikilerine yeni bir sorun eklemekten kanmas, David'i, "Ben onaylamyorum a m a senin istediin gibi olsun!"da durdurmutu. Ne var ki, Diana'nn "yeni ailesi"ne gsterdii zen, Paskalya tatilinde gney sahillerine yaplacak haftalk seyahat h e p birlikte gidilmesini de ierdi. Profesr'n, " A m a byle yaayamayz! Onlar d a h a ne kadar koruyabileceini dnyorsun?" itirazlar hav a d a kald. Lara plajna n c e entarili kt, Nesibe. Ayn gnn leden sonras, Diana'nn ald tek para mayosunu giydi. Birka gn iinde de bikiniliydi. David, denize ilk kez giren kadnn, karsna aslp rpnmasn, korku lklar atmasn, kahkahalarla glmesini izledi. "Abartlm bir coku olduunu dnmtm," dedi, "Hatta biraz da ocuksu! A m a sinir bozan bir taraf da vard. Ne de olsa, bebek deildi!" David'in, asl sinirine dokunan, kadnlarn yaknlnn sergiledii cinsel eler olduunu fark ettiinde ilk dnd eyin "son bir yl iinde ne denli kreldii" olduunu renince de ben ok ardm! Gerekten de, adamn ilk tepkisi, ken398

disi gibi "muayenehane sahibi" (yani, aktif!) bir psikologun nasl olup da bylesine ak seik semptomlar atladna hayflanmak olmutu. "Harem gelenekli Trk kadnlarnn lezbiyen eilimleri olabileceini dnmeliydim, Mehmet Bey," diye dert yand, "Ancak, sanrm beni alkoyan, Diana gibi bir kadnn, Nesibe gibi pek de ilgin olmayan birine ilgi duyabileceine ihtimal vermemem!". Profesr'n meseleyi btnyle ussal dzlemde ele alm olmasna d u y d u u m tepkiden olsa gerek, "Yani, 'Geleneki Muhafazakr' tipolojinin bir unsuruyla m?" diye soruverdim. "Evet," dedi, Pavlovi, hi alnma benzemiyordu, "Evet! o k enteresan bir tipoloji deil, yle deil mi? Z o ! Bunlardan binlercesine, mesela, Meksika'da rastlarsnz. M e x i c o City'nin evresindeki favelalar* kuranlar bunlardr. alkan, ileke ve o u kez, vahi bir biimde para avnda. Mamafih," diye glmsedi, "Diana'nn cinsel hazlar Kilise tarafndan idi edilmi bir Priten olmu olmas faktr de var. Hibir zaman yle scak bir kadn olmad. Ne dediimi anlyorsunuz!" Diana'nn b u n a cevab kesindi, "Yalan sylyor! Nesibe'nin bysnn niteliini incelediini biliyorum! S a d e c e bu da deil! nceledi, hayran kald ve nihayet kskand!" David Pavlovi de bunu reddediyordu, "Kesinlikle kskanlk olmadn biliyorum! nk, aziz dostum, kskanlk, s a m a ve salksz bir duygudur. lkel bir duygudur. Benim merak ettiim, 'teknik'ti, anlyor musunuz? Bylesine saf grnmeyi becerip, Diana gibi zeki bir kadn kendisine k eden teknik! S o n u t a siz de, ben de biliyoruz ki, ama Diana'nn servetidir! Dnrseniz, ne kadar akllca ya*) Gney Amerika gecekondular, (y.n)

Coraline

399

plm ve uygulanm bir pln olduunu

sizde

grrsnz.

Dnyann her yerinde, yoksul ve eitimsiz bir kadnn tek sermayesi cinselliidir, yle deil mi? Ve yine herkes bilir ki Amerikallar bu i iin para derler!" "O durumda, size yaklamas daha mantkl olmaz myd?" " O h , no!" diye gld, iaretparman akana dayad, "Ben, Yahudi'yim! Sitra A c h r a beni uyarrd! Nesibe de Sitra Achra'dan olduu iin bunu bilir. Diana, d a h a kolayd. Kendisi iin de yle! Lezbiyen gelenek var. Erkekler olmad iin zinadan doacak sululuk duygusu da asgariye iniyor. Anlyorsunuz, deil mi? Pastanz h e m yiyorsunuz h e m de eksilmiyor! Burada, en st seviyeden bir oryantal beceri ile kar karyayz, dostum!" Ne ki, Profesr Pavlovi, bu "mthi beceri'nin kurban", Diana'ya kar bir acma duygusu beslemiyordu. Hatta, belki de tersine. "Zavall, Mrs. Austin-Auchincloss! Brooklynli bir Y a h u d i ' y e vermekten o n c a kand kznn bu halini grmemeli!" derken bile, soylu WASP kaynvalidesinin, biricik kznn bir oryantalin (stelik, dii!) elinde oyuncak olmu olmasndan garip bir lezzet aldn dnmeden edememitim. Diana'y tatilin n c gnnde, kendi odalarna ekildiklerinde yzlemiti, " Z o ! Kk hizmetimize ksn!" "Demek biliyorsun." "Evet. Syle bana, ne yapmay dnyorsun?" "Henz karar vermedim." "Karar verinceye kadar, ocuklara bir ey sylemeyecein iin teekkr ederim." "Btn syleyecein bu m u ? " " N e syleyebilirim ki!" "Oysa, syleyecei ok ey vard;" diye anlatt, Diana, "Ama, onunla birlikte Amerika'ya dnmeyeceimi syledikten sonra! Anlyorsun deil mi, geri dneceimizi ve her eyin 400

burada kalacan umuyordu. Gitmeyeceimi syleyince, n c e ocuklar kulland, 'ocuklar bu sefil olayn iinde brakmayacam biliyorsun, deil mi?' 'Hayr, bilmiyorum! Onlar bu lkeye farkl yaam deneyimleri edinebilsinler diye getirdik, deil mi? te, imdi bir anslar var!' 'Lezbiyenliin zgn bir ruh hali olduunu syleyemezsin, Diana!' "Bu kadar acmasz olabileceini dnmemitim, Mehmet Bey! Sorular soracan, anlamaya alacan dnmtm. Ama, hi yanamad! Sonra, tanmamz, evliliimiz geti gzlerimin nnden. Ve btn o yllar sresinde, tek bir gn, aramzda ak szcnn gemediinin farkna vardm, 'David, biz birbirimize hi k olmadk, deil mi? Her zaman arkadatk a m a asla k deil!' 'Elbette! Umarm, bundan hi p h e duymadn?' 'Bugne kadar deil, ama imdi, bilmiyorum! Benimle konumak isteyeceini dnyordum!' 'Hadi, Miss Austin-Auchincloss!' dedi -yabanclat zaman h e p kzlk ismimi kullanr-, 'Sence bu zeklarmza hakaret olmaz m?' Ne demek istediini anlamadm syledim, ' o k basit, balm,' dedi, 'Sen ve ben, ister bir kadna, ister bir erkee olsun, 'ak' denilen bu duygunun ilkel bir yanltmaca olduunu biliyoruz, yle deil mi? Dorusunu istersen, bu ilkelliin bizim gndemimizde olmasn zntyle karlyorum. Doal olarak, taraflardan birisi kendi eim olunca, zntm d krklna dnyor.' Her zaman rasyoneldir, ama inan bana, ak konusunda bu kadar kat olduunu bilmiyordum! Y z m beni ele vermi olmal ki, glmsedi, 'Mesele, aka inanmak ya da inanmamak deil, Diana. Mesele, ak doru tanmlamak. Dn, bir kere, nedir, 'ak?' 401

Coraline

Tarafsz bilim adam kimliine girdiini gryordum, Mehmet Bey! Ve bundan nefret ediyordum! enesini kapatmasn istiyordum. O n a hi deilse bir nutuk borlu olduumu dnyordum! Nesibe'ye d u y d u u m ak, geici bir musibet gibi grdn, beni kmsediini bildiim halde yle dnyordum! Ne de olsa, David, beni daha n c e de tedavi etmiti! sa Mesih! Btn o bildik doktor edalarn sralad! Gzlklerinin camlarn parlatt, piposunu temizledi, on and on and on... bitirmek bilmedi! 'Ak, iki insann birbirlerini esir almaya ynelik gayretleridir,' diye balad, 'Ak, bir atmadan baka bir ey deildir. atma yoksa, ak yoktur. Kaderi seni sevmek olan birisine k olamazsn, Diana.' Neye yneldiini anlyorsun, deil mi?" Hayr, anlamyordum! Ve akas, bu kadar lf nereden buluyorlard onu da merak ediyordum! "Sen," demiti, Pavlovi, "Nesibe'nin dnyasn ele geirmek istiyorsun. O n u esir etmek istiyorsun, a m a bu mmkn olmayacak. Mmkn olmayacak, nk bir Batl iin Orient'e nfuz etmek mmkn deildir. Z o ! Bu aktan hi kurtulamayacaksn. Nesibe seni i nlnn backlaryla kskvrak balayacak! Sana her istediini yaptracak. Ve, zavall yavrum, o seni kendisine kle ederken, sen onun iin bir dnya yarattn sansyla avunacak, hatta vneceksin. D a h a balamadan malup olduunu gryorsun, deil mi?" "Dpedz kskanyordu," dedi, Diana, "Nesibe'nin bana kendisinin veremediklerini veriyor olmasn kskanyordu. Bunu syledim ona! O zaman da ne dedi, biliyor musun, 'Sevgili Miss Auchincloss, Seks, zaman ldrmek zere istihdam edilen, deeri hayli abartlm bir faaliyetten ibarettir. Ve, ak, ancak bo zamanlarda yaanr. Geri kalm lkelerin edebiyatnn ak edebiyat olmas da bundandr. Z o ! Bo zamanlar var, deil mi?' Kendisine gelince: ' Z o , Seks de hak ettii kadar!' 402

'Ama, iki o c u u m u z var!' 'Balm, cinsel organm yok demedim!'" Zalim bir c e v a p olduunu kabul etmemek mmkn deildi! Diana sersemlemiti, "Beni hi sevmediini syledi!" Oysa, David, bunu da reddediyordu, "Hayr, onu demedim. Sen hayatmda en ok deer verdiim insansn. Seninle evlendim, unuttun mu? Senin benim dnyam olamayacan ve tersini, ikimiz de biliyorduk. 'Hayat felsefem,'" Diana'ya on yl nce ofisine geldii gn sylediklerini hatrlatt, "Hayat felsefem, iki nokta st ste, 'Kinat'ta hibir eyin, hibir anlam olmaddr'. Hatrladn m? Syle bana, o kaybettiini bulacam!" Okur, imdi burada sk durmal! nk, Diana, David tarafndan sevilmemi olmann cn, David'in tarihini kullanarak

Coraline

ald! "Kutsal Kitab aldm ben de," diye anlatt. "Eski Ahit, Neidelerin Neidesi! Ve okumaya baladm! H a v a kararmt, anlyor musun? Ben de, Rabin Levi'nin sesini taklit ediyordum! Mrl mrl ve seksi! Sitra A c h r a ' d a n gelen bir ses! K h kulann dibinde fsldayan bir davet; yatak daveti! fal edici bir ses! Korkacan biliyordum! O h , boy! O h , boy! Yzn grmeliydin!" Kt bir kahkaha att, " Z o ! 'Seks, zaman ldrmek zere istihdam edilen, deeri hayli abartlm bir faaliyetten ibarettir!' yle mi?" Sonra, en rpertici korku filmlerine ta karan bir sahne nakletti. Zeki, rpertici, irkin ve kallee bir intikam biimi! Bap'lar kartrm, dizeleri istedii etkiyi yapacak biimde yeniden sralamt. n c e , David'in Kutsal Kitab'nn dizelerinden kendisini tanmlad, "Ben duvarm, memelerim de kuleler gibi 403

Selamet bulmu

kadn

naslsa,

onun gznde

yle

oldum!"

Ve iim oynad onun iin. Ben kalktm, sevgilime kapy gitmiti. ben kendimden gemiim! vermedi." aaym diye; Sevgilim, O ekilmi

Sonra da Nesibe'yi: "Kz kardeim, yavuklum, Kapal araptan bir kaynaktr, ne gzel, ne Okamalarn kapal bir bahedir, yavuklum!.

bana sz sylerken, aradm

Onu

fakat bulamadm; fakat bana cevap

mhrlenmi pnardr. kz kardeim, ne gzel, mcevherler, okamalarn!

Onu ardm,

kadar hotur, sanki bir tas,

R o d o p l u ile bana sitem etti, "ehirde dolaan bekiler beni buldular, Bana vurdular, beni yaraladlar; ehir duvarlarnn bekileri peemi kaldrdlar."

arklar iinde ayaklarn Toplu kalalarn stat ellerin ii, Gbein yuvarlak Karnn Zambaklarla

buday yn, kuanm. D n y a kadnlarna bavurdu, "Size ant ettiriyorum, senin, Eer sevgilimi ey Kuds kzlar,

ki memen sanki bir ift geyik yavrusu, kiz ceylan yavrusu. Fildii kulesi gibidir boynun Bat-Rabbim Memelerin Hurma Dallarna Memelerin kaps ise bulursanz, ben ak hastasym!"

yanndaki. benziyor.

Bu senin boynun hurma aacna salkmlara kaym, dedim, olsun! aacna zm

Coraline

Ona syleyin ki,

Ancak, "Kybele Klt" de pheciydi, anlalan, '"Sevgilin, diye Ey sen, bize senin, bir sevgiliden baka nedir ki?'

tutunaym,

salkmlar gibi

sordular. kadnlar arasnda en gzel kadn! bir sevgiliden baka nedir ki, ant ettiriyorsun?'"

Soluunun kokusu da elma gibi, Ey yavuklum, bal damlatr dudaklarn."

Sevgilin senin, byle

Olayn nasl gelitiini hikye etti, Nesibe'yi bu defa da onlara anlatt, "Ben uyuyordum, Yreim ise uyankt; 'Bana a! "Sevgilimin teni beyaz ve krmz, On binlerin arasnda sekin olan odur. Ba saf altn, Yanaklar sanki ho kokulu iek tarhlar, 405 Kapy alan sevgilimin sesi: nk, i ile doldu bam, Gecenin Delikten damlalar uzatt ile khkllerim!' elini sevgilim, 404

Gzel

kokular yna; zambaklardr, mr ya damlatp

Senin iirirdim.

nne derdim,

anamn evine seni getirirdim, narmn suyundan

Dudaklar

Bana o retirdi; sana baharatl araptan, Beni kendi yrein kolunun zerine nk, zerine bir mhr gibi,

Ve onun her eyi gzel. Bu'dur sevgilim, evet yrim budur; Ey, Kuds kzlar!"

bir mhr gibi koy! gibi serttir;

Kadnlar, bu ak anladlar (besbelli ki, R o d o p l u kadndan saylmyordu!) "Ey sen, gitti?" diye sordular, "Sevgilin nereye yneldi?" "Onu biz de seninle birlikte arayalm!" Aradlar ve "iek bahesinde, zambak devirirken buldular". "Bak seher gibi, kadnlar arasnda en gzel kadn, sevgilin nereye

sevgi lm gibi kuvvetlidir; ller diyar atein alevleri; yakp bitiren alev! sular sndremez, onu evinin btn maln verse,

Kskanlk Sevgiyi Ve

Onun alevleri, byk

rmaklar bastramaz sevgiye bedel, hor grlr."

Bir insan, Bsbtn

Bitirmek zereyken, gzleri, odaya sessizce giren kk kzna, Katyuka'ya takld, "Kk bir kz kardeimiz var," dedi, David'e,

Coraline

"Ve onun daha memeleri yok; Onun Kz iin sz sylenecei gn, kardeimiz iin ne yapacaz?"

Ay gibi gzel, Gne gibi temiz, Sancak am bir ordu kadar gl"yd, Nesibe. Diana, ok sevindi, "Keke olaydn!" dedi, Nesibe'ye, Diana, "Darda seni bulunca, lard. 406 ben seni perdim, beni de knamazsen bana, anamn memelerini emmi karde gibi

"Sen neden bahsediyorsun?" "Gzlerimi Bakire Meryem gibi yere indirdim," dedi, Diana, "Gzlerimi Bakire Meryem gibi u s u l c a yere indirdim ve 'Amin' dedim, 'Amin!'"

407

'NUKE' TRKYE

lar gldrd, kimi doktorlar fkelendirdi. Sonunda, tenini kendisine adr ettii bir mekna kapand. Bir bozkr kylsnde olumamas gereken bir zlemdi a m a kendisine yaratt bu meknda y a m a n bir deniz tutkusu gelitirdi. Gerek boyutlarn, hatta biimini, bilmedii dev bir deniz tatnn burnunda, yere s a d e c e topuklar deecek ekilde, ta burnunda dikiliyor, iliklerine ileyen rzgrn i organlarn tamir etmesini salyordu. Deniz kabaryor, kpryor, ay batyor, yamur, dolu, hatta kar yayor a m a o sularn zerinde yrmeye dev a m ediyordu. Ecevit affndan sonra askere gittiinde de, denizi birlikte gtrd. Klada, nbet tutarken, talimdeyken sularn zerinde yrmeyi srdrd. Bu yzden o k dayak yedi, katksz hapis yatt ama alternatifi lmd. Vazgeemedi. Askerlii, iyi yrekli bir doktor "yetersizlik" trnden bir kulp takncaya kadar uzad.

I
"Ama gene de herkes sevdiini ldrr, Bu bylece biline; Kimi bunu kin ykl bir bakla yapar Kimi de okayc bir szle ldrr, Korkak, bir pckle, Yreklisi bir klla, bir klla ldrr." Oscar Wilde, Reading Zindan. zdemir Asaf evirisi. Abdullah Gekin, '80'li yllarn sonlarna doru pek yaygnlaan bir tabirin, "maganda" tabirinin karl deildi. Evet, Nesibe'yi dvd. Diana'y ldrmesine ramak kald ama btn bunlar klostrofobik olduu iindi. Darlanmaktan nefret ederdi; insanlar ve meknlar tarafndan darlanmaktan. Bu nevrozu aabeysi yerine hapiste yattnda ortaya kmt. Skk ranzalardan, burnunun bir kar tesinde insafsz bir inatla dikilen insan srtlarndan, hele de korkudan skm yrei, gs tahtasnn dibinden bir yerlerden boanm, inmi, inmi ayak parmaklarnn zerine konmutu. Abdullah, uzun yllar, i organlarnn boaldna, kof bir iskelet halinde kaldna inand. Revire kt ilk zamanlarda tekrarlad bu bilgi, kimi doktor408

Coraline

Eve dndnde, kynn ltlerinde yal bir adamd. Olayl askerlii, balangcn unutturmu, delibozuk yaktrmasn makulletirmiti. Sktu ikrar sayld. Abdullah, denize ulama yollar aramaya koyuldu. G n b u n c a olaan olduu Trkiye'de stanbul'a gitmek istemesi sorun olmamalyd. Ama, Abdullah'n kastettii stanbul, ta topra altn olan bildik stanbul deil, ak denizlere ulaabilecei bir liman, ama s a d e c e bir limand. Yllardr kadn grmemi bedeninin o n c a dayatmasna ramen, evlendikten iki gn sonra belki de bir d a h a hi grmemek zere brakp denize alaca bir gen kzn gnahn -ve hapishanede ahit olduu risklerini- stlenmek istemedi. O noktada devreye giren erkeksizlie alk taze dul, Nesibe, bu kayglarn hayli hafifletmekten te, 'sevap' imkn da sunuyordu. Kendisinden e p e y c e bykt ama grmeye ahit isterdi. Hepsinden te, kendisinde gz vard ve ana lnn yaad stanbul'a gitmeye c a n atyordu. Ky meydannda ba bo dolanmasndan rahatsz akrabalar araya girdi ler, evlendirdiler. 409

stanbul'a ayak bastklar gn, Nesibe'nin syledii gibi sahiden kana kana deniz suyu iti mi, bilmiyoruz. A m a Ramize Hanm, aylarca limanlarda, iskelelerde "srttn" anlatmt. Boaz tokluuna raz olduu halde, ya, yaramazln gerekelemedii arka pln ve tabii bozkr kkeni engelledi, mioluk olsun bulamad. Uzun yokluunda kendisine dt sylenen ortak tarla gelirleri tkenince kapclk art oldu. lle de Bebek diye diretmesi, sudan koparsa yaayamayacan bilmesindendi. Olanlarn ikisi de, deniz stndeki o evde dodu. Abdullah'n kapclkta h e m e n hi durmadn, gnlerini o c u k parknn nne demirli teknelerin arasnda geirdiini biliyoruz. Balk tutmasn, tekne kazmasn ve ikiyi, burann nasrl deniz adamlarndan rendi. Bebek sosyetesinin bahileri harln karmasna yetiyordu. G n n birinde bunlardan birinin gzne ilimek, ne i olursa olsun, bir teknede almak umudu da cabasyd. Nesibe'nin Amerikallarn yannda i bulmasnn nceleri rahatlatt muhakkak. Ne ki, Diana'nn zel ilgisinin, paylatklar saz lemlerinin, hele de nl devrimci arabeskiyle kadeh tokuturmu olmann vnc, giderek yarglanyor olmaya benzer bir duyguya dnt. Balangta hakknda cinsel fanteziler gelitirmeye tene bulacak kadar yakn Diana'nn, erkekliini sorguladn hissetmeye balad. Nesibe'yi kadndan tekne paras d n almaya zorlamas da bu duygusunun sonucuydu. Rodoplu, " M a d e m beni sevmiyorsun, o zaman bedelini de!- der gibi bir ey bu," Byle olmu olmal. nk, daha sonralar, Diana'nn ailesine bakmasn da ayn duyguyla iine sindirdi. Balklk serveninin s o n a ermesini, filato meselesiyle aklayan Nesibe'ye katlmamak mmkn deil. Sularn zerinde yrmek isteyen bir adamn, balk kasaplnda daralmamas herhalde mmkn olmazd. Kapclktan atld zaman, Arnavutky'dekj gecekonduya tanma konusunda kar410

d glklerin nedeni de aynyd: Abdullah, deniz kenarndan ayrlmak istemiyordu. B u n a ramen, kendisini zorlad, para bulmak iin kyne gitti. Bulamaynca, tarlasn devretti. lk taksidi, borlu olduu Diana'y susturmak iin kulland. O n u evden att g e c e d e n sonra, bsbtn aresiz kaldlar. "Seni sayar, Doktor Hanm," demiti, Ramize, "ununla bir konusan! imdi Nesibe'yi de altrmyor ya. Ne yerler, ne ierler bilmem artk!" G n a y ' n olayn taraflar arasnda en ok sevdii diyemeyecei a m a benimsedii kiinin Abdullah olduunu sylemi miydim? Nesibe'nin de dahil olduu dierlerinin kaderlerini bir b i i m d e tayin ettiklerini, a m a Abdullah'n o l u u m d a dahli olmadn sylyordu. Ben pek ayn kanda deildim. Bunu sylediim zaman da, "Erkekliin tutuyor da, ondan!" demiti, "Karsn baka bir kadna kaptran erkee stnlk taslyorsun. Abdullah'nki gibi bir ruh, baka bir lkede yaasayd,

Coraline

K a p t a n Cousteau olurdu. Denizler fatihi! Cesaretini verler, zgr ruhunu alklarlard. Zaman, mekn ve terkip meselesi, biliyor musun? U y m a y n c a olmuyor ite. karclna gelince, herkesinki kadar." Ramize Hanm, ka defa ie yerletirdiklerini, ama Abdullah'n durmadn anlatyor, akln bana toplamasna Rodoplu'nun yardmc olmasn istiyordu. Gnay'n aresizliini hatrlyorum. Kadn gittikten sonra, bana dnm, "Gryorsun ya canm, kiisel cihat baarl olsa bile yetersiz, btn kapsamyor," demiti, " D e ki, zek, cesaret ve iyi niyetin birletii noktay buldun; de ki, kendi gereini yakaladn, bunu Abdullah gibi birisine nasl geireceksin? Suda yrm e z s e lecek olan, adam, Rait'in fabrikasna tklmaya ikna etmek, de ki becerebildin, Allah'tan reva mdr? zleyecek bozg u n u kim giderecek? Psikolog Profesr David Pavlovi mi? Kadere bak!" Diana'nn anlatt kader neden kaynakland bilmiyorum a m a aresizliin iddete dntne ok ahit oldum. Abdul411

lah' son grdmde ocuklarna ilikin anlattklarn dndm zaman, karlamas mmkn olmayan taleplerin altnda ezilmi olabileceini grebiliyordu. zleyen paraszlk, Nesibe'yi de bunaltm, her zamankinden farkl davranmaya itmi olmalyd. Abdullah'n ortadan kaybolduu o d n e m d e bir Bulgar ilebine sndn, Adriyatik'in ortalarnda bir yere kadar yakalanmadn sonradan rendik. Gnay, "nallah denizin zerinde yryebilmitir!" diyordu, ama anlalan o da olmam, mercimek ykl ambarda saklanm kalmt. D a h a sonra, teslim edildii Dra polisi, onu eziyetli bir sorgulamadan sonra Tiran'a gndermi, dvmekten beter eden Trk Konsolosluu da stanbul'a sevk etmiti. Ve anlalan, Tlin'le benim Taksim Meydan'n tavaf ettiimiz, Gnay'n afak z d e n ' l e beraber olduu, Diana ile Nesibe'nin de ayn yola kt saatlerde o da Balkan Ekspresi'yle Sirkeci Gar'na giriyordu! Hanmlar, merdivenlerin banda braktm o geceydi, "Ik yakmamt, karanlkta oturuyordu," diye anlatt, Diana "Perdenin arkasna gizlenmi, bizim geliimizi seyretmi olmal! Yardma da gelmedi! Nesibe, kendinde deildi, biliyorsun. Kapy atm, Nesibe'yi eikten armaya uratm. Sonunda eve vardmz iin rahatlam olmal ki, kendisini bsbtn brakmt, anlyor musun? Z o ! O n u tamak zorunda kaldm iin k yakamadm. T a m yatana brakyordum ki, k yand! Ne kadar korktuumuzu anlatamam! Nesibe de kendine geldi; Abdullah' grnce sara tutmu gibi titremeye balad! A d a m sarhotu biliyor m u s u n ? Bizi beklerken imi olmal!" n c e bebelerini sormutu, Abdullah. "Nesibe'nin dili tutulmutu, onun yerine ben c e v a p verdim," dedi, Diana, " A m a benim sesimi duymak onu ldrtmaya yetti! Barmaya, kfretmeye, Nesibe'yi her trl isimle armaya balad. Susmasn, sakin olmasn syledim ama dinlemedi! Bilmiyorum, orada bir hata yapm olabilirim. Nesi412

be'ye, 'orospu' dedii zaman, orospunun kendi anas olduunu syledim. Ben de o k kzmtm, anlyorsunuz deil mi? Defolup gidiyor, aylar sonra eve geliyor, sarho ve baryor! Ne hakk var! O azna geleni sylyordu a m a ben bir lf edince kabahat oldu! Deli gibi saldrd, a m a baktm bana deil, Nesibe'ye saldryor! Ben de yorgundum, biliyor musunuz? O n u nasl durduracam bilemedim. D a h a n c e sylemitim, hatrlar msnz? Abdullah beni evden kovduu o gece, arkamdan kapnn stne bir balta saplamt. Geri gelmeyeyim diye by m yapm neymi! Her neyse, o balta orada hl duruyordu. Nesibe, karmak istemiti de, ben belki by Abdullah'a da alr, onun dnmesini de nler diye orada brakmtm. Ben de o baltay kaptm, karsna dikildim! Nesibe'yi brakmasn, y o k s a onu ikiye bieceimi syledim! n c e anlamad, sonra korkudan bembeyaz oldu, it! O n u brakt, geriye, masaya dnd. 'Biz byk insanlarz, Abdullah, u ii bir konualm!' de-

Coraline

meye balamtm ki zplad, belime bir tekme att. Baltay drdm, biliyor musunuz? Almak iin kendimi yere attm, a m a bu defa da elime bast. Parmaklarm ondan krld." Sarglar iindeki eline bakt, "Ama imdi iyiler. Doktor, araz kalmayacan sylyor. Her neyse. Ben, baltay alp ikimizi de dorayacan dnyordum. H e m e n ayaa kalktm. Baktm, o da aya ile baltay uzaklatryor. Well, ben ondan o k d a h a uzunum, deil mi? Elim de henz acmyordu, anlyorsunuz. Z o ! enesine bir yumruk attm a m a yetitiremedim. o k yaklam olmalym ki, bir e l m e att, yeniden dtm. Derken de yzm masaya arptm. Bu rk ondan! Ben d n c e avantaj ona geti tabii. Beni tekmelemeye balad. Ben de darbelerden korunmak iin yuvarlana yuvarlana kapya kadar gelmiim. Nesibe de, ' K a , Dayan, seni ldrecek!' diye baryor. Bir baktm, eilmi, yerden baltay alyor. Kullanacak myd, bilmiyorum a m a o noktada risk almamam gerektiini dndm, kapy atm, 413

katm! O da baltay arkamdan frlatt. Sap t o p u u m a geldi ama ldrmek amacyla frlattn sanmyorum. Zaten, baltann o evden ktna o kadar m e m n u n oldum ki, keskin taraf gelseydi de aldrmayacaktm. Z o ! Baltay kaptm, komaya baladm. Ama, merdivenlere takldm, yuvarlandm. Bu adamlar da beni grmler. Aldlar, buraya getirdiler." Buras dedii, Baltaliman Kemik Hastanesi'ydi. "Baltay buldular m?" "Hayr! Elimden frlad, soldaki allarn arasna dt. Polislere dtm syledim. Sanrm inandlar. Ama, Abdullah karakolda. Nereden geldiimi sorduklar iin evi gstermek zorunda kaldm. Misafirlie gitmitim a m a o k iki imiiz, dtm, merdivenlerden yuvarlandm. G e c e n i n bu saatinde rahatsz ettiim iin zgnm ama arayacak baka yerim yoktu, Mehmet Bey! G n a y Hanm, nasl? o k kzd m?" "Hayr, sadece merak etti." Diana'nn o gece hastanede kalmasn istediler ('yabanc' olmann faydalar!). Ben evine gtreceimi syleyince, ertesi gn kontrola gelmesi kaydyla izin verdiler. Oradan, Arnavutky Karakolu'na urayacaktk, Diana ifade verecekti. Skynetim sryordu. Hastanelere intikal eden her trl darp ve kesiin nedenini polise aklamak gerekiyordu. Diana'ya olayn varabilecei boyutlar anlattm. stelik sabkal olan Abdullah' yakmamak iin dikkatli davranmas gerektiini telkin etmeye savatm. "Orospu o c u u bunu hak etmiyor!" dedi, "kt yere yeniden dnse, hepimiz iin d a h a iyi olur!" Ne dediysem, ikna edemedim. "Karakola gitmeden n c e , G n a y ' a telefon edip, iyi olduunu syleyeyim, Oradan arayamayabiliriz." Sabahn drdyd. Gnay, ayaktayd. O n u bu ie sokmaktan nefret ediyordum. Ama, Abdullah bir de bu yzden h a p s e dnerse, ok zleceini biliyordum. Diana ile halleebileceini umuyordum. Bir de, akas, saygn ismi meseleyi kapatmakta yardmc olur diye dnyordum. 414

"Karakolun n n d e buluuruz. T a m on iki dakika sonra. Saatine bak ki, siz ieri girmeden Diana'yla konuabileyim," dedi, kapatt. O gece, iki kadnn, n c e Gnay'n, sonra da Diana'nn performanslarna hayran olduumu kaydetmeliyim. n c e Rodoplu. Gnay, drd on g e e geldi, dorudan Diana'yla muhatap oldu. "Mehmet Bey'in syledii gibi konuman istiyorum," dedi, yanmzdaki bekilerin yararna glmseyerek, "Eer, bu durumu Abdullah'tan kurtulmak iin kullanmaya kalkarsan, sana bu karakoldan kamayacana dair sz veririm." Diana'nn kavramas birka saniye ya srd ya srmedi, " D a m n you, Bayan Rodoplu," dedi, o da glmseyerek. eri girdik. Abdullah, giriteki tahta banklarn birinde, gzleri yere dikili oturuyordu. Gnay'n yznden derin bir acma duygusu geti. tiraf etmeliyim ki, ben de kt oldum. "Hadi!" demesi zerine, Diana kollarn iki y a n a at, "Abdullah Bey!" A d a m a doru yrd, Trke, ngilizce birtakm iyi niyet cmlecikleri sralamaya koyuldu. Abdullah'n yzndeki korkunun panie, oradan aknla, oradan da sevince dnmesini izledim. Bsbtn kt oldum. Gnay, "Haklsn. imdi bir de medyunu kran olacak, garibim!" diye italik' ledi. "Benim elim iyi," diyordu, Diana. Ayann nasl takldn, merdivenlerden nasl yuvarlandn -bu da polislerin yararna- elleriyle, kollaryla anlatt. Elini, Allah korudu, anlamnda tahtaya vurmay ihmal etmedi ki, bu hareketi de polislerin ho u n a gitmesi iindi. Nesibe'nin nasl olduunu sordu, onu da zm olmaktan duyduu mahcubiyeti belirtti. Neticede, ifadeler, ikili bir yemekten sonra aya taklan bir yabanc profesr einin kendisini incitmi olmas eklinde baland, telefonlar, adresler tespit edildi. Salnverildik. "Afferin sana," dedi Rodoplu, Diana'ya, "imdi seni bize gtreceiz. Bu halinle yalnz kalmamalsn." 415

Coraline

Nesibe'nin perian ettii yatak temizlenmi, araflar deimiti, a m a pencereler ak olmasna ramen, kusmuk kokusu duruyordu. "Banyo yapamazsn," dedi Gnay, Diana'nn eline bakarak, " A m a sana sabunlu su yapabilirim. Silinirsin. Bu da gecelik. Kahve on dakikaya kadar hazr olur. Karnn da a olmal." Mutfaa geerken, masann h e m e n yannda duran teybe yanat. Y a n n d a duran kasetlere istediini bilir edayla gz att, buldu, yuvasna yerletirdi. Birlikte a m a hafiften sylemeye balad. Selvim, senden uzun yok, yok! boylum, Yapranda dzm

" B e n d a h a ilk grdm gn, sana bana i aldn sylemitim, kardiim," dedi Tlin. Rodoplu, o gn boyunca, Ege zeybeklerini dinlemiti. Gld, Hay dlen de hay dlen, u dalarda geyik kalmad! Oyna len kr Arabm da sen oyna, senden baka yiit kalmad. "Estafurullah." n c gnn sonunda, Diana geride bir teekkr notu brakarak kat. Notta, R o d o p l u ' y a ve b a n a verdii zahmetlerden dolay zr diliyor, kendisi arayncaya kadar onu aramamamz rica ediyordu. Aradan aylar geti, hi ses kmad. Sonra bir gn, David'in aratrmasnda alanlardan birine, smail'e (iran'n takmdan) rastladm. Profesr Pavlovi'in lkesine dnm olduunu syledi. Bu artlar altnda Allahasmarladk dememi olmasnda alacak bir ey olmadn dndm. Ama, ondan sonra syledii baka bir ey dikkatimi ekti,

Kamal da zeybek vuruldu, yr fidan akc 'ya szm yok!

Hayretler iinde kaldm. O gn afak'la yaadklarn da bilmediim iin, ev zlemini b u n c a kamlayann ne olduunu anlayamyordum, Evlerinin n susam, sam! Ah, su bulsam da gadnm evremi yunsam! Sonunda, "evremi yunsam" tekrarlyor olmas dikkatimi ekti de, yle idrak ettim. Pislikten usandn sylyordu! O gn stste ylan pislikten! Hznl gzel yzne, altlar k m gzlerine baktm, onu ne kadar sevdiimi sylemek istedim ama afak zden'in hayaleti ikimizin arasna dikildi. Yapamadm. Diana Pavlovi, tazelenmi geldi. Alkolden eser kalmam gibiydi, ama yaralar (nihayet demem lzm!) soumu olmal ki, acs vard. Gnay, aspirin nerdi, kendisi sedatif istedi. Gnay, onca alkolden sonra uyuturucu almamas gerektiini hatrlatt, "Merak etme, balm," dedi kadn, " l m e m . " tam gn, Nesibe'nin yatt yataktan kamad. David'e haber vermemizi istemedi. Tlin'in getirdii doktor, ateinin oktan olabileceini syledi, yatak istirahati verdi, 416 ah su bulsam da gadnm evremi yun-

Coraline

"Zehra da, bir aya kadar gidiyor." "Hangi Zehra?" "Trbanl kz vard ya, o," dedi, "Sakall onu da Amerika'ya aldryor." " Y a kars?" " N e olmu karsna?" Ben de stelemedim. A m a Diana'nn nerelerde olduunu merak ediyorduk, dorusu. O merakmz gideren de Tlin oldu, " G e e n gn sizinkine rastladm," dedi, "Kadncaz pek bir kt olmu yahu! y l e zayflam, kadidi km!" Hayr, konumamlard, "Beni grmezden geldi," dedi Tlin, "Kaldrm deitirdi," O l u p biteni, aylar sonra, Fransz La Paix Hastanesi'nden bir telefon gelinceye kadar bilemedik.

417

rime dokunur! Zaten, profesyonel cennetliklerden nefret ederim. Hele de, Mslman bir lkede stnlk taslyorlarsa!" n n d e yryen kadnda bunlarn hepsi vard. Sada, avluya bakmas gereken odalardan birisinin kapsn gsterdi, "Sizin M a d a m burdadir," dedi kt bir Ermeni aksanyla. "Saol." Odalar iyi tecrit edilmi olmalydlar, Rodoplu, balamann sesini kapya tokma tutacak kadar yaklamadan duyamad. Soran gzlerle rahibeye bakt. Kadn omuz silkti, "Sazdr, nedir?" G n a y ' n duralamasn yanl yorumlad, "Ben geleyim isterseniz?" "Hayr," dedi Rodoplu. Kapy at, girdi. nce uzun bir odayd. Sada, gri boyal madeni gardrop, onun h e m e n yannda '30'lu yllardan kalma sar musluklu lavabo vard. avluya bakan demirli pencere, kapnn karsna geliyordu. Pencerenin altnda beyaz boyal bir etajer, hemen

Coraline
II
ili'deki Fransz La Paix Akl Hastanesi, "tmarhane" kelimesinin tam hakkn veren, fevkalade sevimsiz, ii d gri bir binadr. Bir o kadar sevimsiz, drt ke, kaskat toprak bir avluya bakar. Yksek tavanlar, ta demeleri, beyaz boyal demir karyolalar ve eyaszl, hastalarn sorunlarn balarna kakmak iin zellikle dzenlenmi gibidir. Ortaa Avrupas'nn skolastik slubunu, souk, sessiz koridorlarda metrelerce siyah kuma srkleyen "hemire"ler tamamlarlar. "Nedendir bilmem, rahibelere oldum olas gvenemem," demiti, Rodoplu, "Sahtekr deillerse geri zekl olduklarn dnrm. Yzlerine yaptrdklar o ball tebessm de sini418

solunda da yatak duruyordu. Yerler, ta mozaikti. Tavandan, marul yapra apkal bir ampul sarkyordu. Etajerin stnde g e c e lambas yoktu. Diana, stnde zayflktan sivrilmi kemiklerini saklayamayan, deli gmlei benzeri beyaz patiska giysi, yatanda bada kurmu, kucandaki balamasn tngrdatyordu. Gnay, yatan kenarna ektii demir iskemlenin zerinde duran nota defteriyle kalemi grd. "It's no Hilton," dedi Diana, sazn tngrdatmaya devam ederek, Rodoplu'nun yzne bakmyordu. Odadaki tek sandalyenin stnde nota defteri duruyordu. Kaldrp yer a m a k gibi bir a b a gstermedi. Gnay, srtn kapya dayad, bekledi. Diana, gzleri sazn boynuna yapk akor basyordu, "Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!" Tekrar, "Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!" Ve tekrar 419 *

"Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!" K a kere tekrarladn bilmiyordu Gnay, a m a en az bir on dakika beklemiti, "Baka bir zaman gelmemi ister misin?" C e v a p yerine parman "bir dakika" der gibi kaldrd. Rodoplu, yine bekledi. Nakarat son bir defa d a h a tekrarlard, sazn kucana yatrd, yanda, sandalyenin zerinde duran nota defterini, kalemini ald, bir eyler karalad. Gnay, beste yaptn anlad. "Otur!" "Eeee? Ne dnyorsun?" Bestesi hakknda ne dndn sorduunu sand, "Bitir de bakalm," dedi. "Bitir de bakalm!" diye Gnay'n sesini taklit etti kadn, "Gzel, akll ve baarl Dr. Rodoplu! Temkinli ve drst! Sigaran var m?" Vard. Ama, tabla yoktu. Paketin jelatinini kullandlar. " Z o ! Neden buradasn?" "Amerika'ya Dou'dan k ithal ettim, parmaklarm yand!" Anladm, biliyor musun? Hayrettir! ime dodu! "Nesibe'yi Amerika'ya gtrdn ve olmad?" "Ve bu seni mutlu ediyor?" Rodoplu, epey bir sre dnd, "Hayr," dedi, sonunda, "Birleik Devletler'de mutsuz olan ilk Trk deil Nesibe, son da olmayacak... Z o ! Sakin ol!" "Hah, hah, hah!!! te bu harika! Biliyor musun, seni buraya niin ardm? te, aynen bunun iin! Sana Nesibe'nin o k mutlu olduunu sylemek iin!" "Allallah!" Diana'nn gayretine ard, ne diyeceini bilemedii iin de sordu, "Peki, imdi o nerede?" "Burada, stanbul'da," dedi Diana, "Az sonra veda etmeye gelecek. V e d a sahnesine ahit olman istiyorum!" 420

"Nereye gidiyor?" "O deil, onlar! Abdullah, ocuklar ve Nesibe! Kanada'ya gidiyorlar!" Gnay, hayretini bu defa da saklayamad, "Kanada'ya m? K a n a d a da nereden kt?" " buldu. Zengin bir ailenin yannda. Abdullah da ofrlk yapacak." " N e diyeceimi bilemedim," diye anlatt, Rodoplu, "Besbelli ki, hastayd. Neyin cann yakacan, neyin yakmayacan da bilmiyordu. y l e c e duruyordum. aknlmn onu garip bir ekilde sevindirdiinin farkndaydm a m a y a p a c a k bir ey i m yoktu." " N e olduunu anlatmak ister misin?" diye sordu, " O h , oh!" diye cilvelemiti, Diana, "Sen, Nesibe'yi grmeden olmaz!" Son sz buymu gibi bir ifade taknd. Uzand, sazn ald, yine balad:

Coraline

"Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!" "Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!" Nesibe'nin kanc ne ne'de geldiini R o d o p l u bilmiyordu. Derken, "Kap ald ve bu mahlk ieri girdi. Bu kadar ktsn bir defa da stanbul'dan Ankara'ya giderken ya da tersi miydi, uakta grmt. Almanya'dan tatilini geirmek zere Trkiy e ' y e gelmi, geri dnyordu. Aznda iklet, dudaklarnda kan krmz ruj, sentetik giysiler, karikatr gibi bir kadnd! Frei heit diyordu, haspam, Trkiye'de frei heit olmad iin Alman vatandalna geecekmi. Hostesten bira istemiti, pilsen." "Serap'n dnnkiler gibi?" diye hatrlattm. " H a y yaa! A m a d a h a da beteri! nsanda tokatlama istei uyandran cinsten. Meer, Nesibe kalkamad iin otururmu! eriye bir giri girdi, anlatamam! T a k tak tak yrd, berbat bir ucuz parfm. Tutam tutam meli salar. Bir de, 'Hi! D a y a n ' ekti, inanlr gibi deil! Beni de yeni tanm gibi yapt, 421

'Aaaa! G n a y Abla da buradaym!' Bir de p m e y e kalkt." Gnay, Diana'ya bakt. Yznde, Kuds'ten dndkten sonraki o ifadeyi grd. "Hani, 'ehir yle murdar olmu, b e d a v a verseler istemem,' dedii zamanki ifade! Nesibe, yatan u c u n a oturdu, 'Bu da hl saz alyor!' dedi. Rodoplu, bu seferde Beyaz Dizi, Demet'i hatrlad. Ayn dangalak ses tonu, ayn kmseme. O da, 'ekerrr!' derdi. Yarm yamalak hatr sordu. antasna hamle etti. K o c a bir portfyde yan y a n a dizili renkli fotoraflar gsterdi, 'Benim olanlar!' Sonra yemyeil bir b a h e ortasnda k o c a m a n bir Amerikan evi, "Bizim Kanada'daki ev!" Sonra da bir kpei, "Bu da Ceki!" Gld, gzleri izgili oldu, illeri birbirlerine yapt. Eski Nesibe'den bir tek bu gl kalmt. Diana'ya kt mendil filan gibi bir eyler getirmiti. Onlar brakt. Ertesi sabah uacaklarn syledi. Alveri yapmas gerektiini belirtti. pmek iin eildi, havaya buseler kondurdu, geldii gibi tak tak kt gitti. Gnay'a, " s demedi mi?" diye sordum. 'Bye,' dedi ciddiyetle. "Diana, istediini elde etmi." "Allah iin! Beni iyi sarst, gerekten." Nesibe ktktan sonra ne yaptn merak ediyordum. " G e n e sazna sarld," dedi Gnay, "O saz, iki gibi, ila gibi kullandn anlyorum. Sazna sarld,ve balad, 'Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!' 'Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!' Sonra da yeni bir dize, 'Ben dnyaya pimiim!' 422

'Yapmm m' demek istiyordu, sahiden mi, 'pimiim' m diyordu, anlamadm. A m a iim elvermedi, soramadm, derken, sonunu getirdi, 'Kan benim, irin benim, barsaktaki tenya benim, Ter benim, kl benim, balgam benim, Kokun o m u z u n a bulaan benim, Tabann yorganm olsun, trnaklarn yiyeyim, Bin yl kezzap grmemi ayak yolundan ieyim, G n d e bin kere tekmelediin kpein olaym, renip tekmelediin kee sal m e c z u p kocakarym, Dik memelerini emdiin, ince bellerini sardn, Akll dillerini diktiin, D n p boynunu pen pen kadnlara. Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne! Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne! Ben dnyaya pimiim! Ben dnyaya pimiim!

Coraline

Ben d n y a y a pimiim! Ben d n y a y a pimiim!' Tekinsiz bir sesti," dedi Rodoplu, "Hi susmayacan sandm bir ses! eytan yoklam gibi rperiyordum, a m a ne yapacam, nasl durduracam da bilmiyordum. Gzler bir noktaya dikili, trans halinde gibiydi. Alamyordu, ama dikkatli bir gz, bunun yalarnn tkenmiliinden olduunu anlard. Suyuna gitmeyi denedim, 'Hadi, Diana! Nesibe'nin bunlara demediini biliyorsun! Drste syle bana, az n c e buradan kan kadn karikatrne k olabilir misin? Tanr akna! Bu, Nevra Dlger'den beter olmu!'" R o d o p l u duyacan sanmamt ama yle deildi. Diana'nn gzlerine kt bir prlt oturdu, "Trk!" dedi, tkrr gibi, " D a h a ne beklersin!" Balamasn yatrm, gzlerini Gnay'n gzlerine dikmiti. 423

"Kavga karmak istediini anladm," dedi, Gnay. " B u nedenle de, 'yi ya ite, ondan kurtuldun,' diye hatrlattm. ' O h , no!' dedi, deli deli, 'Bu Trklerden ancak hepsini ldrrsen kurtulursun!' o k gizli bir sr vermek ister gibi deildi, kapdan y a n a bir gz att, 'We should nuke Trkiye!' "Ban iki y a n a sallad, 'There is no other way! We shall have to nuke Trkiye!' Kendime burasnn bir akl hastanesi olduunu, bir deli ile konutuumu hatrlatp duruyordum," dedi Gnay, " A m a iimden bir ses bunun ciddi bir yan olduunu sylyordu. nk ben biliyordum ki, Bat bunu bize her zaman yapar! Kendilerini tanmlamak iin bir anti-tez ararlar. Bulamadklar zaman yaratrlar. Yarattklar ile bir sre, elli yl, yz yl oyalanrlar. Sonunda, aradklar anti-tezin aslnda kendi uydurmalar olduunu anlarlar. Ne ki, bu defa da kendilerini fena halde kazk yemi hissederler. D m a n kesilirler." Bir buuk yl kadar nce, Iowa niversitesi Profesr Sernea'nn ziyaretinden sonra konutuklarmz hatrladm. Batnn " O r i e n t ' e dair hurafelerinden bahsetmiti. Bu defaki hurafe de Kybele kltyd, zahir. Nesibe, Kybele'ydi ya! " H e m evet, h e m de hayr," dedi, Gnay, "Feminist bir tavrdan ok, bir Mesih ihtiyac gibi. yle bir dn, insanlar sahte Mesihleri h e m e n her zaman lin etmilerdir. Sahte bir Mesih'in lin edilme ihtimali, kandrabildii insan says ile doru orantldr. Ne kadar ok sevilirse o kadar ok ldrlr. fkeli kalabalklarn elinden kurtulan pek azdr." Nesibe'yi bir Mesih olarak grmeyi Diana'nn bile beceremeyeceini dnyordum! "Hayr, hayr! y l e deil!" dedi Rodoplu, "Sadece Nesibe deil! O n d a cismaniletirdii btn bir Trkiye ve Trkiye'nin simgesi olduu D o u kltr. Sana Kabala dnya grn 424

anlatmtm. Birlemek iin birbirlerini arayan dii ve erkek varlklar meselesi. Vuslat, ancak Mesih geldiinde mmkn olacak, ' h a c ' ancak o zaman tamamlanacaktr." "Yin ve Y a n g meselesi? Evet?" "Bence Diana bu dii varl aryordu ki, tamamlanabilsin. Trkiye'ye gelme nedeni de buydu. Kendi anti-tezi'ni bulmak ve tamamlamak. Bir Batl olarak kendi anti-tezi, sa yarkre deil mi? Yani, sezgisel, btnlk, ebediyete, zamanszlauzaya dnk, esrarl, analitik-szel ve mantkl olmayan (bura-

da, szel 'den kastm, lf ebelii) yazya itibar etmeyen, alc... btn bu sfatlar Nesibe'ye uygun sfatlar deil mi? Nesibe, Sitra Achra, teki taraf deil mi?" "yi, yavrum, iyi de, Nesibe de KADIN!" "Eveett! Nesibe kadn, ama, DIANA DEL! Anlaana!" "Aman Allahm!" "Ana, yeryz, toprak gibi kadn niteliklerini Diana ile badatrabiliyor musun? Cinsel organlarnn ekli ne olursa ol-

Coraline

sun, badatrabiliyor m u s u n ? Diana, kendi erkeksi kltrnn rn. O kltrde insan ne kadar 'kadn' kalabilir ki?" Hayretler iinde kaldm sylemem herhalde gereksiz! "Bu nedenle mi? Sen? Duygu Asena, irin Tekeli?... Filan?" "Evet," dedi, "Evet. Feminizmin aptalca bir ey olduunu dnrm. nk, biliyorum ki, kadnlk, birtakm bedensel farkllklarn ok tesinde bir tanm. O kadar ki, bazen bedensel zellikleri uygun birini kadn olarak tanmlayamazken, sakall bykl birine pekl da kadn diyebilirsin. Bu bakmdan, kadn yazarlar, kadnlar ktphanesi gibi uzuvlara dayanan snflandrmalar komiime gider. 0 h e s a p a pekl bir de, mesela, koca burunlular ktphanesi ya da koca burunlu yazarlar klasman olabilir." "Sen ciddisin, deil mi?" "Kald ki, de ki, becerdin de, uzuvlarnn ekli nasl olursa olsun yani, ite, 'softi' erkekleri, travestileri, doal kadnlar, yani btn Yin'leri bir araya topladm Sol yarkre ilemeye425

cei iin sakatlk kanlmaz olacaktr. y l e baktm zaman, lezbiyenler, elleri olmad iin," Allah esirgesin der gibi tahtaya vurdu, "ayak parmaklaryla yaz y a z m a y a alan zrllere benzemiyorlar m?" "Hi dnmemitim!" Ksa bir sessizlik oldu, "Eer yleydiyse, o zaman Nesibe-Diana birliktelii yine de yrmeliydi. yle deil mi?" diye sordum. "Anlalan, Nesibe, pantolon giymek zorunda kalm," dedi Rodoplu. Ve ben, gzlerinden derin bir hznn getiini grdm! Dayanamadm! " G n a y Rodoplu, sen delisin! zlyorsun, deil mi?" Hafife omuzlarn silkti, "Teknokrasiden kap, Trkiye'ye snan bir Priten'in, Mslman Sitra Achra'sn ararken, bir puta, stelik de bir 'travesti'ye' Kybele klnda erkek Nesibe'ye atmas s e n c e de ackl deil mi?" Diana'nn can cehenneme, diye ren Nesibe. "Karakoldaki akam hatrlyorsun, tabii," dedi Gnay, "Bizde geirdii o gnden sonra tekrar Arnavutky'e tanm. Bu defa, minnet duygusundan olacak, Abdullah da sesini karmam. birlikte yaamaya balamlar." "Nasl yani?" demiim! "Yataklarnn arasna bir perde ekmiler," dedi Gnay, sknetle, " A m a anlalan, perdenin teki yannda kar-koca ak hayatlarn srdryorlarm. Sesler ve dier eyler, Diana'y deliye evirmi. Bilerek yaptklarn dnm. 'Hakszlkt! Hainlikti!' diye alad, 'Abdullah'n ona ihtiyac yoktu! Herhangi bir kadn onun yerini alabilirdi!' dedi, 'sa Mesih! Hatta, ben bile olabilirdim.'" K t kt glm, " l seks hayal ettiini grmediimi mi, sanyorsun?" demiti. Rodoplu ne hale gelmi olmal ki, bir defa da, "Ah, affe426 italik'ledim, beni ilgilendi-

dersiniz, prenses! Yoksa, sultan m demeliyim?" diye alay etti, "Sizin ne kadar krlgan olduunuzu unuttum! Siz seks gibi pis eyleri aarsnz! Siz stten km bir kaksnz! Siz ebedi bakiresiniz!" Bence doru sylyor, diye italik'ledim, cayd ki, glmeye baladm!" dedi. " H i de aptalca deildi!" G n a y "yle aptal-

Ne demek istediimi anlamt. Duralad, hafife tebessm etti, "Her neyse," diye geitirdi, "anlalan Diana inatla o evde oturmaya d e v a m etmi. Bu arada David, Amerika'ya dnmeye karar vermi." David Pavlovi! Unuttuumuz adam! "Sal yerinde," dedi, G n a y istihfafla, "Diana'nn oradaki gzlemine katlyorum. 'Ah, a m a sevgili Gnay,' dedi, 'ileli Yahudi'yi oynadn tahmin edebilmeliydin! ileli Yahudi'yi; ilerici liberali ve zgr dnceliyi!'" "Nasl yani?" "Canm, ilenin erdem sayld bir cemaatten deil mi? David, ihanet ettii iin Diana ile cezalandrlyor. Bir taraftan, bu kadim kefareti demi olmakla huzura kavuuyor. Bu, Sitra A c h r a bilgisi ve kek! t e yandan, Kinatn Sahibi'ni reddedince ortaya kan z l m e d e kimin kiminle yatt sorgulanmaz, meer ki, retim rakamlarn etkilesin! Ecinseller de ayd, tabii. 'Biz, orduda general de oluruz, holding koordinatr de, efendim, 'Karmz, erkek gibi geindiremeyebiliriz! Filan iddialar h e p ayn eyi sylemiyor mu? 'Biz ekonomiye yk olmuyoruz! Tersine! Bakn, femekan modaevinde ne kadar art deer retiyoruz?' Diana ve Nesibe'nin durumunda, Diana, zaten 'retken'di, dahas Quaker Komitesi gibi dostlar bana bir kuruluun n d e gelen militanlarndand. imdi de Nesibe'ye bak! Elin Trk kyls bu iliki nedeniyle Kanadal Mr. Kevorkian'n yannda (Profesr'n a m c a o l u ) hizmet sektrne dahil etmedi mi? Zavall bilimsel David, ne yapsn! yle bir entel ku427

Coraline

yuya dt ki, dokuz rasyonel gelse kurtaramaz! Bir yandan rasyonel ilerici olup, te yandan lezbiyenlie nasl kar kard? zgrlk demokratlna ters dmez miydi? Dnnce namusuna ters dmez miydi! Tanr'nn belas bir entelektel ite! Bizim Kayahan misali, herif bir yemin etti ki dnemez! Hi baka aresi yok, ocuklarn alp gidecek ve suskunlar oynayacak. Nitekim, yle de yapm." "Ve?" "Ve boanmlar. Bu arada Diana, Nesibe'yi kendisi ile birlikte Amerika'ya gelmeye ikna etmeye alyormu. Ve tabii, ironi stne ironi, Nesibe'nin kabul etmesinin nedeni ne, biliyor musun?" Elbette ki, bilmiyordum! "Abdullah', Diana'dan uzak tutmak!" Nasl gldysem, "Eh, tamam, glme!" dedi, "Ben afak' nasl lezbiyen Diana'dan kskandysam, o da yle kskanm olmal! Sana sylyorum, insan hayatnda 300 zgn senaryo ya var ya da yok! Hepimiz dnp dolap ayn rol oynuyoruz! Terminoloji farkllnn bir stesinden gelebilsek mesele kalmayacak zaten! Nesibe garibim, bir de yle bir yere basyor ki ayaklar! yle sahici ki! 'Gnldr be guzum,' demi, 'Seni sever Abdullah! Sen dururken beni mi sever? Gentir be guzum! Ben gocadm artk! Sen de gensin, gzelsin. Boyun yakr boyuna. Benim Abdullah'm da gzeldir! Eyi ki de seni sever! Gidip gaplmaz yaramaza!' Diana, inanamam, tabii, 'imdi, sen Abdullah' benimle paylaacak msn?' Nesibe, burnunu krtrm, 'Nedir be dediin? Abdullah rzkm mdr ki paylaaym? Ben, derim, seni sever. Gnldr bu, sever.' David'in dedii gibi, ' Z o ! ' Nesibe, ocuklarn kocasyla brakt, Diana ile Boston'a utu. 428

' O h , Mother Auchincloss was so h a p p y to see her!' dedi, Diana, 'Kadn, nihayet yerli bir uak edinebilmi mstemleke valisinin ei gibiydi! Oryantaller zihnindeki yerlerine ilk kez oturdular.' 'Uak olarak?' 'Hadi, G n a y Hanm! A n n e m e onun benim sevgilim olduunu nasl syleyebilirdim?' 'Syleyemezdin.' 'Hayr, syleyemezdim. lk aylar rya gibi geti. Boston sonbahar ne kadar gzeldir bilirsin. Nesibe, bayld! Sonra onu Philene'se* gtrdm. Y a z s o n u ucuzluuna! Akln kard sanki! Nevra'nn neden o kadar ok i amar olduunu anladn syledi. Sonra, Ermeni arkterileriyle tant. Sizin sicim peynirleri, sucuklar buldu. Oralardan alveri eden Trklere rastlad. Bazlarn eve davet ettik. Bazlarna biz gittik. Bu da benim sonum oldu.' 'Trkler sizi kefettiler?'

Coraline

'Yes! Korkuntular! Ne biliyor musun? Milliyetilik sizin zina biiminiz, putunuz, akl hastalnz! Yurtseverliiniz de bunun klt! David hakl! Ksenofobiksiniz! Boston ehrindeki her bir smkl Trk renci, Nesibe'ye sahip kt! O n a benden d a h a iyi bakacaklarn haykrdlar! A n c a k bir Trk'n trasz olabilecei kadar trasz, kibirli 20'likler! Senin merhametsiz rkn! Kurt gibi yemeimi yediler ve alaka kandrdlar Nesibe'yi!' 'Yemekleri Nesibe piirmi olmal!' Bir an aalad, 'Evet, yle!' deyiverdi, 'Sanki hayatta kalmalar o n a balym gibi sigara iiyorlard! Dumanlarn arasndan beni donuk gzleriyle mstehziyane szen Trkler! Five'n T e n ' d e n * * aldklar cart renkli, darack, Amerikan giysileri iinde gvurlara duyduunuz ezeli nefreti haykrdlar: Dinsiz imansz, domuz
*) Boston'un nl maazas, (y.n) **) 5-10 cent gibi paralarla alveri edilebilecek (!) ok ucuz maazu.(y.)

429

yiyici, gvur, kpek! tiin barda krmak lzm! Dokunduun yeri kirletirsin sen!' 'Baka?'" Rodoplu, alay etmiyordu a m a sesinin tonu o duyguyu vermi olmal ki, "Bunu yaptn zaman senden de nefret ediyorum," diye barmaya balad, Diana, "Senin beceriksiz, kokumu, korkak ulusundan nefret ediyorum! Siz hibir zaman hibir ey icat etmediniz. Bakalarnn icatlarn da kt kullandnz. Dlgerlerin o Amerikanize olmu korkun kzlar! Ter kokan Ramize! Notlarn zorla ykseltmek isteyen o mafioza renciler! Kadn klkl Dekan Dlger! Yanana allk srdnden eminim!" "Diana, neden geri d n d n ? " "Nesibe'yi Trkiye'ye kardlar," dedi Diana, birden bitkin. " O n u almaya geldim! O n a ihtiyacm var! Anlyor musun?" Ksa bir sessizlik oldu, "Senin ihtiyacn olan Nesibe deil!" dedi Gnay, "Senin bir anneye ihtiyacn var. Koulsuz sevgi veren bir anneye! Nesibe, bu deil! O n u n kendi ocuklar var." Diana, Rodoplu'nun szlerinin telmihini henz alglamam olmalyd, " K o c a s da var. n c olu," diye onaylad. "Evet." Biraz dnd, "Zaten, benim iin her zaman sendin!" dedi, hznl bir sesle, "Seni sevdiimi biliyorsun deil mi?" "Neredeyse, 'biliyorum,' diyecektim ki, kendimi zor tuttum," dedi Rodoplu, "Aklma, Nesibe'nin, 'Niun sevmeyey i m ? ' demesi geldi. Bu cmle ve bu cmle zerine bina edilen trajedi! 'Hayr,' dedim, "Beni sevmi olamazsn! nk, her zaman sylediin gibi, bir kere ben Trk deilim, ikincisi, ben seni sevmiyorum.' 430

Bu kadar aracan tahmin etmiyordum, ama ok ard, dudaklar bzld, alayacak gibi oldu, 'Bunu demek istemiyorsun!' Bu kez de iran'latm, 'Bak sen benim iin hibir anlam ifade etmiyorsun. Seni ne bir erkek, ne de bir kadn olarak istiyorum.' aknl byd, 'Bir insan olarak da m?' 'Evet. Bir insan olarak dahi bir ey ifade etmiyorsun.' 'Ama niin? O kadar kt m y m ? ' Paniklediini grebiliyordum, a m a acmaszca devam ettim, 'Evet.' ' N e yaptm? Bu kadar kt olan ne yaptm?'" "Bak, Samanyolu galaksisinin gne sisteminin kokuan bir gezegeni olan dnyada, insanoluna ksack bir sre iin teettir," dedi, Rodoplu, "Sonra herkes kendi mehulne yollanr.

Coraline

Bir bana. nsanolunu insanolu klan, insanolunun insanoluna teet getii o ksack sredir. Sen bunu unuttun. Belki be bin yl ncesinin Mezopotamya'snda, belki onbin yl ncesinin in'inde, biz bir karar aldk, 'Anamzdan o c u k yapmayz,' dedik, trmz kedilerden ve iguanalardan ve ereltiotlarndan ayrdk. 'Zayf, kullanmaldr,' dedik, su kaplumbaalarndan, akallardan ayr durduk. ' N e farknz var?' diye soranlara ya Darwin'le ya da din kitaplar ile kar koyduk. D o a d a n doal olmayan talep ettik, insan olduk. Ve sen, Diana Pavlovi, btn bunlar unuttun. O r m a n a geri d n m e y e niyetlendin. nsanla ihanet ettin.'" "Ama..." " G n e i n bir alevden arlk ki ' defa milyon defa iki bin milyon t a o ' olduunu bilmez deilim. ' N e iyi, ne fena, ne gzel, ne irkin, ne hakl, ne haksz' olduunu da bilmez deilim. De431

vedikenlerini ve kahkaha ieklerini ayrm g z e t m e d e n sttn da bilirim. Ama, ister Taxis, ister K o z m o s ' l a kar karya olalm, bizim bir ahdimiz var. O da, orman kanununu illegal klmak. Sen bu ahdi bozdun. Oysa, insanolunun yeryzndeki binlerce yllk serveninin tek bir hedefi vardr: O r m a n kanununu toplum merulatrmaktan sulusun. zendirmekten, tevik etmekten sulusun. Sen, Allah'n halifesine ihanet ettin?" "sa Mesih! Sen dindar bile deilsin!" "Tabii, dindarm!" "Sen bir solcusun, lanet olas! Herkes yle sylyor!" "yi ya. Hayatn niin'ini, nerden'ini, nereye'sinin sorgulamaktan usanmayacam." Dudaklar alayla kvrld a m a "Sana iyi anslar!" derken, gzlerinde korku vard. "Saol," dedi G n a y da. Ayrlmaya niyetleniyordu, a m a Diana durdurdu, "Kendini kim sanyorsun sen? Bir tr tanr ya da peygamber? Nedir?" Zavall Gnay! Grnd kadar gvenli olabilmeyi, sahiden gvenli olabilmeyi dilemi olmal! "Well! Diana, bak, s a d e c e bir tavr bu. Bir Trk tavr olduunu ummak istediim bir tavr. Hayata ilikin bir tavr. zgr irademle, dnerek, uzun uzun dnerek benimsediim bir tavr." "Burada dur! Neden Trk? Neden Trk tavr olduu hususunda srarlsn?" "'Umuyorum,' dedim, srarl deilim. Sizden farkl olarak, biz henz umarsz bir biimde yabanclamadk. Bunu brakalm. Sana sylemek istediim u: Aklnn snrlarna dayandnda, insanolunun taknabilecei iki tavr vardr. Bunlardan birincisi 'btn' alglamaya almaktan tamamen vazgemek, ikincisi, tamamiyle dnsel, igdsel bir alglama ile o n u tasavvur etmeye almak. Birinci yol, senin medeniyetinin setii yoldur. Sen, 'bilimsel deneyler ve hesaplamalar, bi432

ze d o u m d a n n c e ve sonraki servenimize ilikin kesin bir eyler syleyemediine gre, enerjimizi, sahip olduumuz maddi ve dnsel olanaklar gelitirmekte kullanmalyz' diyorsun. Bilimsel olarak kantlanamayan varsaymlar zerine bina edilen, deneyst iyilik ve ahlk ilkelerinin elini kolunu balamasna izin vermezsin. Hayatla her trl deneye giriir, eline geirdiin her olana kullanr, her olanaktan yararlanrsn. Bu senin yolun. kinci yol, dindarlarn yoludur. Biz, dayanlmaz aclar, cokulu sevinleri, tehlikeleri, gvenli snaklar, tez ve anti-tezleriyle bu anlalmaz ve byleyici yaamn kendi beyin yapmzn ve kullanabildiimiz yntemlerin ok dnda bir sistem tarafndan ynetildiini biliriz. Bu sistemle gnl ba kurmaya, onunla ahenk iinde yaamaya alrz. Niinini, nerdenini, nereyesini bilemesek de, kendimizi bu btn iinde grmeye almaktan vazgemeliyiz. 'Btn', bizim bu dnyadaki burgatamzdr, sintine iskandil rodumuzdur. Derinlii yoklaya yoklaya yol alrz. Allah'n lmesine izin vermeyiz, nk biliriz ki, Allah'n lm orman kanununun legale kmasdr." " Y a Allah gerekte yoksa?" " N e fark eder ki? Eer, Allah yoksa, o zaman bsbtn dikkatli olmak, insanlk ahdine uymak gerekir, yle deil mi? nk, o durum, insana insandan baka yr olmad anlamna gelir. Z o ! O t u r u p kendi tarihini yazarsn. Ve ona sahip karsn. in'e, Hint'e, M e z o p o t a m y a ' y a sahip karsn. Siyah, sar, beyaz ya da Trk, btn insanla sahip karsn. 'Karde' kavramn bu dnyaya tantrann insanolu olduunu hi unutmaz, babaevinin onurunu koruduun gibi korursun. Grdn gibi, ne dinsizler, ne de dindarlar iin insanlk ahdine vefaszlk yoktur. Ateist olmakla ahlktan kurtulamazsn." "Ben, ahlk stym!" "Hayr, hanmefendi, sen s a d e c e bir lfazansn. Ussal dzenlemelerin ardna snp, hayat yok sayabileceine inanan bir lfebesisin." 433

Coraline

" A m a benim ok canm yanyor!" "yi! Demek ki hl bir umut var." "Seninle benim iin mi?" "Hayr," dedi Gnay, "nk, sen benim iin yeterince erkek deilsin. Baksana, ben de kendi anti-tezimi aryorum." "Sen ne yapyorsun, biliyor musun? Sen bana sana ulaabilm e m iin n c e kendimi ortadan kaldrmam gerektiini sylyorsun! Bunun farknda msn?" "Sana imknszl anlatmaya alyorum." " A m a bu hakszlk!" "Hayr, bu bir veri. nsan, anti-tezi ile ancak bir saldrmazlk pakt imzalayabilir. Kendisini yok etmeden btnleemez. Kadn olarak erkek gibi davranman ancak kadnln yok ettiin takdirde mmkndr. Ayn ekilde, Amerikal olup Trkle zenirsen Amerikal sen'i yok etmek zorundasn." "Ama, sen bunu basardn! Sen, Amerikal gibi bir Trksn!" " y l e mi, sanyorsun? Trk kalabilmek iin neler ektiimi bir bilsen!" "Tanr bu Trklerin belasn versin!" dedi Diana Pavlovi, birdenbire. "Sen de ben de onlarn yznden ac ekiyoruz!" O kadar tuhaf bir ortaklk teklifiydi ki, R o d o p l u glmeden edemedi, "Ben de Trk'm," diye hatrlatt. " B u durumda, Tanr senin de belan versin!" Sesi nceleri bouluyormu gibi kskt, sonra ald, sonra la dnt, "Tanr belan versin!" Yerinden frlad, balamasnn sapndan yakalad, Rodoplu'ya vuracak gibi kaldrd. "Hasta olduunu bilmesem, silah gibi kullanlan bir balamann telmihini ok d a h a ilgin bulabilirdim," dedi Gnay, " A m a oradan kmann d a h a akllca olduuna karar verdim. yi ki de yle yapmm, nk saz arkamdan frlatt. Balama kapya arpt. Paralanm olmal. Telleri garip bir ses kard, 'pmmmm'der gibi." 434

Coraline
III
"Nesibe, senin mr boyu greceinden d a h a ok para kazanacak!" diye baryordu. Erkek hastabakclar yetitiler. "Tanr, senin de, lanetli ulusunun da belasn versin! Nuke, Trkiye! Nuke, Trkiye!" diye diye srklendi, zavall. Soradan rendiime gre, Diana Pavlovi, on be gn kadar sonra taburcu olmu, bir sre iin yerletii Bebek Otel'den ok iki iip, rezalet kard iin atlmt. D a h a sonra da Amerika'ya dnd. yl kadar sonra, Noel zaman, David Pavlovi'ten uzun bir mektup aldm. Tekrar evlendiini yazyordu. "imdi, bunu dinle, stanbullu bir kz aldm! Trk kzlar hakknda sylenenler doru, fevkalade iyi e oluyorlar. Betti435

na, ok sevimli bir Sefarad; David ve Katyuka'ya mkemmel bir anne oldu. Bu arada, Diana iyi. Bir sosyal yardm kuruluunda almaya balad. A m a unu dinle: Cumhuriyetiler iin kampanya yapyor. Ronald Reagan'n seim komitesinde nemli bir grevi var. (Ben hl Demokrat'm!) Anladm kadaryla D A R ' y e * de katlm. Auchincloss anne kznn bir WASP olduunu nihayet hatrlam olmasndan pek memnun olmu olmal!.." Rodoplu'yu hatrladm. Hastane olayndan sonra, "Aslnda, 1960-2000 yllarnn hikyesi bu," diye anlatmt, "60 kua, n c e yerleik deerlere kar kt, solcu oldu. Derken, sosyalizmin dogmatik karmaasna att, anti Marksist oldu. Bir ksm pasifist, ekolojist akmlarla oyaland. A m a byk ounluk, muazzam bir inan ihtiyac iinde. Bunlar n c e yeni dinler ya da kltler kuracaklar, sonra da milli toplumlarn erdemlerini yceltecekler. D a h a sonra da savalar gelecek. Umarm, atom kullanlmaz. 'Sa'n hortladn gryorsun, deil mi?" "Hi lmedi ki." "68 Kua bir umuttu, canm," dedi, Gnay, "Amerika'da olsalar da bir umuttular!" Kck gld, kollarn bana sarlmak ister gibi uzatt, "Evet," dedi, "Seni ok zledim Trk solu, ltfen evine dn!" Bu, Turan Alkan'dand. "Ben de seni zledim," diye mrldandm, a m a yanna gitmedim. D a h a sonra bana yazd o mektupta kulland cmleyi ilk kez o gn duydum, "Biliyorum, dnmeyeceksin," dedi, " Z a m a n yanl, mekn yanl, terkip yanl, deil mi?" "Galiba." "Hamiyeti cahilliye," diye mrldand. " N e dedin?"
*) Daughters American Revolution Dernei, (y.n)

" B a n a h e p Amerika'da neden kalmadm sorardn. iran, afak, Selahattin lsn bir Pavlovi'e her zaman tercih ederim." Elinin altndaki T e m p o dergisini iaret ediyordu. On ikinci sayfasnda, iran'n, yirmi birinci sayfasnda Selahattin'in fotoraflar vard. iran, ynetim kuruluna seilmi; Selahattin Amerika'da bir banka, East Cleveland Bankas, satn almt. Bakt, bakt, "Nesibe'yi de kaybettik ama," diye fsldad, "yine de, biz yerliler kazanacaz!"

Coraline

Coraline

436

437

Coraline

You might also like