You are on page 1of 125

ABC Amber LIT Converter

http://www.processtext.com/abclit.html

SIMONE DE BEAUVOIR -- Sessiz Bir Ölüm

ÇEVÝREN: Bilge Karasu

Girme sessiz sessiz bu iyi geceye.

Yanýp yakýlmalý, haykýrmalý yaþlýlar gün karanda

Iþýk sönüp giderken kudurmalý öfkeden...

Dylan Thomas

Kýz kardeþime

24 Ekim 1963 perþembe günü, ikindi üstü saat dörtte, Roma'da,

Minerva otelindeki odamdaydým; ertesi gün uçakla Paris'e

dönecektim, kaðýtlarýmý düzenliyordum, tam o sýrada telefon

çaldý. Bost, Paris'ten telefon ediyordu. Anneniz bir kaza ðeçirdi, dedi.

Bir otomobil çarpýp devirmiþtir kadýný, diye düþündüm. Bastonuna

dayanmýþ, güçlükle, yoldan kaldýrýma çýkmaya uðraþýrken bir araba

çarpmýþtý muhakkak. Banyoda düþmüþ, uyluk boynunu kýrmýþ, dedi Bost. Annemin

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

oturduðu binada oturuyordu o da. O gece, saat ona doðru Olga ile birlikte

merdivenden çýkarken önlerinden giden üç kiþi, bir kadýnla

iki polis memuru, dikkatlerini çekmiþ. Ýkinci katla üçüncü

kat arasýndaki dairede, diyormuþ kadýn. Bayan de Beauvoir'a

bir þey mi olmuþtu yoksa? Evet. Düþmüþmüþ. Ýki saat boyunca

döþemenin üzerinde sürüne sürüne ilerledikten sonra telefona

ulaþabilmiþ, arkadaþlarýndan Bayan Tardieu'den, kapýyý kýrýp

girmelerini istemiþ. Bost'la Olga, öbürlerinin yanýnda daireye

girmiþler. Annemi, sýrtýnda kýrmýzý, fitilli kadifeden sabahlýðý,

yerde yatar bulmuþlar.

Ayný evde oturan kadýn doktor Lacroix'ya göre uyluk

boynu kýrýlmýþtý: Boucicaut hastanesi ilk yardým servisine kaldýrýlan

annem, geceyi koðuþta geçirmiþti. Ama onu C. kliniðine kaldýrýyorum þimdi, dedi
Bost.

En iyi kemik cerrahlarýndan biri, Profesör B. orada. Anneniz orayý

istemedi, masrafý size aðýr gelir diye üzülüyordu. Ama sonunda

kandýrabildim onu.

Zavallý anneceðim! Beþ hafta önce, Moskova'dan dönüþümde, kendisiyle

oturup bir öðle yemeði yemiþtim; her zamanki gibi, pek iyi görünmüyordu.

Bir zamanlar -hem de daha dün gibi bir zamanlar- yaþýndan genç gösterdiði

için övünürdü; ama artýk iþin su götürür yaný yoktu: Yetmiþ yedi yaþýnda,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

pek yýpranmýþ, çökmüþ bir kadýndý. Savaþtan sonra baþ gösteren

kalça eklemi rahatsýzlýðý, Aix-les-Bains ýlýcalarýna gittiði,

masajlar yaptýrdýðý halde yýldan yýla kötüleþmiþti: Bir mahalleyi

dolanýp gelmek bir saatini alýyordu. Acý çekiyor, doðru dürüst

uyku uyuyamýyordu, her gün altý tane aspirin yuttuðu halde...

Ýki üç yýldýr, özellikle geçen kýþtan bu yana, gözlerinin altýný

çürümüþ, burnunu incelmiþ, yanaklarýný çökmüþ görüyordum

hep. Hekimi, Doktor D. merak edilecek bir þey yok, diyordu:

Karaciðer bozukluðuydu, barsak tembelliðiydi; birtakým ilaçlar

yazýyor, pekliðe karþý demirhindi reçeli veriyordu. O gün

keyfinin bozuk oluþuna þaþmadým; ama üzüldüðüm, kötü

bir yaz geçirmiþ olmasýydý. Yazlýða çýkýp bir otelde ya da konuk

kabul eden bir manastýrda kalabilirdi. Ama her yýlki gibi,

kendisini, teyze kýzým Jeanne'ýn Meyrignac'a, kýz kardeþimin

de Scharrachbergen'e çaðýracaklarýný bekliyordu. Birtakým

engeller yüzünden ikisi de çaðýramamýþtý onu.

Bomboþ, yaðmurlu bir Paris'te kalmýþtý annem. Ýçim hiç sýkýlmazken

bu kez sýkýldý, dediydi bana. Bereket, görüþmemizden az sonra

kýz kardeþim onu iki haftalýðýna Alsace'da konuk etmiþti. Þimdi

arkadaþlarý yeniden Paris'teydi, ben de dönüyordum: Þu kýrýk

olmasaydý onu muhakkak kendini toparlamýþ bulurdum. Kalbi

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

sapasaðlam, kan basýncý ðenç bir kadýnýnki kadardý: Baþýna

aðýr bir kaza gelir diye içime korku girmemiþti hiç.

Saat altýya doðru kliniðe telefon ettim. Paris'e döndüðümü

kendisini görmeye geleceðimi söyledim. Bana kararsýz bir sesle

karþýlýk verdi. Profesör B. telefonu elinden alýp konuþtu:

Cumartesi sabahý ameliyat edecekti onu.

Yataðýna yaklaþtýðýmda: Beni iki ay mektupsuz býraktýn!

dedi bana. Nasýl olur? dedim; görüþmüþtük, Roma'dan yazmýþtým kendisine.

Ýnanmýyormuþ gibi dinledi beni. Alný, elleri ateþ içindeydi; hafifçe

çarpýlmýþ aðzýndan güçlükle çýkýyordu sözler; kafasý biraz bulanýk gibiydi.

Geçirdiði sarsýntýnýn etkisi miydi bu? Yoksa ufak bir kalp nöbeti geldiði

için mi düþmüþtü yere? Bir tiki vardý, oldum olasý. (Hayýr, oldum olasý

öyleydi diyemem, ama uzun zamandan beri vardý: Ne zamandan beri

ki?) Gözlerini kýrpýþtýrýyor, kaþlarý kalkýyor, alný kýrýþýyordu.

Ben yanýndayken bu kýpýrdanmasý bir an durmadý. Yalýz, gergin

gözkapaklarýný indirdiði zaman gözbebekleri tamamýyla örtülüyordu.

Asistanlardan Doktor J. annemin yanýna uðradý:

Ameliyat gereksizdi, uyluk kemiði yerinden oynamamýþtý,

üç ay istirahatle kaynayacaktý kendiliðinden. Annemin sýkýntýsý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

biraz azalmýþ göründü. Telefona ulaþmak için gösterdiði çabayý,

kaygýsýný; Bost ile Olga'nýn inceliðini biraz karýþýkça anlattý.

Boucicaut'ya sýrtýndaki sabahlýkla getirilmiþti, yanýna bir þey

almamýþtý. Olga, ertesi gün, kendisine giyip çýkaracak bir iki

þey, kolonya, beyaz yünlüden güzel bir hýrka getirmiþti:

Kendisine teþekkür ettiðinde, Olga, Aman Hanýmefendi, diye

karþýlýk vermiþti, sizi seviyoruz, yaparýz tabii. Annem, birkaç

kez, dalgýn, kanmýþ bir halle: Sizi seviyoruz, yaparýz tabii,

dedi diye yineledi.

Bizleri tedirgin etmekten öylesine utanýr, kendisi için yapýlanlar

karþýsýnda öyle ölçüsüz bir iç yükümü duyar bir hali vardý ki! Ýnsanýn

yüreði parçalanýyordu, dedi Olga bana o akþam. Doktor D.'den öfkeyle söz

etti. Doktor Bayan Lacroix'nýn çaðýrýlmýþ olmasýndan alýnmýþ, perþembe günü

Boucicaut'ya uðrayýp annemi görmek istememiþti. Yirmi dakika

kendisine dert anlatmaya çalýþtým telefonda, dedi Olga.

Geçirdiði sarsýntýdan, hastanede sabahlayýþýndan sonra anneniz, kendisine

her zaman bakan doktorun, yüreðine biraz su serpmesini gerekserdi. Adam Nuh

dedi, Peygamber demedi.

Bost'a göre annem bir kalp nöbeti geçirmemiþti: Onu yerden

kaldýrdýðý zaman, biraz þaþkýn bir hali varmýþ ama aklý baþýndaymýþ. Ancak

üç ayda kalkabileceðine Bost'un aklý pek yatmýyordu: Uyluk boynu kýrýðý, tek

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

baþýna, korkulacak bir þey deðildir; ama uzun süre kýmýldamadan yatmak,

yatalak yaralarýna yol açar, bu yaralar da, yaþlý kimselerde, kapanmak

bilmez. Yatýk durmak akciðerleri yorar: Hastanýn göðsüne kan

yürür, bu da götürür onu. Pek telaþlanmadým. Sakatlanmýþtý

ama saðlamdý annem. Hem, artýk, ölecek yaþa da gelmiþti.

Bost kýzkardeþime de haber vermiþti; onunla telefonda uzun

uzun konuþtum: Bekliyordum zaten böyle bir þey! dedi kardeþim. Alsace'da

annemi öylesine yaþlanmýþ, enezleþmiþ görmüþtü ki Lionel'e: Annem bu kýþý

çýkaramayacak demiþti.

Bir gece annem, karnýnda zorlu sancýlar duymuþtu: Kendisini

hastaneye kaldýrmalarýný istemesine ramak kalmýþtý. Ama o

gecenin sabahý, iyileþmiþti. Alsace'da geçirdiði günlerin büyük

sevinci, kývancý içinde, kendisini arabayla Paris'e getirdikleri

zaman, yeniden güçlenmiþ, keyiflenmiþ bir haldeydi. Bununla

birlikte, ekim ortalarýnda, kazayý geçirmesinden on gün kadar

önce, Francine Diato kýz kardeþime telefon etmiþ: Az önce,

yemekte, annenizin yanýndaydým. Kendisini öyle kötü durumda buldum ki size

haber vermek istedim, demiþ.

Bir bahane uydurarak hemen Paris'e gelmiþ olan

kýz kardeþim annemi bir röntgenciye götürmüþtü. Filmleri inceledikten

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

sonra, hekimi, kesinlikle þunu söylemiþti: Kaygýlanmanýzý gerektirecek bir

þey yok. Barsaðýnda bir çeþit cep oluþmuþ, boþaltýmý güçleþtiren bir dýþký

cebi... Hem anneniz pek az yemek yiyor; bu, birtakým eksikliklere yol

açabilir; ancak, tehlikeli bir durum yok. Anneme, daha iyi beslenmeye

bakmasýný öðütlemiþ, yeni pek güçlü ilaçlar vermiþti. Poupette bana: Gene

de merak içindeydim dedi. Anneme yalvardým, yanýna bir gece bakýcýsý

alsýn diye. Bir türlü kabul etmedi; tanýmadýðý bir insanýn geceleri evinde

yatmasý düþüncesine ýsýnamýyordu hiç. Poupette'le anlaþtýk; iki hafta sonra,

benim Prag'a hareket etmeyi tasarladýðým sýrada, Paris'e gelecekti.

Ertesi gün annemin aðzý hala çarpýk, konuþmasý hala düzensizdi; sarkýk

gözkapaklarý gözlerini örtüyor, kaþlarý oynayýp

duruyordu. Yirmi yýl önce bisikletten düþerek kýrmýþ olduðu

sað kolu iyi kaynamamýþtý; geçen günkü düþüþü sol kolunu

incitmiþti: Kollarýný ancak kýmýldatabiliyordu. Bereket, büyük

bir titizlikle, özenle bakýlýyordu hastanede. Odasý bir bahçeye

bakýyordu, sokak gürültüsünden uzaktý: Yataðýn yeri deðiþtirilmiþ, pencereye

koþut duvara yanaþtýrýlmýþtý; böylelikle, duvara asýlý duran telefona

kolaylýkla uzanabilecekti. Arkasýna konan yastýklarla, yatmaktan çok

oturuyor gibiydi: Ciðerleri yorulmayacaktý. Elektrikli bir aygýta baðlý

þiþirme þiltesi titreþiyor, bedenine masaj yapýyordu: Böylelikle yatalak

yaralarýnýn oluþumu önlenecekti. Her sabah, devinimle saðaltma

uzmaný bir kadýn, bacaklarýný çalýþtýrýyordu. Bost'un saydýðý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

tehlikeler savuþturulmuþa benziyordu. Biraz uykulu sesiyle

annem, oda hizmetçilerinden birinin yemek yemesine yardým

ettiðini, etini kestiðini, yemeklerin pek güzel olduðunu anlattý.

Oysa Boucicaut'da kendisine patatesli sucuk vermiþlerdi!

Sucuk! Düþün bir! Hastalara sucuk! Bir gün öncesine göre

daha konuþkandý. Yerde sürünerek, telefonun kordonunu eline

geçirip aygýtý kendine doðru çekip çekemeyeceðini düþünerek

geçirdiði kaygý dolu iki saati anlatýp duruyordu. Bir gün, Bayan

Marchand'a, -biliyorsun, o da yalnýz baþýna oturuyor- Allahtan

telefon var, demiþtim. O da, iyi ama, ona uzanabilmeniz de

gerek, diye karþýlýk vermiþti. Bilgece bir þey söylercesine annem

bu sözleri üst üste yineledi; sonra þunu uladý: Telefona ulaþamasaydým halim

dumandý.

Kendini iþittirecek kadar seslenebilecek miydi acaba?

Seslenemezdi muhakkak. Sýkýntýsýný, kaygýsýný canlandýrabiliyordum kafamda.

Tanrýya inanýrdý; ama ileri yaþýna, sakatlýklarýna, hastalýklarýna karþýn

yeryüzüne bütün gücüyle tutunuyordu; ölümden hayvanlarýn korktuðu kadar

korkuyordu. Sýk sýk gördüðü bir karabasaný anlatmýþtý kýz kardeþime:

Kovalýyorlar beni, koþuyorum, koþuyorum, bir duvara gelip

çatýyorum; bu duvardan atlayýp aþmam gerek ama arkasýnda

ne var duvarýn, bilmiyorum; korkuyorum. Ona þöyle de

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

söylemiþti: Beni korkutan ölümün kendi deðil: Sýçrayýþtan

yýlýyorum. Yerde sürünürken, sýçramanýn vakti gelip eriþtiðine

inanmýþtý. Kendisine sordum: Düþtüðünde canýn çok yanmýþ

olacak herhalde... -Hayýr. Hatýrlamýyorum. Caným yanmadý

bile. Demek, kendinden geçmiþ, diye düþündüm. Bir baþ

dönmesi geçirdiðini anýlýyordu; birkaç gün önce, yeni verilmiþ

ilaçlarýndan birini aldýktan sonra, dizlerinin baðý çözülür gibi

olduðunu anlattý arkasýndan; sedirine dar atmýþtý kendini.

Evinden, birçok baþka eþyayla birlikte genç teyze kýzýmýz

Marthe Cordonnier'ye getirttiði þiþelere kuþkuyla baktým. Bu

ilaçlara devam etmeye yetliydi: Uygun olur muydu öyle

yapmasý?

Akþam üzeri Profesör B. onu görmeye geldi, arkasýndan

geçeneðe çýktým: Ýyileþtikten sonra annemin eskisinden farksýz

yürüyebileceðini söyledi: Gündelik yaþayýþýný yeniden sürdürebilecek.

Annemin bir baygýnlýk geçirdiðini düþünmüyor muydu? Hiç de öyle düþünmüyordu.

Barsak rahatsýzlýklarý çektiðini söylediðim zaman þaþýrmýþ göründü.

Boucicaut, bir uyluk boynu kýrýðý bildirmiþti, o da bununla yetinmiþti.

Þimdi annemi bir dahiliyeciye baktýracaktý.

Týpký eskisi gibi yürüyebileceksin, dedim anneme. Yaþayýþýný eskisi gibi

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

sürdürebileceksin. Ha, dedi, o eve ayaðýmý basmam ben bir daha. Görmek

istemiyorum artýk orasýný. Hiç. Ýki dünya bir araya gelse de!

Oysa bu eviyle öyle gururlanmýþtý ki! Yaþlanan babamýn

merak illetine uðrayýp huysuzluðunun gürültülü çýkýþlarýyla

doldurduðu Rennes caddesindeki evden soðumuþtu. Babamýn

ölümünden sonra -çok geçmeden de büyükannem ölmüþtü- anýlarýný geride

býrakýp uzaklaþmak istemiþti. Yýllarca önce arkadaþlarýndan biri bir

atelyeye taþýnmýþ, bu çað yeniliðine uyuþ karþýsýnda annemin gözleri

kamaþmýþtý. 1942'de, bilinen sebeplerden ötürü, ev bulmak kolaydý; annem

de düþünü gerçekleþtirebildi: Blomet sokaðýnda, açýk çýkmalý, geniþ tek

odalý bir ev tuttu. Karartýlmýþ armut tahtasýndan yapýlý yazý

masasýný, 2. Henri üslubu yemek odasý takýmýný, kocasýyla

yýllarca yatmýþ olduðu karyollayý, kuyruklu piyanoyu sattý;

öbür eþyalarla, eskimiþ kýrmýzý döþeme kadifesinin bir parçasýný

sakladý. Duvarlara kýz kardeþimin tablolarýný astý. Odasýna

bir sedir yerleþtirdi. O zamanlar evin içindeki merdivenden

keyifle inip çýkýyordu. Doðrusu, ben burayý pek iç açýcý bulmuyordum:

Ýkinci katta olduðu için, büyük camlýklarýna karþýn

az ýþýk giriyordu bu daireye. Merdivenin üst baþýndaki gözler

-oda, mutfak, banyo- hep loþ kalýyordu. Merdivenin her basamaðýnýn kendisini

inletmeye baþladýðý zamandan bu yana annem hep buralarda oturuyordu.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Yirmi yýl içinde duvarlar, eþyalar, halý, her þey kirlenmiþ, yýpranmýþtý.

1960 yýlýnda evin sahibi deðiþtiði, evden çýkarýlma tehlikesiyle karþý

karþýya kaldýðýný sandýðý sýrada annem bir dinlenmeevine çekilmeyi

düþünmüþtü. Kendine uygun görünen bir þey bulamamýþtý;

hem evine pek baðlýydý. Kendisini evden çýkarmaya haklarý

olmadýðýný öðrenince Blomet sokaðýnda kalmýþtý. Ama þimdi,

arkadaþlarý, ben, iç açýcý bir dinlenmeevi arayacak, iyileþir

iyileþmez oraya yerleþtirecektik onu: Blomet sokaðýna hiç

dönmeyeceksin artýk, söz veriyorum, dedim kendisine.

Pazar günü, gözleri hala yarý kapalý, belleði uyuþuktu; sözler

aðzýndan aðdalý damlalar halinde dökülüyordu. Büyük iç acýsýný

yeniden betimledi bana. Onu avutan bir þey vardý gene de:

Aþýrý bir deðer biçtiði bu kliniðe getirilmiþ olmasý. Boucicaut'da

kalsaydým beni dün ameliyat ederlerdi! Burasý Paris'in en iyi

kliniðiymiþ, öyle diyorlar. Annem, bir þeyi beðenmenin tadýna,

ayný anda baþka bir þeyi kýnamakla varýrdý ancak; bu yüzden,

komþu bir kuruluþu anýþtýrarak þunu ekliyordu: G. kliniðinden

çok daha iyiymiþ burasý. Ýþittiðime göre G. kliniði hiç mi hiç

iyi deðilmiþ!

Ne zamandýr bu kadar iyi uyumamýþtým, dedi pazartesi

günü. Yüzü normalleþmiþti, sesi açýk seçik çýkýyordu, gözleri

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

görüyordu. Anýlarý düzene girmiþti. Bayan Doktor Lacroix'ya

çiçek göndermek gerekir. Bu iþi üstüme aldým. Ya polisler?

Onlara da bir þey vermemiz gerekmez mi? Tedirgin ettim onlarý.

Onu caydýrýncaya dek uðraþmam gerekti. Yastýklarýna dayandý,

gözlerimin içine baktý, kararlý bir sesle, -Ne var, biliyor musun?

dedi, ayaklarýmý uzattým, yorganýn boyunu düþünmedim; çok yordum kendimi,

iþim bitmiþ artýk. Yaþlandýðýmý kabul etmeye yanaþmadým bir türlü. Ama

insan her þeyi olduðu gibi görmesini bilmeli; birkaç güne dek

yetmiþ sekiz yaþýmý dolduracaðým, az þey deðil bu. Yaþayýþýmý ona göre

düzenlemeliyim. Yapraðý çevireceðim artýk.

Anneme, hayranlýk duyarak baktým. Uzun zaman, kendini

genç bellemekte ayak diremiþti. Damadýnýn düþüncesizce

söylediði bir söze, günün birinde; gücenlik bir sesle þöyle

karþýlýk vermiþti: Biliyorum, yaþlýyým, yeterince de canýmý

sýkýyor bu durum, ama yaþlýlýðýmýn bana hatýrlatýlmasýný da

istemiyorum. Ansýzýn, üç gün boyunca içinde sürüklendiði

sislerden sýyrýlýyor, uyanýk, kararlý, yetmiþ sekiz yaþýyla yüz

yüze gelecek gücü buluyordu kendinde. Yapraðý çevireceðim

artýk.

Babamýn ölümünden sonra da, þaþýrtýcý bir yürek pekliðiyle

bir yaprak daha çevirmiþti. Bu ölüm karþýsýnda pek yaman bir

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

acý duymuþtu. Ama geçmiþine saplanýp kalmamýþtý. Yeniden

kavuþtuðu özgürlüðünden yararlanýp, kendine, dileðince bir

yaþayýþ kurmaya çalýþmýþtý. Babam ölürken kendisine bir kuruþ

para býrakmamýþtý. Annem elli dört yaþýndaydý o zaman. Sýnavlara

girmiþ, stajlar yapmýþ. Kýzýlhaç görevlisi olarak kitaplýk

uzman yardýmcýlýðýnda çalýþmasý olanaðýný veren bir belge

almýþtý. Ýþine gitmek için bisiklete binmeyi yeniden öðrenmiþti.

Savaþtan sonra, evinde terzilik yapmayý tasarlýyordu. O sýralar

kendisine yardým edebilecek bir durumdaydým. Ama iþsiz

güçsüz durmak ona uygun gelmiyordu. Artýk, dileðince yaþamaya can

atýyordu, kendine bir yýðýn iþ uydurup duruyordu.

Paris dolaylarýnda bir prevantoryumun kitaplýðý, daha sonra

da mahallesindeki bir katolik derneðinin kitaplýðý ile gönüllü

olarak uðraþmýþtý. Kitaplarý ellemeyi, indirip kaldýrmayý,

kaplamayý, sýnýflandýrmayý, fiþlerini tutmayý, okurlara öðütler

vermeyi seviyordu. Almanca, Ýtalyanca çalýþýyor, Ýngilizcesini

yitirmemeye bakýyordu. Ýyiliksever iþliklerinde nakýþ iþliyor,

yardýmsever satýþlarýna katýlýyor, konferanslara gidiyordu.

Pek çok yeni arkadaþ edinmiþti; babamýn hýrçýnlýðýnýn

uzaklaþtýrdýðý eski ahbaplarla, akrabalarla yeniden görüþüyordu.

Hepsini, keyifle evinde bir araya getiriyordu. En köklü

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

isteklerinden birini, yolculuða çýkýp gezmek isteðini, sonunda,

gerçekleþtirebilmiþti. Bacaklarýný katýlaþtýran eklem kaynaþmasýna

bütün gücüyle karþý koyuyor, savaþýyordu.

Kýz kardeþimi görmeye, Viyana'ya, Milano'ya gitti. Yazýn Floransa'nýn,

Roma'nýn sokaklarýnda ufak ufak adýmlarla dolaþýyordu. Belçika'nýn,

Hollanda'nýn müzelerini geziyordu. Son zamanlarda, neredeyse kötürümleþmiþ,

dünya kazan o kepçe dolaþmaktan vazgeçmiþti. Ama arkadaþlarý, akrabalarý

kendisini yazlýk evlerine ya da taþraya çaðýrdýklarý zaman engel tanýmýyordu;

kendisini trene bindirmesini kondüktörden istemekten þuncacýk çekinmiyordu.

En büyük sevinci, araba yolculuðu yapmaktý. Kýsa bir süre önce, yeðeninin

kýzý Catherine, geceleyin, onu, iki beygirlik Citroen'iyle Meyrignac'a

götürmüþtü. 450 km.'yi aþan bir yolculuktu bu. Arabadan

indiðinde annem kutudan yeni çýkmýþ gibi tazeymiþ.

Annemin canlýlýðýna hayrandým, yiðitliðine saygý duyuyordum. Niye,

konuþabilecek hale gelir gelmez, kanýmý donduran þeyler söylüyordu þimdi?

Boucicaut'da geçirdiði geceyi anarak: Bilirsin nasýl olduðunu halk

kadýnlarýnýn: Sýzlanýp dururlar dedi bana. Hastanelerdeki hemþireler,

paradan baþka bir þey düþünmezler. Öyle olunca da... Göreneðe

uyularak, soluk alýrcasýna, düþünülmeden, alýþagelindiði üzere

söylenen laflardý bunlar; ama gene de bilinçliydi sözleri; bu

sözlere, sýkýntý duymadan kulak vermek olacak þey deðildi.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Acý çeken gövdesinin gerçekliðiyle, kafasýnýn içini doldurmuþ

ipsiz sapsýz saçmalar arasýndaki karþýtlýktan ötürü içime bir

üzüntü çöküyordu.

Devinimle saðaltma uzmaný yataða yaklaþtý, çarþafý indirdi,

annemin sol bacaðýný yakaladý: Geceliði açýlmýþtý, kýrýþ kýrýþ

buruþuk karnýný, dazlaþmýþ kasýðýný umursamaz bir halle

gösteriyordu annem. Þaþýrmýþ bir halle: Artýk utanmam sýkýlmam kalmadý hiç

dedi. Öyle, doðrusun, dedim. Ama baþýmý çevirip bahçeyi seyre daldým.

Anmemin cinsel örgenini görmek beni allak bullak etmiþti. Benim için, onun

gövdesinden daha az -daha çok- varolan bir gövde daha yoktu. Çocukken o

gövdeyi candan sevmiþ, ergenliðimde, tedirgin bir iðrenme

duymuþtum karþýsýnda; herkeste böyledir bu, bilinir; hem

iðrendirici hem kutsal olmak gibi çifte bir özellik taþýmasýný

düzgülü buluyordum: Bir tabuydu bu. Gene de, duyduðum

hoþnutsuzluðun zorluluðu þaþýrttý beni. Annemin tasasýzca

eremi, bu hoþnutsuzluðu büsbütün artýrýyordu; ömrü boyunca

kendisini baskýsý altýnda tutmuþ olan yasaklardan, buyruklardan

vazgeçiveriyordu; böyle yapmasýný doðru buluyordum.

Yalnýz, gövdeden baþka bir þey olmama yolunda verdiði kararla

ansýzýn eksilen, azalan bu gövde, artýk bir soyuntudan, bir

posttan baþka bir þey deðildi pek: Zavallý, savunmasýz, uz ellerin

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

tutup yokladýðý, oynattýðý, dirimin ancak alýkça bir durgunlukla

sürüp gider gibi olduðu bir insan çatýsý... Benim gözümde

annem hep varolmuþtu; günün birinde, yakýnda, yok olacaðýný

göreceðim hiç aklýma gelmemiþti. Sonu, doðumu gibi, bir

masal zamanýna karýþýyordu. Kendi kendime, -Ölecek yaþa

geldi.- dediðim zaman, birçok baþka sözler gibi, bomboþ sözler

söylüyormuþum. Þimdi, ilk olarak, onda, ortaya çýkmasý ertelenmiþ

bir ceset görüyordum.

Ertesi sabah, hemþirelerin istemiþ olduklarý gecelikleri satýn

almaya gittim. Kýsa olmalýydý bunlar çünkü uzunlarý, kaba

etlerin altýnda kýrýþýyor, yatalak yaralarýna yol açýyordu. Minik

gecelikler mi istiyorsunuz? Baby-doll gömlekler mi? diye

soruyordu satýcý kýzlar. Genç, þen gövdeler için yapýlmýþ,

renkleri tatlý, köpük köpük, adý kadar deliþmen iç çamaþýrlarýný

yokluyordum. Güzel bir güz günüydü, gök masmaviydi:

Kurþun renkli bir dünyanýn içinden yürüyordum; annemin

uðradýðý kazanýn, beni düþünebileceðimden çok daha fazla

üzdüðünü anladým birden. Nedenini de pek kestiremiyordum.

Kaza, annemi çerçevesinden, rolünden, kendisini içine kapatýp

hapsettiðim donmuþ imgelerden çekip koparmýþtý. Bu yataða

düþmüþ kadýnda annemi buluyor, tanýyordum ama içimde

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

uyandýrdýðý acýma ile bir çeþit þaþkýnlýk, bana yabancý geliyordu,

tanýyamýyordum onlarý. Sonunda, beyaz benekli, pembe,

uyluk baþýna dek inen gecelikleri almaya karar verdim.

Annemin genel durumunu gözetmekle görevli Doktor T. onu, ben yanýndayken

görmeye geldi. Çok az yemek yiyormuþsunuz, öyle mi? -Bu yaz biraz

sýkýntýlýydým. Yemek yemek içimden gelmiyordu.- Yemek piþirmeye üþeniyor

muydunuz? -Vallahi, güzel güzel aþlar yapýyordum ya kendime, sonradan

elimi bile sürmüyordum.- Ha! demek tembellik deðildi sizinkisi, güzel

güzel aþlar yapýyordunuz kendinize, öyle mi?

Annem dikkatini topladý: Bir kezinde kendime peynirli bir

souffle yaptým, iki kaþýk aldým, tamam. -Anlýyorum, dedi

doktor; gönül indirir gibi gülümsüyordu.

Doktor J., Profesör B., Doktor T.: Ýki dirhem bir çekirdek,

taralý, týmarlý, yücelerden eðiliyorlardý þu saçý daðýnýkça, biraz

yabanýlaþmýþ yaþlý kadýnýn üzerine doðru; efendilerdi bunlar.

Yeni deðildi, tanýyordum bu kof önemliliði: Boynunu ipten

kurtarmak için çýrpýnan bir sanýðýn karþýsýnda aðýr ceza yargýçlarýnýn

takýndýðý önemlilikti bu. -Güzel güzel aþlar yapýyordunuz kendinize, öyle

mi? Annem, güven duyarak, iyi niyetle kendi kendini yoklarken, gülümsemeye

kalkýþmanýn yeri yoktu: Saðlýðýný kurtarmak istiyordu annem. Hem B., ne

hakla: Gündelik yaþayýþýný yeniden sürdürebilecek, demiþti bana? Ölçülerini

reddediyordum onun. Annemin aðzýndan bu seçkinler katýna yaraþýr sözler

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

çýktýðý zaman öfkeden tüyüm tüsüm dikeliyordu ama bu yataða mýhlanmýþ, felci,

ölümü yanýna yaklaþtýrmamak için didinen, çýrpýnan hasta kadýnla

dayanýþma halindeydim.

Buna karþýlýk, hemþirelere yakýnlýk duyuyordum; hastalarý

için alçaltýcý, kendileri için iðrendirici angaryalarýn yarattýðý

teklifsizlikle hastalarýna baðlý olan hemþirelerin anneme

gösterdikleri ilgi, arkadaþlýða benziyordu hiç deðilse. Genç,

güzel, iþinde yetkili devinimle saðaltma uzmaný Bayan Laurent

annemi yüreklendirmeyi, ona güven vermeyi, onu yatýþtýrmayý

biliyor, bunlarý hiçbir zaman üstünlük taslamadan yapýyordu.

Doktor T., -Yarýn midenizin filmi çekilecek, diye bitirdi

sözünü. Annem telaþlandý: O tatsýzýn tatsýzý, berbat ilacý

yutturacaksýnýz bana o halde. -Caným, o kadar da berbat deðil!- Hah! Hem

de nasýl berbat! Benimle yalnýz kalýnca sýzlandý:

Bilemezsin ne berbat bir þey olduðunu! Öyle pis bir tadý var

ki! -Þimdisin ne berbat bir þey olduðunu! Öyle bir pis tadý var

ki! - Þimdiden düþümne bari. Ama baþka bir þey düþünmek

elinden gelmiyordu. Kliniðe yatalý beri baþlýca tasasý, yiyecekti.

Çocukça kaygýsý gene de þaþýrttý beni. Nice keyifsizliðe, acýya

gýk demeden katlanmýþtý. Tatsýz bir ilaç karþýsýnda duyduðu

korku daha derindeki bir kaygýyý mý gizliyordu? O anda bunun

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

üzerinde durmadým.

Ertesi gün, mide ile ciðerlerin filminin çekilmesinde herhangi bir

güçlükle karþýlaþýlmadýðý söylendi bana; bir aksaklýk

falan da yoktu. Yüzü dinginleþmiþ, sýrtýnda beyaz benekli

pembe gecelikle Olga'nýn verdiði hýrka, saçý koca bir örgü

halinde toplanmýþ annem, artýk hastaya benzemiyordu. Sol

kolunu yeniden kullanabiliyordu. Yardým gereksinmeden

gazeteyi, kitabýný açabiliyor, telefon almacýný kaldýrabiliyordu.

Çarþamba. Perþembe. Cuma. Cumartesi. Bulmaca çözüyor,

Voltaire'in Aþklarý üzerine bir kitapla Jean de Lery'nin Birezilya

gezisini anlattýðý günlük yazýlarý okuyor, Figaro'yu, France Soir'ý

karýþtýrýyordu. Her sabah onu görmeye gidiyordum; bir

iki saat kalýyordum ancak; yanýnda daha çok kalmamý dilemiyordu;

odasý ziyaretçiyle dolup taþýyordu; ziyaretçi çokluðundan yakýndýðý bile

oluyordu: Bugün beni arayanlar pek çoktu. Oda çiçekle doluydu:

Tavþankulaklarý, açalyalar, güller, manisalaleleri; baþucundaki masanýn

üzerinde yemiþ ezmeleri, çukulata, akide þekeri kutularý yýðýlýyordu.

Soruyordum kendisine: Sýkýlmýyorsun ya? -Daha neler! Hiç sýkýlmýyorum!

Kendisine hizmet edilen, bakýlan, süslenen bir insan haline

gelmenin tadýný duymaya, öðrenmeye baþlýyordu. Eskiden,

bir ayakçaða basarak banyo teknesinin kenarýndan bacaðýný

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

aþýrmak çetin bir çabayý, çorabýný giymek aðrýlý bir cimnastiði

gerektiriyordu. Þimdi, sabah akþam bir hemþire gövdesini

kolonya ile ovuyor, talkla pudralýyordu. Yemeklerini bir tepside

getiriyorlardý: Beni sinirlendiren bir hemþire var, diyordu

bana; Ne zaman ayrýlmayý düþünüyorsunuz, diye sorup duruyor.

Ben buradan çýkmak istemiyorum ki! Yakýnda bir koltukta

oturabileceði, daha sonra da bir nekahetevine götürüleceði

kendisine söylendiði zaman keyfi kaçýyordu: Oramdan buramdan

çekiþtirecekler, itip kakacaklar. Ama zaman zaman,

geleceðine de ilgi gösteriyordu.

Arkadaþlarýndan biri, Paris'ten bir saat uzaktaki dinlenmeevlerinden söz etmiþti ona:
Kimseler

beni görmeye gelmeyecek, yapayalnýz kalacaðým! demiþti,

mutsuz bir sesle. Ýnandýrmaya çalýþmýþtým kendisini; uzaða,

yalnýzlýk çekeceði bir yere gitmek zorunda kalmayacaktý;

derlediðim adresler listesini göstermiþtim ona. Neuilly'deki

bir pansiyonun bahçesinde oturup güneþte kitap okuduðunu,

örgü ördüðünü seve seve getiriyordu gözünün önüne. Biraz

yerinerek, ama sesine biraz da muziplik katarak: Mahalleli

beni göremeyince üzüm üzüm üzülecek artýk, diyordu bana.

Dernekteki hanýmlar beni çok özleyecek. Bir kezinde; Baþkalarýnýn

derdine koþarak çok ömür geçirdim, demiþti; Artýk yalnýz kendini düþünerek

yaþayan o bencil yaþlý hanýmlardan biri olacaðým. Kendisini tasalandýran bir

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

þey vardý: Kendi kendime yýkanýp taranamayacak, giyinemeyeceðim. Avutuyordum

onu, bir bakýcý; bir hemþire, bu iþi üzerine alacaktý.

Þimdilik Paris'in en iyi kliniðinin, G. kliniðinden de çok daha

iyi bir kliniðin yataklarýndan birinde, zevk içinde yatýyordu

sere serpe. Yakýndan izliyorlardý durumu. Çekilen röntgen

filmlerinden baþka birçok kez kaný da alýnmýþtý. Her þey yolundaydý,

düzgülüydü. Akþamlarý biraz ateþi çýkýyordu; nedenini bilmek isterdim ya

ben, hemþireler buna hiç önem vermiyor gibi görünüyorlardý.

Dün çok gelen oldu, bayaðý yoruldum dedi pazar günü.

Caný fena sýkkýndý. Her zamanki hemþireleri izinliydi; acemilerden bir

sidik dolu ördeði devirmiþti; yatak sýrýlsýklam olmuþtu, yastýk bile. Sýk

sýk gözlerini yumuyordu, anýlarý birbirine karýþýyordu, Doktor T., Doktor

D.'nin ulaþtýrdýðý filmleri iyi okuyamýyordu; ertesi gün yeniden barsaklarýn

filmi çekilecekti: Baryum oksitli tenkýye yapacaklar bana; insanýn

caný çok yanýyor! dedi; Gene sarsacaklar beni, bir yerden bir

yere itip kakacaklar; ne olur beni kendi halime býraksalar!

Nemli, biraz da soðuk elini sýkýyordum. Þimdiden düþünüp

keyfini kaçýrma. Kaygýlara kapýlma. Kaygýlanmak dokunuyor

sana. Yavaþ yavaþ tasasý daðýldý; ama bir gün öncesine göre

daha halsiz görünüyordu. Birkaç arkadaþý telefon etti, telefona

ben çýktým. Ýyi vallahi! dedim. Ardý kesilmiyor. Ýngiltere

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Kraliçesini bile bundan çok þýmartmazlardý herhalde; çiçekler,

mektuplar, kutu kutu þekerler, telefonlar! Seni düþünen amma

da çok insan varmýþ! Yorgun eli elimdeydi; gözlerini açmadý

ama üzgün aðzýnda bir gülümseme ýþýldadý: Þen kadýným da

onun için seviyorlar beni.

Pazartesi günü çok ziyaretçisi gelecekti, benim de iþim vardý.

Ancak salý sabahý gidebildim yanýna. Kapýyý itmemle yerimde

donup kalmam bir oldu. O kadar zayýf olan annem daha da

zayýflamýþ, kuruyup büzülmüþ gibiydi: Çatlak çatlak olmuþ,

kurumuþ, pembemsi bir sarmaþýk dalý gibi... Biraz dalgýn bir

sesle mýrýldandý: -Beni susuz býraktýlar, kuruttular. Röntgen

filminin çekilmesi için akþama dek beklemiþti, yirmi saat

boyunca da bir þey içmesine izin vermemiþlerdi. Baryum oksitli

tenkýye canýný acýtmamýþtý ama susuzlukla kaygý bitirmiþti

onu. Yüzü erimiþti, mutsuzluktan kasýlmýþ kalmýþtý. Ne

gösteriyordu filmler? Hemþireler ürkmüþ bir halle: Onlarý

okumasýný bilmeyiz biz, diye karþýlýk verdiler bana. Doktor

T.'yi görmenin yolunu buldum. Bu kez de filmin gösterdikleri

pek belirli deðildi; T.'ye göre cep falan yoktu ama barsak, bir

gün öncesinden beri iþlemesini engelleyen, sinirsel kökenli

birtakým kasýnmalarla düðümlenmiþti. Gerçi iyimserliðinde

direþkendi annem, bununla birlikte, sinirli, kaygýlý bir insandý:

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Tiklerinin nedeni de buydu. Ziyaretçi kabul edemeyecek kadar

bitkin olduðu için, günah çýkaran papazýna, Pere P'ye telefonla

haber verip gelmemesini söylememi istedi. Benimle hemen

hemen konuþmadý; bir kez olsun gülümsemedi.

Giderken, -Yarýn akþama gelirim, dedim. O gece kýz kardeþim

Paris'e gelecek, ertesi sabah kliniðe gidecekti. O akþam dokuzda

telefon çaldý. Profesör B.'ydi telefon eden. Anneniz hanýmefendinin

yanýna bir gececi vermemi kabul eder misiniz?

Durumu iyi deðil. Ancak yarýn akþama gelmeyi düþünüyormuþsunuz, sabahtan

gelmeniz daha iyi olacak sanýrým: Sonunda, ince barsaðý bir urun týkamakta

olduðunu söyledi: Annem kanserdi.

Kanser. Aklýma gelmiþ olmalýydý þimdiye dek. Gözden

kaçacak gibi bile deðildi: Gözlerin çevresindeki o morartýlar,

o zayýflýk... Ama hekimi öyle bir þey düþünmeye hiç yanaþmamýþtý. Hem

iyi bilinen bir þeydir: Analar babalar oðullarýnýn

delirdiðini, çocuklar annelerinin kanser olduðunu en son kabul

eden kimselerdir. Annem bütün ömrü boyunca kanserden

korkmuþ olduðundan böyle bir þeye inanmak bizim için

büsbütün güçleþiyordu. Kýrk yaþýndayken göðsünü bir yere

çarpsa, çýlgýna dönüyor, -Göðüs kanseri olacaðým, diyordu.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Geçen kýþ, arkadaþlarýmdan biri, mide kanseri ameliyatý geçirmiþti:

Bak görürsün, benim de baþýma gelecek, demiþti

annem. Omuz silkmiþtim; kanserle, demirhindi reçeli yenerek

otanan bir barsak tembelliði arasýnda önemli bir ayrým vardýr.

Annemin saplantýsýnýn bir gün gelip doðru çýkabileceði aklýmýzýn

köþesinden geçmiyordu. Bununla birlikte Francine

Diato'nun -sonralarý söyledi bunu bize- aklýna ilk gelen þey

kanser olmuþ: Yüzünün halinden bildim. Hem, diye eklemiþti,

o koku vardý. Her þey aydýnlanýyordu. Annemin Alsace'de

geçirdiði nöbet, urundan ileri geliyordu. Baygýnlýðý, yere

düþmesi hep kanserdendi. Yatakta geçirdiði bu iki hafta, uzun

süredir kendisini bekleyen tehlikenin, barsak týkanmasýnýn,

bir an önce gelip çatmasýna yol açmýþtý.

Anneme birçok kez telefon etmiþ olan Poupette, onun saðlýk

durumunu çok iyi sanýyordu. Annemle benden daha içli dýþlý

olduðu gibi ona benden daha çok baðlýydý. Kliniðe gelip ansýzýn

ölümcül bir hasta yüzüyle karþýlaþmasýna meydan veremezdim.

Trenin varýþ saatinden az sonra Diato'larýn evinde telefonla

aradým onu. Yatýp uyumuþtu bile: Ne acý uyanýþ!

O 6 Kasým çarþamba günü, taþýt, havagazý, elektrik grevi

vardý. Bost'tan gelip arabasýyla beni almasýný istemiþtim. O

gelmeden, profesör B. bana gene telefon etti: Annem bütün

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

gece kusmuþtu; o günün akþamýna çýkamayacaktý herhalde.

Yollardaki týkanýklýk korktuðum kadar çýkmadý. Saat ona

doðru Poupette'le, 114 sayýlý odanýn kapýsý önünde buluþtuk.

Profesör B.'nin dediklerini yineledim. Poupette de, sabahtan

beri, canlandýrma uzmaný Doktor N.'nin annemle uðraþmakta

olduðunu haber verdi; midesini temizlemek için, burnundan

bir sonda salacaktý þimdi. Poupette, aðlaya aðlaya, -Madem

umut yok, niye iþkence ediyorlar sanki? Býraksýnlar bari, rahat

rahat ölsün, dedi bana. Salonda bekleyen Bost'un yanýna

yolladým onu; Bost, götürüp bir kahve içirdi kýza. Doktor

N. önümden geçti, odaya girecekti, yolunu kestim. Beyaz

gömlekli, baþýnda beyaz bir takke, genç, kapanýk yüzlü bir

adamdý: Niye sonda salacaksýnýz? Madem artýk umut yok niye

iþkence edelim anneme? Bakýþýyla beni ezercesine, -Ne yapmam

gerekiyorsa onu yapýyorum, dedi. Kapýyý itti. Biraz sonra bir

hemþire içeri girmemi söyledi.

Yatak, odanýn ortasýnda, baþucu duvara dayalýydý; eski yerine

getirilmiþti. Solda, annemin koluna takýlý bir serum þiþesi vardý.

Annemin burnundan saydam bir plastik boru çýkýyor, karmaþýk

birtakým aygýtlardan geçerek bir kavanoza ulaþýyordu. Annemin

burun delikleri sýkýk, yüzü daha da kýrýþýktý; gönül yýkýklýðýnýn

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

uysallýðý vardý bu yüzde. Bir mýrýldanma içinde, sondanýn

kendisini pek tedirgin etmediðini, ancak geceleyin çok acý

çekmiþ olduðunu söyledi. Susamýþtý ama bir þey içmemeliydi;

hemþire bir bardak suyun içinde duran bir pipeti aðzýna

yaklaþtýrýyordu; annem, suyu yutmadan, dudaklarýný ýslatýyordu;

ince tüylerin gölgelediði (çocukluðumda, annemin

hoþnutsuzluk duyduðu, yahut, caný bir þeye sýkýldýðý zamanlarda

gördüðüm üzere kabarmýþ) bu dudaðýn, hem obur hem kendini tutan þu emme

hareketi büyülüyor gibiydi beni.

Sarýmsý birtakým þeylerle dolu kavanozu göstererek Doktor

N., çatýcý bir sesle: -Bunlarý midesinde mi býrakalým istiyordunuz? dedi.

Karþýlýk vermedim. Geçenekte bana döndü: Gün doðarken, ancak dört saatlik

bir ömrü kalmýþtý. Dirilttim onu. Kendisine, Ne için? diye sormak cesaretini

bulamadým.

Uzmanlarýn danýþýmý. Bir hekimle Doktor P. adlý bir cerrahýn,

þiþmiþ karný elleriyle yokladýklarý sýrada, kýz kardeþim yanýmda

duruyor. Annem, parmaklarýnýn altýnda inliyor, baðýrýyor.

Morfin iðnesi. Annem hala inildiyor. Rica ediyoruz: Bir iðne

daha yapýn! Ýtiraz ediyorlar; morfinin fazlasý barsaðý kötürümleþtirebilirmiþ.

Ne umuyorlar o halde? Grev yüzünden elektrikler kesik; aldýklarý kanýn

birazýný, elektrik üretme aygýtý bulunan Amerikan hastanesine yolluyorlar.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Ameliyata giriþmeyi mi düþünüyorlar? Odadan çýkarken cerrah: Olacak

þey deðil, diyor bana hasta pek arýk. Uzaklaþýyor, söylediðini

iþitmiþ olan Bayan Gontrand adýnda yaþlý bir hemþire, atýlýyor

bana doðru: Ameliyat ettirmeyin sakýn! Sonra elini aðzýna

örtüyor: Doktor N. size böyle bir þey söylediðimi iþitecek olsa!..

Kendi annemmiþ gibi söyledim size bunu! Soruyorum kendisine: Ameliyat

yapýlsa ne olur ki? Ama kadýn sustu artýk, soruma karþýlýk vermiyor.

Annem uyuyakalmýþtý; Poupette'e telefon numaralarý býrakarak hastaneden

ayrýldým. Beþe doðru Sartre'ýn evine telefon ettiðinde sesinde umut vardý:

Cerrah ameliyatý denemek istiyor. Kan çözümlemeleri pek yüreklendiriciymiþ;

annem gücünü biraz toplamýþ durumda, kalbi dayanabilecekmiþ.

Hem hastalýðýn kanser olduðu yüzde yüz kesin deðil: Belki

de düpedüz bir peritonit. Öyle bir þeyse, bir umut var demek.

Kabul ediyor musun? -(Ameliyat ettirmeyin sakýn.) Kabul.

Kaçta olacak? -Ýkide burada ol. Anneme ameliyat olacaðý

söylenmeyecek, bir daha film alýnýyor denecek.

-Ameliyat ettirmeyin sakýn.- Bir uzmanýn kararýna, kýz kardeþimin umutlarýna

karþý çýkarýlacak pek dayanýksýz bir kanýt bu. Annem ameliyat masasýndan

bir daha kalkmaz mýydý?

Çözümlerin en kötüsü bu deðildi. Hem bir cerrahýn bu tehlikeyi

göze alacaðýný düþünmüyordum. Annem yakayý kurtaracaktý.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Ameliyat hastalýðýn evrimini hýzlandýracak mýydý? Bayan

Gontrand'ýn söylemek istediði buydu herhalde. Ancak barsak

týkanmasýnýn o günkü durumuyla annem üç gün daha yaþayamazdý; can

çekiþmesinin de dayanýlmaz acýlar içinde olmasýndan fena halde korkuyordum.

Bir saat sonra Poupette telefonda hüngür hüngür aðlýyordu:

Hemen gel. Açmýþlar; kocaman bir ur bulmuþlar, kanser uru...

Sartre benimle birlikte aþaðý indi, taksiyle kliniðe dek götürdü

beni. Korkudan boðazým düðüm düðümdü. Bir erkek hastabakýcý, giriþ salonuyla

ameliyat odasýnýn arasýnda, kýz kardeþimin beklemekte olduðu aralýðý

gösterdi. Poupette o kadar kötü durumdaydý ki kendisi için yatýþtýrýcý bir

ilaç istedim. Anlattýðýna göre hekimler, her günkü halleriyle, film

çekilmeden önce yatýþtýrýcý bir iðne yapýlacaðýný söylemiþler

anneme; Doktar N. bayýltmýþtý onu; bütün bu bayýltma süresince Poupette

annemin elini elinde tutmuþtu; annesinin gövdesi olan bu yaþlý, yýkýk

gövdeyi çýrýlçýplak görmenin kendisine ne büyük bir acý vermiþ olacaðýný

tasarlayabiliyordum. Gözler arkaya doðru kaymýþ, aðzý açýlmýþ.... Bu yüzü

de hiç unutamayacaktý artýk. Annemi ameliyat odasýna götürmüþler, bir süre

sonra Doktor N. dýþarý çýkmýþ: Karnýn içinde iki litre irin varmýþ,

karýnzarý patlakmýþ, kocaman bir ur bulmuþlar, kanserin en kötü çeþidinden...

Cerrah, çýkarýlabilecek her þeyi çýkarmaktaymýþ. Biz beklerken, kýzý

Chantal'la birlikte teyze kýzým Jeanne girdi içeri; Limoges'dan geliyordu;

annemi rahat rahat hasta yataðýnda yatar bulacaðýný sanýyormuþ; Chantal bir

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bulmaca kitabý getirmiþti ona. Anneme, uyanýp kendine geldiðinde ne

diyeceðimizi konuþtuk aramýzda.

Kolaydý: Film bir peritonit göstermiþti, hemen ameliyata gidilmesi

kararlaþtýrýlmýþtý.

N., annemin odasýna çýkarýldýðýný haber verdi. Büyük bir

sevinç içindeydi: Bu sabah yarý cansýz yatan annem uzun, aðýr

bir ameliyata pek güzel dayanmýþtý. En yeni anestezi yöntemleri

yüreðin, akciðerlerin, bütün örgenliðin düzgülü iþlemeye

devam etmesini saðlamýþtý. Þüphesiz, gösteriþli bir teknik baþarý

elde etmiþti; sonuçlarýn sorumunu ise, þüphesiz, üzerine almýyordu.

Kýz kardeþim, cerraha: -Annemi ameliyat edin, demiþti; ama kanser çýkarsa,

acý çekmesine meydan býrakmayacaðýnýza söz verin bana. Cerrah söz vermiþti.

Bu sözünün deðeri neydi?

Annem, sýrtüstü, yastýksýz, yüzü mum gibi, burnu incelmiþ,

aðzý açýk, uyuyordu. Kýz kardeþimle bir hemþire baþýnda

bekleyeceklerdi. Evime döndüm, Sartre'la oturup konuþtuk,

Bartok dinledik. Ansýzýn, gecenin onbirinde, handiyse çýðrýndan çýkýp sinir

nöbeti halini alan bir aðlama nöbeti...

Donakaldým. Babam öldüðü zaman gözümden bir damla

yaþ gelmemiþti. Kýz kardeþime: -Annem için öylesi de bir,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

böylesi de demiþtim. O geeeye dek bütün üzüntülerimi anlamýþtým: Gücümü

aþtýklarý zaman bile bu üzüntülerde kendimi bulabiliyordum. Bu kez, büyük

acýmý denet altýnda tutamýyordum: Ýçimde benden baþka biri aðlýyordu. O

sabah gördüðüm haliyle, üzerinde okuyabildiklerimle, annemin, aðzýndan söz

açtým Sartre'a: Geri çevrilen bir oburluk, handiyse kölece denecek bir

alçak gönüllülük, umut, gönül darlýðý, kendini açýkça göstermek istemeyen

bir yalnýzlýk -ölümün yanlýzlýðý, yaþayýþýnýn yalnýzlýðý-, bunlar vardý o

aðýzda... Benim aðzýmda beni dinlemiyormuþ artýk; öyle dedi Sartre; yüzümün

üzerine annemin aðzýný yerleþtirmiþ, istemeden, farkýna

varmadan, bütün kýpýrdanýþlarýný benzetliyormuþum. Annemin

bütün kiþiliði, bütün ömrü aðzýmda biçimleniyor, ona duyduðum acýma

içimi paramparça ediyordu.

:::::::::::::

Annemin mutlu bir çocukluk geçirmiþ olduðunu sanmýyorum.

Zaman zaman aklýna gelen bir tek hoþ anýsýný bilirim: Lorraine'nin

köylerinden birinde ninesinin bahçesi; aðacýn dalýndan yenen, sýcacýk, cins

cins erikler. Verdun'de geçirdiði çocukluðu üzerine bana hiçbir þey

anlatmamýþtýr. Bir fotoðrafta, sekiz yaþlarýnda, papatya kýlýðýnda

görmüþümdür onu: Güzel giysiymiþ. Evet, diye karlýþýk vermiþti, ama

yeþil çoraplarýmýn boyasý akmýþtý, renk derime geçmiþti; ancak üç gün sonra

boyayý temizleyebildik. Sesi somurtkandý: Acýlýkla dolu koca

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bir geçmiþi anýlýyordu. Kaç kez, annesinin sertliðinden, soðukluðundan

yakýndýydý bana! Ninem, elli yaþýnda, soðuk, hatta kibirli duran, az gülen,

çok dedikodu eden, anneme ancak pek alýþýlagelmiþ çeþidinden bir sevgi

gösteren bir kadýndý; kocasýna baðnazcasýna baðlý olduðu için çocuklarý;

yaþayýþýnda ancak ikincil bir yer tutabilmiþlerdi. Dedemden söz açarken

annem sýk sýk, hýnçla, þöyle demiþti bana: -Gönlünde bir tek

insan vardý onun: Varsa yoksa Lili teyzen... Kendisinden beþ

yaþ küçük sarýþýn, pembe pembe bir kýz olan Lili, ablasýndan

zorlu, silinmek bilmeyen bir kýskançlýk uyandýrmýþtý. Ergenliðe

yaklaþtýðým yýllara dek annem en yüksek anlýk nitelikleriyle

tinsel nitelikleri yakýþtýrýrdý bana: Kendine bir özdeþlik buluyordu

bende; kýz kardeþimi aþaðýlýyor, kýrýyordu: Küçük kardeþti o, sarýþýndý,

pembe pembeydi, farkýna varmadan annem öcünü ondan alýyordu.

Kuþlar Okulu'ndan, kendisine gösterdiði ilgi, verdiði deðerle

öz sevgisini avunduran baþrahibeden, gururla söz açardý.

Sýnýfýnýn bir fotoðrafýný göstermiþti: Ýki rahibe arasýnda, geniþ

bir bahçede oturan altý kýz. Dördü yatýlý öðrenci, karalar giymiþ;

ikisi gündüzlü, ak giysili: Annemle bir arkadaþý. Hepsinde

boyunlarýný bile örten giysiler, uzun eteklikler, aðýrbaþlý topuzlar.

Gözlerinde hiçbir þey okunmuyor. Annem, dört yaný

en sert ilkelerle baðlanmýþ bir halde atýlmýþtý hayata: Taþranýn

gerekli, uygun gördüðü davranýþlar, rahibe okulu öðrencilerinin

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

ahlak anlayýþý...

Yirmi yaþýndayken, yeniden, duygusal yönden bir baþarýsýzlýkla

karþýlaþmýþ: Tutkun olduðu amcasý oðlu baþka bir amca

kýzýmý yeð tutmuþ: Germaine teyzemi. Bu umut kýrýklýklarýndan kendisinde,

bütün ömrü boyunca, bir alýnganlýk, bir hýnç temeli kaldý.

Babamýn yanýnda açýlmýþ. Kocasýný seviyordu, ona hayrandý;

on yýl boyunca babam da onun bedence isteklerini bütünüyle

karþýlamýþ olsa gerek. Kadýnlara bayýlýyormuþ babam, baþýndan

pek çok serüven geçmiþ; büyük zevk duyarak okuduðu Marcel

Prevost gibi, insanýn, genç karýsýna, sevgililerine ne kadar ateþli

davranýyorsa, o kadar ateþli davranmasý gerektiðini düþünürmüþ.

Üst dudaðýný gölgeleyen o ince tüyleriyle annemin

yüzü, sýcak bir nefis düþkünlüðünü açýða vuruyordu. Anlaþtýklarý

hemen belli oluyordu: Babam annemin kollarýný okþar,

onu pehpehler, sevecenlik dolu basma kalýp laflar ederdi ona.

Gözümün önüne geliyor; bir sabah -altý yedi yaþlarýndayým- geçeneðin

kýrmýzý halýsý üzerinde yalýnayak, sýrtýnda uzun patiska geceliðiyle

annem... Burup býraktýðý saçý ensesine dökülüyordu; kapýsýndan çýktýðýnda bu

odaya gizemsel bir baðla baðlý diye düþündüðüm gülümsemesinin ýþýldayýþý,

þaþýrtmýþtý beni; bu parýl parýl görüntüde, annem dediðim o

saygýdeðer büyük insaný, zar zor tanýyordum.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Ama hiçbir þey, hiçbir zaman, çocukluðumuzu silemez,

unutturamaz. Annemin mutlululuðu da, gölgesiz sürüp gitmedi. Daha balayý

yolculuklarýnda babamýn bencilliði patlak vermiþ; annem Ýtalya göllerini

görmek dilermiþ, oysa yarýþ mevsimi açýlmak üzere olduðu için Nice'de

kalmýþlar. Bu umut kýrýklýðýný sýk sýk hýnç duymadan, ama bir parçacýk

yerinerek anýlardý. Yolculuktan hoþlanýrdý. Gezgin olmak isterdim, derdi.

Gençliðinin en güzel anlarý, Vosges'larla Luxembourg içlerinde

dedemin düzenlediði yaya ya da bisikletli gezintilerdi. Pek

çok düþünden vazgeçmek zorunda kalmýþ annem: Babamýn

istekleri hep kendi isteklerinden önce geliyormuþ. Kendi

arkadaþlarýyla da, babam kocalarýný can sýkýcý bulduðu için,

görüþmez olmuþ.

Babam yalnýz salonlardan, tiyatrolardan

hoþlanýrdý. Annem seve seve giderdi arkasýndan öyle yerlere;

topluluklarda bulunmayý severdi. Ama güzelliði onu kötü

yürekliliðe karþý korumuyordu; taþralýydý, pek açýkgöz deðildi;

adamakýllý Parisli olan bu ortamda, annemin beceriksizliðine

gülümseyenler çýkmýþ. Bu insanlar arasýnda karþýlaþtýðý birtakým

kadýnlarýn, babamla iliþkileri olmuþtu: Fýsýltýlarý, dalavereleri

getirebiliyorum gözümün önüne. Babam, parýltýlý, güzel bir kadýn olan,

arada sýrada kocasýyla bize gelen son sevgilisinin fotoðrafýný yazý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

masasýnda saklýyordu. Otuz yýl sonra bir gün, gülerek, anneme -Resmi

ortadan kaldýrdýn, demiþti. Annem bunu yadsýdý ama onu kandýramadý. Muhakkak

olan, annemin daha balayýnda, gerek sevgisinde gerek gururunda acý

çektiðidir: Zorlu, her yanýyla tutarlý bir kiþiliði

olduðu için aldýðý yaralar güç onuyordu.

Sonra dedem iflas etmiþ. Annem bu durumun o kadar onur

kýrýcý olduðunu sanmýþ ki; Verdun'deki bütün arkadaþlarýyla

arayý açmýþ, görüþmez olmuþ. Babama verilecek olan drahoma

verilmemiþ. Bundan ötürü babamýn kendisine kýzgýn olmamasýný,

annem, yüce gönüllülük saymýþ, ömrü boyunca kocasýnýn karþýsýnda kendini

suçlu görmüþ.

Ne olursa olsun: Baþarýlý bir evlilik, kendisine candan baðlý

iki kýz, az çok hali vakti yerinde olmak, savaþ sonuna dek

annemin halinden yanýkmasýna meydan býrakmadý. Sevecen,

þen bir insandý, gülümseyiþi içime kývanç salýyordu.

Babamýn durumu deðiþip yarý yoksul bir hale düþtüðümüzde

annem evi yardýmcýsýz çekip çevirmeye karar verdi. Ne yazýk

ki ev iþleri kendisini bunaltýyordu, kendini bu iþlere vermekle

kiþiliðine yakýþmayan bir þey yaptýðý düþüncesine kapýlýyordu.

Babam için, bizler için, kendini þuncacýk düþünmeksizin, her

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

türlü þeyi yapabilirdi. Ama hiç kimse, içinde bir acýlýk duymadan,

-Kendimi feda ediyorum, diyemez. Annemin çeliþikliklerinden biri, bir

yandan öz esirgemezliðinin büyüklüðüne inanýrken, bir yandan da, kendisini

üzen, sýkan þeylerden tiksinmemesini olanaksýz kýlacak ölçüde zorlayýcý

eðilimleri, iðrentileri, istekleri olmasýydý. Kendi kendine

uyguladýðý baskýlarla yoksunluklara karþý, durmadan baþ

kaldýrýyordu.

Yirmi yýl sonra aklýnýn yattýðý çözüm yolunu baþýndan beri

kabul etmesine önyargýlarýn engel olmuþ olmasý, üzülünecek

þey, doðrusu. Bu, çözüm yolu, dýþarýda çalýþmaktý. Direþken,

iþine çok özen gösteren; belliði kuvvetli bir insandý; bir kitaplýkta

görev alýr, katibe olurdu: Kendi gözünde deðeri

yükselir, kendini küçülmüþ duymazdý. Özel iliþkileri olacaktý

o zaman. Geleneðin kendisine doðalmýþ gibi kabul ettirdiði

ama yaradýlýþýna hiç de uymayan bir baðýmlýlýktan kaçmýþ

olacaktý böylece. O zaman, katlanmak zorunda kaldýðý yoksunluða

daha bir güçle dayanýrdý herhalde.

Babamý kýnamýyorum. Erkekte alýþkanlýðýn isteði öldürdüðü

iyi bilinen bir þeydir. Annem ilk tazeliðini yitirmiþti, babam

da ateþliliðini. Bu ateþini uyandýrmak için Versailles kahvesinin

meslekten kadýnlarýna ya da Sphinx'in sermayelerine baþvuruyordu.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Onbeþ ile yirmi yaþlarým arasýnda kaç kez, sabahýn

sekizinde, içki kokarak eve döndüðünü, sýkýntýlý bir halle briç

ya da poker hikayeleri anlattýðýný gördüm! Annem aðlayýp

sýzlanmaksýzýn karþýlardý onu; tedirgin edici gerçeklerden

kaçmaya o kadar alýþýktý ki, kimbilir, babamýn anlattýklarýna

inanýyordu belki de.

Ancak, babamýn ilgisizlik göstermesini,

soðuk davranmasýný hoþ karþýlamazdý. Burjuva evliliðin doðaya

aykýrý bir kurum olduðuna kanmam için, annemin durmuna

bakmam, onu görmem, yetebilirdi. Parmaðýna geçirdiði niþan

halkasý kendisine zevki tatma hakkýný vermiþti; nefsi çok þey

istemeyi öðrenmiþti; otuz beþ yaþýnda, olgunluk çaðýnda, bu

isteklerini doyurmasýna artýk meydan verilmiyordu. Sevdiði,

ama kendisiyle artýk hemen hemen hiç seviþmeyen erkeðin

yanýnda uyumaya devam ediyordu: Umuyor, bekliyor, yanýp

tükeniyordu, ama hepsi boþ yereydi bunlarýn. Tam bir perhiz,

bu çeþit bir yakýnlýktan herhalde daha az zedelerdi gururunu.

Huyunun deðiþip bozulmasýna þaþmýyorum: Tokatlar, baðýrýp

çaðýrmalar, çekiþme sahneleri (hem yalnýz kendi aramýzda

deðil, konuklarýn yanýnda bile) sýk sýk görülür oldu. Babam

Françoise'in huyu berbat mý berbat, diyordu. Annem -Kolayca

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

öfkelendiðini kabul ediyordu. Ama bir takým insanlarýn

Françoise öyle kötümser ki!, ya da, Françoise'in sinirleri fena

halde bozulmuþ, dediklerini iþittiði zaman çok kýrýlýyor, çok

üzülüyordu.

Gençti daha, süslenip püslenmeyi pek seviyordu. Yanýmda

ablammýþ gibi durduðu söylendiði zaman yüzü ýþýyordu.

Babamýn, viyolonsel çalan, piyonada annemin eþlik ettiði amca

oðullarýndan biri, ona pek saygýlý bir biçimde ilgi gösteriyordu:

Bu adam evlendiði zaman annem karýsýndan tiksindi. Gerek

cinsel, gerek toplum içindeki yaþayýþý bozulduðu zaman, özenli

giyinme'nin zorunlu olduðu pek önemli haller dýþýnda annem

üstüne baþýna özenmez oldu: Bir tatil dönüþümüzü anýlarým;

bizi istasyonda bekliyordu, baþýnda güzel bir kadife þapka,

bir tül peçe vardý, yüzüne biraz pudra sürmüþtü. Kýz kardeþim,

hayranlýkla: Anneciðim, þýk hanýmlara benzemiþsin! diye

haykýrmýþtý. Annem artýk zarifliðe özenmediði için herhangi

bir art düþünceye kapýlmadan gülmüþtü.

Rahibe okulunda bedeni aþaðsamasý öðretilmiþti kendisine; bu aþaðsamayý,

gerek kýzlarý gerek kendi için, saðlýða önem vermemeye dek vardýrýyordu.

Bununla birlikte -çeliþmelerinden biri de buydu- hoþa gitme hevesinden

vazgeçmemiþti hala; pohpohlanmak gönlünü okþuyordu; bu pohpohlara cilveli

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bir halle karþýlýk veriyordu. Babamýn arkadaþlarýndan biri (kendi hesabýna

yayýmlattýðý) bir kitabý, içine -Yaþayýþýna hayran olduðum

Françoise de Beauvoir'a- diye yazarak armaðan ettiði zaman

kurum kurum kurumlanmýþtý. Bir garip övgüydü bu: Kendisini

hayran kazanmaktan yoksun kýlan bir silik davranýþla, hayran

olunacak bir kadýn haline geliyordu.

Beden hazlarýndan kesilmiþ, kendini sivriltmenin hoþnutluðuna eremeyen,

canýný sýkan, kendisini utandýran angaryalarýn kölesi olmuþ bu gururlu, dik

kafalý kadýnýn, olacaða boyun eðecek bir yaradýlýþý yoktu. Öfke nöbetleri

arasýnda durmadan þarký söyler, þakalar yapar, gevezelik eder, gönlünün

mýrýldanýþlarýný gürültüye boðardý. Babamýn ölümünden sonra

Germaine teyzem, söz arasýnda: -Kusursuz bir koca deðildi,

diyecek olduydu da annem onu fena terslemiþ: -Bana her zaman

büyük bir mutluluk vermesini bildi o, demiþti. Kendi kendine,

bunun böyle olduðunu hep söylemiþ, öyle olduðuna kendini

inandýrmýþtýr muhakkak. Gene de, bu iðreti iyimserlik, susuzluðunu

gidermeye yetmiyordu. Karþýsýna çýkan tek kurtuluþ

yoluna atmýþtý kendini: Yükümünü taþýdýðý genç dirimlerle

beslenme yoluna... Hiç deðilse ben, hiçbir zaman bencil olmadým;

baþkalarý için yaþadým, dediydi bana sonralarý. Evet

baþkalarý için, ama ayný zamanda baþkalarýndan da beslenerek...

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Her þeyi yalnýz kendine isteyen, herkese egemen olmak dileyen

bir kadýndý; elinden gelse, bizleri, tümümüzle, avucunun içinde

tutmak isterdi. Ama dertlerine bulduðu bu em kendisine gerekli

hale geldiði sýralarda biz de erkinliði, yalnýz baþýna kalabilmeyi

diler olmuþtuk. Birtakým çatýþmalar için için iþledi, patlak verdi;

annemin dengesini yeniden bulmasýna yardým etmedi bunlar.

Bununla birlikte en güçlümüz oydu; onun dediði oluyordu.

Evde, bütün kapýlarýn açýk býrakýlmasý gerekti; gözlerinin

önünde çalýþmalýydým, üstelik, oturduðu odada. Geceleri, kýz

kardeþimle birlikte, yataklarýmýzda karþý karþýya gevezelik

ettiðimiz zaman, içini merak kemirerek kulaðýný duvara yapýþtýrýr,

seslenirdi bize: -Susun artýk! Yüzme öðrenmemizi hiç

istemedi, babamýn bizlere bisiklet almasýna engel oldu: Paylaþmayacaðý

bu zevkler, bize, ondan kaçýp kurtulma olanaðýný

verecekti. Bütün eðlencelerimize karþýmak istemesi, kendinin

pek az eðlencesi olmasýndan ileri gelmiyordu yalnýz: Kökleri

herhalde kendi çocukluðunda bulunan birtakým sebeplerden

ötürü, bir topluluðun dýþýna çýkarýldýðýný duymaya katlanamýyordu.

Ýstenmediðini bildiði zamanlar bile, kendini zorla

kabul ettirmekten çekinmezdi. La Grilere'de, bir gece, amca

çoçuklarýmýzýn arkadaþlarý birtakým oðlanlar kýzlar, mutfakta

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

toplanmýþtýk: Fener ýþýðýnda az önce tuttuðumuz yengeçleri

piþiriyorduk. Annem ansýzýn ortaya çýktý; tek ergin kiþiydi

aramýzda: -Sizinle birlikte yemek yemeðe hakkým vardýr elbette.

Coþkunluðumuz sönmüþ gitmiþti, dondurmuþtu bizi; ama

yanýmýzda kaldý. Daha sonralarý amcam oðlu Jacques, kýz

kardeþimle bana, Güz Sergisi'nin kapýsý önünde buluþmak

üzere söz vermiþti; annem de geldi bizimle birlikte; çocuk

görünmedi o gün. Ertesi gün: -Anneni gördüm, durmadým,

gittim, dediydi bana. Yanýmýzda bulunduðu zaman varlýðý

kendini belli ediyordu. Arkadaþlarýmýzý aðýrladýðýmýz zamanlar

-Sizinle ikindi kahvaltýsý etmeye hakkým vardýr elbette-

konuþmalarý tekeline alýrdý.

Viyana'da, Milano'da, az çok resmi akþam yemeklerinde annemin sözü

baþkalarýna býrakmamakta gösterdiði kendine güven, kýz kardeþimi birçok kez

büyük üzüntülere salmýþ. Bu can sýkýcý, olur olmaz araya giriþleri,

bu kendine önem verdirme nöbetleri, annem için öç almanýn

bir biçimiydi: Kendini kabul ettirme fýrsatýný bulmazdý sýk sýk.

Pek az kimse ile görüþüyordu; babam yanýnda olduðu zamanlar

ise, gösteriþi o yapardý. Bizi kýzdýran -Hakkým vardýr elbette!

cümlesi, gerçekte, kendine güven duymaktan yana içindeki

eksikliðin tanýtýydý. Sýrasýnda kendini ne yapsa tutamayan,

cadalozlaþan annem, ölçülülüðü alçakgönüllülüðe vardýrýrdý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

soðukkanlý davrandýðý zamanlar. Ýncir çekirdeði doldurmayacak

þeyler yüzünden babamla çekiþir dururdu; ama ondan

para istemekten çekinir, kendine hiç harcamaz, bizim içinse

elden geldiðince az harcardý; babamýn her akþamýný dýþarýda

geçirmesine, pazarlarý sokaða yalnýz baþýna çýkmasýna bir þey

demiyordu.

Babamýn ölümünden sonra, herþeyini bizden

bekler duruma geldiðinde, bizim karþýmýzda da ayný titizliði

gösterirdi: Bizi tedirgin etmemeye çalýþtý. Ýyiliðimizi bekler

olduðu, iyilik borçlusu durumuna geçtiði için duygularýný

bize göstermek üzere baþka bir yol kalmýyordu karþýsýnda;

oysa eskiden, bize gösterdiði özen, bakým, bizi baský altýnda

tutmasýný -kendi görüþüne göre- haklý kýlýyor, temize çýkarýyordu.

Bize beslediði sevgi hem derin hem de kýskanç bir sevgiydi;

bu sevginin bizde yarattýðý acý çekiþme, kendi iç çatýþmalarýný

yansýtýyordu. Pek kolay incinen bir insan olduðu için -bir

sitemi, bir yergiyi, yirmi yýl, kýrk yýl, gevip durabilirdi- gönlündeki

yaygýn hýnç, sataþkan davranýþlarla açýða vururdu

kendini: Hoyratça açýksözlülükle, aðýr alaylarla... Bize karþý,

sadýk olmaktan çok düþüncesizce yapýlmýþ sayýlacak kötü

davranýþlarda bulunurdu sýk sýk: Ýstediði, mutsuzluðumuz

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

deðil, kendi gücünü kendi gözünde tanýtlamaktý. Tatilimi

Zaza'larýn evinde geçirirken kýz kardeþim bana mektup yazmýþtý;

yeni yetme bir kýzýn deyiþiyle, gönlünden, ruhundan,

çözmek zorunda kaldýðý sorunlardan söz açýyordu; mektubuna

karþýlýk yazdým. Annem mektubumu açmýþ, Poupette'in

önünde yüksek sesle okumuþ, kýzýn bana açtýðý sýrlara kahkahayla

gülmüþ. Öfkeden kaskatý kesilen Pouperte, onu

aþaðsayýcý bakýþlarýyla ezmiþ, annemi hiçbir zaman baðýþlamayacaðýna

ant içmiþ. Annem hýçkýra hýçkýra aðlamýþ; sonra bana mektup yazarak

kendilerini barýþtýrmam için yalvardý: Ben de istediðini yaptým.

Özellikle, kýz kardeþim üzerindeki erkini berkitmeye bakýyor,

aramýzdaki arkadaþlýktan gocunuyordu. Din inancýmý

yitirdiðimi öðrendiði zaman, kardeþime taþkýn bir öfkeyle

baðýrmýþ: -Seni onun etkisine karþý savunacaðým. Koruyacaðým

seni! O yaz tatilinde baþ baþa kalmamýzý yasak etti: Biz gizlice

kestanelikte buluþuyorduk. Bu kýskançlýk, annemi ömrü

boyunca kývrandýrdý; biz de, buluþmalarýmýzýn çoðunu

kendisinden gizli tutma alýþkanlýðýmýzý sonuna dek sürdürdük.

Ama çoðu zaman da sevgisinin sýcaklýðý içimize tatlý bir

heyecan salardý. On yedi yaþlarýndayken Poupette, babamla,

en iyi arkadaþý saydýðý -Adrien amca'nýn biribirlerine darýlmalarýna,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

istemeyerek yol açmýþtý; o günden sonra kýzýyla aylar

boyunca konuþmayan babama karþý kýz kardeþimi bütün yamanlýðýyla

savunmuþtu annem. Daha sonra, ekmek getirecek

iþler yapmak uðruna resim anýklýðýndan vazgeçmediði, evde

yiyip içip yattýðý için, kýz kardeþime kýrýlan, hep sýzlanan babam,

ona metelik koklatmýyor, ancak aç kalmayacaðý ölçüde besliyordu onu.

Annemse kardeþimi savunuyor, ona yardým etmek için elinden geleni

esirgemiyordu. Babamýn ölümünden sonra bir kýz arkadaþýmla birlikte

yolculuða çýkmam için nasýl bir gönül hoþluðuyla beni isteklendirdiðini

unutmadým, kendi hesabýma; oysa bir tek iç çekiþiyle beni gitmekten

vazgeçirebilirdi.

Baþkalarýyla iliþkilerini beceriksizliðinden bozuyordu: Kýz

kardeþimi benden uzaklaþtýrmak için gösterdiði çabadan daha

acýnacak bir þey olamazdý. Amca oðlumuz Jacques, Rennes

sokaðýndaki evimize daha seyrek gelmeye baþladýðý zaman

-babasýna beslemiþ olduðu sevginin birazýný annem ona yönelttiði

için- her kezinde, kendinin güler yüzlü sandýðý ama

Jacques'ýn kýzdýrýcý bulduðu birtakým yakýnmalar, söylenmelerle

karþýlýyordu onu: Çocuk, bize geliþlerini gitgide

seyrekleþtiriyordu. Ninemin evine yerleþtiðim zaman annem

aðlamaklý oldu ama bir acýndýrma sahnesi baþlatmaya bile

kalkmayýþýna, doðrusu ya, çok sevindim: Böyle sahnelerden

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

hep kaçýnmýþtýr annem. Gene de, o yýl, ne zaman eve yemeðe

gelsem, ailemi önemsemediðim yollu homur homur söylenirdi;

oysa gerçekte, onlara sýk sýk gitmekteydim. Bir þey sormasýna,

bir þey istemesine, gururu, ilkeleri engel oluyordu; sonra da

kendisine pek az þey veriliyor diye yakýnýyor, sýzlanýyordu.

Karþýlaþtýðý güçlüklerden kimseye söz açamazdý, kendine

bile. Ne içini açýklýk, aydýnlýk içinde, olduðu gibi görmeye

alýþtýrýlmýþtý, ne de herhangi bir iþte kendi yargýlama gücünü

kullanmaya. Yetkili kiþilerin gölgesine sýðýnmasý gerekiyordu:

Ne var ki, saygý duyduðu bu yetkili kiþilerin görüþleri uzlaþmazdý; Kuþlar

Okulu'nun baþrahibesi ile babam arasýnda

herhangi bir ortak nokta yoktu. Bu karþýtlýðý, ben, düþüncelerimin

oluþmasý sýrasýnda yaþadým, düþüncelerim oluþup

oturduktan sonra deðil; çocukluðumun ilk yýllarýnda kazandýðým

bir kendime güvenim vardý benim, annem bundan

yoksundu; sonradan benim girdiðim yol, karþý durma, karþý

durum takýnma yolu, ona kapalýydý. O, tersine, baþkalarý ne

diyorsa onlar gibi düþünmek yolunu tuttu: Son söz alan, son

konuþan kimse, o haklýydý. Çok okurdu; ama saðlam bir belleði

olduðu halde, hemen her okuduðunu unuturdu: Kesin bir

bilgi, kesilip atýlmýþ bir düþünce, bir kanýþ, ileride, durumun,

kendisine kabul etmek zorunda býrakabileceði yüzseksen

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

derecelik dönüþleri, deðiþmeleri, olanaksýz kýlardý.

Babamýn ölümünden sonra bile bu sakýntýyý elden býrakmadý. O zaman,

görüþtüðü kimseler düþüncelerine daha da uyan insanlar oldu.

Bütüncü'lere karþý aydýn katoliklerden yanaydý. Bununla

birlikte ahbaplýk ettiði kiþiler arasýnda görüþ ayrýlýklarý vardý.

Ayrýca, yaþayýþýmý yanlýþ bir yola sürmüþtüm ama birçok

konuda düþüncelerim onun için önemliydi: Kýz kardeþimin

de, Lionel'in de... Bize akýlsýz görünmek'ten pek korkardý.

Böylelikle, kafasýndaki sisleri daðýtmadan sürdürdü, hiçbir

þeye þaþmadan, her þeye evet diyerek yaþadý. Son yýllarýnda

bir çeþit tutarlýða eriþmiþti; ama duygusal yaþamýnýn en acýlý

döneminde bu yaþamý ussallaþtýrmak için ne öðretisi, ne kavarmalarý,

ne de sözler vardý elinin altýnda. Ürküntülü tedirginliði bundan ileri

geliyordu iþte.

Kendine aykýrý þeyler düþünmenin verimli olduðu sýk sýk

görülmüþtür; ama annemin hali bambaþkaydý: Onun yaþayýþý,

kendisine aykýrý düþüyordu. Ýçi istek doluydu ama bütün

gücünü bu istekleri bastýrmaya harcamýþ, bu yadsýmaya öfkeyle

katlanmýþtý. Çocukluðunda, bedeni, gönlü, kafasý ilkelerle

yasaklardan örülü bir koþumun içine sýkýþtýrýlmýþtý. Kolanlarýný,

kendi eliyle çekip iyice sýkmasý belletilmiþti ona. Kanlý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

canlý, ateþli bir kadýnýn varlýðý sürüp gidiyordu içinde: Ama

eciþ bücüþ, sakatlanmýþ, kendine yabancý kesilmiþ bir varlýktý

bu.

:::::::::::::

Uyanýr uyanmaz, kýz kardeþime telefon ettim. Annem geceleyin

kendine gelmiþ; ameliyat edildiðini biliyormuþ, buna þaþmýþ

bir hali yokmuþ pek. Bir taksi çevirdim. Ayný yol, ayný ýlýk,

mavi güz, ayný klinik... Ama þimdi baþka bir öyküye giriyordum:

Nekahat yerine, bir can çekiþme öyküsüne... Daha

önceleri buraya dümdüz, yansýz saatler geçirmeye geliyordum;

ilgisizlik içinde geçiyordum salondan. Kapalý kapýlarýn ardýnda

ürkünç olaylar olup bitiyordu: Hiçbirinin kokusu çýkmýyordu

ama. Bundan böyle, bu ürkünç olaylardan biri de, benim

baþýmdan geçecekti. Merdivenden, elimden geldiðince hýzlý,

elimden geldiðince yavaþ çýktým. Þimdi kapýya bir yazý asmýþlardý:

Ziyaretçi Kabul Edilmez, diye. Odanýn düzeni deðiþmiþti. Yatak, bir gün

önceki gibi, iki yaný açýk duruyordu.

Þekerler dolaplara sýralanmýþtý, kitaplar da. Köþedeki geniþ

masanýn üzerinde artýk çiçek yok, þiþeler, cam balonlar, deneykaplar

vardý. Annem uyuyordu, burnunda sonda yoktu, yüzüne bakmak eskisi kadar

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

üzücü olmuyordu; ama yataðýn altýnda mideye; barsaða baðlanmýþ kavanozlar,

borular göze çarpýyordu. Sol koluna bir serum þiþesi takýlýydý. Artýk tek

bir giysi yoktu sýrtýnda: Hýrka, çýplak göðsü ile omuzlarýnýn üzerine

örtü gibi yayýlmýþtý. Sahneye yeni bir kiþi çýkmýþtý: Özel bir

hemþire, bir Ingres portresi kadar sevimli bayan Leblon; saçýný

mavi bir baþlýðýn altýna toplamýþtý, ayaklarý ak kumaþlara

sarýlýydý; serum þiþesini gözetiyor, içindeki plazmayý eritmek

için bir cam balonu sallýyordu. Kýz kardeþim, doktorlarýn

söylediðine göre, ölümün birkaç haftalýðýna, belki de birkaç

aylýðýna ertelenmiþ olabileceðini anlattý. Profesör B.'ye sormuþ

kardeþim: -Hastalýk baþka bir yerine kol attýðý zaman anneme

ne söyleyeceðiz? -Merak etmeyin. Bir þeyler buluruz. Bir þeyler

her zaman bulunur. Hasta da her zaman inanýr size.

Öðleden sonra, annemin gözleri açýktý; konuþuyor, söyledikleri ancak

anlaþýlabiliyordu ama aklý baþýndaydý. Gördün mü? dedim, -Bacaðýný kýrarsýn,

seni apandisitten ameliyat ederler! Bir parmaðýný kaldýrdý, biraz da gurur

duyarak: Apandisit deðil. Pe-ri-to-nit, diye fýsýldadý. Þu sözleri ekledi:

Bereket versin... burada olmam... -Benim burada olduðuma

mý seviniyorsun?- Hayýr kendimin... Hastalýðý peritonitti!

Onu kurtaran da bu klinikte yatmasýydý! Aldatmaca baþlýyordu.

Ne iyi artýk bu sondayý taþýmamak! O kadar iyi ki! Bir gün

önce karnýný þiþiren pislikler boþaltýldýðý için artýk acý çekmiyordu. Ýki

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

kýzý da baþucunda bekleyince kendini güvenlik

içinde sanýyordu. Doktor N. ile Doktor P. içeri girdiði zaman,

gözlerini yeniden kapamadan önce, hoþnut bir sesle: Beni

yüzüstü býrakmadýlar, dedi. Yorumlar yaptýlar aralarýnda:

Ýnanýlýr gibi deðil, ne kadar da çabuk toparlanmýþ! Müthiþ

bir þey! Öyleydi de. Kan verilmiþ, damardan damla damla besin

aktarýlmýþtý birkaç kez; annemin yüzüne renk gelmiþ, saðlýklý

bir hal almýþtý. Bir gün önce bu yataða serilmiþ yatan, acýlar

içindeki zavallý nesne gitmiþ, bir kadýn gelmiþti yerine.

Anneme, Chantal'in getirdiði bulmaca kitabýný gösterdim.

Hemþireye dönerek mýrýldandý: Kocaman bir Larousse

sözlüðüm var, yenisi; bulmaca çözmek için aldýmdý kendime.

Bu sözlük, son sevinçlerinden biri olmuþtu; almadan önce

uzun uzun sözünü etmiþti bana; ne zaman o sözlüðe baþvursam,

yüzü aydýnlanýrdý. Getiririz onu sana, dedim.

Getirin ya. Yeni Oidipus'u da getirin, ikisine de bakarým...

Soluk verirken güçlükle çýkarabildiði sözleri dudaklarýndan

devþirmek zorunda kalýyorduk; bu sözlerin anlaþýlmasýndaki

güçlük, onlarý bir Tanrý yanýtý gibi, þaþýrtýcý kýlýyordu. Anýlarý,

istekleri, tasalarý, zaman dýþýnda dalgalanýyor; çocuksu sesi,

ölümünün bugüne yarýna beklenmesi, onlarý gerçek dýþý,

insanýn yüreðine iþleyen düþler haline sokuyordu.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Çok uyudu; arada bir pipetten birkaç damla su emiyor,

hemþirenin aðzýna bastýrdýðý kaðýt peçetelere tükürüyordu.

Akþam üzeri öksürmeye baþladý; onu yoklamaya gelmiþ olan

Bayan Laurent, sýrtýný doðrulttu, masaj yaptý, balgam çýkarmasýna

yardým etti. O zaman annem ona dönüp candan gülümsedi: Dört günden beri

ilk gülümseyiþiydi bu.

Poupette, geceleri klinikte kalmaya karar vermiþti: -Babamýn,

ninemin öldüðünü gördün sen; ben o zamanlar uzaklardaydým

dedi bana, annemi ben alýyorum üstüme. Hem, yanýnda kalmak

da istiyorum. Kabul ettim. Annem þaþtý: Niye burada kalmak

istiyorsun? -Ameliyat olduðu zaman Lionel'in odasýnda

kalmýþtým geceleri: Her zaman böyle olur. -Ha, peki öyleyse!

Eve döndüðümde ateþim vardý, grip olmuþtum. Aþýrý sýcak

klinikten çýkýnca nemli güz havasý çarpmýþtý beni, soðuk almýþtým;

yuttuðum haplardan serseme dönmüþ, yattým. Telefonun fiþini çekmedim;

annem her an göçebilirdi, hekimlerin deyimiyle, mum gibi sönebilirdi; kýz

kardeþimle, en ufak bir tehlike karþýsýnda bana haber verecek diye

anlaþmýþtýk. Telefonun ziliyle yerimden sýçrayarak uyandým: Sabahýn dördüydü.

Bitmiþtir. Almacý tuttuðum gibi kaldýrdým, yabancý

bir ses geldi kulaðýma: Yanlýþ numaraymýþ! Ancak gün sökerken

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

uyuyabildim yeniden. Sekiz buçukta bir zil daha; kendimi

telefona doðru attým: Önemsiz bir konuþma. Tiksiniyordum

þu cenaze arabasý renkli aygýttan: Anneniz kanser. -Anneniz

sabaha çýkmaz belki. Bugünlerden birinde kulaklarýmda

cýrlayacak: Bitti, diye.

Bahçeden geçiyorum. Salona giriyorum. Ýnsan bir hava

alanýnda sanabilir kendini: Alçacýk masalar, çaðcýl koltuklar,

günaydýn ya da güle güle diyerek kucaklaþan, öpüþen insanlar,

bekleyen insanlar, yol çantalarý, torbalar, vazolarda çiçekler,

uçaktan inecek yolcularý karþýlamak içinmiþcesine mumlu

kaðýda sarýlý çiçek demetleri... Ama yüzlerde, fýsýltýlarda;

þüpheli bir þeyler sezinliyor insan. Ara ara, dipteki kapýda

tepeden týrnaða aklar giyinmiþ bir adam beliriyor, terliklerinde

kanlar... Bir kat yukarý çýkýyorum. Solumda, odalarýn açýldýðý

uzun bir geçenek, hemþireler odasý, hizmetçiler odasý. Saðda,

dört köþe bir giriþ aralýðý; içinde arkalýksýz bir sýra, üzerine

beyaz bir telefon konmuþ bir yazý masasý. Bu aralýðýn bir yaný

bir bekleme salonuna, öbür yaný da 114 sayýlý odaya açýlýyor.

Ziyaretçi Kabul Edilmez. Kapýnýn ardýnda kýsa, dar bir aralýk

buluyorum: Solda, sürgüsü, ördeði, pamuklarý, kavanozlarýyla,

ayakyolu; saðda, annemin öteberisinin sýralandýðý bir

gömme dolap; tozdan kirlenmiþ kýrmýzý sabahlýk askýda asýlý.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Bu sabahlýðý bir daha görmek bile istemiyorum. Ýkinci kapýyý

açýyorum. Eskiden, bu yerlerden, gözüm bir þey görmeden

geçiyordum. Þimdi, ömrümün sonuna dek yaþayýþýmýn bir

parçasý olacaklarýný biliyorum bunlarýn.

-Çok iyiyim, dedi annem. Muzip bir sesle ekledi: -Dün,

doktorlar kendi aralarýnda konuþurlarken, dediklerini iþittim;

müthiþ bir þey! diyorlardý. Bu söze bayýlýyordu: Ýyileþmesinin

inancasýný saðlayan büyülü bir formülmüþ gibi, yapma bir

aðýrbaþlýlýkla sýk sýk söylüyordu onu. Bununla birlikte, kendini

pek enez duyuyordu daha; en güçlü isteði, en ufak çabadan

olsun kaçýnmaktý. Bütün ömrünce, serum þiþesi yoluyla

beslenme düþleri koruyordu: -Artýk hiç yemek yemeyeceðim.

-Ne? Sen öyle düþkünken boðazýna bir zamanlar... -Hayýr.

Artýk hiç yemek yemeyeceðim. Bayan Leblon, saçýný taramak

için eline bir tarakla bir fýrça almýþtý; annem kesin bir sesle

buyurdu: -Saçýmý kesin! Hep karþý durduk bu düþünceye.

-Aman, yoracaksýnýz beni: Kesseniz e, caným! Tuhaf bir direniþle

bekiniyordu: Böyle bir özveri hareketiyle kesin bir

dinginliðe eriþme hakkýný elde etmek istermiþ gibi... Bayan

Leblon, yavaþça, saçýnýn örgüsünü çözdü, karmakarýþýk

saçlarýný açtý; sonra ördü onlarý, gümüþ renkli örgüyü annemin

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

baþý çevresinde dolandýrarak firketelerle tutturdu; annemin

gevþemiþ yüzü þaþýrtýcý bir arýlýða kavuþmuþtu yeniden.

Leonardo da Vinci'nin çok güzel bir yaþlý kadýný gösteren bir resmi

geldi aklýma: Bir Leonardo resmi kadar güzelsin, dedim

kendisine. Gülümsedi: -Pek de kötü deðildim hani eskiden:

Biraz gizli bir þey söylermiþ gibi, hemþireye: Güzel saçlarým

vardý, ortadan ayýrýr, kaþlarýmýn üzerinden kulaklarýma doðru

çekerek tarardým. Kendinden söz etmeye baþladý: Nasýl küçük

bir kitaplýk görevlisi belgesi almýþ olduðunu, kitaplara sevgisini

anlattý. Bayan Leblon, bir pyandan da bir serum þiþesi hazýrlýyor,

karþýlýk veriyordu; bana açýkladýðýna göre bu duru serum içinde

glikoz ile tuzlar da vardý. Tam bir kokteyl, deseniz e, dedim.

Bütün gün ortaya attýðýmýz tasarýlarla annemi serseme

çevirdik. Gözlerini kapayarak dinliyordu bizi. Kýz kardeþimle

kocasý Alsace'da eski bir çiftlik evi satýn almýþlardý kýsa bir süre

önce; orayý düzene koyacaklar, derleyip toparlayacaklardý.

Aneme orada büyük bir oda verilecekti, tek baþýna kalabileceði

bir oda; nekahat süresini orda dolduracaktý. Uzun süre kalmam

Lionel'in canýný sýkmaz mý ama?- Ne münasebet? Sýkar mý

hiç? -Evet, orada sizleri tedirgin etmem. Scharrachbergen'deki

ev pek küçüktü, sýkýyordum sizi. Meyrignac'tan söz açtýk.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Annemin gençlik anýlarý geliyordu aklýna. Yýllardan beri, oranýn

nasýl güzelleþtiðini bana hayranlýkla betimlemiþ, anlata anlata

bitirememiþti. Jeanne'ý çok severdi; Jeanne'ni Paris'te oturan,

kliniðe sýk sýk gelerek annemi yoklayan üç büyük kýzý, güzel,

taze, þen kýzlardý: -Benim torunum yok, o kýzlarýn da ninesi

yok, diye anlattý Bayan Leblon'a. Onlara ninelik ediyorum

ben de. O uyuklarken ben de bir gazeteye göz attým; gözlerini

açýnca sordu: -Neler oluyor Saygon'da? Anlattým neler olduðunu. Bir ara,

yüzü gülerek, sitem yollu: -Hýnzýrca yapýldý bu ameliyat bana! dedi; doktor

P. içeri girince de: Ýþte cellat! diye seslendi ama sesi gülüyordu.

Doktor biraz kaldý annemin yanýnda; kendisine: Ýnsan her yaþta öðrenir,

deyince annem, biraz aðýrbaþlý bir sesle karþýlýk verdi: Evet ya!

Peritonit olduðumu öðrendim. Kendisiyle þakalaþtým: Baþkalarýna hiç

benzemiyorsun, Allah için! Uyluk kemiðini onartmaya geliyorsun, peritonit

ameliyatýna yatýrýyorlar seni! - Doðru. Pek benzemem baþkalarýna! Günlerce,

bu yanlýþlýk þakasýyla eðlendi: Profesör B.'ye iyi bir oyun oynadým doðrusu.

Uyluk kemiðimden o ameliyat edecekti beni. Bir de baktýk ki Doktor

P. beni peritonit ameliyatýna yatýrmýþ...

Bizim o gün içimize dokunan þey, hoþ duyumlarýn en küçüðüne bile

gösterdiði dikkat oldu: Sanki yetmiþ sekiz yaþýnda,

yaþama mucizesine yeniden açýlýyordu gözleri. Hemþire

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

yastýklarýný düzeltirken, borulardan birinin madeni, uyluðuna

dokunmuþ: Ah, serinmiþ! Ne güzel! Kolonyanýn, talk pudrasýnýn kokusunu

çekiyordu içine: Güzel kokuyor. Çiçek demetleriyle saksýlarýný tekerlekli

masanýn üzerine dizdirdi: Küçük kýrmýzý güller Meyrignac'tan geldi.

Meyrignac'ta güller açiyor hala. Pencereyi örten perdeyi kaldýrmamýzý

istedi, camýn arkasýndaki aðaçlarýn altýn renkli yapraklarýna baktý: Güzel

bu! Benim evden bunu göremezdim! Gülümsüyordu. Kýz

kardeþimle ben ayný þeyi düþünmüþüz o zaman: Minicik çocuklarken

gözlerimizi kamaþtýran gülümseyiþi, genç bir kadýnýn

ýþýl ýþýl gülümseyiþini görüyorduk gene. Araya giren yýllarda

ne olmuþtu bu gülümseyiþe?

Poupette, -Birkaç gün olsun, böyle, mutluluk duyabilirse,

onu biraz daha yaþatmaya çalýþmamýz bir iþe yaramýþ olacaký,

dedi bana. Ýyi ama, us pahasý ne olacaktý bu hareketin?

Ertesi gün, -Bir ölü odasý bu, diye düþündüm. Aðýr bir

mavi perde pencereyi tamamýyla örtüyordu. (Ýstor bozuktu,

indirilemiyordu; ama daha önceleri ýþýk annemi tedirgin

etmiyordu.) Annem alaca karanlýkta, gözleri yumulu yatýyordu.

Elini elime aldým, mýrýldandý: Simone bu! Ama göremiyorum seni! Poupette

gitti, ben de bir polis romaný aldým elime. Ara ara annem içini çekiyordu:

Aklým baþýmda deðil. Doktor P'ye yakýndý: Komadayým. -Komada olsanýz,


olduðunuzu

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bilmezdiniz. Bu karþýlýk annemi yüreklendirdi.

Az sonra, derin düþüncelere dalmýþ gibi bir halle, -Aðýr bir

ameliyat geçirdim, dedi bana; Aðýr ameliyatlý bir hastayým. Bu sözlerini,

destekledim, daha çoðunu bile söyledim, yavaþ yavaþ tasasý daðýldý. Dün

akþam, gözleri açýk olduðu halde, düþ gördüðünü anlatmaya baþladý: Adamlar

varmýþ odada, maviler giymiþ, kötü adamlar; bunlar beni götürmek, bana

kokteyller içirmek istiyorlarmýþ. Kardeþin kovalamýþ sonra

onlarý... Bayan Leblon'un hazýrladýðý karýþým dolayýsýyla

kokteyl sözünü ben etmiþtim; Bayan Leblon'un baþýnda mavi

bir baþlýk vardý; adamlarsa, annemi ameliyat odasýna götürmüþ olan

erkek hastabakýcýlardý. Evet. Öyle olsa gerek...

Pencereyi açmamý istedi benden: Serin hava, ne güzel þey! Kuþlar öttü,

kendinden geçecek gibi oldu: Ah, kuþlar! Yanýndan ayrýlmadan önce de,

Tuhaf, dedi bana; Sol yanaðýmda sarý bir ýþýk duyuyorum. Yanaðýmda sarý bir

kaðýt varmýþ gibi bir þey. Sarý bir kaðýttan geçen güzel bir ýþýk: Çok hoþ bir þey

bu. Doktor P'ye sordum: Ameliyatýn kendi, baþarýlý oldu

mu? -Barsaklar yeniden iþlemeye baþlarsa, o zaman ameliyat

baþarýlý olmuþ demektir. Ýki gün içinde anlarýz bunu.

Doktor P'ye yakýnlýk duyuyordum. Ýnsanlara tepeden

bakmýyor, annemle, bir insanla nasýl konuþulursa, öyle konuþuyor,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

sorularýna yüksünmeden, gönül hoþluðuyla karþýlýk

veriyordu. Buna karþýlýk, Doktor N. ile hiç seviþmiyorduk.

Zarif, sporcu, dinamik, teknik delisi bir adamdý; annemi candan

bir istekle diriltmeye bakýyordu: Ne var ki, onun gözünde

annem bir insan deðil, ilginç bir deneyim konusuydu. Korkutuyordu

bizi bu adam. Annemin, altý aydýr komada yaþatýlan

yaþlý bir akrabasý vardý. Beni de böyle yaþatýp durmalarýna izin

vermezsiniz, umarým; korkunç bir þey bu! demiþti bize. Doktor

N. rekor kýrmayý aklýna koyacak olursa, tehlikeli bir hasým

çýkardý ortaya.

Pazar sabahý Poupette, büyük bir üzüntü içinde: Annemi

bir þeyler yapmak için uykusundan uyandýrdý, üstelik sonuç

da alamadý, dedi. Niye acý çektiriyor ona sanki? N.'nin yolunu

kestim: Kendiliðinden hiçbir zaman konuþmazdý benimle.

Yalvardým bir daha: Acý çektirmeyin ona. Namusuna dokunulmuþ

gibi bir sesle karþýlýk verdi gene: Acý çektirmiyorum

ona. Ne yapmam gerekiyorsa onu yapýyorum.

Mavi perde yukarý kaldýrýlmýþtý, oda daha az loþtu. Annem

kara gözlük aldýrmýþtý kendine. Ýçeri girdiðimde gözlüðü çýkardý: -Þükür!

Bugün seni görüyorum! Ýyi duyuyordu kendini.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Rahat bir sesle sordu: Baksana Simone, bir sað yaným var mý benim? -O

nasýl söz öyle? Elbette var: - Tuhaf doðrusu; dün,

iyi görünüyorsunuz diyorlardý bana. Ama yalnýz sol yanýmdan

iyi görünüyordum. Öbür yaným boydan boya kül rengi gibi

geliyordu bana. Sað yaným kalmamýþ gibiydi sanki, ikiye

bölünmüþtüm. Þimdi yeniden bir araya gelmiþ gibiyim bir

parça. Sað yanaðýna dokundum: Duyuyor musun elimi? -Duyuyorum ya, düþ

içindeymiþ gibi. Sol yanaðýna dokundum: -Bak, bu gerçek iþte! dedi bana.

Kýrýlmýþ uyluk kemiði, yara, yara týmarý, sondalar, damardan besin aktarýmý,

her þey sol yanda olup bitiyordu. Öbür yaný artýk yokmuþ gibi gelmesi

bundan mýydý acaba? -Gerçekten pek iyi görünüyorsun, dedim

kesin bir sesle; -Doktorlar senden pek memnunlarmýþ. -Hayýr,

Doktor N. memnun deðil: Yelleneyim diye tutturuyor. Kendi

kendine gülümsedi: Buradan çýkýnca kendisine bir kutu çukulatalý

crotte yaptýrýp göndereceðim.

Þiþirme þilte derisine masaj yapýyordu, bir çemberle yukarýda

tutulan çarþaflarýn deðmediði dizleri arasýna ufak yastýklar

yerleþtirilmiþti; baþka bir aygýt, topuklarýnýn, ara çarþafýna

deðmesini önlüyordu: Gene de yatalak yaralarý kaplamaya

baþlýyordu gövdesini. Kalçalarý, eklem rahatsýzlýðýndan kötürümleþmiþ,

sað kolu yanyanya sakat, sol kolu serum þiþesine

perçinli haliyle, en ufak bir devime giriþemezdi. Kaldýr beni

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

biraz, diyordu arasýra. Yalnýzken buna cesaret edemiyordum.

Çýplaklýðý beni tedirgin etmiyordu: Annem deðildi o artýk, ölüm

cezasýna çarpýlmýþ; iþkence edilmiþ, zavallý bir gövdeydi.

Bununla birlikte, gözümün önüne hiç getiremediðim halde,

sargý bezlerinin altýnda sezdiðim korkunç giz, gözümü yýldýrýyordu; canýný

açýtmaktan korkuyordum. O sabah kendisine bir daha tenkýye yapýlmasý

gerekiyordu. Bayan Leblon yardýmýmý istedi. Nemli, mavileþmiþ bir deriyle

kaplý bu iskeleti koltuk altlarýndan kavradým. Annem bir yanýna yatýrýldýðý

zaman yüzü kasýlýyor, bakýþlarý kayýyor, çocuk výyaklamasý

gibi bir ses çýkarýyordu: Düþeceðim. Düþüþü geliyordu aklýna.

Baþ ucunda ayakta duruyor, onu tutuyor, kaygýsýný daðýtýyordum.

Yeniden sýrt üstü yatýrdýk, yastýklarýna iyice yerleþtirdik.

Biraz sonra haykýrdý: Yellendim! Az daha sonra: Çabuk!

Sürgüyü verin! dedi. Bayan Leblon'la kýzýl saçlý bir hemþire

onu sürgünün üzerine yerleþtirmek istediler; annem baðýrdý;

acýlý etiyle madenin sert parýltýsýný görünce onu býçak aðýzlarý

üzerine yatýrýyorlarmýþ gibi geldi bana. Ýki kadýn bekiniyor,

onu çekiþtirip duruyordu; kýzýl saçlý anneme sert davranýyor,

annemse, gövdesi acýyla gerilmiþ, baðýrýyordu. Aman! Býrakýn

onu! diye seslendim. Hemþirelerle birlikte dýþarý çýktým: Ne

yapalým! Çarþaflarýn içine yapýversin. -Aman efendim, diye

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

karþý durdu Bayan Leblon, o kadar gurur kýrýcý bir þeydir ki!

Hastalar bundan pek fena utanýrlar. -Hem üstü ýslanacak,

yatalak yaralarý için pek kötü bir þey, dedi kýzýl saçlýsý. Altýný

hemen deðiþtirirsiniz. Annemin yanýna döndüm: Þu kýzýl

saçlýsý var ya, pek kötü yürekli, diye çocuksu sesiyle inledi.

Büyük bir üzüntü içinde, Kendimi o kadar da nazlý sanmýyordum doðrusu,

diye ekledi. Deðilsin, dedim. Arkasýndan, söyledim: Sen de rahatýna bak,

sürgüsüz yapýver iþini: Çarþaflarýný deðiþtirirler, güç bir iþ deðil ki.

-Evet diye karþýlýk verdi sözüme; kaþlarý çatýlmýþ, yüzü azimli, meydan

okurcasýna konuþtu: Ölüler pekala çarþaflarýn içine yaparlar.

Aðzým bir karýþ açýldý. O kadar gurur kýrýcý bir þeydir ki...

Her yaný kibirli alýnganlýklarla korunmuþ olarak ömrünü

geçirmiþ annemse, þuncacýk utanç duymuyordu. Tinselciliði

özentili olan bu insanýn, hayvan yanýmýzý böylesine bir kararlýlýkla

kabul etmesi, benimsemesi, bir çeþit yürek pekliðiydi

ayný zamanda.

Altýný deðiþtirdiler, sildiler, kolonya ile ovdular. Gereði gibi

atmadýðý üreyi, sanýrým, yok etmeye yarayacak, oldukça acýtý

bir iðnenin yapýlmasý saati gelmiþti þimdi. O kadar halsiz

görünüyordu ki Bayan Leblon duraksadý: Yapýn, dedi annem.

Madem iyiliðim için... Gene bir yanýna çevirdik; onu tutuyor,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

þaþkýnlýðýn, yürekliliðin, umudun, kaygýnýn karýþtýðý yüzüne

bakýyordum. Madem iyiliðim için... Ýyileþmek için. Ölmek

için. Birinden, birilerinden, baðýþlanmak dilemek geliyordu

içimden.

Ertesi gün öðrendiðime göre, o günün öðleden sonrasý iyi

geçmiþ. Genç bir erkek hastabakýcý gelmiþ Bayan Leblon'un

yerine. Poupette, anneme; Bu kadar genç, bu kadar hoþ bir

bakýcý bulmuþsun, yakýnamazsýn artýk! demiþ. Evet, demiþ

annem, güzel erkek. -Erkekten de anlarsýn hani! -Yok caným!

O kadar da deðil, sesinde biraz özlem varmýþ. Nasýl? Yerindiðin

bir þeyler mi var? -Ya, ya! Yeðenimin kýzlarýna söylüyorum

hep: Yavrularým, günlerinizi boþuna harcamayýn. -Seni niye

bu kadar sevdiklerini anlýyorum. Ama kýzlarýna böyle bir þey

söylemezdin herhalde? O zaman annem, sesi ansýzýn sertleþerek:

Kýzlarýma mý? Hiçbir zaman söylemezdim! Doktor P. ertesi gün ameliyat

edeceði, ameliyattan korkan, seksen yaþýnda bir hastasýný annemin

yanýna getirmiþ: Annem, kendi durumunu örnek göstererek, adamý bir güzel

azarlamýþ.

Pazartesi günü, bu iþi eðlenceli bulmuþ gibi bir halle: Beni

tanýtma iþlerinde kullanýyorlar artýk, dedi. Sordu sonra sað

yaným yerine gelmiþ mi? Gerçekten bir sað yaným var mý?

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Tabii ya, baksana yüzüne, dedi kýz kardeþim. Annem, aynaya,

inanmaz, sert, kurumlu bir bakýþla dikti gözlerini: Ben miyim

bu?

-Tabii ya. Pekala görüyorsun, yüzünün tümü yerinde duruyor.

-Kül gibiyim, baksana! -Iþýktan öyle görünüyor. Yüzün

pembe pembe. Gerçekten de pek iyi görünüyordu. Bununla

birlikte Bayan Leblon'a gülümsediði zaman: Bakýn, dedi, Bu

kez size aðzýmýn tümüyle gülümsedim. Eskiden ancak yarým

bir gülümsemem vardý.

Öðleden sonra gülümsemiyordu artýk. Üst üste, hem þaþkýnlýkla hem

kýnar gibi, yineledi: Kendimi aynada görünce

öyle çirkin buldum ki! Bir gece önce serum þiþesinde bir þeyler

bozulmuþtu; boruyu çekmek sonra yeniden damara takmak

gerekmiþti; gececi hemþire iðneyi birkaç kez sokup çýkarmýþtý

damarý buluncaya dek; sývý derinin altýna akmýþ, annemin çok

caný yanmýþtý. Davul gibi olmuþ, morarmýþ kolunu sýký sýký

sarmýþlardý sargýlarla. Þimdi aygýt sað koluna takýlýydý; yorgun

damarlarý serumu, çok zorlanmadan, kabul ediyordu; ama

plazma inletiyordu onu. Akþam üzeri yüreðine bir sýkýntý girdi:

Geceden, yeni bir kazadan, acý çekmekten korkuyordu. Yüzü

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

kasýlmýþ, yalvarýyordu: Serum þiþesine aman dikkat edin!

O akþam da, bir daha, artýk tedirginlikten, acýdan baþka bir

þey olmayan bir dirimin akýtýldýðý koluna bakarak, kendi

kendime sordum: Niye bütün bunlar?

Klinikte, olup bitenler üzerine fazla düþünmeye vaktim

yoktu. Annemin tükürmesine yardým etmeliydim, su içirmeliydim ona,

yastýklarýný ya da saçýnýn örgüsünü düzeltmeliydim, bacaðýnýn yerini

deðiþtirmeliydim, çiçeklerini sulamalý, penceresini açmalý, kapamalý,

kendisine gazete okumalýydým, sorularýna karþýlýk vermeliydim, siyah, ince

bir kaytana asýlý, göðsünün üzerinde duran saatini kurmalýydým. Bu

baðýmlýlýktan hoþlanýyordu annem, durgu durak bilmeden ilgimizi istiyordu.

Ama evime döndüðüm zaman, bu son günlerin bütün üzüntüsü, bütün yýlgýsý

omuzlarýma çöktü. Beni de bir kanser yiyip bitiriyordu: Piþmanlýk acýsý.

-Ameliyat ettirmeyin sakýn. Bense hiçbir þeyi önlememiþtim.

Hastalarýn, uzun süre büyük acý çektiklerini gördüðüm zamanlar,

yakýnlarýnýn durgunluðu karþýsýnda sýk sýk öfkeye

kapýlmýþtým: Ben olsam, öldürürdüm onu. Oysa ilk sýnavda

yelkenleri suya indirmiþtim: Toplumsal ahlaka yenilmiþ, kendi

ahlakýmý yadsýmýþtým. Hayýr, demiþti bana Sartre, Tekniðe

yenildiniz: Baþka türlü de olmazdý bu. Gerçekten de öyle.

Uzmanlarýn tanýsý, ilerisi için tahminleri, kararlarý karþýsýnda

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

güçsüz, çaresiz kalan insan, bir diþli çark düzenine kýsýlýp

kalmýþtýr. Hasta hekimlerin malý olmuþtur: Alýn onu ellerinden

güveniyorsanýz kendinize! Çarþamba günü bir tek seçim

durumu vardý: Ya ameliyat yapýlýrdý, ya da eziyet çekmemesi

için annem öldürülürdü. Kalbi saðlam, iyice canlandýrýlmýþ

da olduðu için, kadýn barsak týkanmasýna uzun süre dayanýr,

cehennem azabý çekerdi; hekimler, eziyet çekmemesi için

öldürülmesini kabul etmezlerdi çünkü. Sabahýn altýsýnda orada

bulunmuþ olmam gerekirdi ayrýca. Ama o zaman bile N.'ye

Býrakýn da kendiliðinden ölsün, demeye cesaret edecek

miydim? Ýþkence etmeyin ona, diye yalvardýðým zaman demeðe getirdiðim buydu;

onu ise, ödevlerini iyi bilen bir adamýn büyükleniþiyle terslemiþti beni.

Bana: -Onu, belki de yýllar sürecek bir yaþayýþtan yoksun kýlýyorsunuz,

diyeceklerdi. Ben de bu dediklerine boyun eðmek zorundaydým. Böyle

düþünüyordum ama bu düþünce düzeni içimi yatýþtýrmýyordu.

Gelecek, içime büyük bir korku salýyordu. Onbeþ yaþýmdayken

Maurice amcam mide kanserinden ölmüþtü. Günlerce: Vurun

beni. Tabancamý verin. Acýyýn bana, diye acý acý haykýrdýðýný

anlatmýþlardý bana. Doktor P. sözünde duracak mýydý? Acý

çekmeyecek, demiþti. Ölümle iþkence arasýnda bir yarýþma

baþlamýþtý. Sevdiðiniz bir insan size: -Acý bana! diye haykýrmýþ,

bu haykýrýþý boþa gitmiþse, arkasýndan nasýl yaþayabilir, bu

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

yaþayýþý nasýl kabullenebilirsiniz? Buydu kafamdaki soru.

Bu yarýþý ölüm kazansa bile, en tiksindirici bir yutturmacaydý

bu! Annem bizi yaný baþýnda sanýyordu; oysa biz, þimdiden

onun öyküsünün öte yanýna geçmiþtik. Her þeyi bilen kötücül

bir cindim ben; elimdeki kaðýdý görüyor, oyunun içyüzünü

biliyordum; o ise, pek uzaklarda, insan yalnýzlýðý içerisinde

çabalamaktaydý. Ýyileþmek için bütün gücüyle gösterdiði çaba,

sabrý, yiðitliði, her þey, bir aldatmacaya alet edilmiþti. Çektiði

acýlarýn hiçbirinin karþýlýðýný göremeyecekti. Yüzü gözümün

önüne geliyordu: Madem iyiliðim için. Sorumlusu olmadýðým

halde, benim olan, hiçbir zaman da baðýþlatamayacaðým bir

günahýn, umutsuzluk içinde, cezasýný çekiyordum.

Annem geceyi rahat geçirmiþti; hemþire, ne kadar tedirgin

olduðunu gördüðü için elini elinden býrakmamýþtý. Onu incitmeden

altýna sürgüyü sürmenin yolunu bulmuþlardý. Yeniden yemeye baþlýyordu,

yakýnda damardan besin aktarýmýna son verilecekti. Bu akþam son verin!

diye yalvarýyordu. Belki bu akþam, belki yarýn, diyordu N. Bu koþullar

altýnda, baþýnda bir hemþire geceleri onu gene bekleyecek ama kýz kardeþim,

arkadaþlarýnda kalacaktý. Doktor P'ye danýþtým. Ertesi gün

Sartre, uçakla Prag'a gidecekti; ben de onunla gitse miydim:

Her an, herþey olabilir. Ama bu durum aylarca da sürebilir.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Beklersek hiçbir zaman gidemeyiz. Prag, Paris'ten bir buçuk

saatlik yolda, telefon etmek de kolay. Anneme bu tasarýdan

söz açtým. A elbet! Gidiver. Sana ihtiyacým yok, dedi. Gidiþim,

tehlikede olmadýðýna büsbütün inandýrýyordu onu: Beni

nerelerden döndürdüler! Yetmiþ sekiz yaþýmda peritonit!

Allah'tan burada yatýyormuþum! Allah'tan beni uyluk kemiðimden

ameliyat etmemiþler! Sargýlarýndan kurtulan sol

kolunun þiþliði biraz inmiþti. Özenli bir halle elini yüzüne

götürüyor; burnunu, aðzýný yokluyor, denetliyordu: Gözlerim,

yanaklarýmýn orta yerinde, burnumsa, iyicene çarpýlmýþ,

yüzümün en altýndaymýþ gibi geliyordu bana. Tuhaf bir

sey...

Annem kendini gözlem altýnda tutmaya alýþýk deðildi. Þimdi,

gövdesi, kendini zorla kabul ettiriyordu ona. Bu safrayla, artýk

bulutlar arasýnda süzülüp durmuyor, benim gücüme gidecek

þeyler artýk hiç söylemiyordu. Boucicaut'yu anmasý, koðuþta

yatmak zorunda kalan hastalara acýmak içindi. Kendilerini

sömüren yönetmenliðe karþý hemþirelerden yana çýkýyordu.

Durumun aðýrlýðýna karþýn, her zaman göstermiþ olduðu ölçülülükten

ayrýlmýyor, vazgeçmiyordu. Bayan Leblon'u çok

çalýþtýrmaktan, uðraþtýrmaktan korkuyor, kaygýlanýyordu.

Teþekkür ediyor, özür diliyordu: Yazýk deðil mi, yaþlý bir kadýna

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

harcanan bunca kana; oysa ne gençlerin buna ihtiyacý olabilir!

Vaktimi aldýðý için kendini suçlu görüyordu: Senin yapacak

iþlerin var, oysa burada saatlerle vakit harcýyorsun: Üzülüyorum buna!

Sesinde biraz gurur, ama biraz da yerinmeyle: Zavallý kýzlarým, diyordu, sizi

de amma çok üzdüm. Korkmuþsunuzdur herhalde. Özeniþi ile de içimize

dokunuyordu.

Perþembe sabahý, komadan daha yeni çýkmýþken, oda hizmetçisi kýz

kardeþime kahvaltý getirdiði zaman belli belirsiz

bir sesle: Ra... Re... -Rahip mi? -Hayýr. Reçel, demiþti; kýzkardeþimin

sabahlarý reçel yediðini hatýrlayarak, yeni kitabýmýn satýþýný merak ediyor,

soruyordu. Ev sahibi, Bayan Leblon'u evinden çýkarýyordu; kýzkardeþimin

ortaya attýðý düþünceye uyarak, annem, kendi evine yerleþmesini kabul etti

hemþirenin: Oysa, genellikle, kendi yokken evine girilmesini hiç mi hiç

hoþ görmezdi. Hastalýðý, önyargýlarýnýn, kendini yüksek

görmelerinin kabuðunu çatýr çatýr kýrmýþtý: Belki de artýk bu

gibi savunma yollarýný gereksemediði için... Vazgeçmek, özürü

esirgememek, sözkonusu deðildi artýk: Ödevlerinin baþta

geleni, saðlýðýnýn düzelmesi, dolayýsýyla kendini düþünmesiydi;

iç tedirginliði duymadan kendini isteklerine, hazlarýna koyveriyor,

duyduðu hýnçlardan artýk tamamýyla kurtuluyordu.

Dirilmiþ güzelliði, gülümseyiþi, kendi kendiyle üzüntüsüz

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bir uzlaþma halinde olduðunu, can çekiþtiði bu döþekte bir

çeþit mutluluða kavuþtuðunu açýða vuruyordu.

Günah çýkaran papazýn salý günü gelmesi kararlaþtýrýlmýþ

sonradan, bu geliþi ertelenmiþti; annemin papazý istememiþ

olduðunu, biraz da þaþkýnlýk duyarak, farkettik. Ameliyata

girmesinden epey önce Marthe'a: Benim için dua et kýzým,

demiþti, Biliyorsun çünkü, insan hasta olunca artýk dua

edemez. Herhalde, bütün gücünü iyileþmeye verdiði için,

dinsel amel'in yorgunluklarýna katlanmaya pek yanaþmýyordu.

Doktor N. günün birinde ona: O kadar çabuk düzeldiðinize

bakýlýrsa Tanrý Baba ile aranýz pek iyi olsa gerek! demiþti. Ha,

onunla aram çok iyi, diye karþýlýk vermiþti annem, yalnýz,

onun hemen bugünlerde gidip görmeyi caným istemiyor

doðrusu. Bengilik, bengi dirim, þu yeryüzünde ölmek anlamýna

geliyordu; annemse ölmeyi kabul etmiyordu. Tabii, çevresindeki

sofular, annemin isteklerine karþý geldiðimizi düþünüyorlardý; bizi

birtakým oldubittilere getirmeye yeltendiler.

Kapýda Ziyaretçi Kabul Edilmez yazýsý durduðu halde, kýzkardeþim bir

sabah, açýlan kapýnýn arkasýnda bir papaz cüppesi

görmüþ; hýzla gidip, içeri girmesini önlemiþ: Ben Rahip Avril.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Dost olarak geliyorum. -Nasýl gelirseniz gelin. Sýrtýnýzdaki

giysi annemi korkutabilir. Pazartesi günü kapý gene zorlanmýþ:

Bayan de Saint-Ange'ý giriþ aralýðýna doðru sürükleyerek

götürürken: Annem kimseyi kabul etmiyor, demiþ kýzkardeþim. Öyle olsun.

Ancak sizinle son derece önemli bir konuyu görüþmem gerek: Annemizin

kanýþlarýný, inançlarýný biliyorum... -Onlarý ben de biliyorum, demiþ kýz

kardeþim, soðuk bir sesle. Annemin aklý tamamýyla baþýnda. Bir papazla

konuþmak dilediði gün, onunla konuþacaktýr. Çarþamba sabahý

Prag uçaðýna bindiðim ana dek, annem papazla görüþmeyi

dilememiþti.

:::::::::::::

Öðleyin telefon ettim. Poupette sesimi o kadar iyi iþitiyordu

ki, -Gitmedin demek! dedi bana. Annemin durumu çok iyiymiþ;

perþembe günü de öyle; cuma günü, bu kadar uzaktan telefon

etmemden ötürü gururu okþanmýþ, benimle konuþtu annem.

Biraz kitap okuyor, bulmaca çözüyormuþ. Cumartesi günü

telefon edemedim. Pazar akþamý, saat on bir buçukta, Diato'larýn

numarasýný arattým. Telefonun baðlanmasýný odamda beklerken

bir telgraf getirdiler: -Annem pek yorgun. Dönebilir misin?

Francine, Poupette'in klinikte yattýðýný haber verdi. Az sonra

onunla konuþuyordum telefonda: Korkunç bir gün geçirdik,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

dedi. Aralýksýz, annemin elini elimde tuttum; yalvarýyordu hep:

Býrakma beni, gitmeyeyim. Simone'u bir daha göremeyeceðim,

deyip duruyordu. Þimdi equanil verdiler, uyuyor.

Ertesi gün saat on buçukta kalkan uçakta bana bir yer

ayýrtýlmasýný kapýcýdan istedim. Söz verilmiþti birtakým yerlere,

Sartre bir iki gün daha beklememi salýk veriyordu: Olacak þey

deðildi. Annemi ölümünden önce bir daha görmeye pek öyle

can atýyor deðildim; ama onun beni bir daha göremeyeceði

düþüncesine katlanmak olanaksýzdý. Aný diye bir þey kalmayacaðýna göre,

bir ana bu kadar önem vermek niye? Gönül onarýmý diye bir þey de

olmayacaktý. Can çekiþen bir insanýn son acýlarýna, saltýðýn sýðdýrýlabileceðini,

kendi hesabýma, kemiklerimin iliðine dek anladým.

Pazartesi günü bir buçukta, 114 sayýlý odaya girdim. Geleceðimi haber

alan annem, bu dönüþü tasarýlarýma uygun sanýyordu. Kara gözlüðünü çýkardý,

bana gülümsedi. Yatýþtýrýcý ilaçlarýn etkisinde, bir esenlik duygusu

içindeydi. Yüzü deðiþmiþti; benzi sararmýþtý; sað gözünün altýnda, burnu

boyunca inen þiþ bir kývrým vardý. Buna karþýlýk, masalarýn hepsinin

üzerinde çiçekler duruyordu yeniden. Bayan Leblon gitmiþti;

damla damla besin aktarýmýna son verildiði için annem özel

bir hemþireyi gereksemiyordu: Gittiðimin akþamý Bayan Leblon

iki saat sürecek olan bir kan aktarýmýna giriþmiþ: Aþýrý çalýþtýrýlmýþ

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

damarlar, kana plazmaya göre daha da az dayanabiliyormuþ. Beþ dakika

boyunca annem haykýrmýþ durmuþ. Kesin artýk! demiþ Poupette. Hemþire

yanaþmayacak olmuþ: Doktor N. ne der sonra? -Bütün sorumu üzerime

alýyorum. Gerçektende N. pek öfkelenmiþ: Yaranýn kapanmasý daha uzun

sürecek. Oysa yaranýn kapanmayacaðýný pek güzel biliyordu; içinden

barsaðýn boþaldýðý bir akarca meydana gelmiþti: Yeni bir týkanmayý

önleyen de buydu, çünkü barsak hareketi durmuþtu.

Annem ne kadar dayanabilirdi daha? Yapýlan çözümlemelere

göre ur, son derece azgýn bir sarkomdu, örgenliðin her yanýna

yayýlmaya baþlamýþtý; bununla birlikte, annemin yaþýndan

ötürü, evrimi oldukça uzun sürebilirdi.

Annem son iki günün olaylarýný anlattý bana. Cumartesi

günü Simenon'un bir romanýna baþlamýþ, bulmacalarda Poupette'i yenmiþti.

Masasýnýn üzerinde gazetelerden kestiði bulmacalar yýðýlýyordu. Pazar günü,

boðazýndan bir türlü geçmeyen bir patates ezmesi yemiþti öðle yemeðinde

(gerçekte, onu kýrýp geçiren, hastalýðýn kol atmasýnýn baþlamasýydý);

arkasýndan, uykuya dalmadan, uzun bir karabasana uðramýþtý:

Bir deliðin üzerinde mavi bir çarþafýn içindeymiþim, kýz kardeþin tutuyormuþ

çarþafý yalvarýyormuþum ona: Býrakma beni, deliðe düþmeyeyim... -Tutuyorum,

düþmezsin, diyormuþ Poupette. Geceyi, bir koltukta oturarak geçirmiþti; her

zaman kardeþimin uykusunu kendine tasa edinen annem, ona:

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Uyuma, diyormuþ, Býrakma beni, gitmeyeyim. Uyuyakalýrsam

uyandýr beni: Uyurken gitmeme meydan verme, býrakma beni.

Kýz kardeþimin anlattýðýna göre annem bir ara, bitkin, gözlerini

kapamýþ. Elleri çarþaflarý pençeler gibi olmuþ, hece hece

söyleyerek: Yaþamak! Yaþamak! demiþ.

Kendisini bu boðucu kaygýlardan kurtarmak için hekimler

equanil haplarýyla iðneleri yazmýþlar: Annem, doymazcasýna,

isteyip duruyormuþ bunlarý. Bütün gün keyfi pek yerindeydi.

Ýzlenimlerinin tuhaflýðý üzerinde uzun uzun durdu, konuþtu:

Karþýmda beni yoran bir yuvarlak vardý. Kardeþin görmüyordu

onu. Ona, ört þu yuvarlaðý, gözden sakla, diyordum. O ise

yuvarlak falan görmüyordu. Pencerenin söve pervazýna çakýlý

ufak bir inaden yaprakmýþ bu gördüðü; çok þükür, artýk

onarýlmýþ olan istoru biraz indirerek örtmüþlerdi onu.

Chantal'le Catherine geldiler; annem sevinçle bize dedi ki:

Doktor P. pek akýllýca davrandýðýmý söyledi; akýllýca davranmýþým

her þeyde: Ameliyattan sonra, saðlýðým düzelirken

uyluk kemiðim de kaynýyormuþ. O akþam, bir gece öncesi

gözünü hemen hemen kýrpmamýþ olan kýz kardeþimin yerine

annemin baþýnda ben bekleyeyim dedim; ama annem ona

alýþmýþtý; Lionel'e de bakmýþ olduðu için onu benden çok daha

usta, çok daha yetkili belliyordu.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Salý günü iyi geçti. Gecesi gene karabasanlara uðramýþ. Beni

bir kutuya yerleþtiriyorlar, diyormuþ kýz kadeþime. Buradayým

ama kutunun içindeyim. Ben'im bu, ama artýk ben de deðilim.

Adamlar var, kutuyu götürüyorlar! Çýrpýnýyormuþ: Býrakma

beni, götürmesinler! Poupette, uzun süre, elini annemin

alnýnda tutmuþ: Söz veriyorum. Seni kutuya yerleþtirmeyecekler.

Annem bir daha equanil verilmesini istemiþ. Gördüðü

hayallerden, sonunda, kurtulan annem, kýzkardeþime sormuþ

durmuþ: Ama ne demek oluyor bunlar, bu kutu, bu adamlar?

-Ameliyatýndan anýlardý hepsi: Bakýcýlar seni sedyede götürüyorlar.

Onu görüyorsun. Annem uyuyakalmýþ. Ama sabahý, çaresiz kalmýþ hayvanlarýn bütün
üzüncü vardý gözlerinde.

Hemþireler yataðýný düzelttiði, sonra da bir sonda salarak onu

iþettiði zaman caný yandý, inildedi; ölgün bir sesle sordu bana:

Atlatacak mýyým dersin? Payladým onu. Doktor N.'ye çekingen

bir sesle sordu: Benden memnun musunuz? Hekim, söylediðine

pek inanmayan bir halle; Evet diye karþýlýk verdi, ama

annem, denize düþenin yýlana sarýlmasý gibi sýký sýký sarýldý

bu evet'e. Aþýrý yorgunluðunu haklý gösterecek en saðlam

sebepleri uydurup buluyordu hep. Çok su yitirmiþti; yediði

patates ezmesi pek aðýr gelmiþti; o gün, bir gün önceki yara

týmarý dört kez yapýlacak yerde üç kez yapýlmýþ diye sitem

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

ediyordu hemþirelere: Doktor N. akþam, pek kýzdý, dedi bana.

Onlarý bir güzel haþladý. Görecektin! Üst üste, hoþuna gittiði

belli olarak: Pek kýzdý! dedi. Yüzü güzelliðini yitirmiþti; tikler

oynatýyordu her yanýný; sesinde, yeniden, hýnç, hakkýný arama

beliriyor, sivriliyordu.

O kadar yorgunum ki, diye çekiyordu içini. O gün, öðleden

sonra, Marthe'in genç bir cizvit olan kardeþiyle görüþmeyi kabul

etmiþti. Baþka zaman gelmesini söyleyeyim, istiyor musun?

-Hayýr. Kýz kardeþin sevinecek gelmesine. Ýlahiyat konularý,

açarlar her görüþmelerinde. Ben gözlerimi kapayacaðým,

konuþmam gerekli olmayacak. O gün öðle yemeði yemedi.

Baþý göðsüne eðik, uyuya kaldý: Poupette kapýyý açýp girince,

her þey bitti diye korktu. Charles Cordonnier ancak beþ dakika

kaldý yanýmýzda. Babasýnýn her hafta annemi çaðýrdýðý öðle

yemeklerinden söz açtý. Raspail Bulvarý'ndaki evde bu yakýnlarda bir perþembe

günü sizi yeniden görebileceðimi umarým, dedi. Annem, inanamayan, içi yýkýk

bir halle baktý ona: Gene gelir miyim dersin? Yüzünde böyle bir umutsuzluk

havasýný, o güne dek hiç görmemiþtim: o gün, artýk umulacak

bir þey kalmadýðýný, anlamýþtý. Sonunun öylesine yakýn olduðunu

düþünüyorduk ki, Poupette geldiðinde ben ayrýlmadým. Annem mýrýldandý:

Halim daha kötü demek, ikiniz de burada olduðunuza göre.... -Hep buradayýz

ya! -Ama ikiniz birden kalmazsýnýz. Gene, kýzmýþ gibi yaptým yalandan:

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Yüreðinde güç kalmamýþ da ondan buradayýz. Ama kalmam

seni kaygýlandýrmaktan baþka iþe yaramýyorsa, giderim. -Yo,

yo, kal, dedi annem, utanmýþ, sýkýlmýþ gibi.

Haksýz yere sert davranýþým beni çok üzüyordu. Gerçeðin kendisini ezdiði,

birtakým sözler yardýmýyla bu gerçekten kurtulmaya uðraþacaðý

sýrada, onu susmaya mahkum ediyorduk; tasarýlarýný içine

atýp söylememeye, kuþkularýný bastýrmaya zorluyorduk

kendisini; yaþayýþýnda bunca kez duyduðu þeyi yeniden duyuyordu: Hem

suçlu hem anlaþýlmamýþ bir kiþi olduðunu...

Ama bizim de baþka bir þey yapmamýz olanaksýzdý: Umut,

gereksindiði þeylerin baþýnda geliyordu. Annemin yüzü,

Chantal'le Catherine'i o kadar korkuttu ki, annelerine Paris'e

dönmesini öðütlemek üzere Limoges'a telefon ettiler.

Poupette'in ayakta duracak hali yoktu artýk. Karar verdim:

Bu gece, burada, ben kalacaðým. Annem biraz tedirgin göründü:

Bilecek misin? Karabasanlar gelince elini alnýma koymasýný

bilecek misin? -Tabii, anne! Aklýndan bir þeyler geçirdi; gözümün

içine içine baktý: Sen, ürkütüyorsun beni.

Bana, düþünce adamý olarak verdiði deðerden ötürü annem,

her zaman biraz çekinmiþti benden; oysa küçük kýzýna böyle

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bir deðer vermekten bile bile sakýnmýþtý. Karþýlýk olarak, pek

erken yaþta, annemin utangaçça davanýþý beni de buz gibi

dondurmuþtu. Ben her þeye açýk, özgür bir çocuktum; sonra

sonra, büyüklere bakmýþ, her birinin özel küçük duvarlarý

arasýna kapanarak yaþadýðýný görmüþtüm; annem arasýra bu

duvarda bir gedik açýyor, sonra hemen kapatýyordu onu.

Kendine önemli bir eda vererek: Kadýncaðýz bana sýrlarýný açtý,

diye fýsýldýyordu. Ya da, dýþarýdan, o duvarlarda bir çatlaklýðýn

farkýna varýlýyordu: Her þeyi gizli tutmaya pek meraklýdýr;

hiçbir þey söylememiþti bana, ama anlaþýldýðýna göre... Ýtiraflarla

dedikodularda, beni iðrendiren bir kaçaklýk, bir gizlilik

vardý; kendi duvarlarýmýn gediksiz olmasýný istedim. Özellikle

anneme bir þey açmamaya, sezdirmemeye özen gösteriyordum,

þaþkýnlýða düþmesinden korkuyordum, bana kýnar gibi bakacaðý

düþüncesi beni yýldýrýyordu. Kýsa zaman sonra annem

bana artýk hiçbir þey sormaz oldu. Ýnansýzlýðým üzerine

yaptýðýmýz kýsa, çekiþmeli konuþma, ikimizin de oldukça büyük

bir çaba göstermemizi gerektirdi. Gözyaþlarý yüreðime dokundu.

Ama, içimde olup bitenleri pek düþünmediðini, kendi

baþarýsýzlýðýna aðlamakta olduðunu çabuk kavradým. Dostluk

yerine yýlgýyý yeð tutmakla beni büsbütün ürkekleþtirdi.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Herkesin, ruhum için dua etmesini isteyecek yerde bana biraz

güven, biraz yakýnlýk göstermiþ olsaydý, anlaþmamýz gene de

mümkün olabilirdi. Bunu yapmasýný önleyen neydi, biliyorum

þimdi. Çok öcü vardý alýnacak, çok yarasý vardý sarýlacak...

Kendini, kolay kolay, baþkasýnýn yerine koyamaz, dünyaya

baþkasýnýn gözüyle bakamazdý. Yaptýðý iþlerde, eylemlerinde,

özveriyle davranýyordu ama heyecanlarý kendi çerçevesinden

çýkmasýna meydan vermiyordu. Hem, kendi gönlünde olup

biteni görmekten kaçýndýðýna göre beni anlamaya çalýþmasý

düþünülebilir miydi? Birliðimizi bozmayacak bir davranýþ türetmeye

gelince, yaþayýþýnda kendisini böyle bir iþe hazýrlayacak bir þey

olmamýþtý; beklenmedik olaylar onu þaþkýnlýktan çýlgýna döndürüyordu,

çünkü ancak hazýr birtakým çerçeveler içerisinde düþünmeye, davranmaya,

duymaya alýþtýrýlmýþtý.

Aramýzdaki susku, büsbütün saydamsýzlaþtý. L'Invitee adlý

kitabýmýn çýkýþýna dek yaþayýþým üzerine hemen hemen hiçbir

þey bilmiyordu. Hiç deðilse, töre konusunda aðýrbaþlý davrandýðýma

inandýrmaya çalýþmýþtý kendini. Herkesin açýkça

yaptýðý dedikodular, annemin bu hayalini yýktý; ama o sýrada

iliþkilerimizde deðiþiklik olmuþtu. Maddi bakýmdan bana

baðlýydý; bana danýþmadan herhangi bir kýlgýn karara varmýyordu;

ailenin ortadireðiydim, oðlu gibiydim bir bakýma.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Öte yandan, tanýnan bir yazardým. Durumun bu özelliði,

yaþayýþýmýn kurallara uymazlýðýný bir kerteye dek hoþ gösteriyordu;

zaten, yaþayýþýmý da, kendince, en yalýn haline

indirgiyordu: Ne olursa olsun, medeni nikahtan dine daha

az aykýrý bir özgür birleþme içindeydim. Kitaplarýmýn içeriði

sýk sýk gücüne gidiyordu ama kazandýklarý baþarý karþýsýnda

da gurur duyuyordu. Ancak, bu baþarýnýn bana kendi gözünde

kazandýrdýðý yetki, onun bu tedirginliðini artýrýyordu. Her türlü

tartýþmadan kaçýnýyordum; ama ne kadar kaçýnsam da -aslýnda,

belki de, kaçýndýðým için- kendisini yargýladýðýmý düþünüyordu.

Poupette'in, küçük'ün, annemle daha özgür, rahat

iliþkileri vardý; annem onu daha az sayardý, o da (annemin

daha az etkisinde kalmýþ olduðu için) onun kadar katýlýk

göstermezdi davranýþlarýnda. Memoires d'une Jeune Fille Rangee

adlý aný kitabým çýktýðý zaman, onu elden geldiðince yatýþtýrma

iþini Poupette üzerine almýþtý. Bense, bir iki sözle özür dileyerek

kendisine bir demet çiçek götürmekle yetindim: Zaten bu,

onu hem þaþýrttý hem de duygulandýrdý.

Günün birinde bana: Analar babalar, çocuklarýný anlamýyorlar, dedi, ama

bu, karþýlýklý oluyor... Bu yanlýþ anlaþýlmalar üzerine konuþtuk

ama genel görünümleri üzerinde durduk ancak. Bir daha da

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bu konuya hiç dönmedik. Kapýsýný çalardým. Hafifçe sýzlandýðýný, döþeme

tahtalarý üzerinde terliklerini sürüdüðünü,

sonra, iç çekiþini, iþitirdim; bu kez, konuþabileceðimiz birtakým

konular bulacaðýma, bir anlaþma alaný yaratacaðýma söz verirdim

kendi kendime. Ama daha beþ dakika geçmeden, gene

yenilmiþ olurdum oyunda: Ortaklaþa ilgilerimiz o kadar azdý

ki! Kitaplarýný karýþtýrýrdým: Ayný kitaplarý okumuyorduk.

Onu konuþtururdum, dinlerdim söylediklerini, yorumlardým.

Ama, annem olduðu için, baþka bir aðýz söylese daha az dokunacak

tatsýz cümleleri, bana büsbütün tatsýz geliyordu. Yirmi

yaþýndayken, alýþageldiðim beceriksizliðiyle bir içli dýþlýlýk

havasý yaratmaya kalktýðý zamanlardaki kadar, kasýlýyordum

gene. (Biliyorum, aklýmý beðenmezsin sen. Ama bu canlýlýðýný

da, iste isteme, benden almýþsýn; hoþuma gidiyor, derdi.)

Canlýlýktan yana kendisine çektiðini yürekten söyler, katýlýrdým

bu sözlerine; ama cümlesinin baþlangýcý hýzýmý kesiyordu.

Öylelikle, birbirimizi karþýlýklý olarak kötürümleþtiriyorduk.

Beni tepeden týrnaða süzerek: Sen, ürkütüyorsun beni, dediði

zaman, iþte bütün bunlarý anlatmak istemiþti.

Kýz kardeþimin geceliðini sýrtýma geçirdim, annemin yataðýnýn

yanýndaki sedire uzandýn: Benim de içimde birtakým

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

kaygýlar vardý. Hava karýrken, annem istoru indirttiði, ortalýðý

yalnýz baþucundaki lamba aydýnlattýðý için, oda iç karartýcý

bir hal alýyordu. Karanlýk, odanýn ölüm üzüncü dolu gizini

daha da koyulaþtýrýyor gibi geliyordu bana. Gerçekte, o gece

de, ondan sonraki üç gece de, kendi evimdekinden daha rahat

uyku uyudum; telefon çalacak diye kaygýlanmýyor, karmakarýþýk

kuruntulara kaptýrmýyordum kendimi: Oradaydým, annemin yanýnda; bir þey de

düþünmüyordum.

Annem o geceler karabasan görmedi. Ýlk gece, sýk sýk uyandý,

su istedi. Ýkinci gece pöç kemiði çok aðrýdý; Bayan Cournot

annemi sað yanýna yatýrdý: Bu kez de kolu hiç rahat vermedi.

Tutup bir lastik simide oturttular; böylelikle aðrýlý yeri rahatlýyordu

ama kaba etlerinin o kadar mavi, o kadar nazik olan

derisinin zedelenmesi tehlikesi çýkýyordu ortaya. Cuma, cumartesi günleri

oldukça iyi uyudu. Daha perþembe gününden,

verilen equanil'le kendine yeniden güven duymaya baþlamýþtý.

Atlatýr mýyým dersin? diye sormuyordu artýk, Düzgülü bir

yaþayýþa yeniden baþlayabilir miyim dersin? diyordu. Çok

þükür! Bugün seni görüyorum! dedi bana, mutlu bir sesle. Dün

görmüyordum!

Ertesi gün, Limoges'dan gelen Jeanne, yüzünü

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

korktuðundan daha az bozulmuþ buldu. Bir saate yakýn süre

konuþtular. Cumartesi sabahý Chantal'le birlikte gene geldiði

zaman, annem, þakrak bir sesle onlara: Gördünüz ya! Kefeni

yýrttým! dedi. Yüz yaþýma dek yaþarým artýk: Benden kurtulmanýz için

öldürmeniz gerek! Doktor P. iyice þaþýrmýþtý.

Anneniz konusunda, önceden bir þey söylenemez bu durumda!

O kadar canlý bir insan ki! Bu son sözü anneme ilettim: Evet

ya, canlý bir insaným! dedi sevinçle. Biraz þaþmýyor deðildi:

barsaklarý artýk iþlemiyordu, oysa hekimler tasalanýr görünmüyorlardý.

Önemli olan, bir kez iþlemeleri: Böylelikle, iþlemez

hale gelmedikleri tanýtlanmýþ oldu. Doktorlar pek memnunlar.

-Memnunlarsa mesele yok, önemli olan o.

Cumartesi akþamý, uyumadan önce, konuþtuk. Tuhaf, dedi

dalgýn bir sesle Bayan Leblon'u düþündüðüm zamanlar, onu

evimde görüyorum, öyle geliyor gözümün önüne: Bir çeþit

manken gibi; þiþirilmiþ, kolsuz; hani ütücülerdeki gibi... Doktor

P. karnýmýn üzerinde bir kara kaðýt þeridi. Arkasýndan, adamý

karþýmda, etten kemikten bir insan olarak görünce, tuhafýma

gidiyor. Gördün mü, dedim, Bana alýþtýn þimdi: Seni ürkütmüyorum artýk.

-Yok caným.- Seni ürküttüðümü söylemiþtin de... -Öyle mi dedim sana? Ýnsan

tuhaf þeyler söylüyor....

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Ben de alýþmýþtým bu yaþayýþa. Akþamýn sekizinde geliyordum hastaneye;

Poupette bana günün haberlerini veriyordu;

Doktor N. uðruyordu sonra. Bayan Cournot geliyor, yarayý

týmar ederken ben de giriþ aralýðýnda kitap okuyordum. Günde

dört kez, odaya üzeri sargýlar, gaz bezleri, bezler, pamuk, yaký,

demir kutular, küçük leðenler, makaslar yüklü tekerlekli bir

masa getiriliyordu; masa odadan çýkarýldýðý sýra gözlerimi

hemen baþka yana çeviriyordum. Bayan Cournot, arkadaþlarýndan bir

hemþirenin de yardýmýyla annemin temizliðini yapýyor, uykuya hazýrlýyordu onu.

Yatýyordum. Bayan Cournot, anneme çeþitli iðneler vurduktan sonra, ben

annemin baþucunda yanan lambanýn ýþýðýnda kitap okurken, bir fincan kahve

içmeye gidiyordu. Dönüyor, biraz ýþýk gelsin diye aralýk býraktýðý

kapýnýn yanýnda oturuyordu; okuyor, örgü örüyordu.

Þilteyi titreþtiren elektrikli aygýtýn hafif uðultusu iþitiliyordu.

Uykuya dalýyordum. Saat yedide uyanýyordum. Yara týmarý

yapýlýrken, yüzümü duvara dönüyor, nezleden burnumun týkalý

olmasýna seviniyordum: Poupette'e kokular pek dokunuyordu;

bense, annemin alnýyla yanaklarýna sýk sýk sürdüðüm kolonyanýn tatlýmsý, iç

baydýrýcý kokusu dýþýnda hemen hemen herhangi bir koku almýyordum: Bu marka

kolonyayý artýk hiç kullanamam.

Bayan Cournot gidiyordu; ben giyinip kahvaltý ediyordum.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Anneme beyazýmtýrak bir ilaç hazýrlýyordum; dediðine göre,

pek tatsýz bir þeymiþ bu; ama sindirimine yardým ediyormuþ.

Sonra, içine bir bisküvit ufaladýðým çayý kaþýk kaþýk içiriyordum

ona. Oda hizmetçisi ortalýðý silip topluyordu. Ben çiçekleri

suluyor, düzeltiyordum. Telefonun zili çalýyordu sýk sýk; giriþ

aralýðýna koþuyordum; kapýlarý ardýmdan kapýyordum ama

annemin beni iþitmeyeceðinden emin deðildim, ondan, sakýntýlý

konuþuyordum. Bayan Raymond, uyluk kemiðinin ne alemde

olduðunu sordu, diye anlattýðým zamanlar gülüyordu: Bir

þeycikler anlamýyorlardýr zavallýlar, olan bitenlerden! Sýk sýk

beni bir hemþirenin çaðýrdýðý da olurdu: Annemin arkadaþlarý,

akrabalar, hatýrýný sormaya geliyorlardý. Genellikle, kendilerini

kabul edecek gücü olmazdý ama kendisini düþünüp merak

etmeleri onu pek sevindiriyordu.

Yarasý týmar edilirken dýþarý çýkýyordum. Sonra öðle yemeðini

yediriyordum: Çiðneyemediði için ancak ezmeler, bulamaçlar, pek ince

kýyýlmýþ etler, kompostolar, kremalar yiyordu; tabaðýndaki yemeði son

lokmasýna dek yemeðe zorluyordu kendini: Beslenmeliyim. Yemekler

arasýnda, bir taze meyva sularý karýþýmýný yudumluyordu:

Vitamin bunlar. Yarýyor bana. Saat ikiye doðru Poupette geliyordu:

Pek iyi oluyor böyle, bu usul, diyordu annem. Bir gün,

yerinerek: Yazýklar olsun! dedi, Ýkiniz de yanýmda bulunun

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

da, kýrk yýlda bir; ben hasta olayým! Þu iþe bak!

Prag'a gidiþimden öncesine göre daha dingindim. Annemin

canlý bir ceset haline geçiþ süreci kesinlikle tamamlanmýþtý.

Dünya küçülmüþ, odasýnýn boyutlarýna sýðmýþtý: Taksinin

içinde Paris'in sokaklarýndan geçtiðim zamanlar, ancak, ortasýnda

figüranlarýn dolaþtýðý bir tiyatro dekoru görüyordum

artýk. Gerçek yaþayýþým annemin yanýndaki yaþayýþýmdý; bir

tek amacý vardý bu yaþayýþýn: Onu korumak. Geceleri, en ufak

pýtýrtý bana korkunç bir gürültü gibi geliyordu: Bayan Cournot'nun

göz gezdirdiði gazetenin hýþýrtýsý, bir elektrik motorunun hýrýltýsý...

Gündüzün, pabuçlarýmý çýkarýp geziyordum odanýn içinde. Merdivendeki,

tepemizdeki geliþ gidiþler, kulak zarlarýný patlatýyordu insanýn. Saat

onbirle öðle vakti arasýnda, sahanlýktan geçirilen, tokuþ demir tabaklar,

güðümler, mataralar, karavanalarla yüklü, tekerlekli masalarýn

gürültüsü, utanç duyulmasý gereken bir þey gibi geliyordu bana.

Düþüncesiz bir oda hizmetçisi uyuklamakta olan annemden,

ertesi gün ne yemek istediðini kararlaþtýrmasýný (yaðda kýzarmýþ

tavþan eti mi, hanýmefendi, piliç kýzartmasý mý?) rica

ettiði zaman fena öfkeleniyordum. Öðle yemeðine, söz verilen

beyin yerine pek iþtah açýcý olmayan bir kýymalý yemek getirildiði

zaman da kýzýyordum. Annemin cana yakýn bulduklarýný -Bayan Cournot'yu,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Bayan Laurent'ý, Martin'le Parent'ý- ben de cana yakýn buluyordum: Bayan

Gontrand, bana da, pek geveze bir kadýn olarak görünüyordu: Ýzne çýktýðý

öðleden sonrasýný kýzýna pabuç aramakla geçirdiðini anlatýyor

örneðin: Bana ne bundan, deðil mi ama?

Bu kliniði sevmiyordum artýk. Güleç yüzlü, hamarat hemþireler, iþten baþ

alamýyordu; paralarý azdý, kendilerine sertlikle

davranýlýyordu. Bayan Cournot kendi kahvesini kendi getiriyordu:

Buradan ancak sýcak su veriliyordu. Hemþirelerin, uykusuz geçirdikleri bir

geceden sonra üstlerine baþlarýna çekidüzen verecekleri, boyalarýný

tazeleyecekleri ne bir duþ odalarý vardý, ne de bir ayrý ayakyollarý...

Bayan Cournot, allak bullak olmuþ, gözetmenle dalaþlarýný anlatýyordu bize.

Gözetmen, bir

sabah, kahverengi ayakkabý giyiyor diye Bayan Cournot'ya sitem

etmiþ: Ama ökçeleri yok. -Beyaz olmasý gerek ama. Bayan

Cournot, boynu bükük, beli bükük bir hal almýþ. Daha iþinize

baþlamadan, öyle, caný çýkmýþ gibi durmayýn! diye baðýrmýþ

gözetmen. Annem, iki gün sonrasýna dek, durup durup, bu

cümleyi öfkelenerek, hatýrladý, söyledi: Her zaman birilerine

karþý baþka birilerini tutmaktan, yamanlýkla savunmaktan

hoþlanmýþtý. Bir akþam, Bayan Cournot'nun arkadaþý gözyaþlarý

içinde odaya girdi: Hastasý artýk kendisiyle konuþmamaya karar

vermiþti... Bu genç kýzlarýn, mesleklerinden ötürü her an tanýðý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

olduklan tragedyalar, kiþisel yaþayýþlarýnýn ufak tefek dramlarýna

bir türlü kanýksatmýyordu kendilerini.

Ýnsan, beyninin sulanmaya baþladýðýný duyar gibi oluyor

burada, diyordu Poupette. Ben, konuþmalarýn saçmalýðýna,

þakalarýn basma kalýplýðýna aldýrýþsýzlýkla katlanýyordum.

Profesör B.'ye ne güzel oyun oynadýn! -Bu kara gözlüðü takýnca

Greta Garbo'a benziyorsun! Ama konuþtuðum dil aðzýmda

çürüyor, soysuzlaþýyordu. Nereye gitsem, sahneye çýkmýþ, oyun

oynuyormuþum gibi geliyordu. Yakýnda yeni bir eve çýkacak

eski bir arkadaþýmla, taþýnmasýndan söz ederken, sesimdeki

canlýlýk bana düzmece gibi geliyordu; bir birahane yönetmenine,

içimden gerçekten öyle geldiði için: Pek iyiydi bu

içtiðim, pek güzeldi bu yediðim, dediðim zaman iyi niyetle

yalan söylüyordum sanki, öyle duyuyordum içimden. Arasýra

da, dünya kýlýk deðiþtiriyor, tanýnmayacak hale girmiþ gibi

oluyordu. Bir otel görüyordum, kýlýk deðiþtirmiþ bir klinik

gibi görünüyordu gözüme; oda hizmetçilerini hemþire sanýyordum;

lokantalardaki kadýn sofracýlarý da... Bunlarýn yaptýðý

da, ekmek yemeðe dayanan bir bakým uygulamaktý bana.

Aklým, giysilerin altýnda gizlenen karmaþýk borular düzenine

saplanmýþ, insanlara yeni bir gözle bakýyordum. Ben bile,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

arasýra, bir emme basma tulumbaya bir ceplerle hortumlar

dizgesine dönüyordum.

Poupette sürekli bir sinirlilik içindeydi. Benim kan basýncým

yüksekti, kan baþýma çýkýyordu. Bizi özellikle üzen þey, annemin

can çekiþmeleri, dirilmeleri, bir de kendi çeliþmelerimizdi. Acý ile

ölümün giriþtiði bu yarýþta, ölümün birinci gelmesini candan dilemekteydik.

Bununla birlikte, annem, yüzü cansýz, uyuduðu zamanlar, beyaz hýrkanýn

üzerinde saatin asýlý olduðu siyah kurdelenin belli belirsiz kýmýltýsýný

kaygýlar içinde gözetliyorduk: Sonuncu kasýnmanýn korkusundan

midemiz buruluyordu.

Pazar günü öðle sonrasýnýn ilk saatlerinde yanýndan ayrýldýðým

zaman durumu iyiydi. Pazartesi sabahý arýk yüzü beni korkuttu;

derisiyle kemikleri arasýnda hücrelerini yiyip bitiren gizemli

sürülerin yaptýðý iþ, hemen göze çarpýyordu. Akþamýn onunda

Poupette hemþirenin eline bir kaðýt sokuþturuvermiþ: Ablamý

çaðýrsam mý? Hemþire baþýyla hayýr demiþ: Kalbi dayanýyordu

daha. Ama yeni yeni sýkýntýlar gelecekti baþýmýza. Bayan

Gontrand annemin sað böðrünü gösterdi: Gözeneklerinden

damla damla sular sýzýnýyordu, çarþaflar sýrýlsýklamdý. Sidik

hemen hemen hiç gelmiyordu artýk, etlerini bir ödem þiþiriyordu.

Ellerine bakýyor, sucuk gibi þiþmiþ parmaklarýný þaþkýnlýkla

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

oynatýyordu: Hareketsiz durmaktan oluyor, dedim ona.

Equanil'le morfin onu yatýþtýrmýþtý; yorgunluðunun farkýna

varýyor ama sabýrla katlanýyordu: Kendimi artýk iyileþmiþ

sandýðým bir gün, kardeþin bana bir þey söyledi; çok da iyi oldu

söylediði; yeniden yorgunluk duyacaðýmý haber vermiþti o

gün. Onun için þimdi bunun normal olduðunu biliyorum.

Bayan de Saint-Ange yanýna girdi, kýsa bir süre görüþtüler;

ona Ha! Þimdi çok iyiyim! dedi. Gülümsedi, diþleri meydana

çýktý: Þimdiden bir iskeletin ölüm sýntýsýydý bu; buna karþýlýk gözleri

biraz hummalý bir aralýkla parlýyordu. Yemeðini yedikten sonra

rahatsýzlandý; hemþireyi çaðýrmak için zili üst

üste çaldým; dilediðim gerçekleþiyordu, can veriyordu, bense

çýlgýna dönmüþtüm. Bir güllaç onu yeniden canlandýrdý.

Akþam, ölmüþtür diye düþünüyordum; bu düþünce içimi

parçalýyordu. Sabahý, Poupette: Belli bir sýnýr içerisinde, daha

iyi olduðu bile söylenebilir, dedi; belim büküldü. Annem o kadar

iyiydi ki, birkaç sayfa Simenon okudu. O günün gecesi çok acý

çekmiþ: Her yaným aðrý içinde! Morfin iðnesi yapmýþlar.

Gündüz, gözlerini açtýðý zaman bakýþý donuktu. Bu kez, artýk

tamam, diye düþündüm. Yeniden uykuya daldý. N.'ye sordum:

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Bitti mi her þey? -Yo, hayýr! dedi adam; yarý acýr gibi, yarý

övünçlüydü sesi: Onu iyicene canlandýrdýk, kolay kolay gitmez!

O halde, yarýþý acý mý kazanacaktý? Vurun beni. Tabancamý verin.

Acýyýn bana. Annem: Her yaným aðrý içinde, diyordu. Þiþmiþ

parmaklarýný kaygýyla oynatýyordu. Güvenini yitiriyordu: Bu

doktorlar canýmý sýkmaya baþladý. Bana hep, daha iyisiniz,

diyorlar. Oysa ben daha fena duyuyorum kendimi.

Bu ölümcül kadýna baðlanmýþtým. Alaca karanlýkta onunla

konuþurken eski bir piþmanlýðýmý yatýþtýrýyordum: Yeni yetmeliðim

sýrasýnda kesilen, yeniden baþlamasýna aramýzdaki

ayrýmlarla, benzerliðimizin bir türlü meydan vermediði söyleþiyi

baþtan ele alýyordum: Büsbütün sönmüþ sandýðým eski sevecenlik,

özentisiz sözlerle konuþmaya, özentisiz davranýþlarda

bulunmaya baþlayabildiðimizden beri, dirilmekteydi.

Bakýyordum ona. Orada duruyordu iþte; bilinçliydi ama

yaþadýðý öyküden tamamýyla habersizdi. Derimizin altýnda

neler olup bittiðini bilmemek, düzgülü bir þey Ama annemin,

gövdesinin dýþýndan bile haberi yoktu: Yaralý karnýndan,

akarcasýndan, oradan akýp giden pisliklerden, üst derisinin

mavi renginden, gözeneklerinden sýzan sývýdan bile haberi

yoktu. Handiyse kötürümleþmiþ elleriyle yoklanamýyor, bakýmý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

yapýldýðý zamansa, baþý arkaya atýlmýþ oluyordu. Ayna istememiþti

bir daha: Yüzünün, can çekiþen bir insan yüzü olduðunu bilmiyordu.

Çürümekte olan etinden sonsuz uzakta, yatýyor, kulaklarýnda yalanlarýmýzýn

uðultusu, bütün varlýðýyla, tutkulu bir umuda, onmak umuduna sýðýnmýþ,

düþlere dalýyordu. Gereksiz yere canýnýn sýkýlmasýný, üzülmesini istemiyordum.

Bu ilacý artýk almasan da olur. -Yo, alayým, daha

iyidir. O alçý gibi sývýyý yutuveriyordu arkasýndan.

Yemekte güçlük çekiyordu: Zorlama kendini; yeter, yeme artýk. -Öyle

mi dersin? Tabaðý inceliyor, duraksýyordu: Haydi, biraz daha

ver. Sonunda tabaðý el çabukluðuyla ortadan kaldýrýyordum:

Bitti, diyordum kendisine. Ýkindileri bir kase yoðurdu yemeye

kendini zorluyordu. Sýk sýk, meyva suyu istiyordu bizden.

Kollarýný biraz oynatýyor, ellerini kaldýrýyor, birbirine yaklaþtýrýyordu,

aðýr, sakýntýlý bir devimle; benim, bir yandan

býrakmadýðým, bardaðý el yordamýyla buluyor, tutuyordu.

Kendisine iyi gelecek vitaminleri pipetin içinden emiyordu:

Bir gulyabani aðzý, istekle, içine çekip yutuyordu dirimi.

Kuruyup gitmiþ yüzünde gözleri kocamanlaþmýþtý; onlarý

fal taþý gibi açýyor, kýmýltýsýzlaþtýrýyordu; sýnýrsýz bir çaba

göstererek içinde bulunduðu bellirsizlik kuyularýndan kendini

koparýyor, bu kara ýþýk göllerinin yüzüne çýkmaya uðraþýyordu;

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bütün varlýðýný veriyordu bu iþe; heyecan verici bir duraðanlýkla

yiyecekmiþ gibi yüzüme bakýyordu: Bakýþ denen þeyi yeni

bulmuþ, yeni türetmiþcesine... Görüyorum seni! Herkesin

de bu bakýþý karanlýklardan yeniden koparmasý, elde etmesi

gerekiyordu. Týrnaklarýný çarþaflara nasýl taktýysa, yitmemek,

yok olamamak için bakýþýný dünyaya öyle takýyor, yeryüzüne

onunla tutunuyordu. Yaþamak. Yaþamak.

O çarþamba akþamý, beni götüren takside, ne de üzgündüm!

Kibar mahalleler içinden geçerek giden bu yolu ezbere biliyordum artýk:

Lancome, Houbigant, Hermes, Lanvin. Çoðu zaman, kýrmýzý ýþýðýn yanmasý

yüzünden Cardinin önünde duruyorduk: Fötr þapkalar, yelekler, boyun

mendilleri, ayakkabýlar, potinler görüyordum; hepsinde alay eder gibi

bir zariflik vardý. Daha ötede, tatlý renkli, tüylü tüylü güzel

sabahlýklar; kýrmýzý ev entarisinin yerine giysin diye bunlardan

birini alýrým ona, diye düþünmüþtüm. Lavantalar, kürkler,

çamaþýrlar, mücevherler: Ölüme yer verilmeyen bir dünyanýn

þatafatlý kibriydi bunlar; ama ölüm, bu dýþ görünüþün, bu

gösteriþin arkasýnda, kliniklerin, hastanelerin, kapalý odalarýn

bozsu gizliliðinde saklanýp bekliyordu. Bense artýk baþka bir

gerçeklik tanýmýyordum.

Perþembe günü, her gün olduðu gibi, annemin yüzü içimi

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

yýktý: Bir gün öncesinden biraz daha süzgündü, biraz daha

acýlýydý. Ama gözleri görüyordu. Beni tepeden týrnaða süzdü:

Sana bakýyorum. Saçýnýn tümü kestane rengi. -Tabii, biliyorsun

öyle olduðunu. -Hayýr, senin de, kardeþinin de, kocaman,

aðarmýþ bir tutam saçýnýz vardý da... Tutunayým diyeydi o,

düþmeyeyim diye. Parmaklarýný oynattý: Þiþlikleri iniyor, deðil

mi? Uyudu. Gözlerini açýnca: Büyük, beyaz bir kolluk gördüðüm zaman,

uyanacaðýmý anlýyorum, dedi bana, uykuya daldýðým zaman da, iç eteklikleri

arasýnda uyuyorum. Kafasýný bürüyen, hangi anýlardý, hangi görüntülerdi ki

bunlar? Bütün ömrünce dýþ dünyaya dönük olarak yaþamýþtý; onu ansýzýn

kendi içine dalmýþ, yitmiþ görmek içime dokunuyordu. Bu

dünyasýndan uzaklaþtýrýlmasý hiç hoþuma gitmiyordu artýk.

Arkadaþlarýndan biri, Bayan Vauthier, o gün kendisine, biraz

aþýrý bir canlýlýkla bir gündelikçi kadýn öyküsü anlatmýþtý.

Annemin gözleri kapandýðý için Bayan Vauthier'yi hemen

uzaklaþtýrdým. Yanýna döndüðüm zaman, annem: Ýnsan

hastalara kendi baþýndan geçenleri anlatmamalý, hastayý ilgilendirmez

bunlar, dedi.

O geceyi yanýnda geçirdim. Aðrýdan ne kadar korkuyorsa

karabasanlardan da o kadar korkuyordu. Doktor N. geldiði

zaman, annem: Gerektiði kadar iðne yapýn, dedi, iðneyi

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

saplayan hemþirenin çalýmýný benzetledi. Bak sen! dedi N.,

Adamakýllý morfin düþkünü olup çýkacaksýnýz! Þakacý bir sesle

ekledi: Çok elveýiþli bir fiyata size morfin saðlarým, isterseniz...

Yüzü çatýldý, bana döndü, sert bir sesle: Kendine saygýsý olan

bir hekim, iki konuda, taþ çatlasa, doðru bildiðinden þaþmaz:

Uyuþturucu maddeler, bir; çocuk düþürme, iki.

Cuma günü sýkýntýsýz geçti. Cumartesi günü annem hep

uyudu. Ýyi oldu öyle, dedi Poupette. Dinlenmiþ oldun. Annem

içini çekti: Bugün yaþamamýþým!

Ýnsan yaþamayý bu kadar sevince, ölmek güç iþ doðrusu.

Hekimler o akþam bize: Ýki üç ay dayanabilir, dediler. Öyleyse,

yaþayýþýmýzý yeni bir düzene sokmak, annemi bizsiz birkaç

saat geçirmeye alýþtýrmak gerekti. Kocasý bir gece önce Parise

gelmiþ olduðu için kýz kardeþim annemi bu gece Bayan Cournot

ile tek baþýna býrakmaya karar verdi. Sabaha gelecekti; Marthe,

iki buçuða doðru; ben de, beþte, gelecektik.

Saat beþte kapýyý ittim. Ýstor indirilmiþti, ortalýk hemen

hemen karanlýktý. Marthe, bitkin acýnýlacak halde sað yanýna

yýkýlmýþ annemin elini tutuyordu: Annemin sol kaba etindeki

yatalak yaralarý iyice açýlmýþtý; öyle yatýnca caný daha az acýyordu

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

ama durumunun rahatsýzlýðý onu bitiriyordu. Saat on

bire dek, Poupette'le Lionel'in gelmesini kaygýlar içinde

beklemiþti; zilin düðmesi, eriþebileceði bir yerde deðildi; ne

yapsa, birini çaðýramazdý. Arkadaþý Bayan Tardieu uðrayýp

hatýrýný sormuþ ama annem, gene de, kýz kardeþime: Beni

canavarlarýn eline býrakýyorsun! demiþ. (Pazar günü çalýþan

hemþirelerden tiknisiyordu.) Sonra da Lionel'e takýlacak kadar

canlýlýðýný toparlayabilmiþ: Kaynananýzdan kurtulacaðýnýzý

ummuþtunuz, deðil mi? Olmayacak iþte, buradayýz daha.

Öðle yemeðinden sonra bir saat yalnýz kalýnca gene kaygýya

kapýlmýþ. Heyecanlý bir sesle: Beni yalnýz býrakmamalýsýnýz,

dedi bana, Pek halsizim daha. Beni canavarlarýn eline býrakmayýn!

-Bir daha býrakmayacaðýz.

Marthe gitti, annem uykuya daldý, yerinden sýçrayarak

uyandý: Sað kaba eti acýyordu. Bayan Gontrand durumunu

deðiþtirdi. Annem yakýnmaya devam etti. Bir daha zile uzanacak

oldum: Nafile. Gene Bayan Gontrand gelecektir. O, bilmiyor

bu iþi. Annemin aðrýlarý hiç de kuruntudan doðma deðildi;

nedenleri örgenseldi, belirliydi. Bununla birlikte, belli bir

eþiðin altýnda kaldýkça, Parent ya da Martin hemþirelerin yaptýklarý,

bu aðrýlarý dindiriyordu; Bayan Gontrand ayný þeyleri yaptýðý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

halde aðrýlarý azalmýyordu. Ama gene de uykuya daldý. Altý

buçukta, kývançla haþlama suyu içti, krema yedi. Ansýzýn

baðýrdý sonra, sol kaba eti cayýr cayýr yanýyordu. Þaþýlacak bir

þey deðildi bu. Ýncele incele derisi kalmamýþ gövdesi, gözeneklerinden

sýzýnan sidik asidiyle sýrýlsýklamdý; hemþireler,

ara çarþafýný deðiþtirdikleri zaman parmaklarý yanýyordu.

Ürküye kapýlmýþtým; zili çaldým, çaldým; saniyeler ne kadar

da uzundu! Annemin elini elimde tutuyondum, elimi alnýna

götürüyordum, bir þeyler söylüyordum. Sana iðne yaparlar

þimdi. Artýk canýn yanmaz. Bir dakika. Bir dakikacýk sabret.

Kasýlmýþ, avaz avaz baðýrmamak için kendini güç tutuyor,

inliyordu; Yanýyorum, korkunç bir þey bu, dayanamýyorum.

Dayanamayacaðým. Sonra, handiyse hýçkýrýr gibi, içimi

parçalayan o çocuksu sesiyle: Yarabbim! Nedir bu çektiðim,

dedi. Ne kadar yalnýzdý! Ona dokunuyordum, onunla konuþuyordum

ama acýsýna sokulabilmek olanaksýzdý. Yüreði

çýlgýna dönüyordu, gözleri kayýyordu, -Ölüyor-, diye düþündüm;

Bayýlacaðým, diye mýrýldandý. Neden sonra Bayan

Gontrand bir morfin iðnesi yaptý. Bir þeye yaramadý. Gene zili

çaldým. Yanýnda kimsenin beklemediði, herhangi birini çaðýramayacaðý

o sabah bu aðrý böyle, ansýzýn, baþlayabilirdi,

o zaman ne olurdu, diye düþündüm, aklým baþýmdan gitti:

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Bir dakika olsun yanýndan ayrýlmak sözkonusu deðildi artýk.

Bu kez hemþireler anneme equanil verdiler, ara çarþafýný deðiþtirdiler,

yaralarýna, ellerine madensi madensi yansýlar veren

bir melhem sürdüler. Yanma geçti; bir çeyrek saat sürmüþtü

yalnýz: Bitmeyecek ölçüde uzun bir süre... Saatlerce avaz avaz

haykýrdý durdu. -Ne manasýz þey diyordu annem, ne manasýz

þey yarabbim! Evet: Oturup aðlanacak kadar manasýz bir þeydi

bu. Artýk hekimleri de, kardeþimi de, kendimi de anlayamýyordum. Bu

boþu boþuna iþkenceyle geçen anlarý, hiç, ama hiçbir þey haklý gösteremezdi.

Pazartesi sabahý Poupette'le telefonda görüþtük: Ölüm

yakýndý. Ödem daðýlmýyordu, karýn kapanmýyordu. Hekimler,

yatýþtýrýcý ilaçlarla annemi sersemleþtirmekten baþka yapýlacak

bir þey kalmadýðýný söylemiþlerdi hemþirelere.

Saat ikide, 114 sayýlý kapýnýn önünde, kýz kardeþimi kendinden

geçmiþ halde buldum. Bayan Martin'e: Anneme dünkü

gibi acý çektirmeyin, demiþti. Aman Hanýmefendi, yalnýz

yatalak yaralarý için bu kadar iðne yaparsak, büyük aðrýlar

geldiði gün morfin etkisiz kalacaktýr. Sýkýþtýrýlýnca açýklamýþtý:

Genellikle, anneminkine benzer hallerde, hasta ürkünç aðrýlar

çekerek ölürdü. Acýyýn bana. Vurun beni. Doktor P. yalan mý

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

söylemiþti o halde? Bir tabanca edinmek, annemi vurmak;

onu boðmak... Romantik, saçma, boþ düþünceler... Ama anmemin

saatler saati avaz avaz haykýrdýðýný oturup iþitmek de

aklýmýn alacaðý iþ deðildi. Gidip P. ile görüþelim. Geliyormuþ;

yakaladýk onu: Acý çekmeyeceðine söz vermiþtiniz. -Acý

çekmeyecek. Ne olursa olsun onu yaþatmak, bir hafta boyunca

ona büyük acýlar çektirmek isteniyorsa, yeniden ameliyat

yapýlmasý, kan verilmesi, güçlendirici iðneler vurulmasý gerekeceðini

belirtti. Evet. N. bile, o sabah Poupette'e: Bir umut

kaldýkça yapýlmasý gereken her þeyi yaptýk, demiþti. Þimdiden

sonra ölümünü geciktirmeye kalkmak, sadizm olur. Ancak,

bu çekimseme yetmiyordu bize. P'ye sorduk: Morfin büyük

aðrýlarý önleyebilecek mi? -Gerekli düzeleri vereceðiz ona.

Kesinlikle konuþmuþtu; hali güven veriyordu bize. Yatýþtýk.

Yarasýný yeniden týmar etmek için annemin odasýna girdi:

uyuyor, dedik kendisine. Geldiðimin farkýna bile varmayacak.

Odadan çýktýðý zaman annem hala uyuyordu herhalde. Ancak

o gece çekmiþ olduðu korkularý hatýrlayýnca, Poupette'e:

Gözlerini açýnca kendini bir daha yapayalnýz bulmamalý,

dedim. Kýz kardeþim kapýyý açtý; sonra beti benzi atmýþ, bana

doðru döndü, hýçkýra hýçkýra, kendini oturduðum sýranýn

üzerine attý: Karnýný gördüm! Ona biraz equanil bulmaya

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

gittim. Doktor P. bir daha yanýmýza geldiðinde, kardeþim ona

da: Karnýný gördüm! Korkunç bir þey! dedi. Yok caným, hep

öyle olur, dedi doktor biraz sýkýlmýþ gibi... Poupette: Diri diri

çürüyor, dedi bana; ben de ona baþka bir þey sormadým. Oturup

konuþtuk. Sonra annemin baþucuna oturdum: Hýrkanýn aklýðý

üzerinde ince siyah kaytanýn solukla birlikte belli belirsiz

kýmýltýsý olmasa annemi ölmüþ bellerdim. Saat altýya doðru

gözlerini açtý: Saat kaç Allahaþkýna? Anlamýyorum. Akþam

mý oldu gene? -Öðleden sonra hep uyudun. Kýrk sekiz saat

uyumuþum demek? -Yok caným! Bir gece öncesinin olaylarýný

hatýrlattým. Camýn arkasýndan uzaklara, karanlýða, neonlu

tabelalara bakýyordu. Ýncinmiþ bir halle, -Anlamýyorum, diye

yineledi.

Hatýrýný sormaya gelenleri, telefon edenleri saydým.

Umurumda deðil, dedi. Kendisini þaþýrtan þeyi evirip çeviriyordu

kafasýnda: Hekimlerin dediðini iþittim; onu sersemleþtirmeli, diyorlardý.

Bu kez dikkatli davranmakta kusur etmiþlerdi iþte. Açýkladým: Dün geceki

gibi boþu boþuna niye acý çeksindi? Yatalak yaralarý kapanýncaya dek onu bol

bol uyutacaklardý. Evet, dedi; sesinde sitem vardý; evet ama,

günlerimi harcýyor, yitiriyorum.

Bugün yaþamamýþým. -Günlerimi harcýyor, yitiriyorum.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Geçen her günün bir deðeri vardý onca; Baþka hiçbir þeyin,

yerini tutamayacaðý bir deðer. Ölecekti de. Bilmiyordu bunu:

Ama ben biliyordum. Onun adýna ben boyun eðemiyordum

bu olacaða.

Biraz haþlama suyu içti, Poupette'i bekledik: Burada yatmak

yoruyor onu, dedi annem. Yok caným, o nasýl söz? Ýçini çekti:

Umurumda deðil. Bir an düþündükten sonra da ekledi: Beni

tasalandýran, hiçbir þeyin umurumda olmamasý. Bir daha

uykuya dalmadan önce, kuþkulu bir halle sordu: Ama insan

böyle sersemleþtirilir mi? Protesto muydu bu? Kendisine güven

vermemi dilediðini sanýyorum daha çok: Uyuþukluðu ilaçla

yaratýlmýþtý, inginlik belirtisi deðildi.

Bayan Cournot içeri girdiði zaman annem gözlerini araladý.

Onlarý yuvalarýnda saða sola kaydýrdý, bakýþýný düzeltip uyum

yaptý, dünyayý yeni tanýmaya baþlayan çocuðunkinden de

dokunaklý bir aðýrbaþlýlýkla hemþireye dikkatle baktý. Siz

kimsiniz ki? -Bayan Cournot bu. -Niye buradasýnýz? Bu saatte?

-Gece oldu, dedim gene. Fal taþý gibi açtýðý gözleriyle Bayan

Cournot'yu sorguya çekiyordu: Peki ama niye? -Biliyorsunuz

ya; geceleri hep yanýnýzda oturup bekliyorum: Annem, birazcýk

kýnar gibi: Ya! dedi. Tuhaf þey! Niye sanki? Gitmeye hazýrlandým.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Gidiyor musun? -Gitmem canýný sýkar mý? Gene ayný karþýlýðý verdi:

Umurumda deðil. Hiçbir þey umurumda deðil.

Hemen kalkýp gitmedim; gündüzcü hemþireler annemin

herhalde sabaha çýkamayacaðýný söylüyorlardý. Nabýz 48'den

100'e atlýyordu. Saat ona doðru duruldu. Poupette yattý; ben

evime döndüm. P'nin bizi aldatmadýðýna emindim þimdi. Annem

bir iki güne dek, çok çekmeden, göçüp gidiverecekti.

Uyandýðýnda aklý baþýndaymýþ. Aðrý duyar duymaz, dindirici

ilaç veriliyordu. Üçte girdim yanýna; uyuyordu, baþucunda

Chantal bekliyordu; biraz sonra: Zavallý Chantal! dedi bana

dönerek, -O kadar çok iþi var, bense vaktini alýyorum. -Ama

o buraya seve seve geliyor. Seni çok sever, bilirsin. Annem

uzun uzun düþündü; þaþýrmýþ, içten üzülmüþ bir halle: Ben

kimsecikleri sevip sevmediðimi bilemiyorum artýk, dedi.

Gururunu hatýrlýyordum: Þen kadýným da onun için seviyorlar

beni. Yavaþ yavaþ, birçok kimseler ona usandýrýcý

gelmeye baþlamýþtý. Þimdi gönlü büsbütün uyuþmuþtu: Yorgunluk,

her þeyini almýþtý elinden. Ne var ki, en sevecen

sözlerinin bir teki bile, bu umursamazlýk bildirisi kadar dokunmamýþtý

bana. Eskiden, kendine belletilmiþ resmi davranýþlar, alýþýlagelmiþ

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

çalýmlar, gerçek duygularýný örtüyor, kapatýyordu. Bu duygularýn

sýcaklýðýný, yokluklarýnýn kendisinde yarattýðý soðukluða vurarak

ölçüyordum.

Uyuyakaldý; soluðu o kadar belirsizdi ki, düþlere daldým:

Sarsýntýsýzca, bir dursa, bir durabilse... Ama ince siyah kaytan

kalkýyor, iniyordu: Sýçrayýþ, o kadar kolay olmayacaktý. Ýstemiþ

olduðu üzere, kendisine yoðurt yedirmek için onu beþte

uyandýrdým: Kardeþin yememi istiyor: Ýyi gelirmiþ bana. Ýki

üç kaþýk yedi: birtakým yerlerde ölülerin mezarlarýna býrakýlan

yiyecekleri düþünüyordum. Bir gün önce Catherine'in getirmiþ

olduðu gülü koklattým kendisine: Meyrignac'ýn son gülüymüþ.

Dalgýn dalgýn bir göz atmakla yetindi. Gene uykuya daldý; kaba

etinde duyduðu yanma ile uyandý bu uykudan. Morfin iðnesi:

Sonuç alýnmadý. Ýki gün öncesi gibi elini elimde tutuyor,

yüreklendirecek þeyler söylüyordum kendisine: Bir dakika.

Ýðne þimdi etkisini gösterir. Bir dakika sonra tamam. -Çin

iþkencesi bu, dedi. Sesi renksizdi, karþý durmaya bile artýk

gücü yetmiyordu. Gene zili çaldým, üsteledim: Ýkinci iðne

vuruldu.

Parent hemþire yataðý düzeltti, yeniden uykuya dalmýþ

olan, elleri buz gibi annemin durumunu biraz deðiþtirdi. Oda

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

hizmetçisi; saat altýda getirdiði akþam yemeðini geri çevirdiðim

için homurdandý: Can çekiþmenin, ölümün gündelik olaylardan olduðu

kliniklerin deðiþmek bilmez göreneði! Saat yedi

buçukta annem: Bak, dedi, Þimdi iyi duyuyorum kendimi.

Gerçekten iyi. Uzun zamandýr kendimi bu kadar iyi duymamýþtým.

Jeanne'ýn büyük kýzý geldi, ona biraz haþlama suyu

ile kahveli krema içirip yedirmeme yardým etti. Bunu yapmak

güçtü çünkü öksürüyordu: Solunum darlýðýnýn baþlangýcýydý

bu. Poupette'le Bayan Cournat gitmemi öðütlediler. Bu gece

herhalde bir þey olmayacaktý, burada kalmamsa annemi

kuþkulandýrabilirdi: Onu öptüm; o da, o korkunç gülümseyiþiyle:

Seviniyorum; dedi, Beni o kadar iyi gördüðüne!

Belladenal aldýktan sonra, yanýnda yattým. Uyandým; telefon

çalýyordu: Birkaç dakikasý kaldý artýk. Marcel arabayla seni

almaya geliyor. Marcel-Lionel'in amca oðlu-beni, hýzlý hýzlý,

ýssýz bir Paris'in içinden geçirdi. Champerret kapýsýnýn yakýnlarýnda

ýþýðý kýrmýzý kýrmýzý parlayan bir kahvenin

tezgahýnda birer kahve yuvarladýk. Poupette, kliniðin bahçesinde bizi

karþýladý: Bitti. Yukarý çýktýk. Annemin yerinde

yatakta yatan bu ceset o kadar beklendik, ama o kadar akýl

almaz bir þeydi ki... Eli, alný soðumuþtu. Hala oydu bu, deðiþmeyecek

yokluðuydu, ayný zamanda. Bir gaz bezi çenesini

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

tutuyor, kýpýrtýsýz yüzünü çerçeveliyordu. Kýz kardeþim Blomet

Sokaðý'ndaki eve gidip giysiler getirmek istiyordu: Neye sanki?

-Töre öyleymiþ. -Biz uymayacaðýz. Anneme, dýþarýda bir yere

yemeðe gidiyormuþ gibi, giysiler, ayakkabýlar giydirmeyi aklým

almýyordu; kendisinin de böyle bir þey dileyeceðini sanmýyordum;

ölüsünün ne olacaðýna ilgi duymadýðýný sýk sýk

söylemiþti.

Bayan Cournot'ya: Uzun geceliklerinden birini

giydirmek yeter, dedim. Masanýn gözünden halkayý alarak:

Ya niþan yüzüðü? diye sordu Poupette. Halkayý parmaðýna

geçirdik. Niye mi? Bu yeryüzünde þu küçük altýn halkaya artýk

hiç yer yoktu da ondan herhalde.

Poupette'in ayakta duracak hali kalmamýþtý. Artýk annem

olmayan o ölüye son bir kez baktýktan sonra, kýz kardeþimi

hýzla aldým, götürdüm. Marcel'le birlikte Döme kahvesinin

barýnda birer bardak bir þeyler içtik. Poupette anlattý:

Saat dokuzda N. odadan çýkmýþ, öfkeli bir halle: Bir dikiþ

daha atmýþ. Kendisi için bunca þey yapýldýktan sonra gene böyle

olsun! Ýnsan inciniyor doðrusu! demiþ. Kýz kardeþim, þaþkýnlýk

içinde, arkasýnda bakakalmýþ. Elleri-buz gibi olduðu halde

annem sýcaktan yakýnýyor, biraz güçlükle solunuyormuþ. Bir

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

iðne yapmýþlar, uykuya dalmýþ. Poupette soyunmuþ, yatmýþ,

eline bir polis romaný alýp okumaya çalýþmýþ. Geceyarýsýna

doðru annem kýpýrdanmaya baþlamýþ. Poupette'le hemþire

yataðýna yaklaþmýþlar. Gözlerini açmýþ: Ne yapýyorsunuz

burada? Niye kaygýlý gibisiniz? ben çok iyiyim. -Karabasan

görmüþ olacaksýn, ondan yanýna geldik. Çarþaflarýný düzeltirken,

Bayan Cournot ayaklarýna dokunmuþ: Ölümün soðukluðu onlarý

kaplamýþmýþ bile.

Kýz kardeþim, bana haber vermesi gerekip gerekmediðini kestirememiþ.

Bu saatte orada bulunmam, aklý tümüyle baþýnda olan annemi ürkütebilirdi.

Gene yatmýþ. Saat birde annem yeniden kýpýrdanmýþ. Canlý

bir sesle, babamýn söylediði eski bir þarkýnýn sözlerini mýrýldanmýþ:

Gidiyorsun, býrakýyorsun bizleri... Poupette: Ne münasebet! Seni

býrakmýyorum, demiþ; annem de hafif hafif, anlayýþlý bir halle gülümsemiþ.

Soluk almasý gitgide güçleþiyormuþ. Bir iðne daha yapýldýktan sonra, biraz

güç anlaþýlýr bir sesle: Ölümü... sonraya... býrakmalý..., demiþ.

Elimi mi býrakmalý? Annem: Hayýr, demiþ. Ölümü. Ölüm sözcüðünün

üzerine basa basa. Ulamýþ sonra: Ölmek istemiyorum. -Ama

iyileþtin zaten! Daha sonra dalgýnlýk içinde birtakým saçma þeyler

söylemiþ: Kitabýmý ortaya çýkaracak vaktim kalsýn isterdim...

Kimi emzirmek istiyorsa onu emzirsin. Kýz kardeþim

giyinmiþ: Annem bilincini hemen hemen yitirmiþ durumdaymýþ.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Ansýzýn baðýrmýþ: Boðuluyorum. Aðzý açýlmýþ; et

kalmamýþ bu yüzde gözleri kocaman, fýrlak: Bir kasýnmayla

komaya girmiþ. Gidip telefon edin, demiþ Bayan Cournot.

Poupette beni aramýþ, ben karþýlýk vermemiþim. Santralcý kýz

beni uyandýrýncaya dek yarým saat zilimi çalmýþ durmuþ. Bu

ara Poupette, artýk bilinçsiz olan annemin yanýna dönmüþ;

yüreði atýyormuþ, yastýklara yaslý, soluk alýyormuþ; donuk

gözleri artýk hiçbir þey görmüyormuþ. Sonra gitmiþ: Doktorlar

mum gibi tükenip gidecek demiþlerdi: Öyle olmadý, hiç de

öyle olmadý demiþ kardeþim, hýçkýrýklar içinde. Hemþire:

Aman Hanýmefendi, diye karþýlýk vermiþ, -Emin olun pek

zahmetsiz, pek sessiz bir ölüm oldu bu.

:::::::::::::

Ömrü boyunca annem kanserden çok korkmuþtu; klinikte

röntgen filmi çekildiði zaman belki de hala korkuyordu.

Ameliyattan sonra ise bir an bile kanser aklýna gelmedi. Gün

oldu, yaþýna göre pek sert bir sarsýntýya dayanamaz da, ölür

diye korktu. Ama kuþku, aklýnýn köþesinden bile geçmedi:

Karýnzarý yangýsýndan ameliyat edilmiþti, hastalýk aðýrdý ama

onacak cinstendi.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Bizi daha çok þaþýrtan, bir papazýn gelip kendisiyle görüþmesini

hiçbir zaman istemiþ olmamasý; Simone'u bir daha

göremeyeceðim! diye üzüm üzüm üzüldüðü gün bile!

Marthe'ýn getirmiþ olduðu dualar kitabýný, Ýsalý haçý, dua

tesbihini çekmecesinden çýkarmadý. Jeanne, bir sabah, -Bugün

pazar, Françoise teyze; kudas ayinine katýlmak istemez misiniz?

diye sormuþtu. Aman yavrum! Çok yorgunum, dua

edecek halim yok; Tanrý baðýþlar beni! diye karþýlýk vermiþti

annem. Bayan Tardieu, Poupette'in yanýnda, günah çýkaracaðý

papazý görmek isteyip istemediðini daha bir üsteleyerek

sormuþtu; annemin yüzü sertleþmiþti: Çok yorgunum. Konuþmaya son vermek

için de gözlerini yummuþtu. Baþka bir eski arkadaþýnýn hatýr sormaya

geliþinden sonra Jeanne'a demiþti ki, -Þu garip Louise de, amma tuhaf

þeyler soruyor: Kliniðe baðlý bir papaz olup olmadýðýný öðrenmek istedi.

Hani çok umurumdaydý da!..

Bayan de Saint-Ange bizi canýmýzdan bezdiriyordu: Madem

kaygýlarý var, dinin avuncunu istemesi gerekir. -Ama istemiyor.

-Bana da, baþka arkadaþlarýna da söz verdirmiþti, din kurallarýna

uygun biçimde ölmesine yardým edelim diye. -Þu anda,

istediði, iyileþmesine yardým edilmesi. Bizi kýnýyorlardý.

Anneme son dinsel hizmetlerin uygulanmasýný, muhakkak

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

ki, engelliyor deðildik, ama bunlarý kendisine zorla kabul

ettermiye de kalkmýyorduk. Kendisine uyarmada bulunmamýz

gerekecekti: Kansersin. Öleceksin. Eminim, kendilerini

annemle baþ baþa býraksaydýk, birtakým kaba sofu kadýnlar,

onu da yaparlardý. (Onlarýn yerinde olsaydým, annemin

yüzyýllarca Arafta kalmasýna yol açacak bir baþkaldýrma

günahýna girmesinden korkardým.) Annem bunlarla baþ baþa

kalmayý zaten istemiyordu. Yataðýnýn çevresinde genç gülümseyiþler

görmek dileðindeydi: Benim gibi yaþlý kadýnlarý,

dinlenmeevine çekildiðim zaman bol bol göreceðim nasýl olsa,

diyordu yeðen kýzlarýna.

Jeanne'la, Marthe'la birlikte olduðu

zaman, dindar ama anlayýþlý, yalanlarýmýzý da yerinde bulan

iki üç arkadaþý geldiði zaman, güvenlik içinde duyuyordu

kendini. Öbürlerine güvenmiyor, içlerinden birkaçýnýn sözünü

ettiði zaman sesinde hýnç seziliyordu: Þaþýrtýcý bir içgüdüyle,

hangi kimselerin varlýðýnýn, iç dirliðini bozabileceðini biliyordu

sanki: Þu dernekteki hanýmlarý görmeye gitmeyeceðim bir

daha. Oraya bir daha ayak basmayacaðým.

Bir takým kimseler þöyle düþüneceklerdir: Acýnýn, ölümün

karþýsýnda yenildiðine göre, inaný ancak yüzeydeydi, sözde

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

kalýyordu. Ben, inan nedir bilmiyorum. Ama din, annemin

yaþayýþýnýn ekseniydi, tözüydü: Çekmecelerinde bulunan

kaðýtlar, bunun böyle olduðunu gerçekledi. Duanýn, mekanik

bir mýrýltýdan baþka bir þey olduðuna inanmasaydý, tesbihini

çekmek, onu, bulmaca çözmekten daha çok yormazdý. Çekimsemesi,

tersine, Tanrýya yakarmayý, dikkati, düþünceyi,

belli bir tin durumunu gerektiren bir iþ diye gördüðüne

inandýrýyor beni. Tanrýya ne söylemesi gerekeceðini biliyordu:

Tanrým, iyileþtir beni; ama sen ne yazmýþsan o olsun: Ölmeyi

kabul ediyorum. Kabul etmiyordu oysa. Yalanýn artýk hükmü

kalmadýðý þu sýrada, içinden gelmeyen herhangi bir söz söylemek

istemiyordu. Bununla birlikte baþkaldýrmak hakkýný

da tanýmýyordu kendine. Susuyordu: Tanrý iyidir.

Bayan Vauthier, ürkmüþ, þaþkýn anlamýyorum, demiþti bana.

Anneniz ki, o kadar inaný saðlam, o kadar dini bütün....

Ölümden öylesine korkuyor ki! Ermiþlerin de, sýrasýnda, çýðlýk

ata ata, çarpýna kasýla öldüklerini bilmiyor muydu? Zaten

annem ne Tanrýdan korkuyordu, ne þeytandan. Yeryüzünden

ayrýlmaktan korkuyordu yalnýz. Ninem, göçtüðünün farkýndaydý.

Sevinmiþ gibi bir halle: Son olarak rafadan yumurtamý yiyeyim, sonra

da gidip Gustave'ý bulayým, demiþti.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Yaþamaya büyük þevkle sarýlmamýþtý hiç; seksen dört yaþýnda,

üzgün üzgün, bitkiler gibi, davranýþsýz, yaþayýp gidiyordu:

Ölmek onu tedirgin etmiyordu. Babamýn gösterdiði yürek

pekliði daha az olmamýþtý: -Annene söyle, papaz getirtmesin.

Oyun oynamak istemiyorum, demiþti bana. Sonra, kýlgýn

birtakým konulardaki isteklerini anlatmýþtý. Ninem cennete

göçmeyi ne kadar dinginlikle kabul etmiþse, babam da, yýkýlmýþ,

hýrçýnlaþmýþ haliyle yokluða göçmeyi o kadar dinginlikle kabul ediyordu.

Annem yaþamayý, benim sevdiðim ölçüde seviyordu; ölüm karþýsýnda da, benim

gibi, baþkaldýrýyordu. O can çekiþedururken, yeni çýkan kitabýmý açýmlayan

birçok mektup almýþtým: Birtakým sofu kimseler, zehir gibi

bir acýma gösterisi içinde, -Ýnanýnýzý yitirmemiþ olsaydýnýz,

ölüm sizi bu kadar korkutmazdý, diye yazýyorlardý. Ýyi dilekli

okurlar, beni sözleriyle yürekleridiriyor, -Yok olmak önemli

deðil: Ardýnýzda yapýtýnýz kalacaktýr, diyorlardý.

Hepsine içimden þu karþýlýðý veriyordum: Aldanýyorsunuz. Din, anneme

ne verebilirdi ki? Ölümümden sonra baþarý kazanmak

umudu bana ne verebilirdi ki? Yaþamaya sýký sýký sarýlmýþsanýz,

sizce ister gökyüzünde, ister yeryüzünde olsun, ölümsüzlük

ölümün acýsýný size unutturamaz, sizi avutamaz.

:::::::::::::

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Annemin hekimi, daha ilk belirtilerinden kanseri tanýlamýþ

olsaydý ne olurdu? Iþýnlarla bu kansere karþý savaþýlýr, annem

de iki üç yýl daha yaþardý herhalde. Ama hastalýðýnýn ne olduðunu

bilecek, hiç deðilse, sezecek, ömrünün sonunu boðucu

sýkýntýlar içinde geçirecekti. Bizim yandýðýmýz, hekimin yaptýðý

yanlýþlýðýn, bizi aldatmýþ olmasý; yoksa annemi mutluluða

eriþtirmek baþlýca tasamýz haline gelirdi. Jeanne'la Poupette'in

o yaz karþýlaþtýklarý güçlüklere hiç önem verilmezdi. Ben

annemi daha sýk görür, kendisine yeni yeni eðlenceler yaratmaya çalýþýrdým.

Doktorlarýn kendisini canlandýrmalarýna, ameliyat etmelerine

de yerinmeli mi, yerinmemeli mi? Bir gün bile kaçýrmak,

yitirmek istemeyen annem, böylece otuz gün kazanmýþ oldu; bu otuz gün

kendisine sevinçler de getirdi, kaygýlar, acýlar da.

Zaman zaman karþýsýna dikildiðini sandýðým tehlikeden, o

korkunç acýlarý çekmekten, yakasýný kurtardýðýna göre, onun

adýna bu konuda bir karara varamam. Kýz kardeþim için,

annemi daha ilk gördüðü gün yitirmesi, kendisini pek güç

toparlayabileceði bir sarsýntý olurdu. Ya ben? Annem o gün

ölmüþ olsaydý, arkasýndan gelen dört haftanýn getirdiði imgeleri,

karabasanlarý, üzüntüleri bilmeyecektim. Ancak o gün

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

ölmesi karþýsýnda nasýl bir sarsýntý geçirirdim, ölçemem,

kestiremem; üzüntüm hiç de ummadýðým bir biçimde patlak

verdi çünkü. Bu erteleniþten kesinlikle þu kazancý saðladýk:

Piþmanlýk acýsý duymaktan kurdulduk; hemen hemen kurtulduk,

hiç deðilse... Sevdiðimiz bir kiþi öldüðü zaman, sað

kalmak suçunun kefaretini yüreðimize iþleyen yeðin bir

piþmanlýkla öderiz.

Ölümü, bu kiþinin ne kadar eþsiz benzersiz

olduðunu açýkça anlatýr bize; varlýðýnýn, bir zamanlar, bütünüyle

var kýldýðý, yokluðunun, kendi bakýmýndan ortadan

kaldýrdýðý dünya kadar uçsuz bucaksýz hale gelir bu ölü; yaþamamýzda

daha çok yer tutmasý, gide gide yaþamamýzýn

tümünü kaplamasý gerekirdi gibi gelir bize. Kendimizi sýyýrýrýz

sonra bu sersemleyiþten: O da, öbürleri arasýnda, öbürleri gibi

bir bireydi, o kadar, diyoruz. Ancak, kimsecikler için elimizden

geleni -hiçbir zaman- yapmadýðýmýzdan, (kendi elimizle

çizdiðimiz, tartýþýlabilecek sýnýrlar içerisinde bile elimizden

geleni yapmadýðýmýzdan,) kendimize, gene de, bol bol sitem

edecek sebepler buluruz. Þu son yýllarda, annemin karþýsýnda,

özellikle savsaklamalardan, yapýlmasý gerekeni geri býrakmaktan,

çekimsemelerden suçluyduk. Kendisine adadýðýmýz

bu günler, gecelerle; orada bulunuþumuzun ona verdiði erinçle;

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

korkuya, acýya karþý kazanýlan utkularla; bu suçlarýmýzý baðýþlattýk

gibi geldi bize. Direngen uyanýklýðýmýz olmasaydý,

çok daha fazla acý çekerdi annem.

Çünkü, baþka ölümlerle karþýlaþtýrýlýnca, ölümü gerçekten

zahmetsiz, sessiz oldu. Beni canavarlarýn eline býrakmayýn.

Kimseciklere böyle bir çaðrýmda bulunamayacak olanlarý

düþünüyordum: Kendini savunmasýz kalmýþ duymak, yazgýsýz,

tamamýyla, aldýrýþsýz hekimlere aþýrý ölçüde çalýþtýrýlan, yorgun,

bezgin hemþirelerin elinde olmak, ne korkunç þey! Yýlgýya

kapýldýklarý zaman alýnlarýna kimse elini koymayacak; aðrýlarla

kývranmaya baþlar baþlamaz yatýþtýrýcý ilaçlar verilmeyecek;

yokluðun sessizliðini dolduracak yalan dolu gevezelikler

yapýlmayacak. Yirmi dört saat içinde kýrk yýl birden yaþlanmýþ... Bu

cümle de uzun süre aklýmdan çýkmamýþtý. Bugün, hala, korkunç can çekiþmeler

oluyor.

Niye? Sonra þu da var: Koðuþlarda, son saati yaklaþtýðý zaman, ölümcül

hastanýn yataðýný bir paravanayla çevrelerler; ertesi gün boþ duran baþka

yataklarýn çevresinde de bu paravanayý görmüþtür hasta: Ne

olacaðýný bilir. Annemi, kimsenin gözünü dikerek bakamadýðý

bu kara güneþ karþýsýnda, gözleri kamaþmýþ, saatlerce yatar

halde getiriyordum gözümün önüne: Fal taþý gibi açýlmýþ,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bebekleri irileþmiþ gözlerindeki büyük korkuyu imgeliyordum... Annemin

ölümü gerçekten zahmetsiz, sessiz oldu; herkese nasip olmaz böyle ölüm.

:::::::::::::

Poupette o gece bende kaldý. Sabahýn onunda kliniðe gittik

gene: Otellerde olduðu gibi, odanýn öðleden önce boþaltýlmasý

gerekiyordu. Bir kez daha merdivenden çýktýk, iki kapýdan

geçtik: Yatak boþtu. Duvar, pencere, lambalar, eþyalar, her þey

yerli yerindeydi; çarþaf apak, dümdüz duruyordu. Bir þeyin

olacaðýný kestirmek baþka, olduðunu görmek, bilme baþka:

Bu tokmaðýn baþýmýza ineceðini hiç bilmeseydik, ancak bu

kadar sarsýlabilirdik. Gömme dolaptan bavullarý çýkardýk,

kitaplarý, çamaþýrlarý, ufak tefek tuvalet eþyasýný, kaðýtlarý,

içlerine yýðdýk: Yalanlarýn yozlaþtýrdýðý altý haftalýk bir içli

dýþlýlýktan artakalanlar... Kýrmýzý sabahlýðý orada býraktýk.

Bahçeden geçtik: Dibinde bir yerlerde, yeþilliðin içinde gizli,

bir morg vardý; içinde de, çenesi baðlý, annemin cesedi. Hem

kendi istediði için, hem de öyle rast geldiði için, en sert sarsýntýlarý

geçirmiþ olan Poupette o kadar bitkindi ki, cesedi bir

daha görmesini öneremedim.

Kendim de, onu görmek istediðime pek emin deðildim.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Bavullarý, Blomet Sokaðýndaki eve, kapýcýya býraktýk. Cenaze

kaldýrma iþleriyle uðraþan bir yer iliþti gözümüze: Ha buna

kaldýrtmýþýz, ha baþkasýna. Karalar giymiþ iki bay, ne istediðimizi

sordu. Türlü tabut örneklerinin fotoðraflarýný gösterdi

bize: Þu tabut daha güzel. Poupette hýçkýrýkla karýþýk bir gülme

tutturdu: Daha güzel ha! Þu kutu! Bu kutuya konmak istemiyordu!

Annemin iki gün sonra, cuma günü gömüleceði kararlaþtýrýldý. Çiçek

istiyor muyduk? Evet, dedik, niye öyle dediðimizi bilmeden: Ne haç, ne

çelenk; yalnýz koca bir demet çiçek. Tamam: Her þeyi onlar yapacaktý.

Öðleden sonra bavullarý annemin dairesine çýkardýk; Bayan Leblon evin

biçimini deðiþtirmiþti; daha temiz, daha iç açýcýydý þimdi, güç tanýdýk

evi: Daha iyiydi öyle olmasý. Hýrka ile geceliklerin bulunduðu

bavulu bir dolaba týkýþtýrdýk, kitaplarý bir yere sýraladýk, kolonyayý,

þekerleri, tuvalet eþyasýný, döktük, attýk; gerisini de

evime götürdük. Gece uyku tutmadý beni. Yanýndan son ayrýlýþýmda,

-Seviniyorum beni öyle iyi gördüðüne, dediði için, gittiðime yerinmiyordum.

Ama cesedinin yanýnda biraz aþýrý bir evecenlikle çýkýp uzaklaþtýðým için

suçlu buluyordum kendimi.

O da, kýz kardeþim de: Ceset, hiç birþey deðildir artýk,

diyorlardý. Bununla birlikte, annemin etiydi bu, annemin

kemikleriydi, daha bir süre için de, annemin yüzüydü. Babamýn,

benim için artýk bir nesne oluverdiði ana dek, yanýnda

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

kalmýþtým; var olma halinden hiçliðe geçiþi, aðýr aðýr sindirmiþtim

içime. Oysa, sarýlýp öptükten aþaðý yukarý hemen sonra

yanýndan ayrýldýðým için, morgun soðuðunda yapayalnýz yatan,

hala, annemmiþ gibi geliyordu bana. Tabuda ertesi günü,

öðleden sonra konacaktý: Ben de bulunacak mýydým orada?

Hesabý görmek için saat dörde doðru kliniðe gittim. Anneme

mektuplar, bir kese dolusu da yemiþ ezmesi gelmiþti. Yukarý

çýkýp hemþirelere Allahaýsmarladýk dedim. Martin ile Parent

hemþireleri, o gencecik kýzlarý fýkýrdýyor buldum geçenekte.

Boðazým düðüm düðümdü, iki lafý güç çýkarabildim. 114 sayýlý

odanýn kapýsý önünden geçtim; Ziyaretçi Kabul Edilmez yaftasýný

indirmiþlerdi.

Bahçede bir ara duraksadým: Yüreðim

elvermedi; hem neye yarardý? Gittim. Cardin'in camlýðý ile,

güzel sabahlýklarý gene gördüm. Bir daha, diyordum kendi

kendime, bir daha giriþ aralýðýnda oturmayacak, beyaz almacý

kaldýrmayacak, bu yoldan geçmeyeceðim; annem iyileþmiþ

olsaydý bu alýþkanlýklardan sevine sevine vazgeçerdim; ama

içimde, þimdi, bir özlem kalýyordu, çünkü bu alýþkanlýklarý,

annemi yitirdiðim için yitiriyordum.

Yakýnlarýna birkaç anmalýk daðýtmak istiyorduk. Bitmemiþ

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bir örgü, yün yumaklarý ile dolu hasýr iþ torbasýnýn, kurutma

kaðýtlý yazý altlýðýnýn, makasýnýn, yüksüðünün önünde bir þey

geldi, boðazýmýza týkandý. Nesnelerin gücü, bilinen þeydir:

Yaþayýþ bunlarda donuverir, katýlaþýverir; hiç eriþmediði ölçüde

bir gerçeklik niteliði kazanýr. Hepsi masamýn üzerine daðýlmýþ

yatýyordu, öksüz, gereksiz; gözden düþmüþ, atýlmýþ þeyler

olacaklar, ya da baþka bir kimlik edineceklerdi: Françoise

teyzemden kalma bir kutu bu... Saatini Marthe'a verecektik.

Siyah kaytaný çözerken Poupette aðlamaya baþladý. Saçma

bir þey bu; fetiþ meraklýsý deðilim ya, bu kurdeleyi atamýyorum.

-Sakla. Ölümü dirimle bir araya getirmeye, ussal olmayan bir

þey karþýsýnda usçulca davranmaya yeltenmek boþ þey: Varsýn,

herkes, duygularýnýn karýþýklýðý içinde bildiði gibi sýyrýlsýn

iþin içinden.

Son isteklerin hepsini, daha daha, insanýn hiçbir

son isteði olmamasýný, anlýyorum; insan, isterse ölüsünün

kemiklerini baðrýna bastýrsýn, isterse sevdiðinin cesedini

ölülerin ayrýmsýz gömüldüðü çukura býrakýversin. Kýz kardeþim

annemi giydirmekte ya da niþan yüzüðünü saklamakta bekinmiþ olsaydý, kendi

tepkilerim ölçüsünde, bu tepkiyi de doðru bulur, kabul ederdim. Cenaze alayý

konusunda herhangi bir sorunla karþýlaþmamýþtýk. Annemin isteklerini

bildiðimizi sanýyorduk, bu isteklere uymuþtuk.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Zaten, ölüm kadar ürkünç güçlükler dikiliyordu karþýmýza.

Pere-Lachaise mezarlýðýnda, büyük dedemizin kýzkardeþi,

Mignot adýnda bir hanýmýn yüz otuz yýl önce satýn aldýðý bir

yerimiz vardý. Bu kadýn, dedem, karýsý, kardeþi,. Gaston amcam,

babam, hep oraya gömülmüþlerdi. Yer kalmamýþtý artýk. Bu

gibi durumlarda, ölüyü geçici olarak baþka bir mezara gömerler;

kendisinden önce gömülmüþ kimselerin kemikleri bir tek

tabuda yerleþtirildikten sonra aile mezarýna alýrlar. Ancak,

mezarlýk topraðýnýn deðeri pek yüksek olduðu için yönetmenlik, sürekli

olarak verilmiþ yerleri geri almaya çalýþmaktadýr: O yerin sahibinden otuz

yýlda bir, haklarýný kesinlemesini istemektedir. Bu süre geçmiþti. Bu

haklarý yitirebileceðimiz, bize, gerekli süre içerisinde bildirilmemiþti;

dolayýsýyla hakkýmýz elimizden alýnamýyordu: Meðer ki Mignot

ailesinden biri meydana çýka da bu yerde hak ileri süre...

Bir noter, bu konuyu saðlama baðlayýncaya dek annemin cesedi

bir depoda saklanacaktý.

Ertesi günkü törenden fena korkuyorduk. Yatýþtýrýcý ilaçlar

aldýk, saat yediye dek uyuduk, çay içtik, bir þeyler yedik, gene

yatýþtýrýcý haplar aldýk. Sekizden az önce, kara bir yük arabasý

ýssýz sokakta durdu: Gün aðarmadan önce kliniðe gitmiþ, gizli

bir kapýdan çýkanlarý cesedi almýþtý. Sabahýn soðuk sisi içinden

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

geçerek arabaya bindik, oturduk; Poupette, þoförle Bay Durand'lardan

birinin arasýnda; bense, dipte, maden bir sandýða

benzeyen bir nesnenin yanýnda: Kýz kardeþim, Orada mý? diye

sordu. Evet. Kýsa bir hýçkýrýktan sonra bana döndü, -Beni avutan

tek þey, dedi, -Bunun benim de baþýma gelecek olmasý... Öyle

olmasaydý zaten, büyük haksýzlýk olurdu! Evet. Bizim için

yapýlacak topraða verme töreninin genel provasýna katýlýyorduk

böyle. Ne var ki, iþin kötü yaný þu: Herkesin baþýndan geçmiþ

geçecek bu serüveni, kiþi tek baþýna yaþar. Annemin nekahetten

ayýrt edemediði can çekiþmesi sýrasýnda yanýndan ayrýlmamýþtýk

ya, ondan kesinlikle ayrý bir yerlerde durmuþtuk.

Paris'in içinden geçerken, hiçbir þey düþünmemeye çalýþarak,

sokaklara, adamlara bakýyordum. Mezarlýðýn kapýsýnda bekleyen arabalar

vardý: Aile üyeleri. Ardýmýzdan küçük kiliseye dek geldiler. Herkes

arabasýndan indi. Mortocular tabudu indirirken Poupette'i, yüzü aðlamaktan

kýzarmýþ teyzemin yanýna sürükledim. Alay düzenine girdik; kilise týklým

týklýmdý. Katafalkýn üzerinde çiçek yoktu, cenaze þirketinin adamlarý

arabada unutmuþlardý onlarý: Önemi yoktu bunun.

Ayin kaftanýnýn altýna pantolon giymiþ genç bir papaz, ayini

bitirdi, tuhaf bir üzünç taþýyan kýsa bir konuþma yaptý; Tanrý

çok uzakta, dedi. Ýçinizde inaný en saðlam olanlar için bile,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

kimi gün Tanrý o kadar uzaktadýr ki, yokmuþ gibi görünür.

Ýnsan tanrýnýn savsayýcý olduðunu bile söyleyebilir. Ama bize

oðlunu gönderdi o... Kudas ayini için iki dua iskemlesi kondu

ortaya. Hemen hemen herkes ayine katýldý. Papaz biraz daha

konuþtu. Her Françoise de Beauvoir, deyiþinde, ikimizin de

boðazýmýza bir þey gelip týkanýyordu, bu sözler annemi diriltiyor,

-çocukluðundan evliliðine, dulluðuna, tabuduna dek

uzanan- ömrünün toplamýný çýkarýyordu; Françoise de Beauvoir: Bu

silik kadýn, yaþarken adý o kadar seyrek söylenmiþ

olan kadýn, bir önemli kiþi oluveriyordu.

Herkes önümüzden geçip baþsaðlýðý diledi; kadýnlardan

birkaçý aðlýyordu. Mortocular tabudu kiliseden çýkardýklarý

sýrada biz hala el sýkmaktaydýk; bu kez Poupette tabudu gördü,

omuzuma yýkýldý: Onu bu kutuya sokmayacaklarýna söz

vermiþtim! Annemin öbür yakarýþýný, -Býrakma beni, o deliðe

düþmeyeyim deyiþini anýlamak zorunda kalmadý, bereket

versin. Bay Durand'lardan biri, yardýmcýlara, daðýlabileceklerini

bildirdi. Cenaze arabasý tek baþýna yola çýktý, nereye gittiðini

bile bilmiyorum.

Klinikten alýp getirdiðim kurutma kaðýtlý bir altlýkta, ensiz

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bir kaðýdýn üzerine annemin, yirmi yaþýndaki kadar dik, kesin

bir yazýyla yazmýþ olduðu iki satýr buldum: Pek yalýn bir törenle

gömülmek isterim. Ne çiçek, ne çelenk. Yalnýz bol bol dua.

Tamamdý iþte! Vasiyetini yerine getirmiþtik; çiçekler unutulmuþ

olduðu için daha bile uymuþtuk ýsmarladýðýna.

:::::::::::::

Annemin ölümü niye beni bu kadar derinden sarstý? Evden

çýktýðým günden bu yana, ancak birkaç kez, gönül atýlýþlarý

uyandýrmýþtý bende. Babamý yitirdiði zaman duyduðu

üzüntünün yeðinliði, özentisizliði, heyecanlandýrmýþtý beni;

bir de, o sýrada, benim için duyduðu kaygý içime dokunmuþtu:

Kendi üzüntüsünü arttýrmamak için gözyaþlarýmý tuttuðumu

düþünerek bana: Sen kendini üzme, sýkma, diyordu. Bir yýl

sonra, annesinin can çekiþmesi, acýsýný tazeleyerek, kocasýnýnkini

anýlatmýþtý: Cenaze günü, sinir bozukluðundan ötürü

yataðýndan çýkamamýþtý: Geceyi yaný baþýnda geçirmiþtim;

içinde doðduðum, babamýn öldüðü bu evlilik döþeðine

duyduðum iðrentiyi unutarak, annemin uyuyuþuna bakmýþtým; elli beþ

yaþýnda, gözleri kapalý, yüzü dinginleþmiþ

haliyle, hala güzeldi, zorlu heyecanlarýnýn iradesinden baskýn

çýkýþýna hayranlýk duyuyordum. Genellikle, onu düþündüðümde,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

aldýrýþsýzlýk duyardým içimde.

Bununla birlikte uykularýmda -babamýn ancak pek seyrek, o da, beni

etkilemeyecek biçimde, düþüme girmesine karþýlýk- sýk sýk en önemli yeri

tutardý: Sartre'la karýþýp ayný insan haline gelirdi; birlikte mutlu

olurduk. Sonra da düþüm karabasana dönüþürdü: Niye yeniden

onunla birlikte oturuyordum? Boyunduruðu altýna nasýl

girmiþtim yeniden? Eski iliþkimiz, çifte yüzüyle, hem sevilen

hem tiksinilen bir baðýmlýlýk haliyle, içimde yaþamasýný

sürdürüyordu demek. Annemin geçirdiði kaza, hastalýðý,

ölümü, þimdilerde iliþkilerimizi düzenleyen göreneði altüst

edince, bu eski iliþki bütün gücüyle dirildi. Bu dünyadan göçüp

gidenlerin ardýndan zaman yok olur; ayrýca, yaþým ilerlediði

ölçüde geçmiþim de, bözülüp küçülüyor. On yaþlarýmýn sevgili

anneciðim'i, yeni yetmeliðimi baskýsý altýnda ezen, düþmanca

davranan kadýndan ayýrt edilecek gibi deðil artýk; yaþlý annemin

ardýndan aðladýðým zaman, bunlarýn her ikisine de aðlamýþ

oldum.

Artýk sineye çektiðimi sandýðým baþarýsýzlýðýmýzýn

üzüntüsü yeniden geldi, yüreðime yerleþti. Ayný yýllardan kalma

resimlerimize bakýyorum. Ben on sekiz yaþýndayým, o kýrkýna

merdiven dayamýþ. Bugün, neredeyse, onun anasý, üzgün

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

bakýþlý bu genç kýzýn da ninesi olabilirdim. Ýkisine de acýyorum;

kendime, o kadar genç olduðum, dünyayý anlamadýðým için;

ona da, geleceði kapanmýþ, hiçbir zaman hiçbir þey anlamamýþ

olduðu için... Ne var ki, hiçbirine herhangi bir öðüt vermeye

kalkýþmazdým. Annemin, -beni mutsuz kýlmasýna kendisini

mahkum eden, ona da bu yüzden acý çektiren, -çocukluk

mutsuzluklarýný yok etmek elimden gelmezdi. Annem, ömrümün birçok yýlýný

aðýladý; ama ben de, -isteyerek olmasa

da, -ona bir o kadarýný ettim. Ruhumun öbür dünyadaki

esenliðini düþünerek kaygýlara kapýlmýþtý. Bu dünyadaysa,

baþarýlarýmdan sevin duyuyor ama çevresindeki insanlarýn

davranýþlarýmý rezalet diye ayýplamasý, kýnamasý, onu fena

halde üzüyordu. Amca çocuklarýmýzdan birinin Simone,

ailesinin yüzkarasý, dediðini iþitmek hoþuna gidecek þey

deðildi.

Hastalýðý sýrasýnda annemde meydana gelen deðiþiklikler,

piþmanlýðýmý büsbütün artýrdý. Daha önce de söyledim: Saðlam,

ateþli bir yaradýlýþý olduðu halde, birçok þeyden el çekmesi

kendisini yolundan sapýtmýþ, tedirgin edici bir kiþi yapmýþtý.

Yataða düþünce, kendi yaþayýþýndan baþka bir þey düþünmemeye

karar vermiþ, gene de, baþkalarý için kaygý duymaktan

geri durmamýþtý: Ýç çatýþmalarýndan bir uyum doðmuþ çýkmýþtý.

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

Babam, kendi toplumsal kiþiliðine tamamýyla uyuyordu:

Konuþtuðu zaman, ayný seste, hem kendi aðzý söylüyordu,

hem de sýnýfýnýn aðzý... Son sözleri -Sen erkenden hayatýný

kazandýn: Kýzkardeþin bana pahalýya mal oldu -insaný aðlamaktan

vazgeçirecek sözlerdi. Annemse, tinselci bir öðretiye

kulaklarýna dek batmýþtý; ama hayvanlarýnkine benzer bir

tutkuyla yaþamaya sarýlmýþtý; yürek pekliðinin kaynaðý buydu;

gövdesinin aðýrlýðýný duyduðu, kavradýðý zaman da onu hakikate

yaklaþtýran buydu. Ýçinde, candan, çekici ne varsa, örtüp

gizleyen basmakalýplýklardan kendini kurtardý. O zaman,

kýskançlýðýn sýk sýk biçmini bozmuþ olduðu, açaða vurmakta,

anlatmakta bu kadar beceriksizlik gösterdiði bir sevecenliðin

sýcaklýðýný duydum. Kaðýtlarýnýn arasýnda buna tanýklýk edecek

pek dokunaklý belgeler buldum.

Benim günün birinde Tanrý yoluna, inana yeniden döneceðim

inancasýný veren, -birini bir cizvitin yazdýðý, öbürünü bir

arkadaþýnýn yolladýðý- iki mektubu, bir yana ayýrmýþtý.

Chanýson'dan bir parçayý kendi elceðiziyle kopya etmiþti;

parçanýn özü þuydu: -Yirmi yaþlarýndayken bana Nietszche'den,

Gide'den, erkinlikten söz açacak etkili, kandýrýcý bir aðabey karþýma

çýkmýþ olsaydý, baba ocaðýyla iliþkimi keserdim. Bu dosyayý, gazeteden

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

kesilmiþ bir yazý bütünlüyordu: Jean-Paul Sartre bir ruh kurtardý. Bu

yazýda Remy Roure -aslý faslý olmayan- þu öyküyü anlatýyor: Stalag 12 D'de,

Bariona'nýn oynanmasýndan sonra, tanrý tanýmaz bir hekim dine dönmüþtü...

Annemin bu yazýlardan ne beklediðini çok iyi biliyorum: Benim için

duyduðu kaygýyý daðýtmalarýný, kendisine güven vermelerini bekliyordu; ne

var ki, ruhumun esenliði baþ kaygýsý olmasaydý, bu güveni,

bu avuntuyu da gereksemezdi. Elbette cennete gitmek isterim,

diye yazmýþtý genç bir rahibeye, ama yalnýz gitmek, kýzlarým

yanýmda olmaksýzýn gitmek istemiyorum.

Aþkýn, dostluðun, arkadaþlýðýn, pek seyrek de olsa, ölümün

yalnýzlýðýný yendiði görülür; görünüþe karþýn, annemin elini

elimde tuttuðum zamanlar bile, onunla birlikte deðildim: Yalan

söylüyordum ona. Kendisine hep yalanlar yutturulmuþ olduðu

için, bu en büyük, en son aldatmaca, yutturmaca, bana tiksinç

görünüyordu. Kendisine kýyan yazgýsýnýn yardakçýsý oluyordum. Bununla

birlikte, gövdemin her hücresi, ölümü istemeyiþinde, ölüme karþý

baþkaldýrýþýnda ondan yana çýkýyor, onu destekliyordu: Uðradýðý bozgunun

beni yere vurmasýnýn bir nedeni de bu.

Can verdiði zaman yanýnda bulunmadýðým

halde -buna karþýlýk, can çekiþen bir insanýn son anlarýný, üç

kez, yaný baþýnda durarak gördüðüm, yaþadýðým halde- sýrýtkanlýðý,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

alaycýlýðýyla, ölüm danslarýnýn Ölümünü, akþam oturmalarýnda anlatýlan

masallarýn elinde týrpaný kapýyý vuran Ölümünü, baþka bir yerlerden

gelen yabancý, insanlýktan uzak, kýyýcý Ölümü, asýl annemin baþucunda

gördüm: Bu Ölümün yüzü, annemin yüzüydü, kocaman bir bilmezlik gülümseyiþiyle,

diþleri sýrýtan.

Ölecek yaþa geldi artýk. Çok kocamýþ kimselerin üzüncü,

sürgünlüðü... Çoðu, bu yaþýn kendileri için de gelip çattýðýný

düþünmez. Ben de, annemden söz ederken bile, bu beylik

lakýrdýyý ettim. Yetmiþi aþmýþ bir ananýn, bir atanýn, aðanlarýn

arkasýndan içtenlikle aðlanabileceðini aklým kesmiyordu.

Annesini yitirdiði için bitkin, beli bükük, elli yaþýnda bir kadýna

rastladýðým zaman, sinir hastasý bir kiþi diye bakardým ona:

Hepimiz ölümlüyüz çünkü; insan seksen yaþýna gelmiþse,

ölecek yaþa artýk gelmiþ demektir, diyordum.

Öyle deðilmiþ. Ýnsan doðduðu için, yaþamýþ olduðu için,

yaþlandýðý, kocadýðý için ölmüyor. Bir þeylerden ölüyor. Annemin

yaþýnýn gereði, ister istemez yakýnda yok olacaðýný

bilmek, beklenmedik olayýn -sarkom olmasýnýn- ürkünçlüðünü

hiç de azaltmadý. Kanser, atardamar týkanmasý, akciðere kan

akýný... Bir motorun göðün orta yerinde duruvermesi kadar

kaba, beklenmedik þeyler... Annem, yatalak, ölümsek haliyle,

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html
ABC Amber LIT Converter
http://www.processtext.com/abclit.html

her anýn paha biçilmez deðerini kesinlerken, insana iyimserlik

aþýlýyordu; ama, sonunda bir iþe yaramayan, yaþamaya dört

elle sarýlýþý da, gündelik orta malý yaþayýþýn güven verici

perdesini boydan boya yýrtýyordu. Doðal ölüm diye bir þey

yoktur: Ýnsanýn varlýðý dünyanýn düzenini konuþma, tartýþma

konusu haline getirdiðine göre, onun baþýna gelenlerin de

hiçbiri hiçbir zaman doðal sayýlamaz. Bütün insanlar ölümlüdür:

Ama her insan için, ölümü, bir çaparýzdýr; ölümünün

geleceðini bilse bile, ona boyun eðse bile, insan için, bu ölüm,

olaðana aykýrý bir yamanlýk taþýr.

SON

:::::::::::::::::

ABC Amber LIT Converter


http://www.processtext.com/abclit.html

You might also like