You are on page 1of 126

OLUMCUL KMLKLER

Ami n Maal ouf , 1949' da Lbnan' da dodu. Ekonomi ve top-


l umbi l i m okudukt an sonra gazetecilie bal ad ; 1976' dan
beri Paris' te yayor. eitli yay n organl ar nda yneticilik
ve ke yazarl yapm olan Maalouf, bugn vakti ni n o-
unu kitaplarn yazmaya ayrmaktadr.
Yaptlarnda ok iyi bi l di i As ya ve Akdeni z evresi kltr-
lerinin sylencelerini baar yl a il eyen Maal ouf, ilk kitab
Les Croisades vues par les Arabes (1983, Araplarn Gzyle Ha-
llar) ile tannd ve bu kitabn evri l di i di l l erde de byk
bir baar kazand . 1986' da yay ml anan ve ayn yl Fransz-
Ar ap Dostluk dl ' n kazanan ikinci kitab (ilk roman)
Lon l'Africain (Afrikal Leo) ise bugn bir "kl asi k" kabul
edilmektedir.
Maal ouf un 1988' de yay ml anan ikinci roman Samarcande
(Semerkant) da cokuyl a kar l and ve pek ok di l e evrildi.
Maal ouf un sonraki kitapl ar yi ne romand : Les Jardins de
Lumire (1991, Ik Baheleri) ve Le Premier Sicle aprs Batrice
(1992, Beatrice'den Sonra Birinci Yzyl).
Ami n Maalouf, 1993' te yay ml anan roman Le Rocher de Ta-
nios (Tanios Kayas ) ile Goncourt dl ' n kazand . Son ro-
man Echelles du Levant (Dounun Limanlar) ise 1996' da ya-
y ml and .
Ami n Maal ouf un drt roman yay nevi mi zce Trkeye ka-
zandrlmtr: Afrikal Leo (1993), Semerkant (1993), Tanios
Kayas (1995) ve Dounun Limanlar (1996).
Ay s e l Bora stanbul ' da dodu. stanbul ni versi tesi Fran-
sz Filolojisi' ni bitirdi. Meydan-Larousse' u haz rl ayan evir-
men kadrosunda yer ald. Daha pek ok ansi kl opedi k yay-
na da katk da bul undu. Baz evirileri: Suta Mutluluk, Bar-
bey d' Aur evi l l y (Metis); Hayal Dou, Thi erry Hentch (Me-
tis); Oidipus Yollarda, Henry Bachau (Metis); Aydnlar zeri-
ne, Jean-Paul Sartre (Can); imdi, Nathal ie Sarraute (Can);
Anz, Nathalie Sarraute (Can); lm And, Franois Xna-
kis (zgr); Msr Yargc lemesi (Katledilen Piramit, l Ya-
sas, Vezirin Adaleti), Christian Jacq (Doan Yaynclk).
Amin Maalouf'un
YKY'deki teki kitaplar:
Af r i ka l Leo (1993)
Se me r k a nt (1993)
Tanios Kayas (1995)
Dounun Li manl ar (1996)
SPARTACUS
AMIN MAALOUF
lmcl Kimlikler
EVREN:
AYSEL BORA
DENEME
0C30
STANBUL
Yap Kredi Yaynlan -1345
Edebiyat - 356
lmcl Kimlikler / Ami n Maalouf
zgn ad: Les Identits Meurtrires
eviren: Aysel Bora
Kitap Editr: Bar Tut
Kapak Tasarm: Nahide Dikel
Bask: efik Matbaas
1. Bask: stanbul, Haziran 2000
ISBN 975-08-0199-7
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A.. 1999
Editions Grasset & Fasquelle, 1998
Bu kitabn telif haklan Akal Telif Haklar Aj ans araclyla alnmtr.
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A..
Yap Kredi Kltr Merkezi
stiklal Caddesi No. 285 Beyolu 80050 stanbul
Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23
http: //www. ykykul tur. com. tr
http: //www. shop. superonl i ne. com/yky
e-posta: ykkultur@ykykultur.com.tr
NDEKLER
i
Kimliim, aidiyetlerim 13
II
Modernlik teki'rden gelince 41
III
Gezegensel kabileler zaman 73
IV
Panteri evcilletirmek 97
Sonsz 129
SPARTACUS
1976' da Lbnan' terk edi p Fransa' ya yerl et i i mden beri,
son derece iyi niyetli ol arak, kendi mi " daha ok Frans z" m,
yoks a "daha ok Lbnanl " m hi ssetti i m ne kadar ok sorul-
mu t ur bana. Cevab m hi dei mez: "Her ikisi de! " Herhangi
bir denge ya da haktan rl k endi esi yznden deil , ama ceva-
b m farkl ol sayd , yal an syl emi ol urdum. Beni bir bakas de-
il de ben yapan ey, bu eki l de iki l keni n, iki dilin, pek
ok kl tr gel enei ni n s n r nda bul unu umdur . Benim kimli-
i mi tan ml ayan da tam ol arak budur. Kendi mden bir paray
kesi p atm ol sayd m, daha m gerek ol ur dum?
Yani bana soru soranl ara sabrla Lbnan' da doduumu,
yi rmi yedi ya na kadar orada yaad m , Arapan n anadi l i m
ol duunu, Dumas ve Dickens' i, Gliver'in Seyahatleri'ni ilk kez
Arapa evi ri si nden kef etti i mi ve ocukl uun ilk sevinlerini
atalarmn ky olan da kymde tattm, ilerde romanla-
r mda esinleneceim baz ykl eri orada di nl edi i mi aklyo-
rum. Bunu nasl unutabi l i ri m? Bunl ardan nasl olur da kopabili-
ri m? Ama te yandan, yi rmi iki y l dan beri Fransa toprakl ar nda
yaamakt ay m, onun s uyunu ve arabn iiyorum, ellerim her
gn onun o eski talarn okamakta, ki tapl ar m onun diliyle
yaz yorum, o artk beni m iin asla yabanc bir l ke ol amaz.
Yani, yar Fransz, yar Lbnanl m ? Hi de dei l ! Kimlik
bl mel ere ayr l amaz, o ne yar ml ardan ol uur, ne te birler-
den, ne de kuat l m di yarl ardan. Benim birok ki ml i i m yok,
bir ki i den di eri ne asla ayn ol mayan zel bir " dozda" onu bi-
iml endiren bt n el erden ol u mu tek bir ki ml i i m var.
Bazen, bin bir ayrntya girerek tam olarak hangi nedenlerle
aidiyetlerimin t mn dol u dol u istediimi akladmda, biri
yan ma gelerek elini omzuma koyup mrldanyor: "Byle konu-
makta haklsnz, ama iinizin deri nl i i nde ne hi ssedi yorsunuz?"
9
Bu srarc sorgul ama beni uzun zaman gl msetmi ti r. Bu-
gn buna gl ms emi yor um artk. nk bu bana insanl arda
pek yayg n ve beni m gzmde tehlikeli bir bak asnn orta-
ya konul u u gibi geliyor. Bana "iimin deri nl i i nde" ne oldu-
um s or ul duunda, bunda herkesi n "iinin deri nl i i nde" ar
basan tek bir aidiyetin, bir bak ma "kiinin derin gereklii-
ni n", doar ken ebedi yen belirlenen ve artk dei meyecek olan
" z" nn var ol duu inan yatyor; sanki geri kalann, bt n
geri kalann -zgr insan ol arak katettii yol un, beni msedi i
inanlarn, tercihlerin, kendi ne zel duygusal l n n, yaknlk-
larnn, sonuta yaam n n- hibir nemi yokmu gibi. Bugn
ok sk yap l d zere, adal ar m z "kimliklerini vur gul ama-
ya" ynel ti l di i nde, bununl a onlara syl enmek istenen, ilerin-
deki, ou zaman dinsel ya da ul usal ya da rk ya da etnik ni-
telikteki szmona temel ai di yete dnmel eri ve bunu gururl a
tekilerin suratna arpmal ar gerektiidir.
Daha karma k bir ki ml i k tal ep eden herkes t opl um dna
itilmi bul ur kendini. Cezayirl i ana babadan Fransa' da doan
bir gen, iinde apak iki ai di yet ta maktad r ve her ikisini de
stl enecek dur umda olmas gerekir. Laf bul and rmamak iin
iki dedi m ama onun kiiliinin bileenleri ok daha fazl a say-
dadr. ster dil sz konusu olsun, ister inanlar, ya am biimi,
aile ilikileri, sanat ve mut f ak zevkl eri , Fransz, Avr upa, Bat et-
kileri ondaki Arap, Berberi, Af ri ka, Msl man etkilerine kar-
m durumdad r. . . Bu delikanl bunu dol u dol u yaamakt a z-
gr hi ssetse kendini, tm eitliliini st l enmede cesaretlendi-
rildiini hissetse, zenginletirici ve verimli bir deneyi m; tersine,
ne zaman Franszln vurgul asa, bazlar ona bir hainmi, hat-
ta satl m gzyl e bakt ndan, ne zaman Cezayir' le olan ba-
larn, tarihini, kl t rn, dinini ortaya koysa, anl a l mamak,
kms enmek tehlikesiyle ya da dmanl kl a karl aacan-
dan, yol u ypratc olabilir.
Durum Ren' in te yakas nda daha da naziktir. Ot uz yl n-
ce Frankfurt yak nl ar nda doan, hep, dilini ailesininkinden
ok daha iyi konu up yazd Al manya' da yaam olan bir
Trk' n dur umunu d nyor um. Benimsedii t opl umun g-
znde o bir Al man deil dir; kklerinin gel di i t opl umda ise ar-
10
tk tam olarak Trk say l maz. Saduyu isterdi ki, o bu ifte ai-
diyeti tam anl am yl a talep edebilsin. Ama ne yasal arda, ne de
zi hni yetl erde hibir ey bugn onun bileik ki ml i i ni uyuml u
bir eki l de stl enmesi ne izin vermemektedi r.
Akl ma gelen ilk rnekleri sraladm. ok daha bakal ar n
da sayabi l i rdi m. Srp bir anne ile H rvat bir babadan Belg-
r ad' da doan biri. Bir Tutsi' yle evli bir Hu tu kad n ya da tersi.
Siyah baba ve Yahudi anneden doan bir Ameri kal .
Bazlar bunl ar n ok zel dur uml ar ol duunu dne-
cektir. Dor usu ben buna i nanm yorum. Sayd m bi rka kii,
karma k bir ki ml i e sahi p ol mada tek dei l . Her i nsanda za-
man zaman kendi aral ar nda elien ve onu yr ek bur kan ter-
cihlere zorl ayan okl u ai di yetl ere rastlanr. Ki mi si nde dur um
ilk bak ta anlalr; ki mi s i nde ise daha yak ndan bakma aba-
s gerekir.
Bugnn Avr upa' s nda, yzl erce yllk bir ul usa -Fransa,
spanya, Dani marka, ngiltere...- aidiyetiyle, ina hal i ndeki kta
bt nl ne aidiyeti aras nda, ister istemez artacak bir eki-
meyi hi ssetmeyecek ki mse var mdr? Bask l kesi nden sko-
ya' ya bir bl geye, halkna, tarihine, diline gl ve derin bir
bal l k duyan ne kadar Avrupal vard r? Birleik Devl et l er de
ki m hl nceki kkl eri ne -Af ri kal , spanyol soyl u, rlandal,
Yahudi, talyan, Polonyal ve daha bakal ar - bakmadan top-
l umdaki yerini dnebi l i r?
Bunlar syl erken, setiim ilk rneklerin zel bir yan ol-
duunu kabul etmek isterim. Hepsi de ilerinde bugn iddetli
bir atma hal i nde olan aidiyetler tayorlar; bir bak ma, ile-
rinden etnik, dinsel ya da daha baka krlma hatlarnn getii,
snrda insanlar. Asl nda "ayrcal kl " demeye dilimin varmad -
bu dur um nedeni yl e bal ar kurmak, anl amazl kl ar gider-
mek, kimilerini mant a davet etmek, kimilerini yat t rmak,
sorunlar dzl e kartmak, bartrmak gibi bir rol oynamak
durumundal ar. . . eitli toplumlar, eitli kl trl er aras nda bir-
l eme izgisi, kpr, arabul ucu ol maya arllar. Tam da bu
yzden, ikilemleri ar bir anl am tayor: bu insanlar ok ynl
aidiyetlerini stl enemi yorl arsa, srekli olarak safl ar n semek
dur umunda brakmyorlarsa, kabilelerinin safl ar aras na dn-
11
meye zorl anyorl arsa, o hal de dnyan n gidiat hakk nda en-
di el enmekt e haklyz demektir.
"Semek dur umunda b rak l yorl ar", "zorl an yorl ar" de-
di m. Kim taraf ndan m? Sadece her eidinden fanati kl er ve
yabanc dmanl ar deil , sizin ve beni m t araf mdan da, ara-
m zdaki herkes tarafndan. Gerekten de hepimizin iinde kk
sal m bu dnce ve i f ade alkanlklar yznden, bt n bir
kimlii, f keyl e ilan edilen tek bir ai di yete i ndi rgeyen o dar, o
s, yobaz, kolayc yakl a m yznden.
imden i te katiller byl e "i mal edi l i yor" di ye hayk rmak
gel i yor! Kabul edi yorum, bi raz hrn ama sonraki sayf al arda
aka ortaya koymay tasarl ad m bir dorul ama.
12
I
Kimliim, aidiyetlerim
1
Yazarlk hayat m bana szckl erden eki nmeyi retti. En
ak gibi grnenl eri ou zaman en kalleleridir. Bu szde
dost l ardan biri de "kiml ik"tir. Hepi mi z bu szcn ne anl ama
gel di i ni bi l di i mi zi sanrz ve o sinsi sinsi tersini syl emeye
koyul sa da, ona gvenmeyi s r dr r dur ur uz.
Kimlik kavram n tekrar tekrar tan ml amak bana uzak geli-
yor. Bu Sokrates' in "Kendini t an ! "smdan bal ayarak, nice usta-
l ardan gei p Freud' a gel i nceye kadar fel sefeni n en ncelikli so-
r unu ol mutur; gnmzde bunu yeni den zmeye gi ri mek
iin bende ol duundan ok daha fazl a ustalk ve ok daha fazla
gzpekl i k gerekirdi. Benim gi ri ti i m abaysa son derece m-
tevaz : neden bugn bunca insann dinsel, etnik, ul usal ya da
ba ka kimlikleri ad na cinayetler ilediini anl amaya almak.
Bu ok eski zamanl ardan beri mi byl eydi , yoksa a m zda
daha zel gereklikler mi sz konusu? Szlerim zaman zaman
f azl a basi t gibi grnebilir. nk dncel eri mi olabildiince
di ngi n bir zihinle, sabrla, drste, hibir j argona ya da aldat-
c kesti rmel ere s apmadan yr t mek i sti yorum.
"Kimlik czdan " demeni n uygun gr l d eyi n zerin-
de bir soyad , n ad, doum yeri ve tarihi, fotoraf, birtakm fi-
ziksel zellikler, imza, hatta bazen parmak izi bul unur - kar-
kl a olanak tan madan i bu bel genin Filancaya ait ol duunu,
geri kal an milyarlarca insan aras nda ister tpatp benzeri, ister
kardei olsun onunl a kartrlabilecek tek bir kiinin var ola-
mayaca n gsteren bir iaretler yel pazesi .
15
Kiml iim beni baka hi ki mseye benzemez yapan eydir.
Byle tan ml and nda ki ml i k szc greli ol arak net ve
kar kl a yol amamas gereken bir kavram. Birbirinin ei iki
varl k ol mad n ve ol amayaca n ortaya koymak iin uzun
kantlara gerekten gerek var mdr? Yarn, kor kul duu gibi, in-
san "kl onl ama" baar l sa bile, bu klonlar da olsa olsa " dou "
an nda birbirinin ei olacaktr; yaaml ar nda attklar ilk adm-
dan itibaren farkllaacaklardr.
Her kiinin kimlii, resmi kay tl arda grnenl erl e kesinlik-
le snrl ol mayan bir y n eden oluur. Elbette insanlarn
byk ounl uu iin di nsel bir gel enee bal l k sz konusu-
dur; bir ul usa, bazen iki ul usa; etnik ya da dilsel bir gruba; az
ya da ok geni bir aileye; bir mesl ee; bir kur uma; belli bir sos-
yal evreye... Ama liste daha da uzundur, neredeyse snrszdr:
insan bir eyalete, bir kye, bir mahal l eye, bir kabi l eye, bir spor
takmna ya da mesl ek kur ul uuna, bir arkada gr ubuna, bir
sendi kaya, bir iletmeye, bi r partiye, bir dernee, bir cemaate,
ayn tutkular, ayn cinsel tercihleri, ayn fiziksel zrleri payla-
an ya da ayn zararl etkilere mar uz kalan bir insan t opl ul uu-
na ait ol duunu hissedebilir.
Btn bu aidiyetler, her hal krda ayn anda, elbette ayn
derecede nem tamazlar. Ama hibiri de tam ol arak anl ams z
deildir. Bunlar kiiliin yap talardr, ounun dout an gel-
medi i ni vur gul amak koul uyl a, neredeyse "r uhun genl eri "
denebilir onlara.
Bu elerin her birine ok say da bi reyde rastl amak mm-
kns e de, iki farkl i nsanda ayn bileimi asla bul amazs n z ve
her birinin zenginliini, kendi ne zg deeri ni ol uturan da i-
te budur, her varl n tekil ve potansiyel olarak yerinin dol du-
rul maz ol uunu sal ayan budur.
yl e duruml ar olur ki, sevindirici ya da zc bir olay,
hatta hi bekl enmedi k bir rastlant kimlik duygumuzda binler-
ce yllk bir mirasa bal l m zdan ok daha ar basar. Yirmi
yl nce Saraybosna' da bir kahvehanede tanan, birbirini se-
ven, sonra da evl enen bir Srp erkei yl e Msl man bir kadnn
dur umunu dnel i m. Bundan byl e kimliklerini asla tama-
16
men Srp ya da t amamen Msl man bir ift olarak al g l ayama-
yacakl ar; vatana bak alar gi bi inanlar da eskisi gibi olama-
yacak artk. Her biri, ailelerinin onlara mi ras braktklar aidi-
yetleri dai ma ilerinde ta yacak ama bunl ar al g l ama biimleri
artk farkl olacak, bunl ara verecekleri yer farkl olacak.
Saraybosna' dan ayr l mayal m daha. Hayali bir anket iin
dncel eri mi zde orada kalalm. Sokakta elli yal ar nda bir
adam inceleyelim.
1980' e gelirken, bu adam yl e derdi: "Ben Yugosl av m! ",
gururl a ve gnl koymadan; daha yak ndan sorular sorul duun-
daysa Bosna-Hersek zerk Cumhuri yeti ' nde yaad n ve bu
arada Msl man gel enei olan bir aileden geldiini belirtildi.
On iki yl sonra, sava n en iddetli gnl eri nde ayn adam,
hi dur aks amadan ve bast rarak yl e cevap verirdi: "Ben Ms-
l man m! " Hatta belki de eriat kurallarna uygun bir sakal b-
rakm bile ol urdu. Hemen arkas ndan Bonak ol duunu ve bir
zamanl ar gururl a Yugos l av ol duunu vurgul ad n n kendi si ne
hatrl atl masndan hi hol anmad n eklerdi.
Bugnse adam m z sokakta evirsek nce Bonak, sonra
Msl man ol duunu syl eyecektir; dzenl i olarak cami ye git-
tiini de belirtecektir; ama l kesinin Avr upa' n n bir paras ol-
duunu ve bir gn Avr upa Birlii' ne katlmasn umut ettiini
syl emeden geemeyecektir.
Ayn insana yi rmi yl sonra ayn yerde rastl asak, acaba
kendi ni nasl tanml ard? Ai di yetl eri nden hangisini en baa ko-
yard ? Avrupal m? Msl man m? Bonak m? Baka bir ey
mi? Belki de Balkan m ?
Tahminlerde bul unmaya kal kmayaca m. Btn bu eler
gerekten de onun ki ml i i ni n bir parasn ol uturuyor. Bu
adam Msl man gel enei nden gelen bir aile iinde domut ur ;
dil bak m ndan bir zamanl ar tek bir devl etin snrlar iinde
topl anm hal de bul unan, bugns e yle ol maktan kan Gney
Sl avl ar' na bal dr; kimi zaman Osmanl , kimi zaman Avust ur-
yal olan ve Avr upa tarihinin byk draml ar ndan pay n al m
bir toprakta yaamaktad r. Her dnemde ai di yetl eri nden biri
ya da tekisi, syl emek gerekirse, neredeyse bt n dierlerini
gl gede b rakacak ve bt n ki ml i i yl e kar p kaynaacak ka-
17
dar iecektir. Yaam boyunca ona her eitten masal l ar anlatl-
mtr. Bir proleter ol duu ve bakaca hibir ey ol mad . Yu-
gos l av ol duu ve baka hibir ey ol mad . Son zamanl arda da
Msl man ol duu ve baka hibir ey ol mad ; hatta zorl u ge-
en bi rka ay boyunca Kabi l ' deki insanlarla Trieste' dekilerden
ok daha fazl a ortak yanl ar ol duuna bile i nand rm l ard onu!
Btn dneml erde, me r u ol arak "ki ml i k" denebilecek ka-
dar her koul da tekilerden son derece stn, tek bir ana aidi-
yet ol duunu dnen insanlar ol mutur. Kimileri iin ul us, ki-
mileri iinse din ya da snf. Ama hibir aidiyetin mutl ak suret-
te bask n kmad n anl amak iin dnyada ol up biten farkl
atmal ara bir gz gezdi rmek yeter. nanlarnn tehdit altnda
ol duunu hi sseden insanlar aras nda, bt n kimliklerini zet-
ler gibi grnen ey dinsel ai di yet oluyor. Ama tehdit altnda
olan anadilleri ve etnik grupl ar ysa, o zaman di ndal ar yl a k-
yas ya sava yorl ar. Trkler de Krtler de Msl man, ama dil-
leri farkl; atmalar bu yzden daha m az kanl? Hutul ar da
Tutsiler gi bi Katolik ve ayn dili konuuyorl ar, bu onlarn bir-
birlerini katletmelerini nl eyebil di mi? ekler ve Sl ovakl ar da
Katolik, bu, bir arada yaamal ar n kol ayl at rm m yd ?
Btn bu rnekler, herkesi n kiml iini ol uturan eler ara-
s nda her zaman belli bir hi yerari olsa bile, bunun dei mez
ol mad , zamana gre bakal at ve davran l ar derinleme-
si ne farkl l atrd ol gusu zeri nde dur mak iin.
Herkesi n yaam nda nem ta yan aidiyetler, her zaman,
temel olarak bilinen, di l den, derinin rengi nden, ul usal kimlik-
ten, snf ve di nden kaynakl anan aidiyetler olmamtr. Faizm
dnemi nde ecinsel bir talyan' n dur umunu ele alalm. Onun
iin kiiliinin o ok zel gr nm neml i ydi , ama sanrm
iini yapmas , politik tercihleri ya da dinsel inanlar kadar de-
il. Birden devletin bask s zeri ne biniyor, aa l anmakl a, sr-
gnl e, l ml e tehdit edi l di i ni hi ssedi yor - bu rnei seerken
aka kimi edebi yat ve si nema i zl eni ml eri mden yararl anyo-
rum. Birka yl ncesine kadar yurtsever, belki de milliyeti
olan bu adam resmi geit hal i ndeki talyan birliklerini grd-
nde artk sevi nemeyecek, hi ku kus uz yenilmelerini di l eme
18
noktasna bile gelecektir. Kovut urmal ar yznden cinsel ter-
cihleri teki aidiyetlerinin nne geecek, hatta o dnemde en
u noktasna varan ul usal aidiyetini bile gl gede brakacaktr.
Adam m z ancak savat an sonra, daha hogrl bir talya' da
yeni den tam anl am yl a talyan hissedecektir kendini.
ou zaman ileri srl en kimlik, hasm n nki zeri ne -t er s
ynde- ina edilir. Katolik bir rlandal ngi l i zl erden ncelikle
di n bak m ndan farkldr, ama o, kralla kar cumhuriyeti ol-
duunu vur gul ayacak ve Gaelceyi yeterince bi l mese de, en
az ndan ngilizceyi kendi ne has bir tarzda konuacakt r; Ox-
ford aksan yl a konuan Katolik bir yneticiye neredeyse bir ha-
in gzyl e baklacaktr.
Kimlik mekani zmal ar n n karma kl n -ki mi zaman g-
l eryzl , ou zaman t raj i k- gsterecek onlarca rnek var. Bir-
ouna sonraki sayf al arda dei necei m, ki mi ne ksaca, ki mi ne
ise ayrntlara girerek; zellikle gel di i m bl geyl e ilgili olanlara
- Yak ndou, Akdeni z, Ar a p dnyas ve ncelikle de Lbnan.
nsann nereye ait ol duu, kkenleri, tekilerle ilikileriyle, g-
nete ve gl gede i gal edecei yeri konusunda srekli olarak
kendi kendini sor gul amaya itildii bir lke. SPARTACUS
19
2
Kimilerinin vi cdan muhas ebes i yapt gibi, ben de zaman
zaman "ki ml i k muhas ebem" dedi i m eyi yapar m. Amac m
iimde, yeni den kendi me dnecei m herhangi bir " es as " aidi-
yet bul mak ol mad ndan - b u anlalacaktr-, bunun tam tersi
bir yol izlerim: ki ml i i mde ne kadar e varsa ortaya karmak
iin bel l ei mi di di k di di k eder, bunl ar toplar, sral arm, hibiri-
ni reddet mem.
Ben yzy l l ard r Lbnan dal ar na yerl emi ve o zaman-
dan beri art arda gl erl e M s r dan Brezi l ya' ya, Kba' dan
Avus t r al ya' ya, dnyan n drt bir kesi ne yay l an Gney Ara-
bi stanl bir aileden gel i yorum. Ai l em muht emel en II. ya da III.
Yzy l dan itibaren, yani sl ami yeti n ortaya k ndan ok nce,
hatta Bat' nn Hristiyanl beni msemesi nden de nce, dai ma
Ar a p ve Hristiyan ol makt an gur ur duymut ur.
Hristiyan ol mak ve anadi l i mi n Islamn kutsal dili olan
Ar apa olmas, beni m ki ml i i mi ol ut uran temel elikilerden
biridir. Bu dili konumak, onu her gn dual ar nda kul l anan ve
by k bir ounl uu beni m kadar iyi bi l meyen insanlarla
ar amda bir ba ol ut uruyor; Orta As ya' ya gi tti i ni z ve Timur
zaman ndan kal ma bir medresenin kap s nda yal bir ul emaya
rast l ad nzda, onun kendi ni bir dost l uk ortam nda hi ssetmesi
ve asla bir Rus' la ya da bir ngiliz' le yapamayaca kadar iten
konu mas iin ona Arapa sesl enmemi z yeter.
Bu dil, onun, beni m ve bir mi l yardan fazl a insann ortak
dili. te yandan Hristiyan ol mam -kkl bi i mde di nsel ya da
20
sadece sosyol oj i k ol mas konumuz dei l - da, beni ml e dnya-
daki birka mi l yar Hristiyan aras nda anlaml bir ba olutu-
ruyor. Pek ok ey beni her H ri sti yandan ayryor, tpk her
Ar ap ve her Ms l man' dan ay rd gibi, ama her bi ri yl e aram-
da, biri di nsel ve entelektel, teki dil bil imsel ve kl trel ba-
l amda, yads nmayacak bir akrabal m var.
Her eye ramen, hem Ar ap hem de H ri sti yan ol mak ok
zel, son derece az rastlanr ve ta nmas her zaman kol ay ol-
mayan bir dur umdur ; ki i de derin ve kalc izler brakr; konu
ben ol duuma gre, bu dur umun, bu kitab yazma karar m da
dahil olmak zere, hayat m boyunca al mak zor unda kal d m
bt n kararl arda belirleyici ol duunu inkar etmeyecei m.
Bylece, ki ml i i mi n bu iki esini ayr ayr gz nne al-
d mda kendi mi gerek din, gerekse dil bak m ndan insanln
neredeyse yar s na yak n hi ssedi yorum; bu iki lt ezaman-
l olarak ele al d mda, kendi mi zgl l ml e yzl e mi bu-
l uyorum.
Ayn gzl emi ba ka aidiyetlerle yapabi l i ri m: Fransz olma-
y altm mi l yon insanla payl a yorum; Lbnanl olmay, dn-
yan n drt bir yan na da l m Lbnanl l ar sayarsak, sekiz-on
mi l yon ki i yl e payl a yorum; ama ayn zamanda Fransz ve
Lbnanl ol may ka ki i yl e payl a yorum acaba? Hepsi hepsi
bi rka bin.
Ai di yetl eri mi n her biri beni ok say da i nsana bal yor; bu-
na karn, hesaba katt m aidiyetlerim oal d ka, ki ml i i m de
zel bir dur um olarak ortaya kyor.
Kklerime bi raz daha uzanacak ol sayd m, bi rtak m Bizans
ayi n dzenl eri ne bal kal makl a birlikte papan n otoritesini de
tanyan Katolik-Yunan ya da Melki olarak bilinen bir cemaatin
iinde doduumu bel i rtmem gerekirdi. Uzaktan baklnca, bu
ai di yet sadece bir ayrnt, bir ilginlik; yak ndan bak l d nd y-
sa, ki ml i i mi n belirleyici bir yn, daha gl cemaatlerin top-
rak ve i kti dardaki payl ar iin uzun sre savat Lbnan gibi
bir l kede, beni mki gibi son derece aznlkta kal an cemaatlerin
yeleri nadiren silaha sarlmtr, zaten s r gne ilk gi denl er de
onlar oldu. Bana gelince, sama ve intihar demek olan bu sava-
a bul amay dai ma reddetmi i mdi r; ama bu yarg , bu mesafeli
21
bak, silahlara sar l may bu reddedi aznlkta kal m bir cema-
ate ait ol uuml a il gisiz deildir.
Evet, Melki. Buna ramen, gnn bi ri nde biri el enip, res-
mi devl et kaytl arnda ismimi -ki , bekl endi i gibi Lbnan' da
di n esasna gre dzenl enmi t i r- aramaya kal kacak olsa, beni
Melki' ler listesinde dei l Protestan kaytlar aras nda bulacaktr.
Hangi nedenle mi? Bunu anl atmak ok uzun srer. Burada aile-
mi z iinde birbirine raki p iki dinsel gelenek ol duunu ve ocuk-
l uum boyunca bu ekimelerin tan ol duumu syl emekl e
yetineceim; tan, bazen de kozu: Cizvit papazl ar n n Fransz
okul una kaydedi l memi n nedeni, kesinlikle Katolik olan anne-
min, ocuklarn geleneksel olarak Ameri kan ya da ngiliz okul-
larna gnderen baba t araf mda ar basan Protestan etkisinden
uzak tutmak istemesidir; bu eki me yzndendi r ki, kendi mi
Franszca konuur bul dum, bunun sonucu olarak da Lbnan sa-
va srasnda New York' a, Vancouver' a ya da Londra' ya dei l
Paris' e gel i p yerletim ve Franszca yazmaya bal ad m.
Ki ml i i mden daha baka ayrntlar da s ral ayacak m y m?
Trk olan bykannemden, Msr Marunisi kocas ndan ve ben
domadan ok nce len ve bana air, zgr d nce sahibi,
belki de mason ama her hal karda iddetli bir kilise kart ol-
duu anlatlan teki bykbabamdan sz edecek mi yi m? Moli-
ere' i Arapaya ilk eviren ve bunu 1848' de bir Osmanl tiyatro-
sunun sahnesi nde oynatan byk-byk-byk day ma kadar
uzanacak mym?
Hayr, bu kadar yeter, bur ada dur up soruyorum: kimlii-
mi belirleyen ve kaba hatlaryla yol umu izen bu bi rka da -
nk eyi, hemci nsl eri mden ka beni ml e payl a yor? ok az.
Belki de hibiri. te beni m de zeri nde dur mak i stedi i m bu:
ayr ayr al ndnda, ai di yetl eri mden her biri sayesi nde hem-
cinslerimin byk bir ounl uuyl a belli bir akrabal m var;
ayn ltleri toplu olarak ele al d mdaysa baka hibir kim-
likle kartrlmayacak, kendi me zg bir ki ml i i m oluyor.
Biraz genelletirerek yl e di yecei m: her insanla bi rtak m
ortak aidiyetlerim var; ama dnyada hi ki mse benim bt n ai-
diyetlerimi, hatta bunl ar n byk bir ksmn beni ml e payl aa-
maz; kendi ol um ya da babam da olsa, baka bi ri ni nki nden
22
farkl olan zel ki ml i i mi n apak ortaya konmas iin, sralaya-
bi l ecei m onlarca ltten pek az yeterli olacaktr.
nceki sayf al ar yazmaya ba l amadan nce uzun sre te-
r eddt ettim. Daha kitabn ba nda kendi dur umum zeri nde
byl e durmal m yd m?
Bir yandan, bana en yak n olan kendi mi rnek olarak kul-
lanrken, insann bi rka ai di yet ltyle, benzerl eri yl e balar-
n ve zelliini nasl ortaya koyabi l ecei ni syl emek istiyor-
dum. te yandan, zel bir dur umun zml emesi nde ne kadar
uzaa gi derseni z, kendi ni zi bunun tam bir zel dur um ol duu-
nu ileri srerken gr me riskinizin o kadar artacan da bilmi-
yor dei l di m.
Sonunda, kendi "ki ml i k muhasebesi ni " yapan iyi niyetli
herkesin, tpk benim gibi, kendi si ni n zel bir dur um ol duunu
kef et mekt e geci kmeyecei ne kanaat geti rerek kollar s vad m.
Btn bir insanlk zel dur uml ar dan baka bir ey deil, yaam
farkllklara gebe, "yeni den ret i m" var sa da asla ayn olmu-
yor. stisnasz her insan karma bir ki ml i kl e donanm ; unutul -
mu atlaklar, hi akla gel meyen dal l anmal ar ortaya karmak
ve kendi si ni n karma k, biricik ol duunu, yeri ni n bakas tara-
f ndan dol durul amayaca n kef etmesi iin kendi kendi ne bir-
ka soru sormas yeter.
te herkesi n ki ml i i ni belirten tam da bu: karma k, biri-
cik, yeri dol durul amaz, baka hi ki mseyl e kartrlamaz. Bu
noktada srar etmemi n nedeni, ki ml i i ni bel i rtmek iin sadece
" Ar ab m" , "Frans z m", "Si yah m", "S rp m", "Msl man m",
"Yahudi yi m" denmesi gerekti i ekl i ndeki hl son derece yay-
gn ve beni m gzmde son derece sakncal d nme alkanl-
; eitli aidiyetlerini beni m yapt m gi bi s ral ayan biri, derhal
kiml iini bt n renklerin silinecei bul an k bir orba iinde
"eri t mek" i stemekl e sulanr. Oysa beni m s yl emeye altm
bunun tam tersi. Btn insanlarn eit ol duu dei l ama her bi-
rinin farkl ol duu. Ku kus uz bir Srp bir H rvat' tan farkldr,
ama her Srp da bt n teki S rpl a^dan f arkl d r ve her H rvat
da bt n teki H rvat l a^dan farkldr. Gene Lbnanl bir Hris-
tiyan Lbnanl bir Msl mandan f arkl ysa, ben birbirinin ayn-
s iki Lbnanl Hristiyan tan m yorum, ne de iki Msl man,
23
ayrca dnyada birbirinin ei iki Fransz, iki Af ri kal , iki Ar ap
ya da iki Yahudi de yok. nsanlar birbirinin yerini t ut amaz ve
ayn Ruandal ya da rlandal ya da Lbnanl ya da Cezayirl i ya
da Bosnal aile iinde, ayn evrede yetien iki karde aras nda,
gr nt e ok kk ama onlar politika, din ya da gnl k ya-
am konusunda birbirlerinin kut buna itecek, birini bir katil, di-
eri ni yse bir di yal og ve uzl ama insan yapacak farkl l kl ara sk
rastlanr.
u ana kadar syl edi kl eri me pek az insan aka kar k-
may dnecektir. Ama bizler, hepimiz, sanki bu byl e deil-
mi gibi davran yoruz. Kolayna kap bi rbi ri nden farkl insan-
lar ayn kef eye koyuyoruz, gene kol ayl k ol sun di ye onlara ci-
nayetler, topl u eylemler, ortak grl er ykl yor uz - "Srplar
katliam yapt...", "ngilizler yamal ad . . . ", "Yahudi l er el koy-
du...", "Siyahlar atee verdi...", "Arapl ar reddediyor..." Filan ya
da fal an hal k hakk nda "al kan", "beceri kl i " ya da "t embel ",
" ku ku verici", "si nsi ", "ki bi rl i " ya da "inat" di yerek duygu-
suzca yarg l arda bul unuyor uz ve bu da kimi zaman kanl a sona
eriyor.
Btn adal ar m zdan i f ade alkanlklarn bugnden
yar na deitirmelerini bekl emeni n gereki ol mayaca n bili-
yorum. Ama her birimizin, szlerinin mas um ol mad n n, ta-
rih boyunca kt ve l mcl ol duu ortaya kan nyarg l ar n
sr dr l mesi nde pay ol duunun bilincine varmas bana
nemli grnyor.
nk bakalarn ou zaman en dar aidiyetleri iine s-
ktran bi zi m bak m z ve onlar zgr klacak da gene bi zi m
bakmz. SPARTACUS
24
3
Kimlik yl e bir rpda veri l mez, ya am boyunca ol uur ve
deiir. Pek ok ki tapta bunl ar syl enmi ve uzun uzun ak-
l anmtr ama bir kez daha altn izmenin zarar yok: doar ken
i i mi zde var olan ki ml i k el eri mi z pek f azl a dei l - baz fizik-
sel zellikler, cinsiyet, renk... Hatta orada bi l e her ey dou t an
gel mi yor. Cinsiyetimizi bel i rl eyen elbette sosyal evremi z dei l
ama bu aidiyetin ynn bel i rl eyen gene de o; Kabi l ' de kz
domakl a Osl o' da k z domak ayn anl am tamyor, kad nl k
ayn bi i mde yaanm yor, ne de ki ml i i n baka hibir esi...
Renk konus unda da benzer bir gzl emde bul unabi l i ri z.
Ne w York' ta, Lagos' ta, Pretori a' da ya da Luanda' da si yah ola-
rak domak ayn anl am ta maz, ki ml i k a s ndan neredeyse
ayn rengin sz konus u ol mad bi l e sylenebilir. Ni j erya' da
doan bir ocuk iin ki ml i i ni n en belirleyici esi beyaz dei l
de si yah ol mak deil dir, ama szgel i mi Haoussa dei l Yoruba ol-
maktr. Gney Af r i ka' da si yah ya da beyaz ol mak belirleyici bir
ki ml i k esi ol may sr dr mekt edi r ; ama en az ndan etnik ai-
di yet -Zul u, Xhosa, vb. - de bir anl am tar. Birleik Devlet-
l er de Yoruba kkl erl e Haoussa kkl erden gel mek aras nda hi-
bir f ark yoktur; etnik kken daha ok Beyazl ar -tal yanl ar, ngi-
lizler, rlandallar ve di er l er i - aras nda kiml ii belirleyici rol
oynar. stelik Birleik Devl et l erde, atalar aras nda hem Beyaz
hem de Siyahlar bul unan bir kii " s i yah" olarak kabul edilir-
ken, Gney Af r i ka' da ya da Angol a' da " mel ez" ol arak kabul
edilir.
25
Melezlik kavram neden baz l kel erde di kkat e alnrken,
di erl eri nde alnmamtr? Etnik ai di yet neden baz topl uml ar-
da belirleyicidir de, bakal ar nda dei l di r? Her dur um iin y-
le ya da byl e ikna edici eitli rnekler ileri srl ebi l i rdi . Ama
u a amada beni ilgilendiren bu deil. Bu rnekleri sadece renk
ve cinsiyetin dahi "mut l ak" ki ml i k eleri ol mad n vurgul a-
mak iin sraladm... ok daha nemli nedenl erl e, bt n teki
el er daha da greli.
Kimlik eleri aras nda gerekten dout an gelenleri tart-
mak iin son derece aydnlatc bir mantk oyunu var: daha do-
arken evresi nden kopar l p bambaka bir ortama yerletirilen
bir bebek dnel i m; edinebil ecei "ki ml i kl eri ", yrtecei
mcadel el eri ve kurtar l d zorl ukl ar karlatralm... Ne
" kendi " esas dini, ne "kendi " milliyeti, ne de " kendi " dil iyl e il-
gili hibir ansnn ol mayaca n ve kendini, kendi insanlar ol-
mas gerekenl ere kar canla bal a sava rken bul aca n belirt-
meye gerek var m?
Bir kiinin belli bir gr uba ait ol uunu bel i rl eyen eyi n te-
mel de bakal ar ol duu ne kadar dor udur ; onu kendi l eri nden
yapmaya alan yaknlarnn -akrabal ar, memleketliler, din-
da l ar - etkisi ve onu d l amak iin uraan kar kamptaki l eri n
etkisi. Her birimiz, itildiimiz, bi ze yasakl anan ya da tuzakl ar
kurul an yol l ar aras ndan kendi ne bir yol amak zorunda; bir-
denbi re kendi mi z ol amayz, ne ol duumuzun "bilincine var-
makl a" yeti nmeyi z, neysek o ol uruz; ki ml i i mi zi n "bilincine
var makl a" yetinmeyiz, onu ad m ad m kazanrz.
raklk ok erken, daha bebekl i kte balar. steyerek ya da
i stemeden ocuun ailesi onu biimlendirir, ol uturur, ailevi
inanlar, adet ve alkanlklar, davran l ar , zeri nde uzlal-
m kurallar, elbette anadilini ve daha sonra korkul ar , emelle-
ri, nyargl ar, kinleri ve daha baka ai di yet ve ait ol mama duy-
gul arn ona alar.
Gene erkenden sra, evde ya da okul da, ya da yan sokak-
tan kagelen ilk yaral ardadr. Bakalar szl eriyl e, bakl aryl a
ona yoksul ya da topal ya da bodur ya da "l eyl ek bacakl" ya
da yan k tenli ya da ok sarn ya da snnetli ya da snnetsi z
ya da ksz ol duunu hissettirir - her kiinin d izgilerini be-
26
lirleyen bu say l mayacak kadar ok irili uf akl farkllklar, ou
zaman son derece yap c olarak ortaya kan ama ki mi zaman
da sonsuza kadar sren yaral ara neden olan davran l ar , g-
rleri, korkular, emelleri yarar.
Yaamn her aamas nda, insanlarn ai di yetl eri ne kar ta-
vrlar ve bunl ar aras ndaki hi yerari yi bel irl eyen bu yaralardr.
nsanlar dinleri yznden eziyet gr dnde, derilerinin rengi
ya da yamal giysil eri veya i vesi yznden aa l and ya da
al aya al nd nda bunu unutmazl ar. Buraya kadar ki ml i i n ok
eitli aidiyetl erden ol u t uu zeri nde srarla dur dum; ama ay-
n zamanda kimliin tek ol duu ve bi zi m onu bir bt n olarak
yaad m z ol gusu zer i nde srar etmek de ka n l maz oluyor.
Bir insann kimlii ba na buyr uk aidiyetlerin bi rbi ri ne eklen-
meleri demek deildir, ki ml i k bir "yamal boha" deildir, ger-
gin bir tuval zeri ne izilen bir desendi r; tek bir ai di yete doku-
nul maya grsn, sars l an bt n bir kiilik olacaktr.
Zaten ou zaman, kendinizi en fazl a sal d r ya ur ayan ai-
diyetinizle t an ml amaya eilimlisinizdir; kimi zaman bu aidi-
yeti savunacak gc kendi ni zde bul amad n zda onu gizlersi-
niz, bu dur umda o sizin iinizin deri nl i kl eri nde kalr, gl geye
si ni p deme saatini bekler; ama ister sahi p klsn ister izlen-
sin, ister fazla ak et meden ya da gr l t yl e ilan edilsin, ken-
dinizi zdel eti rdi i ni z ki ml i k odur. O zaman sz konusu ai-
di yet -renk, din, dil, snf...- btn bir kiml iinizi istila eder.
Onu payl aanl ar dayan ma iinde ol dukl ar n hissederler, bir-
birlerine benzerler, birbirlerini harekete geirirler, birbirl erine
karlkl cesaret verirler, "kar taraftaki l ere" cephe alrlar. On-
lar iin "kimliini kabul et mek" zorunl u ol arak bir cesaret eyle-
mi, kurtarc bir eyl em haline gelir...
Her yaral t opl ul uun iinde doal olarak nderl er belirir.
fkel i ya da hesap bu kiiler, yaral ara merhem olan "sonuna
kadar gi del i m" syl eml eri yl e ortaya karlar. Bir hak olan say-
gy kar daki l erden di l enmemek gerektiini, ama bunu onlara
dayat mak gerektiini sylerler. Zafer ya da intikam sz verir,
zihinleri ateler ve zaman zaman, incinmi kardel eri nden ba-
zlarnn iin iin ryal ar na gi rmi olabilecek arlklardan da
27
yararlanrlar. Artk dekor hazrdr, s ava balayabilir. Ne ol ursa
ol sun, "teki l er" bunu hak etmilerdir, ok eski zamanl ardan
beri "bi ze ektirdikleri her eyi " "bi zl er" bir bir hat rl amakta-
yzdr. Btn cinayetleri, bt n hakszlklar, bt n aa l an-
malar, bt n korkul ar, isimleri, tarihleri, rakaml ar.
Sava iindeki bir l kede, kom u mahal l eden gel en bom-
bard man yamur una mar uz kal m bir mahal l ede yaam , d-
arda patl ama grl tl eri , ierde her an bir saldr olaca ve
katl edi l en aileler hakk nda bin bir sylenti, s mak haline geti-
ri l mi bir bodr umda hami l e gen kar m ve kk yataki o-
l uml a bir iki gece geirmi biri olarak, korkunun herhangi bir
insan crme itebileceini ok iyi bilirim. Eer beni m mahal -
l emde iler yal an yanl syl entil erl e kal may p gerek bir k y m
ya anm olsayd, ben ayn soukkanl l uzun zaman koruya-
bilecek mi ydi m? Eer o s nakta iki gn gei rmek yeri ne bir
ay gei rmek zorunda kal sayd m, elime verilen silah reddede-
cek mi ydi m?
Ben bu sorular kendi me f azl a srarla sormamay tercih edi-
yor um. ansm vard , ok ar etki l enmedi m, ans m vard , ai-
l eml e birlikte sa salim o cehennemden erkenden kabil dim,
ans m vard , ellerimi temiz, vi cdan m rahat tutabil dim. Ama
" ans " di yorum, evet, nk eer Lbnan sava bal ad nda
yi rmi alt dei l de on alt ya nda ol sayd m, deer verdi i m bir
yak n m kaybet seydi m, baka bir sosyal evreden, baka bir
cemaatten gel seydi m, dur uml ar bambaka bir eki l de de gelie-
bilirdi...
Her yeni etnik katl i amdan sonra, insanlarn nasl byl e
korkun eyler yapma noktasna gel di i ni kendi kendi mi ze
hakl olarak soruyoruz. Baz i ddet boalmlar bi ze anl a l maz
geliyor, mantklarn zemi yoruz. O zaman da katliam lgnl-
ndan, kkl erden gelen, kaltmsal kan dkme lgnlndan
sz edi yoruz. Bir bak ma, gerekten de bir lgnlk var. Ama
binlerce, milyonlarca katil varsa, olaylar bir l keden tekine
farkl kl trl erin gbei nde, her di nden inananlar aras nda ol-
du u kadar hi i nanmayanl ar aras nda da kendini gsteri yorsa,
artk buna "lgnlk" demek yetmeyecektir. Rahata " l dr me
lgnl" dedi i mi z ey, "kabi l el eri ni " tehdit altnda hissettik-
28
l eri nde hemcinsl erimizin katliamclara dn me yatknldr.
Korkma ya da gvensi zl i k duygus u her zaman aklc gerekele-
re dayanmaz, abart l d hatta paranoyaya dn t de olur;
ama bir halkn korkmaya bal ad andan itibaren di kkate aln-
mas gereken ey, bu tehdidin gerekl i i nden ok korkunun
gerekliidir.
u ya da bu etnik, dini, ul usal ya da baka bir aidiyetin l-
dr meye eilimli ol duunu d nmyor um. Varl n az da ol-
sa aa l anm ya da tehdit altnda hi sseden her i nsan toplulu-
unun hakl ol duunu, Cennet' e gi tmeyi ve kendi insanlarnn
hayranl n hak ettii inanc iinde en korkun vahet e sapa-
cak katiller retme ei l i mi nde ol duunu sapt amak iin u son
y l l ardaki olaylar gzden geirmek yeter. Hepi mi zi n iinde bir
Mr. Hyde var; nemli olan canavarn ban gstermesi ni kolay-
latracak koul l arn bir araya topl anmas n nlemektir.
Btn katl iaml ara evrensel bir aklama geti rmeye, hele
hele muci ze bir ila nermeye kal kacak dei l i m. Basitletirici
zml ere de, basitletirici kimliklere de i nanmam. Dnya bir
t ornavi dayl a paralarna ayr l amayacak karma k bir dzenek-
tir. Bu bi zi m gzl em yapmam z , anl amaya, fikirl er retmeye,
tart maya, bazen u ya da bu dnce tarzn ileri s r meye a-
l mamz engel l ememel i.
Bu kitab batan sona satr aralarnda kat eden dnce
yl e toparlanabilir: eer her l keden, her dur umda, her inan-
ta insanlar bu kadar kol ayca kyc katillere dnebi l i yorsa,
her eitten banaz kp kendisini bu kadar kol ayca kimlik sa-
vunucus u olarak kabul ettirebiliyorsa, bunun nedeni, kimlik
konusunda bt n dnyada hl ar basan "kabi l e" kavram -
nn byl e bir sapmay destekl emesi di r; gemi teki atmalar-
dan mi ras kalan ve iimizden pek ounun daha yak ndan in-
celeyecek olsa reddedecei , ama alkanlk yznden, hayal
gc ktlndan ya da boyun eme yznden i stemeyerek
bal kal may s r dr d ve bylece yarn br gn aka
sars l aca m z draml arda pay m z n bul unmas sonucunu geti-
ren bir kavram.
29
1
Bu kitabn ba ndan beri "l mcl " ki ml i kl erden sz edi-
yor um - bu tanm benim k nad m, yani kimlii tek bir aidiye-
te i ndi rgeyen kavram n insanlar taraf tutucu, kat, hogrsz,
baskc, kimi zaman kendi ni yok edici bir tavra yerl eti rmesi ve
onlar ou zaman katillere ya da katillerin yandal ar na d-
nt rmesi orannda bana yanl gibi gelmiyor. Bunlarn dnya
grl eri arpk ve terstir. Ayn topl ul ua ait olanlar "bi zi mki -
l er" olur, yazg l ar na arka kmak istenir, ama onlara kar za-
limce davranmakt an da kanlmaz; "lml" grl rl erse kna-
nr, yldrlr, "hai n" ya da "dnekl i kl e" sulanrlar. tekilere
gelince, kar kydakil ere gelince, kendi mi zi asla onlarn yeri ne
koymaya almayz, u ya da bu sorunl a ilgili ol arak t amamen
haks z ol amayacakl arn kendi mi ze sormaya hi gel emeyi z, on-
larn ikayetleri, ektikleri aclar, kurban ol dukl ar haks zl kl ar
kar s nda yumu amakt an kanrz. Sadece, ou zaman top-
l ul uun en militan, en laf ebesi, en ar kesiminin bak as
olan "bi zi mki l er"i n bak as nemlidir.
Tersine, kimliin, bazs etnik bir tarihe bal, baz s deil ,
baz s dini bir gel enee bal , bazs deil, ok say da aidiyetten
ol u t uunun kavrand an, insan kendi iinde, kendi kkenle-
rinde, izledii yol da, farkl mecralar, farkl katklar, farkl me-
lezlikler, ince ve bi rbi ri yl e elien farkl etkiler gr meye bala-
d an, tpk kendi "kabi l esi "yl e ol duu gibi bakal ar yl a da
farkl bir iliki kurulur. Art k sadece "bi z" ve "si z" yokt ur - bir
sonraki kar l amaya, bir sonraki demeye haz rl anan s ava
30
dzeni nde iki ordu. Art k, "bi zi m" tarafta, sonuta pek az ortak
eyi mi z olan insanlarla, "onl ar n" taraf nda kendi mi son derece
yak n hi ssedebi l ecei m insanl ar olacaktr.
Ama daha nceki t avra geri dnersek, bunun insanlar na-
sl en kt arlklara srkl eyebi l ecei hayal edilebilir: eer
"teki l eri n" kendi budunl ar , dinleri ya da ul usl ar iin bir teh-
dit ol uturdukl ar duygus una kap l m l arsa, bu tehdidi savu-
t urmak iin yapabi l ecekl eri her ey onlara son derece meru
grnecekti r: katl iaml ara gi ri me noktasna gel di kl eri nde dahi,
orada sz konus u olann kendi halklarnn yaam n kurt armak
iin zorunl u bir nlem ol duuna inanacaklardr. Etraflarnda
topl anan herkes de bu duy g uy u payl at ndan, ou zaman
katliamclarn vi cdan rahattr ve kendi l eri ne cani deni l di i ni
iittiklerinde arrlar. Cani ol amayacakl ar na yemi n ederler,
nk onlar sadece yal analarn, k z ve erkek kardel eri ni ve
ocuklarn kor umaya almlardr.
Kendi insanlarnn hayatta kal mas iin eyl emde bul unma,
onlarn dual ar yl a ileri atlma, hemen dei l se bile, en az ndan
uzun eri mde meru s avunma dur umunda ol ma duygus u, son
y l l arda Ruanda' dan eski Yugos l avya' ya kadar yer yznn
farkl kel eri nde en iren cinayetleri il eyenl erin ortak bir
zelliidir.
Sz konusu olan birka mnferi t olay deildir, dnya bugn
dahi eziyet eken ya da eski ilelerin ansn iinde sakl ayan ve
intikam ann dl eyen yaral toplumlarla dol udur. Onlarn ek-
tiklerine duyars z kal amayz, ama onlarn kendi dillerini zgrce
konuma, dini vecibelerini korkusuzca yeri ne geti rme ya da ge-
leneklerini koruma arzularn paylaabiliriz. Ama zaman zaman
acy payl ama noktasndan ar hogrye kayd m z da olur.
Smrgeciliin hoyratlndan, rklktan, yabanc dmanln-
dan ekmi olanlarn kendi milliyeti hoyratlklarnn, kendi rk-
lklarnn ve kendi yabanc dmanlklarnn arlklarn ba-
lyoruz, hatta bu yzden en azndan ol uk oluk kan akmadk-
a, kurbanlarnn kaderleriyle hi ilgilenmiyoruz.
nk meru ki ml i k d avur umunun nerede duraca ve
tekilerin hakkn inemenin nerede bal ayaca asla biline-
mez! Az nce "ki ml i k" szcnn bir "saht e dost " ol duunu
31
syl ememi mi ydi m? Meru bir eilimi yans t makl a bal ar ve
bir s ava aleti haline gelir. Bir anl amdan di eri ne kay hi f ark
edi l mez, doal gi bi di r ve bizler, hepi mi z zaman zaman kendi-
mizi buna kaptrrz. Bir haks zl knarz, zul m gren bir hal-
kn haklarn s avunur uz ve ertesi gn kendi mi zi bir katliamn
su ortaklar olarak bul uruz.
Son yl l arda meydana gel en bt n katliamlarla kanl at-
mal ar n ou, karma k ve ok eski kimlik "dosyal ar "yl a ba-
lantldr; bazen kurbanl ar umut suzca her zaman hep ayn ta-
raftr; bazen de ilikiler tersi ne dner, dnn cellatlar kur ban
haline gelir ve kurbanl ar cellada dnr. unu syl emek ge-
rek, bu szckl er bile ancak d gzlemciler iin bir anl am ta-
maktad r; bu kimlik atmalarna dor udan taraf olanlar iin,
ac ekenler iin, kor kuyu yaayanl ar iin sadece "bi zl er" ve
"onl ar", hakaret ve deme vardr, baka bir ey dei l ! "Bi zl er"
zorunl u olarak ve kesinl ikl e mas um kurbanl ar zd r, "onl arsa"
zorunl u olarak sul udurl ar, i mdi ne ekerlerse eksinler, eski-
den beri hep onlar sul udurl ar.
Baklarmz, demek i stedi i m d gzlemcilerin baklar,
bu ahl aks z oyuna kar t nda, falanca t opl umu kuzu, filanca-
y da kurt rolne ot ur t t uumuzda bi l meden yapt m z ey, bir
tarafn cinayetlerinin cezasz kal mas na peinen onay vermek-
tir. Son y l l ardaki at mal arda baz grupl ar n, ul usl araras ka-
muoyunun an nda dmanl ar n sulayacan bi l di kl eri nden,
kendi halklarna kar i ddet e giritikleri bile grl mt r.
Bu acy payl ama biimine ayn derecede talihsiz bir ba-
kas eklenir. Her yeni ki ml i k katl iamnda, tarihin ba ndan beri
hep byl e ol duunu ve bu ilerin deieceini umut etmenin
hayalcilik ve safl k olacan ilan etmekten geri kal mayan ezeli
kukucul ar nki . Etnik k y ml ar bazen bilinli ya da bilinsiz, el-
bette znt verici ama anlalabilir ve "insan doas n n zn-
de var ol duundan" ne ol ursa ol sun kaml amaz olan toplu
tutku sular gibi ele alnr...
Bu b rakm z-l drsnl er tavr daha nce de ok zararl so-
nulara yol amtr ve savl ad gerekilik bana haks z geli-
yor. Gnmzde "kabi l esel " kimlik kavram n n bt n dnya-
32
da, stelik sadece banazl ar aras nda da deil , hl ar basma-
s ne yaz k ki gerei n ta kendisidir. Ama, erkei n "doal a-
dan" kad na st nl , rklar aras ndaki hiyerari, hatta gn-
mze daha yak n olarak Apart hei d ve eitli ayrmclklar gibi
bugn artk kabul edi l mez olan pek ok kavr am yzy l l ard r
a r basmakt ayd . kence de uzun zaman hukukun uygul ama
alan iinde "normal " kabul edi l mi ve klelik gemiteki b-
yk zekalarn sorgul amakt an zenle kandklar, hayatn bir
gerei olarak gr l m.
Daha sonra yeni dncel er yava yava kendini dayatmay
baard: her insann tanml anmas ve sayg gsterilmesi gereken
haklar ol duu dncesi, kadnlarn da erkeklerle ayn haklara
sahi p olmas gerektii dncesi, doan n da korunmaya hakk
ol duu dncesi, btn insanlar iin, gi tgi de daha fazla alanda
-evre, bar, uluslararas ilikiler, byk afetlere kar ortak sa-
va - ortak karlara sahi p ol unduu dncesi; temel insan hak-
larna sayg gsterilmedii duruml arda lkelerin iilerine kar-
labilecei, hatta karlmas gerektii dncesi...
Bu demekti r ki, tarih boyunca ar basan dncel er ille de
gel ecek onyllarda da a r basacak dncel er olmayacaktr. Ye-
ni gereklikler ortaya kmaya bal ad nda tavrlarmz, al-
kanl kl armz yeni den gzden gei rmeye ihtiyacmz var; kimi
zaman, bu gereklikler ok hzl ortaya ktnda, akl m z kar-
r ve bi z kendi mi zi yang na krkl e gi derken bul uruz.
Kresel l eme a nda, hepi mi zi n etrafn kuat an bu srat-
li, ba dndrc kaynamayl a birlikte yeni bir kimlik kavram
kendi ni dayat yor - acilen! Ne yapaca n bi l emez hal deki mil-
yarl arca insana kimliklerinin ar vur gul anmas ile her trl
ki ml i i n kayb , bt nl eme ile ayr ma aras nda bir seimi da-
yat makl a yetinemeyiz. Oys a bu al anda hl geerli olan kavra-
m n ierdii budur. Eer adal ar m z oul kimliklerini be-
ni ms emeye yrekl endi ri l mezse, kimlik ihtiyalarn farkl kl-
trl ere sami mi ve kompl eksl erden arnm bir almayla uzl a-
tramazl arsa, kendilerini kendini yads mayl a tekini yads ma
aras nda seim yapmak zorunda hissederl erse, bizler kan d-
kc lgnlardan ol uan ordular, yol unu kaybet mi l erden olu-
an ordul ar kurmak dur umunda olacaz.
33
Ama kitabn en ba nda verdi i m baz rneklere bi raz dn-
mek i sti yorum: Srp bir anneyl e H rvat bir babadan olan bir
adam, ifte aidiyetini iine si ndi rmeyi baarabi l i rse, bundan
byl e hibir etnik katl iama, hibir "temi zl i k" harekatna katl-
mayacakt r; Hutu bir anneyl e Tutsi babadan olma bir adam,
onu dnyaya getiren bu iki " kol u" zmseyebi l i rse, asla bir
katliamc ya da soykrmc ol mayacaktr; daha yukar da szn
ettiim Cezayirli Fransz gen de, Trk-Al man gen de karma
kimliklerini huzur iinde ya amay baarabi l sel er asla fanatik-
l erden yana olmayacaklardr.
Burada da, sz konus u rnekl erde sadece u dur uml ar gr-
mek haks zl k ol urdu. Bugn birbirl erinden din, renk, dil, bu-
dun ya da milliyetleri bak m ndan farkl olan i nsan topl ul ukl a-
rnn yan yana yaad her yerde, -gmenl erl e yerli halk, be-
yazl arl a siyahlar, KatolikleTe Protestanlar, Yahudi l erl e Arapl ar,
Hi ndul a^l a Sihler, Li t vanyal l a l a Ruslar, S rpl arl a Arnavutl ar,
Yunanl l arl a Trkler, ngilizce konuanl arl a Quebecliler, Fla-
manl ar l a YVallonlar, i nl i l erl e Malaylar arasnda...-, eski ya da
yeni , az ya da ok i ddetl i gerilimlerin yaand her yerde,
evet her yerde, bl nm her topl umda, ilerinde bi rbi rl eri yl e
elien aidiyetler tayan, birbirine kar iki t opl um aras ndaki
snrda yaayan belli say da kad n ve erkekler, bir bak ma ile-
ri nden etnik, dinsel ya da baka bir krlma izgisinin getii in-
sanl ar bul unuyor.
Karmzdakiler bir avu marj inal deil, say l an binleri, mil-
yonlar bul uyor ve hi durmadan da artmakta. Doutan ya da
yaam izgilerindeki rastlantlarn srklemesiyle, hatta zgr
iradeleriyle "snrda yaayan" bu insanlar, olaylara arlklarn
koyabilir ve terazinin kefesini u ya da bu yana evirebilirler.
Aral arnda eitliliklerini doyas ya yaayanlar, farkl toplumlar,
farkl kltrler arasnda kpr grevini stlenecekler ve iinde
yaadkl ar topl umda bir eit "imento" rol oynayacaklardr.
Buna karlk, kendi eitliliklerini zmseyemeyenler, unuttur-
mak istedikleri kendi benlik paralarn temsil edenlere saldra-
rak, kimi zaman en azl kimlik katilleri durumuna deceklerdir.
Tarih boyunca pek ok rneini gr dmz bir "znefret"...
34
Ku kus uz szlerim bir gmenin, bir aznlk mensubunun
szleri. Ama bana gre, adal ar m z taraf ndan gi t gi de daha
ok payl al an bir duyarl l yanstyor. amzn en ar ba-
san zellii, tm insanlar bir bak ma gmen ya da aznlk hali-
ne geti rmek deil mi? Hepi mi z kklerimizin dayand toprak-
lara hi benzemeyen bir evrende yaamaya zorl an yoruz; hepi-
mi z baka diller, baka azlar, baka iaretler renmek zorun-
day z; hepimiz ocukl uumuzdan beri hayal ettiimiz biimiyle
kiml iimizin tehdit altnda ol duu izlenimine kap l yoruz.
Biroklar doduu toprakl ar terk etti, daha bakal ar terk
etmese de, onu t an yamaz hal e geldi. Ku kus uz bu ksmen, do-
al olarak gemi e zl eme eilimli olan insan r uhunun hi ek-
si l meyen bir zel l i i nden kaynakl an yor; ama ayn zamanda,
eski den say s z kuakl ar n gemesi gereken eyleri bi ze otuz
y l da yaatan hzl evri ml emeni n de rol var.
Bu yzden, gmen st at s sadece doup bydkl er i
yerden koparlan insanl ar kategori si yl e snrl deildir, bir r-
nek deeri kazanmtr. "Kabi l esel " kimlik kavram n n ilk kur-
ban onlardr. Eer geerli tek bir kimlik sz konusuysa, mutla-
ka bir seim yapmas gereki yorsa, gmen kendi ni paralan-
m, bl nm, ya do du u l keye ya da onu kabul eden lke-
ye ihanete mahkm bir hal de bulur, kanlmaz ol arak bir bu-
rukl ukl a, f keyl e yaayaca bir ihanet.
nsan snmac ol madan nce gmen olur; bir l keye gel-
meden nce baka bir l keyi terk etmek zorunda kal m s n zd r
35
ve bir insann terk ettii yur duna kar olan duygul ar asla ba-
site alnamaz. Gidilmise, reddetti i ni z eyler -bask , can g-
venl i i yokl uu, yoksul l uk, gel ecek endi esi - ol duu iindir.
Ama bu reddedi sklkla bir sul ul uk duygus uyl a atba gider.
Terk ettiiniz iin kendi ni zi sul ad n z yaknlarnz, iinde
byd nz bir ev, nice nice ho an vardr. Dil ya da din,
mzi k, s r gn dostlar, kutl amal ar, mut f ak gibi hi kopmayan
bal ar da vardr.
Bunun yan sra, sizi kabul eden l keye kar olan duygul a-
rnz da bundan daha az kar k say l maz. Oraya gel meni zi n
nedeni , orada kendi ni z ve yak nl ar n z iin daha iyi bir hayat
umut ettiiniz iindir; ama bu bekl enti ye -gl er dengesi ni n
al eyhte olmasn da d nr s eni z- bi l i nmeyen kar s ndaki
kor ku da eklenir; reddedi l mekten, hor grl mekt en korkul ur,
kmseme, alay ya da merhamet i f ade eden her davran a
kar tetiktesinizdir.
lk tepki farkll ak etmemek, gze bat mamak olur. G-
menl erin pek ounun gizli ryas kendilerini o lkenin evl ad
ol arak kabul edilmektir. En bataki eilimleri ev sahiplerini tak-
lit etmek olur ve zaman zaman bunu baarrl ar da. ou za-
mansa baaramazl ar. Aksanl ar bozuktur, renk tonlar uygun
deil dir, gerekli isim, soyad ve bel gel ere de sahi p deillerdir,
taktikleri ok abuk boa kar. Biroklar bunun denemeye bile
demeyecei ni bilirler ve byl ece gur ur l an, meydan okuma is-
tekleri yznden kendilerini ol dukl ar ndan daha farkl gste-
rirler. Hatta bazlar -hat rl at mak gereki r mi ?- daha da ileri gi-
der, burukl ukl ar iddetli tepkilere dnr.
Gmenin ruh halleri zeri nde byl e uzun boyl u durma-
m n nedeni, sadece kiisel ol arak bu ikilemin bana yabanc ol-
mamas ndan deil. Ayn zamanda, bu al andaki kimlik gerilim-
lerinin baka alanlarda ol duundan ok daha lmcl sapma-
lara yol aabilmesinden.
Bugn yerel kl t rn taycs yerl ei k bir halkla, daha ya-
kn tarihl erde gel mi farkl gel enekl erin taycs bir baka hal-
k n yan yana yaad ok say da l kede, her iki tarafn davra-
nlar, sosyal atmosfer, politik tartmalar zeri nde arln
36
hissettiren gergi nl i kl er ba gstermektedir. Bunun iin, bu son
derece ateli sorunl ara s aduyu ve serinkanllkla yakl amak
ka n l maz ol mutur.
Saduyu bak srt bir yoldur, iki uur um aras ndaki , iki
u kavr am aras ndaki dar geittir. Gmenlik konusunda, bu
u kavraml ardan ilki, sizi kabul eden l keyi herkesi n cannn
i stedi i gibi yaz p izecei bo bir sayf a, daha da kts, herke-
sin hareket ve al kanl kl ar nda hibir dei i kl i k yapmadan, si-
lah ve pl prtsyla gel i p yerl eecei bo bir arazi gi bi gren-
dir. teki u kavr ams a, gelinen l keyi oktan yaz l p bas l m
bir kat, yasal ar , deerl eri , inanlar, kl trel ve insani zel-
likleri bir kerel iine sonsuza kadar sabi tl endi i nden, gmenle-
rin buna uymakt an ba ka areleri ol mad bi r toprak gibi g-
ren kavramd r.
ki kavr am da bana gerekd, ksr ve zararl geliyor. On-
lar kari katrl eti rerek mi gsterdi m acaba? Ne yaz k ki, byl e
ol duunu sanm yorum. Kald ki, byl e yapm ol duumu var-
saysak bile kari katr izmek yarars z deildir, karikatrler, en
u sonul arna kadar gt rl mesi halinde, herkesi n kendi ko-
numunun samal n lmesine izin verir; bazlar di renmekte
devam edecekl erdir ama s aduyu sahibi insanl ar gel di kl eri l-
kenin ne bombo bir sayf a, ne de sonuna gel i nmi bi r sayf a ol-
mad n , yaz l maya devam etmekte olan bir sayf a ol duunu
bilerek, ak bir anl ama zemi ni ne dor u ilerleyeceklerdir.
Tarihine sayg gsterilmeli -tari h derken bunu tarihe tut-
kun biri olarak syl yorum, bu kavr am beni m iin ne bo bir
zlemle, ne de gemi e hayranl kl a zde, tam tersine yzy l l ar
boyunca bellek, simgeler, kuruml ar, dil, sanat eserleri adna ya-
ratlan her eyi, me r u olarak bal anabi l ecei ni z her eyi iine
alyor. Bu arada herkes bir lkenin geleceinin tarihinin basit
bir uzants ol amayaca n kabul edecekti r- hangi hal k olursa
olsun, gel ecei nden ok tarihine hayranl k duymas zc bile
saylabilir; gemiin parl ak alarnda ol duu gibi, belli bir s-
reklilik ruhu iinde ama kkl dnml erl e ve anlaml d
katklarla ol uturul acak bir gelecek.
Uzl ama sal anabi l ecek ak gerekleri s ral amaktan baka
bir ey yapmam olabilir mi yi m? Belki. Ama madem ki gergin-
37
likler hl var ve gi t gi de daha vahi m hale geliyor, bunun anla-
m, bu gereklerin ne yeteri nce ak ol duu, ne de itenlikle ka-
bullenildiidir. Benim bu sislerin aras ndan ortaya karmaya
altm ey bir uzl ama dei l , bir hal ve gi di kodu ya da en
az ndan birileri ve di erl eri iin bir parmakl k.
Israr edi yorum, birileri ve dierl eri iin. Benim yakl a -
m mda srekli olarak bir karlkllk talebi var - bu ayn za-
manda adalet ve sonuca gt rebi l me kayg s . te bu yakl a m
iinde nce "biril erine" yl e demek isterdim: "Gel di i ni z l-
kenin kl t ryl e ne kadar yakml a rsan z, kendi kl t r nz
de ona o kadar yak nl at r rs n z. "; sonra da "di erl eri ne" un-
lar syl erdi m: "Bir gmen kendi kl t rnn sayg gr d-
n ne kadar hissederse, gel di i l ke kl t rne de o kadar ala-
caktr."
Bir taburenin ayakl ar gi bi hi ayr l madan birbirl erine "tu-
t undukl ar " iin, ayn esinle kur duum iki " denkl em" . Ya da,
daha kaba bir syl eyi l e bi r szl emeni n art arda sral anan h-
kml eri gibi. nk gerekten sz konus u olan tam da bu, e-
leri her maddede bel irtil meyi hak edecek ahlaki bir szl eme:
gelinen lkenin kl t r nde herkesi n katlmas istenen asgari
paket neleri kaps yor ve neler meru olarak tartlabilir ya da
reddedil ebil ir? Gmenlerin gel di i lkelerin kl t r iin de
ayn soru geerli: bu kl t rn hangi bileenleri deerl i bir eyiz
gibi, yeni gelinen l keye t a nmaya deer ve hangileri -hangi
alkanlklar? hangi uygul amal ar ?- "vest i yerde" braklmal-
dr?
Verilebilecek farkl yan tl ar asla tamamen tatmin edici ola-
masa bile, bu sorularn sorul mas ve herkesin her dur um ze-
ri nde srasyla dnmesi gerekir. Fransa' da yaayan ben, bu-
rada yaamak isteyenlerin bu l keni n miras iinde bal anma-
lar gereken her eyi s aymaya kal k mayaca m; ister cumhuri -
yetin ilkelerinden biri, bir ya am biiminin vehesi, ister nemli
bir kii ya da si mge deeri ta yan bir yer olsun, s ral ayaca m
her e, evet istisnasz her e, meru olarak tartlabilir; ama
bundan her eyin toptan reddedi l ebi l ecei sonucunu kartmak
yanl olur. Bir gerekliin belirsiz, kavranamaz ve istikrarsz
olmas onun var ol mad anl am na gel mez.
38
Burada da anahtar szck karlkllktr: eer ben benim-
sedi i m l keme kat l yorsam, onu kendi l kemmi gibi gr-
yorsam, artk onun beni m bir param ol duuna, benim de
onun bir paras ol duuma i nan yorsam ve buna uygun davra-
n yorsam, o zaman beni m onun her vehesini el eti rmeye hak-
k m var demekti r; buna kout olarak, eer bu l ke bana sayg
duyuyor s a, beni m katk m kabul edi yorsa, beni farkllklarmla
bi rl i kte artk kendi nden biri olarak gryorsa, o zaman beni m
kl t r mn onun ya am bi i mi yl e ya da kuruml ar n n ruhuyl a
bada mayacak baz vehelerini reddet me hakk na da sahiptir.
tekini eletirme hakk kazanlr, hak edilir. Birine kar
dmanl k ya da kms eme sergi l edi i ni zde, di l e getirilen
hakl ya da haks z en kk gzl em, onu sertl emeye, iine ka-
panmaya itecek bir sal d r ol arak deerl endi ri l ecek ve yanlla-
rn dzel t meye gl kl e yneltecektir; tersine, bi ri ne sadece
gr n t e dei l ama iten ve kar taraftan da yl e alglanacak
bir dost l uk, sempati ve sayg gsterdi i ni zde, onun eletirilebi-
lir gr dnz yanl ar n el eti rmeye hak kazan rken, sizi din-
l emesi iin de bi raz ans n z olabilir.
Acaba bunl ar syl erken, akl mda baz l kel erde "slami
ba r t s " nn etraf nda balatlan tartmalar gibi tartmalar
m var? Sylemimin z bu deil . Gene de, gmenl erl e iliki-
lerin farkl bir yakl a ml a ele al nmas hal i nde bu tr sorunl ar n
daha kol ay zl eceine inanyorum... Dilinizin kmsendi i -
ni, dininizl e alay edil diini, kl t r nzn aa l and n hisse-
derseni z, farkllnzn iaretlerini abartl bir gsteri l e sergile-
yerek tepki verirsiniz; tersine, si ze sayg duyul duunu hissetti-
i ni zde, yaamay setiiniz l kede bir yeri ni z ol duunu his-
setti i ni zde daha farkl davran rs n z.
Kararl olarak tekine gi t mek iin ba n z di k ve kollarnz
ak olmaldr, ancak ba n z di kse kollarnz ak olabilir. Att-
n z her ad mda kendi insanl arnza ihanet ve kendinizi inkar
ettiiniz hi ssi ne kap l rsan z, tekine dor u ilerleyiiniz aksar;
dilini incelediim beni mki ne sayg gstermezse, onun dilini
konu mak bir alma jesti ol maktan kar, bir bal l k ve boyun
eme eyl emi ne dnr.
39
Ama bir an iin yukar da sz edilen "ba r t s " konusu-
na dnersek, ben burada gemi e zenen ve gerici bir t ut umun
sz konusu ol duundan ku ku duymuyor um. nandm ey-
lerin nda ve Msl man-Arap dnyas n n tarihindeki farkl
dneml eri ve kadnlarnn almlar ur unda verdi kl eri uzun
mcadel eyi hatrlatarak ol ayl ara neden byl e bakt m uzun
uzun anlatabilirdim. Bu gereksi z ol urdu, asl sorun orada deil.
As l sorun eski ye ballkla modernl i k aras nda bir atmayla
kar kar ya ol up ol mad m z bil mek deil, ama halklarn ta-
ri hi nde modernl i i n neden ki mi zaman reddedi l di i ni , neden
her zaman bir ilerleme, yararl "bir evri m gibi grl medi i ni bil-
mek.
Kimlik zeri nde dnrken, bu sorgul amal ar bugn her
zamanki nden daha temel nitelikte. stelik Ar ap dnyas rnei
bu bak mdan en zengi n i pul ar yl a dolu. SPARTACUS
40
II
Modernlik teki'nden gelince
SPARTACUS
1
Ar ap dnyas n n byl edi i , ektii, endi el endi rdi i ,
dehet e srkl edi i ya da ku kul and r d herkes zaman za-
man kendi kendi ne bi rt ak m sorul ar sormakt an geri dur amaz.
Bu rtler, bu arafl ar, o i kapay c sakallar, bu l me
ar neden? Bunca eski ye bal l k, i ddet gsteri si neden? B-
tn bunl ar o topl uml ar n, onlarn kl trl eri ni n, dinlerinin
znde mi var? sl ami yet zgrl kl e, demokrasi yl e, insan ve
kad n hakl ar yl a, modernl i kl e badaabi l i r mi?
Bu sorul ar n sorul mas normal ve bunl ara ou zaman ve-
rilen kolayc yan tl ardan daha fazl as n hak ediyorlar. Her iki
taraf tan da -grl ecei zere, s evdi i m bir de yi m- demek zo-
runday m. Evet, her iki t araf t an da. Dn ol duu gi bi bugn de
sl ami yete kar ayn eski nyarg l ar tekrarl ay p duranl ar , her
f ke uyand ran ol ayda, kendi l eri ni baz hal kl ar n ve onlarn
dinlerinin doas zeri ne ahkam kesmeye yetkili grenl ere ka-
t l amam. Bu arada, kln k r pmadan olan bitenlerin zc bir
yanl anl amadan kaynakl and n ve dinin ho gr den ibaret
ol duunu tekrarl ay p duranl ar n hararetli s avunmal ar kar-
s nda kendi mi rahat hi s s edemi yor um; gerekeleri onlar akl yor
ve ben onlar nefret saanl arl a ayn kef eye koymuyor um ama
syl eml eri beni tatmin etmiyor.
Knanmas gereken bir eyl em, hangisi ol ursa ol sun bir
doktri n ad na i l endi i nde, bu doktri n hi sul u say l m yor; bu
eyl eme tamamen yabanc ol arak grl emese bile. Mesela, ben
Af gani s t an' daki Taliban'm sl amiyetl e hibir ilgisi ol mad n ,
43
Pol Pot' un Marksi zml e hibir ilgisi ol mad m, Pinochet rejimi-
nin Hristiyanlkla hibir ilgisi ol mad n hangi hakl a ileri s-
rebilirim? Bir gzlemci olarak, bu dur uml ar dan her bi ri nde ilgi-
li doktrinin tek deil, en yayg n biimiyle de deil, ama elin ter-
siyle, f keyl e reddedi l emeyecek olas bir kul l an m n n sz ko-
nus u ol duunu teslim etmek zorunday m. . . ler ani den rayn-
dan ktnda bunun ka n l maz ol duunu a kl amak bi raz
f azl a kolayclk oluyor; bunun asla ol mamas gerekti i ni ve ta-
mamen bir kaza ol duunu i spat l amak istemenin t amamen sa-
ma olmas gibi. Eer ol musa, ol mas iin belli bir olaslk var
ol duu iin olmutur.
Kendini bir inan sisteminin iine yerletiren biri iin,
doktrinin filanca yor umunu dei l de falanca yor umunu benim-
sedi i ni syl emek t amamen merudur. nanl bir Msl man
Taliban' n davran n n, imannn ruhuna ve anl am na uyduu-
nu ya da uymad n dnebi l i r. Msl man ol mayan ve zaten
kendi si ni t ereddt sz her trl inan sisteminin dna yerleti-
ren ben, kendi mi slamiyete uygun olanla ol mayan ay rt etme-
ye asla yetkili gr myor um. Tabii ki, dileklerim, tercihlerim,
bak am var. Hatta srekli olarak iimden, u ya da bu ar
davran n -bombal ar koymak, mzi i yasakl amak ya da kzla-
rn snnetini yasaya bal amak- beni m slama bak ml a ba-
damad n syl emek geliyor. Ama beni m slama bak m n
hibir nemi yok. Hatta ben en s of us undan, derin bi l gi sahibi
bir eriat ul emas bile ol sayd m, beni m gr ml e hibir at-
ma son bul mazd .
stenildii kadar kutsal ki tapl ara dalnsn, meal l ere bakl-
sn, gerekeler toplansn, dai ma farkl, bi rbi ri yl e elien yorum-
lar olacaktr. Ayn kitaplara dayanar ak klelii iinize sindirebi-
lir ya da mahkm edebilir, ikonalar yceltebilir ya da atee
atabilirsiniz, arab haram klabilir ya da ho grebilir, demok-
rasiyi ya da din devletini savunabi l i rsi ni z; bt n insan toplu-
luklar yzy l l ar n ak iinde i mdi ki uygul amal ar n dor u
gst ermi e benzeyen kutsal ayetler bul up karmay bilmiler-
dir. ncil'i beni mseyen Hristiyan ve Yahudi toplumlarnn, "as-
l a l drmeyeceksi n"i n i dam cezalarna da uygul anabi l ecei ni
syl emeye bal amal ar iin iki ya da bin yl gemesi gerek-
44
mitir; yz yl sonra bi ze her eyi n kendi l i i nden gelitii sy-
lenecektir. Metin dei mi yor, dei en bi zi m bak m z. Ama bu
metin dnyadaki gereklikler zeri nde ancak bi zi m bak m z
araclyla etkili olabiliyor. Bu bak her ada baz cmleler
zeri nde dur uyor ve dierl erini grmeden atlyor.
Bu nedenle, Hristiyanln, slamm ya da Marksi zmi n
"gerekte ne dedi i " zeri nde kendini sor gul amak bana yarar-
sz grnyor. Eer sadece nceden beri ite bar nd r l an olum-
l u ya da ol umsuz nyarg l ar n dorul anmas dei l de, cevaplar
aranyorsa, doktri ni n zne deil , onu beni mseyenl eri n tarih
boyunca sergil edikl eri davran l ar na ei l mek gerekir.
Hristiyanlk znde hogrl , zgrl kl ere saygl, de-
mokrasi ye yatk n m d r? Soruyu bu eki l de ortaya koyarsak,
"hay r" demek zor unda kalrz. nk, son yi rmi yzy l bo-
yunca din ad na bol bol ikence yap l d n , zul m uygul and -
n ve katliamlara gi ri i l di i ni , inananlarn ezici ounl uu-
nun si yah kle ticaretini, kadnl arn ezilmesini, en kt dikta-
trlkleri ve Engi zi syon' u ilerine si ndi rdi kl eri ni grmek iin
birka tarih kitab kar t rmak yeter. Bu, Hristiyanl n znde
despot, rk, gerici ve ho gr s z ol duu anl am na m gel-
mektedi r? Hi de deil , bugn Hristiyanln i f ade zgrl ,
insan haklar ve demokrasi yl e iyi geindiini gr mek iin etra-
fnza bakmak yeter. Bundan Hristiyanln znn dei ti i
sonucunu mu karmak gerekir? Ya da onu harekete geiren
"demokrasi r uhunun" on dokuz yzy l sakl an p, yzn ancak
XX. Yzy l n ortal ar nda gsterdi i ni ?
Eer anl amak istiyorsanz, sorul an elbette baka trl sor-
man z gerekecektir: Hristiyan dnyas nda demokrasi srekli
bir talep mi ydi ? Yant aka "hay r"d r. Ama demokrasi gene
de bir Hristiyan gel enei nden gelen t opl uml arda m yerlee-
bildi? Burada yan t aka "evet " tir. Bu evri m ne zaman, nerede
ve nasl gerekleti? Bu soruya -benzer bir f orml l e slamiyetle
ilgili olarak da sor maya hakk m z ol an- veril ecek yant nceki-
lere verilen yantl ar kadar ksa olamaz, ama mantkl bir biim-
de yant ver meye alabileceiniz sorul ardan bi ri di r bu; bura-
da zgrl kl ere sayg l bir topl umun kur ul u unun derece dere-
45
ce ve eksi k olarak ilerleyen ve tarihin bt nl iinde ele aln-
d nda son derece ge kal m bir sre ol duunu; bu evri mi
kabul l ensel er de, kiliselerin hareketi bal atmaktan ok, genel de
az ya da ok sesi z kal arak hareketin geri si nden gel di i ni ; ou
zaman zgrl k atlmnn dini dnce erevesi d nda yer
alan kiilerden gel diini syl emekl e yetineceim.
Son szlerim ilerinde di ne bal l k ta mayanl ar n houna
gi tmi olabilir. Bununla bi rl i kte kendimi, onlara XX. Yzy l ' da
despot i zm, ikence, her trl zgr l n ve her trl insan
onur unun inenmesi al an ndaki en korkun felaketlerin dini
banazl kl ara dei l ama dini mahvet mek i ddi as yl a ortaya -
kan -Stalinciliin dur umu- ya da ona srtn dnen -Nazi l i i n
ve daha baka milliyeti doktrinl erin dur umu- bamba ka ba-
nazl kl ara bal anabil eceini hatrlatmak zorunda hi ssedi yo-
rum... 1970' lerden itibaren dini banazl n, tabiri caizse, deh-
et an kapat mak iin l okmal ar ikier ikier attrd do-
rudur; ama umduunu bul makt an ok uzaktr.
XX. Yzy l bi ze hibir doktrinin mutl aka kendi l i i nden z-
grl k olamayacan, hepsinin, komni zmi n, l iberal izmin,
milliyetiliin, byk di nl erden her birinin, hatta laikliin
kontrol den kabileceini, hepsinin yozlaabileceini, hepsi ni n
elinin kana bulatn ret mi olacak. Hi ki ms e fanati zmi n
tekeline sahi p dei l ve tam tersine hi ki mse de i nsanl n teke-
line sahi p olamaz.
Bu son derece nazik sorul ara yeni ve yararl bir bak getir-
mek isteniyorsa, sorgul aman n her aamas nda tarafs zl k ko-
nus unda titizlik gstermek gerekir. Ne dmanl k, ne merha-
met, ne de kimileri iin Bat' da ve baka yerl erde ikinci bir do-
a haline gel mi e benzeyen kmsemeyl e kar k o dayan l -
maz arka k. SPARTACUS
46
2
Akdeni z' i n etraf nda yzy l l ardan beri biri kuzeyde, teki
gneyde ve douda, iki uygarl k alan yan yana yaar ve birbi-
ri yl e atr. Ben bu bl nmeni n ol u umu zeri nde fazla dur-
mayaca m ama tarihten sz ederken, her eyi n bir balangc,
gel iimi ve sonunda bir bitimi ol duunu hat rl atmak hibir za-
man yarars z deildir. Roma dnemi nde, o zamandan sonra
Hristiyan, Yahudi ya da Msl man olan bt n bu blgeler ay-
n i mparatorl ua aitti; Suri ye Gal ya' dan daha az Romal deil-
di ve Kuzey Af ri ka kl trel adan Kuzey Avr upa' dan aka
ok daha fazl a Yunan- Roma uygarl na bal yd .
Duruml ar pe pee tektanrl iki fetihi dinin ortaya kma-
syl a kkten deiti. IV. Yzy l ' da Hristiyanlk Roma mpara-
t orl uu' nun resmi dini ol du; Hristiyanlar yeni inanlarn va-
az, dua ve din ehitlerini rnek gstererek hayranl k uyand ra-
cak derecede yayd kt an sonra, otoritelerini peki ti rmek ve ken-
dilerini tamamen kabul ettirmek iin iktidar silahn alabildii-
ne kul l anarak eski Roma dinini yasad ilan ettiler, son inanan-
lar da srdler. ok gemeden Hristiyan dnyas mparator-
l uun snrlarna kadar uzand , ama snrlar da gi t gi de daha be-
lirsiz ol maya balamt; Roma, V. Yzy l ' dan beri eski elyaz-
mal armda syl endi i gibi "barbarl ar n darbel eri yl e decekti ".
Dou' nun bakenti Bizans bin yl kadar daha yaad ama
i mparat orl uu yeni den eski haline geti rme giriimi bambaka
bir yne kayd: Justinianos bir an iin talya' da, spanya' da, Ku-
zey Af ri ka' da terk edilen yerlerin byk bir ksmn geri al may
47
baard... Zahmet bouna oldu. Giriimi umut suzl ukl a sonu-
land, generalleri yeni den fethedilen eyaletleri savunacak apta
kmadlar ve 565 ylnda l dnde, artk bir s ayf a kapanm ,
bir hayal snmt. Byk Roma i mparat orl uu artk yeni den
doamayacakt . Akdeni z bir daha asla tek bir otorite altnda
toplanamayacakt. Barcelonallar, Lyonlular, Romallar, Trablus-
lular, skenderiyeliler, Kudsl l er ve Konstantinopolisliler di-
leklerini bir daha asla tek bir hkmdar a iletemeyeceklerdi.
Be yl sonra, 570'te, slam peygamberi Muhammet dodu.
mparat orl uun snrlar d nda, ama o kadar da uzak deil.
Muhammet ' i n doduu Mekke kentiyle, Roma dnyas ndaki
am ya da Palmira gibi siteler aras nda srekli bir ker van hatt
kur ul mut u; tpk ran' da, Romallar' n rakibi ve kendi si de gibi
grl memi sanclarla alkalanan Sasani mparat orl uu' yl a ol-
duu gibi.
Ortaya k karma k, kavranmas ol anaks z yasal ara da-
yanan slamiyetin bildirisinin ol u t ur duu mistik ve dini olgu-
yu a kl amak i stememekl e birlikte, o dnemde, politik adan
yeni bir gerekliin ortaya kmas iin uygun bir bo l uun ol-
duu kesindir. Alt yzy l dan beri -i nsan bellei l alndn-
da neredeyse ezelden ber i - ilk kez byk Roma mparatorlu-
u' nun gl gesi ortadan kalkmt. Bu yzden pek ok hal k ken-
dini zgr ve ksz bul makt ayd .
Germen kabilelerinin Avr upa' ya yay l arak, i l erde Saksonya
ya da Frank krall adn alacak topraklar ele geirmelerini
sal ayan bu bol uk -bel ki de bu "hava eki mi " demek gereki-
yor-, ayn eki l de Arabi st an' daki kabilelerin de llerinin d-
na ilgin bir "k" yapmal ar na olanak sal ad . O zamana ka-
dar tarihin kysnda yaam olan bu Bedeviler, bi rka onyl
iinde spanya' dan Hindistan' a kadar uzanan usuz bucaks z
bir alann hakimi ol may baardlar. Hepsi nde de alacak de-
recede dzenl i , bakal ar na grece sayg l ve bo yere ar id-
dete bavurmadan.
Bu fetihleri ne bar bir ilerleyi olarak sunma, ne de s-
lam alemini bir zgrl k cenneti olarak beti ml eme dncesi n-
de deil im. Ama alarna bak l d nda davran l ar deer ka-
zanmakta. Ayrca slamn kontrol n elinde t ut t uu topraklar-
48
da, gel eneksel olarak teki tektanrl dinlere mens up kiilerin
varl yl a uzl atna hi ku ku yok.
Bana kar kanlar, hal i mdi byl eyken gemi teki hog-
r y vmek neye yarar diyeceklerdir. Bir anl amda, ben onlar
haks z da bul muyor um. Eer bugn rahipler boazl an yor, en-
telekteller hanerleniyor ve turistler taranyorsa, slamn VIII.
Yzy l ' da hogrl ol duunu bi l mek kt bir avunt u oluyor.
Ben gemii hatrlarken, gnl k haberlerin Cezayi r' den, Ka-
bi l ' den, Tahran' dan, Yukar-Msr ya da baka yerl erden gel en
haber ve grntl erl e her gn surat m za frlatt vaheti, hi-
bir eki l de rt meye al m yorum. Benim amac m bambaka,
nereye varmak i stedi i m bilinsin di ye bunu ak ak belirtme-
yi tercih edi yorum: beni m mcadel e ettiim ve dai ma edece-
i m ey, bir yanda, her zaman iin moderni zmi , zgr l ,
hogr ve demokrasi yi ta maya yazg l bir di n -H ri sti yan-
lk-, br yanda ise, en ba ndan beri despot i zme ve karanlk-
la adanm baka bir din -Ms l manl k- ol duunu ileri s-
ren dncedir. Bu yanltr, tehlikelidir ve i nsanl n byk bir
kesimi iin tm gelecek uf ukl ar n karartmaktad r.
Atal ar m n dinini asla inkar etmedi m, bu ai di yeti mi de st-
l eni yorum ve hayat m zeri ndeki etkisini kabul etmekte tered-
dt etmiyorum... 1949 douml uyum, temel olarak, grece ho-
grl , di yal oa ak, kendi ni sorgul amay bilen tek bir Kilise
tandm ve dogmal ara kar hl kaytsz, bi rtak m tavr alma-
lara kar hl ku kucu isem de, bana aktarlan bu ai di yette bir
zengi nl i k ve bir aklk gr yor um, asla bir ksrlk deil. Hatta
kendi me Kilise' nin gznde inanl bir insan ol arak kabul g-
r p grmedi i mi bile s or muyor um, beni m gzmde inanl bir
insan, sadece baz deerl ere inanan kiidir - ve ben bunl ar tek
bir deerde zetlerdim: i nsanol unun onuru. Gerisi mitoloji ya
da umut l ardan baka bir ey deil .
Btn bunlar, bugn bana Kilise' nin "gi di l ebi l i r" grnd-
n syl emek iin. Eer yz yl nce domu ol sayd m, ilerle-
me dncesi ne, zgr l k dncesi ne ifl ah ol maz bi i mde
ayak dirediini, bir daha hi dei memecesi ne yobazl k ve de-
i i m dmanl yol unu setiini dnerek, herhal de ona srt
49
evi ri rdi m. Bu yzden insan ve kuruml ar n davran l ar n tari-
hi bak asndan deerl endi rmek nem tayor. Ben, pek ok-
lar gi bi Msl man dnyas nda grdkl eri m ve iittiklerim
kar s nda r knt ye kap l yorum. Ama olanlarn slamn do-
as na uygun ol duunu ve bunun dei meyecei ni ilan etmek-
ten pek memnun ol mua benzeyenl er kar s nda da znt du-
yuyor um.
Hibir din hogrszl kt en soyut l anm dei l di r ama bu
iki " r aki p" dinin bir bilanosu yap l acak olsa, slam hi de fena
grnmez. . . Eer atalarm, Msl man ordul ar taraf ndan fet-
hedilen bir l kede Hristiyan ol mak yerine, Hristiyanlar tara-
f ndan fethedil en bir l kede Msl man olsalard, onlarn
inanlarn koruyarak on drt yzy l ky ve kentl eri nde yaa-
maya devam edebileceklerini sanm yorum. Gerekten de, s-
panya' daki Msl manl ara ne ol du? Ya Sicilya' daki Msl man-
l ara? Yok oldular, tek kii kal mamacas na katledildiler, s r gne
zorl and l ar ya da cebren Hristiyan edildiler.
slam tarihinde daha bal ang tan itibaren, tekiyle yan ya-
na yaama konusunda di kkate deer bir yatknl k grl r. Ge-
en yzy l n sonunda, en byk slam gcnn bakenti stan-
bul ' un nf us u iinde balca Ruml ar dan, Ermeni l er den ve Ya-
hudi l erden oluan Msl man ol mayan bir ounl uk bul unu-
yor du. Ayn dnemde Paris' te, Londra' da, Vi yana' da ya da Ber-
l i n' de nf us un yarsnn Hristiyan ol mayanl ardan, Msl man
ve Yahudi l erden oluabilecei dnl ebi l i r mi ydi ? Bugn bi-
le, kentl eri nde mezzi ni n ezan okuduunu iiten pek ok Av-
rupal rahats z ol urdu.
Hibir yarg da bul unmuyor um, ben sadece Msl manl k
tarihi boyunca uzun bir yan yana birlikte yaama ve ho gr
uygul amas n n var ol duunu sapt yorum. Hogrnn beni
tatmin etmedi i ni hemen ekl emek i sti yorum. Ben ho grl me-
yi arzu etmi yorum, inanlarm ne ol ursa ol sun her trl hakka
sahi p bir yurt t a olarak grl mek i sti yorum. ster Msl manl a-
rn ounl ukta ol duu bir l kede Hristiyan ya da Yahudi, is-
ter Hristiyan ve Yahudiler aras nda bir Msl man, hatta hibir
di ne bal olmadn ilan eden biri de olsam. "Kutsal Ki tap' a"
yani ncil'e inanan cemaatlerin Msl manl ar n korumas altna
50
alnmas gerekti i dncesi bugn artk kabul edi l emez; alal-
tc davran l ardan hibir zaman uzak ol mayan bir alt stat sz
konusudur.
Ama kyaslanabileni k yasl amak gerekir. slam, Hristiyan
toplumlarnn hibir eyi ho grmedikleri bir devi rde bir "ho-
gr protokol " dzenlemiti. Bu "protokol " yzy l l ar boyunca
bt n dnyada yan yana birlikte yaaman n en ileri biimi oldu.
XVII. Yzy l ' n ortalarnda, belki Amst erdam' da, ya da belki bi-
raz daha sonra ngiltere' de, bizim bugnk vicdan zgr l
kavram m za daha yak n bir baka tutum u ver meye balad;
XVIII. Yzy l ' n sonunda, Fransa' da Condorcet gibi bir adam Ya-
hudilerin "kur t ul uunu" savunabi l di ; gene ancak XX. Yzy l ' n
ikinci yarsnda ve bilinen dehetten sonradr ki, Hristiyan Av-
rupa' n n iindeki dini aznlklarn dur umu anlaml ve artk geri-
ye dn olamayacan umut ettirecek biimde dzel di .
Msl man l kel erde geerli olan "hogr prot okol " ar-
tk yeni llere uymuyor du. Tartlm, yeni l enmi yeni du-
ruml ara uyarl anm m yd ? Temelde hayr. Hatta, hogr ilke-
lerinin, adal ar m z n beklentilerine daha uygun bir dorul -
tuda yeni den deerl endi ri l mek yerine, bazen dar hedef l ere g-
re elden geirildii bile sylenebilirdi... yl e ki, Msl man
dnyas yzy l l ar boyunca zgr l n ncl n yaparken,
kendini geri de bul du. Ama Akdeni z' i n kuzeyi yl e gneyi ara-
s ndaki "moral gler i l i ki si "ni n bu eki l de tersine dn ya-
kn tarihlidir, son derece yak n tarihlidir ve herkesin inanr gibi
gr nd kadar da t amaml anm deildir.
Burada da iki d nce rtl meyi hak ediyor. Ms l man
dnyas n n hogr konus undaki "topl am olarak ol uml u" tari-
hi bilanosuna bakarak, gnmzdeki arlklar gel i p geici
duruml ar olarak gren dnce; ve tersine, bugnk hogr-
s zl temel alp, gemi teki .tavr ii bo bir an ya dnt -
ren dnce. ki dur um da bana sama geliyor. Bana gre, tarih
slamn, iinde teki kl trl erl e yan yana birlikte yaama ve ve-
rimli etkileim konusunda sonsuz potansiyel tadn aka
kantlyor; ama daha yak n tarih de, gerilemenin mmkn ol-
duunu ve bu potansi yel i n gerekten de daha uzun zaman po-
tansiyel hal i nde kalabileceini gsteriyor.
51
izgileri belki zorl ayarak ama ok az zorl ayarak, bi raz da-
ha ileri gi decei m; Hristiyan dnyas yl a Msl man dnyas
aras nda karlatrmal tarih uygul amas yap l sa, bir yanda,
uzun sre ho gr y tan mam , iinde aka totaliter eilim-
ler tayan ama yava yava bir aklk dinine dnen bir din;
te yandays a akl iinde bar nd ran ama yava yava hog-
r s z ve totaliter hareketlere dor u sapan bir dinin ortaya k-
t grl r.
rnekl er oaltlabilir, Katharlar' n akbeti, sonra Hugu-
enot l af m ya da Yahudilerin bana gelenler hatrlatlabilir, bu
iki tektanrl evrenin her i ki si nde de sapkn, bl c ya da di n
d man olarak grl enl ere neler yap l d aklanabilir... Ama
bu ki tap bir tarih kitab deil , paradoksl ar yll i se hi deil.
Ben bu iki gzergah k yasl arken aklm kurcal ayan tek bir so-
run var: neden evri m Bat' da bu kadar ol uml u geliti de, Ms-
l man dnyas nda bu kadar d krc ol du? Evet, vur gul uyor
ve srar edi yorum: uzun bir hogr szl k gel enei olan, "te-
ki " yl e yan yana yaamakt an her zaman rahatszlk duy mu
olan Hristiyan Bat i f ade zgr l ne sayg l topl uml ar ortaya
karabil miken, uzun zaman yan yana birliktelii uygul am
olan Msl man dnyas neden artk fanatizmin kalesi ol arak
grl yor? SPARTACUS
52
1
Bat' da ok yayg n olan ve Msl manl a bal insanlarn
ektii tm aclarn kayna n kolayca Ms l man di ni nde bu-
lan genel dnceye kat l mad m anlalacaktr. Daha nce de
yeri gel mi ken syl edi i m gibi, bir inancn, ona bal olanlarn
kaderi nden ayr tutul abi l ecei ne de i nanm yorum. Ama bana
yl e gel iyor ki, dinlerin halklar zeri ndeki etkisi fazl aca abart-
lrken, tersine halklarn dinler zeri ne olan etkisi di kkat e aln-
myor.
Kald ki, bu dur um bt n doktrinler iin gerektir. Eer
komni zmi n Rusya' ya neler yapt konus unu sorgul amak
meruysa, Rusya' n n da komni zme neler yapt n , komni z-
mi n Rusya ya da in yeri ne Al manya' da, ngi l tere' de ya da
Fransa' da zafer kazanmas halinde, bu doktri ni n evri mi ni n, ta-
rihteki yerinin, yer yznn farkl bl gel eri ndeki etkisinin nasl
olacan sorgul amak da eitici olur. Ku kus uz Hei del berg, Le-
eds ya da Bordeaux douml u bir Stalin' in olabilecei hayal edi-
lebilir, ama hi Stalin ol mayabi l ecei de hayal edilebilir.
Ayn ekilde, Roma' da zaf er kazanmas ayd ve bugn H-
ristiyan Bat uygarl n n temel direkleri gibi grnen, asln-
daysa her ikisi de en parl ak alarna H ri sti yanl n douun-
dan ok nce ul am olan Yunan fel sefesi ve Roma hukukuyl a
yor ul mu bir bl gede yerl ememi ol sayd , Hristiyanl n na-
sl bir ey olaca da sorgul anabil irdi.
Bu ak gereklikleri hatrlatrken, asla batl di n kardeleri-
mi n erdemlerini inkar et meye deil, sadece eer Hristiyanlk
53
Avr upa' y ekil l endirmise, Avr upa' n n da Hristiyanl ekil-
l endi rdi i ni syl emeye al yorum. Bugn Hristiyanlk Avr u-
pa topl uml ar ona ne yapm s a odur. Bu topl uml ar maddi ve
entelektel adan dn me urad l ar ve kendi l eri yl e bi rl i kte
Hristiyanl da dn me uratl ar. Katolik Kilisesi kendi ni
ka kez itilmi, ihanete uram , h rpal anm hissetti! Kendisi-
ne, inanca, ahlak ilkelerine ve ilahi i radeye ters gibi grnen
dei i ml eri geciktirmek iin ka kez direndi! ou zaman kay-
betti; bununl a birlikte, bi l meden, kazanma yol undayd . Her
gn kendi ni sorgul amaya zorlanan, her alan fethederek kut sal
ki tapl ara meydan okur gi bi grnen bir bi l i ml e yzl eti ri l en,
cumhuri yeti , laik dncel erl e, demokrasi yl e yzl eti ri l en, ka-
d n zgr l hareketiyle, evlilik ncesi cinsel ilikilerin, evli-
lik d douml ar n, doum kontrol nn yasal l amas yl a yz-
letirilen, bi n bir "eytani yeni l i kl e" yzl een Kilise, boyun
ei p kabul l enmeden nce, uyum sal amadan nce, ie dai ma
sertleerek balamt.
Kendi ne ihanet mi etti? ou zaman buna inanld ve yar n
da buna inandracak dur uml ar ortaya kacak. Oysa gerek u
ki, Bat t opl umu bugn yaad kl ar ol aanst macerada in-
sanl ara elik edebilecek bir kiliseyi ve dini, binlerce kk ka-
l em darbesi yl e ekillendirdi.
Bat t opl umu ihtiyac olan Kilise' yi ve dini yaratt. "hti-
ya" szcn, terimin en eksi ksi z anlamnda, yani, iine el-
bette tinsellik ihtiyacn da katarak kul l an yorum. nananlar ve
i nanmayanl ar yl a bt n bir topl um katld buna, zihniyetlerin
evri mi ne katks olan herkes Hristiyanln evri mi ne de katk-
da bul undu. Madem ki tarih devam ediyor, katk da bul unmaya
da devam edecekler.
Msl man dnyas nda da topl um srekli ol arak kendi ne
benzeyen bir din ortaya kartmtr. stelik ne bir adan bir
aa, ne de bir l keden di eri ne asla ayn kal mam olan bir
din. Arapl ar zafer kazand kl ar dneml erde, dnyan n kendile-
rine ait ol duu duygus unu yaad kl ar dneml erde inanlarn
bir hogr ve aklk r uhu iinde yoruml aml ardr. Szgel imi
Yunan, ran ve Hint mirasnn dillerine evrilmesi konus unda
54
geni apl gi ri i ml erde bul undul ar, bu da bilim ve fel sefeni n
by k bir gel i me gst ermesi ni sal ad ; bal ang ta taklitle,
kopya etmekl e yetinildi, sonra astronomi de, tar mbi l i mde, kim-
yada, tpta, mat emat i kt e yeni l i kl ere cesaret edil di. Gnl k ya-
amda, yemek yeme sanat nda, gi yi m ku amda, sa bi i mi nde
ya da ark syl eme sanat nda da; hatta, i l eri nde en nl s
Zi r yab olan moda " gur ul ar " bi l e kmt.
Bu ksa bir parant ez dei l di ; VII. Yzy l ' l a XV. Yzy l ara-
s nda Badat' ta, am' da, Kahi re' de, Kurt uba' da, Tunus' ta b-
yk bilginler, byk dnrl er, yetenekl i sanatlar vard ;
XVII. Yzy l ' a, hatta daha ileri dneml ere kadar sf ahan' da, Se-
merkant ' t a, stanbul ' da hl byk ve gzel eserler vard . Bu
harekete kat k da bul unanl ar sadece Ar apl ar dei l di . slamiyet
daha ilk ad ml ar ndan itibaren hibir engel l e kar l amaks zm
ranl l ara, Tr kl er e, Hi ntl i l ere, Berberi l ere almlard; kimi-
l eri ne gre ihtiyatszca, nk Arapl ar kendi l eri ni yeni den isti-
l a edi l mi bul dul ar ve fethettikleri i mpar at or l uun iinde ikti-
dar gl eri ni hzla kaybettiler. Bu, slamn bayrakt arl n yap-
t evrensel l i i n bedel i ydi . Bazen Orta As ya bozk rl ar ndan
cengaver bir Trkmen kabi l esi kopup gel i yordu; Badat kap l a-
rna dayanan bu i nsanl ar slam kabul ettiklerini i f ade eden
ayeti okuyorl ard -" Al l ah' t an baka tanr yoktur, Muhammet
onun el i si di r"-, bir daha hi ki mse bunl ar n Ms l man ol up
ol mad n tartma hakk na sahi p ol am yordu ve ertesi gn,
dnmel er de ou zaman gr l d zere i manda arla bi l e
kaarak i kti dardan pay tal ep edi yorl ard . Bu tavr, politik istik-
rar a s ndan kimi zaman fel aketl erl e sonul and ; ama kl trel
ya am asndan ne byk bir zengi nl i kti ! ndus k y l ar ndan
At l as Okyanus u' na kadar Ar a p uygarl n n bar nda en m-
kemmel beyi nl er gel i me zemi ni bul du. Hem de sadece yeni di-
nin mensupl ar aras nda dei l ; eviri atl mnda, Yunancay
mkemmel bilen Hristiyanl ara ok i d t ; Mai moni de' i n Ya-
hudi dncesi ni n an tl ar ndan biri ol an Yolunu Kaybedenlere
Rehber'ini Arapa yazmay semesi ok anlamldr.
Resmini i zdi i m bu slamn tek dor u slam ol duunu
s yl emeye al m yorum. Ne de doktri nl eri ni n, szgel i mi Tali-
ban' mki nden daha tipik ol duunu. Zaten anl at mak i stedi i m
55
zel bir slam deil, ben bi rka satrla, slamn bin bi r grnt -
snn kendini gsterdi i yzy l l ar ve di yarl ar zeri nden u-
tum. IX. Yzy l ' da Badat hl cvl cvl ya am dol uydu. X.
Yzy l ' da Badat somurtkan, yobaz ve kasvetl i bir yer haline
gelmiti; Kurtuba ise tam tersine X. Yzy l ' da en parl ak dne-
mini ya yordu; XIII. Yzy l ' n ba nda banazl n kalesi hali-
ne gel di; nk Katolik birlikleri ilerliyordu, zaten ok geme-
den buray ele geirdiler, son savunucul ar n atlak sesl ere ta-
hamml l eri yoktu.
Bizimki de dahil her devi r de gzl eml enebil ecek bir tutum.
Msl man t opl umu kendi ni gvende hissettii her def as nda
ak ol may baarmtr. Byle zamanl arda ortaya kan slam
gr nt s nn bugnn kari katrl eri yl e hibir benzerl i i yok-
tur. Eski grnt nn slamn balangtaki esas r uhunu daha
iyi yansttn syl emeye al m yorum ama sadece, bu dinin
de, tpk teki dinler gibi, tpk teki doktrinler gibi her dnem-
de zaman n ve mekann damgas n tadn syl emek istiyo-
rum. Kendilerinden emin olan topl uml ar yans mal ar n gven
verici, huzur dolu, ak bir di nde bul url ar; gvens i z topl uml ar-
sa korkak, banaz, atkkal bir dinde. Dinamik topl uml ar, ye-
niliki, yaratc bir sl amda yans rl ar; ol dukl ar yerde kal an top-
l uml ar duraan, en kk dei i me bile i syan eden bir sl amda
yansrlar.
Ama "i yi " ve "kt " din aras ndaki sonuta basi te indirge-
yici bu kartlklardan bi raz uzakl a p daha bel i rgi n tanmlara
girelim. Toplumlarn dinler zeri ndeki etkisini dile getirirken,
szgel i mi , nc Dnya Msl manl ar n n Bat' ya i ddetl e
hn duymal ar n n, sadece kendilerinin Msl man, Bat' nm H-
ri sti yan ol mas ndan deil, ayn zamanda onlar yoksul , bask al-
tnda, kmsenmi ken, Bat' nm zengi n ve gl ol mas ndan
ileri gel di i ni d nyor um. "Ayn zamanda" di ye yazd m.
Ama iimden "zel l i kl e" di ye d ndm. nk bugnn mi-
litan slamc hareketlerine bakarken, gerek syl eml eri nde ge-
rekse ynteml eri nde altml yl l ardaki nc dnyac l n n
etkilerini kolayca kef edi yorum; bu arada, slam tarihini ara-
t ram da bu hareketlerin aka atas olabilecek hibir ey bul a-
m yorum. Bu hareketler Msl manl k tarihinin saf bir r n
56
deil , bizim amzn, amzn gerginliklerinin, arpklklar-
nn, uygul amal ar n n, umut suzl ukl ar n n rndr.
Ben burada onlarn doktrinlerini tart m yorum, kendi me
bu doktrinin slama uygunl uunu bilip bi l medi i m sorusunu
sormuyorum, bu eit sorgul amal ar hakk nda ne d nd-
m daha nce syl emi ti m. Ben sadece bu hareketlerin hangi
noktal arda alkantl amzn r n ol duunu ol duka ak
bir eki l de gr dm syl yorum, nelerde Msl man tarihi-
nin r n olabileceklerini o kadar iyi gremi yorum. Etraf dev-
rim muhaf zl ar yl a kuat l m , hal k ndan kendi gcne gven-
mesi ni isteyen, " Byk eytan" lanetleyen ve Bat kl t rnn
bt n izlerini si l meye ant ien Ayetul l ah Humeyni ' ye bakt-
mda, etraf kzl muhaf zl arl a kuat l m , "koca ka t kapl an"
lanetleyen ve kapital ist kl t rn bt n izlerini si l meyi vaat
eden yal Mao Zedong' u dnmekt en kendi mi al am yorum.
Elbette ikisinin ayn ol duunu syl eyecek dei l i m, ama arala-
rnda pek ok benzerl i k sapt yorum, oysa slam tari hi nde bana
Humeyni ' yi hatrlatan hibir f i gr gremi yorum. Ayrca, ok
ar yorum, ama Ms l man dnyas n n tari hi nde ne bir "slam
Cumhuri yet i "ni n kur ul u uyl a, ne de "slam Devri mi "yl e ilgili
en kk bir not da gremi yorum. . .
Burada kar ktm ey, olanlar ok daha iyi aklayan
baka baka etkenler iin iindeyken, her Msl man l kede
-Kuzey' de ve Gney' de, uzak gzlemciler i ndi nde ol duu gibi
ateli yandal ar aras nda da - meydana gel en her olay "sl am"
bal altnda topl ama alkanl. Balangcndan bu yana s-
lam tarihi zeri ne on koca cilt okuyabi l i rsi ni z, Cezayi r de olan-
l ardan hibir ey anl ayamazs n z. Smrgecilik ve smrgecili-
in sona ermesi hakk nda otuz sayf a okuyun, ok daha fazlas-
n anlarsnz.
57
4
Ama bu ksa parantezi kapat p bataki syl emi me dnyo-
rum: ou zaman dinlerin hal kl ar zeri ndeki etkisine ok fazl a
yer veriliyor, halklarn ve tarihlerinin dinler zeri ndeki etkisine
ise yeterince yer verilmiyor. Etkileim karlkl, bi l i yorum; top-
l um dini biimlendirir, din de t opl umu; buna ramen belli bir
d nce alkanlnn bizi bu di yal ekti i n sadece bir yzn
gr meye srkl edi i ni , bunun da bak asn zellikle arpt-
tn f ark edi yorum.
slam sz konusu ol duunda, kimileri Msl man topl um-
larn yaad ve hl yaamakt a ol duu bt n draml ardan
onu sor uml u tutmakta asla t ereddt etmiyor. Bu gr sadece
haks z ol makl a sul am yorum, dnyadaki olaylar t amamen
anl a l maz hale geti rmekl e de sul uyorum.
Sonunda modernl eebi l ecei kef edi l meden nce, Hristi-
yanl k hakk nda da yzy l l arca benzer eyler syl endi . Ben s-
l ami yet iin de ayn eyin olacana i nan yorum. Her eye ra-
men, bundan ku ku duyul mas n da ok iyi anl yorum. Engi-
zi syoncul ar n odun ateinin ya da ilahi hakka sahi p monari -
nin Hristiyanln ayr l maz paras ol mad nasl ortaya k-
tysa, Cezayi r' de, Af gani s t an' da, az ok her yer de kar m za -
kan i ddet , gericilik, zorbal k, zul ml e dol u bu manzaran n da
slamn zne has ol mad kan tl an ncaya kadar daha zaman,
ok zaman, belki de bi rka ku ak gemesi gerekecei ne inan-
yor um.
slamn dai ma bir dur gunl uk etmeni ol duu dncesi zi-
58
hi nl erde yl esi ne yerl emi ki, buna kar kmaya zorl ukl a ce-
saret edi yorum. Gene de bunu yapmak gerek. nk bunu bir
belit gibi bir kez ortaya koydunuz mu, artk hibir yere vara-
mazs n z: Islamn mmi nl eri ni iflah ol maz bi i mde hareketsiz-
l i e mahkm ettii dncesi ne boyun eerseniz, bu mmi nl er
de -i nsanl n drtte bi ri ne yaknn ol ut ur uyor l ar - dinlerin-
den asla vazgemeyecekl eri ne gre, gezegeni mi zi n gelecei
pek karanl k grnyor. Bana gelince ne temel belitleri ne de
yarg l amal ar kabul ederi m.
Evet, elbette dur gunl uk ol mutur. XV. ve XIX. Yzy l l ar
aras nda Bat hzla ilerlerken, Ar ap dnyas ol duu yer de say-
yor du. Ku kus uz di ni n bunda bir para etkisi ol mut ur ama
bana yl e gel i yor ki, di n daha ok bunun kur ban ol mutur.
Bat' da t opl um dinini modernl eti rmi ti r; Ms l man dnya-
s nda, ol ayl ar ayn eki l de gelimemitir. Bu din, "modernl eti -
ri l emez" ol duu iin dei l - bunun kant ortaya konmam t r -
ama t opl umun kendi si modernl eemedi i iin. sl amiyet y-
znden, di yecekl er bana. Bu acele syl enmi bi r szdr. Avru-
pa' y H ri sti yanl k m modernl eti rmi ti r? Modernl emeni n di-
ne kar gerekl eti ri l di i ni savunacak kadar ileri gi tmeden,
dinin bu gel i meni n "l okomot i f i " ol mad n , daha ok, ou
zaman vahi ce bir di renl e srekl i kar ktn ve bu diren-
cin krl mas ve di ni n uyum sal amas iin dei i m bask s n n
derin, gl ve srekl i ol mas gerekti i ni syl emek mantkl
olacaktr.
Msl man dnyas iinde, byl e dengel eri al tst edici ve
kurtarc bir bask asla geliememitir. Yaratc insanl n bu
mt hi bahar, bu bilimsel, teknolojik, endstri yel , entelektel
ve moral, t opyekn devri m, her gn icatta bul unan ve yenilik-
ler yaratan, hi dur madan kesin kabul edilen gerekleri tepe-
taklak eden ve zihniyetleri sarsan, srekli dei i m hal indeki in-
sanl ar taraf ndan "kaz kal emi yl e" yap l an bu uzun alma
al el ade bir ol gu deildir, tarihte benzeri yoktur, bugn tand-
m z ekl i yl e dnyay kuran bir ol gudur ve Bat' da gerekle-
mitir - Bat' da ve baka hibir yerde deil.
Neden Bat' da da, in' de, Japonya' da, Rusya' da ya da
Ar ap dnyas nda dei l ? Bu dn m Hristiyanlk sayesi nde
59
mi, yoksa Hristiyanla ramen mi gerekleti? Tarihiler daha
ok uzun sre bu konudaki kuraml ar n tartacaklardr, tart-
l mas en zor olan tek ey, ol u umun kendi si di r: Bat' da son
yzy l l arda maddi dzl emde ol duu kadar entelektel dz-
l emde de bt n dnya iin bir ref erans olacak bir uygarl n
ortaya kmas. O kadar ki, bt n teki uygarl kl ar onun tara-
f ndan bir kenara itilmi, ortadan kal kma tehdidi al tndaki d
kl trl er haline indirgenmilerdir.
Bat uygarl n n bu ezici s t nl hangi andan itibaren
hemen hemen tersinmez bi r hale gel mitir? XV. Yzy l ' dan iti-
baren mi? XVIII. Yzy l ' dan nce deil . Bugn beni m de be-
ni msedi i m bak asna gre, pek nemi yok. Kesin ve ok
nemli olansa, bir gn belirli bir uygarl n gezegeni n dizginl e-
rini eline ald. Onun bilimi bilim ol du, tbb tp ol du, f el sef esi
f el sef e ol du, bu younl ama ve "st andart l ama" hareketi artk
hi durmad , tam tersine, ayn zamanda bt n alanlara ve b-
tn ktalara yay l arak hzn arttrdka arttrd.
Israr edi yorum, hl srar edi yorum: burada tarihte hi g-
rl memi bir ol gu sz konusudur. Gemite u ya da bu uygar-
ln -Msr, Mezopotamya, in, Yunan, Roma, Ar ap ya da Bi-
zans - bt n dierlerine st n gibi gr nd anlar ol mutur.
Ama son yzy l l ar boyunca Avr upa' da gerekl een ey tama-
men farkl bir ol gudur. Ben bunu bir eit dl l enme olarak g-
r yor um. Akl ma gelen tek benzet me bu: ok say da sper m
hcresi yumur t aya doru ynel i yor ve ilerinden biri zar del-
meyi baar yor; o an, bt n teki "tal i pl er" dar atlyor; artk
bir " baba" vardr, tek bir tane, ocuk ona benzeyecektir. Neden
o da, bir bakas deil? Bu "tal i p"i n komul ar ndan, rakiplerin-
den st n bir yan m vard ? Daha m sal kl yd, daha m vaat-
krd ? lle de deil, kesin olarak deil . Her eit etmen sz ko-
nusu, kimi performans na bal, ki mi koul l ara ya da rastlant-
lara...
Ama bu benzetmede bana en anlaml grnen ey bu de-
il, devam . Sorun, o kadar da Azt ek ya da slam ya da in uy-
garl kl arnn -hepsi ni n hantallklar, kusurl ar , talihsizlikleri
var d - neden baskn uygarl k ol may baaramad n anl amak
deil . Daha ok, Hristiyan Avr upa uygarl s t nl ele ge-
60
irdii zaman, neden bt n tekilerin geri l emeye bal ad n ,
neden hepsinin bugn artk geri dn ol mayacak gi bi gr-
nen bir bi i mde ikinci pl ana atldn bi l mek. Ku kus uz - bu
sadece bir yant bal ang c - insanlk gezegensel bir egemenl i i n
teknik aralarna sahi p ol duu iin. Ama egemenl i k s zcn
bir yana brakalm, daha ok yl e diyelim: insanlk gezegensel
bir uygarl n domas iin ol gunl am t ; yumur t a dl l enmeye
hazrd, Bat Avr upa da onu dlledi.
yl e ki, bugn artk -et raf m za yl e bir bakal m! - Bat
her yerde! Vl adi vost ok' t a, Si ngapur' da, Boston' da, Dakar, Ta-
kent, So Paulo, Numea, Kuds ve Cezayir' de. Yarm bin yl-
dan beri insanlarn dncel eri ni ya da salklarn ya da man-
zaralarn ya da gnl k yaaml ar n kalc bi i mde etkileyen
her ey Bat' nn eseri. Kapitalizm, komni zm, f ai zm, psi kana-
liz, evrecilik, elektrik, uak, otomobil, atom bombas , telefon,
tel evizyon, bil giil em, penisilin, doum kontrol hap, insan
haklar ve de gaz odalar... Evet, bt n bunlar, dnyan n mut-
l ul uu ve felaketi, bt n hepsi Bat' dan geldi.
Bu gezegeni n zeri nde nerede yaan rsa yaans n, artk her
trl modernl eme Batllama demektir. Teknik gel i mel eri n
daha da vur gul ay p h zl and rd bir eilim. Elbette, hemen her
yerde ok zel uygarl kl ar n damgas n ta yan antlar ve eser-
ler bul unur. Ama yeni olarak yaratlan her ey -i st er binalar,
kuruml ar, bilgi aralar sz konusu olsun, ister ya am bi i mi -
Bat' ya yknmedi r.
Bu gereklik, egemen uygarl n bar nda doanl arl a, d-
nda doanl ar taraf ndan ayn tarzda yaanm yor. Birinciler
kendileri ol maktan vazgemeden deiebilir, hayatta ilerleyebi-
lir, uyum sal ayabi l i rl er; hatta Batlla' n modernl eti ke, ken-
dilerini kl trl eri yl e daha ok uyum iinde hissettikleri bile
sylenebilir, sadece modernl i i reddedenl er kendil erini yaban-
clam bulurlar.
Dnyann geri kal an iin, darmada n ol mu kl trl eri n
iinde doanl ar iin, dei i mi ve modernl i i al farkl biimler-
de ortaya kondu. inliler, Afrikallar, Japonlar, Kzlderililer ya
da Ameri ka yerlileri iin, Yunanllar ve Ruslar iin, ranllar,
61
Arapl ar, Yahudiler ya da Trkl er iin modernl eme, srekli ola-
rak kendil erinden bir parann terk edil mesi anl am na geldi.
Zaman zaman cokuyl a kar l and nda bile, hibir zaman belli
bir bur ukl uk ol madan, bir aa l anma ve inkar duyg us u olma-
dan yaanmad . Sindirilmenin tehlikelerini acyla sorgul ama-
dan. Derin bir kimlik bunal m na dmeden. SPARTACUS
62
1
Modernl i k "t eki "ni n damgas n ta d nda, farkllklar-
n vur gul amak iin baz insanlarn gericilik si mgel eri yl e bayrak
atn grmek artc olmaz. Bugn kadn, erkek baz Ms-
l manl arda bunu gzl eml i yoruz ama ol ay bir kl t rn ya da
bir dinin d avur umundan daha farkl bir eydir.
Mesela Rusya' da, eski Jlyen t akvi mi nden vazgei l mesi
iin Bolevik devri mi ni bekl emek gerekmitir. nk Gregor-
yen takvi mi ni kabul etmekl e insanlar, Ortodoksl ukl a Katoliklik
aras ndaki neredeyse bin yllk bilek grei nde son szn Kato-
l ikl ie ait olaca duygus una kapl yorl ard.
Bu sadece bir si mge mi ydi ? Tarihte her ey si mgel erl e i f ade
edilir. Bykl k ve k, zaf er ve bozgun, mut l ul uk, refah, se-
falet. Ve hepsi nden fazl a, kimlik. Bir dei i mi n kabul edilmesi
iin, onun zaman n havas na uygun ol mas yetmez. Simgeler
dzeyi nde incitici ol mamas , dei i kl i e srkl edi i ni z insan-
larda kendi kendilerini inkar ettikleri izlenimini uyand rmama-
s gerekir.
Birka yldr, Fransa' da en yak n dostl ar mdan baz l ar nda
kresel l emeden bir af et mi gibi sz etme eilimi gzl eml iyo-
rum. "Gezegen ky" nden sz edil mesi onlar fazl a heyecan-
landrmyor, nternet' e ve iletiim konusundaki en son gelime-
lere mesafel i bir ilgi duyuyorl ar. nk onlarn gznde kre-
sel l eme Ameri kanl ama' yl a eanlaml: kendi kendilerine, hzla
tekti pl emeye dor u gi den bu dnyada yar n Fransa' nn yeri-
nin ne olacan, diline, kl trne, sayg nl na, parltsna, ya-
63
am bi i mi ne neler olacan soruyorl ar; mahal l el eri ne bir fast
food alnca sinirleniyor, Hol l ywood' a, CNN' e, Di sney' e ve
Mi crosoft' a veryans n edi yor ve gazetel erde ngil izceden aln-
d phesi uyand ran en kk bir dil kul l an m n n pei ne
dyorl ar.
Bu rnei vermemi n nedeni , beni m gzmde, modernl e-
meni n Bat' da bile, gel i mi bir kl t r olan ve evrensel say-
g nl a sahi p ileri bir l kede bile, egemen bir yabanc kl t r n
Truva at olarak al g l and an nasl ku kul u hal e gel di i ni gs-
termesidir.
Ka kuakt an beridir, varl kl ar ndaki her ad ma bir teslimi-
yet ve kendi ni inkar duyg us unun elik ettii Batl ol mayan e-
itli halklarn nasl bir duy g u ya am olabilecei pekl hayal
edilebilir. Btn bi l gi ve becerilerinin mi yadm dol dur mu ol-
duunu; rettikleri her eyi n Bat' nn retti kl eri yl e k yasl an n-
ca deersi z kal dn; gel eneksel tbba bal l kl ar n n batl
inantan kaynakl and n ; askeri deerl eri ni n uzak bir an dan
ba ka bir ey ol madn; s ayg duymay rendi kl eri byk
adaml ar n, byk airlerin, bilginlerin, askerl eri n, azizlerin,
seyyahl ar n dnyan n gznde hibir deeri ol mad n ; dinle-
rinin barbarl kl a sul and n ; kendi dilleri artk sadece bir
avu uzman taraf ndan incelenirken, ayakt a kal mak, al mak
ve insanl n geri kal an yl a bir bal antl ar ol mas n istiyorlar-
sa, bakal ar n n dillerini renmek zorunda kal d kl ar n kabul
etmeleri gerekti onlarn... Bir Batl' yla konut ukl ar nda, bu ne-
r edeyse asla onlarn di l i nde deil , dai ma Batl' nn di l i nde ol-
mut ur; Akdeni z' i n gneyi nde ve dous unda ngilizce, Fran-
szca, spanyolca, talyanca konuabi l en mil yonl arca i nsan bu-
labilirsiniz. Buna karlk, ka ngiliz, Fransz, talyan ve span-
yol, Arapa ya da Trkeyi renmekt e yarar gr m t r ?
Evet, hayattaki her ad mda bir hayal krkl, umut s uzl uk,
aa l anma ya yorsunuz. nsann kiilii bt n bunl ar dan na-
sl olur da rsel enmeden kabilir? Kimliinin tehdit al tnda ol-
du unu insan nasl hi ssetmez? Nasl, bakal ar na ait, bakal ar
t araf ndan konmu kural l ara dayanan bir dnyada, kendi si ni n
bir ksz, bir yabanc, bir asal ak ya da bir parya gi bi ol duu bir
dnyada yaad hi ssi ne kap l maz? Kimilerinin her eyi ni
64
kaybetti i , artk kaybedecek hibir eyi kal mad duygus uyl a,
tpk Samson gibi, binann, kendilerinin ve dmanl ar n n ze-
rine ykl masn -Tanr m! - dileyecek hale gel mesi nasl nlene-
bilir?
Sonuna kadarc tutuml ar beni mseyenl eri n ounun bilin-
l i olarak byl e bir mant k yr t p yrt medi kl eri ni bilmiyo-
rum. Dorusunu syl emek gerekirse, buna ihtiyalar yok. Ya-
ralarn hi ssedi l mesi iin tan ml anmaya ihtiyalar yoktur.
XVIII. Yzy l ' n sonuna doru, Akdeni zl i Msl man dn-
yas bir kenara itildiinin ve kendisini Bat' dan ay ran uuru-
mun bilincine vard . Bilinlenme gibi ok bel i rsi z bir ol guya bir
tarih koymak kol ay deildir, ama genel ol arak kabul edilen, ge-
rek ayd nl ar gerekse si yasal soruml ul ar aras ndan pek ok kii-
nin, Napol yon' un 1799 Msr seferi nden sonra, kendi l eri ne y-
l e sorul ar sormaya bal ad d r: Neden bi z bu kadar geri kal-
dk? Bat imdi neden bu kadar ilerde? Bunu nasl baard ? Ona
yeti mek iin ne yapmal y z?
Msr hi di vi Kavalal Mehmet Ali Paa' ya gre Avr upa' ya
yetimenin tek yol u onu taklit etmekti. Bu yol da, Kahi re' de bir
f akl t e kurmal ar iin Avrupal hekimleri davet ederek, tarm-
da ve endst ri de hzla yeni teknikler getirterek, ii or dusunun
kumandas n Napol yon ordusundan eski bir s ubaya teslim et-
meye vard racak kadar ileri gi derek epeyce yol ald; hatta Av-
rupa' n n istemedii cretkar deneyl eri Msr toprakl ar nda
yapmal ar iin Fransz topyaclarna -Sai nt-Si mon' cul ar- ku-
cak bile at. Birka yl iinde, lkesini sayg duyul an bir blge-
sel g haline geti rmeyi baard. ncl n yapt Batlla-
ma istemi, tartmasz meyvel eri ni ver meye bal am t . Byk
Petro gibi kararl bu eski Osmanl devl et adam , bi raz daha az
sert bir tarzda ve ok daha az direnle kar l aarak, Dou' da,
ul usl ar aras nda yerini alabilecek modern bir devl et kurma yo-
l undayd .
Ama rya bozul acakt ve Arapl ar bu deneyi mden ac bir
hatradan baka bir ey hatrl amayacakl ard. Bugn bile, ayd n-
lar ve politik yneticiler bu baar s z bul u may znt yl e ve
f keyl e anarlar, her frsatta, nlerine gel ene Avr upal glerin
65
Mehmet Al i Paa' y fazl a tehlikeli ve fazla ba na buyr uk bul a-
rak yksel i i ni frenl emek iin ona kar ortak bir askeri hareket
dzenl eyecek kadar birlik ol dukl ar n hatrlatrlar. Mehmet Ali
Paa' n n haya yeni k ve kk d m bir hal de son bulacakt.
Gerekten de, u Dou sorununun etraf nda dnen askeri
ve di pl omati k oyunl ara, zamanda geri ye dnp bak l d nda,
bunun byk devletler aras ndaki g ilikilerine dayanan sra-
dan ol gu ol duu sonucunu kartmak mantkldr, ingiltere,
Hi ndi stan yol u zeri nde gl ve modern bir Msr yerine, za-
yf d m ve hasta bir Osmanl mparat orl uu' nu tercih eder-
di. Bu tavr, ayn ngiltere' yi bi rka yl nce Napol yon' a kar
kmaya ve onun kur duu Avr upa i mpar at or l uunu paral aya-
bilecek gte bir ittifak kur maya iten tav rdan pek fazl a farkl
deil dir. Ama XIX. Yzy l M s r Fransa' yla k yasl anamaz;
Fransa zaten oktan beri byk bir gt, yenilebilir, yok ol-
mu gi bi grnebilir, ard ndan bir ku ak sonra ref ah iinde ve
gal i p ol arak ayaa kalkabilirdi. 1815' te Fransa yeni l mi ve igal
edilmiti; tam on be yl sonra 1830' da ise, usuz bucaks z Ce-
zayir' i f et he kalkacak kadar toparlanmt. Msr bu kadar
sal kl deil di. Uzun, ok uzun bir uyurgezerl i k hal i nden he-
nz kmt, modernl emeye daha yeni bal am t ; Kavalal
Mehmet Al i Paa dnemi nde indirilen dar be l mcl ol mutu.
Kme ba n yakal ayabi l mesi iin bir daha asla byl e bir f rsat
kmad karsna.
Ar apl a/ n bu dnemden karm ol dukl ar ve hl kar-
dklar sonu, Bat' nm kendi si ne benzenmesi ni i stemedi i ve
sadece kendi si ne itaat edilmesini istedii eklindedir. Msr'n
haki mi ile konsol osl ukl ar aras ndaki mekt upl amal arda, giriti-
i "uygar l k haml esi "ni ortaya koymakt a tereddt etmedi i y-
rek bur kucu bl ml ere rastlanr; Avr upal l ar n karlarna her
zaman s ayg duyduunu vur gul ayar ak, kendi kendi ne neden
onu kurban etmeye altklarn sormaktadr. "Ben onlarn di-
ni nden dei l i m", di ye yazar, "ama ben de insanm ve bana in-
sanca davranmal ar lazm." SPARTACUS
66
6
Kavalal Mehmet Al i Paa rneinin ortaya koyduu ey,
modernl emeni n Ar ap dnyas nda ok erken tari hl erde bir zo-
runl ul uk, hatta bir aciliyet olarak al g l anm olmasdr. Ama
hibir zaman serinkanllkla ele alnamamtr. Avr upa kendi
kltrel, sosyal ve di nsel arln koymay bi l mi ken, sadece
hi durmamacas na ilerlemek yet mi yordu; ama bir de kendini
yay l ma halindeki, doymak bi l mez ve ou zaman kmse-
yen bir Bat' ya kar kor uyar ak Batllamak gereki yordu.
Msr' rnek verdi m, ayn dnemde ok kazanl uyut u-
rucu ticaretine a l may reddetti i iin, serbest ticaret adna o
aa l k "af yon sava "n n acs eken i n' den de sz edebilir-
dim. Yani, bt n bir insanl a kazand rd kl ar k yas kabul et-
mez olan Bat' nn gel i mesi ni n de - bunu hatrlatmal m ?- pek
parl ak ol mayan veheleri vardr. Modern dnyan n kurul mas
ol gusu, ayn zamanda ykc bir ol gu da ol mutur. Enerji fazlas
olan, yeni gcnn bilincinde olan, s t nl ne inanan Bat,
tbbn, yeni tekniklerin nimetlerini ve zgrl k dncel eri
yayarak, ama ayn zamanda katliamlara, yamal amal ar a ve s-
mrgel eti rmel ere girierek, ayn anda her ynde ve her alanda
dnyay fethe kmtr. Ve her yerde byl bir hayranl k ka-
dar kin de uyand rarak.
Bu gerekleri ksaca hatrlatmak i stememi n nedeni, bir
Ar ap iin -bi r Kzlderili iin, bir Malga, bir inhintli ve Aztek
soyundan biri iin de el bette- art dnce ol maks z n, ii iini
kemi rmeden, benlii paral anmadan Bat kl t r yl e bt nyl e
67
kayna man n asla kol ay ol mad n vur gul amak iindir. Pek
ok korkunun, pek ok k naman n stesi nden gel mesi , bazen
gur ur unu inemesi, ince uzl a ma yol l ar hayal etmesi gerek-
mitir. ok gemeden, artk Mehmet Al i Paa zaman ndaki gi bi
kendi ne sadece u s or uyu sormas yetmeyecekti r: "Nas l mo-
dernl emel i ?" Kanlmaz ol arak daha karma k sorul ar sor-
mak gerekmi ti r: "Ki ml i i mi zi kaybet meden nasl modernl ee-
bi l i ri z?"; "Kendi z kl t r mz yads madan Bat kl t r n
nasl zmseyebi l i ri z?" "Bat ' nm i nsaf na kal madan onun bi l gi
ve tekni i ni nasl kazanabi l i ri z?"
Msr' n hakimi t araf ndan uygul and biimiyle, sisteml i
ve hibir kompl ekse kap l madan Batllama artk g nde mde
dei l di r. Hi di v baka bir devr i n adam yd . Tpk, hkmet i n
Giulio Mazarini gibi bir tal yan' a t ereddt szce teslim edi l di i
XVII. Yzy l Fransas ' nda ol duu gibi, bir Al man' n arlarn
tahtna kabildii XVIII. Yzy l Rusyas ' nda ol duu gibi, Meh-
met Al i Paa' nn kua n n yakl a m ulusalcla dei l , hane-
dan ve devl et anl ay na dayan yor du. Kendisi de Ar navut k-
kenli olan Paa' nn, Msr or dus unun kumandas n bir Ar a p ye-
rine bir Bonak' a ya da bir Fransz' a b rakmamas iin hibir
neden yokt u. Kaderi, bir para, i mparat orl uun bir eyal et i nde
kendi l eri ne bir iktidar s s kur an ama tek dl eri kendi l eri ni
imperator ve Augus t us ilan et mek iin Roma' ya yr mek olan
Romal general l eri nki ne benzer. O da d n gerekletirebil-
mi ol sayd , stanbul' a yerl eecek ve oray Avr upal l a m bir
slam i mparat orl uunun bakent i yapacakt.
Bununl a birlikte, 1849' da l mnde her ey oktan dei -
meye bal amt. Avr upa milliyetilik ana gi r i yor du ve oku-
l usl u i mparatorl ukl ar k hal i ndeydi . Bu akm Ms l man
dnyas nca da i zl enmekte geci kmeyecekti . Bal kanl ar da Os-
manl ynetimi altndaki ul usl ar, tpk Avust urya-Macari st an
mparat orl uu' ndaki l er gibi, k m l danmaya bal ad l ar. Yakn
Dou' da da insanlar artk " ger ek" kimliklerinin ne ol duu ko-
nus unda kendi kendilerini sorgul uyorl ard . O zamana kadar
her birinin dilbilimsel, di nsel ya da bl gesel aidiyetleri vard ,
ama hepsi de Sultan' n kul l ar ol duundan bir devl et e ait ol ma
sorunsal hi ortaya konmuyor du. Osmanl mparat orl uu' nun
68
paral anmaya bal amas yl a birlikte, zms z atmalar eli-
i nde enkazn payl a m zorunl u olarak gndeme girmiti. Her
t opl ul uun kendi devl eti ne sahi p ol mas gereki yor muydu? Ya
ayn l kede yzy l l ard r birok topl ul uk yan yana birlikte ya-
yor i di ysel er ne olacakt? mparat orl uun toprakl ar n dillere,
di nl ere gre mi yoksa eyaletlerin gel eneksel snrlarn izleye-
rek mi bl mel i ydi ? Son yl l arda Yugos l avya' n n paralanmas-
na bakanlar, Osmanl mparat orl uu' nun t asf i ye ediliinin nasl
bir ey ol duu hakk nda -ok daha hafif ve kk l ekte- bir
fikir edinebilirler.
eitli hal kl ar kar kar ya kal d kl ar fel aketl eri n sorum-
l ul uunu birbirl erinin zeri ne at maya bal ad l ar. Ar apl ar iler-
l eyememi se, bu elbette ki onlar hareket si zl i e mahkm eden
Trk haki mi yeti yzndendi ; Tr kl er i n i l erl eyememesi ni n ne-
deni yse, yzy l l ard r Ar a p sul tas altnda kal mal ar yd . Milli-
yetiliin birinci erdemi her sorun iin bir zmden ok bir
s or uml u bul mak dei l mi di r? Bylece Ar apl ar yeni den dou-
larnn ni hayet bal ayaca inancyla Trk boyundur uunu sil-
kel eyi p attlar; bu arada Trkl er de Avr upa' ya daha az ayakba-
yl a daha kol ay kat l abi l mek iin kl trl eri ni , dillerini, al fabe-
lerini, gi yi m kuaml ar n " Ar ap etki si nden kur t ar ma" iine gi-
ritiler.
Her iki tarafn syl emi nde de belki bir gerek pay vard.
Bamza gelenler hep bi raz da bakal ar n n hatalar yznden-
dir, bakal ar n n ba na gel enl erse dai ma bi raz bi zi m hatamz-
dr. Ama ne nemi var... Trk ya da Arap, bu milliyeti gereke-
leri s ral amam n nedeni bunl ar tartmak dei l , dikkatl eri faz-
lasyla sk unut ul an bir gerei n zeri ne ekmek. Msl man
dnyas n n zorunl u modernl emeni n geti rdi i i ki l eme hi d-
nmeden verecei cevab n radi kal slam ol mad bilinmeli.
Bu tavr uzun zaman, ok uzun zaman, son derece aznlkta ka-
lan, ok kk grupl ar etkileyen, nemsi z denmes e de marj i-
nal bir tavr olarak kald. Akdeni zl i Msl man dnyas din
adna dei l ul us ad na ynetildi. lkeleri ba ms zl a gtren-
ler milliyetilerdi; onlar vatan n babal ar oldular, daha sonra
onlarca yl dizginl eri ellerinde tutan onlard ve bt n bakl ar
beklentilerle, umutl a onlara ynelmiti. Hepsi At at rk kadar
69
aka laik ve modernl i k yanls deil di, ama dayanak noktal ar
hibir zaman, bir bak ma bir yana attklar din ol mam t .
Bu yneticilerden en nemlisi Nas l d . "En neml i si " mi
dedi m? Bu ok dz bir i f ade ol du. 1956' dan itibaren Msr cum-
hurbakan n n nasl bir sayg nl a sahi p ol duunu bugn ha-
yal etmek zor. Aden' den Kazabl anka' ya her yer de f otoraf l ar
vard , genler, hatta daha yal l ar onun ismini anarak ant iiyor,
hoparl rl erden onun erefi ne alnan marl ar yksel i yor ve o
ard arkas kesi l meyen syl evl eri nden birine bal ad nda, in-
sanl ar iki saat, saat, drt saat b kmamacas na transi strl
radyol ar n bana yorl ard . Nasr halk iin bir ilah, bir ta-
p nma aracyd. Yakn tarihte benzer duruml ar ar ad ys am da
hi bul amad m. Bylesine bir younl ukl a ayn zamanda bu ka-
dar l keye birden yay l an hi ki mse yok. Her hal krda Ms-
l man Ar ap dnyas nda uzakt an olsun bu ol guyu and ran bir
ol ay asla yaanmam t r.
Oysa Ar apl ar n ve Msl manl ar n zlemlerinin herkesten
fazl a taycs olan bu adam slamclarn amans z dman yd ;
onu l drmeye kalktlar, kendi si de onlarn bal ar ndan ok
ki i yi i dam ettirdi. Bu arada, o dnemde, bir slamc hareket
militannn sokaktaki adam n gznde Ar ap ul us unun bi r d-
man ve ou zaman da Bat' nn ibirlikisi ol arak gr l d-
n hatrlyorum.
Bunlar siyasal, modernl i k kart ve Bat kart slamcl-
n, Ar ap halklarnn iten ve doal i fadesi gibi grl mesi ni n
en haf i f i nden aceleci bir kesti rme ol duunu bel i rtmek iin sy-
l yorum. Halkn nemli bir kesiminin radi kal dinciliin sy-
lemlerine kul ak ver meye bal amas ve 1970'li y l l ardan itibaren
protesto mahi yeti ndeki rt nme ve sakaln ptrak gibi oald-
n grmek iin, bata Nasr ol mak zere, milliyeti yneticile-
rin gerek art arda gelen askeri baarszlklar, gerekse azgeli-
mi l i e bal sorunlar zmede yetersi z kal mal ar sonucunda
bir kmaza girmeleri gerekti.
Her dur um zeri nde, Cezayir' deki, M s r daki ve baka
yerl erdeki duruml ar zeri nde ok daha uzun uzad ya durabi -
lirdim, hayal ve hayal krklklarn, kt bal angl ar ve fela-
70
ketle sonul anan seimleri, milliyetiliin, sosyal i zmi n iflasn,
o bl gel erdeki genlerin, tpk Endonezya' dan Peru' ya kadar
dnyan n baka yerl eri ndeki genler gibi, inandkl ar, sonra
i nanmaz ol dukl ar her eyin iflasn anlatabilirdim. Ben burada
sadece radikal dinciliin Ar apl ar n ya da Msl manl ar n en i-
ten seimi, doal seimi, ilk seimi ol mad n tekrar tekrar
syl emek i sti yordum.
Bu yola bavurmal ar ndan nce, di er bt n yol l arn ka-
panm olmas gerekti. Bu yol da, yani gemi e dn yol u da,
elikili bi i mde zaman n havas na uygun dmekt e. SPARTACUS
71
III
Gezegensel kabileler zaman
SPARTACUS
1
"Zaman n havas " elbette ot urmu bir kavr am dei l ; onu
kul l anmam n nedeni tarihin baz anlarnda ok say da insann
kiml ikl erinden bir eyi tekilerin zararna ol arak ycel t meye
bal atan u yayg n, anl a l maz gereklii ortaya koymak. Bu-
nun sonucu olarak bugn dinsel aidiyetini vur gul amak, onu
kiml iinin ana esi ol arak grmek yayg n bir tav rd r; yz
yl nce ol duundan ku kus uz daha az yayg n ama elli yl n-
cekinden tartma gt r mez bi i mde daha yayg n bir tavr.
Zamann havas ndan bir nebze daha az bel i rsi z kavraml ar
olan entelektel evre ya da entelektel i kl i mden sz edebilir-
di m. Ama szcklerin tesi nde nemli olan tek ey gerek so-
rular: bt n dnyada, her kkenden kadn ve erkek bi rka yl
ncesine kadar, ilk a zda baka aidiyetlerini ne srmeyi ter-
cih ederken, bugn ayn insanlarn dini aidiyetlerini yeni den
kefetmel eri ne ve eitli tarzl arda bunu vur gul amaya itildikle-
rini hissetmelerine yol aan ey nedir? Yugosl avyal bir Msl -
man' n gnn bi ri nde Yugos l av ol duunu syl emekt en vazge-
ip her eyden nce Msl manl n ortaya koymas nereden
kaynakl an yor? Nasl ol uyor da, Rusya' da yaam boyunca
kendi ni her eyden nce bir proleter olarak gren bir Yahudi ,
bir gn her eyden nce Yahudi ol duunu kavr amaya bal yor?
Hangi di nden ol duunu gs n gere gere vur gul amak bir za-
manl ar uyguns uz ol arak grl rken, nasl ol uyor da gn-
mzde, hem de ayn zamanda ve ne ok l kede doal ve meru
kabul ediliyor?
75
Durum karma k ve hibir aklama tatmin edici bir sonu
veremez. Bununla birlikte komni st dnyan n nce geri l eyi i
ve ard ndan knn bu evr i mde byk bir rol ol duu
apak. Oysa Marksi zmi n gezegeni n tamam zeri nde Tanr
dncesi ni n silinecei yeni tip bir topl um kur may vaat edeli
yzy l dan fazl a oluyor; bu proj eni n gerek ekonomi k ve politik,
ger ekse ahlaki ve entelektel pl anda baarszl a uramas , ta-
rihin pl ne atmak istedii inanlarn yeni den sayg nl k ka-
zanmas sonucunu getirdi. Din manevi bir s mak, bir ki ml i k
s ma olarak, Pol onya' dan Af gani st an' a komni zml e mca-
del e eden herkes iin ak bir bi rl eme noktas haline gel di.
Bylece Marx ve Lenin' in bozgunu da dinlerin intikam, en
az ndan kapitalizmin, liberalizmin ya da Bat'nn zaferi olarak
gr nd.
Ama XX. Yzy l ' n son eyrei boyunca di n ol gus unun
" yks el i i " nde belirleyici rol oynayan sadece bu etmen deil-
dir. Komni st dnyadaki nihai kriz, entelektel ve politik tar-
t mal arda hl arln koruyorsa ve kor umaya devam ede-
cekse de, bazlarnn basit bir eki l de "kri z" deyi p getii, Ba-
t' y etkileyen di er kri zden bal amak zere baka etmenlerin
de ayn eki l de di kkate al nmamas halinde pek ok gerek an-
l a l maz olarak kalacaktr.
Bu kriz, komni zmi nki yl e ayn dzl eme konul amaz. ki ta-
raf bi rbi ri ne dren uzun at mada bir kazananl a bir kaybe-
den ol duunu inkar etmek bouna olacaktr. Ama Bat modeli-
nin de, etkisini bt n ktalar zeri ne yaymas na ramen, zaferi-
ne ramen, kendisini kendi metropol l eri nde yoksul l uk sorunla-
r yl a ba edemeyen, isizlikle, su eilimiyle, uyu t ur ucu soru-
nuyl a ve daha baka bir y n fel aketl e mcadel e etmekte aciz
kal an, kri zde bir model olarak al g l ad da inkar edi l emez. Za-
ten, bt n topl um biimlerinin iflahn kesen en cazip topl um
model i ni n kendi kendi nden derin biimde ku kuya dmesi ,
amzn en artc elikilerinden biridir.
Bir an kendi mi zi Ar ap dnyas nda bir ni versi t eye giren
on dokuz ya nda gen bir adam n yeri ne koyal m. Eskiden ol-
sa, ya am koullarnn skntlarna duyarl davranacak ve onu
kendi usul nce fikir tartmalarna ynlendirecek Marksi st ei-
76
limli bir kur umu tercih ederdi; ya da onun ki ml i k ihtiyacn ok-
ayan ve bel ki de ona yeni den dout an ve modernl emeden
sz edecek milliyeti bir kur uma katlrd. Bugn Marksi zm e-
kiciliini yitirdi, otoriter, beceriksiz ve yozl am rejimlerce el
konul an Ar ap mi l l i yeti l i i yse gveni rl i i ni yitirdi. Bu deli-
kanlnn, ya am biimi, bilimsel ve teknoloj ik baar l ar yzn-
den Bat' y ekici bul mas da gz ard edi l emez; bununl a birlik-
te bu model i temsil eden anlaml hibir politik kur ul u bul un-
mad ndan byl e bir ekimin onun bal anaca yol zeri nde
ancak pek az sonucu olacaktr... "Bat cenneti ne" zl em duyan-
larn, ou zaman gmenl i kten baka areleri yoktur. Meer
ki, imrenilen bu model i n baz vehelerini iyi kt kendi evle-
ri nde ya amaya alan ayrcalkl "kesi ml erden" birine men-
s up olmasnlar. Ama bal konunun altnda bir l i muzi nl e doma-
m olan herkes, kur ul u dzeni sarsma ar zus u duyan herkes,
yozl amaya, devl et zorbal na, eitsizliklere, i si zl i e, gelecek
endi esi ne i syan eden herkes, ok abuk dei en bir dnyadaki
yeri ni n neresi ol duunu bul makt a zorl anan herkes slamc ha-
reketin etki si ne kaplyor. Orada hem ki ml i k ihtiyalarn, bir
gr uba dahil olma ihtiyalarn, manevi yat a olan ihtiyalarn,
f azl as yl a karma k gerekliklerin basi t bi i mde akl anmasna
olan ihtiyalarn, hem de eyl em ve bakal d r ihtiyalarn gi-
deriyorlar...
Msl man dnyas n n genlerini dinsel ak ml ara karma-
ya gtren bt n bu koullar sralarken, deri n bir rahatszlk
hi ssetmekten kendi mi al am yorum. Bu da, slamclarla onlara
kar mcadel e eden yneticiler aras ndaki at mada kendi mi
taraf l ardan ne bi ri yl e ne de tekiyle zdel eti rmeyi baarama-
mamdan ileri geliyor. Radikal slamclarn syl eml eri ne sadece
bir Hristiyan olarak kendi mi d l anm hi sset mem yznden
deil , ama ounl ukta bile olsa dini bir gr ubun yasalarn hal-
kn t mne dayatmas n kabul edemedi i m iin de yabanc y m
- beni m gzmde ounl uun zul m, ahlaki adan, aznln
zul mnden daha iyi deil dir; ayrca zellikle kad n erkek her-
kesin eitliiyle inan zgrl ne, herkesi n hayatn dil edii
gibi yaama zgr l ne deri nden i nan yorum ve bu kadar te-
77
mel deerl eri sorgul amaya kal kan bt n doktri nl erden de sak-
n yorum.
Btn bunl ar ol abi l di i nce ak bir bi i mde di l e getirirken,
slamclara s ava aan zorba iktidarlarn da gzmde daha faz-
l a deeri ol mad n ekl emekten kendi mi al am yor ve daha az
zararl olaca bahanesi yl e yapt kl ar hakszlklar al k l amay
reddedi yorum. . . Bu hal kl ar hafif bir zarardan ok daha iyisini,
ehven-i erden daha iyisini hak ediyorlar, onlara gerek de-
mokrasi den, gerek modernl i kten baka bir ey ol mayan ger-
ek zml er gerekir, demek i stedi i m, gdk ve zorl a dayat -
lan bir modernl i kten ok, bt nl kl ve kabul gren bir mo-
dernl ik. Bana yle gel i yor ki, kimlik kavram na farkl bir bak
geti ri l di i nde, kmazn d nda, insanca bir zgr l k yol unun
izilmesine katk da bul unul abi l i r.
Parantezi kapatarak "zaman n havas na" geri dnyo-
rum... Dinin yksel i i k smen komni zmi n kyl e, k smen
eitli nc dnya topl uml ar n n iinde bul undukl ar k-
mazl a, k smen de batl model i etkileyen krizle a kl an yorsa,
olayn boyutl ar n n ve renginin, iletiim alannda son zaman-
l ardaki muazzam evri me ve kresel l eme di ye bilinenlerin b-
t nne dayand r l madan anlalmasnn mmkn ol amayaca-
n syl emek iin.
1973' te yay ml anan bir metinde, ngiliz tarihi Arnol d
Toynbee insanlk yol unun birbirini izleyen merhal eden ge-
tiini aklyordu.
Tarih ncesine denk d en birinci merhal ede iletiim son
derece yavat , ama bi l gi ni n geliimi daha da yava i l erl i yordu,
yl e ki bir baka yenilik araya girinceye kadar her yenilik b-
tn dnyaya yayl acak kadar zaman bul uyordu; bu yzden in-
san topl ul ukl ar hissedilebilir bi i mde ayn evri m dzeyi ndey-
diler ve say l mayacak kadar ok ortak zellikleri vard .
kinci merhalede bilginin geliimi yaylmasndan daha abuk
oldu, yle ki insan topluluklar her alanda gitgide farkllamaya
baladlar. Tarih adn verdi i mi z bu merhale binlerce yl srd.
Sonra, ok yak n tarihl erde yeni bir dnem bal ad, bilginin
ku kus uz gi tgi de daha hzl ilerledii ama bilginin yay l mas -
78
nn daha da hzl gittii bi zi m dnemi mi z, yl e ki insan toplu-
luklar kendilerini gi t gi de daha az farkl l am bulacaklar.
Asl nda ok kabataslak izdiim bu kuram n geerlilii uzun
sre tartlabilir. Niyetim buradan bir dayanak karmak deil,
bana gre sadece bugn etrafmzda fark ettiklerimizin ho ve en-
telektel adan son derece uyarc bir sunumu sz konusu.
Hi durmamacas na younl aan ve hi ki mseni n kontrol
edemez gibi gr nd bu evrensel grnt ve fikir harman-
nn bilgilerimizi, al gl ayl armz, davran l ar m z deri nden
- v e ok ksa vadede, uygarl kl ar tarihi a s ndan- dn me
urat aca aktr. Olaslkla kendi kendi mi ze, aidiyetl erimize,
ki ml i i mi ze bak m z da ayn derecede deri nden farkllatra-
caktr. Toynbee' nin var say m ndan hareketl e haf i f e genelleti-
rerek, insan topl uml ar n n farkllklarn vur gul amak iin, ken-
di l eri yl e tekiler arasna snrlar izmek iin yzy l l ar boyunca
uydur dukl ar her eyin tam da bu farkllklar azal tmay , bu s-
nrlar si l meyi hedef l eyen bask l ara boyun eecei sylenebilir.
Saysz uul tul arl a, say s z i mekl erl e gzl eri mi zi n nn-
de cereyan eden ve daha da sratl enen bu grl memi bakal a-
m engel si z ilerlemiyor. evremi zi kuatan dnyan n bizlere
s unduu pek ok eyi gerek bi ze yararl gr nd, gerekse
ka n l maz gr nd iin, elbette hepi mi z kabul edi yoruz;
ama kiml iinin anlaml bir esi -di l i , dini, kl t rndeki dei-
i k si mgel er ya da ba ms zl - zeri nde bir tehdi di n arln
hissettii an, herkesin di rendi i dur uml ar oluyor. Bu yzden
iinde bul unduumuz dnem uyum ve uyums uzl uk gibi ikili
bir atmosf er iinde geiyor, insanl ar hibir zaman bu kadar or-
tak eye sahi p ol mam l ard , bu kadar ortak bi l gi ye, bu kadar
ortak referansa, bu kadar i maj a, bu kadar syl eme, bu kadar
payl a l an araca, ama bu, birilerini ve tekilerini farkllklarn
daha da vur gul amaya itiyor.
imdi i f ade ettiim ey plak gzl e incelenebilir. Hzl k-
resel l emenin kimlik ihtiyacnn gl enmesi gibi bir tepki ye yol
atna hi ku ku yoktur. Bu arada, bu kadar ani dei i ml ere
elik eden varol u sknts yznden manevi yat ihtiyacnn o-
al mas na da. Oysa bu iki ihtiyaca sadece di nsel ai di yet cevap
verebilir ya da en az ndan cevap ver meye alabilir.
79
"Tepki " szcn kul l and m; bunun tek ba na olayn
bt nn veremeyecei ni bel i rtmek dor u ol urdu. Deiiklik-
ten korkan bir insan t opl ul uu eski gel enei n deerl eri ne ve
si mgel eri ne s nd nda, szcn her anl am yl a bir "tep-
k e d e n ku kus uz sz edilebilir. Ama bana gre di nsel l i i n yk-
sel i i nde basi t bir tepki den daha fazlas, belki ki ml i k ihtiyacyla
evrensel l i k talebi aras nda bir sentez giriimi var gibi. Gerek-
ten de, inanl cemaatler gezegen kabileleri gibiler - kimlikle-
ri nde ar basan nitelik yznden "kabi l e" di yorum, ama ke-
yi f l e snrlar atklar iin de "gezegensel " di yorum. Ulusal,
rksal, sosyal aidiyetlerin s t ne kacak bir i mana ballk, ba-
zlarnn gznde bunl ar n kendilerini evrensel gst erme bii-
mi. Bylelikle, bir inan cemaatine ait olu, bir bak ma en kre-
sel, en evrensel ayrlklk ol urdu; ya da belki en elle tutulur,
en " doal " , en kkl evrensel l i k demek gerekirdi.
En uygun f orml ne ol ursa olsun, bugn kendi ni gsterdi-
i biimiyle, dini bir cemaate ait ol ma duygus unun daha nce-
ki dur uma basit bir dnten ibaret ol madn bel i rtmek nem
tayor. Milliyetler ann af a nda deil gnbat mnday z. En
az ndan "prol et aryen" bi i mi yl e i nternasyonal i zmi n de afa-
nda deiliz, ama ayn eki l de gnbat m nday z. Bu yzden,
bir di ne ait olma duygus unun ncelii, gel i p geecek tarihi bir
an gibi elinin tersiyle kmseyerek geri evril emez. nk
kar m za kan soru kanlmaz olarak udur: neye dor u ge-
ecek? Yeni bir ul usl ar ana dor u mu? Bu, bana ne olas ne
de arzu edilebilir gibi gel i yor - zaten bugn ortak bir "Kili-
s e' ye" bal olma duygus u, milliyetiliin, hatta laik olanlarn
en emin imentosudur, bu Tr kl er l e Ruslar iin ol duu kadar
Yunanllar, Polonyallar ya da srailliler iin ve bunu kabul et-
mekte huysuzl anacak pek oklar iin dorudur.
O hal de dinsel aidiyet nereye dor u alacak? Baka hangi
ai di yet onu bir zamanl ar kendisinin de ol duu gibi, "battal "
hal e getirebilecek?
80
2
Dncel erimin bu aamas nda vahi m bir yanl anl amay
nl emek iin bir eyi bel i rtmem art oluyor. Ben dinsel aidiye-
tin a l mas ndan sz ederken dinin kendisinin de al mas ge-
rektiini syl emeye al m yorum. Bana gre, din asla tarihin
zi ndanl ar na gml emeyecek, ne bilim taraf ndan, ne bir dokt-
rin, ne de si yasal bir rej im taraf ndan. Bilim ilerledike insan,
sonunun ne olaca zeri ne kendini daha ok sorgul ayacak.
"Nas l " n Tanr' s bir gn gelecek silinecek ama "niin"in Tan-
r' s asla lmeyecek. Bin yl sonra belki ayn dinler ol mayacak
ama ben hibir biimiyle bir di n ol madan dnyay dnemi -
yorum.
unu da hemen ekl emek istiyorum, benim bak ama gre,
manevi yat ihtiyac ifadesini mutlaka bir inan cemaatine ait ol-
mada bulmamaldr. Asl nda burada her ikisi de farkl dzeyler-
de, doal ve meru, ama kartrlmas yanl olan iki eilim var:
bir yanda varlmz, aclarmz, d krklklarmz akmlat-
racak, hayata ve l me -yan l samal da ol sa- bir anlam katacak
bir dnya grne zlem; te yanda, her insann iinde yaatt-
, onu kabul eden, onu tanyan ve fazla sze gerek kal madan
anlaaca bir cemaate bal ol duunu hi ssetme ihtiyac.
Ben artk di ne yer ol mayan bir dnya hayal etmi yorum,
ama manevi yat ihtiyacnn ai di yet ihtiyacndan ayr l d bir
dnya hayal edi yorum. nsann inanlara, bir klte, muhteme-
len kutsal bir kitaptan esinlenen manevi deerl ere bal kalr-
ken, artk din kardel eri ordusuna yaz l ma ihtiyacn hissetme-
81
yecei bir dnya. Dinin s ava hal i ndeki budunl ara imento ro-
l n artk stl enmeyecei bir dnya. Kilise' yi devl etten ayr-
mak artk yeterli deil ; dinseli bir kimlik bil dirimi ol maktan -
kart mak da ayn derecede nemli. Tam da bu noktada, bu tuhaf
karmn, fanatizmi, terr ve etnik saval ar besl emeye de-
vam etmesinin nne gei l mek isteniyorsa, kimlik ihtiyacn bir
baka eki l de doyur mak gerekecektir.
Bu da beni en bataki soruma geri gt ryor: bir inan top-
l ul uuna ait olmann yeri ne bugn ne konulabilir?
nceki sayf al arda hissettirilen sknt, bu ai di yeti n artk, en
son, en az gel i p geici, en gl kkleri olan, insann pek ok
temel ihtiyacn rahatlkla kar l ayabi l ecek tek ai di yet gibi g-
rnmesi di r; ve hepsi ni n de -ul us , budun, rk, hatta s n f - daha
dar, daha kstlayc ve hi de daha az lmcl ol mad ortaya
kan gel eneksel aidiyetler taraf ndan kalc olarak ineneme-
yeceidir; eer bir "gezegen kabi l esi ne" aidiyet a l mak zorun-
da ise, belki de bu, ancak daha eksi ksi z hmani st bi r uf kun ta-
ycs olan ok daha geni bir aidiyete dor u il erl emekl e
mmkndr .
Hi ku kus uz bana denilecek ki, hangi aidiyete? Hangi
"daha geni ai di yete"? Ve hangi "hmani st uf ka" ? Tarih bo-
yunca insanl seferber etme baarsn gstermi gl bilin-
d aidiyetler kar s nda denge sal ayabi l ecek hibir yeni aidi-
yetin ortaya kmad n sapt amak iin dnyaya yl e bir bak-
mak yeter. stelik bugn kresel l i k i ddi as ndaki her gr, ya
onlara safa gel di i nden, ya da kimlikleri iin bir tehlike olarak
al g l and ndan adal ar m zda bir gvensi zl i k uyand r yor.
Gvensi zl i k hi ku kus uz zaman m z n anahtar szckl e-
rinden biridir. deolojilere kar, mutl u yarnlara kar gven-
sizlik, politikaya, bilime, akla, modernl i e kar gvensi zl i k.
lerleme dncesi ne ve prati k olarak btn bir XX. Yzy l bo-
yunca - by k ilerin gerekletirildii, tarihin ba ndan beri
ei benzeri ol mayan bir yzy l ama ayn zamanda ba l anmaz
sularn ve krk umutl ar n yzy l - i nanabi l di i mi z her eye
kar gvensi zl i k. Kresel, dnya ya da gezegen l ei nde gibi
grnen her eye kar da gvensi zl i k.
82
Daha birka yl nce, pek ok insan gezegensel aidiyeti, bir
bakma, insanlk tarihinin doal sonu olarak gren dnceyi ka-
bul etmeye hazrd; szgelimi, Torinolu bir adam, nce Piemonte-
li' yken talyan vatanda olacak, sonra da srasyla Avr upa vatan-
da, ardndan da dnya vatanda olacakt. Son derece basitleti-
ri yorum, ama gitgide daha geni aidiyetlere doru geri ye dn
ol mayan bu gidi fikri hi de abartl grnmyordu. nsanlk
birbirini izleyen blgesel kmel emel erden yola karak, bir gn
en st topl amaya ulaacak; birbirine raki p iki sistem zerine,
kapitalizm ve komni zmi n, birincisi gi tgi de sosyalleerek, ikinci-
si ise gdmcl gi tgi de daha az uygul ayarak, tek sistem hali-
ne gelinceye kadar birbirlerine yneleceklerine dair byleyici
kuraml ar bile ortaya atld. Huzur veren geni bir sentezle birle-
ecekleri ngrlen dinler iin de ayn ey olacakt.
Bugn artk tarihin asla kendi si ne izilen yol dan gi t medi i
biliniyor. Doas gerei yeri zaman belli ol mad ndan, anlal-
maz ya da zl emez ol duundan, insan aklna s mad ndan
dei l , ama tam da insanlarn yapt kl ar ndan baka bir ey ol-
mad iin, onlarn bi reysel olarak ya da ortakl aa bt n ey-
lemlerinin, bt n syl eml erinin, kar kar ya kal dkl ar eyle-
rin, aclarnn, nefretlerinin, yaknlklarnn toplam ol duu
iin. Tarihteki oyuncul ar oaldka ve zgr ol duka, bunl ar n
eyl eml erinin bil ekesi daha karma k, kavranmas daha zor, ba-
sitletirici kuraml ara gel mez olacaktr.
Tarih her an sonsuz yollar zeri nde ilerlemekte. Btn
bunl ardan her eye ramen herhangi bir anlam, bir yn kacak
m d r? Biz bunu elbette ancak "var "t a bilebileceiz. stelik
bu szcn de bir anl am kazanmas gerekecektir.
Gelecek, umutl ar m z n m yoksa karabasanl ar m z n m
yar n olacak? zgr l kl e mi donanacak, yoksa klelikle mi?
Sonuta bilim kur t ul u umuzun mu arac olacak yoksa felaketi-
mi zi n mi? Bir Yaratc' nn ayd n yardmclar m olacaz, yoksa
adi byc raklar m? Daha iyi bir dnyaya dor u mu gide-
ceiz, yoksa "dnyal ar n en i yi si ne" mi?
ncelikle de, daha yak n m zdaki gelecek onyllar bi ze ne
gsterecek? Bir "uygarl kl ar s ava " m, yoksa "kresel ky" n
huzur unu mu?
83
Ben gelecein hibir yer de yazl ol mad na deri nden ina-
n yorum, gelecek bi zi m ona yapt kl ar m z olacak.
Bazlar anlaml anlaml gz k rparak, Doul u olan bana,
" ya kader ?" di ye soracaktr. Buna hep bir yelkenli iin r zgr
neyse, kaderi n de bir insan iin ayn ey ol duu cevabn veri-
yor um. Dmen ba ndaki i nsan rzgr n nereden esecei ne ka-
rar veremez, ne i ddette esecei ne de, ama kendi yelkenini
ynlendirebilir. Ve bu da ki mi zaman inanl maz derecede fark
eder. Ayn rzgr deneyi msi z ya da ihtiyatsz ya da yanl ka-
rar veren bir denizciyi fel akete srkl erken, bir bakas n sakin
bir l i mana ulatracaktr.
Gezegen zeri nde esen kresel l eme " r zgr " hakk nda
da ayn eyler sylenebilir. Bunu bal t al amaya almak sama
olur; ama ky ky gi di p kr kayal ardan sak narak ustaca d-
men alrsa "dor u l i mana" varlabilir.
Bu snrl deniz manzaras yl a yeti nmek istemem; duruml a-
r daha ak bir eki l de i f ade etmek zorunl u gr nyor bana:
teknol oj i de birka yldr h zl anan, zellikle de iletiim ve bilgi-
ye eri me alannda yaaml ar m z deri nden dn me urat an
mt hi ilerlemenin bi zi m iin "i yi " mi, " kt " m ol duunu
sor mam z hibir ie yaramaz, bu bir ref erandum konus u deil,
bir gerek; bununl a birlikte gel ecei mi zi nasl etkileyecei de
geni l de bi ze bal.
Bazlarnn iinden bir rpda her eyi reddetmek ve dnya-
llamaya, kresellemeye, egemen Bat' ya ya da dayan l maz
Ameri ka' ya kar dokunakl lanetler okuyarak "kimliklerine" sa-
rlmak gelecektir. Tersine, bakal anysa ne ki m olduklarn, nere-
ye gittiklerini, ne de dnyan n nereye gittiini bilemez hale gele-
cek derecede fark gzetmeden her eyi kabule, her eyi "sindir-
meye" hazr olacaktr! Taban tabana zt, ama her ikisi de boyun
eme zellii tadndan sonunda birleen iki tavr. kisi de
- bur uk ve yze glc, somurtkan ve bn- dnyan n bir tren gi-
bi raylar zeri nde ilerlediini ve hibir eyin onu yol undan -
kartamayacam sanan ayn nvarsay mdan kaynaklanyor.
Benim duygul ar m farkl. Dnyal l ama " r zgr " bana,
bizleri gerekten felakete de, en i yi ye de gtrebi l ecekmi gibi
84
geliyor. Bizi bi rbi ri mi ze abucak yak nl at ran yeni iletiim
aralar, bizleri tepki ol arak farkllklarmz ortaya koymaya it-
se de, ayn zamanda ortak kaderi mi zi n bilincine varmam z da
salyor. Bu da bana, bugnk evri mi n sonuta ki ml i k kavra-
mna yeni bir yakl a m n ortaya kmasn destekl eyebi l ecei ni
dndryor. Btn aidiyetl erimizin topl am gibi alglanacak
ve iinde insanlk t opl umuna aidiyetin gi t gi de daha fazl a nem
kazanarak, ok ynl zel aidiyetlerimizi de si l meden, sonun-
da bir gn esas ai di yet haline gelecei bir ki ml i k - elbette kre-
sel l eme " r zgr " nn bizleri ister istemez bu yne srkl edi i -
ni syl eyecek kadar ileri gi tmeyecei m, ama bu r zgr bana
byl e bir yakl a m gze al may daha az zor hal e getirecekmi
gibi geliyor. Ayn zamanda da kanlmaz. SPARTACUS
85
6
Tarihi Marc Bloch, "nsanl ar babal ar ndan ok, zamanl ar -
nn ocuklardr" di yordu. Bu ku kus uz her zaman dor uydu,
ama asla bugnk kadar dor u olmamt. Son bi rka ony l d r
her eyin nasl gi t gi de daha hzl gelitiini hatrl atmak gerekir
mi? adal ar m zdan hangi si eski den bir yzy l a yayl abil e-
cek deiikl ikl erin zaman zaman bir ya da iki yl iinde yaan-
dn f ark ettii izl enimine kap l mam t r? imizden daha
yal olanlar ocukl ukl ar ndaki zihniyetlerine geri dnmek iin,
edindikl eri alkanlklar, artk vazgeemeyecekl eri alet ve
rnl eri kavrayabi l mek iin, haf zal ar n byk l de zorl ama
ihtiyacn bile duyuyorl ar. Genlerse daha nceki kuakl armki
bir yana, bykanne ve babal ar n n nasl bir ya am srdkl eri
hakk nda ou zaman en kk bir fikir sahibi bile deiller.
Asl nda bizler adal ar m za, atalarmza ol duundan ok
daha fazl a yaknz. Size Prag, Seul ya da San Francisco sokak-
larnda rasgel e evi rdi i m biriyle, kendi byk-bykbabaml a
ol duundan ok daha fazl a ortak eyi m ol duunu syl esem,
abartm m ol urum? Sadece d grnte, kyafette, hal ve ta-
v rda deil, sadece yaam bi i mi nde deil, ite, konutta, etraf-
mz saran aletlerde deil , ama ahlak kavraml ar nda, d nme
alkanlklarnda da.
nanlarda da. Biz kendi mi ze i stedi i mi z kadar Hristiyan,
- y a da Msl man, ya da Musevi ya da Budist ya da Hi ndu- di-
yelim, teki dnyaya dair gr mzn be yz yl nce yaa-
m olan "di n kardel eri mi zi n"ki yl e artk hibir ilgisi kal ma-
86
mtr. Onlarn byk bir ounl uu iin cehennem, tpk mah-
er tabl ol arndaki gibi, gnahkarl ar ezeli atee atmaya hazr
atal ayakl iblisleriyle birlikte Anadol u ya da Habei stan kadar
gerek bir yerdi. Bugn artk hi ki mse ya da hemen hemen hi
ki mse duruml ar byl e grmyor. ok kari kat rl k bir rnek
verdi m, ama bu her al andaki kavraml ar m z n t m iin do-
ru. Bugn inanan bir insana t amami yl e kabul edilebilir gelen
pek ok davran , onun eski "di n kardel eri " iin t asavvur dahi
edi l emezdi . Bu szc tekrar trnak iine al d m, nk o ata-
lar bi zi ml e ayn dini yaam yorl ard . Eer bug nk davran l a-
rmzla onlarn aras nda yaayacak ol sayd k, hepi mi z zndklk-
tan, zi nadan, sapk nl ktan ya da bycl kt en sokakl arda ta-
lanr, bir zi ndana atlr ya da atete yak l rd k.
Toparlarsak, iimizden her biri iki mi rasa sahip: "di key"
olan bi ze atal ar m zdan, halkmzn gel enekl eri nden, ait oldu-
umuz dini cemaatten gel iyor; " yat ay" olan i se a m zdan,
adal ar m zdan. Bana gre en belirleyici olan sonuncusu ve
her geen gn bi raz daha belirleyici oluyor. Bununl a birlikte bu
gerek, kendi kendi mi zi al g l ay m za yans m yor. Biz "vat ay"
mi ras m zl a deil , teki yl e ne kyoruz.
zninizle, gnmzde ortaya kt hal iyl e kimlik kavram-
na ei l di i ni z andan itibaren unun temel bir nokta ol duunda
srar edi yorum: bir yanda, gerekte ne ol duumuz ve kl trn
dnyal l amas n n etkisiyle ne ol acamz var, yani adalary-
la geni bir topl um hal i nde referanslarnn esasn, davranlar-
nn esasn, inanlarnn esasn payl aan her renk iplikten do-
kunmu varlklar. Sonra, te yanda ol may d ndmz, ol-
ma i ddi as nda bul unduumuz ey var, yani falanca topl ul uun
dei l de filanca t opl ul uun yesi, u inancn dei l de bu inancn
mri di . Sz konusu olan dinsel, ul usal ya da baka aidiyetleri-
mizin nemini yads mak deil. "Di key" mirasmzn ou za-
man kesin olan etkisini yads mak sz konusu deil. Bu evrede
zellikle sz konusu olan, ne ol duumuzl a ol duumuza inand-
m z ey aras nda bir uurum ol duunu gn na koymak.
Dorusunu syl emek gerekirse, farkllklarmz byk bir
hrsla vurgul uyorsak, bunun nedeni aka gi t gi de daha az fark-
87
h hale gelmemizdir. nk atmalarmza, ok eskilere daya-
nan dmanl kl ar m za ramen, her geen gn farkllklarmz
bi raz daha azal yor ve benzerliklerimizi biraz daha oaltyor.
Sanki bundan keyi fl eni r gi bi yi m. nsanlarn bi rbi rl eri ne
gi t gi de daha ok benzemel eri ni grnce gerekten sevi nmel i
mi di r? Pek yak nda tek bir dilin konuul aca , herkesi n ayn
asgari inan demetini payl aaca , herkesin tel evi zyon karsn-
da ayn sandvi l eri gevel eyerek ayn Ameri kan di zi l eri ne baka-
ca renksi z bir dnyaya dor u gi tmi ol mayacak m y z?
in kari kat r bir yana, soru en ciddi bi i mde sorul may
hak ediyor. Gerekten de dnyal l aman n hemci nsl eri mi zi n
byk ounl uunun gzne, herkes iin zenginletirici mt-
hi bir kar m olarak deil , yoksullatrc bir tektiplilik ve ken-
di z kl t rn, kimliini, deerl eri ni korumak iin mcadel e
edil mesi gereken bir tehdit gibi gr nd son derece artc
bir adan geiyoruz.
Belki bunl ar art mcadel el erden baka bir ey dei l , ama
i mdi l i k bu konuda hibir ey bi l medi i mi zi kabul edecek al-
akgnl l l gstermek gerek. Tarihin pl kl eri nde her za-
man umduumuz u bul amay z. Hem sonra, zellikle bunca in-
san kendi si ni dnyal l aman n tehdidi altnda hi ssedi yorsa, sz
konusu tehdidin daha yak ndan incelenmesi normal ol urdu.
Kukusuz, kendilerini tehl i kede hi ssedenl erde, i nsanl k ka-
dar eski olan dei i m kor kus unu bul mak mmkn. Ama daha
gncel ve haks z demeye dilimin varmad endi el er de var.
nk dnyal l ama bizi tek bir hareketle, biri gzme ho, di-
eri kt gelen, birbirine zt iki gerekl i e dor u sr kl yor ;
yani evrensel l i e ve tektiplilie. Bize tek bir yol sz konusuy-
muas na i ie gemi, f arks zl am gibi grnen iki yol. O
kadar ki, insan kendi kendi ne, birinin tekinin gst eri l meye la-
y k yz ol up olmadn sorabilir.
Yan yana olsalar, birbirl erine desel er ve gz al abi l di i ne
birbirlerine dolasalar da, ben kendi pay ma, bi rbi ri nden farkl
iki yol ol duuna i nan yorum. ileyi hemen zmek i stemek
hayalcilik ol urdu, ama ileden ilk iplii ekmeye allabilir.
88
4
Evrenselliin temel ngerei, insanlk onuruna ilikin hak-
lar ol duu, hi kimsenin dini, rengi, milliyeti, cinsiyeti ya da da-
ha baka nedenler yznden hemcinslerini bu hakl ardan yok-
sun brakamayacadr. Bunun anlam, baka eylerin yannda,
temel insan ve kadn haklarna u ya da bu zel gel enek -szge-
limi di nsel - adna her trl saldrnn evrensellik ruhuna aykr
ol duudur. Bir tarafta evrensel insan haklar beyannamesi , te
tarafta zel yasalar, bir slam eriat, bir Yahudi eriat, bir Hris-
tiyan eriat, bir Af ri ka yasas, bir As ya yasas vs. olamaz.
lke olarak buna pek az kii kar kacaktr- uygul amada
ise, sanki buna hi i nanm yormu gi bi davranlr. Mesela hibir
Batl hkmet, Af r i ka' daki ve Ar ap dnyas ndaki insan hakla-
rna Polonya ya da Kba' daki ne bakt gibi tal epkar bir bak-
l a bakmaz. Saygl ol ma i ddi as nda, ama beni m gzmde son
derece aalayc bir tutum. Birine sayg gst ermek, tarihine
sayg gstermek, onun ayn insanl a ait ol duunu kabul et-
mekl e olur, farkl bir insanl a, ucuz bir insanl a deil .
Kantlarla destekl enerek tek ba na uzun uzun i l enmeyi
hak eden bu sorun zer i nde yay l mak i st emi yorum. Ama bu-
rada bunun evrensel l i k kavram n n esas ol duunu hatrlatma-
y da nemli gr yor um. Hi ayr m yapmadan bt n insanlar
il gil endiren deerl er ol duunu pei nen kabul et meseydi , bu
kavr am anl am ndan boal rd . Bu deerl er her eyden nce ge-
lir. Gelenekler ancak s ayg deer ol dukl ar l de s ayg grme-
ye layktr, yani tam ol arak temel erkek ve kad n hakl arna say-
89
gl davrand kl ar lde. "Gel enekl ere" ya da ayrmc yasal a-
ra s ayg gst ermek, bunl ar n kurban olan insanl ar aa gr-
mektir. Btn halklar ve bt n doktrinler, tarihlerinin baz an-
l ar nda, zi hni yetl erdeki evri m sonucu, i nsan onur uyl a bada -
mayaca ortaya kan davran l ar retmitir; bunl ar hibir
yer de bir kal em oynat makl a yr r l kt en kal d r l amaz, ama bu
onlarn k nanmas na ve ortadan kal kmas iin al l masna en-
gel deil dir.
Temel hakl ara ilikin her ey -babal ar n n dnyas nda her
yer de bir yurt t a olarak hibir kovut ur ma ve aa l anmaya
ur amadan yaama hakk; nerede ol ursa ol sun, onurl u yaama
hakk; hayatn, aklarn, inanlarn bakas n n zgr l ne
sayg gstererek zgrce seme hakk; engel l enmeden bi l gi ye,
sal a, dr s t ve onurl u bir yaama ul ama hakk - , liste bu
kadarl a snrl deildir, bt n bunl ar bir inanc, atal ardan kal-
ma bir uygul amay ya da bir gel enei koruma bahanesi yl e
hemci nsl eri mi zden esi rgenemez. Bu al anda evrensel l i e doru,
hatta gereki yorsa tektiplilie dor u uzanmal d r, nk oul
olsa da, nce tek bir insanlk vardr.
Ya her uygarl n kendi ne zgl ? Elbette buna sayg
gsterilmelidir, ama baka bir tarzda ve basireti asla elden b-
rakmadan.
Deerlerin evrensellii mcadel esi ni n yan sra, yoksul l a-
trc tektiplilie kar, ideolojik, politik, ekonomi k ya da med-
yati k hegemonyaya kar, aptallatrc uzl amal ara ve tektip
d nceye kar, eitli dilbilimsel, sanatsal, entelektel i f ade
biimlerinin yol unu t kayan her eye kar mcadel e etmek de
bir zorunl ul uktur. Tekdze ve ocuksul at ran bir dnyaya
dor u gi den her eye kar. Baz detlerin, baz kl trel gele-
neklerin korunmas iin bir mcadel e, ama akl ba nda, talep-
kar, seici, rkek ol mayan, pani e kap l mayan ve srekli olarak
gel ecee ak bir mcadele.
Btn bir gezegen, zevkl eri mi zi , hayallerimizi, davran l a-
rmz, yaam biimimizi, dnyaya ve kendi mi ze bak m z her
gn bi raz daha deitiren bir imaj , ses, d nce ve eitli rn
selinin istilas altnda. Bu ol aanst kayna madan ou za-
90
man elikili gerekl er ortaya kyor. Mesela, bugn artk Pa-
ris' in, Moskova' n n, anghay' n ya da Prag' n ana caddel eri nde
fast food'un ml um iaretl erine rastl and dor u. Ama bt n
ktalar zeri nde artk sadece, uzun zamandan beri d a alm
bul unan talyan ya da Fransfz, in ya da Hint dei l , Japon, En-
donezya, Kore, Meksi ka, Fas ya da Lbnan gibi ok eitli mut-
fakl ar n gi t gi de daha ok bul unduu da dor u.
Kimilerine gre bu sadece nemsi z bir ayrnt. Benim g-
zmdeys e, aklayc bir ol gu. Gnl k ya amda bu kar m n
ne anl ama gel di i ni aklayc. Ayn zamanda u ya da bu tara-
fn tepkilerinin ne ol abil eceini aklayc. Gerekten de, bt n
bu evr i mde sadece tek bir vehe, yani baz genlerin Amer i kan
us ul ayaks t yi yecekl ere d knl n gren ne kadar ok
i nsan var. Ben b rak n z-yaps nl ar taraftar dei l i m ve dor us u
yal n zca kendi ni b rakmayanl ara kar s ayg m var. Bir soka n,
bir mahal l enin karakteri ni ya da belli bir ya am kalitesini koru-
mak iin mcadel e etmek, me r u ve ou zaman da zorunl u bir
mcadel edi r. Ama bi zi m tabl onun bt nn gr memi zi engel-
lememelidir.
Ar zu edi l di i nde, dnyan n her yeri nde l keni n kendi tar-
z nda yemek yenebi l mesi , ama ayn zamanda ABD' ni nki de da-
hil ol mak zere ba ka mut f ak gel enekl erinin de tad na bakl a-
bi l mesi ; ngi l i zl eri n kri yi naneli sosa tercih etmeleri, Fransz-
l ar n bazen etli sebzeli trl yeri ne kus kus si pari etmeleri ve
bir Minskli' nin onyllarca sren tekdzel i kten sonra ketap ve
hambur ger l e fantezil erinin sesini di nl emesi - bunl ar n hibiri,
itiraf etmel iyim ki beni k zd rm yor, hznl endi rmi yor da. Ter-
si ne ben bu ol gunun daha da geni l emesi ni i sterdi m, ister Seu-
an' dan Halep' ten, Champagne' dan, Apul i a' dan, ister Hanno-
v e r de n ya da Mi l vvaukee' den gel sin her mut f ak gel enei ni n
bt n dnyada beeni l mesi ni isterdim.
Mut f ak hakk nda syl edi kl eri mi gndel i k kl t r n baka
alanlarna da yayabi l i ri m. Mesela mzi e. Burada da ol aans-
t bir kaynama var. Cezayi r' den bi ze ou zaman en i syan et-
tirici haberler gelir, ama oradan kendilerini Arapa, Franszca
ya da Kabilce i f ade eden bt n o genler t araf ndan yay l an ya-
ratc mzi kl er de yksel i yor; bazlar her eye r amen l kede
91
kal rken, tekiler tan ol dukl ar bir halkn gereini, bir kl -
t rn r uhunu yanl arnda, ilerinde getirdiler.
Geldikleri yol, ancak bir zamanl ar kle olarak Amer i ka' ya
t aman Af ri kal l ar n o daha eski ve daha engin yollarn hatr-
latyor. Bugn onlarn Loui si ana' dan ya da Karayi pl e ' den -
kan mzi kl eri bt n dnyaya yay l d , artk mzi k ve duy g u
mi ras m z n bir paras oldu. Bu da bir dnyal l amad r. nsan-
lk gemi te bu kadar mzi i , Li verpool ' dan Memphi s' ten,
Brksel ' den ve Napol i ' den ol duu kadar Kamerun' dan, span-
ya' dan, Msr' dan, Arj anti n' den, Brezilya' dan, Cabo Verde' den
gel en cannzn istedii bt n bu sesleri yayabi l ecek teknik ola-
nakl ara asla sahi p olmamt. Asl a bu kadar insan almak, bes-
tel emek, ark syl emek ve sesini di nl etmek ol ana na sahi p ol-
mam t . SPARTACUS
92
6
Gzme dnyal l aman n yararl sonularndan biri gibi,
gerek bir evrensellik etkeni gibi grnen ey zeri nde srar edi-
yorsam da, bu kaynamada Anglo-sakson arklarnn gi tgi de ar-
tan arlndan ok daha nemsiz bir ol gu grenlerin endieleri-
ne de sessiz kal mak i stemi yorum. Ayn ekil de daha birok alan-
da, szgelimi baz ul usl araras medya kurul ul arnn etkisinden
sz ederken ya da Hol l ywood' un tartlmaz derecede ezici ar-
ln koyduu sinema konusunda gzlemlenen bir endie.
Endieden sz ettim; bu belirsiz szck tepkilerin sonsuz
eitliliini veremiyor. Radyoda son derece az Fransz ansonu
di nl eyebi l di i iin kpren Parisli bir kahveci ile ona gre Ba-
t' nn siren seslerini aktard iin uydu antenl eri ne "eytan an-
tenleri" di yen banaz bir vai z arasnda hibir ortakl k yoktur.
Belki, ol umaktaki hal i yl e kresel kl tre kar belli bir tavr
d nda. Ne olursa ol sun, kendi pay ma, tabiri cai zse bu iki en-
di e beni endi el endi ri yor; eit lde dei l ama ayn anda.
Modernl i e kar fkeli ve geril eyen bir Ar ap dnyas istemez-
dim; ama yeni binyla tereddtl ad ml arl a gi ren rkek bir
Fransa' y da i stemezdi m.
Buna ramen, dnyal l aman n yol at endi el er bana
bazen ok ar gr nyor s a da, onlar nedensi z yarg l amad -
m tekrarl amak i sti yorum.
Bana gre endiel er iki eit. Birincisini hak et medi i kadar
ksa olarak bel i rtmekl e yetineceim, nk bu denemeni n snr-
93
larn fazl as yl a ayor. Bu, bugnk kaynaman n bizi olaa-
nst bir zengi nl emeye, i f ade yollarnn oal masna, grl e-
rin eitlenmesine gt rmekt en ok, tam tersine, elikili ola-
rak, yoksul l amaya gt r d; bu yzden, bu ba bo mzi kal
i f ade bol l uunun bayg n ve zorl ama bir eit hafif fon mzi i y-
l e son bulaca; bu yzden bu mthi fikir harman n n ancak
tektip ve basitletirici bir grten, en kk bir entelektel or-
tak paydadan baka bir ey retemeyecei; yle ki sonunda b-
tn dnyan n ok yak nda bir avu orijinalin d nda hep ayn
kal ptan kma romanlar okuyaca -okursa tabii!-, tonlarla
boca edilen melodisi belirsiz mzi kl eri dinleyecei, ayn tasla-
a gre retilen filmler seyredecei , lafn ksas, ayn ses, g-
rnt ve inan bulamacn yutaca dncesi .
Kitle iletiim aralar konusunda da ayn yoksunl uk ileri s-
rlebilir. nsan kimi zaman, bu kadar gazete, radyo, televizyon-
la binlerce farkl gr duyaca hayal ine kaplyor. Sonra bak-
yor ki, dur um bunun tam tersi: bu megafonl ar n gc o ann ha-
ki m gr n geniletip yaymakt an baka ie yaram yor, o ka-
dar ki, baka hibir ses duyul maz oluyor. Grnt ve szck
bombard man eletirel dnceyi her zaman besl eyemiyor.
Buradan, bol l uun kl trde bir eitlilik etkeni olmak bir ya-
na, birtakm aldatc yasalar marifetiyle aslnda tektiplilie gtr-
d sonucuna varmal myz? Reyting oran zorbalnn ve
"politik adan kabul edilir"in kontrolden kmasnn da gster-
dii gibi, risk hi ku kus uz mevcut. Ama bu btn demokratik
sistemlerin znde olan bir risk; kendinizi edilgin biimde sayla-
rn arlna teslim ederseniz, en ktsnden korkabilirsiniz;
buna karlk eldeki i fade biimlerini bilinli olarak kullanrsanz,
saylarn basit gerekliinin altnda insanlarn karmak gerekli-
ini grmeyi bilirseniz, hibir sapma nne geilmez deildir.
nk, -hat rl atmak gereki r mi? - biz birtakm d gr-
nl ere ramen kitleler a nda deil , bireyler a nday z. Bu
adan bak l d nda, insanlk XX. Yzy l ' da tarihindeki en b-
yk tehlikelerle kar kar ya gel di kten sonra bunl ar n iinden
ngr l dnden ok daha iyi bir eki l de kt.
Gezegeni n nf us u yz y l da drt kat art makl a birlikte,
bt n iinde, her kiinin bi reysel l i i ni n, hakl ar n n gemi e
94
oranla daha f azl a, grevl eri ni n ku kus uz bi raz daha az bilin-
cinde, t opl umdaki yeri ne, sal na, rahat na, bedeni ne, kendi
gel ecei ne, sahi p ol duu gl ere, ki ml i i ne -s t el i k buna
ykl edi i ierik ne ol ursa ol s un- daha di kkatl i ol duunu g-
r yor um. Ayn eki l de, bugn ul aabi l ecei gr l memi ola-
nakl ar kul l anmas n bi l mesi hal inde, i i mi zden her birinin
adal ar n ve gel ecek kuakl ar anl aml bi i mde etkil eyebi-
leceini d nyor um. Onl ara syl eyecei bi r ey ol mas ko-
ul uyl a. Ayn zamanda yaratc gr nmek ko ul uyl a, nk
yeni gerekl i kl er bi ze yanl ar nda kul l anma k l avuzl ar yl a gel-
mi yor.
En ok da ve zellikle homurdanarak kesi ne eki l memek
koul uyl a: "Gaddar dnya, artk seni i st emi yorum! "
Dnyal l aman n yol at teki endi e konusunda da
benzer rkekl ik ayn l de ksrlk ol urdu. Bu kez konu sra-
danl k sonucu tekti pl eme deil , ama hegemonya yznden
tektipleme. ok say da kanl atmann ve say s z gerilimin
kkeni nde yatan, son derece yayg n bir endie.
Bu endi e yl e aklanabilir: dnyal l ama Ameri kanl a-
madan baka bir ey dei l midir? Balca sonucu bt n dnya-
ya ayn dilin, ayn ekonomi k, politik ve sosyal sistemin, ayn
ya am biiminin, ayn deerl er yel pazesi ni n, yani Ameri ka Bir-
leik Devletleri' ninkilerin dayat l mas ol mayacak m? Bazlar-
na bakarsan z, dnyal l ama ol gusu t myl e bir klk deitir-
meden, bir kamuf l aj dan, altnda bir hegemonya giriiminin
yatt bir Truva atndan baka bir ey deildir.
Mantk sahibi her gzlemci, teknolojinin ve ya am biimle-
rinin byk bir g ya da bir gler ittifak t araf ndan "uzakt an
kumanda ile" evri mi dncesi ni sama bulacaktr. Buna kar-
lk, kendi kendi mi ze dnyal l aman n bir uygarl n ya da bir
gcn hegemonyas n n s t nl n peki ti ri p pekitirmeyece-
ini meru olarak sorabiliriz. nk bu, iki vahi m tehl ikeye ze-
min hazrlard: birincisi, dillerin, gel enekl erin, kl trl eri n ya-
va yava yok ol duunu grmek; ikincisi, tehdit altndaki bu
kltrlerin tayclarnn gi t gi de daha radi kal , daha kendi ken-
dini yok edici tavrl ar beni msedi i ni grmek.
95
Hegemonyan n tad riskler gerektir. Hatta buna "risk-
l er" deyi p gemek ii haf i f e al mak olur. Bat uygarl n n yz-
y l l ardan beri di er bt n uygarl kl ara, kendilerini Hristiyan
Bat taraf ndan gi t gi de bir kenara itilmi ve yeni den biimlen-
di ri l mi demesek de, deri nden etkilenmi bir hal de bul an As-
ya' daki, Af ri ka' daki, Kol omb ncesi Ameri ka' daki ve Dou Av-
r upa' daki uygarl kl ara gre ayrcalkl bir stat el de etti i nden
hi ku ku yok. Sovyetler Birlii' nin yklyla Bat' nm gel i mi
lkelerinin, bt n dnyada bir l haline gel mekt e olan kendi
ekonomi k ve politik sistemlerinin mutl ak s t nl n yerl e-
tirmeyi baard kl ar ndan da hi ku ku yok.
Gene, s ouk sava n sonunda tek gerek sper g olarak
ortaya kan Birleik Devl et l eri n bugn bt n bir gezegen ze-
ri nde grl memi bir etki yarattn grmek iin kantlar o-
al t maya hi ihtiya yok. ok farkl biimlerde, bazen kararl
bir eyl eml e -bl gesel bir anl amazl zmek iin, bir d man
zarars z hale geti rmek ya da bir rakibin ekonomi politikasn
kertmek iin-, ama ou zaman istemsiz bir srkl eni l e,
model i n gc ve ekiciliiyle kendini gsteren bir etki; birbi-
ri nden son derece farkl kl trl erden gelen milyarlarca kad n
ve erkek, Ameri kal l ar taklit etmek, onlar gibi yemek, onlar gi-
bi gi yi nmek, onlar gibi konu up ark syl emek iin can atyor;
onlar gi bi ya da onlar kaf as nda canlandrd gibi.
Btn bu ak gerekleri bir bir sral amamn nedeni, bura-
dan kacak sorular ortaya koymadan nce bunl ar ak ak
hat rl atmada yarar grmem. Sorular yle: Gnden gne olu-
an kresel kl tr ne l de Batl, hatta daha zel ol arak Ame-
rikal olacaktr? Bu sorunsal dan hareketle baka sorul ar da ek-
lenecektir zincire: Farkl kl trl ere ne olacaktr? Bugn konu-
t uumuz pek ok dile ne olacaktr? Peki er ya da ge yok olma-
ya yazg l yerel leheler? Dnyal l ama gi tgi de kl trl erin, dil-
lerin, trenlerin, inanlarn, geleneklerin yok edicisi gibi, kim-
liklerin yok edicisi gibi grnecek olursa, gelecek ony l l arda
hangi atmosfer iinde geliecektir? Eer her bi ri mi zden, tanm-
l and ekl iyl e ve tanml anaca ekl iyl e modernl i e ul amak
iin kendini inkar etmesi istenecekse, gerici tepkiler ve elbette
i ddet genel l emeyecek mi di r?
96
IV
Panteri evcilletirmek
SPARTACUS
2
Bu deneme, ne nceki sayf al arda ne de bundan sonrakiler-
de, dnyal l ama kavram n n kapsad duruml ar n -ekono-
mik, teknolojik, j eopolitik...- bt nn kucakl amaya alm-
yor: tpk ilk bl ml erde geni kimlik kavram n di di k di di k in-
cel emeye al mad gibi. Burada da hedef ok daha alakg-
nll, ok daha belirgin: u dnyal l ama denen eyin ki ml i e
ilikin davran l ar nasl azd rd n ve gnn bi ri nde bunl ar
nasl daha az lmcl hal e getirebileceini anl amay denemek.
Dncel erim bir sapt amadan yola kyor: bir topl um mo-
dernl i kte "yabanc el i " gryorsa, onu reddet meye ve ondan
kor unmaya eilimli oluyor. Msl man-Arap dnyas ve ona
Bat' dan gelen her eyl e olan karma k ilikileri hakk nda ko-
nuurken bundan uzun uzun sz etmitim. Dnyal l ama ko-
nus unda da yer yznn farkl kel eri nde benzer bir ol gu gz-
lemlenebilir. Eer bunun milyonlarca ve milyonlarca hemcinsi-
mi zde, nefret ve kin dol u, kendi kendini yok edici, sistemli bir
red tepkisi yaratmas n n nne geilmek i steni yorsa, kurul -
makta olan kresel uygarl n sadece ve sadece Ameri kal gibi
grnmemesi ok neml idir; herkesin kendi ni bu uygarl n
iinde biraz grebilmesi, herkesi n kendini bir para onunl a z-
deletirebilmesi, hi ki mseni n onu kendi ne ifl ah ol maz biim-
de yabanc, dol ay s yl a da d man grmeye itilmemesi gerekir.
Burada da anahtar-ilke olan "karl kl l k" ilkesine gnder-
mede bul unmak bana yararl grnyor: bugn her birimiz en
gl kl trl erden gel en say l mayacak kadar ok uns ur u zo-
99
runl u ol arak beni msemek dur umunday z; ama aslolan hepimi-
zin kendi z kl t rnn baz unsurl ar n n da -insanl ar, moda-
lar, sanat eserleri, kul l an m eyalar, mzikler, yemekler, sz-
ckler...- Kuzey Ameri ka da dahil, bt n ktalarda beni msendi -
i nden ve artk bt n i nsanl n ortak evrensel mi ras na dahil
ol duundan emin olmasdr.
Kimlik nce simgeler, hatta grnl er iidir. Bir topl ul u-
un aras nda beni mki yl e ayn tnlara sahi p isimleri olan, ayn
ten rengi ne ya da ayn benzerliklere, hatta ayn kusurl ara sahi p
insanl ar gr dmde, kendi mi n byl e bir topl ul uk taraf ndan
temsil edi l di i ni hissedebil irim. Bir "ai di yet " zinciri beni onlara
balar, bu zincir ince ya da kaln olabilir, ama kimlii d gr-
nt e olanlar taraf ndan hemen f ark edilir.
Bir topl ul uk iin gerek olan, sosyal bir gr up iin, ul usal bir
t opl um ya da kresel bir t opl um iin de gerektir. Nerede olu-
nursa ol unsun, insanlarn bu ki ml i k iaretlerine, bu tekine
dor u kprl ere - bu hl kimlik ihtiyacn doyurman n en
" uygar " t arz d r- ihtiyac vardr.
gerilimlerini azal tmak sz konusu ol duunda bu tr d
grnl ere di kkat eden baz toplumlar, dnya pl an nda farkl
kl trl erl e ilikiler sz konus u ol duunda daha az dikkatlidir-
ler. Elbette Birleik Devl et l eri d nyor um. Orada ister Po-
l onya, rlanda, talya, Af ri ka, ister spanya kkenli olsun, insan
ne zaman tel evi zyonun ba na gese kanlmaz olarak Polon-
yal, rlandal, talyan, Af ri kal ya da spanyol isim ve yzl eri n
resmi geidini seyreder. Bu kimi zaman o kadar sistemlidir, o
kadar " yapma" , o kadar "anl amal "d r ki, insan sinirlenir.
Az nl kl ar ol umsuz taraf ndan gsteri yor izlenimi ver memek
iin pol i si ye dizilerin onda dokuzunda tecavzc sarn mavi
gzl dr; sulu siyah, onu koval ayan detektif beyaz olursa, po-
lis efi ni n siyah olmasna di kkat edilir. Sinir bozucu mu? Belki.
Ama Kzlderililerin veletlerin lgnca alklar altnda kitleler
hal i nde biildii eski kovboy ve kzlderili filmleri hatrland-
nda, bugnk t ut umun ehven-i er ol duu sylenebilir.
Gene de bu dengel eyici uygul amal ara hak ettiklerinden
f azl a deer vermek istemem. nk bunl ar bazen rk, etnik
ya da baka trl nyargl arn geri l emesi ne yardmc ol makl a
100
birlikte, ou zaman s r p gi tmesi ne de kat k da bul unuyor.
Ayn ilke adna -" hi bi r Ameri kal gr d ya da duy du u bir
ey kar s nda kendi ni hakarete uram hi sset memel i di r"- ek-
randa beyaz bir adaml a si yah bir kad n ya da beyaz bir kadnl a
si yah bir adam aras ndaki her trl bi rl eme hemen hemen yok
saylmtr, nk kamuoyunun bu tr karma ilikiler karsn-
da rahat ol mad sylenir. Yani iler yle ayarl an r ki herkes
kendi "kabi l esi yl e" " gr r " . Burada da her ey o kadar sis-
temli, o kadar nceden kestirilebilirdir ki, i nsan ileden kar,
hatta onuru krlr.
Bunlar ocuksul at ran tektipliliin sapmalar... Ama be-
ni m gzmde, bunl ar bugn ABD' de geerli olan ve her yurtta-
n, zellikle de her "az nl k mens ubunun" tel evi zyon seyre-
derken orada geen isim ve yzl erde kendini bul abi l mesi ve
kendi ni ul usal t opl umdan d l anm hi ssetmemesi iin ol uml u
olarak temsil edi l di i ni grmesi gerekti i ne dayanan bu basit
dnceni n dor ul uunu ortadan kal drmyor.
Daha geni bir ereveye aktarlmas gereken bir dnce:
madem ki bugn bt n bir gezegen ayn grntl ere, ayn ses-
lere, ayn rnl ere ulaabiliyor, bu grntl eri n, bu seslerin, bu
rnl eri n bt n kl trl eri temsil etmesi, herkesi n bunl arda
kendi ni bul mas normal ol maz m yd ? Her t opl umun iinde ol-
du u gibi, kresel dzl emde de, tekilerin aras nda yaayabi l -
mek iin hi ki mseni n, utanla dinini ya da rengini ya da dilini
ya da ismini ya da ki ml i i ni ol uturan herhangi bir eyi sakla-
mak zorunda kal acak derecede kendini hakarete uram , alaya
alnm, deer veri l memi , "umac gibi gst eri l mi " hissetme-
mesi gerekirdi. Herkesi n ba yukarda, korkusuzca ve hn
duymadan aidiyetl erinin her birini iine si ndi rmesi gerekirdi.
Hal ihazrdaki dnyal l aman n tek ynl i l emesi felaket
ol urdu, bir yanda "evrensel vericiler", te yanda "alclar"; bir
yanda "norm", te yanda "istisnal ar"; bir yanda dnyan n geri
kalannn onlara bir ey retemeyeceini sananlar, te yanda
dnyan n asla kendi l eri ni di nl emek i stemeyecei ne inananlar.
Bunlar yazarken sadece hegemonya eilimini dnmyo-
rum, ama gezegeni n fakl kelerinde kendini gsteren, bir ba-
101
kma birincinin tersi ya da negati fi olan ve bana ayn derecede
kt gelen baka bir eilimi de d nyor um: ks me eilimi.
Ne ok insan kendini bo l ua kapt r p ne ol up bittiini an-
l amaktan vazgemitir. Ne ok insan etrafl ar ndaki dnyan n
nf uz edi l mez, dman, i nsan yiyici, akln kaybet mi , eytani
ol duuna bir kere karar verdi i iin evrensel kl t re yapaca
katk l ar ndan vazgemitir. Ne ok insan kurban rol ne sn-
maya istek duymu t ur - Ameri ka' n n kurban , Bah' nn kurba-
n, yeni teknolojilerin kurban , medyan n kurban , dei i mi n
kurban... Bu insanlarn kendi l eri ni gerekten de haks zl a u-
ram hissettiklerini ve bu yzden ac ektiklerini hi ki mse in-
kar edemez; bana talihsiz gel en onlarn tepkileri. Saldrya u-
ram l k zihniyeti iine kapan p kal mak, kurban iin saldrnn
kendi si nden de ykcdr. stelik bu, bireyler iin ol duu kadar
t opl uml ar iin de geerlidir. ine kapanr, etrafna bari katl ar y-
ar, kendi ni her eyden korur, iine atar, aramaktan vazgeer,
kef et mekt en vazgeer, ilerlemekten vazgeer, gelecekten, im-
di ki zamandan ve tekilerden korkar.
Byle tepki gsterenl ere hep yl e demek gelir iimden:
bugnn dnyas sizin hayal i ni zdeki dnyaya benzemez! Her
eye kadi r karanlk gl er t araf ndan ynetildii dor u dei l !
"t eki l er"e ait ol duu dor u dei l ! Ku kus uz dei i mdeki ba
dndr c hz gibi dnyal l aman n boyutl ar da hepi mi ze
olan bitenler taraf ndan bir istila edilmilik ve olanlarn seyrini
dei t i rmede yetersiz ol duu duyg us u veriyor. Ama bunun,
merdi veni n en tepesi nde gr meye altmz kiiler de dahil,
son derece payl a l an bir duy g u ol duunu srekli hat rl amak
ok nemli.
Daha nceki bir bl mde a m zda herkesin kendini bi raz
aznlk, bi raz srgn gibi hissettiini sylemitim. nk b-
tn topluluklar, bt n kl trl er kendi l eri nden daha kuvvet l i y-
l e boy ltkleri ve mirasl arn bozul madan koruyamad kl ar
izlenimindeler. Gney' den ve Dou' dan bak l d nda, egemen
olan Bat' dr; Paris' ten bak l d nda egemen olan Ameri ka olur;
oysa ABD' ye doru yol alrsanz, ne grrsnz? Dnyan n
bt n eitliliini yanstan ve hepsi de kkenl erindeki aidiyet-
lerini vur gul ama ihtiyacn duyan aznlklar. Siz bu aznlklarn
102
r
aras nda dol arken, iktidarn beyaz adam n el i nde ol duunu,
Protestan Angl o-saksonl ar' n el i nde ol duunu binlerce kez ii-
tirken, bi rden Okl ahoma Ci t y' de korkun bir patl ama olur. So-
ruml ul ar ki ml erdi r? Tam da, kendilerinin aznlklar aras nda en
i hmal edilen ve aa l anan gr uba dahil ol dukl ar na ve dnyal -
l amanm "onl ar n" Ameri kas ' n n anna ot t kad na inanan
Angl o-sakson ve Protestan beyaz adamlar. Dnyan n geri kala-
nnn gznde Timothy McVeigh ve yardaklar, gezegene ha-
ki m olacaklar ve gel ecei mi zi ellerinde tutacaklar dnl en-
lerin etnik profi l i ne sahiptir; kendi gzl eri ndeyse, onlar ellerin-
de en l mcl silahtan, yani terri zmden baka bir eyleri kal-
mayan, soyu t kenmeye yz t ut mu bir trden baka bir ey
deildir.
O hal de dnya ki me ait? Hibir zel rka, hibir zel ul usa
deil . Tarihin teki anl ar ndan ok daha fazl a olarak orada ken-
di ne bir yer amay i steyen herkese ait. Kendi yarar na kullan-
mak iin oyunun yeni kural l ar n - ne kadar artc olsalar da -
kavr amaya alan herkese ait.
Doru anlalsn, iinde yaad m z dnyan n irkinlikle-
rini bir tesettr peesi yl e rt meye al m yorum, bu kitabn ba-
ndan beri yapt m, sadece onda yol unda gi t meyen eyleri,
arlklar, eitsizlikleri, l mcl kontrolden klar k namak;
beni m bir para hararetl e kar ktm ey, umut s uzl uk eili-
mi, " d " kl trl eri n sahi pl eri nde son derece yayg n olan, bu-
rukl a p, boynunu bkerek, edi l genl i e s narak ve bu durum-
dan ancak baar s zl a mahkm i ddet yol uyl a kmaktan iba-
ret o tavr.
Dnyal l amanm kl t rdeki eitlilii, zellikle de dillerin
ve yaam biimlerinin eitliliini tehdit ettiinden ku ku duy-
muyor um; hatta, sonraki sayf al arda yeni den sz etme olana-
n bul aca m gibi, bu tehdi di n gemi te ol duundan son derece
daha vahi m ol duuna i nan yorum; ne var ki bugnn dnyas
tehdit altndaki kl trl eri kor umak isteyenlere kendilerini ko-
r uma frsatlarn da salyor. Yzy l l ard r ol agel di i gibi ilgisiz-
lik iinde kp yok ol mak yerine, artk bu kl trl er ayakta ka-
l abi l mek iin mcadel e etme olanaklarna sahipl er; bunl ar kul-
l anmamak sama ol maz m yd ?
103
evremi zde gelien teknoloj ik ve sosyal altst olular, her-
kesin yarar sal ayabi l ecei ve hi kimsenin -Amer i ka' n n bile!
di zgi nl eyemeyecei bir karma kl k ve genil ikte tarihi bir ol gu
ol uturuyor. Dnyal l ama, "ki mi l eri ni n" dnya zer i nde hk-
metti rmeye alacaklar "yeni bir dzen"i n arac deil , ben bu-
nu daha ok, iinde ayn anda binlerce cirit oyununun, binlerce
grei n yapl aca ve herkesi n zapt edi l mez bir kakaf oni yl e
kendi arklar, kendi silahlaryla girebildii, her yan ak, u-
s uz bucaks z bir arenaya benzeti rdi m.
Mesel a nternet, d ardan ve pein bir gvensi zl i kl e bakl-
d nda, bu dnyadaki gl l eri n, sayesi nde ahtapot kollarn
bt n dnyaya uzatt kl ar sanal bir gezegen canavar ; ierden
bak l d ndaysa nternet, herkesi n keyf i nce kul l anabi l di i ye-
terince eitliki bir alan ve iinde drt hnzr renci ni n bir
devl et bakan ya da bir petrol irketi kadar etkili olabilecei
mt hi bir zgr l k arac. ngilizcenin s t nl ezici ol mak-
l a birlikte, gncel eviri al an nda baz bul ul arl a - henz emek-
l eme dnemi nde, henz ok yetersi z ve kimi zaman gl n bir
etki yapan, ama gel ecek iin umut vermekt en de uzak olma-
yan bul u l ar - destekl enen dil eitlilii her gn bi raz daha ge-
liiyor.
Daha genel olarak, yeni iletiim aralar adal ar m z n
ok byk bir k sm na, bt n l kel erde yaayan ve her trl
kl tr geleneinin taycs olan insanlara, yar n ortak kl tr-
mz olacak eyin ol ut urul mas na katk da bul unma ol anan
sunuyor.
Dilinizin lmesini nl emek istiyorsanz, bar nda byd-
nz kl t r dnyaya tantmak, sayg duyul mas n sal amak
ve sevdi rmek, ait ol duunuz t opl ul uun zgr l , demokra-
siyi, onuru ve refah tanmasn istiyorsanz, s ava nceden
kaybedi l memi demektir. Her k tadan gelen rnekler zorbal a
kar, karanlkla kar, ayrmcl a kar, kms emeye kar-
, unut ul ua kar ustaca mcadel e edenlerin, ou zaman da-
valarn kazandkl arn gsteriyor. Alkla, cehaletle ya da sal-
gn hastalklarla mcadel e edenl erin de. Dahice, sapka ya da
gereksi z de olsa bir fikri olan herkesin, bunu hemen o gn on-
104
larca mil yon hemci nsi ne ulatrabilecei artc bir dnem ya-
yoruz.
Bir eyl ere i nan yorsan z, iinizde yeterince enerji, yeterin-
ce tutku, yeterince ya ama itah tayorsanz, bugnn dnya-
snn s unduu kaynakl arda dl eri ni zden birkan gerekle-
tirme olanan bulabilirsiniz. SPARTACUS
105
2
Bu rneklerle, bugnk uygarl n kar m za ne zaman bir
sorun karsa her def as nda, Hzr gibi yetiip bi ze onu zecek
areleri de verdi i ni syl emeye alm olabilir mi yi m? Bu ko-
nuda aklanabilecek herhangi bir yasan n ol duunu sanm yo-
rum. Gene de bilimin ve modern teknolojilerin insana verdi i
muazzam gcn, biri ykc, teki onarc, bi rbi ri ne zt iki kulla-
nma yarad doru. Szgelimi, doa asla bu kadar kt ye
kul l an l mam t ; ama biz onu eski den ol duundan ok daha iyi
koruyabi l ecek dur umday z, nk mdahal e ol anakl ar m z da-
ha nemli ve bilinlenmemiz eski si nden ok daha gl .
Ne yaz k ki bu, ozon tabakas ya da hl s oyu t kenme
tehlikesi altndaki ok say daki trler ekl i nde pek ok rnein
gsterdi i gibi, onarc eyl emi mi zi n her zaman iin zarar ver me
kapasi temi zl e ayn dzeyde ol duu anlamna gelmiyor.
evreden baka alanlar da anabil irdim. evreyi sememin
nedeni, bu al anda rastlanan tehlikelerden bazlarnn dnyal -
l aman n bizi yz yze geti rdi kl eri yl e benzerlikler tamas.
Her iki dur umda da eitlilik tehdit altndadr; tpk milyonlar-
ca yl yaad kt an sonra gel i p gzl eri mi zi n nnde yok olan tr-
ler gibi, yzlerce, binlerce yl dayanmay baaran nice kltr,
nlemini al mazsak ayn eki l de gzl eri mi zi n nnde s np gi-
debilir.
Bazlar kaybol uyor bile. Diller son okuyucul ar n n l-
myl e artk konuul maz oluyorlar. Tarih boyunca bin bir bu-
lula -k yafetl er, tp, resim, mzi k, jest ve davran l ar, zenaat,
106
mut f ak, anlat gel enei al annda. . . - zgn bir kl tr dokuyan
insan topl ul ukl ar topraklarn, dillerini, belleklerini, bilgilerini,
zel kimliklerini, onurl arn kaybet me tehdidi altnda.
ok uzun zamandan beri tarihteki byk hareketlerin ge-
ni apta uza nda kal m t opl uml ardan sz et mi yorum sade-
ce, Bat' dan ve Dou' dan, Kuzey' den ve Gney' den, hepsi de
kendi l eri ne has zelliklere sahi p say s z topl ul uktan sz ediyo-
rum. Benim anl ay ma gre, birini ya da tekini gel imesinin
bir an nda dondurmak, hele onu bir panay r seyirl ii haline e-
vi rmek sz konusu dei l ; ortak bilgi ve etkinlikler mirasmz,
olanca eitlilii iinde ve Provence' tan Borneo' ya, Louisi-
ana' dan Amazon' a kadar bt n gkl er altnda korumak sz
konusu; bt n insanlara bugnn dnyas nda dol u dol u yaa-
ma, ne kendi zel belleklerini, ne de onurlarn yi ti rmeden tek-
nik, sosyal , entelektel gel i mel erden dol u dol u yararl anabi l me
ol ana n n veri l mesi sz konusu.
Neden insan kl trl eri ni n eitliine, hayvan ve bitki trle-
rinin eitliliine kar ol duumuzdan daha az dikkatli olalm?
O ok meru, evremizi koruma i stemi mi z insan evresine ka-
dar da uzanmak zorunda dei l mi? Sadece artk "yararl " tr-
lerle, bi ze "dekorat i f " gel en ya da si mgesel deer kazanm
olan birka baka tr kal sayd , gezegeni mi z kl t r asndan
ol duu kadar, doa asndan da ok kasvetl i ol urdu.
nsan kl t rnn bt n bu vehelerini hatrlarken, bu kl-
t rn ayn zamanda iki farkl mant a bal ol duu da apak
ortaya kyor; gi t gi de dur durak tan mayan bir rekabete dor u
uzanan ekonominin mant ve koruma dncesi nden kay-
nakl anan evrebilimin mant. Birincisi aka zaman n gidii-
ne uygun, ama ikincisinin dai ma bir amac olacak. En kat bii-
mi yl e serbest ekonomi ye en scak bakan lkeler bile, szgel i mi
doal bir sit alannn mteahhi tl er taraf ndan yamal anmas n
nl emek iin korumac yasal ar karyorlar. Kltr konusunda
da, korkul ukl arl a evi rmek, tamiri mmkn ol mayan nlemek
iin, bazen ayn ynteml ere ba vur mak gerekir.
Ama bu belki de geici bir zm yolu. Sonunda biz yurtta-
larn bayra kapmalar gerekecek; bizler aynen pandalarn ya
da gergedanlarn soyunun tkenmesini nleme konusunda gs-
107
terdiimiz inanla, kaybol ma tehdidi altndaki bir dil iin ente-
lektel adan, duygusal adan ve maddi adan seferber olma-
ya hazr ol duumuzda, kltrel eitlilik sava kazanlacaktr.
Bir kl t r ve bir kimlii tan ml ayan eler aras nda s-
rekli olarak dilden sz ettim; bununl a birlikte sz konus u ola-
nn sadece dierleri gibi bir e ol mad konus u zeri nde dur-
mad m. Kitabn bu son bl mnde, belki de artk dili kmeden
ay r p hak ettii yeri vermeni n zaman geldi.
Kendi mi zde kabul ettiimiz bt n ai di yetl eri mi z aras nda
dil, neredeyse her zaman en belirleyici ol anl ardan biridir. En
az ndan, bt n tarih boyunca bir bak ma balca rakibi, ama
bazen de mttefiki ol duu din kadar. ki topl ul uk farkl diller
konut uunda, ortak dinleri onlar bir araya get i rmeye yet mez
-Katol i k Flamanlar' la VVallonlar, Msl man TrklerTe Krtler
ya da Arapl ar, vs. -; dil ortakl da, bugn Bosna' da Ort odoks
Srplarda Katolik H rvat l ar n ve Msl man Bonakl ar n yan
yana yaamas n sal ayam yor. Dnyan n her yan nda ortak bir
dil etraf nda kurul an pek ok devl et dini atmalar yznden
paral and ve ortak bir din etraf nda topl anan nice devl et de dil
atmalar yznden bl nd.
Bu, rekabet konusu. Ayn zaman iinde, slamla Ar ap dili,
Katolik Kilisesi' yle Latince ve Luther ncili ile Al manca arasn-
da ok eski "ittifaklarn" i l endi i nden de hi ku ku yok. Gene
srailliler bugn bir ul us ol ut urmul arsa, bunun tek nedeni, ne
kadar gl olursa olsun, onlar birletiren di n ba deildir,
kendilerini modern branice sayesi nde gerek bir ul usal dille
donat may baarm olmalardr; krk yl srail' de kal p da sina-
goga ad m n asla atmam bir kii bir anda t opl um dna atl-
mayacakt r; orada krk yl ya ay p da braniceyi renmek iste-
meyen birisi iinse ayn ey syl enemez. Bu, dnyan n her ye-
rindeki birok l kede geerlidir ve bir insann di nsi z yaayabi -
leceini ama herhangi bir dili ol madan kesinlikle ya ayamaya-
can grmek iin uzun i spatl amal ara gerek yoktur.
Ayn oranda ak, ama kimliin en byk u iki esi kyas-
land anda hatrlatlmay hak eden baka bir gzlem: din zel
ve mutlak olmaya arldr, dil yle deildir. nsan braniceyi,
108
Arapay , talyancay ve sveeyi ayn zamanda kullanabilir,
ama ayn zamanda Musevi , Msl man, Katolik ve Protestan
olamaz; zaten, insan kendi ni ayn anda iki di ne bi rden bal his-
setse bile, byl e bir konum bakalar tarafndan kabul edilemez.
Din ile dil aras ndaki bu ksa k yasl amadan yola karak
bir ncelik ya da bir seim ortaya koymaya alyor deil im.
Ben sadece dilin hem ki ml i k etkeni, hem de iletiim arac olma
gibi o harika zel l iine di kkat ekmek i sti yorum. Bu yzden ve
din konusunda ileri s r dm dil ein aksine, dili kimlik b-
t nl nden ay rmak bana ne mmkn ne de dor u bir i gibi
geliyor. Dil kl trel ki ml i i n ekseni olarak kal ma eiliminde,
di l de eitlilikse bt n eitliliklerin ekseni.
nsanlarla dilleri aras ndaki ilikiler kadar karma k bir ol-
guyu ayrntl olarak incelemek i stemesem de, bu denemeni n
son derece snrl erevesi iinde zellikle ki ml i k kavram n il-
gilendiren baz dur uml ar a dei nmeni n nemli ol duunu d-
nyorum.
nce, her insann ki ml i i ni ol uturan bir di l e ihtiyac oldu-
unu sapt amak iin; bu dil bazen yz binlerce kiinin ortak dili
olabilir, bazen de sadece bi rka bin kiinin, bunun pek bir ne-
mi yok; bu aamada tek nemli olan, aidiyet duygus udur . Her
birimizin bu gl ve gven verici kimlik ba na ihtiyac var.
Bir insan diline bal ayan gbek ban koparmaya al-
mak kadar tehlikeli bir ey yoktur. Koparld ya da ar biim-
de zedel endi i nde bu bir felaket halinde bt n bir kiilikte yan-
klanyor. Cezayir' i kana boan fanatizm, di nden ok daha fazla
dille ilgili bir honut suzl ukl a aklanabilir; Fransa Cezayirli
Msl manl ar Hristiyan yapmaya asla kalkmamtr, ama dil-
lerinin yerine abuk taraf ndan ve karlnda onlara gerek bir
yurttalk vermeden kendi dilini koymak istemitir; bu arada
belirtmeliyim ki, kendi ne laik di yen bir devl eti n uyrukl ar ndan
bazlarn "Msl man Fransz" sfatyla tanml amasn ve sade-
ce kendi dininden baka bir di ne mensup ol dukl ar iin baz
haklarndan yoksun b rakmas n asla anlam deilim...
Ama bu parantezi hemen kapat yorum, bu sadece pek ok
trajik rnek aras ndan bi ri ydi ; srf kendilerini etrafl ar nda ku-
109
ku, dmanl k, kmseme ya da alayc tavrlar uyand ran bir
di l de i f ade ettikleri iin insanlarn bt n l kel erde bugn dahi
katl anmak zorunda ol dukl ar eyleri ayrntlaryla anl at maya
kal kacak ol sam yer yetmezdi .
Her insann kimlik dilini koruma ve onu zgrce kul l anma
hakk n n en kk bir anl am sapmas ol madan aka ortaya
konmas ve aralksz kol l anmas temeldir. Bu zgrl k bana
inan zgrl nden daha nemli geliyor; din bazen zgr l k
dman ve temel kad n ve erkek haklarna ayk r doktrinl eri
koruyor; ben, kendi hesab ma, zgrl kl eri n kal drl masn sa-
vunanl ar n i f ade zgr l n ve eitli nefret ve klelik dokt-
rinlerini savunmay iime si ndi remezdi m; buna karlk, her in-
sann kendi dilini konuma hakk ndan yana tavr koymak bu
eit bir tereddt uyand rmazd .
Bunun anlam bu hakk n her zaman kolayca ilerlik kazan-
mas demek deildir. lke ortaya konur, ama asl k s m geri ye
kalr. Her insan idari bir kur uma gi t me ve gienin ard ndaki
memur un onu anl ayaca ndan emin, kendi kimlik dilini ko-
nu ma hakkn talep edebilir mi? Uzun zamandan beri bask
gren ya da en az ndan ihmal edilen bir dil, tekilerin al eyhi ne
ol arak ve baka tipte bir ayr mc l a yol ama pahas na yerini
meru olarak yeni den talep edebilir mi? Elbette burada Pakis-
t an' dan Qubec' e, Ni j erya' dan Katal onya' ya eitli yzl erce r-
nek zeri ne eilmek sz konus u deil ; sz konusu olan, yerle-
rini baka hakszlklarla, baka dl amal arl a, baka hogrsz-
l kl erl e dol durmadan gemi teki haks zl kl ardan kurt ul arak ve
herkese kimliinin iersinde bi rden fazl a dilsel aidiyeti yan ya-
na yaatmas hakkn tan yarak, s aduyuyl a bir zgrl k ve
huzur dol u eitlilik ana gi rmek.
Ku kus uz btn diller eit domam t r. Ama insanlar hak-
k nda sylediklerimi, yani bt n insanlarn eit derecede onur-
larna sayg gsterilmesi hakk na sahi p olduklarn, diller hak-
k nda da syl eyeceim. Kimlik ihtiyac asndan, ngiliz dili
de, zlanda dili de tamamen ayn il evi gryor; dilin teki ile-
vi, yani karlkl ilikilerde bir ara olma ilevi gz nne aln-
d nda, dillerin eitlii sona eriyor.
110
3
Beni yak ndan etkileyen ve daha nce dei ndi i m bir ne-
denle, dillerin eitsizlii konusu zeri nde bi rka s ayf a dur mak
isterdim: Fransa' da baz i nsanl arda dnyan n gi di at konusun-
da endieler, u ya da bu teknik yenilik, fal an ya da filan ente-
lektel ya da szel ya da mzi kal moda ya da mut f ak modas
kar s nda tereddtl er sezdi i mde, " kor ku" , gemi e ar z-
lem ve hatta gerici belirtiler gzl eml edi i mde, bu ou zaman
u ya da bu eki l de insanlarn ngilizcenin hi dur mayan ilerle-
yii ve onun gnmzdeki ncelikli ul usl araras dil stats
kar s nda hissettikleri hnla balantl.
Baz ynl eri yl e bu tavr Fransa' ya zg gi bi grnyor.
nk onun da dil konus unda kresel emelleri vard , ngiliz-
cenin ol aanst yksel i i nden ilk zarar gren o ol du; byl e
umutl ar ol mayan - y a da artk ol mayan- l kel er iin baskn
dille ilikiler sorunu ayn eki l de ortaya konmuyor - ama ko-
nuyor!
En bynden en kne. Konuanl arn say s yz
bini bile bul mayan zlanda rnei ne dnersem, sorunun verile-
ri basit gibi grnr: bt n ada sakinleri aral ar nda kendi dille-
rini konuuyor, bir yabanc yl a temasa getikleri an ngilizceyi
iyi bi l mel eri nde yarar var. Her dil, snrlar iyice izilmi kendi
alanna sahi p gi bi grnyor; zlanda dili hibir zaman ulusla-
raras ilikiler dili ol mad ndan d arda hibir rekabet yok;
hibir zlandal annenin aklna ocuuyl a ngilizce konumak
gel meyecei nden ite de hibir rekabet yok.
111
Bununl a birlikte o geni , bi l gi ye eri me alan sz konusu
ol duunda iler karyor. zlanda, genlerinin dnyada neler
yay ml and n ngilizceden ok zlandaca okumaya devam et-
meleri iin srekli bir aba gst ermek zorunda. Aks i hal de, dik-
katler gever, saylar yasas ve pi yasa yasas iletilmekle yetini-
lirse, ok gemeden ul usal dil ancak gnl k konumal arda kul-
lanlr hale gelecek, alan daral d ka daral acak ve sonunda ba-
ya bir yerel a z konumuna decek. zlandacann ba ms z
bir dil ve temel bir kimlik esi olarak kal mas iin izlenecek
yol, elbette ngilizceye kar nceden kaybedi l mi bir s ava de-
il, ama herkesin hem ul usal dilin korunmas ve ilerlemesi hem
de baka dillerle olan bal ar n korunmas ve gl endi ri l mesi
iin gnl l olmas.
nternette zlanda sitelerini - nf us saysna gre dnyan n
en kalabalklar aras nda ol mas gereken- dol amaya ktnz-
da dikkatinizi ey ekiyor: hemen hemen hepsi zlanda di-
linde; ounl uunda bir t kl amayl a ngilizceye geme seenei
var; ve pek ou, sklkla Danca ya da Al manca ol mak zere si-
ze nc bir dil daha neriyor. Bence daha baka dillerin de
nerilmesi ve bunun daha sistematik bi i mde yap l mas iyi
ol urdu; ama izlenen yol bana akllca geliyor.
Akl ayaym: bugn gezegeni n bt nyl e iletiim kurmak
isteniyorsa, ngilizceyi iyi bi l mek bir zorunl ul uk, bu tartlmas
gereksiz, ak bir gerek; ama ngilizcenin yeterli ol duunu id-
dia etmek de ayn derecede bouna. ngilizce bugnk ihtiyala-
rmzdan bazlarna mkemmel karlk veri yorsa da, karlk
veremedi i baka ihtiyalar da var; zellikle de kimlik ihtiyac...
ngilizce Amerikallar, ngilizler ve daha bakal ar iin el-
bette bir kimlik dili, ama adal ar m z n onda dokuzunu olu-
turan insanln geri kalan iin bu rol oynayamaz ve denge-
siz, yol unu kaybetmi , kimlii arplm varl kl ar or dus u yara-
tlmak istenmedii srece ona bu rol oynatt rmak tehlikeli
ol urdu. Bugnn dnyas nda bir insann kendini rahat hisset-
mesi ve dnyaya nf uz edebi l mesi iin kendi ki ml i k di l i nden
vazgemek zorunda kal mamas ok nemli. Hi ki mse nne
her kitap atnda, ekrann karsna her ot urduunda, her tar-
ttnda ya da d ndnde zihinsel olarak " yur dunu terk
112
et mek" zorunda kal mamal . Herkes modernl i i hep bakal arn-
dan dn alma i zl eni mi ne kap l mak yerine, kendi iine sindi-
rip zmseyebi l mel i .
Ayrca, artk ki ml i k dili ve kresel dil yeterli ol mamaktad r
ve bu bana bugn altnn izilmesi gereken en nemli dur um
gi bi geliyor. Olanaklar, ya ve kapasi tesi el veren herkes iin
bunl ar n tesine gi t mek art.
Bir Fransz' la bir Koreli' nin kar l at kl ar nda aral arnda
ngilizce anlap, tartp ii bir sonuca bal amal ar gemi e g-
re ku kus uz bir ilerlemedir; ama bir Fransz' la bir talyan' n ar-
tk ngilizceden baka bir di l de anl aamaz olmalar tartmasz
bir geri l eme ve i l i ki l eri nde bir yoksul l ama demektir.
Madr i d' de bir kt phanede ok say da okuyucunun Fa-
ulkner' ya da Steinbeck' i zgn di l i nde okuyup tat almas m-
kemmel bir eydi r; ama bir gn gel i p de orada hi kimsenin
Haubert' i , Musil' i, Puki n' i , Stri ndberg' i meti nden okuyamaz
hale gel mesi zc olur.
Bu gzl eml erden bana ok temel nitelikte grnen bir so-
nu karmaya al yorum: grnenl er baka ey hissettiriyor-
sa da, dil al an nda zorunl u en azla yeti nmek, amzn ruhuna
aykr ol urdu. Kimlik dil iyl e kresel dil aras nda dol durmay
bi l memi z gereken geni bir alan, usuz bucaks z bir alan var...
Syl emi mi ayd nl at mak iin bu kez en karma k ve sonu-
lar bak m ndan en a r olabilecek bir rnek ver mek isterdim -
Avr upa Birlii rneini. Her biri kendi tarihi izgisine, kendi
kl trel gel i mesi ne sahi p ve kader birlii et meye girien bir
l kel er topl ul uu. Elli yl sonra f ederasyon, konf ederasyon ha-
line gel i p geri ye dnmemecesi ne bi rbi rl eri yl e kaynaacakl ar
m, yoksa tersine dar mada n m olacaklar? Bu birlik Dou Av-
r upa' ya doru, Akdeni z' e dor u uzanacak m ve hangi snrla-
ra kadar? Bal kanl ar iine alacak m? Mari p lkelerini? Trki-
ye' yi ? Yak ndou' yu? Kaf kasl ar ? Yarnn dnyas nda pek ok
ey bu sorul ara verilecek yantlara bal olacak, zellikle de
farkl uygarl kl ar aras ndaki , farkl dinler aras ndaki -Hristi-
yanl k, slamiyet ve Yahudi l i k- ilikiler. Ama Avr upa binasnn
gel ecei ne olursa ol sun, birliin biimi nasl ol ursa ol sun ve
113
ye l kel er ne olursa olsun, bugn kar m za bir soru kyor
ve gel ecek pek ok ku ak iin de kmaya devam edecek: say-
lar onlarcay bul an okdilliliin stesi nden nasl gelinecek?
Baka birok al anda birletirmeler, ayarl amal ar yapl yor,
bir al ay standartl ar getiriliyor; o alanda ise ketum davran l yor.
Yarn tek paraya ve tek tip mevzuat a ek olarak, tek bir ordu, tek
bir pol is ve tek bir hkmet olabilir; ama diller en cce hal iyl e
es gei l meye kalklrsa, en tutkul u, en kontrolden km tep-
kilere meydan veri l mi olacaktr. Dramlarn nne gemek iin
eviri tercih ediliyor, eviri, eviri, bedeli ne ol ursa olsun...
Bu arada kimsenin kararl at rmad , pek oklarn kzd-
ran, ama gnl k gereklerin herkese kabul ettirdii emri vaki
bir bi rl eme gereklemekte... ster renci, gazeteci, i adam ,
ister sendikac ya da memur olsun, bir talyan, bir Al man, bir
sveli ve bir Belikal bir kadeh iki etrafnda bir araya gel me-
ye grsn, ister i stemez ortak bir dile bavuruyorl ar. Avr upa bi-
nas bundan yz yl hatta elli yl nce ina edi l seydi , bu dil
Franszca ol urdu; bugn ngilizce.
Bu iki zorunl ul uk, yani herkesin kendi kiml iini koruma
i stemi yl e Avrupal l ar aras nda karlkl konuma ve iletiim
gereksi ni mi , mmkn olan en az engelle srekl i olarak bada-
trlabilecek mi? Bu i ki l emden kmak, insanlarn bi rka yl son-
ra ac ve k ol mayan dil atmalarna srkl enmesi ni nle-
mek iin, ii zamana b rakmak yetmez, zaman n ne yapaca n
bi z ok iyi bil iyoruz.
Mmkn olan tek yol basit bir dnceden yol a karak
okdillilii destekl eyecek ve bunu bir gel enek haline getirecek
gnl l bir eyl emdi r: bugn herkesin aka di l e ihtiyac
vardr. Birincisi kendi kimlik dili; ncs ngilizce. Bu ikisi
aras nda, zgrce seilmi, genellikle ama her zaman dei l , bir
baka Avr upa dili mutl aka ikinci bir dil haline getirilmelidir.
Herkes iin bu dil okul dan bal ayarak birinci yabanc dil ola-
cak, ama aslnda bundan da fazlas, gnl ndeki dil, beni msedi -
i dil, birletii dil, sevdi i dil olacaktr...
Yarn Al manya ile Fransa arasndaki ilikiler her iki lke-
nin ngilizce konuanl arnn elinde mi olacaktr, yoksa Fransz-
ca konuan Al manl ar n ya da Al manca konuan Frans zl ar n
114
m? Yant hibir ku kuya yer b rakmamal d r. Ya spanya ile
talya aras nda? Ya bt n Avrupal ortaklar aras nda? Gn-
mzde karlkl ticari, kl trel ve baka al anl ardaki al veri
ilikilerinin ncelikle kar tarafa zel bir ilgi duyan ve bunu
ona anlaml bir kl trel bal l kl a -onun ki ml i k dilini beni mse-
yer ek- gsterenlerin el i nde ol mas iin bi raz s aduyu, bi raz bi-
lin, bi raz i rade yeterli olacaktr; sadece bunl ar ilikiyi daha ile-
ri gtrebilir.
Gelecek yllarda ayrca, sadece kendi dillerini ve ngilizceyi
bilen "genelciler"le, bu asgari paket d nda kendi kiisel ya-
knlklaryla zgrce seilmi, zel ve mesl eki gel iiml erini ger-
ekletirecek ayrcalkl iletiim dillerine de sahi p "zel ci l er"
olabilecek. ngilizceyi bi l memek dai ma ciddi bir engel ol utura-
cak, ama bir tek ngilizce bi l mek de gi t gi de daha fazl a oranda
ciddi bir engel olacaktr. Hatta anadili ngilizce olanlar iin bile.
Kendi kimlik dillerini konuanl ar n bugnk uygarl n
onlara nerdiklerine eri mek istedikl erinde, ondan asla vazge-
mek zorunda kal mamal ar iin onu korumak, onu asla yzs t
b rakmamak; bur ul up f kel enmeden, genlere bunun ayn an-
da ne kadar gerekli ve ne kadar yetersi z ol duunu b k p usan-
madan aklayarak, nc dil ngilizcenin eitimini genelle-
tirmek; bu arada di l de eitlilii tevi k etmek, her ul usun iin-
de spanyolcaya, Franszcaya, Portekizceye, Al mancaya, hatta
Arapaya, Japoncaya, inceye ve uzmanl amas daha seyrek
grl en, dol aysyl a da hem kiinin kendi iin, hem de ortaklk
iin daha deerl i yz baka dile haki m ok say da insan olmas-
n sal amak - byl esi bana iletiimdeki muazzam patl amadan,
yoksul l ama, yayg n ku ku ve zihinsel karkl ktan ok, her
dzeyde zenginlik karmak isteyen herkes iin bilgelik yol u
gi bi geliyor.
okkl t rl l korumak iin nerdi i m dor ul t unun
belli dozda bir gnl l l k istediini inkar edecek dei l i m. Ama
bu abay harcamaktan kanr, her eyi bugnk akna bra-
k rsan z ve gzl erimizin nnde kurul makt a olan evrensel uy-
garl k gelecek yl l arda da tamamen Ameri kan, dili tamamen n-
gilizce, hatta tamamen Batl gibi gr nmeye devam edecek
115
ol ursa, bana yle gel iyor ki, bundan kaybeden bt n dnya
olacaktr. Gezegenin bugnk g ilikilerine kat l anamayan
byk bi r kesimini kendi nden uzakl at raca iin Ameri ka
Birleik Devletleri; varol u nedenleri olan her eyi ad m ad m
kaybedecekl eri ve k ol mayan bir i syana srkl endi kl eri iin
Batl ol mayan kltrler; belki de hepsi nden fazla, kendi dil ve
kl t r eitliliini korumakt an acizken, kendilerini d l anm
hi ssedenl eri n ilk hedef i haline gelecei iin her iki tabl oda da
kaybeden Avr upa. SPARTACUS
116
6
Neredeyse bu denemeye iki balk veri yordum: lmcl
kimlikler ya da panteri nasl evcilletirmeli? Neden panter?
nk eziyet edi l di i nde ldrr, nk serbest braklrsa l-
drr, en kts de yaral ad ktan sonra onu doaya brakmaktr.
Ama gene de panter, nk panter evcilletirilebilir de ondan.
Bu biraz kimlik ar zus u konusunda bu kitapta syl emek id-
di as nda ol duum ey. Dnyan n bir cangla dnmesi ni n
nne gemek isteniyorsa, gel ecein gemi teki en kt grn-
tl ere benzemesi ni n nne gemek isteniyorsa, elli yl sonra,
yz yl sonra ocuklarmzn biz gszl er gi bi katliamlara,
srgnl ere ve baka "temi zl i k harekatl ar na" tank ol mas ve
bazen bunl ara katl anmak zorunda kal mas n n nne gemek
isteniyorsa, pantere ne ikenceyl e ne de merhametl e davran l -
mamas , ama serinkanllkla gzl eml enmesi , incelenmesi, anla-
l mas sonra di zgi nl enmesi , evcilletirilmesi gerekir.
Gerekli ol duunu hi ssetti i m her def as nda kendi mi "pan-
t e r i n hangi yollarla di zgi nl enebi l ecei n! syl emeye zorl ad m.
El i mde beni buna yetkili klan gereklere sahi p ol duumdan
deil ; sadece bu dnceye kap l d mdan beri dilekler belirt-
mekl e ve acil zorunl ul ukl ar s ral amakl a yeti nmek bana sorum-
l ul uk gibi gelmiyor. Sayfal ar boyunca bana vaat kr grnen
baz yollarla, kmaz sokak gi bi gelenleri de iaret etmel i ydi m.
Bu kitap bunl ar iin bir areler katal ou deil; ayn derece-
de karma k ve birbirine hi benzemeyen gereklikler sz konu-
su ol duundan, hibir f orml bir l keden di eri ne ol duu gibi
117
aktar l amaz. "Forml " s zcn bilerek kul l an yorum. Lb-
nan' da konumal ar aras nda, iktidarn ok say da dini cemaat
aras nda payl a l mas n esas alan dzenl emeyi bel i rtmek iin bu
szck sk sk tekrarlanr. ok gen ya mdan beri ngilizce,
Franszca ve kuyumcul uk ilerini hatrlatan "siglm" terimiyle,
zellikle Arapa olarak et raf mda hep bunu duymu umdur .
" Lbnan f or ml " , en kendi ne zg ynl eri iinde tek ba-
na uzun uzun zeri nde dur maya deer, ama ben bur ada bu
f or ml tam da onun en az zel, en rnek ni tel i i ndeki , en
f azl a aklayc ynl eri iinde el e al aca m. Hl " mezhep"
ol arak adl and r l an, kendi yol l ar yl a, ok eski ye dayanan kor-
kul ar yl a, kanl atmalar ve artc bar mal ar yl a yi rmi k-
sur cemaati n envanteri ni dei l , ama sadece dengel ere sayg n n
titiz bir kota si stemi yl e gvence altna al nmas na dayanan ku-
rucu fi kri .
Syl emi mi daha iyi oturtabi l mek iin ie u soruyl a bal-
yor um: bir l kenin insanlar kendi l eri ni n farkl farkl cemaatle-
re -di ni , dilsel, etnik, rksal, buduna ilikin ya da ba kas - ait
ol dukl ar n hi ssedi yorl arsa, bu gerekl e nasl ba edil mel i? Bu
ai di yetl eri hesaba katmal m ? Ne lde? Yoksa onlar bi l mez-
den mi gel mel i? Gr myor mu gibi mi yapmal ?
Yantlar yel pazesi geni. Modern Lbnan' n kurucul ar n n
tasarl ad yant ok kesin bi i mde u bir seimi temsil ediyor.
ok cemaatlilii ak bir bi i mde tanmas bak m ndan s ayg ya
deer, ama bu tanmann mant n arla kadar vard ran bir
yant. Bir rnek ol uturabi l i rdi , bir kar-rnek hal ine gel di . Ge-
ni l de k smen Or t adou' nun karma k gerekl eri nden,
ama k smen de bu f or ml n yetersi zl i kl eri nden, katlklarn-
dan, tuzakl ar ndan, tutars zl kl ar ndan.
Deneyimi bu yzden bt nl iinde karal amak da ge-
rekmez. Szme "s ayg ya deer " di yerek bal ad m, nk ikti-
dar ol duu gibi cemaatl erden bi ri ne vermek ve tekileri boyun
emeye ya da yok ol maya mahkm etmek yerine, her cemaate
bi r yer ver mek sayg ya deer; tek dinli, tek i deol oj i ye bal , tek
partili ya da tek dilli, ya da cemaatler snrnn iyi taraf nda
doma ans na sahi p ol mayanl ar n boyun emekt en, srgn-
118
den, ya da l mden baka seeneklerinin ol mad devletlerin
ar bast bir bl gede, zgrl kl eri n boy atmas na ve sanatn
gel i mesi ne zemi n haz rl ayan hassas dengel i bir sistem tasarla-
m ol mak sayg ya deer. Btn bu nedenl erden dol ay , Lb-
nan deneyi mi baar s zl kl ar na ramen beni m gzmde bir i
saval a sonul anmayan ya da henz sonul anmayan, ama g-
reli istikrarlarn bask , zul m, sinsice bir "t emi zl i k" ve tepeden
i nme bir ayrmclk zeri ne dayand ran Orta Dou' daki ve ba-
ka yerl erdeki teki deneyi ml erden hl ok daha onurl u.
Yani, sayg ya deer bir dnceden yola kan Lbnan for-
ml , buna ramen yozlamtr. Kota sisteminin ve "cemaatle-
ri temel al an" her hayal i n snrlarn ak bi i mde gstermesi
bak m ndan rnek ol uturacak nitelikte bir arpkl k.
Lbnan f or ml nn "mucitlerinin" en bata gel en endie-
si, bir seim s ras nda Hristiyan bir adayl a Ms l man bir ada-
yn kar kar ya gel mesi ni n ve her cemaatin bir anda kendili-
i nden "kendi ol unun" etrafnda sef erber ol mas n n nne
geil mesiydi; beni msenen zme gre eitli st dzey grev-
ler nceden datlacak, byl ece rekabetin hibir zaman iki ce-
maat aras nda dei l , ama ayn cemaate mens up adayl ar arasn-
da gemesi sal anacakt . Kuram olarak zekice ve mantkl bir
dnce. Buna ramen, Cumhurbakanl ndan Parl amentoya
ve devl et memuri yet l eri ne kadar iktidarn her dzeyi ne uygu-
l amaya kalklnca, gerekte olan, nemli her mevki i n tek bir
cemaatin "ml ki yet i " haline gel mesi ol du!
Tek bir greve talip iki aday aras ndan en yetenekl inin de-
il de, bal ol duu cemaatte o mevki de "hak sahi bi " olan kii-
nin seildii bu aptalca si steme kar genl i i mde sk sk sesimi
yksel tmi i mdi r. Bugn bile, bana f rsat veri l di i nde ayn tep-
kiyi gsteri yorum. Tek fark, on dokuz ya ndayken bu sistemi
ne olursa ol sun bir bakas yl a dei ti rmek i stememdi . Krk do-
kuz ya nda, bunun hl dei mesi ni di l i yorum, ama ne ol ursa
ol sun ekl i nde deil.
Bunlar yazarken, bi raz Lbnan' dan teye bak yorum. Ora-
da kurul an sistem yozl amayl a sonul and ysa da, bu gereklik-
ten daha yoz sonul ar kartmak gerektiini sanm yorum. Sz-
gelimi, ok cemaatli topl uml ar n "demokrasi ye uygun olmad-
119
n " ve oralarda i bar ancak ok otoriter bir iktidarn koru-
yabil eceini d nmek gibi.
Son yllardaki olaylar aksini ortaya koymu ol mas na kar-
n, baz demokratl ar n bile ou zaman, hl bu trden "ger-
eki" geinen syl eml erde bul unduunu duyuyor uz. Demok-
rasi "etni k" denilen sorunl ar zmede her zaman baarl ola-
m yorsa da, di ktatrl n bunu daha iyi baaracan gsterdi-
i de hibir zaman i spatl anm dei l . Tek partili Yugosl av rejimi
i bar korumada, Lbnan' daki ok partili si stemden daha m
becerikli kt? Dnya artk eitli halklarn birbirlerini l dr-
d n grmez ol duu iin, Mareal Tito otuz yl nce ehven-i
er gibi grnebilirdi. Bugns e tam tersine, temeldeki hibir so-
runun zl medi i ni fark edi yoruz.
Eski komni st dnyan n ou l kesi nde olanlar zi hi nl erde
hl o kadar taze ki, uzun uzun i spatl amaya kal kmay gereksi z
klyor. Ama her trl demokrasi yaam n engel l eyen iktidar-
larn, asl nda geleneksel aidiyetl erin glenmesini destekl edi k-
leri ol gusu zeri nde srar etmek belki de l zums uz kamaz; bir
t opl umun iine ku ku yerl et i i nde tutunacak en son dayan -
ma en deri nl erde olandr; ve her trl politik ya da sendi kal ya
da akademi k zgrl k kstekl endi i nde, ibadet yerleri insanla-
rn topl an p tartabilecei ve d man karsnda kendilerini
birlik iinde hissedebilecekleri tek yer haline gelir. Ne kadar
ok insan "prol eter", ve "enternasyonal i st" olarak Sovyet dn-
yas na gi rmi ve sonunda hi ol mad kadar "di ndar " ve "mil-
liyeti" ol up kmtr. Zaman ilerledike, szde "l ai k" diktatr-
l kl er dinci fanatizmin fi danl gi bi gr nmeye baladlar. De-
mokrasi ni n ol mad bir laiklik, hem demokrasi hem de laiklik
iin bir felakettir.
Ama burada dur uyor um, bunu rtmede younl aman n
ne yarar var? zgr ve adil bir dnya zleyen herkes iin her
trl diktatrl k, dinsel aidiyetlere, etnik aidiyetlere ya da
ki ml i e ilikin sorunlar zmede gsterdi i apak yetersizlik
zeri nde zel olarak konumaya demeyecek kadar kabul edi-
l emez bir zmdr. Tercih ancak demokrasi ni n erevesi iin-
de yer alabilir.
120
Yalnz, bt n bunl ara ramen, fazl a ilerlemi say l mam.
nk birlikte yan yana uyum iinde yaaman n gerekl emesi
iin " demokr as i " demek yetmiyor. Demokrasi var, demokrasi
var; ve bu al andaki l mcl arpklklar, di ktatrl nki l erden
aa kalmyor. ok kl t rl l n korunmas ve demokrasi ni n
temel ilkelerine sayg konusunda iki yol bana zellikle tehlikeli
grnyor: ku kus uz, samal a vard r l an bir kota sistemi,
ama bir o kadar da, bunun tam tersi bir seim olan, hibir snr
i zmeden sadece ounl uk yasas n di kkate alan sistem.
Bu yol l ardan ilkinde, Lbnan rnei, tek ol masa da, tabii ki
en anlaml rnekl erden biri. Gerginlikleri yumu at mak umu-
duyl a ve insanlar ad m ad m "ul usal bir cemaat "e ait ol dukl ar
duygus una dor u i tme planyla bizlere iktidarn geici olarak
cemaatler aras nda payl a l d syleniyor. Ama sistemin man-
t bamba ka bir yne dor u kay yor: " pas t a" nm payl a l mas
sz konusu ol duunda, her cemaatte kendi pay n n ok ince ol-
duunu, apak bir hakszl n kurban ol duunu ileri sr me
eilimi ba gsteri yor ve bu honutsuzl ukl ar propagandal ar n-
da srekli il eyen politikaclar ortaya kyor.
Kendilerini bo vaatl ere kapt rmayan politikaclar yava
yava bir kenara itiliyor. O zaman da, farkl "kabi l el ere" ait ol-
ma duyg us u zay f l ayaca na gleniyor, ul usal cemaate ait ol-
ma duyg us u bs bt n ya da neredeyse yok olacak kadar azal-
yor. Hep bir bur ukl uk, bazen de kan gl iinde. Bu sistem Bat
Avr upa' ya gel i ndi i nde Belika' y yarat yor; Or t adou' ya ge-
l i ndi i ndeyse Lbnan' .
Biraz emal at r yorum ama etnik sorunl ar n ele alnnda,
cemaat aidiyetlerini yeni den tanmlanan, geni l eti l mi bir ulu-
sal ki ml i k iine kat mak yerine, bunlarn i kame kimlikler haline
dnmesi ne izin veren belli bir izgi a l d an ynelinen se-
nar yo budur.
Ulusal birlik iinde belli say da aidiyetlerin -di l sel , dinsel,
bl gesel , vb. - tannmas ou zaman gergi nl i kl eri hafifletebilir
ve farkl yurt t a grupl ar arasndaki ilikileri salkl bir hale
getirebilir; ama bu, arzu edilenin tersi bir etki yaratmas iin
pek az ey yetti i nden, yle rasgel e kal k l amayacak nazik bir
sretir. Bir aznlk gr ubunun bt nl e katlmasnn kolayla-
121
trlmas istenmi, yirmi yl sonra ise bu gr ubun artk iinden
kmay baaramayaca bir getoya kapat l d fark edilmitir;
ve farkl yurt t a grupl ar aras ndaki havay dzel t mek yerine,
varol u nedenlerini ve sermayel eri ni buna bal ayan politikac-
larla artk dzel emeyecek bir hal e gelen bo vaatl erden, kar-
lkl sul amal ardan ve hrn tal epl erden oluan bir sistem orta-
ya konmutur.
Ac eken bir t opl ul uun iyilii iin yr r l e konsa bi l e
her trl ayrmc uygul ama tehlikelidir. Sadece bu yolla bir
haks zl n yerini baka bir haks zl n almas yznden ve
nefretl e ku kuyu peki ti rdi i iin deil, ama beni m gzmde
daha da vahi m bir ilke nedeni yl e: bir insann t opl umdaki yeri,
onun u ya da bu cemaate ait ol uuna bal kal maya devam et-
tike, bl nmel eri daha da deri nl eti rmekten baka bir ie yara-
mayan arp k bir sistem hl sr dr l yor demekti r; mantkl
tek hedef olarak, onurl u tek hedef olarak eitsizliklerin, haksz-
lklarn, rk ya da etnik, di nsel ya da baka trden gerginl ikl e-
rin azaltlmasnn yollarn arat rmak, aidiyetleri ne ol ursa ol-
sun her yurtta n btn hakl arna sahi p bir yurt t a gi bi mu-
amel e grmesi iin almak demektir. Elbette byl e bir uf ka
bugnden yarna hemen ul a l amaz, ama bu, gi di i tam aksi
yne evi rmek iin bir neden de ol amaz. SPARTACUS
122
6
Kotalar sisteminin ve "cemaatil iin" sapmal ar dnyan n
farkl bl gel eri nde o kadar ok drama neden ol du ki, tam tersi
tavr, yani farkllklar yok saymay ve her eyi ounl uun ya-
nl maz di ye ad km kararna b rakmay tercih eden tavr
hakl karm gibi grnyor.
lk bakta bu tavr, en saf haliyle demokrasi ni n s aduyu-
sunu yanstr gibi grnyor: yurttal ar aras nda Msl manl ar,
Yahudiler, Hristiyanlar, Siyahlar, As ya kkenliler, spanya k-
kenliler, YVallonlar, Flamanlar varm , bi l i nmek istenmiyor,
bunl ar n her birinin sei ml erde bir oy hakk var ve genel seim-
den daha mkemmel bir yasa yok! Bu kutsal " yas a" da can sk-
c olan, gkyz kar ar maya bal ad an onun dor u drst
alamaz hale gel mesi . 1920'lerin ba nda Al manya' da genel
seim kamuoyunun eilimlerini yanstan hkmet koalisyonla-
rnn kurul mas na yar yordu; 1930' larn ba nda ar bir sosyal
kriz ve rk propaganda atmosferi altnda yap l an ayn genel
seimler demokrasi ni n sonunu getirdi; Al man halk kendi ni ye-
niden rahata i f ade edebi l di i nde l say s oktan onlarca mil-
yonu bul mut u. ounl uk yasas her zaman demokrasi yl e, z-
grl kl e ve eitlikle eanl aml ol muyor; kimi zaman zorbalkla,
kl el etirmeyl e ve ayrmclkla eanlaml oluyor.
Bir aznlk bask gryorsa, oy hakk onu ille de zgr kla-
myor, hatta daha da eziyor. ktidarn bir ounl uk gr ubuna b-
raklarak aznlklarn ektiklerinin azaltldn s avunmak iin
ok saf - y a da tersine ok per vas z- ol mak gerek. Ruanda' da
123
Hutula^m nf us un yakl a k onda dokuzunu, Tutsiler' inse on-
da birini ol u t ur duu tahmin ediliyor. Bugn orada yap l acak
" zgr " bir seim etnik bir say m ol maktan teye gi tmeyecekti r
ve buna hibir nlem al madan ounl uk yasas uygul amaya
kal kl acak olursa, iin sonu kanlmaz olarak bir topl u ky-
ma ya da bir di ktatrl e varacaktr.
Bu rnei rasgel e vermi dei l i m. 1994' teki katl iama elik
eden politik tartmalarla il gil enil diinde, arlarn dai ma de-
mokrasi ad na hareket ettiklerini, hatta ayakl anmal ar n 1789
Fransz htilali' yle, Tutsiler'in yok edil mesini ise Robespierre ve
arkadal ar n n giyotin saltanatnn s r d devi rl erde yapt
gibi, ayrcalkl bir kastn ortadan kal d r l mas yl a k yasl ayacak
kadar ileri gittiklerini gr yor sunuz. Hatta baz Katolik rahip-
ler, "yoksul l ardan yana" olmalar ve "fkel eri ni anl amak" ge-
rektii inancyla ii, bir soyk r m n ibirlikileri hal i ne gel meye
kadar vard rm l ard .
Bu trden bir dayana n beni endi el endi rmesi ni n tek ne-
deni, katilin nefret edilesi davran na soyl ul uk kazand rmaya
allmas deil , ayn zamanda en soyl u ilkelerin bi l e ne yollar-
la "arpkl atrl abil eceini" gstermesi . Etnik k y ml ar hep en
gzel bahanel ere snl arak gerekletirilir - adalet, eitlik, ba-
mszl k, insan haklar, demokrasi , ayrcalklara kar mcade-
le. u son yllarda eitli l kel erde olanlar, genel seim kavra-
mnn ki ml i k anl amazl erevesi nde kul l an l d her du-
r umda bizleri ku ku duymaya itmeliydi.
Apart hei d' n kal d r l mas na kadar Gney Af r i ka' da oldu-
u gibi, ayrmcla maruz kal an insan topl ul ukl ar aras nda
bazlar l kel eri nde ounl uktadr. Ama ou zaman dur um
tersinedir, ac ekenler, en temel hakl ar ndan yoks un braklan-
lar, srekli dehet iinde, aa l anma hal i nde yaayanl ar azn-
lklardr. Ad n z n Pierre ya da Mahmut ya da Baruh ol duunu
itiraf etmekten kor kt uunuz ve bunun drt ya da krk kuak-
tan beri s r d bir l kede ya yorsan z; zaten yznzde ai-
diyetinizin rengini tadnz iin, baz yerl erde "gr nr azn-
l kl ar" denilen aznlklardan ol duunuz iin byl e bir " i t i r a f t a
bul unman za gerek bile kal mayan bir l kede ya yorsan z; o
124
zaman "ounl uk" ve "az nl k" szckl eri ni n her zaman de-
mokrasi s zl nn i i nde yer al mad n anl aman z iin uzun
akl amal ara ihtiyacnz yoktur.
Demokrasi den sz edebi l mek iin fi ki r tart mas n n greli
bir huzur ortam nda gerekl emesi gerekir; bir oyl aman n anla-
m ol abil mesi iinse zgr i f ade say l abi l ecek tek ey olan g-
r oyunun, otomati k oyun, etnik oyun, fanati k oyun, kimlik
oyunun yerini al mas gerekir. Cemaatl ere dayanan ya da rk
ya da totaliter bir mant k iine gi ri l di i an, dnyan n her yerin-
de demokratl ar n rol artk ounl uun tercihlerini en n pla-
na kartmak dei l , gereki rse ounl uk kural na kar , ezilenle-
rin hakl ar na s ayg duyul mas n sal amak olmaldr.
Demokrasi de kut sal olan, mekani zmal ar dei l , deerl erdi r.
Mutl aka ve en kk bir dn ver meden s ayg gsteri l mesi ge-
reken ey, insanlarn, inanlar ve renkleri ne ol ursa ol sun, say-
sal neml eri ne ol ursa ol sun, kad n, erkek ve ocuk, bt n in-
sanl ar n onur udur ; oyl ama biimi bu zor unl ul ua uygun hal e
getirilmelidir.
Eer genel seim f azl a adal et si zl i e yol amadan zgrce
gerekl eebi l i yorsa, ne l; yoks a kor kul ukl ar t asarl amak gere-
kir. Btn byk demokrasi l er u ya da bu dneml eri nde buna
bavurmul ard r. ounl uk esas n n egemen ol duu ngilte-
re' de, Kuzey rl anda' daki Katolik aznlk s or ununun bir z-
me bal anmas i st endi i nde, yal n zca o zal i mce ounl uk kura-
ln esas al mayan f arkl oyl ama sisteml eri dnl mt r .
Fransa' da son dnemde zel bir sorunun kendi ni gsterdi i
Korsika iin, l keni n geri kal an k sm ndan farkl , bl gesel bir
oyl ama sistemi yr r l e konmutur. Birleik Devl et l erde, bir
mi l yon nf us l u Rhode Island' n iki senatr varken, otuz mil-
yon Kal i f orni yal n n da iki senatr vardr, byk eyaletlerin
daha zayf olanlar ezmesi ni nl emek iin kur ucu atalarn o-
unl uk yasas na att bir elme.
Ama bir szckl e yeni den Gney Af r i ka' ya dnmek istiyo-
rum. nk bir dnem kar kl a neden olabilecek bir sl ogan,
majority rule ya da ounl uk hkmet i sl ogan revatayd . Nel-
son Mandel a gibi adaml ar n yapt gibi, amacn ne beyaz bir
hkmet i n yeri ne si yah bir hkmet koymak, ne de bir baka-
125
sna ayrmclk uygul amak ol mad n n, ama kkenleri ne olur-
sa ol sun bt n yurttal ara ayn si yasal haklarn veri l mesi oldu-
unun, kendilerinin bu nokt adan itibaren ister Af r i ka kkenli,
ister Avr upa ve As ya kkenli ya da mel ez ol sun, beendi i y-
neticileri semekte zgr ol dukl ar n n belirtilmesi koul uyl a
Apart hei d bal am nda anlalabilir bir kesti rmeydi .
Bir gn Birleik Devletler bakanl na bir siyahn, Gney
Af r i ka bakanl na bir beyaz n seilmesini d nmeyi engelle-
yecek hibir ey yok. Gene de byl e bir olaslk ancak etkili bir
i bar, bt nl eme ve ol gunl ama srecinin sonunda, her
aday kendi yurttal ar taraf ndan, mi ras ald ai di yetl ere gre
dei l , ni hayet insani nitelikleri ve grl eri esas alnarak deer-
lendirilebilecei zaman mmkn gibi grnyor. Henz o nok-
tada ol mad m z syl emeye gerek yok. in gerei, bu her
yer iin byle. Ne Ameri ka Birleik Devletleri' nde, ne Gney
Af r i ka' da, ne de baka bir yerde. Duruml ar baz l kel erde di-
erl eri nde ol duundan daha iyi gel iiyor; ama harita zeri nde
ne kadar ararsam arayay m, bt n adayl ar n dinsel ya da etnik
aidiyetlerinin semenlerince nemsenmedi i tek bir yer bile
bul amad m.
Eski demokrasi l erde bile baz katlklar s r p gidiyor. Bu-
gn bana "Roma Katolik Kilisesi' ne mens up" birinin Londra' ya
babakan olmas hl zor gi bi geliyor. Fransa' da inanl ya da
deil , mensupl ar semenlerin kiisel erdeml eri nden ve politik
hedef l eri nden baka bir eyi di kkat e al mas ndan etkil enmeksi-
zin, en st dzey grevl ere talip olabilen Protestan aznla
kar artk hibir nyarg yok; buna karlk alt yz ks ur met-
ropol seim bl gesi nden hibiri Millet Meclisine Msl man bir
ye sememitir. Bir oyl ama, t opl umun kendisinin ve farkl bi-
leenlerinin uf kunun yans mas ndan baka bir ey deildir.
Tehis konul mas na yardmc olur ama asla tek bana are bu-
lamaz.
Belki de son sayf al arda Lbnan' daki , Ruanda' daki , Gney
Af r i ka' daki ya da eski Yugosl avya' daki duruml ar uzun uzun
konu etmekten kanmal ydm. Son onyllardr oralar kana bu-
l ayan draml ar gnl k gazeteleri o kadar megul etti ki, bunl a-
126
rn yan nda bt n teki gergi nl i kl er hafif, hatta nemsi z kalabi-
lirdi. Oysa -hat rl at maya gerek var m ?- bugn tek bir l ke yok
ki, yerl eik ya da gmen, farkl halk topl ul ukl ar n n birlikte
yaayabi l ecei eki l de dnebi l si n. Her yerde zeri az ok us-
talkla rt l m ve genel ol arak ci ddi l eme ei l i mi nde gergin-
likler var. Zaten ou zaman sorun ayn anda birok dzeyde
bi rden kendini gsteri yor; mesel a Avr upa' da devl etl erin oun-
da ayn anda bl gesel ve dilsel sorunlar, gmen topl ul ukl ar n
varl ndan kaynakl anan sorunl ar ve bugn artk daha yumu-
ak olan ama her biri kendi tarihine, kendi di l i ne ve kendi du-
yarllklarna sahi p yi rmi otuz kadar ul usun "ortak yaam n "
rgtl emek sz konusu ol aca ndan, Avr upa Birlii' ne katlma
gerekletike ortaya kacak "k tal l arm" sorunl ar var.
Elbette orant duy g us unu korumak gerekir. Her ate veba-
nn habercisi deildir. Ama hibir ate omuz sil kerek geitirile-
mez. Grip sal g n ndan da endi e edi l mi yor mu? Vi rsn seyri
srekl i olarak i zl enmi yor mu?
Tabii ki her " has t a" ya ayn tedavi uygul anmaz. Baz vaka-
l arda kurumsal "bari yerl er" yerl eti rmek hatta "vahi m bir ev-
vel i yat " olan l kel erde hem katliamlar ve ayrmclklar nle-
mek hem de okkl t rl l korumak iin ul usl araras topl um
taraf ndan etkin bir st deneti m sistemi get i rmek gerekir; teki-
lerin ou iin zellikle sosyal ve entelektel havay dzel tecek
daha ince ayarl amal ar yeterlidir. Ama kimlik hayvan n evcil-
letirmenin en iyi yol u konus unda serinkanl ve kresel d-
nme zorunl ul uu her yer de kendini hissettiriyor. SPARTACUS
127
Sonsz
Buraya kadar katetti i m yol u izlemi olanlar, bana gre, bu
dncel eri mi n u ana dnceden yol a kmas gerekti i ni
okudukl ar nda a rmayacakl ar: her i nsan az da olsa, yaad
l keyl e ve bug nk dnyam zl a zdel eebi l si n. Bu da gerek
kiinin bi zzat kendi si , gerekse tek tek ya da g r up hal i nde kar-
sndakil er t araf ndan beni msenecek bi rt ak m davr an ve al-
kanlklar kaps yor.
Her bi ri mi z kendi eitliliini st l enmeye, ki ml i i ni en st
ai di yet konumuna yksel t i l mi ve d l anma arac, bazen de sa-
va aleti hal ine geti ri l mi tek bir ai di yetl e eri tmek yerine, eitli
aidiyetlerinin t opl am gi bi al g l amaya t evi k edilmelidir. zel-
likle de, iinde yaad kl ar t opl umun kl t r yl e iinden ktk-
lar kl tr rt meyen herkesi n, bu ifte ai di yeti f azl a yara al-
madan stl enebi l mesi , kkenl eri ndeki kl t rl eri ne ballklar-
n koruyabi l mel eri , onu utan verici bir hastal k gi bi gi zl emek
zorunda kal mamal ar ve yan sra, onlar kabul eden l keye
kendilerini aabil mel eri gerekir.
Byle i f ade edi l di i nde bu temel ilke en bat a gmenl eri
il gil endiriyor gibi grnyor, ama hep ayn t opl um iinde ya-
adklar hal de k kl trl eri ne duygus al bir bal a bal ka-
lanlar da -bi rokl ar aras nda, bugnk tan ml ar olan african
americans'la ifte ai di yetl eri ni n ne ol duu ak seik ortaya ko-
nul an Ameri kal si yahl ar d nyor um- kaps yor; bu temel il-
ke, sahi p ol dukl ar tek vat anda dinsel, etnik, sosyal ya da daha
baka nedenl er yznden kendilerini "az nl kt a" hi sseden, "ay-
129
r " hi sseden herkesi de kapsyor. Herkes iin Farkl aidiyetlerini
huzur iinde yaayabi l mek kendi geliimleri bak m ndan ol du-
u kadar i bar asndan da byk nem tayor.
Toplumlarn da, tarih boyunca kimliklerini ol ut uran ve
onlara hl ekil veren ok say da aidiyetlerini ayn eki l de st-
lenmeleri gerekirdi; herkesi n etraf nda gr dyl e zdel ee-
bil mesi iin, herkesin yaad lkenin i maj nda kendi ni bul a-
bilmesi ve genellikle ol duu gibi tedirgin, hatta kimi zaman
d man bir seyirci olarak kal mak yerine, buna dahil ol mas yo-
l unda yrekl endi ri l di i ni hi ssetmesi iin, eitliliklerini gzl e
gr nr si mgel erl e ilerine sindirdiklerini gst ermek amacyl a
aba harcamalar gerekirdi.
Elbette bir lkenin kabul l endi i bt n ai di yetl er ayn
nemde ol amaz, konu hibir eyl e rt meyen bir vitrin eitlii
istemek dei l , farkl i f ade yollarnn me r ul uunu vur gul amak.
Bir rnek olarak, dinsel adan Fransa' nn Katolik gel enei n
ar bast bir l ke ol duundan hi ku ku yok; bu onun Pro-
testan bir boyut u, Musevi bir boyut u, Msl man bir boyut u ve
her di ne derin bir ku kuyl a bakan "Voltaire' ci" bir boyut u ka-
bul etmesine engel deil; bu boyut l ardan her biri -l i st e bu ka-
darla da kal maz- lkenin hayat nda ve kimliini deri nden kav-
ray nda anlaml bir rol oynam t r ve oynamaya da devam et-
mektedi r
Bu arada, Fransz dilinin de birok aidiyetten ol uan bir
kimlii ol duu aktr; nce Latin, evet ama ayn derecede Ger-
men, Kelt, sonra Af ri ka' dan, Antiller' den, Arapadan, Slavca-
dan gelen katklar ve onu mutl aka bozmas gerekmeyen ama
zenginletiren daha yak n dneml erdeki baka etkiler.
Burada sadece Fransa' nn dur umuna dei ndi m, asl nda bu
konuda ok daha fazla yay l abi l i rdi m. Her t opl umun kendi yl e
ve ki ml i i yl e ilgili son derece kendi ne zel bir imaj ol duu
yads namaz. Yeni Dnya lkeleri, zellikle de Birleik Devletler
iin kimliklerinin eitli aidiyetl erden ol ut uunu kabul etmek
ilke olarak sorun yaratmaz, nk bu lkeler her k tadan ko-
pup gel en gmenlerin katklaryla ol umul ard r. Ama bu g-
menlerin hepsi ayn koul l arda gelmemitir. Kimileri daha iyi
bir hayat ar yordu, ki mi l eri yse istemedikleri hal de zorla kar-
130
lp getirilmilerdi. Btn gmen ocuklarnn ve daha Kolomb
ncesi dneml erde oral arda yaayanl ar n soylarnn, iinde ya-
ad kl ar topl uml a tam anl am yl a zdel eebi l mesi uzun, ok
uzun, henz t amaml anmam ve zorlu bir srecin sonunda ger-
ekleebilecektir. Ama orada sorun farkllk i l kesi nden ok, bu-
nun ileyiindedir.
Bu arada, ul usal ki ml i k sorunu farkl bi i mde kendini gs-
teriyor. Olaylarn gel i i mi yl e bir gmen topra haline gelen
ama byl e bir mi syon iin kendi ni uygun grmeyen Bat Avru-
pa' da baz halklar, kimliklerini sadece kendi z kl trl eri ne re-
feranstan baka trl al g l amada hl zorlanyorlar. Bu, uzun
zaman bl nm ya da ba ms zl kl ar ndan yoks un b rak l m
hal kl ar iin zellikle gerek; onlara gre tarih iinde sreklilii
sal ayan, bir devl et ve ul usal bir toprak deil , kl trel ve etnik
balar. Buna ramen, bt n iinde Avr upa, bi rl emeye yak-
lat lde, kiml iini dilsel, dinsel ve daha baka aidiyetleri-
nin bir toplam gibi kavr amak zorunda kalacak. Eer tarihinin
her esini tal ep etmez ve gelecekteki vatandal ar na Al man ya
da Fransz ya da talyan ya da Yunanl ol maktan vazgemeden
kendilerini tamamen Avr upal gibi hi ssedebi l mel eri gerektiini
ak seik syl emezse, var ol maktan dpedz kacak.
Yeni Avr upa' y yarat mak Avr upa iin, onu ol uturan lke-
lerin her biri iin ve bi raz da dnyan n geri kal an k sm iin ye-
ni bir kimlik kavram yaratmaktr.
Ameri kan rnei gibi, daha baka pek ok rnek gibi, bu
rnekle de ilgili syl enecek ok ey var ama ayrntlara girme-
nin kkrtclna di reni yorum ve sadece, beni m gzmde
nem tayan, ki ml i i n "i l eyi i "-' n bir ynne dei nmekl e ye-
tiniyorum: bir lkenin ya da Birleik Avr upa gibi bir bt nn
yesi ol duunuz an, onu ol uturan el erden her bi ri yl e belli
bir akrabal k hi ssetmeden edemezsi ni z; elbette z kl t rnzl e
olan ok zel ilikiyi ve ona kar belli bir s or uml ul uu korur-
sunuz, ama teki bi l eenl erl e de ilikiler dokunmaya bal am-
tr. Bir Piemonteli kendi ni talyan hissettii andan itibaren, To-
ri no' ya ve onun gemi i ne duydu u zel sevgi iinde sakl kal-
sa da, Venedik' in ve Napol i ' ni n tarihine il gisiz kal amaz. Ayn
ekilde, bu talyan kendi ni Avrupal hissettike Ams t er dam ya
131
da Lbeck yrngel eri onun iin gi t gi de daha az uzak, gi t gi de
daha az yabanc gelecek. Bu ol uum belki iki kua bul a-
cak, bazl ar iinse biraz daha fazla; ama ben daha i mdi den
bt n kta vatanl ar ym , orada yaayanl ar da vat andal ar y-
m gi bi davr anan gen Avrupal l ar tan yorum.
Ai di yet l eri mden her birini yks ek sesle talep eden ben,
do du um bl geni n de kabileler an, kutsal saval ar an,
l mcl kimlikler an geri de b rakarak ortak bir eyl er ina
etmek iin ayn yol u izleyecei gn hayal etmekten kendi mi
al am yorum. Tpk Lbnan' a, Fransa' ya ve Avr upa' ya dedi i m
gibi, bt n Or t adou' ya " vat an" ve her isimde, her kkenden
Msl man, Yahudi ve Hristiyan, bt n ocuklarna "vatan-
da " di yebi l ecei m gnn hayal i ni kur uyor um. Srekli kuran
ve nceden hi sseden kaf am n iinde bu oktan ol du bile; ama
bir gn gerek zemi nde ve herkes iin aynen yl e olmasn is-
terdim.
Bataki syl emi me geri dnmek ve her l keye dair daha
nce syl edi kl eri mi kresel dzl emde tekrarl amak iin paran-
tezi i st emeye i stemeye kapat yorum: yl e olmal ki, hi ki ms e
kendini domakt a olan uygarl kt an d l anm hissetmesin, her-
kes orada kendi kimlik dilini ve z kl t rne ait baz si mgel eri
bul abi l si n, gene orada herkes, l ksel l etiril en bir gemi te s-
nak aramak yerine, azck da olsa kendini, etrafn kuat an
dnyan n iinden yksel di i ni gr d eyl e zdeletirebilsin
Bunun yan sra, herkes ki ml i i olarak kabul ettii eye, ye-
ni yzy l , yeni binyl boyunca gi t gi de daha fazla nem kazan-
maya aday yeni bir bileen katabilmeli: insanlk macerasna da
dahil olma duygus unu.
te kimlik arzusu ve l mcl sapmal ar konusunda aa
yukar syl emek istediklerim. Amac m sorunu di di k di di k et-
mekti, ancak hl ilk kekel emel erdeyi m, yazd m her parag-
rafta iimden yirmi sayf a daha yazmak gel i yordu. Yazd kl ar m
tekrar okuduumda bu sayf al arda gerekli tonu - ne fazl a so-
uk, ne f azl a atel i- ya da ikna etmek iin yeri nde gerekeleri
ya da en dor u formlleri bul duumdan emin deil im. Ama
bu pek nemli deil, ben sadece bi rka fikir ortaya atmak, bir
tanklk geti rmek ve bana her zaman son derece byl eyi ci , son
132
derece artc gelen, bana hayat veren bu dnyay izledike
daha da ok megul eden konul ar zeri ne dnl mesi ni sa-
l amak istedim.
Genelde, bir yazar son s ayf aya gel di i nde en kal pten dile-
i, kitabnn yz yl sonra, iki yz yl sonra hl okunuyor ol-
masdr. Ku kus uz bu asl a bilinemez. Sonsuz ol mas istenen ve
ertesi gn len kitapl ar varken, bir okul l unun el ence ol sun di-
ye yazd sanlan bir bakas ayakta kalr. Ama dai ma umut
edilir.
Ben ne bir elencelik ne de edebi bir eser olan bu ki tap iin
o dilei tersine evireceim: torunum yeti ki n biri ol up da, g-
nn bi ri nde rastlantyla aile ki tapl nda onu kef et t i i nde bi-
raz sayfal ar n kartrsn, bi raz gz atsn, sonra omuz silkerek
ve bykbabas n n zaman nda hl byl e eyl erin konuul ma-
sna ihtiya duyul u una hayret ederek hemen al d tozlu yere
geri koysun. SPARTACUS
133

You might also like