You are on page 1of 78

AKDENZ NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS

AYA AVCI

BN HALDUN VE G. VCO KARILATIRMASINDA DOALCI VE TNSELC TARH FELSEFES

Danman Prof. Dr. Hasan ASLAN

Felsefe Anabilim Dal Yksek Lisans Tezi

Antalya,2008

Created by trial version, http://www.pdf-convert.com

NDEKLER NDEKLER..i EKLLER LSTESii ZETiii ABSTRACT.iii NSZ.iv GR 1 1. BLM: BAZI FOZOFLARIN TARH VE TARH FELSEFES DNCELER5 2. BLM: TARH FELSEFESNDE LERLEMEC VE DNGSELC ANLAYII...18 2.1. lerlemeci Tarih Felsefesi Anlay.. 18 2.2. Dngselci Tarih Felsefesi Anlay... 20 3. BLM: BN HALDUNUN TARH FELSEFES ANLAYII..24 3.1. bni Haldunun Tarih Anlay..24 3.2. bni Haldunun Tarih Felsefesinde Doalclk..33 3.3. Mukaddime....38 3.4. bni Haldunun Tarih Anlaynda Umran lminin Yeri.. 40 3.5. bni Haldunnun Tarih Anlaynda Asabiye Kavram.... 43 3.6. bn Haldunnun Baz Filozoflara Olan Etkisi.. 45 4. BLM: GAMBTTSTA VCONUN TARH FELSEFES ANLAYII...47 4.1. G. Viconun Tarih Anlay.. 47 4.2. Yeni Bilim.... 55 4.3. Viconun Tarih Felsefesin Tinselcilik (Tanrsal Kayra). 58 4.4. Viconun Tarih Felsefesine Ortak Duyu.... 60 4.5. Viconun Tarih Felsefesinde Filolojinin Yeri..... 61 4.6. Viconun Baz Filozoflara Olan Etkisi..... 63 5.SONU 66 6. KAYNAKA...69 7. ZGEM......71

ii

EKLLER LSTES ekil1.167 ekil1.267

iii ZET

Bu almada, Antikadan balayan ve ilk tarihsel dzen olan dngselci anlayn, Yahudilik ve Hristiyanlkla birlikte gelen insann zamansall anlayyla tarihin anlam farkllamasna uramas sonucu ortaya kan ilerlemeci anlayn tarihsel seyri incelenmekte ve bu inceleme iin de kabul gren bu ilerlemeci grn geliimi ierisinde devam ede gelen felsefi grlerin arasnda tezat bir anlay ve bilinle hareket eden iki dnrn, bni Haldun ve G. Viconun, dnemlerinde kabul grmemi olan eserleri ele alnmaktadr. Ayrca dngselciliin, doalc ve tinselci bak asyla yorumlanm olduu Mukaddime ve Yeni Bilimin karlatrmas yaplarak, bu dnrlerin ayn tarihsel dzene getirdikleri farkl yorumlar irdelenmeye allm ve aralarndaki ayrmlara ulalmaya allmtr.

iv ABSTRACT

In this study, historical process of cyclic approach that is the first historical system started in Ancient ages, and progressive approach resulting from semantic differentiation of history and temporality approach of human as a result of Judaism and Christianity are reviewed. For this revision, timely dishonored works of bn Khaldun and G. Vico who are philosophers acting opposite to continuing philosophical views within honored progressive approach are discussed. In addition, the endeavor here is to study different point of views of these philosophers about the same historical system and understand differences between them by comparing The New Science and Muqaddimah in which cyclic is interpreted with naturalist and spiritualist views.

v NSZ

Tarihin bir felsefe etkinliinin yani theoriann konusu olamayacan savunan bir anlayla Antikada ortaya konan tarih, doann bir uzants ve tesadfi olaylarn dngsel seyri olarak grlmtr. Bu anlay, her ne kadar Aristonun dile getirdii tekrarlanan devlet formlar veya Platonun ortaya koyduu insanln gidiatna dair belirlenimde bulunan almalarla elimi de olsa, ykarak gnmz tarih felsefesin temellerini ilk atan kii Augistinus olarak kabul edilmitir. Gnmzde tarih kavramnn sahip olduu her iki anlam da insanlarn ve toplumlarn yaanm gemileri olarak tarih ve gemii inceleyen bir bilim olarak tarih felsefeye konu olabilir hale gelmitir. Bunun olumasnda en byk katky veren, ortaya kan dini grler olmutur. Gelecek hakknda bilgi veren ve gemii de gelecee ait bilgiler nda grmemize neden olan kutsal kitaplar, bize vahiy yoluyla gelmi Tanrsal bilgileri aktarrken insanln anlam kazand bir zaman kesitinden bahsederler. te insanln kavutuu bu zamansallk onu tarihsel kuramlara itmekte, bu konuda yapt genellemelerin temelinde yer alan ilkeleri bulmaya ynlendirmektedir. Bu anlay ve eilimler iinde olan insanlar, giderek tarihin dzeni konusunda farkl bak alarna sahip olmulardr. lk tarihsel dzen olarak ngrlen dngsellik anlay, Yahudilik ve Hristiyanlkla birlikte ortaya kan ve ilk olarak 4. yzylda Civitas Dei adl eserinde Augustinusun dile getirdii izgisel ilerlemeci anlaya dnmtr. Bu gr, uzun yllar kabul grm ve zellikle Batda tarihsel bilincin temel unsuru haline gelmitir. slamiyet tarafndan da benimsenen bu gr, slamiyetin Ortaa olarak kabul edilen 14. ve 15 yzyllar arasnda yaam olan bni Haldun tarafndan tekrar

vi dngselcilie doru bir dn yaamtr. bni Haldunun, el ber adl tarih eserinin nsz niteliindeki Mukaddimesinde ortaya koyduu bu dngselcilik anlay, Greklerden farkl olarak tesadfi deil belli kurallar erevesinde gelimekteydi. Eserinde doa kurallar ile toplumsal kurallar arasnda youn bir ba olduunu dile getiren bni Haldun bu kat ilerlemeci anlaya ilk kar kan filozof olmutur. Daha sonra Batda 17. ve 18. yzyllar arasnda yaam olan G. Vico, bni Haldunun yeniden ortaya kard bu dngselci anlay tinselci bir yorumla dile getirmi ve Bat tarih bilincinde kabul grmesi zor bir eser olan Yeni Bilimi yazmtr. Her iki dnrn de yaadklar dnemde gereken deeri grmemi olan eserleri, tarih yzyl olarak da bilinen 19. yzylda yeniden incelenmeye balanm ve 20. yzyln hem doalc hem de tinselci bak alarna sahip dnrlerin, dngselci tarih anlayyla ortaya koyduklar eserlerine k tutmulardr.

GR

Tarih szc, hem gemite kalan insani ve toplumsal olaylar topluluunu yani yaanm gemii adlandrr; hem de bu yaanm gemii konu edinen bilimi, tarih bilimini anlatr. Bu ayrm baz filozoflarca iki Latince terim ile anlatla gelmitir. lk tanma, yani gemite kalan insani ve toplumsal olaylar olarak tarihe res gestae denilmi, bu olaylar konu alan disipline, yani tarih bilimine de historia rerum gestarum denilmitir. Ancak bugn szckteki anlamsal ayrm ifade eden bu terimler kullanlmamakta, onun yerine yalnzca historia ile her iki anlam da ihtiva eden tek bir szck kullanlmaktadr. te tarih szcnn bu ift anlamll, tarih felsefesinde de iki farkl anlama ekline sebep olmaktadr. Bu anlama ekillerinden birincisi, yaanm gemiin felsefesi olarak tarih felsefesi (res gestaenin), ikincisi ise tarih biliminin felsefesidir (historia rerum gestarumun). lk anlama ekline, yani res gestaein felsefesine, gemite kalan olaylarn ne anlam ifade ettiinin sorgulanmasyla balanp, giderek insanln tm yaanm gemiine, yani dnya tarihine ynelen bir felsefe ura olarak baklmaktadr. Bu anlay tm insanlk tarihine ynelik bir st bak edinmeye alr ve bu ura tm insanlk tarihi hakknda kapsayc olmak isteyen bir felsefe sistemi kurmaya kadar gitmekte ve tm insanlk tarihi, bu trden felsefe sistemleri nda aklanmaya allmaktadr. Hegel ve Marks gibi filozoflar bu anlaya rnek verilebilmektedir. kinci anlama ekliyle tarih felsefesi ise, tarih biliminin ve tarihinin bilgi elde etme etkinliini sorgulayan, tarih biliminin dayand ilke ve yntemleri eletiren ve giderek tarihsel bilginin niteliini ve olabilirliini zmleyen bir tarihsel bilgi eletirisidir. Bu anlama ekline sahip filozoflar Dilthey, Simmel, Gadamer ayrca Herdere bal kalm olan Alman Tarih Okulu (Ranke, Humbuldt, Droysen vb.) filozoflardr. Bu filozoflarn temel tezi, bu alann nesnesinin deneysel olaylar deil, dnceler, normlar, simgelerden oluan tinsel bir dnya olduudur. Aslnda gemiin felsefesi ile tarih biliminin felsefesi, ilkinin tm gemi karsnda filozoflarn ou kez evrenselci bak alar altnda yaptklar bir felsefe olmas ve ikincisinin de tarihinin bilgi etkinliini sorgulamak isteyen bir bilim felsefesi ve bir metodoloji eletirisi olmas bakmndan birbirlerinden ayr durmaktadrlar. Ancak her ikisini

2 de birbirlerine balayan bir zellik vardr ki o da her iki ynelim iin de tarihsel olaylarn bilinebilir olduudur. Byle bir varsaym olmakszn her iki ynelimin de var olu nedenleri ortadan kalkmaktadr. nsanlarn gemi-imdi-gelecek lemesi iinde, en sradan ifadesiyle nereden geldik ve nereye gidiyoruz? trnden sorulara yant getirme abalarnn sonu gelmemektedir. te tarih felsefesi, hala elden geldiince yantlama urann srd nereden geldik? sorusuna deil, henz doyurucu nitelikte hibir yantn verilemedii nereye gidiyoruz? sorusuyla ilgilenmektedir. Ancak bu trden sorulara verilen yantlar ok eitli olduu gibi kendi aralarnda da ou kez kartlk iindedirler. Baz yantlara gre tarihte bir erek bulunmaktadr ve bu erek gemie baklarak saptanlabilmektedir. Eer bu saptama gerekleirse gelecekte meydana kacak toplumsal durumlar ve bu durumlar balamnda yaanlacak olan muhtemel olaylar nceden grlebilecek ve gelecek hakknda ndeyilerde bulunulabilecektir. Baz yantlar ise bunun tam tersine, tarihe ereksizliin hakim olduunu ve ereksizlik hakknda konuulamayacan belirtmektedir. Baz filozoflar tarihte tam bir ilerleme olduunu sylerken bazlar da tarihin belli dnemlerinde adna ilerleme denilebilecek baz gelimeler olsa da tarihin tmyle ilerleyen bir sre olduunun sylenemeyeceini dile getirmektedirler. Bu ilerlemeci tarih anlay ile tarihsel ereklilik gr ou filozofta bir arada bulunmakta ve bu filozoflar tarihi, bir eree doru izgisel bir ekilde ilerleyen bir sre olarak kabul etmektedirler. Dier gre sahip filozoflar ise bunun tersine tarihin, belirli dnemlere gre devinen bir sre olduunu ve belli bir dneme kadar ilerleme yaansa bile tarihe geri dnlerin hkim olduunu ileri srerler. Antikaa bakldnda felsefe deimez, kalc, evrensel bilgiyi elde etme amac gden bir etkinlik olarak kabul edilmi, olgulara dayanan deneysel gzlemsel bilgi ise bu alana dahil edilmemitir. O dnemde toplumsal olaylar konu edinen historia da bu ikinci grupta yer almtr. Platon, historia bilgisine san bilgisi adn vermitir. Aristoteles de historiay akl bilgisinden ayrarak, doal olaylarn bilgisini ifade eder tarzda kullanmtr. Tarih yazclna ise historiografi adn vermi ve Poetika adl eserinde bir edebiyat tr olarak iir sanatnn iinde ele almtr.

3 Aristotelese gre historia etkinlii her iki anlamda da felsefeye karttr. nk bunlar bireysel ve rastlantsaldr ve dolaysyla bir genellie ulaamazlar. Bu kartlk genel olan ile uraan theoria etkinlii ile bireysel-rastlantsal olan ile uraan historia etkinlii arasnda giderilemez trden bir atma yaratm ve bu gr Ortaa boyunca da srp gitmitir. Bu kartlk Bat felsefesinde Yeniada ilk kez F. Bacon tarafndan ortadan kaldrlmaya allmtr. O, Antikan tersine, theoria etkinliinin salt rasyonel bir etkinlik olarak srdrlemeyeceini, bu etkinliin empeiriaya dayanmas gerektiini vurgular ve Yenian bu giriimi ile ada doa bilimleri yani deneye ve gzleme dayal, empirik temelli olarak i gren bilim, ortaya kar. Daha sonraki srete, pozitivist bilim felsefesi ad altnda tarihin doa bilimlerinde kullanlan yntemlerle ele alnabilecek bir ilim dal olduu yaklam ortaya kmtr. Bu gre katlan baz felsefeciler Locke, Hume, Comte, Mach v.b.dir. Dier bir anlaya gre de tarih, doa bilimlerinden farkl olarak nesne, yntem ve ilke asndan ayr bir bilim dal olarak ele alnmaldr. Bu gruba ise Alman Tarih Okulu rnek gsterilebilmektedir. Tarih biliminin ve felsefesinin bu kronolojik seyrine ilki 13. ikincisi 17. yzylda olmak zere iki byk sraya olanak salayacak eserler kazandrlmtr. Bunlardan ilki bni Haldunun el ber adl tarih almasnn nsz mahiyetindeki Mukaddime adl eseri dieri de Giambattista Viconun Yeni Bilim adl eseridir. Tarih yzyl olarak kabul edilmi olan 19. yzyla ve o dnemde yazlan pek ok tarih felsefesi almalarna temel tekil eden bu eserler gerek gemiteki yaanmlklar (res gestae) gerekse bilim olarak tarih (historia rerum gestarum) anlaylarnda ortaya koyduklar, dnemlerinin otoritesi olan dini nitelikli baskn grlere ve kendilerinin de inanl bir Mslman ve bir Katolik olmalarna ramen, dnemlerinin grleriyle atan ve alarnn ok tesinde olan tarih fikirlerine eserlerinde yer vermilerdir. nsan eylemlerinin ve onlarn etkin-kurucu rolne pek de nem vermeyen Ortaa iin gemi anlamnda tarih, (res gestae) ancak ve sadece gelecek ve gelecekte ortaya kacaklar asndan nemli olmutur. Bu anlamyla tarih yazm tarihi kendi iin ele almakla ve ona eletirel yaklamakla ilgilenmeyen bir tarih yazm olarak kendini gstermekteydi. Oysa gerek anlamda tarihin ve tarihsel bilginin nemi, onun ynteminden ngr ile nceden bilmenin ayklanmas sayesinde ortaya kabilmektedir. Bu ise bilinmeyen bir gelecek zerine konuulmas ve dahas, imdiyi gemile ilikilendirirken belirli epistemolojik

4 temellendirmelerin ortaya konulmas gerektii anlamna gelmektedir. te tarihin kendi iin ele aln ve onun epistemolojik irdelenii bni Haldun ve G. Viconun eserlerinde ortaya konmu ve etkisini kendi alarnda deil, ancak birka yzyl sonra gsterebilmitir.

5 1. BLM BAZI FLOZOFLARIN TARH VE TARH FELSEFES DNCELER

Antikada Grekler felsefe ile tarihi birbirlerinden ayr olarak ele almaktaydlar. Tarih onlar iin, edebiyata dhildi ve iirin bir alt dalyd. Bu ada Grekler iin tarih tamamen rastlantsal olaylar iermekteydi dolaysyla da tarihte bir genellik olmas mmkn deildi. Ancak o dnemde Aristonun dile getirdii eitli devlet tipleri gibi baz formlar vard. Gemi ve gelecek bu formlarn tekrarlanp durduu gelip geici bir evrenle ilgili zaman boyutlaryd (zlem,2004,s.24). Yani insanlarn ve toplumlarn gemileri de gelecekleri de bu formlar erevesinde rastlantsal olarak dnenen bu formlara gre tekrar eden, birbirinden bamsz olaylardan ibarettir. Doal olarak byle bir yaklam tarihten baz genel yasalar karlmasna engel tekil etmektedir. Bu da byle bir tarih anlaynda felsefi bir yann olamayacan gsterir. Ancak Bak, Platonun, her ne kadar bunu efsanelerle ele alm olmasna ramen, insann yaratln, evrendeki yerini ele aldn yani insan, onun yaratlndan itibaren bir btn olarak inceleme konusu yaptn sylemitir. Platon insanlk tarihini ahlaki bakmdan inceledii iin yapt genellemenin temel unsurunu deerler oluturmaktadr. O, insanln gidiatnn ynn tespit etmeye alm ve bu gidiin kt oluunu yani insanlk tarihinde genel bir kn yaandn dile getirmitir. O bu sorgulamalarnda baz genel ilkeler ortaya koymutur. Bak, Platonun, bu almasyla, kapsaml bir tarih felsefesi yapan ilk kii olarak kabul edilmesi gerektiini dile getirmitir (Bak,2004,cilt3,s.71). Bilinen tarih felsefesi gelenei Augustinusla balamtr. Ancak onun yapt alma bugne kyasla daha ok bir tarih teolojisidir. O, tm evreni zaman-d bir Tanrnn yaratt zaman-ii varlklarn btn olarak grr. Zaman ise, artk var olmayan gemi, herhangi bir boyuttan yoksun imdi ve varla daha gelmemi olan gelecekten ibarettir. Bu zaman kavramnn da anlamlanabilmesi iin insann yaad an iinde gemie dair anmsamalarnn ve gelecee dair beklentilerinin var olmalar gerekmektedir.

6 Agustinusun tarihsel sreci, insann yaradl ve ilk gnah ilemesiyle artk ondan doan dier nesillerin de gnahkar olmalar ve dnyadaki hayatlar boyunca Tanrya snp ilerindeki bu ktl ortadan kaldrma abalar sonucu, dnyann sonunda kurulacak olan eskatonda yarglanp ceza veya dl almalaryla son bulacak olan ve her hangi bir devinim iermeyen bir defalk bir sretir (zlem,2004,s.29). Onun gelitirdii bu tarih anlay Hristiyan kilisesinin tm Ortaa boyuncaki resmi tarih anlay olarak kabul grmtr. Ortaan bitmesi, Rnesans ve sonrasndaki Aydnlanma sreciyle birlikte, Ortaadaki felsefe-tarih (theoria-historia) kartln teolojik inan yoluyla ama abas, 18. yzylda, ilerlemeye duyulan laik inan yoluyla ama abasna dnmtr. Gerekten de 18. yzyl, felsefe tarihi boyunca birbirlerine kart klnan felsefe ve tarih kavramlarnn bir araya getirilmesiyle tarih felsefesi teriminin ilk kez kullanld yzyl olmutur. J.J. Rousseau, 18. yzyln ikinci yarsnda ann fikirlerine kartlklar ieren u grn ortaya koymutur: nsan doas gerei iyidir ancak znde iyi olan bu insan toplumsallamasyla birlikte bozulmaya urar. nsann bu toplumsallamas ve bozulmas aslnda onun zgr iradesiyle olmaktadr. Fakat gene onun doas gerei insann kullanaca iradesi hep bu ynde olacaktr yani aslnda onun bu eylemi kanlamaz bir eylemdir. te J.J. Rousseaunun ortaya koyduu tarih felsefesinin ana dayana da budur. zlem, J.J. Rousseaudan nce yaam olan Viconun da Antikan dngselliine benzer bir ekilde tarihte dnenen alarn olduunu dile getirdiini syler ve onun ileri srd ve alarn ona uygun olarak dnendii bir ember hareketinin varl grne sahip olmasyla onu Yenian ilk tarih filozofu sayanlarn ok olduunu dile getirir (zlem,2004,s.60). Voltaire, tarihe artk filozofa bir karakterle yani dogmalardan uzak keyfi olmayan akln ortaya koyduu genel ilkeler erevesinde baklarak bu ekilde ele alnmas gerektiini dile getirir. O felsefecinin grevinin tarihin filozofa betimine ulamak iin yaplan bir aba olduunu syler. Voltairenin dneminde de tarih alannda bir takm genel ilkeler vard ancak bunlar yzyllardr deimemi olan kilise tarihiliine ait ilkelerdi ve aklc bir yaklamdan son derece uzaktlar. Voltaire kilise tarihiliinin yapt ve temelini eski ve yeni ahitte bulan bu tarih anlaylarnn hala dnya tarihini Yahudilerin tarihiyle balattn ve daha ncesinde

7 yaam olan dier toplumlarn gz ard edildiini ve bunlarn da ele alnmasnn Batnn geliimi bakmndan ok nemli olduunu dile getirmitir. O bunu yaparken olaylar okluu iinde boulmamann tek yolu olarak da yine felsefenin genelleyici bak asndan yararlanlmas gerektiinden bahsetmitir (zlem,2004,s.61). 18. yzyln bir baka dnr olan Kant, tarihte ynetici ilkeler bulabilmek iin baz nermeler dile getirmitir. O bu ilkelere gre tarihi yazacak olan kiinin yaratlmasn da doaya brakmtr. Yani bu kiinin belirlenen bu nermelere uymasn kiinin kendi iradesi deil onu tarihin ilkelerine uygun olarak yaratm olan doa salayacaktr. Onun nermelerinden ilki, onun bir yasalar btn olara alglad tarih felsefesinin de temelini oluturmakta olan, yaratlanlarn btn yeteneklerinin onlarn amalarn gerekletirmelerini salayacak ekilde geliecei eklindedir (zlem,Ateolu,2006,s.32). Kant iin bu nermenin reddi tarihi akldan yoksun brakarak onda sadece rastlantlar etken klacaktr. Kantn ikinci nermesi akl kullanma yeteneinin tek tek bireysel olarak kiilerde deil insan trnn genelinde bir geliim izledii eklindendir (zlem,Ateolu,2006,s.32). nk akln belli bir mertebeye ykselmesi iin deneme yanlmalarla eitli aamalardan gemesi gerekmektedir. Tek bir insann ayn yolla akln, nk mr bunun iin yetersizdir. nsan ancak gelecekte kendi trnn belli bir seviyeye ulaabilmesi iin mr boyunca bir ura verecek ve yeteneklerini gelitirecektir. Bu ura da bireysel olarak deil insanlk olarak beraberce verilmeli ve gelecekte ulalmak istenen ortak bir insanlk hedefi olmaldr. Ksacas tarihin anlalabilmesi ve doadaki gizli mekanizmann zlebilmesi iin bireysel olarak verilen uralardan ziyade insanlk olarak yaplan almalar gereklidir. Kantn nc nermesi, insann doann ona verdii akl kullanarak hayatta iyi bir yaama layk olmak iin almak zorunda olduudur (zlem,Ateolu,2006,s.32). Doa, insana akla dayal bir irade vermitir. Ona, hayvanlardaki gibi bir igd deil, bir dnme ve eylemlerini bu dnme sonucu ulat bilgilerle ortaya koyabilme yetenei vermitir. nsan kendisine bahedilen bu yetenei kullanmakla ykmldr. Kantn drdnc nermesi antagonizm zerinedir. Onun antagonizmden kast insanlarn hem bir toplum olma eilimi ortaya koyarken hem de bu toplumsallamaya kar bir diren sergilemeleridir. Yani insan bir yandan toplum iindeki baz dzenlere ve o dzeni kuranlara

8 kar bir diren gsterirken bir yandan da kendi dzenini ona diren gsterenlere kar savunmaya almaktadr. te bu direnme ve savunma davranlar ona gre yasaya uygun bir dzenin temelinin olumasn salayacaktr (zlem,Ateolu,2006,s.34). inde yaad topluma mecburen bal olan insan, zgrlk istenciyle topluma kar bir bask uygulayacak ve bunun neticesinde toplum hem zayflayacak hem de asla yok olmasnn istenmemesi nedeniyle de yeniden kurulan bir dzenle daha nceki tehditlere kar daha kuvvetli bir sistem gelitirilmeye allacaktr ve tabi ki bu da yeni direnler ortaya karacaktr. Kantn bir tr gei aamas olarak grd beinci nermesi, insanlarn tam adaletli bir yurttalar anayasasnn yaplmas iin aba gstermeleridir. Kant bir nceki nermesinde dile getirdii antagonizmin en fazla olduu toplumda, yani hem toplumsal snrlln hem de zgrleme direncinin en youn olduu toplumda, byle bir amaca ulalabileceini dile getirir. Bu amacn gereklemesiyle doa insanlk zerindeki dier niyetlerine geebilecektir (zlem,Ateolu,2006,s.36). Kant altnc nermesinde bir nceki nermesinde dile getirdii bu tam adaletli yurttalar anayasasnn yaplmas grevinin hem en g hem de en son grev olduunu syler. nk insanlar yasalarla salanan zgrln ktye kullanlmasn engellerken bir yneticiye ihtiya duyacaklardr ki bu da bir insan olacaktr. Ama bu insan dier insanlar evrensel, genel geerli herkesi zgr klan bir iradeye kar boyun edirebilecek gce sahip olabilmelidir. Kant bunun aka imkansz olduunu ama doann da zaten insanlardan imkansz istemediini syler. Doa sadece insanlarn byle bir ideye yaklamalarn istemitir (zlem,Ateolu,2006,s.37). Kantn bu grevin son olduunu sylemesinin nedeni ise udur: Byle bir tam adaletli yurttalar anayasasnn yazlmas u etkene baldr, doru bir kavray, yani ortak bir doru manta sahip olma, dnya sorunlarna ilikin elde edilmi nemli deneyimler ve bunlarn sonucunda ortaya kan neticeleri kabul edecek bir iyi niyet. Bu etkenin bir araya gelebilmesi ancak ok fazla saydaki baarszlklardan sonra olacaktr (zlem,Ateolu,2006,s.38). Kantn yedinci nermesi de toplumun oluumu srasnda karlalan ve insanlar tam adaletli bir topluma kavuturan antagonizmin bu sefer tam adaletli bir devletler sistemi oluumunda tekrar devreye girmesidir. nsanlarn hem zgrl istemeleri hem de dier insanlarn zgrlklerinden kendilerine bir ktlk gelecei korkusundan dolay topluma

9 kar bir savunma ve direnme davrannda bulunmalar devletler arasnda da yaanacak ve doa antagonizmi ile bu sefer devletler baznda yine bir huzur ve gven ortamn salayacaktr (zlem,Ateolu,2006,s.38). Yani daha nce toplumlarda bireyler arasnda grlen bu tehdit alglamalar ile bu sefer de devletler kar karya kalacaklardr ve bunu ortadan kaldrmak iin yapabilecekleri tek ey olan ilkeli ve baskc bir devletleraras ilikiyi kurmaya alacaklardr. Kantn sekizinci nermesi insanlk tarihinin doann gizli bir plan olduudur ki bu plan insanln sahip olduu tm doal yeteneklerinin gelimesini amalamaktadr (zlem,Ateolu,2006,s.42). Kantn son nermesi ise bir ncekinin kabul edilmesi iin gerekli temeli oluturacak olan insanlk tarihinin batan sona bir sisteme gre giden olaylar silsilesi olduudur. Rast gele gerekleen her eyde bir dzen aramann bata sama gelebileceini syler Kant ama gelien olaylara da uzaktan baklabilirse ki insan byle bir uzak grllkten yoksundur der Kant, her eyin bir plan dorultusunda gittiini ve bu dncenin insanlarn byle bir noktaya ulaabilmelerinde Ateolu,2006,s.45). Kantn ada olan ve akln varl dnrken aslnda kendini de dndn syleyerek sje ile objeyi trde klan felsefenin de aslnda varln kendi kendini dnmesinden baka bir ey olmadn dile getiren Hegel, varl diyalektik olu iinde kavrarken ayn zamanda onu bir eree doru ilerleyen bir sre olarak da grmektedir (zlem,2004,s.116). Bu srecin temelinde ise dnme, varln trdeliini ifade eden ide, akl, tz ya da tin vardr. Tin doada bir determinizm olarak iler ve onun bu zorunluluktan kurtuluu bir zgrlk alan olan kltr ve tarih dnyasnda olur. Tamamen bilin dzeyinde var olan bu alanda insanlar doadan ve onun determinizminden bamszdrlar. Ancak bu dnyada da etkileimler sz konusudur ve tin de kendi bilincine bu etkileimler sonucu ortaya kan yaplarda ular. Tek bir insann bilin dnyasndaki varl tinin bu dnyadaki ilk adm olmasna ramen onun zne uygun bir hale gelebilmesi iin birden fazla insann etkileimleri ile ortaya baz yaplar karmalar gerekir (zlem,2004,s.117). Devlet buna bir rnektir. Bu durum tinin kendi bilincine varmasn salar. Ancak tinin bir mutlakla ulamas din, felsefe gibi alanlarn gelimesiyle oluacaktr. onlara rehber olabileceinin grleceini syler (zlem,

10

Hegel, eer dnyaya egemen olan bir akl varsa dnya tarihinin de bu akla uygun olarak ilerleyeceini dile getirir. O, tarih felsefesini de mantka onaylanan tasarmlarn nda yaplabileceini, onda da ayn mantn hkm srdn syler. Felsefenin z olan tin, tarihin de konusunu oluturmaktadr. Tarih felsefesinin grevi de tinin tarih iinde geirdii geliimleri izlemek olmaldr. Bu bak asna gre tarih, tinin ilerleyi srecinden ibarettir. Doada bir zorunluluk olan tin bu dnyada bir zgrlktr (zlem,2004,s.115). O insanlar zgr iradeleriyle yapt eylemlerde kendini bulmaktadr. Yani tin sje ve obje olarak kendiyle karlar ve kendi kendini anlamaya alr. te tarih felsefesi de tinin bu geliimini halklarn kltrlerinde onlarn ortaya kard yaplarda izler. Dilthey, Tin Bilimlerine Giri adl eserinde gerekliin iki farkl dnyas olduunu syler, bunlar olgular dnyas ile insan yani deerler dnyasdr. Olgular dnyas insann iine tam anlamyla dhil olamad bir dnyadr. nsann sadece bir seyirci konumunda olduu bir dnyadr bu. Orada insan olgular artarda grerek genel yasal baz aklamalarda bulunmaya almaktadr. Deerler dnyas ise temelini insan bilincinde bulmaktadr. nk ama eylem ilkelerinin bilgisi tin dnyasndadr. Bu dnyann anlalabilmesi iin insann kendisi iin kurup iinde yaad imler, sinyaller ve normlar dnyasnn iine girmek gerekmektedir ki bu da ancak ortak bir duygu ba kurulmasyla mmkn olabilmektedir. Dilthey, doa bilimlerinde olduu gibi tinsel bilimlerde de bilince sunulu olma artnn olduunu ileri srer ve tinsel dnyay ancak bilincimize verili olgular yoluyla bilebileceimizi ve tin bilimlerinin merkezinde de bu olgularn zmlemesinin olduunu syler. Hayatnn sonlarna doru Dilthey, tm insani kavramlarn grelilii tarihsel dnya grnn son szdr demitir (Eliade,1994,s.143). Bylece tinsel dnyann her bireyde farkl ekillerde ortaya kn ve bunun ortaya kard farkl alglamalar ve etkileimler ile insan tarafndan alglanan kavramlarda bir ortak yn bulunacaksa bunun ancak o kavramlarn grelilii olabileceini dile getirmitir.

11 20. yzyln ilk yarsnda yaam bir baka tinselci dnr olan Croce tinin iki aamal bir diyalektik ile ilerlediini syler. Bunlar teorik ve pratik aamalardr ve bunlarn her biri iki ayr basamak iermektedirler. Teorik aama sezgisel bilme ve kavramsal bilmeyi ierir, pratik aama ise ekonomiyi ve etii ierir (Peget,2005s.339). Her aamann altndaki basamaklar da birbirleri ile diyalektik ilikiye girerler ve tmel olanlar tikel olanlar karnsnda kapsayclk gsterirler. Meyerhoff, Croceun anlad tarihin sadece belgelerden deil tinin teorik aamasnn tikel basama olan sezginin de yknmeye dahil edilmesiyle, karsal olan gzeterek gemiin bugn iin yazlmas olduunu syler (Meyerhoff,2006,s.72). Tarih ele alnd an karlar dorultusunda ekillenmektedir. Onu ele alan kii tarihin yazld dnemin deil imdinin artlar dorultusunda incelemekte ve u an yaamakta olduu dnemin karlarn gz nnde bulundurmaktadr. Croce bunun tarihin bir karakteristii olduunu dile getirir ve yaam ile birlikte hareket eden bir ilikilerinin olduunu ileri srer(Meyerhoff,2006,s.72). Meyerhoff, Corceun tarih felsefesinin znn her gerek tarihin ada tarih olduu syleminde yattn dile getirir (Meyerhoff,2006,s.71). Bu da karsal olann gerek kabul edilmesi, dolaysyla da an karlarna uymayan gemiin gerekliin dna atlmas anlamna gelmektedir. Yani Croce tarihin daima, pragmatik yorumlarla ele alnp gnmz iin ekillendirileceini dile getirmitir. Ancak tarihsel bilgilerin hepsi belli bir ada ayn anda ele alnmamaktadr. Bu bilgilerin gncel duruma gelmeleri veya gncelliklerini kaybetmeleri ya da hibir zaman gncel olmamalar durumu bu tarihsel bilgilerin iki ayr tinsel durua sahip iki ayr kavramn altnda gruplanmalarna neden olmutur. Bunlardan gncel bilgileri ieren daha nce de belirtildii gibi tarihtir. Gncel olamayan veya gncelliini yitiren bilgiler ise tarihenin altnda yer almaktadrlar. Croce, tarihi yaayan bir tarihe, tariheyi l bir tarih, tarihi ilke olarak bir dnce, tariheyi ise bir irade eylemi olarak nitelendirir (Meyehoff,2006,s. 76). Yani ona gre gncel olabilme durumu bir dnemin dncesine girebilme, o dnce ile ifade edilme durumu demektir. Byle bir ifade edilmilikten yoksun kalan bir bilgi soyutlaacak ve olaylar zerindeki etkenliini kaybedecektir.

12 Anlalaca zere eer ada, gncel tarih dorudan yaamdan kaynaklanyorsa ve bu tarih de ad, eskide kalm, olarak adlandrlyorsa, aka bellidir ki, bir insan sadece imdiki yaamndaki bir kar nedeniyle gemiteki bir olgunun gemi bir kara deil ama hali hazrdaki yaamn bir karyla birlemi olduu lde imdinin karna yant vermektedir. Croce, tariheden, l belgelerden bahsederken bunlarn tarihe tinin iradesi olmadan dahil olan eyler olmadn belirtir. Tm bu belgeler ve bo yklemeler tinin bir zamanlar kendi iradesiyle ortaya kard eylerdir. Onlar gibi tarihte olan her ey tinin iradesinin bir sonucudur. Croce tarihenin ve bilgelerin tarihten nce gelmesinin bir nedeni olduunu syler. nsan tini bo yknmeleri ve tariheleri l belgeler halinde toplamaya ve korumaya alr. Eski yaplar yeniden dzeltmeye, onarmaya abalar (Meyrhoff,2006,s.77). Bunu yapmasnn tek bir nedeni vardr ki o da kendi lmllnde yapt bu lmsz eserlerin insann yaad kltrel dnyay bir az daha geniletmesidir. Eski dnemlerin anlalmas bugn yaadmz insan dnyasn daha iyi tanmamz salamaktadr, insann yapt bu davranlar aslnda bu dnyaya kendi iradesi dhilde yapt bir hizmettir Meyerhoffa gre Croce, Romallarn, Yunanllarn ve Avrupallarn ruhunun yeni olgunluuyla Rnesansta uyanmasna kadar gmtlerinde yatmalarn, l tarihin dirilmesi ve gemi tarihin yeniden gncel klnmas iin yaanan bir geliim olduunu sylemektedir. Ona gre uygarln ok kaba ve ok barbar ve ilkel biimleri onlarla sempati kazanmtr. Romantizm ya da Restorasyon olarak bilinen dnemler, Avrupa ruhunun yeni bir devresine kadar unutulmu veya ok az dikkate alnm ya da yanl anlalm olan dnemlerdir. (Meyerhoff,2006,s.80). Croce bizim iin tarihe olan tarihin byk alanlarnn, imdi dilsizleen birok belgenin zerinden, sralar geldiinde yeni yaam prltlaryla geileceini ve onlarn yeniden konuacaklarn ileri srer (Meyerhoff,2006,s.80). Crocenin ada olan Collingwood hemen tm almalarnda tarih ile felsefe arasnda ilikiler kurmaya alm ve Bat uyarln anlayabilmenin ancak felsefe ile tarih arasndaki bu ban anlalmasyla olabileceini sylemitir. Tarih ile felsefe arasnda kurulacak olan bu iliki ayn zamanda hem tarihi hem de felsefeyi korumaya da yarayacaktr. Collingwood bu ilikide tarihe, tm bilimleri kapsad iin bir ncelik tanmtr ve Collingwoodun

13 yapt aratrmalar da anlama ve bunun tarihe olan ilikisi zerinedir

(Aysevener,1996,s.43). Collingwoodun tarih felsefesi, tarihsel bilmenin nasl olanakl olduuna ilikin bir bilgi kuramndan olumaktadr. O, hayatn, insanlarn tarihsel eylemleri olarak grlecei bir felsefi anlay benimsemitir. Onun felsefeden bekledii de bilimin doay aklamas gibi onun da tarihi anlamas ve aklamasdr. Tarih, olgularn gerekliini kabul ettirebilmek iin kantlara ihtiya duyar ve kantn doruluunu da epistemolojik varsaymlarla ileri srebilir. Bu bakmdan tarih felsefeye ihtiya duymaktadr. Felsefe de kuramlarn ortaya koyarken onlar, zerine oturtaca olgulara ihtiya duymaktadr ve o da bu olgular tarihten alr. te bu yzden tarih ve felsefe, Colingwood iin, epistemolojik olarak birbirleriyle btnyle ilikilidir. Gerek bir anlama iin tarih felsefeyi, felsefe de tarihi gereksemektedir (Aysevener,1996,s.45). Collingwood: Felsefeye benzeyen tarih; gerek bir dnyann bilgisidir. Tarih a parte objecti bilmeyi istediimiz tarihsel aratrmann gereklii bir btn olarak varlktan baka bir ey deildir ve bu zaten felsefenin nesnesidir. Tarih a parte subbjecti tarihinin edimi olmu ve olmakta olan her eyin soruturulmasdr ki bu da felsefedir der (Aysevener,1996,s.46). Aysevener, bu ifadelerin tarih ile felsefenin zde olduu sonucuna gittiini syler. Collingwoodun bu savnn, tarih ve felsefenin alannn, btn varl kucaklam ya da olmu ve olmakta olan her eyi kapsam olmasna dayandn ileri srer (Aysevener,1996,s.46). Yani Collingwooda gre felsefe dier bilgi alanlarnn dizgesel sahasdr, tarih ise o alanlarn arka plandr bu yzden de aralarnda bir koutluk vardr. Ancak burada tarihi tm dier alanlardan ayran bir zellik ortaya kmaktadr ki o da tarihin hem kendi bana bir tinsel alan olmas hem de dier alanlara bir arka plan oluturmasdr. Tarih Colligwooda gre inceledii konun dnda yer almak zorundadr ite felsefeyle de bu nokta da ayrlr nk felsefi eylemler dnyann dnda deil onunla i iedirler. Collingwood da tarihteki grelilie inanmakta ve tarihinin tarihte kendine has sorunlar bulduunu ve bu sorunlar da kendi tarznda ele aldn belirtmektedir. Dolaysyla tarihi tarafndan ele alnan her hangi bir olay onun yapt yorum ve zmlemelerle nihai bir hal

14 almaz. Her olay, yararlanlan kaynaklar ayn olsa dahi, ayr tarihilerin ellerinde farkl bir ekil alacaktr. Ancak Collingwood, tarihe yaplan bu farkl yaklamlarn birbirlerine kartlk iermemeler gerektiini syler nk tarihin nesnesi btn zihinler iin ayndr tarih somut bir konuya sahiptir ki bu ynyle de bilimden ayrlmaktadr. Collingwood her tarihinin evreni baka kimsede olmayan bir bak asyla grdn ve onlarn, bu bak alarn, tarihsel yorumlarna yansttklarn dile getirir. Onlarn bu bak alar bir monaddr ve onlar asla sahip olduklar bu monadlar dier monadlarn arasnda gremeyeceklerdir nk onun dnda bir gzlem yapamazlar ve bu yzden tarihi nesnesini dnebilirken nesnesine ilikin bilinci zerinde dnememektedir (Aysevener,1996,s.50). Collingwooda gre tarih aratrd nesnesinin nasl bilindiine dair bir soruturma yapmaz o sadece o nesnenin doruluunu ve dier olaylarla balantlarn aratrr. Onun amac, insanlarn dnce ve niyetlerini olgular dnyasnda var olduklar ekliyle kavramaktr. Ancak Collingwooda gre tarihinin yapt eylem de aslnda sadece tarihe yeni bir nesne kazandracaktr. Sonu olarak tarihi hi bir zaman katlmda bulanamayaca bir dnyann izleyicisidir. Tarihsel dnya kendisini izleyen zihinden bamsz olarak oluan bir dnyadr. Tarihi bu dnyay sadece izleyebilmektedir. Ama ayn zamanda tarihi de bu dnyann bir parasdr. O kendini bu dnyann dnda tutarak ona bakmaktadr. Yani tarihin tarihi, her zaman iin tarihin kendisin baka bir eydir. Ancak felsefenin felsefesi, felsefe ile zdetir nk felsefe yapmakta olan zihin, ayn zamanda felsefi dnyann kendisidir de (Aysevener,1996,s.49). Aysevenerin, Collingwoodun bu ifadelerinden kard sonu udur ki; felsefe hem nesneyi dnmedir hem de dncenin nesnesidir. Bu durumda, ne bir nesne olmadan dnce olabilecektir ne de dncesi olmadan bir eyin nesne olduu iddia edilebilecektir. Onun burada sylemek istedii felsefenin tarihle olan ilikisindeki ilevinin iki kat daha fazla olduudur (Aysevener,1996,s.50). Bu iki alan arasndaki iliki de bir zdelik deil bir karlkl etkileimdir. 20. yzyl tarih felsefecilerinden Spengler, Batnn k adl yaptnda organik kltr anlayn benimsemi, kltrlerin lml olduklarn temellendirmeye almtr. nsanlk

15 tarihini bu anlay ierisinde deerlendirmi ve kltrlerin doum, geliim ve lmleriyle ilgili bir model gelitirmitir (Bak,2004,cilt4,s.217). Spenglerda da tarihinin, tarihi yine ann nda inceledii inanc vardr. Onun tarihten anlad res gestaedir ve bu olaylara da rastlantsallk hkimdir. nsanlar iin tarih, yasalarla dzenleyemedikleri bir alandr bu yzden de ondaki bu gelii gzellik aslnda onun kaderi yani bizim iin olan yasasdr (zlem,2004,s.221). Spengler gene de tarihte bu gelii gzel ortaya kan kltrlerin oluumlar srasnda onlarn yaplarn belirleyen ve kendi ilerinde olan, belli bir genel ynelimin bulunduunu syler ki onun kaderden kast da budur. O tm dnya tarihinde yeerip solan sekiz tip kltr evresi olduunu ve bu kltr evrelerinin de deiik geliim basamandan getiklerini dile getirir. 1- metafizik dinsel yksek kltrler 2- simgeci erken kltrler 3- sivil ge kltrler Ona gre kltrler her ne kadar gelii gzel bir ekilde ortaya ksalar da hepsinin kanlmaz kaderi bu aamadan gemeleri ve son aamayla birlikte de k ile kar karya kalmalardr (zlem,2004,s.222). Toynbeeye gre bilim olarak tarih, nomotetik bilimler ve bunlarn iinde zellikle antropoloji ile iir arasnda bir yerdedir ve her ikisine birden dayanr. Tarihin nesnesi de kltrlerdir. O, oluumunda daha ok dinsel zelliklerin ar bast ama blgesel ve siyasal zelliklerin de etkili olduu medeniyetleri tarihin konusu olarak kabul etmektedir (Bak,2004,cilt4,s.227). Hatta o, medeniyetlerin derin bir kozmolojik bak asna sahip olduklarn kabul eder ve bu bak asyla btn insanl kucaklamay ama edindiklerini syler (Bak,2004,cilt1,s.123). Toynbeenin bahsettii kltrler dinamik bir yap gsterirler. Topumun iinden kan yaratc kiiler topludaki dier kiilerin onlar taklit etmeleriyle kltrn gelimesinde etkin rol oynarlar. Bu kltrler arasndan kan yksek kltrler kendi ilerinde anlalabilir olan anlam btnlkleri oluturmulardr. Tarih de bu yksek kltrleri deer yarglarna bavurmadan, karlatrmalar iinde anlamaya alan bir bilim daldr (Bak,2004,cilt4,s.228).

16 Toynbeenin bahsettii bu kltrel geliimin seyri de meydan okumalar ve bunlara verilen tepkiler eklinde olmaktadr. Bu meydan okumalar nce doaya kar olur sonraysa dier kltrlere doru ynelir (Bak,2004,cilt4,s.230). Bu davrann ortaya kard etkileim de geliimi getirir. Bu meydan okumalara her toplumda belirli aznlklar, elitler, yani yaratc kiiler yant vermiler ve kitleler de bu yaratc kiileri taklit ederek kltrn, o toplumun genelinde oturmasn salamlardr. te kltrler, ykselme, gelime ve k dnemlerini bu etkileimler sayesinde yaarlar. Ancak Toynbee de tpk Spenglern dedii gibi bu srete hi bir doal yasalln sz konusu olmadn syler. Toynbeeye gre doadaki determinizmin yerini kltrel dnyada, meydan okuma ve yant verme almaktadr dolaysyla da bu dnyann anlalabilmesi iin kat bir nceden bilinebilirlik anlayndan uzaklalmaldr. nk meydan okuma ve yant vermede neden sonu ilikisinde olduu gibi net bir belirlilik hali yoktur Toynbeenin bahsettii yant verme, sonu ile ayn ey deildir. Her ikisinde de bir etkileim vardr ancak yant vermede nceden tahmin edilebilirlik olanakszdr. Meydan okumaya verilecek olan tepki baka koullardan da etkileneceinden sonu gibi ngrlemez. te bu yzden de tarihsel olaylar arasnda aranan balantlarda doa bilimlerindeki gibi bir neden sonu ilikisi gzetilerek deil, daha ok etkenin rol oynad ve toplumlara mahsus olan meydan okuma ve tepki ilikisi gz nnde tutulmaldr. zlem, Toynbeenin doadaki neden sonu ilikisindeki kanlmazln, deimezliin ve nceden tahmin edilebilirliin insanlar arasndaki ilikilerde aranmamas gerektiini sylediini, nk insanlar arasndaki atmalarn ortaya kmasnda meydan okumalarn belirleyici olduunu ileri srdn syler (zlem,2004,s.221). . Toynbee ve Spengler, Antikan dngsel tarih anlayna tam bir dn yapmaktadrlar. Onlar bylece, artk tarih felsefesinde Antikadan sonra ancak Yeniada G. Vicoda rneinin grlecei tarihsel ember teorisini yinelemi olmaktadrlar. Gnmz tarih anlayna bakmak gerekirse, lber Ortaylnn tanm u ekildedir: lkin belirtmek gerekir ki, tarih szcnn iki temel kullanm vardr. Birincisi res gestae anlamnda tarih yani, yaplan iler, insann yapp etmeleri, yaanm gemi demeye gelen

17 varlk alan; ikinci olarak ise historia rerum gestarum anlamndaki tarih yani, insann yapp etmelerini yklemeye alan tarih, bir bilgi alan olarak tarih.(Oratyl,2006,s.21). Tarihi birinci anlamdaki yani varlk alan olarak tarihi bilmeye alan kiidir; yaplanlarn sergilenmesiyle ilgilenir. Bu ayrma bal olarak tarih felsefesi etkinliinde iki temel i yaplr, bunlardan ilkinden res gestae hakknda btncl belirli bir ilkeden yola karak, res gestaenin yaps hakknda btncl ilkelere ulamaya allr. rnein Kant, Hegel, Marks ve Pozitivistler, res gestaede meydana gelen her olay karsnda dnyay yeniden bilmeye alrken, bu trden ilkelere ulamay amalamlar ve her olay bu ilkelerden karsadklar genel kategorilerin altna sokmaya almlardr. kinci anlamdaki tarihin felsefesi de tarihin yapt ii inceleyen tarih felsefesidir. Bu anlamyla tarih felsefesi etkinlii, res gestaenin ilkelerini aramakla ilgilenmez, tarihinin biliyorum derken ne yaptn, bunu nasl dediini sorgular, baka deile tarihinin, tarihsel olaylar bilmeye ve yklemeye alrken karlat glkler hakknda tartr. rnein Dilthey, Croce, Collingwood bu anlamdaki tarih felsefesi ile uramlardr.

18 2. BLM TARH FELSEFESNDE LERLEMEC VE DNGSELC ANLAYI

Herder, Kant, Hegel, Comte ve Marks gibi filozoflarn benimsemi olduklar speklatif tarih felsefesi anlay, tarihte anlam, ama, dnenme, ilerleme ve yasa gibi temel kavramlarn ele alnp incelendii bir aratrma alandr. Ayrca speklatif tarih felsefesi anlaynn bir baka zellii de insann amalarn ynlendiren ilkenin, doann da ilkesi olduu fikrine sahip olmasdr. Bu anlaya gre doay ve insan ynlendiren ilkeleri Tanr koymaktadr. lerlemeci ve dngselci tarih felsefesi anlaylarnn kaynakland bu speklatif anlay bni Haldun ve Viconun da eserlerinde grlmektedir. bni Haldunda ayn zamanda, Batda 19. yzylda ortaya kacak olan, tarih biliminin felsefesi olarak analitik tarih felsefesi anlay da ortaya kmtr. 2.1 lerlemeci Tarih Felsefesi Anlay

Bat dncesinde Antikan ortaya koyduu felsefe-tarih kartl bir yandan korunurken dier yandan bu kartlk hep almaya allmtr. Bat dncesinde tarih felsefesini olanakl klan, tarihin Hristiyanca ele alnmasdr. Antikadaki Grek dncesinde gemi, imdi ve gelecek arasnda srekli ve nedensel bir iliki yoktu, bunlar sadece hakknda bilgi edinilebilen zaman kesitleriydiler. Greklere gre doada bulunan dngsellik ve dzenlilik doann rastlantsal bir uzants olan toplumsal yaamda da kendini, devlet yaplarndaki dzenlilikle gstermitir. Ancak bu, tarihte rastlantsalln egemenliini ortadan kaldramamtr. Yahudilikle balayp, daha sonra Hristiyanlkla devam eden ve insanlk tarihinde rastlantya yer vermeyen yeni bir anlayn ortaya kmas tarihin ele aln eklini temelinden etkilemitir. Bat, tarih felsefesi grlerinden, bu iki dinin getirdii yeni anlay hibir zaman atamam ve bu dzen

19 anlay, Batdaki tm tarih felsefesi almalarna temel olmaya devam etmitir (zlem,2004,s.26). Bu anlayn Batdaki yayln ilk olarak balatan din Yahudiliktir. Eski Ahit (Tevrat), insanlarn yaratln tek bir Tanrya balar ve onlarn iinden de sadece tek bir rk, Yahudi rkn Tanrnn dnya zerindeki seilmi kavmi olarak grr. Bu dine gre Yahudiler Tanr tarafndan snanmaktadr ve bu dnyada yapacaklar eylemlerle, en sonunda Tanrnn nnde yarglanacak ve dllendirilecek veya cezalandrlacaklardr. Bu anlayn Antikan tarih anlayna yapt etki udur ki bu kavim, gemii hakknda olduu kadar gelecei hakknda da dnebilir duruma gelmitir (zlem,2004,s.27). Yani ne gemi ne imdi ne de gelecek bu anlayla artk rastlantsal olamazlar nk bu anlay onlarn hepsini bir dzene balamtr. En nemli zellii ise artk gelecek hakknda da kesin fikirlere sahip olma imkannn olmasdr. Gelecek, hakknda yorumlar yaplabilir, dnlebilir bir duruma gelmitir. Bu durum, bu anlayn zorunlu bir yandr nk Yahudiliin zaman anlayna bir erek hakimdir ki bu da dnyann sonu ve yarglanmadr. Dolaysyla insanlar beli bir cezadan kanabilmek ve belli bir dle sahip olabilmek iin imdiyi, gelecei gzeterek yaamak zorundaydlar. Bu da onlar iin gemiin nemsizlemesini deil gelecein daha ok nemsenmesini dourmutur. te Yahudilikteki bu zaman anlay Hristiyanla da gemi ve Batnn srekli olarak ilerleyen, tarihsel zaman anlaynn temeli olmutur. Bu zaman anlay ile gelecee ynelik beklentilerin nda, gemi, yorumlanmaya balanmtr ve Batdaki tarihsel zaman anlay hep bu zihniyetle ilerlemitir. Yahudilik ile tek bir kavme bahedilmi olan bu zamanllk, Hristiyanlk ile tm insanla verilmitir. Bu durum da Hristiyanl iki bakmdan tarihsel bir din haline getirmitir. Birincisi, Hristiyanlk kendisinin belli bir zamann iinde gelimekte olduunu syler, yani kendisinin bir tarihi olduunu kabul eder. kinci olarak Hristiyanlk inancnn temelini oluturan Tanrnn olunun ilk defa yeryzne inmesi ve havarilerinin araclyla bir kitap brakmas ve ardndan da insanlara kurtulu yolunu gstermek iin yeniden bedenleerek dnyaya gelecek olmas anlay, Hristiyanln dnyaya izdii bir tarihsel plandr. Bu yeni anlaya gre de insan, ancak bu zaman kesitinin iinde vardr yani o, tarihsel bir varlktr ve onun iinde anlamldr (zlem,2004,s.28).

20 Hristiyanlktaki bu tarih anlayn temellendiren ilk kii Aurellius Augustinus olmutur. Onun yapt her ne kadar daha ok bir tarih teolojisi olmu olsa da Hristiyanlktaki tarihsel zamann izgilerini netletirmesi bakmndan nem arz etmektedir. Onun gelitirdii bu teolojik tarih anlay Ortaa boyunca kilisenin resmi anlay olarak kalacaktr ve Batnn tarih dncesinde hi silinmeyecek izler brakacaktr. Agustinusun Batya katt bu anlayn baz izleri unlardr. lk defa tarihsel sre kavram Bat dncesinde yer etmitir. Yahudiliin ortaya koyduu kavimler aras ayrmcl ortadan kaldrarak insan soyunun birlii idesini, izgisel bir tarih anlaynn iine tamtr. Eskaton ve kurtulu inanc 18. ve 19. yzyllarda yaam ve son derece laik hatta dinsiz olarak nitelenen tarih filozoflarn bile etkilemitir. Hegeldeki, insanln sonunda zgrle ulaaca inanc, Markstaki snfsz toplum inanc bu etkileimin ak rnekleridir. Ayca Batya yapt baka bir byk etki de tarihsel srecin ortaya kmas iin ihtiya duyulan bir baka ey inancdr. Tarihse sre Tanrnn kendi istenciyle meydana gelmitir. Bunun brakt etkiye bir rnek olarak gene Hegelin, tarihe, akln kendini gerekletirme alan olarak bakmas gsterilebilmektedir (zlem,2004,s.32). Sonu olarak Ortaa, Antik an koyduu theoria-historia kartln, Hristiyan teolojisi yoluyla amak istemi ve bunu nce tarihin akn dngsellikten izgisellie dntrerek yapmtr. Hristiyanln getirdii bu izgisel tarih anlay o kadar etkili olmutur ki modern alarn en etkili ve yaygn tarih felsefelerinde, tarih bilincinden ncelikle anlalmas gereken ey, tarihi, nedensel olarak birbirine bal ve dz bir izgi zerinde uzanan srekli olaylar dizisi olarak grmektedir. 2.2 Dngselci Tarih Felsefesi Anlay

Dngsel tarih tasarmlar, tarihin artarda gelen belirli, dzenli dnemlere sahip olduu bir sre dncesine karlk gelmektedir. Bu anlayn ayr yorumu ve bunlara bal tarih tasarmlar vardr. lki, tarihin sonsuz dnmlerden olutuu fikri ve buna bal olan tasarmdr. kincisi, Crainsin ekledii ve zellikle Hristiyan teolojisini temel alan, bir amasallk ieren, hem balang ve son arasnda bir rtme bulan hem de tarihin bir defalk dngsel bir srece karlk geldiini belirten bir tarih tasarmdr. nc yaklam

21 ise, toplumsal ilikilerin geliimini ne karan ve her topluluun belli bir dzenlilikle oluup yok olduunu ifade eden kltr dngs tasarmdr Yukarda bahsi geen tasarlardan ilki olan, sonsuz dng tasarm, daha ok Antik dnemin dnrlerince ele alnm bir tasardr ve ona gre doadaki dngsel dzenin bir benzeri de toplumsal yaamda vardr. Gnein hareketlerinden yola klarak ortaya konan bu dngsel evren ve tarih tasarm, sonradan baz mitolojik aklamalara dayandrlm ve onlara bir dzen kazandrarak yln belli dnemlerinde kutlanan baz ayinlerle, yenilenen dngnn balangc anlatlmak istenmitir (Cevizci,2006,s.719). Doann gzlemiyle ortaya kan bu anlay aslnda doada olan dngsel dzenin toplumda da olduunun gsterilmesidir. Bu dncenin otaya atld dnemde henz tarih bilinci gelimedii iin sadece sembolik temelde gelien bu grte, bir sonra yoktur. Burada Antikan gelecek beklentisi olmayan zaman anlay hkimdir. Yzyllar sonra, Antikaa ait olan bu sonsuz dng gr, Yahudilik ve Hristiyanlk ile bir zamansalla kavumu ve tarih, ba ve sonu belli olan bir sre haline dnmtr. te bu anlay dorultusunda Crainsin ortaya att bir baka gr de bir defaya mahsus bir dngy anlatmaktadr. nsann yaratlmasndan sonra iledii gnah yznden, snanp gnahlarndan arnmas ve sonra gkyzne yeniden ykselii bu bir defalk sreci oluturmutur. Burada dikkati eken iki ayr nokta daha vardr ki onlardan biri gelecein artk bilinebiliyor olmas ve tarihin sadece gemii deil gelecei de kapsyor olmasdr. Dier nokta ise insanlkta ak bir ekilde geliim beklentisinin olmasdr. Yani bir ilerleme inanc vardr ama bu ilerleme balang noktasnda son bulacaktr. Bu anlay insan sadece bu ba ve sonu belli olan zaman kesiti iinde var kabul eder, onu tarihsel bir varlk yapar. Ancak bu anlayn dngs sadece bir defalktr yani tarihsel bir tekerrr reddeder. Agustinusun bu gre bal olarak yazd Civitas Dei adl eserinde ser imledii dnce de Tanrnn istenci olan btn bir tarihi, doa ve insan tarihini, dzenlemektedir. Kaderci bir anlayla yazlm olan eserde, her insann yaam Tanr tarafndan belirlenmi bir yaam olarak ele alnmaktadr ve Hristiyan kilisesinin anlam ve grevini kuramsal olarak temellendirmektedir (Cevizci,2006,s.720).

22 Dngsel tasarmlardan sonuncusu olan, kltr dngs anlay, uygarlklar canl organizmalar gibi doan, byyen ve len varlklar olarak ele almaktadr. Burada ele alnan insanlk tarihi deil kltrler, uygarlklar tarihidir. Bu anlay dnya tarihindeki tm uygarlklarn ortaya k, geliim ve yok olu srelerinin birbirlerine paralel olduunu, aralarnda bir zdelie sahip olduklarn ileri srer. Ancak bu ortaya k, ykseli ve k her uygarln kaderi olsa da uygarlklar, tarihlerinin oluumunda kendilerini dierlerinden ayran baz yan aamalara da sahiptirler. Yani kltrlerin tarihi kendi ilerinde ele alndklarnda farkllk arz ederler. Bu grte, amasal tasarmlarda egemen olan mantk ya da dzen yerine, sre n plana karlr. Ancak bu anlay da, nceki dier iki anlay gibi, bir btnlk beklentisi iinde tarihsel alann ne olduu sorusuna ynelmitir (Cevizci,2006,s.721). Bu kuram ortaya karan ilk filozof bni Haldun olmutur ve bu gryle de kendinden sonra gelecek olan pek ok filozofu da etkilemitir. bni Haldun kltrlerin kent yaam evresinde gelitiini ileri srer. Her kltrn balangc basit ama gl bir ekilde gerekleir ve ardndan o uygarln en parlak dnemini yaayaca ykseli dnemi gelir. Bu dnemin dzeninin yozlaarak sona ermesiyle de k balam olur. bni Haldun bahsettii bu srecin be ayr aamadan getiini syler. Bu aamalar, topluluun yerlemesi, topluluk iinde egemenliin elde edilmesi, bu iki aamann getirdii ihtiam dnemi ki bu dnemde egemenliin elde edilmesi daha byk bir etkendir, bir nceki aamann topluma olan getirilerinin ok olmas ve bunun kt alkanlklara yol amas nedeniyle yozlamann balamas ve sonu olarak toplum iinde ball salayan kurumlarn bozulmasyla gvensizlik ortamnn olumas ve k eklinde sralanrlar (Cevizci, 2006,s.721). bni Haldun gibi Vico da uluslarn, insanlarda olduu gibi ocukluk, genlik ve olgunluk dnemlerinden getiini belirtir. O bu dnemleri alara ayrmtr ve batan sona doru tanrlar, kahramanlar ve insanlar a eklinde adlandrmtr. Tanrlar a tamamen hayal gcnn egemenliinde olan bir dnemdir. Kahramanlar anda ise hayal gcnn bu egemenlii zayflam da olsa devam eder ama insanlar ana gelindiinde artk hayal gcnn yerini akl almtr. O, akln bu egemenliinin bir son olmadn syler nk ondan hemen sonra yeniden hayal gcnn egemen olduu tanrlar ana gei

23 yaanacaktr. Onun tarih felsefesine daima geriye dnler hkimdir yani her ykselii bir bat takip edecektir (Cevizci, 2006,s.721). te bni Haldunnun ve Viconun iinde yer ald bu kltr dngs anlay onlarn dnya tarihine bak alar olmu ve eserlerinde ana ereveyi oluturmutur. bni Haldun, bu dngy doada olduu gibi ele almaktadr. O, toplumlarn kltrel yaplarnn da doada olduu gibi dzenli ve yasal bir dngsellie sahip olduunu, ancak bu kltr yaplarnn daima ayn ekilde dnenmediini, toplumlarn deiik koullarda farkl yaplanmalara sahip olabildiklerini syler. Bahsettii bu yaplar daha nceki yaplarna benzer de olabilmektedir veya tamamen zt da olabilmektedir. Tpk doada olduu gibi toplumlar da farkllaan ortamlara uygun kltr yapsn kurarak bu farkllamaya yant vermektedirler. Vico, bu dngy Tanrsal bir inayetin sonucu olarak grmtr. Ona gre Tanrsal inayet (providenz, tin), bu dngy belirlemektedir. Ancak bni Haldundaki gibi dorudan bir nedensellikle deil, dolayl olarak toplumlara ve bireylere yapt etki ile bu olmaktadr. Ona gre tarih, Tanrnn bu inayeti anlald zaman okunmaya hazr ak bir kitap gibi olacaktr.

24 3. BLM BN HALDUNUN TARH FELSEFES ANLAYII 3.1 bni Haldunun Tarih Anlay

bni Haldun, ncelikle tarihi ok geni kapsaml bir bilim olarak kabul etmi ve onu bu anlamda incelemitir. bni Haldunun yaad dnemde tarihten anlalan ey, daha nceki dnemlerden, o zamanki devlet ekilleri, toplum yaps veya nemli olaylar hakkndaki bilgilerin toplanarak sonraki nesillere nakledilmesiydi. Ancak o tarihi, bir aratrma alan olarak dnm ve tarihin gemi olaylar arasndaki neden sonu ilikisini ortaya koyabilen bir bilim dal olmas gerektiini ileri srmtr. bni Haldun tarihin kurallarn belirlemeden nce, onun ele alaca esas konusunu yani nesnesini belirlemek istemitir. Daha sonra da bu nesneler incelenirken kullanlacak olan usulleri ortaya koymutur. Tarihin mahiyeti, insan toplumu hakknda bilgi vermektir ki bu da lemin umran ile bu umrann tabiatna arz olan hallerden ibarettir, vahileme, ehlileme, asabiyetler, insanlarn bir dierini trl trl biimlerde yenilgiye uratmalar, bu durumdan meydana kan mlk ve devletler ve bunlarn mertebeleri, insanlarn almak ve emek harcamak suretiyle meslek edindikleri kazan yollar, geim, ilimler, sanatlar ve tabii olarak sz edilen umranda hsl olan dier tm haller gibi(bni Haldun,1998,s.33). El Husri, bni Halduna gre tarih, grnleri ne kadar deiik, treri ne kadar farkl olursa olsun toplum hayatnda ve sosyal kurumlarda meydana gelen btn deiimleri kapsamaktadr der. Buna gre iktisadi haller, bilimler ve sanatlarla ilgili haberler de tarihin inceleme alanna girmektedir (el Husri,2001,s.127). Buradan anlalaca zere o, tarihin nesnesini maddi ve manevi tm unsurlaryla birlikte sosyal hayat ve insanlarn bu hayatn iinde yaptklar her ey olarak belirlemitir. nsanlarn

25 alma tarzlar, beslenme ekilleri, aralarnda kurduklar sosyal ilikiler ile meydana getirdikleri toplumlarda, ynetici belirlemeleri, sanat ve bilim alanlarnda almalar yaparak medeniyetler kurmalar, bu medeniyetlerin ykselip ilerlemesi ve yava yava yok olua doru gitmesi, ayrca tm bunlarn meydana geli tarzlarnn hepsi, tarih biliminin nesnesini meydana getirmektedir. te tarih biliminin ierisinde ele alnan ve tm bir sosyal hayat ile erevelenmi btn bu olaylarn tarihiler tarafnda incelemeye alnrken uyulmas ve dikkat edilmesi gereken birtakm kurallar ve dayanaklar vardr. bni Halduna gre tarihin aratrlmas ve aktarlmasnda dikkat edilmesi gereken esas kural, tarihteki btn olaylarn bir neden sonu ilikisi iinde olduunun kabul edilmesi, yani her olayn onu yaratan koullarnn olduu ve yine her olayn kendinden sonraki olaylar da etkilediidir. bni Haldun Mukaddimede yle demektedir: Tarih fenni (disiplini) btn milletlerin ve nesillerin ele aldklar fenlerdendir. Btn kervanlar ve kafileler onu elde etmek iin sefere karlar. Alelade ve cahil kiiler onu renmeye heves ettikleri gibi hkmdarlar ve ulular da o hususta rekabet ederler. Zira grn itibaryla tarih undan fazla bir ey deildir: Sosyal kanunlar ve haller oray nasl ekilden ekle sokmu, hanedanlklarn oradaki snrlar ve at oynattklar sahalar nasl genilemi; g onlara hadi diye seslenip zeval vakitleri (k dnemleri) kendilerine yaklaana dek yeryzn nasl mamur klmlardr. yz itibariyle tarih udur: Bir bak ve gerei arama ilkelerince olan oluumlarn iletilerini gsterme, sebepleri derin olan vakalarn olu biimlerini bilme. u halde tarihin hikmetteki (felsefedeki) yeri kkl ve soyludur. Bu yzden de (tarih) hikmeti tekil eden ilimlerden saylmaya layktr, buna hakk vardr(bni Haldun,1998,s.7). bni Halduna gre tarih bilimi, tabiatn ve halkn durumunu, bunlarn hallerinin nasl deitiini, dnyada kurulan devletlerin snrlarnn ve hakimiyet alanlarnn nasl genilediini, insanlarn dnyay nasl mamur hale getirdiini inceler. Gelien bir toplumun bozulmaya balayp yklma belirtileri gsterinceye kadar kendini gsteren toplumsal olaylar konu edinmektedir. bni Haldun tarih biliminin konusunu belirlerken olan ile olmas gereken ayrmna dikkat etmitir. Tarihin bir bilim dal olarak olgulara dayanmas gerektiini, yalnzca

26 rivayetlere dayanan bilgilerin tarihi oluturamayacan belirtitir. Ona gre, tarihteki bu aslsz rivayetlerin ayklanmas iin belirli yntemler takip edilerek olaylar arasndaki neden sonu ilikisi incelenmelidir. u halde tarihinin zerine den grevlerden ilki, kitaplardan okuduu veya ravilerden duyduu haberlerin tenkidini yapmaktr. nk yanlma ve vehme dme haberlerin soyda ve dostudur. Genellikle yalann yeri haber ve hikyelerdir. Samalama arac da yine onlardr. Tabii olarak habere yalan arz olur(bni Haldun,1998,s.8). El Husri, bni Haldunun bahsettii bu grevlerin yerine getirilmesi iki temel yntemin izlenmesiyle olur der. Bunlar, haberlerin irdelenmesi (temhisul-ahbar) ve olaylarn sebeplerini gstermedir (talilul-vekai). Haberlerin irdelenmesi; haber ve rivayetlerdeki gerek ile aslsz, doru ile sahte olan birbirinden ayrmak, haberlerin olaylara uygunluunu salama balamak iindir. Olaylarn sebeplerini gsterme de bunlarn nasl cereyan ettiklerini, st ste ve pe pee geli sebeplerini anlamak iindir (el Husri,2001,s.129). bni Haldun tarihi bu hata ve vehimlerden saknmak, haberlerde doru ile aslsz olan birbirinden ayrmak iin her eyden nce mutad olarak (allm olarak) haberlere arz olan yanlmalar, vehimleri ve yalanlar belirlemek gerektiini sonra da bunlara yol aan hususlarn sebeplerine aklk getirilmesinin gerektiini syler. (el Husri,2001,s.129) Grld zere bni Haldunun tarih felsefesinin temelleri iki ana unsura dayanmaktadr. Bunlardan birincisi, tarihin gemiten bu yana anlatla gelen rivayetlerden deil, aksine bunlardan uzak, aratrlm ve belgelere dayandrlm olgulardan hareket etmesinin gerekliliidir. kincisi ise tarihteki tm olaylarn arasnda bir sebep-sonu ilikisinin kurulabilmesinin zorunluluudur. Yani tarihi bir olay ele alrken mutlaka onu hazrlayan koullar da ele alarak aratrmaldr. bni Halduna gre tarihi bu iki dayana da dikkate alarak tarihi incelemeli ve yazmaldr. O, Mukaddimede tarihteki arptma ve tahriflerin nasl meydana geldiini anlatp rneklendirmi ve anlatla gelen rivayetlerin doruluunun nasl tespit edileceine dair eitli yollar gstermitir. Bunlardan ilki, belli birtakm grlerden yana olmaktr (bni

27 Haldun,1998,s.33). Tarihi ele ald haberi, doruluu kesinleinceye kadar incelemek ve eletirmekle grevlidir. Ancak bazen kii belli bir grn taraftar olabilmekte ve o grn fikirleri tarihinin eletirisini engelleyebilmektedir. Bu durum tarihiye ilk bakta kendi grne uygun olan bilgiyi hemen kabul ettirmektedir. Bu yzden tarihi ele ald konuyu incelerken kendi inanlarn bile bir kenara koymal ve tam objektif bir sonuca varmaya almaldr. kinci neden haberi kaleme alan ve tarihinin zamanna kadar ulamasn salayan kiinin, haberi doru aktaracana olan gvendir (bni Haldun,1998,s.33). Tecrih ve tadil ad verilen bilimler sayesinde aktarc kiinin kiiliine dair bilgiler edinilir ve bunlar da tarihi iin zerinde alt olayn kaynann gvenilirlii bakmndan yol gsterici olur. nc neden ise haberleri aktaran kiilerin aktardklar olaylardaki esas amac bilememi olmalardr (bni Haldun,1998,s.33). Olayn olu maksadn bilemeyen aktarc, onu kendi tahminleriyle aklamaya alr ki bu da verilen haberi kesinlikten uzaklatrarak onu olaslkl bir bilgi haline getirir. Drdnc neden, tecrih ve tadil bilimlerince kendisine gvenilen bir kiinin aktard haber konusunda yanlgya dmesidir (bni Haldun,1998,s.33). Bu da kiinin karakterine ait bilgilerin yannda aktard haberin konusu hakknda ne kadar bilgi sahibi olduunun da ok nemli olduunu gsterir. Beinci neden, aktaran kiinin aktard haberin tamamen yalandan ibaret olmasdr (bni Haldun,1998,s.33). bni Haldunun bahsettii dnemlerin artlar dnldnde tamamyla yalan olan bir haberin gerek sanlmasnn ne kadar kolay olduu anlalmaktadr. Tarihi bu ihtimalleri de dnerek belki ele ald olayn hi olamam bir olay, bir yalan olabileceini de aklndan karmamaldr. Altnc bir neden de haberlerin aktarlrken toplum iinde nde gelen kiilerin vlmesi, onlarn hakknda geree uymayan bilgilerin verilmesi, olaylarn anlatlmasdr (bni Haldun,1998,s.33). Son ve en nemli bir neden de umran biliminden yoksun olmaktr (bni Haldun,1998,s.33). ster bir kii ister bir olay hakknda olsun haberi aktarlan her ey kendine has olan tabiatnda geliir. Dolaysyla bu olaylar aktaracak, ele alacak olan tarihi de onlarn

28 iinde cereyan ettii tabiatlar gz nnde bulundurmaldr. Byle bir eletirinin yaplabilmesi de tarihinin umran bilimine hkim olmasn gerektirmektedir. bni Halduna gre gemiten gnmze aktarlan haberlerin doru olup olmamalarna karar verilebilmesi iin haber iki bakmdan gzden geilmelidir, bir haberi veren kiilerin doru szl ve riayetkrlklar, iki bahsedilen olaylarn olabilmesinin imkn Bunlardan ilkine baklrken haberi vere kiinin karakterine dair elde edilmi bilgilerin olmas gerekir. bni Haldun ite bu bilgileri de gene tarihten almakta ve o kii hakknda dier kiiler tarafndan sylenen yarglar incelemektedir, buna da tecrih ve tadil incelemesi denmektedir. kinci inceleme ise ona gre ilkinden daha nemi olan ve Mukaddimenin de belkemiini oluturan umran bilimi ile salanr (el Husri,2001,s.137). Onun ortaya att umran bilimi de tarihte eletiri konusu olan baz olaylarn, gemi zamanlar iin mmkn olup olmadklarn aklla ortaya konmasn salayan bir yntemdir. Ona gre tarih biliminin grevi, dnya zerinde insanlarn yaad tm yerleri ve buralarda topluluklar halinde yaayan insanlarn dinleri, yaama ekilleri ve toplumsal hallerini belirtmek, ayrca alma biimleri ve geinme ekillerini de aratrmaktr. bni Halduna gre gemiten gnmze aktarlan hkmler iki eittir; haber hkmleri ile inai(yapc) hkmler. Tarih, haber hkmleri ile oluur nk haber hkmlerinin doruluk ve yanllk deerleri vardr. Ancak inai hkmler doru ya da yanl olarak nitelenemezler. O, dini hkmlerin de aktarlmas srasnda geirebilecei deiimlerin doru kabul edilebilmesi iin bunlarn inai hkmlerden olumasnn yeterli olacan dile getirir. Yani bunlarn aslsz veya imknsz olduu iddia edilemez. Bunlarda sadece ele alnan rivayetlerin naklinin salkl olup olmad dikkate alnr ve dolaysyla da yalnzca tecrih ve tadil yntemleriyle allabilir. O, kendinden nceki tarihilerin tarihi, inai hkmler ile kurduklarn ve bunun doru olduunu dndklerini, nk haber hkmleri ile tarih biliminde bir hakikate varlamayacan dndklerini syler. Bunun sebebi de yaadklar dnemin din arlkl yapsdr.

29 Tadil ve tecrih sadece eri haberlerin doruluunda geerlidir. nk bu haberlerin byk bir blm ina-i tarzdaki tekliflerdir. Doruluklar konusunda zan hsl olduu zaman ari bunlara gre hareket etmeyi gerekli klmtr. Zannn doru oluunun yolu adalet ve zabt ynyle ravilere gvenmektir ( bni Haldun,1998,s.35). eri hkmler zihn-i hkmlerden ibaret olup bularn gereine gre i yaplmas istenir. ve hareket ise sz edilen hkmlerin gereklerine uygun decek biimde bir eyin harite vcuda gelmesinden ibarettir. Bundan anlalr ki eri hkmler harite olann kendisine uygun dmesini ister. Oysa harite olana mutabk olamadka hkmleri geerli olmayan akl-i (mspet) ilimlerdeki hal bunun tam aksinedir(bni Haldun,1998,s.542). bni Haldun, tecrih ve tadil bilgilerinin sadece o haberin aktarld kaynan doruluu bakmndan nemli olduklarn syler ama onlarn gereklii konusunda etkisizdirler. Akla, manta uygun olmayan bir haberin, her kim tarafndan sylenire sylensin, doru kabul edilemeyeceini syler. Ancak o bu yargsna dini balamaz, dini nitelikte olan eri haberlerin umran bilimi ile incelenmesi yani insan aklna ve mantna uygun olmalar aranmaz, onlar hakknda sadece aktarann aratrlmas olan tecrih ve tadil ile aratrma yaplabilir. Vakalarla ilgili haberlere gelince, bunlarn doru ve salkl olmalar iin (vakalara) uygunluklar arttr. te bu yzden bunun (haberin bildirdii olayn) vukuunun imknna bakmak son derece gereklidir. Bu konuda bu husus tadilden (ravinin adil oluundan) hsl olur. Oysa haberin faydas hem bizzat kendisinden hem de (vakaya) mutabakat suretiyle hariten elde edilebilir( bni Haldun,1998,s.35). Haberlerin tenkidinin yegne yolu umran tabiatlarn bilmektir. Haberlerin tenkidinde, doru olanlarn sahtelerinden ayrt edilmesinde tutulan yollarn en gzeli ve en gvenilir olan budur. Bu husus ravilerin adaletini tespitten nce gelir onun iin bir haberin esas itibariyle mmkn m, imkansz m olduu tespit edilmeden ravilerin adaletini tespit yoluna gidilmez. Bir haber haddizatnda imkansz olunca artk tadil ve tecrih asndan onu incelemenin hibir faydas yoktur (bni Haldun,1998,s.34). Tarihsel haberlerin ierdii hkmler sadece haber tarznda olduu iin bunlar her hangi bir emir iermezler. Bunlarn ilevi gemiteki gerek olaylar tespit etmektir. Bu yzden de srekli olarak ele alnan olaylarn olanakllklarnn incelenmesi gerekir. Dolaysyla bu

30 aratrmalarda, tecrih ve tadil den ok daha geni bir bak asyla yaplan umran bilimine ihtiya duyulur. bni Halduna gre gemi ve bugn birbirine zleri gerei benzemektedirler. Gemiteki olaylardan karlan kanun ve genellemelerden bugne dair belirlenimlerde bulunulursa, ortaya toplumlarn konu edildii bir tarih felsefesi kacaktr. Ancak bu gemi deneyimlerden elde edilen kanun ve genellemeler ile gelecekte belli bir sosyal olayn haberinin verilmesi, ancak doruluu sabitlenmi, kesin belgeler ve delillerle olmaldr. Bu ekilde, rivayetlere dayal aslsz karmlarn nne geilmi olunacaktr. Bu tarz aslsz karmlarn yaplmasnn baka bir sebebi de eski tarihilerin ellerindeki tarihsel haberleri, herhangi bir snamaya tabi tutup doruluunu aratrmadan onlar olduklar gibi nakletmi olmalarndandr. Oysa tarih bilimi olaylara bakmak, bunlarn gerekliklerini ve ieriklerini aratrmak, meydana gelen olaylarn nedenlerini bulmak grevlerini stlenmi bir bilim dal olmaldr. 12. yzyla kadarki tarihileri en byk eksiklikleri, alar arasnda yaanan deiimleri gzden karm olmalardr. Eski dnemleri kendi zamanlarnn deerleriyle yorumlamlar ve yanlglara dmlerdir. Arslan bu hataya den tarihilerin eserlerinde, bu haberlerin adeta knndan ekilmi kl gibi maddelerinden soyutlanm olduklarn syler (Arslan,2002,s.53). Ayrca eski dnemlerde yaam olan tarihilerin elde ettikleri bilgileri o dnem baznda deerlendirerek, kendi dnemlerinin yeniliklerini de gz ard etmilerdir. Dolaysyla onlarn yaptklar sadece tarihi haberlerin aktarmndan ibaret olmutur. bni Haldun tarihi bir bilim dal olarak kabul etmi ve onun da dier bilim dallar gibi bir doasnn, znn olduunu sylemitir. Onun tarihsel doadan kast tarihsel olaylarn onun yapsna en uygun ekilde kendisinden ortaya kt bir dzen, bir sistemdir. Ona gre her tarihi bu tarihisel zleri kabul etmek zorundadr. Aksi halde nne gelen tarihi olaylarn doruluklarn aratramayacaktr (Arslan,2002,s.58). Bunu kabul etmesiyle tarihi haberlerin ieriinde olaylarn zne inen bir inceleme yapabilecek ve olanakllklar konusunda fikir sahibi olabilecektir. Her tarihinin byle bir ze gre alan bir bilime ihtiyac vardr, bu onun iin bir lt olacaktr bni Haldunun kast ettii bu bilim umran bilimidir. (Arslan,2002,s.58) bni Haldundan nceki tarihilerin yapt nakilci tarihilikte yaplabilecek tek eletiri nakledenin ya da rivayet edenin kiiliine ilikindi. Haberlerin doruluu o kiinin dneminde

31 nasl bilindii, drst ve gvenilir biri olup olmadyla dorudan balantlyd, o kiinin aktard haber hakknda yeterince bilgi sahibi olup olmad bile ikinci planda kalmaktayd. bni Haldun ise bu eletiri yntemlerini gz ard etmemi ama yetersizliklerini dile getirerek tarihsel haberlerde aranmas gerekenin haberin kendisi bakmndan olanakllnn tespiti olduunu sylemitir. Ksacas, bni Haldun, Arslann tabiriyle, kii eletirisi ynteminin her trl haberde kullanlmasn salkl bulmamaktadr. Ancak bu eletiri eri haberlerde kullanlabilecek en meru yntemdir. eri haberlerin ounluu, eriat koyucunun (al-ari) doru olduklarna kanaat hasl olduunda kendilerine uygun olarak fiillerde bulunulmasn emretmi olduu pozitif emirlerdir. Bu emirlerin doruluu hakknda kanaat olumasnn yolu ise onlar rivayet edenlerin doru ve gvenilir kiiler olduklarnn tespit edilmesine baldr (Arslan,2002,s.59). bni Haldun tarihi olaylara dair olan haberlerin doruluk ve shhatini tespitte nakledilen haberlerin konusu olan olayn meydana gelmesinin mmkn olup olmadna baklmak zorunludur der. Arslan, onun bu eletiri tipine de olay eletirisi tabirini kullanmaktadr (Arslan,2002,s.60). bni Haldunun Mukaddimesinde yapm oluu bu kii eletirisi ile olay eletirisi ayrm onun tarih eletirisi dncesinin temelini meydana getirmektedir. Buradan anlalaca zere de bni Haldunun umran bilimi, kendisine konu olarak, eri hkmleri deil olaylara dair olan haberleri ele almaktadr. O bu bilimin alannn felsefi bir alan olacan ve onun tarih felsefesinin metodolojisini oluturacan belirtir. Arslana gre bni Haldun tarihi, eri haberleri kendine konu olarak alan ve kii eletirisi yntemi ile alan bilimler alanndan karp baka bir yere yerletirmek istemektedir. Ona gre bni Haldunun kendi ak ifadelerine dayanarak bu yerin felsefi-akli ilimler ad ile adlandrld bilimler arasnda bir yer olduu anlalmaktadr (Arslan,2002,s.72). bni Haldun tarihi, felsefi bir bilim olarak ele almak istediini Mukaddimenin yerinde belirtmitir. Bunlardan ilki Mukaddimenin balarnda belirttii tarihin anlamyla ilgilidir. bni Haldun tarihin iki bakmdan ele alndn syler. Bunlardan ilki dsal tarihtir yani daha ok kiilerin etkili konuma balamnda konumalarnda kullandklar eski dnemlere ait baz

32 olaylarn anlatlmasdr. Burada nemli olan haberin doruluu deil o haberden karlabilen olumlu bir anlamn olmas ve konuma srasnda bunun aktarlmak istenmesidir. Tarihin bu ekliyle ele alnmasnn son derece kolay olmas onu bu anlamyla renen pek ok kiinin olmasna yol amtr. Tarihin ikinci anlam ise isel niteliktedir. Bu anlamda ele alnan bir tarihsel olayda esas olan, olaylarn gereini anlama abasdr. Olaylarn nasl ve neden bu eklide gelitii aratrlr. Burada tarihe daha derin bir bakla baklr ve nceki anlam gibi zel deil daha genelleyici bir bak asyla yaklalr. te bni Haldunun tarihte grd felsefilik budur (Arslan,2002,s.72). kinci olarak bni Haldun, iyi bir tarihinin sahip olmas gereken niteliklerden bahsederken, tarihin felsefiliini yeniden dile getirmektedir ve byle bir tarihinin eitli kaynaklara, her cinsten bilgiye sahip olmasnn yannda salam bir dnce yapsna da sahip olmas gerektiini syleyerek yle devam etmektedir. Eer (tarihi) tarihi haberlerde sadece nakle dayanr, onlar zerinde adetlerin (incelenmesinden kan) ilkeler, siyaset kurallar, umrann tabiat ve insani toplumsal hayatn bilgisi zere hkm vermez, bunlarn gemiteki durumlarn imdiki durumlar ile karlatrmazsa aya kaymaktan, yanllara dmekten korunamaz. Tarihilerin, tefsir ehlinin, nakli erbabnn ou, sadece nakle dayandklar, onlar altlarnda bulunan temelleri ile kar karya getirmeyip, benzerleri ile karlatrmayp, felsefe lt yardm, (yani) var olan eylerin tabiatlarnn bilgisi, derin dnme ile hkm verme veya tarihi sezgi ile incelemeye tabi tutmadklar iin, naklettii hikyelerde ve olaylarda yanllara dmlerdir(Arslan,2002,s.73). Son olarak bir nc yerde, berin nsz diye adlandrlan ksmda, bni Haldun eserinin plann verdikten sonra yle demektedir: Bylece bu eserimiz yaratltan beri btn milletlerin tarihini iine almakta ve anlalmas g nice hikmetleri anlama dzeyine indirmektedir. O (ber) eitli devletlerde ortaya kan olaylarn nedenlerini vermekte, dolays ile iinde tarihi ve felsefeyi bulunduran bir mecmua olmaktadr(Arslan,2002,s.73). bni Haldunun tarih araclyla felsefe hakknda kulland ifadelerden, felsefeyi, var olan eylerin tabiatlarnn bilgisine erime, varlkta meydana gelen olaylarn nasl ve niinini sorma, onlarn nedensel aklamalarn verme abas olarak tanmlad grlmektedir.

33 3.2 bni Haldunun Tarih Felsefesinde Doalclk

bni Haldun tarihsel olaylarn arasnda olan olmas gereken ayrmn yaparak Batda 19. yzylda ortaya kacak olan anlay tarih bilimine kazandrmtr. O, toplumlarn doal varlklar olarak ele alnd bir tarih biliminde, nemsenen ve ilgilenilen eylerin gerekten olmu olan olaylarn haberleri olduunu vurgulamtr (zlem,2004,s.38). Bu nedenle zlem, bni Haldunun Mukaddimede toplumsal olaylar aklarken empirik bir ynteme bavurulmas gerektiini ileri srdn syler (zlem,2004,s.38). Yani bu ekilde olaylar arasndaki ilikileri tmevarmc bir bakla inceleyecek ve genel yasalara ulaacaktr. Onun bu uygulamas birka yzyl sonra Batda F. Baconda da grlecektir. bni Haldunun tarih felsefesinde sebep sonu ilikisi ok nemli bir yer tutmaktadr. Ona gre tarihi ve sosyal olaylar bir zincirin halkalar gibi birbirine bal bir ekilde ve dzenli olarak meydana gelirler. Bir nceki olay ile bir sonraki olay arasnda karlkl bir iliki ve etkileim vardr. Yani o, tarihte bir determinizmin olduu fikrini ortaya atmaktadr. bni Haldun gemie bakarken cereyan etmi olan olaylarn baka bir zamanda da benzer koullar olutuunda yine benzer neticelerin ortaya kmas ile oluacan ifade etmektedir. O hibir olayn bir tesadf olmadn hepsinin bir yasalar sistemi iinde meydana geldiini ileri srmektedir. Ona gre bugn var olan mevcut toplumu anlamak iin onun gemiini bilmek gerekir. Toplumsal olaylar konu edinen umran bilimini de anlamak iin toplumsal olaylarn gemiinin bilinmesi gerekir ve bu da ona gre umran bilimi ile tarihin koparlamaz ilikisini gstermektedir. Ancak bni Haldun, tarihi umran biliminden stn grmektedir. Umran bilimi, toplumdaki olgular incelemekte ve sadece bu olgularla ilgilenmektedir. Tarih ise sadece olgularla ilgilenmez, o bu olgularn nedenlerini yani var olu koullarn da ortaya koymaktadr. Tarihte daima benzer sebepler benzer sonular dourmutur ve bu da tarihte bir kanunluluun olduunu gstermektedir. Gelenekler, devlet yaplar, kltrler gibi toplumun

34 btn ynlerini kapsayan tarih bilimi, tm bir medeniyeti iine almaktadr. Bu nedenle de yalnzca olgular deil bu olgularn nedenlerini de aklayan tarihi, baarl tarihi saylmaktadr. zlem, bni Haldunun kendinden nceki tarihileri, tarihsel olaylarn tekilliklerinde boulduklarn iddia ederek, eletirdiini syler. Oysa bni Haldun byle tekil olaylarn aktarlmasndansa nemli olann nce bu tekil tarihsel olaylar iin gerekli olan yasalarn bulunmas sonra da bu yasalardan daha genel yasalara gidilmesi olduunu syler. Byle bir almann yaplabilmesi iin de tarihilerin, tarihin kaynann tpk doadaki gibi, toplumsal yaamda da hakim olan bir neden sonu zincirinin ortaya koyduu dzenlilikten aldn kavramalar gerekmektedir. Dolaysyla eski otoritelerin yapm olduklar tarihsel yorumlar ve aktarm yntemleri yeniden gzden geirilmeli ve elenmelidirler (zlem,2004,s.39). bni Haldun, fiziki doaya nasl doal kanunlar hkim ise toplumlarn doasna da bu doadaki dzenlilikleri aklayan sosyal kanunlar hkimdir der. Toplumsal hayattaki bu dzenli ve srekli olan olaylar ite bu kanunlar sayesinde meydana gelmektedir. Buradan anlalaca zere hem doa kanunlarnda hem de sosyal kanunlarda ortak bir zellik olarak determinizm bulanmaktadr. Yani tpk doa olaylarnda olduu gibi sosyal olaylar da daha nce olmu ve bir sonrakinin temellerini hazrlam olan baz olaylara bal durumdadrlar. Bu demektir ki bni Haldun doa bilimlerine hakim olan neden-sonu ilikisinin sosyal bilimlere, zellikle de tarih ve toplum bilimlerine, ayn biimde hakim olduunu ileri srmektedir. Bylece o, 19. yzyln banda Comte ile balad kabul edilen pozitivizmin de temel ilkesini ortaya koymutur. Bu hem tabiat hem de toplum olaylarnda benzer gelimeler gsteren sebep sonu zincirlemesi eklindeki determinist srecin, hem toplumun ekonomik temelli ilikilerine gre hem de kltrel unsurlarna gre gelitii grlmektedir. bni Haldun bu maddi ve manevi unsurlarn genelini olgular oluturan artlar olarak alglamaktadr. O halde, tarihin artlar dendiinde sosyal kurumlar, rf ve adetler, inanlar, ynetim ekilleri, kltr ve ekonomi anlalmaldr. Toplumu ve medeniyeti incelemek iin insan toplumuna etki eden bu oluturucu unsurlar yani nedenleri aramak gerekir. Aklayc prensip ise insan toplumunun ekil deitirmesidir. nk bir medeniyetin kp yok olmasyla bundan yeni bir medeniyetin douu bu artlara yani nedenlere baldr.

35 bni Halduna gre tarihsel ve sosyal olaylarn dayand genel kanunlar vardr ve bu kanunlar, deimeyi ifade etmektedirler. Aksi halde tarihsel ve sosyal olaylar arasndaki deime ve ilerlemenin meydana gelmesi mmkn olamazd. Ancak kanunlarla belirlenebilen bu deime, yava yava sre ierisinde meydana gelmektedir. O, bu deime srecini, toplumlarn bedevilik, gebelik, halinden haderilik, yerleik hayata, geii ve bu haller arasndaki dnemi inceleyerek ortaya koymutur. bni Haldun toplumlar e ayrmtr. Bunlardan ilki ona gre medeniyetin en st derecesinde bulunan ehirli toplumlardr bunlar ekonomik olarak en fazla refaha sahip toplumlardr ama bu durum onlarn maddi eylere olan dknlklerini arttrmakta ve bata son derece adil ve drst olan bu ehirli toplumlar zamanla bu zelliklerinden karak bencil, korkak ve adaletsiz bir karaktere brnmektedirler (lken, Fahri,1940,s.146). Hayatlarn gebe olarak srdren bedevi toplumlar ise ehirlilerin tam bir tezad gibidirler. Aralarnda daha sk bir kenetlenme duygusu vardr. nk yaamlarn srdrmeleri aralarndaki bu duyguya baldr. Ekonomik olarak ok zayf olmalar ve yaam ekilleri itibariyle srekli olarak d tehditlere ak bir haldedirler. Bu durum da onlara sava bir karakter kazandrmaktadr. Bu iki toplum genel olarak karlkl bir tehdit alglamasnda bulunmakta, ilikileri hep atma ve anlamalar eklinde srmektedir (lken, Fahri,1940,s.146). nc toplum ise henz ehirleememi bir yapda olan, ekonomik bakmdan gelime gsteren ky, kasaba gibi yerleim yerleri kuran ve daha ok tarmla geinen toplumlardr. Bu toplumlarda ne ehirliliin siyasi gc ne de bedeviliin askeri gc vardr. Dolaysyla bunlar d etkenlere kolaylkla maruz kalan ara toplumlardr (lken, Fahri,1940,s.146). Toplumlarn ekonomik ve kltrel yaplarn byle anlatan bni Haldun bu toplumlarda bu yaplar ile paralel dorultuda olan devlet yaplarnn olutuunu da dile getirir. Tm sosyal yaplar bir devletin olumasnda belirleyici olan koullar meydana getirmektedir. bni Haldun devletlerin geirdii balang, ykseli ve k srelerinin genel anlamdaki aamalarn da u ekilde anlatr: lk aama, bedevi toplumun askeri baarlaryla ele geirdii bir lkeye yerlemesi ve gebelikten kurtulmasdr. kinci aama, ele geirilen lkedeki halklara hkmedilmesi, burada oluturulan yeni toplum yapsyla snflarn belirlenmesi ve saltanatn oluturulmasdr. nc aama, yerleim yerlerinin geniletilmesi,

36 ekonominin glenmesi ve lke refahnn artmasdr. Drdnc aama, yneticilerin nceki gebe hayatlarn henz unutmam olmalar ve tecrbelerini de kullanarak lkede bar salamalardr. Son aama ise ynetimin bu zelliklerini kaybetmesiyle ahlakn ve ekonominin bozulmas ve devletin knn balamasdr (lken, Fahri,1940,s.148). bni Haldun bir devletin kurulu, ykseli ve k srecinin nedenlerini yle sralar: Birincisi, saltanatn getirdii maddi unsurlarn etki etmeye balamasdr (lken, Fahri,1940,s.47-48). lkenin ynetim bakmndan gl olmas, snrlarnn da genilemesini salamakta bu sayede de zenginlik artmaktadr. Ancak hkmdarn daha ok merkezde hakim olabilmesi, genileyen topraklardaki ynetimi zorlatrmakta ve buralardaki tebaann sadakat ve ballnn azalmasna neden olmaktadr. Sonrasnda yaanan ise geni topraklara ve zenginlie kavuan bu egemen toplumun medeni hale gelmesidir. ehirlemeye balayan bu topluma artk bir saltanat gerekecektir (lken, Fahri,1940,s.47-48). Daha nce sadece askeri becerilerle ayakta durabilen toplum artk yeni bir yaam ekline gemi ve bu yaamn kurallarna uyan, adaleti ve gveni bu kurallara gre salayan bir ynetime ihtiya duymaktadrlar. Bu yeni saltanat da nceki askeri ynetime bir tezat oluturur. lk seilen hkmdar bulunduu konuma gelmesini salayan toplumuna ok iyi davranr. nk henz nceki toplumsal yapnn dayana olan asabiye zayflamamtr. Ancak ondan sonra yerine geen yeni hkmdarlarda durum farkl olur. Toplumun istekleri ikinci plana atlr, bamszla ynelik tehlikeler gz ard edilir ve bu durum da toplumda atmalara ve bunun engellenmesi iin de basklara yol aar (lken, Fahri,1940,s.47-48). Hanedan yeleri birbirlerini takip ettike ynetim bozulur toplum da ynetim gibi hem ahlaken hem de ekonomik olarak kmeye balar (lken, Fahri,1940,s.47-48). zellikle devlet grevlerinin ahlakszlklar ve grevlerini ihmal etmeleri ynetimin memurlar zerindeki bask ve denetimi arttrmasna neden olur. Bu durum vergileri ykseltir ki bu da toplumdan gelen basklara yol aar, bunu nlemek iin de ynetim devlet memurlarndan ve ordudan alan karmaya balar ki bu da devletin zayflamas demektir. Bunlardan sonra olanlar ise toplumun genel yapsnda olan bozulmalardr. Bu durum da k srecinin son ve en etkin noktasn oluturur (lken, Fahri,1940,s.47-48).

37 Toplumlarn kendi ilerinde yaadklar bu aamalar, ayn zamanda o topluma ait asabiyetin ortaya k, dayanma ve birliktelik bilincinin gelimesi ve nihayet toplumsal balarn zlmesi ve birlikteliin yok olmas aamalardr. Ayrca bu aamalar tam bir dngsel sre halinde kendilerini gsterirler. Tm insanlk iin sz konusu edilebilecek tek bir sreten bu nedenle sz edilemez. Ayn zaman dilimi ierisinde farkl toplumlar kendi dngselliklerinin farkl aamalarn yayor olabilirler. Bir toplum geliirken dieri yok olua gemi olabilir. Tm bu aamalar, her toplum iin geerlidir ve zorunludur (lken, Fahri,1940,s.148). Togan, bir tarih filozofu olarak bni Haldunun bu dngsel tarih anlaynn, olduka kat bir belirlenimcilik ve hatta bir kadercilik ierdiini, bu ynyle de zellikle sonradan Vico ve Speglerin ve ksmen de Toynbeenin tarih felsefelerinde yeniden karmza ktn belirtir (Togan,1985,s.162). bni Haldundaki bu dngsel srecin nedeni, toplumsal gler ile doal gler arasnda yatmaktadr. Sosyal olaylarn bu birbirine olan ball ve bu ekilde gstermekte olduu tarihsel sre toplumdaki kiilerin iradelerine bal deildir. Dolaysyla onu durdurmak iin yaplan eylemler kadere kar koyma anlamna gelmekte ve hibir etki douramamaktadr. Bu dngsel srete dikkati eken bir baka nokta da onun asla ani sramalarla ilerlememesidir. Deiim yani evreler arasndaki gei, yava bir seyir izler ve bu seyrin anlalmas eletirel ve incelemeci bir tarih bilgisi ile olabilmektedir. Anlalaca zere bni Haldun, organizmac bir gre de sahiptir. Tarihte yaanm sosyal olaylar arasndaki benzerliklere bakarak ortak noktalar bulup tarihe ve toplum bilimine hkim olan kanunlar ortaya komaya almtr. Ona gre sosyal hayat tpk canllar gibi organlara sahiptir ve bu organlar ileyilerinde canllarla benzerlik iermektedirler. O bu benzerlii tarihi ve sosyal olaylar aklamakta kullanmtr. Spenglere gre, tarih onun kltrler dedii kendi kendine ortaya kan birimlerin artarda geliidir. Her birinin bir organizmannkine benzer bir yaam dnemi vardr. lkel bir toplumun barbarlyla balar, sanat, bilim gibi oluumlarla gelierek devam eder, sonunda k ierisine girerek yeni bir tip barbarla girer ve yaam sona erer. Ona gre bu kntden hibir ey kmaz nk o kltr lm gc tkenmitir. Ancak bni Haldun kendi tarih felsefesi ierisinde byle yarglarda bulunmaz. O sadece olaylar olduu gibi ifade eder ve

38 nedenlerini aratrr ve onun dngsel tarih felsefesi de her lmn, iinde yeni bir doumu barndrr. k srecine giren her uygarlk ondan sonra oluacak olan yeni uygarln koullarn yaratmaktadr. Onun k yeni bir uygarln douu olacaktr. Yani bni Haldun tamamen ilerlemeci grn karsndadr. Toplumlar devrelerini tamamlarlar ve sonra yeniden balarlar. bni Haldunun organlar ile toplum arasnda yapt bu dikkate deer karlatrmas kendisinden yzyllar sonra birok Bat filozofu tarafndan incelenmitir. 18. yzylda Viconun Yeni Bilimde savunduu corsie-ricorsie yani ilerleme ve gerileme gr de ayn fikri savunmaktadr. 3.3 Mukaddime

bni Haldun Mukaddimesinde insan soyunun Nuhtan sonra yeniden treyiine deinir. O, bu eserinde byle bilemeyeceimiz kadar eski olaylarn yeniden kaydedilmesinde, kutsal kitaplara gidilmek zorunda olunduunu ileri srer (bni Haldun,2004,s.237). Bylece kedisi de insanlk tarihini balangcyla ele almaya alr. bni Haldun el berde aslnda Bat slam tarihini ele almak istemitir. Bunu yaparken de Bat slam tarihindeki en nemli iki unsur olan Arap ve Berberi halklarnn tarihini aratrmtr bu halklardan Araplar yaratltan bu yana ele alarak yazm, Berberileri ise zellikle Zanatannkiler koluna arlk vererek anlatmtr. Bunun yannda kendi dneminin nemli unsurlar olmu olan dier halklara da kitabnda yer vermitir (Arslan, 2002,s.47). bni Haldunun Mukaddimeyi ve el beri yazmasnn iki ana nedeni vardr. Bunlardan ilki kendisine kadarki tarihilerin Bat slam tarihine pek nem vermemeleridir ve onun bu konudaki bilgi eksikliini gidermek istemesidir. Bat slam tarihinin zerine az da olsa eilmi olan nemli tarihilerden Mesudi, bu konuyu hem eserinde yeterince geni olarak ele almam hem de onun zamanndan bni Haldunun zamanna kadar ok vakit gemi, pek ok toplum deiime uram, devletler ortadan kalkm ve yenileri kurulmutur. te bu byk deiimleri de ierecek ve Bat slam tarihinde de geni incelemeler yapacak yeni bir tarih eserine ihtiya duymaktadr bni Haldun. kinci bir neden ise bni Haldunun ilk defa kendisinin bulduunu iddia ettii umran biliminin daha nceki tarihiler tarafndan bilinmiyor olmasdr. Ona gre bu, tarih yazmnda

39 ok byk bir noksandr. nk o, tarihin doasna uygun olarak aktarlmasn salayacak tek bilim daldr. O esas eseri olan el bere sonradan daha ok tannacak olan giri ksmn, Mukaddimeyi, bu yzden eklemi kendi yazd tarihin, bu umran bilimi anlalmadan okunmasnn zorluklar yaratacan dnmtr Arslan, bni Haldunun tarihin yapsn, tarihi olaylarn zellikleri ve tarih yazarlnn artlar konularn, Mukaddimenin balarnda birbirini takip eden girite zel bir incelemeye tabi tuttuunu syler. Bu giri btn eserinin, yani el berin nsz diye adlandrlabilecek olan ilk blmleri ile asl Mukaddimenin giri ksmn oluturan nc blmdr. Bu giri dizisinde bni Haldun, tarih biliminin ne olduu, konular, amalar, yararlar, kendi zamanna kadarki devre iinde n yapm eitli tarihileri, bunlarn tarih yazcl anlaylarn, eserlerinin zelliklerini, tarihilerin dm olduklar baz rnek hatalar ve bunlarn nedenlerini ele almtr (Arslan,2002,s.51). zellikle tannm slam tarihilerinin eserlerinde dm olduklar eitli tipten yanllklar ve bunlarn nedenlerinin aratrlmas onu, asl amacna yani tarihin gerek bir bilim olarak kurulabilmesi iin yeni bir yardmc disipline, kendisinin yarattn dnd umran bilimine dayanmas gerektii grne geiini salar. Bundan sonra bni Haldun bu yeni bilimin konusunu sorunlarn, yntemini ve dier zelliklerini belirtir ve onunla ele alaca sorunlar bu veya bu biimde kendilerinin de ele almakta olduklarn iddia etmeleri mmkn olacak baz baka ada bilim dallar (felsefi) bilimlerden hitabet ve siyaset slamnakil biliminden, fkh usulleri ve nihayet Dou popler bilgelik edebiyat arasndaki ilikileri inceler, umran biliminin orijinalliini ispat etmeye alr.

40 3.4 bni Haldunun Tarih Anlaynda Umran Biliminin Yeri

bni Haldun insan toplumunu bamsz bir bilim konusu haline getirmenin gerekliliini vurgulam ve bu bilime, umran bilimi adn vermitir. Umran szyle de genel anlamda toplumu kast etmitir. Bunun delili de umran, e-dostla nsiyet etmek ve ihtiyalar gidermek iin bir ehirde veya konaklama yerinde birlikte oturmak ve yerlemektir (bni Haldun,1998,s.41) eklinde tanmlam olmasdr. bni Haldun sosyal olaylarn birtakm neden ve balantlardan kaynaklandna tam olarak inanm ve bu neden ve balantlarn umrann doasna, dier bir deyile toplumun doasna ait olduklarn ileri srmtr. Ona gre toplumsal srete umranla ilgili olaylar tesadfi olarak meydana gelmez. Umrann otaya kmasn, geliip ilerlemesini ve yok olmasn salayan birtakm nedenler, kurallar vardr. bni Haldun bu neden ve kurallar dneminin slam devletlerini inceleyerek, onlarn kurduklar medeniyetlerin olay ve olgularn aratrarak ortaya koymutur. bni Halduna gre umran bilimi btn dier bilim ve sanatlarn erevesi ve temelidir. nk tm bunlar eer toplum varsa vardrlar. Dier btn bilimler, sanatlar ve toplumsal olaylar umran ile dorudan ilgili olduu iin umrandaki gelimeler ile bu alanlarda yaanan gelimeler birbirlerine paralel bir seyir izleyeceklerdir. bni Haldun toplumdaki olaylarn hep belli kurallara bal olarak meydana geldiini syler ve ite umran biliminin yapaca i de bu kanun ve kurallar bulup ortaya karmak, bu kurallarn ileyilerini ve sonularn aratrmaktr. Dolaysyla umran bilimi topluma dair olan her eyi aile, hukuk, ekonomi, nfus, yerleim yerleri, din gibi tm konular kendine veri olarak almakta ve bunlar zerinden yarglarna varmaktadr. Umran biliminin bu aratrma konular da tarihe malzeme vermektedir. Ona gre gerek, doru, tarih umran bilimine dayanan tarihtir. Tarihi oluturan unsurlardan olan insanlarn birliktelikleri ile bu birliktelikten ortaya kan iddet, hogr, egemenlik gibi iliki biimleri, yine toplumun iinde ortaya kan mlk, hanedanlk ve insanlarn hayatlarn srdrmek iin gelitirdikleri kazan ve geinme ekilleri ile sanat ve bilim ve toplumdaki dier sosyal kurumlar, tarihilerin incelemeleri ve tenkit etmeleri esnasnda kullandklar bilim de yine

41 ayn konular ieren umran bilimidir. Umran biliminin bu kurallar sayesinde tarihiler bu konulardaki yanlsamalardan ve phelerden kurtulmakta ve gerek tarihi bilgilere ulaabilmektedirler. Umran bilimi sayesinde tarih neyin olanakl, neyin olanaksz olduu hakknda bir zorunlu yasa bilgisine ulalr ki, bu ayn zamanda bize tarihilerin aktara geldikleri haberlerin doruluk ve yanllklarn snama olanan da verir. Umran bilimi, tarihsel olaylar hikye etmenin tesinde, onlarn nasl ve neden meydana geldiklerini aklamakla grevli olmas gereken tarihinin bavuraca temel bilimdir. Byle bir temel bilim de, ancak, her zaman en genel ve en temel olann bak as (theoria) ile ilgilenen felsefe ierinde temellendirilebilir. Bu, toplumsal rgtlenme biimlerini, toplumsal gruplar, kurumlar, egemenlik tarzlarn, mlkiyet ilikilerini, ekonomik dzenleri vb. inceleyen ve buralardan genel geerli yasalar karan umran biliminin ok benzeri bir bilim Bat felsefesinde ancak 18.yy da Vico tarafndan ortaya konmutur. zlem bni Haldunun tarih ve toplum bilimlerinin metodolojisine ilikin grleri, onun yine umran bilimi arasnda yapt ayrm ve umran bilimini temellendirii ile dorudan ilikilidir der. Her toplum, tpk bir canl gibi doar, byr, geliir ve lr. Doma, byme, gelime, zlme ve yok olma her toplumsal organizmann temelidir. zlem, bni Haldunun, her toplumun yaad aamalarn tam bir dngsel sre halinde kendilerini gsterdiini ifade ettiini syler ve ayn zaman dilimi iinde farkl toplumlarn kendi dngselliklerinin farkl aamalarn yayor olabileceklerini belirtir. Tm bu aamalar, tam bir mekanik srecin paalarymasna her toplum iin geerlidir ve zorunludur (zlem,2004,s.41). Umran bilimi ele ald konu bakmndan tarihle benzerlik hatta zdelik gstermektedir. nk her ikisinin de konusunu toplumun yapsnda bulunan devlet, geim yollar, sanat, bilim ve bunlarn neden ve nasl ortaya ktklar oluturmaktadr. Ayrca bu konular ele alan kiinin de yaklam tpk bir tarihininki gibi olacaktr. Toplumun rgtlenme yapsn, onda meydana gelen tm unsurlar da aratrmalarna dhil edecektir. Yani tm bu unsurlar arasndaki nedensel balar aratracaktr. bni Haldunun ortaya koymay istedii tarih almas, tarihsel olaylarn aralarnda gsterdikleri baz benzerliklerin belirlenmesi ve farkl toplumlarda ve zamanlarda yaanan

42 tekrarlarn bulunarak bunlarn zerine gidilmesidir. O bu yolla, sahip olduu doalc mant araclyla, tekrarlanan olaylarn nedensel temellerini belirlemeye alacaktr. Bylece o zamansal farklln bir etken olmad baz genel geerli unsurlar ortaya koyacak ve bunlar da umran biliminin konusunu oluturacaktr (Arslan,2002,s.78). Tarihsel olaylardaki bu zaman d unsurlar yakalayabilmek iin olaylara nasl baklmas gerektiine dair Arslan kitabnda yle bir rnek vermitir. Bir tarihi aratrd belli bir devletin egemenlik yapsn sadece o devleti taban alarak ortaya koyar ve anlatr. Yani onun yapt bu alma sadece belli bir devletin belli bir dnemindeki egemenliini ele alacak, onun ortaya kt zel artlar ve onun ierdii zel unsurlar inceleyecektir. Ancak umran bilimi egemenlikin kendisini ele alacak, onu bal bana bir unsur olarak grp onun iindeki sabitleri bulamaya alacaktr (Arslan,2002,s.78). Bu yzden umran biliminin amac ortaya tm koullar ve artlar bakmndan genel geerli bir bilgi koymaktr. Ayrca umran biliminin bu amac zamansal olarak onun tarih biliminden sonra gelmesine sebep olmaktadr. nk umran biliminin konusunu oluturacak olan verileri tarihi ortaya karacaktr. Tarihi belli toplumlardaki tm ekonomik, dini, siyasi, vb. olaylar aratrp ortaya karacaktr ki bunlar da umran bilimcisinin eline veri olacaktr. O da bu olaylardaki balantlar bulacak onlar zerinden birtakm kurallara varacak ve bu da tarihinin aratrma yaparken olaylar ilikilendirmesine katk salayacaktr. Bununla birlikte tarihinin de ilk bata ortaya koyduu tarihsel verileri olabildiince objektif ve doru biimde ele almas umran bilimcisinin almalarnn saln yakndan ilgilendirmektedir. te bu durum tarih bilimini umran bilimine ncelemekte ama sonrasnda aralarnda birbirlerini takip eden bir dzenin ortaya masna neden olmaktadr. Tarih bilimi umran bilimine konusunu umran bilimi de tarih bilimine kural ve aklamalarn vermektedir. bni Haldunun tarih bilimi ile umran bilimi arasnda kurduu bu iliki bugn tarihsel bilimlerle sosyal bilimler arasnda kullanlan, yntemler temelinde yaplan ayrm ile ayndr. Tarihsel bilimler zamana ve mekana bal olarak tikel, somut olaylarn zerine eilirken sosyal bilimler bunlarn iinden belli bir dzenlilie sahip, soyut kavramlar zerinde alrlar.

43 3.5 bni Haldunnun Tarih Anlaynda Asabiye Kavram

Asabiye, Bat dillerine farkl karlklarla evrilmitir. Bazlar onu grup duygusu, bazlar toplumsal dayanma duygusu bazlar da onu vatanperverlik, milliyetilik olarak alglamtr. (bni Haldun,1998,s.108) bni Haldun asabiyeyi ilk olarak Mukaddimede bedevi umranda ortaya kan bir olaya ve byle bir toplumsal rgtlenme seviyesinde yaayan bir grubun dtan gelecek tehlikelere kar kendini korumasnn ilkesi olarak ele almaktadr. Asabiye daha ok kan bana dayanan bir dayanma ekli olmakla birlikte, bni Haldun bu oluumu salt kan bana balamaz. O, insanlarn arasnda oluacak olan bu ban ayn zamanda bu insanlarn bir ortak gemie sahip olmalar, ayn evre artlarn paylam olmalar ile birbirlerine kar sevgi, merhamet gibi duygular beslemeleri gibi haller karsnda da ortaya ktn syler. bni Haldun asabiyenin de zaman iinde yaanan toplumsal evrim ile birlikte baz aamalardan geerek onun da deiime maruz kalacan dile getirir. Onun ifade ettii bu aamalardan ilki, umrann hemen her bakmdan en ilkel seviyesi olarak grlen, devecilikle geinen gebe halklarn, zelikle de Araplarn temsil ettii toplumsal gruplardr (bni Haldun,1998,s.115). Bu aama, topluluu oluturan halklarn srekli yer deitirmeleri ve yamac bir tavr sergilemeleri nedeniyle yerleik bir hayat gerektiren ve yapc bir tavra sahip olan umran ile kartlk gstermektedir. Ayrca bu toplumlarda bir otorite boluu da sz konusudur. Ancak umranda tam bir otorite vardr ve bu otorite toplum zerinde bask uygulayabilen, yaptrm gcne sahip bir otoritedir. te bni Haldun devecilikle geinen gebe Araplarn temsil ettii bu toplumsal rgtlenmeyi umrann evrimindeki ilk basamak olarak grmektedir. Bir bakma bu basamak, toplum ncesi durumla, gerek toplum durumu arasnda bir aama olarak grnmektedir.(bni Haldun,1998,s.117) Burada temelde kuralsz ve dzensiz olarak

44 nitelendirilebilecek bir toplum vardr ve asabiye gstermektedir. Bu devrenin bir stnde asl cemaat tipi zelliklerin gzlemlendii kabile hayat ve onun siyasi ifadesi olan riyaset aamas vardr. Burada nceki aamadan farkl olarak artk bir liderin otoritesi sz konusudur. Ancak bu otorite zorlayc bir zellik tamamaktadr, yaptrm gc zayftr. Bu toplumda biz bilinci gelimitir ve hala grup yelerini birbirlerine balayan en nemli unsur kan badr. Daha nceki devrede tamamen korunmaya dnk olan asabiye bu aamada bu vasfn da korumakla beraber artk otorite kurma ve uygun artlar doar domaz da baka gruplar hkm altna alma, kendisini onlara kabul ettirme yani savunma ile beraber saldr zellii de gstermektedir. bni Haldun asabiyenin znde meydana gelen bu dnmn nedenleri hakknda bize ayrntl bir aklama vermemektedir. Ancak insan tabiatna ilikin baz gzlemlerini, asabiyenin yapsnda meydana gelen bu deiimlerin temeline yerletirmek istemektedir. O halde kendisinde bir deime meydana gelen, asabiyenin kendisi deil, sz edilen grup ve gruptaki insanlardr. Siyasi bakmdan toplumsal evrimde bni Halduna gre, bu riyaset evresinin ardndan mlk evresi gelmektedir. Mlkn oluturulmasnda ilk nce kabilenin lideri ile kendisini mlke gtren grubun ileri gelenleri arasndaki balar yani asabiye ok sk ve kuvvetlidir. Ancak bir yerden sonra kabile veya mlk sahibi, grubu ile arasndaki bu balar paralamaya yani asabiyeyi ortadan kaldrmaya ynelmektedir. Sonu olarak da asabiye zlmekte ve ortadan kalkmaktadr. bni Haldunun tasvir ettii ekliyle asabiye, maddi bir ey olmaktan ok tinsel bir eydir. Onun anlatt nitelikleriyle asabiye, toplum yelerinin var ettii ve yaad bir bilin durumudur. burada kendini en ilkel haliyle

45 3.6 bn Haldunnun Baz Filozoflara Olan Etkisi

bni Haldundan etkilendii bilinen dnrlerden biri Comtedur. Comteun temel kavramlarndan biri ilerleme kavramdr. O uygarlklarn ilerlerken zorunlu olarak geecekleri evrelerden bahseder ve bni Haldunda olduu gibi bu evrelerde yaanacak baz toplumsal dnmlerden bahsetmektedir. Comtea gre insan akl deimeyen bir yasaya uymaktadr. Bu hal yasasdr. Comteun retisine gre tm teorilerimiz, hangi tarzda olurlarsa olsunlar, hem birey hem de tr bakmndan, tm insanlk tarihinin birbirini zorunlu olarak izleyen farkl halden; teolojik, metafizik ve pozitif evrelerden getiini gstermek zorundadr. Comte da tpk bni Haldunda olduu gibi bu srecin nne geilemez olduunu syler ki bu da bni Haldundaki kat kadercilii onda da grmemizi salar. Ayrca daha nce de belirttiimiz gibi bni Haldun doal dnyada hakim olan determinizmi sosyal dnyaya da uygulayarak pozitivizmin temel ilkesini de belirlemi ve Comteun bu yndeki almalarnn ana dayanan ortaya koymutur. bni Haldunun etkisinde kald dnlen bir dier dnr olan Marks iin tarihsel gelimenin znesi insanlar arasndaki maddi ekonomik ilikiler ve bu ilikilerdeki diyalektiktir. Yani ona gre tarihi belirleyen ey ruhsal tzler deil tersine maddi ilikilerdir. bni Haldun da toplumlarn hepsinin ayn biimde olmadn bu farklln da, tek etken olmamakla birlikte, zellikle corafi zellikler ve yaam koullar ile yakdan ilgili olan ekonomik nedenlerden kaynaklandn dile getirir. Ona gre toplumlarn yaama ve geinme yntemleri bir toplumun yapsn batan sona belirlemektedir. Dolaysyla bni Haldun iin de tarihin devinimi ite bu unsurlarn etkileimi ile olmaktadr (bni Haldun,1998,s.25-26). Yasalarn Ruhu adl yaptnn balangcnda alla gelen soyutlamalardan ve tmden gelim metotlarndan uzaklaacan ve pozitif bilimlerde olduu gibi gzlem ve deney metodunu kullanacan dile getiren Montesquenun bni Haldunun dncelerinden etkilendii ok aktr (Gze,2000,s.175).

46 bni Haldun da toplumsal olaylar aklamakta empirik bir ynteme bavurulmasn nermekte ve bunu Mukaddimesinde uygulamaktadr. Montesquie, evrende grdklerimizi rastlantlara balamann ok byk bir samalk olacan, akl sahibi yaratklar yaratacak bir rastlanty dnmek kadar byk bir samaln olamayacan dile getirir. Byle bir rastlantnn kabul edilememesi durumunda tm bu yaratmlara kaynak olan bir akln varl kabul edilmek durumundadr ve yasalar bu akl ile dier yaratklar arasndaki ilikiler ve yine bu yaratklarn kendi aralarndaki ilikilerden domaktadr (Gze,2000,s.176). Montesquie, her yasann bir nedeni vardr der, nk her yasa fiziki, manevi ya da sosyal gerein bir unsuruna baldr. Ona gre her yasa bir iliki ngrmektedir ki yasalarn ruhu da ite bu ilikiler adr (Gze,2000,s.176). Montesquie yasalarn ve geleneklerin sonsuz eitliliinden bahseder ancak bir toplumun neden belli yasalar kullandn aklamak iin olaylar, kurallar ve kurumlar birbirine balayan zincirlerin belirlenmesinin gerektiini ileri srer. Yani bni Haldunun tarihteki nedensellie verdii byk nemi o da benimsemitir. Montesquie da tpk bni Haldun gibi corafi etmenlerin bir ulusun zihniyeti ve kanunlarn ruhu zerinde belirleyici etkisi olduunu ne srer. Ona gre Ulusun genel zihniyeti bu iklim, din, yasalar, ynetim ilkeleri, gemi olaylarn rnekleri, grenekleri, hareket tarzlar ile oluur.

47 4. BLM GAMBATTSTA VCONUN TARH FELSEFES ANLAYII 4.1 G. Viconun Tarih Anlay

W. H. Walsh, tarih felsefesini kurma erefinin kime ait olduu sorusunun tartmal bir mesele olduunu ancak bu erefin, her ne kadar almas o dnemde byk lde gzden kam olsa da, talyan filozof Giambattista Vicoya ait olduu fikri ileri srlebilir, demitir (Walsh,2006,s.11). te Walshn tarih felsefesinin kurucusu olduunu ileri srd Viconun kuramnn hareket ettii ilke, insanlk tarihinin, Tanrsal kayra ile ayn ey olan sonsuz bir geliim yasasna gre ynlendii eklindedir (Lwith,2004,s.267). Viconun iinde bulunduu 18. yzyl, tarihsel ve kltrel almalarda insan aklna nem veren bir dnemdi. Gkberk, bu dnemin insanlk kltrne verdii nemin ve bu alanda yaanan gelimelerin, dnemin dnrlerince gururlandrc bulunduunu syler. Ancak Rousseau dnemin bu dncesine olduka ykc bir grle kar durmu ve kendisine bir tepki olarak Voltaire u grlerini ileri srmtr. Tarih de akln kendisini ama ve gelitirme srecidir. Yalnz akl batan beri geliiminde birtakm engeller ile karlamtr. te tarih, akln bu engeller ile savamnn, bunlar yenmesinin, amasnn, bunlara ramen ilerleyip arnmasnn yksdr (Gkberk,1980,s.386-387). Vico, doa bilimlerine ok gvenmemekte ve Descartesin metamtizmine kar kmaktadr (Gkberk,1980,s.387). nk ona gre tarihi oluturan unsurlar insanidir yani insanlarn oluturduklar her eyi, devleti, aileyi, toplumu vb. aklamakta matematie bavurulamaz. Dolaysyla tarihsel plan da insann bu eylemlerinde, oluturduu unsurlarda gizlidir. Ayrca Vico insanlarn bu eylemlerinde de zgr olduklarn dile getirir ve daha nce anlatlan Hristiyan grten kopmayarak insann onunla oluan bu tarihin iinde bir anlam kazandn belirtir.

48 Gkberkin yorumundan da anlald zere Vico, matematie ve onun aklayclna kar kmamakta, fakat bu anlayn sosyal bilimlere uygulanmasnn hibir baar salamayacan sylemektedir. Ayrca o, bizim gibi, yaratlm bir doann bizim tarafmzdan anlalmasnn imknsz olduu kanaatindedir. Viconun bu matematizme olan kar duruu ve doa bilimlerine olan gvensizlii onu tinselcilie yaknlatrm ve sosyal tm olgularn anlalabilmesi iin onlarn iinde olan ve onlar ilk olarak var eden Tanrsal kayray ve tarihsel ilkeleri bilmenin gerekliliine inanmtr. Bak, Viconun, insan dncesinin, karakterinin ve doal olarak yapt eylemlerin, tarihi belgeleri yorumlamak iin destekleyici bir temel olamayaca iddiasnda olduunu aklar. Bu nedenle de o, tarih almalarnn temel unsurlar olan belgelerin, eletirel bir yntemle dorulanmak zorunda olduunu syler (Bak,2004,cilt3,s.119). Yani tarih almalarnda eletiri temeline dayal bir yntemin ynlendirici olmas gerektiini vurgular. Bunun nedeni de tarihi yapan insann eylem ve dncelerindeki yetersizliklerin ve deiikliklerin, tarih alannda ortaya kan belgelere yansmasdr. Bunun sebebiyse insanlarn kendilerini her eyin ls saymalardr. Vicoya gre uluslarn ve insanlarn ynelimlerine ve dolaysyla da tarihsel seyri belirleyen ilk nedenlere ulalmas objektif, doru tarih bilgilerinin incelenmesini gerektirmektedir. Vico tarihilerin sk sk yanlmalarna neden olan be tane nyargdan bahseder. Bunlardan ilki tarihilerin eski alara dair olan gvenleri ve bu dnemlere ait bilgileri incelerken o dnemi yceltme amac gtmeleridir. kincisi, her ulusun sahip olduu ortak duyular ve ynelimleri neticesinde oluabilen kendini beenme durumu tarihsel arptmalara yol aabilmektedir. ncs, zellikle akademik almalar yapanlarn kendilerini beenme durumlar ve aratrdklar dnemin yapsndan ve fikirlerinden ok kendi dncelerini n planda tutarak yorumlarda bulunmalardr. Drdncs, yine uluslarn kendini beenmiliinin bir baka etkisi olan kken yanlglardr. Tarihi iki ulus arasnda benzer eylerin olduunu grdnde dier ulusun kendisininkini taklit ettiini veya benzeri baka bir yanl etkilenme sonucu yanlmalara debilir (Bak,2004,cilt3,s.120). Ayrca Le Bon, bunun Vicoya gre baz toplumlarn dierleri arasnda deersizletirilmesine neden olduunu da ileri srmektedir (Le Bon,2004,s.71). Sonuncusu ise aratrlan tarihe daha yakn bir ada

49 yaam olan bir tarihinin o dnemki olaylar daha iyi bildii nyargsdr

(Bak,2004,cilt3,s.120). te bu nyarglardan kurtulmak, tarihiye, tarihsel verileri bilimsel bir yaklamla yeniden deerlendirme imkan vermektedir. Bir bakma otoritenin ynlendirmelerinden kurtulup, nesnel karar vermeyi kolaylatrmaktadr. Ancak Vico sadece nyarglardan kurtulmann tarihiyi dou sonuca gtrmeye yetmeyeceini syler ve bununla beraber tarihsel malzemelerin de neler olmas gerektiinin net bir ekilde bilinmesinin gerekliliini vurgular. Vico, bu tarihsel malzemeleri yle sralar: lki dilsel incelemelerdir. Viconun tarihiden bekledii, inceledii dnemi nerdeyse yaamasna bilebilmesidir. Bunun iin toplumsallamann ilk rnlerinden olan dil, o toplumun temel yapsn tad iin ok iyi incelenmelidir. O topluma ait her eyin dil zerindeki yansmalar tarihi tarafndan dikkatle aratrlmaldr. kincisi, mitolojik aratrmalardr. Toplumlarn henz akln gerekliinden uzak olarak sezgisel ve tamamen hayal gleriyle rettikleri tanrlar ve efsaneler, onlarn toplumsal yaplarn anlatan imgeler konumundadrlar. Tarihi toplumun bu daha ok ruhsal hayatna dair olan imgelerden onun maddi ve manevi yaps hakknda bilgi sahibi olmaya almaldr. ncs, rivayetlerdir ki bunlarn malzeme olarak kabul edilebilmesi iin doruluklarnn aratrlmas gerekmektedir. Drdncs ise karlatrmaya dayal yorumlardr. ncelemeye konu olan dnemin anlalmasnda yardmc olmas dolaysyla tarihinin iinde bulunduu ada aratrlan dnemi yaamakta olan toplumlarn incelenerek yorumlanmas gemite kalm olan an anlalmasna yardmc olabilmektedir (Bak,2004,cilt3,s.121). Viconun bu vard yarglardan anlalaca zere o, matematik temelli bilginin biricikliini reddetmitir. Gerein ak ve seik olmadn, bu lnn son derece znel olduunu belirtip, bireyin bir eyi ak seik olarak dnmesinin o eyin gerekliini deil inanlan bir ey olduunu kantladn dile getirmitir. Lwith, Descartesn hem Yntem zerine Konuma adl eserinde hem de lk Felsefe zerine Dncelerin ilk blmlerinde tarihe, kendi kktenci yargs nda, yani mutlak dorulua ulamak iin gerekli olan bir yntemli kukuyla, tam olarak bilinmeyen her eyden kuku etmekle ie balamak gerektii ideas altnda eildiini dile getirir (Lwith,2004,s.265).

50

Descartes dnya zerindeki kltrlerin oluumunu hep daha nceki kltrlerin kalntlarna balar ve bu anlamda hepsinin aslnda gerek d, sadece inan kkenli temellere dayandn dnr. Byle bir temelin zerine ykselen tm yaplar, aslnda bizim onlarn temeline koyduumuz alkanlklar, hayaller ve toplumsal otoritelerin gereklikten uzak yaplarnn birer devamdr sadece. te bu yzden de gerek bilgiye ulama yolunda bu birikimler arkada braklmaldrlar. Descartes hibir toplumsal alanda kkten yaplacak bir yeniden yaplanmaya inanmaz. nk bu yap gerek d olgular zerinde, pratie ynelik bir yapdr ve bunu teoriye evirmek bu haliyle mmkn deildir (Lwith,2004,s.265). Bu yap ierisinde yer alan tm yarglar olaslklara dayaldr ki bu yzden de aralarnda tarihsel bilimlerin de olduu, verilerini bu yapdan alan tm bilimleri, bize verdii bilgilerin mutlaklktan yoksun olular sebebiyle, bilim olmaktan karr. Ancak Vico toplumsal dnyada bizi ynlendiren otoritelerin, alkanlklarn ve geleneklerin temellerinde hep ayn ilkeleri ve de onlar var eden Tanrsal kayray tadklarn syler. Bunun iindir ki tm bir dnya tarihi ona bu dorultuda bakldnda okunmaya hazr ak bir kitap gibidir. Yalnzca kendi yaratmlarmz anlayabileceimizi syleyen Vico, bunu zgrce yapabildiimiz bir yer olan matematiksel yapntlar alannda ak ve net bilgilere sahip olabileceimizi syler. Ancak Vico buradan edindiimiz bilgilerin sadece bu matematiksel dnyamza ait olduunu da syler (Lwith,2004,s.266). Oradan edindiimiz bu bilgilerin nda ortaya koyduumuz genellemelerin, kurallarn ne doa bilimleri ne de sosyal bilimler hakknda bilgi edinebilmemiz ynnde her hangi bir faydalar olmayacaktr. te bu bak asyla Vico Yeni Bilimde uluslarn doasn ele alm ve Homeros ve daha ncesine dair bilgileri yeniden ortaya karmak iin insan tininin ynelimlerini incelemitir. nk fiziki doadan farkl olarak uluslarn doas insanlarn tinleri dorultusunda var olmakta ve gelimektedir. Vicoya gre daha nceki filozoflar bunu ihmal etmi ve almalarn hep doal dnya zerine yapmlardr. Viconun eseri Yeni Bilim bu boluu doldurmasyla hem bir insanlk tarihi hem de bir felsefedir (Lwith,2004,s.268). Bylece Vico Descartesn kalk noktasndan kendisini kurtarmtr. k ona gre doru ile olgu i ie gemitir. Byle olunca, felsefi dorulua, ona gre her zaman dillerin,

51 greneklerin, yasalarn ve kurumlarn insani dnyasnda bize alm olan filolojik bir kesinlik olarak ulalabilir (Lwith,2004,s.269). te byle bir bak asyla kaleme ald eserinde Vico, tarihi alara blmtr. ayr a, insanln, uluslarn, geirdikleri evrimlerin sonucu olarak ayr zellikle ortaya kmaktadrlar. Yeni Bilimde geen bu adan ilki Tanrlar adr, burada pagan insanlk, Tanrsal bir egemenlik tasarm altnda yaar ve tm giriimlerinde fala ve kehanete bavurur. kinci a, kahramanlar adr, bu aristokratik yasalarn hkm srd bir adr. Son a ise insanlk adr, insanlarn doal olarak eitliine inanlan, zgr cumhuriyetlerin ve monarilerin adr (Lwith,2004,s.273). Bu a kendi zelliklerine uygun olarak ortaya km tabiatlara, ynetim ekillerine ve dillere sahiptir. Vico bunlar eserinde daha da fazlalatrm ve detaylandrmtr. Tanrlar a tabiat olarak akla deil hayallere dayanmaktadr ve insanlarn yaratc zekalar ile dndkleri bir adr. Yaratc zekann rn olan iirsellik ok fazla egemendir. ok tanrcln egemen olduu bu ada insanlar hayal gleri ile nesnelere birtakm canl tzler atfetmi ve onlara bir tanrsallk vermilerdir (Vico,2007,s.406). Bu nesneleri tanrlatrma ii dnemin gentil uluslar iinde en ok yaratcla sahip olan teolojik air tarafndan yaplmtr. Her ulusun kendileri zerinde egemen olan tanrlara sahip olmalar bu ekilde olmutur. Vico buradan her zaman iin geerli olan iki yasa karmtr, ilki insanlarn vahi tabiatlarn snrlandrmada en gl ara dindir. kincisi ise bu dinlerin yaylmasn salayan, nderlere duyulan manevi saygdr (Vico,2007,s.406). Burada bahsi geen liderin sahip olduu bu teolojik yaratclk nedeniyle uluslar da teokratik bir ynetim sistemiyle ynetilmektedirler. Liderler, toplumu tanrsal kurallar, emirlerle ynetmekte, fallara ve kehanetlere ska bavurmaktaydlar. Bu dnemin gentil uluslarnn kulland dil ise dini ierikli eylemlerin mental diliydi yani sessiz dildi. O dnemde sadece zihinsel bir iletiim vard (Vico,2007,s.412). Sonra ki a olan kahramanlar a artk yaratc zekann gerilemeye balad akln yava da olsa ne kt bir dnemdir. Uluslarn iinden bir grup kii, kendilerini Joveun (Jpiter) kehaneti olarak grp kkenlerini tanrlara balamakta ve toplum iinde nemli ve baskn bir yer edinmektedirler (Vico,2007,s.406). Yani tanrlardan ok insanlar daha aktif bir rol stlenmektedirler. Bunlar insanlar iinde yaayan doal soylulardr ve kendilerinden

52 olmayanlar da ilkel vahiler olarak grmektedirler. O vahiler bunlara snmakta ve onlar sayesinde hayatta kalmaktadrlar. Toplum iinde bir tabakalamaya neden olan bu durum beli bir zmrenin domasna ve de buna dayal olarak da aristokratik bir ynetim eklinin olumasna yol amtr. Bu zmrenin haricindekilere (pleplere) sadece hayatta kalabilme ve buna bal baka doal zgrlkler verilmitir. Toplumun byle keskin tabakalara ayrlm olmas ve bunun yaratt youn atmalar, bu dnemin diline de yansm ve silahlarn dili olan hanedan armalar ortaya kmtr. Vico bu dilin kendi dneminde de halen askeri disiplin iinde yaamaya devam etiini syler (Vico,2007,s.412). Son a olan insanlar a, akln artk hayal gcnn yerini ald ve lml, grev ve sorumluluklarn bilen insanlarn kurduklar bir adr (Vico,2007,s.407). Tanrlarn ve yar tanr insanlarn (kahramanlarn) doast dnemlerinin yerini insanlarn eitliine inanan insanlar a almtr. Bu herkesi kapsayan kanunlarn yapld, ilerinde zgr olarak yaanan kentlerin kurulduu bir adr. Byle bir toplumsal yap da monari ve cumhuriyetleri dourmutur (Vico,2007,s.410). Monarilerde monark tebaasn kanunlar nnde eit klmaya ve silahl gc tekelinde bulundurarak atmalarla ortaya kabilecek bir eitsizlii nlemektedir. Bu son an dili de yapsna uygun olarak ak ifadeli gndelik dildir. Bugn de kullanlan dil budur (Vico,2007,s.412). Vico anlatt tm bu alarn, tarihin ak iinde, kendi ilerinde dnendiklerini syler. nsanln bu kurall ve ipsel ak, anariden dzene, ilkel ve kahramanca greneklerden aklclatrlm ve sivilletirilmi greneklere geildii, ilerleyen bir sretir. Ancak srekli bir ilerleme tarihte sz konusu deildir. Aslnda tarihe egemen olan dtr. lerleyen tarihsel sreten yeniden bir barbarlk ortaya kacaktr ancak o barbarl da yine bir ykseli takip edecektir. O, bu ilerleme ve geriye dnlere corsa ve recorsa demektedir. Vico, kendi yaad a da bir corsa yani ilerlemenin yaand bir a olarak grr. Buradan da anlalaca zere Viconun Yeni Bilmine ak bir ekilde dngselci tarih dncesi hkimdir. Vico, tarihin dngsn u cmleleriyle anlatr: nsanlar kendi vahi ehvetlerini tatmin etmeye niyet ettiler ve evlatlarn terk ettiler ve ailelerin ortaya kt iffetli evlilikleri meydana getirdiler. Babalar, yanamalar stndeki babaya ait (paternal) gc snrszca uygulamaya niyet ettiler ve ehirlerin ortaya kt sivil glere boyun ediler. Soylularn egemen dzenleri, pleplerin zerindeki efendilik zgrlklerini ktye

53 kullanmaya meyletti ve halk zgrln kuran kanunlara boyun emeye zorlandlar. zgr insanlar, kanunlarnn boyunduruunu sarsmaya niyet ettiler ve monarklara boyun ediler. Monarklar, sefihlie ktlk olarak baktklarndan tebaalarna deer vermeyerek kendi konumlarn geniletmeyi tercih ettiler ve kendilerini daha gl uluslarn ellerinde klelie katlanmaya hazrladlar. Uluslar zlmeye balad ve onlardan arta kalanlar emniyet iin krlara katlar ve oradan Anka Kuu gibi yeniden dodular. Btn bunlar yapan ey, zihindi. nk insanlar, bunlar akl araclyla yaptlar. Bu durum kader deildi. nk onlar bunu ans eseri deil seerek yaptlar. nsanlar daima byle hareket edeceklerinden sonular da daima byle olacaktr (Vico,2007,s.506). Croce, Viconun Aydnlanmac bir ilerleme kavramna sahip olmadn syler, nk onda ileriye doru olduu gibi geriye doru da giden ve bu haliyle doal srelerin dngselliine sahipmi gibi grnen byle bir tarih sreci kukusuz ilerleyen bir izgisel gelime anlamnda hibir z iermez. Collingwoodun Vico hakkndaki grlerini yorumlayan Bak, Collingwoodun Viconun tarih alannda ok nemli iki ey yapn syler. Bunlardan ilki eletiri yntemini sonun kadar kullanmas ve bu sayede de tarih dncesini, yazl yetkelere bamllktan kurtarp zgn, bamsz, bilimsel veri zmlemesiyle, unutulan hakikatlerin yeniden ortaya kmasn salam olmasdr. kincisi ise eserinde ortaya koyduu ilkelerden hareketle, bilgi kuramna daha geni bir yer ayrm, yaygn felsefi kannn darl ile soyutluunu eletirerek Descartescln bilimsel ve metafizik felsefesi zerine misilleme yapabilecek bir seviyeye gelmi olmasdr (Bak,2004,cilt3,s.121). Vico dneminin eilimlerinden kurtularak Antikadaki gibi yeniden ilk nedenlere inmeye alr. O, Hristiyanln Batya brakt bir miras olan kurtulu inancndan syrlarak insanl yeniden dngsel bir dzenin ana unsuru yapar. O dngsellii de embersel deil sarmal bir yap olarak kabul eder. nsanlk tarihine hakim olan geri dnler, aslnda nceki alarn aynen yaanmas deildir. O, insanlarn elde ettikleri bilgi birikimini, tecrbeleri gz ard etmez ve bunlarn sonraki kltrlerde yeni yaplar olarak kendilerini gstereceine inanr. Ancak bu asla geri dn ve alarn karakteristik zelliklerini engellemeyecektir (Lwith,2004,s.275).

54 Viconun bu sarmal tarihi ite bu yzden bir umutsuzluk dngs deil, yok olamaya bir adm kala yaanan bir direni ve hayata yeniden tutunma durumudur. Bylece insanlar kendilerini yozlama ve bozulmadan korurlar ki bu da Tanrnn bir inayetidir Vico bu Tanrsal inayeti insanlarn ortak doasnda bulmutur. Tarih bilimi de bu doa sayesinde var olur. Tarihi ile onun inceledii nesne her ikisinin de insan doasna tabi olmalar dolaysyla ortak bir yapya sahiptirler. te bu uyum tarihiyle inceledii olaylar birletirmektedir (Collingwood,2001,s.165). Bylelikle tarih almalarnda eletiri temeline dayal bir yntem ynlendirici olacaktr. Tarihi yapan insann eylem ve dncelerindeki yetersizlikler ve deiiklikler, tarih alannda ortaya kan belgelere yansmaktadr. nsanlar cahillikleri nedeniyle kendilerini her eyin ls olarak grdklerinden bu anlaylar, belgelere yansmaktadr. Bu sorunlar gz nnde bulundurulduunda, belgeleri inceleyecek yntemin genel ilkelerinin olmas gerektii ortaya kmaktadr. Genel ilkelerden hareketle belgelerin incelenerek yorumlanmas, tarihiyi hata yapmaktan korur. Buraya kadarki Viconun tarihe ilikin bak asndan u genel kurala ulalmaktadr. Birincisi, dnemlerin sralarn hi bozmadan birbirlerini takip etmeleridir. Yani tanrlar ayla balayan sre, kahramanlar, insanlar ve barbarlkla beraber yaanan k hep birbiri ardna yaanrlar. kinci kural bu dnemlerin devinimlerine bal olarak ortaya kan baz dnemlerin benzerlikler gstermesidir. Benzer dnemler arasnda ynetsel, ekonomik, sanatsal ve sosyal bakmdan yaplan karlatrmalar her iki dnemin de anlalmasna yardm etmektedir. Son kural ise bir nceki kuraln neden aynlktan deil de benzerlikten bahsettiini aklar. Tarihte hibir zaman yineleme yoktur esas olan yeniliklerdir. Yani Vico Hristiyan anlayn geliim ilkesinden kurtulamamtr. O sarmal bir dngden bahseder, ite bu yzden de tekrar eden dnemler temelde benzerliklere sahiplerse de zelde kendilerine has bir yapya sahiptirler (Bak,2004,cilt3,s.119). Vico, eserinin sonlarna doru tarihte bir erein olup olmadn aratrmtr. O, tarihte hibir zaman bir btnle ve yetkinlie ulalamayacana inanmamtr nk tarihe geriye dnler egemendir. Tarihsel sre bu bakmdan doal srece yaknlk arz emektedir.

55 Tarih, doal tarihsel bir aktr. Yeniden barbarla dn de kukusuz yeryzndeki insanlarn tarihinin ortadan kalkmas da deildir. Hatta k, ar uygarlamann ortaya kard refleksiyon barbarlndan insan kurtaran bir aredir. Viconun bak as teolojiktir ama onda teolojik olan ey br yandan sadece doaltarihsel bir eydir. Byle olduu iindir ki tarihin bir tarih ncesi balangc olsa da onun bir sonu yoktur. Vico tarih felsefesi ile tarih teolojisi arasndaki snr zerindedir (Lwith,2004,s.276). 4.2 Yeni Bilim

Viconun Yeni Bilim adl ba yaptnda eserin balarnda ona dhil bir gravr bulunur. Bu gravr onun felsefi dncesini okumakta bir yol gsterici grevini grmektedir. Gravrde metafizik, akaklarndan iki kk kanadn kt, bulunduu yerde hassas bir denge kurmu olan bir kadn ile temsil edilmektedir. Gkyznde iinde bir gzn bulunduu bir gen, seyreden, izleyen ama kendisi olanlara dorudan mdahale etmeyen, eylemde bulunma iini insana brakan Tanry, Tanrsal kayray simgelemektedir ve ondan karak, metafiziin boynundaki dbkey elmastan darya doru krlarak yansyan k da bu inayetin etkisi ve akl anlamna gelmektedir. Krlarak oalan ve geni bir alana yaylan k, Homerosun heykelini aydnlatmaktadr. Homerosu aydnlatan k, bize onun Tanrsal kayraya gre ileyen, odaksz, karmak bir younlama srecine tekabl eden iirin, szde yazar olduunu kantlar. Bu iiri yazan, Homeros deil, tm bir toplumdur. Homeros, toplumun tecellisi, insanlk tarihinin iirsel bir yansmasdr (Vico,2007,s.24). Viconun, bilimin kraliesi olarak sayd metafizik, insanla Tanr kayras arasnda bir aratr. nk metafizik insan aklnn tesine gemeden Tanrsal gleri dnebilme yetisidir ve bununla birlikte o saf ve ar bir yetidir (Vico,2007,s.24). Dbkey elmas Tanrsal kayrann n, tek bir yere odaklayarak deil, aksine yayarak aksetmektedir. Homerosa vuran aydnlk, iirin hakikat ifa etme zelliini vurgulamaktadr. iir insanln yknmeci retimidir. Ancak iirin ne tek bir biimi ne de tek bir cephesi vardr. O tm yanlaryla kavranamayan karmak bir yapdadr (Vico,2007,s.24).

56 Onun yapt; din, toplum, egemenlik biimleri, hukuk kurumlar ve diller tarihini ieren insanlk tarihi zerine ilk empirik temelli kuramdr ve bu kuram ne ilerlemeci-tarihsel ne de dngsel-kozmolojik adan kavranabilecek olan bir felsefi ilkeden hareket etmektedir. Bu ilke, insanlk tarihinin, Tanrsal kayra ile ayn ey olan sonsuz bir geliim yasna gre ynlendii eklindedir. Vico, kitabnn sonlarnda yaptnn iddial balnn umdurduu gibi bir yeni bilime aslnda ierik olarak ulaamadn belirtir ve yaptnn, uluslarn toplumsal doas gibi bylesine evrensel bir konuyu eksiksiz ierdiini ileri srm olsayd, bunun hakszca ileri srlm bir iddia olacan dile getirir. Viconun yaptnn niteliini de eserinin bal deil Yeni Bir Bilimin lkeleri adl alt bal belirlemektedir. Vico yaptnn temel ilkelerini yle sralar: 1. Yeni Bilim Tanrsal kayray toplumsal geleneklerde bulur. nsanlarn kendi seimleriyle yaptklar birtakm eylemlerin zaman iinde yapa gelmeleri Tanrsal kayrann insanlar zerindeki etkisinin en nemli kantdr. 2. Yeni Bilim ayn zamanda bir egemenlik felsefesidir. nk egemenlik insanlarn ilk kklerinde yatmaktadr, insanln ilk kavramdr. Dolaysyla bir insanlk tarihi olan Yeni Bilimin de konusuna dhildir. Bu ilk kavram yani egemenlik, yasalarn ve greneklerin temelini oluturur. 3. Yeni Bilim ilk kurumlar olan dini de ierir ve en eski kozmolojik dinsel tasarmlara da eilerek insani idelerin tarihini kapsar. 4. Yeni Bilim ayn zamanda bu en eski dinsel geleneklerin bir felsefi eletirisidir. O bu gelenekleri de ilk nedenlere gidebilme bakmndan bir yol olarak grr. 5. Yeni Bilim ulamaya alt bu ilk nedenler sayesinde tm uluslarn dahil oldu ideal sonsuz bir tarihin emasn ortaya karmaya alr. 6. Yeni Bilim ayn zamanda uluslarn doal hukuklarn ortaya koyarak onlarn ilksel ihtiyalarndan doduuna inanlan bu hukuklarla insan doasnn temel ilkelerine gitmeye alr

57

7. Yeni Bilim, son olarak, pagan dnyann profan (dinsiz) tarihine ait olan yani en eski ve en karanlk dnemlere ait olan mitoslara dayal tarih anlaylarnn dngsel doruluunu yorumlama abasdr. Yeni Bilim, tarihsel dnyay aklsallktan ayrlmayarak teolojik adan yorumlar ve o her eyin temelindeki Tanrsal tinin koyduu ilkelere ulamaya alr (Lwith,2004,s.263-264). Yeni Bilim, Tanrsal kayrann ve onun iaretlerinin bizzat tarihsel olgunun kendisinden baka bir ey olmadn kabul eder. Zaten byle olmasayd, Yeni Bilim, Tanrsal kayray ve tarihsel olguyu aklsal yoldan kavrayamazd. Vicoda kayra, dnyann stnde deildir ve hibir mucizev zellik tamaz. Bu yzden onun kayra kavram Augustinustaki kayra inancna tamamen terstir. yle ki kayra Vicoda bir toplumsal dzen emasna indirgenir; onun en nemli ierii, tarih srecinin evrensel ve kalc dzeni olmaktan baka bir ey deildir. Tanr, tarihin doal akna, bu akn kendisiden baka bir ey olmayan kayrasyla etkide bulunur. nsann toplumsal tarihine yn veren bu tarihsel kayrann dilinden anlayan kimse iin, tm tarih, bandan son sayfasna kadar, harika bir plann hkm srd ak bir kitaptr. Vicoya gre bilgi, tam bilimsel olmaldr. Bilginin bilimselliinden hareketle tarih, bilimsel aratrmalar temeline dayanmal, nesnellik aranmal ve sistematik bir yap olarak ortaya konmaldr (Vico,2007,s106). Bu trden bir bilgiye ulamak iin Vico, F. Baconun o dneme kadar reddedilen, dlanan yntemi, tmevarm, tarih ve kltr yazclnn iine sokmutur. Vicoya gre tarih bilgisinin temellendirilmesinde, felsefi kantlar tarih biliminin amacna zsel olarak uygun olduundan, ncelikli olarak kabul edilmek durumundadrlar. Filolojik ve tarihsel kantlar, felsefi kantlarn yannda, nem asndan ikinci srada yer alrlar (Vico,2007,s.93). Vico bilmenin yolunun yaratmadan getiine inanr ve buna bal olarak doa gibi insan tarafndan yaratlmam bir dnyaya ait olgu ve nesnelerin bilinebilmesi insanlara kapaldr der. O, ortaya koyduu bu ilke balamnda insanlarn kendi rettikleri matematiksel bilgileri tam olarak bilebileceklerin syler ve bunun yannda kendi oluturduklar uluslar hakknda da bilgi edinebilme durumuna sahip olduklar dile getirir.

58 Viconun bu bilginin sadece yaratlandan elde edilebilmesi (olgu) ve bu bilginin de sadece onu yaratana ak olmas (nesne) ilkesi (verum factum) olgu ile gerei birbirine dntrmektedir. Bu da insan aklnn bir yarats olan tarihin sadece insann inceleyebildii bir nesne olmas demektir (Bak,2004,cilt3,s.117). 4.3 Viconun Tarih Felsefesinde Tinselcilik (Tanrsal Kayra)

Tanrsal kayra onun tarih felsefesinde ok nemli bir yer tutar, nk Yeni Bilimin temel ilkesi insanlk tarihinin Tanrsal kayra ile ayn ey olan sonsuz bir geliim yasasna gre ynlendii eklindedir (Lwith,2004,s.267). O, doru felsefenin Tanrsal kayray insani dnyada aramas gerektiini belirtir. Vicoya gre filozoflar her zaman kayray sadece doa dzeni ile iliki iinde gzlemekle onun ancak bir yann gsterebilmilerdir. Onlar kayrann, insani tarihsel zn, doa dnda anlaml bir ey olarak oluan yann grmeyi ihmal etmilerdir (Vico,2007,s.56). Tanrsal kayra, insann tarihsel zn oluturmaktadr. O, tmyle insani gemie ynelen insann kendi abasnn, insani, tini bir felsefesi iinde, bu kk nedenlerin, sonsuz Tanrsal kayra olarak gsterilmesine ynelik olduunu syler. O halde Yeni Bilimde belirtilen ilkeleri birletiren Tanrsal kayrann kendisidir. Daha teye giderek, Tanrsal kayra, tarihe yn ve dzeni veren doast ilke olduu kadar, tarihsel olaylarn meydana gelme tarzndan baka bir ey deildir. Yani ilke ile ilkenin ynlendirdii olaylar ayndr. Vicoya gre tm tarihsel ve toplumsal yaam, insanlarn doaya ve kendilerine egemen bir Tanry gzeterek gerekletirdikleri eylemlerle doludur. nsanlar doas gerei bencildir. ahsi tutkulardan, tamah ve nefretten toplumsal dzene geii salayan unsur Tanrnn bir yasasdr, Tanrsal kayradr. Tanrsal kayra, insanlarn bu bencil istek ve arzularn ynlendirip dzenleyerek onlar sivil mutlulua gtrr. nk ona gre insanlar bu halleriyle, doal bir ekilde babo ilerleselerdi, toplumda denge kurulamaz ve toplumsallk devam edemezdi. Ancak tm bunlar olup biterken Tanrsal kayra kendini o kadar yaln ve doal bir tarzda gsterir ki, Vicoya gre o, aslnda tarihsel srecin sivil yasalarndan baka bir ey deildir.

59 te, Tanrsal kayrann kant tarihsel olgularn ta kendisidir. Bu durum da tarihinin, Tanrsal kayray ve tarihsel olguyu akl yoluyla kavramasn salamaktadr. Tm bu tarihsel olgularda kayra sanki yok gibidir. Aslnda kayra tarih srecinin evrensel ve kalc dzeni olmaktan te bir ey deildir. Kayra tarihin meydana geliindeki ilkedir. Tanr, bu srece, bu srecin akndan baka bir ey olmayan kayrasyla katlr. Vicoya gre toplumsal tarihe yn veren kayrann bu yaln ve doal tarzn anlayan birey iin tarih batan sona kadar belli bir plann hkm srd ak bir kitap gibidir (Lwith,2004,s.270). Vicoya gre insan, kendi tarihsel dnyasn kendi zekasyla yaratmaktadr. Ancak bu tarihin znde yine Tanrsal kayra vardr. Bu kayra Viconun insan tini araclyla ulamaya alt ilk nedenlerde yatmaktadr. Tanr insanlarn bu tarihsel seyrine, yaratt bu ilk nedenlerle yn vermektedir (Lwith,2004,s.270). Vico, tm ahlaki kurumlar ve greneklerde yani bir ulusun temel direklerinde, Tanrsal bir inayetin mevcut olduunu, Tanrnn ilk temeli yarattn ve bizim o temel zerine kurduumuz her eyde onun bu inayetinin devam ettiini dile getirir. Lwith, Vicoya gre tanrtanmazlk zerine kurulmu hibir tarihsel dnya yoktur der. Tm uygarlklar, yasalar, ritel ve gelenekler herhangi bir biimde dinseldir. Bu nedenle de onun, Polibiusun balangta filozoflar olsayd dine gerek kalmazd szne de katlmadn dile getirir (Lwith,2004,s.271). Tanrsal kayra aslnda tarihsel geliimin sivil yasalarndan baka bir ey deildir. Tanrsal kayra felaket annda son kurtulu aresi olarak kten baka bir ey de deildir. Bylece ilkel barbarln masumluuna ve dinsel korku ana dnlm olur, bir baka ilerlemeye balamak zere. Ama bu geriye dn doal kozmik bir dng de saylmaz, tersine burada, tarihin Tanrnn takdirine gre kararlatrlm yapsn grmek gerekir. lerleyi tam bir ilerleme hedefi tamadndan, o da ayn merci, yani Tanr tarafndan karalatrlmtr.

60 4.4 Viconun Tarih Felsefesinde Ortak Duyu

Vicoya gre insanlarda bir ortak duyu mevcuttur. Bu ortak duyu gereksinimler ve faydalar ile ortaya kar. Vico gereksinim ve fayday doal kanunlarn iki kayna olarak gsterir (Vico,2001,s.94). nsanlarn hayatta kalmaya ynelik olan eylemleri ve bu ynde sarf ettikleri gleri bu ortak duyunun temelini oluturur. te tm insanlarda ayn ekilde ortaya kan bu duyu toplumsallamayla birlikte temelde ayn olmakla beraber oluan uluslara gre birbirlerinden ayrlmaktadrlar. te bu hem tm insanlarn sahip olduu, hem de uluslarn birbirlerinden ayr olarak sahip olduklar ortak duyular, onlarn ynelimlerini belirlemektedirler. deal sonsuz tarih dngs de bu insanlarn sahip olduklar ortak duyunun bir sonucudur (nal,2003,s.40). Vicoya gre ortak duyu uluslar meydana getiren kurumlarn domasna neden olmutur. Bunlar, dinsel inan, evlilik ve ruhun lmszlne dayal olan l gmmedir. Vicoya gr evlilik, insani topluma doru ykselite en gerekli bir kurumdur. Vicoda daha nce belirttiimiz greli ortak duyu ve mutlak ortak duyudan ilki, yani greli ortak duyu, bir ulusa veya bir ulusun baz kesimlerine ait olan inanlar, tarihlerdeki baz belirli srelerdir. Mutlak ortak duyu ise l gmme, evlilik ve dindir. Bunlar, btn uluslarda mevcuttur. Ortak duyu, insanlar, kurumsal ve sosyal bir durumu paylatklar zaman ve onlar ayn sosyal ihtiyalar hissettikleri ve ayn zmleri aradklar ve kabul ettiklerinde ortaya karlar. Bylece, insann sosyal aktivitelerini belirleyen nemli bir dier zellik de kurumlarn yalnzca yeni ihtiya ve faydalardan hkmlere ykselmesinin yan sra nceki fayda ve gerekliliklere de uymalardr. Yani kurumsal yaplar birbiri iinden domakta ve gelimektedir.

61 4.5 Viconun Tarih Felsefesinde Filolojinin Yeri

Filoloji Rnesansla birlikte gelien bir bilimdir. 1777 ylndan balayarak F. A. Wolf, eski metinlerin karlatrmal eletirisini yapan bir bilim dal oluturmutur. Bu eletirinin ilk amac, eski metinlerin yorumunu yapmak ve onlar yeniden oluturmaktr. Filoloji gemi uygarlklara dnk romantik akmn etkisiyle gelimitir. Tm amac eski yaznsal yaptlar aklamak ve aydnlatmak, ayn zamanda da bu yaptlarda sz konusu edilen uygarlklarn, gelenek ve greneklerindeki baz zelliklerini yeniden canlandrmaktr. Filoloji, retildii dnemlere ait eski metinleri yeniden oluturmaya alr. Filolog metinlerin retildii dnemlerin etkilerini, kaynaklarn aratrr, zgn metinleri zmeye ve onlar yeniden oluturmaya alr.(Kran,2001,s.8) te Vico da dneminin bu yeni urandan etkilenmi ve onu tarihi anlamada en nemli ara olarak grmtr. Vico, bir toplumun kltrn, o toplumun dili ve edebiyat yoluyla aratrmann gerekliliine Yeni Biliminde yer vermitir. Yazl kaytlar, zellikle de yaznsal yaptlar araclyla gemi uygarlklarn tannmaya allmas, i ve d ltlere dayanlarak yazl kaytlarn aktarlmas, tarihlendirilmesi ve zlmesi ile deiik yazl kayt biimlerinin ve el yazmalarnn karlatrlmas ve eletirel adan deerlendirilmesi gibi sorunlara eilen filoloji, bu bakmdan Vicoya gre tarihsel olarak ok nemli bir ii stlenmektedir. Vico, Descartesin sadece olaslkl bilgilerin elde edilebileceini iddia ettii alanlardan, yani insani kltrel alanlardan felsefi bir dorulua ulalabilmesi iin tm kurumlarn, geleneklerin, dillerin ve insani pek ok yapnn iinden bize bilgi vermeye ak olan filoloji kullanlmaldr der. Yani tarihsel olaylar hakknda diller araclyla bilgi almamz salayan filolojiyi bir felsefi bilim dzeyine ykseltir. Vico, daha nce belirtilen ve eserindeki aamal dnemselliine uygun olarak gelien tip dil ve yaz tr (kutsal, simgesel ve dnyasal), tip doal hukuk, tip siyasal topluluk eklinde toplumun tm dier unsurlarn da ieren ayrm onun filolojiye verdii nemin bir gstergesidir. Vico tarihi anlamakta filoloji ve felsefenin ibirliini istemitir. Filoloji, ona gre, yalnzca kelimeleri deil, insan eylemlerini ve bunlarn dildeki yansmalarn da

62 aratrmaktadr. Vico modern dncelerin bir yana braklp ilk insann tabiatn anlamak iin onun anlnn veya imgeleminin gcn anlamaya allmasnn gerekliliini dile getirir. Yani gemi bugne gre deil o zamana gre irdelenmelidir. te filoloji ile felsefenin ibirlii burada gerekecektir. Filoloji, kelimelerin kkenini aratracak, felsefe ise kelimelerdeki anlamlara ynelecek ve bu kelimelerin neden bu anlamda kullanldn aratracaktr. nk insanln kltr dilde yansmaktadr, Vico, bunu fark etmitir. Kelimler ve dil, bize o kltrn kurumlar hakknda ipular verebilir ve buradan yola karak, ilk insanlarn hayal gcne ve dncelerine girilebilir. Viconun bu tarih bilimi felsefe ile filolojiyi yani gerek olanla kesin olan belirtir. Felsefe tm deneyimlerin genel anlamlarn ifade ederken filoloji insanlarn seimleriyle ekillenen kltrel dnyann kesinliklerini ele alr. Vico felsefi zmlemelerin ortaya koyduu soyut ilkeleri filolojinin kesinliklerinin iinde uygulanmasnn gerekliliini syler (Utku,2007,s.266). Viconun ifadesiyle, felsefe, hakiki olann bilgisinin geldii yer olan akl temaa eder; filoloji, kesin olann bilincinin geldii yer olan, kaynanda insani seim bulunan akl izler. Bu aksiyom, ikinci ksmyla, hem yurtlarndaki adetlerinde ve yasalarnda hem de yurtlar dndaki savalarnda, barlarnda, ittifaklarnda, seyahatlerinde ve ticaretlerinde halklarn dillerinin ve eylemlerinin incelenmesiyle uraan btn gramercileri, tarihileri, eletirmenleri filologlar arasna dahil eder. Bu ayn aksiyom, filologlar otoritelerine bavurarak kendi akl yrtmelerine kesinlik kazandrmadklar iin filozoflarn akl yrtmelerine bavurarak kendi otoritelerini hakikatin onayndan geirmeye dikkat etmedikleri iin filologlarn da yar yarya baarsz olduklarn gsterir. Bunu yapm olsalard, kendi uluslarna daha faydal olurlard ve bu bilimi kavramada bizden nce davranm olurlard (Vico,2007,s.93). Vico, kesin olan ile filolojinin ya da tarihin, hakiki olan ile de felsefenin ilgilendiini syler. Yani felsefe evrensel hakikati ve filoloji de tikel kesinlii retir. Bu da onun ok byk olaslkla kesin olan, hakiki olann bir parasdr ilkesine dayanr (Utku,2007,s267).

63 4.6 VCOnun Baz Filozoflara Olan Etkisi

ngilizce konuan dnyada estetik ve tarih felsefesi konularnda byk etkisi olmu olan Croce, Viconun Yeni Bilimini okumu ve bu sayede felsefeye ve tarihin bir sanat m yoksa bir bilim dal m olduu sorusuna olan ilgisi artmtr. Crocenin felsefesinin ana kuram ve hareket noktas tindir. Tin somut gelien canl bir varlktr. Doa varlklarndaki gibi pasif deil aktiftir. Onun tin felsefesinin ana hatlarn anlatan en iyi rnek gne tarafndan stlan tatr. Ta gnete gelen uyarclar pasif olarak alr. Ancak bu uyarclarn insan tarafndan alnmasnda insann aktif olarak uyaranlar iledii de unutulmamalardr (Peget,2005s.339). Crocenin ortaya att moral bak as, bu tinin her eyi kuatc bir tarzda bilincinde olmaktr ve tarihin yazlrken sahip olunacak bak as da budur. Moral bilin belirli bir eylem tarznn btn zel eilimlere baskn kmas gereken bir dev olarak farkna varlmasdr. Croce bu bak asn, Viconun bahsettii, tarihinin zihni ile incelemeye giritii nesne arasnda bir eit nceden kurulmu uyum yani tarihi ile inceledii olaylar birletiren ortak insan doas fikrinden almtr. Viconun etkisinde kalm bir baka tinselci dnr olan Dilthey, tarih yazclna ya da tarihsel anlamann eletirisi problemine genel epistemoloji anlayn uygulamakla kalmayp, kaynaklarn kullanmyla, filolojiyle ve tarihte teknikle ilgili ayrntl nerilerde bulunur. Fakat o, daha genel olarak bilinen yaklam ya da anlayn nemli bir ynn oluturan ilke formle etmitir. a) Dilthey, insann btn etkinlikleri, btn beeri oluumlar tarihsel srecin bir paras olup, tarihsel terimlerle aklanmak zorundadr der. Devlet, aile ve insann kendisi, farkl alarda farkl zellikler sergiledii iin soyut bir biimde asla aklanamaz (Cevizci,2006,s.426). Burada Diltheynin bahsettii devletin, ailenin ve insann farkl alarda farkl zellikler sergiledii yargs Vicoda da vardr. O da her an kendi ebedi tarihini yaadn dile getirir ve bunun iidir ki o da insann yaad a anlayabilmesi iin

64 gemiten evrilerek gelen gelenekler, inanlar ve dnce biimleri balamnda dnlmelidir der. b) Dilthey farkl alar ve bireyler sadece tahayyl yoluyla zgl bak alarna yaklamak suretiyle anlalabilir; tarihi ilgili an ya da bireyin ne dndn hesaba katmaldr der (Cevizci,2006,s.426). c) Tarihi kendi ann ufuklaryla snrlanmtr. Gemiin kendisini ona kendi ilgilerinin perspektifi iinde nasl sunduu hususu, bu gemii anlamann meru bir yn haline gelir (Cevizci,2006,s.426). Vico, tarih biliminin nasl doduunu, gemite yaratlm eylerin tarihilerin zihninde yeniden kurulmasyla aklamtr. Vicoya gre tarihinin zihni ile incelemeye giritii nesne arasnda nceden kurulmu bir uyum vardr. Uyum tarihiyle inceledii olaylar birletiren ortak insan doasnda ortaya kar. Yani Vico (c) ilkesinin bilincinde olarak (b) ilkesini ieren bu nermesini yapmtr. Hegel, halklarn bandan geenlerde son bir erein egemen olduu, dnya tarihinde usun, tikel bir znenin usu deil Tanrsal saltk usun, bulunduunun doru olduunun var saylabileceini syler. O, bunun kant olarak da dnya tarihinin kendi aklamalarn gsterir ki bu usun benzeri ve eylemdir der. ancak asl kantn bilginin kendisinde olduunu syler Hegel ve bunun dnya tarihinde ortaya ktn dnr. Yani dnya tarihi bu tek usun grndr. O kendini tikel oluumlarda aklar. Kendini tikel bir e olan halklarda sergiler (Hegel,2003,s. 35). Vicoya greyse Tanrsal kayra, aslnda tarihsel geliimin sivil yasalarndan baka bir ey deildir.Kayra, yaanan byk bir bozulmadan sonra ilkel barbarln masumluuna ve dinsel korku ana dn salar ve bir baka ilerleme aamasna geiin yolunu aar. Ama bu geriye dn doal kozmik bir dng deildir, tersine burada tarihin Tanrnn takdirine gre kararlatrlm yapsn grmek gerekir. lerleyi tam bir ilerleme hedefi tamadndan, o da ayn merci, yani Tanr tarafndan karalatrlmtr. Hegel her ne kadar kendini Hristiyan tarih anlaynn belli bir noktada son bulacak olan tarih grnden kurtaramam olsa da ortaya koyduu us kavramnn Vionun Tanrsal kayras ile olan benzerlii hemen gze arpmaktadr. Vionun bu arihe egemen kayras

65 Hegel iin us fikrinin olumasnda yardmc olmu, onun, dncelerini zeminine oturttuu bir temel olmutur.

66 SONU

bni Haldun ile Viconun tarih felsefeleri ile onlarn sahip olduklar doalc ve tinselci tarih anlaylarnn ayrmn temel noktada ele almak mmkndr. Bunlar, tarih bilgisinin olanakll, zamann ak ekli ve gemi ile gelecee etki edebilecek bir gcn varl sorunudur. bni Haldun tarihsel bilginin olanakll konusuna ok net bir aklama getirmitir. Ona gre, neden sonu zincirindeki her olay bizim anlamamza aktr. Bu yzdendir ki gemii anlarken bugn sahip olduumuz mant kullanarak olanakllk bakmndan bir eletiri yapabiliriz. Onun bu grnn istisnasn, eskiden yaan dini olaylar ieren, inai haber hkmleri oluturmaktadr. O, tanrsal baz olaylar hakknda, sadece onu aktaran kiiye olan inancmz kadar bilgi sahibi olabiliriz der. Vico ile aralarndaki fark da bu noktada ortaya kar. Vico, tm tarihsel bilgilerin dayana Tansal kayradr der. Tanrnn bu kayras onun varla getirdii her eyde vardr. Ancak biz sadece onun bizimle ilgili olann anlayabiliriz. Ona gre Tanr bu alandaki hibir bilgiyi edinmemize engel olmamaktadr. Hatta Tanr, kendi kayrasna dair olan ve tarihin ilkelerini oluturan bilgiyi bile bize amtr. bni Haldun ve Vicoyu ayran ikinci noktamz olan zamann ak ekli konusunu incelediimizde, bni Haldunun, slam anlayna bal olarak, tarihte gnahkar bir balang ve sonrasnda bu gnahtan temizlenme abas inancna kar olan bir gre sahip olduunu grrz. Ayrca doadaki dngsel dzen, insani, sosyal dnyada da olduu iin bu tarihsel zamann seyri tam bir dng gstermektedir. bni Haldun, toplumlarn birbirlerinden farkl etkenlere maruz kalmalar sebebiyle baz yan aamalar da yaayabileceklerini ve ayn zaman kesiti iinde farkl toplumlarn farkl aamalar yaayabileceklerini syler. Ancak o, bunun zamandaki dnenmenin ana unsurlarn etkilemeyeceini syler.

67

ekil 1.1 Vicoda ise zaman, belli bir balangc olan ama bir sonu olmayan bir sretir. Ancak bu sre bir geliim iermektedir. Bu geliim belli bir noktada, rnein Hristiyanlkta olduu gibi insanln yaad byk bir k sonrasndaki kurtulu yolunun almas ve tarihin son bulmas eklinde bir seyir izlemez. Ne kadar ilerlerse ilerlesin bir noktadan sonra geriye dn yaayacaktr. Viconun tarihinde yalnzca kler ve yeni balanglar vardr. Onun zaman da bu yzden bir sarmal izmektedir. Ona gre ilerleme pasif bir unsurdur nk insanlk tarihine egemen olan sorunlardr onlar zme abas bu tarihin iinde bir tr arka plandr. zlemeyen sorunlar mutlaka olacak ve bu bir kriz yaatacaktr. Sonu olarak da geriye dn yaanacaktr. Bu sebepledir ki her seferinde ayn noktaya olmamakla beraber hep bir miktar gerileme olacaktr.

ekil 1.2

68

Son noktamz olan gemi ve gelecee etki edebilen bir gcn varl sorununa geldiimizde, her iki dnrn de gemi ve gelecee hakim bir Tanrya inandklarn grrz. Ancak onlar, bu etkinin ekli konusunda ayrlrlar. bni Haldun, doada olduu gibi kltrel dnyada da dorudan bir etkiye inanr. Tanr tm olaylarn, ona gre cereyan edecei bir neden-sonu sistemi yaratm ve bu sisteme aykr hareket etme hakkn da sadece kendine ait olarak braktr. Vico ise Tanrnn aslnda tarihin kendi doal seyrinden baka bir ey olmayan kayrasyla etki ettiine inanr. Ona gre Tanrnn yaratt bu sisteme yapaca hibir dorudan etki yoktur. O, yapmak istediklerini insanlara yaptrmaktadr. Burada bir fark daha ortaya kmaktadr. bni Halduna gre insanlarn Tanrdan bamsz bir iradeleri vardr. Onlar Tanrnn emirlerine kar bir irade sergileyebilmektedirler, sadece bu eylemlerinde baarl olamamaktadrlar. Ancak Vico, insanlarn hep birlikte Tanrnn olmadn kabul etmeleri halinde dahi bunun Tanrnn kayrasnn ortaya koyduu ilkelere dayanacan yani Tanrnn bir istei olacan syler. Sonu olarak bni Haldun, Tanrsal gc nedensellik zincirinde grrken, Vico bu gc insanlarn tinsel ynelimlerinde bulmaktadr.

69

KAYNAKA

Arslan A., bni Haldun, Vadi Yaynlar, Ankara 1997 Aysevener K., R. G. Collingwood: Tarih Felsefe Dnyas, say:21(1996), s.42-51 ve Felsefe Arasnda Bir Birlik Aray,

Aysevener K., Barutca E. M., tarih Felsefesi, Cem Yaynlar, stanbul, 2003 Bak A., Tarih Dncesi I Tarih Dncesinin Oluumu, Dergah Yaynlar, stanbul, 2004 Bak A., Tarih Dncesi II Felsefe ve Tarih, Dergah Yaynlar, stanbul, 2004 Bak A., Tarih Dncesi III Tarih Felsefesinin Oluumu, Dergah Yaynlar, stanbul, 2004 Bak A., Tarih Dncesi IV Tarih Metafizikleri, Dergah Yaynlar, stanbul, 2004 Cevizci A., Felsefe Ansiklopedisi 3, Babil Yaynlar, Ankara, 2006 Cevizci A., Dilthey, Felsefe Ansiklopedisi 4, Babil Yaynlar, Ankara, 2006 Cevizci A., Dilthey, Felsefe Ansiklopedisi 4, Der. Cevizci A., Ankara, 2006 Cevizci A. Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul, 2002 Collingwood R. G., ev. Aydoan A. H., Tarihin lkeleri ve Tarih Felsefesi zerine Baka Yazlar, Yap Kredi Yaynlar, stanbul, 2005 Collingwood R.G., ev. zvar E., Tarih Felsefesi zerine Denemler Ay Kitaplar Yaynevi, stanbul, 2001 Dilthey W., ev. zlem D., Hermeneutik ve Tin Bilimleri, Paradigma Yaynlar, stanbul, 1999 El Husri S., ev. Uluda S., bni Haldun zerine Aratrmalar, Dergah Yaynlar, stanbul, 2001 Eliade M., ev. Altu ., Ebedi Dn Mitosu, mge Yaynevi, Ankara, 1994 Gkberk M., Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul, 1980 Gze A., Siyasal Dnceler ve Ynetimler, Beta Yaynlar, stanbul, 2000 Hegel G. W. F. ev. Szay .,Tarihte Akl Kabalc Yaynlar, stanbul, 2003 bni Haldun, ev. Uluda S., Mukaddime I, Dergah Yaynlar, stanbul,1998 Babil Yaynlar,

70

bni Haldun, ev. Uluda S., Mukaddime II, Dergah Yaynlar, stanbul,1998 bni Haldun, ev. Akyz V., Bilim ile Siyaset Arasnda Hatralar, Dergah Yaynlar, stanbul, 2004 Kran, Z., Dilbilime Giri, Sekin Yaynevi, Ankara. 2001. Le Bon G., ev. Akdeniz H., Temelli M., Tarih Felsefesi, Ata Yaynlar, stanbul, 2004 Lwith K., ev. zlem D., Vico, nklap Yaynlar, stanbul, 2004 Meyerhoff H., ev. evki A., Zamanmzda Tarih Felsefesi, Hece Yaynlar, Ankara, 2006 Ortayl ., Osmanly Yeniden Kefetmek II, Son mparatorluk Osmanl, Tima Yaynlar, stanbul, 2006 nal S., Giamattista Viconun Yeni Bilim Adl Eserinin Felsefe Tarihindeki Yeri, Doktora Tezi, Ankara, 2003 zlem D., Tarih Felsefesi, nklap Yaynevi, Ankara, 2004 zlem D., Ateolu G., Tarih Felsefesi Seme Metinler, Doubat Yaynevi, Ankara, 2006 Peget A. H., Benedetto Croce, Felsefe Ansiklopedisi 3, Der. Cevizci A., 338-342, Babil Yaynevi, Ankara, 2005 Togan Z. V., Tarihte Usul Enderun Kitabevi, stanbul, 1985 Utku A., Viconun Yeni Bilimi: Tarihsel Bilimleri Yeniden Dnmek, Dou Bat, Vol.41, 261-267, Duubat Yaynlar, 2007. lken H. Z., Fahri Z., bni Haldun, Kanaat Kitabevi, stanbul, 1940 Vico G., ev. nal S., Yeni Bilim, Doubat Yaynevi, Ankara, 2007 Walsh W. H., ev. elikkaya Y. Z., Tarih Felsefesine Giri, Hece Yaynlar, Ankara, 2006

71 ZGEM

Ad ve SOYADI Doum Tarihi ve Yeri Medeni Durumu Eitim Durumu Mezun Olduu Lise Lisans Diplomas

: Aya AVCI : 01.09.1983 zmir/Bornova : Bekar

: Antalya Anadolu Lisesi : Sleyman Demirel niversitesi

Ykseklisans Diplomas: Akdeniz niversitesi Tez Konusu : bni Haldun ve G. Vico Karlatrmasnda Doalc ve Tinselci Tarih Felsefesi Yabanc Dil / Diller Bilimsel Faaliyetler : ngilizce

Deneyimi Stajlar Projeler alt Kurumlar Adres Tel. no : : : : :

You might also like