You are on page 1of 254

Bat Klasikleri

BlLMN DEER
H. Poincare
eviren FETH YCEL

tstanbul 1989

BRlNC BLM Matematikte Sezgi ve Mantk I Biribirine zt iki temayl, yahut daha dorusu biribirinden tamamiyle farkl iki eit zihniyet ayrdetmeksizin, byk matematikilerin, hatt kklerinin, eserlerini incelemek mmkn deildir. Bazlar her eyden nce mantkla megul olur; eserlerini okurken, onlarn, hibir eyi tesadfe brakmakszn tahkim edilmi mevzie doru yaknlamaya alan bir Vauban metodiyle, ancak adm adm ilerlemi olduklarna inanacamz gelir, tekiler sezginin gsterdii yoldan gider ve ilk hamlede birtakm kazanlar salarlar, fakat bunlar, cesur svari nclerinin baarlan gibi, ok defa kararszdr. Matematikileri bu iki metottan birini kabule gtren ey, ele aldklar konu deildir ok defa birincilerin analizci olduu sylenir, tekilere geometnci denirse de bu hal bir ksmnn geometri yaparken analizci; brlerinin sf analizle megul olurken geometrici kalmalarna mni deildir. Onlar sezici veya mantk yapan, zeklarnn tabiatdr, yeni bir konuyu ele ahnca bu tabiattan syrlamazlar.
Vauban (1633 1707). nl asker mhendis ve istihkama.

Ruhlarnda iki ynsemeden birini gelitirip tekini boan ey, aldklar terbiye de deildir, insan matematiki doar, sonradan matematiki olmaz; yle grnyor ki, insan matematiki doarken, ya geometrici yahut analizci domaktadr. Baz misaller zikretmeyi isterdim, muhakkak ki bu konuda rnekler eksik deildir; fakat tezad artrmak iin, en ulardaki misallerle balamak istiyorum: bunlar yayan iki matematikide aramak zorunda kalm mazur grlsn. B. Meray, iki terimli bir denklemin daima bir kk olduunu, yahut daha kolay bir dille, bir amn daima paralara blnebileceini ispatlamak istiyor. Eer dorudan doruya sezgi ile bildiimize inandmz bir hakikat varsa o da budur. Bir amn, her zaman, istenildii kadar eit paraya blnebilmesinden kim phe eder?B. Meray byle dnmyor; ona kalrsa bu nerme hi de apak deildir ve ispatlanmas iin kendisine birka sahife lzm gelmitir. Aksine bir de B. Klein5e baknz: fonksiyonlar teorisinin en mcerret problemlerinden birini inceliyor; verilmi bir Riemann yzeyi zerinde verilen aykrlklar (singularitfe) kabul eden bir fonksiyonun daima bulunup bulunmyaca sz konusudur. Mehur Alman geometricisi ne yapyor? Riemann yzeyi yerine elektrik iletgenlii belli kanunlara uyarak deien bir maden yzey koyuyor. Bunun iki nokta-

sn bir pilin iki kutbuna balyor. Akmn gemesi lzm, diyor, ve akmn yzey zerindeki dal tarz, aykrlklar nceden ifade edilmi olan bir fonksiyon belli edecektir. phesiz, B. Klein ancak stnkr bir rnek verdiini biliyor: byle olmasna ramen onu yaymlamakta tereddt etmemitir: pek muhtemeldir, ki kendisi de bunda kesin bir ispattan ziyade bilmem ne eit bir m-? nevi pekinlik bulunduuna inanyordu. Halbuki bir mantk buna benzer bir kavray nefret duyarak reddederdi, daha dorusu reddetmesine lzum kalmazd, zira onun zihninde byle bir dnce asla doamazd. Msaade ederseniz, Fransz biliminin erefini ykselten iki zat de mukayese edeyim. Onlar bu yaknlarda aramzdan uzaklamlardr, fakat ikisi de uzun zamandan beri lmezlik payesine erimi bulunuyorlard. B. Bertrand ile B. Hermite'ten bahsetmek istiyorum. Ayn okulda, ayn zmanda renci idiler; ayn terbiyeyi grmler, ayn tesirlere kaplmlard; buna ramen aralarnda ne byk ayrlk var! Bu, sadece yazdklar yazlarda gze arpmyor; ders okutularnda, konuma tarzlarnda, hatt tavrlarnda bile belli oluyor. Bu iki ehre, btn rencilerin hafzasna silinmez hatlarla kaznmtr; onlarn derslerini takibetmek bahtiyarln tatm kimseler iin bu htra hl yenidir; tazelenmesi bizim iin kolaydr.

B. Bertrand konuurken daima faaliyet halindedir; kh darda bulunan birtakm dmanlarla savayor gibi grnr, kh inceledii ekilleri bir el hareketiyle iziverir. Onun grdklerini resmetmeye aht apaktr, bu sebepledir ki el hareketlerine bavurmaktadr. B. Hermite ise tamamen aksinedir; gzleri d lemin temasndan kaar; o, hakikatin belirtisini darda deil, ierde aramaktadr. Bu yzyln Alman geometricileri arasnda bilhassa iki isim ok tannmtr; fonksiyonlar genel teorisini, Weirstrass ve Riemann adl bu iki bilgin kurmutur, Weirstass her eyi seriler fikrine ve bunlarn analitik dnmlerine irca eder; daha iyisi, o, analizi aritmetiin bir nevi uzants haline getirir; Weirstass'm btn kitaplar kantrlsa, ilerinde bir tek ekil grlmez. Riemann, aksine, derhal geometriyi yardma arr, dncelerinden her biri bir hayalle tecessm eder, insan bir kere mnsm anladktan sonra onu unutamaz. Yakn zamanlara kadar yaam bulunan Lie bir sezici idi; eserlerini okurken tereddt edilebilirdi, fakat kendisiyle konutuktan sonra tereddt kalmyordu; hayaller yardmiyle dnd derhal belli oluyordu. Bn. Kowalevski bir mantk idi. Talebelerimizde de ayn farklar gryoruz; bazlar problemleri Analizle, bazlar da Geometri ile zmeyi tercih ediyorlar. Birinciler uzayda grmeyi beceremiyorlar, tekiler

ise uzun hesaplardan pek abuk usanyor ve bu hesaplar iinde kendilerini kaybediyorlar. Bu iki eit zeknn ikisi de bilimin ilerlemesi iin lzumuludur; mantklar ve sezicilerden her biri tekinin yapamyaca byk iler baarmlardr. Kim kp da YVeirstrass hi yaz yazmasayd daha iyi olurdu, diyebilir; yahut Riemann'n dnyaya gelmemi olmasn tercih ettiini syliyebilir? O halde Analiz ile Sentezin ikisi de meru birer rol oynamaktadr. Fakat bilim tarihinde bunlardan her birinin paym daha yakndan incelemek ilgi verici olur. II alacak ey! Eskilerin eserlerini tekarar okuyacak olursak, onlarn hepsini sezgiciler arasnda snflandracamz gelir. Halbuki tabiat hep ayn tabiattr, onun mantktan holanan kafalar ancak asrmzda yaratmaya balam olmas ihtimali azdr. Kendimizi o zamanlar hkm srm olan fikir cereyanlar iinde bulundurabilseydik, eski geometricilerden ounun, meyil itibariyle analizci olduklarn grrdk. Sz gelimi, klid'in kurduu binada adalar hibir kusur bulamyorlard. Bu koca binann her parasn sezie borlu olmakla beraber, bugn byk bir emek harcamakszm, onda bir mantknn eserini grebiliriz. Deien ey zeklar deil, fikirlerdir; sezici zeklar gene ayn kalmlardr; fakat okuyu-

cular kendilerinden daha fazla imtiyaz istemilerdir. Bu evrimin sebebi nedir? Bunu kefetmek zor bir ey deildir. Sezgi bize ne kesinlik ne de pekinlik verebilir, bunun gittike daha iyi farkna varlmtr. Bir ka misal syliyelim. Trevden mahrum srekli fonksiyonlarn var olduunu biliyoruz. Mantn bize kabul ettirdii bu nerme kadar sezgiye aykr gelen hi bir ey yoktur. Dedelerimiz hibir zaman yle sylemekten geri durmamlard: Mademki her erinin bir teeti vardr, o halde her srekli foksiyonun da bir trevi bulunaca apaktr. Nasl oluyor da sezgi bizi bu derece aldatabiliyor? Sebebi udur ki bir eriyi tahayyl ettiimiz zaman onu kahnhksz olarak tasarhyamayz; bunun gibi bir doru tasarladmz, zaman onu belli genilikte ds bir erit olarak grrz. Bu izgilerin kalnl olmadm iyi bilmekteyiz; onlar gitgide daha incelmi olarak tahayyl etmeye ve bylece limite yaklamaya alrz; bir dereceye kadar buna muvaffak da oluruz, fakat limit hale asla eriemeyiz. Byle olunca, biri doru, teki eri olan bu iki dar eridi, birbirini kesip gemeksizin bir yerde hafife st ste gelmi gibi tasarlyabileceimiz aktr. Bu suretle, bir erinin daima bir teete malik olduu sonucuna varrz, meer ki kesin bir analz daha nceden bize bunun aksini bildirmi olmasn.

ikinci misal olarak Dirichlet prensipini alacam, matematiksel fiziin birok teoremleri ona dayanmaktadr; bugn o, ok kesin fakat ok uzun muhakemeler yardmiyle kurulabilir; eskiden, aksine, kabataslak bir ispaa yeriniliyordu. Keyf bir fonksiyona tabi bir integral hibir zaman sfr olamaz. Bundan o integralin bir minimuma sahip olaca sonucuna varlyordu. Bugn muhakemenin noksan taraf derhal gzmze arpyor, nk mcerret fonksiyon terimini kullanyor ve kelime en genel mnasnda anlald zaman dahi, fonksiyonlarn sunduu btn aykrlklara alm bulunuyoruz. Fakat mahhas hayaller kullanlm olsayd, sz gelimi, bu fonksiyon, bir elektrik potansiyeli gibi dnlseydi, durum byle olmazd; o zaman elektrostatik dengeye eriilebileceini tasdik etmek meru zannolunabilirdi. Bununla beraber, fizik bir mukayese belki de birtakm itimatszhkar uyandrrd. Fakat yaplan muhakeme, Analiz diliyle Fizik dili arasnda arac olan Geometri diline evrilmi bulunsayd, phesiz, bu itimatszlklar Jsl olmaz ve belkide bylelikle, bugn bile, meseleden haberi olmyan birok okuyucular aldatlabilirdi. Demek oluyor ki sezgi bize pekinlik vermez. Bundan dolay ortada bir evrinme olmas lzmd; imdi onun nasl olduuna bakalm.

Bir kere tariflere kesinlik ithal etmeden, muhakemelere kesinliin giremiyecei ok gemeden anlalmtr. Matematikilerin megul olduklar eylerin ou fena tarif edilmi bulunuyorlard; insan onlar bildiini sanyordu, nk onlar duyular ve muhayyile yardmiyle tasarlyordu; fakat bunlar ancak kaba birer hayaldi, muhakemenin dayanabilecei belgin fikirler deildi. Mantklar gayretlerini nce bu noktada toplamak zorunda kalmlardr. Ortak blensiz saylar iin durum byle olmutur. Sezgiye borlu olduumuz mphem sreklilik fikri, tam saylar iin ispatlanan kark bir eitsizlikler sistemine ayrlmtr. Bylelikle limite geilerden, sonsuz kkler dncesinden doan zorluklar kesin olarak aydnlanmtr. Bugn Analizde, eitlik yahut eitsizlik ebekeleriyle birbirine bal tam saylardan, yahut sonlu veya sonsuz tam saylar sisteminden baka bir ey kalmamtr. Bir oklarnn syledii gibi, matematik bilimleri deta aritmetiklemilerdir. III Bir sual ortaya kyor: acaba bu evrinme sona ermi midir? En nihayet mutlak kesinlie vardk m? Evrinmenin her merhallesinde dedelerimiz de mutlak kesinlie erimi olduklarn sanyorlard*

Onlar aldanmlarsa, acaba biz de onlar gibi aldanmyor, muyuz? stidlllerimizde artk sezgiye bavurmadmz samyoruz; filosoflar bize bunun bir vehim olduunu syliyeceklerdir. Salt mantk, bizi hibir zaman genelmelerden baka eye gtremez; onun yeni eyler yaratmasna imkn yoktur; hibir bilim yalmzca mankan doamaz. Bir mnada bu filosolflann hakk vardr; aritmetii, geometriyi, yahut herhangi bir bilimi vcuda getirmek iin salt mantktan daha baka ey gereklidir. Bu baka eyi gstermek iin elimizde sezgi9 den baka kelime yoktur. Fakat ayn kelimeler altnda bazan birbirinden farkl ne kadar fikir gizleniyor! u drt aksiyonu mukayese edelim: 1, ayn bir ncye eit olan iki kemmiyet birbirine eittir; 2, bir teorem 1 says iin doruysa, ve onun n iin doru olmak artiyle n + 1 iin de doruluu ispatlanrsa, teorem btn tamsaylar iin doru olacaktr; 3. Eer bir doru zerinde C noktas A ile B arasnda, D noktas A ile G arasnda ise, D noktas muhakkak A ile B arasnda olacaktr; 4. bir noktadan bir doruya ancak bir paralel izilebilir. Bunlarn drd de sezgiye atfedilmelidir. Byle olmakla beraber, birincisi formel mas-

ak kurallanndan biridir; ikincisi hakik bir apriori sentetik hkmdr ve matematik dedksiyonunun esasdr, nc muhayyileye hitap eder; drdncs klk deitirmi bir tariftir. Sezginin mutlaka duyularn ahadetine dayanmas art deildir, byle olsayd, ok gemeden duyular ciz kalrd; szgelimi, bin kenarl bir okgen tasarhyamayz, bununla beraber, bin kenarly zel hal olarak iine alan genel okgenler zerinde sezgi yoliyle istidlller yapyoruz. Poncelet'nin sreklilik prensipi ile ne demek istediini bilirsiniz. Bir reel kemmiyet hakknda doru olan ey, diyordu Poncelet, sanal bir kemmiyet iin de doru olmaldr; asimptotlar reel olan hiperbol hakknda doru olan ey, asimptotlar sanal olan elips iin de doru olmaldr. Poncelet, bu yzyln en byk sezgici zeklarndan biriydi ve byle olmakla vnyordu; sreklilik prensipine kendisinin en cretli fikirlerinden biri gziyle bakyordu, halbuki bu prensip duyularn ahadetine dayanmyordu; gerekten hiperbol elipse benzetmek, bu ahadetin tam aksini sylemekti. Bu benzetmede bir nevi acele ve igdl genelletirme vard ki burada mdafaa etmek istemiyorum. u halde birka eit sezgi vardr; birincisi duyulara ve muhayyileye aittir; sonra, denel bilimlerin metotlarna dayanan endksiyon yoliyle genelletirme gelir; nihayet salt say

sezgisi vardr, biraz nce sylediim aksiyomlarn ikincisi bundan kmtr ve hakik matematik istidllini dourabilir. Yukarda misallerle anlattm gibi, ilk ikisi bize pekinlik veremez; fakat ncden, yani Aritmetikten, cidd olarak kim phe edebilir? Kesin olmak isteniyorsa, bugnn Analizinde kyaslarla salt say sezgisine mracaatlardan baka bir ey yoktur. Gerekten bizi aldatamyan tek sezi budur. Denebilir ki bugn mutlak kesinlie eriilmitir. IV Filosoflar baka bir itirazda daha bulunuyorlar: Kesinlikten kazandnz, diyorlar, objektiflikten kaybediyorsunuz. Ancak sizi gereklie bahyan balar koparmak suretiyle mantk idealinize doru ykselebiliyorsunuz. Biliminiz kusursuzdur, fakat, o ancak bir fildii kuleye kapanmak ve d lemle her trl iliii kesmek sayesinde byle kusursuz kalabilir. En kk bir tatbikata girimek istedii anda onun kuleden dar kmas lzmdr. Sz gelimi, sezgili olduu iin bana ilk bakta tarif edilemez gibi grnen filn cisimde, falan zelliin bulunduunu ispatlamak istiyeyim. nce bunu baaramam, yahut kabataslak bir ispatla kanaat ederim; nihayet cismin belgin bir tarifini yapmaya karar veririm. Bu, ad geen zelii noksansz bir ekilde ispata elverir.

Sonra ne olacak? diyor filosoflar, geriye bu tarife uyan cismin, sezginin size tantt cisimle ayn olduunu gstermek kalr; yahut da sezgili fikrinize uygun olduunu arasz olarak bildiiniz gerek ve mahhas cismin, yeni tarifinize iyice tekabl ettiini gstermek gerekir* Ancak bundan sonra, cismin, sz geen zelie sahip olduunu syliyebilirsiniz. Yoksa gln yerini deitirmekten baka bir ey yapm olmazsnz. Bu doru deildir; gln yeri deitirilmemi, o blmlere ayrlmtr. Sz konusu olan nerme aslnda birbirinden farkl iki hakikatin bilemesinden meydana geliyordu. Balangta bunlar biribirinden ayrde* dilememiti. Birincisi bir matematik hakikati idi ve imdi kesin olarak ispatlanm bulunuyordu. kincisi denel bir hakikatti. Gerek ve mahhas bir cismin falan veya filn tarife uyup uymadm yalnz deney bize retebilir. Bu ikinci hakikat matematikle ispatlanm deildir, zaten ispat da edilemez, nasl ki fizik ye tabiat bilimlerinin ampirik kanunlar da matematikle ispat olunamazlar. Bundan fazlasn istemek akla, manta smazd. Byle olunca, yanhkla uzun zaman bir tutulmu olan eyleri biribirinden ayrdetmek byk ilerleme deil midir? Fakat bu, filosoflann itirazndan ortada bir ey kalmyor, demek midir? Byle sylemek istemiyorum; kesinlemekle, matema-

tik bilimi kimsenin gznden kamyan bir yapmalk karakteri kazamyor; kendi tarihi meneini unutuyor; sorulann nasl zlebilecei grlyor, fakat onlann nasl ve niin ortaya ktklar grlmez oluyor. Bu da bize gsterir ki mantk yetmez; ispatl bilim tekmil bilim deildir. Sezgi, mant tamamlama roln muhafaza etmelidir, ben buna denge arl veya panzehir rol de diyebilirdim. Matematik bilimleri retiminde sezgiye ayrlmas gereken yer konusu zerinde evvelce durmutum. Sezgi olmasayd, gen zeklar matematik bilimlerini anlamaya alamazlard; meraklan uyanmaz, matematikte bo bir az kalabalndan baka bir ey grmezlerdi; hele sezgi olmadka, asla onu tatbik etmeyi beceremezlerdi. Fakat bugn, her eyden nce sezginin bilimdeki rolnden bahsetmek istiyorum. O, her ne kadar renciye faydal ise de, yaratc bilgine daha ziyade faydaldr.
V

Biz gereklii aryoruz, fakat gereklik nedir? Fizyolojiciler, organizmalarn hcrelerden teekkl ettiini bize retir; kimyaclar da bizzat bu hcrelerin atomlardan teekkl ettiini ilve ederler. Acaba bu, o atom veya o hcreler gereklii, yahut hi deilse yegne gerlii tekil ediyor mu demektir? O hc-

relerin fert birliini meydana getiren tertip tarz da bir gereklik, tek bana alman basit elemanlardan ok daha fazla ilgi verici bir gereklik deil midir? Sz gelimi, fil hcrelerini ancak mikroskopta incelemi olan bir tabiiyeti, bu hayvan yeteri kadar bildiine inanabilir mi? te matematik bilimlerinde de durum buna benzer. Mantk, deta her ispat ok byk ayda basit ilemlere ayrr; bu ilemler birbiri ardna incelendikten ve her birinin doru olduu grldkten sonra, ispatn hakik mnasmn anlalm olduuna inanlabilir mi? Hatt, hafzann bir gayretiyle, btn bu basit ilemler mucidin bulduu sra dahilinde yeniden yaplp ispat tekrarlanabilmi oka, o mna anlatlm saylr m? Tabi hayr. Biz gene tekmil gereklii elde etmi olmyacaz, ispatn birliini tekil eden o bilmem ne, tamamen bilinmez kalacaktr. Salt analiz, birok metotlar emrimize vermekte, bunlarn amazhn garanti etmektedir; bize birbirinden farkl binlerce yol gsteriyor. Her biri zerinde itimada yryebilir, hibir engele raslamyacamza emin olabiliriz; acaba bu yollar arasnda bizi hedefe en abuk gtrecek olam hangisidir? ilerinden hangisini sememiz gerektiini kim syliyecektir? Hedefi uzaktan bize gsterecek bir yeti lzmdr, bu da sezgidir.

Sezgi, keif seyyahna yolunu semesi iin lzmdr; fakat kifin izinde yryen ve niin bu yolu setiini renmek istiyen kimseye de lzumludur. Bir satran msabakasnda hazr bulunsanz, oyunun gidiini anlamak iin talarn hareket kaidelerini bilmeniz yetmiyecektir. Bu bilgi, yalmzca, her ta srnn kaidelere uygun olarak yapldm anlamanza yanyacaktr. Bunun gerek deeri ise pek azdr. te bir matematik kitabnn okuyucusu da, sadece bir mantk olsayd, byle olurdu. atran oyununu anlamak bsbtn baka bir eydir; atranc anlamak, oyuncunun oyun kaidelerini bozmakszn filn ta ileri srmesi elindeyken, niin bir bakasm ne srdn anlamak demektir. atranc anlamak, bu birbiri ardna yaplan hamleler serisinden bir nevi insicaml btn meydana getiren gerek sebebi grmek demektir. Byle olunca, bu yetinin bizzat oyuncunun kendisine yani mucide elzem olduunu daha kuvvetle syliyebiliriz. Bu mukayeseyi burada brakalm ve matematik bilimlerine dnelim. Sz gelimi, srekli fonksiyon fikri iin olup bitenlere bakalm. Balangta bu, mesel kara tahtaya tebeirle izilmi srekli bir eri ile gsterilen, duyulur bir hayalden ibaretti. Sonralar fikir yava yava arkland, ok gemeden bu sreklilik fikrinden faydalanlarak, deta balangtaki hayalin btn
Bilimin Deeri 2

hatlarn yeniden canlandran, kark bir eitsizlikler sistemi meydana getirildi. Bu yap sona erdikten sonra iskele skld, yapya iretiden destek hizmetini grm olan ve artk lzumu kalmyan o kaba tasarm bir tarafa atld; geriye mantk nazarnda kusursuz saylan yapmn bizzat kendisi kald. Bu doru olmakla beraber, ilk hayal hafzamzdan tamamiyle silinseydi, btn bu eitsizliklerin hangi kapris yardmiyle bu tarzda biribiri zerine kurulduklarm kefedebilir miydik? Belki mukayeseler yapmakta ileri gittiime hkmedeceksiniz; mamafih bir mukayesede daha bulunmaklma msaade ediniz. Birtakm sngerlerin iskeletini tekil eden silisli narin ine topluluklarm phesiz grmsnzdr. Organik madde yokolunca, geriye nazik ve zarif bir danteldan baka bir ey kalmaz. Geri bunda silisten baka bir ey yoksa da dikkate deer olan cihet, silisin alm olduu ekildir. Ona bu ekli vermi olan canl sngeri bilmedike ekli de anlamamza imkn yoktur. Bunun gibi dedelerimizin sezgi ile bulduu eski kavramlar, bugn bizim tarafmzdan terk edilmi olsalar bile, yine kendilerinin yerine koyduumuz binalar ekillendirirler. Bu toplu gr, mucide elzemdir; mucidi gerekten anlamak istiyen kimseye de elzemdir; acaba mantk bu toplu gr bize verebilir mi?

Hayr; matematikilerin manta verdikleri ad, bunu ispatlamaya yeter. Matematik bilimlerinde, manta analiz denir. Analiz ise, blme, terih etme demektir. u halde onun terih baiyle mikroskoptan baka vastas bulunamaz. Ksaca mantkla sezgiden her birinin zorunlu bir rol vardr. Her ikisi de lzumludur. Ancak mantk kesin bilgi verebilir ve bir ispat aletidir, sezgi ise icat vastasdr. VI Fakat bu sonucu ifade ederken beni bir kuruntu alm bulunuyor. Balangta iki trl matematik zeks ayrdetmitim bir ksm mantk ve analizci idi, tekiler de sezici ve geometrici idi. Ashna baklrsa, analizcilerden de mucitler gelmitir. Az nce zikrettiim isimler bu konu zerinde fazla durmama lzum brakmyor. Burada, hi olmazsa grnte, bir elime vardr ki aklanmas lzm geliyor. Bir kere, bu mantklarn, formel mantk kurallarna uyma zorunda kalarak, daima genel den zele doru gittikleri mi zannediliyor? Her halde onlar, bylelikle bilimin snrlarn geniletemezlerdi; ancak genelletirme sayesinde bilim ftuhat yaplabilir. Bilim ve hipotezin bir blmnde matematik istidllinin zn inceleme firsatm bulmu ve bu istidllin, mutlak kesinliini kaybetmek-

sizin, matematiksel endksiyon adm verdiim bir yolla, bizi nasl zelden genele doru ykselttiini gstermitim. Analizciler bu yolla bilimi ilerletmilerdir, ispatlarnn ayrntlar incelenecek olursa, her an, Aristo'nun klsik kyasnn yannda matematiksel endksiyonun bulunduu grlr. Demek oluyorki analizciler, skolstikler gibi, sadece kyas yapan kimseler deildir. te yandan, analizcilerin, varmak istedikleri hedefi grmeksizin, daima adm adm ilerledikleri kabul edilecek midir? Onlarn elbette hedefe gtren yolu sezmeleri icap etmi ve bunun iin de bir klavuza ihtiyalar olmutur. Bu klavuz, her eyden nce analojidir.. Sz gelimi analizcilerin ok sevdii muhakemelerden biri, majoran fonksiyonlann kullanlmas esasna dayanandr. Bilindii gibi bu muhakeme birok problemlerin zlmesine yaramtr; acaba onu yeni bir problemin zlmesine tatbik etmek istiyen mucidin rol neden ibarettir? nce bu sorunun ayn metotla zlm baka sorularla benzerliini bilmesi lzmdr; sonra, bu yeni sorunun hangi bakmdan, tekilerden farkl olduunu grmeli ve metot iin gereken tdilleri bundan karabilmelidir. Fakat bu benzerliklerle bu farklar naslgrlyor? Yukarda zikrettiim misalde bu benzerliklerle farklar hemen hemen apaktlar, fakat onlarn ok daha gizli olduklar baka misaller

de verebilirdim; kendilerini kefetmek iin ekseriya, herkeste bulunmyan bir zek girginlii lzmdr. Analizciler, bu gizli analojileri elden karmamak, yani mucit olabilmek iin, duyularn ve muhayyelenin yardm olmakszn, bir istidlalin birliini yapan eyi, deta onun ruhunu ve i hayatm tekil eden eyi, dorudan doruya duyabilmelidirler. B. Hermite'le konuurken, bu zat, hibir zaman duyulur hayallere bavurmazd; bununla beraber, ok gemeden, en mcerret cevherlerin bile onun iin canl varlklar olduunu fark ederdiniz. Kendisi o varlklar grmezdi, fakat onlarn yapma bir topluluk olmadklarm, bilmem hangi i birlii prensipine malik bulunduklarm hissederdi. Fakat bunun da bir sezgi olduu sylenecektir. Buna gre, balangtaki ayrdetmenin ancak bir grnten ibaret olduu, aslnda bir eit zek bulunduu ve btn matematikilerin, yahut hi olmazsa icat yapmaya kabiliyetli olanlarn, sezici olduklar hkmne mi varacaz? Hayr, yaptmz ayrdedi gerek bir eye tekabl ediyor. Birka trl sezgi bulunduunu yukarda syledim. Salt say sezgisinin, yani kesin matematik endksiyonuna yol aabilen sezginin, asl muhayyeleye dayanan duyulur sezgiden ne kadar farkl olduunu syledim. Bunlar ayran uurum, ilk bakta grn-

dnden daha az derin midir? Bir para dikkae, bu salt sezginin bile duyularn yardmndan vazgemiyecei anlalr m? Bu, psikologun ve metafizikinin iidir, bu soruyu burada mnakaa edecek deilim. Meselenin pheli olmas, bana, iki eit sezgi arasnda esasl bir ayrlk bulundunu syleme hakkm veriyor. Bu iki seziin konulan aym deildir ve ruhumuzun birbirinden farkl iki yetisini ortaya koyar gibi grnyorlar; insann onlara deta birbirine yabana iki lem zerine evrilmi iki projektr diyecei geliyor. Analizci dediimiz kimseleri aydnlatan ve onlara yol gsteren, salt say sezgisi, salt mantk ekilleri sezgisidir. Bu kimselerin yalnz ispat deil, icat yapmalanm da o temin eder. Bu gibiler, onun sayesinde, duyularn mdahalesi olmadan, bir mantk yapsnn genel plnn bir bakta grverirler. Analizciler, evvelce grdmz gibi daima amaz olmyan muhayyelenin yardmm reddetmekle, aldanma korkusu olmakszn ilerliyebirler. Byle bir destee ihtiyac olmyanlar cidden bahtiyardr! Onlara kar hayranlk beslemeliyiz. Fakat bu gibiler ne kadar nadirdir! Demek oluryor ki analizciler arasnda da mucitler vardr, fakat saylan azdr. imizden ou, sadece salt sezgi yardmiyle uza grmeyi isteselerdi, ok gemeden

balarnn dndn hissedeceklerdi. Bu zaaflar dolaysiyle onlarn daha salam bir destee ihtiyac vardr. Az nce sylediim istisnalara ramen, duyulur sezginin matematik bilimlerinde en ok raslanan icat vastas olduu sz gtrmez. Bu mnasebetle ortaya kan bir soruyu ne zecek ne de icabettirdii btn gelitirmelerle ifade edecek zamanm vardr. Acaba yeni bir kesim yapmaya ve analizciler arasnda bu salt sezgiyi kullananlarla her eyden nce formel mantkla megul olanlar ayrdetmeye lzum var mdr? Sz gelimi az nce zikrettiim B. Hermite, duyulur sezgiyi kullanan geometriiler arasnda smflandnlamaz. Fakat o, tam mnasiyle bir mantk da deildir. B. Hermite, genelden kalkp zele giden salt dedktif yollara kar duyduu nefreti gizlemiyor.

BLM

II

Zamann llmesi I uur alanndan dar klmadka, zaman kavram nispeten aktr. Biz yalnz imdiki zamana ait duyumlar gemi duyumlarn htrasndan veya gelecek duyumlann tahmininden kolayca ayrdetmekle kalmyoruz; hatrmzda tuttuumuz iki uur olayndan hangisinin daha nce olduunu tasdik ettiimiz; yahut tahmin edilmi iki uur olayndan birinin tekine tekaddm edeceini ileri srdmz zaman ne demek istediimizi de pek iyi biliyoruz. ki uur olay zamandatr dediimiz zaman, bu iki olayn derin bir ekilde birbirine nfuz etmi olduklarn, analizin onlar sakatlamakszn birbirinden ayrdedemiyeceini sylemek istiyoruz. uur olaylarnn sralam tarznda keyf hibir ey yoktur. Bu sra bize zorla kabul ettirilmitir, biz onu deitirenleyiz. Yalmz, burada ilve edecek bir grm var. Bir duyumlar topluluunun zaman iinde snflandrlmaya elverili bir htra haline geebil-

mesi iin, onun imdiki zamana ait olmaktan kmas lzm olduu gibi bizim de ondaki sonsuz karmaklk mnsm kaybetmi olmamz lzmdr. Yoksa bu duyumlar topluluu imdiki zamana ait kalrd. O, bir eit etiket hizmetini grecek olan bir fikirler arm merkezi etrafnda deta billrlam olmaldr. Htralarmz her trl canll kaybettikten sonradr ki, bir botanikinin kurutulmu iekleri kendi nebat koleksiyonunda dizmesi gibi, biz de onlar zaman iinde snflandrabiliriz. Fakat bu etiketler ancak snrl sayda olabilir. Bu hesaba gre psikolojik zaman kesikli olmalyd. Her hangi iki zaman arasnda baka zamanlarn bulunduunu bize bildiren o duygu acaba nereden geliyor? Htralarmz zaman iinde snflandryoruz, fakat bo gzler kaldm da biliyoruz. Zaman, zihnimizde nceden var olan bir ekilden (forme) ibaret olmasayd bu nasl mmkn olurdu? Ancak ihtiva ettikleri eyler yardmiyle bu gzlerin vcudundan haberimiz olsayd, bo gzlerin varlm nasl anlardk? II Hepsi bu kadarla kalmyor; biz bu ekil iine, yalmz kendi uur olaylarmz deil, baka uurlarn sahne olduu olaylar da ithal etmek istiyoruz. Fazla olarak, fizik olaylarm, yani kendileriyle uzay doldurduumuz, hibir

uurun dorudan doruya grmedii, o bilmem neleri de ayn ekil iine ithal etmek istiyoruz. Byle olmas da lzmdr, yoksa bilim var olamazd. Bir kelimeyle, psikolojik zaman bize verilmitir, biz bilimsel ve fiziksel zaman yaratmak istiyoruz. Zorluk, daha dorusu zorluklar-nk onlar bir deil ikidir-asl burada bahyor. te birbirine nfuz edemez iki lem gibi olan iki uur. Ne hakla onlar ayn kalba sokmak, ayn birimle lmek istiyoruz. Bu deta uzunluu gramla, arl metre ile lmeye benzemez mi? Hem de niin lmeden bahsediyoruz? Biz belki filn olayn falan olaydan daha nce olduunu biliriz, fakat ne kadar daha nce olduunu bilemeyiz. O halde ortada iki zorluk var: 1 Keyfiyetli olan psikolojik zamam, kemmiyetl bir zamana evirebilir miyiz? 2 Baka baka lemlerde olup biten olaylar ayn lye indirgeyebilir miyiz? III Birinci zorluk epey zamandan beri dikkati ekmi bulunuyordu; o, birok uzun tartmalara konu olmutur. Fakat bugn meselenin kknden zld sylenebilir. Biim, iki zaman aralnn eitlii hakknda hibir arasz {direkt) sezgimiz yoktur. Bu sezgiye sahip olduklarm sananlar bir vehmin kurbandrlar.

leden saat bire kadar geen zamanla ikiden e kadar geen zaman ayndr dersem, bu szn ne mnas vardr? En kk bir muhakeme bize gsterir ki bunun kendi bana hibir mnas yoktur. O, iinde muhakkak bir miktar keyfilik bulunacak bir trif sayesinde, ancak benim kendisine vermek istediim mnaya sahip olacaktr. Psikologlar bu triften vazgeebilirlerdi; fakat fizikilerle astronomlar bunu yapamazlard; bakalm onlar iin iinden nasl kmlardr. Fizikilerle astronomlar, zaman lmek iin sarka kullanrlar ve bu sarkacn btn vurularn tamm olarak eit sreli kabul ederler. Fakat bu, ancak ilk yaklaldk derecesiyle dorudur; scaklk, hava direnci, barometrik basn, sarkacn hareketini deiiklie uratr. Btn bu hata sebepleri yok edilselerdi, ok daha byk bir yaklaklk derecesi elde olunurdu. Fakat netice yine yaklak kalmakta devam ederdi. Bu defa, imdiye kadar ihmal edilmi olan, elektrik, manyetik yahut daha baka mahiyette yeni sebepler^ ufak tefek sarsntlar meydana getirirdi. Ashnda, en mkemmel sarkal saatler bile zaman zaman dzeltilmelidir. Ve dzeltmeler astronomi gzlemleri yardmiyle yaphr; bunun iin ayn yldz meridyenden getike yldza gre ayarlanm saat hep ayn zaman gsterecek ekilde hareket edilir. Baka bir deyile,

sabit zaman birimi olarak yldz gn, yani yerin dnme sresi alnr. Sarka vurularndan karlan trifin yerine geen yeni bir trifle, yerin kendi ekseni etrafndaki iki tam devrinin ayn srede olduu kabul edilir. Byle olmakla beraber astronomlar hl bu trifle kanaat etmi deillerdir, ilerinden ou deniz kabarma ve alalmalarnn kremiz zerine bir fren tesiri yaptm, yer dnmesinin gittike yavaladm ne sryor. Aym hareketinde grnte var olan ivme, bylelikle aklanm oluyor. Ay, teorinin msaade ettiinden daha hzl gider grnyor, nk bizim saatimiz olan yer gecikmektedir. IV Btn bunlarn nemi yok denecektir, phesiz l aletlerimiz kusurludur, fakat zihnimizden, mkemmel bir alet tasavvur edebilmemiz yeter. Bu ideale hibir zaman eriilemez, lkin onu kavnyabilmi ve bylelikle zaman biriminin trifine kesinlik getirebilmi olmamz elverecektir. tin fenas o idealde bile kesinlie raslanmamasndadr. Zaman lmek iin sarka kullandmz zaman, kapal olarak, hangi postlt kabul ediyoruz? zde iki olay sresi ayndr; yahut, daha iyisi, aym sebepler aym etkileri dourmak iin aym zamam sarf ederler. ilk bakta, bu, iki sre eitliinin iyi bir trifi gibi grnr.

Bununla beraber dikkat edelim. Deneyin bir gn postl tmz yalanlamamas imknsz mdr? Dncemi aklyaym, varsayalm ki dnyamn belli bir noktasnda bir a olay cereyan etsin. Bu olay, netice olarak, belli bir zaman sonunda a etkisini meydana getirsin. Dnyann birinciden ok uzak baka bir noktasnda p olay hsl olsun. Bu da netice olarak P' etkisini doursun, a ve P olaylar zamanda olsun, bunun gibi a' ve P' olaylar da zamanda bulunsun. Bundan sonra gelen bir devirde, a olay hemen hemen aym durum ve artlar iinde yeniden hsl olsun, onunla zamanda olarak aa yukar aym durum ve artlar altnda, dnyamn ok uzak bir noktasnda da p olay meydana gelsin. Tabi a' ve ' etkileri tekrar husule geleceklerdir. Varsayaym ki a' etkisi P' etkisinden hissedilecek kadar nce hsl olsun. Eer deney bizi byle bir durum karsnda braksayd, postltmz yalanlanm olurdu. O zaman deney bize retirdi d birinci <xa sresi birinci P P sresine eit olduu halde, ikinci aa' sresi ikinci PP' sresinden daha kktr. Halbuki aksine bizim postltmz iki aa' sresiyle iki PP' sresinin eit olmasn icabettirmektedir. Bu takdirde deneyden karlan eidik ve eitsizlik, postlttan karlan iki eitlikle uzlatnlamyacaktr. Halbuki yapm olduum bu hipotezlerin

samalna hkmedebilir miyiz? Onlarda elime prensipine aykr hibir ey yoktur. phesiz ki yeter sebep prensipi bozulmadan bu hipotezlerin gereklenebilmesi mmkn deildir. Fakat bu kadar temelli bir trifi hakl gstermek iin baka bir garanti bulunmasn tercih ederdim, V Hepsi bu kadarla kalmyor. Fizik gereklii iinde, bir etkiyi yalnz bir sebep dourmaz, birbirinden farkl birok sebepler onun domasna yardm eder. ilerinden her birinin paym ayrdetmek iin elde hibir vasta yoktur. Fizikiler bu ayrdetme iini baarmya alrlar, fakat bunda ancak yaklak olarak muvaffak olurlar ve yaptklar ilerlemeler de ancak yaklaktr. Sarka hareketinin sadece yer ekiminden tr olduu yaklak olarak dorudur; fakat kesin olarak dnlrse Sirius yldzna varncaya kadar sakar zerine tesir etmiyen akim kuvveti yoktur. Bu artlar iinde, belli bir etkiyi hsl etmi olan sebeplerin bir daha ancak yaklak olarak tekerrr edecekleri aktr. O halde postltmz ve trifmizi tdil etmeliyiz. zde sebepler aym etkileri dourmak iin aym zamam saferderler diyecek yerde aa yukar zde olan sebepler, aa yukar

aym olan etkileri dourmak iin aa yukar aym zamam sarfederler demeliyiz. Byle olunca, tarifimiz de ancak yaklak, bir trif olur. Zaten, B. Callinon'un (eitli Kemmiyetler zerinde ncelemeler, Paris, Gauthier-Villars, 1897) adl yeni bir andcmda gayet hakl olarak iaret ettii .gibi, herhangi bir olayn hal veartlarndan biri yerin dnme hzdr; eer bu* dnme hz deiecek olursa, olayn yeniden* hsl oluunda, artk kendi kendine zde kalmyan bir hal ve art var demektir. Fakat bu. dnme hzm sabit varsaymak da zaman llmesinin bilindiini varsaymaktr. O halde trifimiz hl tatmin edici deildir, yukarda bahsettiim gibi, astronomlarn yer dnmesinin yavaladm tasdik ederken hayal bir ekilde kabul ettikleri trif o olmasa, gerektir. Acaba o astronomlarn azda bu tasdikin ne mnas vardr? Bunu ancak nermelerim ispat iin gsterdikleri delilleri zmliyerek anhyabiliriz. Bir kere diyorlar ki, deniz kabarma ve alalmalarndan srtnme yoliyle hsl olan s,, zinde kuvvetin bir miktarm yok etse gerektirOnlar bylece zinde kuvveder ve enerjinin sakm prensiplerini yardmlarna aryorlar. Sonra diyorlar ki, ayn Newton kanununa, gre hesaplanm olan yz yllk ivmesi, yer dnmesinin yavalamasna ait dzeltme yapl-

madii takdirde, gzlemle bulunan ivmeden <laha kk kmaktadr. Bylece Newton kanununa bavurmu oluyorlar. Baka bir deyile, aym astronomlar, sreyi ^yle tammlyorlar: Zaman o ekilde tanmlanmaldr ki, Newton kanuniyle zinde kuvvetler kanunu gereklenmi olsun. Newton kanunu denel bir hakikattir; dolaysiyle ancak yaklak olarak dorudur, bu da gsterir ki trifimiz hl yaklak bir tariftir. imdi baka bir zaman lme tarznn kabul edildiini varsayarsak, Newton kanununun dayand deneyler yine aym mnay muhafaza edeceklerdir. Yalnz kanunun ifade -ekli eskisinden farkl olacaktr, nk o baka bir dile evrilmi demektir. Bu halde kanunun eskisinden daha az basit olaca apaktr. Buna gre, astronomlarn kapal olarak kabul ettikleri trif yle zedenebilir: Zaman o ekilde trif edilmelidir ki mekanik denklemleri mmkn olduu kadar basit olsun. Baka bir deyile, biri dierinden daha doru zaman lme tarzlar yoktur; genel olarak kabul edilmi olan zaman lme tarz sadece daha kullanldr. iki saat hakknda, biri iyi gidiyor, dieri fena gidiyor demiye hakkmz yoktur; biz sadece birinciye uymakta daha ok fayda vardr diyebiliriz.

Bizi megul etmi olan bu zorluklar, nce de syledim, sk sk aa vurulmutur; onlardan bahseden en yeni eserler arasnda, B. Callinon'un kk kitabndan baka, B. Andrade'n mekanik kitabm da zikredeceim. VI kinci zorluk, bu ana kadar daha az dikkatli ekmitir; byle olmakla beraber o tamamen birinciye benzer; hatt, mantk bakmndan, daha nce ondan bahsetmeliydim. ki psikoloji olay ayr ayr iki uur iindecereyan ediyorlar; onlar zamandatr dediimi zaman ne demek istiyorum? 1572 de Tiho-Brahe gkyznde yeni bir yldz grmt. ok uzak bir gk cismi muazzam bir sarsnt geirmi olmalyd; fakat bu* ok zaman nce olmutu; bu yldzdan kan* n yeryzne varmas iin en az ikiyz yl lzmgelmiti. O halde bu sarsnt ve padama. Amerikann kefinden daha nce olmutu. imdi ben, belki de hibir ahidi bulunmam olan (zira belki de bu yldizm uydularnda insanlar yoktur) bu heybetli olay dnp, bu olay Espanola adas hayalinin* Kristof Kolomb'un zihninde teekklndendaha ncedir dersem, ne demek istemi olurum ? Btn bu szlerin kendi balarna hibir mnas olmadm anlamak iin biraz dnmek yeter.
Bilimin deeri $

Onlar ancak bir itibar sayesinde bir mnaya -sahip olabilirler. VII nce, birbirine nfuz edemiyen bu kadar .lemi aym ereve iine almak fikrinin nasl doduunu kendimizden sormalyz. D evreni kendi kendimize tasarmlamak istiyoruz, ancak bu sayede onu tandmza inanacaz. Bu tasarma hibir zaman sahip olamyacaz, bunu da biliyoruz: nk aczimiz ok byktr. Hi deilse bu tasarm yapmas mmkn olan sonsuz bir zeknn; her eyi grecek ve tpk bizim grdmz azck eyi kendi zamajunuz iinde smflandnmz gibi, hereyi kendi Z&nant iindi snflandracak engin bir uurun varln kavnyabilmek istiyoruz. Bu hipotez pek kabasaba ve noksandr; ^ira byle bir yksek zek, bir yan-tann olurdu; kendisi gemi hakknda ancak noksan bir htraya sahip olaca iin bir mnada sonsuz olur, baka bir mnada snrl bulunurdu; yine bu yksek zek baka htraya da sahip olamazd. Zira byle olsa btn htralar imdiki zmanda var olur ve kendisi iin .zaman diye bir ey bulunmazd. Byle olmakla beraber, bizim dmzda olup bitenler iin zamandan bahsedince, farknda olmakszn bu hipotezi kabul etmiyor muyuz; kendimizi bu noksan tanr yerine

koymuyor muyuz; bizzat tanrtanmazlar bile kendilerini, var diye kabul edilen Tanrnn yerine koymuyorlar m? Bu sylediklerim, niin btn fizik olaylarn aym bir ereve iine almya altmz gsteriyor. Fakat bu bir zamanaalk tarifi yerine geemez, zira byle varsaylanbir zek, mevcut olsa bile, bizim iin nftcfc edilemez bir ey olurdu. O halde baka bir ey aramaldr. VIII Psikolojik zamana uyan baya tarifler bize yetmezler, ki zamanda psikoloji olay o kadar sk ekilde birbirine baldr ki,, analiz, bunlar sakatlamakszm birbirinden ayramaz, tki fizik olay iin de durum byle midir? Benim imdiki zamanm, dnk gemi zamamma, Sirius yldznn imdiki zamanndan daha yakn deil midir? ki olayn birbirini takibedi sras istenildii gibi aksedilebilirse bu iki olaya zamanda gziyle baklmas lzmgeldii de sylenmitir. Bu tarifin birbirinden uzak mesafede hsl olan iki fizik olayna uymyaca apaktr, hatt bu gibi olaylann aksedilebilir olmas bile anlalamaz; zaten daha nce, birbirini takibedifin ne olduu tarif edilmeliydi. IX Zamandahk veya ncelikten ne kastedildi-

-ini anlamaya alalm, bunun iin birka rnei tahlil edelim: Bir mektup yazyorum; bu mektup, sonradan, kendisine yolladm dostum tarafndan okunuyor. te birbirinden farkl iki uunda geen iki olay. Bu mektubu yazarken, mektubun hayali gzmdeydi, dostum da mektubu okurken aym hayale sahip oldu. Bu iki olayn birbirine nfuz edemiyen iki lem iinde olmasna ramen, birinciye ikinciden nce vukua gelmi gzyle bakmakta tereddt etmiyorum, nk birinci olayn ikincinin sebebi olduuna inanyorum. Bir gk grlts duyuyorum, bundan bir elektrik boalmas olduu hkmne varyorum; fizik olaynn, uurumda meydana gelen ses hayalinden nce olduunu dnmekte tereddt etmiyorum, nk onun bu hayalin sebebr olduuna inanyorum. te uyduumuz ve uyabileceimiz tek kaide udur: bir olay baka bir olayn sebebi olarak belirdii zaman biz kendisine daha nce vukubulmu gzyle bakyoruz. O halde biz zamam sebeple tarif ediyoruz, fakat ok defa, iki olay bize deimez bir mnasebetle balanm olarak grnyor, hangisinin sebep, hangisinin etki olduunu nasl kavryacaz? nce vukua gelen olayn, yani nertinin, tekinin, yani neticenin sebebi olduunu kabul ediyoruz. Byle yapmakla da sebebi zaman yard-

miyle tarif etmi oluyoruz. Bu sav * kamtsamadan nasl kurtulmal? Kh bundan sonra, o halde bu sebepten tr; diyoruz; kh bu sebepten tr9 o halde bundam sonra diyoruz; bu ksr daireden dar klacak mdr? X imdi iin iinden nasl kldm deil (zira bu tam olarak baanlmyor), nasl klmaya alldn grelim. Bir A irade fiilini iliyorum, bunun ardndan bir D duyumunun. tesiri altnda kahyorum, o zaman D ye A fiilinin bir neticesi gzyle bakyorjum; te yandan, her hangi bir sebepten tr, bu neticenin arasz olmad sonucuna, varyorum; ayrca uurumun dnda ahidi olmadm, B ve G gibi iki olay vukua gelmitir, yle ki A mn etkisi B,B nin etkisi C,C nin etkisi de D olsun. Bu niin? A, B, C, D olayna bir nedenlik baiyle bah gzle bakmak iin ortada sebepler bulunduuna inanyorsam, onlar niin A B C D nedenlik srasna ve aym zamanda A B G D krolonoji srasna gre dizmeli de baka bir sraya gre dizmemeli? iyice biliyorum ki A fiilini ilerken iimde aktif olma, D duyumunun tesiri altnda kalnca da passif olma duygulan yer alyor. Bundan dolay A ya balang sebebi, D ye de en.
* Msadere aielmatlup = Petition de prensipe

son etki gziyle bakyorum; bu sebeple A y zincirin bana ve D yi sonuna koyuyorum; fakat niin B yi C den nce almal da C yi B den nce almamal? Bu soru ortaya atlnca yle cevap verilecektir : G nin sebebinin B olduu iyice biliniyor, nk daima B nin G den nce vukubulduu . grlyor. Bu iki olay, insan kendilerine ahit olduu zaman, belli bir sraya gre cereyan ederler; fakat bunlara benzer iki olay ahitsiz olarak husule gelince, bu srann aksedilmesi iin ortada bir sebep yoktur. phesiz byledir, fakat dikkat etmeli. .Biz hibir zaman B ve G fizik olaylarm dorudan doruya tanmyoruz; bildiimiz ey, srayla B ve G tarafndan hsl edilen B' ve G' duyumlardr. uurumuz bize derhal retiyor ki B' duyumu C' den nce olmutur. Biz de buna bakarak B ile G nin aym .sray takip ettiklerini kabul ediyoruz. Bu kural geri pek tabii grnyor, byle olmakla beraber ok defa ona da kar gelmeye srkleniyoruz. Biz gk grltsn ancak bulutiardaki elektrik boalmasndan birka saniye sonra itiyoruz. Biri uzak, teki yakn olan iki yldrm darbesinden ikincinin grlts birinciden nce tize geldii halde, birincisi ikincisinden daha nce vukua gelmi olamaz m?

XI Baka bir zorluk daha var; bir olayn sebebinden bahsetmiye gerekten hakkmzvar m? Evrenin btn paralan belli bir l dahilinde birbiriyle dayanma halinde ise, her hangi bir olay bir tek sebebin etkisi olmayp, sonsuz sayda sebeplerin bilekesi olacaktr; yahut ok defa sylendii gibi, bu olay, evrenin bir an nceki halinin neticesidir. Bu kadar karmak durum ve artlara uygulanabilen kurallan nasl bulmal? Mamafih ancak bu sayede o kurallar genel ve kesin olabilir. Bu sonsuz karmalk iinde kendimizi kaybetmemek iin daha basit bir hipotez yapalm; gk cismini, sz gelimi Gnei, Jpiteri ve Satrn gz nne alalm ; fakat daha fazla kolaylk olsun diye, bunlan maddi noktalara indirgenmi ve dnyann kalan ksmlanndan ayrlm gibi dnelim. cismin verilen bir andaki durumlan ve hzlan, bunu takibeden andaki ve dolaysiyle her hangi bir andaki durum ve hzlarm tyine yeter. Cisimlerin t anndaki durumu, onlann t + h annda olduu kadar th anndaki durumlanm da tyii eder. Hatt dahas var; Jpiterin t anndaki durumu, Satrn'n t + a anndaki durumiyie birlikte, Jpiter'in her hangi bir andaki

durumunu ve Satrn'n de her hangi bir andaki durumunu tyin eder. Jpiter'in t + e anndaki durumiyle Satrn'n t + a + s amndaki durumunun topluluu Jpiter'in t ve Satrn'n t+a anlarnda igal ettikleri durumlarn topluluuna, daha kark ekilde olmakla beraber, Newton kanunu kadar belgin kanunlarla bahdr. Byle olunca, niin bu topluluklardan birine tekinin sebebi gzyle bakmamah? Fakat bu da bizi Jpiter'in t aniyle Satrnn t + a annn zamanda olduu dncesine gtrmez mi? yleyse btn bunlarda ancak kullanllk ve sadelik sebepleri bulunabilir ve bunlar da gerekten ok kudretli sebeplerdir. XII Fakat, daha az yapma rneklere geelim; bilginler tarafndan ierik olarak kabul edilmi bulunan tarifi anlamak iin kendilerini i banda grelim ve hangi kurallara uyarak zamandal aradklarna bakalm. ki basit rnek alacam: k hznn llmesiyle, boylamlarn tyini. Bir astronom bana u anda teleskopiyle grd falan yldzl olayn bundan elli sene nce gemi olduunu sylerse, nce kendisine bunu nasl bildiini, yani k hzm nasl ltn sorarm.

Muhakkak ki kendisi nce n sabit bir hza malik olduunu ve zel olarak bu hzn btn dorultularda aym bulunduunu kabul etmekle ie balamtr. Bu postlt olmadka k hznn llmesine giriilemez. Bu postlt hibir zaman dorudan doruya deneyle gereklenemiyecektir; yalmz eitli ller biribirine uymad takdirde, o, deneyle eliebilir. Byle bir elime vki olmad ve baz ufak tefek uzlamazlklar kolayca izah edilebildii iin kendimizi bahtiyar saymalyz. Her neyse, yeter sebep prensipine uygun den bu postlt herkes taraldan kabul edilmitir; btn bunlardan alkoyacam ey, zamandahm aranmas iin, bu postltm bize yukanda sylemi olduumuzdan ok farkl yeni bir kural vermesidir. Bu postlt kabul edilince, k hznn nasl lldne bakalm. Bilindii gibi Roemer, bu maksada gne ve ay tutulmalarn, Jpiter'in uydularm kullanm ve olayn hesabn tahmininden ne kadar geciktiini aramtr. Fakat bu hesaplama ile tahmin nasl yaphyor? O, astronomi kanunlariyle, sz gelimi Newton kanunu yardimiyle yaplmaktadr. Ik hzna kabul edilen deerden biraz farkl bir deer atfedilse ve Newton kanununun da ancak yaklak olduu kabul

edilseydi, gzlenen olaylar yine aklanamaz myd? Yalmzca, Newton kanunu yerine daha dolak bir kanun konurdu. O halde n hz iin yle bir deer kabul olunuyor ki bu deerle uzlatnlabilen astronomi kanunlar mmkn olduu kadar sade olsun. Gemiciler veya corafyaclar bir boylam tyin ederken, imdi bizi igal etmekte olan problemi zmek durumunda kalrlar; onlar Pariste olmakszn Parisin saatini hesaplamak zorundadrlar. Bunun iin nasl davranrlar? Ya beraberlerinde Parise gre ayarlanm bir kronometre tarlar. Bylece zamandalm keyfiyet problemi, kemm zaman ls problemine evrilmi olur. Bu sonuncu probleme ait zorluklara tekrar dnecek deilim, zira yukarda onlardan uzun uzun bahsetttim. Yahut ay tutulmas gibi bir astronomi olaym gzlerler. Bu olayn yerin her noktasndan aym zamanda grndn kabul ederler, Bu, tamamen doru deildir, nk n yaylmas ni deildir; mudak bir kesinlik istenirse kark bir kurala uyularak bir dzeltme yaplmas gerekirdi. Veyahut da telgraf kullanrlar. Bir kere, bir iaretin mesel Berlinden alnmas, aym iaretin Paristen gnderiliinden daha sonra

olur. Bu, yukarda zmlenmi olan sebep ve etki kuraldr. Evet daha sonra, ama ne kadar daha sonra? Genel olarak, yaylma sresi ihmal edilir ve iki olaya zamanda gziyle baklr. Fakat kesin olmak istenirse, dolak bir lesapla, yine ufak bir dzeltme yapmak gereklidir; pratikte bu yaplmaz, nk bu hata gzlem hatalanndan ok daha kktr; ancak bizim gr noktamzdan, yani tarifin kesin olmas bakmndan, bu dzeltmenin teorik lzumu sz gtrmez. Bu tartmadan iki ey alkoymak isterim: V Uygulanan kurallar ok eitlidir. 2 ster bir kronometre kullanlsn, isters, kta oluu gibi, bir yaylma hznn hesaba katlmas gereksin, keyfiyetli zamandalk problemini kemm zaman ls probleminden ayrmak gtr. Zira bir zaman ls yapmadan byle bir hzn llmesi mmkn deildir. XIII Bir hkme varmamz uygun olur. Bizde dorudan doruya zamandalk sezgisi olmad gibi, iki srenin eitlii sezgisi de yoktur. Eer byle bir sezgiye sahip olduumuzu sanyorsak, bu bir yanlsamadr.

Biz birtakm kurallarla sezginin noksanlarn tamamlyor ve hemen her zaman farknda olmakszn bu kurallar uyguluyoruz. Fakat bu kurallarn z nedir? Genel kural yoksa, kesin kural da yoktur ; ortada her zel hale uygulanabilir olan bir kk kurallar yn bulunur. Bu kurallar bize kendilerini zorla kabul ettirmezler, onlar gibi daha biroklarm icadetmek elimizdedir; byle olmakla beraber, fizik, mekanik ve astronomi kanunlarnn ifade eklini ar derecede kartrmakszn bu kurallardan ayrlmak mkn deildir. O halde biz, doru olduklar iin deil, en kullanl olduklar iin bu kurallar seiyoruz. Onlar yle zetliyebiliriz: ki olayn zamandal, yahut birbirini takibedi sras, iki srenin eitlii, o ekilde tarif edilmelidir ki, tabiat kanunlarnn ifade ekli mmkn olduu kadar basit olsun. Baka bir deyile, btn bu tarifler, farkna varmadmz bir oportnizmin mahsuldr.

BLM III Uzay Kavram 1. GR

Bundan nce uzaya hasrettiim yazlarda bilhassa klit-d geometrinin ortaya koyduu problemler zerinde durmu, mesel boyudann says gibi, ele alnmas daha g olanlar hemen tamamiyle bir kenara brakmtm. Bylece gzden1 geirdiim btn geometrilerin mterek bir esas vard, o da hepsi iin ayn olan boyudu kontiiumdu. Bu kontinum ancak ierisine izilmi olan ekillerle yahut bu ekiller llmiye kalkld zaman, baz farklar sunuyordu. Balangta ekilsiz olan bu kontinum iinde bir izgiler ve yzeyler ebekesi tahayyl edilebilir, buidan sonra uyuulup bu ebekenin ilmiklerine eit gziyle baklabilir, ancak bu idbar yapldktan sonradr ki, llebilir hale gelmi olan bu kontinum, klit uzay yahut klit-d uzay olur. O halde bu ekilsiz kontinumdan, farksz olarak, iki eit uzaydan her hengi biri kabilir. Nasl ki aym bir beyaz kt zerine ister bir doru, ister bir daire izilebilir.

Uzayda alan toplam iki dik aya eit olan dorusal genler biliyoruz ; fakat alan toplam iki dik adan kk olan genler de biliyoruz. Bunlardan birincilerin varl, tekilerinkinden daha fazla pheli deildir. Birincileri kenarlanna doru adm vermek klit geometrisini kabul etmektir; sonunculann kenarlarna doru adm vermek ise, klit- d geometriyi kabul etmek olur, yle ki hangi geometeriyi kabul etmenin uygun olduunu sormak, hangi izgiye doru adnn verileceini sormak demektir. Deneyin byle bir meseleyi zemiyecei apaktr; nitekim bir doruya A B mi yoksa CD mi denilecei de deneyden sorulmaz, te yandan, sezgi vastasiyle edindiim ebed doru fikrine uymuyor diye, klit -d genlerin kenarlanna doru adm vermiye hakkm olmadm da syliyemem. klit geninin kenan hakknda sezgili bir fikrimin bulunduu dorudur, fakat klit - d genin kenan hakknda da sezgili bir fikrim vardr. Niin birinciye doru adm vermiye hakkm, olacak da ikinciye olmyacak? Doru kelimesinin iki hecesi, hangi bakmdan, bu sezgili fikirle bir btn tekil edececek? phesiz ki, klit dorusu hakkik bir dorudur, klit-d doru ise hakiki bir doru deildir dediimiz zaman, birinci sezgili fikrin ikinciden daha fada dikkate deer buseye tekabl ettiini sylemek istiyoruz

Fakat bu eyin daha fazla dikkate deer olduuna nasl hkmediyoruz? te Bilim ve Hipotez 'de bunu aratrmtm. Bu noktada deneyin ie kartm gryoruz; eer klit dorusu klit-d dorudan daha fazla dikkate deerse, bu her eyden nce, onun baz dikkate deer tabiat cisimlerinden pekaz farketmesinde, klit-d dorunun ise bu cisimlerden ok farkl oluundadr. Fakat, buna kar, klit-d doru tarifinin yapma olduu sylenecektir; bir an iin bu tarifi tatbik etmeyi deniyelim, greceiz ki yan aplan birbirinden farkl olan iki dairenin ikisi de doru adm alacak, halbuki aym yan apl iki daireden biri tarife uyduu halde teki uygun demiyecektir. Byle olunca, bu szde dorulardan biri, ekli bozulmakszn bir yerden bir yere tanmakla, bir doru olmaktan kacaktr. Fakat klit geometricilerinin aym yan apl iki daire dedikleri bu iki ekli ne hakla eit olarak kabul ediyoruz? nk biri, ekli deitirilmeksizin tanarak, teki zerine alutnlabilir. Niin bu tamann ekil deimesi olmadan yapldm sylyoruz? Bu hususta akla yakn bir sebep gstermek imknszdr. Hatr ve hayale gelen btn hareketler arasnda yleleri var ki, klit geometricileri bunlann ekil deitirme (deformation) e beraber olmadm syl-

yorlar; fakat yleleri de var ki, klit-d geometriciler, bunlann ekil deitirme ile birlikte olmadklarn syliyeceklerdir. klit harekeden adm tayan birincilerde, klir dorulan yine klit dorular olarak kalr, klit-d dorular ise klit-d dorular olarak kalmazlar. tkinci eit hareketlerde, yahut klit-d hareketlerde, klit-d dorular yine klit-d dorular olarak kahr, klit dorulan ise, klit dorulan olarak kalmazlar. O halde klit-d genlerin kenarlanna doru adm vermenin mkul olmyaca ispat edilmi olmuyor ; sadece, ekil deitirmesiz hareketlere klit hareketleri adm vermeye devam etmenin akla yakn olmad ispat ediliyor. Fakat ekil deitirmesiz hareketlere klit-d hareketler denildii takdirde, klit genlen kenarlanna doru adm vermek de bu derece manta smyan birey olacaktr. imdi, klit hareketleri ekil deitirmesiz olan hakik hareketlerdir dediimiz zaman ne demek istiyoruz? Sadece onlann tekilerden daha fazla dikkate deer olduklanm sylemek istiyoruz; acaba niin daha tazla dikkate deerdirler? nk birtakm dikkate deer tabiat cisimleri, mesel kati cisimler, aa yukan onlar gibi hareket ederler. O halde biz, klit-d uzay tasavvur edilebilir mi, diye sorduumuz zaman, unu demek isteriz : iinde klit-d ekillerini an-

drr dikkate deer tabiat cisimleriyle azok klit-d hareketlere benzer hareketler yapan dikkate deer tabiat cisimleri mevcut olan bir lem tasavvur edebilir miyiz? Bu soruya evet diye cevap vermenin gerektiini Bilim ve Hipotez'de gstermitim. ok defa yle bir gr ileri srlr: eer evrenin btn cisimleri aym zamanda ve aym oranda genilemeye urasalard, elimizde bunu bize bildirecek hibir vasta bulunmazd; nk btn l aletlerimiz, lmeye yaradklar cisimlerle birlikte, byyeceklerdi. lem, bu genilemeden sonra da kendi halinde srp gidecek, fakat bizim bu heybetli olaydan hi haberimiz olmyacakt. Baka bir deyile, biribirine benzer {bu kelimeyi geometrinin nc kitabndaki benzeim kelimesiyle aym mnada alyorum) iki lem, mutlak surette ayrdedilemez olacaklard. Dahas var, yalnz birbirine eit ve benzer olan, yani koordinat eksenlerini deitirmek suretiyle yahut uzunluklarn nispet edildii lekler deitirilerek birinden tekine geilen lemler ayrdedilmez olmakla kalmyacak; her hangi bir noktasal dnm yardmiyle birinden tekine geilebilen lemler de ayrt edilemez olacaktr. Dncemi akhyaym. Bu iki lemden birinin her noktasna tekinin bir ve yalmz bir noktasmn kar geldiini ve aksinin de doru olduunu varsayaym ;
Bilimin deg-eri 4

fazla olarak, bir noktasnn koordinatlar, buna kar gelen nokta koordinatlarnn srekli, fakat tamamiyle keyf, fonksiyonlar olsun, te yandan var sayaym ki, birinci lemin her eyine, ikinci lemde bununla aym tabiatte olan ve takabl eden noktann olduu yerde bulunan bir ey kar gelsin. Nihayet unu da varsayaym ki, ilk anda gereklemi olan bu tekabl ( kar gelme) sonsuza kadar devam etsin. Bu iki lemi ayrdetmek iin hibir vastamz bulunmazd. Uzayn izafiliin9bahsettildii zaman, bu, umumiyetle bukadar geni mnada anlalmaz; byle olmakla beraber onun byle anlalmas uygun olur. Eer bu evrenlerden biri bizim klit lemimiz ise, orada oturan insanlarn doru dedikleri ey bizim klit dorumuz olacaktr; fakat ikinci lemde oturanlarn doru dedikleri ey, oturduklar leme nispetle ve ekil deitirmesiz hareket dedikleri hareketlere gre aym zeliklere sahip olan bir eri olacaktr; o halde bunlarn geometrisi de klit geometrisi olacak, fakat dorulan bizim klit dorumuz olmyacaktr. Bu, asl dorunun, bizim lemimizden onlann lemine gemeye yanyan noktasal dnmle dntrlm ^ekli olacaktr; bu insanlann dorulan bizim dorulannz olmyacak, fakat o dorular arasndaki bantlar bizim dorulannz arasndaki bantlarla

ayn olacaktr. te bu mnada, onlarn geometrisi bizim geometrimiz olacaktr, diyorum. Hal byle iken, var kuvvetimizle onlarn yanldn, dorularnn hakiki doru olmadm iln etmek istersek bu ekilde bir iddiamn hibir mnas olmadm itiraf etmek istemezsek, bari o kimselerin yaptklar hatay grebilmeleri iin ellerinde hibir vasta bulunmadm kabul edelim. 2. KEYFYET GEOMETRS

Btn bunlar nispeten anlalmas kolay eylerdir ve kendilerini o kadar sk tekrarladm ki bu konu zerinde daha tazla durmay lzumsuz sayyorum, klit uzay: bizim duygunluumuza zorla kabul ettirilmi bir ekil deildir, nk biz klit - d uzay da tahayyl edebiliyoruz; fakat klit uzay ile klit - d uzayn ikisinin de ortak bir temeli vardr. Bu da balangta bahsetttiim ekilsiz kontinum'dur. Bu kontinum'dan ister klit uzaym, istersek Lobatchewski uzaym karabiliriz, nasl ki, uygun bir dereceleme ile, henz derece blmlerine ayrlmam bir termometreyi ister Fahrenheit termometresine istersek Reaumur termometresine evirebiliyoruz. O zaman bir soru ortaya kyor: yap tmz analizden sonra varl belli olan bu kontinum duygunluumuza zorla kabul ettirilmi bir ekil deil midir? Duygunlu-

umuzun, iinde kapal olduu hapishane geniletilmi oluyor, fakat hapishane yine hapishanedir. Bu srekli (continu), her trl lme fikrinin dnda birtakm zeliklere sahiptir. Bu zeliklerin incelenmesi, birok byk geometriciler tarafndan ve bilhassa Riemann ile Betti tarafndan gelitirilmi olup Analizis Sits adm tayan bir bilimin konusudur. Bu bilimde, her trl keyfiyet fikrinden synlnr, sz gelimi bir izgi zerinde B noktasmn A ile C noktalan arasnda bulunduu gzlenirse bu gzlemle, kanaat edilecek; ABC izgisinin doru mu, yoksa eri mi olduu aratnlmyacak, A B nin BC uzunluuna eit, yahut onun iki kat olup olmadndan endie edilmiyecektir. Analizis Sits teoremlerinin u zelii vardr: tekiller, btn nispetleri kaba saba deitiren ve dorular yerine az ok kvrmth eriler koyan acemi bir ressam tarafndan kopye edilmi olsalar bile, bu teoremler doru olarak kalacaktr. Matematik diliyle, bu teoremler, her hangi bir noktasal dnm le bozulmazlar. ok defa l geometrisinin kemm olduu, izdm geometrisinin de salt keyf olduu sylenmitir; bu tamamen doru deildir. Dorulan teki izgilerden ayrdeden ey, baz bakmlardan kemm olarak kalan zeliklerdir. O halde hakik keyfiyete ait geometri Analizis Sits dr.

klit geometrisi hakikatlerine dair ortaya atlan sorular, yeniden, Analizis Sits teoremleri hakknda da ortaya karlar. Acaba bu teoremler, dedktif bir muhakeme ile elde edilebilir mi? Onlar klk deitirmi itibarlar mdr? Onlar denel hakikatler midir? Yoksa gerek duygunluumuza gerekse anlmza zorla kabul ettirilmi bir eklin karakterleri midir? Sadece u kadarn belirtmek isterim ki son iki sorunun zmleri birbiriyle uzalaamaz; bu nokta herkes tarafndan daima anlalm deildir. Biz, hem drt boyutlu uzay tahayyl etmenin imknszln, hem de uzayn boyutlu olmasm deneyin bize ispatladm birden kabul edemeyiz. Deneyci tabiata bir soru sorar: bu mu, yoksa u mu? Ve bunu da mnavebenin iki terimini birden tasavvur etmeksizin yapamz. Bu terimlerden birini tasavvur etmek imknsz olsayd, deneye dammak da faydasz ve esasen imknsz olurdu. Bir saat ibresinin minenin 15 inci. blm zerinde olmadm anlamak iin gzlem yapmaya ihtiyacmz yoktur, nk orada bu blmlerden ancak 12 tane bulunduunu nceden biliyoruz. Dolayisiyle ibrenin 15 zerinde bulunup bulunmadm grmek iin bu sayya bakmayz, zira ortada byle bir blm yoktur. Sras gelmiken hatrlatalm ki, ampirikler bu sayede kendilerine kar yneltilmi olan

cn ar tirazlann birinden yakalarm kurtarm oluyorlar. Bu itiraz, onlarn tezlerini klit geometrisi hakikatlerine tatbik etmek iin harcadklar btn emekleri mutlak surette boa karyordu. Bu hakikatler kesindir, halbuki her trl deney ancak yaklak olabilir. Analizis Sits'de yaklak deneyler kesin bir teorem vermeye yeter, mesel uzayn ne iki veya ikiden az, ne drt yahut drtten fazla boyuta sahip olmyaca grlrse, uzay 2 buuk veya 3 buuk boyutlu olamyacamdan, onun tam 3 boyutlu olacamuhakkaktr. Tekmil Analizis Sits teoremleri iinde en nemlisi, uzay boyutludur diye ifade edilendir. Biz imdi onunla megul olacak ve soruyu u ekilde ortaya koyacaz: uzay boyutludur dediimiz zaman ne demek istiyoruz? 3.OK BOYUTLU FZK SREKLS Fizik sreklisi kavramnn bize nereden geldiini ve bundan matematik sreklisi kavramnn nasl ktm Bilim ve Hipotez'de anlatmtm. ki izlenimi biribirinden ayrt edebildiimiz halde bunlardan herbirini aym bir ncden ayramadmz olur. Sz gelimi, 12 gramlk bir arl 10 gramlk bir arlktan kolayca ayrt edebiliriz de 11 gramlk bir arl ikisinden de ayrt edemeyiz.

Byle bir deney, sembollerle: A =sB, B = C, A < C eklinde ifade edilebilir. Bu, ham deneyin bize verdii fizik sreklisi formldr. Ve ierisinde tad -dayanlmaz elime matematik sreklisinin ithaliyle giderilmitir. Matematik sreklisi, basamaklar (ortak blenli yahut ortak folensiz saylar) sonsuz sayda olan bir merdivendir. Bu basamkalar, deminki formle uygun olarak, biribirine karacak yerde tamamiyle biribirinin dmda bulunur. F.zik sreklisi deta zlemiyen bir neblzdr. En mkemmel aletler bile onu birtakm yldz topluluklarna ayramaz; phesiz ki arlklar elle tahmin edilecek yerde iyi bir teraziyle llseydi, 11 gramlk arlk 10 ve 12 gramlk arlklardan ayrt edilebilecek ve formlmz yle olacaktr: A>B, B>C, A > C Fakat A ile B ve B ile C arasnda, her .zaman yeni D ve E elemanlar bulunabilirdi, bunlar iin: A D,D = B, A < B; B = E , E = C , B < C olurdu. Bylelikle zorluk gerilemi olur, fakat neblz yine zlmemi kalrd ; onu ancak zek zebilir ve yldz topluluklarna ayrlabilen neblz de matematik sreklisidir.

Byle olmakla beraber, imdiye kadar say ve boyut kavramm ie kartrmadk^ Bir matematik sreklisi yahut bir fizik sreklisi iki yahut boyutludur dediipiz. zaman ne demek istiyoruz? nce fizik sreklisinin incelenmesine dikkatimizi vererek, kesim kavramm ithal etmemiz gereklidir. Fizik sreklisi karakterinin ne olduunu grmtk, bu sreklinin elemanlarndan her biri bir izlenimler topluluundan ibaretti. Buna gre ya bir eleman, aym sreklinin baka bir elemanndan ayrt edilemez, zira bu yeni eleman birbirinden ok az' farkeden izlenimler topluluuna tekabl etmektedir, yahut aksine bu ayrdetme mmkndr; nihayet her biri aym bir ncden ayrt edilmiyen iki elemann birbirinden ayrt edilebildikleri olur. Buras anlaldktan sonra, A ile B, bir G sreklisinin birbirinden ayrt edilebilir iki eleman iseler, hepsi bu C sreklisine ait yle E1, E2,.*9 En elemanlar dizisi bulunabilir ki ilerinden her biri bir ncekinden ayrt edilemez olsun, Ex elemam A dan ve En de B den ayrt edilmesin. Bu takdirde srekli bir yolla, C yi terk etmeksizin, A dan B ye gidilebilecektir. Eer G sreklisinin A ve B gibi her hangi iki elemam iin bu art gerekleniyorsa,, G sreklisine yekpare (d9un seul tenant) denir.

imdi C nin elemanlarndan birkam .ayralm. Bunlarn ya hepsi biribininden ayrdedilebilecektir, yahut kendileri de bir veya birden fazla srekli tekil edecektir. Bylece C nin btn elemanlar arasnda keyfe gre seilmi olan elemanlar topluluu kesim dediim eyi meydana getirecektir. C zerinde herhangi iki A, B elemann ^ele alalm. Ya u artlara uyan bir E, E2,... En elemanlar dizisi bulabileceiz : 1 bu elemanlarn hepsi G ye ait olsun ; 2 her biri kendisinden sonra gelenden ayrdedilmesin; bu arada Et> A dan, E de B den ayrdedilemez olsun ; 3 Ayrca E nin elemanlarndan hi biri kesim elemanlarnn hi birinden ayrdedilemez *olmasn. Yahut da aksine, ilk iki arta uygun olan btn Ex, E2,... E dizileri iinde, kesim elemanlarnn birinden ayrdedilemiyen bir E eleman bulunacaktr. Birinci halde C yi terk etmeksizin ve kesimlere raslamakszn srekli bir yolla A dan B ye gidebiliriz; ikinci halde bu imknszdr. Eer C sreklisinin herhangi iki A ve B elemam iin daima birinci hal karmza karsa, C, kesimlere ramen, yekparedir, diyeceiz. Bylece, kesimleri keyfe gre seecek olursak, ya srekli yekpare kalacak yahut kalmyacaktr; bu son hipotezde, srekli kesimlerle blnmtr diyeceiz.

Dikkat edilecektir ki, btn bu tarifler, u pek sade olaydan hareket ederek kurulmutur; iki izleminler topluluu bazan ayrdedilebilir, bazan edilemez. Bu nokta anlaldktan sonra, eer bir srekliyi blmek iin, birbirinden ayrdedilebilen birka elemam kesim olarak mtala etmek yeterse, bu srekli bir boyutludur diyeceiz; eer aksine bir srekliyi blmek iin, bizzat kendileri bir veya birka srekli tekil eden bir elemanlar sistemini kesim olarak mtala etmek zorunlu olursa, bu srekli ok boyutlu bir sreklidir diyeceiz. Eer bir C sreklisini blmek iin, bir boyudu bir veya birka srekli tekil eden kesimler yeterse, C, iki boyutlu bir sreklidir diyeceiz; en fazla iki boyudu bir veya birka srekli tekil eden kesimler yeterse, C, boyutlu bir sreklidir diyeceiz; ve ilh. Bu tarifin doruluunu gstermek iin, geometricilerin eserlerinin banda boyut kavramm nasl ithal ettiklerini grmek gereklidir. Acaba ne grrz? Onlar ok defa yzeyleri hacimlerin yahut uzay paralarnn uurlar olarak; erileri, yzeylerin snrlan olarak; noktalan da erilerin snrlan olarak tarif ederler ve bu srein daha ileri gtrlemiyeceini sylerler. Fikir hep ayndr: uzay blmek iin, yzey denen kesimler lzmdr; yzeyleri

blmek iin eri denen kesimler lzmdr; erileri blmek iin nokta denen kesimler lzmdr; bundan daha ileri gidilemez, nokta blnemez, zira nokta bir srekli deildir; buna gre srekli olmyan kesimler yardmiyle blnebilen eriler bir boyutlu srekli olacaklardr; bir boyudu srekli kesimJer yardmiyle blnebilen yzeyler iki boyudu srekli olacaklardr; nihayet iki boyudu srekli kesimler yardmiyle blnebilen uzay boyudu bir srekli olacaktr. Bylece yukarda vermi olduum tarif, esas itibariyle, allm olan tariflerden farkl deildir; ben sadece ona matematik sreklisine deil, fizik sreklisine uygulanabilen bir ekil vermeye ve bununla beraber tarifin btn belginliini muhafaza etmeye altm. Zira fizik sreklisi, tasanmlanabilen yegne sreklidir. Ayrca grlyor ki bu tarif yalmz uzaya uygulanmakla kalmaz, duyularmzn erevesi iine giren her eyde fizik sreklisi karakterini buluruz, bu hal aym snflandrmann yaplmasna evlerir; geen tanmla aym mnada drt, be boyudu srekli rnekleri bulmak da kolaydr ; bu gibi rnekler kendiliklerinden zihinde doarlar. Nihayet, zaman olsayd, yukarda bahsettiim ve kendisine Riemann tarafndan Analizis Sits ad verilen bilimin, bize ayn sayda boyudara malik srekliler arasnda

ayrdetmeler yapmay rettiini ve bu srekliler tasnifinin de yine kesim dncesine dayanadm izah ederdim. Bu kavramdan ok boyutlu matematik sreklisi kmtr, nasl ki bir boyutlu fizik sreklisi de bir boyudu matematik sreklisini dourmutu. Deneyin ham verilerini zetliyen A > C , A = B, B = C forml dayanlmaz bir elimeyi iine alyordu. Bundan kurtulmak iin, ok boyudu bir fizik sreklisinin z karakterlerini muhafaza etmekle baraber, yeni bir kavram, ithal etmek lzm gelmitir. Bir boyudu matematik sreklisi bir tek lee (chelle) ship bulunuyor ve bunun sonsuz sayda, olan basamaklar aym bir kemmiyetin ortak blenli yahut ortak blensiz eitli deerlerine tekabl ediyordu, n boyudu matematik sreklisine sahip olmak iin, basamaklar bamsz n kemmiyetinin eidi deerlerine tekabl edecek olan ve koordinatlar adm tayan n tane lek almak yetecektir. Bylece n 'boyudu fizik sreklisinin bir hayali elde edilecek, ve yukarda anlattm elime ortada kalmyacama gre, bu hayal de mmkn olduu kadar aslna sadk bulunacaktr. 4. - NOKTA KAVRAMI Balangta ortaya attmz soru, imdi' zlm gibi grnyor. Uzay boyudu-

dur dediimiz zaman, uzaydaki noktalar topluluunun boyutlu fizik sreklisi hakknda yaplan tarife uyduunu sylemek istiyoruz, denecektir. Bununla yetinmek, uzaydaki noktalar topluluunun, hatt uzayn bir noktasnn ne olduunu bildiimizi varsaymaktr. Halbuki bu, zannolunduu kadar kolay bir ey deildir. Herkes bir noktann ne olduunu biliyorum sanr. Hatt noktay ok iyi bildiimiz iin onu tarife lzum olmadna inanrz. phesiz ki bizden mutlaka onun tarif edilmesi istenemez, zira tarif ten tarife ykselmekle bir an gelip duraklamak icabeder. fakat ne zaman duraklamahdr? Bir kere duyularmzla kavranan yahut zihnimizde tasarlanan bir eye varlnca duraklanacaktr o zaman tarif taydaz olur. Sz gelimi bir ocua koyunun ne olduu tarif edilmez ona yle denir: ite bir koyun. Byle olunca, uzayn bir noktasn tasarmlamann mmkn olup olmadm kendi kendimizden sormalyz. Evet diye cevap verenler dnmyorlar ki, hakikatte, tebeirle siyah tahta zerine izilmi bir beyaz noktay yahut mrekkepli kalemle beyaz kt zerine izilmi bir siyah noktay tasarlam oluyorlar. Onlar bylece bir eyi yahut bir eyin duyular zerinde yapt izlenimi tasarlamaktan baka bir ey yapm olmazlar.

O kimseler bir noktay tasarlamaya altktan zaman, ok kk eylerin duyurduktan izlenimleri tasarlyorlar. Birbirinden farkl iki ey, her ikisi de ok kk olmalarna ramen, ok farkl izlenimler hsl edebilir, fakat az ok tartma isteyen bu zorluk zerinde durmuyorum. Zaten sz konusu bu deildir ; bir noktay tasarlamak yetmez, falan noktay tasarlamak ve onu baka bir noktadan ayrdetme aresini bulmak gereklidir. Gerekten bir srekliye, yukanda anlattm, sreklinin boyudan saysn bildiren kural tatbik edebilmemiz iin bu sreklinin iki elemam kh ayrdedilebilir, kh edilemez nermesine dayanmak zorundayz. O halde, baz hallerde filn elemam tasarlamay ve onu baka bir elemandan ayrdetmeyi bilmeliyiz. Btn mesele, bundan bir saat nce tasarladm noktamn imdi tasarlamakta olduum nokta ile ayn, yahut ondan farkl olup olmadm bilmektedir. Baka bir deyile, A eyi tarafndan a annda igal edilmi olan noktammn B eyi tarafndan amnda igal edilmi olan nokta ile aym olup olmadm nasl biliyoruz, yahut daha iyisi, bunun ne mnas vardr? Odamda oturuyorum, masamn zerinde bir ey duruyor; bir saniye zarfnda knuldanmyorum, kimse de o eye dokunmuyor; bu eyin saniye banda igal ettii A noktas

ayni eyih aniye sonunda igal ettii B nktasiyle zde olduunu syleyesim geliyor; fakat hi de l yle deilV A noktasiyle B noktas arasnda 30 km. uzaklk var, zira o ey yerin hareketiyle srklenmi- bulunuyor. ok kk olsun veya olmasn, bir eyin uzaydaki mutlak durumunun deiip deimediini bilemeyiz. Bu hususu yalnz tasdik edememekle kalmyoruz, byle bir tasdikin mias da yoktur Ve muhakkak ki hibir tasarma uymaz. Byle olunca bir eyin baka eylere gre durumumun deiip deimediini ve daha nce bu eyin vcudumuza gre durumunun deiip deimediini kendimizden sorabiliriz; eer bu eyin bizde hsl ettii izlenimler deimediyse, izaf durumun da deimemi olduuna hkmederiz; eer izlenimler deitiyse, o eyin ya halinin, yahut izaf durumununun deimi olduu hkmne varrz. Geriye bu iki deiiklikten hangisinin olduuna karar vermek kalr. Durum deimelerim ayrdetmiye nasl sevkedildiimizi Bilim ve Hipotezce anlatmtm. leride bu konuya tekrar dneceim. O halde, bir eyin - kendi vcudumuza gre durumu nun ayn kalp kalmadn anlamak meselesine varyoruz. Eer biz iki eyin -vcudumuza gre izaf durumunu mhataza ettiini grrsek, bu iki eyin birbirine gre durumunun de-

irtediini yarglar^;,,takat biz anCak arab bir muhakeme ile bu hkme vanrrz. Dorudan doruya bildiirniz tek ey, eyann vcudumuza gre izaf durumudur. Daha kuvvetiancak aral bir muhakeme yardmiyledir ki, bir eyin mudak durumunun deiip, deimediini anladmza inanyoruz (fakat bu inancn da aldatc olmas ihtimal iindedir). Hulsa, di cisimleri tabi olarak- nispet ettiimiz koordinat eksenleri sistemi, deiemez ekilde kedi vcudumuza bah olan, her tarafa beraberimizde tadmz bir sistemdir. Mudak uzay tasarlamak imknszdr; /eyay ve kendimi aym zamanda mudak puzay iinde tasarlamak istediim zaman, gerekte, kendimi hareketsiz olarak tasarlyor, etrafmdaki eitli eya ile benim dmda bulunan bir adama bakyorum ve bu adama da ben diyorum. Her eyi bu vcudumuza bal eksenlere nispet etmeye raz olunca zorluk zlecek inidir? Bylece, bize gre bah durumiyle belli olan bir noktamn ne olduunu artk biliyor muyuz? Birok kimseler evet cevabm verecekler ve d eyay mahalliletirdiklerini syliyeceklerdir. Bu, ne demektir? Bir eyi mahalliletirmek (localiser), sadece, o eye erimek iin gereken hareketleri tasarlamaktr; dnce-

mi aklyaym: bizzat uzaydaki hareketleri kendisini tasarlamak sz konusu deildir, yalmzca bu hareketlerle beraber olan ve uzay kavramnn pein varlm varsaydrmayan kas duyumlanm tasarlamak sz konusudur. Bize gre sra ile aym durumu igal eden ayr ayr iki cisim varsaysak, bu iki eyin bizde hsl edecekleri izlenimler pek farkl olacaktr; onlar aym noktada mahalliletirmemizin sebebi, sadece kendilerine erimek iin aym hareketleri yapmann gerekli oluudur; yoksa, aralarnda mterek bir ey yoktur. Ancak, bir cisim verilmiken, ona erimeyi temin eden birok hareketler dizisi tasavvur edilebilir. O halde bir noktaya erimeye elverili hareketlerle beraber olan kas duyumlar dizisini tasarlamakla bu noktay tasarlam oluyorsak, ayn bir noktay tasarlamak iin birbirinden tamamiyle farkl birok yollar buluncaktr. Bu zme yerinilmek stenmezj szgelimi kas duyumlar* yannda grme duyumlarna da yer vermek; istenirse ayn noktay tasarlamak iin bir veya iki yol daha bulunmu olacak ve zorluk fazlaacaktr. Her ne olursa olsun, yle bir soru ortaya kyor: birbirinden bu kadar 'arkl olan bu tasarmlarn aym noktay gsterdiklerine nerden hkmediyoruz? Baka bir nemli nokta daha var: d-.
Biimin deeri S

cisimleri tabi olarak kendi vcudumuza nispet ettiimizi syledim; deta her tarafa kendimizle birlikte bir eksenler sistemi tayor, uzayn btn noktalarn bunlara nispet ediyoruz; bu eksenler sistemi sanki deimez ekilde vcudumuza bah gibidir. Dikkate deer ki, ancak vcudumuzun eitli paralan biribirine deimez ekilde bal olduu takdirde kesin olarak bu vcuda deimez ekilde bah eksenlerden bahsolutabilir. Durum byle olmadndan, d cisimleri bu sanal eksenlere mspet etmezden nce, vcudumuzu aym vaziyete getirilmi varsaymahyz. 5. - YER DETRME KAVRAMI Uzay kavramnn douunda vcudumuz hareketlerinin oyanad hkim rol Bilim ve Hipotez'&z gstermitim. Tamamiyle hareketsiz olan bir varlk iin ne uzay, ne geometri omazd; d eya byle bir varln etrafnda bouna yer deitirirdi, bu yer deitirmelerin onun izlenimlerinde meydana getirecei deiikliler aym varlk taralndan durum deimelerine deil, sadece hal deimelerine atfedilirdi. Byle bir varln elinde iki trl deimeyi biribirinden ayrmak iin hibir vasta bulunamazd. Bizim iin ok nemli olan bu ayrmann ona gre hibir mnas bulunmazd. Uzuvlanmzla yaptmz harekeder, d

eya tarafndan duyularmz zerinde hsl edilen izlenimleri deitirme sonucunu dorurur; baka hareketler de bunlar deiiklie uratabilir; fakat biz kendi hareketlerimizle hsl edilen deiiklikleri ayrt etmeye sevklediliyoruz ve bunlar iki sebepten tr kolayca biribirinden ayrt ediyoruz: 1 Kendi hareketlerimizle hsl edilen deiikliklerin irad olmas; 2 Onlarn kas duyumlariyle birlikte olmas. Bylece izlenimlerimizin unyabilecekleri deiiklikleri tabi bir ekilde iki kategoriye blyoruz. Ben bunlara, pek uygun olmamakla beraber, u isimleri vermitim: 1 I deimeler, ki iraddirler ve kas duyumlariyle birlikte olurlar ; 2 D deimeler, bunlarn karakterleri ise evvelkilerin zdddr. Sonra, ddeimeler arasnda, her eyi ilk hale irca edici bir ideime sayesinde dzeltilebilenler n bulunduunu gzlyoruz ; birtakm da bu ekilde dzeltilemiyorlar (Szgelimi bir d cisim yer deitirdii zaman, biz, ilk izlenimler topluluunu yeniden ihya edecek ekilde, bizzat kendi yerimizi deitirerek, bu cisme gre aym bal duruma gelebiliriz ; eer cisim yer deitirmeyip hal deitirdiyse bu, imknszdr.) Bundan, d deimeler arasnda yeni bir ayrt edi douyor: bylelikle dzelilebilenlere durum deimeleri; tekilere hal deimeleri diyoruz. Sz gelimi yans mavi, yars krmz

olan bir kre varsayalm; nce bize mavi yarm kresini dnm bulunsun; sonra krmz yarm kre tarafn bize evirecek ekilde kendi etrafnda dnsn. imdi iinde mavi bir sv bulunan ve kimyasal bir reaksiyonla krmzya dnen kre eklinde bir kab alalm. Her iki halde de mavi duyumunun yerini krmz almtr; duyularmz aym sray takibeden ayn izlenimleri hissetmilerdir, byle olmakla beraber biz bu iki deiiklie biribirinden ok farkl gzyle bakarz; birincisi bir yer deitirmedir, ikincisi bir hal deiimdir. Niin mi? nk, birinci halde, mavi yarm kre karsna gelip ilk mavi duyumu yeniden hsl etmek iin kre etrafnda dnmekliim yeter. Dahas var, eer iki yarm kre krmz ve mavi olacak yerde san ve yeil olsayd, krenin dnmesi benim iin nasl bir mna tayacakt? Biraz nce mavinin ardndan krmz gelmiti, imdi sary yeil takip ediyor; byle olduu halde, iki krenin aym dnme hareketini yaptklan, her ikisinin de eksenleri etrafnda dndklerini sylyorum; tabii maviye gre krmz neyse, sanya gre yeilin de ayn olduunu ileri sremem ; o halde nasl oluyor da iki krenin ayn yer deitirmeye mruz kaldna hkmedebiliyorum? Apak olarak unun iin ki, her iki

halde de, kre etrafnda dnerek, yani ayn hareketleri yaparak, ilk duyumu yeniden meydana getirebilirim ve aym hareketleri yaptm da aym kas duyumlarm hissetmi olmamadan anlarm; bunun iin de nceden geometri bilmiye ve vcudumun hareketlerini geometri uzay iinde tasarlamaya lzum yoktur. Baka bir rnek vereyim. Bir cisim gzmn nnde yer deitirdi. mgesi nce a tabakasnn merkezinde teekkl ediyordu, sonra kenarda teekkl etti,eski duyum bana a tabakasnn merkezinde nihayet bulan bir sinir lifi tarafndan tamyordu, yeni duyum ise, a tabakasnn kenarndan kalkan baka bir sinir lifi tarafndan getiriliyor; bu iki duyum keyfiyet bakmndan birbirinden farkldr; zaten byle olmasayd, onlar nasl birbirinden ayrdederdim? O halde niin keyfiyet bakmndan farkl olan bu iki duyumun yer deitiren aym imgeyi gsterdiine hkmediyorum ? nk cismi gzmle takibedebilir, gzn iradeli ve kas duyumlariyle birlikte olan bir yer deitirmesiyle imgeyi a tabakasmn merkezine getirebilir ve ilk duyumu yeniden tesis edebilirim. Varsayaym ki bir krmz cismin imgesi a tabakasmn A merkezinden B kenarna gitmi olsun, sonra mavi bir cismin imgesi de a tabakasnn A merkezinden B kenarna gitmi bulunsun: bu iki cismin ayn yerdeitirmeyi yaptklarna hkmedeceim. Niin ? nk

her iki haldede ilk duyumu yeniden tesis edebilirim, bunun iin de gzme ayn hareketi yaptrmalym, gzmn ayn hareketi yaptm da aym kas duyumlarm hissetmi olmamdan anlarm. Eer gzm hareket ettiremeseydim, a tabakasmn kenarndaki krmz duyumuna gre a tabakas merkezindeki krmz duyum neyse, kenardaki mavi duyumuna gre de merkezdeki mavi duyum odur diyebilir miydim? O zaman keyfiyet bakmndan birbirinden farkl drt duyuma sahip olurdum. Ancak, bunlarn yukarda anlattm mnasebetle bah olup olmadklar sorulsa, sanki bir dinleme duyumu ile bir dokunma duyumu, yahut bir koku alma duyumu arasnda bunu andrr bir mnasebetin bulunup bulunmad soruluyormu gibi, bu sual bana gln gelirdi. imdi ideimeleri, yani vcudumuzun iradeli hareketleriyle hsl edilen ve kas deimeleriyle birlikte olan deimeleri gzden geirelim; bunlar da, ddeimeleri hakknda yaptklarmz andran u iki mahedeye yol aacaklardr: J Vcudumun aym vaziyeti muhafaza ederek bir noktadan tekine gitmi olduunu varsayabilirim; bu takdirde bu vcudun btn .paralan, uzaydaki mutlak durundan deimekle beraber, ayn bal durumu muhafaza etmi veya bu durumu yeniden

alm bulunurlar, yine varsayabilirim ki yalnzca vcudumun durumu deimekle kalmamtr, onun vaziyeti de aym deildir, mesel az nce bklm duran kollarm bu defa uzanm haldedir. O halde vaziyet deimesi olmadan yaplan salt durum deimeleriyle, vaziyet deimelerini ayrdetmeliyim. Bunlarn her biri bana kas duyumlar eklinde grnr. Acaba onlar birbirinden nasl ayrdedeceim? yle ki, birinciler bir ddeimeyi dzeltmeye yaryabilir, tekilerle ise bu yaplamaz veya ancak noksan bir ekilde yaplabilir. imdi karmda geometri bilen bir adam varm gibi, bu olay aklayacam. Pakat bu ayrdetmeyi yapmak iin geometri bilmek gerektii sonucuna varmamaldr. Geometri bilmezden nce, aklamakszm (deta denel bir yolla) olay tesbit ediyorum. ki trl deime arasnda bir ayrdetme yapmak iin de olay aklamama lzum yoktur, onu tesbit etmekliim yeter. Her ne olursa olsun aklama kolaydr. Bir d cismin yer deitirdiini varsayalm; eer vcudumuzun eitli ksmlarnn bu cisme gre ilk izafi durumlarn almalarn istiyorsak, bu eitli ksmlarn birbirine nazaran da ilk izaf durumlarn alm olmalar gereklidir. Ancak bu son arta uyan ideimeleri, bu cismin yer deitirmesiyle

hsl olan d deimeyi dzeltmeye elve^ rili olacaktr. Byle olunca, mesel gzmn parmama gre izal durumu deitiyse, gzm cisme gre ilk izaf durumuna getirebilir ve ilk grme duyumlarn da yeniden tesis edebilirim, fakat o zaman parmamn cisme gre izaf durumu deimi olacak ve dokunma duyumlar yeniden tesis edilmi saylmyacaklardr. 2 Biz aym bir ddeimenin biribirinden farkl kas duyumlarna tekabl eden iki ideime ile de dzeltilebildiine ahit oluyoruz. Burada da yine hi geometri bilmeksizin olay tesbit edebilirim. Baka eye ihtiyacm yoktur, fakat yine geometri dilini kullanarak olay akhyacam. A durumundan B durumuna gemek iin birok yollar seebilirim. Bu yollardan birincisine bir S kas duyumlar dizisi tekabl edecektir; ikinci bir yola baka bir S' kas duyumlar dizisi tekabl edecektir. Bunlar umumiyetle biribirinden tamamen farkl olacaktr, nk ayn' ayr kaslar alm bulunacaktr. Nasl oluyor da bu iki S, S' dizisine aym bir A B yer deitirmesine tekabl eder gziyle bakyorum? nk bu iki dizi aym bir ddeitirmeyi dzeltmiye elverilidirler. Bu nokta bir tarata braklrsa, onlarda mterek hibir ey yoktur. imdi a, 3 gibi iki ddedimeyi gznne alalm : bunlar mesel yars mavi,

yans krmz olan bir krenin dnmesiyle yans san, yans yeil bir krenin dnmesi olsun; bu iki deime arasnda bizim iin mterek hibir ey yoktur. Zira biri maviden krmzya teki de sandan yeile geii ifade eder. te yandan iki S ve S' i dei meler dizisini gznne alalm ; bunlarda artk mterek hibir ey bulunmayacaktr. Bununla beraber, ben, a ile 3 nin aym yer deitirmeye tekabl ettiklerini, S ile S' nin de aym yer deitirmeye tekabl ettiklerini sylyorum. Niin ? nk S, a y olduu kadar P y de dzeltebilir ve nk a, S' ile olduu kadar S ile de dzeltilebilir. O zaman bir soru ortaya kyor: eer S nin a ve 3 y dzelttiine, S' nin de a y dzelttiine ahit olduysam, S' nin de P y dzelteceine emin miyim? Bu kanunun gereklenip gereklenmediini bize ancak deney retebilir. Eer, hi olmazsa yaklak olarak bu kanun gereklenmeseydi, geometri olmazd, uzay olmazd, nk o zaman az nce yapm olduum gibi ddeimelerle ideimeleri snflandrmak, mesel hal deimeleriyle durum deimelerini ayrdetmek faydaszlard. Btn bunlarda deneyin oynad roln neden ibaret olduunu grmek ilgi vericidir. O bana belli bir kanunun yaklak olarak gereklendiini gsterdi, fakat uzayn nasl olduunu ve sz konusu olan arda nasl uyduunu retmedi. Gerekten, her trl

deneyden nce biliyordum ki ya uzay bu arta uyacak, yahut var olmyacaktr. Deneyin bana geometirinin mmkn oluunu rettiini de syliyemem; kendim gryorum ki geometri mmkndr, nk hibir elimeyi iine almyor : deney bana yalnzca geometrinin faydal olduunu retmitir. 6 - GRME UZAYI Her ne kadar, yukarda akladm gibi, devitgen* izlenimlerin uzay kavramnn domasnda stn bir tesiri varsa da (zira onlar olmasa uzay fikri asla teekkl etmezdi), grme izlenimlerinin de roln incelemek, grme uzay nin ka boyutlu olduunu arattrmak ve bunun iin de bu izlenimlere (n 3) tarifini tatbik etmek ilgisiz olmyacaktr. O zaman bir zorluk karmza kar; a tabakasnn belli bir noktasnda hsl olan bir krmz renk duyumu gz nne alalm; te yandan a tabakasmn aym noktasna tesir eden bir mavi renk duyumu dnelim. Keyfiyet bakmndan farkl olan bu iki duyumun mterek bir eyleri olduunu anlyabilmek iin birtakm vastalara sahip olmamz gereklidir. Halbuki geen paragrafta arzedilen mtalalara gre, bunu biz ancak gzn hareketleri ve bu hareketlerin sebep olduu gzlemler yardmiyle biliyorduk. Gz hareketsiz olsayd, yahut biz onun hareketlerinin farknda olmasaydk, keyfiyet bakmndan ayr olan bu iki duyumun mterek bir eyleri
Hareketle ilgili moteur

bulunduunu anlyamazdk; onlara geometrik bir karakter veren eyi belirtemezdik. O halde kas duyumlar olmasayd, grme duyumarnda geometrik hi bir ey bulunmazd, demek ki ortada salt grme uzay diye bir .ey yoktur. Bu zorluu kaldrmak iin, aym mahiyette, sz gelimi hepsi krmz olan ve ancak tesir ettikleri a tabakas noktasiyle birbirinden ayrdedilen duyumlar gz nne alalm. Apaktr ki a tabakasmn tesir gren noktas neresi olursa olsun, btn aym renk duyumlarn aym snfta birletirmekliim iin, tekmil grme duyulan arasnda bu kadar keyf bir seim yapmama hibir sebep yoktur. Eer yukarda grdmz vastayla, ewe.ee, hal deimelerini durum deimelerinden ayrdetmeyi renmi olmasaydm, yani gzm hareketsiz bulunsayd, bunu asla aklmdan geirmezdim. A tabakasmn ayn ayn ksmlarna tesir eden ayn renge ait iki duyum, tpk birbirinden ayn iki renk duyumunda olduu gibi, bana keyfiyet bakmndan farkl grnrlerdi. O halde krmz renk duyumlariyle yetinmekle kendimi yapma bir snr iinde kalmya zorlam oluyorum ve sorunun bir tarafm sistematik ekilde ihmal ediyorum; fakat ancak bu sayede, devitgen duyumu kartrmakszn grme uzaym zmliyebilirim.

A tabakas zerine izilmi olan ve onun yzeyini ikiye blen bir izgi tasavvur edelim; bu izginin bir noktasna tesir eden yahut da bundan ayrdedilemiyecek kadar az fark eden krmz duyumlar bir tarafa koyalm. Bu duyumlarn topluu C adm vereceim bir kesim tekil edecektin Bu kesimin mmkn olan btn krmz duyumlar topluluunu blmeye yetecei aktr, yle ki, izginin ayn ayn iki tarafnda bulunan iki noktaya tesir eden iki krmz duyum alrsam, belli bir anda kesime ait bir duyuma raslamakszn bu duyumlann birinden tekine geemem. O halde kesimin n boyutu varsa, benim tekmil krmz duyumlarmm topluluu, yahut baka bir dille, tekmil grme uzay n + 1 boyuta sahip olacaktr. imdi G kesiminin bir noktasna tesir yapan krmz duyumlan ayrdediyorum. Bu duyumlar topluluu yeni bir C' kesimi tekil edecektir. Blme kelimesine hep ayn mnay vermek artiyle, bu kesimin de C yi blecei apaktr. Eer C' kesimi n boyutlu ise, C kesimi n + 1 boyuta ve tekmil grme uzay da n + 2 boyuta malik olacaktr. Eer a tabakasmn aym bir noktasna tesir eden btn krmz duyumlara zde gziyle baklsayd, C kesimi bir tek basit elemana indirgenecei iin o boyudu olacak, grme uzay ise 2 boyudu bulunacakt.

Bununla beraber ok defa gzn bize nc bir boyut duygusunu verdii ve bir dereceye kadar, cisimlerin uzaklklarn anlamya yardm ettii sylenir. Bu duygu zmlenmiye allnca, kendisinin ya gzlerin yaknsamas uuruna, yahut imgeyi tam noktasna drmek iin kirpik kasnn yapt uyum gayretine indirgendii grlr. u halde a tabakasmn ayn noktasna tesir eden iki krmz duyumu, ancak aym bir yaknsama duygusiyle ve aym bir uyum gayreti duygusiyle bir arada olduklar veya Ji olmazsa ayrdedilemiyecek kadar az fark eden bir yaknsama ve uyum duygusiyle bir arada bulunduklar takdirde, zde saylacaklardr. Bu hesaba gre C' kesiminin kendisi de bir sreklidir ve C sreklisinin birden fazla boyutu vardr. Aslna baklrsa deney bize retiyor ki, iki grme duyumu aym yaknsama duygusiyle beraber olduklar zaman, onlar, ayn bir uyum duygusiyle de bir arada bulunurlar. Byle olunca. C' kesiminin belli bir yaknsama duygusiyle beraber olan btn duyumlariyle yeni bir C kesimi tekil etsek, geen kanuna gre bunlarn hepsi ayrdedilemez olacak ve zde saylabileceklerdir; o halde C" bir srekli olmyacak ve o boyudu olacaktr; CT ise C' yu bldnden, C nn bir boyutu, C nin iki boyutu var

demektir, o zaman tekmil grme uzay boyuta sahip lr. Deney bize bunun aksini retmi olsayd ve belli bir yaknsama duygusu daima aym bir uyum duygusiyle beraber olmasayd, durum byle olur muydu? Bu halde a tabakasnn aym noktasna tesir eden ve aym bir yaknsama duygusiyle birlikte bulunan, dolaysiyle ikisi de O" kesimine ait olan iki duyum, yine de ayrdedilebilirler. nk birbirinden farkl iki uyum duygusiyle bir arada olacaklardr. O halde bizzat C" de bir sreklidir ve en az bir boyuta sahiptir: o zaman C' iki, C ve tekmil grme uzay drt boyuta sahip bulunur. Buna bakarak, denei bir kanundan kalkp uzaya boyut atfetmeye srklendiimizden dolay, uzayn boyutlu oluunu bize deneyin rettii sylenecek midir? Fakat biz bylelikle deta bir fiziyoloji deneyi yapm olduk ; yaknsama ve uyum duygulan arasndaki ahengi bozmak iin gzlere mnasip baz camlann konulmas yettii gibi, uzayn drt boyutlu olmas iin de iri bir gzln kullanlmas yeter diyecek miyiz, ve bunlan yapan gzlk uzaya bir boyut daha eklemi olur mu? Tabi hayr. Biz yalnz u kadanm syleyebiliriz: deney bize retiyor ki uzaya boyut atfetmek kullanldr. Fakat grme uzay tekmil uzayn bir parasdr, ve bizzat bu uzay kavram iinde*

balangta sylediim gibi, yapma bir ey vardr. Hakiki uzay devitgen uzaydr, biz de gelecek blmde onu inceliyeceiz.

BLM TV Uzay 1 ve Uzayn U Boyuta

YER DETRMELER GRUPU

imdiye kadar elde ettiimiz sonulan ksaca zetleyelim. Uzay boyutludur demekle ne kasdedildiini aratrm ve nce bir fizik sreklisinin ne olduunu, buna ne zaman n boyutludur denilebildiini soruturmutuk. eitli izlenim sistemlerini gz nne alr ve bunlan birbiriyle mukayese edersek, ok defa bu izlenim sistemlerinin birbirinden ayrdedilemez olduklann kabul ederiz (bu izlenimlerin birbirine ok yakn, duyulannzn da onlan birbirinden ayramyacak kadar kaba saba olduklann sylerken ifade etmek istediimiz ey budur). Ayrca bu sistemlerden ikisinin aym bir ncnden ayrdedilemez olduklan halde, baTsen birbirinden ayrdedilebil diklerine ahit oluruz. Byle olunca, bu izlenim sistemleri topluluu bir C fizik sreklisi tekil ediyor denir. Sistemlerden her birine de C sreklisinin bir ielemam ad verilir. Acaba bu sreklinin ka boyutu vardr? nce G nin A ve B gibi iki elemamm alalm,

ve hepsi C sreklisine ait olan bir 2 elemanlar dizisinin mevcut olduunu varsayalm, yle ki A e B bu dizinin iki uc terimi olsun ve dizinin her terimi kendisinden nce gelenden ayrdedilemez bulunsun. Byle bir 2 dizisi bulunabilirse, A ile B nin birbirine bal olduklarn syliyeceiz; eer C nin herhangi iki elemam birbirine bah ise C yekparedir diyeceiz. imdi C sreklisi zerinde tamamiyle keyf olarak birka eleman seelim. Bu elemanlar toplululuu kesim adn tayacaktr. A y B ye bahyan S dizileri arasnda bir eleman kesim elemanlarnn birinden ayrdedilemez, olanlarla (ki bunlarn kesimi kesen diziler olduunu syliyeceiz) btn elemanlar kesimin btn elemanlarndan ayrdedilebilir olanlar ayracaz. Eer A y B ye bahyan btn S dizileri kesimi kesiyorsa, A ile B nin kesimle ayrlm olduunu yahut kesimin C yi bldn syliyeceiz. Eer C zerinde kesimle ayrlm iki eleman bulunamazsa, kesim C yi blmiyor diyeceiz. Bu tarifler ortaya konulduktan sonra C sreklisi, bizzat birer srekli tekil etmiyen kesimlerle blnebilirse, bu C sreklisi yalnz bir boyutludur ; aksi halde birka boyutludur. Eer G yi blmek iin, 1 boyutlu bir srekli tekil eden bir kesim yeterse C, 2 boyuta sahip olacak, 2 boyutlu
Bilimin deeri S

bir srekli tekil eden bir kesim elverirse C, 3 boyutlu olacaktr v. b. Bu tarifler sayesinde, her hangi bir fizik sreklisinin ka boyuta sahip olduu anlalabilecektir. Bundan sonra geriye deta uzaya denk bir fizik sreklisi bulmak kalr, yle ki uzayn her noktasna bu sreklinin bir elemam tekabl etsin ve uzayn birbirine ok yakn olan noktalarna da ayrdedilemez elemanlar kar gelsin. O zaman uzay bu sreklinin boyudan says kadar boyuta sahip olacaktr. Tasarlanabilir olan bu fizik sreklisinin aracl zorunludur; nk biz uzay tasarhyamayz, ve bunun da birok sebepleri vardr. Uzay bir matematik sreklisidir, sonsuzdur, halbuki biz ancak fizik srekliklerini ve sonlu cisimleri tasarhyabiliriz. Uzayn nokta dediimiz eitli elemanlan birbirine benzeridir, halbuki bizim tanmmz tatbik etmemiz iin, elemanlan, hi olmazsa birbirine ok yakn olmadklan hallerde, ayrdetmeyi bilmemiz gereklidir. Nihayet mutlak uzay bir mnaszhktr ve bizim bu mutlak uzay deimez ekilde vcudumuza bah eksen sistemlerine nispet etmemiz gereklidir (bunun iin de vcudumuzu daima aym vaziyete gelmi varsaymahyz). Bundan sonra grme duyumlanmzla uzaya denk bir fizik sreklisi kurmaya a-

ltm; bu phesiz kolaydr ve bu rnek bilhassa boyutlar saysnn tartmasnda elverili olmutur; bu tartma hangi l dahilinde grme uzay boyutludur denilebileceini meydana karmtr. Ancak bu zm tarz noksandr ve yapmadr, niin byle olduunu aklamtm. Dolasysiyle btn gayretimizi grme uzay zerinde deil devitgen uzay zerinde harcamahyz. Bundan sonra da vaziyet deimeleriyle hal deimeleri arasnda yaptmz ayrdetmenin meneini hatrlatmtm. zlenimlerimizde husule gelen deiiklikler arasnda, nce iradeli ve kas duyumlariyle birlikte olan i deimeleri ve bunlarn aksi karakterde olan d deimeleri ayrdetmitik. Bir ddeimenin, ilk duyumlar yeniden tesis eden bir idedime ile dzeltilebildiini de tesbit eylemitik. Bir ideime ile dzeltilebilir olan ddeimelere durum deimeleri denir, byle olmyanlara da hal deimeleri denir. Bir ddeimeyi dzeltmiye elverili olan ideimelere vcudun blok halinde yer deitirmeleri denir; tekileri de vazyet deimeleri adm tar. imdi a ile 3 iki ddeime, a' ile P' de iki ideime olsun, a mn gerek a' ve gerek , tarafndan dzeltilebilir olduunu varsayalm ; a' de gerek a y gerekse p y dzeltebilsin ; o zaman deney bize retir ki p', p y da dzeltebilir. Bu halde a e P

nin ayn yer deitirmee tekab) ettiklerini ve bunun gibi a' ile P nn de ayn deitirmeye tekabl ettiklerini syliyeceiz. Bunlar anlaldktan sonra, yer deitirmeler grupu veya sreklisi adm vereceimiz bir fizik sreklisi tasavvur edecek ve kendisini yle tanmlyacaz. Bu sreklinin elemanlan ddeimeleri dzeltmeye elverili olan ideimeleri olacaktr. Bu ideimelerden a' ve (3' gibi ikisine u hallerde ayrdedilemez gziyle baklacaktr : 1 Eer onlar tabii olarak ayrdedilemez iseler, yan birbirine ok yakn iseler; 2 Eer a', tabi ekilde (i den ayrdedilemez olan nc bir ideime ile baraber ayn ddeimeyi dzeltmiye elverili ise. Bu ikinci halde onlar uylam icab, yani kendilerini ayrdettirecek hal ve artlardan tecerrt edildii takdirde, ayrdedilemez olacaklardr. Elemanlan bildiimiz ve hangi artlar iinde bunlara ayrdedilemaz gziyle baklacam akladmz iin, bizim sreklimiz tamamiyle tarif edilmi demetir. Bylece tarifimizi tatbik ve bu sreklinin ka boyutlu olduunu tyin etmek iin elimizde gereken her ey var demektir. O zaman greceiz ki bu sreklinin alt boyutu vardr. O halde yer deitirmeler sreklisi uzaya denk deildir, zira boyutlar says ayn deildir, sadece uzayla onun arasnda hsmlk kurulmutur. Acaba bu yer deitirmeler sreklisinin

alt boyutlu olduunu nereden biliyoruz? Bunu deneyle biliyoruz. Bu sonuca varmak iin yaplacak deneyleri anlatmak kolay olurdu. Bu srekli iinde, srekliyi blen ve kendileri de srekli olan kesimlerin yaplabilecei grlrd. Bizzat bu kesimler de, ikinci mertebeden olan ve kendileri de birer srekli tekil eden kesimlerle blnrd. Bylece ancak altnc mertebeden kesimlerden sonra durulurdu ve bunlar artk srekli olmazd. Tariflerimize gre bu , yer deitirmeler grupunun alt boyutlu olmas demektir. Btn bunlar kolay olurdu dedim, fakat olduka uzun srerdi; hem biraz da stnkr olmaz myd. Bu yer ditirmeler grupu evvelce grdk, uzaya hsmdr, ve kendisinden uzay muhakeme ile karlabilir; fakat o uzaya denk deildir zira boyutlar says uzaymkiyle aym deildir. Zaten bu srekli kavramnn nasl teekkl ettiini ve kendisinden uzayn nasl karldm gstermi olsak bile, boyutlu uzaya neden bu alt boyutlu srekliden daha fazla alkn olduumuzu daima soruturabilir, dolaysiyle uzay kavramnn insan zeksnda bu dolambal yoldan geerek teekkl etmi olmasn phe ile karlyabiliriz. 2. K NOKTANIN ZDEL

Bir nokta nedir? Uzayn iki noktasnn zde veya birbirinden farkl olduklarm

nasl anlanz? Yahut baka bir deyile, A cismi a annda B cisminin 0 amnda igal ettii yeri igal ediyordu dersem, bunun ne mnas vardr? ite geen blmn 4 nc paragrafnda bu problemi ortaya atmtk. Evvelce de akladm gibi, bunda bahis konusu olan ey A, B, cisimlerinin mutlak uzaydaki durumlarnn mukayesesi deildir; o zaman sorunun hibir mnas olmazd ; vcudumun daima aym vaziyete getirildiini varsayarak, bu iki cismin vcuduma deimez ekilde bah eksenlere gre durumlanm mukayese etmek sz konusudur. Varsayaym ki a ve 0 zamanlan arasnda ne vcudumu, ne gzm kmldatm olmyaym, bundan da kas duyumunun yardmiyle haberim olabilir. Aym ekilde ne bam, ne kolumu, ne de de elimi kmldatmadm. a annda A cismine atfettiim izlenimlerden bazsnn optik sinirinin bir, teliyle dierlerinin de parmamn bir duysal dokunma siniriyle bana nakledilmi olduunu tesbit ediyoru; annda, B cismine atfettiim baka izlenimlerden bazsnn aym optik siniri teliyle, bazsnn da yine ayn dokunma siniriyle bana nakledilmi olduunu tesbit ediyorum. Burada bir aklama iin duraklamam gerekli olur; A ya ve B ye atfetmi olduum keyfiyet bakmndan farkl izlenimlerin bana ayn sinirle nakledilmi olduunu nasl

biliyorum? Misal olarak grme duyumlar alnsa, A mn zamanda iki < duyum hsl ettii, bunlardan birinin salt ksal bir a duyumu, tekinin de bir a' renk duyumu olduu; bunun gibi B nin de zamanda olarak bir b k duyumiyle bir b' renk duyumunu hsl ettii; ve bu eitli duyumlar bana aym atabakas teliyle nakledildikleri takdirde, a mn b ye zde olaca, fakat umumiyetie birbirinden farkl cisimler tarafndan hsl edilen a', b' renk duyumlarnn farkl olaca varsaylmal mdr? Bu halde btn bu duyumlarn bana aym tellerle nakledildiini haber veren ey, a' ile birlikte olan a duyumunun b' ile birlikte olan b duyumuna zdelii olurdu. Bu hipotezin deeri ne olursa olsun, ve ne kadar ben ondan daha kark olanlarn tercihe meylediyorsam da, bizim a+a' ileb+b' duyumlar arasnda mterek bir ey bulunduundan u veya bu ekilde haberdar edildiimiz muhakkaktr, yoksa B cisminin A cisminin yerini aldm hibir vasta ile anhyamazdk. O halde daha fazla srar etmiyorum ve yapm olduum hipotezi hatrlatyorum: Farzedeyim ki B ye atfettiim izlenimleri ^ amnda bana nakleden grme ve dokunma telleri evvelce A ya atfetmi olduum izlenimleri a annda bana nakleden grme ve dokunma telleriyle aym lsn. Eer durum

byle ise> B tarafndan 0 annda igal edilen nokta, A tarafndan a annda igal edilen noktaya zdetir demekte tereddt etmiyeceiz. Bu iki noktamn zde olmas iin iki art syledim; biri grmeye, teki de dokunmaya aitti. Bunlar ayr ayn gzden geirelim. Birincisi gereklidir, fakat yetmez. kincisi hem gereklidir, hem de yeter. Geometri bilen birisi onu kolayca yle izah ederdi: a tabakas zerinde A cisminin a anndaki imgesinin teekkl ettii nokta O olsun ; bu A cisminin a annda, uzayda igal ettii nokta da M olsun; B cisminin 0 amnda uzayda igal ettii nokta M' olsun. Bu B cisminin imgesinin tam O da olmas iin M ve M' noktalanmn stste gelmesi zorunlu deildir, grme fiili uzaa tesirli olduundan O M M' noktalanmn aym doru zerinde bulunmas yeter. O halde M ve M' noktalannn akmas iin iki cisim imgesinin O da teekkl etmesi art gereklidir, fakat yetmez. imdi parmamn kmldanmakszn igal ettii nokta P olsun. Dokunma uzaa tesirli olmadndan A cismi a amnda parmama dokunuyorsa M ile P stste akk demektir; eer B cismi 3 annda parmama dokunuyorsa M' ile P ststedir. O halde M ile M' de stste akr. Demek oluyor ki A nin parmama a annda, B nin p amnda.

dokunmas art, M ile M' nn stste gelmesi iin hem gerekli, hem de yeterdir. Fakat biz henz geometri bilmediimiz iin bu ekilde muhakeme yrtemeyiz. Yapabileceimiz ey, grmeye ait olan birinci artn dokunmaya ait olan ikinci art gereklenmeksizin yerine getirilebileceini, halbuki ikincinin birinci gereklenmeksizin yerine getirilmiyeceini deneyle tesbit etmektir. Varsayalm ki deney bunun bize aksini retmi olsun. Bu olabilir, byle bir hipotez hi de sama deildir. O halde grmeye ait art gereklenmeksizin dokunmaya ait olann yerine getirilebildiini, fakat aksine dokunmaya ait olan art gereklenmedike grmeye ait olann yerine getirilemez olduunu deneyle tesbit ettiimizi varsayalm. Byle olunca, dokunmamn uzaa tesirli olduu, grmenin ise uzaktan terini duyurmad sonucuna varacam apaktr. Hepsi bu kadarla kalmyor; bu ana kadar bir cismin yerini tyin etmek iin. sadece gzm ve yalnz bir parmam kullandm varsaydm; fakat baka vastalar da, szgelimi teki parmaklarm da, kullanabilirdim. Varsayaym d birinci parmam a amnda A cismine atfettiim bir dokunma izlenimi alsn. Bir S kas duyumlar dizisine tekabl eden bir sra hareketler yapyorum. JBu hareketlerin sonunda, a amnda, ikinci

parmam, yine A ya atfettiim bir dokunma izlenimi alm olsun. Daha sonra, 3 annda, yerimden kmldamadm halde (bunu da bana kas duyum bildirir) aym ikinci parmak, bu defa B cismine atfettiim yeni bir dokunma izlenimini bana naklediyor. Bundan sonra bir S' kas duyumlar dizisine tekabl eden bir sra harekeder yapyorum. Biliyorum ki bu S' dizisi S nin tersidir ve onun aksi olan hareketlere tekabl eder. Bunu nasl biliyorum? nk evvelce yapm olduum birok deneyler bana gsterdi ki srayla S ye ve S' ye tekabl eden harekederi yapnca ilk izlenimler yeniden teesss ediyor, yani iki dizi karlkl olarak biribirini denkletiriyordu. Bu anlaldktan sonra,, ikinci harekeder dizisi bitince, j' amnda, birinci parmamn B cismine atfedilebilir Bir dokunma izlenimi hissetmesini beklemeli miyim? Bu soruya cevap vermek iin, geometri bilenler yle bir istidllde buluncaklardr: a ile a' anlar arasnda A cisminin, ( 3 ile 3' anlar arasnda da B cisminin yerinden kmldamam olmas ihtimal iindedir. Byle olduunu kabul edelim, a amnda, A cismi uzayn bir M noktasm igal ediyordu. Hal buki o anda, aym cisim benim birinci parmama dokunmaktadr ve dokunma uzaa tesirli olmad iin, birinci parmam da M noktasnda bulunuyordu. Bundan sonra

S hareketler dirisini yaptm ve bu serinin sonunda, a annda A cisminin ikinci parmama dokunduunu tesbit ettim. Bundan bu ikinci parman o zaman M de ..bulunduunu, yani S hareketlerinin ikinci parma birincinin yerine getirmek sonucunu dourduunu kardm. P amnda B cismi ikinci parmamla temas haline geldi; ben kmldamadm iin bu ikinci parmak M de kald; o halde B cismi de M ye geldi; hipotezden tr cisim artk P' anna kadar kmuldanmad. Fakat ( 3 ve ' anlar arasnda ben S' harekederini yaptm; bu harekeder S harekederinin tersi olduklar iin, birinci parmam ikincinin yerine getirmek neticesini dourmahydrlar. yleyse, 0' amnda, bu birinci parmak M de olacaktr; ve B cismi de M de olduundan B cismi birinci parmama dokunacaktr. Demek oluyor ki ortaya atlan soruya evet cevab verilmelidir. Fakat henz geometri bilmiyen bizler iin bu yolda istidll yapamayz, fakat bu tahminin baya hallerde gereklendiine ahit oluyoruz; ve birtakm istisnalar da, daima, A cismi a ile a' anlar arasnda, B, cismi de 0 ile p' anlar arasnda hareket etmitir, diyerek aklyabiliriz. Acaba deney buna aykr bir sonu veremez miydi, ve bu aykr sonu kendi bana sama olur myd? Tabi ki hayr. Eer

deney byle bir aykr sonu verseydi ne yapardk? O zaman her trl geometri .imknsz olur myd ? Asla. Sadece u sonuca varmakla kahrdk: dokunma , uzaa tesirli olabilir. Ben, dokunma uzaa tesir etmez, fakat grme uzaa esirini duyurur dediim zaman, bu szn yalnz bir mnas vardr. O da udur: B nin P amnda, A mn a amnda igal ettii noktay igal edip etmediini anlamak iin pek ok sayda kriter kullanabilirim; kimisinde gzm, kimsinde birinci parmam, kimsinde ikinci parmam v. s. ie karr. O zaman parmaklarmdan birine ait kriter salannca btn geri kalanlara ait olanlar da salanm olur, fakat gze ait olan kriterin salanm olmas btn dierlerinin salanmasna yetmez. te yukarda sylediim szn mnas budur, bylelikle her zaman gereklenen bir denel olay tasdik etmi ol uyorum. Geen blmn sonunda grme uzayn zmledik; bu uzay meydana getirmek iin, a tabakas duyumlarm, yaknsama duyumunu ve uyumu ithal etmenin gerektiini grdk; eer bu son ikisi uzlamasayd, grme uzay yerine drt boyutlu olacakt; te yandan yanlzca a tabakasna ait du yumlar ithal edilmi olsayd, basi grme uzay elde edilecek ve bunun ancak iki boyutu olacakt. imdi, yalmz bir parman

duyumlariyle yani ksaca bu parman: igal edebilecei durumlar topluluiyle yetinmek zere, dokunma uzayn gznne alalm. Gelecek paragrafta' incelenecei iin imdilik uzun boylu izaha lzum grmedimiz bu dokunma uzay boyutludur. Niin asl * uzay, dokunma uzay kadar boyuta sahiptir de grme uzayndan daha fazla boy ududur? k dokunma uzaa tesirli deildir, halbuki grme uzaa tesirlidir. Bu iki iddiann mnas birbirinin aymdr ve bu mnann ne olduunu da grm bulunuyoruz. imdi tartmay durdurmamak maksadiyle abuk getiim bir noktaya dnyorum. A tarafndan a annda ve B tarafndan p annda a tabakamz zerine yaplan izlenimlerin, bu izlenimler keyfiyet bakmndan farkl olduu halde bize aym a tabakas teli tarafndan nakledikdiklerini nereden biliyoruz? Bir hipotez ileri srm, fakat bundan daha kark baka hipotezlerin olasca daha doru grndn szlerime ilve etmitim; ite nce birka kelime ile anlattm bu hipotezler unlardr: Krmz A cismi tarafndan a amnda, mavi B cismi tarafndan P annda hsl edilen izlenimlerin, bu iki cismin imgesi a tabakasnn aym noktasnda teekkl ettii takdirde, ortak bir eyleri bulunduunu nerden biliyoruz? Bu maksada yukarda yapm ol-

duum basit hipotez reddolunabilir ve keyfiyet bakmndan birbirinden tarkh olan bu iki izlenimin birbirine , bitiik, fakat farkl iki sinir teli tarafndan^ bana nakledildii kabul olunabilir. Acaba bu tellerin , bitiik , olduunu anlamak iin elimde ne gibi bir vasta Vardr? Gz hareketsiz olsayd, ihtimal ki, hibir vastamz bulunmazd. A tabakasmn A noktasndaki mavi duyumiyle* B noktasndaki mavi duyumu arasmda ne bant varsa, A noktasndaki krnz duyumla B noktasndaki krmz duyum arasnda da aym bantnn bulunduunu bize reten gzn hareketleridir. Gerekten onlar, aym kas duyumlarna tekabl eden hareketlerin, birinciden ikinciye, yahut ncden drdncye gememize elverdiini gstermilerdir. Grld gibi Lotze'un ortaya att mahall iaretler problemine balanan bu dnceler zerinde fazla durmuyorum. 3. DOKUNMA UZAYI

Bylece iki noktasnn, A mn a annda igal ettii nokta ile B nin p, annda igal ettii noktamn zde olup olmadm bir artla anlyabiliyorum: O da a ve P anlar arasnda kmldanmam olmamdr. Fakat bizim konumuz iin bu kadar yetmez. Bu iki an arasnda her hangi bir ekilde kmldandm varsayaym. O zaman A mn

a annda igal ettii noktann B nin ( 3 amnda igal ettii nokta ile aym olduunu nereden? bileceim? a amnda A cisminin birinci parmama dediini, (3 amnda da, B cisminin bu parmaa dokunduunu varsayaym; bu esnada vcudumun hareket ettiini bana kas duyum haber vermi olsun. Yukarda^ S ve S' gibi iki kas duyumlar dizisi gznne alm ve bazen byle iki diziyi birbirinin aksi olarak mtala etmiye sevkedildiimizi sylemitim, nk bu iki seri birbirini takip ettii zaman, ok defa, k izlenimlerimizin yeniden teesss ettiini gryorduk. Byle olunca, birbirinin aksi olarak mtala ettiim S ve S' kas duyunilar dizisini sra ile hissedecek tarzda, a ve $ anlar arasnda hareket ettiimi kas duyum bana haber vermi olsun. Eer birinci parmamn a amnda A ve p amnda B ye dokunduuna ahit olursam, sanki hi yerimden kmldanmamm gibi, yine A mn a annda ve B nin P annda igal ettii noktalarn zde olduu sonucuna varacam. Biraz ileride grlecei gibi bu zm de tam mnasiyle tatmin' edici deildir. Gerekten, onun yardmiyle uzaya ka boyut atfedeceimizi grelim. A ve B tarafndan a ve p anlarnda igal edilen iki noktay, yahut parmamn a ve P anlarnda igal ettii iki noktay mukayese etmek istiyorum (parmam a amnda A ya ve p amnda B ye

dediine gre bunlar ayn ey demektir). Byle bir mukayese iin elimde buluan tek vasta, vcudumun bu iki an arasndaki harekederiyle beraber olan kas duyumlar dizisidir. Tasavvur edilebilen eitli 2 dizileri, apak olarak, boyudan says pek byk bir fizik sreklisi tekil ederler. Evvelce yaptm gibi, S ile S', kelimeye yukarda verilen mnada biribirinin aksi olduklan zaman, iki 2 ve S + S' + 2 dizlerini biribirinden farkl olarak mtala etmemeyi kabul edelim; bu itibara ramen, biribirinden farkl 2 dizileri topluluu yine bir fizik sreklisi tekil edecek ve boyudar says daha az olmakla beraber yine de ok fazla olacaktr. Bu 2 dizilerinden her birine uzayn bir noktas tekabl eder; bylece iki 2 ve 2 ' dirilerine iki M ve M noktalan tekabl edecektir. Bu ana kadar elimizde olan vastalar, M ve M' noktalanmn iki halde biribirinden farkl olmadm anlamamza yetmektedir: 1S dizisi 2' ye zde olduu zaman; 2 S ile S' biribirinin aksi olduuna gre, 2 ' = 2 + S + S ' olduu zaman. Eer btn dier hallerde M ile M' ye biribirinden farkl gziyle baksaydk, noktalar topluluu, biribirinden farkl 2 dizileri toplululuu kadar, yani 3 den ok daha fazla, boyuta sahip olurdu. Geometri bilenlere bu, yle bir muhakeme ile anlatlabilir. Tasavvur edilebilen btn kas duyumlan arasnda, parman ki-

mldamad hareket, dizilerine tekabl edepler olur. Diyorum ki, o dizisi parman kmldamad hareketlere tekabl ettiine gre, 2 ve 2 + o dizileri biribirinden farkl olarak mtala edilmezse, seriler topluluu boyutlu bir srekli tekil edecektir; fakat S ile S' .biribirinin aksi olduuna gre, 2 ' = 2 + S + S ' olmamak artiyle, iki 2 ve 2' dizisine biribirinden farkl gziyle baklrsa, diziler topluluu ten fazla boyutlu bir srekli tekil edecektir. Gerekten uzayda bir A yzeyi, bu yzey zerinde bir B erisi, bu eri zerinde de bir M noktas alalm; btn 2 dizileri topluluu C0 olsun, yle 2 dizileri topluluuna , Cx diyelim ki bunlara tekabl eden hareketlerin sonunda parmak A yzeyi zerinde bulunsun. Bunun gibi sonunda parman B zerinde yahut M de bulunduu 2 dizileri topluluklar da C2 yahut C3 olsun. Bir kere Cx in C^ blen bir kesim tekil edecei, C2 nin C t i blen bir kesim tekil edecei ve C3 n de C^ C2 yi blen bir kesim tekil edecei aktr. Bundan, tariflerimiz gereince, C3kesimi n boyutlu bir srekli olduuna gre, C0 m n *+ 3 boyutlu bir fizik sreklisi olaca sonucuna varlr. imdi C8 e ait iki 2 ve 2 ' = 2 + a dizisi alalm; her ikisi iin de, hareketlerin sonunda parmak M de bulunsun: bundan, a dizisinin banda ve sonunda parman aym M noktasnda olduu sonucu karlr. O, halde
Bilimin deeri 7

bu cr dizisi, parman* kmldamad^ hareketlere tekabl eden dizilerden biridir. Eer 2 ile ST + a ya birbirinden ayr gziyle baklmazsa, btn C3 dizileri bir taneye indirgenecektir; o zaman C3, 0 boyutlu olacak ve5 C0 da, benim ispadamak istediim gibi, 3 boyutlu olacakt. Eer aksine 2 ile 2 + a ya st ste akk gziyle bakmazsam (bu da mmkndr, meer ki, S ile S' birbirinin alesi olduuna gre o *= S + S' olsun), o zaman C3 n birbirinden farkl pek ok sayda duyumlar dizisini ihtiva edecei aktr; zirk parmak kmldamakszn, vcut birbirinden farkl pek ok vaziyeder alabilir. Bu halde C3 bir srekli tekil edecek ve C0 ten fazla boyudu olacaktr, bu da yine benim ispatlamak istediim eydir. Fakat henz gometri bilmiyen bizler, bu tarzda dnemeyiz. Yalnzca olay tesbit edebiliriz. Ancak, o zaman ortaya bir soru kar: nasl oluyor da, geometri bilmeden nce, parman kmldamad bu a dimilerini tekilerden ayrdetmiye sevkediliyoruz? Gerekten ancak bu ayrdetmeyi yaptktan sonradr ki 2 ile 2 + a ya zde gziyle bakmya sevkediliriz ve grm olduumuz gibi, ancak bu arda, boyudu uzaya eriebiliriz. Biz u sebeple a dizilerini ayrdetmiye sevkedildik : ok defa, bu a kas duyumlar dizisine tekabl eden hareketleri yaptm

zaman, birinci parmak dediimiz parman siniriyle bize nakledilmi olan dokurna duyumlar hl devam eder ve bu harekelerle tegayyre uramaz. Bunu bize deney retiyor ve yalnz da o retebilirdi. Eer birbirinin aksi iki dizinin bir araya gelmesiyle teekkl eden S + S' kas duyum dizilerini ayrdettiysek, bu, onlarn izlenimlerimizin topluluunu muhafaza etmelerinden tr idi. Eer imdi e r dizilerini ayrdediyorsak, bu da onlarn izlenimlerimizden bazlarm muhafaza ettikleri iindir. (Bir S kas duyumlar dizisinin izlenimlerimizden A gibi birini muhafaza ettiim sylediim zaman, nce A izlenimini sonra S kas duyumlarm hissedecek olursak bu S duyumlarndan sonra da yine A izlenimini hissedeceimizi sylemek istiyorum.) Yukarda, ok defa a dizilerinin birinci parmamzla hissedilen dokunma izlenimlerini tagayyre uratmadn syledim; ok defa dedim, daima demedim; alkn olduumuz dilde, eer parmak kimldamadiyse dokunma izlenimi deimez, diye ifade ettiimiz ey ite budur, u artlaki bu parmakla temasta olan A cismi de yerinden kmldanmam olsun. Geometri bilmezden nce bu izahat veremeyiz; yapabileceimiz tek ey izlenimin ok defa devam ettiini, fakat bunun her zaman doru olmadm tesbit etmektir.

Fakat a dizilerinin bizce dikkate deer grnmesi 2 ve 2 + o dizilerini aym bir smfta sralamamz ve dolaysiyle kendilerine biribirinden farkl gziyle bakmamz iin, izlenimin ok defa hsl olup devam etmesi yeter. Bu artlar iinde onlarn boyutlu bir fizik sreklisi douracaklarm grmtk, ite birinci parmamla dorulmu olan boyutlu bir uzay. teki parmaklarmdan her biri buna benzer bir uzay douracaktr. Nasl oluyor da bunlar grme uzayna, geometri uzayna zde olarak mtalaya sevkediliyoruz? imdi bunu incelemek kalyor. Daha ileri gitmezden evvel bir dnce ne srelim; yukarda sylenenlere gre, uzayn noktalarm yahut daha genel olarak vcudumuzun son durumunu, ancak bizi belli bir ilk durumdan son duruma geirmi olan hareketleri bize anlatan kas duyum dizileri yardmiyle biliyoruz. Fakat bu son durumun bir yandan bu harekeere te yandan balangtaki ilk duruma bah olduu aktr. Halbuki bu harekederden kas duyumlarmz yardmiyle haberimiz olur; fakat ilk durumu bize hibir ey tantamaz; hibir ey bize onu mmkn olan btn dier durumlardan ayrdettiremez. ite bu olay uzayn esas itibariyle izafi oluunu apak klmaktadr. 4. - ETL UZAYLARIN ZDEL Bylece biz szgelimi biri birinci D parmamla, teki ikinci D' parmamla dourulan

iki C ve C' sreklisini mukayese etmiye vardk. Bu iki fizik sreklisinin her ikisi de boyutludur. C sreklisinin her elemanna, yahut yle ifade etmek daha iyi olursa, birinci dokunma uzaynn her noktasna, beni belli bir ilk durumdan, belli bir son * duruma geiren bir 2 kas duyumlar dizisi tekabl eder. Fazla olarak bu birinci uzayn aym noktas 2 ya ve 2 + o ya tekabl edecektir. (Burada o, D parmam kmldatmadm bildiimiz bir dizidir), r Bunun gibi C' sreklisinin her elemamna yahut ikinci dokunma uzaynn her noktasna bir 2' duyumlar dizisi tekabl eder, o zaman aym bir nokta 2 ' ye ve 2 ' + a ' ye tekabl edecektir. (Burada da o' D' parmam kmldatmyan bir dizidir). O halde o ve 'o dizilerini bize ayrdettiren ey, birincilerin parmak tarafndan duyulan dokunma izlenimlerini deitirmemesi, ikincilerin ise D' parmaiyle duyulanlar muhafaza etmesidir. Hlbuki biz una ahit oluyoruz : balangta D' parmam bir A' duyumu hissediyor; S kas duyumlarm douran hareketler yapyorum; D parmam A' izlenimini hissediyor; bir a duyumlar dizisini douran hare* Uzay deimez ekilce vcudumuza bal eksenlere nispet ettiimizi syliyecek yerde, yukarda anlatlanlara uyrfun olarak, vcudumuzun ilk durumuna deimez ekilde bah eksenlere nispet ettiimizi sylemek belki daha yerinde oinr.

keder yapyorum; D parmam A izlenimini duymakta devam ediyor, zira bu hal o dizilerinin karakteristik zelliidir; bundan sonra S' kas duyumlan dizisini doruan harekeder yapyorum, S' kelimenin yukarda verilen mnasiyle S nin aksidir. O zaman D parmamn yeniden A izlenimini duyduuna ahit oluyorum (tabi bunun iin S nin uygun bir ekilde seilmi olmas gereklidir). Bu ise, D' parmann dokunma izlenimlerini muhafaza eden S + a + S'dizisinin o' adm verdiim dizilerden biri olmas demektir. Aksine her hangi bir a' dizisi ele alnrsa, S ' + a ' + o ' bizim c r dediimiz dizilerden biri olacaktr. Bylece, S uygun bir ekilde seilmi ise, S+o + S' bira' dizisi olacaktr ve a y mmkn olan btn tarzlarda deitirerek mmkn olan btn cr' dizileri elde edilecektir. Biz henz geometri bilmediimiz iin btn bunlara ahit olmakla yetiniyoruz, fakat geomtri bilenler aym olay u yolda izah edeceklerdir. Balangta D' parmam M noktasnda, parmaa A' izlenimini duyuran a cismiyle temas halindedir; S dizisine tekabl eden hareketleri yapyorum; bu dizinin uygun , bir ekilde seilmesi gerektiini syledim, bu seimi o ekilde yapmalym ki bu harekeder D parmam balangta D' parmas tarafndan igal edilmekte olan noktaya, yani M noktasna getirsin; bylece bu D parma a cismiyle temasta

olacak, a cismi de ona A izlenimini duyuracak tr. Bundan sonra a dizisine tekabl eden harekeder yapyorum ; bu harekederde, hipotez gereince, D parmann durumu deimez, o halde bu parmak a cismiyle temas halinde kalr ve A izlenimini duymakta devam eder. Nihayet S' dizisine tekabl eden harekeden yapyorum. S, S' nn aksi olduundan, bu harekeder D' parmam nce D parma tarafndan igal edilmi olan noktaya, yani M noktasna getirecektir. Eer varsaylabilecei gibi, a cismi yerinden kmldamamsa, bu D' parma bu cisimle temas halinde buluncak ve yeniden A izlenimini duyacaktr... spat lzm gelen de buydu. Neticeleri grelim. Bir kas duyumlan dizisi gz nne alyorum ; bu diziye birinci dokunma uzaynn bir M noktas tekabl edecektir. imdi evvelce bahsettiim ve birbirinin aksi olan S, S' dizilerini yeniden ele alalm. S + 2 + S' dizisine ikinci dokunma uzaymn bir N noktas tekabl edecektir, zira herhangi kas duyumlan dizisine, sylemi olduumuz gibi, gerek birinci uzayda, gerekse ikinci uzayda bir nokta tekabl eder. Bylece tarif edilmi olan iki M ve N noktalarm biribirine tekabl ediyor gibi dneceim. Bu salhiyeti nereden alyor-

rum? Bu tekabln kabul edilebilir olmas iin, birinci uzayda iki 2 ve 2 ' dizilerine tekabl eden M ve M' noktalar arasnda zdelik varsa, ikinci uzayn bunlara tekabl eden N ve N' noktalan arsnda da, yani iki s + 2 + S ' ve S' + 2 + S dizilerine tekabl eden iki noka arasnda da, zdelik bulunmas lzmdr* Bu artn salandm imdi grece* iz. nce bir ihtarda bulunalm. S ile S' biribirinin aksi olduundan S + S ' = O olacaktr,, dolaysiyle S+S' + 2 = 2 + S + S ' dr, yahut da 2 + S + S' + S' = 2 + 2 ' dr; fakat bundan S + 2 + 2 ' = 2 sonucu kmaz; zira duyurulannzn biribirini takibediini gstermek iin her ne kadar toplama iaretini kullan dysak da takibedi sras geliigzel deildir: o halde baya toplamada olduu gibi, terimlerin srasn deitirenleyiz ; ksaca sylemek gerekirse, ilemlerimiz assosiyatiftir fakat koncutatif deildir. Buras anlaldktan sonra, 2 ile 2 ' nn birinci uzayn aym M = M ' noktasna tekabl etmesi iin, 2 ' = 2 +a olmas gerektir ve yeter. O zaman S + 2' + S' + 2 + a + 2' S + 2 + S ' + S + a + S' olur. Fakat S + 2 + S' nn a' dizilerinden bir tanesi olduunu tesbit etmi bulunuyoruz* yleyse;

S+Z'+S'S+Z+S'-HJ' olacaktr, ki bu da S + 2 + S' ve S + 2 + S' dizilerinin ikinci uzayn aym bir N = N' noktasna tekabl etmesi demektir. spat lzm gelen de bu idi. O halde bizim iki uzaymz biribirine nokta noktaya tekabl etmektedir ; onlardan biri tekine dntrlebilir; onlar izomorftur ; nasl oluyor da bundan onlarn zde olduu sonucunu karyoruz? a ve S+a + S' = o' dizilerini gz nne alalm. Dedim ki her zaman deil fakat ok defa, o dizisi, D parma tarafndan hissedilen A dokunma izlenimini muhafaza eder; bunun gibi her zaman deilse de ok defa, <J' dizisinin D' parma tarafndan duyulan A ' dokunma izlenimini muhafaza ettii olur. Halbuki a dizisi D parmann A izlenimini muhafaza edince, aym zamanda c' dizisinin de D' parmann A' izlenimini muhafaza ettiine pek ok defa (yani evvelce ok defa dediimden ok daha fazla sk olarak) ahit oluyorum; aksine birinci izlenim tagayyre . urad zaman ikincisi de tagayyre uruyor. Bu hal pek ok defa vki oluyor, fakat her zaman olmuyor. Biz, D parmanda A izlenimini husule getiren a mehul cisminin D' parmanda A' izlemini hsl eden a' mehul cismiyle zde olduunu syliyerek bu denet olay tefsir ediyoruz.

Gerekten birinci cisim kmldand zaman (A izleniminin kaybolmasiyle bundan haberimiz oluyor), ikincisi de kmldyor, zira A' izlenimi de kayboluyor. Birinci cisim hareketsiz kahnca ikincisi de hareketsiz kalyor. Eer bu iki cisim zdese, birincisi birinci uzayn M noktasnda ve ikincisi de ikinci uzayn N noktasnda bulunduundan, bu iki noktada zde oluyorlar, ite biz bylelikle iki uzaya zde gziyle bakmaya sevkedilmi oluyoruz, yahut daha iyisi, iki uzay biribirine zdetir dediimiz zaman bunu sylemek istiyoruz. iki dokunma uzaynn zdelii hakknda sylediklerimiz, dokunma uzay ile grme uzaynn zdelii sorusunu mnakaadan bizi ahkoyar, zira bu mesele de aym tarzda mtala edilecektir. 5. UZAY VE AMPRZM

Btn bu dncelere baklnca, ampirizm fikirlerine uygun sonulara varacam gibi grnyor. Gerekten deneyin roln belirtmeye ve boyutlu uzayn douunda ie karan denel olaylar zmlemeye altm. Fakat bu olaylarn nemi ne olursa olsun, unutmamaklmz gereken bir ey var ki zerine birok defalar dikkati ekmiimdir. Bu denel olaylar sk sk dorulanyorlar, fakat her zaman dorulanmyorlar. Bunun iinden kmamn kolay oldu-

unu biliyorum, eer olaylar dorulanmazsa, bu hal, d cisimlerin kmldadn sylemekle kolayca aklanacaktr. Eer deney muvaffak olursa, onun bize uzay hakknda bilgi verdii sylenir; eer muvaffak olmazsa, kabahat d eya zerine ykletilir ve bunlar kmldam olmakla sulandrlr; baka bir deyile, deney muvaffak olmad zaman kendisine yardm edilir. Bu yardmlar merudur, itiraz etmiyorum, fakat onlar, uzay zeliklerinin tam mnasiyle denel hakikatlerden ibaret olmadm bize bildirmiye yeterler. Eer baka kanunlar gereklemek isteseydik, baka yardmlar sayesinde buna da muvaffak olurduk. O zaman, aym sebeplere dayanarak bu yardmlar da hakl gsteremez miydik? Olsa olsa bize u kadar sylenebilirdi: Yaptnz yardmlar geri merudur, fakat siz fazlaya kayorsunuz; d eyay bu kadar sk hareket ettirmekte ne mna var? Ksaca, deney bize uzayn boyutlu olmadm ispat etmez; o bize sadece uzaya boyut atfetmenin daha kullamh olduunu ispat eder, zira yardmlarn says bylelikle minimuma indirilmi olur. Deneyin bizi ancak bir fizik sreklisi olan tasarml uzayla temas ettireceini, bir matematik sreklisi olan geometri uzay ile temasa getirmiyeceini szlerime ilve etmeli miyim? Deney bize olsa olsa, geometri

uzaynn tasanml uzay kadar boyuta sahip olmas iin, kendisine boyut atfetmenin daha kullamh olacam retebilir. Ampirizm problemi baka bir ekilde de ortaya atlabilir. Szgelimi fizik olaylarm, mekanik olaylarm boyutlu uzaydan baka bir uzay iinde kavramak imknsz mdr? Bylece objektif ve deta fiziyolojimizden, tasarmlama kalplarmzdan bamsz denel bir ispata sahip olurduk. Fakat durum byle deildir; burada coruyu batan aa mnakaa etmiyeceim, sadece Hertz mekaniinin verdii dikkate deer rnei hatrlatmakla kalacam. Bilindii gibi, bu byk fiziki asl kuvvet denilen eylerin varlna inanmyordu; grlebilen maddi noktalarn, grlemiyen baka noktalara birtakm grnmez balarla tbi bulunduunu varsayyor, bu grnmiyen balarn etkisni kuvvedere atfettiimizi ileri sryordu. Fakat bu, onun fikirlerinin ancak bir parasdr. Grlebilen veya grlmiyen n tane madd noktadan mteekkl bir sistem varsayalm; hepsi 3 n tane koordinat edecektir; bunlara 3 n tane boyutlu uzayda tek bir hoktamn koordinadan gziyle bakalm. Bu tek nokta, bahsettiimiz balardan tr, bir yzey (boyudan says keyf

fakat < 3 n) zerinde kalma artna tabi olacak ve bu yzey zerinde bir noktadan baka bir noktaya gitmek iin en ksa yolu takip edecektir. te btn mekanii zetliyen tek prensip bu olacaktr. , Bu hipotez hakknda ne dnlrse dnlsn, ister sadelii (ekici grnsn, isterse yapma karakteri ekingenlik uyandrsn, Hertz'in onu kavryabilmi olmas ve ona alkn olduumuz hipotezlerden daha kullanl gziyle bakmas, her zamanki fikirlerimizin ve bilhassa uzayn boyutunun nekanikiye asla yenilmez bir kuvvede kabul ettirilmediini ispata yeter. 6. ZEK ve UZAY

Demek oluyor ki deney yalmz bir rol oynam, bir vesile hizmetini grmtr. JFakat bu rol az nemli deildir; bunu belirtmek lzumuludur sanrm. Duyarlmza kendisini zorla kabul ettiren boyudu uzaydan ibaret, apriori bir ekil varolsayd bu rol faydasz olurdu. Bu ekil var mdr, yahut ten fazla boyutlu uzay tasarmlyabilir miyiz? nce bu sorunun mnas nedir? Kelimenin gerek mnasnda, ne drt boyudu, ne de boyudu, uzay tasanmlyacamz aktr; bir ere biz bo uzay tasan mlyamayz, sonra ne drt boyutlu, ne de boyudu uzay iinde bir cisim tasanmlyamayz: 1 n-

k bu uzaylarn her biri sonsuzdur ve biz btn tasanmlamakszn, bir ekli uzay iinde yani paray btn iinde tasarmlyamayz. Halbuki btn tasarmlamak imknszdr, zira bu btn sonsuzdur 2 nk bu uzaylarn her biri birer matematik sreklisdir, halbuki biz ancak fizik sreklisini tasanmlyabiliriz 3 n bu uzaylarn her biri homogendir, halbuki bizim duyumlarmz iine alan ereveler snrl olduklarndan homogen olamazlar. Demek oluyor ki ortaya atlan soru? ancak bir ekilde anlalabilir; yukarda anlatlan deneylerin sonulan birbirinden farkb olunca uzaya da ten fazla boyut atfetmenin gerekeceini, szgelimi, gzlerin uyumunun daim ekilde yaknsama duyumiyle ahenkli olmyacam tasavvur etmek; yahut da paragraf 2 de anlattmz ve sonucunu dokunma uzaa tesirini duyurmaz diye zedediimiz deneylerin bizi bunlann aksi bir sonuca gtreceklerini tahayyl etmek mmkn mdr? Evet mmkndr; bir deney tahayyl edilince onun verebilecei iki aykn sonu da tahayyl ediliyor demektir. Bu mmkndr fakat gtr, nk uzun bir ahs tecrbe ve bundan daha uzun bir rk tecrbe mahsl olan bir yn fikir anmlanm yenmemiz lzmdr. Salt sezgisine sahip olduumuzu sylediimiz bu apriori ekli

vcuda getiren, acaba bu anmlar mdr? (yahut hi olmazsa onlarn arasnda atalarmzdan bize miras kalanlar mdr?) Byle olunca niin bu eklin analize as olduu iddia ediliyor ve onun meneini arama hakk benden esirgeniyor, anlamyorum. Duyumlarmz uzamhdr denildii zaman ancak bir ey sylenmek istenir, o da bu duyumlarn daima baz kas duyumlar fikriyle arm bulunmasdr. Bu duyumlar kendilerinin sebebi olan eye erimeyi baka bir deyile nefsi o duyumlara kar mdafaay, temin edecek hareketlere tekabl eder. ite bu arm, uzviyetin mdafaasna faydal olduu iindir ki, insan nevinin tarihinde bu derece eskidir ve bize yok edilemez gibi grlr. Byle olmakla beraber o sadece bir fikir armndan ibarettir ve bir gn kopmas tasavvur edilebilir; yle ki duyumun uzay iine girmeksizin uurun iine giremiyecei syleneniz. Fakat fiiliyatta byledir: duyum uzay iine girmeksizin, yani bu arma dahil olmakszn, uurun iine girmez. Zamam ancak bir doru eklinde tasarmlyabildiimiz iin, zaman fikri mantkan uzay fikrinden ncedir denilmesini de anhyamyorum; yle olduktan sonra, umumiyetle zaman orakh bir insanla gsterildii iin, zamamn mantkan topran ekiminden daha sonra olduunu sylemeli, Geri zama-

nin eitli paralarnn ayn zamanda birden tasanmlanamyaca apaktr, zira bu paralarn zl karakteri, zamanda olmaytandr. Fakat bu, insanda zaman sezgisi yok demek deildir. Bu hesaba gre insanda uzay sezgisi de bulunmazd, zira evvelce sylediim sebeplerden tr, kelimenin hakiki mnasiyle, o da tasanmlanamz. Doru ad altnda tasarmladmz ey, zamana olduu kadar geometri dorusuna da pekaz benzeyen kaba saba bir hayaldir. Niin uzaya drdnc bir boyut vermek zere yaplan her teebbsn, daima bu boyutu dier taneden birine indirdii sylenmitir? Bunu anlamak kolaydr. Kas duyumlarnzla, tekil edebilecekleri dizileri gznne alalm. ok sayda deneylerden sonra, bu dizilerin fikirleri karmak bir rg halinde kendi aralannda anr, bylece dizilerimiz snflandrlm olur. Konumada kolaylk olsun diye, dncemi u ekilde kabaca hatt yanl olarak ifade etmeme msaade edilsin: kas duyumlan dizilerimizin uzayn boyutuna tekabl eden snfa aynlm olduunu kabul edelim. phesiz ki asl tasnif bundan ok daha dolaktr, fakat muhakememi anlamak iin bu kadan bize yetecektir. Eer drdnc bir boyut tasavvur etmek istersem, drdnc bir smfa ait olmak zere baka bir kas duyumlan dizisi varsayacam. Fakat btn kas duyumlanm

evvelce var olan snftan birinde sralanm olduundan, ben ancak bu snftan birine mensup olan bir dizi tasarmlyabilirim. Bylece benim drdnc boyutum dier taneden birine indirgenmi olur. Bu, neyi ispat eder? nce eski tasnif atlr, yerine yenisi konurdu. Bunda kas duyumlan dizileri drt smfa blnrd, Byece zorluk da ortadan kalkard. Bu zorluk bazan daha fazla gze batc bir ekilde sunulur. Bir odada drt duvarla tavan ve demeden teekkl eden ve alamyan alt cidar arasnda kapah olduumu varsayaym; buradan dan kmam, hatt dan kmay tahayyl etmem imknsz olacaktr. Afferdersiniz ama kapmn aldm veya bu cidarlann biribirinden aynldm da tahayyl edemez misiniz? Tab, diye cevap verilecek, bu cidarlann hareketsiz kaldklan varsaylmak gerektir, yle olsun. Fakat benim kmldanmak hakkna sahip olduum apatr; o zaman mudak sknette olduunu varsayacamz cidarlar bana gre izaf hareket halinde olacaktr. Evet, fakat byle bir izaf hareket keyf olamaz, cisimler sknet halinde olduklan zaman, onlann herhangi eksenlere gre izaf harekederi eklini deitirmiyen bir kat cismin hareketidir; halbuki sizin tasavvur ettiiniz grnteki hareketler ekil deitirmiyen bir cismin hareket kanunlanna uygun deBilimin deeri 8

ditv Evet, fakat ekil deitirmiyen bir cismin hareket kanunlanm bize deney retmitir; onlann olduklarndan farkl olmamalarm tahayyl etmiye hibir ey mni deildir. Ksaca, mahbesimden ktm tahayyl etmem i in ben hareket ettike cidarlarn uzaklayor grndn tahayyl etmekliim yeter. O halde uzay deyince boyudu bir matematik sreklisi anlalrsa, bu uzay amorf bile olsa, onun yapm kuran yine zekdr, fakat zek bu yapy hi yoktan kuramaz, kendisine malzeme ve modeller lzmdr. Bu malzeme ile modeller kendisinde nceden vardr. Fakat zekya zorla kabul ettirilen bir tek model yoktur; zekmn seim hakk vardr; o , mesel drt boyudu uzayla boyutlu uzay arasnda bir seim yapabilir. O halde deneyin rol neden ibarettir? Deney zekya yol gsterir, o da buna gre seimini yapar. Baka birey daha var: uzaya kemmiyet karakteri nereden geliyor? Onun douunda kas duyumlarnn oynad rolden geliyor. Bunlar tekerrr edebilen dizilerdir, bu tekerrrde say meydana gelir; bu diziler snrsz bir ekilde tekerrr edebildikleri iindir ki uzay sonsuz byktr. Nihayet 3 nc paragrafn sonunda grdk ki uzayn izaf olmas da bundandr. Demek oluyor ki uzaya belli bah karakterlerini veren ey tekerrrdr;

halbuki tekerrr, zaman vr saydrr ; bu ise zamamn mantkan uzayadan nce var olmas demektir. 7. - YARI DARESEL KANALLARIN ROL Fizyolojisderin hakl olarak byk nem verdikleri baz organlardan imdiye kadar bahsetmedim, bununla yan dairesel kanallan kasdediyorum. Birok deneyler, bu kanallann yn bulma duyumuz iin lzumulu olduunu yeteri kadar gstermitir; fakat fizyolojistier bu konuda tamamiyle anlam deillerdir; birbirine zt iki teori ne srlm bulunuyor: Mach-Delage'm teorisi ile B. de Cyon'un teorisi. B. de Cyon, kalb sinirlerinin dal tarz hakknda mhim keifleriyle hret yapm bir fizyolojisttir; bununla beraber kendisinin bizi igal eden soru zerindeki fikirlerini pyalamyacam. Fizyolojist olmadm iin, onun rakibi Mac- Delage teorisine kar ynelttii deneyleri tenkid edecek deilim; byle olmakla beraber bu deneyler bana ikna edici grnmiyor, zira ilerinden birounda basn kanallardan birinde tamamen deitiriliyordu ; halbuki fiziyolojik bakmdan, deien ey, kanahn iki ucundaki basn farkdr; baz deneylerde de organlar derin bir ekilde bozulmulard, bu da onlann vazifelerini tdil ediyordu.

Bunlarn o kadar nemi yok. Yaplan deneyler kusursuz olasalard, eski teoriye nispetle daha fazla ikna edici olacaklard. Fakat yeni teori karsnda byle olamazd. Gerekten, eer teoriyi iyi anladmsa, onu teyid edecek bir deneyi tasavvur etmenin imknszln gstermek iin kendisini anlatmam yetecektir. Bu teoriye gre ift kanahn tek vazifesi bize uzayn boyutlu olduunu bildirmektir. Japon farelerinde ancak iki ift kanal bulunduu iin onlar uzay iki boyutlu zannederlermi; bu kanaatlerini de en garip bir ekilde aa vurmaktadrlar: bir ember zerinde halka oluyor, her biri burnunu kendinden nce gelenin kuyruu altna koyuyor ve bylece sralanp hzla dnmiye bahyorlar. Baz balklar ise yalnz bir ift kanala sahip olduklarndan uzayn ancak bir boyudu olduunu sanrlarm. Neyse ki onlarn yapt nmayi daha az grltl dr. Byle bir teorinin kabul edilemiyecei aktr. Duyu organlar d lemde husule gelen deiiklikleri bize bildirmek iindir. Yaradan'n bize niin durmadan, uzayn boyudu olduunu hatrndan karma diye baran organlar verecei anlalr ey deildir. Zira bu boyutun says hi deiiklie uramaz. O halde biz Mach-Delage teorisine dn-

meliyiz. Kanal sinirlerinin bize retebilecei ey, ayn bir kanaln iki ucundaki basn farkdr ve dolaysiyle: Deimez ekilde baa bal olan eksene gre deyin dorultusudur; 2 Ba arlk merkezi telenme ivmesinin bileenidir; 3 Ban dnmesiyle meydana gelen santrifj kuvvetlerdir; 4 Ban dnme hareketinin ivmesidir. B. Delage'n deneylerinden anlalyor ki edinilen bilgiler arasnda en nemli olam bu sonucusudur; nk sinirler bizzat basn farklarna bu basn farklarndaki ni deimelere nazaran daha az hassastr. Bylece ilk bilgi ihmal edilebilir. Her an ban dnme harektinin ivmesi bilindiine gre, bundan uursuz yaplan bir integral ilemiyle, balang olarak alnm belli bir duruma nispeten ban oon durumunu karyoruz. Demek oluyor ki dairesel kanallar da, tpk kas duyumlan gibi, yapttmz hareketler hakknda bize bilgi vermiye yararlar. O halde yukanda S dizisiyle 2 dizisinden bahsederken, bunlann yalmzca kas duyumlan deil, hem kas duyumlan, hem de yan dairesel kanallardan ileri gelen duyumlar olduunu sylemeliydik. Geen dncelerimizde, bu ilvede baka deitirilecek hibir ey yoktur. Bu S ve 2 dizilerinde, yan dairesel

kanal duyumlan, tabi ok nemli bir yer tutarlar. Byle olmakla beraber tek balanna onlar yetmez; zira bu kanallar ancak ban hareketleri hakknda bize bilgi verebibilir. Gvdemn veya uzuvlann baa nazaran izaf hareketleri hakknda bir ey retmezler. Fazla olarak, onlar ban telenme harekederi hakknda deil, yalmzca dnme hareketieri hakknda bize bilgi veriyor gibidirler.

KNC Fisik

KISIM Bilimleri

BLM Analiz

ve Fizik I

Matematiin neye yarad ve tamamiyle zekmzdan kardmz bu nazik yaplarn sun yahut kaprislerimizden doma olup olmad phesiz ki sk sk sorulmutur. Byle bir sual soran kimseler arasnda, bir fark gzetmeliyim: hayat adam olan kimseler bizden sadece para kazanma vastas isterler. Bu gibilere cevap vermyedemez; asl bylelerine bu kadar servet biriktirmenin neye yaryacam , bu uurda sanat ve bilimi ihmal etmek mi lzm geldiini sormak uygun olur; nk bilim vesanat ruhumuzu o servetten istifade edebilecek seviyeye ykseltir, et propter vitam vivemdi perdere causas(*) Esasen srf tatbikat amaciyle bir bilimin* kurulmas imknszdr; hakikader ancak birbirine zincirlenmi olduu zaman verimli olur. insan sadece bir netice umduu, hakikatlere balanacak olursa, aradaki halYaamak iin. yaama sebebi olan eyi kaybetma

kalar noksan kalacak ve zincir de yok olacaktr. Teoriden en tazla nefret . eden kimseler bile, farknda olmadan, onda her gn bir ?gda bulurlar; insan bu gdadan mahrum olsayd, erlemeier ok gemeden durur, biz de inin hareketsizliine benzer bir durgunluk iinde donar kalrdk. Fakat anlaamycamz hayat adamlariyle bu kadar megul olmak yeter. Onlarn yannda sadece tabiata merakl olan ve bizden tbiati kendilerine daha iyi tantmamz istiyen kimseler vardr. Bu gibilere cevap verfiek iin, Gk Mekanii ile Matematiksel Fizik'in epeydir ana hatlar izmi olan iki bidesini gstermek yeter. Bu bidelerin sarfedilen emee dediklerini phesiz onlar da kabul edeceklerdir. Fakat bu kadan yetmez. Matematik bilimlerinin hedefi vardr. Onlar tabiatin incelenmesi iin bir vasta temin etmelidir. Fakat i bu kadarla bitmez: onlarn felsefi, hatt sylemiye cesaret etmem lzm.gelirse, estetik bir hedefi vardr. Onlar filozufm say, uzay ve zaman kavramlarn derinletirmesine yardm etmelidir. Bilhassa, matematie merakl olanlar, onda resim ve musikinin verdii zevke

benzer zevkler bulurlar. Bu gibiler saylar ve ekillerin ince hengine hayran kalrlar; yeni bir kei! kendilerine beklenmiyen ufaklar at zaman coarlar; onlann bylece duyduklar sevin her ne kadar duyularn bunda hibir pay yoksa da, estetik bir karaktere sahip deil midir? Geri pek az kimse bu zevki tadabilir, fakat en asit sanatlar iin de durum byle olmaz m? te bundan dolay matematik iin matematik yaplmasn iler. srmekte tereddt etmiyorum, tizie tatbik edilemiyen teoriler iin de hal byle olmaldr. Matematiin fizik amaciyle estetik amac badamasalar bile, bunlardan hibirini feda etmemeliyiz. Dahas var: bu iki ama birbirinden ayrlamaz ve birine erimek iin en iyi are. tekini de hedef gtmek, yahut hi olmazsa kendisini asla gzden kaybetmemektir. imdi salt bilimle tatbikat arasndaki balann zn belirterek bunu ispatlamya alacam. Matematiki, fiziki iin sadece bir lorml bulucu olmamaldr; aralarnda daha iten bir ibirliinin kurulmas gereklidir. Matematiksel fizikle salt analiz, sadece birbiriyle iyi komuluk balan devam ettiren smrda kuvvetler deildir; onlar birbirine nfuz etmilerdir ve ruhlan ayndr. Fiziin materttatikten ald, matemati-

in de fizie borl olduu eyi gsterdiim zaman bu nokta daha iyi anlalacaktr. IIFiziki, analizciden, kendisine yeni bir hakikat kefettirmesini istiyemez; matematiki olsa olsa, fizikinin byle bir hakikati nceden sezmesine yardm edebilir. Epey zamandr kimse deneyin nne gemeyi, acele bulunmu birka, hipotez zerine gelii gzel dnyay kurmay dnmyor. Yzyl evvel herkesin safa sevdii btn o yaplard bugn ancak enkaz kalmtr. Demek oluyor ki btn kanunlar , deneyden karlmtr ; fakat kendilerini ifade etmek iin zel bir d gereklidir; bu kadar nazik, zengin ve (sarih balan ifade etmek iin baya dil ok fakirdir ve ok da mphemdir. * Bir fizikinin matematikten vazgeememesinin birinci sebebi ite bdur ; matematik bilimleri ona konuabilecei tek dili salar. yi bir dil pek yle umursanmyacak bir ey deildir; -fizik smrlanndan dan kmamak iin u kadann syliyeylim ki mesel (<Chaleur-s) kelimesini icadetmi olan mehul kimse, birok nesilleri hataya srklemitir. Bir isimle gsterildii iin, sya, bir cevher gziyle baklm^ -.kendisi yok edilemez bir ey sanlmtr.

Buna karlk, (ebctriciti-elektrik hali} kelimesini icadetmi olan kimse, lyk olmad halde, fizie ierik bir kanun ka~ zandrmak bahtiyarhna erimitir. O da elektriin sakinimi kanunu olup, hi olmazsa imdiye kadar, srf bir tesdf s eseri olarak, gereklenegelmi bulunmaktadr. ite mukayeseyi daha iteri gtrmek lzm gelirse, bir dili gzelletiren ona bir sanat konusu gziyle! bakan yazarlar, o dili aym zamanda daha eilip bklr, dnce nanslarn ifade etmiye daha elverili bir vasta haline getirmi olurlar. Salt estetik bir gaye takip ederi analizcinin, bu sayede fiziki iin daha elverili bir dil yaratmya nasl hizmet ettii anlalm olur. Hepsi bu kadari kalmyor ; kanun deneyden kar, fakat ondan anide kmaz Deney ferddir, kendisinden karlan kanun ise geneldir, deney ancak yaklak olabilir, kanun ise belgindir veya hi olmazsa byle olmak iddiasndadr. Deney daima karmak artlar iinde yaphr, kanunun ifadesi ise bu karmaklklar yok eder. ite buna sistematik hatalar dzeltmek denir. Bir kelimeyle kanunu deneyden karmak iin genelletirmek lzmdr; bu, en tedbirli gzleyiciye bile kendisi kabul ettiren bir zorunluluktur. Fakat nasl genelletirmeli? Her zel

hakikat, tabi, sonsuz ekillerde geniletilebilir. nmzde alan bu binlerce yol arasnda bir seim, hi olmazsa muvakkat bir seim, yapmak lzmdr; bu seimde bize kim nderlik edecektir? Bunu ancak analoji yapabilir* Fakat nekadar mphem bir kelime! ptidai insan, yalmz kaba saba olan, duyulara tesir eden, renkler ve seslerden ibaret bulunan analojileri tanr. Mesel kla, yan scakl birbirine yaknlatrmay herhalde aklndan geirmiyecektir. Hakikati ve derin olan analojileri, gzlerin grmedii fakat akln sezdii o eyleri acaba bize kim retmitir? Bunu yapan, maddeyi ihmal ederek salt ekle (forme) balanan matematik ruhudur. Sadece madde ile birbirinden ayrdedilen varlklara aym ad vermeyi, szgelimi kuaterniyonlar'n arpmiyle tam saylarn apnmma aym. ad vermeyi bize o retmitir. Eer az nce bahsettiim kuaterniyonlar ingiliz fizikileri tarafndan arabuk kullanlmam olsayd, phesiz birok kimseler onda faydasz hayalttan baka bir ey grmiyecekti. Halbuki grnlerin birbirrinden ayrd eyleri yaknlatrmay bize retmekle, onlar imdiden tabiatn srlarna daha fazla nfuz etmemizi salam bulunuyorlar. Fizikinin analizden bekledii hizmetler

ite bunlardr, fakat b bilimin fizikiye o hikmetleri grebilmesi iin, kendisinin fen geni mnada, ani bir faydalanma kaygusu olmakszn, ilenmesi lzmdr, matematiki bir artist gibi almaldr. Kendisinden istediimiz ey, nmze kan kargaahk iinde grmemize, yolumuzu tyine yardm etmesidir. Halbuki en iyi gren, en yksekte olan kimsedir. Bu hususta rnekler boldur, ben en fazla gze arpanlarn sylemekle kanaat edeceim. Birincisi, ilk nce varlndan phe edilmemi olan genelletirmeleri farketmek iin, dil deitirmenin nasl yettiini bize gsterecektir. fNetoton kanunu Kepler'inkinin yerini ald zaman, hareketin eleptik oluundan baka bir ey bilinmiyordu. Halbuki, bu harekede ilgili hususlarda, iki ^kanun ancak ekil bakmndan biribirinden frkeder; basit bir diferansiyel alma e birinden tekine geilir. Byle olmakla beraber, Newton kanunundan, aracsz bir genelletirme e, btn pertrbasyon tesirleri ve btn gk mekanii karlabilir. Halbuki aksine Kepler'in ifadesi muhafaza edilmi olsayd, tagayyre uram gezeen yrngelerine, daha hi kimsenin denklemini yazmad o kark erilere, elipsin tabi! genelletirmeleri gziyle

baklmazd. Gzlemlerdeki ilerlemeler, insanm kaos haline inandrmaktan baka eye yaramyacakt. kinci rnek de zerinde dnlmee deer. Maxwell ahmalanna balad zaman,, kendisine gelinciye kadar kabul edilmi olan elektrodinamik kanunlar, bilinen btn olaylar izah ediyordu. Yeni bir~ deney onlar rtm deildi. Fakat Maxwell, bu kanunlara baka bir istikametten bakarak, bir terim ilvesiyle: denklemlerin daha simetrik olduklarm grd, te yandan bu terim ok kktik ve eski metotlarla takdir edilebilecek kadar bir tesir yapamazd. Bilindii gibi Maxwell5in apriori grleri, deneyle teyit edilinceye kadar yirmi* yl beklenmitir; yahut, daha iyisini isterseniz, Maxwell, deneyden yirmi yl nce davranmtr. Bu zafer nasl elde edilmitir, yleki Maxwell, derin bir ekilde matematii simetri duygusiyle mebu haldeydi;: eer ondan evvel bakalar, srl kendine mahsus gzellii iin, bu simetriyi aram olmasalard, durum byle olur muydu? Maxwell vektrler yardmiyle dnme ye almt; bununla beraber vektrlerin analize girmesi sanal saylar teorisi sayesinde olmutur. Halbuki sanal saylar icadetmi

olanlar, gerek dnyann incelenmesinde bunlardan faydalanlacan akllarndan bile geirmemilerdi; kullandklar isim de bunu yeteri kadar ispat etmektedir. Bir kelimeyle Maxwell belki de mahir bir analizci deildi, zaten byle bir maharet kendisi iin faydasz ve skc bir ey olurdu. .Aksine matematik analojileri duygusu onda en yksek dereceye varmt. Bunun iindir ki .matematiksel fizikte iyi muvaffak oldu. MaxwelTin misali bize bir ey daha retiyor. Matematiksel fizik denklemleriyle nasl uramal ? Onlardan sadece btn nticeleri karmal ve kendilerine el demiyecek gereklikler gziyle mi bakmalyz? Katiyen. Bu denklemler bilhassa bize ilerinde neyin deitirilebileceini ve neyin deitirilmesi lzmgeldiini retmelidir. Ancak bu soretle kendilerinden faydal bir ey karabiliriz. nc misal, fizik bakmndan ne grnte, ne de gerekte hibir mnasebeti olmyan olaylar arasnda matematik analojileri nasl grebeceimizi bize retecektir, yle ki bu olaylardan birinin kanunlan tekinin kanunlanm sezmemize yardm edecektir. Aym bir denkleme, mesel Laplace denklemine, Newton ekim teorisinde, svlarn hareketi, elektrik potansiyeli, magnetizm, snn yaylmas teorilerinde ve daha bunlar gibi bir oklarnda raslamr.

Bundan ne kar? Bu teoriler, stste kopye edilmi hayallerdir; biribirilerini* dilini kullanarak karlkl yekdierini aydnlatrlar; elektrikilere bir sorunuz, hidrodinamik ve s teorisinin ilham ettii kuvvet aks kelimesinin icadndan memnun deiller midir? Demek oluyor ki matematik analojileri sadece bize fizik analojileri duyurmakla kalmaz, bu sonuncular noksan olduu zaman* dahi faydah olurlar. Ksaca matematiksel fiziin gayesi yalnz: fizikiye baz sabitlerin nmerik hesabn* yahut birtakm diferansiyel denklemlerin integralini kolaylatrmak deildir. Onun gayesi, bilhassa olaylar fizikiye baka istikamederden gstermek, eyann gizli ahengini ona tantmaktr. Analizin btn blmleri arasnda, deta, en yksek ve en ark olanlardr ki kendilerini kullanmasn bilenlerin elinde en verimli olacaklardr. III imdi de analizin fizie neler borlu olduunu grelim. Tabiat tanmak arzusunun matematiin, gelimesi zerinde en devaml ve mesut bir tesir yapm olduunu hatrlamamak iin bilim tarihini tamamiyle unutmu olmak gerektir.
Bilimin deeri 9

Bir kere fiziki birtakm problemler nmze koyar ve bizden bunlarn cevabm bekler. Fakat o problemleri bize sormakla, bunlar zebildiimiz takdirde kendisine yapm olacamz hizmeti, ziyadesiyle ve pein demi saylr. Gzel sanatlarla yaptm mukayeseye devamma msaade edilirse, d lemin varln unutan bir salt matematiki, renkleri ve ekilleri henkli bir ekilde mezcetmesini bilen, fakat modellerden mahrum bulunan bir ressama benziyecektir; yaratma kuvveti ok gemeden tkenecektir. Saylarla semboJjterin tekil edebilecei kombinezonlar ok tittyk bir kalabalktr. .Bu kalabahk iinde dikkate deer olanlar jasri seeceiz? Kendimizi sadece kaprislerimizin idaresine mi terkedeceiz? ok gemeden usanacak olan bu kaprisin bizzat kendisi, bizleri phesiz ok uzaklara gtrecekti, artk biribirimizi anlyamaz duruma decektik. Fakat bu, meselenin ancak kk bir tarafdr. phesiz ki fizik, yolumuzu armamza mni olur, fakat bizi ok daha korkun olan bir tehlikeden korur: durmadan aym daire iinde dnmemizi nler. Tarih ispat ediyor ki fizik, sadece ynla karmza kan problemler arasnda seim

yapmya bizi zorlamam, kendisi yokken hatr ve hayalimize bile gelmiyecek olanlar, bize kabul ettirmitir. insan muhayyilesi ne kadar eidi olursa olsun, tabiat yine ondan bin kat daha zengindir. Tabiat takip iin, vaktiyle ihmat etmi olduumuz yollardan gitmiye mecbur kalrz ve bu yollar ok defa bizi yle tepelere ulatrr ki buralardan yeni yeni manzaralar kefederiz. Bundan daha faydal neolabilir! Matematik sembolleri iin durum tpk* fizik gerekliklerinde olduu gibidir; ancak eyann eidi grnlerini mukayese ederektir ki onlarn l ahengini anhyabiliriz.. ite yalmz bu ahenk gzeldir ve dolaysiyle emeklerimize deer. Zikredeceim k misal o kadar eskidir ki unutulmu olabilir ; bununla beraber o,, getirilecek btn misallerin en nemlisidir. Matematik dncesinin tek tabi konusu, tam saydr. Srekli fikrini kabule bizi zarluyan d lem olmutur. Srekliyi geri biz icat ettik, fakat d lem bizi bunu* yapmya mecbur etti. Srekli fikri olmasayd, sonsuz kkler analizi de olmazd; o zaman btn matematik bilimi, aritmetie yahut (substitution yerine koyma) teorisine indirgenirdi. Bilkis hemen hemen btn vaktimizi vekudretimizi sreklinin incelenmesine has-

ceylemiizdir. Buna esef eden; btn bu vaktin ve emein ziyan olduuna inanan var mdr ? Analiz, aritmetiin varlndan phe bile etmedii hudutsuz perspektifleri nmze serer; tertip tarz sade ve simetrik olan heybetli bir topluluu bir bakta gsterir; halbuki aksine, beklenmiyen fikirlerin hkm srd saylar teorisinde, gr deta her admda duraklyor gibidir. Buna kar, size, phesiz, tam say dnda kesinliin ve dolaysiyle matematiksel hakikatin bulunmad sylenecektir; her yerde tam say firkri gizlidir, onu rten perdeleri effaflatrmak lzmdr, velev ki bunun iin sonu gelmez tekrarlamalara kadanmak bile icabetse. Bu derece titz olmyahm ve srekli kavramna kar minnet besiiyelim, zira her jey tam saydan ktysa, bu hal, sreklinin okadar eyi tam saydan karmya kabiliyetli olmas sayesindedir. Ayrca, B. Hermite'in saylar teorisine srekli deikenlerin ithaliyle elde ettii hayret verici neticeyi burada hatrlatmama bilmem lzum var m? Bylece bizzat tam say alam da istilya uram oluyor ve bu istil, karldn hkm srd yerde intizam tesis etmi bulunuyor. te srekliye ve dolaysiyle fiziksel tabiate borlu olduumuz ey budur.

Fourrier disizi kymetli bir vastadr, analiz onu devaml olarak kullanr ve sreksiz fonksiyonlar bu sayede gsterebilir; snn yaylmasna ait bir fizik problemini zmek maksediyle Fourrier onu icadetmi bulunuyordu. Eer bu problem tabi olarak ortaya kmasayd, sreksiz niceliklere haklarm iade etmeye kimse cesaret edemezdi; daha uzun zaman srekli fonksiyonlara yegne hakik fonksiyonlar gziyle baklrd. Bylelikle fonksiyon kavram, dikkate deer bir ekilde geniledi ve baz mantk analizcer sayesinde umulmyan bir gelimeye mazhar oldu. Bu analizciler, en halis tecridin hkim bulunduu blgelerde maceraya atldlar ve gerek lemden mmkn olduu kadar uzaklatlar. Byle olmakla beraber, onlara bu frsat bir fizik problemi vermitir. Fourier dizisinin arkasndan baka diziler analizin alam iine girmitir; onlar da aym kapdan girmi bulunuyorlar; onlar da tatbikatta kullanlmak zere tasavvur edilmilerdir. ikinci mertebeden ksm trevli denklemler teorisinin de buna benzer bir tarihi vardr; o da bilhassa fizik sayesinde fizik iin gelimitir Fakat bu teori birok ekiller alabilir; zira byle bir denklem bilinmiyen bir fonksiyonu tyine yetmez, ona snr artlan adm tayan birtakm tamamlayc art

4ar da ilve etmek lzmdr. Bylikle eitli proplemler doar. Eer analizciler kendi tabii meyillerine terkedilmi olsalard, bu gibi problemlerden ancak bir tanesini tamyabilirlerdi, o da Bn. Kowalevski' nin mehur andcmda bahsettii problemdir. Bunda benzer daha biroklarnn cahili kalacaklardr. Fizik teorilerinden her biri, mesel elektrie veya sya ait olanlar, bize bu denklemleri yeni bir manzara altnda gsterirler. O halde denebilir ki fizik teorileri olmasayd, ksmt trevli denklemleri bilemezdik. Misallerin saysn artrmak faydaszdr. Artk u hkme varacak kadar sz sylemi bulunuyorum: fizikiler bizden bir problemin zmn istedikleri zaman, bize bir angariye yklemi olmazlar, bilkis bundan dolay biz kendilerine teekkr etmeliyiz. IV Hepsi bukadarla kalmyor. Fizik bize sadece problemleri zme firsatn vermez; zm vastalar bulmamza da yardm eder ve bu da iki ekilde olur. zm tarzm bize nceden hissettirir; istidlller ilham eder. Biribirinden olduka uzak bir yn fizik teorisinde raslanan Laplace denkleminden yukarda bahsetmitim. Aym denklem, geo-

metride, konform gsterme ve salt analizde, -sanal saylarda karmza kar. Bylelikle, sanal deikenli fonksiyonlarn incelenmesinde, analizci, alt bir vasta olan geometri hayalinin yamnda, aym baariyle kullanabilecei birok fizik hayalleri bulur. Bu hayaller sayesinde, salt dedksiyonun kendisine ancak sra ile gsterecei eyi bir bakta grebilir. Bylece analizci lmn dank elemanlarn bir araya toplar ve bir nevi sezgi yardmiyle ispat edemeden kefeder. ispatlamadan nce kefetmek! Btn nemli bulularn bu yoldan yapldm hatrlatmama bilmem lzum var m? Ne kadar ok hakikat var ki fizik analojileri sayesinde seziyoruz, fakat kesin bir muhakeme tesis edecek durumda deiliz! Szgelimi, matematiksel fizik pek ok -sayda diziye gelitirmeler ithal eder. Bu gelitirmelerin yaknsaklnda kimsenin phesi yoktur; fakat bu hususta matematik pekinlik henz elde edilmi deildir. Btn bunlar, bizden sonra gelecek aratrclar iin garantili birtakm ftuhattr. . teyandan, fizik bize yalmz zmler temin etmekle kalmaz; o, belli bir l dahilinde bize istidlllerde temin eder. Bu mnasebetle Riemann yzeylerine ait bir meselede, B. Klein'in nasl elektrik

akmlar zeliklerine bavurduunu hatrlatmam yeter. Bununla beraber bu gibi muhakemelerin, analizcilerin kelimeye atfettii mnada kei olmadklar da bir hakikattir. Burada bir soru ortaya kyor: nasl oluyor da analizci iin kfi derecede kesin* olmyan bir ispat fizikiye yetetbiliyor? nsana yle geliyor ki iki trl kesinlik bulunmasa gerektir. Kesinlik ya vardr, ya yoktur; onun olmad yerde istidll de olamaz. Saynn hangi ardar altnda tabiat olaylarna tatbik edildii hatrl anrsa, bu grnteki paradoks daha iyi anlaacaktr. Kesinlik arand zaman raslanan zorluklar umumiyede neden ileri gelir? Hemen* daima filn kemmiyetin falan limite doru vard, yahut filn fonksiyonun sreklr olduu, yahut da bir treve malik bulunduu ispadanmak istendii zaman byle bir zorlukla karlalr. Halbuki fizikinin deneyle lt saylar ancak yaklak olarak bellidir; te yandan, her hangi bir fonksiyon, daima sreksiz bir fonksiyondan istenildii kadar az fark ettii gibi, aym zamanda srekli bir fonksiyondan da istenildii kadar az farkettirilebilir. O halde fiziki, inceledii fonksiyonu, dilerse srekli, dilerse sreksiz varsayabilir ve bunu yaparken, ne bugnk deneyle ne

de gelecekteki deneyle elime korkusu yoktur. Byle bir hrriyete sahip olan fizikinin analizciyi durduran zorluklarla ocuk oyunca gibi oynamas akla yakn gelir. Fiziki daima hesaplarna dhil olan fonksiyonlar tam okterimlilermi gibi istidllde bulunabilir. Bundan dolay fizie yeten kabataslak gr analizin kuvvede istedii istidll deildir. Fakat bundan, birinin tekini bulmya yardm edemiyecei sonucu kmaz. Bugn fizik gr o kadar kesin bir ispat haline dntrlm bulunuyor ki byle b'r dnme .artk kolaylamtr. Okutucunun dikkatini yormaktan ekinmeseydim, bu konuda daha birok misaller zikredebilirdim. Artk salt analizle matematiksel fiziin, birbirine hibir fedakrlkta bulunsnakszm hizmet edebilecei ve bu iki bilimden Jher hangi birinin arkadam ykselten her dermeden dolay sevin duymas gerektii hakknda yeteri kadar sz sylemi olduumu -zannediyorum.

BLM

VI

Astronomi Hkmetlerle parlmentolar, astronomiyi en fazla pahalya mal olan bilimlerden biri saysalar gerektir, zira en kk bir alet yzbinlerce franga, en kk bir rasathane milonlara mal olur; her tutulma olay, ilve deneklerin kabuln icabettirir, Btn bunlar, seim mcadelelerimize tamamen yabanc olan, bu mcadelelere hibir zaman itirak etmiyecekleri muhakkak bulunan, son derece uzak gk cisimleri iin yaphr. O halde politika adamlarmz, bir idealizm eseri, byk olan eyler hakknda kapal bir igd muhafaza etmi olsalar gerektir; dorusu ben kendilerine fazlaca iftira edilmi olduunu sanyorum; politika adamlarn tevik etmek, bu igdnn, bu idealizmin kendilerini aldatmadn* gstermek daha yerinde olur. Bu maksatla onlara, nemi kimse tarafndan inkr edilemiyecek olan ve astronomiye ihtiya gsteren denizcilikten bahsolunabilir. Fakat byle yapmak bile meseleyi hafif tarafndan ele almak olur.

Astronomi faydaldr, nk bizi benliimizin stne ykseltir, nk byktr, -nk gzeldir: ite asl sylenmesi lzmgelen szler bunlardr. O, insamn vcuta ne kadar kk ve zekca ne kadar byk olduunu gsterir, zira gz kamatran bu ^enginlik iinde insan vcudu ancak bilirsiz bir nokta olduu halde, insan zeks onu tamamiyle kavrayabilir ve bu enginliin sessiz ahengini tadabilir. Bylece biz kuvvetlimizin uuruna erimi oluyoruz, bunu ise ne kadar pahah desek azdr, zira bu uur bizi daha kuvvetli yapar. Fakat burada her eyden nce size gstermek istediim ey, astronominin dorudan doruya daha faydah olan dier bilimlerin eserini ne kadar kolaylatrm olduudur. nk ruhumuzu tabiati anlamya kabiliyetli bir hale getiren o olmutur. nsanln Jpitler'de olduu gibi, daima bulutlarla kaph bir gkyz altnda, yldzlarn varlnn edebiyen cahili olmasiyle ne seviyeye dm bulunacam bir rgz nne getirin! Zanneder misiniz ki, byle bir dnyada, biz imdi iinde yaadmz halde olurduk? Geri byle karanlk bir kubbenin altnda, yeryzndekilere benzer organizmalar iin lzumlu olan Gne ndan mahrum bulunurduk. Fakat, arzu ederseniz, bu buludann fosforl olduunu, tad ve sabit bir k yaydm ka-

bul edelim. Mademki u srada birtakm hipotezler yapmaktayz, bir hipotezin fazlal bize pahahya mal olmaz. Sorumu tekrarhyaym: zanneder miydiniz ki, byle bir dnyada, biz imidi iinde yaadmz halde olurduk? Gk cisimleri bize sadece gzle grlen kaba gndermekle kalmazlar, onlardan bize ok narin olan ve ruhlarmz aydnlatan bir k daha gelir. te imdi bunun etkilerini anlatacam. nsann birka bin yl nce yeryznde ne halde olduunu, bugn de ne halde bulunduum* bilirsiniz. Bir zamanlar her eyi kendisi iin bir sr olan bir tabiatn ortasnda tek banayd, anlalmaz kuvvetlerin beklenmiyen her tezahr karsnda korku duyard, evrenin gidiinde kapristen baka bir ey gremiyordu; btn olaylar bir sr acaip ve huysuz cinlerin faaliyetine atfeder, dnya zerinde bir tesir yapabilmek iin, bir bakan yahut bir milletvekilinin tevecchn kazanmak hususunda kullanlan arelere benzer yollarla bu cinlerin gnln almya alrd. Urad baarszlklar bile onu aydnlatmyordu. Nasl ki bugn de atlatlan bir kimse, rica ve istirhamlarn kesecek kadar cesaretini krmaz. Bugn artk tabiate yalvarmyoruz. Aksine ona hkmediyoruz, nk srlarndan birkam kefettik. Ve her gn de yenilerini

kefetmekteyiz. Biz ona hibir zaman reddedemiyecei birtakm kanunlar adna hkmediyoruz, nk bu kanunlar kendi kanunlardr; biz tabiattan, lgnca, bu katunlan deitirmesini istemiyoruz, o kanunlara en nce uyan biziz. Naturse non imperatur nisi pareudo Bir halden tekine gemek iin ruhlaYimz ne byk deiiklie uram oluyor! Zannediliyor mu ki, gk cisimlerinden alaan dersler olmasa, az nce varsaydm daima buludu gn altnda, ruhlarmz bu kadar abuk deiirdi? O zaman istihale mmkn olur muydu, yahut hi olmazsa ok daha yava olmaz myd? Bir kere kanunlarn varln bize astronomi retmitir. lk defa olarak Geldanler gkyzne biraz daha dikkade bakmlar, hu k veren noktalar topluluunun geliigzel ve babo seyreden bir karklk olmadm, onun daha ziyade disiplinli bir ordu olduunu grmlerdir. phesiz ki Geldaniler bu disiplinin kaide ve nizamlarm bmiyorlard, fakat yldzl bir gecenin .ahenkli manzaras onlara intizam hissini vermiye yetiyordu. O zaman iin bu kadar bile oktu. Esasen Hippark, Badamyus, Xopernik, Kepler birbiri ardna bu kaideleri -ayrdetmilerdir. Nihayet tekm tabiat kaunlan iinde en eski, en belgin, en sade

olannn Newton tarafndan ifade edilmi olduunu hatrlatmya lzum yoktur. O zaman, bu rnei gz nnden ayrmyarak, kendi kk dnyamza daha yakndan baktk ve orada da, grnteki intizamszlk altnda, gkyz incelemesinin bize bildirdii hengi tekrar bulduk. Dnyamz da muntazam ve amaz kanunlara uymaktadr, fakat bu kanunlar daha karktr,, grnte birbirleriyle arpma halindedir, ve baka manzaralara alkn olmyan bir gz., onlarda kaostan, tesadf ve kaprislerin hkmranhmndan baka bir ey grmiyecektirGk cisimlerini tanmam olsaydk, birtakm* cretli zeklar belki yine fizik olaylarn nceden* tahmin etmiye alacaklard; fakat sk sk. baarszla uryacaklar ve halkn alay* e karlaacaklard; bugn bile, meteorolojicilerin bazen yanldn ve birtakm kimselerin de buna gldn grmyor muyuz? Bu kadar baarszlktan bezen fizikilerin, nefse itimatlarm muhafaza etmek zere nlerinde astronomlarn parlak baar rnei olmasayd, kim bilir ka kere cesaretleri, krlm olurdu! Bu baar onlara tabiatn kanunlara uyduunu gsteriyordu ; fizikiler iin bunlarn ne gibi kanunlar olduunu* anlamaktan baka bir ey kalnyordu; bunun iin de kendilerinin yalmzca sabra ihtiyac vard ve phecilerden itimat istemekte: de haklydlar.

Hepsi bu kadarla kalmyor: Astronomi bize sadece kanunlarn varln retmekle kalmam, bu kanunlara kar gelinemiyeceini de retmitir; eer biz, zerinde her elemanter kuvveti daima baka kuvvetlerle arpma halinde grdmz yeryznden baka lem tammasaydk, bu hakikati anlamak iin kim bilir ne kadar zaman lzm gelecekti? Astronomi bize retiyor ki kanunlar son derece belgindir ve eer bizim ifade ettiklerimiz ancak yaklak eylerse, bu, kanunlar iyice bilmediimizden trdr. lk an en bilimci zeks olan Aristo, nzaya, tesadfe yine bir pay ayryor, tabiat kanunlarnn, hi olmazsa u yeryznde, ancak olaylann ana hatlarn tyin ettiklerini dnr grnyordu. Tabiat zek ile kavranamaz hale getirecek olan byle bir hatamn nn almakta astronomi tahminlerinin daima artan belginliinin ne kadar yardm dokunmutur! Acaba bu kanunlar mahall deil midir, yani insanlarn yaptklar dier kanunlar gibi bir yerden baka bir yere gidilmekle szgelimi kremiz zerinde, yahut kk gne sistemimizde hakikat olan ey, daha Uzaklara gidince hata olmyacak m? Bu takdirde uzaya tabi olan kanunlarn zamana tabi olup olmad yan onlarn basit, geici ve dolaysiyle ksa mrl eylerden ibaret bulunup bulunmad sorulamaz m? Bu so-

rya da yine astronomi cevap verecektir. ift yldzlara bakalm; hepsi konik erileri izer; demek oluyorki teleskop ne kadar uza gsterirse gstersin Newton kanununa uyan sahamn snrlarna eriemez. Bu kanunun sadeliine vanncaya kadar her ey bizim iin bir ders olmahdr; onun iki satrlk ifadesi iine ne kadar kark olaylar smaktadr! Gk mekaniini anlamyan kimseler, hi olmazsa bu bilime ait kitaplarn kalnlna bakarak szmn doruluuna inanabilirler; hal byle olunca, fizik olaylarndaki karkln da henz bilinmiyen u veya bu basit sebebi bizden gizlemekte olduu umulabilir. O halde tabiat kanunlarnn genel karaketlerinin neler olduunu bize astronomi gstermitir; fakat bu karakterler iinde bir tanesi vardr ki hepsinin en incesi ve en nernlisidir, onun zerinde biraz srarla durmak iin msaadenizi istiyeceim. Eskiler tarafndan, szgelimi Pitagor, Efltun veya Aristo tarafndan, evrenin ahengi nasl anlalyordu? Bu, her zaman iin doru olmak zere bir defa tesbit edilmi olan amaz bir tip, yahut lemin kendisine erimiye alt bir idealdi, bizzat Kepler, mesel gezegenlerin gnee olan uzaklklarn be tane dzgn ok yzl cisimle bir ilgisi olup olmadm aratrrken de byle dnyordu. Bu fikir sama de-

ildi, fakat ksr olacakt, nk tabiat byle kurulmu deildir. Bir kanunun, lemin bugnk haliyle hemen bunu takip edecek hali arasnda zaruri bir mnasebetten ibaret olduunu bize Newton gstermitir. O zamandan beri kefedilmi bulunan dier btn kanunlar bu gibi bir mnasebetten, yahut daha dorusu, diferansiyel denklemlerden baka bir ey deildir; fakat bu hususta bize ilk modeli veren astonomi olmutur, eer o olmasayd phesiz daha uzun zaman gayesiz gezip duracaktk. Grnlerden saknmay da bize en iyi reten astronomi olmutur. Kopernik en kararh zannedilen eyin hareket halinde* hareketli zannedilen eyin de sabit olduunu ispat ettii gn duyularmzn arasz verilerinin dna kan ocuka istidlllerin ne kadar aldatc olduunu gstermi oluyordu ; phesiz ki onun fikirleri zahmetsizce muzaffer olmu saylmaz, fakat, bu zaferden sonra, en kklemi pein hkmleri bile yerinden sarsacak kadar kuvvetlenmi bulunuyoruz. Bu tarzda fethedilmi yeni silhn kymetini nasl takdir etmemeli? Eskiler her eyin insan iin yaplm olduuna inanyorlard, bu vehmin ok kuvvetli olduunu kabul etmeliyiz, zira her an ona kar savamak gerekiyor. Byle olmakla beraber muhakkak ondan syrlmamz lzmdr; yoksa insan bir trl hakikati gremiBilimin deeri 10

yen ebed bir miyop olarak kalacaktr. Tabiati anlamak iin, deta kendi benliinden dan kabilmek, tabiati eitli bakmlardan temaa edebilmek lzmdr; yoksa onun ancak bir taral bilinmi olur. Halbuki her eyi kendine nispet eden bir varhk kendi benliinin dna kamaz. Bu vehme kaplmaktan acaba bizi kim kurtarmtr? Yerin gne sistemine ait en kk gezegenlerden biri olduunu ve bizzat gne sisteminin de yldzlar evreninin sonsuz uzaylar iinde belirsiz bir noktadan ibaret bulunduunu gsterenler kurtarmtr. Astronomi aym zamanda byk saylardan rkmemeyi bize retiyordu, bu ise yalmz gkyzn tammak iin deil, bizzat yeri tanmak iin de bir zaruretti, o zamanlar bunu baarmak bugn grnd kadar kolay deildi. Geriye doru dnmeye, eski bir Yunanlya krmz n saniyede drt yz milyon kere milyon defa ihtiraz ettiini syleyince ne dneceini tasarlamya alalm. Hi phesiz byle bir iddia kendisine tam bir lgnlk gibi grnr ve bunu asl kontrol etmeye girimezdi. Bugn her hangi bir hipotez bize sama grnmyor, nk duyularmzn bize gsterebildiinden ok daha byk yahut ok daha kk eyleri tahayyl etmeye bizi zorlyor, bizden nce gelmi olanlar durduran ve srf korktuklar

iin birtakm hakikateleri kefetmelerine mni olan bu gibi vesveseleri artk anlyamyoruz. Acaba niin ? nk gkyznn bykln grdk ve durmadan bymekte olduunu gryoruz; nk Gne'in yerden 150 milyon kilometre tede olduunu ve en yakn yldzlarn ise bundan yz binlerce kere daha uzakta bulunduunu biliyoruz. Sonsuz by temaaya aha aha, sonsuz k de anlamya kabiliyetli olduk. Ald terbiye sayesinde muhayyilemiz, tpk G neten kamamyan kartal gz gibi, hakikate cepheden bakabilir. Astronominin, ruhumuzu tabiat daha iyi anlamaya elverili hale getirdiini; daima neblzl ve ydzlardan mahrum bir gn altnda bizzat yerin, edebiyen, zekmz tarafndan kavranmaz bir ey olarak kalacam; yeryznde kapristen ve kargaalktan baka bir ey grmiyeceimizi, dnyay tanmaynca da on hkmmz altnda alamyacamz sylemekle hata etmi oluyor muyum? Hangi bilim bize bundan daha faydal olurdu? Hatt byle konumakla pratik tatbikattan baka eye kymet vermiyenlerin grn ele alm bulunuyorum. phesiz ki kendi grm bu deildir; bilkis benim sanayiin ftuhatna kar hayranlk beslemem, onun bizi maddi skntlardan kurtararak bir gn dilediimiz gibi tabiat temaa etmemize imkn vermesi sebebiyledir; ben,

bilim faydaldr, nk makineler yapmay bize retir, demiyorum; yle diyorum: makineler faydaldr, nk bizim yerimize almakla, bir gn bilim yapmamza daha fazla zaman brakacaktr. Zaten bu iki grh ihtilf halinde olmadm kaydetmek de faydasz deildir, zira insan karlksz bir gaye peinde komaya balaynca, gerisi kendisine fazladan gelmitir. uguste Comte, bilmem nerede, gnein terkibini aramamn bouna olduunu, nk byle bir bilginin sosyolojide hibir ie yarmyacan sylemitir. Byle dar bir gre nasl sahip olabilmitir? Onun diliyle konumak gerekirse, insanln teolojik halden pozitif hale geiinin, astronomi sayesinde olduunu az nce grmedik mi? Bunu o da anlamt, nk onun zamannda bu istihale olmu bulunuyordu. Fakat nasl olup da geriye yaplacak daha pek ok ey kaldm ve bunlarn evvelkilerden daha az istifedeli olmadm anlamamtr. Onun gya mahkm ettii fiziksel astronomi, imdiden meyva vermeye balamtr ve daha nice meyvalar verecektir, zira daha dn domu bir bilimdir. Bir kere pozitivizm kurucusunun bize yasak ettii gnein tabiat anlalm, orada yeryznde var olup farkna varlmam olan cisimler bulunmutur: mesel hemen hemen hidrojen kadar hafif olan helyum

gazi gibi. Bu Comte'un dncesinin Uk yalanlanmasyd. Fakat bundan ok daha kymetli olan bir bilgiyi spektroskipiye borluyuz; o bize en uzak yldzlarda aym maddelerin bulunduunu gsteriyor; yeryzzndeki elemanlarn, narin atomlar bir araya toplayp bunlarla kimyaclarn atom adm verdii ok daha karmak yapy kuran bir tesadften doup domad sorulabilirdi; evrenin dier blgelerinde de baka tesadflerin bunlardan tamamiyle farkl yaplar dourup dourmyaca sorulabilirdi. Artk byle bir eyin olmyacam biliyoruz, bizim kimyamzn kanunlan tabiatn genel kanunlardr ve yeryznde bizi yaratm olan tesadfe hibir ey borlu deillerdir. Fakat, denecektir ki, astronomi teki bilimlere elinde olan her eyi vermi bulunuyor; gk bize yeryz tabiatm incelemeye yaryan aletleri temin etmitir, imdiden sonra isterse ebedi olarak bulutlarla rtl kalabilir. Yukarda sylediimiz eylerden sonra bu itiraza cevap vermiye hacet var m? Batlamyos zamamnda da aym muhakeme yaplabilirdi; o zaman da her eyin bilindii zannolunuyordu, halbuki ashnda hemen hemen her eyin renilmesi lzmd. Gk cisimleri hibir kimyacnn tasavvur edemiyecei kadar muazzam birer lboratuvar, heybetli birer potadr. Oralarda bizim iin gerekletirilmesine imkn olm-

yan scaklklar hkm srer. Bu gk cisimlerinin tek kusuru biraz uzakta olmalardr; fakat teleskop onlan ^bize yaklatrr, biz de maddenin oralarda ne halde olduunu grrz. Dorusu fizikiye ve kimyacya ne mudu! Oralarda madde, neblzleri tekil ediyor grnen ve bilmem hangi meei esrarl parlaklkla panldyan, younluu azalm gazlardan akkor halindeki yldzlara ve bize ok yakn olduu halde bizden ok farkl bulunan gezegenlere vanncya kadar, bin trl halde grlecektir. Belki bir gn gk cisimleri bize hayat hakknda da bir eyler retecektir; bu kadan lgnca hayal gibi grnyor, hatt ben bile onun nasd gereklenebileceini anhyamyorum; fakat yzyl nce, gk cisimleri kimyas da insana lgnca bir hayal gibi gelmez miydi? Fakat baklarnz daha yakn ufuklara evirelim, elimizde yine tesadflere daha az bah ve olduka cazip vaider kalacaktr. Gemi zaman bize ok ey vermi olmakla beraber, gelecein daha fazlasn vereceine emin olabiliriz. Ksaca, Astrolojiye itikadn insanla nekadar faydah olduu inamlmaz eydir! Eer Kepler ile Tiko-Brahe yayabildilerse, bu, gk cisimlerinin kavuum halleri esasna dayanan kehanederini birtakm safdil kralllara

satmalar sayesinde olmutur. Eer bu hkmdarlar bu derece mutekit olmasalard, belki de biz tabiatn kaprislere uyduuna inanmakta devam edecek ve hl cehalet iinde yzecektik.

BLM VII Matematiksel fiziin tarihi Fiziin Gemii ve Gelecei Matematiksel fiziin bugnk hali nedir? Onu* ortaya koyduu problemler nelerdir? Bu bilimin gelecei nedir ? Tuttuu yn bir deiiklie uramak zere midir? Onun amac ve metotlar, on yl iinde, bizden sonra, geleceklere, aym manzarayla grnecek midir; yoksa derin bir dnme mi ahit olacaz?* te bugn anketimize balarken karmza kan sorular bunlardr. Bu sorulan ortaya koymak kolaysa da,, onlara cevap vermek zordur. Eer kendimizi bir tahminde bulunmak mecburiyetinde hissetseydik, bundan yzyl nce en yksek bginlere X I X uncu yzylda bilimin ne hal alaca sorulduu zaman sylemi olacaklan mnsz szleri dnmekle, bu iddetli arzuya kolayca mukavemet ederdik. Onlar tahminlerinde pek ileri gittiklerini sanrlard,, halbuki hdiseler olduktan sonra biz kendilerini' ekingen bulurduk. O halde bende hibir kehanet bekemeyiniz. Fakat btn ihtiyatl doktorlar gibi

ben de tahmin yrtmekten kanmakla beraber, kk bir tehiste bulunmaktan kendimi alamyacam; evet, ortada cidd bir buhrann almetleri vardr, ve yakn bir istihalenin olmasm beklemeliyiz, Bununla beraber fazla endie etmiyelim. Hastamn bundan lmiyeceine eminiz, hatt bu buhrann kendisini selmete karacam bile mit edebiliriz, zira gemi zamamn tarihi bunu bize garanti eder gibi grnyor. Gerekten bu buhran ilk buhran dedir, ve kendisini anlamak iin daha evvelkileri Jatrlamak yerinde olur. Msaade edetseniz bunlar ksaca anlataym. Merkezil kuvvetler fizii Bildiimiz gibi, matematiksel fizik, XVIII inci yzyln sonunda, bizzat gk mekaniinin tam bir gelimeye mazhar olduu anda, bu bilimden domutur. Bilhassa ilk yllarda, ocuk, alacak derecede anasma benziyordu. Astronomi evreni, phesiz ok byk olan ktlelerden teekkl eder, fakat bunlar o kadar engin uzaklklarla ayrlmlardr ki Jbize maddi noktalar gibi grnrler; bu noktalar uzaklklarn karesiyle ters oranl olarak birbirini eker ve bu ekim gk cisimlerinin hareketlerine tesir eden tek kuvvettir. Fakat duyularmz fizikinin inceledii cisimlerin teferruatm bize gsterecek kadar sarin yaph olsayd, greceimiz manzara,

astronomun temaa ettiinden pek az farkl olacakt. Orada da boyutlarna nazaran birbirinden sonsuz uzaklklarla ayrlm olan ve dzgn kanunlar dairesinde yrngeler izen maddi noktalar grecektik. Bu sonsuz kk gk cisimleri atomlardr. Bunlar tpk gk cisimlerinde olduu gibi birbirini eker yahut iterler, onlar birletiren doru istikametinde olan bu ekim yahut itme de yalmzca uzakha tabidir. Bu kuvvetin uyduu kanun, belki de tam Newton kanunu deildir, fakat onu andra bir kanundur; s2 olacak yerde ihtimal ki bundan farkldr, ite fizik olaylarndaki btn tenevv, keyfiyette ve duyumlardaki btn eitler, bizi kuatan btn renk ve ses lemi, bir kelimeyle btn tabiat^ bu s deiikliinden kmaktadr. te ilk anlay eklinin esas budur. Geriye, btn olaylar izah maksadiyle, eitli hallerde bu sse hangi deeri vermenin uygun deceini aratrmak kalr. Mesel Laplace klcallk hakkndaki gzel teorisini bu model zerine kurmutur; Laplace bu teoriye ekimin, yahut kendi sziyle evrene tem edilmi yer ekiminin bir zel hali gziyle bakyor ve onu Gk mekaniinin be cildinden birinde grmekle kimse hayret etmiyor. Yakn zamanlarda, Briot, esr atomlarnn birbirini uzakl 6 nc kuvvetiyle ters oranl olarak ektiini

ispatlamakla, optiin en son srrna nfuz ettiini samyordu; bizzat Maxwell bile, bir yerde, gaz atomlarnn birbirini uzakln 5 inci kuvvetiyle ters oranl olarak ittiini sylemiti. Btn bu hallerde, 2 ss yerine, elimizde 6 yahut 5 ss var, fakat netice daima bir str. Bu devrin teorileri arasnda yalmz biri istisna tekil ediyor, o da Fourier'nin snn yaylmas teorisidir; geri bunda da birbirine uzaktan tesir eden atomlar vardr, yekdierine s yollamaktadrlar, fakat bu atomlar birbirini ekmiyorlar, kmldamyorlar. Bu bakmdan Fourier teorisi adalarna, hatt bizzat Fourier'ye, eksik ve geici birey gibi grnse gerekti. Bu kavray tarzmn byk taraflar da yok deildi ; ekiciydi ve hl iimizden birou ondan bsbtn vazgememitir, bu gibiler, ancak duyularmzn bize verdii dolak ileyi sabrla zmek suretiyle eyann son elemanlarna erieceimizi bilirler. Onlara gre, hibir aracy ihmal etmeksiniz adm adm ilerlemek lzmdr, babalarmz bu merhameleleri atlayp gemekle hata etmi lerdi. Bu gibi kimseler zannederler ki bu son elemanlara eriildii zaman gk mekaniinin muhteem sadeliine yeniden kavuulacaktr. Bu kavray tarz da pek faydasz olmamtr; bilhassa bizdeki esas fizik kanunu

kavramn belginletirmiye yardm etmekle* baha biilmez bir hizmette bulunmutur. Dncemi aklyaym : eskiler kanunu nasl anlyordu? Onlarca bu, iten ie var olan, deta statik ve deimez bir ahenkti; yahut da o, tabiatn taklit etmiye alt bir rnekti. Bir kanun, bizim iin, hi de bu deildir ; kanun, bugne ait bir olayla yarmn bir olay arasnda deimez bir bantdr ; bir kelimeyle o, bir diferansiyel denklemdir. te fizik kanununun ideal ekli budur; halbuki ilk defa bu ekle brnm olan kanun, Newton kanunu olmutur. Eer sonralar aym ekil fizie de uygulanmsa,. bu, imkn nispetinde Newton kanununu kopye etmek, dolayisiyle Gk Mekaniini taklit etmek sayesinde olmutur. Esasen VI nc blmde belirtmee altm fikir de bu idi. Prensipler fizii. Mamafih bir gn gelmi, merkezil kuvvetler kavray artk kfi grlmemitir. Size biraz nce anlattm buhranlardan birincisi ite o zaman bagstermitir. O zaman ne yaplmtr? Evren yapsnn teferruatna nfuz etmekten, bu engin mekanizmann paralarm ayrmaktan, bunlar harekete getiren kuvvetleri bir bir zmlemekten vazgeilmi ve asl gayesi bizi bu incelemelerden kurtarmak olan birtakm genel

prensipler rehber alnmakla kanaat edilmitir. Bu, nasl olmutur? Var sayalm ki karmzda herhangi bir makine bulunsun; sadece ilk arklar topluluiyle son arklar topluluu g-rlebilsin, fakat hareketin bir arktan tekine gemesine yanyan arac edevat ierde gizli olsun ve gze grnmesin; hareket intikalinin dilerle mi, yoksa kaylarla, yahut manivel kollariyle mi, yahut da baka vastalarla m yapldm da bilmiyelim. Bu makineyi skmemize msaade edilmedike onu anlamamza imkn olmadm syliyebilir miyiz? Tabi ki hayr, mesel enerjinin rakm prensipi en ilgi verici nokta zerinde fikrimizi tesbite yeter; kolayca anlarz ki son ark ilk arktan on defa daha az dnmektedir, zira bu iki ark gzle grlebilir; bundan birinciye tatbik edilmi bir kuvvet iftinin, ikinciye tatbik edilenden on kere daha byk bir kuvvet iftiylc denge yapaca sonucunu karrz. Bunun iin bu dengenin mekanizmasna nfuz etmek ve kuvvederin makine iinde birbirini nasl giderdiklerim bilmek art deildir bu gidermenin hsl olmamasna imkn bulunmadna emniyet getirmek yeter. ite evren karsnda, enerjinin sakm prensipi de bize aym hizmeti grebilir. Evren btn bu endstri makinelerinden ok daha kark bir maknadr ve hemen btn paralar bizden derin bir ekilde gizlidir; fa-

kat grebildiimiz paralan gzlemekle, bu prensip sayesinde, paralan harekete getiren ve gzle grnmiyen i teferruat ne olursa olsun, doru kalacak hkmler karabiliriz. Muhakkak ki eneinin sakm yahut Mayer prensibi, en nemli prensiptir. Fakat bu, tek prensip deildir, kendilerinden aym derecede istifade edebileceimiz daha baka prensipler de VarAr. Bu prensipler de unlardr: Carnot prensibi, yahut enerjinin kymetten dme prensibi; Nevfton prensibi, yahut etki ile tepkinin eitlii prensibi; zafiyet prensibi (relativit), ki buna gre, gerek sabit bir gzleyici iin, gerekse dzgn bir telenme hareketiyle giden bir gzleyici iin, fizik olaylarnn kanunlan aym olmaldr; dolayisiyle bizim byle bir hareket halinde olup olmadmz ayrdettirecek hibir vastamz yoktur ve olamaz. Kdenin sakm prensibi, yahut Lavoisier prensipi; Bunlara bir de en kk etki prensibini ilve edeceim. Bu be veya alt prensibin eitli fizik olaylarna tatbiki, akl ve mantk dahilinde anlamay mit edebileceimiz her eyi renmemize yeter, bu yeni matematiksel fiziin en fzla dikkate deer rnei, hi phesiz, MaxwelPin bulduu n elektromanyetik teorisidir. Esr nedir, moleklleri

ne ekilde tertiplenmitir, bunlar birbirini eker mi, yoksa iter mi? Bilimiyoruz; fakat biliyoruz ki bu ortam aym zamanda hem optik tegayyrleri, hem de elektrik tegayyrlerini nakletmektedir; yine biliyoruz ki bu nakletme, mekaniin genel prensiplerine uygun olarak yaplmaldr, elektromanyetik alann denklemlerini kurmak iin bu kadar bize yeter. Bu prensipler, kuvvetle genelletirilmi, deneylerin sonulardr; fakat bizzat bu genellikten yksek derecede bir pekinlik kazanm gibi grnyorlar. Gerekten onlarn genellii arttka kendilerini kontrol etmek frsat da artar. Neticede en eitli ve en beklenmiyen ekiller alabilen salamlamalar artk hibir pheye yer brakmaz, olur. Eski fiziin faydas. ite matematikse* fizik tarihinin ikici safhas budur ve hl bu safhadan km deiliz. Acaba birinci safhamn faydasz olduunu, elli yl mddetle bilimin yanl yol tutturmu bulunduunu ve hatal bir kavray tarzmn nceden baarszla mahkm ettii bunca emei artk unutmak gerektiini syleyebilir miyiz? Asla.. Zannediyor musunuz ki birinci safha olmasayd, ikinci safha var olabilirdi? Merkezil kuvvetler hipotezi btn prensipleri ihtiva: ediyordu; bu prensipler onun birer zorunlu neticeleriydi; her ne kadar eneinin, ktle-

cin sakm prensipleriyle etki ve tepkinin eitlii prensibi, en kk etki kanunu, birer denel hakikat gibi deil de birer teorem gibi grnyorsa da hepsi yine merkezil ku vveder hipotezinden kyordu; aym zamanda bu denel hakikat veya teorem gibi grnen eylerin ifadesi, bugnk ekillerine nispede daha fazla belgin ve daha az geneldi. Bizi bu eitli prensiplere sndran, onlar trl p trl kyafeder altnda tanmamza yardm eden, babalarmzn matematiksel fizii olmutur. Sonralar bu prensipler deneyin verileriyle mukayese edmi, onlar bu verilere uydurmak iin ifade ekillerinin nasl deitirilmesi gerektii grlmtr; bylece kendileri geniletilmi ve salamlatrlmtr. Bundan sonra onlara denel hakikader gziyle bakmya doru gidilmitir; o zaman merkezil kuvveder kavray, lzumsuz bir dayanak, hatt bir engel oluyordu, zira kendisinin hipotetik karakterine prensipleri de itirak ettiriyordu. u halde ereveler elstik olduklar iin krlm deillerdir, genilemilerdir; onlar ina etmi olan babalarmz bouna alm olmuyorlard; bugnn biliminde bile onlarm izdii taslan genel izgilerini gryoruz.

BLM VIII Fiziksel Matematiin Bugn Geirdii Buhran

Teni Buhran. imdi de nc bir safhaya girmek zere mi bulunuyoruz? Acaba ikinci bir buhrann arifesinde miyiz? zerlerine bu kadar ok yap kurduumuz prensipler de kecek midir? Birka zamandan beri bu gibi sualler sorulabilir. Bu ekilde konutuumu duyunca, phesiz radyum'u, imdiki zamanlarn o byk ihtillcisini dneceksiniz, hakikaten ben de biraz sonra ondan bahsedeceim ; takat baka bir ey daha var; sz gtren, sadece enerjinin sakm prensibi deildir; btn dier prensibler de tehlikededir, hepsini sra ile gzden geirince bunu greceiz. Carnot Prensibi Carnot prensibinden balyalm. Bu, merkezil kuvvetler hipoteznin arasz bir neticesi olarak grnmiyen tek prensiptir. Daha dorusu Carnot prensibi bu hipotezle elime halinde olmamakla beraber, unla uzlamas da zahmetsiz olmuyor. Eer fizik olaylar, karkl ekimleri
H |

'

Bilimin deen ' l

sadece uzakla bal atom hareketlerinden ibaret olsayd, grne gre, btn bu olaylarn tersinir olmas lzmd; eer btn hzlar aksedileseydi, daima aym kuvvetlerin tesiri altnda bulunan bu atomlar, yrngelerini ters ynde dolanacaklar; yer bile, hareketinin ilk artlan aksedildii takdirde, doru ynde izdii aym eliptik yrngeyi ters ynde izecekti. Bu hesaba gre, eer bir fizik olay mmknse, bunun aksi de mmkn olmal, zamamn seyri gerisin geriye katedilebilmelidir. Halbuki tabiatta durum byle deildir, gerekten Carnot prensibi de bize bunu retiyor, s scak cisimden souk cisme geebilir, fakat sonradan sya aksi yolu takibettirmek ve yok olan scaklk farklanm yeniden kurmak imknszdr. Hareket, srtnme yoliyle tamamen harcanabilir ve sya dntrlebilir; halbuki ters dnm ancak ksm bir ekilde yaplabilmektedir. Grnrdeki bu elime telif edilmeye allmtr. Eer dnya dzgn hale doru vanyorsa, bu, onun nce birbirine hi benzemiyen paralanmn gittike daha az farkl oluundan de, paralann tesadfe bal olarak yer deitirmeleri dolaysiyle tamamen birbirlerine kanmalanndan tcdr. Btn elemanlan ayrdedeben bir gz iin, eitlilik yine eskisi kadar oktur; btn ynn her zerresi orijinalliini mu-

hafaz etmekte ve komlann rnek almamaktadr; fakat karm gittike daha iten daha samimi olur, bir an gelir ki kaba duyularmz dzgnlkten baa birey ayrdetmez. te bunun iin scaklklar, aym seviyeye dori varrlar vc bir daha eski hale dnmeleri mmkn deildin Bir damla arap bir bardak su iine dsn; svnn i hareket kanunu ne olursa olsun, ok gemeden onun dzgn bir pembe renk aldm grrz, bu andan itibaren kab ne kadar alknrsa alkansn arapla su birbirinden aynlamyacktr. Demek oluyor ki tersinmez fizik olay tipi yledir : bir arpa tanesini bir buday yni iinde saklamak kolaydr ; fakat onu sonradan bulmak ve kendisini oradan karmak pratikte imknszdr. te bu noktay Maxwell e Boltzmann izah etmilerdir, fakat bunu okunmas zor olduu iin pek az okunan. Statik mekanik prensipleri adl eserinde en net ekde gren Gibbs olmutur. Bu gr noktasna uyan kimseler iin, Carnot prensibi kusurlu bir prensipten baka bir ey deildir, duyularmzn mkemmel olmayndan doan bir imtiyazdr; mesel gzlerimiz ok kaba olduu iindir ki karmn basit elemanlarm ayramyoruz; yine ellerimizin ok kaba oluundadr ki bu elemanlan biribirinden ayrdedemiyoruz; MaxwelPra moleklleri birbir ayklyabilen muhayyel

iblisi, dnyay yzgeri ettirebilirdi. Acaba dnya kendiliinden eski haline dnebilir mi? Bu imknsz deilse, de herhalde sonsuz kk derecede olasdr; bir geri dne elverili olacak durum ve artlarn bir araya gelmesi iin, uzun zaman beklenmesi ihtimal iindedir; fakat erge, saysn yazmak iin milyonlarca rakam gerektiren senelerden sonra, bu artlar gereklenecektir. Mamafih btn bu kaytlar teorik kalmaktadr, hi birisi endie verici deildir ve Carnot prensibi btn pratik deerini muhafaza ediyor. fakat bir yerde sahne deiiyor. Biyolojist, uzun zaman evvel, mikroskopla mstahzarlarn incelerken, askda duran kk zerrelerin intizamsz hareketler yaptn grmtr; bu, Brown hereketidir. O, nce bunu bir hayat olay sanmtr, fakat ok gemeden grmtr ki cansz olan zerreler de tekilerden aa kalmyan bir hevesle dansetmektedir; sonra biyolojist bunu fizikiye havale etmitir. Maalesef fizikiler uzun zaman bu meseleye gi gstermemilerdir; mikroskopik mstahazan aydnlatmak iin k teksif ediliyor, diye dnyorlard, halbuki k scaklk dourmadan olmaz, bundan scaklk farklar hsl olur, su iinde de birtakm cereyanlar meydana gelir ve bunlar da bahsedilen hareketleri dourur. B. Grouy, olaya daha , yakndan bakmay dnd ve grd ki,, yahut grdn san-

d ki, bu izah eklinin tutulur taral yoktur, zerreler ne kadar kkse harekeder de o kadar iddedi olur, aydnlatma tarz olaya tesir etmemektedir. O halde bu harekederin durmamasm, daha dorusu haric bir enerji kaynandan hibir ey almad halde yeniden hsl olmasm neye hamletmeliyiz? phesiz ki bu yzden enerjinin sakm prensibini feda edecek deiliz, fakat kh hareketin srtnme yoliyle s haline, kh smn hareket haline getiini gzlerimizle gryoruz. Bununla beraber ortada hibir ey kaybolmuyor, nk hareket daima devam ediyor. Bu hal Carnot prensibine aykrdr. Eer durum byle ise, dnyamn eski haline dndn. grmek iin, Maxwell iblisinin sonsuz derecede narin gzne lzum yoktur, mikroskopumuz buna yeter. Fazla iri olan cisimler mesel milimetrenin ondan biri kadar boyuta sahip olanlar, her taraftan hareket halindeki atomlarn sademesine urarlar, fakat yerlerinden kmldamazlar. nk bu sademeler sayca, pek oktur ve tesadf kanunu gereince biribirini ifna ederler; halbuki ok daha kk olan zerreler daha az sademeye uradklarndan bu ifna muhakkak hsl olmaz ve zerreler de eitli ynlerde sallanr. Bylece prensiplerimizden biri tehlikeye dyor. izafiyet prensibi zafiyet prensibine gelelim; bu prensif} sadece gnlk hayat deneyle-*

riyle dorulanmakla kalmaz. O, yalmz merkezil kuvvetler hipotezinin ^orunlu bir neticesi deildir, saduyumuza da dayanlmaz bir kuvvetle kendini kabul ettirir; byle olduu halde o da hcuma uramaktadr. tki elektrikli cisim varsaydm; bunlar ler nekadar bize sknet halinde grnrlerse de, ikisi birden yerin hareketiyle telenmektedir; Rowland ise bize retmitir ki hareket halinde olan bir elektrik yk bir akma denktir; o halde bu elektrik ykl iki cisim paralel ve aym ynl iki akma denktir ve biribirinj ekmelidir. Bu ekim kuvvetini lmekle, yerin hzm lm olurum; bu Gnee yahut sabit yldzlara gre hesaplanan hz deildir, yerin mudak hzdr. imdi bana ne syleneceini biliyorum: bu, yerin mudak hz deil, esre nispet edilen hzdr. Ne kadar az tatmin edici bir sz! Grlmyor mu ki bu tarzda anlalan prensipten hibir ey elde edilemez! Bize hibir ey retemez; nk hibir ey tarafndan yalanlanmak korkusu yoktur. Bir eyler lmiye muvaffak olsak bile, bunun mudak jhz olmadm sylemekte daima serbestiz; eer o, esire nispet edilen hz deilse, uzay kendisiyle dolduracamz bilinmiyen yeni bir akkana gre llen hz olabilecektir. Zaten; deney de izafiyet prensipinin bu tarzda tefsirini ifls ettirimitir; yerin esire

gre hzm lmek iki yaplan btn teebbsler menfi sonu vermilerdir. Bu defa denel fizik, matematiksel fiziin prensiplerine daha fazla sadk kalyordu; teoriciler dier genel grlerini ahenkletirmek maksadiyle bu menfi sonucu hesaba katmamaya can atyorlard; fakat deney onu dorulamakta srar etmitir. Kullanlan vastalar deitirilmitir, nihayet Michelson belginlii en son snrna kadar gtrmtr; fakat btn emekler bouna olmutur. te tabiatn bu inadm izah etmek iindir ki, matematiker, bugn, btn hnerlerini ortaya koymak zorunda kalyorlar. Yapacaklar i kolay deildir, Lprentz bile, ancak hipotezleri stste ymak sayesinde bu zorluktan synlabilmitir. Bu hususta dnlen en maharetli fikir, mahall zaman fikriydi. Optik iaretler yardmiyle saaderini ayarlamak isteyen iki " gzlemci tasarhyalm; bunlar iaret alp veriyorlar, fakat m bir yerden bir yere intikalinin ni olmadm biliyor, iarederi karlkl veriyorlar. B istasyonu, A istasyonunun iaretini grd zaman, B nin saati A istasyonunun tam iaret verdii andaki saati deil, bu saatin intikal sresini gsteren bir sabit nicelik - kadar fazlasn gsterir. Mesel, A istasyonunun, kendi saati sfr gsterdii anda, iaret yollandm varsayalm. B istasyonu da

kendi saati' t yi gsterdii zaman bu iareti grm bulunsun. Eer t ye eit olan, ge&kme, intikalin sresini gsterirse saatler ayarlanm demektir. Bunu gereklemek iin B istasyonu da saati sfr gsterdii anda bir iaret yollar, A istasyonu, kendi saati tam t yi gsterdii anda bunu grmelidir. O zfcan saatler ayarlanm denebilir. Gerekten bu saatler aym fizik amnda aym zamam gsterir^ u artla *4d iki istasyonun durumu sabit olsun. Aksi halde, ' intikalin sresi iki ynde aym olmyacaktr, zira sz gelimi A istasyonu B den kan optik tegayyre doru gidecek, halbuki B istasyonu A dan kan tagayyrden uzaklaacaktr. Bu tarzda ayarlanm olan saader hakiki zamam gstermiyecek, mahalli zaman diyebileceimiz zamam gsterecektir. Neticede biri tekine nazaran gecikecektir. -Ne ehemmiyeti var, zira bunun farkna varmak iin elimizde : hibir' vasta yoktur. Mesel A da hususle gelen btn olaylar gecikmeli olacak, fakat hepsi de eit derecede gecikecektir, gzlemci , bunun farkna yarmyacaktr, nk kendi saati de ge kalmaktadr; ksaca, izafiyet prensipi icab, bu gzlemci hibir vasta e sknette mi yoksa mudak hareket halinde mi olduunu anla. myacaktuv Maalesef bu kadan yetmez, daha baka tamamlayc hipotezler lzmdr; hareket

halinde olan cisimlerin, hareket ynnde dzgn bir kaslmaya uradm kabul etmek gerektir. Mesel yerin aplarndan biri, gezegenimizin hareketinden tr, 200000000 l k a d a r k l S a l i r ' h a l b u k i 8 t d d W normal uzunluunu muhatza eder. ite son kk farklar da bu ekilde giderilmi olurlar. Bir de kuvveder hakknda yaplan hipotez vardr. Kuvveder de meneleri ne olursa olsun, yani ister ekimden, isterse esneklikten domu bulunsun, dzgn bir telenme e hareket eden bir dnyada, belli bir oran dahilinde azalm olacaklardr, yahut daha dorusu telenmeye dik olan bileenler iin durum yle olacak, paralel bileenler deimiyecektir. imdi elektriklenmi iki cisim misalini yeniden ele alalm; bu cisimler biribirini iter, fakat aym zamanda eer hepsi bir dzgn telenme hareketiyle srkleniyorsa, aym ynl olan ve birbirini eken iki paralel akma denk bulunurlar. Bu elektrodinamik ekim, elektrostatik itmeden karlnca, tekmil itme, iki cismin sknette olduu hale nazaran daha kk bulunur. Fakat bu itmeyi lmek iin, kendisini baka bir kuvvede denge de tutacamzdan ve btn bu baka kuvveder de aym oranda klm olduklarndan, biz hibir eyin farknda olmyacaz.

Bylece iler dzelmi gibi grnyor^ fakat acaba btn bu pheler dalm mdr? Eer k verici olmyan ve dolayisiyle yaylma hz k hzndan farkh bulunan iaretlerle haberleilseydi, durum ne olacakt? Saader opdk yollarla ayarlandktan sonra,, ayarlanma bu yeni iarederie gereklenmek istenseydi, iki istasyonun mterek telenmesini belirten ayrlklar gze arpacaktEer, Laplace gibi, evrensel ekimin ktan bir milyon kere daha byk bir hzla yayd~ d kabul edilirse, bu gibi iaret vermeler akla smyan eyler midir ? Demek oluyor ki izafiyet prensibi u son zamanlarda kahramanca mdafaa edilmitir, fakat bizzat mdafaada gsterilen bu eneji hcumun ne kadar cidd olduunu ispat ediyor. Newton prensibi imdi etkinin tepkiye eitHliine dair Newton prensibinden bahsedelim. Bu prensip, izafiyet prensibine iten baldr ve yle grnyorki birinin dmesi tekinin de dmesini gerektirecektir. O halde burada da aym zorluklarla karlamamza hi amamalyz. Yeni teorilerin bu prensibi hesaba katmamak istediklerini evvelce sylemitim. Lorentz teorisine gre, elektrik olaylar, elektron denen ve esr dediimiz ortamn iine batm bulunan ykl kk taneciklerin yer deitirmesinden domaktadr. Bu

elektronlarn hareketleri, etraftaki esirde tegayyrler husule getirir; bu tegayyrler n hzna eit bir hzla her yne yaylr, meticede nce sknet halinde olan dier elektronlar da, tegayyr kenderini evreliyen esire eriince, titreime balarlar. Demek oluyor ki elektronlar birbiri zerine tesir yapar, takat bu tesir dorudan doruya dedir, esirin aracliyle olur. Bu artlar iinde, hi olmazsa maddenin yani elektronlarn hareketlerini hesaba katan, fakat gziyle ^gremedii esr hareketinin cahili bulunan bir gzlemci iin, etki ile tepki arasnda denkleme olabilir mi? Tabi hayr. Denkleme tam olsa bile zamanda olamaz. Tesgayyr snfl bir hzla yaylr; o haldejkinci elektrona eritii zaman birincisi oktan rsknet haline girmi bulunur. Demek oluyor ki bu ikinci elektron, biraz gecikme e, birincinin tesirine mruz kalacaktr, fakat muhakkak ki kendisi de birinci zerine tesir yapamyacaktr, nk bu birinci elektron etrafnda her ey sakindir. Olaylarn analizi, fikirlerimizi daha fazla belginletirmeye msaade edecektir. Mesel telsiz telgrafta kullanlanlara benzer bir .Hertz eksitatr tasavvur edelim. Bu alet btn ynlere eneji gnderir; fakat biz, Hertz'in kk eksitatrleriyle yapt gibi elde eden btn enejiyi bir tek dorultuda gndermek maksadiyle, aleti bir parabolik

ayna ile tehiz edebiliriz. O zaman, teoriye gre ne olur? Alet, sanki kendisi bir top ve gnderdii eneji bir mermi imi gibi, geri teper; bil ise Newton prensibine aykr der. Zira oradaki merminin ktlesi yoktur, o madde deil enerjidir. Nitekim bir reflektr tayan bir deniz feneri iin de durum byledir; nk k, elektromanyetik alann bir eit tegayyrnden baka bir ey deildir. Bu fener de, sanki yollad k bir mermi imi gibi, geri tepmelidir. Bu gerilemeyi douran kuvvet acaba nedir? , Maxwell-Bartholdi basno adn tayan eydir; bu kemmiyet ok kktr ve kendisini en duyarh radyometreler yardmiyle be meydana karmakta zorluk ekilmitir; fakt byle bir basman varolmas bize yeter. Eer eksitatrmzden kan btn enerji bir alcya varacak olursa, bu alet tpk bir mekanik darbeye mruz kalm gibi davranacak,bir mnada elpitatrn gerilemesini denkletirmi olacaktr; tepki etkiye eit olacak, fakat onunla zamanda olmyacaktr, tam eksitatrn geriledii anda aha erliyecektir. Eer enerji bir alcya raslamakszn sonsuza kadar yaylacak olursa, denkletirme hibir zaman vukua gelniiyecektir. Buna kar eksitatr alcdan ayran Ve elektromanyetik tegayyr tarafndan katedilen uzayn bo olmad, onun sadece esrle deil, hava e dolu olduu? yldzlar

aras uzaylann bile narin, fakat yine tartla* bilen bir akkanla dolu olduu - sylenecek midir? Bu maddenin eneji kendisine eriir erimez tpk alc gibi darbenin tesiri-altnda kalaca ve tegayyiir uzaklanca kendisinin de geriliyecei ne srlebilir mi?, Byle bir ey Newton prensipini kurtarrd,; fakat doru deildir; eer enerji yaylrken daima maddi bir cevhere bah kalsayd, Jhareket halinde olan madde beraberinde gtrecekti, halbuki Fizeau, hi olmazsa lava iin bunun byle olmadm ispat etmitir, O zamandan beri Morley ile Michelson da bunu dorulamlardr. Asl madde harekederinin esir harekederiyle tam olarak denkletirildii de varsaylabilir, takat, bu bizi deminkilerle aym dncelere gtrrd. Bu tarzda anlalan prensip her eyi izah edebilecektir, nk gze grnen hareketler ne olursa olsun, daima bunlar denkletirecek Jbipotetik harekeder tahayyl etmek elimizdedir. Ancak, her eyi izah edebilen bir prensip, Mbir eyi nceden tahmin ettirmiye elverili deildir, her eyi daha evvelden izah ettii iin mmkn olan eitli hipotezler arasnda bir seim yapmamza msaade etmez. O halde byle bir prensip faydaszdr. Sonra esirin harekederi hakknda yapdmas gereken hipotezler da pek, tatmin edici dedir. Eer elektrik ykleri iki misli olursa, eitli esir atomlarnn hzla-

rnn da iki misline kacam dnmek tabidir, zaman denkleme olmas iin,, esirin ortalama hz drt misline kmaldr, te bundan dolay* teorinin Newton prensipine aykr olan bu sonularnn bir gn terkedilecein dnmtm. Bununla beraber radyumdan kan elektronlarn hareketleri zerine yaplan yeni deneyler bu sonulan teyit eder gibi grnyor. Lavosier prensipi imdi ktlelerin sakmna dair Lavoisier prensipine geliyorum phesiz ki bu, mekanii sarsmakzmn kendisine dokunulamyacak olan prensiptir. imdiise bazlar, mekanikte ancak orta hzlar gznne alnd iin bu prensipin bize dora geldiini, n hziyle mukayese edilebilen bir hza sahip cisimler iin onun artk doru, olrhyacam ileri sryorlar. Halbuki bti hzlar imdi hemen hemen gereklenmibulunuyor; katod nlariyle radyum nlarnn, phesiz hzlar mkinden kk olan fakat onun onda birine yahut te birine varabilen ok ufak zerrelerden yahut elektronlardan teekkl ettii sanhyor. Bu nlar gerek bir elektrik alaniyle, gerekse manyetik bir alan yardmiyle saptrlabilirler, bu sapmalann mukayesesi ile elektronlarn hem hz, hem de ktlesi (yahut daha dorusu ktlenin elektrik ykne oram) llebilir. Fakat bu hzlar k hzna yaklatka bir dzeltmenin zorunlu olduu farkedilmitir. Elektrikli

olan bu molekller, esri sarsmakszn yer deitirmezler; onlar harekete getirmek: iin, iki katl bir atalete kar, hem molekln hem de esirin ataletine kar, galebe almak lzmdr. O halde llen tekmil ktle yahutgrnen ktle iki ksmdan terekkp eder; molekln gerek yahut mekanik ktlesi, esr ataletini bildiren elektrodinamik ktle. Bundan sonra Abraham'n hesaplariyle Kauffmann'n deneyleri gstermitir ki asl mekanik ktle strdr ve elektronlarn ktlesi, veya hi olmazsa negatif elektronlarn? ktlesi, sadece elektrodinamik menelidir.. te bu, bizi ktlenin tarifini deitirmek, zorunda brakyor; artk mekanik ktle ile elektrodinamik ktleyi ayrdedemeyiz, nk bunu yaparsak birincisi ortadan kalkacaktr; elektrodinamik ataletten baka ktle yoktur; fakat bu halde ktle sabit olamaz, hzla beraber artar; hatt ktle dorultuya, da tabi olur, mesel olduka byk bir~ hzla hareket eden bir cisim, kendisini yolundan saptrmak istiyen kuvvetlerle, hareketini hzlandrmya veya geciktirmiye~ alan kuvvetlere aym ataletle kar koymyacaktr. Elde bir are daha var: cisimlerin en* son basit elemanlan elektronlardr, bunlarnbir ksm negatif ykldr, dierleri ise pozitif ykldr. Negatif elektronlarn ktlesi yoktur, doru; fakat pozitif elektonlar, hakla

anda pek az ey bilinmekle barebr* ok daha byk grnrler. Belki de onlarn elektrodinamik ktlerden baka hakiki bir mekanik kdesi de vardr. O zaman bir cismin hakiki kdesi, pozitif elektronlarn mekanik kdeleri toplam olacak, negatif elektronlar saylmyacaktr; bylece tarif edilen kde sabit olabilir. Heyhat! Bu are de elimizden gidiyor. zafiyet prensipi hakknda sylediklerinizi ve bu prensipi kurtarmak iin sarfedilen gayretleri hatrlyahm. Fakat sz konusu olan sadece bir prensibi kurtarmak deil, Michelson deneyinin hi phe gtrmiyen sonularm da kurtarmaktr, ite, yukarda grdmz gibi, bu sonulan aklamak maksadiyle, Lorentz, meneleri ne olursa olsun btn kuvvederin dzgn bir telenme ile hareket eden bir ortam iinde aym oranda kldklerini varsaymak zorunda kalmt; bu kadan kfi deildir, bunun gerek kuvveder iin salanmas yetmez, atalet kuvvetleri iin de durumun aym olmas lzmdr; o halde, diyor Lorentz, btn zerrelerin kelerininy elektronlarn elektromanyetik kutleleriyle ayn derece ve nispette, telenmenin tesiri altnda kalm olmas gereklidir. Bylece mekanik ktlelerin elektromanyetik kdelerle aym kanunlara uyarak deimesi lzm geliyor; yani onlar da sabit kalamyor.

Lavoimer prenibinin dmesiyle Newton prensibinin de yklacam sylemiye bilmem lzum var m? Bu sonuncusu, tecrit edmi$ bir sistemin arlk merkezinin bir doru zerinde hareket ettii mnasna gelir; fakat artk sabit ktle diye bir ey yoksa, arlk merkezi diye de bir ey yoktur, hatt bunun ne olduu bile bilinmiyor demektir. te bundan dolay yukarda, katod nlan zerinde yaplan deneylerin, Lorentz'in Newton prensibi hakknda duyduu pheleri hakl gsterdiini syledim. Eer bu sonular deneyle gereklenirlerse,1 kendilerinden yapyeni bir mekanik kacak ve bu mekaniin balca karakterini, hibir hzn k* hzm aamamas tekil edecektir, nasl ki hibir scaklk da mutlak sfinn altna demezdi. Kendisi farknda olmakszn bir telenme hareketiyle giden bir gzlemci iin de, hibir grnen hz k hzm aamaz; bu gzlemcinin sabit bir gzlemci e aym saatleri kullanmyaca, fakat mahall zaman gsteren saatler kullanaca hatrlanmyacak olursa, bu hal bir elime tekil edecektir. O zaman bir soru karmza kyor, ki sadece ortaya koymakla kanaat edeceim Artk ktle diye bir ey yoksa Newton kanunu ne olacaktr?
Zira cisimler, hareketlerini hlandrmaya alan sebeplere, artan bir ataletle kar koyacaklardr ; k hzna doru yaknlatka bu atalet sonsuz byyecektir.
Bilimin deeri 12

Ktle iki ekilde grnyordu: O hem bir atalet katsays idi, hem de Newton ekimine bir arpan olarak girmi ekici bir ktleydi* Eer atalet katsays sabit deilse, ekici ktle sabit olabilecek midir? te mesele budur. Mayer prensipi ~ Hi olmazsa elimizde enerjinin sakm prensipi kalyor ve bu prensip bize hepsinden salam grnyordu. Onun da itibardan dm olduunu size hatrlatmama lzum var m? Olay evvelkilerin iepsinden daha fazla grlt yapmtr ve Jl hatrlardadr. Daha BecquereFin ilk 'almalarndan beri ve bhassa Curie'ler radyomu kefeder etmez, her radyoaktif cimin tkenmez bir nm kayna olduu grlmtr. Byle bir cismin faaliyeti, .hi deiiklie uarmadan, aylarca ve ylarca srp gidecee benziyordu. Bu kadar bile prensiplere huzursuzluk vermiye yeterdi; gerekten bu nmlar enerjiden baka bir ey dedi, aym bir radyum parasndan durmadan enerji kyordu. Fakat bu enerji miktarlar llemiyecek kadar kkt; -hi olmazsa durumun byle olduu sanlyor ve fazla endie gsterilmiyordu. Fakat Curie radyomu bir kalorimetre iine koymay dnr dnmez sahne <leiti; durmadan yaratlan s miktarnn ok nemli olduu grld. Birok izah ekilleri ne srld; an-

cak, bu gibi konularda bolluun zararl olmad syleneniz; bu izah ekillerinden biri tekilerine galebe etmedike, hi birinin iyiliine emniyet getiremeyiz. Byle olmakla beraber birka zamandan beri bir izahlardan bir tanesi stn gelecee benziyor ve mkul bir snr dahilinde esrarn anahtarm elimizde tuttuumuzu mit edebiliriz. Sir W. Ramsay, radyumun dntn, muazzam olan fakat tkenmez olm yan bir enerji deposuna sahip bulunduunu gstermiye almtr. Bu takdirde radyumun dnmesiyle, bilinen btn dnmlerden bir milyon kere fazla s elde olunacaktr; radyum paras 1250 ylda tkenecektir. Bu ise az deildir, grlyor ki bu nokta zerinde iyice emniyet hsl etmek iin birka yzyl beklemek gerekecektir! Biz bekliye duralm, phelerimiz olduu gibi kalmaktadr.

BLM IX Matematiksel Fiziin Gelecei

Prensipler ve Deney Bu kadar enkaz ortasnda ayakta kalan nedir? En kk etki prensipine imdiye kadar dokunulmamtr ve Larmor, onun tekilerinden ok daha uzun mrl olacam zannediyor. Ashnda bu prensip dierlerinden de daha mphem ve daha geneldir. Prensiplerin bu genel zl karsnda acaba matematiksel fizik nasl bir tavr taknacaktr? *Bir kere, fazla heyecana kapdmadan nce, btn bu zln bir hakikat olup olmadn soruturmak yerinde olur. Btn bu prensiplere kar gelie ancak sonsuz kklerde raslamyor; Brown hareketini grmek iin mikroskop lzmdr; elektronlar pek hafiftir; radyum ise ok nadirdir ve ancak birka miligram elde bulundurulabiliyor; byle olunca, grlen sonsuz kn yamnda grlmiyen ve birinciye denge arl hizmetini gren baka bir sonsuz kn bulunup bulunmad soruturulabilir. O halde ortada esas sorudan nce gelen bir soru vardr, ve yle grnyor ki bunu ancak deney zebilir. Demek oluyor ki me-

seleyi deneycilere brakmalyz, ve onlar mnakaay kesii ekilde kestirip atncya kadar bu gibi endie verici problemlerle megul olmamal, sanki prensipler hl itiraz kabul etmez eylermi gibi rahata almamza devam etmeliyiz. Prensiplerin emniyede tatbik edilebildii alandan kmakszn yapacamz, pek ok ey vardr; u phe devresinde bile faaliyetimizi sarfedecek birok konuya sahip bulunuyoruz. Analzctnn rol Acaba bilimi bu phelerden kurtarmak iin hibir ey yapamyacamz doru mudur? unu sylemek lzmdr ki bu pheleri douran yalnz denel fizik olmamtr, matematiksel fiziin de bunda pay vardr. Radyumun eneji yaydm grenler deneycilerdir, fakat n hareket halinde bulunan bir ortam iinde yaylmasiyle "meydana kan btn zorluklar teoriler belirtmitir; onlar olmasayd, belki de kimsenin btdan haberi olmyacakt. Bizi zor bir duruma drmek iin ellerinden geleni yapanlarn, hu durumdan kurtulmamza yardm etmeleri uygun olur. imdi onlarn nnzde taslam izdiim btn bu yeni grleri tenkit mihengine vurmalar ve prensipleri kurtarmak iin asl bir gayret sarf etmedike bunlar terk etmemeleri gerekiyor. Bu ynde ellerinden ne gelebilir? te imdi bunu aklamya alacam.

Her eyden nce, hareket halimde olan cisimlerin elektrodinamii hakknda daha tatmin edici bir teori bulmak sz konusudur. Yukarda yeteri kadar gstermi olduum gibi, zprluklar bilhassa bu noktada toplanmaktadr; ne kadar ok hipotez yaparsak yapalm btn prensiplerin hepsini birden gereklemiye imkn yoktur; bu ana kadar hipotezlerden ancak bir ksm feda edilmek suretiyle "bir ksmna uyulabilmitir; fakat daha iyi sonular elde etmek midi henz kaybolmamtr. Mesel Lorentz teorisini ele alahm, onu btn ynlerde evirip evirelim; onu yava yava deitirelim, belki de iler dzele-cektir. Mesel hareket halinde olan cisimlerin hareket ynnde bir kaslmaya uradklarn, ^cisimlerin tabiat ve zerlerine tesir eden kuvvetler ne olursa olsun bu kaslmann Kaima aym olduunu varsayacak yerde, daha basit "e daha tabii bir hipotez yaplamaz um? Szgelimi esr, kendisine nfuz eden maddi ortama gre hareket halinde olduu zaman, bu esirin deiiklie urad ve bylece deitikten sonra da tegayyrleri artk btn ynlerde aym hzla nakletmedii tasavvur edebilirdi. Bu takdirde esir, gerek ortamn hareketine aym ynde paralel, -gerekse aykr ynde paralel olarak yaylan <egayyrleri daha fazla hzla, dik olarak yaylanlap da daha az hzla nakledecekti. O saman dalga yzeyleri kre deil elipsoid

olurdu, bylece btn cisimlerin olanst kaslmas bir kenara braklm olurdu. Bunu ancak bir misal olarak zikrediyorum. Zira denenmei mmkn ^ olan deiiklikler says tabi! sonsuzdur. Sapn ve astronom* Birgn astronominin bu nokta zerinde bize veriler sunmas mmkndr; zaten k sapma olaym bize bildirmekle meseleyi ortaya atan da o olmutur. Eer sapn teorisi dobra dobraya yaplrsa ok tuhaf bir sonuca varlr. Ydzlann grnteki durumlar, yerin hareketinden tr, gerek durumlarndan farkldr ve bu hareket deitii iin, grnen durumlar da deiir. Biz gerek durumu bilemeyiz, fakat grnen durumun deiikliklerini gzliyebiliriz. O halde sapn gzlemleri bize yerin hareketini deil, bu hareketin deiikliklerini gsterir, dolayisiyle bu gzlemler bize yerin mutlak hareketini retemez. Bu, hi olmazsa ilk yaklaklk derecesi iin dorudur, fakat saniyelerin binde biri takdir edilebilseydi durum byle olmazd. O -zaman salnm genliinin yalnzca hareket deimesine deil (hu deiiklik iyice bellidir, zira kremizin kendi elips yrngesi zerindeki hareketidir), bu hareketin ortalama deerine de tabi olduu grlecekti, yle ki sapn sabiti btn yldzlar iin aym olmyacak, baz farklar yerin uzay

iinde mutlak hareketini bize tantacakt. Bu ise, baka bir ekliyle izfeyet prensipinin ifls demek olurdu. Geri biz saniyenin binde bilini takdir edebilmekten uzak bulunuyoruz. Fakat, diyor bazlar, belki de yerin mutlak hz Gnee gre alnan hzndan ok daha byktr; szgelimi bu hz saniyede 30 kometre yerine 300 olsayd, olayn gzlenebilir olmasna bu kadan yeterdi. Zanmma kalrsa byle dnmekle sapn hakknda an derecede basit bir teori kabul edmi oluyor; evvelce sylemi olduum gibi, Michelson, fizik metotlarnn mutlak hareketi meydana karmakta ciz olduunu gstermitir; ben, ahsan belginlik derecesi ne kadar eri gtrlrse gtrlsn, astronomi nietotlariyle de byle olacana kani bulunuyorum., Fakat ne de olsa astronominin bu ynde bize temin etfji veriler, birgn fiaiki iin kymetli olacaktr. Neticenin ne olacam beklemekle beraber, yle sanyorum ki, Michelson deneyini hatrdan karmyan teoricer, menfi bir sonula karlaacaklardr, onlar bu hah peinen aklyan bir sapm teorisi kurarlarsa faydal bir eser vcuda getirmi olurlar. Elektronlat ve tayflar Elektronlar dinamii birok bakmlardan ele alnabilir, fakat ona gtren yollar arasnda bir tanesi vardr ki imdiye kadar ihmal edilmi olmakla

beraber, bize e ok srpriz vadedenlerden biridir. Emisyon tayfalarm elektronlarn hareketleri hsl etmektedir; bunun delili Zeeman olaydr; akkor haline gelmi bir cisimde, titreen ey mknatsa kar duyarldr, dolaysiyle elektrikli demektir. Bu, birinci nemli. noktadr, fakat henz daha ileri gidilmi deildir; niin tayf izgeri dzgn bir kanun dairesinde datdm bulunuyorlar? Bu kanunlar deneyciler tarafndan en kk ayrntlarna kadar incelenmitir; hepsi son derece belgin ve nispeten sadedir. Bu datln ilk ince* lenmesi akustikte raslanan harmoniklen hatrlatyor; fakat aradaki fark byktr; sadece titreimler says aym bir saynn ardl tam kadar olmakla kalmyor, birok matematiksel fizik problemlerinin bizi sevkettii o transsandant denklemlerin kklerini andrr bir eye de raslamyoruz. Halbuki herhangi bir ekilde olan esnek bir cismin titreimlerinde, herhangi bir ekle sahip olan bir eksitatr iindeki Hertz salnanlarnda, kat bir cismin soumasna ait Fourier probleminde bu gibi denklemler bulmutuk. Geri kanunlar daha sadedir, fakat tabiaderi bambakadr. Mesel bu farklardan birix|i. syliyelim: yksek mertebeden har moniker iin titreimler says sonsuz artacak yerde, snrl bir limite doru varr.

Bu nokta henz aklam deildir, ve* zannederim ki tabiatn en nemli srlarndan biri bundadr. Japon fizikisi, B. Nagaoka, yakn zamanlarda bir izah ekli eri srmtr; ona gre, atomlar iri bir pozitif elektronla bunu evreliyen ve pek ok sayda ok kk negatif elektronlardan teekkl eden bir halkadan ibarettir. Yani atomlar tpk Satrn gezeenini andrr. Bu,, ok ilgi uyandrc bir teebbstr, fakat henz tamamen tatmin edici deildir; bu gibi teebbsleri yenilemek lzmdr. deta, maddenin mahremiyeti iine girmek zereyiz. Bugn bizi megul eden zel gr, noktasndan, akkor halindeki cisimlerin titreimlerinin niin baya esnek titreimlerden tarkh olduklarn bildiimiz, niin elektronlarn alkn olduumuz madde gibi davranmadm rendiimiz gn, elektronlar dinamiini daha iyi arihya^az. Belki de ozaman bu dinamii prensiplerle uzlatrak daha kolay olacaktr. Deney karsnda, itibarlar imdi btn bu gayrederin muvaffak olmadm varsayalm. Geri her eyi hesaba kattktan sonra, byle .olacana ben de inanmyorum, fakat varsayalm ki durum byle olsun; o zaman ne yapmah? Zedelenmi olan prensipleri kendi elimizle tamire mi almal? Tabii bu her zaman iin mmkndr, ve ben de yukarda sylediim szlerin hibir-

ini geri almyorum, fana siz benimle atmak niyetinde olsaydnz, yle diyebilirdiniz: prensiplerin menei deney olmakla beraber, artk birer itibar haline geldikleri iin onlarn deneyden korkulan kalmadm yazan siz deil misiniz? imdi ise, deneyin yapt en son ftuhatn bu prensipleri tehlikeye drdn sylemi bulunuyorsunuz. Evet, evvelce yle sylemekte haklydm, ^bugn de hataya dm dem. Evvelce .haklydm, imdi olup bitenler bunun yeni bir delilidir. Sz gelimi Curie'nin radyum hakkndaki kalorimetre deneyini ele alalm. Bunu eneinin sakm prensipiyle uzlatrmak mmkn mdr? Bu, birok ekillerde denenmitir; fakat aralannda bir tanesi var ki zerine dikkatinizi ekmek isterim, o, bugn dierlerine stn olan bir izah ekli dedir, sadece ileri srlenlerden bir tanesidir. Radyumun bir aracdan baka bir ey olmad varsaylyor. O, uzay iinde btn ynlerde dolaan, radyumdan baka cisimleri delip geerken bir deiiklie uramyan, cisimler zerine hibir tesir yapmyan mehul mahiyetli birtakm nlan ierisinde depo ediyor. Ancak radyum bu nlardan biraz enerji alabiliyor ve sonradan bunu eitli ekillerde bize iade ediyor. Nekadar faydal ve kullanl bir izah ekli! Bir kere onun gereklenmesine ve dolaysiyle reddedilmesine imkn yotur. Sonra bu izah

tarz, Mayer prensipine aykr den her eyi telife yarayabilir; o sadece Curie'nin itirazna pein cevap vermekle kalmyor, gelecekteki deneycilerin ortaya atabilecei btn itirazlar da cevaplandryor. Ben de zaten bunu sylemitim, bylelikle prensipimizin deneyin verecei zararlardan masun olduu gsterilmi oluyor. Acaba prensipi ayakta tutmakla ne kazandk? Bundan sonra o neye yanyabilir? Falan veya filn artlar iinde, u kadar enerji miktar elde edeceimizi kestirmeye yanyacaktr; aym prensip vaktiyle elimizi kolumuzu bahyordu; halbuki imdi, hudutsuz bir eneji ihtiyatna sahip olduumuz; iin, hibir ey bizi bah bulundurmuyor. Evvelce Bilim ve Hipotez 'de yazm olduum gibi, bir prensip verimli olmaktan karsa, deney, dorudan doruya onu rtmese dahi, mahkm edebilir. Gelecein Matematiksel Fizii. O halde yaplmas gereken ey bu deildir; binay yeniden kurmamz lzmgeliyor. En sonunda bu zarurete dm olsak bile, yine kendimizi teselli edebiliriz. Bundan, bilimin ancak muvakkat yaplar kurabildii ve ok gemeden bunlar kendi eliyle batan aa ykmak zorunda kald, neticesini karmamaldr. Size sylemi olduum gibi evvelce de buna benzer bir buhran geirdik. kinci

matematiksel fizikte, yani prensipler fiziinde, birincinin yani merkezil kuvveder fiziinin izlerine raslandn size gstermitim; eer nc bir matematiksel fizik de idarak edeceksek, durum yie byle olacaktr. Beri deitiren hayvan, daha tazesini edinmek zere, fazla dar gelen kabuuiu paralasa dahi, yeni kabuunda vaktiyle var olmu bulunan organizmanin esas izgileri kolaylkla grlecektir. Acaba hangi ynde yolumuzu genileteceiz, bunu nceden tahmin edemeyiz; kim bilir belki de gazlarn kinetik teorisi geliecek ve tekilerine model hizmeti grecektir. Bu takdirde ilk bakta bize basit gibi grnen olaylar, srt tesadf kanunlarnn aym hedefe doru yaklatrd, pekok sayda elemanter olaylann bilekesinden baka bir ey olmyacaktr. O zaman fizik kanunu yepyeni bir manzara ile grnecektir; artk o, sadece bir diferansiyel denklem olmyacak, bir istatistik kanunu karakterini de tayacaktr. Belki de, bugn ancak sezinlediimiz yepyeni bir mekanik kurmak zorunda kalacaz, bunda atalet hzla beraber artacak k hz da almasna imkn bulunmyan bir snr olacaktr. Daha basit olan baya mekanik, ilk yaklaklk derecesinde, ok byk olmyan hzlar iin doru kalacaktr, yle ki yeni mekaniimi altnda

yine eski mekanik varolacaktr. O zaman prensiplere inanm olmaktan dolay esefde duymyacaz, hatt eski formller iin ok byk olan hzlar ancak birer istisna olacandan, pratikte en emini yine bu prensiplere inanmakta devam ediyor gibi grnmek olacaktr. Bu prensipler o kadar faydaldr ki onlara bir yer ayrmak iyi olur. Onlar bsbtn karp atmak, kendinimizi kymetli bir silhatan mahrum etmek demektetir. Szme son verirken unu da syliyeyim ki henz bu duruma gelmi deiliz, prensiplerin bu savata galip kmyacam henz hibir ey ispat edemez *

* Matematikse] fizik hakkndaki bu Sain-Lous'ae verilen kanferanstan alnmtr.

dnceler

NC

KISIM

Bilimin Objektif Deeri

BLM X Bilim Yapma mdr? 1. B. Leroyann felsefesi te insan pheci yapan birok sebepler. Acaba bu phecilii sonuna kadar gtrmeli miyiz, yoksa yolda durmal myz? En ekici, en kolay yol sonuna kadar gitmektir. Deniz kazasnda bir eyler kurtmaktan midi kesen pek ok kimseler bu zm tarzm kabul etmilerdir. Bu meyilden ilham alan yazlar arasnda, B. Leroy'nn yazdklarna n safta yer vermek uygun olur. Bu dnr, sadece deerli bir filozof ve yazar deildir, kesin bilimler ve izik bilimleri zerinde derin bgiye de sahiptir, hatt kymetli bir matematik icad yetisine malik olduunu gstermitir. Onun birok tartmalara yol aan doktrinini birka kelimede zetliyelim. Bilim itibarlarla yaplmtr ve grnrdeki kesildiini de bu durum ve ardara borludur. Bilim olaylar, ve daha kuvvetle kanunlar, bilginin yapma eseridir; o halde bilim

bize hakikat hakknda hibirey retemez; o, bize ancak faaliyet kaidesi hizmetini grebilir. Btn bunlarda adclk ismiyle tannan felsefe teorisi grlyor; bu teoride her ey yanl dedir; ona kendi meru alanm brakmaldr, fakat buradan dan kmasna da msaade etmemelidir. Hepsi bu kadarla kalmyor, B. Leroy doktrini sadece ada deildir; onun hi phesiz B. Bergson'un tesirine borlu bulunduu bir karakteri daha var: o, anti-entellektalisttir. B. Leroy5 a gre zek, dokunduu her eyin eklini bozar. Bu, zekmn zaruri vastas olan dil hakknda da dorudur. Ancak uucu ve deiici olan izlenimlerimiz gerektir, fakat bu gereklik be kendisine dokunur dokunmaz yok olur. , Bununla beraber, B. Leroy bir pheci dedir; onun zekye are bulunamyacak kadar ciz gziyle bakmas, mesel kalb, duygu, igd yahut inan gibi teki bilgi kaynaklanna daha geni pay ayrmak iindir. B. Leroy'mn hnerine kar duyduum sayg ne olursa olsun, bu tezin incelii neden ibaret uulnursa bulunsun, onu batan aa kabul edemiyeceim. Geri birok noktalar zerinde B. Leroy e aym fikirdeyim, hatt kendisi gr tarzm desteklemek iin, eserlerimden birok paralar
Bilimin deeri

zikretmitir, benim de bunlarn doruluunu reddetmeye hi niyetim yoktur. Btn bunlar, kendisini niin sonuna kadar takip edemiyeceimi izaha beni daha fazla mecbur ediyor. B. Leroy phecilikle sulandrlmaktan sk sk ikyet ediyor. Bu sulandrmann haksz olmas muhtemel bulunmakla beraber baka trl olamazd. Grnler kendisine kar deil midir? Doktrin bakmndan adc, kalben realist olan B. Leroy, mutlak adclktan ancak mitsiz bir imanla kendini kurtarm gibi grnyor. Ashnda, anti-entellektalist felsete, analizi ve dil i inkr etmekle, kendi kendisini insandan insana nakledilemez olmaya mahkm ediyor. O esas itibarlariyle ie ait bir felsefedir, olsa olsa ondan ancak ret ve inkrlar intikal edebilir. Byle olunca dardan birine onun phecilik eklinde grnmesine nasl hayret etmeli? Bu felsefenin zayii noktas buradadr; kendi kendisine sadk kalmay isteyince, kudretini bir inkr ve bir meserret feryad iinde harcyor. Her yazar, bu inkr -ve bu feryad ierisine bir ey ve etmeksizin tekrar edebilir, eklini deitirebilir. Acaba susmakla daha mantkl hareket etmi olmaz m? Mesel uzun makaleler yazdnz, bunun iin birtakm kelimeler

kullanmanz lzmgeldi. Bylelikle, hi felsefe yapmakszn basit ekilde yayan hayvandn daha fazla gidimli ve dolaysiyle hayat ve hakikatten daha tazla uzak olmu saylmaz msnz? Acaba asl filozof bu hayvann kendisi deil midir? Bununla beraber, hibir ressam aslna tamamen benziyen birprotre yapamyor diye, en iyi ressamln hi resim yapmamak olduuna hkmetmeli miyiz? Bir zoolojici bir hayvan terih ettii zaman, muhakkak ki onun eklini bozar. Geri hayvan byle terih etmekle hibir zaman onun btnn , anlyamamya mahkm olmaktadr; fakat terih yapmasayd, bu sefer hibir ey renmemeye t ve dolaysiyle hibir ey sylememeye mahkm olacakt. phesiz insanda zekdan baka kuvvetler vardr, kimse bunu inkar edecek kadar deli dedir. Bu kr kuvvetleri nne gelen kullanr, veya serbest brakr; filozof onlardan bahsetmelidir; bahsetmek iin de, onlar hakknda az da olsa bir eyler bilmelidir, dolasysiyle bu kuvvederin nasd tesir ettiine bakmaldr. Amma nasd? Hangi gzlerle? Yoksa kendi zeks e mi? Kalb, igd* zekya rehberlik edebilir. Fakat onu lzumsuz klamaz; onlar bak idare edebilir fakat gzn yerini tutamaz. Kalb iidir, zekda onun aletidir: bu kabul edilebilir. Ancak, zek, faaliyet iin olmasa be felsefe

yapmak iin kendisinden geilemiyen bir lettir. te bundan dolay, tam mnasiyle ant-entellektalist bir felsfe imknszdr. Belki faaliyetin zekdan nce olduu sonucuna varacaz; fakat bu sonuca varan da yine zeknmz olacaktr; faaliyeti ne geirmekle zek, deta dnen sazn stnln muhafaza edecektir. Bu kadar bile azmsanmyacak bir stnlktr. Bu ksa dnceler ve onlarn soruya ancak temas edecek kadar az oluu bana balansn. Burada ele almak istediim konu, entellektalizmin mdafaasn yapmak deildir. Ben bilimden bahsetmek istiyorum, o zaman hi pheye yer yoktur: bilim, bir tarif olarak, ya entellektalist olacak veya varolmyacaktr. Asl bilinmesi gereken ey de onun var olup olmyacadr. 2 Bilim, faaliyet kural B. Leroy'ya gre bilim bir faaliyet kuralndan baka bir ey deildir. Biz bir ey bilmekten ciziz, bununla beraber yola km bulunuyoruz. Faaliyette bulunmalyz, bunun iin de kendimize geliigzel kurallar tesbit etmiiz. te bu kurallar topluluuna bilim deniyor. Nitekim insanlar, elenme arzusiyle, mesel tavla oyununda olduu gibi, birtakm oyun kurallar tesis etmilerdir. Bu kurallar, bilimdekinden daha iyi ekilde, btn

insanlarn muvaffakatine dayanabilir. Yine bunun gibi, seemiyecek halde olan fakat semek zorunda bulunan insan, bir ufak paray havaya atarak yaz m tura m yapar* Tavla kural gerekten tpk bilim gibi bir faaliyet kuraldr, fakat acaba mukayesenin tam olduu mu sanlyor, aradaki fark grlmiyor mu? Onun kurallar keyfe gre alnm itibarlardr, bunlarn aksi olan itibarlar kabul edilseydi, eskisinden daha fena yaplm olmazd. Halbuki tersine, bilim, hi olmazsa genel hallerde, muvaffak olan bir faaliyet kuraldr, bunun aksi olan kural muvaffak olmyacakt. Eer, hidrojen elde etmek iin inko zerine bir asit tesir ettiriniz dersem, muvaffak olan bir kural ifade etmi olurum; altn zerine ark su tesir ettiriniz de diyebilirdim; bu da yine bir kural saylrd yalmz byle bir kural muvafaak olmazd. Demek oluryor ki, bilim reeteleri nin faaliyet kural olarak bir deeri varsa bu, hi olmazsa genel hallerde, onlarn muvaffak olduunu bilmemizdendir. Fakat bunu bmek dahi bir eyler bilmek demektir, o halde nasl oluyor da bizim bir ey bemiyeceimizi sylyorusunuz ? Bilim nceden tahmin ettirir, ve bunun iindir ki faaliyet kural hizmetini grebilir. Geri onun yapt tahminlerin ok defa olaylar tarafndan yalanlandm ben de

biliyorum; bu hal, bilimin, kusurulu olduunu, ispat eder; eer bilimin daima byle kusurlu olacam szlerime ilve edersem, muhakkak ki hibir zaman yalanlanmyacak bir tahminde bulunmu olurum. uras da muhakkaktr ki bilgin istikbal hakknda geliigzel sz syliyen khinden daha az yanlacaktr, te yandan Uerleme yava fakat sreklidir, yle ki bginler, gittike daha fazla cretli olmakla beraber, daha az aldanmaktadrlar. Bilim iin bu azdr, fakat yeter. B. Leroy bir yerde, bilimin sanldndan daha sk aldandn sylemitir, bunu biliyorum. Ona gre, kuyruklu yldzlar ok defa astronomlara fena oyunlar oynamaktadr; bginler birer insan olduklar iin, baarszlklarndan bahsetmeye pek istekli deillerdir, yoksa onlar anlatm olsalard, malbiyeder saysnn zaferler saysndan daha fazla olduu grlecekti. Bunu syledii gn, B. Leroy, phesiz kendi dncesi hududunu am oluyor. Eer bilim muvaffak olmasayd, faaliyet kurah hizmetini de gremezdi; o zaman bilimin kymeti nereden kacakt? Onun yaanm olmasndan yani bilimi sevmemizden ve kendisine inanmzdan m? Alimisderin elinde altn yapmak iin reeteler vard, kendileri bu reeteleri seviyor, onlara inanyorlard, byle olmakla beraber

bizim inancmz daha az kuvvetli olduu lalde, bizim buludumuz reeder daha iyi ykmtr, nk muvaffak olmulardr. u ikemeden kurtulmaya imkn yoktur: ya bilim bir olay nceden tahmin ettirmeye 'elverili dedir, o zaman kendisi de bir faaliyet kural olarak deersizidir; yahut az ok kusurulu bir ekilde nceden tahmine elverilidir, o zaman da bilgi vastas olarak deersiz deildir. Hatt bilimin gayesinin faaliyet olduu da sylenemez; Sirius yldz zerine belki de hibir zaman tesir yapamyacamz bahanesiyle, bu yldz hakknda yaplan tetkikleri mahkm etmeli miyiz? Bana kalrsa, aksine olarak, asd gaye bilgidir, faaliyet bir vastadr. Endstrinin gelimesinden haz duymakhm, onun bilim avukatlarna kolay bir delil temin etmesinden deildir; endstrinin bilhassa bilgine nefse itimat alamasnda ve ona engin bir deney sahas sunmasndadr. Bu alanda bil:gin, birtakm drtlemelerle idare edilemiyecek kadar muazzam kuvvederle kar karyadr. Bu safra olmasa, bilginin yeni birtakm skolstik dnceler serabna kaplarak yeryzn terketmiyeceini, yahut ryadan baka bir ey grmediini sanarak mitsizlie dmiyeceini kim temin eder? 5. Ham olay ve bilim olay B. Leroy'mn tezinde en fazla paradoksal

olan ey, bilginin olay yarattn sylemesidir; bu, aym zamanda onun esas fikriydi ve zerinde en ok mnakaa yrtlen bir noktayd. ihtimal ki, diyor, ham olay yaratan bilgin dedir (zannedersem bylece kk bir imtiyazda bulunuyor); fakat bilim olaym yaratan her halde odur. Ham olayla bilim olaynn byle ayrdedilii ashnda bana haksz gibi grnmyor. Ancak ben, bir kere, snrn ne tam bir ekilde ne de kesin olarak izilmi olmamasndan; sonra yazarn, bilimsel olmyan ham olayn bilimin dnda kalacam ima eder gibi grnmesinden ikyetiyim. Nihayet bilginin istedii gibi bilim olaym yarattm kabul edemem, zira kendisini bunu kabule zorhyan ey ham olaydr. B. Leroy tarafndan verilen misaller beni ok hayrete drmtr. Bunlardan birincisi atom kavramndan alnmtr. Olay rnei olarak atomun seilmesi! itiraf edeyim ki, bu seim beni o kadar atrtt ki hakknda hibir ey sylememeyi tarih ediyorum. Her halde yazarn dncesini iyice anlamam bulunuyorum, dolaysiyle onu verimli bir ekde mnakaa edemiyeceim. ikinci misal bir tutulma olaydr, bunda ham olay bir k ve glge oyunundan ibarettir, fakat astronom beraberinde iki yabanc*

eleman getirmeksizin buna mdahale edemez. Bunlar da bir sarkah saat ve Newton kanunudur. Nihayet B. Leroy yerin dnmesini zikrediyor; kendisine, bu bir olay dedir, cevab verilmitir ; B. Leroy srar etmitir: Yerin dnmesi, bunu tasdik eden Galile ve inkr eden enkisizyoncu iin birer olayd, diyor. Her halde bu, imdiye kadar konutuklarmzla aym srada bir olay deildir, kenderine aym imsi vermek birok karklklara yol aamak olur. Tutulma olaynda u drt mertebeyi elealalm. 1 Hava kararyor, der cahil adam. 2 Tutulma saat dokuzda oldu, der astronom. V Tutulma, Newton kanunlarna gre yaplm cetvellerden kanlabilen saattevukubuldu, der yine astronom. 4 Olayn sebebi yerin gne etrafnda dnmesidir, der nihayet Gale. Ham olayla bilim olay arasndaki snr acaba nerededir? insan B. Leroy'y okuyunca bu smnn birinci ve ikinci basamaklar arasnda bulunduuna inanaca geliryor, fakat ikinci e nc arasnda bundan daha uzun mesafenin, hele nc e drdnc arasnda bundan da daha uzun mesafenin bulunduunu kim grmez?

Bu hususta belki bizi daha iyi aydnlatacak olan iki misal zikredeceim. Hareketli bir ayna yardmiyle kl bir imgeyi yahut bir lekeyi taksimath bir cetvel zerine iz dren bir galvanometerenin sapmalarn gzlyorum. Ham olay udur: Lekenin cetvel zerinde yer deitirdiinin grlmesi; bilim olay da udur : Devreden bir akmn gemesi. Yahut da yle bir misal verilebilir: bir deney yaptm zaman, netice zerinde baz dzeltmelerde bulunmalym. Zira birtakm hatalar yaptm biliyorum. Bu hatalar iki eittir: Bazlar arzdir, ortalamalar alarak bunlar dzeltirim; bir ksm da sistematiktir, bunlan da ancak sebeplerini derin derin incelemek suretiyle dzeltebilirim. O zaman elde edilen ilk netice ham olaydr, dzeltmeler yapldktan sonra bulunan son netice ise bilim olaydr. Bu son misal zerinde dnnce, yukardaki misalde ele aldmz ikinci basama da blmlere ayrmaya sevkediliyoruz ve: 2. Tutulma saat dokuzda vulubuldu,. diyecek yerde yle diyoruz: 2a. Tutulma, saatim dokuzu gsterirken oldu, 2b. Saatim on dakika geciktii iin tutulma dokuzu on gee oldu. Hepsi bu kadarla kalmyor: birinci ba-

samak da blmlere aynlmaldr; o zaman bile bu iki blm arasndaki uzaklk en .kk uzalk olmyacaktr; bir tutulmaya ahit olan kimsenin duyduu karanlk izlenimi e, bu izlenimin ondan kopard -hava kararyor hkm arasnda bir ayrdetme yapmak zorunludur. Bir mnada hakik ham olay birincisidir, ikincisi daha o zamandan bir nevi bilim olay saylr. Byle mertebelerimizin says imdiden altya kyor. Bu rakamda durmamza hibir sebep bulunmamakla beraber biz onunla kanaat edeceiz. lk dikkatime arpan ey udur: alt basamktan birincisinde, olay, henz tamamiyle ham olmakla beraber, deta ferdidir, mmkn olan btn dier olaylardan tamamen farkldr. Daha ikinci basamaa geer gemez durumun byle olmad gTlyor. Olayn ifadesi sonsuz sayda baka olaya uygun gelebilir. Dil ie karr karmaz, izlenimlerimin tayabilecei sonsuz sayda nans ifede etmek zere, elimde ancak snrl sayda terim bulunduruyorum. Hava karanlktr, dediim zaman, bu, ^eri bir tutulmada hazr bulunurken duyduum izlenimleri ifade etmektedir; fakat bizzat karanlkta da birok nanslar tahayyl edilebilT, ayet flen gereklenmi olan nans gerine bundan az farkl bir nans hususle gelmi olsayd, bunu da yine yle syliyerek ifade ederdim: hava karanlktr.

ikinci temih: ikinci basamakta dahi bir olayn ifadesi ya doru ya yanl olabilir. Her hangi bir nerme iin durum byle olmazd ; eer bu nerme bir itibarn ifadesi ise, kelimenin tam mnasiyle bu ifadenin doru olduu sylenemez, nk byle bir nerme benim arzuma ramen doru olacak deildir, srf benim doru olmasn istediim iin dorudur. Sz gelimi uzunluk birimi metredir dediim zaman bir karar vermi oluyorum,, yoksa bu bana kendini kabul ettiren bir gzlemin tesbiti deildir. Nitekim klit postlt iin de durum byle olmutur, bunubir yerde gstermi olduumu sanyorum. Bana, hava karanhk m? diye sorulduu zaman evet mi, yoksa hayr m diye cevap vermenin gerektiini her zaman biliyorum. Sonsuz sayda olay hava karanlktr hkmiyle ifade edilebilir olmakla beraber gereklenmi bir olayn bu ifadeye cevap veren olaylar iine girip girmediini bilmek daima elimdedir. Olaylar kategori itibariyle tasnif edilir, eer grdm olayn falan kategoriye girip girmedii benden sorulursa,, tereddt bile etmeden cevap veririm. phesiz bu tasnifte insan hrriyetine yahut kaprisine geni bir pay brakacak kadar keyflik vardr. Bir kelimeyle bu tasnif bir itibardr. Bu itibar verilmiken, bana t falan olay doru mudur ? diye sorulsa*

daima cevap verebilirim ve cevabm da bana duyularmn ahadeti hazrlatacaktr. Bir tutulma esanasmda : hava karanlk imdir? diye sorulsa, herkes evet cevabm verecektir. phesiz ki kendi dillerinde aydnlk iin karanlk, karanlk iin aydnlk szlerini kullanan kimseler bu suale hayr cevabm verirlerdi. Fakat bunun ne ehemmiyeti olabilir ? Bunun gibi, matematikte, birer itibardan ibaret olan tarifleri ve postltlan ortaya koyduum zaman, bir teorem ya doru ya yanl olabilir. Ancak bu teorem doru mudur? sorusuna cevap vermek iin, duyularmn ahadetine deil, istidlle mracaat etmek zorunda kalrm. Bir olayn ifadesi daima gereklenebilir, gerekleme iin de gerek duyulannzn ahadetine gerekse bu ahadetin htrasna bavururuz. Bir olay as karakterize eden ey budur. Siz bana : falan olay doru mudur? diye sorarasmz, ben de sizden, eer icabediyorsa, itibarlar tasrih etmenizi, baka bir deyile hangi dili konutuunuzu sormakla ie balarm; bu nokta zerinde fikirleri tesbit ettikten sonra duyularm sorguya ekerim ve evet yahut hayr cevabm veririm. Fakat bu cevab duyularm vermi olacaktr, yoksa: ngilizce yahut Franszca syledim demi olan siz de. Mteakip basamaklara getiimiz zaman, acaba btn bunlarda bir eyler deitirmek

icabeder mi? Az nce sylediim gibi, bir galvanometreyi gzlerken, cahil bir ziyaretiye: cereyan geiyor mu? diye sorarsam, oy tele bakacak ve bir eylerin geip gemediini grmiye alacaktr; halbuki aym oruyu benim dilimden anhyan yardmcma soracak olursam, o bununla : k lekesi yer deitiriyor mu! demek istediimi anhyacak ve doruca aletin cetveline bakacaktr. O halde bir ham olayn ifadesiyle bir bilim olaymn ifadesi arasnda ne fark vardr? Aym bir ham olayn Fransz ve Alman dilinde ifade edilii kadar fark vardr. Bilim ifadesi, ham ifadenin, bilhassa ok daha az. sayda kimse tarafndan konuulduu iin baya Alman dilinden yahut baya Fransz, dilinden farkeden bir dile evrilmi eklidir. Bununla berber pek acele etmiyelim. Bir akm lmek iin pek ok sayda galvanometre tipi, hatt bir elektrodinamometre kullanabilirim. O zaman: bu devrede ut kadar amperlik bir akm bkm sryor,, demek u mnaya gelir : bu devreye falan galvanometreyi uyduracak olursam, k lekesinin a blmne geldiini grrm; fakat aym ifadenin yle bir mnas da olabilire bu devreye falan elektrodinamometreyi balyacak olursam, k lekesinin b blmne geldiini greceim. Yine aym ifade daha. pek ok ey demek olabilir, zira akm yalmz mekanik etkilerle deil, kimyasal, ssal ve

ksal etkilerle de varln belli edebilir. ite bir ifade ki biribirinden mudak surette farkl olan pek ok sayda olaylara uygun gelebiliyor. Niin? nk kabul etmi olduum bir kanuna gre, falan mekanik etki husule geldii zaman, onunla beraber falan kimsaysal etki de hsl olacaktr. Daha evvelce yapdm -olan pek ok sayda deney bu kanunun bozulduunu hibir zaman bana gstermemitir. O zaman, birbirine bu derece deimez ekilde bah iki olay aym ifade e beyan edebeceime kanaat getirmiimdir. Bana: cereyan geiyor mu ? diye sorulsa, bunun: falan mekanik etki hsd olacak m? mnasna geleceini anlam olabilirim, fakat yle de anlyabilirdim: acaba falan kimyasal etki hsl olacak m? O halde gerek mekanik etkinin gerekse kimyasal etkinin varln gereklemek elimdedir, hangisini gerekliyeceimin nemi yoktur, zira her iki halde de cevap aym olacaktr. Ya bir gn kanunun yanl olduu meydana karsa? Ya iki mekanik ve kimyasal etki arasndaki ahengin her zaman sabit olmad grlrse? O gn, ar bir karld ortadan kaldrmak zere, bilim dilini deitirmek gerekecektir. Peki sonra ne olacaktr? Zannediliyor mu ki gnlk hayatn olaylarm ifade etmekte kullanlan baya d, bu gibi phe ve karldklardan ridir?

Acaba bundan, gnlk hayat olaylarnn gramercilerin eseri olduu sonucu karlabilir mi? Bana soruyorsunuz: akm var m? Ben de mekanik etki var m diye aratryorum, onun varln tesbit ediyor ve cevap veriyorum: evet, akm var. Tabi bu, mekanik etki ile beraber kimyasal etkinin de bulunduu mnasna gelir* imdi, imknsz mmkn kabul ederek, doru olduuna inandmz kanunun yanl ktm ve bu halde kimyasal etkinin varolmadm tasavvur edelim. Bu hipotezde birbirinden farkl iki olay bulunacaktr: biri dorudan doruya gzedenen olaydr ve hakikattir, teki ise bir netice olarak kan olaydr ve yanltr. stersek ikinciyi de bizim icadetmi olduumuzu syliyebiliriz. yle ki bilim olaynn yaradlnda insamn ahsi emeinin pay hataya mncer oluyor. Fakat sz konusu olayn yanl olduunu sylememiz, acaba onun zekmzn hr ve keyf bir icad veya klk deitirmi bir itibar olmamasndan tr deil midir ? Bu takdirde olay ne doru ne yanl saylrd. Olay gereklenebilirdi. Ben bu gereklemeyi yapmam olmakla beraber yapabilirdim. Eer yanl bir cevap verdimse, bu, yegne srr bile tabiat sorguya ekmeksizin, ok acele cevap vermeyi istemekten eri gelirdi. Bir deneyden sonra, bilim olaym mey-

daa karmak zere, anz hatalarla sistematik hatalan dzeltirsem, durum yine aym olur; bilim olay asla ham olayn dier bir dile evriliinden baka bir ey olmyacaktr. Saat u kadardr dediimi zaman, ksa bir tarzda unu ifade etmi olurum: saatimin gsterdii zamanla falan veya filn yldzn meridiyenden gei an arasnda falan mnasebet vardr. Bu dil itiban bir kere herkes taralndan kabul edilikten sonra bana, saat ka? diye sorulsa, evet veya hayr cevabm vermek benim elimde olmyacaktr. Sondan bir evvelki basamaa geelim: tutulma, Newton kanunlarndan karlan cetvellerin verdii saatte olmutur. B da Gk Mekaniini iyi bilenler yahut sadece Astronomlar tarafndan hesaplanm cetvellere sahip bulunanlar iin pek ak bir dil itibardr. Bana soruluyor: tutulma olay tahmin edilen saatte oldu mu? Zaman cetvellerini kartryorum, tutulmamn saat dokuzda olacann haber verildiini gryorum ve sorunun aslnda u olduunu anlyorum: tutulma saat dokuzda oldu mu? Yine hkmlerimizde deitirilecek hibir ey yoktur. Bilim olay, kullanl bir dile evrilmi ham olaydan ibarettir. Geri son basamakta iler biraz deiiyor. Yer dnyor mu? Acaba bu, gereklenebilir bir olay mdr? Galile e Byk
Bilimin aeeri 14

Engizisyoncu, bu konuda anlamak iin, duyularnn ahadetine ba vurabilirler miydi? Onlar bilkis grnler zerinde aym fikirde ider ve stste ylan deneyler ne olursa olsun, grnler zerinde daima ittifak edecekler fakat bunlarn aklanmasnda hibir zaman uyuamyacaklard. Hatt bunun iindir ki onlar bilimsel deeri pek az olan mnakaa yollarna sapmak zorunda kalmlardr. te ben de bunun iin, onlarn gzlenen olay zerinde ittifak halinde olduklarna kani bulunuyorum: ikisi arasnda mnakaa konusu olan yerin dnmesi e, bu ana kadar gzden geirmi olduumuz ham olaylara yahut bilim olaylarna aym ismi vermeye hakkmz yoktur. Yukarda geenlere baklnca, ham olayn bilim-d olup olmadm aratrmak lzumsuz grnyor, zira ne bilim olay olmakszn bilim, ne de ham olay olmakszn bilim olay var olabilir, nk birincisi ikincisinin tercmesinden baka bir ey deildir. Buna gre bginin bilim olaym yarattm sylemeye hakkmz var m? Bir kere bilgin olaym hi yoktan yaratmaz, nk onu ham olayla imal eder. Dolaysiyle onu hr olarak ve istedii gibi de yapamaz. i nekadar mahir olursa olsun, hrriyeti, elinde yuurduu ilk maddenin zellikleriyle snrlanmtr.

Esasen bilim olaynn byle hr olarak yaratlndan bahsetmekle ve tutulma olaynda saatiyle faal bir rol oymyan astronomu buna rnek olarak gstermekle ne demek istiyorsunuz ? Tutulmamn saat dokuz da olduunu mu sylemek sitiyorsunuz? Eer astronom bu olayn saat 10 da olmasm isteseydi, saatini bir saat erletmesi yeterdi. Fakat astronom, byle fena bir aka yapmakla, pheli bir harekette bulunmu olurdu. Kendisi bana: tutulma saat dokuzda oldu dedii zaman, ben, saat dokuzun sarkah saatin ham gsterisinden, bilinen birtakm dzetmeler yardmiyle, karlm zaman olduunu anlyorum. Eer bu zat bana sadece ham neticeyi verdiyse, yahut allm kaidelere aykr dzeltmeler yaptysa, bana haber vermeksizin uyutuumuz dili deitirmi demektir. Eer aksine bana haber vermise, ikyete hakkm yoktur, fakat bu da yine aym olayn baka bir dille ifadesi demektir. Szn ksas, bilginin bir olayda yaratm olduu ey, bu olay ifade ederken kulland dildir. Bilgin bir olay nceden tahmin ederken bu dili kullanacaktr ve aym dili konuup anhyabileri kimseler iin, onun tahmini her trl karldktan ridir. Zaten, tahmin bir kere ne srldkten sonra bunun gereklenip gereklenmemsi tab onun elinde deildir. imdi B. Leroy'nn tezinden geriye ne

kalyor? u kalyor: bilgin, gzlenmeye deer olaylar semekle faal bir mdahalede bulunmu olur. Tek bana bir olayn hibir nemi yoktur; bir olay, ancak baka olaylarn nceden tahminine yanyabir gibi grnd anda nem kazamr; yahut da bu olayn vukuu nceden tahmin edildikten sonra, gereklenmesi bir kanunu teyit etmelidir. Bu artlara uyup bilimde zikredilme hakkm kazanan olaylar kim seecektir? Bilginin serbest faaliyeti. Hepsi bu kadar deil. Bilim olay, bir ham olayn belli bir dile evrilmesidir, dedim; buna her bilim olaynn birok sayda ham olaylardan teekkl ettiini de i|ve etmeliydim. Yukarda zikrettiim misaller bunu olduka ak bir eldlde gstermek tedir. Sz gelimi tutulma amnda saatim a zamann gstermi olsun, alm balangc olarak aldmz belli bir yldzn meridiyenden son geiinde saat P y; ayn yldzn sondan bir nceki geiinde de y y gsteriyordu. te elimizde birbirinden farkl olay (geri bunlardan her birinin zamanda iki ham olaydan km olduu hatrlatlabilir ; fakat bu noktay geiyorum). Bunlarn yerine yle diyorum: tutulma a 8 sat 24 p-^ da olmutur. Bylece olay tek bir bim olaynda taplanm bulunuyor. Bir-

birinden farkl zamanda saatimde okuduum a, p, y, anlarnn bence gisiz olduu ve Ugi verici tek eyin bu nicelik arasndaki ^ kombinezonundan ibaret bulunduu pr hkmne varm oldum. te bu hkmde zekmn serbest faaliyeti yeniden gze arpyor. Fakat byle yapmakla kuvvetimi tOL 8 ketmi oldum: artk bu s kombinezonuPr nun fn veya falan deere sahip olmasn temin etmek elimde dedir, nk bana birer ham olay olarak sunulan a, 0, y deerleri zerine hibir tesir yapamam. Ksaca olay olaydr. Eer olaylarn, nceden tahmine elverili olduu grlrse, bu, bizim hr faaliyetimizin bir eseri deildir. Ham olayla bilim olay arasnda kesin bir smr yoktur; ancak filn olay ifadesinin falamnkinden daha ham yahut aksine, daha bilimsel olduu sylenebilir. 4. Adclb> ve Evrensel envaryan Eer olaylardan kanunlara geersek, bilginin hr faaliyetinin bunda ok daha byk bir pay olaca aktr. Acaba B. Leroy bu pay an derecede bytmyor mu? imdi bunu inceliyeceiz. Bir kere getirdii misalleri hatrhyahm. Fosfor 44 de erir, dediim zaman bir kanun beyan ettiimi sanyorum; ashnda bu fosforun tanmndan ibarettir; fosforun
c | 3

btn zelliklerine sahip olduu halde 44 de erimyen bir cisim kefedileseydi, kendisine baka bir isim verilirdi ve kanun yine doru olarak kalrd. Bunun gibi, cisimler serbest dmede zamamn karesiyle orantl mesafeler katederler, dediim zaman serbest dnmenin tanmndan baka bir eyi sylemi olmam. Ne zaman bu art salanmazsa dmenin serbest olmadm syliyebilirim, neticede kanun hibir zaman bozulmu olmaz. Kanunlar bundan ibaret kaldka, nceden tahmine yanyamyacaklan aktr, dolayisiyle onlar, gerek bgi vastas olmak, gerekse bir faaliyet prensibi olmak bakmndan hibir eye yaramyacaklardr. Fosfor 44 de erir dediim zaman unu kastediyorum: fn veya falan zelie (sz gelimi fosforun erime noktas mstesna, btn zeliklerine) sahip olan her cisim 44 de erir. Bu ekilde anlalrsa, ileri srdm nerme gerekten bir kanundur ve byle bir kanun bana faydal olabilir, zira bu zelliklere sahip olan bir cisme raslarsam, onun 44 de eriyeceini tahmin edebilirim. phesiz bir gn kanunun yanl olduu kefolunabilecektir. O zaman kimya ders kitaplarnda u satrlar okunacaktr: Kimyaclarn uzun zaman fosfor ismi altnda biribirine kartrdklar iki cisim vardr ! bu iki

cisim ancak erime noktalariye biribirinden farkeder. Bylece kimyaclarn iki cismi nceden ayrt edemedikleri halde sonralar biribirinden ayrmalar ilk defa vki olmyacaktr; mesel neodimle prazeodim de uzun .zaman didim ismi altnda bir tutulmutu. Kimyaclarn fosforun bana bu gibi maceralar gelmesinden korktuklanm sanmyorum. Byle bir ey olsa bile, iki cismin ayn younlua, ayn zgl sya, v. s. ye sahip olmamas muhtemeldir, yle ki mesel younluu ihtimamle tyin ettikten sonra, erime noktas kestirilebilecektir. Zaten ne ehemmiyeti var; ortada bir kanun bulunduuna ve bu kanunun, ister doru ister yanl olsun, bir genelemeye indirgenmediine dikkat etmek yeter. Buna kar: her ne kadar yeryznde fosforun dier btn zelliklerine sahip olduu halde 44 derecede erimiyen bir cisim tanmyorsak, teki gezegenler zerinde byle bir cismin bulunup bulunmadm da bil* miyoruz, denebilir mi? phesiz bu iddia sz gtrebilir; o zaman yukarda bahis konusu olan ve yeryznde oturan bizlere faaliyet kaidesi hizmetini gren kanunun bilgi bakmndan hibir genel deere sahip bulunmad ve btn alkay bizi u kre zerinde tutan tasadfe borlu olduu hkmne varlacaktr. Bu mmkndr, takat bu takdirde, kanun bir itibara mncer

olduu iin deil, sadece yanl olduu iini kymetten decektir. Cisimlerin dmesi konusunda da durum ayndr. Eer talan veya filn artlar iinde dmenin olas derecede serbest yahut yaklak olarak serbest olacam bmiyorsam, Gale kanunlarna uygun olarak: vukua gelen dmelere serbest dme adm vermi olmam hibir ie yaramyacaktrBu da yine doru veya yanh olabilen bir kanundur, fakat bir itibara indirgenmez. Varsayaym ki astronomlar gk cisimlerinin Newton kanunua tam olarak uymadm keletmi olsunlar. O zaman onlar u iki durumdan birini semek zorunda, kalacaklardr : ya ekim kuvvetinin uzaklalklann karesiyle ters oranl olarak deimediini syliyecekler, yahut da ekim kuvvetinin gk cisimleri zerine tesir eden yegne kuvvet olmadm, mahiyeti baka olan bir kuvvetin de ona eklendiini syliyeceklerdir. kinci halde, Newton kanunu ekim kuvvetinin tarifi olarak mtala edilecektir. Bu ise adcmn taknd tavr olacaktr. ki durum arasndaki seim serbest kahyor, ve srf kullanl olmak mlhazasiyle yaphyor. Byle olmakla beraber bu mlhazalar ok defa o derece kuvvetli oluyor ki pratikte bu hrriyetten pek az ey elde kalyor.

(1) Gk cisimleri Newton kanununa yar, nermesini ikiye paralyabiliriz: (2) ekim kuvveti Newton kanununa uyar, (3) ekim kuvveti gk cisimleri zerine tesir eden tek kuvvettir. Bu halde (2) nermesi bir tariften baka birey deildir ve deneyin kontrol dna kar ; o zaman bu kontrol (3) nermesi zerine icra edilecektir. .Byle olmas da lzmdr, nk (1) bileke nermesi gereklenebilir olan olaylar nceden tahmin etmektedir. Bu sunilikler sayesindedir ki, bilginler, farknda olmadklar bir adclk yardmiyle. kanunlar zerine prensipler denen eyleri kurmulardr. Bir kanun yeteri kadar deneyle teyit edildii zaman, iki durum kabul ede'biriz: ya bu kanunu topluluk iinde kendi haline brakrz. O zaman kanun arasz gereklemelere tabi olacak ve nihayet kendisinin yaklak olduu meydana kacaktr. Yahut da kanun, nerme muhakkak doru olacak ekilde birtakm itibarlar kabul ederek, bir prensip mertebesine ykseltilir. Bunun iin .hep aym yolda hareket edilir. lk kanun iki A ve B ham olay arasnda bir bant ifade ediyordu; bu iki ham olay arasna mcerret bir C aracs ithal edilir. Bu arac az ok muhayyeldir, (sz gelimi geen misalde el e tutulamaz birey olan ekim kuvveti byle bir cevherdi). O zaman A e C arasnda kesin varsayabileceimiz bir bamt

bulunur: bu, prensiptir; C ile B arasnda dat bir bant vardr, bu da her zaman gereklenebilir bir kanun olarak kalr. Bundan byle deta blrlam olan prensip, artk deneyin kontroluna tabi tutulmaz. O ne doru, ne de yanltr, sadece kullanldr, Bu ekilde hareket etmenin ok defa faydal olduu grlmtr, fakat pek aktr ki eer btn kanunlar prensip ekline dntrlseydi, geriye bilim namna bir ey kalmazd. Her kanun bir prensibe ve bir kanuna paralanabilir, fakat ak olarak grlyor ki, bu paralama ne kadar uzaa, gtrlrse gtrlsn, geriye daima kanunlar kalacaktr. - !' \ O halde adcln da snrlar vardr, ite B. Leroy'mn mtalalar harfi harfine tatbik edecek olursa, bu cihet unutulabir. Bilimlere acele bir gz atmak, bu snrlarn nelerden ibaret olduunu bize daha iyi anlatacaktr. Adc durum, ancak kullanl olduu zaman yerindedir; o acaba ne zaman kullanl olur? Deney bize cisimler arasndaki bantlar bildirir; bu , ham olaydr; bu bantlar son derece dolaktr. Dorudan doruya -A cismiyle B cismi arasndaki banty gz nne alacak yerde, aralarna bir arac olarak uzay ithal ediyoruz. Bundan sonra birbirinden farkl banty ele alyoruz: A cis~

miyle uzayn A' ekli arasndaki bant, B -cismiyle uzayn B' ekli arasndaki bant, A ' ve B' ekilleri arasndaki bant. Bu dolambal yol niin daha faydaldr? nk A e B arasndaki bant karkt, fakat basit olan A' B' arasndaki bantdan az farkediyordu. yle ki bu kark bant yerine A' e B' arasndaki basit bant ile bir yandan A ve A', te yandan da B' ve B aracndaki farklarn ok kk olduklarn bil-diren baka iki bant konulabilir. Szgelimi -A e B hafife ek deitirerek hareket -eden iki tabiat cismiyse, ekil deitirmiyen iki A' ve B' ekli gz nne ahnz. Bu A' ~ve B' eklerine ait hareket kanunlan ok basit olacaktr; bunlar geometride bilinen kanunlardr. Sonra buna, A' dan daima ok az tarkeden A cisminin s tesiriyle genilemi olduunu ve esneklik tesiriyle de ediini ilve ederiz. Bu genileme ve eilmeler, srf ok kk olduklar iin, zekmzca incelenmesi nispeten kolay olan eylerdir. Bir de cismin hareketiyle, genilemesi ve eilmesi aym bir ifade iinde toplanmak istense, ne kadar byk bir d kanhma yol alaca tasavvur edsin! A ile B arasndaki bant ham bir kanundur ve paralara blnmtr; imdi elimizde A ile A' nn; B e B' nn mnasebetlerini ifade eden iki kanunla A' ve B' arasndaki mnasebeti ifade eden Ur rpensip

var. te bu prensibler topluluuna geometri deniyor. ki tembihte daha bulunacam. ElimizdeA ve B cisimlerine ait bir bant var, bunun yerine A' ve B' ekilleri arasndaki bir mnasebeti koyduk; fakat aym A' ve B* ekilleri arasndaki aym mnasebet yerine A ile B den tamamiyle farkl olan baka iki A" ve B" cisimleri arasndaki bir mnasebet konulabilirdi. Ve bu birok tarzda yaplabilir. Eer prensiplerle geometri icadedilmemi olsayd, A e B arasndaki bamt incelendikten sonra, A" ve B" arasndaki mnasebetin incelenmesine yeniden ve meneden balamak gerekirdi. te bunun iin geometri bu kadar kymetlidir. Geometrik bir bant, ham halde mtal edildii zaman mekanie ait olmas lzmgelen bir bantnn yerini faydal bir ekilde alabilecei gibi, optie v. s. ait olmas lzmgelen baka bir bantnn da yerini alabilir. Bu hal geometrinin denel bir bilim olduunu ispat eder denilmesin; geometri prensiplerini, karldklar kanunlardan ayrmakla, bizzat geometriyi de kendisini douran bimlerden suni bir ekde ayrm oluyorsunuz, teki bilimlerde de prensipler vardr, fakat bu onlara denel bilimler adm vermemize mni deildir. , unu da kabul etmek lzmdr ki suni olduu iddia eden bu ayrmay yapmamak

zordu. Kat cisimler kinematiinin geometrinin douunda oynad rol malmdur; buna bakarak geometrinin denel kinematiin bir dalndan baka bir ey olmadm m sylemelidir? Aslnda n bir doru zerinde yaylmas kanunlar da geometri prensiplerinin teekklne yardm etmitir. O halde geommetriye hem kinematiin hem de optiin birer <lal gziyle bakmak m lzmdr? Ayrca unu da hatrlataym ki, geometrinin as konusu olan klit uzaymz, zihnimizde evvelden yerlemi bulunan ve gruplar adm tayan birka tip arasndan, srf daha kullanl olmas sebebiyle semitir. Mekanie geersek, menei geometrininkine benziyen byk prensipler grrz, fakat bunlarn tesir sahalar daha kk olduundan, kendilerini asl mekanikten ayrmaya ve bu bilime dedktif gziyle bakmaya sebep yoktur. Nihayet fizikte prensiplerin rol daha fazla azalm bulunur. Gerekten bu bilimde prensipler ancak faydal grld zaman ithal edilmitir. Halbuki onlar ancak az sayda olduklar ve her biri pek ok sayda kanunun yerine getii iin faydaldrlar. O halde bu prensiplerin saylarm artrmaya lzum yoktur. Esasen bir sonuca varmak gereklidir, bunun iin de tecrit sahasm terketmek ve gereklelikle temasa gemek lzmdr. te adcln dar snrlan bunlardr.

Byle olmakla beraber B. Le Roy bu konu zerinde durmu ve soruyu baka bir ekilde ortaya atmtr. Mademki kanunlarmzn ifadedsi kabul ettiimiz itibarlarla deiebiliyor ve bu itibarlar kanunlarn tab balanm dahi tadil edebiliyor, acaba bu kanunlar topluluu iinde itibarlardan bamzsz olan ve deta bir evrensel envaryan roln oynyabecek durumda bulunan bir ey var mdr? Mesel bizimkinden farkl bir lemde terbiye grm olan ve klit d bir geometri yaratmaya srklenen muhayyel varlklar tasavvur edilmitir. Eer bunlar, sonradan birdenbire bizim lemimize getirilmi olsalard, bizimle aym kanunlar grecekler fakat onlar bsbtn baka bir tarzda ifade edeceklerdi. Aslnda, iki ifade arasnda mterek bir eyler bulunacakt, zira bu varlklar henz yeter derecede bizden farkl deillerdir. Daha acaip varlklar da tahayyl edilebilir, bylece iki ifade sistemi arasndaki mterek ksm gittike daha lazla daraltlm olur. Acaba bu daral sira doru varacak mdr, yoksa aradmz evrensel envaryan tekil edecek olan ve daha fazla indirgenemiyen bir artk kalr m? Soru belginletirilmeye muhtatr, ifdelerdeki bu mterek ksmn kelimelerle ifade edmesi isteniyor mu? Bu takdirde btn

dillerde ortak olan birtakm kelimelerin bulunmyaca aktr, ve biz de hem bizim taralnmzdan hem de yukarda bahsettiim muhayyel geometriciler tarafndan anlalacak bilmem hangi evrensel envaryan ina etmek iddiasna kalkamayz; nasl ki Franszca bilmiyen Almanlar ve Almanca bilmiyen Franszlar tarafndan anlalabilecek bir cmle de kuramayz. Fakat elimizde Franszca ifadeleri Almancaya evirmemize ve bunun aksine elverecek sabit kurallarmz vardr. Gramerlerle szlkler bunun iin yaplmtr. te klit dilini klit -d de evirmek iin de sabit kurallar vardr, olmasa be bu yaplabilir. Hatt ortada ne tercman, ne szlk olmasa Almanlarla Franszlar yzyllarca ayr lemlerde yaadklatn sonra anszn temasa gelse, Zannediliyor mu ki Alman kitaplarnn bimiyle Fransz kitaplarndaki arasnda mterek hibir ey olmyacaktm Tpk Amerika yerlilerinin ispanyollarn geliinden sonra, galiplerinin dilini anlay gibi, Franszlarla Almanlar da nihayet anlaacaklardr. Fakat, denecektir, Fransalarm Almanca renmeksizin Almanlar anljyabeceklerine tabi phe yoktur, nk ikisi de insandr. Birer insan olmadklar halde, bizim muhayyel klit-d varlklarnzla anlamak elimizdedir, nk onlar ne de

olsa insan bir ey muhafaza etmi bulunacaklardr. Fakat herhalde minimum bir insanlk paynn zaruri olduu sylenecektir. Bu mmkndr, fakat una iaret edeceim ki klit-d varlklarda bak kalm olan bu azck insanlk, sade onlarn dilini biraz tercme etmeye deil, onlarn tekmil dini tercmeye yetecektir. Bu hususta bir minimum lzm olduunu ben de kabul ediyorum. Bizim madde dediimiz eyin moleklleri arasna nfuz etmi olan fakat bi madde zerine hibir tesir yapmad gibi madde taralndan da bir tesire mruz bulunmyan bmem hangi akkann mevcut olduunu varsayaym. Birtakm varlklarn bu akkann tesirine kar duyarl, bizim maddemizin tesirine kar duyarsz olduklarn da varsayaym. Apaktr ki varlklarn bilimi mutlak surette bizimkinden farkl bulunacak ve bu iki bilime ortak bir envaryan aramk lzumsuz olacaktr. Yahut da bu varlklarn bizim mantmz kabul etmedikleri ve mesel eme prensipini inkr ettikleri varsaylabilirdi. Fakat gerekten bu gibi hipotezleri incelemenin ilgi verici olmadm zannediyorum. Ancak, acaiplii bu derece ileri gtrmez, duyulan bizimlilerine benziyen, ayn izlenimleri duyan ve bizim mantmzn

prensiplerini kabul eden muhayyel varlklar ithal edersek, onlarn kulland dilin, bizimkinden ne kadar farkl olursa olsun, dilimize tercme edilebilir olaca hkmne varrz. Halbuki byle bir tercme imkn, bir envaryann varln icabettirir. Tercme etmek demek, gerekten bu envaryan meydana karmak demetir. Nitekim kriptografik bir vesikay zmek de, harflerin yerleri deitirildii zaman, bu vesikada deimez kalan eyin aratrlmas demektir. Acaba bu envaryanu mahiyeti nedir? imdi bunu anlamak kolaydr ve bir kelime bize yetecektir. Envaryan olan kanunlar ham olaylar arasndaki bantlardr, halbuki bilim olaylar arasndaki bantlar daima birtakm itibarlara tabi kalmaktadr.

BLM XI Bilim ve Gereklik 5. Olumsallk ve determinizm Burada tabiat kanunlarnn olumsall sorusundan bahsetmek niyetinde deilim. Bu sorunun zlemez olduu aktr ve zerinde pek ok ey yazlmtr. Yalmz, bu olumsalhk kelimesine eitli mnalar verilmi olduuna ve bunlar ayrdetmenin ok faydal olacana iaret etmek isterim. Herhangi bir zel kanunu gzden geirirsek, onun ancak yaklak olduuna peinen emin olabiriz. Hakikaten bu kanun denel gereklemelerden karlmtr, bu gereklemeler ise ancak yaklak olabilirlerdi. Daha belgin llerin bizi formllerimize yeni terimler ilve etmek zorunda brakmasn her an beklemeliyiz; mesel Maryot kanunu iin durum byle olmutur. Fazla olarak, her hangi bir kanunun ifadesi mutlaka noksandr. Bu ifade, verilmi bir sonurtuyu hs edecek olan btn nerteri kapsamaldr. Her eyden nce

yaplacak deneyin btn artlnn yazmam gerekirdi, o zaman kanun yle ifade edilirdi: eer btn artlar salanacak olursa filn olay vukua gelecektir. Fakat ancak tekmil evrenin t anndaki hali tasvir edildii takdirde, bu artlardan hi birisinin unutulmadma emniyet getirebilir; gerekten bu evrenin btn ksmlar t + dt annda vukua gelecek olay zerine az veya ok tesir yapabilir. Halbuki byle bir tasvir ediin kanunun ifadesinde yer alamyaca aktr; zaten bu yaplm olsa be, kanun tatbik edilemez hale gelecekti; eer btn bu artlarn bir arada bulunmas istenseydi, belli bir anda hepsinin birden gereklenmesi ihtimali pek az olurdu. O halde, esasl bir artn unutulup unutulmadma hibir zaman emin olamyacamz iin, filn veya falan artlar gereklendii takdirde filn olay vukua gelecektir, diyemeyiz; sadece u kadarm syliyebiliriz: filn veya falan artlar gereklendii takdirde, filn olayn yaklak olarak vukua gelmesi ihtimal iindedir. Bilinen kanunlar iinde en az kusurlu olan ekim kanununu ele alalm. Bu kanun gezeenlerin hareketlerini nceden tahmin etmemize elverir. Mesel Satrn'n yrngesini hesaplamak iin onu kullanacak olursam, yldzlarn tesirini ihmal ede-

rim, byle yapmakla aldanmam olduuma eminim, zira bu yldzlarn, tesirleri duyulamyacak kadar uzak olduunu biliyorum. Buna, gre, filn saatte Satrn'n koordinatlarnn falan veya filn snrlar arasnda bulunacam, hemen hemen pekin olarak syliyebilirim. Acaba bu pekinlik mutlak mdr? Evren iinde, binen btn gk cisimlerinden ok daha byk olan ve tesiri uzak mesafelerden duyulaben heybetli bir ktle bulunamaz m ? Bu ktle muazzam bir hza sahip olabilir, ve bizden ok uzak larda seyrettii iin bu ana kadar tesiri tarafmzdan hissedmedii halde, imdi anszn yaknmzdan gemi olmas mmkndr. Muhakkak ki byle bir gk cismi, gne sistemimizde tahmin edemiyeceimiz kadar muazzam tegayyrler hs edecektir. Yapabileceimiz tek ey, byle bir halin tamamen ihtimal d olduunu sylemekten ibarettir. Bylece, Satrn yaklak olarak gkyznn filn noktasnda bulunacaktr, diyecek yerde yle sylemekle kanaat etmeliyiz : Satrn'n yaklak olarak gkyznn filn noktasnda bulunmas olasdr. Bu olashk pratikte pekinlie denk olmakla beraber, yine bir olaslktr. Btn bu sebeplerden dolay her zel kanun ancak yaklak ve olas olabilecektir.

Bilginler hibir zaman bu hakikati bilmemezlikten gelememilerdir ; yalnz, bilginler, hakl veya haksz olarak, her kanunun yerini daha yaklak ve daha olas bir kanunun alabileceine inanrlar; bizzat bu yeni kanun da muvvakkat olacak, fakat aym hareket sonsuza kadar devam edebilecektir yle ki, bilim, ilerlemekle, olaslk derecesi gittike azalan kanunlara sahip olacak, nihayet birgn yaklaldk kesinlikten ve olaslk da pekilikten istenildii kadar az farkedecektir. Eer byle dnen bginler hakl olsalard, her kanun zel olarak alnd takdirde olumsal diye sfatlandrlabilmekle beraber, tabiar kanunlarnn olumsal oldtu mu sylenmeliydi? Yahut, tabiat kanunlarnn olumsall hkmne varmazdan nce, b erlemenin bir sonu olmas, - bginin gittike artan bir yaklaklk derecesi ararken nihayet duraklamas ve belli bir snrn tesine geince tabiatta kapristen baka bir eye raslamamas temmenni edilmeli midir? Bahsettiim bu kavray tarznda ( ki ben buna bilim kavray diyeceim), her kanun noksan ve muvakkat bir ifadeden baka birey deildir, ve kaba bir hayalini teldl ettii baka bir stn kanuna birgn yerini terketmek zorundadr. O halde hr bir iradenin mdahalesine yer kalmyor demektir Bana yle geliyor ki gazlarn kinetik

teorisi, bu hususta dikatte deer sunacaktr.

bir rnek

Bilindii gibi bu teroride, gazlarn btn zelikleri basit bir hipotezle izah edilir; tekm gaz molekkllerinin byk hzlarla her ynde hareket ettii ve dorusal yrngeler takip ettii varsaydr. Ancak bir molekl kabm cidarlar yaknndan yahut baka bir molekl yaknndan geerken bu yrngeler tegayyre urar. Kabataslak olan duyularmzn bize mahede ettirdii etkiler, ortalama etkiklerdir, ve bu ortlamalarda ar derecede byk olan sapmalar biribirini gtrr, veya hi deilse bunlarn biribirini gtrmemesi pekaz olasdr; yle ki gzlenebilir olaylar, Maryot ve Gay-Lussac kanunlar gibi basit kanunlara uyar. Fakat sapmalarn byle biribirini gtrmesi ancak olas bir haldir. Molekkller durmadan yer deitirir ve bu srekli yer deitirmelerde molekllerin meydana getirdii ekler srayla mmkn olan btn kombinezonlardan geer. Yalnz bu kombinezonlar sayca pek oktur, hemen hepsi Maryot kanununa uyar, ilerinden ancak bazlar bu kanundan ayrlr. Bu gibi kombinezonlar da bir gn gereklenecektir, yalmz kenderini , uzun zaman beklemek lzmgelecektir; bir gaz ktlesi olduka uzun bir mddet zarfnda gzlenseydi, muhakkak ki onun ksa bir zaman iin Maryot kanunundan sapt

grlecekti. Acaba ne kadar zaman beklemek lzmgelirdi? Bu hususta olas olan yllar says hesaplanmak istenseydi, o kadar byk bir say bulunacakt ki rakamlar saysn yazmak iin be yine on tane kadar rakam gerekecekti. Ne ehemmiyeti var! Sar ynm snrl olmas bize yeter. Burada bu teorinin deerini tartmak istemiyorum. Fakat kinetik teori kabul edilecek olursa, Maryot kanununun olumsal bir kanun olarak grnecei aktr, nk birgn gelecek bu kanun artk doru olmyacaktr. Byle olmakla beraber, zannediliyor mu ki kinetik teori taraftarlar determinizme dmandr ? Katiyen. Onlar bilkkis olaylar mekanizm yoliyle izah edenlerin en titizleridir. Bu gibi kimselere gre molekller adet maddi yrngeler takip eder ve ancak iyice belli bir kanuna uyarak uzaklkla deien kuvvelerin tesiriyle bunlardan sapar. O kimselerin sisteminde ne hrriyet iin, ne tam mnasiyle evrimci saylacak bir m iin, ne de olumsal adm tayabilecek herhangi birey iin en kk bir yer kalm dedir. Herhangi bir karkl nlemek zere ve edeyim ki, ortada Maryot kanununun bir evrinmesi de yoktur; bilmem ne kadar yzy sonra bu kanun doru olmaktan kacaktr; fakat saniyenin muayyen bir kesri sonunda kanun tekarar hakikat olacak ve yzyllar boyunca hakikat olarak kalmakta devam edecektir.

Hazr bu evrinme kelimesini kullanmken bir anlamazl da ortadan kaldralm.. ok defa yle denir: kanunlarn bir evrinme geirmedii ne malm ! Birgn gelip de onlann karbon devrinde bugnk gibi olmadklar kefedilmiyecek mi ? Acaba bu szle ne kasdedilmi olur? Kremizin gemi hali hakknda bdiimizi sandmz eyleri bugnk halinden karyoruz. Bu karma ise bilindii varsayan kanunlar yardmiyle yaplyor. Kanun, nerti e sonurtu arasndan bir ba olduuna gre, hem nertiden sonurtunun karlmasna yani gelecein nceden tahminine, hem de sonurtudan nertinn karlmasna yani hale "bakarak gemi hakknda hkm vermeye elverili olabilir. Gk cisimlerinin bugnk durumunu ben astronom,. Newton kanunu yardmiyle gelecekteki durumlarn karabilir, nitekim gezegenlerin hergnk durumunu veren cetvelleri kurduu zaman bunu yapm olur fakat aym astronom bu cetvellerden gezeenlerin gemiteki durumunu< da karabilir. Bylece yapabecei hesaplar,. Newton kanununun gelecekte doru olmaktan, kacam gsteremez, zira kendisinin hareket* noktas bizzat bu kanundur; bunun gibi aym hesaplar, kanunun gemite doru olmadm da retemez. Gelecek zaman sz konsusu olunca, eldeki cetvellerin birgn haleflerimiz tarafndan kontrl edmesi ve yanllklarn ortaya kmas daima mmkndr. Fakat ahidi bulunmyan ieolojik gemi zaman sz ko-

nusu olursa, hesaplarn sonulan, imdiki zamandan gemii karmaya altmz btn speklsyonlarda olduu gibi, tabiatlar icab, her eit kontroln dnda kalrlar. <yle ki tabiat kanunlarnn karbon devrinde imdiki zamann aym olup olmadm hi bir zaman bemeyiz, zira o a hakknda -ancak kanunlarn daim olduu hipotezinden kalkarak bulduumuz eyleri biliyoruz. Belki de bu hipotezin eliik sonulara gtrd sylenecek ve kendisini terketmek mecburiyeti hs olacaktr. Nitekim, hayatn .menei sz konusu olunca, yeryznde daima yayan varlklarn bulunduu hkmne varlabilir, zira bugnk dnya bize daima .hayatn hayattan ktm gsteriryor; bunun gibi yeryznde daima yayan varlklarn mevcut olmad hkm de karlabilir, zira bugnk fizik kanunlarnn kremizin bugnk haline tatbiki, bir zamanlar bu krenin hayat imknsz klacak derecede scak olduunu bize retiyor. Fakat bu nevi elimeler iki ekdc daima ortadan kaldrlabilir: ya bugnk tabiat kanunlarnn bizim kabul etmi olduumuz kanunlara tamamen uygun olmad varsaylabilir; yahut da bugnk halde tabiat kanunlarnn kabul etmi olduumuz kanunlara uyugn olduu, fakat bunun gemi devirler iin her zaman doru bulunmad varsaylabilir. Tabiat kanunlar hi bir zaman iyice

bilinmediinden bu iki zmden birincisini kabul etmemek ve tabiat kanunlarnn evrindii hkmne varmamak elde dedir. te yandan byle bir evrinmeyi varsayalm -T insanln da bu evrinmeye ahit olacak kadar uzun srdn kabul edelim, o zaman aynt nerti mesel karbon devriyle drdnc devirlerde birbirinden farkl sonurtular hsl edecektir. Apak olarak, bu, nertilerin aa yukar benzer olmas demektir; eer btn durum ve artlar aym olsayd, karbon devri drdnc devirden ayrdedilemez olurdu. phesiz varsaylan ey bu deildir. Geri kalan ey, falan nertinin filn tli durum ve artlarla bir arada olunca, filn sonurtuyu hsl edecei; ve aym nertinin dier filn tli durum ve artlarla bir arada olunca da baka falan sonurtuyu douracadr. Zamann bu ite hi bir tesiri yoktur. Kusurlu bimin tli durum ve artlar hesaba katmakszn beyan ettii ve filn nertinin daima falan sonurtuyu hsl edeceini tasdik eden kanun, eVet, ancak yaklak ve olas bir ey olan o kanun, bu tli durum ve artlan hesaba katan daha yaklak ve daha olas bir kanuna yerini vermelidir* Bylelikle daima yukanda zmlediimiz sree raslam oluyoruz. Eer insanlk bu neviden bir ey kefetmi olsayd, kanunlann evrindiini de, durum ve artlann deitiini sylerdi.

ite olumsallk kelimesinin eitli mnalar bunlardr. B. Leroy, bunlann hepsini alkoyuyor fakat kendilerini yeteri kadar birbirinden ayrdetmiyor, hatt yeni bir mna daha tihal ediyor. Denel kanunlar ancak yaklaktr, onlarn bize tam ve kesin grnmesi, kendilerini suni olarak yukarda prensip adm verdiim eyler haline dntrm olmamzdadndr. Bu dnm hr olarak yapmzdr, byle yapmamza karar verdiren kapris ise olumsal olduundan, biz. aym olumsall bizzat kanuna da nakletmi bulunuyoruz. te bu mnada determinizmin hrriyeti varsaydm sylemeye hakkmz vardr, zira hr olarak determinist olmu bulunuyoruz. Belki de bylelikle adcha pek byk bir pay ayrlm oluyor. Olumsallk kelimesinin bu yeni mnasnn ithali de, birka kelimeyle anlatm olduumuz ve tabi ekilde ortaya kan btn sorulan zmeye pek fazla yardm etmiyecektir. Burada katiyen endksiyon presipinin temelini aratrmak niyetinde deilim, bunu baaramyacam pek iyi biliyorum; bu prensibi hakl gstermek, ondan vazgemek kadar zordur. Ben sadece bilginlerin onu nasl tatbik ettiklerini yahut tatbik etmeye mecbur kaldklann . gstermek istiyorum. Aym nerti hsl olduu zaman aym sonurtu meydana gelmelidir: ite prensibin baya ifadesi budur. Fakat bu terimlere

indirgenince prensip hibir ie yaramazd Aym nertinin hsl olduunu syliyebilmek iin, btn durum ve artlarn hsl olduunu syiiyebilmek lzmdr, zira ilerinden hibiri ehemmiyetsiz, deildir, aym zamanda o durum ve artlardan her biri. tam olarak hsl olmaldr. Byle bir hal ise asla vki olamyacamdan, prensip de tatbik edilemez. O halde prensibin ifadesini tadil etmeli ve yle demeliyiz: eer bir A ner tisi bir defa bir B sonurtusu hsl ettiyese, A dan az trkh olan bir A' nertisi, B den az; farkl olan bir B' sonurtusu husule getirecektir. Fakat A ve A* nertilerinin birbirinden az farkl olduunu nasl anhyacaz?*er durum ve artlardan biri bir say ile ifade, edilebilir ve bu 'saynn deeri her iki/ halde birbirine pek yakn olursa, az farkl kelimesinin mnas nispeten aktr; o zaman i prensip, sonurtu, nertinin srekli bir fonksiyonudur mnasna gelecektir. Bundan, pratik kural olarak da enterpolasyon yapmakla hakl olduumuz hkmne varrzGerekten bginler her gn byle hareket yapmakta vz enterpolasyonusuz bilim mmkndendir. Bununla : beraber bir eye dikkat edelim. - Aranan kanun bir eri e gsterilebilir. Deney bize bu erinin baz noktalarm bildirmitir. Az nce beyari ettiimiz4 prensibe

dayanarak, bu noktalarn srekli: bir izgi e birletirilebileceklerine inanyoruz. Bu izgiyi gzle iziyoruz. Yeni deneyler bize erinin yeni noktalarn verecektir. Eer bu noktalar peinden izmi olduumuz izginin dnda kalyorsa, erimizi tad etmemiz gerekecektir, fakat prensibimizi terketmiyeceiz. Noktalarn says ne kadar ok olursa olsun, birtakm noktalardan daima srekli bir eri geirilebilir. phesiz bu erinin pek kaprisili grnmesi koumuza gitmez (Hatt o zaman deneyin hatal oluundan phe ederiz), fakat bylece prensip dorudan doruya kusurlu olmu saymaz. Fazla olarak bir olayn durum ve artlan iinde bazan vardr ki bunlara ihmal edilebilir gziyle bakanz. Biribirinden ancak bu tli durum ve artlarla fark eden A, A' olaylanm da ok az farkeden olaylar gibi mtala ederiz. Szgelimi, bi^r kvlcrun "tesiriyle hidrojenin oksijenle birletiini tesbit etmi olaym. Arada Jpiterii boylam bir haylif deiitii halde bu iki gazn aym artlar iinde yeniden birleeceklerine eminim. Mesel uzak cisimlerin yeryz olaylanna hissedilir bir tesir yapamyacam kabul ederiz. Fakat yle haller vardr ki fiilen gisiz olan bu durum ve artlann seilii daha fazla sayda keyfilik tar, yahut daha dorusu, daha fazla hner ister Bir noktaya daha dikkati ekeceim:

tabiatta biribirine benziyen yahut aa yukar biribirine benziyen pek ok sayda cisim bulunmasayd, endksiyon prensibi tatbik edilemez olur, mesel bir fosfor parasndan baka bir fosfor parasna intikal edilemezdi. Bu mtalalar zerinde dnecek olursak, determinizm ve olumsallk problemi bize yeni bir k altnda grnecektir. Zama srasiyle evrenin btn olaylarn ihata edebdiimizi varsayalm. Bu takdirde diziler (sequences) denilebecek olan eyleri yani nertiyle sonurtu arasndaki balan gz nne alabiliriz. Sabit mnasebetlerden yht kanunlardan bahsetmek istemiyorum,, gerekletirilmi olan eitli dizileri ayn ayn (deta ferte) gz nne ahyorum. O zaman bu dzer arasnda tamamen birbirine benziyen iki dizinin bulunmadm farkedeceiz fakat za nce ifade ettiimiz endksiyon prensipi doruysa, ilerinde aa yukan biribirine benziyenler bulunacaktr* ve bunlan biribirinin yamnda smflandrableceiz. Baka bir deyile, dizilerin bir tasnifim yapmak mmkndr. te en sonunda determinizm byle bir tasnifin imkn ve yallna indirgeniyor. Geen analizden arta kalan ey budur. Belki de bu mtevazi ekil altnda, ayn prensip, ahlkya daha az korkulu grnecektir. phesiz bylece dolambah bir yoldan

giderek B. Leroy'mn az nce reddeder grndmz hkmne dnm olduumuz sylenecektir: yani insan hr olarak deterministtir. Gerekten her tasnif, tasnifinin faal mdahalesini varsaydrr. Bunu teslim ediyorum ve bu su gtrebilir bir eydir, fakat bana yle geliyor ki bu dolambal yol faydasz olmamtr ve bizi bir para aydnlatmaya yardm edecektir. 6. Bilimin objektiflii imdi u makalenin bahiyle ortaya atlan soruya geliyorum: bilimin objektifliinin deeri nedir ? Bir kere objektiflikten ne anlamalyz ? inde yaadmz dnyann objektifliini bize garanti eden ey, bu dnyamn bizimle beraber dier dnen varlklara mterek oluudur. teki insanlarla mnasebetlerimizde, hazr yaplm istidlller alyoruz; biliyoruz ki bu istidlller bizim malmz deildir, bununla beraber yine onlarda kendimiz gibi uslu varlklarn eserini gryoruz. Bu istidlller duyullanmzm lemine tatbik edilebilir gibi grndnden, bu uslu varlklarn bizimle aym eyi grm olduklarna inamyoruz; ite bir rya grmediimiz! bu ekilde biliyoruz. Objektif olan ey birok zeklara ortak olmah ve dolaysiyle birinden tekine nakledilebilmelidir: ite objektifliin birinci art

budur. Byle bir nakil ii ise, ancak B. Lero'y pek ziyade rkten konuma-discours yardmiyle yaplabeceinden u hkme varmak zorundayz: konuma olmaynca objektiflik de yoktur. Bakalarnn duyumlar bizim iin ebedi olarak kapal birer lemidir. Benim krmz dediim duyum, yanmdakinin krmz dediiyle aym ey midir? Elimizde bunu salyacak hibir vasta yoktur. Varsayalm ki bir kirazla bir gelincik iei benim zerimde A duyumu, yanmdaki kimse zerinde de B duyumu hsl etsin, aksine bir yaprak benim zerimde A duyumu, yanmdaki kimse zerinde de B duyumu bs etmi bulunsun. Bundan hibir zaman haberimiz olmyaca aktr; zira ben A duyumuna krmz, B duyumuna ye diyeceim, o da birinciye ye ikinciye krmz diyecektir. Buna karlk, hem onun hem de benim iin kirazla gelinciin aym duyumu hsl ettiklerini mahede ediyoruz, nk o duyumlarna aym ad veriyor ben de. O halde duyumlar kimseden kimseye nakledilemez, yahut daha dorusu duyumlarda salt keyfiyet olan ey ne bakasna nakledebilir ne de ierisine nfuz edilebilir. Fakat bu duyumlar arasndaki bantlar iin durum byle dedir. Bu bakmdan objekttif olan her ey,

keyfiyetten mahrumdur ve salt bir mnasebetten ibarettir. phesiz ki objektifliin salt kemmiyetten ibaret olduunu syliyecek kadar ileri gitmiyeceim (byle bir ey, sz konusu olan bantlarn mahiyettim an derecede hususiletirmek olurdu), fakat bmem kimin dnyamn bir diferensiyel denklemden baka bir ey olmadm sylemeye kadar varmas da akla yakn bir eydir. Bu paradoksal nerme hakknda ihtiyatl davranmakla beraber kabul etmeliyiz ki, bakalanna nakledebilir olmyan hibir ey objektif deildir ve dolaysiyle ancak duyumlar arasndaki bamtann objektif bir deeri olabilir. htimal ki, btn insanlara ortak olan estetik heyecann, duyumlarmzn keyfiyetlerinin btn insanlar iin aym olduu ve dolaysiyle objektifliine delil olduu sylenecektir. Fakat zerinde dnlrse, delilin tam olmad grlr; ispat edmi olan ey, bu heyepann, gerek Jean gerekse Pierre'in ruhunda, ikisinin de aym ad verdii duyumlarla yahut bu duyumlarn karlkl kombinezonlariyle ; uyarlm olduudur. Ama hu heyecan, ister Jean'n ruhunda Jean'm krmz dedii A duyumuna, ve paralel olarak, da Kenre'int.^^.Tuhunda Pierre'in krm dedii B duyumuna itirak ettirilsin; yahut isterce bu, heyecan, bizzat duyumlann keyfiyetleriyle, de, uursuz olarak izlennBilimin cecr 16

lerilin tesiri altnda kaldmz duyum mnasebetelerinin ahenkli bir kombinezoniyle uyarlm olsun, netice ayndr. Filn duyum filn keyfiyete sahip olduu iin gzel deil, fikir armlanmzn ilesinde falan yeri igal ettii iin gzeldir, yle ki telin br ucunda bulunan ve artistik heyecana tekabl eden alc y harekete getirmeksizin bu duyumu uyarmak mmkn deildir. Meseleye ister ahlk, ister estetik, isterse bilim gziyle baklsn, durum hep aymdr. Ancak herkes iin aym olan ey objektiftir; halbuki ancak bir mukayese mmkn olduu ve bir zekndan dierine nakledebilir bir para ya evrilebildii takdirde byle bir aym olutan bahsedilebilir. O halde yalnzca, konuma e bakalanna nakledebilen yani anlalr olan eyin objektif deeri bulunabir. Fakat bu, sorunun ancak bir tarafdr. Mutlak surette dzensiz bir topluluun objektif deeri olamazd, nk byle bir topluluk anlalr saylmazd; fakat iyi dzenlenmi bir topluluk da, gerek duyumlara tekabl etmedii takdirde, hibir objektif deere sahip bulunmyabilir. Bu art hatrlatmak bana fazla gibi geliyor, eer "k>nzamanlarda fiziin denel bir bilim olmad iddia edilmeseydi, bunu yapmak% aklma be gelmezdi. Bu kanaatin ne fizikiler

nede filozoflar tarafndan kabul edilmesine hibir ihtimal bulunmamakla beraber, bizi srkliyecei meyilden aa kaymamak iin, zamannda ikaz edilmek iyi olur. Demek oluyor ki iki artn yerine getirilmesi lzmdr. Eer bunlardan birincisi gereklii ryadan ayryorsa, ikincisi de gereklii masaldan ayrdetmektedir. imdi bilim nedir? Bunu geende akladm. Bilim her eyden nce, tab ve gizli bir hsmlkla birbirine bah olmalarna ramen, grnlerin birbirinden ayrd olaylar bir nevi snflandrma ve yaknlatrma tarzdr. Baka bir deyile bilim, bir bantlar sistemidir. Halbuki biraz evvel objektifliin sadece bantlarda aranmas lzmgeldiini sylemitik; o halde onu birbirinden ayn olarak mtala edilen varlklarda aramak bounadr. Bilimcin bize bantlardan baka ey bildirmedii iin objektif deere sahip olamyacan sylemek, tersine dnmek olur, nk ancak bantlara objektif gziyle baklabilir. Mesel d eya, ki nesne kelimesi bunlar iin icadedilmitir, uucu ve tutulamyan grnler olmayp hakiki nesnelerdir. nk onlar sadece birer duyum gruplan
* Buraoa gereklik kelimesini objektifle aym mnada alyorum; bylece umumi kullan ekline uymu ouyorum; bunda belki de hata eciyorum: mesel ryalarmz gerektir, fakat nesnel deildir.

deil, sabit bir bala imentolanm gruplardr. ite onlarda nesne olan, bu ba ve yalnz bu badr^ ve bu ba da bir mna; v sebettir. O halde, bilimin objektif deeri nedir? diye sorduumuz zaman, acaba bilim bize eyann hakiki fen bildirir mi? demek istemiyoruz; sadece bilim bize eyamn hakiki mnasebetlerini bildirir mi? diye sormak istiyoruz. Birinci soruya hayr cevabm vermekte kimse tereddt etmezdi; fakat bu hususta daha Ueri gidebilir samnm: bilim yalmza bize eyamn mahiyetini bildirememekle kalmaz, hibir ey onu bize retmek iktidarna sahip dedir, hatt bir h onu bseydi, ifade etmeye kelimeler bulamazd. Biz sadece bu sorunun cevabn sezememekle kalmyoruz, cevap bize gsterilmi be olsayd hibir ey anlyamazdk; hatt ben soruyu iyice anlayp anlamadmzdan pheliyim Demek oluyor ki bize snn, elektriin yahut hayatn ne olduunu retmeye kalkan bir bilim teorisi daha balangta mahkmdur; onun bize verebilecei ey, kabataslak bir hayalden baka bir ey deildir. O halde byle bir teori geici ve kuvvetsizdir. Birinci soru bylece bir kenara ayrldktan sonra geriye ikincisi kalyor. Bilim

bize eyamn hakiki mnasebetlerini bildirebilir mi? Onun yaknlatrd eyler birbirinden ayrlmal mdr, yahut ayrd eyler birbirine yakmlatnlmal mdr? Bu yeni sorunun mnsm anlamak iin yukarda objektiflik artlan hakknda sylediklerimize mracaat etmeliyiz. Acaba bu mnasebetlerin objektif bir deeri var mdr? Yani: bu mnasebetler herkes iin ayn mdr? Veya bizden sonra gelecekler iinde aym olarak kalacak mdr? Onlann bir bilginle bir cah iin aym olmyacaklan aktr. Bunun ne ehemmiyeti var! Eer cah o mnasebetleri derhal grmezse, bgin, bir sra deneyler ve usavurmalardan sonra bunlan ona gsterebilir. in esas, yaplan deneyleri renenlerin zerinde, anlaacaklan birtakm noktalann var oluudur. imdi mesele, bu anlamamn devaml olup olmyaca ve haleflerimiz iin bak kalp kalmyacadr. Bugnk bilimin yapt yaknlatrmalann yannn bilimiyle teyit edilip edilmiyecei sorulabilir. Byle olacam tasdik etmek iin hibir apriori sebep ne srlemez; fakat bu bir olay meseledir. Artk bilim olduka yaldr ve bilim tarihi sorguya ekilince, onun diktii binalann zamamn tahriplerine dayanp dayanmad yahut bunlann gelip geici yapardan ibaret olup olmad grlecektir.

Halbuki bilim tarihine baknca ne grrz? tik bakta teoriler deta birgn srer ve enkaz stne enkaz ylr gibi grnr. Onlar bir gn doar, ertesi gn moda olur, daha ertesi gn klsikleir, nc gn yalanr ve drdnc gn de unutulurlar. Fakat daha yakndan baklacak olursa* bylelikle yok olan ey, hakiki mnasiyle teori dediimiz ve bize eyamn zn retmek iddiasnda olan eydir. Ancak, onlarn iinde baz eyler vardr ki ok defa yaamaya devam eder. Eer ilerinden biri bize hakik bir mnasebeti bdiriyorsa, bu mnasebet artk kati olarak kazanlm demektir ve daha sonra hkm srecek olan teorilerde yeni bir kyafete brnm olarak kendisine yeniden raslanacaktr. Bir tek misal ele alalm; esirin dalgalar teorisi bize n bir hareket olduunu retiyordu; bugnn modas n bir elektrik akm olduunu reten elektromanyetik teori lehinedir. Bunlarn uzlatnlp uzlatrlamyacan ve k bir akmdr, akm ise harekettir denilip denilmiyeceini tetkike uramyahm. Her halde bu hareketin eski teori taraftarlarnn kabul ettikleri hareketle aym olmamas pek muhtemel olduundan, eski teorinin artk tahtndan indirildii sylenebilir. Byle olmakla beraber, yine bir eyler bak kalyor, nk MaxvelPin kabul ettii hipotetik akmlar arasndaki mnase-

betler, FresnePin kabul etmi olduu hipotetik hareketler arasndaki mnasebetlerin ayndr. O halde ayakta kalan birey vardr ve bu da esash eydir. te bugnk fizikilerin hi sknt ekmeden Frenel'in dilinden Maxwell'in diline nasl getii de bylece izah edilmi olur. phesiz ki iyice teesss ettii samlan birok yaknlklar terkedilmitir, fakat ilerinden pek ou hl devam etmektedir ve devam edecek gibi grnyor. Acaba bu gibi yaknlklarn objektif ls nedir? Bu l d eyaya olan inancmzn lsiyle ayndr. D eya u mnada gerektir ki, bize hissettirdikleri duyumlar, aralarnda, bir gnlk tesadfle de, bilmem hangi yok edilemez imento e birlemi grnrler. Bunun gibi bilim, olaylar arasnda daha narin fakat aym derecede salam olan baka balar ortaya koyar ; bunlar o kadar nazik tellerdir ki uzun zaman gzden kamlardr, fakat bir kere de dikkati ektikten sonra onlar grmemeye imkn yoktur; o halde bunlar d eyamn gerekliini temin eden balardan daha az gerek deildir; kendilerinin daha yakn zamanlarda bilinmi olmasmn ne ehemmiyeti var! Nas olsa ilerinden bazlar dierlerinden nce yok olacak deildir. Sz gelimi esirin herhangi bir d cisimden daha az gerek olmad sylenebilir;

byle bir cismin varlm sylemek, cismin rengi, tad, kokusu arasnda iten, salam ve devaml bir ba var demektir; esir vardr demek de btn optik olaylan arasnda tabi bir hsmln bulunduunu sylemektir, tki nermeden birinin deerinin tekinden daha az olmad aktr. Hatt bilim sentezlerinin bir mnada saduyunun sentezlerinden daha tazl gereklii vardr, nk onlar daha ok terim ihata ederler ve ksm sentezleri de ilerine almaya alrlar. Bilimin bir tasniften baka birey olmad ve bir tasnifin de doru de, sadece kuUamh olabilecei sylenecektir. Fakat bilimin kullanl olduu dorudur; onun haletlerimiz iin kullanl olarak kalaca da dorudur; nihayet bu halin bir tesadf eseri olamyaca da dorudur. Ksaca, tek objektif gereklik, eya arasndaki mnasebetlerdir ve evrensel ahenk de bundan kmaktadr. phesiz ki bu mnasebetler ve bu ahenk, kendilerini kavryan yahut duyan bir zeknn dnda olarak kavranamaz. Byle olmakla beraber onlar yine objektiftir ; nk btn dnen varlklara mterektirler, mterek olacaklardr ve mterek olarak kalacaklardr. Bu hal, yerin dnmesi meselesini yeniden ele almamza msaade edecektir. Bu da

ayn zamanda geen dncelrj bir misalle aydnlatmak frsatn bize verecektir. 7. Terin dnmesi ...Byle olunca, demitim Bilim ve Hipotez adl eserimde,- Yer dner diye tasdik etmenin hibir mnas yoktur... yahut daha dorusu, Yer dner, nermesiyle, Yerin dndn varsaymak daha kullanldr, nermesinin mnas ayndr. Bu szler en akla gelmiyen tefsirlere yol amtr. Bazlar, szlerimde Batleymos sisteminin yeniden itibar kazandm, belki de Galilenin hkm giymesinin hakl kanldm grr gibi olmulardr. Bununla beraber btn kitab dikkatle okumu: olanlar bu hususta aldatamazlard. Yer dner hakikati, mesel klit postlatiyle ayn seviyede tutuluyordu; bu, onu inkr m demekti? Daha iyisi var; aym dle pek l unu da syliyebiliriz: d lem vardr, yahut d lemin varln kabul etmek daha kullanldr, nermelerinin ikisi de bir ve aym mnay tar. Bylece yerin dnmesi hipotezi, bizzat d eyamn varliyle aym pekinlii muhafaza etmektedir, Fakat drdnc blmde akladmz dncelerden sonra daha ileri gidebiliriz. Bir fizik teorisi, demitik, ne kadar ok hakiki mnasebet ortaya koyarsa o nispette dorudur. Bu yeni prensibin altnda bizi igal eden soruyu inceliyelim.

Hayr, mutlak uzay yoktur; o halde yer dner ve yer dnmez eklinde iki eliik nermenin, kinematik mnada, biri tekinden daha doru deildir. Kinematik anlamda bunlardan birini tasdik edip dierini inkr etmek mudak uzayn varlm kabul etmek olurdu. Fakat iki nermeden birinin gizledii hakiki mnasebetleri teki aa vurursa, buna fizik bakmndan tekinden daha doru gziyle baklabilecektir, nk kendisinin daha zengin bir muhtevas var demektir. Bu noktada ise hibir phe mmkn dedir. te yldzlarn gnlk hareketi e dier gk cisimlerinin gnlk hareketi, te yandan yerin baskl, Fuko sarkacmn dnmesi, siklonlarn jirasyon hareketi, alize rzgrlar, ve daha bilmem neler. Batlemyoscuya gre btn bu olaylar arasnda hibir ba yoktur; Kopernikciye gre ise hepsi aym sebepten domaktadr. Yer dner, demekle btn bu olaylarn iten bir mnasebete sahip olduunu tasdik ediyorum, ite bu dorudur mutlak uzay var olmad ve olmyaca halde bu yine doru olark kalmaktadr. te yerin kendi etrafnda dnmesi hakknda syliyeceklerim bu kadar, onunu Gne etrafnda dolanmas hakknda ne demeli? Burada da olay var ki Batlamyosuya gre mutlak surette bamsz, Kopernik'iye gre ise aym menee aittirler; bunlar geze-

genlerin gk kresi zerinde grnen yer deitirmeleri, sabit yldzlarn sapnc, yine bu yldzlarn paralaksdr. Acaba btn gezegenlerin periyordu bir y olan bir eitsizlik kabul etmesi ve bu periyodun da tam sapnckine, hatt paralaksmkine eit olmas bir tesadf eseri midir? Batlemyos sistemini kabul, etmek, buna evet cevabm vermektir? Koperniinkini kabul etmek ise, hayr cevabm vermek, olay arasnda bir bant olduunu tasdik etmektir, Bu ise, mutlak uzayn varolmamasna ramen dorudur. Batlemyos sisteminde, gk cisimlerinin hareketleri merkezil kuvvetlerin etkisiyle izah edilemez ve Gk Mekaniini kurmak imknszdr. Halbuki Gk Mekaniinin btn gkyz olaylar arasnda ortaya koyduu iten balar hakikat olan balardr; yerin hareketsizliini kabul etmek demek, bu balan inkr etmek, dolaysiyle aldanmak demektir. Demek oluyor ki Galile'nin urunda strap ektii hakikat, avam iin tamamen aym mnay tamamakla beraber, yine hakikat olarak kalyor. Onun asl mnas ok daha ince, ok daha derin ye zengindir. 8 Bilim iin bilim Burada, B. Leroy'ya kar Bilim iin Bilim'i mdafaa etmek niyetinde demi; kendisi belki bunu mahkm ediyor, fakat

bizzat kendi netsini bilime vermi bulunnuyor, zira hakikati seviyor ve aryor, onsuz yaamas da mmkn deildir. Ben, sadece baz mtalalar ne sreceim. Biz btn olaylar bemeyiz, bilinmeye lyk olanlar sememiz lzmdr, Tolstoy'a gre bilginler bu seimi gelii gzel yapmaktadr, halbuki pratik tatbikat gz nnde bulundurarak yapsalar daha yerinde olurdu. Bginler ise, aksine, baz olaylarn tekerden daha ilgi verici olduuna inanrlar, nk bu gibi olaylar ya noksan kalm bir ahengi tamamlarlar, yahut pek ok sayda baka olaylar nceden tahmin ettirirler. Eer yanlyorlarsa, ierik bir postlt olarak kabul ettikleri bu olaylar hiyerarisi bo bir samdan ibaretse, ortada Bilim iin Bilim olamaz ve dolaysiyle Bilim de olamaz. Bana gelince^ bunda bginlerin hakh olduunu sanyorum. Hatt yukarda misal olarak astronomi olaylarnn pratik tatbikata elverili olmalar bakmndan de, hepsinden-dahafazla retici olmalar bakmndan, ne kadar yksek bir deere sahip olduunu gsterdim. Medeniyetler bilim ve sanatla kymetlenir. Bilim iin bilim forml hayretle karlanmtr; halbuki/ hayat sefaletten baka bir ey deilse, bu formln hayat iin hayat kadir deeri vardr; hatta btn zevklerin ayn keyfiyette olduuna inanlmyor ve medeniyetii gayesinin iki seven

kimselere alkol temin etmek olduu kabul edilmek istenmiyorsa, Bilim iin Bilim forml saadet iin saadet kadar kymetlidir. Her faaliyetin bir gayesi olmaldr. zlmeliyiz, didinmeliyiz, u temaa evindeki yerimzin bedelini demeliyiz, fakat btn bunlar grmek iindir; yahut hi olmaszsa bakalanmn birgn bizi grmesi iindir. Dnce olmyan her ey srt yokluktur; zira biz ancak dnceyi dnebiliriz ve eyadan bahsetmek iin elimdizde bulundurduumuz btn kelimeler de ancak dnceleri ifade edebilir; demek oluyor ki dnceden baka eyin varln sylemek mnas olmyan bir tasdiktir. Bununla beraber - zamana inananlar iin garip bir elime tekil etmek zere-jeoloji tarihi bize gsteriyor ki hayat iki lm ebedilii arasnda ksa bir maceradr, ite bu macerada be, uurlu dnce ancak bir an kadar srmtr ve srecektir. Dnce uzun bir gecenin ortasnda akan bir imekten baka birey deildir. Fakat bu imek her eydir.

You might also like