You are on page 1of 19

HEGEL SSTEMNDE TARH FELSEFES Betimleyici-Eletirel Bir Giri

Prof. Dr. mer Naci SOYKAN* "nsan, eer dnmyorsa zgr deildir; nk o zaman o, bir bakasna gre davranr."1

. Genel

izgileriyle Sistemin Yaps

Tarih grnn, Hegel felsefesinde, onun sisteminin btnn temsil edici bir nitelii vardr. Her eyi, btn bilgiyi kapsama savnda olan bu sistem, biri doa, dieri kltr veya tarih dnyas olmak zere, her biri kendi iinde btnlkl iki ana blmde ortaya konur. Ancak bu blmleme, onun "varlk retisi"ni "doa felsefesi" ve "tin felsefesi" olarak birlikli bir tarzda ele alnda da grld gibi, yalnzca bilgi bakmndandr (epistemolojik); doa ile tin dnyas arasnda varlksal (antik) bir aynm yoktur. Esasen Hegel'de, tpk daha nce Schelling'de olduu gibi varlk ve dnme ilkece birdir.2 Hegel, dnya tarihini, en uzak evreden, her ynden merkeze doru gelen btn kuvvetlerin merkezde topland mimari bir yap olarak grr. Zaman ve yer bakmndan en uzak evre Uzakdou, merkez Avrupa'dr. Sistemin salam, btnlkl, tamamlanm, kapal bir yapda olmas, onun bir ynn ya da bu yn iindeki tekil bir sorunu ele almak isteyen biri iin, nce onu btnlyle gz nne koymay istemek, neredeyse bir zorunluluk olur. Buna gre biz de Hegel'in tarih grn anlamaya ynelik niyetimizle onun felsefesinin btnne, bu btnn adeta simgesi olmu, iir biiminde yazlm, onun u nl savszyle girmek istiyoruz: "Ne akl-

der Geschichte, S.52l,Suhrkamp 1976. 2. Schelling-Hegel karlatrmas ii: "Postmodern Tartmann Neresindeyiz?" (Trkiye'den Felsefe Manzaralar 1 iinde. Unc bask: Kyerel Yaynlan, 1998) balkl yaznz ile "Kuram-Eylem Birligi Olarak Sanat. Schelling Felsefesinde Bir Aratrma" (Kabak Yaynevi 1995) adl kitabmza baklabilir.

* Mimar Sinan niversitesi . Hegel, G.W.F., Werke

Felsefe Profesr. 12, Vorlesungen ber die Philosophie

272

MER NAC SOYKAN

sal ise o gerektir/ Ve ne gerek ise o aklsaldr."3 Burada geen "akl" kavram, "tin" ("Geist"), "tz" ("Substanz"), "ide" kavramlaryla birlikte yaklak ayn anlamda olmak zere, yerine gre birinin, yerine gre dierinin kuanld, insan, insann iinde bulunduu doa dnyasn ve kltr dnyasn, yani tarihi varlk alann, ksacas, her eyi oluturan, her an ynlendiren-yneten bir temel varlk, tasarlayan-eyleyen-dnenbilinli zne olarak metafizik bir ilkedir. Hegel, akln, dncenin (nous) dnyay ynettiini ilk kez Anaxagoras'n sylediini belirtir. Ancak dncenin tinsel gereklii ynetmesi gerektii bilgisine insann ilk kez imdi, yani kendisiyle vardn ne srer.4 Anaxagoras'ta nous pek ince de olsa yine de maddi bir eydir ve maddi dnyay ynetir. Fakat Hegel'in tinsel gereklii ynettiini syledii dncenin kendisi de tinsel bir eydir ve maddi olan da kendisinden karr ve ynetir. Bu ynetme snrlayc deil, tersine amlayc, gelitirici, ilerletici, zgrle ve bilgiye gtrc tarzdadr. Bu ilke, dinsel anlamda Tanr'dan baka bir ey deildir. Esasen dine, ahHiksakla bir tuttuu dinseie sisteminde st bir yer vermi olan HegeI'in kendisi, "felsefenin sanki dinsel hakikatleri anmsamaktan ekiniyar olmas veya ekinmi olmas ve bunlara ilimernesi kuruntusundan kanmak"s ister. Kant'n "Tanr" kavramn kuanmaktan olabildiince ekinmi olmas, onun yerine ou kez "doa" kavramn benimsemesi karsnda, Kant sonras Alman dealizmi'nde, zeikle de bu idealizmin iki byk filozofu Schelling ve Hegel'de bu ekince bsbtn bir yana atlmtr. HegeI'e gre, "akl dnyay ynetiyor" demek, "Tanr dnyay ynetiyor" demektir.6 Aklsalolan tanrsalolan olduu gibi, ayn zamanda iyi alandr: "Bu iyi olan, bu akl, kendi en somut tasarmnda Tanr'dr. Tanr dnyay ynetir; onun ynetiminin ierii, onun plannn gerekleimi dnya tarihidir. Bunu felsefe kavramak ister."? HegeI'in kavramak istedii bu gerekleim, tin'in ya da Tanr'nn kendini dnya olarak amlamas.dr. Byle bir Tanr da "Oul-Tanr" olarak kendisini dnyada gsteren, Isa olarak insanlarn arasna katlan, bylece insanlarn onu grmesini, bilmesini salayan Hristiyanln Tanr'sndan baka bir ey deildir: "Hristiyan dininde Tanr, kendisini ak klmtr. Bu u demektir: O, insana, kendisinin ne olduunun bilinmesini vermitir; yle ki o, bir kapal ey, bir giz deildir artk. Bu olanakla, bize Tanr'y bilmek, bu amala olan grevi stlenmek ykmll der."s Bu szlerinden Hegel'in bir teoloji yapt belki sanlabilirdi; ama bu tmyle doru olmazd. Onun felsefesi, dini, daha dorusu Hristiyan inancn kendisine temel almakla bir teoloji deilse de onun kendi
3. Hegel, Werke 7, Grundlinien der Philosophic des Rechts, S.24, Suhrkamp Verlag, Frankfurt am Main 1975. 4. Bkz. --, Werke 12, S.529. 5. --, Werke 12, S.27. 6. rnein bkz. Hegel, Werke 12, S.27, 40, 53. 7. a.g.y., S.53. 8. a.g.y., S.27.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

273

deyiiyle, Tanr'nn hakl karlmas demek olan bir "theodizzee"dir: "Dnya tarihinin bu gelime-sreci ve tinin gerek oluu olmas, tarihin deien oyunculan arasnda - bu, gerek heodizzedir, Tanr'nn tarihte hakl karlmasdr."9 Ancak bu "Tanr'nn hakl karl" ("theodizze") kavram, yine de Ortaa'n kutsal szlerin aklla dorulanmas anlamndaki skolastik dnceden ayrdr. nk Hegel felsefesinde kutsal metinlerden hareketle, onlarda sylenenlerin akl yoluyla dorulanmas tarznda bir eilim bulunmaz. Eer yle bir inancn (dogma) sz ediliyorsa, bunun kantlanmas diye bir kayg yoktur; o mutlak hakikat olarak grlr. Hegel'in szn ettii, dnyann kendisinin, Tanr'nn anm olarak tanrsal plann gereklemesi, hakikat olmas anlamnda Tanr'nn hakl karlmas, ayn zamanda dnyann iyi olduunun gsterilmesi demektir. 0, dnyann iyi olduu konusunda tpk Leibniz gibi dnr. Hatta Hegel, Leibniz'in denemesini, ktnn dnyada kavranmas, dnen tinin kt ile uzlamak zorunda kalmas sonucunu vermi olmakla yeterince baarl bulmaz.1O Akln tamamen zgrce kendi kendisini belirleyen dnme olduunu syleyen Hegel, akl-dnya bantsn yle dile getirir: "Akln kendi kendisinde belirleniminin ne olduu sorusu, akln dnya ile ilgi iinde alnmas bakmndan, dnyann son ereinin ne olduu sorusuyla rtr."1I Dnyann son erei, akln plannda vard; yoksa bu, byle bir tanrsal plan olmazd. Bu plann uygulanmas, yani akln kendini dnyada amas ve bu anmn gelimesi basamakl, diyalektik bir sretir. Sz fazla uzatmamak iin, bu sreci biraz serbest bir dilegetirimle ksaca zetlemek istiyoruz. Evrensel ak, en bata, kendi kendisiyle zde, kendi iinde hibir elikisi olmayan kapal bi~ olabilirliktir. O, kendi kendisinde, kendi iindedir. Bu, tez durumudur. Ikinci durumda, olanaklarn bilmek iin, almaya, gelimeye balayan akl, kendisini, kendisinden oluturduu doa olarak kendi dna, karsna koyar. "Doa, baka-olann biiminde kendisini ide olarak meydana getirdi." 12 Ancak evrensel ilke, bylece, doada kendisine eliik bir duruma dm, kendi kart, bakas olmu, kendisine yabanclamtr. nk akl, doada bilin-olmayan maddi bir ey olmutur. Burada, temel ilkenin dier ba zellikleri olan zgrlk, birlik. kalclk da yoktur. Doada kalcln olmamasyla tek tek nesnelerin oluu ve bozuluu kastedilir. Bu, antitez durumudur. Akln dnyada alma, gelime srecinin nc aamas olan sentez durumuna gelince: Akl ilkin kendi kendisinde kapal olabilirliktir, ama "gerek" (real) deil9. a.g.y., S.540. 10. Bkz., a.g.y., S.28. . a.g.y., S.29. 12. --, Werke 9, Enzyklopadie Suhrkamp 1978.

dcr philosophischen

Wissenschaften

II, S.24,

274

MER NAC SOYKAN

dir; sonradan doada "gerek" oldu, ama bilinten yoksun madde olarak, kendisiyle elien, kendine yabanc olarak. Bu eliki, imdi insann ve kltrn dnyasnda ortadan kalkacak. nk burada akl, bir yandan doada olduu gibi "gerek" olacak, hem de "kendisi iin" olan bir gereklik; doa aamasndaki gibi "kendi z dnda" olan bir gereklik deiL. te yandan akl, bu insan ve kltr dnyasnda bilin, birlik, sreklilik, zgrlk gibi kendi temel zelliklerine sahip olarak artk kendine yabanc olmayacak.l3 Bylece felsefe, bu diyalektik ynteme ve kendi nesnesine uygun olarak blme aynlr. Birincisi, ayn zamanda varlkbilim veya metafizik olan, kendisinin kendi varlndaki ide'yi inceleyen mantk, ikincisi kendisindeki baka-varl aratran doafelsefesi, ncs kendisinin kendi bana ve kendisi iin olan varl bilen tinfelsefesidir. Felsefenin bu nc blm olarak ele alnacak olan, insan, kltr, tarih dnyasnda grnen, alp gelien akl, byle bir eyolarak "tin" adn alr. imdi artk, tinin kendini ama srecinden sz edilecektir. Bu sre, ayn zamanda tinin kendini bilme srecidir. Burada tini ilkin "znel tin" olarak gryoruz. Kendi idealitesinde kendisini aan tin, "bilen" tindir. Ama burada bilme, "somut" tinin kendisini belirlemesi olarak anlalr. Oznel tinin tarz vardr. Birincisi, kendi kendisinde veya aracsz tin olarak ruh veya doa-tinidir ve bu, antropolojinin konusudur. kincisi, henz kendisinde ve bakasnda zde dnme olarak kendisi iin veya aracl tindir. Bu, fenomenolojinin konusudur. ncs de kendisi iin zne olar*, kendisini kendisinde belirleyen tindir. Bu da psikolojinin konusudur. Oznel tinin bu ana biimi, srasyla, "ruh", "bilin" ve "tin olarak tin"dir.'4 Burada rnein, "duyum", "alg", "anlama yetisi", "tasanm" , "anmsama", "hayalgc", "bellek", "dnme", "drt ve isteme" gibi, znel tinin ilerleyiinde ortaya kan fenomenlerle karlalr. Buradan Hegel, "nesnel tin"e, bunun kendini ama ve bilme srecine geer. Nesnel tin, hukuk, ahlaksallk admlanndan sonra trelilik evresinde aile, kentsel toplum ve devlete geer; devlette isel ve dsal devlet hukukundan sonra bu evrenin son aamas olan dnya tarihine ykselir. Hegel'in tarih felsefesi asl burada balayacaktr. Bu tarihsel sreteki her evre, her aama, her aama iindeki her adm, her admda ortaya kan her fenomen, daima, yukanda belirttiimiz, genelolarak varln anm tarznda, tez-antitez-sentez diyalektiiyle oluur. Varlan her sentez, kendi iinden tezi kararak diyalektii n devam olanan salar. Tez-antitez ztl, burada, olumlu anlamda "eliki" olarak diyalektiin motoru konumundadr. Tinin nc ve son tarz, "mutlak tin" adn alr. Mutlak tin, nce sanatta, sonra vahyediImi dinde ve en sonunda da bu ikisinin birlii olarak felsefede kendini mutlak bilmeye varr. Bu, mutlak zdelik durumudur. Burada artk hibir eliki, hibir diyalektik kalmaz; tpk akln en ilk du13. Bu paragraf iin kr . Macit Gkberk, Hegel'in Felsefesi - Yaayan Ynleriyle, Felsefe Arkivi, say: 18, Istanbul 1972. . 14. Bkz. Hegel, Werke 10, Enzyklopadie der phil. Wissen. lll, 5.38,40, Suhrkamp 1976.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

75

rumundald gibi. u farkla ki, en bata bir olabilirlik olarak akl kendi kendisiyle zde iken, buna karn imdi tin, kendisini doa ve kltr dnyasnda gerekletirerek, ap gelitirerek bu srete sonunda kendisinin tam, mutlak bilgisine varyor. Bu anlamda "felsefe kavram, kendi kendisini dnen ide, bilen hakikattr. Bilim bu tarzda kendi balangcna geri dnmtr. (...) Mantksalolana temelde hareket noktas olarak ve doaya, tini kendisiyle [tinle .] birletiren ortam olarak sahip olan biti, ilk grn bitirir. [Bylece -.] mantksalolan doa olur ve doa tin olur. (...) klnci bitideki grn: doann mantksalolanla birlemesi, ide'deki tinsel kendi stne dnmenin bitiidir; bilim, erei kendisinin ortay~ karaca zgrlk ve kendisi yololan bir znel bilgi olarak grnr. nc biti, kendi kendisini bilen akla, mutlak-genel olana, tinde ve doada iki paray~ blnen kendi ortam olmak zere sahip olan felsefenin ide'sidir. (...) Ide'nin iki grnte [ilk iki bititeki grnlerde -.] kendini yarglamas, bu iki grn kendisinin (kendini bilen akln) tezahrleri olarak belirler ve o [kendini yarglama -.] onda [tezahrlerde .] kendisiyle uzlar; ki hareket eden ve gelien eylerin, kavramlarn doas budur ve bu hareket ne denli ok bilgi etkenlii ise, kendisinde ve kendisi iin var olan ebedi ide, mutlak tin olarak o denli kendini ebediyen retir ve keyfini karr."ls Bu szler, sistemin btnlkl bir tarzda ortaya konduu "Enzyklopadie"nin son cmleleridir. Bylece Hegel metafizii, baka bir deyile, Tanr'nn evren iindeki macerasmnl6 bir yce destan tamamlanm olur. Mutlak tin'in "tad-keyif almas" biimindeki deyi, ayn zamanda Hegel'in tm dnyay estetik tarzda algladn gsterir. 2. Tarih Felsefesi Hegel iin tarih felsefesi, en genelinde' "felsefi dnya-tarihi"dir. "Felsefi dnya-tarihinin amac, tarihte ide'nin bilgisi"dir.17 Yukarda sistemin btnn, daha dorusu onun nasl ilediini ksaca zetlerken, akln, bu temel ilkenin kendini dnyada amasnn ve ilerleyiinin nc ve sonuncu aamasnda, "nesnel tin" olarak dnya tarihine vardn, Hegel'in tarih felsefesinin bu noktadan hareket ettiini belirtmitik. Evrensel akln veya tinin kendini dnya tarihinde amas,IS tarihsel kronolojiye uygun olarak verilir. Bu, Hegel'in "Tarih Felsefesi Dersleri" adl yaptnda ortaya konur. Bu yapt, baz temel sorunlarn ele alnd uzun bir "Giri"ten sonra, birinci blm "Dou Dnyas"na, ikincisi "Yunan", ncs "Roma", sonuncusu "Cermen Dnyas"na ayrlan drt blmden oluur.
15. a.g.y., S.393-394. 16. Burada "macera" szcgnn "olup biten ey" demek olan szlk anlamna gnderme yapmak istiyorum. 17. , Werke , S.545. IS. Evrensel akln ya da tinin tarihte kendini amas ve tarihin byle bir anm olarak grlmesi dncesi, Schelling'de yle dile getirilmitir: "Btn olarak tarih, mutlak olann ilerleyen, gitgide rtsn kaldran bir anmdr." (Samliche Werke, I, III, 603.)

276

MER NAC SOYKAN

slam dnyas, daha dorusu Hegel'in deyiiyle "Muhammedcilik", bu drdnc blmn bir alt blmnn bir alt blm olarak verilir. Kitabn bu blmlenii, Hegcl'in tarih gr bakmndan yalnzca bir kronolojiyi deil, ayn zamanda bir sistematii de ierir. Zaten imdiye dek anlatlanlardan kolayca ~nlalaca gibi, zamann ak ilc akln ilerleyi sreci bir ve ayndr. Ote yandan bu birlik, Hegel'in tarih felsefesi sisteminin bir zayfln da gsterir: Akln tarihte kendini ama sreci, bilgiye ve zgrle doru gittike ilerleyen, gelien kesintisiz bir izgisellik gsterir. Bu izgide bir sonraki nokta, bir ncekinden daima daha gelimi olmaldr. Baka bir deyile tarihin ikinci admnda birinciye gre daha ok bilgi ve daha ok zgrlk vardr. Buna gre, rnein, "Roma", zaman bakmndan "Yunan"dan daha sonra ortaya kt iin ister istemez "Yunan"dan daha st bir dzeyde olmaldr. Tin, Roma'ya Atina'dan sonra gelmitir. Tin, kendini mutlak bilmesine ve zgrlne ancak felsefede sahip oluyorsa, Roma felsefesinin Yunan'nkinden stn olmas gerekir. Oysa Roma'da braknz Yunan'dan stn bir felsefeye, doru drst zgn bir felsefi gre bile rastlamak zordur. Yunan felsefesinin tekinden stn olduunu sylemek de Hegel'in iine gelmez. Byle bir ey, akln zamansal ilerleyiinin onun ieriksel anmna ters dmesi demek olurdu. Her halde bu amaz kendisi de grm olacak ki H.~gel, burada garip bir tutum taknr, Roma ile Yunan' ayn kefeye koyar. Ustelik bunu o, Platon ve Aristoteles gibi filozoflarn insann insan olarak zgr olduunu bilmediklerini syleyerek Atina'daki klelik kurumunun sorumluluunu adeta onlara ykleyerek yapar: "Yunanllarda zgrlk bilinci henz u verdi ve bundan dolay onlar zgr oldular. Ama onlar, tpk Romallar gibi, yalnzca, bazlarnn zgr olduklarn biliyorlard, insann insan olarak zgr olduunu deiL. Bunu Platon ve Aristoteles de bilmiyordu. Bu nedenle Yunanllar yalnzca klelere sahip olmakla ve onlarn yaam ve gzelim zgrlnn varl buna bal olmakla kalmad, ayn zamanda onlarn zgrlnn kendisi, ksmen rastlantsal, ksa mrl, kk bir iek, ksmen de ayn zamanda insansalolann, insanca olann zorlu bir klelii idi."19Hegel sisteminin ikinci tarz bir zayfl da her sistemde grlebilecek olan bir eksikliktir. Hegel'in retmeni Schelling, byle bir sistemi ilkin dener, ama sonra bilinli olarak brakr. Bunun nedenini o, Hegel'i eletirirken yle dile getirir: "Gerekten tam bir sistem isteyen kimse, uzaa bakmak zorundadr; dorudan doruya tek olan ve yaknda olan, topik biimde grmez olsa gerektir."20 Ama tm bu eletiriler, ayrntlarda hakllk kazanmakla birlikte, kendi btnlnde sistem, tm varln soyuttan somuta bir anm olarak, tarih felsefesi bakmndan ise tarihin tpk bir tiyatro sahnesindeki gibi dramatik yrynn felsefi bir destan olarak kendi tarznda biriciktir. Hegel sylyor: "Tin, ama, bizim onu seyrettiimiz tiyatrodadr, dnya tarihin-

19.--,Wcrke 12,S.31. 20. Alntlayan K. Jaspers; Schelling, S.I 16, Piper, Mnchen 1955.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

277

de, kendi somut gerekliindedir ..."2 Elbette bu szler, Hegel felsefesine yklediimiz destans nitelii, onun kendi azndan desteklemeye yeterlidir. 2.1 Tarih Yazm "Tarih Felsefesi Dersleri"nin "Giri" blm, "tarihin ele aln tarzlar"yla balar. Genellikle tarzn olduu sylenir. Bunlar, srasyla "a) kkensel tarih", "b) yanstc tarih" ve "c) felsefi tarih"tir. Birincisi iin Herodot, Thukydides ve dier benzeri tarih yazarlar rnek gsterilir. Onlar, "her eyden nce, kendi karlarnda bulduklar eylemleri, olaylar ve durumlar betimlemilerdir, onlarn kendileri bunlarn tinine aittirler ve onlar, dsalolarak mevcut olan eyi tinsel tasarmn alanna aktarmlardr. Dsal grn, bylece isel tasarma evrilir."22 Burada tarihinin, kendisinin de bir yesi olarak ait olduu tin dnyasnda karlat, karsnda bulduu olaylar betimlemesi iin onlar tasarmlamas, yani isel hale getirmi olmas gerekir. Bu, tpk iirdeki gibidir: "air de kendi duyumunda sahip olduu malzemeyi tasarm iin byle biimlendirir.'23Ama yine burada tarihi yalnzca kendisinin tank olduu olaylarla da yetinmez. "Elbette bu aracsz tarih yazarlar da bakalarnn bildirdiklerini ve hikayelerini hazr bulmulardr (bir insann her eyi tek bana grmesi olanakszdr), ama onlara yalnzca malzeme olarak sahiptirler, tpk airin de pek ok ey borlu olduu biimlenmi dile sahip olmas gibi."24 iir ile tarih yazm arasnda kurulan bu ilgi, bize Aristotoles'i anmsatr. Ama Hegel, buradan daha ileri gitmez; AristoteIes gibi, daha ou geneli ortaya koyan iirin tek olan betimleycn tarih yazmna gre daha felsefi, daha stn olduunu sylemez.25 Hegel, sylenceleri, halk trklerini, rivayetleri, henz bulank olduklar iin bu tarz tarihin dnda tutar. Onlar, "bulank halklarn" tasarmlarna zgdrler. Bir halkn asl tarihi, hangi biimde olursa olsun, onun bir tarih bilimine (Historie) de sahip olduu yerde balar; rnein diyor Hegel, bin be yz yllk Hindistan'da henz tarih yoktur.26 Tarih yazmnn ikinci tarz olan "yanstc tarih", baka bir deyile "pragmatik tarih", gemii ortadan kaldrr ve olay imdiletirir.27 "Burada aslolan, tarihinin kendi tininden ayr bir tinsel ierik tayan malzemeyi ilemesidir; burada yazarn bir blmyle eylem ve olaylarn ierik ve amalarndan, br blmyle tarih yazma tarzndan edindii kurallar,
21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. --, Werke 12, S.29. a.g.y., S.1 1. a.g.y., S.! i. a.g.y., S. 1-12. Krl. Aristoteles; Poetika, iX, 1451 b. Bkz. -----, Werke 12, S.545. Bkz. a.g.y., S.l6.

278

MER NAC SOYKAN

tasanm1ar, ilkeler sz konusudur."28 Bu tarih yazm tarz, kendi iinde drt biimde ele alnr. Birincisinde, "genellikle bir halkn, lkenin ya da genelolarak btn dnyann tm tarihinin zeti istenir. (...) Bu tr tarih kitaplan, demek ki zorunluca, ilksel, resmi tarih-yazarlarndan, oktan oluturulmu daha nceki bilgilerden ve tek tek haberlerden meydana getirilen derlemelerdir. (...) Byle bir derleyici ile kkensel bir tarihinin ayrmnn ne olduu, en iyi, Polybius ile Livius'un kkensel tarihinin yaptndan belli dnemler zerine kalanlar nasl kulland, attt, ksaltt karlatrlrsa bilinir."29 Yanstc tarihin bu birinci biimi, genellikle ikinci bir biime vanr. Bu "pragmatik" tarihtir; aslnda o, zel bir ad gerektirmez. Bu tarih yazmnn gz nnde bulundurduu ey, bir .~emiin ve bu gemi yaamn oluturulan bir tasvirini vermektir.30 Unc biim, "eletirel tarih"tir. Burada tarihin kendisi deil, fakat tarihin tarihi ve tarihsel yklerin bir yarglanmas ve onlarn doruluk ve inanlrlnn aratrlmas sz konusudur. Hegel, imdiyi gemie gtrmenin bir eidi olan bu tarz yerici biimde ele alr ve ona kendi zamannn Almanya'snda yaplan tarihleri rnek olarak gsterir. "Yanstc tarihin sonuncu biimi, o halde, kendisini ayn zamanda ksmi bir eyolarak tantan tarihtir. 0, geri soyutlaycdr, ama genel bak noktalarn (rnein sanatn, hukukun ve dini n tarihi) ele ald iin felsefi dnya tarihine bir geii 0Iuturur."31 Geri Hegel'in kendisinin somut bir anlatm olduunu sylemek, sanrm hi kolay deildir; ama o, daima "somut olan" yelemitir. Burada da ayn eyi gryoruz. Bu tarzn "soyutlayc" olmas, onun iin bir zayfl gstermektedir. "Somut", Hegel'de daima bir anm, bir gelime aamasn gsterir. Bunun anlam udur: Nasl Tanr, kendisini dnyada somut biimde sa olarak gsterdiyse, ayn ekilde akln ya da tinin kendisini dnyada amas da onun grnr olmas, somutlamasdr. Bu sre aamal olduundan somutlama da ayn aamal oluu gsterir. Ve bu srecin bilinmesi, burada konumuz tarih olduuna gre, tarihin bilimi de ayn ekilde soyuttan somuta giden bir yol zerindedir. Hegel'e gre, kendini belli bir alana ayran bu ksmi tarih trn n dallar, bir halkn tarihinin btnyle bir bantda bulunur. Buradan tarih biliminin nc tarz olan "felsefi tarih "e geilir. Tarihin ele alnnn bu son tarz olan "tarih felsefesi" iin Hegel, "tarihe dnerek bakmaktan baka bir ey demek deildir."32 diyor. "Felsefenin getirdii biricik d~nce. ama, akln dnyaya hkmettii, demek ki dnya tarihinde de akilsal gidiin olduu biimindeki akln yaln d28. Hegel. Tarihte Akl, S.17, Trkesi: nay Szer, Ara Yaynclk 1991. (zgn ad Vemunft in der Geschichte olan bu kitap, Burada "Werke i 2" diye geen, Hegel'in Tarih Felsefesi Dersleri'nden oluturulmutur. 29. --, Werke 12, S.550-55i. 30. Bkz. a.g.y., S.554. 31. a.g.y . S.19. 32. a.g.y., S.20.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

279

ncesidir."33 Tarihin aklsal bir seyri olduu varsaym, tarihin kendisinden kar. Bu dnce, dnyann rastlantnn, dsal nedenlerin keyfine bal olmad, fakat bir ngrnn dnyay ynettii biimindeki dinsel inantan baka bir ey deildir. Akln dnyay ynetmesi, Tanr bilgisinin olana sorusuyla bantldr. Tarih felsefesi demek olan tarihteki tannsal plann bilinmesi, Tanr bilgisine gtrr. Bu da Kutsal Kitap'ta en yksek grevolarak verilen eydir: yalnzca Tanr'y sevmek deil, ayn zamanda onu bilmek de gerekir.34 Grld gibi Hegel, bilmeyi, bunun en "somut" ve en yksek biimi olan felsefi bilgi edinmeyi, Tann buyruunun yerine getirilmesi, yani ibadet olarak anlyor. 2.2 Dnya Tarihinde Tinin Belirlenimi Tinin kendini ap gsterdii yer dnya tarihidir. Dnya tarihi bu tinsel zeminde ilerler. Tin ve tinin geliim sreci tzseldir. Ama tin, tarihte, kendi en somut gerekliinde gzmzn nndeki sahnededir. Nasl maddenin tz arlk ise, tinin z de zgrlktr. Tinin doasnn ne olduu, onun kart yoluyla bilinir. Bu kart da maddedir. "Maddenin tz kendi dndadr; tin kendi kendisinde varlktr. Bu zgrlktr; nk eer ben bamlysam, ylece ben, ben olmadm bir baka eyle ilintili olurum; ben dsal bir eyolmakszn var olarnam; eer ben bende kendim isem zgrm. Tinin bu kendi kendisinde varl, z-bilintir, kendi kendisinin z-bilinci. "35Bilinteki aratrma iki tarzdadr; birincisi "ben biliyorum"un, ikincisi "neyi biliyorum"un aratrlmas. z-bilinte bu ikisi birliktedir. nk tin kendi kendisini bilir; o kendisinin kendine zg doasn yarglamadr. Ama ayn zamanda o, kendi kendisine yaklaan, bylece kendisini meydana karan, kendisinde ne olduu eyi yapan etkenliktir. Bu soyut belirlenim bakmndan dnya tarihi, tinin ortaya konumudur. Dnya tarihi, tinin kendisinin ne olduu hakkndaki bilgisini nasl ileyerek elde ettiini gsteren tasvirdir. Nasl ki ekirdek, aacn tm doasn, meyvelerinin tadn ve biimini kendi iinde tarsa, tinin ilk izleri de tm tarihi gizil olarak iinde bulundurur. Tin baka zelliklere de sahiptir. Ama felsefe bize, tinin btn zelliklerinin ancak zgrlkle var olduunu, hepsinin zgrlk iin yalnzca ara olduunu, hepsinin yalnzca bunu arad ve ortaya kardn syler. Tinin dnya tarihindeki anmnn ilk izleri douda ortaya kar. Bunu Hegel, bir iretilemeyle yle dile getirir: "Gne, k, doudan [sabah lkesi -.] doar."36 Ama bu, hi de masum bir iretileme deildir. Sanki bu sabah lkesinde gne, hep bu haldedir. Orada sanki hi le ve akam olmaz. Bu sabah soluktur, panIdamaz, stmaz. Bu yzden bu
33. 34. 35. 36. a.g.y. S .20. Bkz. a.g.y. S.26-27. a.g.y. S.30. a.g.y. S.133.

280

MER NAC SOYKAN

lgn sabah gneinin altnda yaayan insanlar, yani "DouluIm: tinin veya byle bir eyolarak insann kendi kendinde zgr olduunu blmezler. .. Onlar yalnzca Bir Kiinin zgr olduunu bilirler; ama bu nedenle bylesi zgrlk, yalnzca keyfilik, vahilik, tutkunun darkafall veya yalnzca bir doa durumu ya da bir keyfilik olan ayn tutkunun kendisini.n bir yumuamas, ehlilemesidir. Bu qir kii, bundan dolay, yalnzca br despottur, zgr bir insan deiL. (...) Ilkin Cermen uluslar, Hristiyanlkta, insann insan olarak zgr olduu bilincine vardllar.'137 Bu szler, Hegel'in tarih ve dnya grnn Hristiyan-bat merkezli, dahas ovenist tutumunun ak bir rneidir. Onun bu ynde daha pek ok szleri de vardr; hatta Avrupa halklar arasnda da Almanlar ne karan, zellikle Franszlar hafife alc szleri de. Hegel'e gre, yalnzca en mkemmel olan kendi dini deil, ayn zamanda akl da zgrlk de kendi Cermen dnyasnda tecelli etmitir. Dnyada ortaya km ne varsa hepsi, tarih iinde batya doru yol almakta ve bu yol alta edinilen tm kazanunlar batda toplanmaktadr. Bu da tinin, evrensel akln, baka bir deyile Tanr'nn plan gereidir. Sanki Tanr, btn insanlar ve btn dnyay Hristiyan batl iin yaratmtr. Batnn dnda kalanlar, cahildir, ilkeldir, barbardr. .. Onlarn bu kt zellikleri, batya doru gelindike derece derece azalr. Tinin ide'si zgrl.~tr. Bu ide'nin gereklemesi, demek ki zgrln gereklemesidir. Ozgrlk dnyada aralarla ortaya kar, tarihte grnr olur. Bu aralarn neler olduu sorusu, bizi tarihin grnne gtrr. "Tarihe daha ilk bak, insanlarn gereksinimlerinden, tutkularndan, ilgi ve karlarndan, erimek istedikleri ideal ve ereklerden, karakterleri ile yeteneklerinden doan davranlar gsterir."ls "Dnyada tutku olmakszn hibir byk ey meydana getirilmemitir."39 zgrlk ya da ide, dnya tarihinde kendini bu aralarla dlatrr. Sezar gibi, Napolyon gibi tarihteki byk adamlarn kiisel ereklerinde olan ey, dnya tininin istencini oluturan tzdr. Halklar ise daha ou bu kiilerin bayra evresinde toplanr. Bu adamlarn ve halklarn tarihte sergilemi olduklar, tm o tyler rpetici olaylar tablosu, dnya tarihinin mutlak son ereini gerekletiren aralar alandr. Demek ki tin, byk adamlar ve halklar, kendi son ereini gerekletirmede ara olarak kullanr. Ama onlar bunu bilmezler. Onlar kendi isteklerinin, tutkularnn gerekleiminin ardndadrlar. Bu da Hegel'in yine nl bir deyiiyle akln hilesi'dir. Tutkular, genelolann ileyiinden ayr tutulamaz. Onlar ndedirler, saldrrlar, zarara urarlar, ama onlarn arka planndaki genel ide'ye hibir eyolmaz, ona hibir zarar gelmez. "Bu, akln hilesi diye adlandrlacak olan eydir, o tutkular kendisi iin etken klar, bu yolla kendisini var olua koyar, zarar ziyan da teki grr. (...) de, varoluun ve gelip geiciliin harac-

37. a.g.y. s.31. 38. Tarihe Akl. S.82. 39. --, Werke 12, S.38.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

281

n kendisinden deil, tersine bireylerin tutkularndan der."40 Dorusu bu szlerden etkilenmemek olas deildir. Ama dnya tarihinin bu dramatik, airane tasviri, bizde brakt estetik hazzn dnda, tarihin yaln, olabildiince nesnel bilgisi bakmndan bizim iin neyi dile getirir? Belki de bu soruyu Hegel'e sormak uygun deildir. Ama baka eletirici bir soru burada sorulmaldr: Dnyada onca zulm, onca kym sahnede iken ve bu "tyler rpertici tablo"nun ardnda "hileci" bir "akl" (Tanr) varken, yine de nasloluyor da dnya ve dnyay yneten iyi oluyor? Btn bunlar, Hegel'in hi azndan drmedii aklsallkla nasl aklanabilir? iyisi mi, biz yine de kendimizi Hegel'in kurgulad dramay izlemeye yeniden brakalm. ilgiler, istekler, tutkular aracyla gerekletirilecek olan erek nedir, bu erein gereklikteki oluumu, biimi nedir? Bu sorunun kestirmeden yant "de~let"tir. Devlet, dnya tarihinin daha yakndan belirlenmi konusudur. Ozgrlk devlette nesnellik kazanr. Oznel isten tutku olarak ele alnd. Ama onun tzsel bir yaam vardr. Bu da znel istenle genelin oluturduu birliktir. Bu birlik somut biimiyle devlettir. "Devlet, bireyin -birey geneli bilip istedii ve ona inand lde- kendisinde zgrlne sahip olduu ve onun tadn kard gerekliktir. (...) Devlet, herkesin yaamna kstlamalar getiren, bir insan toplamas da deildir. (...) Tek kiinin keyfe kalm davranlar zgrlk deildir. Kstlanan zgrlk, tek tek gereksinimlerle ilgili olan, cannn istedii gibi davranma zgrldr. Insan yalnzca devlette ussal varla kavuur. Eitimin tm amac, bireyi znellikten kurtarp ona devlet iinde nesnellik kazandrmaktr. (...) Insan btn insanln devlete borludur: z yalnzca oradadr. insan sahip olduu btn deere, tm tinsel gereklie devlet sayesinde sahiptir."41 Devlette birey-devlet ilikisi, tpk ailede olduu gibidir, arada hibir eliki yoktur. "Aile yalnzca bir kiidir; onun eleri, onun kiiliine sahiptirler. (...) Ailenin ruhu, Penat'lar42, keza, bir halkn devletteki tini olarak tzsel bir varlktr ve ahlaksallk her ikisinde [ailede ve devlette -.], bireysel kiilik ve ilgi-karlarn deil, fakat onlarn [ailenin ve devletin -.] genellikle btn elerinin duygusunda, bilincinde ve istencinde meydana gelir."43 Kukusuz bu dnceler, zamanmzn bireydevlet ilikisi stne olan yaygn grlerinden olduka uzaktr. Hegel'e gre, tinin son ereini gerekletirdii alan devlettir. Ancak imdiye dek devlet hakknda sylenenler onun soyut belirlenimleri idi. imdi ise tinin devlette somut belirlenimi olarak devletlerin tarih sahnesinde ortaya konumu gsterilmelidir. Ancak bu belirlenim de yine soyuttan somuta doru olacaktr. 2.3 Dnya Tarihinin Gidii
40. 41. 42. 43. a.g.y., S.49. Tarihte Akl, S. 13. Penal: Roma'da yurdu ve aile ocan koruyan Tanr. --, Werke 12,5.60.

282

MER NACi SOYKAN

Tarihte olup biten tm deiiklikler, Hegel'e gre, daima daha iyiye, daha yetkine doru bir ilerleyii ortaya koyar. Doada ne denli sonsuzca deiiklik olduu grnse de bu, kendisini durmadan yineleyen bir dngden baka bir ey deildir. "Gnein altnda yeni hibir ey doada olup bitmez. (...) Yalnzca tinsel zeminde olup biten deiimlerde yeni bir eyortaya kar."44 Bu da tarih dnyasdr. "Doada tr hibir ilerleme yapmaz, tinde ise her ilerleme her deime ilerlemedir."45 Bu szleriyle Hegel, sanki evrim kuramna kar bir tutum sergilemektedir. Ama szlerin devamna baktmzda, daha ou evrim kuramnn farkl bir yorumuyla kar karya geliriz: "Geri doada da, doaloluumlarn sras her sonraki basamak bir ncekinin yeniden dzenlenmesi olacak biimde, insana doru ykselen kl bir basamaklar dizisini oluturur ve bir ncekinin yokolmas ve kaldrlmasyla daha yksek bir ilke meydana gelir, ama btn bu basamaklar birbirinin dndadr, btn tomurcuklar birbiriyle yan yana dururlar. Birinden tekine gei, yalnzca bu balarn kavrayacak dnen tin iin vardr." Tinin ise tarihdeki geliimi atmasz deil, tersine kendi kendisiyle sert ve zahmetli bir uramadr. "Tinin istedii ey, onun kendine zg kavramna erimektir; ama o, bunu kendi kendisinden saklar, kendi kendisine olan bu yabanclamadan tin marurdur ve dolu dolu zevk alr."46 Dorusu bu, tinin bir eit kendi kendisiyle oyunudur. Bu "hileci" ve "oyuncu" tinin dnya tarihindeki kendini amas ve geliimi basamakl bir yapdadr. Sanki o, tarihte seke seke oynuyor. ilk basamak, tinin ie gml varlnn doalla kmas, ikincisi kendisinin kendi zgrlnn bilincinde ortaya kmasdr. Bu ilk iki k ksmi ve tam olmayan bir ktr. ncs, henz zelolan bu zgrlkten salt genelolana, z-bilince ve tinselliin zn n z-duygusuna ykseli_tir. Bu basamaklar, genel srecin temel ilkeleridir.47 Tinin tarihinin balangc kavram bakmndan bylece ortaya konduktan sonra, imdi somut tarihe geilecektir. Halklar devlet olmakszn uzun bir yaam srm olsalar gerektir. Hegel, n-tarih dedii ve tarihin dnda tuttuu bu evre stnde durmaz. Dnya tarihinin balangcnn biimi ve ondan rarmlanan n-tarihe ilikin dnceler, dnya tarihinin gidi tarzn daha yakndan grmemizi salar. Bu, yalnzca biimsel bakmdan olan bir bilgidir. Somut ieriin sre giden belirlenirni, tarihin blmlenmesi sorunudur.48 Bu blmle, yukarda belirttiimiz gibi, Dou dnyasyla balayan ve Cermen dnyasyla sonulanan drt dnemde de alnr. Bu tarihi betimlerne bakmndan, byle bir "giri" erevesinde ancak genel baz belirlemelerle yetinrnek durumundayz.
44. 45. 46. 47. 48. a.g.y., S.74. Tarihte Akl, S.154. a.g.y., 5.76. Bkz. __ , Werkc 12, S.77. Bkz. a.g.y., S.86.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

283

Dnya tarihi, doa olarak ide'nin kendisini uzarnda yaymas gibi, tinin zamandaki serimlenimidir. "rndi eer, genellikle dnya tarihine bir bak atarsak, ylece, deiimlerin ve olaylarn, halklarn, devletlerin, bireylerin sonsuz eitli oluumlarnn muazzam bir tablosunu dur duraksz ard arda oluta grlirliZ."49Bu oluumu Hegel, in~an tekinin byme, gelime alaryla karlatrarak gz nne koyar. Insan yaama ocuk olarak balar. ocuun dnya ve kendisi zerine olan belli belirsiz bilinci, duyu deneyiyle oluur. Buradan yola karak insan, genel tasarmlar basamana, oradan kavrama basamana varr. Onun, nesnelerin asl doasn tanmas bundan sonra olanakl olur. Buna gre, "Kendisiyle balayacamz ilk olan, demek ki Dou'dur. Bu dnyann temelinde dolaysz bilin, znel istenein ilkin inan, gven, ba eme olarak ait olduu tzsel tinsellik bulunur. Burada devlet yaamnda, kendisinde znel zgrle doru yol almakszn gelien, gereklemi ussal zgrl buluruz. O, tarihin ocukluk adr."so Dou dnyas, ilke olarak tresel olann tzselIiine sahiptir. Burada yasalar, ksmen hukuksal, ksmen treseldir. Burada biri, tzsel olanda tzsel olan olarak, dieri bunun karsnda parampara ediei teklik olarak iki ar u vardr. Bunun anlam, dou dn.yasnda, trelerin baskc tzsel varl ile ona kar kan, yok edici tekliin srekli bir atma iinde olmas demektir. Burada hibir uzlam, uyum yoktur; adeta doal glerin sonsuz atmasna benzer bir eliki vardr. Delikanllk a Yunan dnyasdr. nk burada olumu bireysellikler vardr. "Bu, dnya tarihinin ikinci temel ilkesidir. Tresel olan Asya'daki ilke gibidir; ama o, bireysellie damgasn vuran ahlaksallktr ve bylece bireylerin zgr istemesini gsterir. Buras, demek ki tresel olan ile znel istenein birlii ya da gzel zgrln lkesidir; _nk ide, plastik bir oluumla birlemitir. (...) Bu lke, demek ki hakiki uyumdur, en ho, ama gelip geiei veya abuk gelip geen genliin dnyasdr. Bu dnya, safdilane bir ahlaksallktr, henz moralite deildir, tersine znenin bireysel istenci dorudah doruya trede ve hukukun ve yasalarn dolaysz alkanlnda bulunur."s Doudaki birbirinden ayrlm olan ilkeler, burada yalnzca dolaysz olarak birlik iindedirler. Yunan tininin zgrl koulludur ve doal bir uyarmla ilgi iindedir. Bu zgrlk genellie ulamamtr. Bu Yunan tininin temel belirlenimidir. Tinsellik burada henz mutlak zgr deil, henz kendi kendisinde yetkin deildir. "Yunan tini, tatan sanat yapt oluturan plastik sanatdr. (...) Yunan gzelliinde duyusalolan, tinin kendisini gsterdii yerde, iaret, ifade, d kabuk iindir.',s2 Grlild gibi Hegel, pek ok batl dnrlin, baka balamlarda da bizzat kendisinin gklere kard Yunan sanatn
49. 50. 51. 52. a.g.y., S.97. a.g.y., S.135. a.g.y., S.137-138. a.g.y.,S.294.

284

MER NACi SOYKAN

ve gzellik anlayn, burada, tinin tarihte ilerleyiinin anlam bakmndan kendi grne uysun diye yalnzca dsal bir gzellik, bir kabuk olarak gstermekten ekinmemektedir. Bu da yine yukarda belirttiimiz gibi, onun sistemciliinden kaynaklanan bir zayfln sonucudur. "nc evre, soyut genelliin dnyasdr: Bu, Roma dnyasdr, tarihin erkeklik ann hrn iidir. (...) Genelolan, bireyleri boyunduruk altna alr. (...) Bireyler, zelolarak tzel kiiler olur. (...) Roma, tm tanrlarn bir Pantheon'u ve tm tinselolan olur, ama bu tanrlar ve bu tin, kendilerinin zgn canlln elde bulundurmakszn."53 Romallarda patrisiyenler ile plebeyenler arasndaki ayrm ve sava ortaya kar. Yunan dnyasnda henz byle bir ayrm yoktu, orada aile sevgisi ve aile ba, kendi ilk kaynanda idi. Roma'nn kurucular, Romulus ile Remus bizzat hayduttu ve aile bandan yoksundu. Bu balang, Roma ailesini belirlemitir. Orada sevgi deil, ballk ve ita~.t vardr. Bu sertlik ve hamlk, Roma treselliinin temel bants olur. Ote yandan pozitif hukuk temelini bu tresellikte bulur. Romallar kurbandrlar, fakat bylece bakalar iin tinin zgrln, yani isel zgrl kazanm oldular. Roma ilkesi aristokrasiye izin verir; ama bu aristokrasi, ayn zamanda eliki olarak, kendi kendisinde eitsizlik olarak, kendine zg durumdur. Yalnzca yokluk ve bahtszlk yoluyla bu eliki dzeltilir.54 "Yeni dnya", Hristiyanlkla balar. Onun baka bir adlandrm da "antik" kart ve antikle belli bir ilikide olma anlamnda "modern"dir. Bu, genelde batl dnrlerin paylat bir kandr. Ama bu yeni dnya, ilkin Roma Dnya'snda u vermitir. Hatta Hegel'e gre, sa'dan biraz nce hazrlk yaplmt. Onun deyimiyle "Sezar, yeni dnyay, onun gerek [rcal] yn bakmndan ayordu."55 Hristiyanln balangc yeni dnyay ortaya karm olmasna karn, bu, Hegel'in dnya tarihini blmlemesinde yeni bir tarihsel dnem olarak ele alnmaz. Bylece Bizans da Roma'nn bir devam olarak grplr. Bizans'n ykl ile Roma dnyas sona ermi olur. Ama Trklerin Istanbul'u almasyla tin, mslmanlaarak Osmanl'ya gemez. Byle bir ey, Hegel'in tin felsefesine uygun olurdu, ama onun Hristiyan-Cermen merkezli bak asna dei1.56 Hegel, yeni dnemi bat kilisesine bal olarak Cermen dnyasyla bala53. a.g.y., S.l38-139. 54. Bkz. a.g.y., S.348-359. 55. a.g.y., S.385. 56. Hocamz Takiyettin Mengolu, derslerinde Hegel'in tarih felsefesini anlatrken, burada kendi hocas Nicolai Hartmann'a atfla Bizans tininin genleerek Trklere getiini sylemiti. Hegel'de halk tini olarak znel (subjektif) tinin, yalanm, mr tkenmi bir halktan, onun yerini alan dier bir halka genleerek getii kabul edilir. Bu, "akln hilesi" kavramna da uygundur. Tin, nceki halkla ii bittikten sonra, onu tarihin p tenekesine atp yenisini ele alr. Bizans tini, hemen hemen btn kurumlaryla, bu arada "Bizans oyunlar" denen eyle de Osmanl'ya gemiti. Ancak Hegel'in byle bir eyi syleyebilmesi iin en azndan onun Hartmann gibi Hristiyan-Cermen bak asndan kurtulmu olmas gerekirdi.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

285

tr. Ortaa da bu Cermen dnyas iinde yer alr. "Yeni dnya", yenia deildir. Yenia, Cermen dnyasnn sonuncu evresi olarak ortaan bitimiyle balayan adr. Bylece dnya tarihinin drdnc ve sonuncu dnemi olan Cermen dnyasna geliyoruz. Bu, insann ya dnemi ile karlatnldnda yallk ana karlk gelir. Ama burada Hegel'in iretilemesi, bu kez dncesine pek uymaz. Bu nedenle o, bu iretilemeye hafif (?) bir rt yapar. nk yallk, ayn zamanda, gszl, lme yaknl gsterir. Hegel, bu aa "olgunluk" deseydi, o zaman bundan sonra bir yallk ann geleceini, dnya tarihinde yeni bir an alacan sylemek zorunda kalacakt. Bu da onun dncesine uymayacakt. O yle diyor: "Doal yallk a zayflktr, ama tinin yallk a, onun yetkin olgunluudur, o bu olgunlukta birlie geri dner, ama tin olarak."s7 Demek ki tin bu son dnemde tin olarak, yani kendisi olarak, olgunluunun doruunda, gl ve yal ama hep bu yata ve olgunlukta kalacak. Hegel'in szlerini izlemeyi srdrelim: "Bu dnya, Hristiyanlkta vuku bulan uzlama-barma ile balar; ama bu uzlam yalnzca kendi kendinde tamamlanmtr ve bu yzden bu dnya, daha ou, tinsel, dinsel ilkenin ve barbar gerekliin kendisinin muazzam kartyla balar. nk isel bir dnyann bilinci olarak tin, kendi balangcnda henz soyuttur, dnyasallk bylelikle hamla ve keyfilie braklmtr." Geri Hegel burada slam'n dou dnyasn aydnlatln syler; "ama somut gereklik iin olan, Cermen dnyasnn ilkesi yalnzca Cermen uluslar tarafndan oluturulmutur." demekten de kendini alamaz. Tm slam dnyas bir yana, Hegel'in zelolarak Trklere kar tutumunu ortaya koyan baz szlerini, sras gelmiken burada olduu gibi vermek istiyoruz: "Avrupal devletlerin da kar ortak bir ilgi-kar Trklere kar idi, doudan Avrupa'ya akn akn istila tehdinde bulunan bu korkun gce kar idi. O, vaktiyle henz sapasalam, gl bir ulustu, gcn fetihte buluyordu, bu nedenle srekli sava ayordu ve yalnzca mtarekelere giriyordu. Fethedilen lkeleri, Franklar'daki gibi, savalara kiisel mlk olarak letiriyor, kaltsal mlk olarak deil; daha sonra kaltsallk ortaya ktnda ulusun gc krlmt. Osmanl gcnn tazelii, Yenieriler, Avrupallar iin bir dehetti. Bu amala gzel ve gl Hristiyan ocuklar, balca olarak yllk askere alm~lar yoluyla Yunan tebalarda bir araya getiriliyor, uzlatrlyor, zorla Islam yaplyor ve genlikte onlara silah eitimi yaptnlyordu; onlar, keiler gibi, ailesiz, kardesiz, kadnsz, tamame,n basz ve korkunbir sr idiler. Doudaki Avrupal gler, Avusturya, Macaris~an, Venedik ve ~olonya, hep birlikte Trklere kar koymak zorundayd. Inebaht sava, talya'y ve belki de btn Avrupa'y barbarlarn istilasndan kurtard."58
57. a.g.y. S.140. 58. a.g.y. S.514.

286

MER NAC SOYKAN

Trkler Avrupa'y istila etmekle "barbar" olurken, daha nce Avrupallar, hal seferleriyle slam lkelerine saIdmr, burada binlerce sivil Mslman ve Yahudi'yi, yine kendi lkelerindeki Yahudileri kltan geirirken, bu, Hegel'ce "barbarlk" olarak nitelenmek iin yeterli saylmaz. Barbarlk bir yana bu eylemler, etkileyici szlerle kutsanr. nk ama kutsaldr ve kutsallk yalnzca Hristiyanla zgd~r! Hegel sylyor: "Kutsal ekmek, en yce olan ey, saysz kilisededir; Isa, imdilemi teklik iin tzsel dnme uram olarak pekala buradadr. .. Bu-imdi, zamanda gemitir, ama uzamsalolarak ve uzamda somut olarak, bu yerde, bu kyde vbg. kazanlm bir Bu-dnya'dr. O halde bu Bu-dnya, Hristiyanlk'tan uzaklam ol~n, onun yeniden kazanmak zorunda olduu eydir. .. Kutsal yerlerin ve sa'nn mezarnn kilisenin mlkiyetinde olmamas, Hristiyanla yakmaz. Hristiyanlk bu duyguyla birlemitir; bundan dolay o, hal seferlerine giriti ve o, bu srada una buna deil, tersine biricik bir eree - Kutsal Topra fethetme ereine sahipti. (...) Bylece Hristiyanlk, en yksek iyinin mlkne geldi."59 Hal seferlerini ycelten bu szler, bu tarzda uzar gider. Ortaa, toplum-devlet yaps bakmndan feodaliteyi ortaya koyar. Hal Seferleri sonrasnda, Ortaa'n sonlarna gelindii bu zamanda, feodaliteden monariye geilir. "Feodalitenin ilkesi, kendi bana hukuk olmakszn tek kiilerin, prensIerin, hkmdarlarn dsal gcdr. (...) Monari ilkesi de stn gtr, ama ... bu g, balca olarak bir devlet gcdr ve kendi kendisinde tzsel, hukuksal eree sahiptir. Feodalite, katksz efendilerin ve klelerin olduu bir poliaridir. Buna karn monaride efendi ve kle yoktur. .. Buna gre monaride istem teklere tabi olur ve egemenliin bir btnsel z oluur. "60 Almanya ve talya'da feodaliteden monariye gei, feodal bantnn tamamen bertaraf edilmesiyle vuku bulur. Bylece Cermen dnyasnn, ayn zamanda dnya tarihinin nc ve sonuncu evresi olan yeniaa gelinir. Bu da balca olarak iki aamadan, yani Reformasyon ile Aydnlanma ve Devrim'den oluur. Ama ilgintir ki, Hegel'in "Tarih Felsefesi Dersleri "nde Rnesans'a hi yer verilmez. Belli ki bunun nedeni, Rnesans'n onun sevgili Almanya'sna hi uramam olmasdr.
Trkler hakknda benzer dnceleri, Hegel'den nce, Alman tarih felsefesinin nclerinden Herder'de de buluruz. Herder'e gre, "Avrupa'da yz yl akn bulunularna ragmen, dnyann bu blmne daima yabanc kalan TrkIerNe fkelenmekte o, Hegel'den geri kalmamt: "Ne ok sanat yapt bu cahillerce ykld! Bir daha asla yerine gelemeyen ne ok eyi onlar yok ettiler! Onlarn lkesi, orada yaayan tm Avrupallar iin byk bir hapishanedir. Bu hapishane zaman gelince ortadan kalkacak. nk binyllardan sonra halli Asyal barbarlar olmak isteyen yabanclarn, Trkler'in Avrupa'da ne geregi var?" Bu szlerin kaynag ve konuyla ilgili daha geni bilgi iin "nsan: Burada ve Her Yerde! Evrensellik-Yerellik Sorununa Herder ve Goethe Dolaymnda Bir Bak" (Toplumbilim, sayl:8, Haziran i988, stanbuL.) adl yazmza baklabilir. 59. a.g.y., 5.469-471. 60. a.g.y., S.478.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

287

Refonnasyon'un, Luther'in ba ektii dinsel bir hareket olarak Alman kkenli olduuna kuku yoktur.6\ Hegel'e gre, Refonnasyon kilisenin bozulmasndan, kokumasndan meydana geldi. "Kilisenin bozuluu rastlantsal deildir, yalnzca, gcn ve egemenliin yanl-kullanm deildir ... Kilisenin bozuluu, kendi kendisinden kp almtr."62 Hegel diyalektii burada da kendini gsterir. Bundan dolay Luther retisi, dsalolan her eyi darda brakan katolik retiden baka bir ey deildir. O, Hristiyanln zn, iselolann benimsemitir. Reformasyon, yani protestanlk, devlet oluumunu da etkilemitir. Zaten devlet temelini dinde bulur. "Devletler ve yasalar, dinin gereklik bantlarnda grnmnden baka bir ey deildir. Bu, Refonnasyon'un esas ieriidir; insan zgr olmak iin, kendisini kendisiyle belirlemitir."63 Aydnlanma'ya bir tepki olarak ortaya kan romantizmin filozofu Schelling, "akl stne mnn knn eden" bir anlay ve "dnce boluu" olarak grd Aydnlanma'ya tmden kar kmt. Hegel'in Aydnlanma'ya kar tutumu ise hem olumlayc hem olumsuzlayc yndedir. Daha dorusu o, bu tutumu bir Fransz felsefesi olarak grd Aydnlanma karsnda taknr. Hegel'e gre, bu felsefenin dine, alkanlklara, ahlaka, kanlara, yasal dzene, devlete, ynetime, siyasal ve hukuksal yetkeye, anayasaya, sanata, ksacas, ortaya konulmu her eye kar bozguncu tutumu olumsuzdur. Olumlu yn ise, balca olarak, insann kendisinde kkenselolarak hak-hukuk duygularnn bulunduu ynndeki varsaymlardr.64 Ancak Hegel, Aydnlanma'y yalnzca bir Fransz felsefesi olarak anlamakla yetinmez. O, Aydnlanma'nn dnya tarihi bakmndan nemini de dile getirir. Fakat bu deeri o, Aydnlanma'nn asl kendini gsterdii, arkasndan devrimi getirdii Fransa'ya deil de yine Almanya'ya, yani II. Friedrich ana verir. Hegel sylyor: "II. Friedrich, kendisiyle yeni dnemin gereklie kt, orada gerek devletilgisinin kendi genelliini ve en yksek haklln elde ettii hkmdar olarak adlandrlabilir ... Onun lmsz eseri, doma byme bural [yerli _.] bir yasa kitab, yurt hukukudur ... Bylece imdiki bilinte temelini bulmu olan bu belirlenimler, doa yasalar ve doru ve iyi olann ierii, akl diye adlandrld. Bu yasalarn geerliliine Aydnlanma denir. O, Fransa'dan Almanya'ya geldi ve tasarmlarn yeni bir dnyas burada dodu."6s Fransz Devrimi ~nya tarihsel deere sahiptir. Bu devrim yoluyla liberalizm, Fransa'dan talya'ya, spanya'ya, tm roman dnyasna yayld. Ancak bu katolik lkelerde Refonnasyon vuku bulmamt. "Bu roman
61. 62. 63. 64. Yaynlan, 65. Bkz. a.g.y., S.480. a.g.y., S.492. a.g.y., S.497. Krl. "Aydnlanma" balkl yaz: Araylar. 1998) adl kitabmz iinde. -----, Werke 12, S.523.

Felsefe Konumalan-I

(Kyerel

288

MER NACi SOYKAN

dnya, dinsel klelik yznden politik zgrszlkte mhlanp kalmt!. nk o, vicdan zgrl olmakszn h~kuku~ ve zg?rl~n zincirlernin zlmesi, reformasyon olmakszn br devrm olablmes bakmndan yanl bir ilkedir. (...) Dier uluslar ve zellikle protestan uluslar bu roman uluslarnn karsnda bulunurlar. (...) Almanya, muzaffer Fransz ordulannca inendi, ama Alman ulusall bu yk silkip att."66<:ransz etkisiyle uyandnlm olsa da hukuk yasalar Alm~nya'.n~n tem~l ~r ~o: mentidir. Ustelik, Hegel'e gre bu yasalar, Fransa dak lk eksklklern de artk burada kendilerinde bulundurmazlar. Burada her yurtta devlet memurluuna ykselme hakkna sahiptir. Ynetim ancak memur dnyasnda huzur iindedir. Bu dnya, bireyin kendi istencini kendi isteiyle genele, yani bu memur devletine vermekle tam zgrle ulat dnyadr. Bylece ortaya kan bilin, iinde zgrlk ilkesinin gerekletii biimin ana momentidir. Dnya tarihi de son ereini bu zgrlk kavramnda bulur. 2.4 "Tarihin Sonu" Hegel'e gre, tinin kendini ap, eitli basamaklardan geerek kendini gelitirdii ve son ereine vard sre, yani dnya tarihi, tinin kendini zgrletirmesi ve kendi tam bilgisine ve bilincine ulamasn gsterir. Bu erek, balangta tinde olanak olarak vard ve sonunda Cermen dnyasnda tamamiyle gerekleti. "Tarihin bu son evresi" diyor Hegel, "bizim dnyamz, bizim gnmz"dr.67 "Dnya tarihi doudan batya doru ilerler; nk Avrupa dnya tarihinin kesin sonudur, Asya balangtr. (,..) Buradan [doudan] dsal, fiziksel gne doar ve batda batar: ama onun yerine burada yksek bir parlt saan z bilincin i gnei doar."68 Ve ama bu "i gne"in batmas diye bir ey sz konusu deildir. Zaten bu yzden bu evre tarihin sonudur. Dnyann bu sonu, "tm dnen varlklarn birlikte kutsadklar", "gnein muhteem bir douu"dur.69 "Bu son erek, Tanr'nn dnya ile istedii eydir; ama Tanr en yetkin olandr ve bundan dolay kendi kendisinden, kendisinin kendine zg istencinden baka bir eyi isteyemez."7o Kukusuz, dnya tarihi hakkndaki byle kesin, kat bir sav, yalnzca safdil bir inantan teye geemez. Ama Hegel'in bu inanc, onun baka bir dncesiyle de rtr. Hegel sylyor: "Eer felsefe, kendisine karanlk bir tablo izerse, o zaman yaamn bir biimi yalanmtr ve o, bu tablo ile genleemez, fakat yalnzca bilinebilir; Minerva'nn baykuu, uuuna ilkin akamn alaca karanlnda balar."7' Bu szlerin, Hegel'in tarih felsefesi bakmn-

66. a.g.y., S.535-538. 67. Bkz. a.g.y., S.524. 68. a.g.y., S.134. 69. Bkz. a.g.y., S.529. 70. a.g.y., S.33. 71.--, Werkc7, S.28.

HEGEL SSTEMNDE

TARH FELSEFES

289

dan anlam udur: Tarih bylece sona ermitir. Bu, felsefenin izdii karanlk bir tablodur. Bu sayede, yeni bir yaam biimi, yeni bir a balatlamaz. imdi yalnzca bilgi sz konusudur. nk bir eyolup biter, ancak bundan sonra onun bilimi yaplabilir. Bu ayn tutumu Hegel, sanat konusunda da ortaya koyar. Ona gre sanat, eski alarda olduu gibi, artk tinsel gereksinimlerin doyurulmas deildir. "Bundan dolay bizim gnmz, kendi genel durumu bakmndan sanata elverili deildir. (...) Sanat, kendi en yksek belirlenimi ynnden bizim iin gemi bir eydir. (...) Bu nedenle sanatn bilimi, bizim arnzda, sanatn kendisi iin sanat olarak artk tam doyumu verdii alarda olduundan ok daha fazla ihtiyatr.n Bylece demek ki Hegel'in, tarihin bilimini (tarih felsefesini) ve sanatn bilimini (estetii) yapmas iin bu ikisinin de onun dncesine uygun olarak bitmi olmas gerekiyordu. Hegcl'in sadk rencileri, onun bu tutumuna uygun olarak, Hegel'den sonra felsefenin de bittiini sylemilerdir.73 Gnmzde de baz evrelerde grlen bu "bitti" syleminin demek ki yaklak 150 yllk bir gemii var. Hegel'e gre tarih ve sanat, 19. yzyln ortalarnda sona ermise, yzylmzdaki iki dnya savan, Ekim Devrimini ve Sovyetlerin kn, sanatn her dalndaki onca devrimci, nc sanaty nereye koyacaz? Hegel'cilere gre, felsefe Hegel'le birlikte son bulmusa, Marx'a, Nietzsche'ye, Husser'e, Heidegger'e, Wittgenstein'a ne diyeceiz? Gnmzn "bitti"cilerine de doru yant, elbette ancak gelecek verebilir.74

72. --, Werke 13, Vorlesungen iiber die .A.sthetik, S.24-26, Suhrkamp 1970. 73. rnein Arnold Ruge, 1841 'de Hegel felsefesinin "btiin felsefelerin en sonuncusu" oldultunu yazyordu. (Bkz. tirgen Habermas; Der philosophische Diskurs der Modeme, S.65, Suhrkamp 1991.) 74. Giinmiizde "tarihin sonu"ndan sz eden popler adlardan biri olan Francis Fukuyama'nn bu dncesi stne olan eletirirniz iin "Tarih Bitti" mi? balkl yazmza baklabilir: Trkiye'den Felsefe Manzaralarl-2 (Kyerel Yaynlar 1998) iinde.

You might also like