You are on page 1of 12

KAPALI TOPLUM VE LK NANILAR

Dr. Mnir DEDE*


Aristo'nun deyimi ile toplumsal bir canl olan insan doduu andan lnceye dein bir toplum iinde yaamak durumundadr. nk insan hayata aile ad verilen toplumsal bir grup iinde balamakta ve lmne kadar da btn eylem ve davranlarn bulunduu toplum iinde gerekletirmekte ve srdrmektedirl Anlalyor ki insann sz konusu bu durumu onun sosyal bir varlk olduu gereinden kaynaklanmaktadr. nsanlar belli bir topluluk oluturmaya ve iinde yaamaya zorunlu klan nedenlerin ne olduuna gelince; bu nedenler ayn zamanda insani bir toplumun douunun doal gerekelerini de ortaya koymaktadr. Ayrca sz konusu faktrler toplumu oluturan insanlarn bir arada yaamasn mmkn klan ve var olan bu birlikteliin srekliliini salayan kural, ilke, yasa ve deerlerin de meruiyetinin belirleyicisi olmaktadr. Platon, toplumun dou nedeni olarak insan tekierinin kendi balarna yetmemelerini ve temel ihtiyalarn karlayabilmek iin bakalarnn yardm ve ibirliine ihtiya duymalarn gstermektedir. Ona gre kendi eksiklik ve yetersizliinin bilincinde olan insan, bu yetersizliklerini gidermek iin dier insanlara bavurur. Bu anlamda insan teklerinin bir ok eksiklik ve yetersizlii, bir ok insann bir araya toplanmasnn da doal nedeni olmaktadr. Sonuta bireyolarak eksik ve yetersiz olan insan tekleri yardmlamay mmkn klacak bir ortak yaam biimini benimsernek durumundadrlar. Platon bu tr bir yaamn adn toplumsal dzen olarak koyar. Filozofumuza gre insanlar yaratltan birbirlerine benzemedikleri gibi her bir insan teki de farkl bir yetenee sahip olduundan farkl bir sanat ve ie daha yatkndr. Bu durumda sz konusu farkllklardan toplumsal i blm ve uzmanlamann yan sra bir hiyerarinin de domas kanlmaz olmaktadr.
niversitesi Felsefe Doktoru. /. Sulhi Dnmezer. (Ord Prof.), Sosyoloji, Sava Yaynlar, Ankara, 1982. s. 4. 2. Platon, Devlet, ev, Sebahattin Eylipolu-M. A. Cimcoz, Remzi Kitapevi, st., 1982, s. 9. 3. A.g.e., s. 59-60.

* Atatlirk

244

MNRDEDE

Ahlak ve toplum ilikisine dikkat eken bir dnr olarak Platon dier Sokratesilerin bireyi esas olan individualist ahlak anlaylarnn tam karsna toplumsal bir ahlak anlay koymaktadr. nk O, tek kiinin deil, toplumun mutluluunu gz nne almakta ve sz konusu bu mutlulua da en yetkin ekilde devletle ulaabilecei dncesindedir4. Bu bakmdan da Platon'a gre birey ile toplumun belli bir organizasyon halini dile getiren devlet arasnda karlkl bir iliki ve balant bulunmaktadr. O'na gre bireyler devleti kurmakla birlikte devlet de bireylere ekil vermektedir. Bu bakmdan birey iinde yaad devlete benzemektedir5. Aristo'ya gelince; O'nun insan sosyal bir canl olarak nitelediini belirtmitik. O'na gre insan belli bir polis iinde yaamak iin yaratlmtr. Polis, insanln aile, kabile, ky gibi aamalardan geerek ulaaca son aamadr. Dier bir deyimle Polis, doal ve zorunlu gelimenin sonucu olup, kendi kendine yetme zelliine sahip yetkin bir toplumdur6. Bir islam dnr olan bn-i Haldun'a gelince; O'na gre toplum hayat insanlar iin tabi ve zaruridir. Bu bakmdan toplumun temelini ise insann toplumsal zellii oluturmaktadr. nsan zayf ve gsz olmakla birlikte doutan akl yetisine ve el becerisine sahiptir. Ancak bunlar tek bana insann ihtiyalarn karlamada yeterli olmadndan, bir ok kiinin elbirlii ile almas ve bir araya gelmesi gerekmektedir? zetle T. Paine'nin de hakl olarak belirttii gibi; tabiat, insan toplum iinde yaamak zere yaratmtr. nsann tabi ihtiyalar onun bireysel gcn atndan, hi bir insan teki dier insanlarn yardm olmakszn kendi bana ihtiyalarn karlayacak gte deildir. Bunun iindir ki tabiat, insan eitli ihtiyalar yznden yalnzca topluma girmeye zorlamakla kalmam stelik bir de insann iine, yine onun mutluluu iin, toplumsal bir sevgiler manzumesi yerletirmitir. Bilindii gibi insann doasndan hareketle birey-toplum ilikisine dikkat eken ve bu konuyu inceleyen yalnzca bu dnrler deildir. Felsefe tarihi boyunca bir ok dnr bu ilikinin ne'lii zerinde durarak aydnlatmaya almlar ve bu deerlendirmeler nda da bir ok ahlak anlay ortaya koymulardr. amzda da entellektalizme ve rasyonalizme iddetle kar kyla nlenmi ve intuisyonist yaklamyla da etkili olmu olan H.
4. Bedia Akarsu, Ahlak retileri, Remzi Kitabevi, st., 1982, s. 93. 5. A.g.e., s.93. 6. Ayferi Gze, Siyasal Dnceler ve Ynetimler, Beta Yay., st., 1989, s. 39. _ 7. bn-i Haldun, Tercme-i bn-i Haldun, ev., M. Sahib Plrzade, st., Takvimhanei Amire, H:I275,s. 71-76. . 8. T. Paine, nsan Haklar, ev., M. Osman dostel, st., MEGSB Yay., 1968, s. 195196.

KAPALI TOPLUM VE LK NANILAR

245

Bergson (l859-1941)'u da bu meyanda saymak mmkndr9 Bergson'a gre insan doasn karakterize eden temel iki ey; zekas ile toplum halinde yaamasdr. nsan tabiat tarafndan (ekli nceden belirlenmemi ancak bir alkanlklar ve ortak disiplin anlamnda) bir toplum oluturmaya da adeta mahkum edilmitir. Bu balamda Bergson, insan toplumlarn tpk dinleri gibi ak ve kapal olmak zere ikiye ayrmaktadr. Kapal toplumun statik dini, kapal bir din olup, siteye aittir. Buna karn ak toplumun dini ise dinamik olup, btn insanln dinidirlo. Kapal toplum ve ak toplum kavramlarn, Popper'in de belirttii gibi ilkin Bergson kullanmtr. Ancak her iki dnrn bu kavramlar kullan biimleri, hemen btn felsefe problemlerine olan farkl yaklamlarndan dolay birbirinden tamamen ayrdr. Bergson' a gre kapal toplum, tabiatn elinden yeni km bir insan toplumudurl. Kapal toplumun zellii, yalnzca bir ksm fertleri iine alp, dierlerini darda brakmasdr. Toplumsal sorumluluun temeli olan toplumsal tabii ynelim daima kapal toplumu hedef edinir. Hi bir zaman ak toplumu, insanl amalamaz. Bu durumda O'na gre kapal toplum ile ak toplum arasnda bir derece fark deil, bir mahiyet fark bulunmaktadr diyebiliriz. Bergson felsefesi genel manada psikolojiye dayanan bir felsefedir. Bu bakmdan O'nun ortaya koyduu gr ve dnceler, klasik anlamda bir sistem sunmaktan ok, "hakikat"n nasl kavranabileceini telkine dayanan bir felsefi etkinlii olarak grlebilir. Bergson asndan psikoloji "ruhun, insan zihninin pratik iin faydal olan fonksiyonlarnn incelenmesi"13 anlamna geldiini dikkate alacak olursak, Onun ncelikli olarak psikolojik temellere dayal bir metafizik kurma abasnda olduu da rahatlkla anlalabilir bir durumdurl4. Bergson 'un metafizik temel nermesi yaratc tekamldr. Yaratc tekaml ise bir olu halini dile getirmektir. Gereklie gelince o, varlk ve onun oluunu ve hayatn tekaml halinde vicdani bir ak olarak hissetmektir. te bu yzden Bergson'a gre biz, hayatn srekli olu halindeki yaratc tekamln zeka ve salt dnce yoluyla kavrayamayz. Aksine zeka, hayat devingen ve olu hayille deil; durdurarak, bir anlamda ldrerek kavrayabilir. nk onun asl konusu hayat deil maddedir. Bu nedenle de hayatn kendisi ile zekann gerekletirdii kavramlatrma
9. Johannes Hessen, Die Philosophie des 20Jahrhunderts, Rottenburg, Barder'sche Verlagsbuchhandlung, 195 . s. i 18. 10. Nurettin Topu, Bergson, stanbul, Hareket Yaynlar, 1968, s. 192-103. i i. Karl Popper, Ak Toplum ve DUmanlar, ev., Mete Tunay, st., Remzi Kitabevi, 1994, C.I, s. 193- i94. 12. Hilmi Ziya lken, Yirminci Asr Filozoflar, st., Kanaat Kitabevi, 1936, s. 65. 13. Mustafa ekip, Bergson, stanbul, Matbaa-i Amire, H: 1339, s. 36. 14. Topu, a.g.e., s. 9.

246

MNRDEDE

birbirine kkten yabancdrl5 Sonuta Bergson 'un ortaya koyduu anlamda psikolojik yntem, metafiziin de metodu olmaktadr'6 Bu durumda biz, Bergson'a gre mutlak' i dmzda deil ancak kendimizide, yani uurumuzda i tecrbeyle kefedip, kavrayabilirizJ7 Ancak felsefi bir grn yntemi ne olursa olsun, sonuta bu yntemin ortaya koyduu veya sezdirdii gereklik, son tahlilde bir bilgi konusu olarak, toplu bir bak asyla ifade edilmek istendiinde veya onu bir bakalarna kavratma durumunda kalndnda rasyonel dnceye ve zekann kavramlarna ihtiya duymamas dnlemez. Oysa Bergson'a gre, rasyonel dnceyi ortaya koyan zeka, kavramlarla alt iin srekli bir olu ve dinamizm iindeki realiteyi, bize olduu gibi veremeyecektir. Bu durumda zekann kavramlar araclyla kavramaya alt gereklik, kavramlarn mahiyetinden dolay, adeta kaskat kesilerek duraanlamakta ve kendisinin ancak sembolik bir grnmn vermekte ama son admda da bizden hakikatini gizlemektedirlR Bu yzden; zekaya dayanan mantki dncemiz bize, hayatn gerek zn ve tekaml hareketinin derin manasn anlayabilecek bir bak as sunmamaktadr. Ksacas Bergson'un felsefesi, rasyonalizme ve mekanist doktrinlere kar olduu iin psikolojik mahiyetteki i gzlem yntemini hakikate ulamada biricik yntem olarak kabul etmektedir. O'na gre uurumuzda hareket etmekle tazelenen ve kendini yaratan bir dinamizm, yani olu bulunmaktadr. te O'na gre i gzlem yntemi, toplumsal hayatn ilim ve dilin etkisiyle hayatn sathnda olumu, mekaniklemi fiil ve tasavvurlarn kabuunu delerek benliimizin iine derin bir bakla nfuz edebilirl9 te Bergson felsefesinde sezginin rol de burada ortaya kmaktadr. Sezgi i gzleml e elde edilen ve hayat olmakta olan oluu ilc kavrayan bir gtr. Bu gle, yani insann ruhi hayatnn bu tr davranyla elde edilen psikolojik bilgiyle, metafizik bilgiyi bir arada elde etmek mmkndrlo. Bundan dolay Bergson, tarihi bir olgu olarak toplumu ve bu arada ahlak da bir fenomen olarak ele alp incelerken insan tekinden hareket etmek zorunda kalmtr diyebiliriz. nk O'nun asndan bireyin bilin ve i dnyasnn tahlili, ayn zamanda toplumsallama halini ve ona bal bir zaruret olan ahlakn incelenmesi iin de en uygun yntemdir. Bunun nedeni olarak filozofun kendi dndaki insanlarn eylemlerini ynlendiren ahlaki deerlerin belirleyiciliinin her bir insan bireyinin bilin dnyasndaki etkisini kavrayabilmek iin, en uzandan deil, kendisine en yakn olandan yani kendisinden ha15. Bedia Akarsu, ada Felsefe, st., nklap Kitabevi, 1987, s. 141.143. 16. G. Dwishauvers, Muasr Fransz Psikolojisi, ev., Prof. ekip Tun, st., Maarif Matbaas, 1940, s. 149. 17. A. Cresson, Felsefi Mese!e!erin Bugnk Durumu, ev., Prof. Dr. S. K. YetkinHamdi Akverdi, Ank., T.T.K B.evi, 1943, s. 46. 18. Henri Bergson, Yaratc Tekam!, ev., Prof. ekip Tun, M.E. Basmevi, 1986, s.4 19. Bergson, Denken und schpferisches Werden, bersetzer: Leonerc Kottjc, Hamburg,Eva,1993,s.24. 20. Dwisauvers, a.g.e., s. 148.

---------------------------------KAPALI TOPLUM VE LK NANLAR 247

reket etmek zorunluluu gsterilebilir. Bu ekilde insan eylem ve yappetmelerinin sebebi olan bilin durumlaryla toplumsal yap ve ahlaki deerler alan arasndaki iliki zmlenebilir. Bu bakmdan O'na gre ferdin kendisinin ve psikolojisinin tahlil edilmesi, ncelikli olarak toplumsal bir ilev gren ahlak sahasnn incelenmesi iin de en gvenilir bir yntem olabilecektir. Nitekim, toplumsal ve insan bir fenomen olarak ahlak anlalr klmak isteyen bir ahlak felsefecisi veya filozof, byle bir yntemi benimseyebiliri. Ancak baka bir insan tekinin vicdan ve uur dnyasna inebilmek olduka g, hatta imldinsz gibi bir eydir. nk son admda inceleme konusu olan uur ve vicdan sahibi varlk da bize gre bir obje durumunda olup, varlyla bizden tede bulunmaktadr. Bu durum karsnda kalan bir filozofunun yaad eyancak kendisine en yakn olandan, sz konusu tahliline balamaktr. Bu durumda Bergson'a gre: varlndan en emin olduumuz ve en iyi bildiimiz kukusuz yine, kendi varlmz olduundan incelemelerimizi kendi bilin dnyamzdan hareketle balamak lazmdr. nk bizim dier eylere ilikin bilgilerimiz dtan ve yzeyselolabilir, ancak kendimizi iten ve derinden bilrnekte olduumuz da bir gerektir2. Bergson'a gre hayatn birbirinden uzaklaan iki olgunlama izgisi zerindeki topluluklara (bcek ve insan) bakacak olursak en tabii topluluk tipi olarak igdye dayanan toplum trn grrz. Bu toplumda canl bireyleri birbirine balayan ba, bir organizmann hcrelerini ibirlii ve i blmlenmesi halinde birbirine balayan baa ok benzemektedir23. nsan topluluklarna gelince, bu toplumlar tabiat olgunlamasnn teki izgisinin ucunda ortaya kmtr. Bu toplumlarda birey bir tr semede bulunabilmek iin serbestlik istediinden, tabiat burada zekaya, teki canl topluluklarnda igdnn ortaya koyduu sonular oluturmas iin bir yetenek vermitir4 nk bylece insan topluluklar, bir organizmaya benzeyen hayvan toplumlarn taklit edebilecektir. Ancak bunu insan, tabiatn zekaya alkanlklar oluturabilme yetenei vermesi sayesinde gerekletirebilmektedir. Ama unutmamak gerekir ki bu alkanlklarn hibirisi kendisi olarak zaruri olmayacak, ancak bu alkanlklar edinme alkanl vazgeilmez ve zarur olacaktr. Yani toplumlarn varlk art pirtakm alkanlklar (ortak kurallar ve disiplin) edinme alkanldr. Ite, insan trne tabiatn zekc1yetisiyle vermi olduu, yalnzca bir alkanlklar edinme alkanl olup, uyulmas gerekli grlen kurallar anlamnda alkanlklarn neler olaca yine tabiat tarafndan insann kendisine braklmtr. Bylece sonuta tr ve biimi ne olursa
21. H. Bergson, Zeit und Freiheit, bersetzung des Verlages Eugen Diederich, Hamburg. Eva 1994, s. 23. 22. Bergson, Yaratc Tekaml, s. 12. .. 23. Bergson. Die Beiden Quellen der Moral u. Religon, Uberset.: Eugen Lerch, Fankfurt, Fischer Taschenbuch V. 992, s. 2 i. 24. A.g.e., s. 21.

248

MNRDEDE

olsun bir alkanlk edinmek, oluturmak toplumsalorganizasyonlarn varlk artdr. Ksacas bir toplumsalorganizasyon, belli birtakm alkanlklardan meydana gelen ortak disiplin olmakszn varolamaz. Sz konusu organizasyon disiplininin, alkanlklarnn dier igdl toplul.uklardaki igdnn fonksiyon ve gcne sahip olaca da ok aktr. Ite Bergson'un sorumluluun btn (die Totalitat der Yerpflichtung) dedii de bu olmaktadr. Geri burada sz konusu olan tabiatn elinden yeni km insan topluluklar olsa da, bir insan topluluu ne kadar komplekslese veya soyutlasa da, kurulmasndaki z durum, daha dorusu tabiatn niyeti hep ayn kalmaktadr25 Bergson'a gre zeka ile igd balangta ilkel bir ekilde hayatn yaratc hamlesinde birbirine karm haldedir. Fakat hayat hamlesinin ilerlemesi, yani hayatn geliimi srecinde balangta birbirine kark haldeki zeka ve igd birbirinden iyice ayrlarak farkl bilin ekillerine brnmtr. Hayatn geliimi srecinde, canllar. hayat iki byk tekaml izgisinde meydana gelmitir. Bunlar Bergson'a gre bcekler ile kemikli canllardr. Bylece hayatn birinci olgunlama izgisi zerinde bcekler, daha zel anlamda da kanatl bceklerin igds, dier ucunda ise insan zekas bulunmaktadr26 Canllarda bulunan zeka ve igdnn en temel zelliine gelince bu alet kullanmaktr. Ancak zekal varlk, kendisi tarafndan icat edilen ve dolaysyla deiebilen aletleri, alkanlklar meydana getirirken; igdl canl ise tabiatn verdii dolaysyla deimeyen aletleri kullanmaktadr. Neticede Bergson'un da ifade ettii gibi her alet, bir i ve fonksiyon iin canlda bulunmaktadr27 Bir i ise uzmanlat lde ve karlkl olarak birbirini tamamlad nispette ve eitli iler gren yeler arasnda karlkl bir dayanma meydana getirdii oranda hayat zerinde etkide bulunabilir. Bylece toplumsal hayat, alet kullanma yeteneklerinin i ve eylem hayatn oluturmasyla belirsiz bir idealolarak igd ve zekada potansiyelolarak bulunmaktadr28 Bergson'a gre eer bir toplumsalorganizasyon igd araclyla ortaya kmsa buna igdl ve tabi toplum tipi diyebiliriz. Bu topluluklar ar ve karnca toplumlardr. Eer toplumsal hayat zeka araclyla ortaya kmsa bundan da, insan toplumlar meydana gelir ki bu da ncekilere mmasil olarak kapal toplum tipini oluturur. Sonuta her iki toplum tr de, toplum olmas bakmndan bir organizasyondan baka bir ey deildir. Ye toplumsal bir organizasyonda toplumun ye ve eleri arasnda da zorunlu olarak bir koordinasyon ve Unterordnung (tabiyet altnda olma) bulunacaktr29
25. 26. 27. 28. 29. A.g.e., s. A.g.e., s. A.g.e .. s. A.g.c., s. A.g.e., s. 21. 21. 21. 2 . 2 .

KAPALI TOPLUM VE LK NANILAR

249

Toplumsal bir organizasyon yelerini, blmlerini bir arada tutabilmek iin mutlaka bir koordinasyona ynelmek ve bireylerini birtakm kaide ve kurallar erevesinde disipline edecek alkanlklara ihtiya duyma durumundadr. Bundan tr toplumsal hayattaki her kaide ve kural toplum yelerini bir ynden tabiiyet altnda tutmaktadr diyebiliriz. Dinin tarihi-toplumsal bir vaka olduunu, inanmann da antropolojik anlamda insann varlk yapsna ait bir fenomen olduunu bilmekteyiz. Gndelik yaamn iinden balayan inanma fenomen i, bireyin zihin dnyasndan tedricen ykselip doa ve insan st bir varla inanma biimine dnebiIse de son tahlilde insan tekinin mit ve inan dnyasn oluturmakta ve sonular bakmndan da toplumsal bir fonksiyon stlene bilmektedir30. Gerekten de din ve onun kurallar yerlemi dzenin korunmas ve olduu gibi kalmas iin gl destekler salamakta ve toplumsal btnlemede de nemli ilevler yklenmektedir3l. Bergson'a gre de inan temeline dayanan dinin ortaya knda, onun toplumsal organizasyon iinde gerekletirdii bir takm fonksiyonlar son derece nemli bir belirleyicidir. Bunlarn banda ise dinin, bir anlamda toplumsalorganizasyonun varln koruma altna almas gsterilebilir. Din bu ilevini bireyin eylemlerini toplumun ortak iyilii iin tevik ve idare ederek, dolayl olarak gerekletirmektedir. Bu nedenle olsa gerekir ki Bergson gemite olduu gibi bu gn de ilimsiz, sanatsz, felsefesiz insani toplumlarn var olabileceini ama dinsiz (ohne Religion) bir toplumun bulunmadn sylemektedir3. Bergson, dini icra ettii fonksiyonlara dayanarak zekann, lm kanlmaz son olarak dnmesine kar tabiatn savunucu bir tepkisi olarak nitelemektedir33. Bu durumda din olgusu kapal toplumda naslortaya kmaktadr? Bergson' a gre insan yapsn karakterize eden temel iki eyin; zeka ve toplum halinde yaamak olduunu belirtmitik. nsanda zeka, sezgiyi douran bir igd demetiyle evrilmitir. Bu belirsiz sezgiden ise ilk din kmaktadr. Toplumsal hayat insan tekinden toplumsal organizasyonun ortak yarar ve kar ise fedakar olmasn, sorumluluklarn yerine getirmesini, toplumsal kural ve ilkelere itaat etmesini iste~. Ama insan zekasnn nemli bir nitelii ise ona egoizmi tlemesidir. Ite bu durumda insandaki bu belirsiz sezgi, zekann ortaya koyduu engelleri aarak zekann bu hareketini karlamakta ve insan henz sezginin tohumu olan igdsyle zekann at hareketin ynn deitirmektedir ki bylece bu tepki, bu kar koyma ilk dini de meydana karmaktadr34
30. Takiyettin Mengolu, Felsefeye Giri. st., Remzi Kitabevi, 1998, s. 289-290. 31. Dnmezer, a.g.e . s. 262. 32. Henri Bergson, Die Beiden Quellen der Moral und der Religion, s. 80. . 33. Henri Bergson, Ahlak ile Dinin Iki Kayna, ev., Mehmet Karasan, st., M.E.Basmevi, 1986, s. 179. 34. Topu, a.g.e., s. 102-103.

250

MNRDEDE

Bergson' a gre insan leceini bilen yegane canldr. Dier canllara gelince onlar hayata bal olup, yalnzca hayatn hamlesine uymaktadrlar. Ama insan experimental olarak evresindeki her eyin ldn grmektedir. Ayrca tecrbelerini genelletirecek bir zekaya sahip olduundan ok rahatlkla kendisinin de lml olduu sonucuna varmakta ve buna inanmaktadr. Dier canllar ise byle bir yetiden yoksun olduklan iin hayat hamlesine uyarak lm dncesinden uzakta kalabilmektedirler. Bu durumda Begson'un deyimiyle "eer hayat hamlesi baka btn canllan lm tasavvurundan uzaklatnyorsa, insanda lm fikri hayat hareketini yavalatmak zorundadr"3s. Demek oluyor ki lm fikri insanda mit knc bir dncedir. Ancak insan leceinden emin olmakla beraber, lm hadisesinin her an meydana gelmediini grdnden srekli tekrarlanmasna karn bu olumsuz tecrbeyi bir tr belirsiz bir pheyle "karlayabilmektedir. Bylece insan akl yrtmeleri sonucu vard lm dncesinin kesinliini ve ruhundaki mit knc tesirleri bir anlamda hafifletmektedir. nk biliyoruz ki insan lecei tarihi kesin bir biimde bilseydi, o kii iin hayat daha bir ekilmez ve mit knc olurdu. Bergson'a gre lm dncesi ancak yaamay dnmek iin yaratlan canllarda, dnce ve anlayla birlikte belirmektedir. Bu durumun hayat faaliyetlerini yavalatmak, durdurmak gibi bir tehlikeyi dourmas her an mmkndr. Bu ise tabiatn hayat ve insana ilikin niyetine ters dmektedir. Bylelikle bir anlamda sekteye urayacak hayat faaliyetlerinin durmayp, srekli olmas iin tabiat, lmn kanlmaz son olduu fikrine kar, hayatn lmden sonra da devam edecei dncesini, zekay evreleyen igd demetinden doacak belirsiz sezgi (sezginin nvesi halindeki igd ile zekann at ynn deitirerek) araclyla koymaktadr36. Anlalan o ki tabiat, insan zekasnn varm olduu lm fikrinin karsna hayatn devamll iin bir hayal koymaktadr. Bu bakmdan diyebiliriz ki ilk dinleri karakterize eden hayal ve fikir oyunlar, lm kar koyma ihtiyacndan domutur. Bu durumda dinin korku deil, korkuya kar konulan tepki olarak doduunu sy leyebiliriz37. Tabiat, dncesinin yerletii zeka alanna att bu hayal ile hayatn btn dengelerini de yeniden kurmaktadr. Bu bakmdan ruhun lmszl kavramn temele koyan din, zekann lmn kanlmazl dncesine kar tabiatn bir savunma tepkisi olarak karmza kmaktadr8 Byle bir sonu bireylerle yakndan ilikili olduu iin toplum da bu~~an nemli oranda kendi istikrar ve sreklilii adna yararlanmaktadr. Ozetle, ruhun lmszl inancna dayanmak durumundaki din, toplumsal hayat iin ncelikli bir vazgeilmez olmaktadr. Medeniyet
35. 36. 37. 38. Bergson, Ahlak ilc Dinin ki Kayna, s. 178. A.g.e., s. i 78- i 79. Topu, a.g.e., s. 103. Bergson, Ahlak ile Dinin lk Kayna, s. 179.

KAPALI TOPLUM VE LK NANILAR

251

yolunda olduka ilerlemi bir toplum, varln kanunlara, kurumlara ve zamana bile meydan okuyabilen abidelere dayandrabilir. Ancak ilkel toplumlar yalnzca insanlardan kuruludur. Bu yzden sz konusu toplumlar kuran kiilikler (individualitaeten)in devam ve bekiisna inanlmazsa toplumsalorganizasyonu tehdit eden otorite sorununun toplumda ortaya kmas kanlmazdr39 Anlalyor ki Bergson'a gre ilkel toplumlar oluturan ve o toplumu ayakta tutan ey, meden toplumlarn aksine olarak kural, hukuk, kanun ve kurumlardan ok, bireyler ve onlarn kiilikleri olmaktadr. Bu nedenden dolay ilkel toplumlarda, toplumu kuran veya yle kabul edilen bireylerin kiilikleri kanunlarn ruhundaki otorite ilevini stlenmektedir. Bu durumu Bergson, llerin dirilerle birlikte bulunmas zarureti olarak niteler ki bu ayn zamanda atalara tapnmaya dayanan dinlerin de temelini tekil etmektedir40 Bu tr dinlerde ller dier bireyleri tanrya yaklatrc bir misyona da sahip olduklar iin adeta dirilere karm bir haldedirletl Yntem olarak Bergson dinlerin ortaya knda felsefesinin genelinde bir yntem olarak kabul ettii introspeksiyon al ynteme bavurmaktadr. Bu adan diyebiliriz ki Ona gre ortaya kan ilk dinler atalara tapnmay n gren, en azndan hatralar her an tazelenen atalar toplum hayatnda vazgeilmez otorite ve dzenleyici gren, mitolojik karakterdeki dinler olmaktadt2 Bu karakteri belirleyen ey ise bizim, bir eyin lmden sonra kalmas, yaamas gerektiine prensip olarak kabul etmekle ie balayarak, lm hadisesinden sonra bedenden ayr olarak geride kalan bir eyin yaamaya devam ettiine inanmamzdr43. Byle bir inancn bir adm ilerisinde ise insann glge ve hayalet halinde yaamaya devam ettii dncesi bulunmaktadr. Bu dnce Bergson' a gre canllk ilkesi olarak bir nefes ve soluun bulunduu fikrinden daha nce ortaya km olmaldr. nk bu ikinci fikir, birincisine nispetle daha incelmi bir dncedir. Bu dnce zamanla can veya ruh halinde tinsel ve manev (vergeistigen) bir ierie brnmtf"4. Ama hatrlatmalyz ki Bergson'a gre tm bu aklamalarn yan sra insan, asl lm-tesi bir yaama inandran ey srekli bir faaliyetin zorunluluudur. Dolaysyla son admda bu inaI) da tabiatn savunma tepkisinin bir sonucundan baka bir ey deildir. Ilkel dinlerin kaynanda lm kanlmaz olarak tasavvur eden zekiinn insan mitsizlie sevk etmesine kar tabiatn savunma tepkisi bulunmakla birlikte, insanda var olduuna inanlan lmsz ruh ve can denilen prensip, ilkel insan tarafndan btn tabiata yaylm, eyler ve bireyler arasnda paylalan ortak bir kuvvet ekline ykseltilir. Ilkellerde grnen bu tasavvurun ad manadr. lkellerde grlen tasavvur topluluklara gre deiik isim alsa
39. 40. 41. 42. 43. 44. A.g.e., A.g.e., A.g.e., A.g.e., A.g.e., A.g.e., s. s. s. s. s. s. 180 180 180 180 182 183

252

MNRDEDE

da sonuta, evrensel bir hayat prensibi olarak hep var olmutur. te bu evrensel hayat prensibi Bergson'a gre yukarda szn ettiimiz ruhlarn cevheridir4s Durkheim' e gre mana, klann yelerini birbirine balayan totemik bir prensip olup, ruh da bu prensipten ald pay ile gerek olmakta ve yine bir anlamda ruh, bu totemik prensibin dorudan doruya bireylemesinden baka bir ey deildif"6. Bergson, mana kavram zerindeki farkl yorumlar arasnda bir tercihe girimemektedir. Ancak O'na gre ilkelerdeki bu tasavvur olup bitmi bir ey deildir. Aksine Bergson'un gr iimizde derinleme gibi bir abay gze aldmzda bu dnceye varabileceimiz ynndedi~7. O'na gre mana dediimiz kavram elde ettikten sonra insan, t~biat olaylan zerine etki edebilen ruh dedii eyle de donatlm olur. Ite Bergson' a gre lmden sonra yaama inancnn ilkel anlaytaki temeli de budu~8. O'na gre can kavram ile ruh (esprit) kavram arasnda belli bir iliki sz konusudur. Tabiatta her yerde hazr bulunduuna inanlan ruhlar, daha nce canlarn varl kabul edilmeseydi insan ekline bu denli yakalaamazd. Dier taraftan bedenlerden ayrlan canlar, ruhlar ile ayn cinsten kabul edilmez ise tabiat olaylarna tesir edilebilecekleri de dnlemezdi. Demek oluyor ki ilkel insan, lleri zarar ve fayda verebilen ve tabiat glerini belli bir oranda da olsa elde tutulabilen ahsiyetler olarak kabul etmektedi~9. Sonuta byle bir izaha saplanan insan zekas bu ruhi gleri, ahsiyetleri honut etmek iin bin bir usul gelitirmitir. Ruhlarn gazabndan emin olabilmek veya kendi ihtiyalarnn giderebilmek iin insan zekas, adeta binlerce are dnr ve nihayetinde de binlerce samalk icat edebilir ve zekaya bu hususta kendiliinden i grmeye alk olan insann masal uydurma fonksiyonu da yardmc olur. zetleyecek olursak Bergson kapal toplumlarda dini, kaynak itibariyle hayat ve igdden bamsz dnlemeyecek olan insan psikolojisine dayandrmaktadr. Daha dorusu olgusal dnyadaki tecrbelerinden hareketle, lm kanlmaz bir son olarak gren zekann hayat faaliyetlerini, dolaysyla toplumsal hayat sekteye uratabiIecek muhtemel tutumuna kar tabiatn bir savunma tepkisine balamaktadr. Ksacas Bergson'a gre tabiat, insandan bir toplum oluturarak ona bal kalmasn istemektedir. Bergson kapal ilkel toplumlardaki sosyal ve din yaayn biim ve kaynan izah etmek iin birbirine pek birleik ve baml grnen, ken45. A.g.e., s. 183 46. A.g.e., s. 184 47. A.g.e., s. 184 48. A.g.e., s. 185 49.A.g.e.,s.185-187.

KAPALI TOPLUM VE LK NANILAR

253

dilerinden memnun ve bakalarndan uzak durmaya zen gsteren aileleri rnek olarak gsterir. Bu ailelerin bize tuhaf grnen baz alkanlk ve fobilerinin mutlaka bir kayna bulunduunu syler. Bu kaynak balangta bu ailenin bireylerinden birinin ortaya atm olduu fikirlerin, dierleri tarafndan ona gvenerek kabul etmelerinden baka bir ey deildirSO, Byle bir gvenden kaynaklanan ama zamanla bir adet, bir gelenek ekline dnen bu ailenin (toplum) davran ve yaama biimleri taklit yoluyla gelecek kuaklara vazgeilmez bir deer, bir tabu olarak sunulabilir veya kuaklarca yle grlebilir. Bergson'un bu analojisi sannz O'nun genel felsefesini de dikkate alndnda kapal toplumlarda gelenek ve adetlerin ortaya k artlarn da aklayc niteliktedir. Bergson toplumsal bir ilev gren dinin, ilk ve genel eklini aklarken ilkel insan ve topluluklann eilimlerinden hareket etmektedir. Sz konusu genel ekilleri ve ilkel eilimleri incelerken metodunun ne olduu sorusuna ise "Belli bir igd faaliyetini kabul ediyoruz; sonra da zekay fkrtyoruz, bundan tehlikeli bir kargaaln doup domadn anyoruz"s eklinde aklama getirmektedir. Anlalyor ki Bergson'a gre doabilecek kargaaya kar denge, zekann evresinde bulunan igdnn douraca dncelerle yeniden kurulmakta ve bylelikle bu trl dnler de ilk dini inan ve fikirleri meydan getirmektedirS, Bergson bir anlamda tabiattaki hayat faaliyeti ve atlmn durmamas iin zekann kendisinin iine dt lm tasavvuruyla gelen duraklamay, din inan ve masal uydurma fonksiyonun da yardmyla atn sylemektedir. Kapal toplumun yapsna bal olarak yasaklarn ortaya k konusuna gelince Bergson'a gre kapal ve durgun toplumlarda, balangta toplumun ortak yarar ve karlan iin bir takm yasaklar ve kurallar konulmutur. O, bu tr yasaklarn varlna daha ilk insan topluluklannda tabular eklinde ahit olabileceimizi ifade etmektedir. Ayrca O, gnmz insan olarak bizimde kendi kiiliimiz, benliimiz zerinde derinleirsek yaklak olarak" ...benliimizin derinliinde veya derinliinin yaknlannda ilk insanl buluruz"s3 demektedir, Fakat gnmzdeki ilkel toplumlar, bizim kendi benliimizde bulduumuz bu ilk insanlk imajyla tam rtmemektedir. nk" ...onlarda da tabiat, bizdeki gibi bir alkanlk tabakas ile rtldr."s4 Bergson sanki bu yaklamyla, sosyologlarn klan adn verdikleri ve ilkel topluluklarn ierisindeki ilk sosyal kurulular hissini veren toplumlar arasnda bizim toplumlarmza benzemeyen, hatta bizim zihniyetimizle prensipleri bakmndan atan bir zihniyetin bulunduu dncesine cevap vermek istiyor gibidir. Nite50. A.g.e., s. 188 5I.A.g.e.,s.189. 52. A.g.e., s. 189 53. A.g.e., s. 174 54. A.g.e., s. 174

254

MNR DEDE

kim Fransz sosyolog Levy-Brhl, prensipleri bakmndan bizimki ile uzlamayan dnce tarzna mantk-ncesi (prelojik) zihniyet dediini bilmekteyiz. Ancak gnmzde ilkellerin zihniyeti iin bu niteleme doru bulunmamaktadr. nk doru olan onlarn da kendilerine gre bir mantklarnn bulunduudur5 Dolaysyla Bergson'a gre ilkel toplumdaki bu alkanlklar tabakas medeni insandakinden daha ince olup, tabiat biraz daha yakndan yanstmaktadr. Bylece bugnk ilkel topluluklarda da rastladmz tabu kavram, ilk insanln durumunu tam aksettirmese de, yinede tabularn ortaya kn aydnlatacak mahiyettedir. Bergson'a gre her tabu, toplumun belirli bir menfaatini ifade eden bir yasak olmas gerekirken bireye gre irrasyonelolduu halde topluma, tre gre faydal olduu iin rasyoneldir6 Grlyor ki Bergson' a gre bir toplulukta ortaya kan yasaklar, kurallar aslnda topluluun, topluluk yarar iin ortaya koyduu deer yarglardr. Bu yasaklayc kurallar Bergson tab u olarak adlandrnaktadr. Tabular balangta toplumsal yarar iin oluturulduundan, bireyasndan akl d olarak grlse de toplumun yarar asndan makulolan deer yarglardr. Ksacas bu deerleri rasyonellie yaklatran ey, toplumsal kar ve yarara hizmet ediyor oluudur. Toplumun ortak yarar ve karlar iin konulmu olan kural ve ilkeleri, dier bir ifadeyle kamu menfaatini egoist dncelerle ihlal edebilecek mahiyetteki zekann bozduu dzenin yeniden kurulmas, toplumun varln zorunlu klan nedenlerden tr ayn ekilde zaruridir. Bu zarureti yerine getirecek olan da ilk temelli fonksiyonu toplumsal hayat tabiatn istedii ekilde devam ettirnek olan statik dindir. Bu tabii dini hazrlayacak olan ise zekaya ait olmakla birlikte zeka olmayan, gerekte zekann bozabilecei dzeni yeniden dzenlemek iin tabiatn bir nlemi olan masal fonksiyonudur7 Ksacas anlalyor ki, balangcndan itibaren din ve dini inanlar toplumda grup amalarnn; zel karlar, duygularn organize arzular zerinde egemen olmasn temin etmektedirler. Bunun iinde din, ncelikle tabiat-st bir inanlar sistemi ile grup amalarn ve bunlarn stnl konusunda bir aklama getirmektedir. Daha sonra da kollektif ayinleri bireylerine emretmek suretiyle, toplumdaki ortak duygularn srekli kalmasn salad gibi, kutsalla dayanarak da deerler yaratmakta ve bunlar bireyleri iin birliktelii salayan eler klmaktadrs. Kapal toplumun statik dini ayn zamanda tabiatn elinden kt ekliyle ahlaki ve ulusal bir fonksiyon da stlenmektedir9 Sonu olarak diyebiliriz ki, Bergson'a gre kapal toplumda dinin ilk ve nemli ilevi toplumsal hayatn korunmasdr.
55. Hilmi Ziya lken, Felsefeye Giri, Ankara, Ank. niversitesi ilahiyat Fakltesi Yay., 1958, s. 8. 56. Bergson, Ahlak ile Dinin iki Kaynag. s. 174- 75. 57. A.g.e . s. 284. 58. Dnmezer, a.g.e., s. 263. 59. Bergson, Ahlak ile Dinin ki Kaynag, s. 286.

You might also like