You are on page 1of 211

GÜNEŞ VE RÜZGÂR ENERJİSİ KULLANILARAK ŞEBEKE İLE

PARALEL ÇALIŞABİLEN HİBRİT ENERJİ SANTRALİ TASARIMI


VE UYGULAMASI

Mehmet DEMİRTAŞ

DOKTORA TEZİ
ELEKTRİK EĞİTİMİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

OCAK 2008
ANKARA
Mehmet DEMİRTAŞ tarafından hazırlanan “GÜNEŞ VE RÜZGÂR ENERJİSİ
KULLANILARAK ŞEBEKE İLE PARALEL ÇALIŞABİLEN HİBRİT ENERJİ
SANTRALİ TASARIMI VE UYGULAMASI” adlı bu tezin Doktora tezi olarak
uygun olduğunu onaylarım.

Prof. Dr. İlhami ÇOLAK ……………………………….


Elektrik Eğitimi Anabilim Dalı
Yrd. Doç Dr. İbrahim SEFA ……………………………….
Elektrik Eğitimi Anabilim Dalı

Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği ile Elektrik Eğitimi


Anabilim Dalında Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Prof. Dr. Kenan DANIŞMAN ……………………………….


Elektrik Elektronik Mühendisliği, Erciyes Üniversitesi
Prof. Dr. M. Cengiz TAPLAMACIOĞLU ……………………………….
Elektrik Elektronik Mühendisliği, Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. Güngör BAL ……………………………….
Elektrik Eğitimi, Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. İlhami ÇOLAK ……………………………….
Elektrik Eğitimi, Gazi Üniversitesi
Doç Dr. Şeref SAĞIROĞLU ……………………………….
Bilgisayar Mühendisliği, Gazi Üniversitesi
Tarih 18 / 01 / 2008

Bu tez ile G.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Doktora derecesini
onamıştır.

Prof. Dr. Nermin ERTAN ……………………………….


Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
TEZ BİLDİRİMİ

Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde


elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan
bu çalışmada orijinal olmayan her türlü kaynağa eksiksiz atıf yapıldığını
bildiririm.

Mehmet DEMİRTAŞ
iv

GÜNEŞ VE RÜZGÂR ENERJİSİ KULLANILARAK ŞEBEKE İLE


PARALEL ÇALIŞABİLEN HİBRİT ENERJİ SANTRALİ TASARIMI VE
UYGULAMASI

(Doktora Tezi)

Mehmet DEMİRTAŞ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Ocak 2008

ÖZET

Bu çalışmada güneş ve rüzgâr enerjilerini elektrik enerjisine dönüştürebilen bir


hibrit enerji santrali tasarlanmış ve uygulaması gerçekleştirilmiştir. Tasarlanan
santralde, güneş ve rüzgârdan elde edilen enerji akü gruplarında depo
edilmekte ve istenildiğinde yüke aktarılmaktadır. Akülerin dolu olduğu anlarda
ise, üretilen enerji ya direkt yüke aktarılmakta, ya da şebekeye aktarılarak
sürekli bir enerji üretimi yapılmaktadır. Böylece üretilen enerji hem
depolanarak yük tarafından kullanılmakta, hem de şebekeye aktarılarak gelir
sağlanabilmektedir. Akülerin boş ve enerjinin üretilemediği zamanlarda yükün
ihtiyacı olan enerji mevcut şebekeden temin edilmektedir. Bu durum güç
santrali ile şebeke arasında sürekli bir güç akışını sağlamaktadır. Bu amaca
yönelik olarak rüzgâr türbininden ve güneş panellerinden elde edilen elektrik
enerjilerini aynı doğru akım (DA) barada birleştirilmesi ve evirici yardımıyla
yüke yönlendirilmesine yönelik iki adet yükseltici konvertör yapılmıştır.
Yükseltici konvertörler birbirleri ile paralel çalışabilecek şekilde ve elde edilen
çıkış gücünü devamlı olarak maksimum seviyede tutmak amacıyla “Maksimum
Güç Noktası Takibi” ( MPPT ) yapacak şekilde tasarlanmışlardır. Her iki
konvertörde bir mikro denetleyici üzerinden kontrol edilmekte ve sistemin akım
ve gerilim bilgileri burada değerlendirilmektedir. Ayrıca güneş panellerinden
v

elde edilecek enerjiyi en verimli şekilde üretebilmek amacıyla güneş takip


mekanizması ve kontrol devreleri tasarlanmıştır. Sistem parçaları arasındaki
iletişimi sağlamak için haberleşme modülleri tasarlanarak sistemin sürekli
olarak kayıt yapabilmesi sağlanmıştır. Elde edilen veriler yardımıyla sistemin
günlük, haftalık ve aylık olarak akım, gerilim, güç ve enerji değerleri
kaydedilerek verimi incelenmiştir.

Bilim Kodu : 703.3.012


Anahtar Kelimeler :Yenilenebilir enerji, rüzgâr türbini, güneş paneli,
yükseltici konvertör, şebeke etkileşimli evirici, güneş
takip sistemi
Sayfa Adedi : 191
Tez Yöneticisi : Prof. Dr. İlhami ÇOLAK
vi

DESIGN AND IMPLEMENTATION OF A HYBRID ENERGY STATION


USING SOLAR AND WIND POWER

(Ph.D. Thesis)

Mehmet DEMİRTAŞ

GAZI UNIVERSITY
INSTITUTE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY
January 2008

ABSTRACT

In this study, a hybrid energy station converting solar and wind energies to
electrical energy has been designed and implemented. The energy obtained from
solar and wind is stored in the battery groups, and can be transferred to loads
on demand. In case of the batteries are fully charged, the produced energy is
either transferred to the loads directly or transferred to the power grid to
achieve continuous energy generation. Thus, the produced energy is stored in
the batteries as well as used by the loads, and also it is sold to grid by means of
transferring it to grid. When the batteries are fully discharged and the energy is
not generated, the energy required for loads is provided from the power grid.
Hence, bidirectional continuous power flow is ensured in both directions
between the power station and the power grid. For this reason, two amplifier
converters have been designed to collect electrical energy obtained from both
wind turbine and solar panels on the same direct current (DC) line as well as
orienting the energy to loads by the aid of inverter. The amplifier converters
have been designed according to operate in parallel among them and also to
execute Maximum Power Tracking process in order to hold the output power at
the maximum level continuously. Both converters are controlled by a
microcontroller, voltages and currents data of the system are also evaluated
from it. Furthermore, a solar tracking mechanism and control units have been
vii

designed to efficiently generate the energy obtained from solar panels.


Additionally, a number of communication modules have been designed to
communication parts of the system as well as to record the system data
continuously. Thus, efficiency of the system has been analyzed using current,
voltage, power and energy values recorded as daily, weekly and monthly.

Science Code: 703.3.012


Key Words :Renewable energy, wind turbine, solar panel, boost
converter, utility interactive inverter, solar tracking system.
Page Number : 191
Adviser : Prof. Dr. İlhami ÇOLAK
viii

TEŞEKKÜR

Çalışmalarım boyunca çok değerli yardım ve katkılarıyla beni yönlendiren Danışman


Hocam Prof. Dr. İlhami ÇOLAK’a, her zaman fikir ve yardımlarına ihtiyaç
duyduğum ve hiçbir zaman yardımlarını esirgemeyen ikinci danışmanım Yrd. Doç.
Dr. İbrahim SEFA’ya, yine kıymetli tecrübelerinden faydalandığım hocalarım Prof.
Dr. Güngör BAL ve Prof. Dr. Cengiz TAPLAMACIOĞLU’na, özellikle uygulama
çalışmalarında önemli destek ve yardımlarını gördüğüm Ayhan YAŞAR ve İsmail
USTA’ya, ayrıca çalışmalarımın yürütülmesinde desteklerini hiçbir zaman
esirgemeyen Doç. Dr. Ramazan BAYINDIR, Yrd. Doç. Dr. Şevki DEMİRBAŞ ve
Öğr. Gör. Erdal IRMAK’a, çalışmalarımda yardımcı olan öğrenci arkadaşlarım
Abdullah ÖZSAN, Şerif ŞERİFOĞLU, Can Burak İÇGÜL ve Zafer ÖCAL’a,
manevi destekleriyle beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan eşime, aileme ve özellikle
ömrü boyunca beni hep destekleyen çalışmamı ithaf ettiğim babama teşekkürü bir
borç bilirim.

Ayrıca çalışmalarım sırasında proje katkılarıyla maddi olarak destek aldığım Devlet
Planlama Teşkilatı (DPT-2003K/120470-30 nolu proje) ve Gazi Üniversitesi
Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığı’na (BAP-35/2004-01 nolu proje) teşekkür
ederim.
ix

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ....................................................................................................................iv

ABSTRACT ..........................................................................................................vi

TEŞEKKÜR ........................................................................................................viii

İÇİNDEKİLER......................................................................................................ix

ÇİZELGELERİN LİSTESİ ..................................................................................xiii

ŞEKİLLERİN LİSTESİ ....................................................................................... xiv

RESİMLERİN LİSTESİ .....................................................................................xvii

HARİTALARIN LİSTESİ .................................................................................xviii

SİMGELER VE KISALTMALAR ...................................................................... xix

1. GİRİŞ ................................................................................................................. 1

2. ENERJİ KAYNAKLARI.................................................................................... 7

2.1. Dünya Enerji Sektörünün Gelişimi ................................................................ 7

2.1.1. Dünyanın kaynak varlığı....................................................................... 7

2.1.2. Dünyadaki enerji ihtiyacı...................................................................... 9

2.2. Türkiye deki Enerji Üretim ve Tüketimi ...................................................... 10

2.3. Dünyada ve Türkiye’deki Elektrik Üretimi ve İhtiyacı ................................ 12

2.4. Alternatif Enerji Kaynaklarının Kullanımı................................................... 15

3. GÜNEŞ ENERJİSİ DÖNÜŞÜM SİSTEMİ ....................................................... 22

3.1. Güneş Enerjisinden Yararlanmanın Gelişimi ve Güneş Enerjisi................... 22

3.2. Güneş Enerjisinin Oluşumu......................................................................... 23

3.2.1. Fotovoltaik sistemler .......................................................................... 25

3.2.2. Güneş pillerinin yapımında kullanılan malzemeler.............................. 26


x

Sayfa

3.2.3. Yarı iletken fotovoltaik piller ve verimlilikleri..................................... 27

3.2.4. Kristal silisyum fotovoltaik piller ........................................................ 27

3.2.5. İnce film fotovoltaik piller................................................................... 29

3.3. Fotovoltaik Pillerin Matematiksel Modeli..................................................... 30

3.4. Panel Verimine Etkiyen Faktörler................................................................. 32

3.4.1. Doğal etkenler ..................................................................................... 33

3.4.2. Teknolojik etkenler.............................................................................. 35

3.5. Fotovoltaik Modüllerin Sağladığı Avantajlar................................................ 36

3.6. Maksimum Güç Noktası Takibi.................................................................... 37

3.6.1. Maksimum güç takibinin gerekliliği .................................................... 38

3.6.2. Maksimum güç noktasının belirlenmesi............................................... 41

3.6.3. Maksimum güç noktası takip metotları ................................................ 42

3.7. Güneş Takip Sistemleri ................................................................................ 44

4. RÜZGÂR ENERJİSİ VE ELEKTRİKSEL UYGULAMALARI ........................ 48

4.1. Rüzgâr Türbinleri......................................................................................... 49

4.1.1. Rüzgâr türbinlerinin sınıflandırılması .................................................. 49

4.2. Türbin Bileşenleri ........................................................................................ 51

4.3. Generatörler ................................................................................................. 56

4.3.1. Generatör regülâsyonu......................................................................... 61

4.4. Türbin Kontrol Sistemleri............................................................................. 64

4.4.1. Yön denetimi....................................................................................... 64

4.4.2. Hız denetimi........................................................................................ 65

4.4.3. Elektronik kontrol................................................................................ 72

4.5. Rüzgâr Türbinlerinde Maksimum Güç Noktası Takibi.................................. 73


xi

Sayfa

5. HİBRİT SİSTEM BİLEŞENLERİ...................................................................... 76

5.1. Konvertörler (DA/DA çeviriciler) ................................................................ 76

5.1.1. Konvertör çeşitleri ve yapılarının incelenmesi ..................................... 76

5.2. Eviriciler (DA/AA çeviriciler)...................................................................... 79

5.2.1. Yenilenebilir enerji uygulamalarında kullanılan eviriciler.................... 80

5.2.2. Evirici topolojilerinin sınıflandırılması ................................................ 84

5.2.3. Transformatörler ve bağlantı tipleri...................................................... 86

5.3. Aküler.......................................................................................................... 87

5.3.1. Akü çeşitleri ........................................................................................ 88

5.4. Şarj Denetim Birimleri ................................................................................. 91

5.5. Diğer Sistem Bileşenleri............................................................................... 92

6. TASARIM VE UYGULAMA............................................................................ 93

6.1. Hibrit Enerji Sisteminin Uygulanması .......................................................... 94

6.2. Güneş Takip Sistemi Uygulaması................................................................. 96

6.3. Yükselten (Boost) Konvertör Tasarımı .......................................................103

6.4. Güneş ve Rüzgâr Sistemlerinin Montajı .....................................................110

6.5. Haberleşme Arayüz Programının Tasarımı .................................................116

7. DENEYSEL ÇALIŞMA SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ............119

8. SONUÇ VE ÖNERİLER .................................................................................127

KAYNAKLAR....................................................................................................134

EKLER................................................................................................................141
EK-1. Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253
(2006). .....................................................................................................142
xii

Sayfa
EK-2. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili Yüksek
Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi, 10 (4): 347-352
(2007) ......................................................................................................149
EK-3. Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. and Demirtaş M., “Design of a
Hybrid Energy Power System Using Solar and Wind Energy”,
2nd International Conference on Technical and Phsical
Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004). ..............155
EK-4. Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., "Güneş
Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
Kocaeli Şubesi, 301-305 (2005). ..............................................................159
EK-5. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Hibrit
Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta,
Süleyman Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006). ....................................167
EK-6. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Güneş
Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel
Üniversitesi, 84-92, (2006). ......................................................................178

ÖZGEÇMİŞ.........................................................................................................189
xiii

ÇİZELGELERİN LİSTESİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 2.1. Üretim türüne göre dönemsel brüt elektrik enerjisi


üretimi, 2005 (GWh). ........................................................................14

Çizelge 2.2. Türkiye’de kurulu ve inşa halindeki rüzgâr enerjisi tesisleri................20

Çizelge 3.1. Piyasada bulunan PV-tesislerin verimlilik oranları..............................30

Çizelge 5.1. IEEE 929 standartlarına göre şebekeden ayrılma durumları ve


zamanları. .........................................................................................83
xiv

ŞEKİLLERİN LİSTESİ

Şekil Sayfa

Şekil 2.1. Dünya fosil yakıt rezervleri (Haziran, 2005) ............................................ 8

Şekil 2.2. Dünya fosil yakıtları rezervlerinin kullanılabilme süreleri ....................... 8

Şekil 2.3. Dünya enerji tüketimi (1980-2030).......................................................... 9

Şekil 2.4. Dünya enerji üretim ve tüketim değerleri................................................10

Şekil 2.5. Türkiye’nin yıllara göre enerji üretim ve tüketimi...................................11

Şekil 2.6. Dünyada elektrik üretiminde kullanılan kaynaklar ve talep artışı ............13

Şekil 2.7. Türkiye için elektrik üretiminde kullanılan kaynak oranları ....................14

Şekil 2.8. Dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı.............................16

Şekil 2.9. Dünya’nın elektrik üretiminde yenilenebilir kaynak kullanım


değerleri.................................................................................................17

Şekil 2.10. Türkiye’nin aylık ortalama güneş enerjisi potansiyeli ve güneşlenme


süresi .....................................................................................................18

Şekil 3.1. Işık Tayfı................................................................................................24

Şekil 3.2. Solar hücrenin içyapısı ...........................................................................30

Şekil 3.3. Güneş paneli elektriksel eşdeğer devresi.................................................31

Şekil 3.4. Fotovoltaik pillerin sıcaklığının verime etkisi.........................................34

Şekil 3.5. Bir fotovoltaik pilin veriminin seri dirençle değişimi..............................35

Şekil 3.6. Solar modülün karakteristik eğrileri........................................................38

Şekil 3.7. Güneşlenme miktarındaki değişimin solar modülün karakteristiğine


etkisi ......................................................................................................39

Şekil 3.8. Panel yüzeyi sıcaklığındaki değişimin solar modülün karakteristiğine


etkisi ......................................................................................................40

Şekil 3.9. DA/DA konvertörün maksimum güç noktası takibine etkisi ...................42

Şekil 3.10. Güneşin mevsimlere göre izlediği yörüngeler .......................................44


xv

Şekil Sayfa

Şekil 3.11. Güneşi tek eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması.........45

Şekil 3.12. Güneşi iki eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması .........46

Şekil 4.1. Yatay eksenli rüzgar türbini....................................................................50

Şekil 4.2. Türbin bileşenleri ...................................................................................52

Şekil 4.3. Benzetim programı ile çizilen rüzgar türbini...........................................55

Şekil 4.4. Büyük güçlü rüzgar türbinlerine ait kesit görüntüsü................................55

Şekil 4.5. Sabit mıknatıslı senkron generatör..........................................................57

Şekil 4.6. Şebekeye direkt bağlı asenkron jeneratörlü bir rüzgâr türbininin
blok diyagramı.......................................................................................60

Şekil.4.7. Kuyruk plakası ile çalışan yön bulma sistemi .........................................65

Şekil.4.8. Hız denetim bölgeleri .............................................................................66

Şekil 4.9. Türbin pervanesinde gücün hıza bağlı değişimi ......................................69

Şekil 4.10. Türbin pervanesinde aerodinamik verimin uç hız oranına bağlı


değişimi .................................................................................................70

Şekil 4.11. 1,5 kW’lık rüzgâr türbininin Hız-Güç eğrisi .........................................74

Şekil 5.1. Alçaltan (buck) konvertörün yapısı.........................................................77

Şekil 5.2. Yükselten (boost) konvertörün yapısı .....................................................78

Şekil 5.3. Alçaltan-Yükselten (buck-boost) konvertörün yapısı ..............................78

Şekil 5.4. PV evirici tipleri.....................................................................................85

Şekil 5.5. Güç dekuplaj kondansatörünün değişik yerleşimi ...................................86

Şekil 5.6.Transformatörlü evirici örnekleri.............................................................86

Şekil 6.1. Tasarlanan hibrit enerji sisteminin blok şeması.......................................95

Şekil 6.2. Güneş takip mekanizması için tasarlanan sistemin blok diyagramı ....... 100
xvi

Şekil Sayfa

Şekil 6.3. Sistemin kontrol ve seri port haberleşme devresi çizimleri.................... 101

Şekil 6.4. Yükselten konvertörün MATLAB simülasyonu.................................... 104

Şekil 6.5. Maksimum güç takip sisteminin akış diyagramı ................................... 106

Şekil 6.6. Yükseltici konvertörlere ait uygulama şekli.......................................... 107

Şekil 6.7. Gate sinyalinin (a) boşta ve (b) maksimum akımda eğrileri .................. 108

Şekil 6.8. MOSFET anahtarlama oranı eğrileri..................................................... 109

Şekil 6.9. (a) Konvertör çıkış gerilimi (b) AA rıpıl değerinin gerilim eğrileri ...... 109

Şekil 7.1. 17/03/2007 gününde ölçülen güneş paneli güç değerleri ....................... 120

Şekil 7.2. 17/03/2007 gününde ölçülen güneş paneli DA gerilim ve invertör


çıkışı AA gerilim değerleri................................................................... 120

Şekil 7.3. 17/03/2007 gününde ölçülen panel akımı ve evirici çıkış akımı
değerleri............................................................................................... 121

Şekil 7.4. Güneş takip sisteminin devrede olduğu ve sistemden çıkarıldığı


durumlardaki güç eğrileri ..................................................................... 121

Şekil 7.5. 17/03/2007 günü için rüzgar türbini akım değerleri .............................. 122

Şekil 7.6. 17/03/2007 günü için rüzgar türbini gerilim ve şebeke gerilim eğrisi .... 123

Şekil 7.7. Beş günlük süre için güneş paneli gerilim ve akım değerleri................. 124

Şekil 7.8. Rüzgar türbini gerilim, akım, güç ve harmonik değerleri ...................... 125

Şekil 7.9. Güneş paneli ve rüzgar türbini birlikte çalışırken gerilim, akım,
güç ve harmonik değerleri.................................................................... 125

Şekil 7.10. Rüzgâr türbini için değişik rüzgâr hızlarında akım harmonik
değerleri............................................................................................... 126
xvii

RESİMLERİN LİSTESİ

Resim Sayfa

Resim 4.1. Düşey eksenli rüzgar türbini ................................................................ 51

Resim 6.1. Tasarlanan 12 W gücündeki takip sistemi............................................ 96

Resim 6.2. (a) İki eksenli güneş takip mekanizması arayüzü ................................. 97

Resim 6.2. (b) Takip mekanizması kayıt ekranı görüntüsü .................................... 97

Resim 6.3. 370W gücündeki iki eksenli takip mekanizması görüntüsü .................. 98

Resim 6.4 İki eksenli güneş takip mekanizması simülasyonu ................................ 99

Resim 6.5. Uygulaması yapılan güneş takip mekanizmasının resmi..................... 102

Resim 6.6. Uygulaması yapılan yükselten konvertör ........................................... 108

Resim 6.7. Rüzgâr türbini için hazırlanan beton kaide ve temeli.......................... 110

Resim 6.8. Rüzgâr türbini ve direğinin montajı ................................................... 111

Resim 6.9. Güneş takip mekanizmasının yerine yerleştirilmesi ........................... 111

Resim 6.10. İnvertör ve kontrol ünitelerinin yerleşimi......................................... 112

Resim 6.11. Kumanda panosunun ve iç bağlantısının görüntüsü.......................... 113

Resim 6.12. Sunny Boy 3300 evirici ön ve iç görüntüsü...................................... 114

Resim 6.13. Windy Boy 2500 evirici ön ve iç görüntüsü ..................................... 114

Resim 6.14. Akü şarj ünitesi görüntüsü ............................................................... 115

Resim 6.15. RS-485 Haberleşme ünitesi ............................................................. 115

Resim 6.16. Güneş takip sistemi kontrol ve haberleşme üniteleri ........................ 116

Resim 6.17. Kontrol arayüz görüntüsü ................................................................ 117

Resim 6.18. Rüzgâr türbininden elde edilen enerjinin grafik olarak görüntüsü .... 117
xviii

HARİTALARIN LİSTESİ

Harita Sayfa

Harita 2.1. Türkiye rüzgâr haritası (30 m yükseklik için)...................................... 20


xix

SİMGELER VE KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılmış bazı simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte


aşağıda sunulmuştur.

Simgeler Açıklama

I Panel çıkış akımı


V Panel çıkış gerilimi
IOS Panel ters doyum akımı
T Panel sıcaklığı oC
k Boltzmann sabiti
q Elektronik şarj
KI ISCR için kısa devre sıcaklık katsayısı A/oC = 0,0017
λ W/m2 ‘deki solar aydınlanma
ISCR 25oC ve 1000 W/m2’deki kısa devre akımı
ILG Işık tarafından üretilen akım
EGO Silikon için bant genişliği
B =A İdealleştirme faktörü=1,92
TR Referans sıcaklık= 301,18oK
IOR TR referans sıcaklığında panel doyum akımı
RSH Şönt direnç
RS Seri direnç
η Fotovoltaik pilin verimi
Pm Pilin maksimum çıkış gücü
A Pil yüzey alanı (m2)
J Yüzeye gelen güneş ışınım şiddeti (W/m2)
Imak Maksimum akım
Vmak Maksimum gerilim
xx

Simgeler Açıklama

Ikd Kısa devre akımı


Vad Açık devre gerilimi
P Güç
ω Açısal hız
CP Güç katsayısı

Kısaltmalar Açıklama

AA Alternatif Akım
DA Doğru Akım
EIA Energy Information and Administration
TEP Ton Eşdeğer Petrol
EÜAS Elektrik Üretim A.S.
TEİAS Türkiye Elektrik iletim Anonim Şirketi
ETKB T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
EİE Elektrik İşleri Etüd İdaresi
PV Fotovoltaik Panel
MPPT Maksimum Güç Takibi İşlemi
PI Oransal-İntegral (Proportional-Integral)
PID Oransal-İntegral-Türev (Proportional-Integral-
Derivative)
1

1.GİRİŞ

Dünyada ve ülkemizde enerji güncel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.


Teknolojik gelişmelerle paralel olarak enerji tüketiminin artması mevcut fosil yakıt
rezervlerinin gün geçtikçe azalmasına, bu enerji kaynaklarının kullanımı ise çevre
kirliliğine ve çevre dengelerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu durum
araştırmacıları yenilenebilir enerji kaynakları arayışına yöneltmiştir.

Kullanım kolaylığı ve temizliği nedeniyle diğer enerji kaynaklarına göre elektrik


enerjisinin enerji tüketimi içerisindeki payı her geçen yıl artmaktadır. Elektrik
enerjisinin dezavantajı, depolanamaması ve üretildiği anda tüketilmesinin
zorunluluğudur. Bu özelliği nedeniyle mutlaka etkin bir planlama yapılarak; proje,
tesis ve dağıtım safhaları koordineli olarak düzenlenmelidir. Planlama yapılırken
enerjinin ucuzluğu, talebi karşılaması, üretimin güvenilir olması, sürekli ve kaliteli
olması gerekmektedir. Bu nedenle elektrik enerjisi üretiminde sahip olunan alternatif
enerji kaynakları ihtiyacı karşılayabilecek durumda ise mutlaka değerlendirilmelidir.
Enerji ihtiyacının temininde genellikle kömür, petrol, doğalgaz gibi yakıtlar
kullanılmaktadır. Ancak bu yakıtların yakın bir gelecekte tükenme olasılığı ve
sanayileşmenin belli yörelerde yoğunlaşması sonucu fosil yakıtların kullanımından
kaynaklanan çevre kirliliği artmaktadır. Fosil yakıtların yanması sonucu
karbondioksit (CO2), azot dioksit (NO2) ve kükürt dioksit (SO2) emisyonları önemli
değerlere ulaşmıştır. Kirliliği önleme amaçlı güneş, rüzgâr, jeotermal, hidrojen,
biokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının değişik sektörlerde uygulanabilmesi
için araştırmalar sürdürülmektedir.

Türkiye 21. yüzyıla girerken enerji ile ilgili önemli sorunlarla karşı karşıyadır.
Ekonomik gelişme güvenilir ve sürdürülebilir enerji teminine bağlıdır. Çevre
konusunda, ülke genelinde özellikle büyük kentlerde yaşanan hava kirliliğinin
azaltılmasından, dünya ölçeğinde küresel ısınma riskinin azaltılmasına kadar tüm
beklentiler, bugün kullanılan daha az kirleten ve daha az sera gazı yayan enerji
kaynakları teknolojileri kullanılmasını gerektirmektedir.
2

Yirmi yıl önce ham petrolde yaşanan kriz gelişmiş ülkeleri alternatif enerji
kaynaklarını araştırmaya yöneltmiştir. Yeraltı enerji kaynaklarının gün geçtikçe
azalmaya başlaması sonucunda enerji girdi maliyetleri artmıştır. Çevre kirliliği
problemi ise yeni enerji kaynakları arayışlarının hızlanmasına yol açan önemli bir
etken olmuştur. Gerek güneş ve gerekse rüzgâr enerjisinden elektrik elde edilmesi
üzerine yapılan araştırma ve geliştirme çalışmaları her iki teknolojiyi de günümüzde
nükleer santraller ile boy ölçüşebilir duruma getirmiştir. Güneş ve rüzgârdan elektrik
enerjisinin elde edilmesi hızla gelişmekte, gerek çevre sağlığını gerek insan sağlığını
olumsuz etkilemediğinden dolayı da tüm dünyada hızla yayılmaya ve uygulama
alanları bulmaya başlamıştır. Bu kaynakların zaman içerisinde herhangi bir şekilde
tükenmeleri ve azalmaları söz konusu değildir. Ancak kömür, petrol ve doğalgaz gibi
kaynaklar tükenmeye mahkûm enerji kaynaklarıdır.

Güneşten elektrik enerjisi üretme işleminde kullanılan güneş panellerin üretim


çeşitliliği günümüz için tatminkâr bir düzeye gelmiş bulunmakta olup, birim yüzeyde
daha çok elektrik enerjisi üretme üzerine çalışmalar devam etmektedir. Belirlenmiş
olan bir güç değeri için belirli sayıda güneş panelinin seri-paralel bağlanmaları
sonucu istenilen gücün elde edilmesi mümkün olabilmektedir [1]. Ancak bu
panellerden elde edilen gücün doğru akım (DA) olması ve şebekenin ya da
kullanıcıların alternatif akım (AA) güç taleplerinin bulunması, bir DA/AA evirici
ihtiyacını zorunlu kılmaktadır [2, 3]. Sadece gün ışığında enerji üretilebilmesi ise,
gün ışığının olmadığı zamanlarda kullanım amacıyla bu enerjinin depolanması
gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Enerjinin depolanmasında kullanılan aküler ise
sistemin diğer bileşenlerine göre çok daha kısa ömürlü bir malzeme olduğundan, bu
elemanlara daha az ihtiyaç duyulmalıdır. Yani akülerin ömrünü belirleyen en önemli
kriter şarj-deşarj sayısıdır. Güneş enerjisinden elektrik elde edilmesi konusunda
çalışmalar son yıllarda giderek artmıştır. Bu çalışmalarda güneş takip sistemlerinin
kullanımının verime etkisi de incelenmektedir [4, 5]. Ayrıca fotovoltaik sistemlerin
daha verimli çalıştırılabilmesi için kullanılan konvertörlerin yapısı ve çalıştırılması
üzerine pek çok çalışma mevcuttur. Bu çalışmalarda iki temel konu üzerinde
durulmuştur. Birincisi konvertörün yapısı, diğeri ise konvertörün çalışma stratejisidir
[6-10]. Konvertörün çalıştırılması ve veriminin artırılmasına yönelik olarak yapay
3

sinir ağları kullanılarak veya çeşitli mikroişlemciler ve DSP kullanılarak yapılan


çalışmalar mevcuttur [11-15]. Güneş enerjili sistemlerde kullanılan konvertörlerin
çalışma stratejilerine yönelik olarak ise maksimum güç noktası takibi işleminin
yapılması ve verim artırıcı yöntemler üzerine pek çok çalışma mevcuttur [16-19].

Bu çalışmada ise güneş enerjisini daha verimli olarak kullanabilmek amacıyla tek
eksenli bir güneş takip sistemi ve güneşten elde edilen elektrik enerjisini evirici
girişinde sabit ve en uygun seviyede tutabilmek amacıyla da DA/DA yükselten
konvertör tasarlanmıştır. Tasarlanan ve uygulaması yapılan konvertörün çalışma
durumları ayrıntılı olarak incelenerek en verimli maksimum güç takibi işlemini
gerçekleştirebilmesi amacıyla C++ programlama dilinde bir mikroişlemci programı
yazılmıştır.

Elektrik enerjisi üretiminde kullanılan rüzgâr santralleri birkaç yüz watt değerinden
birkaç mega watt değerine kadar üretilmekte ve kullanılmaktadır. Bu ürünlerin küçük
ölçekli olarak adlandırılabilenleri rüzgârın en uygun olması halinde bile, bir evin
ihtiyaçlarını günün her saatinde karşılayabilecek düzeyde değildir. 1 kW ve daha
yüksek güçler için ise önemli fiyat artışı olmaktadır. Rüzgâr enerjisinin depo
edilebilmesi içinde alternatör çıkışının doğrultulması ve bir düzenleyici üzerinden
akü grubuna bağlanması gereklidir. Güneş enerjisi ile birlikte kullanım halinde akü
grubu maliyeti düşecek ve aküden, şebekeden veya dizel jeneratörden beslenme
ihtiyacı azalacaktır. Bu amaca yönelik olarak tasarlanan sistemin Türkiye’deki güneş
ve rüzgârın örtüşme zamanına göre analizi yapılacaktır. Rüzgâr enerjisi dönüşüm
sistemleri ile ilgili çalışmalar türbinin mekanik yapısı, enerji dönüşüm sisteminde
kullanılan elemanlar ve verimin artırılmasına yönelik çalışmalar olarak
bölümlenebilir. Rüzgâr türbinlerinde kullanılan alternatörlerin yapısı ve farklı sürücü
devrelerin çıkış gerilimine etkisi verimi etkileyen bir faktördür [20]. Değişik rüzgar
hızlarında çalışan sistemlerinin verimini artırabilmek içinse, yapay sinir ağları ve
fuzzy gibi birkaç yöntem kullanılarak sisteme bağlanan konvertör ve eviricilerin
çalışma düzenekleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır [21-23]. Aşırı rüzgâr hızlarında
veya sistemin yük miktarının rüzgâr türbininin karşılayabileceğinden yüksek olması
durumlarında, sistemleri korumak için yapılan koruma devreleri ve programlar da
4

rüzgâr enerjisi dönüşüm sistemleri için önemli bir konudur [24]. Ayrıca rüzgar
türbinlerinin şebekeye bağlantıları ve şebeke üzerindeki etkileri üzerine pek çok
çalışma mevcuttur [25-27].

Bu çalışmada ise 2,5 kW gücünde bir rüzgâr türbini ile bu türbine ait doğrultucu,
konvertör ve eviricinin yapısı, çalışması ve verimi üzerine deneyler yapılmıştır.
Rüzgâr türbininin şebekeye bağlanabilmesi için gerekli elektronik devreler ve
maksimum güç takibi işlemini en verimli şekilde yapabilmesini sağlamak için de bir
yükseltici konvertör ve bu konvertöre ait mikroişlemci programı tasarlanmış ve
uygulamaları yapılmıştır. Ayrıca, literatürdeki diğer çalışmalara ilave olarak, aşırı
rüzgâr hızlarında ve yüksek gerilim değerlerinde, türbini, konvertör ve eviriciyi
koruma altına alacak devreler tasarlanmıştır.

Uygulamada birden fazla enerji kaynağının bir araya getirildiği sistemlere hibrit
sistem adı verilir. Hibrit sistemlerdeki amaç, enerji kaynaklarının birlikte kullanımını
sağlayarak hem verimi artırmak hem de kaynaklardan birinin olmaması veya
azalması durumunda diğerlerinin sistemin enerji ihtiyacını karşılamasını
sağlayabilmektir. Hibrit sistem bileşenleri iki veya daha fazla kaynağın bir araya
getirilmesiyle oluşturulabilir. Örneğin güneş, rüzgâr, dizel veya güneş, fuel cell
(yakıt pili), rüzgâr veya güneş, rüzgâr, hidrojen gibi enerji kaynaklarının bir araya
getirildiği hibrit enerji sistemi uygulamaları mevcuttur [28]. Bu tür uygulamalarda
kaynak sayısını ve kaynağın tipini belirleyen en önemli faktörler, enerji üretilecek
bölgede kaynağın yeterli düzeyde olması ve bazı enerji türlerinde de sistemi bir araya
getirmek için yeterli düzeyde teknolojinin mevcut olmasıdır. Hidrojen, biokütle ve
fuel cell gibi enerji kaynakları buna örnektir.

Hibrit enerji sistemlerinin bir diğer uygulama alanı ise elde edilen enerjinin
depolanabilmesini sağlamak amaçlı kullanımdır [29]. Hidrojen enerjisinin diğer
enerji türleriyle bir araya getirildiği uygulamalar buna örnektir. Literatürde hibrit
enerji sistemleri üzerine pek çok çalışma mevcuttur [30-33]. Bu uygulamalarda
sistemlerin kontrolü ve veriminin artırılması en çok işlenen konular arasındadır.
Verimi artırmaya yönelik çalışmalarda, fuzzy, yapay sinir ağları, mikroişlemci
5

kontrollü modelleme gibi konular kullanılırken, özellikle hibrit sistemler aracılığıyla


elektrik enerjisi üretilen uygulamalarda şebekeye bağlantı önemli bir uygulama alanı
olarak karşımıza çıkmaktadır [34–37]. Şebekeye bağlantılı sistemlere ilave olarak
tek başına akü gruplarıyla çalışan veya şebeke bağımsız hibrit sistem uygulamaları
da mevcuttur [38, 39]. Hibrit sistemlerin güç kalitelerinin artırılması ve kalıcı durum
performanslarının incelenmesi konusu da önemli bir konu olarak karşımıza
çıkmaktadır [40, 41].

Bu tez çalışmasında, güneş ve rüzgâr enerjilerinin bir araya getirildiği hibrit bir
sistem oluşturulmuştur. Burada amaç güneş veya rüzgârın herhangi birinin olmadığı
veya ikisinin birlikte yükü besleyecek düzeyde olmadığı durumlarda, yükün akü
grubu tarafından beslenmesini ve enerjinin ihtiyaçtan fazla olduğu durumlarda ise,
kullanılmayan enerjinin şebekeye aktarılmasını sağlamaktır. Enerji üretimi için,
güneş ve rüzgârın birlikte olabileceği bir bölge belirlenmiştir. Bu alanda, aynı
zamanda gerçek anlamda bir alıcı (yük) bulunmaktadır. Deneysel olarak yapılacak
olan çalışmada; akım, gerilim ve güçler gün, ay ve yıl bazında veri kayıt sistemi
yardımıyla sürekli olarak kaydedilmektedir. Rüzgâr santrali ve güneş
kollektörlerinden elde edilen DA gerilimler, tasarlanan iki boost konvertör
yardımıyla sabit gerilimli bir barada toplanmaktadır. Bu DA gerilimden ihtiyaç
halinde aküler şarj olmakta, aynı zamanda evirici yardımıyla elde edilecek olan AA
gerilimden alıcılar beslenmekte ve şebekeye enerji transferi gerçekleştirilmektedir.
Akülerin şarjı ve lokal alıcıların beslenmesi öncelikli olan uygulamadır. Hibrit
kaynaklardan gelecek olan enerjinin azalması durumunda ise, şebekeye enerji
transferi durdurularak sadece aküler şarj edilmektedir. Depolanmış olan enerji
miktarı ve yüke göre kullanım süreleri hesaplanarak (back up time), kullanıcıya bilgi
verilmesi amaçlanmaktadır. Tez çalışması genel olarak üç aşamada
gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada kaynaklardan gelen DA gerilimin depolanması,
evirici girişine uygun hale getirilmesi ile ilgili devrelerin tasarımı ve uygulaması
yapılmıştır. İkinci aşamada rüzgâr jeneratörü ve güneş panellerinin mekanik
kısımları oluşturulup, alan araştırması sonucunda belirlenmiş olan yere sistem
kurulmuştur. Son aşamada oluşturulan bütün sistem parçalarının birbiriyle tam uyum
6

içinde çalışması için gerekli programlama, bağlantı ve veri toplama işlemleri


yapılmaktadır.

Rüzgâr ve güneş enerjilerinin birlikte kullanımı ile oluşturulan hibrit sistemlere dair
yurtdışında pek çok uygulama bulunmaktadır. Ancak ülkemizde henüz bu konudaki
uygulamalar azdır. Ayrıca yapılan pek çok güneş ve rüzgâr enerjisi uygulamasında
bir sistem oluşturulup sistemin belirli bir bölgedeki ölçüm değerleri çalışmaların
konusu olmuştur [42–46].

Tasarlanıp uygulanan sistemde ise, ölçüm değerlerinden çok, hibrit sistemin


bağımsız çalışabilmesi, üçüncü bir dizel veya herhangi bir kaynağa ihtiyaç
duymaması ve eğer depoladığı enerji ihtiyaçtan fazla ise, enerjiyi şebekeye verip bir
anlamda satıcı konumunda olması amaçlanmaktadır. Ayrıca ülkemizde uygulaması
henüz yaygın olmayan sistemin minimum maliyet ve maksimum verimle
çalışabilmesi için gerekli olan testler yapılacaktır.
7

2. ENERJİ KAYNAKLARI

Enerji kaynakları, niteliklerinin değiştirilip değiştirilmemesi açısından “birincil” ve


“ikincil enerji kaynakları” olarak ikiye ayrılmaktadır. Birincil enerji kaynakları,
doğada bulundukları biçimde değiştirilmeden kullanılabilen kaynaklardır. Örneğin;
taşkömürü, linyit, petrol, doğalgaz, jeotermal enerji, hidrolik enerji, güneş enerjisi,
odun, hayvan ve bitki atıkları bu tür enerji kaynaklarıdır. İkincil enerji kaynakları ise,
birincil kaynakların çeşitli işlemlerden geçirilmesi ile elde edilen enerji türleridir.
Örneğin; elektrik enerjisi, motorin, benzin, fueloil, gazyağı vb. bu tür enerji
kaynaklarıdır.

Birleşmiş Milletler ise enerji kaynaklarını, “yenilenebilir” ve “yenilenemez enerji


kaynakları” olmak üzere iki ana grupta toplamaktadır. Yenilenebilir enerji
kaynakları; güneş, rüzgâr, biokütle, su gücü, dalga gücü, okyanus akıntıları,
jeotermal enerjidir. Yenilenemez enerji kaynakları, maddenin tekrar
kullanılamayacağı bir enerji kaynağı olarak tanımlanır. Böylece kömür, petrol,
doğalgaz ve uranyum bu grup içinde yer almaktadır.

2.1. Dünya Enerji Sektörünün Gelişimi

2.1.1. Dünyanın kaynak varlığı

Enerjinin verimli kullanımı ve ülkelerin gelişimlerindeki payı önemli ölçüde enerji


kaynaklarının yeterliliğine bağlıdır. Yirmi birinci yüzyıl ortalarına kadar, Dünya
enerji talebinin büyük bir kısmı fosil yakıtlardan karşılayacaktır. Dünya üzerindeki
fosil yakıt rezervleri ve 2005 yılı itibariyle petrol, doğal gaz ve kömür rezervlerinin
kullanılabilme süreleri sırasıyla Şekil 2.1 ve Şekil 2.2’ de verilmektedir [47].
Grafiklerden de görüldüğü gibi mevcut enerji kaynaklarının kapasitesi, sabit büyüme
hızı ile çok uzun sürelerde yeterli olmayacaktır. Birde ülkelerin ve enerji harcayan
sektörlerin büyüme hızları tahmin edilenden fazla olduğu takdirde, gelecekte büyük
enerji sıkıntıları yaşanılması kaçınılmazdır.
8

200
180

160
140

120

100

80
60
40

20

0
Kuzey Amerika Orta ve Güney Avrupa Eski SSCB Ortadoğu Afrika Asya ve
Amerika Ülkeleri Okyanusya

Petrol (Milyar Ton) Doğal Gaz (Triyon m3) Taşkömürü (Milyar Ton) Linyit (Milyar Ton)

Şekil 2.1. Dünya fosil yakıt rezervleri (Haziran, 2005)

Şekil 2.2’ye göre Dünya genelinde mevcut kömür rezervleri 230 yıl, doğalgaz
rezervleri 62 yıl, petrol rezervleri 41 yıl daha geleceğin enerji talebini
karşılayabilecek miktardadır. Bu rakamlar sabit büyüme hızları göz önünde tutularak
alınmış tahmini değerlerdir. Fosil yakıtlı ürünlerin geri dönüşüm gibi bir durumları
olmadıkları için belirtilen süreler sonunda dünyayı önemli enerji sıkıntıları
beklemektedir.

500
450
400
350
300
250
200
150
100
50
0
Kuzey Orta ve Avrupa Eski SSCB Orta Doğu Afrika Asya ve
Amerika Güney Ülkeleri Okyanusya
Amerika

Petrol Doğalgaz Kömür

Şekil 2.2. Dünya fosil yakıtları rezervlerinin kullanılabilme süreleri


9

2.1.2. Dünyadaki enerji ihtiyacı

Dünyanın enerji tüketimi son yirmi yıl içerisinde beklenenden %57 daha fazla
artmıştır [48]. Şekil 2.3’de dünyada hızla büyüyen küresel enerji ihtiyacına ilişkin
bilgiler verilmiştir. Burada geçmiş otuz yılın tüketim bilgileri ve gelecek yirmi yılın
tahmin edilen tüketim değerleri verilmiştir. Burada açıkça görülmektedir ki dünya
enerji ihtiyacının büyük bir kısmı (yaklaşık %86) fosil yakıtlardan elde edilmektedir.

quadrillion Btu
60
Geçmiş Planlanan

50
Petrol

40
Kömür

30
Doğalgaz

20

Nükleer
10
Yenilenebilir

Hydropower
0
1980 1990 2000 2005 2010 2020 2030

Şekil 2.3. Dünya enerji tüketimi (1980-2030)

Gelecekte ülkelerin ve küresel ekonomilerin hızla büyüyebilmesi için ülkelerin enerji


ihtiyaçlarının ve tüketimlerinin de aynı hızda büyümesi gerektiği bilinen bir
gerçektir. Fosil yakıtlar dünyanın her bölgesinde bulunmamakla birlikte yakıtların
çıkarıldıkları bölgelerdeki siyasi ve ekonomik sıkıntılar bütün dünyayı
etkilemektedir. Ayrıca geleneksel enerji kaynaklarından günümüz teknolojileri ile
elektrik üretimi sırasında ciddi çevre kirliliği sorunları meydana gelmektedir. Bu
sebeple bütün dünyada yeni ve temiz enerji türlerine olan ilgi ve araştırmalar hızla
artmaktadır.
10

EIA (Energy Information and Administration) kurumu tarafından oluşturulan


istatistiksel bilgiler doğrultusunda Dünyanın toplam enerji üretim ve tüketimine dair
eğriler Şekil 2.4’te verilmiştir.

quadrilyon Btu
140
Geçmiş Planlanan

120

Üretim açığı
100
Tüketim

80

Üretim
60

40

20

0
1980 1990 2000 2005 2010 2020 2030
Şekil 2.4. Dünya enerji üretim ve tüketim değerleri

Eğriden de görüldüğü gibi gelecek 20-30 yıl süresinde dünyanın ürettiği enerji talep
edilen ve tüketilen enerji miktarını karşılamayacaktır. Ortaya çıkan enerji açığını
azaltmak için ya enerji kullanımında kısıtlamalara gidilmeli veya alternatif enerji
kaynakları üzerindeki çalışmalar daha da arttırılarak ilerletilmelidir.

2.2. Türkiye deki Enerji Üretim ve Tüketimi

Ülkemiz, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlığı verilerine göre 2005 yılı itibariyle
birincil enerji kaynaklarından 25 185 BinTEP enerji üretmiş, 91 576 BinTEP enerji
tüketmiştir. Tüketilen enerji ile üretilen arasındaki fark ithal edilen enerjiyi
göstermektedir. Bu değer ise 66 391 BinTEP’dir. Türkiye tükettiği genel enerjinin
%70'ini dış kaynaklardan sağlayan bir ülkedir. Yani ihtiyacı olan enerjinin yarıdan
fazlasını ithal etmektedir. Bu da enerji konusunda ülkemizin dışa bağımlı olduğunun
11

çok açık bir göstergesidir. Türkiye’nin 2005 yılına kadar olan yıllık enerji üretim ve
tüketimine ilişkin grafik Şekil 2.5’te verilmiştir. DPT tarafından yapılan çalışmalara
göre 2010 yılına kadar ülkemizdeki hızlı sanayileşme nedeni ile yıllık enerji
ihtiyacımız 60 GW civarında olacaktır.

BinMW
140

120
100 Tüketim

80
İthal
60 Edilen
Enerji
40
20 Üretim
0
75

77

79

81

83

85

87

89

91

93

95

97

99

01

03

05
19

19

19

19

19

19

19

19

19

19

19

19

19

20

20

20
Şekil 2.5. Türkiye’nin yıllara göre enerji üretim ve tüketimi

Sadece bu rakamlar bile ülkemizde enerji kapasitesinin alternatifli olarak


geliştirilmesini ve enerjinin tasarruflu kullanılmasının önemini açıkça ortaya
koymaktadır. Bununla birlikte enerji taleplerinin karşılanmasında, yerli/ithal kaynak
oranı, enerji güvenliği, dünya enerji piyasalarındaki arz gelişmeleri ve ekonomikliği
göz önüne alınarak optimize edilmelidir. Türkiye’nin sahip olduğu birincil enerji
kaynaklarının %50'sini çok düşük ısıl değerli ve yüksek küllü linyitler
oluşturmaktadır. 30 000 MW'lık ekonomik hidrolik enerji kapasitesi bulunmaktadır.
Bunun yaklaşık 12 000 MW'ı mevcut santrallerle üretilmektedir. 10 000 MW'ı da
2010 yılına kadar inşa halindeki santraller tarafından üretime dönüştürülmüş
olacaktır. Kalan 8000 MW’lık kapasitenin de 2020 yılına kadar kullanılması
planlanmıştır.
12

Petrol ve doğal gaz varlığı açısından Türkiye, bugüne kadar sınırlı kaynaklarla
yapılan çalışmalar çerçevesinde, geçirdiği jeolojik evrim nedeniyle yeterli
hidrokarbon potansiyeline sahip görünmüyorsa da, stratejik hammadde oldukları
düşünülerek, yurt içi arama faaliyetlerinin batı Karadeniz (Zonguldak-Varna-
Köstence) üçgeni başta olmak üzere sistematik bir yaklaşımla arttırılarak devam
ettirilmesi gereklidir. Nükleer enerji hammaddeleri açısından Dünyadaki uranyum
rezerv, üretim ve tüketim durumlarına ve nükleer enerji kullanım trendine bakılacak
olursa, bilinen rezervin 2000'li yılların ilk çeyreğinde, hatta daha sonrası için yeterli
olduğu görülecektir. Ancak gelecek yıllardaki üretim ve tüketim denge tahminlerine
bakıldığında, tüketimin üretimden daha fazla olacağı, hatta 2010–2015 yıllarına
gelindiğinde bu açığın ciddi boyutlara ulaşacağı görülmektedir. Açığın bir kısmı
eldeki stoklardan karşılansa dahi, 2010 yılından sonra olası bir krize girilmemesi için
planlanan yeni üretim tesislerinin devreye girmesi gereklidir. Bu nedenledir ki, pek
çok ülke, hammadde aramalarına büyük bir hızla devam etmektedir. 1970'li yıllarda,
ülkemiz ileriye yönelik enerji planlarında, nükleer güç santrallerinden de
yararlanılması öngörülmüştür. Ancak bu konudaki çalışmalar henüz bir sonuca
ulaştırılamamıştır. Daha önce de değinildiği üzere, hızlı bir sanayileşme süreci içinde
olan ülkemizde zorunlu olarak elektrik talebi artmaktadır. Bu nedenle uluslararası
piyasalardaki talep artışları da göz önünde tutularak uranyum rezervlerinin kısa
sürede belirlenmesi için aramalara yeniden başlanması gerekmektedir. Türkiye'de
önemli bir potansiyele sahip jeotermal enerjinin gelişimini hızlandıracak çalışmalar
artarak devam etmektedir. Jeotermal alanların kullanım imkanlarının belirlenerek
entegre tesisler halinde planlanması ve bu suretle en yüksek katma değerin
yaratılması teşvik edilmelidir.

2.3. Dünyada ve Türkiye’deki Elektrik Üretimi ve İhtiyacı

Dünyanın elektrik ihtiyacı 2025 yılına kadar %50 den fazla artacaktır [48]. Ancak
elektrik üretim kapasitesi ise bu kadar hızlı büyümemektedir. Bu durum ise enerji
ihtiyacının karşılanamaması ve enerji sıkıntılarının yaşanmasına neden olacaktır.
Dünyada elektrik üretimi için kullanılan kaynakların yıllara göre dağılımı ve 1980–
2030 yılları arasında tahmin edilen elektrik enerjisi talep artışı Şekil 2.6’da
13

verilmiştir. Türkiye’nin elektrik üretimi ve ihtiyacı ise gelişmekte olan ülkeler


sınıfında değerlendirilmekle beraber, gelecek yirmi yılda üretimin ihtiyacı ve
tüketimi karşılayamayacağı belirtilmektedir. Ülkemiz içinde yeni enerji
kaynaklarının kullanımı kaçınılmaz bir gerekliliktir. Gelecekteki enerji ihtiyacının
elektrik üretim kapasitesine göre daha fazla olacağı tahmin edilmektedir. Dünya
üzerinde kurulu olan elektrik üretim tesislerinde elde edilen enerji 2003 yılı itibariyle
3 626 GWatt (gigawatt) olmakla beraber, bu rakamın 2025 yılında yıllık 2,2 büyüme
oranı tahmini ile 5,495 GWatt olacağı tahin edilmektedir [48]. Dünya üzerindeki
hızlı büyüme kapasitesine sahip ülkelerin (örneğin Çin, Hindistan) enerji ihtiyaçları
tahmin edilenden fazla olmaktadır. Bu durum ise enerji ihtiyacının gün geçtikçe
artmasına neden olmaktadır.

milyon kilowattsaat
3500 Geçmiş Planlanan
5,478

3000 Kömür
2,094

2500
Elektrik Talebi

1980 2030
2000

1500
Doğal gaz

1000 Nükleer

Yenilenebilir
500
Petrol
0
1980 1990 2000 2005 2010 2020 2030

Şekil 2.6. Dünyada elektrik üretiminde kullanılan kaynaklar ve talep artışı

Türkiye'deki yaklaşık 28 500 MW’lık Kurulu gücün 16 500 MW'ını fosil yakıtlı
termik santraller (bunlara doğal gaz santralleri da dahil) 12 000 MW'ını ise hidrolik
santraller oluşturmaktadır. Fosil yakıtlı santrallerin 7000 MW'ını doğal gaz yakan
kombine çevrim santralleri ve Kojenerasyon Tesisleri oluşturmaktadır. Türkiye'de
kişi başına düşen net elektrik tüketimi 1450 kWh civarındadır. Bu rakam AB ülkeleri
14

ortalaması olarak 7000 kWh, Rusya’da 6000 kWh, İspanya'da 4000 kWh ve
komşumuz Yunanistan'da 3800 kWh'tır. Dünya elektrik tüketimi ortalaması ise 2376
kWh'tır. Türkiye’de elektrik enerjisi üretiminde kullanılan kaynakların kullanım
oranlarına ilişkin grafik Şekil 2.7’de verilmiştir.

Rüzgar
Fuel-Oil % 0.10
Linyit
% 3.06
% 19.93
Hidrolik LPG, Nafta ve Diğer
% 22.41 % 1.37

Taşkömürü
% 8.68
Motorin
% 0.01

Doğalgaz
% 44.44

Şekil 2.7. Türkiye için elektrik üretiminde kullanılan kaynak oranları

Verilen daire diyagramından da anlaşılacağı gibi 2006 yılı itibariyle Türkiye elektrik
üretiminin yaklaşık %45’i doğalgazdan elde edilmektedir. Bu durumda büyük oranda
dışa bağımlı bir enerji üretim sektörümüzün olduğunu göstermektedir. Gelişmişlik ve
kalkınmışlığın en önemli göstergesi olan elektrik tüketimimiz dünya ortalamasının
bile altındadır. Geliştirilecek uygun politikalar ve sistematik bir yaklaşımla, kişi
başına enerji tüketimimiz arttırılmalıdır.

Türkiye’de elektrik santrallerinin 1993 yılı itibariyle 20 337 GWh olan toplam kurulu
gücü 2004 yılında 36 824 GWh’a ulaşmıştır [50]. Ülkemizde üretilen elektriğin 2005
yılı itibariyle, üretilen kaynaklara göre dağılımı Çizelge 2.1’de verilmiştir.

Çizelge 2.1. Üretim türüne göre dönemsel brüt elektrik enerjisi üretimi, 2005 (Gwh)

Üretim Tipi I. Dönem II. Dönem III. Dönem IV. Dönem


Termik 29.890 27.549 32.350 32.477
Rüzgar 16.4 11.5 11.2 17.5
Hidrolik 9.595 10.663 10.038 9.360
Toplam 39.502 38.224 42.400 41.854
15

Elektrik enerjisi üretimi 2006 yılı I. döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre
%7.31 oranında artarak 42 390 GWh olarak gerçekleşmiştir.

2006 yılı I. döneminde elektrik enerjisinin %47,11’i Elektrik Üretim A.S. (EÜAS) ve
EÜAS’a bağlı ortaklıklar, %43,28’i üretim şirketleri ve %9,61’i otoprodüktörler
tarafından gerçekleştirilmiştir. Elektrik üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre
EÜAS ve EÜAS’a bağlı ortaklıklarda %13,44 artmış, üretim şirketlerinde %6,11
artmış, otoprodüktörlerde ise %11,63 oranında azalmıştır [50].

Türkiye’deki elektrik tüketimi ise, 2006 yılı I. döneminde bir önceki yılın aynı
dönemine göre %9,33 artarak 30 499 GWh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik
enerjisinin %41,47’si sanayide, %27,54’ü meskenlerde, %14,61’i ticarethanelerde,
%4,75’i resmi dairelerde, %2,35’i sokak aydınlatmasında, %1,54’ü şantiyelerde,
%0,53’ü tarımsal sulamada ve %7,21’i ise diğer ve doğrudan satışlar olarak
tüketilmiştir [50].

Türkiye'de bu yıl 173,1 milyar kilovat saat (kWh) elektrik üretimi, 171,4 milyar kWh
da elektrik tüketimi olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye Elektrik iletim Anonim
Şirketi (TEİAS) verilerine göre; bu yıl 134 milyar kWh'si termik kaynaklardan, 39
milyar kWh'si hidrolik, 0,1 milyar kWh'si de rüzgâr kaynaklarından olmak üzere
toplam 173,1 milyar kWh elektrik üretimi, 0,7 milyar kWh da elektrik ithalatı
planlanmaktadır.

2.4. Alternatif Enerji Kaynaklarının Kullanımı

Dünya üzerinde artan enerji ihtiyacını karşılayabilmek için alternatif enerjilerin


kullanımı üzerine çalışmalar hızla devam etmektedir. Ancak enerji tüketimi ve
üretimi arsındaki açığı alternatif enerjilerle karşılayabilmek şu an için imkânsız
görünmektedir. Dünya’da hidroelektrik olmayan yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanımına ilişkin grafik Şekil 2.8’de verilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi gelecek 20
yıl için tahmin edilen üretim değerleri de verilmiştir.
16

milyon kilowattsaat

200
Jeotermal
Güneş
150 Rüzgar

100
Biokütle

50

MSW/Gaz

0
2005 2010 2020 2030

Şekil 2.8. Dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı başta Avrupa birliği ülkeleri olmak


üzere A.B.D.’de ve Asya ülkelerinde giderek artmaktadır. Almanya’da ve birçok
Avrupa ülkesinde elektrik üretiminin yenilenebilir kaynaklardan üretilmesinin
özendirilmesi amaçlı kanunlar ve yönetmelikler çıkartılmıştır. Bu kanunlar uyarınca
kişisel kullanıcıların, enerjilerini kendileri yenilenebilir kaynaklarından üretmeleri
durumunda devlet üreticilerden vergi indirimi sağlamakta ve kurulacak tesisin belirli
oranlarda maliyetini desteklemektedir.

Dünyada 2006 yılı itibariyle yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerji yaklaşık 85


milyon kWh olarak belirtilmiştir [48]. Bu oranın devlet politikaları ve kullanıcıları
özendirici çalışmalar ile gelecekte tahminlerden daha hızlı artması beklenmektedir.
Dünya üzerindeki toplam kurulu rüzgâr gücü 2005 yılı verileriyle 52 322 MW olup,
bu değer bir önceki yıla göre % 11 artış sağlamıştır. Dünyanın 2005 yılından sonra
yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimine ilişkin eğri Şekil 2.9’da
verilmiştir.
17

milyon kilowattsaat
250
Bölgesel RPS

200

Referans
150

100

50

0
2005 2010 2015 2020 2025 2030

Şekil 2.9. Dünya’nın elektrik üretiminde yenilenebilir kaynak kullanım değerleri

Türkiye’de yenilenebilir enerji kullanımı ise henüz toplam enerji üretiminin %1’i
kadardır. Bu miktarın artırılması için yasal düzenlemelerin ve üreticileri özendirici
çalışmaların hızlandırılması gerekmektedir. Güneş enerjisi dönüşüm sistemleri için
gerekli güneş panellerinin üretimleri henüz ülkemizde yapılamadığı için sistem
maliyeti yüksek olmaktadır. Ancak yinede reklâm panoları, sokak aydınlatmaları,
trafik lambaları gibi pek çok uygulamada kullanılmaktadır. Türkiye’nin günlük ve
aylık güneşlenme değerleri, güneş enerjisi kullanan pek çok ülkenin değerlerinden
yüksektir. Türkiye’de aylık olarak güneşlenmeye ve güneş potansiyeline ait değerler
Şekil 2.10’da verilmiştir. Bu değerler ışığında ülkemizde güneş enerjisi dönüşüm
sistemlerinin kullanımının artırılması hem ülke ekonomisi için hem de enerji
kaynaklarının verimli tüketilmesi açısından büyük faydalar sağlayacaktır.
18

Güneşlenme süresi
200,0
Saat/ay
180,0 365
325
160,0 273 343
140,0
kWh/m gün
ay

197 280
120,0
2

100,0 165
214
80,0
115 153
60,0 103
103
40,0
20,0
0,0
T

T
AK

ÜL
AN

OS

L IK
AN

Z
Y IS

M
BA

MU

SI
1 2 3 4 6 7 8 9 10 11 12

EKİ
MA

U ST

EYL
OC

Z İR
N İS

MA

A
KA
ŞU

TEM

AR
HA


Şekil 2.10. Türkiye’nin aylık ortalama güneş enerjisi potansiyeli ve güneşlenme
süresi

Türkiye'nin enerji üretiminin 1/3'lük bölümü hidrolik kaynaklardan, barajlardan,


akarsulardan sağlanmaktadır. Son dönemlerdeki kuraklık sonucunda bu
kaynaklardan yeterli miktarda enerji üretilememiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan
enerji açığı Bulgaristan ve Gürcistan'dan enerji ithal etmek suretiyle kapatılmaya
çalışılmaktadır. Ayrıca kurulacak olan termik santraller için gerekli yakıt da dış
ülkelerden sağlanmaktadır. Gerek bu gün içinde bulunduğumuz durum, gerekse
gelecekte enerji ithalinde doğabilecek sorunlar göz önünde bulundurulduğunda,
ihtiyacımız olan enerjinin kendi kaynaklarımızdan karşılanması bir zorunluluk haline
gelmiştir. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının (ETKB) 2005 yılı verilerine
göre doğal kaynaklarımız arasında güneş enerjisi 35,2 Milyon Tep/Yıl (1 Tep = 1
ton eşdeğer petrol) olan miktarıyla çok önemli bir yer tutmaktadır. Ülkemizde
güneş enerjisinden faydalanma konusunda özellikle düşük sıcaklık
uygulamalarında, kurutma, su ve mekân ısıtmayla ilgili teknolojilerde büyük
başarılara ulaşılmıştır. Buna karşın yüksek sıcaklık ve elektrik enerjisi üretimi
konusunda çalışmaların yapılması ve güneş enerjisi teknolojilerinin yaygın olarak
kullanımının sağlanması gerekmektedir.
19

Güneş çok büyük bir enerji kaynağı olmasına rağmen güneş enerjisi kullanımında
çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bunlardan en önemlisi, güneş ışıması şiddetinin
zamana ve iklim şartlarına çok fazla miktarda bağlı olmasıdır. Endüstriyel kullanım
için tasarlanacak olan sistemlerde güneş ışıması şiddetinin bilinmesi gerekmektedir.
Bu nedenle birçok araştırma yapılmış ve güneş ışıma şiddetinin belirlenmesinde
kullanılacak korelasyonlar elde edilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde güneş ışınımı
ölçümleri Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ve Elektrik İşleri Etüd İdaresi
tarafından yapılmaktadır.

1992–1997 yılları arasında Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ve Elektrik


İşleri Etüd İdaresi tarafından bazı istasyonlarda yapılan güneş ışınımı ölçümleri
incelenmiş, güneş ışınımı verilerinin olmadığı yerleşim merkezlerinde yatay yüzeye
gelen güneş ışınımının hesaplanmasında kullanılan korelasyonları özetlenerek
korelasyonlar ile hesaplanan değerlerle ölçüm sonuçlarını kıyaslanmıştır [50].

Güneş enerjisi kullanımındaki bir diğer sorun ise güneş akısının endüstriyel kullanım
için düşük miktarlarda olmasıdır. Güneş enerjisini daha yoğun hale getirebilmek ve
kullanılabilirliğini sağlamak için birçok araştırma yapılmış ve çeşitli sistemler
(kollektörler) geliştirilmiştir [51]. Bu sistemler güneş akısını bir bölgede odaklamak için
yansıtıcı yüzeyler kullanmaktadırlar. Odak bölgesinde ise iş akışkanını taşıyan bir
alıcı bulunmaktadır. Amerikan Enerji Bakanlığı, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji
şebekesi tarafından yapılan araştırmada enerji üretimi için kullanılabilecek olan
teknolojiler incelenmiştir. Bu teknolojiler arasında, düz parabolik kolektörleri ve
çanak şeklindeki parabolik kollektörleri kullanan teknolojiler, yapılarda
kullanılabilirliği olan teknolojilerdir.

Rüzgâr enerjisi ise daha düşük kurulum maliyeti ve yap-işlet-devret mantığı ile
kurulacak olan tesislerde ülkemiz için artan enerji talebini bir miktarda olsa karşılayacak
düzeye gelmektedir. Türkiye'nin teknik rüzgâr enerjisi potansiyeli 166
Terrawatsaat/yıl olup, bu değer 2001 yılındaki tüm elektrik tüketiminden fazladır
(130 TWs/yıl). Türkiye de rüzgâr enerjisi kullanımının artırılmasına yönelik olarak,
Türkiye rüzgâr haritası çıkarılmış ve bölgelere göre kurulabilecek tesislerin
20

değerlendirilmesi yapılmıştır. Harita 2.1’de 30 metre yükseklik değeri içim Türkiye


rüzgâr haritası verilmiştir.

Harita 2.1. Türkiye rüzgâr haritası (30 m yükseklik için)

Şu an için ülkemizin rüzgâr kurulu gücü ancak 19 MW seviyesindedir. Kurulu rüzgâr


gücünün artırılması için gerekli lisans ve üretim çalışmaları son birkaç yılda
hızlanmıştır. Rüzgâr enerjisi üretimi amacıyla kurulan ve inşa aşamasında olan
tesislere ait tablo Çizelge 2.2’de verilmiştir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha verimli kullanımına yönelik kanuni


düzenlemeler ve teşvik edici çalışmaların artırılması ülkemizin gelecekte
karşılaşacağı enerji darboğazlarından daha az zarar görmesini sağlayacaktır. Bu
amaca yönelik olarak bir veya daha fazla yenilenebilir enerji kaynağının bir arada
kullanıldığı enerji sistemleri üzerine çalışmalar yapılmalı ve elde edilen enerjinin
hem verimli bir şekilde kullanımı, hem de depolanabilmesi sağlanmalıdır.
21

Çizelge 2.2. Türkiye’de kurulu ve inşa halindeki Rüzgâr enerjisi tesisleri

Mevkii Şirket Üretime Geçiş Kurulu Güç Yıllık devreye Hali hazırdaki
Tarihi (MW) alınan kapasite Türkiye
toplamı (MW) Kurulu gücü
(MW)
İzmir-Çeşme Demirer A.Ş. 1998 1,50 8,70 131,35

İzmir-Çeşme Güçbirliği A.Ş. 1998 7,20


Çanakkale- Demirer- 2000 10,20 10,20
Bozcaada Enercon
İstanbul- Sunjüt A.Ş. 2003 1,20 1,20
Hadımköy

Balıkesir- Bares A.Ş. I/2006 30,00 30,85


Bandırma

İstanbul-Silivri Ertürk A.Ş. II/2006 0,85


İzmir-Çeşme Mare A.Ş. I/2007 39,20 156,00
Manisa-Akhisar Deniz A.Ş. I/2007 10,80
Çanakkale- Anemon A.Ş. I/2007 30,40
İntepe
Çanakkale- Doğal A.Ş. II/2007 15,20
Gelibolu

Manisa-Sayalar Doğal A.Ş. II/2007 30,40


Hatay-Samandağ Deniz A.Ş. II/2007 30,00
İstanbul- Lodos A.Ş. I/2008 24,00 405,16
Gaziosmanpaşa
İzmir-Aliağa İnnores A.Ş. I/2008 42,50
Aydın-Çine Sabaş A.Ş. I/2008 19,50
İstanbul-Çatalca Ertürk A.Ş. I/2008 60,00
Çanakkale As Makinsan II/2008 30,00
Temiz A.Ş.
İzmir-Kemalpaşa Ak-El A.Ş. II/2008 66,66
Hatay-Samandağ Ezse Ltd. Şti. II/2008 35,00
Hatay-Samandağ Ezse Ltd. Şti. II/2008 22,50
Balıkesir-Şamlı Baki A.Ş. II/2008 90,00
Balıkesir- Bangüç A.Ş. II/2008 15,00
Bandırma
Osmaniye-Bahçe Rotor A.Ş. I/2009 130,00 130,00
TOPLAM 742,11
*İtalik karakterle yazılan santraller aktif haldedir.

Tabloda yazılı olan tesislerden italik yazılı olanlar şu an için aktif olan enerji
santralleridir. Diğer santrallerin bitirilme tarihleri de tabloda belirtilmiştir.
22

3. GÜNEŞ ENERJİSİ DÖNÜŞÜM SİSTEMİ

3.1. Güneş Enerjisinden Yararlanmanın Gelişimi ve Güneş Enerjisi

Endüstrileşmenin başlangıcıyla birlikte güneş bir enerji kaynağı olarak görülmeye


başlanmıştır. Güneş enerjisi ile ilgili araştırmalar; güneşin yaydığı enerjinin
gerçekten çok büyük olduğunu ortaya koymuştur. Aslında bugünkü endüstriyel
büyümeyi; biyolojik organizmaların milyonlarca yıldır kullanmış olduğu güneş
enerjisine borçluyuz. Hidroelektrik, rüzgâr ve dalga gücü gibi yenilenebilir diğer
enerji kaynaklarının çoğu da güçlerinin güneşten alırlar. Güneşin bir enerji kaynağı
olarak görülmeye başlaması görüşü, fosillerden elde edilen enerjinin, dünyayı
kirlettiğinin anlaşılmasıyla birlikte daha da önem kazanmıştır. Güneş kollektörlerini
kullanarak, kullanım suyunu arzu edilen sıcaklıkta ısıtabilir, güneş pilleri sayesinde
yılın her ayı istenilen yerde istenildiği kadar elektrik elde edilebilir.

Güneş enerjisi yoğunluğunun, yaz, kış, gece, gündüz ve hatta günün değişik
saatlerinde belirli bir bölgede farklı olması nedeniyle güneş enerjisinden başlıca dört
farklı şekilde yararlanmak mümkün görünmektedir. Bunlar sırasıyla; güneşin ısı
etkisinden (yeryüzünü ısıtma etkisi), güneşin fotoelektrik etkisinden, orbital enerjisi
şeklinde ve biyolojik-kimyasal etkisinden yararlanmadır. Güneş enerjisinden
kimyasal ve biyolojik etkiyle yararlanma fotosentez ve güneşte oluşan kimyasal
tepkimelerle güneş enerjisini tutma ve depolamaya dayanır.

Güneş enerjisinden orbital enerjisi şeklinde yararlanma, dev bir uydunun dünya
çevresine gönderilerek güneş enerjisinin fotoelektrik ve termik olarak depolanması
ve atmosferde emilmeyecek biçimde (mikrodalgaya dönüştürme gibi) dünyaya
gönderilmesi prensibine dayanır.

Güneş enerjisinden elektrik üretimi daha çok yüksek yoğunlukta güneş ışığı alan,
sahra gibi çöl veya az yağmur alan ekvatoral bölgelerde ekonomik olmaktadır. Fakat
enerjinin tüketim alanlarından uzaklığı ve depolanma güçlüğü nedeniyle ancak suyu
elektroliz ederek oluşan hidrojeni doğalgaz gibi taşımak şeklinde yararlanma yolları
23

araştırılmaktadır. Toplayıcı özel kollektörlerle Fransa’da 2400 oC kadar ulaşmıştır.


Özellikle Fransa, İspanya, ABD ve İsrail başta olmak üzere birçok ülkede güneş
enerjisinden elektrik üretimi amaçlı yararlanma yollarını araştırmak için yoğun
araştırmalar yapılmaktadır. Günümüzde 60–100 MW’lık deneme güneş elektrik
santralleri bulunmaktadır. 2050 yılında dünya enerji tüketiminin %15’inin güneşten
karşılanacağı tahmin edilmektedir [48].

Güneşin fotoelektrik etkisinden yararlanmada güneş enerjisi doğrudan elektrik


enerjisine çevrilir ve bu enerji tüketilir. Güneş ışığı ile çalışan birçok gereçler (hesap
makinesi, saat, oyuncak, güneş enerjili taşıtlar gibi) ve uzaydaki uydular enerjilerini
bu teknikle kazanmaktadırlar. Açık havada 100 m2 ev çatısına bir günde 80–100 litre
benzin eşdeğeri enerji düşmektedir.

3.2. Güneş Enerjisinin Oluşumu

Doğal bir füzyon reaktörü olan güneşte her bir saniyede 564 milyon ton hidrojen,
560 milyon ton helyuma dönüşmekte ve kaybolan 4 milyon kütle karşılığı 386
milyon EJ enerji açığa çıkmaktadır (1 EJ=22,7 MTEP). Güneş daha milyonlarca yıl
ışımasını sürdüreceğinden, Dünya için sonsuz bir enerji kaynağıdır. Dünya’nın
çapına eşit bir dairesel alan üzerine çarpan güneş gücü, 178 trilyon kW düzeyindedir.
Güneşten gelen güç insanlığın yıllık ticari enerji gereksiniminin 16.000 katından
çoktur. Dünyadaki tüm elektrik santrallerinin toplam gücü güneşten gelen gücün
61.000’de birinden azdır. Güneşten gelen güç, Dünyadaki tüm nükleer santrallerin
toplamının ürettiği gücün 527.000 katıdır. Güneş enerjisi uzaya ve yörüngesindeki
gezegenlere elektromanyetik ışınım (radyasyon) biçiminde yayılır. Dalga boyu 0,2–3
µm arasında olan bu akım, kısa dalgalı bir ışınımdır. Şekil 3.1’de güneşten gelen
enerjinin ışık tayfı verilmiştir.
24

Görünen

Dalgaboyu(m)

10 -9 10 -8 10 -7 10 -5 10 -4

Ultraviyole İnfrared
10 17 10 16 10 15 10 13 10 12

Frekans (Hz)

10 3 10 2 10 1 10 -1 10 -2

Foton Enerjisi( eV) mavi


Güneş sarı
Radyasyonu
kırmızı

Şekil 3.1. Işık Tayfı

Dünyanın yaşanabilir alanlarına gelen güneş enerjisi yere, zamana ve iklime bağlı
olarak 3 ile 50 MJ/m2 gün arasında değişir. Güneş enerjisi kolektörler sayesinde
toplanabilir. Yaklaşık bir ev çatısına eşit, 100 m2 alanlı kollektör 70 kW’lık güç
kaynağı demektir ki, bu kolektörden bir günde sağlanabilecek yararlı enerji %40
verimle 180 kWh, ya da 14 galon petrol eşdeğeri veya bir insan ağırlığıyla taşkömürü
eşdeğeridir.

Güneş, yarıçapı dünya yarıçapının 109 katı ve kütlesi dünya kütlesinin 330.000 katı
olan, yüksek basınçlı ve yüksek sıcaklıklı bir gaz küresidir. Dünya’dan uzaklığı 150
milyon km’dir. Yüzey sıcaklığı ise 6.000 oC’dir. Güneşteki bu yüksek sıcaklık
nedeni ile elektronlar atom çekirdeklerinden ayrılır. Bu sebeple, güneşte atom ve
molekül değil, serbest elektronlar ve atom çekirdekleri bulunur. Bu karışıma plazma
adı verilir. Bu sıcaklıkta hafif elementler, atom çekirdekleri oluştururlar. Dört
hidrojen çekirdeği birleşerek bir helyum çekirdeği meydana getirir. Birleşme çok
yüksek sıcaklıkta olur ve bu olaya füzyon adı verilir. Yüksek sıcaklıkta Termo-
Nükleer Reaksiyon adını alır. Güneşte hidrojen yanarak helyuma dönüşür. Oluşan
helyum miktarı hidrojenden daha azdır. Aradaki fark güneşten ışın olarak çıkan
(Güneş Radyasyonu) enerjiyi verir. Bu enerji çeşitli dalga boylarında ışınlar halinde
25

dünyaya ulaşmaktadır. Dünya, güneşten enerjinin sadece milyarda birini alır.


Güneşin ürettiği enerji, 15 dakikalığına bir yerde toplanabilse elde edilen enerji
miktarı toplam dünya nüfusunun bir enerji ihtiyacını karşılayabilirdi.

Güneşin merkezinde bir saniyede 564 Mton hidrojen, 560 Mton helyuma
dönüşmektedir. Aradaki 4 Mton fark ise ısı ve ısı enerjisi halinde uzaya
yayılmaktadır. Uzaya yayılan güneş ışınları yakıcı ve öldürücüdür. Zararlı ışınlar
ozon tarafından tutulmaktadır. Ozon tabakası güneş ışınlarını canlılar için gerekli
olduğu kadar dünyaya ulaşmasını sağlamaktadır.

3.2.1. Fotovoltaik sistemler

Fotovoltaik sistemler, güneş enerjisinden etkin olarak yararlanmada genelde elektrik


enerjisi üretiminde kullanılan ve fotovoltaik modül, akü, çevirici (inverter), şarj
denetim birimleri gibi bileşenlerden oluşan sistemlerdir.

Fotovoltaik piller (Güneş pilleri), güneş ışınlarını doğrudan elektriğe çeviren ve


fotovoltaik modülleri oluşturan cihazlardır. Işınların doğrudan elektriğe çevrimi üç
ayrı cihazla olmaktadır. Bunlar; fotoemissif selüller, fotorezistans selüller, yarı
iletken güneş pilleridir.

Modüllerde hücreler elektrik akımının sağlanabilmesi için birbirlerine paralel, seri ya


da karma olarak bağlanmaktadır. Modüller alt ve üst kısımlarından camla kaplanarak
bir metal çerçeve ile çerçevelenmektedir.

Güneş ışınlarını elektrik ve ısı enerjisine dönüştüren fotovoltaik piller %5–30


arasında değişen verimleri ile değişik türlerde üretilebilmektedir. İlk güneş pilini
Schottky, Lange ve Grondahl gerçekleştirmiştir [52]. İlk güneş pili Bakır oksit
(Cu2O) ve selenyumdan (Se) yapılmıştır. Ancak ilk esaslı güç elde edilen güneş pili
1954 yılında Bell Telephone laboratuarında ABD G.L. Pearson, C.S. Fuller ve D.M.
Chapin tarafından gerçekleştirilen P-N eklemli homoeklemli silisyum güneş pilidir.
Bu pilin verimi %6 bulunmuştur [52].
26

Dünyada ilk güneş pili santrali 1982 yılında Arco Solar Inc. tarafından ABD’nin
Kaliforniya eyaletinde kurulmuş olan 1 MW gücündeki santraldir. Bir başka santral
yine ABD’nin Los Angeles kentinin kuzey doğusunda 1 MW gücünde ve güneşi
izleyebilen 108 adet güneş panelinden ve 90.000 adet mono kristal içeren santraldir.

3.2.2. Güneş pillerinin yapımında kullanılan malzemeler

Güneş pilleri pek çok farklı maddeden yararlanarak üretilebilir. Günümüzde en çok
kullanılan maddeler şunlardır:

Kristal Silisyum: Önce büyütülüp daha sonra 200 mikron kalınlıkta ince tabakalar
halinde dilimlenen Tek kristal Silisyum bloklardan üretilen güneş pillerinde
laboratuar şartlarında %24, ticari modüllerde ise %15'in üzerinde verim elde
edilmektedir. Dökme silisyum bloklardan dilimlenerek elde edilen Çok kristal
Silisyum güneş pilleri ise daha ucuza üretilmekte, ancak verim de daha düşük
olmaktadır. Bu elementlerle yapılan hücrenin verimi, laboratuar şartlarında %18,
ticari modüllerde ise %14 civarındadır [53].

Galyum Arsenik (GaAs): Bu malzemeyle laboratuar şartlarında %25 ve %28 (optik


yoğunlaştırıcılı) verim elde edilmektedir. Diğer yarı iletkenlerle birlikte oluşturulan
çok eklemli GaAs pillerde %30 verim elde edilmiştir. GaAs güneş pilleri uzay
uygulamalarında ve optik yoğunlaştırıcılı sistemlerde kullanılmaktadır [53].

Amorf Silisyum: Kristal yapı özelliği göstermeyen bu Si pillerden elde edilen verim
%10 dolayında, ticari modüllerde ise %5–7 mertebesindedir. Günümüzde daha çok
küçük elektronik cihazların güç kaynağı olarak kullanılan amorf silisyum güneş
pilinin bir başka önemli uygulama sahasının, binalara entegre yarısaydam cam
yüzeyler olarak, bina dış koruyucusu ve enerji üreteci olarak kullanılabileceği tahmin
edilmektedir [53].
27

Kadmiyum Tellürid (CdTe): Çok kristal yapıda bir malzeme olan CdTe ile güneş pili
maliyetinin çok aşağılara çekileceği tahmin edilmektedir. Laboratuar tipi küçük
hücrelerde %16, ticari tip modüllerde ise %7 civarında verim elde edilmektedir [53].
Bakır İndiyum Diselenid (CuInSe2): Bu çok kristal pilde laboratuar şartlarında %17,7
ve enerji üretimi amaçlı geliştirilmiş olan prototip bir modülde ise %10,2 verim elde
edilmiştir [53].

Optik Yoğunlaştırıcılı Hücreler: Gelen ışığı 10–500 kat oranlarda yoğunlaştıran


mercekli veya yansıtıcılı araçlarla modül verimi %17'nin, pil verimi ise %30'un
üzerine çıkılabilmektedir. Yoğunlaştırıcılar basit ve ucuz plastik malzemeden
yapılmaktadır. Ancak güneşi sürekli olarak dik açıda görmelerinin gerekliliği bu tip
hücrelerin kullanımını kısıtlamaktadır [53].

3.2.3. Yarı iletken fotovoltaik piller ve verimlilikleri

Güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren fotovoltaik piller, malzeme ve bir araya
getirilme tekniğine bağlı olarak çeşitli türlerde üretilmektedir. Pillerin temel
malzemesini silisyum oluşturmakta ve yaygın olarak mono kristal piller
kullanılmaktadır.

Tipik bir 10x10 cm fotovoltaik pil full radyasyonda (güneş ışığı) 1,5 watt üretir.
(Voltaj: 0,5 volt; akım: 3 amper) 3000 watt kapasiteli bir fotovoltaik sistem 27 m2’lik
bir alanda yıllık olarak 2700 kWh üretir. Kesin kazancın yerleştirilen fotovoltaik
pilin 1000 watt'ı başına yaklaşık 900 kWh olduğu saptanmıştır. Yarı iletken
fotovoltaik pil çeşitleri ve özellikleri aşağıda belirtilmiştir.

3.2.4.Kristal silisyum fotovoltaik piller

Silisyum, yarı iletken özellikleri tipik olarak gösteren ve fotovoltaik pil yapımında en
çok kullanılan maddedir ve uzun yıllar da bu konumu koruyacak gibi görünmektedir.
Fotovoltaik özellikleri daha üstün olan başka maddelerde olmakla birlikte, silisyum
28

hem teknolojisinin üstünlüğü nedeniyle, hem de ekonomik nedenlerle tercih


edilmektedir.

Mono kristal silisyum piller: İlk ticari fotovoltaik pillerde, Chrozalski kristal çekme
tekniği ile büyütülen tek kristal yapılı silisyum kullanılmıştı. Fotovoltaik endüstride
hala en çok kullanılan yöntem olan bu teknikte öncelikle ark fırınlarında silisyum
oksit çeşitli kimyasal ve termal reaksiyonlarından geçirilerek saf silisyum elde edilir.
Daha sonra silisyum eriyiğe, çekirdek denen tek kristal yapılı bir silisyum parçası
batırılır. Bu çekirdek eriyikten çıkarıldığında, soğuyan silisyum eriyik çekirdek
üzerine külçe şeklinde yığılmış olur. Önce külçe dikdörtgen bloklar şeklinde kesilir,
daha sonra bu bloklar dilimlere ayrılarak pil şeklinde işlenir.

Pil büyüklükleri birkaç mm2’den başlayarak 100/200 cm2 arasında değişmekte


kalınlıkları 0,2–0,4 mm ve formları kare, dikdörtgen ya da dairesel olabilmektedir.
Yapılan laboratuar araştırmalarında mono kristal modüllerin verimlilik oranları
%24–30 arasında değişmekte olup, seri üretilen elemanlarda bu oran %16–17
arasında değişmektedir. Yapım sırasında malzeme kaybının çok fazla olması ise
dezavantajlarıdır [53].

Yarı kristal fotovoltaik piller: Bu tip piller, sıvı silisyumun soğutulması ile elde
edilen kümelenmiş, küçük silisyum kristallerinden oluşur. Bu pillerin verimleri %14
civarındadır.

Ribbon silisyum fotovoltaik piller: Bu hücreler malzeme kaybının azaltılması


amacıyla, levha halinde silisyum tabakalarından yapılırlar. Çeşitli yöntemlerle elde
edilen bu piller, halen geliştirme aşamasındadır. Verimleri laboratuar şartlarında
%13–16 arasındadır.

Multikristal silisyum fotovoltaik piller: Multikristal pillerin üretimleri mono kristal


pillere karşın daha kolay ve ucuzdur, ancak verimlilik yüzdeleri ve buna paralel
olarak daha düşüktür. Multikristal pillerin verimlilikleri laboratuar üretimlerinde
29

%18, seri üretimlerde ise %13–14 oranındadır. Her iki hücre pili için de yarı iletken
tabakanın kalınlığını artırılması ile verimliliğin artacağı savunulmaktadır.

3.2.5. İnce film fotovoltaik piller

Bu teknikte, soğurma özelliği daha iyi olan maddeler kullanılarak daha az kalınlıkta
piller yapılır. Örneğin; amorf, silisyum pillerinin soğurma katsayısı kristal silisyum
pillerine göre daha fazladır. Bu yüzden amorf yapılı pillerde daha az malzemeler
kullanılır. Ayrıca montaj kolaylığı nedeniyle iş gücünün azalması bu hücrelere bir
avantaj sağlar.

Amorf silisyum piller: Amorf silisyum piller (A-Si), ince film hücre teknolojisini en
önde gelen örneğidir. Amorf pillerde verimlilik düzeyi ise %5–9 oranındadır.
Maliyetinin düşük olması nedeni ile düşük verimliliğine karşın ekonomik olacağı
görüşü hâkimdir.

Diğer yapılar: Bakır indiyum diselenit (Culnsh) maddesinden yapılan ve verimliliği


%13 civarında olan piller halen geliştirme aşamasındadır. Kadmiyum tellür (CdTe)
ile yapılan pillerin ise soğurma özelliği yüksek, verimleri de %12 civarındadır.
Bugüne kadar elde edilen en yüksek verime (%24) galyum arsenikten (GaAs) yapılan
piller ulaşmıştır. Bu madde ile çeşitli türde pil elde edilmekle birlikte, pahalı olduğu
için çoğunlukla uzay teknolojisinde kullanılır.

Bunların dışında, güneş ışınımını yüksek verimli pillerin üzerine optik olarak
yoğunlaştıran sistemler üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Bu tür sistemlerde
güneşin hareketini izleyen düzeneklerin yanı sıra, güneş ışığını kıran (mercek) ya da
yansıtan (ayna) eleman kullanılır.

Pillerin üretiminde, verimliliklerinin arttırılması konularında sürekli ilerleme ve


iyileştirmeler kaydedilmektedir. Araştırmalar amorf pillerinde de gelecekte yüksek
verim alınabileceğini ancak bu değerlerin Multikristal pillerden az olacağını
30

göstermektedir. Çizelge 3.1.’de piyasada bulunan PV tesislerin verimlilik oranları


verilmiştir.

Çizelge 3.1. Piyasada bulunan PV tesislerin verimlilik oranları

PV Tesisleri
Hücre türü Mono Multi Amorf
Modül verimliliği %14 %12 %6
Dönüştürücü verimliği %92 %92 %92
Sistemin kulla. Verimliliği %10–11 %9–10 %4–5
Teknik uygulanabilirlik %95 %95 %95
Modül kapasitesi 2–20 kW 2–20 kW 2–20 kW

3.3. Fotovoltaik Pillerin Matematiksel Modeli

Fotovoltaik hücreler, güneş ışığının yarıiletkenler üzerindeki etkisi sonucunda


elektrik üretirler. Fotovoltaik panellerin yapımında en çok kullanılan yarı iletken
malzemeler, silisyum ve silisyum alaşımlarıdır [54]. Şekil 3.2’de güneş panelinde
kullanılan hücrelerin içyapısına ait görüntü verilmiştir.

Metal şerit Güneş ışığı


ızgara Yansıtıcı
yüzey

h+ e_ n-tipi yarıiletken
Metal
Kontak p-tipi yarıiletken e_
h+

Şekil 3.2. Solar hücrenin içyapısı

Güneş panelinden elde edilen elektrik enerjisini matematiksel olarak ifade edebilmek
için öncelikle güneş paneli eşdeğer devresi çıkarılmalıdır. Bu devredeki değerlere
bağlı olarak elde edilen formüller incelenirse, panelin enerji üretimi ve verimi ile
ilgili daha fazla bilgi sahibi olunabilir. Şekil 3.3’de güneş paneli elektriksel eşdeğer
devresi verilmiştir [55].
31

RS
RSH RL V
D
ILG

Şekil 3.3. Güneş paneli elektriksel eşdeğer devresi

Eşdeğer devre üzerindeki RSH akım kaynağına paralel direnci, D ise kaynak
üzerinden geçebilecek ters akımları önleyen diyotu ifade etmektedir. RL ise yük
direnci olarak kullanılmaktadır.

Güneş panelinde üretilen elektrik enerjisine, panel sıcaklığının, panelin güneş alma
açısının ve ışınım değerinin direk olarak etkisi vardır. Güneş panelinde elde edilen
elektrik enerjisi matematiksel olarak Eş. 3.1 ile,

  q
I = I LG − I OS exp  (V + IRS ) − 1 − V + IRS (3.1)
  AkT   RSH

ters doyum akımı Eş. 3.2 ile,

3
T   qE  1 1 
I OS = I OR   exp  GO  −   (3.2)
 TR   Bk  TR T  

ışık tarafından üretilen akım ise Eş. 3.3 ile ifade edilir.

I LG = [I SCR + K I (T − 25)]λ / 100 (3.3)


32

Formüllerdeki değişkenler;

I ve V = Panel çıkış akım ve gerilimi


IOS = Panel ters doyum akımı
T = Panel sıcaklığı oC
k = Boltzmann sabiti
q = Elektronik şarj
KI = 0,0017 = ISCR için kısa devre sıcaklık katsayısı A/oC
λ = W/m2 ‘deki solar aydınlanma
ISCR = 25oC ve 1000 W/m2’deki kısa devre akımı
ILG = Işık tarafından üretilen akım
EGO = Silikon için bant genişliği
B =A =1,92 = İdealleştirme faktörü
TR= 301,18oK = Referans sıcaklık
IOR = TR referans sıcaklığında panel doyum akımı
RSH = Şönt direnç
RS = Seri direnç

3.4. Panel Verimine Etkiyen Faktörler

Yarı iletken pillerin verimini etkileyen etkenleri doğal etkenler ve teknolojik etkenler
olarak iki grupta toplanabilir [56]:

1- Doğal Etkenler

 Tam olmayan soğurma


 Foton enerjisinin tamamının elektron hol çiftinin oluşturulmasında
kullanılmaması
 Eğri etkeni
 Güneş pilinin sıcaklığı
 Yüzey kirlenmesi
33

2- Teknolojik Etkenler

 Güneş pilinin iç seri direncinden ileri gelen kayıplar


 Fotovoltaik güneş pili üzerindeki yansıma kayıpları
 Toplama kayıpları
 Güneş pilinin kalınlığı

3.4.1. Doğal etkenler

Tam olmayan soğurma: Fotovoltaik güneş pilleri yasak enerji aralığına karşılık gelen
dalga boylarına sahip olan ışınları soğururlar. Yasak enerji aralığında daha küçük
enerjili ışınları soğuramazlar. Soğurma kaybı, yasak enerji aralığında oluşturulacak
tuzak seviyeleri ve farklı yasak enerji aralıklı materyallerden çoklu tabakların
oluşturulmasıyla azaltılabilir.

Foton enerjisinin tamamının elektron-hol çifti oluşturulmasında kullanılmaması:


Yutulmuş fotonların büyük bir kısmı elektron-hol çiftinin oluşması için gerekli olan
enerjiden daha büyük enerjiye sahiptirler. Fotonların fazla enerjileri ısıya dönüşür
bundan dolayı enerji kaybı meydana gelir. Bunu gidermeye yönelik olarak fotonların
fazla enerjilerinden elde edilen ve verimliliği düşüren atık ısının modülün alt
kısmında bırakılan boşluktaki havaya ya da borulardan geçen suya aktarılmasıyla
sıcak su elde edilmesinde, mekân ısıtmasında kullanılabilir yeni tür modüller
geliştirilmiştir.

Eğri etkeni: Güneş pilinin verdiği akım, yüzeyine gelen güneş ışınımı şiddetine ve
yüzey sıcaklığına bağlı olarak değişir. Bir güneş pilinin yüzeyine gelen ışınım şiddeti
arttığında, pil akımı ve gücü doğrusal olarak artar. Güneş pilinin yüzey sıcaklığı
arttığında ise pil akımı az miktarda artar, gerilim büyük ölçüde düşer.
Bir güneş pilinin verimi şu şekilde ifade edilir;

Pm (3.4)
n =
J × A
34

Bir güneş pilinin verimini etkileyen en önemli özelliklerden biri Fill Faktörüdür (FF).
Eğri faktörü de denilen bu faktör, güneş pilinin verimini belirler. Fill faktörü yâda
eğri etkeni aşağıdaki şekilde ifade edilir. Eğri etkeni maksimum güç noktasına
karşılık gelen maksimum akım ve maksimum gerilim çarpanlarının açık devre ve
kısa devre akımının çarpımlarının oranına eşittir. Fill faktörünün alabileceği en
büyük değer 1 dir. Genel olarak FF 0,6–0,8 değerlerine yakın olur.

I mak xVmak
FF = (3.5)
I kd xVad

Eğri etkeni ve gerilim etkenleri uygun yasak enerji aralıklı materyallerin seçimiyle ve
uygun katkılama seviyeleri ile azaltılabilir. Açık devre ve kısa devre şartları altında
çalıştırılan bir PV pilinin çıkışından herhangi bir güç alınmaz.

Güneş pilinin sıcaklığı: Fotovoltaik pilin sıcaklığı verimin düşmesine neden olur.
Şekil 3.4’te fotovoltaik pil sıcaklığının verime olan etkisi görülmektedir. Sıcaklığı
düşük olarak koruyabilmek için uzayda kullanılacak pillerin üzeri erimiş silikondan
yapılmış şeffaf bir örtü ile kaplanır. Bu örtü çok katlı bir filtre özelliği gösterir ve
mor ötesi ışınları pil yüzeyinden yansıtır.

Hücre Verimi %

Monokristal Silikon
15

10
Amorf Silikon
5

Hücre Sıcaklığı

5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60

Şekil 3.4. Fotovoltaik pillerin sıcaklığının verime etkisi


35

Yüzey kirlenmesi: Modüllerin yüzeyindeki tozlanma ve kirlenmeler modül


verimliliğini azaltmaktadır. Yapılan araştırmalar, kirlenme durumunda PV
performansının %3,5 oranında düştüğünü göstermektedir. Bu nedenle kirlenmeyi
önlemek için modülün eğim açısının yağmur sularının kolayca akabilmesini
sağlamak için >20o olmalıdır. Modüller bina yüzeylerinde düşey olarak
uygulandıklarında ise temizlenebilmeleri için açılabilir kanat şeklinde
düzenlenebilirler ya da hareketli yüzey temizleme aletleri ile temizlenebilirler.

3.4.2. Teknolojik etkenler

Güneş pilinin iç seri direncinden ileri gelen kayıplar: Seri direnç, farklı tabakalardan
geçen akımdan kaynaklanan bir dağılım olduğu kabul edilmektedir. İç seri
direncinden dolayı akım voltaj karakteristik eğrisinde sapma meydana gelir. Seri
dirençten ileri gelen kayıplar pil teknolojisinin gelişmesiyle giderilebilir. Şekil 3.5’te
bir fotovoltaik pilin veriminin seri dirençle değişimi görülmektedir.
Verim %

16

14

12

10

0,2 0,5 1 2 3 4 Seri Direnç ?

Şekil 3.5. Bir fotovoltaik pilin veriminin seri dirençle değişimi

Fotovoltaik pil üzerindeki yansıma kayıpları: Yansıma kayıpları materyalden


materyale göre değişmektedir. Silisyum için yansıma katsayısı oldukça düşüktür. Bu
yansıma kayıpları pil yüzeyine anti yansıtıcı bir madde kullanılarak bu kayıplar
azaltılabilir.
36

Güneş pilleri üzerine gelen ışınların bir kısmını yansıtırlar ve bu durum güneş pilinin
çıkış gücünü olumsuz yönde etkiler. Bunu önlemek için anti yansıtıcı maddeler
kullanılır. Anti yansıtıcı maddeler saydam maddeler olup, buharlaştırma, kimyasal
çöktürme ve oksitleme yolu ile güneş pilinin ön yüzeyine kaplanır. Aynı zamanda bu
tabaka güneş pilinin yüzeyini çeşitli dış etkilerden de korur.

Toplama kayıpları: Güneş pilinde ışınların etkisiyle oluşan elektron-hol çiftleri eğer
P-N eklem bölgesinden uzakta olmuşlarsa, tekrar birleşmeden dolayı yok olurlar ve
bu durum toplama verimin azalmasına neden olur. Toplama verimi küçük dalga
boyları için P tabakasında, büyük dalga boyları için N tabakasında daha büyüktür.

Fotovoltaik pilin kalınlığı: Fotovoltaik pilin kalınlığı da önemlidir. Pil kalınlığı


küçüldüğü zaman geçirilmiş ışınlardan dolayı kayıp artar. Fotovoltaik pilin verimi
azalır. Yaygın olarak kullanılan silisyum fotovoltaik pillerinin kalınlığı 0.2 – 0.4 mm
arasındadır.

3.5. Fotovoltaik Modüllerin Sağladığı Avantajlar

Fotovoltaik modüllerin bina kabuğunda cephe veya çatı kaplama elemanı olarak
kullanılmasının avantajları şöyle sıralanabilir:

• PV- modüllerin kullanımı, değişen modül boyutları ve pil yapılarına bağlı olarak
görünüm itibarıyla sınırsız tasarım olanağı sağlar.
• Güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde etmek için kurulan PV-modüller ek
mekân ve yüzey gerektirmezler.
• PV-modüllerin bina kabuğuna entegre edilmeleri ek bir konstrüksiyon
gerektirmez.
• PV-modüller saydam veya renkli olarak hazırlanabilmektedirler. PV pilleri rengi
monokristal silisyumda siyah, multikristal silisyumda mavi, amorf silisyumda ise
kırmızımsı kahverengi olup, güneş ışınlarını soğurma güçleri de renklere bağlı
olarak değişmektedir.
37

• PV-modüllerin çok tabakalı olarak üretilmeleri olanaklıdır. Çünkü bu tür


konstrüksiyonlar ışıklık olarak uygulandıklarında, gerekli ısı yalıtımı sağlamak
zorundadırlar.

Kısaca, konvansiyonel cephe ve çatı elemanlarının yerini PV-modüller


alabilmektedir. Bu modüller tarafından üretilen elektrik enerjisinin bağlantısı
kablolar aracılığı ile cam yüzeyler delinerek modüllerin arkasında yapılmaktadır.

3.6. Maksimum Güç Noktası Takibi

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları elektrik enerjisi üretiminde önemli rol


oynamaktadır. Çeşitli yenilenebilir kaynaklar örneğin güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi,
jeotermal v.b. bu tür kaynakların en çok kullanılan türleridir.

Güneş enerjisi elektrik üretim sistemleri için iyi bir seçimdir. Bunun nedeni güneş
enerjisinin solar paneller tarafından direkt olarak elektrik enerjisine
dönüştürülebilmesidir.

Güneş panelleri silikon hücrelerden meydana gelirler. Her bir silikon hücrenin açık
devre gerilimi yaklaşık olarak 0,7 V civarındadır. Hücreler seri bağlanarak solar PV
modüller meydana getirilir. Genellikle uygulamada 36 hücre seri bağlanarak yaklaşık
20V gerilim elde edilir. Hücrelerden elde edilecek akım oranı ise hücrelerin yüzeyine
bağlı olarak değişen bir faktördür. Hücre alanı ne kadar büyük olursa elde edilecek
akımda o kadar yüksek olur. Yüksek çıkış güçleri elde edebilmek için hücreler seri
ve paralel kombinasyonlar halinde bağlanarak güneş panelleri oluşturulur. Güneş
panellerinin maksimum verimle çalıştırılabilmesi için karakteristiklerinin iyi
bilinmesi gerekmektedir. Güneş paneli için akım (I) ile gerilim (V) ve güç (W) ile
gerilim (V) arasındaki ilişkileri gösteren karakteristik eğrileri Şekil 3.6 a ve b’de
verilmiştir.
38

4
Akım (A)

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(a)
60

50

40
Güç (W)

30

20

10

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(b)

Şekil 3.6. Solar modülün karakteristik eğrileri a)Akım-gerilim b)Güç-gerilim eğrisi

3.6.1. Maksimum güç takibinin gerekliliği

Solar modüller için çıkış gücü, güneşe bakış açısı, güneşlenme ve panel sıcaklığına
bağlı olarak değişir [57]. Çeşitli güneşlenme değerlerinde panelin sergilediği çıkış
karakteristik davranışlara ilişkin eğriler Şekil 3.7 a ve b’de verilmiştir.
39

5
1000 W/m2
4
Akım (A)

750 W/m2
3
500 W/m2
2
250 W/m2
1

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(a)
60
1000 W/m2
50
750 W/m2
40
500 W/m2
Güç (W)

30
250 W/m2
20

10

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(b)

Şekil 3.7. Güneşlenme miktarındaki değişimin solar modülün karakteristiğine etkisi


a) Akım-gerilim eğrisi b) Güç-gerilim eğrisi

Şekilde verilen güç ve gerilim arasındaki ilişkiyi veren eğride görüldüğü gibi, birim
alanda güneşlenme miktarı arttıkça panelden elde edilen güç değeri de artmaktadır.
Güneş panelinin yüzey sıcaklığı değiştiğinde ise, panel gerilim ve akım değerleri ve
buna bağlı olarak panel gücüde değişmektedir [57]. Değişik yüzey sıcaklıklarında
modül karakteristiğindeki değişim Şekil 3.8 a ve b’de verilmiştir.
40

5
20oC
4
40oC
Akım (A)

3 60oC

2
80oC
1

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(a)

50

40 20oC
Güç (W)

30
40oC
60oC
20
80oC
10

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(b)

Şekil 3.8. Panel yüzeyi sıcaklığındaki değişimin solar modülün karakteristiğine etkisi
a) Akım-gerilim eğrisi b) Güç-gerilim eğrisi

Güneş panellerinin verimleri yaklaşık %13 olarak bilinmektedir. Görüldüğü gibi


modül verimi tahmin edilenden düşük bir değerdir. Modülleri değişken yükler altında
maksimum verimle kullanabilmek için eğride gösterilen maksimum güç noktalarının
değişken sıcaklık ve güneşlenme değerlerinde takip edilmesi gerekmektedir. Böylece
güneş panelinin verimi sürekli olarak en yüksek seviyede tutulabilir. Maksimum güç
takibi (MPPT) işlemi gücün yüke sürekli olarak en yüksek seviyede verilmesi olarak
tanımlanabilir. Bu işlemi gerçekleştirebilmek için yükseltici veya alçaltıcı DA/DA
konvertörler kullanılmaktadır. Konvertörün anahtarlama oranında yapılacak olan
değişiklik yükün empedansına etki etmekte ve anahtarlama oranları değiştirilerek
yüke maksimum güç transferi işlemi gerçekleştirilmektedir.
41

3.6.2. Maksimum güç noktasının belirlenmesi

Maksimum güç takibi işleminin güneş panellerinin çıkışına bağlanan bir konvertörün
anahtarlama oranlarında yapılan değişikliklerle yapıldığı önceki bölümlerde kısaca
açıklanmıştı. Konvertörün anahtarlama oranının duty saykılındaki (boşluk darbe
oranı) değişiklikler güç eğrisinin tepe noktasında çalışmayı sağlamaktadır. Alçaltıcı
konvertör göz önünde tutularak işlem formüllerle açıklanacak olursa

V0 = D * Vi (3.6.)

(Vo çıkış gerilimi ve Vi giriş gerilimi olarak tanımlanırken) Empedanstaki değişim


oranı

R0 = D2 * Ri (3.7.)

(Ro çıkış empedansı ve Ri giriş empedansı olarak tanımlanır)

Ri = R0 / D2 (3.8.)

Çıkış direncinin değeri sabitken ve giriş direnci anahtarlama oranı tarafından


değiştirilirken kaynak gerilimi de değişir. Dirençteki değişiklik anahtarlama
oranındaki değişikliğe bağlı olarak gücün tepe noktasını da değiştirir [58]. Bu
değişim Şekil 3.9’da verilmiştir.
42

4
Akım (A)

3
1/Ro
2
D2/Ro
1

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
60

50

40
Güç (W)

30

20

10

0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
Şekil 3.9. DA/DA konvertörün maksimum güç noktası takibine etkisi

3.6.3. Maksimum güç noktası takip metotları

DA/DA konvertörün anahtarlama oranını değiştirerek maksimum güç noktası takip


işleminde dirençteki değişiklik gücün tepe noktasındaki değişime karşılık gelir.
Boşluk darbe oranının değiştirilmesi yardımıyla gücün tepe noktasına ulaşma
işleminde izlenecek birkaç farklı yöntem vardır. Elle yapılan maksimum güç takibi
işlemlerinde verim yüksek değildir. Bunun yerine otomatik olarak yapılan işlemler
daha çok kullanılır. Otomatik güç takibi işlemine dair birkaç algoritma verilecek
olursa;
a) Karıştır ve Gözlemle metodu
b) Artan İletim metodu
c) Bozucu kapasite metodu
d) Gerilim tabanlı güç takip metodu
e) Akım tabanlı güç takip metodu
43

Maksimum güç takibini uygulamak için mikroişlemciler ve kişisel bilgisayarlar


yardımıyla program ve algoritmalar çalıştırılır. Algoritma modülü tepe noktasında
çalıştırmak ve DA/DA konvertörün güç çıkışını maksimize etmek için boşluk darbe
oranını sürekli değiştirir. Bu tür algoritmaların en çok kullanılanları aşağıda
açıklanmıştır [57].

Gerilim Tabanlı Güç Takip Metodu: Bu yöntem şöyle açıklanabilir; Seçilen bir
modülün maksimum güç noktasının modülün açık devre geriliminin 0.75 katı
civarında olduğu kabul edilir. Ölçülen açık devre gerilim değeri bir referans gerilimi
üretilerek ve üretilen referans gerilim geri dönüşüm voltaj kontrol şeması
uygulanarak, solar modülün gerilimi maksimum güç noktasına getirilir.

Bu teknikteki en büyük problem panelin açık devre geriliminin panel sıcaklığına


bağlı olarak sürekli değişmesidir. Panel sıcaklığı arttıkça belirli bir noktaya kadar
açık devre gerilimi de artmaktadır. Bu nedenle açık devre geriliminin sürekli olarak
kontrol edilmesi gerekmektedir. Ayrıca panelin açık devre gerilimi ölçülürken yük
devre dışı bırakılmalıdır. Ancak bu yolla çıkış gücünün sürekli olarak kontrol altında
tutulması verimli bir uygulama değildir.

Akım Tabanlı Güç Takip Metodu: Modül gücünün tepe noktası modül kısa devre
akımının yaklaşık 0,9 katı civarında olabilir. Modülün bu tepe noktasını ölçmek için
modül veya panel grubu kısa devre edilir. Bu sayede elde edilen akım değerine göre
belirlenen akım kontrol modu kullanılarak, kısa devre akımının %90’ına kadar
maksimum güç takibi işlemi yapılabilir. Bu yöntemin en büyük problemi kısa devre
akımlarının ölçülebilmesi için yüksek güçlü dirençler kullanılmasının gerekliliğidir.
Modül kısa devre edilerek ölçülen akım değeri değişik güneşlenme değerlerinde
farklılıklar gösterebilir.

3.7. Güneş Takip Sistemleri

Güneşin sonsuz bir enerji kaynağı olduğu ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak
kullanımının gün geçtikçe yaygınlaştığı daha önceki bölümlerde belirtilmişti. Güneş
44

enerjisinden elektrik üretimi amacıyla kullanılan güneş panellerinin matematiksel


denklemleri Bölüm 3.3’te verilmiş ve panel verimini etkileyen önemli faktörlerden
birinin güneşlenme olduğu belirtilmişti. Güneşlenmenin günün her saatinde en
yüksek seviyede tutulabilmesi için panellerin güneşi takip etmesi gerekmektedir.
Güneş ile panel yüzeyi arasındaki açı günün her saatinde dik olursa, güneşlenme de
en yüksek seviyede olur. Panellerin güneşi dik açı ile görebilmeleri için sabah gün
doğumundan akşam gün batımına kadar güneşi takip etmeleri gerekir. Ancak gün
boyu yapılan takip işlemi yılın her mevsimi için aynı verimi sağlamaz. Çünkü
dünyanın güneş eksenindeki hareketine bağlı olarak yıl içerisinde güneş her mevsim
farklı yörüngeleri takip etmektedir. Güneşin mevsimlere göre izlediği yörüngeler
Şekil 3.10’da verilmiştir.

Yaz mevsiminde güneş

İlkbahar ve Sonbahar
dönencelerinde güneş
Güneşin gün
içinde izlediği yol
Kış mevsiminde güneş

Batı

Güney
Kuzey

Doğu

Şekil 3.10. Güneşin mevsimlere göre izlediği yörüngeler

Güneşin mekanik olarak takip işlemi iki şekilde yapılabilir. Birincisi tek eksenli
güneş takip mekanizması, diğeri de iki eksenli güneş takip mekanizmasıdır [59].

Tek eksenli güneş takibinde esas; panelin güneşe olan kuzey-güney doğrultusundaki
açısını bulunduğu konuma bağlı olarak en uygun açı değerine getirerek, doğu-batı
ekseninde gün boyunca takip işlemini yapabilmesini sağlamaktır. Ankara için kuzey-
45

güney yönleri doğrultusunda belirlenen açı değeri 32o’dir. Şekil 3.11’de güneşi tek
eksende izleyen panelin hareketine ait çizim verilmiştir.

Dönme Ekseni

Batı
Kuzey

Güney Eğim Açısı Doğu

Şekil 3.11 Güneşi tek eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması

İki eksenli güneş takip mekanizmalarında ise; panel güneşi hem kuzey-güney hem de
doğu-batı eksenlerinde takip etmektedir. Bu tür uygulamaların verimi tek eksenli
olanlara göre fazladır. Ancak panel boyutlarının büyük olmasından dolayı, belirli bir
gücü karşılamak için oluşturulacak güneş paneli gruplarının mekanik olarak iki
eksenli hareket ettirilmesindeki güçlükler, rüzgâr yükünün fazla olması, dişli ve
motorların mekanik problemleri bu sistemlerin kullanılmasını kısıtlayıcı sorunlardır.
Şekil 3.12’de güneşi iki eksende izleyen panel yapısına ait çizim verilmiştir.
46

Dönme Ekseni

Batı
Kuzey

Güney Doğu
Dönme Ekseni

Şekil 3.12. Güneşi iki eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması

Güneşin mekanik olarak takibi sırasında çalıştırılan sistemlerin elektronik olarak


kontrolü mikrodenetleyiciler veya bilgisayarlar yardımıyla yapılır. Güneş takip
işleminin elektronik kısmında ise iki tür kontrol mekanizması mevcuttur.

- Kararlaştırılmış kontrol algoritması metodu (fixed control)


- Dinamik kontrol metodu (dynamic control)

Her iki kontrol metodu da esasında güneşi takip etmek amacıyla kullanılırlar. Ancak
aralarındaki en temel fark güneşin pozisyonunu bulma ile ilgilidir.

Kararlaştırılmış kontrol algoritması metodunda; güneşin konumu bilgisayar veya


mikrodenetleyici tarafından hazırlanmış algoritmalar ile bulunur. Bu yöntemde
belirtilen gün ve tarihte güneşin olması gereken konum daha önceden sisteme girilen
bilgiler aracılığı ile tespit edilir ve mekanik sistem buna göre güneşe yönlendirilir.

Dinamik kontrol metodunda ise; mekanik sistem güneşi sensörler ve pozisyon


algılayıcıları yardımıyla gerçek anlamda takip eder. Güneşin bulunduğu konuma
göre mekanik sistem sürekli olarak güneşe yönlendirilir. Bu yöntemin dezavantajı ise
sistemin sürekli olarak enerjili olarak beklemesi veriminin düşmesine neden olur.
47

Bu tez çalışmasında, güneş takip mekanizması olarak tek eksenli ve iki eksenli olmak
üzere iki adet sistem tasarlanmış ve uygulamaları yapılmıştır. Bu mekanizmaların
kontrol sistemleri ise her iki yöntemi kullanarak çalışmaktadır. Uygulaması yapılan
sistemlerle ilgili detaylı bilgi ilerleyen bölümlerde verilecektir.
48

4. RÜZGÂR ENERJİSİ VE ELEKTRİKSEL UYGULAMALARI

Rüzgâr enerjisinden mekanik ve elektrik dönüşüm olarak yararlanılır. Rüzgâr enerjisi


dönüşüm sistemlerinin dönüştürme tekniğinin başta işletim ve bakımının kolay
olması nedeniyle diğer enerji kaynaklarından üstünlüğü vardır. Rüzgâr enerjisi hem
kırsal alanda elektrik enerjisinin yerel üretim ve tüketiminde, hem de elektrik
şebekesini beslemek amacıyla kullanılır. Rüzgâr enerjisi elektriksel uygulamaları üç
grupta toplayabiliriz.

Şebeke bağlantılı AA uygulamaları: Bu uygulamada üretilen gücün tamamı veya


artan kısmı verilir. Rüzgâr enerjisi sisteminin ürettiği elektriğin faz ve frekansı ile
şebeke değerlerinin uyum içinde olması gerekir.

Bu durumu sağlamak için üç yöntem kullanılır;


• Bir kontrol sistemi ile frekans ve hızın kontrol edildiği senkron jeneratör
kullanmak; sadece büyük sistemlerde kullanılır.
• Hat çevirici invertör ile senkron olmayan alternatör kullanmak; genellikle küçük
sistemlerde tercih edilir.
• Şebeke gücünün frekans olarak kabul edilen indüksiyon jeneratörünü şebekeye
uygun alternatif akım üretmek için kullanmak; şebeke bağlantısının zor olduğu
durumlarda kullanılır.

Şebeke bağlantısı olmayan AA/DA uygulamaları: Bu uygulamada şebekeye hiç enerji


vermeden bir veya birkaç yük beslenir. Tarımsal amaçlı su pompalama, ürünlerin
kurutulması veya soğutulması ısıtıcıların işletimi, su arıtma, soğutma ve
havalandırma işlemleri örnek olarak verilebilir.

DA çıkışlı rüzgâr enerji sistemleri, aydınlatma, elektrikli ısıtıcılar ve DA motorlu


makineler gibi uygulamalarda yüksek verimle kullanılabilir. DA çıkışlı sistemlerin
çoğunda, AA jeneratörler vardır. Çıkış bir doğrultucu ile doğrultulur. Bu güç üretme
şekli yüksek maliyet gerektirir.
49

Uzak DA uygulamaları: Röle ve meteoroloji istasyonları, demiryolu sinyalizasyonu


deniz, hava ulaşım sistemleri ve uzak pompa istasyonları bu uygulamaların en iyi
örnekleridir. Sürekli bakım ve onarım gerektirmeden işletimi mümkündür. Bu
sistemler uzak yerleşim yerleri ısı ve ışık kaynağı olarak da kullanılabilir.

4.1. Rüzgâr Türbinleri

4.1.1. Rüzgâr türbinlerinin sınıflandırılması

Rüzgâr türbinleri için, güç, dönme ekseni, jeneratör düzeni ve kontrol sistemlerine
göre değişik sınıflamalar yapılmaktadır. Güç odaklı sınıflandırma yaklaşımına göre,
dört ana gurupta toplanmıştır [60]. Bunlar;

• Küçük güç sistemleri: Genellikle 0–10 KW gücündeki sistemlerdir.


• Orta güç sistemleri: Genellikle 10–100 KW arasında olan sistemlerdir.
• Büyük güç sistemleri: 100 KW’ dan daha büyük olan sistemlerdir.
• Megawatt Türbinler

Mekanik gövde yapısı olarak rüzgâr türbinleri sınıflandırılacak olursa;

Yatay eksenli rüzgâr türbinleri (YERT): Yer konumuna göre rotoru yatay eksende
çalışan bu makineler daha geleneksel ve daha modern bir kullanımı sunarlar. Yatay
eksenli makinelerin maksimum enerji tutabilmeleri için rotorları daima rüzgâr akış
yönünde olmalıdır. Bu da rotorun kule üstünde dönmesi ile sağlanır. Rüzgârın
yönüne dönme hareketi iki değişik yapı ile sağlanır. Bunlar "öne-rüzgâr" ve "arkaya-
rüzgâr" olarak adlandırılırlar. Eğer kanat rüzgârı ön yüzünden alıyorsa rotorun
arkasına bir kılavuz kanat takılır. Diğer şekilde ise kanat rüzgârı arka kısımdan alır
veya kanatlar biraz konik yapılır. Böylece sistem rüzgârı takip ederek maksimum
faydayı sağlar.
50

YERT’lerin rotorları maksimum enerjiyi tutabilmek için rüzgâr akışına dik olarak
durmalıdır. YERT’ler bu konuma, rotor kule üzerinde döndürülerek getirilir.
YERT’ler kule üzerinde yatay eksen yönündeki hareketi motorlar (rüzgâr veya
elektrik) rüzgâra yönelik birimlerde kılavuz bir kuyruk ve rüzgârı arkadan gören
birimlerde ise oluşturulan konik açı ile sağlanır. Şekil 4.1’de yatay eksenli rüzgar
türbinine ait görüntü verilmiştir.

Şekil 4.1. Yatay eksenli rüzgar türbini

Düşey eksenli rüzgâr türbinleri (DERT): DERT’lerin rüzgârı her yönden kabul
edebilme üstünlüğü vardır. Kanatların güç üretebilmeleri rüzgârdan daha hızlı
dönmelerini gerektirdiğinden, ilk harekete geçişleri güvenilir değildir. DERT’lerin
bir diğer üstünlüğü ise makine aksamı, hız yükselticisi ve jeneratörün toprak üzerine
konulabilmesidir.

Dönme ekseni rüzgâr yönüne dik ve düşey olan bu türbinin kanatları da düşeydir.
Günümüzde çeşitli ülkelerdeki elektrik enerjisi üretimi uygulamalarının çoğunluğu 2
ve 3 kanatlı yatay eksenli rüzgâr türbinleri oluşturmaktadır. Büyük güçlü düşey
eksenli uygulamalarda mevcuttur. Özellikle Dorrieus tipi türbinler ve bunun
geliştirilmiş daha karmaşık yapılı olanı Cyclogino tipi rüzgâr türbinleri
kullanılmaktadır. Resim 4.1’de düşey eksenli rüzgar türbinine ait görüntü verilmiştir.
51

Resim 4.1. Düşey eksenli rüzgar türbini

Günümüzde en çok iki ve üç kanatlı rotor tasarımları yapılmaktadır. Türbinler


genellikle yatay eksenli olarak imal edilmekle beraber, dikey eksenliler de
üretilmektedir.

4.2. Türbin Bileşenleri

Yakın geçmişte, yürütülen başarılı çalışmalar sonucu, rüzgârla ve rüzgârdan enerji


üretiminde verimin artırılması ile ilgili değişkenler hakkında daha somut bilgilere
ulaşılmıştır [61]. Yük tahminleri, rüzgârın doğasını ve özellikle de atmosferik
türbülans karakteristiklerini hesaba katan tasarım yöntemleri ile değişim
harmonizasyon süreçleri hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşılmıştır. Yeni bilgiler, daha
etkili ve daha verimli türbinlerin tasarım ve yapısına imkân vermektedir. Türbin
bileşenleri, türbin tasarım tipine veya imalatçısına göre değişmektedir. Şekil 4.2. de
genelleştirilmiş bir rüzgâr türbininin bileşenleri verilmiştir. Bu diyagram çok az
farklarla modern rüzgâr türbinlerini temsil etmektedir [62].
52

Şekil 4.2. Türbin bileşenleri

Türbinler tasarım ve yapısına göre farklı elemanlardan oluşabilir. Ancak, her


türbinde özellikleri farklı da olsa aynı fonksiyonu icra eden benzer bileşenler vardır.
Bir türbinde yer alan belli başlı bileşenler; rüzgâr hızı ölçme cihazı (anemometre),
kanatlar, fren düzeni, kontrol sistemi, dişli kutusu, jeneratör, yüksek ve düşük hız
şaftları, gövde (yatak), pitch, rotor, kule rüzgâr vanası, yaw motoru ve tahrik
gurubundan oluşmaktadır. Bu bileşenlere ait özet bilgiler aşağıda verilmiştir.

Anemometre: Rüzgâr hızını ölçüp elektronik kontrol sistemine ileten bir ölçüm
cihazıdır.

Kanatlar: Türbinlerin çoğu iki veya üç kanatlı olarak tasarlanmaktadır. Kanatlara


çarpan rüzgâr, kanatları kaldırarak döndürmektedir. Kanat yapısı türbinin önden veya
arkadan rüzgâr almasına göre değişmektedir.
53

Frenler: Acil durumlarda, mekanik, elektriksel veya hidrolik olarak uygulanan bir
disk ile rotorun hareketinin durdurulmasını sağlayan sistemlerdir.

Kontrolör (Kontrol Sistemi): Türbinlerin, saatte, 3 ile 5 m/sn’lik rüzgâr hızlarında,


dönme hareketini başlatan, bu hareketi yöneten ve saatte 120 m/sn’yi aşan yüksek
hızlarda durduran beyin fonksiyonu icra eden kritik bir sistemdir. Türbinler fırtınalı
havada ve özellikle saatte 120 m/sn’yi aşan rüzgâr hızlarında, jeneratörleri aşırı
ısındığından çalıştırmazlar.

Dişli kutusu: Dişli kutuları, düşük ve yüksek hız şaftlarının yataklandığı


mekanizmalardır. Jeneratörlerin elektrik üretebilmeleri için dakikada, 1200–1550
devirlik bir döndürme yükü almaları gerekmektedir. Dişli kutuları, rotorun
bağlandığı düşük dönüşlü şafttan gelen dakikada 30–60 lık dönme yükünü, yüksek
hız şaftına 1200–1500 devirlik bir hıza yükselten makinelerdir. Dişli kutularının ağır
olması, kule ömrünü olumsuz etkilemektedir. Günümüzde araştırmaların büyük bir
bölümü, dişli kutuların eliminasyonuna yönelmiştir. Dişli kutuların elimine edilmesi
ile rotor doğrudan jeneratörlere bağlanabilecektir.

Generatör: Elektik üreten makinelerdir. Sincap kafesli indüksiyon generatörü


(SCIG), rotoru sargılı indüksiyon generatörü (WRIG), sabit mıknatıslı senkron
generatör (PMSG) ve rotoru sargılı senkron generatör (WRSG) olmak üzere çeşitli
yapılarda imal edilirler.

High-speed shaft: Generatörü süren, eğer mevcutsa dişli kutusu ile Generatör
arasında bulunan şafttır.

Low-speed shaft: Kanatların bağlandığı mil olup dakikada 30–60 devirle


dönmektedir.

Türbin: Kule üzerine yerleştirilen montaj platformu olup, rotor, dişli kutusu, şaftlar,
jeneratör, kontrolör ve frenleme düzeninin yuvalandığı ana rotor gövdeye monte
54

edilmiş olup, kapasitesine göre bir teknisyenin içinde tamirat yapabileceği kadar
serbest alana sahiptir.

Pitch: Kanatları, aşırı yüksek veya düşük hızlarda dönüşünü kontrol eden döndürme
mekanizmasıdır.

Rotor: Kanatlar ve dişli kutusunun yuvalandığı kapalı mekana rotor adı verilir.

Kule: Yuvarlak veya kafes şeklinde tasarlanan, çelikten yapılmış, tepe düzlemine
türbin gövdesinin yerleştirilmesini sağlayan direklerdir.

Rüzgâr Vanası: Rüzgâr yönünü ölçerek, değişimlere göre, yaw (kuyruk) motoru ile
haberleşmeyi sağlayan, türbini rüzgâr yönüne taşıyan mekanizmadır.

Yaw (Kuyruk) Tahrik: Üç kanatlı türbinlerin rotorları, rüzgâra doğru konuşlanır.


Rüzgârın hız değişimine göre, rotor kafasını, rüzgâra dik tutacak tarzda ayarlayan
mekanizmalardır, iki kanatlı rotorlar, kafalarını rüzgâr doğrultusuna ters
konuşlandırdıklarından, kuyruk kontrol mekanizmasına ihtiyaç duymazlar.

Kuyruk motoru: Kuyruk tahrik sistemini hareketlendiren motordur.

Türbin teknolojisi, başlangıçta basit tekniklerle tasarlanmıştır. Ancak, rüzgâr türbini,


karmaşık bilgisayar modelleri ve tasarım araçlarına ihtiyaç duymaktadır. Gelişen
tasarım teknolojileri, tasarım ve konstrüksiyon araçları, rüzgâr türbinlerinin karmaşık
modelini basitleştirmiştir. Yeni tasarım ve konstrüksiyon bilgileri, her türlü sınır
şartlarına ve değişkenlere kolay adapte olabilmektedir. Tipik bir türbine ait üç
boyutlu benzetim programıyla çizilmiş bileşenler Şekil 4.3’te verilmiştir.
55

Şekil 4.3. Benzetim programı ile çizilen rüzgar türbini

Rüzgâr türbinleri güçlerine göre sınıflandırıldığında, türbinlerin mekanik sistemleri


arasında da belirli farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Megawatt türbinlerde mutlak
suretle dişliler ve vites kutusu gibi elemanlar olmasına rağmen, küçük güçlü
türbinlerde bu mekanik parçalara ihtiyaç duyulmamakta ve hatta alternatör direkt
olarak kanatlara monte edilebilmektedir. Büyük güçlü türbinin yapılarına ve gövde
kesitine ait görüntü Şekil 4.4’te verilmiştir [63].

Şekil 4.4. Büyük güçlü rüzgar türbinlerine ait kesit görüntüsü


56

Güç ünitesi bileşenleri yüksek düzensizlikte yük girdilerine maruz kalmaktadır. Bu


sistemler, düzensiz yüklerin etkisi ile daha kısa sürede yorulurlar. Modern bir rüzgâr
türbini için biçilen yorulma süresi 13 yıl olarak kabul edilir. Bu nedenle, rüzgâr
teknolojisinin özel tasarım gereksinimleri vardır.

Rüzgâr türbinleri uygulamada aynı bölgeye birden fazla yerleştirilerek şebekeye daha
fazla enerji vermeleri için kullanılabilirler. Bu tür uygulamalara “rüzgâr çiftliği” adı
verilir. Türbinlerin yerleştirilmesi, enerji toplama ve dağıtım düzenleri önemli
uygulama alanlarıdır.

Büyük güçlü türbinlerde örneğin, 50m rotor çaplı, 800kW’lık geliştirilmiş türbinler,
çift devirli jeneratörlerle donatılmışlardır. Türbin kanatları, özel dokunmuş cam elyaf
veya pulstre edilmiş cam elyaf kompozitlerinden yapılmıştır. Yeni kanatlar, daha
hafif ve daha ömürlüdür. Değişken hızda doğrudan tahrikli bu türbin, doğrudan
jeneratöre bağlıdır.

4.3. Generatörler

Rüzgâr türbinlerinde; senkron (alternatör), indüksiyon (asenkron) ve DA (şönt) tip üç


değişik generatör kullanılmaktadır. Küçük güç sistemlerinde eskiden çok fazla
kullanılan doğru akım generatörleri şimdi genellikle senkron veya indüksiyon
generatörlerle değiştirilmektedir. Bu generatörler, çok pahalı olamayan doğrultucular
yardımı ile kolayca doğru akıma dönüştürülebilen alternatif akım üretmektedir.
Senkron ve asenkron generatörleri orta ve büyük güçlü sistemlerde yaygın olarak
kullanılırlar.

Senkron generatörün doğru akım generatörüne göre avantajı veriminin yüksek olması
ve bir doğru akım generatörüne göre daha düşük dönme hızında elektrik verebilme
özelliğidir. Alternatif akım generatörlerinde maksimum dönme hızı ile elektrik
üretimi için gerekli minimum hız arasındaki oran yüksektir. Böylece bir senkron
generatörü süren bir rüzgâr türbini daha geniş rüzgâr hızı aralığında çalışabilecektir.
Şekil 4.5’te sabit mıknatıslı bir senkron generatöre ait 3D-MAX çizimi verilmiştir.
57

Şekil 4.5. Sabit mıknatıslı senkron generatör

İndüksiyon generatörlere oranla senkron generatörlerin kendi mıknatıslama akımını


sağlama avantajı vardır, fakat daha pahalıdırlar ve kontrol sistem bağlantıları daha
karmaşıktır. Bir kontrol sisteminde takometre, voltmetre, faz metre, şebeke ile
bağlantıyı sağlayan otomatik cihaz ve rüzgâr kesildiğinde veya şebeke gerilimi sıfıra
düştüğünde bağlantının kesilmesini önleyen ters güç rölesi bulunur. Senkron
generatörün şebekeye bağlantısı hassas bir düzenleme ister ve bu işlemin sık sık
yapılması gerektiği için sorunlar ortaya çıkar. Generatör şebekeye tam senkron hızda,
senkron generatör gerilimi şebeke gerilimi ile fazda ve değerde iken bağlanmalıdır.
Bu zorlukların üstesinden büyük damperler kullanılarak gelinebilir. Damperler
senkron generatöre indüksiyon motor gibi yol verilmesini sağlayan sincap kafes
şeklinde bobinlerdir ve şebekeye bağlantı yapıldığında oluşabilen salınımların
azaltılmasını veya bastırılmasını sağlarlar. Diğer bir çözüm rüzgâr türbini ve senkron
generatör arasına generatörü şebekeye sürekli bağlantılı bırakan serbest bir kuplaj
yapılmasıdır. Fakat bu çözüm ekonomik değildir. En ucuz ve en güvenilir çözüm
olarak indüksiyon generatör görünmektedir. Bu generatörlerin belli başlı avantajları;
58

• Tesisi ucuzdur,
• Dönen kontaklar yoktur, bu nedenler başlatma kolaydır,
• Şebekeye bağlantı kolaylığı vardır,
• Şebekeye bağlandığı zaman salınımlar oluşmaz.

İndüksiyon generatör, şebekeye senkron hızdan çok az farklı bir hız ile uyum
gözetilmeksizin bağlanabilir, bağlantı sonucunda oluşan aşırı yükleme çok kısa
sürelidir. Bağlantı kontrol sistemi, şebekeye bağlantıyı kontrol eden takometre
kontağından ve rüzgâr hızı düştüğü zaman bağlantının kesilmesini sağlayan bir ters
akım rölesinden oluşur.

İndüksiyon generatörünün dezavantajı mıknatıslama akımını şebekeden çekmesi


böylelikle reaktif güç tüketmesidir. Bu küçük sorun uçlara kapasitörler bağlanarak
giderilebilir. Kapasitörlerin kullanılması şebekeden çekilen reaktif gücün
azaltılmasını sağlar. Böylece güç faktörü arttırılmış olur.

Eğer rüzgâr hızı türbinin çalışmaya başlama hızından (cut-in) daha yüksekse
indüksiyon generatör kendi nominal dönme hızına ulaştığında elektrik generatörü
olarak davranır. Eğer rüzgâr hızı cut-in’den daha düşükse, bir otomatik ayırma cihazı
generatörü şebekeden ayırır. Bu sistem başlatma torku düşük olan yüksek hızlı sabit
kanatlı makineler için faydalıdır.

Rüzgâr türbini generatörü mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren makinelerdir.


Generatörler mekanik gücü çok fazla düzensizleştiren güç kaynaklarıdır. Gelişigüzel
bir generatör, üç fazlı şebekeye 50 Hz'lik alternatif akım ve iki, üç veya altı kutup ile
direkt olarak bağlanır. Dakikadaki 1000 ile 3000 arasındaki devir ile aşırı yüksek
hızla çalışan türbinlere yerleştirilen dişli kutuların dönme milleri, generatörü
çevirmektedir.
Türbinler için özel olarak tasarlanmış generatörler vardır. Bu generatörler, çok
kutuplu olup, daha yavaş bir tempoda çalışmaktadırlar. Çok kutuplu bir generatör
kullanılarak, şebekeye direkt bağlanılması durumunda, 30 rpm de dönen 200 kutuplu
59

bir bağlantı sistemine sahip olmalıdır. Kutup sayısının, tork'a bağlı olarak artması,
işletmede sorun getirmektedir. Türbinler için özel tasarlanmış olmasına rağmen,
şebekeye direkt bağlanma avantajı, artan kütle ağırlığı ile dezavantaja
dönüşmektedir. Çok kutuplu generatörler, diğerlerine nazaran daha ağır olup, türbin
dinamiğini olumsuz etkilemektedir. Rüzgâr türbinleri için; senkron veya asenkron
generatörler kullanılabilir. Generatörlerin bağlantı şekilleri önemlidir. Generatörlerin
direkt şebeke bağlantısı, jeneratörün alternatif akım şebekesine direkt olarak
bağlanması anlamına gelir. Endirekt şebeke bağlantısı ise, türbine monte edilen ve
ulusal şebeke akımını ayarlayan elektrikli cihazlardan geçen aracılığı ile gerçekleşen
bağlantı şeklidir. Asenkron bir jeneratörle bu faaliyet otomatik olarak gerçekleştirilir.
Yeni nesil türbinlerin önemli bir bölümü, asenkron generatör kullanmaktadır.
Uygulamada kullanılan birkaç generatör tipine ait çizimler Şekil 4.6’da verilmiştir.
Asenkron türbinlerin en belirgin özelliği şekilden de görülebileceği gibi ulusal
şebekeye doğrudan bağlanabilmesidir [64].
60

Dişli
Kutusu
Şebeke

SCIG Yumuşak
Anahtarlama

Ayarlı Direnç Kondansatör


Grubu

Dişli
Kutusu
Şebeke

WRIG Yumuşak
Anahtarlama

Kondansatör
Frekans Grubu
Konvertör

AA AA

Dişli
Kutusu
Şebeke

WRIG

Full-Scale
Frekans
Konvertör
Dişli AA AA
Kutusu
Şebeke

PMSG/WRSG/WRIG

Şekil 4.6. Şebekeye direkt bağlı asenkron generatörlü bir rüzgâr türbininin blok
diyagramı

Asenkron generatörlü rüzgâr türbinleri tasarım olarak, senkron türbinlerinden daha


farklıdır. Asenkron generatörlü türbinler, daha pahalıdır. Büyük rüzgâr türbinlerinde
kullanılan generatörler genellikle, 690 Volt’luk üç fazlı alternatif akım üretirler.
Üretilen enerji, ulusal iletim şebekesine voltaj yükseltmesi ile aktarılır. Büyük
61

üreticiler 50 Hz'lik rüzgâr türbini modelinden (dünyadaki pek çok elektrik şebeke-
sinde olduğu gibi) ve 60 Hz'lik modelden (Amerika elektrik şebekesinde olduğu gibi)
yararlanır. Elektrik generatörü çoğunlukla bir indüksiyon generatörü veya asenkron
generatörüdür. Modern rüzgâr türbinlerinde 10.000 kW'lık bir üretim gücü
hedeflenmiştir. Halen 10 MW’lık türbinler test aşamasında olup, yakın gelecekte
daha büyük güçte türbinlerin de kullanılacağı bir gerçektir.

Generatör, bir AA veya DA güç kaynağına doğrudan bağlanması durumunda, belli


bir gerilim altında akım sağlayan bir alternatör gibi çalışır. Bunun için her rüzgâr
türbinine ait, generatör, şebeke karakteristikleri çizilmelidir.

4.3.1. Generatör regülâsyonu

Uygulanan elektriksel yöntem ne olursa olsun, verilen gücün mekanik


regülasyonunun yapılması gereklidir. Bu regülasyon ya kanatların ayarlanmasıyla ya
da aerodinamik frenle yapılabilir.

Frekansı generatörün kendisi tarafından düzenlenen bir doğru akım generatörünü


veya bağımsız bir şebekeyi besleyen bir alternatörü süren rüzgâr türbinleri takometre
kullanılarak regüle edilebilir. Değişken açılı kanatları olan ve sabit frekansta bir
şebekeyi besleyen rüzgâr generatörleri için güç regülâsyonu yapmak daha iyidir.
Mekanik hız regülatörü güç çıkışının sınırlanmasına da yardımcı olacak ve jeneratör
şebekeden ayrıldığı zaman hız sınırlamasını da sağlayacaktır.

Sabit frekanslı bir şebekeyi besleyen sabit kanatlı makineler için hız regülasyonu
gerekli değildir. Çünkü rüzgâr rotorunun dönme hızını şebeke belirler. Bu durumda
güç regülasyonu eş zamanlı olarak meydana gelir. Yani dönme hızı sabit olduğundan
rüzgâr hızı arttığı zaman uç-hızı düşer. Böylece verim azalır ve uç-hızı sabit bir
değerde olduğundaki kadar fazla güç elde edilemez. Güç sınırlaması kanadın uç
bölgelerinin kendi frenleme noktalarına yakın çalışmasından dolayı ortaya çıkar.
Bununla birlikte eğer generatör şebekeden ayrılmışsa hız artışından kaçınmak için
62

sabit kanatlı bir makineye frenleme sistemi koymak gereklidir: mile mekanik bir fren
ve kanat uçlarına da aerodinamik fren sistemi.

Bağımsız sabit kanatlı makinelerde regülasyon:

• Güç artışını rotasyonel hızın küpü ile sağlayan hiper kompunt generatörler
• Paralelinde elektronik kontrollü değişken elektrik dirençler bulunan bir yükü
besleyen ve statik kapasitörlerle paralellenmiş olan indüksiyon generatörü ile
sağlanabilir.

Elektrik motoru üreticileri yıllarca kutup bağlama problemleri ile karşılaşmıştır.


Senkron olmayan makine içinde çalışan bir generatör, kütlesi küçüktür. Bu yüzden
rotasyonel hızda boş ve tam dolu arasındaki %1 civarında sapma görülür. Kayma,
generatörün rotor kıvrımlarındaki DA rezistansın bir fonksiyonudur. Yüksek
rezistans yüksek slip anlamına gelir. Başka bir ifade ile rotor rezistansındaki
değişiklik slipteki değişikliğin yöntemi demektir. Motorlarda bu genellikle sarmal
sarımlarla elde edilir. Örneğin, bakır yapılı rotorlar, yıldıza bağı ile dıştaki değişken
rezistanslara bağlıdır. Bu bağlantı, resistörün işlemesini elektronik olarak kontrol
eder. Bağlantı genellikle fırçalarla ve slip yüzükleri ile yapılır. Bağlantılar, aynı
zamanda jeneratör içinde bulunan parçaları da çalıştırır. Birçok hareketli parçalara
sahip generatörler böylece, ekstra bakıma ihtiyaç duyar.

Asenkron generatörlerin bakımı ile periyodik olarak, kayma (slip) yüzükleri, fırçalar
ve dıştaki rezistörlerin muhtemel sorunları giderilmiş olur. Asenkron motor kontrolü
için fiber optik estelasyon yapılmaktadır. Fiber optik estelasyon, önemli bir tasarım
unsuru olup, generatör kalitesini doğrudan etkiler. Türbinlerin değişken işletilmesi,
açı kontrollü pervane düzeni sağlamaktadır. Değişen rüzgâr hızlarına uyum
türbinlerin önemli esnekliklerinden biridir. Derece kontrolü, dişli kutusunun veya
jeneratörün aşırı yüklenmesini önler. Bu, derece mekanizmasının reaksiyon
zamanının türbin tasarımı için kritik faktör olduğu unutulmamalıdır.
63

Türbinlerde, değişken slip jeneratörü mevcutsa, türbinin hesaplanan gücü slipin


artırılması ile dengelenebilir. Slip düzeyi, jeneratör seçiminde önemlidir. Danimarka
türbinlerinde, hesaplanan güce yakın güçle çalışan türbinle maksimum slipin yarısı
kadar jeneratör kullanılır. Ani bir rüzgâr oluşursa, kontrol mekanizması rotorun biraz
daha hızlı çalışması için slip jeneratörünü artırıcı sinyal verir. Böylece, kanatların
rüzgârın olmadığı yöne döndürülmesi ile derece mekanizması çalışmaya başlar.
Derece mekanizması çalıştırıldığında slip azalma sürecine girmiş olur. Rüzgârın ani
esintileri türbinlerde, işlemi tersine çevirebilir.

Asenkron generatörlerde, daha fazla sıcaklık yayan sliplerin kullanılması ve böylece


daha az verimliliğin elde edilmesi, dikkate değer bir husustur. Bu durum generatör
için bir problem oluşturmaz. Burada tek alternatif rüzgârın olmadığı yöne,
derecelenen rotor kanatları tek alternatiftir. Asenkron kontrol stratejisinin
kullanılmasının asıl faydası daha kaliteli güç elde edilmesidir. Generatör kontrol
sistemi, gerilim ve frekans ayarlamaları için kullanılan bir sistemdir. Genellikle,
kontrol ünitesinden yönetilmektedir.

Voltaj kontrolünde, sistemin voltajı, otomatik voltaj regülatörü ile kontrol edilir.
Otomatik voltaj regülatörü rüzgâr türbinine ve hidro senkronize jeneratörüne paralel
bağlanır. Dizel jeneratörler ise akım transformatörleri ile bağlanır.

Frekans kontrolü için, rüzgâr türbini şebekedeyken ve ilaveten hidro şebekedeyken


valfa sağlanan hidro ile frekans kontrolü yük idare sistemine bağlıdır.

Yük kontrolü içinse, güç dalgalanması ve frekansın düşmesi olayında yük idare
sistemi tüketiciye giden yük ve aşırı yükün bağlantısını otomatik olarak keser. Aynı
işlevler frekans ve voltajın yükselmesi sırasında da yapılır.
64

4.4. Türbin Kontrol Sistemleri

Türbin yönetimi, kontrol ünitesinin yönetimi demektir. Kontrol ünitesi yukarıda


özetlenen türbinin beş temel bileşeni işleten sistemdir Türbinler, elektronik, mekanik
ve hidrolik kontrol sistemleri ile yönetilirler [65].

Rüzgâr türbinlerinde kullanılan denetleme mekanizmaları mekanik, elektronik veya


aerodinamik ilkelere dayanan farklı teknikleri kapsar. Denetlenen özelliği dikkate
alarak bir tasnif yapılırsa türbinlerde yön ve hız olmak üzere iki temel denetim
parametresinden bahsetmek mümkündür.

4.4.1. Yön denetimi

Yatay eksenli rüzgâr pervaneleri, pervane dönme ekseninin rüzgâr yönüne paralel
olduğu düşünülerek tasarlanırlar. Bu durumda sistemden en iyi verimi almak için
pervane dönme düzleminin rüzgâr yönüne dik olması gerekir. Fakat rüzgâr yönü
zamanla değiştiğinden sistemin rüzgâr yönünü takip ederek pervanesini uygun yöne
çevirebilmesi için bir “yöneltme mekanizması” kullanması gerekir.

Düşey eksenli pervaneler için yön problemi yoktur. Her yönden gelen rüzgârı
konumlarında bir değişiklik yapmadan değerlendirebilirler. Bu yüzden herhangi bir
yön kontrol sistemi kullanmazlar.

Uygulamada dört farklı yöneltme mekanizmasından söz edilebilir.

• Kuyruk plakası
• Yardımcı pervane
• Arkadan rüzgârlı tertip
• Elektronik kontrollü dişli mekanizması

Kuyruk plakası pervane çapı 6 metrenin altındaki küçük rüzgâr türbinlerinde sıkça
tercih edilen bir tekniktir. Pratik ve ucuz bir sistem olduğundan tasarımcılar
65

tarafından tercih edilmektedir. Kuyruk plakasının çalışma ilkesine ait görüntü Şekil
4.7’de verilmiştir.

A
Kuyruk
Plakası

Şekil.4.7. Kuyruk plakası ile çalışan yön bulma sistemi

4.4.2. Hız denetimi

Türbin pervanesinin dönme hızını denetleme gereği temelde üç farklı nedene


dayanır:

• Sistemin verimli çalışmasını sağlamak (maksimum verim bölgesi)


• Sistemin üreteceği gücü sınırlayabilmek (maksimum güç bölgesi)
• Çok yüksek rüzgâr hızlarında sistemin tahrip olmasını engellemek üzere sistemi
durdurmak (emniyetsiz bölge)

Hız Denetim Bölgeleri : Hız denetim yaklaşımlarını daha iyi anlayabilmek için bir
rüzgâr türbininin güç eğrisindeki bölgeleri incelemek faydalı olacaktır.
66

P(kW)

----- Pervane alanından geçen rüzgardaki güç


Türbinin maksimum verimdeki gücü

Güç Sınırı B C
Pmax

A V (m/sn)

VA VB VC
I II III IV

Şekil.4.8. Hız denetim bölgeleri

Şekil 4.8’te belirtilen bölgelerden I. Yetersiz rüzgâr bölgesi, II. Maksimum verim
bölgesi, III. Maksimum güç bölgesi, IV. Emniyetsiz bölge olarak adlandırılır. Bu
bölgelere ilişkin açıklamalar aşağıda kısaca verilmiştir.

Yetersiz Rüzgâr Bölgesi; Rüzgâr türbinleri belli bir VA rüzgâr hızının altında
çalışamazlar. Bu VA hızına kadar olan bölge “ yetersiz rüzgâr bölgesi” olarak
adlandırılır. Bu bölgede sistem çalışmadığı için hız denetimine de gerek yoktur.

Maksimum Verim Bölgesi; Bu bölgede, sistemin maksimum verimle çalışması


halinde, rüzgârdaki enerjinin türbin tarafından yakalanabilecek miktarı türbinin güç
sınırının altındadır. Bu yüzden bu bölgedeki kontrolün amacı aerodinamik verimin
mümkün olan en yüksek değerde olmasını sağlamaktır. Bu durumda güç eğrisinin A-
B noktaları arasındaki bölgesini “maksimum verim bölgesi” olarak adlandırmak
mümkündür. Bu bölgede ideal kontrol, aerodinamik verimin sürekli olarak
maksimum değerde tutulabildiği durumdur. Fakat sabit hızla çalıştırılan türbin
pervanelerinde bu mümkün olmamakta, maksimum aerodinamik verim sadece tek bir
rüzgâr hızında elde edilebilmekte ve diğer rüzgâr hızlarında belli bir verim kaybı
67

kaçınılmaz olmaktadır. Aerodinamik verimin sürekli olarak maksimumda


tutulabildiği durum ancak değişken hızlı denetim yaklaşımıyla elde edilebilmektedir.

Maksimum Güç Bölgesi; Rüzgâr türbinleri tasarlanırken sistemin üretebileceği belli


bir “güç sınırı” ve çalışabileceği belli bir “ hız sınırı ”göz önüne alınır. Pervane
boyutları, generatör ve tüm sistem buna bağlı olarak tasarlanır. Bu yüzden artan
rüzgâr hızıyla birlikte türbinin güç üretimi bu sınıra yaklaştığında artık sistemin
verimli çalışması değil, bu sınırın üzerinde güç üretmemesi istenir. Bu durumda güç
eğrisinin B-C noktaları arasında kalan bu bölgesi “maksimum güç bölgesi” olarak
adlandırılır. Bu bölgede rüzgârdaki enerji türbinin kapasitesinin üzerinde ve
gereğinden fazla miktardadır. Sistem aerodinamik olarak maksimum verim
noktasının altında çalışmasına rağmen maksimum kapasitede güç üretimi yapar.
Başka bir deyişle bu bölgede rüzgâr hızı artarken pervanenin aerodinamik verimi
azalmak durumundadır. Ancak bu şekilde güç sınırında üretim yapılabilir. Bu
bölgedeki hız denetiminin amacı, maksimum kapasitede sabit güç üretimi
sağlamaktır.

Emniyetsiz Bölge; Genellikle rüzgâr türbinlerinin üretim yapabileceği bölgeyi belli


bir rüzgâr hızıyla sınırlandırmak gerekir. Rüzgâr hızının yıllık frekans dağılımına
bakıldığında yüksek rüzgâr hızlarıyla yıl boyunca çok az karşılaşıldığı
görülmektedir. Bu az karşılaşılan yüksek hızlardaki rüzgârlar karşısında sistemin
yeterince dayanıklı yapılması, bu hızlarda sistemden yıl boyunca elde edilebilecek
toplam enerji göz önüne alındığında oldukça pahalı olmaktadır. Bu yüzden
türbinlerin çalışma alanı belli bir rüzgâr hızıyla sınırlandırılır. Şekil 4.4’te yer alan
güç eğrisinde C noktasına karşılık gelen bu rüzgâr hızının üzerindeki hızları
kapsayan “emniyetsiz bölge” de sistemden enerji üretmesi beklenmez. Böylece
yüksek rüzgâr hızlarında oluşabilecek aşırı yüklere engel olunarak sistemin hasara
uğraması önlenir.
68

Maksimum verim bölgesinde değişken hızlı denetim: İlk üretilen rüzgâr türbinlerinde
kullanılan elektrik generatörlerinin yapısı sabit hızda çalışmayı gerektirdiği için
türbin pervaneleri de sabit hızda çalışmak üzere tasarlanmaya başlamıştı. Hız kontrol
yaklaşımı da elektrik generatörü için gereken sabit hız temelinde şekillendi. Sabit hız
kontrolünü sağlamak üzere değişik mekanik ve aerodinamik fren sistemleri, döner
palalı kontrol teknikleri vb. teknikler geliştirildi [66].

Güç elektroniğindeki gelişmelerle birlikte bu alanda yapılan araştırmalar, elektrik


generatörlerinin geniş bir değişken hız aralığında az bir elektriksel verim kaybıyla
nasıl çalıştırılabileceğini ortaya çıkardı. Böylece rüzgârın değişken doğasına daha
uyumlu davranabilen türbin tasarımları ortaya çıkmaya başladı. Bu yeni rüzgâr
türbini tasarımları değişken hız kontrol tekniğine dayanmaktaydı.

Sabit hızlı türbinler sadece tek bir rüzgâr hızında maksimum aerodinamik verimle
çalışırlarken değişken hızlı türbinler optimum verim bölgesindeki her rüzgâr hızında
maksimum aerodinamik verimle çalışabilme imkanına sahip oldu. Bu aynı zamanda
rüzgâr türbinlerinin güç üretiminde de belli bir artışı beraberinde getirdi.

Değişken Hızlı Denetim Yaklaşımına Temel Teşkil Eden Aerodinamik Prensipler ise
şöyle sıralanabilir. Öncelikle türbin pervanesinde, pervane hızının güç üretimi
üzerindeki etkisini incelemek gerekir. Belli bir rüzgâr hızında pervanenin rüzgârdan
çekebileceği gücün pervanenin dönme hızına bağlı değişimini gösteren grafik Şekil
4.9’daki gibidir.
69

P (kW)
V=7 m/sn

Pm

V=6 m/sn

V=5 m/sn

? (rad/sn)

Şekil 4.9. Türbin pervanesinde gücün hıza bağlı değişimi

Buradaki her bir eğri farklı rüzgâr hızlarına aittir. Görüldüğü gibi rüzgâr hızı sabit
iken maksimum güç, sadece belli bir açısal hızda elde edilebilmektedir. Rüzgâr hızı
arttıkça maksimum güç noktasına tekabül eden açısal hız da artmaktadır. Söz konusu
P-Ω grafiğinde her rüzgâr hızı için maksimum güç noktalarını birleştiren bir Pm
eğrisini çizmek mümkündür. Bu durumda pervaneden en iyi aerodinamik verimi
alabilmek için pervanenin Pm eğrisini takip edecek şekilde çalıştırılması gerekir.

Şekil 4.9’da her bir rüzgâr hızı için çizilen eğrileri tekbir eğri ile ifade edebilmek için
güç (P) ve açısal hız (Ω) parametrelerini boyutsuzlaştırıp, güç yerine ‘güç katsayısı’
(CP ), açısal hız yerine de ‘uç hız oranı’ (λ) parametrelerini kullanmak gerekir.
Böylece P-Ω eğrileri basitleştirilerek tek bir CP -λ eğrisine dönüştürülebilir.

Uç hız oranı,
RΩ
λ= (4.1)
V
şeklinde ve güç katsayısı da,
PV
CP = (4.2)
1
ρAV 3
2
olarak tanımlanmaktadır. Şekil 4.10’da türbin pervanesinde aerodinamik verimin uç
hız oranına bağlı değişimi verilmiştir.
70

Cp

Cpmax

≅≅ ≅

Şekil 4.10. Türbin pervanesinde aerodinamik verimin uç hız oranına bağlı değişimi

Bu grafikteki maksimum CP noktası, Şekil 4.9’daki tüm maksimum güç noktalarını


birleştiren Pm eğrisini temsil etmektedir. Bu durumda maksimum verim bölgesinde
hız kontrolü için uygulanacak temel kural “pervanenin, maksimum CP noktasına
karşılık gelen λM uç hız oranını koruyacak şekilde işletilmesi” olarak özetlenebilir.
λM değeri ise tamamen pervanenin aerodinamik tasarımına bağlıdır. Bir fikir
verebilmek amacıyla, aerodinamik kaldırma prensibiyle çalışan modern rüzgar
türbinlerinde bu değerin genellikle 6-8 arasında değiştiğini söylemek mümkündür.
Ama bu sınırların dışına çıkan tasarımlar da mümkündür.

Maksimum güç bölgesinde hız denetim teknikleri: Türbinin rüzgârdan elde


edebileceği güç miktarını belli bir sınırda tutabilmek için türbin pervanesi gittikçe
daha düşük bir aerodinamik verimle çalıştırılır. Artan rüzgâr hızına bağlı olarak
pervanenin aerodinamik verimini ayarlamak üzere “stol kontrol tekniği” ve “döner
palalı kontrol tekniği” olarak adlandırılan iki ayrı teknik kullanılmaktadır.

Stol Kontrol Tekniği: Bu teknik sabit palalı türbin pervanelerini yüksek rüzgâr
hızlarında güç üretimini sınırlamak üzere kontrol etmek için kullanılır.

Önce kontrol tekniğine temel teşkil eden aerodinamik yaklaşım üzerinde durmak
gerekir. Rüzgâr hızı değişmezken optimum hızla çalışan pervanenin yavaşlatılması
uç hız oranını azaltırken pala elemanları etrafındaki hücum açılarını arttırmakta bu da
pala elemanlarında etkili olan kaldırma kuvvetinde “stol” adı verilen bir düşüşe
sebep olmaktadır. Kısacası, uç hız oranı azalırken pala elemanının hücum açısı
71

büyüdüğünden maksimum CP noktasının sol tarafında stol durumu söz konusu olur.
Neticede bu durum pervanenin aerodinamik veriminde CP-λ eğrisinin sol tarafında
gözlenebilen bir düşüşe neden olmaktadır.

Bu etki türbin pervanesinin frenlenmesi ile oluşturulmakta ve böylece yüksek rüzgâr


hızlarında, rüzgâr hızı arttıkça pervanenin aerodinamik verimi azaltılarak, türbin
pervanesinin belli bir sınır değerde (generatörün maksimum kapasitesinde) güç
üretmesi sağlanmaktadır. Yüksek rüzgâr hızlarını içeren maksimum güç bölgesinde
bu yaklaşıma dayanarak kontrol edilen türbin pervanelerine “stol kontrollu türbin
pervanesi” denmektedir. Bu pervanelerdeki palalar kendi eksenleri etrafında
dönmezler; sabit palalardır.

Stol kontrol tekniğini kullanırken pervanenin atalet etkisi, dikkat edilmesi gereken en
önemli etki olarak karşımıza çıkar. Bu yüzden elektronik olarak kontrol edilebilen
etkili ve iyi bir frenleme sistemi kullanmak gerekir.

Döner Palalı Kontrol Tekniği: Maksimum güç bölgesinde kullanılan bir diğer
kontrol tekniği ise döner palalı kontroldür. Bu tekniğin stol kontrol tekniğine göre en
büyük avantajı pervanenin atalet etkisinden kaynaklanan yüklerin en aza
indirilebilmesidir. Bunun sebebi ise değişen rüzgâr hızı karşısında pervane hızını
değiştirme gereğinin stol kontrole göre oldukça az olmasıdır.

Döner palalı kontrol tekniğini kullanan pervanelerde her bir pala kendi ekseni
etrafında dönebilme kabiliyetine sahiptir. Bu sayede elektronik kontrol sistemi
palaların açısını rüzgâr hızına göre ayarlayarak hem pervanenin hızlanmasını hem de
generatöre sınır değerin üzerinde güç aktarımını engelleyebilir.

4.4.3. Elektronik kontrol

Her türbin kendi kontrol ünitesine sahiptir. Kontrol üniteleri, rüzgâr çiftliklerinde,
merkezi kontrol ünitesine dönüşerek, uzaktan kumanda yapılır. Türbinler birbirlerine
fiber optik veya koaksiyel kablolarla bağlanmışlardır. Türbinlerde bulunan elektronik
72

kontrol merkezine, kontrolör adı da verilmektedir. Elektronik kontrolör rüzgâr


türbininin durumunu gösteren bir bilgisayarı içerir. Herhangi bir arıza durumunda,
rüzgâr türbinini otomatik olarak durdurur ve telefon modem bağlantısı üzerinden
türbin operatörünün bilgisayarına bilgi aktarır. Kontrolör, sistemin güven içinde
işlemesini sağlar.

Türbin içerisindeki kontrolör aynı zamanda birçok şalter, hidrolik pompa, valf ve
motordan oluşur. Rüzgâr türbini ölçüleri motorların megawatını artırdığı zaman hızlı
kontrol oranı önem kazanır.

Kontrolör bir iletişim ağı sayesinde kendisi veya rüzgâr türbini operatörü arasında
iletişim kurar. Bu amaçla, telefon veya radyo bağlantısı üzerinden alarm veya servis
isteklerini gönderir. Rüzgâr türbinine toplanan istatistikleri göndermesi ve mevcut
durumu kontrol etmesi de mümkündür. Bir rüzgâr çiftliğinde konuşlanan
türbinlerden gelen veriyi toplayıp kontrol etmektedir.

Bir türbinde iki adet kontrolör bulunur. Kontrolörler genellikle gövdede ve kulenin
en altına yerleştirilir. Günümüzdeki rüzgâr türbini modelleri, kontrolörler arasındaki
iletişim fiber optiklerin kullanılması ile sağlanır. Bazı yeni türbin modellerinde
rotorun hubuna yerleştirilmiş üçüncü bir kontrolör daha bulundurulmaktadır. Üç
kontrolörlü sistemlerde, hata riski daha az olacaktır. Bu ünite genellikle gövde ünitesi
ile iletişimini ana şaft üzerindeki tellere ve kayan yüzüklere bağlı kabloyla seri
iletişim ile sağlar.

Bilgisayarlar ve sensörler, büyük makinelerin operasyon ve emniyet alanlarını


kopyalar. Kontrolör bilgisayar ve sensörlerin doğruluğunu kontrol etmek için türbin
boyunca yapılan ölçümleri mukayese eder. Modern rüzgâr türbininde 100 ile 500
arasındaki parametre değerleri izlenir ve sürekli olarak yorumlanır. Kontrolör rotorun
rotasyonel hızını, jeneratör ve onun voltajı ve akımını kontrol edebilir. Ayrıca
aydınlatıcı etkisini ve şarjı kaydeder. Bunun dışında dış hava sıcaklığı, elektronik
kabindeki sıcaklık, jeneratör sıcaklığı, dişli kutulardaki yağ sıcaklığı, hidrolik basınç,
her bir rotor kanadının derece açılarını (derece kontrollü veya aktif yavaşlatıcı
73

kontrollü türbinler için) rotadan sapma açısını (rota tekerinin dişlerinin sayılması ile),
güç kablosu büküm sayısını, rüzgâr doğrultusunu, anemometre ile rüzgâr hızını,
gövde ve rotor kanatlarındaki titreşim frekansını ve büyüklüğünü, frenleme hattı
kalınlığını, kule kapısının açık veya kapalı olduğunu (alarm sistemi ile) ölçebilir.

Son yıllarda gelişmiş kontrol stratejileri rüzgâr türbinlerinin verimliliğinin artırılması


önem kazanmıştır, ilginç bir strateji üreticilerin operayonel stratejilerini yerel
rüzgârlara adapte etmesidir. Bu yöntemle, elverişsiz iklimlerde ekonomik olmayan
makine kayıplarını minimize edilebilir.

4.5. Rüzgâr Türbinlerinde Maksimum Güç Noktası Takibi

Rüzgâr türbinlerinin rüzgâr enerjisi üretiminde maksimum verimde çalıştırılabilmesi


için, alternatörün parametrelerine bağlı olarak maksimum güç noktasının takip
edilmesi gerekmektedir. Ayrıca rüzgâr hızındaki ani değişiklikler ve türbinin
mekanik tepkilerinin de bilinmesi gereklidir. Bu bilgiler ile birlikte kullanılan
türbinin yapısına bağlı olarak, MPPT kontrol sistemi çeşitlilik göstermektedir. MPPT
kontrol uygulamalarındaki temel farklılıklar şu şekilde sıralanabilir;

• Maksimum güç noktası izleme adımları rüzgâr hızındaki değişimlere bağlı olarak
ayarlanan sistemler,
• PWM sinyalindeki ölü zamanı (dead time effect) doğru belirlemek güç
anahtarlarının kısa devre olmasını, ya da ısınmasını engeller. Aynı zamanda, ölü
zamanın alternatörün dönüş hızıyla senkronize edildiği sistemler ki burada, güç
eğrisinin kararlı olması ve MPP noktasının izlenmesi için alternatörün dönüş
hızıyla senkronize PWM sinyali üretilir.
• Alternatörün dönüş hız referansındaki dalgalanmaları azaltmak için MPPT
kontrolörün çıkışında alçak geçiren filtre kullanılan sistemler. Bu sistemlerde
filtrenin gecikme etkisi ile sistemin mekanik zaman sabiti dikkatle
incelenmelidir.
74

Sonuçta bu sistemlerle, yüksek verimli, düşük maliyetli, hızlı ve kararlı enerji


dönüşümü yapılması amaçlanmaktadır [67].

Rüzgâr türbinleri ile yapılan MPPT uygulamalarında öncelikle kullanılan rüzgâr


türbininin çeşitli rüzgâr hızı değerlerindeki, alternatör hızı ve çıkış gücünü
karşılaştıran eğrileri çıkarılmaktadır. Sonra bu eğrilerden faydalanılarak türbinin
maksimum güç noktaları belirlenmekte ve sistem buna göre düzenlenmektedir. 1,5
kW’lık bir rüzgâr türbini için yapılan deneyler sonucunda elde edilen hız-çıkış gücü
eğrisi Şekil 4.11’de verilmiştir.

Rüzgar Türbini Karakteristiği

12 m/s
1.2
Maksimum Güç Eğrisi
1
11 m/s
Güç (kW)

0.8
10 m/s
0.6
9 m/s
0.4
8 m/s

0.2 7 m/s
6 m/s
5 m/s
0
500 1000 1500 2000 2500 3000
Generatör Hızı (rpm)

Şekil 4.11. 1,5 kW’lık rüzgâr türbininin Hız-Güç eğrisi

Şekilde çeşitli rüzgâr hızı değerlerinde türbinin alternatör dönüş hızına bağlı olarak
elde edilen çıkış gücü eğrileri verilmiştir. Eğrilerin tepe noktalarını birleştiren
üçüncü eğri ise bu türbin için maksimum güç noktası takip eğrisi olmaktadır [68].
Rüzgâr türbinlerinde elektronik olarak maksimum güç takibi işlemi yapılabilmesi
için türbinden elde edilen gerilim değeri ile yüke aktarılacak gerilim değeri arasında
bir fark oluşturulabilmelidir. Bunu sağlamak için güneş enerjisi sistemlerinde olduğu
gibi değişik konvertör yapıları kullanılır. Yükseltici, alçaltıcı ve çifte yükseltici gibi
konvertör yapıları bunlara örnektir. Türbin çıkışından elde edilen üç fazlı AA
75

gerilim öncelikle üç fazlı köprü doğrultucudan geçirilerek, DA gerilim elde edilir.


Elde edilen gerilim konvertöre uygulanarak maksimum güç noktası takibine ilişkin
işlemler uygulanır. Burada amaç türbinden elde edilen gerilimi sürekli olarak
verimin yüksek olacağı bir aralıkta tutabilmektir.

Bu tez çalışmasında 2500 W gücünde, yatay eksenli çalışan ve rüzgârı arkadan alan
yapıya sahip bir rüzgâr türbini kullanılmıştır. Türbinden elde edilen gerilim bir
doğrultucu ve konvertörden geçirilerek çıkış bir fazlı invertöre yönlendirilmiştir.
Türbin kontrolü ve maksimum güç noktasının takibine ilişkin algoritmalar ve diğer
uygulamalar ilerleyen bölümlerde detaylı olarak anlatılacaktır.
76

5. HİBRİT SİSTEM BİLEŞENLERİ

5.1. Konvertörler (DA/DA Çeviriciler)

Rüzgâr türbinleri ve güneş panelleri kullanılarak oluşturulan sistemlerin daha verimli


olması için DA/DA konvertörler kullanılmaktadır. Kullanılan konvertör çeşitleri ise
yükseltici (boost), alçaltıcı (buck) ve alçaltıcı- yükseltici (buck-boost) konvertörler
olarak tanımlanabilir. Konvertörlerin tasarımı sırasında kullanılan anahtarlama
stratejisi, sistemin veriminin arttırılmasını hedeflenmektedir. Bu tür sistemler için en
verimli uygulamanın maksimum güç noktası takibi (MPPT) olduğu belirlenmiştir
[69]. Maksimum güç noktası takibi işleminde güneş panellerinden elde edilen
elektrik enerjisindeki değişimlerin sistemin çıkışında minimum seviyede hissedilmesi
ve konvertörün çıkış geriliminin sürekli olarak sabit tutulması amaçlanmaktadır.
MPPT işlemi sırasında giriş gerilimi ve akımı değerlendirilerek, konvertör türüne
bağlı olarak anahtarlama sinyalinin oranı sürekli olarak değiştirilmekte ve çıkış
gerilimi sabit tutulmaktadır. Ancak bu işlemin yapılabilmesi için öncelikle
kullanılacak olan PV’lerin yapısı ve çıkış gerilim aralıklarının bilinmesi, ayrıca
PV’lerin üretebileceği giriş gerilimine göre sistemde kullanılacak olan konvertör
tipinin belirlenmesi gerekmektedir. Konvertörlerle ilgili çalışmalarda faydalı olması
açısından farklı yapıda konvertörler sırasıyla incelenmiştir.

5.1.1. Konvertör çeşitleri ve yapılarının incelenmesi

Güneş panellerinden elde edilen elektrik enerjisi günün değişik zamanlarında farklı
gerilim değerleri vermektedir. Oluşturulacak sistemin, yükün türüne bağlı olarak
sürekli sabit çıkış gerilimi vermesi istenir. Bunu sağlamak için devreye bir adet
konvertör bağlanmaktadır. Sistemde kullanılacak olan konvertörün yapısını, güneş
panellerinden elde edilen giriş gerilimi (Vi) ile konvertörün çıkış gerilimi (Vo)
arasındaki fark belirlemektedir [70].

Şekil 5.1’de alçaltıcı konvertörün yapısı verilmiştir. Bu tür konvertörler çıkış


geriliminin, panellerden elde edilen gerilime eşit veya daha az olduğu durumlarda
77

kullanılırlar. Devredeki S anahtarlama elemanı yüksek frekansta anahtarlanarak


sistemin güç akışı sağlanır.

is iL + VL -
+ +
S L
Vi D C V0

Şekil 5.1. Alçaltan (buck) konvertörün yapısı

Alçaltan konvertörlerde ortalama çıkış gerilimi ile anahtarlama oranı arasındaki ilişki
Eş 5.1’de verilmiştir.

VO t ON
= =D (5.1)
Vİ T

Şekil 5.2’de yükselten konvertörün yapısı verilmiştir. Devrede S anahtarı kapalı


olduğu zaman akım bobin üzerinden geçmektedir. Bu durumda bobin gerilimi giriş
gerilimine eşit (VL=Vi) olmaktadır. S anahtarının açık olduğu zaman ise, bobin
üzerindeki gerilim giriş ve çıkış gerilimlerinin farkına (VL=Vi-Vo) eşit olmaktadır.
Sonuçta çıkış gerilimi bobin gerilimi ile giriş geriliminin toplamına eşit olmaktadır.
Bu tür konvertörler çıkış geriliminin panellerden elde edilen gerilimden daha büyük
olması istenilen durumlarda kullanılırlar.
78

iL + VL -
+ +
L is D
Vi C V0
S

- -

Şekil 5.2. Yükselten (boost) konvertörün yapısı

Yükselten konvertörlerde ortalama çıkış gerilimi ile anahtarlama oranı arasındaki


ilişki Eşitlik 5.2’de verilmiştir.

VO 1
= (5.2)
Vİ 1 − D

Şekil 5.3’te alçaltıcı-yükseltici (buck-boost) konvertörün yapısı verilmiştir.


Konvertörde, S anahtarı kapalı olduğu zaman bobin gerilimi, giriş gerilimine eşit
(VL=Vi) olmaktadır. Anahtar açık durumda iken bobin gerilimi çıkış gerilimine eşit
(VL=Vo) olmaktadır.

is
+ +
S iL D
+
Vi C V0
L VL
-
- -

Şekil 5.3. Alçaltıcı-Yükseltici (buck-boost) konvertörün yapısı

Alçaltıcı-Yükseltici konvertörlerde ortalama çıkış gerilimi ile anahtarlama oranı


arasındaki ilişki Eşitlik 5.3’te verilmiştir.
79

VO D
= (5.3)
Vİ 1 − D

Yapılacak sistemlerde güneş panellerinden elde edilen gerilim değerinin, sistemin


çıkışında istenilen gerilim değerinden az veya çok olması durumuna göre
belirlenecek konvertör tipi değişmektedir. Ayrıca seçilen konvertör tipine bağlı
olarak MPPT işlemi için kullanılacak olan anahtarlama stratejisi de değişmektedir.

5.2. Eviriciler (DA/AA Çeviriciler)

İnvertörler doğru akımı, alternatif akıma çevirmek için kullanılan elektronik


cihazlardır. Harici invertörler 12V veya 24V'luk bir akü bankasından aldıkları doğru
akımı 220V alternatif akıma çevirmek üzere kullanılırlar.

Senkronize invertörler ise bir güneş paneli veya rüzgâr türbini çıkışına bağlanarak
şebekeye enerji aktarma özelliğine sahiptirler. Eviriciler çıkış gücüne, çıkış dalga
özelliklerine ve yapı tasarımlarına göre gruplara ayrılırlar. Şu anda dünyada 100
Watt'tan 10 kW'a kadar farklı çıkış güçlerine sahip şebeke etkileşimli eviriciler
mevcuttur.

Çıkış dalga özelliklerine göre eviriciler, kare dalga, düzeltilmiş sinüs dalga ve tam
sinüs dalga olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Kare dalga ve düzeltilmiş sinüs dalga
(Modified Sinüs) eviriciler daha ekonomik olmalarına rağmen lazer printer ve
flüoresan lambalarda verim kaybına, müzik aletlerinde hışırtıya sebep olmaktadır.
Buna karşılık tam sinüs eviriciler şebeke ile aynı kalitede hatta çoğu zaman daha
yüksek kalitede çıkış verip hiçbir elektrikli aletin çalışmasında sorun
çıkarmamaktadır. Şebekeye enerji aktarabilmek için tam sinüs evirici kullanılması
gerekmektedir. Birçok motorlu alet ilk çalışma anında normal güç tüketiminin birkaç
katı güç çektiği için kullanılan evirici kısa süreler için bu güçte (Surge
Kapasitesi/Anlık Çekim Gücü) çalışma özelliğine sahip olmalıdır.
80

Eviriciler ürettikleri gerilim değerini elde etme yapılarına göre transformatörlü ve


trasformatörsüz olarak iki gruba ayrılırlar. Transformatörlü invertörler girişlerine
uygulanan düşük seviyeli DA gerilimi önce tam veya modifiye sinüs haline getirir,
daha sonra da elde edilen düşük değerli AA sinyali bir transformatörden geçirerek
istenilen AA gerilim seviyesine ulaştırırlar. Transformatörsüz invertörlerde ise giriş
gerilim seviyesi yaklaşık olarak çıkışta istenilen gerilime yakın olmak zorundadır. Bu
tür eviriciler daha hafif ve kullanışlı olmalarına rağmen, dezavantajları ise şebeke ile
galvanik izolasyon sağlamazlar ve şebekeye DA bileşen enjekte ederler.

Kullanılan eviricinin verimi de bir başka önemli parametredir. Aküden aldığı


enerjinin yüzde kaçını alternatif enerjiye çevirdiği verimi belirleyen unsurdur. Birçok
eviricinin üzerinde akü şarj cihazının da entegre edilmiş olması sayesinde güneş
panelleri ve rüzgar türbinleri veya şebeke direkt olarak akülerin şarjında kullanılır.
Transfer hızlarının oldukça iyi olmasından dolayı bu sistemler UPS olarak da
kullanılabilir. Bu uygulamalarda seçilen aküler uygun bir evirici vasıtası ile
şebekeden şarj edilirler, elektrik kesintisi başladığı zaman otomatik veya manuel
olarak devreye girerek evde veya işletmede istenilen elektrikli aletleri belirlenen
sürede kesintisiz olarak çalıştırırlar [71].

5.2.1. Yenilenebilir enerji uygulamalarında kullanılan eviriciler

Güneş enerjisi teknolojisi endüstriyel, ticari ve evsel kullanıma uygundur. PV


sistemler şebeke etkileşimli veya şebekeden ayrı güç sistemlerinde, elektrik
enerjisinin bulunmadığı uzak yerlerdeki telekomünikasyon altyapısı ve su
pompalama tesislerinde kullanılmaktadır.

Yakıt hücreleri son yıllarda popüler olmaya başlayan bir alternatif enerji kaynağıdır.
Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler. Yakıt pilinin plaka yüzeyi akım
şiddetini, plakaların seri bağlanması ise gerilimi etkiler. Birçok plakanın yan yana
bağlanması ile elde edilen sisteme stak (yığın) adı verilir. Staklar kendi aralarında
seri ve paralel bağlanmaları ile istenilen gerilim DA olarak elde edilir.
81

Rüzgâr türbinleri ürettikleri enerjinin maliyetinin klasik kaynaklardan merkezi


üretimle üretilen enerji maliyeti ile rekabet edebilir olması nedeniyle daha geniş
uygulama alanı bulmuştur.

Rüzgâr türbinleri DA veya AA elektrik üretebilmelerine rağmen, küçük güçlerde


türbinin ürettiği AA enerjinin önce doğrultulması ardından da eviriciler kullanılarak
AA enerjiye dönüştürülmesi tercih edilen bir yöntemdir. Yüklerin büyük kısmı ve
elektrik şebekesi AA olduğu için elde edilen bu DA elektrik enerjisinin AA’ya
dönüştürülmesi gerekir. Bu dönüşüm eviriciler ile yapılır. Yenilenebilir enerji
uygulamalarında üç farklı modda çalışan eviriciler kullanılabilir:

• Ada modu çalışan eviriciler


• Şebeke etkileşimli eviriciler
• Şebeke etkileşimli ve ada modu çalışan eviriciler

Ada modu çalışmada evirici yenilenebilir enerji kaynağının ürettiği DA elektrik


enerjisini AA’ya çevirir ve bununla sadece yükleri besler, şebekeye bağlantı söz
konusu değildir. Bu çalışma modunda genellikle gerilim kontrollü eviriciler
kullanılmaktadır. Enerjinin devamlılığı için genellikle bir akü grubu kullanılır [72].

Şebeke etkileşimli eviriciler şebeke ile paralel çalışmaktadırlar. Enerji kaynağının


ürettiği enerjiyi şebekeye aktarabilirler. İhtiyaçtan fazla olan enerjinin şebekeye
aktarılmasını imkân tanıdığından verimli bir çalışma sağlarlar. Şebeke etkileşimli
evirici sadece DA gerilimi AA gerilime çevirmekle kalmaz aynı zamanda şebeke
geriliminin frekansı ve genliği ile senkronize olarak çalışır. Ayrıca birim güç faktörü
için şebekeye enjekte ettiği akımın şebeke gerilimi ile aynı fazda olması ve akım
dalga şeklinin sinüs şeklinde olması gerekmektedir. Bununla ilgili uluslararası
standartlar yayınlanmıştır. Şebekeye enjekte edilen akımın dalga şekli ve fazı önemli
olduğundan genellikle akım kontrollü olarak tasarlanırlar.

Herhangi bir nedenle şebeke kesildiğinde elektrik adalarının ve neden oldukları


problemlerin oluşmasını engellemek için şebeke etkileşimli eviriciler durdurulurlar.
82

Ancak bazı uygulamalarda yüke kesintisiz enerji sağlamak için gerekli tedbirler
alınarak eviricinin çalışmasına devam etmesi sağlanır. Bunun için eviricinin yükün
enerjisini kesmeden şebeke etkileşimli çalışma durumundan ada modu çalışma
durumuna geçmesi gereklidir. Başka bir deyişle akım kontrollü çalışmadan gerilim
kontrollü çalışmaya geçmelidir.

Şebeke etkileşimli evirici, şebekeye bağlanacağından kuruluşlarının belirlediği


standartlara uyulmalıdır. Özellikle gelecekteki uluslararası standart (taslak
aşamasındaki) IEC61727 ve günümüzdeki standartlar EN61000-3-2, IEEE1547 ve
U.S. National Electrical Code (NEC)690 dikkate alınmalıdır. Bu standartlar güç
kalitesi, ada modunun tespiti, topraklama vb. gibi konularla ilgilidir [73].

IEEE ve IEC şebekeye enjekte edilen DA akımın maksimum kabul edilebilir


miktarına sınırlandırmalar getirmektedir. Bu sınırlandırmanın amacı dağıtım
transformatörlerinde oluşabilecek doymanın önüne geçmektir. Bununla beraber
sınırlar oldukça küçüktür (anma çıkış akımının %0,5 ve 1,0) ve bu küçük değerlerin
eviricideki uyartım devreleri ile tam olarak ölçülmesi zor olabilir. Bu geliştirilmiş
ölçüm devreleri veya evirici ile şebeke arasına hat frekanslı bir transformatör
eklenerek azaltılabilir. Bazı eviriciler, PV ve şebeke arasında galvanik izolasyonu
sağlamak için yüksek frekanslı DA/DA konvertörle bütünleşik transformatör
kullanırlar. Bu DA akım enjeksiyonu problemini çözmez ancak PV modüllerin
topraklanmasını kolaylaştırır.

NEC 690 standardı maksimum çıkış geriliminin 50V gibi belirli bir değere ulaşan PV
modüllerin topraklı ve toprak arızalarına karşı izlenen bir sistem olmasını gerektirir.
Sistem topraklaması, PV modülün negatif (veya pozitif) ucunun toprağa
bağlanmasını gerektirir. Bu, şebekenin faz-nötr uçlarına bağlanan bir fazlı eviricinin
zaten şebeke tarafında topraklı olması nedeniyle, pek çok yüksek güçlü
transformatörsüz sistem için sorun olabilir. Diğer elektrik idareleri elektriksel
izolasyonun olmaması durumunda sadece donanımın topraklanmasını isterler.
Donanımın topraklanması çerçevelerin ve diğer metalik parçaların toprağa
bağlanmasıdır.
83

Ayrıca eviriciler ada durumunu tespit edebilmeli ve insanları ve ekipmanı


koruyabilmek için uygun ölçümleri yapabilmelidir. Ada etkisi, herhangi bir arıza
veya kaza nedeniyle şebekenin kesilmesi durumunda eviricinin çalışmasına devam
etmesidir. Başka bir deyişle şebekenin kesilmesi sonucunda eviricinin yerel yükleri
beslemek zorunda kalmasıdır [73].

Şebeke etkileşimli eviriciler için ada modunun tespiti ve eviricinin ada modunda
çalışmasının önlenmesi önemli bir gereksinimdir. Fotovoltaik sistemler için anti-ada
modunu da kapsayan test standartları IEEE 929-2000 (Recommended Practice for
Utility Interface of Photovoltaic Systems) ile belirtilmiştir. IEEE 929 pek çok konuya
işaret etse de en önemli bölümleri normal olmayan şebeke koşullarında PV
eviricilerin tepkisini içeren güvenlik ve koruma fonksiyonları ile ilgili olanlardır. Bu
normal olmayan koşullar gerilim ve frekans değişimi ile istenmeyen elektrik
adalarının oluşmasına neden olan şebekenin kesilmesi durumlarıdır. IEEE 929’a göre
hangi durumlarda eviricinin şebekeden ayrılması gerektiği ve bunu en fazla ne kadar
zaman içinde yapması gerektiği Çizelge 5.1’de verilmiştir.

Yüksek gerilim rölesi, alçak gerilim rölesi, yüksek frekans rölesi ve alçak gerilim
rölesi bulunduran bir evirici temel ada modu tespit yeteneğine sahiptir. Gerilim
seviyesi veya frekans normal aralığın dışına çıkarsa şebekenin hatalı olduğu
düşünülür ve evirici durdurulur. Bununla beraber bu yöntemler kaynak-yük dengeli
olma durumunda şebeke kesilse dahi ada modunu tespit edemezler [74].

Çizelge 5.1. IEEE 929 standartlarına göre şebekeden ayrılma durumları ve zamanları

Şebeke Etkileşimli Çalışma İçin Gerilim ve Frekans Sınırları


Durum Gerilim Frekans Maks. Açma Zamanı
A 0,5 Vnom fnom 6 saykıl
B 0,5 Vnom<V<0,88 Vnom fnom 2 saniye
C 0,88 Vnom ≤ V ≤ 1,10 Vnom fnom -
D 1,10 Vnom<V<1,37 Vnom fnom 2 saniye
E 1,37 Vnom ≤ V fnom 2 saykıl
F Vnom f<fnom-0,7 Hz 6 saykıl
G Vnom f>fnom+0,5 Hz 6 saykıl
84

Tespit yeteneğini arttırmak için geliştirilen diğer yöntemlerden biride gerilim


harmoniklerinin izlenmesidir. Bu metot dağıtım transformatörlerinin doğrusal
olmayan karakteristiklerine dayanır. Güçlü bir gerilim kaynağı (şebeke) olmaz ise
evirici tarafından transformatöre enjekte edilen akım büyük gerilim harmoniklerine
neden olur. Harmonik seviyesi arttığında verimli biçimde ada modu tespit edilmiş
olur.

Faz atlama tespit yöntemi adı verilen başka bir yöntem evirici gerilimi ve akımı
arasındaki faz farkını izler. Şebeke etkileşimli çalışmada evirici akımı şebeke
gerilimi ile aynı fazdadır. Şebeke kesildiğinde ise evirici gerilimi ve akımı arasındaki
faz farkı yük tarafından belirlenir. Bu ani faz değişimi koruma devresini tetikler ve
evirici durdurulur. Ancak bu yöntem omik yük durumunda ada durumunu tespit
edemez. Bu yöntemlerin hepsi pasif yöntemlerdir. Evirici geriliminin izlenmesini
temel alırlar ve her yük durumu için başarılı değildirler. Bu nedenle aktif yöntemler
geliştirilmiştir [74].

Aktif yöntemlerden birisi evirici çıkış gücünü periyodik olarak değiştirmektir. Bu


kaynak-yük dengeli durumunda ada modunun tespitini amaçlar. Ancak bu metot güç
sistemindeki bütün eviriciler arasında zaman senkronizasyonu gerektirdiğinden
pratik değildir. Son zamanlarda bu problemin çözümü için frekans kaydırma
metotları incelenmeye başlanmıştır.

5.2.2. Evirici topolojilerinin sınıflandırılması

Evirici topoljileri güç işleme aşamalarının sayısına, güç dekuplaj kondansatörünün


yerine, transformatör kullanılıp kullanılmamasına ve şebeke arayüzünün tipine göre
sınıflandırılır.

Güç işleme aşaması sayısı: Güç işleme aşamalı eviriciler tek aşamalı ve çok aşamalı
eviriciler olarak gruplara ayrılabilirler. Şekil 5.4’te tek ve çok aşamalı eviriciler
görülmektedir.
85

DA

PV DA

ŞEBEKE ŞEBEKE ŞEBEKE


DA DA DA DA DA

PV AA DA AA DA AA
PV PV

(a) (b) (c)

Şekil 5.4. PV evirici tipleri a) Tek güç işleme aşamalı b) İki güç işleme aşamalı
c) Her PV modülün veya stringin ortak DA/AA eviriciye bağlı olan ayrı
DA/DA konvertörlere bağlanan iki güç işleme aşamalı evirici

Şekil 5.4(a)’da tek aşamalı evirici görülmektedir. Bu evirici MPPT, şebeke akımı
kontrolü ve eğer gerekli ise gerilim yükseltimi gibi bütün görevleri yerine
getirmelidir. Şekil 5.4(b)’de iki aşamalı evirici görülmektedir. Bu sistemde
maksimum güç takibi, yani istenirse gerilim yükseltimi DA/DA konvertör tarafından
gerçekleştirilmektedir. DA/AA eviricinin kontrol sistemine bağlı olarak DA/DA
konvertörün çıkışı saf DA gerilim olabildiği gibi çıkış akımı doğrultulmuş sinüs
dalgasını takip etmesi için modüle edilmiş de olabilir. İlk yöntemdeki DA/AA
evirici, PWM veya histeresis gibi yöntemler ile şebeke akımını kontrol eder. Diğer
çözümde DA/AA evirici doğrultulmuş akımı tam sinüse çevirmek için şebeke
frekansında anahtarlanırken akım kontrol görevini DA/DA konvertör yerine getirir.
Nominal güç düşük ise ikinci yöntemde yüksek verim elde edilebilir. Ancak eğer
nominal güç yüksekse şebeke etkileşimli eviricinin PWM kontrollü çalıştırılması
tavsiye edilir. Şekil 5.4(c)’de multi-string evirici için çözüm görülmektedir. Her
DA/DA konvertörün görevi MPPT ve eğer gerekli ise gerilim yükseltimidir. Bu
konvertörler şebeke akımını kontrol eden ortak DA/AA eviriciye bağlıdır. Bu yöntem
her PV modülün/stringin kontrolü daha iyi yapılabildiğinden faydalıdır [73].

Güç dekuplajı: Güç dekuplajı normalde elektrolitik kondansatör ile yapılır. Bu


eviricinin ömrünü belirleyen en önemli parçadır. Bu nedenle mümkün olduğu kadar
küçük olmasına çalışılmalı ve tercihen film kondansatörler kullanılmalıdır.
Kondansatörler Şekil 5.5’te görüldüğü gibi PV modüller ile paralel bağlanabildiği
gibi evirici aşamalarının arasındaki DA barasına bağlanabilir.
86

ŞEBEKE ŞEBEKE
DA DA DA

PV AA PV DA AA
CPV CPV CDC
(a) (b)
Şekil 5.5. Güç dekuplaj kondansatörünün değişik yerleşimi a) Tek aşamalı eviricide
kondansatör PV modül ile paralel bağlı b) Çok aşamalı eviricide
kondansatör hem PV modül ile paralel bağlı hem de DA linke bağlı

Dekuplaj kondansatörünün kapasitesi,

PPV
C= (5.4)
2 ⋅ wgrid ⋅ U C ⋅ uˆ C

ile hesaplanabilir. Burada PPV, PV modüllerin anma gücü, UC kondansatör


uçlarındaki gerilim ve û C ise rıpıl genliğidir.

5.2.3. Transformatörler ve bağlantı tipleri

Bazı eviriciler DA/DA konvertör veya DA/AA evirici bünyesinde yüksek frekanslı
transformatörler içerirlerken bazıları şebeke tarafında hat frekanslı transformatör
kullanırlar. Bazı eviriciler de Şekil 5.6’da gösterildiği gibi transformatör içermezler.
Hat frekanslı transformatörlerin ağırlık, boyut ve maliyetlerinin artmasından dolayı
modern eviricilerde yüksek frekanslı transformatörler kullanırlar.

ŞEBEKE ŞEBEKE
DA DA AA DA AA

AA AA AA PV AA DA
HFT YFT YFT

(a) (b) (c)

Şekil 5.6.Transformatörlü evirici örnekleri

Şekil 5.6.(a)’da verilen yapı, şebeke ile evirirci arasına hat frekanslı transformatör
(HFT) bağlı durumu göstermektedir. Bu tür bir bağlantı şebekeye DA akım enjekte
edilmesi problemini çözmektedir. Şekil 5.6. (b)’deki yapıda ise HF link şebeke
87

etkileşimli AA/AA eviriciye bütünleşik yüksek frekanslı transformatör (YFT) şekli


verilmektedir. Şekil 5.6. (c)’de ise DA-link PV modüle bağlı DA/DA konvertöre
gömülü YFT yapısı verilmektedir.

Transformatör, eviricilerde kullanıldığında bazı problemler ortaya çıkar. PV


modüllerin çıkış gerilimi 50V’un altında olduğunda sistemin topraklanması gerekli
değildir. Boost konvertörlerle gerilim verimli biçimde en fazla iki kat
arttırılabildiğinden PV modül gerilimi 23-45V aralığında olduğunda transformatör
kullanmadan gerilimi verimli bir şekilde yükseltmek zordur. Eviricinin hem giriş
hem de çıkışı topraklandığında normal köprü tipi evirici şebeke etkileşimli olarak
çalışamaz. Henüz hem giriş hem de çıkışında topraklanabilen, sadece birkaç yüksek
giriş gerilimli transformatörsüz topoloji bilinmektedir.

5.3. Aküler

Güneş ve rüzgâr enerjili elektrik sistemlerinde aküler güneş panellerinden ve rüzgâr


türbinlerinden gelen DA gerilimin depolanmasında kullanılırlar.

Coğrafi şartların ağır olduğu (yazın aşırı sıcak, kışın aşırı soğuk) yerlerde kurulan
güneş enerjili sistemlerde akülerin bu şartlara dayanıklı olarak seçilmesi
gerekmektedir. Sıcaklıklardaki aşırı artış veya düşüşler akünün depolama
kapasitesini ve derin deşarj durumları özelliklerini hızla yitirmelerine neden olur.

Güç ihtiyacı düşük uygulamalarda 12 V'luk tam bakımsız aküler kullanılmaktadır.


Daha büyük güç ihtiyaçlarında ve telekom sistemlerinde 2 V'luk sabit tesis
(stasyoner) özel güneş aküleri kullanılmaktadır. Her iki akü tipinin de ortak
özellikleri uzun ömürlü olmaları, gaz çıkışının olmaması veya minimum seviyede
tutulması, derin deşarj özelliği ve bunu yaklaşık olarak 300–1500 defa
tekrarlayabilme kabiliyeti, su ekleme ihtiyacının çok geniş zaman aralıkları
(minimum 1 yıl) içinde ortaya çıkması olarak özetlenebilir.
88

Akü bankasının büyüklüğü tam rüzgârsız ve güneşsiz arka arkaya gelen günlerde
sistemin kesintiye uğramayacağı şekilde tasarımlanır. Genelde 3 ile 6 gün arasında
verilen otonomi süresi sayesinde muhtemel bir arıza anında, bakım ve servis
çalışmaları sürecinde de bir kesinti yaşanmaz. Güneş panelleri ve rüzgâr türbinleri ile
aküler arasında mevcut kontrol üniteleri sayesinde aküler en uygun akım ve gerilim
kombinasyonu ile şarj edilmektedirler [75]. Ayrıca akülerin uygun invertörler ile
bağlanması ile elektrik kesintilerine karşı etkili UPS sistemleri oluşturulur.

5.3.1. Akü çeşitleri

Az bakımlı tüplü sabit tesis (OPzS) aküleri: Genel kurşun asitli sabit tesis akülerinin
teknolojik olarak geliştirilmiş biçimidir. Kullanıcı için yüzdürme gerilimiyle çalışma
sisteminde, minimum bakım ve düşük enerji maliyeti dikkate alınarak, özel şekilde
tasarlanarak üretilmişlerdir. Temel özelliği, düşük antimonlu kurşun alaşımı
nedeniyle kendi kendine deşarj az olması dolayısıyla su kaybını büyük ölçüde
azaltmış olmasıdır. Aktif maddeyi tutuşu ve şarj deşarj kabiliyeti aynı seviyededir.
Az bakımlı sabit tesis tüplü (OPzS) akümülatörleri; şeffaf, kutulu olarak imal
edilmektedir. Kapasiteleri 150–5000 amper saat arasında olmaktadır. Bu
akümülatörler aşağıda belirtilen alanlarda büyük avantaja sahiptirler.

Kolay montaj edilebilir ve tam şarjlı veya kuru şarjlı olarak sevk edilebilirler. Ucuz,
çabuk, emniyetli ve fazla eğitim istemeyen montaj özelliğine sahiptirler. Az bakım
gerektirirler. Normal yüzdürme şarjı altında 2–3 yıl veya daha fazla süre için saf su
ilavesi gerektirmezler. Şeffaf plastiklerde elektrolit seviyesini gösteren min/max
seviye çizgileri kutuların üzerindedir. Diğer kutular içinde bulunan hücreler için
elektrolit seviye gösterge buşonları vardır. Asit sızdırmazlar ve akıtmazlar.
Yapıştırarak monte edilmiş kapak ve özel şekilde yapılmış kapak buşonları sayesinde
dışarıya asit sıçrama ve sızması olmaz. Uzun ömürlüdürler. 1200–1500 şarj deşarj
işlemine dayanıklıdırlar. 10–15 yıl ve üzerinde ömürleri vardır. Bir saatten fazla
deşarj zamanı isteyen bütün alanlarda, diğer tiplere göre daha ekonomiktirler. Bu tip
akülerin yapı özellikleri sıralanacak olursa;
89

Pozitif Tüplü Plaklar: Pozitif plak ızgaraları kurşun antimon alaşımından belli
sayıdaki çabuklar ile bunları üstten birbirine bağlayan baradan oluşur. Bu çubuklara
birbirine örülü tüplerden oluşan tergal geçirilir. Her tüp yuvası kurşun çubuklarla iyi
temas edecek şekilde aktif madde ile doldurulur. Formasyon şarjında aktif madde
sıkı bir katı haline gelip, tüp çeperi ve kurşun çubuklarla bir bütün haline gelir.
Yüksek gözenekliliğe sahiptir. Elektrik iletimi için çubuklarla uygun bağlantısı
vardır. Elektrolit, aktif madde içinde ve tüpler arasında rahat hareket eder. Kullanılan
düşük dirençli ve uzun ömürlü polyester tüpler sayesinde pozitif aktif maddenin
dökülmesi problemi ortadan kalkmıştır.

Negatif Plaklar: Negatif plaklar, kurşun-antimon alaşımından özel tasarım yapılmış


ızgaraların yuvalarına basınç ile aktif madde sıvanmak suretiyle yapılır. Tüplü pozitif
plaklar ile aynı ömre sahiptirler.

Seperatörler: Mikro gözenekli seperatörler kullanılır. Aktif madde toplanmalarında


ve yıpranma sırasında iç kısa devre olmasını önler. Akım geçişini ve elektrolit
hareketini kolaylaştıran özelliktedirler.

Elektrolit: Sülfürik asidin saf su ile karışımından meydana gelen elektrolit tam şarjlı
durumda akümülatör içinde 20ºC'de 1,24 gr/cm3 yoğunluğundadır.

Hücre Kapları: Hücrelerin kapları yüksek kalitede şeffaf plastik veya ebonitten
yapılmaktadır.

Buşonlar: Özel şekilde tasarlanmış buşonlar sayesinde sıçrayan tüm asit zerrecikleri
hücre içine döner. Serbest hale geçen oksijen ve hidrojenin rahatça çıkışını sağlar.
Alev geçirmeme özellikleri vardır.

Hücre Çıkışları ve Bağlantıları: Hücre çıkışları kurşun - antimon alaşımından olup,


hücreler arası bağlantıların direnci, olabildiğince düşük olacak şekilde yapılarak
voltaj kayıpları önlenmiştir.
90

VRLA aküler: Bu tip akülerin teknik özellikleri sıralanacak olursa:


• Tamamıyla kapalı, bakımsız tiptir.
• Çok geniş bir ısı yelpazesinde çalışabilir.
• Özel alçak basınçlı emniyet valfleri ile teçhiz edilmiştir.
• Tampon şarjda ya da çoklu döngü şarjda çalışmaya müsaittir.
• Tamamen oksijen rekombinasyonuyla çalıştığından gaz sızdırmazlar.
• İç direnci düşük olup, rafta beklemede kayıpları son derece düşüktür. Yatay,
dikey herhangi bir pozisyonda çalıştırılabilir. Ters çevrilse bile asit sızdırmaz.
• Kullanılan özel kalsiyum alaşımlı ızgaralar uzun ömür ve yüksek performans
sağlar.
• Tampon şarjda 5 yılın üzerinde, çoklu döngülü çalışmada 1000 döngünün
üzerinde ömre sahiptir.
• Kullanılan özel "Glas Mat" seperatör sayesinde maksimum elektrolit ihtiva eder,
yüksek performans sağlar.
• Stasyoner tip’tir.

Kullanım alanları ise, alarm sistemleri, kontrol cihazları, telefon santralleri, kablolu
televizyon, haberleşme cihazları, kesintisiz güç kaynakları, yangın emniyet
sistemleri, yedek aydınlatma sistemleri, tıbbi cihazlar, denizcilik donanımları,
taşınabilir tv ve videolar, mikroişlemcili ofis makineleri, oyuncaklar, güneş enerji
sistemleri, telekomünikasyon cihazları vb.

Dryfit solar aküler (A600Solar): Dryfit Solar aküler Sonnenschein firmasının


geliştirmiş olduğu bir ürün olup, dryfit teknolojisinin getirdiği yüksek performanslı
yapıdadır. Solar akülerin döngü yetenekleri yüksek olup, derin deşarja dayanıklıdır.
Solar aküler şarj dışında ayrıca bakım gerektirmezler. Diğer dryfit aküler gibi ayrı bir
akü odası gerektirmezler ve şarj edilmeden 2 yıl 20 °C da stoklanabilirler. Jel
elektrolitli olduğundan sızdırma yapmazlar.
91

Uygulama örnekleri ise güneş enerjisiyle çalışan güç istasyonları, cadde


ışıklandırılması, telekomünikasyon sistemleri, deniz fenerleri, karavanlar, gemiler,
ölçü istasyonları, alarm sistemleri, vb.

5.4. Şarj Denetim Birimleri

Denetim birimlerini güneş, rüzgâr enerjili sistemlerin beyni olarak nitelendirmek


doğru bir yaklaşım olacaktır. Denetim birimlerinin başlıca fonksiyonları akülerin en
uygun şartlarda şarj ve deşarj edilmesi, sıcaklık ayarları, yıldırım kontrolü, farklı
koruma/sigorta sistemleri, merkeze farklı alarmları yollaması, rüzgâr türbinleri ve
güneş panellerinden gelen tüm verileri kaydetmesi ve opsiyonel bir modem aracılığı
ile istenilen merkeze yollaması olarak özetlenebilir [76].

Denetim birimlerinin amperajı güneş panellerinden gelecek maksimum akımın %25


fazlasını tolere edecek şekilde tasarlanmalıdır. Güneş panelleri genelde ilk 2–3 yıl
boyunca ortalama değerlerinin üzerinde üretim yaptıkları için bu sağlıklı bir sistem
tasarımı için çok önemlidir.

Bu denetim birimleri üzerindeki dijital göstergeler akü voltajı, birim hücre voltajı, o
anda üretilen elektrik miktarı gibi veriler okunabilmektedir. Denetim birimleri birçok
özellikleri kullanıcı tarafından değiştirilebilmektedir. Örneğin akü voltajının istenilen
voltaja geldiğinde şarjın kesilmesi, yine akü voltajının belli bir değerin altına
düşmesi durumunda verici sistemine zarar gelmemesi için yük bağlantısının otomatik
olarak kesilmesi ve voltaj yükseldiğinde yine otomatik olarak güç vermeye başlaması
gibi özellikler tanımlanabilmektedir.

Denetim birimlerine entegre edilen telsiz veya gsm modem vasıtası ile çalışan veri
transmisyonu sistemleri sayesinde okunan değerler merkez istasyona yollanırlar.
92

5.5. Diğer Sistem Bileşenleri

Sistem bileşenleri dışında sisteme destek veren bu bileşenler arasında diyotlar,


kablolama, bağlantı kesme elemanları, sigortalar, topraklama elemanları, aşırı
akımdan koruma elemanları ve montaj parçaları yer alır.

Bloklama diyotu, gündüzleri güneş panelleri üretim yaparken akımı geçirir, geceleri
ise ters yönde akıma engel olarak akülerin boşalmasını önler. Bypass diyotu ise
gölgelenme nedeniyle ya da modül yapısındaki başka bir sorundan dolayı açık devre
oluşması durumunda devreye girerek akımın kesintiye uğramasını önler.
93

6. TASARIM VE UYGULAMA

Bu tez çalışmasında, rüzgâr ve güneş enerjilerinin birlikte kullanıldığı bir hibrit


enerji santrali tasarlanarak uygulaması yapılmıştır. Bu sistemde rüzgâr türbini ve
güneş panellerinden elde edilen elektrik enerjisi aynı DA barada birleştirilerek ve
evirici yardımıyla yüke yönlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere iki adet
yükselten konvertör tasarlanmış ve uygulamaları tamamlanmıştır. Yedekleme
amacıyla konvertör çıkış gerilimiyle akü grubu şarj edilmektedir. Akü grubu şarj
edildikten sonra ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi şebeke ile paralel çalışabilen bir
evirici yardımıyla şebekeye verilmektedir. Böylece, tasarlanan sistem kesintisiz güç
kaynağı görevini de üstlenmektedir. Önemli diğer bir faydası ise, elektrik enerjisinin
ihtiyaçtan fazla olması halinde kullanıcının belirli bir dönem satıcı konumunda
olabilmesi ve ödenecek fatura bedelini azaltarak ekonomik katkı sağlayabilmesidir.

Uygulaması yapılan sistemde, rüzgâr türbininden ve güneş panellerinden elde edilen


elektrik enerjilerinin birleştirildiği konvertörler birbirleri ile paralel çalışabilecek
şekilde ve elde edilen çıkış gücünü devamlı olarak maksimum seviyede tutmak
amacıyla MPPT yapacak şekilde tasarlanmışlardır. Her iki konvertörde bir mikro
denetleyici üzerinden kontrol edilmekte ve sistemin akım ve gerilim bilgileri burada
değerlendirilmektedir. Hibrit sistemde güneş panellerinden en yüksek verimi
alabilmek için paneller güneşi takip edecek şekilde tasarlanmıştır. Güneş takip
sistemi olarak tek eksenli ve iki eksenli mekanik takip sistemleri hazırlanmış, bu
mekanik sistemlerin elektronik kontrolü ise hem dinamik takip, hem de
kararlaştırılmış takip sistemleri kullanılarak yapılmıştır. Güneş panellerinde ve
rüzgâr türbininde üretilen enerjileri veri olarak toplayabilmek ve bilgisayar üzerinden
sistemlere müdahale edebilmek amacıyla her iki sistem için birer kontrol devresi ve
bu devreleri bilgisayarla RS485 ve RS232 hatları üzerinden haberleştirecek devreler
tasarlanmıştır. Sistem bileşenlerinin bilgisayar üzerinden kontrolü için ise VISUAL
C# dilinde arayüzler tasarlanarak sistem 24 saat boyunca takip, kontrol ve kayıt
aşamalarında çalıştırılmaktadır. Ayrıca sistemin diğer parçaları olan evirici,
konvertör, akü şarj ünitesi, iletişim modülleri ve diğer elektronik devreler bir araya
94

getirilmiştir. Güneş ve rüzgâr ile ilgili olarak üç aylık bir süre için veri toplama
işlemi yapılmıştır.

6.1. Hibrit Enerji Sisteminin Uygulanması

Güneş ve rüzgâr enerjileri birlikte kullanılarak oluşturulan hibrit sistemin


uygulamasındaki işlem sırası aşağıda verilmiştir.

Uygulanan sistemin blok diyagramı Şekil 6.1’de verilmiştir. Öncelikle rüzgâr türbini
ve güneş panellerinin kurulacağı yer için araştırma yapılmış ve ilgili kurumlardan
veri toplanmıştır. Rüzgâr türbini ile güneş panelleri Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim
Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü B-Binası çevresine kurularak deney süresince
beslenecek yük bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Rüzgâr türbininden elde edilen üç
fazlı AA gerilim, bir üç fazlı köprü doğrultucu yardımıyla alternatör yapısının uygun
olması halinde yani yıldız noktası ayrılabilir ise aktif PFC (Power Factor Correction)
ile değilse köprü doğrultucu ve yükseltici konvertör yardımıyla DA gerilime
dönüştürülmektedir. Güneş panellerinden elde edilen enerjinin verimini artırmak
amacıyla güneş takip sistemi uygulanmaktadır. Güneş panellerinden ve üç fazlı
doğrultucudan elde edilen doğru gerilim yükseltici konvertörler yardımıyla ortak DA
baraya aktarılmaktadır. Buradaki ünitelerin akım, gerilim ve güç bilgileri de dikkate
alınarak, DA bara gerilimi sabit tutulmaktadır. Bu işlemi gerçekleştiren donanım
tasarlanmış ve mikro denetleyici yazılımı HI-TECH C dilinde hazırlanmıştır. Hem
DA baraya, hem de şebekeye bağlı şarj ünitesi yardımıyla akü grubu mikro
denetleyicinin kontrolü altında şarj edilmektedir. Akü grubundan veya yükseltici
konvertörlerden gelen enerji, şebekeyle ortak çalışabilen DA/AA evirici yardımıyla
AA gerilime dönüştürülerek yük beslenmektedir. Lokal alıcıların ihtiyacından fazla
enerji üretiliyor ve aküler şarjlı durumda ise, enerjinin tamamı şebekeye
aktarılmaktadır. Belirlenen çalışma süresince tüm akım, gerilim, rüzgâr enerjisi,
güneş enerjisi ve sayaç bilgileri saat ve gün bazında, hem sayaçlar hem de veri
kaydetme sistemi yardımıyla kaydedilerek ve sonuçlar rapor edilmektedir.
95

Akü
Grubu
Rüzgãr Türbini

Boost Konvertör1 invertör/Şarj cihazı


Sigorta

a f DC kWh kWh
G b AC PQ PQ

İzolasyon
Trafosu

g h i j k
Boost Konvertör2 Yükler

c
d
a. Rüzgãr Türbini Akım Algılayıcısı
b. Boost Konvertör1 PWM
c. Güneş Panelleri Akım Algılayıcısı
Güneş a b
Panelleri c Kontrol d. Boost Konvertör2 PWM
e Ünitesi d
e. Akü Grubu Akım Algılayıcısı
f
g h,i,j f. İnvertör Girişi Akım Algılayıcısı
k
g. İnvertör Sayacı kontrol
h. Anahtarlama Kontrolü
i. "
PC iletişimi
j. "
k. Şebeke Sayacı kontrol

Şekil 6.1. Tasarlanan hibrit enerji sisteminin blok şeması


96

6.2.Güneş Takip Sistemi Uygulaması

Bu çalışmada, güneş panellerinin elektrik enerjisi üretimi sırasında daha verimli


olabilmesi için üç ayrı güneş takip mekanizması tasarlanmıştır. Güneş takip
sistemlerinin her üçünde de 18F452 mikroişlemci ile kontrol edilebilmesi için
bilgisayar programı ve simülasyonu yapılmıştır. Güneş takip mekanizmasında güneş
panelleri ışığın en fazla olduğu yöne doğru dönüp gün boyunca ışığı takip
etmektedirler. Literatür taraması sırasında bu tip mekanizmaların sabit panelli
sistemlere göre % 30 ila %40 arası daha verimli olduğu belirlenmiştir [77]. Takip
sistemlerinin ilki 12 W gücünde bir güneş panelini iki eksenli olarak çalıştırmak ve
panelden elde edilen gerilim ve güneş açısı değerlerini bilgisayar ortamına kayıt
etmek amacıyla tasarlanmıştır. Uygulaması yapılan maketin görüntüsü Resim 6.1’de
verilmiştir.

Resim 6.1. Tasarlanan 12 W gücündeki takip sistemi

Maket ile bilgisayar arasındaki haberleşme RS232 iletişimi ile sağlanmıştır. Sistemde
güneş panelini hareket ettirebilmek için redüktörlü iki adet adım motoru
kullanılmıştır. Uygulaması yapılan sistemin bilgisayar ile haberleşme arayüz
97

programına dair görüntü Resim 6.2.(a)’da, kayıt edilen verilere ait program
görüntüsü ise Resim 6.2. (b)’de verilmiştir.

(a)

(b)

Resim 6.2. (a) İki eksenli güneş takip mekanizması arayüzü (b) Takip mekanizması
kayıt ekranı görüntüsü

Resim 6.2.’de görüldüğü gibi sistem panelin gerilim ve yatay-dikey açı değerleri
dakikalık olarak bilgisayar ortamına kayıt edilmektedir.

Tasarlanan ikinci güneş takip mekanizması 370W gücünde toplam iki paneli hareket
ettirecek şekilde tasarlanmıştır. İkinci uygulama da yine iki eksenli takip esasına
dayanmakta, aynı elektronik devreleri kullanmaktadır. İlk maket ile ikincisi
arasındaki fark ilkinin kayıt amaçlı kullanılması ikinci maketin ise daha büyük
gerilim ve güç değerlerine sahip olup konvertör, evirici ve haberleşme birimlerinin
98

çalıştırılmasına imkân sağlamasıdır. Tasarlanan iki eksenli takip mekanizmasına ait


görüntüler Resim 6.3.’te verilmiştir. Uygulanan sistem kendi ekseninde 360o, doğu
batı ekseninde de 170o hareket edebilmektedir.

Resim 6.3. 370W gücündeki iki eksenli takip mekanizması görüntüsü

Tasarlanan üçüncü güneş takip mekanizmasında ise 185W’lık 14 adet güneş paneli
kullanılmış ve toplam gücü 2600W’tır. Tasarlanan sistem büyük bir gövde yapısına
sahip olduğundan tek eksenli güneş takip mekanizması uygulanmıştır. Sistemin
öncelikle üç boyutlu simülasyonu ve mikroişlemci kontrollü devreleri tasarlanmıştır.
Sisteme ait 3D-MAX ile çizilmiş görüntüler Resim 6.4’te verilmiştir.
99

Resim 6.4 İki eksenli güneş takip mekanizması simülasyonu

Takip sisteminin için hazırlanan programda, güneş panellerinin çevresine


yerleştirilen iki adet sensörden alınan bilgiler değerlendirilmektedir. Bu bilgiler
doğrultusunda mikroişlemciye bağlı bir adet DA motor panelleri doğu-batı yönleri
doğrultusunda döndürmektedir. Sistem kuzey-güney doğrultusunda Ankara için en
uygun güneş açısı belirlenerek 32o açı ile sabit olarak yerleştirilmiştir. Devreye
panellerin hangi konumda olduklarını göstermek amacıyla 2X16 LCD display
bağlanmıştır. Yapılan sisteme ait blok diyagram Şekil 6.2’de verilmiştir.
100

Sinyal Denetleme ve

Mikro denetleyici
Sensör1

İşleme birimi
MAX SERİ
MAX
485 232
PORT PC
RS 232
Sensör2

Motor
Kontrol Motor
Sürücü
sinyali
Devresi

Şekil 6.2. Güneş takip mekanizması için tasarlanan sistemin blok diyagramı

Güneş takip mekanizmasının simülasyonu ve 2600 W gücündeki maketi


tamamlandıktan sonra, bu uygulamanın bilgisayarla haberleşebilmesi için gerekli
programlama ve elektronik devre çalışmaları yapılmıştır. Tasarlanan devredeki amaç
RS-485 ve seri port yardımıyla güneş panellerinin konum, akım ve gerilim
bilgilerinin bilgisayar ekranında görüntülenebilmesi ve ayrıca güneş takip
mekanizmasının kontrolüne bilgisayar üzerinden müdahale edilebilmesidir. Sistemin
bilgisayarla haberleşmesi için tasarlanan elektronik devreye ek olarak Visual Basic
programlama dilinde bir arayüz programı yapılmıştır. Sistemin bilgisayarla
haberleşmesi ve kontrolü için tasarlanan devrenin şeması Şekil 6.3’de verilmiştir.
101

Şekil 6.3. Sistemin kontrol ve seri port haberleşme devresi çizimleri

Takip sistemi ile ilgili kontrol devresinde panellerin konumu üç yöntemle kontrol
edilmektedir. Birinci yöntemde sistemin çalışması için bir zaman aralığı
belirlenmekte (sabah 06:15, akşam 19:45 arası), sistem bu saatler arasında aktif ve
ekranında “bekleme modu “yazmaktadır. Belirlenen saatler dışında ise sistem “gece
modu” durumundadır ve paneller hareketsizdir. Sabahleyin gece modundan bekleme
moduna geçileceği durumda sistem en doğuya kadar otomatik olarak döndürülmekte
ve oradan takip işlemine başlamaktadır. Sistem bekleme modunda çalışırken yine
butonlar aracılığı ile ayarlanan bir süre için beklemekte ve bekleme süresinin
sonunda güneşi sensörler aracılığı ile takip etmektedir. Bekleme süresi 1 ile 90
dakika aralığında ayarlanabilmektedir. Eğer güneş takip işlemi sırasında mekanik
sistem belirlenen bir süre içinde güneşi bulamaz ise ekranda “zaman aşımı” uyarısı
verilmekte ve sistem bir sonraki kontrol zamanını beklemektedir. Sistem üst üste üç
defa zaman aşımı uyarısı verirse, bilgisayar kontrollü sisteme bağlanmakta ve günün
belirtilen saatinde hangi konumda bulunması gerekli ise oraya yönlendirilmektedir.
102

İkinci kontrol yönteminde ise sistem bilgisayar aracılığı ile kontrol edilmektedir.
Bilgisayar kontrolünde sistem günün saatine bağlı olarak güneşin bulunması gereken
konuma otomatik olarak yönlendirilmektedir. Bu işlem için bilgisayara günlük güneş
açısı değerlerinin önceden girilmesi gerekmektedir.

Üçüncü kontrol yönteminde ise sistem el ile veya bilgisayardan butonlar aracılığı ile
kontrol edilmektedir. Bu uygulama sistemin arıza durumunda veya elle kontrolünün
gerektiği durumlarda uygulanmaktadır.

Güneş takip mekanizmasının (2600 W gücündeki) 14 adet güneş paneli ile yapılan
maketi üzerinde tasarlanan sistem ve programlar çalıştırılmaktadır. Uygulaması
yapılan maketin resmi Resim 6.5’de verilmiştir.

Resim 6.5. Uygulaması yapılan güneş takip mekanizmasının resmi

Güneş takip sistemi güneşi yatay eksende (doğu-batı) 130o açıyla takip
edebilmektedir. Panellerin hareketini sistemin üzerinde bulunan bir adet 24 Volt’luk
DA motor sağlamaktadır. Sistemin parçaları arasındaki iletişimi sağlayacak arabirim
kartının analog sinyalleri okuyup dijital sinyallere çeviren kısmı, ayrıca bu sinyalleri
bir mikro işlemci aracılığı ile LCD ekranda gösteren ayrıca okunan gerilim ve akım
103

değerlerine göre belirli röleleri çalıştırıp durdurabilen elektronik devreler


tasarlanarak uygulanmış ve mikroişlemci programları HI-TECH C programlama
dilinde yazılmıştır. Ayrıca sistemden okunan gerilim, akım sıcaklık diğer bilgilerin
bir program vasıtası ile bilgisayar ekranında görüntülenmesi işlemleri için bir arayüz
tasarlanmıştır. Tasarlanan program ile sistem tamamen bilgisayar kontrollü olarak
çalıştırılabilmekte ve izlenebilmektedir.

Güneş takip sistemlerindeki elektriksel ve mekanik uygulamalarda iki tür motor


kullanılmaktadır; bunlardan birincisi step motor (adım motoru), diğeri ise servo
motordur. Step motorla yapılan uygulama servo motorlu olana göre daha kolay ve
kontrolü basittir. Ancak step motorlar büyük güçlerde mevcut olmadıkları için belirli
bir büyüklüğe kadar yapılmaktadır. Büyük güçlü ve güneş paneli olarak sayısı fazla
olan uygulamalarda servo motorlar tercih edilmektedir.

6.3. Yükseltici (Boost) Konvertör Tasarımı

Uygulaması yapılan hibrit enerji sisteminde rüzgâr türbininden gelen elektrik enerjisi
ile güneş panellerinden gelen elektrik enerjisini aynı DA barada birleştirip sistemde
kullanılacak eviriciye gönderebilmek amacıyla iki adet birbirleriyle bağlantılı
çalışacak yükseltici konvertör tasarlanıp uygulaması tamamlanmıştır. Konvertörlerin
çalışması sırasında iki ayrı durum göz önünde bulundurularak sistem tasarımı ve
programlama yapılmaktadır.

Birinci durumda, iki konvertörün çıkışları aynı baraya bağlanacak ve bu bağlantı


sonucunda çıkış gerilim seviyesini sabit tutabilmek amacıyla her iki konvertörün
anahtarlama sinyalleri, birbirleri ile ilişkili ancak bağımsız olarak
değiştirilebilecektir. Bu uygulamanın MATLAB simülasyonundaki blok diyagramı
Şekil 6.4’de verilmiştir. Simülasyonda her iki konvertörün de çıkış gerilimlerinden
örnek alınarak PI denetleyicilere giriş yapılmış ve denetleyicide bu sinyaller bir
referans sinyali ile karşılaştırılarak çıkış gerilim seviyelerinin aynı değerde tutulması
sağlanmıştır.
104

Şekil 6.4. Yükselten konvertörün MATLAB simülasyonu

İkinci durumda ise; her iki konvertöre uygulanan gerilimlerin sonucunda konvertör
çıkışına her iki kaynaktan da maksimum güç transferi hedeflenmiştir. Burada amaç,
rüzgâr jeneratörü ile güneş panellerinin birlikte çalıştığı ;

• her iki kaynakta gerilim olması,


• rüzgâr jeneratöründe gerilim olup güneş panellerinde gerilim oluşmaması,
• güneş panellerinde gerilim varken rüzgâr jeneratörünün gerilim üretememesi,

durumlarında sistemden üretebilecek gücü maksimum değerde tutabilmektir.


Tasarlanan sistemde her iki konvertör birlikte çalıştırılarak MPPT yapılmaktadır.

Yükseltici konvertör uygulamasında sistemin girişinden ve çıkışından elde edilen


gerilim ve akım bilgileri mikro denetleyiciye gönderilmekte ve burada sistemin
çalışması için gerekli anahtarlama sinyali üretilmektedir. Konvertörün çalışması
sırasında elde edilen çıkış gücünün sistemin maksimum verimle çalışabilmesi için
105

sürekli olarak en yüksek seviyede olması gerekmektedir. Sistemin çıkış gücünün


sürekli olarak en yüksek seviyede tutulması işlemine “maksimum güç noktası takip
sistemi” (Maksimum Power Point Tracking) adı verilmektedir. Bu işlem sırasında
konvertörün girişinden okunan akım ve gerilim bilgileri mikro denetleyici tarafından
okunarak sistemin gücü hesaplanmakta, daha sonra giriş gerilim seviyesindeki artış
ya da azalmaya bağlı olarak konvertörün anahtarlama sinyalinin oranları
değiştirilerek çıkış akımı hep maksimum gücü elde edecek şekilde ayarlanmaktadır.
Maksimum güç takip sistemine ait akış diyagramı Şekil 6.5’te verilmiştir. Akış
diyagramında da görüldüğü gibi sistemde gücün değeri bir önceki değerine göre artış
gösteriyor ise giriş geriliminin de artıp artmadığı kontrol edilmekte. Eğer gerilim
değeri artıyorsa anahtarlama oranı azaltılmakta, gerilim azalıyorsa oran
artırılmaktadır. Güç değerinde bir önceki hesaplanan değere göre azalma var ise
tekrar gerilimin artışı kontrol edilmekte, eğer gerilim artıyor ise anahtarlama oranı bu
sefer arttırılmakta, gerilim azalıyor ise oran azaltılarak, sistemin gücü
ayarlanmaktadır. Eğer güç değerinde bir artma ya da azalma olmuyorsa, gerilimin
bir önceki değerine göre eşit olup olmadığı kontrol edilmektedir. Gerilim eşitse
sistem döngüden çıkmaktadır. Maksimum güç noktası takibi uygulamasında
konvertörün PWM anahtarlama oranları değiştirilirken kaynağın sağlayacağı
maksimum akım değerini geçmesi engellenmektedir. Bu nedenle PWM sinyalin
anahtarlama oranı %2 ile %49 arasında sınırlandırılmaktadır. Ayrıca yükseltici
konvertörün çıkışına bağlanacak olan eviricinin giriş gerilim ve güç değerlerini de
aşması istenmeyen bir durumdur. Bu koşullara bağlı kalarak sistem sürekli olarak
maksimum gücü elde etmek için konvertörün anahtarlama elemanına uygulanan
PWM sinyalin on-off olma sürelerini değiştirmektedir.
106

BAŞLA

TANIMLAMALARI YAP

MESAJ GERİLİM OKU VPV(n-1)


{GERİLİM SIFIR}

VPV(n-1)>0
HAYIR

EVET

PWM=%2duty

AKIM OKU IPV(n-1)

GÜCÜ HESAPLA
PPV(n-1) = VPV(n-1) x IPV(n-1)

duty = duty+1

DEĞER OKU
VPV(n), IPV(n)

GÜCÜ HESAPLA
PPV(n) = VPV(n) x IPV(n)

duty = duty+1 duty = duty-1

IPV(n) >IMAX
EVET

HAYIR

VOUT >VMAX
EVET

HAYIR

PPV(n-1) < PPV(n)


HAYIR EVET

DUR

Şekil 6.5. Maksimum güç takip sisteminin akış diyagramı


107

Maksimum güç noktası takip işlemi ve güneş panellerinin güneşi takip etme işlemleri
bir arada uygulandığı takdirde sistemin veriminin daha fazla olacağı deneysel
çalışmalar ve toplanan veriler yardımıyla belirlenmiştir. Sistemin bu kısmının da
programları HI-TEC C dilinde yazılmış ve 18F452 mikroişlemci kullanılmıştır.
Ayrıca konvertörün elektronik devresinin elemanları da temin edilerek sistem bir
araya getirilmiştir. Uygulaması yapılan yükseltici konvertöre ait sistemin şeması
Şekil 6.6’da verilmektedir.

C2 R2
L1

a D1 D3 c
D2 R1
G b e
C1
C3 d ÇIKIŞ

Konvertör 1
C5 R4
L2

Rüzgãr Türbini f D4 D6 h
D5 R3
g j C6 i
C4

Konvertör 2
Güneş
Panelleri
a. Konvertör1 giriş akımı algılayıcısı f. Konvertör2 giriş akımı algılayıcısı
b. Konvertör1 giriş gerilimi algılayıcısı g. Konvertör2 giriş gerilimi algılayıcısı
c. Konvertör1 çıkış akımı algılayıcısı h. Konvertör2 çıkış akımı algılayıcısı
d. Konvertör1 çıkış gerilimi algılayıcısı i. Konvertör2 çıkış gerilimi algılayıcısı
e. Boast Konvertör1 anahtarlama sinyali j. Boast Konvertör2 anahtarlama sinyali
Şekil 6.6. Yükseltici konvertörlere ait uygulama şekli

Uygulaması yapılan yükseltici konvertörde anahtarlama elemanı olarak 73 amper


300 Volt IXFK 73N30 MOSFET kullanılmış ve MOSFET’in anahtarlamasını
sağlamak amacıyla TC4429 tipi MOSFET sürücüsü kullanılmıştır. Devrede,
MOSFET üzerinde anahtarlama sırasında oluşan yüksek değerli pikleri önlemek
amacıyla, MOSFET’in uçlarına bir snubber devresi yerleştirilmiştir. Uygulaması
yapılan konvertörün resmi Resim 6.6’da verilmiştir.
108

Resim 6.6. Uygulaması yapılan yükseltici konvertör

MOSFET’in gate ucuna uygulanan sinyalin boşta ve maksimum yük akımı altındaki
eğrileri Şekil 6.7’de verilmiştir. Yükteki artış anahtarlama sinyalini çok fazla
etkilememektedir. Ölçümler sırasında 10X osilaskop probu kullanılmıştır.

(a) (b)

Şekil 6.7. Gate sinyalinin (a) boşta ve (b) maksimum akımdaki eğrileri

Konvertörün çalışması sırasında MOSFET sürücüye mikro denetleyici tarafından


gönderilen anahtarlama sinyalinin sistemden çekilen akım arttıkça bozulup,
konvertörün düzensiz çalışmasını engellemek amacıyla mikro denetleyici ile sürücü
devre arasına bir buffer devresi yaparak sinyal kuvvetlendirilmiştir. Konvertörün
109

çalışması sırasında MOSFET’in anahtarlama oranı minimum ve maksimum iken


uçlarında oluşan gerilim eğrileri Şekil 6.8’de verilmiştir.

(a) (b)

Şekil 6.8. MOSFET anahtarlama oranı (a) minimum ve (b) maksimum iken gerilim
eğrileri

Yapılan deneyler sırasında konvertörün girişine 110 V DA gerilim uygulanmış ve


konvertör çıkışından 180 V elde edilmiştir. Konvertörün çıkışında 1500 Watt’lık yük
varken ve çıkış seviyesi 180 V iken gerilimin üzerinde oluşan AA RMS dalgalanma
değeri 0,5 Volt seviyesinde olup, bu değer çıkış geriliminin % 0,4’ü kadar bir
değeridir. Bu değer, DIN 41773 standardına göre kabul edilebilir bir değerdir. Bu
standart’a göre akü şarj cihazı ve bunun gibi DA gerilim kaynaklarının çıkış
gerilimlerindeki dalgalanma seviyesi ± %1’i geçmemelidir. Elde edilen çıkış değeri
ile konvertörden kaliteli bir çıkış sinyali sağlanmıştır. Konvertör çıkış geriliminin ve
oluşan rıpıl değerinin eğrileri Şekil 6.9’da verilmiştir.
110

(a) (b)

Şekil 6.9. (a) Konvertör çıkış gerilimi (b) AA rıpıl değerinin gerilim eğrileri

Konvertörün giriş geriliminden bir gerilim bölücü vasıtasıyla alınan gerilim değeri ve
giriş akımından bir akım algılayıcı üzerinden okunan akım değerleri, yükselteç
devresinden geçirilerek mikro denetleyicinin giriş uçlarına yönlendirilmektedir.
Mikro denetleyiciye uygulanan giriş sinyalleri ile konvertörün akım ve gerilim
bilgileri değerlendirilerek, MOSFET’in anahtarlama oranları değiştirilmektedir.

6.4.Güneş ve Rüzgâr Sistemlerinin Montajı

Tasarlanan sistemde güneşten ve rüzgârdan elde edilen enerjileri, elektrik enerjisine


dönüştürmek amacıyla on dört (14) adet güneş panelinden oluşan 2600W gücünde
bir güneş takip mekanizması ve 2600W gücünde bir rüzgâr türbini temin edilmiştir.
Bu ekipmanların belirlenen yerlere montajı için öncelikle türbin için alınan direği
üretici firmasından verilen bilgiler doğrultusunda 5mX5mX5m ölçülerinde bir temel
çukuru açılarak içerisine iskelesi oluşturulmuş ve 26 m uzunluğundaki ve 4,5 ton
ağırlığındaki direği yere sabitlemek amacıyla oluşturulan beton kaide hazırlanmıştır.
Rüzgâr türbini’nin beton kaidesine ait resimler Resim 6.7’de verilmiştir.
111

Resim 6.7. Rüzgâr türbini için hazırlanan beton kaide ve temeli

Temeli tamamlanan rüzgâr türbini ve direği yerlerine bir vinç yardımıyla monte
edilmiştir. Sistemin yerine monte edilmesine dair resimler Resim 6.8’de verilmiştir.
Burada türbinin ürettiği enerji için 3x10 mm2 kesitindeki iletken ayrıca türbinin
yüksek hızlarda ve bakım sırasında frenlenmesini sağlayan halat direğin içinden
geçirilerek aşağıya indirilmiştir.

Resim 6.8. Rüzgâr türbini ve direğinin montajı

Rüzgâr türbininin yerleştirildiği alanın yakınına bir güneş takip mekanizması


yerleştirilmiştir. Mekanizma güneşi mevsimlere göre en iyi görebileceği ortalama açı
değeri hesaplanarak kuzey-güney doğrultusunda 32o açı ile ve doğu-batı ekseninde
112

güneşi otomatik olarak takip edecek şekilde yerleştirilmiştir. Resim 6.9’da güneş
takip mekanizmasının temel işlemleri ve yerleştirilmesine dair resimler verilmiştir.

Resim 6.9. Güneş takip mekanizmasının yerine yerleştirilmesi

Güneş ve rüzgâr ile ilgili sistemler yerlerine montaj edildikten sonraki aşamada
enerji iletim kabloları Elektrik bölümü B blok Mikroişlemci laboratuarındaki odaya
kadar çekilerek, sistemin diğer parçaları olan eviriciler, konvertörler ve akü şarj
cihazı buraya yerleştirilmiştir. Sistemin elektronik donanımlarının yerleştirilmiş
halleri Resim 6.10’da verilmiştir.

Resim 6.10. İnvertör ve kontrol ünitelerinin yerleşimi


113

Güneş ve rüzgârdan elde edilen enerjilerin kontrolü ile ilgili sistemde; ilk olarak
güneşten elde edilen DA enerji, rüzgârdan elde edilen 3 fazlı değişken frekanslı AA
enerji ve şebekenin enerjisi bir merkezde toplanmakta ve kumanda işlemleri bu
panoda yapılmaktadır. Resim 6.11’de kumanda ve kontrol panosu görülmektedir.

Resim 6.11. Kumanda panosunun ve iç bağlantısının görüntüsü

Bu panonun ön kısmına her bir enerji kaynağından elde edilen gerilimleri ve akımları
görmek amacıyla birer voltmetre ve ampermetre yerleştirilmiştir. Ayrıca rüzgâr
türbininden ve şebekeden gelen üç fazı ayrı ayrı görebilmek amacıyla birer voltmetre
komütatörü yerleştirilmiştir. Kumanda panosunun içinde ise eviricileri ve şarj
ünitesini devreye alıp çıkartma amacıyla kullanılan kontaktörler ve yüke iletilecek
olan enerji miktarını ölçme amaçlı olarak bir sayaç bulunmaktadır.

Rüzgârdan elde edilen 3 fazlı değişken frekanslı AA enerji kumanda panosunun


çıkışında bir doğrultucu yardımıyla DA gerilime çevrilmekte ve oradan konvertöre
iletilmektedir. Güneşten elde edilen DA gerilimde direkt olarak konvertöre
iletilmektedir. Burada kullanılan konvertörlerin amacı daha önceki bölümde de
114

belirtildiği gibi güneş ve rüzgâr enerjilerinden elde edilen gerilimleri eviricilerin giriş
gerilim aralığında tutabilmektir.

Bağlantı kutusunda konvertörlere veya istenirse direkt olarak eviricilere


yönlendirilen enerji güneş ve rüzgâr sistemleri için ayrı birer eviriciye giriş
yapılmaktadır. Güneş enerjisi sistemi için 3300W’lık SMA Sunny Boy 3300 modeli
ve rüzgâr enerjisi içinde 2500W’lık SMA Wind Boy 2500 modeli eviriciler
kullanılmaktadır. Resim 6.12. ve Resim 6.13’de güneş ve rüzgâr için belirtilen
eviriciler görülmektedir.

Resim 6.12. Sunny Boy 3300 evirici ön ve iç görüntüsü

Resim 6.13. Windy Boy 2500 evirici ön ve iç görüntüsü

İnvertörlerin çıkışlarından elde edilen gerilim istenirse direkt olarak yüke aktarılacak
istenirse akü şarj cihazına yönlendirilecek şekilde bağlantısı yapılmıştır.
İnvertörlerden elde edilen 220 V 50 Hz. gerilim, SMA Sunny Island 4500 modeli bir
115

şarj kontrolöre yönlendirilmektedir. Şarj ünitesinin resmi Resim 6.14’te verilmiştir.


Şarj ünitesinin çıkışı ise yüke yönlendirilmektedir. Ayrıca 10 adet 12 V 100 Ah’lik
akü, akü şarj ünitesine bağlanmıştır.

Resim 6.14. Akü şarj ünitesi görüntüsü

Sistem parçaları bir araya getirildikten sonra eviricilerin ve şarj cihazının arasındaki
haberleşmeyi kontrol etmek ve elde edilen akım gerilim ve güç değerlerini bilgisayar
ortamına aktarmak amacıyla kullanılan bir ünite mevcuttur. Bu cihaz, eviriciler ve
şarj cihazını 1200 m mesafede algılayabilen RS485 bağlantısına sahip “Control Plus”
adı verilen haberleşme ünitesidir. Haberleşme ünitesinin görüntüsü Resim 6.15’te
verilmiştir.
116

Resim 6.15. RS485 Haberleşme ünitesi

6.5.Haberleşme Arayüz Programının Tasarımı

Hibrit enerji sisteminde kullanılan diğer bir kontrol ünitesi ise, güneş takip
mekanizmasının konum bilgisini, panellerden elde edilen gerilim ve çekilen akımı,
RS485 yardımıyla bilgisayara kaydedebilen, ayrıca takip sisteminin doğu-batı
doğrultusunda farklı stratejiler uygulanarak döndürülmesini sağlayan arabirimdir. Bu
arabirimde güneş takip sistemi istenirse güneşi takip eden sensörler yardımıyla veya
bilgisayar kontrollü olarak kumanda edilebilmektedir. Acil durumlarda sistemin el ile
kumandası da mümkün olmaktadır. Tasarlanan kontrol ünitesi ve haberleşme
biriminin görüntüsü Resim 6.16’da verilmiştir.
117

Resim 6.16. Güneş takip sistemi kontrol ve haberleşme üniteleri

Tasarlanıp uygulanan kontrol ve haberleşme devrelerinin bilgisayarla kontrolü ve


bilgilerin elektronik ortama kayıt edilmesi amacıyla VISUAL C# programlama
dilinde bir arayüz tasarlanmıştır. Tasarlanan arayüzde, güneş panelleri kontrol
edilebilmekte ayrıca rüzgâr türbininden ve güneş panellerinden gelen akım ve
gerilim bilgileri kaydedilmektedir. Tasarlanan arayüzün görüntüleri Resim 6.17’de
verilmiştir.

Resim 6.17. Kontrol arayüz görüntüsü

Kontrol birimlerinden elde edilen rüzgâr türbinine ait akım, gerilim ve hız bilgileri
ayrıca güneş panellerine ait akım, gerilim ve konum bilgileri bilgisayar ortamına
kaydedilmektedir. Kaydedilen dosyalar günlük olarak aynı program aracılığı ile
grafik olarak görüntülenmektedir. Rüzgâr türbini ile ilgili olarak 03.03.2007
118

tarihinde türbin geriliminin doğrultucu çıkışına bağlanan 800 W yük altındaki


değişim eğrisi Resim 6.18’de verilmiştir.

Resim 6.18. Rüzgâr türbininden elde edilen enerjinin grafik olarak görüntüsü

Ayrıca sisteme bilgisayar üzerinden bağlanacak olan bir web kamerası aracılığı ile
güneş panelinin görüntüsü bilgisayar ortamında görülebilmektedir. Görüntüyü
alabilmek amacıyla arayüz üzerindeki “Kamera Aktif” butonuna basıldığında
panellerin konumu görüntülenebilmektedir. Yapılan elektronik devreler yardımıyla
ve evirici ünitelerinin kontrol birimi aracılığıyla bu sistem kontrol-kayıt işlemini
yapabilmektedir.
119

7. DENEYSEL ÇALIŞMA SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Çalışmada gerçekleştirilen hibrit sistemde, güneş enerjisi sistemi için DA ve AA


olmak üzere akım, gerilim, güç ve güneş paneli pozisyonu ölçülmüştür. Rüzgâr
enerjisi sistemi için ise DA ve AA olmak üzere akım, gerilim ve güç değerleri
ölçülmüştür. Her iki sistemde saatlik, günlük ve aylık olarak değerler bilgisayar
ortamına kaydedilmiştir. Bu bölümde ölçülen değerler ile ilgili olarak çizdirilen
eğriler verilmiş ve sistemin çalışmasının değerlendirmesi yapılmıştır.

Hibrit sistemin çalışması sırasında uygulaması yapılan kayıt cihazları yardımıyla her
15 dakikada bir olmak üzere günlük veriler toplanmıştır. Bu veriler güneş panelleri
için güneş doğduğu andan batıncaya kadar olan sürede, rüzgâr türbini için ise türbin
elektrik üretmeye başladığı andan itibaren kayıt yapacak şekilde tasarlanmıştır. Elde
edilen veriler günlük Excel dosyaları olarak bilgisayar ortamına kayıt edilmektedir.
Sistemin faaliyete geçtiği 02.03.2007 tarihinden 15.06.2007 tarihine kadar yapılan
kayıtlar arasından seçilen birkaç günlük değerler sırasıyla aşağıda değerlendirilmiştir.

Şekil 7.1 ile Şekil 7.5 arasında 17/03/2007 günü elde edilen veriler yardımıyla
çizdirilen eğriler görülmektedir. Şekil 7.1’de güneş panelleri için günlük güç
değerleri eğrisi görülmektedir. Paneller sabah saat 06.00 ile akşam saat 18.00
arasında enerji üretmekte olup, en yüksek güç değeri 2150 W olarak ölçülmüştür.
Güneş panelleri için uygulanan güneş takip sistemi bu ölçümler sırasında devrede
olduğu için, şekilde de görüldüğü gibi saat 08.00 ile saat 16.00 arasında sekiz saat
süresince panellerin gücü maksimum seviyededir. Güneş takip sisteminin
çalıştırılmadığı günlerde ise güç eğrisi bu şekilde oluşmamaktadır.
120

Güç-Zaman Eğrisi
2500

2000
Güç (W)

1500

1000

500

0
6 8 10 12 14 16 18
Zaman (saat)

Şekil 7.1. 17/03/2007 gününde ölçülen güneş paneli güç değerleri

Şekil 7.2’de ise güneş panellerinden elde edilen DA gerilim ile şebeke çıkışının
birlikte olduğu eğri görülmektedir. Eğride güneş panellerinden elde edilen DA
gerilim gün içerisinde 220 V ile 340 V arasında değişim göstermektedir. Panellerdeki
gerilim seviyesindeki bu değişiklik konvertör aracılığı ile sürekli aynı seviyede
tutulmakta olup, DA/AA evirici girişine sürekli maksimum seviyede DA gerilim
uygulanmaktadır.

Gerilim - Zaman Eğrisi


340
VAC
VPV
320

300
Gerilim (V)

280

260

240

220
6 8 10 12 14 16 18
Zaman (saat)

Şekil 7.2. 17/03/2007 gününde ölçülen güneş paneli DA gerilim ve invertör çıkışı
AA gerilim değerleri
121

Şekil 7.3’te ise aynı gün için panellerden çekilen DA akım ile evirici çıkışındaki AA
akımın karşılaştırılması verilmiştir. Panellerden çekilen akım değeri gün içerisinde 8
A değerine kadar ulaşmaktadır.

Akim - Zaman Eğrisi


10
I AC
9 I PV

8
7
Akim (A)

6
5
4
3
2
1
0
6 8 10 12 14 16 18
Zaman (saat)

Şekil 7.3. 17/03/2007 gününde ölçülen panel akımı ve evirici çıkış akımı değerleri

Güç - Zaman Eğrisi


2000
P1
1800 P2
1600
1400
Güç (W)

1200
1000
Takip sitemi
800
devre dışı
600
400
200
0
4 6 8 10 12 14 16 18 20
Zaman (saat)

Şekil 7.4. Güneş takip sisteminin devrede olduğu ve sistemden çıkarıldığı


durumlardaki güç eğrileri

Güneş panellerinden elde edilen gücün günün her saatinde maksimum seviyede
tutulması için 2600 W gücündeki sisteme güneş takip mekanizması uygulanmıştır.
Şekil 7.4’te gün boyunca güneş takip sisteminin devrede olduğu ve devreden
çıkarılarak belirli aralıklarla yapılan ölçümler sonucunda elde edilen güç değerlerine
122

ait eğriler verilmiştir. Şekilden de görüldüğü gibi takip sistemi devrede iken
panellerin ürettiği güç daha yüksektir. Bir günlük ölçümler kıyaslandığında,
panellerin güneşi takip ettiği durumdaki üretilen toplam enerji 17,248 kWh, paneller
sabit iken üretilen toplam enerjinin 11,862 kWh olduğu görülmüştür. Bu ölçümler,
güneş takip sisteminin panellerin ürettiği gücü %45 oranında arttırdığını
göstermektedir.

Şekil 7.5’de aynı gün için rüzgar türbininden elde edilen akım değerleri
görülmektedir. Rüzgar türbini ile birlikte çalışan eviricinin şebekeye bağlanma
işleminin sürekli olarak 280 V ve üzerinde sabit gerilim değerleri gerektirmesinden
dolayı Şekil 7.5’de görüldüğü gibi gün içerisinde iki defa şebekeye bağlantı
gerçekleştirilebilmiştir.

Rüzgar Türbini Akım -Zaman Eğrisi


400
IAC
350 IPV

300
Akım (mA)

250

200

150

100

50

0
0 5 10 15 20
Zaman (saat)

Şekil 7.5. 17/03/2007 günü için rüzgar türbini akım değerleri

Şekil 7.6’da ise rüzgar türbininin DA gerilim değişimi ve AA invertör çıkışı değerleri
görülmektedir. Rüzgâr türbininden elde edilen gerilim değeri gün içerisinde çok fazla
değişkenlik göstermektedir. Türbin çıkışında doğrultulan değişken DA gerilim
konvertör aracılığı ile sabit bir seviyede tutularak invertör girişine uygulanmaktadır.
123

Rüzgar Türbini Gerilim - Zaman Eğrisi


300
V AC
280 V PV

260
240
Gerilim (V)

220

200

180

160
140

120

100
0 5 10 15 20
Zaman (saat)

Şekil 7.6. 17/03/2007 günü için rüzgar türbini gerilim ve şebeke gerilim eğrisi

Şekil 7.7’de ise güneş panellerinden elde edilen değerler arasından seçilmiş olan beş
günlük panel gerilimi-şebeke gerilimi ve panel akımı-invertör çıkış akımı arasındaki
değişimi gösteren değerler verilmiştir. Belirtilen tarihler arasında güneş takip işlemi
yapılmamış olup sadece sistemin MPPT yapması deneyi gerçekleştirilmiştir. Güneş
takip sistemi devrede iken günlük enerji üretim değeri 17 kWh iken, güneş takip
sisteminin devrede olmadığı günlerde enerji değerinin 14 kWh’i geçmediği
görülmüştür. Güneş takip sisteminin çalıştığı duruma göre enerji üretim veriminin
düştüğü belirlenmiştir. Eğrilerden de görüleceği gibi güneş panelleri havanın bulutlu
olması veya güneşin konumuna göre pozisyon değiştiremedikleri için değerler belirli
noktalarda düşüş göstermiştir.
124

09/05/2007 Gerilim-Zaman Eğrisi 09/05/2007 Akım-Zaman Eğrisi


340 8
VAC
VPV IAC
320 7 IPV

6
300
5
Gerilim (V)

Akım (A)
280 4

260 3

2
240
1
220 0
5 10 15 20 5 10 15 20
Zaman (saat) Zaman (saat)

09/05/2007 Gerilim-Zaman 09/05/2007 Akım-Zaman


10/05/2007 Gerilim-Zaman Eğrisi 10/05/2007 Akım-Zaman Eğrisi
340 8
VAC IAC
VPV 7 IPV
320
6
300
Gerilim (V)

Akım (A)
5

280 4

3
260
2
240 1

0
220 5 10 15 20
5 10 15 20 Zaman (saat)
Zaman (saat)

10/05/2007 Gerilim-Zaman 10/05/2007 Akım-Zaman


11/05/2007 Gerilim-Zaman Eğrisi 11/05/2007 Akım-Zaman Eğrisi
340 9
VAC IAC
320 V PV 8 IPV

300 7
6
280
Gerilim (V)

Akım (A)

5
260
4
240
3
220
2
200
1
180
5 10 15 20 0
Zaman (saat) 5 10 15 20
Zaman (saat)

11/05/2007 Gerilim-Zaman 11/05/2007 Akım-Zaman


Gerilim - Zaman Eğrisi Akim - Zaman Eğrisi
340 8
IAC
V AC 7 I PV
320 VPV

300 6
Gerilim (V)

280 5
Akim (A)

260 4

240 3

220 2

200 1

180 0
4 6 8 10 12 14 16 18 20 4 6 8 10 12 14 16 18 20
Zaman (saat)
Zaman (saat)

12/05/2007 Gerilim-Zaman 12/05/2007 Akım-Zaman


Gerilim - Zaman Eğrisi Akim - Zaman Eğrisi
340 8
VAC IAC
320 VPV 7 I PV

300 6
Gerilim (V)

280 5
Akim (A)

260 4

3
240
2
220
1
200
4 6 8 10 12 14 16 18 20 0
Zaman (saat) 4 6 8 10 12 14 16 18 20
Zaman (saat)

13/05/2007 Gerilim-Zaman 13/05/2007 Akım-Zaman

Şekil 7.7. Beş günlük süre için güneş paneli gerilim ve akım değerleri
125

Şekil 7.8. ile Şekil 7.9’da ise Fluke 43B power qaulity analyser ile güneş paneli ve
rüzgar türbini sistemlerinin evirici çıkışlarında ölçülen akım, gerilim ve harmonik
sinyalleri gösterilmektedir.

Şekil 7.8 (a)’da rüzgar türbinin devrede iken evirici çıkışının akım-gerilim çıkışları,
(b)’de güç eğrileri (c)’de ise gerilim harmoniği değeri görülmektedir. Evirici bağlı
iken bağlantı noktasındaki gerilim THD’si % 2,7 dir. Türkiye’de şebeke üzerinde %
2-3 civarında gerilim harmoniği bulunmaktadır. Görüldüğü gibi şebekeye bağlanan
sistem, şebeke gerilimi üzerinde olumsuz bir etkiye neden olmamaktadır.

(a) (b) (c)


Şekil 7.8. Rüzgar türbini gerilim, akım, güç ve harmonik değerleri

Şekil 7.9 (a)’da güneş paneli ve rüzgar türbinin devrede iken evirici çıkışının akım-
gerilim çıkışları, (b)’de güç eğrileri (c)’de ise akım harmoniği değeri görülmektedir.

(a) (b) (c)


Şekil 7.9. Güneş paneli ve rüzgar türbini birlikte çalışırken gerilim, akım, güç ve
harmonik değerleri
126

Şekil 7.9 (c)’de görüldüğü gibi şebeke harmoniği değeri % 3,5 seviyesindedir. Bu
değer için uluslararası standartlarda %5’e kadar izin verilmektedir. Şekilden de
görüleceği gibi sistemin akım harmonikleri standartlarda belirtilen limitlerin altında
çalışmaktadır. Rüzgâr türbini devrede iken rüzgâr hızındaki değişime bağlı olarak hız
azaldıkça gerilim seviyesi ve dolayısıyla çıkış gücü düşmekte ve harmonik oranı
artmaktadır. Şekil 7.10’da rüzgâr türbininin değişken hızlarda iken akım harmoniği
değerleri verilmiştir. İnvertördeki giriş gerilimi ve giriş gücü değerleri Şekil 7.10
(a)’da 376 V güç 920 W, (b)’de 329 V güç 500 W, (c)’de ise 280 V güç 92 W olarak
ölçülmüştür.

(a) (b) (c)

Şekil 7.10. Rüzgâr türbini için değişik rüzgâr hızlarında akım harmonik değerleri

Ölçümlerden de görüldüğü gibi türbin gerilimi 280V iken evirici çıkış akımındaki
toplam harmonik bozulumu %27,7 olmaktadır. Türbinin ürettiği gerilim seviyesinin
belirli bir değerin altına düşmesi durumunda evirici otomatik olarak şebekeden
ayrılmakta ve sisteme zararlı bir etki olmasını engellenmektedir.
127

8. SONUÇ VE ÖNERİLER

Kullanım kolaylığı ve temizliği nedeniyle diğer enerji kaynaklarına göre elektrik


enerjisinin enerji tüketimi içerisindeki payı her geçen yıl artmaktadır. Planlama
yapılırken enerjinin ucuzluğu, talebi karşılaması, üretimin güvenilir olması, sürekli,
kaliteli ve çevre dostu olması gerekmektedir. Enerji ihtiyacının temininde genellikle
kömür, petrol, doğalgaz gibi yakıtlar kullanılmaktadır. Ancak bu yakıtların yakın bir
gelecekte tükenecek olması mutlak bir gerçektir. Sanayileşmenin belli yörelerde
yoğunlaşması sonucunda da fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan çevre
kirliliği artmaktadır. Kirliliği önleme amaçlı yenilenebilir enerji kaynaklarından olan
güneş ve rüzgâr enerjilerinden enerji üretiminin değişik sektörlerde uygulanabilmesi
için araştırmalar sürdürülmektedir. Bu tez çalışmasında literatürdeki alternatif enerji
kaynaklarından elektrik enerjisi üretim çalışmalarına yeni bir örnek uygulama
gerçekleştirilerek mevcut çalışmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır.

Bu tez çalışmasında hibrit alternatif enerji kaynaklarının değişik sektörlerde


yaygınlaştırabilmek için rüzgâr ve güneş enerjilerinin birlikte kullanıldığı hibrit
enerji santrali tasarlanmış ve şebekeyle paralel çalışabilen bir uygulama
gerçekleştirilmiştir. Bu sistemde rüzgâr türbini ve güneş panellerinden elde edilen
elektrik enerjisi aynı DA barada birleştirilmiş ve evirici yardımıyla yüke
yönlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere iki adet yükselten konvertör tasarlanmış
ve uygulamaları tamamlanmıştır. Konvertör çıkış gerilimiyle yedekleme amacıyla
akü grubu şarj edilmektedir. Akü grubu şarj edildikten sonra ihtiyaç fazlası elektrik
enerjisi şebeke ile paralel çalışabilen bir evirici yardımıyla şebekeye verilmektedir.
Böylece, tasarlanan sistem kesintisiz güç kaynağı görevini de üstlenmektedir. Önemli
bir diğer faydası ise, elektrik enerjisinin ihtiyaçtan fazla olması halinde kullanıcının
belirli bir dönem satıcı konumunda olabilmesi ve ödenecek fatura bedelini azaltarak
ekonomik katkı sağlanabilmesidir.

Gerçekleştirilen tasarımın daha kaliteli ve verimli olabilmesi için 12 W, 370 W ve


2600 W olmak üzere üç ayrı güçte güneş takip mekanizması tasarlanmıştır. Güneş
takip sistemlerinin her üçünde de 18F452 mikroişlemci ile kontrol edilebilmesi için
128

bilgisayar programı ve simülasyonu yapılmıştır. Güneş takip mekanizmasında güneş


panelleri ışığın en fazla olduğu yöne doğru dönüp gün boyunca ışığı takip
etmektedirler. Uygulama çalışmaları sonucunda güneş takip mekanizmaları ile elde
edilen enerjinin, sabit panelli sistemlere göre % 45 daha verimli olduğu tespit
edilmiştir.

İlk tasarlanan güneş takip mekanizması, 12 W gücünde bir güneş panelini iki eksenli
olarak çalıştırmak ve panelden elde edilen gerilim ve güneş açısı değerlerini
bilgisayar ortamına kayıt etmek amacıyla tasarlanmıştır. panel ile bilgisayar
arasındaki haberleşme RS232 iletişimi ile sağlanmıştır. Sistemde güneş panelini
hareket ettirebilmek için redüktörlü iki adet 10 W adım motoru kullanılmıştır. Sistem
panelin gerilim ve yatay-dikey açı değerleri dakikalık olarak bilgisayar ortamına
kayıt edilmektedir.

İkinci güneş takip mekanizması, 370W gücünde toplam iki paneli hareket ettirecek
şekilde tasarlanmıştır. İkinci uygulama da yine iki eksenli takip esasına dayanmakta,
aynı elektronik devreleri kullanmaktadır. İlk maket ile ikincisi arasındaki fark ilkinin
kayıt amaçlı kullanılması ikinci maketin ise daha büyük gerilim ve güç değerlerine
sahip olup konvertör, evirici ve haberleşme birimlerinin çalıştırılmasına imkân
sağlamasıdır. Uygulanan sistem kendi ekseninde 360o, doğu batı ekseninde de 170o
hareket edebilmektedir.

Üçüncü güneş takip mekanizmasında ise 185W’lık 14 adet güneş paneli kullanılmış
ve toplam gücü 2600W olarak tasarlanmıştır. Tasarlanan sistem büyük bir gövde
yapısına sahip olduğundan tek eksenli güneş takip mekanizması uygulanmıştır.
Sistemin öncelikle üç boyutlu simülasyonu ve mikroişlemci kontrollü devreleri
tasarlanmıştır. Takip sistemi için hazırlanan programda, güneş panellerinin çevresine
yerleştirilen iki adet sensörden alınan bilgiler değerlendirilmektedir. Mikroişlemci ile
kontrol edilen bir adet DA motor, bu bilgiler doğrultusunda panelleri doğu-batı
yönleri doğrultusunda döndürmektedir. Sistem kuzey-güney doğrultusunda Ankara
için en uygun güneş açısı belirlenerek 32o açı ile sabit olarak yerleştirilmiştir.
Devreye panellerin hangi konumda olduklarını göstermek amacıyla LCD ekran
129

bağlanmıştır. Güneş takip mekanizmasının simülasyonu ve 2600 W gücündeki


maketi tamamlandıktan sonra, bu uygulamanın bilgisayarla haberleşebilmesi için
gerekli programlama ve elektronik devre çalışmaları yapılmıştır. Tasarlanan
devredeki amaç RS-485 ve seri port yardımıyla güneş panellerinin konum, akım ve
gerilim bilgilerinin bilgisayar ekranında görüntülenebilmesi ve ayrıca güneş takip
mekanizmasının kontrolüne bilgisayar üzerinden müdahale edilebilmesidir. Sistemin
bilgisayarla haberleşmesi için tasarlanan elektronik devreye ek olarak VISUAL
BASIC programlama dilinde bir arayüz programı yapılmıştır. Güneş takip sistemi
güneşi yatay eksende (doğu-batı) 130o açıyla takip edebilmektedir. Panellerin
hareketini sistemin üzerinde bulunan bir adet 24 Volt’luk DA motor sağlamaktadır.
Sistemin kısımları arasındaki iletişimi sağlayacak arabirim kartının analog sinyalleri
okuyup dijital sinyallere çeviren kısmı ve bu sinyalleri bir mikro işlemci aracılığı ile
LCD ekranda gösteren ayrıca okunan gerilim ve akım değerlerine göre belirli röleleri
çalıştırıp durdurabilen elektronik devrelerin mikroişlemci programları HI-TECH C
programlama dilinde yazılmıştır.

Hibrit sistemde güneş takip mekanizmasının yerleştirildiği alanın yakınına 2500W


gücünde bir rüzgâr türbini yerleştirilmiştir. Rüzgâr türbününün belirlenen yere
montajı için öncelikle türbin için alınan direği üretici firmasından verilen bilgiler
doğrultusunda 5m x 5m x 5m ölçülerinde bir temel çukuru açılarak içerisine iskelesi
oluşturulmuş ve 26 m uzunluğundaki direği yere sabitlemek amacıyla oluşturulan
beton kaide hazırlanmıştır. Temeli tamamlanan rüzgâr türbini ve direği yerlerine bir
vinç yardımıyla monte edilmiştir. Burada türbinin ürettiği enerji için 3x10 mm2
kesitindeki iletken ayrıca türbinin yüksek hızlarda ve bakım sırasında frenlenmesini
sağlayan halat direğin içinden geçirilerek aşağıya indirilmiştir.

Güneş ve rüzgâr ile ilgili sistemler yerlerine montaj edildikten sonraki aşamada
enerji iletim kabloları Elektrik Eğitimi Bölümü B blok Mikroişlemci laboratuarındaki
kontrol odasına kadar çekilerek, sistemin diğer parçaları olan eviriciler, konvertörler
ve akü şarj cihazı buraya yerleştirilmiştir. Güneş ve rüzgârdan elde edilen enerjilerin
kontrolü ile ilgili sistemde; ilk olarak güneşten elde edilen DA enerji, rüzgârdan elde
edilen üç fazlı değişken frekanslı AA enerji ve şebekenin enerjisi bir merkezde
130

toplanmakta ve kumanda işlemleri bu panoda yapılmaktadır. Bu panonun ön kısmına


her bir enerji kaynağından elde edilen gerilimleri ve akımları görmek amacıyla birer
voltmetre ve ampermetre yerleştirilmiştir. Ayrıca rüzgâr türbininden ve şebekeden
gelen üç fazı ayrı ayrı görebilmek amacıyla birer voltmetre komütatörü
yerleştirilmiştir. Kumanda panosunun içinde ise eviricileri ve şarj ünitesini devreye
alıp çıkartma amacıyla kullanılan kontaktörler ve yüke iletilecek olan enerji miktarını
ölçmek üzere bir sayaç bulunmaktadır.

Uygulaması yapılan sistemde, rüzgâr türbininden ve güneş panellerinden elde edilen


elektrik enerjilerinin birleştirildiği konvertörler birbirleri ile paralel çalışabilecek
şekilde ve elde edilen çıkış gücünü devamlı olarak maksimum seviyede tutmak
amacıyla MPPT yapacak şekilde tasarlanmışlardır. Her iki konvertörde bir mikro
denetleyici üzerinden kontrol edilmekte ve sistemin akım ve gerilim bilgileri burada
değerlendirilmektedir. Hibrit sistemde güneş panellerinden en yüksek verimi
alabilmek için paneller güneşi takip edecek şekilde tasarlanmıştır. Güneş takip
sistemi olarak tek eksenli ve iki eksenli mekanik takip sistemleri hazırlanmış, bu
mekanik sistemlerin elektronik kontrolü ise hem dinamik takip hem de
kararlaştırılmış takip sistemleri kullanılarak yapılmıştır. Güneş panellerinde ve
rüzgâr türbininde üretilen enerjileri veri olarak toplayabilmek ve bilgisayar üzerinden
sistemlere müdahale edebilmek amacıyla her iki sistem için birer kontrol devresi ve
bu devreleri bilgisayarla RS485 ve RS232 hatları üzerinden haberleşebilecek
devreler tasarlanmıştır. Sistem bileşenlerinin bilgisayar üzerinden kontrolü için ise
VISUAL C# dilinde arayüzler tasarlanarak sistem 24 saat boyunca takip, kontrol ve
kayıt aşamalarında çalıştırılmaktadır. Ayrıca sistemin diğer kısımları olan evirici,
konvertör, akü şarj ünitesi, iletişim modülleri ve diğer elektronik devreler bir araya
getirilmiştir. Güneş ve rüzgâr ile ilgili olarak üç aylık bir süre için veri toplama
işlemi yapılmış ve bu işlem halen devam etmektedir.

Hibrit enerji sisteminde kullanılan ikinci kontrol ünitesi ise güneş takip
mekanizmasının konum bilgisini, panellerden elde edilen gerilim ve çekilen akımı,
RS485 yardımıyla bilgisayara kaydedebilen ayrıca takip sisteminin doğu-batı
doğrultusunda farklı stratejiler uygulanarak döndürülmesini sağlayan arabirimdir. Bu
131

arabirimde güneş takip sistemi istenirse güneşi takip eden sensörler yardımıyla veya
bilgisayar kontrollü olarak kumanda edilebilmektedir. Acil durumlarda sistemin el ile
kumandası da mümkün olmaktadır.

Kontrol birimlerinden elde edilen rüzgâr türbinine ait akım, gerilim ve hız bilgileri
ayrıca güneş panellerine ait akım, gerilim ve konum bilgileri bilgisayar ortamına
kaydedilmektedir. Kaydedilen dosyalar günlük olarak aynı program aracılığı ile
grafik olarak görüntülenmektedir. İstenildiğinde bu günlük bilgiler haftalık, aylık ve
yıllık olarak kullanılabilmektedir.

Ayrıca sisteme bilgisayar üzerinden bağlanacak olan bir web kamerası aracılığı ile
güneş panelinin görüntüsü bilgisayar ortamında görülebilmektedir. Görüntüyü
alabilmek amacıyla arayüz üzerindeki “Kamera Aktif” butonuna basıldığında
panellerin konumu görüntülenebilmektedir. Sistem yapılan elektronik devreler
yardımıyla ve evirici ünitelerinin kontrol birimi aracılığıyla kontrol-kayıt işlemini
yapabilmektedir.

Uygulanan hibrit enerji sisteminden elde edilen değerler bilgisayar ortamında kayıt
edilerek, sistemin maksimum verimle çalıştırılabilmesi için gerekli değerlendirmeler
yapılmıştır. Sistemin uygulamadaki diğer hibrit sistemlerden başlıca farkları, güneş
panellerinden ve rüzgâr türbininden elde edilen DA gerilimlerin aynı DA barada
birleştirilmesi birbiriyle paralel çalışan iki adet yükselten konvertör yardımıyla DA
seviyenin sürekli olarak MPPT işlemi yapılmak suretiyle en yüksek seviyede
tutulması ve sistemin şebekeyle paralel çalışabilecek şekilde tasarlanmasıdır. Burada
amaç daha önce de belirtildiği gibi üretilen enerjinin ihtiyaçtan fazla olması
durumunda, enerjinin şebekeye yönlendirilerek bir anlamda satıcı konumuna
gelinmesidir. Hibrit sistemin DA giriş gücü 1919 W iken, evirici çıkış gücü 1825 W
olarak ölçülmüştür. Bu değerler ışığında evirici ve konvertörün verimi % 95 olarak
hesaplanmaktadır.

Hibrit enerji sisteminde kullanılan invertörlerin şebeke etkileşimli olmaları, şebeke


ile paralel çalışma işlemini uygun hale getirmektedir. Paralel bağlanma sırasında
132

önce gerilim değerleri sonrada frekanslar eşitlenerek, invertör ürettiği enerjiyi


şebekeye aktarmaktadır. Eğer güneş veya rüzgârdan elde edilen gerilim değeri 330 V
DA değerin altına düşerse invertör şebekeden ayrılmakta ve enerji üretimini
kesmektedir. Paralel bağlanma prosedürünün invertör tarafından gerçekleştirilmesi
yaklaşık 2 dakikalık bir zamanda olmaktadır. Bu süre içerisinde gerilim seviyesinin
aynı düzeyde ve sabit olması gerekmektedir. Güneş panellerinin birbirlerine seri
bağlanması ve kullanılan yükseltici konvertör ile elde edilen çıkış gerilimi, invertör
için gerekli olan 330 V giriş değerine ulaşmaktadır. Ancak rüzgâr türbininin
şebekeye bağlantısı sırasında belirtilen süre içerisinde türbinden elde edilen
gerilimde çok büyük bir düşüş olursa, sistemde kullanılan yükseltici konvertöre
rağmen, sistem şebekeye enerji üretme işlemini kesmektedir.

Hibrit enerji sisteminin uygulanması sırasında başta mekanik olmak üzere pek çok
problemle karşılaşılmıştır. Güneş takip sistemlerinde gövde büyüklüğü arttıkça
rüzgâr dayanımı azalmakta ve mekanik olarak daha zor hareket ettirilmektedir.
Ayrıca rüzgâr türbininin mekanik gövdesinin montajı ve direğin yerine
yerleştirilmesi mutlak suretle uzman kişiler yardımıyla yapılması gereken işlemler
olmaktadır. Türbinin yerleşim bölgelerinden uzak ve rüzgârı sürekli olarak
alabileceği bir ortama yerleştirilmesi, sistemin daha güvenli ve verimli çalışmasını
sağlayacaktır.

Güneş enerjisi dönüşüm sistemlerinde, eğer takip sistemi uygulaması yapılacaksa


sistemin küçük gövde yapısına sahip birkaç takip mekanizmasından oluşturulması
mekanik olarak daha az problemle karşılaşılmasını sağlayacaktır.

Rüzgâr türbinleri ile birlikte kullanılacak olan eviricilerin şebeke etkileşimli modeller
olarak seçilmesi durumunda şebekeye bağlantı işlemleri sabit türbin gerilimi altında
uzun süreler almaktadır. Rüzgâr hızının ve yönünün sürekli değiştiği bölgelerde
şebekeye paralel bağlanma işlemi güç olmaktadır. Bu nedenle küçük güçlü rüzgâr
türbini kullanılarak yapılan uygulamalarda elde edilen DA gerilim ile akü şarjının
yapılması şebekeye bağlantının ikinci tercih olarak kullanılması önerilir.
133

Akü şarj işlemi için tercih edilen akülerin akım değerlerinin sistemde kullanılan şarj
cihazı ile uygun olması ve akülerin sürekli olarak şarjlı olmaları, akülerin sisteme
olan katkısını olumlu yönde etkilemektedir. Aksi takdirde akülerden elde edilen
gerilim seviyesi düşmekte ve sistemin güneş ve rüzgârdan enerji elde edemediği
durumlarda, akülerden çalıştırılması işlemi akü gerilimi 60 V’un altına düştüğü
durumda gerçekleştirilememektedir. Bu nedenle kullanılan akülerin sürekli olarak
sistemde bağlı kalmaları ve şarjlı olarak kullanılmaları önerilir.

Yapılan çalışmanın, ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı


konusunda daha sonra yapılacak çalışmalara teknik bilgi ve uygulama konusunda yol
gösterici olması ve hibrit enerji kaynaklarının kullanımının artması yönünde
yardımcı olması beklenmektedir.
134

KAYNAKLAR

1. “Handbook of Photovoltaic Science and Engineering”, Luque A., Hegedus S.,


John Wiley & Sons Ltd., England, 61-111 (2005).

2. Nagao M., Harada K., “Power flow of photovoltaic system using buck-boost
PWM power inverter”, International Conference on Power Electronics and
Drive Systems, (1):144 – 149 (1997).

3. Chen Y.-M., Liu Y.-C., Hung S.-C., Cheng C.-S., “Multi-Input Inverter for
Grid-Connected Hybrid PV/Wind Power System”, Power Electronics, IEEE
Transactions on, 22(3):1070 – 1077 (2007).

4. Yaow-Ming C., Hsu-Chin W., “Determination of the solar cell panel


installation angle”, 4th IEEE International Conference on Power Electronics
and Drive Systems, (2): 549 - 554 (2001).

5. Yaow-Ming C., Chien-Hsing L., Hsu-Chin W., “Calculation of the optimum


installation angle for fixed solar-cell panels based on the genetic algorithm and
the Simulated-annealing method”, Energy Conversion, IEEE Transactions on,
20(2): 467 - 473 (2005).

6. Tasi-Fu W., Yu-Kai C., “Modeling PWM DC/DC converters out of basic
converter units”, Power Electronics, IEEE Transactions on, 13(5):870 - 881
(1998).

7. Jun W., Jin T., Smedley K., “A new interleaved isolated boost converter for
high power applications”, Applied Power Electronics Conference and
Exposition, APEC '06. Twenty-First Annual IEEE, 6-9 (2006).

8. Morrison R., Egan M.G., “A new modulation strategy for a buck-boost input
AC/DC converter”, Power Electronics, IEEE Transactions on, 16(1):34 - 45
(2001).

9. Walker G.R., Sernia P.C., “Cascaded DC-DC converter connection of


photovoltaic modules”, Power Electronics Specialists Conference, IEEE 33rd
Annual, 1:24 - 29 (2002).

10. Jain S., Agarwal V., “Comparison of the performance of maximum power point
tracking schemes applied to single-stage grid-connected photovoltaic systems”,
Electric Power Applications, IET, 1(5):753 – 762 (2007)

11. Fang Lin L., Hong Y., “Switched inductor two-quadrant DC/DC converter with
fuzzy logic control”, Power Electronics and Drive Systems, PEDS '99.
Proceedings of the IEEE 1999 International Conference on, 2:773 – 778
(1999).
135

12. Veerachary M., Senjyu T., Uezato K., “Neural-network-based maximum-


power-point tracking of coupled-inductor interleaved-boost-converter-supplied
PV system using fuzzy controller”, Industrial Electronics, IEEE Transactions
on, 50(4):749 – 758 (2003).

13. Bahgat A.B.G., Helwa N.H., Ahmad G.E., El Shenawy E.T., “Maximum power
point traking controller for PV systems using neural networks” Renewable
Energy, 30(8): 1257-1268 (2005).

14. Kayalvizhi R., Natarajan S.P., Anbumalar S., “Development of fuzzy logic
control for paralleled positive output elementary luo converters”, Industrial
Electronics and Applications, 1ST IEEE Conference on ICIEA 2006, 1 - 6
(2006).

15. Yuvarajan S., Dachuan Y., Shanguang X., “A novel power converter for
photovoltaic applications”, Journal of Power Sources, 135(1-2): 327-331
(2004).

16. Chihchiang H., Chihming S., “Control of DC/DC converters for solar energy
system with maximum power tracking”, Industrial Electronics, Control and
Instrumentation, 23rd International Conference on IECON 97, (2): 827 – 832
(1997).

17. Veerachary M., Senjyu T., Uezato K., “Maximum power point tracking control
of IDB converter supplied PV system”, Electric Power Applications, IEE
Proceedings, 148(6): 494 - 502 (2001).

18. Chihchiang H., Chihming S., “Study of maximum power tracking techniques
and control of DC/DC converters for photovoltaic power system”, Power
Electronics Specialists Conference, PESC 98 Record, 29th Annual IEEE, 1:
86 – 93 (1998).

19. Jae-Hyun Y., Jeok-Seok G., Gyu-Ha C., “Analysis and control of PWM
converter with V-I output characteristics of solar cell”, Industrial Electronics,
ISIE 2001, IEEE International Symposium on, 2: 1049 - 1054 (2001).

20. Yazhou Lei., Mullane A., Lightbody G., Yacamini R., “Modeling of the wind
turbine with a doubly fed induction generator for grid integration studies”,
Energy Conversion, IEEE Transactions on, 21(1): 257 - 264 (2006).

21. Prats M.M., Carrasco J.M., Galvan E., Sanchez J.A., Franquelo L.G., “A new
fuzzy logic controller to improve the captured wind energy in a real 800 kW
variable speed-variable pitch wind turbine”, Power Electronics Specialists
Conference, IEEE 33rd Annual, 1: 101 - 105 (2002).
136

22. Simoes M.G., Bose B.K., Spiegel R.J., “Fuzzy logic based intelligent control of
a variable speed cage machine wind generation system”, Power Electronics,
IEEE Transactions on, 12(1): 87 - 95 (1997).

23. Prats M.A.M., Carrasco J.M., Galvan E., Sanchez J.A., Franquelo L.G., Batista
C., “Improving transition between power optimization and power limitation of
variable speed, variable pitch wind turbines using fuzzy control techniques”,
Industrial Electronics Society, IECON 2000, 26th Annual Conference of the
IEEE, 3: 1497 - 1502 (2000).

24. Maki K., Repo S., Jarventausta P., “Effect of wind power based distributed
generation on protection of distribution network”, Developments in Power
System Protection,. Eighth IEE International Conference on (1): 327 - 330
(2004).

25. Erlich I., Winter W., Dittrich A., “Advanced grid requirements for the
integration of wind turbines into the German transmission system”, Power
Engineering Society General Meeting, IEEE , 7 (2006).

26. Chinchilla M., Arnaltes S., Burgos J.C., “Control of permanent-magnet


generators applied to variable-speed wind-energy systems connected to the
grid”, Energy Conversion, IEEE Transactions on, 21(1):130 - 135 (2006).

27. Duan R.Y., Lin C.Y., Wai R. J., “Maximum-power-extraction algorithm for
grid-connected PMSG wind generation system”, IEEE Industrial Electronics,
IECON 2006 - 32nd Annual Conference on,: 4248 – 4253 (2006).

28. Chadjivassiliadis J., Heckenberg G., Kleinkauf W., Raptis F., “Power
Management for The Compound Operation of Diesel Generator Sets with Wind
Energy and Photovoltaic Plants”, Europan Wind Energy Conference (EWEC),
(1986).

29. Giraud F., Salameh Z.M., “Steady-State Performance of A Grid-Connected


Rooftop Hybrid Wind-Photovoltaic power System with Battery Storage”,
IEEE Trans. On Energy Conv., 16: 1-7 (2001).

30. Bakirtzis A.G., Dokopoulos P.S., “Short Term Generation Scheduling in A


Small Autonomous System with Unconventional Energy Sources”, IEEE
Transactions on Power System, 3: 1230-1236 (1988).

31. Borowy B.S., Salameh Z.M., “Optimum Photovoltaic Array Size for A Hybrid
Wind/PV System”, IEEE Trans. On Energy Conv., 9: 482-488 (1994).

32. Crescimbini F., Carricchi F., Solero L., Chalmers B.J., Spooner E., Wei W.,
“Electricial Equipment for A Combined Wind/PV İsolated Generating
System”, IEE Opportunities and Advances in İnternational Pover Generation
Conference, 419: 59-64 (1996).
137

33. Solero L., Carricchi F., Crescimbini F., Honorati O., Mezzetti F., “Performance
of A 10 kW Power Electronic İnterface for Combined Wind/PV Isolated
Generating System”, IEEE Trans. On Energy Conv., :1027-1032 (1996).

34. Elhadidy M. A., Shaahid S. M., “Promoting applications of hybrid (wind +


photovoltaic + diesel + battery ) power systems in hot regions”, Renewable
Energy, 29(4): 517-528 (2004).

35. Hongxing Y., Lin L., Wei Z., “A novel optimization sizing model for hybrid
solar-wind power generation system”, Solar Energy, 81(1): 76-84 (2007).

36. Nfah E.M., Ngundam J.M., Tchinda R., “Modelling of solar/diesel/battery


hybrid power systems for far-north Cameroon”, Renewable
Energy, 32(5): 832-844 (2007).

37. Yang J.M., Cheng K.W.E., Wu J., Dong P., Wang B., “The study of the energy
management system based-on fuzzy control for distributed hybrid wind-solar
power system”, Power Electronics Systems and Applications, 2004 First
International Conference on, :113 - 117 (2004).

38. Shounan H., Qingshen Z., Delong K., Jianping M., “Application of valve-
regulated lead-acid batteries for storage of solar electricity in stand-alone
photovoltaic systems in the northwest areas of China”, Journal of Power
Sources, 158(2): 1178-1185 (2006).

39. Andreas J., Juergen G., Dirk U. S., “Operation conditions of batteries in PV
applications”, Solar Energy, 76(6): 759-769 (2004).

40. Eskander M.N., Ibrahim W.M., Abdel Aziz M.M., Ibrahim A.M., “Generation
control of a wind farm with variable speed wind turbines for high power
quality”, Telecommunications Conference, INTELEC '05, Twenty-Seventh
International,: 443 - 448 (2005).

41. Ko H.S., Niimura T., Jatskevich J., Kim H.C., Lee K.Y., “Power quality control
of hybrid wind power generation with battery storage using fuzzy-LQR
controller”, Power Engineering Society General Meeting IEEE, 2:1721 –
1727 (2004).

42. Özdamar A., Gürsel K.T., Orer G., Pekbey Y., “Investigation of The Potential
of Wind-Wawes as A Renewable Energy Resource: By The Example of
Çeşme-Turkey”, Renewable and sustainable Energy Reviews, (2004).

43. Köse R., “An Evaluation of Wind Energy Potential as A Power Generation
Source in Kütahya, Turkey”, Energy Conversion and Management, 45: 1631-
1641 (2004).
138

44. Akpınar E.K., Akpınar S., “Determination of the Wind Energy Potential for
Maden-Elazig, Turkey”, Energy Conversion and Management, (2004).

45. Ozerdem B., Turkeli M., “An İnvestigation of Wind Charactesistic on The
Campus of Izmir Institute of Technology, Turkey”, Renewable Energy, 28:
1013-1027 (2003).

46. Evrendilek F., Ertekin C., “Assesing The Potential of Renewable Energy
Sources in Turkey“, Renewable Energy, 28: 2303-2315 (2003).

47. İnternet : Energy Information Administration (EIA) “International Energy


Outlook 2007” http://www.eia.doe.gov/oiaf/ieo/index.html (2007).

48. İnternet : Energy Information Administration (EIA) “Forecast and Analyses


Report” http://www.eia.doe.gov/oiaf/forecasting.html (2007).

49. İnternet : Energy Information Administration (EIA) “Montly Energy Report”


http://www.eia.doe.gov/emeu/mer/contents.html (2007).

50. İnternet : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı “Yıllara göre enerji üretimi ve
tüketimi” http://www.enerji.gov.tr/enerjiuretimi.htm (2007).

51. Fan J., Wong A., “Study on the performance of different types of PV modules
in Singapore”, The 7th International Power Engineering Conference, (2005).

52. Markvart T., Castañer L., “Practical Handbook of Photovoltaics Fundamental


and Applications”, Elsevier Ltd., Netherlands, 71-123 (2003).

53. Markvart T., Castañer L., “Practical Handbook of Photovoltaics Fundamental


and Applications”, Elsevier Ltd., Netherlands, 137-483 (2003).

54. Hrayshat E.S., “High-voltage solar cells, combining both vertical p-n junctions
in the graded band-gap layer and horizontal p-n junctions in the base layer”,
Devices, Circuits and Systems, Proceedings of the 2000 Third IEEE
International Caracas Conference on :D76/1 - D76/4 (2000).

55. Hussein K.H., Muta I., Hoshino T., Osakada M., “Maximum photovoltaic
power tracking: an algorithm for rapidly changing atmospheric conditions”,
Generation, Transmission and Distribution, IEE Proceedings, 142(1): 59 –
64 (1995).

56. Hua C., Lin J., “An on-line MPPT algorithm for rapidly changing illuminations
of solar arrays”, Renewable Energy, 28(7): 1129-1142 (2003).

57. Yang C., Smedley K., Vacher F., Brouwer J., “A new maximum power point
tracking controller for photovoltaic power generation”, Applied Power
Electronics Conference and Exposition, APEC '03. Eighteenth Annual
IEEE, 1:58 – 62 (2003).
139

58. Chung H.S.H., Tse K.K., Hui S.Y.R., Mok C.M., “A novel maximum power
point tracker for PV systems”, Applied Power Electronics Conference and
Exposition, APEC 2001, 1:321 – 327 (2001).

59. Demirtaş M., “Bilgisayar kontrollü güneş takip mekanizması tasarımı ve


uygulaması”, Politeknik Dergisi, 9(4): 247-253 (2006).

60. “Wind Energy Handbook”, Burton T., Sharpe D., Jenkins N., Bossanyi E.,
John Wiley & Sons Ltd., England, 41-170 (2001).

61. Driesen J., De Brabandere K., D'hulst R., Belmans R., “Small wind turbines in
the built environment: opportunities and grid-connection issues”, IEEE Power
Engineering Society General Meeting, 2:1948 - 1949 (2005).

62. “Wind Power in Power Systems”, Ackerman T., John Wiley & Sons Ltd.,
England, 53-79 (2005).

63. İnternet : Siemens Power Generation “Siemens (Bonus) wind Turbines”


http://www.powergeneration.siemens.com/en/wind/windpower/turbines/2300k
Wvs/Design/ (2007).

64. Fukami T., Nakagawa K., Kanamaru Y., Miyamoto T., “A technique for the
steady-State analysis of a grid-connected permanent-magnet induction
Generator”, Energy Conversion, IEEE Transactions on 19(2):318 – 324
(2004).

65. Heier S., “Grid Integration Wind Energy Conversion Systems”, Waddington
R., John Wiley & Sons Ltd., England, 31-117 (2006).

66. Matsui M., Dehong X., Longyun K., Yang Z., “Limit cycle based simple
MPPT control scheme for a small sized wind turbine generator system-
principle and experimental verification”, Power Electronics and Motion
Control Conference, IPEMC 2004, 3: 1746 - 1750 (2004).

67. Yaoqin J., Zhongqing Y., Binggang C., “A New Maximum Power Point
Tracking Scheme for Wind Generation”, Power System Technology,
PowerCon2002, International Conference on, 1:144 – 148 (2002).

68. Morimoto S., Nakayama H., Sanada M., Takeda Y., “Sensorless Output
Maximization Control for Variable-Speed Wind Generation System Using
IPMSG”, IEEE Transactions on Industry Application, 41:60 – 67 (2005).

69. Glasner I., Appelbaum J., “Advantage of boost vs. buck topology for maximum
power point tracker in photovoltaic systems”, Electrical and Electronics
Engineers in Israel, Nineteenth Convention of :355 - 358 (1996).
140

70. Mohan N., Unlead T.M., Robbins W.P., “Power Electronics”, John Wiley &
Sons Ltd., England, 185-191 (2002).

71. Koizumi H., Mizuno T., Kaito T., Noda Y., Goshima N., Kawasaki M.,
Nagasaka K., Kurokawa K., “A Novel Microcontroller for Grid-Connected
Photovoltaic Systems Industrial Electronics”, IEEE Transactions on, 53(6):
1889 - 1897 (2006).

72. Morita H., Shimizu T., Kimura G., Ohsawa H., Sano S., “The zero-voltage-
switching converter connected with the battery and the solar cell as DC
sources”, Industrial Electronics Control and Instrumentation, IECON '94., 1:
464 – 468 (1994).
73. Kjaer S. B., Pederson J. K., Blaabjerg F., “A Review of Single-Phase Grid-
Connected Inverters for Photovoltaik Modules”, IEEE Transactions on
Industry Aplications, 41(5): 1292-1306 (2005).
74. Guo-Kiang H., Chih-Chang C., Chern-Lin C., “Automatic Phase-Shift Method
For Islanding Detection Of Grid-Connected Photovoltaic Inverters”, Energy
Conversion, IEEE Transactions on, 18(1):169 – 173 (2003).

75. Gustavsson M., Mtonga D., “Lead-acid battery capacity in solar home
systems—Field tests and experiences in Lundazi, Zambia”, Solar
Energy, 79(5): 551-558 (2005).

76. Martha S.K., Hariprakash B., Gaffoor S.A., Ambalavanan S., Shukla A.K.,
“Assembly and performance of hybrid-VRLA cells and batteries”, Journal of
Power Sources, 144(2): 560-567 (2005).

77. Muñoz F.J., Almonacid G., Nofuentes G., Almonacid F., “A new method based
on charge parameters to analyse the performance of stand-alone photovoltaic
systems”, Solar Energy Materials and Solar Cells, 90(12): 1750-1763 (2006).
141

EKLER
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 142
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 143
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 144
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 145
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 146
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 147
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 148
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 149
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 150
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 151
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 152
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 153
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 154
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 155
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 156
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 157
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 158
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 159
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması


İlhami ÇOLAK Ramazan BAYINDIR İbrahim SEFA Şevki DEMİRBAŞ Mehmet DEMİRTAŞ
icolak@gazi.edu.tr bayindir@gazi.edu.tr isefa@gazi.edu.tr demirbas@gazi.edu.tr
mehmetd@gazi.edu.tr
Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü 06500 Beşevler/ANKARA

Anahtar Kelimeler: Güneş Enerjisi, Güneş Pili, Güneş Takip

Özet

Bu çalışmada, güneş enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesi amacıyla kullanılan güneş paneli
uygulaması ve güneş takip mekanizması uygulaması yapılarak iki sistem karşılaştırılmıştır. Birinci
sistemde güneş panelleri sabit olarak yerleştirilmiş, ikinci sistemde ise güneş panelleri hareketli güneş
takip mekanizması üzerine yerleştirilmiştir. Belirlenen bir alanda ve bir ay süreyle ölçümü yapılarak
kaydedilmiştir. Böylece iki sistemin enerji üretimi ve verimi karşılaştırılmış ve hareketli olan güneş
takip sisteminin sabit olan sisteme göre daha verimli çalıştığı görülmüştür.

1. Giriş

Yeraltı enerji kaynaklarının her ülkede bulunmaması, gün geçtikçe bu kaynakların azalmaya
başlaması sonucunda enerji girdi maliyetleri artmış, böylece hayat pahalılığının artmasının yanında,
milli ekonominin üretimi olan ürünlerin rekabet ve dış satım gücü azalmıştır. Çevre kirliliği problemi
ise yeni enerji kaynakları arayışlarının hızlanmasına yol açan önemli bir etken olmuştur. Güneşten
elektrik enerjisi üretme işleminde kullanılan güneş panellerinin üretim çeşitliliği günümüz için
tatminkâr bir düzeye gelmiş bulunmakta olup, birim yüzeyde daha çok elektrik enerjisi üretme üzerine
çalışmalar devam etmektedir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından en yaygın olanları Rüzgar ve Güneş enerjileridir. Yeterli düzeyde
olmasa da, bu iki enerji kaynağı yeryüzünün birçok bölgesinde kolayca temin edilebilmektedir.
Türkiye iklim kuşağı olarak bu kaynaklar yönünden zengin olmasına rağmen, toplam enerji üretimi
içerisinde bu kaynaklarla enerji üretimi miktarı dünya ortalamasının çok altındadır. Diğer taraftan
Türkiye kullanmış olduğu mevcut enerji kaynakları açısından büyük oranda dışa bağımlıdır. Güneş
enerjisinden elektrik üretimine yönelik çalışmalar 1954 yılına kadar dayanmaktadır. Bu çalışmalar
1974 petrol krizinden sonra hızlı bir ivme ile artmıştır. Çevre kirliliği problemleri ile ekonomik
değerlendirmeler sonucunda ucuz ve temiz enerji düşüncesi, bu konudaki araştırmaların hızını daha da
artırmıştır. Enerji problemine çözüm düşüncesiyle; yenilenebilir enerji kaynakları olarak adlandırılan,
güneş, rüzgâr, fuel cell, gel-git, jeo-termal, fosil atık yakıt sistemleri üzerine çalışmalar yoğunlaşarak
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 160
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

devam etmektedir. Güneş enerjisi kullanılarak elektrik üreten sistemler üzerine yapılan çalışmalar
diğerlerine göre kolay, uygulanabilir ve düşük maliyetli olması sebebiyle ticari ürüne dönüşmüş
durumdadırlar. Kontrol kolaylığı ve yatırım maliyetinin düşüklüğü sebepleri ile önceleri güneş veya
rüzgâr enerjisinin birbirinden bağımsız olarak üretimi ve kullanımı üzerine çalışmalar yapılmıştır.
Güneşi izleyen kollektör yapısının kullanılması ile enerji üretiminin yüzde 45, buna karşılık yatırım
maliyetinin yüzde 10 artacağı, böylece birim yatırımdan daha çok istifade edileceği rapor edilmiştir
(1). Ancak, bu gelişmelerden sonra dahi, her bir sistemin bağımsız kullanımı sonucunda üretilen enerji
gün ışığının, ya da rüzgârın olmadığı zamanlarda ihtiyaca cevap veremediğinden, depolama
ihtiyacının ekonomik olmayacak boyutlarda büyümesine yol açmakta ve şebekeden beslenemeyen
alıcılar için sık sık çalışması gereken dizel jeneratör ihtiyacı doğmaktadır. Bağımsız çalışan
sistemlerde hem dizel desteğini, hem de enerji depolama maliyetini azaltmak, şebekeyle paralel
çalışabilen sistemlerde ise, enerji depolama maliyetini ve kullanıcının ödeyeceği fatura bedelini
azaltmak amacı ile güneş enerjisinin kullanıldığı sistemler üzerine çalışmalar başlamıştır (2, 3). Mikro
denetleyicilerin ve güç elektroniğindeki gelişmelerin de etkisi ile güneşten enerji üreten sistem
tasarımı üzerine yapılan çalışmalar uluslararası düzeyde yoğunlaşarak devam etmektedir. Bu
gelişmelerin sonucunda, birim yatırımdan enerji üretim maliyeti çok daha düşük seviyelere
çekebilecek, hatta küçük ölçekli bir kullanıcı şebeke ile paralel çalışabilen bir evirici kullanması
halinde, günün belli saatlerinde satıcı konumunda olabilecektir. Bu sebeple şebeke ile paralel
çalışabilen eviriciler üzerine yapılan çalışmalar günümüzde önemli bir yer tutmaktadır (4-8). Bu tür
uygulamalarda sistemin kurulacağı yerin güneş analizi başlangıçta en önemli kriter olmaktadır.
Ülkemizde, bölgelere göre rüzgar ve güneş analizleri yapılmış, sistemler bağımsız olarak araştırılmış
veya uygulanmıştır (9-11). Güneş panelleri ile oluşturulan sistemlerle yurt dışında yapılan değişik
uygulamalarda, güneş enerjisi kullanılarak dizayn edilen sistemin performansı bilgisayar simülasyonu
kullanılarak nonlineer modellerle karşılaştırılmıştır (12, 13).

Güneş enerjili sistemlerin kullanıldığı çalışmalar genelde küçük ölçekli sistemlerin beslemesi
amacıyla kullanılmıştır. Bunlara örnek olarak telekomünikasyon sistemleri ve anten vericileri
gösterilebilir (14).

Tasarlanan sistemde güneş takip mekanizması kullanılarak, güneş panellerinin sabit konumlu olan
modellere göre daha fazla elektrik enerjisi üretileceğinden, kullanıcı taleplerinin ve akü grubu şarj
işlemi için gerekli enerjinin daha fazla karşılanabileceği yönünde çalışmalar yapılmıştır.

2. Güneş Enerjisi Sisteminin Uygulanması

Bu çalışmada, enerji üretimi için, güneş enerjisinden en çok faydalanılabilecek bir mahal
belirlenmiştir. Bu alana bir alıcı yerleştirilerek, deneysel olarak yapılan çalışmada; akım, gerilim ve
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 161
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

güçler gün ve ay bazında veri kayıt sistemi yardımıyla sürekli olarak kaydedilecektir. Güneş
kollektörlerinden elde edilen DA gerilim, tasarlanan boost konvertör yardımıyla sabit gerilimli bir
barada toplanacaktır. Bu DA gerilimden aküler şarj olacak, aynı zamanda akülerin şarjı tam ise yük
beslenecektir. Akülerin şarjı öncelikli olacaktır. Güneş panellerinden gelecek olan enerjinin azalması
durumunda ise, yüke enerji transferi kesilerek sadece aküler şarj edilecektir. Akülerde depolanan
enerji miktarı ve yüke göre kullanım süreleri hesaplanarak, kullanıcıya bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
Çalışma genel olarak üç aşamada gerçekleştirilecektir. İlk aşamada kaynaklardan gelen DA gerilimin
depolanması, evirici girişine uygun hale getirilmesi ile ilgili devrelerin tasarımı ve uygulaması
yapılacak. İkinci aşamada güneş panellerinin mekanik kısımları oluşturulup, alan araştırması
sonucunda belirlenmiş olan yere sistem kurulacaktır. Son aşamada oluşturulan bütün sistem
parçalarının birbiriyle tam uyum içinde çalışması için gerekli programlama, bağlantı ve veri toplama
işlemleri yapılacaktır. Tasarlanan sisteme ait blok şema Şekil.1’de verilmiştir. Şekilde güneş
panellerinden elde edilen gerilim boost konvertöre uygulanmış, boost konvertör çıkışı da invertör ve
şarj ünitesine verilmiştir. Şarj ünitesi, akü grubunu şarj etmekte ve şarjın başlayıp bitirilmesi bilgisini
mikroişlemciden almaktadır. İnverterin çıkışındaki A.A. gerilim yük’e aktarılmıştır. Yüke giden
enerjiyi ve sistemin ürettiği enerjiyi ölçmek amacıyla devreye bir sayaç bağlanmıştır. İnvertörü
devreye alıp çıkartma bilgisi mikroişlemci tarafından kontrol edilen bir anahtarla sağlanmaktadır.
Ayrıca güneş panellerinin, akü grubunun, invertör girişinin, yükün ve şebekenin akım bilgilerini
okumak amacıyla akım algılayıcılar yerleştirilmiştir.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 162
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

Akü Grubu Şarj


Ünitesi

a d DC kWh e
b AC Yük

Güneş
Panelleri

a
c Mikro b
kontrolör a. Güneş panelleri akım algılayıcısı
d
e b. Boast Konvertör anahtarlama sinyali
f c. Akü Grubu akım algılayıcısı
d. İnverter girişi akım algılayıcısı
e. Yük akımı algılayıcısı

Şekil.1 Güneş Enerjisi Kullanılarak Elektrik Üretim Sisteminin Blok Şeması

3. Yöntem

Yapılan işlemlerin sırası aşağıda verilmiştir.

1) Uygulanan sistemin blok diyagramı Şekil.1’de verilmiştir. Öncelikle güneş panellerinin


kurulacağı yer için araştırma yapılarak sistemin kurulumu için veri toplanacaktır.

2) Güneş panelleri bu mekana kurularak deney süresince beslenecek alıcı bağlantıları


gerçekleştirilecektir.

3) Güneş panellerinden elde edilen doğru gerilim boost konvertör yardımıyla DA baraya
aktarılacaktır. Buradaki ünitelerin akım, gerilim ve güç bilgileri de dikkate alınarak, DA bara
sabit gerilimde tutulmaktadır.

4) Hem DA baraya, hem de yüke bağlı şarj ünitesi yardımıyla akü grubu mikrodenetleyicinin
kontrolü altında şarj edilecektir.

5) Akü grubundan veya boost konvertörden gelen enerji, DA/AA invertör yardımıyla AA gerilime
dönüştürülecek ve yük beslenecektir.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 163
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

6) Sistemin kurulumundan sonra her iki sistem içinde çalışma süresince tüm akım, gerilim, güneş
enerjisi miktarı ve sayaç bilgileri saat ve gün bazında, sayaçlar ve kaydetme sistemi yardımıyla
kaydedilecek ve sonuçlar rapor edilecektir.

4. Tasarım ve Uygulama

Tasarlanan sistemde ilk olarak, sistemin parçaları arasındaki iletişimi sağlayacak arabirim kartı
tasarlanmış ve bu kartın programı PICC dilinde yazılmıştır. Bu kartın görevi; güneş panellerinden
alınan gerilim bilgisi ve akü grubundan alınan gerilim bilgisini değerlendirip, şarj ünitesine şarjı
başlatıp durdurabilmesi için sinyal göndermektir. Ayrıca akü grubunun şarj gerilimi yeterli, yani
aküler dolu ise panellerden gelen gerilimi konvertöre aktaracaktır. İkinci aşamada, güneş panellerinin
sabit olduğu uygulama için devreler yapılarak sistem parçaları bir araya getirilmiştir. Panelin sabit
konumda mevsime göre en uygun konumu belirlenerek ölçüm yapıldığı süre boyunca sabitlenmiştir.
Sabit güneş paneli uygulamasının mevsimlere göre hangi konumlarda olacağı Şekil.2’de verilmiştir.
Şekilde verilen açı değerlerine güneş paneli sabitlendiğinde mevsimlere göre en yüksek enerji üretim
değerlerine ulaşılmaktadır.

45o

KIŞ BAHAR YAZ SONBAHAR


(a) (b) (c) (d)

Güneş Panellerinin mevsimlere göre konum değiştireceği tarihler ve açı


değerleri ;
a) Şubat ayında : Yatay eksenle 45 derece açı yapacak şekilde.
b) Mayıs ayında : Yatay eksenle 30 derece açı yapacak şekilde.
c) Ağustos ayında :Yatay eksenle 15 derece açı yapacak şekilde.
d) Kasım ayında : Yatay eksenle 45 derece açı yapacak şekilde.

Şekil.2 Mevsimlere göre güneş paneli konumları

Sabitlenen güneş panellerinden belirlenen sürede ölçümler yapılarak değerler bilgisayar ortamına
kaydedilmiştir. Üçüncü aşamada, güneş panellerinin elektrik enerjisi üretimi sırasında daha verimli
olabilmesi için bir güneş takip mekanizması tasarlanmış ve sistemin 18F452 mikroişlemci ile kontrol
edilebilmesi için bilgisayar programı ve simülasyonu yapılmıştır. Yapılan simülasyonda, güneş
panellerinin çevresine yerleştirilen dört adet sensörden alınan bilgiler değerlendirilmektedir. Bu
bilgiler doğrultusunda mikroişlemciye bağlı iki adet step motor panelleri dikey eksende 360o ve yatay
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 164
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

eksende 120o döndürmektedir. Devreye panellerin hangi konumda olduklarını göstermek amacıyla bir
LCD ekran bağlanmıştır. Yapılan sisteme ait blok diyagram Şekil.3’de verilmiştir. Güneş takip
mekanizmasında güneş panelleri ışığın en fazla olduğu yöne doğru dönüp gün boyunca ışığı takip
etmektedirler.

Şekil.3 Güneş takip mekanizması için tasarlanan sistemin simülasyonu

Güneş takip sisteminin uygulaması da sabit güneş paneli uygulamasının yapıldığı noktaya
yerleştirilerek belirlenen sürede akım, gerilim ve güç bilgileri alınarak bilgisayar ortamına
kaydedilmiştir.

5. Sonuç ve Öneriler

Güneş enerjisinden elektrik elde etmeye yönelik olarak tasarlanan biri sabit diğeri güneşi takip eden
iki sistemden bir hafta süresince gün ve saat bazında elde edilen gerilim değerleri toplanarak
bilgisayar ortamında kaydedilmiştir. Sabit güneş paneli uygulamasında elde edilen değerler ve güneş
takip mekanizmasından elde edilen değerler Şekil.4’te verilmiştir. Şekilde bir günlük elde edilen
değerlerin saatlere göre değişiminin karşılaştırmalı olarak grafiği verilmiştir. Deneyler süresince
kullanılan güneş paneli normal gün ışığında 12 Volt güneşi tam olarak aldığı zamanlarda ise 17 Volt
gerilim üretmektedir. Panelin güneşi görmediği veya havanın kapalı olduğu zamanlarda ise 10 Volt
gerilim üretilmektedir.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 165
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

Gerilim
(Volt)
Sabit Güneş Paneli
17 V
Güneş Takip Sistemi

16 V

15 V

14 V

13 V

12 V

11 V

10 V

05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Zaman
(Saat)
Şekil.4 Sabit güneş paneli ve Güneş takip sisteminin günlük gerilim değerleri

Güneş takip sistemi ve sabit sistemin onbeş günlük ölçüm değerleri karşılaştırılarak sonuçta;

Enerji üretimi ve performans bakımından güneş takip sisteminin sabit sisteme göre %45 oranında
verimli olduğu ispatlanmıştır.

Uygulanan sistem deneysel olmasına karşın gerçek boyutlarda bir sisteme tatbik edildiğinde enerji
üretiminde aynı verim alınacaktır. Ancak sistem maliyetleri yönünden karşılaştırıldığında güneş takip
sisteminin sabit sisteme göre %15 daha fazla bir maliyeti olduğu belirlenmiştir.

Sabit sistem olarak belirtilen uygulamanın Şekil.2’de verildiği gibi yılın belirli zamanlarında, güneşin
konumuna göre hareket ettirilmesi gerekmektedir. Böyle bir durum bile sistemi sabit olmaktan çıkarır.
Eğer yıl boyunca sabit sistem hiç hareket ettirilmese verimi daha da düşecektir.

Teşekkür

Yazarlar, bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde finansman desteği sağlayan Gazi Üniversitesi Bilimsel


Araştırma Fonu ve Devlet Planlama Teşkilatı’na teşekkürü bir borç bilir.

Kaynaklar
1. Shugar D.S., Hickman T., Lepley T. “Commercialization of A Value-Engineered
Photovoltaic Tracking System”, 25 th IEEE PVSC Proceedings, May 1996, pp. 1537-1540.
2. Chadjivassiliadis J., Heckenberg G., Kleinkauf W., Raptis F. “Power Management for The
Compound Operation of Diesel Generator Sets with Wind Energy and Photovoltaic Plants”,
European Wind Energy Conference (EWEC), 7-9 Oct 1986.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 166
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).

3. Bakirtzis A.G., Dokopoulos P.S. “Short Term Generation Scheduling in A Small Autonomous
System with Unconventional Energy Sources” IEEE Transactions on Power System, August
1988, Vol 3, pp. 1230-1236.
4. Borowy B.S., Salameh Z.M. “Optimum Photovoltaic Array Size for A Hybrid Wind/PV
System” IEEE Trans. On Energy Conv., Sept 1994, Vol 9, pp. 482-488.
5. Armstrong M. “Power Quality Improvement of Grid Connected Photovoltaic Inverters”
6. Qiao C., Smedley K.M. “Unified Constant-Frequency Integration Control of Three-Phase
Grid-Connected Inverter for Alternative Energy Power Generation” IAS 2001- P_63_4, pp.
1-8
7. Wang X., Kezerani M. “A Modular Photovoltaic Grid-Connected Inverter Based on Phase-
Shifted-Carrier Technique”, IEEE Trans. On Energy Conv., 2002, pp. 2520-2525.
8. Zhong Q.C., Green T., Liang J., Weiss G. “Robust Repetitive Control of Grid Connected
DC-AC Converters”, Proceedings of The 41st IEEE Conference on Decision and Control,
December 2002, pp.2468-2473.
9. Kaygusuz K., Sarı A. “Renewable Energy Potential and Utilization in Turkey”, Energy
Conversion and Management, 2003, 44, pp. 459-478.
10. Evrendilek F., Ertekin C. “Assessing The Potential of Renewable Energy Sources in Turkey“,
Renewable Energy, 2003, 28, pp. 2303-2315.
11. Ocak M., Ocak Z., Bilgen S., Keleş S., Kaygusuz K. “Energy Utilization, Environmental
Pollution and Renewable Energy Sources in Turkey”, Energy Conversion and Management,
2004, 45, pp. 845-864.
12. Ai B., Yang H., Shen H., Liao X. “ Computer-aided design of PV/Wind hybrid system”,
Renewable Energy, 2003, 28, pp. 1491-1512.
13. Sikyung K., Changbong K., Jinsoo S., Gwonjong Y., Youngscok j. “ Load Sharing
Operation of A 14 kW Photovoltaic/Wind Hybrid Power System” IEEE, 26th PSCV; ,Sept
30- Oct 3, 1997 Anahein, CA. 1325 – 1334.
14. Vilsan M., Nita I. “ A Hybrid Wind-Photovoltaic Pover Supply for A Telecommunication
System”, IEEE Trans. On Energy Conv., 1997, pp. 589-596.
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 167
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
HİBRİT ENERJİ SİSTEMLERİ İÇİN PARALEL ÇALIŞABİLEN
BOOST KONVERTÖR SİMÜLASYONU

İlhami ÇOLAK İbrahim SEFA Ramazan BAYINDIR


Şevki DEMİRBAŞ Mehmet DEMİRTAŞ

GEMEC, Gazi Elektrik Makinaları ve Enerji Kontrol Grubu,


Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü 06500 Beşevler/ANKARA
icolak@gazi.edu.tr isefa@gazi.edu.tr bayindir@gazi.edu.tr demirbas@gazi.edu.tr
mehmetd@gazi.edu.tr

ÖZET

Bu çalışmada güneş ve rüzgâr enerjisi sistemlerinin birlikte kullanıldığı hibrit bir


sistem için DA–DA konvertör simülasyonu gerçekleştirilmiştir. Sistemde iki enerji
kaynağına ait birer adet konvertör mevcuttur. Bu konvertörler ile hibrit çalışmanın
sağlanabilmesi için her iki konvertör ortak bir doğru akım barasında birleştirilmiştir.
Konvertörlerin paralel çalıştırılmaları ile ortak DA barada toplanan enerji bir
invertörden yardımıyla alternatif akıma dönüştürülmüştür. Böylece sistemin maliyeti
azaltılmış, güneş ve rüzgârın her zaman enerji üretiminde örtüşmediği düşünülerek
kullanılabilirlik oranı arttırılmıştır. Bu amaçla tasarlanan boost konvertörler bir
işlemci ile tasarlanmış, PI kontrolör ile sistemin Simulink’te simülasyonları
yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Yenilenebilir enerji, Yükseltici konvertör, Hibrit sistemleri.

ABSTRACT

In this study, a DC to DC converter based on a hybrid energy storage unit combined


of solar and wind has been simulated using Matlab/Simulink. In this system, one
converter is available for each energy sources. These two converters are then
connected to a common DC bar for hybrid operation. Energy collected on DC bar has
been converted to alternating current via one inverter. Thus, the cost of the system is
decreased, and then the rate of usability of the system is increased during the solar
and the wind systems are not in operation.

Key Words: Renewable energy, Boost converter, Hybrid systems.


EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 168
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
1. GİRİŞ

Günümüz dünyasında kullanmakta olduğumuz yeraltı enerji kaynaklarının gün


geçtikçe azalmaya başlaması ve ülkelerin bunu politik bir baskı amacı olarak da
kullanmaları sonucunda enerji girdi maliyetleri artmıştır. Çevre kirliliği problemleri
ile ekonomik değerlendirmeler sonucunda, ucuz ve temiz enerji düşüncesi ise yeni
enerji kaynakları arayışlarının hızlanmasına yol açan önemli bir etken olmuştur.
Enerji problemine çözüm düşüncesiyle; yenilenebilir enerji kaynakları olarak
adlandırılan, güneş, rüzgâr, yakıt hücresi (fuel cell), gel-git, jeo-termal, fosil atık
yakıt sistemleri üzerine çalışmalar yoğunlaşarak devam etmektedir. Yenilenebilir
enerji kaynaklarından en çok yaygın olanları Rüzgâr ve Güneş enerjileridir. Yeterli
düzeyde olmasa da, bu iki enerji kaynağının yaygın olmasının en önemli sebepleri;
yeryüzünün birçok bölgesinde uygulanabilir olması ve bileşenlerinin kolayca temin
edilebilmesidir. Türkiye iklim kuşağı olarak bu kaynaklar yönünden zengin olmasına
rağmen, toplam enerji üretimi içerisinde bu kaynaklarla enerji üretimi miktarı dünya
ortalamasının çok altındadır. Örneğin Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi üretimi
içerisinde rüzgâr enerjisi oranı %2 (1,2MW) iken Almanya’da %15, Danimarka’da
%20’dir [1]. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı devlet tarafından
gerek kurulum esnasında ve gerekse alım süresince çeşitli şekillerde
desteklenmektedir. Diğer taraftan Türkiye kullanmış olduğu mevcut enerji kaynakları
açısından büyük oranda dışa bağımlıdır.

Güneş enerjisi kullanılarak elektrik üreten sistemler üzerine yapılan çalışmalar


diğerlerine göre kolay, uygulanabilir ve düşük maliyetli olması sebebiyle ticari ürüne
dönüşmüş durumdadırlar. Kontrol kolaylığı ve yatırım maliyetinin düşüklüğü
sebepleri ile önceleri güneş veya rüzgâr enerjisinin birbirinden bağımsız olarak
üretimi ve kullanımı üzerine çalışmalar yapılmıştır. Güneşten elektrik enerjisi üretme
işleminde kullanılan güneş panellerin üretim çeşitliliği günümüz için tatminkâr bir
düzeye gelmiş bulunmakta olup, birim yüzeyde daha çok elektrik enerjisi üretme
üzerine çalışmalar devam etmektedir. Belirlenmiş olan bir güç değeri için belirli
sayıda güneş panelinin seri-paralel bağlanmaları sonucu istenilen gücün elde
edilmesi mümkün olabilmektedir. Ancak bu panellerden elde edilen gücün DA
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 169
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
olması ve şebekenin ya da kullanıcıların AA güç taleplerinin bulunması, bir DA/AA
evirici ihtiyacını zorunlu kılmaktadır. Sadece gün ışığında enerji üretilebilmesi ise,
gün ışığının olmadığı zamanlarda kullanım amacıyla bu enerjinin depolanması
gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Enerjinin depolanmasında kullanılan aküler ise,
sistemin diğer bileşenlerine göre çok daha kısa ömürlü bir malzeme olduğundan, bu
elemanlara daha az ihtiyaç duyulmalıdır. Yani akülerin ömrünü belirleyen en önemli
ölçütlerden birisi şarj-deşarj sayısıdır. Güneşin olmadığı saatlerde rüzgârdan elektrik
enerjisi üretilebileceğinden, kullanıcı talepleri bu enerjiden karşılanacaktır. Böylece
akü grubu daha kısa süreli seçilebilecek, Hibrit sistemde akülerin şarj-deşarj sayısı
hibrit olmayan bir sisteme göre daha az olacağından akülerin kullanım ömrü
uzayacaktır [2].

Elektrik enerjisi üretiminde kullanılan rüzgâr santralleri birkaç yüz Watt değerinden
birkaç mega Watt değerine kadar üretilmekte ve kullanılmaktadır. Bu ürünlerin
küçük ölçekli olarak adlandırılabilenleri rüzgârın en uygun olması halinde bile, bir
evin ihtiyaçlarını günün her saatinde karşılayabilecek düzeyde değildir. 1 kW ve
daha yüksek güçler için ise önemli fiyat artışı olmaktadır. Rüzgâr enerjisinin depo
edilebilmesi içinde alternatör çıkışının doğrultulması ve bir düzenleyici üzerinden
akü grubuna bağlanması gereklidir. Güneş enerjisi ile birlikte kullanım halinde akü
grubu maliyeti düşecek ve aküden, şebekeden veya dizel jeneratörden beslenme
ihtiyacı azalacaktır.

3. GÜNEŞTEN ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİLMESİ

Güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde etme amacıyla tasarlanan sistemler,


panellerden elde edilen enerji şebeke etkileşimli çalışma, ada modu çalışma,
depolama sonra kullanma gibi farklı yöntemlerle yüke iletilmektedir. Şebeke
etkileşimli çalışmada panellerden elde edilen DA gerilim bir evirici yardımıyla
doğrudan şebekeye aktarılmaktadır, ada modu çalışmada şebekenin olmadığı yerde
alıcılar doğrudan beslenmektedir, depolama sonra kullanma durumunda ise bir akü
grubu şarj edilerek enerji depolanmakta ve ihtiyaç duyulduğunda kullanılmaktadır
[3]. Simülasyonu yapılan sistemde ise, panellerden elde edilen DA gerilim bir
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 170
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
yükselten konvertörden geçirilmekte ve konvertörün çıkışındaki gerilim invertör
vasıtasıyla AA’a çevrilerek kullanıcıya iletilmektedir. Buradaki amaç güneş
panellerinden gelen enerjiyi invertörün giriş seviyesi sınırları içerisinde tutabilmek,
ayrıca sistemin maksimum güç noktası takibi (MPPT) yapabilmesinin sağlamaktır.
Yükselten konvertörün anahtarlama elemanına uygulanan boşluk darbe oranları
değiştirilerek, konvertör çıkışındaki gerilim seviyesi değiştirilmektedir.

Fotovoltaik panellerde güneş ışıması, çevre sıcaklığı gibi faktörlere bağlı olarak
maksimum güç noktası değişmektedir. MPPT yapılmasının amacı mevcut yatırımdan
maksimum enerji sağlayarak verimi yükseltmektir. Bu durum ise ancak panel
gerilimi ve panelden çekilen akım değerlerinin sürekli olarak takip edilip, maksimum
gücün hesaplanması yolu ile yapılır. Şekil 1.a’da sistemde kullanılan Sharp
NUSOE3E modeli 185 Watt’lık güneş panelleri için belirli bir değerdeki maksimum
güç noktası ve Şekil 1.b’de ise güneş panelinin MPPT uygulanmayan durumdaki yük
eğrileri verilmektedir.

Çıkış Gücü (W) 7

180 MPPT 6

150 5 MPP Yük


Çıkış Akımı (A)

Eğrisi
120 4

90 3 Yük
Eğrisi
60 2

30 1

0 5 10 15 20 25 0 5 10 15 20 25
Çıkış Gerilimi (V) Çıkış Gerilimi (V)

(a) (b)

Şekil 1. (a)MPPT uygulanan modül Güç-Voltaj ( b) Akım-Voltaj karakteristik


eğrileri

Şekilden de görüleceği gibi güneş panelinden elde edilen farklı gerilim ve akım
değerlerine karşılık, güç noktası en yüksek seviyede tutulmaya çalışılmaktadır.
Böylece sistemin en iyi verimle çalıştırılması sağlanmaktadır. Maksimum güç
noktası takip işlemi sırasında güneş panelleriyle ilgili olarak iki faktörün dikkate
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 171
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
alınması gerekmektedir. Panellerin farklı güneşlenme ve sıcaklık değerlerinde
verimleri değiştiği için maksimum güç noktaları da çevre sıcaklığı değiştikçe veya
güneşlenme miktarındaki değişmelere bağlı olarak değişmektedir [4].

4. RÜZGÂRDAN ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ

Rüzgâr türbinlerinin rüzgâr enerjisi üretiminde maksimum verimde çalıştırılabilmesi


için, alternatörün parametrelerine bağlı olarak maksimum güç noktasının takip
edilmesi gerekmektedir. Ayrıca rüzgâr hızındaki ani değişiklikler ve türbinin
mekanik tepkilerinin de bilinmesi gereklidir. Bu bilgiler ile birlikte kullanılan
türbinin yapısına bağlı olarak, MPPT kontrol sistemi çeşitlilik göstermektedir. MPPT
kontrol uygulamalarındaki temel farklılıklar şu şekilde sıralanabilir;

• Maksimum güç noktası izleme adımları rüzgâr hızındaki değişimlere bağlı


olarak ayarlanan sistemler,

• PWM sinyalindeki ölü zamanı (dead time effect) doğru belirlemek güç
anahtarlarının kısa devre olmasını, ya da ısınmasını engeller. Aynı zamanda,
ölü zamanın alternatörün dönüş hızıyla senkronize edildiği sistemler ki
burada, güç eğrisinin kararlı olması ve MPP noktasının izlenmesi için
alternatörün dönüş hızıyla senkronize PWM sinyali üretilir.

• Alternatörün dönüş hız referansındaki dalgalanmaları azaltmak için MPPT


kontrolörün çıkışında alçak geçiren filtre kullanılan sistemler. Bu sistemlerde
filtrenin gecikme etkisi ile sistemin mekanik zaman sabiti dikkatle
incelenmelidir.

Sonuçta bu sistemlerle, yüksek verimli, düşük maliyetli, hızlı ve kararlı enerji


dönüşümü yapılması amaçlanmaktadır [5].

Rüzgâr türbinleri ile yapılan MPPT uygulamalarında öncelikle kullanılan rüzgâr


türbininin çeşitli rüzgâr hızı değerlerindeki, alternatör hızı ve çıkış gücünü
karşılaştıran eğrileri çıkarılmaktadır. Sonra bu eğrilerden faydalanılarak türbinin
maksimum güç noktaları belirlenmekte ve sistem buna göre düzenlenmektedir. 1,5
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 172
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
kW’lık bir rüzgâr türbini için yapılan deneyler sonucunda elde edilen hız-çıkış gücü
eğrisi Şekil 2’de verilmiştir.

Rüzgar Türbini Karakteristiği

12 m/s
1.2
Maksimum Güç Eğrisi
1
11 m/s

Güç (kW)
0.8
10 m/s
0.6
9 m/s
0.4
8 m/s

0.2 7 m/s
6 m/s
5 m/s
0
500 1000 1500 2000 2500 3000
Generatör Hızı (rpm)

Şekil 2. 1,5 kW’lık rüzgâr türbininin Hız-Güç eğrisi

Şekilde çeşitli rüzgâr hızı değerlerinde türbinin alternatör dönüş hızına bağlı olarak
elde edilen çıkış gücü eğrileri verilmiştir. Eğrilerin tepe noktalarını birleştiren
üçüncü eğri ise bu türbin için maksimum güç noktası takip eğrisi olmaktadır [6].

5. HİBRİT SİSTEMDE KULLANILAN KONVERTÖRLERİN YAPISI VE


SİMÜLASYONU

Tasarlanan hibrit sistemde, güneş ve rüzgâr enerjilerinden aynı anda yararlanılarak


elektrik enerjisi üretimi amaçlanmaktadır. Hibrit sistemlerde kullanılacak kaynaklar
çeşitlilik göstermektedir. Uygulamada güneş, rüzgâr ve üçüncü kaynak olarak da
dizel jeneratör kullanılan sistemler üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Ancak kaynak
sayısı ne kadar artarsa sistemin verimli çalışabilmesi için gerekli kontrol sistemi daha
fazla karmaşık olmaktadır [7]. Bu çalışmada birisi sabit mıknatıslı rüzgâr türbini
çıkışında, diğeri ise güneş panelleri çıkışında olmak üzere iki adet boost konvertör
kullanılmış ve bunların çıkışı aynı DA barada toplanmıştır. Konvertörlerin her ikisi
aynı anda çalışabileceği gibi rüzgâr ya da güneşten herhangi birinin enerji üretim
durumuna göre tek başına da çalışabilecektir. Bu durumu karşılayabilecek simulink
modeli oluşturulmuş ve güneş ve rüzgâr enerjilerinin birlikte kullanıldığı hibrit
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 173
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
konvertörün simülasyonu yapılmıştır. Simülasyonu yapılan sistemin rüzgâr ile ilgili
konvertöre ait MATLAB/SIMULINK modeli Şekil 3’de verilmiştir.

Şekil 3. Rüzgâr enerjisi ile kullanılan boost konvertörün simülasyonu

Burada her iki sistemin girişine güneş paneli modeli ve rüzgâr jeneratörü modelinden
gerilim uygulanmıştır. Konvertörlerin girişlerindeki DA gerilim ve akımlardan
hesaplanan güç değeri, maksimum güç noktası takip işlemi için referans güç girişi
olarak kabul edilmektedir. Elde edilen Prüzgar ve Pgüneş güçleri mantıksal bir döngüde
sürekli olarak hesaplanarak bir önceki değerler ile karşılaştırılmakta ve güç
değerlerinin artış veya azalma değerlerine göre üretilmekte olan PWM sinyalinin
anahtarlama oranı değiştirilmektedir.

Konvertörlerin çalışması sırasında iki ayrı durum göz önünde bulundurularak sistem
tasarımı ve programlama yapılmıştır. İki konvertörün çıkışları aynı baraya
birleştirilerek oluşturulan otak DA’nın çıkış gerilim seviyesini sabit tutabilmek
amacıyla her iki konvertörün anahtarlama sinyalleri, birbirleri ile ilişkili ancak
bağımsız olarak değişmektedir.

Her iki konvertöre çalışması esnasında, her iki kaynaktan da maksimum güç transferi
hedeflenmiştir. Olabilecek durumlar ise şu şekilde sıralanabilir;

• Rüzgâr jeneratörü ile güneş panellerinin aynı anda enerji üretmesi,

• Rüzgârdan enerji üretilip güneşten üretilememesi,

• Güneş panellerinde enerji üretilip rüzgâr türbininden enerji üretilememesi,


EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 174
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
gibi durumlarda, konvertörler ile sistemden üretebilecek gücü maksimum değerde
tutabilmektir. Simülasyonu yapılan konvertörlerin maksimum güç noktası takibine
ait MATLAB/SIMULINK uygulaması Şekil 4’te verilmiştir.

Şekil 4. Hibrit boost konvertörlerin MPPT simülasyonu

Boost konvertörün giriş ve çıkışın gerilimleri ile giriş akım değerleri okutulmakta, bu
değerlerden girişe ait olanlar MPPT ve koruma çıkışlar ise koruma amaçlı
kullanılmaktadır. Koruma fonksiyonlarını da içeren maksimum güç takibi
algoritmasına göre üretilen değişken PWM sinyali güç anahtarlarının kapı girişlerine
uygulanmaktadır. Maksimum güç noktası takibi esnasında yapılan PWM oranlarının
belirlenmesinde, kaynağın (PV modüllerin) maksimum akım değeri ile yükselten
konvertörün çıkışına bağlanacak olan invertörün DA giriş gerilimi ve güç
değerlerinin aşılmaması durumu da kontrol edilmektedir.

Sistemde konvertörler ayrı olarak çalıştırılmakta, ancak çıkışları aynı DA baraya


bağlanmaktadır. Simülasyonda sistemin farklı yükler karşısındaki tepkisini
değerlendirebilmek amacıyla iki farklı değerdeki yük sırasıyla devreye girmektedir.
Boost konvertörün hibrit olarak çalıştırılmasına ve kademeli olarak yüklenmesine ait
simülink modeli Şekil 5’te verilmiştir.
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 175
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).

Şekil 5. Boost konvertörün MATLAB simülasyonu

Konvertörlerde kullanılan ikinci kademedeki bobinler gerilimdeki dalgalanmaları


filtre etmek için kullanılmıştır. Ayrıca konvertörlerin bir diğerinden ters akım
geçirmesini önlemek için çıkışlarına ters diyot bağlanmıştır.

gerilim-zaman grafiği
1000
gerilim (V)

500

Yük 1 Yük 2
0

-500
0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1
zaman (s)
(a)

akım-zaman grafiği
150

100 Yük 1 Yük 2


akım (A)

50

-50
0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1
zaman (s)

(b)

4 güç-zaman grafiği
x 10
10

Yük 1 Yük 2
5
güç (VA)

-5
0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1
zaman (s)

(c)

Şekil.6 Simülasyon sonuçları


EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 176
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
Simülasyondan elde edilen sonuçlar Şekil 6’da verilmiştir. Şekil 6.a, b ve c’de MPPT
sağlamak amacıyla 2. yükün devreye girdiği andaki anahtarlama sinyalinin durumu
her üç grafikte de görülmektedir. Şekil 6 a’da gerilim zaman grafiği görülmektedir.
Devrede 0.04 saniyeye kadar 1. yük, 0.04 saniyeden sonra 2. yük devreye
girmektedir. 1. yük devrede iken gerilim değeri 500 V’un üzerinde iken, 2. yük
devreye girdiğinde bu gerilim değeri 500 V seviyesine düşmektedir. Şekil 6.b’de
akım zaman grafiği verilmiştir. 1. yük devrede iken akım değeri 50 A’in altında iken,
2. yük devreye girdiğinde akım 50 A seviyesine çıktığı görülmektedir. Şekil 6.c’de
ise güç zaman grafiği görülmektedir. Burada 2. yük devreye girdiğinde gerekli
anahtarlamanın yapıldığı ve bunun sonucunda çekilen gücün arttığı görülmektedir.

5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Son yıllarda elektrik enerjisi üretim alanında alternatif, çevre dostu yeni enerji
kaynakları ile enerji üretimi önem kazanmıştır. Güneş ve rüzgâr temel alternatif
enerji kaynaklarındandır. Bu enerji kaynaklarının maksimum güç noktasında
çalıştırılması ile mevcut yatırım en verimli hale getirilmiş olur. Bu çalışmada güneş
ve rüzgâr enerjilerinin birlikte kullanıldığı hibrit bir sistem için yükselten konvertör
simülasyonu Matlab/Simulink kullanılarak yapılmıştır. Böylece iki farklı kaynaktan
elde edilen farklı seviyedeki DA gerilimler aynı DA barada birleştirilerek ortak bir
yük beslenmiştir. Hibrit enerji üretilen sistemdeki kaynak sayısı değişiklik
gösterebilecek ve hidrojen gibi kaynaklar hibrit sistem içinde yer alacaktır.

6. TEŞEKKÜR
Yazarlar, bu çalışmaya, proje kapsamında destek veren Gazi Üniversitesi Bilimsel
Araştırma Fonu ve Devlet Planlama Teşkilatı’na teşekkür ederler.

7. KAYNAKLAR

1. Çelik A.N., “A statistical analysis of wind power density based on the Weibull
and Rayleigh models at the southern region of Turkey”, Renewable Energy,
2003, Page(s); 593-604.

2. Çolak İ., Bayındır R. Sefa İ. and Demirtaş M., “Design of a Hybrid Energy
Power System Using Solar and Wind Energy”, 2nd International Conference on
Technical and Phsical Problems in Power Engineering, 2004, Page(s):776-778
September, Tebriz-Iran.
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 177
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
3. Ho B.M.T., Henry Shu-Hung C., “An integrated inverter with maximum power
tracking for grid-connected PV systems”, Power Electronics, IEEE Transactions
on Volume 20, Issue 4, July 2005 Page(s):953 – 962

4. Koutroulis E., Kalaitzakis K., Voulgaris N.C., “Development of a


Microcontroller-Based, Photovoltaic Maximum Power Point Tracking Control
System”, IEEE Transactions on Power Electronics, Vol. 16, No: 1, Jan 2001
2, Page(s):46 – 54.

5. Yaoqin J., Zhongqing Y., Binggang C., “A New Maximum Power Point Tracking
Scheme for Wind Generation”, Power System Technology, 2002.
PowerCon2002, International Conference on Vol 1., Oct 2002, Page(s):144 –
148.

6. Morimoto S., Nakayama H., Sanada M., Takeda Y., “Sensorless Output
Maximization Control for Variable-Speed Wind Generation System Using
IPMSG”, IEEE Transactions on Industry Application, Vol. 41, Jan-Feb 2005 2,
Page(s):60 – 67.

7. Schmitt, W., “Modeling and simulation of photovoltaic hybrid energy systems-


optimization of sizing and control”, Photovoltaic Specialists Conference, 2002.
Conference Record of the Twenty-Ninth IEEE 19-24 May 2002 Page(s):1656 -
1659
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 178
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
GÜNEŞ PİLLERİNİN ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİNDE
KULLANIMI

İlhami ÇOLAK İbrahim SEFA Ramazan BAYINDIR

Şevki DEMİRBAŞ Mehmet DEMİRTAŞ

GEMEC, Gazi Elektrik Makinaları ve Enerji Kontrol Grubu,


Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü 06500 Beşevler/ANKARA
icolak@gazi.edu.tr isefa@gazi.edu.tr bayindir@gazi.edu.tr demirbas@gazi.edu.tr
mehmetd@gazi.edu.tr

ÖZET

Son yıllarda elektrik enerjisi üretim alanında yenilenebilir çevre dostu yeni enerji
kaynakları ile enerji üretimi çok büyük önem kazanmıştır. Temel alternatif enerji
kaynakları güneş, rüzgâr ve jeotermallerdir. Bu alanda enerji üretimi için güneşte
büyük kapasitenin olduğu tespit edilmiştir. Elektrik enerjisi direkt olarak güneş
pilleri yardımıyla güneşten sağlanabilir. Elektrik enerjisi üretimi güneş hücrelerine
gelen ışık miktarına, sıcaklığa ve hücre yapısına bağlı olduğu için, güneş hücrelerinin
çalışması, elektriksel karakteristiği ve eşdeğer devresinin bilinmesi maksimum verim
için zorunludur. Bu makalede, güneş enerji sistemleri alanında çalışan araştırmacılar
için güneş pillerinin temel özellikleri açıklanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Güneş enerjisi, yenilenebilir enerji, güneş pili, güneş pili
eşdeğer devresi.

ABSTRACT

Recent years, productions of electric energy with clean and alternative energy source
have been more importance, due to increasing of energy consumption and
environmental reasons. The main alternative energy sources are solar, wind and
geothermal. In this area, the sun is the largest energy source. Electric energy is
directly obtained from sun by means of solar cell. Since the energy supplied by solar
cells depends upon the insolation, temperature and cell voltage, it is necessary to
know the generating principles, the electrical characteristics and the equivalent
circuit of solar cell for the maximum efficiency. The aim of this paper is to clarify
the main specification of solar cell for researchers working in this field.

Key Words: Solar energy, renewable energy, solar cell, solar cell equivalent circuit.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 179
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).

1. GİRİŞ

Güneş dünyamızın enerji kaynağıdır. İklimlerin oluşumundan bitkilerin enerji


ihtiyaçlarına kadar tüm dünyanın, ihtiyacı olan güneş enerjisinin %95’ni gözükür ışık
yoluyla almasını sağlar. Ultraviyole ve infrared ışıkta güneş spektrumu içindedir. Her
ne kadar çok büyük yıldızlar da enerjilerini X-rays ve radyo sinyalleri şeklinde
gönderseler de, bu miktar güneşin gönderdiği miktardan çok çok küçüktür. Işık
tayfında güneş radyasyonunun gösterimi Şekil 1’de verilmiştir. Şekilde güneşten
dünyamıza gelen ışığın sayısal olarak dalga boyu, frekans ve foton enerjileri
verilmiştir. Dalga boyunda görünen ışığın sol tarafı ultraviyole, sağ tarafı ise infrared
ışıktır [1].

Görünen

Dalgaboyu(m)

10 -9 10 -8 10 -7 10 -5 10 -4

Ultraviyole İnfrared
10 17 10 16 10 15 10 13 10 12

Frekans (Hz)

10 3 10 2 10 1 10 -1 10 -2

Foton Enerjisi(eV) mavi


Güneş sarı
Radyasyonu
kırmızı

Şekill 1. Işık tayfı

Güneş, radyasyon enerjisini 2x10-7 ile 4x10-6 metre dalga uzunluğu arasında
dünyamıza ulaştırır. Bu dalga uzunlukları da Şekil 1’den görüldüğü gibi görünen ışık
dalga boylarına çok yakındır. Her dalga boyu bir frekansa ve enerjiye tekabül eder.
Dalga boyu küçüldükçe frekans ve elektron volt (eV) cinsinden enerji artar.

Spektrumun her bölümü değişik enerji seviyesine sahiptir. Mesela, kırmızı renk en az
enerji seviyesine sahipken, mor renk en fazla enerjiye sahiptir. Görünmez taraftaki
mor ötesi ışınlar daha fazla photon enerjisine sahip olduklarından, insan derisi
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 180
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
üzerinde yanıklara sebep olurlar. Öte yandan kırmızı kısım sıcaklık olarak hissedilir
[2].

Işığın bir yerden başka bir yere gitmesi dalgayla karakterize edilir. Dalga boyu ne
kadar büyürse enerjisi o kadar küçük demektir. Her saniye, güneş çok büyük
boyutlarda enerjiyi sistemine serbest bırakır. Dünya bu enerjinin çok küçük bir
bölümünü alır. Ortalama olarak 1367 Watt/m2 ışık enerjisi atmosferin en üst
katmanına isabet eder. Atmosfer X-rays ve mor ötesi ışınları süzerek toprağa iletir.
Bu halde dahi her dakikada gelen güneş enerjisi insanların sarf ettiği enerjiden
fazladır. Şekil 2’de güneş ışığının atmosferde yayılımı verilmiştir [1].

Şekil 2. Güneş ışığı yayılımı

Dünya atmosferi ve bulutlar ışık enerjisinin bir kısmını emerler, bir kısmını
yansıtırlar. Geriye kalan enerji toprağa erişir. Daha sonra bu enerji fotovoltaik
(photovoltaic: PV) sistemler tarafından elektrik enerjisine çevrilir.

• Güneş pilleri (fotovoltaik piller), yüzeylerine gelen güneş ışığını doğrudan


elektrik enerjisine dönüştüren yarıiletken maddelerdir. Yüzeyleri kare,
dikdörtgen, daire şeklinde biçimlendirilen güneş pillerinin alanları genellikle
100 cm² civarında, kalınlıkları ise 0,2-0,4 mm arasındadır.

• Güneş pilleri fotovoltaik ilkeye dayalı olarak çalışırlar, yani üzerlerine ışık
düştüğü zaman uçlarında elektrik gerilimi oluşur. Pilin verdiği elektrik
enerjisinin kaynağı, yüzeyine gelen güneş enerjisidir.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 181
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
• Güneş enerjisi, güneş pilinin yapısına bağlı olarak % 5 ile % 20 arasında bir
verimle elektrik enerjisine çevrilebilir.

• Güç çıkışını artırmak amacıyla çok sayıda güneş pili birbirine paralel yada
seri bağlanarak bir yüzey üzerine monte edilir, bu yapıya güneş pili modülü
ya da fotovoltaik modül adı verilir. Güç talebine bağlı olarak modüller
birbirlerine seri ya da paralel bağlanarak bir kaç Watt’tan megaWatt'lara
kadar sistem oluşturulur.

2. IŞIK ENERJİSİNİ ELEKTRİK ENERJİSİNE ÇEVİRME

PV modüller, ışık enerjisini elektrik enerjisine çevirir. "Photo-Voltaic" diğer bir


anlamda "Işık-Elektriği"’dir. Güneş hücreleri PV modülleri oluştururlar. Saatlerdeki
ve hesap makinelerindeki enerji üretenler işte bu güneş hücreleridir. Ev
aydınlatılmasında, sulamada, havalandırmada kullanılan PV’ler biraz daha karışık ve
teknik isteyen türlerdendir.

Güneş ışığı, "photon" olarak adlandırılan güneş enerjisini oluşturan partiküllerle


birliktedir. Bu photonlar değişik ışık dalga boylarında farklı enerjiye sahiptir.
Photonlar PV modüle çarptığında, bir kısmı yansır, bir kısmı PV modül tarafından
emilir, bir kısmı da PV modülünü geçer. Sadece PV modül tarafından emilen
photonlardan elektrik üretilir. Emilen photonların enerjisi PV modüldeki elementin
elektronuna transfer olur.

Fotovoltaik bir pilin kesit şekli ve elektrik enerjisinin oluşumu Şekil 3’te verilmiştir
[1]. Elektronlar kazandıkları enerjiyle mevcut yerlerinden ayrılır ve elektrik devresini
oluştururlar. Elektronların bu yer değiştirmesinden dolayı boşluklar oluşur. Böylece
PV modülde elektrik alanı oluşturur. Oluşan gerilim lambanın aydınlanmasını sağlar.
Sonuçta tüm güneş ışığının %55'i elektrik enerjisine dönüşebilir.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 182
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).

Şekil 3. Fotovoltaik bir pilin kesiti

3. GÜNEŞ HÜCRESİNİN YAPISI

Güneş hücresinin en önemli parçası yarı-iletken katmanıdır, çünkü elektron akımı


burada oluşur. Bu yarı-iletken tabakayı oluşturan birçok element vardır, ancak bu
elementlerin PV modülü oluşturmaları için artı ve eksileri vardır, ideali yoktur.
Hücrelerin oluşumu ve hücrelerin üstündeki katmanları gösteren, Şekil 4’den
görüldüğü gibi, hücrelerden elde edilen enerji elektrik miktarının ölçüsü olamaz.
Foton etkilenmesinden serbest kalan her elektron P tipi yarı-yalıtkan maddedeki
delikleri doldurma konumuna geçer. Bu olay pozitif elektrik yükünü P tipi maddenin
temas yüzeyinde, negatif elektrik yükünü de N tipi maddenin temas yüzeyinde
toplanmasına neden olur ve güneş pillerinin bir üreteç gibi davranmasını sağlar.
Güneş pillerinin iki kutbu bir iletkenle birleştirildiği zaman birleştirilen iletkenden
bir elektrik akımının geçtiği görülür. Hücrelerin üstüne ve altına konulan kontak
levhaları, üstünü örten cam veya plastiğin özellikleri de verimliliği etkiler [3].
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 183
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).

Şekil 4. PV Panelin katmanları

3.1. IŞIK BANT ARALIĞI

Güneş ışığındaki photon PV modüle geldiğinde, sadece bir kısım enerji elektronları
açığa çıkartabilir. Bu seviyedeki enerjiye bant aralığı enerjisi denir. Bu enerji aralığı
elementin kovalent bağından elektronu ayırabilir. Ayrılan elektron elektrik devresini
oluşturur. Işıktaki photonların bu enerjisine photon-enerjisi denir. Bu enerji en az
band aralığı enerjisi kadar olmalıdır ki, elektronları açığa çıkarsın. Photon enerjisinin
bant aralığı enerjisinden fazla olan kısmı elektronları serbeste çıkarken ısı oluşturur.
Burada en önemli olay yarı-iletken malzemenin moleküler yapısının ayarlanmasıdır.
Yani bant aralığı enerjisinin alabildiği en fazla photon enerjisini verebilmektir.

PV yarı-iletkenlerin band-aralığı enerjisi 1.0 ile 1.6 eV arasıdır. Bu enerji


elektronların ışınmadan açığa çıkabileceği enerji miktarıdır. Panellerde kullanılan
malzeme türüne göre elde edilen enerji değişimi Şekil 5’de verilmiştir [1]. Burada
Silikon kristalinin band aralığı enerjisi 1.1 eV, galyum arsenit kristalinin enerjisi 1.43
eV ve alüminyum galyum arsenit kristallerin band aralığı enerjisi ise 1.7 eV’tur.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 184
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
Güneş Işığı

Aliminyum
Silikon Galyum arsenit
galyum arsenit
> 1,1 eV > 1,43 eV
> 1,7 eV
soğurur soğurur
soğurur

<1,1 eV <1,43 eV <1,7 eV

Şekil 5. Panelin türüne göre elde edilen enerji

Değişik dalga boylarındaki ışık photon enerjileri de eV birimi ile ölçülür. Güneş
spectrumu, infrared-ultraviole arasında 0.5 eV ile 2.9 eV arasındadır. Kırmızı ışık 1.7
eV, mavi ışık 2.7 eV enerjiye sahiptir. Güneş ışığının %55'i kullanılamaz, çünkü
photon enerjisi band-aralığı enerjisinin ya altındadır, yani elektronları serbestte
çıkaracak enerjiye sahip değildir, yada üstündedir, bu da ışınmaya sebep olur [4].

4. HÜCRELERDEN MODÜLER SİSTEMLERİN OLUŞTURULMASI

PV modüllerin en küçüğü hücredir. Bir hücreli PV sistemler 1 ile 2 Watt arasında


enerji üretirler. Birçok hücreyi birleştirip daha fazla enerji üretebilecek modüler
sistemler oluşturabilir.

Modüler sistemler yan yana bağlanarak diziler elde edilir. Modüllerin değişik
bağlantılarıyla oluşturulan dizilerden daha büyük enerjiler üretilebilmektedir. PV
modüllerin panel yapıları Şekil 6’da verilmiştir. Burada her hücre 1-2 Watt
değerindedir. Hücrelerin bir araya getirildiği modüllerin güçleri ise 160 Watt’a kadar
çıkmaktadır [5].
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 185
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).

Şekil 6. PV panel

4.1 GÜNEŞ PİLLERİNİN ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ

Basitleştirilmiş eşdeğer devrede verildiği gibi güneş pilleri lineer olmayan bir yapıya
sahiptir. Şekil 7’de güneş pili bir akım kaynağı olarak modellenmiştir.

Io

Rs

Iq D Rsh Vo Ro

Şekil 7. Güneş pili elektriksel eşdeğer devresi


EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 186
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
Güneş pilinin Rsh şönt direnci ihmal edilirse I-V karakteristiği Eşitlik 1’de verildiği
gibidir.

  q  
I o = I q − I sat exp  ( Vo + I o R S ) − 1 (1)
  AKT  

Burada, Iq ışık tarafından üretilen akım, Isat güneş pilinin ters doyum akımı, q
elektronik şarj, A boyut faktörü, K Boltzmann sabiti, T Sıcaklık, Rs güneş pilinin seri
direnci, Io çıkış akımı, Ro yük direnci, Vo çıkış gerilimidir. Literatürde Eşitlik 1’de
verilen I-V karakteristiği yerine birçok durumda V-I karakteristiği kullanılır.

AKT  I q − I o + I sat 
Vo = − I o RS + .ln   (2)
q  I sat 

Eşitlik 1, Şekil 8’deki verilen güneş pilinin çıkış karakteristiğine ait benzetim
sonuçları elde etmek için kullanılmıştır [6]. Burada güneş pilinin karakteristiğinin
lineer olmayan bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Güneş pilinin çıkış
karakteristiği güneş ışınlarının durumu, sıcaklık ve yük koşullarından
etkilenmektedir. Her bir eğri güneş pilinin en yüksek verimi için en iyi çalışma
noktası olan maksimum güç noktasına sahiptir. Sıcaklık yükseldiği zaman açık devre
gerilimi ve maksimum güç yavaşça düşmektedir.

Şekil 8a’da birim cm2’ye karşılık üretilen enerji miktarına bağlı olarak panellerin
akım ve gerilimleri karşılaştırılmaktadır. Farklı güçlerdeki panellerin maksimum güç
noktaları da farklı olmaktadır. Şekil 8b’de ise solar panel için farklı sıcaklık
değerlerinde akım ve gerilim değerleri karşılaştırılmaktadır. Panel sıcaklığı arttıkça,
üretilen gerilim düşmekte ve maksimum güç noktası da değişmektedir.

Şekil 8c ’de ise panel sıcaklığı arttıkça, panelin açık devre gerilim değeri ve
maksimum güç noktası düşmekte, ancak kısa devre akımının çok az bir artış
gösterdiği görülmektedir [7].
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 187
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
1.4 1.4

0.9 100mw/cm2 1.2 0.9 o 1.2


70 C
0.8 Pmax 0.8 50oC

Panel Çıkış Gücü (P.U)

Panel Çıkış Gücü (P.U)


0.7 1.0 0.7 30oC 1.0
80mw/cm2
Panel Akımı (P.U)

Panel Akımı (P.U)


0.6 0.8 0.6 P
P 0.8
0.5 0.5
60mw/cm 2 Pmax
0.4 0.6 0.6
0.4
0.3 0.4 0.3 0.4
0.2 0.2
0.2 0.2
0.1 0.1

0 0.1 0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9 0 0 0.1 0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9 0
Panel Gerilimi (P.U) Panel Gerilimi (P.U)
(a) (b)

1.4
1.3

1.2

1.1

1.0 Isc
Bağıl Tepki (%)

0.9
Voc
0.8

0.7
Pmax
0.6

0.5

0 -60 -40 -20 0 20 40 60 80 100


Panel Sıcaklığı (oC)
(c)

Şekil 8. Solar panellerin çıkış karakteristikleri

5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Günümüzde artan enerji ihtiyacı, mevcut enerji kaynaklarının sınırlı olması ve


çevreyi kirletmesi araştırmaları yeni ve temiz enerji kaynaklarına yöneltmiştir. Temiz
enerji kaynağı olarak kullanılan güneş enerjisi ve bu enerjinin üretilmesinde
kullanılan güneş pilleri hakkında bilinmesi gereken temel bilgiler bu çalışma ile
verilmeye çalışılmıştır. Verilen bilgiler ile kullanım aşamasında kullanıcıların güneş
pilini daha etkin ve verimli bir şekilde kullanmaları amaçlanmıştır.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 188
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
6. TEŞEKKÜR

Yazarlar, bu çalışmaya, proje kapsamında destek veren Gazi Üniversitesi Bilimsel


Araştırma Fonu ve Devlet Planlama Teşkilatı’na teşekkür ederler.

7. KAYNAKLAR

1. http://www.orjinsolar.com

2. Luque A., Hegedus S., “Handbook of Photovoltaic Science and Engineering”,


Wiley, 2005.

3. Haktanır D., “Güneş Enerjisinin Enerji Ağırlığı Nedir?”, Emobilim, Cilt 2, Sayı
4, sayfa: 6-13, Lefkoşa, 2002.

4. Cruz Martins D., Demonti R., Barbi I., “Usage of the solar energy from the
photovoltaic panels for the generation of electrical energy”, Telecommunications
Energy Conference, INTELEC’99, 6-9 June 1999.

5. Andreev V., Ionova E., Rumyantsev V., Sadchikov N., Shvarts M.,
“Concentrator PV modules of "all-glass" design with modified structure”,
Photovoltaic Energy Conversion, 2003. Proceedings of 3rd World Conference on
Volume 1, 11-18 May 2003 Page(s):873 - 876 Vol.1.

6. Chihchiang H., Chihming S.,” Study of maximum power tracking techniques and
control of DC/DC converters for photovoltaic power system”, Power Electronics
Specialists Conference, 1998. PESC 98 Record. 29th Annual IEEE, Page(s):86– 93,
Volume 1, 17-22 May 1998.

7. Chihchiang H., Chihming S., “Control of DC/DC converters for solar energy
system with maximum power tracking”, Industrial Electronics, Control and
Instrumentation, 1997. IECON 97. 23rd International Conference on Volume 2,
Page(s):827-832, 9-14 Nov. 1997.
189

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler
Soyadı, Adı : DEMİRTAŞ, Mehmet
Uyruğu : T.C.
Doğum tarihi ve yeri : 18.07.1975 Üsküdar/İSTANBUL
Medeni hali : Evli
Telefon : 0 (312) 202 85 43
Faks : 0 (312) 212 00 59
e-mail : mehmetd@gazi.edu.tr

Eğitim
Derece Eğitim Birimi Mezuniyet tarihi
Yüksek lisans Gazi Üniversitesi /Elektrik Eğitimi Bölümü 2000
Lisans Gazi Üniversitesi/ Elektrik Eğitimi Bölümü 1997
Lise Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 1993

İş Deneyimi
Yıl Yer Görev
1998-1999 H.Hüseyin Arıkan Ç.P.L. Elektrik Öğretmeni
1999- Gazi Üniversitesi Araştırma Görevlisi

Yabancı Dil
İngilizce

Yayınlar

1. Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin Tasarımı ve


Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
190

2. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili Yüksek Güçlü Led
Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi, 10 (4): 347-352 (2007).

3. Çolak İ., Üçtaşlı M.B., Demirtaş M., "Design of wear testing machine which
simulates occlusal wear", 7th Congress of the Balkan Stomatological Society,
Kuşadası-Turkey, , 28-33 (2002).

4. Çolak İ., Bayındır R. Sefa İ. and Demirtaş M., “Design of a Hybrid Energy
Power System Using Solar and Wind Energy”, 2nd International Conference
on Technical and Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-
778, (2004).

5. Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., "Güneş Takip Sistemi
Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği ve Kalite Sempozyumu,
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi, 301-305 (2005).

6. Çolak İ., Sefa İ., And Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Hibrit Enerji
Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör Simülasyonu” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi, 725-734,
(2006).

7. Çolak İ., Sefa İ., and Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Güneş Pillerinin
Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal Temiz Enerji
Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi, 84-92, (2006).

8. Demirtaş M., İçgül C.B., Öcal Z., “Elektrik Makinelerinin Eğitim Amaçlı Üç
Boyutlu Simülasyonları”, Ulusal Teknik Eğitim, Mühendislik ve Eğitim
Bilimleri Genç Araştırmacılar Sempozyumu, Kocaeli Ünivrsitesi Teknik
Eğitim Fakültesi, vol.1,180-183, (2007).
191

Tamamladığı Projeler

• 1999-2000 yılları arasında Gazi Üniversitesi Araştırma Fonunca desteklenen


"Rotoru sargılı asenkron motorun hız kontrolünün data acquisition kart
kullanarak yapılması" konulu projeyi tamamlamıştır. (İ. ÇOLAK, M.
DEMİRTAŞ) No: 07/2000-12, 2000.

• 2001-2002 yılları arasında Gazi Üniversitesi Araştırma Fonunca desteklenen


"Dental materyaller için abrasion test cihazının geliştirilmesi" konulu proje
çalışması tamamlanmıştır. (M. ÜÇTAŞLI, İ. ÇOLAK, M. DEMİRTAŞ). No:
03/2001-12, 2002.

• 2004-2006 yılları arasında (BAP) Gazi Üniversitesi Araştırma Fonunca


desteklenen "Endüktif Yükler için Güneş Pili Kaynaklı İnverter Tasarım ve
Uygulaması” konulu proje çalışması devam ediyor. (İ. ÇOLAK, M.
DEMİRTAŞ). No: 35-2004/01.

• 2005-2006 DPT Projesi: Güneş ve Rüzgar Enerjisi Kullanılarak Şebeke İle


Paralel Çalışabilen Hibrit Enerji Santrali Tasarımı ve Uygulaması. No:2003K
120470-30

Hobiler
Bilgisayar, Güç elektroniği sistemleri, Mikroişlemciler, Otomobiller.

You might also like