Professional Documents
Culture Documents
Mehmet DEMİRTAŞ
DOKTORA TEZİ
ELEKTRİK EĞİTİMİ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
OCAK 2008
ANKARA
Mehmet DEMİRTAŞ tarafından hazırlanan “GÜNEŞ VE RÜZGÂR ENERJİSİ
KULLANILARAK ŞEBEKE İLE PARALEL ÇALIŞABİLEN HİBRİT ENERJİ
SANTRALİ TASARIMI VE UYGULAMASI” adlı bu tezin Doktora tezi olarak
uygun olduğunu onaylarım.
Bu tez ile G.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Doktora derecesini
onamıştır.
Mehmet DEMİRTAŞ
iv
(Doktora Tezi)
Mehmet DEMİRTAŞ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Ocak 2008
ÖZET
(Ph.D. Thesis)
Mehmet DEMİRTAŞ
GAZI UNIVERSITY
INSTITUTE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY
January 2008
ABSTRACT
In this study, a hybrid energy station converting solar and wind energies to
electrical energy has been designed and implemented. The energy obtained from
solar and wind is stored in the battery groups, and can be transferred to loads
on demand. In case of the batteries are fully charged, the produced energy is
either transferred to the loads directly or transferred to the power grid to
achieve continuous energy generation. Thus, the produced energy is stored in
the batteries as well as used by the loads, and also it is sold to grid by means of
transferring it to grid. When the batteries are fully discharged and the energy is
not generated, the energy required for loads is provided from the power grid.
Hence, bidirectional continuous power flow is ensured in both directions
between the power station and the power grid. For this reason, two amplifier
converters have been designed to collect electrical energy obtained from both
wind turbine and solar panels on the same direct current (DC) line as well as
orienting the energy to loads by the aid of inverter. The amplifier converters
have been designed according to operate in parallel among them and also to
execute Maximum Power Tracking process in order to hold the output power at
the maximum level continuously. Both converters are controlled by a
microcontroller, voltages and currents data of the system are also evaluated
from it. Furthermore, a solar tracking mechanism and control units have been
vii
TEŞEKKÜR
Ayrıca çalışmalarım sırasında proje katkılarıyla maddi olarak destek aldığım Devlet
Planlama Teşkilatı (DPT-2003K/120470-30 nolu proje) ve Gazi Üniversitesi
Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığı’na (BAP-35/2004-01 nolu proje) teşekkür
ederim.
ix
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET ....................................................................................................................iv
ABSTRACT ..........................................................................................................vi
TEŞEKKÜR ........................................................................................................viii
İÇİNDEKİLER......................................................................................................ix
1. GİRİŞ ................................................................................................................. 1
2. ENERJİ KAYNAKLARI.................................................................................... 7
Sayfa
Sayfa
5.3. Aküler.......................................................................................................... 87
6. TASARIM VE UYGULAMA............................................................................ 93
KAYNAKLAR....................................................................................................134
EKLER................................................................................................................141
EK-1. Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253
(2006). .....................................................................................................142
xii
Sayfa
EK-2. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili Yüksek
Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi, 10 (4): 347-352
(2007) ......................................................................................................149
EK-3. Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. and Demirtaş M., “Design of a
Hybrid Energy Power System Using Solar and Wind Energy”,
2nd International Conference on Technical and Phsical
Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004). ..............155
EK-4. Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., "Güneş
Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
Kocaeli Şubesi, 301-305 (2005). ..............................................................159
EK-5. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Hibrit
Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta,
Süleyman Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006). ....................................167
EK-6. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Güneş
Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel
Üniversitesi, 84-92, (2006). ......................................................................178
ÖZGEÇMİŞ.........................................................................................................189
xiii
ÇİZELGELERİN LİSTESİ
Çizelge Sayfa
ŞEKİLLERİN LİSTESİ
Şekil Sayfa
Şekil 2.6. Dünyada elektrik üretiminde kullanılan kaynaklar ve talep artışı ............13
Şekil 2.7. Türkiye için elektrik üretiminde kullanılan kaynak oranları ....................14
Şekil 3.9. DA/DA konvertörün maksimum güç noktası takibine etkisi ...................42
Şekil Sayfa
Şekil 3.11. Güneşi tek eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması.........45
Şekil 3.12. Güneşi iki eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması .........46
Şekil 4.6. Şebekeye direkt bağlı asenkron jeneratörlü bir rüzgâr türbininin
blok diyagramı.......................................................................................60
Şekil 6.2. Güneş takip mekanizması için tasarlanan sistemin blok diyagramı ....... 100
xvi
Şekil Sayfa
Şekil 6.3. Sistemin kontrol ve seri port haberleşme devresi çizimleri.................... 101
Şekil 6.5. Maksimum güç takip sisteminin akış diyagramı ................................... 106
Şekil 6.7. Gate sinyalinin (a) boşta ve (b) maksimum akımda eğrileri .................. 108
Şekil 6.9. (a) Konvertör çıkış gerilimi (b) AA rıpıl değerinin gerilim eğrileri ...... 109
Şekil 7.1. 17/03/2007 gününde ölçülen güneş paneli güç değerleri ....................... 120
Şekil 7.3. 17/03/2007 gününde ölçülen panel akımı ve evirici çıkış akımı
değerleri............................................................................................... 121
Şekil 7.5. 17/03/2007 günü için rüzgar türbini akım değerleri .............................. 122
Şekil 7.6. 17/03/2007 günü için rüzgar türbini gerilim ve şebeke gerilim eğrisi .... 123
Şekil 7.7. Beş günlük süre için güneş paneli gerilim ve akım değerleri................. 124
Şekil 7.8. Rüzgar türbini gerilim, akım, güç ve harmonik değerleri ...................... 125
Şekil 7.9. Güneş paneli ve rüzgar türbini birlikte çalışırken gerilim, akım,
güç ve harmonik değerleri.................................................................... 125
Şekil 7.10. Rüzgâr türbini için değişik rüzgâr hızlarında akım harmonik
değerleri............................................................................................... 126
xvii
RESİMLERİN LİSTESİ
Resim Sayfa
Resim 6.2. (a) İki eksenli güneş takip mekanizması arayüzü ................................. 97
Resim 6.3. 370W gücündeki iki eksenli takip mekanizması görüntüsü .................. 98
Resim 6.7. Rüzgâr türbini için hazırlanan beton kaide ve temeli.......................... 110
Resim 6.16. Güneş takip sistemi kontrol ve haberleşme üniteleri ........................ 116
Resim 6.18. Rüzgâr türbininden elde edilen enerjinin grafik olarak görüntüsü .... 117
xviii
HARİTALARIN LİSTESİ
Harita Sayfa
SİMGELER VE KISALTMALAR
Simgeler Açıklama
Simgeler Açıklama
Kısaltmalar Açıklama
AA Alternatif Akım
DA Doğru Akım
EIA Energy Information and Administration
TEP Ton Eşdeğer Petrol
EÜAS Elektrik Üretim A.S.
TEİAS Türkiye Elektrik iletim Anonim Şirketi
ETKB T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
EİE Elektrik İşleri Etüd İdaresi
PV Fotovoltaik Panel
MPPT Maksimum Güç Takibi İşlemi
PI Oransal-İntegral (Proportional-Integral)
PID Oransal-İntegral-Türev (Proportional-Integral-
Derivative)
1
1.GİRİŞ
Türkiye 21. yüzyıla girerken enerji ile ilgili önemli sorunlarla karşı karşıyadır.
Ekonomik gelişme güvenilir ve sürdürülebilir enerji teminine bağlıdır. Çevre
konusunda, ülke genelinde özellikle büyük kentlerde yaşanan hava kirliliğinin
azaltılmasından, dünya ölçeğinde küresel ısınma riskinin azaltılmasına kadar tüm
beklentiler, bugün kullanılan daha az kirleten ve daha az sera gazı yayan enerji
kaynakları teknolojileri kullanılmasını gerektirmektedir.
2
Yirmi yıl önce ham petrolde yaşanan kriz gelişmiş ülkeleri alternatif enerji
kaynaklarını araştırmaya yöneltmiştir. Yeraltı enerji kaynaklarının gün geçtikçe
azalmaya başlaması sonucunda enerji girdi maliyetleri artmıştır. Çevre kirliliği
problemi ise yeni enerji kaynakları arayışlarının hızlanmasına yol açan önemli bir
etken olmuştur. Gerek güneş ve gerekse rüzgâr enerjisinden elektrik elde edilmesi
üzerine yapılan araştırma ve geliştirme çalışmaları her iki teknolojiyi de günümüzde
nükleer santraller ile boy ölçüşebilir duruma getirmiştir. Güneş ve rüzgârdan elektrik
enerjisinin elde edilmesi hızla gelişmekte, gerek çevre sağlığını gerek insan sağlığını
olumsuz etkilemediğinden dolayı da tüm dünyada hızla yayılmaya ve uygulama
alanları bulmaya başlamıştır. Bu kaynakların zaman içerisinde herhangi bir şekilde
tükenmeleri ve azalmaları söz konusu değildir. Ancak kömür, petrol ve doğalgaz gibi
kaynaklar tükenmeye mahkûm enerji kaynaklarıdır.
Bu çalışmada ise güneş enerjisini daha verimli olarak kullanabilmek amacıyla tek
eksenli bir güneş takip sistemi ve güneşten elde edilen elektrik enerjisini evirici
girişinde sabit ve en uygun seviyede tutabilmek amacıyla da DA/DA yükselten
konvertör tasarlanmıştır. Tasarlanan ve uygulaması yapılan konvertörün çalışma
durumları ayrıntılı olarak incelenerek en verimli maksimum güç takibi işlemini
gerçekleştirebilmesi amacıyla C++ programlama dilinde bir mikroişlemci programı
yazılmıştır.
Elektrik enerjisi üretiminde kullanılan rüzgâr santralleri birkaç yüz watt değerinden
birkaç mega watt değerine kadar üretilmekte ve kullanılmaktadır. Bu ürünlerin küçük
ölçekli olarak adlandırılabilenleri rüzgârın en uygun olması halinde bile, bir evin
ihtiyaçlarını günün her saatinde karşılayabilecek düzeyde değildir. 1 kW ve daha
yüksek güçler için ise önemli fiyat artışı olmaktadır. Rüzgâr enerjisinin depo
edilebilmesi içinde alternatör çıkışının doğrultulması ve bir düzenleyici üzerinden
akü grubuna bağlanması gereklidir. Güneş enerjisi ile birlikte kullanım halinde akü
grubu maliyeti düşecek ve aküden, şebekeden veya dizel jeneratörden beslenme
ihtiyacı azalacaktır. Bu amaca yönelik olarak tasarlanan sistemin Türkiye’deki güneş
ve rüzgârın örtüşme zamanına göre analizi yapılacaktır. Rüzgâr enerjisi dönüşüm
sistemleri ile ilgili çalışmalar türbinin mekanik yapısı, enerji dönüşüm sisteminde
kullanılan elemanlar ve verimin artırılmasına yönelik çalışmalar olarak
bölümlenebilir. Rüzgâr türbinlerinde kullanılan alternatörlerin yapısı ve farklı sürücü
devrelerin çıkış gerilimine etkisi verimi etkileyen bir faktördür [20]. Değişik rüzgar
hızlarında çalışan sistemlerinin verimini artırabilmek içinse, yapay sinir ağları ve
fuzzy gibi birkaç yöntem kullanılarak sisteme bağlanan konvertör ve eviricilerin
çalışma düzenekleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır [21-23]. Aşırı rüzgâr hızlarında
veya sistemin yük miktarının rüzgâr türbininin karşılayabileceğinden yüksek olması
durumlarında, sistemleri korumak için yapılan koruma devreleri ve programlar da
4
rüzgâr enerjisi dönüşüm sistemleri için önemli bir konudur [24]. Ayrıca rüzgar
türbinlerinin şebekeye bağlantıları ve şebeke üzerindeki etkileri üzerine pek çok
çalışma mevcuttur [25-27].
Bu çalışmada ise 2,5 kW gücünde bir rüzgâr türbini ile bu türbine ait doğrultucu,
konvertör ve eviricinin yapısı, çalışması ve verimi üzerine deneyler yapılmıştır.
Rüzgâr türbininin şebekeye bağlanabilmesi için gerekli elektronik devreler ve
maksimum güç takibi işlemini en verimli şekilde yapabilmesini sağlamak için de bir
yükseltici konvertör ve bu konvertöre ait mikroişlemci programı tasarlanmış ve
uygulamaları yapılmıştır. Ayrıca, literatürdeki diğer çalışmalara ilave olarak, aşırı
rüzgâr hızlarında ve yüksek gerilim değerlerinde, türbini, konvertör ve eviriciyi
koruma altına alacak devreler tasarlanmıştır.
Uygulamada birden fazla enerji kaynağının bir araya getirildiği sistemlere hibrit
sistem adı verilir. Hibrit sistemlerdeki amaç, enerji kaynaklarının birlikte kullanımını
sağlayarak hem verimi artırmak hem de kaynaklardan birinin olmaması veya
azalması durumunda diğerlerinin sistemin enerji ihtiyacını karşılamasını
sağlayabilmektir. Hibrit sistem bileşenleri iki veya daha fazla kaynağın bir araya
getirilmesiyle oluşturulabilir. Örneğin güneş, rüzgâr, dizel veya güneş, fuel cell
(yakıt pili), rüzgâr veya güneş, rüzgâr, hidrojen gibi enerji kaynaklarının bir araya
getirildiği hibrit enerji sistemi uygulamaları mevcuttur [28]. Bu tür uygulamalarda
kaynak sayısını ve kaynağın tipini belirleyen en önemli faktörler, enerji üretilecek
bölgede kaynağın yeterli düzeyde olması ve bazı enerji türlerinde de sistemi bir araya
getirmek için yeterli düzeyde teknolojinin mevcut olmasıdır. Hidrojen, biokütle ve
fuel cell gibi enerji kaynakları buna örnektir.
Hibrit enerji sistemlerinin bir diğer uygulama alanı ise elde edilen enerjinin
depolanabilmesini sağlamak amaçlı kullanımdır [29]. Hidrojen enerjisinin diğer
enerji türleriyle bir araya getirildiği uygulamalar buna örnektir. Literatürde hibrit
enerji sistemleri üzerine pek çok çalışma mevcuttur [30-33]. Bu uygulamalarda
sistemlerin kontrolü ve veriminin artırılması en çok işlenen konular arasındadır.
Verimi artırmaya yönelik çalışmalarda, fuzzy, yapay sinir ağları, mikroişlemci
5
Bu tez çalışmasında, güneş ve rüzgâr enerjilerinin bir araya getirildiği hibrit bir
sistem oluşturulmuştur. Burada amaç güneş veya rüzgârın herhangi birinin olmadığı
veya ikisinin birlikte yükü besleyecek düzeyde olmadığı durumlarda, yükün akü
grubu tarafından beslenmesini ve enerjinin ihtiyaçtan fazla olduğu durumlarda ise,
kullanılmayan enerjinin şebekeye aktarılmasını sağlamaktır. Enerji üretimi için,
güneş ve rüzgârın birlikte olabileceği bir bölge belirlenmiştir. Bu alanda, aynı
zamanda gerçek anlamda bir alıcı (yük) bulunmaktadır. Deneysel olarak yapılacak
olan çalışmada; akım, gerilim ve güçler gün, ay ve yıl bazında veri kayıt sistemi
yardımıyla sürekli olarak kaydedilmektedir. Rüzgâr santrali ve güneş
kollektörlerinden elde edilen DA gerilimler, tasarlanan iki boost konvertör
yardımıyla sabit gerilimli bir barada toplanmaktadır. Bu DA gerilimden ihtiyaç
halinde aküler şarj olmakta, aynı zamanda evirici yardımıyla elde edilecek olan AA
gerilimden alıcılar beslenmekte ve şebekeye enerji transferi gerçekleştirilmektedir.
Akülerin şarjı ve lokal alıcıların beslenmesi öncelikli olan uygulamadır. Hibrit
kaynaklardan gelecek olan enerjinin azalması durumunda ise, şebekeye enerji
transferi durdurularak sadece aküler şarj edilmektedir. Depolanmış olan enerji
miktarı ve yüke göre kullanım süreleri hesaplanarak (back up time), kullanıcıya bilgi
verilmesi amaçlanmaktadır. Tez çalışması genel olarak üç aşamada
gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada kaynaklardan gelen DA gerilimin depolanması,
evirici girişine uygun hale getirilmesi ile ilgili devrelerin tasarımı ve uygulaması
yapılmıştır. İkinci aşamada rüzgâr jeneratörü ve güneş panellerinin mekanik
kısımları oluşturulup, alan araştırması sonucunda belirlenmiş olan yere sistem
kurulmuştur. Son aşamada oluşturulan bütün sistem parçalarının birbiriyle tam uyum
6
Rüzgâr ve güneş enerjilerinin birlikte kullanımı ile oluşturulan hibrit sistemlere dair
yurtdışında pek çok uygulama bulunmaktadır. Ancak ülkemizde henüz bu konudaki
uygulamalar azdır. Ayrıca yapılan pek çok güneş ve rüzgâr enerjisi uygulamasında
bir sistem oluşturulup sistemin belirli bir bölgedeki ölçüm değerleri çalışmaların
konusu olmuştur [42–46].
2. ENERJİ KAYNAKLARI
200
180
160
140
120
100
80
60
40
20
0
Kuzey Amerika Orta ve Güney Avrupa Eski SSCB Ortadoğu Afrika Asya ve
Amerika Ülkeleri Okyanusya
Petrol (Milyar Ton) Doğal Gaz (Triyon m3) Taşkömürü (Milyar Ton) Linyit (Milyar Ton)
Şekil 2.2’ye göre Dünya genelinde mevcut kömür rezervleri 230 yıl, doğalgaz
rezervleri 62 yıl, petrol rezervleri 41 yıl daha geleceğin enerji talebini
karşılayabilecek miktardadır. Bu rakamlar sabit büyüme hızları göz önünde tutularak
alınmış tahmini değerlerdir. Fosil yakıtlı ürünlerin geri dönüşüm gibi bir durumları
olmadıkları için belirtilen süreler sonunda dünyayı önemli enerji sıkıntıları
beklemektedir.
500
450
400
350
300
250
200
150
100
50
0
Kuzey Orta ve Avrupa Eski SSCB Orta Doğu Afrika Asya ve
Amerika Güney Ülkeleri Okyanusya
Amerika
Dünyanın enerji tüketimi son yirmi yıl içerisinde beklenenden %57 daha fazla
artmıştır [48]. Şekil 2.3’de dünyada hızla büyüyen küresel enerji ihtiyacına ilişkin
bilgiler verilmiştir. Burada geçmiş otuz yılın tüketim bilgileri ve gelecek yirmi yılın
tahmin edilen tüketim değerleri verilmiştir. Burada açıkça görülmektedir ki dünya
enerji ihtiyacının büyük bir kısmı (yaklaşık %86) fosil yakıtlardan elde edilmektedir.
quadrillion Btu
60
Geçmiş Planlanan
50
Petrol
40
Kömür
30
Doğalgaz
20
Nükleer
10
Yenilenebilir
Hydropower
0
1980 1990 2000 2005 2010 2020 2030
quadrilyon Btu
140
Geçmiş Planlanan
120
Üretim açığı
100
Tüketim
80
Üretim
60
40
20
0
1980 1990 2000 2005 2010 2020 2030
Şekil 2.4. Dünya enerji üretim ve tüketim değerleri
Eğriden de görüldüğü gibi gelecek 20-30 yıl süresinde dünyanın ürettiği enerji talep
edilen ve tüketilen enerji miktarını karşılamayacaktır. Ortaya çıkan enerji açığını
azaltmak için ya enerji kullanımında kısıtlamalara gidilmeli veya alternatif enerji
kaynakları üzerindeki çalışmalar daha da arttırılarak ilerletilmelidir.
Ülkemiz, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlığı verilerine göre 2005 yılı itibariyle
birincil enerji kaynaklarından 25 185 BinTEP enerji üretmiş, 91 576 BinTEP enerji
tüketmiştir. Tüketilen enerji ile üretilen arasındaki fark ithal edilen enerjiyi
göstermektedir. Bu değer ise 66 391 BinTEP’dir. Türkiye tükettiği genel enerjinin
%70'ini dış kaynaklardan sağlayan bir ülkedir. Yani ihtiyacı olan enerjinin yarıdan
fazlasını ithal etmektedir. Bu da enerji konusunda ülkemizin dışa bağımlı olduğunun
11
çok açık bir göstergesidir. Türkiye’nin 2005 yılına kadar olan yıllık enerji üretim ve
tüketimine ilişkin grafik Şekil 2.5’te verilmiştir. DPT tarafından yapılan çalışmalara
göre 2010 yılına kadar ülkemizdeki hızlı sanayileşme nedeni ile yıllık enerji
ihtiyacımız 60 GW civarında olacaktır.
BinMW
140
120
100 Tüketim
80
İthal
60 Edilen
Enerji
40
20 Üretim
0
75
77
79
81
83
85
87
89
91
93
95
97
99
01
03
05
19
19
19
19
19
19
19
19
19
19
19
19
19
20
20
20
Şekil 2.5. Türkiye’nin yıllara göre enerji üretim ve tüketimi
Petrol ve doğal gaz varlığı açısından Türkiye, bugüne kadar sınırlı kaynaklarla
yapılan çalışmalar çerçevesinde, geçirdiği jeolojik evrim nedeniyle yeterli
hidrokarbon potansiyeline sahip görünmüyorsa da, stratejik hammadde oldukları
düşünülerek, yurt içi arama faaliyetlerinin batı Karadeniz (Zonguldak-Varna-
Köstence) üçgeni başta olmak üzere sistematik bir yaklaşımla arttırılarak devam
ettirilmesi gereklidir. Nükleer enerji hammaddeleri açısından Dünyadaki uranyum
rezerv, üretim ve tüketim durumlarına ve nükleer enerji kullanım trendine bakılacak
olursa, bilinen rezervin 2000'li yılların ilk çeyreğinde, hatta daha sonrası için yeterli
olduğu görülecektir. Ancak gelecek yıllardaki üretim ve tüketim denge tahminlerine
bakıldığında, tüketimin üretimden daha fazla olacağı, hatta 2010–2015 yıllarına
gelindiğinde bu açığın ciddi boyutlara ulaşacağı görülmektedir. Açığın bir kısmı
eldeki stoklardan karşılansa dahi, 2010 yılından sonra olası bir krize girilmemesi için
planlanan yeni üretim tesislerinin devreye girmesi gereklidir. Bu nedenledir ki, pek
çok ülke, hammadde aramalarına büyük bir hızla devam etmektedir. 1970'li yıllarda,
ülkemiz ileriye yönelik enerji planlarında, nükleer güç santrallerinden de
yararlanılması öngörülmüştür. Ancak bu konudaki çalışmalar henüz bir sonuca
ulaştırılamamıştır. Daha önce de değinildiği üzere, hızlı bir sanayileşme süreci içinde
olan ülkemizde zorunlu olarak elektrik talebi artmaktadır. Bu nedenle uluslararası
piyasalardaki talep artışları da göz önünde tutularak uranyum rezervlerinin kısa
sürede belirlenmesi için aramalara yeniden başlanması gerekmektedir. Türkiye'de
önemli bir potansiyele sahip jeotermal enerjinin gelişimini hızlandıracak çalışmalar
artarak devam etmektedir. Jeotermal alanların kullanım imkanlarının belirlenerek
entegre tesisler halinde planlanması ve bu suretle en yüksek katma değerin
yaratılması teşvik edilmelidir.
Dünyanın elektrik ihtiyacı 2025 yılına kadar %50 den fazla artacaktır [48]. Ancak
elektrik üretim kapasitesi ise bu kadar hızlı büyümemektedir. Bu durum ise enerji
ihtiyacının karşılanamaması ve enerji sıkıntılarının yaşanmasına neden olacaktır.
Dünyada elektrik üretimi için kullanılan kaynakların yıllara göre dağılımı ve 1980–
2030 yılları arasında tahmin edilen elektrik enerjisi talep artışı Şekil 2.6’da
13
milyon kilowattsaat
3500 Geçmiş Planlanan
5,478
3000 Kömür
2,094
2500
Elektrik Talebi
1980 2030
2000
1500
Doğal gaz
1000 Nükleer
Yenilenebilir
500
Petrol
0
1980 1990 2000 2005 2010 2020 2030
Türkiye'deki yaklaşık 28 500 MW’lık Kurulu gücün 16 500 MW'ını fosil yakıtlı
termik santraller (bunlara doğal gaz santralleri da dahil) 12 000 MW'ını ise hidrolik
santraller oluşturmaktadır. Fosil yakıtlı santrallerin 7000 MW'ını doğal gaz yakan
kombine çevrim santralleri ve Kojenerasyon Tesisleri oluşturmaktadır. Türkiye'de
kişi başına düşen net elektrik tüketimi 1450 kWh civarındadır. Bu rakam AB ülkeleri
14
ortalaması olarak 7000 kWh, Rusya’da 6000 kWh, İspanya'da 4000 kWh ve
komşumuz Yunanistan'da 3800 kWh'tır. Dünya elektrik tüketimi ortalaması ise 2376
kWh'tır. Türkiye’de elektrik enerjisi üretiminde kullanılan kaynakların kullanım
oranlarına ilişkin grafik Şekil 2.7’de verilmiştir.
Rüzgar
Fuel-Oil % 0.10
Linyit
% 3.06
% 19.93
Hidrolik LPG, Nafta ve Diğer
% 22.41 % 1.37
Taşkömürü
% 8.68
Motorin
% 0.01
Doğalgaz
% 44.44
Verilen daire diyagramından da anlaşılacağı gibi 2006 yılı itibariyle Türkiye elektrik
üretiminin yaklaşık %45’i doğalgazdan elde edilmektedir. Bu durumda büyük oranda
dışa bağımlı bir enerji üretim sektörümüzün olduğunu göstermektedir. Gelişmişlik ve
kalkınmışlığın en önemli göstergesi olan elektrik tüketimimiz dünya ortalamasının
bile altındadır. Geliştirilecek uygun politikalar ve sistematik bir yaklaşımla, kişi
başına enerji tüketimimiz arttırılmalıdır.
Türkiye’de elektrik santrallerinin 1993 yılı itibariyle 20 337 GWh olan toplam kurulu
gücü 2004 yılında 36 824 GWh’a ulaşmıştır [50]. Ülkemizde üretilen elektriğin 2005
yılı itibariyle, üretilen kaynaklara göre dağılımı Çizelge 2.1’de verilmiştir.
Çizelge 2.1. Üretim türüne göre dönemsel brüt elektrik enerjisi üretimi, 2005 (Gwh)
Elektrik enerjisi üretimi 2006 yılı I. döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre
%7.31 oranında artarak 42 390 GWh olarak gerçekleşmiştir.
2006 yılı I. döneminde elektrik enerjisinin %47,11’i Elektrik Üretim A.S. (EÜAS) ve
EÜAS’a bağlı ortaklıklar, %43,28’i üretim şirketleri ve %9,61’i otoprodüktörler
tarafından gerçekleştirilmiştir. Elektrik üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre
EÜAS ve EÜAS’a bağlı ortaklıklarda %13,44 artmış, üretim şirketlerinde %6,11
artmış, otoprodüktörlerde ise %11,63 oranında azalmıştır [50].
Türkiye’deki elektrik tüketimi ise, 2006 yılı I. döneminde bir önceki yılın aynı
dönemine göre %9,33 artarak 30 499 GWh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik
enerjisinin %41,47’si sanayide, %27,54’ü meskenlerde, %14,61’i ticarethanelerde,
%4,75’i resmi dairelerde, %2,35’i sokak aydınlatmasında, %1,54’ü şantiyelerde,
%0,53’ü tarımsal sulamada ve %7,21’i ise diğer ve doğrudan satışlar olarak
tüketilmiştir [50].
Türkiye'de bu yıl 173,1 milyar kilovat saat (kWh) elektrik üretimi, 171,4 milyar kWh
da elektrik tüketimi olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye Elektrik iletim Anonim
Şirketi (TEİAS) verilerine göre; bu yıl 134 milyar kWh'si termik kaynaklardan, 39
milyar kWh'si hidrolik, 0,1 milyar kWh'si de rüzgâr kaynaklarından olmak üzere
toplam 173,1 milyar kWh elektrik üretimi, 0,7 milyar kWh da elektrik ithalatı
planlanmaktadır.
milyon kilowattsaat
200
Jeotermal
Güneş
150 Rüzgar
100
Biokütle
50
MSW/Gaz
0
2005 2010 2020 2030
milyon kilowattsaat
250
Bölgesel RPS
200
Referans
150
100
50
0
2005 2010 2015 2020 2025 2030
Türkiye’de yenilenebilir enerji kullanımı ise henüz toplam enerji üretiminin %1’i
kadardır. Bu miktarın artırılması için yasal düzenlemelerin ve üreticileri özendirici
çalışmaların hızlandırılması gerekmektedir. Güneş enerjisi dönüşüm sistemleri için
gerekli güneş panellerinin üretimleri henüz ülkemizde yapılamadığı için sistem
maliyeti yüksek olmaktadır. Ancak yinede reklâm panoları, sokak aydınlatmaları,
trafik lambaları gibi pek çok uygulamada kullanılmaktadır. Türkiye’nin günlük ve
aylık güneşlenme değerleri, güneş enerjisi kullanan pek çok ülkenin değerlerinden
yüksektir. Türkiye’de aylık olarak güneşlenmeye ve güneş potansiyeline ait değerler
Şekil 2.10’da verilmiştir. Bu değerler ışığında ülkemizde güneş enerjisi dönüşüm
sistemlerinin kullanımının artırılması hem ülke ekonomisi için hem de enerji
kaynaklarının verimli tüketilmesi açısından büyük faydalar sağlayacaktır.
18
Güneşlenme süresi
200,0
Saat/ay
180,0 365
325
160,0 273 343
140,0
kWh/m gün
ay
197 280
120,0
2
100,0 165
214
80,0
115 153
60,0 103
103
40,0
20,0
0,0
T
T
AK
ÜL
AN
OS
L IK
AN
Z
Y IS
M
BA
MU
SI
1 2 3 4 6 7 8 9 10 11 12
EKİ
MA
U ST
EYL
OC
Z İR
N İS
MA
A
KA
ŞU
TEM
AR
HA
AĞ
Şekil 2.10. Türkiye’nin aylık ortalama güneş enerjisi potansiyeli ve güneşlenme
süresi
Güneş çok büyük bir enerji kaynağı olmasına rağmen güneş enerjisi kullanımında
çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bunlardan en önemlisi, güneş ışıması şiddetinin
zamana ve iklim şartlarına çok fazla miktarda bağlı olmasıdır. Endüstriyel kullanım
için tasarlanacak olan sistemlerde güneş ışıması şiddetinin bilinmesi gerekmektedir.
Bu nedenle birçok araştırma yapılmış ve güneş ışıma şiddetinin belirlenmesinde
kullanılacak korelasyonlar elde edilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde güneş ışınımı
ölçümleri Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ve Elektrik İşleri Etüd İdaresi
tarafından yapılmaktadır.
Güneş enerjisi kullanımındaki bir diğer sorun ise güneş akısının endüstriyel kullanım
için düşük miktarlarda olmasıdır. Güneş enerjisini daha yoğun hale getirebilmek ve
kullanılabilirliğini sağlamak için birçok araştırma yapılmış ve çeşitli sistemler
(kollektörler) geliştirilmiştir [51]. Bu sistemler güneş akısını bir bölgede odaklamak için
yansıtıcı yüzeyler kullanmaktadırlar. Odak bölgesinde ise iş akışkanını taşıyan bir
alıcı bulunmaktadır. Amerikan Enerji Bakanlığı, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji
şebekesi tarafından yapılan araştırmada enerji üretimi için kullanılabilecek olan
teknolojiler incelenmiştir. Bu teknolojiler arasında, düz parabolik kolektörleri ve
çanak şeklindeki parabolik kollektörleri kullanan teknolojiler, yapılarda
kullanılabilirliği olan teknolojilerdir.
Rüzgâr enerjisi ise daha düşük kurulum maliyeti ve yap-işlet-devret mantığı ile
kurulacak olan tesislerde ülkemiz için artan enerji talebini bir miktarda olsa karşılayacak
düzeye gelmektedir. Türkiye'nin teknik rüzgâr enerjisi potansiyeli 166
Terrawatsaat/yıl olup, bu değer 2001 yılındaki tüm elektrik tüketiminden fazladır
(130 TWs/yıl). Türkiye de rüzgâr enerjisi kullanımının artırılmasına yönelik olarak,
Türkiye rüzgâr haritası çıkarılmış ve bölgelere göre kurulabilecek tesislerin
20
Mevkii Şirket Üretime Geçiş Kurulu Güç Yıllık devreye Hali hazırdaki
Tarihi (MW) alınan kapasite Türkiye
toplamı (MW) Kurulu gücü
(MW)
İzmir-Çeşme Demirer A.Ş. 1998 1,50 8,70 131,35
Tabloda yazılı olan tesislerden italik yazılı olanlar şu an için aktif olan enerji
santralleridir. Diğer santrallerin bitirilme tarihleri de tabloda belirtilmiştir.
22
Güneş enerjisi yoğunluğunun, yaz, kış, gece, gündüz ve hatta günün değişik
saatlerinde belirli bir bölgede farklı olması nedeniyle güneş enerjisinden başlıca dört
farklı şekilde yararlanmak mümkün görünmektedir. Bunlar sırasıyla; güneşin ısı
etkisinden (yeryüzünü ısıtma etkisi), güneşin fotoelektrik etkisinden, orbital enerjisi
şeklinde ve biyolojik-kimyasal etkisinden yararlanmadır. Güneş enerjisinden
kimyasal ve biyolojik etkiyle yararlanma fotosentez ve güneşte oluşan kimyasal
tepkimelerle güneş enerjisini tutma ve depolamaya dayanır.
Güneş enerjisinden orbital enerjisi şeklinde yararlanma, dev bir uydunun dünya
çevresine gönderilerek güneş enerjisinin fotoelektrik ve termik olarak depolanması
ve atmosferde emilmeyecek biçimde (mikrodalgaya dönüştürme gibi) dünyaya
gönderilmesi prensibine dayanır.
Güneş enerjisinden elektrik üretimi daha çok yüksek yoğunlukta güneş ışığı alan,
sahra gibi çöl veya az yağmur alan ekvatoral bölgelerde ekonomik olmaktadır. Fakat
enerjinin tüketim alanlarından uzaklığı ve depolanma güçlüğü nedeniyle ancak suyu
elektroliz ederek oluşan hidrojeni doğalgaz gibi taşımak şeklinde yararlanma yolları
23
Doğal bir füzyon reaktörü olan güneşte her bir saniyede 564 milyon ton hidrojen,
560 milyon ton helyuma dönüşmekte ve kaybolan 4 milyon kütle karşılığı 386
milyon EJ enerji açığa çıkmaktadır (1 EJ=22,7 MTEP). Güneş daha milyonlarca yıl
ışımasını sürdüreceğinden, Dünya için sonsuz bir enerji kaynağıdır. Dünya’nın
çapına eşit bir dairesel alan üzerine çarpan güneş gücü, 178 trilyon kW düzeyindedir.
Güneşten gelen güç insanlığın yıllık ticari enerji gereksiniminin 16.000 katından
çoktur. Dünyadaki tüm elektrik santrallerinin toplam gücü güneşten gelen gücün
61.000’de birinden azdır. Güneşten gelen güç, Dünyadaki tüm nükleer santrallerin
toplamının ürettiği gücün 527.000 katıdır. Güneş enerjisi uzaya ve yörüngesindeki
gezegenlere elektromanyetik ışınım (radyasyon) biçiminde yayılır. Dalga boyu 0,2–3
µm arasında olan bu akım, kısa dalgalı bir ışınımdır. Şekil 3.1’de güneşten gelen
enerjinin ışık tayfı verilmiştir.
24
Görünen
Dalgaboyu(m)
10 -9 10 -8 10 -7 10 -5 10 -4
Ultraviyole İnfrared
10 17 10 16 10 15 10 13 10 12
Frekans (Hz)
10 3 10 2 10 1 10 -1 10 -2
Dünyanın yaşanabilir alanlarına gelen güneş enerjisi yere, zamana ve iklime bağlı
olarak 3 ile 50 MJ/m2 gün arasında değişir. Güneş enerjisi kolektörler sayesinde
toplanabilir. Yaklaşık bir ev çatısına eşit, 100 m2 alanlı kollektör 70 kW’lık güç
kaynağı demektir ki, bu kolektörden bir günde sağlanabilecek yararlı enerji %40
verimle 180 kWh, ya da 14 galon petrol eşdeğeri veya bir insan ağırlığıyla taşkömürü
eşdeğeridir.
Güneş, yarıçapı dünya yarıçapının 109 katı ve kütlesi dünya kütlesinin 330.000 katı
olan, yüksek basınçlı ve yüksek sıcaklıklı bir gaz küresidir. Dünya’dan uzaklığı 150
milyon km’dir. Yüzey sıcaklığı ise 6.000 oC’dir. Güneşteki bu yüksek sıcaklık
nedeni ile elektronlar atom çekirdeklerinden ayrılır. Bu sebeple, güneşte atom ve
molekül değil, serbest elektronlar ve atom çekirdekleri bulunur. Bu karışıma plazma
adı verilir. Bu sıcaklıkta hafif elementler, atom çekirdekleri oluştururlar. Dört
hidrojen çekirdeği birleşerek bir helyum çekirdeği meydana getirir. Birleşme çok
yüksek sıcaklıkta olur ve bu olaya füzyon adı verilir. Yüksek sıcaklıkta Termo-
Nükleer Reaksiyon adını alır. Güneşte hidrojen yanarak helyuma dönüşür. Oluşan
helyum miktarı hidrojenden daha azdır. Aradaki fark güneşten ışın olarak çıkan
(Güneş Radyasyonu) enerjiyi verir. Bu enerji çeşitli dalga boylarında ışınlar halinde
25
Güneşin merkezinde bir saniyede 564 Mton hidrojen, 560 Mton helyuma
dönüşmektedir. Aradaki 4 Mton fark ise ısı ve ısı enerjisi halinde uzaya
yayılmaktadır. Uzaya yayılan güneş ışınları yakıcı ve öldürücüdür. Zararlı ışınlar
ozon tarafından tutulmaktadır. Ozon tabakası güneş ışınlarını canlılar için gerekli
olduğu kadar dünyaya ulaşmasını sağlamaktadır.
Dünyada ilk güneş pili santrali 1982 yılında Arco Solar Inc. tarafından ABD’nin
Kaliforniya eyaletinde kurulmuş olan 1 MW gücündeki santraldir. Bir başka santral
yine ABD’nin Los Angeles kentinin kuzey doğusunda 1 MW gücünde ve güneşi
izleyebilen 108 adet güneş panelinden ve 90.000 adet mono kristal içeren santraldir.
Güneş pilleri pek çok farklı maddeden yararlanarak üretilebilir. Günümüzde en çok
kullanılan maddeler şunlardır:
Kristal Silisyum: Önce büyütülüp daha sonra 200 mikron kalınlıkta ince tabakalar
halinde dilimlenen Tek kristal Silisyum bloklardan üretilen güneş pillerinde
laboratuar şartlarında %24, ticari modüllerde ise %15'in üzerinde verim elde
edilmektedir. Dökme silisyum bloklardan dilimlenerek elde edilen Çok kristal
Silisyum güneş pilleri ise daha ucuza üretilmekte, ancak verim de daha düşük
olmaktadır. Bu elementlerle yapılan hücrenin verimi, laboratuar şartlarında %18,
ticari modüllerde ise %14 civarındadır [53].
Amorf Silisyum: Kristal yapı özelliği göstermeyen bu Si pillerden elde edilen verim
%10 dolayında, ticari modüllerde ise %5–7 mertebesindedir. Günümüzde daha çok
küçük elektronik cihazların güç kaynağı olarak kullanılan amorf silisyum güneş
pilinin bir başka önemli uygulama sahasının, binalara entegre yarısaydam cam
yüzeyler olarak, bina dış koruyucusu ve enerji üreteci olarak kullanılabileceği tahmin
edilmektedir [53].
27
Kadmiyum Tellürid (CdTe): Çok kristal yapıda bir malzeme olan CdTe ile güneş pili
maliyetinin çok aşağılara çekileceği tahmin edilmektedir. Laboratuar tipi küçük
hücrelerde %16, ticari tip modüllerde ise %7 civarında verim elde edilmektedir [53].
Bakır İndiyum Diselenid (CuInSe2): Bu çok kristal pilde laboratuar şartlarında %17,7
ve enerji üretimi amaçlı geliştirilmiş olan prototip bir modülde ise %10,2 verim elde
edilmiştir [53].
Güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren fotovoltaik piller, malzeme ve bir araya
getirilme tekniğine bağlı olarak çeşitli türlerde üretilmektedir. Pillerin temel
malzemesini silisyum oluşturmakta ve yaygın olarak mono kristal piller
kullanılmaktadır.
Tipik bir 10x10 cm fotovoltaik pil full radyasyonda (güneş ışığı) 1,5 watt üretir.
(Voltaj: 0,5 volt; akım: 3 amper) 3000 watt kapasiteli bir fotovoltaik sistem 27 m2’lik
bir alanda yıllık olarak 2700 kWh üretir. Kesin kazancın yerleştirilen fotovoltaik
pilin 1000 watt'ı başına yaklaşık 900 kWh olduğu saptanmıştır. Yarı iletken
fotovoltaik pil çeşitleri ve özellikleri aşağıda belirtilmiştir.
Silisyum, yarı iletken özellikleri tipik olarak gösteren ve fotovoltaik pil yapımında en
çok kullanılan maddedir ve uzun yıllar da bu konumu koruyacak gibi görünmektedir.
Fotovoltaik özellikleri daha üstün olan başka maddelerde olmakla birlikte, silisyum
28
Mono kristal silisyum piller: İlk ticari fotovoltaik pillerde, Chrozalski kristal çekme
tekniği ile büyütülen tek kristal yapılı silisyum kullanılmıştı. Fotovoltaik endüstride
hala en çok kullanılan yöntem olan bu teknikte öncelikle ark fırınlarında silisyum
oksit çeşitli kimyasal ve termal reaksiyonlarından geçirilerek saf silisyum elde edilir.
Daha sonra silisyum eriyiğe, çekirdek denen tek kristal yapılı bir silisyum parçası
batırılır. Bu çekirdek eriyikten çıkarıldığında, soğuyan silisyum eriyik çekirdek
üzerine külçe şeklinde yığılmış olur. Önce külçe dikdörtgen bloklar şeklinde kesilir,
daha sonra bu bloklar dilimlere ayrılarak pil şeklinde işlenir.
Yarı kristal fotovoltaik piller: Bu tip piller, sıvı silisyumun soğutulması ile elde
edilen kümelenmiş, küçük silisyum kristallerinden oluşur. Bu pillerin verimleri %14
civarındadır.
%18, seri üretimlerde ise %13–14 oranındadır. Her iki hücre pili için de yarı iletken
tabakanın kalınlığını artırılması ile verimliliğin artacağı savunulmaktadır.
Bu teknikte, soğurma özelliği daha iyi olan maddeler kullanılarak daha az kalınlıkta
piller yapılır. Örneğin; amorf, silisyum pillerinin soğurma katsayısı kristal silisyum
pillerine göre daha fazladır. Bu yüzden amorf yapılı pillerde daha az malzemeler
kullanılır. Ayrıca montaj kolaylığı nedeniyle iş gücünün azalması bu hücrelere bir
avantaj sağlar.
Amorf silisyum piller: Amorf silisyum piller (A-Si), ince film hücre teknolojisini en
önde gelen örneğidir. Amorf pillerde verimlilik düzeyi ise %5–9 oranındadır.
Maliyetinin düşük olması nedeni ile düşük verimliliğine karşın ekonomik olacağı
görüşü hâkimdir.
Bunların dışında, güneş ışınımını yüksek verimli pillerin üzerine optik olarak
yoğunlaştıran sistemler üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Bu tür sistemlerde
güneşin hareketini izleyen düzeneklerin yanı sıra, güneş ışığını kıran (mercek) ya da
yansıtan (ayna) eleman kullanılır.
PV Tesisleri
Hücre türü Mono Multi Amorf
Modül verimliliği %14 %12 %6
Dönüştürücü verimliği %92 %92 %92
Sistemin kulla. Verimliliği %10–11 %9–10 %4–5
Teknik uygulanabilirlik %95 %95 %95
Modül kapasitesi 2–20 kW 2–20 kW 2–20 kW
h+ e_ n-tipi yarıiletken
Metal
Kontak p-tipi yarıiletken e_
h+
Güneş panelinden elde edilen elektrik enerjisini matematiksel olarak ifade edebilmek
için öncelikle güneş paneli eşdeğer devresi çıkarılmalıdır. Bu devredeki değerlere
bağlı olarak elde edilen formüller incelenirse, panelin enerji üretimi ve verimi ile
ilgili daha fazla bilgi sahibi olunabilir. Şekil 3.3’de güneş paneli elektriksel eşdeğer
devresi verilmiştir [55].
31
RS
RSH RL V
D
ILG
Eşdeğer devre üzerindeki RSH akım kaynağına paralel direnci, D ise kaynak
üzerinden geçebilecek ters akımları önleyen diyotu ifade etmektedir. RL ise yük
direnci olarak kullanılmaktadır.
Güneş panelinde üretilen elektrik enerjisine, panel sıcaklığının, panelin güneş alma
açısının ve ışınım değerinin direk olarak etkisi vardır. Güneş panelinde elde edilen
elektrik enerjisi matematiksel olarak Eş. 3.1 ile,
q
I = I LG − I OS exp (V + IRS ) − 1 − V + IRS (3.1)
AkT RSH
3
T qE 1 1
I OS = I OR exp GO − (3.2)
TR Bk TR T
ışık tarafından üretilen akım ise Eş. 3.3 ile ifade edilir.
Formüllerdeki değişkenler;
Yarı iletken pillerin verimini etkileyen etkenleri doğal etkenler ve teknolojik etkenler
olarak iki grupta toplanabilir [56]:
1- Doğal Etkenler
2- Teknolojik Etkenler
Tam olmayan soğurma: Fotovoltaik güneş pilleri yasak enerji aralığına karşılık gelen
dalga boylarına sahip olan ışınları soğururlar. Yasak enerji aralığında daha küçük
enerjili ışınları soğuramazlar. Soğurma kaybı, yasak enerji aralığında oluşturulacak
tuzak seviyeleri ve farklı yasak enerji aralıklı materyallerden çoklu tabakların
oluşturulmasıyla azaltılabilir.
Eğri etkeni: Güneş pilinin verdiği akım, yüzeyine gelen güneş ışınımı şiddetine ve
yüzey sıcaklığına bağlı olarak değişir. Bir güneş pilinin yüzeyine gelen ışınım şiddeti
arttığında, pil akımı ve gücü doğrusal olarak artar. Güneş pilinin yüzey sıcaklığı
arttığında ise pil akımı az miktarda artar, gerilim büyük ölçüde düşer.
Bir güneş pilinin verimi şu şekilde ifade edilir;
Pm (3.4)
n =
J × A
34
Bir güneş pilinin verimini etkileyen en önemli özelliklerden biri Fill Faktörüdür (FF).
Eğri faktörü de denilen bu faktör, güneş pilinin verimini belirler. Fill faktörü yâda
eğri etkeni aşağıdaki şekilde ifade edilir. Eğri etkeni maksimum güç noktasına
karşılık gelen maksimum akım ve maksimum gerilim çarpanlarının açık devre ve
kısa devre akımının çarpımlarının oranına eşittir. Fill faktörünün alabileceği en
büyük değer 1 dir. Genel olarak FF 0,6–0,8 değerlerine yakın olur.
I mak xVmak
FF = (3.5)
I kd xVad
Eğri etkeni ve gerilim etkenleri uygun yasak enerji aralıklı materyallerin seçimiyle ve
uygun katkılama seviyeleri ile azaltılabilir. Açık devre ve kısa devre şartları altında
çalıştırılan bir PV pilinin çıkışından herhangi bir güç alınmaz.
Güneş pilinin sıcaklığı: Fotovoltaik pilin sıcaklığı verimin düşmesine neden olur.
Şekil 3.4’te fotovoltaik pil sıcaklığının verime olan etkisi görülmektedir. Sıcaklığı
düşük olarak koruyabilmek için uzayda kullanılacak pillerin üzeri erimiş silikondan
yapılmış şeffaf bir örtü ile kaplanır. Bu örtü çok katlı bir filtre özelliği gösterir ve
mor ötesi ışınları pil yüzeyinden yansıtır.
Hücre Verimi %
Monokristal Silikon
15
10
Amorf Silikon
5
Hücre Sıcaklığı
5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60
Güneş pilinin iç seri direncinden ileri gelen kayıplar: Seri direnç, farklı tabakalardan
geçen akımdan kaynaklanan bir dağılım olduğu kabul edilmektedir. İç seri
direncinden dolayı akım voltaj karakteristik eğrisinde sapma meydana gelir. Seri
dirençten ileri gelen kayıplar pil teknolojisinin gelişmesiyle giderilebilir. Şekil 3.5’te
bir fotovoltaik pilin veriminin seri dirençle değişimi görülmektedir.
Verim %
16
14
12
10
Güneş pilleri üzerine gelen ışınların bir kısmını yansıtırlar ve bu durum güneş pilinin
çıkış gücünü olumsuz yönde etkiler. Bunu önlemek için anti yansıtıcı maddeler
kullanılır. Anti yansıtıcı maddeler saydam maddeler olup, buharlaştırma, kimyasal
çöktürme ve oksitleme yolu ile güneş pilinin ön yüzeyine kaplanır. Aynı zamanda bu
tabaka güneş pilinin yüzeyini çeşitli dış etkilerden de korur.
Toplama kayıpları: Güneş pilinde ışınların etkisiyle oluşan elektron-hol çiftleri eğer
P-N eklem bölgesinden uzakta olmuşlarsa, tekrar birleşmeden dolayı yok olurlar ve
bu durum toplama verimin azalmasına neden olur. Toplama verimi küçük dalga
boyları için P tabakasında, büyük dalga boyları için N tabakasında daha büyüktür.
Fotovoltaik modüllerin bina kabuğunda cephe veya çatı kaplama elemanı olarak
kullanılmasının avantajları şöyle sıralanabilir:
• PV- modüllerin kullanımı, değişen modül boyutları ve pil yapılarına bağlı olarak
görünüm itibarıyla sınırsız tasarım olanağı sağlar.
• Güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde etmek için kurulan PV-modüller ek
mekân ve yüzey gerektirmezler.
• PV-modüllerin bina kabuğuna entegre edilmeleri ek bir konstrüksiyon
gerektirmez.
• PV-modüller saydam veya renkli olarak hazırlanabilmektedirler. PV pilleri rengi
monokristal silisyumda siyah, multikristal silisyumda mavi, amorf silisyumda ise
kırmızımsı kahverengi olup, güneş ışınlarını soğurma güçleri de renklere bağlı
olarak değişmektedir.
37
Güneş enerjisi elektrik üretim sistemleri için iyi bir seçimdir. Bunun nedeni güneş
enerjisinin solar paneller tarafından direkt olarak elektrik enerjisine
dönüştürülebilmesidir.
Güneş panelleri silikon hücrelerden meydana gelirler. Her bir silikon hücrenin açık
devre gerilimi yaklaşık olarak 0,7 V civarındadır. Hücreler seri bağlanarak solar PV
modüller meydana getirilir. Genellikle uygulamada 36 hücre seri bağlanarak yaklaşık
20V gerilim elde edilir. Hücrelerden elde edilecek akım oranı ise hücrelerin yüzeyine
bağlı olarak değişen bir faktördür. Hücre alanı ne kadar büyük olursa elde edilecek
akımda o kadar yüksek olur. Yüksek çıkış güçleri elde edebilmek için hücreler seri
ve paralel kombinasyonlar halinde bağlanarak güneş panelleri oluşturulur. Güneş
panellerinin maksimum verimle çalıştırılabilmesi için karakteristiklerinin iyi
bilinmesi gerekmektedir. Güneş paneli için akım (I) ile gerilim (V) ve güç (W) ile
gerilim (V) arasındaki ilişkileri gösteren karakteristik eğrileri Şekil 3.6 a ve b’de
verilmiştir.
38
4
Akım (A)
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(a)
60
50
40
Güç (W)
30
20
10
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(b)
Solar modüller için çıkış gücü, güneşe bakış açısı, güneşlenme ve panel sıcaklığına
bağlı olarak değişir [57]. Çeşitli güneşlenme değerlerinde panelin sergilediği çıkış
karakteristik davranışlara ilişkin eğriler Şekil 3.7 a ve b’de verilmiştir.
39
5
1000 W/m2
4
Akım (A)
750 W/m2
3
500 W/m2
2
250 W/m2
1
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(a)
60
1000 W/m2
50
750 W/m2
40
500 W/m2
Güç (W)
30
250 W/m2
20
10
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(b)
Şekilde verilen güç ve gerilim arasındaki ilişkiyi veren eğride görüldüğü gibi, birim
alanda güneşlenme miktarı arttıkça panelden elde edilen güç değeri de artmaktadır.
Güneş panelinin yüzey sıcaklığı değiştiğinde ise, panel gerilim ve akım değerleri ve
buna bağlı olarak panel gücüde değişmektedir [57]. Değişik yüzey sıcaklıklarında
modül karakteristiğindeki değişim Şekil 3.8 a ve b’de verilmiştir.
40
5
20oC
4
40oC
Akım (A)
3 60oC
2
80oC
1
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(a)
50
40 20oC
Güç (W)
30
40oC
60oC
20
80oC
10
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
(b)
Şekil 3.8. Panel yüzeyi sıcaklığındaki değişimin solar modülün karakteristiğine etkisi
a) Akım-gerilim eğrisi b) Güç-gerilim eğrisi
Maksimum güç takibi işleminin güneş panellerinin çıkışına bağlanan bir konvertörün
anahtarlama oranlarında yapılan değişikliklerle yapıldığı önceki bölümlerde kısaca
açıklanmıştı. Konvertörün anahtarlama oranının duty saykılındaki (boşluk darbe
oranı) değişiklikler güç eğrisinin tepe noktasında çalışmayı sağlamaktadır. Alçaltıcı
konvertör göz önünde tutularak işlem formüllerle açıklanacak olursa
V0 = D * Vi (3.6.)
R0 = D2 * Ri (3.7.)
Ri = R0 / D2 (3.8.)
4
Akım (A)
3
1/Ro
2
D2/Ro
1
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
60
50
40
Güç (W)
30
20
10
0 2 4 6 8 10 12 14
Gerilim (V)
Şekil 3.9. DA/DA konvertörün maksimum güç noktası takibine etkisi
Gerilim Tabanlı Güç Takip Metodu: Bu yöntem şöyle açıklanabilir; Seçilen bir
modülün maksimum güç noktasının modülün açık devre geriliminin 0.75 katı
civarında olduğu kabul edilir. Ölçülen açık devre gerilim değeri bir referans gerilimi
üretilerek ve üretilen referans gerilim geri dönüşüm voltaj kontrol şeması
uygulanarak, solar modülün gerilimi maksimum güç noktasına getirilir.
Akım Tabanlı Güç Takip Metodu: Modül gücünün tepe noktası modül kısa devre
akımının yaklaşık 0,9 katı civarında olabilir. Modülün bu tepe noktasını ölçmek için
modül veya panel grubu kısa devre edilir. Bu sayede elde edilen akım değerine göre
belirlenen akım kontrol modu kullanılarak, kısa devre akımının %90’ına kadar
maksimum güç takibi işlemi yapılabilir. Bu yöntemin en büyük problemi kısa devre
akımlarının ölçülebilmesi için yüksek güçlü dirençler kullanılmasının gerekliliğidir.
Modül kısa devre edilerek ölçülen akım değeri değişik güneşlenme değerlerinde
farklılıklar gösterebilir.
Güneşin sonsuz bir enerji kaynağı olduğu ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak
kullanımının gün geçtikçe yaygınlaştığı daha önceki bölümlerde belirtilmişti. Güneş
44
İlkbahar ve Sonbahar
dönencelerinde güneş
Güneşin gün
içinde izlediği yol
Kış mevsiminde güneş
Batı
Güney
Kuzey
Doğu
Güneşin mekanik olarak takip işlemi iki şekilde yapılabilir. Birincisi tek eksenli
güneş takip mekanizması, diğeri de iki eksenli güneş takip mekanizmasıdır [59].
Tek eksenli güneş takibinde esas; panelin güneşe olan kuzey-güney doğrultusundaki
açısını bulunduğu konuma bağlı olarak en uygun açı değerine getirerek, doğu-batı
ekseninde gün boyunca takip işlemini yapabilmesini sağlamaktır. Ankara için kuzey-
45
güney yönleri doğrultusunda belirlenen açı değeri 32o’dir. Şekil 3.11’de güneşi tek
eksende izleyen panelin hareketine ait çizim verilmiştir.
Dönme Ekseni
Batı
Kuzey
Şekil 3.11 Güneşi tek eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması
İki eksenli güneş takip mekanizmalarında ise; panel güneşi hem kuzey-güney hem de
doğu-batı eksenlerinde takip etmektedir. Bu tür uygulamaların verimi tek eksenli
olanlara göre fazladır. Ancak panel boyutlarının büyük olmasından dolayı, belirli bir
gücü karşılamak için oluşturulacak güneş paneli gruplarının mekanik olarak iki
eksenli hareket ettirilmesindeki güçlükler, rüzgâr yükünün fazla olması, dişli ve
motorların mekanik problemleri bu sistemlerin kullanılmasını kısıtlayıcı sorunlardır.
Şekil 3.12’de güneşi iki eksende izleyen panel yapısına ait çizim verilmiştir.
46
Dönme Ekseni
Batı
Kuzey
Güney Doğu
Dönme Ekseni
Şekil 3.12. Güneşi iki eksende izleyen fotovoltaik modülün yerleşim şeması
Her iki kontrol metodu da esasında güneşi takip etmek amacıyla kullanılırlar. Ancak
aralarındaki en temel fark güneşin pozisyonunu bulma ile ilgilidir.
Bu tez çalışmasında, güneş takip mekanizması olarak tek eksenli ve iki eksenli olmak
üzere iki adet sistem tasarlanmış ve uygulamaları yapılmıştır. Bu mekanizmaların
kontrol sistemleri ise her iki yöntemi kullanarak çalışmaktadır. Uygulaması yapılan
sistemlerle ilgili detaylı bilgi ilerleyen bölümlerde verilecektir.
48
Rüzgâr türbinleri için, güç, dönme ekseni, jeneratör düzeni ve kontrol sistemlerine
göre değişik sınıflamalar yapılmaktadır. Güç odaklı sınıflandırma yaklaşımına göre,
dört ana gurupta toplanmıştır [60]. Bunlar;
Yatay eksenli rüzgâr türbinleri (YERT): Yer konumuna göre rotoru yatay eksende
çalışan bu makineler daha geleneksel ve daha modern bir kullanımı sunarlar. Yatay
eksenli makinelerin maksimum enerji tutabilmeleri için rotorları daima rüzgâr akış
yönünde olmalıdır. Bu da rotorun kule üstünde dönmesi ile sağlanır. Rüzgârın
yönüne dönme hareketi iki değişik yapı ile sağlanır. Bunlar "öne-rüzgâr" ve "arkaya-
rüzgâr" olarak adlandırılırlar. Eğer kanat rüzgârı ön yüzünden alıyorsa rotorun
arkasına bir kılavuz kanat takılır. Diğer şekilde ise kanat rüzgârı arka kısımdan alır
veya kanatlar biraz konik yapılır. Böylece sistem rüzgârı takip ederek maksimum
faydayı sağlar.
50
YERT’lerin rotorları maksimum enerjiyi tutabilmek için rüzgâr akışına dik olarak
durmalıdır. YERT’ler bu konuma, rotor kule üzerinde döndürülerek getirilir.
YERT’ler kule üzerinde yatay eksen yönündeki hareketi motorlar (rüzgâr veya
elektrik) rüzgâra yönelik birimlerde kılavuz bir kuyruk ve rüzgârı arkadan gören
birimlerde ise oluşturulan konik açı ile sağlanır. Şekil 4.1’de yatay eksenli rüzgar
türbinine ait görüntü verilmiştir.
Düşey eksenli rüzgâr türbinleri (DERT): DERT’lerin rüzgârı her yönden kabul
edebilme üstünlüğü vardır. Kanatların güç üretebilmeleri rüzgârdan daha hızlı
dönmelerini gerektirdiğinden, ilk harekete geçişleri güvenilir değildir. DERT’lerin
bir diğer üstünlüğü ise makine aksamı, hız yükselticisi ve jeneratörün toprak üzerine
konulabilmesidir.
Dönme ekseni rüzgâr yönüne dik ve düşey olan bu türbinin kanatları da düşeydir.
Günümüzde çeşitli ülkelerdeki elektrik enerjisi üretimi uygulamalarının çoğunluğu 2
ve 3 kanatlı yatay eksenli rüzgâr türbinleri oluşturmaktadır. Büyük güçlü düşey
eksenli uygulamalarda mevcuttur. Özellikle Dorrieus tipi türbinler ve bunun
geliştirilmiş daha karmaşık yapılı olanı Cyclogino tipi rüzgâr türbinleri
kullanılmaktadır. Resim 4.1’de düşey eksenli rüzgar türbinine ait görüntü verilmiştir.
51
Anemometre: Rüzgâr hızını ölçüp elektronik kontrol sistemine ileten bir ölçüm
cihazıdır.
Frenler: Acil durumlarda, mekanik, elektriksel veya hidrolik olarak uygulanan bir
disk ile rotorun hareketinin durdurulmasını sağlayan sistemlerdir.
High-speed shaft: Generatörü süren, eğer mevcutsa dişli kutusu ile Generatör
arasında bulunan şafttır.
Türbin: Kule üzerine yerleştirilen montaj platformu olup, rotor, dişli kutusu, şaftlar,
jeneratör, kontrolör ve frenleme düzeninin yuvalandığı ana rotor gövdeye monte
54
edilmiş olup, kapasitesine göre bir teknisyenin içinde tamirat yapabileceği kadar
serbest alana sahiptir.
Pitch: Kanatları, aşırı yüksek veya düşük hızlarda dönüşünü kontrol eden döndürme
mekanizmasıdır.
Rotor: Kanatlar ve dişli kutusunun yuvalandığı kapalı mekana rotor adı verilir.
Kule: Yuvarlak veya kafes şeklinde tasarlanan, çelikten yapılmış, tepe düzlemine
türbin gövdesinin yerleştirilmesini sağlayan direklerdir.
Rüzgâr Vanası: Rüzgâr yönünü ölçerek, değişimlere göre, yaw (kuyruk) motoru ile
haberleşmeyi sağlayan, türbini rüzgâr yönüne taşıyan mekanizmadır.
Rüzgâr türbinleri uygulamada aynı bölgeye birden fazla yerleştirilerek şebekeye daha
fazla enerji vermeleri için kullanılabilirler. Bu tür uygulamalara “rüzgâr çiftliği” adı
verilir. Türbinlerin yerleştirilmesi, enerji toplama ve dağıtım düzenleri önemli
uygulama alanlarıdır.
Büyük güçlü türbinlerde örneğin, 50m rotor çaplı, 800kW’lık geliştirilmiş türbinler,
çift devirli jeneratörlerle donatılmışlardır. Türbin kanatları, özel dokunmuş cam elyaf
veya pulstre edilmiş cam elyaf kompozitlerinden yapılmıştır. Yeni kanatlar, daha
hafif ve daha ömürlüdür. Değişken hızda doğrudan tahrikli bu türbin, doğrudan
jeneratöre bağlıdır.
4.3. Generatörler
Senkron generatörün doğru akım generatörüne göre avantajı veriminin yüksek olması
ve bir doğru akım generatörüne göre daha düşük dönme hızında elektrik verebilme
özelliğidir. Alternatif akım generatörlerinde maksimum dönme hızı ile elektrik
üretimi için gerekli minimum hız arasındaki oran yüksektir. Böylece bir senkron
generatörü süren bir rüzgâr türbini daha geniş rüzgâr hızı aralığında çalışabilecektir.
Şekil 4.5’te sabit mıknatıslı bir senkron generatöre ait 3D-MAX çizimi verilmiştir.
57
• Tesisi ucuzdur,
• Dönen kontaklar yoktur, bu nedenler başlatma kolaydır,
• Şebekeye bağlantı kolaylığı vardır,
• Şebekeye bağlandığı zaman salınımlar oluşmaz.
İndüksiyon generatör, şebekeye senkron hızdan çok az farklı bir hız ile uyum
gözetilmeksizin bağlanabilir, bağlantı sonucunda oluşan aşırı yükleme çok kısa
sürelidir. Bağlantı kontrol sistemi, şebekeye bağlantıyı kontrol eden takometre
kontağından ve rüzgâr hızı düştüğü zaman bağlantının kesilmesini sağlayan bir ters
akım rölesinden oluşur.
Eğer rüzgâr hızı türbinin çalışmaya başlama hızından (cut-in) daha yüksekse
indüksiyon generatör kendi nominal dönme hızına ulaştığında elektrik generatörü
olarak davranır. Eğer rüzgâr hızı cut-in’den daha düşükse, bir otomatik ayırma cihazı
generatörü şebekeden ayırır. Bu sistem başlatma torku düşük olan yüksek hızlı sabit
kanatlı makineler için faydalıdır.
bir bağlantı sistemine sahip olmalıdır. Kutup sayısının, tork'a bağlı olarak artması,
işletmede sorun getirmektedir. Türbinler için özel tasarlanmış olmasına rağmen,
şebekeye direkt bağlanma avantajı, artan kütle ağırlığı ile dezavantaja
dönüşmektedir. Çok kutuplu generatörler, diğerlerine nazaran daha ağır olup, türbin
dinamiğini olumsuz etkilemektedir. Rüzgâr türbinleri için; senkron veya asenkron
generatörler kullanılabilir. Generatörlerin bağlantı şekilleri önemlidir. Generatörlerin
direkt şebeke bağlantısı, jeneratörün alternatif akım şebekesine direkt olarak
bağlanması anlamına gelir. Endirekt şebeke bağlantısı ise, türbine monte edilen ve
ulusal şebeke akımını ayarlayan elektrikli cihazlardan geçen aracılığı ile gerçekleşen
bağlantı şeklidir. Asenkron bir jeneratörle bu faaliyet otomatik olarak gerçekleştirilir.
Yeni nesil türbinlerin önemli bir bölümü, asenkron generatör kullanmaktadır.
Uygulamada kullanılan birkaç generatör tipine ait çizimler Şekil 4.6’da verilmiştir.
Asenkron türbinlerin en belirgin özelliği şekilden de görülebileceği gibi ulusal
şebekeye doğrudan bağlanabilmesidir [64].
60
Dişli
Kutusu
Şebeke
SCIG Yumuşak
Anahtarlama
Dişli
Kutusu
Şebeke
WRIG Yumuşak
Anahtarlama
Kondansatör
Frekans Grubu
Konvertör
AA AA
Dişli
Kutusu
Şebeke
WRIG
Full-Scale
Frekans
Konvertör
Dişli AA AA
Kutusu
Şebeke
PMSG/WRSG/WRIG
Şekil 4.6. Şebekeye direkt bağlı asenkron generatörlü bir rüzgâr türbininin blok
diyagramı
üreticiler 50 Hz'lik rüzgâr türbini modelinden (dünyadaki pek çok elektrik şebeke-
sinde olduğu gibi) ve 60 Hz'lik modelden (Amerika elektrik şebekesinde olduğu gibi)
yararlanır. Elektrik generatörü çoğunlukla bir indüksiyon generatörü veya asenkron
generatörüdür. Modern rüzgâr türbinlerinde 10.000 kW'lık bir üretim gücü
hedeflenmiştir. Halen 10 MW’lık türbinler test aşamasında olup, yakın gelecekte
daha büyük güçte türbinlerin de kullanılacağı bir gerçektir.
Sabit frekanslı bir şebekeyi besleyen sabit kanatlı makineler için hız regülasyonu
gerekli değildir. Çünkü rüzgâr rotorunun dönme hızını şebeke belirler. Bu durumda
güç regülasyonu eş zamanlı olarak meydana gelir. Yani dönme hızı sabit olduğundan
rüzgâr hızı arttığı zaman uç-hızı düşer. Böylece verim azalır ve uç-hızı sabit bir
değerde olduğundaki kadar fazla güç elde edilemez. Güç sınırlaması kanadın uç
bölgelerinin kendi frenleme noktalarına yakın çalışmasından dolayı ortaya çıkar.
Bununla birlikte eğer generatör şebekeden ayrılmışsa hız artışından kaçınmak için
62
sabit kanatlı bir makineye frenleme sistemi koymak gereklidir: mile mekanik bir fren
ve kanat uçlarına da aerodinamik fren sistemi.
• Güç artışını rotasyonel hızın küpü ile sağlayan hiper kompunt generatörler
• Paralelinde elektronik kontrollü değişken elektrik dirençler bulunan bir yükü
besleyen ve statik kapasitörlerle paralellenmiş olan indüksiyon generatörü ile
sağlanabilir.
Asenkron generatörlerin bakımı ile periyodik olarak, kayma (slip) yüzükleri, fırçalar
ve dıştaki rezistörlerin muhtemel sorunları giderilmiş olur. Asenkron motor kontrolü
için fiber optik estelasyon yapılmaktadır. Fiber optik estelasyon, önemli bir tasarım
unsuru olup, generatör kalitesini doğrudan etkiler. Türbinlerin değişken işletilmesi,
açı kontrollü pervane düzeni sağlamaktadır. Değişen rüzgâr hızlarına uyum
türbinlerin önemli esnekliklerinden biridir. Derece kontrolü, dişli kutusunun veya
jeneratörün aşırı yüklenmesini önler. Bu, derece mekanizmasının reaksiyon
zamanının türbin tasarımı için kritik faktör olduğu unutulmamalıdır.
63
Voltaj kontrolünde, sistemin voltajı, otomatik voltaj regülatörü ile kontrol edilir.
Otomatik voltaj regülatörü rüzgâr türbinine ve hidro senkronize jeneratörüne paralel
bağlanır. Dizel jeneratörler ise akım transformatörleri ile bağlanır.
Yük kontrolü içinse, güç dalgalanması ve frekansın düşmesi olayında yük idare
sistemi tüketiciye giden yük ve aşırı yükün bağlantısını otomatik olarak keser. Aynı
işlevler frekans ve voltajın yükselmesi sırasında da yapılır.
64
Yatay eksenli rüzgâr pervaneleri, pervane dönme ekseninin rüzgâr yönüne paralel
olduğu düşünülerek tasarlanırlar. Bu durumda sistemden en iyi verimi almak için
pervane dönme düzleminin rüzgâr yönüne dik olması gerekir. Fakat rüzgâr yönü
zamanla değiştiğinden sistemin rüzgâr yönünü takip ederek pervanesini uygun yöne
çevirebilmesi için bir “yöneltme mekanizması” kullanması gerekir.
Düşey eksenli pervaneler için yön problemi yoktur. Her yönden gelen rüzgârı
konumlarında bir değişiklik yapmadan değerlendirebilirler. Bu yüzden herhangi bir
yön kontrol sistemi kullanmazlar.
• Kuyruk plakası
• Yardımcı pervane
• Arkadan rüzgârlı tertip
• Elektronik kontrollü dişli mekanizması
Kuyruk plakası pervane çapı 6 metrenin altındaki küçük rüzgâr türbinlerinde sıkça
tercih edilen bir tekniktir. Pratik ve ucuz bir sistem olduğundan tasarımcılar
65
tarafından tercih edilmektedir. Kuyruk plakasının çalışma ilkesine ait görüntü Şekil
4.7’de verilmiştir.
A
Kuyruk
Plakası
Hız Denetim Bölgeleri : Hız denetim yaklaşımlarını daha iyi anlayabilmek için bir
rüzgâr türbininin güç eğrisindeki bölgeleri incelemek faydalı olacaktır.
66
P(kW)
Güç Sınırı B C
Pmax
A V (m/sn)
VA VB VC
I II III IV
Şekil 4.8’te belirtilen bölgelerden I. Yetersiz rüzgâr bölgesi, II. Maksimum verim
bölgesi, III. Maksimum güç bölgesi, IV. Emniyetsiz bölge olarak adlandırılır. Bu
bölgelere ilişkin açıklamalar aşağıda kısaca verilmiştir.
Yetersiz Rüzgâr Bölgesi; Rüzgâr türbinleri belli bir VA rüzgâr hızının altında
çalışamazlar. Bu VA hızına kadar olan bölge “ yetersiz rüzgâr bölgesi” olarak
adlandırılır. Bu bölgede sistem çalışmadığı için hız denetimine de gerek yoktur.
Maksimum verim bölgesinde değişken hızlı denetim: İlk üretilen rüzgâr türbinlerinde
kullanılan elektrik generatörlerinin yapısı sabit hızda çalışmayı gerektirdiği için
türbin pervaneleri de sabit hızda çalışmak üzere tasarlanmaya başlamıştı. Hız kontrol
yaklaşımı da elektrik generatörü için gereken sabit hız temelinde şekillendi. Sabit hız
kontrolünü sağlamak üzere değişik mekanik ve aerodinamik fren sistemleri, döner
palalı kontrol teknikleri vb. teknikler geliştirildi [66].
Sabit hızlı türbinler sadece tek bir rüzgâr hızında maksimum aerodinamik verimle
çalışırlarken değişken hızlı türbinler optimum verim bölgesindeki her rüzgâr hızında
maksimum aerodinamik verimle çalışabilme imkanına sahip oldu. Bu aynı zamanda
rüzgâr türbinlerinin güç üretiminde de belli bir artışı beraberinde getirdi.
Değişken Hızlı Denetim Yaklaşımına Temel Teşkil Eden Aerodinamik Prensipler ise
şöyle sıralanabilir. Öncelikle türbin pervanesinde, pervane hızının güç üretimi
üzerindeki etkisini incelemek gerekir. Belli bir rüzgâr hızında pervanenin rüzgârdan
çekebileceği gücün pervanenin dönme hızına bağlı değişimini gösteren grafik Şekil
4.9’daki gibidir.
69
P (kW)
V=7 m/sn
Pm
V=6 m/sn
V=5 m/sn
? (rad/sn)
Buradaki her bir eğri farklı rüzgâr hızlarına aittir. Görüldüğü gibi rüzgâr hızı sabit
iken maksimum güç, sadece belli bir açısal hızda elde edilebilmektedir. Rüzgâr hızı
arttıkça maksimum güç noktasına tekabül eden açısal hız da artmaktadır. Söz konusu
P-Ω grafiğinde her rüzgâr hızı için maksimum güç noktalarını birleştiren bir Pm
eğrisini çizmek mümkündür. Bu durumda pervaneden en iyi aerodinamik verimi
alabilmek için pervanenin Pm eğrisini takip edecek şekilde çalıştırılması gerekir.
Şekil 4.9’da her bir rüzgâr hızı için çizilen eğrileri tekbir eğri ile ifade edebilmek için
güç (P) ve açısal hız (Ω) parametrelerini boyutsuzlaştırıp, güç yerine ‘güç katsayısı’
(CP ), açısal hız yerine de ‘uç hız oranı’ (λ) parametrelerini kullanmak gerekir.
Böylece P-Ω eğrileri basitleştirilerek tek bir CP -λ eğrisine dönüştürülebilir.
Uç hız oranı,
RΩ
λ= (4.1)
V
şeklinde ve güç katsayısı da,
PV
CP = (4.2)
1
ρAV 3
2
olarak tanımlanmaktadır. Şekil 4.10’da türbin pervanesinde aerodinamik verimin uç
hız oranına bağlı değişimi verilmiştir.
70
Cp
Cpmax
≅≅ ≅
Şekil 4.10. Türbin pervanesinde aerodinamik verimin uç hız oranına bağlı değişimi
Stol Kontrol Tekniği: Bu teknik sabit palalı türbin pervanelerini yüksek rüzgâr
hızlarında güç üretimini sınırlamak üzere kontrol etmek için kullanılır.
Önce kontrol tekniğine temel teşkil eden aerodinamik yaklaşım üzerinde durmak
gerekir. Rüzgâr hızı değişmezken optimum hızla çalışan pervanenin yavaşlatılması
uç hız oranını azaltırken pala elemanları etrafındaki hücum açılarını arttırmakta bu da
pala elemanlarında etkili olan kaldırma kuvvetinde “stol” adı verilen bir düşüşe
sebep olmaktadır. Kısacası, uç hız oranı azalırken pala elemanının hücum açısı
71
büyüdüğünden maksimum CP noktasının sol tarafında stol durumu söz konusu olur.
Neticede bu durum pervanenin aerodinamik veriminde CP-λ eğrisinin sol tarafında
gözlenebilen bir düşüşe neden olmaktadır.
Stol kontrol tekniğini kullanırken pervanenin atalet etkisi, dikkat edilmesi gereken en
önemli etki olarak karşımıza çıkar. Bu yüzden elektronik olarak kontrol edilebilen
etkili ve iyi bir frenleme sistemi kullanmak gerekir.
Döner Palalı Kontrol Tekniği: Maksimum güç bölgesinde kullanılan bir diğer
kontrol tekniği ise döner palalı kontroldür. Bu tekniğin stol kontrol tekniğine göre en
büyük avantajı pervanenin atalet etkisinden kaynaklanan yüklerin en aza
indirilebilmesidir. Bunun sebebi ise değişen rüzgâr hızı karşısında pervane hızını
değiştirme gereğinin stol kontrole göre oldukça az olmasıdır.
Döner palalı kontrol tekniğini kullanan pervanelerde her bir pala kendi ekseni
etrafında dönebilme kabiliyetine sahiptir. Bu sayede elektronik kontrol sistemi
palaların açısını rüzgâr hızına göre ayarlayarak hem pervanenin hızlanmasını hem de
generatöre sınır değerin üzerinde güç aktarımını engelleyebilir.
Her türbin kendi kontrol ünitesine sahiptir. Kontrol üniteleri, rüzgâr çiftliklerinde,
merkezi kontrol ünitesine dönüşerek, uzaktan kumanda yapılır. Türbinler birbirlerine
fiber optik veya koaksiyel kablolarla bağlanmışlardır. Türbinlerde bulunan elektronik
72
Türbin içerisindeki kontrolör aynı zamanda birçok şalter, hidrolik pompa, valf ve
motordan oluşur. Rüzgâr türbini ölçüleri motorların megawatını artırdığı zaman hızlı
kontrol oranı önem kazanır.
Kontrolör bir iletişim ağı sayesinde kendisi veya rüzgâr türbini operatörü arasında
iletişim kurar. Bu amaçla, telefon veya radyo bağlantısı üzerinden alarm veya servis
isteklerini gönderir. Rüzgâr türbinine toplanan istatistikleri göndermesi ve mevcut
durumu kontrol etmesi de mümkündür. Bir rüzgâr çiftliğinde konuşlanan
türbinlerden gelen veriyi toplayıp kontrol etmektedir.
Bir türbinde iki adet kontrolör bulunur. Kontrolörler genellikle gövdede ve kulenin
en altına yerleştirilir. Günümüzdeki rüzgâr türbini modelleri, kontrolörler arasındaki
iletişim fiber optiklerin kullanılması ile sağlanır. Bazı yeni türbin modellerinde
rotorun hubuna yerleştirilmiş üçüncü bir kontrolör daha bulundurulmaktadır. Üç
kontrolörlü sistemlerde, hata riski daha az olacaktır. Bu ünite genellikle gövde ünitesi
ile iletişimini ana şaft üzerindeki tellere ve kayan yüzüklere bağlı kabloyla seri
iletişim ile sağlar.
kontrollü türbinler için) rotadan sapma açısını (rota tekerinin dişlerinin sayılması ile),
güç kablosu büküm sayısını, rüzgâr doğrultusunu, anemometre ile rüzgâr hızını,
gövde ve rotor kanatlarındaki titreşim frekansını ve büyüklüğünü, frenleme hattı
kalınlığını, kule kapısının açık veya kapalı olduğunu (alarm sistemi ile) ölçebilir.
• Maksimum güç noktası izleme adımları rüzgâr hızındaki değişimlere bağlı olarak
ayarlanan sistemler,
• PWM sinyalindeki ölü zamanı (dead time effect) doğru belirlemek güç
anahtarlarının kısa devre olmasını, ya da ısınmasını engeller. Aynı zamanda, ölü
zamanın alternatörün dönüş hızıyla senkronize edildiği sistemler ki burada, güç
eğrisinin kararlı olması ve MPP noktasının izlenmesi için alternatörün dönüş
hızıyla senkronize PWM sinyali üretilir.
• Alternatörün dönüş hız referansındaki dalgalanmaları azaltmak için MPPT
kontrolörün çıkışında alçak geçiren filtre kullanılan sistemler. Bu sistemlerde
filtrenin gecikme etkisi ile sistemin mekanik zaman sabiti dikkatle
incelenmelidir.
74
12 m/s
1.2
Maksimum Güç Eğrisi
1
11 m/s
Güç (kW)
0.8
10 m/s
0.6
9 m/s
0.4
8 m/s
0.2 7 m/s
6 m/s
5 m/s
0
500 1000 1500 2000 2500 3000
Generatör Hızı (rpm)
Şekilde çeşitli rüzgâr hızı değerlerinde türbinin alternatör dönüş hızına bağlı olarak
elde edilen çıkış gücü eğrileri verilmiştir. Eğrilerin tepe noktalarını birleştiren
üçüncü eğri ise bu türbin için maksimum güç noktası takip eğrisi olmaktadır [68].
Rüzgâr türbinlerinde elektronik olarak maksimum güç takibi işlemi yapılabilmesi
için türbinden elde edilen gerilim değeri ile yüke aktarılacak gerilim değeri arasında
bir fark oluşturulabilmelidir. Bunu sağlamak için güneş enerjisi sistemlerinde olduğu
gibi değişik konvertör yapıları kullanılır. Yükseltici, alçaltıcı ve çifte yükseltici gibi
konvertör yapıları bunlara örnektir. Türbin çıkışından elde edilen üç fazlı AA
75
Bu tez çalışmasında 2500 W gücünde, yatay eksenli çalışan ve rüzgârı arkadan alan
yapıya sahip bir rüzgâr türbini kullanılmıştır. Türbinden elde edilen gerilim bir
doğrultucu ve konvertörden geçirilerek çıkış bir fazlı invertöre yönlendirilmiştir.
Türbin kontrolü ve maksimum güç noktasının takibine ilişkin algoritmalar ve diğer
uygulamalar ilerleyen bölümlerde detaylı olarak anlatılacaktır.
76
Güneş panellerinden elde edilen elektrik enerjisi günün değişik zamanlarında farklı
gerilim değerleri vermektedir. Oluşturulacak sistemin, yükün türüne bağlı olarak
sürekli sabit çıkış gerilimi vermesi istenir. Bunu sağlamak için devreye bir adet
konvertör bağlanmaktadır. Sistemde kullanılacak olan konvertörün yapısını, güneş
panellerinden elde edilen giriş gerilimi (Vi) ile konvertörün çıkış gerilimi (Vo)
arasındaki fark belirlemektedir [70].
is iL + VL -
+ +
S L
Vi D C V0
Alçaltan konvertörlerde ortalama çıkış gerilimi ile anahtarlama oranı arasındaki ilişki
Eş 5.1’de verilmiştir.
VO t ON
= =D (5.1)
Vİ T
iL + VL -
+ +
L is D
Vi C V0
S
- -
VO 1
= (5.2)
Vİ 1 − D
is
+ +
S iL D
+
Vi C V0
L VL
-
- -
VO D
= (5.3)
Vİ 1 − D
Senkronize invertörler ise bir güneş paneli veya rüzgâr türbini çıkışına bağlanarak
şebekeye enerji aktarma özelliğine sahiptirler. Eviriciler çıkış gücüne, çıkış dalga
özelliklerine ve yapı tasarımlarına göre gruplara ayrılırlar. Şu anda dünyada 100
Watt'tan 10 kW'a kadar farklı çıkış güçlerine sahip şebeke etkileşimli eviriciler
mevcuttur.
Çıkış dalga özelliklerine göre eviriciler, kare dalga, düzeltilmiş sinüs dalga ve tam
sinüs dalga olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Kare dalga ve düzeltilmiş sinüs dalga
(Modified Sinüs) eviriciler daha ekonomik olmalarına rağmen lazer printer ve
flüoresan lambalarda verim kaybına, müzik aletlerinde hışırtıya sebep olmaktadır.
Buna karşılık tam sinüs eviriciler şebeke ile aynı kalitede hatta çoğu zaman daha
yüksek kalitede çıkış verip hiçbir elektrikli aletin çalışmasında sorun
çıkarmamaktadır. Şebekeye enerji aktarabilmek için tam sinüs evirici kullanılması
gerekmektedir. Birçok motorlu alet ilk çalışma anında normal güç tüketiminin birkaç
katı güç çektiği için kullanılan evirici kısa süreler için bu güçte (Surge
Kapasitesi/Anlık Çekim Gücü) çalışma özelliğine sahip olmalıdır.
80
Yakıt hücreleri son yıllarda popüler olmaya başlayan bir alternatif enerji kaynağıdır.
Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler. Yakıt pilinin plaka yüzeyi akım
şiddetini, plakaların seri bağlanması ise gerilimi etkiler. Birçok plakanın yan yana
bağlanması ile elde edilen sisteme stak (yığın) adı verilir. Staklar kendi aralarında
seri ve paralel bağlanmaları ile istenilen gerilim DA olarak elde edilir.
81
Ancak bazı uygulamalarda yüke kesintisiz enerji sağlamak için gerekli tedbirler
alınarak eviricinin çalışmasına devam etmesi sağlanır. Bunun için eviricinin yükün
enerjisini kesmeden şebeke etkileşimli çalışma durumundan ada modu çalışma
durumuna geçmesi gereklidir. Başka bir deyişle akım kontrollü çalışmadan gerilim
kontrollü çalışmaya geçmelidir.
NEC 690 standardı maksimum çıkış geriliminin 50V gibi belirli bir değere ulaşan PV
modüllerin topraklı ve toprak arızalarına karşı izlenen bir sistem olmasını gerektirir.
Sistem topraklaması, PV modülün negatif (veya pozitif) ucunun toprağa
bağlanmasını gerektirir. Bu, şebekenin faz-nötr uçlarına bağlanan bir fazlı eviricinin
zaten şebeke tarafında topraklı olması nedeniyle, pek çok yüksek güçlü
transformatörsüz sistem için sorun olabilir. Diğer elektrik idareleri elektriksel
izolasyonun olmaması durumunda sadece donanımın topraklanmasını isterler.
Donanımın topraklanması çerçevelerin ve diğer metalik parçaların toprağa
bağlanmasıdır.
83
Şebeke etkileşimli eviriciler için ada modunun tespiti ve eviricinin ada modunda
çalışmasının önlenmesi önemli bir gereksinimdir. Fotovoltaik sistemler için anti-ada
modunu da kapsayan test standartları IEEE 929-2000 (Recommended Practice for
Utility Interface of Photovoltaic Systems) ile belirtilmiştir. IEEE 929 pek çok konuya
işaret etse de en önemli bölümleri normal olmayan şebeke koşullarında PV
eviricilerin tepkisini içeren güvenlik ve koruma fonksiyonları ile ilgili olanlardır. Bu
normal olmayan koşullar gerilim ve frekans değişimi ile istenmeyen elektrik
adalarının oluşmasına neden olan şebekenin kesilmesi durumlarıdır. IEEE 929’a göre
hangi durumlarda eviricinin şebekeden ayrılması gerektiği ve bunu en fazla ne kadar
zaman içinde yapması gerektiği Çizelge 5.1’de verilmiştir.
Yüksek gerilim rölesi, alçak gerilim rölesi, yüksek frekans rölesi ve alçak gerilim
rölesi bulunduran bir evirici temel ada modu tespit yeteneğine sahiptir. Gerilim
seviyesi veya frekans normal aralığın dışına çıkarsa şebekenin hatalı olduğu
düşünülür ve evirici durdurulur. Bununla beraber bu yöntemler kaynak-yük dengeli
olma durumunda şebeke kesilse dahi ada modunu tespit edemezler [74].
Çizelge 5.1. IEEE 929 standartlarına göre şebekeden ayrılma durumları ve zamanları
Faz atlama tespit yöntemi adı verilen başka bir yöntem evirici gerilimi ve akımı
arasındaki faz farkını izler. Şebeke etkileşimli çalışmada evirici akımı şebeke
gerilimi ile aynı fazdadır. Şebeke kesildiğinde ise evirici gerilimi ve akımı arasındaki
faz farkı yük tarafından belirlenir. Bu ani faz değişimi koruma devresini tetikler ve
evirici durdurulur. Ancak bu yöntem omik yük durumunda ada durumunu tespit
edemez. Bu yöntemlerin hepsi pasif yöntemlerdir. Evirici geriliminin izlenmesini
temel alırlar ve her yük durumu için başarılı değildirler. Bu nedenle aktif yöntemler
geliştirilmiştir [74].
Güç işleme aşaması sayısı: Güç işleme aşamalı eviriciler tek aşamalı ve çok aşamalı
eviriciler olarak gruplara ayrılabilirler. Şekil 5.4’te tek ve çok aşamalı eviriciler
görülmektedir.
85
DA
PV DA
PV AA DA AA DA AA
PV PV
Şekil 5.4. PV evirici tipleri a) Tek güç işleme aşamalı b) İki güç işleme aşamalı
c) Her PV modülün veya stringin ortak DA/AA eviriciye bağlı olan ayrı
DA/DA konvertörlere bağlanan iki güç işleme aşamalı evirici
Şekil 5.4(a)’da tek aşamalı evirici görülmektedir. Bu evirici MPPT, şebeke akımı
kontrolü ve eğer gerekli ise gerilim yükseltimi gibi bütün görevleri yerine
getirmelidir. Şekil 5.4(b)’de iki aşamalı evirici görülmektedir. Bu sistemde
maksimum güç takibi, yani istenirse gerilim yükseltimi DA/DA konvertör tarafından
gerçekleştirilmektedir. DA/AA eviricinin kontrol sistemine bağlı olarak DA/DA
konvertörün çıkışı saf DA gerilim olabildiği gibi çıkış akımı doğrultulmuş sinüs
dalgasını takip etmesi için modüle edilmiş de olabilir. İlk yöntemdeki DA/AA
evirici, PWM veya histeresis gibi yöntemler ile şebeke akımını kontrol eder. Diğer
çözümde DA/AA evirici doğrultulmuş akımı tam sinüse çevirmek için şebeke
frekansında anahtarlanırken akım kontrol görevini DA/DA konvertör yerine getirir.
Nominal güç düşük ise ikinci yöntemde yüksek verim elde edilebilir. Ancak eğer
nominal güç yüksekse şebeke etkileşimli eviricinin PWM kontrollü çalıştırılması
tavsiye edilir. Şekil 5.4(c)’de multi-string evirici için çözüm görülmektedir. Her
DA/DA konvertörün görevi MPPT ve eğer gerekli ise gerilim yükseltimidir. Bu
konvertörler şebeke akımını kontrol eden ortak DA/AA eviriciye bağlıdır. Bu yöntem
her PV modülün/stringin kontrolü daha iyi yapılabildiğinden faydalıdır [73].
ŞEBEKE ŞEBEKE
DA DA DA
PV AA PV DA AA
CPV CPV CDC
(a) (b)
Şekil 5.5. Güç dekuplaj kondansatörünün değişik yerleşimi a) Tek aşamalı eviricide
kondansatör PV modül ile paralel bağlı b) Çok aşamalı eviricide
kondansatör hem PV modül ile paralel bağlı hem de DA linke bağlı
PPV
C= (5.4)
2 ⋅ wgrid ⋅ U C ⋅ uˆ C
Bazı eviriciler DA/DA konvertör veya DA/AA evirici bünyesinde yüksek frekanslı
transformatörler içerirlerken bazıları şebeke tarafında hat frekanslı transformatör
kullanırlar. Bazı eviriciler de Şekil 5.6’da gösterildiği gibi transformatör içermezler.
Hat frekanslı transformatörlerin ağırlık, boyut ve maliyetlerinin artmasından dolayı
modern eviricilerde yüksek frekanslı transformatörler kullanırlar.
ŞEBEKE ŞEBEKE
DA DA AA DA AA
AA AA AA PV AA DA
HFT YFT YFT
Şekil 5.6.(a)’da verilen yapı, şebeke ile evirirci arasına hat frekanslı transformatör
(HFT) bağlı durumu göstermektedir. Bu tür bir bağlantı şebekeye DA akım enjekte
edilmesi problemini çözmektedir. Şekil 5.6. (b)’deki yapıda ise HF link şebeke
87
5.3. Aküler
Coğrafi şartların ağır olduğu (yazın aşırı sıcak, kışın aşırı soğuk) yerlerde kurulan
güneş enerjili sistemlerde akülerin bu şartlara dayanıklı olarak seçilmesi
gerekmektedir. Sıcaklıklardaki aşırı artış veya düşüşler akünün depolama
kapasitesini ve derin deşarj durumları özelliklerini hızla yitirmelerine neden olur.
Akü bankasının büyüklüğü tam rüzgârsız ve güneşsiz arka arkaya gelen günlerde
sistemin kesintiye uğramayacağı şekilde tasarımlanır. Genelde 3 ile 6 gün arasında
verilen otonomi süresi sayesinde muhtemel bir arıza anında, bakım ve servis
çalışmaları sürecinde de bir kesinti yaşanmaz. Güneş panelleri ve rüzgâr türbinleri ile
aküler arasında mevcut kontrol üniteleri sayesinde aküler en uygun akım ve gerilim
kombinasyonu ile şarj edilmektedirler [75]. Ayrıca akülerin uygun invertörler ile
bağlanması ile elektrik kesintilerine karşı etkili UPS sistemleri oluşturulur.
Az bakımlı tüplü sabit tesis (OPzS) aküleri: Genel kurşun asitli sabit tesis akülerinin
teknolojik olarak geliştirilmiş biçimidir. Kullanıcı için yüzdürme gerilimiyle çalışma
sisteminde, minimum bakım ve düşük enerji maliyeti dikkate alınarak, özel şekilde
tasarlanarak üretilmişlerdir. Temel özelliği, düşük antimonlu kurşun alaşımı
nedeniyle kendi kendine deşarj az olması dolayısıyla su kaybını büyük ölçüde
azaltmış olmasıdır. Aktif maddeyi tutuşu ve şarj deşarj kabiliyeti aynı seviyededir.
Az bakımlı sabit tesis tüplü (OPzS) akümülatörleri; şeffaf, kutulu olarak imal
edilmektedir. Kapasiteleri 150–5000 amper saat arasında olmaktadır. Bu
akümülatörler aşağıda belirtilen alanlarda büyük avantaja sahiptirler.
Kolay montaj edilebilir ve tam şarjlı veya kuru şarjlı olarak sevk edilebilirler. Ucuz,
çabuk, emniyetli ve fazla eğitim istemeyen montaj özelliğine sahiptirler. Az bakım
gerektirirler. Normal yüzdürme şarjı altında 2–3 yıl veya daha fazla süre için saf su
ilavesi gerektirmezler. Şeffaf plastiklerde elektrolit seviyesini gösteren min/max
seviye çizgileri kutuların üzerindedir. Diğer kutular içinde bulunan hücreler için
elektrolit seviye gösterge buşonları vardır. Asit sızdırmazlar ve akıtmazlar.
Yapıştırarak monte edilmiş kapak ve özel şekilde yapılmış kapak buşonları sayesinde
dışarıya asit sıçrama ve sızması olmaz. Uzun ömürlüdürler. 1200–1500 şarj deşarj
işlemine dayanıklıdırlar. 10–15 yıl ve üzerinde ömürleri vardır. Bir saatten fazla
deşarj zamanı isteyen bütün alanlarda, diğer tiplere göre daha ekonomiktirler. Bu tip
akülerin yapı özellikleri sıralanacak olursa;
89
Pozitif Tüplü Plaklar: Pozitif plak ızgaraları kurşun antimon alaşımından belli
sayıdaki çabuklar ile bunları üstten birbirine bağlayan baradan oluşur. Bu çubuklara
birbirine örülü tüplerden oluşan tergal geçirilir. Her tüp yuvası kurşun çubuklarla iyi
temas edecek şekilde aktif madde ile doldurulur. Formasyon şarjında aktif madde
sıkı bir katı haline gelip, tüp çeperi ve kurşun çubuklarla bir bütün haline gelir.
Yüksek gözenekliliğe sahiptir. Elektrik iletimi için çubuklarla uygun bağlantısı
vardır. Elektrolit, aktif madde içinde ve tüpler arasında rahat hareket eder. Kullanılan
düşük dirençli ve uzun ömürlü polyester tüpler sayesinde pozitif aktif maddenin
dökülmesi problemi ortadan kalkmıştır.
Elektrolit: Sülfürik asidin saf su ile karışımından meydana gelen elektrolit tam şarjlı
durumda akümülatör içinde 20ºC'de 1,24 gr/cm3 yoğunluğundadır.
Hücre Kapları: Hücrelerin kapları yüksek kalitede şeffaf plastik veya ebonitten
yapılmaktadır.
Buşonlar: Özel şekilde tasarlanmış buşonlar sayesinde sıçrayan tüm asit zerrecikleri
hücre içine döner. Serbest hale geçen oksijen ve hidrojenin rahatça çıkışını sağlar.
Alev geçirmeme özellikleri vardır.
Kullanım alanları ise, alarm sistemleri, kontrol cihazları, telefon santralleri, kablolu
televizyon, haberleşme cihazları, kesintisiz güç kaynakları, yangın emniyet
sistemleri, yedek aydınlatma sistemleri, tıbbi cihazlar, denizcilik donanımları,
taşınabilir tv ve videolar, mikroişlemcili ofis makineleri, oyuncaklar, güneş enerji
sistemleri, telekomünikasyon cihazları vb.
Bu denetim birimleri üzerindeki dijital göstergeler akü voltajı, birim hücre voltajı, o
anda üretilen elektrik miktarı gibi veriler okunabilmektedir. Denetim birimleri birçok
özellikleri kullanıcı tarafından değiştirilebilmektedir. Örneğin akü voltajının istenilen
voltaja geldiğinde şarjın kesilmesi, yine akü voltajının belli bir değerin altına
düşmesi durumunda verici sistemine zarar gelmemesi için yük bağlantısının otomatik
olarak kesilmesi ve voltaj yükseldiğinde yine otomatik olarak güç vermeye başlaması
gibi özellikler tanımlanabilmektedir.
Denetim birimlerine entegre edilen telsiz veya gsm modem vasıtası ile çalışan veri
transmisyonu sistemleri sayesinde okunan değerler merkez istasyona yollanırlar.
92
Bloklama diyotu, gündüzleri güneş panelleri üretim yaparken akımı geçirir, geceleri
ise ters yönde akıma engel olarak akülerin boşalmasını önler. Bypass diyotu ise
gölgelenme nedeniyle ya da modül yapısındaki başka bir sorundan dolayı açık devre
oluşması durumunda devreye girerek akımın kesintiye uğramasını önler.
93
6. TASARIM VE UYGULAMA
getirilmiştir. Güneş ve rüzgâr ile ilgili olarak üç aylık bir süre için veri toplama
işlemi yapılmıştır.
Uygulanan sistemin blok diyagramı Şekil 6.1’de verilmiştir. Öncelikle rüzgâr türbini
ve güneş panellerinin kurulacağı yer için araştırma yapılmış ve ilgili kurumlardan
veri toplanmıştır. Rüzgâr türbini ile güneş panelleri Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim
Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü B-Binası çevresine kurularak deney süresince
beslenecek yük bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Rüzgâr türbininden elde edilen üç
fazlı AA gerilim, bir üç fazlı köprü doğrultucu yardımıyla alternatör yapısının uygun
olması halinde yani yıldız noktası ayrılabilir ise aktif PFC (Power Factor Correction)
ile değilse köprü doğrultucu ve yükseltici konvertör yardımıyla DA gerilime
dönüştürülmektedir. Güneş panellerinden elde edilen enerjinin verimini artırmak
amacıyla güneş takip sistemi uygulanmaktadır. Güneş panellerinden ve üç fazlı
doğrultucudan elde edilen doğru gerilim yükseltici konvertörler yardımıyla ortak DA
baraya aktarılmaktadır. Buradaki ünitelerin akım, gerilim ve güç bilgileri de dikkate
alınarak, DA bara gerilimi sabit tutulmaktadır. Bu işlemi gerçekleştiren donanım
tasarlanmış ve mikro denetleyici yazılımı HI-TECH C dilinde hazırlanmıştır. Hem
DA baraya, hem de şebekeye bağlı şarj ünitesi yardımıyla akü grubu mikro
denetleyicinin kontrolü altında şarj edilmektedir. Akü grubundan veya yükseltici
konvertörlerden gelen enerji, şebekeyle ortak çalışabilen DA/AA evirici yardımıyla
AA gerilime dönüştürülerek yük beslenmektedir. Lokal alıcıların ihtiyacından fazla
enerji üretiliyor ve aküler şarjlı durumda ise, enerjinin tamamı şebekeye
aktarılmaktadır. Belirlenen çalışma süresince tüm akım, gerilim, rüzgâr enerjisi,
güneş enerjisi ve sayaç bilgileri saat ve gün bazında, hem sayaçlar hem de veri
kaydetme sistemi yardımıyla kaydedilerek ve sonuçlar rapor edilmektedir.
95
Akü
Grubu
Rüzgãr Türbini
a f DC kWh kWh
G b AC PQ PQ
İzolasyon
Trafosu
g h i j k
Boost Konvertör2 Yükler
c
d
a. Rüzgãr Türbini Akım Algılayıcısı
b. Boost Konvertör1 PWM
c. Güneş Panelleri Akım Algılayıcısı
Güneş a b
Panelleri c Kontrol d. Boost Konvertör2 PWM
e Ünitesi d
e. Akü Grubu Akım Algılayıcısı
f
g h,i,j f. İnvertör Girişi Akım Algılayıcısı
k
g. İnvertör Sayacı kontrol
h. Anahtarlama Kontrolü
i. "
PC iletişimi
j. "
k. Şebeke Sayacı kontrol
Maket ile bilgisayar arasındaki haberleşme RS232 iletişimi ile sağlanmıştır. Sistemde
güneş panelini hareket ettirebilmek için redüktörlü iki adet adım motoru
kullanılmıştır. Uygulaması yapılan sistemin bilgisayar ile haberleşme arayüz
97
programına dair görüntü Resim 6.2.(a)’da, kayıt edilen verilere ait program
görüntüsü ise Resim 6.2. (b)’de verilmiştir.
(a)
(b)
Resim 6.2. (a) İki eksenli güneş takip mekanizması arayüzü (b) Takip mekanizması
kayıt ekranı görüntüsü
Resim 6.2.’de görüldüğü gibi sistem panelin gerilim ve yatay-dikey açı değerleri
dakikalık olarak bilgisayar ortamına kayıt edilmektedir.
Tasarlanan ikinci güneş takip mekanizması 370W gücünde toplam iki paneli hareket
ettirecek şekilde tasarlanmıştır. İkinci uygulama da yine iki eksenli takip esasına
dayanmakta, aynı elektronik devreleri kullanmaktadır. İlk maket ile ikincisi
arasındaki fark ilkinin kayıt amaçlı kullanılması ikinci maketin ise daha büyük
gerilim ve güç değerlerine sahip olup konvertör, evirici ve haberleşme birimlerinin
98
Tasarlanan üçüncü güneş takip mekanizmasında ise 185W’lık 14 adet güneş paneli
kullanılmış ve toplam gücü 2600W’tır. Tasarlanan sistem büyük bir gövde yapısına
sahip olduğundan tek eksenli güneş takip mekanizması uygulanmıştır. Sistemin
öncelikle üç boyutlu simülasyonu ve mikroişlemci kontrollü devreleri tasarlanmıştır.
Sisteme ait 3D-MAX ile çizilmiş görüntüler Resim 6.4’te verilmiştir.
99
Sinyal Denetleme ve
Mikro denetleyici
Sensör1
İşleme birimi
MAX SERİ
MAX
485 232
PORT PC
RS 232
Sensör2
Motor
Kontrol Motor
Sürücü
sinyali
Devresi
Şekil 6.2. Güneş takip mekanizması için tasarlanan sistemin blok diyagramı
Takip sistemi ile ilgili kontrol devresinde panellerin konumu üç yöntemle kontrol
edilmektedir. Birinci yöntemde sistemin çalışması için bir zaman aralığı
belirlenmekte (sabah 06:15, akşam 19:45 arası), sistem bu saatler arasında aktif ve
ekranında “bekleme modu “yazmaktadır. Belirlenen saatler dışında ise sistem “gece
modu” durumundadır ve paneller hareketsizdir. Sabahleyin gece modundan bekleme
moduna geçileceği durumda sistem en doğuya kadar otomatik olarak döndürülmekte
ve oradan takip işlemine başlamaktadır. Sistem bekleme modunda çalışırken yine
butonlar aracılığı ile ayarlanan bir süre için beklemekte ve bekleme süresinin
sonunda güneşi sensörler aracılığı ile takip etmektedir. Bekleme süresi 1 ile 90
dakika aralığında ayarlanabilmektedir. Eğer güneş takip işlemi sırasında mekanik
sistem belirlenen bir süre içinde güneşi bulamaz ise ekranda “zaman aşımı” uyarısı
verilmekte ve sistem bir sonraki kontrol zamanını beklemektedir. Sistem üst üste üç
defa zaman aşımı uyarısı verirse, bilgisayar kontrollü sisteme bağlanmakta ve günün
belirtilen saatinde hangi konumda bulunması gerekli ise oraya yönlendirilmektedir.
102
İkinci kontrol yönteminde ise sistem bilgisayar aracılığı ile kontrol edilmektedir.
Bilgisayar kontrolünde sistem günün saatine bağlı olarak güneşin bulunması gereken
konuma otomatik olarak yönlendirilmektedir. Bu işlem için bilgisayara günlük güneş
açısı değerlerinin önceden girilmesi gerekmektedir.
Üçüncü kontrol yönteminde ise sistem el ile veya bilgisayardan butonlar aracılığı ile
kontrol edilmektedir. Bu uygulama sistemin arıza durumunda veya elle kontrolünün
gerektiği durumlarda uygulanmaktadır.
Güneş takip mekanizmasının (2600 W gücündeki) 14 adet güneş paneli ile yapılan
maketi üzerinde tasarlanan sistem ve programlar çalıştırılmaktadır. Uygulaması
yapılan maketin resmi Resim 6.5’de verilmiştir.
Güneş takip sistemi güneşi yatay eksende (doğu-batı) 130o açıyla takip
edebilmektedir. Panellerin hareketini sistemin üzerinde bulunan bir adet 24 Volt’luk
DA motor sağlamaktadır. Sistemin parçaları arasındaki iletişimi sağlayacak arabirim
kartının analog sinyalleri okuyup dijital sinyallere çeviren kısmı, ayrıca bu sinyalleri
bir mikro işlemci aracılığı ile LCD ekranda gösteren ayrıca okunan gerilim ve akım
103
Uygulaması yapılan hibrit enerji sisteminde rüzgâr türbininden gelen elektrik enerjisi
ile güneş panellerinden gelen elektrik enerjisini aynı DA barada birleştirip sistemde
kullanılacak eviriciye gönderebilmek amacıyla iki adet birbirleriyle bağlantılı
çalışacak yükseltici konvertör tasarlanıp uygulaması tamamlanmıştır. Konvertörlerin
çalışması sırasında iki ayrı durum göz önünde bulundurularak sistem tasarımı ve
programlama yapılmaktadır.
İkinci durumda ise; her iki konvertöre uygulanan gerilimlerin sonucunda konvertör
çıkışına her iki kaynaktan da maksimum güç transferi hedeflenmiştir. Burada amaç,
rüzgâr jeneratörü ile güneş panellerinin birlikte çalıştığı ;
BAŞLA
TANIMLAMALARI YAP
VPV(n-1)>0
HAYIR
EVET
PWM=%2duty
GÜCÜ HESAPLA
PPV(n-1) = VPV(n-1) x IPV(n-1)
duty = duty+1
DEĞER OKU
VPV(n), IPV(n)
GÜCÜ HESAPLA
PPV(n) = VPV(n) x IPV(n)
IPV(n) >IMAX
EVET
HAYIR
VOUT >VMAX
EVET
HAYIR
DUR
Maksimum güç noktası takip işlemi ve güneş panellerinin güneşi takip etme işlemleri
bir arada uygulandığı takdirde sistemin veriminin daha fazla olacağı deneysel
çalışmalar ve toplanan veriler yardımıyla belirlenmiştir. Sistemin bu kısmının da
programları HI-TEC C dilinde yazılmış ve 18F452 mikroişlemci kullanılmıştır.
Ayrıca konvertörün elektronik devresinin elemanları da temin edilerek sistem bir
araya getirilmiştir. Uygulaması yapılan yükseltici konvertöre ait sistemin şeması
Şekil 6.6’da verilmektedir.
C2 R2
L1
a D1 D3 c
D2 R1
G b e
C1
C3 d ÇIKIŞ
Konvertör 1
C5 R4
L2
Rüzgãr Türbini f D4 D6 h
D5 R3
g j C6 i
C4
Konvertör 2
Güneş
Panelleri
a. Konvertör1 giriş akımı algılayıcısı f. Konvertör2 giriş akımı algılayıcısı
b. Konvertör1 giriş gerilimi algılayıcısı g. Konvertör2 giriş gerilimi algılayıcısı
c. Konvertör1 çıkış akımı algılayıcısı h. Konvertör2 çıkış akımı algılayıcısı
d. Konvertör1 çıkış gerilimi algılayıcısı i. Konvertör2 çıkış gerilimi algılayıcısı
e. Boast Konvertör1 anahtarlama sinyali j. Boast Konvertör2 anahtarlama sinyali
Şekil 6.6. Yükseltici konvertörlere ait uygulama şekli
MOSFET’in gate ucuna uygulanan sinyalin boşta ve maksimum yük akımı altındaki
eğrileri Şekil 6.7’de verilmiştir. Yükteki artış anahtarlama sinyalini çok fazla
etkilememektedir. Ölçümler sırasında 10X osilaskop probu kullanılmıştır.
(a) (b)
Şekil 6.7. Gate sinyalinin (a) boşta ve (b) maksimum akımdaki eğrileri
(a) (b)
Şekil 6.8. MOSFET anahtarlama oranı (a) minimum ve (b) maksimum iken gerilim
eğrileri
(a) (b)
Şekil 6.9. (a) Konvertör çıkış gerilimi (b) AA rıpıl değerinin gerilim eğrileri
Konvertörün giriş geriliminden bir gerilim bölücü vasıtasıyla alınan gerilim değeri ve
giriş akımından bir akım algılayıcı üzerinden okunan akım değerleri, yükselteç
devresinden geçirilerek mikro denetleyicinin giriş uçlarına yönlendirilmektedir.
Mikro denetleyiciye uygulanan giriş sinyalleri ile konvertörün akım ve gerilim
bilgileri değerlendirilerek, MOSFET’in anahtarlama oranları değiştirilmektedir.
Temeli tamamlanan rüzgâr türbini ve direği yerlerine bir vinç yardımıyla monte
edilmiştir. Sistemin yerine monte edilmesine dair resimler Resim 6.8’de verilmiştir.
Burada türbinin ürettiği enerji için 3x10 mm2 kesitindeki iletken ayrıca türbinin
yüksek hızlarda ve bakım sırasında frenlenmesini sağlayan halat direğin içinden
geçirilerek aşağıya indirilmiştir.
güneşi otomatik olarak takip edecek şekilde yerleştirilmiştir. Resim 6.9’da güneş
takip mekanizmasının temel işlemleri ve yerleştirilmesine dair resimler verilmiştir.
Güneş ve rüzgâr ile ilgili sistemler yerlerine montaj edildikten sonraki aşamada
enerji iletim kabloları Elektrik bölümü B blok Mikroişlemci laboratuarındaki odaya
kadar çekilerek, sistemin diğer parçaları olan eviriciler, konvertörler ve akü şarj
cihazı buraya yerleştirilmiştir. Sistemin elektronik donanımlarının yerleştirilmiş
halleri Resim 6.10’da verilmiştir.
Güneş ve rüzgârdan elde edilen enerjilerin kontrolü ile ilgili sistemde; ilk olarak
güneşten elde edilen DA enerji, rüzgârdan elde edilen 3 fazlı değişken frekanslı AA
enerji ve şebekenin enerjisi bir merkezde toplanmakta ve kumanda işlemleri bu
panoda yapılmaktadır. Resim 6.11’de kumanda ve kontrol panosu görülmektedir.
Bu panonun ön kısmına her bir enerji kaynağından elde edilen gerilimleri ve akımları
görmek amacıyla birer voltmetre ve ampermetre yerleştirilmiştir. Ayrıca rüzgâr
türbininden ve şebekeden gelen üç fazı ayrı ayrı görebilmek amacıyla birer voltmetre
komütatörü yerleştirilmiştir. Kumanda panosunun içinde ise eviricileri ve şarj
ünitesini devreye alıp çıkartma amacıyla kullanılan kontaktörler ve yüke iletilecek
olan enerji miktarını ölçme amaçlı olarak bir sayaç bulunmaktadır.
belirtildiği gibi güneş ve rüzgâr enerjilerinden elde edilen gerilimleri eviricilerin giriş
gerilim aralığında tutabilmektir.
İnvertörlerin çıkışlarından elde edilen gerilim istenirse direkt olarak yüke aktarılacak
istenirse akü şarj cihazına yönlendirilecek şekilde bağlantısı yapılmıştır.
İnvertörlerden elde edilen 220 V 50 Hz. gerilim, SMA Sunny Island 4500 modeli bir
115
Sistem parçaları bir araya getirildikten sonra eviricilerin ve şarj cihazının arasındaki
haberleşmeyi kontrol etmek ve elde edilen akım gerilim ve güç değerlerini bilgisayar
ortamına aktarmak amacıyla kullanılan bir ünite mevcuttur. Bu cihaz, eviriciler ve
şarj cihazını 1200 m mesafede algılayabilen RS485 bağlantısına sahip “Control Plus”
adı verilen haberleşme ünitesidir. Haberleşme ünitesinin görüntüsü Resim 6.15’te
verilmiştir.
116
Hibrit enerji sisteminde kullanılan diğer bir kontrol ünitesi ise, güneş takip
mekanizmasının konum bilgisini, panellerden elde edilen gerilim ve çekilen akımı,
RS485 yardımıyla bilgisayara kaydedebilen, ayrıca takip sisteminin doğu-batı
doğrultusunda farklı stratejiler uygulanarak döndürülmesini sağlayan arabirimdir. Bu
arabirimde güneş takip sistemi istenirse güneşi takip eden sensörler yardımıyla veya
bilgisayar kontrollü olarak kumanda edilebilmektedir. Acil durumlarda sistemin el ile
kumandası da mümkün olmaktadır. Tasarlanan kontrol ünitesi ve haberleşme
biriminin görüntüsü Resim 6.16’da verilmiştir.
117
Kontrol birimlerinden elde edilen rüzgâr türbinine ait akım, gerilim ve hız bilgileri
ayrıca güneş panellerine ait akım, gerilim ve konum bilgileri bilgisayar ortamına
kaydedilmektedir. Kaydedilen dosyalar günlük olarak aynı program aracılığı ile
grafik olarak görüntülenmektedir. Rüzgâr türbini ile ilgili olarak 03.03.2007
118
Resim 6.18. Rüzgâr türbininden elde edilen enerjinin grafik olarak görüntüsü
Ayrıca sisteme bilgisayar üzerinden bağlanacak olan bir web kamerası aracılığı ile
güneş panelinin görüntüsü bilgisayar ortamında görülebilmektedir. Görüntüyü
alabilmek amacıyla arayüz üzerindeki “Kamera Aktif” butonuna basıldığında
panellerin konumu görüntülenebilmektedir. Yapılan elektronik devreler yardımıyla
ve evirici ünitelerinin kontrol birimi aracılığıyla bu sistem kontrol-kayıt işlemini
yapabilmektedir.
119
Hibrit sistemin çalışması sırasında uygulaması yapılan kayıt cihazları yardımıyla her
15 dakikada bir olmak üzere günlük veriler toplanmıştır. Bu veriler güneş panelleri
için güneş doğduğu andan batıncaya kadar olan sürede, rüzgâr türbini için ise türbin
elektrik üretmeye başladığı andan itibaren kayıt yapacak şekilde tasarlanmıştır. Elde
edilen veriler günlük Excel dosyaları olarak bilgisayar ortamına kayıt edilmektedir.
Sistemin faaliyete geçtiği 02.03.2007 tarihinden 15.06.2007 tarihine kadar yapılan
kayıtlar arasından seçilen birkaç günlük değerler sırasıyla aşağıda değerlendirilmiştir.
Şekil 7.1 ile Şekil 7.5 arasında 17/03/2007 günü elde edilen veriler yardımıyla
çizdirilen eğriler görülmektedir. Şekil 7.1’de güneş panelleri için günlük güç
değerleri eğrisi görülmektedir. Paneller sabah saat 06.00 ile akşam saat 18.00
arasında enerji üretmekte olup, en yüksek güç değeri 2150 W olarak ölçülmüştür.
Güneş panelleri için uygulanan güneş takip sistemi bu ölçümler sırasında devrede
olduğu için, şekilde de görüldüğü gibi saat 08.00 ile saat 16.00 arasında sekiz saat
süresince panellerin gücü maksimum seviyededir. Güneş takip sisteminin
çalıştırılmadığı günlerde ise güç eğrisi bu şekilde oluşmamaktadır.
120
Güç-Zaman Eğrisi
2500
2000
Güç (W)
1500
1000
500
0
6 8 10 12 14 16 18
Zaman (saat)
Şekil 7.2’de ise güneş panellerinden elde edilen DA gerilim ile şebeke çıkışının
birlikte olduğu eğri görülmektedir. Eğride güneş panellerinden elde edilen DA
gerilim gün içerisinde 220 V ile 340 V arasında değişim göstermektedir. Panellerdeki
gerilim seviyesindeki bu değişiklik konvertör aracılığı ile sürekli aynı seviyede
tutulmakta olup, DA/AA evirici girişine sürekli maksimum seviyede DA gerilim
uygulanmaktadır.
300
Gerilim (V)
280
260
240
220
6 8 10 12 14 16 18
Zaman (saat)
Şekil 7.2. 17/03/2007 gününde ölçülen güneş paneli DA gerilim ve invertör çıkışı
AA gerilim değerleri
121
Şekil 7.3’te ise aynı gün için panellerden çekilen DA akım ile evirici çıkışındaki AA
akımın karşılaştırılması verilmiştir. Panellerden çekilen akım değeri gün içerisinde 8
A değerine kadar ulaşmaktadır.
8
7
Akim (A)
6
5
4
3
2
1
0
6 8 10 12 14 16 18
Zaman (saat)
Şekil 7.3. 17/03/2007 gününde ölçülen panel akımı ve evirici çıkış akımı değerleri
1200
1000
Takip sitemi
800
devre dışı
600
400
200
0
4 6 8 10 12 14 16 18 20
Zaman (saat)
Güneş panellerinden elde edilen gücün günün her saatinde maksimum seviyede
tutulması için 2600 W gücündeki sisteme güneş takip mekanizması uygulanmıştır.
Şekil 7.4’te gün boyunca güneş takip sisteminin devrede olduğu ve devreden
çıkarılarak belirli aralıklarla yapılan ölçümler sonucunda elde edilen güç değerlerine
122
ait eğriler verilmiştir. Şekilden de görüldüğü gibi takip sistemi devrede iken
panellerin ürettiği güç daha yüksektir. Bir günlük ölçümler kıyaslandığında,
panellerin güneşi takip ettiği durumdaki üretilen toplam enerji 17,248 kWh, paneller
sabit iken üretilen toplam enerjinin 11,862 kWh olduğu görülmüştür. Bu ölçümler,
güneş takip sisteminin panellerin ürettiği gücü %45 oranında arttırdığını
göstermektedir.
Şekil 7.5’de aynı gün için rüzgar türbininden elde edilen akım değerleri
görülmektedir. Rüzgar türbini ile birlikte çalışan eviricinin şebekeye bağlanma
işleminin sürekli olarak 280 V ve üzerinde sabit gerilim değerleri gerektirmesinden
dolayı Şekil 7.5’de görüldüğü gibi gün içerisinde iki defa şebekeye bağlantı
gerçekleştirilebilmiştir.
300
Akım (mA)
250
200
150
100
50
0
0 5 10 15 20
Zaman (saat)
Şekil 7.6’da ise rüzgar türbininin DA gerilim değişimi ve AA invertör çıkışı değerleri
görülmektedir. Rüzgâr türbininden elde edilen gerilim değeri gün içerisinde çok fazla
değişkenlik göstermektedir. Türbin çıkışında doğrultulan değişken DA gerilim
konvertör aracılığı ile sabit bir seviyede tutularak invertör girişine uygulanmaktadır.
123
260
240
Gerilim (V)
220
200
180
160
140
120
100
0 5 10 15 20
Zaman (saat)
Şekil 7.6. 17/03/2007 günü için rüzgar türbini gerilim ve şebeke gerilim eğrisi
Şekil 7.7’de ise güneş panellerinden elde edilen değerler arasından seçilmiş olan beş
günlük panel gerilimi-şebeke gerilimi ve panel akımı-invertör çıkış akımı arasındaki
değişimi gösteren değerler verilmiştir. Belirtilen tarihler arasında güneş takip işlemi
yapılmamış olup sadece sistemin MPPT yapması deneyi gerçekleştirilmiştir. Güneş
takip sistemi devrede iken günlük enerji üretim değeri 17 kWh iken, güneş takip
sisteminin devrede olmadığı günlerde enerji değerinin 14 kWh’i geçmediği
görülmüştür. Güneş takip sisteminin çalıştığı duruma göre enerji üretim veriminin
düştüğü belirlenmiştir. Eğrilerden de görüleceği gibi güneş panelleri havanın bulutlu
olması veya güneşin konumuna göre pozisyon değiştiremedikleri için değerler belirli
noktalarda düşüş göstermiştir.
124
6
300
5
Gerilim (V)
Akım (A)
280 4
260 3
2
240
1
220 0
5 10 15 20 5 10 15 20
Zaman (saat) Zaman (saat)
Akım (A)
5
280 4
3
260
2
240 1
0
220 5 10 15 20
5 10 15 20 Zaman (saat)
Zaman (saat)
300 7
6
280
Gerilim (V)
Akım (A)
5
260
4
240
3
220
2
200
1
180
5 10 15 20 0
Zaman (saat) 5 10 15 20
Zaman (saat)
300 6
Gerilim (V)
280 5
Akim (A)
260 4
240 3
220 2
200 1
180 0
4 6 8 10 12 14 16 18 20 4 6 8 10 12 14 16 18 20
Zaman (saat)
Zaman (saat)
300 6
Gerilim (V)
280 5
Akim (A)
260 4
3
240
2
220
1
200
4 6 8 10 12 14 16 18 20 0
Zaman (saat) 4 6 8 10 12 14 16 18 20
Zaman (saat)
Şekil 7.7. Beş günlük süre için güneş paneli gerilim ve akım değerleri
125
Şekil 7.8. ile Şekil 7.9’da ise Fluke 43B power qaulity analyser ile güneş paneli ve
rüzgar türbini sistemlerinin evirici çıkışlarında ölçülen akım, gerilim ve harmonik
sinyalleri gösterilmektedir.
Şekil 7.8 (a)’da rüzgar türbinin devrede iken evirici çıkışının akım-gerilim çıkışları,
(b)’de güç eğrileri (c)’de ise gerilim harmoniği değeri görülmektedir. Evirici bağlı
iken bağlantı noktasındaki gerilim THD’si % 2,7 dir. Türkiye’de şebeke üzerinde %
2-3 civarında gerilim harmoniği bulunmaktadır. Görüldüğü gibi şebekeye bağlanan
sistem, şebeke gerilimi üzerinde olumsuz bir etkiye neden olmamaktadır.
Şekil 7.9 (a)’da güneş paneli ve rüzgar türbinin devrede iken evirici çıkışının akım-
gerilim çıkışları, (b)’de güç eğrileri (c)’de ise akım harmoniği değeri görülmektedir.
Şekil 7.9 (c)’de görüldüğü gibi şebeke harmoniği değeri % 3,5 seviyesindedir. Bu
değer için uluslararası standartlarda %5’e kadar izin verilmektedir. Şekilden de
görüleceği gibi sistemin akım harmonikleri standartlarda belirtilen limitlerin altında
çalışmaktadır. Rüzgâr türbini devrede iken rüzgâr hızındaki değişime bağlı olarak hız
azaldıkça gerilim seviyesi ve dolayısıyla çıkış gücü düşmekte ve harmonik oranı
artmaktadır. Şekil 7.10’da rüzgâr türbininin değişken hızlarda iken akım harmoniği
değerleri verilmiştir. İnvertördeki giriş gerilimi ve giriş gücü değerleri Şekil 7.10
(a)’da 376 V güç 920 W, (b)’de 329 V güç 500 W, (c)’de ise 280 V güç 92 W olarak
ölçülmüştür.
Şekil 7.10. Rüzgâr türbini için değişik rüzgâr hızlarında akım harmonik değerleri
Ölçümlerden de görüldüğü gibi türbin gerilimi 280V iken evirici çıkış akımındaki
toplam harmonik bozulumu %27,7 olmaktadır. Türbinin ürettiği gerilim seviyesinin
belirli bir değerin altına düşmesi durumunda evirici otomatik olarak şebekeden
ayrılmakta ve sisteme zararlı bir etki olmasını engellenmektedir.
127
8. SONUÇ VE ÖNERİLER
İlk tasarlanan güneş takip mekanizması, 12 W gücünde bir güneş panelini iki eksenli
olarak çalıştırmak ve panelden elde edilen gerilim ve güneş açısı değerlerini
bilgisayar ortamına kayıt etmek amacıyla tasarlanmıştır. panel ile bilgisayar
arasındaki haberleşme RS232 iletişimi ile sağlanmıştır. Sistemde güneş panelini
hareket ettirebilmek için redüktörlü iki adet 10 W adım motoru kullanılmıştır. Sistem
panelin gerilim ve yatay-dikey açı değerleri dakikalık olarak bilgisayar ortamına
kayıt edilmektedir.
İkinci güneş takip mekanizması, 370W gücünde toplam iki paneli hareket ettirecek
şekilde tasarlanmıştır. İkinci uygulama da yine iki eksenli takip esasına dayanmakta,
aynı elektronik devreleri kullanmaktadır. İlk maket ile ikincisi arasındaki fark ilkinin
kayıt amaçlı kullanılması ikinci maketin ise daha büyük gerilim ve güç değerlerine
sahip olup konvertör, evirici ve haberleşme birimlerinin çalıştırılmasına imkân
sağlamasıdır. Uygulanan sistem kendi ekseninde 360o, doğu batı ekseninde de 170o
hareket edebilmektedir.
Üçüncü güneş takip mekanizmasında ise 185W’lık 14 adet güneş paneli kullanılmış
ve toplam gücü 2600W olarak tasarlanmıştır. Tasarlanan sistem büyük bir gövde
yapısına sahip olduğundan tek eksenli güneş takip mekanizması uygulanmıştır.
Sistemin öncelikle üç boyutlu simülasyonu ve mikroişlemci kontrollü devreleri
tasarlanmıştır. Takip sistemi için hazırlanan programda, güneş panellerinin çevresine
yerleştirilen iki adet sensörden alınan bilgiler değerlendirilmektedir. Mikroişlemci ile
kontrol edilen bir adet DA motor, bu bilgiler doğrultusunda panelleri doğu-batı
yönleri doğrultusunda döndürmektedir. Sistem kuzey-güney doğrultusunda Ankara
için en uygun güneş açısı belirlenerek 32o açı ile sabit olarak yerleştirilmiştir.
Devreye panellerin hangi konumda olduklarını göstermek amacıyla LCD ekran
129
Güneş ve rüzgâr ile ilgili sistemler yerlerine montaj edildikten sonraki aşamada
enerji iletim kabloları Elektrik Eğitimi Bölümü B blok Mikroişlemci laboratuarındaki
kontrol odasına kadar çekilerek, sistemin diğer parçaları olan eviriciler, konvertörler
ve akü şarj cihazı buraya yerleştirilmiştir. Güneş ve rüzgârdan elde edilen enerjilerin
kontrolü ile ilgili sistemde; ilk olarak güneşten elde edilen DA enerji, rüzgârdan elde
edilen üç fazlı değişken frekanslı AA enerji ve şebekenin enerjisi bir merkezde
130
Hibrit enerji sisteminde kullanılan ikinci kontrol ünitesi ise güneş takip
mekanizmasının konum bilgisini, panellerden elde edilen gerilim ve çekilen akımı,
RS485 yardımıyla bilgisayara kaydedebilen ayrıca takip sisteminin doğu-batı
doğrultusunda farklı stratejiler uygulanarak döndürülmesini sağlayan arabirimdir. Bu
131
arabirimde güneş takip sistemi istenirse güneşi takip eden sensörler yardımıyla veya
bilgisayar kontrollü olarak kumanda edilebilmektedir. Acil durumlarda sistemin el ile
kumandası da mümkün olmaktadır.
Kontrol birimlerinden elde edilen rüzgâr türbinine ait akım, gerilim ve hız bilgileri
ayrıca güneş panellerine ait akım, gerilim ve konum bilgileri bilgisayar ortamına
kaydedilmektedir. Kaydedilen dosyalar günlük olarak aynı program aracılığı ile
grafik olarak görüntülenmektedir. İstenildiğinde bu günlük bilgiler haftalık, aylık ve
yıllık olarak kullanılabilmektedir.
Ayrıca sisteme bilgisayar üzerinden bağlanacak olan bir web kamerası aracılığı ile
güneş panelinin görüntüsü bilgisayar ortamında görülebilmektedir. Görüntüyü
alabilmek amacıyla arayüz üzerindeki “Kamera Aktif” butonuna basıldığında
panellerin konumu görüntülenebilmektedir. Sistem yapılan elektronik devreler
yardımıyla ve evirici ünitelerinin kontrol birimi aracılığıyla kontrol-kayıt işlemini
yapabilmektedir.
Uygulanan hibrit enerji sisteminden elde edilen değerler bilgisayar ortamında kayıt
edilerek, sistemin maksimum verimle çalıştırılabilmesi için gerekli değerlendirmeler
yapılmıştır. Sistemin uygulamadaki diğer hibrit sistemlerden başlıca farkları, güneş
panellerinden ve rüzgâr türbininden elde edilen DA gerilimlerin aynı DA barada
birleştirilmesi birbiriyle paralel çalışan iki adet yükselten konvertör yardımıyla DA
seviyenin sürekli olarak MPPT işlemi yapılmak suretiyle en yüksek seviyede
tutulması ve sistemin şebekeyle paralel çalışabilecek şekilde tasarlanmasıdır. Burada
amaç daha önce de belirtildiği gibi üretilen enerjinin ihtiyaçtan fazla olması
durumunda, enerjinin şebekeye yönlendirilerek bir anlamda satıcı konumuna
gelinmesidir. Hibrit sistemin DA giriş gücü 1919 W iken, evirici çıkış gücü 1825 W
olarak ölçülmüştür. Bu değerler ışığında evirici ve konvertörün verimi % 95 olarak
hesaplanmaktadır.
Hibrit enerji sisteminin uygulanması sırasında başta mekanik olmak üzere pek çok
problemle karşılaşılmıştır. Güneş takip sistemlerinde gövde büyüklüğü arttıkça
rüzgâr dayanımı azalmakta ve mekanik olarak daha zor hareket ettirilmektedir.
Ayrıca rüzgâr türbininin mekanik gövdesinin montajı ve direğin yerine
yerleştirilmesi mutlak suretle uzman kişiler yardımıyla yapılması gereken işlemler
olmaktadır. Türbinin yerleşim bölgelerinden uzak ve rüzgârı sürekli olarak
alabileceği bir ortama yerleştirilmesi, sistemin daha güvenli ve verimli çalışmasını
sağlayacaktır.
Rüzgâr türbinleri ile birlikte kullanılacak olan eviricilerin şebeke etkileşimli modeller
olarak seçilmesi durumunda şebekeye bağlantı işlemleri sabit türbin gerilimi altında
uzun süreler almaktadır. Rüzgâr hızının ve yönünün sürekli değiştiği bölgelerde
şebekeye paralel bağlanma işlemi güç olmaktadır. Bu nedenle küçük güçlü rüzgâr
türbini kullanılarak yapılan uygulamalarda elde edilen DA gerilim ile akü şarjının
yapılması şebekeye bağlantının ikinci tercih olarak kullanılması önerilir.
133
Akü şarj işlemi için tercih edilen akülerin akım değerlerinin sistemde kullanılan şarj
cihazı ile uygun olması ve akülerin sürekli olarak şarjlı olmaları, akülerin sisteme
olan katkısını olumlu yönde etkilemektedir. Aksi takdirde akülerden elde edilen
gerilim seviyesi düşmekte ve sistemin güneş ve rüzgârdan enerji elde edemediği
durumlarda, akülerden çalıştırılması işlemi akü gerilimi 60 V’un altına düştüğü
durumda gerçekleştirilememektedir. Bu nedenle kullanılan akülerin sürekli olarak
sistemde bağlı kalmaları ve şarjlı olarak kullanılmaları önerilir.
KAYNAKLAR
2. Nagao M., Harada K., “Power flow of photovoltaic system using buck-boost
PWM power inverter”, International Conference on Power Electronics and
Drive Systems, (1):144 – 149 (1997).
3. Chen Y.-M., Liu Y.-C., Hung S.-C., Cheng C.-S., “Multi-Input Inverter for
Grid-Connected Hybrid PV/Wind Power System”, Power Electronics, IEEE
Transactions on, 22(3):1070 – 1077 (2007).
6. Tasi-Fu W., Yu-Kai C., “Modeling PWM DC/DC converters out of basic
converter units”, Power Electronics, IEEE Transactions on, 13(5):870 - 881
(1998).
7. Jun W., Jin T., Smedley K., “A new interleaved isolated boost converter for
high power applications”, Applied Power Electronics Conference and
Exposition, APEC '06. Twenty-First Annual IEEE, 6-9 (2006).
8. Morrison R., Egan M.G., “A new modulation strategy for a buck-boost input
AC/DC converter”, Power Electronics, IEEE Transactions on, 16(1):34 - 45
(2001).
10. Jain S., Agarwal V., “Comparison of the performance of maximum power point
tracking schemes applied to single-stage grid-connected photovoltaic systems”,
Electric Power Applications, IET, 1(5):753 – 762 (2007)
11. Fang Lin L., Hong Y., “Switched inductor two-quadrant DC/DC converter with
fuzzy logic control”, Power Electronics and Drive Systems, PEDS '99.
Proceedings of the IEEE 1999 International Conference on, 2:773 – 778
(1999).
135
13. Bahgat A.B.G., Helwa N.H., Ahmad G.E., El Shenawy E.T., “Maximum power
point traking controller for PV systems using neural networks” Renewable
Energy, 30(8): 1257-1268 (2005).
14. Kayalvizhi R., Natarajan S.P., Anbumalar S., “Development of fuzzy logic
control for paralleled positive output elementary luo converters”, Industrial
Electronics and Applications, 1ST IEEE Conference on ICIEA 2006, 1 - 6
(2006).
15. Yuvarajan S., Dachuan Y., Shanguang X., “A novel power converter for
photovoltaic applications”, Journal of Power Sources, 135(1-2): 327-331
(2004).
16. Chihchiang H., Chihming S., “Control of DC/DC converters for solar energy
system with maximum power tracking”, Industrial Electronics, Control and
Instrumentation, 23rd International Conference on IECON 97, (2): 827 – 832
(1997).
17. Veerachary M., Senjyu T., Uezato K., “Maximum power point tracking control
of IDB converter supplied PV system”, Electric Power Applications, IEE
Proceedings, 148(6): 494 - 502 (2001).
18. Chihchiang H., Chihming S., “Study of maximum power tracking techniques
and control of DC/DC converters for photovoltaic power system”, Power
Electronics Specialists Conference, PESC 98 Record, 29th Annual IEEE, 1:
86 – 93 (1998).
19. Jae-Hyun Y., Jeok-Seok G., Gyu-Ha C., “Analysis and control of PWM
converter with V-I output characteristics of solar cell”, Industrial Electronics,
ISIE 2001, IEEE International Symposium on, 2: 1049 - 1054 (2001).
20. Yazhou Lei., Mullane A., Lightbody G., Yacamini R., “Modeling of the wind
turbine with a doubly fed induction generator for grid integration studies”,
Energy Conversion, IEEE Transactions on, 21(1): 257 - 264 (2006).
21. Prats M.M., Carrasco J.M., Galvan E., Sanchez J.A., Franquelo L.G., “A new
fuzzy logic controller to improve the captured wind energy in a real 800 kW
variable speed-variable pitch wind turbine”, Power Electronics Specialists
Conference, IEEE 33rd Annual, 1: 101 - 105 (2002).
136
22. Simoes M.G., Bose B.K., Spiegel R.J., “Fuzzy logic based intelligent control of
a variable speed cage machine wind generation system”, Power Electronics,
IEEE Transactions on, 12(1): 87 - 95 (1997).
23. Prats M.A.M., Carrasco J.M., Galvan E., Sanchez J.A., Franquelo L.G., Batista
C., “Improving transition between power optimization and power limitation of
variable speed, variable pitch wind turbines using fuzzy control techniques”,
Industrial Electronics Society, IECON 2000, 26th Annual Conference of the
IEEE, 3: 1497 - 1502 (2000).
24. Maki K., Repo S., Jarventausta P., “Effect of wind power based distributed
generation on protection of distribution network”, Developments in Power
System Protection,. Eighth IEE International Conference on (1): 327 - 330
(2004).
25. Erlich I., Winter W., Dittrich A., “Advanced grid requirements for the
integration of wind turbines into the German transmission system”, Power
Engineering Society General Meeting, IEEE , 7 (2006).
27. Duan R.Y., Lin C.Y., Wai R. J., “Maximum-power-extraction algorithm for
grid-connected PMSG wind generation system”, IEEE Industrial Electronics,
IECON 2006 - 32nd Annual Conference on,: 4248 – 4253 (2006).
28. Chadjivassiliadis J., Heckenberg G., Kleinkauf W., Raptis F., “Power
Management for The Compound Operation of Diesel Generator Sets with Wind
Energy and Photovoltaic Plants”, Europan Wind Energy Conference (EWEC),
(1986).
31. Borowy B.S., Salameh Z.M., “Optimum Photovoltaic Array Size for A Hybrid
Wind/PV System”, IEEE Trans. On Energy Conv., 9: 482-488 (1994).
32. Crescimbini F., Carricchi F., Solero L., Chalmers B.J., Spooner E., Wei W.,
“Electricial Equipment for A Combined Wind/PV İsolated Generating
System”, IEE Opportunities and Advances in İnternational Pover Generation
Conference, 419: 59-64 (1996).
137
33. Solero L., Carricchi F., Crescimbini F., Honorati O., Mezzetti F., “Performance
of A 10 kW Power Electronic İnterface for Combined Wind/PV Isolated
Generating System”, IEEE Trans. On Energy Conv., :1027-1032 (1996).
35. Hongxing Y., Lin L., Wei Z., “A novel optimization sizing model for hybrid
solar-wind power generation system”, Solar Energy, 81(1): 76-84 (2007).
37. Yang J.M., Cheng K.W.E., Wu J., Dong P., Wang B., “The study of the energy
management system based-on fuzzy control for distributed hybrid wind-solar
power system”, Power Electronics Systems and Applications, 2004 First
International Conference on, :113 - 117 (2004).
38. Shounan H., Qingshen Z., Delong K., Jianping M., “Application of valve-
regulated lead-acid batteries for storage of solar electricity in stand-alone
photovoltaic systems in the northwest areas of China”, Journal of Power
Sources, 158(2): 1178-1185 (2006).
39. Andreas J., Juergen G., Dirk U. S., “Operation conditions of batteries in PV
applications”, Solar Energy, 76(6): 759-769 (2004).
40. Eskander M.N., Ibrahim W.M., Abdel Aziz M.M., Ibrahim A.M., “Generation
control of a wind farm with variable speed wind turbines for high power
quality”, Telecommunications Conference, INTELEC '05, Twenty-Seventh
International,: 443 - 448 (2005).
41. Ko H.S., Niimura T., Jatskevich J., Kim H.C., Lee K.Y., “Power quality control
of hybrid wind power generation with battery storage using fuzzy-LQR
controller”, Power Engineering Society General Meeting IEEE, 2:1721 –
1727 (2004).
42. Özdamar A., Gürsel K.T., Orer G., Pekbey Y., “Investigation of The Potential
of Wind-Wawes as A Renewable Energy Resource: By The Example of
Çeşme-Turkey”, Renewable and sustainable Energy Reviews, (2004).
43. Köse R., “An Evaluation of Wind Energy Potential as A Power Generation
Source in Kütahya, Turkey”, Energy Conversion and Management, 45: 1631-
1641 (2004).
138
44. Akpınar E.K., Akpınar S., “Determination of the Wind Energy Potential for
Maden-Elazig, Turkey”, Energy Conversion and Management, (2004).
45. Ozerdem B., Turkeli M., “An İnvestigation of Wind Charactesistic on The
Campus of Izmir Institute of Technology, Turkey”, Renewable Energy, 28:
1013-1027 (2003).
46. Evrendilek F., Ertekin C., “Assesing The Potential of Renewable Energy
Sources in Turkey“, Renewable Energy, 28: 2303-2315 (2003).
50. İnternet : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı “Yıllara göre enerji üretimi ve
tüketimi” http://www.enerji.gov.tr/enerjiuretimi.htm (2007).
51. Fan J., Wong A., “Study on the performance of different types of PV modules
in Singapore”, The 7th International Power Engineering Conference, (2005).
54. Hrayshat E.S., “High-voltage solar cells, combining both vertical p-n junctions
in the graded band-gap layer and horizontal p-n junctions in the base layer”,
Devices, Circuits and Systems, Proceedings of the 2000 Third IEEE
International Caracas Conference on :D76/1 - D76/4 (2000).
55. Hussein K.H., Muta I., Hoshino T., Osakada M., “Maximum photovoltaic
power tracking: an algorithm for rapidly changing atmospheric conditions”,
Generation, Transmission and Distribution, IEE Proceedings, 142(1): 59 –
64 (1995).
56. Hua C., Lin J., “An on-line MPPT algorithm for rapidly changing illuminations
of solar arrays”, Renewable Energy, 28(7): 1129-1142 (2003).
57. Yang C., Smedley K., Vacher F., Brouwer J., “A new maximum power point
tracking controller for photovoltaic power generation”, Applied Power
Electronics Conference and Exposition, APEC '03. Eighteenth Annual
IEEE, 1:58 – 62 (2003).
139
58. Chung H.S.H., Tse K.K., Hui S.Y.R., Mok C.M., “A novel maximum power
point tracker for PV systems”, Applied Power Electronics Conference and
Exposition, APEC 2001, 1:321 – 327 (2001).
60. “Wind Energy Handbook”, Burton T., Sharpe D., Jenkins N., Bossanyi E.,
John Wiley & Sons Ltd., England, 41-170 (2001).
61. Driesen J., De Brabandere K., D'hulst R., Belmans R., “Small wind turbines in
the built environment: opportunities and grid-connection issues”, IEEE Power
Engineering Society General Meeting, 2:1948 - 1949 (2005).
62. “Wind Power in Power Systems”, Ackerman T., John Wiley & Sons Ltd.,
England, 53-79 (2005).
64. Fukami T., Nakagawa K., Kanamaru Y., Miyamoto T., “A technique for the
steady-State analysis of a grid-connected permanent-magnet induction
Generator”, Energy Conversion, IEEE Transactions on 19(2):318 – 324
(2004).
65. Heier S., “Grid Integration Wind Energy Conversion Systems”, Waddington
R., John Wiley & Sons Ltd., England, 31-117 (2006).
66. Matsui M., Dehong X., Longyun K., Yang Z., “Limit cycle based simple
MPPT control scheme for a small sized wind turbine generator system-
principle and experimental verification”, Power Electronics and Motion
Control Conference, IPEMC 2004, 3: 1746 - 1750 (2004).
67. Yaoqin J., Zhongqing Y., Binggang C., “A New Maximum Power Point
Tracking Scheme for Wind Generation”, Power System Technology,
PowerCon2002, International Conference on, 1:144 – 148 (2002).
68. Morimoto S., Nakayama H., Sanada M., Takeda Y., “Sensorless Output
Maximization Control for Variable-Speed Wind Generation System Using
IPMSG”, IEEE Transactions on Industry Application, 41:60 – 67 (2005).
69. Glasner I., Appelbaum J., “Advantage of boost vs. buck topology for maximum
power point tracker in photovoltaic systems”, Electrical and Electronics
Engineers in Israel, Nineteenth Convention of :355 - 358 (1996).
140
70. Mohan N., Unlead T.M., Robbins W.P., “Power Electronics”, John Wiley &
Sons Ltd., England, 185-191 (2002).
71. Koizumi H., Mizuno T., Kaito T., Noda Y., Goshima N., Kawasaki M.,
Nagasaka K., Kurokawa K., “A Novel Microcontroller for Grid-Connected
Photovoltaic Systems Industrial Electronics”, IEEE Transactions on, 53(6):
1889 - 1897 (2006).
72. Morita H., Shimizu T., Kimura G., Ohsawa H., Sano S., “The zero-voltage-
switching converter connected with the battery and the solar cell as DC
sources”, Industrial Electronics Control and Instrumentation, IECON '94., 1:
464 – 468 (1994).
73. Kjaer S. B., Pederson J. K., Blaabjerg F., “A Review of Single-Phase Grid-
Connected Inverters for Photovoltaik Modules”, IEEE Transactions on
Industry Aplications, 41(5): 1292-1306 (2005).
74. Guo-Kiang H., Chih-Chang C., Chern-Lin C., “Automatic Phase-Shift Method
For Islanding Detection Of Grid-Connected Photovoltaic Inverters”, Energy
Conversion, IEEE Transactions on, 18(1):169 – 173 (2003).
75. Gustavsson M., Mtonga D., “Lead-acid battery capacity in solar home
systems—Field tests and experiences in Lundazi, Zambia”, Solar
Energy, 79(5): 551-558 (2005).
76. Martha S.K., Hariprakash B., Gaffoor S.A., Ambalavanan S., Shukla A.K.,
“Assembly and performance of hybrid-VRLA cells and batteries”, Journal of
Power Sources, 144(2): 560-567 (2005).
77. Muñoz F.J., Almonacid G., Nofuentes G., Almonacid F., “A new method based
on charge parameters to analyse the performance of stand-alone photovoltaic
systems”, Solar Energy Materials and Solar Cells, 90(12): 1750-1763 (2006).
141
EKLER
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 142
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 143
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 144
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 145
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 146
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 147
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-1.(Devam) Demirtaş M., " Bilgisayar Kontrollü Güneş Takip Sisteminin 148
Tasarımı ve Uygulaması", Politeknik Dergisi, 9 (4): 247-253 (2006).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 149
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 150
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 151
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 152
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 153
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-2.(Devam)Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili 154
Yüksek Güçlü Led Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi,
10 (4): 347-352 (2007).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 155
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 156
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 157
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-3. (Devam) Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ. And Demirtaş M., 158
“Design of a Hybrid Energy Power System Using Solar and
Wind Energy”, 2nd International Conference on Technical and
Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-778, (2004).
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 159
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
Özet
Bu çalışmada, güneş enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesi amacıyla kullanılan güneş paneli
uygulaması ve güneş takip mekanizması uygulaması yapılarak iki sistem karşılaştırılmıştır. Birinci
sistemde güneş panelleri sabit olarak yerleştirilmiş, ikinci sistemde ise güneş panelleri hareketli güneş
takip mekanizması üzerine yerleştirilmiştir. Belirlenen bir alanda ve bir ay süreyle ölçümü yapılarak
kaydedilmiştir. Böylece iki sistemin enerji üretimi ve verimi karşılaştırılmış ve hareketli olan güneş
takip sisteminin sabit olan sisteme göre daha verimli çalıştığı görülmüştür.
1. Giriş
Yeraltı enerji kaynaklarının her ülkede bulunmaması, gün geçtikçe bu kaynakların azalmaya
başlaması sonucunda enerji girdi maliyetleri artmış, böylece hayat pahalılığının artmasının yanında,
milli ekonominin üretimi olan ürünlerin rekabet ve dış satım gücü azalmıştır. Çevre kirliliği problemi
ise yeni enerji kaynakları arayışlarının hızlanmasına yol açan önemli bir etken olmuştur. Güneşten
elektrik enerjisi üretme işleminde kullanılan güneş panellerinin üretim çeşitliliği günümüz için
tatminkâr bir düzeye gelmiş bulunmakta olup, birim yüzeyde daha çok elektrik enerjisi üretme üzerine
çalışmalar devam etmektedir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından en yaygın olanları Rüzgar ve Güneş enerjileridir. Yeterli düzeyde
olmasa da, bu iki enerji kaynağı yeryüzünün birçok bölgesinde kolayca temin edilebilmektedir.
Türkiye iklim kuşağı olarak bu kaynaklar yönünden zengin olmasına rağmen, toplam enerji üretimi
içerisinde bu kaynaklarla enerji üretimi miktarı dünya ortalamasının çok altındadır. Diğer taraftan
Türkiye kullanmış olduğu mevcut enerji kaynakları açısından büyük oranda dışa bağımlıdır. Güneş
enerjisinden elektrik üretimine yönelik çalışmalar 1954 yılına kadar dayanmaktadır. Bu çalışmalar
1974 petrol krizinden sonra hızlı bir ivme ile artmıştır. Çevre kirliliği problemleri ile ekonomik
değerlendirmeler sonucunda ucuz ve temiz enerji düşüncesi, bu konudaki araştırmaların hızını daha da
artırmıştır. Enerji problemine çözüm düşüncesiyle; yenilenebilir enerji kaynakları olarak adlandırılan,
güneş, rüzgâr, fuel cell, gel-git, jeo-termal, fosil atık yakıt sistemleri üzerine çalışmalar yoğunlaşarak
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 160
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
devam etmektedir. Güneş enerjisi kullanılarak elektrik üreten sistemler üzerine yapılan çalışmalar
diğerlerine göre kolay, uygulanabilir ve düşük maliyetli olması sebebiyle ticari ürüne dönüşmüş
durumdadırlar. Kontrol kolaylığı ve yatırım maliyetinin düşüklüğü sebepleri ile önceleri güneş veya
rüzgâr enerjisinin birbirinden bağımsız olarak üretimi ve kullanımı üzerine çalışmalar yapılmıştır.
Güneşi izleyen kollektör yapısının kullanılması ile enerji üretiminin yüzde 45, buna karşılık yatırım
maliyetinin yüzde 10 artacağı, böylece birim yatırımdan daha çok istifade edileceği rapor edilmiştir
(1). Ancak, bu gelişmelerden sonra dahi, her bir sistemin bağımsız kullanımı sonucunda üretilen enerji
gün ışığının, ya da rüzgârın olmadığı zamanlarda ihtiyaca cevap veremediğinden, depolama
ihtiyacının ekonomik olmayacak boyutlarda büyümesine yol açmakta ve şebekeden beslenemeyen
alıcılar için sık sık çalışması gereken dizel jeneratör ihtiyacı doğmaktadır. Bağımsız çalışan
sistemlerde hem dizel desteğini, hem de enerji depolama maliyetini azaltmak, şebekeyle paralel
çalışabilen sistemlerde ise, enerji depolama maliyetini ve kullanıcının ödeyeceği fatura bedelini
azaltmak amacı ile güneş enerjisinin kullanıldığı sistemler üzerine çalışmalar başlamıştır (2, 3). Mikro
denetleyicilerin ve güç elektroniğindeki gelişmelerin de etkisi ile güneşten enerji üreten sistem
tasarımı üzerine yapılan çalışmalar uluslararası düzeyde yoğunlaşarak devam etmektedir. Bu
gelişmelerin sonucunda, birim yatırımdan enerji üretim maliyeti çok daha düşük seviyelere
çekebilecek, hatta küçük ölçekli bir kullanıcı şebeke ile paralel çalışabilen bir evirici kullanması
halinde, günün belli saatlerinde satıcı konumunda olabilecektir. Bu sebeple şebeke ile paralel
çalışabilen eviriciler üzerine yapılan çalışmalar günümüzde önemli bir yer tutmaktadır (4-8). Bu tür
uygulamalarda sistemin kurulacağı yerin güneş analizi başlangıçta en önemli kriter olmaktadır.
Ülkemizde, bölgelere göre rüzgar ve güneş analizleri yapılmış, sistemler bağımsız olarak araştırılmış
veya uygulanmıştır (9-11). Güneş panelleri ile oluşturulan sistemlerle yurt dışında yapılan değişik
uygulamalarda, güneş enerjisi kullanılarak dizayn edilen sistemin performansı bilgisayar simülasyonu
kullanılarak nonlineer modellerle karşılaştırılmıştır (12, 13).
Güneş enerjili sistemlerin kullanıldığı çalışmalar genelde küçük ölçekli sistemlerin beslemesi
amacıyla kullanılmıştır. Bunlara örnek olarak telekomünikasyon sistemleri ve anten vericileri
gösterilebilir (14).
Tasarlanan sistemde güneş takip mekanizması kullanılarak, güneş panellerinin sabit konumlu olan
modellere göre daha fazla elektrik enerjisi üretileceğinden, kullanıcı taleplerinin ve akü grubu şarj
işlemi için gerekli enerjinin daha fazla karşılanabileceği yönünde çalışmalar yapılmıştır.
Bu çalışmada, enerji üretimi için, güneş enerjisinden en çok faydalanılabilecek bir mahal
belirlenmiştir. Bu alana bir alıcı yerleştirilerek, deneysel olarak yapılan çalışmada; akım, gerilim ve
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 161
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
güçler gün ve ay bazında veri kayıt sistemi yardımıyla sürekli olarak kaydedilecektir. Güneş
kollektörlerinden elde edilen DA gerilim, tasarlanan boost konvertör yardımıyla sabit gerilimli bir
barada toplanacaktır. Bu DA gerilimden aküler şarj olacak, aynı zamanda akülerin şarjı tam ise yük
beslenecektir. Akülerin şarjı öncelikli olacaktır. Güneş panellerinden gelecek olan enerjinin azalması
durumunda ise, yüke enerji transferi kesilerek sadece aküler şarj edilecektir. Akülerde depolanan
enerji miktarı ve yüke göre kullanım süreleri hesaplanarak, kullanıcıya bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
Çalışma genel olarak üç aşamada gerçekleştirilecektir. İlk aşamada kaynaklardan gelen DA gerilimin
depolanması, evirici girişine uygun hale getirilmesi ile ilgili devrelerin tasarımı ve uygulaması
yapılacak. İkinci aşamada güneş panellerinin mekanik kısımları oluşturulup, alan araştırması
sonucunda belirlenmiş olan yere sistem kurulacaktır. Son aşamada oluşturulan bütün sistem
parçalarının birbiriyle tam uyum içinde çalışması için gerekli programlama, bağlantı ve veri toplama
işlemleri yapılacaktır. Tasarlanan sisteme ait blok şema Şekil.1’de verilmiştir. Şekilde güneş
panellerinden elde edilen gerilim boost konvertöre uygulanmış, boost konvertör çıkışı da invertör ve
şarj ünitesine verilmiştir. Şarj ünitesi, akü grubunu şarj etmekte ve şarjın başlayıp bitirilmesi bilgisini
mikroişlemciden almaktadır. İnverterin çıkışındaki A.A. gerilim yük’e aktarılmıştır. Yüke giden
enerjiyi ve sistemin ürettiği enerjiyi ölçmek amacıyla devreye bir sayaç bağlanmıştır. İnvertörü
devreye alıp çıkartma bilgisi mikroişlemci tarafından kontrol edilen bir anahtarla sağlanmaktadır.
Ayrıca güneş panellerinin, akü grubunun, invertör girişinin, yükün ve şebekenin akım bilgilerini
okumak amacıyla akım algılayıcılar yerleştirilmiştir.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 162
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
a d DC kWh e
b AC Yük
Güneş
Panelleri
a
c Mikro b
kontrolör a. Güneş panelleri akım algılayıcısı
d
e b. Boast Konvertör anahtarlama sinyali
f c. Akü Grubu akım algılayıcısı
d. İnverter girişi akım algılayıcısı
e. Yük akımı algılayıcısı
3. Yöntem
3) Güneş panellerinden elde edilen doğru gerilim boost konvertör yardımıyla DA baraya
aktarılacaktır. Buradaki ünitelerin akım, gerilim ve güç bilgileri de dikkate alınarak, DA bara
sabit gerilimde tutulmaktadır.
4) Hem DA baraya, hem de yüke bağlı şarj ünitesi yardımıyla akü grubu mikrodenetleyicinin
kontrolü altında şarj edilecektir.
5) Akü grubundan veya boost konvertörden gelen enerji, DA/AA invertör yardımıyla AA gerilime
dönüştürülecek ve yük beslenecektir.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 163
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
6) Sistemin kurulumundan sonra her iki sistem içinde çalışma süresince tüm akım, gerilim, güneş
enerjisi miktarı ve sayaç bilgileri saat ve gün bazında, sayaçlar ve kaydetme sistemi yardımıyla
kaydedilecek ve sonuçlar rapor edilecektir.
4. Tasarım ve Uygulama
Tasarlanan sistemde ilk olarak, sistemin parçaları arasındaki iletişimi sağlayacak arabirim kartı
tasarlanmış ve bu kartın programı PICC dilinde yazılmıştır. Bu kartın görevi; güneş panellerinden
alınan gerilim bilgisi ve akü grubundan alınan gerilim bilgisini değerlendirip, şarj ünitesine şarjı
başlatıp durdurabilmesi için sinyal göndermektir. Ayrıca akü grubunun şarj gerilimi yeterli, yani
aküler dolu ise panellerden gelen gerilimi konvertöre aktaracaktır. İkinci aşamada, güneş panellerinin
sabit olduğu uygulama için devreler yapılarak sistem parçaları bir araya getirilmiştir. Panelin sabit
konumda mevsime göre en uygun konumu belirlenerek ölçüm yapıldığı süre boyunca sabitlenmiştir.
Sabit güneş paneli uygulamasının mevsimlere göre hangi konumlarda olacağı Şekil.2’de verilmiştir.
Şekilde verilen açı değerlerine güneş paneli sabitlendiğinde mevsimlere göre en yüksek enerji üretim
değerlerine ulaşılmaktadır.
45o
Sabitlenen güneş panellerinden belirlenen sürede ölçümler yapılarak değerler bilgisayar ortamına
kaydedilmiştir. Üçüncü aşamada, güneş panellerinin elektrik enerjisi üretimi sırasında daha verimli
olabilmesi için bir güneş takip mekanizması tasarlanmış ve sistemin 18F452 mikroişlemci ile kontrol
edilebilmesi için bilgisayar programı ve simülasyonu yapılmıştır. Yapılan simülasyonda, güneş
panellerinin çevresine yerleştirilen dört adet sensörden alınan bilgiler değerlendirilmektedir. Bu
bilgiler doğrultusunda mikroişlemciye bağlı iki adet step motor panelleri dikey eksende 360o ve yatay
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 164
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
eksende 120o döndürmektedir. Devreye panellerin hangi konumda olduklarını göstermek amacıyla bir
LCD ekran bağlanmıştır. Yapılan sisteme ait blok diyagram Şekil.3’de verilmiştir. Güneş takip
mekanizmasında güneş panelleri ışığın en fazla olduğu yöne doğru dönüp gün boyunca ışığı takip
etmektedirler.
Güneş takip sisteminin uygulaması da sabit güneş paneli uygulamasının yapıldığı noktaya
yerleştirilerek belirlenen sürede akım, gerilim ve güç bilgileri alınarak bilgisayar ortamına
kaydedilmiştir.
5. Sonuç ve Öneriler
Güneş enerjisinden elektrik elde etmeye yönelik olarak tasarlanan biri sabit diğeri güneşi takip eden
iki sistemden bir hafta süresince gün ve saat bazında elde edilen gerilim değerleri toplanarak
bilgisayar ortamında kaydedilmiştir. Sabit güneş paneli uygulamasında elde edilen değerler ve güneş
takip mekanizmasından elde edilen değerler Şekil.4’te verilmiştir. Şekilde bir günlük elde edilen
değerlerin saatlere göre değişiminin karşılaştırmalı olarak grafiği verilmiştir. Deneyler süresince
kullanılan güneş paneli normal gün ışığında 12 Volt güneşi tam olarak aldığı zamanlarda ise 17 Volt
gerilim üretmektedir. Panelin güneşi görmediği veya havanın kapalı olduğu zamanlarda ise 10 Volt
gerilim üretilmektedir.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 165
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
Gerilim
(Volt)
Sabit Güneş Paneli
17 V
Güneş Takip Sistemi
16 V
15 V
14 V
13 V
12 V
11 V
10 V
05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Zaman
(Saat)
Şekil.4 Sabit güneş paneli ve Güneş takip sisteminin günlük gerilim değerleri
Güneş takip sistemi ve sabit sistemin onbeş günlük ölçüm değerleri karşılaştırılarak sonuçta;
Enerji üretimi ve performans bakımından güneş takip sisteminin sabit sisteme göre %45 oranında
verimli olduğu ispatlanmıştır.
Uygulanan sistem deneysel olmasına karşın gerçek boyutlarda bir sisteme tatbik edildiğinde enerji
üretiminde aynı verim alınacaktır. Ancak sistem maliyetleri yönünden karşılaştırıldığında güneş takip
sisteminin sabit sisteme göre %15 daha fazla bir maliyeti olduğu belirlenmiştir.
Sabit sistem olarak belirtilen uygulamanın Şekil.2’de verildiği gibi yılın belirli zamanlarında, güneşin
konumuna göre hareket ettirilmesi gerekmektedir. Böyle bir durum bile sistemi sabit olmaktan çıkarır.
Eğer yıl boyunca sabit sistem hiç hareket ettirilmese verimi daha da düşecektir.
Teşekkür
Kaynaklar
1. Shugar D.S., Hickman T., Lepley T. “Commercialization of A Value-Engineered
Photovoltaic Tracking System”, 25 th IEEE PVSC Proceedings, May 1996, pp. 1537-1540.
2. Chadjivassiliadis J., Heckenberg G., Kleinkauf W., Raptis F. “Power Management for The
Compound Operation of Diesel Generator Sets with Wind Energy and Photovoltaic Plants”,
European Wind Energy Conference (EWEC), 7-9 Oct 1986.
EK-4. (Devam)Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 166
"Güneş Takip Sistemi Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği
ve Kalite Sempozyumu, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli
Şubesi, 301-305 (2005).
3. Bakirtzis A.G., Dokopoulos P.S. “Short Term Generation Scheduling in A Small Autonomous
System with Unconventional Energy Sources” IEEE Transactions on Power System, August
1988, Vol 3, pp. 1230-1236.
4. Borowy B.S., Salameh Z.M. “Optimum Photovoltaic Array Size for A Hybrid Wind/PV
System” IEEE Trans. On Energy Conv., Sept 1994, Vol 9, pp. 482-488.
5. Armstrong M. “Power Quality Improvement of Grid Connected Photovoltaic Inverters”
6. Qiao C., Smedley K.M. “Unified Constant-Frequency Integration Control of Three-Phase
Grid-Connected Inverter for Alternative Energy Power Generation” IAS 2001- P_63_4, pp.
1-8
7. Wang X., Kezerani M. “A Modular Photovoltaic Grid-Connected Inverter Based on Phase-
Shifted-Carrier Technique”, IEEE Trans. On Energy Conv., 2002, pp. 2520-2525.
8. Zhong Q.C., Green T., Liang J., Weiss G. “Robust Repetitive Control of Grid Connected
DC-AC Converters”, Proceedings of The 41st IEEE Conference on Decision and Control,
December 2002, pp.2468-2473.
9. Kaygusuz K., Sarı A. “Renewable Energy Potential and Utilization in Turkey”, Energy
Conversion and Management, 2003, 44, pp. 459-478.
10. Evrendilek F., Ertekin C. “Assessing The Potential of Renewable Energy Sources in Turkey“,
Renewable Energy, 2003, 28, pp. 2303-2315.
11. Ocak M., Ocak Z., Bilgen S., Keleş S., Kaygusuz K. “Energy Utilization, Environmental
Pollution and Renewable Energy Sources in Turkey”, Energy Conversion and Management,
2004, 45, pp. 845-864.
12. Ai B., Yang H., Shen H., Liao X. “ Computer-aided design of PV/Wind hybrid system”,
Renewable Energy, 2003, 28, pp. 1491-1512.
13. Sikyung K., Changbong K., Jinsoo S., Gwonjong Y., Youngscok j. “ Load Sharing
Operation of A 14 kW Photovoltaic/Wind Hybrid Power System” IEEE, 26th PSCV; ,Sept
30- Oct 3, 1997 Anahein, CA. 1325 – 1334.
14. Vilsan M., Nita I. “ A Hybrid Wind-Photovoltaic Pover Supply for A Telecommunication
System”, IEEE Trans. On Energy Conv., 1997, pp. 589-596.
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 167
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
HİBRİT ENERJİ SİSTEMLERİ İÇİN PARALEL ÇALIŞABİLEN
BOOST KONVERTÖR SİMÜLASYONU
ÖZET
ABSTRACT
Elektrik enerjisi üretiminde kullanılan rüzgâr santralleri birkaç yüz Watt değerinden
birkaç mega Watt değerine kadar üretilmekte ve kullanılmaktadır. Bu ürünlerin
küçük ölçekli olarak adlandırılabilenleri rüzgârın en uygun olması halinde bile, bir
evin ihtiyaçlarını günün her saatinde karşılayabilecek düzeyde değildir. 1 kW ve
daha yüksek güçler için ise önemli fiyat artışı olmaktadır. Rüzgâr enerjisinin depo
edilebilmesi içinde alternatör çıkışının doğrultulması ve bir düzenleyici üzerinden
akü grubuna bağlanması gereklidir. Güneş enerjisi ile birlikte kullanım halinde akü
grubu maliyeti düşecek ve aküden, şebekeden veya dizel jeneratörden beslenme
ihtiyacı azalacaktır.
Fotovoltaik panellerde güneş ışıması, çevre sıcaklığı gibi faktörlere bağlı olarak
maksimum güç noktası değişmektedir. MPPT yapılmasının amacı mevcut yatırımdan
maksimum enerji sağlayarak verimi yükseltmektir. Bu durum ise ancak panel
gerilimi ve panelden çekilen akım değerlerinin sürekli olarak takip edilip, maksimum
gücün hesaplanması yolu ile yapılır. Şekil 1.a’da sistemde kullanılan Sharp
NUSOE3E modeli 185 Watt’lık güneş panelleri için belirli bir değerdeki maksimum
güç noktası ve Şekil 1.b’de ise güneş panelinin MPPT uygulanmayan durumdaki yük
eğrileri verilmektedir.
180 MPPT 6
Eğrisi
120 4
90 3 Yük
Eğrisi
60 2
30 1
0 5 10 15 20 25 0 5 10 15 20 25
Çıkış Gerilimi (V) Çıkış Gerilimi (V)
(a) (b)
Şekilden de görüleceği gibi güneş panelinden elde edilen farklı gerilim ve akım
değerlerine karşılık, güç noktası en yüksek seviyede tutulmaya çalışılmaktadır.
Böylece sistemin en iyi verimle çalıştırılması sağlanmaktadır. Maksimum güç
noktası takip işlemi sırasında güneş panelleriyle ilgili olarak iki faktörün dikkate
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 171
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
alınması gerekmektedir. Panellerin farklı güneşlenme ve sıcaklık değerlerinde
verimleri değiştiği için maksimum güç noktaları da çevre sıcaklığı değiştikçe veya
güneşlenme miktarındaki değişmelere bağlı olarak değişmektedir [4].
• PWM sinyalindeki ölü zamanı (dead time effect) doğru belirlemek güç
anahtarlarının kısa devre olmasını, ya da ısınmasını engeller. Aynı zamanda,
ölü zamanın alternatörün dönüş hızıyla senkronize edildiği sistemler ki
burada, güç eğrisinin kararlı olması ve MPP noktasının izlenmesi için
alternatörün dönüş hızıyla senkronize PWM sinyali üretilir.
12 m/s
1.2
Maksimum Güç Eğrisi
1
11 m/s
Güç (kW)
0.8
10 m/s
0.6
9 m/s
0.4
8 m/s
0.2 7 m/s
6 m/s
5 m/s
0
500 1000 1500 2000 2500 3000
Generatör Hızı (rpm)
Şekilde çeşitli rüzgâr hızı değerlerinde türbinin alternatör dönüş hızına bağlı olarak
elde edilen çıkış gücü eğrileri verilmiştir. Eğrilerin tepe noktalarını birleştiren
üçüncü eğri ise bu türbin için maksimum güç noktası takip eğrisi olmaktadır [6].
Burada her iki sistemin girişine güneş paneli modeli ve rüzgâr jeneratörü modelinden
gerilim uygulanmıştır. Konvertörlerin girişlerindeki DA gerilim ve akımlardan
hesaplanan güç değeri, maksimum güç noktası takip işlemi için referans güç girişi
olarak kabul edilmektedir. Elde edilen Prüzgar ve Pgüneş güçleri mantıksal bir döngüde
sürekli olarak hesaplanarak bir önceki değerler ile karşılaştırılmakta ve güç
değerlerinin artış veya azalma değerlerine göre üretilmekte olan PWM sinyalinin
anahtarlama oranı değiştirilmektedir.
Konvertörlerin çalışması sırasında iki ayrı durum göz önünde bulundurularak sistem
tasarımı ve programlama yapılmıştır. İki konvertörün çıkışları aynı baraya
birleştirilerek oluşturulan otak DA’nın çıkış gerilim seviyesini sabit tutabilmek
amacıyla her iki konvertörün anahtarlama sinyalleri, birbirleri ile ilişkili ancak
bağımsız olarak değişmektedir.
Her iki konvertöre çalışması esnasında, her iki kaynaktan da maksimum güç transferi
hedeflenmiştir. Olabilecek durumlar ise şu şekilde sıralanabilir;
Boost konvertörün giriş ve çıkışın gerilimleri ile giriş akım değerleri okutulmakta, bu
değerlerden girişe ait olanlar MPPT ve koruma çıkışlar ise koruma amaçlı
kullanılmaktadır. Koruma fonksiyonlarını da içeren maksimum güç takibi
algoritmasına göre üretilen değişken PWM sinyali güç anahtarlarının kapı girişlerine
uygulanmaktadır. Maksimum güç noktası takibi esnasında yapılan PWM oranlarının
belirlenmesinde, kaynağın (PV modüllerin) maksimum akım değeri ile yükselten
konvertörün çıkışına bağlanacak olan invertörün DA giriş gerilimi ve güç
değerlerinin aşılmaması durumu da kontrol edilmektedir.
gerilim-zaman grafiği
1000
gerilim (V)
500
Yük 1 Yük 2
0
-500
0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1
zaman (s)
(a)
akım-zaman grafiği
150
50
-50
0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1
zaman (s)
(b)
4 güç-zaman grafiği
x 10
10
Yük 1 Yük 2
5
güç (VA)
-5
0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1
zaman (s)
(c)
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Son yıllarda elektrik enerjisi üretim alanında alternatif, çevre dostu yeni enerji
kaynakları ile enerji üretimi önem kazanmıştır. Güneş ve rüzgâr temel alternatif
enerji kaynaklarındandır. Bu enerji kaynaklarının maksimum güç noktasında
çalıştırılması ile mevcut yatırım en verimli hale getirilmiş olur. Bu çalışmada güneş
ve rüzgâr enerjilerinin birlikte kullanıldığı hibrit bir sistem için yükselten konvertör
simülasyonu Matlab/Simulink kullanılarak yapılmıştır. Böylece iki farklı kaynaktan
elde edilen farklı seviyedeki DA gerilimler aynı DA barada birleştirilerek ortak bir
yük beslenmiştir. Hibrit enerji üretilen sistemdeki kaynak sayısı değişiklik
gösterebilecek ve hidrojen gibi kaynaklar hibrit sistem içinde yer alacaktır.
6. TEŞEKKÜR
Yazarlar, bu çalışmaya, proje kapsamında destek veren Gazi Üniversitesi Bilimsel
Araştırma Fonu ve Devlet Planlama Teşkilatı’na teşekkür ederler.
7. KAYNAKLAR
1. Çelik A.N., “A statistical analysis of wind power density based on the Weibull
and Rayleigh models at the southern region of Turkey”, Renewable Energy,
2003, Page(s); 593-604.
2. Çolak İ., Bayındır R. Sefa İ. and Demirtaş M., “Design of a Hybrid Energy
Power System Using Solar and Wind Energy”, 2nd International Conference on
Technical and Phsical Problems in Power Engineering, 2004, Page(s):776-778
September, Tebriz-Iran.
EK-5. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 177
“Hibrit Enerji Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör
Simülasyonu” VI. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman
Demirel Üniversitesi, 725-734, (2006).
3. Ho B.M.T., Henry Shu-Hung C., “An integrated inverter with maximum power
tracking for grid-connected PV systems”, Power Electronics, IEEE Transactions
on Volume 20, Issue 4, July 2005 Page(s):953 – 962
5. Yaoqin J., Zhongqing Y., Binggang C., “A New Maximum Power Point Tracking
Scheme for Wind Generation”, Power System Technology, 2002.
PowerCon2002, International Conference on Vol 1., Oct 2002, Page(s):144 –
148.
6. Morimoto S., Nakayama H., Sanada M., Takeda Y., “Sensorless Output
Maximization Control for Variable-Speed Wind Generation System Using
IPMSG”, IEEE Transactions on Industry Application, Vol. 41, Jan-Feb 2005 2,
Page(s):60 – 67.
ÖZET
Son yıllarda elektrik enerjisi üretim alanında yenilenebilir çevre dostu yeni enerji
kaynakları ile enerji üretimi çok büyük önem kazanmıştır. Temel alternatif enerji
kaynakları güneş, rüzgâr ve jeotermallerdir. Bu alanda enerji üretimi için güneşte
büyük kapasitenin olduğu tespit edilmiştir. Elektrik enerjisi direkt olarak güneş
pilleri yardımıyla güneşten sağlanabilir. Elektrik enerjisi üretimi güneş hücrelerine
gelen ışık miktarına, sıcaklığa ve hücre yapısına bağlı olduğu için, güneş hücrelerinin
çalışması, elektriksel karakteristiği ve eşdeğer devresinin bilinmesi maksimum verim
için zorunludur. Bu makalede, güneş enerji sistemleri alanında çalışan araştırmacılar
için güneş pillerinin temel özellikleri açıklanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Güneş enerjisi, yenilenebilir enerji, güneş pili, güneş pili
eşdeğer devresi.
ABSTRACT
Recent years, productions of electric energy with clean and alternative energy source
have been more importance, due to increasing of energy consumption and
environmental reasons. The main alternative energy sources are solar, wind and
geothermal. In this area, the sun is the largest energy source. Electric energy is
directly obtained from sun by means of solar cell. Since the energy supplied by solar
cells depends upon the insolation, temperature and cell voltage, it is necessary to
know the generating principles, the electrical characteristics and the equivalent
circuit of solar cell for the maximum efficiency. The aim of this paper is to clarify
the main specification of solar cell for researchers working in this field.
Key Words: Solar energy, renewable energy, solar cell, solar cell equivalent circuit.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 179
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
1. GİRİŞ
Görünen
Dalgaboyu(m)
10 -9 10 -8 10 -7 10 -5 10 -4
Ultraviyole İnfrared
10 17 10 16 10 15 10 13 10 12
Frekans (Hz)
10 3 10 2 10 1 10 -1 10 -2
Güneş, radyasyon enerjisini 2x10-7 ile 4x10-6 metre dalga uzunluğu arasında
dünyamıza ulaştırır. Bu dalga uzunlukları da Şekil 1’den görüldüğü gibi görünen ışık
dalga boylarına çok yakındır. Her dalga boyu bir frekansa ve enerjiye tekabül eder.
Dalga boyu küçüldükçe frekans ve elektron volt (eV) cinsinden enerji artar.
Spektrumun her bölümü değişik enerji seviyesine sahiptir. Mesela, kırmızı renk en az
enerji seviyesine sahipken, mor renk en fazla enerjiye sahiptir. Görünmez taraftaki
mor ötesi ışınlar daha fazla photon enerjisine sahip olduklarından, insan derisi
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 180
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
üzerinde yanıklara sebep olurlar. Öte yandan kırmızı kısım sıcaklık olarak hissedilir
[2].
Işığın bir yerden başka bir yere gitmesi dalgayla karakterize edilir. Dalga boyu ne
kadar büyürse enerjisi o kadar küçük demektir. Her saniye, güneş çok büyük
boyutlarda enerjiyi sistemine serbest bırakır. Dünya bu enerjinin çok küçük bir
bölümünü alır. Ortalama olarak 1367 Watt/m2 ışık enerjisi atmosferin en üst
katmanına isabet eder. Atmosfer X-rays ve mor ötesi ışınları süzerek toprağa iletir.
Bu halde dahi her dakikada gelen güneş enerjisi insanların sarf ettiği enerjiden
fazladır. Şekil 2’de güneş ışığının atmosferde yayılımı verilmiştir [1].
Dünya atmosferi ve bulutlar ışık enerjisinin bir kısmını emerler, bir kısmını
yansıtırlar. Geriye kalan enerji toprağa erişir. Daha sonra bu enerji fotovoltaik
(photovoltaic: PV) sistemler tarafından elektrik enerjisine çevrilir.
• Güneş pilleri fotovoltaik ilkeye dayalı olarak çalışırlar, yani üzerlerine ışık
düştüğü zaman uçlarında elektrik gerilimi oluşur. Pilin verdiği elektrik
enerjisinin kaynağı, yüzeyine gelen güneş enerjisidir.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 181
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
• Güneş enerjisi, güneş pilinin yapısına bağlı olarak % 5 ile % 20 arasında bir
verimle elektrik enerjisine çevrilebilir.
• Güç çıkışını artırmak amacıyla çok sayıda güneş pili birbirine paralel yada
seri bağlanarak bir yüzey üzerine monte edilir, bu yapıya güneş pili modülü
ya da fotovoltaik modül adı verilir. Güç talebine bağlı olarak modüller
birbirlerine seri ya da paralel bağlanarak bir kaç Watt’tan megaWatt'lara
kadar sistem oluşturulur.
Fotovoltaik bir pilin kesit şekli ve elektrik enerjisinin oluşumu Şekil 3’te verilmiştir
[1]. Elektronlar kazandıkları enerjiyle mevcut yerlerinden ayrılır ve elektrik devresini
oluştururlar. Elektronların bu yer değiştirmesinden dolayı boşluklar oluşur. Böylece
PV modülde elektrik alanı oluşturur. Oluşan gerilim lambanın aydınlanmasını sağlar.
Sonuçta tüm güneş ışığının %55'i elektrik enerjisine dönüşebilir.
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 182
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
Güneş ışığındaki photon PV modüle geldiğinde, sadece bir kısım enerji elektronları
açığa çıkartabilir. Bu seviyedeki enerjiye bant aralığı enerjisi denir. Bu enerji aralığı
elementin kovalent bağından elektronu ayırabilir. Ayrılan elektron elektrik devresini
oluşturur. Işıktaki photonların bu enerjisine photon-enerjisi denir. Bu enerji en az
band aralığı enerjisi kadar olmalıdır ki, elektronları açığa çıkarsın. Photon enerjisinin
bant aralığı enerjisinden fazla olan kısmı elektronları serbeste çıkarken ısı oluşturur.
Burada en önemli olay yarı-iletken malzemenin moleküler yapısının ayarlanmasıdır.
Yani bant aralığı enerjisinin alabildiği en fazla photon enerjisini verebilmektir.
Aliminyum
Silikon Galyum arsenit
galyum arsenit
> 1,1 eV > 1,43 eV
> 1,7 eV
soğurur soğurur
soğurur
Değişik dalga boylarındaki ışık photon enerjileri de eV birimi ile ölçülür. Güneş
spectrumu, infrared-ultraviole arasında 0.5 eV ile 2.9 eV arasındadır. Kırmızı ışık 1.7
eV, mavi ışık 2.7 eV enerjiye sahiptir. Güneş ışığının %55'i kullanılamaz, çünkü
photon enerjisi band-aralığı enerjisinin ya altındadır, yani elektronları serbestte
çıkaracak enerjiye sahip değildir, yada üstündedir, bu da ışınmaya sebep olur [4].
Modüler sistemler yan yana bağlanarak diziler elde edilir. Modüllerin değişik
bağlantılarıyla oluşturulan dizilerden daha büyük enerjiler üretilebilmektedir. PV
modüllerin panel yapıları Şekil 6’da verilmiştir. Burada her hücre 1-2 Watt
değerindedir. Hücrelerin bir araya getirildiği modüllerin güçleri ise 160 Watt’a kadar
çıkmaktadır [5].
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 185
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
Şekil 6. PV panel
Basitleştirilmiş eşdeğer devrede verildiği gibi güneş pilleri lineer olmayan bir yapıya
sahiptir. Şekil 7’de güneş pili bir akım kaynağı olarak modellenmiştir.
Io
Rs
Iq D Rsh Vo Ro
q
I o = I q − I sat exp ( Vo + I o R S ) − 1 (1)
AKT
Burada, Iq ışık tarafından üretilen akım, Isat güneş pilinin ters doyum akımı, q
elektronik şarj, A boyut faktörü, K Boltzmann sabiti, T Sıcaklık, Rs güneş pilinin seri
direnci, Io çıkış akımı, Ro yük direnci, Vo çıkış gerilimidir. Literatürde Eşitlik 1’de
verilen I-V karakteristiği yerine birçok durumda V-I karakteristiği kullanılır.
AKT I q − I o + I sat
Vo = − I o RS + .ln (2)
q I sat
Eşitlik 1, Şekil 8’deki verilen güneş pilinin çıkış karakteristiğine ait benzetim
sonuçları elde etmek için kullanılmıştır [6]. Burada güneş pilinin karakteristiğinin
lineer olmayan bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Güneş pilinin çıkış
karakteristiği güneş ışınlarının durumu, sıcaklık ve yük koşullarından
etkilenmektedir. Her bir eğri güneş pilinin en yüksek verimi için en iyi çalışma
noktası olan maksimum güç noktasına sahiptir. Sıcaklık yükseldiği zaman açık devre
gerilimi ve maksimum güç yavaşça düşmektedir.
Şekil 8a’da birim cm2’ye karşılık üretilen enerji miktarına bağlı olarak panellerin
akım ve gerilimleri karşılaştırılmaktadır. Farklı güçlerdeki panellerin maksimum güç
noktaları da farklı olmaktadır. Şekil 8b’de ise solar panel için farklı sıcaklık
değerlerinde akım ve gerilim değerleri karşılaştırılmaktadır. Panel sıcaklığı arttıkça,
üretilen gerilim düşmekte ve maksimum güç noktası da değişmektedir.
Şekil 8c ’de ise panel sıcaklığı arttıkça, panelin açık devre gerilim değeri ve
maksimum güç noktası düşmekte, ancak kısa devre akımının çok az bir artış
gösterdiği görülmektedir [7].
EK-6. (Devam) Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., 187
“Güneş Pillerinin Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi,
84-92, (2006).
1.4 1.4
0 0.1 0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9 0 0 0.1 0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9 0
Panel Gerilimi (P.U) Panel Gerilimi (P.U)
(a) (b)
1.4
1.3
1.2
1.1
1.0 Isc
Bağıl Tepki (%)
0.9
Voc
0.8
0.7
Pmax
0.6
0.5
5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
7. KAYNAKLAR
1. http://www.orjinsolar.com
3. Haktanır D., “Güneş Enerjisinin Enerji Ağırlığı Nedir?”, Emobilim, Cilt 2, Sayı
4, sayfa: 6-13, Lefkoşa, 2002.
4. Cruz Martins D., Demonti R., Barbi I., “Usage of the solar energy from the
photovoltaic panels for the generation of electrical energy”, Telecommunications
Energy Conference, INTELEC’99, 6-9 June 1999.
5. Andreev V., Ionova E., Rumyantsev V., Sadchikov N., Shvarts M.,
“Concentrator PV modules of "all-glass" design with modified structure”,
Photovoltaic Energy Conversion, 2003. Proceedings of 3rd World Conference on
Volume 1, 11-18 May 2003 Page(s):873 - 876 Vol.1.
6. Chihchiang H., Chihming S.,” Study of maximum power tracking techniques and
control of DC/DC converters for photovoltaic power system”, Power Electronics
Specialists Conference, 1998. PESC 98 Record. 29th Annual IEEE, Page(s):86– 93,
Volume 1, 17-22 May 1998.
7. Chihchiang H., Chihming S., “Control of DC/DC converters for solar energy
system with maximum power tracking”, Industrial Electronics, Control and
Instrumentation, 1997. IECON 97. 23rd International Conference on Volume 2,
Page(s):827-832, 9-14 Nov. 1997.
189
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, Adı : DEMİRTAŞ, Mehmet
Uyruğu : T.C.
Doğum tarihi ve yeri : 18.07.1975 Üsküdar/İSTANBUL
Medeni hali : Evli
Telefon : 0 (312) 202 85 43
Faks : 0 (312) 212 00 59
e-mail : mehmetd@gazi.edu.tr
Eğitim
Derece Eğitim Birimi Mezuniyet tarihi
Yüksek lisans Gazi Üniversitesi /Elektrik Eğitimi Bölümü 2000
Lisans Gazi Üniversitesi/ Elektrik Eğitimi Bölümü 1997
Lise Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 1993
İş Deneyimi
Yıl Yer Görev
1998-1999 H.Hüseyin Arıkan Ç.P.L. Elektrik Öğretmeni
1999- Gazi Üniversitesi Araştırma Görevlisi
Yabancı Dil
İngilizce
Yayınlar
2. Çolak İ., Sefa İ., Bayındır R., Demirtaş M., “Güneş Enerjili Yüksek Güçlü Led
Armatür Tasarımı”, Politeknik Dergisi, 10 (4): 347-352 (2007).
3. Çolak İ., Üçtaşlı M.B., Demirtaş M., "Design of wear testing machine which
simulates occlusal wear", 7th Congress of the Balkan Stomatological Society,
Kuşadası-Turkey, , 28-33 (2002).
4. Çolak İ., Bayındır R. Sefa İ. and Demirtaş M., “Design of a Hybrid Energy
Power System Using Solar and Wind Energy”, 2nd International Conference
on Technical and Phsical Problems in Power Engineering, Tebriz-Iran, 776-
778, (2004).
5. Çolak İ., Bayındır R., Sefa İ., Demirbaş Ş., Demirtaş M., "Güneş Takip Sistemi
Tasarım ve Uygulaması", 1. Enerji Verimliliği ve Kalite Sempozyumu,
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi, 301-305 (2005).
6. Çolak İ., Sefa İ., And Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Hibrit Enerji
Sistemleri İçin Paralel Çalışabilen Boost Konvertör Simülasyonu” VI. Ulusal
Temiz Enerji Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi, 725-734,
(2006).
7. Çolak İ., Sefa İ., and Bayındır R., Demirbaş Ş., Demirtaş M., “Güneş Pillerinin
Elektrik Enerjisi Üretiminde Kullanımı” VI. Ulusal Temiz Enerji
Sempozyumu, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi, 84-92, (2006).
8. Demirtaş M., İçgül C.B., Öcal Z., “Elektrik Makinelerinin Eğitim Amaçlı Üç
Boyutlu Simülasyonları”, Ulusal Teknik Eğitim, Mühendislik ve Eğitim
Bilimleri Genç Araştırmacılar Sempozyumu, Kocaeli Ünivrsitesi Teknik
Eğitim Fakültesi, vol.1,180-183, (2007).
191
Tamamladığı Projeler
Hobiler
Bilgisayar, Güç elektroniği sistemleri, Mikroişlemciler, Otomobiller.