You are on page 1of 137

NDEKLER

Kitap Hakknda Mellifin nsz Giri Hakk'n Dndaki Her ey Perdedir Byezd-i Bistm'nin Gayret ve Ameli Almas Gereken Alt Engel 1. Blm: Dinin Temel Rknleri 2. Blm: Edep 3. Blm: Slk ve Tasavvuf 4. Blm: Cenb- Hakk'a Ulamann Manas 5. Blm: Tevhid ve Marifetle lgili Konular 6. Blm: Nefs, Ruh, Kalp, Akl 7. Blm: lahi Muhabbetin Manas 8. Blm: Allah'u Teala le ns/zel Muhabbet 9. Blm: Haya-Murakabe-hsan 10. Blm: Kurb (Allah'a Yaknlk) 11. Blm: limin erefi 12. Blm: Esma-i Hsna'nn Manas 13. Blm: Doru Ve Geerli man 14. Blm: Allah'u Teala'nn Sfatlar 15. Blm: hlas ve Riya 16. Blm: Peygamberlerin Btn Gnahlardan Korunmas

17. Blm: Kalbe Gelen Dnce eitleri 18. Blm: Dilin Afetleri 19. Blm: Mideyi Haramdan Korumak 20. Blm: eytann Hile ve Tuzaklar 21. Blm: Yce Allah'a Kar Grevlerimiz 22. Blm: Gzel ve Kt Ahlk 23. Blm: Tefekkr ve Meyveleri 24. Blm: Tvbe 25. Blm: Sabr ve Meyveleri 26. Blm: Havf (lahi Korku) ve Ona Bal Haller 27. Blm: Reca (mit) ve Ona Bal Haller 28. Blm: Fakrve Ona Bal Haller 29. Blm: Zhd ve Ona Bal Haller 30. Blm: Muhasebe ve Ona Bal Haller 31. Blm: kr ve Ona Bal Haller 32. Blm: Tevekkl ve Ona Bal Haller 33. Blm: Niyet ve Ona Bal Haller 34. Blm: Sdk ve Ona Bal Haller 35. Blm: Rzka Makam 36. Blm: Gybetten Sakndrma 37. Blm: Ftvvet Ahlk 38. Blm: Gzel Ahlklar 39. Blm: Kanaat 40. Blm: nsanlardan Bir ey stemenin Hkm

41. Blm: Halka efkatle Muamele 42. Blm: Gnahlarn fetleri 43. Blm: Kurbiyet Ehli/Allah'a Yaklam Ariflerin Namaz

KTAP HAKKINDA
Kymetli okuyucularmz! Sizlere faydal ve kymetli bir eseri daha sunuyoruz. Eser, byk lim, arif, Hak dostu mam Gazl'ye (rah) aittir. Eserin asl ismi, 'Ravdat't-Tlibn ve Umde-t's-Slikn'dir. Biz konusuna uygun olarak, tercmeye "Hak Yolunun Esaslar" ismini verdik. Eser, manev terbiye yolunun esaslarn, edeplerini, llerini, temel ahlklarn, ilimlerini konu etmekte; Ehl-i snnet itikadna aykr olan gr, mezhep ve dnceleri deerlendirip reddetmektedir. Bu eser ksa, zl bir reete olup tasavvuf terbiyesinin ilmihli durumundadr. mam Gazl (rah), bu eserde itikad, edep, gzel ahlk ve seyr slk konularnda en lzm bilgileri zl ve arpc bir ekilde ortaya koymutur. Bu haliyle eser, sanki Ihy Ulmi'd-Din adl kitabnn bir zeti gibidir. Kymetli okuyucularmz! Kitabn mellifinin de dedii gibi; bu dnyada varlk sebebimiz iki eydir: Bunlar, ilim ve ameldir. lim, amelin, nndedir; dinimizin ilk emri ilimdir, ilimsiz amel ya noksan ya da bozuk olur; kazanc zararn kurtarmaz. Faydal ilim, yce yaratcy tantan; O'nun emrini, dinini, yolunu ve gerek sevgiyi reten ilimdir. Dinimizin zahirdeki hkm ve amellerini reten ilme "fkh ilmi" denir. Kulluun merkezi olan kalple ilgili ilim, idrak, edep, ahlk ve terbiyeyi reten ilme de "tasavvuf ve terbiye ilmi" denir. Her mslman bu iki ilmin farz ksmn bilmesi gerekir. te elinizdeki eser, manev terbiyenin farzlarn ileyen ilmihli durumundadr. Eserin Allah iin sabrla okunmasn tavsiye ediyoruz. Muhtemel hatalarmz bize ulatrma lutfunda bulunan kymetli okuyucularmzdan Allah raz olsun. Bize bu hizmeti" ikram eden yce Allah'a sonsuz hamdolsun. Dr. Dilaver Selvi

MELLFN NSZ
eyh, imam, lim, allme, sahasnda tek, Hccet'l-slm Eb Hmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed el-Gazl et-Ts (Allah onu rahmetiyle kuatsn, rzsna ulatrsn ve kendisini cennetlerin en gzel yerlerinde yerletirsin) der ki: Dostlarnn kalplerini muhabbetinin ateiyle yakan, onlarn btn dncelerini kendisinde toplayan, ruhlarn yce ztna kavuma itiyak ve O'nu mahede akyla coturan, gzlerini ve basiretlerini yce cemlini grmeye balayan Allah'a hamdolsun. Bu halleri yaayan Allah dostlar, O'na kavumann sevinci ile sarho oldular; kalpleri O'nun ycelik ve heybetini mahede edince hayret iinde kaldlar; dnya ve hirette O'ndan bakasn grmediler. Onlarn gzlerine herhangi bir varln sureti ilise, basiretleri hemen ona ekil veren yce zta ynelir. Kulaklarna herhangi bir name gelse, srlar derhal yce sevgiliyi hatrlar ve O'nu zikreder. Herhangi bir inilti, h, coku, hzn, heyecan ve evk sesi iitseler, hemen yce Mevl'y hatrlar; O'nun iin ah eker; kalpleri O'na ekilir, O'nun iin hznlenirler; O'nun katndakilere evkleri artar; O'na ynelirler, O'na koarlar, O'na kulak verirler. Gzleri ve kulaklar O'ndan bakasna kapanr; O'ndan bakasn grmez ve iitmezler. te bu kimseler, Allahu Tel'nn zel dostluu iin setii ve sekin kullar arasndan kendisine tahsis ettii dostlardr. Yce Allah, son peygamber olarak gnderdii Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz'e ve hidayet yolunun rehberleri yapt l ve ashabna salt ve selm etsin. Ben bu kitab, hak yoluna girmek ve o yolda gitmek isteyen bir kimsenin -inallahgzelce uymas ve istifade etmesi iin yazdm. Onda bir hata etmekten ve yanl bir ey sylemekten yce Allah'a snrm. O, en gzel yardm eden ve destek verendir. Yce Allah'tan bu kitab okuyanlara faydal yapmasn diliyorum. Hi phesiz O, bizlere ok yakndr ve dualarmza karlk verendir. Kitap, bir girile birok fasl ve blmden olumaktadr.

GR
Bil ki, halkn Hak'tan kopmasnn ve perdelenmesinin pek ok sebebi vardr; bunlarn en bata gelenleri unlardr: Halka ynelmek ve onlara taklp kalmak. Kendi nefsi ile megul olmak. Yapt ilere bakp onlarla aldanmak. Sahih ve doru inantan sapmak. Bu sapma, her insann nefsinin yaratl ve cibilliyetine gre farkl ekillerde olmaktadr. Makam, mal, dnya, mevki ve hret sevgisi. Uzun yaama arzusu ve ileride yaparm dncesi. Cimrilik. Nefsin kt arzularna uyma. Kendini beenme. Yiyecek, iecek ve giyeceklerin haram yoldan kazanlmas. Dnya ilerinin bozuk olmas. Nefsan duygularn kalbe hkim olmas. Nefisle mcahedeyi terk ve ihmal edip onun kt arzularna boyun emek. nsanlara kar gzel ve irin gzkmeye almak. Kin, dmanlk, haset, cehalet, ahmaklk, gsteri ve ikiyzllk gibi kt huylara sahip olmak. Gz, kulak, dil, el ve ayak gibi azalar, yce Allah'n taat dnda kullanmak. Halbuki, Kur'n- Kerm'de uyarld gibi;1 btn bu azalar, her yaptndan sorumludur. el-sr 17/36. Tembellik, geveklik, gaflet ve bunlarn dndaki yce Allah'tan uzaklatran eyler de bu ksma dhildir.

HAKK'IN DIINDAK HER EY PERDEDR


unu bil ki, halka bakmak ve nefsin arzularna baml olmak Hakka kar bir perdedir. Yapt ileri kendinden bilmek, bir eit irktir; nk kulun yapt btn ileri yaratan ve ortaya karan yce Allah'tr. Kula ait olan ise onu yapmaktr. Bu durum, kulun yapt iyiliklere sevap ve kt ilerine ceza vermek iin byle takdir edilmitir. Kul, ilh kudretin ortaya karmasyla bir i yaptnda, buna kulun kesbi/fiili ve kazanc denir. Ehl-i snnet mezhebinin gr byledir. Kul, bir ii yapmaya baladnda ona bu ii yapma kudreti verilir; ncesinde deil. Kul bir ie balayaca anda Allahu Tel onun iin bir kudret yaratr; bu kudretle yaplan ie kulun kesbi denir. Kim, yapt ii sadece kendisinin istediini ve kendi kudretiyle yaptn sylerse, o, Kader'dir. [Kader; kaderi inkr eden, kulun yapt bir ii, ezeldeki bir kadere gre deil; o anda kendi irade ve kudretiyle yaptn syleyen btl, bozuk, sapk frkann addr. Bu gruba "Mu'tezile" de denir.] Kim, yapt bir ite kendisinin hibir irade ve kudretinin olmadn sylerse, o, Cebr'dir. [Cebr, Cebriyye mezhebi, kulun hibir irade ve kudrete sahip olmadn; ilh kader ve kudrete tabi olduunu, yapt her ite, rzgrn nndeki yaprak gibi, nereye sevkedilirse oraya gittiini syleyen bozuk frkadr.] Kim, yapt bir ii Allahu Tel'nn irade ettiini, kendisinin de bu ii yaptn ve ondan sorumlu olduunu sylerse; o, snnet zere giden, doru yola ulam bir kimsedir. Bu konu ok uzundur; buras yeri deildir. Biraz sonra -inallah- bu konuda baz aklamalar gelecektir. Doru inan ve sahih akideden sapmaya gelince, bunun sebebi; nefsin kt arzularnn kalbe hkim olmas ve bozuk mezhep/fikir zerinde taassup gstermektir. Byk limlerden biri demitir ki: "Nice insanlar vardr ki, onlarn ameli az olduu halde, gzel inanlar kendilerini kurtarr. Birok insan da vardr ki, pek ok ameli bulunmakla birlikte, bozuk inanlar kendilerini helak eder." Makam, mal ve dnya sevgisi, ldrc bir zehirdir. Ba olma ve hret sevgisi, insanda kibir meydana getirir. Dnyaya fazla dalmak, dini mahveder.

Ariflerden biri der ki: "Yaptm bir hayr ii insanlar grdnde, o ameli gzmden drrm/artk ondan bir sevap beklemem." Uzun emele/fazla yaama hrsna gelince, bu dnce, gzel amele mani olur ve insan Hak'tan alkoyar. leride yaparm dncesi ise, eytann en byk tuzadr. Cimrilik, kt arzulara kaplma ve insann kendisini beenmesi, kiiyi helake gtren byk gnahlardandr. Gdann haram olmasna gelince; bu kalbi karartr, katlatrr ve Allahu Tel'dan uzaklatrr. Hell gda ise, kalbi nurlandrr, onu inceltir ve Yce Allah'a yaklatrr. Bu konuda Allahu Tel yle buyurmutur: "Ey iman edenler! Size rzk olarak verdiimiz eylerin temiz olanlarndan yiyin." elBakara 2/172. Temiz yiyecek, hell olan yiyecektir. Bir limin dedii gibi, sen yiyeceini ve ieceini hellinden yap; geceleri ibadetle geirmesen gndzleri nafile oru tutmasan da ciddi bir kaybn olmaz. Hell yemek, sflerin yolunda byk bir esastr. Bir kul, btn geceyi ibadetle geirse; fakat karnna girene dikkat edip onun nereden nasl geldiini bilmedike, bu ibadetin kendisine bir faydas olmaz. nsanlarn srat en hzl geecek olan, dnyada pheli eylerden en fazla saknanlardr. Allahu Tel, bir kuds hadiste yle buyurur: "Kulum, a kalrsan beni grrsn; pheli eylerden saknrsan beni tanrsn; dnya mal ve hrsndan syrlrsan, bana ularsn." Dier bir kudsi hadiste de yle buyrulur: "Vera' sahiplerine (pheli eylerden saknanlara) gelince, onlara azap etmeye haya ederim." Byk ztlardan biri yle demitir: "Sana ilim, alk, halktan gizlenme ve oru gerekir. Hi phesiz ilim, bir nurdur; onunla insann yolu aydnlanr; alk ise hikmete ulama yoludur." Byezd-i Bistm demitir ki: "Allah iin hangi gn a kaldysam, o gn kalbimde, daha nce bulmadm bir hikmet elde ettim." Kendini halktan gizlemek ve fazla tannmamak, bir rahatlk ve tehlikelerden selmettir. Oru ise, bir ynyle samediyyet/kimseye muhta olmama sfatdr; onun benzeri bir amel yoktur. Bunu, "O'nun benzeri/dengi/misli hibir ey yoktur" e-r 42/11. yetinden anlyoruz.

Kim devaml oru tutarsa bu ona ilim, marifet ve mahedeyi kazandrr. Bunun iin Allahu Tel yle buyurmutur: "nsann btn yapt ibadetler kendisine aittir, ancak oru hari. Oru, benim iindir ve onun karln ben veririm. Orulunun aznn kokusu Allah katnda misk kokusundan daha hotur." Buhari v.d. Dnya ile ar megul olmak ve ehvetin/kt arzularn kalbe hkim olmas, btn kt sfatlar peinden getirir. Bu kt sfatlar gzel sfatlarla deitirmedike, kulun Allah'a yakn olmas dnlemez. Ariflerden biri der ki: "Kul, hayrn dndaki eylerle kalbini kirlettii srece, manev yaknla ve ilh huzurda bulunmaya lyk olamaz; t kalbini msivadan/ Allah'tan gayri ve O'nun raz olmad eylerden temizleyinceye kadar." Hz. Osman (r.a) demitir ki: "Eer kalpler gnah kirlerinden temiz olsayd, Kur'an okumaya doyamazd." Gerekten kalp temiz olunca, kendisiyle konutuu yce zt mahede eder, bakasndan kesilir. unu iyi bil ki, Hak'tan baka her ey O'nunla kul arasnda bir perdedir. Eer varln zulmeti olmasayd, gayb nuru ortaya kard. ayet nefsin fitnesi/imtihan ve fetleri olmasayd, aradaki perdeler kalkard. Eer aradaki engeller olmasayd, hakikatler kefolurdu. ayet kalpte manev hastalklar olmasayd, ilh kudret apak gzkrd. Eer kalpte tamah/eya ve yaama hrs olmasayd, iine ilh muhabbet yerleirdi. ayet, ebed yaama zevki olmasayd, itiyak atei ruhlar yakard. Eer uzaklk olmasayd, yce rabbimiz mahede edilirdi. Kalbi rten perdeler alnca, kalp balardan kesildii iin sebepler silinir, engeller ortadan kalkar. u iir bu konudadr: Uzun sredir senden gizlenen sr ald sana; Bir zamanlar karanlktaydn, imdi ktn sabaha. O'nun gayba ait srrna sensin perde olan; Eer sen olmasaydn, her ey ekilirdi aradan. Ondan ayr kalnca, karma hatrndan; Bekle alacak kapy yrin adrndan.

Yrden bir sz geldi ki dinleyen hi usanmaz; Nesir olsun, nazm olsun tadna doyum olmaz. Ariflerden biri der ki: "Allahu Tel bir kula ktlk murat ederse, ona amel kapsn kapatr, tembellik kapsn aar." Muaz b. Cebel'e (r.a) bir adam gelerek, "u iki adamn durumu hakknda bana ne dersin? Bunlardan biri btn gayretiyle ibadet ediyor, ameli ok, gnah azdr; ancak yakni zayf ve kalbine phe geliyor" dedi. Muz (r.a), "Onun ek ve phesi amelini yok eder" cevabn verdi. Adam, "Peki u dier adam hakknda ne dersin? Onun ameli azdr, fakat yakini/iman kuvvetlidir; bununla birlikte gnah da oktur. Muz (r.a) sustu. Bunun zerine adam, "Vallahi, eer u birincinin phesi onun hayrl amellerini yok ederse; bunun yakni de onun btn gnahlarn yok eder" dedi. O zaman Hz. Muz (r.a) adamn omzundan tutarak, "Ben u adamdan daha ince anlayl birini grmedim" dedi.

BAYEZD- BSTAM'NN GAYRET VE AMEL


Byezd-i Bistm (rah) demitir ki: "On iki sene nefsimin banda demircilik yaptm. On be sene kalbimin aynasn cillamakla megul oldum. Bir sene, nefisle kalbimin arasndaki vaziyeti gzetledim; bir de baktm ki belimde bir znnar/irk ba var. Bu defa be sene onu kesmek iin altm; onu nasl keseyim diye dndm. Sonra bana iin gerei kefoldu; btn halk lm kabul ettim; hepsinin zerine drt tekbir getirdim, cenaze namazlarn kldm." Yce Allah en iyisini bilir; bu szn mnas udur: O, nefsini terbiye yolunda alt; onun bozuk ve kt sfatlarn gidermek, ucb/ amelini beenme, kibir, hrs, kin, dmanlk, haset gibi nefsin alt kt huylar temizlemek iin ok urat. Bunu baarmak iin nefsini korku ocana att; ilh emir ve nehiy tokmaklar ile iyice ezip terbiye etti. Bu alma ile onun temizlendiini dnd. Sonra, kalbinin ihls aynasna bakt; orada gizli irkten bir takm eylerin kaldn grd. Bunlar riya/gsteri, amellerine bakma, sevap ve azap dncesi ile amel etme, keramet ve manev hediyelere gz dikme gibi eylerdi. Btn bunlar, yce Allah'n sekin kullar yannda ihlsta bir eit irktir. te znnar diye iaret ettii bunlardr. Sonra bu znnar, yani nefsin Hakk'n dndaki beklenti, korku ve balarn kesmeye

yneldi; btn halktan yz evirdi; yle bir hale geldi ki, nefsin gznde diri olan eyleri ldrd; kalbinin iinde l olan eyleri diriltti. Nihayet, kalbiyle kadm olan ezel sevgiliye yneldi ve O'ndan bakasn yok konumuna getirdi. Bu hali elde edince, mahlkatn zerine drt tekbir getirip cenaze namazlarn kld ve btn varl ile Hakk'a yneldi. Byezd-i Bistm'nin, "Halkn zerine drt tekbir getirdim" sznn mnas budur; nk lm kimsenin zerine drt tekbir getirilir. Bir de, halk Hak'tan perdeleyen eyler drt tanedir: Bunlar nefis, hev/kt arzular, eytan ve dnyadr. Hazret, nefsini ve kt arzularn ldrd; eytan ve dnyay terketti. Bunun iin, gnlnn ektii her eye bir tekbir getirdi. Hakikat udur ki, en byk olan Hak'tr; O'ndan bakas ise ok zelil ve ok kk eylerdir.

AILMASI GEREKEN ALTI ENGEL


Sonra iyi bil ki, u alt aamay gemeden, Hakk'a yaknlk derecelerine ulaamazsn. Birinci aama; azalarn dinin haram kld eylerden uzak tutmaktr. kinci aama; nefsi, alp sevdii kt detlerinden kesmektir. nc aama; kalbi, beeriyet halinin karanlk ve perdelerinden kurtarmaktr. Drdnc aama; srr, tabiatn ktlk ve bulanklndan temizlemektir. Beinci aama; ruhu, hiss perde ve engellerden kurtarmaktr. Altnc aama; akl, bo hayal ve vehimlerden kesip kurtarmaktr. Birinci aamay geince, kalbin hikmet kaynaklarna ularsn. kinci aamay geersen, lednni (ilh) ilimlerin srrna vkf olursun. nc aamadan sonra sana, melekt/gayb leminin mnctlar ve bu lemin almetleri kefolur. Drdnc aamada sana Allah'a yaknlk makamlarnn nurlar parlar ve gzkr. Beinci aamada sana, sevgiliyi mahede gnei doar. Altnc aamadan sonra, kuds daireye, ilh yaknlk cennetine inersin; ite o zaman daha nce mahede ettiin madde lemine ait insan etkilerden ve hoa giden eylerden tamamen kurtulursun.

Allahu Tel, seni sekin kullar arasna katmak istedii zaman sana muhabbet ksesinden bir yudum iirir; onunla senin susuzluun daha da artar, aldn zevkle itiyakn had safhaya kar; devaml ilh yaknl istersin, sknet seni zdraba drr. Bu muhabbet sarholuu sende yerleince, seni dehete drr; bu dehet seni hayrete gtrr; ite o durumda sen hep Hakk' isteyen ve arayan bir mrid olursun. Bu hayret hali sende devam edince, seni senden alr, kendinden haberin olmaz, ortada ben diyecein bir eyin kalmaz; her eyi alnm ve ilh cezbe ile kendinden gemi bir halde olursun. te bu durumda sen Cenb- Hak tarafndan seilip sevilen bir kimse (murad) olursun. Sende, ztn/kendini grme dncesi yok olunca, kendine ait bir sfat kalmaynca ve devaml Cenb- Hak ile beraberlik (beka hali) gerekletii iin "nefsimden fni oldum" duygusunu da tamamen silip atnca sana zel dostluk ve ilh yaknlk elbisesi giydirilir; yce Allah'n hads-i kudsde, "Benimle iitir, benimle grr"7 buyurduu sfata sahip olursun. Artk yce Allah senin dostun ve her iinde vekilin olur. Bu hal iinde sen konuursan hep O'nun zikrini yaparsn; grdn her eyde O'nun nurlarn grrsn; bir hareket ettiinde O'nun verdii zel bir kudretle hareket edersin; bir eyi tuttuunda O'nun kudretiyle tutarsn. O hal iinde ikilik gider, ayrlk ortadan kalkar. Bu halde ayan sabit olur ve manev sarholuk hali srrnda yerleirse, sen hep: "O" dersin. Eer manev vecd ve zevk hali sana galip gelir ve seni temkin halinden karrsa, o zaman da "sen" dersin. Sen birinci durumda, halinde sabit ve dengedesin, temkin sahibisin; ikinci durumda ise halden hale gemektesin. Artk bundan te, kelime ile iaret edilecek eyleri anlamak mkildir, zordur.

BRNC BOLM
DNN TEMEL RKNLER/FARZLARI
unu bil ki, ksa olmakla birlikte kelime-i ehdeti oluturan iki sz, Allahu Tel'nn ztn, sfatlarn, fiillerini ve Hz. Muhammed'in hak peygamber olduunu ifade etmektedir. mann temeli bu drt esas zerine kuruludur: Birinci esas; Allahu Tel'nn ztn tanmaktr. Bunun temeli u on asl zere kuruludur. Bunlar, Allahu Tel hakknda unlar bilmektir:

Allahu Tel vardr, mevcuttur. O'nun varl ezeli ve ebedidir/ varl iin bir balang ve biti zaman yoktur; varl zamana bal deildir. O, bir cevher, cisim ve araz deildir. O'nun iin hibir yn tayin edilemez. O, bir mekana yerlemi deildir. O, her eyi grr. O, tektir (misli, benzeri, dengi, ei, ocuu, yardmcs yoktur). kinci esas; Allahu Tel'nn sfatlarn bilmektir. Bu da on esas zere kuruludur. Bunlar, Allahu Tel hakknda unlar bilmektir: Allahu Tel, haydr (diridir, hayat sahibidir). O, bilendir (her eyi bilir). O, kadirdir (her eye gc yeter). O, irade sahibidir (her var olan ve var olacak olan eyi nce O diler). O, her eyi iitir. O, her eyi grr. O, konuur. O, neyi haber veriyorsa sz dorudur. O, herhangi bir varln iine girmekten yce ve uzaktr. O'nun sfatlar da zt gibi ezeldir (sonradan yaratlm deildir). nc esas; Allahu Tel'nn fiillerini (ilerini) bilmektir. Bunun da esas u on eyi bilmektir. Kullarn btn fiilleri Allahu Tel'nn yaratmasyla meydana gelir. Bu fiiller, irade edilmesi ynyle Allah'a aittir; yapma ynyle de kullara aittir. Allahu Tel, yarattklarn farkl derecelerde yaratr ve dilediklerini dierlerinden stn klar. O, kullarna glerinin stnde yk ykleme hakkna sahiptir/ancak rahmetiyle yklememitir. O, hi kusuru olmayan kimseye azap etme hakkna sahiptir/ancak azabn inkr ve isyan edenlere hazrlamtr.

Allahu Tel'nn kullarn maslahat ve menfaatlerine en uygun olan yapma ykml yoktur/ancak o ne yaparsa kullarnn iyiliinedir. O'na hibir eyi yapmak vacip deildir; ancak O, peygamberleri ve kitaplar aracl ile neyi yapacan sy-lemise, onlar yapar. Allahu Tel'nn kullara peygamberler gndermesi caizdir; vacip deildir. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) gnderilmesi sabittir, haktr; mucizeler ile desteklenmitir. Drdnc esas; sem'iyyta inanmaktr. [Sem'iyyt, ancak Allah ve Resl'nden iitilerek bilenecek eylerdir.] Bunlar da u on eyin varln tasdik etmektir: ldkten sonra dirilmek, hesap iin toplanmak, kabir azab, Mnker ve Nekir meleklerinin suali, mizan (amellerin tartlmas), srat, cennet ve cehennemin yaratlm olmas ve imametle ilgili hkmler.

KNC BLM
EDEP
Hz. Peygamber (s.a.v) yle buyurmutur: "Beni rabbim terbiye etti ve edebimi ne gzel yapt." [Syt, el-Cmiu's-Sagir, nr. 310. Hadisi, Sem'n, Edeb'l-lml adi eserinde, bn Mes'd'dan rivayet etmitir. Bk. Sehv, el-Ma-ksd, s. 45; Acln, Kef'l-haf, nr. 164; M. Nsrddin el-Elbn, Dafe, nr. 72.] Edep, kulun zahirinin ve btnnn yani dnn ve iinin terbiye ile gzelletirilmesidir. Kulun zahiri ve btn gzelleince edepli bir sf olur. Kim, snnetin edebine sarlrsa, Allahu Tel onun kalbini marifet nuruyla nurlandrr. Allah'n Habibi Hz. Muhammed'e (s.a.v), emirlerine, fiillerine ve ahlkna uymaktan, bir de sz, fiil, inan ve niyet olarak onun edepleriyle edepienmekten daha erefli bir makam yoktur. Kul ile yce Allah arasndaki iler genelde alanda gerekleir. Bunlar yardm isteme, gayret ve edeptir. Yardm istemek kuldan; tvbesine yardm etmek ise yce Allah'tandr. Gayret kuldan, baarya ulatrmak Allah'tandr. Edep kuldan, ikram ve ihsanlar Allah'tandr. Kim, salihlerin edebiyle edeplenirse, o keramete ve ilh ihsanlara kavuur. Kim evliyann edebiyle edeplenirse, o, ilh yaknla alnr. Kim, sddklarn edebiyle

edeplenirse, o, mahedeye ulatrlr. Kim, peygamberlerin edebiyle edeplenirse, ona, nsiyet/zel muhabbet ve dostluk nimeti bahedilir. Kim, edepten mahrum olursa, btn bu hayrlardan mahrum kalr. Meyihin/kmil mridlerin emirlerine uymayan ve edeplerine raz olmayan kimse, tek bana Kur'an ve snnet ile gerek edebi elde edemez. Terbiye yolunun bandaki kimselere gereken edebi koruyamayan kimse, nasl olur da terbiyenin sonuna gelmi yksek makam sahibi vellerin makamlarna ulatn iddia edebilir? Yce Allah' tanmayan kimse, O'na ynelmez. O'nun emir ve yasaklarna dikkat etmeyen kimse, edepten ok uzaktadr. Yce Allah'a hizmet ve kulluun edebi; kul ne kadar ok amel de yapsa, kendisini o amele sevkeden yce rabbine nazar edip btn yaptklarn hi grmektir. Kul, yapt taatiyle cennete girer; edebiyle yce Allah'a erer. Tevhid, iman gerekli klar; iman olmayan kimsenin tevhid inanc yoktur, iman da dine uymay gerekli klar; dine uymayan kimsenin gerek bir iman ve tevhid inanc yoktur. Din de edebi gerekli klar; edebi olmayan kimsenin gerek mnada bir dini, iman ve tevhid inanc yoktur. Edebi terketmek, kovulmay gerektirir; kim huzurda edebini bozarsa, kapya kovulur; kim kapda edebini bozarsa, ahra hayvanlarn hizmetine gnderilir. Edeplerin en gzeli, dinde fakih olmak (dini gzelce renmek), dnyadan gnln ekmek ve yce Allah'n senin zerindeki hakkn bilmektir. Arif, yce Rabbine kar edebini terkederse, helak olanlarla birlikte helak olur. yle denilmitir: " ey var ki, onlar yapan kimse garip ve yalnz kalmaz. Bunlar, dinde phe edenlerden uzaklamak, gzel edebi korumak ve kimseye eziyet yapmamaktr." Din ehlinin en ok zerinde durduu edepler; nefislerini gzel ahlkla sslemek, azalaryla ilgili edepleri yerine getirmek, hell-haram snrlarna dikkat etmek ve kt arzularn terketmektir. Seilmi vellerin daha ok zerinde durduu edepler ise; kalplerini temizlemek, srlarnn hal ve ynelilerine dikkat etmek, szlerini yerine getirmek, iinde bulunduu vaktin hakkn korumak, vaktin gereini yapmak, kalbe gelen bo dncelere fazla iltifat etmemek, yce Allah'tan bir ey talep ettikleri ve ilh huzurda bulunduklar zaman gzel edep iinde olmaktr. Kim, nefsini edeple ezip terbiye ederse, o, yce Allah'a ihlsla kulluk yapar. Denilmitir ki, ihls; Allahu Te-l'y seksiz phesiz bir ekilde tanmaktr.

yle denilmitir: Allahu Tel buyurur ki: "Kim, isim ve sfatlarma imanla birlikte kullua sarlrsa, onu edeplendiririm. Kim, ztmn hakikatini aa vurmak isterse, ona kzarm. Artk sen bunlardan hangisini istersen onu se!" Kim, iinde bulunduu vaktin edebini muhafaza etmezse; vakit onun iin bir knanma ve azap sebebi olur. Bir mrid/hak yolcusu, edebi terkederse, geldii yere geri dner. Eb Ubeyd Kasm b. Sellm'n (rah) yle dedii nakledilir: "Mekke'de bulunduum sralarda ou kez Kabe'nin hizasnda otururdum. Bazan da, ayaklarm uzatm halde srt st yatar, dinlenirdim. Bir gn bu halde uzanm yatarken kadn vellerden Mekkeli ie yanma geldi; beni o halde grnce, 'Ey Eb Ubeyd! Senin ilim ehli bir zt olduunu sylyorlar; bir sz de benden al: Yce rabbinin huzurunda edeple otur; yoksa ismin Allah'a yakn veller defterinden silinir!' diye uyard. Bu kadn, Hak dostu ariflerdendi." Ariflerden biri der ki: "Zahiren ve btnen/dn ve iinle edebe sarl. Zahirdeki edebi zayi eden kimse, zahiren cezalandrlr; i alemindeki edebi zayi edin kimse ise, btnen/i leminde cezalandrlr." Edep, kuvvede ve yaratlta olan bir eyi fiiliyata karmaktr. Yaratl ve tabiat gzel olan kimselerde, hak olan gzel iler meydana kar. nsann tabiatnn ekillenmesi, Cenb- Hakk'n iidir; onun yaratlmasnda insann bir kuvveti yoktur. Bu durum, akmak tanda atein bulunmasna benzer. akmak tanda atein bulunmas yce Allah'n iidir; onun meydana karlmas ise insann iidir. Edepler de byledir; onun kayna gzel tabiatlar ve kula verilen ilh ihsanlardr. Ailahu Tel, sflerin i lemlerini olgun ve olgunlua erecek ekilde hazrlamtr. Onlar gzel terbiye ve riyazet yollar ile Ailahu Tel'nn nefislerinde yerletirdii kabiliyetleri ortaya karrlar; bylece edepli ve gzel ahlkl kimseler olurlar.

ARFLERN LH HUZURDAK EDEPLER


Btn edepler Reslullah Efendimiz'den (s.a.v) alnp renilir; nk o, zahir ve batn btn edeplerin kaynadr. Ailahu Tel' onun Mi'rac'da ilh huzurdaki gzel edebini u yetiyle haber vermektedir: "(Huzurumuzda) onun gz (baka eylere) kaymad, haddi de amad." en-Necm 53/17 Bu, sadece Reslullah Efendimize (s.a.v) nasip edilmi ok ince bir edeptir. Bu

yetle Ailahu Tel Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) mbarek kalbinin (Hakk'a) ynelme ve (Hakk'n dndaki eylerden) yz evirme halindeki itidal ve dengesini haber vermektedir. Reslullah Efendimiz (s.a.v), yce Allah'tan gayri eylerden yz evirerek, tamamen yce Mevlya ynelmi, btnyle yerleri, dnyann zevk ve nimetlerini, semalar, hiretin zevk ve nimetlerini geride brakm; yz evirdii bu eylere dnp bakmam, onlar terkedip elinden karmasndan dolay kendisinde hibir znt hali de meydana gelmemitir. Ailahu Tel bu gzel hali Kur'an'da yle ifade buyurmutur: "Elinizden gidene zlmeyesiniz ve Allah'n size ver-dikleriyle sevinmeyesiniz diye her ey ilh bir lyle takdir edildi." el-Hadd 57/23 Bu ayet, btn mminlere hitap etmektedir; hkm herkes iin geerlidir. "Onun gz (baka eylere) kaymad" ayeti ise, bu umumi hitabn tesinde, zel olarak Hz. Reslullah'n (s.a.v) halini haber vermektedir. "Onun gz (baka eylere) kaymad" ifadesi, Efendimizin (s.a.v) iki gzel halini bize bildirmektedir. Bunlardan birisi, Yce Allah'tan gayri her eyden yz evirmesi; dieri de sadece O'na ynelmesidir. Hz. Reslullah Efendimiz (s.a.v), "Kabe Kevseyn" makamnda kendisine gelen manev varidat ve ihsanlar alm, sonra da Ailahu Tel'nn azamet ve celli karsnda haya ederek, edeple gzlerini ne emi; bunca ihsan ve iltifatlar karsnda taknlk yapp haddi amasn diye nefsini tam bir zillet ve fakirlik haline brmtr. Gerekten, kendisini zenginlik ve bolluk iinde grnce taknlk etmek nefsin bir sfatdr. Ailahu Tel nefsin bu sfat hakknda yle buyurmutur: "Dorusu insan kendini yeterli ve zengin grmekle azgnlk edip haddi aar." el-Alak 96/6-7 Ayrca nefis, ilh ihsanlarn ruh ve kalbe gelii annda, onlar gizlice dinlemek ve o arada kendi hesabna baz eyler almak ister. lah ltuflardan azck bir ey elde edince de, kendisini yeterli grp haddi aar. Haddi amas onu, ileri derecede rahatlk ve serbestlie gtrr; halbuki bu hal, ilh ltuflarn daha fazla gelmesini engeller. Bu durumda nefsin haddini amas, kabnn darlndan dolay, gelen feyzi ve verilen ihsanlar ta-yamamasndandr. Hz. Musa'da (a.s), yukarda "Onun gz (baka eylere) kaymad"ayetinde anlatlan durumun bir yn gereklemitir. Hz. Ms (a.s), ilh huzurda bulunduu anda gzel edebinden dolay terk edip geride brakt eylere iltifat etmedi, onlara kar bir znt duymad; fakat kalbi ve ruhu ilh ihsanlarla dolunca, nefsi gelen varidata gizlice kulak verip kendisi iin alabilecei manev paya ve nasibe gz dikti. O andaki manev ihsanlardan payn alnca; kendisini mstani/zengin ve yeterli grd. Gelen varidat onu tamamen

doldurup kapasitesini anca, ar sevinten haddini aarak, "Rabbim! Cemlini gster de bakaym!" dedi; fakat bu talebi kabul edilmedi ve daha fazla manev eyleri elde etmeye sabr ve sebat gsteremedi. Bylece Allah'n habibi/sevgilisi Hz. Muhammed (s.a.v) ile Allah'n Kelimi/zel kelm ettii Hz. Ms (a.s) arasndaki fark ortaya km oldu. Sehl b. Abdullah et-Tster demitir ki: "Reslullah (s.a.v), ilh huzurda nefsinin grdne ve mahede ettiine dnp bakmad; nk o, btn varl ile yce rabbini mahedeye ynelmiti; o makamda kendisine tecelli eden ilh sfatlardan zuhur eden eyleri mahede ediyordu." Bu sz iyi dnen bir kimse, bizim akladmz eylerle Sehl'in sznn birbirine uygunluk arzettiini grr. En iyisini yce Allah bilir.

NC BLM
SLK VE TASAVVUF
Bil ki, tasavvuf dilinde slk; insann ahlklarn, ilerini ve ilimlerini gzelletirmektir, ilk durumunda kul btn bunlarn iinde Rabbinden gafildir; ancak O'na vsl olmak iin devaml i leminin temizlii ile megul olur. Bir Hak yolcusunun slkn (Hakk'a gidiini) bozan eyler iki tanedir. Bunlar; ilh emirlerde tevillere dalp ruhsatlarn peine dmek; dieri de kt arzularna uyan bozuk kimselere uymaktr. Kim, iinde bulunduu vaktin hkmn (amel ve edebini) zayi ederse, o cahildir. Kim, iinde bulunduu vaktin amelinde kusurlu davranrsa, o gafildir. Kim o vakitteki ii ihmal ederse, o cizdir. Bir mridin kalbindeki btn dncesi Allah ve Resul olmadka, mrid gndzlerini orulu geirip dilini skta altrmadka, Hak yolundaki iradesi sahih ve samimi deildir. nk ok yemek, ok konumak ve ok uyumak kalbi katlatrr. Ayrca Hak yolcusunun srt oka rk halinde, aln secdede, gzleri yal ve gnaha kapal, kalbi hzn iinde ve dili srekli zikir halinde olmaldr. Ksaca, Hak yolcusunun her zas, devaml Allah ve Resl'nn tevik ettii bir ile megul olmal; onlarn yaplmasn ho grmedii ileri terketmelidir. Hak adam, vera'a sarlp haram ve pheli eylerden el ekmeli, kt arzularn terk etmeli, devaml Allahu Tel'nn lutfundan kendisine ihsan ettii hayrl eyleri gzetmelidir.

Hak yolcusu yaptklarn sevap iin deil, Allah'n rzsn elde etmek iin yapmaya gayret etmelidir. Yapt her ii, bir det ve alkanlk olarak deil, ibadet olarak yapmaldr. Kim, i ve ibadetinde, onu kim iin yaptna bakarsa; amelini ve nefisini grmez; bo arzularn terkeder. u halde, hak yolundaki niyet ve iradenin sahih olmas iin, nefsin bo tercihini terketmek ve ilh takdirin tecellisi karsnda sknete brnmek gerekir. Bu konudaki bir iirde yle denmitir: "Ben ona ulamak istiyorum, o ise benden ayr kalmay; Ben de uydum onun arzusuna, terkettim bir tercih yapmay." Yce Allah'n hkmne uyup halktan fni ol (hepsini gnlnden sil); Allah'n emirine uyarak nefsinden fni ol; Allah'n fiiline tabi olarak kendi iradenden fni ol; ite o zaman Allah'n ilmini alacak bir kap durumuna gelmeye ehil olursun. Halk gnlden silmenin almeti; onlardan tamamen kesilmen, bir ihtiyacn iin onlara sk sk mracaat ter-ketmen ve ellerindeki dnyalk eylerden midini kesmendir. Kendinden ve kt arzularndan fni olmann almeti; bir ey kazanma abasn terketmek, bir fayda elde etmek veya bir zarar def etmek iin sebeplere tutunmay bir kenara brakmaktr. Bu hali elde ettiin zaman, kendi aklnla kendin iin bir harekete girmezsin; sahip olduun eylere bakp kendine itimat etmezsin; kendini savunmaya gemezsin ve kendine bir zarar vermeye kalkmazsn. Btn bunlar, senin ilerini ilk olarak grp gzeten yce rabbine havale edersin; bundan sonra da her iini O'nun grmesini istersin. O senin btn ilerini anne rahminde ve st emme dneminde nasl grp gzetti ise; bundan sonra da grp gzetir; yeter ki sen O'na gven ve ilerini teslim et. Allah'n fiiline raz olup kendi iradenden fni olmann almeti; kendi bana hibir eyi murad etmemendir; nk bu durumda sen yce Allah'n iradesinden baka bir iradeye sahip olmazsn. O sende istedii gibi fiilini icra eder; sen de bu fiiller ve tecelliler karsnda azalarn sakin, kalbin huzur iinde, gnln rahat, yzn gle, i leminin tadn bozmadan teslimiyet gsterirsin. lh kudret seni istedii gibi evirip evirir; senin zerinde ezelde verilen hkm icra edilir, sana mlkn sahibi ilim ve hikmet retir, sana nurdan elbiseler giydirir ve bylece seni gemiteki ilim sahibi dostlarnn makamna karr.

UZLETN (HALKTAN UZAKLAMANIN) GEREKLL


Hak yolcusuna, madd ve manev dmanlarna stn gelebilmesi iin uzlete (yalnzla ve halktan uzak kalmaya) sarlmas gerekir. Uzlet iki eittir; biri farz, dieri fazilettir. Farz olan uzlet, kt ilerden ve ktle bulam insanlardan uzaklamaktr. Fazilet olan uzlet ise; bo ilerden ve bo ilerle uraan kimselerden uzaklamaktr. yle de denilmitir: Halvet, uzletten ayr bir eydir. Halvet, yabanclardan ayr kalmaktr; uzlet ise, nefisten ve nefsin davet ettii Allah'tan uzaklatran eylerden uzaklamaktr. Denilmitir ki: "Selmet on paradr; dokuzu susmakta, biri de halktan ayr kalkmaktadr." Yine yle denilmitir: "Hikmet on paradr; dokuzu insann kendisini ilgilendirmeyen konularda skt etmesinde; kalan biri de insanlardan uzak kalmasndadr." [Hikmet, Allah tarafndan verilen zel ilim, hayr, gzel davran, doru karar, faydal i, isabetli gr mnalarna gelir.] Konutuklarna piman olan oktur; skt ettiine piman olan ise yok denecek kadar azdr. Denilmitir ki: "Halvet (insanlardan ayrlmak) asl bir itir; insanlara karmak ise, gerektiinde yaplacak arz bir durumdur. nsan, asl olana sarlmal; halkn arasna da ihtiya kadar karmaldr. Halkn iine kartnda da skta sarlmaldr; nk asl yaplacak olan odur." Bir airin dedii gibi, yaadn zamanda bir kimse sana safa ve huzur kazandryorsa; o kimse yce Allah tarafndan sevilen bir kuldur; ona yana. Ancak byle birisini nerede bulacaksn! Denilmitir ki, halvet, kalp ile olur. Bu halveti gerekletiren kul, btn varl ile Allahu Tel'ya ynelir, kalbi O'na balanr, O'nun sevgisiyle kendisinden geer, gnl O'na akar; sanki O'nun huzurunda gibi olur. Denilmitir ki, Hak yolcusunun ilk ii, btn gcn kullanarak dili ve kalbiyle oka zikretmesidir. yle ki, zikir btn vcut azalarna ve damarlarna yaylr; sonra zikir kalbine intikal eder. O zaman dili skt eder, kalbi, gizlice Allah Allah demeye devam eder. Kalp bu zikri yaparken devaml rabbine ynelir, yapt zikri grmez. Sonra kalbi de sakinleir, artk bundan sonra kalp yce Allah'n sevgisi iinde

tamamen kaybolur, O'na balanr, O'na ynelir, hep O'nu mahede eder bir halde asl arad rabbinin dncesiyle megul olur. Sonra kalp, rabbinin mahedesiyle kendisini hatrlamaz olur; sonra btnyle rabbine ynelip kendisinden hepten kaybolur. Bu durumdaki bir kul, sanki ilh huzurda, "Bu gn mlk kimindir? Tek ve her eye hkm geen Allah'a aittir" el-M'min/16 ayetini duyar gibi olur. O zaman Cenb- Hak, kalbe tecelli eder; bu tecelli annda kalp zdraba der, dehete kaplr, zerinde manev sarholuk, huzur, heybet ve t'zim (yceltme) hali hkim olur. Artk kalpte tek arad yce mevlasn-dan baka hibir varla yer kalmaz. Bu konuda yle denilmitir: "lh huzurda kabul gren klarn aka mahede ettikleri dosttan baka hi kimseye bir haceti yoktur." Allahu Tel'nn, "ahit olana ve ahit olunana yemin olsun /o..." el-Buruc 85/3 yetinin tefsirinde yle denilmitir: Bu ayette bahsedilen ahit Allah'tr; sahid olunan (mahede edilen) ise, O'nun hibir varla muhta olmayan ztnn cemlinin aksidir (tecellisidir). Bu durumda, ahit de mehd (ahit olunan) da O'dur.

KENDN AMANIN YOLU


Ey dostum! Gzlerini kapat ve bak; ne gryorsun? Eer hibir ey grmyorum diyorsan, bu bir hatadr. Aslnda gryorsun; fakat vcudunun zulmeti (karanl) sana basiretinden daha yakn olduu iin basiret gzn bulup kullanamyorsun. Eer basiret gzn bulmak ve gzlerini kapattn halde nn grmek istiyorsan; vcudundan bir eyleri noksanlatr yahut ondan biraz uzakla. Ondan bir eyi noksanlatrman veya az da olsa ondan uzaklaman mcahededir. Mcahede, Allah'tan gayri eyleri vcuttan defetmek yahut onlar ldrmek iin btn gayreti ortaya koymaktr. Allah'tan gayri eyler vcut, nefis ve eytandr. Bu gayretin sonu vermesinin baz yollar vardr: 1- Zamanla gday azaltmak. Vcudun, nefsin ve eytann kuvveti gdadan olmaktadr. Gda azalnca, onlarn etkisi de azalr. 2- Kendi (tercih) seimini terkedip onu gvenilir bir mridin tercihinde fni etmektir. Bunu, mridin kendisi iin en uygun olan tercih etmesi iin yapmaldr.

Gerekten, terbiye yolunun bandaki Hak yolcusu, byk adamlarn ulat yaa ve baa ulamayan kk ocuk gibidir; yahut o maln sap savuran dengesiz kimse gibidir. Byle olanlarn bana, ilerini sevk ve idare edecek bir sorumlu, vel, hakm yahut sultan gereklidir. 3- Cneyd-i Badd'nin (k.s) yolundan gitmektir ki, o yolun da sekiz art vardr: 1- Devaml abdestli bulunmak. 2- Devaml oru tutmak. 3- Devaml halvette olmak. 4- Devaml "l ilahe illallah" zikrini yapmak. 5- Devaml kalbini mridine balamak. lerinde kendi akl ve tasarrufunu bir kenara brakp mridinin tasarrufuna tbi olarak meydana gelen olaylarda onun ilminden istifade etmek. 6- Devaml kalbe gelen bo dnce ve vesveseleri kalpten silip atmak. 7- Fayda olsun zarar olsun Allah'a kar her eyde itiraz terketmek. 8- Allahu Tel'dan cenneti yahut ateten korunma gibi eyleri istemeyi terkedip devaml O'nun rzsna ynelmek. Mahede makamnda vcut, nefis ve eytann durumu arasnda fark vardr. Vcut, ilk halinde koyu bir karanlk iindedir; biraz temizlenince nnde siyah bir bulut eklini alr. Vcut, eytann taht ve tasarrufu altnda olunca, krmz olur. Vcut, slah edilip eytann etkileri yok edilince ve zerindeki haklar korununca temizlenir, yamur bulutu gibi beyaz olur. Nefis ortaya ktnda rengi gn rengi gibi mavidir. Nefsin, suyun kaynandan kan gze gibi kaynayan kanal vardr. Nefis eytann taht ve hkimiyeti altnda olunca, sanki bir karanlk ve ate kayna olur; o zaman hayr iin hareketi ok aza iner; nk eytanda hibir hayr yoktur. Nefsin vcuda bir eyler aktmas ve terbiyesi ona baldr. Nefis manev kirlerden arnp temizlenince, zerine hayr akar ve ondan hayr kar. Eer nefse ktlk akarsa, bu defa kendisinden er ve kt iler kar. eytan, safi olmayan bir atetir; byk bir ekilde kfr zulmetleriyle karmtr. Bazan senin nnde uzun boylu, heybetli bir zenci eklini alr; sanki senin kalbine girmeye alan biri grnmdedir. Eer ondan kurtulmak istiyorsan; kalbinin iinde: "Ey darda kalp yardm isteyenlere yardm eden Allahm! bize yardm et!" diye syle; o senden kaar.

SF KMDR?
Bir sf u sfatlara sahiptir: Fakirlik onun ziyneti, sabr ss, ilh takdire rz binei, tevekkl ahlkdr. Allahu Tel tek olarak ona yeter. Sfnin azalar devaml itaat halindedir. Sf, kalpten ehvet ve kt arzular temizlemitir. Sf, gnln dnyadan eker; nefse ait btn keyif ve hazlardan ekinir. Dnyaya bir rabeti yoktur; eer dnyadan bir ey alacaksa, yeterli miktardan tesine gemez. Sfnin kalbi, gnah kirlerinden temizdir; Rabbinin muhabbetiyle kendinden gemitir; srr ile devaml Allahu Tel'ya koar. Her ey ona snr; onunla nsiyet ve muhabbet eder; o ise kalbiyle hi kimseye yakn olmaz, hibir eye gvenmez. Yce Mbud'undan baka hibir eyle nsiyet kurup muhabbet etmez. Sf, din yaantsnda, en evl, en mhim ve en ih-| tiyatl olanla amel eder. Sf, Allahu Tel'y her eye tercih eder.

TASAVVUF NEDR?
Tasavvuf, nefsi kulluk alannda koturmak ve kalbi yce rabbe balamaktr. Denilmitir ki, tasavvuf, halktan ihtiyalar gizlemek ve skntlara gs germektir. Sehl b. Abdullah et-Tster (rah) demitir ki: "Sf, bozuk dnce ve ilerden temiz, ii gzel fikirle dolu, gznde altn ile topran eit olduu kimsedir." yle de denilmitir: "Tasavvuf, kalbi halk ile beraber olma arzusundan temizlemek, tabiattan gelen kt ahlklar terketmek, beer sfatlarn zararl etkilerini sndrmek, nefse ait bo dava ve iddialardan uzak durmak, ruhan sfatlarla elde edilecek yksek makamlara ykselmek, hakikat ilimlerine sarlmak ve dinde Hz. Res-lullah'a (s.a.v) uymaktr."

Bir dier tarif: "Sf, devaml temizlik ve arnma iindedir. O, kalbini nefsin bozuk dnce ve ahlklarndan temizleme iiyle uraarak btn vakitlerini kt ilerden temizlenmekle geirir. Devaml yce Rabbine boyun bkp ihtiyacn arzetmesi, kendisine bu ite yardmc olur; bu hale devam etmenin bereketiyle bozuk ve kt ilerini farkeder. Her ne zaman nefis harekete geip herhangi bir kt sfatn ortaya karnca, onu derin basireti ile anlar ve ondan rabbine kaar, snr. Demek ki sf, kalbini temizleme iine devam ettii srece kalbi Hak'ta toplanr; nefsin hareket etmesiyle kalp dalr; hali karr. Sf, Rabbi ile kalbini ihya eder; kalbiyle de nefsinin ilerini kontrol ve slah eder. Bir ayette Allahu Tel yle buyurmutur: "Allah iin hakk ayakta tutan adaletli ahitler olun." el-Mide 5/8 Bu, Allah iin nefse kar adaletli olmaktr; bunu yapan kimse tasavvufun hakikatine ulam olur.

TASAVVUFUN ESASLARI
Tasavvuf terbiyesinin temel esaslar, hell yemek ve Hz. Reslullah'n (s.a.v) ahlkna, fiillerine, emirlerine ve snnetine uymaktr. Cneyd-i Badad (rah) der ki: "Kim, yeterince Kur'an' ezberlemez ve snneti bilmezse, bu terbiye iinde kendisine uyulmaz; nk bizim btn ilmimiz Kur'an ve snnete baldr. Bu yol, bo dava ve szde kalan iddia ile deil, takvaya uyarak ve pheli ilerden kaarak elde edilir." Tasavvufun evveli ilim, ortas amel, sonu da ilh ihsanlardr. limle, kuldan ne istendii anlalr; amel, insann istediine ulamasna yardmc olur; manev ihsanlara ise, en son noktada ulalr. Manev terbiye yoluna girenler gruptur: in banda olup bu terbiyeyi almak isteyene mrid denir. in iine girip terbiyeye devam edene ir (hak yolda giden kimse) denir. in sonuna gelene de vsl (Hakka ulam kimse) denir. Mrid, iinde bulunduu vaktin hakkn korumakla megul olur. Terbiye yolunda ilerleyen, hal sahibidir.

Terbiyenin sonuna gelen kimse ise, yakn iman ve ilim sahibidir. Vellerin yolunda en faziletli i, nefeslerini sayacak kadar vaktini uyank geirmektir. Mridlik makamnda olan kimsenin yapaca i; nef-siyle bir sr mcahede, bu uurda pek ok zorlua gs germek, aclar yudumlamak, bo heves ve arzularn terketmek ve nefsin meylettii eylere kar dayanmaktr. Manev yolda seyreden kimseye gerekenler; muradn elde etme yolunda karlaaca tehlikelere sabretmek, her halde doru ve samimi olmaya dikkat etmek, btn makamlarda edebi korumaktr. Bu durumda olan kimseden her makamda edep istenir. O, telvin sahibidir; yani devaml bir halden dierine geer; srekli ilerleme ve ykselme halindedir. Terbiyede son noktaya gelen kimse ise, manen uyanktr, halinde sabittir, Allahu Tel'nn davet edip yaplmasn istedii her eye koar, her emre uyar, makamlar bir bir geer, temkin halindedir; skntlar onu deitirmez, farkl haller onda aksi bir etki yapmaz. O zorluk, rahatlk, darlk, bolluk, cefa ve vefa anlarnda hep ayn gzel haldedir. Yemesi, al gibi olur (yiyince karnn fazla doyurmaz), uykusu ise uyankl gibi geer (uyurken bile kalbi uyanktr). Bu makamdaki kimse btn kt arzularn yok edip, zerine den haklar yerine getirmekle meguldr. Onun zahiri (d) halkla, btn (ii) ise Cenb- Hak'la beraberdir. Btn bu anlattklarmz, Hz. Reslullah'n (s.a.v) gzel hallerinden bazlardr. Denilmitir ki: Bu yola girenlere sf denmesinin sebebi udur: Onlar, himmet ve azimlerini ok yksek tutarak kalpleriyle Allahu Tel'ya ynetip srlaryla devaml O'nun huzurunda ilk safta durduklar iin kendilerine sf ismi verildi.

MELMLK VE MELM'NN HALLER


Melmet, hibir iyiliini gstermeyen ve hibir kt iini de gizlemeyen kimsedir. Bunun aklamas udur: Melameti, damarlarna varana kadar btn benliiyle ihls tatm ve sdk (doruluu) elde etmi kimsedir; bu durumda o, iinde bulunduu hali ve amelleri hi kimsenin bilmesini istemez.

Melmler'in, ihlasa sarlma konusunda ayr ve zel bir yerleri vardr. Onlar, sahip olduklar hal ve amellerin gizlenmesi kanaatindedirler ve onlar gizlemekten byk tat alrlar. yle ki, Melamiler, ktlk eden bir kimsenin kt ilerinin aa kmasndan ekindii gibi; gzel hallerinin ve hayrl amellerinin bilinmesinden rahatsz olurlar. nk melmet, ihls gznde ok bytr, ona son derece nem verir, ona sarlr ve gvenir. Sfi ise, itilasnda kaybolmu kimsedir/ihlasn da grmez; o, sadece Hakk'a nazar eder. Eb Ya'kb es-Ss (rah) demitir ki: "Onlar, ihlasla-rndaki ihls grdkleri zaman, o ihlaslar da ayr bir ih-lsa muhta olmutur." Ariflerden biri demitir ki: "Gerek ihls, devaml Cenb- Hakk'a nazar ederek, halk grmeyi unutmaktr. Melameti, halk gryor ki, amelini ve halini gizlemektedir." Ca'fer el-Huld (rah) anlatr: Cneyd-i Badd'ye, "ihlsla sdk arasnda bir fark var mdr?" diye sordum. Hazret, "Evet, ikisi arasnda fark vardr; sdk iin temelidir ve ilk olarak o bulunur. hlas ise sonradan meydana gelir ve sdka tabidir" dedi ve yle devam etti: "hls, amele girdikten sonra meydana gelir. Kula lzm olacak asl ey ihlstr. Sonra, hlasn da halis ve temiz olmas iin ayr bir ilem gerekir. Bundan sonra da kalbi ihlsn grme dncesinden kurtarmak gelir." u halde, ilk haliyle ihls, Melm'nin halidir. hls grmekten kurtulmak, sfnin halidir. Kalbi ihls grmekten arndrmak ise, onun tamamyla Allah'tan gayri eylerden temizlenmesinin sonucudur. Bu durum, kulun kendisinin ancak yce rabbinin kudretiyle ayakta durduunu grp kendi tedbir ve yntemlerinden fni olmasdr. Bundan da te, kendisini grmekten kurtulmasdr. Bu, varlkta hibir etki grmemek ve perdelenme zulmetinden kurtulmaktr. Melmet, gerek sfnin halini elde edememi kimsedir. Melmet, ihlstan ayrlmaz, ancak o, hlasn hakikatini aratrmaz, hlasn i yzn bilmez. te bu, s-f ile Melmet arasndaki en belirgin farktr. Melameti, ihlasa sarlp sdk haline son derece dikkat etmekle birlikte, kendisinde halk grme halinden bir para mevcuttur. Aslnda ihlas ve sdkn elde edilmesinden sonra, bu tr eyler gzel kabul edilebilecek eyledir. Sf ise, halk iin amel etmek veya amelden ekinmek gibi hallerden kurtulmu, onlarn fni olduklarn ve yoklua gittiklerini grerek btn halk terketmi, kendisine tevhid nuru parlam ve, "Allah'n ztndan baka her ey yok olacaktr"

el-Kasas 28/88 yetinin srrn mahede etmitir. Nitekim bazlar, kendilerinde ilh vecd hali galebe ald zaman, "Dnya ve hirette Allah'tan bakas yoktur" demilerdir. Melmet'nin halini bakalarndan gizlemesi iki ekilde olur: 1- hls ve sdkn hakikatini elde ederek, 2- Hlini bakasndan gizleyerek. Bu, dierinden daha gzeldir. Nitekim, sevgilisiyle ba baa kalan kimse, kendilerini bakasnn gzetlemesinden rahatsz olur. Hele, bu k, muhabbetinde samimi olunca; bakalarnn sevgilisini sevdiini bilmesinden son derece rahatsz olur. Her ne kadar bu hal, yksek bir seviye ise de o, s-flerin yolunda bir noksanlk ve hastalktr. u halde Melmet, tasavvuf terbiyesiyle uraan kimseden ileri gemi, bu terbiyeyi alm sfden ise geri kalm bir haldedir. Melmet'ye gre zikir drt ekilde yaplr: 1- Dille zikir, 2- Kalple zikir, 3- Srla zikir, 4- Ruhla zikir. Ruhun zikri tam olarak gerekleince sr, kalp ve dilin zikri durur. Bu, mahede makamndaki ariflerin yapt zikirdir. Srrn zikri gerekleince, kalp ve dilin zikirleri durur. Bu, heybet (Allah'n ycelii karsnda titreme) zikridir. Kalbin zikri tam olarak gerekleince, dil zikirden geri durur. Bu, ilh ihsan ve nimetleri grmekle oluan bir zikirdir. Kalp zikirden gafil olunca, dil zikre ynelir. Bu ise, det-usul yaplan bir zikirdir. Onlara gre, bu zikirlerin her birinin kendisine ait bir feti vardr. Ruhun zikrinin feti, srrn onu farketmesidir. Srrn zikrinin feti, kalbin onu farketmesidir. Kalbin zikrinin feti, nefsin onu farketmesidir. Nefsin yapt zikrin feti, yapt zikri grmesi, onu gznde bytmesi, ondan bir sevap beklemesi yahut onunla yksek makamlara ulatn zannetmesidir. Melmetilere gre insanlarn deeri en dk olan, yapt ameli insanlara

gstermek isteyen ve onunla insanlar kendisine ynelmeyi dnendir. in temeli olan bu zikirlerin srr udur: Ruhun zikri, Cenb- Hakk'n ztnn zikridir. Srrn zikri, Melmetler'e gre, ilh sfatlarn zikridir. Kalbin zikri, ilh nimet, ihsan ve sfatlarn tecellilerinin grlmesiyle oluan bir zikirdir. Nefsin zikri, birtakm sebeplere bal olup, eitli tehlikelerle yzyzedir. Onlar, "srrn ruha muttali olmas"(onun yaptklarn farketmesi) szyle, zt zikri annda fena halinin gerekletiine iaret etmektedirler. Bu zikir esnasnda heybet zikrinin ve sfatlarn zikrinin meydana gelmesi, heybet halinin varln gsterir. Heybetin (ilh azamet karsnda korku ve titremenin) bulunmas, henz fena haline ulamam bir vcudun yahut onda baz kalntlarn mevcut olduunu gsterir ki bu, gerek fena haline ters dmektedir. Ayn ekilde, "Srrn zikri, heybetin varln gsterir; bu da sfatlarn zikridir" sz de, kurbiyet yani ilh yaknlk halini ifade etmektedir. "Kalbin zikri, ilh nimet ve ihsanlarn zikridir" sz de, zikir sahibinin nimet ile megul olup, onu verenden uzak kaldn hatra getirmektedir. Gerekten nimeti grp vereni grmemek bir tr uzaklk halidir. Nefsin yapt amellerin karlna gz dikmesi, amelini hesaba katmaktr; bu ise hakikaten bir eit hastalktr. Bu anlattklarmz, Melmetler'in ksmlardr; onlardan bazlar dierlerinden daha stn bir dereceye sahiptirler. En iyisini yce Allah bilir.

DRDNC BLM
CENB-I HAKK'A ULAMANIN MNASI
Bil ki; yce Allah'a vsl olmak (ulamak), Hakk'n gzelliinin kula almas ve kulun onda kaybolmasdr. Bu durumdaki kul, bilip tand neye baksa, ancak Allah' bilir ve tanr; dncesine baksa, kendisinin O'ndan baka bir derdinin olmadn grr. Bylece, kulun btn varl tamamen Cenb- Hak ile megul olur; hep O'nu mahede eder, devaml O'nu dnr, kendi nefsine hi ynelmez. Zahirini ibadetle, btnn (iini) gzel ahlkla sslemekle urar, btn bunlar manev temizliktir ve kulun ilk yapaca eylerdir. Terbiyesinde nihayete ulam kula gelince, ona den btnyle nefsinden soyunup her eyi ile Cenb- Hakk'a ynelmesidir; bylece her eyi ile ilh iradeye tbi olduu iin kulun iradesi mevlanm iradesi gibi olur. te vsl (Allah'a kavuma) budur. Bunu iyi anla! Allah'a kavumann mnas; kulun dnyada kalbiyle O'nu grp mahede etmesi, hirette ise, ba gzyle cemlini grmesidir. Yoksa, Allah'a ulamann mnas, kulun ztnn yce Allah'n zt ile birlemesi deildir. O'nun zt byle bir durumdan yce ve uzaktr. Bir air bu konuda yle der: "Evim sevdiimin evinden ok uzak olsa da, (gnlmle) baklarm hep ona ulamaktadr." unu bil ki; sflerin yolu, drt temel ey zerine kuruludur. Bunlar, ictihad (gayret), slk, seyr ve tayr (manen ykselme). ctihad, slm'n hakikatine ulamaktr. Slk yani manev terbiye, imann hakikatine ulamaktr. Seyr yani Hakk'a yolculuk, ihsan halinin hakikatine ulamaktr. Tayr yani manev ykselme, kalbin ilh ihsan ve lu-tufla ihsan ve ikram sahibi yce meliki tanmaya ekilmesidir. tihadn slk iindeki durumu, abdest iinde istin-cann/taharette su ile temizlenmenin durumu gibidir. Tahareti ve temizlii gzel olmayann abdesti tam olmaz. Ayn ekilde itihad, gayret ve ameli olmayan kimsenin de slk (manev terbiyede ilerlemesi) olmaz.

Seyr (Hakk'a yolculuk) halinde slkn durumu, namaz iin abdestin durumu gibidir. Abdesti olmayann namaz olmayaca gibi, slk olmayann da seyri (Hakk'a ilerlemesi) olmaz. Seyrden sonra tayr gelir ki o, Allah'a kavumaktr. Al-lahu Tel en iyisini bilir. Bunlar, Hakk'a gidenlerin yollar ve manev seyir iinde olanlarn dereceleridir. Bundan sonra vuslat (Hakk'a kavuma yolu) ve O'na ulaanlarn dereceleri gelir ki, bu tayrdr (ykselme). En iyisini Allah bilir.

TTSAL (HAKK'A ULAMA)


Sfyn es-Sevr (rah) demitir ki: "ttisal, kalbin zerindeki perdelerin alp beer sfatlarn eriyip yok olduu bir makamda srrn Hakk' mahede etmesidir. Bil ki, meyih-i kiramn (byk vellerin) iaret ettikleri Hakk'a kavumann ve O'na ulamann izah udur: Her kim, manen zevk ve vecd yoluyla safi yakni (iman ve irfan) elde ederse o, vuslat mertebelerinden bir mertebeye ulamtr. Vuslata erenler de kendi aralarnda derece derecedir. Bazlar Allahu Tel'y fiiller yoluyla bulur; bu, ilh tecelliye ulamada bir yoldur. Bu kimse, her eyde yce Allah'n fiilini grd iin, kendisinin ve bakasnn fiilini yok hkmnde grr. Bu hal iinde o, kendi tedbir ve tercihinden kar (her iinde yce Allah'n tecellisine tbi olur). Bu, vuslatta/Allah'a kavumada bir derecedir. Bazlar, kalbine alan cell ve ceml sfatlarnn tecellileri ile heybet ve ns makamnda durdurulur. Bu, ilh sfatlar yoluyla gelen bir tecellidir. O da vuslatta bir derecedir. Bazlar, btnn (i lemini) yakn ve mahede nurlar sarm ve mahede halinde kendi varln tamamen kaybetmi olarak fena (Hak'ta yok olma) makamna ykselir. Bu, mukarrebun (Allah'a yaknlk makamndaki sekin kullar) iin zuhur eden zat tecelliden bir ksmdr. Bu da vuslatta bir derecedir. Bundan daha stn olan, hakka'l-yakn yani Cenb-Hakk' gzle grr gibi tanma ve mahede etme de-|ecesidir. Bu makamda sekin kullara dnyada birtakm nnev parltlar ve iaretler olur. Bu, mahede nuru-un, arifin btn varlna sirayet etmesidir. yle ki, o nurdan arifin ruhu, kalbi, nefsi ve hatta kalb dahi pay-alr. Bu bahsedilen durum, vuslat (Hakk'a ulama) derecelerinin en ykseidir. Hakikat perdeleri alp srlar ortaya knca, kul u-u bilir ve grr ki; btn bu

erefli ve yce hallerle birlikte o, daha birinci menzilde, yolun bandadr. Gerek vuslat nerede? Heyhat! yce Allah'a ulama yollar ebe-j hirette bile hi bitmeyecektir. Artk u ksa dnya haltnda bu yolun bitmesi nasl mmkn olur? Yce Allah en iyisini bilir.

BENC BLM
TEVHD VE MARFETLE LGL KONULAR TEVHD (YCE ALLAH'IN BRL)
Tevhid, ezel olan hadis (sonradan yaratlan varlktan) ayr tutmak; yaratlandan yz evirip ezel olana ynelmektir. yle ki, bakas bir yana kendisini bile grmemektir. Eer kul, yce Allah' birleme halinde, kendi nefsini veya bakasn grrse, yce Allah' ezel zt ve srf kendisine hs sfatlaryla birlemi olmaz, aksine O'nun-la birlikte ikinci bir varlk kabul etmi olur. Sonradan yaratlan varlklar u sfatlara sahiptirler: Birbirine benzerlik, denklik, birbiriyle bitiik veya ayr olmak, birbirine yaknlk, karklk, girme, kma, deime, yok olma, bir baka ekle dnme, bir yerden baka bir yere intikal... Yce Allah btn bunlardan uzak ve ycedir. Onun zt iin hibir noksanlktan bahsedilemez. O, keml ve ceml sfatlaryla tektir; hibir varlkta O'nun bu sfatlar yoktur. Hibir fikir O'nun sfatlarn hayal ederek tarif edemez. O kendisini nasl tantyorsa biz O'nu ylece tantr ve iman ederiz. Kelime ve ifadeler O'nun ztn ve sfatlarn anlatmaktan ciz kalr. Kelimelerle O'nu tantmak mmkn deildir. O, his ve hayal ile idrak edilmekten ve baka varlklara kyas edilerek bilinmekten uzaktr. Onun azamet nurlarn grmeye kimsenin gz g yetiremez. Eer, "O nerede?" dersen; sana, "Mekan O'nun ya-ratmasyla var olmutur" denir. ayet, "O, ne zaman var oldu?" dersen; sana, "Zaman O'nun icaddr/zaman O yaratp ortaya koymutur" denir.

Eer, "O, nasldr?" diye sorarsan; sana, "Birbirine benzeyen ve nasl olduu bilinen btn varlklar O'nun iidir" denir. ayet, O'nun miktarnn ne kadar olduunu sorarsan; sana, "Miktar ve ls olan btn varlklar O ortaya koymutur" denir. Ezel ve ebedi bilen, hepsini ihata eden (ilmi ile kuatan) O'dur. Btn kinat ve varlklar O'nun elinde ve hkmndedir. Allahu Tel'nn zt, akledilen, anlayla bilinen, hissedilen ve kyas ile tannan btn varlklardan ycedir. nk btn bu sfatta olan eyler sonradan yaratlm varlklardr; yaratlan eyleri tanmak ancak kendisi gibi bir varlk ile kyas edilerek olur. Yce Allah'n varln bilmek ve O'nu mahede etmek iin en gzel yol, kulun bundan ciz olduunu bil-mesidir. O'nu tanmaktan akln ciz olduunu bilmek de bir ilim ve idraktir. Her eyi ile tekten olan bir zt ancak kendisi tanr. Onu birleyen bir kulun bu konuda vard en son nokta, yce Allah' bilmenin deil, kulun kendi ilminin son noktasdr. Yce Allah, kullar tarafndan hakikatiyle bilinmekten ycedir, uludur. Kim, Allahu Tel'y en iyi ben bilirim diye iddia ederse, o kimse eytann tuzana dm ve aldanm biridir. Yce Allah, "O ok aldatc eytan sizi Allah ile aldatt..." el-Hadd 57/14 yetinde, bu tr bir aldanmaya iaret etmektedir.

TEVHD NEDR?
Kulun ilk halinde elde edecei tevhid, tefrikay (varlklarda grlen farkll) gznden silmek ve hepsinin tek kaynaktan geldiini grp cem halinde yani birlik zere kalmaktr. Nihayette (seyr slkn sonunda) ise, tevhid ehlinin tefrika (varlklar grme) halinde de aynu'l-cem (sadece varln sahibini grme) hali iinde kaybolmas mmkndr. Yine ayn'l-cem (sadece varln sahibini grme) hali iinde de, Cenb- Hakk' mahede ederken, varlklar grmesi de mmkndr. yle olur ki, bu iki hal birbirine mani olmaz. Arif, her eyin sahibi olarak yce mevlay grrken, varlklara verilen vcudu da seyreder. Bu durum, tevhid anlaynda keml noktasdr. O, tevhid ehlinin ztnda devaml bulunmas gereken bir sfattr. Gerek tevhid ehli, tevhid nurlar kendisini sard zaman, varlk ve vcuda ait btn ekillerin zerindeki zulmet (karanlk, sis) perdesi ortadan kalkar, dalr

gider. Kulun tevhid ilminin nuru, elde ettii halin nuru iinde gizlenir ve sakl olarak bulunur. Tpk, gnein nuru (aydnl) iinde yldzlarn gizli olarak bulunmas gibi. Sabah olup ortalk aydnlannca, gne nn aydnl yldzlarn n iinde kaybeder. Bu makamda muvahhidin (tevhide ulaan kulun vcudu, ayn'l-cem (sadece varln sahibini grme) hali iinde tek olan yce ztn cemlini mahedesine dalar. yle ki yce mevlann ztndan ve O'nun sfatlarndan baka hibir ey grmez; tevhid denizinin dalgalar onu sarar ve arif o denizin iinde dalp gider. Cneyd-i Badad (k.s) der ki: "Bunun mnas udur: O durumda arifin gznden btn ekil ve resimler silinir; ilimler iinde gizlenir ve Allahu Tel ezel sfatlaryla mahede edilir." yle denilmitir: "Kim, tevhid denizine derse, onun srekli susuzluu artar (mahede ettikleri onun hayretini artrr)."

TEVHD ETLER
Bil ki, tevhidin asllar iinde u be hususu kabul ve onlara iman etmek btn mkelleflere gereklidir: 1- Allahu Tel mevcuttur. Bu iman ile kul, ta'tl yani yaratcnn sfatlarm inkrdan kurtulmu olur. 2- Allahu Tel birdir. Bu iman ile kul, irkten kurtulmu olur. 3- Allahu Tel, cevher ve araz deildir; cevher ve arazn lzm olan hallerden de uzaktr. Bu iman ile kul, tebihten (yce Mevl'y cisimlere benzetmekten) kurtulmu olur. 4- Allahu Tel, kendi ztndan baka btn varlklar kendi kudret ve dilemesi ile yoktan var etmitir. Bu iman ile kul, her eyin kendi bana bir sebep sonu ilikisi iinde meydana geldiini syleyen bozuk grten kurtulmu olur. 5- Allahu Tel, yoktan var ettii btn varlklar, kendisi sevk ve idare eder. Bu iman ile kul tabiatn, yldzlarn ve meleklerin, kainat kendi kendilerine sevk ve idare ettiini syleyen bozuk grten kurtulmu olur. Ksaca kulun "l ilahe iilallah (Allah'tan baka ilah yoktur)" sz, bu be eyi iine almaktadr.

TEVHD KONUSUNDAK FARKLI GRLER


Mslmanlar Allahu Tel'nn btn keml sfatlara sahip ve btn noksan sfatlardan uzak olduunda gr birlii iindedir; fakat onlar baz sfatlarda farkl grlere sahiptirler. Bir ksm bu sfatlarn keml olduuna inanp onlar Allah'a ait olarak saym; dier bir grup da bu sfatlarn noksanlk ifade ettiine inanp onlar yce Allah'tan uzak tutmutu. Bunu birka misalde grebiliriz. Birinci rnek: Mu'tezile yle demektedir: "nsan, fiillerini kendisi yaratr. nk eer kulun fiillerini Allah yaratsayd sonra da onlar kula nisbet edip onun yaptn syleseydi, yahut kulun yapmadn Allah yapp onun ortaya koymad bir iten dolay kendisine azap etseydi, ona zulmetmi olurdu; zulm ise bir noksanlktr. Bir ii Allah yapp sonra o i yznden bakasn ayplayarak, "Bunu nasl ve niin yaptn?" demesi uygun mudur? Bu konuda Ehl-i snnet yle demektedir: "Allahu Tel her eyde tek olmasyla keml sahibidir; O'nda her eyde hkm geerli olan kudret sfatnn bulunmadn sylemek bir kusur ve noksanlktr. Yce Mevl'nn yaratt varlklara azap etmesi zulm deildir. O dilerse hayvanlara, delilere ve ocuklara da azap eder. nk O, kendi mlknde istedii gibi tasarruf eder. Ayette belirtildii gibi: "O'na yaptklarndan sual edilmez." el-Enbiy 21/23 Hsn ve kubuh (gzel ve irkin) konusunda sylenen szler de botur. Ehl-i snnete gre kulun fiillerini yce Allah yaratr. Kullarn yapmad fiillerinden dolay azap grmesi caizdir, mmkndr. Ancak yce Mevl rahmetiyle muamele edecek ve onlara yapmadklar ilerden dolay azap etmeyecektir. kinci misal: Mcessime (Allah'n cismi olduunu syleyenler) ile mnezzihe (Allah'n vcudu olmadn) syleyenler arasndaki ihtilf da konumuza bir misaldir. Mcessime grubu yle demektedir: "Eer Allah'n cismi olmasayd, yok olurdu; yok olmaktan daha byk bir kusur yoktur; onun iin Allah'n cismi vardr. 'Allah hibir yne sahip deildir' demek de O'nun iin bir kusurdur. nk yn olmayan eyin varl dnlemez." Buna mukabil mnezzihe de yle demektedir: "Eer Allah cisim olsayd, sonradan yaratlm olurdu; bu durumda ezel olma sfatn kaybederdi. Btn cihetleri ortadan kaldrmak ancak, cihetler ile evrelenmi bir varln yokluunu gerekli klar. Ama, ezel olarak mevcut ve hibir ciheti olmayan yce zt iin, bir yn belirlenmez."

nc misal: Mu'tezile mezhebi, "taat sahiplerine sevap vermesi yce Allah'a vaciptir; nk byle olmaz ise zulm olur; zulm ise bir noksanlktr" der. imam E'ar'nin bu konudaki gr yledir: yce Allah'n itaat sahiplerine azap etmesi zulm deildir; nk yce Allah'n zerinde kimsenin bir hakk yoktur. Eer Allah'n zerinde bakasnn hakk olsayd, Allah o kimseye baml bir hale gelmi olurdu; bu ise yce yaratc iin bir noksanlktr. Drdnc misal: Mu'tezile yle demektedir: "Allahu Tel taat olan hayrl ileri irade eder; yaplmasa da ilh irade onu ister. taat ve hayrl eyleri istemek bir kemldir (yceliktir). Allah isyan ve ktlkleri irade etmez (istemez); Onlar yaplsa da Allah istemez; nk ktlkleri irade etmek bir noksanlktr." Bu konuda mam E'ar'nin gr yledir: "Allahu fel'nn meydana gelmeyen bir eyi irade etmesi, iradesinde bir noksanlk olur. nk bu durumda bir eyi lirade etmi fakat onu yerine getirmekten ciz kalm olur. Yce Allah isyan olan ileri kt grse de, onu ira-jde etmemesi olmaz. Meydana gelen bir ey kt de ol-Jsa, Allah onu irade etmedi demek, zt- Bari iin bir noksanlktr. Beinci misal: Mu'tezile der ki: "Allahu Tel'nn, kullarnn iyiliine olan eyi yaratmas vaciptir; nk iyi ve faydal olan terketmek bir noksanlktr." Bu konuda E'arilerin gr yledir: "Kullar iin en faydal olan yaratmak yce Allah'a vacip deildir; nk O'nu bir eyi yapmaya mecbur etmek bir noksanlktr. Yce ilah iin keml sfat, kendisine kulluk edenlerin kayd altna girmemektir."

RADE VE AMEL KONUSUNDAK GRLER


unu bilki: Kim, bir ii mstakil olarak kendisinin irade ettiini ve yaptn sylyorsa, o Kader'dir (yce Allah'n ezeldeki takdir ve iradesini inkr etmektedir). Kim, yapt ite kendisine ait hibir irade ve kesbin (g, etki ve kazancn) olmadn sylyorsa, o, Ceb-r'dir (kendisine verilen irade, g ve sorumluluu inkr etmektedir). Kim, yapt ii yce Allah'n irade ettiini ve kendisinin fiile dktn sylerse, o, snnet zere doru yolda giden bir mmindir. Kulun kudret ve hareketi yce

Allah'n yaratmasyla meydana gelir; bunlar kul iin bir sfat durumunda olup onun kesbidir (fiil ve kazanc).

KAZA VE KADER
Kader, Allahu Tel'nn ezelde olmasn takdir ettii eye denir; kaza ise onun yaratlmasdr. Kaza ile kader arasndaki fark udur: Kader, daha umumi bir mna ierir; kaza ise daha zel bir alanda kullanlr. Buna gre, her eyin ilk olarak ilh ilimde tedbir edilmesi/ekil, miktar ve zamannn belirlenmesi) kaderdir; bu eylerin takdir edilen zaman ve belirlenen ekilde meydana gelmesi kazadr. u halde, bir eyin ilk olarak belirlenmesi kader, Dnun icra edilmesi ve iin bitirilmesi ise kazadr. "Hkim lkmn yerine getirdi" denilince bu mna kastedilir.

BOZUK GR VE FIRKALAR
Bil ki, farkl grlere sahip bozuk frkalar alt tanedir. Bunlardan her ikisi birbirine zttr. Bunlar Mebbihe, Muattla, Cebriyye, Kaderiyye, Rfiz ve Nasb grne sahip gruplardr. Bunlarn her biri, on iki gruba ayrlr. Mebbihe ile Muattla, birbirine zt iki gruptur. Cebriyye ile Kaderiyye de birbirine zt iki gruptur. Ayn ekilde, Rfizlik ile Nasb grne sahip grup da birbirine zt iki gruptur. Bunlarn her biri, doru yoldan sapmlardr. Kurtulan grup ise, orta yolda giden el-i snnet ve'l-cemat grubudur. Mebbihe grubu, Allahu Tel'nn sfatlarn ispat ve kabulde haddi ap ok ileri gittiler; yle ki, Allahu Te-l'y varlklara benzettiler, Allahu Tel'nn bir yerden bir yere intikalini, bedenlere girmesini, bir yerde yerlemesini, oturmasn ve benzeri durumlar caiz grdler. Buna mukabil Muattla (ilh sfatlar inkr eden grup), Allah'n sfatlarn yok saymada haddi atlar ve O'nu inkra dtler. Ehl-i Snnet ve'l-Cemaat ise bu konuda orta yolu tuttu; hibir varln sfatlarna benzetmeden ve inkr da etmeden yce Allah'n sfatlarnn bulunduunu kabul etti. Buradan, Mebbihe ile Muattla'nn gittii yolun eytann yolu olduunu anlam oldun. Cebriyye ve Kaderiyye gruplarna gelince, onlar da hak yoldan sapm gruplardr.

Kim, yapt ilerde kendisinin hibir irade ve kesbi-nin/mdahale ve sorumluluunun olmadn sylerse, o kimse, Cebr'dir. Kim, irade ve fiilin kendisine ait olduunu/kulun fiilini Allah'n deil kendisinin yarattn sylerse, o kimse, Kader'dir yani kaderi inkr eden birisidir. Kim, yapt ii yce Allah'n ezelde irade ettiini ve kendisinin de bunu fiile dkp yaptn sylerse, o, snnet zere giden bir kimsedir. Rfiz ile Nasb grne sahip gruplar da hak yoldan sapmlardr. Rfiz, Ehl-i Beyt'i ok sevdiini iddia edip haddi am, sahbe-i kirama dil uzatp dmanlk yapmtr. mametin tayin yoluyla belirleneceini iddia eden grup da, sahabe adna ar bir taassuba dp Ehl-i beyte dman kesilmi, Hz. Ali'yi (r.a) zulm ve kfrle sulamlardr. Ehl-i snnet ise bu konuda da orta yolu tutmu; btn Sahabeyi sevdii gibi Ehl-i beyti de sevmitir. Alla-hu Tel onlarn dilini korumu ve hibiri hakknda kt sz sylememiler; tam aksine hepsini vg ve sayg ile anmlardr. Bizleri Ehl-i snnet yolunda bulunduran yce mevla-ya sonsuz hamd ve sena olsun.

KAZ-KADER MESELES
Bazan kaza denince, kesin emir ve hkm kastedilir. u yette bu mnada kullanlmtr: "Allah bir eyin olmasna hkm verdii (kaza ettii) zaman, ona 'olI'der; o da (ilhemre uygun) oluverir." el-M'min 40/68 Bazen kaza, Allahu Tel'nn bir hkm vacip kldn bildirmek iin kullanlr. u yette olduu gibi: "Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi hkmetti." el-sr 17/23 Bu yetteki kaza (hkmetme), bildirme, haber verme mnasnda alnmaldr; nk, bunu kesin emir ve deimez ilh hkm mnasna aldmzda; kinatta Allahu Tel'dan baka hi kimseye ibadet edilmemesi gerekirdi. nk, yaratlan bir varln onu yaratana ters hareket etmesi mmkn deildir. Ancak yeti, ilan ve haber verme mnasna aldmzda durum anlalr. u yet de bu mnadadr. Allahu Tel buyurmutur ki: "Ben, cinleri ve insanlar, ancak bana ibadet etsinler diye yarattm." ez-Zriyt 51/

56 Bundan maksat da durumu iln etmek ve haber vermektir. Eer bu yetteki bildirilen hkm, kesin bir hkm olsayd; btn varlklar O'na kulluk yaparlard. Byle kesin bir hkm olmaynca, farkl durumlar ortaya km; bazlar yce Allah'a, bazlar da baka varlklara tapnlardr.

FLDE KULUN ETKS


unu bil ki; Allahu Tel, ezelde verdii baz hkmleri kula bal olarak vermi; sonucu kulun fiillerine ve szlerine bal olarak takdir buyurmutur. Bu byle hkme baland iin, onun deimesi caiz deildir. Burada, "Allahu Tel verdii hkm deitirdi" denemez; nk yce Mevl, verdii hkmn aksini yapmaz, kendi hkmne ters dmez. O, bo bir i yapmaz; insanlar gibi kt arzulara tabi olmaz; btn bu hallerden yce ve uzaktr. Allahu Tel, neyin olmasn hkmetmise, o bir hikmetten kaynaklanr; onda bir deime olmaz. Yce Allah, baz ilerde kulun fiilini o iin sebebini hkme balamtr; ekin ekmek, nesil yetitirmek gibi. Baz iler kulun fiiline bal olarak hkme balanmtr; dua ve istifar gibi. Bil ki; Allahu Tel, baz yetlerde fiili bizzat kula nis-Det etmi, onun yaptn belirtmitir. u yetler buna rnektir: "Bu onlarn yaptklarna karlk olarak verilir." el-Vka 56/24 "Mrikleri bulduunuz yerde ldrn." et-Tevbe 9/5 Allahu Tel baz yetlerde de, kulun yapt btn eri onun deil yce ztnn yaptn bildirmektedir. u ayette olduu gibi: "Onlar siz ldrmediniz; fakat Allah ldrd. Attn zaman sen atmadn, fakat Allah att." el-Enfl 8/17 Bundaki hikmet udur: Allahu Tel olan btn ile-yaratcs ve takdir edenidir. Kul ise, onu yapan ve eydana gelmesine sebep yaplan kimsedir. Kul, Allahu Tel iin ibadet yapar; yce mevla da ona karlk kendisine sevap verir. Eer bu iler, yaratlma ynyle yce Allah'a, yapp sonucunu stlenme ynyle de kula ait olmasayd; Allah'a mbud (ibadet yaplan), kula ,(bid ibadet) yapan ismi verilmezdi. Bundan ortaya kan udur: Kul, bid (ibadet eden), ksib (i yapp sonucunu elde eden) kimsedir; Allahu Tel da mbud ve yaratcdr.

YAPILAN LERN KISIMLARI


Bil ki, yaplan iler iki ksmdr: Birincisi, kuldan meydana gelen ilerdir; buna kesb (kulun kazanc) denir; kula aittir. Bunlar retmek iin ilh kitaplar indirilmi, peygamberler gnderilmitir. Bu ksma giren ileri yapmak iin akla ihtiya vardr; nk akl sorumluluk iin bir delil olmakta ve kulun gidecei yol onunla aydnlanmaktadr. kincisi, yaptklarnn bir karl olarak kulun bana gelen mkfat veya ceza tr ilerdir. Bu ksma giren iler, bir ynyle Allahu Tel'nn elinde, dier ynyle kulun elindedir. Sonuta her ikisi de ancak kulun yaptklarnn bir karldr. u yet bunu ifade etmektedir: "Banza gelen btn musibetler, yaptnz ilerin karldr; halbuki Allah ounu da affetmektedir." e-r 42/30 Bu mnada baka yetler de mevcuttur. Bu yetteki mnay iyi anlayan kimse, Allahu Tel'nn kelamnda kula ait gsterilen eylerdeki murad anlar. Bunun bir misali; celldn hrszn elini kesmesidir. Bu ie bakan bir kimse, "Eli kesen cellttr" dese, bu sz dorudur. "Allahu Teala, celldn eli ile onun elini kesti" demek de dorudur. nk kesme ii ilk yaratlma ynyle Allahu Tel'ya ait oldu iin, mecazen byle denebilir. Bu ite, "Hrsz kendi elini kesti" demek de uygundur; zira elin kesilmesine sebep olan onun ilk olarak yapt hrszlktr. Kesilme ii onun yapt bir sutan dolay bana gelmitir. Bu durumda, elin kesilmesi yaratlma ynyle yce Allah'a aittir; iledii hrszln bir karl olarak da kula aittir. Burada biri dierine ters dmez. Bunun delilleri Kur'an'da aklanmtr. Kim, bu sz gerek manasyla anlarsa, sadece nefsinden korkar ve ancak yce Allah'n rahmetine mit balar. bnu Abdullah yle demitir: "Hepimiz Allahu Tel'nn zt hakknda, ahmaz (fazla bir ey bilmiyoruz)." Burada anlatlmak istenen udur: Allahu Tel'nn kazasna (ilh takdire) baktmzda, kulun yapt btn ilerde mazur olduunu (onlar yapmaya mecbur kaldn) dnebiliriz. Kula baz ileri emreden ve yasaklayan ilh emirlere baktmzda ve bir de kula verilen ihtiyar/seme yetkisini dndmzde, yaplan iin kuldan balad zannedilebilir. Bu konuda doru olan dnce udur: Kul btn ilerinde, szlerinde ve hallerinde

Allahu Tel'ya muhtatr; O'nsuz hibir fiil olmaz. Kul, ilh irade iinde dnp durmaktadr; ancak insan, yapt ite hayvanlar ve cansz varlklar gibi mecbur ve mahkm deildir. nsan, ya kendisini saadete gtrecek hayrl iler iinde Allah'n zel yardm ile desteklenir hayr yapar; ya da sonu cehenneme gidecek sebepler arasnda kendi haline terkedilmi, nefsi ile ba baa braklm olup kt ileri yapar.

NSANA VERLEN KUDRETN YER


yle denebilir: Eer insana verilen kudretin, Allah tarafndan olmas takdir edilen ilerde bir etkisi olsa, bu gizli irk olur; ayet yaplan ilerde kulun hibir etkisi olmasa, bu da cebr (zorla yaptrma) olur. Bu sze cevap olarak yle denir: Eer kulun kudretinin, yaplan fiili yaratmada bir etkisi olursa, irk olur; halbuki kulun kudreti yaratmada deil, fiili yapmada ve sorumluuna girmede bir etkisi vardr. Allahu Tel kulun fiilini yaratcdr; ksib (fiili yaparak sorumluluuna giren) deildir ki kulun yapt i irk olsun. Bir de u var: Eer Allah tarafndan yaplmas takdir edilen ilerde kulun hibir etkisi olmasayd, kudretin varl ile yokluu bir olmas gerekirdi. Bu durumda kul, kudretsiz, bir ey yapmaya g sahibi olurdu ki, bu da imknszdr. unu bilki: Kim, Allahu Tel'nn hibir kudreti ve tercihi olmayan bir kula kitap indirdiini, peygamber gnderdiini, ona baz ileri emrettiini, baz ileri yasakladn, kendisine t verdiini ve azapla tehdit ettiini dnrse, o dengesini yitirmi ftrat bozuk biridir; onun tedaviye ihtiyac vardr. nsanlar, Kur'an' anlamadan nce, ondan delil karma konusunda ihtilf ettikleri iin cebr ve kaderi inkr hatalarna dtler; nk onlar, ezel sfatlara sahip yce yaratcnn kudreti ile sonradan yaratlm kulun kudretinin arasn ayramadlar (fark farkedemediler). ki kudret arasndaki fark udur: Ailahu Tel'nn ezel kudreti, bir eyi yaratmada mstakildir, fakat kulun kesbine (bir ii yapp sorumluunu stlenmesine) etkisi yoktur. Kulun sonradan yaratlan kudreti ise, kesbde (bir ii icra edip sonucunu stlenmede) mstakildir, onun da fiilin yaratlmasna bir etkisi ve dahli yoktur. Zulm, yaratklar iin sz konusudur; ezel ve ebed olan yce Allah zulmden uzak ve ycedir. u yet bunu ifade etmektedir: "phesiz Allah insanlara asla zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler." Ynus 10/44

LM VE MARFET ARASINDAK FARK


Marifet, yce Allah'a yaknlktan ibarettir. Marifet kalbi tamamen sarar, onda yle bir etki yapar ki, vcudun btn azalarnda bu etki gzkr. limle marifet arasndaki fark bir misalle anlatacak olursak; ilim atei grmektir; marifet ise atele snmaktr. Lugatta marifet, ek kabul etmeyen/iinde phe bulunmayan ilimdir. rfte ise, nceden bilinmeyen bir eyin bilinmesidir. Sflere gre marifet, Allahu Tel'nn zt ve sfatlar hakknda iinde hibir phe bulunmayan ilimdir. "Allahu Tel'nn ztnn ve sfatlarnn tannmas nedir?" diye sorulursa, ksaca u cevap verilir: Allahu Tel'nn ztn tanmak, O'nun mevcut, tek, bir, zt bulunan, sonsuz derecede byk olan, varl kendinden olup hi kimseye muhta olmayan ve hibir eyin kendisine benzemedii bir zt olduunu bilmektir. Allahu Tel'nn sfatlarn tanmak ise, O'nun hayat sahibi, her eyi bilen, her eye kudreti yeten, iiten, gren ve kendisine has dier sfatlara sahip olduunu bilmektir. "Marifetin srr nedir?" diye sorulursa, onun srr ve ruhu tevhiddir, yani yce Mevl'y birlemektir. Bu da, O'nun hayatn, ilmini, kudretini, iradesini, iitmesini, grmesini, konumasn varlklardan birinin sfatlarna benzetmekten uzak tutmaktr. nk, O'nun misli, benzeri, dengi hibir varlk yoktur. "Marifetin almeti nedir?" denirse, kalbin Allah Teala ile hayat bulmasdr. Allahu Tel, Hz. Davud'a (a.s), "Marifetimin (beni tanmann) ne olduunu biliyor musun?" diye sordu. Dvd (a.s): "Hayr" dedi. Yce Allah: "O, kalbin beni mahede iinde hayat bulmasdr" buyurdu. Hangi makamda hakiki marifet sahih olarak elde edilir? diye sorulursa, cevab udur: Kalbin srr ile ilh tecellileri grp mahede etme makamnda gerek marifet elde edilir. Kalp tanmak iin grr. Gerek marifet, kalbin iinde oluan irade ile gerekleir. Allahu Tel, kalpten baz perdeleri kaldrr; perde arkasndan dostlarna yce ztnn ve sfatlarnn nurunu gsterir; bu ekilde yce ztn tanmalarn temin eder. Yce Allah, tecellilerini gren kimsenin yanmamas iin btn perdeleri kaldrmaz. Bir k hal lisan ile yle demitir: Eer perdesiz zuhur etseydin; lrd btn halk; Lkin arada ince perde var da, klarn kalbi onunla bulur hayat.

Bil ki; yce Allah bir kalbe azametiyle tecelli ederse, bu tecelli kalpte korku ve heybet oluturur. Yce Allah cemli ve gzelliiyle tecelli ederse, bu tecelli kalpte ak meydana getirir. Sfatlaryla tecelli ederse, muhabbet meydana getirir. Zt ile tecelli ederse, bu tecelli gaipte tevhid ilmini oluturur. Ariflerden biri demitir ki: "Vallahi, kul dnyadan bir ey elde eder de onunla yetinirse, Allah onun kalbini kr sder, dnya muhabbeti ile yaplan ameli boa karr. Mlahu Tel dnyay karanlk yaratm; gnei onda bir k yapmtr. Ayn ekilde kalpleri de karanlk yarat-ntr; marifeti kalp iin bir k yapmtr. Bulut gelince gnein kaybolur; ayn ekilde kalbe dnya muhabbeti gelince, ondan marifetin nurunu giderir." Denilir ki: Marifetin hakikati mminin kalbine atlan ilh bir nurdur; kalp hazinesinde marifetten daha kymetli bir ey yoktur. Ariflerden biri demitir ki: "Arifin kalbindeki marifet gnei, dnyay aydnlatan gneten daha parlaktr; gkteki gne bazan tutulur perdelenir; kalplerdeki marifet gnei ise hi perdelenmez. Gkteki gne, gece olunca kaybolur; ariflerin kalbindeki marifet gnei ise hi batmaz." Bu konuda bazlar u iiri okur: Gndzn gnei, gece kaybolur; Kalplerin gnei ise hep aydnlk durur. Kim severse dostu uar kalbi O'na; tiyakla yanar, ta kavuma anna. Znnn el-Msr (k.s) demitir ki: "Marifetin hakikati; Cenb- Hakk'n gizli nurlarn ulatrarak srlara tecelli etmesidir." Bu konuda u mnadaki iir sylenir: Ariflerin yle kalpleri vardr ki, onunla perdeler iinde srrn srrnda tecelli eden yce ilhn nurunu tanrlar. Onu tandktan sonra; halka kar kulaklar sar olur; onlar grmekten gzleri kr olur, yalan dava ve bo iddialar konumaktan dilleri tutulur. Ariflerden birine: "Kul gerek marifete ulatn nasl bilir?" diye sorulunca; u cevab vermitir: "Kalbinde rabbinden bakasna ayracak bir yer bulamad zaman." Ariflerden biri yle der: "Marifetin hakikati, herhangi bir vasta olmakszn, nasl olduu bilinmeksizin ve hibir eye benzetmeksizin Yce Hakk' mahede etmektir." Mminlerin emri Hz. Ali'ye (r.a), "Ey mminlerin emri, sen grdn rabbe mi ibadet ediyorsun, grmediin Rabbe mi?" diye sorduklarnda Hz. Ali (r.a), "Ben grdm rabbime ibadet ediyorum, fakat bu grme ban grmesi deil kalbin grmesidir" demitir.

Ca'fer es-Sdk'a (r.a), "Yce Allah' grdn m?" diye sorulunca hazret, "Ben grmediim rabbe ibadet etmem!" cevabn vermitir. Kendisine, "O'nu nasl grdn; halbuki, gzler O'na ulaamaz" diye sorduklarnda ise u cevab vermitir: "O'nu gzler ba gz ile gremez, fakat imann hakikatine ulaarak kalpler O'nu grr. O, zahirdeki duyu organlar ile bilinmez, insanlar ile kyas edilmez." Ariflerden birine marifetin hakikati sorulunca yle demitir: "Gerek marifet, srr btn istek ve arzulardan boaltmak, det olan eyleri terketmek, hibir alaka dnmeksizin kalbin Allahu Tel ile skn ve huzur bulmas, O'ndan baka her eyden gnl ekip btn dnceyi yce Mevl'y da toplamaktr." Aslnda, O'nun ztnn ve sfatlarnn hakikatini bilmek mmkn deildir; yce Allah' gerek mnada ancak kendisi tanr. Btn an ve eref O'na aittir.

BASRET, MKAEFE, MAHEDE, MUAYENE


Bunlar, ayn mnaya gelen farkl lafzlardr. Onlarn asllar birdir, ancak tam olarak aklamaya kalkarsak aralarnda baz farklarn olduunu grrz. Basretin akldaki yeri, gz iin grmeyi salayan gzn nuru durumundadr. Basret iin marifet de, gzn nuru iin gnein gibidir. Basreti aydnlatan marifet ile, gizli ve ak eyler bilinir. Kalbin hayatna gelince o, gerek tevhide ulamaktr. Bu konuda Allahu Tel buyurmutur ki: "Olu iken (tevhidle kalbini) dirilttiimiz kimse gibi midir?" el-En'm 6/122

YAKN
Bil ki, doru itikad ve ilim kalbi sarnca, orada kendilerine ters ve kar bir ey yoksa, kalpte marifet meydana getirirler. Bu marifete yakn denir. nk yakinin hakikati, alarak elde edilen ilmin safi (temiz) halidir. Bu ilim yle bir dereceye ular ki, aksi dnlmeyen zaruri ilim gibi olur. Bu ilmi elde eden kalp, dinin, dnya ve hiretle ilgili haber verdii her eyin i yzn mahede eder, hakikatini anlar.

FRSET
Firset, yce Allah'tan gelen bir almetle, iin iin y-Izn bilmektir. Bu almet, yce Allah ile kul arasnda lolur; kul onunla iin i yzne vkf olur; srlar zer. Firset, ancak yce Allah'a yaknlk elde ettikten sonra olur; o ilhamdan ayr bir eydir. lham, bir almete muhta deildir, firset ise muhtatr. Firset, umumi ve hususi olmak zere iki ksmdr. Yce Allah en iyisini bilir.

LHAM
lham, herhangi bir sebep ve alma olmadan kalpte bu marifetin olumasdr. lham, kalp manev kirlerden temizlendikten sonra yce Allah tarafndan kalbe verilen bir ilimdir. Bu ilim, dnyann ve hiretin gzellikleriyle ilgilidir.

ALTINCI BLM
NEFS, RUH, KALP, AKIL
Bil ki, bu drt kelime, farkl isimlerle zikredilmekle birlikte ortak mnalar ve kullanmlar olan kelimelerdir. Biz, konumuzu ilgilendiren ynyle onlarn anlamn aklayacaz.

KALP
nce kalbi ele alalm. Kalp kelimesi genel olarak iki mnada kullanlr. Birincisi, kalp, gsn sol tarafnda bulunan am kozala eklindeki et parasnn addr. ksmnda boluk vardr; bu boluun iinde siyah kan bulunmaktadr. Bu kalp, hayvan ruhun menba ve madenidir. kincisi, kalp, latif/gzle grlmeyen, rhn/gayb leminin zelliklerini tayan, rabbn/yce Allah'n zel olarak yaratt bir latifedir/manev cevherdir. Bu manev kalbin, et paras olan kalp ile bir alakas, ilgisi ve balants vardr. Bu, arazlarn cisimlerle, sfatlarn onlar tayan varlklarla ilgisine benzer. Bu manev latife, insann hakikatidir; insan bir eyi onunla idrak eder, bilir; onun sebebiyle ilh emirlerle muhatap olur, kendisinden baz grevler istenir, sevaba ular, azab hak eder.

RUH
Bizi ilgilendiren ynyle ruh da iki mnaya gelir. Birincisi, ruh, buhar gibi latif (gizli, srl, bir cisimdir. Onu tayan siyah kandr. Bulunduu merkez yer, cis-mani kalbin i boluudur. Atardamarlar vastasyla vcudun dier blmlerine yaylr. Beden iinde akar. Vcuttaki hayat nurlarnn kaynad yerdir. Bedendeki hissetme, grme, iitme, koklama ondan kaynaklanr. Ruhun nurunun bedene yaylmas, odann iindeki n odaya yaylmasna benzer. Bedendeki hayat, duvarda oluan nura (a) benzer. Ruh, yanan temsil eder. Ruhun bedendeki seyri ve azalara sirayeti, n evin odalarnda dolatrlmasna benzer. Doktorlar, ruh dedikleri zaman, bu anlattmz mnadaki ruhu kastederler. O, latif bir buhardr; onu kalbin harareti olgunlatrr. Ruh deyince kastedilen ikinci mna udur: Ruh, insanda bulunan latif (gizli ve srl), bilen ve idrak eden bir varlktr. Ruh, kalbin iki yardmcsndan biridir. O, Allahu Tel'nn, u yette kasdettii eydir: "Sana ruhtan soruyorlar; onlara de ki: Ruh rabbimin emrindendir. (O'na ait srl ilerdendir)." el-isr 17/85 Ruh, Yce Rabbimize ait, insan hayrette brakacak bir varlk olup ekseri akl ve anlaylar onun gerek ynn anlamaktan cizdir.

NEFS
Nefsin de iki mnas vardr. Birincisi, nefis deyince, insanda bulunan gazap ve ehvet kuvvetinin kayna kastedilir. Sfler, nefis deyince genelde bu mnada kullanrlar. Onlar, nefisle, insandaki kt sfatlarn kayna olan varl kastederler ve, "Nefsin mcahede ile terbiye edilip ehvetinin (kt arzularnn) kesilmesi lzmdr" derler. Hz. Peygamber'in (s.a.v), "Senin en byk dmann, iki kaburga kemiinin arasnda (cinde) bulunan nefsindir" Beyhak, Kitab'z-Zhd nr. 343; Zeheb, Mzn'l-I'tidl, III, 625; Acln, Kef'l-Hafa, nr. 412, hadisiyle iaret ettii nefis budur. kincisi, nceden zikrettiimiz gibi nefis, latif (gizli), srl bir varlktr. Nefis, insann hakikati, kendisi ve ztdr; fakat, farkl hallerine gre deiik sfatlarla tannr.

Nefis, ilh emirlere kar hi itiraz etmeden sknetle uyduu ve kt arzularna kar durup onlara uymayarak zdrab gittiinde "mutmain nefis" (huzura ulam) ismini alr. Allahu Tel, bu sfattaki nefis hakknda yle buyurmutur: "Ey mutmain olmu (zikir ve itaat ile huzura kavumu) nefis, sen rabbinden raz, rabbin senden raz olarak dn Rabbine..." Fecr 89/27-28 Nefsin ilk hali ve sfatyla dost olarak yce Allah'a dnmesi dnlemez. nk gazap ve ehvetine malup olmu nefis Allah Teala'dan uzaklamtr, o bu haliyle eytann ordusu olup onun emrindedir. Nefis tam bir huzur ve skn halini bulamad halde kt arzularna kar durup onlar reddettiinde "levv-ne nefis" ismini alr. Bu, kt ileri yaptnda kendisini snayan ve ondan kurtulmak isteyen nefis demektir. Nefis, gnahlara itiraz terkedip btn kt arzularna ve eytann her davetine kulak verdii, onlarn peinden gittii zaman "nefs-i emmre" (devaml kt ileri emreden ve isteyen nefis) ismini alr.

AKIL
Bizim ele aldmz konu itibariyle akln da iki mnas vardr. Birincisi, akl deyince, ilerin hakikatini, i yzn bilmek kastedilir. Bu durumda akl, mahalli kalbin ii olan ilim sfatndan ibarettir. kincisi, bazan akl denince, ilimleri anlayan idrak kuvveti kastedilir; bunu yapan kalp olur. Bununla, insann hakikati olan manev latifeyi kastediyorum. Kur'an ve snnette kalp zikredilmi; bununla, insann hakikatinin anlald ve kendisiyle eyann hakikatinin bilindii cevher kastedilmitir. Bazen akl deyince, kinaye yoluyla insann gsnde bulunan kalbe iaret edilir. nk bu akl ile insann hakikati olan ve idrak zelliine sahip bulunan kalp arasnda zel bir irtibat vardr. nk akln vcudun dier yerlerle alka ve irtibat, kalp vastasyla olmaktadr. u halde kalp, akln bulunduu mahal, tand yer ve yapt ilerde ilk hareket noktasdr. Madd kalple gsn insan iin yeri, Ar'n ve Kr-s'nin bir ynyle yce Allah'a nisbeti gibidir.

KALBN ASKERLER
Bil ki, Allahu Tel'nn kalpte, ruhlarda ve dier lemlerde grevlendirdii snf snf ordular vardr. Onlarn hakikatini ve saylarn ancak yce Allah bilir. Biz burada, konumuzla ilgili olan kalbin askerlerinden bazlarna iaret edeceiz. Bil ki, kalbin iki cins askeri (yardmc kuvvetleri) vardr. Biri gzle gzkr, dieri ise ancak basretle (manev gzle) grlr. Kalp bir sultan hkmndedir; askerleri ise hizmetileri ve yardmclar durumundadr. Kalbin gzle grlen askerleri; el, ayak, kulak, gz ve dildir. Allah'n ar, krss dendii gibi, insann kalbi ve gs denir. Kalp ve gs insan bedeninin en nemli merkezleri olduu gibi, Ar ve Krs de yce Allah'n hkmn icra ettii, kudretini tecelli ettirdii manev makamlardr (mtercim). Kalbin btn askerleri snfta toplanr. Birinci snf, faydal ve uygun olan eyleri elde etmek iin harekete geen duygudur. Mesel, ehvet yani ar arzu ve sevgi gibi. Ya da zararl ve uygun olmayan eyleri defetmek iin harekete geen duygudur; gazap gibi. Kalpte harekete geen bu duyguya "irade" denir. kinci snf, yukarda zikrettiimiz hedef ve maksatlar ele geirmek iin harekete geen kuvvettir; buna "kudret" denir. Bu askerler, dier azalarn iinde yaylm durumda mevcutturlar. nc snf, casus ve gzc gibi faydal ve zararl eyleri tanyan "idrak" kuvvetidir. Bu idrak iitme, grme, koklama ve dokunma kuvvetlerini kullanarak olur. Bu kuvvet, bu askerler iin bir alet durumundadr; o etten, kemikten, sinirden, yadan ve kandan meydana gelen zahir azalarda yaylm halde bulunur. Bu snftaki askerlerin yapt ie "ilim" ve "idrak" denir. Bu snf, dier btn askerlerin yapt ileri bir araya getirip ne olduunu idrak etmektedir. Dier ksm askerler ise, btnda (ite) yerlemi askerlerdir. Bu askerler, diman i boluunda bulunmaktadrlar. Onlar da be tane olup hiss-i mterek, hayal, tefekkr, tezekkr ve hfzdr. Hiss-i Mterek Hiss-i mterekin (ortak hissin) vazifesi; zahir organlar idrak ettikleri eyleri, bu hisse ulatrrlar, orada bu gelen eylerin bir resmi (ekli, temsili) oluur ve onun zerinden bir deerlendirme yaplr. Bu, aynann karsnda duran eylerin aynada ekil almasna benzer. Bu kuvvetin hareket ve tasarruf yeri, diman i boluunun ilk blmdr (n ksm). Hayal

Hayal, hiss-i mterekin hazinesidir; orada ekil alp resmedilen eyler, hacet olunca kullanlmak zere burada saklanr. Hiss-i mterek iin kabul ve hfz kuvveti yoktur. Hayal iin, hfz (muhafaza) kuvveti vardr, fakat kabul (hkm) ve karar kuvveti yoktur. Hayal kuvvetinin tasarruf yeri, diman i boluunun geri (son) ksmdr. Vehim Vehim (dnce, tahmin) kuvvetinin tasarruf yeri, diman gerisinin n ksmdr; nk vehmin tasarrufu, hayalde saklanan suret ve ekillerin deiik paralarnda olmaktadr. Vehim, hayalden aldklarn deitirerek kulland iin, derece olarak ondan sonra gelmektedir. Hafza (Ezberleme) Kuvveti Hafzann tasarruf yeri, diman geri ksmnn i ksma bakan geri blgesidir. Hfz (ezber), vehim kuvvetinin tasarrufundan sonra oluur; nk vehim (dnce) onun hazinesidir. Mutasarrfe (Sevk ve dare) Kuvveti Bu kuvvetin tasarruf alan, diman ortasdr; zira o, en erefli kuvvettir. Bu kuvvet, bilgi ve resimleri deiik ekillerde hayalden alr ve onu farkl derecelerde uyku ve uyanklk hali iinde hafzaya verir; bunlardan unuttuu eyleri lzm olunca ondan geri ister. Bu kuvvetin, yukardaki iki kuvvetin tam ortasnda bulunmas haline en uygun olandr; nk bu durumda o, her iki kuvvetle rahat alr; onlardan bir ey almas ve onlara bir ey vermesi kolay olur. Yce Allah en iyisini bilir.

KALBN YARDIMCI ASKERLERE HTYACI


Kalp, yukarda bahsettiimiz askerlere muhtatr; nk onun Allahu Tel'ya yolculuu ve yaratl sebebi olan yce Allah ile buluma menzillerini katetmesi iin binee ve aza ihtiyac vardr. Kalbin binei beden, az ise ilim ve ameldir. Kulun kalbi, bedende yerleip en uzak menzili (ebed hireti) iin lzm olan az hazrlamak amacyla dnyadan gemeden yce Allah'a ulamas mmkn deildir. Bunun iin kalp, beden iin gerekli gdalar ve dier eyleri ele geirmek ve ona zarar verip helakine sebep olacak eyleri defetmek iin onun ykn ve sorumluluunu stlenmitir. Kalp, bedenin gda ihtiyacn gidermek iin iki askere ihtiyac vardr; bunlarn biri btn (ite bulunan) asker olup ehvettir. Dieri ise, zahirde olup gday elde

edecek azalardr. Bunun iin kalpte, kendisine ihtiya duyduu ehvetler (arzu ve isteklerle), onlar elde etmede alet vazifesi grecek azalar yaratld. Kalbin, bedene gelecek tehlikeleri savmak iin de iki snf askere ihtiyac vardr. Bunlarn biri btnda (ite) bulunan gazaptr. Kalp, onunla tehlikeleri defeder ve dmanlarndan intikam alr. Dier askerler zahirde olup bunlar el, ayak ve gazabn gereini yerine getirecek silahlardr. Sonra, gdaya muhta olan bir kimse, gday tanmaynca, gday tanma arzusu ve onu ele geirecek aletlere sahip olmas kendisine bir fayda vermez. Bundan dolay kalbin gdalar tanmas iin iki snf askere ihtiyac oldu. Bunlarn biri btnda (ite) olup iitme, grme, koklama, tatma ve dokunma idrakidir (kabiliyet ve kuvvetidir). Dieri ise zahirde olup gz, kulak, burun ve dier azalardr. nsann bu eylere ihtiyacn genie aklamak, onlardaki sakl hikmetleri ortaya koymak ok uzun bir itir; onlar ciltler dolusu kitaplar dahi sayp bitiremez. Kullarna ok ikramda bulunan ve ok hilim (efkat ve merhamet) sahibi olan Allah ne kadar ycedir.

VARLIKLARIN KISIMLARI
Varlklar u ekilde e ayrabiliriz: Cisim, araz, cev-her-i ferd (kendi bana durabilen varlk). Hayvan (canllk sebebi olan) ruh, latif (srl, sakl) bir cisimdir; o yanmakta olup k veren bir lambaya benzer. Yanmakta olan lamba hayattr, kan onun yadr, his ve hareketler onun dr, ehvet harareti, gazap duman, cierde duran ve gday isteyen kuvvet onun hizmetisi, bekisi ve vekilidir (onun adna i yapar). Bu bahsettiimiz ruh, btn canllarda bulunur; nk bu ruh hayvanlarda, dier canl varlklarda ve insanda ortaktr. Bu ruh, cisimdir; eserleri, ortaya koyduklar ise arazlardr yani birtakm sfatlardr. Bu ruh, ilme ulatrmaz, yaratlanlarn nasl yaratldn ve yaratcnn hakkn bilmez. O, sadece bedende esir bir hizmetidir. Vcutta lambann ya durumunda olan kan oalsa, bedeni ldrr; vcutta hararetin (scakln) artmas sebebiyle bu ruh sner; aksi durumda da fazla souktan dolay sner. Onun snmesi, bedenin lmesine sebep olur. Allahu Tel'nn ve dini tebli eden Hz. Peygam-ber'in (s.a.v) daveti, bu ruha deildir; nk hayvanlar dinin hkmleriyle muhatap ve mkellef deillerdir. Ancak insan dinle, ilh davetle muhatap ve sorumludur. nsan, hayvan ruhtan baka zel ve ayr bir ruh tad iin dinle muhatap ve ilh hkmlerden sorumludur. Bu ruh, nefs-i natka (dnen ve konuan) ve latif (srl, gizli) ruhtur.

Bu ruh, cisim ve araz deildir; nk o, yce Allah'n emrinden (zel emir ve tecellisinden) meydana gelmi bir varlktr. Yce Allah, bu ruh hakknda yle buyurmutur: "Sana ruhtan soruyorlar. De ki: Ruh, Rabbimin em-rindendir (zel emir ve tecellisinden)." el-lsr 17/85 Allahu Tel'nn emri, cisim ve araz deildir; bilakis o, bozulmayan, dalp kaybolmayan, fni olmayan ve lmeyen, srekli, sabit bir cevherdir. Bu ruh, lm annda bedenden ayrlr ve kyamet gn Allah'a dnmeyi bekler. Bu konuda yet ve hadisler mevcuttur. Bedenin salah ve fesad, shhati ve bozulmas bu ruhtan kaynaklanr; hayvan? ruh ve btn kuvvetler bu ruhun askerleridir. Hayvan/bedene canllk veren ruh, bedenden ayrlnca, canllk sebebi olan kuvvetler iptal olur ve bedendeki hareket mekanizmas durur. Bu durmaya lm denir. Her ne kadar insan ruh, Allah'n emriyle, bir garip gibi bedende bulunsa da, unu bil ki; ruh belirli bir mahalde skp kalmaz, bir meknda durmaz. Beden ruhun ve kalbin mekn deildir; aksine beden ruhun bir aletidir (ruh onun vastas ile baz ileri icra eder). En iyisini yce Allah bilir.

NSANIN EKLLENMES
Burada u yet-i kermenin mnas zerinde duracaz. Allahu Tel, bir yette buyurmutur ki: "Ona ekil verdiim ve ruhumdan flediim, zaman onun iin secdeye kapann." elHicr 15/29 yette geen tesviye (ekil verme) nedir? Buradaki tesviye, bir eyi ve mahalli ruhu kabul edecek hale getirmekten ibarettir. Bu mahal, Hz. dem (a.s) iin amurdur; onun evlatlar iinse, nutfedir. Yaplan ilem ise; insann ilk maddesinin seilip szlmesi, ona denge verilmesi, sonuna kadar eitli yaratl evrelerinden geirilip ruhu kabul edecek saflk ve dengeye kavuturulmasdr. Bylece beden, ruhu kabul etmeye ve iinde tutmaya msait hale gelir. Bu, lambann fitilinin ya iine ektikten sonra yanp ate vermeye ve yanan atei tutmaya hazr olmasna benzer. Nefh (ruhu fleme) iine gelince, bu, kendisini kabul edebilecek kvama gelen mahal iinde ruhun nurunun yanmasndan ibarettir.

fleme, yanmann sebebidir. Allahu Tel hakknda, bildiimiz cinsten bir fleme ekli muhaldir (imknszdr); onu bir sebep olarak yaratmas ise imkansz deildir. Bu durumda yette, flemenin neticesi olan ey, fleme olarak zikredilmi olmaktadr. Bu netice de nutfe-de ruhun yanp hayat vermeye balamasdr. Nefhin yani flemenin bir ekli, bir de neticesi vardr. flemenin ekli, bir havann (nefesin) fleyenin iinden kp, flenen kimsenin iine girmesidir. Burada iine ruh flenen insann nutfesidir; bu fleme sonucu onda hayat parlamaktadr. Ruhun nurunu tututuran sebep ise, biri faile, dieri de ruhu kabul eden mahalle ait bir sfattr. Faile (ruhu fleyen yce Allah'a) ait sfat, btn varlklarn hayat kayna olan ilh ihsandr. Bu ihsan btn varlklarn zerine akmaktadr. Bu sfata "kudret" denir. Bunun bir misali gnein n, aralarndaki perde (engel) kalktktan sonra, aydnlanmay kabul edecek btn varlklara yanstmasdr. Burada kabul edecek olan, herhangi bir rengi olmayan hava deil, eitli renklere sahip olan varlklardr. Ruhu kabul edecek mahalle/bedene ait sfat ise, "Ona ekil verdiimde" yetinde bahsedildii gibi, dzgn bir ekil almak ve dengede (kvamda) olmaktr. Ruhu kabul edecek bedenin durumu aynaya benzer. Ayna bir eyin karsna konsa bile, parlatlp cilalanmadan iinde herhangi bir suret gstermez. Ayna parlatldnda, karsndaki duran varln ekli aynada gzkr. Ayn ekilde, rahimdeki nutfede denge ve kvam meydana gelince, yaratann emriyle ruh nutfede mevcut olur. Ailahu Tel'nm, "Ruhumdan frdmde" buyurmas, bu ruhun O'ndan geldiini ifade ediyor; fakat ruhu frdgnde yce yaratcda herhangi bir deime sz konusu deildir. Bir de u var; ruh, iine konaca bedenden nce yaratlmtr. lh ihsann akp yaylmasndan maksat udur: Ailahu Tel'nm ihsan (rahmeti ve kudreti), yaratlan btn varlklarn hayat nurlarnn yaratlma sebebidir. Bu ilh rahmet iin akma, yaylma ifadeleri kullanld; bu yanl anlalmasn. Buradaki akma, suyun kovadan ele akmas ve dklmesi gibi deildir. nk onda, kovadaki bir miktar suyun oradan ayrlp ele ulamas sz konusudur; yce Allah bu tr bir durumdan uzak ve ycedir. O'ndan herhangi bir ey ayrlm, kopmu, akm, bakasna gemi deildir.

RUHU TANIMAK MMKN MDR?


Ruhun ne olduunu aklamaya ve hakikatini tanmaya gelince, bu bir srdr. yle

bir sr ki Hz. Peygam-ber'e (s.a.v) bile, ehli olmayan kimselere onu aklama izni verilmemitir. Eer sen ehli isen, dinle ve anla! Bil ki ruh, suyun kovaya girmesi gibi bedene giren bir cisim deildir. Yine ruh, siyah rengin siyahln iine, ilmin lime girmesi gibi; kalbe veya dimaa girmi bir araz da deildir. Ruh, basret sahiplerinin ittifak ile, paralanma kabul etmeyen bir cevherdir. nk, eer ruh blnmeyi kabul etseydi; bir paras ile bir eyi bilmesi, dier bir paras ile de bizzat o eyi bilmemesi caiz olurdu. Bu durumda, tek bir halde, hem lim hem chil olurdu ki bu, imknszdr. Bu durum ruhun paralanma kabul etmeyen tek bir ey olduunu gstermektedir. Eer, "Hz. Peygamber (s.a.v) ruhun srrn aklamaktan ve hakikatini ortaya koymaktan niin men edildi?" denirse, yle cevap verilir: Ruh, anlaylarn kavrayp tayamayaca sfatlara sahiptir. nk insanlar, avam ve havas (sekinler) olmak zere iki ksmdr. Cehalet ve manev krlk iinde olan kimseler, ruhtaki baz sfatlarn Ailahu Tel'nm da sfat olduunu tasdik ve kabul etmez. Bu kimse, o sfatlarn insan ruhun sfatlar olduunu nasl tasdik etsin? Ayn ekilde cehalet krl iinde olan Kerrmiyye grubu, baz Hanbeller ve dierleri yce yaratcnn cisim olmaktan ve cisme ait zellikler tamaktan uzak oluunu inkr ettiler. Onlar, mevcut bir varln ancak iaret edilecek bir cisme sahip olduunu dnmektedirler. Bu krlk ve taassuptan kurtulan baz kimseler, Allahu Tel'nn cisim olmadn sylediler; ancak, O'ndan cisme ait zellikleri gideremeyip Allah'n bir yne sahip olduunu sylediler. Bu cehalet krlnden kurtulan E'ariyye ve Mt-rdiyye Allahu Tel'nn cisim olmadn ve bir yn ile evrelenmediini sylediler. Eer, "Bu kimselere bunun srrn amak niin caiz deildir?" denirse, u cevap verilir: Onlar, bu sfatn Allahu Tel'dan bakasna ait olmasn imknsz grdler; onlara bunu syleyecek olsan seni inkr ederler ve yle derler: "Bu, Allahu Tel'y varlklara benzetmektir; nk sen kendini sadece yce Allah'a ait bir sfatla sfatlandrmaktasn!" Bu sz, bir cehalettir; onu syleyen kimse hangi sfatlarn sadece Allahu Tei'ya ait olduunu bilmemektedir. Biz: "nsan, diridir, bilen, g sahibi, irade eden, iiten, gren ve konuandr; Allahu Tel da bu sfatlara sahiptir" dediimiz zaman, bu szde bir tebih (yce Allah dier varlklara veya dier varlklar yce Allah'a bir benzetme) yoktur. nk bu sfatlar, sadece yce Allah'a ait sfatlar deildir.

Allahu Tel'nn sadece kendisine ait olan sfat, O'nun kayym oluudur, yani O, kendi ztyla mevcuttur; O'nun dndaki btn varlklar Allah ile hayat bulmutur; yce Allah ise, bir bakasyla deil, kendi ztyla mevcuttur. Yaratlan btn varlklarn kendilerine ait olan ancak yokluktur; onlarn vcut bulmas, kendileri dndaki bir varlktan gelmektedir ve vcutlar kendileri iin mlk deil, birer emanettir. Allahu Tel'nn varl ise, ztn-dandr; baka birine ait bir varlk deildir. Dier btn varlklarn ise vcutlar kendisinden deil, Allahu Te-l'dandr. te, bu kayymiyyet yani varl kendinden olma sfat sadece Allahu Tei'ya aittir; bu sfat O'ndan baka hi kimsede yoktur.

RUHUN YCE ALLAH'A AT OLMASI


Eer, Allahu Tel'nn, "Ona ruhumdan frdm" yetinde, ruhun Allah'a nisbet edilmesinin (O'na ait gsterilmesinin) mnas nedir?" diye sorulursa, cevap olarak derim ki: Ruh, bir yne ait olmaktan ve bir mekanda bulunmaktan uzaktr; onda btn malumatlar bilme ve onlar anlama kuvveti mevcuttur. Bu zellik ve benzerlik ruhun dndaki cisimlerin hi birinde yoktur; bunun iin ruh, zel olarak yce Allah'a ait gsterilmitir. "De ki: 'Ruh, rabbimin emrindendir" yetinin mnas nedir? Emir lemi ile halk leminin mnas nedir? diye sorulacak olursa, yle cevap verilir: zerinde lme ve belirleme yaplabilen btn varlklar cisimdir ve cisimlere ait sfatlara sahiptir. te bu tr varlklarn bulunduu aleme "halk lemi" denir. Buradaki halk (yaratma), icat ve ortaya koyma mnasnda deil, takdir etme yani belirleme ve lsn tayin etme anlamndadr. Allah bir eyi yaratt demek; onun vaktini, eklini ve llerini belirledi demektir. Altmz cinsten say ve llerle ifade edilemeyen btn eylere "Rabbn bir i" yani Allah'a ait bir i denir. te bu cinse giren varlklarn bulunduu leme "emir lemi" denir. nsanlarn ve meleklerin ruhlar emir lemindendir. Emir lemi his, hayal, yn, mekn, yerleme, l ve tayinden uzak varlklardan olumaktadr. O lemde, yaadmz lemdeki gibi say ve l olay olmad iin; l, tart ve tayin sz konusu deildir. Burada yle bir soru sorulabilir: "Bu anlattn eyler, ruhun ezel olup sonradan yaratlmad dncesini akla getiriyor; yle midir?" Buna kar verilecek cevap udur:

Baz cahil ve hak yoldan sapm kimseler, byle zannetmilerdir. Kim, "Ruh, mahlk deildir" derken, onun lye gelmeyeceini, paralara ayrlmayacan ve bir yere girmeyeceini kastediyorsa, bu gr dorudur. Ancak ruh, mahlktur, yani sonradan yaratlmtr, ezel deildir. nsan ruhunun ortaya kmas, iine flenecek insan nutfesinin onu kabul etmeye hazrlanmasna baldr. Bu, bir varln suretinin aynada belirmesine benzer. Varln suretinin aynada gzkmesi, aynann cill olmasna baldr. Her ne kadar, suret sahibi varlk, aynann cilalnmasndan nce mevcut olsa da, cila olmaynca suretin gzkmesi mmkn deildir. Ayn ekilde insann ruhu da nutfeden nce yaratlmtr; fakat flenecei nutfe olmadan ortaya kmas mmkn deildir.

NSANIN RAHMANIN SURETNDE YARATILMASI


Eer Hz. Peygamberin (s.a.v) hadisinde geen, "phesiz Allah dem'i kendi suretinde -dier rivayette-rahmnn suretinde yaratt" Buhr, "isti'zan," 1; Mslim, "Cennet," 28; Ms-ned, 11,244-251, sznn mnas nedir? diye sorulursa, cevab udur: Suret kelimesi, farkl ve ortak mnalar olan bir isimdir. Bazan suret, eyalarn tertip ve dzenine, farkl yapdaki eylerin st ste getirilerek bir ekil arzetmesine denir. Bu, his duyular ile bilinen bir surettir. Bazan his duyularyla bilinmeyen eylerin tertip ve dzenine de suret denir. Ayn ekilde mna ve fikirlerin bir dzen ve uyum iinde terkip ve tertip edilmesine de suret denir. Mesel; bu meselenin sureti, bu olayn sureti, bu cismani ve akl ilimlerin sureti tabirleri kullanlr. Hadiste zikredilen suret meselesi de zikrettiimiz eylere benzer aklla bilinecek manev bir eydir. Ruhun yaratld bu suret zta, sfatlara ve fiillere aittir. Ruhun ztnn gerek hali udur: Ruh, kendi bana ayakta durur; araz, cisim ve paralanan bir cevher deildir; bir mekana ve yne girmez, bedene ve leme bitiik deildir, ondan ayr da deildir. Bedenin ve lemin iinde deildir, dnda da deildir. Btn bu sfatlar, ayn zamanda kendisine has ekliyle Allahu Tel'nn ztna aittir. Sfatlara gelince; ruh, hayat sahibi, bilen, ok eye gc yeten, iiten, gren ve konuan bir varlk olarak yaratlmtr; Allahu Tel da ztna has olarak bu sfatlara sahiptir. Fiillere gelince; insann yapt ilerin balangc bir iradedir. Bu irade nce kalpte

bir etki yapar; ondan latif (gizli) bir buhar olan hayvan ruh vastasyla ite bir etki yaylr ve bu etki dimaa ykselir. Dimadan vcut azalarna mesel, parmak ularna kadar bir etki ak olur ve bu etki parmaklar harekete geirir, parmaklar kalemi, kalem mrekkebi harekete geirir. Bylece, hayal hazinesinde oluan kda yazma istei yaz eklinde ortaya kar. Yazlacak eyin ekli hayalde tasarlanmadan, kt zerine yaz yazmak mmkn deildir. Kim, Allahu Tel'nn ilerini, O'nun melekler vastasyla gkleri ve yldzlar harekete geirerek yeryznde bitkileri ve hayvanlar ortaya karma eklindeki seyri iyice dnrse, unu bilir ki; insann kendi alemindeki tasarrufu, yce yaratcnn byk lemdeki tasarrufuna benzemektedir. te bu durum bilinince, Hz. Peygamberin (s.a.v), "phesiz Allah dem'i kendi suretinde yaratt"hadisinin mnas anlalr. yle denebilir: "Ruhlar, cesetlerle birlikte sonradan yaratld ise; Hz. Peygamberin (s.a.v) u hadislerinin anlam nedir? "Allahu Tel ruhlar, cesetleri yaratmadan iki bin sene nce yaratt." Deylem, Firdevs'l-Ahbr, nr. 2761; Aclun, Kef'l-Haf, nr. 315 (erhte). "Ben, peygamberlerin yaratl olarak ilki, gnderili olarak sonuncusuyum. dem su ile amur arasnda (henz yaratlmam) iken ben peygamberdim." Tirmiz, "Menkb", 1; Msned, V, 379; Hkim, el-Mstedrek, II, 609. Bil ki; bu hadislerde ruhun ezel olduunu gsteren herhangi bir ey yoktur. Hadiste geen, "Ben yaratl ynyle peygamberlerin ilkiyim'' ifadesi, zahir manasyla Hz. Peygamberin (s.a.v) varlnn Hz. dem'in (a.s) cesedinden nce olduunu gstermektedir. Zahirin dndaki mna ise bellidir. Bunun uygun bir ekilde yorumlanmas mmkndr. Kesin deliller, zahirde anlalan mna ile hkmn kaybetmez; bilakis zahir yorumun stnde tutulur. Allahu Tel hakknda zahiren tebihe benzeyen eylerin, zahir mnann dnda yorumlandklar gibi burada da yle yaplr. Hz. Peygamber (s.a.v), ""Allahu Tel ruhlar, cesetleri yaratmadan iki bin sene nce yaratt" hadisinde, ruhlar ile meleklerin ruhlarn, cesetlerle de, ar, krs, gkler, yldzlar, hava, su ve yer gibi varlklarn cesetlerini kastetmitir. Peygamber Efendimizin (s.a.v), "Ben yaratl ynyle peygamberlerin ilkiyim" szne gelince; buradaki yaratlmaktan maksat, ortaya karma mnasnda deil, takdir etme, belirleme mnasndadr. nk Hz. Peygamber (s.a.v), annesinden domadan nce, zahir vcut olarak mevcut ve yaratlm deildi. Fakat kendisine verilen kemlt ve yksek dereceler ilh takdirde her- . keten nce idi; vcuda gelmesi ise, daha sonra olmutur. Allahu Tel, ilh ileri, nce ilmine uygun olarak levh-i mahfuzda belirler, yani resmedip kaydeder. u halde iki eit vcut bulma, var olma ekli vardr. Biri, takdir edilerek, dieri de madd olarak hissedilecek ve grlecek ekilde yaratlarak. Bunu anlaynca, Hz. Peygamber'in (s.a.v), Hz. Adem'den (a.s), madd olarak deil, ilh takdirde

belirlenme ynyle nce olduu anlalr. Ruh hakkndaki aklamalar burada bitiriyoruz. Allahu Tel, en iyisini bilir.

YEDNC BLM
LH MUHABBETN MNASI
Bil ki, ilh muhabbet, tevhidin ve marifetin kazandrd bir eydir. Btn makam ve haller ondan ncedir; hepsi sonuta muhabbete kar ve ondan istifade edilerek olgunlar. Muhabbetle elde edilecek zel marifete gelince; her mmin Allahu Tel'nn zt ve sfatlar konusunda, zt- bari iin noksanlk ve kusur olacak her eyi O'ndan uzak tutmal; keml ve ycelik olacak her eyi O'nda mevcut grmelidir. Bu kadar marifet ve muhabbet, Kur'an, snnet ve mmetin icmasyla herkese vaciptir. Ancak slm limleri arasnda yce Allah'a muhabbetin hakikati ve ne mnaya geldii konusunda farkl grler ileri srlmtr. Aslnda muhabbetin asl mnas, kalbin kendisine ho ve uygun gelen eye meylet-mesidir. Bil ki, Allahu Tel'y tanmann (marifetin) bizzat kendisi yce Allah' bir zikirdir; nk marifet, yce Allah ile huzur halinde olmak ve O'na ait eyleri mahede etmektir.

MARFET VE MUHABBET SAHPLERNE VERLEN HALLER


Marifetin evvelinde, kalpte onun varlna almet olan lavih, tevali, levmi' ve berk denen manev prltlar, iaretler ve haller gzkr. Bunlar birbirine yakn mnalardaki kelimelerdir (Hepsi kalpte oluan, manev parlt, k, hal ve zevk mnalarna gelir). Kalbe gelen manev hallerden ikisi de berk yani kalpte manev prltlarn akmas ve vecdin (manev zevkin) tadlmas halleridir. Berk ile vecd arasnda yle bir fark vardr: Berk. Tevhid yoluna girmek iin kula bir izindir; bunu vecd takip eder; vecd devam ederse zevk olur. Zevk: Kalpte oluan manev parltnn nurundan mahede edilen eylerden tat

almak ve o tad iine ekip imektir. Lahz: Bu tabir ile, Allahu Tel'y kalp ile grme hali anlatlr. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) yle buyurmutur: "Allah'a, O'nu gryormu gibi ibadet et." Beyhak, uab'l-mn, nr. 10544; Eb Nuaym, Hilye, X, 265; Ta-barani, el-Mu'cem'l-kebir, XX, 374; Heysem, ez-zevid, II, 40. Vakt: Bununla, kulun iinde bulunduu vakitteki manev halleri anlatlr. Kulun vakti, iinde bulunduu durumdur. Safa: Kalbin, onu bulandracak eylerden temiz olmasdr. Nefes: Kulun, zerine gelen manev halleri tamada ciz kald iin rahatlatlmasdr. Bu, ya kulun nefesini ykselterek olur ya da rahatlk istemesiyle veya iinde bulunduu hale bir iaretle olur. nk kul, yaad srece, nefesinin girip karak rahatlatlmas gereklidir. Nefesler kuvvetlendii zaman, bu onu gark haline gtrr. Gark: Kulun, iine dald manev hali bozmamak iin nefesini tutmas sonucu nefes almaya gcnn olmaydr. Bu durumda o, nefes almaz, ayn zamanda iinde bulunduu halden de uzak kalmaz. Bu hali kuvvetlendii zaman kul, gaybet haline girer. Gaybet: Kulun en mhim ile (Cenb- Hakk'n m-ahedesiyle) megul olarak dier btn nemli ilerden uzak kalmasdr. Sekr (manev sarholuk): Kulun, manev sevin halinde kendinden geip hibir eye sahip olamamasdr. Bu durumda kendisine ilh yardm yetiince onu sahv (manev uyanklk) haline geirir; bu onun ilmini (marifetini) artrmak iin yaplr; nk manen sarho kimse bu haliyle hakta terakki edemez (ilerleyemez). Kulun bu halden uyanmas ancak Cenb- Hakk'n yardmyla olur. Yce Hakk'n tecellilerinde sarho olan kimse, O'nun sfatlarna nazar eder; onlardan gelen feyiz ve nur ile zevklenip lezzet bulur. Allahu Tel ile sahv yani uyanklk halini elde eden kul, nefsinden, nefsin lezzet ve hallerinden uzaklap kurtulur. Kul, yce Allah'n ilahlk sfat olan kayvmiyet yani btn varlklara hayat veren sfat gibi yce ztna ait tecellileri mahede edince, bu onu yce Mbud'u-nun dndaki btn eylerden fni yapar (kalbini ekip alr), sonra onu fenasndan da fni eder, yani kalbini fena halini dnmekten de uzaklatrr. Fena: Hissedilen madd eylerde fena hali, cisimlerin ve maddelerin dalp tamamen yok olmasdr. Allahu Tel'nn dndaki btn varlklar, kendi bana deil, yce Allah ile mevcuttur ve O'nunla varln devam ettirmektedir. Byle bir varln vcudu, asl deil, mecazidir. Varl kendinden olan ve kendisinden baka

her eyin varln devam ettiren yce Allah'n varl ise hakikidir, sabittir. Kendisine mrifetullah ikram edilen bir kulun kalbinden yce Allah'n dndaki btn varlklar silinip yok olduu iin, ona da mecazi olarak "fena" ifadesi kullanlr. nk bu haldeki kul, btn varl Allah'n kudretiyle birlikte mahede eder; onlarda aslen bir kuvvet grmez. Onun gznde varlklar, yapt ite fazla bir etki ve yetkisi olmayan, bakasnn sevk ve idaresi altnda yaayan bir ocuk gibi gzkr. Kul bu hal iinde manen desteklenir ve ilerlerse, "beka" haline ular. Kul srekli yce rabbi ile megul olduundan, kalbinden O'dan baka hi kimseye bir iltifat ve yneli kalmaynca, bu hale "Allahu Tel ile beka hali" denir. Vcd ve beka, ayn mnadaki iki deiik kelimedir. Bir eyin hakikatini elde etmeye vcut, yani varln aslna ulama denir. Ele geirilmek istenen eylerin en ycesi "beka" halidir. Cem' yani btn kalbi ve dnceyi Hak'ta toplama makam da byle yce ve kymetlidir. Byk ztlardan biri demitir ki: "Cem1, Haktan gayri her eyi gzden drmek yani kalpten silmek ve baka bir varla iareti kesmektir." Bunun mnas udur: Bu kul tamamen Allahu Te-l'da fni olduundan Allahu Tel zikredilince o da zikredilir; o grlnce ve anlnca da yce Allah zikredilir. Btn hamdler, sadece Allah'a aittir.

SEKZNC BLM
ALLAH TEL LE NS (ZEL MUHABBET)
Bil ki, ilh muhabbetin kazandrd eylerden biri de nstr (Allah ile zel yaknlk ve sevgi). nsn asl, Aliahu Tel'nn yaknl, cemli ve kemlinden kendisine alan eylerden dolay kalbin sevin ve ferahlk iinde olmasdr. Ariflerden biri demitir ki: "Allah'a yaknln asl; kalpten eya ile ilgili btn sevgi ve ilginin yok olmas ve i lemin Allahu Tel'ya huu iinde ynelmesidir." Ben derim ki, bu durum, ilh yaknla ulamak iin bir vesiledir; yaknln bizzat kendisi deildir; nk kurb (ilh yaknlk), kalbin Allahu Tel'dan baka her eyden temizlenmesidir. Kalp, Allahu Tel'dan baka her eyden temizlenince, yce Mevl kul ile beraber olur; zira kul ile Rabbi arasnda kulun nefsinden ve ona ait sfatlardan baka hibir perde yoktur.

Kul nefsinden ve ona ait kt sfatlardan kurtulunca ve btn lemin Allahu Tel'nn kudreti ile ayakta durduunu bilince, bu sayede keif yoluyla Allahu Tel'nn yaknln yaknen bilir; tek ve asl iradenin ilh irade olduunu anlar, her eyin O'nun kudreti ile meydana ktn ve hayatn devam ettirdiini grr. Bu kul ayrca Allahu Tel'nn ztna ait sfatlarn O'ndan hi ayrlmadn ve zt ile bulunduunu bilir. Byle bir irfan ve yaknl elde eden arif, konutuunda kendi nefsi ile konumaz; yce Allah'tan gelen bir ilim ve ilhamla konuur. Bir eyi iittii zaman kendi nefsi ile iitmez. Arif kullarn bu hali bir kuds hadiste zikredilmitir, Buhr, "Rikk", 38; ibn Mce, "Fiten", 16; Begav, erhu's-Snne, I, 142; Beyhaki, Kitab'z-Zhd, nr. 696-700. Ariflerin btn halleri, Allahu Tel'ya yaknlktan ortaya kan yksek hallerdir. Ebrar diye anlan dier salih kullara gelince, onlarn hallerinin kayna, yce rabbin mutlak varl ve O'nun dilediini vermemeye veya vermeye, dilediini cennetlik, dilediini cehennemlik yapmaya g sahibi olmasyla ilgili ilimlerini dnmektir. Arifler, yce rablerini dnyada yakn ve basret gzyle grrler (tecellilerini mahede ederler); hirette ise ba gzyle grrler. Allahu Tel her iki dnyada da onlara yakndr; O'nun kendilerine dnyadaki yaknl, hiretteki yaknlndan farkl deildir; ancak hiret-teki yaknlnda daha fazla ltuf ve ihsanlar mevcuttur. Yoksa, burada da orada da aradaki yaknlk mesafesi kaldrlmtr. Hi phesiz dnyada da hirette de Allah ile bir mahlk arasnda madd bir yaklama ve bitime sz konusu deildir. Bu marifet, kalbin manev kirlerden arnp safiyetini elde etme artyla ns (Allah ile zel yaknlk ve muhabbeti) temin eder. ns de sekneti (kalp huzurunu) kazandrr. Seknet, kalbin taknln dengeleyen, onu gzel halinde sabit klan ve ilh huzurdaki edebinde denge zerinde tutan bir kuvvettir. nk ns halinde yce Allah'a yaknln lezzeti, bazan ariflerin akln bandan alr ve onlara biraz taknlk yolunu aar; zira yette belirtildii gibi40 insan, kendisini zengin grnce haddi aar.

KALBN HUZUR HL
Huzur hali, kalbin dengesini elde ettikten sonra, tanyp grd fazlaca ilh ihsanlardan dolay bulduu sevin ve ferah halidir. Bu hal, nsle birlikte bulunur; nk o bizzat hedefe alnacak bir eydir. Seknet ise bu hali elde etmeye bir vesile olup kulu edebe ve dengeye tevik eder.

NAZ HL
Muhabbetin sonularndan biri de; rahatlk ve naz halidir. Bunun sebebi udur: Kulda ns (Allah ile zel yaknlk ve muhabbet) hali devam edip salam hale geldiinde, nazarn kalbindeki gzel haline balad iin kalpte bir sarslma endiesi kalmaynca, bu hal kulun szlerinde, fiillerinde ve mnacatnda bir serbestlik meydana getirir. Bu durum, korkuyu gerektiren tazim ve yceltme hallerine uygun deildir. lh huzurda korku halinde olan kimseye uygun olmayan eyler, zel muhabbet ve rahatlk iinde olan kimseye uygun olabilir. Bunun sebebi udur: Allahu Tel'nn fiillerinde yle bir durumun olmas caizdir. Yce Allah, baz kimselerin yaptklar bir iten raz olur; ayn ii yapan bakalarna gazap eder. Bu onlarn hallerinin farkl oluundan ve haklarnda nceden takdir edilmi bir hikmetten dolay olur. Bunun iin yce Allah, sekin mmin dostlar hari, bakasnn kelamn iitmesini kskanr, engel olur. yet-i kermede yle buyurulmutur: "Biz onlarn Kur 'an anlamamalar iin kalplerine perde ektik ve kulaklarna bir arlk ve sarlk koyduk." el-lsr 17/46 Allahu Tel bunun srrn ve sebebini yle aklamtr: "Eer Allah onlarda bir hayr grseydi elbette onu [Kur'an', hakk) kendilerine iittirirdi." el-Enfl 8/23 Bu perde, gayret perdesidir. Gayretin asl, hak ile geen vakti, hakka olan dknlkten dolay, onu bozacak ve kartracak her eyden korumaktr.

EVK
Muhabbetin kazandrd hallerden biri de "evk"tir. evk, nsten daha faziletlidir; nk ns, kulun nazarn sevgilinin kendisine alan gzelliine balayp kendisine gizlenen tarafna bakmamaktr. evk sahibi ise, susuzluunu denizlerin gideremedii susam insana benzer. evk sahibi doyumsuzdur; nk o unu bilir: Kendisine alan ilh iler (kefedilen tecelliler), kendisinden saklanan ksmn yannda, koca kinatn yannda zerre gibidir. En yce misaller Allah'a aittir. Biz meseleyi akla yaklatrmak iin bu misali verdik. Kulun bunu bilmesi, kalbinde devaml bir endie, heyecan ve manev susuzluk (zlem) meydana getirir. Heyecann asl, sabr brakarak bir an evvel istenen eye ulamak iin sratle hareket etmektir.

zlemin asl, kesin ihtiya duyulan bir eyi iddetli bir arzuyla ele geirmek istemektir. Kim, iddetli bir heyecan ve zlem ekerse, aradn bulur. Bir eyi elde etmenin temel yolu, isteyen kimsenin kalbine hkim olan itiyaktr. Bu hali elde ettikten sonra, kulda u haller gzkr: Hayret Bu hal, u yet-i kermede anlatlmaktadr: "Kadnlar Ysuf'u grdklerinde onu gzlerinde ok byttler (gzelliinin bysne kapldlar) ve bu aknlk iinde farknda olmadan ellerini kestiler." Ysuf 12/31 Hayretin asl, aniden karlat byk bir i ve olay karsnda kalbin ok olup hissetme kabiliyetini kaybetmesidir. Heymn (Kara sevda) Kalbin oku biraz sakinleip sevgili ile buluma skla-nca, kalp sevgilinin gzelliinden ve ekiciliinden dolay hayret ve aknla der. Buna heymn (kara sevda), yakc ak denir. Kara sevdann asl; iine dt akn hayret ve aknlndan dolay kalpte baka bir eye yneli ve sevginin kalmamas ve iine dt halin devaml olmasdr. ns ve Temkin Kul, yce Allah ile zel dostluk elde edip temkin (istikrar) halini bulunca, kalbe baka hibir ey girmez ve girmek iin kapsn almaz. Buna temkin yani istikrar hali denir. eyh Eb Tlib el-Mekk (rah) demitir ki: "Temkin, kalbin son derece istikrar halini bulduuna bir iarettir." Bu yle olmaktadr: Allahu Tel'y sevenler eitli haller yaarlar. Bazan sevgi sevene stn gelir, onu malup eder. Bazan seven sevgiye hkim olur. Bazan deiik haller yaar; bazan halinde sabit kadem olur. Bu durum kul temkin haline ulap istikrar buluncaya kadar devam eder. Bu, btn hallerde geerli olan bir durumdur. Kul, tam istikrar halini bulunca, bulunduu halden daha ilerisine ykseltilir. Bylece ykseltildii yeni durum onun hali olur; nceki durumu ise sabit makam olur. En iyisini yce Allah bilir.

SEVENLERN FARKLI HLLER


Bil ki, bu halleri yaayanlarn durumlar farkldr. Eer kul, sahip olduu manev halleri, halkn iinde buluyor fakat tek bana kaldnda koruyamyorsa, o hakka ynelmi bir kimsedir; ona halini muhasebe etmesi ve nefsinden sevginin gereklerini yerine getirmesini istemesi gerekir. ayet o halleri yalnzken koruyor fakat halkn iinde kaybediyorsa, o gzel bir haldir; ancak keml noktasna gre noksan bir durumdur. nk keml (olgunluk) hali, kul iin yalnzlk, halkn ii, ikamet, yolculuk, bo vakit ve meguliyet gibi btn anlarnn eit olmas; her halde ilh sevgisini ve manev hallerini korumasdr. Halktan ayrlp btnyle kendi nefsine ynelmek terbiyenin banda arttr, fakat terbiyede nihayete ulam kimseler iin art deildir; onlar halkn iine girip herkese faydal olabilirler. Herkese vacip olan muhabbet; kalbin Allahu Tel'ya kar, O'nun zt ve sfatlarna imandan kaynaklanan meyli ve yneliidir. Kul, temel iman esaslarndan cahil olursa, o derece ilh muhabbeti noksan olur. Bu durumda kul iki gnah kazanr; biri cehaletinin, dieri de imann meyvesi olan ilh muhabbeti kaybetmesinin gnahdr. mann hakikati, kalbin Allahu Tel ile huzur bulmas ve O'nun varln gsteren delilleri ve eserleri mahede etmesidir. Allahu Tel en iyisini bilir. Allah'a dostluk konusunda bir iirde yle denmitir: Allah ile dostluu tembeller koruyamaz; Samimi olmayanlar O'na hi ulaamaz. Allah'a dost olanlar zel seilmilerdir; Hepsi Allah iin amele ynelmilerdir. Kime ns (Allah ile yakn dostluk) hali hkim olursa, onun yalnzlk ve halktan uzaklamaktan baka bir arzusu kalmaz. Vst (rah) demitir ki: "Btn kinattan ve iindeki varlklardan kalbini ekmeyen kimse, ns (Allah ile yakn dostluk) mahalline ulaamaz." Ebu'l-Hseyin el Verrak da (rah) yle demitir: "Allah ile dostluk, ancak O'nu tazimle (yceltmekle) birlikte bulunur; nk sen kiminle yakn dost olsan, kalbinden ve gznden onun bykl der; ancak Allahu Tel byle deildir. Senin yce Allah'a yaknln arttka, kalbinde O'nun ycelii ve heybeti de artar."

Kulun ns hali bazan Allah'n taatnda, zikrinde, kelamn okumada ve ilh yaknlk sebebi olan dier hayrlarda kendini gsterir. Kula verilen bu kadar muhabbet, Allahu Tel'dan bir nimet ve ihsandr; fakat bu, Allah' sevenlerde bulunan ns hali deildir. ns/Allah ile zel dostluk, ok erefli bir haldir; o ancak kulun gerek zhd ele geirmesi, kmil takvaya ulamas, kalpten Allah'tan baka sebep ve alkalar kesip atmas, bo dnce ve vesvese tr eyleri yok etmesiyle hsl olan i temizliinde ele geecek bir saadettir. Bana gre nsn hakikati, azamet nurlarnn youn tecellisi ile kulun varlnn btn perdelerden temizlenmesi, ruhun manev fetih meydanlarnda rahata dolamas ve kula istiklalinin (serbeste hareket yetkisinin) verilmesidir. Bu hal, btn yaknlk hallerini ierir ve o, ilh heybet karnda kalbi toplar, serbestlikten ve m-sivaya ynelmekten kurtarr. Heybet halinde ruh toplanr, tek hedefe ynelir. Bu anlatlan durum, yce ztn yaknl ile elde edilen nstr. Yce ztn heybeti, fena halini getikten sonra elde edilen beka makamnda olur. Bunlar, fenann varlnda ortadan kalkan ns ve heybetten ayr eylerdir. Fenadan nceki bulunan heybet ve ns hali, Allah'n cell ve ceml sfatlarn mahededen ortaya kar. Bu ise telvin (deiik haller) iinde seyir makamdr. Bizim, fenadan sonra temkin ve beka makamnda zikrettiimiz eyler ise, yce zt mahededen elde edilmektedir. Mutmain (huzura ermi) nefsin hududu (hakka boyun eii) nsten; husu ise heybetten ileri gelir. Hud ve huu, birbirine yakn mnalar iiren kelimelerdir; aralarndaki gizli ve ince fark, ruhun iareti ile anlalr. Allahu Tel en iyisini bilir.

DOKUZUNCU BLM
HAY-MURAKABE-HSAN
Bil ki, haya (Allah'tan utanma) mukarrebnin (Allah'a yakn vellerin) makamlarnn ilkidir. Ayn ekilde tvbe de muttakilerin makamlarnn ilkidir. Kulu hayl olmaya sevk eden, Allahu Tel'nn her an kendisini grdn bilmesidir. Bu vaciptir, nk Allahu Tel'nn kulun her halini grdn bilmesi, Allah'a imann bir parasdr. Kulun, nefisinin ayplarn tanmas, onun Yce Rab-binin hakkn korumadaki kusurlarn bilmesi de vaciptir. Bu da Allah'a imann bir gereidir. te bu iki bilgi ve

marifetten gzel bir hal ortaya kar, ona haya denir. Haya, kalbin yce Allah'n hakkn yerine getirmedeki kusurunu grdnde yapt gibi, Allahu Tel'dan utanarak, her halde boyun bkp nne bakmasdr. Hayann herkese gerekli ksm, terkedilmesi istenen haramlar terketmek ve yaplmas istenen eyleri yerine getirmektir.

MURAKABE VE HSAN
Bunlar, ayn mnaya gelen iki kelimedir. Murakabenin evvelinde elde edilecek sonu, kalbe gelen dnceleri kontrol etmek, onlarn iinde kark olanlar kefedip ayrmak, Allahu Tel'nn her an bizi grdn dnerek O'na kar edepli olmak ve herkesten istenen ekliyle hayl olmaktr. Herkesten istenen haya hali, Hz. Peygamberin (s.a.v) u hadisinde emrettii durumdur. Reslullah (s.a.v), ashb- kirama (r.anhm), "Allah'tan hakk ile haya edinil buyurdular: Ashap, "Ey Allah'n resul, biz Allah'tan haya ediyoruz" dediler. O zaman Reslullah (s.a.v) yle buyurdu: "Benim bahsettiim haya, sizin dediiniz deildir. Benim kastettiim udur: Kim Allah'tan gerek mnada haya ederse, ban ve ban evreleyen azalarn, midesini ve midesinin etrafndaki blgeleri (avret mahallini) haramdan korusun, lm ve rmeyi dnsn. Kim, hireti isterse, dnyann ssn terkeder. Kim bunlar yaparsa, Allah'tan gerek mnada haya etmi olur." Tirmiz, "Kyme", 24; Msned, I, 387; Hkim, el-Mstedrek, IV, 323; Tabern, e\-Mu'cem'l-Kebr, II, 246. Bu haya, manev makamlardandr. Haller iindeki zel hayaya gelince bu, Hz. Osman'dan (r.a) nakledilen u szdeki haya eididir. O demitir ki: "Ben, karanlk bir evde ykanrken Allahu Tel'dan haya ettiim iin belimi bker iki bklm olurum." Ahmed b. Salih'in naklettiine gre Muhammed b Abdn yle demitir: Eb'l-Abbas el-Mezzin'in yle dediini iittim: Ser es-Sakat bana dedi ki: "Sana syleyeceim u szleri iyi ezberle: Haya ve ns kalpleri dolar; iinde zhd (dnyadan sevgiyi ekme) ve vera' (pheli eylerden ekinme) duygusu bulduklar kalbe inerler; yoksa ekip giderler."

Haya; ruhun Allah'n cellini yceltmek iin ban eip ilh huzurda edebe brnmesidir. ns, Allah'n cemlinin sonsuz gzelliini mahede ile ruhun manev zevke ermesidir, ikisi birletii zaman, ite istenecek ve peine dlecek en byk hedef budur. Hikmet ehlinden biri demitir ki: "Kim haya hakknda konuur da kendisi konutuu hususlarda yce Allah'tan haya etmezse, o, istidrca dm (hli ile alda-np azaba doru giden) biridir." Znnun el-Msr (rah) yle demitir: "Haya, Allahu Tel'ya kar gemiteki kusurlarndan utanarak kalpte O'na kar heybetin bulunmasdr." bn At demitir ki: "En byk ilim heybet (Allah'n ycelii karsnda kalbin titremesi) ve hayadr; bunlar kuldan gidince, onda hibir hayr yoktur." Eb Sleyman ed-Drn emitir ki: "badet edenler, drt hal zere ibadet ederler. Bunlar havf (ilh korku), rec (mit), tazim (Allah' yceltme) ve hayadr. Bunlar iinde derecesi en erefli olan kimse, haya zere ibadet edendir. nk o, Allahu Tel'nn her halde kendisini grdn yaknen bilerek hareket etmektedir. yle ki, bu kimse, gnah ileyenlerin kusurlarndan dolay utanmalarndan daha fazla, yapt iyiliklerinden utanr." Vellerden biri demitir ki: "Haya sahiplerinin kalplerine hkim olan, Allahu Tel'nn kendilerine nazar ettiini dnerek devaml O'nu yceltme ve tazim halidir." eyh Ebu'n-Necib es-Shreverd (rah) u iiri okumutur: tiyak duyarm ona; bana grnnce de; Eerim hep bam o dostun cellinden. Bu korkudan deildir, aksine heybettedir; Bir de korunduumdan o gzel cemlinden. Benden ayrlna dayanamam lrm; Yeni hayat bulurum o dostun geliinden. Byk bir sabr ile gzm ekerim ondan; Ama simasn hi karmam hayalimden.

MURAKABENN DERECELER
Murakabe, iki derecede gerekleir. Birisi sddklarn (sekin hak dostlarnn) murakabesi, dieri de ashb'l-yemnin (iman dairesine giren dier mminlerin) murakabesidir.

Birinci derecedeki murakabe, sddklar iinden mu-karrebun makamna ulam ariflerin murakabesidir. Bu, Allah'n yceliini ve ululuunu murakabe etmektir. Bu murakabede kalp, tamamen Allahu Tel'nn cellini (yceliini) dnmekle megul olur, ilh heybet altnda tam bir hilie brnr, kalpte Allah'tan baka kimseye bir ynelme imkan ve alan kalmaz. Bu murakabenin sevabn aklamaya g yetmez; nk o, sadece kalbe bal bir durumdur. Bu murakabe iinde, azalarn durumuna gelince; vcut azalar grlen eyler bir yana, grnmeyen her eyden kesilerek tamamen yce Allah'a mncta (zikir ve yalvara) ynelir. Vcut azalar bir taate balad zaman, hi zorlanmaz; defalarca onu yapm gibi kolayca yapar; onlarn doru yoldan sapmasn nlemek iin herhangi bir tedbire ve sebebe ihtiya yoktur. kinci murakabe eidine gelince, o; mminler iindeki vera' (takva) sahiplerinin murakabesidir. Onlar yle kimselerdir ki, Allahu Tel'nn her an kendilerini grd inanc, ilerine ve dlarna hkim olmutur. Onlarn Allah'n cellini (yceliini) ve ululuunu dnmeleri, kendilerini dehete drmez; bilakis kalpleri iinde bulunduu halleri ve amelleri kontrol edecek bir halde dengesini muhafaza eder. Ancak kalpleri, amelleri rahata uygulamakla birlikte, murakabeden (hlini kontrolden) uzak kalmaz. Evet, bu kimselere Allahu Tel'dan haya (utanma hali) hkim olmutur; artk onlar, bir ie ancak onu aratrdktan sonra adm atarlar ve kyamet gn kendilerini rezil edecek eylerden iddetle kanrlar. Onlar, Allahu Tei'nn dnyada kendilerine nazar ettiini ve her eylerini grdn yaknen bilirler. Artk onlarn, bu gere-| i anlamak iin kyameti beklemeye ihtiyalar yoktur.! Onlar, mahedeleri ile iki lemin birbirinden ok farkl > olduunu anlarlar. ,| Allah en iyisini bilir!

ONUNCU BLM
KURB (ALLAH'A YAKINLIK)
Allahu Tel, peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.v) yle buyurmutur: "Secde et de rabbine yakla." el-Alak 96/19 Hadis-i erifte yle buyurulmutur: "Kulun rabbine en yakn olduu an, secdede olduu zamandr." Mslim, "Salt", 215; Eb Dvd, "Salt", 147-148; Nes, "Tatbk", 78 Secde eden kimse, kendisine secdelerin tad tattrl-d zaman Allah'a yakn olur; nk bu durumda kul, secdesiyle, kinatta var olmu ve olacak btn varlklar

kalbinden silerek, yce Allah'n azameti nnde secde etmektedir. Bir tanesi yle demitir: "lahi huzurda durduumda, 'Y Allah, y rabbi! eklinde hitap etmek bana dalardan daha ar geliyor." Kendisine, "Niin?" diye sorulunca, u cevab vermitir: "armak, perde arkasndan ve huzurda olmayana yaplr. Sen hi, ayn mecliste olanlarn birbirini ardn grdn m?" Gerekten bunlar, birtakm manev iaretler, gzel dnceler ve ince mnalardr. Bu ztn anlatt, iinde ilh yaknln elde edildii erefli bir makamdr. Fakat onun ifadesi, mahviyet halini gsteriyor ve manev sarholuu haber veriyor. Bu hal, manev sarholuun kendisine hkim olmas ve mahviyet halinin kuvvetinden dolay, nefsi, ruhunun nuru iinde kaybolmu kimsede olur. Bu halden uyanp kendine geldii zaman, ruh nefisten, nefis de ruhtan ayrlp kurtulur; her biri kendi mahal ve makamna dner. te o zaman kul, devaml ihtiya hali iinde yalvaran ve kulluk iinde olan mutmain nefsin diliyle, "Y Allah, y rabbi!" der. Bu makamda ruh, sz etmekten uzak olgun haliyle manev fetihleri mahede ile megul olur. Bu kimse, birinciden daha kamil ve hakka daha yakndr; nk o, ruhunun manev fetihler iinde tek bana olmasyla kurbiyet makamnn hakkn tam olarak korumutur. Ayrca o, nefsinin fakirliini anlayp hakka ynelme mahalline dnmesi ve ilh yaknlktan ald feyiz sayesinde gzel kulluk vazifelerini yerine getirmitir. Kul, nefsi ile gzel kulluk yaparken, ruhunun elde ettii manev haller de srekli artmtr. Cneyd-i Badad (k.s) der ki: "Allahu Tel, kullarnn kalbine, onlarn kendisine yakn olduu lde yakn olur; yleyse kalbinin neye yakn olduuna bak!" Eb Ya'kb es-Ss ise yle der: "Kul, Allahu Te-l'ya yaklama halinde olduu srece, bu yaklamasnda, yaklatn grmesinden kaybolmaynca, gerekten yakn olmu olmaz. Allah'a yaklatn grme halinden kurtulunca, o zaman asl yaknlk gerekleir." Bir tanesi bu mnada unlar sylemitir: Seni srrmda bulunca, seslendi lisanm sana; Bir mna iin toplandk, ayrldk ayn mnada. Eer yceliin seni saklasa benim gzmden; Akn bana yakn eder; seni ayrmam gnlmden. Znnn el-Msr (rah) demitir ki: "Allahu Tel'ya yaknl artan herkesin gnlnde O'nun heybeti de artar." Sehl b. Abdullah et-Tster (rah), "Kurbiyet (Allah'a yaknlk) makamlarnn en aas haya (yce Allah'tan utanmadr)" demitir. Nasrbd (rah) der ki: "Snnete uyarak marifete, farzlar eda ederek Allah'a

yakla, nafileleri yerine getirerek de Allah'n muhabbetine ulalr." Btn hamdler sadece Allah'a aittir.

ON BRNC BLM
LMN EREF
Bil ki; yerler, gkler ve iindekiler ilim ve amel iin yaratlmtr. Allahu Tel buyurmutur ki: "O Allah, yedi kat gkleri ve yerden de bir o kadarn yaratandr. lahi emir ve hkm bu ikisi arasnda inip durmaktadr. Allah btn bunlar, O'nun her eye kadir olduunu ve her eyi ilmi ile kuattn bilesiniz diye yaratt." et-Talk 65/12 Bu yet, ilmin erefini gstermeye ve onu renmenin vacip olduunu anlatmaya yeterlidir. Bu yette zellikle tevhid ilmi ortaya konmutur. Dier bir yette yce Allah yle buyurur: "Ben, cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etsinler diye yarattm." ez-Zriyt 51/ 56 Bu yet de, ibadetin erefini gstermeye ve ona ynelmenin gereini anlatmaya yeter. yleyse sen de bu iki ie byk nem ver. Dnya ve hiretin yaratlmasndan gaye ilim ve ibadettir. Bu durumda bir kulun zellikle onlarla megul olmas, ancak onlar iin yorulmas gerekir. Sonra, bunlar iinde ilim en erefli cevherdir; fakat ibadetin ilimle birlikte yaplmas gereklidir; yoksa ilim boa gider, bir faydas olmaz. unu da bil ki, iki sebepten dolay ilmin ibadetten ne alnmas gerekir: Birincisi, ibadetin sahih olmas ve onu bozacak, sevabn yok edecek kusurlardan korunmas iin. kincisi udur: Gerekten faydal ilim, kulun kalbinde Allahu Tel'ya kar bir hayet/korku ve titreme meydana getirir. Bu da kulu taate sevkeder ve Allahu Tel'nn yardm ve destei ile onu haramlardan alkoyar. Zaten kulun rabbine kar yapt ibadette bunlardan baka bir maksad yoktur (olmamas gerekir). Ey okuyucum, sana faydal ilim gerekir. nce, ibadet edecein yce rabbini tanmalsn, sonra ibadet edersin. Kendisini tanmadn, ztna ait sfatlar ve isimlerini, O'nun iin caiz olan ve olmayan durumlar bilmediin bir zta nasl ibadet edeceksin.

ou zaman, O'nun sfatlar hakknda hakka uymayan yanl bir itikada sahip olarak ibadet edersin; bu itikatla yaptn btn ibadetler boa gider. Sonra senin, dinin yaplmasn istedii eyleri istendii gibi yapabilmen iin, sana neyin gerektii bilmen lzmdr; ayn ekilde dinin yasaklad eyleri terketmen iin de nelerin yasak olduunu bilmen gereklidir. Bil ki, her mkellefin renmesi farz olan ilimler eittir: Birincisi, iman ve tevhid ilmidir. Bu konuda dinin asllarn ve akaidin temel konularn bilmek yeterlidir. kincisi, sr ilmidir. Bu, kalple ilgili olup kalbin yapmas ve terketmesi gereken eylerdir. ncs; zahir ibadetlerin ilmidir. Bunlar beden ve malla ilgili ibadetlerdir. Sonra senin Allah iin bilmen gereken ilimler, yapman gereken iler ve terketmen gereken eyler vardr. Allahu Tel'nn senden istediklerini yerine getirdiin zaman, ilmi ile amel eden limlerden olursun. Btn g ve kuvvet Allahu Tel'dandr.

ON KNC BLM
ESM- HSNNIN MNASI
Bil ki, Ehl-i snnet'e gre btn esm-i hsnnn (Allahu Tel'nn gzel isimlerinin), ierdii mnalar, sonu itibariyle, O'nun zt ve yedi sfatyla ilgilidir. Mu'te-zile ve felsefeciler bu konuda farkl dnmektedir. Sonra isim, isimlendirme iinden ve isim verilen zttan ayr bir eydir; hak olan gr budur. ismin tarifi udur: sim, bir kimseyi gstermek iin konulmu lafzdr. Kendisine isim konan kimseye msemm denir; isim msemmy gsterir, fakat ondan ayrdr. (Mesel, Allah lafz- erifi, yce yaratc iin konmu bir lafzdr; zt briye aittir, ancak zttan ayrdr; dier ahslarn isimleri de byledir). Bil ki, kulun olgunluu ve saadeti ancak Allahu Tel'nn ahlk ile ahlklanmasmda ve kendisi iin mmkn olduu derecede ilh isim ve sfatlarn ierdii gzelliklerle sslenmesindedir. Sakn, kula yce Allah'n sfatlarndan verildi diye

O'na benzediini dnme! Byle bir durum yok! Bildiin gibi, Allahu Tel, herhangi bir mahalde bulunmakszn mevcuttur. Yce Allah diridir, bilendir, her eye gc yetendir, isteyendir, iitendir, grendir, konuandr, i yapandr. nsanda da derecesine gre bu sfatlar vardr. imdi insanda bu sfatlarn olduunu syleyen kimse, sana gre, yce Allah' insana benzetmi, insan ona eit grm m oluyor. Hayr, byle bir durum yoktur. Benzerlik, sadece Allahu Tel'nn kendisine has sfatnda ortaklkta olur. Sadece yce Allah'ta bulunan bu sfat ise, O'nun varl kendinden ve varl vacip olan bir varlk olmasdr. O yle bir zttr ki, kinatta mevcut olan btn varlklarn sahip olduklar o gzel nizam ve intizam iindeki varlklar O'nun kudretiyle vcut bulmaktadr. te Allahu Tel'nn bu sfatnda hibir varlk O'na ortak ve benzer deildir. Bu sfatnn hakikatini de ancak yce Allah'n kendisi bilir. Btn halkn bildii gerek udur: Bu salam ve intizaml bir ekilde kurulan lem, hayy (diri olan), her eyi bilen ve her eye gc yeten bir yaratcya muhtatr. Bu marifete ulamann iki yolu vardr: Birincisi ilimdir; ilim bize unu retir: Bu lem onu sevk ve idare eden birine muhtatr. kincisi, Allahu Tel ile ilgili bize retilenlerdir. Bununla retilen udur: Allahu Tel'nn sfatlardan tremi birok ismi vardr; onlar yce ztn hakikatine ve aslna dahil deildir. Bizler: "Allahu Tel, haydr (diridir); alimdir (her eyi bilir); kadirdir (her eye gc yeter)" derken, aslnda mnas kapal ve bizce tam anlalmayan bir ey sylemi oluyoruz. Biz ancak unu syleyebiliriz: Yce Allah'n hayat ve kudret sfat vardr. nsan nce en iyi kendisini tanr. Sonra bu insan Allahu Tel'nn sfatlar ile kendi sfatlar arasnda bir kyaslama yapar, fakat yanlr, bir sonu alamaz. Allahu Tel'nn sfatlar bizim sfatmza benzemekten uzak ve ycedir. u halde, Allahu Tel'y hakikatiyle kendisinden bakasnn tanmas imknszdr. Deil Allahu Tel'y, peygamber olmayan bir kimse, peygamberliin hakikatini bile anlayamaz. Peygamber olmayan kimse, peygamberliin ancak ismini bilir. Eer, "Ariflerin Allahu Tel'y tanmasnn son noktas nedir?" diye sorulursa, deriz ki: Onlarn en son bildikleri ey, Allahu Tel'nn ztnn hakikatini kendisinden baka hi kimsenin bilemeyeceidir. Ariflerin Allahu Tely tanma konusundaki geni ve ileri derecedeki marifetleri ancak O'nun isimlerini ve sfatlarn tanmakla ilgilidir. Allahu Tel'nn sonsuz ilminden, kudretinin acayipliklerinden, dnya ve hiretteki esiz tecellilerinden kendilerine ald lde, ariflerin Allahu Tel'y tanmalar farkl olur. En iyisini yce Allah bilir.

ESMA- HSNANIN KISIMLARI


Bil ki, Allahu Tel'nn gzel isimlerinin hepsi on ksmda toplanr. 1- Baz isimler sadece yce zt tantr. Allah ismi byledir. Buna yakn bir isim de "Hak Teala"dr. Bu isimle, varl vacip olan Allah'n zt kastediliyorsa, o da Allah ismi gibi zta has bir isimdir. 2- Baz isimler yce zt tantmann yannda O'nu noksan sfatlardan uzak tutma mnas da tarlar, elKudds, es-selm, el-gan, el-ahad ve benzeri isimler gibi. el-Kudds, akla gelen ve hayal edilen btn noksan, bozuk, aypl eylerden uzak ve temiz demektir. es-Selm, btn ayp ve kusurlardan temiz, uzak demektir. el-Gan, hi kimseye muhta olmayan demektir. el-Ahad, hibir orta ve benzeri olmayan demektir. 3- Baz isimler yce zt tantmann yannda ayr bir sfat mnas da tarlar. el-Al, el-Azm, el-Evvel, el-hir, ez-Zhir, el-Btn ve benzerleri gibi. el-Al, derece olarak dier btn ztlarn zerinde olan zt demektir. Bu isim, yce zt tantt gibi, O'nun ayr bir sfatn da tantmaktadr. el-Azm, idrak ve akl hudutlarn aan yce zt demektir. el-Evvel, btn mevcut olan varlklardan nce var olan demektir. el-hir, btn mevcudatn sonuta dnecei zt demektir. ez-Zhir, varl akl yoluyla bilinecek zt demektir. el-Btn, varl iteki hislerle (kalple) bilenecek zt demektir. 4- Baz isimler yce zt tantmann yannda O'nu noksan sfatlardan uzak tutma ve ayr bir sfat mnas da tarlar; el-Melik, el-Azz gibi. e-Melik, hibir eye ihtiyac olmayan, her eyin kendisine muhta olduu zt demektir. el-Azz, benzeri olmayan, kendisine her an iddetle ihtiya duyulan ve kendisine ulalmas ok zor olan zt demektir.

5- Baz isimler yce zt tantmann yannda sbt yani baka varlklarda da bulunmas caiz olan sfat mnas da tarlar. el-Hay (diri), el-Alm (bilen), el-Kadir (gc yeten), el-Mrid (dileyen), es-Semi' (iiten), el-Basr (gren), el-Mtekellim (konuan) gibi. 6- Baz isimler, ilim ve sfat mnas tarlar; el-Ha-kim, el-Habr, e-ehd, el-Muhs gibi... el-Hakm, en kymetli ve erefli ilimlere sahip demektir. el-Habr, ak gizli btn eylerden haberi olan demektir. e-ehid, grlen ve grlmeyen btn lemlere ahit olan demektir. el-Muhs; byk kk, her eyi ilmi ile kuatan demektir. 7- Baz isimler kudretle birlikte sfat mnas tar; el-Kav, el-metn, el-kahhr gibi. Kuvvet, her eye gc yetmektir. Metanet, iddetli kuvvet demektir. Kahr, kudreti her eye hkim ve galip olmaktr. 8- Baz isimler iradeyle birlikte fiil mnas tarlar, er-Rahmn, er-Rahm, er-Raf, el-Vedd gibi. Rahmet, irade edip zayf ve muhta kimsenin ihtiyacn gidermektir. Re'fet (efkat); ileri derecede acmak ve merhamet etmektir. el-Vedd, irade ve istekle sevdiklerine ihsan eden, nimet veren demektir. Rahmet fiili, karsnda bir muhta kimse ister; sevmek ise istemez; onda dorudan sevgi ve ihsan vardr. 9- Baz isimler yce zt tantmann yannda ayr bir sfat mnas da tarlar. elHlik, el-Br, el-Musavvir, el-Vehhb, er-Rezzk, el-Fetth, el-Bst, el-Kabz, elHfid, er-Rfi', el-Muiz, el-Mzil, el-Adl, el-Mukt, el-Mu-gs, el-Mcb, el-Vsi', elBis; el-Mbdi, el-Muhy, el-Mmt, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Vel, el-Ber, etTevvb, el-Mntakm, el-Muksidu, el-Cmi', el-Mu't, el-M-ni', el-Mun, el-Hd ve benzerleri gibi. 10- Baz isimler fiil mnas yannda ayr bir sfat mnas da tarlar. el-Mecd, elkerm ve el-latf gibi. el-Mecd, erefli yce zt mnas yannda, bol ikram ve ihsan mnas da tar; elKerim de ayn ekildedir. el-Latf, yumuaklkla i yapandr.

Yukarda saydklarmz ve dier btn isimler, bu on ksmn dna kmaz. Sen burada zikrettiklerimize zik-retmediklerimizi kyas et. Zaten dier btn sfatlar, mna itibariyle, burada zikrettiimiz mehur sfat ve isimlere dahil olmaktadr. Allahu Tel en iyisini bilir.

ESMA- HSNA'NIN NDE TOPLANDII ZKR


Bil ki; Allahu Tel'nn gzel isimleri u drt zikir kelimesi iinde toplanmtr. Bu zikir kelimelerine, "el-bk-ytu's-sliht (kula hirette fayda verecek salih ameller)" denir. Bu kelimeler unlardr: "Sbhnellahi ve'l-hamd lillhi ve l ilahe illllahu vellhu ekber" imdi bunlar aklayalm. Birinci kelime "sbhnellah" zikridir. Buna tebih etmek denir. Arap dilinde tebihin mnas; uzak ve temiz tutmaktr. Sbhnellah, Allahu Tel'nn ztndan ve sfatlarndan her trl ayp ve kusurlar uzak tutmak mnasnda-dr. Allahu Tel'nn isimleri iinde O'nun ztnn her trl ayp ve kusurlardan uzak olduunu ifade eden btn isimler, bu zikrin iine girer. Mesela, el-Kudds ve esSelm isimleri gibi. el-Kudds, her trl ayp ve kusurdan temiz olan demektir. es-Selm ise, her trl fet ve bozulmadan uzak olan demektir. kinci kelime "el-hamd lillh" zikrid'u. Bu zikir, Allahu Tel'nn zt ve sfatlaryla ilgili btn keml (olgunluk) mnalar iermektedir. Allahu Tel'nn isimleri iinde zt- bari iin keml ve olgunluk mnalar ifade eden btn isimler bu zikrin iine girmektedir. el-Alm, el-Kadir, es-Sem' ve elBasr gibi. Bizler, "sbhnellah" dediimiz zaman, aklmza ve hayalimize gelecek btn noksanlk ve ayplar Allahu Tel'dan uzak tutmu oluyoruz. "El-hamd lillh", dediimizde de bildiimiz, tandmz ve anladmz btn ycelik ve keml sfatlarnn yce Allah'a ait olduunu ifade etmi oluyoruz. Bizim yce Allah'tan uzak tuttuumuz ve O'nda var olduunu sylediimiz eylerin tesinde yle byk bir durum vardr ki, o bizden gizlidir ve biz onun hakikatini bilemiyoruz. te bu durumu ksaca "Allahu ekber" szmzle ifade etmeye alrz.

Allahekber'in mnas udur: Allahu Tel, bizim kendisinden uzak tuttuumuz ve zt iin ispat ettiimiz eylerden daha ycedir; biz ne yapsak O'nu gerek mnada yceltemeyiz. te Hz. Peygamber'in (s.a.v) u sz bu anlamdadr: "lh, ben seni hakkyla vp yceltemem; sen kendi ztn nasl vp yceltiyorsan ylece ycesin." Mslim, "Salt", 222; Eb Dvd, "Salt", 148; "Vitir", 5; Tirmiz, "Daavt", 75; 112; Nes, "Kym'l-leyl", 51; bn Mce, "Du", 3 Allahu Tel'nn isimleri iinde bizim bilgi ve idrakimizin zerinde mna ieren btn isimler, "Allahu ekber" zikrinin iine girmektedir; el-a'l ve el-mtel gibi... Varlk leminde bu sfatlarla baka bir varlk anlatlsa, biz, yce Allah'a benzeyen ve O'na ortak olan hibir varln bulunmadn syleyip bunu "l ilahe illallah" szmzle ifade ederiz. "L ilahe illallah", Allah'tan baka hibir ilah yok demektir. nk ilh, kendisine kulluk yaplma hakkna sahiptir; kullua da ancak yukarda zikrettiimiz vasflara sahip bir zt hak sahibi olur. Allahu Tel'nn isimleri iinde, el-vhid, el-ahad ve z'l-celli ve'l-ikram gibi, ksaca btn isimleri iinde tayan isimler, "l ilahe illallah" sz iine girmektedir. badete ancak btn ceml (gzellik) ve keml (ycelik), olgunluk sfatlarna sahip olan zt lyktr. Bunlar yle sfatlardr ki, onlar yce Allah'tan baka hi kimse hakkyla sayamaz ve hakikatini ifade edemez. Eer yukardaki drt kelimeyi ve ierdii mnalar, zetle bir kelimenin iinde toplayalm desek, bu kelime "el-hamd lillah" olurdu. lim ve hikmette imam olan Hz. Ali (r.a) demitir ki: "Eer el-hamd lillah szn aklayarak bir deve yk kitap yazmak istesem, bunu yapardm." iin iyz udur: el-Hamd lillah (btn hamdler Allah'a aittir), ifadesi bir vgdr. Bu vgde pek ok ey vardr. vg ile, keml ve ycelik sfatlar ortaya konur. Ayrca vlen kimseden kusur ve ayplar uzak tutulur. Bu vg ile yce Allah'n ztn idrak etmekten ciz kalnd itiraf edilir. Yine bu vg ile, btn keml ve stnlk sfatlarnn sadece yce Allah'a ait bulunduu ve O'nun bu sfatlarda tek olduu ifade edilir. Ksaca el-hamd lillah sz, dier btn mbarek kelimeler iin zikrettiimiz eyleri iermektedir; nk el-hamd kelimesinin bandaki "elif ve lm" harfleri, Arapa'da btn hamd (vg), yceltme eitlerini ifade etmektedir. el-Hamd, bilip bilmediimiz btn vg eitlerini iermektedir. Yukarda zikrettiimiz eylerden hibiri bu vgnn dnda deildir. te ibadete ancak bu zikrettiimiz

sfatlara sahip yce yaratcmz hak sahibidir. Yce Allah katnda yaknlk elde etmi hibir melek, insanla gnderilmi hibir peygamber ve dier insanlardan hi kimse, bu itikattan dar kamaz. Bu itikadn dna ancak, Allahu Tel'nn kendisini nefsi ile ba baa brakt, kt arzularna uyan, hak snrlar ap yce Mevl'sna isyana dalan kimseler kar. Onlar, manev perdelerle perdelenmi, hak kapsndan kovulmu, ilh yaknlktan uzaklatrlm kimselerdir. Bu dnyada Allahu Tel'nn yceliini anlamaktan ve O'nu tanmaktan perdelenen kimsenin, hirette de O'nun ikramlarndan ve cemlini grmekten perdelenmesi (mahrum kalmas) haktr.

ON NC BLM
DORU ve GEERL MAN
Byk limlerden biri demitir ki: "lim bir nurdur; bu nur kalbe indii zaman, n bilinecek eylere ulatrr ve onunla bir irtibat kurar. Gzn nurunun grlen eyle irtibat kurup grmeyi temin ettii gibi, ilim de ulat eyi bilmeyi salar. Sahih (doru) ve Hak katnda geerli itikad, u anlaylardan uzak olmaldr: Ta'tl, ilhd, tebih, tecsm, tekyif, nakz, hulul, ittihd, ibha ve dierleri. Ta'tl, Allahu Tel'nn sfatlarn varln inkr eden grtr. lhd, hak ile btl kartrp bozuk inanca sahip olmaktr. Tebih, Allahu Tel'y varlklara, varlklar da Allah'a benzetmektir. Tecsm, Allahu Tel'nn cisim olduunu sylemektir. Tekyif, Allahu Tel'nn nasl ve nice olduunu bilmenin akl ve aratrma yoluyla mmkn olduunu sylemektir. Nakz, doru inanca ters grlere sahip, olmaktr. Hulul, Allahu Tel'nn varlklarn iine girdiine inanmaktr. ttihd, Allahu Tel'nn varlklar ile birleip btnletiine inanmaktr. bha, belirli bir dereceye ykselen kula her trl haram ilerin serbest olduuna, onun mkellefiyet bandan kurtulduuna inanmaktr.

Sahih bir imanda, Allahu Tel'y her trl ayp ve kusurlardan, varlklara benzeme hallerinden uzak tutma, O'nu yceltme ve aklla idrak edilemeyecek bir ululua sahip olduu inanc bulunmaldr; Sahbe-i Kiramn (r. anhm) sahip olduu iman byleydi." Bu imann delili, Kur'an, snnet ve mmetin ittifakdr. Sonra bu lim yle demitir: "Kulun unu bilmesi gerekir: Allahu Tel zt ve sfatlaryla birdir, tektir, hi kimseye bir ihtiyac yoktur; her ey O'na muhtatr. O'nun ztnda ve sfatlarnda kendisine benzeyen, ortak olan hibir varlk yoktur. O'nun mlknde kendisine ortak olan bir varlk da mevcut deildir. Sfatlar, sonradan yaratlmamtr. Varlnn bir evveli yoktur; O, ezeldir. Varlnn bir sonu olmayp, ebeddir. O'nun iin bir son dnlemez. Btn varlklar hayatta ve ayakta tutan O'dur. O, ezel ve ebed olarak cell (ycelik) ve ceml (gzellik), keml sfatlarna sahiptir. O'nun ululuunun, yceliinin, bir sonu ve biti noktas yoktur. Yce Allah cisim, cisme bal, cisimle irtibatl bir varlk deildir. O, ruh ve onunla irtibatl bir varlk da deildir. Yce Allah, ekil ve ls belirli bir cevher olmad gibi, cevherler O'nun vcuduna girmi de deildir; O, btn varlklar yoktan yaratandr. Yce Allah, tektir, hibir varla muhta deildir, kimseyi evlat edinmemi ve kimse tarafndan da dorulma-mtr. Hibir varlk, O'nun dengi ve benzeri deildir. Yce Allah hareket etmekten, bir yerden bir yere intikalden, ynden, bir meknda bulunmaktan uzak ve ycedir. Bununla birlikte O, btn varlklara yakndr; kuluna can damarndan daha yakndr. O'nun yaratt varlklara yaknl, varlklarn birbirlerine olan yaknl gibi deildir. O, btn varlklara, yce ztna uygun bir ekilde yakndr." Cneyd-i Badd'ye, "Allahu Tel'nn yaknlnn nasl olduu?" sorulunca yle demitir: "O, kullarna bir bitime olmadan yakndr; onlardan bir ayrlma olmadan uzaktr. O'nun yaknlnn ve beraberliinin nasl olduunu aklla bilmek, dille ifade etmek mmkn deildir.

Hibir ey O'nun benzeri ve dengi olmad gibi, O'nun yaknl ve beraberlii de hi kimsenin beraberlii ve yaknlna benzemez. Yce Allah, var iken, O'nunla birlikte hibir varlk yoktu; O u anda da ezelde olduu haldedir."

BAZI SIFATLARIN YORUMLANMASI


unu bil ki, bir kimse, "Allah ara istiva etti" yetin-deki istivay, kelimenin zahir mnasna gre yorumlasa, Allahu Tel'y cisme benzetmi olur; nk istiva, bir eyin zerine ykselmek ve yerlemek mnasndadr. Bunda ek ve pheye dse, yine Allahu Tel'y cisme benzetme dncesinde olur. Eer, Allahu Tel'nn kesin olarak ara yerlemesinin imknsz olduunu, bunun baka bir mnada olduunu sylerse, zahir mnay yorumlam olur. Hak zere gidenlerin itikad budur. yet ve hadislerde geen Allahu Tel'nn nzul/inmesi de byledir. Nzul, zahir mnasna gre alnrsa, yine Allahu Tel'y cisimlere benzetme olur; nk nzl, kelime olarak hareket etmek ve bir yerden bir yere intikal etmektir. Eer byle bir durumun Allahu Tel iin mmkn olmad sylenirse, nzul kelimesi Allahu Tel'ya uygun mnada tevil edilmi ve yorumlanm olur. Hak yolda gidenlerin gr budur. Bil ki, sakncal bir inanca dme korkusu ile, mte-bih (mnas kapal ve gizli) yetleri, uygun ekilde tevil edip yorumlamaktan yz evirmek, kiiyi, pheye, bozuk grlere, avam halkn ayann kaymasna, dinin temelleri hakknda phelere ve yce Allah'n kitabndaki baz yetleri tehlikeli dncelere arzetmeye sebep olur. Btn hamdler sadece yce Allah'a aittir. Bu anlattmz doru ve sahih itikad, kalbi selim hale gelen kimselere aittir. Onlarn kalbi, bid'atlardan (btl dnce ve haram ilerden), eytann vesveselerinden ve nefsin kt arzularndan temizlenmi; takva (Allah korkusu) ile sslenmi, hidayet nuru ile desteklenmi, vera' ile (pheli eylerden ekinerek) terbiye olup saflam ve zikir ile kuvvetlenmitir. Allahu Tel en iyisini bilir.

ON DRDNC BLM
ALLAHU TEL'NIN SIFATLARI
Allahu Tel'nn sbt sfatlar yedi tanedir [Bu, Er'lerin grdr. Mturd'lerde subt sfatlar sekiz tane olup, sekizincisi tekvin (yaratma) sfatdr]. Bunlar hayat, ilim, irade, kudret, iitme, grme ve kelm (konuma) sfatlardr. Bu sfatlarn her birinin taalluk ettii (zellikle hkmn icra ettii) baz alanlar vardr; ancak hayat sfat byle deildir, o btn kemltlarn (olgunluk, ycelik ve erefli hallerin) kaynadr. lim sfat vacip, caiz ve varl imknsz olan btn varlklar ierir. Vacip (olmas zaruri olan); Allahu Tel'nn zt ve sfatlardr. Caiz (olmas ile olmamas eit olan), yaratlan btn mmkin varlklardr. Mstehil, var olmas mmkn olmayan eydir. rade sfat, zel olarak tahsis edilen eylerle ilgilidir. Tahsis, yaratlmas mmkn varlklardan birinin, ilh iradeye uygun ekilde yokluktan varlk lemine kmasn tercih etmektir. Kudret sfatnn tecellisi, varlklarda tesir etmek, hkmn icra etmektir. Tesir, yok olan bir eyi var etmek; var olan yok etmektir. lim, iradeden ncedir; eer nce ilim olmasayd, irade bir eyi tercih etmezdi. Bir ey tercih edilmeseydi, onda kudret tecelli etmezdi. itme sfat, nce ve sonradan meydana gelen her eyi kapsar. Kelm sfat, ilim sfatnn kapsamna giren her eyi ierir. Bu sfatlarn hepsi, Allahu Tel'nn zt ile kaim ve mevcuttur. Bu sfatlar, iki ksma ayrlr. Bir ksmnn, dier varaklarla ilgisi kef (gizli hakikatleri ortaya karmak) iindir; ilim, iitme ve grme gibi. Bazlarnn dier varlklara ilgisi kef ve tesir iin deildir, kelm gibi. Bu sfatlarn en umumi olanlar, ilim ve kelamdr; en hususi olan iitme; orta durumda olan ise grmedir. Beka, varln devaml olmasdr. Bu sfat, zttan ayr bir sfat deildir.

SIFATLAR KONUSUNDA MEZHEPLERN GRLER


E'arler sfatlar konusunda yle der: "Allahu Tel, kendisine has bir hayat sfat ile diridir; ilim sfat ile alimdir, kudret sfat ile kadirdir, irade sfat ile dileyendir; O, kendisine has bir iitme sfat ile iitendir; grme sfat ile grendir, kelam sfat ile konuandr." Kaderiyye'nin (kaderi inkr edenlerin) mezhebi udur: "Allah, zt ile diri, zt ile kadir, zt ile irade eden, zt ile iiten, zt ile gren ve zt ile kelam edendir." Tabiatlarn gr udur: "Ate, kendi tabiatyla yakar; su kendi tabiatnda bulunan bir zellikle susuz kimsenin susuzluunu giderir; ekmek veya yiyecekler, tabi-atndaki bir zellikle karn doyurucudur. Felekler ve yldzlar, tabiatlarndaki zellik sayesinde kendi balarna varlklar zerinde etki yaparlar. Dier btn varlklar da byledir." Hak mezhep sahipleri der ki: "Varlklarn kendi bana bir tesir etme ve i yapma kuvveti yoktur; asl tesir eden ve i yapan Allahu Tel'dr. Yce Allah, en iyisini bilir.

SBT SIFATLARIN DURUMU


Bil ki; E'arler'e gre, bu yedi sfat, ztla birlikte bulunan sfatlardr; onlar bizzat mevcuttur ve her birinin kendisine has hkmleri vardr. Bu sfatlar, yce ztn ayns olmad gibi; O'dan harite mstakil, ayr eyler de deildir. E'arlerin dndaki tahkik ehli limler ise yle der: "Bu sfatlar, yce zta nisbet edilen, kendilerine ait hkmleri olan fakat zttan ayr kendi balarna vcutlar bulunmayan eylerdir; yani zttan ayr deillerdir." Onlarn dndaki baz limler de yle demilerdir: "Bil ki, ilh isim ve sfatlar, Allahu Tel'nm ztna nisbet edilen ve O'na ait olan eylerdir. Hepsi, tek zta aittir. Allahu Tel'nm ztn tanmayan baz gr sahiplerinin zannettii gibi, Allahu Tel iin bu sfatlar kabul edilince, O'ndan ayr olarak birok ilh meydana gelmez." Eer bu sfatlar ayr birer varlk olsayd, onlarn yce ilhta bulunmas gerekirdi; nk bu sfatlara sahip olmayan bir varlk ilh olmaz; bu durumda ztn varl onlara bal olurdu. Bu sfatlar ztn ayns olsa, bu da uygun deil; nk bir ey kendisinin varlk

sebebi olamaz. Eer bu sfatlar ztn gayrisi olsa, bu durumda bir ilhn varl baka bir sebebe bal olurdu ki, bu da olmaz; nk bu, onun muhta olmasn gerektirir; ilahn muhta olmas imkansz bir eydir. Bu durumda Allahu Tel'nm isim ve sfatlarnn ztndan ayr mstakil birer varlk olmalar imknszdr. Bunu iyi anla! Hamd, ancak yce Allah'a aittir.

ON BENC BLM
HLS VE RYA
Bil ki, limlere gre ihls iki ksmdr. Birisi amelde ih-ls, dieri ise, yapt amele sevap istemede ihlstr. Amelde ihls, onunla Allahu Tel'ya yaklamay, O'nun emrini yceltmeyi ve davetine icabet etmeyi irade etmek ve istemektir. Kulu buna sevkeden, sahih ve gzel itikaddr. Bu hlasn zdd, nifaktr (mnafklk). Nifak, yapt amel ile yce Allah'a deil, O'nun dndaki kimselere yakn olmay istemektir. Sevap istemede ihls ise; yapt hayr amel ile hi-rette bir fayda grmeyi istemektir. Bu hlasn zdd riyadr (gsteritir). Riya, hiret ameli ile dnya menfaatini istemektir. Bunu Allahu Tel'dan veya insanlardan istemesi arasnda bir fark yoktur; nk riyada dikkate alnacak husus, kulun yapt amel ile neyi istediidir; kimden istedii deildir. hlasn sonularna gelince; amelde ihls, onu Allah'a bir yaknlk vesilesi yapar; sevap istediindeki ihls ise, ameli makbul ve sevabn ok yapar. Nifaka gelince o, amelin sevabn yok eder ve onu Allah'a bir yaknlk vesilesi olmaktan karr; riya (gsteri) ise, amelin geri evrilmesini gerektirir. "hlasn yeri neresidir, hangi amelde ihls gerekli olur?" denirse, u cevap verilir: Bil ki, baz limlere gre ameller ksmdr: Bir ksm amel vardr ki onda, her iki ihls da bulunur; bunlar temelde zahir ibadetlerdir. Bir ksm ameller vardr ki, onlarda sevap isteme ih-ls bulunmaz; fakat ameldeki ihls bulunur. Bunlar, ibadetlere hazrlk iin yaplan mubah amellerdir. eyhimiz Eb Tlib el-Mekk (rah) demitir ki: "Temel ibadetler iinde Allahu

Tel'dan bakas iin de yaplma ihtimali bulanan ibadetlerde, ameldeki ihls geerlidir. Btn ibadetlerin ounda da ameldeki ihls bulunur. Amele karlk yani sevap istemedeki ihlsa gelince, eyhimiz bu konuda yle demektedir: "Eer amel eden kimse, btn (kalple yaplacak) bir amelde Allahu Tel'dan dnya menfati isterse, bu da riyadr. Ben derim ki: Durum byle olunca, pek ok btn (kalb) ibadette de iki eit ihls bulunur; nafile ibadetler de byledir. Onlarda da ie balarken iki eit hlasn bulunmas gerekir." Bir ibadete hazrlk iin yaplan mubah amellere gelince, onlarda ameldeki ihls deil, karlk beklemedeki ihls bulunur. nk bu tr ameller, kendi bana Allah'a bir yaknlk olacak amel deildir; onlar ancak Allaha yaknlk olacak amellere bir hazrlk vazifesi grrler. hlasn bulunaca yerler buralardr. hlasn vaktine gelince, ameldeki ihls, kesin olarak amelle birlikte bulunmaldr; bazan amelden sonra olduu da olur. Karlk/sevap beklemedeki ihls ise, ou kez amelden sonra bulunur. Baz limlere gre, bu tr ihls iin, amelin bittii ana itibar edilir. Kul ameli bitirdiinde, hlasn yannda riya (gsteri) de bulunsa, i bozulur; bundan sonra onu telafi imkan da olmaz. Allah en iyisini bilir.

AMELN KORUNMASI GEREKEN EYLER


Bil ki, kulun hayrl bir amelini u on eyden korumas gerekir. Bunlar nifak, riya, bozukluk, baa kakma, eziyet, yaptna piman olma, ucub (kendini beenme), hasret, hafife alma, insanlarn knamasndan korkma. Sonra eyhimiz (stadmz) Eb Tlib el-Mekk (rah), btn bu kt hasletlerin zdd olan gzel amelleri ve bu kt hasletlerin zararlarn zikretmitir. Nifan zdd, ameli Allahu Tel iin ihlsla yapmaktr. Riyann zdd, yapt ameli karln hirette Allah'tan bekleyerek yapmaktr. Bozuk amelin zdd, takvadr. Baa kakmann zdd, ameli Allah iin yapp bitirmektir. Eziyetin zdd, ameli, sevabn zayi edecek her trl sz ve davrantan korumaktr. Pimanln zdd, nefsi hak yolda sabit tutmaktr. Amelini beenmenin zdd, o amelde yce Allah'n ihsan ve nimetini grmektir.

Hasretin (ktl zlemenin) zdd, hayrl ileri bir ganimet bilmektir. Ameli hafife almann ve gevekliin zdd, yce Allah'n yardm ve inayetini gznde bytmektir. nsanlarn knamasndan korkmann zdd, Allahu Te-l'dan korkmak ve kalbi ilh hayet ile doldurmaktr. Sonra bil ki, nifak ameli yok eder; riya ise reddini gerektirir. Yapt hayr baa kakmak ve iyilik yapt kimseye sz ve davran ile eziyet etmek, o anda kalpte bulunmas gereken sdk ve samimiyeti yok eder. Baz limlere gre bu iki ey, amele verilecek daha fazla sevab yok eder. Yapt iyilie piman olmak, btn limlerin szne gre, amelin sevabn yok eder. Amelde kendini beenme, amele verilecek fazla sevab yok eder. Baka eye zenme ve amele nem vermeme, amelin deerini hafifletir. Senin bu tehlikeli ve korkun engelleri gemen gerekir. Hayrlarda muvaffakiyet ancak yce Allah'n yardm ile mmkndr.

ON ALTINCI BLM
PEYGAMBERLERN BTN GNAHLARDAN KORUNMASI
Kad yz (rah), e-if adl eserinde bu konuda yle demitir: "Bil ki, peygamberlerin (aleyhimsselm) kk gnah ilemesinin caiz olduunu syleyen baz fakih, muhaddis ve kelmclar, bu grlerine, Kur'an ve snnetten birok delili zahirine gre yorumlayarak delil gstermilerdir. Eer onlar, bu tr delillerin zahir mnasna yapacak olurlarsa, bu onlar, peygamberlerin byk gnah ilemesinin caiz olduunu sylemeye, mmetin icmasnn aksine gr bildirmeye ve hibir mslmann sylemedii eyleri ileri srmeye de gtrr. Bu olacak i mi? Bu kimselerin, mfessirlerin mnasnda ihtilaf ettii ve hkm itibariyle birok mnaya gelme ihtimali olan yetlerden karttklar sonular ve ileri srdkleri btn eyler, nceki selefin tuttuu yola ve gre ters eylerdir. Bu iddiada olanlarn gr icma olmaynca, onlarn delillerinin ihtilafl olduu aktr. Dier deliller onlarn sznn hatal olduunu, dorunun bunun dnda

bulunduunu, onlarn grnn terkedilip doru gre dnmenin vacip olduunu ortaya koymaktadr. Allahu Tel, en iyisini bilir.

Hz. PEYGAMBER'E (s.a.v) KARI VAZFELERMZ


nsanln son peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.v) kar bir insann ilk vazifesi, onun getirdii ve syledii btn eyleri tasdik etmektir. Kalbinin yapt bu tasdike dili de katlp onun btn insanla gnderilmi bir peygamber olduunu sylemelidir. Sonra, bu insana den onun emrettii ve yasaklad btn hususlarda kendisine uymaktr. Ayn ekilde, onu sevmek, ona kar samimi olmak, onu yceltmek, ona iyi davranmak ve kendisine salt etmek (Allah'tan rahmet istemek) de her insana vaciptir. Bunlar, onun getirip tebli ettii slm dininin emrettii vazifelerdir. Bil ki, mmet, Hz. Peygamberin (s.a.v) eytandan korunduu ve ona kar himaye edildii konusunda gr birlii iindedir. eytan ona zahirinden ulap hibir eziyet veremedii gibi batnna (i lemine) ulap herhangi bir vesvese de veremez. Reslullah Efendimiz (s.a.v) ayn ekilde Allahu Te-l'y ve sfatlarn bilmemekten yahut btn bu konularda ilme ters bir halde olmaktan korunmutur. Bu korunmann peygamberlikten sonra mevcut olduu aklen ve mmetin icmasyla sabittir; peygamberlikten nce olduu ise haber ve nakil yoluyla sabittir. Hz. Peygamber (s.a.v), dine ait bir hkme ve yce rabbinden naklettii vahye ters decek btn hallerden, korunmutur. Bu, aklen ve dinen kesin olarak sabit olan bir durumdur. Resl-i Ekrem (s.a.v), yalan sylemekten ve verdii sze ters hareket etmekten de korunmutur. O, Allah tarafndan peygamber olarak gnderildii gnden beri, kastl veya kastsz byle bir ey yapmamtr. Onun yalan sylemesi aklen ve icma ile imkanszdr; nk bu, mucizeye (Allah tarafndan zel olarak desteklenip insanla rnek numune yaplmasna) terstir. Onun peygamber gnderilmeden nce de hi yalan sylemedii kesin olarak bilinmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v), btn mmetin icmasyla byk gnah ilemekten uzak kalmtr. Hayat- saadetleri iyi incelendiinde grlecektir ki o, kk gnahlara ve sevimsiz ilere de bulamamtr. Hatta onun erefli gnl, mubah olan eylere de ancak onun mubah olduunu gstermek ve onunla yce rabbinin taatine bir destek bulmak iin ynelmitir. Ayn ekilde Hz. Peygamber (s.a.v) honutluk, kzgnlk, ciddiyet, aka, shhat ve hastalk gibi btn hallerinde kusur ilemekten muhafaza edilmitir. Onun, yce

Allah'tan verdii haberlerde ve tebli ettii szlerde yanlmas, unutmas, gaflete dmesi ve hata etmesi de mmetin icmasyla imknszdr. nk byle bir hal, onun mucize sahibi olmasyla eliir. Teblii ilgilendiren fiillerinde yanlmasnn caiz olmas ise, o halde brakl-mayp hemen uyarlmas artyla olabilir. Bunun hikmeti ve faydas, byle bir durumda hkmn ne olduunu gstermek ve koyduu hkmde mmetin kendisine uymasn temin etmektir. limler, Hz. Peygamberin (s.a.v) dinle ilgili ileriyle, teblii ilgilendiren szlerinde yanlmasn birbirinden ayr tutmulardr. Onun szlerinde bir yanlma olmayacan, bunun mucizeye ters deceini sylemilerdir. Fiillerindeki yanlmaya gelince bu, mucizeye ters olmad gibi onun peygamberliini de zedelemez; aksine byle bir durumda bir ilim beyan etmesine ve bir hkm ortaya koymasna sebep olur. Nitekim bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) yle buyurmutur: "Ben ancak, bu konuda da bana uyulsun ve nasl davranlaca bilinsin diye bazan unutturulurum.*3 Bu durum, noksanlk ve kusurdan uzak bir haldir; aksine o, teblide daha fazla etkili olmakta ve bu sayede din nimeti tamamlanm olmaktadr. Hz. Peygamberin (s.a.v), dini teblie ve dinin hkmlerini aklamaya girmeyen, kendisine has din ilerine ve kalb zikirlerine gelince, sflerden bir grup ve kalp ilimlerine sahip kimseler, btn bu ilerde Reslul-lah'n (s.a.v) yanlmasnn, unutmasnn, gaflete dmesinin ve kusur etmesinin imknsz olduunu sylemilerdir. mmetin limlerinden pek ou, onun dini tebli ve hkmleri tatbik grevi dndaki ilerde yanlmasn caiz grmlerdir. Bu iler, mmetin yneltilmesi, halkn mallarnn paylatrlmas, aile ilerinin dzenlenmesi ve dmanlara kar tutumlarla ilgilidir. Fakat bu tr ilerdeki yanlmas da sk ve devaml deildir; belki ok az meydana gelmitir. Bunda da onu erefli mertebesinden drecek ve mucizesine ters decek bir durum yoktur. Bil ki, Hz. Peygamberin (s.a.v) bir insan olduunu gstermek iin, saadetli vcudunun dna, hastaln, ac ve elemlerin gelmesi caizdir; fakat bu eyler asla onun i lemine ve kalb-i eriflerine ulamaz. nk onun kalb-i erifi srekli Yce Rabbini mahede etmekte ve O'nunla ns (zel muhabbet) halindedir. unu da bil ki, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) hakknda sylediimiz bu eyler, btn peygamberler ve melekler iin de geerlidir; onlar da byk ve kk gnah ilemekten korunmulardr.

Hz. PEYGAMBER'E (s.a.v) AT AMEL VE DURUMLAR


Hz. Peygamber'e (s.a.v) farz olan iler: Baz ameller vardr ki, onlar Hz. Peygamber'e (s.a.v) vaciptir. Bunlar teheccd, vitir ve kuluk namazlar, kurban kesmek, gerektii zaman ashabyla istiare etmek, hanmlarn istedikleri takdirde kendisiyle kalma veya kalmama konusunda serbest brakmak, misvak kullanmak, say olarak ok da olsalar dmanlara kar sabretmek ve grd bir kt ii deitirip dzeltmektir. Hz. Peygamber'e (s.a.v) haram olan iler: Baz iler vardr ki, dier insanlara hell olmakla birlikte Hz. Peygamber'e (s.a.v) haramdr. Bunlar iirle uramak, sadaka ve zekat almak, dnya nimetlerine sahip kimselere gz dikip imrenmek, harpte hile yapmak, istemeyen kadn zorla nikhnda tutmak, kendisine raz ve rabet eden kadn boamak; prasa, sarmsak ve soan yemek, yaslanarak yemek yemek; bu konu ihtilafldr. Sahih olan gr bunun haram deil, mekruh olmasdr. Hz. Peygamber'e (s.a.v) yasak olan dier iler unlardr: Ehl-i kitabn hr kadnlar ile evlenmek, msl-man criye ile nikahlanmak. Borlu kimsenin cenaze namazn klmak; bu konu da ihtilafldr. Sahih olan gre gre, Reslullah Efendimiz (s.a.v) len bir msl-mann borcunu stlendikten sonra, namazn klmtr. Kendileriyle harp edilmesi gereken kimselerle harp etmeden onlardan elini ekmek de Hz. Peygamber'e (s.a.v) yasaktr. Hz. Peygamber'e (s.a.v) mubah (serbest) olan iler: u iler Hz. Peygamber (s.a.v) iin mubah klnmtr: Onun kendisi ve ailesi hakknda hkm vermesi. Kendisi ve ailesi hakknda ahitlikte bulunmas ve ahitliinin kabul edilmesi. Ganimetlerin bete birinin kendisine ait olmas ve ganimetlerin hell olmas. stedii kadnlarla mihirsiz niknlanmas. Hibe lafz ile nikhnn geerli olmas. Muhta kimselerin yiyeceini alp darda kalmlara vermesi. stedii zaman lleri diriltmesi. Devaml ilmi ile hkm vermesi. Sahih olan gre gre, uykuyla ve mahremine dokunmakla abdestinin bozulmamas. Onun malna vris olunmaz.

Onun kadnn velisi ve ahitler olmadan evlenmesi geerlidir. Sahih olan gre gre onun drtten, hatta dokuzdan fazla evlenme hakk vardr. O, ihramda iken bir kadn ile nikhlanabilir. Onun kendi adna ve istedii kimseler adna nikh kymas sahihtir. Hz. Peygamber'e (s.a.v) has olan faziletler: Reslullah'n (s.a.v) vefatndan sonra geride kalan hanmlar ile bir kimsenin evlenmesi kesin olarak haramdr. Sahih olan gre gre, Hz. Peygamberin (s.a.v) kendisiyle beraber olup boad hanmlar ile evlenmek de haramdr; nk onlarn hepsi, mminlerin anneleridir. Hz. Peygamber'in (s.a.v) getirdii din, nceki dinlerin amel hkmlerini yrrlkten kaldrmtr. slmiyet, kyamete kadar devam edecektir. Onun mucize kitab Kur'n- Kerm, deime ve bozulmadan korunmu olarak kyamete kadar devam edecektir. O, Allahu Tel'nn kullar zerinde onlar sorumlu tuttuu bir delilidir. Yeryz onun zt ve mmeti iin her yerinde namaz klnabilecek bir mescid yaplm, yeryznn topra teyemmm ve taharet iin temiz klnmtr. Hz. Peygamber'e (s.a.v) be trl efaat etme yetkisi verilmi ve zellikle btn insanlk iin kullanaca en byk efaat yetkisi (efaat-i uzm) kendisine tahsis edilmitir. [limlerimiz efaati be ksma ayrmlardr: 1-efaat-i uzma. Bu, btn halkn maherin dehetinden kurtulmas iin yaplacak efaattir. 2- Mminlerden bir grubun hesapsz cennete girmesi iin yaplacak efaat. Bunlarn ikisi sadece Hz. Peygamber'e (s.a.v) aittir. 3- Baz cennetlik kimselerin derecelerinin ykselmesi iin yaplan efaat. 4- Azab hak etmi baz kimselerin affedilip azaptan kurtulmas iin yaplan efaat. 5- Cehenneme giren gnahkr mminlerin, hak ettikleri azab tam olarak ekmeden ateten karlmas iin yaplan efaat (Mtercim).] Cennetin kapsn ilk olarak ap girecek olan Hz. Peygamber'dir (s.a.v). Onun mmeti, mmetlerin en hayrls olup sapk fikir ve yol zerinde birlemezler. Maherde ilk efaat edecek ve efaati kabul edilecek odur. Kabrinden ilk kalkacak odur. Kyamet gn onun mmetinin yars melekler gibi manev gzellikler iinde olacaktr. Hz. Peygamber'in (s.a.v) saadetli vcudundan atlan her ey temizdir. Onun kan, tkr, teri ile bereketlenilir, ifa bulunur.

Hz. Peygamber'e (s.a.v) ait bir zellik de o, n tarafndan grd gibi arka tarafndan da grr. Onu evinin arkasndan yksek sesle armak hell deildir. Onun oturarak kld nafile namazlarnn sevab, ayakta durarak kld nafile namazn sevab gibidir. Ona, uzaktan ismi ile armak caiz deildir. Kendisine az kelime ile ok mna ifade etme gc verilmitir. Buna "cevmiu'ikelim" denir.

Hz. PEYGAMBER'E (s.a.v) HRMETSZLN HKM


Bil ki, Allahu Tel Kur'an- Kerm'de, Hz. Peygamber'e (s.a.v) eziyet etmeyi haram klm ve ona eziyet edene lanet etmitir. Bk. et-Tevbe 9/61; el-Ahzb 33/53, 57. Btn mmet, aka veya dolayl olarak Hz. Peygamber'in (s.a.v) erefini drecek eyler syleyen ve kendisini ktleyen bir mslmann ldrlecei konusunda gr birlii iindedir. Bil ki, kim onun hakknda kt eyler syler, kendisini ayplar, onun yaratlnda, ahlknda yahut sfatlarnda bir noksanlk ve kusur olduunu ileri srerse yahut bu yolla onun hakknda pheler yayar, onu hafife alr ve dili ile kk drrse, bu kimse Hz. Peygamber'e (s.a.v) hakaret etmi, hakknda kt konumu biridir. Byle bir kimse ldrlr. Bir insan olarak bana gelmesi caiz olan hastalk, sknt ve imtihanlar yanl deerlendirerek, onlar Hz. Peygamber (s.a.v) iin bir kusur, noksanlk ve ayp olarak sunan kimseler de bu hkmdedir. Btn bunlar, sahbe-i kiramdan gnmze kadar gelen limlerin zerinde ittifak ettikleri hkmlerdir. bnu'l-Mnzir (rah) demitir ki: "Btn ilim ehli, Hz. Peygvvamber'e (s.a.v) kfreden ve hakknda kt konuan kimselerin ldrlecei hakknda gr birlii iindedir, imam Malik, Leys, Ahmed, shak ve afii'nin gr budur. Eb Bekir es-Sddk'n (r.a) gr de bu yndedir. Onlara gre, bu kimsenin tvbesi kabul edilmez. Ebu Hanife ve ashab, Sfyn es-Sevr, Kfe limleri ve Evz Hz. Peygamber'e (s.a.v) kfreden bir ms-lman hakknda ayn grtedirler, fakat onlar bunun dinden kmak (riddet) olduunu sylemilerdir." Allahu Tel en iyisini bilir.

ON YEDNC BLM
KALBE GELEN DNCE ETLER
Kalbe gelen dncelerin bir ksm eytandandr. Onlar tanmak ve zararn kalpten uzaklatrmak iin nce Allahu Tel'ya snmal, sonra u yolla onu defetmeye almaldr. 1-eytann tuzak, hile ve oyunlarn tanmaldr. 2-eytandan gelen vesvese ve ary basite alp kalbi ona balamamaldr. 3-Kalp ve dil ile Allahu Tel'y zikretmeye devam etmelidir. Hi phesiz yce Allah' zikir, insan eytana kar kuvvetlendirip koruyacak en gzel gdadr. eytann hile ve tuzaklarn tanmaya gelince, kalbe gelen dnceleri ve eitlerini iyi tandnda hangisinin eytana ait olduunu farkedebilirsin. Kalbe Gelen Dnce eitleri Bil ki, havtr dediimiz dnceler, kulun kalbinde meydana gelen birtakm etkilerdir. Bunlar, kalpte birtakm ileri yapmaya veya terketmeye sebep olur. Btn bu dncelerin kalpte olumas Allahu Tel'dandr; nk her eyin yaratcs O'dur. Bu dnceler temelde drt ksmdr: 1- Baz dnceler vardr ki, balangc itibariyle onlar kalpte Allahu Tel var eder; buna sadece "hatr (dnce)" denir. 2- Baz dnceler, insann tabiatna uygun olarak kalpte oluur. Buna nefisten gelen dnce (hev) denir. 3- Baz dnceler eytann arsndan sonra meydana gelir, ona nisbet edilir, buna "vesvese" denir. 4- Baz dnceler dorudan yce Allah tarafndan kalpte yaratlr, buna "ilham" denir. Balangc itibariyle Allahu Tel'dan gelen dnceler bazan hayr, ilh bir ikram ve kulu sorumlu eden bir delil olur. Bu dnce, bazan kul iin imtihan maksaadyla er olarak da gelebilir. Yce Allah tarafndan gelen ilham ise ancak hayrdr, nk o, kulu hayra ve doruya sevk iin gnderilmitir. eytan tarafndan kalbe atlan dnceye gelince; o, ancak aldatma yoluyla ktlk getirir. ou zaman bu dnce bir tuzak ve istidrc olarak hayr eklinde gelir.

Nefsin hevs (kt arzular) tarafndan kalbe gelen dnce, ancak ktlktr. Bunun iinde bazan hayrl olan dnce de mevcuttur; fakat bu hayr, gelen dncenin kendisinden deil, kulu daha hayrl bir iten alkoymaya ynelik bir hayrdr. te bunlar, kalbe gelen dnce eitleridir. Sonra senin, u konuyu bilmeye ihtiyacn vardr: Birinci konu: Allah hepsinden raz olsun, limler demilerdir ki: "Kalbe gelen dnceleri tanmak ve iyisini ktsnden semek istersen; onlar u lye vur ki, dncenin hangi trden olduunu anlayasn: 1-Kalbine gelen dnceyi, dinin l ve hkmlerine arzet; eer din onun hayrl olduunu sylerse, o hayrldr; tersini sylerse o ktdr. Gelen dnce ruhsat veya pheli eylere giriyorsa, o da ktdr. Eer bu lyle dnceyi tam tanyamadysaan, onu salihlerin gidiatna arzet; ayet gelen dnce onlarn gzel hallerine uyuyorsa o, hayrldr, yoksa ktdr. Eer bu l ile de dncenin i yz anlalmad ise, onu nefsine ve arzularna arzet; ayet nefis ona tabii meyli ile meylediyorsa, o ktdr; ancak nefis ona yce Allah'n rahmetini mit ederek meylediyorsa, bu dnce hayrldr. kinci konu: Kalbe gelen dncenin ilk olarak eytandan m, nefisten mi yoksa yce Allah'tan m geldiini bilmek istersen; onu u ynleriyle deerlendir: 1 - Eer dnce srarl bir ekilde ayn hal zere geliyor ve kalpte sabit duruyorsa, o Allahu Tel'dan veya nefistendir. ayet gelen dnce kt, kararsz ve tereddtl ise, o eytandandr. 2- Kalbindeki dnce, yeni yaptn bir gnahn peinden olumusa, o, Allahu Tel'dan olup senin iin nceki gnahnn bir cezasdr. Eer kt dnce bir gnahn peinden gelmeyip senden kaynaklanyorsa, o, eytandandr. 3- ayet kalbe gelen kt dnce zayflamyor, Allahu Tel'nn zikri ile azalmyor ve srekli duruyorsa, o nefsin hevasndan (kt arzusundan) ileri gelmektedir. Eer kt dnce, yce Allah'n zikri ile azalyorsa, o eytandandr. nc konu: Hayrl bir dncenin Allahu Tel'dan m yoksa melekten mi geldiini bilmek istersen, bu konuda u duruma bak: 1- Gelen hayr dnce, kesin bir hal zere geliyorsa, o Allahu Tel'dandr; eer hayr dnce sabit olmayp kalpte gidip geliyorsa, o melektendir. 2-Kalbe gelen hayr dnce, senin bir gayretin sonucu ve yaptn taatin peinden olumusa, o Allahu Tel'dandr; deilse melektendir.

3-Kalbe gelen hayr dnce, temel inan esaslar ve kalbin btn amelleriyle ilgiliyse, o Allahu Tel'dandr; eer temel esaslarn dndaki meseleler ve zahirdeki amellerle ilgiliyse, o ounlukla melektendir. nk ekseri limlerin grne gre melek, kulun i lemini bilmeye imkn bulamaz. Bazan eytan tarafndan kalbe hayr dnce atlr; bu, kulu o hayrn zerinde yava yava ktle yaklatrmak iin olur. Bu durumda bak; kalbine gelen i konusunda nefsini nasl buluyorsun. Eer nefsinde ilh hayet olmadan ie kar bir heves varsa, nefsin hi dnmeden ite acele ediyorsa, korku halinden uzak bir halde emniyet iinde ise, iin sonunu grmeden basretsiz bir ekilde iine dalyorsa, bil ki o dnce eytandandr; ondan sakn. Eer nefsini bu saydklarmzn aksi bir halde buluyorsan, bil ki o dnce, Allahu Tel'dan veya melektendir. Bu konuda derim ki: Ar arzu, insanda sevdii ie kar bir heyecan ve hareket meydana getirir; insan iyice incelemeden ve bir sevap dnmeden o ie dalar. Teenn (yava ve ihtiyatl hareket) etmeye gelince; bu, vlm bir haldir; ancak baz durumlarda iyi deildir. Korkuya gelince; bu, ya ameli tamamlamada, ya onu hakk ile yerine getirmede veya Allahu Tel'nn onu kabul etmesinde olur. in sonunu grmeye gelince; bu, kalbe gelen dnceyi iyice aratrp onun kesin bir ekilde doru ve hayr olduunu tesbit etmektir. Bir iin, hirette sevap kazanmak ve ilh rahmete ulamak iin yaplmas da ihtimal dahilindedir. Senin detaylarn da bilmen gereken bu konu, gizli ilimlerden ve bu iin i yzn ortaya koyan kymetli srlardandr. Muvaffakiyet (hayrda baarya ulamak) ancak yce Allah'n yardm ile mmkndr. Kulunu hidayete ulatran O'dur.

ON SEKZNC BLM
DLN FETLER
Dilin fetleri zetle yirmi tane olup unlardr:

Mlyni (kendisini ilgilendirmeyen sz), fazla konuma, btl ve bo konulara dalma, tartma ve mcadele, birbiriyle ekime, konumada yapmack szlerle edebiyat yapma, irkin sz, kfr ve kt konuma, lanet okuma, faydasz iir, bo aka, alay etme, elenme, bakasnn gizli hallerini yayma, yalandan sz verme, yalan konuma, yalan yere yemin etme, gybet, nem-me (laf getirip gtrme), iki tarafa farkl konuma, yaclkla vme, sylenen sz anlamada hata edip meram yanl nakletme, Allahu Tel'nn sfatlar hakknda insanlarn akllarnn ermeyecei konularda soru sorma. imdi bunlar ksaca aklayalm: Mlyni (kendisini ilgilendirmeyen sz), insann konumad zaman herhangi bir gnaha girmeyecei, imdi ve ileride bir zarar grmeyecei szlerdir. Fazla konuma, ihtiya d fazla konumalardr. Btl ve bo konulara dalma, gnah olan konulardaki konumalardr; cima hallerini, iki lemlerini, zalimlerin zulmlerini anlatma gibi. Nefsin hevasna (kt arzularna) uyan bozuk mezheplerin grlerini anlatmak da bu ksma girer. Ayn ekilde, sahbe-i kiram (r.anhm) arasnda cereyan eden olaylar, onlarn derecesini drecek bir ekilde anlatmak da btl konumaya girer. Tartma, bir bakasnn szndeki ve niyetindeki bozukluklar ortaya koyarak ona itiraz etmektir. Mcadele, mezhep ve grlerle alkal tartmaya girip grleri rtmeye almaktr. ekime, kar tarafa eziyet etme kastyla yksek sesle mnakaa etmek, sz uzatmak, bir hacet ve faydas olmad halde eziyet verici szlerle dmanl krklemektir. Konumada edebiyat yapma, laf aznda dolatrarak yapmack hareketlerle gzel konumaya almaktr. irkin sz, irkin ileri aka anlatmaktr. Lanet okuma, ya cansz varlklara ya hayvanlara ya da insana olur. Btn bunlar yasaklanmtr; nk lanet, Allah'tan uzaklatrmaktr. Bu da ancak, kulu Allahu Tel'dan uzaklatran sfatlara sahip kimseler iin caiz olur. Laneti gerektiren sfatlar tane olup bunlar; yce Allah' inkr, dine bid'at (haram uygulama) sokmak ve aktan gnah ilemektir. Bu sfata sahip kimselere lanet okumak caizdir. Bu gruplardan birinden olan bir ahsn ahsna lanet okumaya gelince, Firavun, Eb

Cehil ve Eb Leheb gibi, kfr zere ldkleri bilinenler hari, dierlerine lanet okumak yine caiz deildir; nk o kimsenin slm zere lme ihtimali mevcuttur. iire gelince; normal konumada olduu gibi, onun gzeli gzel, kts de ktdr. akaya ve taklmaya gelince, iinde yalan ve eziyet bulunmayan az bir ksm hari, dier akalar yasaktr. Alay etmek, insanlar gldrerek bir kimsenin ilim ve ameldeki kusurlarn ortaya koymaktr. Bu, kar tarafa eziyet verdiinde haram olur; yoksa olmaz. Gizli halleri yaymak, bunda halleri anlatlan kimseye bir zarar varsa, haram olur; yoksa, bu ii yapan kimse knanr. Yalan yere sz vermek, mnafklk almetidir. Eer sz veren kimse sz verirken iinden onu yerine getirmeyeceine karar vererek sz verir ve szne ters hareket ederse, bu mnafklk almetidir. Ama szn yerine getirmeye kesin karar verdii halde, bana gelen bir durumdan dolay szn yerine getirememesi, mnafklk deildir; fakat nifaa benzeyen eylerden de saknmak gerekir. Yalan konumak ve yalan yere yemin etmeye gelince bunlar gnahlarn en ktlerindendir; ancak baz durumlarda yalana izin verilmitir. Bu konuda unu bilmek gerekir: Sz, insan maksadna gtren bir vesiledir. Gzel bir maksada doru szle ulald gibi yalan szle de ulalsa, bu durumda yalan sylemek haramdr. Gzel bir sonuca, doru szle deil de ancak yalan ile ulalabil-se, bu durumda yalan mubah (serbest) olur. Eer ulalmak istenen sonu, hayrl ve gerekli ise hkm budur.

GIYBET
Gybete gelince; bu, Kur'an, snnet ve mmetin ittifakyla haramdr; ancak baz durumlarda hell olur. Gybet, mslman kardeindeki bir kusuru arkasndan sylemektir. Bu kusurlar, kiinin haberi olduunda ho karlamayaca kusurlardr. Anlatlan kusurun, onun dini, dnyas, sz, ii, yaratl, huyu, giyim kuam, kazanc, nesebi, evi, binei konusunda olmas farketmez, hkm ayndr. Kusuru anlatmada sz, fiil, ka gz hareketi, rumuzlu anlatm, iaret, ima, ta'riz, kinaye tr anlatmn bir fark yoktur; bir yolla kusur ortaya konuyor ve bunu kar taraf anlyorsa, btn burlar haramdr. insan gybete iten sebeplere gelince, bunu iki gruba ayrrz: Biri avam halk gybete sevkeden sebepler, dieri de dindar ve zellikle limleri gybete sevkeden

sebeplerdir. Halk gybete sevkeden sebepler; kzgnlk, dmanlk ve haset bata gelir. Bunlarn yannda, oyun, elence, insanlar kk drme, hafife alma, yapmack hareketlerde bulunma, kendini vme ve bbrlenme gibi ilerde arkadalarna uymak, kendisine nisbet edilen ayplardan temize kmaya almak, byklerin ve ileri gelen ztlarn yannda kendisini ktlemekten ekindii kimseleri ktlemek gibi eyler, halk gybete sevk sebeplerdir. Dindarlar ve limleri gybete iten sebepler ise; ktlk edene Allahu Tel iin kzmak, birinin fiilinden holanmak, ona efkat ve merhamet etmek gibi grnte gzel olan eylerdir. Bunlar, insan gybete sevkeden en kapal ve gizli yollardr. eytan, bu yollar bilmeyen limleri aldatr ve ona Allahu Tel iin kzlan kimsenin gybetini yapmaya ruhsat vardr diye dndrr. Ancak baz zel durumlarda birilerinin kt durumunu anlatmaya ihtiya vardr; bu gybetin iine girmez. Mesel, hkimin nnde kendisine zulm yapan kimsenin yapt zulmleri ve ktlkleri anlatlr. Yine bir konuda fetva alnrken, lzm olduu kadar o konuda kusur ileyenlerin kusurlar anlatlr. Bir ktl ortadan kaldrmak, insanlar ondan sakndrmak ve nasihat iin, bakasnn aktan yapt kt iler anlatlr. Bir kimse tantlrken, normal ismi ile tannmyorsa, mehur lakab ile tantlabilir. Bu konuda dinimiz, zaruret olduu iin gybete izin vermitir. Gybet hastalnn tedavisi: Bu hastalktan kurtulmak iin unu bilmen gerekir: Sen mslman kardeinin gybetini yapmakla kendini Allahu Tel'nn gazabna atmaktasn ve iyiliklerini gybetini yaptn kimsenin amel defterine naklederek yok etmektesin. Gybetten tvbe etmenin temel artlar unlardr: Gybetin haram olduunu bilmek, yapt gybete piman olmak, gybet dncesini iinden skp atmak, bir daha yapmamaya kesin karar vermek, yaptn gybeti syleyerek gybet ettiin kimseden helllik almak. Ancak bu mmkn olmazsa, onun iin hayr dua etmek.

NEMME (LAF TAIMA)


Bil ki, nemme de Kur'an, snnet ve mmetin ittifak ile haramdr. Nemme, iki kiinin arasn bozmak iin birinden deerine laf tamaktr. Onu, kendisinden laf tanan, kendisine laf gtrlen ve bir bakasnn kt grp grmemesi bir ey deitirmez, yaplan i haramdr.

Laf tamann sebebi, kendisinden laf tanan kimseye ktlk etmek, laf gtrlen kimseye sevilmek ve bo ilere dalmaktr. Bunun ilc, zararndan ekinerek ondan dilini tutmaktr. Laf tamadan tvbenin temel artlar unlardr: Ara bozmak iin laf tamann haram olduunu bilmek, yaptna piman olmak, byle bir i dncesini iinden skp atmak, onu bir daha yapmamaya kesin karar vermek. Ara bozmak iin kendisine laf getirilen kimseye alt vazife der: 1- Kendisine geleni tasdik etmemeli. 2- Laf getirene bu ii yapmamasnn sylemeli. 3- Ona Allahu Tel iin kzmaldr; nk bu yapt yce Allah katnda kzlacak bir itir. Allahu Tel'nn kzdna kzmak farzdr. 4- Ona destek vermemeli, kendisine itibar etmemeli. 5- Kendisinden laf getirilen kimse hakknda hemen bir aratrmaya girmemeli. 6- Ona kar kt dnceye kaplmamal.

KT ZAN
Bil ki, bir mslman hakknda kt konumak haram olduu gibi, kt zanna kaplmak da haramdr. Kt zan, bilmediin bir konuda mslman kardein hakknda kt diye hkm vermendir. iki dilli olmaya gelince, bu, birbirine dman olan iki kimsenin arasn bozmak iin arada laf tamaktr. Bu kimse, iki taraf arasnda laf tamasa fakat her birinin yannda iken onun yapt dmanl gzel bulsa yahut her ikisine yardm etme sz verse veya her ikisini yapt dmanlktan dolay vse ya birini vse de yanndan knca onu ktlese, btn bu durumlarda o kimse iki dilli, iki yzl bir insandr. Halbuki bu durumda ona uygun olan; susmas ve ya onlardan hakl olan kimseyi huzurunda, arkasnda ve dmannn yannda hayrla anp vmesidir.

VME
Bir kimseyi yzne kar vme, baz durumlarda yasaklanmtr. vmede alt tehlike vardr; drd vene kimseye, ikisi de vlen kimseye aittir. ven kimseye ait tehlikeler: 1 - vmede ileri gidip yalana kadar varmak. 2- Bazan vmeye gsteri girer; nk ven kimse, vd kimseye sevgisini aklar, ama onu syledii kadar sevmez. Yahut ven kimse, syledii eylerin hibirine inanmamaktadr; bu durumda iki yzl bir riyakr olur. 3- Bazan ven kimsenin syledikleri kar tarafta bulunmaz; bu durumda o, Allah katnda temiz olmayan birini temize karm olur ki bu, bir helak sebebidir. 4- Bazan vlen kimse zalim veya fsk bir kimse olduu halde , vld zaman bundan holanr; bu ise caiz deildir; nk fsk bir kimse vld zaman Allahu Tel gazap eder. vlen kimseye gelince o, vlme ile iki ynden zarar eder: 1- vlme insanda kibir ve kendini beenme meydana getirir, bunlar insan helak eden eylerdir. 2- nsan hayrla vld zaman sevinir, gever, nefsinin mevcut halinden raz olur, hiret ilerine gayreti azalr. Bunun iin Hz. Peygamber (s.a.v) birini ven kimseye, "Kardeinin boynunu krdn (onu helake attn)" Buhr, "ehdt", 16; Mslim, "Zhd", 65-66; Eb Dvd, "Edeb", 9; bn Mce, "Edeb", 36; Msned, VI, 41, 46 buyurmutur. Eer vme, bu anlatlan tehlikelerden uzaksa bir sakncas yoktur, hatta ok defa ona tevik edilmitir. Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.v), sahbe-i kiram (r.an-hm) vmtr. yle ki, Hz. Eb Bekir (r.a) iin yle buyurmutur: "Eer Eb Bekir'in iman dier btn insanlarn iman ile tartlsayd, onlardan ar gelirdi." ibn Adi, el-Kmil, IV, 201; Sehv, el-Maksd, nr. 908. Bu lafzlarla Hz. mer'e ait bir sz iin bk. Beyhak, uab'l-mn, nr. 36; Deylem, Firdevs'l-Ahbr, nr. 5188; ibnu Rhye, Msned, III, 671-672 (Medine 1410/1990). Ayn konudaki bir hadis iin bkz: Msned, V, 259; Tabern, el-Mu'cem'l-Kebr, nr. 7923; Heyse-m, ez-Zevad, IX, 59 Reslullah Efendimiz (s.a.v) Hz. mer iin de yle buyurmutur: "Eer ben peygamber gnderilmeseydim, ey mer sen peygamber gnderilirdin." Bkz. Tabern, el-Mu'cem'l-kebr, nr. 12472; Heysem, ez-Zev-id, IX, 68-69.

Hadisin mehur rivayeti yledir: "Eer benden sonra bir peygamber gnderilseydi o, merb. Hattb olurdu."Bk. Tir-miz, "Menkb", 52; Msned, IV, 154; Hkim, Mstedrek, III, 58. Bundan daha byk hangi vg olur? Fakat Hz. Peygamber (s.a.v) bu vgy onlarn gerek durumuna uygun olarak ve basiretle hallerini grerek yapmtr. Onlar, bu vg ile kibirlenme ve kendini beenme hallerinden ok yksek bir makamdadrlar. nsann, iinde kibir ve vnme bulunduu zaman, kendini vmesi daha irkindir; ancak bu durumlar olmad zaman, bir sakncas yoktur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v), kendisi iin, "Ben demolunun (btn insanlarn) efendisiyim; bunda vnme yoktur" Tirmiz, "Menakb", 1; bn Mce, "Zhd", 38; Msned, I, 5, 281; V, 137 buyurmutur. Yani ben bunu, insanlarn yapt gibi vnmek iin sylemiyorum demek istemitir. nk onun vnc ancak Allahu Tel ve sevinci O'nun yaknl iledir, yoksa insanlardan nde olmasndan deildir. Szn gerek mnasn anlamada hata ve gaflete gelince bunlar, "u bulut sayesinde yamura kavutuk" Bu szde, yamurun asl sebebini bulut grp ona inanma tehlikesi vardr; bunun iin yasaklanmtr. Bk. Buhr, "Ezan", 154; Mslim, "mn", 32; Eb Dvd, "Tb", 22; Nes, istiska, 16, "zm kerim/ok cmerttir" Bu szle Araplar, zmden sklarak elde edilen ikiyi ien kimsenin ok cmert olduunu anlatmak isterlerdi; bunun iin yasaklanmtr. Bk. Mslim, "Elfz mine'ledeb", 2; Eb Dvd, "Edeb", 82., gibi sylenmesi yasaklanm szleri sylemektir. Halka, Allahu Tel'nn sfatlaryla ilgili, akllarnn almad konularda sorular sormaya gelince bu, onlara, Allahu Tel'nn bir ksm sfatlarn, kelamn yahut baz harfleri gndeme alp, "Bunlar sonradan m var olmutur, yoksa ezelde mi mevcuttu?" gibi sorular sormaktr. Btn bunlar, sorulmas knanm, yasaklanm sorulardr; nk insanlarn akl bunu kavrayp cevaplamaktan cizdir. nsanlar hak ile btl birbirine kartrmasn diye bu tr sorular yasaklanmtr. Allahu Tel en iyisini bilir.

ON DOKUZUNCU BLM
MDEY HARAMDAN KORUMAK
Mide, vcudun gda menbadr. Vcut zalarndaki iyi veya kt ilerin ilk hareket noktas orasdr. Bu sebeple mideni haramdan koruman gerekir. Ayn ekilde mideyi pheli yiyeceklerden de koruman lzmdr. unu da ilve edelim: Eer sende Allahu Tel'ya gzel ibadet etme azmi varsa, yiyecein hellden de olsa fazla yemekten saknman gerekir. Haram ve pheli yiyeceklere gelince; u sebepten dolay bu ikisinden uzak

kalman lzmdr: 1- Cehennem ateinden korunmak iin. 2- Gerekten haram ve pheli eyler yiyen kimse, hak kapsndan kovulmutur. Bu halde o kimse, ibadette muvaffak olamaz; nk yce Allah'n hizmetine ancak kalbi temiz kimseler uygun olur. Dnsene, Allahu Tel cnp kimsenin evine/mescide, camiye, Kabe'ye girmesini menetmi; ayn ekilde abdestsiz kimsenin de Kur'an'a dokunmasn yasaklamtr. Halbuki bu iki hal, mubah durumlardr. Acaba haram ve phe pisliine dalm bir kimse, Allah'n hizmetine ve erefli zikrine arldnda durumu nasl olur? Elbette byle bir kimsenin, ilh huzura alnmas hi mmkn olmaz. 3- Haram ve pheli eyler yiyen kimse, rahmetten mahrumdur. O bu durumda bir hayr yapacak olsa, hayr kabul edilmez; ona ancak zahmet ve yorgunluk kalr. Haram ve pheli eyin tarifi ve tannmas yledir: Kesin olarak bakasnn mlk olduunu bildiin bir eyi, izinsiz ve usule aykr almak dinde yasaklanmtr; galip zannna gre bakasna ati olan eyler de haramdr. Haram m hell mi olduu tam bilinmeyip her iki ksmda olmas muhtemel olan eyler phelidir. Kesin haram olan eylerden karmak farzdr; pheli olan eylerden saknmak ise takva ve ver'dr. Bunun hkmne gelince, bizim bu kitapta konu ettiimiz eyler temelde iki eydir: Birincisi, dinin hkmne ve iin zahirine bakmak. kincisi ise, vera'n (takvann) hkm ve onun gereini dikkate almak. Dinin hkm, zahiren alnmas uygun olan eylerden Allahu Tel'nn sana verdii eyleri alman ve gerisini sormamandr. Ancak aldn eyin gasp ve bizzat kendisi haram olduu ortaya karsa, o zaman alnmaz Vera'a gre hkm iyice aratrp hibir pheli durumun bulunmadn kesin anlayncaya kadar, kimseden bir ey almaman, eer onda bir phe varsa geri vermendir. Eer, "Vera'a gre yaplan eyler, dinin hkmne gre yaplan eylerden ayr duruyor; bu nasl oluyor?" dersen, bil ki, vera' da dinin bir parasdr. kisi temelde birdir; fakat dinde iki trl hkm vardr: Biri cevaz (mubah) olan hkm, dieri daha faziletli ve ihtiyatl olan hkm. Buna gre biz, yaplmas caiz ve serbest olan eylere dinin hkm, en faziletli ve ihtiyatl olan eylere de vera'n (takvann) hkm diyoruz. En dorusunu Allahu Tel bilir. Helalin fazlasna gelince, bil ki, mubah olan eylerde kullarn halleri birka ksma ayrlr:

1- Bazlar mubah olan yiyecek, giyecek veya eyalar vnmek, kenarda yp biriktirmek ve insanlara gsteri yapmak iin elde eder. Onun bu davran, zahirdeki iine gre knanmay, kalbindeki niyete gre ise azab gerektirir; nk onun bundan maksad gnahtr. Gnaha niyetlenen kimseye azap tehdidi gelmitir. 2- Bazlar, hell eyleri sadece nefsinin arzularn tatmin iin yer ier; bu onun ilh huzurda durdurulup hesaba ekilmesini gerektirir. 3- Bazlar da helal yiyeceklerden zaruret annda, kendisine Allahu Tei'nn ibadetinde kuvvet ve destek olacak miktarda yer ve bu kadaryla yetinir. Bu davran onun iyilii ve gzel edebidir; ona yediklerinden ve itiklerinden bir hesap ve knama yoktur; bilakis bu davran ona sevap kazandrr ve hak katnda vlmesine sebep olur. Allahu Tel en iyisini bilir.

YRMNC BLM
EYTANIN HLE ve TUZAKLARI
eytann insana ibadetlerde kurduu hile ve tuzaklar yedi ekilde olur: eytan nce insan ibadet ve taatten uzaklatrmak ister. Allahu Tel kulunu bu tehlikeden korursa, eytan ikinci hile olarak kula, "sonra yaparm" dncesini telkin eder. Allahu Tel, kulunu bundan da korursa; eytan ona nc hile olarak ibadeti acele ile yapp bitirmesini ister. Allahu Tel kulunu ondan da korursa, eytan drdnc olarak ondan, ibadetine gsteri katarak tamamlatmay ister. Allahu Tel kulunu ondan da korursa, eytan kulun kalbine yapt ibadeti beenme duygusunu atar. eytan bu konuda da Allahu Tel'nn kula rahmet ve desteini grrse, onun iini bozmaya alr ve ona, "Allahu Tel senin amelini ortaya karacak!" diyerek, onda gsteri duygusunu yerletirmek ister. Kul, amelini Allahu Tel'nn bilmesi ile yetinirse, ondan kurtulur. Kul, bunlarn hibirinde eytana uymaz ve eytan ciz kalrsa, bu defa kula u vesveseyi vermeye alr: "Senin bu amele ihtiyacn yok; nk eer sen, Allah'n takdirinde sad (cennetlik)

olarak yaratlmsan, ameli terketmen sana bir zarar vermez, nasl olsa Allah'n takdiri yerini bulur, sen cennete girersin. ayet sen ilh takdirde ak (cehennemlik) olarak yaratlmsan, bu durumda amelin sana bir faydas olmaz; sen ne yapsan sonuta cehenneme girersin." Allahu Tel kulunu bu vesveseden korur, kul da, "Ben bir kulum; kula, efendisinin emrini yerine getirmek der. Efendi istediini yapar, diledii hkm verir" derse, Allahu Tel'nn yadm ve destei ile bu tehlikeden de kurtulur; yoksa ameli ve taati terkederek helak olur.

NEFSN TEHLKES
nsann hak yolunda drdnc engeli nefsidir. Senin nefsinden saknman gerekir. Hi phesiz nefis, dmanlarn en zararlsdr. Onu tedavi etmek en zor eydir; nk o, ierdeki bir dmandr. Hrsz ev halkndan biri olunca, ona kar are bulmak ok gtr ve onun zarar ok byktr. Bir de u var ki, nefis sevilen bir dmandr, insann, sevdii kimsenin ayplarna kar gz krdr; nerdeyse onun hibir aybn grmez, kusurunu farketmez. Nefsin tehlikesinden kurtulmann yolu, onu takva ve vera' ba ile balamaktr. Ancak bu yolla ilh emirlere uymann ve gnahlar terketmenin faydasn grrsn. Bil ki, nefsi ancak u yolla zelil edip kt arzularn engelleyebilirsin: 1- Onu ar arzularndan men ederek, 2- zerine ar ibadet ykleri ykleyerek, 3- Ona kar Allahu Tel'ya yalvarp yardm isteyerek. Byle yapmadan nefsin ktlnden kurtulamazsn. Nefsin ktlnden ancak yce Allah'n yardm ve korumas ile kurtulmak mmkndr.

SORUMLU OLDUUMUZ KALP AMELLER


Bil ki, azalar ile bir ii yapmadan nce, kalpte drt trl hal vardr: 1-Hatr dediimiz dnce safhas. Buna, hadis'n-nefs yani nefsin fslt ve vesvesesi denir. 2-Bunu meyil takip eder, peinden inanma ve karar gelir, en son ie ynelme olur.

Nefsin kalbe att dnceden insan sorumlu olmaz, nk bu dnce iradeye bal deildir. Tabii meyil ve nefsin ar arzusu da byledir, zira onlarda insann iradesiyle deildir. Bunlar, Hz. Peygamber'in (s.a.v) u hadisinde bahsettii dnce eitleridir: "Allah, mmetimden nefsinin vesvese yoluyla kalbine att dnceleri affetti." Nefsin fslts, nefiste oluan ve peinden o ie herhangi bir azim bulunmayan dncedir. rade ile ie ynelme ve azme gelince, bunlara "hadis'n-nefs" denmez. 3-Kalbin nc hali, kalbin ie inanp onu yapmas gerektiine hkm vermesidir. Bunda kalbe gelen dncenin, irade d olmasyla kulun iradesine bal olmas arasnda bir tereddt mevcuttur. Bu konuda kalbin halleri deiiktir. Kalbin karar kulun iradesiyle olmusa kul ondan sorumludur, iradesi dnda olumusa sorumlu deildir. 4-Drdnc durum, kalbin ie ynelme halidir. Kul bundan sorumludur, ancak kul yneldii ii yapmazsa duruma baklr. ayet kul, yneldii kt bir ii Allahu Tel'dan korkarak ve ona ynelmesine piman olarak terkederse, kendisi iin bir sevap yazlr. ayet i, bir engel kt iin yaplamaz yahut kul onu Allahu Tel'dan korkmann dnda bir sebeple terkederse, kendisine bir gnah yazlr. nk bu ynelme, kalbin iradeyle yaplan bir amelidir. Bu konudaki kesin delil u hadistir. Hz. Reslullah Efendimiz'den (s.a.v) rivayet edildiine gre, o yle buyurmutur: "ki mslman kllarn ekip birbiri ile vurumaya girdiklerinde, ldren de len de atetedir." Bunu iitenler, "Y Reslallah! ldrenin durumu belli, peki len niin atee giriyor?" diye sordular. Efendimiz (s.a.v), "nk o da karsndaki kimseyi ldrmek istiyordu!" buyurdu. Bu hadis, ldrlen kimse mazlum olarak ldrlmekle birlikte, onun da karsndakini sadece ldrme niyetinden dolay atee girdiini gsteren kesin bir delildir. Artk kulun, kalbinin iradesiyle bir ie niyet edip yneldiinde ondan sorumlu olmamas nasl dnlr. Hi phesiz bu durumda kul sorumludur; ancak niyetlendii kt ii temizleyecek iyi bir i yapar yahut onu yapma niyet ve azmini terkederse, bu onun iin bir iyilik olur ve amel defterine bir sevap yazlr. Ama, kulun o ii yapma istei baka engellerle ortadan kalkarsa, bundan dolay bir sevap yazlmaz.

YRM BRNC BLM


YCE ALLAH'A KARI GREVLERMZ
Yce Allah'a kar korumamz gereken haklar iki eittir: 1-Farzlar yapmak. 2-Haramlar terketmek. Btn farzlar yapmak bir takva olduu gibi, her trl haram terketmek de bir takvadr. Kim farzlar yapar ve haramlardan kanrsa, dnya ve hiretin ktlnden nefsini kurtarm, ayrca takva ile elde edilecek cennet nimetlerini ve yce Allah'n rzasn kazanm olur. Bil ki, Allahu Tel'ya ancak taat ile yaklalr. Allah'n taat; farz ve tevik edilen amelleri yapmak, haram ve mekruh ileri terketmektir. Allahu Tel'nn ncelik verdii farzlara ncelik vermek ve onlardan sonra mendup (tevik edilen) dier amelleri yapmak, kulun takvasnn bir gereidir. Ayn ekilde, ncelikle yce Allah'n haram kld eyleri terketmek ve sonra mekruhlardan saknmak da kulun takvsndandr. Kendilerinin yce Allah'a yakn olduunu dnen fakat aslnda O'ndan uzak olan baz cahiller ise bunun tersini yaparlar. Onlardan biri, bir mendubu korumakla urar, ancak br yandan farzlar terkeder. Yine, bu cahillerden biri bir mekruhtan saknmaya zen gsterir, fakat br yandan haramlar iler. ok insan vardr ki, ekil olarak ibadet ve taat iindedir; ancak kalbi gsteri, aldatma, haset, kibir, amelini beenme, yapt taat-lerle yce Allah'a kar nazlanma ve bir ey yaptm havasyla doludur.

TAKVANIN KISIMLARI Takva iki ksmdr: 1- Kalplerle ilgilidir. Bu da iki ksma ayrlr: a- Kalbin yapmas farz olan ilerdir. man ve amelde ihlsl olmak gibi... b- Kalbe haram olan ilerdir; gsteri ve putlar yceltmek gibi... 2- Zahirdeki azalarla ilgilidir. Gzn bakmas, elin tutmas, ayan yrmesi ve

dilin konumas gibi... unu bil ki, takva gerek olarak elde edildii zaman, kulda vera' hali meydana gelir. Vera', sakncal olan eylere dme korkusu ile aslen sakncal olmayan eyleri terketmektir.

TAKVANIN ZAFER
Bil ki, dnyann ve hiretin btn hayrlar tek bir hasletin iinde toplanmtr, o da takvadr. Kur'an'da takvann ne ekilde zikredildiini bir dn! Nice hayrlar elde etmek, takvaya balanmtr; ona nice sevaplar va-ad edilmitir, o nice saadetlerin sebebi yaplmtr. Sonra unu bil ki, Allahu Tel ibadet iinde temel eyi kendisine tahsis etmitir; bunlar unlardr: 1- badetin evvelinde ilh yardm ve destek. Bu olmadan kul amel edemez. Bu ilh yardm takva sahiplerine tahsis edilmitir. Yce Allah yetinde, "phesiz Allah, mttakilerle beraberdir" el-Nahl 16/128 buyurarak, bu zel desteini haber vermitir. 2- Ameli slah edip tamam oluncaya kadar noksanlarn tamamlamak. Bu da takva sahiplerine tahsis edilmi bir nimettir. Yce Allah yet-i kermede, "Takvaya sarlr ve doru sylerseniz, Allah sizin ilerinizi slah eder ve gnahlarnz balar" el-Ahzb 33/71 buyurmutur 3- Tamam olduu zaman amelin kabul. Bu nimet de takva sahiplerine tahsis edilmitir. Yce Allah yet-i kermede: "Allah ancak takva sahiplerinin amelini kabul eder." el-Mide 5/27 buyurmutur. te btn ibadetlerine temel noktas bu eydir: Tevfk (ilh yardm), ameli slah ve kabul. Allahu Tel btn bunlar takva sahiplerine mjdelemi ve mttaki-ler bunlar bizzat istese de istemese de Allah kendilerine ikram etmitir. u halde takva, ulalacak en yksek hedef ve peine dlecek en gzel maksattr.

TAKVA NEDR?
eyhimiz Eb Tlib el-Mekk (rah) takvay yle tarif etmitir: "Takva, daha nce hi yapmadn bir gnah dncesinden kalbini temiz ve uzak tutmaktr. Bu ekilde kul, gnah terketme azmiyle elde ettii kuvveti, kendisi ile gnahlar arasnda bir kalkan (perde) yapar. Kalbi bu hale iyice alnca, ite o zaman ona muttaki denir. Byle bir tvbeye ve gnah terketme azmine de takva denir." Bil ki; takvann derecesi vardr: Bunlar, irkten saknma, bid'atlardan (bozuk itikad ve inanlardan) saknma ve amelle ilgili gnahlardan saknmadr. Sonra, kt eyler de iki ksma ayrlr. Bir ksm asl itibariyle ktdr, bunlar kulu edeple gzelletirmek iin yasaklanmtr; kesin haramlar gibi... Bir ksm eyler de asl itibariyle kt deildir, ancak baz sebeplere bal olarak sakncal duruma gelmitir. Onlar da kulu edeple gzelletirmek iin yasak edilmitir. Bunlar, hellin fazla ksmdr; pheli eylerden elde edilen mubah yiyecek, iecek ve eyalar gibi... Birinci ksma giren eylerden saknmak farzdr; sak-nlmazsa, azap gerekli olur. kinci ksma giren eylerden saknmak ise hayr ve edeptir; yaplmazsa, kul ilh huzurda durdurulup hesaba ekilir ve knanr. Birinciye dikkat eden kimse, takvann birinci derecesindedir; bu, istikamet zere itaat derecesidir. kinci ksma dikkat eden (pheli eylerden) saknan kimse, takvann en st derecesindedir. Bir kul, hem btn gnahlardan hem de pheli mubah eylerden saknrsa o, tam manasyla takvaya ulam olur. Bu hale kmil ve-ra' denir ki, dinin esas budur. Burada zikredilmesi gereken bir ey de; be azay haramlardan korumaktr. Bunlar; gz, kulak, dil, karn ve kalpten oluan temel azalardr. Bunlar zararndan korkulan haram ilerden, pheli eylerden ve helal de olsa israftan var gcnle korumaya al. Bu azalarn haram ve pheli eylerden korumay baarabilirsen, dier azalarn rahata koruyabilirsin. O zaman, btn bedeninle Allahu Tel iin takvann hakkn yerine getirmi olursun. Allah hepsinden raz olsun, hirete ynelmi limler, kulun bu yolda ihtiyac olan yetmi gzel hasleti zikretmiler, onlarn zdd olan kt ahlklarn da bu sayda olduunu belirtmilerdir. Biz, kalbin iinde tedavi edilmesi gereken ve ibadet iinde kimsenin uzak

kalamayaca temel ahlklar inceledik; tedavi edilmesi gereken kt huylarn temelde drt ey olduunu grdk. Bunlar, ibadet ehlinin afeti, kalplerin fitnesi, onu perdeleyen, ktletiren ve bozan eylerdir. Bunlara mukabil, ibadet ehlini ayakta tutacak, ibadetlerin dzenini salayacak ve kalbi slah edecek eylerin de temelde drt tane olduunu tesbit ettik. Kalbin drt afeti unlardr: Uzun emel, acelecilik, haset ve kibir. Bunlara karlk, kalbin slahn temin edecek drt gzel ahlk ise unlardr: Ksa emel, ilerde teenni ve dengeli hareket etmek, halka kar samimi ve tevazu ile davranmak, yce Allah'a kar huu iinde olmak. te bunlar, kalbi bozan ve onu slah eden eylerdir. yleyse, bu fetlerden korunmak ve gzel ahlklar elde etmek iin btn gayretini seferber et; o zaman in-allah-sana lzm olan elde eder, maksadna ularsn.

KALBN FETLER
Yukarda saydmz kalbin fetlerini biraz aklayalm. Uzun emel, btn hayrlarn engelidir ve btn ktlklerin sebebi de odur. Halk, her trl bel ve imtihana dren uzun emel fitnesidir. Bil ki, uzun emel sende u drt eyi meydana getirir: 1-badeti terk ve tembellik. Sen devaml, "leride yaparm!" diyerek ibadetleri tehir eder tembellie dersin. 2-Tvbeyi terk ve ileride yaparm dncesi. Bu durumda hep, "ileride tvbe ederim!" der durursun. 3-Uzun emel seni dnyaya rabet etmeye ve onu kazanma hrsna srekler. Bu durumda, "Ne yiyeceim, ne giyeceim!" derdiyle urar durursun. Bu dnce en azndan kalbini megul, vaktini zayi eder, derdini oaltr. 4-Kalp katl ve hireti unutmak. Sen, ok uzun sre yaayacan dnnce, hireti hi hatrlamazsn, hatta lm ve kabri hi aklna getirmezsin; btn dncen dnya olur; bu yzden kalbin katlar. Allahu Tel bu konuda yle buyurmutur: "Onlara zaman uzad da kalpleri katlat." el-Hadd 57/16 Kalbin incelmesi ve bo duygulardan temizlenmesi, ancak lm, kabri ve hiret

hallerini dnmekle mmkn olur. Uzun emel nedir? limler demilerdir ki: Uzun emel, yaanmas mmkn olan en son vakte kadar yaama arzusudur. Ksa emel ise, ii Allah'n ilim ve iradesine havale edip yaama konusunda bir hkm vermeyi terketmektir. Sen hayatnn nasl olduunu dnrsen, aldn birinci nefesten sonra alacan ikince nefesle yaayabildiini, bu olmasa leceini grrsn. Bu durumda senin uzun sre yaayacan dnmen bir gnahtr; nk o, gayb hakknda hkm vermektir. Kesin hkm vermeden, ii Allah'n ilim ve iradesine havale edip, "nallah u sreye kadar yaarm" dersen, uzun emel sahibi olmaktan kurtulmu, ksa emeli elde etmi olursun; nk bu sznle ii Allah'a havale ederek, yaam hakknda kesin bir hkm vermeyi terketmi olursun. Zikir ve dnmekten maksat, kalbin dnmesidir. Bununla kastedilen bir dier mna da, kalbin dnceye dalmas ve onun zerinde sabitlemesidir. Bunu doru anla. Sonra emel iki ksmdr: Biri avam halkn emeli, ikincisi sekin kullarn emelidir. Genelde halkn emeli, dnya mal biriktirip onunla zevklenmek iin yaamay istemektir; bu dnce gnahtr. Bunun zdd ksa emeldir. Sekin kullarn emeli ise, hayrl ameli tamamlamak iin yasmay istemektir. Bunda da tehlike vardr; nk kul, tamamlamay dnd amelde kendisi iin gzel bir sonucun olacan yaknen bilmemektedir. ou defa u olur: Bir hayrl amel yaplr; ancak kul iin o amelin iinde veya onun tamamlanmasnda iyilik olmayabilir; insan o ameli yapt halde iindeki hayr elde edememi olabilir. u halde, kulun herhangi bir namaz, oru ve dier amellere balad zaman, daha iin banda onu tamamlayacana kesin hkm vermesi doru deildir; nk ibadetin sonuna varp varmayaca gaybdr. Bu durumda, kulun "u ameli kesin olarak bitireceim" demesi uygun deildir; ancak inallah (Allah dilerse) kayd ile ameli bitirmeyi dnebilir. Amelin gzel olmasnn art, onda uzun emel dncesinden kaynaklanan bir aybn bulunmamasdr. limlerin dediine gre, bunun zdd gzel niyettir. nk gzel niyet sahibi, gzel niyetiyle uzun emel sahibi olmaktan kurtulur. Bu konudaki hkm budur. Gzel niyete gelince; btn i ve ibadetlerin asl odur. limler niyeti ok zl ekilde tarif etmilerdir. Buna gre gzel niyet, yeni balanan bir ie, onu ancak Allah'n yardm ve dilemesiyle tamamlayacan dnerek yapmaya karar vermektir. yle sorulabilir: "Bir ie balarken kesin olarak karar verip istemek caiz iken;

tamamlanmas iin Allah'n dilemesine brakmak ve hayrl olmas artyla istemek neden vacip oluyor?" Buna cevap olarak denilir ki: Bunun caiz olmas, balangta tehlikenin olmaydr; nk amelin banda sen iin iine girmi durumdasn. Asl tehlike iin sonundadr; zira iin son bulmas ve tamamlanmas daha sonraki bir vakitte olacaktr. Amelin tamamlanmasnda da iki tehlike vardr: Biri, ameli bitirme tehlikesidir; nk sen amelin sana faydal olacak bir ekilde bitip bitmediini bilmiyorsun. Dieri de ifsat tehlikesidir. Yani insan tamamlad amelin kendisi iin hayrl olup olmadn bilemez. Demek ki kulun amel yapma iradesi, bu artlara gre oluunca, uzun emelden ve fetlerinden uzak gzel bir niyet oluyor. Allahu Tel en iyisini bilir. Ksa emeli korumann yolu; kulun, lmn aniden gelerek kendisini bir gaflet ve aldanma halinde yakalayacan dnmesidir. Bu tarifi iyi ezberle, ona ihtiya vardr. Sz uzatmadan sana lzun olan anla; yle dedi, byle denildi eklindeki rivayetlerle uramay ter-ket. Kulunu hayrlarda muvaffak eden yce Allah'tr. Acele etmeye ve bir an evvel ykselme arzusuna gelince; bu, insan maksadna ulamaktan mahrum eden ve onu gnahlara iten bir huydur.

BADETN TEMEL
Bil ki, ibadetin z vera'dr. Vera'nn asl, her eyde son derece titiz olmak ve her hangi bir ey yapaca zaman onu tam olarak aratrmaktr. Vera' sahibi yemesinde, imesinde, giyinmesinde, sznde ve fiilinde ayn titizlikle hareket eder. Bir insan, ilerinde iyice dnmeden, aratrmadan, asln anlamadan acele ile hareket ederse o, ilerinde gerektii gibi dikkat edemez. Byle biri, bulduu her yiyecee el atar; byle olunca bir sr harama ve pheli eylere dalar; aklna gelen her sz syler, bir ok hataya der. Kulun, vera' olmadan yapt her ite ve ibadette bu tehlikeler mevcuttur; bunun iin onun bu tehlikeyi gidermeye almas gerekir. Kulunu hayrlarda muvaffak edecek olan yce Allah'tr. Acele, zerinde durup dnmeden kalbe gelen bir dnceyle hemen amel etmektir. Acelenin zdd, teennidir. Teenni, kalbe gelen her dncenin hemen peine dmeden durup dnmek ve en uygun olan ile amel etmektir.

Bir iten nce durup inceleme yapmann zdd, hi incelemeden kr krne o ie girmektir. nceleme ile teenninin fark, inceleme iten nce olur ve i her ynyle ele alnarak hakkyla yaplmas iin ne gerektii dnlr.

HASET
Haset, taatleri bozan, kulu bir sr gnaha sevke-den, onu yormaktan ve faydasz dertlerle uratrmaktan baka bir ie yaramayan, aksine onu her trl gnaha iten, kalbin lmesine sebep olan irkin bir huydur. Haset eden bir kimsenin, yce Allah'n nimetine dman olmas, O'nun iradesine kar gelmesi ve hkmne kzmas, onun hak yoldan saptp perian olmas iin yeterlidir. Haset, Allahu Tel'nn mslman kardeine verdii ve ona faydas olan bir nimetin yok olmasn istemendir. Eer o nimetin kardeinden gitmesini istemeden, aynsnn sende de olmasn istersen, buna gpta denir. Eer din kardeinin sahip olduu nimet ona fayda veren, hayr getiren bir nimet deilse, onun elinden gitmesini istemen, din bir gayrettir. Haset, gpta ve gayret arasndaki fark budur. Hasedin zdd samimiyettir. Samimiyet, Allahu Tel'nn verdii kendisine faydal bir nimetin din kardeinde kalmasn istemendir. Eer, kardeinin elindeki nimetin onun iin hayrl m hayrsz m olduunu bilmiyorsan, hibir mslmandan sahip olduu bir nimetin gitmesini veya kalmasn isteme. Hasetten kurtulmak ve samimiyetin faydasn elde etmek iin ii yce Allah'a havale et. Seni hasetten koruyacak samimiyet, Allahu Tel'nn btn mslmanlar dost etmeyi farz kldn dnmendir. Bu anlay korumann yolu da Allahu Tel'nn ms-lamnn hakkn ne kadar byk tuttuunu, onun kymetini ne kadar ycelttiini, onun hirette Allah katnda elde ettii eref ve kerametleri, bu dostlukla senin dnyada ve hirette elde edecein din ve dnyev faydalar dnmendir. Kulunu hayrlarda muvaffak eden yce Allah'tr.

KBR
Kibir, insan hi aman vermeden helak eden bir haslettir. Allahu Tel'nn, blis/ eytan hakkndaki u szn iitmedin mi:

"Emri yerine getirmekten ekindi ve kibir gsterdi, bylece kfirlerden oldu." elBakara 2/34 Kibir; nefsin kendisinin yksek bir seviyede olduunu dnmesi ve kendini byk grmesidir. Tekebbr, tevaznn zdd olan hale uymaktr. Her birinin genel ve zel ksmlar vardr. Genel manasyla tevazu, giyecek, yiyecek, ev ve benzeri eylerde dk eylerle yetinmektir. Bunun zdd olan tekebbr ise, bu ilerde lkse dalmak, dk kaliteyle yetinmemektir. Bu, byk bir gnahtr. Genel manasyla tevazu hali; kulun yaratltaki ilk halini, sonunu ve u anda iinde bulunduu afetleri, sevimsiz durumlar dnerek ele geer ve korunur. zel manasyla tevazuyu korumak ise, adalet sahibi yce Mevl'nn kulun koruyamad haklara kar azabn dnmektir. Bu sz, dnen kimseye yeterlidir. Kulunu hayrlarda muvaffak eden yce Allah'tr.

YRM KNC BLM


GZEL ve KT AHLK
Bil ki, btn saadet ve insana hirette fayda verecek salih ameller iki eyde toplanmtr: Biri, kalbin Allahu Tel'dan gayri her eyden kurtulmas ve temiz olmasdr. Bunu u yet ifade etmektedir: "O gn insana ne bir mal ne de evlatlar fayda verir, ancak selim bir kalple gelen kimsenin kalbi ve ameli fayda verir." e-uar 26/89 kincisi, kalbin Allahu Tel'nn marifeti ile dolmas-dr. Bu marifet, btn kinatn yaratlmas ve peygamberlerin (aleyhimsselam) gnderilmesindeki ana hedeftir. Gzel ahlk, bu iki eyi iinde toplamaktadr. Gzel ahlktan daha yksek bir fazilete sahip olan hibir haslet bilmiyorum. Bunun iin Allahu Tel peygamberi Hz. Muhammed'i (s.a.v) onunla verek yle buyurmutur: "Resulm, gerekten sen byk bir ahlk zeresin." el-Kalem 68/4 Allahu Tel dier bir yetinde yle buyurmutur: "O'na ancak gzel szler ykselir (ular); onlar da Allah'a salih amel ykseltir." el-

Ftr 35/10 Gzel sz, tevhid ve marifettir. Salih amel ise, tevhid ve marifete ykselen kalbin, onlardan elde ettii nur ve feyiz ile temizlenmesidir. Buradaki ykselmenin mnas, kalbin huzur bulmas, tevhid ve marifetin etkisiyle hakka boyun eme ve zillet halini elde etmesi, azmet-i ilhyye karsnda titreyip teslim olmasdr. te o zaman kalp, yce Allah'a yakn olur. Gzel ahlk nedir? Bil ki, insan iin zahir suret gibi btn (i leminde manev tarafn temsil eden) bir suret vardr. Allah'n selm hepsinin zerine olsun, btn peygamberler, bu i sureti gzelletirmek, temizlemek ve ona mkemmel bir denge vermek iin gnderilmilerdir. Bu halin elde edilmesi, gzel ahlklarn insandan, bir zorlama ve hesap olmadan kolayca ortaya kmasdr. te gzel ahlk bu ekilde oluur. Kt ahlk ise, bunun zdd olan sfatlarn insandan kolayca ortaya kmasdr. Bil ki, btn gzel ahlklar ve kt ahlklar, sfattan ortaya kar; bunlar temel ahlklardr. Birinci sfat, akldr. Bu, ilim ve hikmetle kuvvetlenip dengelenmi akldr. Hikmet, hak olan itikad btl olandan, doru sz yalandan, iyi ii ktden seip ayrmaktr. kinci sfat, insandan zarar defeden gazap kuvvetidir. Zaten gazap, bunun iin yaratlmtr. Bu kuvvetin kemli ve dengesi, hikmete uymasdr. Eer hikmet onun ortaya kmasn isterse, gazap kuvveti ortaya kar; tutulmasn isterse, ite tutulur. Bu durum, eitilmi kpee benzer; sahibi ona ne derse kpek onu yapar. nc sfat, faydal eyleri elde ettiren ehvet kuvvetidir. Bu kuvvet de akla itaat iin yaratlmtr. Onun gzellii ve dengesi, hikmete kulak verip ona gre hareket etmesindedir. Bil ki, ahlklarda bizden istenen dengede ve orta halde durmaktr. u yet-i kerme bunu ifade etmektedir: "Elini iyice skp boynuna balama; onu tamamen ap savurganlk da yapma; ikisi arasnda dengeli bir yol tut." el-sr 17/29 u halde adalet (denge), bu sfatlarn yannda drdnc temel bir sfat olmaktadr. Sfatlarda itidal ve denge yle olmaktadr.

SIFATLARIN DEK HALLER


Bil ki, hikmetin ifrat (arlk), tefrit (noksanlk) ve ikisinin ortasnda denge halleri vardr. Hikmet deyince, vlen denge hali kastedilir. Hikmet sfat dengede olunca ondan tedbir, parlak dnce, amellerin incelikleri ve nefsin gizli fetlerini tanma konusunda gzel anlaylar ortaya kar. Hikmetin ifrat halinden hile, aldatma, kurnazlk ve benzeri huylar ortaya kar. Hikmet noksan olunca dalgnlk, cahillik, ahmaklk ve delilik ortaya kar. Cahillik, tecrbe azldr. Ahmaklk, niyeti iyi fakat gidiat kt olmaktr. Delilik ise, btn bu saydklarmzn bozuk olmasdr. Gazap kuvvetine gelince, gazabn itidal (dengeli) haline ecaat denir. ecaattan; cmertlik, darda kalanlara yardm, kinini tutma, sznde durma gibi gzel huylar ortaya kar. Gazabn ifrat (ar) derecesi vardr; ondan kibir, kendini beenme, ar kzgnlk ve benzeri kt huylar ortaya kar. Gazabn tefrit (noksan ve gevek derecesi vardr; ondan da dklk, zillet, korku ve ie kapankllk meydana kar. Geri, bu derecede insan, gerekli hakkn alr, fakat genelde zillet hali yaar. ehvet kuvvetine gelince, onun itidal (dengeli) haline iffet denir. ffetten, cmertlik, sabr, vera' (pheli eylerden ekinme), insanlara yardm ve kimsenin elindeki mala gz dikmeme gibi gzel huylar ortaya kar. ehvetin ifrat (ar) halinde, hrs, mala ve keyfine ar dknlk gibi kt huylar ortaya kar. Onun tefrit (noksan) halinde ise haset, kfr, knayp ayplama gibi kt huylar ortaya kar. u halde, gzel ahlklarn temeli hikmet, ecaat, iffet ve her birinin mkemmel hali olan adalettir. Dier btn gzel ahlklar, bu drt ahlka baldr. Bu drt ahlk en mkemmel ekliyle ahsnda gerekletiren ancak Hz. Reslullah Efendimiz'dir (s.a.v). Hayrlarda muvaffakiyet ancak yce Allah'n yardm ile mmkndr.

TEVAZU AHLKI
Bir cmle ile syleyecek olursak, mtevaz' kimse Al-lahu Tel'nn ahlk ile ahlklanm kimsedir. Bu ona hirette eref olarak yeter. Hz. Peygamberin (s.a.v)

u sz bunu ifade etmektedir: "Kim Allah iin tevazu gsterirse, Allah onu ykseltir." Mslim, "Birr", 19; Tirmiz, "Birr", 81; ibn Mce, "Zhd", 16; Dri-m, "Zekt", 35 Tevazu, insann iradeli olarak yapt ilerde kendisini ifrat ve tefritten korumasdr. Bu haldeki kimse, ne kibirlenir ne de kendisini rezil rsv (s.a.v) eder. Tevaznn asl, kulun kolayca hakka boyun emesi, ona kulak vermesi ve hak karsnda nefsini zelil etmesidir. Hak deyince Allahu Tel ve O'nun emri kastedilir. Tevaznn son noktas; kulun, yce Allah'n her iteki hikmetini ve tek yaratc olduunu bildii iin, vldnde bir zillet hali hissetmemesi, ktlendiinde de kalbinde bir ac ve sknt duymamasdr. nk kul, efendisinin nnde bir zillet hali hissetmez. Bu, muvah-hidlerin (her eyde yce Allah'n tek tasarruf sahibi olduunu grenlerin) yoludur. Zira, tevazu sahibi, nefsim de bir kymet grd iin onu alaltr; tevhid ehli ise, nefsinde bir kymet grmez ki, tevazu ile urasn. u halde tevazu sahibi, ihtiyar olarak yapt ilerinde kontrol elinde tutar; kibre girmedii gibi zillete de dmez. Bazan iradesi dnda zillet haline dt olsa da bu devaml deildir. Vellerin yolu, bana gelen her eye rza gstermek ve ondan bir lezzet almaktr; nk her i, yce Allah'n ilmi ve iradesi ile meydana gelmektedir. Bu durumda o, Allahu Tel'nn hkmne ve gzel iine nazar eder, halindeki kusurundan dolay kendinde bir zillet hali hissetmez. Zillet halini hisseden ancak, kibirli, cahil ve ilh fiillere baknda kusurlu kimselerdir. Bu kimselerin zillet hali arttka, kibirleri de artar; nk onlar zillete tevazu derler, tevazuyu yksek bir hal grrler ve onunla kibirlenip kendilerini beenirler. Allahu Tel'y tanyan ariflere gelince; onlar kinatta Allah'tan baka kimseyi grmezler ve O'nun hibir hkmn beenmemezlik etmezler. Aksine, kinatta her ne oluyorsa onu, kendilerine yaplan ilh ikramlarn bir almeti grrler. mamlardan biri (rah) bu konuya yle iaret etmitir Marifet ancak, zillet hali kendilerinin ayrlmaz bir sfat olan mtevaz kimselerin kalbinde bulunur. Onlar, devaml Allahu Tel'nn kudretini mahede eder ve ilh nazar altnda olduklarn bilerek hareket ederler. Eer onlar, semaya ykseltilseler, nefislerinde bir kemltla-r artmaz; ayet en aa derecelere indirilseler, bunu da kendileri iin bir noksanlk grmezler. nk onlar, gerek kemlatm Allahu Tel'nn hkmettii ilerde ve kendilerinde gerekletirdii eyde olduunu bildiklerinden, kendi irade ve tercihlerini terketmilerdir. Birde onlar, bu hallerini koruduklar srece devaml Allahu Te-l'ya yaklamakta ve daha fazla ilh lutuflara ulamaktadrlar. Bu, mukarrebn makamndaki ariflerin rt-besidir. Salihlere gelince, onlarn tevazusu, nefislerini ve rab-lerini tandklar ldedir.

Tevaznn almeti, kendisine hak olan bir ey emre-dildii zaman burun bkp onu beenmemezlik yapmamaktr. Eer nefsinde hakka kar byle bir duygu varsa, o hakk kabulde kibirlenen bir kimsedir. Bu, byk bir gnahtr. Allahu Tel en iyisini bilir.

YRM NC BLM
TEFEKKR ve MEYVELER
Tefekkr (dnce) duymak, uyanmak ve tezekkrle (zikretmekle) balar, peinden ilim gelir. nk hakka kulak verenin kalbi uyanr, kalbi uyanan zikreder, zikreden tefekkr eder (iin i yzn dnr); dnen ilim sahibi olur. Bilen, eer bildii amel iin renilen bir eyse, onunla amel eder. Eer rendii ilim, yce Allah'n rzas iin renilen bir ilimse, onunla amel ederek ebed saadete erer. Bu saadet, peine dlecek en gzel eydir. Dinlemenin hakikati, iitilen bir hikmet, t ve benzeri eyden istifade etmektir. Dinlemenin art; sylenen eyi anlamak iin kulak vermektir. Bu dinleme, kulak yoluyla renilecek farz- ayn ilimlerde farzdr. Dier vlen ilimlerde mstehaptr (sevaptr). Din tarafndan haram klnan eyleri dinlemek haram, mekruh grlen eyleri dinlemek ise mekruhtur. Uyanmann hakikati, kalbin uyanp hayra ynelmesidir. Bunun almeti, geveklik ve tembellii terkedip evk ile ayaa kalkarak ibadet ve taate sarlmasdr. Hemen yaplmas emredilen farzlarda ve terkedilme-si istenen haramlarda, gecikmeden emredileni yapmak farzdr. Bu, her makam ile ilgili bir durumdur. Tezekkr, bilinen eylerin kalpte iyice yer etmesi iin onlar srekli tekrar etmektir. Tefekkr ise, birbiri ile benzer ynleri olan iki ilmi bir araya getirip onlardan elde etmek istedii nc ilme ulamaktr. Bunun art, o iki ilimde herhangi bir phe olmamal, kalp onlarn haricindeki eylerden boaltlmal, btn dikkat ve nazar onlarn zerinde toplanmal, yle ki baka bir eyi his ve farketmemelidir. Byle olursa, kalp, iki marifeti deerlendirmeye alr; deersiz olan terkedip deerli bir eye meyleder. Buna da tezekkr denir. Tezekkr, inan, sz, fiil ve terkedilecek ilerle ilgili olabilir. Dnlmesi farz olan eyleri dnmek farzdr. Gnah olan ileri dnmek, insan onlara ektiinde haramdr, iki marifetten elde edilecek nc marifete (ilme) tefekkr denir. Kalpte ek (tereddt) bulunduunda, kalbe pheler geldiinde ve kalpten

giderilmesi farz olan hastalklar tedavi gerektiinde, tefekkr edip bunlarn nasl ortadan kaldrlacan dnmek farzdr. lme gelince, onu be ana balkta toplayabiliriz: 1- Farz olan ilimler: Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine ve hiret gnne iman reten ilimler, bu ksma girer. 2- Beden ve malla ilgili ibadetlerin ilmi. 3- Dil, fere, karn, kulak ve gzden oluan be za ile alkal ilim. 4- Kalpten temizlenmesi gereken kt ahlklar tanma ilmi. 5- Kalplerde Allahu Tel'ya kar bulunmas gereken gzel ahlklarn ilmi.

YRM DRDNC BLM


TVBE
Tvbenin asl, gnahtan itaate, kulu yce Allah'tan uzaklatran yoldan, O'na yaklatran yola dnmektir. Tvbe eyle tamam olur: lim, hal, amel. Btn makamlar da bu eyle tamam olur. lim iin temelidir. lmin Allahu Tel'ya iman etmenin temel bir rkndr. Hal, manev vecdlerin ortaya kma sebebidir. Amel ise, manev vecdlerin etkisiyle kalpte ve zalar-8 ortaya kan eydir. Tvbeden nce iki eyi bilmek farzdr: 1- Terkedilen gnahn gnah olduunu bilmek. 2- Kulun tvbesinde tek bana olmadn bilmek; nk tvbe duygusunu onun iinde yaratan ve sebeplerini nne getiren yce Allah'tr. Bu, yce Allah'a imann bir parasdr. O, Allahu Tel'nm kudret sfatyla ilgilidir. kincisi de Allah'a imann bir parasdr; o da Allah'n verdii haberlerden rendiimiz bir durumdur. Tvbede drt temel unsur vardr. Bunlar ilim, pimanlk, bir daha yapmamaya kesin karar ve gnah ilemeyi terk.

Tvbede farz olan pimanlk; kulu gnah terketme-ye sevkeden pimanlktr. Tvbe ile irtibat olan bir kelime de firardr. Buradaki firar, gnahtan taate kamaktr. Bu, farz olan bir firardr. Kulun, kendini oyalayan meguliyetlerden yce Allah'a dnmesi, iyiden daha iyiye ynelmesi de bir eit tvbe ve dntr. hiretteki ebed saadet, bu tvbe ve dne baldr. Bu, kamil bir iman zerine yaplacak farz bir dntr. Buna gre, tvbe mertebelerinin ve basamaklarnn bir biti noktas yoktur. Bu ie inabe (Allah'a ynelme) denir. nabenin asl, kuldan hibir gnah meydana gelmese bile; srekli Allahu Tel'ya ynelmesidir. Boyun emeye gelince o, hakka kolayca ba eip itaat etmektir. Bil ki, gerek tvbe, hibir gnah brakmadan btn gnahlardan temizlenmektir.

YRM BENC BLM


SABIR ve MEYVELER
Kul bu konuda unu bilmelidir: Sabrn asl, Allahu Te-l'nn bize haber verdii u eyleri tasdik etmektir. Nefis, eytan ve ehvetler insan iin birer dmandr; akl, marifet ve hayr ilham eden melek de kulu hayra davet eden dost tarafdr. ki grup arasnda srekli bir sava vardr. Kim eytann askerlerini etkisiz hale getirip Allah'n askerlerini desteklerse, Allah onu cennetine koyar. Bunu yapmak, kul iin farzdr; nk o, Allah'a imann bir parasdr. Bu imandan ortaya kan hal udur: Gerein bu olduunu gren ve ona iman eden kul, nefsin kt arzular karsnda dinin emir ve hkmlerine skca sarlp istikamet zere sabit durur. Kula farz olan, yce Allah'n iyilere verdii mjdeleri, ktlere yapt azap tehdidini tasdik ederek kalbini kuvvetlendirmesi, Allahu Tel'nn askerlerinin yani hayr tarafnn, eytann askerlerine yani ktle galip gelene kadar almasdr. Yce Allah'n haber verdii gibi sonuta galip gelecek olan Allah'n askerleridir. Bk. el-Mide 5/56; el-Mcdele 58/22. Riyzat, sabrn meyvesidir. Riyzat, nefsi hayra altrmak, onu yumuaklkla yava yava kolay ilerden ar ilere adm attrmak, bylece devam ederek nceleri zor gelen btn i ve hallerin kendisine kolay gelecei bir dereceye kadar onu ilerletmektir.

Tehzb (nefsi gzelletirmek) de sabrn meyvesidir. Tehzb; nefsin manev makamlarda sahip olduunu syledii hallerde doru mu yalan m sylediini grmek iin onu bu makamn gerei olan eylerle imtihan etmek, denemek ve varsa kusurlarn giderip o makama lyk hale getirmektir. Kulun sabr makamnda itidali (dengeyi) bulduunun almeti, nefsi tarafndan herhangi bir engelleme ve ekime olmadan, gzel amellerin kendisinden kolayca ortaya kmasdr. Kulunu hayrlarda muvaffak eden yce Allah'tr.

YRM ALTINCI BLM


HAVF (LAH KORKU) ve ONA BALI HALLER
Havf (ilh korku), yce Allah'n ulhiyyet (ilhlk) sfatlarn tanmakla oluur. Allah'a yaklatrlmak, uzaklatrlmak, cennetlik veya cehennemlik yaplmak, ilh sfatlarn tecellisi ve hkmdr. Bu hkm, kul daha yok iken, cennete ve cehenneme gtrecek bir sebep mevcut deilken verilmitir. Bu hakikat bilinince kulda Allah'tan korkma hali meydana gelir. Bu korku, Allah'n ztndan kaynaklanan srf O'nu tanmakla oluan bir korkudur. Bu korkuya inanmak farzdr; nk o, yce Allah'a inanmann bir parasdr. Amellerini ok grp yce Allah'a kar rahat bir tavr iine giren ve Allah'n gizli imtihanndan emin olan kimseye, bu korku fayda verir; onu serbestlikten ve kendisini kesin emniyette grp aldanmaktan kurtarr. nk Allah'n gizli tuzak ve imtihanndan ancak helak olan kimseler emin olur. Allah'n ztndan kaynaklanan ve O'nun iin olan korkunun dndaki korkuya gelince, bu iki ksmdr: Biri, elindeki nimetin alnma korkusudur. Bu korku kulu, edebe ve nimetin kendisinin deil, Allah'n ikram olduunu grmeye sevkeder. Dieri ise, gnahlarn sebep olduu azap korkusudur. Kulda, onu haramlar terketmeye ve farzlar yapmaya sevkedecek kadar ilh korkunun bulunmas farzdr.

Korku sahibinin hali: Korku sahibinin kalbi devaml ac ve elem iindedir. Onun zdrab, sevimsiz bir hale dmek veya hayrl bir frsat karmak sebebiyledir. Eer kulun bu korkular, vlecek hayrl eyler iinse, korkusu, duruma gre farz veya mstehap olur. Kulun korkular din tarafndan gzel bulunmayan konularda ise, duruma gre, haram veya mekruh olur. Kabz (tutukluk) hali: Kalbe bazan kabz (manev tutukluk) hali gelir; bunun sebebi biliniyorsa, onun hkm hznn (zntnn) hkm gibidir. Sebebi bilinmiyorsa bu, serbestlik halinde ar gitmesi sebebiyle, hak yolcular iin bir ceza eididir. Korkunun bir eidi olan ifak yani endie haline gelince bu, kalpte korku ile mit halinin birlemesi ve birbirini dengelemesidir. Korkunun bir eidi de huudur. Huu, kalbin ve azalarn sknete brnp hareket etmemeleridir. Bu durum, kalbin, ok byk yahut korku verici bir eyi mahede ettii zaman olur. Korkunun bir eidi de vera'dr. Vera', zararndan korkarak pheli bir eyden uzaklamaktr. Allahu Tel en iyisini bilir.

YRM YEDNC BLM


REC (MT) ve ONA BALI HALLER
Rec yani ilh rahmetten mitli olma hali de, korkuda olduu gibi, Allahu Tel'nn ezel sfatlarn tanmak ve mahede etmekle elde edilir. Kinatta olan btn iyi, kt, faydal ve zararl eyler bu sfatlarn tecellisidir. Yce Allah'n bu sfatlarn tanyan kimse, O'ndan korkar ve ayn zamanda O'nun rahmetine mit balar. Bu da yce Allah'n ztna ait bir mit halidir. nk, ezelde kendisi iin cennetlik hkm verilen bir kulun bana gelen btn iyilikler ve ondan defedilen btn ktlkler ancak yce Allah'n ltuf ve ihsanndan kaynaklanmaktadr. Korkunun kendisini ilh rahmetten mitsizlie gtrd bir kul, rec (mit) ile o halden kurtulur. Allah'n zt dndaki bir ey iin istenen mit, kulu fazla ibadet ve taat yapmaya sevkeden mittir. Eer mit onu fazla ibadet ve taat yapmaya sevketmiyorsa, o temenni olur. Gerek mit; btn gereklerini yaptktan sonra, sevgilin geliini beklerken kalbin

rahat ve huzur iinde olmasdr. Recya bal konulardan biri de rabettir. Rabet, sevgiliyi beklerken duyulan huzur halinin, mit iindeki kalbi tamamen sarmasdr. Kalp bu hal ile sanki ulamak istedii eyi grr gibi olur. Bu, midin keml hali ve hedef noktasdr. Reca konusunda zikredilecek hallerden biri de bast halidir. Bast, midin verdii evk ile kalbin genilemesi ve hidayet yolunun ona almasdr.

YRM SEKZNC BLM


FAKR ve ONA BALI HALLER
Fakirlik, yokluk ve ihtiya iinde olduunu anlamaktr. Ancak ihtiya, mutlak ve mukayyet olmak zere iki ksmdr. Mutlak (kesin) ve snrsz fakirlik, kulun kendisini var eden, varln devam ettiren ve onu hidayet yoluna ileten kimseye olan ihtiyacdr. Bu, kulun Allahu Tel'ya muhta olduu bir fakirliktir. nk Allahu Tel onu yaratan, yaatan, varln devam ettiren ve hidayet yoluna iletendir. Kulun yce Allah'a kar bu fakirliini bilmesi farzdr; nk o, Allah'a imann bir paras ve gereidir. Bu marifetten ortaya kan hal; kulun, devaml kendisinin yce Allah'a muhta olduunu mahede etmesidir. Mukayyed (kaytl ve snrl) fakirlie gelince bu, kulun hayatn devam ettirmek ve mal kazanmak iin muhta olduu sebeplerdir. Buradaki mal, kulun elinde olmayp muhta olduu eydir. Mutlak fakirlikte istenen, kulun Allah'n ztna olan ihtiyacn bilmesidir, nk bu, O'nun zt ile alkaldr. Dierinde ise baka eyler istenir. Bu eyadan kesilip tamamen yce Allah'a ynelmektir. Onlarn her ikisi de Allahu Tel ile zengin olmaya sebeptir. Bu, kalbin yce Allah'a balanmasdr. Allahu Tel ile zenginlik, kalbi, O'nun dndaki her eyden ekip kurtarmaya sebeptir. Bunda kula gerekli olan ey, ebed olan yce ztn, sonradan yaratlan varlklardan her ynyle ayr olduuna inanmasdr. Allahu Tel en iyisini bilir.

YRM DOKUZUNCU BLM


ZHD ve ONA BALI HALLER
Zhd, dnyadan gnl ekmektir. Dnyadan gnl ekmeye sebep olan ilim, Allahu Tel'ya iman ve O'nun verdii haberlerdir. Allahu Tel bu konuda yle buyurmutur: "Hayr aksine siz dnya hayatn tercih ediyorsunuz; halbuki hiret daha hayrl ve daha devamldr." el-A'l 87/16-17 Bu ilimden ortaya kan hal udur: Kul, Allah katndaki eyleri byk ve kymetli grerek, dnyadakileri iste-, mekten yz evirir. Allahu Tel'nn dndaki cennet nimetleri ve dierlerinden bir ey iin zhd sahibi olmak istemek, Allahu Tel'nn celali ve kemli yannda dk eylere ynelmek olur ki, bu, ariflerin zhd deildir. Allahu Tel'nn zt iin olan zhd, O'na imann pir parasdr; nk bu O'nun celali ve kemli ile ilgilidir. O'nun dndaki bir ey iin zhd sahibi olmak, bu marifete ulamak iin kalbi boaltmaktr. O'ndan bakas iin elde edilmek istenen zhdn farz olan miktar, kulun farzlar yapacak kadar vaktini ayrmas ve elini dnyadan ekmesidir. Zhd (dnyadan gnl ekmek), mubah (helal) eylerle ilgilidir. Bir de gnl ekilen ey, insann mlknde, elinde ve imknnda olan bir ey olmaldr. Zhdn sonucu, sr yani bakasn nefsine tercih etmektir. Bu, cmertlik derecelerinin en ykseidir. nk seh denilen cmertlik; insann, kendisinin ihtiyac olmad bir eyini zorlanmadan bakasna balamaktr, sr ise, insann ihtiyac olduu bir eyi herhangi bir karlk ve gaye olmakszn, sadece Allahu Tel'nn ahlk ile ahlklanmak iin bakasna balamaktr. Zhdle alkal bir ahlk da ftvvettir. V Ftvvet, sonu itibariyle cmertlik ahlk iindedir. Kim, dinin emirlerini ve cmertliin gereklerini yerine getirirse, o kimse gerek fet yani yiittir. Kim, dnya ehlinin kt ahlknda onlara ortak olursa o, gerek mnada bir cmert ve yiit deildir. Murad olan yani Allah tarafndan zel dostlua seilen kulun makamna gelince; o, iin hakikati ve gerei ne ise onu yapar; bunu yaparken de iinde hakka kar herhangi bir ekime ve kar durma hali bulunmaz. Hibir ey onun kalbini Allahu

Tel'dan koparp megul etmez. Yce Allah en iyisini bilir.

OTUZUNCU BLM
MUHASEBE ve ONA BALI HALLER
Muhasebenin asl, gemii ve gelecei kontrol edip halinin ne olduunu tesbittir. Muhasebe, mmetin ittifakyla farz bir vazifedir. nsan muhasebeye gtren ilim, Allahu Tel'nn her eyi muhasebe ettiine (hesabn yaptna) iman etmesidir. Bu muhasebe, i'tism yani Allah'n emirlerine smsk sarlmay gerektirir. 'tism ile istikamet arasnda fark vardr. 'tism; Allahu Tel'nn kitabna sarlmak ve onun izdii snrlar muhafaza etmektir. stikamet ise, ilh emirler yerine getirilirken ifrat (a-rlk) ve tefrite (kusura) dmeden sabit bir halde dengede gitmektir. stikamet, bizzat kendisi iin olduu gibi, baka bir hedef iin de olabilir. stikamet halinin bizzat hedefe alnmas nemlidir; nk o, tefrika yani eya ile megul olma tehlikesinden kurtulup cem' yani kalbi hakta toplama makamna ykselmeye bir vesiledir. Yce Allah en iyisini bilir.

OTUZ BRNC BLM


KR ve ONA BALI HALLER
Kulu kretmeye gtren ilim, btn nimetlerin sadece Allahu Tel'ya ait olduunu bilmesidir. Bu ilim farzdr, nk o, Allahu Tel'ya imann bir parasdr. Yce Allah bu konuda yle buyurmutur: "Sahip olduunuz btn nimetler Allah'tandr." el-Nahl 16/53

Nimeti verene kretmek farzdr, bu da imann gereidir. Bu ilimden ortaya kan hale gelince o, kulun Allah'n nimetleri ile mutluluk ve sevin iinde olmasdr. Bu mutluluun kendisi de bir eit krdr. Bu kr, bizzat istenmektedir; o farzdr. kr imandandr ve Allahu Tel'ya imann sonucudur. kr ameline gelince, bu da bizzat istenen bir eydir. kr, baka bir hedef iin de yerine getirilebilir. kr amelinin bizzat istenmesinin sebebi udur: Bir nimeti, yaratld ey iin kullanmak, btnyle hikmetin gereidir. krn baka bir sebep iin yaplmas ise, mevcut nimetlerin korunmas ve artrlmas iindir. zetle unu sylemek istiyoruz: kr, nimeti, yaratld alan ve hedefte kullanmaktr. Kimin btn halleri dengede olup her eyi yerince ve gereince yaparsa, o kimse hikmet ehli biridir. Hikmet, her eyi ilim ve amel olarak olmas gereken yere koymaktr. Hayrlarda muvaffakiyet ancak yce Allah'n yardm iledir.

OTUZ KNC BLM


TEVEKKL ve ONA BALI HALLER
Kulu tevekkle sevkeden ey, onun Allahu Tel'nn hi kimseye muhta olmadan zt ile var olduu ve zt dndaki btn varlklar O'nun hayatta ve ayakta tuttuunu bilmesidir. Ayrca O'nun sonsuz ilmini, hikmetini ve kudretini bilmesi de kulu Allah'a tevekkl etmeye (gvenip dayanmaya) gtrr. Bu ilimden u hal ortaya kar: Tevekkl eden kulun kalbi Allahu Tel'ya itimat eder, O'nunla huzur bulur, O'na bal olduu iin btn zdrab yok olur. Tevekkl ve ona ait halleri bilen kimsenin, sadece haram ve pheli olan eylerden elini ekmesi gerekir. Tevekkl, alp kazanmaya mani deildir. Tevekkl ok erefli bir hal olmakla birlikte, derece olarak tefvzden (ii Allah'a havale etmekten) ve teslimden (ilh hkme boyun emekten) dktr. nk tevekkln gayesi, faydal olan ele geirmek ve zararl olan def etmektir.

Tefviz ve teslimiyet ise; ilh emir ve yasaklara gnl holuu ile boyun eip itaat etmek ve Allahu Tela'nn kendisi iin hkmettii btn ilerde iradesini terketmektir. Bu konu ile alkal hallerden biri de sikadr. Mnas, btnyle kalbe ynelmek ve btn ilerinde yce Allah'a sadakatten, hakk tasdikten ayrlmamaktr. Bu, btn makam ve haller iin mkemmel bir haldir. Tevekklle alkal hallerden biri de rzdr. Rz ancak hkmedilen eyin baa gelmesinden sonra olur. Tefvz ve teslimiyet ise, hkmedilen eyin baa gelmesinden nce olur. Herkese farz olan rz, insann bana gelen eyleri tabiat ile ho bulmasa da ona akl ile rz gstermesidir; nk skntl bir eyden tabii olarak holanmamak kulun ihtiyar (iradesi) ile olmaz. Kim, Allahu Tel'nn kullarn dnya ve hirette imtihan ettii eyleri akl ile kt grr yahut dili ile ikyet ve tenkitle urarsa gnaha girer ve farz olan rz halinin dna km olur. Hayrda muvaffakiyet ancak yce Allah'n yardm iledir.

OTUZ NC BLM
NYET ve ONA BALI HALLER
Niyet, imandan sonra dnyada ve hirette en byk saadete vesiledir. Bunu bilince, sana niyetin ne olduunu bilmen gerekir. Ayrca onu kartracak dnya ile ilgili kt arzulardan koruman vaciptir. Niyeti, onun safiyetini zedeleyecek hirete ait hedef ve gayelerden temiz tutman ise, mstehaptr. Niyet, hedefleri birbirinden ayrmaktan ibarettir. Kasd, himmeti (dnceyi) ulamak istenen hedefte toplamaktr. Azim, kasd takviye etmek ve ona canllk kazandrp harekete geirmektir. rade, ii engelleyen manileri ortadan kaldrmaktr.

OTUZ DRDNC BLM


SIDK ve ONA BALI HALLER
Sdk, doruluk demektir. Bu sfat Allahu Tel iin dndmzde, o, zat sfatlardan olup yce Allah'n kelmna ait olmaktadr. Kul iin sdk (doruluk), insann gizlisi ile ak halinin, zahiri ile btnnn ayn olmasdr. Btn manev makam ve haller sdk ile gerekleir. Hatta, ok byk bir deere sahip ihls bile sdka (doruluk ve sadakate) muhtatr; sdk ise hibir eye muhta deildir; nk o, ibadetlerde hlasn tam olarak gereklemesidir. Allahu Te-l'nn taat ve ibadetle istedii de budur. Mesela, kul, namazn Allah rzas iin klmaya niyet eder, fakat namazda kalp huzurundan gafildir. Sdk ise; kalbi yce Allah ile huzur halinde tutarak ibadetle Allahu Tel'nn rzasn istemektir. Buna gre; her sadk kul ayn zamanda ihlsldr; fakat her ihlsl kul, sadk deildir. Sdk, infisal (ayrlma) ve ittisal (birletirmeme), balama mnasna da gelir. nk sadk kul, kalbini Allahu Tel'dan bakasndan ayrr ve srekli Allah ile huzur haline balar. Sdk ile irtibatl olarak tahkik hali vardr. Tahkik, manev makam ve halleri birbirinden ayrt edip onlar kalbi yabanclardan ve iinde bulunduu hali zedeleyecek eylerden temizlemektir. Sdkla ilgili hallerden biri de tefriddir. Tefrd, hibir ilim ve hale taklmakszn, kulun kalbinin sadece Allahu Tel ile olmasdr. Bu kul, Allahu Te-l'nn btn mevcudat yaratmada tek olduunu, kudretinin her eyi kapladn mahede ettii iin sadece O'na ynelip balanmtr.

OTUZ BENC BLM


RIZA MAKAMI
Haris el-Muhsib (rah) demitir ki: "Rz, Allahu Tel kulda hkmn icra ederken, kalbin sknet iinde (ilh tecelliye teslim) olmasdr." Znnn el-Msr (rah), yle der: "Rz, baa gelen ilh tecelliler karsnda kalbin sevin iinde olmasdr." Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) yle buyurmutur: "Allah'a rab olarak raz olan kimse, imann tadn tatmtr." Mslim, "mn", 56; Tirmiz, "mn, 10; Msned, I, 208 Dier bir hadiste yle buyurulmutur: "Allahu Tel hikmeti ile kalbin rahatlk ve sevincini rz ve yaknde yaratm; kalbin hzn ve elemini de ek ile ilh takdire kzmada yapmtr." Eb Nuaym, Hilye, X, 42; Beyhaki, ub'l-mn, nr. 207; bn Eb'd-Dny, el-Yakn, nr. 31 (Sahabeye ait mevkuf bir haber olarak) Cneyd-i Badad (rah) demitir ki: "Rz, kalbe ulaan salam bir ilimdir. Gerek ilim kalbe ulanca onu, Allah'tan raz olma haline gtrr." Rz ve muhabbet, korkuyla mit gibi deildir. Rz ile muhabbet, dnya ve hirette kuldan ayrlmazlar. Kul cennette de bu iki hali yaar, onlara ihtiyac bitmez. bn At (rah) der ki: "Rz, Allahu Tel'nn ezelde yapm olduu tercihe, kulun kalbinin sknet iinde tbi olmasdr. Hi phesiz Allah kulu iin en hayrl olan takdir etmitir; yleyse kul ilh takdire kzmay terke-derek ona raz olmaldr." Eb Trb en-Naheb (rah) der ki: "Kalbinde bir para dnya sevgisi bulunan kimse, Allah'tan raz olma haline ulaamaz." Ser es-Sakati (rah) demitir ki: "u be ey muka-rebbn makamndaki velilerin ahlkndandr: 1- Nefsinin sevdii ve sevmedii hususlarda Allahu1 Tel'dan raz olmak. 2- Allah'a sevilmek iin her areye ba vurmak.

3- Yce Allah'tan haya etmek (utanmak). 4- Allah ile nsiyet (zel yaknlk) iinde olmak. 5- Allah'tan baka btn varlklardan uzaklamak." Fudayl b. iyz (rah) der ki: "Rz, kulun bulunduu derecenin stnde hibir ey temenni etmemesidir." bn Sem'un (rah) da yle der: "Rz Hak ile; Hak'tan ve Hak iin olur. Hak ile rz, yce Allah'n tedbir ve tercihine rz gstermektir. Hak'tan rz, yce Allah'n taksim ve verdiine raz olmaktr. Hak iin rz ise, ilh ve rab olarak yce Allah'a raz olmaktr." Eb Sid el-Harrz'a (rah), "Kul ayn anda hem raz hem de kzgn olabilir mi?" diye sorduklarnda, u cevab vermitir: "Evet, kulun rabbinden raz iken, nefsine ve kendisini Allahu Tel'dan alkoyan her eye kzgn olmas caizdir." Hz. Ali'nin (r.a) olu Hz. Hasan'a (r.a) biri gelerek, "Eb Zer, 'Bana, fakirlik zenginlikten, hastalk da shhatten daha sevimlidir!' diyor, siz buna ne dersiniz?" diye sordu; Hz. Hasan (r.a) yle karlk verdi: "Allah Eb Zerr'e rahmetiyle muamele etsin. Bana sorarsanz, bu konudaki grm udur: Kim btn ilerini Allahu Tel'nn gzel tercihine brakm ise o, Allahu Tel'nn kendisi iin setii halden bakasn temenni etmez." Hz. Ali (r.a) demitir ki: "Kim, rz sergisi zerinde oturursa (yani devaml rza halinde olursa) ona, Allah'tan asla bir sknt ulamaz. Kim de devaml ondan bundan bir eyler isteme haline dmse, o da hibir halde yce Allah'tan raz olmaz." ibl (rah), Cneyd-i Badadi'nin (rah) yannda: "L havle ve l kuvvete ill billh" dedi. Cneyd-i Badad, "Senin bu szn iinin (kalbinin) daralm olduunu gsetiryor!" dedi. ibl, "Doru syledin" dedi. O zaman Cneyd-i Badad, "Kalbin daralmas, ilh tecelliye raz olmamaktr!" uyarsnda bulundu. Cneyd-i Badadi bu sz, ona rznn asln hatrlatmak iin sylemitir. Durum byledir; nk rz hali, kalbin genileyip almasndan ileri gelir. Kalbin almas yakn nurundan kaynaklanr. Bu nur kulun i leminde yerleince gs geniler, basret (kalp gz) alr ve Ailahu Tel'nn her ii en gzel ekilde tedbir ettiini grr. O zaman kalpten ilh tecellilere kzma ve onlara kar daralma hl ekilip alnr. Kalbin almas, iinde ilh muhabbetinin tadn tar. Bu tad tadan sadk kul,

yce sevgilinin btn ilerine raz olur. nk sevgili, sevdiinin btn ilerini kendi istei ve tercihi gibi kabul eder. Sevgilinin yapt her i, sevimlidir. Hak klar, bu yolda olmayan kimselerle ili dl olmaktan ekindikleri gibi, byle kimselerin kendilerine hizmet etmesinden de holanmazlar. Gerek u ki, onlarn yolunu sevmeyen kimse, ou kez, kendilerinden istifade etmekten daha ok, onlara bakarak zarara sebep olur. Bir hadiste, "Mmin, mminin aynasdr" Buhr, el-Edeb'l-Mfred, nr. 239; Eb Dvd, Edeb, 49; Tab-rn, el-Mu'cem'l-Evsat, nr. 2135; Heyserni, Mecmau'zZevid, VII, 264, buyurulmutur. Sfler, ne zaman ilerindeki birinden ayrlk eseri grseler, ondan nefret ederler; nk ayrlk, nefsin ortaya kmasyla meydana gelir. Nefsin orta kmas, iinde bulunduu vakitte gereken edebi zayi etmesinden kaynaklanr. Ne zaman derviin nefsi ortaya karsa, onun gerek sflerin yolundan ktn anlarlar ve o kimsenin vaktin edebini zayi edip, nefsini kontrol etmeyi ihmal ettiine ve gzel edebi terkettiine hkmederler. Bu durumda onun, biraz mcadele edilerek sflerin arasna dndrlmesi gerekir.

OTUZ ALTINCI BLM


GIYBETTEN SAKINDIRMA
Allahu Tel bu konuda yle buyurmutur: "Sizden biri, lm kardeinin etini yemekten holanr m? Bundan tiskindiniz deil mi? te gybet de byledir; yleyse Allah'tan korkun ve birbirinizi gybet etmeyi (arkadan ekitirmeyi) terkedin." el-Hucurt 49/12 Eb Hreyre (r.a) anlatyor: Bir adam Hz. Peygam-ber'in (s.a.v) yannda oturuyordu. Efendimiz (s.a.v) ayaa kalkt, fakat adam kalkmakta zorland. Orada bulunanlardan bazlar, "Falanc ne kadar ciz bir kimse, oturduu yerden kalkamyor!" dediler. Bunu iiten Hz. Peygamber (s.a.v), "Kardeinizin etini yediniz ve onu gybet ettiniz!' diye onlar uyard. Beyhak, uab'l-man, nr. 6733; Syt, ed-Drr'l-Mensr, VII, 574. Nakledildiine gre Allahu Tel Hz. Musa'ya (a.s) yle vahyetmitir: "Kim gybetten tvbe ederek lrse o, cennete en son giren kimse olur. Kim de gybette srar ederek lrse o, cehenneme ilk nce giren kimse olur." Anlatldna gre, brahim b. Edhem (rah) bir yemee davet edildi; o da davete katld. Meclistekiler, orada bulunmayan bir adamn gybetini yaptlar. Bunu iiten

brahim b. Edhem, "Bunu bana, insanlarn gybet edildii bir yerde bulunarak nefsim yapt" diyerek oradan kp gitti ve nefsine ceza olarak gn bir ey yemedi. yle denilmitir: nsanlarn gybetini yapan kimsenin misali, bir mancnk dikip onunla iyiliklerini douya batya atan kimseye benzer. yle anlatlmtr: Kula kyamet gn amel defteri verilir; iinde hibir hayr gremez. Bunun zerine, "Benim namazm, orucum, taatim nerede?" diye sorar; kendisine yle denilir: "Yaptn ameller, gybetini yaptn kimselere verildi." Denilmitir ki: "Bir mmin gybet edildii zaman, Allahu Tel onun gnahlarnn yarsn affeder." yle nakledilir: hirette bir kula amel defteri verilir; iinde hi yapmad birok iyilik grr; bunlar yapmadn syleyince, kendisine, "Bunlar, senin haberin yokken insanlarn senin hakknda yaptklar gybetin karldr" denilir. Hasan- Basr'ye (rah) biri gelerek, "Falan adam senin gybetini yapt" dedi. Bunu duyan hazret, adama bir tabak tatl gndererek ona, "Duyduuma gre sen (gybetimi yaparak) bana iyiliklerini hediye etmisin; bu tatly o hediyene karlk olarak gnderiyorum" demitir. Cneyd-i Badad (rah) u hadiseyi anlatr: "Badat'ta bir yerde cenaze namaz klmak iin bekliyordum. O srada bir fakir grdm, zerinde ibadet ehlinin almeti vard, insanlardan bir eyler dileniyordu; iimden kendi kendime, 'Keke u adam kendisini dilenmekten kurtaracak bir i yapsayd, onun iin daha gzel olurdu!" diye dndm, iim bitince evime dndm. Gece virdim vard, onu bitirince uyudum. O fakir adam ryamda grdm; onu bir tepsi iine uzatmlard, bana, 'Onun etini ye, sen onun gybetini yaptn!' denildi. Durumu anladm ve, 'Ben dilimle onun gybetini etmedim; sadece iimden geirmitim' dedim. O zaman bana, 'Sen, kalbinden geirmek eklinde de olsa, kendisinden bu tr bir ie raz olunmayacak kimselerdensin; git adamdan helllik iste' denildi. Sabah olunca adam aramaya baladm; onu, ykama esnasnda su iine den sebze yapraklarn toplarken grdm, kendisine selm verdim, bana knyemle hitap ederek, 'Ey Eb'l-Kasm, bir daha byle bir ey yapar msn?' diye sordu; ben, 'Hayr, yapmam' dedim. Bunun zerine dervi, 'Allah bizi ve seni affetsin' dedi."

OTUZ YEDNC BLM


FTVVET AHLKI
Fet (Allah yolunda yiit ve cmert insan), nefsinin ilerini tedbirden, malndan ve evladndan geip hepsini, btn varln sahibi yce Allah'a hibe ve feda eden kimsedir. Aslnda hibe ettii eyler kendisine ait deildir; onlar yce Allah'n olup u yette istenen yolda harcanmtr: "phesiz Allah, mminlerden, kendilerine cenneti vermek karlnda canlarn ve mallarn satn almtr." Feta (Allah yolunda yiit ve cmert insan), Allahu Te-l'nn u yetindeki ahlk ile ahlklanmtr: "phesiz Allah adaleti, iyilii, akrabaya yardm emreder; irkin ileri, fenalk ve azgnl yasaklar. O, dnp Masnz diye size t veriyor." Mert insan, yce Allah'a itaat olarak adalet, iyilik ve ihsan namna ne kadar hayrl amel varsa, hepsini yapmaya alr, yce Allah'a isyan olan ne kadar kt i varsa hepsini terkeder. Halkn cmertlii malyla olur. Sekin kullarn cmertlii mal ve amelleriyle olur. Sekin kullarn iindeki seilmi ariflerin cmertlii mal, ameli ve manev halleriyle olur. Peygamberlerin cmertlii ise mal, amel, hal ve manev srlarla olur. Fetann (Allah yolunda yiit insann) iinde bir davas olmad gibi dnda da yapmack ve gsteri tr bir ameli yoktur. Onunla Allah arasndaki srr (gizli halini) kendi sadr (gs) bile bilemez; nerede kald halk bilsin! Fetnn (Allah yolunda yiit insann) ahlklarndan bazs da unlardr: O, halka rza gzyle bakar (herkesin haline rz gsterir); nefsine ise kzar (onun hibir haline rza gstermez.) Bu kimse, kendisinden stte, kendisiyle ayn seviyede ve altta bulunan herkesin hakkn bilir ve korur. Din kardeleri iin bir hata, kk drc durum ve yalan dnmez, onlar byle bir duruma drmez. O btn mminlere vel gzyle bakar, hibirini kt grmez. Ancak aka dine aykr i yapann iine kzar; yaplan ktl mslman kardeine deil, eytana ait grr. Byle dnen bir kimse, kt ileri yce Allah'a nasl nisbet eder? O, bir

gnah grdnde onu fiilen eliyle ve diliyle dzeltmeye alr; buna gc yetmezse kalbiyle ktlk yapan terkeder, kt iten nefret eder. Fet (Allah yolunda yiit insan), halktan midini keser; onlardan bir ey istemeyi ve halini arzetmeyi terkeder. Fakirliini gizler; zenginliini aklar. Bo davalar terkeder, gizli mnalar gizler, eziyetlere sabreder. Bakasnn isteini kendi nefsine tercih eder; bunu ahlk ve amel olarak gsterir. O, hep bakasnn ihtiyalarn grmekle urar. Verdii iyilii asla baa kakmaz; kimseyi minnet altna sokmaz. Kimseden, kendisine ait hakk yerine getirmesini istemez; fakat nefsinden herkesin hakkn yerine getirmesini ister. Yapt btn ilerde herkesi kendisinden faziletli, nefsini ise devaml kusurlu grr. Yapt hibir eyi ok bulmaz. Fetnn (Allah yolunda yiit insann) bir hali de, nefsinin btn keyiflerini terketmesidir. Onun yannda halkn kendisini vmesi ile ktlemesi birdir. O, doru konuur, sznde durur, cmerttir, haya sahibidir, gzel ahlkldr, eref sahibidir, din kardeleriyle ho geinir, arkadalarndan kt eyler iitmekten uzak durur, szn ve anlamasn en gzel ekilde yerine getirir; kin, haset, aldatma gibi kt ahlklardan uzaktr. Mert insan, Allah iin sever, Allah iin kzar. Mal ve makamyla imkan lsnde kardelerinin hizmetindedir. Onlar yapt iyilikle minnet altna sokmaz; yaptn asla baa kakmaz. yilerle beraber olur; ktlerden kaar. Rabbi iin kendi nefsine dman olur, bakas ile ekimez. Srekli nefsinin kt arzularn krp temizlemekle urar. Bu konuda yle denilmitir: "Gerek yiit insan, iindeki putlar (kt arzular) kran kimsedir." Fet (Allah yolunda yiit insan,) hibir fakirden fakirliinden dolay nefret etmez, zenginle de zenginliinden dolay ekimez. : Her iki dnyadan da yz evirip gnln ekmitir. ' Onun yannda vatannda duran ile diyar diyar dolaan birdir; tand ile tanmadnn bir fark yoktur. Dnya maln yeme konusunda vel ile kfir arasnda bir ayrm yapmaz; dnyay kimin yediine bakmaz. Kenarda mal biriktirmez. Kimseye zr dileyecek bir hale dmez. Sahip olduu dnya nimetlerini saklamaz, olan halkla paylar; fakat kalbindeki

ilh muhabbeti herkesten gizler. Bir aile ve topluluk iinde olduunda, kendisine mal olarak az verilmi ok verilmi aldrmaz, edep halini bozmaz. Hi kimseyi utandrmaz, onu halk iinde mahcup edecek duruma drmez. Ancak dinimizin emri gerei olursa, o zaman herkese gerekli muameleyi yapar. Arkadandan bir kazan elde etmez. Ondan kan mal, kendisine gre dnmez, verdiini geri almaz. Kendisine bir nimet verilirse kreder, verilmezse sabreder. Hatta, kendisine nimet verilince, bakasn nefsine tercih eder, bir ey verilmezse kreder. Ftvvet, halk ile megul olup Hak'tan kopmamaktr. Arifin ftvveti (cmertlii) tand yce rabbine gre olur; bakasnn ftvveti ise, alp bildii eylere gre olur.

CMERTLK
Gerek cmertlik, dnya ve hirete ait btn konularda, din kardelerinin hakkn, payn ve zevkini, kendi hak ve zevklerine tercih etmektir. Cmertlik, istenmeden nce vermektir. Verdiinde baa kakmay, kar taraf minnet altna sokmay terket-mektir. Vermede acele etmek, verdiini az bulmak ve gizlemektir. Bundan da te cmertlik, son derece hayl bir ekilde nefsini, ruhunu ve maln Allah iin halka feda etmektir. Cmertlik, mslmanlarn yznde isteme zilletini grmekten holanmayp, onlar bu zillete drmeden ihtiyalarn kendilerine ulatrmaktr. nsanlarn elindeki maldan gzn ve gnln ekmek, onlara kendi malndan bolca iyilikte bulunmaktan ve kanaate sarlmaktan daha byk bir ahlktr. lh takdire rz gstermek, insanlara iyilik ahlkndan daha byktr. Btn bunlardan daha byk olan ise, insanlara hikmetle yani doru ilim, isabetli gr, faydal sz ve gzel ahlkla cmertlik ve iyilik yapmaktr.

OTUZ SEKZNC BLM


GZEL AHLAKLAR
Allahu Tel bir yetinde buyurmutur ki: "Affa sarl, iyilii emret, cahillerden yz evir." el-A'rf7/199 yetin mnas udur: Sana zulmedeni affet; sana vermeyene sen ihsan et, sana gelmeyene sen git; sana kar cahillik eden kimseden yz evir, ona karlk verme; sana ktylk edene sen iyilikte bulun. Hz. Peygamber (s.a.v), gze ahlk tamamlamak iin gnderilmitir. O, kendisine eziyet eden, davetini inkra giden kavmi iin yle dua etmitir: "Allahm! Bu kavmimi affet; onlar bilmiyorlar." Buhr, "Enbiy," 52; Mslim, "Cihd," 105; bnu Mce, "Fiten," 23; Kurtubi, el-Cmi IV, 189; Kd yz, e-if, I, 95. Cmertlik ve gzel ahlktan bazlar unlardr: Selm yaymak, herkese selm vermek. Yemek yedirmek. Akrabaya gidip gelmek ve onlarla ilgilenmek. nsanlar uyurken kalkp gece namaz klmak. Gzel ahlka ulamak, haramlar terketmekle mmkndr. Gzel ahlk, cennet ehlinin ahlkdr. Gzel ahlkn ba tatl szdr; onu erefli iler takip eder. yilik sahiplerinin mkfat, yaptklar iyilikten daha fazlasyla karlk bulur. Gzel ahlk sahibi olan kimse, seni kendisinden bir ey istemeye muhta etmez; senin neye hacetin varsa, sen sylemeden o sana ulatrr. Dk tabiatl kimseler, bir iyilik yaptklarnda, devaml onunla vnrken; erefli insanlar, yapt iyilii yetersiz bulup zr dilemekle urarlar. unlar da gzel ahlktandr: Kardelerin hatasna gz yummak, onlarn ihtiyacn yerine getirmek iin komak; dnya maln ihtiyac olann nne atmak.

OTUZ DOKUZUNCU BLM KANAAT Allahu Tel buyurmutur ki:

"Erkek ve kadnlardan kim, mmin olarak gzel amel ilerse, biz onu temiz ve ho bir hayat iinde yaatrz." en-Nahl 16/97 Mfessirlerin ou, dnyada yaanacak ho hayatn kanaat olduunu belirtmilerdir. Kanaat, Allahu Te-l'dan kuluna bir hediyedir. Hz. Reslullah Efendimiz (s.a.v) buyurmutur ki: "Kanaat, tkenmeyen bir hazinedir." Tabern, el-Mu'cem'l-Evsat, nr. 6918. Biraz farkl lafzlarla bkz: Kud, Msned'-ihab, I, 63; ibn Ad, el-Kmil, IV, 191; Syt, el-Cmiu's-Sagr, nr. 6193 Dier bir haberde yle buyurulmutur: "Kim yakn arkada isterse, Allah yeter. Kim muhabbet edecek dost isterse Kur'an yeter. Kim zenginlik isterse kanaat yeter. Kim vaiz isterse, lm yeter. Bunlarn yetmedii kimseye de cehennem yeter." Benzer bir hadis iin bkz: Beyhaki, uab'lmn, nr. 10556; ibn Eb'd-Dny, el-Yakn, No. 31 Eb Hreyre'nin (r.a) rivayet ettii bir hadiste, Hz. Reslullah Efendimiz (s.a.v) yle buyurmutur: "pheli eylerden sakn ki, insanlarn en gzel ibadet edeni olasn. Kanaat sahibi ol ki, insanlarn en ok kredeni olasn. Kendin iin sevdiin eyleri, mmin kardelerin iin de sev ki, gerek mmin olasn. Yakn komuna iyilik et ki, gerek mmin olasn. Glmeyi azalt, phesiz ok glmek kalbi ldrr." Eb Nuaym, Hilye, X, 365; Beyaki, uabu'l-lmn, nr. 11127; Kud, Msned'-ihb, I, 639; Syt, el-Cmiu's-Sagir, nr. 6422 "Allah onlar gzel bir rzk ile rzklandr" el-Hac 22/58 yetinin tefsirinde, gzel rzkn kanaat olduu sylenmitir. Vehb (rah) demitir ki: "zzet ve zenginlik kp kinat dolarlar; nerede kanaatle karlarlarsa, orada yerleirler." Zebur'da yle gemitir: "Kanaat sahibi karn a da olsa zengindir." Tevrat'ta yle gemitir: "Ey ademolu! Kanaat et ki zengin olasn. nsanlardan uzak kal ki, tehlikelerinden selmet bulasn. Hasedi terkedersen erefini gsterirsin; az yorulur, ok istirahat edersin." yle denilmitir; "Allahu Tel, be eyi, u be eyin iine koydu: zzet ve erefi, kendisine taatte. Zilleti, gnahta. Heybeti, gece ibadetinde. Hikmeti, a karnda. Zenginlii kanaatte." Bir lim der ki: "Dmanndan ksas yoluyla intikam aldn gibi nefsinin mal hrsndan da kanaat ile intikam al!"

Denilmitir ki: "Kimin gz insanlarn elindeki mala taklrsa, onun znts ok olur." Anlatldna gre, Byezd-i Bistm (rah), lde bir arkadayla birlikte elbisesini ykad. Arkada, "Elbiseyi zm bann duvarna asalm" dedi. Byezd-i Bistm, "amar kazn insanlarn duvarna akma" dedi. Arkada, "yleyse aalara asalm" dedi, Byezd-i Bistm: "Olmaz, nk amar aacn dallarn krabilir"' dedi. Arkada, "O halda otlarn zerine serelim" dedi, Byezd-i Bistm, "Olmaz, otlar hayvanlarn yiyeceidir; onlara zarar verebilir" dedi. Sonra arkasn gnee dnd; gmleini srtna ald, bir tarafn kuruttu; ardndan br tarafn evirdi, oray da kuruttu; bylece iini grd.

KIRKINCI BLM
NSANLARDAN BR EY STEMENN HKM
Kim yannda gnlk yiyecei varken insanlardan bir ey isterse, zayf ve miskinlerin yolunu kesmi, onlarn hakkn engellemi olur. Kimin niyeti hireti kazanmak olursa, Ailahu Tel onun kalbine zenginlik koyar; dank ilerini toplar; dnya ona koarak gelir. Kimin derdi dnya toplamak olursa, Allah" onan gz nne fakirlii koyar; ilerini datr, dzenini bozar; dnya da ona ancak nasibi kadar gelir. Kim btn dncesini tek noktada toplarsa (Allah rzsna ynelirse), Allah onun dnya ve hiret dertlerini dindirir. Kim trl trl dnya dertlerini tasa edinirse, Al-lahu Tel onun hangi tasadan helak olduuna aldrmaz. Bandan sonuna kadar btn dnya, esasen bir saat sknt ekmeye, dert etmeye demez; artk u ksa mrnde eline geen azck dnya iin nasl gam ve keder ekmeye deer! Kim, Allahu Tel'nn kendisine taksim ettii rzka raz olursa, Allah onun malna bereket verir ve onu oaltr. Kim dilenmekten kendini korursa, ona en hayrl nimet verilmitir. Kim ona muhta olmusa, ona dilenmek basit olur. Eer dnyada hr olarak yaamak istersen, ihtiyacn nefsinden bakasna ykleme; kanaate sarl. Hr bir hak yolcusunun, btn istedikleri yce Mevl'snn katnda mevcut iken, gidip bir kulun nnde zelil olmas nasl uygun olur? Eer insanlar, dilenmedeki zillet ve zarar bilselerdi, hi kimse bakasndan bir ey

istemezdi. ayet insanlar da, kendilerinden bir ey isteyen kimsenin hakknn ne kadar byk olduunu bilselerdi, hi kimseyi asla bo evirmezlerdi. Eer dilenen kimse, gerekten tam ihtiya iinde olup doru sylemi olsa, ona bir ey vermeden geri evirenler, kendilerini temize karamaz, azaptan kurtulamazlar. Bir kimse, gidip bir adamdan hacetini grmesini istese, o adam hacetini grsn veya grmesin, isteyen kimsenin krk gn yznn suyu akar (utan iinde yaar.)

KIRK BRNC BLM


HALKA EFKATLE MUAMELE
Bil ki, yce Allah'n yaratt varlklara efkat gstermek, yce Allah'n emrini yceltmektir. Halka efkat yle olur: Senden bir ey isterlerse verirsin. Onlara, tayamadklar yk yklemezsin. Kendileriyle akllarnn seviyesine gre konuur, onlara bilmedikleri dillerden ve hallerden bahsetmezsin. Onlarn sevincine ortak olursun, zntlerini paylarsn. Btn dncen, onlara din ve dnyalar iin nasl faydal olacan, yine dinleri ve dnyalarna zarar veren eyleri nasl giderecein olmaldr. nsanlara kar yle efkatli olmalsn ki, birinin yzne sinek konacak olsa, bu senin kalbini szlatmal. Her mminin kalbini Allah iin ho tutmalsn, bu senin iin birok hac ve savatan daha sevimli olmal. Din kardeinin izzet ve erefini, nefsinin erefine tercih etmelisin; ayn ekilde nefsini zelil etmeyi, din kardeinin zelil olmasna tercih etmelisin. Bunlar baarabilirsen, yce Allah'n kullarna efkatle davranm ve byk bir fazileti elde etmi olursun. Kulunu hayrlarda muvaffak eden yce Allah'tr.

KIRK KNC BLM


GNAHLARIN FETLER
Ne mutlu o kimseye ki, ldnde, gnahlar da kendisiyle birlikte lr (kimseye ktln bulatrmadan ve ulatrmadan ekip gider.) Denilir ki: Gnahlarn en by, bir kimsenin hi tanmad ve hi grmedii kimselere (onlarn arkasndan ekitirerek, gybetini yaparak, haksz yere karalayarak, kendilerine) zulmetmesidir. Kim, yce Allah'a itaat ederse, Allah, her eyi onun emrine balar. Kim de Allah'a isyan ederse, Allah onu her eyin hizmetine koturur ve her eyi ona musallat eder. ayet gnahta srar etmenin uursuzluu olarak kulun dnyada bana gelen cezalardan bakas olmasayd, onlar bile yeterdi. Bu cezalar farkl ekillerde olur. Gnahta srar eden kimse iin zenginlik, fakirlik, shhat ve hastalk duruma gre birer ceza ekli olabilir. Gnah terketmenin faydas olarak yukardaki ceza ekillerinin zdd olan eyler bile yeterli olurdu. Gerekten kul, iledii gnahlar yznden madd ve manev rzklardan mahrum olur. Kulun lanetlenmesine sebep olan, yznn siyahlamas veya malnn noksanlamas deildir; asl laneti eken durum, kulun bir gnahtan kp onun benzeri yahut ondan daha beteri baka bir gnaha dalmasdr. Tvbe etmede, gnah ilemedeki halinden daha ciz olma! unu bil ki, gnaha dalan insann tvbeye de gc vardr, bunu unutma! Zamann deimesi, sana kar din kardelerinin tavrlarnn farkllamas, hanmnn davranlarnn ktlemesi, ilediin gnahlar yznden bana gelmektedir. Hatta, binek hayvannn huyunun ktlemesi, evinde farelerin eyalarna zarar vermesi, ezberindeki Kur'an' veya ilimden bir blm unutman yahut Kur'an tilvetinden mahrum olman bile, ilediin gnahlarnn sonucu olarak bana gelmektedir. Baa gelen ceza, kulun ektii iddet ve meakkatine gre olmaktadr. Herkesin cezas, gnaha ortak olmas nisbetindedir. Ryada ihtilm olmak bile, hak yolcular iin bir ceza eididir. Bazan bir gnahn cezas, onun benzeri baka bir gnaha dmek olur. Gnahlar byd zaman, byle olur. yi ilerde de durum byledir; iyilik iyilie gtrr.

Hayra komak, ktlkten kamak ancak yce Allah'n yardm ile mmkndr.

KIRK NC BLM
KURBYET EHL (ALLAH'A YAKLAMI) ARFLERN NAMAZI
Namaza durduun zaman, dnyay ve iindekileri unut; kyamet gnnde ynelecein gibi, yce Allah'a ynel. hirette O'nunla senin aranda hibir tercman olmadan Allah'n huzurundaki duruunu dn; O sana ynelmi hitap ediyor, sen de kimin huzurunda durduunu biliyorsun. O, her eyin sahibi ve hkimi yce Allah'tr. Ariflerden birine, "Namaza giri tekbiri nasl alnr?" diye sorulunca, yle demitir: "Allah ekber (Allah byktr) dediin zaman, O'nunla beraber olduunu dn ve Allah lafzndaki u mnalar bil: 'Allah lafznn bandaki elif, tazim (yceltmek) iindir. Ortasndaki lm, heybet (ululuk) iindir. Sonundaki h ise, murakabe (yce ztn tecellilerini mahede) ve fark (zt- brinin btn varlklardan ayr olduunu) dnmek iindir.' unu bil: nsanlar iinde yle yce ztlar vardr ki, namaza balarken "Allah ekber" dediinde, yce Allah'n azametini (yceliini) mahede iinde kaybolur; bandan sonuna kadar btn kinat, bir ldeki hardal tanesi gibi, onun nurla genileyen kalbinin boluunda klr; sonra o kk paray da kalbinden atar. Artk o, eytandan gelecek vesveseden, nefsin fsltlarndan ve i leminde hayale gelen hibir eyden korkmaz. nk btn bunlar, kalpte hardal tanesi mesabesinde olup dar atlan kinatn iindeki eylerdir. Byle bir kula, vesvese nasl hcum edip kalbini rahatsz eder. Allahu Tel en iyisini bilir. Yce Allah, bizleri ve sizleri kendisine yaknlatrd dostlarndan, ilmi ile amel eden limlerden ve ihls sahibi sekin kullarndan etsin. Yce Allah, peygamberlerin sonuncusu, hirette yzleri nur gibi parlayan mmetinin rehberi Efendimiz Hz. Muhammed'e salat ve selam etsin. Yce Allah ayrca, Efendimizin (s.a.v) erefli ailesine, ilh yaknla ulam ashabna, temiz zevcelerine, ihlsl zrriyetine, dier btn peygamberlere ve ilh yaknlkla ereflenmi meleklere salt ve selm etsin. Hamdolsun lemlerin rabbi yce Allah'a.

You might also like