You are on page 1of 17

DN BLMLER ARATIRMALARINDA "BAKI AILARI" ZERNE* Ar. Gr. zeyir OK** evirisini yapmaya altmz bu metin, Winston L.

King'in "Introduction To Religion" adl eserinin "Giri" blmnden ibarettir. Bu almada L. King, dinsel aratrmalarda izlenilen yntemler zerinde durmakta, neden bu yntemlerin seildiini, bunlarn balca sebeplerini, oluumunu, felsefi ve kltrel arka plann ortaya koymaktadr. Bilimsel disiplinlerde yntembilimi konusunun inkar edilemez bir nem arzettii dnldnde dini bilimlerin, kendi savunulabilir yntembilimlerini ortaya koymalar gerektii ortaya kar. Bu yntembilimi sorununun, amalar dikkate alndnda ok ynl olarak karmza ktn grmek g deildir. zellikle akademik alma yapanlarn, yapacak olduklar almalarn daha gvenilir olmas iin uygun metotlar semeleri gerektiini dnyoruz. Yntem seiminin, konunun ilgili olduu bilim dalyla, konunun zelliiyle ve aratrcnn bak asyla ilikisi olduu bir gerektir. Genelde din aratrmalar, zelde slami aratrmalar sz konusu edildiinde bilimsel yntem konusunun sorgulamaya almas ve konunun felsefi temellerine inilmesi gerektii kanaatindeyiz. Biz, deerlendirme blmnde almamzn snrlar ierisinde yntembilimi konusunun gnmz Trkiye'sindeki durumunu, tartma konularn, felsefi temelini, rneklerle ksaca ortaya koymaya alacaz. Bu ksa alma ierisinde son sz syleme amacnda olmadmz, konunun en azndan bir problem olarak grlmesi gerektiine dikkat ekmek istediimizi nceden belirtmek isterim.

DN ARATIRMASI ZERNE *** Winston L. KING Gnmzde dinle ilgili birden ok aratrma yntemi olduundan bunlarn ayrtedilmesi faydal olur. Bu aratrma yntemleri, temel bak alarna veya din karsndaki durumlarna gre snflandrlabilirler. Byle bir snflamayla eitli yntemlerin neden o ekilde ilediklerini, neden o tr bir sonuca ulatklarn ve her bir yntemin dieriyle olan ilikisinin ne olduunu biraz anlayabiliriz. Dine Tarafgir (within) Yaklam
*

Winston L. King'in "Introduction to Religion" Adl Eserinin "Din Aratrmas zerine" adl "Giri" Blmnn evirisi ve Bir Deerlendirme ** C. . lahiyat Fakltesi Din Psikolojisi Anabilim Dal Aratrma Grevlisi. *** Winston L. King, Introduction to Religion, Harper & Row Publishers, New York 1968, sayfa 1-8.

Bu bal "Tarafgir" (Within) yaklam olarak sememizin nedeni (The Study of Religion From Within) psikolojik veya tecrbi bir i yaklam deil, dini tarafirlii kastetmek iindir. Bu, dindar bir mminin ve belirli bir inanc yaayan kimsenin bak asdr. Onun yapt bu aratrma kendi inancn ve bu inanla bakt dnyay daha iyi anlama abasdr. Ksaca tarafgir yaklam, bir inan yaklamdr. nan perspektifleri, phesiz, bizim dini gelenek diye isimlendirdiimiz materyalleri ieren byk bir yekn retmitir ve retmeye de devam etmektedir. Literatr ncesi kltrlerin yazya geirilmemi (szl) geleneklerinin meydana gelii de bu perspektiftendir. Yazl kltrlerde ise dini konularn inan asndan ele alnmas, bir ibadetin nasl yapldn anlatan ilmihaller, dini tecrbeyle ilgili yazlar, sonradan oluturulmu yorum ve tefsirleriyle kutsal yazlar veya metinler, formalize edilmi akide ve nihayet doktrinin sistematik izahlar gibi ok eitli birikintilerin olumas sonucunu dourmutur. Bu son madde -kutsal metinler ve yorumlar, formalize olmu akide, doktrinin sistematik yorumu- Bat'nn teoloji, Dou'nun reti (The Teaching) veya hakikat (The Truth) dedikleri eye tekabul etmektedir.

Dine Yar Tarafgir (Semi - Within) Yaklam Dindar insanlarn byk ounluu, nceden yerlemi olan geleneksel dinsel inanlarn, yaam biimlerinin ve kutsal metinlerin geleneksel kalplar ierisinde sorgulama yapmakszn ve emin bir biimde varlklarn srdrmeye raz olurlar. Hatta din bilginleri bile (papazlar, kelamclar) kendilerini neredeyse sadece inan yaplarnn i zenginliini artrmak ve inceden inceye elden geirmekle (geniletmekle) megul ederler. Bu "muhafazakar tarafgir" eilimin, tarihi dinsel geleneklerin pek ounda merkezi bir yer tekil ettii kabul edilebilir. Gerekten de bir inan ne kadar ok baarl ve salam olursa muhtemelen kendi geleneksel yaps ierisinde varln o kadar ok srdrebilir. Bununla birlikte, gerek ieriden gerekse dardan olan baz amiller vardr ki bunlar kiinin basite tarafgir olarak kalmasna izin vermezler. nk din ayn zamanda kiiyi derin bir aratrmaya sevkeder. Bazlar iin din, bir snaktan ziyade bir aratrma yeridir. Her nesilde, hatta kr krne inanan mminler arasnda bile, imdiye dek bildiklerinden daha byk gereklik ve doruluu tecrbi ve akli olarak aratrmak iin kendi inanlarnn snrlarn gzden geirmeye uraanlar bulunacaktr. Bunun da tesinde sosyo-politik sarsntlar ve kltrel deiimler, inancn yaps ne kadar salam ve kkl gzkrse gzksn onun salamln tehdit edebilir. Ayrca taassup eklindeki gl bir inancn yer ald geni corafi alanlarn snrlar ierisinde bile daima farkl inan ve uygulama yapanlar bulunagelmitir. Gerekten de dinler tarihi boyunca bir inancn kendi ierisinde ("inside") dinin dna kayan ("outside") dncelerin sk sk gelime frsat bulduu grlmtr. Yani farkl mezhepler ortaya kmtr. Bu, gerek kabul edilen her dini yapnn (tahrife uram) bir d yaps olduu anlamna gelir. (Bu d yap bakalarna gre farkl bir i yap olabilir.) Bu tr dini karlamalarn

ardndan mukayeseler er ya da ge her gelenein karsna kacaktr. nsanlk tarihi boyunca phesiz neredeyse saysz okluk ve eitlilikte karlamalar meydana gelmitir. Bunlar da dosta tartma, ateli atma, muvakkat dnce farkll, ac ve kapsaml polemik, farkl kltrlerin ve dinlerin peyderpey yaknlamas ve amac imha veya baka inan sahiplerini kendi dinlerine evirme olan hal seferleri ve dini savalar eklinde olmutur. Fakat ister hogrl ister iddetli olsun baz karlamalar vuku bulduunda kii, kendi geleneinin dnda baka geleneklerin de bulunduunun farkna varr. nk kii direkt olarak baka bir inancn farkna vard zaman, kendi inancyla ilgili yeni duygular oluturmaktan kendini alamaz. Byle karlamaya, dier insanlar kastl olarak dine evirme ve din d dnce sahiplerini dini dnce sahibi yapmak iin yaplan ve modern dnyann misyonerlik diye isimlendirdii almalar rnek verebiliriz. Bu durumda her ne kadar misyoner, kendi inanlarn bir bakasna tamamen kendi terimleriyle ve kendi gelenei ierisinden sadece tebli ediyorsa da er ya da ge kendi dinine biraz olsun dardan bakma durumuna gelecektir. nan yapsyla ilgili ayn akl yrtmemizi tekrar kullanmamz gerekirse, baka bir dine yle bir gz atmak iin penceresinden ban uzattnda kendi inancndan bakalarna vermek istedii grnty, kii, bakalarndan elde edecektir. Hatta bu grnty daha iyi anlamak iin harekete bile geebilir, belki daha da iyisini yapabilir! Her halkarda iinde bulunduu kendi inancnn harici bir bak asna sahip olduunun farkna varr ve o bylece en azndan bir mddet iin yar tarafgir bir dnceye sahip olmu olur.

Dine Yar Nesnel (Semi - Without) Yaklam Her eye ramen misyoner, henz temelde kendi inancnn dnda olmaktan ziyade iinde bulunmaktadr. Kendi inancnn dndakileri de sadece kendi inancna kazandrma amacyla aratrma konusu yapmaktadr. Fakat herkes baka bir dini veya sistemi aratrrken bu aratrmasn sadece kendi geleneinin penceresinden bakmakla snrl tutmayabilir. Bazlar her ne kadar kendi inan yapsna tekrardan dnme niyetinde olsa ve ona ball en iten olsa da daha ileriye gidip kapsaml bir aratrma yapmay arzulayabilir. Burada dinsel endie ve aratrma dncesinden doan felsefeden bahsetmek istiyoruz. Peki kii, dine tarafgir veya yar tarafgir yaklamla felsefi anlamdaki yar nesnellik arasndaki izgiyi nasl belirleyecektir? nancn aklamak iin kendi mantksal kaynaklarn kullanan bir mmin teolog ne zaman bir teolog olmaya son verip bir filozof olmaya balayacak? Bu ayrm kolay bir ey deil fakat yle gvenilebilir bir yntem olabilir: Bir mtefekkir kendi inancn dahi tabi tutaca/yarglayabilecei, gereklik ve doruluun harici bir lsn oluturduu takdirde artk bir teolog deil bir filozoftur. Teoloun nceden belirlenmi grevi, bizzat kabl etmi olduu inancn doruluunu aklayp ortaya koymaktr; buna karlk filozofun bilinli olarak seilmi grevi ise btn doruluk ve gereklik iddialarn (ki bunlara teologlarnkiler de dahildir) bir takm bamsz rasyonel kriterlere bal olarak incelemek ve deerlendirmektir.

phesiz felsefeler (ve filozoflar), dinle ilgili tutumlarnda ok farkllk arzederler. Bu adan bakldnda Dou ve Bat felsefesi arasnda nemli farkllklar vardr. Dou, zellikle de Hint felsefesi inanlarn glendirme eilimi tamtr. Bu inanlar felsefi adan ele alnrken o inanlarn doruluunu spatlama hedef alnm ya da saf akln tesindeki sadece zihin d sezgi ve dorudan tecrbe yoluyla bilinebilecek yksek mistik-dini gereklii n planda tutma amac gdlmtr. Dolaysyla Dou felsefesini (dilsel analize ve manta byk katklar salamasna ramen) gerek hedefi insanlar kurtulua erdirme amac tad iin felsefi teoloji olarak kabul etmek genellikle gtr. Buna karlk Bat'da ise felsefe, Yunan'dan balayarak bilinli ve kastl olarak dinden bamsz varolagelmitir. Elbette ki Sokrat, Eflatun ve Aristo gibi Yunan filozoflar arasnda da dini destekleyen ve genel olarak mitolojik Yunan dininin, kendisi iin yapamayaca teolojik misyonu yerine getiren filozoflar vard. Ayrca ortaa Hristiyanlk tarihinde de, felsefe, teolojinin hizmetisi olarak kullanlmaktayd. Buna karlk Sokrat, Eflatun ve Aristo da dahil temel Yunan dncesinde felsefe dinden, (her ne kadar ikisi de insan olunun ayn kkl problemleriyle derinden ilgili olsa da) esas itibaryla bamszd. Ayrca bu anlay Bat'da baskn durumda olmutur. Yani Bat felsefesi din konusunda nadiren yar tarafgir genellikle ya yar nesnel veya septik felsefelerde olduu gibi tamamen nesnel olmutur.

Dine Nesnel (Without) Yaklam Din konusunda felsefenin kendiliinden en azndan yar nesnel olduu ve baz felsefe sistemlerinin ise tamamen bilinli bir ekilde btn dinlerin dnda bulunup onlara tamamen ayr hatta dmanca baktn sylemek yanl olmaz. Bununla birlikte sosyal bilimler, dini dardan objektif olarak ele alma konusunda bilinli bir ekilde tam olarak gelimelerini tamamlamlardr. Sosyal bilimler, phesiz yaklam biimlerinde normatifliin (deer koyucu olmann) aksine deskriptiftirler. Onlar, felsefe veya teoloji gibi ne dinsel yaplarn doruluu veya deeriyle ilgilenirler ne de birtakm kltr st (supracultural) veya kesin rasyonel llerle onlar hakknda yargda bulunurlar. Onlarn hedefi nerede ve ne zaman bulunursa bulunsun insanolunun dindarlnn bir sonucu olarak meydana gelen eitli tarihi ve kltrel ekilleri ortaya koymak ve anlamaktr. Dinsel faktrlerin empirik olarak gzlemlenebilir karakterleri ve onlarn evresinde bulunan kltrel unsurlarn tamamyla olan ilikileri balca ilgi alanlardr. Bylece bir sosyal bilimci "Dini fenomenler" le hangi unsurlar kastettiini belirleme veya bir dinsel yapnn dierine gre daha salkl ileyen bir ortamda bulunduunu syleme hakkna sahiptir. Buna karlk byle bir dinsel yapy dierine gre "daha iyi" veya "daha doru" diye yarglayamaz. Betimleyici bak asna sahip sosyal bilimlerle normatif bak alarna sahip teolojik-felsefi yaklamlar arasndaki fark anlamak iin somut bir yntem, her iki bilimin literatrnden bir ka pasaj okumaktr. Okuyucu ok gemeden sosyal bilimlerin fenomenolojik detaylarla yani ritel rneklerin/modellerin fonksiyon ve

ekilleriyle, dini inancn davran ve sosyal bnye zerine olan etki derecesiyle, dinsel tecrbelerin psikolojik deerleriyle v.b. ilgilendiini gzlemler. Buna karlk felsefe ve teoloji yukarda da belirtildii gibi ncelikle dinin zihni formlasyonlaryla (doktrinler, akideler ve nermelerle) ilgilenir. Ayrca onlarn anlamsal adan doru veya yanl, kognitif veya non-kognitif olup olmadklarn deerlendirir. Yine zellikle felsefe, phesiz, din zerinde onu paralara ayrarak dnr, yani tarihsel dinlerin gizlenen kabuklar ierisinde kefedilmesi gereken safi hakikati dnce konusu yapar; buna karlk sosyal bilimler daha ziyade dinleri genel olarak ele alr ve dini fenomenleri yeterli bir ekilde ortaya koyabilmek iin dinlerin tarihsel eitliliini kendine temel yapar. Dinle ilgili zel yaklamlar sergileyen sosyal bilimin her birinden ve onlarn dini fenomenlerle ilgili zel aratrma yntemlerinden sz etmek faydal olacaktr. ok sk fizyolojik ve tecrbi dnemi bir tarafa braklrsa psikoloji, kanlmaz ekilde din konusunu isel (ruhi) yaamla aklama iddiasnda bulunur. nk dindar insanlar konusunda hi bir ey, onlarn uurlarnn hayli kiisel subjektif ifadeleriyle beliren i yaamlar kadar ak deildir. (Dini) ritelin ve rgtlenmenin d kabuunun iinde da akseden taraf sadece bir grnt olan kiisel tecrbenin nemli isel (psikolojik) bir yn vardr. Gerekten de dini, kim, ayn zamanda youn duygu, vizyonlar, ryalar, vecd halleri v.b.gibi kiinin yksek dereceli zel tecrbelerinden ayr olarak dnebilir? Dier taraftan dinler, byle derin kiisel tecrbi bir yapya sahip olduu kadar ayrca bariz bir ekilde kurumsal ve sosyaldirler. Dini inanlarn ve deerlerin insan toplumlar zerindeki yaygn etkisi ve dini geleneklerin daha geni toplumsal yap ierisinde kendi zel sosyal gruplarn oluturma biimi sz konusu olduunda Sosyoloji de zerinde aratrma yapabilecei epey materyale sahip olmu olur. Bunun tersi olarak dinlerin kendileri de genellikle iinde doduklar toplumdan etkilenirler. Dinle ilgili bu sosyo-kltrel aratrmaya sosyal bilmlerin en yenilerinden olan Antropoloji de katld. Dini aratrmalar sz konusu olduunda Antropoloji'nin Sosyoloji'den balca fark, farkl corafi ve kltrel alanlar aratrma alan iinde bulundurmas gzkyor. Sosyoloji, balca Bat dnyasnn daha fazla gelimi toplumlarn alm iken antropologlar zelde Dou ve ilkel toplumlar zerine aratrma yapmtr. Dier nemli bir fark ta Antropoloji'nin kltrel ve etnik adan daha geni bir ilgi alanna sahip olmasdr. Sosyal bilimlerin yntembilimleriyle ilgili iaret edilmesi gereken bir nokta daha var; sosyal bilimlerin aratrma biimleri belirgin biimde Bat kaynakldr. Bunun da ift kkeni vardr: Birincisi, Bat felsefesinin, bamsz tenkiti-rasyonel uygulamasyla, ikincisi, bu uygulamann bir araya geldii harici/nesnel gzleme dayanan Bat kkenli bilimsel tekniklerdir. lkel toplumlarda din, daha ziyade kltrn kendi iindekiler tarafndan zerinde allan kltrn ayrlmaz ve sorgulanmaz bir parasdr. Hindu-Budizm ve Taoizm'li Dou sz konusu olduunda onun felsefesi, daha ziyade yerleik dini geleneklerin hedefiyle ayn hedefi tar. Buna karlk Bat bilimi, var olan dinin objektif ele alnmasnn bir sonucu olarak kendi kltryle ok yzeysel bir ilikiye sahiptir. Dolaysyla dinsel fenomenlerle ilgili aratrmalarda sadece Bat'da bamsz dnce biimine ve disiplinlerde bilimin deer koymayan betimleyici metoduna rastlamak mmkndr.

Dine Kendi inden Nesnel (Deteched - Within) Yaklam Son olarak dini ele alma yntemlerinden biri de yeni ve imdiye dek biraz yanl tanmlanm olan Dinler Tarihi veya Dinler Fenomenolojisi gibi farkl ekillerde isimlendirilen yntemdir. Bir disiplin olarak Dinler Tarihi'nin kkeni, tarihsel olarak Almanlarn "Religionswissenschaft" (teoloji) veya "din bilimi" ve Amerika'llarn karlatrmal dinler aratrmas dedikleri eye dayanr. Peki "Dinler Tarihi" terimi ne anlama gelir? Buradaki "tarih" kavram, ou kez belirli dinlerin byyp gelimesinin kronolojik izahn (her ne kadar bu izah yararl olsa da) ifade etmek iin kullanlmaz; daha ziyade, sosyal bilimlerde de olduu gibi dinlerin tarihi olarak ortaya kn, onlarn btn eitlilikleri ierisinde incelenmesini belirtir. Yine felsefede olduu gibi burada da ok kltrl bir bak asna kkl bir ihtiya vardr. Peki, Dinler Tarihi'yle dinin felsefi ve sosyal bilimsel incelenmesi arasndaki iliki nedir? umlllk asndan Dinler Tarihi daha ziyade felsefeye benzemektedir. nk felsefe gibi Dinler Tarihi de zet (synoptic) bir bak as/fikir yakalamaya alr; dini fenomenler arasnda bir eit kavramsal btnlk yaratmaya gayret eder. Mircea Eliade dinler tarihisinin, tarihle ilgili almasna bir tarihi olarak baladn fakat bu almasn bir din felsefecisi veya fenomenolou olarak bitirdiini belirtir. Bununla birlikte Dinler Tarihi, oluturmaya alt btnln tr hususunda felsefeden ayrlr. Eer sz konusu felsefe zelde Din Felsefesi ise bu felsefi btnlk, temelde dinin dnda olan terimsel adan rasyonel anlam birliidir. Buna karlk Dinler Tarihi, dini kendi terimleri ierisinde ve bizzat dini anlamak iin organik nitelikli dinin bir btnln ortaya koymaya alr. Byle bir btnlk, nihayette, belirli sluplar ierisinde anlamn toplam btnselliiyle ilikili klnmaldr. Fakat bu disiplinin zel amac olmad iin nihai deer ve doruluun felsefi ve kelami meseleleri parenteze alnr ve direkt olarak ilgi alanna alnmaz. yleyse Dinler Tarihi, sosyal bir bilim midir? Gerekten de bu bilimin sosyal bilimlere gzard edilmemesi gereken baz benzerlikleri vardr. Daha nce de ifade edildii gibi Dinler Tarihi tek dinden ziyade genel olarak dinlerden bahseder. Buna ilaveten Dinler Tarihi, ayn tarzda yine dini tezahrlerin benzerlikleri gibi farkllklarn da deerlendirmeye alr. Yine o felsefi tarzda dinin tabiatyla ilgili a priori kesinliindeki aklama tarzndan kanmaldr. Belirli bir formdan ziyade fonksiyonu vurgulayan asgari ve sadece tehis edici tanm tr ortaya koymaya allmaldr. Bylece kii dinden, bir insann kendisini varolusal adan nihai realitelerle ilikili klma teebbs olarak bahsedebilir; (bunu yaparken kiinin tanryla olan bu ilikisinin ok farkl ekillerde tezahr edebileceini dikkate almaldr.) Ardndan, her fenomen, kendi btnl ve tabi kltrel konteksi ierisinde deerlendirilip tasvir edilmeli ve nceden kabul edilen baz tanmlama kalplarna sokulmaya allmamaldr. Btn bunlar dikkate alndnda Dinler Tarihi'nin sosyal bilimlere benzerlii aktr. Dier taraftan onlardan nemli lde fakldr. Sosyal bilimlerin her hangi birinden daha genitir. nk o, dinleri ele alrken tarihsel, psikolojik, teolojik ve

sosyal unsurlar eit lde ieren bir btnlk oluturmaya alr. yleyse o az bir felsefi ynyle birlikte sosyal bilimlerin sonularnn sadece bir zeti midir? Bir anlamda byle bir zet saylabilir. nk Dinler Tarihi'nin sosyal bilimlerinkiyle karlatrlabilecek zel bir aratrma teknii yoktur ve bu konuda olgunlamam bilgisinden dolay hem sosyal bilimlere hem de dier bilimlere dayanmak zorundadr. Fakat onu farkl yapan, bak asdr. Burada din nev-i ahsna mnhasr bir ey, orjinal olarak kendi konteksi ve terimleri ierisinde mlahaza edilmesi gereken bir varlk (entity) olarak ele alnr. Din, psikoloji veya sosyolojinin tecei bir tahl olarak deil, din olarak grlmelidir. Dini fenomenler - dnce, aksiyon ve yaam modelleri gibi - organik btnlklerine gre ele alnmaldr. Kendi dinamiklerine ve yapsal ekillerine sahip olarak kltrn dini konteksi, kltrden bamsz ele alnmaldr. Bu elbetteki dini toplumlarn veya dini fenomenlerin dier kltrel elemanlardan tamamen ayr olduu ve onlardan etkilenmedii anlamna gelmez. Bu u demektir; belirli bir kltrdeki objelerin, olaylarn, aktivitelerin ve kurumlarn birileri tarafndan zel bir dini yorumu yaplmas gerekiyorsa ve bu yorum da salkl olmalysa o zaman kltrn, kendi doal yapsnn terimlerine gre analiz edilmesi gereken belirli bir unsuru ve ekli (dinsel yorum) sz konusu demektir (ki bu unsurun ayrtedilmesi gerekir). Bir anlamda Dinler Tarihi (bir dereceye kadar sekler tarih gibi) safi bir bilim (science) den ok, yorumlayc bir insan bilimi (art) dir. nk her ikisi de verilerini byk oranda bilimlerin bulgularna dayandrmalarna ramen neticede safi formel bir teknikten ziyade bir perspektifi ve bak asn temsil ederler. Son olarak, yleyse bizler, Dinler Tarihi'ni (veya Dinler Fenomenolojisi'ni perspektif asndan imdiye dek belirginlik kazanm dier perspektiflerle nasl ilikilendireceiz? Dinlerin bu ekilde ele alnp incelenmesi, en iyi dine kendi iinden nesnel (Deteched-Withinness) yaklam olarak isimlendirilebilir. Yntembilimi asndan Dinler Tarihi, her hangi bir dinden bamszdr; yani bir Hristiyanln, slamiyet'in veya Budizm'in bak asndan konuyu ele almaz. Baka bir dine gre her hangi bir dinin doruluu ve deer yarglaryla direkt olarak ilgilenmez. Bununla birlikte yine de genel anlamda dinin iindedir yani bir btn olarak dinin iindedir. Onun (dini) durumlar karakterize edebilmesi keskin vukufiyetinden ve sempatik yorumundan dolaydr. Yine o gvenilir bir ekilde dinikltrel faktrleri belirlemeye ve bu faktrlerin organik sosyo-kltrel yaplar ierisindeki birbirleriyle olan ilikilerini anlamaya alr. Dolaysyla Dinler Tarihi, belirli bir dine alayc, kibirli veya ahlaki adan kar ("against") olmaktan ziyade onun tarafnda ("for") dr. G. K. Chesterton'n u sz belki de buraya ok uygun: "Bir bilim adamna ilkel bir yerli tarafndan (varlk olarak) nceleri byk, kanatl bir ylandan baka hi bir varlk yoktu eklinde bir ey anlatlsa, bu bilim adam etkilenmedike ve bunun doru olabileceine az da olsa ihtimal vermedike byle eyleri hi bir zaman bilimsel olarak yarglama yeteneine sahip olamaz.1" te
1- G. Van der Leeuw'un Religion in Essence and Manifestation adl kitabndan alnmtr. G. Allen, London 1938, Harper & Row (Harper Torchbook Paperback), New York 1963, Vol. II, p. 675.

bu tr eyleri iyi yarglama yeteneine sahip olmak dinler tarihisinin kesinlikle olmay hedefledii durumdur.

BR DEERLENDRME Yukarda evirisi yaplan makalenin seilme nedeni, gnmz Trkiye'sinde en yksek derecede din retimi veren ilahiyat fakltelerindeki baz bilim dallarnda yntembilimsel asndan bir belirsizliin varlna olan inantr. Genel olarak gnmz Trkiye'sinde dinle ilgili yazlan yazlarn byk bir blmnde nc ekline az rastlanan iki tr eilimi kolayca grmek mmkndr. Bunlardan bir ksm, dindar evrelerde bir dereceye kadar da ilahiyat evrelerinde yaplan almalardaki savunmac, vgc ve znel nitelikli yazlar, ikincisi ise dinin aleyhinde olan ve onu olumsuzlamaya alan, ona hayat hakk tanmayan, nc bir seenein bulunup bulunmadna bakmayan evrelerde yaplan almalardr. rnein ilahiyat evrelerinde Kur'an'n mkemmel ve muciz bir Allah kelam olduunu anlamak iin insanlar Kur'an' incelemeye arlrken, dier bir evre de Kur'an'n Allah kelam olamayacan muhataplara gstermek iin onlar yine ayn Kur'an'daki bir ka pasaj okumaya davet edebiliyor. lahiyat fakltelerinde temelde yntembilimsel adan iki farkl anabilim dallar grubundan sz edilebilir. 1- Dinsel bilimler: (Tefsir, Hadis, Fkh, Kelam v.b.) 2- Din bilimleri: (Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi, Dinler Tarihi, Din Felsefesi, Din Fenomenolojisi v.b.) Din bilimleri, sosyal bilimlerden herhangi bir brann metotlaryla dinin incelenmesi sonucunda meydana gelen, yakn bir gemie sahip, daha ziyade Bat kkenli disiplinlerin ortak addr. Dolaysyla bu bilimler sosyal bilimlerin aada zelliklerini belirteceimiz yntemini kullanmaktadr. Dinsel bilimlerin ise geleneksel olarak kullanmakta olduklar kendilerine zg savunmac yntemlerinden (Tefsir Usul, Fkh Usul, Hadis Usul v.b.) baka felsefi temelleri belirlenmi modern anlamda herhangi bir bilimsel yntemi yoktur. Bylece ilahiyat fakltelerinde, biri, kendi gelitirdii yntemi kullanarak bir dine mensup olan insanlar dinleri konusunda daha fazla bilgi sahibi yapmak, inanlarn glendirmek, phelerini gidermek, yine bu dinin, mensup olunmas gereken ilahi kaynakl yce bir din olduunu gstermek veya kitlesel inan birliini salamak gibi normatif bir amaca sahip olan, dieri, dini, kendi aralarnda ortak bir bilimsel yntem kullanarak, onun doru veya yanl olmasyla ilgilenmeyen, fakat dinsel fenomenleri tasvir etmekle yetinen iki farkl bilimsel yntem anlay olduu kabul edilebilir. Bu iki tr yaklamn dnda, slami evrede olumu olan nc bir eilim olarak kabul edilebilecek farkl bir yaklam daha sz konusu edilebilir. Bu da bir dinin yaanlabilir bir din olduunu ortaya koymak, sistematik bir btnln elde

etmek iin bilimsel ynteme bavurmak eklindedir. Bu bir anlamda teolojinin bilimsel olarak ele alnabilecei varsaymna dayanmaktadr. rnein, "Bilimin slamiletirilmesi" tartmalarn bu grupta dile getirebiliriz. Son zamanlarda zerinde baz speklasyonlarda bulunulan Fazlurrahman'n u tutumunu bu yaklam iin daha somut bir rnek olarak verebiliriz: "slam'n salkl bir bilimsel anlayla ele alnmasnn gerekli olduunu sylemekteyiz. Buna ilaveten, bu tr aratrmalarn bir amac ve yapc bir durumda bulunmas gerekir. Ancak ne gericilik ne de mdafaac bir tutum ierisinde ve ne de msteriklerin yapt gibi srf "objektif" veya "tarihsel" bir yaklamla, bu aratrmalar slami adan renksiz bir hale getirilmemelidir. "Bilimsel" kelimesi, ilk iki alma eklini (gericilik ve mdafaac olma) kesin olarak dlamaktadr."2 Burada Fazlurrahman'n bilimsel almay belirli kaytlara baml tuttuunu grmek g deildir. Bu kaytlar, bilimsel almann yapc olmas, amacnn bulunmas, nihayet slami adan renksiz bir hale getirilmemesi eklindedir. Fazlurrahman, bir anlamda bilimsellii dinsel bir deerler sistemi ierisinde sz konusu etmektedir. Bu durum u ifadesinde daha ak bir ekilde grlebilir: "ayet slam'n gnmz dnyasnda tatbik edilebilir bir doktrinler ve uygulamalar sistemi olduunu ileri sryorsak, bunu ancak ilmi olarak gsterebiliriz."3 Fazlurrahman, slami, yani teolojik nitelikli de olsa bilimsel bir almann gerekliliini farketmitir. Bu durumun onun hayatnn dnm noktalarndan birini oluturmas onun yntembilimine verdii nemi gsterir. Ona gre beyin ykama manasnda telkinde bulunma yoluyla gelecek nesiller yaratmann gerekte geri tepme ile neticelenecei aktr.4 Fazlurrahman'n slam' bilimsel olarak ortaya koyma arzusunu yadsmamak gerekir. Ancak deerler sistemi olarak bir dinin (burada slam) btn deerlerini bilimsel yntemi kullanarak renksiz hale getirmeyecek bir biimede veya nceden belirlenen ve beklenen bir bireysel bir amaca ulamak iin ele alnp incelemenin hem mmkn olup olmad hem de byle bir ynteme dar anlamdan "bilimsel" (scientific) denilebilip denilemeyecei tartlabilir. nk zelde sosyal bilimlerin kulland bilimsel yntemin, uyguland alanlarda, aada da deinilecei gibi hangi sonulara varaca, deerlerin hangi boyutta kalaca gibi konularda bir kaygs bulanmamaktadr. Bize gre bu tartmalarn temelinde daha farkl bir sorun yatmaktadr. Dinsel yaam biimi nsanlarn dnya grleriyle yakndan ilintili olduundan bilimsel tavr allarmzda da bu dnce biimi doal olarak kendini hissettirmektedir. Byle olunca yle bir soru gndeme gelmektedir: Din konusunda bilimsel bir aratrma yaparken o dinle ilgili nceki inanlarmz bir kenara brakmamz gerekir mi? Bu konuda kendi dncelerimize gemeden nce bir iki yaklama deinmek istiyorum: "almalarmzda "objektif" olmak, yani dinin lehinde veya aleyhinde bir tutum ierisinde olmaya peinen karar vermeden aratrma ve incelemeye koyulmak
2- Fazlurrahman, slam ve adalk, ev. A. Akgen ve M. H. Krbaolu, Fecir Yay., Ankara 1993, s. 204. 3- Akgen, Alparslan, slam ve adalk (nsz), ev. A. Akgen ve M. H. Krbaolu, Fecir Yay., Ankara 1993, s. 37 4- Fazlurrahman, a.g.e., s. 292.

vazgeilmez bir arttr." diyor Mehmet Aydn ve ekliyor, "objektif olmak felsefi bir aratrma esnasnda dini inanlar bir tarafa brakmak anlamna gelmez." Bu dncesine de "nemli olan, inceleme konusu ile ilgili bir takm inanlara sahip olmak deil, verileri, dnme ve tartmay sz konusu inanlar hakl karacak biimde zorlamamaktr." eklinde bir aklk getiriyor.5 Baka bir yaklam biimi ise; "Dini mensubiyetin, insanlarn kendi inanlar dndaki dier inanlarn iyi taraflarn grmelerine kesinlikle engel olduunu iddia etmenin doru olmad kabul edilse de, dinin halkn his ve duygular zerinde derin bir tesire sahip olmas sebebiyle dindar insanlarn, ou zaman bakalarnn inanlar konusunda objektif ve tarafsz olmalarnn epeyce g olduu"6 eklindedir. phesiz tamamen dinsiz veya din kart kiilerin dinsel konulardaki aratrmalarnda uzman olmaya alma istekleri olabilirken ahsi dindarln objektif, tenkiti bilim adaml iin zaruri olmadn vurgulayan hatta byle bir bilim adaml iin engel tekil edebilecei de dnlmektedir."7 Byle bir ikileme Bat bilim tarihinde de rastlamak mmkndr Bununla birlikte Bat niversitelerindeki dinsel aratrmalar, genelde dinin bilimsel yntemlerle allmas eklindedir. "Dinsel Aratrmalar" kavram (Religious Studies) biraz kapal bir yapya sahip olmakla birlikte daha ziyade niversite veya kolejlerde dinlerin akademik tarzda allmasn ifade etmek iin kullanlmaktadr. Buradaki kapallk, "alma" isminin "dinsel" olarak nitelendirilmesinin bu tr akademik aratrmalarda da kiisel inan veya dindarln zaruri veya nceden gerekliliini ima edebilecei gereinde yatmaktadr. Gerekte ise kesinlikle kart anlam kastedilmektedir. nk dinsel aratrmalarla, dinin objektif, bilimsel, nyargsz allmasn, amac belirli bir dinde inanc ve anlamay artrmak, bireylerin inanmas iin dinsel yorumlar gelitirmek olan teolojik ve dorulama (confessional) amal almalardan ayrdetmek iin kullanlmaktadr.8 "Din, iman konusunda kiileri eitmek iin mi bulunmaldr, yoksa bilimsel aratrmalarn bir ekli olarak m? Bu konuda geni apta zerinde durulan, dinle ilgili almalarn objektif bir aratrma alan olmas eklindedir. Bu alan Amerika Din Akademisi'nin nde gelenleri tarafndan bilimsel yn vurgulanarak belirtilmitir."9 Yukarda ortaya koymaya altmz yntem problemiyle yakndan ilgili olduu iin sosyal bilimlerin yntemiyle ilgili baz ksa hatrlatmalarda bulunmadan kendi dncelerimize gemek istemiyoruz. "Sosyal bilimler insanlar ve onlarn birey, grup ve kurumlarla olan ilikileri konusunda detayl, sistematik ve empirik alma yapan disiplinlerin ortak addr.
5- Aydn, Mehmet , Din Felsefesi, Seluk Yay., Ankara 1992, s. 4. 6- Smart, Ninian, "Din ve nsan Tecrbesi", D. E. . lahiyat. Fak. Dergisi, zmir 1992, s. 424-25. 77- Olson, A. M., "Religious Studies". Harper's Encyclopedia of Religious Education, (ed. by) Iris V. Cully

and Kending Brubaker Cully, Harper-Row, New York 1990, s. 549.


8- Olson, a, g, m.s, .549. 9- Moore, A. J., "Higher Education, Religion in". Harper's Encyclopedia of Religious Education, (ed. by) Iris

V. Cully and Kending Brubaker Cully, Harper-Row, New York 1990, s. 289.

(...) Sosyal bilimler, deneysel yntembiliminden ortaya kar, onu kullanr ve geerlilii de yine ona baldr. nk sosyal bilimler, ideoloji, felsefe ve teolojinin aksine insan davranlarndaki gereklii ortaya koymaya alr. Buna karlk felsefe ve teoloji, insan davranlarndan hangi davrann doru olup olmadn inceler. Sosyal bilimlerin balca yedi zellii vardr, bunlar: Deneysellik, saylabilirlik, tekrar edilebilirlik (bu zellik sosyal bilimleri kiisel grng (vision), tecrbeler, n yarglar veya aratrmacnn yaam biiminden bamsz klar.), herkese aklk, nesnellik, artlara ballk, her hangi bir deere bal olmamadr. Sosyal bilimlerin deneysel olma zellii gzlemlenebilir olgularla yakndan irtibatldr. yle ki aratrma hangi sonulara ularsa ulasn, nemli olan bu aratrmalarn tabii (naturally) olarak deneysel prosedr takip etmesidir. Bu yaklam aratrmalarda, znellie, bana buyruklua, kontrol edilemezlie, aknla ve n kabule (a priori) yer verilemeyecei anlamna gelir."10 Nesnellik, bilimsel almalarn en nemli zelliklerinden biridir. "Tmelletirilebilen her bilgiye nesnel diyebiliriz. nk tmel olan, szle ifade edilebilir yani iletiim konusu olabilir."11 "Nesnellik, nesneye uygunluk, znenin kendi duygu, gr ve n yarglarndan uzakta kalarak ve her hangi baka bir etki altnda kalmakszn bir nesneyi kavrama nitelii, genel geerliliidir."12 "Nesnelliin en yksek dzeye ulat alan bilimsel bilgi alandr. (...) Nesnel dorular kabul etmemekte hr deiliz. Nesnellikte insan hrriyeti olmaz."13 "Gerekten gerek znel, gerekse nesnel bir sorun tecrbe olmadan bilinmez. Yani btn insan bilgisi tecrbeden kaynaklanr. Yalnz nesnel bilgi iin duyular yolu ile gelen tecrbe sz konusudur. Halbuki znel bilgide elde ettiimiz tecrbenin kayna duygulardr."14 Sosyal bilimlerin bu zellikleri uzun sren felsefi tartmalardan sonra olumutur. Yani bu yntembiliminin felsefi temelleri bulunmaktadr. Gerekten de bilgibilimi asndan temellendirilmemi bir bilimsel yntemin kalc olma ansnn az olduunu oumuz kabul ederiz. rnein, bilgi kayna olarak akl yerine deneyimi kabul eden deneycilik "daha nce varl kabul edilmekle beraber kkenlerine John Locke'un (1632-1704) yazlarnda rastlyoruz. Ona gre insanlar, idealleri doutan beraberinde getirmezler; btn idealler duyu deneyimleri yolu ile elde edilir. Onun "tabula rasa" (bo levha) diye adlandrd insan anla, bilginin alt yaps olarak duyu deneyimlerini elde etme yetenei ile dnyaya gelir ve bu deneyimlerine gre ekil kazanr."15

10- Lee, J. M., "Social Science". Harper's Encyclopedia of Religious Education, (ed. by) Iris V. Cully and

Kending Brubaker Cully, Harper-Row, New York 1990, s. 598. 11- Akgen, Alpaslan , Bilgi Felsefesi, nsan Yay., stanbul. 1992, s. 122. 12- Akarsu, Bedia, Felsefe Terimleri Szl, "Nesnellik ".Mad, nklap Yay., Ankara 1975. 13- Akgen, Bilgi Felsefesi, nsan Yay., st. 1992, s. 124. 14- Akgen, a.g.e., s. 125. 15- Cram, R. H., H. C. Simmons, "Empiricism ". Harper's Encyclopedia of Religious Education, (ed. by) Iris V. Cully and Kending Brubaker Cully, Harper-Row, New York 1990, s. 216.

imdi sosyal bilimlerin yukarda belirtilen bilimsel yntemine uygun olarak bir din aratrmas yapldnda bu aratrmann sonularnn her zaman, aratrlan dinin lehine sonu vermesi beklenebilir mi? Bilimsel yntem deerlerden bamszdr ve insanln ortak mantksal yapsyla ilgilidir. Bunu baarabildii srece de evrensel olmaya adaydr. Bu arada bilimsel yntemin zaaflarn grmezlikten gelmek hakszlk olur. Her eyden nce deneysel nesnel yaklamn her konuyu akla kavuturacana gvenmek fazla bir iyimserlik olabilir. Sosyal bilimlerde mutlak bir kesinlikten sz etmek mmkn deildir.16 Ayrca nicel ve deneysel bilimsel yaklamla nitel din bilimlerinin ilikileri tartlmtr. kincisi birincisi tarafndan genelde esnek (soft) ve bilim d olarak nitelendirilirken birincisi ikincisi tarafndan kat (hard) ve indirgeyici olarak nitelendirilmitir.17 Bilimsel bilginin znellikten yoksun olamayacan yukarda belirtmitik. Aratrmadaki objektiflik asl bulgulara kadar olan ksmdadr.18 "Bulgularn yorumlanmas deerlendirilmesi iine aratrmacnn subjektiflii karmaktadr. Ancak bunun yanl bir subjektiflik olmamas gerekir."19 "Akl hastalklar ile beyin arasndaki ilikiler, gaibten haber verme karakteri, henz doru bir etd konusu yaplmaya elverili deildir."20 "Bizim tekniklerimiz, vnmeyi, nefreti, ak, gzellii, dindar ruhun tanrya ykseliini, bilgin ve sanatkarn ryasn lemiyor."21 Yalnz, bu olgularn rnein gaibten haber verme iinin tekrarlanamad ve llemedii bahanesiyle, gaibten haber verme olaylarnn tetkikini ihmal etmeye hakkmz yoktur.22 "Bir sosyoloun tmyle objektif olmas imkansz olsa bile yine de yapt almalarda gerei bulmas veya bulunmasna yardmc olabilmesi iin tek yolun, elinden geldii kadar objektif olmaya almas olduu ortaya ak bir ekilde kmtr. Bu inan ve gr uluslararas sosyoloji dernei ierisinde kabl edilmekte ve gerekletirilmektedir."23 Biz, dinin akademik yksek kurulular olan niversiteler dnda iman gelitirme, kiiyi dindar yapma amal din aratrmalarnn varln kabul etmekle birlikte - ki bunun toplumsal gerekeleri olabilir - niversitelerde bilimsel yntemin l olarak benimsenmesinin evrensel bilgi retme anlayna daha uygun olduu dncesindeyiz. niversite dnda savunma amal yaplan btn din aratrmalarna Bat'l anlamda teoloji diyebiliriz. Teolojik alma yntemini benimsemenin en nemli gerekelerinden birinin "her dinin ballarna gre en doru din olmas."24 inanc
16- Trkdoan, Orhan, Bilimsel Deerlendirme ve Aratrma Metodolojisi, M. E. B. Yay., st. 1989, s. 17. 17- Cram, H. C. Simmons, a. g. y, s. 216. 18- Kaptan, Saim, Bilimsel Aratrma ve statistik Teknikleri, Bilim Yay., Ankara (tarihsiz) s. 17. 19- Kaptan, a.g.e., s. 18. 20- Carrel, Alexis, nsan Denen Mehul, Derya Datm, stanbul. 1979, s. 76. 21- Carrel, a.g.e., s. 58. 22- Carrel, a.g.e., s. 56. 23- Mutlu, Kayhan, "Bir Dindarlk lei ", slami Aratrmalar Dergisi, c. 3, say 4, Ankara, Ekim 1989. 24- Bilgin, Beyza, Eitim Bilimi ve Din Eitimi, Ankara 1990, s. 8.

olabilir. Ayrca, inanl kii, dinin retilerine belirli duygusal balarla da baldr.25 Bu arada btn din mensuplarnn kendi dinlerine objektif bakmalarn da beklemek gereki olmayabilir. Yalnz byle bir teolojik yntemi, "Sama olduu iin inanyorum" (Credo quia absurdum) eklinde temellendirmeye almann da salkl olmad kansndayz. "Bu gr, dinsel doktrinlerin mantn yarglama alan dnda mantkst - olduunu ileri srer. Bu doktrinlerin gerekliini iimizde hissetmeliyiz, bunlarn kavranmas gerekmez. Ama bu Credo -"sama olduu iin inanyorum"- ancak bir kiisel itiraf olarak ilgi ekebilir. Yetkili bir ifade olarak ise hi bir balayc gc yoktur. Ben her samala inanmak zorunda mym? Mantn terazisinden baka yarg lt yoktur. Dinsel doktrinlerin gereklii, bu gereklie tanklk eden bir isel yaantya balysa bu ender deneyimi yaamam olan ok saydaki insan ne yapacaz? Her insandan sahip olduu mantk yeteneini kullanmas istenebilir, ama yalnzca birka kii iin geerli olan bir gd temelinde herkese uygulanacak bir zorunluluk ina edilemez. Bir insan kendisini ar derecede duygulandrm olan bir vecd durumu srasnda dinsel doktrinlerin gerekten doruluu konusunda sarslmaz bir inan edinmise, bunun dier insanlar iin ne nemi olabililir?"26 Realiteyi kesin olarak kavramak iin elimizde bulunan tek vasta mahade ve tecrbedir. Bunlar eksik olsa bile ebediyyen doru kalacaklardr.27 "Bilimsel dncenin dnmleri devrimler deil, gelime ve ilerlemelerdir. nceleri geerlilii evrensel olarak kabul edilen bir yasann daha kapsaml bir btnn zel bir durumu olduu ortaya kmakta veya bu yasa ancak daha ileride kefedilebilen dier bir yasayla snrlanmaktadr; geree kaba bir yaklaklk, daha dikkatlice uyarlanm ancak kendisi de ileride yetkinleme srecinden geecek olan dier bir yaklaklk ile yer deitirmektedir."28"Bu gn bilimin yantlayamad birok sorun vardr. Ama dmzdaki gereklik hakknda bize bilgi verebilecek tek yol bilimsel almadr. Sezgi ve i gzlemden herhangi bir ey beklemek bir yanlsamadr".29 Bilimsel hmanizm, bilimsel kafa yapsn insanln en byk baars, bilimsel metodu da insanln en gl arac olarak grr.30 Btn tenkitlere ve olumsuz yaklamlara ramen sosyal bilimlerin, bilimsel ynteminin nihai gereklik iddiasnda bulunmamak zere bilimsel almalarda standart olarak kabl edilmesi gerektiini dnyoruz. nk her eyden nce felsefi adan doruluu mutlak olan bir yntembilimden sz edilemeyecei bir gerektir. Buna karlk insanlarn doruluun ne olduu konusundaki tartmalarnda, anlama zeminini akln ilkelerinin oluturduunu dnyoruz.
25- Freud, Sigmund, Bir Yanlsamann Gelecei, Bilim ve man, ev. H. Zafer Kars, kinci Bask, Ankara 1994, s. 62. 26- Freud, a.g.e., s. 35. 27- Carrel, a.g.e., (nsz), s. 27. 28- Freud, a.g.e., s. 73. 29- Freud, a.g.e., s. 41. 30- Wyckoff, D. C., "Humanism". Harper's Encyclopedia of Religious Education, (ed. by) Iris V. Cully and Kending Brubaker Cully, Harper-Row, New York 1990, s. 314

nk onlardaki tek ortak yn bu anlamda akldr, duyudur. Ayrca byle bir yntembilimin alternatifinin de deeri tartlacaktr. Belirli bir deerler sistemi ierisinde domu olmakla birlikte, burada insan doutan bu deerleri beraberinde getirmez. nsanlar olarak bizler, iinde yetitiimiz deerleri sorgulama hakkna sahibiz. Bu bir anlamda "insan" olma nceliine yer vermektir. Bizlerin yer yzne plak insan gerekliinden baka bir ey getirmediimiz ve deerleri ise sonradan edindiimiz gz nnde bulundurulursa, o takdirde bizim dmzda olan deerler de dahil her eye dikkatlice bakma, iyi ve kt, doru ve yanl ynlerini birlikte grme haklarmz da doutan getirmi olacaz. Aksi takdirde, zellikle kendi dnce ve deerlerinin evrensel olduuunu varsayarak onlar yaymak isteyen dinlerin veya ideolojik sistem mensuplarnn, kendileri dnda bulunanlarn evrensel gereklie ulamak zere, dncelerinin mutlak dorular olmayabileceini anlamalar iin kendi deerlerini tenkide tabi tutmalarn ve gzden geirmelerini onlardan bekleme haklar ortadan kalkar. Bir aratrmac, almasna, o almaya balamadan nce edindii inanlarn yanl olabileceini de doru olabilecei deerde gremedii mddete n yargl davranabilme eilimi daha ar basabilir. Bilim adamnn bu anlamda din taraftar veya din kart olmas yerine ok ynl ve her eit bilimsel bulgulara ak olarak yerini belirlemesinin daha uygun olabileceini dnyorum. Bu duruma belki bir anlamda geici bir agnostiklik (ya da sfrlama) aamasnn yaanmas gerekebilir. nsanlarn, dinleri de dahil genel anlamda nceden ekil kazanm ideolojilerden birine bal olarak tavr gelitirmeleri insani bir olgudur. Bu durumda byle bir tutuma sahip olabilmek iin bir temele sahip olmak gerekir. Bu da bize gre en azndan fikri adan plak insan gerekliine inmek gerektii anlamna gelir. Bilmisel almadaki gzlem ve akl yrtme aracl ile d gereklik hakknda bir eyler reneceimize olan inancmzn daha iyi bir temeli olup olmadn sorma konusunda, kukularmz bir kez uyandna gre, insan olmann gerektirdii, bilmediini aratrma gdsnn gl yapsndan dolay artk geri duramayz. Hi bir ey bizi, gzlemimizi kendi kendimize yneltmekten veya dncelerimizi, kendi dncemizin eletirisine uygulamaktan alkoymamaldr.31 Dolaysyla sorgulama balayacakr ve gereklerin peinden komaya pheyle balayacaz. Descartes'in net bir biimde belirttii gibi hakikati arayann hayatnda bir defa btn eylerden gc yettii kadar phe etmesi gerekecektir.32 O'na gre bizler, eer ilimlerden salam ve sabit bir ey kurmak istiyorsak, hayatmzda bir defa, bu zamana kadar edindiimiz kanaatlerimizden ayrlarak her eye yeni batan, temelinden balamaya ciddi bir suretle teebbs etmemiz lazm gelecektir.33 Bu aamada F. Bacon'n nyargyla ilgili, vurgulayarak belirttii tm idollerimizi mmkn olduu kadar amaya almamz gerektiini dnyorum. O'na gre bizler, okuduklarmz ne inkar ve reddetmek iin, ne de inanmak ve garantiye almak
31- Freud, a.g.e., s. 45. 32- Descartes, R., Felsefenin lkeleri, ev. Mehmet Karasan, M. E. B Yay. stanbul. 1967, s. 23. 33- Descartes, a.g.e., s. 24.

iin okumalyz.34 nk byk bilginler daima derin bir entelektel namusluluk tar. Realite onlar nereye srklerse oraya giderler Onlar hakikatin yerine asla kendi arzu ettikleri eyi koymaya ve bu hakikat rahatsz edici bile olsa onu gizlemeye almazlar.35 "Bir aratrmac kiisel inanlarn, dncelerini, problemlerin zmnde kullanaca yntem ve tekniklerle birletirmemeli, bulgular inanlarna kart ynde bile olsa yanszlktan, nesnellikten ve doruluktan ayrlmamaldr. Buna aratrmacnn "bilim ahlak" denir."36 Jung, psikologlar bilimsel bir tutumu benimseyen psikologlarn ebedi ve biricik hakikati bir tarafa brakmalar gerektiini belirtir.37 Bilimsel almalardaki tarafszlk, bir anlamda, olaylarda pheci biimde gerei arama ve bulma tutkusuna dnebilmelidir.38 Ethem Ruhi Flal, sosyal bilimlerden saylan mezhepler tarihinin yntemiyle ilgili olarak yle demitir: "Bir mezhepler tarihisinin her eyden nce olaylar ve dnceleri, bir fotoraf makinasnn doruluk ve hassasiyeti iinde yalnzca aksettirmesi, kendinden beklenen en nemli itir."39 Burada zellikle ve ncelikle bizi ilgilendiren inan, tutum ve eilimlerimizi bakalarn ilgilendiren aktivitelerimize kartrmamamzn daha salkl olaca olgusunun bir prensip olarak kabul edilebileceinin altn izmek istiyorum. Byle bir entelektel laik tutuma, mensubu olunan dinler tarafndan her zaman izin verilip verilemeyecei su gtrr. Ayrca byle bir yaklam, netice itibariyleve zorunlu olarak bilimsel disiplinlerde baz deiiklikler meydana getirebilir. rnein geleneksel Kelam, yerini laik kelama yani Din Felsefesi'ne, Tefsir, yerini felsefenin bir bran olan hermenoitie brakma durumunda kalaca kolayca sezinlenebilir. Burada ok nemli bulduumuz bir tartmay daha amak istiyoruz. Bildiimiz kadaryla insan, sadece mantksal bir varlk deildir. En az mantksal yn kadar nemli duygusal bir boyuta da sahiptir ve mantksal doyuma ulamaya alrken duygusal boluu gzard etmemesi gerekir. Kald ki insandaki bu duygusal boyut doyuma ulamak iin mantk ilkelerine ters dme pahasna kendini gerekletirmeye alr. Ayn insan yer yer mantksal ve duygusal eliki yaayabilir. rnein din, insanlk tarihi tecrbelerinden edindiimiz kadaryla tarih boyunca hem mantksal olarak ele alnm ve uzun sren tartma ortamlar yaratm hem de sadece yaant biiminde gerekleerek duygusal boluu giderme konumunda bulunagelmitir. Bizim dini geleneimizdeki Tasavvuf-Felsefe-Kelam tartmalar belki de bu ikilemin bir grnts olarak rnek gsterilebilir. Bylece mantk ilkeleriyle (her trl) yaanan deerleri kar karya getirmi bulunmaktayz. Mantk m, deerler mi yoksa her ikisi mi? Gnmz insannda, saf mantksal gdlerin tutku dolu gdler karsndaki etkinlii pek azdr.40 "nsan, aklnn
34- Kaptan, a. g. e., s. 31. 35- Carrel, a.g.e., s. 168. 36- Kaptan, a.g.e., s. 17. 37- Yung, Carl Gustav, Din ve Psikoloji, nsan Yay., Ankara (Tarihsiz) s. 22. 38- Trkdoan, a.g.e., s. 17. 39- Flal, Ethem R., amzda tikadi slam Mezhepleri Tarihi, Seluk Yay., Ankara 1996, s. 182. 40- Freud, a.g.e., s. 55.

igdsel yaama oranla gsz olduunu istediimiz sklkla dile getirebilir ve bu konuda hakl olabiliriz. Gene de bu gszlkte garip bir zellik vardr. Akln sesi yumuaktr ama bir dinleyen bulana dek yorulmak bilmez. Sonunda, saysz pskrtmelerden sonra baarya ular."41 nsan bir kez dinsel doktrinlerin nne koyduu her safsatay eletirmeksizin kabul etme ve hatta bunlar arasndaki elikilere nem vermeme noktasna geldi mi, aklnn zayfl dorusu bizi pek artmamaldr. Ama igdsel doamz denetlemek iin aklmzdan baka bir ara yoktur.42 Uzun vadede hi bir ey mantk ve deneyime kar koyamaz.43 Burada bu konuyu sorun olarak grenler iin bilim ve dini kar karya getirme amacnda deiliz. Yani burada nmzde ikiden ok seenek te olabilir. Ya bu ya da tekisi yerine dinin ve bilimin, gereklerin ve deerlerin sadece ve sadece kart ularda konumlandrlmasn ve bylesi bir karlkl reddedii, sakat bir bilim, sakat bir din, sakat gereklikler ve sakat deerler yarataca gerekesiyle reddedilerek nc bir alternatif olan uzlamac tavr benimsenebilir.44 Aratrmalarmzda takndmz bilimsel tavrn, hedef kitlenin tm insanlk olmasn ve bu insanlarn mantk ve sa duyularnn kabul edebilecei bilimsel karmlara ulamamz gerektirdiini dnyoruz. Bunu baaran aratrma biimleri evrensel olma hakkn da elde edebilir dncesindeyiz. "Bir insann, mr boyunca sadece okuyup bilgi edinmesi onun bir aratrmac olmas iin yeterli deildir. Bunun yannda bamsz yaratma gcnn de bulunmas gerekir. "Dr. Maslow, "baarl bir bilim insannn alt alan iyi alglayabilmesi iin, zihinsel salkl, ak fikirli ve zgven sahibi olmas gerekir. Ego-merkezli deil, problem merkezli olmal. Kendi konusunun dnda da genel bilgisi geni ve kesinlikle felsefi, yaratc sezgisel boyutu olmal. Ancak bu ekilde "realitenin btn"n grebilir" diyor."45 Bilimselliin gelimesi iin bilimsel ortama ihtiya vardr. "Dnce yasaklamalarnn etkisi altnda olan insanlardan psikolojik ideale, akln stnl idealine varmalar nasl beklenebilir?"46 Ortam bilim adamlarna cesaret verirse, sistem dnceleri yarglamazsa nesnel kafa geliir. "Akln gelimesi, her bireyin tam olarak sayg grecei, devletin ya da toplumsal bir grubun arac olmayaca, bireyin eletiri yapmaktan korkmasn gerektirmeyen, gerei arayan insann kardelerinden soyutlanmak yle dursun, kendini onlarla birlik iinde hissetmesini salayacak toplumsal bir dzenin ortaya kmasna baldr."47 Bu arada bilimsel aratrmalar yaplrken alma konusu olarak seilecek konularda faydal amalarn ve lke geleceinin dikkate alnmas gerektii
41- Freud, a.g.e., s. 70. 42- Freud, a.g.e., s. 63. 43- Freud, a.g.e., s. 71 44- Maslow, Abraham, Doruk Deneyimler, ev. H. Koray Snmez, Kurald Yay., stanbul. 1996. s. 38-9. 45- Gn, Nil, Doruk Deneyimler (nsz) ev. H. Koray Snmez, Kurald Yay, st. 1996. s. 10. 46- Freud, a.g.e., s. 63. 47- Fromm, Eric, Din ve Psikanaliz, ev. kr Alpagut, Kabala Yay., stanbul. 1990, s. 62.

dncesindeyiz. Bylelikle ncelikler sras belirlenebilir ve zihni emek israfndan kurtulmu olunur. "Yaplan aratrmalarn gelecekte lkeyi ileri gtrecek verimlilikte yaplmas gerekir. Bu gn bu ekilde bir aratrma yaplamamasnn nedenleri arasnda, eitim alannda olanlarn aratrma teknikleri hakkndaki bilgilerinin azl nemli yer tutmaktadr."48

48- Kaptan, a.g.e., s. 43.

You might also like