You are on page 1of 29

O yln Ocak ay aklma dtnde iim rperiyor, yorum. imde, ok derinlerde bir yerlerim szlyor.

Annem ok ac ektiini anlatmak iin elini sol memesinin stne koyar ve "Tam uram, tam uramda bir yer, szm szm szlyor," derdi. Tam da yle yreimin derinliklerinde bir yerlerim szm szm szlyor. Eski, kararm ama kocaman talarla rl yksek duvarlarn epeevre sard souk cami avlusu ve insann iini rperten buz gibi musalla tann stnde bir tabut. Musalla ta da onu tutan kaidesi de yekpare kocaman tatan yaplm. Tabutun altndaki ta o kadar souk ki, o taa dokunsam elim oraya yapacak gibi geliyor, uzak duruyorum. Sanki btn bunlar, o devasa duvarlar, talar insann aresizliini, zavallln hissetmesi iin tasarlanm. Artk ne zaman bir musalla ta grsem, mevsim ne olursa olsun yorum, kayorum oralardan. Ama kimi zaman da durup dururken anszn o cami avlusu, musalla ta ve souk aklma dyor. yorum yine.

Gece Emrah aradt. "Anneannemi kaybettik," dedi. ldn biliyorum. Sabah, mezarln iinde, gusulhanede (gusulhane diyorlar, bu sz de iimi rpertiyor) kadnlar onu ykadlar, hazrladlar, sonra vedalamamz iin bizi ardlar. Soumu bedeniyle vedalatm, yanaklarndan ptm onu. Dudaklarmda hl o bedene hi yakmayan soukluu hissediyorum. O tabutun iine konduunu biliyorum ama yine de kabullenemiyorum. Btn bunlar, ryada oluyormu gibi geliyor bana. O tabutta anneannemin ylesine hareketsiz ve aresiz yatabileceine inanamyorum. Birde, bizim, olan biteni bylesine aresiz izlememize. 7Cami avlusunun en kuytu kesine sinmi kadnlarla beklei-yoruz. yle aresiz bekleir ve yeni gelenlerle sarlp alarken erkek kalabalndan biri, yanmza hzla ve telala gelip sordu: "Seher Teyzenin annesiyle babasnn ad nedir?" Bu soruya hemen cevap gelmedi kadnlardan. Sessizlik ve karlkl bakmalar dikkati ekecek kadar uzad. Bir sre sonra sessizlik yine kadnlar arasnda biri, Zehra Teyzem tarafndan bozuldu: "Babasnn ad Hseyin, annesinin ad Esma." Teyzem bu isimleri syler sylemez baklarn, onay bekler gib bana evirdi ya da bana yle geldi. Soruyu soran adam, bu ketum kadn kalabalndan bekledii cevab sonunda koparm olmann rahatl ile musalla tamn nnde birikmi erkek kalabalna ynelmiken yreimden kopup gelen ve sessizlii yrtan u szler, kendiliinden azmdan dkld: "Ama bu doru deil!.. Onun annesinin ad Esma deil. sguhi. Babas da Hseyin deil, Hovannes!.." zerine alm olduu sim iletme grevini tamamlayp n bitirmek zere iken benim itirazmla suratnda honutsuz bir fade le geriye dnen adamn ne dediimi anlamaya alan baklar zerimde odakland. O srada teyzelerim alamaya baladlar. Onlarn alamas bir iaretmi gibi kadnlarn tm katld bu alamaya. ou kez bulacdr alamak. Ben de gzyalanm engelleyemedim. tirazm tekrarlamak ve szlerimin ardnda durmak alamalar artracak diye sustum ama ikiyzllmz o ortamda da srdrmenin utancyla bam ne edim, iin iin aladm. Adam bir sre bu alaan kadn ynna bakt ve sonra "kadnlar ite" der gibi bir ifade ile hzla yanmzdan uzaklat. Annesinin ad Esma, babasnn ad Hseyin olmad gibi kendi ad da Seher deil, Heranu'tu onun. Ben de bunu ok ge renmitim. imdi Palu'nun snrlan iinde kalan ky Habab*, Heranu'un ocukluunda Ergani Maden Mutasarrflna bal 207 haneli byk bir kyd. Kyde iki kilise ve bir manastr vard. Heranu, Hovannes** ile sguhi Gadaryan'n ikinci ocuklaryd. lk ocuklan Markrt ldkten sonra doan Heranu, ok zenle bytld. Heranu'tan sonra arka arkaya iki ocuklar daha oldu. Heranu'un minicik bir kz ocuu iken ablalk ettii bu ki erkek kardein adlar, Horen ve Hrayr'di. Heranu'un babas Hovannes, yedi kardein ncsyd. Ho-vannes'in kendinden byk Boos ve Stepan ile kendisinden kk Hrant, Garabed ve Manuk olmak zere be erkek kardei ve Zaruhi adnda bir kz kardei vard. Zaten kalabalk olan aile, byk olanlarn evlenmesiyle iyice kalabahklamt. ocuk yata bilinmeyen bir hastala yakalanan Manuk uzun sre bu hastaln penesinden kurtulamad. Btn ky, Manuk'un iyilemesi iin kilisede dualar etti ama Manuk'un durumunda bir dzelme olmuyordu. Tam umutlar kesilmiken Manuk hayata dnd. Bata Gadaryanlar olmak zere btn ky bayram etti. * Halk arasnda Habab diye bilinen kyn asl ad Havav'dr. Ben dc anneannemden Habab diye duydum. ** Yazl Hovhannes, ncil'de geen bir isim. Ancak Anadolu'da Ovanes, Ovanis, Ohannes gibi farkl syleyileri de var. 9Heranu'un dedesi Hayrabed Efendi, Palu ve evresinde, Erga-ni-Maden'de ve Ki'da tannan, sevilen, saygdeer bir eitimciydi. yi bir insan olarak bilinir, sz sohbeti dinlenirdi. O zamanlar Ergan-Maden'de ve Ki'da ilkretim sonras ocuklara eitim veren kolejler vard. Hayrabed Efendi, bu kolejlerde retmenlik yapmt. Kydeki kilisenin mtevellisi olmann yannda koro efiydi. Kardei Antreas Gadaryan'm kendisinden daha tannm ve yetenekli bir eitimci olduu sylenir. Kimselerin zemedii eski Ermenice metinleri zmesi iin ona getirirlermi, Antreas, en zor metinlerin altndan ksa srede kalkarm. Palu ve Gelenekleri, Eitim ve Entelektel Durum (Ermenice, Kahire, 1932) kitabnn yazar Papaz Harutyun Sarkisyan, kitabnda Antreas Hoca iin u satrlar yazm: "Antreas Gadaryan Hoca, Anadolu ocuklarndan biriydi. Ksa boylu, az konuan Antreas Hoca, kaln kalarnn altnda parldayan gzlerinin zeki baklar ile herkesi ilk grte etkilerdi." Gadaryanlar ile Arzumanyanlar, kyn kkl ve kalabalk ki ailesiydiler. Gadaryanlarn Hovannes, komular olan Arzuman-yanlarn kendi annesi ile ayn ad tayan byk kzlar sguhi'yi ok

beeniyordu, babas bir gn ona, komu kzyla evlenmeyi isteyip istemediini sordu. Tereddtsz, "Evet" dedi ve sevincinden utu. Kendisinden alt ya kk olan sguhi'nin de Hovannes gibi ok sayda kardei vard. ki erkek drt kz kardein en byyd. Hayk ve Srpuhi'den sonra ikiz kz kardeleri Zaruhi ve Diruhi dnyaya gelmilerdi. En kkleri Siranu'tu. sguhi'nin annesi Takuhi, kyn salksyd. Bir doktor kadar bilgisi olduu sylenir ve zellikle krk-kk vakalarnda evre kylerden bile kendisine bavurular oturdu. Birbirleriyle ok iyi geinen bu iki komu ailenin kalan yeleri de, Hovannes ile sguhi'nin evliliklerini onayladlar. Bylece Heranu, bu ak evliliinin ikinci ocuu olarak dnyaya geldi. Heranu'un vaftiz babas, yllardr Gadaryan ailesinin ocuklarn vaftiz eden Eliyan ailesinden Levon Eliyan'd. 10 Heranu, ok abuk renen ve ayn zamanda mzie ok yatkn bir ocuktu. ark sylemeyi ok sevdiinden, ark repertuarn srekli geniletiyor, yeni rendii arklar kardelerine ve kuzenlerine de retmeye alyordu. Ama en ok sevdii bir ark vard ki onu her frsatta sylerdi. Dedesi, onu kucana oturtup yeni arklar retir sonra da rettiklerini dinler, beendiini de Heranu'un san okayarak belli ederdi. Oyunlarda genellikle oyun kurucu olur, bu lider ve yolgsterici nitelii dier ocuklar tarafndan da tartmasz kabul grrd. Heranu 1913 ylnda okula baladnda, babas ve iki amcas, baz akrabalar gibi alp para kazanmak ve i kurabilecek miktarda sermaye edinmek amacyla Amerika'ya gitmilerdi. O zamanlar, zenginlikler lkesi Amerika'ya giderek zengin olma hayali kyn erkekleri arasnda ok yaygnd. Amerika'ya ilk giden Boos Amcasyd. Daha sonra Stepan Amca gitmiti. Onlardan sonra da babas ve Hrant Amcas uzun ve maceral yolculua koyulmulard. Amcas Stepan'n kz Maryam ile ayn yl okula balayan ve ayn snfta olan Heranu okuma yazmay sker skmez babasna ve amcalarna hitaben bir mektup yazd. Heranu'un mektup yazd kdn arka yzne de Maryam yazd. Bu mektubu Amerika'ya gnderdiler. Kdn bir yznde Heranu'un kaleminden kan satrlar yleydi: Sevgili babam, saygdeer amcalarm, Bizler de gsz kalemimizle iki satr bir eyler yazmak istedik, sevineceinizi biterek. Umarz iyis'nizdir, bunu arzu eder ve dua ederiz ki hep iyi olasnz. Biz de dzenli bir ekilde okula gidiyoruz ve grgl evlatlar olmak iin ok alyoruz. Horen, Hray; Jirayr, Maryam ve ben ellerinizden periz. Anna sizi ok zlyor ve size pckler yolluyor. Heranu Gadaryan 11Mektupta ad geen Jirayr ve Maryam, Heranu'un Stepan Amcasnn ocuklar idiler. Anna se annesi sguhi'yi aile inde ardklar isimdi. Mektubun arka yznde de Maryam yle yazmt: Sevgili babam ve sayn amcam, Birka satr bir ey yazmak istiyorum bylece belki sizleri sevindirmi oluruz. yiliiniz in dua ediyoruz ki biz de iyi olalm. Saygdeer sevgililer biz de imdilik okuldan geri kalmyoruz ve alyoruz. Merak etmeyin. Fakat her zaman mektup yazmanz rica ediyoruz. Ottan Ahpar'n ve Hrant Ahpar'n yazmasn da ok arzu ediyoruz, fakat yazmyorlar. Ellerinizi perim. Horen, Hray; Jiray; Nektar, Anna da ayrca selam eder. Maryam Gadaryan Amca kzlar, Heranu ve Maryam okuma yazma rendiklerini babalan ve amcalarna ayn kda yazarak byle mutulad-lar. Ancak, mektubun bir yzndeki yaz ok dzgn, ok gzel bir el yazs olmasyla dierinden hemen ayrt ediliyor, ilk bakta dikkati ekiyordu. Bu hatasz nci gibi yaz, Heranu'un elinden kmayd. Dans etmeyi ok seven Hovannes ve sguhi kydeki elenceleri hi karmaz, mziin ritmine kendilerini kaptrr, saatlerce oyun oynar halay ekerlerdi. Amerika'ya giden kocasnn yokluunda sguhi, dnlere ve elencelere amcas ile gider dansa ve halaya katlrd. Uzun k gecelerinin en byk elencelerinden biri dervilerin geliiydi. Ky ahalisi dervilerin etrafnda halka olur, onlarn i* Ahpar, Ermenicedc "abi" anlamnda kullanlyor. Asl alparik (aabey). 12 lerle ve kzgn sobayla yaptklan gsterileri korku, aknlk ve hayranlkla seyrederlerdi. Demir iler bir yanaktan girip br yanaktan kard ama bu ilere bir damla bile kan bulamazd. Kzgn soba kucaklanr ancak kucaklayan dervilerin ellerinde kolla-nnda yanklar olumazd. Heranu bu e ok aard. Bir gn o okulda iken kardei Horen'in stne kaynar su dklm ve Ho-ren'in sol gs le sol kolunda derin yanklar olumutu. Heranu, kardeindeki yank izlerine baktka btn bu olanlara bir anlam veremez, geceleri uzun uzun bunlar dnrd. Gadaryanlarm evi, ok geni bir avlusu olan byk, iki katl, ok odal bir evdi. Heranu, avluda evi

bekleyen kpekle dosttu ve onunla oynamay ok severdi. Yllar sonra da, bu avluyu, avluda kuzenleriyle ve kpeiyle oyunlarn hasretle ve defalarca anlatacakt. Ailenin erkeklerinin byk bir ksm eitimci olduundan, kalan ksm ise Amerika'ya gittiinden tarladaki ekinlerle urama i mevsimlik iilere verilirdi, bu iiler ve evin iki hizmetkn byk avluya alan baz odalarda kalrlard. Kn kydeki bu evde kalan aile yazn yaylaya kard. Gadaryanlarm evinde dokuma tezghlar da vard. Kydeki dier pek ok ailenin yapt gibi bu tezghlarda kilim ve rengrenk rtler dokunurdu. Heranu, emekli olup kye yerleen dedesini bu tezghlarn banda yeni desenler denerken bir de her akam ncil okurken hatrlayacak ve onu sevgiyle anacakt. Gadaryanlar, gz gnl tok ve eli ak insanlard. Bunun iin misafirleri de eksik olmazd. Hayrabed Efendi'nin sorunlar zmedeki ustal da eve gelen gidenlerin saysn artryordu. Bu kalabalk ve renkli topluluk iinde Heranu, akll, yetenekli ve sorumluluk sahibi bir kz ocuu olarak ilgi ekiyor, sempati topluyordu. Bunda, bembeyaz tenli, san gr sal, kocaman yeil gzl gzel bir kz ocuu olmasnn da pay vard kukusuz. Btn bu anlatlanlara baklacak olursa Heranu, mutlu bir ocuktu. Bunu ilerde, ocukluunu anlatrken kendisi de byle ifade edecekti. 13Heranu'un dedesi Hayrabed Efendi'nn bir sre retmenlik yapt Ergani Maden'de domuum. Ergani Maden bugn sadece Maden adyla Elaz'a bal bir ile. Maden, eski bir yerleim yeri. Bir vadi ile blnm iki da zerine kurulmu. Evler birbirlerinin stnde gibi dururdu. Gemite pek yolu zerinde bir konaklama yeri olan Maden'in ortasndan Dicle nehri akar. Dicle'nin stnde iki da balayan ve ehrin iki yakasn birletiren tarihi bir kpr vard. Yan bol olduu zamanlarda, Dicle'nin sulan ykselir, kimi zaman kprnn stn kaplayacak ekilde taard. Kprnn stnde ise grenlerde sanki birbirlerine yaslanmasalar yklacak -larm duygusu yaratan zavall dkknlar vard. Bu dkknlar, Dicle'nin tat gnlerde su iinde kalrlar, raflarda dizili pek ok ey gibi top top kumalar da Dicle'nin sularnda bata ka uzaklard. Dicle'nin tat bu gnlerde kprden gemek ok tehlikeli olduundan polisler kpry tutar kimseyi geirmezlerdi. Tehlike geinceye kadar ehrin bir tarafndan br tarafna geilemezdi. Annemle babamn evlilii topu topu yedi yl srm, babam ldnde annem yirmi drt yanda dul kalm ve biri kundakta ocukla baba evine dnmt. Maden'de yaayan pek ok kii gibi babam da Etibank Bakr Fabrikas'nda atyordu. Fabrikada alan teknik eleman ve memurlar iin yaplan lojmanlar, ehir merkezinin biraz dndayd ve biz bu lojmanlarda oturuyorduk. Anneannemle dedemin evleri ise ehrin tam merkezinde, arnn iinde iki katl eski bir evdi. Tavanlar ok yksek olan bu evin pencere ileri de ok byk ve ok 14 geniti. arya bakan pencerelerden birinin iini sahiplenmitim. Taban ve tavan ahaptan bu pencere ii o kadar geniti ki, burada oynar, resim yapar, okula giden Sabahat Teyzemle benden sadece ya byk Mesut Daymn yazlarn burada taklit eder, ezberlediim iirleri ve arklar burada sylerdim. iir ve ark sylerken bu pencere benim sahnem olurdu. Dinleyen olursa oradan bitmek tkenmek bilmeyen konserler verirdim. Sadece pencere ilerini deil evin btnn, iindekilerle birlikte, o kadar ok severdim ki, anneannemlere gittiimizde eve dn saatinin yaklatn fark ettiim anda uyuma numaralan yapardm. Babam bu numaralan yutmazd ama kimi zaman, anneannemin "bizde kalsn" srann kramayarak sonunda "peki, kalsn" derdi ve bunu sylemesiyle dnyalar benim olurdu. Ancak, uyuma numaram her zaman ie yaramazd. Bir keresinde, babam, bir ie yaramasa da inatla srdrdm uyuma numarama karn beni eve kadar kucanda tamt. Sabahat Teyzem ile Mesut Daym, okula gidiyorlard. Onlarn antalar, defterleri, kalemleri ve ille de boyama kalemleri, arka-dalanyla oynadklan oyunlarda, beni, birbirlerine ka gz aretleri yaparak "karpuzdan" ya da "fasulyeden" de olsa oynatmalan, o evde biraz daha kalmak uruna bu tr ocuksu cilveler yapmak n yeterli bir nedendi benim iin. st ste doan ocukla baa kmaya alan annemin tahammlszl karsnda, Zehra Teyzemin, dedemle anneannemin efkati, sabr da ekici klyordu bu evi benim gzmde. Bu nedenle olsa gerek, iki yamda bile, koltuumun altna birtakm anlamsz eyalar sktrp (bir orap teki, bir rg ii, bir toz bezi gibi) kapy ak bulduum her frsatta anneannemlere doru yola karmm. Fakat her seferinde oraya varamadan tandklar tarafndan yoldan toplanp eve teslim edilirmiim. O gece de dedemlerde kalmtk. Annem, ben ve kardelerim. Haluk yeni domutu ve kundaktayd. Handan'n ise hl alt ba15l, az emzikliydi. Babam Diyarbakr'a giderken bizi dedemlere brakmt. Sonradan rendiime gre, Diyarbakr'dan aramlar ve "sipariiniz geldi" demiler. Babam, bu siparii almaya gitmiti. Sipari edilen ey, "Singer" marka ayakl diki makinasym. Siparii alp ertesi gn dnecekmi. Gece, ge saatlere kadar iskambil oynadk. Anneannem bu oyunlar iinde "on birli"y ok severek ve

ustalkla oynard. Bana da retmiti. Ya da ben rendiimi sanyordum. Onlar oynarlarken zevkle izler, arada beni de oyuna dahil etmeleri in iimden dua ederdim. Ertesi sabah, kap hzla ve grltyle vuruldu. Kapnn almnda bir olaanstlk vard ki, btn ev ahalisi ahap merdivenlerden grltl bir telala aaya ndi. Ben de aay grecek ekilde merdiven bana geldim. Kapdaki adam, nefes nefese, dedemi postaneye aryordu. "Fikri Day, seni Diyarbakr'dan telefonla aryorlar. Hemen postaneye gel." Dedem, ayakkablarn ve paltosunu giyerken evdekiler ona yardm etmek zorunda kaldlar. Bir yandan "Takala etmeyin, hayra yorun, ya sabr," diyor ancak te yandan ayakkabsnn tekini bulamyor bulduunu da ters giyiyordu. Sonunda kt ve postaneye gitti. O ktktan sonra evde telal ve korku dolu bir bekleyi balad. Postane benim penceremden grnyordu. Karmamam gereken bir eyler olduunu sezerek yukar ktm ve pencereme yerletim. Gzm postaneden ayrmyordum. Bir sre sonra, dedemi iki adamn kolunda postaneden kardlar. Yriiyemiyordu, bitkin grnyordu. Yaklatka, aladn fark ettim. Evde lk, kouturma ve alama sesleri birbirine kart. Annem ve Zehra Teyzem ahap merdivenlerden adeta kendilerini aaya attlar. Bararak alyorlard. Babam lmt. Kalp krizi geirmi, atlatanaml. Telefon bunun habercisiydi. 16 Babamn lmnden sonra biz, annem ve ocuk dedemlerin evine tandk. Artk, srekli birlikteydik. Ama buna ramen babam ok zlyordum. Bir gn gizlice annemleri takip edip mezarla giderek babamn toprak altnda olduunu kefetmeme ramen onu, dnecei umuduyla bekliyordum. Bu bekleyi yllarca srd. Pencere ii konserlerim sona ermiti. Dedemin iki adamn kolunda postaneden k ile ahap merdivenlerdeki telal ayak sesleri beynime ve kulama ylesine kaznm ki, yllarca unutamadm. Lojman boalttk ve dedemlerle birlikte okula yakn daha byk bir eve tandk. Ankara'da okuduu veterinerlik fakltesini bitiren Mahmut Daym da geldi ve askere gitmeden nce bir sre b!zimle kald. Be kardein en by olan Mahmut Daym, ocuu ile parasz pulsuz baba evine sman anneme, "Senin yerin, ocuklarnla birlikte bamn stndedir. Sakn kayglanma," diyerek onu teselli etmeye alyordu. Zira dedemin kazanc ancak kendilerine yetiyordu. Biz drt nfus, mevcut be nfusun stne gelmitik ve bylece hane nfusu dokuza ykselmiti. Bir sre sonra, Mahmudiye Haras'na tayini kan daymn yanna gittik. Daym evlenince, "bann stnden indik" ve dedemlerin yanna dndk. Bu evde para sknts ekildi ama iki eyin sknts hi yaanmad. Bunlarn biri sevgiydi, dieri de yemek. Boazna dkn bu ailede her eyden kslrd, ama yemekten asla. yi niyetli, neeli ve sevimli bir nsan olan dedem, acktnda ekilmez biri olurdu. Kam doyar doymaz da az nceki huysuz ve kavgac adam o deilmi gibi yumuack ve sevimli haline geri dnerdi. Alk krizi durumlarnda anneannem bir yandan dedemin karnn doyurmaya alrken bir yandan onu akla ve manta uygun davranmaya davet eder te yandan da dedemin gazabna kar bizi korumaya alrd. Biz de byle zamanlarda, sessizce ayak altndan ekilir, ortala kmak iin dedemin karnnn doymasn beklerdik. 17Fabrikada vardiyal alan dedem, Ramazan aynda gece vardiyasn tercih eder, genellikle de gece ie giderdi. Ramazan ayna zg bu aylk vardiya, ev halk, hatta mahalleli tarafndan da iddetle desteklenir, bir aksilik kmamas, ay boyunca srmesi iin dua edilirdi. Gece vardiyas demek, dedemin orulu olduu gndz saatlerinde uyumas ve btn gn uyuyarak geirmesi demekti. Zaten, oru tuttuu gnler, iftar saatinden nce dedemin yanna yaklamay anneannemden baka kimse gze alamazd. Dedem, iftara ok az kala uyandrlr ve bylece alk krizleri atlatlm, alktan gz dnm dedemin gazabndan kurtulun-mu olurdu. Yzn ykayp sofraya oturan dedeme, ezann okunduu ya da topun atldn haber vermek iin biz ocuklar seferber olurduk. Dedem sofraya oturur, kan orba ile doldurur ve ka tutan elini azna yaklatrp, ban orba ime pozisyonunda eerek bizim "Dedeeee, okunduuuu," diye barmamz bekler, bu sahne uzadka, hocaya kzarak, "Okusana bre babam, okusana yahu!" diye yksek sesle sylenir, sre uzadka da sylenmesi, hocayla ama hocann gyabnda kavgaya dnrd. Elinden ka atar, kalkp sylenerek hocayla kavgasn srdrr sonra yeniden oturur ve ka orba ile doldurup ayn pozisyonu alrd. "Ya sabr ya Allah, okusana bre babam!" Bir akamzeri dedem eve geldiinde evde misafirler vard. Dedemin karnnn ok acktn suratnn renginden ve yrynden anlardk. Geliinden ve kararmaya yz tutmu suratndan anlald kadaryla dedem ackmt ve felaket, sert admlarla konuk kadnlara doru yaklayordu. Dedem ieri girdiinde misafir kadnlar hep birlikte saygyla ayaa kalktlar. Bu sayg gsterisine

"Ho gelmisiniz, oturun oturun rahatsz olmayn," demesini bekledikleri dedemin burnundan soluyarak dorudan anneannemin yanna gidiini izlerken kadnlar hl ayaktaydlar. Dedem, anneannemin yanna gitti ve kulana eilerek, ama misafirlerin de duyaca ekilde: H "Bu hanmlarn oul ua yok mudur? Bu saatte darda ne ileri var, niye evlerine gitmiyorlar?" dedi. Anneannem dedeme fkeyle bakarak aznn iinde ve kzgnlkla: "Bre, Msrman!" diye mrldand. Btn bu olan biteni ayakta izleyen kadnlar, suratlarnda bir kzgnlk ya da krgnlk belirtisi olmadan aksine glmseyerek: "Biz artk gidelim. Fikri Daynn karn ackm," dediler ve gittiler. Dedem, o zamanlar herkesin "Fikri Days"yd. Sonralar herkesin "dedesi" oldu. O gn ve dier btn gnler, yaptklarna ve sylediklerine kimse krlmad, alnmad. Anneannem dedeme kzd zaman ite byle hitap ederdi: "Bre, Msrman!" Bu hitapta "M" hecesinin zerine zel bir vurgu yaplrd ve ite bu vurgu kzgnl, knamay anlatrd. Dedem de bylesi zamanlarda anneanneme "Bre, Hrme!" derdi. Tabii ki, "Hr" hecesinin zerine zel bir vurgu yaparak. Biz, "Bre" diye balayan bu hitaplan duyduumuzda ortalarda pek grnmemeye alr, frtnann dinmesini, dedemin karnnn doymasn beklerdik. Ciddi gzlem ve taklit yetenei olan annem ise bu tartmalar aktrmadan izler daha sonra ortalk stliman olduunda, elenceli ve esprili bir dille bu tartmalar anlatr, dedemin ve anneannemin taklitlerini yapard. Glmekten krlrdk. Karn doyduundan sevimli haline avdet eden dedem bu taklitleri keyifle izler, ou kez kendisi de katkda bulunurdu. Anneannem ise, kafasn sallar, "oluk ocuun maskaras olduk," diyerek dedeme ayplayan ve knayan baklar frlatrd. Bu baklar fark eden dedem her seferinde i tatlya balamak iin, "Ne kzyorsun bre Hrme, ben sana dnya gzeli kz verdim. Daha ne istiyorsun," der ve gzellikleriyle vnd kzlarna sevgiyle ve gururla bakard. 19Anneannem her zaman bizim koruyucumuz oldu. Annem bize sinirlendiinde terliinin tekini bizi korkutmak in tehdit arac olarak kullanrd. Terliinin tekine hamle ettii zamanlarda, anneannem, annemin nne dikilir, onu durdurur, sakinletirir ve biz de her seferinde kaacamz yn ok yi bilerek doru anneanne limanna snrdk. ocuklar ou kez byklerin tahamml snrlarn zorlarlar, bizim de anneannemin sabrn tardmz anlar mutlaka olmutur. Yine de o bize hep efkatli ve sabrl davrand. Kt bir davrann ya da kt bir szn hatrlamyorum. Oysa dier torunlarna zaman zaman sert davrand ve azarlad olurdu. Ama biz onun iin, hep korunmas gereken ve krlmamasna zen gsterilen nadide emanetlerdik. Yaam boyunca bize hep byle davranacakt. Torunlar arasndaki bu ayrmc davran aile iinde zaman zaman kskanlk yaratr, mstehzi tavrlarla, bizim iin "kymetli torunlar" deyimi kullanlrd. Grenler beni babama, Handan' ise ok gzel bir kadn olan anneme benzetirlerdi. Bizi grenlerin ilk tepkisi, "Fethiye babasna, Handan annesine benziyor" olurdu. Bu szlerin ne anlama geldiini ok iyi bilirdim. Bunun anlam, Handan'n gzel, benimse irkin olduumdu. Sk sk muhatap olduum bu szlere anneannem ok sinirlenir, beni kucana eker ve genellikle bam okayarak, yksek sesle ve serte, "Benim kzmn gzleri yeter" sz ile tm dikkatleri zerine topladktan sonra, stne basa basa, "Kala gz, gerisi sz!" der, efkatle gzlerime bakard. Bu syleyite, ylesine yukardan, knayan ve reten bir hava vard ki, bunun zerine konu ya kapatlr ya da benim kalarmla gzlerim zerine birka sz etmek zorunda kalnrd. 20 almaktan hi de hazetmeyen dedem, emeklilik iin gereken sreyi doldurur doldurmaz emekliye ayrld. Henz emekli kramiyesini tketmedii ilk zamanlar, "Ben hacca gideceim," diye tutturdu. Ancak, anneannem, dedemin bu isteini hibir zaman onaylamad. Hac konusunun her alnda anneannem, "Bre Msrman, hac senin kapnda," der ve bunu sylerken de gz ucuyla bizi iaret ederdi. Dedem hacca gidemedi, emekli ikramiyesini de ksa srede yiyecee yatrarak bitirdi. Hayatnn en byk zevki yemekti. Bol etli, tereyal, bol sal-al ve ok uratrc yemekler onun gzdesiydi. Kasaptan ald eti eve tatmak iin ou kez bir hamal tutmak zorunda kalrd. Onun deiim arac, ls para deil, etti. Et dnda kalan her eyin fiyatn etin fiyatna endekslerdi. Yeni satn alnan bir kazan fiyatyla ka kilo et alnacan hesaplar ve mahrum kalnan et miktar onu ounlukla mutsuz ederdi. "Bu gmlee ka lira verdin?" Verilen cevap zerine gmlein fiyat ile ka kilo et alnacan hesabeder ve; "Vah vah, paray ula aputa yatryorsunuz. Yazk deil mi, o parayla u kadar et alnrd," diye hayflanrd.

Ya da, bizi yle knard: "Bu ayakkabya o kadar para vereceine, be kilo et alsaydn yeseydik daha iyi olmaz myd?" Baka il veya ilelerden gelen misafirlere, alel usul, naslsnz iyi misiniz gibi hal hatr sorusundan sonra gelen ilk soru, "Orada etin fiyat ka para?" olurdu. "Bilmiyorum" cevab dedemi hem ok kzdrr hem de bu sorunun cevabnn bilinmemesini akl almazd. 21"Yahu insan yaad yerdeki etin fiyatn nasl bilmez?" Gittiimiz yerdeki et fiyatn renmek zorundaydk. Dnmzde karlaacamz soru belliydi: "Orada et ka para?" Bu nedenle, her nerede olursak olalm, etin oradaki fiyatn renir, bunu unuttuumuz zamanlarda ise, dedem sorduunda onu yantsz brakmamak iin yalan sylemeyi gze alr, uydururduk. ou kez, ktye kullanlmasna ve aldatlmasna ramen insanlara gvenini hi kaybetmeyen dedemi saf bulan baz satclar kimi zaman ona, azndan girer burnundan kar, bozuk bir mal, rnein kokmaya yz tutmu koca bir but kakalarlard. Bu bozuk ve kokmu mallar eve geldiinde, evde yine "Bre" ile balayan sert tartmalara neden olur, sonunda dedem kandrldn kabul eder ancak satn ald mal geri gtrmeye yz tutmazd. Dier pek ok sorun gibi bu sorunu zmek de anneanneme der, anneannem, bozuk malla birlikte frtna gibi evden kar, arnn yolunu tutard. arda satcy bulur, onu yaptndan tr bir gzel azarlar, mal ade ederdi. Anneannemin, koltuunun altnda bir eya ya da elinde bir anta le ar yolunda hzla ve fkeyle yol aldn gren mahalleli, kts ks gler, anneme, "Fikri Day yine ne alm?" diye sorard. Annem ve baz gen komu kadnlar, mahalledeki dier olaylar gibi bu son olay da makaraya sararlar, onlar in gece otu rm al arnda taklidi ve sohbeti yaplacak yeni konular km olurdu. Bir gn dedem, byk bir sepet zmle ardan geldi. Anneannem, sepetteki zmlere yle bir bakt ve dedeme, "Bu zmlerin can km, bunlar yenmez. Nereden aldmsa gtr ver!" dedi. Dedem ise her zaman olduu gibi, zmlerin gemi olduunu balangta kabul etmedi. Anneannemin kendisine hakszlk yaptn, satn ald zmn ok gzel olduunu gstermek iin sepetten bir salkm zm alyor ancak elini kaldrrken zmlerin 22 hepsi sepetin iine dklyor ve elinde sadece zmn p kalyordu. Biz, her zamanki gibi bu sahneyi dierleri gibi uzaktan izliyor ve sessizce glyorduk. Dedem, sepetin iinden arada bir taneleri dklmeyen bir salkm zm buluyor, onu kaldrp "Hey maallah zme bakn," diyerek nce anneanneme, sonra bize gsteriyor ancak bundan sonra eline ald ikinci salkm bir ncekine hi benzemiyor, onu hayal krklna uratyor umutla kaldrd bu salkmdan yine sadece elinde bir p kalyordu. p hzla bir kenara koyup elini yeniden sepetin iine daldryordu. Sepet inde giritii uzun sondaj almalarndan sonra dedem, zmn kt olduunu kabul etmek zorunda kald. Gsterisine son verdi ve yine hep yapt gibi olay mahallini uzun sre ortalkta grnmemek zere, sessizce terk etti. Bundan sonra i baa dtnden anneannem, elindeki ii brakt, sepeti alp arnn yolunu tuttu. Anneannem, sadece bu konuda deil dier pek ok konuda, becerikli, zmleyici ve tez canl olduundan dedem ona bylesi durumlarda, hayranlkla kark "Seher avu" diyerek taklrd. Annem ise hareketliliini ve alkanln nitelemek in ona, "frtna hoca" adn takmt. Elinden gelmeyen i yok gibiydi. Onu, dedemin sigaralarn sarp gm tabakaya yerletirirken, souk algnlnda dedemin srtna bardak ekerken, nazara geldiini dnenlere kurun dkerken, eskimi kuma paralarn, renk ve biim ahengi iinde birletirerek rtler, seccadeler yaparken, be ile orap ya da eldiven rerken grebilirdiniz. Anneannemin yemekleri de ok mehurdu. En zor ve uratn-c yemekler onun elinde lezzetin doruklarna kar, yiyenler, anlata anlata bitiremezlerdi. 23ili kftesi, kaburga dolmas, maden kftesi, hlorik* eskisi, eskili dolmas, kibe mumbar ve kibe kuduru, dolamas, meftunesi ok gzel olur, onun yemeklere katt lezzete kimse yetiemezdi. "Onun elinden kibe mumbar yemeden br tarafa gitmek olmazd." Kzlarna da "elini verdii" sylenir, bu sz, annem ve teyzelerimin yemeklerinin de en az annelerinin yemekleri kadar lezzetli olduunu anlatmak iin kullanlrd. Anneannem yemeklerindeki lezzetin srrn yle anlatrd. "Bir yemein lezzetli olmas iin malzemeden ksmayacaksn. Etini, yan, salasn bol bol koyacaksn. Yani malzemeye kyacaksn. Sonra, yemei atee koyup unutmayacaksn. O yemekle sen de ar ar pieceksin." Kzlar, torunlar, komular, ahbaplan, ondan yemeklerin tarifini isterlerdi. Onu sk sk, iinden zevk alan bir retmen edasyla kzlarna, komularna, ahbaplarna yemek tarifi verirken grrdk. Baz tarifleri o kadar ok dinledik ki, artk ezberledik. Meftu-ne tarifi bugnk gibi aklmda. Meftune, bizim oralarda ok sevilen, yannda ehriydi bulgur pilav le yenen bir patlcan yemei. Anneannem bu yemei yle anlatrd:

"Kasaptan bir akka yal epi eti alacaksn. Etten bir tike bile ayrmayp hepsini hi blmeden tencerenin altna yerletireceksin." Bunu sylerken, eliyle de etin tencere altna nasl yerletirileceini gsterirdi. "Etin stne patlcan gvelik dorayacaksn. stne ki tane, yice olmu domates, iki yeil isot dorayacaksn. Sonra hazrladn sumak suyunu hepsinin stne bolca dkeceksin. Harl atete iki tam kaynadktan sonra atei ksacaksn. Tencereyi ateten indirmeden on be dakika nce iine bir kk tasla souk su dkeceksin ki, et, yan kussun." Meftune yemei pitikten sonra servisine de zel bir nem verilirdi. Sarmsak ve yeil biber birlikte dvlerek hazrlanm zel meftune yemei sosu, yemekler tabaklara konduktan sonra zerine dklrd. Sonra tabaklar, ince kylm maydonozla sslenir* Ermenicede gloik kelimesi "yuvarlak" anlamna geliyor. 24 di, Meftune yemei, tereyal, ehriyel bulgur pilavnn yannda sofraya getirilirdi. ocukluumda itahmn olduu bir gn hatrlamyorum. Ye-meye-imeye bu kadar dkn bir ailede, yemek, benim in kenceydi. O gnlerde reddettiim yemeklerin lezzetini yllar sonra fark edecek ve o zamana kadar neler kaybettiimi yllar sonra anlayacaktm ama ocukluum, yemek saatlerinden nefret etmekle geti. Annem bana zorla yedirmeye alr ve bir muharebe halini alan sofra saati, sonunda annemin barp, sylenip eline terlii almasyla sona ererdi. Ben yine kaacam yn iyi tayin ederek anneanneme snrdm. Anneannem byk bir sabrla tek talep ettiim yemek olan, ay-peynir-ekmek lsn hazrlar, nme getirirdi. Bize kar ok sabrlyd, ok duyarlyd, aslnda biz mz de snrlarmz bilen ocuklardk. Ancak, zaman zaman baz eyleri dile getirmesek de ok isterdik. te byle durumlarda anneannem, isteklerimizi sezer, elinden geldiince bizi memnun etmeye alr, bizi nazlar, dizine yatnr, srtmz pplard. Handan ile Haluk se anneannemin memelerini paylamlard. Anneannem oturur oturmaz stne trmanr, porsumu memeleriy-le oynamaya balarlard. Sabrla onlarn bu oyundan bkmalarn bekler, hibir zaman onlarn bu isteklerini geri evirmezdi. Mutsuz olduumuz gnlerde bize mehur masal, "Pizez* Ba-c"y anlatrd. lk olarak ocuklarna, imdi bize anlatt bu masal daha sonra da, torunlarnn ocuklarna anlatacakt. Souk k gecelerinde anneannemi soba banda yakalar ve hep birlikte ondan "Pizez Bac"y anlatmasn isterdik. "Anneanne, hadi bize Pizez Bac'y anlat. Pizez Bac nedir anneanne?" "Pizez Bac, kanatl karafatmadr," derdi. * Pizez, Ermenice bir kelime. Kn kanall sinek cinsleri iin kullanlyor. 25Ve balard anlatmaya. Pizez Bac'nn amarlar kirlenmi. Dereye amar ykamaya giderken karsna kirpi km. Kirpi, Pizez Bac'ya, "Pzez Hanm, benimle evlenir misin?" diye sormu. Pizez Bac da kirpiye: "Kznca beni dver misin?" diye sormu. Kirpi, "Dverim," demi. "Peki, neyle dversin?" diye sormu Pizez Bac. Kirpi de "Dikenlerimi batrrm," demi. Bunun zerine Pizez Bac kirpinin evlenme teklifini geri evirmi, dereye doru yrmesine devam etmi. Yolda kediyle karlam. Kedi de Pizez Bac'ya evlenme teklif etmi. Pizez Bac, kirpiye sorduu soruyu bu kez kediye sormu: "Kznca beni neyle dversin?" Kedi, "Beni kzdrrsan seni trmalarm," diye cevap vermi. Bu cevap zerine Pzez Bac, kedinin evlenme teklifini de geri evirmi ve yoluna devam etmi. Br sre sonra karsna San Bey km. San Bey de Pzez Bac'ya, "Benimle evlenir misin Pizez Hanm?" demi. Pizez Bac San Bey'e de sormu: "Kznca beni neyle dversin?" San Bey, kuyruunu gstererek, "te bu kk ve yumuack kuyruumla," demi. Pizez Bac, "Bunun kuyruu yumuaktr, actmaz," diye dnerek San Bey'in evlenme teklifini kabul etmi ve amarlar ykamak iin birlikte dere kenarna gitmiler. Bir sre sonra, uzaktaki Bey evinden mzik sesi duyulmu. Bey evinde dn olduunu, dnde davetlilere ziyafet ekileceini bilen San Bey, "Ben Bey evine koarak gideyim, biraz yiyecek alp geleyim. Zaten acktk. Kammz doyurduktan sonra amara devam ederiz," demi ve yiyecek bir eyler bulup getirmek zere dere kenarndan uzaklam. Koarak gittii evde, kazanlar dolusu yemei, mzii, elenceyi gren San Bey, Pizez Bac'y hemen unutmu. Yemeye, imeye ve elenceye dalm. Pizez Bac ise amarlar ykam, tokalam, dereden bir tas su almak iin eildii srada suya dm ve bir trl kurtulamam. Bu srada Bey evine gitmekte olan atl bir grup, atlarna su iirmek iin dere kenarnda mola vermiler. Atlar, dereden su ierken derinden derine bir ses duymular. yle diyormu Pizez Bac: "Atllar, atllar, cebi dolu tatllar,

Bey evine varasz. San Beyi gresiz, Pizez Hanm dereye dm, durmasn gelsin!" 26 Atllar sesi duyduklar halde etrafta kimseyi grememiler. Sesin nereden geldiini anlayamamlar. Bir sre sonra Bey evine doru yola kmak zorunda kalmlar. Bey evine vardklarnda, derenin kenarnda duyduklar sesi anlatmlar. Atllarn anlattklarn. San Bey de duymu. Unuttuu karsn hatrlam ve Bey evinden karak dere kenarna komu. Dere kenarnda Pizez Bac'y bulan San Bey ona: "Ver elini ekelek," demi. Pizez Bac San Bey'e ok krldndan, "Ben senden kselek," diye cevap vermi. "Ver elini ekelek." "Ben senden kselek. gn gittin ling linge, ben de senden ks linge." "Ks lingeye, bas linge," diyen San Bey. bir top amur alarak Pizez Bac'nn stne atm ve gitmi. ocuklar, torunlar, torunlarnn ocuklar bu masal dinleyerek ve onu ocuklarna anlatarak bydler. Sanrm, bu masal, ieriinden bamsz, tekerlemeleriyle houmuza gidiyordu. "Ver elini ekelek." "Ben senden kselek..." 27Babam ldkten sonra hi oyuncam olmad. Oyuncam olsun diye bir isteim de. Ama bir mzik aletimin olmasn, bu isteimi dile getirmesem de hep ok istedim. Akranlarm evcilik oynarken ben bulduum tahta parasnn zerine teller gerer, onlardan farkl sesler karmaya alrdm. Bazen tellerin yannda eitli kalnlkta lastikleri de tahtann zerine gerer, bunlarn gerginliklerini kan sese gre ayarlardm. Sonra bir gn Mahmut Daym, kk dayma, (Mesut Dayma) bir mandolin ald. Mesut Daym o srada Diyarbakr'da yatl okulda okuyordu ve mandolini yannda gtrd. Tatili drt gzle beklemeye baladm. Mesut Daym eve gelecek diye. Tabii en ok mandolini getirecei in. Mesut Daym, "Tren gelir, ho gelir" trksn renmiti ve eve geldiinde bize bunu ald. Btn dikkatimle onu izledim. Sonra elime mandolini aldm ve bu trky ondan duyduum gibi almaya baladm. Mandolini elime alr almaz nasl alabildim bilmiyorum ama ev halk bunu grnce, mandolinin bana braklmasna karar verdi ve bylece bir mandolinim oldu. Artk bulduum her frsatta mandolin alyor, nota bilgim olmad halde, bildiim, duyduum btn arklar mandolinle karyordum. Handan gzel sesi ile ark sylerken Haluk ters evirdii bo bir "Vita Ya" kutusuyla tempo tutuyor ben de mandolinle onlara elik ediyordum. Hane halknn sevdii arklar gndz alyor, geceleri de onlara konserler veriyorduk. Annem, teyzelerim, kar28 delerim, hepimiz ark sylemeyi ok severdik. Annemin, teyzelerimin sesleri de hatr saylr lde gzeldi. Ben alardm onlar sylerlerdi. Herkes sylerdi ama anneannemin ark sylediine hi tank olmadm. Hibir ark ya da trkye sesiyle katlmaz fakat bazen birini beendiini eliyle tempo tutarak belli ederdi. Mzie yatknlm takdir eder, takdir ettiini de, "Sen bizim tarafa benziyorsun," szleriyle ifade ederdi. Okulda da fena bir renci deildim. Eve getirdiim karneleri grdnde, ok sevinir ve genellikle yle derdi: "Zaten sen ve Mahmut Dayn bizim tarafa benziyorsunuz." O zamanlar bana anneaannemin beenisinin ifadesi oluu dnda hibir ey ifade etmeyen bu szlerle anneannemin neyi kastettiini yllar sonra anlayacaktm. Annem, ylda iki kez sandn boaltr, indekileri elden geirir sonra boalttklarn bir sanat titizliiyle sandna yerletirirdi. Sandn ald ve yerletirildii gnleri ok severdik. Sandn bana oturur, annemin kardklarn tek tek incelerdik. Sandn iinde daha ok annemin ehiz olarak yapt rtler, danteller, ine oyalan ile babamn anneme ald kk hediyeler, parfm ieleri ve taklar bulunurdu. Btn bunlarn iinde benzerine daha ok yabanc filmlerde rastladmz vine r renginde saten sabahlkla yine filmler-dekine benzeyen ayna tarak ve sa fras takm ok lgimizi ekerdi. Bunlan her grmzde, sabahl giymesi, o gzel aynaya bakarak san fralamas iin anneme yalvanrdk. Aslnda bunu kendisi de ok isteyen annem, sabahl giyer, aynaya bakarak san fralar, bazan sam yabanc filmlerdeki artistler gibi geriye atard. Bu sahneyi ok severdik. Saten sabahlkla aynafra takmn Amerika'dan gelirken Mahmut Daymn getirdii sylenirdi. Mahmut Daym o srada da ngiltere'de okuyordu. Onun Amerika'ya gitmi olabilecei fikrini de gayet doal karlyorduk ve daha fazlasn sormay akl edemiyorduk.

29Dedem bir ikindi namazndan eve dndnde, yine mandolin elimde bir konser hazrltndaydm. Geldiini belli etmek iin her zaman yapt gibi ksrerek, ksre benzer sesler kararak ieri girdi. Bu grltl patrtl giriten ama, dedemden gizli yaplmas muhtemel eyler iin kadnlara, ocuklara toparlanma frsat vermekti. rnein, annem dedem hari herkesin yannda sigara ierdi. Dedem bunu bilirdi, bilmezden gelir, onu utandrmamak iin de her gelii grltl olur, sigara iiyorsa anneme sigarasn sndrmesi ve zlerini yok etmesi iin zaman tanrd. O gn de grltl giri faslnn ardndan ayakkablarn karp ieri girdi. Sonra, bana bakarak ve herkesin duyaca ekilde: "Bugn, camide hoca, bu mandolin zerine vaaz verdi," dedi. Btn dikkatleri zerinde topladna emin olduktan sonra devam etti: "Mandolin almak gnahm. Hoca, ocuklarnza mandolin alarak gnaha girmeyin; mandolin kursu yerine onlar Kuran kursuna gnderin, dedi." Anneannem tereddtsz ve hi vakit geirmeksizin ortaya atlp dedeme, "Bunlar hoca m syledi?" diye sorarak emin olmak istedi. Dedemden "Evet aynen byle syledi," cevabn duyduktan sonra, fkeyle sylendi: "Boynu altnda kalsn o hocann. Mandolin niye gnah oluyormu? Kendisinin ya da ocuklarnn mandoline istidat olsayd byle demezdi," Sonra dedeme kt: "O cahil hocalann aptal szlerini bu eve getirme." Duruma zamannda el koyup dedemi susturduktan sonra bayla da bana devam etmem iin onay verdi. Anneanneme minnet duydum. Ancak, camide duyduklarna dedem de pek inanmam olacak ki, sustu ve bu olaydan sonra, mandolin-vita kutusu konserleri hibir engelle karlamad. 30 Dedem ve anneannem namaznda niyaznda, dini btn insanlard. Ama anneannem, yobazla ve mantkszla hi gelemez, mantksz bulduu szlere, bunu bir imam dahi sylemi olsa cesaretle kar kar, etrafmdak ileri de uyarr, etki altnda kalmaya msait dedemi de byle sarsarak kendine getirirdi. 31Sabah, mezarla gittik. Anneannem hastane morgundan alnp mezarln indeki gusulhaneye getirilmiti. Burada anneannemi ykayp kefenleyeceklerdi. ocuklar, torunlar, torunlarnn ocuklar, damatlar hep birlikte mezarln yolunu tuttuk. Ykanrken sadece kadnlarn ieri girmesine izin verdiler. Erkekler, ykanma ve kefenleme ilemi bittikten sonra anneannemle vedalaa-bi di ler. eride drt kadn, lerini ne kadar iyi yaptklarn ve bolca bahii hakettiklerini gstermek istercesine, bir yandan sesli sesli dua okuyor, br yandan da anneannemi yumuack bol kpkl liflerle sabunluyor, ardndan scak sularla duruluyor bu ilemi tekrar tekrar yaparken her seferinde bizlere bakmay da hmal etmiyorlard. Anneannem temizlii ok severdi. u anda kafasn kaldrabil-se, eminim, elinde bol kpkl lifle kendini lifleyen kadna, "O lifi yle okar gibi srme, bastra basura srt ki, kirler kabarsn, kabaran kirler aksn," diye krd. Kirli, pasakl insanlar asla hogrmez; pislii yoksullukla, yoklukla savunma giriimlerini hibir ekilde kabul etmez ve; "Temizlik, bir kalp sabunun bandadr kzm. Yoklukla, fukaralkla ilgisi yoktur," derdi. Kadnlar, anneannemi birka kez sabunlayp duruladktan sonra suyla doldurduklar hamam tasn itkin Zehra Teyzeme uzatarak, 32 "Hadi, siz de birer tas su dkn, iyi gelir, sabrnz artrr," dediler. nce Zehra Teyzem sonra Sabahat Teyzem annelerine sarlp aladlar ve sonra birer tas su dktler. Ankara'dan gelen Handan, suyu dktkten sonra anneanneye sarld ve "Temiz bac, temiz bac," diye bir at tutturup alad, alad. Anneannemin temizlii dillere destand. O her trl konfordan uzak, yoksul kasaba evi, iine gireni mis gibi sabun kokusuyla karlard. Oturduumuz baz evlerin tavanlar, zemini ve merdivenleri ahaptand. Annem, anneannem ve teyzelerim o tahtalar sabunlu sularla ve tahta fralaryla, tahtalar "sakz gibi" oluncaya kadar ikide bir ovarlard. Tahtalar "sakz gibi" olmayanlar knarken kendi tahtalar ile gizliden gizliye de vnrlerdi. Beyaz patiskadan i amarlar ve araflar, ykandktan sonra kaynama kazannda saatlerce kaynatlr, bugn bile duyabildiim o temiz kaynama kokusu eve yaylrd. Beyaz amarlarn gururla dar asan Seher Hanm ve kzlar, gelen geenin, konu komunun tepkisini, pek de belli etmeksizin izler, bu tepkilerden duyduklar honutluu da dorusu hi gizlemezlerdi. nk, Maden'de bu amarlar, beyazl ve kururken etrafa yayd koku ile mehurdu. Bizim evin nnden geenlerin rzgrda salnan bembeyaz amarlara gz taklr, tanyanlar, amarlar zerine bir-iki ift laf etmeden yollarna devam edemezlerdi.

amar gn, "tahfir" ilemi ile balard. Tahfr, baz amarlarn leene konmadan nce, akar suyun altnda sabunla bir kez ykanmas demekti. TahFrlenecek amarlar, pijama altlan, pantolonlar, donlar ve oraplard. Anneannem iin bunun aklamas ok basitti: "Bu amarlara, helada i sramtr. Ykanmadan leene konmaz." Maden'deki tuvaletler, bir delii ki ayak koyma yeri olan ta tuvaletlerdi. "Tuvalette ne kadar dikkat edersen et, iin sramasn engelleyemezsin," derdi. amar merasimi, i sramas muh33temel btn amarlarn, leene konmadan akar sudan geirilmesi, daha dorusu, bir kez akar suyun altnda ykanmas le balard. Sonra, beli ve paas lastikli btn amarlarn, pijamalarn lastikleri karlr, lastikler ayr, amarlar ayr ykanrd. Beyazlar aynca kaynatlr, kuruduktan sonra, btn amarlar, donlar dahil tlenir, lastikleri "scak t"den sonra, bir engelli ineye ya da bir tokaya taklarak geirilir, balanr ve amarlar dzgn katlanarak yerine konurdu. Bu merasim her amar gn tekrarlanrd. Dedem, amar gnlerinin sklna ok kzar;" Ykaya ykaya bu amarlar eskitiyorsunuz, size amar dayanmaz," diye sylenir, ancak ailenin kadnlar tarafndan bu szleri hi ciddiye alnmazd. Bu tahrir ilemi, ileride bir makine sahibi olduumuz ve artk amarlar makinede ykadmz gnlerde de devam edecekti. Baz amarlar, tahfirlenmeden makineye konmayacak, oraplar se tahfrlense de makinede ykanmayp elde ykanmaya devam edecekti. kram, gezmeyi, yemeyi, yedirmeyi ok seven anneaannem, temizlik ynnden aklna yatmayan, pasakl bulduu bir yerde, kram, "Niyetliyim, saolun," diyerek geri evirirdi. kram sahipleri de bu drstl ve dobra dobra oluu ile tannan, yalandan nefret eden kadnn sylediine tereddtsz inanr ve "Allah kabul etsin," diyerek ikramdan vazgeerlerdi. Yalnz kaldmzda anneanneme, "Bizim yalan sylememizi istemezsin ama sen yalan syledin. Yalan gnah deil mi anneaan-ne?" diye taklrdm. Suratnda skntl bir fade ile, "Haklsn kzm, Allah affetsin, ne yapaym ok pisti her ey," diye cevap verirdi. Hamam gnlerinden, hamam dn dnda nefret ederdim. Anneannem, evde ykanrken kirlerin yeterince kabarmad ve keseye gelmediinden bahisle bizi. tm kar koymalarmza ve itirazlarmza ramen zorla hamama gtrrd. Kese, lif, scak su ve buhar, ocuk derilerimizi szlatr ve biz, hamam denen bu eziyetin bir an nce bitmesi iin, btn ikence seanslarna aresiz katlanrdk. Ancak, hamam dnleri, yaammdaki en gzel anlardandr. Tertemiz, sabun kokan eve girer girmez, yola kmadan nce doldurulmu, yanmaya hazr soba nndeki kibritle tututurulur, ok gemeden stnde hazr bekleyen aydanlk tkr tkr kaynamaya balard. Biz, sobann arkasndaki minderlere yerleir, kediler gibi mayrdk. Babamn lmnn stnden birka yl getikten sonra, evde ka gz hareketleriyle desteklenen gizli sakl baz konumalar olduunu, bu konumalarn bizden gizlenmek iin de alak sesle yapldn fark ettim. Bilirsiniz, bykler, ocuklardan gizlediklerini sanrlar ama aslnda ocuklar her eyi duyarlar ve her eyi renirler. Blk prk duyduklarmdan rendiime gre, birtakm adamlar, anneme ktlar ve evlenmek stiyorlard. Baz arac kadnlar eve geliyor anneannemle odaya kapanp konuuyorlar sonra gizemli bir havada evi terk ediyorlard. Arac kadnlar geldiinde bizi odaya almyorlard ama onlar gittikten sonra evde yaplan her konumaya, onlar dinlemiyormu, oyuna dalm gibi yaparak kulak kesiliyordum. Bir defasnda, uyuduumuzu dnerek seslerini alaltmadan konutuklarndan szlerini ok net duydum. Anneannem anneme, "Kzm, gensin, gzelsin, evlen. Gnlnn sevdii, aklna yatan biri varsa, hi dnme evlen," dedi. Annem, "ocuklarm vey baba elinde bytmem," diye itiraz etti. Bunun zerine, anneannem; "ocuklarn merak etme, ben onlara bakarm. Genliini mahvetme," dedi. Daha sonra bu sz ok duydum. "stiyorsan dnme kzm, evlen, ocuklarna ben bakarm." Annemin evlenmeyi isteyip istemediini hibir zaman renemedim, ama evlenmedi. Bu szleri duyduumda annemin bizi b35rakip gidebileceini dnerek panie kaplm ve duyduklarm kimseyle paylaamam, baz geceler bu ihtimali dnerek uyu-mamtm. Ama bugn dnp o gnlere baktmda, anneannemin tutumunu daha farkl deerlendiriyorum. Tutucu ve baskc bir kasaba ortamnda, "dul bir kadn" olan annemi zgrce seim yapmas, cinselliini yaamas iin tevik ediyordu. Maden'de sinema salonu vard. Eve en uzak olan, fabrikaya ait olduu iin halk arasnda "iletme sinemas" olarak bilinir, bu sinemada orijinal filmler alt yazl gsterilir ve film gsterileri de gece olurdu. letme sinemasna, bu nedenle, yanmzda bir yetikin olmakszn gidemezdik. Gen ve gzel bir "dul kadn" olarak annem, ok stedii halde, gece vakti sinemaya gitmeyi, "sz olur" diye gze alamyordu. Dedemden hayr yoktu. Bu nedenle, bizi iletme sinemasna gtrmesi iin anneanneme yalvarrdk. Okuma yazmas olmadndan bu alt yazl filmleri izleyemeyen anneannem hi

istemedii halde sonunda bizi iletme sinemasna gtrmek zere yola kard. Ozan Sinemas ise bizim evin hemen stndeydi. Klk salonu ve yazl vard. Yazlk sinemada gsterilen btn filmleri izler, o film gsterimden kaldrlncaya kadar da tm replikleri duya duya ezberlerdik. Sinemada gsterilen filmin sesi olduu gibi evin indeydi. Bir de art inde, yani bizim eve gre Dicle'nin te yakasndaki dada, Sezer Sinemas vard. Sezer Sinemas'na gidebilmek iin eski, tarihi kpry ve ary gemek zorundaydk. Bu iki sinema arasnda kyasya bir rekabet vard. ki, bazen film arka arkaya gsterilir, film tantmlar, ellerinde megafon, stlerinde film afileri ile sokak sokak dolaan adamlar tarafndan yaplrd. Kadnlar arasnda en tercih edilen filmler, ok alatan Muhterem Nur ve Ayecik filmleriydi. Bir film ne kadar gzya dktrrse o kadar iyi i yapard. 36 Megafonlu adamlardan biri, bir gn yle bard: "Bu filmde ok alayacaksnz. Bu filmde o kadar alayacaksnz ki, bu filme gelirken bir mendil yetmez, on mendil getirin." Bu szleri duyan kadnlar ii gc brakp koa koa o filmi izlemeye gittiler. Mendili reklamn tuttuunu, bu ekilde reklam yaplan filmin iyi i yaptn gren, dier sinemann reklamcs ertesi gn yle bararak sokaklar dolat: "Bu filmde o kadar alayacaksnz ki, mendiller yetmeeez. araf getirin, bir deil be araf getirin." Sezer Sinemas ile Ozan Sinemas'nn gndz gsterimlerine, yanmzda bir yetikin bulunmadan gitmemize zin verirlerdi. En byk zevkimiz cumartesi gnleri, anneannemin kavurduu ka-vunkarpuz ekirdeklerinden ceplerimize doldurarak sinemaya gitmekti. Yazn yediimiz kavun ve karpuz ekirdekleri atlmaz, ykanr, kurutulur saklanrd. Daha sonra anneannem karpuz ekirdeklerini tuzlu suda halar, haladktan sonra, atein stne yerletirdii sacn stnde kavururdu. Kavun ekirdeklerini de tuzla ka-vururdu. Sinemaya giderken ceplerimizi ite bu ekirdeklerle doldururduk. Cumartesi gnleri, sinema mterileri rencilerden oluurdu. Bu kalabalk ocuk topluluu hep birlikte, bir yandan ekirdek tlatrken bir yandan da komik sahnelerde kahkaha atp, hznl sahnelerde alar, heyecanl blmlerinde bararak filmin ba aktrne destek verir, sonutan memnun olduumuzda ise hep birlikte alklardk. O gn, karnelerimizi almtk ve smestr tatilinin ilk gnyd. Biz karde ar indeki Sezer Sinemas'na gittik. Sinemada o gn iki film st ste gsterildiinden uzun sre sinemada kaldk. Filmin bitiminde klar yanmadan anons yapld: "Alo alo, dikkat dikkat!" (Maden'de btn anonslar byle balard.) "Alo alo, dikkat dikkat! Kimse yerinden kalkmasn. Sessizce oturun ve bekleyin!" Ayaa kalkanlarmz da oturdu, oturduk ve hep birlikte beklemeye baladk. Bir sre sonra, baz ocuklarn anne ya da babalar onlar almaya geldiklerinde olan biteni rendik. Yamur nedeniyle tm kasa37bay sel basm, dere tam, kprler su altnda kalmt. Tarihi kpr de ertesi gne kadar yaya geii de dahil her trl geie kapatlmt. Kpr stndeki dkknlar sel gtrmt ve kpr de tehlike altndayd. Bu tarafta oturan aileler ocuklarn alp evlerine gtrecekler ancak kar tarafta oturanlarn aileleri gelemeyecekti. Korkmaya ve endielenmeye baladm. Bykleri olduumdan kardelerim bana emanet edilmiti. Korktuumu belli etmeden bir zm bulmam gerekiyordu. Sonunda, sinemann sahibi Faik Amcay aramaya karar verdim. Faik Amca, babamn ve daymn ok yakn dostuydu. Bylesi bir durumda bizi ortada brakmaz, mutlaka bir zm bulurdu. Biz karde ayaa kalktk, salonun kna yneldik, kapda bizi durdurdular. Ben, Faik Amcay grmek istediimizi syledim. Kapda, ocuklar ieride tutmakla grevlendirilmi kii, "Siz ieride oturup bekleyin, ben Faik Amcanza haber veririm," dedi. Oturduk, bekledik ama Faik Amcaya haber vereceini syleyen adam bulunduu yerden kmldamad, Faik Amcaya da haber vermedi. Bir sre sonra, tekrar ayaa kalkp kapya ynelmitik ki, kapdan ieriye hzla bir kadnn girdiini grdk. Bu kadn anneannemdi. Hep birlikte ona kotuk. O sknetini bozmadan ama olabildiince hzl hareket ederek bizi darya kard. ary getikten sonra kprye doru yrdk. Kprnn her iki tarafnda da kalabalk birikmiti. Polisler, kprden geie asla izin vermediklerinden ki tarafta da yalvarmalar, yer yer de tartmalar oluyordu. Kpr zerinde dkkn olan Fazl Hoca ve Krmz Yaar, polislerin hemen arkasnda balan ellerinin arasnda oturuyor, sabit ve bo baklarla lgn sulara bakyorlard. Fazl Hoca'nn ve Krmz Yaarn dkknlarn sel gtrm, erdeki top top kumalar, derenin delice akan sularnda gzlerinin nnde, bata ka uzaklamt. Kpr stndeki btn dkknlar ayn durumdayd, ancak Fazl Hoca'nn zararnn ok olduu konuuluyordu. Kprye geldiimizde hava kararmt. Anneannem, son dere38

ce kendinden emin yaklat kpr bandaki bir polise, "Biz geldik," dedi. Komiser olduunu sonradan rendiim bu polis dierlerine bir eyler syledi. Paalarn dizlerine kadar svam polislerden bize yaklat. Komiser bizi birer birer kucaklayp paa-lan sval polislerin srtna yerletirdi. Sular altndaki kprden polislerin srtnda karya getik. Ayakkablarn eline alan anneannem de hemen yan bamzda bizi izledi. Eve vardmzda annemi sokakta bizi beklerken bulduk. Sevinle bize sarld. Anneannem yine baarmt, ancak dier baarlarnda olduu gibi bu baars ile de asla vnmedi, o gnden sonra lafn bile etmedi. O gn, kimselerin geiine izin vermedikleri halde, anneannemin kprden gemekle kalmayp bir de bizi polislere tatmas evde akamn konusu oldu. Dedem, yine "Seher avu" diyerek onu taltif etti, anneannem zerinde bile durmayarak konuyu deitirmeye alt. Biz, anneannemin dizlerini kaptk ve o srtmz pplayarak bizi yine nazlad. 39Anneannem son gnlerinde Zehra Teyzemin Gebze'deki evindeydi, Zehra Teyzemin kk olu Emrah herkese haber verdiinden Gebze ve stanbul dnda yaayan, Ankara'dan, Elaz'dan, Edremit'ten ocuklar ve torunlar, cenazesine yetimek iin hemen yola kmlard. Hepimiz Zehra Teyzemin evinde bulutuk. Zehra Teyzemin komular, gelenlerle yakndan ilgileniyor, her gelenin karnn doyuruyor, evlerini ayor, yataklar yaparak dardan gelenleri misafir etmede birbirleri ile yaryorlard. Teyzemin komularnn bu yakn ilgisi hepimizi hem ok duygulandrm hem de ok artmt. Teekkr etmek istediimizde hepsinden aldmz yant ayn oldu: "Bize hi teekkr etmeyin. Seher Teyze bizim de nenemizdi. O, ok yardmsever, ok cmert, ok sevgi dolu bir nsand. Ona bu son yolculuunda yardm etmek bizim iin grevdir, bizi bundan mahrum etmeyin," Her birinin anneannemin yardmseverlii ile ilgili anlatacak bir yks vard. Yardmseverlii dier nitelikleri gibi onun kiiliinin doal ve ayrlmaz br parasyd. htiyac olanlarn yardmna, grevmi gibi ya da bir sevap ileme amacyla deil, doal ve igdsel bir davranta bulunurcasna koard. Birinin yardma ihtiyac olduunu rendii anda oraya koar, btn olanaklarn seferber ederdi. Yapt iyilikleri kimselere anlatmaz, anlatlanlara da, "yilik yap denize at, Halik bilmezse balk bilir," derdi. Mahalleli onu ok sayar, aralarndaki uyumazlklarda onu hakem tayin ederlerdi. Kar-koca kavgalarnn ounda dedemle bir40 likte arabuluculuk grevi stlenirlerdi. Ksknlerin barttnlmas, uyumazlklarn halli iin sk sk baz evlere davet edilirlerdi. Dedem, bu davetlerin bir ksmna anneannem ile birlikte katlr ama ouna da, o srada evde dinlenmek, uyumak istedii iin katlmak istemezdi. Anneannem, sabahlara kadar uykusuz da kalsa, ihtiyac olanlarn yardmna koar, anlamazlktan n zmne katkda bulunurdu. Gzlerinden ikyeti ve grme bozukluu arttnda byk daym onu Ankara'ya gtrd. Gz Bankasnda ameliyat ettirdi. Dndnde srekli kullanmas iin biri yakn dieri uzak olmak zere ki gzl vard. Daym, bu gzlkleri srekli kullanmas gerektiini sk skya tembihlemi, gz kulak olmamz in de hepimizi uyarmt. O gnden sonra, hane halknn yeni grevi, her sabah anneannemin gzln takp takmadn kontrol etmek, takmam ise bulup takmasn salamakt. Bir sabah gzlkler arand ama bulunamad. Evde aranmadk ke braklmad, anneannem ise sorulan ilkin geitirdi ama ok gemeden aklamak zorunda kald. Ayn mahallede oturan yoksul dul bir kadn vard. Bir gece nce anneannemi ziyarete gelen bu kadn, kendisinin de gzlerinden ikyeti olduunu syleyerek anneannemin gzlklerini denemek iin takm ve; "Seher Aba bu gzlkler bana ok iyi geldi," demi. Bunun zerine anneannem, gzlklerini kabyla birlikte komu kadna vermi. Aklamas ksa ve netti. "Ben yenisini alabilirim ama o alamaz. Allah kabul etsin, iyi gnlerde kullansn." Baka bir ey sylemedi ve konuyu bir daha almamak zere kapatt. Bu olaydan sonra anneannem uzun sre gzlksz kald. nk reeteleri daymdayd ve o srada daym da yurtdmdayd. Gzlklerine kavuabilmesi iin daymn dn, gzlkleri almas ve Ankara'dan gndermesi beklendi. Dedem bu yzden, anneaannem iin "Doana beik, lene tabut" deyimini kullanr, bu zellii nedeniyle onunla bir yandan gurur duyarken bir yandan da ikyet etmekten geri durmazd. 41Namazdan kan cemaatin de katlmyla anneannemin cenaze namaz klnd. Hoca, yksek sesle, "Allah taksiratn affetsin," dedi ve "Hakknz helal ediyor musunuz?" diye kere sordu. Avludaki cemaat hep birlikte "Helal olsun, helal olsun," diye cevap verdiler. Yine dayanamadm ve alayarak, "O bize helal etsin, o bizi affetsin, o sizi, bizi, o hepimizi affetsin," dedim. Sesimin giderek

ykselmesine engel olamadm. Herkes bana bir tuhaf bakt ve fakat ou bu sylediklerimden hibir ey anlamad. 42 Heranu, o yl nc snf da baaryla bitirmiti. ok abuk renen ve sorumluluk sahibi bir ocuk olduundan ev ilerinde annesine yardm etmekle kalmyor kardeleri ile ilgileniyor, onlarla oyunlar oynuyor, okulda rendiklerini onlara da retmeye alyordu. Onun zerine ald ler konusunda kimsenin gz arkada kalmazd. Havalarn snd ekinlerin byd gnlerden bir gn, jandarma ky bast. ok yi Trke konutuu in o gne kadar vergi tahsildarlaryla ve dier yetkililerle kyller adna liki kuran ky muhtar Nigoros Aa, ky meydannda toplanan kyllerin gz nnde ldrld. Daha sonra, ky meydannda toplanan yetikin erkeklerin hepsi gtrld. Jandarma erkekleri gtrrken onlar ikier ikier birbirlerine balad. Heranu'un dedeleri, iki amcas, days da gtrlenler arasndayd. Bu erkeklerin Palu'ya gtrld sylendi. Ancak, gittikleri yerden bir daha dnmedikleri gibi akbetleri hakknda kesin bir bilgi edinilemedi. Artk sadece kadnlar ve ocuklardan oluan ky ahalisi, btn erkeklerin, yal-gen demeden dipiklenerek, tartaklanarak toplanp gtrlmesinin dehetini uzun sre zerlerinden atamadlar, evlere giremediler, ilerine dnemediler, kyn meydannda toplanp olan biteni konutular, alatlar, bartlar, atlar yaktlar, yallara sordular, tarttlar. Kimse, erkeklerin nereye ve niin gtrldklerini, ne zaman dneceklerini bilmiyordu ancak rivayet muhtelifti. Heranu'un babaannesi dierlerine, "Kayglanmayn, her ey dzelir, gidenler geri gelir," dedi ve devamla, "Siz o zaman ocuk43tunuz, ounuz bilmezsiniz, yirmi yl nce de kylerimiz byle basld, boaltld. Hepimiz srgn edildik," diye aklad. Baka bir kadn araya girdi. "Yollarda, dalarda ok kii ld, dalara gmdk." Babaanne devam etti: "Aramzda lenler oldu ama oumuz uzunca bir sre dalarda yaamay baardk. Sonra bir gn kymze dnmemize izin verildi ve dndk." "Dndmzde kiliselerimiz, okullarmz, evlerimiz yklmt, yaklmt." "Yklan, yaklan evlerimizin ve okullarmzn yeniden yapm birka ylmz ald ama grdnz gibi herbirini daha gzel daha salam ina ettik," dedi babaanne. Dier yal kadnlar ona katldklarn balarn sallayarak belirttiler. Gen kadnlarn ounluu ise, babaanne kadar yimser deildi. Bu saldrlarn yirmi yl ncekilere benzemediini, toplayp gtrdkleri erkeklerin bir daha dnemeyeceklerini sylyorlard. Heranu, babaannesinin sylediklerinin gerek olmas, dedesi, days ve amcalarnn geri dnmesi in bildii btn dualar sessizce mrldanyor, gtrldkleri dalan tahmin etmeye alyordu. Kyn dier ocuklar gibi, btn dikkatini konuulanlara veriyor, olanlar ve olacaklan anlamaya alyordu. Kaynanasnn szn ettii srgn olayn dokuz yanda yaam olan Heranu'un annesi sguhi de, ocukluk deneyimlerine dayanarak yaklaan tehlikenin ncekilerden farkl olduunu ngrm olmal ki, kz kardelerini toplad ve onlardan salann kesmelerini, yzlerini irkinletirmelerini, dikkati ekmeyecek kt elbiseler giymelerini istedi. En kkleri olan Siranu dnda dierleri, be rgyle topladklar salarm kestiler, ablalarnn dier isteklerini de yerine getirdiler. Sranu, salarn kesmeyi de kt giyinip suratn irkinletirmeyi de reddetti. Erkeklerin gtrld gnn akamnda, ky birtakm adam-larca basld. Bu adamlar, kyn gzel, gen kzlarn, kadnlarn 44 kardlar. Karlanlar arasnda Siranu da vard. Sranu ve dier karlanlardan ertesi gn ve br gnler haber alnamad. Grenler, Siranu'u karanlarn onu rklerinden kavrayp ellerine doladklarn ve bylece srklediklerini sylediler. sguhi, jandarmalarn komu kylerden bazlarn, bu arada eltisinin kyn de basmadklarn, bu kylerin ahalisine bir ey yaplmadn renir renmez ocuunu, Heranu'u, Horen'i ve Hrayr'i yanna alp, eltisinin kyne gitti. Ancak, ok gemeden jandarma bu kye de geldi ve bu kez kyn kadn-erkek btn ahalisini toplayp Palu'ya gtrd. Palu'ya gtrlenler arasnda Heranu, annesi ve iki kardei de vard. Palu'da kadn ve erkekleri ayrdlar. Kadmlan kilisenin avlusuna soktular. Erkekler darda kald. Bir sre sonra dardan canhra lklar gelmeye balad. Kilise avlusunun duvarlar yksek olduundan erdeki kadnlar ve ocuklar, danda olanlar gre-miyorlard, ancak korkudan kocaman olmu gozbebekleri ile baklar buluuyor, buluan baklar birbirine ylece takl kalyordu. Anneler, neneler, ocuklar, birbirlerine sokulmu titriyorlard. Avlu, titreen yumak yn gibiydi. Dier kardeleri ile birlikte annesinin eteinden ayrlmayan Heranu, bir yandan korkuyor dier

yandan merakn da yenemi-yordu. Bir gen kzn dary grebilmek iin tekinin omuzuna trmandn grnce, onlarn yanna gitti. Arkadann omuzuna basp duvarn stnden danya bakan kz, aaya indikten epey sonra, grdklerini syleyebildi. Bu kzn azndan duyduklarn Heranu mr boyu unutmayacakt: "Erkeklerin boazlarn kesiyorlar, sonra da nehre atyorlar!" Sesler kesildikten bir sre sonra ki kanatl byk kap ald ve avludaki kalabal, k sra oluturmu jandarmalar arasndan geirip Palu dna kardlar. Burada, kylerine dnmeleri iin izin ktn, bu nedenle herkesin kendi kyne dnmesi gerektiini sylediler. Kye dndklerinde, evlerinin yamalandn grd45ler. Evleri, hi vakit kaybetmeyen civardaki mslman kyllerce yamalanm, yatak-yorganlar dahi glrlmt. Kye gelen kadmlar, erkeklerin yasn tutma lksne sahip olmadklar gereini anlayarak, a kannlann doyurmak iin tarlalara, bahelere kotular. Olgunlam ekinlerin birka gn yemelerine yetecek ksmn elbirlii ile topladlar, damlarda dvp bulgur yaptlar ve kaynatp kannlann doyurdular. Bundan sonra yapacaklarn dnmeye frsatlan olmad. nk jandarma tekrar kye geldi ve kyde kalan btn nfusun, yatalak kadnlar dahil olmak zere srgne gnderileceini syledi ve hemen toplanmalarn emretti. te bundan sonra o uzun, acl lm yry balad. ermik Hamamba'na geldiklerinde azalmlard. Klen kafile, orada mola verecek, ertesi gn yola devam edecekti. Kk olu Hrayr'i bir boha ile srtna balayan sguhi, yol boyu, arkalara dmemek in adeta koturarak yryor, dier ocuklar He-ranu ve Horen' de ellerinden smsk kavram iki yannda sriik-lercesine ekitiriyordu. Yol boyunca pek ok ocuk lmt ama o, ocuklarn buraya kadar sa salim getirmeyi baarmt. Yorgunluktan, alk ve susuzluktan adm atacak mecalleri kalmamt. Olduklar yere ylverdiler sonunda. O srada, etraflarn saran ermiktiler, ekmek ve su veriyorlar, karlnda altn ve ziynet eyas istiyorlard. Oysa alktan avurtlar km bu nsanlar, btn paralarn, altnlarn ve taklarn lm yolculuunun daha ilk gnlerinde yitirmiler ellerinde bir ey kalmamt. Bu zavall insanlann evresinde birikenlerin says giderek artyor, toplananlarn bir ksm acyarak bir ksm da irenerek bakyorlard. Bir sre sonra zleyicilerden bazlar, ocuklan incelemeye, gzlerine kestirdiklerini almak iin yaknlar ile konumaya baladlar. 46 ermik jandanna komutan olduunu sonradan rendikleri atl bir jandarma onbas Heranu'a, ermik'in Karamusa kynden Hdr Efendi se Horen'e talip oldular. Hrayr ok kk olduundan onun talibi yoktu. sguhi, btn yorgunluuna ve alna ramen, durumu kavrar kavramaz oturduu yerden bir atmaca gibi frlad ve ocuklann arkasnda saklad. "Onlan kimse benden alamaz. Onlar vermem," diye yle bir syledi ki, bu syleyiinde btn dnyaya meydan okur gibi bir hali vard. sguhi'nin annesi Ta-kuhi, yanlarna geldi ve sguhi'ye ocuklarn bu adamlara vermesinin onlar hakknda daha hayrl olacan syledi. Heranu, anneannesinin annesini ikna etmek iin yle dediini duydu: "Kzm, ocuklar birer birer lyor. Bu yryten kimse sa kamayacak. Verirsen canlan kurtulur, yoksa lecekler. Hepimiz leceiz. H deilse onlar yaasnlar, ver." Heranu'un halas Zaruh de anneannesini destekledi. O da He-ranu'un jandarma onbasna verilmesinden yanayd. Bu iki kadn sguh'yi kna etmek iin diller dktler ama o nuh diyor peygamber de m y ordu. Bu tartma srerken anszn stlerine atlayan adamlar, Hera-nu'u ve Horen'i sguhi'nin elinden kaptlar, sguhi btn gcn toplayarak ne atld ancak jandarma Heranu'u atma atmt bile. Son bir hamle ile ata ulat, bir eliyle jandarmann ayaklarn, dier eliyle de Heranu'u yakalad ve ekitirmeye balad. Bu kadndan kolay kolay kurtulamayacan anlayan jandarma, kamsn kard ve sguh'yi krbalamaya balad. Krbacn dedii yerlerdeki dayanlmaz acya ramen sguhi, Heranu'u smsk kavrad elini gevetmiyor, btn gcyle kzn ekitiriyor, bir yandan da kzn brakmas in jandarmaya kh ileniyor kh yal var yordu. O srada, be yandaki Hrayr, lk la alamaya balad. Hrayr'e de bir ktlk yapldn dnen sguhi, bir an iin ban sesin geldii yne evirdi ve ite o anda jandarma atn mahmuzlad. Ok gibi ne frlayan at, stnde Heranu'la birlikte uzaklat. 47sguhi le Heranu'un ermik Hamamba'nda ayrlan yollan bir daha birlemedi. Annesini ve ablasn jandarmalarn ldreceini sanarak alayan be yandaki Hrayr de, Heran'un "Hepimiz leceiz," diyen anneannesi ve halas da bu lm yrynden sa kamadlar. 48 Dedem ar bir kalp krizi geirmi, iyi bir tedavi ile bunu atlattktan sonra, kendisinden umulmayacak

kadar iyi perhiz yapm ancak bir k gn kalbine yenik dmt. Dedemin lmnden sonra anneannem, ocuklannn ve torunlannn srar zerine evini ve eyasn datmt. Artk bundan sonra ocuklarn sra le dolaacak, son dura da Gebze olacakt. Torunlarnn arasnda sadece Handann evinde kalr, orada ok rahat ettiini syler, Elaz-Edrem i t-stanbul hattnda mutlaka Ankara'da Handan'n evinde mola verir ve bu molalar mmkn olduunca uzatrd. Handan ok gen yata evlenmi, oluk ocua kanmt. Ben ksa yoldan hayata atlmak ve aileme bakmak zere retmen okuluna gnderilmitim. Haluk'un niversiteye, annemin deyimiyle "kapmzn nnde" devam edebilmesi in Ankara'ya tayinimi istedim. Bylece Ankara gnlerimiz balad. Haluk, okulu bitirinceye kadar, retmenlik dnda ek ilerde de altm. Haluk, okulu bitirdii yl niversite snavlarna girdim ve hukuk fakltesini kazandm. Hukuk fakltesine girdiimi renen anneannem ok sevindi. Bir kez daha gzne girmitim. Bu arada politik grlerimi ve sisteme muhalif oluumu da, benim iin kayglansa da iten ie destekliyor ve btn bunlar sanmm bana olan gvenini artn-yordu. Son zamanlarda anneannemin gzleri sorunluydu, grmekte zorluk ekiyordu. Ameliyat olmasna ve doktorlarn verdikleri ie dibi gzlklere ramen grmesi dzelmiyor, gnden gne de ktleiyordu. 49Gzlerinin grmemesi, bu alkan, tez canl, temiz-pak, yerinde duramayan kadn iin ok byk ansszlkt, Allahtan, kald evler, temizliine ok gvendii evlerdi. Kaln caml gzlkleri ile tuvaletin, odasnn yolunu seebiliyordu henz. Anneannem durumunu, "Gzlerimin feri snd," diye dile getirir olmutu. Onunla her karlamamzda elini iki elimin arasna alarak oper ve "Anneannem," derdim, O da bana "Anneannem," diye cevap verir, sonra, adm syler ve "Sensin?" diye sorard. Bundan sonra, iki eliyle ellerimi sk sk tutan anneannemin bitmez tkenmez sorular balard. Hibir ayrnty atlamaz, hibir eyi unutmaz, her eyi tek tek renmek isterdi. Btn bu konumalar yaparken ellerimi brakmazd. Anneannemin hafzas ok glyd. Elli yl nceki olay anlatrken, olayn getii gne ait en ince ayrntlar hatrlar her seferinde bizi artrd. ok da zekiydi. Handan'a gittiim bir gn, anneannemin, o srada ilkokulda okuyan yeenlerim, Evrim ve zgr'n odasnda olduunu rendim. Koridorun sonundaki odaya yrrken odadaki konumalar dikkatimi ekti, durdum ve dinlemeye baladm. ocuklar bir konuyu anlatmaya alyorlar, anneannem ise onlarn hatalarn dzeltiyor, eksik braktklar ksmlar hatrlatyordu. Dinlemeye devam ettim. Sonra Handan da mutfaktan kt, ona susmasn iaret ettim ve birlikte dinlemeye devam ettik. Anneannem, torununun ocuklarna ders altryordu. nce onlar ders konusunu kitaptan okuyorlar, anneannem dinliyor, sonra kitab kapatp akllarnda kalan anlatmaya alyorlard. lk kez karlat ve bir defa dinledii konudaki tm ayrntlar hatrlyor ve ocuklarn hatalarn ve eksiklerini dzeltiyordu. Mkemmel oluncaya kadar da tekrar ettiriyordu. 50 Ankara'da bizde kald bir gn, "in yoksa hele yanma gel, sana bir ey syleyeceim," dedi. Yanna gittim, yine ellerimi ki elinin arasna ald ve "Biliyor musun, benim annem, babam, kardeim Amerika'da, dayn onlarn adreslerini kaybetti. Onlar bulursan sen bulursun. Onlan bana bul," dedi. Szlerin azndan dkl biiminden ve ses tonundaki tekdzelikten bunlar bana syleyebilmek iin ok zor karar verdii anlalyordu. nce pek kavrayamadm, "Ne diyorsun anneanne, imdi bizim Amerika'da akrabalarmz m var?" diyerek biraz da sylediklerini aklmca alaya aldm. Anneannem ok ciddiydi. "Adreslerini bitmiyorum ama Amerika'da, New York'ta oturduklarn biliyorum," dedi. "Peki anneanne niye gittiler Amerika'ya?" "Gittiler ite." "Ne zaman gittiler?" "Ben ocuktum o zaman." "Peki seni niye gtrmediler?" "Sonradan gidecektim, Mahmut Daym aramz bozdu. Adreslerini kaybetti." Kafam allak bullak olmutu. Kafama taklan birok soruyu soruyor ama cevap otarak bu sylediklerinden fazlasn alamyordum. Azndan baka bir laf alabilmek iin gnlerce uratm ancak, asl anne ve babasnn Amerika'da olduu dnda pek fazla bir ey renemiyordum. Biz, anneannemle dedemi teyze ocuklar olarak biliyorduk. Bu doru deilmi. Anneannemi de ermik-)i diye biliyorduk. Bu da doru deilmi. O zamana kadar doru 51bildiklerimin ou yanlm. Artk anneannemin ailesini bulmaktan ok gerei renme peindeydim. Anneannemi srekli sktryordum, bunu yaparken yalnz olmamza zen gsteriyordum. rendiklerimi o gnlerde kimselere anlatamadm, yaadm sarsnty kimselerle paylaamadm. Anneannem yle istiyor diye mi, ya da utancmdan m bilmiyorum ama duyduklarm ben de bakalarndan gizliyor, yaadm bu

youn duygu kargaasyla ve altst olula tek bama baa kmaya alyordum. Aramzda ok zel ve ok gizemli bir iliki olumutu. Sonra bir gn onun da anlatmak, bu sr perdesini aralamak, bildiklerinin ama kimseye anlatmadklarnn yknden kurtulmak stediini fakat o gne kadar daha fazlasn bilmemin benim iin sakncal olacana inandn sezdim. Beni koruyordu. ok uratm. Sonunda anlatmaya balad. Anlatrken sk sk duraklyor, srarl sorularm zerine devam ediyordu. Olaylar anlatyor ancak arasna yorum katmyor, duygu ve dncelerini anlatmaktan zellikle kanyordu. "Benim adm Heranu'tu. Annem sguh, babam Hovannes'd, o srada iki amcamla birlikte Amerika'dayd. ki erkek kardeim vard. Dedeme Hayrabed Efendi derlerdi. Yalnz bizim kyde deil btn civar kylerde sz dinlenen, herkesin gelip akl dant bir adamd. Kymz bykt, muhtar vard," diyerek balad szlerine. Bir gn, jandarmann kye gelerek dedesi, amcalar, days dahil btn erkekleri gtrdn ve bir daha onlardan haber alamadklarn, annesi ve kardeleri ile yengesinin kyne sndklarn ancak jandarmann oraya da geldiini, kadn erkek hepsini toplayp Palu'ya gtrdklerini, erkekleri kesip nehre attklarn, nehrin gnlerce kan aktn ve sonra srgn yolunu anlatt, "Annem, srgn yolunda arka sralara dmemizi istemediinden hzl hzl yryor, ona ayak uydurmamz in de ellerimizden 52 ekitiriyordu. Sk sk arka taraftan lklar, yalvarma ve alama sesleri geliyordu. Arkalardan gelen her ses, geriye bakmamz engellemek isteyen annemin biraz daha hzlanmasna neden oluyordu. Yola ktmz ilk gnn akamnda iki teyzem, arkalardan koarak yanmza geldiler, hngr hngr alyorlard." Anneannem burada durdu. n ekti. Ben onun elini ptm. Devam etti. "Hasta olduu iin yryemeyen yengemi, jandarmalar sngyle ldrmler. lsn de yolun kenarna atmlar." "Yengen, amcann kans myd, anneanne?" "Yok, daymn karsyd, hamileydi." "Yol boyunca, yallar, hastalar, yryemeyenler, snglenip orackta, akta brakldlar. Da balarnda kurda kua yem edildiler." Bu ac ve inanlmaz olaylar anlatrken anneannemin bana bakmadn, baklarn halnn zerinde bir noktaya sabitlediini, sol eliyle elimi sk sk tutarken sa eliyle hep ayn hareketi yaptn fark ettim. Bacann st ksmnda dizine doru, elbisesini tler ya da eliyle dzeltir gibi bir hareketi farknda olmakszn biteviye yineliyordu. Anlattklarnn onu ok yorduunu dnerek ara vermesini salamak stedim. Kpkl kahveyi ok severdi. Ona, "Anneannem, kahve ier misin?" diye sordum. Beni duymad. Eliyle ayn hareketi yapyor, ne geriye hafif hafif sallanyordu. Sa elini elime aldm ve ptm. Tekrar sordum. Bu kez duydu. "Senin kahven kpkl olur, hadi yap," dedi. Kahveyi yapp dndmde onu, ban yukarya doru, bir eyler hatrlamak istermi gibi kaldrm olarak buldum. Beni grnce eliyle bir an nce yanna oturmam iin iaret etti. Yllardr susan, yaad inanlmaz olaylar iine gmen kadn, konumak ve anlatabilmek iin belleini zorluyordu imdi. Kahvesini eline verdim ve o anlatmaya devam etti: "Maden kprsn getikten sonra Havler'de, babaannem, iki torununu suya att. Bu ocuklar, amcalarmn kzlaryd. Anneleri 53de babalan da ldrlmt, yryemiyorlard. ocuklardan biri hemen sulara gmld ama br ban sudan kard. Babaannem, ocuun kafasn suyun iine itti. ocuk kafasn bir daha kard ve bu, onun dnyay son gr oldu, babaannem onu tekrar itti... Sonra, kendisi de deli deli akan suya atlad ve gzden kayboldu." Anneannem burada sustu. Bu olayn onu ok etkiledii, o gn, dnp dnp bu olay birka kez anlatmasndan belliydi. Daha sonraki yllarda da bu olay ok anlatacak, her anlat, dnceli bir suskunlukla sona erecekti. Anneannem, bundan sonra, ermik Hamamba'nda verdikleri mola srasnda yaananlar ve anneannesine ve halasna ramen annesinin onu vermek istemediini ama kendisini alp gtrdklerini anlatt. "Beni bir baheye gtrdler. Buras bizim kyn baheleri gibi yemyeildi. Aalar meyva doluydu. Bahenin ortasndan berrak bir dere akyordu. Bu bahede bizim kyden benim gibi alnan sekiz kz daha vard. "Karnmz scak yemekle doyurdular, aatan meyva koparmamza izin verdiler. Bir sre sonra ben annemi isterim diye tutturdum, anneme gtrmeye sz verdiler. Dier kzlar da ailelerine teslim etme sz verdiler. Bunun zerine biz, bahede oyunlar oynadk. Dalndan kopanp armutlar, elmalar yedik, buz gibi sulardan itik." O gnn akamnda, bahedeki kzlar, birer birer alnp ayr evlere gtrlmler. Jandarma onbas da Heranu'u almak iin baheye gelmi. Heranu, onunla gitmek istememi, "Annemi isterim," diye

alamaya balam ve o geceyi sabaha kadar alayarak geirmi. "Gece sabaha kadar aladm, baktlar ki olmuyor, sabah beni alp Hamambat'na gtrdler. Gittim ki, Hamamba bombo, kimse yok. Annemleri gtrmler, anladm ki, umudumu krmak in beni sabaha kadar orada tutup imdi getirdiler. Annemlerin Si54 verek'e doru yola karldklarn rendim. O gnden sonra her gn Siverek dalarna bakar, alardm." Kap alnd, gelenler oldu. Anneannem anlatmaya ara verdi. Zaten benim de daha fazlasn dinleyecek gcm kalmamt. Kendimi sokaklara atp bara bara alamamak iin kendim zor tutuyordum. Btn bunlara, eer anlatan anneannem olmasayd, inanamazdm. rendiklerim, bildiklerime hi uymuyordu. O gne kadar edindiim bilgiler alt st oluyor, deerlerim duyduklarmla tuz buz oluyor, iindeki korkun karmaa ile beynim atrdyor, zonkluyor, iindekiler de fkracak, her eyin, herkesin stn kaplayacak diye bir korku kaplyordu bedenimi. Hayalimde canlanan birka grnt ak ya da kapal da olsa gzlerimin nnden gitmiyordu: kilise avlusunda bekleen kalabaln, zellikle ocuklarn gzbebekleri, suya atlan bebekler ve onlarn yaama igdsyle sudan kardklar kafalar, Heranu' un annesinden kopanlp karld an... Btn bu grntlerin stne, benim renciyken her bayramda iir okuyan suretim dyordu. En yi okuyanlardan biri olduum iin retmenlerim her bayramda kahramanlk iirlerini bana okuturlard. Yreimden kopup gelen hayknlarla seslendirdiim "anl gemi" iirleri, korkuyla alm ocuk gzlerine, suda kaybolan ocuk kafalarna, gnlerce kan krmz akan nehir sulanna arpp parampara oluyordu. O gece hi uyuyamadm. Ertesi gn, bir hayalet gibi dolatm durdum ortalkta. Anneannemle evde yalnz kalamadk, konuamadk. Bu arada, anneannemin bir szn hatrladm. ocukluumuzda, mezarlklardan ok korkar ve korkun mezarlk ve hayalet ykleriyle birbirimizi de korkutmaya alrdk. Maden'deki mezarlk piknik yaptmz bahelere giden yol zerindeydi. Mezarlktan geerken korktuumuzu gren anneannem, hep yle sylerdi: "llerden korkmayn ocuklar, onlar bir ktlk 55yapamazlar. Ktlk yaayandan gelir, llerden deil." Acaba an-neaannem bize bunlar sylerken, bu anlattklarn m dnyordu? Bunu soramadm ama byk bir olaslkla bu yaadklarn kastediyordu. Anneannemle aramzda, o gnden balayarak dierlerinin bilmedii bir ortaklk, bir srdalk olumutu ve bu ortaklk, anneannem lnceye kadar da hep byle devam edecekti. O ara gelen gidenimiz de ok oldu. Anneannemle tekrar konuma olana bulmamz zaman ald. Bunun byle olmas belki de iyi oldu. Aradan geen zaman, rendiklerimi bir lde sindirebilmeme ve yaadm youn i atmay bir lde baarabilmeme yarad. Anneaannemi evde yalnz yakaladm bir gn yine ellerini ellerimin iine aldm, yumuack yanaklarndan ptm ve kaldmz yerden anlatmasn istedim. Belli ki, anlatmay o da ok istiyordu. Hi vakit geirmeden, hemen balad: "Beni, ermik jandarma karakol komutan, Hseyin Onba almt. Karsnn ad Esma'yd, ok istemelerine ramen bunlarn ocuklar olmam. Allah gani gani rahmet eylesin, topra bol olsun Hseyin iyi bir adamd. Bir binba kadar hkm vard. Beni ocuu yerine koydu ve bana ok iyi davrand. "Onun iin 'yufka yrekli adamdr' derlerdi. ermik'te yaayan Ermenileri de ldrp dipsiz kuyuya atmlar. ermik'le ng arasnda, 'Dden' derler, dipsiz bir su vard. Ermenileri, kafalarn kestikten sonra Dden'e atmlar. Hseyin Onba, erkeklerin ldrlmesine gitmi ama kadn ve ocuklar Dden'e attklarnda gitmemi, emirlere kar gelmi. Bunun in ceza grdn de sylerlerdi." Dayanamayp araya girdim: "Anneanne, Hseyin Onba'nn yufka yrei, erkeklerin kafalarn kesip kuyuya atarken hi szlamam m?" Anneannemin cevab, biraz dndkten sonra yle oldu: "Ne bileyim?" 56 Bu konuda yeni bir soru sormama frsat vermedi. Anlatmaya devam etti. Anneannemin Hseyin Onba'y ok sevdiini, onu sorgulanmadn, sorgulamak da istemediini fark ettim. "Bana 'Seher' adn verdiler. Trkeyi ksa srede rendim. Benden istediklerini yaptm. "Ancak, Esma Hanmn yldz benimle barmad. "Hseyin Onba kendisini baba diye armam istiyordu. Onu baba diye ardmda ok seviniyor, 'Hele kzm bir daha baba syle,' diyordu. "Bir gn sokakta komu ocuklardan biri babama kfretti. ok sinirlendim, ben de ayn kfr onun

babasna ettim. Bu ocuun annesi akam ikyet iin eve geldi ve benim kfrettiimi syledi. Kadn gittikten sonra, Hseyin Onba beni yanna ard. Cezalandrlma korkusuyla yanna sklm pklm gittim. Beni yanna ekti ve 'Hele kzm anlat bugn ne oldu?' diye sordu. Ben de, aslnda nce o ocuun benim babama kfrettiini, bunun zerine benim de, 'Asl ben senin babann...' diyerek ayn kfr ona iade ettiimi syledim. Bu anlattklarmdan ok holand. Gevrek gevrek gldkten sonra, "Aferin kzma, hele bir daha anlat bakaym ne dedin?' dedi. "Tekrar anlattm. O gn ve sonraki gnlerde bu olay bana defalarca anlattrd. Her seferinde, gldkten sonra bam okad ve 'Aferin kzma.' dedi. "Bir bayram gn, ipek kumatan iki elbiselikle eve gelen Hseyin Onba'y, Esma Hanm ve ben, elini perek karladk. Elindeki paketi at ve iinden ayn pek kumatan kesilmi ki elbiselii gstererek, 'Bakn size ne aldm,' dedi. "Esma Hanm, kocasnn bana ve kendisine ayn kumatan aldn grnce fkeyle, kskanlkla ve aynen yle dedi: 'Hizmetiler, beslemeler ipekli giyerse hanmlar ne giysin?' "te o zaman artk bir besleme olduumu anladm. Hseyin Onba karsna ok kzd, elindeki kuma yere frlatt ve 'O Sultan Reat'n gz krolsun ki, her olur olmaz hanm yapt. Elin prlanta gibi ocuklarn da onlara hizmeti etti,' dedi. Bu szleri syle57dikten sonra evden kt ve o gn akama kadar eve gelmedi." Besleme sz anneannemi ok derinden yaralam. Bunu, daha sonralar benzer bir olayla birlikte pek ok kereler anlatt. O gn, ilk duyduunda hissettii acy her anlatnda yeniden yayor ve yle devam ediyordu: "te o zaman anladm ki, ben beslemeymiim. Ben, grm geirmi bir ailenin kzydm, annemin gzbebei, dedemin ky-metlisiydim. Demek imdi besleme oldum, diye geceleri, iin iin aladm. Hseyin Onba, bana kzymm gibi davransa da ben bir beslemeydim." Anneaannem, yzndeki ac glmseme ile devam etti: "Yine bir gn sokakta bir ocukla taktk, o benim elimdeki ekmei almaya alyor bense vermek istemiyordum. O bana ta atnca gidip onu ittim, yere dt ve alamaya balad. Annesi dar kt, 'Esma Hann, Esma Hanm, u beslemene sahip ksana ocuklar dvyor,' diye Esma Hanma seslendi." Anneannem, Esma Hanmn kendisine gerekten besleme muamelesi yaptn, kocasnn ona dknln ekemediini, bir sre sonra, anneannem serpilip gelimeye, gen bir kz olmaya baladnda ise, bu sefer, kocasnn onunla evlenecei korkusu ile onu kskanmaya baladn ve ona kt davrandn anlatt. ocuklar olmad iin kadnn hep bir kuma korkusu ile yaadn syledi. "te byle kzm, bilirsin, iyiler yaamaz, Hseyin Onba da gen yata ld." Hseyin Onba ldkten sonra, daha kt gnler yaamt. Ama o, bunlar tek tek anlatmak yerine sadece unu syledi: "Bz ermik'te ayn kyden ayn durumda sekiz kzdk. Kzlarn her biri ayr bir evdeydi. Kadnlar bana, 'lerinde en anssz olan sensin,' derlerdi." Kararma Ky'nden Hdr Efendi tarafndan alnan Horen de artk Horen deil Ahmet'ti. obanlk yapt iin ona "Nahrc Ahmet" diyorlard. Nahrc Ahmet, alveri iin ermik'teki pazara 58 geldii bir gn, Hababl kzlardan biri onu grd ve tand. Ona, ablasnn yeni evini, ailesini ve ismini syledi. Haber ayn hzla, Nahrc Ahmet'in ablas Seher'e ulatrld. ki karde grmek istemiler. Ancak, Esma Hanm, anneannemin kardei le grmesine izin vermemi. Onu evine istememi. Ama, engel de olamam: "Esma Hanm, Horen'le grmemizi stemedi. Onu eve sokmad ama biz yine de grtk. O her geldiinde gizli gizli bulutuk, konutuk." O gnden sonra gizli gizli buluan iki karde, anneleri hakknda duyduklar her bilgiyi birbirleriyle paylamaya balamlar. Onlarn Halep'e gnderildiklerini renmiler. Srgnlerin akbeti hakknda salkl ve kesin bilgi olmamakla birlikte birtakm sylentiler varm. En yaygn sylentiyi anneannem aynen yle aktard: "Urfa llerindeyken ldrme emri kalkm, diyorlard. Kalanlar Halep'e gtrmler." Ksa bir aradan sonra, teyzesiyle bulumasn da anlatt: "Bir gn evin nn spryordum. Bir kadn geldi bizim evin nnde durdu. Kafam kaldrdm, ona baktm. Olduu yere kt ve hngr hngr alamaya balad. Yredeki Krtlerin giydii kofik ve rengrenk giysiyle alayan bu kadn benim karlan kk teyzem Siranu'tu." Merak ve heyecanla, "Siranu'u kim karm, nereye gtrm, seni nasl bulmu?" diye arka arkaya sordum. Anneannem, Siranu'un kimler tarafndan karldn ve karldktan sonra neler yaadn anlatmak istemedi ya da bilmiyordu. Btn sorularm yantsz brakt ve bu konuda sadece unu

syledi: "Sverekli bir Krt'le evlenmi, yeri rahatm." Teyzesiyle bulumalarna dnerek anlatmaya devam etti. Teyzesi, onlarn izini srm, soruturmu, herkesle konumu, yeeninin ermik'te olduunu renmi ve elini kolunu hediyelerle 59doldurup onu grmeye gelmi. Teyze yeen kapda birbirlerine sarlm, iki yana sallanarak sesli sesli alamlar. Onlar byle ala-rken Esma Hanm kagelmi. Teyzeyi de, hediyeleri de eve sokmam. Geri gndermi. Birden ocukluuma ait bir misafiri hayal meyal hatrladm. Maden'deydik. Eve erkek torunu ile birlikte bir konuk geldi. Anneannemin teyzesi olduunu sylediler. Krmz yanaklarn ve gzel sevimli yzn bugn bile hatrlyorum. Bir de kat kat renkli, kadife giysilerini. Emin olmak iin sordum: "Maden'de, emenin stndeki evde otururken, torunu ile bize gelen..." "Evet, dedenle evlendikten sonra, onunla ok grtk." Anneannemin teyzesiyle lgili bir ayrnty daha hatrladm. Bu sevimli, krmz yanakl kadn, Sabahat Teyzemi oluna istemiti. Anneannemi ikna etmek iin diller dkyor ancak baarl olamyordu. Anneannemin yant kesin, ksa ve netti. "Ben akrabaya kz vermem!" Dedemin akrabalar da Sabahat Teyzeme talip olduklannda dedemin srarlarna ramen onlara yant da aynyd. "Ben akrabaya kz vermem." Esma Hanmn bacs ve bacsnn kocas da gen yata arka arkaya lmler. Yeeni Fikri, on be yanda annesiz, babasz, isiz gsz ortalkta kalm. Fikri, bir ite diki tutturamayan, tembel, sorumsuz bir ocukmu. Kasabann serseri gruhuna katlmaya eilimli bu ocuu ekip evireceini dnerek anneannemle evlendirmiler. Anneannem nfus kaytlarna Hseyin ve Esma'nn ocuu olarak getiinden, ite sadece kaytlara gre teyze ocuklar olan dedemle anneannem biri on be dieri on alt yanda iken evlendirilmiler. "Mahmut Dayn dnyaya geldikten sonra deden askere gitti. Dndkten sonraki gnlerden bir gn eve nefes nefese koarak geldi, 'Sana mjdeli bir haberim var ama mjdemi isterim,' dedi. Ben, heyecan ve korkuyla 'hayrdr inallah,' dedim. 'Baban mektup yaz60 m, kardeine gndermi. Kardein yann mektubu getirecek.' "O gece sevinten ve heyecandan uyuyamadm. Ertesi gn Ho-ren geldi, mektubu cebinden karrken yreim yerinden kacak gibi arpt. Mektubu, iliinin cebinden kard, okar gibi at. Birlikte mektuba baktk ama bir ey anlayamadk. Mektup, eski yazyla yazlmt. Hediye Hanm eski yaz biliyordu, mektubu ona okuttuk. Annemin yaadn, babamla bulutuklarn, babamn imdi de bizi bulmak iin Amerika'dan Halep'e geldiini rendik. "Mektubu getiren, snrda kaaklk yapan bir adamd ve babama gtrmek zere cevabmz bekliyordu. Yeni harflerle yazdrdmz cevab bu adama verdik, gnderdik. "Bize mektubu getiren adamdan rendiimize gre, babam, uzun sredir Halep'teymi. Bizi aryormu. Bizi bulmalar iin kaaklarla anlam. "Bir sre sonra babamdan yeni bir mektup geldi, mektupla birlikte para da gndermiti. Bizi, Halep'e aryordu. "Gnlerce yalvanp dedeni kna ettim, sonunda birlikte gitmeye karar verdik. Bu arada, annen de domutu. Yolculuk iin hazrla baladk. "Hayvanlar satm, eyalar da toplamtk ki, ailede sz geen halas, dedenin akln eldi. 'Olum akln bana topla, kzlarn alp gtrecekler seni de ocuklarnla birlikte oralarda tek bana brakacaklar. Sakn ha sakn gitme,' diye azndan girmi burnundan km onu korkutmu. "Halas dier akrabalar da kkrtp devreye sokunca deden gitmekten ve beni gndermekten vazgeti. Bilirsin rahmetli saft, abuk inanrd. Ben kaldm ama Horen gitti. Horen Halep'e kaak olarak gitmek zere, babamn anlat adamlarla yola kt. Ondan ayrlrken yreimin son parasn da onunla gndermi gibi oldum. "Aradan yllar geti, tam umudumu kesmitim ki, Horen'den mektup geldi. Babamla bulumu ve Amerika'ya gitmiler. Mektuplamaya baladk. Fotoraf gnderdiler, biz de eve fotoraf getirip fotoraf ektirdik, onlara gnderdik. Mahmut Daynn lise61yi bitirdii yl mektupla birlikte para da gnderdiler. Paray, benim uakla Amerika'ya gidebilmem in gndermilerdi. 'Hi deilse birka aylna gel, seni grelim,' diyorlard. "O yaz, Amerika'ya benim yerime dayn gitti. Babam, annem beni beklerken benim yerime daynla karlanca, 'Biz anneni bekliyorduk, onu niye getirmediniz?' diye hayal krkhyla sitem etmiler. "Horen ve orada doan kz kardeim onu ok iyi arlamlar, gezdirmiler, okula orada devam etmesini stemiler. Dayn onlarla kavga etmi, hepsiyle aray bozmu, dndkten sonra da, 'Adreslerini kaybettim,' dedi, benim de grmemi engelledi. O zamandan beri likimiz koptu. Ben, simlerini ve hangi ehirde olduklarn hatrlyorum. Onlan bu bilgilerle bulabilir misin?"

"Niye sen gitmedin, anneanne? Onlar senin gitmen iin gndermiler o paray!" "Benim nfus czdanm da pasaportum da yoktu. kartmak ok zor, dediler. Bir gn dayn eve geldiinde, 'Ben pasaportumu karttm, Amerika'ya gidiyorum,' dedi. Ben de, ok istememe ramen ben gidemiyorum, bari olum gitsin, dedesinin ve anneannesinin elini psn, dedim." "Nfus czdan ve pasaport kartmak iin kimseye ihtiyacn yoktu. steseydin sen yapardn anneanne. Neden uramadn?" "Ne bileyim?" Anlatmak ve zerinde tartmak istemedii konular aldnda, sorular sorulduunda anneannemin cevab hep ayn oluyordu: "Ne bileyim?" Bu cevap, ayn zamanda "Haklsn, ok istedim ama aresizdim ne yapaym?" anlamna da geliyordu. Yaam boyunca, akla hayale gelmeyecek zorluklara gs germi, ocuklarnn ve yaknlarnn karsna kan engellerle ba etmi bu kadn, gerek kimlii sz konusu olduunda neden kendini bu kadar aresiz hissediyordu? Neden ailesini ve kimliini savunamyor, isteklerinin arkasnda duramtyordu? 62 Daha sonra, annemin ve teyzelerimin bu ac yky, baz ayrntlar dnda bildiklerini fark etlim. Ancak, anneannem bana anlatt insanlkd vahim ayrntlarn ounu onlara anlatmamt. En zc, en ac ve kendisini en ok etkileyen anlarn benimle paylamt. Sanrm bunlar biriyle paylamak ihtiyacna kar koyamyordu artk. Daha sonra annemle konutum ve ona daymn aileyle likiyi neden kopardm sordum. Annem daymdan duyduklarn yle anlatt: "ki ay orada kaldktan sonra geri dnmek isteyen dayna, okula orada devam etmesini sylemiler. Dayn kabul etmeyince, dedemiz sinirlenmi ve, 'Madem gidecektin o zaman niye geldin? Bu paray biz senin gelip burada gezip tozman iin gndermedik. Bu parayla annen kendine bir ev alrd hi deilse,' demi. Bu szlere ok sinirlenen dayn, onlarla ilikiyi koparmaya karar vermi. "Eer bu anlattklar doruysa, dayn bu olayda hakl deil. lk geldiinde, 'Okulu bitirir bitirmez en ksa zamanda onlarn paralarn gndereceim,' diy >rdu. Sonra bu sylediklerini de unuttu. Biz de ok yalvardk ama adresi vermedi, kaybettiini syledi. Onlara ok fkeliydi. Bence dayn bu olayda ok bencil davrand. Annemi hi dnmedi." Anneme, gerei bizden saklamalarnn nedenini sordum. "Anneannen bize de anlatmazd kzm. Biz baz olaylardan ve bakalarndan rendik," dedi. "Hangi olaylardan?" "ocukken, mahalledeki ocuklarla bazan kavga ederdik. Kznca bize, 'dnmenin dl' derlerdi. Anneannen bu lafa ok kzard. Duyunca bana hzla bir rt rter doru komularn yolunu tutard. Komularla ok tartt, ok konutu, onlarla kh iyilikle konutu, kh kavga etti ve sonunda ocuklar kznca, bize 'dnmenin dl' demekten vazgetiler," "Dnme olduunuzu unuttular m?" 63"Unutmadlar ama szn de etmediler. Onlar sylemedi, biz de bir daha bu konuyu amadk," dedi ve devamla: "Dnmenin ne olduunu bilmiyorduk, bylece rendik. Annemizin Ermeni olduu, anne ve babasnn da Amerika'ya giderken onu burada braktklar sylendi bize. Ancak, bu konu aile iinde bile her aldnda st kapatldndan konuulmamas gerektiini de anladk ve konumadk," Annem daha sonra, daymn askeri okul macerasn anlatt; "Dayn okumay ok istiyordu ama deden, 'Bu kadar nfusa ben tek bama bakamyorum. Okuyup da ne olacak, ben okuta-mam, alsn eve para getirsin,' diyordu. Dedenin srekti bir ii olmadndan zar zor geiniyorduk. Dayn bu yzden, yatl ve burslu olduu in askeriyeye girmeye karar verdi. Evraklarn hazrlad, kayt iin bavurdu, ok iyi bir renci olmasna ramen onu askeri okula almadlar," "Neden?" "Annemin nfus kaydnda 'muhtedi' diye yazyormu." "Muhted ne demek anne?" "Muhtedi, 'Mslmanl sonradan kabul eden, dnme' demekmi. Bu olay, annemi ok zd. "Zehra Teyzenin kaynpederi, rahmetli Kazm Efendi, Maden'de nfus mdr iken, annemin nfus kaydm deitirdi. Bu deiiklii annem, kendisi iin deil, ocuklar baka zarar grmesin diye istedi." Daym, gen saylabilecek bir yata kaybettik. ldnde, milletvekiliydi. Yzeysel baz eletirileri olmakla birlikte, yaam boyunca devlet izgisinin ve resmi ideolojinin dna kmad. Ama devleti onu, askeri okuluna kabul etmemiti. Daymn askeri okula alnmayn anneanneme sorduumda, bu olayn onu hl ok olumsuz etkilediini fark ettim. ini ekti ve; "O, btn snflarn pekiyi le geti, okulunu pekiyi derece ile bitirdi ama onu askeriyeye almadlar. Allah rahmet eylesin, yatt yer nur olsun, Kazm Efendi, sonradan nfusumu deitirdi," demekle yetindi. Krgnl devam ediyordu.

64 Anneannemi gmdk, stn slak ve souk toprakla kapattlar ve hep birlikte teyzemin evine dndk. Btn gn gelen giden eksik olmad. Evin her odas, mutfak ve balkonlar dahil doldu doldu boald. Komular yine yemekler yapp getirdiler, sofralan kurdular, herkesi buyur ettiler. Yal kadnlar, bir odada toplanp, ellerinde tespihlerle "duas"nt yaptlar. Kalabalk akama doru birer ikier ekildi. Gece, salona sacak kadar azalmtk. Salonda oturduk ve ge saatlere kadar konutuk. Zehra Teyzemin grmcesi Methiye Abla bir ara bana dnerek, "Biliyor musun benim kaynanam da senin anneannen gibiydi," dedi. Bu szle kaynanasnn da Mslman ailelerce, lm yrynden alnan Ermeni ocuklarndan biri olduunu anlatmak istiyordu. lgilendiimi grnce devam etti: "Hac'nn dedesi, (Hac, kocasnn ismiydi) o zaman, iki kz bir olan alm, bytm. Kaynanam onlardan birisi. Yllar sonra, kaynanam evlendikten ve olu koca adam olduktan sonra, bir gn bir adam gelip bunlar bulmu. Kaynanam grmek stemi, zin vermemiler. Adamn yannda ok para varm. Bu parann kaynanama miras kaldn, ona bunu vermek iin uzaklardan geldiini sylemi ama fayda etmemi. Hac paray da almam, adam da kovmu. Adam bir daha gelecek olmu ama onu yle bir korkutmular ki, bir daha da kimse kaynanamn yaknlarna adm atamam," Ben dayanamayp, "Bence asl korkan Hac Amcaym," dedim. Sesli bir tepki verilmedi ama kafalar, aa yukar hareket ederek sessizce onaylad. Arkasndan herkes dncelere dald. Uzunca bir suskunluk oldu, konuyu datmamak iin sordum: "Kaynanan, oluna, 'Sen ne karyorsun, bu bana miras kalan para, bu benim hakkm,' diyememi mi?" 65Methiye Abla, "Yok canm, nerdee, tabii ki hi sesini karmam, hibir ey de Sylememi," dedi. "Peki, bu kadnlar, aradan bunca yl getii ve lm tehdidi ortadan kalkt halde, hl niye bu kadar ok korkuyorlar? Gerek ailelerini istemiyorlar m, stemeye korkuyorlar m?" dedim. Methiye Ablann cevab bana ok tandk geldi. Biraz dnd ve sonra ellerini aresizliini gstermek istercesine iki yana ap, "Valla, ne bileyim?" dedi. Gece ge saatlere kadar nyarglar, bask ve korku ortamn, bunlardan nsanlarn nasl etkilendiini konutuk. Methiye Abla, aabeyiyle teyzemin akn ve evdeki tepkileri anlatt. "Biz Maden'de komuyduk, karlkl evlerde otururduk. Ailelerimiz de ok anlarlard. ok gemeden, abimle teyzenin ak konuulmaya balad. Babam, hem aileyi hem de teyzeni ok seviyordu. 'Onlardan kz alacaz, Zehra, gelinim olacak,' diye seviniyordu. Ancak, annem ve ailenin geri kalan, Zehra'y istemiyorlard." Bunu sylerken Zehra Teyzeme baktm. Bir ey bahane ederek mutfaa gitti. Methiye Ablann bu konuda anlattklarnn geri kalann mutfakla salon arasnda gidip gelerek dinledi ama sohbete katlmad. "Soyumuzu kirletmeyin, soyumuza bozmayn, diye bu evlilie kar kyorlard. Onlara gre, anneannenin de Zehra'nn da soyu bozuktu. Babam, arln koydu ve Zehra'y istemeye gittiler. Ama bak ondan sonra ne oldu?" dedi. Merakfanmtk, Methiye Abla glerek devam etti: "Aradan ok gemeden, Hac Amcan da benimle evlenmek istedi. Onun annesi de Ermen'den dnmeydi. Etme bulma dnyas diye buna derler ite. 'Soyu bozuk' gelin istemeyenler, kzlarn 'soyu bozuk' birine vermek zorunda kaldlar. Zaten ben sana bir ey syleyeyim mi, bizim oralarda 'soyu bozuk' olmayan biraz zor bulursun, 'soyu bozuk' olmayan yoktur." 66 Anneannemin anlattklarndan sonra allak bullak olmu bir kafa ile bir yandan Amerika'dakleri nasl bulabileceimi dnyor, te yandan gerekleri ve riyakrl ifa etmenin yollarn aratryor, ancak kar bir yol bulamyor, rendiklerimin altnda aresizlikle eziliyordum ki, 12 Eyll kageldi. Baz omzu kalabalklar, srmekte olan srebilsin diye bu kez kendi ocuklarn kurban setiler. Gz doymaz kurbanseverler, bu kez, genlii, kencehanelerinde srm srm srndrdler, ama yine de ileri soumad. lkede onbinlerce evi yakp kavuran bu kasrgadan bizim hane de nasibini ald. Mahpusluk, yarglamalar, kaaklk gnleri, o gnlerde daym ve annemin arka arkaya lm, derken aradan yllar geti. Annem de daym gibi gen saylacak bir yata, elli dokuz yanda bizi terk etti. Onun acsn ok ar yaadm. Eyll kasrgas nedeniyle onu uzun zamandr grememitim ve annemi ok zlemitim. Dayanlmaz bir zlemle kavuacamz gnleri saymaktaydm ki, onun lm haberini aldm. kinci evlat acsna dayanmasnn g olacan dnerek annemin lmn bir sre anneannemden sakladk. Sonunda rendi, metin grnmeye alarak gnlerce seccadenin stnden kalkmad, namaz kld, seccade stnde alad, "kendi canm" almas iin Tann'ya dualar etti. Bu arada, btn karn ve srt blgesini zona ad verilen ok arl hastalk kaplamt, uzunca bir sre bu zor ve skntl hastalkla boutu.Eyll frtnasnn benim iin dinmeye yz tuttuu yl, Aye ile tantm. Aye Amerika'da alyor, yllardr orada yayordu. Ksa srede dost olduk. Ona anneannemin

yksn anlattm, ok etkilendi. Dinlerken gzlerinin dolduunu ve alamamak iin kendini g tuttuunu fark ettim. Ona gvenebileceimi dnerek ondan yardm istedim. Aye, hi dnmeden kabul etti ve benden elimdeki bilgileri istedi, isimleri verdim, Aye Amerika'ya dnd. Vedalatmz gnn ertesinden balayarak Aye'den gelecek telefonu beklemeye baladm. Aye'nin stlendii iin zorluunu kabul etmekle birlikte gnler getike sabrszlm artyordu. Ve ok gemeden Aye arad. Heyecandan boulacak gibiydi, sesi, hatlar kesiliyor gibi arada tkanyor, sonra dzeliyordu. Amerika'ya dndkten sonra, Gadaryan ailesinin peine dm. ok bilinen, ok basit bir yolla, ailenin uzak bir yesine ulamt. "Baarsz bir-iki denemeden sonra, o zamana kadar aklma gelmeyen, ama ok bilinen ve ok basit bir yol denemeye karar verdim. New York telefon rehberini aldm ve rehberde bulduum lk Gadaryan' aradm. Bylece ailenin orada domu bym yeni nesilden bir yesini buldum. Bu uzak akraba, Heranu'un yksn hatrladn, ocukken ailesinden duyduunu syledi. Ancak, sorduum isimleri tanmyordu. Telefonumu verdim, aratrp beni arayacak." Duyduklarma inanamyordum. Anneannemin ailesini bulmutuk. Br an, anneannemi arayp Aye'den duyduklarm anlatmak istedim. Sonra, vazgetim ve Aye'nin telefonunu beklemeye baladm. Anneannem o srada Ankara'da, Handan'n yanndayd. Ksa bir sre sonra, Aye yine arad. Sesi titriyordu. Horen'n kz Virginia ile birka kez telefonda konumu: "Biliyor musun, seninle stanbul'da Heranu'u konutuumuz gn Horen fel geirmi. Evde yalnz olduundan hemen mdahale edememiler. u anda hastanedeymi. Bilinci ackm, ablasnn onu aradn sylemiler, alam. Ne byk talihsizlik deil mi?" 68 "Haklsn Aye, insann talihe ve kadere inanas geliyor." "Ha, bir de unutmadan unu syleyeyim, Horen, kzlarnn birine 'Heranu' ismini vermi." Ankara'ya gittim. Anneanneme, Aye'yi ve Horen Daynn kz Virginia ile konumalarn anlattm. Ayrmdan uzun uzun anlattktan sonra istemeye istemeye Horen'n fel geirdiini, hastanede tedavi grdn syledim. Beni dikkatle, hi kesmeden ve hi tepki vermeden dinledi ama yanaklarnn kzarmasna engel olamad. Kardeinin hastanede olduunu rendiinde ilk sorusu, onun sal zerine oldu. Planladm bir ey deildi ama birden azmdan arka arkaya yalanlar dkld: "Horen Daynn sal iyiye gidiyormu, tedaviye ok iyi cevap vermi. Doktorlar umutluymu." Aznn iinde bir eyler mrldandktan sonra, "Benim gzlerim iyi deil, ben gidemem, syle ona, hastaneden kar kmaz uaa atlayp gelsin, onu greyim," dedi. Ne diyeceimi armtm, iimden kendime kfrettim ve konuyu bir an nce deitirmek iin, "Anneaanne, biliyor musun, kardein Horen, kzna kimin ismini vermi?" dedim. "Nereden bileyim?" "Senin ismini vermi anneanne; kzna Heranu adn koymu." Birden yz aydnland, yzne geni bir glmseme yayld ve, "Demek beni unutmamlar," dedi. Bunu sylerken o kadar heyecanlanmt ki, sesi nce bir yutkunmann ardnda kaybolup sonradan 2orIa ortaya kt. Baka bir ey sormad, duygulann belli etmemeye alt ama anneannemi ilk kez o gn ark-trk mnldanrken grdm. Anneannem trk sylyordu. Fakat o kadar aznn iinde mrldanyordu ki, ezgisi de szleri de pek anlalmyordu. 69Akam zeri Haluklar da geldi. Yeenlerle birlikte kalabalk ve grltl bir topluluk oluturmutuk. Anneannem, o gn ve o akam, herkese takld, espriler yapt, muzip muzip gld. Anneannemi byle grmeye alkn deildik, ardk ama ok da mutlu olduk. O gn ve ertesi gn, her telefon alnda, dedemin "Seher avu'^, annemin "Frtna Hoca"s gibi frlayarak yerinden kalkyor ve doru telefona gidiyordu. Telefona herkesten nce ulasa da amyor, birinin gelip amasn bekliyor, konumalar dikkatle dinleyerek kar tarafta kimin olduunu renmeye alyordu. Bu hali Handan'n da Haluk'un da dikkatini ekmiti. Telefon zili ile yerinden adeta frlyor, herkesten nce telefonun dibinde bitiyordu. Sanrm Amerika'dan telefon bekliyordu. Anneannemin Amerika'dan bekledii telefon gelmedi. Horen Day hastanede vefat etmi. Bilmediim bir nedenden dolay kzlar da Aye le ilikiyi kesmilerdi. Israrmza ramen, anneannemi aramadlar ve ilikiyi kopardlar. Anneanneme ne diyeceimi bilemiyordum. Geri o, bu konuda bir ey sormuyor, bir ey sylemiyordu ama karlatmzda yzme yle bir bakyordu ki, imden ayaklarna kapanp bara bara

alamak ve beni affetmesi iin yalvarmak geliyordu, te yine ge kalmtm, bu gecikmenin sorumlusu bendim ve bu sululuk duygusuyla anneannemin yzne bakamyordum. Sonunda ona gerei sylemenin ve onun umudunu krmann daha doru olacan dndm ve Horen Daynn ldn, kzlarn da bizimle iliki kurmak istemediini syledim. Hi sesini karmadan dinledi, bir ey sylemedi, ama onu bir daha trk sylerken gren, duyan olmad. Bu son deneme, anneannemle aramzda bir daha konu edilmedi, kapand. Ailesinden tand son kiiyi de kaybetmiti. Geri kalann da sormad. Bu konuda artk hi konumad. 70 Ama onu her grmde, ellerimi ellerinin arasna alyor, eskilerden anlatyor, anlatyordu. Grmediimiz dnemlerde aklna gelen baz ayrntlar beni grr grmez heyecanla bana naklediyor, ou kez anlattn unutup tekrar tekrar ayn olay anlatyordu. Gemi olaylara ilikin ok gl bir hafzas vard, yllar nce yaanm olaylarn en kk ayrntlarn bile hatrlyordu. Yeni olaylar hatrlamakta hafzas ona hep oyun ediyordu. ocukluuna ait ac olaylardan birini anlatt bir gn. "Anneaanne be, bu yaplanlar Mslmanla sar m?" diye korka korka sordum. Korkmamn sebebi, btn bu olaylar anlatrken, dinle ilgili bir ey anlatmamas, yorum yapmamas ve dindar bir Mslman olarak Tanr'ya ibadette kusur etmemesiydi. Hi dnmeden, "Ne Mslmanla sar ne de baka dine," dedi, sonra her ac hatray bitirirken syledii sz tekrarlad: "O gnler gitsin, bir daha geri gelmesin." Durdu, dnd ve sonra bana, Nermin Hanmn sylediklerini anlatt. Yine, yorum yapmaktan kanarak baka birinin anlattklarn bana nakletmekle yetinmiti. Nermin Hanm. Handan'n komusuydu ve ailecek anneannemi ok severlerdi. Nermin Hanm da, annesi de dindar, be vakit namaznda insanlard. Erzincanlydlar ve Erzincan depreminin aclarn yaamlard. Nermin Hanmn sylediklerini yle aktard: "Erzincan'da da ok Ermeni varm. O krm gnlerinde Ermeni kadnlar giderlerken Mslmanlara demiler ki, 'Bu topraklar size yar olmayacak! Buralar size kalmayacak, bu topraklarda rahat yz grmeyeceksiniz!' "Gn gemi devran dnm bir gn Erzincan depremi olmu, depremde ta stnde ta kalmam. Binlerce nsan lm. te o zaman Mslmanlar birbirlerine demiler ki, 'Ermenilerin ahi tuttu.'" 71Handan'r byk kz, benim "pisi pisi" diye sevdiim yeenim, liseyi bitirir bitirmez gnln bir olana kaptrd. Handan, bu birliktelie kar kmyor ama evlilik iin kznn niversiteyi bitirmesini art kouyordu. Damat adayn anneannemin gz tutmutu, bu evlilii onaylyordu. Handan' da, ocuklarn bir an nce evlenmesi iin ikna etmeye alyordu. Hemen her gn, konuyu amak iin bir bahane buluyor, evlilik tarihini soruyordu. Sonunda niyetini ak etti: "lmeden toruntaht olaym." "Toruntaht olmak", torununun torununu grmek demekti halk arasndaki yaygn inana gre. Torunun torununu grecek onu kucana alacak kadar yaayan yani toruntaht olan kii, cennete giderdi. Torununun torununu kucana alabilenler, btn gnahlarndan armrlard. Bu nedenle, toruntaht olmak bir bahtiyarlkt ve her kula nasip olmazd. Ancak, Allann sevdii kullan toruntaht olabilirlerdi. Anneannem de torununun kzndan, bir an nce evlenerek kendisini toruntaht yapmasn, ona, cennete giden kaplar amasn isliyordu. lgen, niversiteyi bitirmeden evlendi. lgen'in dnnde, hayli neeliydi, ilerlemi yana ve halsizliine ramen dnde bulunmak stedi, dnn ba konuu olarak en iyi yere oturtuldu ve her eyi byk bir ilgiyle sonuna kadar izledi. Mzik yapan grup bir ara yerini bizimkilere, yani anneannemin torunlarna brakt. Torunlar almaya ve sylemeye baladlar. Anneannemin keyfine diyecek yoktu. Mikrofon Haluk'a uzatldnda hep birlikte, "Haluk!, Haluk!" diyerek tezahrat yaptk. 72 Haluk, nadir bulunur bir sese ve kulaa sahip olmasna ramen sesini esirger kolay kolay sylemez. Bir araya gelip, alp syleyip elendiimiz gnlerde herkesi kendisine yalvartrdt. Anneannem, Haluk'un adn duyunca, "Oy, kurban olaym, kurban olaym," diyerek alklamaya balad. Anneannemin tezahratn gren Haluk, bu kez kimseyi yalvartmadan mikrofonu ald ve syledi. O sylerken anneannem ylesine cotu ki, o ana kadar hi yapmad bir ey yapt, Haluk'tan sylemesi iin bir trk istedi. stedii trk, "Dersim" trksyd. Dersim drt da iinde Glm barda iinde Dersimi hak saklasn Bir yarm var iinde N'oldu aama n'oldu Saranp benzi soldu Aam burdai gideli Bu yerler viran oldu Dersimin alt kelek Harpu'a gidek gelek Elin elimde olsun Kap kap dilenek Oy havar ha var ha var Havar demekte ne var Elin elimde olsun aylk yolda ne var,

Trky, iki yana sallanarak ve eliyle tempo tutarak dinledi ve trk bittiinde Haluk'u yanma arp iki yanandan ikier kez pt. Dnden sonra ok beklemesi gerekmedi. Anneannem, toruntaht oldu. Handan'm torununu kucana ald, Ege bebei sevdi, fotorafn ektik. ok mutlu grnyordu. 73Anneannem artk ok yalanmt. Elaz'da Sabahat Teyzemin yannda uzunca bir sre kald. Bu sre boyunca onu gremedim. Zehra Teyzemin yanna geleceini duyunca, karlamak iin havaalanna kotum. stanbul'da bulunan btn torunlar gelmiti. Zehra Teyzemin ocuklar, Ercan, Ersan ve Emrah eleri ve ocuklarn da getirmilerdi. Onu uaktan tekerlekli sandalyeyle indirdiler, yorgun ve bitkin grnyordu. Hangi arabaya binecei tartma konusu bile edilmedi. Her ey anneannemin istedii gibi olmalyd. Emrah'n ofrln ok beendii iin onu, Emrah'n arabasna bindirdik. Kzlar da ayn arabaya bindiler. Sonra, hep birlikte Emrah'n arabasn takip ettik. Evin merdivenlerini Emrah'n kucanda kt. Uykuda gibiydi. Kendinde olsa, Emrah'a, "Olum, kurban olurum, belin aryacak," derdi. Bu sefer birka kez ku gibi azn at ama bir ey sylemedi. Yatana yatrdk, elini pmek iin kendine gelmesini bekledik. Bir sre sonra kalkt. Srayla yanma gidiyor, elini pyor, kendimizi tantmaya alyorduk. Elini penleri pyor ama onlar tanmyordu. Anneannemin hatrlamas iin giriilen abalar sonusuz kalyordu. Emrah' tand. Emrah'n olu Aydn' sordu. Odada bulunanlarn ou, Emrah' tanmasyla umutlanarak yanna tekrar gittiler ve kendilerini tanttlar ama anneannem onlar yine tanmad. Sonra yanna ben gittim. Her zaman yaptm gibi onun ellerini ellerimin iine aldm ve; 74 "Anneannem," dedim. O da bana hep yapt gibi. "Anneannem," diye cevap verdi. Bu arada, yannda oturan Sabahat Teyzem kulana eilerek, "Anne, bak kim gelmi?" dedi. Anneannemin cevab ksa ve netti: "Ben onu sesinden tanrm..." Alamamak iin dudaklarm srdm ve bam ellerine gmerek ellerini ptm. O da beni pt. Ellerimi brakmad ve salm, ilerimi sorduktan sonra; "Glin nasl?" diye sordu. Glin, aileden biri deildi, benim arkadamd. Odadakiler aknlkla birbirlerine baktlar. ocuklarn ve torunlarn hatrlamakta zorlanan bu yalanm hafzann uzun sredir grmedii birini hatrlamas, onlar artmt. Glin'n iyi olduu cevabn aldktan sonra, arkasndan barmalara, hayret nidalarna ve kahkahalara sebep olan sorusu geldi: "Kpei nasl, hl yayor mu?" Sonra bana. benimle ilgili baka sorular da sordu. Ancak, bir soruyu sorup cevabn aldktan sonra ikinci soruyu sormas biraz zaman alyordu. Sanrm, zihnini toparlamakta hayli zorlanyordu. Bir sre sonra da ban yasta koyma htiyac duyuyor, uzanp biraz dinleniyordu. Anneannemi ertesi gn ve daha sonra sk sk grmeye gittim. Onu her seferinde biraz daha ktlemi buluyordum. Teyzemin sylediine gre, tuvalet ve yemek ihtiyac dnda artk hep uyuyordu. "Anneannem," diye seslendiimi duyunca, yine "Anneannem," diyerek yerinden doruluyor, elimi tutuyor ama bir ey syleyemiyor, abuk yorulup tekrar yatyordu. Onu son grdmde, yine yatandayd. Yanna gidip "Anneannem," dedim. Hemen kalkt, elimi tuttu, ama sesi kmad, "Anneannem" de diyemedi, ban dik tutamad, ellerimi brakmad ama yasta den ban bir daha kaldramad. 75Anneannemle bir daha hi konuamadk. Bana kyn, ocukluunu, Ki'da retmenlik yapan yakkl amcasn, dedesini, annesini anlatamad. Ellerimi ellerinin iine alp, dncelere dalamad. Yzn yukar kaldrdktan ve gzlerini tavanda bir noktaya sabitledikten sonra, "O bizim avluda, yuvarlak bir ey vard, o neydi acaba?" diye kendi kendine soramad, sorularn cevapla-yamad. lm ilann Agos'a verdim." Onun ad Heranu'du. Herabet Gadaryan'm torunu. skf ve Ovannes Gadaryan'm biricik kzlar idi. Palu'ya bal Habab kynde drdnc snfa kadar mutlu bir ocukluk yaad. Birden, "o gnler gitsin bir daha gelmesin" dedii aclarla dolu zamanlar yaanmaya baland. Heranu tm ailesini kaybetti ve onlarla bir daha gremedi. Yeni bir ailesi, yeni bir ad oldu. Dilini, dinini unuttu, yeni bir dili ve dini oldu, hayat boyunca bunlardan hi ikyeti olmad ama adn, kyn, anasn, babasn, dedesini ve yaknlarn hi mi hi unutmad. Bir gn onlara kavuma, onlarla kucaklama umuduyla 95 yl yaad. Belki bu umutla uzun yaad, bilincini son gnlere kadar yitirmedi. Heranu nenemi geen hafta kaybettik ve onu sonsuzlua uurladk. Salnda bulamadmz yaknlarm (yaknlarmz) bu ilan vastasyla bulmay, aclar paylamay umuyor, "o gnler gitsin, bir daha yaanmasn" diyoruz.

* lm ilamldaki isimleri anneannemin bana syledii ekilde kullanmtm. 77Yolum Kadky arsna dmse ve bir acelem yoksa, Hasan'n kitap dkknna uramadan edemem. Hasan'n da ocukluu Maden'de gemi. Aile bykleri tanr, grrlermi. Biz Hasan'la stanbul'da tantk, ksa srede dost olduk. Anneannemin lmnden sonra bir gn yine Hasan'n dkknna uradm. O her zaman yapt gibi bana sade kahve syledi. Ona anneannemin lmn anlattm. zld, basal diledi. Her zaman olduu gibi koyu bir sohbete daldk. Bir sre sonra bana; "Biliyor musun, ben ocukken nenemle birlikte sizin eve gelmitik. Anneannen rek yapmt. Sizde bir sre oturup, anneannenin reinden yedikten sonra, ayn gn a-o brahim'in kars Seher Teyzeyi ve Tadml Teyzeyi ziyaret ettik, O gn dikkatimi eken, gittiimiz btn evlerde ayn rekten ikram edilmesiydi. Dier evlerdeki rekler de sizde yediimiz gibi mahlepli, st yumurtal ve rek otluydu. "Ben, farkl ikramlar beklerken ayn rein karlmasyla hayal krklna urasam da nenem, her gittiimiz evde rek yedi, ay iti. Yllar sonra bu rek ikramyla ziyaret ettiimiz evlerdeki ortak zellik dikkatimi ekti. Ziyaretlerine gittiimiz, ao brahim'in kans Seher Teyze Ermeni'ydi, Tadml Teyze se anneannen gibi sonradan Mslmanlatrlmt." armtm. Hasan'a, bu ziyaretin zamann sordum. Tam olarak hatrlamyordu. Ama olay ok iyi hatrlyordu ve reklerle ziyaret edilen evler arasnda yllar sonra ba kurabilmiti. Evet anneannem, severek yediimiz yumurtal, rek otlu, mahlepli rei yapard, konuklarna ikram ederdi ama dorusu ben, ayn gn 78 Maden'deki birbiriyle benzer gemii yaam kadnlarn olduu birok evde rek yapldn ve gelenlere ikram edildiini bilmiyordum. Biraz dnnce aklma Ermeni komularmz geldi. Aznif Hanm, Yldz Hanm, Paskalya yortusunda ayn rekten yapp gelenlere ikram ederlerdi. Bildiklerimizi, hatrladklarmz birletirdik, sonu ikimizi de duygulandrm, gzlerimizi yaanmt. Bu kadnlar, torunlann-dan, ocuklarndan saklasalar da kendi aralarnda sessizce bir gelenei yaatyorlar, kutsal gnleri unutmuyorlar, komularn ziyaret ediyorlar ve kutluyorlard. Bunu ancak bugn adayabiliyordum. Bir baka bulumamzda Hasan bana, anneanneme ve benzerlerine, halk arasnda "kl art" dendiini syledi. Birinden sz edilirken, "O da kl artdr," dendiini. Kanmn donduunu hissettim. Bu sz daha nce duymutum ama bunun anneannem ve benzerleri iin bu kadar soukkanl bir biimde kullanlmas iimi yaralamt. rekli Aradan birka ay gemiti ki, bir gn Agos'tan Hrant Dnk arad: "Gazeteye gelebilir misin? Amerika'dan akrabalarn seni aryorlar." Hrant aradnda sokaktaydm, yamur yayordu. Bundan sonra neler konutuumuzu, telefonu nasl kapattm hatrlamyorum, orada, sokak ortasnda, ylece kalakaldm, Agos'a verdiim lm ilan, Fransa'da yaymlanan Hara gazetesinde, eletirel bir yorumla birlikte haber yaplm. Yaz, Bae-piskopos Mesrob Ayan'n ilgisini ekmi. nk, Baepisko-pos'un kendisi de Habab kyndenmi. Gadaryanlar'la uzaktan akraba olan Sayn Ayan, onlar aramaya karar vermi ve Marga-ret'i bulmutu. Margaret, anneannemin Amerika'da doan, hi yzn grmedii kz kardeiydi. /t,{*s'u arayan Margaret'in olu, anneannemin yeeni Richard Bcdrosyan'd. Margaret ve Rchard'la mektuplamaya baladk. Margaret (Marge Teyze), mektubunda, anneleri Isguhi'nin He-ranu'tan ayrldktan sonra yaadklarnn yksn yazd. Ondan rendiime gre, lm yryn, koca aileden sadece ki kadn sa olarak bitirebilmi, lm yrynn sona erdii Halep'e sadece neredeyse alktan lmek zere olan ki kz karde varabilmiler. Bunlar, sguhi ve kz kardei Diruhi'ydi. Dierleri; yola be80 raber ktklar neneler, torunlar, kzlar, gelinler bu yryten sa kamam, cesetleri yol kenarlarnda rmeye terk edilmiti. Yine Margaret, babas 1965 ylnda ldnde, czdannda katlanm bir kt bulduunu yazd. Bu katlanm ve yllarca czdannda saklanm mektup, Heranu'tand. Margaret, zenle saklad bu mektubun bir kopyasn bana gnderdi. Ben de ailenin Ame-rika'daki ve buradaki yelerini Heranu nenemin mezarnda bulumak zere davet ettim. 81anlarla oluan iyimserliim yerini karamsarla brakmt. 79Ege bebek, torntaht yapt byk anneanneyi hi tanmadan byd. Kendi anneannesi bir gn uyutmaya alrken ona "Pizez Bac'y anlatt. Bu masaln byk bykannenin masal olduunu da syledi. Baka ehirlerde yaadklarndan anneannesi ve Ege bir yl grmediler. Bir yl sonra grtklerinde Ege, yine masal istedi. "Hangi masal istersin, hangisini anlataym sana?" diye sordu anneannesi.

Ege belek tereddtsz yantlad: "Pizez Bac'y anlat bana anneanneciim." 82 Byk aabeyleri Boos ve Stepan'n ardndan Hovannes, 1910 ylnda Bremen'den bindii gemi le Amerika'ya doru yola kt. Ancak, Amerika'ya giremedi. Onu snrdan evirdiler. Bu baarsz teebbsn ardndan Hovannes Kanada yolu ile Amerika'ya girmeyi denedi ve bu kez baard. karde. New York'ta atklar bakkal dkknnda alyorlard. Hovannes daha sonra 10. Cadde'de kendine ait bir bakkal dkkn at. Gece gndz demeden alyor, para biriktiriyordu. ok gemeden kt haber geldi. Braktklar topraklarda Ermeni kalmadndan, kylerinden srgn edilen Ermenilerden ok aznn Halep'e, Der Zor'a ulaabildiinden, Ermenilerin ounun oluk ocuk, yal gen demeden ldrldklerinden sz ediliyor, sa kalanlarn alk ve bakmszlktan lmemeleri iin yardm kampanyalar dzenleniyordu. Deliye dnmlerdi. almadk kap brakmamlar ancak ailelerinden haber alamamlard. Bir sre sonra Kzlha, hayatta kalanlarn listelerini yaynlamaya balad. Bu kez Kzlha'n kapsn andrmaya baladlar. Sonra bir gn Hovannes karsnn hayatta olduunu ve Suriye'de bulunduunu rendi. sguhi ile Hovannes ancak 1920 ylnda buluabildiler. Birbirlerine sarlp alatlar, ocuklar ile len yaknlarnn yasn tuttular. 1928 ylnda, Heranu ile Horen'in hayatta olduklarn renir renmez Hovannes Halep'e gitti. Snrdan giri k yapan kaaklara ykl miktarlarda paralar deyerek onlardan ocuklarn bulmalarn ve getirmelerini istedi. Gnlerce, aylarca gidenlerin yolunu gzledi. Sonunda Horen'le bulutu. Kaaklar ona Horen'i 83getirdiklerinde ilk ii Horen'den gmleini karmasn istemek oldu. Horen gmleini kard. Sol gs ile sol omzundaki yank izini gren Hovannes, oluna sarld ve uzun uzun alad. sguh ile Hovannes'in Amerika'da biri kz biri olan iki ocuklar daha oldu: Harold ve Margaret. Margaret, okul ana geldiinde, onu hafta sonlan eitim veren Ermeni okuluna gnderdiler. lk gnn bitiminde nefes nefese koarak eve geldi ve annesine o gn okulda rendii Ermenice arky sylemeye balad. vg bekleyen Margaret annesinin aladn grnce ok ard. arky bitiremedi. nk annesi olduu yere km ve hkrklara boulmutu. Kk kznn rktn ve sustuunu gren sguhi, hkrklar arasnda ona alamasnn sebebini syledi. Margaret'n okula gittii gn rendii ark, Heranu'un en sevdii ve en ok syledii arkyd. Hovannes 1965 ylnda ldnde seksen alt yandayd. Margaret, babasnn sol gsnn stnde tad czdannn inde drde katlanm ve ypranm bir kt buldu. Yrtlmasndan korkarak zenle at bu kt parasnn iki yzne de yazlm Ermenice bir mektup olduunu grd. Bu mektup, yllar nce, okula balayan Heranu le Maryam'n babalan ve amcalarna yazdklan mektuptu. Kdn bir yzne Heranu, dier yzne de Maryam yazmt. Artk iyice ypranan mektubu Margaret saklad, Margaret, gzlerinden rahatszd. Gz ameliyat iin hazrland gnlerden bir gn, Baepskopos Mesrob Ayan onu arad, Heranu'un lmn ve Agos'ta kan ilan ondan rendi. Hemen ocuklann arad. Rchard, Nancy ve Debra, gazeteye ilan veren torunu bulmak iin harekete getiler. 84 Heranu Gadaryan 11905-2000)Hovanaes vefat ettiinde czdannda bulunan mektup. Mektubun bir yizne Heranu, dier yzne amcasnn kz Maryam yazmt. Sevgili babam, saygdeer amcalarm. Bizler de gsz kalemimizle iki satr bir eyler yazmak istedik, sevineceinizi bilerek. Umarz iyisinizdir, bunu arzu eder ve dua ederiz ki hep iyi olasnz. Biz de dzenli bir ekilde okula gidiyoruz ve grgl evlatlar olmak iin ok alyoruz. Haren, Hrayr, Jirayr, Maryam ve ben ellerinizden periz. Anna sizi ok zlyor ve size pckler yolluyor. Heranu Gadaryan Sevgili babam ve sayn amcam, Birka satr bir ey yazmak istiyorum bylece belki sizleri sevindirmi oluruz. yiliiniz iin dua ediyoruz ki biz de iyi olalm. Saygdeer sevgililer biz de imdilik okuldan geri kalmyoruz ve alyoruz. Merak etmeyin. Fakat her zaman mektup yazmanz rica ediyoruz. Ohan Ahpar'n ve Hrant Ahpar'n yazmasn da ok arzu ediyoruz, takat yazmyorlar. Ellerinizi perim. Horen, Hrayr, Jirayr, Nektar, Arna da ayrca selam eder. Maryam Gadaryan1928 ylnda Hovannes Horen'le Halep'te bulutu. Horen Ermeniceyt tamamen unutmutu. Babasyla Amerika'ya gitmek istemedi. Hovannes olunu kna etmek iin ksteki i saatini ona hediye etti. nce Marsilya'ya gittiler. Bu fotoraf Marsilya'da ekildi. Horen sol bata ayakta. Kstekli saati le. Hovannes ise sol bala oturuyor.

Marsh/a'da bir sabah uyandnda Hovannes Horen'in yatanda olmadn fark etti. Telala otelin lobisine indi. Horen'i orada da bulamad. Korkuyla sokaa frlad ve Horen' ke bandaki dondurmacda buldu. Horen, babasnla ona verdii parayla ilk dondurmasn yiyordu.Horen, Amerika'ya gidince ablas Heranu'a mektup yazd. Mektubun iinden Heranu'a gndermek iin ektirdikleri bu fotoraf kt. Ayakta sol basta sgutti. ortada Horen. oturanlar, Hovannes ve kardei Hrant.Dedemin anneanneme vermekle vnd "dnya gzeli kz". Solda saa: Sabahat Teyzem, Zehra Teyzem ve annem Vehbiye. Fotoraf 1957 ylna ait. Anneannem fotoraf ektirmeyi hi sevmezdi. Onu bir fotoraf karesine dahil etmek iin epey urardk. Bu fotoraf ekilirken bir de dedemle uramtk. nk onun da o gn btn huysuzluu stndeydi. Soldan saa: Kardeim Haluk, Sabahat Teyzem, ben, annem Vehbiye ve kardeim Handan. Fotoraf 1965 ylnn ilk aylarnda ekildi. leranoush Gttdaria kav* been &hn!?d bu Infancy fjtfdrvtsitn Nancv, teyzesi iin aa kampanyasna katld ve Heranu'un ansna 10 aa diktirdi. Ur. and hfrc. Tik Mnwwp thI jfnmtv 4 Artd T*iuv ?Mkif a^_O^?frBtt... tnfl*H>t>BXJJrj> #^Cafr^r*MrHC Sunday Stptarabf* M>, 2000 ErcVendu of the Fdt of H*ltJrkrr Holy Scriptures ptttie' Corinthians 7:4-16 Gosptl. Mr* WM7 Alkluia Betan Th4 Holy Gtwpel M Margaret her yl ocuklar ile birlikte kiliseye gider, ei ve anne babas iin dua ederdi. 0 yl Heranus'un ansna da dua yapld. liki kuruldu, mektuplama balad. Fotoraflar gnderildi. evirileri Aye yapyordu. Margaret ocuklar, ocuklarnn eleri ve torunlar ile kilisede ei, babas, annesi ile birlikte Heranu iin de dua etti. Nancy, teyzesinin ansna Ermenistan'da on aa diktirdi. Bu arada Margaret gz ameliyat oldu. Gzndeki rahatszlk iin doktorlarn koyduu tehis, yzn hi grmedii ablasyla aynyd. Ameliyat baarl olamad. Tekrar ameliyat oldu. Astm, kirelenmeleri artyordu. Seksen yana gelmiti ve ablasnn mezarna gitmek iin yapmak istedii uzun yolculua doktorlar izin vermiyorlard. ocuklarna, "Ben artk Heranu'un mezarna gidemem. Fethiye'yi de gremeden leceim," diye dert yanyordu. Richard, Nancy ve Debra, ona sekseninci doum gnnde bir srpriz yapmaya karar verdiler. Aye beni aradnda yine heyecandan sesi titriyordu. "Marga-ret'in sekseninci doum gn hediyesi olmak ister rnsn?" Richard, Nancy ve Debra annelerine sekseninci doum gn srprizi olarak beni davet ediyorlard. New York JFK havaalannda bulutuk. Bulumamzda youn duygusal anlar yaadk. Richard'la birbirimize doru yrrken - bu yrme, yrmeden ok komaya benziyordu- alamaya baladk. Dakikalarca sarma dola sesli sesli alatk. Margaret'e son anda sylemiler. Hastaneden yeni kmasna ramen karlamaya gelmi, be saat araba yolculuundan sonra saatlerce havaalannda beklemiti. Aye, New York'a uakla alt saat uzakta yayor. Onu 109"Akn arksn syledi." Birden aklma anneannemin, bir ezgi mrldand ilk ve tek zaman olan, kardei ile balant kurduumuzu sylediim gnler geldi. Acaba bu arky m mrldanyordu? Bunu Marge Teyzeye syledim. Durdu, dnd ve "Olabilir," dedi. Marge Teyze, hafzasn ok zorlad, ancak arknn szlerini hatrlayamad. ocukluk arkadalarn arad. Onlar da hatriaya-madlar. Ama Marge Teyze ylmad. Kilise korosunda alanlar arad. Koroda ark syleyen iki kadn arky hatrladlar. Heranu' un en sevdii ark, bir oban sarkyd. Hingalia Hingalia Hoviv saram dkhretz Siro yerk nvakets Yerk pots ayderin Yerkt var aerin Yerk ztvart rerin Akl, khec hoviv kez pajin Khor tzorer mtnasin Hingalla-hingalla Yerkt pots ayderin Yerk var aerin Yerk zvart rerin Aha yegav nor kar un U dzaigner zar t ar un Kuyn-kuyn dzaigrer Si rum yem hah-hah-hah zgn oban dalara kt Akn arksn syledi arks, al yanaklarn arks, a!ev gzlerin arks, en gnlerin. Ah, garip oban Uurumlar dt payma Hingalia, hingalia arks, al yanaklarn arks, alev gzlerin arks, en gnlerin. te yeni bahar geldi Ve bezendi iekler Renk-renk iekleri Seviyorum hah-hah-ha

Kuyn-kuyn dzaigner Renk-renk iekleri Akl, khec hoviv kez pajin Ah, garip oban Khor tzorer muatsin Uurumlar dt payma Hingalla-hingalla Hingalia, hingalia Yerk pots ayderin arks, al yanaklarn Yerk var aerin arks, alev gzlerin Yerk zvart rerin arks, en gnlerin. 112 Marge Teyze, "Annem de dans etmeyi ok severmi, kydeki elenceleri karmaz, ok da gzel dans edermi. Ama o olaylardan sonra bir daha hi dans etmedi," dedi sonra. Bu danslar bilip bilmediini sordum. "Biliyorum," dedi. Hi deilse bir-iki figrn gstermesini rica ettim. Beni krmad, masaya yaslanarak kalkt ve "Bu dansn ad haley," diyerek halay ekmeye balad. Yerimden frladm, yanna kotum ve koluna girdim, mutfakta birlikte halay ektik. Ayrlk gnnden bir nceki gece btn aile veda yemeinde bir araya geldik. Yemekte bir ara Richard yle dedi: "Krmla ilgili ilk hikyeleri dort-be yanda kk bir ocukken rendim. Hayatm boyunca Trklerden ok korktum, Trklere kar derin bir nefret besledim. Knm olaynn inkn her eyi daha da ktletirdi. Sonra sizlerin de Trk ama ayn zamanda ailemizin bir paras olduunu rendim. imdi btn paralaryla bu byk aileyi seviyorum ve dier kuzenlerimle de tanmak hatta onlarla mzik yapmak iin can atyorum. Ancak krm olayn inkr edenlerden hl nefret ediyorum ve onlar hibir zaman affetmeyeceim." Marge Teyze, kardelerime ve yeenlerime hediyeler almt. Bunlar verirken, "Ben onlar grmeyi ok isterim. Ama salm giderek bozuluyor, onlar gremeden lebilirim. Tanmak mmkn olmayabilir ancak bunlara bakarak beni hatrlasnlar," dedi. Herkese ayr ayr kalc ve ok zarif hediyeler alm, stlerine de gzel el yazsyla notlar yazmt. Sonra, "Biz bir aileyiz," dedi ve onca yl sonra buluan ailenin bir daha ayrlmamasn diledi. Ona hep birlikte, bir daha ayrlmayacamza dair sz verdik ve kadehlerimizi ailenin yaayan btn fertleri iin kaldrdk. 113Anneannemin anne ve babasnn New Jersey"deki mezar. Oray ziyaret ettiimizde akam almak zereydi. iekilerin ou kapanmt. Bulabildiklerim arasnda en iyileri pembe gllerdi. ki demet gl aldm. Hovannes ve sguhi'yi ayn mezara gmmlerdi. Mezarn baucundaki plaketin yanna glleri koyarken onlardan, anneannemden, hepsinden, kendim adna ve onlara bu inanlmaz aclar yaatanlar adna balanmay diledim. Fotoraf Richard Bedrosyan ekti.METS EDEBYAT Suzan Samanc KORKUNUN IRMAINDA "Susuyorduk. Susturuluyorduk... Islak yataklarmzda ancak geceleri konuabiliyorduk. Nemli karanlkta szckler sla dnrken, biim deitiren yal atlara bakyorduk; sar ve dilsiz gibiydiler. "Gndz yataklarmz slatan, kalaslarla saldran haki renkli adamlar kaln enselerinden tanyorduk; yzleri yoktu, sesleri de... Ay yataklarmzn stnde solarken, kol kola giriyorduk. Ellerimizi yumruk yapmaktan yorulmuyorduk; yorgunluumuz yedi canl kediydi, dirifiveriyorduk. Sesimiz karanlkta uzayp giderken ant iiyorduk..." 67

You might also like