You are on page 1of 184

C e t ouvrage, publi dans le carde du programme de participation la publication, bnficie du soutien du M inistre des Affaires Etrangres, de lAmbassade de France

e en Turquie et de l'institu t dEtudes Franaises dIstanbul. eviriye ve yayna katk program erevesinde yaynlanan bu yapt, Fransa Dileri Bakanlnn, Trkiyedeki Fransa Bykeliliinin ve stanbul Fransz K ltr M erkezin in desteiyle gerekletirilmitir.

Cennetin Dilleri

Maurice Olender (1946)


Ecole des Hautes Etudes en Sciences Socialesde (Paris) din bilimleri tarihi ve insan bilimlerinin oluumu zerine dersler veren Olender, ayn zamanda bir Antika tarihisidir. Klasik mitoloji ve zellikle de tanr Priapos zerine almalar yaknda Flammarion yaynlarndan kacak olan yazarn Cennetin Dilleri. Tanrsal bir ift: Ariler ve Samiler balkl bu kitab 1989da yaymlanmtr (Le Seuil-Gallimard). Bugne kadar sekiz dile evrilen bu kitap, Fransz Akademisi dln kazanmtr. Olender, 1981 ylndan bu yana, tarihsel bir erevede, deiik rklk biimleri ve bilimlerle toplumsal gerilimler arasndaki ilikiler zerine almalar yaynlayan Le Genre Humain adl dergiyi (Seuil yaynlar) ynetmektedir. Yine Seuil yaynlar iin 1989 ylndan bu yana La Librairie du XXe Sicle dizisini hazrlayan Olender, Le Monde gazetesinin kitap ekinde eletiri yazlar yazmaktadr. Johns Hopkins, Princeton ve Columbia niversitelerinde dersler veren Maurice Olender, Fondazione San Carlo (Modena, talya) Scuola Internazionale di Alti Studinin de kurucularndandr.

anlam +tarih
1) 2) 3) 4) 5) H E R O D O T O SUN AYN ASI, Franois Hartog, Mays 1997 M OD ERN DN CENN DO U U, Cemal Bal Akal, Ekim 1997 TARHYAZIM I ZERNE DN M EK, lhan Tekeli, ubat 1998 KALPAZANLAR VE ELETRM ENLER, Anthony Grafton, M art 1998 TA R H A D A LA RI, Marshall Sahlins, Temmuz 1998

O le n d e r, M o u rice Cennetin Dilleri ISB N 9 7 5 - 7 5 0 1 - 3 6 - 0 / T rk e s i, Nevzcrt Ylm a z / Dost Kitabevi Yaynlan Eyll 1 9 9 8 , A n k a ra , 1 9 0 sayfa. Ta rih -D in T a rih i-Irk -D il-19. YGzyl-Kaynoko-,Dizin

CENNETN DLLER
T an rsal B ir ift: A riler ve S am iler

M aurice Olender

ISBN 975-7501-36-0 Les Langues du Paradis Aryens et Semites: un couple providentiel MAURICE OLENDER Editions du Seuil, 1989 Bu kitabn Trke yayn haklan Dost Kitabevi Yaynlanna aittir. Birinci Bask, Eyll 1998, Ankara Franszcadan eviren, Nevzat Ylmaz
Yayn Ynetmeni, Raul M ansur O fset H azrlk, Ferhar Babacan - D ost T B B ask v e Cilt, Pelin O fset Dost Kitabevi Yaynlan Karanf Sokak, 29/4, Kzlay 06650, Ankara Tel: (0312) 418 8 7 72 Fax: (0312) 418 03 55 raulman@domi.net.tr

Bu kitabn baz kaynaka bilgileri yazar tarafndan Trke bask iin yeniden gzden geirilmitir.

indekiler

nsz Cennetin Arivleri


braniceden Sonra Sanskrite Teknik Kurgular Tarihin Unutuu Kimse Bilmezlik Etm ez M

9
13

20
25 29 33 37 40 46 48 55 55 58 70 72 77 83

ukaddirin Seslileri (R. Simon, R. Lowth, ]. G. Herder)


Telaffuzun Srlan Mthiin Poetikas o k Esiz Elohim

Seilmi Halklarn Raks O- G. Herder)


Yasarun Yalnz Bekisi Bir Tanrsal Sahneye Koyucunun Labirenti

Mthi ile Dehet Arasnda (E. Renan)


a b a Sarfetmeksizin Tektannchk rk Portreleri" Ulu B ir Tuzak iek ve Yaban Fidan Hristiyanln Davas Renan dan Richard Simon a

89
96 10 1

8 CENNETN DLLER

ki Anlaml Szcklerin Tehlikesinde (F. Max Mller)


Tannsal Adlandrm alar Stratejik B ir Bilim

104 106
110 117 119 12 4 126

Aryalarn Tektannc Eilimi (A. Pictet)


K em ikler ve Szckler S aussure Adl G en B ir Okuyucu M ukaddirin Parma

Knigsberg lahiyatsnn Gksel Evlilikleri (R. F. Grau)


iki Bakiresi Karsnda Tann H int-G erm en Diil Doas"

131 13 3 136
139 141 149 153 155

Ariler Gibi Samiler (I. Goldziher)


H alklarn Mitoloji H akk Yehovann Kozmopolit Karakteri" Kenann D ogm atik Zariflii B ir M esihi Bilim D

Demirhanenin Srlan

160 1 67

Teekkr Kaynaka sim Dizini

169 186

nsz

C ennet neredeydi? Acaba Tanr, Adeni yani C ennet Bahesini dnyann hangi kutsanm blgesine yerletirmiti ve Ademle Havva orada kaldklar sre zarfnda acaba hangi dili konuuyorlard? nsan lk tarihinin afandaki bu ilk ift, Aziz Augustinusun ok doal olarak dnd gibi, branice mi konuurlard, yoksa Leibnizin ne srd gibi, daha da ilkel bir dil, bilginlerin gznde insanla zg konumann ilk biimini oluturacak olan ve Hint-Avrupal diye adlandrlan halklarn eitli lehelerinin yaylm olabilecei bir skit ktasnn dilini mi aramak gerekir? Bylece, Cennetin Dili, Tanrnn, sz ya da ayn zamanda, kelmnn gcyle, hiten ekip kard paralardan yaratt doann ve dnyann da sz olan, saf haldeki Szde insan konumasnn kksald bir demir atma yeri, dil yetisinin ilk hali olmaktadr. Eski Yunanllarn, ne kadar merakl olurlarsa olsunlar, iyilikte ya da ktlkte, kadn soyunu hibir zaman karlarna almadan, hasta lksz ve acsz, srekli bir genlik iinde, ayn lende ark syleyerek,

1 O CENNETN DLLER

lmllerin ve lmszlerin yanyana yaadktan o en eski zamanlarda, altn ada insanlarn hangi dili konutuklarn dert etmedikleri anla lmaktadr. Belki de yant ylesine apakt ki, soruyu sormaya bile gerek yoktu. kardklar sesler, karmakark bir az kalabalndan baka bir ey ifade etmeyen, barbar diye adlandrdklar insanlarn dilleri karsnda, altn an insanlar, u ayrcalkl ve biricik Yunancay konumayp da hangi dili konuacaklard? Bu ykler, sanki bir baka an derinliklerinden, sanki dnce nin ocukluk dneminden geliyormu gibi bizi glmsetiyor. Filozof, dilbilimci, tarihi ya da antropolog olsun, benim kuamn insanlar, balangta hep benzer bir kesinlii paylarlar. Bilirler ki, almalann baarya ulatrmak iin onlara gerekli olan ey, kkenlere duyulan hasretten ya da tarihin mukadder bir eilimine duyulan gven verici inancn ortaya kard dlerden vazgemektir. Genliimde, sta dm I. Meyersonun sert basks altnda, Janet ve Dumas tarafndan kurulan Journal de Psychologienin yazileri sekreterliini yaptm za man, ben de, Dilciler Derneinin, kurulu ynetmeliinin 2. madde sinde aka belirttii kural, aldmz makalelere eksiksiz uygulamak zere benimsemitim: Dil yetisinin kkeniyle ilgili hibir makaleyi kabul etmemek. Bir yanda eitli diller, dil yetisi, dnce ve uygarlklar zerine yaplan aratrmalar; te yanda ilk konuma ya da insan ser veninin en son akbetleriyle ilgili masallar. Aklc yolun kesin yntem leriyle mitik imgelemin safdil fantezileri arasndaki ayrlk, bize, belir gin ak ve kesin grnyordu. Aslnda safdil olan bizim duyduumuz gvendi: Descartesn saduyusu gibi, haylgc, insanda, dnyann en iyi paylatrlm eyidir. Bu bakmdan, Maurice O lenderin kitab aklmz bamza getiriyor. Maurice Olender, bugn uyguladmz biimiyle insan bilimlerine varmak iin filoloji, karlatrmal mitoloji, Hint-Avrupa dilbilimi, dinler ve uygarlklar tarihi gibi byk bilim dallarnn kurucu babalarnn izledikleri yollar, dnemeleri, belirsiz likleri, kaybolulan adm adm izleyerek, incelikle ve hi dokunmuyormu gibi yaparak, Akim, ayn Tanrnn gklerin en yce katndan insanlarn ilerini ynettii gibi, vukufla bilimin sonsuz ilerlemesini ynetecei bir srekli geliim yanlsamasn yerle bir eder. Kitab okuduktan sonra insan, bilgiyi, gerein byle bir alanna sokmak ve kullanmak iin geerli bir neden olmadn anlyor. eitli bilimsel aklclk biimleri her bilim dalnda kendi konusunu ve kendi

NSZ

11

zgl aratrma yntemlerini kurarken, ayn zamanda kendisini de hazrlar. Bilim adamnn aratrmaya niyetlendii alanlar, insan bilim lerinde, hibir zaman bakir yerler olmayp, haritas daha nce gelenek tarafndan izilen ve dinsel dncenin giri yollarn ve gzerghn saptayarak, uzun zamandr batan baa dolat ktalardr. Bundan baka, bir aratrmac yeni bir alan incelemeye baladnda, aratr mas sresince karlat sorunlar, her zaman iin, kimliiyle, kk sald gemile, o andaki sorumluluklaryla ve taycs olduu gele cekle ilgili olan, toplumsal yapy btn ierisinde inceleyen byk sorgulamalarn, az ya da ok, yanksdr. Yirmi be yldan fazla bir sre nce, eletirel zeknn ve pozitif bilginin egemenliini salam olan koullar zerinde dnerek, Yu nan dncesinin kayna sorununu zmlemeye giritiim zaman u forml kullanmtm: M itten akla. Bu formln kusuru, kazanmlann, zamanmzdan alt yzyl nce yolu ilk aan Miletoslu filozoflann zihninde, birbiriyle badamayan bu iki zihinsel tutum arasnda zorun lu bir seim eklinde kendini gsterdiini varsaymasyd. Oysa, daha sonralar muthos ile b g os arasndaki ayrm izgisinin belirginletii ve kesinletii ok doruysa da, Miletos okulunun fizikilerinin ait olduklar arkaik Yunan kltrnde birinde akl, dierinde dinsel, mitik ve batl inanlar olmak zere, bu iki kefe arasndaki tartma bir sonu ca balanmamtr. Hem birlemi - n k bu, kentin alandr- hem de eitlilii olan bir alanda, birbiriyle az ok atan, ancak, u ya da bu ekilde birbiriyle karan eitli aklclk biimleriyle geleneksel inanlar yan yanadr. Gelecek yzyllarda anlalabilirlik modeli olarak kendini dorulayacak olanla, bunun tersine, anlamsz masal grn mnde olan ey, yeniliki bir dncede hl yardmlamaktadrlar, yani ayrlklar iinde bile, birbirlerini tamamlyor ve birbirlerine des tek oluyorlar. J. G. Herderi, E. Renan, F. Max M lleri A. P ictetyi ve R. F. Grauyu anakronik olmayan bir biimde okuyarak Maurice O lenderin ortaya kard, bize yol gstermesi gereken ve zevk veren aykrlk udur: Pozitivizmin ve bilimciliin alp gelimesini gren XIX . yzy ln, en gl olduu alanda, yani aratrmacln en zgn ve gelecek teki gelimelere ak olduu bir annda yazarn da dedii gibi, bir bilimsel masallar dokusu retmi olmas. Bu bilimsellik ise, limlikten, braniceye ve Sanskriteye hakimiyetten, dilbilimsel verilerin, efsanev

1 2 CENNETN DLLER

anlatlarn, dinsel olgularn analizinde karlatrmaya bavurmasn dan, uygarlk zelliklerini ilikilendirmesinden kaynaklanmakta. Ama, bunlar ayn zamanda masaldrlar yani her dzeyde toplumsal haylgcnn fantazileridirler. En eski dillerle ilgili karlatrmal filoloji aratrmas, bir kaynak aratrmasna, tanr, insan ve doal gler arasndaki saydamln henz bozulmad o ayrcalkl ana bir dn olmaktadr. Kklerimizi bulmak iin en uzaktaki gemie yaplan bu dal, ak tek bir Tanrnn inayetiyle ynlendirilen ve ancak Hristiyan aklamasnn altnda anlalan bir sona ynel mi tarihe duyulan ve sk sk hatrlatlan bir imanla kolkoladr. Samiler ve Hint-Avrupallarla ilgili bilimsel incelemelerin balamasyla, brani ve A rinin hayli figr altnda tanrsal bir ift kefedilir; bu ift, Hristiyanlam batllara, kimliklerinin gizini aklayarak, evrene siyasal, dinsel ve zihinsel olarak egemen olmalar iin kendi soyluluk nvann verir. Bununla birlikte bu ifti oluturan iki unsura eit ar lk verilmez. Her ne kadar branice, tartmasz olarak, tektanrcln ayrcalna sahipse de, bilgi ve kltr gelimesine olduu gibi, Hristi yan deerlere kapal, duraan, kendi iine kapank olmaktan geri kalmamaktadr. Ari diline gelince, bunun tersine, tarihin dinamiini yneten btn yce erdemlerle donatlr: Haylgc, akl, bilim, sa natlar, siyaset. nk ibranice endie verir, rahatsz eder ve sorun yaratr: zde letiimiz dinsel gelenein temellerinde bile grnr, ama orada da yabancdr. Yahudi ad altnda, bir yerde ve bir halk iinde srekli kalmak zere yerletiini ve bulunduunu grdmz her yerde, yine de kendisini darda, ayr ve farkl olarak gsterir. Kendi kiili inde gerilimleri, dlamalar ve dmanlklar younlatrmasnn yan sra, hem bireylerin iinde hem de uluslarn bnyesinde bakas imgesini uyandrr. X IX . yzyln Avrupal bilginlerinin, kendi yanslarnda kiilikleri nin zelliklerini kefetmeyi denedikleri, ayrlmaz ve bakmsz bu iki serap-aynada, ayn bir tablonun karanlk arka planndaki gibi, topla ma kamplarnn glgesinin yansdn ve frnlardan dumanlarn yk seldiini bugn nasl grmeyebiliriz?

Jean-Pierre Vemant
Collge de France

Cennetin Arivleri

Cennet Bahesinde Adem, Havva, Tanr ve ylan branice mi, Flamanca m, Franszca m, yoksa svee mi konuurlar? Drt kola ayrlan bir nehir tarafndan sulanan Yeryz Cenneti, acaba batda m, yoksa douda, Fratn ya da Ganjn kylarnda mdr? ilahiyatla rn, filozoflarn ve filologlarn C ennette hangi dillerin konuulduu nu, o harika corafyasnn snrlarnn nereleri olabileceini bilmek iin giritikleri yarta, girinti ve kntlarnn aratrlmasnn bitirile medii saysz dal budak olutu. Her ne kadar aziz Augustinus (354-430) resmi gr olarak braniceyi, kkenlerin insan dili olarak vyorsa da1Antika, brani davasna kar olanlar da biliyordu. Bylece, Cyrli Theodoret (393-466?) Ibraniceye kar kazanan Sryani dilini ileri sryor2 ve Nyssal Gregorius
1) Augustinus, De civitate dei contra pagtmos, XVI, XI, 1 vd. B. Dombart ve A. Kalb tarafndan hazrlanan bask (1928-1929 Teubner basksnn yeniden ele alnmas), Bruges, 1960, s. 221 vd. 2) Cyrli Theodoret, n loca difficilia scripturae sacrae. Questiones selectae In Genesin, 60-61, J.-L. Schulze tarafndan hazrlanan bask, Paris, 1864, kol. 165-168 (J--E Migne, Patr. gr., 80, 1).

14

CENNETN DLLER

(330-394) branicenin en eski dil olmad konusunda gvence veri yordu. Tanrnm insanln atalarna alfabeyi rettii dnlen bir retmen olmadn belirtiyordu3. Rnesanstan balayarak Cennetin dilleri Avrupann her kesinde gelime gsterir. Herkesin C ennette konuulan dilin kendi atalarnn dili olmasn istedii ulusal tartmalarn4 pek ok tan arasnda isveli bir yazar, bir parodi kaleme alr. 1688de AndreasKempe (1622-1689), Hamburgda C ennetin Dilleri5 balkl kk bir yapt yaymlar. lke sindeki Lutherci rahipler tarafndan srgne zorlanan yazar, pek ok kahraman arasnda geen bir dizi tartmada, dillerle dolu bir Yeryz C ennetine doru yaplan bu yarn glnlklerini yazarak elenir. nl vatandalan Georg Stiemhielm (1598-1672) ve Olaus Rudbeckin (163 0 -1 7 0 2 )6 ok derin konumalarn hatrlattktan sonra Kempe, ylann ehvetli Havvay7 eytans bir biimde batan kartrken Franszca szckler kullandn anlatr. lk gnahn bu anlats, Fran szca konuan ylann yannda Ademin D anca ve Tanrnn svee konutuu bir bahede devam eder. Birka yl sonra, sonraki yzyln banda, G. W. Leibniz (16461716), kurulmasna katkda bulunduu yeni dilbilimsel karlatrma biimlerini aklar. Rnesanstan beri Avrupa dillerinin kayna kabul edilen eski bir skit ktas varsaymn yeniden canlandranlarn dn-

3) Nyssal Gregorius, Contra Eunomium, W. Jaeger tarafndan hazrlanan bask, II, 236 vd. (s. 295 vd.) ve II, 256 (s. 301 Od.), Leyde, 1960. (J.-E Mignede XII. kitaba karlk gelir, Patr. gr., 45, 2, 1863, kol. 989 vd. ile kol. 997 vd.). 4) Bu sorunlar iin A. Borst, kanlmaz bir bilgi kaynadr. Der Turmbau von Babel, Geschichte der Meinungen ber Ursprung und Vielfalt der Sprachen und Vlker, 1-4. ciltlet; Stuttgart, 1957-1963. 5) Simon Simplex, burada, yazar Andreas Kempenin takma addr. Die sprachen des Paradises... (Tam balk kaynakada), 47 sayfa, yaymcs olmayan, ama sve dilinden Albrecht Kopman (Hamburg, 1688) tarafndan evrilmi gibi sunulmu. Bu metnin sve kkeni bilinme mektedir (acaba hi mevcut oldu mu?). A. Borst, Alman ktphanelerinde onu bulamadndan, grmediini syler (a.g.y., cilt 3,1 ,1 9 6 0 , s. 1338-1339). Ben Stokholm Kungliga Biblioteketde, F 1700/1679 kodu ile muhafaza edilen rneine bavurdum. C. C. Elert, bu metinle ilgili bilgileri Andreas Kempe (1622-1689) and the Languages Spoken in Paradise, Historiographi linguistica, 5, 3, 1978, s. 221-226da vermektedir. 6) Bu iki yazar hakknda bkz. ]. Svenbro, Uidologie 'gothisante' et lA tlantica dOlof Rudbeck. Le mythe platonicien de l'Atlantide au service de lEmpire sudois du XVIIe sicle", Quademi di storia, 11, 1980, s. 121-156. 7) A. Kempe, a.g.y., s. 27 ve devam iin s. 28-31.

CENNETN ARVLER 15

cesine katlr8. Bu metinde uluslarn kkenini aydnlatmak9 arzusu nun ifade edilmesiyle birlikte, Hint-Avrupa dncesinin meydana gelii ilenir. Leibniz, bu sayfalarda Kimber dili10 olarak adlandrd Germen dilinin bizzat branice kadar ve ondan daha ilkel baz eylerin iaretlerini tadn iddia ederken pek haksz olmayan11 Anversli bilgin hekim Jan Van Gorptan 12 bizi haberdar eder. Szcklerle oynayan, formlleri birbirine yaklatran, garip etimo lojiler neren ve bylece ocukluunun Flamancasnda Ademin di linden baz kalntlar bulan Van Gorp, bakalaryla birlikte13, artk insanln bilimlerini srekli hareketlendirecek olan karlatrmal bir yntemin olumasna katkda bulunur. eitli yerlerde, balca diller arasnda bir yara neden olan ulusal uyana bal olarak, Av rupa dillerinde ortak bir ata dili dncesi, X V I. ve X V II. yzyllar arasnda, tamamlanm biimini sonraki yzylda Hint-Avrupa varsa ymnda bulan, soyut bir prototip kavrayna neden olur. O zamandan beri bu varsaym, Hint-Avrupa dillerinin ilkel biimiyle ilgili tartma lar peinden srklemeyi ve ayn ekilde, Hint-Avrupallarn ilk yerle

8) G. W. Leibniz, Nouveaux Essais sur lentendement humain (1704, 1. bask Raspe, Amsterdam-Leipzig, 1765), Oeuvres philosophiques iinde, yy. R Janet, Paris, 1900, I. cilt, s. 238 vd.; ayrca Brevis designatio meditaticmum de originibus gentium..., Berlin, 1710, s. 5-9. 9) G. W. Leibniz, Nouveaux Essais..., s. 243. Bu konuda, birka aratrma ynelimi iin, M. lender, LEurope ou comment chapper Babel?, 111nfini, 44, 1993, s. 106-123; Sur un oubli linguistique, Y. Bonnefoy (der.), La conscience de soi et la posie. Posie et rhtorique, Collge de France Fondation Hugotnun kollokyumu, Paris, Lachenal & Ritter, 1997, s. 267-296. 10) Van Gorp, Kimberleri (Anversin kurucular olarak kabul ettii) Kimmerlere ve ad konan ilk olu Gmer olan Yafet ailesine balar (Tekvin, 10,2). G. J. Metcalf, a.g.y., s. 241 vd.) Van Gorpun birka masals etimolojisini ayrntlaryla anlatr. 11) G. W. Leibniz, Nouveaux Essais..., s. 243. 12) Daha ok Goropius Becanus adyla tannr ve Origines antwerpianae.. . , Anvers, 1569, yaptn yazandr. G. J. Metcalf, The Indo-European Hypothesis in the Sixteenth and Seventeenth Centuries, Dell H. Hymes (der.), Studies in the History ofLinguistics. Traditions and Paradigms, Londra-Bloomington, 1974, s. 241-245. 13) Dilbilim tarihinin kkenlerine ait skit varsaymyla ilgili bu sorular iin bkz. D. Droixheun yeniliki kitab La Linguistique et lAppel de lhistoire (1600-1800). Rationalisme et rvolutions positivistes, Cenevre-Paris, 1978, s. 86-89 ve 126-142; ayn zamanda, La Gense du compatriotisme indo-europen konusuna ayrlan bir ciltte (onun ynetiminde) P Swiggersin maka lesine bkz.: Adrianus Schrieckius: de la langue des Scythes lEurope linguistique, Histoire, Epistmologie, Langage, 6 ,2 ,1 9 8 4 , s. 17-35. Keltomani ve XVI. yzylda ulusal uyan konusunda, C. G. Duboisnm, Celtes et Gaulois au XVle sicle. Le dveloppement littraire d'un mythe nationaliste adl yaptna ve bu yapt iinde yer alan Guillaume Postelin De ce qui est premier pour rformer le monde (Paris, 1972) balkl yaynlanmam incelemesinin aklamal basmna baknz.

1 6 CENNETN DLLER

imi konusunda arkeolojik tartmalar krklemeyi brakmadan yolu na devam eder14. Kkenlerdeki dilin aratrlmas, Cennetin dili zerine sylemlerden farkllaabildi. ki kavgay birbirine kartrmamak iin en iyi tutum, Ibraniceyi Yeryz C ennetinin bahesiyle zdeletirmeyi aka red detmeye dayanyordu. Yani, Richard Simonun1 5 (1638-1712) sanki Tanr bir dilbilgisi retmeniymi gibi [ ... ] Adem ve Havvann konu tuu dilin ilk yaratcsnn Tanr olduuna inananlarla16 [ . . . ] alay eden Nyssal Gregoriusu anmsayarak srdrd ayrlk gelenek. Ayn ekilde, teki ilahiyatlardan uzaklaan Simon, cennetlikle rin gkyznde branice konuacaklarna17 fazla inanmaz. Dnya nn ilk dilinin18 bir yarma konusu yaratt tartmalardan birkan anm sattktan sonra Simon, bu polemiklere yol aan siyasal boyutu unutmaz. Kilise Babalarndan Avrupadaki adalarna kadar ulus lar kendi dilleri iin kavgaya tutuurlar. Fakat Kilise bu tartmalar sert bir tutumla izler. branicenin Ademin dili olduuna gvence veren Yahudilerin dncesini himaye eder. Aldatc sz sanat olma yan ekinceler de tasa, Simon, sonunda, inanmaya inanmaya brani cenin yannda yer alr.
Ksaca, brani dili Arapadan ve Kldan dilinden, bu son ikisi de Yunanca ve Latinceden daha basit; yle ki, Adem bu dillerden birini konutuysa kukusuz Ibraniceyi konumutur.1 9

14) Son olarak, Rus bilginleri T. V. Gamkrelidze ve V V. Ivanovun almalar, lndoevmpejskj jazyk i Indoevropejcy. Rekonstrukcija i istorikotipologiceskij analiz prajazyka i protokultury (HintAvrupa Dili ve Hint-Avrupallar. Kkendeki dilin ve proto-kltrn yeniden kurulmas ve tarihsel-tipolojik analizi), R. Jakobsonun nsz, Tiflis, 1984, 2 cilt. Bu yaptn giriinin bir ksm, B. Paritakine tarafndan Franszcaya evrilmiti: Systme de langue et principes de reconstruction en linguistique", Diogne, 137,1987, s. 3-23. Ayn zamanda, G. Charachidznin analizlerine, Gamqrelize/Ivanov, les Indo-Europens et le Caucase, Revue des tudes gorgiennes et caucasiennes, 2, 1986, s. 211-222, ve onun, Bulletin de la Socit de linguistique de Paris, 81, 2, 1986, s. 97-112deki raporuna bkz. 15) Ona ayrlan blme bkz., bu kitapta, s. 39-45. 16) Ijl. Simon, Histoire critique du Vieux Testament (1678), Rotterdam, 1685, s. 85. Nyssal Gregoriusun metnine yaplan referanslar iin, yukarda, 3. not. 17) A.g.y., s. 487. Bu konuda, D. S. Katz'n Philo-Semitism and the Readmission o f the Jews to England, 1603-1655, Oxford, 1982 adl kitabnda, Babel Reversd: The Search for a Universal Language and the Glorification of Hebrew baln koyduu blme bkz., zellikle s. 65 vd. 18) Bundan sonraki alntlar iin de bkz. R. Simon, a.g.y, s. 84. Bu ve bunu izleyen blmlerde olduu gibi, gndermesiz bir alnt, her zaman bir nceki alnt ile ayn sayfaya gnderme yapar. 19) A.g.y., s. 89.

CENNETN ARVLER 17

X V III. yzyln sonlarnda J. G. Herder20 (1 744-1803), ortaya so runlar atar, X IX . yzyl boyunca insanln bilimlerinin kabul edecei biimiyle, gelecekteki Ari-Sami dillerinin yerli yerine konmasna katkda bulunan zmleri benimser. Her ne kadar Herder, U rsprachen in 21 byk kzlarndan biri olarak kabul ederek braniceye hl zel bir yer verirse de, bakn ayn zamanda H int dalarnn22 tepelerine evirir. Dnya haritasna23 bir gz atmas ona, G anj C ennet rma yla zdeletirme olanan salar. Filolojiyi Cennetin bir corafyasna balayan24 yzyllarn Incil uz manlar geleneine katlmakla birlikte Herder, Simon gibi, bu tartma larn ulusal yn stnde durarak, gene de ondan ayrlr, ilk eylemin getii bahenin nerede olduunu bilmek iin geleneksel soruyu sorduktan sonra Herder, okuyucuyu, byle dinsel-siyasal bir arkeoloj inin tehlikelerine kar uyarr:
nk her eski ulus kendisini ilk doan ulus olarak grmeyi ve lkesini insanln doduu yer olarak kabul etmeyi ok sever (s. 431).

R. Lowthdan25 (1710-1788) esinlenen Herder, brani dilinin yap larnda fevkalade gzel bir cennetin iirsel anlatmn ortaya karmay tercih eder. Musada deerli bir yanda bulan Herder, Tekvinin bir yorum gerektirdiini syler, ki bu yorumda din, bir mthilik kurgusu
20) Ona ayrlan blmlere bkz. 21) J. G. Herder, Vom Geist der ebrischen Poesie, 1 (1782). B. Suphan tarafndan hazrlanan basm, Berlin, 1879, II. cilt, s. 444-445 ve bu kitapta daha ileride, s. 49a bkz. 22) J. G. Herder, ldeen zur Philosophie der Geschichte der Menschheit (1784-1791), B. Suphanm basm, Berlin, 1887, 13. cilt, s. 432. Gene bkz. aada, 45. not. Herder ve Hint Dou iin bkz, R. Grard, llOrient et la Pense romantique allemande, Paris, 1963, s. 12 vd., 40-41 ile 47 vd.; A. L. Willson, A Mythical Image: The Ideal o f India in German Romanticism, Durham, 1964, s. 50 vd. 23) J. G. Herder, Ideen..., s. 431 ve bundan sonraki alnt iin s. 432. Bundan sonraki paragrafta, parantez iindeki alntlar Ideen'nin ayn blmne gnderme yapar. 24) Olas pek ok dier rnek arasnda: P D. Huetnin, Le Trait de la situation du Paradis terrestre (1691), yakn zamanlarda, Y. R. Massimi tarafndan, A. Desreumaux ve F. Schmidt (der.), Moise gegraphe. Recherches sur les reprsentations juives et chrtiennes de l'espace, Paris 1988, s. 203-225'de, incelenmitir. Kendi zaman iin tanklk yapan C. Malte-Brun (17751824), 181 l de bu sorunu, Prcis de la geographie universelle.... (tam balk kayanakadadr), Paris, 1811, 3. cilt, s. 245-248de, Digression sur lEden et le Paradis bal altnda eletirel bir yaklamla ele alr. Cennetin durumu ile ilgili bu sorular iin imdilik bkz.: M. Alexandre, Entre ciel et terre: les premiers dbats sur le site du Paradis. (Gense, 2,8-15 et ses rceptions), F. Jouan ve B. Deforge (der.) Peuples et Pays mythiques, Paris, 1988, s. 187-224. ncildeki Phison ile Ganj arasndaki yaknlk hakknda, a.g.y., s. 199 ve s. 206. 25) Bu Ingiliz piskopos iin, aada, s. 48-51.

I CENNETN DLLER

iinde temellenir. Bylece, kkenlerin Incildeki anlatsnn, o zaman dan beri masallar lkesi gibi grnen cennetin corafyasn izdiini gsterir (c. 11, s. 323). Bundan baka, Musann belirsizlii bu tasvirin gerek olduuna dair bir kant oluturur. Bu olaanst lkeden hibir zaman gemedii iin, ok drst olan Musa, mitin kendisine izin verdiinden fazlasn sylemek istemezdi. Zaten bu en eski blgeyi ziyaret etmi olsayd bile, Musa, orada, hibir cennet arivini bulama yacakt. Bylece, Herder, adalarna olanaksz bir arkeolojinin am piyonluunu, cennetin tarihinin kurtarclarn oynamamay tavsiye eder. Bu anlatnn, brani iirinin kklerine olan etkilerini incelemek amacyla, artk, gelenein, dnyann balangc efsanesi gibi dolap durmasna izin vermek daha iyidir. Herder iin arkaik bir dilin iirsel bir rnei olan brani anlats, Renanda26 insanln arivine dnr. yle yazar:
Fevkalade bir alnyazsyla insan trnn arivine dnen bu rkn (Sami rk) ilkel arivleri bize branice olarak ulat.27

Dil ve dil yetisinin kkenleriyle ilgili kavgalar, insann dil yetisi tasavvurlarn biimlendirmeye devam etti28. Herderin sylediinin arka plannda, dili, dnceyi kuran ve uluslarn zelliklerini syleyen bir a olarak kabul eden anlaylardan biri grnr. Halklarn ruhu nun yaratc imgelerinin gelip yansd ayna olan dille ilgili eitlem e ler de sayszd. Bylece Herder, dili, insan zihninin gelimesinin ayr calkl bir tan ve uygarln bulularnn bir koruyucusu olarak kabul eder29. Dillerin insan zihninin en iyi aynas ve halklarn en eski antlar30 olduunu dorulad zaman, kiisel ve kollektif bu ikili bellei dilbilimin programna yazmam myd?
26) Renan byk bir Herder okuru idi, bkz., aada, s. 70, s. 96 ve n. 60. 27) E. Renan, Oeuvres compltes, H. Psichari tarafndan hazrlanan bask. 8. Cilt, s. 238. 28) XIX. yzyln ikinci yansnda, rnein Darwin ve F. M. Mller arasndaki tartmaya ayrlm sayfalara bkz. (aada, s. 110 vd.). Paris Dilbilim Topluluu Ynetmeliinin 2. maddesi ile 1866da konulan dilin kkenlerinin aratnlmas yasa sorunu zerine 1972ye kadar olan kaynaka iin, (aada, s. 117 vd.), bkz. G. W Hewes, Language Origms Bibliography, tamamlanm 2. bask, La Haye-Paris, 1975, 2 cilt. A. Borst, a.g.y. 29) J. G. Herder, Abhandlung ber den Ursprung der Sprache (1770), B. Suphan tarafndan hazrlanan bask, Berlin 1891, 5. cilt, s. 52: Ve dilin tm yaps, onun ruhunun geliim biiminden, onun keiflerinin tarihinden baka nedir ki! 30) G. W. Leibniz, Nouveaux Essais..., s. 294 ve 242.

CENNETN ARVLER 19

Ulalamayan cennetin arivleri, dil yetisiyle ilgili dncelere, geip giden kuaklar aan bu sadk tana dnmt. J. D. Michaelis (1717-1791) 1759 ylnda, D e linfluence des opinions sur le langage, et du langage sur les opinions [Kanlarn dil yetisi, dil yetisinin de kanlar zerine etkisi] balkl bilimsel incelemesinde yle yazar:
Dil yetisi, insan bulularnn en kt kazalara kar korunduu bir tr arivdir: Alevlerin yok edemedii ve ancak bir ulus tamamen yok olduu zaman yok olan arivlerdir.31

Bundan byle, zaman iinde onlarn kimliklerini salayan, atalara ait deerlerin aktarmnda devamll koruyan eyi, yani dili akla kavuturmadan, ne ulustan, ne de halklarn tarihinden sz edilebilir. M ichaelisten on yl kadar nce Condillac (1715-1780) dili, her halkn dehasyla32 zdeletirdii zaman, akademik bir tartmay balatmaktan fazlasn yapmt:
u halde her ey, her dilin, onu konuan halkn zelliklerini yansttn dorular33.

Ulusla birbirine kaynam olan dil, bundan byle, her halka zg zellikleri tanmak iin en iyi kaynak olarak kabul edilmitir34. Yirminci yzyln balarnda F. de Saussure (1857-1913) dilbilimine geriye doru
31) Bu bilimsel inceleme, 1759 ylnda Prusya Bilim ve Edebiyat Kraliyet Akademisinin dln kazanmtr. Yazar tarafndan geniletilmi ve gzden geirilmi olan Franszca basky zikrediyorum (Bremen, 1762), s. 28-29. 32) E.B. de Condillac, Essai sur lorigme des cormassances humaines (1746), II, Dillerin dehas konusunda balkl XV blmde, G. Le Roy tarafndan hazrlanan basm, Paris 1947, s. 103. 33) A.g.y., s. 98. Bu tartmalarda Condillac'n nemi hakknda, bkz. H. Aarsleff, The Tradition of Condillac: The Problem of the Origin of Language in the Eighteenth Century and the Debate in Berlin Academy Before Herder, Dell H. Hymes (der.), Stwdtes in the History o f Linguistics. Tradtions and Paradigms. Londra. Bloomington (Indiana), 1974, s. 93-156 (From Locke to Saussure. Essays on the Study o f Language and lntdlectual History, Londra, 1982, s. 146209da tekrar yaymlanmtr). 34) Ulusal karakter ve dil arasndaki dinamik ilikiler zerine, W von Humboldt (17671835) ounlukla eitlilik arzeden bir analiz nerir: Latium und Hellas oder Betrachtungen ber das classische Alterthum (1806 ), Werke in Fnf Bnden, 2. eilt, Schriften zur Altertumskunde und sthetik die Vasken, A. Hitner ve K. Giel (der.), Wissenschafdiche Buchgesellschaft (Darmstadt), Stuttgart, 1961, s. 58 vd., ve Veher die Verschiedenheit des menschlichen Sprachbaues... (18301835), a.g.y., 3. eilt, Schriften zur Sprachphilosophie, Stuttgart, 1963, s. 557 vd. Bu bask, W. von Humboldtun Berlin Akademisi tarafndan 17 cilt olarak yaynlanan Gesammelte Schriften (Berlin, 1903-1936) adl yaptnn sayfa numaralarna gnderme yapmaktadr.

20

CENNETN DLLER

bir gz attnda, pekok bilgin kua bu dncelerle ulusal zihniyetlerin tarihini yazma biimlerini zenginletirmiti. O zaman Saussure, bu konudaki itirazlarn formle etmeden nce bir dilin, bir ulusun psikolojik zelliklerini yanstt dncesinin olduka yaygn bir d nce olduunu35 saptar.

braniceden Sonra Sanskrite


XV III. yzyln son yllarnda ve sonraki yzyln ilk yarsnda insan bilimleri, zellikle botanikten, biyolojiden, jeolojiden ve paleontoloji den alman yeni kavramsal gereleri kabul eder36. branicenin eski ayrcaln sarsmaktan da fazlasn yapan Sanskrite bu dnemde modadr. Fransann, ngilterenin ve Almanyann salonlarnda ve akademilerinde Veda dili konusunda yaplan konumalar, Hint-Avrupa varsaymnn ortaya kn yasallatrarak dillerin karlatrmal ola rak incelenmesinin yerlemesini abuklatrmaya katkda bulunur. X IX . yzyln tarihyazmyla ilgili olarak W illiam Jones (1746-1794) Hint-Avrupa dncesinin doum belgesine imzasn atar. Sanskriteyi yeni renen Jones37 gen Kalkta Kurumundan dostlaryla bir araya geldiinde, 2 ubat 1786da yapt parlak konumada Sanskrite, Yunanca ve Latince arasndaki dilsel benzerliklerin nemini aklar:
Ne kadar eski olursa olsun Sanskritenin Yunancadan daha mkemmel, Latinceden daha zengin ve her ikisinden de daha ince, hayranlk uyand ran bir yaps vardr: Gene de, bu iki dil arasnda, fiil kkleri ve dilbilgisi kalplarnda, rastlantdan beklenmeyecek lde ok benzerlik olduu kabul edilir. Gerekte, bu ylesine bir benzerliktir ki bir filolog, bu dili
35) F. de Saussure, Cours de linguistique gnrale (1910-1911), T. de Mauronun basks, Paris 1985, s. 310 ve dil ve rk", etnizmin sz konusu olduu bu sayfalarn tamam (s. 304312). Saussureii daha ileride, s. 23, 31, 124-126da tekrar bulacaz. [Trkesi: Genel Dilbilim Sorunlar, Verso Yay., 1985] 36) O zamandaki dilbilim ile ilikili olan bu bilim kollan iin, bkz. aada, s. 31, n. 85; s. 111-113, 120-121 ve s. 124, n. 17. F. de Saussure, a.g.y., s. 306-310: Dilbilimsel paleontoloji zerine bir zm nermektedir. 37) 8 Eyll 1785de R Russele yazd bir mektupta, Jones bu saygdeer (dilin) balang bilgilerini renme umudunu" ifade eder ve birka hafta sonra ekimde Sir J. Macphersona gnderilen bir mektupta, Sanskriteyi incelemeye yeni baladn bildirir. Bkz., The Letters o f Sir William Jones, G. Cannon tarafndan hazrlanan basm, Oxford, 1970, 2. cilt, s. 680 ve 687. Kalkta Topluluu iin, aada, s. 49, n. 27.

CENNETN ARVLER 21

de, artk varolmayan ortak bir kaynaktan ktklarna inanmadan inceleyemez. Bunun kadar baarl olmasa da, ok farkl bir dille karm olmala rna ramen Got dili ve Keltenin de Sanskriteyle ayn kaynaktan geldiini varsaydracak benzer bir neden daha var; eer buras, rann Antikayla ilgili sorunlar tartma yeri olsayd, bu aileye Farsay da ekleyebilirdik.38

Sanskritenin varl, Avrupada uzun zamandan beri baz kimseler tarafndan biliniyorduysa da, X V I. yzyln sonundan itibaren Hint ya da ran ve Avrupa terimleri arasnda (talyanca, Germence, Yunanca, Latince) eitli yaknlatrmalar yaplmsa da39, Jonesun mesaj bil ginler tarafndan ancak XIX. yzyln banda alnr. Hint-Avrupa dilleri aratrmaclarnn ilk kua, Friedrich von Schlegelin (1772-1829) 1808de Heidelbergde yaymlad Hint Dili ve Bilgelii zerine Dnemesinden40 zellikle etkilenmitir. lk Sanskrit dili ve edebiyat41 krss, Antoine Lonard de Chzy (1773-1832) iin Pariste, Collge de Franceta, 1814de kurulur. ki yl sonra42, Franz Bopp (1791-1867) Gram m aire Com pare' sini (Karlatrmal Dilbilgisi, 1833-1849) hazr lamaya balar. F. Schlegel gibi, ayn ekilde romantizmin rehberi olan stadlarn etkisinden kendini kurtararak, Bopp, Avrupa dillerinin pek ounun atas olan kayp bir ortak dilin sezgisine sahip olan bilgin kuann aratrmalarn bir sistem iinde ifade etmek isteiyle, HintAvrupa incelemelerine damgasn vurur.

38) W. Jones, "On the Hindus. The Third Discourse, Asiatic Researches, I (1788), 1799 s. 422-423. Bu ille Discours anniversairein Franszca basmndaki evirisini alyorum, Recherches asiatiques ou Mmoires de la Socit tablie au Bengale, I, Langls, Cuvier, Delambre, Lamarck ve Olivier tarafndan yeniden gzden geirilmi ve notlarla gelitirilmi, ngilizceden A. Labaume tarafndan evrilmi, Paris, 1805, s. 508-509. Jonesin yaptnn filolojik deeri iin, H. Aarsleff, The Study ofLanguage in England, 1780-1860, Princeton (New Jersey), 1967, s. 115-161, 7. blm. 39) Bu konuda baz bilgiler iin bkz. B. Hemmerdingerin La thorie irano-germanique de Juste Lipse (1598), Indogermanische Forschungen, 76, 1971, s. 20-21; J. Fellman, The First Comparative Indo-Europeanist, Linguistics, 145-1975, s. 83-85; J.F. Eros, A 17th Century Dmonstration of Language Relationship: Meric Casaubon on English and G reek, Historiographia lingistica, 3, 1, 1976, s. 1-13; J. C. Muller, Forschungsbericht. Early Stages of Language Comparison From Sassetti to Sir William Jones (1786), Kratylos, 31, 1986, s. 1-31. 40) Bu Denemenin yazld durum iin bkz. LOrient et la Pense romantique allemande, Paris, 1963, s. 111 vd. 41) S. Lvi, Les Origine dune chaire: lentre du sanscrit au Collge de France, Collge de France (1530-1930), Anma Kitab, Paris, 1932, s. 329-344. 42) Ya da, baka bir tarihe gre, 1820de; bkz. M. L. Rotsaert, Etymologie et idologie. Des reflets du nationalisme sur la lexicologie allemande, 1830-1914, Historiographia lingistica, 6, 3, 1979, s. 309.

2 2 CENNETN DLLER

Hint-Avrupa dili olgusunun kabul edilmesinin neden olduu kar gaa, hzl bir biimde, karlatrmal filolojinin snrlarn aar. Daha sonra rkbilimden geerek, mitolojiden tarihe kadar insanln btn bilimleri Ari diye de adlandrlan Hint-Avrupa icadndan etkilenir43. Ariler zerine dncelerin yaylmasnda balca nclerden biri olan F. M ax Mller (1823-1900) kkenlere ait yeni bir bilimin balang noktas olarak kendi ynteminin ilk deneyimlerini anlatr.
Sanskrite diye adlandrlan Hindistann eski dilinin bulunmas saye sinde [...] ve bu dili Avrupann balca rklarnn dillerine balayan ve Schlegelin, Humboldtun, Boppun ve daha bakalarnn dehas tarafn dan aklanan yakn akrabaln bulunuu sayesinde, dnyann ilkel tarihi ni inceleme tarznda tam bir devrim yapld. 44

Bylece orada, filolojinin ve dilbilimin ortak alan dillerin ve dil yetisinin yeni tarihi sayesinde45, bilginler, tarihncesi topluluklarn belirgin bir imgesini elde edebileceklerine inanrlar46. H atta bazlar, Hint-Avrupa dil kklerinin karlatrmal analizi sayesinde lmlle rin rknn ilk atalarnn eylemlerini ve szlerini yeniden oluturmak ister. Dil paleontolojisi, dlerinin bilimi olur. Ancak, Hint-Avrupa alannn ortaya karlmasn salayan Sans krite, yalnzca daha nceki karlatrmal denemelere bilimsel bir geerlilik getirmez. Vedalarn dili, ayn zamanda baz bilginlerin k kenlere duyduklan romantik susuzlua dsel bir dayanak salar. H in distann byledii Voltairein dileklerini srdren47 Kilise kart bazlar, insanln en eski bilgeliini G anjn kylarnda grmek ister. Bakalar, saya yeni bir Ari soluu vererek Aydnlanma ve Devrim ile baarszla uratlan Hristiyanla yardm etmek ister48.

43) Bkz. aada, s. 26, n. 62 44) F. M. Mller, Nouvelles Leons sur la science du languge (1863), Fr. ev. G. Harris ve G. Perrot, Paris, 1868, 2. cilt, s. 136-137. 45) Aada, s. 71 ve n. 3, s. 112-113 ve n. 34. 46) Aada, s. 113-114, s. 124 ve n. 17 47) Bkz. aada, s. 91, n. 46, ve D. S. Hawley, EInde de Voltaire, Studies on Voltaire and the Eighteenth Century, (T. Besterman ynetiminde) 120. cilt, 1974, s. 139-178. Ayn zamanda bkz., C. Weinberger-Thomas, Les Mystres du Veda. Spculations sur le texte sacr des anciens brames au sicle des Lumieres, Pumartha, 7, 1983, s. 177-231. 48) Bylece aada, s. 90 vd. 122-123 ve n. 16.

CENNETN ARVLER 23

Baz kimseler, Incildeki Yeryz C en netinin yerini alan bir Ari C enneti grlerine kar ktlar. Onlarn arasnda, kkenlere duyu lan saf sevginin ekim ine kaplan bilginlerin Avrupasyla ayr den gen F. de Saussure49de vardr. stad Adolphe Pictetnin (1799-1875) yaptn anlatarak, 1878 de yle yazar:
[...] Arilerle ilgili aratrmalarn temelinde, akl yoluyla gzden geirilmi altn an bu halknda, kukusuz, bilinli saylabilecek bir ideal insanlk d var [ ...] .50

Ayn ekilde, haylgcnn ve bilimin snrlarndadr5 1 ki Salomon Reinach (1858-1932) saysz Hint-Avrupa incelem elerini harekete geiren Cennete ait dilekleri meydana karr. Histoire d'une controverse (Bir tartmann tarihi) alt balkl IlOrigire des Aryens51 (Atilerin K ke ni) zerine yazd kitabnda Reinach, bakalarnn yannda, P ictetyle birlikte, Arilerin ilkel haliyle ilgili bitmez tkenmez eitlem eler53 gelitirenlerin yaptlarn analiz eder. Dilin fosil katmanlar altnda yeni bir Yeryz C enneti bulunduu sanlyordu. Dou dilleri bilgini Darmesteter (1849-1894) Vedada yetenekli rahiplerin ilkel bir iirini54 grmeyi dileyen H int dili bilginlerine kar ayn ekilde tepki gsterir. Abel Bergaignein (1838-1888) lmnde yapt vg konumasnda Darmesteter, bu sekin Sanskrite bilgini nin kkenlerdeki A ri felsefenin aratrlmasyla zdelemi olan bi limsel gelenei izlemediini hatrlatr:
Hindistann mitolojik yanlsamasnn bilinsiz oyuncaklan olan Avrupal bilginler, Veday, yalnzca tarihin deil, hatta insan dncesinin en eski gemiine gtrmeye almlard. Brahman ortodoksluu, Vedalar yoluy la ilk tannsal vahye vanlacan ileri sryordu: Avrupa bilimsel ortodoks luu onlar yoluyla Hint-Avrupa rknda dinsel dncenin ilk vahyine

49) Onun hakknda aada, s. 124-126. 50) 17 Nisan 1878 tarihli Journal de Genve, s. 3., kol. 1. 51) A.g.y. 52) 1891 ylnda Ecole du Louvreda yaplan konferanslardan oluan bu kitap, Reinachm zikretmedii Renannn lm yl olan 1892de, Pariste yaymland. 53) S. Reinach, a.g.y., bir sonraki alnt iin de, s. 19. 54) J. Darmesteter, Rapport Annuel", Journal asiatique, 1890, bundan sonraki gndermeler iin de, s. 25.

2 4 CENNETN DLLER

vardna inand. Bu yolla Vedalar, rkn dinsel kkenlerinin bir eit kutsal kitab, Ari Incili olmutu.

B atmn soyktne ait byk kurucu bilgilerin kar karya geldii bu ok hedefli tarih, bylece, merkezlii uzun zamandan beri tehdit altnda olan branicenin yerini Sanskriteye brakmasyla, XVIII. yzyln sonunda yeni bir anlatm kazanr. Bununla birlikte branice nin bir kenara braklmas, soy araynda olan Batnn ona yapt ayrcalkl yatrm azaltmaz. Zira, X IX . yzyln pek ok yazar In cildeki Tekvine olan inanlarn terketmeye55 -am a ok defa yalnzca bir ksm n- karar verebildilerse de, gene de dnen insanln soyktnde tasarrufta bulunmadlar. Bylece, kullanm, kkenlerin bah esinden beri atlaksz, kesintisiz bir sreye girmeye izin veren bir Incili, XIX . yzyln filolojileri yeni Hint-Avrupa arivlerini olutur duklarnda, sonsuz grnl baka metinler izleyecektir. Ve bu ariv ler, brani ktphaneleri gibi, abucak saysz yorumlara ve zorlu sor gulamalara tabi tutuldu. Yzyln balangcndaki romantik cokunluklarn ada olan G. W. F. Hegel (1 7 7 0 -1 8 3 1 ), kendini ilkelcilie kaptranlar eletirdi inde, bir C ennetten tekine yaplan bu ariv nakline tanklk eder. Dnrn fikirleri Tarih Felsefesi inde (1822-1831) yazldr. Orada ilk insann gnah hem her trl bilgi ve hem de hayvanlk durumunu belirleyen saflk halinin sonu anlamna gelir. Eer, Ademin dne neden olan ezeli gnah miti, lmllerin atasnn insan olmasn anla tyorsa, Cennet, insanlarn deil fakat yalnzca hayvanlann kalabildi i bir p ark tr...56Tarihte A kl da (1830) Hegel, insanln afanda gereklemi, varsaymsal bir uygarln d fikrini savunan yazarlar ele aldn da, stn bir tanklk zerine kurulmu ilk insanlk hakkndaki bir grn' eletirisini yapar.
lahiyatlarn kendi tarzlarnda daha nce yorumladktan (rnein, Tan r Ademle branice konuacakt) ve bugn baka gereksinimlere uygun decek biimde yeniden ele alnan Cennetteki ilk insanln en eski
55) S. Livynin (1863-1935) metnine, aada s. 163e bkz. 56) G. W. F. Hegel, Philosophie der Weltgeschichte, II, 2. Smtliche Werl de, Die griechische und rmische Weh, G. Lasson tarafnca hazrlanan basm, Leipzig, 1923, 9. cilt, s. 728.

CENNETN ARVLER 2 5

hali tekrar sz konusu olur57. Her bilimi ve her sanat bize nakletmi olabilecek ilkel bir halkn varl kabul edilir (Schelling; Schlegel: Hint Dili ve Bilgelii). Bu ilk halk asl insan trnden nce gelmi olacak ve eski efsanelerde tanrlarn imgesi altnda devam edecekti; en eski halkla rn mitlerinde onun yksek kltrnn biim deitirmi izlerini bulabile cektik. Bylece, tarihin onu sunduu ekliyle, bu eski halklarn durumu, bu yksek kltr halinin gerilemi hali olacakt. Bize, bu kuramn, felsefe nin bir gerei olduu ve tarihsel belirtilere dayand sylenir. Burada dayanlan yksek otorite58 her eyden nce, Incilin anlatsdr. [ ... ] (saf) bir Tanr ve Doa bilgisinin oluumuna daha da az olmak zere, hibir ey bu ilk biim iinde bir halkn varolmu olduuna ve bu halkn tarihsel durumunu tasarlamaya izin vermez. Balangta Doamn, insann aydn lk bak nnde, Tanr yaratsnn berrak bir aynas gibi ak ve saydarri kendini gsterdii ve ayn biimde, tanrsal gerein de kendisini ona sunduu tasarlanr [...] Tarihsel olarak, btn dinlerin kkenleri muhte melen bu durumda olacakt [.. ,] 59.

Yzyln sonuna kadar -R e n a n 1892de, F. M ax Mller 1900de l r- farkl eilimleri ierisinde filolojinin ve karlatrmal m itoloji nin, Hegelin szn ettii Incildeki yksek otoriteye atfedilen an dikkati gsterdiklerini greceiz. zellikle bilginler, tarihin aky la ilgili Tanrdan gelen mdahaleleri zmlemeye altklarnda.

Teknik Kurgular

>

Kayp bir dil. Bilinmeyen bir halk. X IX . yzyl yazarlan bir mitkurucu ada yeralan uzak Hint-Avrupa diasporasmda, dil yetisinin douuna, hem en hem en insann yaratlna60 yakn varsaydklar dilin kklerini bulurlar.
57) Bu cmle, Hegelin el yazs ile yazlm ksmlardan alnmtr. Devam, metnin basmnn hazrlanmasna yardmc olan rencilerinin defterlerinden alnmtr. 58) Buradan itibaren, tekrar, alnt Hegelin eliden kmadr. 59) G. W. Hegel, Die Vemunft in der Geschichte (1830, ilk bask 1837), ]. Hoffmeister (haz.), Akademie Verlag (Berlin), Hamburg, 1966, s. 158-159. K. Papaioannounun evirisini deitirerek kullanyorum: La Raison dans l'histoire, Paris 1979, s. 187-188. [Trkesi, Tarihte AM, Ara Yaynlar, 1980] Hegel ve Hindistanla ilgili olarak bkz.: M. Hulin, Hegel et Orient. Suivi de la traduction annote dun essai de Hegel sur la Bhagavad-Gt, Paris, 1979, s. 99-124; R.-E Droit, LOubli de lInde. Une amnsie philosophique, Paris, 1989, s. 195-207. Gene bu konuda: aada, s. 118, n. 4. 60) S. Lvi, La Grande Encyclopdie, 1885-1902, 4. cilt, s. 46, Aryens II. Linguistique" maddesi, aada, s. 163, n. 7de anlmtr. F. M. Mllerde dil kkleri iin bkz.: s. 110 vd.

26 CENNETN DLLER

Batnn geleceinde kurucu bir rol oynamas istenen bu kkenlerin ktasna61 ne ad verilmeli? Btn Avrupann paylaamad bu yeni atalar nasl adlandrmal? Bu konuda hibir zaman fikir birlii olmad. Ar iler62, Hint-Germenler63 ya da Hint-Avrupallar64: Baz yazarlar, bir paragraftan tekine bu adlandrmalar kaytszca deitirirler. Bilginler bunu deiik dzenlemeler iinde -iste r halk, ister rk, ister ulusu ya da diller ailesini belirtmek i in - yaparlar. Bylece, Renan hem A ri hem Hint-Avrupa65 terimlerinden ve I. Goldziher (1850-1921)

61) Bazlar iin, o halde, Veda Hintlileri, Eski Ahitin Yahudilerinin yerine gemilerdi. Yazarlar Atlantisin filolojik diriliini ele aldklar zaman, byl bir ktann, ayn biimde bir bakasnn yerine geebileceini, R Vidal-Naquet ok iyi gsterdi: R Vidal-Naquet, Hrodote et lAtlantide: entre les Greces, et les Juifs. Rflexions sur lhistoriographie du sicle des Lumires", Quademidistoria, 16,1982, s. 5-74; ve ayn yazardan: UAtlantide et les nations, Reprsentations de lorigine. Littrature, histoire, civilisation. Cahiers du Centre de recherche littraires et historiques et du Centre de recherches Afro-Indien-Ocaniques de l'universit de la Runion 4, 1987, s. 9-28. Gene bkz.: yukarda, s. 14, n. 6 62) Ari terimi iin, eski anlamlannn, az ok soyut olan ilk teknik kullanm, belki de A. H. Anquetil-Duperronda (1731-1805) bulunur, Recherches sur les anciennes langues de la Perse. Premier mmoire sur le zend (9 Austos 1763de okundu), Mmoires de littrature tirs des registres de 'Acadmie royale des inscriptions et belles-lettres, 31, 1768, s. 370 (ve s. 389-390, not 24), s. 376. 1941 Almanyasnda, bu terimin kullanmlar ve arlklan zerine bir inceleme yapan Hans Siegertin cesaretine sayg duymak gerekil; Zur Geschichte der Begriffe Arier und A nsch, Worter und Sachen, 22, 1941-1942, s. 73-99. Anquetile atfedilen Ari teriminin yeni kullanm iin bkz. H. Siegert, s. 86-87, 1982de K. Koerner tarafndan izlenmitir (ileride anlmtr), s. 169. Bu terimin bugnk kullanm biimi hakknda bkz. G. Charachidz, La Mmoire indo-europenne du Caucase, Paris 1987, s. 133-136. 63) 1823de, uzun sre J. von Klaprotha (1783-1835) atfedilen -1 9 8 7 de kan, benim makaleme de, s. 369, n. 48 bkz. (aada, s. 168'de iaret edildi) - bu terime daha 1810da G. Malte-Brunn yaptnda rastlanmaktadr: Prcis de la gographie universelle..., Paris, 1810, 2. cilt, s. 577-581. imdi bkz.: F. R. Shapiro, On the Origin of The Term Indo-Germanic Historiographia Imguistica, 8, 1, 1981, s. 165-170. 64) J. C. Adelungun (Berlin, 1806-1812) Mithridates, oder Allgemene Sprachenkunde adl kitabnn deerlendirilmesinde, imzasz ama T Younga (bkz. H. Siegert, a.g.y., s. 75-76) atfedilen metinde, yaza Indoeuropean" (The Quarterly Review, 10 Ekim 1813-Ocak 1814; s. 255; gene bkz. 256, 264, 270, 273, 281 ve 283. sayfalar) teriminin kullanmn nerir. K. Koernerin bu konudaki kesin tutumuna bkz.: Observations on the Sources, Transmission and Meaning of Indo-European and Related Terms in the Development of Linguistics", K. Koerner ve dierleri (der.), Papers From the 3ri International Conference on Historical Linguistics, Amsterdam, 1982, s. 153-180, burada yazan F R. Shapironun yukanda anlan tezlerimde tartr (makale, Practicmg Ungiustic Historiography, Selected E ssays, Amsterdam-Philadelphia, 1989, s. 149-178de tekrar yaynlanmtr). 65) Ve 1848de Origine du Langage (Dilin Kkeni) balkl kitabnn ilk yaymnda, HintGermanik diller" diye yazar (La Libert de penser, 13 Aralk 1848, s. 68), daha sonra HintAvrupa terimini seer. (Oeuvres compltes, a.g.y., 8. cilt, s. 71-72). Ama, daha sonra, gene bkz.: Hint-Germanik diller (8. cilt, s. 211).

CENNETN ARVLER 2 7

ise A ri ve H int-Germ en66 terimlerinden yararlanr. X IX . yzyln dier yazarlar, Yafes67, Sanskrit kkenli, Hint-klasik, Arya68, Hint-Kelt, Trakya, Kafkas terimlerinden ya da daha baka adlar dan69 yararlanrlar. Saysz eilimi olan bu dnyann karsnda, temel bilgileri ieren bir baka btn var: Sami dilleri. Uzun zaman Arami ya da doulu olarak adlandnlanbu diller, A. L. von Schlzer (1735-1809) ve Herder Sam i70 adn ortaya attklarnda -N u h un olu ve Yafesin kardei (Tekvin 5, 3 2 ) - bu ad alr. G ebe yetenekleriyle belirlenen halklar, Hint-Avrupa leheleri nin eitliliine denk der. Byk fatihler olarak diasporalar, Hindis tandan Avrupann bat ularna gider. Olduklar yerde kalan amile re gelince, onlar, dillerine, kltrlerine ve dinlerine sk skya bal olarak grrz. Zamanda ve meknda hareketsiz kalarak, X IX . yzyln anlatt biimiyle evrensel tarihin ilerlemelerine katlmazlar, ya da ok az katlrlar. Arilerin oktanrc dinamiinin karsna, Samilerin tektanrc durgunluu konur. nsan bilimlerinde szckler kavramsal aralar olabilirler; eski ge leneklerden ekip karlan ya da laboratuvarda yaratlan yapay mad deler gibi icat edilen szckler, bir aratrmann n varsaymlarna ve tasarlarna tanklk ederler. Bu ilevsel terimlerin, yani teknik kurgularn seimi, yeni bilgilerin temel varsaymlarn da anlatr. Semitizm zorunlu olarak braniceye indirgenemez. A ncak balca Sami deyimler gibi Arapa dil ve slami din olarak telkki edilebilirse, -tad tektanrc dinle zdeleen d il- branice, ok defa X IX . yz

66) Goldzihere ayrlm blmde, bkz. aada, s. 142., n. 13. 67) Ayn biimde, aada, s. 168, n. 10. Bu eski adlandrma, 1920li yllarn S.S.C.B.sinde N. J. Marrn (1865-1934) Yafet kuram tarafndan canlandrld: bkz. R. LHermitte, Science et Perversion idologique. Man, marrisme, marrisles. Une page de Histoire de la linguistique sovitique, Paris (Cultures et socits de lEst", 8), 1987. 68) A. Pictetin seimi byleydi, bkz. aada, s. 120, n. 13. 69) Deinilen metinleri deerlendirmek iin, onlarn deiken terminolojisini kabul edeceim. Bylece, Hint-Avrupadan baka, duruma gre, trnak iine almakszn Arya ya da Hint-Germen yazacam. 70) A. L. von Schlzer, Suriyelilerin, Babillilerin, branilerin ve Araplarn dillerini belirtmek iin Sami formlnn harfiyen kullanlmasn nerir: Von den Chaldern, Repertorium fr biblische und morgenlndische Litteratur, 8, 1781, s. 161; Herder, Sami ve buna bal terimleri, nszn 9 Nisan 1782de imzalad brani iirinin Ruhu adl yaptnn ilk ksmnda kullanr, B. Suphanm hazrlad basm, Berlin, 1879, 11. cilt, s. 429, s. 442-444.

2 8 CENNETN DLLER

ylda Samilik alannda sorulan sorulan ynlendirir. Bylece tarihsel dnemin Ibranilerine maledilmek istenen zellikleri Sami toplulukla rn tamamna atfeden uzmanlarn says ok fazladr. Bu genellemenin zorunlu sonucu: nceki yzyln bilgin Avrupasnda Renan ve baka lar, Yunanllara atfettikleri zel nitelikleri, Ariler ya da Hint-Germen ler, ya da Hint-Avrupallar olarak adlandrdklar topluluklara da atfe derler. Eer Yunanllarn dinamizmi ve soyut zeka kapasitesi oluum halinde bir Hint-Avrupa dnyasn haber veriyorsa, Ari evreninin Veda kutbu, ezel olann glerini temsil eder. Antisemitizrnin tamamen olumsuz tutumuna gelince, bu tutum, Sami dilleri kullananlarn tamamna deil, fakat sadece branilerden gelenlerle yani Yahudilerle zdeletirenlere yneliktir. 1870 ylndadr ki, Avrupann her yerinde, filoloji bilimlerinin ve fizik antropolojinin alan dnda, ancak, genellikle meruluunu oradan alan Ari ve Sa miyle ilgili siyasal ve ideolojik yeni kou alanlar alr. evresi belli olmayan, tututurucu etkiler yapan bu szckler, nazizmin kt 1945 ylna kadar mrlerini srdrrler. Bopp, Karlatrmak Dilbilgisi1 nin ikinci basmnn nszn yazd nda, ulusalclk dncesini dille ilgili yeni bilimlerden uzak tut mann gereklilii zerinde srarla durur.
Bylesine geni bir aileyi gstermek sz konusu olduunda ktamzn btn halklannn temsilcileri olarak neden Germenlerin kabul edileceini anlamadmdan Hint-Germen deyimini onaylayamam [...] u anda, daha genel olarak anlalmak iin, Fransada ve ngilterede bir sredir kullanm yoluyla onaylanan Hint-Avrupa adm kullanacam.71

1857 Austos aynda Berlindeyiz. Bugn, Boppun dn dinle meyen Germen dnyasnn niversitelerinin dnda Hint-Avrupa terimi evresinde tam bir fikir birlii olutu. nk, ak bir biimde, G. Dumzilin (1898-1986) de anmsatmay sevdii gibi, burada eksik bir etiket sz konusu olur:
Ancak, her ey gz nnde bulundurulduunda etiketin kendi nesnesiyle rtmemesi, tam olarak, onu gerektiren eydir: Olmas gereken ey iin
71) F. Bopp, Grammaire compare des langues indo-europennes (1833-1849), M. Bral tarafndan Almancadan evrilmiti; Paris, 1866, 1. cilt, s. 21.

CENNETN ARVLER 2 9

kendini aldatr, yani uzlamaya dayanan bir iaret, alan zerinde ok dal m bu tarihsel olaylar arasnda iaret edilen uygunluklarn en muhtemel aklamas olan balangtaki bir topluluk, bir ortak mirasn varsaym olduunu bildiren bir iaret. Dilbilimci ya da bakas, karlatrmaclarn kendilerine nerdikleri snrl ama byledir: Onlar bilirler ki, dil ya da ortak atalann uygarl olan eyin canl ve heyecan verici bir ekilde yeniden kurulmas, hibir eyin belgelerin yerini tutmamas ve belge de olmamas nedeniyle olanakszdr72.

Tarihin U nutuu
Uygarln kkeninde ikizler73. Ari ve Sami ayn beikte kefe dilmi, gleri eit olmayan bir ift olutururlar. Genlik alarnn baharnda birbirinden ayrlm olan Arilerin ve Samilerin benzersiz kaderleri oldu. H er ey onlar ayrr. Sahnesi evrensel tarih olan mu kadder bir oyunda Tanr, onlarn her birinin kendi rollerini oynamas na iin dikkat eder. Ariler Bat alemine doaya hakimiyeti, zaman ve meknn aratrlmasn, mitolojinin, bilimlerin ve sanatlarn icadm salarlarsa, Samiler de tektanncln gizini ellerinde tutarlar. En azn dan, sann Celilede dnyaya geldii tarihi gne kadar. Bu ikili ortak miras, kavgal bir mirasa arda bulunur. Yeni M e sihin izleyicilerinin eilimlerinin branilerin geleneine kar kt, ilk dnemin Hristiyan ve Yahudileri arasndaki kavga X IX . yzylda A ri-Sam i sylemlerde yeni biimler bulur. Yazarlara gre, az ya da ok ak olarak tarihsel iftin tanrsal rol Hint-Avrupa ve Sam i74 incelemelerin balklarn belirler. Bylece Renan, Sam i Yahudann daha az tektanrc, dolaysyla saya daha yakn olan75, daha az Sam i bir C elileye kar kt -v e birletii
72) G. Dumzil, Leon inaugurale la chaire de civilisation lndo-europenne; Paris, 1950, s. 6-7. (Collge de Franceda 1 Arahk 1949 Perembe gn yaplan al dersi). 73) E. Renan, 8. cilt, (H. Psichari basm), s. 578 (aada, s. 73). Renan okuyucusu ve zamann tm bilgilerinin tan olan A. A. Coumot (1801-1877), uygarlam insanln kkenle rinde Hint-Avrupa ve Sami ailelerini ayn beikte, ya da ok yakn beiklerde kabul ederek, ayn dnceleri gelitirir (Trait de lenchanement des ides fondamentales dans les sciences et dans l'histoire (1861), Paris, 1922, s. 623 vd.). Uygarlktan o zaman, anlalan ey iin, bkz. aada, s. 80-81 ve n. 24; s. 138, n. 12. 74) rnek olarak, Pictetden alnan uzun alnt okunabilir, aada, s. 127. 75) Aada, s. 91 vd.

30

CEN N ETN DLLER

Filistin manzaras anlatsna kadar iki bal bir uygarlk, Ari ve Sami grn srdrr. Bilimlerde, doa ve insan bilimlerinde btn dallar Tanrnn gizle rini ortaya karmakta elbirlii etmeye davet edilir. Tarihyazmnda pozitif ve eletirel akln ilerlemesi, olaylarn akn dorulamas istenen tannsal kantn kullanmn zorunlu olarak hafifletmez. Yapt zamann Alm an tarih okuluna egemen olan L. von Ranke (1795-1884) her an, tanrsyla dolaysz bir iliki iinde var olduunu76 sylediinde, tarihin dinsel aklamasyla pozitif bir giriimin ittifakn gl bir biimde gsterir. Daha nce Herder, kendi tarznda, tarihsel nedensel likle ona anlamn verebilen tek ey olan tanrsal mkemmellii biti tirmeye almt. Ve Edgar Quinet (1803-1875), romantik bycy Fransz okuyucuya tantrken, ayn zamanda, evrensel tarihin tasvir ettii tanrsal balant ierisinde kendi inancn syler77. Bylece, bilim ve din, son yzylda bir tasardan daha fazlasn paylatlar78. Dogmalardan ve batl inanlardan kurtulmu olan Hris tiyanlk, laik bir insanla saduyusunu kazandryordu. Her bilgin, bakalarna kar karak ve bazlaryla bir okul meydana getirerek zel bir ilerleyi izlese de, pek ou emin bir admla Tanrnn yollarn tutar. R. Simondan F. M ax Mllere kadar aziz Augustinusa bavuru olaandr79. Kilise babas 1arn ehrinde gelecek taycs teolojik bir sistem in80 yeni kategorilerinde toplanan uzak bir gem iin olaanst betimlemesini yapmam myd? Yzyla sk skya balanan bir tr Hristiyanlk zelden hareketle, sann tarih iinde merkez oluunu yenileyerek genel81 olmak istedi. Ariler ve Samilerle ilgili aklamalarn tarihsel balam da byledir.
76) Jede Epoche ist unmittelbar zu Gott" [L. von Ranke, ber die Epochen der neueren Geschichte. Vortrge dem Knige Maximilian II. von Bayern gehalten (1854, 1. bask, 1888), Darmstadt, 1982, s.7]. Bu konuda bkz. I. Meyerson, Le temps, la mmoire, lhistoire (1956), J.-P Vemant'in nszn yazd Pour une psychologie historique iinde, Paris, 1987, s. 274 vd. 77) E. Quinetnin Almancadan evirdii Herderin Ides sur la philosophie de l'histoire de l'humanite (nsanln tarih felsefesi zerim dnceler) adl yaptna yazd nsz, Paris 1827, 1. cilt, s. 10 vd. ve 60 vd. (bkz. aada, n. 81) 78) E Bnichounun, Le Temps des prophtes. Doctrines de l'ge romantique, Paris, 1977; Les Mages romantiques, Paris, 1988 adl yaptlarndan bu konuda ok ey rendim. 79) R. Simon iin aada, s. 43; F. M. Mller iin, s. 116, n. 45. Gene bkz., s. 67, n. 29. 80) I. Meyerson, a.g.y., s. 271-272. 81) Bugn analiz dehasnn ve kukuculuun her eyi deitirdii sanlsa dahi, baka tarihsel inancmz yok. Sadece, zel olan ey, genel olmutur; kimi yerde, kimi yzylda ortaya kan ey, tm yerlerin ve tm yzyllarn yapt olmutur. (E. Quinet, a.g.y., s. 10).

CENNETN ARVLER 31

Bundan baka bu aklamalar, Goldziherin yattrmaya alt tektannclklarn eski atmasn yeniden canlandrrlar. Dinsel nitelikten ayrlsa bile, Hristiyan gelenek, rolleri yeniden datarak, snrlan izerek, Yahudilik ve slam karsnda bir kez daha kendini tanmlamay istiyordu82. Bilimin ve Hristiyanln yeni bir arada yaama biimleri bulmay denedii bu dnemde Kilise tarafndan kabul edilen ilk laik bilimin kukusuz filoloji olduunu hatrlatm ak yersiz olmaz. Bitmek tken mek bilmeyen tartmalardan doan, klasik gelenein ve ncilin yoru munun zengin mirass olan bu bilim, dogmay bir dilbilgisi sorununa, aka filolojik bir ayrntya bal kldnda abucak kesin bir etki kazand83. [...] Filolojinin douunun, Bat bilincinde biyolojinin ve siyasal ekonominin douuna nazaran ok daha sessiz olduu84 gerekse de, bununla birlikte, bu bilim dal Batnn tarihsel hedeflerini ayn sreklilikle belirlemitir. Ama bu, filolojinin tarihe ak bir bilim olmu olduunu hibir ekilde gstermez. Balangta Hint-Avrupa dilleriyle snrl olan karlatrmal filoloji, sk sk tarihi unuttu. Botanik modelden85 esinlenen dilbilimci, zamann andrmasndan korunmu olarak, daha sonralar devinimsiz yaplara dnecek olan dilsel kkler toplayarak, diller bahesinde geziniyordu. D erslerini balatan Dilbilim tarihi zerine baknda Saussure, kar latrmal dilbilgisinin, tarihsel olmak yerine yalnzca karlatrmal olduunu86 syler. Dilbilim olgusunun dayanlmaz mantna87 du yarl olan Saussure, karlatrmal yntemden, tarih yas tutmamasn ister. Zira eer, karlatrmal dilbilgisi konusunda, tarihsel yeni biim lendirmenin koulu karlatrma ise, bu, tek bana sonuca varmaya izin vermez.
82) Bu konuda G. E. Lessingin (1729-1781) Nathan der Weise (1779) adl yapt okunabilir, zellikle, III. blmdeki halka meseli (R. Pitrou tarafndan Almancadan evrilen, iki dilde basm, Paris, Aubier; 1939, s. 151 vd.) 83) J. Pommier, La Jeunesse clricale dEmest Renan-Saint-Sulpice, Strasbourg, 1933, s. 122 vd. ve 519 vd. 84) M. Foucault, Les Mots et les Chases. Une archobgie des sciences humaines (1966), Paris, 1981, s. 294. [Trkesi, Kelimeler ve eyler, mge Kitabevi, 1993] 85) E B. Salmn, The Beginnings ofMorphology. Linguistic Botanizing in the 18* Century", Historiographia lingistica, 1, 3, 1974, s. 313-339; K. Koemer, Schleichers Einfluss auf Haeckel: Schlaglichter auf die wechselseitige Abhngigkeit zwischen linguistischen und biologischen Theorien im 19. Jahrhundert, Zeitschrift f r vergleichende Sprachforschung, 95,1981, s. 3-21. 86) F. de Saussure, Cours de Unguistique genrale (1910-1911), T de Mauro tarafndan hazrlanan basm, Paris, 1985, s. 16. 87) Le Journal de Genve, 19 Nisan 1878, s. 3, kol. 1.

32 CENNETN DLLER

ki dilin gelimesine, bir doa bilimcisinin iki bitki byrken yapld gibi dikkat ettikleri iin, bu karlatrmaclar sonucu yakalayamyorlard. [...] Sadece karlatrmal olan bu yntem bir yanl kavramlar btnn arka sndan srkler [...]. Dil, zel bir alan, doann bir drdnc konusu olarak kabul edilirdi [...]. Bugn, onlan dorulamak iin kullanlan dncenin ve terimlerin tuhaflklarna armadan sekiz-on satr okumak mmkn deildir.88

Tarihin dillerini hareketsiz hale getiren natralist modeller, ayn ekilde, uygarlklarn kalbn karmaya izin verdiler. Bu nedenle, bu uygarlklar, kendi dilbilimsel sistemlerinden karsanabilecek olan la tamamen zdeleir. branilere gelince, Samiler arasnda, dinsel olmayan tarihten d lanmalarn hakl gsteren stn bir nedenden yararlanrlar: Zama nn tketemedii bir gerein tayc ve hakemi olan brani halk, ebedi tanklk nedeniyle donmutur. slam aratrmalannn balatcs olan Goldziher, Samileraras kar latrmal alma alanlar aar. Orada Eski A h it teki metinlerle ayn dzeydedir - e n azndan onun dilei byledir. Ayn zamanda, Goldziher Avrupann bilginlerini tarihin kaplarn kapatt bir cennetten branileri kurtarmaya arr; karlatrmal mitolojinin erevesinde, te ki halklarn efsaneleri arasnda ve tarihteki toplumlarn byk okluu iinde yer alma hakknn ncil anlatlarna da tannmasn ister. Deiik bir dzlemde, baka bir neden, ayn ekilde, yap ve tarih arasnda ekitirilip duran Hint-Avrupa incelemelerinin srekli sal lantl oluunu aklar. Diller ailesi kavram, ondan yararlanan iin deiik dil gruplar arasnda benzerlikler ortaya koymay ierir. ster topluluklar arasndaki tarihsel ve corafi balarla (bir dn alma sistemini varsayan ey), ister szl kklerden ve dilbilgisi yaplarndan oluan bir dil topluluunu aklayan yaknlk dncesiyle olsun, bu dil akrabalklar dorulanr. Bu iki dorulama baz yazarlarda bir araya gelir ve genel bir biimde, aklayc tipolojik model ve tarihsel neden arasndaki bir gerilim biimi altnda bugne kadar ularlar89.

88) F. de Saussure, Cours de Lmguistujue s. 17. 89) Daha nce anlan iki Sovyet bilim adamnn almalaryla ilgili olarak yeni tartmalar gsteril; yukarda, s. 16, n. 14.

CENNETN ARVLER 3 3

Kimse Bilmezlik E tm ez
Herderden, Renandan ya da Goldziherden sz eden bundan son raki sayfalar, okunan metinlere, iinde yazl olduklar yaptlarn kar maklndan birazck vermeyi isterlerdi. Onlar anlamay deneyecek olan iin en iyisi, kukusuz, zamanlarnn szlerine yabanc bir mantk dayatm aktan ok, onlara katlm ak, h atta bazen orada kaybolmaktr90.
Pek ok bilim tarihisinin kapld, eskilerin ou zaman karanlk, bece riksiz ve hatta kark olan dncesini onu aydnlatan, ama ayn zamanda onun biimini bozan modern bir dile evirerek, daha kabul edilebilir klma eilimine kar koymak gerekir.91

Bir metni, onu ortaya karan sorulara balamak, sorunlarn kay dettikleri ilerlemeleri izlemek, eretilemelerin seiminde ve beklen medik imge armlarnda dikkatli olmak, bazen bir dnceyi kendi hareketlilii iinde yakalamaya izin verir. unda ya da bunda, ama birlii vurgulanabildiyse de, R. F. Graunun (1835-1893) yzyl kateden Ari-Sam i iftini alacak biimde aydnlatt gerekse de, yaklatr malar hibir zaman giriimlerin benzersizliini yok etmez. Renan klli yatnn bu ynnn ortaya konmasnn, onu rgtleyen elikilerin dinamiinden kurtulamamas gibi. Bir bilginin yazdklar, atmalarn billrlat yer olabilir. Ve bize uyumaz gibi grnen yan tutmalar bir yazarn btn yaptlarn bir arada tutabilir. Herder ve Renan, btn yazlar boyunca zaman zaman bu tarihi bakna sahip olabil diler, sonra onu kaybettiler, milliyetinin ya da rknn grn savunabildiler ya da savunmadlar. ou zaman gelecekteki bilimin kendi kullanm iin yapt, bir yazar basit bir imge iinde evrelemekle, bir nc kii kefiyle sonu lanr92. Laik bilimsel bir akln stad, geleneksel rol iinde kapal
90) E Bnichou, lahiyat Michelet konusunda, Le Temps des prophtes. Doctrines de l'ge romantique, Paris, 1977, s. 552. 91) Alexandre Koyr tarafndan Collge de France Profesrler Kuruluna sunulan aratrmalann ynlendirilmesi ve retim projeleri, A. Kbyr, De la mystique la science. Cours, Confrences et documents, 1922-1962, (R Redondi tarafndan yayma hazrlanm), Paris, 1986, s. 129. Bu retim, Koyr Collge de Francea seilmediinden hi uygulanmad. (a.g.y., s. 118-119) 92) G. Canguilhem, Etudes d histoire et de philosophie des sciences, Paris 1983, s. 20-23 (Koyr'ye atfta bulunur).

3 4 CENNETN DLLER

olmayan Renan bunun rneidir. Fakat ann dnsel duyarll iinde yer alan bir yazara elik etmek, onun dncesinin kvrmlarn tasvir etmeyi denemek, ne onun dncesine katlmak ne de onu paylamak anlamna gelir. Bu durumda kesinlik yersiz deildir. Bu denemede, belgeler Arileri ve Samileri, tanrsal boyutlar olan ilevsel bir ift, uygarln -yazarlarn bu szc anlad anlam dakkenlerinin aklayc sistemi olarak kabul etmeye arr. stisnai olan, Dreyfus olay dnda, bu yazlar ile onlarn korkun sonular arasnda belki de cidden olan balarn akla kavuturulmas bura daki ama deildir. Sam i ve A ri, bu iki szcn X X . yzyln ortasnda, Avru pann gbeinde -insanlarn bu tarafta ya da teki tarafta snfland rlm olmasna g re- binlerce ocuk, kadn ve erkek iin lme ya da yaama karar veren terimler olduunu herkes bilir. zellikle Lon Poliakovun Fransz tarihyazmnda93 nclerinden biri olduu Ari m itinin ya da Yahudi dmanlnn tarihi, yeni kullanmlar iinde bu eski sylemleri anlamaya abalar. eitli rklk biimleri zerine, iddet taycs olan ve baz hallerde iddet taycs olarak kalmakta devam eden ideolojik ve politik akmlarn gelimesinde baz felsefi ve tarihsel geleneklerin sahip olabildikleri94 rol aydnlatan dnce ler son dnemlerde oald. Bu almalarla karlatrlrsa, ilerki sayfalarn snrl bir tasars var. Bu sayfalar, baz bilginlere ncelik tanyarak95, Yzba Dreyfusn tutuklanmasndan iki yl nce, Renanm ld, 1892ye96 kadar olan biimiyle A ri-Sam i sylemleri harekete geiren glerden bir kan

93) L. Poliakov, Le Mythe aryen. Essai sur les sources du racisme et des nationalismes, Paris, 1971. 94) C. Guillaumin, Lldobgie raciste. Gense et langage actuel, Paris, 1972, daha yeni yaymlar ve pek ok dier balk arasnda u kitaplar saylabilir: R. Rmer, Sprachwissenschaft und Rassenideologie in Deutschland, Mnih, 1985; P-A. Taguieff, La Force du prjug. Essai sur le racisme et ses doubles, Paris, 1988; J. Kristeva, trangers nous-mmes, Paris, 1988; T Todorov, Nous et les autres, La rflexion franaise sur la diversit humaine, Paris, 1989. 95) Renan, Max Mller ve Pictet, yeni bilgilerin olumasna katkda bulunmular ama onlar, ayn zamanda, Ari dncelerini, halk arasnda byk lde yayan yazarlardr. Goldziher onlara, ama ayn zamanda uzman olmayanlara da bir yant vermek istedi. R. Wagnere (18131883) gelince (aada, s. 91 ve n. 47; s. 164-165), zamannn biliminden esinlenerek, Aryanizmi lirik ve politik, ikili boyutu iinde yceltir. 96) Bizi, 1921de len Goldziherin 1876da yaymlanan Ibranilerin mitolojisi zerine olan kitab ilgilendiriyor.

CENNETN ARVLER 3 5

erevelemeyi nerir. Kendi zel tutarllklar iinde bu sylemleri anlamay denemek, sorular soran ve onlara kendince tatm in edici yantlar getiren her yazara, kendi sorgulamalar iinde yaklamay gerektirir. Mmkn olabilen bakalar arasnda, bu kitabn blmlerini ynlendiren yazarlar dikkate deer buldum, nk -Papaz R. F. Graunun dnda- onlar bana aydnlatc ve yaptlar yenilik getirici, etkileyici kimseler olarak grnd. Fakat bu kitap Cennetin Diller i97 zerine bir aratrmann her zaman yrrlkte olduunu akladna gre, onlarn yaptlar hibir ekilde kapal bir btn oluturmazlar. Sim ge sel olan bu balk, yzyllar boyunca kkensel dillerle ilgili bilimsel mitlerin tad temalarn nemi zerinde durmaktadr. Bu balang ta olan iin duyulan endie ilk dilbilimsel aratrmalarn ve zellikle Hint-Avrupa incelemelerinin gelimesini beslemeye devam etti. Uzun sre ilahiyat alanlar iinde skp kalm olan kkenler -dilin, dinin, toplumun, uygarln kkenleri- laikleerek, XIX. yzylda insan bilimleri gelitiinde saysz kavgaya neden oldu. Hegel, yeni bir bekleyie, baka gereksinimlere98 yant vermek iin kkenler ilahiya tnn ilk olann tarihine dnt bu an tasvir eder, bunu okuduk. Kendilerine sorduklar sorularn tutsa olan -kukusuz bizim bugn olduumuz gibi- geen yzyln yazarlar, eski ilahi sorgulama lardan kendilerini kurtararak mukadder bir tarih grne bal kalrlar. Alimliin pozitif tekniklerini kullanan, doa bilimlerince uygulanan yntemlerden esinlenen, karlatrmacln yeni becerilerini kabul eden yazarlar, yaptlarna eksiksiz bir anlam veren ncilin n kabulleri nin daha az mahkumu deildirler. Romantizm ve pozitivizmi badatran Renan, F. Max Mller, A. Pictet ve daha pek ok bilgin, yazlarn farkl klan ayrlklarn tesin de tanr retilerine ortak bir ballk gsterirler. Amasal bir tarihin sahnesinde Avrupa dilleriyle Sanskrite ara snda belirgin bir akrabaln bulunuu anszn Uzak Douyu B atya yaklatrr. Sami olan Ortadouya, bundan byle Hint-Avrupal olan yeni bir Dou eklenir. Akll bir insanln en eski gemiini tasvir

97) Cennetin dilleri. Hint-Avrupa tarihyazun sorunlan, 1985de, Ecole des Hautes Etudes en Sciences socialesde, ilk seminerlerimin ad byleydi. Bu konuda, bkz. aada, s. 167. 98) Bkz. yukarda, s. 25.

36 CENNETN DLLER

etm ek iin filologlar ve mitologlar bylece her zaman birbirine kart, bazen de birbirini tamamlayan roller vererek Arileri ve Samileri icad ederler. Onlar iin, bu ada layk tek uygarln ilkelerine sahip, kendi lerini torunlar olarak kabul ettikleri bir tanrsal ifti dnenlerin says fazladr: Manevi akrabalk ynnden Sami, tarihsel gnl eili mi ynnden Ari. Fakat kendilerini bir A ri aynas iinde dnmekten nce Hristi yan B atnm okur-yazarlar Eski ve Yeni A h it arasnda ve ibranice, Yunanca ve Latince arasndaki ilikileri aratrmay hi ihmal etm e milerdi. Anlam kesin olmayan birka sesli harfin saklad bir mirasa sahip olmay hedefleyen sorulard bunlar. Byle olunca, parlak bir gelecein taycs olan Mukadder bir tarihin bu metinlerde bulundu u syleniyordu.

Mukaddirin Seslileri

16 Mays 1707de, Le Journal des Savans okuyucularna inde H onan eyaletindeki K ai-fengdeki ok nem li bir kefi bildirir: sann doumundan nce kurulmu bir sinagog; bu Kurtarcy tan mayan Yahudiler (s. 256). Bylece Kudsn yklndan ya da Enkarnasyondan da nceye ait1 arkaik bir sinagog hayl edilmeye bala nr. Musev yazsnn muhteemlii ve safl iindeki brani anlatsn, hakiki olan dnyaya aklayarak, Hristiyan tektanrclnm kurucu M etninin zgn bir versiyonu bulunmutur sanki. Bu bellek miti, Talmud ann Yahudilerinin Hristiyanlarn dman olarak tarikat-

1) Y. Dehergne ve D. D. Leslienin Juifs de Chine travers la correspondance indite des jsuites, du dix-huitime sicle, Paris-Roma 1984, s. 162de yaymlanan Jean Domengein 25 ekim 1723 tarihli 7- mektubu. Kendisi iin inanlmaz bir ey olan Mesih hakknda kesinlikle hibir bilgi sahibi olmadklar konusunda, J. Domenge ayn mektupta unlar yazar: Ama, ona sahip olduktan sonra, onu kaybettiklerine inanmay tercih ederim (a.g.y., s. 163). K'ai-feng Yahudi topluluu ile ilgili olarak, J. Preussn risalesine bkz.: The Chinese Jews o f Kafeng-Fu, Tel Aviv, 1961. Kendilerine, bu topluluun son halkalarndan olduklarn syleyen inlilerle ilgili olarak son bir kant iin bkz. K. Alfonsi, Le Nouvel Observateur, 1237, 22 Temmuz 1988, s. 32-33.

38 CENNETN DLLER

larnn nyarglarn izleyerek, anlamlarn belirtmek iin [... ] kutsal kitaplar deitirdiklerini2 dnen birka bilginin fikrine dayanr. Uluslarn arasnda dalm Yahudilerce bozulmu olan ncile kar, kesintisiz bir in tarihi tarafndan korunmu olan Kai-feng M etninin eksiklii olduka salam grnyordu. Zira Tanr Musaya yasay ylesine abuk yazdrd ki, Musa oraya noktalar koyma zamann bulamad3 (branicenin seslilerini anlaynz), bu andan Cizvitlerin Kai-feng Yahudilerine rastladklar ana kadar sa olgusu onlarn ufku nu bulandrmamt. Dokunulmam olan, homojen bu zamann Tanrnn srlarn iermesi gerekirdi. Hayl krkl iddetli boyutlarda oldu. Hristiyanlarca beslenen diaspora kardelerince kirletilmemi altn an muhafzlar olan bu inli Yahudilerle karlama umudu, brani Cizviti Jean Domengem 25 Ekim 1723 tarihli mektubunda unlar yazd gn kt: Onlarn ncilinin metni Amsterdam ncilinin metnine uygundur.4 X IX . yzyl filologlannn endiesine balang olan kilise adamlar nn kronik endiesi olan en doru versiyonun aranmas, zgn Olann aratrlmas, Hristiyan bellein yneticilerini rahatsz etmeyi srdr d. Esas sorun uydu: Tanrnn Musaya kelime kelime yazdrd tanr sal M etnin ya da en azndan zgn Olana en yakn olan Dersin gz nnde olduundan emin olmak. Tek ve boluksuz bir Kitap fikrini daha iyi desteklemek iin szl esin ilkelerini dorulayan Reformdan bu yana tartma daha nem kazand5. Baz Kilise Babalarnda daha nceden var olan yzyllk sabit fikir balang M etnini kkensel saflk ierisinde yeniden kurma susuzluu, 1707 ilkbaharnn L e Journal Savans"m da aktalite biimi altnda bir yank bulur.
2) Lettres difiantes et curieuses, crites des missions trangres, par quelques missionnaires de la Compagnie de Jsus (1707), adl kitabn VII. cildinde Charles Le Gobienin nsznde (Epistre). Ad geen Le Journal des Savans bu Lettres difiantes'm VII. cildini gz nnde bulunduruyordu. 3) Eski ncillerinde neden noktalama iaretlerinin olmadn sorduu inli Yahudilerin Peder Domengeye verdikleri yant, (bkz. 7. mektup yukarda anlan, n. 1). 4) Daha nce anlan 7. Mektup. 5) Yzyllar boyunca szl ve szsz esin iin, E. Mangenot, Inspiration de lEcriture, Dictionnaire de thologie catholique, 7. cilt, 2(1923), kol. 2192 vd. Bizi ilgilendiren balamda, E. Renan, Lexgse biblique et lesprit franais, Revue des Deux Mondes, 60 , 6, 1865, s. 238; E. Cassirer, La Philosophie des Lumiers (1932), Paris, 1966, s. 195; E Auvray, RichardSimon (16381712), Paris, 1974, s. 92; M. Hadas-Lebel, Le pre Houbigant et la critique textuelle, Y. Belaval ve D. Bourel (der.), Le Sicle des Lumires et la Bible, Paris, 1986, s. 105; F. Laplanche, La Bible chez les rforms a.g.y., s. 469-470. Ve aada, s. 43, n. 13, s. 46-47 ve s. 52, n. 33.

M UKADDR'N SESLLER 3 9

Modern yorumculuun kurucularndan biri olan Oratoirel Richard Simonun (1638-1712) ncil metninin kimliini bulandran bu sorun lar canlandrmasndan bu yana 30 yl kadar gemiti. 1678de baslan Histoire critique du Vieux Testamertda (E ski A hitin Eletirel Tarihi) Simon, Kilise adamlarnn Yahudileri Kutsal Kitapm sahtecileri olarak tantmaya itebilmi olan nedenleri inceler. Sz edilen nedenler ara snda, baz yazarlar, tarihte Hristiyan Mesihin anszn ortaya kn daha iyi inkar edebilmek iin Yahudilerin kendi Nshalarn kt niyetle bozduklarn (s. 102)6 zannederler. Vahiyleri tahrif eden Yahudiler Mesih saatinin henz gelmediini kantlamak amacyla tarihin zamann deitirerek kronolojilerini ksalttlar. Mesihi tanmaktan kurtulmak iin kronolojiyi ksaltarak Yahudilere isnat edilen tarihi yeniden yazma isteine branice M etnin gerekliinden kukulanmak gibi bir baka neden eklenir: Balangcnda Kilise, Yetmilerin Yunan versiyonundan baka Kutsal Kitap kabul etmemiti (s. 102). Bu koullarda, M etnin bir baka versiyonundan sz edildiinde ilk Hristiyanlarn, Incili deitirme konusunda Yahudileri suladkla rn grmekten daha doal birey olamaz. Kelmn zetleyen Simon, Babalarn bu pein yarglar yalnzca Yetmilerin versiyonundan baka gerek bir ncil tanmlamalarndan ileri gelir. Bu onlar iin kanttr. Onlarn Metninde olmayan her ey metne ihanettir. Ve Yet miler versiyonunda, yani hakiki ve tanrsal (s. 104) Kitapta olma yan her ey bir bozulmann sonucudur. Yahudiler ve Hristiyanlar, farkl ufuklardan gelen Hristiyan topluluklar arasnda sadakat artrm ve karlkl ihanet sulamalar saysz polemie neden oldu. Yzyllar boyunca kutsal metnin kuralla ra uygun evirileri ve versiyonlar bu ekilde yapld ve bozuldu. 1546da Trento konsilinde Vulgata (4. yzylda yaplan, ncilin Latin ce evirisi, Hieronymus) tek esas ncil olarak tannmt. Bir yzyl dan fazla bir sre sonra Kar Reform tarafndan -O rato ire papazlar topluluu bu akm glendirmek iin kurulmutu- cesaretlendiren Simon Histoire Critique'ini yaynlayarak yeniletirici bir okumay kabul ettirmeyi baaramaz. Bossuetnin (1627-1704) iindekiler ksmna bir gz atmas, 7 Nisan 1678de, bir aziz Perembe Gn bu eserin
6) Sayfa belirlemeleri, 1685 basmna gnderme yapar (bundan sonraki nota bkz.). R. Simon iin, gene bkz. aada, s. 101-103.

4 0 CENNETN DLLER

yaklmaya gnderilmesine yeter. Onu dine kar bir saygszlk yn ve dinsizliin bir siperi7 olarak grmesi iin acaba bu kitapta okuduu ok pervaszca ey neydi? Birinci kitabn beinci blmn bildiren u ifadeden baka bir ey deildi:
Kutsal Kitapta ve zellikle Tevratta yaplm olan ilavelerin kantlar ve teki deiiklikler. Musa, kitaplarnda olan ve ona atfedilen her eyin Yazar olamaz. eitli rnekler.

Baslr baslmaz yayna el kondu, Krallk Konseyi tarafndan imh edilmesine karar verildi, toplanan nshalarnn tamam atee atld. Peder Simona gelince, ayn yln 21 Maysnda Oratoiredan karlma karar kendisine bildirildi.

Telaffuzun Srlan
Simonun yaptnn yaymlanmasndan bir yl nce, Amsterdam sinagogu tarafndan 27 Temmuz 1656 ylnda afaroz edilen baka bir srgn, Baruch Spinoza (1632-1677) lr. Her ne kadar perspektifleri ayr, anlamazlklar derin idiyse de, Spinoza ve Simon Incilin metinsel eletirisinin altst oluuna katkda bulunurlar8. lmnden bir ka ay sonra yaymlanan Oeuvres posthumesn de (1677) tamamlanmam kalan ve Spinozann Oeuvres com plts inin Franszca basmlarna hibir zaman girmemi olan bir A brg de

7) M. de Malzieuye 19 Mays 1702 tarihinde gnderilen bir mektupta anlr, Correspondance, Paris, 1920,13. cilt, s. 309. Histoire critique ve yazannn mahkumiyeti konusunda, J. Steinmann, Richard Simon et les Origines de l'exgse biblique, Bruges, 1960, s. 124-130; M. Rodinson, Richard Simon et la ddogmatisation, Les Temps modernes, 202, Mart 1963, s. 1700-1709; E Auvray, a.g.y, s. 46-53. Alevlerden kurtulan birka ender nsha daha sonraki basmlara yardmc olabilmitir; gene bkz. E Auvray, a.g.y., s. 47, n. 2. s. 67-68 ve 76-79. Mektuplanndan bilinmektedir ki, Leibniz bu olayn safhalarn izlemiti; bkz. J. Le Brun, Entre la Perptuit e t la Demonstratio Euangelica, Leibniz Paris (1672-1676), Wiesbaden, 1978, 2. cilt, s. 7, n. 62. Yazar tarafndan gzden geirilen Rotterdam, 1685 basksn kullanmaktayz. 8) Incil yorumunu yemleyen Spinoza ve Simon iin, Renan, s. 239-240 ve Oeuvres compltes, a.g.y., 7. cilt, s. 827-828; J. Steinmann, a.g.y., s. 50-53; P Auvray, Simon et Spinoza, Religion, Erudition et Critique la fin du XVIIe sicle et au dbut du XVIIIe, Paris, 1968, s. 201-214; E Auvray, Richard Simon (1638-1712), Paris, 1974, s. 42-43 ve 64-66, ktphanesinde Spinozanin yaptlar bulunan Simon, (a.g.y., s. 207-208). Histoire critique'in (1678) nsznde, Tractatus theologico-politicus (1670) yazan ile uyumazlklarn pek ok kez ifade eder.

MUKADDR'N SESLLER 41

grammaire hebraque (brani dilbilgisi risalesi) bulunur. Bu ksaltlm eserin ilk paragrafndan balayarak Spinoza Ibranice seslilerini aa daki biimde tanmlar:
[...] branicede sesliler harf deildir. Bunun iin braniler seslilerin harf lerin ruhu olduunu ve sesliler olmakszn harflerin ruhsuz bedenler olduunu sylerler (Zohardan alnm iki imge). Gerekte, harfler ve sesliler arasndaki bu farklln daha ak olarak anlalmas iin, almak zere parmaklarn dokunduu flt rnei verilebilir; sesliler mziin sesi dir; harfler, parmaklarla dokunulan delikler.9

brani Kitabnn anlalmas seslilere baldr. M etinleri hareket lendiren, ona ses ve anlam veren, harflerin altna ya da stne konan vurgularla gsterilen seslilerdir. Seslilerle ilgili bu sorunlarn tarihsel ve ilahi sonularn analiz eden Simon, ilk Hristiyanlarn genellikle braniceyi bilmediklerini hatrlatr -b u da bu m etni muhafaza eden Yahudiler hakknda pein hkmlerini kkletirebilen baka bir ne dendir (s. 103). Sessizdir Ibranice szck, sakl anlaml karanlk bir beden gibi kendini gsterir. Bu anlam ancak sesin yanksnda kendini bulabilir. M etni okumak iin onu arklatrmak, sylemek, onu canlandran ve yzyllarca sren seslendirmelerin dorulad bu soluu ona ver mek gerek. Ayetin anlamn yakalamak iin uzun sre srdrlm olan szl bir gelenein sesleriyle onu aydnlatmak gerekir. Simonun nazarnda, masoret diye adlandrlan Yahudi bilginlerin metnin seslendirilmesini bir iaretler sistemi sayesinde tesbit eden sesli noktalan kaydetmeleri ok daha sonra olmutur10 (fiili olarak Hristiyan an V II. yzylna doru). Oysa bu Masorahn tanrsal hibir eyi yok (s.353) ve M asoretler pek ok yerde yanlabildiler. Kukusuz ok bilgili insanlarn yapt sz konusuysa da, Simon gene de onlarn ne peygamber ne de yanlmaz olduklarm kaydeder (s. 3 54). Mukaddirin iareti olan tanrsal Metin, bylece, bir insan esinin den kaynaklanan seslilerin soluuyla terennm edilmitir. Kuaklar

9) Spinoza, Abrg de grammaire hbraque, J. Asknazi ve J. Asknazi-Gerson tarafndan hazrlanan basm, Paris, 1968 s. 35-36. 10) R. Simon, Histoire critique..., s. 131-135. Masorahin tarihlendirilmesi sorunlar iin, bkz. A. Dotan, Encyclopaedia judaica, 16. cilt (1971, kol. 1416-1417deki madde).

42

CENNETN DLLER

boyunca kullanmdan ve gelenekten doan bu vurgular melodisi1 1 sorunu esastr. brani ncilinin btn metinsel kuruluu gerekte ses siz harflerin seslendirilme biimleri zerine dayanr. Simon, Arapada ve Sryanice de olduu gibi branicede de bir metnin noktalamasn deitirmenin onun anlamn deitirmekle edeerde olduunu hatr latr (s. 287). Incilin okunuunun bu trden nokta-seslilere bal olduunu kabul etmek bir ksm insanlarn buluu olduu iin Kutsal Kitapm tamamyla Tanr Kelm olmadn kabul etmektir (s. 146). Bu skandali hafifletmek, onu datmak, yok etmek iin Oratoirelnn Mukaddirin yolunu tutuunu greceiz. nce, seslileri kaydettikleri zaman insanlarn yaratcs olduklar bu anlam parasnn eski bir gelenei gerektirdii konusunda gven verir. Bylece, Kutsal M etnin zmlenmesi, meruluunu kullanmca izin verilen bir seslendirme iinde bulur (s. 148). Bununla birlikte bu okuma kurallar dilbilgini hahamlann bir yn szcn kk hakkn da bugn de hl tartmalarna engel olmad (s. 171). Btn okuyucu lar gibi sakl harflerden ve eklenen harflerden oluan szcklerin tuzana dyorlar (s. 170). Her zaman sakl olan anlam, metnin nok talamasna baldr. brani dilinin en byk srr orada bulunmaktadr. Bylece Simon Histoire Critique ini Incil metninin okunu kararszlklalar zerine dayandrarak meydana getirir. Btn yzyllarda de imeyen (s. 355) Ibranice bir versiyonu olmad iindir ki, ncil dinamik bir eletiriye tabi tutulabilir ve hatta tutulmaldr. Bu nasl yaplmal? Histoirenn ilk szcnden balayarak kendini ncilin
11) Spinozann Abrg, s. 35 n. 1deki yaptnda zikredilen Zoharn bir baka imgesi. Sesli noktalarn eskilii ile ilgili tartmalar 1624de Leydede Arcanum punctationis revelatum adl yaptn yaymlayan Louis Cappel (1585-1658) tarafndan yeniden canlandrlmt. Bu konuda, Simonun karan iin onun Histoire critique..., s. 475-481sine bkz. Bu tartmalar zerine baka belirlemeler iin bkz. M. Hadas-Lebel, Le Houbigant et la critique textuelle, Y. Belaval ve D. Bourel (der), Le Sicle des Lumires..., s. 112; F. Laplanche, La Bible chez les rforms, a.g.y., s. 463-466; B. E. Schwarzbach, LEncyclopdie de Diderot et de dAlembert, a.g.y., s. 772-773. Kilise Babalannda, zellikle Hieronymosda bu brani seslileri iin bkz. J. Barr, St. Jeromes Appreciations of Hebrew, Bulletin o f the John Rylands Library, 49, 2, 1967, s. 281-302; J. Barr, St. Jerome and the Sounds of Hebrew, Journal o f Semitic Studies, 12, 1, 1967, s. 1-36. L. Massignon, kendi tarznda, Sami dillerinin seslilerinin getirdi esin zerine olan bu dnceleri devam ettirir: Sami dillerinin i szdizimi ve onlarn ilham ettii ie kapanma biimi (1949), Opera minora, Beyrut, 1963, 2. cilt, . 570-580; Voyelles smitiques et smantique musicale (1956), a.g.y., 2. cilt, s. 638-642. Farkl bir balamda, bkz. seslinin dnyasna ayrlm ve M. de Certeaunun yazd blm, M. de Certeau, D. Julia ve J. Revel (der.), Une politique de langue. La Rvolution franaise et lespatois, Paris, 1975, s. 110-121.

M UKADDR'N SESLLER 4 3

eletirisine adamay ve O nun Nshalarnn yanllarn dzeltmeyi (s. 1) tavsiye ederek bunu bize retir. Byle olunca Sim on bu tr eletiriyi daha nce nermi olan Augustinusa arda bulunur. branice Metni tamir etmek (s. 356), onu iyiletirmek iin, eldeki m etinlerden, onlar basit bir karlatrm ann kurallarn iletip dzelterek yararlanlacaktr. Zira, her ne hadar kimse ibranice M etnin zgn olduunu inkar edemezse de (s. 3 5 3 ), gene de muhafaza edilmi rneklerin eksik olduunu kabul etmek gerekir. Mmkn olduunda, ibranice M etni dzeltmek [ ...] zgn O lan mkemmelletirmek tavsiye edilir. M etni kusursuz hale getirmeyi salamas gereken eletirel altrma tasarsna ylesine uygundur ki, Sim on, telafi edilmesi mmkn olmad kadar tanrsal olan bir eksiklikten sz eder: lk zgn m etinler kayboldu (s. 1). nerilen program bundan byle kesin o lacak tr: Bu ilk zgn M etini oluturmak, mmkn olduu kadar eski haline getirmek (s. 353) amacyla Vahyedilmi M etni yeniden kurmak iin aralksz almak. Burada, Kilise adam, alar boyunca Hristiyan ilahiyatn canlandran bu tartmalarn biri iinde hamle yapan bir filoloji uygulamasn da alr. Gerekte, ncilin ilahi esini, M etnin Ruh-l Kudsn etkisi altnda ya da yardmyla kaleme alnd olgusu, en azndan iki varsay ma izin verir. ncil dolaysz bir vahiyden hasl olmu olsun. O zaman M etin Tanr tarafndan kelimesi kelimesine Musaya, sonra da Peygam berlere yazdrlmtr. Bu yazclar bir bakma Ruh-l Kudsn basit sekreterleridirler.12 Bu szl vahiy sayesinde her szck ilahi yazdr ma altnda kaydedilmitir. Ya da ncilin yazl dorudan bir yardmla hasl olur. Ayn ekilde Tanrnn Ruhu tarafndan ynlendirilen1 3

12) E. Mangenot, anlan deyim, kol. 2192. 13) R. Simon, Histoire critique..., nszde, tanrsal esin hakknda, yukarda, s. 38, n. 5. Bu sorunun, Origenesteki biimi iin, Tcriture falsifie", Le Temps de la rflexion, 5, 1984, s. 159-161. Gene, J. Steinmannn yorumlarna bkz., a.g.y., s. 100 vd. XVII. yzylda tanrsal esin ile ilgili dinsel tartmalar zerine dier nemli belirlemeler iin bkz. J. Le Brun, Das Entstehen der historischen Kritik im Bereich der religisen Wissenschaften im 17. ] ahrhundert, Trierer theologische Zeitschrift, 89, 2, 1980, s. 107 vd.-, J. Le Brun, Le rception de la thologie de Grotius chez les catholiques de la seconde moiti du XVIIe sicle, The World o f Hugo Grotius (1583-1645), Amsterdam, Maarssen, 1984, s. 195 vd. ile s. 203 vd Simonda yazlar hipotezi, Ibranilerin cumhuriyetinde cereyan eden en nemli belgeleri toplayan (bu) halk yazarlar ya da peygamberleri iin, onun nszn ve s. 15 vd. okuyunuz. Bu konu hakknda, bkz. M. Yardeni, La vision des Juifs et du Judaisme dans loeuvre de Richard Simon, Revue des tudes juives, 129, 2-3-4, 1970, s. 188 vd.

4 4 CENNETN DLLER

yazarlar kendilerine zg olan szl ifadeleri kullanrlar. M etnin yazl na bu trden bir bak Simona, Kutsal Kitaplarn gerek ilhamn, dzeltilmi olan u ya da bu pasajn gerekliliinden ayrmasn salar. Bylece Simon Incildeki ilahi esinin zorunlu niteliiyle, ncil metnin de bulduu derletirmeleri, katmalar, hatta yazm yanllar olgusunu birletirir14. Kitapn bu kararsz ynne iaret ederek Simon, hem hakiki hem deitirilmi olan vahyedilmi bir M etnin tarihsel paradoksunu aydn latmaya aba gsterir. Yahudi ya da Hristiyan, herkesin, Kitapn Tanrnn saf kelm (s. 1) olduunu kabul ettiini syler. Bununla birlikte, eskiden beri btn teki kitaplar muhafaza ettikleri kadar iyi bir ekilde Kutsal Kitaplar koruyanlar da insanlardr. lk zgn halleri olmadndan ve btn kitaplar zamann ve meknn sertliine boyun ediinden, zamann uzunluunun ve kopya edenlerin zen sizliinin neden olduu deiikliklerin olmamas olanakszdr. Simon, M etnin bu deiimlerinde tarihi canlandran ilahi Mukaddirin etkilerini grmek ister ve hareketliliini Kitapa kabul ettirmek ister. Simonun, hakiki yani Kitapn doktirinine uygun olan M etnin nshalarnn gerekte nceden bozulmu olabilmelerine ramen ta mamen bozulmu olduklarndan kuku duyulamayacan kabul ede rek srdrd temel gzlemdir bu (s. 495). Simon, bir ikilemin terim leri iinde, dnmeyi reddettii bu ba artan sorunu zmek iin yle yazd zaman, Aziz Paulustan esinlenir: Tanrmn Kadri reti nin safln muhafaza ederek, ama Incilin nshalarnn bozulmasna engel olmayarak Kitap Kilisede muhafaza etti. (s. 495). nan Kitap olmadan varln srdrebileceinden Kilise M etnin hakikili inin snrlarn (s. 494) tesbit eden retiye en gvenli barna
14) Tanrsal esin ile Metnin doruluu arasndaki bu gerginliin tan olarak, iki yzyl sonra, Alfred Loisynin genliine ait bu yk: Bibliothque Nationaledeki bir belgede muhafaza edilmi ve yakn zamanlarda E. Fbulat tarafndan Franszca olarak yaymlanmtr. (1937de ngilizce olarak yaymlanmt). Bkz. E. Poulat, Critique et mystique. Autour de boisy ou la conscience catholique de lesprit moderne, Paris, 1964, s. 14-43. 1881 ylnda bir yaz gn, Louis Duchesne Loisyye, Tschendorf basks Kutsal Kitaplar verir. Gen branice retmeni o zaman, sann dirilii hakkndaki eitli ykleri kyaslamaya koyulur: Bana yle grnd ki, ayrlklar, Kutsal Kitaplarn ieriine bile ulayordu ama, son sonulan byle bir saptamadan karmadm. Tanrsal esin, Kutsal Kitaplarn gerekliini dorularsa da, onlarn verdii bilgilerin, en nemli noktalarda bile, gerekliini dorulamad sonucuna vardm. (s. 18). Loisyde ve modernistlerde Kutsal Kitap'n esini konusunda bkz. E. Mangenot, a.g.y., kol. 2191-2192,2202, 2255 ve 2264.

M UKADDR'N SESLLER 4 5

sunar. yleyse Tanr Incilin ilk zgn nshalarn btnlkleri ieri sinde (s. 495) muhafaza etmeyi seti. ok dilde yazlm ngiltere ncilinin15 eletirisine ayrlm olan bu blmde Simon, M etnin bel gesel deerini ve Tanrnn Kiliseye tevdi ettii kkensel M etnin do ruluunu birbirinden ayrdnda, Kilise Babalarnn giriimini izleme yi de nerir.
Aziz Paulus Kilisenin gerein destei ve direi olduunu sylediinde, ncilin Nshalarn gzden geiren Eletirmenleri ve Dilbilginlerini kasdetmez; ama, Dinin gereini yalnzca Kitapm tek sahibi olan Kilisede aramak gerektiine iaret etmek istedi, nk Kilise onun gerek anlam na sahiptir. Bu nedenle, dnyada ncilin hibir nshas kalmasa bile, Din srp gitmeyi brakmayacaktr, nk Kilise her zaman var olacaktr. te bu konuda Babalarn dncesi [ ...] (s. 489).

Kitap okumak, onun tanrsal mesajn yakalamak iin artk, vur gularn melodisini uyumlu bir korodan ykselen seslerle bal tutmak yetecektir. Seslilerin ok anlaml karanlnn, karklktan kurtulmu olan branice M etnin okunuu zerine artk etkisi olmayacaktr. Ve Kutsal Kitapm tek anlam, bulunamayacak biimde yok olan bir M e tinde deil, Kilise tarafndan nakledilen retide kaynan bulan zorunlu bir anlamadan kacaktr. Var olan versiyonlarn okluuna kar koymak iin eletirmen, Tannnm, Kitaplarm, zerinde dzenle me yapmak iin en doru retiyi Kilisesine tevdi ettiini her zaman hatrlayacaktr (s. 495). Bu nokta-seslilerin, sesli esinin modlasyonlarn kaydedii gibi, M etni ssleyen belirsizliklere kar yorumcular sk sk, bir tek endieyle belirlenen filolojik efsunla yant verdiler: nsanlarn ihmaliyle ve ta rihin deiimleriyle bozulmu ncilin Kitaplarna onlarn Yazmna egemen olan tanrsal anlam geri vermek. Tanrnn iaretlerini daha iyi zebilmek iin.

15) Waltonun bu okdilli ncili hakknda bkz. ]. Steinmann, a.g.y., s. 117-123. R. Simonda, zgn ve hakiki (doruluu kuku gtrmeyen) kavramlar iin ve Katolikler ile Protestanlar arasndaki tartmalar konusunda ve bu kavramlarla ilgili olarak bkz. ]. Le Brun, Sens et porte du retour aux origines dans loeuvre de Richard Simon, XVIIe sicle, 33, 2, 1981, s. 185-198.

46 CENNETN DLLER

Mthiin Poetkas
Spinozadan, Richard Simondan sonra, Katoliklerin ve Protestan larn muhalefetine ramen, baka yazarlar, kuaklararas nakil ve etki leme oyunlarnn her zaman belirtilmedii rastgele bir yorumculuk macerasna atldlar16. Kronolojiyi, az ya da ok, alt st eden, Eski m etnin baka deerleri zerine younlaan yeni okumalar tanrsal zellii tehdit edilmeyen bu arivler paketinin izin verilmi kullanmn daha sonra deitireceklerdir. Kompozisyon anlarn snrlamay ya da aktarm bozukluklarn belirtmek istedii bir M etnin en kk deiikliklerinin bile Sim on tarafndan incelendii bir braniceden, imdi, Mukaddes Kitaplarn edebi analizine geilir. Rnesanstan beri klasik Yunan ve Latin metinleri iin hayranlk uyandran estetik ltleri benimseyen Robert Lowth (1710-1788) Eski A hitten mthie eilimli bir iir yaratr. Kukusuz klasik yaptlar la karlatrlnca branice Incilin doal ve basit imgeleri artr. A ncak orada sz konusu olan gizli bir iirdir; bu iirin kutsal anlam Lowthun branikrin kutsal iiri zerine dersler 17 balkl kitabnda uygu lad bir zmlemeye arda bulunur. Tasars: okuyucuya bu Metne hemen nfuz etmesini salayacak iirsel imgelerin bir dkmn yap mak. slup basitliiyle belirlenen bu kutsal iir mthi olann iaretle rini tar (s. 277). Ayn zamanda, Lowth, bu iiri mthiin kategori leri iinde, dinsel ifadeyle zdeletirerek anlamak ister18. Ya dindar olmayan airler (s. 299) ? Onlar da ayn ekilde mthi dehalardr. Ancak, gene d onlar salt insan olarak kalrlar. Hibir

16) Zengin bir kaynakadan, baz noktalar: Incilin metin olarak, XVII. yzyldaki konumu M. de Certeau tarafndan analiz edildi, Lide de traduction de la Bible au XVIIe sicle: Sacy et Simon", Recherches de science religieuse, 66, 1, 1978, s. 73-92. XVIII. yzylda R. Simonun yapmmn yaylmas ve almlan hakknda, son zamanlarda bkz. B. E. Schvvarzbach, La Fortune de Richard Simon au XVIIIe sicle, Revue des tudes juives, 146, 1-2, 1987, s. 225-259. 17) De sacra poesi hebraeorum praelectiones, Oxford, 1753. ngilizce basks Londrada 1787 ylnda yaymlanr (Lectures on the Sacred Poetry o f the Hebrews) ve burada anlan ilk Franszca basks Lyon'da 1812 de yaymlanr. Lowthun bu incelemesi Avrupa'da pek ok dile evrilmitir. 18) Latince metinde, Lowth sublimis ve ona bal olanlardan (sublimitas, vd.) yararlanr. 14, 15, 16 ve 17. Derslerdedir ki, Lowth, kutsal airlerde inceleme yapar. Eski bir gelenee uyarak, uzun sre Longinos'a ait olduu sanlan ve 1674de Boileau tarafndan Yunancadan evrilen, kk bir inceleme olan Peri hpsousu (s. 297-298 ve 317) tanr. Bu Peri hpsous (IX, 9) ncildeki fiat lux, mthi olan'a iaret eden sz sanatlarndan biridir. Son zamanlar bu tema zerine dnceler btn olarak bkz. M. Deguy (haz.) Du sublime, Paris, 1988.

MUKADDR N SESLLER 47

ey onlar kutsal airlerin eiti saydramaz ve hatta onlara yaklatramaz bile (s. 256). Kutsal olan ncil iiri, ikili bir doadan ilham alan kutsal yazarlarn (s. 298) yaptdr. Ruh-l Kuds tarafndan esinlenmi olarak, ayn zamanda kendilerine has zelliklerini ve dehalann korurlar.
Gerekten, onlarn ruhu hibir ekilde insann doadan ald eyi yok edecek kadar tanrsal etkinin egemenlii altna girmemitir. [...] Mu sann, Davudun ve ayamn kitaplar her yerde ok mthi, ok semavi baz eyler gstermesine ve aka Tanrnn ruhu tarafndan yazdrldklan grlmesine ramen gene de orada her zaman ayay, Davudu ve Musay tehis ederiz (s. 298)19.

Eer Lovvth Dersierini iirin felsefeden farkl olarak zevk yar dmyla bilgilendirdiini hatrlatarak balatyorsa da, eski A hitin kayrasn (s. 101) tanmadan nce, baz okuma glklerini amak gerektiini de bilir. Bu glkler beklenmedik ifadelerle dolu bir M e tinden ayrlmaz. Bu ifadeler, bir ilk dilde btn var olanlarn iinde en eski olan halka (s. 97) ait olan yaama, dnme ve hissetme biimlerini hatrlatr. ann Hristiyanlarndan astronomik bir uzak lkta baka bir gezegende oturan brani halknn iten duygularna nfuz edebilmek iin20 Lowth okuyucularn yazarlarla, hatta bu fev kalade anlatnn ilk dinleyicileri ile zdeleerek yzyllar amaya davet eder. Hem din nedeni ile ok yakn, hem zamanda ve meknda ok uzak olan bu M etnin zel inceliini deerlendirmek iin ona eski branilerin bakyla yaklamak gerekir.
Her eyi onlarn gzleriyle grmemiz, her eyi onlarn fikirlerine gre yarglamamz ve sonu olarak bizzat brani olmamz iin branilerin kitap larm okuyarak btn gayretlerimizi gstermemiz gerekir (s. 97-98)21.

O zaman, bu atalara ait iir, kutsal btnl iinde ortaya kar. branilerin dilinin dehasnn (s. 97) incelenmesi ve tannmas onun iin gezegenleraras yolculuklar anlamna gelir. Bu yolculuklar
19) Bavurulan Latince basksnda, Gttingen, 1770, s. 307. 20) Bu imgeler Lowth'undur. brani Kutsal Metnini okumak iin bir gezegenden dierine geerek ve birka dakika iin her birinin sakinleri olmu olarak, astronomlarn [...) izledii [karlatrmal] yntemi bir biimde taklit etmek gerekir der (anlan Latince basks s. 98 ve 90-91) 21) 1770deki Latince basksnn 90. sayfasnda.

48 CENNETN DLLER

Lowthu Protestan Kilisesinin izin verdii yollar terk etmeye mecbur etmez. O nce Oxford sonra Londra piskoposu olan Lowth bakalar ile birlikte ngilterede, Fransada ve Almanyada, Eski Ahitin Hristiyanlar tarafndan yceltiliini brani dilinin bilimleri ile badatrr. Zaten, Reformdan bu yana Kutsal Kitaplarn ilerinde barndrdklar hzine lerin kymetini bilen alimlerin almasn Tanrnn ne kadar kutsad n bizzat kendisi hatrlatr22. Din alanndaki bu uzmanlar braniceyi Sinagogdan kurtarp zaman ve meknn tesine tadklar bu Eski A hitin diline, balangtaki gcn geri verirler. Lowthun yldzlar kefeden bir astronom gibi tahayyl ettii M etin iinde bundan byle yolculua kan tefsirci, artk, ne yksek Yahudi bilginleri olan bu kr rehberleri23 izlemeye ne de sapmalar yapmaya mecburdur. Bylece, eski haham geleneinden kurtulmu olan sesliler nihayet sann Kilisesini terennm edebilirler. Masorah bilimi artk yanlmaz, tanrsal otoritenin kayas zerine kurulmu bir bina olarak grlmemektedir. Tamamen tersine, seslilerin eski biliminin beceriksiz eller tarafndan derlenmi olduunu ve kumlar zerine ina edildiini gsterir. Tanrsal M etnin yorumsal sapmalaryla daha iyi mcadele etmek iin Lowth, ruhani younluu bir mthilik filolojisi tarafndan sa lanan bir poetikay okurlarna sunmak ister.

o k Esiz Elohim
Herder brani iirinin Ruhu zerine (1782-1783) adl incelemesini en eski, en sade, en mthi iirin aklarn^ (c. 11. s. 215)24 adar. Ve herkesin, nl piskopos Lowthun yaptn tanmas nedeniyle onu taklit etmeksizin Tanrsal ve insani eylerin ilerlemesinin bilgisine zgn biimde katkda bulunmay mit eder.
22) R. Lowth, (A Sermon Preached at the Visitation o f the Honourable and Right Reverend Richard Lord Bishop o f Durham..., Londra, 1758, 20 sayfa), Hristiyanln bundan byle, bir bilim ya da bir sanat olarak? (s. 7) incelenmesi gerektiine inanr, bu da, akln ve zel dncenin zgr uygulanmasn (s. 15) gerektirir. Bu vaaz F. Deconinck-Brossard tarafndan bildirilmitir: EEcricture dans la prdication anglaise, Y. Belaval ve D. Bourel (der.), Le Sicle des Lumires", s. 542. 23) R. Lowth, A Sermon..., s. 16, sonraki alntlar iin de. 24) Herdere yaplan gndermelerin hepsi, B. Suphann basksndandr, (Berlin, 18771913, 33 cilt). Cilt belirtilmedii zaman, anlan sayfa, bir nceki gnderme ile ayn cildedir. Kaynaka, anlan btn yaptlarn balklarm ve tarihlerini tehis etmee uygundur.

MUKADDR'N SESLLER 4 9

Baltk denizine alan krfezin kylarnda, Rigada doan Johann Gottfried Herder (1744-1803) Alman romantizminin kurucu ustala rndan biridir. Kantn (1 724-1804) ve Johann Georg Hamannn (1 7 3 0 -1 7 8 8 )25 izleyicisi olarak, zengin yaptnda ann bilimlerini, sanatlarn, ilahiyatn, toplumsal ve siyasal dncelerini harman eder. Kkenler ve her kltrn bir bakasna indirgenemez eleri tarafndan bylenmi olan Herder, bazen branileri bazen Msrllar ya da H int Brahmanlarn lkselletirir26. Ayn yllarda, ngiliz William Jones (1746-1794) ve dostlar, Sanskrit edebiyatn kefederek coarlar. 15 O cak 1784de27 kurulan Kalkta Kurumunun douunu hazrlarlar. H erderin heyecanl metinlerini XIX. yzyln ilk on yllarnn entellektel Avrupasnn biimlendii bu tarihsel ve duyarl durum iinde anlamak gerekir. brani dilinin parlaklna yce bir vgde bulunulduunda, ilk olana (-U r) tutkusu ne kyorsa da, braniceyi cennetin dili28 olarak grmez. Btn dillerin anas olmaktan ok, branice ilk leh enin ( U rsprache ) byk kzlarndan biridir. te bundan dolaydr ki en eski zamanlarn.sesi bu iirde yanklanr. Herder morgenlandisch ve ursprnglich, oriental ve originel29 szck leri ile oynadnda Dilin K keni zerine (1770) olan grlerinde arkaik olan her eye hayranl zaten daha nceden biliniyordu. Lutherci papaz bu olaanst dil zerinde Tanrnn soluunu -b u , bir anlamda hibir branice harfin yazmad seslinin nefesini hatrlatma biim idir- gezdirdii zaman, branice, burada, insanln bir Dousu gibi parlar. Zira, eer, sesli ilk nce gelen, en canl olan ise ve her
25) 1762 ve 1764 yllar arasnda, Herder, iki retmenine rastlad Knigsbergte renim grmektedir Bk2 .1. Berlin, Vico and Herder, Two Studies in the History o f Ideas, Londra, 1976, s. 165-167; A. Philonenko, La Thorie kantienne de lhistoire, Paris, 1986, s. 125 vd. 26) Msrllar ve Hintliler iin rnein, A uch eme Philosophie... (1774), 1891, 5. cilt, s. 487 vd. ve 497de; Ideen zur Philosophie... (1784-1791), 1909, 14. cilt, s. 28 vd. 27) G. Cannon, Sir William Jones, Persian, Sanskrit and the Asiatic Society, Histoire, lpistmologie, Langage, 6, 2, 1984, D. Droixhe ynetiminde, Gense du comparatisme indoeuropen e ayrlm cilt, s. 83-94. Gene bkz. yukarda, s. 20-21, n. 37-38. 28) ( ...] die Sprache des Paradeses (Vom Geist der ebrischen Poesie, I, 1782, 11. cilt, s. 444). Bundan sonraki alntlar iin, s. 444-445. Bu konuda, yukarda, s. 17, n. 21 vd. 29) 5. Cilt, s. 87. Herder, bu iki kavram sk sk birbirine yaklatrr, bkz., a.g.y., s. 70. Bundan sonraki alntlar iin, a.g.y., s. 13-14. 1771 bahannda, Berlin Bilimler Akademisinin dln kazanan bu inceleme ve onun yazlnda etken olan balam hakknda, E. Sapir, "Herders Ursprung der Sprache" (1905), Historiographia linguistica, 11, 3, 1984, s. 355-388. Gene bkz., yukarda s. 19, n. 33de anlan H. Aarsleffin aratrmas.

50

CENNETN DLLER

dilin dolgusuysa, branicede gze grnmeyen ancak kulaa tesir eden bir solukla cisimledir. Ve ylesine ruhani, ylesine uucu olan bu soluu hibir kod ve hibir alfabe tesbit edemez. Dalgal telaffuzlu olan Herderin Ibranicesi, okuyucusunun bakn aydnlatr: Tasvir edilemeyen, eriilemeyen bir tanrnn yzn haber veren, grlmez bir kurulu sayesinde. Ayn ballk 1782de brani iirinin Ruhun da da bulunur. ncele me, brani iirinin iyilikleri ve faziletlerinden kuku duyan Alciphron ile hem bu dili olaanst evrenselliine ve hem de brani dilbilgisinin ne denli mukadder bir mesajn taycs olduunu ona gsteren Eutyphron30 arasnda geen bir dialogla balar. Bu konumalar sre sinde Alciphron arr. Bylesine zavall bir leheyle gerekten ilgilenilebilir mi? Seslileri olmayan bu branice, anlam zmek iin, hatta sadece telaffuzu bulmak iin ou zaman anahtar bile olmayan l bir hiyeroglif gibi ( c . l l , s. 226) deil midir? Seslilerin nereye gittiini (s. 240) bilmek istemekte srar eden muhatabna Eutyphron sonunda kesin kantlar getirir. Kukusuz, bi linen branice seslilerin bir ka hahamn yeni ileri olduunu syler. A ncak, bununla birlikte, branice, kkeninden itibaren baz seslilere sahiptir. Aksi kesinlikle kabul edilemez.
Her ey bu esine bal iken, onlara bir ruh veren soluk olmakszn kim harfleri yazabilir? [ .. .] (s. 240).

Soluun ruhun hareketlerini tercme ettii Dou dillerinde duy gulu simgeler ve deyimler, fiillerin kklerine yerleirler (s. 230). Kkensel dillerin tanm da byledir: Ne kadar eski olursa, orada, o kadar szcklerin kkyle eitlenen duygular bulunur. branice bura da rnektir, soyutlamada fakir, fakat duygulu, tasvirlerdeyse zen g in d ir (s. 228). iirsel slubunun basitliinin onun mthi oluunun iareti olmas gibi, arkaik parlaklnn simgesi olan bir fakirliktir bu31.
30) Herder Eutyphronu hsiz yazmaktadr. Yunancada euthuphron, iyi dilekli kraln kalbin de, ve alciphron, cesur, duygulu", sava anlamna gelmektedir. 31) Herder daha o zaman, okuyuculara yazd metinde bunu dorular, burada s. 51. Bir dili ne kadar kaba, ne kadar ilk oluuma dayalysa, duygularn' ifadesine de o kadar ok elverili olduunu gstermeyi amalayan Herderin bu dnceleri iin, onun Ursprung der Sprache adl yaptna bkz.: (1712), 5. cilt, s. 70-71, 78, 82-83 ve 87. iirin dzyazdan nce ortaya kmas, iirin, kaynan ald kltr ne kadar yoksul" ise, iir o denli zengin olduu dncesi,

M U K AD D R N SESLLER

51

Dilin K keni zerine Risale sinde Herder, balangtaki dilleri ni telemek iin be neri yapar (c. 5, s. 70 vd.). nsan doasnn bir dilyetisi dokusunda32 zetlendiini hatrlattktan sonra, eer soyutlamasz insan akl ve telaffuz edilmi dilyetisiz soyutlama yoksa, dilin btn halklarda akln taycs olduunu ispat etmek ister. Bu, her dilbilgisinin dil zerine bir felsefe olduu (s. 82) konusunda kafa patlatma biimidir. Bu, ayn ekilde, Herderin kkendeki dillerin sistemlerine verdii byk nemi aklar: ne kadar az dilbilgisi varsa imge bakmndan o kadar ok zengindirler; Ne kadar az soyutlama varsa o kadar ok iirsel zenginlik vardr. nsan ruhunun ilk sz daar (s. 84) ne kadar silik olursa olsun, doann grltlerinin alglanma syla bilgilenmi olan onun sesli evreni, zengin bir poetikanm kefili olarak kalr. Oradadr ki, doann szl (s. 83) szcklerin kkn de saydam bir biimde meydana kar. Herderin brani iirinin Ruhu adl yaptnda sahneye koyduu dialoglarnda benzer szler iitilir. brani diliin yaps [Bau] (c. 11, s. 227) zerine bir aklamay izledikten sonra, Alciphron konumay daha duyarl bir konuya eker. brani dilinin ierdii oktanrclta, Tekvinin ilk szcklerinden balayarak branilerin iirini derinden tehdit eden bu oktanrclk izlerine ne anlam vermek gerektiini tartr. Btn inansz uluslara zg (s. 253) oktanrclktan sakn mak iin deil midir ki, Musa, oul Elohimi, Elohim yaratt biimiy le tekil olarak ekmitir? Eutyphron muhatabna gven verir: Elohm ler Yaradlla ayn dnemde varolan ruhlar olmalarna ramen hibir zaman branileri oktanrcla srklememilerdir. Asla. Zira Tanrnn teklii her za man brani iirini korumutur. H atta ykseliini, gereini ve iyi ki dnyaya egemen olan (s. 255) bilgeliini bu kavrama borludur. Sonuta, unutmamak gerekir, Tanrnn teklii putperestliin ve tanrlar kargaasna yol aan ktlklerin en eski engelidir. Byle olunca Herder, o kadar kimlie ve birlie karn, ne tekdzeli in, ne de tekbiimli oluun bu tannsal iiri yaralamayna hayran kalr.
nihayet iirin kkendeki insanln kendiliinden bir ifadesi olduu inanc hakknda, XVIII. yzyldaki dier yazarlar iinbkz. M. Rouche, La Philosophie de l'Histoire de Herder, Paris, 1940, s. 13 vd. 32) 5. Cilt, s. 68, Baka yerde, insan, bir dil yaratdr, ein Geschpf der Sprache (s. 93 ve 69).

52

CENNETN DLLER

Tam tersine. Bu iir imgelerle ve kiiletirmelerle doludur ve rzgrlar estiinde ve imekler aktnda doa onu canlandrmaya ara vermez. Bununla birlikte, poetikalarn karlatrmal bir tarihinde, tektanrclktan doan bu iir ile atomlarn dansederek babo dolat dnyann oluumundan bile nce ortaya kan Yunanllarn korkun kaosu (s. 265) arasnda hibir karklk mmkn deildir, ibranilerin iirinde, Yaradln kaosunu aydnlatmak ve gkyzn yeryznden ayrarak varlklar snflandrmak iin, tek bir k parlts yeterlidir. Uygarln rehberi ve koruyucusu olan tektanrclk, onu ifade eden poetikann ilk erken gelimi itkisi (c. 12, s. 32), Herder iin, oktanrc dzensizlie kar en gvenli engeldir. Ayn zamanda bu benzersiz ilke Mukaddirin gznn tehis edildii braniceye dam gasn vurur. Duygulu vecizlik ve dzen bayapt (s. 27-28) olan bu dil en ilkel mant balatr. yleyse hibir vahi kavim ne onu konuabilecek, ne de, kukusuz, Tekvini yazabilecektir. Burada Herder, Tanrnm, insan trnn bu grnmez retm en inin tasvir edilebilirlii ile ilgili nazik sorunu bandan atmaz. En kk resim kltn bile reddeden bir Musann ar sertliine ra men Tanrmn beliriini nasl anlamal? Ve Sina hibir zaman Yehovay grmediine gre, hangi biim altnda belirir? Yant bellidir: Orada, allklarn ortasnda bir alevden (s. 34) baka birey yoktur. Ama daha baka? Herder aklar. Grnmez Yehova, kendini gstermek iin Adn ve hepsi belirgin bir deer tayan eitli adlandrlmalarn ne karr. O zaman bu Tanr'yi gsteren grnen iaret baknn habercisi olur (s. 3 5 ). Tanrsal olann belirileri her eyden nce seslilerin -kula cezbeden bu grnmez ksm n- gizli soluunu can landran, okunabilir M etnin eleridir. Bu brani dili, grnmez olann iinde, dilin kesin mevcudiyetini ve her iirin paradigmas olduunu sezinlemeye izin verdii iin, bu byledir. Az bir dilbilgisiyle, berrak bir szdaaryla, bir imge ve duyumlar bolluuyla canlandrlan brani iiri, kklerini hem insani ve hem de tanrsal (s. 6) olan bir dehaya salar. Incilin insanst esininin ifadesini, slubu kutsal metinlerin yazarlarn33 tehis etmeye izin veren
33) Herder, Christliche Schriften (1798), cilt 20, s. 48, balkl yaptnda bu konuda ok aktr. Bu kitapta Tannnn Ruhu deyimi, dinsel esini olan insanlarn ne iinde rzgrn estii bir org borusu gibi nladklar, ne de onlarn her trl zgl dnceden yoksun bo bir makine gibi olduklar anlamna gelir.

M UKADDR'N SESLLER 5 3

esiz anlatlarda bulmas gibi, brani, her eyi kendi ikili doasna borludur. Gerekten, eer Tanr, iiri bir dil ierisinde ifade etme yetisini ona salayarak heyecann kaynan insanda yarattysa, bu nun tanrsal iirin kkeni olduu sylenebilir. Ama eer heyecanlar, stn etkiler yznden tanrsal insanlarda zorunlu olarak insani duy gular biimini alyorsa, ayn zamanda iire yalnzca insani bir kken atfetmek gerekir (s. 7). Bylece Tekvin, bu muhafaza edilmi ilk iir paras, byk imgeler panosu, insani alglamann ilkelerine gre dzenlenmi, dou halindeki evrene bir baktr. Ruhun soluuyla dolu (c. 11, s. 232) olarak baka nitelikler de brani dilini iirin kudretine hasreder. Her eyi bir defada sylemek isteyen ocuklar gibi (s. 234), braniler bir tek sesle, kiiyi, sayy, zaman, olay ve daha fazlasn ifade ederler. Fiillerinde de ayn nite likler grlr: Gemi ve gelecek arasnda sallanan gemi zamanlar dan baka birey olmayan iki zaman, brani iirinin ortaya kard bu belirsiz aray olutururlar. Tek kip, sre iindeki bu oul ynlendir meler kusuru, zaman tanmayan (s. 233) bu eylem, Herder iin byk bir niteliktir. branilerin tarihi ar bir iir haline getirmesini, bylece, ekimlerini, zamanlarn ve kiplerin belirleyiciliiyle uzman latran dillerin gsterdii bu tarihi* sluba (s.234) snmalarn salayan da budur. Bu dil durumuna kukusuz bir toplum tipi uygun der. G erekten branilerin lehesi C ennet zerine olan efsanelerin (c. 12, s. 29) oban efsaneleri olduunu hatrlatr (Hirtensagen ) . Bu obanlar daha sonralar F. Max Mllerin ya da A. Pictetnin34 kaleminde bulu urlar. Ayn ekilde, imgelerle ve saydamlkla dolu, dolaysz bir dilin safl da. Kkenlerdeki cennet sahnesi zerinde yalnzca oyuncular rol deitirdiler. A rtk branice deil fakat A ri dilini konuurlar. Bu nunla birlikte ne edilgen bir eviri, ne de eski bir modelin yeniden ele alnmas sz konusudur (c. 11, s. 229). Zira, gelecei olmayan bir kudretin parlaklna sahip olan bu Doulu fakir oban halkn (c. 11, s. 229) aksine, A ri uygarlnn yeni atalar, ilerlemenin haber cileri, ada dnya ve Hristiyan B at iin bir gelecek vaadidirler. Bunca iirsel olan braniceyi, bu byk ocuklarn, bu kkenlerin dilini Herder zenle arkaik bir corafyaya yerletirir. Orada, hznl
34) Daha ileride bkz. s. 121 ve n. 14. Gene bkz. yukarda, s. 22-23.

54

CENNETN DLLER

bir karmda son bulmak iin diasporasnda kaybolmadan nceki yerde, branice, Kenan ilinde yaayan dildi hl. Eutyphron, en azndan, bu uzak zamanlarda bu dilin fakir fakat gzel ve saf bir kyl kz (s. 230) olduunun kabul edilmesini ister. Sefil dankl iinde komularnn sslerini dn almasn balamak gerekir. branilerin byl dili, hibir durumda Talmud andan gelenlerin dili deildir.

Seilmi Halklarn Raks

Yasann Yalnz Bekisi


Herder devam eder. Dzyazsn glendirmek iin brani iirinin R u hu n a hasredilen yaptnn ikinci ksmnda dialog biimini terketmeye karar verir (c.12, s. 3 ). Konusunu genileten, dncelerini artk arkaik olann faziletleri zerine younlatrmayan Herder, eer brani iiri en kk bir tanrsal imgeyi gznnde bulundurmuyorsa ve en basitinden bir putu bile ifade etmiyorsa bu, resimlerin tapnakta da, yasada da yer almamas nedeniyledir, der. Zira yalnzca yasalarla dr ki, Tanr halknn iinde ve etkilidir (s. 88). Herderin poetikas, onun brani dili ve slubu ile ilgili estetii, onu, bir eski dou m etni siyaseti belirlemeye iter1. Zira, sonu olarak pey gamber deilseler, btn bu kutsal airler (s. 40) kimdir? Ve onlardan ilkinin ad Yasa Koyucu N om okrator Musa (s. 299) deil midir?
1) Ueber die Wiirkung der Dichckunst au f die S itten der Vlker in alten und neuen Zeiten, (8. cilt, s. 334-436) balkl kitabnda, Herder, daha 1778de iir sanatnn halklarn gelenekleri zerine etkisi konusunda sorular sorar. Bu blm branilerin iirlerinin etkileri zerine aynlmnr, s. 344-365.

5 6 CENNETN DLLER

Peygamberler iirinin ruhu haline gelecek grnler sayesinde beliren Tannnn iaret verdii (s. 34) kii, O dur. yleyse burada aldanmamak gerekir. Ayn zamanda Herder brani iirinin Ruhunun vgsne be yz sayfadan fazla ayrarak okuyucularyla siyaset zerine de konuur.
ou zaman yalnzca manevi olarak kabul edilen iirlerinin byk ksm siyasaldr (s. 118-119).

Bu dorulama, ayn zamanda, brani halkn tam da Volic2 olarak -H erd erin kaleminde bu kavramn kazand btn okanlamlylagrmesinin sonucudur. Gerekten Volk, hepsi bir dil birlii sayesinde btnlemi, hem bir dini, bir ulusu, bir kltr, hem de toplumsal ve siyasal bir birimi gerektirir. Zira, eer dil yetisi insan tanmlyorsa, ayn zamanda onun siyasal toplumsallnn bata gelen aracdr da. Yalnzca bir an, H erderi Incilin lkelerindeki siyasal aratrma snda izleyelim. Orada, baka analizlerin yannda, evrensel tarih iin tem el olarak kabul ettii baz brani icatlarnn analizini yapar. Her ey eski zamanlarda ve dnyann bu kesinde cereyan etti (s. 77 ). Hl vahi halklarla evrili olan Musa, o zaman, mthi bir dncenin rn olan yeni bir toplumsal dzen yaratma cesareti ni gsterdi. Herderin kendi kltr derecesine3 uyduunu grmeyi hayl ettii, herkes iin temenni edilen bir halk hkmeti. Bu toplum sal rgtlenmenin gerekletirilmesi yasa koyucusunun deil yasann egemen olmasn, bamsz bir ulusun zgrce bu yasay kabul etmesini ve kendi isteiyle ona uymasn [ . . . ] (s. 117) gerektirir. Yasa Koyucu (s. 82) denebilecek bu teokratik rejimin ilkesi byledir. Grnmeyen Tann orada ayn zamanda yasa koyucu, Yasann
2) 10. cilt, s. 139; 17. cilt, s. 285. Burada ok az ele alnan Herderin toplumsal ve siyasal dncesiyle ilgili gelimeler iin bkz. F. M. Barmard, The Hebrews and Herders Political Creed, The Modem Language Review, 54, 4, 1959, s. 539 vd., s. 545. F. M. Barnard, Herder's Social and Political Thought. From Enlightenment to Nationalism, Oxford, 1965, s. 55 vd. ve 72 vd.-, F. M. Barnard, Herder and Israel, Jewish Social Studies, 28, 1, 1966, s. 25-33; I. Berlin, Vico and Herder. Two Studies in the History o f Ideas, Londra, 1976, s. 180 vd. 3) 12. cilt, s. 117. Herder te yandan anakronizmler karsndaki kukulann syler. 28 Nisan 1772deki Frankfurter gelehrten Anzeigende, J. D. Michaelisin Mosaisches Recht (17701775) adl alt ciltlik yaptnn ilk ikisinin eletirel bir deerlendirmesini yapar. Herder, bu yazar, sanki nl Atlantis adas sz konusuymu gibi, Yahudi devletini uan, iirsel bir cumhuriyet gibi incelediini syler (5. cilt, s. 424). Ayn zamanda, Michaelise, Musaya ve bu uzak zamanlara basmakalp modern anlamlar vermesinden, demokratik bir ulusu, gkyz ile yeryz arasnda sallanan kl bir topya gibi anlatmasndan dolay sitem eder (s. 425).

SELM HALKLARIN" RAKSI 5 7

koruyucusu, Kraldr. Herder, bu hkmetin amacnn Yehova halk nn siyasal refahn (s. 101) ve mutluluunu salamak olduunu , belirtir. yle olunca, Musann yasalarnn bir tek dayana vardr. Tamamen halkn oybirliine brnm (s. 118) Tanrnn yasasna dayanmaktadr. Musann srekli endiesi yapabildii her yerde ulu sunun zgrl (s. 120) korumak olduundan, Levinin kabilesinde ne miras, ne de yaama ve icra erki olduu ve her siyasal kararn kabilenin yallarnn tamam tarafndan alnd grlr. Burada da kural, mmkn olabilen en az zorba erkin olmasdr. Musa bu zgr halka (s. 82) Yasann dnda hibir kulluk dayatmaz. u halde Yasa tek bana hkm srer. srailin Tanrs imgesiz olduuna gre (s. 8 7 ). mgenin yerini tutan son iaret, Yasann kitab, sandukann en aziz kesinde korunur. Yasann tek dayana olan bu kural ulusal tapmaa kurulur. Bu ise lke tanrsnn bir adr idi (s. 118) Musa en stn yasacdr. Bu nedenle Herder iki blm Musevi kurumlarna ve resimli temsillere bavurmadan bir yasa koymay baa ran insana ayrr4. Hibir krals insan figrnn temsil etmedii yasa. Zira onu uygulama grevi tamamen ulus mabedine emanet edilmi tir. ylesine ki hibir zaman Musa iktidar ele almaz ve halk kiisel bir iradeye boyun edirmeyi dnmez, ite bunun iin, gveni sarsl m olan Musann fkesi altn dana yksnde iddetle patlar. Bu put ulusun ban koparyordu. Musann yapt bitmemi olarak kalr5. Yaknlarnn fesad, kendi zayflklar Kenan toprandaki kendi kurumlarnn tesis edilmesinin banda olmasn ona yasaklar. Fakat Yasay vermi olan bu insann tamamlayamadm, srailli bilgeler ve airler ondan sonra yaptlar (s. 77).

4) Beobachtungen ber das Gefhl des Schnen und Erhabenen (Gzellik ve mthilik duygusu zerine gzlemler, 1764) (Kants Werke, Kan's gesammelte Schriften, Berlin, 1905, 2. cilt, s. 205-256da) yaymladktan yirmi alt yl sonra, Yahudilerin Kanunu kitabnda en yce ksm: Kritik der Urtheilskraft (1790) (Yarglama Yetisinin Eletirisi, Kants W erke..., 1908, 5. cilt, s. 274) ile, Kant, birok kez tekrarlanan emri tespit eder, Yontulmu imge hi yapmayacaksn, ne de bir figr [... ] (k 20,4). Burada Kantn hayran olduu ey branilerin soyutlama gcdr. 5) Tamamen deiik bir perspektif iinde, Herder, Dncelerinin (1787) nc blmn de branilerle ilgili olarak ok sert bir blm yazar (14. cilt, s. 58 vd.). Orada dierleri arasnda, Musann yasac ynetiminin, sonunda, halk iin nasl siyasal bir felaketle sonulandn gster mek ister.

58

CENNETN DLLER

B ir Tanrsal Sahneye K oyucunun Labirenti


Esiz Elohim in, her iirsel ifadenin ilk rnei ve peygamberlerin v siyasetinin tan olarak inceledii brani dilinin vgcs Herder, ayn atelilikle, uluslarn ve kltrlerin sonsuz eitliliini yceltir. O nun iin her topluluk, tarihin her dnemi, kendinde, kendine zg kurallar tar. yleyse onlar aralarnda karlatrmak istemek en byk samalktr. Hangi neden, dou dillerinin barbar, bouk ve grtlaktan gelen (c. 11 s. 231) sesliliiyle Yunancann berrak tonu arasnda bir karlatrmaya yol aabilir? Bu anlamsz yaklatrmalar dan ok, kendi niyetlerinin lksn (c. 5, s. 492) izleyen bir yerin ve zamann yaptlarn, kendilerine zg amalaryla ilgili olarak kav ramak daha iyidir. Byle olunca, grevleri aka l atalarn yaam yokluunu ifade eden bir tavrla taklit etmek olan Msr mumyalarna yneltilen bir hareketsizlik sulamasnda bulunmak niye: Hareketsiz lik ve lm dolu eller ve ayaklar. Genel niteliklerin zayflna duyarl olan Herder (c. 5, s. 501) tarihsel bilimlerin tozunu almak ister. Bir halk, zaman iinde bir an tasvir edildiinde, kimin tasvir edildiini, szcklerle byle bir tasvire kimin eritiini (s. 502) bilmek sorusunu, nce insann kendisine sormas gerektiini syler. Kitab bir kltrden ekinen protestan papaz, din adamlarna hogry renmek iin yolculuk yapmalar n tavsiye eder. (c. 4, s. 477). Zira hibir ey halklarla temasn brakt canl izlenimlerin yerini tutamaz. Uzaktaki uluslarn yaam biimini anlamak iin bir yzyla, bir dine, bize yabanc olan bir tarihe nfuz edebilmek iin, nce ona yaknlk duymak gerekir (c. 5, s. 502). Burada Herder nl dn ortaya atar: Onu duymak iin btn bunlarn iine dal (s. 5 0 3 )6. Ya deilse, her ulusun karakterinde bulunan derinlii (s. 502) anlatmak mmkn deildir. Biricik olan ey karlatrlamaz. yleyse, Herder iin hibir ey, iirsel ifadelerin ve bir halkn, bir an duygularnn bir baka zamann zevkinin kurallarna gre ayplad bir mahkemede egemen olmu karlatrmann sk sk ktye kullanlmasndan (c. 12, s. 8) daha irkin deildir. Bunula birlikte Msr sanat zerine bir Yunan bak getiren antik sanatn en iyi tarihisi (c. 5, s. 491) W inckelmannin
6) Btn bu ksmda, Herder, sk sk fiihen, einfhler, ve empfinden fiillerini kullanr.

SELM HALKLARIN" RAKSI 5 9

yapt ey budur. A ncak tarihi bu biimde yazmak, insan eitliliini tek bir ltn boyutuyla deerlendirmek, bu halklar zamann ak iinde anlamdan mahrum etmektir. Ve Yaratcnn (c. 12, s. 8) insan trne zevk ve duygu birlii emretmediini unutmak demektir. nk hi bir ey izlenime daha mfik ve insan kalbinden daha eitli deildir [ . . . ] . Tarih ve corafya balaryla rlm, insan doasnn bu eitlili inin en son kant olan en byk benzersizlik (c. 20, s. 20) alar boyunca ruhu ve tanrsal olan adlandrma biimine bile egemen olur. Zamansal ve blgesel etmenlere gsterilen bu ar dikkat Herderi Eski A hiti, dou yazlar kolleksiyonu ve tanmlanm bir kltr tipi olarak grmeye yneltir. Bu da, M etnin vahyedilmi oluunu en gellemeyen hem ulusal, hem folklorik bir kavramdr. Eer, brani Incilinin pek ok paradan, eitli alarn yazlarndan olutuunu7 ka bul etmek gerekirse, gene de onun blmleri byk lde dnyann ocukluuna aittir. H alklar ve dnem leri belirleyen indirgenemez bir zglln dorulanmas, H erd eri, arlklar H ristiyan ortodoksluu kar snda insanlk tarihinin mukadder tarih gryle lm llatrlan, kltrel bir grecelie yneltir. Dersi ikili ve kesindir: H er uygarlk, zamannn anlay biim iyle belirlenen bir a tanm layan kendi akn izler. Eer hibir halk, hibir dnem, zamann dehasnn bir figr olan byle bir Zeitgeist'm ( aruhu ) damgasndan kurtulamyorsa, dnem lerin birbirini izlemesi, Tanr tarafndan idare edilen insanlk tarihinin kat anlar iinde yazldr. H ibir an, bir bakasndan daha stn deildir. H er durumda deil ama8, bir deerler silsilesini ve uygarlk hiyerarisi kurmay kendine ya saklayan Herder, -d o an n gelim elerinin sunduu srekli bir ye

7) J. W. von Goethe (1749-1832), anlarnda, Herderle Strasbourgda karlamasnn byk neminden, Alman genliinin bu ustasnn idealize edilmi portresini de gelecek kuaklara brakarak sz eder (Aus meinem Leben. Dichtung und Wahrheit [I8I-1833], Goethes WerIcede, L. Blumenthal ve E Trunz tarafndan hazrlanan basm, 9. cilt [1955], s. 402 vd.) Bundan baka, burada bizi ilgilendiren husus Goethenin bu ayn otobiyografide unlar yazmasdr: Incili, birok yapttan paralanarak oluturulmu yeni bir yapt, yava yava olumu, eitli dnemlerde yeniden elden geirilmi bir yapt gibi kabul etmek, meseleleri bu tarzda dnmenin daha henz egemen olmad ve yaadm evrede daha da az kabul grd lde, kendimi gsterme hevesimi pohpohluyordu. (s. 508-509). 8) Bkz., daha ileride, s. 67 vd.

6 0 CENNETN DLLER

nilginin im gesi- Fortgang kavramn, ilerlem e, iyiletirme iareti Verbesserungun9 yerine koyar. Bir yerin ve bir zamann yaratc glerini yakalamak iin, herkese bylesine iyi paylatrlm deerlerin bulunduu, her zaman sekin bir ounluk yaratan insanln en kk parasna bile kendini onun yerine koyarak yaklamak gerekir. N antesda ve Pariste kaleme alnm 1769 yolculuunun gncesini tamamlayan yapraklar iindedir ki gen papaz daha sonra Bir baka tarih felsefesi (1774) ve nsanlk tarihi felsefesi iindncelerd e (1784-1791) gelitirdii zmlerinden b azlarn daha o zam an nerir. Ayn zam anda yaylm ac bir Hristiyanln deerleri de olan evrensellik deerlerini korumaya adanm bir papaz egemenliinin snrlarn zorlayan Herderin szleri herkese kar kar:
Hibir insan, hibir lke, halk, ya da bu halkn tarihi, hibir Devlet bir dierinin edeeri deildir; bylece, ayn ekilde gerek, gzel ve iyi onlar iin benzer deildir (c. 4, s. 472).

Herder iin, ulusal sorun, dinsel olduu kadar estetik ve ahlakidir ve bu ayn sayfalarda, alar boyunca, ou zaman zorla Hristiyanlatrlm olan bu saysz topluluklara Hristiyanln katk kadar ykm da getirip getirmediini kendisine sorar. Bir grubun ulusal karakte rini her zaman iin tehdit ettiini bildiimiz, yabanc dini ithalin den10 doan tehlikeler acaba yeterince llm mdr? Zira her din, bir halkn ulusal eitiminin bir parasdr ve temel bir bak as meydana getirir. Bundan dolay, dinsel bir kargaa, bir ulusun zihin zenginliklerini ve zelliklerini mahvedebildii kadar saygn nyarg lar da devirebilir. Kilise adam halklarn Hristiyanlatrlmasnn
9) Herder, insan kaderinin yry dolaysyla, Verbesserung (o da, Fortgang'n kart) terimini, Riesenschria ve grassetSchritt (5. cilt, s. 527), dev adm byk adm ile birletirdii zaman, aka Fongang' (5. cilt, s. 511 vd. ve 527 vd.) Fortschritt kavramnn karsna koyar. Herderde ilerleme dncesi iin, M. Rouchi, La Phibsophie de lhiscoire de Herder, Paris, 1940, s. 3 vd-, 229 vd. ve 542 vd.; F. M. Barnard, Herders Socitd and Political Thought..., s. 128-138; I. Berlin, Vco and H erder..., s. 163 vd. ve 186 vd. 10) Herder, Bir dinin, bir lkeden bir baka lkeye tanmas sakncasna (Kanunlarn Ruhu zerine, XXIV. Kitap, bl. 25-26) birka paragraf ayran, ayn zamanda zikrettii (cilt 4, s. 472), Montesquieuy (1689-1755) iyi tanmaktadr. Montesquieunn Herder zerine etkisi nin sonularm belirtmek iin, M. Rouchi, La Philosophie de lhiscoire de Herder, a.g.y., s. 21 vd.; ]. G. Herderin J 769 Yolculuumun Gncesi kitabna M. Rouchf'nin nsz, Paris, 1942, s. 38 vd

'SELM HALKLARIN" RAKSI

6T

meruiyetinin gerekliini tartacak lde kendi muhakemesini izler. Ve din deitirmeyi, olas bir iddet biimi olarak mahkum ettiinde, bu, nem tamasn istedii bir soruyu daha iyi sormak iindir: Hris tiyanlk ele geirmeye zorlamak, boyun emeye, zalimlie hak verebilir mi? Yant ona ak ve anlalr grnmektedir. Bir ulusu, geleneklerini ona zorla kabul ettirerek Hristiyanlatrmak, onu kendi deerlerine, kendi z kimliine ihanet etmeye zorlamak ve bylece manevi ve siyasal kendiliini tehlikeye sokmaktr. Amerikallar bir Avrupa kl trne ihtiya duydular m? Ispanyollar bunu onlara hi gtrmediler. 1769 Gncesi ne ekli bu birka dnce ve rnek (s. 469), uzant larn, Dncelerin on altnc kitabnda da bulurlar. Herder, orada, baz halklar tekilere kar seip saduyudan uzaklamamas, ansn ve zaferin doldurduu insanlara ayrcalk tanmamas iin insanlk tarihisine (c. 14, s. 288) tler verir. nk burada her ey bir durum meselesidir. Eer halklar iine baka bir ekilde yerletirilmi olsayd Letonyal belki bir Yunanl olabilirdi. yleyse hibir halk kendisinin seilmi halk olduunu syleyemez. H atta bunlar Roma.dnyasn igal eden Almanlar (Deutschen ) bile olsalar (s. 289), onlar, Avrupada Tanrnn seilmi halk olarak kabul edilemez ve dnyann onlara ait olmasn salayacak doutan bir soyluluk onlara tannamaz. teki halklarn onlarn boyunduruu altnda olmalarn kabul etmek iin hibir neden yoktur, byle bir ey fatihlere soyluluu olmayan barbar bir rol verirdi. Tarih bunun kantn yeterince vermitir: Barbar zorla egemen olur; kltrl galip, retir. Sonu olarak bir ulus kendini seilmi halk olarak ilan edemez. Ne eski Almanlar (s. 289) ne de szde Tanrnn tek halk (s. 294). u halde her ey bir halkn tarih sahnesindeki durumuna baldr. Vakti geldiinde (c. 5, s. 564) hemen hemen btn uluslara rollerini oynamalarn salayan budur. Kltrlerin birbirini izledii, fakat birbi rine benzemedii bu evrimsel hareketin egdmnn, bu devasa dramaturjinin idaresinin altnda her ulusu, yava yava herbirinin vakti geldiinde bacla1 1 aran alnyazsnn imzas vardr. Bylece tarih birbirini izleyen dalgalar olarak cereyan eder ve ktalar ile kuak lar arasnda, tm anlam zorunlu olarak en azndan insan trnn gznden kaan bin grnml bir mit (s. 559) oluturur. Kozmik
11) 5. cilt, s. 563. Herder burada, Matta ncilinin bir meselinden esinlenir.

6 2 CENNETN DLLER

bir melodi dinliyormucasna, lmllerin kula, baz uyumsuzlukla rn (s. 560) dnda, ounlukla hibir ey duyamad bu evrende sar olarak kalr. Bu, her halk vakti geldiinde dnme biimi, herbiri zel bir dehayla ve mutlak deerlerle belirlenmi tam bir kendine yeterlilik iindeki kltrler geirini12 anlatma biimi, Herderi bir dizi seilmi halkn mmkn olabileceini kabul etmeye gtrr. Bylece, belki bir gn, Kuzey-Bat blgelerini13 igal eden, hemen hemen barbar olan bu halklardan yeni bir kltr doacaktr. rnein Ruslann doas bakalarnkinden stn olduu iin deil, fakat genlikleri bir gelecek vaadi olduu iin. Eer kltr ruhu yarn Ukrayna zerinde esseydi yeni bir Yunanistann yerini alabilir, eskiden pek ok kk vahi Yunan halknn uygar uluslar olabildii gibi, uygarla uyanabilirdi. Uzgrl Herder, tarihinin, bir gemi peygamberi14, yapt bir Mukaddir estetii zerine kurulan bir air olmas gerektiini de dn mektedir. Bu yz kapal kaps, yz ak kaps olan labirentte (c. 5, s. 560) bulumak iin, bunca devamll ve bunca eitlilii dzenle mek iin tarihi, insanln evriminin Tanrnm Destan (s. 559) olduunu hatrlamak zorundadr.Ve tarihi sonu olmayan bir dram gibi yneten Tannnn iaretlerini zmek. nsanln gemiini anlamak bylece, ncilde yazl tanrsal dzeni ortaya karmak olmaktadr. Kitap ve Tarih burada bir ikili oluturur. Orada olaylarn gereklilii, gemii tam olarak tanmann kant olan M etnin gerekliliini gste-

12) rnein, gene bkz., 1797 (18. cilt, s. 248) ait bir metin. Burada Herder, her ulus kendi durumu iinde, biricikmi gibi kabul edilmelidir ve her halk yeryznde biricikmi gibi grlmelidir (s. 249) diye srar eder. M. Rouche, bu manevi otari ya da otari dncesini u yaptlarda gelitirir: La Philosophie de lHistoire de Herder, a.g.y., s. 34-37; J. G. Herderin Journal de mon voyage en lan 1769 kitabnn nsz, a.g.y., s. 39 vd. ve 47, ve J. G. Herderin Une autre philosophe de lhistoire kitabnn nsz, Paris, 1943, (1964de yeni basm), s. 73. 13) 4. cilt, s. 402. Herder, Ukraynadan kan bu yeni kltrn, snrlarn, Macaristan, Polonya ve Rusyann bir blmn kaplayarak, Karadenize kadar genileteceini belirtir. Nordwestten kan bu yeni ruh baygn bir uykuda olan bir Avrupay canlandracaktr. Bylece, iki kere Kuzey-Bat"daki bu verimli blgeleri ayn sayfaya yerletirmesi iin, Herderin bir Avrasya haritas karsnda bulunmas ya da Douya gitmeyi dnmesi gerekir. 14) F. Schlegel AlJndumun 80. fragmannda yle yazd zaman: Der Historiker ist ein rckwrts gekehrter Prophet" (Tarihi gemie dnm bir peygamberdir) bu dnceyi ne sre bkz. Kritische Friedrich-Schlegel Ausgabe, E. Behlerin hazrlad basm, J.-J. Anstett ve H. Eichnerin ibirlii ile, Mnih-Paderbom-Viyana-Zrih-Darmstadt, 1967,2. cilt, I, s. 176. Tarihin peygambersi" vizyonu ile, Hamannn gen Herderin zerindeki etkisiyle ilgili olarak, bkz. M. Rouchg, Une autre philosophie..., nsz, s. 49, 78 ve 90 vd.

"SELM HALKLARIN" RAKSI 6 3

rir. Kutsal Kitapn bilimi ve Tarih bilgisi bylece birbirinin kefili olmak tadr. Onlarn denklii, bir aynann yanstt insana15 sunduu denkliin benzeridir. Hristiyanlnn banda Herderin kltrel oulculuu ncelik lerini saklamayan bir dinler tarihine dnr. Bylece metinlerinde ulusal ya da ruhani eitliliklere saygl bir kltrel tarihin ok laik dilekleriyle, mukadderat bir antropoloji kurma konusundaki Lutherci arzusu arasndaki gidi gelileri16 izlemek, romantik mneccimin yap tnn baz artc taraflarn ortaya karr. O zaman, alnyazs dn cesini halklara uygular, bu da ona zamanda ve meknda her ulusun konumuna ilahi bir anlam vermesini salar. Corafyann dzeninden -Avrupa zerine ynelecek biimde doudan batya gelien uygarlkok, insanlk tarihi ierisinde ona az ya da ok nemli bir rol vererek bir ulusu Hristiyan takviminin karsna yerletiren, kronolojidir. By lece Herder, halklar, tek bir galibi ngren kat bir hiyerariye gre dzenler: sann Hristiyanl. Herder bu kousunda tamamen ayrntlarla hareket edebilir, ama sonra birdenbire kestirip atan bir gr asn kabul edebilir. Bylece, btn halklarn liyakatte eit olduu, her birinin, mutlak olan (c. 14, s. 227) nasl benzersiz ve esizse o denli esiz bir mutluluu hak ettii cmert bir grten, yalnzca Avrupa Hristiyanlarnn, beyazlarn ayrcalkl olduu bir deerler silsilesine geer. Elverili bir corafya ve lman bir iklimle belirlenmi avantajlar tanrsal bir seimin sonucudur. Ama, nce, rk dncesini ne yapyor? Herder, kken dinlerine gre ya da derilerine gre snflandrlm topluluklar rklar diye adlandrmaya cesaret edenleri (c. 13, s. 257) sert bir ekilde sular. Bu adlandrma iin hibir hakl neden gremiyorum. Esinlendii Buffon gibi Herder, insan tr iinde alamayan snrlar izilmesini
15) 10. cilt, s. 140. Briefe, das Studium der Theologie betreffend (1780-1785), zwlfter Brief (10. eilt, s. 139 vd.) bu parada, Kutsal Kitap ve Tarih arasndaki bu kurgusal ilikiyi iyi aydnlatan Herderin, u forml vardr: Tarih Kitap karutlar, Kitap da Tarih'i. (s. 140). 16) Herderde kukusuz az ya da ok ilahiyat dnemleri vardr. Ama, bir gen ve bir yal Herderi birbirinden ayrdedecek basit bir kronolojiyi tanmlamaya hibir ey elverili deildir. Bununla birlikte,baz yazlar, dncesinin genellikle elikili eilimlerini daha iyi ortaya koyar. Bu konuyla ilgili olarak ksa ve zl bir biimde, M. Rouche, La Philosophie de lhistoire de Herder, a.g.y., s. 265-266. Ayn yazarn, anlan nszndeki aklamalara da bkz. Kavramlarn tanmlanmasnda mantksal doruluk olmayn ve insanlk tarihinin felsefesi (Kants Werke, Berlin, 1912, 8. cilt, s. 45) olarak kabul ettii yazlarnn karanlk grnn eletirerek, Kant, 1785te Herderle polemie girer.

6 4 CENNETN DLLER

reddeder. nsanlk iinde deiken olduu kadar ayrt edilemez gei ler (s. 259) oluturan, kprlerle birbirine bal aileler vardr. Zira insan eitlilikleri asla birbiriyle uyumaz deildir. H atta derinin renk leri birbirine karabilir. Sonu olarak hepsi ayrntdr. Ve okuyucusu na seslenir: Ne pongo17 ne de ebek senin kardeindir, ama Amerikal ve Zenci yledir (s. 257). yleyse ne onlar ezmek, ne onlar ldrmek, ne de onlar soymak gerekir. nsan ve maymun arasndaki ayrlk, Tanrnn her birini kendi trne gre tasarlad canl trlerini kartrmamak konusundaki Hristiyan endiesine karlk gelir. Bu, ayn zamanda hayvan ve insan arasnda bir yaknlk dnmeyi, maymunlarla karde olmay da yasaklar. ncil tekkaynaklna (insanlarn kaynann birlii kuram) bal olan bu tabu, gene de Herderin doann, maymunun yanna Siyah adam koyduunu dnmesine engel olmaz (c. 14, s. 211). Siyahlarn ehevi zevkler bakmndan ok daha zengin olduklar iin (c. 13, s. 235) daha soylu dier yeteneklerden mahrum kalm olduklarn dnmesine de. Cinselliklerinin bu geliimi dudaklarda, gslerde ve cinsel organlarda kendini gsterir, bylece, Afrikallar iin, pek imrenilmeyecek bir fizik yapy beraberinde getirir. yleyse * onlar bylesine kt bir pay almalarndan dolay kmsemek de il, fakat onlara acmak gerekir -o n lar mahrum brakan doa, onlara baz tavizler vermi olsa bile. Bu scak blgelerin ikliminin an olmas nedeniyle Herder, bu zrllkle evre arasnda bir bant grr. Zira gzel, iyi dzenlenmi olan, ortada, iki ar u arasnda bulunur (c. 14, s. 211). te, akim ve insanln en gzel biimleri bunun iin, zorunlu olarak yerlerini ara ve lman blgede bulmak zorunda kald18. Bylece Herder, uluslar arasndaki farkllklar deiik insan rk larnn varlna balamaz. Tarihsel ve corafi analizi badatran muhakemesi, bununla birlikte, genetik zellie19bal bir nakli ierir.
17) Buffon tarafndan ayrdedilen iki orangutan eidinden biri, Histoire naturelle, gnrale et particulire, Paris, 12. cilt (1770), s. 59 vd. Herder burada, Latince longimanus terimi ile, ar derecede uzun kollan olan kuyruksuz ebei belirtir (Buffon, a.g.y., s. 116). 18) 14. cilt, s. 211. Gene, onun lml blgenin stnlnn vgsne bkz. (13. cilt, s. 28, s. 226-227). 19) Herderde, Leibnizten ve Montesquieuden miras olarak kalan, genetik soruturma hakknda bkz. M. Rouch, La Philosophie de l'histoire de Herder, a.g.y., s. 21-26; E M. Barnard, Herder's Social and Political Thought..., s. 120-121.

SELM HALKLARIN" RAKSI 6 5

Buffon gibi, kuaktan kuaa srp giden20 deiimin sonucu olan insan tr iinde eitliliklerin21 varln dnn. Herder iin bunlar, kltr ile onun vazgeilmez gereci olan dildir ve ayn zamanda her ulusun snrlarn ve im knlarn belirleyen corafi ortam n, iklimin zorlamalardr22. Ksaca, yeryznde ne drt ne be rk, ne de uyumayan eitlilikler vardr (c. 13, s. 258). Bundan dolay bir halk bakalar arasna yerletirmek iin Herder, insanln tarihsel ve corafi bir tarihinin23 yaplmasn nerir. nanc insan trnn birliini paralamay engelliyorsa da (c. 13, s. 405 -4 0 6 ), baz uluslar hareketsiz, tarihd, ne zamanda ve ne de meknda serpilen btnlkler olarak kabul etmeyi yasaklamaz. Bylece komularna kltr getiren inin meziyetlerini unutmadan Herder, Yahudiler gibi kendi kelerinde baka halklarla karmaktan uzak kalan inliler [ . . . ] (c.14, s. 10) iin nefretini ifade eder. Yasalarn koyduktan ve erken bir dnemde ahlk dsturlatrdktan sonra in halk, eitimi esnasnda durdu ve ocukluk yanda dondu kald (s. 15). in dili zerine bir gz atlmas seksen bin birleik harften oluan sonsuz kalabaln kukusuz bu halk bir ocukluk tutsakl (s. 11) iinde yaatma amac gttn anlamay salar. Yaayan bir fosil olan bu ulus, ayn ekilde, bu halk yapay dnme biimi ieri sinde sabit klmaya katkda bulunan kendi dili tarafndan felce ura tlmtr: Zira, her lkede dil, orada halkn fikirlerinin olutuu, mu hafaza edildii ve iletildii bir kap deil midir (s. 13) ? Bylesine ocuka ve hareketsiz olan, sabahtan akama kadar scak su ien (s. 12) bu in, milyonlarca kilo ay satarak Avrupaya r ml (s. 16) getirir. nsanlk tarihini, halklarn, ya da yalnz Avru
20) A.g.y., Siyahlar ve sarlar karsnda duyduu ahlaki rahatszlktan baka, Herder, ayn zamanda, fiziksel irenmesini de ifade eder. Siyahlarla ilgili olarak: 13. cilt, s. 228-238; inlilerle: 14. cilt, s. 8; Japonlarla: 13. cilt, s. 218. Bununla birlikte, 1797de bir baka durumda, doa bilimleri iin, insanln doal tarihinde olduu gibi, snflandrmalarda hibir hiyerari (keine Rangordnung) olmadn ifade eder (18. cilt, s. 248). ok ak olarak, burada, eer Beyaz, Siyah karanlk bir hayvan olarak kabul ederse, Siyahn da onu bozulmu bir trn (eine Abart) bir yesi olarak telkki etmeye o kadar hakk vardr, der. 21) Buffon, a.g.y., 5. cilt (1769) s. 1 vd. ve 237. 22) Halklar arasndaki fiziksel ve dnsel ayrlklar zerinde yldzlarn etkileri de olabilir, bu da ona, bir gn bilimsel astrolojinin kurulma umudunu ifade etmee olanak verir (13. cilt, s. 31-32). 23) Doal iklim ve siyaset arasnda sk ilikiler kurma tarz, zamannn basmakalp dncesi idi, Montesquieuy okuyarak, onun yaptlar tarafndan etkilenen bir gr. Bkz. yukarda, s. 60, n. 10 ve 1. Berlin, a.g.y , s. 147-148.

OO CENNETN DLLER

pann tarihini tasarlayna gre Herder, farkl gr alar benimser. Ve baz durumlarda Bat zerine younlam her trl tutumu sertlikle eletirebilirse de, baka yerde Avrupa lsn24 kullanmakta tered dt etmez. Btn uluslara duyduu sayg, onu, kltrleri karlatrmaya, daha da tesi, onlan bir deerler silsilesi zerine yerletirmeyi reddetme ye gtrr. Byle olunca Herder, her ulusa olaanstln veren eyi yceltir. Aydmlanmamn25 egemen akmlarna kar, kabul edilebilir bir kural olarak, bir kltr sisteminin ruhunu, zenginliini ve bamszl n kurmaya katkda bulunan, ou zaman rtk bir deer olarak kabul edilen n yargya saygnlk kazandrmak ister. Halklar ve onlarn tam bir kendine yeterlik iindeki kaderlerini dnme tarz, onu bir tr modernizme de gtrr. O zaman, Hristiyanlatrmann26 olumsuz etkilerine kar kar ya da Tekvinin, bu dou anlatsnn yerini, zamannn duyarllna ve bilgilerine daha iyi uyarlanm bir kken aklamas alsn ister27. Kltrel oulculuu gene de onu din konusunda grecelie sevketmez. H atta Herder bu anlamda ok ileri gidebilmi, yazlarna sinen elikili gerilimle hareket etmi olsa da. Bylece, bir kitap eletirisi araclyla, tarihin olaylarn yorumlamada her trl vahyedilmi ve mutlak bir hakikat kullanmn dlayan bir t verir gibidir:
nsanlk tarihisi bir yazann, gerekte hibir dini olmamaldr28.

Laik sertlii, meknda ve zamanda insan eitliliine yapt vg leriyle ok iyi uyuan bir formldr bu. Bununla birlikte, btn ulusla rn edeerde olduunu syleme biimi, yaptnda, ocukluunun inancyla bir arada bulunur. Bu, ayn zamanda, Mukaddirin Lutherci

24) insan iyilii ve deerinin genel lt olarak, bizim Avrupa kltrmzn" (...) her trl kullanmna kar kt 1797ye ait bir metin iin: bkz. 18. cilt, s. 249. 25) Akl felsefelerine kar ksa bile, Herder, kendine ramen, bir Aydnlanma insandr. Bir Hristiyan versiyonunu sunduu ( 1798deki ChristUche Sc/n/tenlerinde, 20. cilt, s. 46-47de gibi) Aufklnng ile derin ilikilerle ilgili olarak, bkz. M. Rouch, Ides pour la phibsophie de lhistoire de l'hurmnite'nin nsz, Paris, 1962, s. 69; F. M. Bamard, Herder s Social and Political Thought..., s. 89 vd., I. Berlin, Vico and Herder, s. 210. 26) 4- cilt, s. 472, daha nde, s. 59 vd.de anld. 27) 6. cilt, s. 74 vd., 78-80 ve 84. 28) 17 Temmuz 1772 tarihine ait Frankfurter gelehrten Anzeigende (anlan cmle iin, 5. cilt, s. 435). Herder, burada, bir polemik tarznda, C. Deninaya (1731-1813) seslenir ve onun Staatsvernderungen von Italien (Leipzig, 1711) adl yaptnn ilk cildinin deerlendirmesini yapar.

"SELM HALKLARIN" RAKSI 67

bir ilahiyatyla mkemmel bir uyum ierisindeki sonulara doru gi derken, kimi zaman aka Kilise kart yollar tutmasn aklar. Kukusuz, heterodoks giriimlerine paralel olarak en azndan iki inanc her zaman korur: Gn geldiinde vahyin herkes tarafndan kabul edilmi olabilmesi iin insan trnn birlii; evrensel tarihin ynetimini salayan Mukaddire mutlak bir inan29. yleyse, Herderin tarihi gr, tutarll tamamen Mukaddirin klaryla belirlenen tam bir Hristiyan grtr. Mukaddirin iradesinin (c. 14, s. 239) Doaya ve insanla verdii anlama gz kapal kalmak, bu kendini artk hibir ey grmemeye, hibir ey anlamamaya mahkum etmektir. O zaman tarih, karanlk merkezi her zaman gzden kaan evrenin bir kesindeki bir rmcek a gibi (s. 207) olur. u halde Herder iin gecenin iindeki parldayan bu noktalar, uluslar arasndaki bu maya (c. 7, s. 370) nedir? Hepsi ya da hemen hemen tamam (c. 5, s. 564) Tarihin istekleri dorultusunda i yap maya arl halklarn ardarda gelii dncesi, bir anlna seilmile rin adil raks olarak grlebilen eyi ne srdnde, dalr. lke olarak hepsi eleme kousuna kabul edilen uluslardan az bir ksm biti noktasna varr. Zira Mukaddirin ncelikleri vardr. G erekte, zamanlar ve halklar arasnda sayca az olan, zellikle Hristiyan ve Yahudi vahyinin harekete getii ve yayld yerlerde yaayanlar Tanr ncelikle seer (c.7, s. 370) ; Olay byledir. teki blgelerde bamsz insan akl henz uykudadr. Herder dncesini aklar. M itoloji, litrji, etik Kuranda, ZendAvestada, Brahmanln kitaplarnda, ya da Konfysn retisinde vardr. Fakat burada hibir ey gerek anlamda vahye uygun dmez. Bu ayn paragrafn ilk versiyonunda, srarldr:
Bunun iindir ki bizim vahyimiz [... ] hibir baka szde vahiyle karla trlamaz.30

Bylece bir ile son bulur. Eitlemek, karlatrmak demek olan vergleichen fiilini, bu fiile ykledii btn aalayc anlam farkl
29) Herderin esinlendii, Mukaddire dair byk Augustinusu gelenek zerine bir deer lendirme iin bkz. A. Rascol, Dictionnaire de thologie catholique, 13. cilt, (1936), La Providence selon saint Augustin maddesi, kol. 961-984. 30) 7 cilt, s. 370, n. 1, B: 6. Bu paragraf iin, yaymc B. Suphan, karalamalarn ve temize ekilmi ilk nshalarn durumlann belirtir, ayn cilt, s. XXX-XXXI.

68 CENNETN DLLER

lklaryla ekmeyi (kendine) yasaklayarak kendine zorla kabul ettirdii iledir bu. Dncelerin (1791) drdnc ve son ksmnda rakipsiz bir Hristi yanla gtren son evre alr: Bir sre Yahudi ve Hristiyan vahyi nin (c. 7, s. 370) ikilii olan ey imdi birlie dnyor. sa tarafndan cisimletirilen Hristiyan niyet, Tanrnn trmzle ilgili tek amac (c. 14, s.291) olur. Yahudilerin Kutsal Kitaplar (s. 293), arklar, ahlaksal vecizeleri kukusuz yce sylemlerdir. Bununla birlikte stn bir seimin yapld bir gerektir. Ve Yahuda derken, eski duvarlar devrildiinde31 teraziyi Hristiyan dnyas lehine edirtmeye karar verenin, Mukaddirin bizzat kendisi olmas, iyidir (s. 294). Tarafszlk endielerini unutan Herder, bylece, tarih felsefesinin mekanizmalarn ayarlar. Hristiyanla doru yryen tarihin hareke tini ve halklarn Hristiyanlatrlmas kousunun anlamn bititirerek Kilise geleneine yakn den Herder, bununla birlikte hissedilir dere cede ondan ayrlr. Zira, tarihsel inanc, teki dnyada kurulmu bir selametin tam olarak hizmetinde olmak istemez, fakat gerekliliini iinde tayan bir tarihin anlam dorultusu iinde yer alr32. nk
31) Yahudilik ve zamannn Yahudileri ile siyasal ilikisi nedir? Herder, bu halkn eskiden olduu gibi, halen de, dnyann en sekin halk olduunu ve bugn de byle olmay srdrd (10. cilt, s. 139) kansndadr. Hem dmanca, hem de uzlatrc bir biimde, Yahudilerin asalak bir bitki gibi olduklarm (14 cilt, s. 283), ancak, bir gn gelecek ki Avrupada kim Yahudi, kim Hristiyan diye artk hi sorulmayacan ifade eder (s. 284). O zaman Yahudi, asimile olacak ve Avrupa yasalarna gre yaayacaktr. 1802 ylndaki Adrasteesinin (1803de, ld ylda yaymlanan) bir ksm Yahudilerin din deitirmelerine ayrlmtr. (Bekehrung der Juden, 24, cilt, s. 61-75). Burada, Avrupaya yabanc bu Asya halkmn (s. 63) kaderini dinsel balamda deil ama, basit bir devlet sorunu olarak" gz nne getiriyor. Musann Yasasna bal olan bu ulusun Avrupaya deil, Filistine ait olduunu ve kukusuz, bir gn, Yahudilerin Filistine geri dneceklerini (s. 66) hatrlatrken, ayn zamanda Herder, Yahudi ve Hristiyan ocuklar ahlakn ve bilimin esaslarna gre eitilirlerse (s. 73), bunun onlar birletirebileceini kesin olarak syler. Hemen ilave eder, hem kim, Spinozann Mendelssohnun (...), felsefe yaptlarnn Yahudiler tarafndan yazldn dnr?. Ksacas, onlarn Filistini, yaadklar ve onurla hareket ettikleri her yerdedir (s. 75). M. Rouch, Herderin, Une autre phibsophie... (s. 31-33 ve 75-76) ile Ides... (s. 43 ve 74) yaptlarnn girilerinde, onun nazi ideolojisi tarafndan kullanlm olabileceini gstermek istedi, (bununla ilgili olarak, bir sonraki notta bir aklama) ; F M. Bamard, Herder'de Herzln siyonizminin bir ncsn grr (bkz. yukarda, s. 56, n. 2'de anlan 1959 ve 1966ya ait iki makale). 32) Bu konuyla ilgili olarak, H. G. Gadamerin aydnlatc bir incelemesi, Herder et ses thories sur lHistore, Regards sur lhistohe, Kari Eptingin hazrlad Cahiers de linstitut allemand, no: 2, Paris, 1941, s. 7-36. Bu makalede, balangta ve sonunda, Gadamer, zamann siyasal olaylarndan yararlanarak, Herdere bugn, siyasal dzenin yeni biimlerini ortaya kartacak olan bu hareketlerin bir ncs roln verir (s. 35).

"SELM HALKLARIN" RAKSI 69

tarihsel olaylarn ak, lhi Mukaddirin niyetini anlatr. H er eyi idare eden O dur: Doay ve tarihi (c. 14, s. 207; c. 5, s. 5 59). Bu, ayn zamanda, Herderin, analojik biimde, Doann geliiminin in sanlarn tarihini nasl anlattn aklar. Birini ve dierini yneten, Kadir-i Mutlakn ayn parmadr (c. 13, s. 28). Bundan dolay, insanlklarn incelenmesine bal doa bilimlerinin tek grevi, tanrsal dzeni kefetmektir. te bunun iin btn teknikleri, btn bilgileri, filolojiyi olduu kadar karlatrmal anatomiyi de gelitirmek gerekir. Tanrnn saray olan bu labirentte (c. 5, s. 560) insanlar artan iaretlerin eitliliinin yansd her yerde, anlam birliini her zaman daha iyi takip etmek iin. Hatta, orada tam bir gr (s. 559) lm llere yasak bile olsa. Herder, uygarlklarn karlatrmal tarihine yeni yollar amaya katkda bulunur. Kltrlerin ne kadar ereti, geici olduunu bilir. Byk heykeller gibi devrilen ve karlkl olarak topraa gmlen (c. 7, s. 369) alarn dayankszln syler. Bununla birlikte, kltrel oulculuun33 kmesi iin ufikta Hristiyanln glerinin grn mesi yeterlidir. O zaman Herder evrensel tarihin sahnesinde, baka yerden gelen hibir glgeye artk msamaha gstermez. Btn bu uzak halklar, bilmeden bile olsa, Kitapn vgsn terennm etmezler mi? Bu szde vahilerin szleri (c. 5, s. 556) Vahyin ayn derecede canl yorumlar deil midirler? Hristiyanlk insan dnyasnn en nemli tarihini (s. 567) cisimletirdiine gre, Herder bundan kuku duymaz. Vahyin tek taycs olan Hristiyan Bat teki uluslar ebedi kkler rolne iter. Onlar, oluum halindeki bir dnyann hesap larndan uzakta, tarihsiz bir ocukluk iinde itiip kakan halklar olarak kalrlar.

33) Grecelik yerine, I. Berlin, Herderle ilgili olarak, M oulculuktan sz etmeyi tercih eder (a.g.y.t s. 206-211). F. M. Barnard, Herderin, Avrupa biimiyle ilerleme nin dier halklar zerindeki etkisini lmek iin sahip olduu tamamen greceli tarzn stnde durur (Herder s Social and Politiccd Thought..., s. 131, n. 18).

Mthi ile Dehet Arasnda

1845 sonbaharnda Joseph-Emest Renan stlerinin oluruyla papaz okulunu terkeder. Aa yukar krk yl sonra, artk bir daha papaz giysisiyle kmamak zere (c. 2, s.883) Saint-Sulpice merdivenlerin den indii ekim gnn hatrlar1. Beraberinde, Renan, ibranice tutku sunu da gtrr. Kendisine branice leheler arasnda karlatrma yapmay reten dilbilgisi retmenini hatrladnda, Bay Le Hirin amaz filolojisi (s. 863) iin hayranln syler. O nun gibi Brton olan Renan, kendi karakterine ok yakn bulduu bu adamla, bir bilgin ve bir aziz (s. 857) olan bu rehberle kendini zdeletirir. Dinin sertliklerini biliminkilerle birletiren filolog Bay Le Hir, ona iindeki eilimi gsteren ve

1) Renan 1823te Trguierde doar ve 1892de Pariste lr. Kasm 1882, L a Revue des Deux Mondesda, Le Seminaire Saint-Sulpice kar, ertesi yl, Souvenirs denfance et de jeunesse adl yaptnda yeniden yaynlanr. Renandan alntlar, Henriette Psicharinin basksndandr, Oeuvres compltes (Paris, 1947-1961,10 cilt), doal olarak, bu baskda alnmam yaptlar ayrca belirtilmitir. Anlan balklar ve onlarn yaym yllar da kaynakada kolayca bulunabilir.

MTH LE DEHET ARASINDA 71

papaz adaynn hayatn belirleyen kimsedir: Ben igdsel olarak filologtum (s. 8 6 4 ). Renan, 1843e doru Saint-Sulpicete G oetheyi ve Herderi okuduu bu zaman hl hatrlar. Alman kltrn kefe derek bir tapnaa ( c .l, s. 438; c. 2, s. 865) girdiini zanneder.
Orada, eletirel zihin ile son derece dindar bir zihnin uzlamasn aryor dum. Hristiyan olmay brakmadan filozof olabilmek iin zaman zaman protestan olmadma piman oluyordum (c. 2, s. 865-866).

Manevi bunalmnn, inanlar ile akl2 arasndaki savamn youn luu ne olursa olsun, sonu olarak Renan papaz okulundan ayrlmaya iten, tektanrc B atnn kutsal metinlerine eletirel bir filolojiyi uygu lamak arzusudur. En azndan olaylar hakkndaki kendi gr byledir.
Kantlarmn hepsi filolojik ve eletirel dzlemdeydi: hibir ekilde meta fizik, ahlaki, siyasal olmad (s. 869).

lmnden yalnzca iki yl nce, 1890da yaynlanan !A venir de la Science. Penses de 1848 (Bilimin Gelecei. 1848 Dnceleri) adl yaptnda Renan, yklm katolikliinin yerini alan yeni inancn (c. 3, s. 715) yceltir. Yaam boyunca yazdklarnn esinini veren bu genlik yaptnda, bir manevi olgular biliminin (s. 845) yetimesine katkda bulunmak dileini dile getirir. Fizik ve kimyayla karlatrla bilecek olan bu bilime filolojimden baka bir ad bulamaz. Bir bakma, Renan Katolik Kiliseden4 uzaklamaya iten ey braniceye ve dier Sam i dillere gsterdii ar dikkattir. O zamandan

2) ]. Pommier, Lajeunesse clricale dEmest Renan-Samt-Sulpice, Strasbourg, 1933 balkl yaptnda, gen Renanmn i ekimelerinin byk anlarn anlatr (gene bkz. aada, n. 4). branice retimiyle ilgili olarak, IV. blm, s. 393 vd. Ama gene bkz. s. 108 vd. Gene gen Renan iin, L. Retatnn tezi, zellikle, Birinci blm, Religin et Imagmaticm religieuse: kurs formes et leurs rapports dans loeuvre d Emest Renan, Lille, 1979. 3) Bu terim ile, dierleri arasnda unu anlar: Gerek filolog, hem dilci, hem tarihi, hem arkeolog, hem sanat, hem filozof olmaldr. (...) Filolojinin amac kendisi deildir: Onun, insan zihninin tarihinin ve gemiin aratrlmasnn zorunlu koulu olarak deeri vardr (3. cilt, s. 832). 4) Kiliseden uzaklamak iin filolojiyi kullansa da, bu, dinsel bunalmn tanklklarn deersiz klmaz. Renan, bu bunalm sonunda, inancn Saint-Sulpicede terkeden Bylelikle, Essai psychologique sur Jsus-Christ (lmnden sonraki yaym, Paris, 1921) adl yapt yazd ve belirleyici bir dnemi olan 1845 yl iin, J. Pommier, Renannn kendine sann hayatyla ilgili dokunakl sorular sorduu elyazmasmn izlerini buldu: bkz. Un itinraire spirituel. Du

7 2 CENNETN DLLER

itibaren, insanln bilimlerinin yce yargc olarak, yeni selametinin laik aracn var etmeyi hayl etmektedir: Bu da filolojidir. X IX. yzyln ikinci yarsnda pek ok baka bilginler iin olduu gibi, Renan iin de filoloji, bundan byle, manevi eylerin kesin bilimini (s. 847) temsil eder.

aba Sarfetmeksizin Tektanrclk


Ibraniceye, Tekvinin halkna, Renan, yetersizliklerini syleme bii mi de olan nitelikler eitlilii atfeder. Ve Sinann gz kamatran l nasl bak seraba altrrsa, gezgin de, btn bu kumlu beyazlk iinde, anlaml kabartlar yakalamal, orak kayalarn oyuklarnda oluan glgelerin suretinde Renanc renk oyunu sanatna almaldr. Zira burada yalnzca, tamamen birbirinini zdd olan tarz zerine brani parlakl terennm edilir. Bu da, aslolan, yani tektanrcl kurtar mann sz konusu olduu, deimi bir zamann yararna bu parlakl baka bir yere tayarak yaplr. Pek ok yazar, bilgin ve ilahiyat bu skandali, bu tuhafl byle zikrederler. Uzun zaman tektanrc eyi inatla elinde tutan, Asyann5 bir kesinde kaybolmu, karanlk, k k bir halktr. Vaadedilmi toprakla Yeryz C enneti arasnda bir yerde, tarihin ucundaki durumlaryla prldayan braniler, gene de, her eyiyle kaba, silik ve en kk bir gelimeden yoksun olduu grlebilecek bir uygarlk ierisinde kk salarlar. Daha da artc olan: Paylalmam bu hzineden, srasyla, Ademe, Nuha, brahime ve peygamberlere grnen bu ktan, braniler hibir ekilde yararlanmadlar. Yce sr, ksr bir topraa gmlmt. Zira tektanrclm Samiler tarafndan ynetimi, onlarn onu yayma yeteneine ve oktanrclkla mcadele
sminaire la Prire sur Acropole", Cahiers renaniens, 4, Paris, 1972, s. 25-26da yaynlanan Uessai psychologique de 1845. 1846ya, papaz okulundan ayrlndan sonraya ait bir notta, Renan, ayin srasnda papazn datt sann bedeni olan ekmekte, yalnzca sade ekmein bulunduunu bilme konusunda, kendisinin tamamen" yetersiz olduunu syler (a.g.y., s. 23). Gene bkz. L. Rtat, a.g.y, s. 44-49. 5) Renan, 6. cilt, s. 12, ve 8. cilt, s. 155-156. Gene bkz. J. G. Herder (B. Suphan tarafndan hazrlanan bask, 12. cilt, s. 77), yukarda, s. 56; L. G. A. de Bonald, Thorie du pouvoir politique et religieuse dans la socit civile, dmontre par le raisonnement et par l'histoire (1796), Paris, 1854, 2. cilt, s. 98.

MTH LE DEHET ARASINDA 7 3

etmek iin ondan yararlanma kabiliyetine sahip olmadklarn gsterir. Bu halkn iinden sann kt gne kadar6. Ama orada baka bir tarih balar. Kklerini tamamen gven veren atalar soyaac iinde arayarak, kendini srekli olarak Yeni diye niteleyecek olan bir tarih. Renan branilerle ilgili bir meslee girimek iin Saint-Sulpicei terkeder. O zaman moda Hint-Avrupa aratrmalan olduundan, gen filologun giriimini esinleyen onlardr. Bylece Histoire gnrale et Systme com par des langues smitiquesinin (Sami dillerinin kartlatr m al sistemi ve genel tarihi, 1 8 5 5 )7 ilk szcklerinden itibaren Renan Bay Boppun Hint-Avrupa dilleri iin yaptn Sami dilleri iin yapmak ister (c. 8, s. 134). Sami dili ve Hint-Avrupa ya da Ari8 arasn daki bu karlama Collge de Francetaki9 ibranice profesrnn yaptnn tematik mihverini belirler. Renanm yaptnda her ey, inin, Afrikann, Okyanusyann gerekten ait olmad insanln uygarlk tarihinin kaynandaki bu iki aile (c. 8, s. 580-581 ve 58 6 -5 8 8 ), bu iki nehir (c. 2, s. 323) araclyla dnlmtr. Fakat insanlk
6) La Vie de Jsus adl kitabnda Renan unlar yazar: Kukusuz sa, Yahudilikten kar: ama, oradan, Sokratesin sofistlerin okulundan kt, Lutherin Ortaadan kt gibi, kar ( ...) (4. cilt, s. 369). Dnyann dinini ykmak ve ona kendisinkini kabul ettirmek iin" aresi olmayan brani halkyla ilgili olarak, gene bkz., L. G. A. de Bonald, a.g.y., 2. cilt, s. 97-98. 7) Bu yaptn ilk tasla 1847de Volney dln kazand. 8) Irk olduu kadar, dille ilgili her eyi belirtmek istediinden ve bu iki dnce onun iin ok yakn bir biimde bal olduundan, Renan ou defa ayrt etmeden, Hint-Avrupa ya da Ariyi (bylece, dierleri arasnda, 8. cilt, s. 585-589) ve bazen de Hint-Germeni (bylece, 8. cilt, s. 211), kullanr. Bununla ilgili olarak, daha ileride, s. 82 vd. Gen Renanda Germen teriminin kullanlmas iin, s. 27, n. 65. Renanm almalarnn Hint-Avrupadan etkilenmesiyle ilgili olarak, XIX. yzyln ikinci yarsnda Eugne Bumoufun (1801-1852) tarih ve din bilimleri zerindeki ok byk etkisini hatrlamak gerekir. Byk bir Sanskrit bilgini olan Bumouf, Avestann ilk dili Zendi yeniden kurdu. 9) Renan, Collge de Franceta, 21 ubat 1862de Kldan, brani ve Sryan dilleri dersinin al konumasn yapar. Bu dersin bal: Uygarlk tarihinde Sami halklarnn pay zerine (2. cilt, s. 317-355). Renanm, bazlarnn Tanr dedii sann esiz bir insan olduunu syledii bu ilk dersten drt gn sonra, mparator dersi askya alr. 1864 ylnda grevinden alman Renann yerini, Salomon Munk (1803-1867) alr. Collgedeki brani krss Renana 1870de geri verilir. S. Munkun Renanm yerini almas ve Renann Collge'e geri dnmesi olay ile ilgili ayrntlar iin bkz: H. Psichari, Renan daprs lui-mme, Paris, 1937, s. 224-230; R. Dussaud, l'Oeuvre scientifique d'Emest Renan, Paris, 1951, s. 74-76 ve 119; Cahiers renaniens, I, 1971, s. 59 vd. ve 74 i 'de, J. Pommier tarafndan takdim edilen, Un tmoignage sur E. Renan. Les souvenirs de I.F.A. Maury; D. Cohen, La Promotion des Juifs en France l'poque du Second Empire (1852-1870), Aix-en-Provence-Paris, 1980, s. 494: D. Bourel, La Wissenschaft des Judentums en France, Revue de synthse, 1988, 2; s. 274-277. A. Loisy, Renanin Collge de Francedaki retimi"yle ilgili anlarn, Collge de France (530-1930), An Kitab, Paris, 1932, s. 347-35 l de, anlatr.

7 4 CENNETN DLLER

hareketinin bu iki kutbundan (c. 2, s. 322) Renan deimez bir biim de Ari dilinin Sami diline stnln ve balca eitsizliini belirtir. Zira ayn beikten km (c.8, s. 578) olsalar da, bu iki halk ilk gnden beri birbirinden ayrlmtr. Meer ki drt ya da be yana doru birbirinden ayrlm [ ... ] iki ikiz sz konusu olsun. Her ne olursa olsun, byynce biri dierine tamamen yabanc olacaktr. mas tepelerinde geen ortak ocukluklarndan, filologlarn dzmece etim oloji10 darbeleriyle kovalad yalnzca birka ender hatray mu hafaza edeceklerdir. teki rklarn karsnda kendi insanlklarn gsteren bu aile havasnn (s. 578) tesinde, bundan byle her ey, onlar farkl kla caktr. Bylece byk Hint-Avrupa ailesinin yeleri, Hintlilerden, Yunanllardan, Iranllardan ve Germenlerden oluan bu son derece bireysellemi halklarn eitliliine uyan bir leheler yn oluturur. Buna karlk Samilerde aile sadece birka aza blnr. Bunlar, kendi aralarnda, bir tek Hint-Avrupa grubunun yelerinden daha fazla ayrlmamlardr (c. 8, s. 156). Hint-Avrupa dillerinin, alar boyunca oalarak srekli deime sine ramen, Sami dilleri her zaman ayn, her trl deikenlikten uzak kalrlar. Zamandan kurtulmu, erozyondan korunan bu diller, ebedi bir ocuklukla donanmlardr. Doar domaz zellikleri belirle nen bu diller, kaltmsal olarak yalanmaya muktedir deillerdir. Boylece, bu ocukluk dneminde sabitlemi olan diller, ayn ekilde ol gunlua da eriemezler. Hareketsiz bir sadakat korsesiyle (c. 6, s. 32) tutulan Sami dilbilgisi, bir anda ve sonsuzluk iin meydana gelir. Bir gn hi aba sarfetmeden (c. 8, s. 582), dnmeden ve muhakeme etmeksizin (s. 145) fkran, bu tektanrclk vahyi gibi. Ufukta hibir ilerleme yok. M adeni (s. 137), saf (s. 145) diye nitelendiren Renan, Sam i dillerinin maddesini yalnz ve imgesiz bir Tanrnn bellei olarak tasvir eder. ksz bir sre ierisinde donmu bir leheler dilin ortaya knn ilk gnlerinden balayarak (s. 137) arpc kimliklerini muhafaza ettiler. Byle olunca, filolog, aka te melde hareketsiz olduklar iin bu dillerin anatomisini grmeyi salayan
10) Renan, 8. cilt, s. 586-587. Bazlar Sami ve Hint-Avrupa dillerinde ortak kkler kabul etmek istediler (a.g.y., s. 538 vd.). Dierleri Sami dili ile Hint-Avrupa dili arasnda eksik olan zincir halkas olarak, Kpt dilini, bakalar ise, eski Habe dili olan Gezceyi kabul ettiler (a.g.y., s. 210 vd. ve 430 vd.).

MTH LE DEHET ARASINDA 7 5

gerek bir iskeleti, bu Sami malzemeyi nasl meydana getirdiini bize anlatr. Renan iin her dil insan zihninden, imdi naslsa yle kar (s. 559). Ve bir kalp gibi (c. 6, s. 32; c. 8, s. 157 ve 514) onu kullanan halkn mizacn belirler. Bununla birlikte Sami aile, deimez olaylarda stnlk kurarak kendini gsterir. Nesnel bir dil olgusu olarak kabul edilen bu deimez nitelik, her zaman kendine eit, tari hin nfuz edemedii, uzlamaz bir sadakada teminatlandrlm bir brani halk temsiliyle iyi uyumaktadr. Ayn ekilde de burada, bir dilin yapsyla ifade ettii miza arasndaki zorunlu bir bala ilgili eski dnce yeniden ortaya kar. Baka bir deyile onu konuan1 1 halkn ruhunun aynas olan dil dncesi. Fakat bu efsanev srail gr ayn zamanda esas olarak uzmanlar dan oluan bir topluluun grdr. Bu topluluun tek faaliyeti, ksr olduu kadar sofu da olan dinsel miraslarnn korunmas olacak tr. Bu, brani halkna bir sreklilik, tarihi olmayan bir kimlik verme biimidir ki, bu da Hristiyanlk karsnda geleneksel ikili roln srdrmesini salar. nce, bu nemli olay, bir bakma onun haberi olmadan meydana gelmi olsa bile, tektanrclk ona vahyolduuna gre, bu halka yce bir grev de12 yklendii grlr. Sonra, Hristi yanl son din1 3 olarak tanmasna aka engel olan bu ok talihsiz sadakat14 ayn halka atfedilir. Dilin sisteminden dinin sistemine geite Renan iin bir yaknlktan ok, gerek bir rastlant vardr. Bylece ilk tektanrcl ifade eden diller, hibir szntya tahamml olmayan bir tf tandan (c. 8, s. 541) yontulmulardr. Talam olarak, onlar deimezdirler. Hogr sz ve zalim bellei Tanr Tanrdr (s. 149) formln ycelten ebedi bir hatrada zetlenen, grnmez seslilerden oluan sert bir ekirdek. Tamamen deiik olan Hint-Avrupa dilleri, her zaman tarihin etkisi altndadr ve oalmak iin domu olduklarndan dilbilimin
11) Bkz., yukarda, s. 19-20 ve n. 31-35 12) fade, burada L. G. A. de Bonaldndr, a.g.y., 2. cilt, s. 97. 13) Renanm bu ifadesi iin bkz. 4. cilt, s. 362 (aada, s. 91-92). Gene bkz., 1. cilt, s. 272 vd. ve daha ileride, s. 96 vd. 14) Yazarlar arasnda iyi paylalm bir leitmotivdir bu; Bonald, Recherches philosophiques sur les premiers objets des connaissance morales (1818), Brksel, 1845, s. 153. Bu uzlamaz sadakati, Renan, ayn zamanda branilere atfeder (7. cilt, s. 99 ve s. 114; 8. cilt, s. 147). O, baka yerde, kutsal metinleri muhafaza etmedeki srail yeteneklerini, Brahmanlardaki ve Parsilerdekilerle kyaslanabilecek bir sadakate yaklatrr (7. cilt, s. 822 vd.).

76 CENNETN DLLER

meydana gelmesini saladlar. Hibir zaman bu bilim yalnzca Sami dillerini incelemeyle (s. 137) gelitirilemezdi. nk bu diller, onlarn doduunu gren manzara gibi donmutur.
l tektanrcdr; sonsuz aynl iinde yce [ ...] (s. 147).

Hibir yere gtrmeyen bu patikalarda olduu gibi, insan orada kaybolur. Ne zamann, ne meknn izleri orada birbirini bulur ve bu boluk her yaratc verimlilii yasaklar. Hibir tanr figr bu yeri canlandrmaya gelmez, hibir tapnak yoktur. Gereklilik zorlar, tek dinsel malzeme, birka arivi oradan oraya gtren tanabilir bir tahttr15 (1859, s. 426; c. 6, s. 56-57). Samilerin zihnini biimlendiren, tarihin kantlarna duyarsz bu elikten dillerin (c. 8, s. 5 4 2 )16 ege menlii buradadr. Hareketsizlie sadk halk (s. 162 ve c. 3, s. 861 Renan bunu adanm diye yazar) olma tarzlar, zihniyetlerinden fazla deimeyen dillerinin, fikirlerinin direngenliini aka gsterir. Hibir hareket onu dolam haline getirmez17. Her eyin tarihin gizilgcyle, gelime ve ilerlemenin ilhi younluuyla lld bu XIX. yzylda, tektannclk mucizesinin esasn niteleyen, Sami durgunluktur. Renan, Sami dilini en az bir din ile (1859, s.253), bu rkn stn bir igdyle (c.8, s. 145), aka dinin igdsyle donanml olduu kararna tamamen vararak dinsel ihtiyac az bir rkn meyvesi (c. 8 s. 145) olan bir tektanrclkla deerlendirir. Daha yakndan bakldnda dinsel olann saf z olan bu tektanrclk, bir olumsuz nlemler toplu luuna (c. 6, s. 56) indirgenir. Ve Sami, gebe insanlarn hem en az, hem de en ok dindar olandr. Bylece burada en ok olan ayn zaman da en az olan eydir. Ve Samilerin dili ciddi dilbilgisel ve szdizimsel eksikliklerden muzdaripse de, kkenlerin mthiliiyle doludur ve in sanln bilince ilk uyannn hatrasn korur. Din iin olduu gibi, dil
15) Bundan sonra gelen 1859 referans, bundan byle, Renann 1859da Journal asiatique, s. 214-282 ve 417-450de yaymlanan Nouvelles considrations sur le caractre gnral des peuples smitiques, et en particulier sur leur tendance au monotheisme balkl nemli metnini belirten bir ksaltmadr. Oeuvres compltes'e alnmam metin. 16) Ya da, gene, Renann eretilemeli slubunu ok iyi gsteren, ayn imge tipi iin: elik oklar iin bir sadak, gl burmal bir yay, iki ya da keskin nota ile havac delen tuntan boru: te ibranice byle bir dil, ne felsefi bir dnceyi, ne bilimsel bir sonucu, ne bir kukuyu ifade edecektir( ...) (6. cilt, s. 91). 17) Hareketsiz Sami dilleri ve srekli geliim halindeki Hint-Avrupa dilleri arasndaki bu kartlk iin, bkz. Renan, 8. cilt, s. 137, 513, 527-528 ve 541.

MTH LE DEHET ARASINDA 7 7

iin de sfr derece, tektannc igdnn18 (1859, s. 426) ortaya kma sn yneten byk genilii ifade eder. Tektannalm sertliklerinden, her trl esneklikten yoksun (1859, s. 432) kuru ruhundan kurtulmak kadar, madeni kurululu bu dillerden kurtulmak da mmkn deildir. Her halkn dncesi kendi dil sistemine karmak bir biimde bal olduundan, Samilerde ok derin bir biimde tektannc olan, dnce nin kendisidir (1859, s. 4 31). Daha ak olarak, Renan iin dil, bir rk sorunu, fizik antropolojiden yana olanlar iin zorlayc olan bir kalp (c. 6, s. 32; c. 8, s. 514; 1859, s. 448) olduu iin, Sami dilleri, tektannc bir rkn organlar (c. 8, s. 97; 1859, s. 216) olur. O halde Renan iin, bir dilin kategorileri ile onu formle eden zihnin kategorileri arasnda kanlmaz bir bant vardr. Gerekli bir iliki, dili, dinsel sistemi ve grnr/grnmez evrenin olaylarn zikre derek kendini kuran varolu biimini birletirir (c. 8, s. 96). Her gnk yaama ahenk veren duyarllklar, mitolojik, adli, etik, siyasal, askeri ya da sanatsal yaplar ayn ekilde buna uyar.

Irk, Portreleri
Bylece Renan bir topluluun olumlu ya da olumsuz dzenlerinin toplamn onun rkna atfeder. Sk sk kulland bu szckle ona verdii antropolojik, filolojik, siyasal anlam izleyen geerliliiyle, nermenin balanna ilikin niyetini dorular ya da inkr eder. Bu eit rk portrelerini (1859, s. 444-445) tesbit ederek anlamazlkla ra, daha da kts ciddi hatalara meydan vermemesi gerektiini bilir. Bu szcn deerini iyi anlamak iin, Renan, yaptlarnda pek ok kez, X IX . yzyl sresince bilimsel disiplinlerin tamam tara fndan kabul edilmi ortak bir tanm olmayan bu kavram zerine dncelerini ifade eder19. Bununla birlikte, okanlamllna ramen
18) Tektannclgn nasl anszn, "hibir aba gstermeden ortaya ktn aklayan bir "igd ile ilgili olarak, (8. cilt, s. 582), bkz., daha ileride, s. 85-86. 19) Bylece, A.-A. Coumot (1801-1877), rk snflandrmalarna bavurup bununla birlikte 1861de bir yzyldan beri giriilen bunca almann, rk tanmna ulaamad saptar. Ve, rklarn, doa bilgininin gerek birimleri olabilecek kesin zelliklerinin mevcut olmadn ilve eder (Trait de lenchanement des ides fondamentales dans les sciences et dans lhistoire (1861), Paris, 1922, s. 387). Bu konuda, baz ksa bilgiler iin, M.Olende; Racisme, Y. Afanassiev ve M. Ferro (der.), 50 ides qui branlent le monde. Dictionnaire de la glastnost, Paris-Moskova, 1989, s. 62-67.

7 8 CENNETN DLLER

rk terimi bu X IX . yzyl boyunca bir kural haline gelen aklayc bir ereve salar ve^ok sayda yazarn gznde, insanln gemiteki ve gelecekteki tarihinin olas anlamn meydana karmay salayan hiyerarik bir sistem sunar. 1885 ile hayatnn sonu arasnda yaynlanm yazlarnda, Renann baz metinleri, diller ve halklar hakkndaki rksal grn aklar. Bu sayfalara tek bir anlam vermek mmkn deildir. Aksi takdirde, rk dncesi zerine sylediklerinin hepsinde bulunan deiiklikleri dlayarak, Renanc dnce ierisinde gerekte her zaman var olan hiyerarik grnm aklda tutmak gerekirdi. Renan tek bir sesle konuturmak, metinlerini anmak, zorunlu olarak onlara yarar sala maz20. En iyisi, ikili deeri, yzyln siyasal gerilimini de ifade eden bir giriimin sonucu olarak, Renan tarafndan benimsenen eitli ltlerin, belirsiz bir kavram olan rk kavramyla, bu terimle, dn sel tasarsna uygun den bir anlam vererek oynamasnn ona neler saladn grmeyi denemektir. Bylece Renann rk portrelerini2 1 (1859, s. 444) nasl yaptn grrz. Eskiden insanlk birbirinden farkl birka aileye blnyordu. Her birinin kendi nitelikleri ve kusurlar vard. Irk olgusu o zaman nem liydi ve insan ilikilerinde her eyi dzenliyordu (1859, s. 445). Eer rk ayrmlar reddedilirse, bu ok uzak gemiten hibir ey anlala maz. nsanlk tarihinin btn olaylarnn srr oradadr (s. 4 46). Fakat fizyolojik olgularn kkenindeki rklar yava yava nemlerini kaybetti. Byk fetihlerin, Budizm, Hristiyanlk ve slam gibi dinlerin yaylmasnn etkisi altnda tarihsel olgular rksal belirlemelerin yeri ni alr.
Bylece dil, hemen hemen, insan topluluklarnn blnmesinde rkn yerini ald, ya da rk szc anlam deitirdi. Dil, din, yasalar, gelenekler kandan daha ok rk yaratt (c. 6, s. 32).

20) Baka yerde olduu gibi, burada, kendisini romantizme kar bir romantik ve bir elikiler dokusu (2. cilt, s. 760) olarak kabul eden Renari okuduumuzda, sk sk kendi kendisiyle elikiye dme hakkn diledii yaptndan birka sayfay belirtmek gereksiz saylmaz. Gene bkz. s. 552, ve H. Psichari, Renan daprs lui-mme, Paris, 1937, s. 276-77. 21) H. Laurens, XIX. yzyln Journal asiatique'inde rk kavram zerine bir inceleme yaymlad, Journal asiatique, 276, 3-4, 1988, s. 371-381. Orada, Asya Kurumunun balca yelerinden biri olan Renan sz konusudur, s. 374 vd.

MTH LE DEHET ARASINDA 7 9

Kaltmsal nitelikleriyle kann, kurumlan ve eitim alkanlk larn srdrmeye katkda bulunduunu belirterek Renan, hemen ifadesini lmllatrr. Renan iin rklar srekli ereveler (1859, s. 447-448) iseler de, onlar fizik akrabalk balarnn hemen hem en hi karmad, dnsel ve ahlaki kalplardan baka bir ey olmama noktasna vardlar. Bu nedenle filolog, antropolojik rklardan ok, dil rklarndan (c. 8, s. 1224) sz etmeyi nerir. Afrikay ve Msl man Asyay alnz: S a f Sam i halk orada nemsiz iken, onlar Sami ruhunu mkemmel bir ekilde temsil edebilirler (1859, s. 448). Baka yerde, dnyann baka blgelerinde fizik olarak hi birbirlerine benze mezken, bir Brahman, bir Rus, bir isveli kukusuz ayn rka mensup turlar (c. 8, s. 576). Bu, fizik tipleri hibir esasl farkllk gsterme yen, fakat dnsel kabiliyetleri ve ahlaki igdleri (s. 577) bak mndan farkl iki rk22 oluturan Arilerin ve Samilerin tersidir. Sonu olarak, hie indirgenmeksizin fiziksel belirlenimin dilsel rktan daha nemsiz bir rol oynad ayn ayrm izleyerek, Renan u gzlemde bulunur: Sofu Mslman olan Trk, gnmzde, Fransz, ya da daha doru bir deyimle, Avrupal olmu bir srailliden ok daha gerek bir Samidir (1859, s. 448). Bir anlamda ona gre antropolojik rkn nemini azaltmaya ynelen bu evrim, maneviyatta bir ilerlemedir (s. 449). Artk Yahudinin, Kffarn, Yunanlnn, Barbarn olmamasn dileyen Aziz Paulus insanlara dnyev kkenlerini unutturmak ve yalnzca tanrsal doalarndan gelen kardeliklerini srdrtmek istedi. Renan, gene de hibir eyin insanln kkenlerinde var olan eitli lii silemeyecei sonucuna varr23.Onu, nerdii kstlamalarla birlikte anlarsak, rk dncesi gemiin byk aklamas olarak kalr. Keza, kltrel bir antropoloji perspektifi iinde Renan, okuyucularn tarihin, rklarn byk lt (s. 4 4 4 -4 4 5 )'olduunu kabul etmeye arr. A ncak burada Renann tarihsel gr tam anlamyla duraandr. Uy garlam halklar -y an i B atnn beiiyle zdeletirilen Ariler ve Sam iler- hibir zaman yaban hali tanmadlar (c. 8, s. 551); yaban halktan tek bir rnek de yoktur ki bir gn uygarla erimi olsun.
22) Hatrlatalm: Renan, uygarln bu iki kolunun ortak noktalar zerinde her zaman durdu. Pek ok baka rnek arasnda: 8. cilt, s. 558, 578 ve 581. Gene bkz. yukarda, s. 73-7423) nsan trnn birok ortaya k (8. cilt, s. 12-22) olabileceini yadsrken, Renan, okkaynakl formllerle kendine sorular sorar (3. cilt, s. 857; 8. cilt, 558, 585 vd. ve 1222; 1859, s. 448-449).

8 0 CENNETN DLLER

Bir Sami ya da Hint-Avrupa dili konuan yaban bir rk dnmek elikili bir hayldir (c. 8, s. 581).

Bu iddiasnn doruluunu denetlemek iin bizzat halklarn tarih sel rolleriyle portrelerinde betimledii ekliyle rklar karlatrmak yeterlidir ( 1859, s. 4 44). Bir baka deyile, Renann insanlk uygarl nn itici gc olarak kabul ettii halklarn zengin katklar, btn teki halklarn aa olularnn kantdr. Bantl olarak, her trl evrimin yasakland bu rklarn hareketsizlii, B atnn ilerleyiinin ve byklnn tan olmaktadr. Uygarlkta24 eit olanlarla, onlardan aa olan btn dier halklar arasndaki bu ayrm, Renan u soruyu sormak iin sz aldnda, ada ve siyasal daha somut bir balamda birleir: Bir Ulus nedir? O zaman, insanln zoolojik kkenlerinin (c. 1, s. 897) kltrn ve dil yetisinin ilk anlarndan ok daha nceye tarihlendii olgusu zerinde daha da srar eder. Eskiden en nemli saylan rk, bir zaman dan sonra belirleyici arln kaybetmitir, insanlar ne kemirici, ne de etobur hayvan olduklarna gre,
dnyay dolaarak insanlarn kafataslarm yoklamaya ve sonra onlara Sen bizim kammzdansm; bize aitsin diyerek boazlarna sarlmaya hakk mz yoktur (s. 898).

te yandan geerliliini25 gstermeye alt dil rklarnn (c. 8, s. 1224) bile u an iin ok bir anlam yoktur. nsan zgrlne kar kan her eyden korunmu olarak modern uluslan kurmak iin uygarl n ie kapand Avrupadayz. Kukusuz hl rklarn oynayacaklar bir rol var, ancak Avrupa mekn dnda. Irklarn bilimler tarafndan nasllarsa yle kabul edilmeleri gerekir: Bat uygarlklar ile insanln
24) Bu terimin yks J. Moras, Ursprung und Entwicklung des Begriffs der Zivilisation in Frankreich (1756-1830), Hamburg, 1930. Hiristiyanhk-uygarlik tanmlamas iin, bkz. a.g.y., s. 64 vd. Gene bkz., daha yaknlarda, J. Starobinski, Le mot civilisation, Le Temps de la rflexion, 4, 1983, s. 13-51. 25) Renan, dil rklarn, Sorbonneda, 2 Mart 1878de yapt, Tarih bilimlerine filolojinin yapt hizmetler balkl konferansta aklar (8. cilt, s. 1213-1232). Drt yl sonra, 11 Mart 1882de, gene Sorbonneda Bir ulus nedir? zerine bir konfenans verir (1. cilt, s. 887-906). Bu demektir ki, Renan, dncesinde bir dneme oluturan Fransa ile Almanya arasndaki 1870 savandan sonra bile, rkla ilgili deiik bak alar kullanmaya devam eder. Gene bkz., daha ileride La Rforme intellectuelle et morafedeki (1871) baz grler.

MTH LE DEHET ARASINDA 81

geriye kalan arasnda doa tarafndan ykseltilen alamaz setler. Avrupa uluslar (c .l, s. 455) sz konusu olduunda artk rklar hibir rol oynamazlar ve orada yerleri yoktur. Ne kan yoluyla26, ne dil yoluyla.
Dillere verilen siyasal nem onlara rk iaretleri olarak baklmasndan ileri gelir. Hibir ey daha yanl deildir [... ] Diller, onlar konuanlarn kan hakknda ok az ey gsteren ve her durumda insan zgrlne zincir vuramayacak olan tarihsel oluumlardr [...] insann, u ya da bu rkm, u ya da bu kltrn yesi olmadan nce akll ve ahlaki bir varlk olduu temel ilkesini terketmeyelim (c. 1, s. 900).

kircimlilikten27 hi de yoksun olmayan bu sylemin dnda teki metinlere bir gz atmak, Renann, her eyden nce insan zgrl n", kendi aralarnda eit olduklarn kabul ettii birimlere, stn rklara verdiini grmemizi salar (c. 1, s. 390). Eer artk dil rklar (c. 8, s. 1224) ve antropolojik rklar arasnda, dil yetisine gre atalarla (s. 1221) kana gre atalar arasnda bir ayrm yapmak zah metine girmiyorsa, bu, ilgi merkezinin bir kez daha yer deitirmesindendir: Artk burada sz konusu olan ne eski insan bilimleridir, ne de bir Ulus kuramdr, fakat smrgeci bir X IX . yzyln son on yllarnn siyasal programlardr. O zaman, dzyazs da deiir. Bambaka bir slup edinir. nsan, kaamakl szlerin ve hatrlamalarn egemen oldu u eretilemelerden ok, fethedici ve ayrtsz bir dncenin ak anlatmyla karlar. Aadaki okuduumuz L a Rforme intellectuelle etM o ra lein (Dnsel ve A h lak Reform, 1871) sayfalar, alntlanan son iki sylem28 gibi, 1870 sava srasnda ve sonrasnda Fransa ve Almanya arasnda doan tartmalar balamnda anlalmalar gere ken bu metinlere aittir. te Renann katld insanln yeni mukad der dzeni (c. 1, s. 3 9 0 ): Onu idare etm ek iin o lkeye yerleen stn bir rk tarafndan, aa bir rk lkesinin fethedilmesinde gce gidecek hibir ey yoktur.
26) Bir ok sayfada olduu gibi, bundan sonraki alntda da, dilin, dinin ve kurumlann kltrel deerlerinin iletilmesinde kana bir rol atfeden, (burada az ey, baka yerde hemen hemen, bkz. 1859, s. 446) kk fark dikkate alalm. Ayn hafifletme rnei, baka yerlerde, Renann fizyolojik rklarn varln reddettii balamlarda bulunur (bylece, 1. cilt, s. 456; 1859, s. 446 ve 448; 6. cilt, s. 32). 27) Renanm kitab Quest-le quune nation? zerine R Gothotnun nerdii, Le Genre humain'dt yaymlanan analize bkz., No: 27. 28) Bkz. yukarda, n. 25

82

CENNETN DLLER

Renann onaylamad ey eit rklar arasndaki fetihlerdir. Fa kat, aa olan ya da stn rklarca yozlatrlan rklarn canlandrl masna katkda bulunmay salayan her ey tavsiye edilir. Bu stn" insanl, Renan, Avrupayla zdeletirir29. Uygarln ortak dn cesinin korunduu yer olan (c. 1, s. 455) Avrupa, kiiler arasnda eitliin kendini kabul ettirdii tek yerdir.
Kukusuz bireyler aras eitlii ve rklarn eitliini temel bir olgu hatas olarak reddediyoruz; insanln ykselmi ksmlar alak ksmlarna ege men olmak zorundadr; insan topluluu, orada eitliin deil, fakat huzu run, iyiliin (orada insan hayvanlara kar da byle davranr) egemen olduu ok katl bir yapdr. Ama tarihin onlan yaratt ekliyle Avrupa uluslar, her yesi dokunulmaz olan byk bir senatonun yeleridirler (c. 1, s. 455).

Burada Renan iin nemli olan, halklarn boyun edii hiyerarik dzeni, dorulamak zere ortaya karmaktr. Ayn ekilde burada, rklarn doal dzenlenileri tarafndan telkin edilen Mukadder (c. 1, s. 390) bir dzen sz konusudur. Tarih sahnesinde halklar az ya da ok nemli bir rol oynadklar gibi, ayn ekilde uygarln gelimesine de biraz ya da ok katkda bulunurlar, ya da hi bulunmaz lar. Herkesin mutluluu, insanlk tarihinin uymak zorunda olduu bu dzenin kabul edilmesinden doacaktr. Herkes ne iin yaratldy sa onu yapsn, her ey yolunda gidecektir (s. 391). Dnya siyasal ve ekonomik uyumunun anahtar olan smrgele tirm enin, bu mukadder program gerekletirmesi gerekir. Her halk doal denen niteliklerine balayarak, her rk kendi tarihsel rolne hasrederek doa bir ii rk yaratt, hibir onur duygusu olmakszn, harikulada bir el ustalna sahip olan in rk; [...] -b ir toprak iileri rk, bu zencilerdir; [ ...] -b ir efendi ve asker rk, bu Avrupal rktr (s. 390). Hayatnn sonunda LAvenir de la Scienceta (Bilimin Gelecei, 18481849) Renan rklarn eitsizlii konusunda yeterince ak bir dn cesi olmadn sanmaktadr (c. 3, s. 732). Tarih, filoloji, karlatr mal din incelemeleri krk yldr ylesine byk bir ilerleme yapt ki, u anda, uygarln srecinde genel yasalar (s. 724) tanmak mm
29) 15 Eyll 1871 tarihli Nouvelle lettre M. Strauss, (1. cilt, s. 449-462).

MTH LE DEHET ARASINDA 8 3

kndr. yleyse bilimin yeni bulular sayesinde, Renan unu dorula yabilir:
Irklarn eitsizlii kantland30. lerlemenin tarihinde az ya da ok onurla anlan her insan ailesinin adlan aa yukar belirlendi (s. 724).

Renan, uygarlam aileler iinde Arinin ve Saminin paym zenle snrlandrr. Collge de Francen bu branice profesr her zaman dnen insanln kkenlerindeki bu iki nehre (c. 2, s. 323) dner. Kaybolan Hristiyanlnn izleri zerinde, onu bir sre daha byk A ri-Sam i mitinin yazs iinde izleyelim. Ayrca, Renant, B atda dil ynnden atalar Hint-Avrupallarn hatrasn ve sann dinini zgn kld srailin Sami kkenlerinin yksn yeniden kurmak istediini bu ifte soy zinciri araynda grelim.

U lu Bir Tuzak
Ksr ve ulu (c. 7, s. 339), tektanrcln basitlii byledir. Bu ciddi mesajn tayclar olan ve onu barndran Sami dilleri iine tanrsal sr, btn uzlamazl ile yerleir. Fiilinin kusurlu ekimi (c. 6, s. 35 ; c. 8, s. 157-158) zamana ve kiplerin okluuna hkmedemeyerek onu dorular. Burada da, hibir esneklik yok, ancak, onun yerini tutacak birka heceli parazit (c. 8, s. 158) grlmekte. Szdizimi olmayan, balatan yoksun Ari cmleye, dilbilgisi ilikilerinin belir lenmesine zarar vermeden, dncelerin doal dzenini korumay (s. 160) salayan devriklemeyi kullanamayan Sami dilleri, okluu biimlendirmekte, yani dnmekte gszdrler (s. 146). Tanr de mek olan Elohim in orada oul bir terim olmas bounadr, tekil bir fiille bir araya getirilir (c. 6, s. 48). Zaten, dillerinin imgelerine okdeerli doann eklemlenii Samilerce bilinmemektedir. Dillerinin ar basitlii nedeniyle Samiler her ne hadar soyutlama ya, metafizie ve genel olarak btn yaratc zihinsel ilemlere (c. 8, s. 96 ve 157) muktedir deillerse de, baka ifade biimleri onlardan esirgenmemitir. Bylece, Sami dillerin ehvetli doas, iirlerinin son derece duygulu niteliiyle uyuur. Ve hakim olduklar tek sanat, son
30) Yapt, rk dncelerinin yaygnlamasnda Renaninki kadar katkda bulunan F. Max Mller; bu kavramn bilimselletirilmesine gelince, daha az olumludur (bkz. aada, s. 114, n. 4).

8 4 CENNETN DLLER

derece znel olan mziktir (s. 152). aba gstenfeksizin, annda doan ezgi. Kr bellei, zamanda ve meknda iz brakmakszn duyarl bedeni kaplayan ahenk. Burada gsterilebilir olan, branicede seslilerin vurgusu kadar raslantsaldr. Bu mzikal dil yetisi, Renantn Sam i tektanrclnm leh eleri iin nerdii tablo ierisinde, iinde onu bulmaktan arlmayan bir ke, karmakl iinde dnyay kavramaya muktedir olmayan, aklc bir abadan olaan kavramlar soyut terimlerle ifade edemeyen bu ehvetli dilleri hatrlatan bir yer igal eder. Dilbilgisinin, szdiziminin zenginlii sayesinde Ariler, okluu iin de doann canlln kavrarlar (1859, s. 257). Zeka dolu, dilin sz cklerinde kendi srlarn aa vuran bir evrenin unsurlaryla ustaca oynarlar. nk mitoloji, bundan byle, byk bir szck oyunu nun (c. 7, s. 742) yerine konmasna izin verir. F. Max M llerin31 yeni incelemelerini zikreden Renan, tanrlarn adnda bir doal olgular okluu yakalar. Bu anda, her kk gizli bir tanr (1859, s. 429) ierir. Dil yetisinden Hint-Avrupa dinine geilince Sami halklaryla olan farkllk, ayn ekilde, patlar. Gerekten, A ri klt doann bir yanks (c. 8, s. 581) olarak zetlenir. Renan iin bu, bir kez daha, tektanrclk Samiler iin doalsa, hibir eyin Hint-Avrupallar iin daha az sarih olmadn hatrlatmak frsatdr. Gene, aralarndan baz lar, sonunda Yahudi, Hristiyan ya da Mslman vaazlarnn etkisine boyun ediklerinde (gnmze kadar mitolojik olarak kalan Hindistann durumu byle deildir) ar bir glkle (s. 581-582) tektanrcla dnmlerdir. Adsz tanrlarn kaynamasyla oluan bir Tanrnn (c. 6, s. 65) hkm srd Sami eyaletlerden ok uzaktayzdr. Samiler gibi, ayrdetmeksizin tek bir varla ynelmekten ok, Ari, uzmanlam bir Tanrya tapar (s. 50). Bu zenginlik, belleinin bu karmakl, nce, bir aaln nedeni oldu. Gerekten, doann ok ynl olarak alglan mas ba dndrr ve Ariler bir an orada yollann armlardr. Samiler ise, byle bir dinamikle tehdit edilmediler (1859, s. 444, c. 8, s. 587). Onlarn elikili utkular bir baka trdendir. nce, ona yabanc kalan bir oktanrclm byklnn ve sapmalarnn korumas altnda ho tutulan tektanrclk, daha sonralar Samileri, avantajlar
31) Ona ayrlan blme bkz.

MTH LE DEHET ARASINDA 8 5

nn sakncalarna maruz brakacakt (1859, s. 444; c. 6, s. 65; c. 8, s. 146). Zira ilk anlarn byk ayrcal olan ey, onlarn stne bir tuzak gibi kapanr. Gerekte bu, Arileri, mitolojinin kusurlarna, tanr larn karmaklna hazrlayan, daha sonra onlar metafizie, fizie ve bilimsel zekaya ynelten manevi atnn ayn zenginliidir. Bir za manlar ok ani bir ilerlemenin nedeni olan Sami tektanrclna gelin ce, bir anda tersine dner ve insanln yrynde bir engel ( 1859, s. 444; c. 8, s. 587) haline gelir. , O zaman Renan, paganizmin mitlerinin icadnn, panteonlarnn okluunun, dnme zgrln, inceleme ruhunu da (c. 8, s. 148) ne denli ierdiinin altn izer. Burada, Tanrnn, insanln ve evrenin snrlarm belirsizlik iinde dalgalanmaya brakan haylgcyle dopdolu bu topluluklarn kalbindeyiz. ocuk olan bu halklar, tam bir bamszlk iinde evrendeki okluu (s. 150) tasarlarlar. O zaman oktanrcln dillerini konuurlar. Olgunluk a geldiinde bu ayn halklar, bilimin srrm kefederler32. Sam i rknn ani utkusunun sonunda ona zarar vermesinin nedeni, btn teki halklarn ondan dn almak zorunda kaldklar tek Tanr kavramnn bilgisine ilk gnden balayarak (s. 146) eksiksiz olarak erimi olmalardr. Zarif bir ocukluktan sonra sadece orta halli bir olgunlua ulaan bu az verimli doalar (s. 156)33 gibi, Sami uluslar, yetkinleme kabiliyetleri olmadndan, temel bir eksiklik ten ac ekerler. Tanr orada yalnz ve mkemmelse de, Sami tektanrcl insanln ocukluk dneminde donup kalm olmakla belirlenir. Onu telaffuz eden diller gibi, dinsel ruhun bu tekdeerlilii de hareket sizlie maruz kalmtr. Eer Renan Sam i rknn insan trne ok byk bir hizmette bulunduunu (1859, s. 432) kabul ediyorsa, bu hizmet, tamamen

32) Mitolojik yetenekler Arilik ve bilimsel yaratcla elverili zihinler arasndaki bu uygun luk iin bkz. Renan, 1859, s. 434; 7. cilt, s. 339 ve 737; 8, cilt, s. 149-150 ve 1230. Madem ki, Sami kkleri kuru, inorganiktir ve bir mitolojinin ortaya kmasna kesinlikle elverisizdir, Renan iin, buna ztt da o kadar aktr, (6. cilt, s. 58). Genellikle Ari olan oktannc dnce ile bilimsel yetenek arasnda bir karlkllk olduu kans, bu dnemdeki yazarlarca paylalmtr. Mmkn pek ok rnek arasnda, bkz., L. E. Burnouf, Essai sur k Veda, Paris, 1863, s. 464469; ayn yazardan, La Science des religions, Paris, 1876, s. 310-311; J. Rville, Revue de lhistoire des religions, 26, 2, 1892, s. 85. 33) Ve Bonaldda, olgunluk dini" olan Hristiyanlk karsnda, ocukluk dini, Yahudilik iin, bkz. (Recherches philosophiques..., s. 473).

86

CENNETN DLLER

olumsuz bir hizmet, Hint-Avrupallarn dnyaya tadklarnn ke sinlikle aasnda bir hizmet olarak kalr: O nlar her uygarln subsratumunu getirmilerdir. Belki imdi, eilmi halkn tarihisini yneten bu olumsuzun v gs ve tektanrc braniden ift doal bir varlk yaratmak iin srar daha iyi anlalr. Mthi bir asal grevle ykml, le ait olduu kadar, ei benzeri bulunmaz olan brani, ayn zamanda en kk d nceden bile yoksundur. Bu eksiklik, aykr bir biimde, zamann ve meknn okluu iinde ynn bulmak sz konusu olur olmaz verim sizlie dnen bir ann patlamas olan youn bir verimliliin sonucu dur. Eer brani gerekten Tek Tanry kabul etmise, eer bu hakikat onun stne ullanmsa, bu olayda onun hibir sorumluluu yoktur. Hibir durumda onun tektanrcl dncenin bir yaratsnn meyve si deildir. Tektanrclk icad edilmez (c. 7, s. 87 ). Bu, zel bir paylatrma ile Yahudi halkna verilen zel yeteneklerin sonucudur (1859, s. 216). Hibir Msr etkisi, hibir felsefi olgunlama, gnn birinde, hibir aba olmakszn ortaya kan, bu k saan vahye gtremeyecekti (c. 8, s. 582; 1859, s. 215, 221-223 ve 229). yleyse, eer Sam;, din konusunda34 stn bir biimde yetenekli ve bilimde ise baarszsa, bu benzersizlii, Renan iin geree tekab ln bir iareti olan oulluu tasarlamaktaki yeteneksizliine vermek gerekir. Ayn yeteneksizlik, dnn de tanmlar: Ne simgeleyebi lir (c. 3, s. 1141, n. 128), ne lkletirebilir (c. 8, s. 162). Bylece, sylem dzeninde snr, atasz, mesel ve ayet olacaktr (s. 150, 160, 479 -4 8 0 ). Pek ok tanrsal imge sistemi kuran destan soluu, ona bir o kadar yasak olacaktr (1859, s. 438). Samilerin tektanrc igdleri (s. 426) Renan iin yalnzca daha genel bir ilkenin zel bir uygulandr: mgelemde ve dilde verimlilik
34) XX. yzyln ilk yansnda herkese kullanlan bu beylik dnce ile en ufak bir ilerlemeye elverili olmayan branilerin yaratclk gszl dncesi, bulumaktadr, ancak baka bir durumda ve tamamen baka bir ey ifade etmek iin, 8 Mays 1932 tarihinde S. Freudun A. Zweig'a yazd mektupta yle denmektedir: Dnn ki, hibir ilerleme bizim anavatanmzn toprak parasna bal deildir, hibir bulu, ne de keif (...) ama Filistin, sadece, dinler, dinsel gariplikler, arzunun i dnyas ile d grnler dnyasn bask altna almada, kendini beenmi denemeler meydana getirmitir ( ...) (S. Freud ve A. Zweig, Correspondance, 1927-1939, L. Weibel ve J. C. Gehrig tarafndan Almancadan eviri, Paris, 1973, s. 75). Bu mektup zerine dikkatimi eken Lydia Flem'dir.

MTH LE DEHET ARASINDA 8 7

eksiklii35. te, Samilerin niin hibir fantezisi olmadnn ve her trl mizahtan yoksun olmalarnn nedeni - neredeyse tamamen gl me yetisinden yoksundurlar (c. 8, s. 152). Gene de bu sonuncu para doksu belirtmek gerekir: Resmedilmi ya da yontulmu en kk imge, Samileri putatapar kldna gre Sami diretii, onlar tam olarak oktanrclktan korumaz (1859, s. 425). Ayn zamanda brani yasa koyucunun an sertlii sayesinde oktanrcln srekli ayartmalar na (s. 237) kaplmamlardr. Baz Samiler saysz ekilleri iinde, grlebilen dnyann alacal batan karclna kaplm olabilirler miydi? Renan buna hak verir, ancak heyecanlanmaz. nce, hibir sadakatsizliin (c. 8, s. 147) hi grlmedii ilkel an Samilerinin durumunun byle olmadn belirtir. Sonra, bir Sami paganizmi altnda, zorunlu olarak bir ilkel tektanrclm (1859, s. 272) profili grnr. Bunu kantlamak iin her Sami tanr adnda sakl olan, cinse ait El terimini grmek yeterlidir. Eer Renan baz Samilerde tektanrclk eilimi olduunu kabul edi yorsa, bu hibir zaman Arilerin evrenini ve tanrlarn hareketlendiren doal glerin sonucu deildir. Daha ok beliriler, tek bir tema zeri ne basit tanrsal eitlem eler sz konusudur. Btn bu B aal ya da Bel adlar paylalmam (s. 258-262) bir tanrsal iktidara gndermede bulunan iaretlerden baka bir ey deildir. zel bir Sami tanrsnn farkedildiine inanld yerde, bu, filologlara bir oyun oynayan yce Tanrnn yalnzca bir sfatdr (s. 2 69)36.

35) 1799da, Berlinli bir protestan papaz olan F. Schleiermacher (1768-1834), yaratc imgelemi, insanda var olan en yce ve en doutan ey olarak kabul ederek, onun vgsn yapar (das hchste und ursprnglichste im Menschen (Uber die Religion: Reden an die Gebildeten unter ihren Verchtern [1799], H. Leisegang tarafndan hazrlanan bask, Leipzig, 1924, s. 106). Bu, romantizmin deimez ifadelerinden biridir. Bu konuyla ilgili olarak bkz. H. Eichner, The Rise of Modern Science and the Genesis of Romanticism, Publications o f the Modem Language Association o f America, 97, 1, 1982, s. 17 vd. 36) Histoire du peuple dIsral (1887) adl yaptnn ilk kitabnda, Religions des peuples non civiliss (Paris, 1883) balkl yaptn and Albert Rvillein (1826-1906) etkisi altnda, Renan, Samilerin ilk zamanlarnn tektannclyla ilgili ifadelerini hafifletir (6. cilt, s. 48 vd.). Ama burada gene inansz bir dn sz konusudur. Eski Sami oktanrcln kabul etmeyi reddeden dogmatik krl ok anlamldr, nk Renan, eski Sami dnyasnn oktanncl ile ilgili yaztsal tanklklarn ok bol olduu Corpus inscriptionum semiticarumun yayn ynetmenidir. Bu konuda J. Darmesteter unlar yazar: Irk kavramnn ve dil kavramnn belirlenmesinin kukulu ve tehlikeli olmasnn stnde durmadan, Sami epigrafisindeki ilerlemeler, 1845den beri tektanrclm, Samilerde sadece bir istisna olduunu ortaya karmtr [...]. M. Renan tarafndan oluturulan Corpus bile, antik Kartacadan, Fenikeden, slam ncesi Arabistandan,

88

CENNETN DLLER

Edgar Q uinetnin (1803-1875) 1845te Collge de Franceta Muhammetilik37 zerine verdii derste olduu gibi, Samilerin gnlk yaamlarna ait pek ok ey, Renan tablolarnda l manzaralarnn sertliiyle belirlenir. Orada ne bir siyasal dnce, ne de sivil ya da askeri bir ynetim doabilirdi (c. 8, s. 153-154). Bu tekdze .dnyada yalnzca bir kum yn stratejisi kabul edilebilirdi. Bylece Sami slamm fetihleri, askeri fetih sanatndan ok, dini yayma gayretinin tak tiklerinin sonucu olacaktr (s. 170, 175-176). Bu tektanrc uygarln gebe yrei, onu barndran adrdr. Ve grnmeyen Tanrs iin hareketli bir taht kefetmek bile gerekir. Sami toplumuna gelince, bu, her eyden nce, orada hibir siyasal ve adli kurumun (s. 153) grlmedii bir kabiledir. Eer Quinet Yehovann kendi evresinde toplumsal bir l38 kurduunu kabul ediyor sa, Renan, bu yoksulluu daha iyi gstermek iin hibir dnlm yasa izi tamayan gzel dil (c. 8, s. 259), ok uzun bir sre her trl dilbilgisinden yoksun branicenin getirdii kanta bir kez daha bavu rur. lkel zamanlarn oktanrc Arilerinde aile birimi sk tek elilie (c. 6, s. 34-35) sayglysa da, tektanrc Samilerin ok eli olduklarna iaret ederek, Renanm uygar dnyay kart iki stunda snflandrd ayn tema zerine olan bu eitlemeleri keselim. Bu, ayn zamanda toplum diye adlandrdmz her eyin gelimesine (c. 8, s. 152) terstir.

eski bir Sami oktanrclna dair saysz kutsal kalnt getirmitir [...]. Bu kuramlar [...] M. Renann, btn yaptna, sonuna kadar egemendir [ ...] (Journal asiatiquein Yllk Raporu", (1893, s. 57). Renann, 25 Ocak 1867de, Acadmie des inscriptions et belles-lettrese olutur may nerdii ve ilk fasikl 1881de kan bu Corpusun yayn iin bkz. a.g.y., s. 74 vd. M. Vemes, Emest Renan, Revue internationale de lenseignement, 24, 1892, s. 387-395. 37) E. Quinet, Le mahomtisme (1845), Le Christianisme et la Rvolution franaise, Paris, 1984, s. 117-136, Renan, Islamda, tektanrc dinin en gerici olann ve hatta Sami ruhunun ifadesini gryordu (s. 254). branicenin Arap dili karsndaki zgl durumu iin, bkz. 8. cilt, s. 96 ve 514- slam hakknda lslamisme et la science zerine olan nl nutku ve 1883 baharnda onu izleyen Cemaleddin el-Afgani ile olan bilimsel tartmas dnda (1. cilt, s. 945965), Renan, ounlukla, grlmemi bir sertlik gstermitik Bir tek rnek: Fenikedeki grevi srasnda (1860-1861) yazlm, siyah deri ile kapl kk cep defterlerinden birine kaydedilen ve Bibliothque nationale'de muhafaza edilen ve H. Psichari tarafndan anlan bir notta unlar okunur: nsanlarn en halim selimi olan ben, ktlkten yeterince nefret etmediim, onun iin honutluk duyduum iin kendime kzan ben, slam iin acmaszm. slama, haysiyetsizce lm diliyorum. Onu tokadamak isterdim. Evet, Douyu Hristiyanlatrmak gerekin ancak, Dou Hristiyanlarnn yararna deil, Bat Hristiyanlnn yararna (Renan d'aprs lui-mme, Paris, 1937, s. 213-214). Bu cep defterleriyle ilgili olarak, bkz. daha ileride, s. 90, n. 43.

MTH LE DEHET ARASINDA 8 9

iek ve Yaban Fidan


Renanm Sami incelemelerinin ufkunda, bilgisine derin bilgi katan yeni Hint-Avrupa bilimleri alr. Renann bu yazlarn okumak, onun Ari aynasnca sunulan imgeyi de tanmay gerektirir. Zira Ibranice profesr Sami tektannclnm etkileri ve temelleri zerine dnd nde, eskiden oktanrc olan, sonra Hristiyanlarn yumuak39 tektanrclyla canlandrlan Ari zihniyetin zafere ulamas gerektii bir tarih ierisinde, ou kez onu anlamak -h a tta bir bakma onu yok etm ek - ister. u halde yanlmamak gerekir. Renan, Sam i tektanrcln sorgu lad zaman, onun iin ada olan, Hint-Avrupallarn oktanrclna maledilmi bir deerler btn zerine kurulu yantlar grmtr. Eer Renann pek ok sayfas X IX. yzylda Ari-Sam i dialogunun baz elerini aydnlatabiliyorsa, bu demektir ki, bu bilgin, bakalarn dan daha ok, romantikler gibi, yazlarnn temelinde olan eyleri aklamaktadr. Kk defterlerinin birinde, bir sayfann sonunda bulunan ksa bir forml iinde yle yazar:
Btn yaptm, kaybolan inancmn ltl bir mezarndan baka birey deildir40.

Drtleri Souverarsd41 (H atralar ) olduu kadar, Hristiyanln kkenleri hakknda tarihi ve filolog olarak yazd yaptn harekete geiren ereltilemelerde de ifadesini bulur. Ariler ve Samiler arasndaki ilikileri bir hiyerariye gre dzenle yen sistemin tutarll, P ictetyi42 ve pek ok bakalarn olduu gibi Renan da, Hristiyanl Sami tektanrclnn etkisinden kurtarmay deneme zorunda brakr. Bylece, dolambasz olarak Vie dejsus'nn (sann Hayat) hazrlk defterlerinde Renan, ileride saysz deiik bi imleri grlecek olan u cmlelerini yazar:

38) E. Quinet, a.g.y., s. 119. 39) Yumuak nk daha zel ve tam olarak tektanrc (Renan, 1859, s. 250-252 ve 422; 4. cilt, s. 125 [s. 99da anlan]). Gene, devamna bkz., ve Pictet iin, s. 126 vd. 40) H. Psichari tarafndan anlan, a.g.y., s. 276. 41) Daha yukarda, rnein, s. 70 vd. 42) Bkz., daha ileride, s. 126 vd.

9 0 CENNETN DLLER

Yahudilie hibir ey borlu olmayan, ancak her parasyla yce ruhunun yarats olan yksek bir Tanr kavram, Isann dncesinin ilkesi oldu [... ] Sonu olarak sada Yahudi hibir ey yoktur43.

say Yahudilikten kurtarmay amalayan bu hareket baka ilerle me yollar bulur. O zaman Renan Yahudilik ve slamn karsnda daha az Sami olan (1859, s. 422) bir Hristiyanl, hatta, ortaya kartlan dinden en az tektanrc olan Hristiyanl kabul eder. Eer Hristiyanlk bylece Sami dn snrlarn tamamen asm sa (s. 440) bunun nedeni ona dnen halklarn dnn kabul etmesindendir. Renan Collge de Francetaki retimine balarken unu ilan etmeye gtren ayn dntr:
Hristiyanlk utkusu, ancak Yahudi kabuunu tamamen knnca, kurucu sunun yce bilincinde Sami dnnn dar engellerinden kurtulmu bir yarat olduu andaki haline yeniden dndnde salamlamtr (c. 2, s. 332).

Hristiyan bir Batnn muammal soy zincirini zmeye zen gste ren dilbilim sistemiyle Ari, dinsel inancyla Sami olan Renan, say Yahudilikten kurtardktan sonra say Ariletirenlerin yannda yer alr.
Kkeninde tam bir Yahudi rn olan Hristiyanlk, bylece zamanla rktan ald hemen hemen her eyden syrlma noktasna geldi, yle ki, onu eksiksiz bir Ari dini olarak grenlerin tezi pek ok bakmdan gerek tir (c. 5, s. 1142).

slam tarafndan yaplan bir yn deitirme, Renana Hristiyanl Sami kkenlerinden daha ok farkllatrma iznini veren bu ayn Ariletirici yrnge iinde bir baka aama oluturabilir. Yahudiliin devam Hristiyanlk deil, fakat slamdr44.
43) P. Alfaric, Les Manuscrits de la Vie de Jsus dErnest Renan, Paris, 1939, s. 61-62 ve 26. lk cmle nc defterden (Nouv. Acq. Fran., 11. 483) ve ikinci cmle, ikinci defterden alnmtr (a.g.y., 11.848). Renann elyazmalan ailesi tarafndan 1895 ylnda Bibliothque nationalee teslim edilmitir. Renann Filistinde kald srede, 1860-1861de Fenikedeki grevine ait notlar kaydettii drt defterinin tarihlendirilmesiyle ilgili bilgiler iin, a.g.y., s. XV1I-XIX. 44) lk defterinde (P Alfaric, a.g.y., s. XXXI, n. 7).

MTH LE DEHET ARASINDA 9 1

O nu devam ettirm ekten ok, Hristiyanlk, ilkel Kiliselere maya lanmay meydana getiren mayay (c. 1, s. 240) temin etmekle kendini tanmlayan Yahudilie kar bile kar. branilerin yapt olumsuz bir hizmetle zetlenmesine karn, slam insan tr iin faydal ol m aktan ok zararl oldu. O andan itibaren, Renan, Hristiyanln srekli olgunlamasnn, sinesinde Hint-Avrupa rknn dehasn ege men klmak iin gittike daha ok Yahudilikten uzaklamaktan ibaret olmas gerektiini (c. 1, s. 240) kabul eden yazarlara hak vermekten baka bir ey yapamaz. Uygarlam insanln kkenlerinin manzarasn daha da iyi Ariletirmek iin, Renan, tasarsna tutarl bir corafya salayan tarihyazm geleneini izler. O zaman, Yeryz C en netinin Himalayalardan az uzakta, Kemirde, ad bir baheyi, Oudynay (c. 8, s. 5665 6 7 )45 hatrlatan antik bir krallkta olduunu kabul edip etmemeyi kendisine sorar. Bu konuda bir gzlem: Zamannn entellektel Av rupasnn46 bir ksmnn dndne kendine gre tanklk yapan Wagner, 7 Haziran 1855 te Franz Liszte Londradan yle yazar:
Modern bilmin aratrmalar sayesinde ar ve katksz Hristiyanln, ulu Budizmin bir dalndan baka bir ey olmadnn ispatna ulalabildi

45) Bu sayfalarda Renan, Cennetin tarihsel corafyasn tartr. J. C. Adelung (17321806) gibi, Cenneti Kemire yerletirir (bkz. G. J. Metcalf, Adelung Discovers the Languages of Asia", Histoire, Epistemologie, Langage, 6 , 2,1984, s. 107). Herder Tkvindeki Cenneti Hindis tana yerletirebilmiti: Ideen zur Philosophie der Geschichte der Menschheit, B. Suphan tarafndan hazrlanan bask, 13. cilt, s. 431-432 (bu konuda, yukarda, s. 17, n. 22). 46) Bylece L. E. Burnouf (La Sciences des religions [1870], Paris, 1876): Btn ierisinde Hristiyanln Ari bir doktrin olduunu ve din olarak Yahudilikle halledecek hibir eyi olmad n" (s. 120) gstermek iin saysz sayfa ayrr. Ya da, dinimizin balang kaynan aramamz gereken yer ncil deil Veda ilahileridir (s. 217). Fakat bir yzyl nce, Voltaire, 21 Aralk 1775de, Prusya kral II. Friedriche yle yazar: Bana yle geliyor ki, bizim aziz Hristiyan dinimiz eski Brahma dini zerine kurulmutur (bkz. Voltaire's Correspondence, T Bestermanm hazrlad bask, Cenevre, 1964, 92. cilt, mektup 18677, s. 182; bkz. yukarda, s. 22, n. 47). H. Pinard de La Boullayede, LEtude compare des religions. Essai critique, Paris, 1922, 1. cilt, s. 465-466, Hristiyanln Buda kkenlerine ait varsaymlarn tarihi hakknda baz kaynaka bilgileri verir. 47) R. Wagner ve F. Liszt, Correspondance (1841-1882), Paris, 1943, s. 327. Daha sonra, Die Grundlagen des neunzehnten Jahrhunderts'de (1898) (2. bask, Mnih, 1900, 1. cilt, s. 189 vd.), H. S. Chamberlain (1855-1927), Wagneri ve Bayreuthlu arkadalarn heyecanlandran, Ari bir say popler klan, Hristiyanln Arilemesine pek ok sayfa ayracaktr. Bkz. W. Schler, Der Bayreuther Kreis von seiner Entstehung bis zum Ausgang der Wilhelminischen Ara. Wagnerkult und Kulturreform im Geiste vlkischer Weltanschavung, Mnster, 1971, s. 275-276.

92

CENNETN DLLER

Yahudi dininden kurtarlan bu saya, Renan, akltal, verimsiz ve dogmatik lke Yahuda lnn karsna verimli ve glmser bir C elileyi yerletirerek, yeermi bir lke balar. Orada, bu Yeryz C ennetindedir ki (c. 4, s. 178) sa karlanm ve anlalmtr. Gene oradadr ki, insanl gelimeye doru gtrmek zere bavurulmu bir dncenin ilk anlar kk salmtr. O zamandan beri on sekiz yzyl geti ve sann dinine evrensel ve ebedi bir nitelik atfetmek gerekir, nk pek ok bakmdan son din" ( a 4, s. 362; c. 1, s. 272 vd.) sz konusudur. Burada hayli bir corafya iinde, ayn A ri-Sam i ayrmn, Filis tinin kuzeyi ile Kuds arasndaki ayn uzakl buluruz48. Manzara bir dilin lehesine vanncaya kadar etkili olduuna ve bylece halkla rn dncesini biimlendirdiine gre (c. 8, s. 95-96) yerin ve iklimin ikili belirleyicilii, Celile ve Yahuda arasnda, C ennet ve l arasnda snrlar izer. Ayn zamanda manevi bir engel, Renanc rklan ayran engel kadar alamaz bir engel. Sami ve Ari arasnda bir uurum49 var. Bu nedenle yalnzca Kuzey Hristiyanl yaratt (c. 4, s. 125). te yandan bu, sann armha gerildii tepe oldu. Yahuda dnyann en kederli lkesi, saya dman bir tektanrcln smsk yapt blgedir. Yahuda lkesi an bir tektanrcln btn zelliklerini gs terir. Karda, neeli ve hogrl Celile daha az sert olan tektanrc bir dn cisimletirir. Eksiksiz bir evren meydana getirmek iin iki zt kutbu eklemleme tarz, Yunanistanda da ortaya kar50. G erekten, birbirine bu kadar yakn, ama gene de birbirine rakip iki kzkarde olan Sparta ve Atinadan daha farkl ne var? Filistini paylaan brani halknn duru mu aynen byle oldu51: Dik kafal Yahudiliin gerek vatan Kuds
48) Celile ve Yahuda, Hristiyanlk ve Yahudilik arasndaki bu kartln sorun olduu, P Alfaric tarafndan yaymlanan Ve de Jsus ile ilgili hazrlk defterlerinin baz sayfalar iin, bkz. a.g.y., s. 13-14, 16, 19-26 ve 31. 49) lk defterde (a.g.y., s. 16). 50) Renann eski Yunanistanla kurduu hem youn, hem uzak ilikiler iin bkz. E VdalNaquet, Renan et le miracle Grec, La Dmocratie grecque vue dailleurs, Paris, Flammarion, 1990, s. 245-265. 51) Bunu iyi aklayan ikinci deftere de bkz. (P Alfaric, a.g.y., s. 20-21). L.-E. Bournouf (a.g.y.) Yahudi halknda iki rk grmeye kadar gider; biri, srail halknn byk ksmn oluturan Samiler; teki ise Kudsn kuzeyinde, Celile'de yerleen ve 'Polonyallara' benzeyen, aznlkta olan muhtemel Ariler". Ona gre, bu Ari Celile, kklerini Zerdt dinine salan Hristiyanln douunu grd (s. 117 ve 303). Bu konuyla ilgili olarak, daha ileriye bkz., s. 122-123, n. 15-16.

MTH LE DEHET ARASINDA 9 3

ve sann kendisini evinde hissettii ok yeil, ok glgeli, ok glm ser bir lke olan Celile. Vie d ejsu snn nsznde Renan, kitabnn yazm iin Filistine52 yapt yolculuun byk nemi zerinde durur.
Metinlerin ve yerlerin arpc uyumu, Incil lksyle ona ereve grevi yapan manzarann ahane uyumu benim iin bir Tanr vahyi oldu. Gzleri min nnde paralanm ama hl okunabilen beinci bir ncil vard. [...] (c. 4, s. 80).

Bu beinci ncil tarihin zamann yok etmek iin, ululanm bir corafyann manzaralarn kullanan Renan iin okunabilir olur. Zira Celile bitkilerini, hayvanlarn, olduu gibi korumutu, tpk Yahudann doasnn her zaman an derecede kurak oluu gibi. 1861in bu tatl nisan aynda, C elilede iekler esiz gzellie sahiptir ve sa iekleri severdi, en gzel derslerini onlardan alrd53. Renan, eretilemeli uular sayesinde evirisini salad bu atmosferlerin anlatlna byk nem verir. O zaman saysz kokulan ve renkleri olan mevsimlerin hatrlamnda okuyucuya elik ederek onu korur, bitki rtsn, glle ri, dalar kefeden bir bakn efsununu paylamaya davet eder onu. Renan, yerlilerin psikolojisi hakknda zamand bir gr sk sk doayla ve iklimle birletirir. Henriette Psichari54 atasnn tutkusu nu iyi okumutur. Bireylere gelince, Renan bile bile onlar eski zama nn bireylerinin benzeri olarak farzeder. emeye giden bir kadn, evinin eiinde aba gstermeden duran baka bir kadn grdnde on sekiz yzyl yklr. M artha, Meryem ve Maddalal ayaklar plak, keten rtnm olarak oradadrlar55. Renan, sasn ortamyla uyuturmak ister. yleyse arazide grlen zellikler onda da olacaktr. Hibir ekilde dindalarnn kusurundan muaf deildi. Bugne kadar tm tartmalarda hakaretamizdirler. Birbirlerine kfrler ederler56.
52) Renan Fenikedeki grevi srasnda (1860-1861), 1861 ilkbaharnda Filistinde bir ay kald. 53) lk defterin bir paragrafndan iki alnt (P Alfaric, a.g.y., s. 13). 54) 30 Eyll 1984'de doan ve Henriette diye adlandrlan Euphrosyne Psichari, Nomi Renann (1862-1943) ve Jean Psicharinin (1854-1929) ikinci ocuudur. Bykbabasnn Oeuvres Compltesinin yaymn, eski Michel Lvy Frres olan Calmann-Lvy Yaynlarnda gerekletirdikten sonra, 1972de lr. 55) H. Psichari, a.g.y., s. 196. 56) kinci defterin notu (E Alfaric, a.g.y., s. 21)

9 4 CENNETN DLLER

Manzara ve psikoloji, corafya ve tarih, Kudsn soyutlamalarna kar kan Kuzey natralizmini57 belirtmek iin Vie de Jesusnn yazarnn buyruklarna uyar. Hristiyanln kkenlerinde Bat maneviyatnn bu iki blgesinin kartl bulunur. Bu ikilik, Renanm daha sonra daha iyi ayrmak zere Arileri ve Samileri uygarln beiine yerletirdiinde de, bu tanrsal iftin dialounda devam eder. Ari-Sami cevheri zerinde boyleine ok srar eden Renan, bylece bu ayrln anlamn imdi ok iyi ortaya koyabilir. Bitkisel bir eretileme, Renann yaptna ve dncesine esin v e ren evrimci modeli gl bir biimde ifade eder: Renan yle der:
Bylece ncil kendisinin olmayan meyveler getirdi; Yahudilik, stnde Ari rknn ieini at yaban fidandan baka bir ey olmad (c. 5, s. 1143).

Renann giriiminde eretileme kavramsal ilemin yerini tutar58. Benzerlikler reterek, kendi imge dizilerini sraya koymak iin, oy namay srdrd eretileme sistemlerine dayanr. Tutarll, gr nr balarn sonucu olan bu imgelerden birkan grdk. Kukusuz Renan, kkenlerin her zaman insann kafasn kurcaladna (c. 6, s. 66) inanr. Ve byle bir aratrma ierisinde Hristiyann zorunlu olarak braniye arptna inanr (c. 1, s. 9 0 9 ). Ama eer Yahudiler insanla ok stn bir dini (c. 7, s. 823), Arilerin dinini rettilerse, Vedalar, kkenlerimizin anahtar, Yahudi dncelerine dnmz le onlara ilgisiz kalmamamz gereken atalarmzn ilkel vahyi olarak ortadadrlar. Orada insann kendisini hem yabanc, tektanrc bir rkn (1859. s. 216) mirass ve hem de oktanrc atalarn ocuklar olarak grd bu sorunlu soy zincirleri, gene de, bir soruyu dokunulmam olarak brakyor: Din ve dil, ilke olarak ancak Sami ya da Ari olabilen ayn bir kafa yaps iinde zlmemecesine bal olduuna gre, nasl din ynnden tektanrc ve Sami, dil ynndense Ari olunabilir? Bu
57) A.g.y., s. 26. 58) LAvenir de la Science balkl bir yaam programnda, Renan, unu sylyordu: Biim, slup dncenin drtte dr, ve bu baz sofularn iddia ettii gibi bir hakszlk deildir (c. 3, s. 850).

MTH LE DEHET ARASINDA 9 5

ifte aidiyet nasl kabul edilir ve aklanr? Bu ikili deitirme nasl yklenilir? Renanda bu gerilimin billurlamasn grrz:
"Btn dou halklar arasnda yalnz srail dnyann tamam iin yazmak ayrcalna sahip oldu. Kukusuz Vedalarn iiri hayranlk uyandran bir iir, bununla birlikte ait olduumuz rkn ilk arklarndan oluan bu derle me, dinsel duygularmzn anlatmnda hibir zaman bizimkinden ok deiik bir rkn yaptlar olan Mezmurlarn yerini tutmayacak (c. 8, s. 258; c.7, s. 80).

Bir ilikiler dizisi iinde, Renann, Samiler iin tektanrc srail ne ise, oktanrc Yunanistan da Hint-Avrupallar iin odur, dediin de, bu ilikilendirici kavram farkl bir biimde yeniden ortaya kar (1859, s. 216). Bylece Sokrates Atinaya kar karak, Kudste sann rolyle karlatrlabilecek bir rol oynar; hatrlanaca gibi Renan Celile ve Kuds, Atina ve Sparta ile yan yana getirmiti. Vedalarn bulutuu bir baka benzetirme daha: Sanskrite braniceye tekabl eder. nk bu lehelerden her biri anahtar elinde tutar, kendi dil ve dn ailesini belirleyen srlarn mutemedidir (c. 8, s. 238). Kendini ayn zamanda Ari hisseden Hristiyan Sam inin kalbinde arpan ey grlr, o hem oradadr hem baka rktandr: Bizimkinden bylesine farkl bir rkn (c. 8, s. 258) bu atas, tektanrc ve Sami branidir; yabanc, baka yerden gelmitir, ancak, Mezmurlarn zoruyla ayn olann kaynanda durur. Bylece Renanda, kendisine ulaabilmesi iin, Hristiyan, bylesine tuhaf bir mesafede duran bu bakasn sindirme yoluyla, kendini dorulamak zorundadr. Sanskrite ve braniceden oluan bu dil iftinde, Ari, bir metafizik sistem iinde (c. 3, s. 863) n salar, Sami ehvetli ve tatl bir iirle lmszle ular. Bylesine duygulu ses tekrarnn Samilerde ege men olduu yerde, Sanskrite bandan beri yalnzca kavramsal bir anlam (c. 8, s. 74) varm gibi grnen baz szcklere sahiptir. Bu iftin bylesine eit olmayan iki yesinin birlemesinden Hristiyanlk ortaya kar. Arilerin soyut aklnn sonunda Samilerin dinsel cokun luuna egemen olduu bir balama.

96 CENNETN DLLER

Hristiyanln Davas
Bir bilgin ve bir aziz (c. 2, s. 857) : Le Hir, gen Sulpice tarikats nn kendini zdeletirdii branice stad, ite byleydi. Hem batan kanc, hem sz bycs, bir flt gibi zarif, sanat, air ama bir o kadar da stn bilgin59 olan Renan kukusuz, dinin ve bilimin yeni yaknlklarnn grld bir yapt yaratmay diliyordu. Bu tr bileimleri Katolik Kilisesinin yasakladn ok iyi anlam olduu iin, Renan, ok hayran olduu seleflerinden bazlarn izlememeyi tercih ediyordu.
Herder en iyi tandm Alman yazan idi60. Geni grleri beni bylyordu ve byk bir zntyle kendime yle diyordum: Ah, btn bunlar bir Herder gibi dnmeye ve Hristiyan vaiz, protestan papaz olarak kalmaya muktedir olamyorum! (c. 2, s. 875).

Geriye, Renann yaptnn kvrmlar arasnda Kilise ile arasna koyduu mesafeyi nasl yazdn grmek kalyor. nk, doa stne, bo inanlara, dogmalara kar ve daha baka bir takm hoa gitm e yen cruflara (c. 5, s. 1146) kar kesin cmleler frlatsa da, hatta Yahudiliin ve bir eit Hristiyanln dn bildirirse de (c. 5, s. 1146; c. 6, s. 1516 vd .) , Renan, uygar halklar iin Hristiyanln e anlamls olan dinin yok oluunu tem enni etmez (c. 4, s. 3 63; c. 5, s. 1145). Dahas kilise toplumuyla (c. 5, s. 1148) sivil toplum arasn da adamakll bir ayrmn gerektiini kabul ediyorsa da, dinin ruhun beslenmesi ve onu reten normal insann (c. 1, s. 280) uyumlu dengesi iin gerekli bir kurum olduuna tamamen inanmtr. Zira unutmamak gerekir, bir sonsuzluk bizi amakta ve yakamz brakma maktadr (s. 168).
59) H. Psichiarinin Renan d'aprs lui-mme, Paris, 1937 adl kitabndan baka, J. G. Frazerin iki konferansnda toplanm Renanm baz ynleri, Sur Emest Renan, Paris, 1923; A. Rville, Emest Renan, Revue de histoire des religions, 26, 2, 1892, s. 220-226; M. Vemes, Ernest Renan, Revue internationale de l'enseignement, 24, 1982, s. 380 ve 386; J. Darmesteter, Rapport annuel, Journal asiatique, 1893, s. 38; M. Vemes, Emest Renan et la question religieuse en France, Revue de Belgique, 1899, s. 28; A. Dupont-Sommer, Emest Renan et ses voyages, Comptes rendus de lAcadmie des inscriptions et belles-lettres des sances de lanne'e 1973, Paris, 1974, s. 604. 60) Renan, Quinetnin evirisinden (1827-1828) Mesyi ve barones A. de Carlowitzin evirisinden (1846) Posie des Hebreuxy okumutu. Gene bkz. yukamla s. 70 vd.

MTH LE DEHET ARASINDA 9 7

Avrupann dinsel gelecei Renan hi endielendirmez; o- una inanmtr, X IX . yzyl, sk sk sylendii gibi sann dininin sonunu gremeyecektir61 (s. 171). Yarnn dnyasnda kaybolacak eyler, do ast olaylara duyulan inanlardr. Ama hibir durumda, insan yre ine iir kadar gerekli, sevgi kadar ebedi olan din kaybolmayacaktr. Batl inanlarla dini, sann62 aklad dinsel ilkelerle dogmalar kartrmamak gerekir. Yalnzca b ilkeye, sonsuz gelime arsnda bulunuldu. Ayn zamanda gelecein dini zorunlu olarak tek ebedi ve evrensel olan, bu zgn Hristiyanln63 (s. 273) biimine brnecektir. Renan nerilerini oaltr. Kendi gznde, inanlarnn birliini tehdit etmeyen elikili tavr allar onu korkutmaz. Gene de uzlama d bir nokta vardr: Hristiyan dogmas vahyi kabul eder, bylece de mucizeyi, oysa bilim bunu hi bir zaman kantlayamamtr. Byle likle Hristiyanlkla bilim arasnda savam kanlmazdr (c. 5, s. 1144). yleyse, Renann mutlak olmasn istedii sann dininden (c. 4, s. 362-364) ne anlamak gerekir? O nun iin dini belirtmek zere bir baka szck haline geldiinden bu yana Hristiyanlk szcn nasl anlamal? Yahudilikle bozumaktan (c. 5, s. 1142) doan Avrupann belle i,.Hristiyanlk, bizim rkmzn insanlar sayesinde hazrland. Hat ta serbest kiinin (s. 1145) seimi ne olursa olsun, Hristiyanlkta ancak Avrupa uluslarnn dini bulunabilir. H atta kiisel olarak, tam bir bamszlk iinde, onu anlad gibi yol alabilse bile, geriye tama myla Hristiyan anlamlarla yorulmu tarih kalr. Onun, uygarlktan kmas sz konusu olmad kadar, onu silmek de mmkn deildir.
61) Burada, Renanm, Collge de Francetaki dersleri kaldrldktan sonra 1862de yaymla nan Explications mes collgueslerinden (c.l, s. 143-172) yararlanyorum. Isann diniyle, Hristiyanlkla ya da Avrupa'nn geleceiyle ilgili o gnk koullarn rn olan metnin ifadeleri, (bkz. -yutumda, s. 73, n. 9) daha nce anlan dier metinlerde de, benzer bir biimde bulunur: Eavenir religieux des socits modernes (c. I, s. 233-281), Vie de Jsus, Histoire dIsral ve Marc-Awrle. 62) sann karsnda Renann durumu iin bkz., bir Tanr olunun" dininin sahip olabile cei anlam canlandrd H. Psichari'nin gzel sayfalar (a.g.y., s. 215-219). Defterlerinde Renan kendine soruyordu: O ada bir Tanr olu ne olabilirdi? (R Alfaric, a.g.y., s. 4), ve bir oulun babasyla olan balarnn byklyle bylenmeyi brakmad (s. 217). Yetim olan Renan, babasn be yandayken kaybetmiti. 63) Bu cmleyle ilgili olarak M. de Certeau, yaymlandn grd son metinlerinde yle yazyordu: 'Saf ak' Renan tarafndan vlen ebedi ve evrensel zgr Hristiyanlk iinde kendini bulur (...) (Historicits mystiques, Recherches de science religieuse, 73, 3, 1985, s. 337).

98

CENNETN DLLER

Hristiyanlk fiilen uygar halklarn dinidir; her ulus onu, dnsel klt rnn derecesine gre eitli anlamlarda kabul eder (s. 1145).

Hristiyan gelenek, bylece, uygar insanla sunulmu tek ortak ahlak dokumutur. te bunun iin Renann hl bu dnyada din toplamnn (c. 1, s. 168) etkisini azaltmay dilediini dnenler yanlrlar. Hangisi olursa olsun, bir devrimin byk bir aile halinde btn ada uluslar birletiren dinsel balan bir gn koparabilece ini dnenlerin yanlg iinde olduklar gibi. Onlarn dayanmas dnsel ve ahlaki deerler zerine kurulur, deerlerin ilkesinde sa ad parlar (c. 4, s. 3 6 4 ). Sokrates felsefeyi, Aristoteles bilimsel d n yarattysa, saf tapnmay tasarlama biimini bile kesin olarak tesbit ederek mutlak dini (s. 363) kuran, sadr.
Bu anlamda, biz Hristiyanz, hatta bizden nce var olan Hristiyan gele neinin hemen hemen btn noktalar zerinde ayrlsak bile (s. 364)

Eer yalnzca Hristiyanlk uluslara bir bellek, kklerini uygarln arivlerine daldran bir etik ve estetik sunabiliyorsa, bu, sann dini gelecein srrn iinde tad (c. 1, s. 168) iindir. Fakat Renan kendi Hristiyanlk anlaynda srar eder: Kilisenin yksek bilginleri nin aksine, sa hibir dogma kurmamtr. Giriimi insanlara yeni bir dn" (c. 4, s. 362) retir. retisi bile o kadar az dogmatiktir ki, ne onu yazmay, ne de yazdrmay64 dnr. Byle anlalan Hristiyanln bilimsel dnceye kar km ak iin hibir nedeni yoktur. Onun tamamlayc bir parasdr.
Bilgin meslektalar, ite bu anlamda tamamen bilimsel olan bir izgiyi izleyerek gerek dinin davasna hizmet etmeye deer veriyorum, hatta Hristiyanln davasn da ekleyeceim (buna) (c. 1, s. 170).

G elecek ve ilerleme. te sann dininin srr. Avrupa, bu H ristiyan lksnn utkusuna ylesine yardm eder ki, Renan iin, kurucusunun ahlaki sylemi btn ilerlemelerin tohumunu ierir
64) Bu konuda, Ve de Jesus'de: Incilde bouna bir ilahi neri aranyordu" (4. cilt, s. 364). V e V e d e jsus'yle ilgili olarak Souvenirsde: Bu kitabn ruhu olan, Isann byk kiiliine duyulan inan, ilahiyata kar savamda benim gcm olmutu. Gerekten sa her zaman benim stadm oldu (2. cilt, s. 876).

MTH LE DEHET ARASINDA 9 9

(s. 170). Bilim ve din, bundan byle Bat uygarl iin kabul edilebilir tek gelecein tanrsal dinamii iinde yazl olan toplumsal balardan bir ift65 oluturur. Renann ld yl yaymlanan, yaptna ilikin bir analizinde, Maurice Vernes (1845-1932), olas bir say [] olas bir Hristiyanl yeniden kurduunu66 hatrlatarak ona saygsn sunar. Vernes onun, ayn zamanda, akll Hristiyanlarn ona ta atmaktan ok ona teek kr etmeleri gerektiine inandn syler. Renan, mucizeden, batl inanlardan ve kendisi iin bir o kadar da sann dininin yadsnmas olan dier acnacak eylerden arnm bir Hristiyan aklclnn yolunu iyi izler. Bakalarnn stnde bir kiilik, uygarlam insanln evrimi iinde anahtar bir konum vere rek, say, tarihin ak iinde yalnz brakr onu. sa olayn, bilimsellii rtlemez bir filoloji67 iinde kurmak ister. Bylece, baz cruflardan kurtulmu Hristiyan gerekle, X IX. yzyl bilimsel dncesinin egemen olmay dledii, gsterilebilir eksiksiz hakikat arasnda, nesnel olmak istedii bir dayanma olutu rur. yleyse, imdi Aydnlanmadan miras kalan Akl ve ncili aydn latan hakikati kendinde toplayabilir. Tereddt etmeden, uygarln mihveri zerinde ynlendirilmi bir insanln tarihini yazmak iin dayand ikili gnderme sistemi. Durmadan gelien bir gelecekle zdeletiinde tek olan uygarln, gene de ikili bir bellei var, Ari ve Sami. Renan bunu unutmaz.
65) Onu Saint-Sulpicede okuyan Renan, 1850de Kardinal yaplan Westminster bapiskoposu ve 1836da Londrada yaymlanan Twelve Lectures on the Connexion Between Science and Revealed Religion un yazar Nicholas Wisemanin (1802-1865) dncesinden etkilenmitir. Dzenli olarak Wiseman anan Renann gelitirdii baz temalar (8 cilt, s. 46, 55, 57, 96, 211, 222, 538 ve 559 gibi) Discours sur les rapports entre la science et la religion rvle (ilk Franszca basm 1837, Brksel, 1840) balkl kitabnda bulunmaktadr. Ayn ekilde, konferanslarn bal konusunda, din ve bilim arasnda yeni balamann nemi zerine, s. 19-22. Sami dillerin hareketsizlii zerine, s. 65-67. Son olarak, bilim tarafndan kabul edilebilir tek rk kavramm meydana getirenler olarak dilsel yaknlklar iin, s. 154-159. Renanla Wiseman arasnda, antropoloji kavramlarndaki benzerlikler ve ayrlklar J. Pommier tarafndan incelendi, Etudes de lditeur sur les Confrences de N. Wiseman, Cahiers renaniens, 5, 1972, s. 75-81. 66) M. Vernes, Ernest Renan, Revue internationale de lenseignement, 24, 1892, s. 403. 1880de kurulan Revue de lhistoire des religionsun ilk mdr olan M. Vemes, 1886da Ecole pratique des hautes tudesde dinsel bilimler zerine V. ksm kurulduunda Sami halklarn dinleri dersi veriyordu. 67) G. Pflug, Ernest Renan und die deutsch Philologie, M. Bollack, H. Wismann ve T. Lindken (der.), Philobgie und Hermeneutik im 19. Jahrhundert. Philologie et Hermneutique au XXe sicle, Gttingen, 1983, s. 160-161.

1 0 0 CENNETN DLLER

lmnden henz bir yl nce, 24 Ekim 1891de tamamlad Histori du peuple d Isralin (srail halknn tarihi) sonuncu blmn iki imge belirler: Bundan byle Yahudilii betimleyen kurumu bir ktk (c. 6, s. 1533) ve Hristiyanln cisimlemesi olan verimli dal. M arC'Aurle68 adl kitabndakileri izleyen eretilemeler. Orada, bir ilk Yahudi [...] dalyla (c. 5, s. 1145) ya da bir yaban fidanla (s. 1143) Hristiyan ieinin amas arasna Renann Ari daln zenle yerletirdiini grmtk. Yalnzca Ari rkn dinamik tarihi nin aklamaya izin verdii bu tanrsal deiimi mmkn klan Ari daldr. Eer Renan kendisini Hristiyanla bylesine bal hissediyor sa, bu, aka, bu dinin gelimesine ayn ekilde katkda bulunan Kelt ve Germen69 atalar ile kendisini zdeletirdii iin deil midir? Bu konuda onu, 1889 yl N oelinin arifesinde, Em est Havetnin70 cenaze treninde syledii sylevde, elikiye dmeden, dncele rini aklarken dinleyelim:
Hristiyanlkta iyi olan her eyi oraya koyduk ve ite bunun iin Hris tiyanlk bylesine gl bir biimde bizi yrekten balar, ite bunun iin onu yok etmemek gerekir. Hristiyanlk bir anlamda bizim yaptmzdr [...] Hristiyanlk, bizzat kendimizdir ve onda en ok sevdiimiz ey, biziz. Yeil ve souk pnarlarmz, mee ormanlarmz, kayalarmz orada ibirlii iindedir (c. 2 s. 1129).

R en an , H ristiyan, onun, yardm severliini, insanlara olan sevgisini belirleyen davran modellerinin ona, bencil Davuddan ya da yokedici Yeudan daha ok, belki de pagan olan atalarmzdan geldiini hemen ve srarla ekler. Renann ve pek ok adann, her biri deiik biimde olmak zere, Ari ve Sami arasnda, Hristiyan olduu kadar tanrsal da olan bir zm aradklar bir soyaac kurulur. Bylece Renan, dil ynn
68) Marc-Aurie'inde III. Cumhuriyetin din sorununun analizi iin: L. Rtat, Renan entre Rvolution et Rpublique: concidence ou malentendu?, Commentaire, 39, 1987, s. 592 vd. 69) Renan, ocukluunun Brtonlarm eski Ibranilere yaknlatrmaktan holandnda, hayli soy zincirleri ynnden benzeimler ikiye katlanr ve younlar. Ya da ayn ekilde, Bibliothque nationalein bir elyazmasmda (NAF 11.479, fol. 417-418) baz Talmud efsaneleriyle Brton folklorunu karlatrmas iin ise: R. M. Galand tarafndan anlan, UAme celtique de Renan, New Haven-Paris, 1959, s. 52-53. 70) Collge de Franceta 1854ten 1885e kadar Latince belagat reten E. Havet (18131899) Le Christianisme et ses origines, Paris, 1872-1884, 4 cilt, adl bir kitabn yazandr.

MTH LE DEHET ARASINDA 1 0 1

den A ri ataya ve bilmeden ada dnyadaki inancn ilkesini olutu ran Samiye, zamann ve meknn iyice ayrd71 bu ezeli ikizlere, karlkl olmalar zorunlu olmayan, iki stuna kolayca yerletirilebile cek bir dizi ayrt edici nitelikler atfeder. Bu nitelikler bir tablo oluturur ve orada her satrda, A ri nitelik, Sam inin onun vastasyla kendini gsterdii uygun nitelie egemen olur, onunla atr ya da onu kapsar, hatta onu tamamlar. Bu uygarlk modellerinden bir ka hatrlanr, orada dil, rk, din, ama ayn zamanda manzara da Renan iin belirleyi ci bir rol oynar. Bylece, ayn ikili ekil zerine geirilebilmesi mmkn olan pek ok uygarlk olgusu arasnda unlar da vardr: Soyut metafi zik ve ehvet iiri, bilimsel akl ve dinsel duygu, felsefe ve mzik, aile ve kabile ya da olas her trden siyasal rgtlenme ve lde gebelik. Ari-Sam i iftinin canllk katt Renann tablosunun btn, Renann insanlk tarihi72 konusundaki evrimci bakna baldr. Gene ayn ekilde Hristiyanln byl ilerleyii, doutan olan yoksullu; undaki Sami iaretlerinden kendini kurtarabilmesi iin sann dininin Arilemesini gerektirebilir. Hibir ey tarihyazmyla ilgili bu ikili eyleme branilerin tarihsiz bir aa kapatlmasndan daha ok katkda buluna mazd. Hareketsiz bir ilahiyat ana hapsetme: Orada, rol, Hristi yanln zaman iindeki ilerleyiine ve her zaman gelecekteki evrime tanklk etmekten ibaret olduu iin, braniler, zamand bir rol stlenir. Tektanrc rk (1859, s. 216) kapatt bu gerekten duraan monografide, Renan, donmu bir halkn yksn kendince yeniden oluturur. O zaman srail, yalnzca kendi dil sistemiyle kaynamakla kalmaz, ayn zamanda, onu seiliinin dnda grmek istemeyen m barek bir tarihin iaretleri iinde yer alr.

Renan dan Richard Simoria


Bir zamanlar bir byk ncil aratrmalar stad vard. Renan onu bilim binasn sarslmayan73 temeller zerinde birden bire ykselten artc bir deha olarak betimler. vgsn yapan Renan, Bossuetnin
71) Bkz. yukarda, s. 73-74. 72) Y. Conry, Le concept de dveloppement, modle du discours renanien, Etudes renaniennes, 29, 1976, s. 27-32. 73) E. Renan Kexgse biblique et l'esprit franais, Revue des Deux Mondes, 60, 6, 1865, s. 240.

1 0 2 CENNETN DLLER

ve izleyicilerinin pek ok kuaklar boyunca onu terkettikleri unutulmulua yanar. Bu adam, Richard Simon74, bir Histoire critique du Vieux Testamentdan (1678) daha fazlasn yapmtr. Yahudilerin gele neksel davranlarnn75 bir etnografyasnn baz balang bilgilerine ulamak iin oraya gitmekte tereddt etmeyen Richard Simon, ora da, kendi ada olan Yahudi topluluklarnn dinsel duygularn, adet lerin yresel deiimlerini, talyada, Almanyada, spanyada ya da Trkiyede olsun, bir topluluktan dierine son derece deien dualarn ok eitli aksanlarn, ritellerin gelip yerletii zgl biimleri gz lemler. evirdii baka kitaplar arasnda76 Haham Modenal Leonun77 (1571-1648) Bugn Yahudiler arasnda Gzlem lenen Adetler ve T ren Ierini talyancadan evirerek, Simon, Yahudi dininin belirleyici nite liklerini anlamaya alr. Bu yaptn giriinde yle yazar:
Hristiyan dini, kkenini Yahudilikten aldna gre, bu kk kitabn okunmasnn Yeni A hitin anlalmasna hizmet edeceinden hi kuku duymuyorum. Bu, Eski Ahitle ilgisi ve uygunluu bakmndan byledir. Yeni Ahiti meydana getirenler Yahudi olsalar bile, onu yalnzca Yahudilikle ilgisiyle aklamak mmkn deildir. Ama trenlerimizin bir ksm Yahudilerden gelmektedir. reti hemen hemen ayndr. Adetlerden ileri gelen ey iin on emir bizimle onlar arasnda ortaktr. Hatta Araf da [_] 78.

Hristiyanlnn amalarn yadsmadan, bu O ratoirel, gene de Eski A hitteki brani dinini aydnlatan yaz ve davranlarn dkm n yapmay dener. Ayn zamanda Yahudi adetlerini, ona uyum sala yanlara zg din kategorileri yardmyla anlamaya alr. Eski Ahit zerine olan eletirel dncelerinden, haham ayinleri lkesindeki
74) Bkz., daha yukarda, s. 38 vd. ve kaynaka bilgileri iin notlar. 75) A. Van Gennep, Nouvelles recherches sur lhistoire en France de la mthode etnographique. Claude Guichard, Richard Simon, Claude Fleury, Revue de lhistoire des religions, 82, 2, 1920, s. 150-158. 76) M. Yardeni, La vision des Juifs et du judaisme dans loeuvre de Richard Simon, Revue des tudes juives, 129, 2-3-4, 1970, s. 180-187. 77) 1637de Pariste ve 1638de Venedikte yaymland. R. Simonun evirisi, (Crmonies et Coustumes qui sobservent aujourdhuy parmi les Juifs) 1674te Pariste, Louis Billaine tarafndan yaymland. Modenal Leonla ilgili olarak, 1617 ve 1648 arasnda yazlm otobiyografisi Hayyei Yehudahm ilk kez tam bir ngilizce evirisini neren bir kitap ksa bir sre nce yaymland: The Autobiography o f a Seventeenth-Century Venetian Rabbi, Leon Modena's Life o f Judah, M. R. Cohen (haz.), T.K. Rabb, H.E. Adelman ve N. Zemon Davisin denemeleriyle, Princeton (New Jersey), 1988. 78) nsz, V, Crmonies..., Paris, 1674-

MTH LE DEHET ARASINDA 1 0 3

etnografik soruturmalarndan Simon, artk ne dinsel tanklk rolyle snrl kalan, ne de yalnzca gemi deerlerin korunmasyla grevli olan bir Yahudi halknn grn dile getirir. Talam bir dinden, ite canl bir halk ortaya kar. Simonun dikkatli baknn altnda, Yahudi topluluklar canlanrlar, zamanlara ve deiik yerlerde yerlemi olmalarna gre deiiklie urarlar. Ar tk, mthi z, geen zamandan kurtulan bir tann ilevleriyle snrl olmayan Yahudi halknda, Simon, bylece, hareketlilii iinde anla may denedii bir halkn bir baka boyutunu sezebilir. Zira, eer sann geliinden nce Yahudilerin bir tarihleri varsa, bu tarih, Miladn ba langcndan sonra hareketsiz kalmaz. Bylece zamann dzeni, Yahu dilerin de bakalar gibi boyun edikleri ortak bir kural olur79. Jacques Le Brun, Sim onun yaptnn bu ynn iyi ortaya koyar: Bu yaptn betimleme abas, Yahudileri, tanrsal cezalandrmann ebedi iaretleri, ilahiyata ilikin tanklar olarak grmez, tersine tarih boyunca canl kalm, topluluk olarak rgtlenmi, bir uygarla sahip bir halk olarak, yeni bir Yahudi anlayna doru gtrr; ve onlarn trenlerini Hristiyanlarnkilerle80 karlatrabilir. ann yasaklad Simonun programnn icras, tarihsel ve etnografik bir karlatrmacln, ncilin vahyinin ve tektanrclnn B atda alabildii eitli biimlere uygulanmasn ngrr. Simon, beklenmeyen eylerin incelenmesinden doan bu yeni so rulara eletirel yantlar nerdi. Kilise tarafndan buyurulan Kutsal Kitaplardaki anlam terketmeden, inan ve limlik81, din ve dnemi nin bilimi, vahyedilen hakikat ve dinsel topluluklarn tarihsel gzlemi arasndaki yeni balarn bulunuuna katkda bulundu. ki yzyl sonra, temel olarak ilan ettii Richard Simonun yaptnn gerekliliine duyarl olan Renan, Hint-Avrupann yeni bilimlerinin altnda, srail halknn koyu Hristiyan tarihini yazar.

79) M. Yardeni, a.g.y., s. 192 vd. 80) J. Le Brun, Entre la Perptuit et la Demonstratio Evangelica, Leibniz Paris (16721676), Wiesbaden, 1978, 2 cilt, s. 8-9. 81) Bu konuda, J. Le Brunun Lige Universitesinde verdii yeni bir konferans: Critique biblique et esprit moderne la fin du XVIIe sicle, LHistoire aujourdhui. Nouveaux objets, nouvelles mthodes, Facult de philosophie et lettres de luniversit de Lige, 1989, s. 11 vd.

ki Anlaml Szcklerin Tehlikesinde

Dessauda, Renanla ayn ylda doan Friedrich Max Mller (18231900) yirmi alt yanda O xforda yerleir. Orada ldnde Kralie Victoria nl bilginin eine bir basal mesaj gnderir. Sanskriteyle ilgili her eyden bylenen M ax Mller, Parise Eugne Burnoufun1 yanna gitmeden nceki yl, 1844de Berlinde Franz Boppu dinler. Hint-Avrupa dillerini, uygarln kkenleriyle2 ilikileri ierisinde inceleyen karlatrmal bir filoloji almas iin
1) Bkz. yukarda, s. 73, n. 8. F. M. Mller iin baz aratrmalar H. J. Klimkeitm yeni tantma yazs ile verilen kaynaka bilgilerini yararl bir biimde tamamlamaktadr, Mller, F. Max, M Eliade (der.), The Encyclopaedia o f Religion, New York-Londra, 1887, 10. cilt, s. 153154; R. M. Dorson, The Edipse of Solar Mythology, T. A. Sebeok (det), Myth. A Symposium (1955), Londra-Bloomington (Indiana), 1965, s. 25-63; M. Detienne, Mito e linguaggio. Da Max Mller a Claude Lvi-Strauss, M. Detienne (der.), llmito. Guida storica e critica, RomaBari, 1975, s. 1-21; F. M. Turner, The Greek Heritage in Victorian Britain, New Haven-Londra, 1981, s. 104-115; J. Leopold, Friedrich Max Mller and the Question of the Early IndoEuropeans (1847-1851), Etudes inter-ethniques, 7, 1984, s. 21-32, 2) Bu aratrmann bal: Comparative Philology o f the Indo-European Languages, in its Bearing on the Early Civilisation o f Mankind (1849,153 sayfa). Baslmam olan bu metin, Institut de France arivlerinde grlebilir (bkz. aada, s. 121, n. 14).

K ANLAMLI SZCKLERN TEHLKESNDE

10 5

1849da Volney dln alan Mller, Renan gibi, pek ok kimsenin3 vgsn kazanan kitaplarn yazar oldu. Bir eyrek yzyldan daha fazla sre boyunca bu iki bilgin, okuyucularn bir tr ihtiyata arma dan nce, Ari rk ve Sami rk kavramlarn ilediler. 1870 olaylarndan sonradr ki, her ikisi de birden bire gelimesine o kadar katkda bulun duklar moda olan bir bilimin, karlatrmal filolojinin4, rkbilimsel kullanmlarnn neden olabilecei ngrlemeyen sonularn lerler. Onlarda ortak olan nitelikler, gene de bu iki insan arasndaki ayr lklar maskelememelidir. Bylece, Max Mller Samilere zg dinsel bir igdye inanan Renann grn paylamaz. Bu nedenle o, nce Fransz meslektann grn hatrlatarak Sami tektanrcl5 konusunda bir polemie giriir. Renann, branileri, zamann ve meknn dnda, dilleriyle gele ceksiz bir kadere balanm olarak grdn hatrlyoruz. O na gre, felsefe Yunanllar tarafndan tasarland denir ya, onlar o anlamda tektanrcl kefedenler deildiler. Samilerin yetenek ve zekda b tn teki halklardan daha ileri olduklar dncesini peinen redde den Renan, tektanrclm icadnn branilerin hesabna yazlmasn kabul edemezdi. Tektanrclk kavram ne bir abann, ne de dinsel bir dncenin sonucu olabilecei iin, Renan onu, dilin oluumuna egemen olan igdnn benzeri bir dinsel igdye balar6.
3) Renan, Max Mller'in yazlarn karsna evirttirerek, bu yaygnlamaya katkda bulundu (bkz. Renan, Correspondance, 10. cilt, s. 214 ve 255), 1859da Durand yaynevinde basld, ve G. Perrot tarafndan, Essai sur la mythologie compare, Paris, 1872de tekrar yaymland. Max Mllerin yaptnn edebiyat dnyasmda kabul iin ve zellikle takipilerinden biri olan saygde er peder G. W. Cox (1827-1902) ve Mallarmnin (1842-1898) eviriden ok uyarlamalanyla ilgili olarak, bkz. B. Marchaln son yapt, La Religion de Mallarm. Pome, mythologie et religion, Paris, 1988, s. 144-146, 344-346, 359-360, 404-405, 451-453, 462-463, 471 ve 552. 4) E. Renan, Des services rendus aux sciences historiques par la philologie (1878), 8. cilt, s. 1230-1231; F. M. Mller, Inaugural Lecture. On the Results of the Science of Language. Delivered Before the Imperial University of Strassburg, the 23rd of May, 1872, Chips From a German Workshop, 3. cilt, Essays on Language and Literature, Londra-Bombay, 1898, s. 187. Bununla birlikte, bu iki yazar, bir gn, bilimin, rk dncesinin daha iyi kurulmasna elverili olacak biimde ilerlemeler kaydedeceini mit ediyorlard: E, Renan, 3. cilt, s. 722-723 (yukarda, s. 82-83de anlan); F. M. Mller, On the Classification of Mankind by Language or by Blood (1891), a.g.y., 1. cilt, s. 232-233 ve 241 ve daha nce anlan Strasbourg konferansnda, s. 187. 5) Le monothisme smitique (1860), F. M. Mllerin, Renanm incelemesini (Journal asiatique, 1859) eletiren blmnn bal budur, G. Harris tarafndan ngilizceden evrilmi ve Essais sur lhistoire des religions, Paris, 1872, s. 464-514de yaymlanmtr. 6) A.g.y., s. 474-475. Dier blmlerde olduu gibi, gndermesiz bir alnt, nceki alntlarla ayn sayfalara gnderme yapar.

1 0 6 CENNETN DLLER

Max Mller, bu fikri rtrken gerek igdlerin deimez oldu una dikkat eker: Balklar asla umaz; kediler hibir zaman kurbaa yakalamaz7. Eer orada i gd vardysa, bunun sarslmaz olmas gerekirdi. Oysa durum byle olmad. Yahudi tektanrcl, braniler yabanc tanrlara sunaklar diktiklerinde karanlk anlar yaad. Daha da tesi, eer tektanrclk Samilere zg bir yetenek idiyse, nasl olurdu da gerek Ariler, Yunanllar, Romallar din deitirirlerdi ve tektanrc bir sann izleyicileri olabilirlerdi? Renanc gre kar, Max Mller ken di tannsallk kkeni varsaymn ileri srer. ok eletirilmesine8 karn, M ax Mllerin karlatrmal mitoloji ekolnn kavramlarnn, baz deiikliklerle, XX . yzyln ortalarna dek pek ok taraftar olmutur.

Tanrsal Adlandrmalar
Tann dncesinin tarihini anlatan Max Mller, bu kavramn en eski zamanlardan beri insan yreinde nasl yol aldn anlatr. Her ey Tanr dnyay yarattnda ilkel bir vahiyle9 balad. O na yaam fleyerek, insana tanrsalln sezgisini yerletirdi. Tek bir Yaratl olgusundan doan bu ilkel sezgi, insan dillerinde onu belirleyecek olan ifadeyi izleyerek, bizzat kendisinde ne tektanncyd ne de oktanncyd. Tek yaratc Tanr tarafndan ortaya konan bu ilk kvlcm saysz adlandrmalar ald. Bu, tanrsal sezginin ilk zamanlarn insanna yerleti i anda, dillerin ayn olduunu kabul etmemizi salar. Tannsallk ve dil arasndaki bu ba, Max Mllerin ustas olma tasarsn yapt, dil yetisi ne ilikin yeni bir bilimin soruturmalarna geni bir alan aar. O zaman unu kesinlikle syler: Dinin tarihi, bir anlamda, bir dil yetisi tarihidir10. Eer Tanry adlandrmak iin bir leheler eitlilii varsa, her yerin kendi iinde kullanlan szc kullanmak gerekir. Asl olan

7) A.g.y., s. 477. 8) M. Mauss (1873-1950), 1899da, Antropoloji okulunun hcumlar zerine bir yaz yaymlat; La mythologie compare selon Max Muller, Oeuvres, V Karady (haz.) Paris, 1969, 2. cilt, s. 273-275. 9) Essais sur lhistoire des religions, a.g.y., s. 478-479. 10) Nouvelles Leons sur la science du langage (1863), G. Harris ve G. Perrot, tarafndan ngilizceden Paris, 1868, cilt 2, s. 161.

K ANLAMLI SZCKLERN TEHLKESNDE

10 7

Incilin hakikatine zarar vermemektir: Balangta Tanr insan rknn btn atalarna1 1 ayn tarzda grnd. M ax Mller okuyucularndan bu ilkeyi kabul etmesini ister: Bylece, ardndan gelen her ey anla lr olur. Dilin szcklerini analiz eden Mller, bylece zmden zme gidecektir. Onu birdenbire arpan ey, Sam i diller, Ari ailesinin dille rinden daha yoksul olsalar da, bu yoksulluun bir avantaj olabilmesi dir. Gerekten, Sami szck, zdeletirmeye elverili olan kk saye sinde hem saydam, hem grnr olabilen bedeninden yararlanr. Bu rada her terim, anlam deerinin tamamn korur, bu da karkla engel olur. Bir Sami azda gksel adr ya da afa1 2 belirten szckler ylesine ak seik, nesnel bir anlam ierirler ki, tanrsal bir ad olarak hibir zaman kullanan yanl yola gtremezler. Orada parlak gkyz tanr yerine konmaz ve afak bir tanrayla karm halde bulunmaz. Sami szck daarc yalnzca grlebilen, maddi gereklere uygulanr. Ari terimlerde her ey farkldr. Temel ge, orada, ortaya karlma ya izin vermez, nk szcn kk bir yn treme, n tak, ya da son tak ierisinde boulmu olarak bulunur, yle ki, szcn bedeni belirsizleir, herhangi bir eyi belirleyen bir adlandrma olmay brakr. Kukusuz, A ri szckler daha byk bir zgrlkten yararlanr. Gene kukusuz, onlarn daha ok bys vardr. Ve zenginlikleri yaratc imgelemi kolaylatran bir ekicilie sahiptir. Sami, ne szcklerin bu ekiciliine, ne de onun sonucu olan mitolojiye kar koyabilmitir. Gerekten, Tanry yardma ard szckler iki anlaml nitelikle riyle onu yanlgya dremezlerdi13. Bununla birlikte, bir niteleme, ada dntnde ve bunun sonu cu olarak Samiler, esiz bir tanrsal nitelii, onu uygulayan zneyle kartrdklarnda zaman zaman putperestlie debilmilerdir. Byle ce tek bir varln eitli adlar, adlandrmalarda pek ok varla dn ebilmekteydi. Bununla birlikte putperestlie dtklerinde Tanr d ncesini karlksz muhafaza etmi olan Yahudiler, sadakatsizlik yznden kendilerini sulu hissediyorlard.

11) Essais sur lhistoire des religions, a.g.y., s. 495. 12) A.g.y., s. 488. 13) A.g.y., s. 498.

1 0 8 CENNETN DLLER

A ri tarafnda dil yetisi gnlk bir tehlike, her zaman kurulu bir tuzaktr. Gnei ele aln14. Grkemli parlday hem canlandrc, hem rktcdr. Arice adlandrmas Sami bir terimin saydamlna sahip olm adndan ve bu gnein zel grnlerini belirten eitli adlandrmalar olabileceinden, adlar salam birer tuzak olmakta ve nom ina ise numina olmaktadr. Bylece, basit bir yldz, dnyann adaleti koruyan gz ve evrensel yaratc g olan yce Varl cisimletirebilmitir. Kiisel yeti gelitike, gne saaltabilecek ve yalnz kendisinin grdn unutarak, balayabilecektir. Bir szck ierisinde artk kk ayrdedilemedii iin, ite, balangtaki bir sezginin, nasl bir gne tanr haline gelebildii! Sanskriti Max Mller, Veda ilahilerinde, doal bir olaydan mitik bir tanr figrne doru olan bu alg kaymasn yakalar. Dilin her szc, bylece, olas mitik bir sapmay kendinde tar. Bir ad, hatta bir yklem bile, bir tanrya bir biim sunabilir. Eos doan gnn tanras olmadan nce afan adyd. Tanrlarn efendisini belirten Zeus, Iupiter ya da Sanskrite Dyaus eskiden parlak gkyz n iaret eden cins isimlerdiler. Ari diller, zellikle eretileme ynn den ok zengin olan Sanskrite, bu nedenle saysz mit reten blgesel diller haline geldi. Gerekten, bir szck eretilemeye yer verdikten ve bu da kavranlamaz olduktan sonra insan, mitoloji tehlikesi iinde dir. Eretilemeye ayrlan sekizinci dersinde M ax Mller yle yazar:
Herhangi bir szck, nce eretilemeli olarak kullanldktan sonra, kkensel anlamndan eretilemeli anlamna geiini salayan derecelerin, ak bir anlamn dnda kullanld her defasnda, mitoloji tehlikesi var dr: Bu dereceler unutulduunda ve yerine yapay dereceler konduunda bir mitolojiye sahip oluruz, ya da yle ifade edebilirsem, bir dil yetisi hastalna sahip oluruz [ ...] .1 5

Eretilemenin ileyiinin unutulmas ve doal bir olgunun bir anda kiiletirilmesi, Ari szcklerin saydamszlndan, bilmece haline ge len kklerinin dgcn tahrik etmesinden ileri gelir. Byle bir hasta

14) F. M. Mller, Origine et Dveloppement de la religion tudis la lumire des religions de lInde (1878), J. Darmesteter tarafndan ngilizceden eviri, Paris, 1879, s. 241 vd. 15) F. M. Mller, Nouvelles L eon ..., 2. cilt, s. 79.

K ANMWLI SZCKLERN TEHLKESNDE

109

la yakalanm olan dil yetisi, mitolojinin kayna olur16. Fakat Max Mller, dinin ve m itolojinin, salkl beden ile hasta bedenin kartrlmamasn ister. Gerekten, eskilerde bile bylesine var olan m itoloji, salkl bir d ini ngrr. Tanrsallk sezgisine sahip olmadan, Yunanllar tanrlarn okluunu nasl hayl edebilirdi? P u tp erestlik h i h ak k olm ayan eye tanrsal bir yklem in uygulanmasn gerektirir. Bylece gne, tanrdr dorulamas, zorunlu o la ra k bu form l n n cesin d e var olan ta n rs a llk dncesinden tasarrufta bulunamaz. Eer mitoloji Eskilerin dinini igal ettiyse, hatta neredeyse onu boduysa, bununla birlikte mite ait cmle kuruluunun bol ve zehirli bitkileri arasnda, bu ilk bitki sapn her zaman grebiliriz. Mitoloji ona sarlr ve trmanr, hatta o olmadan, ok yanl olarak bamsz bir hayat olarak kabul edilen bu asalak varolutan yararlanamayacaktr bile17. Bu ilk bitki sapn, hibir mitoloji kknden skemedi. Bu, dn diye adlandrdmz eydir ve M ax Mller bilir ki o, ne denli yaban olursa olsun insanolunun yreine yazldr. ten inancna gre, her trl bilgelikle ve her trl kudretle donanm, ebedi, dnyann yneticisi bir Varlk tarafndan yazdrlm olan ve balangtan gelen ve bitmez tkenmez bu sezgiyi daha iyi gn na karmak iin, M ax Mller, insanln dinsel manzaralarn gzler nne serer. Kendi dil yetisi bilimini din bilimiyle18 birletirerek, aratrmacn srdrr. Dinin kkenine19 tutkulu bir ilgi duyan Max Mller, tek ve oktanrcln arasna, kendisi iin ilk kkene ilikin bir nc kategoriyi yerletirmeyi nerir: Enoteizm. Topluluk halinde, stn bir tanrnn20 bakanlnda toplanm pek ok tanrya hayran olan oktanrc ile

16) A.g.y., s. 147-148. Francis Galtonun (1822-1911) Mllerin, mitolojik dnce kuramlarna tepkisinden hareketle, J. Schlanger, Dire et connatre balkl makalesinde, M. Meyer (der.), De la mtaphysique la rhtorique, Brksel, 1986, s. 95-101de, sylenmi ya da sessiz, szl dncenin sorunlar zerine bir dikkat ve younlama nerir. 17) Nouvelles Leons..., 2. cilt, s. 149. 18) ngilizceden H. Dietz tarafndan evrilen, La Science de la religion, Paris, 1873 balkl kitab iin, bkz. daha ileride s. 114- Mllern science of religionu hakknda, K. R. Jankowsky, F. Max Mller and the Development of Linguisic Science, Historiographia lingistica, 6, 3, 1979, s. 346-347. 19) Bkz., ld yla ait, Oxforddan Profesr Max Mller tarafndan, Pariste 3 Eyll 1900'da toplanan uluslararas dinler tarihi kongresinin bakanna gnderilen mektup" Actes du Premier Congrs international d histoire des religions, Paris, 1901, s. 33-35. 20) F. M. Mller, Origine et Dveloppement de la religion..., s. 261.

1 1 O CENNETN DLLER

btn tekileri inkr ederek yalnzca tek bir Tanrya sayg gsteren tektanrc arasnda yeralan enoteizm, dinin bu ilk halinden ibarettir ki, orada her tanr kendisine bavurulduu anda en stn varln2 1 btn niteliklerinden pay alr. u halde o, bir sonraki anda, bir baka seilmi tanrnn onun yerine geebilecei tek seilmitir. Teki tanrsal sezgi, ki Max Mller onu vahye balar, bu dalgalanan sistemin temelindedir. O halde bu, her sefer bir baka halkn aynasna, esiz bir dilin szcklerine yansyan balangtaki ayn sezgidir, bu da, Tanrya, kendisini deitirerek birbi rini izleyen biimler almasn salar. Renan, Hristiyanl Ariletirerek oktanrc yapar, Pictet, ilerde greceiz, onlardan daha iyi Hristiyanlar yapmak iin Arileri tektanrc yapar ve Max Mller, Samilerin tektanrc igdsne kar karak, Incildeki Yaratl esnasnda Tanr insanlara grndnde, evrensel bir tektanncln ortaya ktm ne srer. Enoteizm diye adlandrd balangtaki sezgi, karlkl adlandrma tiplerine gre tek ya da oktanrc dindarlk biimlerini almak iin szcklerin yolunu izler. Bu ekilde dir ki, branilerin szck daarcnn duru fakirlii, bu halk, tanrsal adlann okluunun tehlikelerinden ve ekiciliinden kurtanr. Mit, varl n iki anlaml bir szck topluluundan, imgeleri oluturmakta olan bir dil yetisinden aldna gre, Ariler, uzun sre mitolojiye, gerekte bir dil yetisi hastal olan, Antikan bu felaketine22 boyun ediler.

Stratejik Bir Bilim


Max Mllerin kitabn okuyan, kendisini onun dnsel seimleri nin karsnda bulur. Dil yetisi bilimi ve kkenlerin dini arasnda ilahiyat ngrleri, giriimini belirler23. Charles Darwinle24 (18091882) tarttnda, ya da saysz okuyucusuna yeni filolojiyi doa
21) A .g.y., s. 255. Gene bkz.,F. M. Mller, Three Lectures on the Vednta Philosophy, delivered at the Royal Institution in 1894, Londra-New York, 1894, s. 27-29. 22) F. M. Mller, La Science du langage (1861), G. Harris ve G. Perrot tarafndan ngilizceden eviri, Paris, 1876, s. 12. 23) K. R. Jankowsky, a.g.y., s. 346-347. 24) Y. Conry, l Introduction du darwinisme en France au XIXe sicle, Paris, 1974. 1972de Sorbonneda savunmas yaplan bu doktora tezinin III. blm, dillere ve dil yetisine ayrlmtr (s. 91-107). F. M. MUeriin, s. 101-106.

K ANLAMLI SZCKLERN TEHLKESNDE

111

bilimleri arasnda snflandrmaya kendisini iten nedenleri akladn da, hatta karlatrmacln kaynaklarn ve Hristiyan nedenlerini hatrladnda da bu byledir. Max Mller bu yntemi, frsat dt nde sava bir tutum alabilen ok gen dinler bilimi iinde yksek bir mevkiye karmay diler. Aratrmasn yapmak iin Max Mllerin szckler yolunu izledi ini grdk. nsan dil yetisinin kkenlerine25 erime arzusu onun iin ylesine nemlidir ki, btn dinlerin temel elerinin bulundu u yer gene orasdr. Gerekten, onun iin dil yetisinin gelimesi sezgi sel tanr dncesinin grnmlerine sk skya balanmtr. Bir kimsenin kendine zg dini ile ana dili26 arasnda benzer bir ilgi kabul ettiinde, M ax Mller, dil yetisi ve dinsel inan arasndaki bu ayrcalkl ba da ayn ekilde dorulayabildiini zanneder. Onun dil yetisi bilimi anlay, temel dnemin27 nemi zerinde srarla durduunda, insanlarda ve hayvanlarda ortak olan dil yetisine dair ilk bilgileri olduunu varsayan Darwinle28 olan tartmasnda da gzlenir. O zaman, en eski akll yaratklar oluumuzun belirtkele ri, dil yetisinin kkleri ortaya kar. Bu tem el adan beri almaz bir engel, insanlar kesinlikle hayvanlardan ayrr. Zira, diye yazar, bu dnem sresindedir ki, dil yetisinin dibinde gerek sesil hcreler, ok basit ve ok insancl olan ve kabaca kkler diye adlandrlan baz eler grlr. Bylece dil yetisinin kkenine dair29 eski soru yerine, burada yeni bir soru, kklerin kkeni30 sorusu konur.

25) E M. Mller, Essais sur lhistoire des religions, a.g.y., s. V-VII. 26) A.g.y., s. XXXIII-XXXIV. 27) A.g.y s. 347. 28) E M. Mller, La philosophie du langage daprs Darwin, La Revue politique et littraire, 2. dizi, 5. cilt (koleksiyonun 12. cildi), 1873, temmuz-aralk, s. 244-253, 291-295, 340-347, 442-448 ve 483-490da, be blm olarak yaymlanmtr. 29) 1865de kurulan Paris Dilbilim Kurumunun ynetmelii, 8 Mart 1866 tarihli bir bakanlk karanyla, kabul edilir. Bu ynetmeliin 2. maddesine gre: Kurum, gerek dilin kkeni, gerekse evrensel bir dilin yaratlyla ilgili hibir teblii kabul etmez, Bulletin de la Socit de linguistique de Paris, I, 1871, s. III. Bu Kurumla ilgili olarak, J. Vendryes, Premire Socit linguistique. La Socit de linguistique de Paris, Orhis, 4 ,1 ,1 9 5 5 , s. 7-21. imdi bkz., S. Auroux, La Premire Socit de linguistique -Paris 1837?, Historiographia linguistica, 10, 3, 1983, s. 241-265. 30) A.g.y., s. 443de, gene Mllerin belirttii: Bugn kklerin saysnn snrsz olduunu, her dilde balca kklerin saysnn bin civannda olduunu biliyoruz. A. Schleicherde (18211868) ve F. M. Mllerde kk kavramnn kullanmlar iin bkz. C. Porset, Lide de la racine, Revue des sciences humaines, Lille III (J.-Cl. Chevalier ve A. Nicolas ynetiminde Mythe de l'origine des languesa ayrlm bir cilt), s. 185-204.

1 1 2 CENNETN DLLER

Max Mller, kesin biri olarak, insanda dilsiz bir hayvann torunla rn"31 grmek isteyen Darwinci kuramlarn dilbilimsel uygulamasna kar kar. Hibir ey, bir kuun tnn, bir hayvann viyaklamas nn gnn birinde telaffuz edilen bir dile dneceini dorulamaya izin vermez. Bir kuun l, papaan gibi insan sesini taklit edebilse bile, M ax Mllerin dil yetisinden anladna denk dmez. Hayvan ve insan arasnda, dil kklerinin su yzne kmas, atlaksz bir hudutu, hibir eyin asla dolduramayaca bir uurumu32 gsterir. Bu andan itibaren, M ax Mllerin, nazik grevi insan egemenliini btn tekilerden ayrmak olan, kendi dil yetisi bilimi iin zaman nn bilgileri arasnda stratejik bir konum istedii anlalr. Bu, onun iin, karlatrmal filoloji ad altnda daha iyi tannan bu bilimin ynteminin, botaniin, jeolojinin ya da anatominin byk baarlarla uyguladklar yntemle ayn olmas gerektiini hatrlatma frsatdr. Bu disiplinlerde snflandrma ve karlatrma saysz ilerlemeyi mm kn klarak, kantlarn daha nce sergilemilerdir. Eskilerin madde nin dnyasnda yalnzca gzbaclk ve atom oyunu grdkleri yerde, doa bilimlerince ortaya karlm yasalar, rgtlenme ilkelerinin bulunmasn salamtr. Bylece, artk bitkilerin sonsuz eitliliin de, ya da doarn bambaka bir dzeninde bulduumuz ayn dzenin ve ayn tasarnn hayvanlar dzeninde de olduuna [ ...] , son tek hcrelilerden evrenin kral insana kadar, grlmez basamaklaryla ykselen bir merdiven olduuna, her eyin tek bir yaratc dnceyi yansttna ve sonsuz bilge33 bir Tanrnn eseri olduuna inanlr. Devrim halindeki bilimleri rnek alan M ax Mller, botaniin, jeolojinin, anatominin ve pek ok doa incelemelerinin yannda, yeni kesinlikleri olan bir disiplini, karlatrmal filolojiyi bulamamaktan doan aknln syler. Zamanndaki bilimlerin tablosundaki bu boluu bir yanlla balayarak, karkl aadaki ksa hatrlat mayla abucak datmak ister. Hatrlamak gerekir, insan bilgileri inceledikleri konulara gre iki snfa ayrlrlar:
31) A.g.y., s. 489. Devam iin, s. 341 ve 343. 32) F. M. Mller, La Science du Langage (1861), a.g.y., s. 16 vd. Mller, Herderin dilin kkeni zerine olan kuramlarnn ok saydaki miraslarndan biridir: E. Sapir, Herders Ursprungder Sprache" (1905), Historiographia lingistica, 11, 3, 1984, s. 387-388. 33) A.g.y., s. 19.

K ANLAMLI SZCKLERN TEHLKESNDE

1 13

Doa bilimleri ve tarihsel bilimler, birinciler Tanrnn yaptlarn, kinciler ise insann yaptlarn inceler34.

Eer dil yetisi incelemesine bir doa bilimi stats tanmyorsa, bu, basite, insann bu karlatrmal filoloji adnn kendisini yanl yola srklemesine izin vermesinden dolaydr. Bu, filolojiyi szc n allan anlam ierisinde hatrlatmaktadr. Klasik ya da douya ait dilleri ve edebiyatlar incelediinde, bu yal filoloji, kukusuz tarih sel bilimlerin bir paras olur. A ncak M ax Mller iin dert baka yerdedir. Dil yetisini, dilleri deil, dil yetisini bilimin konusu olarak ele almak gerekir. Bunu, dncenin ilenii ile dil yetisinin bulunuu arasndaki balar ortaya karmak onun kkenini, doasn ve yasa larn tanmak iin yapmaldr. Doa bilimlerinin yeni yntemleriyle insanlk tarihine sunulan hizmetler, M ax Mlleri kararl bir iyimser yapar. Oxfordlu stadla birok anlamazl olan Renan da bu mutluluu paylar. Ekim 1863te yaymlanan Marcellin Berthelotya ak mektubunda filoloji ve kar latrmal mitoloji yoluyla elde edilen yeni baarlar ver:
zellikle bizim rkmzla ilgili olarak, Kuhnun, Max Mllerin, Pictetnin, Brealin titiz aratrmalar sayesinde, dalmalarndan nceki ilkel Arileri, Afrikann ve Orta Asyann bugnk baz toplumsal durumlarn eskiye nazaran ok daha aydnlk grdmz kesindir35.

Hepsi, karlatrmal yntemlerinin etkinliinin, insanln kken lerine olmasa da, en azndan en eski yazl belgelerin ortaya kard dnemlerden ok daha nceki dnemlere erimeyi saladna emin dirler. Bu konuda Renan, Berthelotya, bu bilimlerinn srasnn ne olmas gerektiinin belirlenmesini tem enni eder:

34) A.g.y., s. 23 vd. Dilbilimin eanlamls olan karlatrmal filoloji hakknda ve o zaman gelitii biimiyle, bu tartma ile ilgili sorunlarn tm iin, bkz. L. Adam, Les classifications de la linguistique, Revue de linguistique et de philologie compare, 14, 1881, zellikle, Dilbilim bir doa bilimi mi, ya da bir tarih bilimi midir? balkl ikinci blm, s. 373-395. 1870 yllarnda, dilbilimin Fransada ne durumda olduu konusu iin, bkz. G. Bergounioux La science du langage en France de 1870 1885: du march civil au march tatique, Langue franaise, 63,1984, J.-C. Chevalier ve E Encrev (der.), Vfers une histoire sociale de la linguistique balkl cilt, s. 7-40. 35) Les sciences de la nature et les sciences historiques. Lettre M. Marcellin Berthelot (1863), 1. cilt, s. 635. Gene bkz., 8. cilt, s. 587-588.

1 14

CENNETN DLLER

Filoloji ve karlatrmal mitoloji bizi, bylece, tarihsel metinlerin tesine ve hemen hemen insan bilincinin kkenlerine gtrrler. Bilimlerin kro nolojik sras iinde, bu iki inceleme dal, tarih ve jeoloji arasnda bir yer alr36.

Kkenlere doru bu kou ierisinde M ax Mller, ilk dersinde ara trmasnn anlamn aka belirtir:
[...] kiinin genele, olaylarn yasalara bal olduu bir yeni bilgi alanna giriyoruz: Btn doaya yaylm olan dnce, dzen ve tasary kefedi yoruz ve tanrsal ruhun yansmasyla aydnlanm maddenin karanlk kao sunu gryoruz37.

Her eyde tanrsal olan ortaya koymaya ynelik ilahiyat abayla bilimsel bir program arasndaki bu uyumu, M ax Mller, ayn ekilde, yeni filoloji aratrmalarnda uygulamay dnr. Snflandrmal ve karlatrmal yntemlerin yardmyla, bu disiplin, btn teki doa bilimleri gibi, belli olaylarn karmakark edilmi okluuna egemen olan mukadder birlii akla kavuturmay denemek zorunda kala caktr. Karlatrmal filoloji ve mitoloji, zamanlarn kkeninden beri doada yazl olan bu mukadder dzeni, dinlerin ve mitolojilerin anla m ierisinde kefetmeye katkda bulunmak zorundadr. Bunlarn ieri sinde Hristiyanlk, benzeri olmayan bir yer igal eder. M ax M llerin yntemine egemen olan ilahiyat eilimler onun karlatrmaclnn, tarihin zamannn yerine gemeye -y a da duru ma gre, onu yok etm eye- alan bir makina gibi ileyebildiini ak lamaktadr38. unu gstermek arzusundadr: Btn dinlerde, insanl n saysz dillerinde ifadesini bulan, ayn tanrsal gerektir, ayn vahiy dir. M ax Mller bir ama tadn saklamaz. Yaptnn Hristiyan boyutu, misyonerlere tler verdiinde sava bir biim alr. Zaman zaman M llere azap veren paganlara hitap ettiklerinde, yazlarnn kibarl bir yana brakt olur.
36) A.g.y., 1. cilt, s. 636. 37) F. M. Mller, La Science du Language, a.g.y., s. 17. 38) Bundan baka, Max Mller, karlatrmacln kynan karlatrmal ilahiyatn eski bir uygulamasndan aldn gzlemler. Hristiyanlk, Yahudiliin karsnda, kendi kkenlerinden beri, bir bakma, karlatrmal ilahiyata adanmtr. (La Science de la religion, a.g.y., s. 30). Gene bkz., E Borgeaud, Le problme du comparatisme en histoire des religions, Revue europenne des sciences sociales, 24, 72, 1986, s. 59-75.

K ANLAMU SZCKLERN TEHLKESNDE

1 15

Kr domu insana acnr, ona fkelenilmez [...] dinimizin tek gerek olduunu ispat etmek iin, btn teki inan biimlerinin yanllarla dokunmu olduunu savunmak kesinlikle gerekmez39.

Belki de misyonerlerin, inanlar ve kltler arasndaki ayrlklar gstermekten daha ok, bunlar arasndaki benzerlikler zerinde srar etmelerinde daha ok karlar olacaktr. Dinin yeni biliminden esin lenen bu pragmatik giriimin, baz uyum noktalarn, gerek n hl canlandrlabilecek birka kvlcmn, yeniden gerek Tanrya adanabilecek birka mihrab kefetmeye daha ok40 izin vermesi gerekir. Uygarlamamlar olarak adlandrlanlarn dinlerinin meruiye tini41 kabul ettirmek iin ok savam veren M ax Mllerin Hristiyan mant, ayn sesle, Hristiyanln btn teki dinlere42 olan snrsz stnln salamlatrmak iin, onu yetkili klar. Dini inanlarn karlatrmal incelemesinin roln belirttiinde, bu kan, biliminin nedenlerinden biri olur:
Sonunda bu inceleme Hristiyanln dnya dinleri43 arasndaki gerek yerini gsterecektir. Bizi, zamann btnl deyiminin gerek zenginlii ve derin anlamna nfuz ettirecektir. Hristiyanla doru bilinsiz yr ynde insanla yol gstermeyi hi brakmayan Tannnn elini bize gs terecektir44.

Aziz Augustinusun iyi bir rencisi olan M ax Mller, Hristiyanl n aka, Eskiler tarafndan daha nceden bilinen ve insan trnn
39) F. M. Mller, Essais sur lhistoire des religions, a.g.y., s. 80. 40) A.g.y., s. XXIV Mller, ayn biimde, din deitirmi, szleri bu ynde olan bir Hinduyu notta anmaktadr. 41) Oxford'tan Profesr Max Mller tarafndan, Paris'te, 3 Eyll 1900da toplanan, Uluslararas dinler tarihi kongresinin bakanna gnderilen mektup, Actes du Premier Congrs international dhistoire des religions, Paris, 1901, s. 34. A. Rville, Mller tarafndan, bu yasal yer" iin hak iddia edilmesinin, Hristiyan niversite mensuplar evrelerinde, her zaman iyi karlanmadn hatrlatr. 42) E M. Mller, Essais sur l'histoire des religions, a.g.y., s. XXV 43) Ve 1984de, Presses universitaires de France tarafndan yaymlanan Dictionnaire des religionsda (Dinler Szl) yaynn yneticisi olan, ve Vatikan II evrensel konsilini anan, Mgr. Paul Poupardn nsznde, Hristiyan olmayan dinlerle Kilisenin (bu ayn tr) ilikileri grlp dier byk din kurucularnn karsnda Isann ayn yerinin iaret edildiini, Y. Raguinin sa ve din balkl makalesinde grrz (s. 286). Bu Dictionnairein hem savunma, hem de saldr stratejisisinin bir analizi iin, bkz. ]. Le Brun, Un Dictionnaire des religions? Revue de synthse, 115, 1984, s. 343-351. 44) F. M. Mller, Essais sur lhistoire des religions, a.g.y., s. XXI.

1 1 6 CENNETN DLLER

douundan bu yana45 asla hata yapmayan gerek din olduunu ilan eden bu babann nl cmlesini anmay sever. Uygulamalarnda olduu gibi programlarnda da, X IX . yzyln din bilimlerinden en azndan bir ksm, kutsal bilimlerdir. Her zaman yakn olan bir gemiin miraslar olarak, bu bilimler, ncildeki insan ln ilk gnlerinden itibaren, mukadder tasar tarafndan dnl mtrler. Tanrsal olann sezgisini srekli olarak dorulayan M ax Mller, insan trnn birliini, her yerde ve her zaman btn yelerde benzer bir manevi ileyiin olanakl olduunu dorular. lmllerin syledik leri arklarn titreim yapt her yerde Hristiyanln kvlcmn grmek istemiti.

45) Augustinus, Retractationum, I, 12, 3, E Knll tarafndan hazrlanan bask, VyanaLeipzig, 1902, s. 58: imdilerde Hristiyanlk denen ey insan trnn balangcndan beri vard; o denli eskiydi, ancak sa ete brndnde, hakiki dm haline geldi ve bu Hristiyanlk diye anlmaya balad." Bkz. F. M. Mlle; Essais sur lhistoire des religions, a.g.y., s. VII-VIII ve s. 80.

Aryalarn Tektannc Eilimi

1859. Darwinin evrimciliinin Trlerin Kkeninin yaymyla onay land yl, ayn zamanda basnda u balkl antsal bir Essai de palonto logie linguistiquein (Dilbilimsel Paleontoloji Denemesi) yaymlandna ta nk olur: Les Origines indo-europennes ou les Aryas primitifs (Hint-Avrupa Kkenleri ya da ilkel Aryalar). Yazan Adolphe Pictet (1799-1875) Cenevreli Calvinci byk bir ailedendir. Onun yazlan sayesinde Bopp, 1838de karlatrmal dilbilgisi1 almalanna kk Keke daimi ekler. Yaam tutkularla dolu Pictetin yapt olduka eitlidir: M atema tik, edebiyat, doa tarihi, felsefe, balistik ve Cenevre niversitesinde ksa bir sre verdii estetik dersi2. Ustadlar romantik Avrupann
1) Bopp, Pictetin I8 3 7 de yaymlanan bir aratrmasndan yararlanr (bkz. aada, n. 6). Bu konuda bkz., F. Bopp, Grammaire compare des langues indo-eumpeennes, Paris, 1866, 1. cilt, s. XLVII, M. Bral'in nsz. 2) Cenevre niversitesindeki ksa grevi iin, C. Borgeaudnun Histoire de luniversit de Genve. IlA cadm ieetlimiversitauXIXesicle, 1814-1900, Cenevre, 1934, s. 251-255 ve Ekler ksmnn 120-124 sayfalan. Cenevre niversitesinden Marco Marcacci ve Philippe Borgeaudya Pictetin biyografisi iin yararl olan referanslar bana saladktan iin teekkr ederim.

1 1 8 CENNETN DLLER

stadlardr. Pariste3, 1820 sonbaharndan balayarak, dersleri kamu retimi komisyonunca4 bir sre nce durdurulan V. Cousine (17921867) hayranlk duyar. Eklektizmin bu havarisiyle hi yaymlanmaya cak olan Revue deph ibsop h ie yi karmay dnr. Cousinin ycelttii Almanyaya hareketinden nce, Pictet, Sorbonneda E Guizotnun (1787-1874) derslerini izler, B. Constantla (1767-1830) karlar ve m uhtemelen kendisine Hindistan sevgisini alayan A. Wilhelm von Schlegel (1767-1845) ona Sanskrite retir. 1821-1822 k boyunca, Pictet, Alman air ve filozoflarn lkesine hacca gider. Bu yolculukta J. W. von G oetheyle (1749-1832), E W. J. von Schellingle (1 7 7 5 -1 8 5 4 ), F. Schleierm acherle (1768-1834) ve G. W. F. Hegelle (1770-1831) karlar. Babasna yazd bir mek tupta Hegelle babaa konumalarn anlatr ve izlemekte dnyann btn zahmetlerini5 ektii stadn derslerinin karanlk ve kark slubunu anlatr. Ertesi yl Pictet gene ger. nce Londraya sonra da Kelt papazla rnn eski diline tutulduu Edinburgha gider. Ossianm iirlerinin ger eklii zerine olan tartmalar izlerken, bir rlanda dilbilgisi kitab, Byk Britanya Kelt azlarna olan tutkusunu ateler. Bunlarn klasik dillerle ve Sanskriteyle olan akrabaln hemen anlar ve gzlemleri 1836da Enstit tarafndan dllendirilir ve ertesi yl Pariste6 yaymla nr. Ayn ekilde, bu Kelti yeteneine, Jakob Grimm (1 7 85-1863), 1885de, bozuk bir Kelt dilinde7 yazlm anlalmaz bir by kitabn zmlemek iin bavuruda bulunur.
3) Btn kaynaka bilgileri Cenevrede Bibliothque publique et universitairede (B.RU.) korunan elyazmalarndan alntland ve ksa bir sre nce, G. H. Dufourun A. Pictetye yazd mektuplar yaymlandnda onlar bolca kullanan J.-J. Langendorf tarafndan incelendi (Pictetden Dufour'a yalnzca birka mektubun muhafaza edildii tek ynl mektuplama), Aimez-moi comme je vous aime. 190 lettres de G. H. Dufour A. Pictet,].-]. Langendorf tarafndan hazrlanm ve takdim edilmi, Olivier Reverdin'in nsz (General Dufourun torununun torunu), Viyana, 1987. Bu cilt iin verilen atf (s. 13-128) ileriki sayfalarda yazannm adyla, Langendorf olarak anlmaktadr. 4) R.-E Droit, Victor Cousin, la Bhagavad Gita et lombre de Hegel, Pururtha, 11, 1988de, bir inceleme yaynlad, bu say ilinde et limaginaire e aynlmtr, C. Weinberger-Thomas (haz.), s. 175-195. 5) BPU, Ms. fr. 4222, 52, 54 (Lettres dA. Pictet sa famille), Langendorf tarafndan anlan alnt, s. 29. 6) A. Pictet, De laffinit des langues celtiques avec le sanscrit, Paris, 1837. 7) J. Grimm, ber die Marcellischen Formeln, Philologische und historische Abhandlungen der Kniglichen Akademie der Wissenschaften zu Berlin, 1855, s. 51-68, ayn yln 30 Nisannda Berlin Akademisinde verilen bir dersin metni.

ARYALARIN TEKTANRICI ELM 1 1 9

Cenevredeki yaamndan Pictet, George Sand (1804-1876), Franz Liszt (1811-1886) ve dostu kontes Marie dAgoult8 adndaki baz turistlerin eliinde gereklemi lgnca bir macerann anlatsn da brakr. Cham onixye yaplan bu geziden dnen binba Pictet baz Cenevreli niversite mensuplarnn pek honut olmadklar hayli bir yk yazar. Sonuta, topu Pictet, bilimlerde ne kavumadan nce, askerlik mesleinde yetien bu bilginlerin arasnda yer alr. Hayat boyunca, balistik konusunda hayl krklklaryla dolu byk bir tutkusu olur9. Bir P ictet usul fze (1827) yaptktan ve 1848de Essai sur les proprits et la tactique des fuses de guerrei10 (Sava fzeleri taktii ve ordann zellikleri zerine deneme) yaymladktan sonra mteri bulmak ta ok zorluk ektii horozlu bir obs yapar. Avrupa hkmetlerini dolatktan sonra - I II . Napolonun Donanm a Bakanl, 1857de Picteti hayl krklna uratmadan nce, uzun sre tereddt eder-, sonunda Avusturya, 1858de, bu akmakl fzenin srrn satn alr. Bu fze 1868e kadar arazi ve da toplarnn mermisi olarak1 1 hizmet vermitir.

Kemikler ve Szckler
Bir kkenler aryanizminin btn ozanlarnn en lirii kukusuz Pictet idi. lk Hint-Avrupallarn uygarln halka gstermek arzusu, ilk bas m 1863de Volney12 dln alan lemesinin her sayfasnda okunur. Bu ciltlerde Pictet, ne bir- fiil kalbnn, ne de bir ad ekiminde son
8) Lisztten iki kz oldu. Bunlardan Cosima, 1863te Wagnerle iliki kurdu ve 7 yl sonra onunla evlendi. 9) C. Borgeaud, Histoire de l'universit'sinde binbann kaamam {a.g.y., s. 254-255) hatrlatr. 1838de olaydan iki yl sonra, federal topu binba Adolphe Pictetin yazd Une course chamounix, Conte fantastique, Paris'te, Benjamin Dupra yaynevinde kar. Bu gndermey le ilgili biyografi ve kaynaka bilgileri iin, Langendorf s. 44-53. 10) Torinoda Antoine Pavesio yaynevinde yaymlanm. 11 ) Balistik iin otuz yldan fazla sren bu tutkuyla ilgili btn teknik, siyasal ve duygusal ayrntlar bir asker tarihi olan Langendorf tarafndan incelenir, s. 60-125. 12) Les Origines indo-europennes ou les Aryas primitifs. Essai de palontologie linguistique (ilk bask, 2 cilt, 1859 ve 1863), Paris, 1877, 3 cilt. Ben ikinci basmdan yararlanyorum. teki blmlerde olduu gibi, say iareti olmayan bir sayfa, nceki referansla ayn cilde gndermede bulunur.

1 2 0 CENNETN DLLER

harfin incelenmesine kendini verin Dilin etnolou olarak, Aryalarn1 3 gnlk yaamn yeniden canlandrmak iin istedii, szcklerdir. Pictetnin kendini zdeletirdii ilk Aryalarn torunlarna braktklar tek miras dil deil midir? O halde yzyllarn gmd karanlktan Aryalar tek kurtarabilecek olan bu dildir. Pictetyi bir dilbilimsel paleontolojiye iten, gene bu szcklerin kaderidir. Grevi: Her zaman daha parlak bir gelecee susayan Hristiyan B atya bir Hint-Avrupa belleini yeniden kazandrmak. Kitabn blmleri, P ictetnin yntemine, lkel Aryalarn etnog rafya ve corafyasna, doa tarihine, maddi uygarlna, toplumsal durumuna, dnsel, ahlaki ve dinsel yaamna tanklk eder. Kitap, ortaya ktklarndan bu yana, Aryalarn oynamalar iin yazlan roln hatrlanmasyla balar. nk rklar onlarn ayr tutul malarn salamt, - kan gzellii, zek yetenei- , dnyann fethi onlara balanmt. te, kitabn doasn ve am acn bildiren bu giriin balangc:
Btn tarihsel tanklklardan nceki ve zamanlann gecesinde saklanan bir dnyann tamamna egemen olmaya adanm bir rk, parlak geleceine balad ilkel beiinde yava yava byyordu. Hzinelerini sap savur madan teslim eden ulu ve sert bir doann sinesinde kan gzellii ve zek yeteneiyle btn tekiler arasnda ayrcalkl olan bu rk, bandan beri fethetmeye yazglyd [...]. Burada, hazrlayan dncenin ve tamam layan enerjinin erken bir gelimesi grlr; sonra, kukusuz balangtaki glkler bir kez yenilince, ataerkil bir yaayn ortasnda dertsiz bir mutluluk hali. Bylece nee iinde, sayca ve refaha byyerek, bu verim li rk, gelimenin gl arac olarak kendisine, zenginliiyle, kudretiyle, ahengiyle ve kalplarnn mkemmelliiyle hayranlk uyandrn bir dil yaratmaya alyordu; btn duygularnn, tatl sevgilerinin, doal hay ranlklarnn, ayn zamanda da stn bir dnyaya doru atlmlannn kendiliinden gelip yansd bir dil; en derin dncenin olduu gibi, en yce iirin de muhteem gelimesinin gelecekteki btn zenginliklerini tohum olarak tayan sezgisel imge ve dncelerle dopdolu bir dil (c. 1, s. 7-8).

13) Pictet aryenne (Ari) rk olarak deil, Arterine" olarak yazar ve Aryenden ok Aryay kullanr, (bkz. c. 1, s. 9, n. I ) . Bu blmde, baka yerlerde olduu gibi, yazarn kullanmn izliyorum. Bu nedenle, burada Pictetin yaz biimini ve ifadelerini kabul ediyorum. [Trkesi de bu yazm eklini, bu blm iin izler, (y.n.) ]

ARYALARIN TEKTANRICI ELM

12 1

Bu ayn balang sayfalarnda yazar, tasarsn ve aratrma ynte mini tanmlar. Fosillerin yeni analizini model olarak alp, baz kemikler yardmyla bir hayvann yaamn, alkanlklarn ve beslenme yollar n yeniden kurar gibi, A ri szck daarcnn kalntlarn konutur mak ister.
Zira szckler kemikler kadar dayanrlar. Bir diin rtk bir biimde bir hayvann tarihinin bir ksmn kapsamas gibi, soyutlanm bir szck de, oluumu esnasnda ona balanan btn bir dnce dizisinin yolunu gsterebilir. Onun iin dilbilimsel paleontoloji sz, dndmz bilime ok uygun dmektedir (s. 14).

ncelemesinin amac: Her gelenee yabanc (s. 12-13) bir halkn bir biimde filoloji bilimiyle ortaya karlmasn salamak. Renann ve Max Mllerin onaylad program. Aratrmasnn glklerini farkediyorsa da, Pictet, okuyucusuna, salam bir admla (c. 3, s. 410 ve 519), A ri dillerden alman szckler sayesinde dnyann en gl rknn beiine kadar, hatta ait olduumuz rka kadar onu gtreceine dair gvence vermektedir. Dalmadan nceki Aryalar esas olarak bir oban halkdr14 (c. 3, s. 410 ve 519), sabit evleri vardr ve kendilerini gebelie brak mazlar. O nlara ait bilinen her ey gsteriyor ki, yksek lde akll ve ahlakl (s. 269) bir rk olutururlar. Bylesine youn dinsel ve dnsel yaamlar olan bu insanlarn bu kadar aalardan balamala r, hibir dinleri olmamas ya da karanlk bir oktanrclm uuru munda kalm olmalar dnlebilir mi (s. 411 ve 483)? Bu soruya yant vermek iin Pictet ilk Arileri olabildiince tektanrc yapacak tr. Eer bu yryn sonunda dinlerinin iirsel bir oktanrclktan ibaret olduunu (s. 410) kabul ederse, dilin szckleri -kkenlerle dolu bu koruyucu- Arilerde ilkel bir tektanncln (s. 483) kimliini - tanmaya izin vermektedir. Eer oktanrclk derece derece geliiyorsa, onun alt bir evresini, daha basit bir dini (s.4 1 1) dnmek gerekir. Bu ilkel Aryalar yete

14) F. M. Mllerin yaynlanmam yazsnn Hint-Avrupallar, ayn zamanda bar obanlan gibidirler, Comparative Philology o f the Indo-European Languages, in its Bearing on the Early Civilisation o f Mankind, Institut de Francen arivlerindeki elyazmalar, 1849, s. 40 ve 117-118 (bkz. yukanda, s. 113, n. 2).

1 2 2 CENNETN DLLER

nekli olduklarna gre, neden dinleri, aklc ve dnlm deil ama igdsel ve az ya da ok belirsiz bir tektanrclk olmasnd ki? Baka gzlemler onun sevgisini glendirir. Aryalarn -dua, kurtarc adaklar ve kurbanlar gibi- baz uygulamalarna deindikten sonra Pictet, hibir eyin, ne bir kurumlam bir ruhbann, ne de klte adan m bir idoln ve tapnaklarn (s. 533) varlm gstermediini belirtir Tanrsal olana dair Hint-Avrupa szcklerini bir bir sayp dken Pictet, o zaman Aryalarn ilkel tektanrcln (s. 846) filolojide kurmak ister. Madem ki Sanskrite deyirrwievd ve onun Ari karlklar ona istedii zm salyor, o zaman anahtar tektir ve her kapy aar. Gerekten de szcn varl, anlamn daha nce geldii dnlmezse nasl farzedilir? Eer deva dorulanyorsa, zorunlu kld stn varlk (s. 412-413) kavram da ayn ekilde dorulanm olur. Bylece, bu szcn ilgin bir tarihi vardr. Sanskriteden Yunancaya geer, sonra Ibranilerin 'fehovasnn yerini tutmas iin Hristiyanla nakledilmek zere Latinceye geer. A contrario bir delil mi gerekli? Pictet onu temin eder. Eer ilk Aryalar, eitlilii ierisinde doaya tapan oktannclar olmu olsalar d, dillerinin ondan izler tamas gerekirdi, ama durum byle deil. u halde, oktanrcln olmad, bununla birlikte dilin daha nce teekkl etmi olduu bir zamann, zorunlu olarak var olduunu kabul etmek gerekir (s. 4 8 2 -4 8 3 )15. Ibran ilerin tek tan rcl n n zelliini h atrlatarak ve Peder Schm idtden (1868-1954) ok nce Pictet, okuyucuyu ilkel dnyada tura kmaya arr. Orada, Brezilya Guaranilerinin stn varlndan Algonkinlerin byk ruhuna kadar sz eder ve sonunda yaban tektanrclk madalyasn Perululara vererek bitirir. Lima yaknnda, bunlar
15) Peder W. Schmidt tarafndan (Der Ursprung der Gottesidee, Mnster, 1912-1955, 12 cilt) etkilenen bir kkensel tektanrclk grleriyle, peder K. Prmm, Hint-Germenlerde kkensel tektanrclk izlerini bulup kardnda, Pictet5ninkilere -k i onlar hi anmaz- yakn dncelere varacaktr: nc binde, en erken zamanda, Hint-Germenler bir halk olurlar [Volkwerdung]. Eer biz, Hint-Germenlerin pek ounda izleri nceleri ak, daha sonra farkedilebilir olan -IO VI1-VI. yzyldan itibaren Iranllarda bir kkensel tektanrclk [Umumotheismus] buluyorsak, bu, kesinlikle Zerdt peygamberin bir yaratma eylemi olmayan, ama nceden varolan bir kabiliyete dayanan bir yenilemedir, bu din biiminin insanln geleneklerinde ne denli gl bir biimde kk salm [verwurzelt sein] olmas gerektii grlr (K. Prmm, Religionsgeschichtliches Handbuch f r den Raum der altchristlichen Umwelt. Hellenistischrmische Geistesstrmungen und Kulte mit Beachtung des Eigenlebens der Provinzen [1943], Roma, Ppstliches Bibelinstitut tarafndan yaymlanm, 1954, s. 819).

ARYALARIN TEKTANRICI ELM 1 2 3

hibir putun temsil edemedii, grnmeyen bir Varlka bir klt ada mlardr (s. 4 8 4 -4 8 5 ). Ona esin veren F. Max Mller tarznda, Pictet, Sanskrit metinlerinin gksel tanrsnda Aryalarn ilkel tektanrclnn profilinin yansdn grr. Oradan gelip oktanrclk iinde yok oldularsa bu, doa olay larnn eitliliini aklama (s. 487) arzular tarafndan itilmi olma larndandr. Bu doa olaylarnn alglan, szcklerin arzusuna gre bir tanrlar kalabal meydana getirerek sona erer. O andan itibaren, kendi gizi iine gmlm olan tanr dncesinin onlarda tohum halinde bulunduunu kabul etmek iin karar vermek gerekir. Ve hatta Aryalarn kekeleyen tektanrcl kesinlikten yoksun kalr. Bir kez gerek tannnca, Aryalarn neden tektanrcl terkedip yanl semelerini aklamak g olaca iin Pictet btn bunlardan gnl l olarak vazgeer. u halde, ekingen tektanrc bir eilim vardr ve kukusuz belirsizdir, ancak suyunu Hristiyanln verecei bir tohum halinde mukadder bir eilim de ortadadr. Bu Aryalarn hatrasna baz halklar daha sadk kalmtr. Pictet burada, Incildeki Musann yerini tutan tektanrc bir Zerdt gelene ini yeniden ele alr. A ri lkede, hatras kaybolmayan eski bir tektanrcl (s. 492) kefetme tarz bulunduuna gre, olay nemsiz deil dir. Yarar, X IX . yzyl Hristiyanlarna, Sam i gelenekten ayr olarak tektanrc bir kefi atfederek bu stn varln mevcut olmasn sala mak olan ilem. Fakat Iranl mneccimin esneklii, tarihyazm sanat na daha baka hizmetler de verdi. Byk Hindu dili ve uygarl bilgini Sylvain Lvi (1863-1935) 1932de yle yazar:
Bundan baka Iran, Ansiklopedistlerce Hristiyan Kiliseye yneltilen polemiklerden yarar salamt; klasik gelenekle yceltilen aal ve gizemli Zerdt ad Musaya bir rakip karmaya izin veriyordu; Iran, ilkel ve mthi bir yasa koyuculuun16utkusunu Ibranilerden almaya alyordu.

16) S. Lvi, Les origines dune chaire: lentre du sanscrit au Collge de France, Collge de France (1530-1930), Anma Kitab, Paris, 1932, s. 332. Onu yalnzca iki Franszca yaymla ne kavuturmak iin -fakat, ayn zamanda, nceki notta K. Prmmn alntsna da bkz.- bu rekabet, C. Autrann bal anlaml kitabnda, Mithra, Zoroastre et la Prhistoire aryenne du christianisme, Paris, 1935 ve daha yeni olan P. du Breuiiin kitabnda, Zarathoustra et la Transfiguration du monde, Paris, 1978, devam eder. M. Boyce, Zoroastrians. Their Religious Beliefs and Practices, Londra, 1979 adl kitabnda Zerdtl tektanrc vahyin kaynaklaryla zdeletirir; Zoroaster and his missiona ayrlan bir paragrafta u okunur: Gelenee gre vahiy

124

CENNETN DLLER

P ictetnin okuyucular Originesde bir Ari etnoloji tarz bulurlarken yanlmadlar. lk Hint-Avrupa lkesine yolculukta Pictet, uzak atala ryla olan her trl bakal kaldrarak heyecann bildirir. Renan, ya da Musumda doa bilimcisi ve antropolog olan Quatrefages (18101892), bundan byle, diriltilmi tarihncesi toplumu pek ok ada toplumdan17 daha iyi tandklarna ilikin kesin kanya sahiptirler. Aryalarn dalmadan nceki bu gleryzl yaknl onlara ylesine ak grnr ki, Pictetnin bu hayranlar, zamanlarndaki Asya ya da Afrika toplumlan hakknda byk bir uzaklk duygusu hissederler.

Saussure Adl G en Bir O kuyucu


Ferdinand de Saussure (1857-1913) ilk denemelerini Pictetye gnderdiinde on be yandadr. Olanlar ayrntlaryla incelemeden nce, her zaman, sistem kurmaya ar bir istei olduunu18 bilir. Gene de, yal staddan bu ipe sapa gelmez yazlar gzden geirmesi ni ister. Origines indo-europennes in be yl sonraki yeni basm, onun lmnden sonra yaymlandnda Saussure, Nisan 1878de Journal de G en vede19 kendisinin ilk klavuzu olan kimsenin yapt ve yaam
ona indiinde, Zerdt otuz yamda, bilgeliinin en olgun andayd' (s. 19). Ve ilk blm kesin bir cmleyle balar: Zerdt dini vahyedilmi en eski dindir ve byk ihtimalle btn dier tekil inanlardan daha ok, insanlk zerinde dolayl ya da dolaysz etkisi olmutur" (s. 1). Bu konuda eletirel dnceler iin, C. Herrenschmidt Il tait une fois dans lEst, F. Schmidt (haz.). Impensable Polythisme. Etudes d'historiographie religieuse, Paris, 1988, s. 301-339. Gathalann sz daaryla -Eski ran'n dili ve dini zerine en eski tanklk- ilgili olarak yaplan yeni bir aratrma yzyllk bu tartmay aydnlatr: J. Kellens, Caractres du mazdisme antique", F. Schmidt (haz.), Impensable Polythisme..., s. 341-371. Gene bkz., ayn yazarn, Avesta makalesi, Encyclopaedia iranica, 3. cilt, 1 (1987), s. 35-4417) Quatrefage Pictet'ye yle yazar: ahane kitabnz inceledim ve analiz ynteminizin sizi ulatrd sonulardan ne kadar etkilendiimi size ifade edemeyeceim. Bu gerekten de paleontolojidir ve Cuviernin hayvanlar iin yapt gibi, siz de bu ilkel topluluu, ada pek ok toplumdan daha iyi tanyabileceimiz biimde yeniden canlandrdnz (C. Borgeaud, Histoire de luniversit de G enve..., Ekler, s. 124de anlan, tarihsiz ve nereden geldii belli olmayan mektup). Renan iin bkz., Pictet'nin kitabnn ilk basmnn ikinci ksmnn yaynland yl, Marcellin Berthelot'ya mektubu, yukarda, s. 123. 18) BPU, Ms. fr. 4228, 101 (Lettes de Genevois et de Suisses), Langendorf tarafndan anlan, s. 57. Gen Saussurele Pictet arasndaki ilikiler zerine dier belirlemeler iin, bkz., Cours de linguistique gnrale (1910-1911), Paris, 1972 s. 322-324, X de Mauronun Notes biographiques et critiques. 19) Varits sayfalarnda, 17, 19 ve 25 Nisan 1878de, her defasnda s. 2, kol. 6 ve s. 3, kol. 1 ve 2. Belirtilmemi bir alnt, burada gene nceki referansa gnderme yapar.

ARYALARIN TEKTANRICI ELM 1 2 5

iin makale yazar. Bir bilgin ve bir air20 olarak bu insann zengin yaamm sempatiyle anlattktan sonra Saussure, okuyucuyu dillerin ve bizzat insan rklarnn kkeninin eiine21 gtren Pictetnin yaptlar hakknda bir dizi soru sorar. G erekten, bylece, belki de gizemi her zaman saklanacak olan bir halk-rk olgusu dorulanabilir mi? Karlatrmal yntem ^dilbilim olgusunun kar durulmaz mant n22 bylesine yceltirken, karlatrmal yntemin ok lml uygu lamasna insan kendini nasl kaptrr? Kukusuz, artk bir Hint-Avrupa szcnn ilk hali yeniden kurulabilir, bunun deiimleri izlenebilir, hatta vurgunun hangi hece zerine dt sylenebilir. Gene de bu, Aryalarn vatann kuzey Afganistana, Baktrianeye yerletirmek iin yeterli deildir. Pictetnin yaptnn saydaml, son derece yaln ve aydnlk aklamasyla sunduu yantlar aslnda ok g sorular saklar. Bu sorularn arasnda, btn teki olaylar iinde hassas bir olay: lk Aryalarn diasporasna hangi dalma kipi egemen oldu? A nava tandan ayrlmadan nce bir tek dile bal bir halk oluturuyorlar myd, ya da balangcndan beri pek ok azm mevcudiyetini mi ngrmek gerekir?

Ksaca hangi soy aacm dikmek gerekir?

Hint-Avrupa gzergahnda patlayan ortak bir dil dnenlere kar Pictet, Corafi ve siyasal birlik ierisinde bir dil eitlilii23 varsayar. Ari beiin ilkesine azlarn eitliliini koyan Pictet, kendisini HintAvrupa mirasnn geleceini salamlatrmakla yetkili klan bir tarihn cesi siyasal dayanmann doduunu grr. Son yazsnda Saussure, Pictetnin kendi kuann dilbilimcileriyle paylat bir anadil24 -bazen San sk rite- dncesine balln anlatr. Ayn ekilde P ictetde, onun baba zenini25, sevgili Aryala rna bu hibir eyi reddedememe tarzn grmemek mmkn mdr? O ne srd, ne ileri dzeyde bir tarm, ne de mlkiyet hakk ve
20) Journal de Genve, 17 Nisan 1878, s. 3, kol. 1. 21) A.g.y., 19 Nisan 1878, s. 2, kol. 6. 22) A.g.y., s. 3, kol. 1. 23) A.g.y., s. 3. kol. 2. 24) A.g.y 25 Nisan 1978, s. 2, kol. 6. 25) A.g.y., s. 3, kol. 1.

1 2 6 CENNETN DLLER

alma akdr. Ayn ekilde, onlara bir tektanrclkla birlikte mutluluk ve refah da vermemek iin onlar fazla sever. Gen Saussure -yirmi bir yandadr- Journal de G enve in okuyucularna yle der:
Ari atalarmzda sabann olmadn sylemek, hibir ekilde bu yolla onlar barbarla gtrmek demek deildir, ve Pictetnin gzel kitabnn her sayfasnda rkn ilk evresinde, daha o zamanlar, sanayinin ne denli gelitiine insan aracaktr.

Bir krk yl kadar sonra Cours de linguistique gnralee (G enel dilbU lim dersleri) baladnda kayp bir dilin yeniden tasarlan zerine kurulmu bir tarihncesi antropolojisinin yanlsamalarn belirterek, Saussure, byk bir ncnn yaptnn cazibesini hatrlar ve Pictetin yaptlarnn pek ok bakasna26 rnek olarak hizmet ettiini syler.

ukaddirin Parma

Lirik uvertr ile uyum iindeki lemesinin son sayfalannda Pictet, tasarsna btn geniliini verir. nce, ok yeni kefedilmi Aryala rn, rklaryla, yaam gleriyle ve dillerinin parlaklyla nasl k satklarn hatrlatr. branilerden farkl olarak ruhtan, yaamsal soluk deil, fakat dnen ge (c. 3, s. 551) yaratrlar. Hemen hemen yalnzca bu halklardadr ki, siyasetin, bilimin ve sanatlarn icadn tahrik eden zgrlk ruhunun tohumlar bulunur (s. 528). lk Aryalar canlandran bu zgrlk ilkesi kukusuz onlarn niin sonunda yanl tan getiini, hakikati fethetmeden (s. 536) nce neden yollarn ardklarn aklar. Fakat, karmak gereklii iinde doay kendisi ne gstermesi iin, bir an oktanrclk sisi iinde kendini kaybetme den nce, emin bir admla, Aryalar tektanrc Hristiyanlkta yollarna devam ederler. Bir Tanrnn klavuzluk ettii bu dnyada Semav babann (s. 535) dmeni, ad olarak Mukaddiri alr. Burada tarihinin abas, dnyann dram ierisinde her rka verilen rol ortaya karmaktr. Halklarn satran tahtas zerinde, eer tanrsal tasary tanmak isti yorsak, mukaddir parma izlemek ve her ulusa den pay gzlemlemek
26) Cours de linguistique gnrale..., s. 304-306.

ARYALARIN TEKTANRICI ELM 1 2 7

yeter. Uygarln iki ba oyuncusu o zaman, ayn sahne zerinde her biri kendi zel grevi iinde, yan yana bulunurlar.
Kukusuz braniler, saf tektanrcln bu sadk koruyucular, mukadder tasanda muhteem bir paya sahip oldular, ama insanln banda yalnz kalsalard, dnya ne durumda olurdu, bunu insan kendine sormaldr. Onlar, bir gn stn bir n fkrmas gereken hakikat ilkesini dinsel olarak korurlarken, Mukaddir, o zamandan ilerlemenin devamclar rol n daha nce bir baka insan rkna saklyordu, olay budur. Bu rk ise Aryalarn rk idi, dnyann uygarlatncs olmak iin branilerde eksik olan niteliklerle balangcndan beri donanm olan rk [...]. ki rk arasndaki kartlk mmkn olduu kadar zmlenir. Koruyan otori te branilere, gelitiren zgrlk Aryalara verilir; birilerine bir noktada toplayan ve yalnz brakan softalk, tekilere genileten ve benzerletirici yetenek; bunlara tek amaca ynelmi bir enerji, tekilere her yne tanan durmak bilmeyen bir etkinlik; bir yanda smsk tek bir ulusal topluluk, te yanda eitli halk kalabalklarna blnm rkn snrsz yaylm: ki tarafta da mukadder fikirleri tamamlamak iin tam olarak gereken ey (c. 3, s. 535-536).

Renanda olduu gibi, iki stuna yerletirilmi bir evren bulunur. branilere u, Aryalara bu. Sentezi yapan Hristiyanlk, k saan bir insanln szcsdr. Balangtaki Aryalar yararna tektan rc eilimi elde etm ek, Renann klliyatnda gzlemlenen gerilime benzer bir gerilime yol aar. zm, Pictetin tutucu bir Yahudilikten27 domu fazla dar bir tektanrcl (s. 537) beenmemesi ile karlatrlabilir. Burada da branilerin edilgen -fa k a t esas- rol, mukadder mkemmelletirilii Hristiyanlam Aryalar tarafndan gerekletirilecek olan bir vahyin uykusunu28 korumak olacakt. Pictet, Aryalarda nce gizlenmi, fakat tamamen kaybolmam (s. 534) tek bir Tanr kavram sayesindedir

27) Renan iin, yukarda s. 96 sq. ve 99. 28) brani Kitaplarn ar uyuukluk iinde, Hristiyan uyannn altnda grmekten ibaret olan bu ilahiyat motif zerine saysz eitlemeler arasnda, bkz. G.W.F. Hegel, Vorlesungen ber die Philosophie der Religion. II. Die bestimmte Religion. 2 Die Religionen der geistigen Individualitt, G. Lassen basm, Smtliche Werke, Leipzig, 1927,13. eilt, s. 88 iinde. Hegel burada, Tekvindeki D anlatsn, Yahudi halknn uzun zaman uyumaya brakt yky yorumlar (Tarih... k i... uyum utu.ilenm em i yky: Uzun sre bekledi, ancak Hristiyanlkla gerek anlamna kavuacakt (a.g.y., s. 88).

1,28 CENNETN DLLER

ki, tektanrc dncenin, bir gn, onlarn torunlar tarafndan, arala rndan pek ounun, Hristiyanln kyla, btn safl ierisinde onu kabul ettikleri anda tamamlandn belirtir. Renann Sami deerlerin kartln ayrntlaryla anlatarak HintAvrupa oktanrclm ycelttii yerde, Pictet ilk zamann Aryalarn ortaya karan balangtaki tektanrcln gizli gcn sylemeyi dener. Baka ynden birbirinden ok farkl olan bu iki yazar, serbest bir bellein verimliliinden yalnzca yaratc zgrl alkoyan dizgin lenmi bir oktanrc dnn vgsn yaparlar. Hristiyanlam Aryalarn yumuak29 tektanrclyla ynlendirilmi zamann oku nun sindirecei bir oktanrclk. Bylece, bu yeni Hristiyanlarn gelecei gvence altna alnmtr. Hakimi olmak zere tayin edildikleri iin, btn dnya (s. 537) fazlasyla onlara aittir. Ama teki Aryalar, eskiden beikte, corafi ve siyasal birlik iinde eitlilii oluturanlar ne oldu yleyse? Avrupa tarafndan smrgeletirilmi, Doudaki bu uzak kardeler, modern uygarln iyiliksever etkisini kutlamaya hazrlanrlar. Zira, bu Avrupal Aryalar, onlara dinsel ve evrensel ilerlemeyi getirerek onlar aydnlatmak zeredirler. Pictet, bu tanrsal bulumann anlats n yapar:
Ve bin yllk bir ayrlktan sonra Avrupal Aryalarn, byk bir dn yaparak, Hindistandaki tanmadklar kardelerine kavumalar, stn bir uygarln elerini onlara getirerek onlar egemenlikleri altna allar ve orada ortak bir kkenin eski zelliklerinin grl ilgi ekici deil midir? (c. 3, s. 537).

Mukaddir tarafndan belirlendii iin ahlaka uygun bir smrgele tirmenin kurucusu olan Aryalar, yalnzca Tannnm tasarlarnn bal ca arac olmak gibi gsterisiz bir ayrcala sahiptirler. Ayn 1860l yllarda, A. A . Cournot (1801-1877) tarihin nasl baka trl tasarlanabileceini sorar kendisine. nsan rklar, gmen kularda olduu gibi bir eit mkemmel bir igdyle30 ynlendirilse bile, insan zeks, zgrln egemen olduu yerde bir ahlaksal
29) Bkz. yukarda s. 95 vd. 30) A .'A . Coumot, Trait de ienchanement des ides fondamentales dans les sciences et dans l'histoire (1861), Paris, 1922, s. 627. Matematiki ve filozof olan Coumot rastlant ile ilgilenir ve ihtimaller hesab sayesinde onun yasalarn bulmaya aba gsterir.

ARYALARIN TEKTANRICI ELM 1 2 9

dzen kurmak iin Tanr dncesinin mdahalesini isteyecektir. Baka bir deyile, her trl ahlaktan yoksun hayvanlara doal istidat lar yetse de, insanlk mukadder egdm ya da ynlendirme dn cesine apak bal olan bu ahlaki nitelii gereksinir. nsan tr iin, olaylarn ahlaki bir tarihi iinde kendini anlamas iin tek olanak budur. Tarihe bir akl ve dzen vererek... te, Hristiyanlktan ayrlamayan bir uygarln niin anlamn tarihin akna kabul ettirmek zorunda olduu.
Tarihin byk izgileri, ite Hristiyan dinini savunmak iin gerek bir sava alan [ ...] .31

Tarihi, raslanty dnmek, geen zamann ahlakn dzeltmek eer insan duyarl dnyada yalnzca bir atomsa"32 olanakszdr. Toplumlarn davran kurallar, bu nedenle organik hakikatler zerine kurulamaz. F. Max Mller baka trl dnmyordu. Onun iin evrenin her aklan nceden belirlenmi bir dzen iinde yazl olmalyd. Bunu, Darwinle olan tartmasnda, gelecekte mukadderat dncesinin terk ettii bir dnyann kendisine verdii deheti betim lerken syler.
Her yerde ayn evreni aklamak istei, onu tandmz ekliyle, hibir tasar, hibir ama, hibir ynlenme varsaym olmadan, ayn btn engel leri devirme arzusu; yalnzca insan hayvandan, hayvan bitkiden ayranlar deil, fakat ayn zamanda inorganik bedenleri rgtlenmi bedenlerden ayranlar; sonunda ayn yaam kimyayla, dnceyi sinirsel molekllerin hareketiyle aklamak arzusu.33

Pictetde Ari kkenlere duyulan zlem, bir d gryle, ba langtaki bir tektanrclktan, oktanrclm dinamik karklna geiin gsterdii yozlamayla aklanr. Btn bunlar Hristiyanln geliini nceler. Pictetnin tm arzusuyla davet ettii tarih felsefesi (c. 3, s. 5 3 5 ), henz yoktur, ama kendini yaratma yolundadr. Bossuetnin Discours sur l'histoire universelle i (Evrensel Tarih zerine
31) A.g.y., s. 663. 32) A.g.y., s. 662, rastlant ve Tanr iin, s. 626-627. 33) F. M. Mller, La philosophie du langage daprs Darwin, La Revue politique et littraire, 2. seri, 5. cilt (kolleksiyonun 12. cildi), 1873, s. 245.

1 3 0 CENNETN DLLER

Sylev, 1681) ok ufuklu ada bir insanlk dnmek iin artk ona yetmemektedir. Bir tarih ilahiyatnn iek at yerde Pictet, zamand hakikat zemini zerinde geen insani bir zamann eski Hristiyan anlayn barndrarak, yeni olduunu iddia eden bir felsefenin dou unu grr. yle olunca, bundan byle onun iin sz konusu olan, tarih dzeni ierisinde eskiden beri yazl olan bir gelecein arsna yant veren ada formller yaratmaktr. Gelecein belleinin yneti cileri bylece grevi devralacaklardr. Yarn, gemiin geleneklerine ballk iinde olan yeni kuaklarn, Mukaddirin arklarn harekete geirebilmeleri iin.

Knigsberg lahiyatsnn Gksel Evlilikleri

lahiyatlar arasnda tartmalar sryordu. Birbirine benzeyen billrlar durmadan yeni ekiller alan bir iek drbnndeki gibi, Ari-Sam i tartmalarnn malzemelerine yeniden kavuulur. Bunlar, uzaks tanrlar olan halklar ve lkeleri smrgeletirerek ve Hristiyanlatrarak durmadan kendisini dnen bir X IX . yzyl harekete geirirler. Ufukta, sonunda uygarlk boyutlarnda bir din olma dn tamamlayabilecek bir Hristiyanlk grlr. Lutherci ilahiyatn Alman uygulaycs olan Rudolf Friedrich Grau (1835:-1893) yazlarnda, yeni Hint-Avrupa hatrasna, baka bir olas tepki biimi gelitirdi. Ayrcalkl iki aktrn, Arilerin -burada HintGermenler1 - ve Samilerin rolleri onun kaleminde baz deiimlere urar. Bunlar, Sami ya da Hint-Germ enden hangisinin daha ok tektanrc ya da oktanrc olduu zerine dnen bu tartmalarn formllerine deiiklikler sunar. Graunun arzu ettii ey, Sami inancn Hint-Germen
1) Dier blmlerde olduu gibi, yazarn terminolojisini kullanyorum. Hint-Germen terimi hakknda bkz. yukarda, s. 26, n. 63.

13 2

CENNETN DLLER

kltrlerine flemektir. Zengin ve son derece yorulabilir olan bu kltrler, bir omurgadan yoksun olduklar iin, doutan bir eksikliin acsn duyarlar: Tektanrc Hristiyan Tanr. Graunun fikirleri bir bakma gericidir, ou zaman Kilise zararna yceltilen Ari deerlere kardr. Onun iin balca tehlike, her giriimin ortasna ha dikilmesi gereken bir sann unutulmasdr. Graunun szleri, bazan beklen medik bir ekilde Ari-Sam i iftinin servenlerini zenginletirir. Grau, Leipzigde, Erlangende ve Marbourgda ilahiyat renimi grdkten sonra 1 8 6 6 da Knigsberge profesr olarak atand. 1875de, Leipzigdeki meslektalar ona honoris causa 2doktora nvann verdi. ngilizceye evrilen kitaplarndan ou misyonerlere ve din deitirme yolundaki Yerlilere yneliktir3. Renanm (1863) Ve de Jesus adl yaptnn yaymlanmasndan bir yl sonra Grau, programl bir kitap yaymlad: Din ve Bilimle O lan likileri inde Samiler ve Hint Germenler. H alklar Psikobjisinin Bak Asndan Bir Hristiyanlk Savu nusu .4 Bu kitabn amac, bilimsel bir aratrmayla (s. V I), Samiler ve Hint-Germ enler arasndaki balca fark yakalamaktr. Am ac: H ristiyanlk ve paganizm arasnda var olan derin kartl, bu sonuncu suyla kaynanda savamak iin, gstermek. Renann yazlarna bor lu olduu eyi, zellikle Samilere ve Hint-Germenlere zg erdemlerle ilgili, orada rendii her eyi kabul ettikten sonra, Grau, Vie de Jesus yazarnn, Samileri aa rk (s.V s. 128) olarak kabul ettiini gr mekten duyduu hayl krkln dile getirir. Yce bir meyveyi filizlen dirdikleri bilindiinde, nasl olur da braniler aa bir soy olarak kabul edilebilir? Birok kez ona kar kan Grau, gene de nsznde, ona yaplan eletirileri oaltmak istemedii iin, Renana yant vermek zahmetine girmediini syler. Graunun yapt, ada dnyaya ynelik uyarlarn sralannda kendini gsterir. Gemie basit bir gz at, Hint-Germenlerin nnn dayankszln, abucak gzden dlerini zorunlu olarak kabul ettirir. Saysz baarlar, gerekten tam bir baarszl engellememitir
2) Graunun kiilii ve yapt zerine aklayc bilgiler iin bkz. C. W. von Kgelgen, Rudolf Grau, ein akademischer Zeuge der lutherischen Kirche. Eine kurze Schilderung seines Lebens und Wirkens Mnih, 1894. 1875deki doktoras iin bkz. s. 16. 3) F. Max Mller,onlardan birini tank olarak alyordu (bkz., yukarda, s. 115, n. 40). 4) R. F. Grau, Semiten und Indogermanen m ihrer Beziehung zu Religion und Wissenschaft. Eine Apologie des Christenthums vom Standpunkte der Vlkerpsychologie, Stuttgart, 1867. lk bask 1864 tarihine aittin Ayra iindeki gndermeler, ikinci basmn sayfalarna gnderme yapar.

KNIGSBERG LAHYATISININ GKSEL EVLLKLER 1 3 3

(s. 260). Arkeoloji ve filoloji sayesinde, sonunda uygarlklarn tarihinin yazlabildii K ulturkam pf anda, Atinann ve eski Romann dtk leri derin uurumlar lmek daha ok geciktirilemez. Graunun ar s, adalarnn durumunda olduu gibi, laikliin ekiciliiyle batan karldklarnda, unutkan H int-Germ enleri her zaman tehdit eden bu tehlikeye kar bir direnme eylemi olma iddiasndadr. Zira Hristi yanlktan arndrmaya ve hayl krkl yaratan yeni bir bilimsel d ncenin tehlikelerine kar savam verilmezse, yeniden paganizme dlecektir (s. 256). H int-Germ en etkililiini, Kilise tarafndan de netlenen Sami anlam haznesinden ayrmak isteyen kimse, ada dnyann dengesini tehdit eder. Yalnzca Samilerin tektanrc zyle H int-Germ en dinamizminin eksiksiz bir karm -b u iki eilim, iyi anlalm bir Hristiyanlkta belirdii zaman- gelecei hl kurtarabilir. Grau, brani geleneinin tarihin akn ynlendirmede tek ey olup olmadn kendine sorduunda, yeni bir ey getirmez. Solon yasalar sayesinde Atina kentinin meydana k, halk Babile srlen brani devletinin bamszlnn sonuna denk dmez mi? Bir rastlan tdan ok, burada, Mukaddirin iaretini grr. Hristiyanln tamam lanmasna gelince, ada deil midir bu, hatta, kltrn Romanm iktidarnn karsna koyan tek halk olan bu halkn yok edilmesinden fkrmam mdr6?

ki Bakiresi Karsnda Tann


te ilerleyileri iinde belirdikleri ekliyle Graunun dnceleri. Baz szlerinin acayiplii, onun siyasal-ilahi yazm biiminin tutarllm rtmemelidir. Samilerin tektanrc mealesinin ne lde, her eye kadir bir Tanr ile onun yeni seimi olan Hristiyan halk arasnda, olas tek ba olabileceini gstermek ister. Mukadder bir evlilik, Hint-Germenlere tarih ierisinde stn bir rol vererek, onun kitabn sona erdirir. Graudan nce Renan sylemiti: Samiler dnyaya ne bilim ne felsefe, ne sanat ne de politika getirmilerdir. Gerek din (s. 225) onlarn tek armaandr ama ok nemlidir. Zira, bu inan, grnenin
5) Balnn belirttii gibi, yazarn zellikle baka bir kitapta kulland kavram: R. E Grau, Ursprnge und Ziele unserer Kulturentvckelung, Gtersloh, 1875, s. V vd. ve 114 vd. 6) R. F. Grau, Ursprnge und Ziele..., s. 2, 9 ve 126-127.

1 3 4 CENNETN DLLER

etkileriyle bylenmi insanlann dnyasnn, grnmeyen bir Tanrya erimesini salamtr (s. 217). yleyse Samiler, zamand, doast, zde var olan bir gerein tek sahibidirler. nce yalnzca branilerin yararlandklar bu tektanrc eyi, btn halklar onlara borludur. O zaman Grau bunun neden byle olduunu sorar kendisine, bilmek ister. Felsefe yetenei olmayan bu halk, nasl oldu da, daha sonra dnyaya iletmek zere, her gerek felsefenin yce ilkesini kurabildi? Yant basit (s. 225). En yce gerek zihinsel deil, ahlakidir; ne anla labilir, ne de kavranabilir trdendir, fakat dinsel adetlerde, insanlarn yreinde barnr, iyiyle kty ayrdetme orada yer alr. Gerek, bir felsefeciler halk olan Yunanllar tarafndan deil de unphilosophische Volkderjuden" (Yahudann felsefesiz halk, s. 227) tarafndan bulunduy sa, bu, gerein hibir kurgunun sonucu olmamasndandr. yleyse bu gerek, hibir zaman bilim ii, ya da kaynan H int-Germ en kl trlerinden alan bir yetenek olgusu olmayacaktr. Graunun durmadan Samilere malettii tektannclk, Yahudilere pek de tekabl etmez. Onlardan sz ettiinde, bu, dinsel gizilgten baka tarihe hibir ey getirmeyen bir halkn sefaletlerini hatrlatmak iindir -v e o zaman genellikle Yahudiler, braniler olmaktadr. Fakat, Graunun okuyucusunu srkledii labirentte ilerlemek iin, hatrlamak gerekir ki papaz, vgsn, onun almn salayan Kilisenin elinde tuttuu Sami pgeye yneltir. u halde, Hint-Germenler vahiy sahibi deildirler. Sami tektanrcln almak iin onlarn Hristiyan olmalan gerekmitir. Buna karlk, eylem iin gerekli btn niteliklere sahiptirler: Giriim zekas, bilimler, sanatlar ve siyasal kurumlar yaratma yetenei. Fakat zamansal ele rin meydana getirdii bu Hint-Avrupa yaps, tektanrcl, bu Sami sonsuzluk parasn sindirme kouluna bal olarak devam edebilirdi (s. 242-243 ve 260 ) 7. Baka bir deyile, yalnzca Kilisenin baandadr ki, bilimler ve sanatlar bir anlam kazanabilir. Btn bu zamansal yapt lar, Kilise dnda, yabanlk ierisinde yok olur. Yine Grau, Hintlilerin zengin yaratcln grnz, der. Yalnzca Hristiyan egemenliinin getirdii Sami tuz (s. 251) onlar ksr dzensizlikten kurtarabilir.
7) Graudan ok farkl olan Renanda bu genel dnceler bulumaktadr. Hristiyanln getirdii Sami ge olmadan, dnsel ve manevi kltrmzn temellerinde bir eyler eksik olurdu (7. cilt, s. 727). Ve gene (bkz. yukarda s. 97) 1. cilt, s. 240: Yahudilik mayalanmaya meydan veren mayay salad, hepsi bu. Gene bkz. 5. cilt, s. 1142.

KNIGSBERG LAHYATISININ GKSEL EVLLKLER 1 3 5

En basit siyasal bir davranta olduu kadar gelimede de olduka yeteneksiz olan Samiler, bu dnyaya ait olmayan bir kralln sakinleri dirler (s. 249). Zaten onlarn zamandan kurtulan dinlerini tanmlayan, ebedi hakikatin koruyucusu olan hareketsizlikleridir. H int-Germ en halklar, devam etmek istiyorlarsa, miraslarnda sayla gelen zamand Sami z korumak zorundadrlar. Samilerin duraan deerlerine, Hint-Germenlerde bir srekli hare ketlilik denk der. Onlarda her ey harekettir. uradan siyasal ve estetik niteliklere gre dnen tannlan gibi onlar da deikendir (s. 251). Eer bir gn retim, okulu Kiliseden ayrr, Hint-Germ en ve Sami eleri ayrtrrsa, ocuklar paganizme teslim edilmi olacaklardr (s. 256). Hint-Germen deerlerin kasrgasyla oluan belirsizlikler karsn da, zamann tehlikelerine ve tanrsal hakikatin anmasna kar Grau, paganizmin btn biimlerini kkten (in den Wurzeln", s. V I) redde derek gelecei korumak ister. Bu eilim ona, erkek ve kadn rollerinin sahnedeki baoyuncularn durumlarna gre deitii bir temiz sevgi yks ilham eder. Bylece, birbiri ardna Samileri ve H int-Germ enleri, Mukaddirin hkm srnden baka bir gizi olmayan bir tarih ierisinde, deiik iler tutarken greceiz. Kadnn felsefede, sanatta, bilimde, askeri ya da siyasal taktikte yete neksiz olmas gibi, Sami de, Hint-Germenleri niteleyen btn bu yeti lerden yoksundur (s. 113 vd.). Bununla birlikte Sami, mthi bir niteliin tekeline sahiptir: Tanr ak olan din. Bu Sami tekilik, kadnn an tekeli haliyle de uyuur. Doal dnyaya egemen olmak iin sanatlara ve bilime egemen olan Hint-Germenin erkek davranna Samilerdeki edilgen ve gleryzl diil tutum yant verir. Sami diilliini ele veren, bu karanla ekilme tarz, ayn zamanda vahyin gizini de temsil eder. Ein kocasna boyun emesi gibi, Sami de, onu seen Tannya vericidir. Her ey, bir seim yapmas gereken, arzusu ateli fakat fikri berrak bir Tanryla balar. Karsnda ise iki bakire (s. 120 vd.). Mcevherlerle ykl ve saysz hzinelerle zengin olan biri, Hint-Germen halklarnn suretidir. mgelem krallnda oturur ve yeteneklerle dolu olarak, bu dnyann eylerinin bilimine verir kendini. teki bakire Samileri tem sil eder. Yoksuldur ve ss yoktur. lki kraliedir, ikincisi ise dilenci. Sonuncusu ne denli yoksul olursa olsun, esiz bir mcevhere sahiptir: Yaratc bir Tanrya olan sevgisi ve inanc. Hibir ey onun inancn bozamaz; bilir ki her eyi O na borludur. yleyse, doal olarak Tan

1 3 6 CENNETN DLLER

rnn setii, gzdesi o olacaktr. O zaman Grau, onu, Tanrnn Bakiresiyle, Meryemle zdeletirir. Arkasndan, bu sahneyi sona erdir mek iin, d grnleriyle sevgilinin hor grlebileceini anlatan, heyecanl kant, Neideler Neidesi (1, 5-6) gelir: Karaym, ey Ku dsn kzlar, ama gene de muhteem ( ...) Kara olduum iin hor grerek bakmayn bana; beni gne karartt ( . . . ) .* Bylece Sami hzinenin gizi, Tanrnn setii bir halktan, sonsuza dek yeni bir insan ln anas olan seilmi Bakire Meryeme geer.

H int'G erm enlerin Diil Doas


Biraz nce tank olunan, tektanrc bir Tanryla halk arasndaki birlik, Grau, H int-Germ enleri srarla baka dnlere ardnda, onlar iin g bir snav da iermektedir (s. 118 vd.). G erekten de, bu erkek ve zgr insanlar, doann zaman ve meknn ustalkla kuatan bu insanlar, bundan byle, Samilere baml olacaklardr. Zira her eyde bamsz olan Hint-Germ enler dinsel konuda yle de ildirler. Hristiyan olmak iin tektanrcln Sami anlamna mecbur durlar, ona boyun emek zorundadrlar. Grau, gln btn teki manevi yetileri hie saylan bir halkn dinine balanmakta olduunu belirtir8. Bundan dolay, eskiden Tanrya kar saf bir kabul gsteren diil Saminin, birdenbire, kendisine artk itaat ve uysallk borlu olan Hint-Germ enin erkek ve manevi efendisine dnt beklenmedik evliliklere tank olunacak mdr? Graunun nerdii zm hem daha basit, hem daha karmaktr. Hint-Germenler, burada anlam verici erkek roln oynayan Samilerle dnlerini yapmak iin ar erkeklikten tam bir diil emre amadelie geerek, cinsel kimlik deitirmek zorunda kalacaklardr. Ancak,
* Kitab Mukaddes evirisi ise yledir: Ben karaym, fakat gzelim / Ey Yerualim kzlar! [...] Kara olduuma bakmayn /nk beni gne yakt, (y.n.) 8) Hint-Germenler iin yleyse zorluk u olgudadr: Dnya ile olan btn ilikilerinde [in ailen Weltbeziehungen], kendilerini btn halklardan bamsz ve stn sayyorlar, ancak onlar dinle ilgili olarak tamamen bamldrlar; bu da kesin olarak, btn dier dnsel etkinlik lerde hemen hemen hibir ey ortaya karmam bir halkn grevidir [so gut wie richts geleiste hat 1 (s. 119). Ve Renanda: Her eyde soylulua ve zgrle gz diken rklar, hor grlen bir aileye din ile baml olduklar iin kendilerini yaralanm grdler. (5. cilt, s. 1143); zellikle Incil, Bat'nn evrensel okumas haline gelen, tamamen Sami olan bu kitap, brani halknn dinsel ayrcalm gsteren byk iarettir ve dinde amn ocuklarna kulluk ettiimiz, bizim gen ve taze Batmz mahkum eden mukadder karardr (7. cilt, s. 727).

KNIGSBERG LAHYATISININ GKSEL EVLLKLER 1 3 7

Graunun simyasn anlamak iin, ona gre, Hint-Germenlerin boyun emek zorunda olduklar Samilerin, eskiden oktanrc ama, yeni Hristiyan-Sami baklaryla paganizmden kurtulmu halklar oldukla rn bilmek gerekir (s. 119 vd .) . Baka bir deyile, btn teki uygula malarda onlara ait olan zgrle ve bamszla, dinsel olgularda da ulamak iin H int-Germ enler laikletirmeyle zendirilmi eski ya da ada paganlar tektanrc kvlcm edinmek zorundadrlar. Ve bundan byle, Hristiyanla zg olan bu Sam i ze sadk kalmak. Bu kutlamalarn kapan olarak Grau, Hint-Germenlerin Samilerle tanrsal evliliklerini gsterili bir biimde ilan eder:
Sami ruhla Hint-Germen doas arasndaki evlilik gkyznde mhr lendi.9

Bu dnler sayesinde, Hint-Germenler -Isa'nn Kilisesinde serpi len Sami z kabul ed erek - gerek Tanry bulup, sonunda dnyaya egemen olmaktan (die Welt zu beherrschen ) ibaret olan eilimlerini (Beruf) serbest brakabileceklerdir (s. 258, 119). Sanat ve devlet arac lyla, hem kuramda, hem uygulamada dnyaya egemen olmak. HintGermenlerin buyurgan erkekliinin bu geri arl, Graunun, kitabm, gksel dnler sresince cinsel rollerin evlilik oyunu stnde durarak bitirmesine engel olmaz. Zira bir kadn kocas iin ne ifade ediyorsa, Tanr da Samiler iin onu ifade ediyorsa da, bu, yeni bir zaman iinde, Samilerin, diillemi Hint-Germenlere kar erkek grevini stlenme lerini hibir ekilde yasaklamaz. Gerekten bir kadnn karakterini ve varlnn anlamn bir adamla olan evliliiyle ve bu evlilik ierisinde temellendirmesi gibi, Hint-Germ enler de, burada Sami erkek e rol n oynayan sann dinine dnmekle, eylemlerine bir anlam bulurlar. Bylece Samilerin erkek ruhuna kar, Hint-Germenlerin diil do as (s. 258), tektanrc okun ald yne gre aklanr. Unutmamak gerekir ki, hem karmak, hem de basit olan bu tablo iinde, Tanrya sunulmu olan tektanrc e olan kadns Sami, bir branidir; oysa, Hint-Germenler iin rnek olan erkeklemi Sami, eskiden oktanrc olan, Tek Dine dnmekle kurtulmu bir baka Hint-Germendir. Graunun sk sk tekrarlad ey: Yunanllardan ve Romallardan bize harabeler kalmtr. Samiler zerinde zamann hibir etkisi olma9) Die Ehe zwischen semitischem Geiste und indogermanischer Natur ist eine im Himmel beschlossene (s. 257).

1 3 8 CENNETN DLLER

mtr. Durmadan canlanan eilimleri, ebedi bir Tanndan onlara ann da gelen tkenmez bir hzineden fkrr (s. 260-261). Hristiyanlam Hint-Germ enlerce sindirilen bu deimez pay, ada kltr iin, tek yaam srdrme umududur. Deerli Sami tektanrcl paracnn bu mucizevi elde edilii olmakszn Hint-Germ enlerin bylesine zengin anamal onlar an cak iflasa, Bankerotta gtrebilirdi (s. 260). Sonu olarak, Lutherin yaptnn anlam, Samilerle Yafetin10 ocuklarnn kutsal birliini ger ekletirmek oldu. Zaten Reformun baarsn salayan da bu bala ma idi (s. 2 3 5-236). Saminin tektanrc , ona baka bir yerden, esas ve kurucu olan bir te yerden gelir. Bu uzaktaki yerin kalbinde ldayan ey hsmlk kaynadr. Zamanda ve meknda Hint-Germen eylemlere bir anlam vermek iin, zamann yok etmedii, gksel evlilikler sresin ce Kilise tarafndan takdis edilen bu Sami kvlcm, mutlak bir gerekli likten doar. te bunun iin, Hristiyanl Samiletirdikten sonra, ona, var olan tektanrsal hzineyi ykleyen Grau, Hint-Germenleri Kiliseye balla arr. Unutkanlk, onlar, anamallarnn kaybna ve pagan tasvirciliine dmeye gtrecektir. Cismani kuvvetten do an, tanrlarnn deikenliinde ve grlebilirliinde demirlemi olan yaratc nitelikleri, anlam ve zafer taycs Hristiyan bir tektanrclm birletirici dzenine boyun emek zorundadr. Gerek Birlik dinini btn halklara daha da iyi salamak iin, tanrsal btnlklerin okluunu yok ederek yeryznn tamamn da btn dizlerin bkldn1 1 daha iyi grmek iin, son olarak, uygarlmzn (Kultur) Hristiyan tektanrclmn unsurlar iinde dnlen bir Weltkultur12 (Dnya uygarl) olmas iin yazar, kendisi ne, temennileri boyutunda bir tarih anlatmak zorundayd. Gelecee egemen olmak isteine yant veren, bir gemi insanlk tarihini kendine ve bakalarna anlatmak. Bu, Knigsberg ilahiyatsnn retisinin de tanklk ettii, her ynyle tutarl bu mukadder tarihin bir blmdr.

10) Grau, ayn biimde, Hint-Germenlerini belirtmek iin eski Yafeder formln kullanr (bkz., rnein, s. 235 ve 250). 11) R. F. Grau, Ursprnge und Ziele..., s. 3. 12) Grau, "Zivilisation terimini Kuiturun bir eanlamls gibi, sk sk kullanr. Ama XIX. yzyl Almanyasnda bu iki kavram arasndaki fark iin, bkz. J. Starobinski, Le mot civilisation, Le Temps de la rflexion, 4, 1983, s. 42 vd. ve baz kaynaka bilgileri iin s. 13, n. 1.

Ariler Gibi Samiler

Budapetenin gneyinde, Baloton gl ve Tuna arasnda, M acar hkmdarlarnn ta giydii eski Alba Regia, Zigetvar kenti bulunur. Ignaz Isaac Jehuda Goldziher 22 Haziran 1850de bu kentte dodu. Deri ticareti yapan orta halli bir Yahudi ailenin ocuu olan Goldziher, ilkokula giderken ayn zamanda geleneksel dini bir eitim ald. Klasik ve Talmudik olan ikili reniminin ardndan on yanda sistersiyenlerin ortaokuluna girer. Harika bir ocuk olarak, iki yl sonra Yahudi duas1 konusunda bir risale yaymlar. 1978e kadar yaymlanmayan gnlnde Goldziher, dindalar arasnda ok kt bir n kazanmas na neden olan bu kk kitab hatrlar. zgr dnr" olarak kabul edildii iin hrpalanr ve Spinozac2 olarak grlr. Tccar babann
1) Sichat-Jiczchak. [shakn duas ya da konumas], AbhandlungberUrspnmg, Eintheikmg und Zeitder Gebete vonl. G., Gymnasialschler in Stuhhveiszenburg (Almanca, doduu kent), Johann Herz, Pete, 1862, 19 sayfa -B.Heller'in Bibliographiesinde anlan benim grmediim belge- (bkz. aada, n. 8), s. 17. 2) Spinoza'nn Amsterdam Sinagogu tarafndan afaroz edildiinin unutulmad geleneksel Yahudi evrelerinde yaygn hareket (yukanda, s. 40). Bkz. I. Goldziher, Tagebuch, yayma hazrla yan A. Schibe Leyde, 1978, s. 22.

1 4 0 CENNETN DLLER

iflas, aileyi 1865de Budapeteye yerlemeye zorlar. Delikanl lise yeterlilik snavm orada, Calvinci Gymnas/umda hazrlar ve daha o zaman niversitede Armin Vmbrynin (1832-1913) derslerini izler. Goldziher, on sekiz yanda Almanyaya gider. Berlinde, her ikisi de Wissenschaft des Judentums'un 3 temsilcisi olan ve Ortaada slam ile Yahudilik arasndaki ilikileri ok iyi bilen reformcu haham Abraham Geigerin (1810-1874) ve Moritz Steinschneiderin (1816-1907) ders lerini izler. Yahudilik bilimlerinin bu aklc akmna yaknlk duyan Goldziher, kendisini F. M ax Mllerin mitler bilimini, halklar psiko lojisi ve dilbilim4 renmeye tevik eden H. Heymann Steinthalle (1823-1899) de karlar. 1869 kesin karar yldr. Goldziher, Leipzigde H einrich Leberecht Fleischerin (1801-1888) rencisi olur. Silvestre de Sacynin (17581838) rencisi olan bu byk filolog, Collge de Francen bu byk retmenin yannda Arapa, Farsa ve Trke renimi grmt. Fleischerin idaresinde Goldziher, yirmi yandayken, ubat 1870de doktorasn5 verir. Hollandada Leydede bir sre renim iin kaldk tan sonra Budapeteye dner. niversitede doentlie (Privatdozent) atanr. 1892de Budapete Bilimler Akademisine ye seilmi, pek ok bilimsel demein yabanc yesi olmu, bir ok kez Almanyada, ya da Cambridgede - 1 8 9 4 de, burada kendisine bir krs verilmitir- grev almaya arlm olan Goldziher ancak 1905de, Budapete niversitesinde Sami filolojisi krssn elde eder. Bundan nce, otuz yl boyunca zgr Yahudi topluluu tarafndan cretli sekreter olarak altrlm ve ayn zamanda 1900den beri haham seminerinde ders vermitir. Fakat, Goldziher her zaman Yahudi incelemeleriyle ilgilendiyse de, onu uluslararas ne kavuturan slamoloji almalardr.

3) 1810 yllarnda gelien ve ilk tanmlarn 1822de Zeitschrift fr die Wissenschaft des Judentumsda bulan Yahudilik biliminin kurucusu olan Leopold Zuns (1794-1886) ile ilgili olarak bkz. B. Dinu Wissenschaft des Judentums, Encyclopaedia judaica, 16. cilt, (1971), kol. 570-584. Gene bkz., D. Bourel, La Wissenschaft des Judentums en France, Revue de synthse, 1988, 2, s. 265 vd 4) H. Steinthal kaynbiraderi Moritz Lazarus (1824-1903) ile, 1860da, Zeitschrift fr Vlkerpsychologie und Sprachwissenschaft'! (1860-1886) kurar. 5) Studien ber TanchumJershalmi, Inauguraldissertation, Leipzig, 1870, Eski Ahitin, XIII. yzylda Arapa yazan bir Yahudi yorumcusuna vakfedilmi tez.

ARLER GB SAMLER 141

13 Kasm 1921de Budapetede ldnde Goldziher bir slam olo ji6 ustasdr. Dnceler tarihisi, filolog, hal ve artlar adam7 olarak yapt, yzyln dnemecinde fkhn ve Mslman topluluun8 oluu munun anlalmasnda yeni bir aamadr.

Halklarn Mitoloji Hakla


1876dayz. Goldziher ksa bir sre nce branilerde mit ve tarihsel geliimini9 yaymlamtr. Kitabn ana dili olan M acarca ile kaleme alr, fakat onu bir yaymcya vermeden nce drt yz sayfasn Almancaya evirme zenini gsterir. Bununla birlikte, onu sunduu bu geni kitle tarafndan anlalma ansnn az olduunu bilir. Genlik kitab olan bu denemede, mitolojinin, btn insan topluluklarnda ayn biimde ilediini kantlamak ister. A ratrm asnda ibranilere ayrcalk verm ek ister. Kukusuz, Wissenschaft des Judentums un yeni klarndan etkilenmi olarak ata larnn dinine eletirel ve tarihsel bir akl uygulamak arzusundadr. Fakat brani anlatlarn incelemeyi de seer, nk bu halk, baka Samilerin tersine mitlerden yoksun olarak kabul edilmitir. Kaynakla6) Bu konuda, J.-J. Waardenburg 1963de unlar yazyordu: Bizim grmze gre, Goldziherin Islamolojiyi, szcn tam anlamyla, tarihsel bir bilim olarak kurduunu sylemek te abart yok ( ...) (Ustam dans le miroir de Occident. Comment quelques orientalistes occidentaux se sont penchs sur l'Islam etse sont form une image de cette religion, Paris-La Haye, 1969, s. 244). Ve aada, 8. notun sonu. 7) Macar Milli Eitim Bakanl tarafndan grevlendirilen Goldziher, Kahire'ye, Suriyeye ve Filistine gider (Eyll 1873-Nisan 1874). Kahirede, bir Avrupal iin istisna olarak, kendisine El-Azhar camiinde renci ihram sunulur. Gene Kahirede, byk Hidiv ktphanesini ynetme davetini reddeder. 8) Biyografi ve kaynaka bilgileri iin, onun, daha nce anlan, Tagebuch adl yaptndan baka, bkz., L. Massignon, Ignace Goldziher (1850-1921). Notes sur sa vie, ses oeuvres et sa mthode, Revue de l'histoire des religions, 86, 1922, s. 61-72; B. Heller, Bibliographie des oeuvres de Ignace Goldziher, Paris, 1927; J.-J. Waardenburg, a.g.y., ; R. Simon, Ignc Goldziher. His Ufe and Scholarship as Reflected in his Works and Correspondance, (1. Goldziher ile T Nldeke arasndaki mektuplamadan seme mektuplar ieren), Leyde-Budapete, 1986, s. 11-76 (kaynaka bilgileri iin). Goldziherin yaptnn bugnk kullanmlar iin, a.g.y., s. 103-104, 124-125 ve 160. 9) I. Goldziher, Der Myt/os bei den Hebrern und seine geschichtliche Entuiickelung. Untersuchungen zur Mythologie und Religionswissenschaft, Leipzig, 1876. Ertesi yl, bu kitabn Londrada Longmans Greende, Russel Martineaunun yapt ngilizce evirisi, H. Steinthal'in iki denemesiyle geniletilmi olarak yaymlanr (1882de tekrar yaymlanr, ve New York, Cooperda 1967 'de bir kez daha yaymlanr). Bu kitabn varl konusunda dikkatimi eken, Hayfa Universitesinden Maurice Kriegele dosta teekkr ediyorum.

1 4 2 CENNETN DLLER

nnn bolluuna karn branilerin mitolojisi, mitoloji incelemelerinin her zaman vey evld (Stiefkind , s. 1 3 )10 oldu. Bu halk, Yahudi ve Hristiyan ilahiyatlarca, haksz olarak, imgesiz, tarihsiz bir evrene kapatld. Bilginlere gelince, onlar da branileri, Batda mitin ve akltn1 1 oluturduu dinamik iftin byklnden ve tehlikesinden ko rumay srdrrler. Sanki srail halk, eski topluluklarn tarihinde, gerekten, bir ilk tektanrcln seilmi koruyucusu olmutu ve bu eski topluluklarn doru yoldan km btn teki halklar, belleini yitirmi tanklar idiler. Kitabnn ilk cmlesinden balayarak Goldziher okuyucuyu uyarr: Bir brani mitolojisi sistemi nermek (s.VII) niyetinde deildir. D ile i, karlatrmal mitolojinin iki byk ustas, A. Kuhn (1812-1881) ve F. Max Mller tarafndan nerilen modelleri kabul ederek, Sami incelemelerini yenilemeye katkda bulunmaktr. Onlar kurucu baba lar olarak selamlarken, gene de baz temel noktalarda onlara kar kacan hemen bildirir. Zira, her ne kadar onlann izleyicisi olduunu sylese de -v e kitab, arlklarna varncaya kadar bunu gsterirGoldziher ne a priorileri, ne de stadlarmn sonularn kabul eder. Tutkusu ikilidir: Ari incelemelere daha imdiden pek ok hizmet lerde bulunan yeni mit biliminin12 dilbilimsel analizlerini sistemli bir biimde Sami alana uygulamak; bylece byk n sayesinde evrensel doruluu kantlanan bu yntemin bilimselliini gstermek. Bu son nokta onun iin belirleyicidir, zira Goldziher, mitlerin yaratlnn, tarihlerinin bir annda, ayrmszca btn halklarda bulunan psikolojik bir gerekliliin sonucu olduunu kantlamaya alr. O andan balayarak, Goldziher Sami lde doan her miti ortaya karmay dener. En kk atmosfer deiikliklerine, gece gklerin younluuna ve gnn aydnlna dikkat ederek, H int-G erm en1 3 mitolojisine yeni bir kap aan iki yorumlama sisteminin byk ahsi
10) Gndermeler, kullandm 1876 basmnn sayfalannadr. 11) Birinin, tanmn dierine gre bulduu XIX. yzyldaki Ari-Sami tartmalarnda, mit ve akl, sanatlarda ve bilimlerde yaratc imgeleme yetisi, genellikle Arilerin saygnlna aittir, Samiler, tkenmez bir dinsel hisseyi temsil ederler, (bkz. yukarda, s. 80 vd., 89 vd., ve n. 32, s. 137 vd. ve 146 vd. 12) nsznde (s. XXI vd.), Goldziher, bu yeniletirici yolda kendinden nce gelenlerin yaptlarn, zellikle brani mitolojisi iin, H. Steinthal hatrlatr. 13) Goldziher, Hint-Avrupa aratrmalar alann belirtmek iin, ya Ari terimini, ya da Hint-Germen szcn sk sk kullanr.

ARLER GB SAMLER

143

yetlerince ortaya atlan, hava deiiklii iaretleri (Kuhn) ve byk gne miti (Max M ller)14 konularnda aratrmaya giriir. Bylece, ncil iirinde, oklarn yardmyla (gnein nlan), kaveren (imek) ya da dolanan bir ylanla (yamur) savaan gnesi bir. Yehovann izlerini tayan dnya grn ortaya koyar. Yldzla canavar arasn daki -Yunusun yksnde de var o la n - bu atma biimi, pek ok baka mitolojilerde de bulunur. Yalnzca srail halknn tarihinde gr nen tektanrc gereksinme, Yehovann gnein yerine konmasn zo runlu klar, (s. 33, s. 3 2 9 ). Baka bir yerde, okuyucularn en kukucu olannn bile, Samsonun savalarnda n karanlklarla olan at masn grmeyi reddetmeyecei yerde ise, baka bir yol izler. Fazladan, kahramann brani ad Shimshcm, hemen, gne anlamna gelen shem esh i anmsatmaktadr (s. 25-26 ve 3 0 0 ). O dnemde beenilen kuramlarn mekanik uygulanlarnn dnda, Goldziherin, brani mitolojisinin bir sistemini deilse bile, en azndan, bu halk Arilerinkiyle karlatrlabilir oktanrc bir evreden, hibir ekilde kkensel olmayan bir tektanrclk biimine gtren tarihsel-siyasal yava geli im hakkndaki grn sunduunu greceiz. Fakat, bu kitapta giriilen i zahmetlidir. Klasik retim, zihinleri Yunan ve Roma yklerinde mitsel olan tanmaya hazrlarken, ncilin okul ocuklanna, hibir zaman eski efsaneler btn olarak tantlmamasndan dolay, bir brani mitolojisi dncesi acayip grnmektedir. Geleneksel Arap efsaneleri de o denli uzaktrlar (s. X X V II ve 209 vd.). Ama gene de onlarda, yldzlar arasndaki birlemelerin ve kavgalann yksn anlatan gerek gebe mitleri (s. XXIX) bulunur. Bylece Goldziher -Sam ileri unutm adan- btn halklarda miti tanmlamaya engel olan direnmeler konusunda nlem alr. Etkisiz klmaya alt bu reddetmeler yalnzca ilahiyatla ilgili deildir. Bir nakil gerekleebilmitir. Baz kltrlerin mitoloji yeteneksizliklerini dorulayan eski dinsel nedenler, rk dncesi sayesinde yeni bir bilimsel geerlilik kazanr. Halklarn hepsinin mitolojiye ak olmadk larna inanmay tevik eden bilim sylemlerinin kk sald Ari alanda balayan abalara benzer bir ekilde, Sami alann tamamn karla trmal bir incelemeye tabi tutm ak, mitolojisi olmayan rklarn
14) E Max Mlle; zamannn karlatrmal mitolojisinin, meteorolojik ve gnee degin, bu iki eilimini sunar. (Nouvelles Leons sur la science du Icmgage (1863), Paris, 1868, 2. cilt, s. 271 vd.).

1 4 4 CENNETN DLLER

(unmythobgische Rassen) varln kabul eden n yargnn (Vorurtheil, s. XV ) terkedilmesini gerektirir. Goldziher, zamannn karlatrmal mitolojisinin varsaymlarn dan uzaklamadan u muhakemeyi benimser: Mit, bir topluluun bnyesinde, kiilerin doal olgular nasl kavradklarn tanmlar. Eer bir bireyler grubu, ancak -m itlerinde aka aktarlan- ayn dnya grn paylatklar gn bir halk oluturuyorlarsa, mitolojisi olmayan halk dnlemez15. 0 halde, mitoloji kltr toplumun olumasnda ve gelimesinde vazgeilemez bir rol oynar. Hibir halk, dilin szckle ri yardmyla mitler uydurarak doal evreyi alglaylarn -ya da sezi lerin i- formllere dken insan zihninin zorlamalarndan kaamaz. En kk bir mit yaratamayan bir rk tehis etmek, halklar psikolojisi asndan, marazi bir rkn (s. X V ) varln kabul etmek olurdu. Goldziher, hibir mit izi tesbit edilmeyen bu halklardan sz eden etnoloji almalarnn, daha basit yklerdeki miti tanmadan, mito loji bal altnda yalnzca karmak fablleri snflandrmasnn hak szlk olduunu syler. Karlatrmal mitoloji stadlaryla birlikte Goldziherin dnd gibi, eer mit, doal olgularca duyular zerinde yaratlan izlenimle rin imgelerle dolu szlere konmas ise, mitolojinin gelimesi iki tr etm enin badamas sonucu meydana gelir. Bir, psikolojik trden olanlar: Bunlar, etnolojik durumlardan, ya da, u ya da bu halka mal edilen rksal niteliklerden bamsz olarak ruhun yaamna (das Leben der Seele, s. 45) egemen olan ayn genel yasalardr. Bundan sonra, ayn ekilde mitolojiyi belirleyen culturhistorisch tir ve kltr tarihinin deiimlerinin etkisi altnda bulunur. te bunun iin mit, onu anlatan halkn zel tarihi tarafndan igal edilmitir. Bundan da, m itle bir topluluun toplum sal, ekonom ik ve siyasal tarih in in etkileimlerinin younluu doar. Eer hibir ey halklar psikolojik olarak birbirinden ayrmyorsa, hepsi m itoloji retim inde ayn yetenee sahipse, mitlerin eitliliini, toplum halindeki yaamn farkl biimleri oluturur. Gebe olmu avc ya da balk gruplar, doay baka trl alglar. Korkular, istekleri ve karlar deitii iin mitleri deiiklie urar. yleyse, bunlar, tarihsel olaylarn boyunduruu al
15) Goldziher, F. W. J. von Schellingin (1775-1854) Mitoloji Felsefesine Giri| (1856) balkl yaptn anar ve F. Max Mllerin ona bavurduunu hatrlatr (s. XVI).

ARLER GB SAMLER 1 4 5

tndadrlar. Eer Goldziher, mitik dizilerdeki deiimi niteleyen yava lklara dikkat ekiyorsa, bu, aka, bu uzun zamann dikkate alnmas iindir. Kk kronolojik blmlerden ok, byk kltr dnem leri (s. 62) halinde anlalmas gereken bu mitler tarihinin zgl ritmlerine dikkatli olmak, yeni karlatrmal bilime dmektedir. Mitolojinin gelimesinin bu tarihsel-kltrel kavran, mitin, kltr alannn sadk bir aynas olduuna (s. 46), gcn buradan aldna dikkat etmeye gtrr16. Goldziher, ona gre halklarn davran zerinde hibir zel etki iermeyen rk szcn sk sk kullanr. Analizleri M. Lazarusun (1824-1 9 0 3 ) V lkerpsychologiesin d en esinlenir17. Bir M enschheits' psychologie (s. 46) olan bu reti, ilke olarak, her topluluun davran larnn eitlilii altnda, insan dncesinin yasalarnn aynln ka bul eder. Goldziher Vlkerpsychobgie'yi Rassenpsychologieden ayrmaya zen gsterir. Halklarn psikolojisinin konusu ayr halklarda deiik gelimelere neden olan eyin, insan yaamnn ayn yasalar olduu nu gstermektedir. Birbirlerine ne kadar yabanc, ne kadar uzak olur larsa olsunlar, bu halklarn psikolojik gcnn zdelii gven altnda dr. Bu anlamda rklarn psikolojisine gelince, byle bir ey yoktur18. yleyse, mitler biliminin, rk snflamalaryla istila edilmeye izin vermemesi gerekir (s. 21). Tersine, karlatrmal mitolojinin iyi bir kullanm, rk ayrm yapmakszn, btn insanln mitlerinde, ayn ana emalarn ortaya karlmasn salar (s. 108). Gne nlarnn ve gece karanlklarnn alglan kadar evrensel olan bu mitoloji tipleri zellikle A ri deildirler. Goldziher, tarihsel kltrlerin eitliliini bir kenara atmadan, branilerin mitini, btn insanlk iin ortak olan kategoriler iinde dnmek ister. Tektanrc igdnn" (s. 10 ve 3 1 6 )19 eletirisini yaptnda Renana kar hakl ise de, F. Max Mller, mitolojik cmle kuru luunun Ari rka20 zg olduunu kabul ederken aldanmaktadr.
16) Goldziher, btn bunlar A. Kuhnda da okumutur (s. 92). 17) Bkz. yukarda, s. 140, n. 4. 18) Eme besondere Rassenpsychologie aber gibt es nicht" (s. 46). 19) E. Renan, Nouvelles considrations sur le caractre gnral des peuples smitiques, et en particulier sur leur tendances au monothisme, Journal asiatique, 1859, s. 426. Bkz. daha yukanlarda, s. 82 ve 93. 20) Goldziher, s. 10, (ngilizce evirisinden) F. M. Mller'in Le monothisme smitiqueini anar, Essais sur Histoire des religions, G. Harris'in evirisi, Paris, 1872, s. 503.

1 4 6 CENNETN DLLER

Szcklerin yklemli anlamn unutmay (s. 49) yasaklayan bir Sami szck hazinesi kendini gsterdiinde, gene yanlg ierisindedir. Sanki Sami szcklerin saydaml, her doal olguyu ak ak belirlemeye izin verir ve sanki, artc bysyle yalnzca Ari szck mitoloji retir. Goldziher, Ari szcklerin anlamnn unutuluunda, mitlerin temel ve hastalkl kaynan gren Mllere kar kar. Daha ok, doal bir grnm iaret eden bir szcn anlalmazlnn bir mitin domas iin art oluunu kabul etmez. Doal bir olgunun bir algsn adlandrmak mit yaratmak iin yeterlidir (s. 50). Gne, Ay, afak gibi, Eskilerin m itolojisinin bu n rnekleri, ne bir unututan, ne de baz dil karklndan yararlanarak ortaya kmtr. Yunanllar daki Eosun ve Selenenin kardei Helios, Latince Aurora anlalmaz bir dil etkisinin sonucu deildir (s. 50). Goldziherin tasars: Ne denli insanlara ait olduunu gstererek mitolojik ilevi Ariden arndrmak, Ari incelemelerde baaryla uygu lanan yntemleri Sami dnyaya ithal etmek. Verdii szleri tutan Goldziher, okuyucuyu, birtakm byk brani kiilerin bazen gnesi grnlerini, bazen aya ilikin zelliklerini tanmaya gtrr, akla yakn bulduunda ise, onlarn Arap karlkla ryla yaknlklar kurmay unutmaz. Bylece, ister eylemleri nedeniyle olsun, isterse adlar yldzn baz anlarn canlandrd iin olsun, etimolojisi gnein hafif krmz nlarn21 anmsatan Ademin duru munda olduu gibi, Adem ile Havva (s. 255), Nuh (s. 383) ve ilk peygamberler (s. 21 vd., 38 ve 109 vd.) bir gne mitolojisinin belirtile ri olurlar. Ve eer Tek Tanrnn oulu olan E lohim tekil olarak ya da bir ululuk oulu olarak anlalyorsa, bu, Sam i oktanrchmn bir kalntsn oluturduu iindir (s. 327). branilerin mitolojisi Yunan ya da Hint dizileri gibi incelenebilir, hatta incelenmek zorundaysa da, Goldziher, Haggadann (s. 34 vd.) haham ca yorumlamalaryla zenginletirilmi olmasna karn ncildeki malzemenin, byk A ri freskolarm zenginliini sunmadn belirler (s. 21). Kukusuz, mitin kkensel ekirdei (s. 23) baka yerde olduu gibi burada da kaynan doal olgularda bulur. Bylece, ilk peygamberlerin eylem ve szleri, hatta adlar bile, doal grnle
21) Adem adn bir yeryznde yaayan kii olarak okuyan F. Max Mllerin grne kar (s. 255, n. 1).

ARLER GB SAMLER

147

rin bir yorumunun iaretini tar. Bununla birlikte, bu mitlerin tarih sel geliimini22 deerlendirmede bir kesinlik kendini zorla kabul etti rir: branilerin zelliini belirleyen ey, kendi m itoloji malzemelerini tarihi kiilere, siyasal ve ilahi bir sistemin kurucusu atalara dntr meleridir. Yunanllarn oktanrclnm, tanrsal kudretlerine ve kah ramanlarna bir vcut verdii yerde, tektanrclk bunu tarihten yarat mak iin, brani mitolojisini ezmitir (s. 2 3-24). ibranilerin ulusal tarihi, Kenan lkesinde, gebe kavimlerin bir vatan fethetmek iin rdn nehrinin sa yakasna getiklerinde ba lar (s. 281 vd.). Dinsel ve siyasal kltrleri yerli halknkinden ylesine aadadr ki, braniler, yeni komular Fenikelilerden, olduu gibi krall ve saysz baka kurumlan alrlar. Goldziher iin kabul edilebilir tek aklama byledir. Siyasal gemii olmayan (s. 293) gebe bir halk, birdenbire bir kent yaam tarz kuramazd. Tapnak, ruhban ve yarglar Fenikeli kartlarndan esinlenilerek yerletirilmitir (s. 292 vd.). yleyse bu, Kenanl ve Fenikeli kltrlerin zenginliine boyun een, dnce ve ruh bakmndan fakir (das geistig arm e Volk, s. 299), muzaffer bir halktr. Gebe mitolojisinden onlara kalan ey, ibranile rin ulusal bilincinin uyan (s. 303) ortaya kt anda siyasetin yollarn benimserler. Bu uzak zamanlarda, modern zamanlarda olduu gibi, ulusal ate lilik, uydurulmasna katkda bulunduu mitleri etkiler. O zaman, ibrani ler, gnlk siyasal olay yeni bir meruiyet iinde yazabilmek iin, kahramanlann tarihncesi bir soya ait gsterirler. Eer brahim btn halkla rn babasysa, ibranilerin de atasdr (Tekvin 14, 13; 17, 4-5), bu da, torunlarna dmanlarn knama iznini verir (s. 306). Hama gelince, utanmadan babasnn plakln gren bu oul, kendi Kenanl soyunca lanetlenecektir (Tekvin 9 ,1 8 -2 6 ). Burada retici bir sylemin n ite liklerini alan ulusal tutku (s. 307), eski bir gebe mitinin gne kahraman olan Nuhu ata kiiliine dntrr. Sulu olan Hamla deil, fakat onun olu Kenanla23 karlamasnda Nuhun onu knay, ibranilerin fethini aklayabilir ve durum elverirse hakl karabilir.
22) Kitabn bal ile nerilen geschichtliche Entwickelung sz konusudur, (bkz. yukarda, s. 141, n. 9) 23) Ham Kenann babasyd, Tekvin 9, 18 ve 26. ayetleri arasnda iki kez tekrarlanan forml.

148 CENNETN DLLER

Goldziher, bir blmn tamamn ilkel mitlerle branilerin yeni ulusal kimlikleri arasnda kurulan sk balara aynr. Dman topranda fatihler olarak tarihsel bir meruiyet arayndadrlar (ein historischer Rechtstitel, s. 3 0 3 ). Eski brani mitolojisini tamamen formlletirerek, Kenan lkesine yerlemelerini yneten, uzak atalarnn yer ald, tarihncesinin siyasal bir tarihini tasarlarlar. Yeni ortak bilinlerinin aletleri, tarihsel oyuncular olarak ulusallatrlan bu mitoloji kiileri dir. Goldziher, bu siyasal dncenin ne olduu zerinde srarla durur (s. 3 3 1 ): Her ey bitince, fetih gn brani halknn bu topra ezelden beri kendi mlk olarak seebilmesi iin, ilk peygamberler dnemine, bir toprak edinmenin kanlmaz gerekliliini maletmek sz konusudur. Ulusal bilince varmalaryla braniler, yava yava Kenan ilinden kurtulacaktr. Fakat, hibir zaman, brani ruhunun en iyi tarafn (s. 315) oluturan yabanc etkisini yok edemeyeceklerdir. Ulusal uya n, onlara, bu yabanc deerleri, tamamen bamsz bir anlayla bir letirerek sindirme olanan salamtr. Kitabnn son sayfalarnda Goldziher, deiik bir gle baland u dnceyi yeniden ele alr: Harika olann tek ltnn iinde bulunduu yer, zgnlk deildir (s. 390). Yabanc eleri sindirerek gelien bir uygarlk, daha az uyumlu bir btn oluturmaz. Goldziher zaman iinde gelien bir kltrn deerlerini gelecee brakmay, balanglara yaplan vgye, kkenlere duyulan zleme tercih eder. Bylece, bir ulusun zgnl baka yerden gelen kltr biimlerini sindirme yeteneinden doabilir, bu, onun bamsz yara tc bir g yoluyla ne kavumasn engellemez. Bu konuda Goldziher, zamanndaki pek ok bilgini rahatsz eden belli bir soruyu tartmaya aar. Eski ran m brani edebiyatn etkiledi, yoksa tersi mi oldu? Ari, Samiye her eyi retti mi, ya da onda uygarln babasn grmek gerekir mi? Goldziher, nce, Tevratn her ayetinde bir ran kayna bulmak istemek, kesinlikle bir tane bile bulunamayacan sylemek kadar yanltr (s. 3 8 9 ), der. Bu soruya, kendisi iin daha da nemli olan baka trde bir yant da verir:
[...] branilerin okuluna ranllar gtrmek iin kendimizi zorlarken, brani (edebiyatnn) onurunu kurtarmyoruz (s. 391).

ARLER GB SAMLER

149

Yehova run Kozmopolit Karakteri


brani dininin tarihini niteleyen en yksek nokta dahice bir yarat dr (s. 3 4 8 ): Yehova-Dncesi (der Ja h v e-G ed a n k e). branilerin tek zgn dncesi bile olsayd, bu, onlara, dnya tarihinin sayfalarnda srekli bir yer salamaya yeterdi. Bu Yehova-Dncesine ne belli bir kken bulmak, hatta, ne de onun ortaya kt an bulmak mmkndr. O halde, Goldziher, peygamberlerin sesinin, onu metinlerde ne kavuturduu zamandaki tarihsel etkileri yakalamay tercih eder. Yalnz Allah-dncesi (der A llah-G ed an ke), ayn dinsel ykseklie eriemeden onunla yara bilir (s. 3 4 9 ). Yehova, slamdan nce de Araplarca bilinir ve A llah ad daha o zaman, slamncesi ilahiyatnda vardr. Bu iki tannsal kavramn saysz ortak yaknl vardr. Bununla birlikte, tarih Yehovay ve Allah ayrmtr. Arap ve brani peygamberlerin bildirileri, onlara ayr almyazlar verir (s. 3 5 0 ). O nedenle, Goldziher Yehovanm kkenleriyle ilgilenmez. O nun iin nemli olan, yalnzca peygamberlerin etkisi altnda, branilerin dinsel tarihinin bir etm eni olduunda, Yehovann iaretini yakala maktr. Ibraniler ne kltr insanlar, ne de bilgin oldular. Kt siyaset iler gibi heyecanl ve her eyden nce bireyliin ve ulusal bam szln (s. 356) olaanst temsilcileriydiler. Yehova, en azndan bir lde ulusal bir tan n olduu iin peygamberler onu tek Tanr24 olarak setiler. Fakat Yehova, peygamberlere nazaran daha fazla, her zaman ve yalnzca ulusal olan dar bir sylemin iinde kalmaz. nce brani halk tarafndan tannan (s. 361-362) Yehova, yalvalk kavram sayesinde btn insanla yaylan kabuln grr. Bylece Yehova, bir dnya tarihinin peygamber lksnn arsna yant verir. Yehovanm bu kozmopolit karakterini, Goldziher, deiik dnemlerin yalvas yazlarnda25 bulur. Yehovamn btn halklar sevdii, bunun la birlikte aslan payn (s. 362) onlarn arasndan bir tekine26 verdii
24) Goldziher, Incilin Tanny belirtmek iin iki forml tandn hatrlatr: E lohim ve Yehova. TekTannnn gerek ad olarak peygamberlerce kabul edilen, bu sonuncusudur. Elohim ise, Tannnn cinse ait, Tann kavramn belirtmek iin kullanlan bir addr. Bu iki Yehovac ve Elohimci eilim iin, s. 357 vd. 25) aya 2, 2-4; Tsefanya 3, 9-10. 26) Bkz. nceki not ve aya 19, 24-25.

1 5 0 CENNETN DLLER

metinlerde, zel ile evrensel arasnda srp giden bu hareketi de meydana karr. ibranilerin srlmesi ve siyasal nedenle srgn edilmesi peygam berliin en tutkulu olduu anlara denk der. O zaman, Kuds Tapna ndan uzakta, peygamberler ve rahipler arasnda ekitirilip duran bir uzlama dini ortaya kar (s. 3 6 7 -3 6 8 ). Bu dnem, ayn zamanda mitler ann sonu olan, ya da en azndan, mitlerin gizli bir anlatm iine saklandklar dnemdir. Eski zamanlarda, brani halk mitleri biimlendirmiti. Peygamber lerin Yehovacl, onlar halkn aznda (s. 369) uzun sre susturamad. Fakat sonra mitler emilerek Yehovada dald. Halk bilincin de (s. 372) bu Tanr, imdi, frtnay ya da olaanst karanl alt edebilir. Bylece Eyp Kitabnda tektanrc, yamurun, i damlas nn, buzun ve krann27 nereden geldiini bilmek iin kendine sordu unda, doann aklayc sisteminin tm tek bir nedenbilime gn dermede bulunur: Yehova.
Bu evrede mit, tamamen yenilmitir (s. 372).

Blmler boyunca Goldziher saysz gsteriyi st ste yar. En kk bir brani efsanesini kabul etmeyi tamamen reddederek bir Sami mitolojisini kabul edenlere, Eski A hitin byk kiilerinin m ito lojik bir oluuma sahip olduklarn ve zorunlu bir dn alma sonucu olumadklarn gstermek ister (s. 15). Daha sonra, brani m itoloji sinde, uzun bir sre tarihsel ve ulusal bir amaca yneldikten sonra, mitler, Yehovann ve peygamberlerin birleik eylemi altnda yok olur. O zaman, Sami tektanrcl dorua ular. Burada, ne buyurgan bir igd (Renan), ne de kkensel bir tektanrclk (Mller) vardr. Mitoloji, sonra ondan ayrlan din (s. 16-17), evrensel bir gereksinime denk dyorsa, onlarn ortak temsil sistemini biimlendiren, halklarn siyasal ve toplumsal tarihidir. Her trl mitolojiden arnm, tertemiz bir Incile sahip olduklar iin branileri kutlayan yazarlara aran Goldziher u yant verir:
Sanki mit, insan yreinin bir lekesi, tiksindirici bir eyiydi (s. 15).

27) Eyb 38. 28-29.

ARLER GB SAMLER 1 5 1

Goldziher, imgesiz altm bir a aratrmaclarna mitolojinin zgr irade sonucu ilenmi bir dnce gnahndan (s. 15) ileri gelmedii ni syler. yleyse m itten vazgeebilen Tanrnn bu setiklerine herhangi bir zamanda rastlayabilmeleri olasl azdr. Goldziherin kar kt bu deiik grme biimleri, itici ortak glerini, kkensel bir tektanrclk dncesinin ortaya kard say sz kuramda bulur. lahiyat n koullarla daha az belirlenmi bilgin ler kadar din adamlarn da cesaretlendiren bu inan, B irden ortaya kan oku gren eski sezgiyi srdrr. Goldziher yal Humeun (s. 317) iitilmemi olmasna yanar. Dinin Doal Tarihin d e (1757) yle yazmyor muydu:
nsan dncesinin doal ilerlemesi gereince cahil halk ynnn, d ncesini, doann eksiksiz kuruluuna dzen veren bu mkemmel Varlka yaymadan nce, stn glerin baya ve allm kavramlarn devam ettirmk zorunda olduklar kesin gibidir, insanlarn kk kulbelerde ve barakalarda oturmadan nce saraylarda oturduklarn, ya da tarmdan nce geometri rendiklerini de bir gzel dnebiliriz ve Tanry tutku larla ve isteklerle, uzuvlarla ve organlarla bezenmi, snrl olmasna karn kudretli bir varlk olarak kavramadan nce, her eyi bilen, her eye kadir, her yerde hazr ve nazr saf bir ruh eklinde anladklann destekleyebiliriz. Ruh alttan ste doru gitgide ykselir; soyutlama yoluyla eksik olandan balayarak, bir yetkinlik fikri edinir; [ ...] 28?

Evren iindeki madde gibi, insan dncesinin tarihi de, Goldzihere gre, her zaman oluum halindedir. Bylece, oktanrclk, her dinsel dnce tarihinin ona doru gelitii bir tektanrclk iinde sona eren mitolojinin gelimi bir eklini sunar. Doaya baknda, siyasal kavramalarnda insanlk, ayn ekilde, daha ok birlie ve soyutlamaya ynelir. Albert Reville (1826-1906)29 -esk i oktanrclklarda tektanrclm kukularn, tohumlarm, nsezilerini30 Goldziherden daha istekle kabul ediyorsa d a - bu ayn dnce akmna tanklk eder.
28) Malherbein evirisinde sayfa 41, Paris, 1980. Goldziher'in and, s. 317-318; yorumu iin, bkz., s. 318, n. 1. D. Hume (1711-1776) tarafndan gndeme getirilen bozuma iin, bkz. F. Schmidt, Les polythismes: dgnrescence ou progrs?, E Schmidt (haz.), LImpensable Polythisme. Etudes d'historiographie religieuse, Paris, 1988, s. 27 v<L 29) Eski papaz ve liberal protestan A. Rville, 1880den 1906'ya kadar Collge de Franceta dinler tarihi retir. 30) A. Rveille Les anctres des Europens daprs la science moderne (A. Pictet, L -E. Burnof, vb. ilgili olarak), Revue des Deux Mondes, 49, 1864, s. 722.

152

CENNETN DLLER

Sonu olarak, benliinin derinliinde sakl, birliin aklc aranna, bu zorlayc yasaya itaat eden insan dncesi, gzlem yaptka ve dndke, gittike daha ok tektanrcla doru ykselir; fakat bu hareket ok ardr, geleneklerin ve alkanlklarn bysyle ge braklmtr ve ancak en sonda olabilen eyi baa koymamak gerekir.31

Goldziherin iten kans da byledir. Dinsel dncenin bir tarihi vardr ve tektanrclk, orada, oktanrcln geliiminin tarihsel bir an (s. 318) olarak ortaya kar. O andan balayarak, Goldziher, branileri balangtaki bir tektanrclk iine kapatma isteinde olan lara, karlatrmal mitoloji ve filolojinin tersanesinden alnm, zama nnn kavramsal aletlerini kullanarak yant verir. O na gre, her ey kltrel geliimle aklanyorsa ve hibir ey kkenlerle aklanamyorsa, hibir halk insanln toplumsal tarihinden dlanamaz. Musaya birdenbire vahyedilmi bir din olmadna gre ne mucizevi bir halk, hatta ne de szm ona doal halde halklar (sogenanntc Naturvlker, s. 323) vardr. Tektanrclk, yeni din bilimlerinin bundan byle hesaba katmak zorunda olduklar tarihsel etmenlerin itmesi ile gitgide oktanrclktan kurtulur. Bakalarnn, Aden (Yeryz Cenneti) (s. 3 8 6 vd.) ve Tufan (s. 381 vd.) mitlerinde ortak bir Sami kken grmek istedikleri yerde, Goldziher tarihsel etkileimleri belirlemeyi seer. Asur-Babil yazlar sayesinde artk, srgnlkleri sresince ibranileri ok zenginletiren kaynaklar ortaya kmken bulank bir tarihncesinin bysn (s. 380) istemek niye? brani Antikama fazla ey atfetmek isteyen, iyi anlalmam bir dine (s. 390) kar, branilerin Mitolojisinin yazar kredosunu yeniden frlatr: Baka yerden gelen kltr elerini kendi icad haline getirmekte onur krc hibir ey yoktur. Zaman bilinme yecek kadar eski bir yerliliin buhar ierisinde, her ulusun kendi atalarn zorla kabul ettirmeye alt kkenlerin dramas yerine, Goldziher, kltr deiiminin ve etkileimin konmasn teklif eder. Bylece her halk, kimliini tam olarak koruyarak, tarihsel, dinsel ve siyasal kkenlerinin okluunu tanyabilir. Kkenlerin parlaklna kar yergileri boyunca, Goldziher, Arilerin ve Samilerin ortak mukadder beiini (s. 390, n. 1)32 parampara eder.

31) A.g.y. 32) Renan, 8. cilt, s. 578 ve yukarda s. 73-74-

ARLER GB SAMLER

153

Eer bu iki aile baz efsaneleri paylayorlarsa, bu ayrt edilemeyen ortak bir vatan nedeniyle deil, fakat halklarn birbiriyle karlamalar ve aralarnda bilgi alveriinde bulunmalarndandr. Bu karlamalar, bazen, tarihin aka kaydetmesi gereken izler brakrlar. Goldziher, kitabnn son szcklerinde, ivi yazl tabletlerin zmlenmesinin her gn zenginletirdii Asur-Babil mitlerinin okunu una dayandrd tm umudunu dile getirir. O zaman, sonu yerine, kendi kitabyla33 ayn ylda, 1876da kan, George Smithin (18401876) iki yaynnn balklarn aktarr. Asurolog, bu incelemelerinde, Yaratla dair ncil ve Kenanl efsaneleri arasndaki tema tik yaknl gsterir. Goldziher, Sm ithin de, Tufann Babil ve ncil anlatmlar arasndaki ayrlklara ve uyumalara iaret ettii sonucuna varr.

Renann Dogmatik Zariflii


branilerin Mitolojisinin (1876) balca hedefi, Goldziherin Fransz ca olarak alntlad (s. 4) -te k tir bu, baka rnei yoktur- Renann aadaki dorulamasnn bozulmasdr:
Samilerin hibir zaman mitolojisi olmad (c.8, s. 148).

Yirmi yl kadar sonra, Goldziher, 27 Kasm 1893te, bir yl nce lm olan34 saygdeer yabanc ye Renann onuruna Anma Syle vi vermek zere Budapete Bilimler Akademisine davet edilir. Byle ce, Histoire du peuple d lsraeli dikkatli bir biimde yeniden okumak ve arkiyat Renana35 yz kadar sayfa ayrmak frsatn bulur. Renann antsal yaptn selamladktan sonra Goldziher, onun, yaamnn sonuna kadar, sadece brani halknn barnda ve hatta gene yalnzca tarihsel ada grnen olgular, btn Sami rkna ak
33) ivi yazsnn zm hakknda ksa bir aklama iin, J, Bottro, Msopotamie. llcriture, la raisem et les dieux, Paris, 1987, s. 75 vd. G. Smith iin, a.g.y., s. 38. 34) Renan 2 Ekim 1892de lr. Bu Discoursun hazrlanmas konusunda, I. Goldziher, Tagebuch, A. Scheiber yayn, Leyde, 1978, s. 153, 159 ve 165-166. 35) Bu Discoursun balnn anlam yledir: Renan mint orientalista (arkiyat Renan), Discours mmoriaux relatifs aux membres dfunts de VAcadmie des sciences de Hongrie, 1894,8. cilt, 2, s. 1-100. Bu Macarca sayfalardan haberdar olabilmeyi, burada alntlanan metinleri eviren Universit libre de Bruxellesden Thomas Gergelynin dostluuna borluyum. Bu metin ler, Discours ksaltmasyla belirtilmitir ve metindeki gndermesiz sayfa bilgilerinin, her zaman branilerin Mitolojisi zerine olan 1876 basksna gndermede bulunduu kabul edilir.

1 5 4 CENNETN DLLER

tarmak arzusuyla kr olduunu iddia ederek, bu byk Fransz ibranibilimci hakkndaki eletirisini srdrr (Discours, s. 29). Peygamberler ayla ve ayn zamanda, slamn dinsel devrimleriyle bylenen Renan, tarihsel olaylar hesaba katmadan tektanrc ig d zerine eitlemelerini yapar ve sonunda, Sami rknn tamamn, Goldzihere gre hibir eyin kuku duymaya izin vermedii bir kkensel tektanrcperestlikle gln duruma drr. Renan, ayn ekilde, Ariler ve Samiler arasnda bir rol blm ve tektanrc zorba bir igdnn egemen olduu ktadan saysz tanrla rn ktasn ayran, alamaz bir snr tahayyl eder. Goldziherinki kadar pozitif olan tarihi bir dnce iin, hibir ey daha az olas deildir.
Yalnzca silahlarn iddetine boyun edikleri iin, yalnzca grnte samimi olan Araplar, peygamberleri tarafndan yabanclardan alnan tek Allah nnde eilirler. Sonunda, tektanrc olduklarnda, halk yaamlar, Hristiyan olduklar zaman Ari halklarn tand deiimden baka dei imlere maruz kalmaz. (Discours, s. 29).

Burada, Arilerin ve Samilerin, mitolojinin bir ayn eletirel tarihi iine yerletirilmesi konusundaki srekli endie kabul edilir. Goldziher, titizlikleriyle karlatrlnca, Renann, kendisi iin bir kaynak yerini tutan benzetirme oyununa zgrce kendisini kaptrdm dnr (Discours, s. 63). Bazen - l n ak ve sonsuz bykl tektanrcl belirledii zam an- topografiye ait olan, bir rk psikolojisiyle bir letirilen bu analizler, onun dinlerin karlatrm al tarihinin (Discours, s. 78) temelini olutururlar. Renan bouna byk bir phecidir, yapt hibir zaman kendini aldatmayan bir dogmatiz min36 kantdr. Yazlarnda oraya buraya sokulmu baz pimanlklara karn, gnlerinin sonuna kadar (Discours, s. 30), Histoire du peuple d israli tektanrc igd stne kurar. Varsaym byledir, oysa ibranilerin m itolojisinin ince oyunlarn analiz eden kimse iin kabul edilemez bir varsaymdr bu.
36) Birka ay nce, 22 Haziran 1893te Socit asiatiquete verdii sylevde: Ve sentetik olan bu yapt bu ynyle bile dogmatiktir: Zira, phecilik grntleriyle ve sonularnn genellikle kararsz oluuyla, yaptnn tamam yakndan biraz incelendiinde aknlkla grlr ki, bu yapt ilk almasndan itibaren karara balanan ve tamamen bilimsel olan deneyimin verilerini nceleyen ya da aan baz mutlak ilkeler tarafndan ilham edilmitir (Bir ksm Renann yaptna ayrlan Rapport annuel, Journal asiatique, 1893, s. 52-53).

ARLER GB SAMLER

I 55

Daha 1876da, Goldziher, byk Sami uzmannn yaptnn, R e nanin btn yazdklarn niteleyen ve sonunda bir dogmaya (s.4) dnen bir sunum zerafetinden37 ileri geldiinin altn iziyordu. Budapete Akademisinde, a pnorilerin ve felsefi ncllerin (Discours, s. 30) Renann yaptn ne lde doldurduunu gster mek iin, halklarn psikolojisiyle ilgili dil anlayn hesaba katmaks zn, Goldziher kendi szlerini tekrarlar. Bu dil anlay Renan dinsel olgular, tarihsel boyutlarndan ayran bir antropoloji uygulamaya zorlar. u halde, dinsel olaylara tarihten baka, ya da ona paralel olacak bir neden gstermek zorundadr. Doal bir zellik, bir igd gibi: Halklarn manevi geliimi, tarihsel yaamlarndan nceki sadu yularna kk salmaz, fakat tarihsel var olular sresince kurduklar temaslarn sonucunda gerekleir (Discours, s. 30).

B ir Mesihi Bilim D
Renann karmak sorunlara38 ak, basit yantlar getirmekten holand yerde, Goldziher her incelemede, aklayc etmenleri o altmaya davet eder. Bu nedenle, onun iin dinin kkeninin ne tek bir sebebi, ne de yaltlabilir basit bir nedeni olabilir. Kukusuz, ruhsal motivasyonlar dinsel duygularn gelimesine katkda bulunu yorsa da, gene de bu, bir blgeden tekine deiir. M acar bilgin, her dinsel fenomenin tarihsel balam iine yerletirilmesini ve onu belirle yen toplumsal tasavvurlara gre anlalmasn da ister. 1910da Heidelbergde yaymlanan Dogma ve slam Hukuku, dinin kkeni sorununu yeniden dnmeyi neren ayrntl bir aklamayla balar:

37) HAvenir de la Scienceta, yaptn tantrken, Renan, bu tr tartmalara onlar priten kabul ederek peinen yant veriyordu (bkz. daha stte, s. 94, n. 58). Gnlnde, 16 Mays 1893 tarihinde, Discoursunu hazrlarken Goldziher, Renan konusunda iirilmi cmleden (geschwollene phrase) sz eder ve ekler: ten insanlar cmle yapmazlar (phrasen) ve cmlelerle hibir zaman gereklere kar klmaz (Tagebuch, a.g.y., s. 159). 38) Daha nce anlan sylevinde (yukarda , n. 36) J. Darmesteter: Bu basit, aydnlk ve buyurgan formllerin dnyada kazand deer bilinir (...) Halk ve halk yazarlarn ayartmak iin bunlar fazla basittiler, zira hayranlk veren aydnlk bir ereve ve tarih ierisinde ynlendirici bir yol sunarlar. Olaylarn orada kendini brakmas iin de fazla basittirler ve onlar daha yakndan incelendike dorulmak zorundadrlar (s. 57).

1 5 6 CENNETN DLLER

Bazen insanda doutan var olan nedensellik bilinci, bazen bamllnn yaratt duygu, bazen sonsuzluk sezgisi, bazen dnyadan vazgemedir ki, dinin tohumunun kp geldii baskn heyecan olarak kabul edilir. nanyorum ki insanln ruhsal yaamnn bu fenomeni, gereklemesinin tek bir nedene balanabilmesi iin ok fazla karmak bir doaya sahiptir. Din, hibir yerde, bize, kendisini belirli tarihsel koullardan kurtulmu bir soyutlama olarak takdim etmez. Az ya da ok yksek biimleri iinde, toplumsal koullarla deien pozitif olgularla kendini gsterir. Araclklary la dinin aa vurulduu eitli olgular ierisinde, yukarda anlan dinsel itiin motorlarndan biri, ya da herhangi bir bakas, kukusuz, stn bir yer alacaktr, ama baka etmenlerin ibirliini tamamyla dlamadan.39

Goldziher, dinler tarihinin akn, insan dncesinin devinimi hakkndaki gryle uyumlu hale getirir. M it kabuundan kurtulur kurtulmaz, ona gre din, en st aamasnda bilimlerde dnce tarihi ni balatan tektanrcla doru ykselmeye -a z ya da ok yksek biimlerinden sz ed er- devam eder. Ayn zamanda, kkendeki mitle din ya da tann bilinci arasndaki her trl karklktan saknmay (s. 16) sk sk tler. Dinselliin ilerleyiini anlamak iin Goldziher, karlatrmal mitolojinin desteini alarak, gelimesinin eitli aama larn anlatr. nce, kekeleyen insan zihninin yamuru ve gne nlarn (s. 16) formlletirdii bu eski zamanlarda, ortak bir ser ven, miti dile balar. O zaman baka bir dinsel uygulamaya sahip olmak psikolojik olarak olanakszdr. Bu mitolojik zamanlarda tanr bilinci ( Gottesbewusstsein , s. 17) erime uzaklnn dndadr. Evrimlerinde ge kalm olarak mitler, gittike daha ok anlalmaz, duyarsz olduklarnda, yeni bir yn alrlar. O zaman, mit malzemesinin bir blm tarihin ya da dinin ilerleyiini benimser ve kalan kendi akn izler. Din tarafndan -y a da tarih tarafndan- sindirilmeyen mitoloji eleri btn halklarn efsanelerine ve fabllerine musallat olur. M itlerin bilinli varl (die bewusste Existenz, s. 63), ilk biimleri tanrlara dnr dnmez, biter. M iti tahtndan indiren ilahiyat tr. Fakat bu, grnen mitin, zellikle yaayan bir eklinden baka bir ey deildir. Yehovacln son aamasnda, tektanrc sre dorua
39) I. Goldziher, Le Dogme et la b i de l'Islam. Histoire du dveloppement dogmatique et juridique de la religion musulmane (1910), Almancadan F. Arin tarafndan evrilmi, Paris 1920, s. 1. Goldziher burada Hollandall dinler tarihisi C. E Tielenin (1830-1902) dncelerini srdrr.

ARLER GB SAMLER 1 5 7

vardnda, yalnzca din mitsel enin reddi (Verneinung, s. 64) olur. Bir kez yok olunca, mitoloji, yerini, sonuncu erginliinde bilimsel bilinle (wissenschaftliche Bewusstsein, s. 17) zdeleen bir dine brakr. Goldziherin bu konuda hibir kukusu yoktur. branilerin Mitolojisinde dinsel olgularn biliminin imdiki zamann dinsel yaam iin byk bir nem tad bizim kutsal inancmzdr (s. X X III) diye yazar. M iti ayrmak, dini derhal gn na karr. Ve paganizmden arnm, ideal bir tektanrcl aklamaya katkda bulunacak ey, her gerein, her ahlaka uygunluun kkeni olan bu yaayan kayna a gtrr. Baka bir deyile, dinsel dnceler, bundan byle dinler biliminin sonular zerine kurulmaldr40. Bylece, Yahudi olarak Goldziher, Mslman okuyucular, slam zerine almalarnda inanlarnn canl glerini bulmaya cesaretlendirmek ister. Tektanrc inancn tehlikeye atmaktan uzak, eletirel dncesinin, Yahudi dininin ve slamn ahlak deerlerine olan takdirini krkledii grlr. 1913te, Yahudi bir topluluk nnde, Stokholmde verdii bir kon feransta Goldziher, atalarnn geleneine vgler dzer:
[...] tkenmi fetii biimlerden km tanr dncesinin kutsal gele nei, salt manevi ve ahlaksal tanr dncesine dnt [ ...] .41

En stn deeri yaam daha lksel, daha ahlaki ve daha mutlu klmak olan atalarnn bu geleneini, Goldziher, ayn zamanda teki geleneklere gre bir hogr ilikisi emreden ey olarak anlamak ister.
Dinin her biimi bir gelenekler oluumudur. Herbiri bir selamet tandr. Bu dnce hogry tohumunda tar. Hogr ona mantksal olarak baldr, ondan bir ayrcalk olarak koparlmamtr.42

Goldziherde, ayn dnsel meknda dinsel dncenin tarihsel eletirisiyle tektannc inancn zirvelerini birletirmek arzusu, enginliin
40) Bu konuda J.-J. Waardenburg, Goldziheri iyi tanyan B. Hellerin yazl baz tanklklarn anar. Goldziherin inanc konusunda yle yazar: Bu akn alevi hibir zaman eletirellii tarafndan sndrlmedi ( slam dans le miroir de l'Occident. Comment quelques orientalistes occidentaux se sont penchs sur lislam etse sont form une image de cette religion [ 1. basm 1961], Paris-La Haye, 1969, s. 17). 41) Waardenburg tarafndan evrilen ve anlan, a.g.y., s. 115 42) A.g.y.,s. 116.

15 8

C E N N ETN DLLER

yeni gleriyle beslenmi zgn bir Yahudiliin ilerleyiine denk der. Bu Yahudilik, hayatta kalmasn, bilimler tarafndan ortaya konan evrensel deerler bekledii iin, her trl dinsel dogmatizmi, her trl siyasal baskcl ve her trl ulusal onuru amay dleyen bir Yahu diliktir. Bylece, yalnzlktan kurtulmu, yalnzca bir Yasayla ya da dinle deil, fakat bir tarihle, bir Yahudi bellekle de zdeleerek, toplumsal-kltrel bir alm deneyebilecek bir Yahudilik. Bu, ayn za manda, eski mesihilik yerine, bilimi, evrensel gvence olacak yeni bir inanc koyarak, kaynaklara dntr. Gen bilgin Goldziher, eski brani efsanelerini, oluum halindeki folklorik anlatlara dahil etmek iin, karlatrmal mitolojiyi titizlikle uygulamay nerir. Bylece, Hristiyan B aty, branilerin m itolo jisini tanmaya davet ederken, 19. yzyldan, Yahudilerin Avrupa kltrnce benimsenmesini istemiyor mu? Yaamnn sonu, Yahudi ve slam bilgini iin, ikili bir yarayla belir lenir. Goldziher vatannda Yahudi kartlna tank olur ve Filistinde Yahudiler ve Araplar arasnda gerilimin younlatn grr. 1919 ilkbaharnda, Yahudi bir ailede doan M acar bolevik Bela Knun devrimci hkmetinin kurulmasndan sonra vahi Yahudi dmanlndan43 oluan maiyetiyle Horthynin kar devrimi gelir. Bu balamda Bilimler Akademisinin bir yesi olan jeolog Ljos Loczy, Yahudi Goldziherin tersine, kfrler savurur. Goldziher, ona ak bir yant verdikten sonra akademik grevlerinden ekilir44. ocukluk arkada Max Nordau (1 849-1923), bir yl sonra, ni versitenin kurulmak zere45 olduunu syleyerek Kudse davet etmek iin ona yazdnda Goldziher gene de siyonist olmad. nl slam bilgini, pek ok baka niversiteye, benzer bir ret yant verdiini hatrlatarak teklifi geri evirir. Macaristan terketmek, ona, vatan asndan bir zveri gibi gelir. Ama, bu kez daveti reddetmek iin fazladan bir nedeni vardr. Nordan, mektubunda, Yahudiler ve

43) 1 Eyll 1919da gnlnn en son notunda Goldziher bu dnemi anlatr (yaammn en mutsuz dnemi") (I. Goldziher, Tagebuch, a.g.y., s. 313). 44) 1876da yedek ye, 1892de olaan ye olarak tayin edilen Goldziher 1911den beri, Macar Bilimler Akademisi ynetim kurulu yesi idi. 45) 12 Mays 1920 tarihli M. Nordaunun mektubu ve 30 Mays tarihli Goldziherin yant R. Simon tarafndan anld, Igndc Goldziher. His Life and Scholarship as Reflected in his Works and Correspondence, Leyde-Budapete, 1986, s. 60.

ARLER GB SAMLER

15 9

Mslman Araplar arasnda dosta ilikiler kurabileceinden sz eder. Bylece bar bir grevi yerine getirmek iin gerekten de Goldziher, btn teki Yahudilerden daha iyi bir konumda olacaktr. Filozof ve doktor, ayn zamanda da Dnya Siyonist Orgtnn46 ortak kurucusu olan ocukluk arkadann bu teklifine Goldziher baka trl bir yant vermeyi seer. Ayn 1920 ylnda, herkesin nn de, rencilerinden birine, Musullu gen bir Hristiyan Araba unu syler:
Senin ulusun ve kendi ulusum iin yaadm. Vatanna dnersen bunu kardelerine syle47.

46) Ayn zamanda bir yozlama kuramcs olan bu haham olunun hayat iin bkz. M. Ben-Horin, Nordau, Max, Encyclopaedia judaica, 12. cilt (1971), kol. 1211-1214. 47) L. Massignon tarafndan anlatlt Ignace Goldziher (1850-1921). Notes sur sa vie, ses oeuvres et sa mthode, Revue de lhistoire des religions, 86, 1922, s. 71-72 ve n. 5.

Demirhanenin Srlan

Btn X IX . yzyl boyunca ncil, yeni Hint-Avrupa arivlerinin peini brakmad. Bylece Hint-Avrupa dillerinin sistemiyle Sami dil lerinin sisteminin karlatrlmas, bililerinin oktanrclyla tekile rinin tektanrcl konusundaki eski tartmalar yenilemek zorunday d. Filoloji bilgisinin teknikleri deimise, karlatrmaclk her ynde gelimise, bu, eski ilahiyat sorunlarnn ilerleyiini zorunlu olarak engellemezdi. Renanm, Pictetin, F. M ax Mllerin ve papaz Graunun yapt larnda, bir Hint-Avrupa uygarl grlerinin hazrlannda sa, devindirici bir rol oynar. Yeni din bilimleri kendilerini aklamak iin, laik bir biimde hem btn dinleri ayn bir planda dzenlemek, hem de bu yeni karlatrmal dzene, gene de mukadder bir Hristiyan anlam dayatmak istiyorlard. Dinsel verilerin dkm kendini dzen lerken, hl hiyerarik eski snflamann etkisi altndadr. nanlarn ve halklarn byk saym, tarihin Hristiyan dorultusuyla zdeleen tek ynl bir eylem olarak kalr. Her hiyerarinin kuraln koyan ayn bir mukadder tema zerindeki deiimlerin, farkl yazar okullarna

DEMRHANENN SIRLARI 161

zg, tarihyazmnn kendi hesab iine dahil edilmeleri gerekirse de, baz szlerin Hristiyan younluuyla yeni din bilimleri1 gibi karla trmal gen filolojinin ilkesel olarak laikletirilmi yazlar arasnda birka gizli geit farkedilebilir. O zamanlar kuramsal olarak birbirine dman olanlar arasnda, ayn romantik duygululuk kendini gsterebilir. Hristiyan tektanrcln kkenleri karsna yerletiklerinde, on larda da ayn bir soykt endiesi grlr. Aydnlatc bir soy zinciri ierisinde birbirini anlamak iin, Tek Tanrnn Ari kullanclar, Ibranilerden, evrensel olduu kadar dar da olan bir tektanrcln kullan l eklini kendilerine vermelerini isterler. D, el dememi kendi z kaynaklarn kefederek kendini yenilemek olan bir toplumun arzu sunu da gizleyen bir bekleyitir bu2. Temsil ettii gemii amay dileye rek, mirass olmak istenen kurucu ataya olan bu baldk, ele aldmz X IX . yzyl yazarlarn tedirgin etmeyi srdrr. ocukluu aamayan Samilerin kart olan Arilerin genlii zerinde srar edilmesi, tohum halindeki her eyi, gelime belirtisi saymaya aran temalarn bir parasn oluturur. O zaman yeni bir tarihle zdelemek iin, eski olan her ey itilir, bununla birlikte, bu yeni tarih, gelecein bir ilan olan bu gemie olduka duyarl kalr. Btn deerlerin yenilenmesini isteyen bu za manda, saflk dleri eksik olmaz. Fransz Devrimi uzak deildir. Gndemde olan, bunun ne lde Hristiyanln kz olarak kabul edilip edilmemesi gerektiini bilmek sorunudur. Franois Furet, Q uinetden, onun Roma Kilisesince iha net edilen ve sann szne bal sapkn mezheplilerce dnem dnem yeniden kefedilen3 Hristiyanlndan -b u semede, Reformun rol ne tannmas gereken her eyle birlikte- sz ettii zaman, Renan da dnlebilir. nk, Saint-Sulpicein Kilise aleyhtar bu eski ren cisinin imzas altnda, sann4 dncesine uygun bir dine dn
1) F. Max Mller, Renan ve daha kk lde Pictetin yaptlaryla, ama, ayn zamanda kurumsal konumlaryla da katldklar bilimler. 2) T. W. Adomo, Essai sur Wagner (1952), H. Hildenbrand ve A. Zindenberg tarafndan Almancadan yaplan eviri, Paris, 1966, s. 178. 3) E Furet, La Gauche et la Rvolution franaise au milieu du XIXe sicle. Edgar Quinet et la question du jacobinisme, 865-870, Paris, 1986, s. 20 4) Wagner (bkz. daha ileride) ve Bayreuthtaki arkadalar deiik bir biimde, arndrlm bir saya uygun olarak, kendilerine Hristiyanlktan arndranlar havasn verebildiler: bkz.

1 6 2 CENNETN DLLER

vd iin, Katolik gelenee daha iyi kar kan bu Hristiyanlktan karclardan5 birini bulmak mmkn. Hristiyan Bat toplumlarnn tasvir imalathanesinin kurucu m itle ri arasnda eski bir brani metni bulunur. Orada, yz sonsuzlukla rtl bir Tanr, dnyay alt gnde yaratr.Yalnzca szckler telaffuz ederek soluu kaosu datan bir dil kullanarak. Ve bylece, gnlerin , gecenin karanlklar, sularn ve gklerin mekn, sonra stnde bitki olan dnya, yldzlar, canl yaratklar, her trden hayvanlar ve sonunda insanolu olur. Yeryz C ennetinde (Aden) insanolu, sra kendine gelince her yarata bir ad vermek iin (Tekvin 2, 19-20) dil yetisinden yararlanr. Bu kaltmsal destann ilkesi eylem halinde sz dr yleyse. nce Tanrnnki, hemen sonra ilk insamnki. Aziz Yuhannann etkililiini yeniden kurduu sz. X IX. yzylda insanlk bilimlerinin gelimesinde dilbilimin oynad gerek rol tamamen bilerek, bilginlerin ve ilahiyatlarn paylatklar bu Incil ufkuyla arpmay kmsememek gerekir. Bilim adamlar nn kurtulmay denedikleri bir anlam topluluu sz konusu olsa bile. Karlatrma ve dnm kavramlarnn yeni kesinliklerine boyun edirerek, aileler halinde toplanm dillerle bilim yapmak istei, gene de eski semeleri hissizletirmeden insan bilimlerinin yolunu at. Bu yenilik getirici bilgiler, bilginlerin ou zaman haberleri olmadan mirass olarak kaldklar bir gemie ar bir hara derler. Kukusuz, gelecekte kendini gstermek isteyen Bat, her soy zinciri dnn zorunlu olarak meydana getirdii bu karmak eler btnne, ksa bir sre daha dahil olmak zorundadr. K ai-fengde Cizvitler, bir baka zamana aidiyet, onlar Musaya ait bir zamana6 gnderecek olan kesintisiz bir sre bulmak eilimindeydiler. Bu kesintisiz srenin, zamandna asl bir tnekte oluu gibi, sonunda Ibranice yoluyla kanta, mukadder vahyin kutsal diliyle tarafsz bir kantta sahip olabilecekleri gvenli bir yer meydana getire ceini dnyorlard. lan iareti olarak, orada yazl bulunmas gere ken Isann Sznn H akikatinden emin olmak iin.
W. Schler, Der Bayreuher Kreis t/on seiner Entstehung bis zum Ausgang der Wilhelminischen Ara. Wagnerkult und Kulturreform bn Geiste vlkischer Weltanschauung, Mnster, 1971, s. 271 vd. Bu kitap zerine dikkatimi ektikleri iin Hubert ve Hildegard Cancike teekkr ederim. 5) A.g.y., s. 66. 6) Bkz. Mukaddirin Seslileri, s. 39 vd.

DEMRHANENN SIRLARI 1 6 3

Daha sonralar, Hint-Avrupa dnyasn kefederek, kklerini, in sanln afanda, uygarln obanlar olan ilk Arilere salan arivlere sahip olmak isteyen pek ok kimse vard. Hristiyanlnkine kout bir H int zamansall iinde, ilk belgelere ve zellikle grkemli bir dile, Ari diline erimek umut ediliyordu. Bunun, uzun zamandan beri yok olmu bir kkenler ktasna tanklk etmesi gerekirdi. Yzyln dnemecinde Sylvian Lvi, Incilde kendi yollarn izleyen kantlarn younluunu ler:
Ari dillerin ocukluunun tanklk ettii ileri uygarlk durumuna karn, (...) baka bilimsel verilere karn, Incildeki eski batl inanlann ve kendi ni beenmi bir hayranln etkisiyle dil yetisinin douuna, hatta neredey se insann yaratlna dokunulduuna inanld. (...) Bylece, ilkel Ari dilinin tek heceli olduu ve yalnzca kklerden meydana geldii ilan edildi. M. de Saussuren iki heceli kkler kuram, baka trl karanlk biimleri aklamakta ok yararl olsa da, bugn, hl hibir eyin dokuna mad bu nyarg karsnda krlmaktadr.7

Yeniden kefedilen Ari vatan, meruiyet araynda olan Bat insan l iin yeni ata roln oynayabilirdi. nsan bilimleri tarihi iindeki saysz baka grevler arasnda, Hint-Avrupa aratrmalar, X IX . yz ylda acil hale gelmi sorular btnne yeni yantlar salayabilmitir. Ulusal, siyasal ve dinsel kimlik krizindeki bir Batnn gnl eilimine ve soy zincirine dokunan sorular. Byle olunca, Ariden farkl olarak brani, kendisine zaman dnda yol alma olana veren bir srr elinde tutar. Samileri ve dillerini, mthi klacaklar bir tarihin herhangi bir anma yerletirmek mmkn deildir. Zaman vektrlerinde tanmlanamadklar iin, tarihin evrimi iindeki yerlerini bulamazlar. adalarn, Sami anlatlarn mit olarak kabul etmeye ve onlar karlatrmal filolojinin dou halindeki klliyatna katmaya kkrta rak, Goldziher, B atnn bilimlerinden brani ncilini kendi kltr mirasyla birletirmesini ister. M itler yoluyla, slam uzman bu Macar Yahudisi, ann Hristiyan belleini, yzyllar boyunca branilerin donmu tanklar olmadklarn, yalnzca tanrsal bir bildirimin akla
7) maddesi. S. Lvi, La Grande Encyclopdie, 1885-1902, 4. cilt, s. 46, Aryens II. Linguistique

1 6 4 CENNETN DLLER

yclar olduklarn kabul etmeye arr. Goldziher srarldr. braniler deimez bir hakikatle zdeletirilmemeli ve bylece tarihin deiim lerinden uzakta tutulmamaldrlar. Onlarn, insanln tarihinde b tn toplumlar bir araya getiren ant kentte Ariler kadar kurucu bir rol oynadklarn syler. Fakat, ilerlemesini daha iyi lmek iin, Hristiyan ilahiyat, bu duraan tana gereksinim duyuyordu. Bu, sann zamanda ve mekn da, tektanncln almna neden olmasndan beri byledir. O zaman, gerein okluuna balanan tek hakikat, tarihin biimlerinin gr nmn alr. Baz Ari deerlerle lmllatrlm Hristiyanln zn koruyan Sami tektanrcl, bkmadan onun tarihncesini yinelemek ykmlln duydu: imdiki an balangcndan nceki hakikat. Bu Ariler sayesinde balar. Doal olgularla tanrlar arasndaki bu tefek kr uzmanlan, verimli bir oktanrcln sislerinden kurtulur kurtul maz kendi oaltma kapasitelerini tarih sahnesine tarlar. Ksa bir sre nce kabul ettikleri Hristiyan vahyini oraya katmay unutmadan. Baka eylerle birlikte, kurucu bilgiler araynda olan XIX. yzyl anlatlarndan birka byledir. Ayn zaman ierisinde, ou kez hayl krklna dnen ar devrimci abalarla sarslm bir Avrupann sahnelerinde tanrsal giysili atalar ark sylemeye balarlar. Bir elinde Jakob Grimmin (1785-1863) A iman Mitolojisi (1835), dier elinde Schopenhauern (1788-1860) yazlar, Richard Wagner (1813-1883) drt blml8 bir Ari destan gelitirir. Bir eyrek yzyl sresince (1 8 4 8 -1 8 7 4 ) D er Ring des Nibelungeni besteler ve 1848-1853 yllar arasnda iirini yazar. Bir sre nce kaybettii bir Hristiyanlkla beslenen Wagner, Yunan muci zesini Germenletirmeyi ve romantik bilimlerin ona ilham ettii ata lardan kalma mitleri, sesli bir sahneleme ierisinde uyarlayarak A l manyaya yeni bir kutsal tiyatro sunmay dler9. Orada, gksel figrlerle (Wotan topluluu ve yeralt varlklaryla (Nibelungenlerle) dolu bir evrende, yalnz bir kahramanla, yakkl Siegfiriedle karlarz. Onun karsnda, demirci Mime, canavar cce,
8) Die Vollendung des arischen Mysteriums in Bayreuth (Mnih, 1911) balkl kitabnda, Hindu dili ve uygarl bilgini Z. von Schroeder, Wagner'in yaptnn, ebedi bir genlik bilgelii ile birlemi en eski miti temsil ettii kansndadr (s. 120). Schrder, Ari mitinin, kendisi iin byleyici cisimlemesini Bayreuthda grr. Gene bkz. W. Schler, a.g.y, s. 216-220. 9) Bu konuda, gene yukarda, s. 91de anlan, Wagnerin Liszte yazd mektuba bkz.

DEMRHANENN SIRLARI 1 6 5

stbabas vardr. Pis cce10bir ustann btn grnlerine sahipse de, onun yeteneklerine sahip deildir. Battal bir bilginin sahibi olarak, her ne olursa olsun aktarmakta gszdr. Siegfried, ona, W otanin krlan klcnn paralarn dvmesini emrettiinde bunu yapamaz. lke olarak, bu bcr efendi demirhanenin srlarn elinde bulunduru yorsa da, sonunda kurtarc kl, Notungu eriten, izleyicisi Siegfirieddir. Bylece roller deimitir. Usta olan rak, ldrmeden nce topal babasn kleletirir. Aralarnda bir sarlar konumas geer. Yalnzca tek bir takna, kkenlerini tanmak takma olan Siegfried, babasnn ve annesinin adn1 1 ondan zorla almak istediinde, Mime hem annesi hem babas olduunu iddia eder. Siegfriedin srarna karn - anne min ve babamn kim olduunu senden renmeliyim12!- Mime srr hibir zaman aklamayacaktr. Siegfriedin elinde tuttuu kl altn da, tannsal bir ensestten13 domu olduunu ona aklamadan lecektir. Hibir eyi iletme yetenei olmayan bir ustayla, onu sonunda kat leden bir rak arasndaki bilgi akmlar14 srekli olarak kesilir. Theodor W Adorno (1903-1969) M imen in v e hatta kardei canavar Alberichin yz izgileri altnda, Wagnerin Yahudi dman grleri n e15 musallat olan Yahudi maskesini grmeyi nerir. Akademik sahne nin dnda, burada soy zincirine doru dramatik bir kouyu hareket lendiren bir istiare grlr. Bakalarnn bilim ve ilahiyat arasnda kendilerini bu soy kt arayna adadklar yerde, Wagner, iirinde, bilimsel kaynaklarnn seimiyle ve onlarn bestelenmi olarak sahne ye konmasyla, yzyl ierisinde yaplmakta olan A ri-Sam i tartmas nn nemli bir vehesini aklar. Bu soy zinciri takma, burada, sindirilemeyen bir gemii itiraf ettirmek iin imdiki zaman bir sorgulama biimi olarak grnr. Pek ok yazy kurcalayan sorunlardan biri, Tanrnn bu nemli armaanyla, X IX . yzyln nazarnda -in san n bakn Hristiyan olan ya da olmayan ynne evirmesine gre10) R. Wagner, Siegfried, Zweiter Tag aus dem Bhnenfestspiel der Ring des Nibelungen (16 Austos 1876da Bayreuth Festspielhausda sahnelenmitir), II. perde, 239, iki dilde bask, A. Gola tarafndan Almancadan yaplan eviri. LAvant-Scne Opra, 12, 1977 s. 83. 11) A.g.j., I. perde, 32, 36, s. 34. 12) A.g.y., I. perde, 24, s. 33. 13) Wotan, tanrsal doasn saklamak iin, lml bir kadndan ikiz ocuk sahibi oldu: Siegmund ve Sieglinde. Siegfried, Sieglindenin ocuudur. 14) A. Satg, Les circuits du savoir, LAvant-Scne Opra, 12, 1977, s. 11-18. 15) T. W. Adomo, a.g.y., s. 23 vd.

1 6 6 CENNETN DLLER

her zaman mthi ile dehet arasnda gidip gelen bu brani tektanrclyla nasl uyumak gerektiini bilmek oldu. ou zaman zm, eitli yollardan, nceleri bllmemi olan bu tanrsal hzinenin Ari deha sayesinde evrensel dzeye ykseldiini kantlamaktan ibaret oldu. Byleyici olduu sylenen bir gemiin benimsenmesi, bylece gelecekteki terimlerle dzenleniyordu. Soruturma ekilleri, dil olgu larn tanmlama ve halklar ve gelenekleri snflandrma tarzlar, kul lanlan kavramsal gerelere yabanc deildi. Bilginin dolamna gelince, o skca tutulmutu. Hibir ortak ica dn sonucu olmayan anlk tektanrclk, Samilerin onu bakasna ilet mesini kesinlikle yasaklyordu. O halde, grnmeyen sesli harfleri olan bir adda sakl bu imgesiz hakikate bir arac gerekiyordu. Bir arac, tanrsal bedeni ayn zamanda ak bir sz olan, ona zg bir tarih iinde yazl, zlebilir hakikat olan bir Mesih. Daha o zaman dan, Vikont de Bonald (1 754-1840), A racnn16 ilahi zorunluluunu anmsatm t.

16) L. G. A. de Bonald, Thorie du pouvoir politique et religieuse dans la socit civile, dmontre par le raisonnement et par lhistoire (1796), Paris, 1854, 2. cilt, s. 97-114 (Ncessit du Mdiateur).

Teekkr

George Dumzille ve Lon Poliakovla karlamam 1975 ylnda oldu. Ksa bir sre sonra, Raymond Schwabin 1950de Payot yaynla rnda kan L a Renaissance orientaleini okudum. H i kukusuz, bu l karlama, bu kitabn, bir ilk aamasn betimledii tarihyazmyla ilgili almaya girimekte beni isteklendiren sorulardan birkan ortaya kard. Bu kitabn blmleri, bu son yllarda verdiim seminerler nedeniy le olutu. 1985te, o zamanlar IEcole des hautes tudes en sciences socialesin bakan olan Franois Furet, beni, Les Langues du Paradis. Questions dhistoriographie indo-europenne bal altnda birka konferans vermeye davet etti. Dinleyiciler arasnda, ou kez, sorula ryla metinlere beklenmedik bir yaklam getiren M ichel de Certeau (19 2 5 -1 9 8 6 ) vard. Aratrmam, M arcel D etien nein ve Charles Malamoudnun 1986-1987 ve 1988 yllar boyunca beni kabul ettikleri Ecole pratique des hautes tudesn, V. ksmnda (dinsel bilimler) devam etti. LEcole des hautes etudes en sciences socialese dnd

1 6 8 CENNETN DLLER

mde Yves Hersantm seminerinde 1989 ilkbaharnda, bu aratr mamn en son halini sundum. Yllar boyunca, bu seminerler, baka laryla birlikte Georges Charachidznin, Maurice de Gandillacn, C olette Guillauminin, N icole Lorauxnun, Jean Pierre Peterin ve Jean-Pouillonun sorduklar sorular yantlamay denerken pek ok noktay belirlememi salad. Birka bildiri yeni sorularn nedeni oldu. lk olarak, 1986da C N R S in bir A T P si bnyesinde, Francis Schm idt ynetiminde, 1 9 8 7 de, H istory an d A nthropology, 3 te yaym lanan E n qu te historiographique sur les polythismes seminerine katldm. Bu ki tapta (T h e Indo-European Mirror: Monotheism and Polytheism, s. 327-374) olan katkmn baz sayfalar burada yeniden ele alnm ve .geniletilmitir. Yves Bonnefoy, 1986 Nisannda, Collge de Franceta bir sunu yapmak zere Vocation et filiation balkl seminerine beni davet ederek bu kitapta giriilen bir sorundan ok daha fazlasn ynlendirdi. Haziran 1986da Fransz-Alman Kltr Enstitsnde ve Tbingen Klasik Filoloji Seminerinde verilen bir konferansta Alman meslekta larmla olan kkrtc konumalar Heinz Happ ve Jacques Le Ridere borluyum. Son u olarak, btn bu yllar boyunca U niversit Libre de Bruxellesdeki Institut M artin-Buberin mdr Willy Bok almam iin bir o kadar da yararl olan konferanslar vermeye davet etti. Yazma sresinde Pierre Gothot ilk okuyucum olmay ok istedi. Kitap bittiinde Jacques Le Brun, Charles Malamoud, Nicole Loraux, Jean Bazin, Daniel Droixhe ve Pierre Vidal-Naquet gzlemleriyle bana yardmc oldular. Almancadan yaptm evirilerimin tamamn yeniden okuyan Renate Schlesiere olduu gibi, onlara da teekkr ederim. Marc Augnin bakanln yapt IIEcole des hautes tudes en sciences sociales tarafndan yaymlanrken, el yazmas, Jacques Revel tarafndan okundu, dosta dikkati iin kendisine teekkr ederim. Sonunda onca acil ilerin onu bekledii bir anda, bu kitaba bir ka giri sayfas yazmaya zaman ayran Jean-Pierre Vernanta m innet tarlm sunartm.

Kaynaka

Anonim, Du sublime, H. Lebgue (der.), Paris, Les Belles Lettres, 1952. Aarsleff, H., The Study o f Language in England 1780-1860, Princeton (New Jersey), Princeton University Press, 1967. The Tradition o f Condillac: T h e Problem o f the Origin o f Language in the Eighteenth Century and the Debate in Berlin Academy Before Herder, Dell H. Hymes (der.), Studies in the History o f Linguistics. Traditions and Paradigms, Londra-Bloomington (Indiana), Indiana University Press, 1974, s. 93-156 (altta anlan yaptta tekrar yaymlanmtr). From Locke to Saussure. Essays on the Study o f Language and Intellectual History, Londra, Athlone, 1982. Adam, L., Les classifications de la linguistique, Revue de linguistique et de phi lologie compare, 14, 1881, s. 217-268 ve 373-395. Adorno, T. W., Essai sur Wagner (1952), Almancadan ev. H. Hildenbrand ve A. Lindenberg, Paris, Gallimard, 1966. Alexandre, M., Entre ciel et terre: les premiers dbats sur le site du Paradis (Gense 2 8-15 et ses rceptions), F. Jouan ve B. Deforge (der.), Peuples et Pays mythiques, Paris, Les Belles Lettres, 1988, s. 187-224. Alfaric, E, Les Manuscrits de la Vie de Jsus dErnest Renan, Paris, Les Belles Lettres, 1939. Alfonsi, K., Cheu, Chao et Li, juifs aux yeux brids, Le Nouvel Observateur, 1237, 22-28 temmuz 1988, s. 32-33.

17 0

CENNETN DLLER

Anquetil-Duperron, A. H., Recherches sur les anciennes langues de la Perse. Premier mmoire sur le zend, 9 austos 1763, Mmoires de littrature, tirs des registres de Acadmie royale des inscriptions et belles-lettres, 31, 1768, s. 339-392. Augustinus (aziz), Retractationum, yayma hazrlayan R Knll, Viyana, Tempsky/ Leipzig, Freytag (Corpus scriptorum ecclesiasticorum latinorum, 36), 1902. De civitate dei contra paganos, XV-XVIII, yayna hazrlayan B. Dombart ve A. Kalb (Teubner 1928-1929 basksndan hareketle, Latinceden ev. G. Combs, notlar G. Bardy), Bruges, Descle de Brouwer, 1960 (uvres de saint Augustin, c. 36). Auroux, S., La premire Socit de linguistique -Paris 1837?, Historiographia Imguistica, 10, 3, 1983, s. 241-265. Autran, C., Mithra, Zoroastre et la Prhistoire aryenne du christianisme, Paris, Payot, 1935. Auvray, E, Richard Simon et Spinoza, Religion, Erudition et Critique la fin du XVIle sicle et au dbut du XVIIIe, Paris, PUF, 1968, s. 201-214. Richard Simon (638-1712), Paris, PUF, 1974. Barnard, F. M ., T he Hebrews and Herders Political Creed, The M odem Language Review, 54, 4, 1959, s. 533-546. Herders Social and Political Thought. From Enlightenment to Nationalism, Oxford, Clarendon, 1965. Herder and Israel, Jewish Social Studies, 28, 1, 1966, s. 25-33. Barr, ]., St. Jeromes Appreciation of Hebrew, Bulletin o f the John Rylands Library, 49, 2, 1967, s. 281-302. St. Jerome and the Sounds o f Hebrew, Journal o f Semitic Studies, 12, 1, 1967, s. 1-36. Ben-Horin, M., Nordau, M ax, Encyclopaedia judaica, 12. cilt (1971), kol. 12111214. Bnichou, E, Le Temps des prophtes. Doctrines de lge romantique, Paris, Gallimard, 1977. Les Mages romantiques, Paris, Gallimard, 1988. Bergounioux, G., La science du langage en France de 1870 1885: du march civil au march tatique, Langue franaise, 63, 1984 (Vers une histoire sociale de la linguistique, J.-C . Chevalier ve P. Encrev ynetiminde), s. 7-40. Berlin, I., Vico and Herder. Two Studies in the History o f Ideas, Londra, Hogarth, 1976. Bonald, L. G. A. de, Thorie du pouvoir politique et religieux dans la socit civile, dmontre par le raisonnement et par lhistoire (1796), Paris, Adrien Le Clere, 1854, 2 cilt. Recherches philosophiques sur les premiers objets des connaissances morales (1818), Brksel, La Socit nationale, 1845. Bopp, F., G ram m aire com pare des langues indo-europennes (1 8 3 3 -1 8 4 9 ), Almancadan ev. M. Bral, Paris, Imprimerie impriale, 1866, c. 1. Borgeaud, C., Histoire de l 'universit de Genve. Lacadmie et luniversit au XIXe sicle, 1814-1900, Cenevre, Georg & Co., Libraires de IUniversit, 1934, 2 cilt. Borgeaud, E, Le problme du comparatisme en histoire des religions, Revue europenne des sciences sociales, 24, 72, 1986, s. 59-75.

KAYNAKA 171

Borst, A., Der Turmbau von Babel. Geschichte der Meinungen ber Ursprung und Vielfalt der Sprachen und Vlker, Stuttgart, Hiersemann, 1957-1963, c. 1-4. Bossuet, J. B., Correspondance, yayma hazrlayan C. Urbain ve E. Levesque, Paris, H achette, 1920, c. 13. Bottro, J., Msopotamie. Lcriture, la raison et les dieux, Paris, Gallimard, 1987. Bourel, D., La Wissenschaft desjudentums en France, Revue de synthse, 1988, 2, s. 265-280. Boyce, M., Zoroastrians. Their Religious Beliefs and Practices, Londra, Boston-Henley, Routledge & Kegan Paul, 1979. Bral, M., introduction la Grammaire compare des langues indo-europennes de F. Bopp, Paris, Imprimerie impriale, 1866, c. 1, s. I-LVII. Breuil, R du, Zarathoustra et la Transfiguration du monde, Paris, Payot, 1978. Buffon, G. L. L. de, Histoire naturelle, gnrale et particulire, Paris, Imprimerie royale, 1769-1802, 71 cilt. Bulletin de la Socit de linguistique de Paris (Statuts, rglement, liste des membres au 31 dcembre 1867), c. 1, 1871. Burnouf, L.-E., Essai sur le Vda ou Etudes sur les religions, la littrature et la consti

tution sociale de lInde, depuis les temps primitifs jusquaux temps brahmaniques. Ouvrage pouvant servir d'introduction ltude des littratures occidentales, Paris,
Dezobry, Tandou et Cie., 1863. La Science des religions (1870), Paris, Maisonneuve et Cie., 1876. Canguilhem, G ., Etudes d histoire et de philosophie des sciences, Paris, Vrin, 1983. Cannon, G., Sir William Jones, Persian, Sanskrit and the A siatic Society, Histoire, Epistmologie, Langage, 6, 2, 1984 (Gense du comparatisme indo-europen, D. Droixhe ynetiminde), s. 88-94. Carlowitz, A. de, traduction de Histoire de la posie des Hbreux de Herder, Paris, Didier, 1846. Cassirer, E., La Philosophie des Lumires (1932), Paris, Fayard, 1966. Certeau, M. de, Le monde de la voyelle, M. de Certeau, D. Julia ve J. Revel (der.), Une politique de la langue. La rvolution franaise et les patois, Paris, Gallimard, 1975, s. 110-121. Lide de traduction de la Bible au XV IIe sicle: Sacy et Simon, Recherches de science religieuse, 66, 1, 1978, s. 73-92. Historicits mystiques, Recherches de science religieuse, 73, 3, 1985, s. 325-353. Chamberlain, H. S., Die Grundlagen des neunzehnten Jahrhunderts (1898), Mnih, Bruckmann, 1900, 2 cilt. Charachidz, G., Gamqrelize / Ivanov, les Indo-Europens et le Caucase, Revue des tudes gorgiennes et caucasiennes, 2, 1986, s. 211-222. T. V. Gamkrelidze ve V. V. Ivanovun kitabnn eletirisi (bu ilk yazara baknz). Bulletin de la Socit de linguistique de Paris, 81, 2, 1986, s. 97-112. La Mmoire indo-europenne du Causase, Paris, Hachette, 1987. Cohen, D., La Promotion des juifs en France lpoque du Second Empire (18521870), A ix-en-Provence, Universit de Provence, Paris, Champion, 1980, 2 cilt. Condillac, E. B. de, Essai sur lorigine des connaissances humaines (1746), yayna hazrlayan G. Le Roy, Paris, PUF, 1947.

1 7 2 CENNETN DLLER

Conry, Y., LIntroduction du darwinisme en France au XIXe sicle, Paris, Vrin, 1974. Le con cep t de dveloppem ent, modle du discours renanien, Etudes rerumiennes, 29, 1976, s. 27-32. Coumot, A .-A ., Trait de lenchanement des ides fondamentales dans les sciences et dans lhistoire (1861), L. Lvy-Bruhln bir Avertissementiyla, Paris, Hachette, 1922. Darmesteter, J., Rapport annuel, Journal asiatique, temmuz-austos 1890, s. 19180, A. Bergaigneden sz edilen blm (s. 22-80). Rapport annuel (bir blm Renann yaptna ayrlmtr), Journal asiatique, temmuz-austos 1893, s. 37-88. Deconinck-Brossard, F., LEcriture dans la prdication anglaise", Y. Belaval ve D. Bourel (der.), Le Sicle des Lumires et la Bible, Paris, Beauchesne, 1986, s. 523543. Deguy, M. (der.), Du sublime, Paris, Belin, 1988. Dehergne, J., ve Leslie, D.D., Juifs de Chine travers la correspondance indite des jsuits du dix-huitime sicle, 2. bask, Paris, Les Belles Lettres / Roma, Institutum historicum, 1984. Detienne, M., M ito e linguaggio. Da Max Mller a Claude Lvi-Strauss, M. Detienne (der.), Il mito. Guida storica e critica, Roma-Bari, Laterza, 1975, s. 1-

21 .
Dinur, B., Wissenschaft des Judentums, Encyclopaedia judaica, 16. cilt (1971), kol. 570-584. Dorson, R. M., The Eclipse of Solar Mythology, T.A. Sebeok (der.), M yth. A Symposium (1955), Londra-Bloomington (Indiana), Indiana University Press, 1965, s. 25-63. Dotan, A., Masorah, Encyclopaedia judaica, 16. cilt (1971), kol. 1401-1482. Droit, R.-P, Victor Cousin, la Bhagavad Gita et lombre de Hegel, Puruartha, 11, 1988 (Llnde et limaginaire, C. Weinberger-Thomasm ynetiminde), s. 175195. LOubli de lInde. Une amnsie philosophique, Paris, PUR 1989. Droixhe, D., La Linguistique et l'Appel de l'histoire (1600-1800). Rationalisme et rvolutions positivistes, Cenevre-Paris, Droz, 1978. (der.), Gense du comparatisme indo-europen, Histoire, Epistmologie, Langage, 6, 2, 1984. Dubois, C.-G ., Celtes et Gaulois au XVIe sicle. Le dveloppement littraire d un mythe nationaliste, Guillaume Postelin yaymlanmam bir risalesinin eletirel basmyla birlikte: De ce qui est premier pour rformer le monde, Paris, Vrin, 1972. Dufour, G. H., bkz. A. Pictet. Dumzil, G., Leon inaugurale la chaire de civilisation indo-europenne, faite le jeudi 1er dcembre 1949, Paris, Collge de France, 1950, 30 sayfa. Dupont-Sommer, A., Ernest Renan et ses voyages, Comptes rendus de iAcadmie des Inscriptions et Belles-Lettres des sances de lanne 1973, Paris, 1974, s. 601618. Dussaud, R., Luvre scientifique d Ernest Renan, Paris, Geuthner, 1951. Eichner, H., T he Rise o f M odem Science and the Genesis o f Romanticism, Publications o f the M odem Language Association o f America, 97, 1, 1982, s. 8-30.

KAYNAKA 1 7 3

Eiert, C .'C ., Andreas Kempe (1622-1689) and the Languages Spoken in Paradise, Historiographia lingistica, 5, 3, 1978, s. 221-226. Eros, ]. F., A 17th-Century Dem onstration o f Language Relationship: Meri Casaubon on English and Greek, Historiographia lingistica, 3 , 1, 1976, s. 1-13. Fellman, J., T h e First Comparative Indo-Europeanist, Unguistics, 145, 1975, s. 83-85. Foucault, M., Les Mots et les Choses. Une archologie des sciences humaines (1966), Paris, Gallimard, 1981. [Trkesi : Kelimeler ve eyler, Ankara, mge Yay., 1993] Frazer, J. G., Sur Emest Renan, Paris, Geuthner, 1923. Freud, S., Zweig, A., Correspondance 1927-1939, Almancadan ev. L. Weibel v e j.Cl. Gehrig, Paris, Gallimard, 1973. Furet, F., La Gauche et la Rvolution franaise au milieu du XiXe sicle. Edgar Quinet et la question du jacobinisme 1865-1870, Paris, Hachette, 1986. Gadamer, H. G., Herder et ses thories sur lHistoire, Regards sur lhistoire, Cahiers de l'institut allemand, Say 2, K. Eptng (yay.), Paris, Sorlot, 1941, c. 2, s. 7-36. Galand, R. M., EAme celtique de Renan, New Haven, Yale University Press/Paris, PUF, 1959. Gamkrelidze, T. V., ve Ivanov, V.V., Indoevropejskij jazyk i Indoevropejcy. Rekonstrukcija i istoriko-tpologceskij analiz prajazyka i protokultury (Hint-Avrupa dili ve HintAvrupallar. Kkensel dilin ve proto-kl trn tarihsel-tipolojik analizi ve yeniden kuruluu), R Jakobsonun nsz, Acadmie des sciences de la RSS de Gorgie, Institut dtudes orientales, Tiflis, niversite yayn, 1984, 2 cilt. Systme de langue et principes de reconstruction en linguistique (B. Paritakine tarafndan yaplan, yukarda anlan yaptn nsznn bir ksmnn evirisi), Diogne, 137, 1987, s. 3-23. Grard, R., LOrient et la Pense romantique allemande, Paris, Didier (Germanica, 4), 1963. Goethe, J. W. von, Aus meinem Leben. Dichtung und Wahrheit (1811-1833), yayna hazrlayan L. Blumenthal ve E. Trunz, Goethes Werke, Hamburg, Wegner, 1955 ve 1959, c. 9 ve 10. Goldziher, I., Der Mythos bei den Hebrern und seine geschichtliche Entwickelung. Untersuchungen zur Mythologie und Religionswissenschaft, Leipzig, Brockhaus, 1876. Renan mint orientalista (arkiyat Renan), Discours mmoriaux relatifs aux membres dfunts de VAcadmie des sciences de Hongrie (27 kasm 1893de Akademideki genel grme srasnda okunmutur), 1894, c. 8, 2, s. 1-100. Le Dogme et la Loi de lislam. Histoire du dveloppement dogmatique et juridique de la religion musulmane (1910), Almancadan ev. F. Arin, Paris, Geuthner, 1920. Tagebuch, yayna hazrlayan A. Scheiber, Leyde, E.J. Brill, 1978. Bkz. B. Heller, ve Rbert Simon. Grau, R. F., Semiten und Indogermanen in ihrer Beziehung zu Religion und Wissenschaft. Eine Apologie des Christenthums vom Standpunkte der Vlkerpsychobgie (1864), Stuttgart, Liesching, 1867. Ursprnge und Ziele unserer Kulturentwickelung, Gtersloh, Bertelsmann, 1875. Gregorius (Nyssali), Contra Eunomium, I ve II, yayma hazrlayan W. Jaeger, Leyde, E.], Brill, 1960.

1 7 4 CENNETN DLLER

Grim m, J., ber die M arcellisch en Form eln, Philologische und historische Abhandlungen der Kniglichen Akademie der Wissenschaften zu Berlin, 1855, s. 51-68. Guillaumin, C., L Idologie raciste. Gense et langage actuel, Paris, Mouton, 1972. Hadas-Lebel, M., Le pre Houbigant et la critique textuelle, Y. Beiaval ve D. Bourel (der.), Le sicle des Lumires et la Bible, Paris, Beauchesne, 1986, s. 103-

112 .
Les tudes hbraques en France au XV IIIe sicle et la cration de la premire chaire dEcriture sainte en Sorbonne, Revue des tudes juives, 144, 1-3, 1985, s. 93-126. Hawley, D. S., CInde de Voltaire, Studies on Voltaire and the Eighteenth Century (T. Besterman ynetiminde), cilt 120, 1974, s. 139-178. Hegel, G. W. F., Philosophie der Weltgeschichte. II. 2. Die griechische und rmische Welt, Smtliche Werke iinde, yayma hazrlayan G. Lasson, Leipzig, Felix Meiner, 1923, c. 9. Fransizcaya ev. ]. Gibelin: Leons sur la philosophie de lhistoire, Paris, Vrin, 1979. Vorlesungen ber die Philosophie der Religion. II. Die bestimmte Religion. 2. Die Religionen der geistigen Individualitt, Smtliche Werke iinde (1822-1831, 1. bask 1837), yayma hazrlayan G. Lasson, Leipzig, Felix Meiner, 1927, c. 13. Fr. ev. J. Gibelin: Leons sur la philosophie de la religion. II. La Religion dtermine. 2. Les Religions de lindividualit spirituelle, Paris, Vrin, 1972. Die Vernunft in der Geschichte (1830, 1. bask 1837), yayma hazrlayan J. Hoffmeister, Akademie Verlag (Berlin), Hamburg, Felix Meiner, 1963. Fr. ev. K. Papaioannou: La Raison dans lhistoire, Paris, UGE, 1979. [Trkesi: Tarihte Akl, Ara Yaynlar, 1989] Heller, B., Bibliographie des oeuvres de Ignace Goldziher, Paris, Imprimerie nationale, Geuthner, 1927. H emmerdinger, B., La thorie irano-germ anique de Ju ste Lipse ( 1 5 9 8 ), Indogermanische Forschungen, 76, 1971, s. 20-21. Herder, J. G., Herderin kitaplar iin B. Suphan basks temel alnmtr, Berlin, Weidmannsche Buchhandlung, 1877-1918, 88 cilt. Journal meiner Reice im Jahr 1769, 1878, c. 4, s. 343-486. Fragmente zu einer Archologie des Morgenlandes, 1769, 1883, c. 6, s. 1-129. Abhandlung ber den Ursprung der Sprache (1770), 1891, c. 5, s. 1-154. Frankfurter gelehrten Anzeigen, 28 nisan 1772, J.D. M ichaelis'in Mosaisches Recht (1770-1775) balkl alt ciltlik kitabnn ilk iki cildinin eletirisi, 1891, c. 5, s. 423-426. F ran kfu rter gelehrten A nzeigen, 17 Temm uz 1 7 7 2 , C . D e n in a n n Staatsvernderungen von Italien (1771) balkl kitabnn ilk cildinin eletirisi, 1891, c. 5, s. 431-435. Auch eine Philosophie der Geschichte zur Bildung Der Menschheit (1774), 1891, c. 5, s. 475-594. Erluterungen zum Neuen Testament aus einer neuerffneten Morgenlndischen Quelle (1775), 1884, c. 7, s. 335-470. Ueber die Wrkung der Dichtkunst auf die Sitten der Vlker in alten und neuen Zeiten (1778 ylna ait bir yaz) (1781), 1892, c. 8, s. 334-436.

KAYNAKA 1 7 5

Briefe, das Studium der Theologie betreffend. Erster Theil (1780-1785), 1879, c. 10, s. 1-152. Vom Geist der ebrischen Poesie, 1 (1782) ve II (1783), 1879 ve 1880, c. 11 ve

12 .
Ideen zur Philosophie der Geschichte der Menschheit (1784-1791), 1887 ve 1909, c. 13 ve 14. Briefe zu Befrderung der Humanitt. Fnfte Sammlung (1795), 1881, c. 17, s. 261-338. Briefe zu Befrderung der Humanitt. Zehnte Sammlung (1797), 1883, c. 18, s. 217-302. Christliche Schriften. Vierte Sammlung (1798), 1880, c. 20, s. 1-131. Adrastea. Vierter Band. 1802 (1803), Siebentes Stck. V. Bekehrung der Juden, 1886, c. 24, s. 61-75. Bkz. A. de Carlowitz, E Pnisson, E. Quinet ve M. Rouch. Herrenschmidt, C., Il tait une fois dans l Est, F. Schm idt (der.), Ulmpensable Polythisme. Etudes d'historiographie religieuse, Paris, Ed. des Archives contemporaines, 1988, s. 301-339. Hewes, G. W., Language Origins. A Bibliography (dzeltilmi 2. bask ), La HayeParis, Mouton, 1975, 2 cilt. Huet, E D., Trait de la situation du Paradis terrestre (1691), Amsterdam, Pierre Brunei, 1701. Hulin, M., Hegel et lOrient suivi de la traduction annote d'un essai de Hegel sur la Bhagavad-Gt, Paris, Vrin, 1979. Humboldt, W. von, Latium und Hellas oder Betrachtungen ber das classische Alterthum (1806), Werke in Fnf Bnden, c. 2, Schriften zur Altertumskunde und sthetik die Vasken, yayna hazrlayan A . Flitn er ve K. G iel, W issen sch aftlich e Buchgesellschaft (Darmstadt), Stuttgart, J.G. Cottasche Buchhandlung, 1961, s. 25-64. Lieber die Vaerschiedenheit des menschlichen Sprachbaues und ihren Einfluss au f die geistige Entwicklung des Menschengeschlechts (1830-1835), Werke in Fnf Bnden, c. 8, Schriften zur Sprachphilosophie, yayna hazrlayan A. Flitner ve K. Giel, Wissenschaftliche Buchgesellschaft (Darmstadt), Stuttgart, J.G. Cottasche Buchhandlung, 1968, s. 368-756. Hume, D., Histoire naturelle de la religion (1757), M. Malherbe (ev.), Paris, Vrin, 1980. Ivanov, V. V., bkz. T.V. Gamkrelidze. Jankowsky, K. R., F. Max Mller and the Dveloppement of Linguistic Science, Historiographia linguistica, 6, 3, 1979, s. 339-359. Jones, W., O n the Hindus. T he Third Discourse, Asiatic Researches, 1 (1788), 1799, s. 415-431. Ille Discours anniversaire, Recherches asiatiques ou Mmoires de la Socit ta blie au Bengale, gzden geiren ve notlarla zenginletiren MM. Langls, Cuvier, Delambre, Lamarck ve Olivier, ngilizceden ev. A. Labaume, Paris, Imprimerie impriale, 1805, c. 1, s. 497-519. The Leiters ofSir William Jones, yayna hazrlayan G. Cannon, Oxford, Clarendon, 1970, 2 eilt.

1 7 6 CENNETN DLLER

Journal des Savans (Le), 16 mays 1707, s. 256-260 (Lettres difiantes hakknda, bkz. aada, Le Gobien). Kant, I., Beobachtungen ber das Gefhl des Schnen und Erhabenen (1764), Kants Werke, K ants gesammelte Schriften iinde, yayna hazrlayan K niglich
Preussischen Akademie der Wissenschaften, Berlin, Georg Reimer, 1905, c. 2, s. 205-256. Recensionen vonJ.G. Herders Ideen zur Philosophie der Geschichte der Menschheit (1785), Kants Werke iinde, 1912, c. 8 , s. 43-66. Kritik der Urtheilskraft (1790), Kants Werke iinde, 1908, c. 5. Katz, D. S., Philo-Semitism and the Readmission o f the Jews to England, 1603-1655, Oxford, Clarendon (Oxford Historical Monographs), 1982. Kellens J., Avesta, Encyclopaedia iranica, eilt 3, 1, 1987, s. 35-44. Caractres du mazdisme antique, F. Schmidt (der.), LImpensable Polythisme. Etudes dhistoriographie religieuse, Paris, Ed. des Archives contemporaines, 1988, s. 341-371. Kempe, A., Die Sprachen des Paradises das ist Begebene Anleitung der Natur zuer

kennen was vor Sprachen im ersten Anfnge der Welt im Paradeis absonderlich beym Fall Adams und Eve seynd geredet worden. In einer Rede von etlichen Hochgelehrten Persohnen in ein Convent vorgehabt und mit ihrer smtlichen Vergngung ausgefhret, zusammen geschrieben von Simon Simplex; Anno Mundi 5901. Anno Christi 1688. Aus dem Schwedischen im Teutschen bersetzet von Albrecht Kopman. Gedruckt im itzigen Jahr, (Hamburg), 1688. Klimkeit, H. ]., Mller, F. M ax, M. Eliade (der.), The Encyclopaedia o f Religion,
New York-Londra, Macmillan, 1987, eilt 10, s. 153-154. Koerner, K., Schleichers Einfluss auf Haeckel: Schlaglichter auf die wechselseitige A bhngigkeit zwischen linguistischen und biologischen T heorien im 19. Jahrhundert, Zeitschrift fr vergleichende Sprachforschung, 95, 1981, s. 3-21. Observations on the Sources, Transmission and Meaning o f IndoEuropean and Related Terms in the Development o f Linguistics, K. Koemer ve dierleri (der.), Papers From the 3rd International Conference on Historical Linguistics, A m sterdam , B enjam ins, 198 2 , s. 1 5 3 -1 8 0 (a ltta anlan kitapta tekrar yaymlanmtr). Practicing Unguistic Historiography. Selected Essays, Amsterdam-Philadelphie, Benjamins, 1989. Koyr, A ., De la mystique la science. Cours, confrences et documents, 1922-1962 (hazrlayan P. Redondi), Paris, cole des hautes tudes en sciences sociales, 1986. Kristeva, J., Etrangers nous-mmes, Paris, Fayard, 1988. Kgelgen, C. W. von, Rudolf Grau, ein akademischer Zeuge der lutherischen Kirche. Eine kurze Schilderung seines Lebens und Wirkens, Mnih, Beck, 1894. Laplanche, F., La Bible chez les rforms, Y. Beiaval ve D. Bourel (der.), Le Sicle des Lumires et la Bible, Paris, Beauchesne, 1986, s. 459-480. Laurens, H., Le concept de race dans le Journal asiatique du XIXe sicle, Journal asiatique, 276, 3-4, 1988, s. 371-381. Le Brun, J., Entre la Perptuit et la Demonstratio evanglica, Leibniz Paris (16721676), Wiesbaden, Steiner, 1978, c. 2, s. 1-13.

KAYNAKA 1 7 7

Das Entstehen der historischen Kritik im Bereich der religisen Wissenschaften im 17. Jahrhundert, Trierer theologische Zeitschrift, 89, 2, 1980, s. 100-117. Sens et porte du retour aux origines dans loeuvre de Richard Simon, XVIIe Sicle, 3 3, 2, 1981, s. 185-198. La rception de la thologie de Grotius chez les catholiques de la seconde moiti du XV IIe sicle, The W orldofHugo Grotius (1583-1645), AmsterdamMaarssen, Apa-Holland University Press, 1984, s. 195-214. U n Dictionnaire des religions?, Revue de synthse, 3e srie, 115, 1984, s. 343-351. C ritique biblique et esprit moderne la fin du X V IIe sicle, Lhistoire aujourdhui. Nouveaux objets, nouvelles mthodes. Facult de philosophie et lettres de l universit de Lige, 1989, 20 sayfa. Le Gobien, C., pistre, Lettres difiantes et curieuses, crites des missions trangres, par quelques missionnaires de la Compagnie de Jsus, Paris, Nicolas Le Clerc, 1707, c. 7. Leibniz, G. W., Nouveaux Essais sur lentendement humain (1704, 1. bask Raspe, Amsterdam-Leipzig, 1765), uvres philosophiques iinde, yayna hazrlayan E Janet, Paris, A lcan, 1900, c. 1. Brevis designatio meditationurn de originibus gentium..., Berlin, Acadmie des sciences, 1710. Leon (Modenal) iin, bkz. Richard Simon. The Autobiography o f a Seventeenth- Century Venetian Rabbi, Leon Modenas Life o f Judah, Ibraniceden eviren ve yayna hazrlayan M. R. Cohen, T.K Rabb, H.E. Adelman ve N. Zemon Davisin denemeleriyle, Princeton (New Jersey), Princeton University Press, 1988. Leopold, J., Friedrich Max Mller and the Question of the Early Indo-Europeans (1 8 4 7 -1 8 5 1 ), tudes inter-ethniques, 7, 1984, s. 21-32. Lessing, G. E., Nathan der Weise (1779), iki dilde, Franszcaya eviren R. Pitrou, Paris, Aubier, 1939. Lvi, S., La Grande Encyclopdie, 1885-1902, cilt 4, s. 45-47, Aryens IL Linguistique maddesi. Les origines dune chaire: lentre du sanscrit au Collge de France, Le Collge de France (1530-1930), An kitab, Paris, PUF, 1932, s. 329-344. CHermitte, R ., Science et Perversion idologique. Marr, marrisme, marristes. Une page de lhistoire de la linguistique sovitique, Paris, Institut dtudes slaves (Cultures et socits de lEst, 8), 1987. Loisy, A ., Lenseignement de Renan au Collge de France, Le Collge de France (1530-1930), A n kitab, Paris, PUF, 1932, s. 347-351. Lowth, R., De sacra poesi hebraeorum praelectiones (1758, Oxfordda), Gttingen, Ioan. Christ. Dietrich, 1770. Leons sur la posie sacre des Hbreux (1758), Lyon, Ballanche, 1812, 2 cilt. A Sermon Preached at the Visitation o f the Honourable and Right Reverend Richard

Lord Bishop o f Durham, Held in the Parish Church o f St. Mary le Bow in Durham, on Thursday, july 27, 1758, Londra, Dodsley, 1758, 20 sayfa. M alte-Brun, C., Prcis de la gographie universelle ou Description de toutes les parties du monde, sur un plan nouveau, d aprs les grandes divisions naturelles du globe;

178

CENNETN DLLER

prcde de l'histoire de la gographie chez les peuples anciens et modernes, et d une thorie gnrale de la gographie mathmatique, physique et politique, Paris,
c. 1 ve c. 4, Buissonda, 1810-1813; c. 5, Volland ve Brutet'de, 1817; c. 6 ve c. 8, Aim -Andrde, 1826-1829. Corafi haritalara ayrlan bir cilt, Buissonda, 1810. Mangenot, E., Inspiration de lEcriture, Dictionnaire de thologie catholique, cilt 7, 2 (1923), kol. 2068-2266. Marchai, B., La Religion de Mallarm. Pome, mythologie et religion, Paris, Corti, 1988. Massignon, L., Ignace Goldziher (1850-1921). Notes sur sa vie, ses oeuvres et sa mthode, Revue de lhistoire des religions, 86, 1922, s. 61-72. La syntaxe intrieure des langues smitiques et le mode de recueillement quelles inspirent (1949), Opera minora, Beyrut, Dar-l Maarif, 1963, c. 2, s. 570-580. Voyelles smitiques et smantique musicale (1956), a.g.y., c. 2, s. 638-642. Massimi, J.-R ., Montrer et dmontrer: autour du Trait de la situation du Paradis terrestre de ED. Huet (1 6 9 1 ), A. Desreumaux ve F. Schmidt (der.), Mose gographe. Recherches sur les reprsentations juives et chrtiennes de l'espace, Paris, Vrin, 1988, s. 203-225. Mauss, M., La mythologie compare selon Max Mller (1899), uvres iinde, c. 2, Reprsentations collectives et Diversit des civilisations, yayna hazrlayan V. Karady, Paris, d. de Minuit, 1969, s. 273-275. M etcalf, G. J., The Indo-European Hypothesis in the Sixteenth and Seventeenth Centuries, Dell H. Hymes (der.), Studies in the History o f Linguistics. Traditions and Paradigms, Londra-Bloomington (Indiana), Indiana University Press, 1974, s. 233-257. Adelung Discovers the Languages of Asia, Histoire, Epistmologic, Langage, 6, 2, 1984, s. 101-115. Meyerson, I., Le temps, la mmoire, l'histoire (1956), crits, 920-1983. Pour une psychologie historique, J.-E Vrnantin giri yazs, Paris, PUF, 1987. Michaelis, ]. D., De linfluence des opinions sur le langage, et du langage sur les opinions (Acadmie royale des sciences et belles-lettres de Prusse dln kazanan alma, 1759), yazarn yeniden gzden geirdii ve zenginletirdii bask, Brme, Frster, 1762. Montesquieu, C. de Secondt, baron de La Brde et de, De lesprit des lois (1748), Paris, Didot, 1872. Moras, J., Ursprung und Entwicklung des Begriffs der Zivilisation in Frankreich ( 1756830), Hamburg, Christians Druckerei und Verlag (Hamburger Studien zu Volkstum und Kultur der Romanen, 6 ), 1930. Muller, J.-C ., Forschungsbericht. Early Stages o f Language Comparison From Sassetti to Sir William Jones (1 7 8 6 ), Kratylos, 31, 1986, s. 1-31. Mller, F. M ax, Comparative Philology o f the Indo-European Languages, in Its Bearing on the Early Civilisation o f Mankind, Archives de linstitut de Francedaki elyazmalan, 1849, 153 sayfa. Nouvelles Leons sur la science du langage (1863), ngilizceden ev. G. Harris ve G. Perrot, Paris, A. Durand et Pedone Lauriel, 1867 ve 1868, 2 cilt. Le monothisme smitique (1860), Essais sur l'histoire des religions iinde, Franszcaya ev. G. H arris, Paris, Didier, 1 8 7 2 , s. 4 6 4 -5 1 4 . S e m itic

KAYNAKA 1 7 9

Monotheismden eviri (1860), Chips From a German Workshop iinde, c. 1, Essays on the Science o f Religion, 2. bask, Londra, Longsnans, Green and Co., 1868, s. 342-380. Essais sur lhistoire des religions, ngilizceden ev. G. Harris, Paris, Didier, 1872. La Science de la religion, ngilizceden ev. H. Dietz, Paris, Germer Baillire, 1873. La philosophie du langage daprs Darwin, La Revue politique et littraire, 2e srie, c. 5 (kolleksiyonun 12. cildi.), temmuz-arahk 1875, be yaz: s. 244-253 ; s. 291-295 ; s. 340-347 ; s. 442-448 ; s. 483-490. Essais sur la mythologie compare. Les traditions et les coutumes, ngilizceden ev. G. Perrot, Paris, Didier, 1874. La Science du langage (1861), ngilizceden ev. G. Harris ve G. Perrot, Paris, A. Durand et Pedone Lauriel, 1876.

Origine et Dveloppement de la religion tudis la lumire des religions de lInde, Franszcaya ev. J. Darmesteter, Paris, Reinwald, 1879. Lectures cm the Origin and Growth o f Religion as Illustrated by the Religions o f Indiadan eviri, delivered in the Chapter House, Westminster Abbey (1878), Londra, Longmans, Green and Co., 1880. Three Lectures on the Vednta Philosophy, delivered at the Royal Institution in 1894, Londra-New York, Longmans, Green and Co., 1894. O n the Classification o f Mankind by Language or by Blood (1891), Chips From a German Workshop'dan eviri, c. 1, Recent Essays and Addresses, LondraBombay, Longmans, Green and Co., 1898, s. 217-268. Inaugural Lecture. O n the Results of the Science of Language. Delivered Before the Imperial University o f Strassburg, the 23rd o f May, 1872, Chips From a German Workshop'dan, c. 8, Essays on Language and Literature, Londra-Bombay, Longmans, Green and C o .,1898, s. 174-219. Lettre adresse par M. le Professeur Max Mller dOxford au prsident du Congrs international dhistoire des religions runi Paris le 8 septembre 1900, Actes du Premier Congrs international d histoire des religions iinde, Paris, Leroux, 1901, s. 33-35. Olender M., The Indo-European Mirror: Monotheism and Polytheism, History and Anthropology, 3, 1987, s. 327-374. Racisme, Y. Afanassiev ve M. Ferro (der.), 50 ides qui branlent le monde. Dictionnaire de laglasnost, Paris, Payot/Moskova, Progress, 1989, s. 62-67. KEurope ou comment chapper Babel lllnfini, 44, 1993, s. 106-123. Sur un oubli linguistique, Y. Bonnefoy (der.), La conscience de soi et la posie. Posie et rhtorique iinde, Collge de France Fondation Hugot kollokyumu, Paris, Lachenal & Ritter, 1997, s. 267-296. Pnisson, R, traduction de Trait sur lorigine de la langue de J.G. Herder, suivi de lanalyse de M rian et des textes critiques de Hamann, Paris, Aubier-Flammarion, 1977. Pflug, G ., Ernest Renan und die deutsche Philologie, Philologie und Hermeneutik im 19. Jahrhundert, II, Philologie et hermneutique au 19e sicle, II, M. Bollack, H. Wismann ve T Lindken (der.), Gottingen, Vandenhoeck &. Ruprecht, 1983, s. 156-177.

18 0

CENNETN DLLER

Philonenko, A ., La Thorie kantienne de lhistoire, Paris, Vrin, 1986. Pictet, A., De l'affinit des langues celtiques avec le sanscrit, Libraire de la Socit asiatique de Londres, Paris, Duprat, 1887. Une course Chamounix. Conte fantastique, Paris, Duprat, 1838. Essai sur les proprits et la tactique des fuses de guerre, Torino, Pavesio, 1848. Les Origines indo-europennes ou les Aryas primitifs. Essai de palontologie linguis tique (1. bask 2 cilt halinde, 1859 ve 1863), Paris, Sandoz et Fischbacher, 1877, 3 cilt. "Aimez-moi comme je vous aime. 190 lettres de G.H. Dufour A. Pictet, hazrlayan ve sunan ).-]. Langendorf, Olivier Reverdinin nszyle, Viyana, Karolinger, 1987. Pinard de La Boullaye, H., LEtude compare des religions. Essai critique, Paris, Beauchesne, 1922 ve 1925, 2 cilt. Poliakov, L., Le Mythe aryen. Essai sur les sources du racisme et des nationalismes, Paris, Calmann-Lvy, 1971. Pommier, ]., La Jeunesse clricale d Ernest Renan-Saint-Sulpice, Strasbourg, Commission des publications de la facult des lettres, 1933. Un tmoignage sur E. Renan. Les souvenirs de L.F.A. Maury, Cahiers renaniens iinde, 1, Paris, Nizet, 1971. Un itinraire spirituel. Du sminaire la Prire sur L A cropole, Cahiers renaniens iinde, 4, Paris, Nizet, 1972. Etudes de lditeur sur les Confrences de N. Wiseman, Cahiers renaniens iinde, 5, Paris, Nizet, 1972, s. 75-81. Porset, C., Eide et la racine", Revue des sciences humaines, Lille III (Mythe de lorigine des langues, J.-Cl. Chevalier ve A. Nicolas ynetiminde), s. 185-204. Postel, G., bkz. C.-G. Dubois. Poulat, E., Critique et Mystique. Autour de Loisy ou la conscience catholique et lesprit moderne, Paris, Ed. du Centurion, 1984. Poupard, E (der.), Dictionnaire des religions, Paris, PUF, 1984. Preuss, J., The Chinese Jews ofKaifeng-Fu, Tel-Aviv, Museum Haaretz, 1961, 30 sayfa. Prmm, K., Religionsgeschichtliches Handbuch fr den Raum der altchristlichen Umwelt.

Hellenistisch-rmische Geistesstrmungen und Kulte mit Beachtung des Eigenlebens der Provinzen (1943), Roma, Ppstliches Bibelinstitut, 1954. Psichari, H., Renan daprs lui-mme, Paris, Pion, 1937. Quinet, E., Le mahomtisme (1845), Le Christianisme et la Rvolution franaise
iinde, Paris, Fayard, 1984, s. 117-136. Introduction aux Ides sur la philosophie de lhistoire de l'humanit de Herder, Almancadan eviren E. Quinet, Paris, Levrault, 1827-1828, 3 cilt. Raguin, Y., Christ et religion, R Poupard (der.), Dictionnaire des religions iinde, Paris, PUF, 1984, s. 284-287. Ranke, L. von, Uber die Epochen der neueren Geschichte. Vortrge dem Knige Maxi m ilian II. von B ayern g eh alten ( 1 8 5 4 ) , (1 . bask 1 8 8 8 ), D arm stad t, W issenschaftliche Buchgesellschaft, 1954, yeni bask 1982. Rascol, A., La Providence selon saint Augustin, Dictionnaire de thologie catholique, cilt 13 (1936), kol. 961-984. Reinach, S., LOrigine des Aryens. Histoire d'une controverse, Paris, Leroux, 1892.

KAYNAKA 181

Renan (E.), btn yaptlar iin Henriette Psichari basks temel alnmtr, uvres compltes, Paris, Calmann-Lvy, 1 9 4 7 -1 9 6 1 ,1 0 cilt. Baz metinler bu derlemede bulunmamaktadr, rnein 1859da Journal asiatique'de yaymlanan nemli deneme. Nouvelles considrations sur le caractre gnral des peuples smitiques, et en particulier sur leur tendance au monothisme, Journal asiatique, ubat-mart 1859, s. 214-282, ve nisan-mayis 1859, s. 417-450. De lorigine du langage (II), La Libert de penser, 13, aralk 1848, s. 64-83. Cexgse biblique et lesprit franais, Revue des Deux Mondes, 60, 6, 1865, s. 235-245. 1. Cilt: La chaire dhbreu au Collge de France. Explications mes collgues (1862), Questions contemporaines iinde (1868), s. 143-180. Llavenir religieux des socits modernes (1860), Questions contemporaines iinde (1868), s. 233-281. La Rforme intellectuelle et morale (1871 ), s. 325-542. Dialogues et Fragments philosophiques (1876), s. 547-714. Quest-ce quune Nation? (1882), Discours et Confrences iinde (1887), s. 887-906. Identit originelle et sparation graduelle du judasme et du christianisme (1888), Discours et Confrences iinde (1887), s. 907-924. Eislamisme et la science (1883), Discours et Confrences (1887), s. 945-965. 2. Cilt: De la part des peuples smitiques dans lhistoire de la civilisation, discours douverture du cours de langues hbraque, chaldaque et syriaque au Collge de France (1862), Mlanges d histoire et de voyages iinde (1878), s. 317-335. Souvenirs denfance et de jeunesse (1883), s. 713-909. Discours prononc aux funrailles de M. Ernest Havet (1889), Feuilles dtaches iinde (1892), s. 1127-1130. 3. Cilt: LAvenir de la science (1848-1849, 1890), s. 715-1151. 4. Cilt: Vie de Jsus (1863), s. 11-427. 5. Cilt: Marc-Aurle et la Fin du monde antique (1882), s. 737-1148. 6. Cilt: Histoire du peuple d Isral (1887-1893 ), I-V. 7. Cilt: Lhistoire du peuple dIsral (1855), tudes d histoire religieuse iinde (1857), s. 79-115. Le livre de Job, traduit de lhbreu. tude sur lge et le caractre du Pome (1858), s. 309-425. La mthode exprimentale en religion (1879), Nouvelles tudes d histoire religieuse iinde (1884), s. 722-728. Paganisme (1857), Nouvelles tudes d histoire religieuse iinde (1884), s. 729-789. Mythologie compare (1878), Nouvelles tudes d histoire religieuse iinde (1884), s. 740-745. Les traductions de la Bible (1858), Nouvelles tudes dhistoire religieuse iinde (1884), s. 821-830.

1 8 2 CENNETN DLLER

8. Cilt: De lorigine du langage (1848, 1858) s. 11-123. Histoire gnrale et systme compar des langues smitiques (1855, 1858, 1863), s. 129-589. Des services rendus aux sciences historiques par la philologie (1878), Mlanges religieux et historiques (1904), s. 1213-1232. 10. Cilt: Correspondance, 1845-1892. Rtat, L., Religion et Imagination religieuse: leurs formes et leurs rapports dans loeuvre dEmest Renan, Tez, Universit de Paris IV, 1975, Service de reproduction des thses, universit de Lille III, 1979. Renan entre Rvolution et Rpublique: concid ence ou m alentendu?, Commentaire, 39, 1987, s. 586-596. Rville, A., Les anctres des Europens daprs la science moderne ( propos dA. Pictet, L.-E. Burnouf, etc. ), Revue des Deux Mondes, 49, 1864, s. 694-727. Les Religions des peuples non-civiliss, Paris, Fischbacher, 1883, 2 cilt. F. Max Mller hakknda, Physical Religion (1890): Revue de lhistoire des reli gions, 24, 2, 1891, s. 102-107. Ernest Renan, Revue de l'histoire des religions, 26, 2, 1892, s. 220-226. Rville, J., Goblet dAlviella hakknda, Vide de Dieu d aprs lanthropologie et lhistoire, Fondation Hibbert yetkililerinin ars zerine Ingilterede verilen konferanslar, 1892: Revue de lhistoire des religions, 26, 2, 1892, s. 82-88. Rodinson, M., Richard Simon et la ddogmatisation, Les Temps modernes, 202, mart 1963, s. 1700-1709. Rmer, R., Sprachwissenschaft und Rassenideologie m Deutschland, Mnih, Fink, 1985. Rotsaert, M.-L., Etymologie et idologie. Des reflets du nationalisme sur la lexicologie allemande, 1830-1914, Historiographia linguistica, 6, 3, 1979, s. 309-338. Rouch, M., La Philosophie de l'histoire de Herder, Paris, Les Belles Lettres (Publications de la facult des lettres de luniversit de Strasbourg, c. 93), 1940. Giri yazs, Journal de mon voyage en lan 1769, J.G. Herder, Paris, AubierMontaigne, 1942. Giri yazs, Une autre philosophie de l'histoire, J.G . Herder, Paris, AubierMontaigne (1943) 1964, s. 7-111. Giri yazs, Ides pour la philosophie de l'histoire de l'humanit, J.G. Herder, Paris, Aubier-Montaigne, 1962, s. 7-81. Salmon, P B., The Beginnings o f Morphology. Linguistic Botanizing in the 18th Century, Historiographia lingnistica, 1, 3, 1974, s. 313-339. Sapir, E., Herder's Ursprung der Sprache (1905) Historiographia linguistica, 11, 3, 1984, s. 355-388 (ilk bask, M odem Philology iinde, 5, 1907, s. 109-142). Satg, A., Les circuits du savoir, LAvant-Scne Opra, 12, 1977 (LAn neau du Nibelung-Siegfried), s. 11-18. Saussure, F. de, Varits (A. Pictetnin Origines indo-europennes ou les Aryas primitifsi hakknda), yaz, Journal de Genve, 17, 19 ve 25 nisan 1878, s. 2, kol. 6, ve s. 3, kol. 1 ve 2. Cours de linguistique gnrale (1910-1911), yayna hazrlayan T. de Mauro, Paris, Payot, 1972 (ve 1985, L.-J. Calvetnin sonsz iin). [Trkesi : Genel Dilbilim Dersleri, Ankara, Verso Yay., 1985]

KAYNAKA 1 8 3

Schlanger, J., Dire et connatre, M. Meyer (der.), De la mtaphysique la rhtorique, Brksel, Editions de luniversit de Bruxelles, 1986, s. 95-101. Schlegel, F., Athenums-Fragmente (1798), Charakteristiken und Kritiken, I (17961801), Kritische Friedrich-Schlegel-Ausgabe, c. 2, 1, yayna hazrlayan E. Behler, J.-J. A nstett ve H. Eichnerin yardmlaryla, Mnih-Paderborn-Viyana-ZrihDarmstadt, Schningh & Thomas, 1967. Bu Fragmentsn bir Franszca evirisi iin, bkz. LAbsolu Littraire. Thorie de la littrature du romantisme allemand, R Lacoue-Labarthe v e J.-L Nancy (der.), Paris, Ed. du Seuil, 1978. ber die Sprache und Weisheit der Indier: Ein Beitrag zur Begrndung der Alter tumskunde (1808), yayna hazrlayan K. Koerner, S. Timpanaroun giri yazsyla, Amsterdam, Benjamins, 1977. Schleiermacher, F., ber die Religion: Reden an die Gebildeten unter ihren Verchtern (1799), yayna hazrlayan H. Leisegang, Leipzig, Krner, 1924. Franszcaya ev. 1.-J. Rouge: Discours sur la religion. A ceux de ses contempteurs qui sont des esprits cultivs, Paris, Aubier, 1944. Schlzer, A. L. von, Von den Chaldern, Repertorium fr biblische und morgenlndische Litteratur, 1781, c. 8, s. 113-176. Schmidt, F., Lcriture falsifie. Face linerrance biblique: lapocryphe et la faute, Le Temps de la rflexion, 5, 1984, s. 147-165. Les polythismes: dgnrescence ou progrs?, F. Schmidt (der.), LImpensable Polythisme. Etudes d'historiographie religieuse, Paris, Ed. des A rch iv es contemporaines, 1988, s. 13-91. Schmidt, W., Der Ursprung der Gottesidee, Mnster, Aschendorff, 1912-1955, 12 eilt. Schroeder, L. von, Die Vollendung des arischen Mysteriums in Bayreuth, Mnih, Lehmanns Verlag, 1911. Schler, W., Der Bayreuther Kreis von seiner Entstehung bis zum Ausgang der

Wilhelminischen ra. Wagnerkult und Kulturreform im Geiste vlkischer Weltans chauung, Mnster, Aschendorff, 1971. Schwab, R., La Renaissance orientale, Paris, Payot, 1950.
Schwarzbach, B. E., LEncyclopdie de Diderot et de dAlembert, Y. Beiaval ve D. Bourel (der.), Le Sicle des Lumires et la Bible, Paris, Beauchesne, 1986, s. 759777. La fortune de Richard Simon au X V IIIe sicle, Revue des tudes juives, 146, l2, 1987, s. 225-239. Shapiro, F. R, O n the Origin o f the Term Indo-G erm anic, Historiographia linguistica, 8, 1, 1981, s. 165-170. Siegert, H., Zur G eschichte der Begriffe Arier und arisch, Wrter und Sachen, 22, 1941-1942, s. 73-99. Sim on, R (ich ard ), Leon de M odne, Crmonies et coustumes qui s'observent aujourdhuy parmi les Juifs'e nsz (1. bask 1637), Paris, Louis Billaine, 1674. Histoire critique du Vieux Testament (1678), Rotterdam, Leers, 1685. Simon, R(6bert), Ignc Goldziher. His Life and Scholarship as Reflected in his Works and Correspondence (I. Goldziher ile T. Nldeke arasndaki mektuplamadan seme rneklerin de olduu bir blm ile), Budapete, Library of the Hungarian Academy of Sciences, Leyde, E.J. Brill, 1986.

18 4 CENNETN DLLER

Spinoza, B., Abrg de grammaire hbraque, yayna hazrlayan ]. Asknazi ve J. Asknazi-Gerson, Paris, Vrin, 1968. Starobinski, J., Le mot civilisation, Le Temps de la rflexion, 4, 1983, s. 13-51. Steinmann, J., Richard Simon et les Origines de lexgse biblique, Bruges, Descle de Brouwer, 1960. Svenbro, J., Lidologie gothisante et YAtlantica dO lof Rudbeck. Le mythe platonicien de lAtlantide au service de lEmpire sudois du X V lIe sicle", Quademi di storia, 11, 1980, s. 121-156. Swiggers, R, Adrianus Schrieckius: de la langue des Scythes lEurope linguistique, Histoire, Epistmologie, Langage, 6, 2, 1984 (Gense du comparatisme indoeuropen, D. Droixhe ynetiminde), s. 17-35. Taguieff, R-A., La Force du prjug. Essai sur le racisme et ses doubles, Paris, La Dcouverte, 1988. Theodoret (Cyrli), In loca difficilia scripturae sacrae. Quaestiones selectae. In Genesin, yayma hazrlayan J.L. Schulze, Paris, 1864 (J.-R Migne, Patr. gr., 80, 1). Todorov, T., Nous et les Autres. La rflexion franaise sur la diversit humaine, Paris, d. du Seuil, 1989. Turner, F. M., The Greek Hritage in Victorian Britain, New Haven-Londra, Yale University Press, 1981. Van Gennep, A ., Nouvelles recherches sur lhistoire en France de la mthode ethnographique. Claude Guichard, Richard Simon, Claude Fleury, Revue de lhistoire des religions, 82, 2, 1920, s. 139-162. Van Gorp, J. (Goropius Becanus), Origines antwerpianae..., Anvers, Plantin, 1569. Vendryes, J., Premire Socit linguistique. La Socit de linguistique de Paris, Orbis, Bulletin international de documentation linguistique (Louvain), 4, 1, 1955, s. 7-21. Vernes, M., Ernest Renan, Revue internationale de lenseignement, 24, 1892, s. 379430. Ernest Renan et la question religieuse en France, Revue de Belgique, 1899, s. 3-40. Vidal-Naquet, R, Hrodote et lAtlantide: entre les Grecs et les Juifs. Rflexions sur lhistoriographie du sicle des Lumires, Quademi di storia, 16, 1982, s. 5-74. UAtlantide et les nations, Reprsentations de lorigine. Littrature, histoire,

civilisation. Cahiers du Centre de recherches littraires et historiques et du Centre de recherches Afro-Indien-Ocaniques de l'universit de la Runion, 4, 1987, s. 9-28. R enan et le m iracle grec, L a Dmocratie grecque vue d ailleurs, Paris,
Flammarion, 1990, s. 245-265. Voltaire, F. M. Arouet de, Voltaires Correspondence, yayna hazrlayan T. Besterman, Genve, Institut et Muse Voltaire, Les Dlices, c. 92, 1964. Waardenburg, J.-J., Illslam dans le miroir de lOccident. Comment quelques orienta

listes occidentaux se sont penchs sur l'Islam et se sont form une image de cette religion (1. bask 1961, 2. bask 1963), Paris-La Haye, Mouton, 1969. Wagner, R, Siegfried, Zweiter Tag aus dem Bhnenfestspiel der Ring des Nibelungen
(metin: 1848-1853; mzik: 1848-1874 ; Bayreuth Festspielhausda sahnelendi 16 austos 1876), iki dilde bask, Almancadan ev. A . Gola, LAvant-Scne Opra, 12, 1977, s. 23-112.

KAYNAKA

185

Wagner, R., ve Liszt, R, Correspondance (1841-1882), Paris, Gallimard, 1943. Weinberger-Thomas, C., Les mystres du Veda. Spculations sur le texte sacr des anciens brames au sicle des Lumires, Pururtha, 7, 1983, s. 177-231. Willson, A. L., A Mythical Image: The Ideal o f India in German Romanticism, Dur ham (N.C.), Duke University Press, 1964. Wiseman N., Discours sur les rapports entre la science et la religion rvle, Brksel, Socit nationale pour la propagation des bons livres, 1840 (ve 1843, Paris, ).P Migne, Dmonstrations vangliques'in 15. cildinde). Twelve Lectures on the Connexion Between Science and Revealed Religiondan eviri, Londra, Joseph Booker, 1836, 2 cilt. Yardeni, M., La vision des Juifs et du judasme dans J oeuvre de Richard Simon, Revue des tudes juives, 129, 2-3-4, 1970, s. 179-203. [Young, T.] (imzasz, ancak bu yazara atfedilir), J.C. Adelungun Mithridates, oder A llgemeine Sprachenkunde adl kitab zerine eletiri yazs (Berlin, 1806-1812), The Quarterly Review, 10, ekim 1813-ocak 1814, s. 250-292.

You might also like