You are on page 1of 24

2

DEMET ALTINYELEKLIOLU

Ah Bre Sevda Ah Bre Vatan


Bir Mbadele Roman

AH BRE SEVDA AH BRE VATAN / Demet Altnyelekliolu

Remzi Kitabevi, 2013 Her hakk sakldr. Bu yaptn aynen ya da zet olarak hibir blm, telif hakk sahibinin yazl izni alnmadan kullanlamaz. Editr: Eyll Duru Kapak: mer Erduran Kapak fotoraf: <a href=http://www.123rf.com/photo_492658_an-oldabandoned-and-ruined-house-that-is-surrounded-by-the-sea. html>alexandr6868 / 123RF Stock Photo</a>

sbn 978-975-14-1556-1
birinci basm: Mays 2013 Kitabn basm 5000 adet yaplmtr. Remzi Kitabevi A.., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-stanbul Sertifika no: 10705 Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090 www.remzi.com.tr post@remzi.com.tr Bask ve cilt: Remzi Kitabevi A.. basm tesisleri 100. Yl Matbaaclar Sitesi, 196, Baclar-stanbul Sertifika no: 10648

Egenin iki kysnda yaam, yaamakta ve yaayacak olanlara

te buras, dedi iinden. Cehenneme buradan adm atacam. erisi geceden bile karanlkt. Mihrap tam karsnda olmalyd. Bir an kapda dikildi. Ban kaldrp mihrabn bulunduu tarafa baknca sarsld. Karsndaki duvar bir an a boulmu gibi geldi ona. Gne kadar parlak bir k. Ve o k haresinin iinde, gkten yere doru uzanan bir karalt grd. Bir ha! Kollarn iki yana am, cansz bedeni aa doru sarkmt sanki. Bandaki dikenli ta, alnn, yzn kanlara bulamt. Ne yaptnz bana byle? dercesine ba aaya doru eikti. Bu haliyle, uup gittii gkyznden onu armha geren insanlara bakar gibiydi sa! Olduu yere, dizlerinin stne kt. armhtaki sann ayaklarna aklan koca ivinin at oyuktan gerek kan szlyormu gibi geldi bir an. Dehetle sarsld. armhtaki sann gzleri onun zerindeydi. Ve sesini duydu. Evladm bu vakitte evime ne yapmaya geldin? ldrmann ve firarn eiindeydi. Benzin tenekesini yanna brakt. stavroz karrken inledi. Tanrnn evini yakmaya Daha nce grm myd? armhtaki sann gzlerinde ya var myd? Birden hatrlayamad. Ama imdi vard. Kan alyordu sa.

Solunda bir kadn glgesi hissetti. Ban evirmeden onu grmeye alt. Oluna bakyor olmalyd. Hayr, diye haykrd iinden bir ses. Bakire Meryem sana bakyor! Ayaklarnn dibinde yanan tek mumun nda yer yer altn ltlarna dnen bronz Meryem heykeline bakt. Onun sesini duydu bu sefer beyninin iinde. Oluma ektirdiiniz aclar yetmedi mi? Birden btn grntlerin bulanklatn fark etti. Ben, diye inledi armhtaki sann kanl ayaklarnn nnde yere kapanarak, Tanr katnda en byk ibadeti yapmaya geldim. Tanrnn evini yakarak Beynindeki ses, ruhunu ykayan bir melodi gibi geldi ona. Evet, diye fsldad. Evet. Buradan ykselecek alevlerle han esareti sona erecek. Helen ruhu ayaklanacak. Orada bir saniye daha duramayacan anlad. Grev hemen yaplmalyd. Yoksa Tanr katndaki en byk ibadeti yapamadan kap gidecekti oradan. Kapand yerden kalkt. Tenekenin kapan at. Her yana benzin saarak oradan oraya lgnca koturmaya balad. Tavana kadar ykselen kadife perdelere. armhtaki sann ayaklarna. Mihrabn stne. En ndeki birka sraya. Benzinin keskin kokusu sard her yan. Ben, dedi gzyalar arasnda. Yanaklarndan akan yalar dudaklaryla bulutu. Azna tuzun tad geldi. Ben savaym Yce sa Senin savan Gzyalarndan armhtaki sa bir elalenin arkasna saklanm gibi grnyordu artk. Dinsizlere kar han zaferini ilan etmeye geldim Kutsa beni Yce sa. Bala Cehennemin kapsnda ruhumu kurtar. Tanrya bunu onun iin yaptm syle Kalan benzini Meryem Anann ayaklarna serpitirdi.

Meryemin nndeki tepside kuma batrlm yanan tek adak mumunu ald. Kimin mumuydu acaba, diye geti aklndan. Kutsal anamzdan ne dilemiti bunu yakarken? Ama imdi imdi, en byk gnaha can verecekti Ya da en byk ibadete. nce krmz mumu armhtaki sann ayaklarna doru frlatt. Benzine bulad kadife perdeler atei daha havadayken itahla kapt. Uursuz, kzl, sar bir alev dili hzla ykseldi. Ate oradan oraya srad. Kilisenin karanl dumanl bir kzlla sarnd. Gzlerindeki alayann ardndan armhtaki saya son defa bakt. sa da ona bakyordu. Ne yaptn evladm? der gibiydi gzleri. O bak hayat boyunca unutamayacan anlad. Ama piman olmak iin ok geti artk. Alevler say ayaklarndan yakalad. Yukar doru ykseldi, ykseldi. Gsn sard. Oradan bkk boynuna ulat ve gzlerini rtt. Mihraptan ona doru ylan dilleri gibi uzanmaya balamt artk alevler. Yangn neredeyse aty saracakt. Bir kahkaha koptu azndan. lgn bir lkt bu. Tanrm, diye haykrd alev armhna doru. Yaptm en byk ibadeti kabul et Senin iin, Helenizm iin ruhumu atee verdim. Alevlerin uultusu arasnda dardan bar ar sesleri ykseldi. Yangn! Yetiin! Trkler kiliseyi yakt! Kfirler, kfirler! Tanrnn evini yaktlar. Delice bir kahkaha tufan ile kapya doru kotu. Bakmad, ama biliyordu. eytan peindeydi.

10

.1 Izmir
Eyll 1918
Akam rzgr usul usul rpnan denizi rpertip Kordon boyuna vurdu. Sar Klann karanlkta rktc bir glge gibi uzanan duvarlarna arpt. Biri hari klann ksz pencereleri l gzleri gibi kapkarayd. Esinti, k vuran tek pencerenin bulunduu odann nndeki balkondan ban denize doru uzatm krmz beyaz boyal gnderdeki bayra yle bir okadktan sonra yoluna devam etti. Saat Kulesini evreleyen drt kel palmiyenin kendini yere doru salm ar yaprak hevenkleri, aralarnda dolaan rzgra aldrmad. Sadece, vakur bir rpertiyle birbirlerine sokulup Bu da nereden kt? dercesine fsldatlar. leriden, ok ileriden, bir atn oynak nal sesleri duyuldu. Bir fayton yaklayordu. Dimitris Petridis, faytonun tekeri bir tan stnde zplaynca sarsld. Dald lemden dnyaya dnd. ard. Dnceden dnceye koarken havann kararmaya baladn fark etmemiti bile. Kordonboyunun o amatal, renkli, hayat dolu, cvl cvl akamlar terk edip gitmiti onlar. Artk byleydi zmirde akamlar. ksz ve korkutucu. Karanlk ve umutsuz. Gne krfezi nce altn sarsna, ardndan kzla boyadktan sonra alevden bir top gibi denize dyor, akamn laciverti inmeye balad m el ayak

11

12

ekiliyordu. Gece, bir daha gnein domasna izin vermeyecek kurundan bir perde gibi kyordu ehrin stne. Ne bir sarho naras duyuluyordu, ne kydaki meyhanelerden kimi oynak, kimi hznl arklar tayordu rhtma. Yamur bile bir baka trl yayordu sanki. yle bardaktan boanrcasna deil, korka korka. Sinsi sinsi. Operalar, tiyatrolar perdelerini oktan kapatmt. zmirin beyaz, nazl siluetinin zerine kara bir bulut inmiti. Trk olsun, Rum olsun, Musevi olsun, kimsede o eski evk, eski nee yoktu. ini ekerek baknd Dimitris. Kyya bal mavnalar bile sahipsizdi. Teknelerde sabahlayan berdular rttkleri brandann altna sinmi, ispirto iesinin kapan oktan amt. Balk Pazarndan geriye sadece kokusu kalmt. Bilmeyen biri, denize decekmi gibi duran koca binann bir vakitler neredeyse btn gn zmirin en canl, en hareketli yeri olduuna dnyada inanmazd. Dimitrisin gzleri sabah kahvelerini tarad. Tek tk mteri varsa, onlar da ieri ekilmiti. Nargilesini tttren bir tiryaki dahi gremedi bo masalarn arasnda. Eskiden byle miydi ya, diye sylendi iinden. Gznn nnde kahverengi beyaz, solmu bir fotoraf gibi belirdi o gnler. Pasaport iskelesinin oradaki sabah kahveleri bu saatlerde ykn almaya yz tutard. Gn aarana kadar sren bir hayat balard ardndan. Kimi nargilesini tttrr, kimi akam kahvesini yudumlar, sohbet ederdi. Kedeki seyyar kftecinin mangalndan ykselen koku, en itahsz adam bile deli ederdi. Tam kahveci Ziyann kp, Mehmet Efendi, diye seslendii saatti u sralar. Sen czbzlar atee koydun mu iyi ki avrat olmamm diye Rabbime krederim. Yahu gebe avrada ocuk drtr bu koku. Yelle u mangal da koku biraz dalsn. Senin yznden eve gittim mi, hatun ykanmadan yataa komam, diye tutturuyor. Her yann kfteci gibi kokuyor, diye drdrndan dur durabilirsen.

Bu yar ciddi, yar yapmack kmaya herkes glerdi. Abooo, diye apkn apkn glenler de eksik olmazd. Arkadalar duydunuz mu? Ziya bir yataa girerken ykanyormu, bir de karken. Kahveci Ziya, Kesin len amatay, dese de kimse aldrmazd. Ne kzyon Ziya, diyen biri kard mutlaka aralarndan. Ak-pak oluyon fena m? Biz de merak edip dururduk, Yahu kara kahveci, nasl bu kadar pembe yanakl oluyor diye. Keramet hatundaym demek. Kfteci Mehmet de geri durmazd tabii. Bir yandan mangal yeller, bir yandan Ziyaya cevap yetitirirdi. Ya bu senin tmbekilerin kokusu ne olacak be Ziya? Cierim yanar tutuur. Gel u mereti biraz sen yelle de ben iki- nefes tokurdataym. Dimitris farknda deildi ama o gnlerin hayali bile yznde minik bir tebessm olumasna yetmiti. O da maazay kapatt m soluu Ziyann kahvesinde alrd. Bir yandan kahvesini hprdetir bir yandan da nargilenin marpucuyla oynard. En ok da duman halka yaparak salmay severdi. Tabii o zamanlar. Gzleri, gidecekleri meyhaneyi peylemeye alan akamc gruplarn arad. itlembikileri, buzbademcileri. Boyozcular, alaclar, gevrekileri. Hibiri yoktu. Tek tk de olsa piyasa yaparken zaman unutan kadnlar olurdu bu vakitte. Telal, kk admlarla yryen st dal gibi kadnlar. Kahvelerin, meyhanelerin nnden yrmek kadn ksmna yakmayaca iin, Trk olsun, Rumu, Ermenisi, Yahudisi olsun, hepsi kar kaldrmda, denizin hemen omuz banda yrrd. ne edikleri balar hi kalkmazd. ini ekti. Burnunda bir sz hissetti. Ah bu deli zmir, diye geirdi iinden garip bir acyla. Vre, denizi bile apkndr. Kyda kadn grmesin. Hemen delirir.

13

14

yleydi gerekten. Deniz nereden kt belli olmayan bir rzgrn srtna biner, onlarn kollarna atarcasna rhtma vururdu kendini. Grltyle patlayan su kyya hcum eder, apkn, delimen dalga bararak kaan kadnlarn uzun eteklerini slatrd. O bile eskide kalmt. Deniz yastaym gibi durgundu. Kordonboyu gndzleri mavnaclarn, mal getirip gtrenlerin, ttn, pamuk balyalar tayan hamallarn meknyd sadece, geceleri de sarholarla hayaletleniyordu artk. Neye heyecanlanacak, neden coacakt ki? Bir saate kalmadan u son telaeli admlarla yryen adamlar da yollardan ekilecekti. Sava patlayana kadar zmirdeki ngiliz, Alman, Fransz, talyan irketlerinin brolar arasnda ticari rekabet dnda bir dmanlk yoktu. Batnn sermaye devlerinin zmire gnderdii temsilciler, ehrin en lks yerlerinde saltanat iinde yaar, birbirleriyle gsteri yarna tutuurdu. Kordonda piyasaya ktklarnda, ya da ne bileyim bir Kordon kafesinde, bir lokantada, operada, tiyatroda karlatklarnda, ngiliz, Alman, Fransz bakmaz, suratlarnda yapmack olduunu hepsinin bildii bir tebessmle apkalarn kartarak birbirini selamlarlard. Kadnlar da glckler saarak geerdi kocalarnn kollarnda. Fakat o arada; nasl becerdiklerine Dimitrisin her zaman at bir maharetle annda, birbirlerinin ne giydiini, boyunlarna, kulaklarna, ellerine neler taktrdklarn, salarn hangi modaya gre kestirdiklerini grrlerdi. Byle karlamalarn sonu genellikle temsilci Msy veya Mr. ya da Herrlerin masrafa girmesine yol aard. nk btn gece karlar, Gaz irketinin mdrnn karsnn boynundaki inciyi grdn m? diye bann etini yerdi. Dimitris, Yunanistana dnmesi iin srar eden akrabalarna, zmir yle bir yerdir ki, diye ballandra ballandra anlatmaya baylrd. Osmanl topra dersin, ama deildir. Hristiyan desen

o da deildir. Hepsinden birer tutam vardr ite. Ayr bir ruh, ayr bir dnyadr zmir. Omuzlarn silkti. Ne yapaym, diye sylendi kendi kendine. Yunanistandaki akrabalarm homurdansa da, kprse de byleyim ben. Byle hissediyorum. Benim vatanm buras. Ka kere kurmutu kafasnda bunlar. Anas onu zmirde dourmutu. Babas da zmirde amt gzlerini. Onlarn babalar, analar da. Babalarnn, analarnn babalar, analar da. ocuklar da burada domutu. Ve vakti geldiinde burada lecekti. Tpk atalar gibi krfezin mavi sularna bakan bir tepede yatacakt. zerine yacaklar topra akamlar imbatn serin elinin okadn, uzaktan uzaa fulyalarn, hanmelilerin koktuunu bilerek uyuyacakt. Birden etraf saran derin sessizlii duydu. Gnn grlts dinmi, bu koyu sessizlik kasvetli bir arlkla abanmt zmirin zerine. Sessizlik ylesine youndu ki, sanki bindii faytonun talar zerinde kard sesleri bile yutmutu. Gecikenler bir an nce evlerine varmak iin acele ediyordu. Dimitris, hakllar, diye sylendi iinden. Tekinsiz saatler yaknd. Ne kadar zamandr byle, diye sorsa kimse hatrlamyordu artk. Gven duygusunu yitireli ylesine ok olmutu nk. O bile doduu gnden beri byle olduunu dnr haldeydi. Oysa ne naralar, ne en kahkahalar, ne cilvelemeler, sohbetler asl kalmt bu hzn dolu sessizliin her kesinde. Biraz hzlansak be Hristo. Gecikirsem Maria, barut kesiliyor. nndeki koltuun berisinde srt ona dnk oturan faytoncu Aman vre Dimitris efendi, diye kkrdayarak istavroz kard. Tanr korusun. Sen asl kzd m benimkini greceksin. Sanrsn krbac alp srtma indirecek. Adam dizginleri bir-iki kez serte sallaynca at hzlanr gibi oldu. Fakat birka boy sonra hayvan yine alt trs admlarla talar dvmeye devam etti.

15

16

Kordondan meydana ktklarnda Dimitris her gn yapt gibi soluna, hkmet binasnn yan bandaki Yal Camisine bakt. O kadar kkt ki, akamn kzldan laciverte dnmeye balayan renginde kaybolmu gibiydi. Dimitris her zaman iyi bir Hristiyan olduunu dnrd. Fakat bu minik, tek kubbeli inili camide onu kucaklayan, saran bir sihir vard. O ilk karlamadan beri Yal Camisinin nnden her geiinde ta iinde bir davet duyar gibi olurdu: Hey Dimitris gelsene! Ve Dimitris her seferinde, panie kaplyordu. Yoksa gnaha m giriyorum? Belli etmeden istavroz karyor, sonra buna da piman oluyordu. Niye gnah olsun ki diyordu, kendi kendine. Tanr bir deil mi? Beni nerede ardnn ne nemi var? Saat kulesinin bulunduu akl geride braktklarnda can skntsyla soldaki tepelere bakt. zmiri kucaklayan ivit mavisi alacaln iinde binlerce gaz lambasnn sar, lgn klar gz krpmaya balamt yukarlarda. Daha aada, tepelerden denize doru koar gibi duran Yahudi maatl ise karanlklar iindeydi. Dimitris birden, mezarlar boaltlp, alann park haline getirilmesinin zerinden ka yl getiini hatrlayamad. Gzel bir park kmt ortaya. Fakat mezarlar datlan llerin ruhlar, aalarn dallarna kam gibi geliyordu insana. Ona rperti veren bir yerdi maatlk. Hele bu saatlerde oradan gemek rktcyd. Brak hayaletleri, hangi aacn arkasndan kimin kaca belli olmazd. Ya karanla kalm bir Trkn yoluna iki- Rum alanyari kard. Ya da fesini kann zerine ykm bkn bir Erefpaal, Hooop, destur aldn m? diye dikilirdi Rumun nne. Yolu kesilen iin ikisi de ayn derecede tehlikeliydi. Dimitris kederle iini ekti. Trklerle Rumlarn beraberce dolap, gnn ahvalini konutuu gnler ok gerilerdeydi artk.

k, gzel Rum kzlaryla, modernlikle taassup arasna skm Trk kadnlarnn itlembik ya da buzlu badem yiyerek kol kola gezindikleri gnler de yle. Dimitris ard. Kadnlarn, ke balarnda byk burarak kendilerini szen delikanllarn nnden geerken glmelerini ne kadar zlediini fark etti. Gemite yle gnler yaadklarna bile emin deildi imdi insanlar. Mahalle bekilerinin ellerindeki koca sopalar talara tak tak vurarak yrdklerini duymak bile kimseye gven vermiyordu. Dimitris kendi landonuna binmekten bile korkuyordu o yzden. Gzelim, narin landonu Karantinadaki evinin arka bahesine ektirmi, at da bir sundurmann altna balamt. Maazaya faytonla gidip geliyordu. Landonu, Nikoya da yasaklamt. Olunun btn gn, arabaya kurulup caka yapaca gnlerde deildiler. Kt zamanlard yaadklar. Kt ve tehlikeli. ki tekerli k landonunda, bakml, semiz atnn dizginlerini keyifle ekitiren bir Rum, banda fes olsa bile Trklerin fkesinin kabarmasna sebep olabilirdi. stelik Niko btn srarna ramen fes giymiyordu. Ona ald fesi yerlere atm, zerinde tepinmi, bana da btn akranlar gibi bir ngiliz apkas kondurmutu olu. Genler laf m dinliyor, diye homurdand iinden. Sanki onlar savam, vurmu, vurulmu, kolu baca kopmu, lm, zaferi de kendileri kazanm. Burunlar bir kar havada hepsinin. O ngiliz apkalar komik geliyordu ona. apka giyerse, herkesin ona gleceini sanyordu. Oldum olas fes vard onun hayatnda. Doduundan beri. Dedesinin fesi vard. Babasnn da. Bana koysunlar, diye yalvard gnleri hatrlaynca kendi kendine glmsedi. Babas bir gn fesini karp onun bana koymutu. Tanrm, diye sylendi iinden. Babasnn kokusunu duyar gibi oldu yeniden. i zlemle titredi. Minicik kafas, koca fesin iinde kaybolmutu tabii. Ev halk nasl da glmt. Hele annesi. Ona
ABS 2

17

18

ramen bandan karmamt Dimitris fesi. Ban oynattka sallanan kara psklyle fes byl bir eydi onun iin. lk fesini aldklar gn hatrlad. Babasyla gitmilerdi Ermeni Karabetin Tilkilik Camiinin karsndaki dkknna. Hemen orada bana koymu, yars krk, gm srlar yer yer dklm, uyduruk aynadan onu szen gen, yakkl yzne hayran hayran bakmt. Buydu ite. Fes giydiine gre adam olmu demekti. Adaml onaylanmt o fesle. Anasnn btn itirazlarna ramen fesi sol kann stne iyice ykm, pskln de arkadan sa yanna devirmiti. Att her admda pskln ular titreerek kulan ve gururunu okard. Kordonboyunda fesle yrye kt ilk gnlerde, btn kadnlarn kendisine baktn dnyordu. Ve hepsi de kt ona. Ama onlar iin yapabilecei bir ey yoktu. O Mariaya sevdalyd. Onu banda fesle ilk grdnde, Dimitris, oh Dimitris, diye mrldanan nazl Mariaya. te o kadar. O gnden beri fes, erkek olmann, hem de yakkl, sevilen bir erkek olmann mhryd ona gre. Olunun bana kondurduu o yuvarlak ey ise resmen soytarlkt. Dimitris Petridis birden maatln yanndaki dik yokutan inen faytonu fark etti. Mterisi olmad iin kr akt. Arabac bandaki ince, beyaz dolaa baklrsa Trkt atnn yannda yryordu. Zar zor dzle indiklerinde rzgr, faytoncunun Hoo! diye atna sesleniini onlara kadar tad. Hayvan, burun deliklerinden grltl birka soluk sald. Ban sevinle iki yana sallad. Boz yeleleri savruldu. Dimitris, faytoncunun, karnn okayarak at dllendiriini seyretti. Adam tekerleklere takt demir frenleri kardktan sonra yerine srad. Dizginleri sallad. Hadi bakalm kzm, dedi. At ban tekrar ileri doru evirdi. Yorgun admlarla faytonu ekmeye koyuldu.

Dimitris Petridis, krkl kara tentenin altnda kenara ekilmi, dalgn baklarla, yaklaan br faytonu takip ediyordu. Faytoncunun oturduu yerin iki yanndaki cam fenerlerde yanan mumlar kendilerini aydnlatmaktan baka ie yaramyordu. Saat kulesinin nnden geerken yan yana geldiler. ki at selamlar gibi balarn ileri uzatt. Hristo, Selam, diye seslendi br faytoncuya. Adam bir ey demedi. Dediyse bile duymadlar. Sadece isteksizce ba sallad. Selamnn karlksz kalmasna kzan Hristo, Cevap versen lr msn? diye bard uzaklaan arabann arkasndan. Uyuz atn aldk da seni yaya m braktk? Hrsn alamamt. Bunlar byle ite, diye homurdand. Ban omzunun stnden Dimitrise evirmeye alt. Verdiin selam bile almyorlar artk. Kime alm yapyorlar ki? zgnler Hristo. ok zgnler. Kolay deil. Sava kaybettiler. Ne yapalm vre; beter olsunlar. Tanr hep bunlara glecek deil ya. Yce sa babamz bu sefer zafer tacn Helen milletinin bana koydu. Sadece sava deil Hristo. Dimitrisin sesi dnceliydi. Devletlerini, topraklarn, gururlarn kaybettiler. Arkadan srtn grd faytoncu ban sallad. Eee, ne yapalm? Biz az m devletsiz yaadk ha? Topraksz, gurursuz Anlasnlar, ba nde gezmenin ne demek olduunu. Dimitrisin adamla laf yartrmaya hi niyeti yoktu. Bu akam kendini, cihan savann btn ykn, cefasn tek bana ekmi gibi hissediyordu. Aslnda sava sadece Osmanly deil, bu topraklarda yaayan herkesi kertmiti. Rumlar sevinten uuyordu. Hele genler. Esaretten kurtulduk, diye zafer arklar sylyorlard. Kiliselerde yondan, Bizanstan, Pontustan destanlar anlatyordu papazlar genlere. Yallar, Yunan Devletine balanrz diye dnrken, denizin br tarafndaki Yunanistan, bu taraftaki genlerin umurunda deildi. Onlara gre Kk

19

20

Asyada Helen mparatorluu diriliyordu. yonya ve Pontus yeniden doacakt. Fakat Dimitris onlar gibi dnmyordu. Doan tek ey vard: Dmanlk. Artk kap komularyla bile dost deildiler. Sava, bu topraklarda doup byyen insanlar birbirine dman etmiti, o kadar. Tek umut adil bir bara kavumakt. Fakat bir anlama imzalansa bile barn geleceine inanmyordu Dimitris. Sava, bar da ldrmt. Unutuldu sanlan tm yaralar yeniden kanatm, intikam duygularn hortlatmt. Baksana iki arabac selamlaamyor bile, dedi kendi kendine. Bu iler balamadan belki de meyhanede karlkl kadeh tokuturuyordu bunlar. Hristo ve onun gibi dnen kaln kafallar bunu anlamyor. Aslnda sadece Osmanl deil, hepimiz yenildik. Bu topraklarda yaayan herkes yenildi. Trk, Rum, Ermeni, Yahudi, herkes. Buras muzafferlerin deil maluplarn topra artk. Daha da kts galipler, bu zaferden kendilerine bir yama pay karmaya alacak. Zafer sarholuu gzleri kr etti. Maluplarn fkesinin nelere sebep olabileceini bile grmyorlar. Farknda olmadan Budalalar, diye homurdand. Yamala nacak olan kendi topraklar, kendi hayatlar, kendi gelecekleri ama farknda bile deiller. Efendim? Ne? Hristo, yine ban omzuna doru evirmi, onu grmeye alyordu. Bir ey mi dedin? Dimitris iinden, lanet olsun dedi. Telala, Sr, dedim vre Hristo. Tanr akna biraz hzlan. Bak karmam. Ge kaldm iin Maria kapda sngyle bekliyorsa, nne seni atarm; haberin olsun. Annda dediklerine piman oldu. Sng m? Lanet olsun; ne sngs? Nereden kt imdi bu laf?

Faytoncu gk grlts gibi gld. Sng ha? Ah vre Dimitris efendi. Sng ha Karn sngyle deilecek binlerce kfir varken niye atarsn beni Mariann nne? Yazk deil mi Hristoya? Dimitris gya gld. Oysa arkada iyice bzlm kendisiyle hesaplayordu. Sng ha! dedi iinden bir ses hayretle. Sng ya! Nasl syledin bu laf? Bilmiyorum. Yoksa Ben Osmanlym, derken, gizlice dmanlk ve kinle mi besleniyordun Dimitris sen de? Bilmiyorum, bilmiyorum. Lanet olsun; bilmiyorum, hibir ey bilmiyorum. Sava, insanlarn ruhlarn, beyinlerini, dncelerini, planlarn, hayallerini, beklentilerini olduu gibi szckleri de deitirmiti. Gnlk hayatta kullanlan szckler bile artk lm ve dehet kokuyordu. Bilinaltlarnn derinliklerindeki akrepler, lmcl kuyruklarn dikerek gizlendikleri yerlerden frlamlard. Ses, Ya sen Dimitris, diye soludu beyninin iinde. Sen bilinaltnda neler gizliyorsun? aresizce ban iki yana sallad. Bilmiyorum, bilmiyorum. Oysa biliyordu. Ve korkuyordu. O farkna bile varmadan bilinaltnn bir yerlerinde gdas kin ve dmanlk olan bir canavarn kmasndan korkuyordu.

21

22

Downing Soka, 10 Numara

Londra

Austos 1918
Aslnda karsnda bacak bacak stne atarak oturan adamdan nefret ediyordu. elimsiz, gzleri fldr fldr oynayan biriydi. Kabayd. Grgszd. Kstaht. Ayrca, diplomatik nezaketten habersizdi. Ofisine aldklarnda iren bir srtmayla, kollarn iki yana aarak yrm ve bir anda boynuna sarlp iki yanandan pvermiti onu. Dehet iindeydi. Sadece o mu? O srada odada bulunan sekreteri Rosemary Thompson da donup kalmt. Kadn, aknlktan kalemini bile yere drmt. Zavall Mrs. Thompson, dedi iinden. Yz kt kadar beyazd sekreterinin. Rosemary, ngiliz babakanlarnn resmi ikametgh olan bu binada yirmi bir yldr alyordu. Ne krallar, ne prensler, ne aridkler arlamt burada; ama byle bol tkrkl bir muhabbeti daha nce asla grmemiti. Bir centilmen, baka bir centilmeni yanandan psn; olacak ey deildi. Lloyd George tiksintiyle rperdi. Lanet olsun, diye sylendi kendi kendine. Adamn keisakaln ve slak dudaklarn yeniden yananda hissetti. Glmsemeye alrken ne olacak, Balkan kyls ite, diye homurdand iinden. Kimse sana Majestelerinin babakanna sarlp pemeyeceini sylemedi mi? Can skntsyla fincann yanndaki kk sehpann zerine brakt. Tiksindii halde, bu adama kibar davranmak zorun-

da olduu iin kendinden de nefret ediyordu. ngilterenin Akdenizdeki karlar sz konusu olmasayd, deil imdi yapt gibi glmsemek, suratna bile bakmazd. Ama hibir nefret, ngilterenin karlarndan daha nemli olamazd. Mr. Venizelos, dedi kuru bir sesle. Daha aynzdan bir yudum bile almadnz. Emin olun zel karmdr. Hint, Seylan Bir tutam da in ay var harmannda. Konuunun kk gzleri yuvalarnda fldr fldr dnd. Ben Ani bir ksrk nbetiyle sz yarm kald. Adam grltyle ksrrken, Lloyd George, ban br yana evirdi. Lanet herif, diye homurdand iinden. Mendiliyle azn kapamaya bile gerek grmyor. Venizelos iki ksrk arasnda Londrann rutubeti, diye sylendi. Bana hi yaramyor. Lloyd George btn gayretine ramen hayretini gizleyemedi. Londrann rutubeti mi dediniz Mr. Venizelos? Sanrm lkenizde rutubet bizimkinden fazladr, yle deil mi? Hem siz her frsatta Yunanistan bir deniz lkesi demez misiniz? Doru, diye kprdand Venizelos oturduu yerde. Ama eksik. Evet, Yunanistan deniz lkesidir. Fakat ayn zamanda gne lkesiyiz Mr. George. Deniz ve gne. Benim lkemde rutubet yznden kemikleriniz mez. nk Yunan gnei iinizi str. Burada burada Birden bir elinin baparman iaret ve ortaparmana srterek aklatmaya balad. Doru szckleri havada yakalayacakm gibi ban kaldrm bolua bakyordu Aaa a nasl diyorsunuz? diye mrldand dnceli bir ifadeyle. Birden yz aydnland. Ah, evet Hatrladm. Gne zlenir, yle deil mi; byle dendiini iitmitim, yanlyor muyum? Lloyd George, kendi kendine bu kadar fazla dedi. unun duruuna, azametine bak. Btn dnyay, eski Yunan medeniyetinin miraslar olduu palavrasna inandrabilirler. Ama ben kan-

23

You might also like