You are on page 1of 93

Bu Şiirde Yoksun

Bu Şiirde Yoksun

Bu Şiirde
Yoksun!
Bu Şiirde Yoksun

Bu yayının her hakkı saklıdır ve kitabın yazarına aittir.

Gökhan Atmaca
iletişim: atmaca@kuark.org
web sitesi : http://www.gokhanatmaca.net

Bu Şiirde Yoksun © Gökhan Atmaca, Ağustos 2009


Bu Şiirde Yoksun

Okuyucu,
“Bu şiirde yoksun” isimli kitabımda sevgiliye ve
sevgiliden uzak kalmış duygulara dair şiirlerden
oluşan bir bütüne yer vermeye çalıştım. Kimi
zaman bir melodi kimi zaman da yaşanmış bir düş
bu şiirlere ilham olurken gönül dilinden derdi
olanların, gönülden sevenlerin ve tabii ki
birçoklarımızın sesi oldu. Şimdi bu kitap vesilesi ile
bu şiirlerimin sizler için daha kolay ulaşılabilir
olmasını sağlayarak yakın çevremdeki istekleri de
kırmamış oldum. Yeni ve bizden şiirlerle buluşmak
dileğiyle...

Gökhan Atmaca
Bu Şiirde Yoksun

Öyle zor ki

birbirini bulmuş aşıkların gölgesinde


gün batımına bakan o gözlerin izinde
onların büyülenmiş dünyasından
kendi izve dünyama geçerken
sen gelirdin aklıma
rüyalarıma girer gibi gelirdin bana
o bakmaya doyamadığım gözlerini bulduğumda
rüyada da olsam bile sesim kısılırdı karşında
öyle zordu işte söyleyebilmek
seni seviyorum diyebilmek

seni sevmek işte ta en başından zordu


bilmem kaç bilinmeyenli bir denklem kadar zordu
çözümsüzlük girdabında
girdab beni nereye çekiyorsa oraya yol alıyordum
senin farkında olmadığın o karmaşanın arasında
bir çözüm arıyordum kendime
bulamıyordum ki
sana söyleyemiyordum
öyle zor ki
seni seviyorum diyebilmek

öyle zor ki
bilemezsin
kalbimin senin varlığını hissettiğinde
yaşadığım heyecanı anlatabilmek
her karşılaşmamızda,
o güzel gözlerine bakabilmek için
neler yaptığımı dile getirmek
sadece göz göze gelebilmek için
seni sevdiğimi söyleyebilmek için
neler yapamadığımı görmek
öyle zor ki
Bu Şiirde Yoksun

sessizce sen içimde büyürken


senli düşlerimle
senin yanında ama yalnız benle
o güzel gözlerinin esiri ruhumla
sensizliğe yol alan bu benle
sana olan aşkımı dile getirmek
öyle zor ki
sevgiyi hiçe sayıyordun
beni, hislerimi farketmiyordun
ki seni sevdiğime bile inanamazken
öyle zor ki
seni seviyorum diyebilmek...
öyle zor ki!
Bu Şiirde Yoksun

Bu şiirde yoksun

Hasretinle yanarken neredeydin?


Bu gözler senin için gözyaşına boğulurken
Kime gönül verirdin?
Kaç gece vardı gündüze karışan
Sensizliğin kabusuyla yalnızlığa alışılan
O gecelerde yalnızlığımla dost iken
Yoksaydığın beni sensizliğe bile bile mahkum ettin!

Bu şiirde yoksun
Vefa nedir bilmeyen sen?
Hasret nedir bilmeyen sen?
Aşkın zulmü nedir bilmeyen sen?
Bir sen için yanmış da kor olmuş bu yüreği bilmeyen sen?
Yalanı bana reva görmüş sen?
Ne diye bu şiirde olacaksın?
Bu şiirde yoksun!
Adın aşk defterinde kaldı sır
Can yakışın kaldı ebediyen bir yük
Vefasızlığın bu canda dağlandı kaldı sen diye!
Bir ben kaldı
Senden uzaklarda
Aşkın en güzel hayallerinden ırak bu şiirde.
Bu Şiirde Yoksun

Ağlaya ağlaya sana yâr oldum

Ağlaya ağlaya sana yâr oldum


Gönlüme aman diye diye seni sevdim
Yüreğimin derinliklerinde seni araya araya deli oldum
Divaneyim şimdi yollara düşe düşe seni arar oldum

Yok ki amansız bu derde senden gayri çare


Gözlerindeki fırtınaya kapıldım, kendimi bilmez bir hâlde kayboldum
Seni ararken, seni sorarken kendimi kaybeder oldum
Kendimi bulamaz oldum ağlaya ağlaya seni sever oldum

Şimdi geçmez, bitmez sen diye başlayan bu aşk nöbetinde


Şimdi sürgünüm kuş uçmaz sen bilmez bir yalnızlıkta
Şimdi senden haber gelmez oldu, yüreğime bahar gelmez oldu
Yanarım yanarım sen diye gözlerin gözlerime değmez oldu
Ah yokluğundan hasretine bu gönül dayanamaz oldu
Vefasızlığında ağlaya ağlaya sana yâr oldum...
Bu Şiirde Yoksun

Sor kendine

Gökleri yer edinmiş sevgili


Gün gelir de sanma ki boyun eğilmez
Sanma ki o gök sana dar gelmez
Bilmez misin ki zaman ne getirir bilinmez
Hiç mi aklına gelmez
Sandıklarının yanıldıkların olduğunu
Gözden düşürdüklerinin
Sığamadığın bu dünyadan büyük olduklarını
Hiç mi aklına getirmedin?
Ne sanırsın kendini
Gökyüzünde eşsiz bir güneş mi?
Yeryüzünde güzelliklerle dolu bir kalp mi?
Sen yitiksin, yitmişsin, kaybetmelisin...
Belaydın ya bana kendine nesin?
Gözlerin inmezdi o arsız rüyalardan
Duymazdın o duygusuz dünyanın ortasındayken
Amansız hırslarının berisinde saklı kalan dünyanı bilmezken
Doğrularınla sonunda kalmalısın
İşte o zaman yalnızlığı tadabilesin, için için yanabilesin
Ne sanırsın kendini
Bir kalbe hasret o ruhunla
Duygularını kaybetmiş o düşüncelerinle
Ben sandığın sensizliğinle
Kendini kaybetmiş o senle
Bana söyler misin ne sandın kendini?
Bu Şiirde Yoksun

Bu gönül derdinden

yar tutmuyor elimden


gönül dinlemiyor yar dilinden
bu gözler başkasını görmüyor
ah sevdiceğim bu gönül senden vazgeçmiyor

hasretinle yandım ah cananım


gözlerine aşığım sana deli divaneyim
o saçlarının arasında süzülen rüzgar olup fırtınaya dönmüşüm
ah sevdiceğim bu gönül sen sen diye mecnuna dönmüşüm

kara sevda imiş bu derdim bilmemişim


bu gönül yarası kor oldu acıtırmış saklayamamışım
sırlarımı sana söyledim yar kendimi bulamamışım
sana aşığım yar bulamadım sensiz sevgiyi

aşk sen de bu sürgün sana varmıyor yar


bu fırtına beni senden uzaklara sürgün ediyor yar
olmuyor yar sensiz olmuyor bu can seni arıyor yar
şimdi uzaklardasın elinden tutamadım yar
sen yoksun ya bulamadım kendimi yar
sen uzaksın ya gözlerin içime işlemiyor ya
sen beni istemiyorsun ya
kalbimin ıssız sokaklarında derbeder haldeyim işte
içimde durulmayan fırtınanın esiriyim işte
hayat sensiz de olurdu seni bilmeseydim işte
olmadı be canan seni tanımamalıydım...
Bu Şiirde Yoksun

bir geçmiş bir gelecek


ömrüme sığdıramadığım sen
yoksun yakınımda bile
ne bir merhabanın ardında
ne de bir göz ucunda
Bu Şiirde Yoksun

Orada kal

bu akşam en güzel şarkılardayım,


sensiz rüyalardayım,
veryansın bu dünya ve insanlar,
ben sensizim, mutluyum,
ben hep sensizim
ve ben senden uzak şiirlerimdeyim

sen, sen ordasın sadece,


kalbimin bir köşesinde
öylesine kor bir ateşin kabuğunda,
sen evet sen soğuk bir esintinin arasında
saçlarının sarısında, teninin beyazında
kalbimin kan damlası gözyaşında,
sen oradasın sadece uzakta
ve haylaz bir çocukluğun o güzel hatıralarında...
sen oradasın ve sen orada kal.
Bu Şiirde Yoksun

Sensiz

Kaç zamandır yoksunum sensizliğin öteki yüzünde


Oysa sen bilmiyorsun kaç zamandır bir tek seni sorarım
Artık küllenmiş bu aşkın zifiri karanlık gecesindeyim
Hatırlamalısın ben seni severdim, gözlerin iklimimde bir seher yeliydi
Hatırlamalısın o gülen gözlerim bir tek seni görürdü
Şimdi küllenmiş bir aşk, yarası kabuk bağlamış bu aşk
Hani o gülen gözler vardı ya şimdi ağlamaklı yasta

Kaç zamandır seni hayalimde büyütüyorum


Kaç zamandır kanayan bu yarayla seni içimde öldürdüm kaç kere!
Şimdi yoksunum şimdi sensizim artık seni de beni de yitiriyorum
Bugün de seni arıyorum, seni soruyorum
Aşksız geçen her günüme sövüp sayıyorum
Aşksız sensiz geçen her günüme, saatime, saniyelerime
Yaşayamıyorum, sevemiyorum, sensiz senle olamıyorum
Sensiz evet sensiz kendimi kara toprağa gömemiyorum
Sen yoksun ya kaç zamandır ne aydınlığı ne de güneşi bilmiyorum
Bu gece ya da dün ki gece ne de sensiz geçen gündüzler
Akıyor zaman, yıllarım teker teker beni senden alıyor götürüyor
Geçiyor sensiz günler, sensizliğin hasretiyle bulanmış gecelerle karışarak
ama bitmiyor ne bu sevda ne de sana kırgınlığım
Olmuyor olmuyor zaman ben de yitmiyor
Hayat sen de bulmuyor
Kaç zamandır yokluğunu sen diye bildim kendimi avuttum..
Bu Şiirde Yoksun

Hangi

Hangi gün seni sevmedim?


Hangi gün sana ağlamadım?
Hangi gün sen sen diye bitemedi?
Hangi rüya sensiz olabilirdi ki sen bu kalpteyken?
Hangi aşk sensiz var olabilirdi?...
Hangi şiir seni anlatabilirdi ki ben böylesine aşıkken?
Sen hangi aşka yol alabildin ki?
Hangi ... ya da boşver, unut gitsin!
Bu Şiirde Yoksun

Bir tek beni sevene

Bir tek beni sevene


Sözlerim özeldir
Gözlerim güzeldir
Kalbim cennettir

Bir tek beni sevene


Ömrüm hediyedir
Mutluluk bakidir
Hayat sevgiyle dolup taşmıştır

Bir tek beni sevene


Canım fedadır
Sevdam eşsizdir
Gözyaşlarım kor gibi yakandır

Bir tek beni sevene


Bu cihanda isyanım yoktur
Azabında bir ahım yoktur
Mutsuzluğumda bir keşkem yoktur

Bir tek beni sevene


Canım candır
Ruhum sonsuza dek onundur
Sevgidir verebilecek en büyük değerim

Ben ki Allah'ın bir kulu


Kalbimde sen aşkıyla
Ruhum senin yangınında
Bir tek sana sevdalı, bir tek sana hasretim
Sen ki bir tek beni sev
Bil ki
Bu ömür sana adanır
Bu kalp bir seni bilir
Bu can sanadır, fedadır
Bir tek beni sevene
Aşk gerçektir...
Bu Şiirde Yoksun

Nâmahrem-î âşk ile


Hem derinden sevdâ ile
Hem habersiz maşuk ile
Âşuk ki idâme...
Bu Şiirde Yoksun

vefasızlardan çektiğimiz nedir?!


kader midir çile midir?
hep mi hüsran hep mi hicran?
can ciğerimiz dediklerimiz mi?
kalpsiz, ciğersiz!
Bu Şiirde Yoksun

Suskunluk

Yeri gelir
Zamanı gelir
Onca neden vardır
Konuşmaya, aşka söylenmeye
Sevilmek için sevmeye
Onca neden vardır
Şimdi ne susarsın be aşık!?
Onca nedenin var iken
Bu susuşlar nedendir?

Yeri gelir
Zamanı gelir
Susmuşuzdur
Öyle sessizce tedirgin bakışlar arasında
Sadece susmuşuzdur
Gönül haykırıyor
Feryat ediyor
Feryadıma imdad edecek yok…
Dile gelmeliydi
Nice sevgiler nice aşk kelamları
Sevgilinin kalbine girmeliydi o sözler
Sevgili el üstünde olmalıydı
Mesut ve mutlu
Ey aşık nedendir bu susuşlar
Dile gelmemeli midir?
O ay parıltısı güzellik dile gelmemeli miydi?
Bu Şiirde Yoksun

Adı aşk mıdır?

Kadere sordum
Şu gecenin karanlığında ay ışığına eş olan kimdir?
Baharın ilk zamanlarında beklenmedik bu soğukta güneş gibi içimi ısıtan
kimdir?
Ömrümde bir daha görebilir miydim? Hissedebilir miydim? Adı aşk mıdır?
Bir daha görsem bilir miydi beni? Kalbinden bir kez olsun geçmiş miydim?
Bu Şiirde Yoksun

Sen yokluğa ben sensizliğe

Sen kalbimi çaldın,


Hislerimi sinemden söktün aldın,
Beni harap bitap bıraktın,
Gözlerinle yaptın tüm bunları,
O deniz gözlerinle bu kıyıya dalga dalga vurdun,
İncitirim diye hiç mi korkmadın?
Suskunluğuma hiç mi aldırmadın?
Sana bu duygular, kırık düşler nasıl ses olabilirdi ki?
Hiç düşündün mü?
Bana bıraktığın yaralı bir kalp nasıl mutluluğu hissedebilirdi ki?
Unuttun mu hislerimi sinemden söken sendin, niye geri vermedin?
Giderken, kaçarken aslında yok olurken hislerimi ne diye geri vermedin?
Korktun mu? Gerçeklerin seni aldattığını görmekten!
Sen yokluğa ben sensizliğe dedik
Şarkımızı ayrı tuttuk yolumuzu ayrı
Bilmiyordun her yolun bir sonu vardır
Bilmiyordun her şarkıda benden çaldıkların vardı...
Bu Şiirde Yoksun

Kalp ağrısı
sen eşsiz misin?
şu garip dünyada aradığım eş misin?
ömrüme yazık ettiğim tek misin?
yoksa koca bir hiç misin?
sorarım sana sen eşsiz misin?

benim için bir kalp yarasından öteye gidemedin


yokluğun da varlığın da kalp ağrısıydı
eşsizliğin hiçliğine engel olamadı
ah güzelim sen seçtin kaybetmeyi
eşsizliğine rağmen o kendinden hiç ödün vermeyen senliğinle
kaybettin hem de bana rağmen kaybettin
kim neyi kazandı o çıkar dünyasında?
ne elde ettin şimdi? Mutlusun değil mi?
farkında değil misin uzun sürmeyecek?
duy söylediklerimi bencilliğine boyun eğme...

ben mi?
eşsizliğine zaten erişemeyeceğini bilen ben mi?
kalbi yaralı, kalbi kırık ben mi?
bedeni karanlık gecelere sığmayan ben mi?
senden bir tek haksızlığı gören ben mi?
kalp ağrısını bu bedende taşıyan ben mi?
sana neden aşık olduğunu bile bilemeyen ben
yokluğunu ve varlığını aynı anda hissedebilen ben
senin gözlerinden haksızlığa uğrayarak düşen ben
suskunluğun kalpleri kırdığı bir kabusta ben
kırık düşlerin, parçalanmış hayallerin enkazındayım
son noktası konulmamış tüm mektupların imzasındayım
senin söyleyebileceğin sevgi sözcüklerinin çok uzağında kara bir lekedeyim
ben işte oradayım senin gözlerinin içindeyim, kalbinin bir köşesindeyim
o kara leke, o enkaz...
gözün görmez, kalbin duymaz
sana canım feda olsa ruhun umursamaz
ben işte bir kalp ağrısında
senin sevgisizliğe yüz tutmuş baharında
tutuşmuş bir yangında umursanmaz bir kıvılcımdım
şimdi yokluğa ses, yalnızlığa şiir oldum
sen bana bir kalp ağrısı bıraktın...
Bu Şiirde Yoksun

Duy beni

kalbime ateş düşmüş


yangınım boyumu aşmış
ben cehennemde azap çekiyorum
sen cehennemime bir ateş daha ekliyorsun

var mı böyle dost böyle arkadaş?


var mı ateşe düşene alevlerle boğmak
kime yaraşır, hangi dosta?
neyi yanlış ettik neyi yapamadık ne kötü söz söyledik!

şu kalbi hiçe say dedin görmedik


şu hisleri hissetme dedin dile getirmedik
gerektiğinde vefasızlığına eyvallah dedik
bir tek şu gözler vardı kalbimdekilere dur diyemeyen
o gözleri mi çok gördün?
nedir acıma kattığın azapların dili?
nedir bu işkencelerinin amacı?
iyiliğim mi dokunmadı, kötülüğüm mü dokundu?
sadece bana mıdır bu vurdumduymazlığın!
hakikatleri söyledim ey güzel
unut gururu unut bencilliğini de kulak ver
ne olur kaybeden olma...
Bu Şiirde Yoksun

Öyledir ya kimi zaman insanlarda, hayatlarda gelgitler yaşanır. Öyle ya biri severmiş, sevdiğini
düşlermiş, sevdiğini bilirmiş biri de sevmezmiş, biri de kör bir kalbe tutunurmuş dört elle ki
görmezmiş eğriyi doğruyu… Öyle ya aşk varmış yine de bu devirde değersiz kalırmış. Öyle ya
yokmuş dürüst olmak oysa var olan ‘çıkar’larmış, nefes alırken bile ‘çıkar’larını gözetmek varmış şu
üç günlük dünyada… Öyle büyük ki şu kahrolası üç günlük dünya öyle büyük ki sevgiye yer
kalmazmış o dünyada. Ne diyeyim yazık olsun bencilliğine ey zalim dünya! Zalimsin ya peşi sıra
gelmeli vefasızlığın değil mi? Öyle ya kör bir kalbe tutunmak neye işarettir. Nelere işarettir? Ustaca
oynanan oyunlarda kapış kapış kapılan rollerin arasında en revaçta olanları zaten elindeymiş be
dünya neye hikmetmiş acaba? Nelere işaretmiş..? Bir garip sevgiyi ezdin ya hangi oynadığın rol
seni bu gerçekten kurtaracaktır sormak gerek o dört elle tutunduğun kör kalbine… Çıkarlar
dünyasındaki ey zalim dünya, sen hakettiğin yeri bulmuşsun bile en güzel oynadığın rolünle
beraber. Hem de fazlasıyla haketmişsin!
İşte o zalim dünyada görülen odur ki hissetmeyen kalp körmüş, görmek istemeyen göz de o kalbe
sahipmiş. Bu yüzden yazıkmış bu yüzden hakettiğiymiş; o bencillikle o vefasızlıkla hakettiğiymiş
kendisi hem de fazlasıyla haketmiş kendini!

Benmişim

kalbim acırmış, ben acıtırmışım..


bu kalp sevmezmiş, saplantıda kalan benmişim…
bu gözler ağlarmış, ağlatıp da gülen benmişim…
yalnızlığa şiir yazarmışım, sebebi de yine benmişim…
kalbimdekileri açarmışım, yalan söyleyen benmişim…
duygularımı gözlerimle açığa vurarmışım, dürüst olmayan da benmişim…
gençliğimi adarmışım, haketmeyen benmişim…
ona dertmişim, vefasız olan da benmişim…
hayallerinde yokmuşum, kalbi kör olan da benmişim…
sevgi olmazmış, seven benmişim…
aşk yakışmazmış, seven benmişim…
dostluğuma değer verilmezmiş, seven benmişim…
bana güvenilmezmiş, seven benmişim…
canım yanmazmış, kalbim kırılmazmış, seven benmişim…
hani seven ben değildim? hani sevmiyordum…
sevemeyen benmişim, yalan söylermişim…
aşk değilmiş, saplantıymış yıllar süren bir yalanmışım…
bu yalnız limana acı gelmezmiş, yüreğimi acıtan kalbimi kıran benmişim…
benmişim seni sevmeyen.
Bu Şiirde Yoksun

ağlamak ister insan


yerli yersiz içinde ne varsa boşaltmak ister
gecenin karanlığında kaybolduğunda haykırmak ister
geçmişin şimdiye hediye ettiği acılarından sıyrılmak ister
kalp yorulmuştur ağlamak ister insan
Bu Şiirde Yoksun

Sevgi

Sevgi dediler
Yalandır, yoktur kim kaybetti de sen bulacaksın dediler
Hele de ilk görüşte bulacaksın, inanmayız dediler
Sonra yok dediler, sevgi, sana yakışmaz dediler
Sevgi dediler, bana beğendiremediler
Gel sen vazgeç dediler
Yükü ağırdır, bu yükün altında ezilirsin, taşıyamazsın dediler
İnanmadım, inandıramadılar ama onca engel aştım
Bildim sonunda vardır sevgi, kıymet ister
Gördüm sonunda sevgiye değer verdiğinde sevgi kazanılır
Sevgi önce sevilene sonra sevmeyi bilene aslında sevginin hakkını verene
yakışırmış
Bunu da bildim, gördüm
Ne bilmek yetti ne de görmek
Vazgeçtim
ya şimdi?
Demek ki vazgeçmek de yetmemiş
Ne kaldı şimdi?
Bana neleri yakıştıramıyorsunuz başka başka?
Neleri beğendiremiyorsunuz?

Sevgi vazgeçmekle bitseydi ona sevgi diyebilir miydik?


Bitmedi de zaten, kendini sığdıracak küçük şeyler buldu, saklandı
Bazen gözyaşına sığındı bazen küçük mutluluklara
Dedikleri gibiydi, sevginin kalbe verdiği yük ağırdı
Sevgiyi taşımak için
Önce susmayı öğrenecektin
Sonra görmemeyi,
Hissetmeyecektin, hissettiklerini kendine saklayacaktın
Gerektiğinde var olacaktın gerektiğinde yok olacaktın
İlaç gibi olacak sevgi dediğin, gerektiğinde alacaktın
Yazmayacaktın, kalpleri kırmayacaktın...
Sevgiyi taşımak için önce sevdiğini kalbine gömecektin sonra da o kalbi yok
sayacaktın...
Bu Şiirde Yoksun

Biraz

Biraz dinlensem
Biraz bu diyardan uzak kalsam
Mesela bu şehirden
Ankara’nın egzoza batmış havasından
Yahut bu şehrin ötesinde, kendimden
İşte uzak kalsam

Evet, gitmeliyim! Biraz dinlensem


Gündelik koşturmacalara ara versem
Biraz evet biraz kendimi düşünsem
Mesela sadece yazsam
Yine de bu şehrin kendini tüketmiş havasında boğulmasam
Şöyle uzak kalsam

ve biraz dinlensem
Dünyaya tıpkı hayata yaptığım gibi diklenmesem
Kendimi en uzun düşüncelerimin arasında arasam, bulsam
Biraz olsun tüm üzerime yüklenmiş yüklerin arasında yalnız kalsam, hür
kalsam
Ama gitsem bu şehirden, uzaklaşsam, uzak kalsam
Bir an olsun beni bıraksam

Biraz dinlensem
Yorgunluk kahvelerinin yerini sessizlik alsa
Gözlerimdeki yorgunluğu başka bir şehir alsa
Engin bir denize açılsam ve kaybolsam
Yıkık dökük hayatlardan uzaklaşsam
Sahte dünyaların yalan insanlarını unutsam
Biraz olsun kendimi düşünsem
Biraz olsun dinlensem
Biraz da nefes alabilsem
Bu Şiirde Yoksun

ben beni bendimde ararken


seni sende nasıl bulurum?
kendimi kendimde ararken
senin zarif ruhunda beni nasıl bulurum?

Aşk ki
zamana kendini vurarak ufukta yer edinirken
bugüne ne haktır ki
yokluk, yalnızlık!
Bu Şiirde Yoksun

Sızı
kalbimin içinde bir sızı,
her an benimle beraber
her nefes alışımda onu soluyorum
yalan bile olsa yine de
kalbimden gözlerime yansıyana inanırım
ben şu kalbimdekine inanırım

kulağımda işittiklerime hak veririm


herkesin gördüğünü ben de gözlerimle görürüm
o deniz gözlerde gördüklerimi anlıyorum
yine de belkiler de kalıyorum
çünkü ben şu kalbimdekine inanırım

bazen
hesapsız bir zamanda
suskunluğun kendini parçaladığı bir anda
yokluğun kendini ele verdiği bir yalnızlıkta
şaşırıyorum neye inandığıma
ansızın kendimden şüphe ediyorum karanlıkta kalmış gibi
o an beliriyor işte kalbimdeki sızı
o ki karanlığın içinde ışık oluyor
o ışık yoluma düşüyor
yol önümde beni bekliyor
işte tek ışık o kaldığında
bir tek yol önümde beliriyor
kalbimdeki sızı beni nereye savuruyorsa
oraya, o yola gidiyorum
çünkü şu kalbimdekine inanıyorum
Bu Şiirde Yoksun

ve sevgi

ve sevgi
sevgi nedir dostlar?
devirden devire değişebilir mi ki?
Yunus Emre'den bu yana
Mevlana'dan, Mustafa'dan bu yana
Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun'dan bu yana
sevgi değişebilir mi?
sevebilme anlayışı değişebilir mi?
eğer ki değişirse dostlar
ben bu dünyaya yüzyıllar önce gelmeliymişim
çünkü
bu dünyaya yüzyıllar kadar uzağım
sevgi anlamını yitirmiş dostlar
seven de sevilen de aşkın çirkinliğinde kaybolmuşlar
kalbim hiç mi hiç kabul edemiyor dostlar

seni seviyorum dediğimde


hadi diyebildiğimde
öyle basit değil ki!
ben diyorum
ben kendimi sana adıyorum
sen diyorum
sen bu fakir gönlümün sultanısın diyorum
ben seni sevdiğimde
ben senin dertlerinde de sevinçlerinde de hep en yakınındayım
ben seni sevdiğimde
senin küçücük bir gamzende bu dünyayı unutuyorum
ben seni sevdiğimde
sen ağlarken ben ağlamayı göze almışım
sen gülerken seninle gülmeyi kendime yakıştırabilmişim
sen dara düştüğünde sana tutanacak bir dal olmayı yaşama amacım saymışım
ben seni sevdiğimde
sana hayran kalmışım
Bu Şiirde Yoksun

sevgi dostlar
şimdi ayaklar altında
sanarlar ki bir dokunuş, bir duyuş
sanarlar ki bir çift söz bir kaç damla gözyaşı
bilmezler ki ömür, ömür dediğin yetmez sevgiye
tükenmez içinde büyüdükçe büyür
eşeledikçe acır daha da büyür
bilmezler ki sevgi gündelik, bir gecelik değil
işte aşk kimlerin eline düştü
katiller ne kadar da çoğaldı dostlar
aşkın kanlı katilleri...
değişiyormuş devirden devire sevgi
bir gün sevdiğini söyleyip de
yarın kaçanlar da oluyormuş
ah yalancılar da çoğaldı...
aşkın katilleri de çoğaldı...
sevgiye verilmesi gereken değeri veremeyenler de çoğaldı...
kalpten gelenleri duyamayanlar da çoğaldı...
hepsi bir hiç..

gönülden gelene kulak veremedikten sonra


hislerini ruhuna işleyemedikten sonra
sevgimi, sevgini paylaşamadıktan sonra
seni seviyorum, sevebiliyorum diyemedikten sonra
kimseleri sevemedikten sonra
hepsi koca bir hiç yâr!

işte sevgi anlamsızlığında anlam bulmaya çalışıyor dostlar


işte sevgi kendini yitirirken bu garip meskende
acıtıyor, yıkıyor, yakıyor...
işte sevgi kendini yitirirken...
ben seni seviyorum yâr.
seviyorum...
sevgiye hakkını ver yâr...

ve sevgi
sen iyi ki varsın
ve sen ey yâr
sen de iyi ki varsın deniz gözlüm
sen de iyi ki varsın bu sevgiye sebep olan
sevgi kendini yitirirken yeni bir umut olan
sen ey yâr iyi ki varsın...
Bu Şiirde Yoksun

işte sevgili
sevgi kolay değil, sevebilmek hiç de kolay değil
bu gözden kayboluşlarımın sebebi de budur
sevgiyi hakkıyla taşıyabilmek bu devirde çok zor
kalbinde susarak, dile getirmeyerek
seni sevebilmek zor
yüzyılların yükü üzerime binmiş sanki
sana olan sevgimde o sevgi bir umut bulmuş sanki
gel ey yâr
sevgiye hakkını verelim
kurtaralım yitmişlikten...
yitirmeyelim yâr, yitirme beni...
Bu Şiirde Yoksun

Neden

Unuttun mu yâr?
Hani hatırlar mısın?
Bir zamanlar sevgimin yalan olduğunu söylemiştin
Sevgime gelip geçici bir eda ile bakmıştın
Şimdi yâr!
Gelip geçti mi bu aşk, bu sevda?
Bu sevgi yalandı senin gözünde
İnanmamıştın
Seni sevemem sanmıştın

Ya şimdi yâr?
Umut vermedin yine de sevdim
Aramıza duvarlar kurdun, aşamadım
Yine de sevdim
Sevgimi, zaman içinde yitirmedim
Zamana karşı direndim
Yine de sevdim
Ey sevgili,
Hâlâ mı inanmıyorsun bu kalbimin seslerine
Hâlâ mı bu gözlere inanmıyorsun?
Ben yalancı değilim yâr
Seviyorum seni ey yâr!
Yıllar geçse de bu böyle kalacak...

Ya şimdi yâr
Neden inanmıyorsun?
Neden bakmıyorsun gözlerimin içine?
Neden bana güvenmiyorsun?
Neden dostluğuma değer vermiyorsun?
Neden?!
Hatırlıyor musun?
Bir zamanlar sen bana nedenler sorardın?
Ya şimdi yâr?
Ben sana soruyorum o nedenlerden...
Ben sana soruyorum şimdi
Sevgime neden değer vermiyorsun?
Bu Şiirde Yoksun

Beceremedim

Bir kere sevmiştim


Şimdi
Sevebilmeyi başardım mı?
Becerebildim mi sana aşık olabilmeyi?
Beceremedim
Ben O'nu sevemedim ben seni sevebilmeyi beceremedim
Yapamadım
Şiir yazabilmeyi beceremediğim gibi
O'nu sevebilmeyi beceremedim
Ben seni sevemedim

Oysa sevgi güzel olandı


Sevmek yakardı, acıtırdı sensiz de ama
ama yaşamaktı sensizliği..
O, kelimelerle anlatılması zor olandı
Sen eşsizdin...
Vazgeçilemez bir sevginin adıydın
Vazgeçemedim

Zaten umulmaz bir sevgiydi benimkisi ama


ama yine de umut ettim, aşkımı kalbime ektim
Bekliyorum seni kalbimin en derinine

O zor bir sevgiydi


Sabır isterdi, sabretmeyi beceremedim
O bana hayaldi, erişilemezimdi, hayali gerçek sandım
O'nu sevebilmeyi beceremedim
Bilmiyordum,
Sevginin
Sabır istediğini
Zamanla yaşanılabileceğini
Kimi zaman acı veren bir yol olduğunu
Bilmiyordum, bilemedim
İşte beceremedim severek yaşamayı...
Bu Şiirde Yoksun

Şimdi yâr
İzin ver
Umut ver
Gözlerini bırak bana
Şimdi yâr
Bildim seni sevmeyi
Şimdi yâr izin ver bana
Seninle işlenmiş ruhumu sana adayım
İzin ver bana
Sana bu kadar yakınken uzak olmayayım
Ey yâr umut ver bana...
Bu Şiirde Yoksun

Beni bekle

insan zaman gelir sadece bir söz bekler,


o söze muhtaç kalır...
beni bekle... beni bekle...
kulaklarda yankılanır,
ruha kendini işler 'beni bekle'
beni bekle...
öyle bir zaman gelir bu sözü arar
umudu arar
beni bekle
bir umut
yeni bir başlangıç
yeni hayaller
o sözü gözlerde arar
bakar ve sonra gözler kaçar
umuda küsersin adeta
yoktur o sözlerden biri bile
ne bekle diyebilmek
ne de sevebilmek
yoktur o gözlerde
öyle bir zaman gelir muhtaç kalırsın
seversin, sevilmek istersin
ararsın, yanarsın
kızıl kıyamet kopmasın diye susarsın
incinmesin diye korkarsın, ürkersin
yine susarsın
ama yine bakarsın, ararsın
beni bekle...

diyebilir misin?
Bu Şiirde Yoksun

Aşk
Uzun uzun anlatmak gerek idi aşkı,
Soluksuzca dinlemek,
Sonsuzluk tadında bir o an’da yaşamak
Aslında doyamamak vardı aşka…

Nefesler mi yeterdi ki aşka gelmeye


Sözler mi yeterdi sineye
Yeterdi yeterdi…
Hele sonbahar olursa
Aşk tohumunun filizlenmesi,
Çabuk da biterdi…

Aşk geleceğim demiyor


Buluyor
Öldürüyor
Ağlatıyor
Yaşansa ama
Öldürmese ama
Özlemi tadında olsa
Sevgisi su gibi olsa
Hasretliği olmasa
Karşılıklı olsa
Aşk derdim işte ona…
Bu Şiirde Yoksun

Izdırap
Canımız yanıyor
Ruhumuz inciniyor
Adeta kendimize ızdırap ediyoruz
İstiyoruz…
Yine canımız yanıyor
Yine ruhumuz inciniyor
Ve yine ızdırap bizi bekliyor…
Çünkü istiyoruz…
Bazen ne istediğimizi bile bilmiyoruz
Ve sadece istemek için istediğimizin farkına varıyoruz
İrkiliyoruz, yalnızlaşıyoruz
Sonunda istemenin anlamsızlığı,
Bizi acıtıyor, incitiyor
Adeta içimizi yakıyor
Yine umutsuzluk esir alıyor
Sanki unutmuşçasına
Tekrar ve tekrar yaşanıyor
Yakıp yıkıyoruz
Izdırap çekiyoruz
Bazen de sus pus oluyoruz
Yine de darma duman ediyoruz
Çünkü hayat darma duman diyoruz
Tekrar kırıp parçalıyoruz
Kalp denen şeyi bir cam gibi kırıyoruz
Cam kırıntıları gibi de kalbimizin kırıntıları ellerimize batıyor
Canımız acıyor
Ruhumuz inciniyor
Ve ızdırap çekiyoruz…
Sarılmıyoruz kendimize
Unutuveriyoruz ışığı…
Unutma kendini
Acıtma kendini
İncitme kendini
Işığını, seni unutma!
Bu Şiirde Yoksun

Kalbimdesin

Çiçeklerin senin yanında solmaktan ziyade güzelleştikleri bir yerdesin


Güzelliğinin candan yoksuna hayat verebildiği bir dünyadasın
Sen ki kalbimdesin, bitmemiş bir aşkın hayalindesin
Hüzün ve hicranın uzak olduğu bahardasın
Karanlığın ortaya çıkmaya korktuğu bir gecedesin
Sen ki kalbimdesin, gözlerimin baktığı yerdesin
Özlemlerle yoğurulmuş bir hayatın yanıbaşındasın
Sevginin seni imrendiği duygu selindesin
Sen ki kalbimdesin, sen ki aşkın bir tek sana yakıştığı dünyamdasın
Sen ki sevginin dalga dalga vurduğu bir sahildesin
Sen ki kimselere bildirmediğim gizli mabedimdesin
Sen ki kalbimdesin, sen ki bülbülün güle kavuşamadığı bir masaldasın.

Ki güzelim kalbimi ben, ben kalbimi hiç görülmemiş bir cennete eş değer bir
dünyaya benzetsem de
Yine de yine de seni güzelim, bu kalbe sığdıramam, sığdıramam.
Çünkü eyleyemem seni kalbime bir sultan, o kadar güzelsin işte…
Yine de yine de senin lütfettiğin kadar kalbimdesin, kalbimdesin…
Yansa da gönlüm, düşse de sızı bu bedene, acım dinmese de
Kalbimdesin senin bana lütfettiğin kadar işte…
Kalbimdesin…
Bu Şiirde Yoksun

Garip insanlar

Bir garip vardır


Yalnızdır, kimsesizdir
Derdi çoktur, ağlayanı yoktur
İçindeki yangını bitmek bilmez
Su dolu kazanı kaynamaz
Öte dünyadan beri
Senden benden ziyade
Kalpsizden ırak
Bir garip vardır

Kalbi pas, kir içinde


Eli, ayağı tutmaz işde
Gözü kaymış yalana
Dünya umursamaz, o vurdumduymaz
Canı pek tatlı canandan
Huyu huysuzluk, iştahı iştahsızlık
Çalgısı cehennem edası
Garip insanlar silsilesi vardır
Bu Şiirde Yoksun

Bazen bilemediklerimiz olur, göremediklerimiz vardır aslından gözden kaçırdıklarımız… Onları


kabul etmek kolaydır ama anlayamadıklarımız… Onları kabullenebilmek, onların ardındaki sır
perdesini görememek; işte zor olan budur: anlamak.

Anlayamamak

Bilir misin yâr olmamış sevgili?


Anlayamamak nasıl olur?
Hayatı, seni, beni anlayamamak
Hatta en ufak bir şeyi,
Yaşanılanlardan küçük bir kesiti,
Belki de anladığımızı sandıklarımızı
Anlayamamak
Bilir misin yâr olmamış sevgili?

Anlayamıyorum ey sevgili?
Nasıl olur? Nasıl oldu? Nasıl olacak?
Bilemiyorum, anlayamıyorum dipsiz bir kuyu sanki
Sana kendimi yakın ediyorum
Olmuyor
Seni kendime ırak ediyorum
Kıvrılıyorum sensizliğin bana verdiği sızı ile
Yanıyorum gözlerinin kalbime bıraktığı kor ateş ile
Yine de olmuyor!
İşte hâl budur ey sevgili
Şimdi bilir misin anlayamamak nasıl olur?
Bu Şiirde Yoksun

Aşk, mevsimini beklermiş; bilemedik beklemeyi. Zaman istermiş aşk; bilemedik sevmeyi. Aşk, iki
gönül istermiş; aynı duyguları taşıyan. Aşk… Aşkı bu dünyaya sığdıramazsın; delilik, çocukluk,
heyecan, belki de çoğu zaman tanımsız çoğu şey. Bu şiiri son defa yazma umuduyla burada
yayınlıyorum. Umarım son kez yazmışımdır…

Aşk mı?

Defalarca yazdım bu şiiri


Bir türlü sonunu getiremedim
Belki de sonunu bilemedim
Yine de olsun yazdım

Hep bu dizede mutlu olurdum


Çünkü seni ilk gördüğüm günü anlatırdım
O akşam yanımdan geçerken sen; ruhumun seni sorduğunu hatırlardım
Ve sonra rüzgarda dağılan saçlarını yazardım
Çevrendekileri kıskandıran o güzel gözlerini göremediğimi de eklerdim
İşte sana olan sevgim bu dizede başlamıştı

Sanki kaderin cilvesi idi de seni sadece o akşamda bırakmamıştım


Sonbaharda adeta bu mevsimin adına yakışır bir şekilde karşıma çıkmıştın, unutmamıştım
Yine seni görebilmek ve yine hep seni görebilmek istemiştim
Kaderin cilvesine bak ki seni hep görebilmiştim
Ne güzeller görmüştü bu gözler ama bu kalp bir tek seni sormuştu, seni sevmiştim

Zaman geçiyordu ve seni de zamanla tanıyordum


Bir bakıma daha ben kendimi tanıyamamıştım
Bir yabancıydın sen adeta
Ama ben de kendime yabancıydım adeta
Çünkü biliyordum insanoğlu bir dipsiz kuyuydu adeta
O yüzden bir yabancı da bir yabancıyı sevebilirdi belki

Belki de gerçekten seni sevdiğimi, kadere bırakmıştım


Sonbahar yerini kışa bırakmıştı
Yağan karlar toprağı; gökyüzüne asılı bulutlar yeryüzünü sarmıştı
Ama o kış, hiçbir şey benim sevgimi sarıp sarmalayamamıştı
Seni gördükçe, tanıdıkça; ruhumu, senin hayalin sarmıştı

Sadece ruhumu mu?


Seni her gördükçe sanki yanıp tutuşan kalbime ne demeli?
Asıl hep seni gören gözlerime
Seni sevdiğimi dillere düşüren gözlerime
O çift göze ne demeli?
Bu Şiirde Yoksun

Kızmamalı mıyım? Mabedimi eşe dosta sır verdiği için…

Bahar mevsimini hep sevmişimdir


Bu mevsimde hayat başlar ya
Belki yeni bir hayatı da bu dünya kabul eder ümidiyle
Bu mevsimde dile getirmiştim seni sevdiğimi
O mevsimden sonra adeta bu büyü bozulmuştu
Anladım ki bir yabancı bir yabancıya aşık olamazdı

Ben zaten aşk sarhoşu idim çocuklara dönmüştüm


O mevsimden sonra da aşkın dozu iyice artmıştı
Düşündüklerim, yapmak istediklerim çocukçaydı çoğu zaman
Ama ama aşkın bana kazandırdıklarıydı çoğu zaman

Hayat artık güzel değildi


Pek çok şey artık batıyordu gözlerime
Bir tek sen güzel kalıyordun gözlerime
Sıkıntılar da çoğalıyordu bir taraftan
Tam bitecek, bitmeliydi derken
Sen tokat atıyordun bir daha görüşmeyelim diyerek

Bu dize hep sanki bir ayrılığı anlatırdı bitiremediğim bu şiirde


İçimdeki ateşi kabuk sarmıştı ama incecik
Seni gördükçe bu kabuk da kalmadı geriye
Oysa aşk tekrar sarmıştı beni
Çünkü seni görüyordum her zaman, gözlerin gözlerime değiyordu
Bir çift söz edemiyordum
Bazen gözlerin içimi acıtıyor diyemiyordum
Bazen de beni büsbütün sana bağlıyor diyemiyordum
O okul o duvarlar kimi zaman dar geliyordu, sığamıyordum hiçbir yere
Yine de evet yine de hayat akıp gidiyordu
Sen beni sevmiyordun ya, defalarca bilmiştim ama
Yine yine öğreniyordum sevilmediğimi

Şimdi bu son dizeye ne yazsam bilmiyorum?


Hangi amaç için ne söylesem?
Belki eski hayaller uğruna birkaç söz
Ve belki de taze kalmış düşler için…
Yoksa ilelebet sürecek bu bendeki sen sevgisi için birkaç söz mü?
İşte belki de bu dize ile bitmeli ne dersin? .

Son dize yazıldı yazılmasına da bu şiir böyle eksik kalmalı her zaman…
Bu Şiirde Yoksun

Aşka ilk adım gözlerde başlarmış…

Gözlerin
Gözlerin gözlerin
Maviye çalan yeşil gözlerin
Kalbimde yer bulan gözlerin
Sevgime neden olan gözlerin

Sırra kadem basmış gözlerin


Sineme sinmiş gözlerin
Çocukluğuma gam olmuş gözlerin
Sensizliğe yâr olmuş gözlerin

Rüyalarımı çölde bahaya döndüren gözlerin


Gece gündüz seni sorduran gözlerin
Yana yana yandıran gözlerin
Cana cansıza seni sorduran gözlerin

Aşka karaları bağlayandır gözlerin


Sevgiye merhabayı eyleyendir gözlerin
Sevda alemine beni de koyandır gözlerin
Umut etmemin başka bir adıdır gözlerin

Ah gözlerin gözlerin
Maviye çalan yeşil gözlerin
Aşktır gözlerin,güzel gözlerin…
Beni sana mecbur kılan gözlerin

Ilık bir meltemin esintisi gibi bakan gözlerin


Beni mecnun, ferhat eden gözlerin
Beni deli divane eden gözlerin
Ah gözlerin unutulmayacak bir beste kalbimde gözlerin…
Bu Şiirde Yoksun

Seviyorum demek ne de zordu, önce kabul edememek sonra hayal kırıklığında kaybolma
korkusu ama en nihayetinde yine sevgine sonuna kadar sahip çıkmak!

İlk fırsatta

Sevgiye kul olmak için sadece bir an yetti


Öyle ansızın öylesine vurgun misali
Kapıldım o akıntıya
Kanım deli akıyor ya kanımız deli ya
İlk fırsatta söyleyeceğim
Seviyorum seni

Sevgi bu başka bir şeye benzemiyor


İçini kemiriyor bazen soğuk soğuk terletiyor
Hatta yakıyor da içten içe ıssızca hem de
Sevgi ama durmuyor yerinde
İlk fırsatta söyleyeceğim
Çünkü seviyorum

Çünkü sevgi herşeye hak ettiğini veriyor


Belki daha bir bonkör
Seviyor çünkü
Dünya başka bir dünya çünkü
Gözler bir farklı görüyor
Çünkü seviyor

Ahh dayanamayacağım
İlk fırsatta söyleyeceğim
Seviyorum
İçim içimi yiyor, çünkü seviyorum
Sonu belli değil
Güzel bir hayal
Bahar daha bir güzel şimdi
Çünkü seviyorum

Kulağa hoş geliyor seviyorum demek


Yanılmıyorum hayat daha bir güzel şimdi sanki
Zaman sanki daha bir hızlı akıyor fark etmiyorsun
Günler geçsin istiyorsun onsuz günler bitsin
Kavuşayım diyorsun, vuslatıma ereyim diyorsun
Artık ilk fırsatta söyleyeceğim bu tatlı işkence bitsin
Bu Şiirde Yoksun

Ne de güzel hayaller peşi sıra sürüklüyor beni


Rüyalarımdan uyanmak ne de zor
Uyansam da ne fark eder
Yine o gözlerimde, nereye baksam o gözler
Biraz daldıysam eğer ondandır, o gözlerdendir
Dayanmıyor bu kalp heyecana
İlk fırsatta söyleyeceğim
Seviyorum seviyorum
Hatta tüm mahlukat duysun haykıracağım

Zaman da bazen geçmek de bilmiyor


Heyecanım iliklerime an ve an boşalıyor
Geç zaman geç
İlk fırsatta söyeyeceğim
Seviyorum işte seviyorum

Mutluluğu hissediyorum yanı başımda


Belki bir bakışında
Belki bir küçücük gamzesinde
Mutluluğu hissediyorum sesinde
Gözleri kalbime bir ok misali saplanıyor
Kaldı işte orada
Mutluluğu duyuyorum bir an
Aşkı, sevgiyi bekletmeye gelmez
Kalbim dayanamıyor
İlk fırsatta söylemeliyim
Seviyorum seviyorum

Gözlerim artık boş boş bakıyor duvarlara


Aklımda o, bir tek onun hayali
Kalbimde bir heyecan yangına vurmuş alevler sarıyor beni
Kendimde bir bilmezlik
Aşka kaybediyorum kendimi
Zaman da geçmiyor ben sevgiyle tutuşuyorum
İlk fırsatta söylemeliyim
Seviyorum seviyorum

Ah geçmek bilmiyor geceler


Uyku yok artık onsuz
Güneşin doğuşunu onsuz izlemek
Seher yelinde onsuz üşümek
O sarıyor beni farkına varmadan
Kendimi bırakıyorum artık aşka
Bu Şiirde Yoksun

Sevgi kalbimi aldı benden


Artık söylemem lazım
İlk fırsatta söyleyeceğim
Seviyorum seviyorum

Artık bülbül ile gülün hikayesi daha bir anlam buluyor ben de
Mecnunun deliliği bana da mı geçiyor ne?
Aşk artık kanıma işliyor
Hissediyorum iliklerime ramak kaldı
Ah vuslata az kaldı
İlk fırsatta söyleyeceğim
Seviyorum seni seviyorum

İçimde büyüyor hayallerim


Olmuyor sensizlik
Hayalin her yerimi sarmışken
Sen
İlk fırsatta söyleyeceğim
Seviyorum seni…
Bu Şiirde Yoksun

Yalandın ya, bu kadar mıydın?”

Yalandın ya

Yalan olduğunu yüzüme çarptın


Öyle ya nasıl olacaktı bu son?
Yalandın ya
Bildim ya
Ne zor ne kolay
İnan yalandın ya
Bu kadar mıydın?
İnan yalandın ya
Bu kadar mıydın?

Sorma vurgun yedim


Yeni geldim hancı
Yeni geldim ben vurgun yedim
Sorma sorma yalan vurdu beni
Ah yalan böyle de vururmuş!

Yalandın ya
Bu kadar mıydın?

Dünyaya benziyorsun
Yalansın keza
Vurgunsun keza
Ah defalarca yalansın
Defalarca

Yalandın ya
Bu kadar mıydın?
Bu Şiirde Yoksun

Üzülmek ne haddime ne haddime


Ben bu kadar sevinçliyken
Hüzne boğulmak ne haddime ne haddime
Söyler misin?
Yalandın ya
İnan hayaldin bana ya
Bu kadar mıydın? Bu kadar mıydın?

Sen yalandın ya
Ben ne idim ya
Dünyaya benziyorsun
Defalarca unutuyorsun defalarca
Yalandın ya
Bu kadar mıydın?

Kalbime yalandı demeye bin şahit


Sana yalandın demek ne de zordu
Gönül deli idi de sen
Yalandın ya
Bu kadar mıydın?

Zordu vesselam
Hayal ötesinde yaşamak
Gördüklerine inanmamak
Zordu vesselam ya sen
Yalandın ya
Bu kadar mıydın?

Öfke mi?
Ne kırgınlığı
Ne hiddet ne karanlık
Sevincim büsbütün beni sarıyor
ya seni
Yalandın ya
Bu kadar mıydın?

Olmayacaktı da ben kendimi bulamamışken


Kalbim sana takılmıştı da
Yanmıştım da hani
Sormuştum ya
Yalandın ya
Bu kadar mıydın?
Bu Şiirde Yoksun

Sondu
Keza sondu
Defalarca sondu
ve İLKti
Yine de sondu
Son kezdi
İlk kezdi
Sevmiştim ya
Kazaya gelmişti de olmuştu ya
İnkara gelmişti de bulmuştu ya
Sona gelmişti de yakmıştı ya
Ben sevmiştim de olur ya
Değer mi vermiştin ya
Yalandın ya
Ne diyim sana
Bu kadar mıydın?
Bu Şiirde Yoksun

Senin hiçbir şeyinim

senin hiçbir şeyinim


ve ben bir hiçim
sadece sen bir yokluksun
ben senin hiçbir şeyinim

çünkü insanlar haketmediklerine sahip olduklarında


başkalaşırlarmış
çünkü insanlar iki yüzlüymüşler

söze gerek yok


ben senin birşeyin değilim
sadece sen bir yokluksun
şiirlere saklanmış yalnızlığın adı
değil miydin zaten
Bu Şiirde Yoksun

Beni hiç sevme

Düşüncelerinle imâ ediyorsun


Gözlerinle gözlerime vuruyorsun
Sözlerinle kalbime sesleniyorsun
Beni Hiç Sevme

Biliyorum
Anlıyorum
Sevdiğimin
Senin
Kalbinde bana yer yok!
O deniz gözlerde ben olmadığının farkındayım
Bu sevdanın olmazla yenişemeyeceğini biliyorum
Yine de sen bana söylüyorsun
Beni Hiç Sevme

Özete vurmuyorsun
Açık açık anlatıyorsun
Kalbime söz geçiremiyorum diyorum
Kalbime anlatamıyorum diyorum
Sen yine yine söylüyorsun
Beni Hiç Sevme

Sen de haklısın
Sen de biliyorsun
Sev beni demiyorum sana
Artık beni anla da demiyorum sana
Sen de biliyorsun
Seni seviyorum
Ama beni de sev diyemiyorum
Sen de haklısın
Beni Hiç Sevme

Şimdi sadece seviyorum


Sevmeni ümit etmiyorum
Beni sev diyemiyorum
Umut aramıyorum
Artık bir merhaban yeter bana
Çünkü artık sevgimi,
Bu Şiirde Yoksun

Küçük şeylere sığdırıyorum


Şiirlere hapsediyorum
Kalbimde küçük bir kutunun içinde saklıyorum
Çünkü sevmiyorum diyorsun
Anlıyorum, biliyorum diyorsun
İşte yine söylüyorsun
Beni Hiç Sevme

Çünkü haklısın
Bu kördüğümün çözümü yok
Bu anlamsız yolun sonu yok
Seni sevmenin sonu yok
Kastettiğin gibi
Beni Hiç Sevme

Yine de bil
Gözlerimde, şiirlerimde
Sen olmayacaksın
Diyemem
Eğer ki bir gün
Gözlerimde yoksan
Şiirlerimde yoksan
Bil ki
Artık bu sevgiyi kalbimde saklamıyorum demektir
Yani istediğin olmuş demektir
Şimdi
Vazgeçmiyorum belki de vazgeçemiyorum ama
Sadece susuyorum
ve
Olması gerektiği gibi senden beklentim yok
Çünkü beni hiç sevme dedin.

Sen beni hiç sevme ama


Ben karşılık beklemeden seveceğim
Çünkü bana yakışan budur.
Bu Şiirde Yoksun

Hiç

Hüsranlar vardı zaten


İliklerimde hissederdim zaten
Çağırırdı zaten…

Hayat mı neydi o?
İzmir’in esen kavak yellerinde mi gizliydi?
Çıkar mıydı hiç meydana, hayat denen zavallı?

Hicranlar sarsa etrafımızı, doğmaz mı hiç güneş?


İnsanlar hür olmazlar mı her doğuşunda
Çığlıklar yükselmez miydi güneşin yokluğunda?

Her dua edişimde


İklimimde hissettiğim huzur
Çok muydu bana?

Herkes sormaz mı kendine?


İyilik ne zaman doğacak hudutlarımızda diye?
Çoğu zaman sormaz mıyız?

Haberimiz mi yok?
İlgimiz mi yok?
Çağlayan çığlıklardan, feryatlardan!

Hakka varmadık mı binlerce?


İstemedik mi?Hak hak diye!
Çökmedik mi?Yakarmadık mı?

Hakikatleri görmedik mi?


İstediklerimizi mi gördük?
Çok mu alıştık kaçmaya?

Halimize şükrettik mi?


İçimizden geldiğince dilemedik mi huzuru?
Çehremizi çatmadık mı gelmeyince?
Bu Şiirde Yoksun

Hapsedilmiş ruhlarımız,
İlgisizliğimizde yeterince erimedi mi?
Çekilen acılar; yetmedi mi?

Harman etmedik mi?


İnsanlığımızın son yadigarını
Çile içinde büyütmedik mi?

Hasretimiz değil miydi?Hep sevmek,sevilmek.


İç alemimizde yankı bulmamış mıydı kaç kere?
Çaba verilmemiş miydi de unuttuk!?

Hatıralar istemez miydik kaç kere?


İçimize ah ede ede!
Çelişkili değil midir şimdi bu yaptıklarımız?

Hayaller değil miydi ki gönülleri fetheden?


İhtirasların ezeli kaynağı değiller miydi?
Çıkmazların en temel sebepleri değiller miydi?

Hiç işte hayat!


İki kalp; hiç işte!
Çırpınmak,kapışmak hiç işte!

HİÇ…
Bu Şiirde Yoksun

Bu çocuk da sever
Zor olsa da
Anlaşılmaz bulunsa da
Küçük bir şaka gibi görünse de
Bu çocuk da sever bu çocuk da

Bazı zaman olur ya


Sanki için sıkılır ya
Yangın beni de bulur ya
Bu çocuk da sever bu çocuk da

Aşka dair ne varsa


Hayata dair ne varsa
Sana dair ben de ne varsa
Hepsi yüreğimde yüreğimde
Bu çocuk da sever bu çocuk da

Olur ya bir gün


Bu çocuk da büyür
Bu kalp de sever bir gün
Çok mu zor olur? Şaka mı olur?
Bu çocuk da sever bir gün

Bu kalp de sever…
Bu Şiirde Yoksun

Bilmem ki

Karanlık gecelerinde aydınlığın olsam,


Mutsuzluğunda umut olsam,
Sevgiye baktığında aşk olsam,
Dünya elinde nimetin olsam,
Rüyalarında gerçeklik olsam,
Sıkıntılarında ferahlık olsam,
Gözyaşlarında ıslanan ben olsam!
Bilmem ki kendimi nerelere sığdırabilirim,
Bilmem ki!

Yüreğine serpilen bir damla su olsam,


Özlemlerinde aradığın düş olsam,
Boşluğa bakan gözlerinde ben olsam,
Bilmem ki ölümü
Bilmem ki!
Beni sevdiğini bilsem,
Bilmem ki mutsuz olmayı
Bilmem ki!
Bu Şiirde Yoksun

Bu gece

Bir gece vardır ki


Ayrılığın en acısıdır
Geri dönülemez vaktilerin en ağırıdır
Sabahı yoktur sonrası yoktur
Seheri beklemek yersizdir
Öyle bir gece vardır ki
Gönül derdi bitmez, gönül yarasında kan durmaz
Yeri geldiğinde kalbe saplanan hançerdir, ihanettir
Kaç güzel bahar için büyütülmüş hayallerin küle dönüşüdür
Öyle işte
Katil çiçeklerin dünyanın en güzeli diye el üzerinde tutulduğu bir gece bu!
Bu Şiirde Yoksun

Aşka komşu

Israrla çaldığım bir kapıdır aşk


Ne bakımsızlıktan dolayı duyabileceğim bir gıcırtı sesi
Ne kilitlerinin açılışından gelen bir ses
Duyamadım,
O kapıyı aralayamadım
Ben hep o kapıya komşu dairesindeyim
Kapısı her daim aralanmış adeta evim, yurdum
İşte yalnızlığın misafiriyim aralayamadığım kapının berisinde
Ey aşk şu sineme açtığın yara olmasa
Gelmezdim kapına gelmezdim kulluğuna
Uğramazdım kapına
Vurdumduymazdım seni bilmezken
Ey aşk komşu geldim şimdi kapına
Açmaz mısın bu gönül ısrarına?
Zor aşk görmez misin halimi?
Bakmaz mısın halime?
Bu Şiirde Yoksun

Sürgün

Gözlerine bağlanmış, kapanmamış yarası olan bu gönül ile


Sürgünüm senin kalbinden uzak iklimlere
Deniz aşırı diyarlardayım sanki senden uzak senden ırak
Sevdiğim sürgünüm senin kokuna, sesine o güzel gözlerine

Gelsen şuracığa, yanı başıma


Sorsan hâlimi, nicedir hâlin diye
Elimi tutsan pamuksu ellerin ile
Bıraksam gözlerimi gözlerine, deniz gibi gözlerine
Duysam nefesini, öyle can dolu öyle kendini kaybedercesine
Tutunsak en güzel hayallerimizden birine, ötekine
Geleceğe uzansak beraber, bırakmasak ellerimizi bir daha
Bağlansak sonsuza dek kalplerimizle, sonsuza dek güvensek
Hiç geriye bakmaya ihtiyaç duymadan, geleceğe birbirimize yol alsak
Bıraksak maziyi, geçmişi, hesabı kitabı
El ele versek, aşkımız sürse ömür boyu
Kalmasın içimizde bir uhte, yaşanacak ne varsa alınyazımızda yaşasak

Gelsen şuracığa, yanı başıma


Gezinse ellerim o eşsiz saçlarının arasında
Değse gözlerim gözlerine
Aşk hayat bulsa kalplerimizde
O an ebediyen sürse
Bir ümit içinde, bir rüyada saklanıp kalmasa
Olsa, yaşansa, hissedilse
Gerçek olsa aşk, hasretlik olmasa
Bu gönül senin kalbinden uzak iklimlerde sürgün olmasa
Her güzel şey senle başlasa, senle yaşansa
Sen var olsan hayatımın her gününde, her güzel anında
Sevgiyle yaşlansaydık, nice aşklara umut olsaydık
Aşk
Sürgün aşk
Kısmet değilmiş be gülüm.
Bu Şiirde Yoksun

Yalnızlık

Bu gece de uyku girmedi gözlerime


Sana uyandım yine yine
Vurulmuş bu gönül sana
Sen varsın ya seni bildim ya
Aşktan artık mahrum bu gönül sen yoksun ya
Sen oradasın öylece ya sen yoksun ya
Olmaz olsun aşk sen yoksun ya yanımda

Nasıl uğradın bu durağa, yokuşu sert bu yola


Nereden buldun benim aşka bulanmış diyarımı
Gül kokulum,
Anlamını bulamadığım sır bakışlı gözlerine vurulduğum
Sensizlik çare midir bu aşka
Neylersin bana ne edersin deli divaneyim sana
Vurarsın yüzüme vazgeç diye

Ne demeli? Vazgeçerim mi demeli?


Yalan mı söylemeli? Seni mi dinlememeli?
Senden başkasını bilmez oldu bu gönül
Vazgeçmek mi? Nasıl?

Tek başına çaresizim


Şimdi şimdi senin eserinim
Küle dönmüş aşkın esiriyim
Yarası kabuk bağlamamış sevdamın gizindeyim
Senin yolunda can verişlerdeyim
Gözünün nurunda yüzünün aydınlığında senli yokluklardayım
Bul beni ey yâr! Bul kendini ey yâr!
Sensizliğin fırtınalı yalnızlıklarındayım...
Bu Şiirde Yoksun

Sen

Sen, tarifi mümkün olmayan bir sevdasın,


Sen, umutlarımda ve hayallerimde aradığım düşsün,
Sen, yitik bir insanın yalnızlığa bakan bir yolun tasavvurusun,
Ah sen olmayacak hayallerin mimarısın...

Issız gecelerimde sessizce haykırdığım sensin,


Bir masal gibisin rüyalarımda sakladığım.
Semalardaki yıldızlara sorduğum sensin,
Ümitsizce aradığım sensin...

Sevdiğim sensin,
Aşka tutulduğum sensin,
Yaralı yüreğimde bulduğum sensin,
Sensin işte beni kor ateşlere bırakan...
Bir soğuk sonbahar akşamında gözlerine vurulduğumsun!
Bu Şiirde Yoksun

Seni sevdim

Seni sevdim ben


Ağlamaklı bir akşamdı sanki o akşam,
Soğuktu biraz da titrercesine,
Semalarda yıldızlar da yoktu,
Oysa sen vardın karşımda,
Sen vardın artık yüreğimde...

Bilmezdim ki bu ateşin bu kadar yakacağını,


Bilmezdim ki bir sonbahar meltemine tutulacağımı,
Bilemezdim seni seveceğimi,
Bilseydim de ne olurdu ki!
Yine de severdim seni ağlamaklı ağlamaklı...

Sevdim seni ben işte,


Senin o gözlerin var ya işte bu sevdamın suçlusu,
Gözlerine vuruldum; ne bedenine ne de adına, sanına,
Sevdim seni işte yana yana, kendimi harap bitap ede ede,
Sevdim seni gönlüme kıza kıza...
Bu Şiirde Yoksun

Gözlerin

Senin o gözlerin var ya


Beni aldı götürdü başka diyarlara
İnsanların hep sevdiği, hayatı doyasıya yaşadığı diyarlara
Hep düşler kurarız ya şöyle bir dünya olsun
Şöyle olsun her şey güzel olsun
İşte o diyarlardaydım bir an...

Senin o gözlerine yangınım demiştim bilmem kaç ay önce


Süre gelmişti çaresizliğim, artık dayanılmaz olmuştu hayat,
Bulmuştum rüyalarımda aradığımı,
Doya doya bakamamıştım o güzel gözlerine,
Bir anda bitivermişti hayat...
Bu Şiirde Yoksun

Elveda busesi

Bir elveda busesi idi seni son görüşüm


Yoktur dünyada bu kadar eziyetli bir an,
O an bilemezsin beni; ne hallerdeyim,
Duyamazsın haykırışlarımı bedeninle,
Uğrayamazsın dünyama hiçbir vakit,
Susar dersin bu yitik ağaç...
Duymaz dersin bu meçhul...
Bilmezsin işte beni o an.
O an çırpınışlarımı göremezsin,
İçimde yankılanan sözleri bilemezsin,
Bir elveda busesidir; beni yitiren, bitiren,
Bir elveda busesidir; seni benden alan...
Bu Şiirde Yoksun

Zaman

Ey akan zaman,
Tükenen ve durmak bilmeyen zaman,
Söyle bana o günden bu yana kaç ay, kaç yıl geçti?
Söyle bana ne zamandan beri yokluğa itilmişim...
Söyle de;
Duysun bu kulaklar, duysun bu belalı gönül!
Bilsin zamanı, bilsin benden arda kalan parçaları,
Şu dört duvar, şu oda dar gelir yüreğime,
Sıkar insanı bu yalnızlığımda, biçaresizliğimde,
Söyle zaman sen bilirsin geleceği söyle bana
Bu dört duvar ne zaman yıkılır, ne zaman ferahlar bu gönül!
Söyle ey zaman, susma, korkma
Merak etme delirmem ben,
Merak etme söylemem kimseye...
Yok! Senden umut yok,
Senden ses seda ne zaman çıkmış ki zaten!
Medet isterim medet! Bu biçare vuslatıma...
Bu Şiirde Yoksun

Sevmek...
Hiç sormayın nedir, nasıldır?
Gönlümdeki yaraların en büyüğünü kazırsınız.
Sormayın canımı alır, götürmüş olursunuz.
Ağlatmayın bu bedeni, ağır hastayı
Sanki komada bu gönül
Sormayın...
Bu hastanın solunum ünitesinin fişini çekersiniz!
Sevmek, yaşamayana zulüm!

Gönül perişan etti bu canı


Oysa sevmek öyle güzel ki
Yarım kalmasa, bitmese; bitirilmese
İnsan için sevmek!
Hayallere bile sığmayan ürperti dolu,
Sevmek; çıra gibi tutuşmak,
Hayat pınarının sonsuz kaynağı,
Ama ne bir medettir
Ne de bir merhemdir!
Bu Şiirde Yoksun

Yaşammış bu eğer ölmemekse

Hayat ölmek için son durak,


Sevmek dirilmeye son durak,
Aşk ebediyet,
Sorarım yaşamak nerede?

Lisanım kaybolmuş boşlukta,


Dayanamamışım zindan gibi hayata,
Çürümüşüm sır perdesinin içinde,
Aman ölmemek ne kötü bir hal!

Yaşamak mı o da ne?
Yürümek mi? Konuşmak mı? Gülmek mi?
Ya da ağlamak mı? Bu dünyaya geldiğine sızlanmak mı?
Ya ölmemek değil midir? Yaşamak!

Ölmemek nedir?
Oksijen mi almak?
Midemizi tıka basa doldurmak mı?
İnsanlığımıza ağlamak mı?
Ölmemek yaşamak mıdır?

Eğer yaşamaksa ölmemek,


Eğer ölmemek ölümden acı ise
Yaşammış o zaman ölmemek!
Tükenmekmiş o zaman yaşamak!

Hiç yaşamayı düşündünüz mü?


Sadece midemi ve beynimi doldurmak için mi?
Eğer öyleyse ben ölmeliyim!
Eğer ölmemek yaşam ise...
Bu Şiirde Yoksun

Bir sevdadır düştü aklıma

Bir sevdadır düştü aklıma bu yalnızlığımda


Bir sırrı muamma gibi
Ve hatta zifiri karanlık gibi
Ne başlangıcı ne sonu ufukta görünür
Bir sevdadır düştü aklıma

Kayıp mı ettin yıldızları semalardan ey gönül?


Nedir bu çaresizlik? Nedir bu gölge?
Gözlerim bir âmânın gözleri gibi de
Ya sen ey gönül bilmez misin? Olanı, olacağı?
Bir sevdadır düştü aklıma

Yoksa gönül, bu sevda senin midir ki?


Bulamazsın yönünü...
Bu ne çeşme keşedir; bu ne eziyettir ey gönül!
Sorarım sana bu sevda neyin nesi?
Bilmem deme sakın, bilirsin sevdamı, bilirsin âmâ gibi yaşadığımı
Bir sevdadır düşmüş gönlüme.
Bu Şiirde Yoksun

Bugün Ankara benim gibi

Bugün Ankara benim gibi,


Ağlamaklı ve yaşamamaklı bugün Ankara,
Sessizden feryatlar yükseliyor ama kimse duymuyor,
İçten içe bir ağlama ama sessizce,
Ah bugün Ankara benim gibi...

Yalnızlığa kendini bırakmış Ankara,


İnsanları da ayrı sanki bu dünyanın hiçliğini fark etmişler,
Yaşayanı da yaşamayanı da bir farklı soluyorlar Ankara'yı,
Sesini duyuramayan Ankara, derdini anlatamayan Ankara,
Bugün benim gibi Ankara...

Sadece esen rüzgârın sesi var Ankara'da,


Sadece güneşin umutsuzluğu var Ankara'da,
Ankara'da sokaklar bana bakıyor boş boş,
Ankara'da kıyamet mi koptu ey imam!
Bugün Ankara benim gibi...

Hâlbuki bahar gelmiş ey Ankara uyan!


Toprağına can gelmiş ey Ankara gözlerini aç!
Susamış canın mutluluğa aç gönül pencereni Ankara,
Haydi çık kara topraktan Ankara, bahar gelmiş diyarlara;
Bugün Ankara benim gibi kara toprağa gömülmüş...
Bu Şiirde Yoksun

Yaz reçeteyi doktor!

Sanki yüreğim sığmaz dağlara, taşlara


Onun bakışlarında…
Sanki tuz ile buz olur bu beden
O konuşunca…
Ya onu göremeyince bu gözler
İçten içe ağlar sessizce
Dilim varmaz söylemeye ama
Gönül dilim her gün ve her saat…
Dediler bana sen âşıksın
Yok demiştim sevmek ne haddime
Al işte doktor; belirtiler ortada; yaz reçeteyi…
Bu Şiirde Yoksun

Nasıl?

Nasıl söylerim bu yürekten kopan parçaları,


Nasıl anlatırım sessiz haykırışlarımı,
Söylemem hayallerde olanı,
Sanamam yaşadığımı,
Birkaç kelimede ölmüşüm ben,
Bir bakışta yanmışım ben,
Sanmam yaşadığımı biçare yoklukta iken,
Anlatamam dünyamda olanları,
Bilemezsin tükenişimi…
Bu Şiirde Yoksun

Aşk

Aşkı sormayın bilmeyene,


Sormayın, anlamayana ,
Aşk bu sadece yaşamak gerek sadece hissetmek gerek,
Bilmeyene, anlamayana “hiç”tir!
Ağlamak mı; boş!
Haykırmak mı; anlamsız!
Duygulanıp da hatırlamak mı; ahmaklık!
Sessiz çığlıklarda boğulmak mı;…!?
Dedim ya anlamayana sevmeyene nedir bunlar bir hiçten başka…
Âşık mısın? Seviyor musun?
Sevme der sana ağlıyor musun der boş ver der!
Aşk bu boş vermeye gelir mi!
Dedim ya anlamayana hissedemeyene ne zor!
Aşk…
Bu Şiirde Yoksun

Bu gece

Çılgınlar gibiyim duyun beni ey geceler,


Deliler gibiyim bendime sığmıyorum bu gece,
İçimde büyük bir heyecan var ey sessiz ay!
Sen de tanık ol bu gece benim heyecanıma ve hatta sevincime!

Bu gece benim gecem,


Sıkıntılar bitecek bu gece meçhuliyetimden kurtulacağım
Artık yüzüm asık olmayacak,
Artık bu kadar düşünceli olmayacağım,
Bu gece lisana kavuşacağım!

Heyecanım beni alıp götürecek belki bu dünyadan


Belki sevincim kalbime inecek
Öbür dünya beni bekleyecek
Belkim hiç bu kadar soğuk terlemeyeceğim
Fakat ben bu gece lisana kavuşacağım!

Dünya seni son görüşüm olacak belki de


Yıldızlar belki de sizinle son dertleşmem olacak
Ey ay belki senin mehtabında son kez şiir yazacağım
Ama bu gece lisana kavuşacağım!

Bu gece benim gecem huzur bulacağım


Yaşamı anlayacağım
Hayat ile kavga edeceğim
Bu gece benim gecem lisana kavuşacağım!
Bu Şiirde Yoksun

İki yabancı

Kader, nasıl bir hayattır bu!


Oyun değil, pusu değil,
İnsan için hiç iyi değil,
Bir yabancı bir yabancıya âşık olur mu hiç!

Ey Allah'ım sensin beni yaratan,


Anlarsın halimden, duyarsın bilinmeyenlerimi,
Sevmenin nedeni olur mu ki?
Aşkı ben mi yarattım ki sorarlar bana?

Lafzım yetmez, kulluğum yetmez anlatmaya


Sana dua ederim bir tek,
Dilime dil ver, lisanıma lisan ver,
Anlatayım bu çaresizliğimi, meçhulluğumu
Yoksa harabım, yoksa yitiğim bu zindanda

İki insan âşık olur da


Niye iki yabancı âşık olmaz
Sitemimdir bu dünyaya
Yabancı da değil midir ki?
Etten, kemikten; yaratılan...
O da yaratılmamış mıdır?
Sevmek ona da hak değil mi?
Hak derim ya bu dünyada kime ne hak ki!

İki yabancı gibi geçecek bir ömür ne çare,


Sevmeye yine engel bu dünya ne çare,
Çaresi yoktur yitmişliğime
Kara topraktır beni bekleyen eninde sonunda
Sadık yârimi bekletmeyeyim ne çare!
Bu Şiirde Yoksun

Uzaklaş

Gözlerim seni görmesin,


Kulaklarım seni duymasın,
Bu gönül bu beden seni hissetmesin,
Yoksa bu dünya başıma yıkılacak,
Yoksa bu gök kubbenin altında ezileceğim...

Girme ufkuma,
Girme hayallerime,
Bırak hayatımı, uzaklaş!
Yoksa kıyamet kopacak, kıyamet!

O derin bakan gözlerini görmeyeyim,


Hasret kalırım yarın gurbette,
Sesini duymayayım,
Yarın özler de anımsarım diye korkarım!
Girme hayallerime
Öldürme beni an ve an
Bak hayat ne güzel; gelme yanıma, bakma bana!
Bu Şiirde Yoksun

Gece

Gecenin bir yarısı


Saat sabaha karşı üç buçuk
Bir tek sokak lambaları ve ay
Ve bir tek sen varsın aklımda
Gecenin karanlığına engel ay

Ben sana aşığım aylardır


Sorma kaç gece kaç ay böyle
Bilmem ne kadar devam eder böyle

Aşığım derin bakan gözlerine


Lisanım güzelliğine
Ağlarım halime
İki yabancı yüzyıllardır biz bize
Bitir bu yabancılığı
İçir bana aşkın şerbetini
Yapma, etme bırakma beni harap bitap
Ağlatma beni her gece
Hayatı kâbusa çevirme
Seni de beni de...
Bu Şiirde Yoksun

O an gelirse

Aldanırım ben sana,


Kanarım ben sana,
Haykırışlarım sana ulaşmaz olur.

O an gelirse;
Korkarım beni kandırırsın diye,
Yanarım, sızlanırım ben.

O an gelirse;
Susarım diye korkarım,
Elim eline değerse diye korkarım.

O an gelirse;
Sıcacık bir tebessümünde
Eririm diye ağlarım.

Ve o an gelirse,
Sen de kendimi bulamam diye korkarım.

Ve o an sen yoksan!
Savrulurum bu dünyanın rüzgârında
Sonbahar yaprağı misali...
Bu Şiirde Yoksun

Yokluğunda

İstanbul'un kalabalığında kaybolmak,


Boğazın serin sularında boğulmak,
Yaşamın kıyısında vardı ölmek,
Geri dönmemek...
Yüzleşmemek vardı hayat ile
Seninle göz göze gelmemek vardı,
İstanbul'da meçhul olmak vardı,
Senin yokluğunda...
Bu Şiirde Yoksun

Sen ellerdesin

Uzakların bir birim ile tarif edilemediği,


Erişilmesi mümkün olmayan bir diyardasın,
Sen, imkânsızlık girdabında yabancılıksın,
Sen, yalnızlığın en kör kuyususun,
Uzaklardasın işte özlemlerimden habersiz...
Yakın olmaktan uzaktasın; bilmezcesine,
Hayallerin bile erişemediği hüzündesin,
Yıkamadığım kâbus duvarlarının ardındasın sen!
Ölüme ne hacet uzaktasın!
Bu Şiirde Yoksun

Sevmek ölümse

Yazgımızdır seni sevmek,


Yaşamakmış sen de sensizliği,
Kör olurcasına sana vurulmakmış,
Sevmek ölümse...

Hayata yeni bir başlangıç imiş,


Dosta düşmana seviyorum diye haykırmakmış,
Hayata meydan okumakmış,
Sevmek ölümse...

Geceleri sen diye uyumakmış,


Gündüzleri aydınlığımsın diyerek yaşamakmış,
Aylarım sensizlik de hiçmiş,
Sevmek ölümse...

Bazen bir kenarda kaybolmakmış,


Bazen hayattan kendini soyutlamakmış,
Acınacak hâle gelmekmiş,
Sevmek ölümse...

Susamakmış bilmezcesine,
Uykusuzlukmuş sebepsizce,
Sensizlik de sır imiş,
Sevmek ölümse...

Umutsuzca bağlanmakmış,
İmkânsızlığa tırmanmakmış,
Akan akıntıya karşı durmakmış,
Sevmek ölümse...

Sana bakmakmış,
Gözlerin de hayallere dalmakmış,
Sana bakıp kahretmekmiş,
Sevmek ölümse
Bu Şiirde Yoksun

Sır imiş hayat,


Suç imişsin sen bana,
Duvar imişsin sen bana,
Sevmek ölümse...

Yol vermezmiş dünya,


Seni sevince!
Sevmek ölüme baktığı zaman,
Benim aşkım olurmuş
Kara bir sevda!
Sevmek ölümse,
Seni sevmek yeniden doğmaktır!
Bu Şiirde Yoksun

Son Noktalara

Bir umut,
Bir tebessümünde,
Gözlerindeki deryada,
Nice hayaller,
Sevgi naralarımda,
Yiten ben!
Sığmadık şu yalana,
Boğulduk hayat yalanında,
Ser oldum,
Sır oldum,
Yokluk oldum,
Yastayım her an,
Senin özleminde...

Hastayım,
Darmadağınım,
Bu riya yokuşunda,
Bir laf oldum,
Bir hiç oldum,
Senin nazarında...

Buldun beni,
Ömür törpüsünde erirken.
Yaktın beni,
Soluğu kesilmiş bir hayattan,
İtiverdin beni,
Son noktalara...
Bu Şiirde Yoksun

Kahrolası ben

Bezmişim ben hayattan, solmuşum ben


Neyleyeyim seni de beni de
Yanarım yanarım her gün
Ömrüme vurmuşum gem
Bezmişim hayattan ben, solmuşum ben

Tutuşurum bir çıra gibi saman alevinde


Artık bilemem sevinmeyi bilemem
Bir ot misali takılmışım çorak topraklarda
Bezmişim ben hayattan, solmuşum ben

Seni sevmişim ben, kahrolası ben


Olmuşum sana deli divane
Yenilmişim yenilmişim seni sevince ben; kahrolası ben
Bezmişim ben hayattan, solmuşum ben
Kahrolası ben seni sevmişim...
Bu Şiirde Yoksun

Umudumdur gözlerin

Belki diyorum bu kadar güzel olmasaydın,


Beni dinlerdin,
Belki de anlardın beni,
Severdin belki bu garibi,bu yalnızı,
Belki diyorum severdin beni ,
Hani benim seni sevdiğim gibi!
Keşke bu kadar güzel olmasaydın diyorum kendime,
Severdin belki,olmazdı ya işte belki!
Belki de hak verirdin bana en azından,
Belki diyorum yine de sevebilirsin,
Hiç mi umut yok sır perdesinin ardında?
Hiç mi?
Ay yüzlü arkadaşım,
Sevdiğim,
Deli divane olduğum,
Gözlerine vurulduğum,
Hiç mi umut yok bu garibe?
Hiç mi?
Sevgim yetmez mi sana,
Sen de bulmaz mı derman?
Bir kere tanısan beni,
Bir bilsen sana anlatamadıklarımı,
Belki severdin,
Belki gözlerime bakardın,
Belki gönül kapını açardın bana,
Belki ama
Anlatamam işte ay yüzlüm,
Ben söyleyemem sana, dillendiremem,
Ta ki sen sorana kadar,
Ta ki sen gönlünü dinleyene kadar...
Söyleyemem...
Bu Şiirde Yoksun

Huzur

Gözlerimin derinliğinde
Durgun suyun ıssızlığında
Seher vaktinin sessizliğinde
Aradığımdır huzur...

Bir çift gözde görebilmek istediğim


Dillerden dökülen sözlerden duymak istediğim
Gönül dünyasına vardığımda bulduğum
Huzur olsa keşke

Bir ney esintisinde tatdığım


Yağmur altında kaybolduğum anlarda esiri olduğum
Yangından kaçarcasına aradığım
Huzur yok muydu bir insanda?
Bu Şiirde Yoksun

Sevdam kara olmuş

Gönlümüze gönül değmiş,


Sevdamıza göz değmiş,
Gözlerimize keder değmiş.

Sevgim haram olmuş,


Dünyamı karabasan boğmuş,
Dünya ziyan olmuş,
Canıma gam olmuş,

Sensizlik elem olmuş...


Dertlerime dert olmuş,
Benliğime hicran dolmuş,
Hayallerim ziyan olmuş,
Sevdam kara olmuş,
Can cana karşı olmuş...

Yansın bu dünya,
Ziyan olsun düşler...
Bu Şiirde Yoksun

Sevmek

Hayatın çıkmazlarından biri imiş,


Sevmek...
Yaşamanın imkânsızlığı imiş,
Sevmek...
Susmak imiş yeri geldiğinde iki büklüm,
Sevmek...
Sessizce haykırmakmış,
Sevmek...
Görmemekmiş kötülükleri,
Sevmek...
Unutmakmış mazimi, geçmişimi,
Sevmek...
Sevmek,
Gözlerinde tanıdığım bir acı imiş...
Bu Şiirde Yoksun

Ağlar oldum

Ne şiirler vardı sana yazılacak


Ne hayatlar vardı seninle yaşanacak
Ne güzel hayaller vardı gerçekleşecek
Hepsi teker teker gömüldü maziye

Yaşandı, zamanın gerisinde kaldı


Yaşadıklarım, kimse bilmedi
Duymadı haykırışlarımı kimse
Eridiğimi görmediler sen de görmedin!

Ben virane oldum bu hayatta


Yitik harabe oldum senin karşında
Yaşam ile ölüm arasında çizgi oldum
Her an senin yokluğunda

Duvar oldum yaşamaya karşın


Yokluk oldum sana karşın
Kavga eder oldum hayata karşın
Zindana hapis oldum ölüme karşın
Sana karşın hep ağlar oldum...
Bu Şiirde Yoksun

Niye buldun beni aşk?

gün batımı,
gönül pencereme sinmeye başlamıştı...
batan güneşin
ardından senin geleceğini kim bilirdi ki?
aşkın bana seni fısıldayacağını kim bilirdi ki?
oysa tanımıyordum seni,
bir kere görmüştüm gözlerini sadece,
bir daha görmedim de zaten.
ben istemedim sevmeyi,
mecburi bir sevgi bu!
yalan değil,
gönlüme seni ben düşürmedim.
bu sevgi senin de değil benim de,
ikimizde sahiplenmiyoruz!
bu sevginin zehri ben de,
pan zehiri ise yok!!!
tutuklu kaldı vücudum bu zehre.
her gün biraz daha yayılıyor;
kusamıyorum ki kurtulayım.
konuşulmadan hallolmuyor hiç birşey susuyoruz,
kusamıyorum zehri eritiyor beni.
bu zehir daha çok can yakacakmış;
korkumdur bir gün içimde tutamazsam.
sadece ben yanamazsam neler olur?
korkuyorum...
niye böyle oldu?
keder,dert,sıkıntı niye buldular beni?
usanmaz aşk
beni niye buldun?
vardı hayallerim,
elbet vardı benim de dünyam,
yıkılmasaydı.
vardı güzel bir geleceğim,
umutlarım harap olmasaydı.
niye buldun beni aşk?
korkuyorum,
içimdeki bu hastalık bulaşırsa,
Bu Şiirde Yoksun

dostlarıma,sana,bana dünyama,
yanmayacağım sadece o zaman ben,
korkuyorum artık...
niye buldun beni aşk?
amaçların arasında beni yitirmek varsa,
yitirdin.
mutlu musun şimdi?
daha dün bir kıvılcım vardı,
yangın oldu peşi sıra,
bir can arkadaşımı kaybettim,
niye buldun beni aşk?
üzgünüm artık kahretmekten kendime,
yalnızım artık hiç olmadığı kadar,
suçluyum elimde olmadığı halde,
niye beni buldun aşk?
daha yeni baharlar ümit ediyordum,
asla bir sonbaharı düşlemiyordum.
bir bataklığın içinde,
o güzelliğe tutunmak isteyeceğimi düşlemiyordum;
niye buldun beni aşk?
esen rüzgarların rahatlığında,
acımasız dünyaya inat,
huzurlu bir yaşam vardı tüm bedenimde,
niye buldun ki de beni?
hüsrana uğrattın yaşamın kıyısında...
lakin düşlemiştim de bir gün aşkı,
evet sevgim şimdi olduğu gibi olurdu
biçimsiz, nefessiz, sürekli ve doyumsuz...
evet sevdam harbi sevda olurdu da,
gözlerim başkasını görmezdi,
şimdi olduğu gibi;
ne farklı olurdu biliyor musunuz?
düşlerimdeki aşk ile şimdiki zoraki aşktan...
bir kere her karesinde mutluluk vardı o biçim,
sevinçlerle dolu hatıralar bırakılıyordu hep geleceğe,
kokusu vardı bir gül kokusunun verdiği haz kadar yüce idi.
hasretlik yoktu sevgiliye,
özlem vardı hep bir an sonra yaşanacak güzel anlar için...
huzur vardı,
mutluluğun gülen yüzü huzur vardı ömrümce.
bir tatlı seda vardı sevgilinin yüreğinden gelen,
en içten tebessümler vardı ipek gibi dokunurdu kalplere,
vardı işte o zamanlar...
Bu Şiirde Yoksun

niye öyle bir aşk olmadın da beni buldun eyhalt!!!


beni üzen de budur yıkan da,
zamansızca geldin tamam dedik,
hüsranı getirdin beraberinde ona da tamam dedik,
yaşanmazmışsın da niye geldin o zaman işte buna tamam diyemedim!
ey gelen aşk,
yaşanman imkansızsa ne diye buldun beni,
atarsın beni de kor ateşlere her gün,
yetmedi mi de gitmezsin bir an önce!
vurarsın beni bu dünyanın en dibine,
ağlatırsın da niye gitmezsin yetmedi mi bu cefa!
git artık git!
içimdeki zehir doldu,kabardı;
git de boşalmasın,
zarar vermeyeyim sevdiklerime,
git de hayallerime kavuşma ümidi kalsın bir tek ben de...
git artık huzur istiyorum sadece,
senin vaad edip de vermediğini;
bulmak istiyorum sen gelmeden önceki hayallerimin arasından...
niye buldun beni aşk?
yok muydu benden başka garip?
sanki yok muydu vefasızlar,meskensizler yok muydu da beni buldun...
niye buldun beni kahpe aşk!
oysa benim aşkım daha güzeldi...
senin gibi değildi...
mutluluk vardı her sayfasında...
huzur vardı her bir anında...
senin gibi değildi benim aşkım!
niye beni buldun aşk!
olmayacaksan, vuku bulmayacaksan ömrümde;
niye buldun beni!
şimdi yaşatmıyorsun ya bana huzuru,niye?
madem yaşatmayacaktın gerçek aşkı niye buldun beni?
Bu Şiirde Yoksun

Gidiyorum

kendimi buluyorum, seni bırakıyorum bir uyuşturucu gibi


bakmıyorum ardıma bile seni bırakıyorum öylece
şimdi gidiyorum senden uzaklara
kendime bir söz veriyorum
senli ne geçmişim varsa
hepsini yakmaya
çünkü sen beni bırakmalısın
yok artık öyle rüyalarda ansızın karşıma çıkagelmeler
yok öyle artık gözlerinde kaybolmalar
söz vermeliydim seni bırakmalıydım
Evet şimdi kendimi buluyorum
seni bırakıyorum bir uyuşturucu gibi
acısı taze yarası kabuğa bürünmüş bir kalp sızısı gibi
öylece ve sessizce senden kendime yol alıyorum
seni bırakırken yine de yanıma yoldaş diye 'sen'sizliği alıyorum
ve evet senden uzaklaşıyorum
gidiyorum...
Bu Şiirde Yoksun

You might also like