Professional Documents
Culture Documents
ÇAMAN
Efe Cengiz AKTAR
Dr., UniversitätÜniversitesi
Bahçeehir Augsburg (Almanya)
AB Merkezi Bakanı
Siyaset Bilimi Bölümü
Özet
Soğuk Savaş’ın sona ermesi Türk dış politikasını hem olumlu hem de olumsuz
anlamda etkilemiştir. Avrupa entegrasyonu bağlamında önem kaybına uğra-
yan Türkiye bir taraftan da SSCB sonrası istikrarsızlaşan bir Avrasya coğrafya-
sında ciddi güvenlik sorunlarının olduğu bir bölge ile komşu olmuştur. Diğer
yandan özellikle yeni post-Sovyet “Türk” cumhuriyetleriyle ilgili olarak doğan
fırsatlar dış politikada Türkiye’ye yeni yönelim olanakları sunmuştur. Soğuk
Savaş sonrası dönemde gerek güvenlik sorunları gerekse yeni çıkar ve fırsatlar
temelinde Türk karar alıcıları siyasal, stratejik-ekonomik ve kültürel boyut-
ları olan yeni bir bölgesel politika geliştirmiştir. Bu makalede yeni Kafkasya
ve Orta Asya bölgesel politikası bağlamında Türkiye’nin yönelim sorunsalı ele
alınacaktır.
Giriş
T
ürkiye için, Soğuk Savaş’ın sona ermesini Batı ve Orta Avrupa’daki
müttefiklerinin aksine salt olumlu bir gelişme olarak nitelendir-
mek mümkün değildir. Avrupa kıtasındaki ideolojik bölünme-
nin ortadan kalkması, Avrupa entegrasyonu projesine tarihsel bir misyon
yükleyerek tarihte ilk kez politik ve ekonomik anlamda birleşik bir Av-
rupa yaratma şansını sunarken, güvenlik politikaları anlamında Sovyetler
Birliği’nin (SSCB) tarih sahnesinden silinmesi ile ortadan kalkan tehdidin
sağladığı önemli bir rahatlamayı da beraberinde getirdi. Her ne kadar Tür-
kiye açısından da yayılmacı yönelimli Sovyet gücünün dağılması – hatta
Bu konuda bkz. Ernst Tennenstedt, Die türkischen Meerengen im Zweiten Weltkrieg, Hamburg, 1981, s. 28.
185
Efe Çaman
Bkz. Wilfred Bredow ve Thomas Jaeger: Regionale Grossmaechte. Internationale Beziehungen zwischen Globalisi-
erung und Zersplitterung, Opladen, 1994, s. 109.
İngilizce ve Almanca kaynaklarda Türkiye’de yaşayan Türkler ile Azerbaycan ve Orta Asya’daki akraba halk-
lar için ayrı kayramlar kullanılmaktadır. İngilizcede Türkiye’deki Türkler için “Turkish” kavramı kullanılırken
Türkiye dışındaki Türk soylular için “Turkic” kavramı kullanılmaktadır. Almancada da buna tekabül eden
“Türkisch” ve “Turk” kavramları kullanılmaktadır. Bu kullanım politik anlamda da Türkiye Türkleri ile Türkiye
dışındaki Türk soylu halkları birbirinden ayırmaktadır. Türkiye’de Türk kavramı hem Türkiye’deki Türkler,
hem de Türkiye dışındaki Türk soylu halklar için kullanılmaktadır. Bu makalede Türkiye’deki yerleşik kavram
dikkate alınarak hem Türkiye Türkleri, hem de Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk soylu halkları betimlemek için
Türk sözcüğü kullanılmakta, ancak Türkiye dışındaki Türk soylular için kullanılan Türk kavramı tırnak içinde
yazılmaktadır. Böylelikle Türkler ile Türk soylular arasındaki fark ortaya konmak istenmektedir. Bu konuyla
alakalı “algımalalar” boyutu ve dış kültür politikası, aşağıda ayrı bir başlık altında ele alınmaktadır.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
186
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
Gün Kut, “Yeni Türk Cumhuriyetleri ve Uluslararası Ortam”, Bağımsızlığın İlk Yılları. Azerbaycan, Kazakistan,
Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Ankara, T.C. Kültür Bakanlığı, 1994, ss. 9-24 ve 13.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
187
Efe Çaman
ile Orta Asya’daki “Türkler”le tarih, kültür, dil, din ve etnisite bağlamında
azımsanamayacak yakınlıklara sahiptir. Bu yakınlıklar Türkiye ile “Türk”
devletleri arasındaki ilişkilerde şüphesiz ki temel oluşturmaktadır. Yabancı
kaynaklarda da Türkiye ve “Türk” cumhuriyetleri arasında var olan bu ya-
kınlıkların önemine atıfta bulunulmaktadır ve bunların ilişkilerin hareket
noktasını oluşturduğunun altı çizilmektedir.
“Türk” halkların tarihini lineer bir yaklaşımla ele almak kolay değildir. Baş-
langıçta ortak olan tarihsel varlıkları, zamanla evrilerek ve birbirinden farklı
tarihsel gelişimler göstererek bütünlüğünü yitirmiştir. Gerçi arada tarihsel
anlamda ortak parçaların varlığı söz konusudur, fakat bunların varlığı ortak
bir tarih yazımına olanak tanımamaktadır. Anadolu’da Türkler günümüze
kadar kesintisiz olarak devletselliklerini ve bağımsızlıklarını koruyabilirken
Orta Asya’da Timuriler dönemi dışında önemli bir devletsel gelişim olu-
şamamış, küçük ve bölgesel hanlıklar da zamanla Rus İmparatorluğu’nun
güdümüne girmiş ve kolonileştirilmiştir. Rus işgali organize bir asimilas-
yon politikası gütmüştür ve bölünerek yönetilen Türkistan’da siyasal birlik
kurulamamıştır. Anadolu’da ise Osmanlılar önce bölgesel, sonrasında ise
global bir imparatorluğa doğru evrilmiş, zaten ulusal bilincin değil, din-
sel kimliğin – ümmet – birincil kimlik olarak ön planda bulunduğu bu
dönemde Şii Safavilerin kontrolündeki İran, Osmanlı İmparatorluğu ile
Rus boyunduruğunda bulunan Orta Asya hanlıkları arasında bir bariyer
oluşturarak ilişkilerin gelişmesini daha da olanaksızlaştırmıştır.
Gerhard Simon, Nationalismus und Nationalitaetenpolitik in der Sowjetunion, Nomos, Baden-Baden, 1986, ss.
372-374.
Bu konuya ilişkin ayrıntılar için bkz. Mehmet Saray, Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devleti ile Türkistan Hanlık-
ları Arasındaki Siyasi Münasebetler (1775-1875), Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1994, ss. 13-18.
Yusuf Sarınay, Türk Milliyetçiliğinin Tarihi Gelişimi ve Türk Ocakları (1912-1931), İstanbul, Ötüken, 1994, s.
219.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
188
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
Bu konuda bkz. Efe Çaman, Türkische Aussenpolitik nach dem Ende des Ost-West-Konflıkts: Aussenpolitische
Kontinuitaet und Neuorientierungen zwischen der EU-Integration und neuer Regionalpolitik, Berlin, 2005, ss.
66-92.
Ömer Laçiner ve Tanıl Bora, “Die Turkrepubliken und die Türkei. Der zweite Anlauf”, Zeitschrift für Türkeis-
tudien, 8/1 (1995), ss. 115-138 ve 118.
10 İbid. s. 118.
11 Oral Sander, Siyasi Tarih (Bd. II), Ankara, İmge, 2001, s. 272.
12 Baymirza Hayit, Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1995, s. 283.;
Ömer Laçiner ve Tanıl Bora: “Die Turkrepubliken und die Türkei. Der zweite Anlauf”, Zeitschrift für Türkeis-
tudien, 8/1 (1995), ss. 115-138 ve 118.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
189
Efe Çaman
1923 yılında ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti ile misak-ı milli sınırları
içinde bir Türk ulus devletinin kurulması ve ulus egemenliğine dayalı bir
politik sistemin yerleşmesi başarılmıştır. Bu noktada Türk sosyal bilimci ve
Türkçü ideolog Ziya Gökalp’in pantürkist konseptinde ulaşılması öngö-
rülen ilk basamak “Türkiyecilik”14 gerçekleştirilmiş oluyordu. Yeni kurulan
Türk ulus devleti ırksal temelde değil, ortak kader birliği temelinde, etnik,
dinsel ve mezhepsel ayrılıkçılığı reddeden bir milliyetçilik doktrinini kabul
ediyordu15 ve bu bağlamda büyük ölçüde Gökalpçi kavramla örtüşüyordu.
Orta Asya’da ve Azerbaycan’da da SSCB Birlik Cumhuriyetleri’nde yaşayan
“Türk” halklarının her birinde ayrı bir uluslaşma süreci yaşanıyor ve Azeri,
Kazak, Kırgız, Özbek ve Türkmen ulusal bilincinin SSCB etno-politikala-
rınca kabul ettirilmesi, tüm “Türk” halklarında ortak bir ulusal bilinç oluş-
ma olasılığını tamamen ortadan kaldırıyordu. Böylelikle geçmişte en azın-
13 Martin Malek, “Sprachenpolitik in der Gemeinschaft Unabhaengiger Staaten (GUS)”, Osteuropa, 8/1994, ss.
743-759 ve 743.
14 Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, İstanbul 1955, s. 18.
15 Suna Kili, Atatürk Devrimi. Bir Çağdaşlaşma Modeli, Ankara, Türkiye İş Bankası Yayınları, 1981, s. 238.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
190
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
191
Efe Çaman
192
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
20 Abidin Bozdağ, “Die Zentralasienspolitik der Türkei”, Mir A. Ferdowsi (der.), Mittelasien von der “Zweiten” zur
“Dritten” Welt? Arbeitspapiere zu Problemen der Internationalen Politik, No. 15, 1993, ss. 27-42, 33.
21 Bess Brown ve Elisabeth Fuller, Die Türkei und die muslimischen Republiken der ehemaligen Sowjetunion, Sankt
Augustin, 1994, s. 18.
22 Ahmet T. Kuru, “Türkiye’nin Orta Asya’ya Yönelişi: Dokuz Asır Sonra Politika Değişimi”, Mim Kemal Öke
(der.), Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, İstanbul, 1999, ss. 128-151, 142.
23 Gareth M.Winrow, Turkey in post-soviet Central Asia, London 1995, s. 13.
24 İbid. s.13.
25 Bess Brown ve Elisabeth Fuller, Die Türkei und die muslimischen Republiken der ehemaligen Sowjetunion, Sankt
Augustin, 1994, s. 18.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
193
Efe Çaman
bunu özellikle Batılı ülkeler ile kurmak istedikleri ilişkiler için bir önkoşul
olarak algılamaktaydı. Türkiye, “Türk” cumhuriyetleri karar alıcıları için
Batılı kurumlarla gerçekleştirdiği entegrasyon düzeyi ile bu algılamalarının
doğruluğunu kanıtlıyordu.
194
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
Türk karar alıcıları bu platformu ortak sorunlara karşı ortak pozisyon al-
mak, var olan dilsel ve kültürel farklılıkları azaltmak, ekonomik konular-
da işbirliği alanları açarak bu işbirliğini artan biçimde geliştirmek, dahası,
dış politikadaki hassas meselelerde – örneğin Kıbrıs ve Karabağ sorunları
– ortak politikalar üretmek gibi iddialı konularda işlevselleştirmek düşün-
cesindeydiler.28 Kafkasyalı ve Orta Asyalı “Türk” liderlerde ise yalnızca
yukarıda değinilen uluslararası alandaki yalnızlıklarını çeşitli uluslararası
platformlarda diplomatik işbirliği ile dengelemek amacı ağır basmaktay-
dı. Elbette beklentiler farklı olduğundan, Türkiye’nin kendi vizyonunun
gereklerini tam olarak gerçekleştirmesi beklenemezdi. Örneğin zirvelerde
Türk tarafınca gündeme getirilen Türkiye’nin geliştirdiği petrol boru hattı
projelerine destek olmak, Türkiye ve “Türk” cumhuriyetleri arasında ortak
bir pazar kurmak, ya da yeni cumhuriyetlerin Türk para birimini kabul et-
melerini önermek gibi gerçekçilikten fazlasıyla uzak teklifler, “Türk” cum-
huriyetleri liderlerince reddedildi.29 Bu tekliflerin yol açtığı bir reaksiyon
da Rus karar alıcıların “Türk Cumhuriyetleri Zirvesi”ne giderek daha faz-
la şüpheyle yaklaşmaya başlaması ve Türk-Rus çekişmesinin Soğuk Savaş
sonrasında giderek daha fazla hissedilir hale gelmesiydi. Bu durum “Türk”
cumhuriyetlerinin karar alıcılarını da ürkütüyordu. Örneğin ülkesinde
nüfusun yaklaşık yarısının Rus kökenli olduğu ve Rusya Federasyonu ile
uzun bir sınıra sahip Kazakistan’ın lideri Nursultan Nazarbayev, etnik ve
dinsel bazda her türlü organizasyonun kuruluşuna ülkesinin karşı olduğu-
nu, yanlış anlamalara mahal vermeyecek bir şekilde vurgulama gereksinimi
hissetmişti.30 Özbek lider İslam Kerimov da diplomatik bir dil kullanmak-
sızın ülkesinin yalnızca Türkiye ile ilişki kurmak istemediğini ifade etmek-
teydi.31 Orta Asyalı liderler Türkiye’yi Kıbrıs konusunda, Azerbaycan’ı da
28 Cumhuriyet, 02.11.1992.
29 Faruk Şen, “Türkische ss. 267-270, 268.
30 Nursultan Nazarbaev, Yüzyılların Kavşağında, Ankara, Bilig, 1997, s. 200. Alıntının yapıldığı eser: Kuru, Ah-
met T., “Uluslararası Otram ve Bölgesel Entegrasyon Teorileri Işığında Türk Birliği Meselesi”, Öke, Kemal
Mim, der., Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, İstanbul 1999, s. 152-210; s. 185. Diğer bir kaynak
için bkz. Kramer, Heinz, Zentralasien im Interessensfeld der Türkei, Ebenhausen-Isartal 1995, s. 23.
31 Ahmet T. Kuru, “Uluslararası Ortam ve Bölgesel Entegrasyon Teorileri Işığında Türk Birliği Meselesi”, Mim
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
195
Efe Çaman
Kemal Öke (der.), Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, İstanbul, 1999, ss. 152-210; s. 155.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
196
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
rına paralel olarak dikkate alması özellikleri ile Türkiye Batı’ya alternatif bir
dış politik yönelim hedefi gözetmediğini kanıtlamıştır. İşte bu nedenden-
dir ki Türk karar alıcıları kendi algılamalarına göre gelişme göstermeyen,
“Türk” devletleriyle daha sıkı ve entegrasyoncu dış politika yönelimlerinde
aşırı olmakta direnmemişler, ilişkilerin bölgesel düzeninden kaynaklanan
seyre kolay uyum sağlamayı başarmışlardır.
197
Efe Çaman
198
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
“dilde, fikirde ve işte birlik” talebiyle36 dile ideolojik olarak önemli bir yer
atfediyor ve Tercüman deneyimi ile de dilsel birlik konusunda çalışmalarda
bulunuyordu. İsmail Bey bununla tüm “Türk” halklarının aslında Türk
olduğu konusundaki inancını37 kanıtlamaya çalışmıştı. Ortak dil Azer-
baycanlı Hüseyinzade Ali Bey için de temeldi ve Osmanlı Türkçesi tüm
“Türk” halklarınca yüksek dil olarak kabul edilmeli ve böylelikle dilde or-
taklık sağlanmalıydı.38 “Türk” dillerini Türkçenin lehçeleri olarak algılama
konusunun kökenleri görüldüğü üzere 20. yüzyıl. başındaki (pan)Türkçü
ideolojinin yarattığı algılamaya dayanmaktadır.
36 David Kushner, The Rise of Turkish Nationalism (1876-1908), London, 1977, s. 12.
37 Ali Engin Oba, Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu, Ankara, 1995, ss. 152.
38 Tadeuzs Swietochowski, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Ayerbaycanı, İstanbul, 1988, s. 91.
39 Akademisyenlerin bu konudaki terminolojik yaklaşımı için karşılaştırınız Saray, Mehmet, Türk Dünyasında Dil
ve Kültür Birliği, İstanbul, 1993.
40 Örnek olarak bkz. T.C. Dışişleri Bakanlığı, Kazakistan Ülke Raporu, Ankara, 1995. Diğer ülke raporları da
karşılaştırılabilir.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
199
Efe Çaman
Yukarıda ele alınan konu görüldüğü üzere terminolojik ve teknik bir konu
olmasına karşın dış kültür politikaları bağlamında son derece belirleyici bir
politik boyut içermektedir. Algılamaların oluşmasında ideolojilerin rolüne
yukarıda değinildi. Politik konseptlerin geliştirilmesinde de algılamaların
önemli bir rol oynadıklarından hareketle, Türk siyasal elitlerinin algıla-
maları doğrultusunda çıkar tanımları yaparken kullandıkları kavramların,
dış politika hedefleriyle ilintisine de atıfta bulunulmalıdır. Ortaya konulan
hedefler ile algılamalar arasındaki doğrudan ilişki Türk dış kültür politika-
sında somut biçimde görülebilmektedir. Bu bağlamda Kafkasya’ya ve Orta
Asya’ya yönelik dış kültür politikasının merkezinde iletişimin geliştirilmesi
– yani ortak dil eksenli bakış – hedefinin bulunması tesadüf değildir.
Dilsel yakınlığı desteklemek yukarıda bahsedildiği gibi Türk dış kültür po-
litikasının birincil hedefidir. 1990’larda Türkiye ve “Türk” cumhuriyetleri
arasındaki dilsel bağları yeniden güçlendirmeye yönelik bir politika izlen-
miştir. Türkiye’nin dil politikası Orta Asya ve Anadolu arasındaki geniş
coğrafyada dilsel iletişimi geliştirerek ortak bir yazılı kültür oluşturmaktır.
Bu bağlamda Türk dış kültür politikasının faaliyet alanı olan dil politikası
“Türk” dilleri – ya da Türkiye’de algılandığı şekli ile Türk lehçeleri – ile
Türkçe arasında mevcut olan farklılıkları ortadan kaldırmayı hedeflemek-
ledir, hatta yeni cumhuriyetlerde Türkçenin yazı dili olarak giderek yerleş-
mesini amaç edinmektedir.41
41 Fikret Türkmen, “Türk Ortak Yazı Dili Problemleri”, Avrasya Etüdleri, İlkbahar, 1994, ss. 81.86, s. 81.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
200
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
Buna rağmen Kafkasya ve Orta Asya’ya yönelik geliştirilen dış kültür poli-
tikası tamamen başarısız olarak nitelendirilemez. Özellikle Latin harflerine
geçme konusunda Türkiye göreceli olarak başarılı olmuştur. Tüm “Türk”
cumhuriyetlerinde Latin harflerine geçme konusunda karar alınmış,45 an-
cak uygulamada cumhuriyetler arasında farklılıklar gözlemlenmiştir. Örne-
ğin Azerbaycan’da Latin harflerine tam anlamıyla bir geçiş söz konusuyken,
Kazakistan’da Latin harfleri yerleşmemiş durumdadır. Bu bağlamda alfa-
belerin topluma kabul ettirilmesinde, gerekli finansal kaynakların yetersiz
olmasından başat konumunu halen koruyan Rus dili ve kültürüne kadar
pek çok gerekçe sayılabilir. Parasal kaynak aktarımı konusunda tanımla-
nan politik çıkar ve hedefler ile mevcut finansal kaynaklardaki asimetriye
yukarıda değinilmişti. Rus dili ve kültürünün sömürgeci Çarlık Rusyası za-
42 Bu konuda bazı ayrıntılar için bkz Mustafa Öner, “Ortak Türk Alfabesi Hakkında Bazı Notlar”, Avrasya Etüd-
leri, İlkbahar 1998, ss. 71-79.
43 Umut Arık, “Üçüncü Çalışma Yılında TİKA”, Avrasya Dosyası, 2/2, 1995, ss. 163-182, s. 172.
44 Karşılaştırınız İbid. s. 172.
45 Ali L. Karaosmanoğlu, “Die neue regionale Rolle der Türkei”, Europa Archiv, 15/48, 1993, ss. 425,434, s.
430.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
201
Efe Çaman
Gelecek vadeden diğer bir dış kültür politikası alanı da eğitimdir. Bu ko-
nuda “Türk” cumhuriyetlerinden gelen yüksekokul öğrencilerine sunulan
burs olanakları, Kazakistan’da kurulan Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi ve
Kırgızistan’da açılan Manas Üniversitesi gibi akademik alanda temelleri atı-
lan işbirlikleri Türk dış kültür politikasında önemli bir yere sahiptir. Bu-
nun dışında Türk Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan 14 okul ile
özel kuruluşlarca açılan 100’den fazla okul46 bu politikanın parçasıdır.
46 Büşra Ersanlı, “Çok Boyutluluğu Yeniden Keşif. Türkiye’nin Türk Cumhuriyetleriyle İşbirliği Arayışı”, Alead-
din Yalçınkaya (der.), Türk Cumhuriyetleri ve Petrol Boru Hatları, İstanbul, 1998, ss. 223.232 s. 229.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
202
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
47 Frankfurter Allgemeine, 27.06.1998. Karşılaştırınız İsmail Soysal, “Hazar Bölgesinde Petrol ve Gaz Kaynakla-
rı”, Aleaddin Yalçınkaya (der.), Türk Cumhuriyetleri ve Petrol Boru Hatları, İstanbul, 1998, ss. 19.22, s. 20.
48 Hannes Adomeit, “Konzeptionelle Leitlinien in der Aussenpolitik Russlands”, Osteuropa, 4/5 51, 2001, ss.
353-365, s. 357.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
203
Efe Çaman
Kazakistan hattı için ise gene üç alternatif rota gündemdeydi: İran (İran’ın
Basra körfezine), Rusya (Rusya üzerinden Karadeniz’deki Novorossisk Li-
manına) ve Türkiye (Hazar Denizi-Azerbaycan-Türkiye). Türkiye hattının
en büyük dezavantajı Azerbaycan ile Nahçıvan arasında Ermenistan top-
raklarının bulunması ve dolayısıyla projenin tıpkı Azeri petrolü konusunda
olduğu gibi üçüncü ülkelerin topraklarının kullanılmasını zorunlu olarak
49 T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri ve Türk Toplulukları Arasında Yapılan Anlaşmalar,
Ankara, 1993, s. 433.
50 Bu konuya ilişkin olarak bkz. Atakan Gül ve Ayfer Yazgan Gül, Avrasya Boru Hatları ve Türkiye, İstanbul,
Bağlam Yayınları, 1995, s. 33.
51 Frankfurter Allgemeine, 27.06.1998.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
204
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
52 Laurent Ruseckas, “Turkey and Eurasia: Opportunities and Risks in the Caspian Pipeline Derby”, Journal of
International Affairs, 54/1, 2000, ss. 217-236; s. 231.
53 Roland Götz ve Uwe Hallbach, Turkmenistan: Informationen über eine unbekannte Republik, Teil 2,: Wirtschaft,
Berichte des Bundesinstituts für ostwissenschaftliche Studien (BIOST), 43, 1995, s. 11.
54 İbid. s. 11.
55 İbid. s.11.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
205
Efe Çaman
206
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
56 Bu rakamlar için bkz. Mert Gökırmak, “Türkiye Rusya İlişkileri ve Petrol Taşımacılığı Sorunu. Jeopolitik Bir
Değerlendirme”, Faruk Sönmezoğlu, (der.), Değişen Dünya ve Türkiye, İstanbul, 1995, ss. 153.186, 179.
57 Atakan Gül ve Ayfer Yazgan Gül, Avrasya Boru Hatları ve Türkiye, İstanbul,1995, s. 67.
58 Rıfat Üçarol, “Değişmekte Olan Dünyada Türk Boğazlarının Önemi ve Geleceği”, Sabahattin Şen, (der.), Yeni
Dünya Düzeni ve Türkiye, İstanbul, 1992, s. 165.
59 II. Dünya Savaşı sonrası SSCB Türkiye’den Boğazlarda üs talep etmiştir. Bkz. Ernst Tennstedt, Die türkischen
Meerengen im Zweiten Weltkrieg, Hamburg, 1981, s. 28.
60 Montreux Antlaşması için bkz. İsmail Soysal, Tarihçeleri ve Açıklamaları ile Birlikte Türkiye’nin Siyasal Antlaş-
maları, Bd. 1 (1920-1945), Ankara, 1983, ss. 493-518.
61 Laurent Ruseckas, “Turkey and Eurasia: Opportunities and Risks in the Caspian Pipeline Derby”, Journal of
International Affairs, 54/1, 2000, ss. 217-236, ss. 230-236.
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
207
Efe Çaman
Sonuç
Türk dış politikası açısından, Soğuk Savaş ve Sovyet sonrası dönemde yeni
koşullarda ortaya çıkan bu bölgeyi görmezden gelmek düşünülemezdi.
Türkiye, yeni komşuları ve varoldukları sisteme yönelik bir bölgesel politi-
ka ortaya koymak durumundaydı, dolayısıyla bu yeni dış politika yönelimi
bir zorunluluktu. Yalnızca Türk çıkar algılamaları bağlamında değil, gerek
güvenlik politikaları bağlamında, gerek Türkiye’nin transatlantik ilişkiler-
deki rolü bakımından, bu bölgesel yeni dış politika yönelime gereksinim
duyulmuştu. Bu anlamda, bu yeni dış politika alanı ortaya çıkış koşulları
2006, Cilt 12, Sayı 1
Avrasya Dosyası
208
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
209
Efe Çaman
Abstract
The end of the Cold War has influenced the Turkish foreign policy both in a
positive and negative way. Turkey at a lost in the context of the European integ-
ration became neighbour with a region without stability in Eurasia in which
there are many serious security problems. On the other hand particularly con-
nected with the post Soviet Turkic republics, Turkey has obtained new opportu-
nities and new orientation possibilities. Both in the context of security matters
and on the basis of new emerging interests as well as chances, corresponding
to their own perceptions Turkish decision makers have created a new regional
policy with political, strategically-economical and cultural components. In this
article, the orientation question in the context of the new Caucasus and Cen-
tral Asian policy is reviewed and by it, it is tried to locate the Turkish foreign
policy after the Cold War.
KAYNAKLAR
210
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
KARAOSMANOĞLU, Ali L.: Die neue regionale Rolle der Türkei, Euro-
pa Archiv, 15/48, 1993.
211
Efe Çaman
KURU, Ahmet T.: “Türkiye’nin Orta Asya’ya Yönelişi: Dokuz Asır Sonra
Politika Değişimi”, Öke, Kemal Mim, (der.), Geçiş Sürecinde Orta Asya
Türk Cumhuriyetleri, İstanbul, Alfa, 1999.
212
Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Yeni Bölgesel Politikası: Dış Politikanın Yönelim Sorunsalı
SARAY, Mehmet: Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devleti ile Türkistan Han-
lıkları Arasındaki Siyasi Münasebetler (1775-1875), Ankara, Türk Tarih
Kurumu, 1994.
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri ve Türk Top-
lulukları Arasında Yapılan Anlaşmalar, Ankara, 1993.
213
Efe Çaman
Hamburg, 1981.
214