You are on page 1of 34

1

FELSEFENIN TESELLISI
Alain de Botton

ALAIN DE BOTTON 1969 yilinda Isvire'de dogdu. Egitimini Cambridge' de tamamladi.
Yapitlari on alti dile evrildi. Halen Londra' da yaiyor. Trk okurunun byk
begenisini kazanan Alain de Botton' un diger kitaplari;, Ak zerine, Proust Yaaminizi
Nasil Degitirebilir, p ve Anlat, Romanti k Hareket, Seyahat Sanati ve Stat Endiesi.


***

NDEKLER
I .Toplum Tarafndan Kabul Grmemenin Tesellisi (Sokrates), 7
II. Yeterince Paraya Sahip Olmamann Tesellisi (Epikuros), 57
III. D krkl Yaamann Tesellisi (Seneca), 93
IV. Kendini Yetersiz Hissetmenin Tesellisi (Montaigne), 141
V. Krk Bir Kalbin Tesellisi (Schopenhauer), 209
VI. Zorluklar Yaamann Tesellisi (Nietzsche), 251

***
I
Toplum Tarafndan Kabul Grmemenin Tesellisi

. Sohbetlerde tercihi m dogruyu sylemektense, bakalarinin benden holanmasini
saglamak oluyordu. Karimdakini memnun etme arzum y znden ocugunun okul
msameresini seyreden bir veli gibi siradan esprilere glyordum. . Bir topluluk
iindeyken, ogunluk tarafindan kabul gren fikirleri sorgulamaya kalkmiyordum.

.. Oysa filozof, toplum tarafindan kabul grmedigi ve devlet onu sulu buldugu halde
dize gelmemiti. . stelik, kendine olan gveni, kibrinden, saldirgan mizacindan ileri
gelmiyor, felsefi temellere dayaniyordu.

. , felsefe szcg Yunanca kkl erinde kendini aiga vuran -philo, sevgi, sophia,
bilgelik- felsefi anlayia ok da abartiya kamayan bir sadakatle bagli; en tarifsiz
acilarimizin nedenleriyle ilgili teselli edici, pratik birka ey syleme konusunda
hevesli kiilerdi.

Kiinin phe uyandirmamak ve dilanmamak iin nasil davranmasi gerektigine ilikin
olarak her toplumun kendine gre anlayilari vardir. Bunlardan bazilari kanunlarda
aika dile getirilir; bazilari ise "sagduyu" diye tanimlanan, ahlaka ve gndelik
yaama ilikin yargilar btn iinde sakl idir.

Ancak, yalnizca bakalarinin dmanca tavirlari degildir bizi mevcut dzeni
sorgulamaktan alikoyan. phe duyma yetenegimiz iimize yerlemi bir inan
tarafindan da baltalanabilir; toplum tarafindan kabul gren davrani biimlerinin
saglam bir temele dayandigina inaniriz. Bu saglam temeli kendimiz gremesek de
2
byle bir temel mutlaka vardir nk ok uzun zamandir ok fazla sayida insan bu
temel zerine kurulmu olan dzene uygun davranmaktadir. Toplumun batan beri
korkun bir hata yapiyor olmasi, stelik bu hatayi bir tek bizim fark etmi olmamiz
imkansiz gibi gelir bize. phelerimizi bastirip sry takip ederiz nk kendimizi, o
zamana kadar su yzne ikmami, kabul edilmesi zor hakikatleri bulup ikartan bir
nder olarak gremeyiz.

Hayat
[Sokrates] I.. 469 yilinda Atina' da dogdu. . Sokrates genliginde filozof
Arkhelaos'un grencisi oldu, sonra dncelerinin hi birini yaziya geirmeden felsefe
yapmaya baladi. . Karisi Ksanthippenin huysuzlugu dillere destandi (niin yle bi r
kadinla evlendigi soruldugunda filozof, at terbiyecilerin en huysuz atlarla alimasi
gerektigini sylerdi).

Eger varolan dzeni sorgulamaktan kainiyorsak, bunun nedeni -iinde yaadigimiz
kentin iklimi ve byklg bir yana- toplum tarafindan kabul gren her eyin dogru
oldugunu dnmemizdir aslinda.

Aristofanes entelektellere ok bildik bir eletiri getiriyordu: Entelekteller sorduklari
sorularla akla uygun grlerden iyice uzak1aiyor, oysa meseleleri sistemli biimde
analiz etmeyi hi grenmemi kiiler her eyi daha btnlkl bi r biimde
kavriyorlardi.

Herkes tarafindan kabul gren bu tanimda, sava alani diinda da cesaret
gsterilebilecegi ve cesur davranmak iin sebat ile birlikte bilginin de kullanilmasi
gerektigi dikkate alinmamiti.

Bir ka dakika iinde, Menon, erdemli olmak iin ille de zengin ve nfuzlu olmak
gerekmedigini, hatta bunlarin erdemli olmak iin yeterli olmadigini anlamiti. Zengin
insanlara hayranlik duyulabilirdi, ama bu, onlarin sahip olduklari eyleri nasil edinmi
olduklarina bagliydi. yleyse yoksulluk da kiinin ahlaki degerini yansitamazdi.

Bakalar bilmiyor olabilir
Bakalari hatali olabilir, nemli konumlara gelmi kiiler bile olsalar; byk ogunluk
tarafindan yzyillardir kabul grm inanlari dile getiriyor bile olsalar. Bunun nedeni
de ok basit: nk bu insanlar inandiklari eylerin mantikli olup olmadigini hi
gzden geirmemilerdir.

Iyi bir mlek ya da ayakkabi yapmak yalnizca sezgiyle ol acak bir i degildi; yleyse
ok daha karmaik bir i olan yaami srdrme ii nasil olur da ncller ya da
hedefler zerine bir an bile kafa yormaksizin yrtlebilirdi ?

Bunun nedeni, belki de, yaamimizi srdrmenin ok da karmaik bir ey olmadigina
inanmamizdir.

mlekilik gerekten zor bir i gibi grnyor. Ne yazik ki dogru drst bir ahlak
anlayii edinmek hi de yle grnmyor.

3
Sokrates, bu karmaik yapiya gereken saygiyi gstermeyen, grlerini formle
etmek iin bir mlekinin sarf ettigi kadar dikkati bile sarf etmeyen ama nedense
kendine ok gvenen insanlar karisinda cesaretimizin kirilmamasi gerektigini
sylyor. ok aikar, ok dogal diye nitelenen eyleri gerekten yle olduguna ok az
rastlanir. Bu bilin unu dnmeye sevk etmeli bizi: Aslinda yaam grndgnden
ok daha esnek, nk yaygin grler, genelde, hatasiz ikarimlar sonucunda degil,
yzyillardir srp giden entelektel karmaanin sonucunda bu gnk konumlarina
geldiler.

Dogru ifade, mantiksal olarak bir elikiye yol amayacak ifadedir. Eger tersi
kanitlanamiyorsa bir ifade dogru diye kabul edili r. Eger tersi kanitlanabiliyorsa, bu
ifadeyle yansitilan gre ka kii inanirsa inansin ifade yanlitir ve biz de bu grle
ilgili bir pheye kapildigimiz iin hakli ikmi oluruz.

. insan ancak bir eyin ne olmadigini anlamak suretiyl e onun tam olarak ne oldugu
bilgisine yaklaabilir.

. dncenin rn, sezginin rnnden daha stndr.

Sokrates bilgiyi dogru dnceden stn tutar; nk bilgi sahibi olmak yalnizca bir
eyin niin dogru oldugunu bilmek degil ayni zamanda teki seeneklerin niin yanli
oldugunu da bilmek demektir.

... 200 ila 2500 kiiden oluan jri de hangi iddianin dogru olduguna karar veriyor;
jri yeleri kararlarini oy pusulalarini kullanarak ya da ellerini kaldirarak aikliyorlardi.
Bir tarafi destekleyen kiilerin sayisina bakarak neyin dogru neyin yanli olduguna
karar verme yntemi Atina'nin politik ve yasal yaaminda hep kullanila gelmi bir
yntemdi.

Biz bu kadar saglam duramiyorsak, kii1igimizle ya da elde ettigimiz baarilarla ilgili
birka agir sz iitince gz yalarina boguluyorsak, bunun nedeni , hakli oldugumuza
inanmak iin ille de bakalarinin onayina gereksinim duymamiz olabilir. . Alaya
alinmak yoldan iktigimizi gsteren ve asla gz ardi edemeyecegimiz bir iaret gibi
gelir bize.

Dncelerimizin ya da yaam biimimizin yanli oldugu, asla ve asla, ogunlugun
grleriyle ters dtgmz gereginden yola ikilarak kanitlanamazdi.

Bizi endielendiren, bize kari olan insanlarin oklugu degil, bize kari olmalarinin
altinda yatan saglam nedenler olmalidir. Yani, dikkatimizi kabul grmedigimiz
gereginden uzaklatirip, niin kabul grmedigimize ilikin aiklamalara
yneltmeliyiz. . Bize muhalefet edenlerin dnme yntemlerinin saglamligi, onlarin
muhalefetine verecegimiz degeri belirler.

Fakat genellikle tam tersi bir egilimle hareket ederiz: Herkesi dinleme, her kaba sz,
her alayci davrani karisinda zlme egilimiyle.

4
Ne yazik ki, mlekiligin tersine, dnce rnnn i yisini ktsnden ilk bakita
ayirmak zordur. Halbuki sarho bir zanaatkarin yaptigi mlegi ayik meslektainin
yaptigi mlekten ayirmak hi de zor degil.

Otoriter bir tavirla dile getirilen kt bir dnce, nasil oluturulduguna ilikin saglam
kanitlar sunulmami olsa da, bir sre iin saglam bir dncenin taidigi agirligi
taiyabilir. Ancak dikkatimizi yalnizca karimizdakilerin vardiklari sonulara
odaklarsak, onlara belki de hak etmedikleri hal de saygi duymaya balariz -ite bu
yzden Sokrates, bi zi eletirenlerin yargiya varmak iin kullandiklari mantiksal
yntemler zerinde durmamiz gerektigini vurgular. Eger bunu yaparsak, muhalefetin
getirecegi sonulardan kendimizi kurtaramasak da, hatal i olmanin bizde doguracagi
zayiflik duygusunu yaamami oluruz.

Polus, yalnizca diktatrlerin gerekten mutlu olabi leceklerini ileri sryordu; nk
insan ancak diktatr olunca istedi gi gibi davranabilir, dmanlarini hapse tikabilir,
onlarin mallarina el koyabilir, hatta onlari idam ettirebilirdi.

Gerek sayginlik ogunlugun iradesinden degil saglam bir akil yrtmeden
kaynaklanir.

Bunlar sekinci bir tavri agritiriyordu. Sokrates gerekten de sekinciydi. Yi ne de
onun sekinciliginde snobluk ya da nyargi yoktu.

Eletirinin degerli bir eletiri olup olmadigi, eletiren kiilerin okluguna ya da
rtbelerinin yksek olup olmadigina bakilarak degil eletiren kii ya da kiilerin nasil
bir dnme srecinden getiklerine bakilarak anlailir.

Jri yesi olmak iin yalnizca u zellikler araniyordu: Yunan vatandai olmak, saglam
zihne sahip olmak ve hi kimseye borcu olmamak. Geri yelerin saglam bir zihinsel
yapiya sahip olup olmadiklari Sokrates'in ltlerine gre degerlendirilmiyordu;
buradaki tek lt jri yeligi iin bavuranlarin dz bir izgi zerinde yryebiliyor ve
adlari soruldugunda dogru yanit verebiliyor olmalariydi.

Savunmanin jriye seslenmek iin yalnizca birka dakikasi vardi; bir kaptaki su teki
kabin iine boaldigi anda bu sre sona eriyordu.

. belli artlar altinda, bakalarinin grlerini ciddiye almama gcn. Sokrates
insanlarin kendisiyle ilgili grlerini inatiligindan, herkesi hor grdgnden
reddetmiyordu; bu zaten her insanin mantigini kullanabilme potansiyeline sahip
olduguna ilikin inanciyla ters derdi. Filozof hayatini Atinalilarla konumaya adami
bu insanlarin kafalarinin nasil iledigini ve ne yazik ki pek ogunun da hi ilemedigini
gayet iyi biliyor, yine de bir gn dnmeye balayacaklarini umut ediyordu. Keyfi
biimde karar verme ve herkese kabul gren fikirleri sorgulamaksizin bunlarin
peinden gitme gibi egilimleri oldugunu gzlemlemiti. . O, mantikli bir adamdi ve
her mantikli adam gibi kendine inaniyordu; dmanlarinin gerektigi gibi
dnemedigini anliyor olmakla birlikte kendi dncelerinin kesinlikle dogru oldugu
konusunda diretmekten de kainiyordu.

5
Sokrates'in gtlerine kulak vermeyelim; onu daha ok, mantiksiz sulamalarla kari
kariya kalan zeki bir insanin kendine olan gvenini nasil koruyabilecegine ilikin
mthi bir rnek olarak hatirlayalim. . "Tanri beni bu atin stne yerletirdi, ona
bagliyim, nk heybetinden tr tembellige meyleden bu at bir atsineginin
varligiyla hareketlenebilir ...

Toplumsal yaam, bakalarinin bizimle ilgili algilari ile bizim kendi gerekligimiz
arasindaki uyumazliklarla rl. Temkinli olmaya alitigimiz zaman aptallikla
sulaniyoruz. Utangaligimiz kendini begenmilik, bakalarini memnun etme istegimiz
dalkavukluk olarak algilaniyor.

. nyargilarin yok olmasi ve kiskanligin azalmasi iin zamana gerek var; . Kendi
lkemizdeki jrileri ikna edip kendimizi kurtaramasak da gelecekteki jrilerin olasi
kararlariyla teselli bulabiliriz.

Bu rnekten yola ikarak hissi davranip, ogunlugun nefret ettigi biri olmakla hakli
olmak arasinda bir baglanti oldugu dncesine siginabiliriz. Btn dahilerin, btn
azizlerin kaderinde nce yanli anlailma, sonra da Lisipus'un bronz heykelleriyle
onurlandirilmak vardir gibi gelebilir bize. Fakat belki biz ne aziz ne de dahiyizdir. Belki
meselenin temelinde yatan saglam nedenlere tutunmak yerine sadece savunma
duruu aliyor; ancak bakalari haksiz oldugumuzu syledigi zaman gerekten de hakli
oldugumuzu dnerek rahatliyoruzdur ocuka.

Bir dncenin dogrulugu, herkesin ona inanmasiyla ya da herkesin onu
reddetmesiyle degil, bu dncenin mantik kurallarina uygun olup olmadigiyla
belirlenir.

Sokrates bize yol gstererek iki byk hataya dmemizi nlemeye alimitir:
evremizdekilerin sylediklerini her zaman dinlemek ve hi dinlememek.

Eger onun izinde gider ve yalnizca mantigin sylediklerini dinlersek arzuladigimiz en
byk dl kazanabiliriz.

II
Yeterince Paraya Sahip Olmamann Tesellisi

"Tad alma, duyma zevkini, cinsel zevkleri, gzel eyler grnce iimde uyanan ho
duygulari bir kenara atarsam, diye yaziyordu bu filozof, "iyiyi ktden nasil ayiririm
bilmiyorum.

Epikuros I.. 541 yilinda, Bati Kk Asya sahillerinin birka mil aigindaki Samos
Adasinda dogdu. . Epikuros'un aagi yukari her konuda 300'den fazla kitap yazdigi
sylenir.

Epikuros'un felsefesini tekilerden ayiran en nemli nokta, onun bedensel zevklerin
nemi zerine yaptigi vurguydu: "Zevk, mutlu bir yaamin balangici ve amacidir
6
diyordu. "Her iyi eyin balangici ve temeli damak zevkidir. Bilgelik ve kltr bile
bundan kopuk olarak ele alinamaz.

Felsefe yapmaya henz hazir olmadigini yada felsefe yapacak yai oktan getigini
syleyen adam, mutlu olmak iin ok gen ya da ok yali oldugunu syleyen bir
adama benzer.

. okula hem kadinlar hem de erkekler kabul ediliyordu; okul bu grencileri birlikte
yaamaya ve zevkleri birlikte kefetmeye tevik ediyordu. . zevk okullari Suriye'de,
Gney Filistin'de, Misir' da ve Galiya'da ailmaya devam etti.

Epikurosulugun temelinde de u dnce yatar: Biz insanlar, mutlu olmak iin ne
yapmaliyim sorusunu igdsel olarak yanitlarken de, sagligima kavumam iin ne
yapmam gerek sorusunu yanitlamaya aliirken vardigimiz gibi kt sonulara
varabiliriz. Mutlulugumuzla ilgili soruya aklimiza ilk gelen yaniti verdigimizde en az
sagligimizla ilgili soruya verdigimiz yanit kadar hatali bir yanit vermi oluruz.
Ruhumuz sorunlarini bedenimizden daha net bir biimde aiga vurmaz; dolayisiyla
ruhumuzla ilgili tehislerimiz de bedenimizle ilgili tehislerimizden daha dogru
olmayacaktir.

Biz insanlar, Epikurosu air Lucretius'un da dedigi gibi, "birer hasta adamiz,
hastaliginin kaynagindan habersiz. . Hastaligi iyiletirmedigi srece tip bilimi nasil
faydasizsa; ruhsal acilarimizi dindiremedigi srece felsefe de o denli gereksizdir.

Epikuros'a gre felsefenin en nemli ilevi, sikintilarimizin sakli nedenlerini,
arzularimizin asil kaynaklarini bulup onlari yorumlamamiza yardim etmek ve mutlu
olmak adina yanli yollara sapmamizi engellemektir. Yapmamiz gereken, ilk aklimiza
geleni uygulamaya koymak yerine, ncelikle arzularimizin mantikli olup olmadigini
tartmaktir; bu baglamda Epikuros'tan yz yil kadar nce yaami Sokrates'in, ahlaki
tanimlari degerlendirmek iin kullandigina benzer bir yntem kull anmaliyiz.

Epikuros, dncelerini mantik szgecinden geirdikten sonra, hayati gerekte nelerin
daha zevkli kildigi konusunda ok arpici sonulara ulamiti. . Hayati zevkli kilan
eyler, kolay bulunmayan eylerdi ama aslinda hi de pahali degildiler.

1. Dostluk
Epikuros yle bir gzlem yapiyordu: Insanin btn hayatini mutluluk iinde
geirmesine yardim etmek zere bilgeligin bize sunduklari arasinda en nemlisi dost
edinme yetisidir.

Insanin asla yalniz baina yemek yememesini neriyordu: Bir ey yiyip imeden nce,
ne yiyip ieceginizi degil, kiminle yiyip ieceginizi dnn; nk yaninda arkadai
olmaksizin yemek yemek ancak bir aslana ya da kurda mahsustur.

Eger kimse bizim varoldugumuzu grmyorsa varolamayiz; sylediklerimizi kimse
anlamiyorsa syledigimiz eylerin bir anlami yok demektir. Arkadalarla birlikte olmak
kimligimizin birileri tarafindan onaylanmasi anlamina gelir; onlarin bilgi ve ilgileri bizi
iinde bulundugumuz ataletten kurtarir. Dostlar akayla kariik yaptiklari yorumlarla
7
bizim kusurlarimizi bildiklerini ama bizi oldugumuz gibi kabul ettiklerini aiga vururlar;
dolayisiyla da dnyada bir yerimiz oldugunu bize hatirlatmi olurlar.

Gerek dostlar bizi toplumsal yaamin sahte ltlerine gre degerlendirmezler;
onlarin asil ilgilendigi ey bizim kendi benligimizdir. Bizim iin duyduklari sevgi, ideal
ana-babalarin ocuklarina duyduklari sevgi gibi, di grnmzden yada toplumsal
hiyerari iindeki konumumuzdan etkilenmez. . bir avu gerek dostun, insana, bir
servetin bile kazandiramayacagi kadar ok sevgi ve saygi kazandiracagi sonucuna
vardi.

2. zgrlk
Holanmadiklari insanlar iin alimak ve onlarin kaprislerini ekmek gibi aagilayici
olabilecek durumlara dmemek iin kendilerini Atina'nin i dnyasindan uzak tuttular
ve komn hayati diye adlandirabilecegimiz bir hayat srmeye baladilar. ok basit bir
yaam tarzi benimseyerek zgr olmayi yeglediler. Az parayla geinmek zorunda
kalacaklardi ama bir daha asla o i gren patronlardan emir almayacaklardi.

[Bilge insan] yemegin ogunu degil, en lezzetlisini yemeye bakar.

Basit bir yaanti srdkleri iin hibiri toplumsal konumlariyla ilgili kukulara
kapilmiyordu, nk Atina'nin degerlerinden uzak duruyor; dolayisiyla da kendilerini
maddi bir temelde yargilamak zorunda kalmiyorlardi. Ne bo duvarlardan utanmaya
ne de altinlari sergilemeye gerek vardi.

3. Dnmek
Huzursuzluktan kurtulmak iin dnmekten daha iyi birka yol vardir. Yaadigimiz
sorunu kagida dkerek ya da birilerine anlatarak onu daha bir net kavrariz.
Kavradiktan sonra da sorunun kendisini olmasa bile, bize sikinti veren yanlarini, bizde
yarattigi kafa kariikligini ve akinligi ortadan kaldirabiliriz.

Filozofun iddiasina gre, eger insan lm zerine mantikli dnrse, lmden sonra
bizi kaygisiz bir uykudan baka bir eyin beklemedigini anlardi. . nceden asla
kefedemeyecegimiz bir durum zerine bu kadar kafa yorup kaygilanmak hi de
anlamli degildi.

"Yaamiyor olmak hi de korkun bir ey degil; bunu tam anlamiyla kavrami bir
insan iin hayatta katlanilamayacak hibir ey yoktur.

Varlikli olmak tabii ki insani mutsuz etmezdi ama Epikuros'un savinin z uydu:
Paraniz oldugu halde dostlarimiz, zgrlgmz yoksa ve yaadigimiz hayat zerine
inceden inceye kafa yormuyorsak asla "gerek anlamda mutlu" olamayiz. Btn
bunlara sahip oldugumuz halde paramiz yoksa, o zaman da asla mutsuz olmayiz.

Epikuros gereksinimlerimizi gruba ayiriyordu : Arzuladigimiz eylerden bazilari
dogal ve gereklidir. Bazilari da dogal ve gereksiz. Tabii birde ne dogal ne de gerekli
olan istekler vardir.


8
MUTLU OLMAK N GEREKL OLANLAR VE OLMAYANLAR

Doal ve gerekli Doal ama gereksiz Doal ama gerekli deil
Dostlar Byk bir ev n
zgrlk Lks banyolar G
Dnmek Yemek davetleri
Yemek
Barinacak yer
Giysiler

Yani, ok zengin olursak mutsuz olmayiz, ancak, Epikuros'un israrla vurguladigi gibi,
daha fazla paraya sahip olmamiz, sinirli bir gelirle yaayan insanlardan daha mutlu
olacagimiz anlamina gelmez. . Epikuros'a gre insan fiziksel bir aci duymadigi zaman
mutluydu.

"Azla mutlu olmayan insan hibir eyle mutlu olamaz

Pahali bir ey almayi arzuladigimiz anda, kendimize bunu almaya hakkim var mi diye
sormaliyiz. . ok istedigim bu ey gerekletiginde ne hissedecegim ?
Gereklemezse ne hissedecegim ?

yleyse neden pahali eyler bize byk mutluluk getirmedigi halde onlara bylesine
dknz ? Hata yapiyoruz da ondan. . Kafamizi derleyip toplamamiz gerekirken
evimiz dedi toplu grnsn diye raflar satin aliyoruz. Dost sicakliginin yerini tutsun
diye kamir hirkalar giyiyoruz.

Gerek gereksinimlerimiz konusunda bu kadar az ey biliyor olmamiz biraz da,
evremizdekilerin, Epikurosun deyiiyle, "ii bo fikirlerinden kaynaklaniyor. . Ticari
evrelerin ikar1ari dogrultusunda gereksinimlerimiz yeni bir ncelik sirasina
sokuluyor.

IS 120'lerde; Kk Asya'nin gneybati kesinde yer alan 10.000 nfuslu Oinoanda
(bugnk Bodrum) kentinin merkezine, 80 metre eninde, yaklaik 4 metre boyunda
devasa bir ta duvar ina edilmiti. Bu duvarin zerine aliveri edenlerin dikkatini
ekmek iin Epikurosu sloganlar yazilmiti:
Lks yiyecek ve iecekler sizi kt hastaliklardan korumadigi gibi bedeninizin saglikli
kalmasini da saglamaz.
Dogal olmayan zenginliklere sahip olmak, zaten tamak zere olan bir ieye su
eklemek kadar gereksizdir.
Gerek degere, tiyatrolarla, hamamlarla, parfm ve kremlerle degil, ancak doga
biliminin yardimiyla ulailabilir.
Bu duvari yaptiran kii ehrin en zenginlerinden biri olan Diogenes'di. Duvarin bir
kesine yle yazilmiti: Hayatla ilgili yanli fikirlere sahip olan bu kiilerin sayisi gn
getike de artiyor, nk koyunlar gibi hastaligi birbirlerinden kapiyorlar.

Biz insanlar, duvarlarda gzel resimlerini grdgmz eylere sahip olmak isteriz ama
fazla sz edilmeyen ya da bakalari tarafindan vg almayan eylerle hi
ilgilenmeyiz.
9

Epikuros'a gre, pek ok i kolu, gerek gereksinimlerinin farkina varamayan
insanlarda gereksiz bir satin alma arzusunun uyanmasi iin ugra veriyordu.
Dolayisiyla bu insanlar biraz daha kendilik bilincine sahip olsalar ve ok daha basit bir
yaantiyi yegleseler, tketim dzeyi iyiden iyiye debilirdi.

Hayatin asil amaci dikkate alindiginda, yoksulluk iinde, byk bir yoksulluk iinde
yaamak aslinda en sinirsiz servete sahip olmaktir.

Demek ki bir seim yapmamiz gerekiyor: . Epikurosu bir dnyada byk anitlara
rastlayamazsiniz; teknolojik gelimeler olmaz; baka kitalardaki lkelerle ticaret
yapma giriimleri ok sinirlidir. Gereksinimleri bu denli az olan bir toplumda tabii ok
az kaynak olacaktir. Yine de -Epikuros'un iddiasina gre- byle bir toplumda yaayan
insanlar mutsuz olmayacaklardir. Lucretius konuyu iki ayri ynyle ele aliyor; belki de
bize iki seenek sunuyor:
[Epikurosu degerlerin hkm srmedigi bir dnyada] insanoglu mal mlk edinme
iine nerede dur diyecegini, gerek zevklerin nasil artirilabilecegini bilemedigi iin
bouna ikence ekip duracak, bir sonu vermeyen kaygilar duyarak hayatini
tketecek.
Fakat te yandan:
Hayati ekip gtren, insanin byk denizlere ailmasini saglayan da aslinda bu
memnuniyetsizligin ta kendisidir.

Byk denizlere ailmak ne kadar etkileyici bir giriim olursa olsun, bunun gerek
degerini anlamak iin nce insana ne lde keyif verdigine bakmaliyiz: l
alacagimiz duygu zevktir; her eyi yargilarken kullanacagimiz standart bu duygu
olmalidir.

Mutlulugun elde edilmesi g olabilir. Mutluluk yolunda nmze ikan engellerse ille
de parasal olmak zorunda degil.

III
Dkrkl Yaamann Tesellisi

Seneca - Stoaci filozof I.S. 65 yilinda ld.

D kirikligina yol aan nedenler ok eitli olabi1ir, sizlayan bir ayak parmagindan
tutun da zamansiz bir lme kadar pek ok ey bizi d kirikligina ugratabilir. Ancak
her d kirikliginin temelinde aslinda ayni ey yatar: Isteklerimiz gerekligin o
yikilmaz duvarina arpar.

Seneca'nin yapitlarinda aslinda bir tek dnce hakimdir: ngrp kendimizi
hazirladigimiz ve nedenlerini anladigimiz d kirikliklarina daha kolay katlaniriz; en
byk yaralari ise hi beklemedigimiz ve baa ikamayacagimiz trden d kirikliklari
karisinda aliriz. Felsefe bizi gereklikle baritirmali, bylece d kirikliginin kendisini
olmasa bile beraberinde getirdigi zararli duygulari ortadan kaldirmalidir.

10
fke
Gerekligin duvariyla ilk ve en nemli arpimamiz. Uzaktan kumandayi ya da
anahtarlari bulamayiz, trafik tikalidir, restoran doludur, - biz de kapilari arpar,
iekleri kknden sker, bagirip agirmaya balariz.

Filozof bunu bir tr delili k diye yorumluyordu:
Delilige yumuak gei yoktur. Pek ok [fkeli] insan . ocuklarinin lmne yol aar,
kendisini yoksulluga srkler, yuvasini yikar ama yine de fkeyle hareket ettigini
kabul etmez, tipki delilerin deli olduklarini kabul etmedikleri gibi. Bunlar, en yakin
dostlarina dman olur . kanunlari hie sayar her eyi kaba kuvvetle halletmeye
aliirlar ... Farkinda olmadan en amansiz hastaligin penesine dmlerdir; btn
kt huylar bu insanlardan birinde bir araya gelse, bu kt huylardan ona gelecek
zarar, bu hastaligin verdigi zararin yaninda hi kalacaktir.

fkeli insan sakinletigi zaman zr dileyip kendisinden, yani mantigindan daha gl
bir eyin ona hakim oldugunu syleyecektir. 'O', yani onun mantikli beni aslinda byle
davranilarda bulunmak, bu ekilde bagirmak istememitir; ama ne yazik ki karanlik
gler onu ele geirmitir. Bunu syleyen fkeli insan gerekte u yaygin gr
kabul etmektedir: Akil yrtme becerisine sahip olan aklimiz, mantigimiz, yani gerek
benimiz, zaman zaman denetlenmesi g, yogun hislerin saldirisina ugrar; bu
durumda akil ne bu hislerle e ne de bunlardan sorumlu tutulabilir.

Seneca'ya gre fke, denetlenemez tutku patlamalarindan degil, akil yrtrken
yaptigimiz ok temel (ve dzeltilebilir) bir hatadan kaynaklanir. . Ancak fke istem
dii fiziksel tepkiler kategorisine girmez. fke yalnizca akil yrterek vardigimiz bazi
dncelerden hareketle ortaya ikar; eger bu dnceleri degitirebilirsek fke
egilimimiz de ortadan kalkacaktir.

Senecanin grne gre, dnyanin neye benzedigine ve baka insanlarin nasil
insanlar olduguna ilikin, tehlikeli olabilecek kadar iyimser fikirlere sahip oldugumuz
iin fkeleniriz.

D kirikligi karisinda ne kadar kt tepkiler verdigimiz, normal diye algiladigimiz
eyin ne olduguna baglidir. . D kirikliklarimizin derecesini, evremizdeki dnyadan
neler bekleyebilecegimize ilikin kavrayiimiz, hangi beklentilerimizin normal
olduguna ilikin deneyimlerimiz belirler. . En byk fkeyi de, varoluumuzun temeli
olarak algiladigimiz kurallari yikan olaylarla karilatigimizda duyariz.

"Varlikli olmak fkeyi krkler diye yazmiti Seneca.

fke, (sonulari ne kadar trajik olursa olsun) iinde barindirdigi iyimserlik aisindan
neredeyse komik bir inantan dogar: Yaamla yaptigimiz anlamada bu trden bir d
kirikligi yaayacagimizin yazilmadigina, byle bir maddenin yer almadigina inaniriz.

Seneca, beklentilerimizi aza indirmemiz gerektigini, bylelikle bekledigimiz eyler
olmadigi zaman bagirip agirmaya balamayacagimizi sylyor.

Bu denli iyimser olmaktan vazgeersek, o kadar fazla fkelenmeyiz.
11

ok
Roma paralarinin arka yzndeki bir elinde boynuz teki elinde ise dmen tutan
Fortuna, para, ykselme, ak ve saglik arayan herkesin yardim istedigi bir tanria
oldu. Boynuz, onun dileklerini yerine getirme gcn temsil ediyor; dmense daha
ktc bir gce, insanlarin kaderini degitirebilme gcne iaret, ediyordu.

Bir felaketle karilaabilecegimiz ihtimalini de her zaman aklimizin bir kesinde
bulundurmaliyiz, diyordu Seneca. . tabii bunu yaparken ne ok fazla dehete
kapilmali ne de bunu gereksiz bi imde dramatikletirmeliydik.

Kt eyler baimiza gelmeden nce onlari aklimizdan bile geirmeyiz ... Kapimizin
nnden cenazeler geer, ama lm zerine hi dnmeyiz.

Gelecege ilikin beklentilerimizin altinda, tehlikeli olabilecek bir saflik yatiyor; nk
bu beklentilerin gereklemesi ihtimallere bagli. Bize ne kadar nadir rastlanan, ne
kadar uzak bir olay gibi grnrse grnsn, bir gn baimiza bir kaza gelebilecegini
dnmeli, bu ihtimale kari her zaman hazirlikli olmaliyiz.

Sabahin erken saatlerinde Seneca'nin praemeditatio diye adlandirdigi, felaketlere
hazirlik meditasyonunu yapmali.

SENECA MEDITASYONU
Hibir ey, ne toplumsal ne bi reysel, hibir ey kalici degil; insanlarin kaderleri de.
evremizdeki her ey lmeye mahkum.
lml olarak dnyaya geldik, dnyaya lmller getirdik.
Her eyi hesaplayacak, her eyi umacagiz.

Seneca insan aklinin baka ekilde iledigine inaniyordu. Ona gre, savlar yilan baligi
gibiydi: Bir sav ne kadar mantikli olursa olsun, eger d gc ve slupla
desteklenmediyse, akil onu elinde siki siki tutamayacaktir. Gremedigimiz,
dokunamadigimiz eyleri daha iyi algilayabilmemiz iin benzetmelere gereksinim vardi;
aksi halde sylenenlerin hepsini unutacaktik.

Hakszla urama
Dogru davrandigi halde bir felaket yaayan insanin kafasi kariir; baina gelen olayi
adaletin kurallariyla aiklayamaz bir trl.

Huzursuzluk
Huzursuzluk, belirsiz bir durumdan duyulan rahatsizliktir. Insan bu belirsiz durumun
hem iyi bir sonla noktalanmasini ister, hem de kt bir sona varacagindan korkar.
Huzursuzlugun en tipik gstergesi, insanlarin keyif alinacak etkinliklerde, rnegin
kltrel, cinsel ya da sosyal etkinliklerde bulunurken ho zaman geirememeleridir.

Seneca bu tr durumlara ilikin olarak ok daha akillica bir yol izliyor ve unu
dnmemizi istiyor: Evet, muhtemelen kt eylerle karilaacagiz ama bunlar
aslinda korktugumuz kadar da kt eyler degil.

12
Btn kaygilarindan kurtulmak istiyorsan, korktugun eyin baina geldigini dn.

Seneca una inaniyordu: Arzularimiz gereklemedigi takdirde nelerle
karilaabilecegimizi yle mantikli bir ekilde dnrsek, yaayabilecegimiz
sorunlarin, yol atiklari huzursuzluga kiyasla ok daha kk olduklarini grrz.

Stoaci olmak ille de yoksul olmayi gerektirmez. Stoacinin yoksulluktan korkmamasi
ondan nefret etmemesi gerekir o kadar. Stoaci gre gre varlikli olmak, teknik bir
terimle sylemek gerekirse, bir productum'dur; yani tercih edilen bir eydir -ne
olmazsa olmaz bir eydir, ne de bir su. . Onlari aptallardan ayiran yalnizca bir
ayrintidir: Aniden yoksul duruma dtklerinde aptallardan farkli davranacaklardir.
fke duymadan, byk zntlere kapilmadan ihtiamli evlerini ve hizmetilerini
geride birakacaklardir.

Bilge kiinin kaybedecegi hibir ey yoktur. O, sahip oldugu her eyi kendinde tair.
Bilge kii kendini her durumda idare eder ... Bir hastalik yznden ya da savata elini
kaybetse ya da bir kaza geirip gzlerini yitirse bile geriye kalanlarla mutlu olmasini
bilecektir.

phesiz gzlerimizi kaybettigimiz iin mutlu olmamiz beklenemez, ama kaybetmi
olsak bile yaamayi srdrebiliriz. Iki ele, iki gze sahip olmak bir productum'dur.

Bilge kiinin kendine yetmesi demek hi dostu olmadan yaamak istemesi demek
degil, dostlari yaninda olmaksizin da yaayabilmesi demektir.

Alaya alnmak
Aslinda utanga ve sakin bir mizaca sahip olan insanlari kendileriyle alay edildigini
fark ettiklerinde birdenbire deliye dner, bagirip agirmaya balarlar. yle ki bu
fkenin sonu iddete, hatta cinayete bi le varabilir.

Incindigimizde, incinmemize yol aan eyin ya da kiinin bizi isteyerek incittigini
dnme egiliminde oluruz.

Heredotun Tarihten Hikayeler adli yapitindaki Cyrus ve Piso gibi adamlar 'sefil bir ruh'
taiyan adamlardi. Bunlar, her an birilerinin kendilerine hakaret etmesini bekliyor
gibiydiler. Bunun altinda yatansa, alaya alinmalarinin fakli nedenlere dayanabilecegi
korkusuydu. Kendimizi bakalarinin kolayca saldirabilecegi uygun bir hedef olarak
gryorsak, birinin ya da bir eyin bize aci ektirmeye kastetmi oldugunu
dnmemiz ok dogaldir.

yleyse ilk izlenimlerimizi denetim altina almali, bunlardan hareketle bir davranita
bulunmamaliyiz.

[Bilge kii] nne ikan her eyin zerine hatali bir yapi ina etmez.

Bana ne kadar ilerleme kaydettigimi soruyorsun ? Kendi kendimle dost olmaya
baladim. Bu gerekten de byk bir meziyet; ... emin ol, byle bir adam btn
insanlikla dost olabilir.
13

Bakalarinin niyetleriyle ilgili ktmser yorumlarimizdan yola ikarak senaryolar
yazmamaliyiz. O zaman, grlt bizi yine rahatsiz edecektir belki, ama hi degilse
fkelendirmeyecektir: Diaridaki grlt patirti hi bitmeyebilir, yeter ki iimizden
ykselen sesler bize rahatsizlik vermesin.

Yaraticiligimizi krkleyen en nemli ey, "bu byle olmak zorunda mi ? sorusudur.

Seneca bize yle sylyor: Asil bilgelik, gerekligi ne zaman kendi isteklerimize gre
ekillendirebilecegimizi, degitirilemeyecek olani ise ne zaman skunetle
kabullenecegimizi bilmektir.

Bizler ne yne gidecegi belli olmayan bir arabaya bagli kpekler gibiydik. Tasmamiz
bize bir miktar hareket olanagi saglayacak kadar uzundu ama her gitmek istedigimiz
yere gidebilecegimiz kadar da uzun degildi.

Kpek dogal olarak arzu ettigi yere gitmek isteyecektir ama Zenon ve Khrysippos'un
benzetmesinden anladigimiz kadariyla, istedigi yere gidemeyecegine gre, arabanin
arkasinda koturmasi, ekitirilip yerlerde srklenmesinden daha iyidir.

Seneca yle sylyor : Tasmasindan kurtulmaya alian bir hayvan, tasmanin
boynunu daha fazla sikmasina yol aar... Hibir tasma yoktur ki hayvan onunla
yrmeyi kabullenmektense ondan kurtulmaya alitiginda boynunu acitmasin. Ancak
bizi canimizdan bezdirecek kadar kt olaylarla karilatigimizda yapabilecegimiz
yegane eyin acilara katlanmak ve kainilmaz olana boyun egmek oldugunu bilirsek
teselli bulabiliriz.

Akilli insan direnerek kendini tketmektense neyin kainilmaz oldugunu anlayip onun
peinden gider.

Bu dnceler, pasif, pisirik insanlar olmamizi, stesinden gelebilecegimiz sikintilari
sineye ekmemizi gtlyor gibi gelebilir. . Ancak Senecanin dnceleri bu kadar
temelsiz degil. Ona gre, kainilmaz olmayan bir eyi kainilmazmi gibi sineye
ekmek de en az kainilmaz olana bakaldirmak kadar mantiksiz. Insanlar bir eyin
kainilmaz oldugunu kabul etmeyip imkansiz olani istedikleri gibi, olasiliklari
gremeyip kainilmaz olmayani da kabullenebilirler. Bu ikisini birbirinden ayirmak
iinse akil yrtmek gerekir.

Bazi eyleri degitirme gcmz olmayabilir ama bunlar karisinda u ya da bu
tepkiyi vermekte zgrz ve ancak kainilmaz olani hemen kabullenirsek bizi teki
canlilardan ayiran zelligimize, yani gerek zgrlgmze kavuabiliriz.

IV
Kendini Yetersiz Hissetmenin Tesellisi

Okumak beni ekildigim bu inzivada avutuyor; hem aylakligin agirligindan hem de
sohbetleriyle canimi sikan misafirlerden kurtariyor. Eger ekilen aci, altindan
14
kalkilamayacak kadar agir degilse okumak acinin atigi yaralari da iyiletiriyor. Tatsiz
dncelerden kurtulmak iin tek yapmam gereken kitaplara bavurmak.

Montaigne 1570'lerin ortalarinda, Incil'den ve klasiklerden setigi 57 kisa alintiyi
tavani blen kalaslar zerine yazdirmiti.

En mutlu yaam dnmeden geirilen yaamdir. -Sophokles-

Bilge oldugunu sanan bir adam mi grdn ? Bir deliden beklemeyecegin davranilari
bu adamdan bekle. -Atasz-

Kesin olan bir tek ey vardir, o da hibir eyin kesin olmadigi, yeryznde insandan
daha sefil, daha kibirli bi r yaratik bulunmadigi. - Pliny-

Eski filozoflar teki yaratiklardan esirgenmi olan aklimiz sayesinde biz insanlarin ok
daha mutlu olabilecegine; aklin byklgne ve nemine inaniyorlardi. Akil, bizim
ihtiraslarimizi denetleyebilmemizi, igdlerimize dayanarak oluturdugumuz yanli
grlerimizi dzeltmemizi sagliyordu. Akil, bedenimizin vahi taleplerine gem
vuruyor; yemek yeme, seks yapma gibi isteklerimizi dengede tutmamiza yardim
ediyordu. Akil, hem dnya hem de kendi benliklerimiz zerinde hakimiyet kurmamizi
olanakli kilan, karmaik, hatta neredeyse ilahi bir arati.

Hayvanlar hastalandiklarinda kendilerini nasil tedavi edeceklerini igdsel olarak
biliyorlardi. . insanlarinsa pahali, yanli yntemler grenmi hekimlere gvenmekten
baka areleri yoktu.

Ayrica hayvanlarin karmaik eyleri kavrayabilmek iin bitmez tkenmez egitimlerden
gemelerine gerek yoktu.

Hayvanlar sevgi konusunda da insanlardan daha stnd.

Tutarsizlik, tereddt, phe, aci, batil inan, gelecekte (hatta ldkten sonra bile)
neler yaayacagimiza ilikin kaygilar, hirs, agzllk; kiskanlik, ekemezlik, azginlik,
delice, iflah olmaz arzular, sava, yalanlar, sadakatsizlik, dedikodu, merak ... Biz
insanlar bunlar ile donatilmiiz. Vasat dzeydeki, tutarsiz mantigimizla, grenme ve
yargilama kapasitemizle vnp duruyoruz, oysa ne gariptir bunlar kariliginda
dedigimiz bedel haddinden fazla.

Cicero, aklin bize ne byk eyler bahettiginden sz etmiti. Montaigne ise 16 yzyil
sonra bunun tam tersini iddia ediyordu: Aptalca bir ey syledigimizi ya da yaptigimizi
idrak etmemiz hibir ey ifade etmiyor; aslinda biz insanlar kendimize bakarak ok
daha byk, ok daha nemli bir sonu ikarmaliyiz: Hepimiz ahmagiz.

Tabii bu ahmaklarin en alalari da ahmak olabileceklerini asla akillarina getirmeyen
Cicero gibi filozoflardi. Akla duyulan bu yersiz gven ahmakligin, dolayli olarak da
yetersizligin en temel nedeniydi.

15
Yaamimizin bir yanina ilginlik bir yanina da bilgelik hakim: Yaamla ilgili bir eyler
yazan herkes, saygida kusur etmemek ve kurallarin diina ikmamak iin yaamimizi
oluturan eylerin yarisindan ogunu bir kenara birakiyor. . Aslinda biz bu yari bilge,
yari ahmak halimizle bile yetersiz degiliz.

Cinsel yetersizlik zerine
Bedenimiz kendi ritmine, kaprislerine boyun egsin diye aklimizi rehin tutar.

Sagligim yerindeyken, gneli gzel bir gn bana glmserken tam havamdayimdir;
ama ayak tirnaklarimdan biri batmaya grsn, o zaman benden alingan, benden
huysuz, benden ekilmez bir adam yoktur.

Ne kadar yadsimaya alisak da, bizi rahatsiz eden, bakalarinin yaninda kk
dren bu organlarla birlikte yaamak zorundayiz; bundan kaamayiz.

Montaigne'in felsefesi insanin kendiyle bariik olmasi gerektigini vurgular: "En byk
kabalik insanin kendi varligini hor grmesidir. Kendimizi iki paraya blmeye
alimak yerine, bizi akinliga dren bedenimize kari atigimiz i savai sona
erdirmeliyiz nk bedenimiz ne korkun ne de kk drdr; o varoluumuzun
degimez bir parasi olarak lene kadar bizimle kalacaktir.

.... en uygunsuz zamanda, hi istemedigimiz anda byyen ama ona en ok
gereksinim duydugumuzda bizi yari yolda birakan bu organin [evrensel] itaatsizligi...

Eger [ift] hazir degilse, ii aceleye getirmemek gerek. Ilk beceriksizlikte umutsuzluga
kapilmaktansa .... uygun zamani beklemek daha iyidir. Sertleme sorunu eken bir
adam, degiik kk oyunlarla yava yava kendini hazirlayabilir; inatilik edip,
kendini tmyle yetersiz grmesine yol aacak biimde davranmamalidir.

"Her insan, varoluumuzun btn biimlerini iinde taiyor du. Tabii bu varolu
biimlerine, penisimizin hi umulmadik bir anda yumuamasi da dahildi. Yani baimiza
byle bir ey geldiginde utanip kendimizden nefret etmemize hi gerek yoktu.

Montaigne, bedenlerimizle yaadigimiz sorunlari bir lde bunlari rahata
tartiabilecegimiz ortamlardan yoksun olmamiza bagliyordu. . Montaigne aagidaki
resimlerde eksik oldugunu dndg noktalari o gzel, dobra szleriyle tamamliyor:
En yce tahtta bile stne oturdugumuz kendi. kiinizdir.
Krallar ve filozoflar da siar, hatta kadinlar bile.

Montaigne'in bu denli gl bir szck kullanmayi semesinin nedeni, insan
bedeninin tablolardan felsefe yapitlarina kadar pek ok yerde ne kadar yadsindigini
vurgulamak ve yapilan bu hatayi dzeltmekti. .

reme organlarimizin alimalari ylesine dogal, gerekli ve dogru ki; acaba bu
organlar bize ne yaptilar da biz utan duymadan onlardan sz aamiyor, onlari hep
ciddi sohbetlerin diinda tutuyoruz ? ldrmek, hirsizlik yapmak, ya da ihanet etmek
gibi szckleri rahatlikla kullanmaktan korkmuyoruz ama reme organlarimizin
adlarini ancak fisildayarak sylyoruz.
16

Denemeler'in nsznde de belirttigi gibi, aklinin ve bedeninin nasil alitigini elinden
geldigince aik bir biimde anlatmayi istiyordu.

O, insanla bir btn olarak ilgileniyor, insanin aslinda ne oldugunu gstermekte
yetersiz kalan portrelere bir alternatif sunmak istiyordu. Bu yzden yazdigi kitapta,
yedigi yemekler, penisi, dikisi, cinsel zaferleri, yellenmeleri, daha nce ciddi bir
kitapta asla yer bulmadigi lde ayrintili biimde ele aliniyordu. . Montaigne
okuyucularina kendisiyle ilgili u bilgileri veriyordu:
Penisi kimliginin nemli bir parasiydi: .
Cinsel ilikinin grltl ve pis bir i oldugunu dnyordu: .
Tuvalete oturdugunda sessizlik istiyordu: .
Dzenli tuvalete gitme alikanligi vardi: .

Epikurosu ve Stoaci filozoflar bedenlerimiz zerinde hakimiyet kurabilecegimizi,
bylece bedenlerimizin, ihtiraslarimizin peinden srklenmeden rahata
yaayabilecegimizi iddia etmilerdi.

Kltrel Yetersizlik zerine
Yetersizlik hissinin bir nedeni de, insanlarin dnyayi hi dnp tainmadan,
kstaha normal-anormal diye iki farkli kutba ayirmalaridir.

Yolculuk boyunca, Montaigne yreden yreye kavramlarin ne denli arpici bir biimde
farklilik gsterdigine tanik oldu. . Bazel'de kimse arabina su katmiyordu. .
Almanya'da her eyrek saatte bir, hatta bazi kylerde her dakika anlar aliyordu.

Her ulusun, baka uluslar iin sadece aliilmadik olmakla kalmayan, ayni zamanda
barbarca ve acayip grnen pek ok gelenegi, alikanligi vardir.

Sokrates'e nereli oldugu soruldugunda o bu soruyu Atina'liyim diye yanitlamazdi;
"Dnyaliyim" derdi.

Meksikada . byk memeli kadin yle makbulm ki kadinlar ocuklarini emzirirken
memelerini omuzlarindan arkaya atip ocuklari sirtlarindayken onlari
emzirebiliyorlarmi.

Tupilerde . her alti ayda bir ky yeni bir yere tainirdi, nk ky sakinleri manzara
degiikliginin onlara iyi gelecegini dnrlerdi . ki ogu yz yaina kadar yaadigi
halde kimsenin sai agarmiyordu.

Ispanyol ve Portekizli koloniciler yerlilerin hayvanlardan yalnizca bir para daha
gelimi olduklarina kanaat getirmilerdi. Katolik valye Villegagnon onlari 'insan
yzl hayvanlar' diye niteliyordu. ... Ispanyollar onlari hayvanlar gibi bogazlamaya
baladilar, nk nasilsa onlar insan degildiler.

Montaigne'in dogdugu 1533 yilindan yazarin nc kitabinin yayinlandigi 1588 yilina
kadar, Yeni Dnya'nin yerli nfusu 80 mi lyondan 10 milyona dmt.

17
Yerlileri dograrken Ispanyollarin vicdanlari rahatti nk normal bir insanin ne demek
oldugundan emindiler. Mantiklari ...... onlara normal insanin pantolon giydigini, tek
bir ei oldugunu, rmcek yemedigini ve yatakta yattigini sylyordu.

Hangimiz onlarin vahi birer hayvan oldugunu dnmedi ki ? Hangimiz skunetlerini
aptalliklarina, cehaletlerine yormadi ? stelik ... bizim el pme, egilerek selam verme
gibi alikanliklarimizdan bile habersizdiler.

Grntleri insana benzeyebilirdi ama pantol on giymemeleri ol acak i degildi.

Herkes aliik olmadigi eyi barbarca buluyor; hakikate ya da dogru akil yrtme
yntemine ilikin lkemizdeki alikanliklardan, burada retilen fikirlerden baka
ltmz yok. Kusursuz din, kusursuz idare biimi, her eyin en gelimii, en iyi
uygulamasi burada, bu lkede.

(Ona gre, kltrde grecelik de en az milliyetilik kadar ktyd). Montaigne'in asil
yapmak istedigi bizim bu farklari belirlerken yaptigimiz hatalari dzeltmekti.
Ulusumuzun pek ok erdemi olabilirdi ama bu erdemlerin ulusun bizim ulusumuz
olmasiyla hi ilgisi yoktu. . Neyin iyi oldugunu belirlemek iin milliyet ve ainalik gibi
iki lt temel almak son derece samaydi.

Davranilari degerlendirirken nyargili olmak yerine dikkatle akil yrtmeliydik.

Gelmi gemi en bilge adam kendisine ne bildigi soruldugunda, tek bildiginin, hibir
ey bilmedigi oldugunu sylemitir.

Belki de tarih boyunca eitli insanlara ya da irklara yneltilen anormallik
sulamalarinin yreyle ve tarihle ne kadar baglantili oldugunu hatirlamaliyiz.

Montaigne, bizi yaadigimiz yreye zg n yargilari bir yana birakmaya ve dnya
vatandai olmaya davet ediyordu.

Anormallik sulamalariyla ba etmenin en iyi yollarindan biri de dostluk kurmaktir. .
Dostluk aslinda bakalarinin mantikli diye kabul ettiklerine kari kurulan kk bir
komplodur.

Epikuros gibi Montaigne de dostlugun, mutlulugun temel gelerinden biri olduguna
inaniyordu: . Bir dostla sik sik grmenin sudan daha serinletici, ateten daha
gerekli oldugunu anlatan eski bir sz ne kadar da dogrudur.

. siradan birliktelikler iin kullanilan arkada szcg ile kendi kurdugu dostluk
arasinda hi benzerlik yoktu:
Normalde arkada ya da arkadalik dedigimiz; yalnizca bir ans ya da firsat eseri
tanitigimiz kiiler ve bu kiilerle kurdugumuz yakin ilikilerdir. Bu trden bir ilikide
arkadalar birbirlerine destek olurlar. Benim szn ettigim dostlukta ise, iki ruh
kaynaarak yle evrensel bir bileim oluturur ki balangita onlari birletiren mhrn
izleri bile grnmez olur.

18
Yillar sonra, Montaigne, La Boetie'ye olan sevgisinin neden kaynaklandigini yle dile
getirmiti: Yalnizca o benim gerek yzm grme ayricaligina sahipti. ... Yani,
Montaigne'in btn baka arkadalari arasinda bir tek La Boetie onu tam olarak
anliyordu. La Boetie, Montaigne'i oldugu gibi davranabilmesini saglami; onu
psikolojik durumuna gsterdigi hassasiyetle dostuna kendisi gibi olma olanagini
sunmutu. Kiiliginin degerli ancak o zamana dek ihmal edilmi yanlarini sergilemesi
iin Montaigne'e firsat vermiti. Bu da gsteriyor ki aslinda biz dostlarimizi, yalnizca
bize elik edecek, iyi yrekli ve eglenceli insanlar olduklari iin degil, ayni zamanda ve
en ok da bizi oldugumuzu sandigimiz kii biiminde algilayabilecek ve anlayabilecek
kiiler olduklari iin seeriz.

Tek bir insana sylemeye asla yanamayacagim bir ok eyi btn insanlara
sylyorum; en gizli dncelerimi grenmek isteyen en sadik dostlarimi kitapilarin
tezgahlarina yolluyorum.

Montaignein drste kaleme aldigi portre sayesinde, biz de normal arkadalar
arasinda izdigimiz normal portrelerde asla szn etmedigimiz ama yine de kendi
gerekligimizin bir parasi olan ynlerimizle bariabi1ir, kendimizi daha az yalniz
hissedebiliriz.

Entelektel yetersizlik zerine
Eger insan bilge olsaydi, her eyin gerek degerini onun kendi yaamina getirecegi
yarar
ve uyum baglaminda lerdi.

Yani grenmeye deger olanlar, yalnizca kendimizi daha iyi hissetmemizi
saglayanlardir.

Engin bilgileri Varra ve Aristoteles'in ne ilerine yaradi ? Onlari hastaliktan mi korudu ?
Onlari siradan bir hamal in baina gelebilecek talihsizliklerden mi kurtardi ? Mantik gut
hastaligini iyiletirebilir mi ?

Bu iki insanin nasil bu kadar bilgili ama bir o kadar da mutsuz olabildigini anlamak
iin Montaigne bilgi birikimini ikiye ayirdi: Bilgi ve bilgelik. . Bilgelik baligi altina ise,
daha engin, elde edilmesi daha zor ve daha degerli bir birikimi, insanin iyi yaamasina,
Montaigne'in deyiiyle insanin mutlu ve ahlakli yaamasina yardimci olabilecek her
eyi siraladi.

Montaignein gittigi okulun sorunu; bilgi verme zerinde yogunlamasi ama bilgeligi
gretmeyi baaramamasiydi.

Egitim sistemimizin samaligina geri gelmek isterim: Bu sistemin amaci bizi iyi ve
bilge biri haline getirmek degil; bilgili bir insan yapmakti. Bunu baardigini da
syleyebilirim. Okullarda bize erdemi aramayi ya da bilgeligi kucaklamayi degil ancak
bu szcklerin tremi hallerini ve kklerini grettiler ... Ama asil nemli soruyu
sormak en son, aklimiza geliyor: "Daha iyi bir insan, daha bilge biri oldu mu ? Oysa,
kimin daha ok eyden anladigini degil kimin daha iyi anladigini merak etmeliyiz. Biz
19
yalnizca bellegimizi doldurmakla ugraiyor, kavramayi dogruyu yanlitan ayirt etme
becerisini kazanmayi o kadar da nemsemiyoruz.

Entelektel insanlar neler sylemeli, nasl grnmeli ?
Belki de tembelligi, kalin kafaliligi ven szler sarf edip durmasinin asil nedeni,
entelektellik ve iyi yazmak gibi konulara ilikin yerleik, rm anlayii yikma
istegiydi.

Anlailmaz bir dzyazi ogunlukla entelektelligin degil tembelligin gstergesidir;
kolayca okunan bir yaziysa asla kolayca yazilmamitir. Ya da byle anlailmaz bir yazi
kaleme alan yazar ierikteki eksikligi gizlemek istiyordur; anlailmaz olmak
syleyecek hibir eyi olmayan iin benzersiz bir korunaktir:

Zorluk, egitimlilerin grendikleri eylerin bo oldugu anlailmasin diye hokkabazlik
yapmakta kullandiklari, insanin aptal yaninin da deme olarak kabul etmeye dnden
razi oldugu demir paradir.

ok kendine zg ya da aliilmadik bir giysi ile insanlarin ilgisini ekmeye alimak
nasil kk bir aklin gstergesi ise, konumada da yeni deyilerle, az bilinen
szcklerle kendini ifade etme arzusu bir ilkokul mdrnn yeni yetmelerinkini
andiran hirsli tavirlarini akla getirir. Szck dagarcigimi Paris sebze halinde kullanilan
szcklerle sinirli tutabilmeyi ne kadar isterdim.

Ancak yalin yazabilmek cesaret ister nk byle yaptiginiz takdirde anlailmasi zor
olan yaziyi 24 ayar bir zekanin simgesi gibi gren insanlarin inanlari yznden basit
diye nitelenme, kmsenme tehlikesiyle yz yze kalirsiniz.

Arkadalari tarafindan bize miras birakilan Sokrates'in konumalari takdirimizi
kazaniyorsa bunun tek nedeni vardir: ogunlugun onayi. Bu takdirin altinda bilgi
yatmaz, zira bu diyaloglar bizim bugnk anlayilarimizin oguna aykiridir. Eger
gnmzde Sokrates'inkilere benzer bir eyler yazilsaydi, bunlari degerli bulacak az
insan ikardi. Aslinda biz, ustalikla bytlmemi, iirilmemi hibir eyi deger kabul
etmeyiz. Bu trden bir deger ancak saflik, basitlik diye nitelenir; bizim kit anlayiimiz
bunun bir deger oldugunu fark edemez bile ... Bizler iin basitlik, bo kafaliligin yakin
akrabasi olup ayiplanmasi gereken bir zellik degil midir ? Sokrates'in ruhunda
siradan insanin dogalligi vardir: Bir ifti nasil konuursa siradan bir kadin nasil
konuursa o da yle konuur ... ikarimlarini ve karilatirmalarini yaparken, en
siradan en bilindik insan etkinliklerini kullanir ki sylediklerini herkes anlayabilsin.
Eger bugn yaasaydi ve byle siradan bir anlatim biimi kullansaydi, bizler, yani
bilgiyle iirilmemi her eyi adi, alelade diye degerlendiren, gsterili bir biimde
ortaya konmami hibir gzelligin asla farkina varamayan bizler, onun ortaya attigi
mthi dncelerdeki asaleti, ihtiami da asla gremezdik.

Entelektel insanlar neleri bilmelidirler ?
Entelektel insanlar gerekleri bilmelidirler.

Montaigne'in entelektellik anlayiina gre; bir kitabin degeri onun insana ne kadar
fayda sagladigiyla, hayata ne kadar uygun olduguyla llr. Platon'un ne yazdigini
20
ya Epikurosun ne demek istedigini ezbere sylemek, sylediklerinin ilgin olup
olmadigi zerine yorum yapmaktan ya da bu sylenenlerin bize endie, yalnizlik gibi
duygular konusunda ne kadar yardimci olabilecegini anlamaya alimaktan daha
degersizdir.

Entelektel insanlar fikirlerini nerelerden edinmeli ?
Tabii ki kendilerinden daha entelektel olanlardan.

Kendi dncelerimizi ulaamadigimiz bir aiklik ve kesinlikle ifade edebilmi
yazarlardan alintilar yapmak bize cazip gelir, nk bu kiiler sanki bizi bizden daha
iyi taniyor gibidirler. Onlar, kafamizin iinde utanga utanga bir kenara sinmi
dnceleri kisa, z ve ik cmlelere dntrmeyi baarmilardir. Yazdiklari
kitaplarin sayfa boluklarini notlarla doldurur, nerede kendimizden bir para bulursak
oranin altini izer, o bizim dncelerimizi ifade ettigini dndgmz; her eyi
dn aliriz zellikle de bu yapit antik dneme ait giysilerin giyildigi, hayvanlarin
kurban edi1digi bir agda kaleme alinmisa.

Ancak byk kitaplar, deneyimlerimizi dile getirmek ve kendi keiflerimizi yapmak
konusunda bizi cesaretlendirecekleri yerde zerimize bir glge gibi debilir. .
Montaigne, bu trden bir alinti hastaliginin penesine dm bir adam taniyordu:
Bu tanidigima ne zaman bir konu ile ilgili ne bildigini sorsam bana bir kitap gstermek
isterdi. Szlgn aip mayasil ve ki szcklerinin tam kariligini bulmadan, kiinda
mayasil iktigini sylemek gibi bir tehlikeye atmazdi kendini.

Ama Montaigne'in de fark ettigi gibi, byk kitaplarin bile dile getirmedigi pek ok
konu vardir; eger merakimizin sinirlarini kitaplarin belirlemesine izin verirsek, asla
entelektel gelime gsteremeyiz.

Aristoteles'in bu ok ynllg beraberinde bir sorun getiriyordu. Bazi yazarlar bize
faydali olamayacak kadar entelekteldirler. . Dehalari, arkalarindan gelenlerin onlari
eletirmesine engel olur. Oysa eletiri yaraticiligin vazgeilmez bir parasidir. .
Aristoteles, kendisinden nce ortaya atilmi btn dncelerden phe ederek byk
bir dnr olmutu. . bir Aristotelesi olmak demek, entelektelce davranip en
byk adamlarin bile sylediklerinde aiklar bulabilmek, gerektiginde bunlarla ters
dmek demekti.

Bakasinin yazdigi bir romanla ilgili yorum yapmak, uzun saatler alimayi,
aratirmayi gerektirebilir, ama zgn bir alimanin hedef olabilecegi acimasiz
saldirilara asla hedef olmayacaktir. Yorumcular byk dnrlerin fikirlerine haksizlik
ettikleri iin eletirilebilirler, kendi dncelerini kaleme aldiklari iin degil.
Montaigne'in Denemeler'de bunca alintiya ve yoruma bavurmasinin nedenlerinden
biri de budur.

Bazen insanlar dili iyi kullanamadigimi, bazen de entelektel birikimimin yetersiz
oldugunu sylyorlar. Bu yzden kendimi yeterince iyi ifade edemiyormuum. Ben de
btn yazarlara, zellikle de hayatta olanlara saldiran pein hkmle kaleme alinmi
cretkar eletirilerden biraz olsun kendimi kurtarabilmek iin; zayifligimi byk
adlarin arkasina saklamak zorunda kaliyorum.
21

Seneca, 'Dnyaya gelmenin cezasini ekmekten kimse kurtulamadi' demiti. .
Montaigne alintilara siginmi ve Denemeler'in sonunda dokunakli bir itirafta
bulunmutu: Eger biraz zgvenim olsaydi, sonucu ne olursa olsun; bir tek kendi
szlerimi sylemek isterdim.

Montaigne'in zgven eksikliginin nedeni kendi zamaninda grlerinin asla
Senecanin ya da Platon' un grleri kadar kabul grmemi olmasidir.

Gaskonya'da, kendi memleketimde, herkes yazdiklarima glyor. Insanlar benden ne
kadar uzaktaysalar, yazdiklarima o kadar fazla deger veriyorlar.

Onun horlamasini duyan, araflarini degitiren hizmetiler ve ailesi ona Parisliler
kadar saygi gstermiyorlardi. . Bir adam btn dnyanin gznde bir dahi olabilir;
yine de karisi, uagi onda olaganst bir yan gremez. ok az insan ailesi tarafindan
olaganst biri diye nitelenmitir.

Bunu iki farkli ekilde algilamak mmkn: Aslinda hi kimse olaganst degildir ama
yalnizca aileleri ve alianlari, d kirikligi yaratan bu geregin farkina varabilecek
kadar onlara yakindirlar. Ya da aslinda insanlarin ogu ilgi ekicidir ama zaman ve
mekan olarak bize o denli yakindirlar ve biz elimizdekine kari her zaman o denli
garip bir nyargiyla yaklairiz ki onlari ciddiye almak aklimizdan bile gemez.

Dnmek kolay i degildir.

Montaigne bizi bu konuda uyarmaya alimitir: Cicero yle sylemiti, Platon
ahlak konusunda unu der ya da Aristoteles'in ipsissima verba'si unlardir demeyi
hepimiz biliriz. Pekiyi, bizim syleyecek neyimiz var ? Hangi yargilara variyoruz ? Ne
yapiyoruz ? Bir papagan da bizim kadar konuabilir.

Montaigne ise tersine bu tr etkinliklerin bir korkaklik gstergesi oldugunu
vurgulamitir. Ona gre, ikincil yapitlar retmek iin ok az beceri gerekir (Yeni bir
ey sylemek alinti yapmaktan ok daha degerlidir.) . Sanatin gerekle ilikisi ok
uzun zamandir ciddi bir felsefi konu olarak kabul edilmitir; bunun altinda biraz da
konunun ilk kez Platon tarafindan ele alinmi olmasi yatar.

Montaigne'e gre, bilim adamlarinin klasiklere bunca nem vermelerinin altinda, bu
prestijli adlarla birlikte anilarak olduklarindan daha entelektel grnme abasi
yatiyordu. Sonunda ortaya, bilgelikten zerrece nasibini almami, bilinenlerle dolu bir
yigin kitap ikiyordu: Baka hibir konu hakkinda, kitaplar hakkinda yazildigi kadar
ok kitap yazilmamitir: Btn yaptigimiz, birbirimizi aiklayip durmak: Yazar kitligi
var.

Montaigne, israrla, herkesin ilgin fikirler ortaya atabilecegini savunuyordu. Ne kadar
alak gnll olursa olsun, kendi yaantimizdan, bu eski kitaplardan ikarabilecegimiz
daha derin, anlamli sonular ikarabilirdik: Insanin, fkenin ne denli irkin bir tutku
oldugunu anlamak iin Aristoteles okumasi gerekmez, en son fke krizine kapildigi ani
animsamasi bunu anlamasi iin yeterlidir. . Sezar'in hayati bile, bizim kendi
22
hayatimiz kadar rnek alinasi degildir; ister bir imparator olsun, ister alt tabakadan
biri, insan hayatini etkileyebilecek olan her ey, onun da hayatini etkileyebilir.

Biz, her birimiz sandigimizdan ok daha zenginiz aslinda.

Bilgelige ulamak iin abalamak fakat hibir zaman budalaliktan tam olarak
kurtulamamak erdemli fakat siradan bir yaam srmek yeterince byk bir baari
aslinda.

V
Krk Bir Kalbin Tesellisi

ektigi ak acilari aisindan degerlendirildiginde, belki de filozoflarin en hassasidir
o. . 1788 Arthur Schopenhauer Danzigde dogar.

Insan varoluu bir tr hata olmali. Insan varoluuyla ilgili yle sylenebilir: "Bugn
kt, yarin daha da kt olacak ve en kts olana dek de bu bylece srp
gidecek."

Hayati yaamak znt verici bir ey; ben de hayatimi hayat zerine dnerek
geirmeye karar verdim.

Filozof, Weimardan ayrilirken, Goethe onun iin iki dize yazar:
Keyif almak istiyorsan hayattan,
Deger vermelisin dnyaya.

Insanlari olduklari gibi kabul etmek, onlari olmadiklari bir kii gibi grmekten yegdir.

Bir dahinin ho sohbet olmasi pek de mmkn degil; hangi diyalog dahinin kendi
monologundan daha zekice ve eglenceli olabilir ki ?

. pek ok ekici kadinla taniir: Hepsinden ok holandim ah bir de beni i steselerdi.

Kadinlar tarafindan srekli reddedilince o da u gr gelitirir: Bir tek cinsel
gdlerle bulaniklami erkek zekasi, bu ufak tefek, dar omuzlu, geni kalali ve kisa
bacakli cinsi, cins-i latif diye adandirabilir.

Her yaam yks, acilarin yksdr.

. Derse yalnizca be grenci katilir. Biraz tedeki binada ise rakibi Hegel 300 kiilik
bir grenci grubuna ders anlatmaktadir. . "Anlailan, insanin felsefeye ciddi biimde
yaklaabilecegi olasiligini imdiye kadar kimse aklindan geirmemi, zellikle de
felsefe hocalari; tipki Hiristiyanliga Papa'dan daha az inanan kimse olmadigi gibi.

Evlenmek, iki kiinin birbirleri iin igren birer nesneye dnmelerini saglamak zere
mmkn ol an ne varsa yapmaktir.

23
Eger bu dnyayi Tanri yarattiysa ben Tanri'nin yerinde olmak istemezdim; bu
aresizlik, bu acilar kalbimi kirardi. Ne zaman grenecegim, opera iin teleskop,
tavan avi iin havan topu ne kadar fazlaysa, gnlk hayat meseleleri iin de benim
aklim ve ruhum o kadar fazla.

Hibir degerli insan yoktur ki diye teselli eder kendini filozof, kirk yaindan sonra biraz
olsun insanlardan nefret etmeye balamasin.

Ona gre, hayvanlarda insanlarin sahip olmadigi bir zarafet ve yumuak balilik vardir:

Seneca'ya hayran olmasina karin filozofun grltyle ilgili grlerine katilmaz: Uzun
zamandir una inaniyorum: Insanin dayanabilecegi grlt miktari ile zihinsel yetileri
arasinda bir ters oranti vardir. . dnen canlilarin ... bilincine, islik almak,
kahkahalar atmak, bagirip agirmak, ekile ya da kirbala vurmak... vs suretiyle
daliverme hakkini kendinde bulan . bir tek kii bile kalmadiginda ... uygar olabiliriz.

Eger yaamak, varolmak ok keyifli olsaydi, herkes uykudaki bilinsizlik haline
gemek iin isteksiz davranirdi byk bir mutlulukla uykudan uyanirdi. Ama durum
bunun tam tersi. Herkes uyumak iin byk bir istek, uyanmak iinse isteksizlik
duyuyor.

En byk zevkimiz takdir edilmektir; ama her nedense, bizi takdir edenler takdirlerini
ifade etmek konusunda pek de istekli davranmazlar. Demek ki en mutlu insan, hangi
yolla olursa ol sun, kendini itenlikle takdir etmeyi baarabilen insandir.

Olaganst bir beyne sahip insanlar, kk beyinlilerin o her eyi silip spren
iradelerine gre hareket etselerdi, amalarina ulaip, uzun zaman varligini srdrecek
yapitlar ortaya koyabi lirler miydi ?

Toprak altindaki kurtlarin bedenimi kemirip yok edecegi dncesine katlanabilirim,
ama felsefe hocalarinin felsefemi lokma lokma yutacaklarini dnnce korkudan ta
kesiliyorum.

Montaigne'e gre, aslinda zihnimiz bedenimizin klesiydi ama biz kibirli oldugumuz
iin bunun tam tersine inaniyorduk. Schopenhauerda bu gre katiliyordu.

. mantigimiza tmyle hkmeden, mantigin btn planlarini bozan, btn yargilarini
arpitan gce 'yaam iradesi' adini verdi. Yaam iradesi, insanin dogasinda var olan
bir hayatta kalma ve reme gdsyd.

Btn ak maceralarinin nihai amaci bir sonraki kuagin oluturulmasindan .... insan
irkinin gelecekteki varliginin saglanmasindan ve zel yapisinin belirlenmesinden baka
bir ey degildir.

Schopenhauer, aktan, takintilarimiz iinde en gerekli, en anlailir olani diye sz eder.

Karimizdakinden telefon numarasi isterken aklimizda nadiren trn devamina ilikin
bir dnce bulunmasi bu kurama itirazda bulunmamiza yetmez. Schopenhauer'a
24
gre, benimiz bilinli ve bilindii ben olmak zere iki paraya blnmtr. Bilindii
beni, yaam iradesi ynetir. Bilinli ben ise yaam iradesine boyun egmek zorundadir;
stelik yaam iradesinin planlarindan genellikle haberdar degildir. Bilinli ben
bagimsiz olmaktan ok, remekten baka bir ama gtmeyen, baskin yaam
iradesinin yari kr hizmetkaridir.

Schopenhauer'a gre, eger aklimizi kairmadiysak, ocuk yapmaya yanamayiz.

Schopenhauer, aki biyolojik bir gereklilik, trn devamini saglayan bir itici g olarak
gryor ve bizi, insanlarin ak yznden sergiledikleri garip davranilar karisinda
daha hogrl olmaya davet ediyor.

Akin en gizemli tarafi da 'Neden bu adam ? ya da 'Neden bu kadin ?' sorusuyla ifade
buluyor. . Btn iyi niyetimize karin, nesnel bir gzle bakildiginda en az onlar kadar
ekici olan ama birlikte yaarken bizi ok daha az zorlayacak teki adaylara kari
neden bir trl cinsel istek duyamiyoruz ?

Ak, yaam iradesinin ideal ei kefedip, bu bilgiyi bilincimize iletmesinden baka bir
ey degildir: [Iki insanin] birbirini sevmeye baladigi an, Ingilizlerin deyiiyle birbirine
tapmaya baladigi an, yeni bir bireyin ortaya ikmaya baladigi ilk an olarak
degerlendirilebilir.

. yaam iradesi bizi, kusurlari aisindan bizimkileri dengeleyecek insanlara
ynlendirerek (kocaman bir burunla dgme gibi bir burun birleince ortaya
mkemmel bir burun ikabilir) bir sonraki kuagin fiziksel ve ruhsal aidan daha
dengeli olmasina yardim eder: Herkes kendi zayifliklarini, kusurlarini, trn
zellikleriyle farklilik gsteren yanlarini baka bir birey araciligiyla dzeltmeye, yani
dnyaya gelecek ocugun ayni zellikleri taimasini hatta bu zelliklerin ocukta bir
anormallik biiminde ortaya ikmasini nlemeye aliir.

Iki tarafin bireysel zelliklerinin birbirini etkisiz kilmasi iin, erkegin erkekligiyle
kadinin kadinligi birbiriyle tam olarak uyumalidir. Bylelikle bireyler birbirlerinin tek
yanliliklarini ortadan kaldirmi olurlar.

Schopenhauer'in ikardigi sonu u: ocuk yapmamiz iin ok uygun olan kiinin ayni
zamanda bizim iin de uygun olmasi pek az rastlanan bir durum (tabii bunu o zaman
fark edemiyoruz nk yaam iradesi gzlerimizi kr ediyor). . Kiisel mutlulugun
peinden komak ve saglikli ocuklar dnyaya getirmek birbirine tamamen ters den
iki amatir; fakat ak kafamizi karitirdigi iin bir sre bu ikisinin ayni ey oldugunu
dnrz.

Ak, insanlari ... cinsel ekim olmasa, nefret edecekleri, hor grecekleri, hatta tiksinti
duyacaklari kiilere dogru ynlendirir. Ancak trn iradesi bireyin iradesinden ok
daha gl oldugu iin aik kendisine itici gelebilecek btn bu zellikleri grmezden
gelir, her eye gzlerini kapar, her eyi yanli degerlendirir ve tutkusunun yneldigi
nesneye iyice baglanir. Kisacasi bu insan byk bir aldani iindedir; nk trn
iradesi doyuma ulair ulamaz tutku ortadan kalkacak ve ona yalnizca hi
holanmadigi bir hayat arkadai kalacaktir.
25

Schopenhauerin kuramina gre, sevitikten hemen sonra iftleri etkisi altina alan
bezginlik ve keder, yaam iradesinin, bizim mutlulugumuzdan ok kendi ikarlarini
gzettigini aika gstermektedir.

yle grnyor ki evlilikte ya bireyin ya da trn ikarlari zarar grecektir.

Gelecek kuak, imdiki kuak pahasina yaratilir.

Filozof niin aik oldugumuz konusunda pek de i aici olmayan aiklamalar yapmi
olabilir ama bu aiklamalarin iinde reddedildigimiz zaman kendimizi nasil teselli
edecegimiz bilgisi de saklidir. Tesellimiz acimizin normal oldugunu bilmektir. . Ak,
dleyebilecegimizden de byk bir mutlulugu bize vaat etmedike, trn devamini
saglama gibi agir bir ykn altina sokamaz bizi. Reddedildigimiz zaman canimizin bu
denli ok yandigina airmak, bu anlamanin kurallarini unutmak demektir.

Zamanla bizi reddeden kiileri de affetmeyi grenmeliyiz. Sonuta ayrilmamiz onlarin
yaptigi bir seimin sonucu degildi. . Bizi reddedenlerin mantiklari bizim niteliklerimizi
takdir ediyor olsa da yaam iradeleri bunu grmezden gelir ve onlara nihai kararini
hibir tartimaya yer birakmayacak biimde -yani bize kari cinsel istek duymalarini
engelleyerek- bildirir. . Evlilikte asil istenen ey zekice sohbetlerle ho vakit geirmek
degil, ocuk dnyaya getirmektir.

Her reddetmede doganin fermani sz konusudur; doga bu iki kiinin ocuk yapmasini
istememitir.

Bir erkekle bir kadin arasinda ak yoksa, bu onlarin birlemesinden ortaya ancak kt
biimlenmi, mutsuz, kendi iinde uyumdan yoksun bir varl igin ikacagina iarettir.

Belki biz aik oldugumuz kiiyle mutluyuzdur ama doga bu birliktelikten memnun
degildir ve bu aktan vazgemek iin doganin memnuniyetsizliginden daha nemli bir
neden olamaz.

Bunlari sylerken Schopenhauer'in niyeti bizi karamsarliga itmek degil, aci ekmemize
yol aacak beklentilere kapilmamizi nlemekti. Akimiza karilik bulamadigimizda,
hibir zaman hayatta mutlulugu yakalayamayacagimizi bilmek bizi teselli edecektir.
Ne gariptir, karamsarliktan kurtulmamiza en ok yardim edebilecek olanlar da
dnrlerin en karamsarlaridir: Dogutan getirdigimiz tek bir kusur var: Hepimiz
mutlu olmak iin dnyaya geldigimize inaniyoruz ... Bu kusurumuzu gidermedike ..
dnya gzmze elikilerle dolu bir yer gibi grnecektir.

Oysa bu insanlar aka ilikin yerinde beklentiler iinde olsalardi, asla byle bir d
kirikligi yaamazlardi: Genlik dneminde... hayatta kaldigimiz sre iinde, mutlulugu
yakalamamiz gerektigine inanir, bu inanca siki siki sarilip mutlulugun peinden
komaya balariz. Sonuta ortaya ikan bo umutlar ve tabii tatminsizliktir. . Eger
genlere zamaninda gt ve egitim verir, onlarin, dnyada elde edilebilecek ok ey
olduguna ilikin yanli dnceyi kafalarindan atmalarini saglarsak ok ey kazanmi
oluruz.
26

Sanatilar ve filozoflar bize yalnizca neler hissettigimizi gstermekle kalmiyor, ayni
zamanda yaadigimiz deneyimleri bizden ok daha byk bir ustalikla ve ok daha
zekice dile getiriyor, yaamimizin, bize zg oldugunu bildigimiz ama kendi baimiza
asla tam olarak anlamlandiramadigimiz yanlarini alip, onlara biim veriyorlar. .
Hayatimizin geri kalanini yer altinda tneller kazarak geirecek olabiliriz ama yaratici
yapitlar sayesinde ara sira da olsa kendi acilarimizin nelerden kaynaklandigini
kavrayabilir, bylelikle bu acilari ekmek zorunda olmanin yarattigi gerginlikten ve
yalnizlik duygusundan (hatta ikenceden) biraz olsun uzaklami oluruz. Sanat da
felsefe de, farkli yntemler kullanmasina karin ayni amaca hizmet eder: Ikisi de,
Schopenhauer'in deyiiyle, aciyi bilgiye dntrr.

En byk sanat yapitlari bizim kim oldugumuzu bilmeksizin dogrudan bize seslenen
yapitlardir.

Sair tek bir zel yaamdan yola ikarak onu btn bireyselligi iinde oldugu gibi dile
getirir; ama bunu yaparken aslinda insan yaaminin btnn yansitmaktadir ... tek
bir zel yaamla ilgileniyor gibi grnse de, asil ilgilendigi her yerde, her zaman
yaanandir. Ite bu yzden, zellikle dramatik airlerin cmleleri, zl sz olmadiklari
halde tipki zl szler gibi, gerek yaamda siklikla kullanilir.

Goethe'nin okuyuculari Gen Werther'in Acilari adli yapitta hem kendilerini bulmu
hem de bu yapiti okuduktan sonra kendilerini daha iyi anlamilardir nk Goethe
aik olan bir insanin, yani okuyucularin byk blmnn daha nce yaadiklari
ancak byk olasilikla zerine yeterince kafa yormadiklari ve dolayisiyla da tam
olarak kavrayamadiklari o anlik, tuhaf, uucu duygulari romaninda ustalikla dile
getirmitir. Goethe ayrica, akin belli bali kurallarini, yani Schopenhauerin deyiiyle
romantik psikolojinin temel "idesini ele almitir. rnegin, karisindakine aik
olmayan bir insanin, kendisine aik olan kiiye grnte ne kadar nazik ama aslinda
ne kadar zalimce davrandigini yakalayip bunu okuyuculara gstermeyi baarmitir.

Sanatin z udur: Sanatta ele alinan bir tek durum zerine sylenenler aslinda
binlerce durum iin de geerlidir diyor Schopenhauer.

Reddedilmi bir aik trajik bir ak yks okuyarak iinde bulundugu duruma uzaktan
bakabilir; yky okuduktan sonra, o artik tek baina aci eken biri degil, insanlik var
oldugundan beri yaam iradesinin kari konulmaz isteklerine boyun egerek aik olmu
toplulugun bir parasidir. Bylelikle reddedilen aigin acisi biraz olsun dinecek; aik
bu acilari bir tek kendisini hedef alan bir tr lanet gibi degerlendirmekten vazgeecek,
yaadigi duygulari daha iyi kavramaya balayacaktir. Bu trden bir nesnelligi
yakalayabilen insanlar iin Schopenhauer yle diyor :
[Byle bir insan] yaami boyunca, baina nasil talihsizlikler gelmi olursa olsun, kendi
payina denle ilgilenmekten ok, bir btn olarak insanligin payina ne dtgne
bakacak ve aci eken biri gibi degil, bilen biri gibi davranacaktir.

Biz de, ara sira karanligin iinde eelenmeyi birakip gz ya1arimizi bilgiye
dntrmek iin ugra vermeliyiz.

27
VI
Zorluklar Yaamann Tesellisi

ok az filozof kendini kt hissetmenin olumlu bir ey oldugunu dnmtr. Yaygin
inanca gre bilge kii acilarini bastirabilen; huzursuzluk, ktmserlik, fke, kendini
hor grme, ak acisi gibi duygularini denetim altinda tutabilen kiidir.

Ite tam da bu nedenle, Friedrich Nietzsche'ye gre filozoflarin ogu 'lahana kafali' idi.

Onun kitaplarini okumak insanin kendine verecegi en yksek payeydi nk teki
lahana kafalilar arasinda bir tek o, manevi tatmin arayan insanin her trl zorlugu
kabul edip onunla ba etmeyi grenmesi gerektigin anlayabilmiti:
Istiyorsunuz ki eger mmknse, -bu eger mmknse lafindan daha sama bir ey de
yoktur - hi aci ekmeyelim; peki ya biz ? Biz isteriz ki acilar artsin, hi ekmedigimiz
kadar aci ekelim.

Schopenhauera gre felsefi bilgeligin z, Aristoteles'in Nikomakhos'a Ahlak adli
yapitinda syledigi bir szde yatiyordu: Sagduyulu insan, zevkten degil, acidan uzak
durmaya aliir.

Mutlulugu arayan insanin ncelikle, tam anlamiyla mutlu olmanin imkansizligini
kavramasi ve mutlulugu ararken her zaman karilailan sikinti ve sorunlardan kendini
uzak tutmaya alimasi gerekiyordu :
Hayatin sundugu ho ve gzel eyleri ele geirmeyi degil, onun sayisiz
ugursuzluklarindan mmkn oldugunca uzak kalmayi ama edinmeliyiz. .. En ansli
insan, hayatini bedensel ya da zihinsel hibir aci ekmeksizin yaami insandir.

Biliyoruz ki yaam acilarla dolu; hayati keyifle yaamaya alitika onun klesi
oluyoruz; yleyse hayatin ho yanlarini bir kenara birakip kendimizi perhize
ekmeliyiz.

Seks ise 'Bireyin Yanilgilari' baligi altinda topladigi yanilgilar listesinin en bainda yer
aliyordu. . bu Frankfurt'lu karamsar, dahi filozofa duyduklari ortak hayranlik
nedeniyle, Richard ve Cosima Wagner ile ok yakinlati.

Platon'un diyaloglari, diyalektigin inanilmaz derecede kendinden emin ve ocuka dile
getirilmi bu hali, ancak iyi Fransiz yazarlardan hibirini okumami kiilerin zihinlerini
harekete geirebilir ... Platon insani sikiyor.

1876 yilinin Ekim ayinda Napoli Krfezinde batmakta olan gnei seyrederken ii
birdenbire varolua ilikin ve Schopenhauerci grleriyle hayli ters den bir inanla
doldu.

Cosima Wagner'e nceki fikirlerinden dndgn aika bildiriyordu: Schopenhauer'in
gretisine kariyim desem ? Evet, onun btn genel grlerine temelden kariyim.

Bu grlerden biri de, mutlulugu yakalamak bir yanilsamadan ibaret oldugu iin,
bilge kiinin zevklerin peinden komak yerine sessizce, Schopenhauer'in deyiiyle,
28
yanmaz duvarlarla evrili kk bir odada yaayip kendini acilardan sakinmasi
gerektigi ynndeydi. Artik bu trden neriler Nietzscheye korkaka ve gerekdii
geliyordu; ona gre bu nerilere uygun davranmak sapkin1ikti; birka yil sonra
kullanacagi benzetmeli syleyile ifade etmek gerekirse, 'rkek bir ceylan gibi
ormanlarda saklanarak' yaamaya alimakti. Mutluluga ulamanin, yaamdan tatmin
olmanin yolu, acidan sakinmak degil, aciyi dogal bir ey, iyi olana erimek iin
abalarken karimiza mutlaka ikacak bir basamak olarak grmekti.

. filozofun grn degitirmesini saglayan bir baka ey de, gerekten mutlu
yaamlar srm olduklari anlailan, -Nietzsche terimleri iinde en ok tartiilani
kullanacak olursak- rahatlikla stinsan diye niteleyebilecegimiz birka tarihsel kiilikti.

Bu szcgn bu kadar tartiilmasinin ve saptirilmasinin; nedeni Nietzsche'nin kendi
felsefesi degil, kiz kardei Elisabeth'in sonralari Nasyonal Sosyalizme duymaya
baladigi ilgi (Kiz kardei Hitler'in elini sikmadan ok nce Nietzsche onun `kinci,
Yahudi dmani bir kaz olduguna kanaat getirmiti) ile Nietzsche yapitlarini
Ingilizce'ye eviren ilk evirmenlerin bu szcgn Ingilizce kariligi olarak efsanevi bir
izgi roman kahramaninin adini kullanmalariydi.

.. Papaz Galiani, Henri Beyle, Montaigne. . Johann Wolfgang von Goethe.. Hepsi de
merakli, sanat alaninda yetenekli ve cinsel aidan kuvvetliydi. Bazi karanlik taraflari
olmasina karin kahkahalarla glebiliyorlardi; hatta ogu dans bile ediyordu. .
Yaamin onlara sundugu btn olasiliklara kucak ami, sonunda da Nietzschenin
'yaam' dedigi eye sahip olmulardi. `Yaam demek cesaret, hirs, onur, gl bir
kiilik, espri anlayii ve bagimsizlik demekti.

Montaigne iki dnem boyunca Bordeaux'nun belediye bakanligini yapmi, at sirtinda
Avrupa'yi batan baa dolamiti. Papaz Galiani, Paristeki bykelilikte genel
sekreterdi; ayrica para rezervleri ve tahil dagitimiyla ilgili kitaplar yazmiti (Voltaire
bu kitaplari verek bunlarin Moliere'in kivrak zekasiyla Platon'un derin zekasini bir
araya getiren yapitlar oldugunu sylemiti). Goethe, Weimar Mahkemesi'nde memur
olarak on yil alimi; tarim, sanayi ve dk maalarla ilgili reform nerileri sunmu,
diplomatik grevler stlenmi ve iki kez de Napoleonun huzuruna kabul edilmi ti.

Goethe : "Gnlk yaam etkinliklerinden ... faydalanmasini bildi... Kendini yaamdan
uzaklatirmadi; tam tersine yaamin iinde yer aldi... Mmkn oldugu kadar fazla
sorumluluk stlendi ... Asil istedigi btnlkt; aklin, ehvetin, duygularin; iradenin
birbirinden kopuk olmamasi gerekiyordu.

"Dnyayi dndren, iftlemeye duyulan arzudur diyordu Montaigne.

Son olarak da btn bu adamlar sanatiydilar ("Sanat insana yaama arzusu verir
diyordu Nietzsche).

Nietzsche nemli bir ayrintiyi eklemeden gemiyordu; zaman zaman sefalet
yaamadan byle bir mutluluga ermek mmkn degildi:
Keyif ile keyifsizligin birbirinden asla ayrilmaz eyler oldugunu dnelim, yle ki
insan birinin ne kadarina sahip olmak isterse tekinin de ancak o kadarina sahip
29
olacak... seim sizin: mmkn oldugu kadar az keyifsizlik kisacasi acisiz bir yaam
mi ... yoksa o ana kadar hi tadilmami zevkleri tatmanin, keyifleri yaamanin
bedelini demeyi gze alarak mmkn oldugu kadar ok keyifsizlik mi ? Eger ilk
seenegi yegler ve acilarinizi azaltmayi, hatta yok etmeyi isterseniz, o zaman keyif
alma kapasiteniz de azalacak, hatta yok olacak.

Bize en ok mutluluk veren eyler byk acilardan ayri dnlemiyor, en byk
keyiflerimizin kaynaginda, garip bir biimde bize en ok aci veren eyler bulunuyordu:
En hayranlik uyandirici, en verimli insanlarin, halklarin yaamlarini inceleyin ve
kendinize sorun; byyp heybetle gge uzanan bir aga kt hava koullarina,
firtinalara boyun egmi midir ? Talihsizlik ve dilanma, hatta bazi durumlarda nefret,
kiskanlik, inatilik, sertlik, tamah ve iddet arzu edilen eyler degil midir ? Bunlar
yaanmazsa hibir byk geli me olmaz, hatta hibir erdem oluamaz.

Neden ? nk hi kimse deneyimler yaamadan byk sanat yapitlari yaratamaz;
birdenbire iyi bir mevkie gelemez, ilk denemesinde harika bir aik olamaz; ilk
baarisizligimizla sonra elde edecegimiz baarilar arasinda geen sre zarfinda, bir
gn olmak istedigimiz insan ile o anda oldugumuz kii arasindaki boluk kapanana
kadar mutlaka acilarla huzursuzluklarla yz yze gelir, kiskanlik duyar, aagilaniriz.
Aci ekeriz nk mutlulugumuz iin gerekli olan eyleri bir anda dogru oranlarda bir
araya getirip harmanlayamayiz.

Nietzsche, yaamda mutlulugun ya kolayca elde edilebilecegi ya da hi ele
geirilemeyecegi yolundaki inanca tamamen kariydi; bu inan yaamimizi
mahvedebilirdi nk bu inan yznden ocuka davranip zorluklarla savamaktan
kaabilirdik. Oysa bu trden vahi bir sava iin hazirlikli olmu olsak -ki bu vahi
sava degerli olan her eyi elde etmek iin bir n kouldu- belki bu zorluklarin
stesinden gelebilirdik.

ogu edebiyat yapitinin Kirmizi ve Siyah kadar iyi olmamasi, Nietzsche'ye gre, bu
yapitlarin yazarlarinin dehadan yoksun olduklarini degil, bir yapit ortaya koymak iin
ne kadar aci ekmek gerektigi konusunda yanli bir fikre sahip olduklarini
gsteriyordu. Roman yazmak yle zor bir iti ki.

Felsefe gnll olarak buzlarla kapli daglarda yaamaktir.

Hakikatin daglarina tirmanirken abalar asla boa gitmez: Ya bu gn daha yksege
ikarsin ya da yarin daha yksege ikabilmek iin g toplarsin.

. insan hayatindaki olumlu eylerin ancak olumsuzluklar, manevi tatminin de ancak
zorluklar sayesinde elde edilebilecegini gsteren bir benzeim yapmiti :
Buzullarla, yariklarla kapli bu yamalara baktigimizda bir zaman sonra bunlarin
yerinde agalarla kapli, derelerle sulanan, yemyeil bir vadi uzanacagini asla hayal
edemeyiz. Insanlik tarihinde de bu byledir: Zalim gler bir yol aar, bu yolu
aarken pek ok eyi de yok eder ama yine de bu glerin atigi yol gereklidir; nk
daha sonra daha insancil baka bir uygarlik bu ailan yoldan geerek eserlerini ina
edecektir. Insana korku veren, ktcl diye nitelenen enerjiler, aslinda insanlik iin
alian mimarlar, yol iileridir.
30

Aslinda her aci, bir eylerin ters gittigini gsteren bir iarettir. Sonu, aciyi eken
kiinin zekasina ve zihinsel gcne bagli olarak iyi ya da kt olabilir.

Nietzsche'nin pek sevdigi Montaigne, Denemeler'in son blmnde, yaama sanatini
iyi icra edebilmek iin kiinin, ektigi acilardan faydalanmayi bilmesi gerektigini
sylyor:
Eger bir acidan kaamiyorsak o aciyi ekmeyi grenmeliyiz. Dnyaya da, kendi
yaantimiza da armoni aisindan bakarsak, seslerin her zaman uyumlu olmadigini, bu
armonik yapi ierisinde ho tonlarin da sert tonlarin da, diyezlerin de bemollerin de
duyuldugunu, bazi seslerin yumuak ve rahatlatici tekilerininse rahatsiz edici
oldugunu grrz. Eger bir mzisyen yalnizca bunlarin bazilarindan holanirsa nasil
arki syleyebilir ? Mzisyen bu ses ve tonlarin hepsini birden kullanmayi, bunlari bir
araya getirmeyi bilmelidir. Biz de yaamimizdaki iyi ve kt eylere byle
bakabilmeliyiz; nk iyi eyler de kt eyler de aslinda ayni zdendir, bizim
yaamimiza aittir.

Nietzsche'nin dedigi gibi, "Alak olanin byyp ykseklere eremeyecegine, aslinda
alak olanin hi bir yere varamayacagina inaniyoruz. ogumuza gre, 'sekin olan
her ey causa sui'dir (kendiligindendir).

Ama Nietzsche'ye gre 'iyi ve saygi duyulan eyler, ilk bakita bunlarin tam tersi gibi
grnen garip eylere saglam naki iplikleriyle, hnerli biimde tutturulmu gibidir.'
'Ak ile nefret, kran ile intikam duygusu yumuak miza ile fke ... her zaman bir
aradadir.'

Nefret, kiskanlik, agzllk ve her eyi denetim altina alma arzusu gibi duygular
yaam artlarini belirleyen ve yaamin srdrlmesine ilikin yntemler iinde
zellikle, mutlaka bulunmasi gereken duygulardir.

Elimize geen her kk skp atarsak daha sonra bu kkten gzel bir iek ortaya
ikmasi olasiligini da yok etmi oluruz.

Yaadigimiz zorluklardan utan duymamaliyiz ama eger bu zorluklari ileyip
bunlardan gzel bir ey ortaya ikaramadiysak belki o zaman utanabiliriz.

Bir ag, bir halk, bir birey ne denli byk, ne denli korkun tutkularin kendisini
ynetmesine izin verirse ve bu tutkulari bir ara olarak kullanma yetisine ne denli
sahipse, onun kltr o denli yksek bir dzeye ulaacaktir.

Ktcl ve pheli olani kabul etme ... bunlari makul biimde ynlendirip denetim
altina almaya alima ama asla yok etmeye ugramama ... Ite antik agda ahlak
baglaminda gelien zgr dncenin temelinde bunlar yer alir.

Yunanlar sorunlari ortadan kaldirmaya alimami, onlari daha olumlu eylere
dntrme yoluna gitmilerdi:
Insan zerindeki etkileri bakimindan tm tutkularin belli evreleri vardir. Tutku bir
evrede insana felaket getirir, kurbanini aptalligin agirligiyla aagi dogru eker -ama
31
belli bir sre sonra, ok daha ileri bir evrede tutkular ruhla btnleir, manevi bir
anlam kazanir. Eskiden, tutku insani aptallatirdigi iin insanlar tutkulara sava
amilardi: Tutkulari tmyle ortadan kaldirmaya ant imilerdi. Yalnizca kendi
aptalliklarindan sakinmak, bu aptalligin getirecegi kt sonulardan kainmak iin
tutkulari, arzulari yok etmeye alimak imdi bize aptalliktan ok daha ciddi bir araz
gibi grnyor. Biz artik dii agriyanin diini eken di hekimlerine hayranlik
duymuyoruz.

Insan manevi tatmine ancak kendisini kolaylikla perian edebilecek zorluklarin bilgece
stesinden gelerek ulaabilir. Tahammlsz kiiler gidip azi dilerini bir an nce
ektirmek isteyebilir . Fakat Nietzsche bize dayanmamizi gtlyor.

Ve ok mecbur kalmadika asla iki imememizi...

Mutlu olmak isteyen insan agzina bir damla alkoll iecek koymamaliydi. Bir damla
bile:
Tinsel yanlari agir basanlara alkolden tmyle uzak durmalarini gtlyorum. Su
insana yeter.

Aci ekmeyi reddediyor, kendi acina bir saat bile katlanamiyorsan; ekebilecegin
btn sikintilari nlemeye aliiyorsan; aciyi, honutsuzlugu nefret edilecek, ktcl,
yok edilmesi gereken eyler olarak algiliyor, bunlari yaantinin kusurlari gibi
gryorsan, o zaman rahatlik dinine inaniyorsun demektir. Siz rahatlik dknleri,
insan mutluluguyla ilgili ne az ey bilirsiniz. Mutluluk mutsuzlugun kardei, hatta
ikizidir. Bu ikisi ya bir arada byr, ya da sizin yaantinizda oldugu gibi hi bymez;
hep kk kal ir.

Nietzsche'nin alkole duydugu nefret ayni zamanda Faydaciliga ve onun en byk
savunucusu olan John Stuart Mill'e duydugu nefreti de yansitiyordu. Faydacilara gre,
ahlaki aidan belirsizliklerle dolu dnyamizda bir eylemin dogru ya da yanli olduguna
karar vermenin tek yolu o eylemin insana ne denli aci ya da zevk verdigine bakmakti.
Mill yle diyordu:
Bir eylem insana ne denli mutluluk veriyorsa o denli dogru, ne denli mutsuzluk
veriyorsa o denli yanlitir. Mutluluk ile kastedilen acidan uzak olma, mutsuzluk ile
kastedilense aci ekme ve keyiften yoksun olmadir.

Avrupa'nin modern dncesi diye ortaya atilan bu basitlik, bu bayagilik Ingiltere'nin
icadidir. Btn insanlik degil, yalnizca Ingilizler mutluluk peinde kouyor.

Her eyin degerini, verdigi keyif ve aci baglaminda, yani ortaya ikan sonulara ve
ikincil nem taiyan olgulara bakarak lmeye alian btn bu dnceler, yaratici
gcn ne demek oldugunu bilen ve sanati vicdani taiyan herhangi birinin
kmseyecegi safa dncelerdir.

Nietzsche bize dzlklerde bira imek yerine tirmanmanin acisina katlanmamizi
gtlyordu.

32
Yaamdan en fazla hasati elde etmenin sirri, insana en fazla keyif veren ey,
tehlikeyle burun buruna yaamaktir. Kentlerinizi Vezv'n eteklerine kurun.

Ona gre, iki imekten holanan kii Hiristiyanligin sundugu dnya grn
benimsemi demekti:
Sarabin insani neelendirdigine inanmak iin ancak Hiristiyan olmam, yani topyekn
bir samalik oldugunu dndgm eye inanmam gerek.

Bence Hiristiyanlik kokumulugun en u noktasi... Bir delaletten ibaret olan
Hiristiyanligin dokunmadigi hibir ey kalmami bu dnyada ... Hiristiyanlik en byk
lanet, en byk gnah ....

Gnmzde Hiristiyan olmak ahlaksizliktir.

Pekiyi Yeni Ahit bizleri nasil teselli etmeye aliiyor ? Yaadigimiz zorluk1ardan
ogunun aslinda zorluk olmaktan ok birer erdem ol dugunu syleyerek:
rkek oldugu iin sikintilar yaayanlara, Yeni Ahit yle diyor (Matta 5.5):
Ne mutlu halim olanlara; nk dnya mirasi onlarindir.

Dostu olmadigindan yakinanlara Yeni Ahi t yle sesleniyor (Luka 6.22-3):
Insanlarin sizden nefret edecekleri, sizi cemiyetlerinden ayiracaklari, size hakaret
edecekleri, adinizi ktye ikaracaklari gn, ne mutlu sizlere ! .... cennetteki dlnz
byk olacaktir.

Iyerinde smrlenlere Yeni Ahit'in tavsiyesi u (Koloselilere 3.22-4):
Ey kullar, sizin gibi insan soyundan olan efendilerinize her zaman itaat edin. Bilin ki
Rabbiniz sizi mirasiyla dllendirecektir: nk siz Rab Mesihe kulluk ediyorsunuz.

Parasi olmayanlara Yeni Ahi t unu sylyor (Markos 10.25):
Devenin igne deliginden gemesi, zenginin Rabbin kralligina girmesinden kolaydir.

Ona gre Hiristiyanlik da alkol de bizi, daha nce kendimizde ve dnyada buldugumuz
kusurlarin nemsiz eyler olduguna inandirir; her ikisi de sorunlarimizi stlenme
konusundaki kararliligimizi zayiflatani dolayisiyla bizi manevi tatminden ve
mutluluktan al ikoyan eylerdir.

Avrupa'nin iki gl uyuturucusu: Alkol ve Hiristiyanlik.

Nietzsche'ye gre Hiristiyanlik Roma Imparatorlugu dneminde yaami korkak
klelerin zihninde ekillenmiti. Daglarin doruklarina tirmanmaya cesareti olmayan bu
kleler alak yerlerin ok daha keyifli oldugunu iddia ederek kendilerini avutacak bir
felsefe oluturmulardi. Hiristiyanlar mutlulugun gerek kaynaklarini (mevki, seks,
zihinsel stnlk, yaraticilik) arayip bulmak istiyor ama bunlari elde edebilmek iin
katlanmalari gereken zorluklarla yzlemeye cesaret edemiyorlardi. Gerekte
istedikleri ama gsz olduklarindan ugruna savamaya yanamadiklarini yeriyor,
aslinda hi istemedikleri ama, sahip olduklarini ve ve gklere ikariyorlardi.
Gszlgn adi 'iyilik', snepeligin adi 'iyi huyluluk', dmana boyun egmenin adi
'itaatkarlik' ve Nietzsche'nin deyiiyle, 'intikam almaktan aciz olmanin adi 'affedicilik'
33
olmutu. Her tr zayifliga yceltici bir ad verilmiti, sanki her zayiflik bir baariymi,
istenen, seilen bir eymi, kahramanca bir hareket, bir zafermi gibi. Kendilerini
rahatlik dinine adami Hiristiyanlar, kendi deger sistemleri iinde; arzu edileni degil
kolay olani elde etmeye nem vermi, bylece yaamin sunabilecegi pek ok
zenginligi de bir kenara itmi lerdi.

Hiristiyanca yaklaim Nietzsche'ye gre her zaman var olan psikolojik bir olasiliktir.
Gizliden gizliye hasretini ektigimiz ama bir trl sahip olamadigimiz bir eyin zaten
nemsiz oldugunu iddia etmeye balarsak; herkesin nnde sevgiye, mevki sahibi
olmaya, paraya, baariya, yaraticiliga ya da sagliga gereksinim duymadigimizi
aikladigimiz halde bunlarin adini sylerken bile agzimizin bir kenari aciyla segiriyorsa;
toplum nnde vazgetigimizi syledigimiz eylere kari gizli bir sava balatiyor,
bunlara siperlerin zerinden ate edip agalardan nian aliyorsak, biz de Hiristiyan
olmuuz demektir.

yleyse Nietzsche olumsuzluklar karisinda bizim nasil davranmamizi isterdi ? Bizim
arzu ettigimiz eye inanmayi srdrmemizi isterdi, ona hibir zaman sahip olmayacak
bile olsak. Baka trl sylemek gerekirse, sirf elde edilmesi zor oldugu iin, bazi
gzel eyleri kk grmekten, onlarin kt oldugunu iddia etmekten kainmamizi
isterdi -zaten Nietzsche'nin kendi trajik yaantisina baktigimizda da byle bir tutum
grrz. Onun yaam yks belki de bu baglamda bize en gzel rnegi sunuyor.

Richard Wagner' e gre filozof ancak iki ekilde iyileebilirdi: 'Ya evlenmeli ya da bir
opera bestelemeli.

Nietzsche'nin gerekten aik oldugu tek bir zengin kadin vardi, o da Wagner'in karisi
Cosima.

1889 yilinin Ocak ayinda . bir bakimevine yollandi. Yali filozof tam on bir yil sonra
elli be yainda ld.

Yaadigi btn olumsuzluklara, korkun yalnizligina, yoksulluguna, bozuk sagligina
karin Nietzsche 'Hiristiyanca' bir yaklaim benimsemeden yaadi. Dostlugun zaten
iyi bir ey olmadigini sylemedi; mevki sahibi, varlikli, sagligi yerinde olanlara
saldirmadi. . Erkeklere zg kendini hor grme hastaliginin tek aresi zeki bir kadin
tarafindan sevilmektir. . Sabah erken tan agarirken, gcnn en taze oldugu anda,
gcnn afaginda kitap okumak - bu korkun bir ey !

Soylu bir insanin en nemli zelligi olarak grdg eye, "artik yadsimayan bir insan
olmak dncesine her zaman sadik kaldi.

Insanlar en kt hastaliklara, hastaliklariyla savairken kullandiklari yntemler
yznden yakalandilar. are gibi grnen eyler, uzun vadede iyiletirilmesi gereken
hastaliklari daha beter yapti. Hemen etki gsteren, uyuturan, zehirleyen eylerin,
szde tesellilerin, insani gerekten iyiletirecegine inanildi. Kimse fark etmedi.
aslinda bunlarin, bu anlik rahatlamalarin bedeli sonradan agir dendi, ikayetler artti,
hastaligin genel durumu iyice ktleti.

34
Kendimizi iyi hissetmemizi saglayan her ey bizim iin iyi degildir. Bize aci veren her
ey de kt olmayabili r.

Genel olarak btn sikintilari yadsimak, bunlarin ortadan kaldirilmasi gereken eyler
oldugunu dnmek, [en byk ahmakliktir], byle bir dnce taimak. insani
ancak felakete gtrr. stelik kt hava artlarini tmyle ortadan kaldirmayi
savunmak kadar da aptalcadir.

***

You might also like