You are on page 1of 116

T.C.

ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS RADYO TELEVZYON SNEMA ANABLM DALI

TRK SNEMASINDA TA RA VE OCUUN TEMSL: KASABA (1997), MASUMYET (1997) VE BE VAKT (2005)

Yksek Lisans Tezi

zge elikaslan

Tez Danman Do.Dr. S. Ruken ztrk

Ankara2008

GR 1 Blm I KENT VE TARA 11 A- Kent ve Kr B- Trkiyede Kent ve Kr Ayrm .. C- Trkiyede Kent ve Kr Ayrm Balamnda Yoksulluk .. 11 17 22

D- Tara Nedir, Neresidir? .... 26 Blm II KASABA: TARAYA BAKMAK 35 A- Zamanmekn rgs . 38 B- Tara Sknts ve ocukluun Benzerlii.. 42 C- Ev ve Aidiyet likisi 47 Blm III MASUMYET: ERDEK TARA. 52 A- Masumiyetin Su ve Ceza ile likisi.. 56 i. Taralnn Direnme Pratii Olarak Arabesk 58 ii. Masum Yoksulluk .. 61 B- Masum Seyirci: ocuk .... 66 i. ocuk Toplumun Temsili 67 ii. ilem: Aclarn ocuu .... 69 C- Melodrama Kar Kara Melodram..... 71 Blm IV BE VAKT: EN UZAK TARA 75 A- Tara ve Zaman likisi 76 B- Ky Hayatnda ocuklar ve Bykler .. 79 C- ktidar Karsnda ocuun Arzusu.. 86 SONU .. 91 KAYNAKA .... 98 EK I .. 105

EK II . 112 ZET.... 115 ABSTRACT.. 116

GR

Sinema, toplumla ilikisi balamnda kltrel temsil biimlerine sahiptir; kltrel yaantya ait deneyimlerin, rollerin, kimliklerin temsil alandr.1 Sinemadaki temsiller seyircinin toplumla, nesnelerle ve dnyayla ilikisini belirlemesinde etkili bir ara olabilmektedir. Kltrel temsiller gerekliin inasnda, toplumsal yaamn ve toplumsal kurumlarn ekillendirilmesinde de nemli role sahiptir. Bir kltrel temsil arenas olarak sinema, muhtelif temsil biimlerinin toplumsal gerekliin nasl kavranacan, daha da fazlas, ne olacan belirlemek iin birbirleriyle yart bir kapma zeminidir (Ryan ve Kellner, 1997: 3738). Kapitalist modernlemenin z kltrel temsillere dayanr; kltrel temsillerin retimi toplumsal iktidar korumak iin kritik bir neme sahiptir. Popler filmler, sinemada yeni teknolojileri kullanan kltr endstrisinin ilk gerek rnleridir.2 Bu trn dna kan filmler; filmin yaratcsnn, filmsel anlatnn ne kt, filmin kendine zg bir dili olduunu iddia eden, yksek sanat kstaslarna dayal, 1950lerde Fransada gndeme gelen auteur yaklamna dhil olan filmlerdir (Abisel, 1997: 31). Bu yaklama gre, filmsel anlatm kalem kadar etkili bir ara haline geldi ve bir yazar gibi yaratc olan ynetmeni de tm filmlerine kiisel damgasn basan kii olarak belirledi (Abisel, 1997: 31). Geoffrey Nowell-Smith, sanat sinemasnn
Michael Ryan ve Douglas Kellner, Politik Kamera adl eserlerinde film ve toplumsal tarih arasndaki ilikiyi sylemsel ifreleme sreci olarak kavradklarn, sinemada ilerlik gsteren temsillerle toplumsal hayatn yapsn ve biimini belirleyen temsiller arasndaki balantlar vurgulamay amaladklarn belirtir. Ryan ve Kellnera gre toplumsal dzen, gnlk hayatn cevherini ve biimini belirleyen sylemlerden oluur ve sinema bu sylemlerin zemini olabilir (1997: 34). 2 Nilgn Abisele gre, gelikin teknolojiye dayal kltr endstrisi araclyla her ey sabitletirip kitleselletirilmi, bireylerin dleri kendilerinin olmaktan karlmtr. Abisel, baz sinema eletirmenlerinin, zellikle Hollywood rn popler filmlerin egemen geleneksel deerler ve kurumlarn merulatrlmasnda yardmc olduunu, belirli bir ideolojiyi filme damla damla zerk ettiini belirttiini syler (1999: 1336).
1

Avrupada 195060 yllar arasnda Franois Truffautnun 400 Darbe (Les Quatre cents coups, 1959), Alain Resnaisnin Hiroima Sevgilim (Hiroshima mon amour, 1959), Jean-Luc Godardn Serseri klar ( bout de souffle, 1960) ve Michelangelo Antonioninin Macera (LAvventura, 1960) adl filmleriyle bir dnm noktas yaadn belirtir. Nowell-Smithe gre sanat filmleri Hollywood ana akm filmlerinden farkl olarak sanatsal ifadeyi ne karan, ynetmenlerinin imzasnn yer ald filmlerdir. Oysa Hollywood yapm sisteminde ynetmenin yasal bir stats yoktur. Godard, Truffaut, Resnais ve Antonioni gibi ynetmenler, sinemadan yeni bir izleyici talep eder ve entelektel bir meydan okumayla bu yeni izleyiciyi oke etmek ister (1997: 567569). Bu ynetmenler, kendilerinden sonraki kuaklara sanat sinemas mirasn brakm ve sadece Avrupada deil dnyann pek ok lkesinde pek ok sinemacy etkilemitir.

Trkiyede de popler sinemann3 dnda, sinemann sanatsal ifade arac olarak kullanld, filmin yaratcsnn ne kt pek ok yapm vardr. Yeni Trk Sinemas ya da Trk Yeni Dalgas olarak adlandrlan bu sinema akm, ynetmen merkezlidir. Sabri Bykdvenci ve S. Ruken ztrk, Yeni Trk Sinemas derken, geleneksel modelleri taklit etmek yerine zgnlk peinde koan, insann ve
Abisel, Trkiyede 1960 sonrasnn, filmlerin popler olmaya balad bir dnem olduunu, kltrel yaamn her alannda karlalan geleneksel-modern geriliminin kendini ak biimde ortaya koyduu; ekonomik yaamda snfsal eitsizliklerin gndeme getirildii dnem olduunu belirtir. Abisele gre, bu dnemde popler sinema, Yeilam sinemas bir anlamlandrma sistemi olarak, yaanan gerilim ve atmalara isteyerek ya da istemeyerek aklamalar getirmi olmas asndan nemlidir. Bu filmler -sinema sektrnn i dinamiklerince de belirlenip- dnyay aklayarak, anlamlandrarak, temsil ederek yeni talepleri trplemeye ynelmi, yaanan gerginlikleri dolaymlayarak ya olaanlatrm ya da geleneklere, yoksullua, kadnn kendini feda edii zerine yaplan gzellemeler araclyla regresyona snmtr (1994: 187). Popler sinema ve Yeilam filmleri, kltrel temsillerin defalarca yeniden retildii filmlerdir. Genellikle mutlu sonla biten ak hikyeleri iinde, kadn erkek eitsizliinin, kadna ynelik iddetin merulatrld; aile kurmann ve namusun her eyden nemli olduu geleneki, muhafazakr ideolojiyi temsil eden filmlerdir.
3

toplumun kendini kefetmesi ve yeniden oluturmas araynda eletirel bir sinemadan sz etmekte olduklarn belirtir (2007: 45). 1990 sonras Yeni Trk Sinemasnn doduu yllardr. Bunun, o yllarn kltrel iklimiyle dorudan ilikisi vardr. 90lar Trkiyede nemli bir tarihsel sre olan 80lerin ardndan girilen yaplanma dnemidir. Bu dnemde yaanan kltrel ve toplumsal deiim pek ok filmde sorgulayc bir biimde konu edilmitir. Sanat sinemasnn dnyadaki pek ok rneinde de ayn tutumu grmek mmkndr,4 nk sanat sinemas yaad dnem zerine dnen ve bu deneyimini nasl grntleyebileceini tartan ynetmenlerce yaplmaktadr.5 Sanat sinemasnn nemli bir baka yn, grntledii deneyimlere ilikin bir tartma balatmasdr. Orr, buna bakn gc demektedir, bakn gcnn modernlie ait olduuna vurgu yapmakta ve yle sylemektedir:

Birok ynetmen filme alma edimi zerine yaplan bilinli yorumlar araclyla teknik gdmleme glerini, yani filme almann doasn filme alarak izleyicinin bakn deitirme, izleyiciyi kendine ekme ya da onu uzaklatrma gcn dnsel olarak gsterirler (1997: 84, 89).

Trkiyede Yeni Trk Sinemasna dhil olan ynetmenler arasnda Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz ve Reha Erdem yer alr (Bykdvenci ve ztrk, 2007: 45 49). Popler filmler yapmayan, kltrel temsilleri sinema araclyla
Geoffrey Nowell-Smith, Avrupada sanat sinemasnn 1950lerde baarya ulamasnn nedeninin 50lerin kltrel koullar olduunu belirtir. 50ler sinema ve sanat alanndaki dnmn yava yava oturduu, sinema alanndaki yaynlarn artt, farkl bir izleyici kitlesinin olutuu yllardr (1997: 567). 5 Sanat sinemasnn nc ynetmenlerinden Ingmar Bergman, Luis Bunuel ve Federico Fellini, John Orrun modernizm ve sinema ilikisini tartt metninde belirttii gibi dinsel ball ve otoritenin gcn sorgulayan filmler yapmlardr (1997: 24).
4

yeniden retmektense eletirel bir bakla film yapmay tercih eden ynetmenlerdir. Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz, senaryolarn kendilerinin yazdklar, ou zaman grnt ynetmenliini ve kurguculuunu da stlendikleri filmler yapmaktadr. Reha Erdem, Pariste sinema okuduktan sonra Trkiyeye gelmi, yapt filmlerle hem ulusal hem de uluslararas festivallerde dikkat ekmi bir ynetmendir. Bu almada incelenecek film bu ynetmenlere aittir. Kasaba (Nuri Bilge Ceylan, 1997), Masumiyet (Zeki Demirkubuz, 1997) ve Be Vakit (Reha Erdem, 2005), kendilerine ait bir film dili yaratma abasnda olan bu ynetmenlerce yaplmtr. Bu filmler, popler filmlerden farkl olarak ynetmen merkezlidir; anlat, kamera as, kurgu teknii tamamen ynetmen tarafndan kontrol edilmektedir. Sanat sinemasnn eletirellii bu filmler asndan da geerli olmaktadr; yapldklar dnemlerin kltrel iklimine sorgulayc bir bak yneltmekte; yklerinin getii mekna, zamana ve o ykdeki ilikilere dair znel bir dil ve biim ile yaklamaktadr. Toplumsal ilikiler, ak ilikileri, aile, devlet, din, ocuk popler filmlerdeki gibi geleneksel bir biimde temsil edilmemektedir. Bykdvenci ve ztrkn dile getirdii gibi Yeilam filmlerinin klasik zelliklerini Yeni Trk Sinemasnda grmeyiz. Yeilam melodramlarnn klasik zelliklerinin; ar ztlklar, tesadfler, yce bir ak ilikisi, kadn ve erkein kavuamamasna dayal gerilimler olduunu syleyen Bykdvenci ve ztrke gre, mutlu sonla biten bu filmlerde kt kadnlar iddet uygulanarak cezalandrlr, iyi kadnlar yine iddet uygulanarak yola getirilir. Bykdvenci ve ztrk, gnmz popler sinemasnda sadece erkeklerin yer aldn, erkekler aras dayanmann ve ilikilerin yceltildiini belirtir (2007: 49). Kasaba, Masumiyet ve Be Vakitte toplumsal

ilikiler, toplumsal cinsiyet, iktidar ve zne ilikisi, popler filmlerden farkl olarak sorunsallatrlmakta ve eletirilmektedir.

Bu almada sz konusu filmde tara ve ocuk ilikisinin temsil biimleri incelenecek, tara ve ocuun geleneksel olmayan, eletirel temsil biimleri ortaya konacaktr. Bu filmin klasik Yeilam sinemasndan ve gnmz popler filmlerinden farkl temsil biimlerine sahip olduu dncesi ile filmlerde tara kavramnn meknsal temsil biimleri, tarann ocukla, ocuklukla ilikisinin kurulma biimleri analiz edilecektir. almann analiz ksmnda meknsal ayrm ne kmaktadr. kinci blmde incelenecek olan Kasaba filmi bir kasabada geer. Hikye ocuklarn gznden anlatlr. Masumiyet daha ok tara kentlerinde geer, filmin hikyesinde ocuk aktif deildir. Be Vakit bir kyde geer ve ocuklar filmin bakarakterleridir. Klasik anlamyla tara, yani kentin dnda kalan alan, Trk sinemasnn pek ok rneinde mekn olarak kullanlmtr. Trk sinemasnn tarihine baktmzda pek ok kasaba ve ky filmiyle karlarz.6 Gnmz Trk sinemasnn popler ve popler olmayan pek ok filminde ise tarann sadece corafi bir birim olarak deil, anlaty ekillendiren bir kavram olduunu grmek mmkndr.

Trk sinemasnda 1950 ylna kadar pek ok ky ve kasaba filmi ekilmitir. Bunlar arasnda ne kanlar; 1923 yapm Ateten Gmlek (Muhsin Erturul), 1935
6

Nijat zn, ky filmi kategorisinin Trkiyede yanl anlaldn ne srer. Ona gre ky filmi deyince konusu kyde geen, ky dekor olarak kullanan herhangi bir film akla gelmektedir. Asl ky filmi, ky ve kyly, kendilerini evreleyen ekonomik ve toplumsal koullar iinde, bu koullarla belirlenmi olarak ele alan, bu koullardan doan ilikileri inceleyen, kye de kylye de gerek niteliklerini veren sinema yaptlardr (1997: 160).

yapm Aysel, Batakl Damn Kz (Muhsin Erturul) ve 1949 yapm Vurun Kahpeyedir (Ltfi Akad). Fakat ky ve kasabay, yani krsal alan toplumsal koullar iinde ele alan filmler Nijat znn Sinemaclar Dnemi olarak adlandrd 19501969 yllar arasnda yaplmtr. Bu yllar arasnda ynetmenleri ve anlats balamnda ne kan filmler; Beyaz Mendil (Ltfi Akad, 1955), Gelinin Murad (Atf Ylmaz, 1957), Ylanlarn c (Metin Erksan, 1962), Susuz Yaz (Metin Erksan, 1963), Hudutlarn Kanunu (Ltfi Akad, 1966), Kzlrmak Karakoyun (Ltfi Akad, 1967) ve Seyyit Handr (Ylmaz Gney, 1968) (zn, 1995: 234). 19701990 yllar arasnda toplumsal gerekilik akmnn etkisiyle yaplan filmlerde ky ve kylnn sorunlar zellikle yoksulluk temas etrafnda anlatlr. Ylmaz Gneyin 1970 yapm filmi Umut, Trk sinemasnda toplumsal gerekiliin en nemli filmlerinden biri olmutur. Ltfi Akadn filmleri de bu dneme damgasn vurur; Irmak (1972), Gke iek (1973) ve kyden kente gen kylnn kentte yaad zorluklarn, yoksulluun, toplumsal adaletin sorunsallatrld Gelin (1973), Dn (1973), Diyet (1974) lemesi. Benzer toplumsal sorunlar anlatan ve Ylmaz Gneyin senaryosunu yazd Endie (erif Gren, 1975), Sr (Zeki kten, 1978) ve Yol (erif Gren, 1981) bu akmn dier nemli filmleri arasndadr.

12 Eyll 1980 askeri darbesi Trk sinemasn da krize sokmutur. Film says 12 Eyll izleyen yl 68 filmle en dk noktasna ulamtr (Scognamillo, 2003: 183). Bu dnemde yaplan tara filmleri arasnda yer alan Atf Ylmazn 1982 ylnda ektii Mine filmi, kasabada kadna ynelik basky ve iddeti anlatr. Erden Kraln 1982 yl yapm yasakl filmi Hakkride Bir Mevsim tarada geer. 1986 ylnda mer Kavurun, Yusuf Atlgann romanndan uyarlayarak ektii Anayurt

Oteli taray ve taralln psikolojik gerilimlerini klostrofobik bir atmosfer iinde anlatr.

1990 sonras Trk sinemasnda tarann iki yzyle, bir mekn olarak tara ve insann byk kentlerde, metropollerde yaad daralm, dta kalm ruh halleriyle karlamak mmkndr. Bu ruh halleri ou kez stanbulun, merkezin gznden, bazen de tarann iinden anlatlr. rnein; Trkiye Suriye snrnda kurulmu Hisli Hisar Kasabasnda geen Propaganda (Sinan etin, 1999), Semir Aslanyrekin 2001 yapm filmi ellale (Semir Aslanyrek, 2001), Vizontele (Ylmaz Erdoan, 2001) ve Vizontele Tuba (Ylmaz Erdoan, 2004), aan Irmakn Babam ve Olum (2005) adl filmi ve Kastamonuda ekilen Ereti Gelin (Atf Ylmaz, 2005), yeni Trk sinemasnn popler kanadnda yer alan ve yk olarak taraya odaklanan filmler arasndadr. Asuman Suner, bu filmlerde gemiin bir tr toplumsal ocukluk dnemi olarak tasavvur edildiini syler. ocukluun mutluluk mekn taradr. Tara bir yanda mahrumiyet, kstllk ve hzn, dier yanda samimiyet, coku ve neeyi ifade eder. 1960larn ve 70lerin ky filmlerinde olduu gibi yoksunluu, aresizlii ve geri kalml temsil etmez. Bu filmlerde tarann kendince bir zenginlii, imknlar ve yaam kltr vardr (Suner, 2005: 5556). Bu filmler, 60l, 70li yllarda toplumsal gerekilik akmnn etkisiyle yaplan filmlerden farkl tara temsillerine sahiptir. Tara ekonomik ve toplumsal koullaryla deil, ocuksu mutluluun, dayanmann, samimiyetin mekn olarak temsil edilir. Bu filmlerde taradaki kltrel yapya dair sorgulayc bir bak yoktur, ocukluun tarasndaki neenin, samimiyetin ve dayanmann zlemle nasl anmsand anlatlr.

Yeni Trk sinemasnn popler olmayan ve sanat sinemasnn unsurlarn tayan pek ok rneinde de tara, izlek olarak odakta yer almaktadr. Bu filmler arasnda Akrebin Yolculuu (mer Kavur, 1996), Mays Sknts (Nuri Bilge Ceylan, 1999), Melekler Evi (mer Kavur, 2000), Fotoraf (Kazm z, 2001), Karpuz Kabuundan Gemiler Yapmak (Ahmet Uluay, 2002), Dondurmam Gaymak (Yksel Aksu, 2005), Yumurta (Semih Kaplanolu, 2007) ve Tatil Kitab (Seyfi Teoman, 2008) yer alr. Tara bu filmlerde meknsal ve kavramsal olarak farkl bir balamda ele alnmaktadr. Bu filmlerin bir ksmnda tara nostaljik bir e olarak kullanlsa da taray tara yapan vaade ilikin sorgulayc bir bak yneltilmitir; tara bir eksiklik, arada kalmlk, ne o ne de bu olamamlktr.

Nurdan Grbileke gre tara denince sadece kr, ky, kasabay, merkezin dna att yerleri deil, kendi eksik, imknsz yanlarmz da dnmeliyizdir. Merkez , vaadi, hep o eksii uyarr; eksikten daima daha byk bir eksik yaratr. Vaadin temelinde, gemite yaanm bir aln hibir zaman giderilemeyecei gerei var (2001: 108). Bu bizi kolaylkla ocuklua gtrecek bir alk vurgusudur. Grbilek ocuklukla taray bu alk, vaat ve imknszlk deneyimi nedeniyle birbirine benzetir: Tpk tara gibi, uzakta yanp snen, parlayp giden n vaadiyle yaar ocuk. Her gn onu bekleyen, her sabah onu yanna aran bir dnya! (2005a: 56). ocuk, imknszlkla karlanan bir vaadin, kendi iinde, bedeninde bulamad anlamn peindedir. D dnyada aramaya kar, ama bu kez de ona ulaamayacak kadar elimsiz olduunu fark eder. Hayat byklerin dnyasnn tarasnda yaamaya mahkm olmann skntsyla geri dner. Bu

almann birinci blmnden itibaren taray bir vaat ve imknszlkla kuatan ekonomik ve toplumsal koullara deinilecek, filmlerdeki tara ve ocuk ilikisi, gerek Grbilekin kurduu benzerlik zerinden gerekse ocuun, ocuklarn taray nasl deneyimledii zerinden tartlacaktr.

Bu tezin temel sorunsal Trkiyede tarann geirdii kltrel, toplumsal ve politik dnmler balamnda Kasaba, Masumiyet ve Be Vakit filmlerinin analiz edilmesidir. Bu film taray, tarall, tara ve ocuk ilikisini

sorunsallatrmalar nedeniyle bu tezin konusu olarak seilmilerdir. Bu filmler, sorgulayc bak as, zgn zaman ve mekn kullanm ile yeni ve farkl dn biimleri nermektedir. Metin analizi yntemi kullanlarak bu filmin, Trkiyenin kent ve tara ayrmn, tarada yaanan kltrel, toplumsal sorunlar nasl temsil ettii, ev/aidiyet, din/iktidar, yoksulluk gibi kavramlarla nasl ilikilendirdii aa karlacaktr. Tarann, kent ve krsal alan ayrmnn tarihsel srecinde ve kente g balamnda geirdii dnm gz nnde tutularak bu filmlerde tarann nasl konumlandnn ortaya konulmas amalanmtr. Film ve toplumsal tarih arasndaki ilikiyi sylemsel ifreleme sreci olarak gren Ryan ve Kellnera atfla, bu almada taraya dair siyasal, sosyolojik ve kltrel tartmalarn, film metinlerinin ieriinde nasl ifrelendiinin ortaya karlmas amalanmtr.

almann birinci blm merkez, evre, kent ve kr tanmlarnn yapld, kent/kr, merkez/evre ayrmlarnn tarihsel/ekonomik/snfsal srelerinin ele alnd, kent ve ky yoksulluunun ve son olarak tarann tartld bir blmdr. Tezin ikinci blmnde Kasaba filminde zaman, mekn ve doa balamnda tara ve

ocuk ilikisinin temsil biimleri incelenecektir. Mikhail Bakhtinin sanat eserlerinde zamansal ve meknsal ilikilerin grnr olduu dmleri incelemek zere nerdii bir kavram kronotop, yani zaman-uzam, filmin analizinde yol gsterici bir kavram olarak ele alnacaktr (Bakhtin, 2001: 315). Ev ve aidiyet ilikisinin tarada ve ocuklukta yaanma biimleri incelenecektir. nc blmde ise taray meknsal balamndan karan; onu darlk, sknt, imkn, imknszlk ve eksiklikle tanmlayan ve fakat ocuklua ait masumiyetin izlerini tayan Masumiyet filmi incelenecektir. Filmde, kentteki tarann temsil biimleri arabesk, yoksulluk ve iddet kavramlar zerinden okunacaktr. ocuk ve ocuun seyirci konumu, Grbilekin ocuk toplum tanm ile birlikte ele alnacaktr. Filmin neden kara melodram olarak adlandrld sorgulanacaktr. Drdnc blmde Be Vakit filmi ile daha da da, kye, tarann en cra kesine gidilecektir. ocukluk ve tara ilikisinin kltr/doa/zaman/mekn balamlarnda nasl temsil edildii incelenecektir. Gilles Deleuzen gelitirdii zaman-imge sinemas balamnda filmdeki zaman ve imge ilikisi zerinde durulacak, kristal imge ve kavramsal yaratm ilikisi ele alnacaktr. Filmin okumas ocuk, anne-baba ilikisi, din, devlet, iktidar ilikisi ekseninde yaplacaktr. Emir, yasa, iddet ve erkek iktidarnn tarada nasl yaand filmdeki temsil biimleri dorultusunda ele alnacaktr.

Trk sinemasnda tara konusunu ele alan az sayda akademik makale bulunmaktadr, bu makalelerin ou Asuman Sunere aittir. Bu tez filmle snrl olsa da alandaki boluu doldurmas asndan nem tad dnlmektedir.

10

BLM I KENT VE TARA

A- Kent ve Kr Bireyin iinde yaad ve evresindeki alan tanmlamak iin kullanlan mekn kavramnn toplumsal srelerle ayrlmaz bir ilikisi vardr. Meknn kavramsallatrlmas, toplumsal insan pratiklerinin meknla ilikisine gre gerekleir. David Harvey, sosyolojik imgelemin bireyin meknla kurduu ilikiyi anlamasn saladn belirtir (2006: 19). Bir mekn olarak kent de toplumsal srecin bir eilimidir. Harvey, bu srecin insan tarafndan yaratldn ve meknsal olarak yaplandrlm bir evrede gelitiini belirtir. Buna gre kent, ina edilmi, toplumsal bir rn olan evre olarak grlebilir (2006: 181). Trkiyede Kentleme Komisyonunun kent iin yapt tanma bakmak gerekmektedir:

Kent, tarmsal olmayan retim yaplan ve tm retimin denetlendii, datmn koordine edildii; belirli teknolojilerin beraberinde getirdii, byklk, younluk, heterojenlik ve btnleme dzeylerine varm yerleme trdr (1971: 8).

Harvey ise kent ve kentsellii balkla birlikte inceler: Toplumsal bir biim olarak kentsellik, ina edilmi bir biim olarak kent ve egemen retim tarz. Harveye gre kent, bir retim tarznn ve iblmnn rgtlendii bir eksendir. Kentsellik de bir toplumsal biim olduu lde belli bir iblmne ve egemen retim tarzyla tutarl hiyerarik bir faaliyet dzenine dayandrlm bir yaam tarzdr (2006: 187). Karl Marx da kenti benzer bir biimde tanmlar. Ona gre kent, nfusun, retim

11

aletlerinin, sermayenin, zevklerin, gereksinmelerin bir merkezde toplanmas olaydr (2004: 84). Yani, kent bir toplumsal ilikiler kmesidir. Harvey, kentsellii tanmlarken onun dier yaplarla ilikisine de dikkat eker. nk kentsel diye tanmlanan aslnda zerk ve ayr bir yapdr. Bu noktada Harvey, Marxn ilk byk snf mcadelesinin grnr olduunu syledii kent ve krsal kesim kartlna deinir (2006: 274, 275). Marx, Alman deolojisinde kent ile kr arasndaki kartln ancak zel mlkiyet erevesi iinde mevcut olabildiini; kartln, sermayenin toprak mlkiyetinden ayrlmas ve ondan bamsz olarak gelimesinin balangc olduunu syler (2004: 82). Kentselin ayr bir yap olarak anlalmas krn ve kenti krdan ayran tarihsel srecin incelenmesi ile mmkn olacaktr.

Kentler Kapitalizm ve Uygarlk adl almasnda R. J. Holton, tarihin birok dneminde ok sayda kltrn, toplumun merkezini evresinden ayrmak iin deiik kelimeler kullanm olduunu ifade eder. Buna gre kent ve kr kavramlar sadece birer rnektir. Holtona gre kent ve kr, Roma dneminden beri meknsal ve toplumsal ynlerden farkl birimler olarak deerlendirilir. Zamanla kentle zdeleen kendi kendini ynetme yetenei, zgr insann siyasal katlm hakk ve zgr yurttalk gibi nitelikler toplumsal ve meknsal ynlerden snrlandrlm bir birim olan kenti, pozitif deerlerle kaynamasn salayan bir kltr geleneinin paras haline getirmi, bu da kent ve kr arasndaki ada elikiyi derinletirmitir (1999: 15). Holton, krsal alanlarn ve krsal ekonomik geri kalmlk algsnn kendini stn sayan bir kentsel ideolojinin sonucu olduunu syler. Kentsel ve ilerici olan ile krsal ve gerici olan ayrmlar 16. ve 18. yzyllarda ortaya km, 19. yzyldan itibaren bugnk anlamn kazanmtr (1999: 1423). Tark Demirkan, krsal kesimden

12

olan anlamna gelen Franszca vilain kelimesinin bugn zavall anlamn tamasnn, Macarcada Slav kkenli bir kelime olan ve kyl anlamna gelen prasztn aslnda saf, aptal anlamna gelmesinin; kentlinin, zgrlk, ilerici olann kentin dnda kalana bakn ifade ettiini belirtir (1996: 19). Georg Simmel de ayrmn zihinsel olduunu dnr. Kentler ve metropoller entelektelin mekndr, akln ste kt yerlerdir; oysa kasaba ve kylerde insanlar deiime kar tutucudur, akln karsna yreini koyar ve yrekleriyle karar alr. Simmel bu zihinsel ayrm konusunda kesin snrlar koymutur:

Kardan karya caddenin her geilmesiyle, ekonomik ve sosyal yaamn, alma yaamnn temposuyla ve oulluuyla kent, zihinsel yaamn duyusal kurumlar asndan, kasaba ve kr yaantsyla derin bir kartlk oluturur. Metropol, ayrmc bir yaratk olan insandan krsal yaamn yaptndan farkl bir miktar bilinlilik kartr. () Kasaba yaantsnn ilikileri, zihnin ok daha bilinsiz tabakalarnda kklenmilerdir ve en rahat, mdahale edilmeyen alkanlklarn sarsntsz ritminde byrler. Ancak entelektin mekn, zihnin saydam, bilinli, st tabakalarndadr (1996: 82).

Simmele gre metropol yaants metropol insannda ykseltilmi bir kavray ve zihinsel ayrcalk yaratr, kylden farkl olarak o, yrei yerine beyniyle tepki verir. Bu ayrcalk ona, krsal alanda yaayanlara kar bir stnlk getirir. Fakat bu stnlk kurgusunun krsal alandan kente gelen gmenler zerinde ok byk bir bask yarattn sylemek mmkndr.

13

Alvin Bertranda gre, kent ve kr bir dikotami (ikiye blnme) deil, bir devamllktr (continuum) (Bertranddan aktaran Trkdoan, 2006: 105). Ky sosyolojisi zerine alan Orhan Trkdoan, Bertrandn tanm dorultusunda, bir toplumun saf-ky, saf-ehir zellikleri yerine, dierinden daha fazla kent veya daha fazla kr zellii tad grnn ileri srlebileceini belirtir (2006: 106). Bunun gibi, kyde ve kentte yaama biimleri arasndaki fark basit bir zellik veya nedenin rn deildir. Kr ve kent ayrmna ilikin tanmlar tm dnyada yaanan hzl g hareketleri nedeniyle deimekte, krdan kente g edenler ya kent yaantsna uyum gstermekte ya da kentin snrlarn zorlamakta ve deitirmektedir. Kent ve ky birbirini srekli olarak dntrmektedir. zellikle kentin, ky zerinde basks sz konusudur. Demirkan, kyn kente muhta olduunu belirtir. Ona gre kentler kylememi fakat krsal alan, kyler sistemli bir ekilde kentleme srecine girmitir. Kent kltr, giderek yaygnlatrd retim yardmyla, binlerce yldr en kk bir deiiklie uramadan kuaktan kuaa aktarlan ky kltrn adm adm dntrd (1996: 20). Bu balamda kent yerleimleri nasl olumaktadr ve kenti krsal alandan ayran kltrel ltler nelerdir, buna bakmak gerekir.

Johan Palene gre, kent yerleimleri srasyla kltrel, idari/politik, ekonomik ve demografik olarak tanmlanr. Kltrel ltlere gre kent; devlet akl, iradesi, alkanlklar ve gelenekler btndr. Kent, kltrel olarak heterojen, sosyal olarak dank ve deiken bir yap arz eder (1987: 7). Bu anlamyla krsaldan ayrlr. Tara kavram bu en temel ayrm ya da sreklilik zerinde yer almaktadr: Kentin/merkezin dnda kalan alan. Kyler ve kasabalar, yani krsal alan ve daha fazla ky zellii tayan kentler.

14

Kent ve kr birer toplumsal rgtlenme mekndr. Kent ve kr birbirinden ayran en nemli faktr ekonomik faaliyetler ve emek gcnn yeniden retilme biimleridir. Manuel Castells, kentin siyasal, hukuksal bir birim olarak ele alnmasnn gelimi kapitalizmde artk geerli olmadn sylemektedir. Ona gre toplumsal yaam gittike artan bir ekilde ekonomi tarafndan belirlenmektedir. Kentsel mekn hem i piyasasnn hem de emek gcnn mekndr. Kent sorunu da toplumsal gruplarn gndelik yaamnn temelinde yer alan konut, salk, eitim, ulam gibi ortak tketim aralarnn rgtlenmesi ile ilikilidir. Kapitalist toplumlarda bu eitsizlikler kent leinde ve yeni grnmler iinde ortaya kmaktadr (1997: 1617). Castells kenti ekonomik bir birim olarak analiz ederken kapitalist kentlerdeki ekonomik eitsizlie dikkat eker. Castells gibi Harvey de kentin kapitalist birikim srelerinin analizi ile anlalabileceini dnmektedir. Harveye gre kentler toplumsal artk7 retiminin corafi younlamas sonucu olumaktadr. ktisadi btnletirme tarznn artk retme ve younlatrma yeteneine sahip olmas gerektiini syleyen Harvey, kentsellik ve iktisadi btnletirme tarz arasndaki can alc ilikinin burada yattn belirtir. Harvey kentlerin, toplumsal olarak belirlenen nemli oranda artk-rnn harekete geirilmesi, koparlmas ve corafi olarak younlatrlmas yoluyla yaratlan yaplanm biimler olduunu syler (2006: 198217). Kent ve kr ayrmnn

Harvey toplumsal art yle tanmlar: Toplumsal artk, belli bir retim tarz balamnda emek gcnn korunmasn ve yeniden retilmesini salamak iin, biyolojik, sosyal ve kltrel adan gerekli olann zerinde ve tesinde, belirli toplumsal amalar iin rn yaratlmasnda kullanlan emek gcnn niceliidir (2006: 217).

15

temelinde kapitalist ekonominin igc, sermaye ve artk-emek ihtiyac yatmaktadr.8 Immanuel Wallerstein, kapitalist sistemin, bulabildii btn emek gcne ihtiyac olduunu syler, nk daha ok sermayenin retilmesini, paraya evrilmesini ve biriktirilmesini salayan mallar reten bu emektir (2007: 46). Wallerstein, kapitalizmin art-deeri arttrmak iin cretli emekle alanlarn saysnn artmasna neden olduunu, buna bal olarak da emek gcnn deerini azaltmak iin cretle emek arasnda yapsal bir takm tabakalamalar yarattn belirtir. (2007: 4648). Burjuvazi, kendinin yaratmad artk-deerin bir blmn alan ve bunun da bir blmn sermaye birikimi yapmak iin kullanan toplumsal tabakadr. Proletarya ise, yarattklar artk-deerin bir ksmn bakalarna brakanlar olarak tanmlanr. Bu anlamda, kapitalist retim tarznda yalnzca burjuvalar ve proleterler vardr (2007: 144147).

Marx ve Engels, Komnist Manifestoda feodal toplumdan modern topluma geite burjuvazinin, kyleri kentlerin ynetimine baml kldn, ky nfusuna gre kent nfusunu byk lde artrdn, bylece nfusun olduka nemli bir ksmn ky yaamnn aptallatrc etkisinden kurtardn syler (1997: 47). Kentleme srecinde kyler gerek idari gerekse ekonomik dzeyde kente bamldr.

Artk retimi ve kentsellik arasndaki ilikiyi inceleyen Harveye gre Marksist artk kavram, artkdeerin yabanclatrlm biiminin analizinden kar. Artk-deer, retimin toplam deerinin, (retim aralar, ham maddeler ve i aletlerini kapsayan) sabit sermaye ve deiken sermaye (emek gc) karldktan sonra kalan ksmdr (2006: 205). Kapitalist ekonomi, para asndan llebilen bir nitelik olan artk-deerin dolamna dayanr, artk-deerin retimi ise artk-emek gcne eitlenir. Harvey, emekinin gnnn bir blmn artk-deer retimine adadn, bir blmn de emek gcn srdrmek ve retmek iin gerekli olanla edeerini retmeye tahsis ettiini syler. Bu nedenle artk-emek, emeki tarafndan, baka biri veya baka bir eyin desteklenmesi iin sarf edilen emek gcdr (2006: 205206).

16

Bu sre Trkiyede de uzun bir dneme yaylmtr. Bu blmde srecin 1920lerden gnmze nasl gerekletiine baklacaktr.

B- Trkiyede Kent ve Kr Ayrm Kent ve kr ayrm pek ok defa merkez-evre kuram ve merkezin evreyle ilikisi balamnda tartlmtr. Trkiyede merkez-evre ilikisini tartan ilk sosyolog erif Mardin, ilikiyi Trkiyenin siyasi ve sosyolojik yapsnn temelinde yatan bir sorun olarak kabul eder. Yzyldan fazla sren modernleme srecinde de varln srdrdne inanr. Mardine gre merkez ile evrenin Osmanl mparatorluunun siyasal ve ekonomik yaamnn temel sorunu durumuna gelmesine yol aan birok neden vardr. Ynetici sekinleri kendi kklerinden kopararak ve tamamen merkezin mal yaparak temin eden devirme kurumu, vergi ve toprak sistemi ve merkezin dinsel dzen zerindeki egemenlii bu nedenlerin banda gelir. Dinsel kurumun merkez ve evre arasnda bir snr izgisinde yer aldn ifade eden Mardin, modernletirme boyunca ve merkezin laikletirme siyasetlerinden tr de bu kurum evre ile gittike daha fazla zdeleti demektedir (2004: 3841). evre, kltr bakmndan ikincil bir statye sahiptir, eitim kurumlarnn ancak birinden, dinsel retim kurumlarndan

yararlanabilmektedir. Mardine gre bu, zellikle hem krsal hem de kentsel alt snflar iin geerlidir ve bu adan, kentteki kitleler de evrenin bir blm olarak grlebilir (2004: 4445).

Suavi Aydna gre, Trkiyenin siyasal tarihini, Osmanl devrinde ina edilen bir merkez-evre kopukluu ve uzlamazl zerinden tahlil etmeye girimek

17

kaba bir yaklamdr. Aydna gre merkez ve evre arasnda bir kopukluktan ziyade eitlilik arz eden bol sayda temas noktas bulunmaktadr (2006: 89). Amerikal sosyolog Edward Shils her toplumun bir merkezi olduunu sylemitir. Bu merkezin geometrik ve corafi bir merkezle ilgisi yoktur. Shils merkez kavramn toplumun btnlemesini salayan genetik bir kod olarak tanmlar (Shilsden aktaran Gnen, 2006: 130). Levent Gnen, bu tanm balamnda kavramn kltrel ve kuramsal olmak zere iki boyutu olduuna iaret etmek gerektiini belirtir. Shilsin terminolojisinde, merkez bir yandan topluma yn veren deer ve inanlar, dier yandan da deer ve inanlar zerine ina edilen kurumlar ifade eder (2006: 130). Gnen, Shilsin merkezi deer sisteminin merkeziliinin iki boyutuna dikkat ekmitir: Birincisi, merkezi deer sistemi merkezidir; nk bu deer sistemiyle toplumun kutsal saydklar arasnda yakn bir iliki mevcuttur. kincisi, merkezi deer sistemi merkezidir; nk toplumu ynetenler bu deer sistemine sahip kar. Bu balamda, merkezden evreye doru ilerlediimizde merkezi deer sistemine olan ballk azalmakta, evre alternatif, kar deer sistemlerinin ve kurumsal tasarmlarn mekn haline gelmektedir (Gnen, 2006: 130).

2000li yllarda merkez-evre ilikilerini inceledii yazsnda Gnen, bugn evre olarak tanmlanan corafi blgede yaayan insanlarn tutumlar ve ynelimlerinin merkezle olan ilikileri asndan, kapsayc ve tek bir evre kategorisi iinde aklanamayacak kadar farkllam olduunu belirtir. Bu balamda Gnene gre evre iinde bir yakn evre/uzak evre ayrm yapmak gerekmektedir (2006: 132). Bu farkllamay daha iyi anlamak iin ayrmn tarihsel boyutlarna bakmak gerekir. Trkiyede Kent-Ky elikisi adl almasnda ayrmn tarihsel

18

boyutlarn inceleyen Hac Kurt, Trkiye Cumhuriyetinin kurulduu yllarda lke nfusunun 13.6 milyon olduunu, bunun da 10 milyonunun kyllerden olutuunu syler. 1924 ylnda ky ayr bir ynetsel birim olarak gren Ky Kanununun karlmas Kurta gre Cumhuriyetin kye verdii nemi gstermektedir. Kanunu takiben aar vergisi uygulamasnn kaldrlmas bu nemi dorular niteliktedir. 1930 1950 arasnda kylye tarmla ilgili eitimin verilmeye balanmas ve baz kentlerde ziraat okullarnn almas, 1940 ylnda kurulan Ky Enstitleri, istikrarl tarm politikalar ve fiyat uygulamas idarenin kye, krsal alana olumlu yaklamnn sonulardr Kurta gre (2003: 6065). Oysa erif Mardin, Cumhuriyetin Osmanl mparatorluu ile ayn sorunu paylatn, her eyden nce, merkezin glendirilmesi, yani evreye kar partinin glendirilmesi gerektiinin

dnldn syler. Kemalistlerin enerjisi, kyllerin sistem iindeki yerini kkl bir deiiklie uratmaktan ok, ulusal kimlik simgelerinin yaratlmasna ynelmiti diyen Mardine gre sorun daha derinlerdedir. Cumhuriyet dneminin brokrat snf kyllerle zdeleme konusunda dncesiz davranmtr. Mardin bu sorunu yle deerlendirir:

Yasalar koyarak tepeden inme btnletirmeyi salamak, Osmanl toplumsal yneticiliinin temelinde bulunan bir davrant. Kemalizmin karakter zellikleri de, toplum konusundaki bu grn hl ar bastn gsterir. Kemalist programda kyllerin zerinde nemle durulmas, eski bir Osmanl temasnn tekrardr ve kyllerin ilerlemesinin tepeden inme btnletirmeyle gerekletirilecei

dncesinde de, daha nce grlm bir yan vardr (2004: 63, 64).

19

1950ler gerek toplumsal adan gerekse ekonomik adan pek ok deiimin yaandn gsterir. Demokrat Partinin tarm politikalar, tarmda makineleme uygulamas, krdan kente gn artarak devam etmesi, d g dalgasnn balamas, demiryollarndan ziyade karayollarna yaplan yatrmlar ve tarmsal kredilerin artmas bu dnemin deiiminin balca zellikleri arasndadr. Mardin, kylnn kentli karsnda kendini kk grmeye balad bir dnemde, Demokrat Partinin kasaba ile ky arasndaki btnlemenin kurucusu olarak ortaya ktn, seim kampanyalarnda krsal blgeye yaam tarzlarnda kk grlecek bir ey olmad inancn alamak zere tam zamannda iin iine girdiini syler. Bylece Demokrat Parti, slamiyeti ve krsal deerleri yasallatrd (resmiletirdi) (2004: 72).

Kent ve kr arasndaki ayrmn boyutlar 60lar ve 70lerde hzlanan g hareketleriyle deimeye balar. Kylerin altyap hizmetlerinden yararlanma dzeyi artsa da g hzla devam eder. Tarmdan sanayiye kaynak aktarlmas, kentler ve kyler arasndaki gelir uurumu, i ve d g tetiklemitir (Kurt, 2003: 7173). 1980li yllar kreselleme, yeni dnya dzeni olarak adlandrlan gelimelerin yaand yllardr. Sanayileme politikalarnda, ihracatta, tarm politikalarnda yaanan hzl deiim kent kr ayrmn derinletirir. 1980li yllar boyunca, tarm ve kylln gelir dzeyi bakmndan gerilemesine ek olarak eitim alannda da en olumsuz durumda olanlarn tarm kesiminde alanlar ve krsal alanda yaayanlar olmas srmtr (Kurt, 2003: 77). Eitim ve okuryazarlk oran9 kent ve kr
9

1985te krsal alanda okuryazar olmayanlarn oran yzde 33, 1991 ylnda yzde 31dir. 1985 ylnda kent merkezlerinde okuryazar olmayan erkeklerin oran yzde 8, 1990da yzde 6.4, kasaba ve

20

arasndaki farklln en nemli gstergelerinden biri olmutur. Kentlerde okuryazarlk oran giderek artmakta iken kylerde, zellikle kadn nfusunda azalmaktadr. 1980lerde yaanan bu ayrma sadece kent ve krsal alanda deil kentin iinde de yaanmaktadr. Snfsal farkllklar giderek daha belirgin olmaya balamtr. 2000li yllar ise kent nfusunun daha da ok artt yllar olmutur. Kurt, 2000 ylnda 67.803.927 olan toplam nfusun 44.006.274nn kentlerde, 23.797.653nn ise kylerde yaadn belirtir. Buna gre kentli nfus yzde 65.9, kyl nfus yzde 35.1dir. Bu yllarda lke nfusunun byk bir blmnn stanbul, zmir, Ankara gibi byk kentlerde toplandn belirten Kurt, kk ehirlerin nfusunda son 15 ylda azalma grldn syler (2003: 82, 83). Trkiye, nfusunun yzde 25i kentlerde yaayan tarm arlkl bir lkeden, yzde 70i kentlerde yaayan, kentlerde alnan kararlarn tm lke adna belirleyici olduu bir lkeye dnmtr. Trkiyede kentleme sreci ksa bir zaman diliminde hzl ilerlemitir. Kentlemenin en byk madurlar ise yoksullar olmutur. Bu almada yoksulluk sorunu kent ve kr ayrm balamnda ele alnacaktr.

C- Trkiyede Kent ve Kr Ayrm Balamnda Yoksulluk Yoksulluk sorunu, insann topluma dier insanlar gibi katlabilmesini engelleyen bir sosyal dlanma sorunudur (Bura, 2008: 259). Yoksulluk, toplumsal, ekonomik ve snfsal bir sorundur. Bu almada incelenecek olan filmlerin bakarakterleri de sosyal dlanmaya maruz kalan insanlardr. Necmi Erdoann deyimiyle, yoksulluk tmyle sembolletirilememesi bakmndan

kylerde yzde 19 ve yzde 17dir. Ayn yllarda kadnlarda okuryazar olmama dzeyi kentlerde yzde 21 ve yzde 19, kasaba ve kylerde yzde 40 ve yzde 37dir. (Kurt, 2003: 78).

21

anlama direnen bir indirgenemez artktr (2007: 33). Erdoan, yoksulluun egemen ideoloji tarafndan dardan, yukardan temsillerle doallatrlma, merulatrlma abas iinde olduunu, yoksulluun bu hegemonik dile ramen sembolletirilemediini, anlama direndiini sylemektedir. Yoksulluk, bu

hegemonik yap iinde tehlikeli bir snf olarak temsil edilmeye allmtr. Buna gre yoksulluk kltr olarak adlandrlan kavram, hegemonik dilde yoksulluu yeniden reten ve iinde yer ald toplumsal formasyonun btnnden ayr bir ekilde dnlebilecek anlamlara, deerlere, pratiklere atfta bulunur ve yoksulluu kadercilik, tembellik ve iddet gibi patolojilerle aklamak iin kullanlr (2007: 32).

Erdoan, Trkiye kltrel tarihi asndan yoksulluun, bir yaam standard veya maddi-ekonomik gsterge olmann tesinde bir hissetme yapsna iaret ettiini syler. Yoksulluk; gariplik, garibanlk gibi deyimlerle, kimsesizlik,

aresizlik ve yuvaszlkla bir arada dnlr. Yoksulun psikolojik bir zrha brndn belirten Erdoana gre bu zrh, kendini koruma kaygsn, duygular, sevgiyi ifade etmeyi bir zayflk veya tehlike olarak grmeye neden olabilir demektedir (2007: 3643). Bu kendini gizleme pratii yoksulu, konuan, toplumsal pratiklere direnen bir zne olmaktan karan srele anlalr hale gelir. Trkiyede 19802000 yllar arasndaki bu srece bakan bir aratrma Ouz Ik ve Melih Pnarcolunun yoksulluk incelemesidir. Ik ve Pnarcolu, stanbulda yaptklar yoksulluk incelemesinde, kentleme srecinin yalnzca nfusun meknda yer deitirmesini aan bir deiim srecine iaret etmekte olduunu ve bu srecin ekonomik, politik, toplumsal ve kltrel dzeylerde bir dizi arpc deiimle birlikte

22

yaandn ifade eder (2001: 95). Ik ve Pnarcolunun yoksulluk aratrmas, krsaldan kente genlerin kentte yaadklar sosyal deiime vurgu yapar. Kentteki sosyal adaletsizliin en grnr olduu alan konut sorunudur. Gecekondu, balangta bu sorunun en kolay zm olmutur.

En bandan beri gecekondunun ilevi, devlet ile piyasa arasnda kalan o geni boluu doldurmak idi. Baka bir deyile, gecekondunun en bandan itibaren ok net bir snfsal ierii vardr. Kente yeni gelen, kentte tutunmaya alan ve devlet ile piyasann unuttuu, yok sayd kesimlerin konutu olmutur gecekondu (Ik ve Pnarcolu, 2001: 112).

Gecekondu, kent ve kr ayrmnn metaforu niteliindedir. Yoksulluun mekndr. Ik ve Pnarcolu, gecekondu olgusunun 19802000 yllar arasnda geirdii sreci nbetlee yoksulluk kavramyla aklar ve gelimi lkelerde yaygnlaan, kent iinde tecrit edilmeye allan; ekonomik, sosyal ve siyasal olarak dlanan, yoksulluuyla ba etmek iin hibir midi olmayanlar yeni yoksullar olarak tanmlar (2001: 6673). Gnmzde yoksulluk byle tanmlanrken Trkiyede bu dnm nasl gereklemitir, buna bakmakta yarar vardr. Aye Bura, Kapitalizm, Yoksulluk ve Trkiyede Sosyal Politika adl almasnda yoksulluun devlet ve toplum asndan algsn ve yoksullua kar gelitirilmesi gereken sosyal politikalarn yetersizliini inceler. Bura, tek parti dneminde kyden ehre gn mmkn olduunca engellendiini, yoksulluun krsal mekna tecrit edildiini nk kentte devletin sosyal sorumluluklarn byk lde devlet memurlarnn geim koullaryla ilgilenmekle snrlayan bir anlayn hkim

23

olduunu belirtir. Buraya gre tek parti dneminin gerek yoksul tipi kyldr ve yoksulun, kylnn gzden uzak tutulmas gerekir (2008: 16105). kinci Dnya Savan izleyen ok partili dnemde devlet-toplum ilikisinin ciddi bir dnm geirdiini syleyen Bura, bu dnemde kyden kente glerin baladn ve yoksulun semen olarak nem kazandn ifade eder. ktidara gelen Demokrat Partinin ky kalknmasna dayanan bir iktisat politikas izlediini, bu arada ehre gn nn aarak kylnn topluma katlmasn salayacak bir frsat alan yaratmak peinde olduunu belirtir. Bura, sanayinin retimdeki paynn arttna dikkat eker ve ticaret hadlerinin tarm aleyhine dnmeye balamasnn ky kalknmas modelini sekteye urattn belirtir. 1960 sonras sanayileme dneminde, sanayide istihdam olanaklarnn da sreci beslediini, 80lere kadar kk kylln nemini koruduunu ifade eden Bura, kente genler arasnda geleneksel kyl toplumlarna zg dayanma biimlerinin varln srdrdn, bunun da formel sosyal politika srelerinin dnda bir sosyal koruma alan oluturduunu syler (2008: 17173). 12 Eyll 1980 darbesi, dnya ekonomisini yneten neo-liberal politikalar Trkiyede ekonomik dengeleri, toplumsal yapy ve kent/kr ilikisini, g ve kentlemeyi ciddi bir biimde dntrmtr. Darbeyi izleyen yllar; siyasi ve ideolojik basklarn artt, sol siyasetin sesinin kesildii, ii rgtlenmelerinin azald ve alan yoksullarn artt bir dnemdir. Bura bu dnemde Trkiyede yoksulluu kontrol altnda tutmaya hizmet eden

mekanizmalarn teker teker ortadan kalktn, tarm rnlerinde ticari liberalizasyon uygulamalarnn arttn belirtir. 1980lerin ortasnda tam anlamyla bir dnm noktasna ulald ve ehir nfusuyla ky nfusu eitlendi (2008: 200201).

24

Peki, corafi olarak kasabay, ky yani krsal alan kapsayan tara bu eitliin neresinde yer alr? Kent ve kr ayrmnn bugn geldii noktada, merkezle evrenin birbirinden ok uzakta olmad gnmzde taray nasl tanmlayacaz? Tara kltrel bir kavram olarak neyi ifade etmektedir? Bundan sonraki ksmda bu sorularn cevab verilmeye allacaktr.

D- Tara Nedir, Neresidir? kr Argna gre meknsal balamda tara, merkez karsnda kurulmu, varln, kendi dndaki bir merkezin varlna borlu olan bir dtr (2005: 274). Taraya atfedilen bu darda olmak, dta kalmak, kendi haline braklm olmay da getirmektedir. Argn, kavram tanmlayan dsall dar ve geni anlamlaryla zmler. Ona gre dar anlamda tara, idari bir birime, yani bykehirlerin dna iaret etmektedir. Bir merkeze gre tanmlanan, varl bir merkezin varlna baml olan, darda, tede kalan, paradoksal bir biimde ierideki dar olandr tara. Argn, kavramn geni anlamn tartrken onun meknsal bir ilikiden giderek uzaklatn; dorudan insann yaad bir darlk ve dta kalma haleti ruhiyesine dntn belirtir: Bir yerin, bir meknn deil, bir deneyim tarznn, bir ruh halinin addr tara. Artk snrlar belli bir mekndan ok, hatlar flulam bir ruh iklimine iaret etmeye balam; zamanla, dorudan doruya sknty artran bir szck haline gelmitir (2005: 279, 280). Nurdan Grbileke gre de tara darlk ve sknty artran bir kavramdr. Grbilekin tara sknts olarak adlandrd bu sknt;

25

Ancak tarada bulunmularn, hayatlarnn u ya da bu aamasnda tarann darln hissetmilerin, hayat bir tara olarak yaamlarn, kendi ilerinde bir eyin daraldn, benliklerinin bir parasnn sapa ve gdk kaldn, giderek bir taradan ibaret kaldn hissedenlerin anlayabilecei bir skntdr (2005a: 56).

Meknsal balamndan karlp bir kavram olarak tartlmaya balanan tarann nce dar ve geni anlamlarn, merkezle olan ilikisini, kltrel, sosyal deiimini, giderek bir kavrama dnme tarihini incelemek gerekmektedir.

Dar anlamyla, bir idari birime, mekna iaret eden tara Trkiyede stanbulun ddr. Tanl Bora, merkez karsnda giderek daha da ok taralaan ve fakat merkeze yknerek tarasn kaybeden Trkiyenin, stanbulun metropoliten ekirdeinin globalleme performansna nispetle, geri kalan tmnn taralam olduunu syleyebileceimizi belirtmektedir (2005: 4243). Bu almada da tara, corafi, meknsal balamda stanbulun d olarak ele alnacaktr. Tara, kendi kltrn, gndelik ilikilerini, zorunluluklarn, ekonomisini ve siyasetini de merkeze gre tanmlar ve gerekletirir. Dolaysyla tarann, yani evrenin merkezle ilikisi hayati nem tamaktadr. Argna gre bu iliki asl ile suret arasnda doan bir ak-nefret ilikisidir. Merkezin bencillik, sahtelik ve yapaylklarna kar, tara doallk, sahicilik ve saflk gibi deerlerle kutsanrken; merkezin medenilii, olgunluu ve grm geirmilii karsnda barbar, kaba, ocuksu ve grmemi kabul edilir. Doal olarak bu trden -birbirini gtren- karlkl kutsama ve aalamalar merkez ile tara arasndaki diyalog imknlarn sfrlar (2005: 281).

26

Merkez,

dnda

kalan

tekiletirerek

kendi

iktidarn

korur.

Taray

tekiletirilmi olarak da okuyan Grbileke gre, merkezin,

Ksa bir sre nce itahna ortak olduu taray imdi yalnzca meknsal olarak deil, zamansal olarak da olduundan geriye itip ondan tmyle yabanc, uursuz, tehlikeli bir derin tara yarataca aktr. Kapitalizm girdii her krizden kendine derin bir tara yaratarak kmaktadr (2004: 138).

Grbilekin tara tanmna atfen stanbulun iinde de taralar vardr demekteyiz. stanbul, iine akan hzl bir taral nfusu kaldracak gten ve kaliteden yoksun olduu iin tara, ehri kaplamtr. Burada birbirine zt bir srecin ilediini grmekteyiz artk: Hem ehirler taralayor, hem tarada ehirlemenin veheleri zuhur ediyor (Bora, 2005: 44). Tanl Bora bu deiimi kasabann yitii, taral mahremin bozulmas, klasik tarann k olarak tanmlar, nk artk global bir sarmaln iindeyizdir. Merkez-evre ilikisinin ilevleri de bu iktisadi dnmden payn almtr:

Elbette genel bir merkez-evre rnts tamamen kaybolmamakla birlikte, merkezevre ilikisinin ilevlerinin tanabilir hale gelmesiyle, merkez ve evre de sklp taklabilir oluyor () Bykehir-tara rabtasndaki bu deiim, bu global srecin kltrel vehelerinden birisi ve en nemlisi. Merkez-evre rabtasnn iktisadi dzeydeki hzlanna, esneklemesine, kayganlamasna; kltrel dzeyde de ehirtara rabtasnda kendini gsteren buna kout bir sre refakat ediyor (Bora, 2005: 45).10 Martin Stokes, kresel ekonominin merkezle evre ilikisinde belirleyici unsurlardan biri olduunu belirtir. Stokesa gre stanbul gerek nfus gerek servet bakmndan Trkiyenin merkezidir. Kentin
10

27

Borann da belirttii gibi merkez-evre ayrmnn iktisadi dzeydeki hz, esneklii ve kayganlnn sonularndan biri ve en nemlisi taradaki kltrel deiim olmutur. Tara hem corafi olarak hem de kavram olarak ierik deitirmitir. Trkiyede 1980li yllarda balayan kltrel deiim bykehir-tara ilikisindeki ztln, anlam kaymasnn zeminini oluturur. 80lerde yaanan ekonomik ve politik deiim kltrel hayat derinden etkilemitir. Ky ve kent nfusunun eitlendii bu yllar, hem yoksullua kar vaatlerin artt hem de aslnda yoksulluun mitsizlie doru evrildii ve kentlinin taral gmenle yzlemek zorunda kald yllardr. Grbilek, Trkler taralarn -kendi ilerindeki nc dnyay- 1980lerde kefettiler der ve bunu yle aklar:

Sanrm 80lerin ayrt edici yan da burada: 80ler bu dlanm, modern kltrel kodlarn dna itilmi, orada ancak bir yokluk, bir eksiklik olarak var olan taraya ynelik bir zgrlk vaadini temsil ediyordu (2001: 97, 104).

Grbilek, 80lerin taraya, Kemalizmin dayatt modern kltrel kimlik basksndan kurtulma umudu verdiini, tarann kendi kimliini koruyarak kent hayatna eklemlenebileceini vaat ettiini ileri srer (2001: 104). Bu noktada 80leri toplumsal ve kltrel olarak dntrc klan iki dneme deinmek gerekmektedir:

1950li yllardan beri ba dndrc bir hzla bymesi, cumhuriyet dneminin tarihine damgasn vuran genel politik-ekonomik koullar temelinde anlalabilir. Marshall Planndan balayarak Batdan gelen krediler, ar retim yapan ve gittike daha baml hale gelen bir ekonominin oluumunda, nfusun ve ar sanayinin, Bat pazarlarna ulamann kolay olduu blgelerde younlamasnda ve krsal nfusun kitlesel biimde bu blgelere akmasnda nemli rol oynuyordu. Stokes, 12 Eyll askeri darbesi ve onu izleyen liberal politikalar sonucunda kent nfusunun arpc bir tempoda arttn; hem kentin iinde hem de kent ile Trkiyenin geri kalan arasndaki ekonomik kutuplamann ba dndrc bir hzla bydn belirtir (Stokes, 2006: 150151).

28

80lerin ilk yars ve ikinci yars. Grbilek, 80lerin ilk yarsna darbenin, basknn, iddetin; ikinci yarsna ise grece zgrlemenin, daha modern, daha sivil bir iktidarn damgasn vurduunu syler. Bu iki elikili hal, etkili olabilmek iin birbirine ihtiya duyan, meruluklarn birbirine borlu biimler olmay

srdrmlerdir (2001: 13).11

Merkezin taray neden 80lerde kefettiine bakarsak Grbilekin, o dnemin kltrel iklimini tanmlayan iki kavramyla karlarz; kavramlardan ilki szn bastrlmas, ikincisi sz patlamasdr. Bu iki kavram 80lerin elikili zellikleri ile rtmektedir. Sz patlamasna deinmeden nce szn bastrlmasnn koullar, nedenleri ve sonular zerinde durmak gerekmektedir. 12 Eyll 1980 darbesi ve 1982 Anayasas Trk toplumu zerinde her trl basknn, kstlamann, snrlarn artrld, devlet/toplum ilikisini yeniden belirleyen ve devlet iktidarn onayan rejimin hkm srd bir dnemi balatmtr. Lainer, bu dnemi geriye dn olarak adlandrmtr.

Siyasal hak ve zgrlkler alabildiine kstland gibi, toplumun en temel sorunlarn devletin lke ve milletiyle blnmez btnln ilgilendirdii gerekesiyle siyaset d sayan, yani bunlar hakknda millet iradesini temsil eden partiler ve parti hkmetlerinin deil, devletin karar vereceini kurumlatran bir rejim kurulmutur (2002: 12).

11

Bora, 1980 sonrasn yekpare bir zaman olarak dnmenin problemli olduunu syler. 1980 kukusuz bir byk darbe, bir byk koputur. Ancak 1990larla birlikte yaanan politik ve toplumsal gelimelerin, 1980 sonras deiimin rn olarak deerlendirilebilecek olsalar dahi, kendi bana bir kopua (yani bir kopua daha) yol atklar iddiasndaym (2002: 56). Buna gre 1980 sonras, iinde pek ok kopuu, dnemsel geileri barndrmaktadr.

29

Lainer, 12 Eyll restorasyonunun, toplumun btnln ilgilendiren en temel sorunlar, konular siyaset d olarak tanmlayan, toplumun bunlar tartamayaca ve bunlar hakknda parti hkmetlerinin karar veremeyeceini hkme balayan bir dzenleme yaptn belirtir. Lainere gre bu dzenlemenin amac toplumu politik duyarllktan, politiklemeden uzaklatrmaktr (2002: 14, 15). 80li ve 90l yllar amaca ulaldnn rnekleriyle doludur. Lainere gre 12 Eyll siyasi rejimiyle ayn zamanda devreye giren postmodernizm, ayr bir adan ama ayn apolitikletirme sonucunu veren zellikleriyle o baarnn elerinden biri olmutur (2002: 15). Bu baarnn en nemli sonucu olan ve 80 sonrasna damgasn vuran tketim ve pop kltr iinde patlayveren szler, imgeler ve grntler ayn zamanda piyasa toplumu tanmnn merkezinde yer alr. Grbilekin sz patlamas olarak tanmlad dnem Boraya gre laf kalabalna boularak gszlemitir. Bunun iin artk szn geirmek daha zordur. 80lerde piyasa toplumu olmann ilk hazrlklar yaplrken, 90larda artk piyasa toplumu olmu bir Trkiye vardr. Bunun iin Bora, 90lar Trkiyesi, her eyden evvel, daha ktdr der (2002: 59). 90lar Trkiyesini daha kt klan nedir? Piyasa toplumunu besleyen tketim ve pop kltr, onun iindeki sz ve imge patlamas; toplumsal hafzann giderek kaybolmas,12 byyen snfsal eitsizlikler, toplumsalln azalmas nedenlerin banda gelir. 80lerde artarak dnen merkez-evre ayrm 90larda

Bora, 80 ncesinin hatta 90 ncesinin hatrlama menzilinden kmasnn, daha derin bir unutula, kendini bir tarihsel ak iinde grmekten, tarih bilincinden bsbtn uzaklamasyla balantl olduunu belirtir (2002: 60). 80ler ve 90lar toplumsal hafzann yerine bizzat unutmann getii, derin unutu yllardr, nk hatrlamak beraberinde sorgulamay getirir: Unuttu, nk hatrlamak hesaplamak gerektirecekti; hesaplamak da hem hesap vermeyi hem de belki hesap sormay Uzla kltr ylesine yerleti ki, artk birilerini zmenin ya da sinirlendirmenin gerei yok (Toker, 2002: 109).

12

30

daha da bymtr. 90lar konumuz balamnda nemli klan bir baka zellii de kentleri cazibe meknlar haline getirmesidir. Ayfer Tun, bunu yle anlatr:

Grdk ve istedik, giderek ehirlerde toplandk. Aslnda haklydk, kylerde, kasabalarda oturanlarmz da yeni hayattan paylarna deni istiyorlard. Galiba paylarnn byk olacan sanyorlar ve istemenin bir bedeli olduunu kestiremiyorlard. Oysa yeni hayat dorusu epeyce pahalyd ve elde edebilmek iin ehirlerde alp yaamak gerekiyordu. Hem yeni hayat toprayla yaayan insanlara, rgtlenme modelinin iinde pek ikincil bir yer ayryor, hatta ou zaman bsbtn grmezden geliyordu. ehirler eski hayatn o ar akan ritminin tersine hzla bymeye baladlar. Yeni hayatn ileyi modelinde unutulmu olanlar tekil kurtulularn arama arzusuyla ehirlere geldiler (2002: 52).

Tara, 80lerde kentlerde kefedilir. Yeni hayattan payna deni almak iin kente gelen tara, piyasa kltrnn, sz ve imge patlamasnn iinde bulur kendini. Trkiye bu dnemde kendi periferisini; merkezin dna ittii, dlad, taralatrd dnyasn kefetmek zorunda kalr. Fakat kefedilmek zorunda kalnan yalnzca dardaki tara deil, modern olabilmek adna bastrlan, ierdeki taradr. Yksek kltr, Kemalist modernizmin vaatlerinin tkendiini grd noktada, yksek olabilmek adna bastrd yanlarn kefetmek zorunda kalmtr. Kemalist modernizmin kendine ykledii ykseklik ideali, toplumsal akln temsili, toplum adna davranma, ortak bir modern kimlik oluturma grevi 80lerde kendini vazgeiin kollarna brakmtr. Ykseklik idealinin yerini yalnzca kendi adna davranma, kendini temsil etme serbestlii alr. Grbileke gre 80ler, yksekmi gibi davranan bir kltrn kendi tarallnn, kendi yerliliinin, kendi aalnn

31

da geri dnn temsil ediyordu (2001: 106). nk 80lerin ikinci yars, kendini bask sonras herkes iin bir zgrlk vaadi; itah, itiraf ve i dkme dnemi olarak ortaya koymutur. Grbilek, 80lerde bastrlm olann geri dndn syler, bastrlm olandan bahsederken onu hep bir vaatle, imknla birlikte dnr. Vaatle geri dnen eyler geri dnerken tad vaadi de tketmitir.

Geri dnen eyler artk bastrlm olandan baka bir eye dnmtr nk onlara, bask ortadan kalkmad halde geri dnme imknn veren tek bir ey var: Piyasa. Vaadin tkenmesiyle birlikte, bask da znesini yitirdii iin grnmez oldu. Piyasann belki de tayin edici fark bu: Onun grnmez basks, znesiz iddeti, mahrum brakt arzuyu hibir eyle teselli etmiyor (2001: 107, 108).

Grbilekin piyasa olarak adlandrd kapitalist ekonominin ileyi biimidir. Trkiyede bu ileyi 80lerden itibaren daha ok genileme ihtiyac duyar. Kentlerin daha ok byd, zenginliin dengesiz bir biimde dald, yoksulluun artt bir srece sokar. Bu srete merkez ve evre de belirsizlemeye balar. almann bu blmnde tara kavramnn, kent/kr, merkez/evre ayrm balamnda Trkiyede geirdii tarihsel dnm ortaya konulmaya allmtr. Bu blmde ortaya konmaya allan olgular balamnda bundan sonraki blmlerde Kasaba, Masumiyet ve Be Vakit filmleri tara, tarallk, tara ve ocuk konular erevesinde analiz edilecektir.

32

BLM II KASABA: TARAYA BAKMAK

Taraya bakmak, insann kendi iine bakmasdr biraz!13

Nuri Bilge Ceylan, Kasaba filmini ablas Emine Ceylann bir yksnden yola karak ektiini, filmde otobiyografik eklentiler ve ehovdan alntlar kullandn belirtir. Filmdeki kasaba, Ceylann byd anakkalenin Yenice kasabasdr. Ceylan filmi, bir ocukluk hatrasndan yola karak ekmitir:

Bir fikirden yola ktm, bir ocukluk hatrasndan, gn aarana kadar tarlalarda sren u uzun sohbetlerden. Her ey zihnimde ok netti. Bir ocuk olarak hangi konuda konutuklarn pek anlamyordum, ama byklerin bu konumalarnn bana bir tr gvenlik hissi verdiini hatrlyorum. Tartyorlard, glyorlard (aktaran Akbulut, 2005: 18).

Ynetmenin ilk uzun filmi Kasaba, drt sekanstan oluur. Bu drt sekansta, kua iinde barndran bir ailenin yaants zamansal geilerle anlatlr. Film, kasabann sessizlik iinde ve kar altndaki bo sokaklar ile balar. Sessizlii bozan tek ey, ilkokulun nnde bekleyen rencilerin syledii andmzdr. Birinci blm, ailenin 11 yalarndaki kk kz Asiyenin okuduu ilkokul snfnda geer. Mevsim ktr. Mekn ve zaman ilikisine vurgu yapan; anlatnn zamanszlk, yineleme, tekdzelik ve sessizlik zerine kurulduu

13

Bora, 2005: arka sayfa

33

bir blmdr. kinci blm, okuldan kan Asiyenin, kk erkek kardei Ali ile birlikte doann ve hayvanlar dnyasnn gizemleriyle karlamalaryla geen bir yolculuu anlatr. Mevsim bahardr. Asiye ve Ali kasabann dndaki aalk alanda karlatklar hayvanlarla, doaya ait nesnelerle oynarlar. Ali karlat her eye hayranlkla fakat korkuyla yaklamaktadr. Asiye ise daha soukkanldr. Bundan sonraki blmde, iki kardein ailenin yannda, tarlada, ate banda geen sohbetlerine tanklklar anlatlr. Atein etrafnda ocuklarn dedesi, ninesi, anne ve babas ve kuzenleri Saffet vardr. Dede askerlik anlarn, Saffet kasabaya olan nefretini, bkknln, baba ise hayata dair felsefi grlerini anlatr. Nine ve anne genellikle dinleyicidirler. Drdnc blm evde geer, evdeki gnlk rutin anlatlr. Alinin grd ryayla i ie geen sakin bir blmdr. Ali, ryasnda annesini pencerenin nnde dizlerine sarnm sallanrken grr, anne yava yava pencereden aa doru kayar. Filmin sonunda Asiye ve Ali doada oynamaktadrlar.

Nuri Bilge Ceylan, tara, ocukluk, gemi ve aidiyeti sorgulad filmlerde [ilk ksa filmi Koza (1995), uzun filmleri Kasaba (1997), Mays Sknts (1999) ve Uzak (2002)] kendi gemiine dair eklentiler kullanr. Kendisi de bunu bir syleisinde, otobiyografik ok ey var, ama ayrmak zor. Arkadalarmn hayatlar, benim gemiim, gzlemler, duygular, hepsi bir araya giriyor ve unutuluyor kaynaklar diyerek dile getirmitir (n, 2003). Yine de bu filmler nostaljik deildir; nk bu filmlerin, ele ald temalara dair sorgulayc bir bak vardr. Sunere gre,

34

Bu filmlerin temel ekseninde yer alan tara, gemie ait, gemite kalm, kaybolmu, bugn artk var olmayan, o nedenle de zlemle anlan bir yer ve yaant biimi olarak kmaz karmza. Tersine bu filmler evin, ocukluun ve tarann hibir zaman geride braklamayacan, daima imdiye ait meseleler olarak kalacan imler gibidir. Bu haliyle Ceylann filmlerinde karmza kann bir tr kar-nostalji olduunu bile syleyebiliriz (2005: 106).

Ceylann filmlerinin temel meselesi olan aidiyet, gemi, ev ve ocukluk bir meknla rtlr. Bu mekn, giderek kavramsal bir yapya dnen taradr. Tara, onun filmlerinde duraan, sknt verici bir yer olarak temsil edilir. Ceylan, taraya bakt filmlerinde yava ileyen zamann, skntnn ve boluun iinde duran sakl derinlii ortaya karr. kr Argna gre Ceylan, tara zerine klieler reten egemen ideolojinin arpk bakn krar, taraya baka bir gzle bakmay gze alr ve bunu baarr (2005: 293). Ceylann merkezden taraya ynelen ve gerei bulandran arpk bak krd, izleyicinin taray gzetleme lksn elinden alarak tarann da izleyiciye bakt, baknn grnr klnd ilk filmi Kasabadr. Ceylan, filmde ne kadar kiisel bir hikye anlatyor olursa olsun, anlatt durumla arasna, anlamay ve zmlemeyi mmkn klacak bir mesafe koymay baarmtr.14 Bu mesafe sayesinde byd kasabada, annesi, babas ve akrabalaryla filmi ekiyor olsa da kendi bakn anlamamz ve zmlememizi salamtr.

Blocha gre, mesafe olmakszn, bir durumun tam iindeyken, o durumun deneyimini yaamanz bile imknszdr; hele yaadnz temsil etmeniz onu doru bir biimde sunmanz -bu temsil ya da sunumun genel bir gr ortaya koymas gerektii de dnlrse- hi olanakl deildir (aktaran Argn, 2002: 28).

14

35

A- Zamanmekn rgs Kasabay belirleyen baz temel zellikleri; ahlaki yaps, baskc ve kk bir yer oluu, sessizlii, yalnzl, skcl, kk esnaf, yakn ilikileri ve doasdr. Kasabada toplumsal ilikiler ve kimlik bu tanm ve zellikler dorultusunda ekillenir. Mekn, toplumsal ilikilerin iinde ve zerinde yaand genel ortamdr. Kasaba dediimizde onu meydana getirenin toplumsal ilikiler olduunu, toplumsal ilikilerin iinde yaanan genel ortam derken de; yeryz, sokaklar, gnlk yaamn oluturduu tabaka, mimari ve ekolojik ortam kastetmekteyizdir. Z. Tl Akbal Salpe gre, btn veheleri ile toplumsal ilikilerin retimi ve yeryz kabuunu saran insan ilikilerinin retimi meknn retimi olarak deerlendirilmektedir (2004: 91). Kasaba filminde mekn, toplumsal ilikilerin iinde yaand genel ortam; sokaklar, gnlk yaamn oluturduu tabaka, doa yani ekolojik ortam belirler. nsan ilikilerinde de fiziksel mekn belirleyicidir, mekn algs doa ve insan ilikileri balamnda yaratlmtr. Filmde mekn tanmlayan, ynetmenin mekna, kasabaya, taraya baknda belirleyici olan elerden biri de zamandr. Filmde anlatnn meknsal ve zamansal rglerinin grnr olduu dmler bizi Bakhtinin kronotop kavramna gtrr. Edebi anlatlar zmlerken yararland kavram ile Bakhtin, uzam ve zamann birbirinden ayrlamazln ifade ettiini belirtir.15 Zaman adeta uzamla kaynaarak uzamn iine akar demektedir.

Zaman-uzamn temsil etme bakmndan tad nemden gl bir biimde etkilenmekten kanamayz. Sonuta, zaman dokunulur ve grnr hale gelir; zaman15

Zaman-uzamlar nemlidir nk en belirgin olan ey, anlat asndan tadklar anlamdr. Romann temel anlatsal olaylarn rgtleyen merkezdir bu zaman-uzamlar. Zaman-uzam, anlat dmlerinin baland ve birletii yerdir. Anlaty biimlendiren anlamn bu zaman-uzamlara ait olduu, hibir ekince ilave edilmeksizin sylenebilir (Bakhtin, 2001: 324).

36

uzam anlatdaki olaylar somutlar, cisimletirir, onlara yaam kazandrr (Bakhtin, 2001: 324).

Sibel Irzk, kronotopun zamanla mekn arasnda eitli toplumsal deneyimler araclyla, farkl biimlerde kurulan isel balarn edebiyattaki zgl grnmler olduunu syler (2001: 28).

Kasabada zaman ve mekn arasnda kurulan ban Bakhtinin szn ettii trden bir ba olduu sylenebilir. Filmin anlatsnda zamann uzamla i ie getii pek ok plan ve sahne vardr. Bunlar izleyicinin zaman ve mekn algsn uyaran geiler, dmler ve balardr. Kasabann ilk sekansn dierinden ayrmak iin zamansal gei kullanlmtr. Snfta geen birinci sekans, Asiye ve Alinin okuldan kp doada gezinti yaptklar ikinci sekanstan ayran zamansal geitir, ktan bahara geilir. Zaman, filmin mekn olarak doa iinde aa kar. Bakhtine gre kasabalar gndelik dngsel zamann mahalleridir. Kasabada zaman, ilerlemekte olan hibir tarihsel devinim barndrmamaktadr; bunun yerine dar devirlerle ilerler: gnn, haftann, ayn, bir kiinin yaamnn devri. Bir gn bir gndr yalnzca, bir yl bir yldr -bir yaam bir yaamdr (2001: 321). Filmdeki ev sahnesinde bu ok youn bir biimde hissedilmektedir. Bir gn sadece bir gndr, deien neredeyse hibir ey yoktur, her ey belirli bir rutin iinde yaanmaktadr. Herkesin ne yapaca, neyi nasl yapaca bellidir. Kasabada geen mevsimlerin de tarihsel bir nemi yoktur, doann dngs devam etmektedir.

37

Suner, filmde zamann aknn biteviye bir yinelenme dngs olarak kurulmasnn sknty tarif ettiini belirtir (2006: 109). Grbilekin Yusuf Atlgann dilinde bulduu tara sknts tanm ise filmin zamana ve mekna yaklamn zetlemektedir:

Gemi zaman bir trl gemek bilmeyen zamana, geni zaman her an daha da daralan bir zamana dnmtr. D dnyada bir eye yknyorsa bu dil, olsa olsa saatlerin tkrtsdr bu, mutfakta damlayan suyun sesidir. Tlsmn, onu iinde aydnlatan ruhu yitirmi, derin bir hakikati ima etmekten vazgemi bir szdizimi, ancak bu sayede kendini yaantya aan bir dil. Ksa, kesik, ba sonu olmayan bir tempo, skntnn temposu (2005a: 50).

Snfta sobann zerine damlayan suyun sesi, yere den kar taneleri, havada uuan ty, rzgrn uurduu yapraklar, sinek vzlts, atein savurduu kller Kasabada zamann d dnyada yknd dilin karlklardr. Bu imgelerin kavramsal karlklar olduunu, Ceylann sinemasnn sinema-fikir dncesi rettii iin alml olduunu belirten Hasan Akbuluta gre ynetmenin filmleri, Fransz felsefeci Gilles Deleuzen gelitirdii zaman-imge sinemasna dhil olmaktadr (2005: 39). Zaman-imge sinemas ile Deleuze, sinemann sadece imdiki zaman imgelerinden olumadn, bu imgelerin bir dnya ile evrelendiini dnr. Bir imgenin iki yn vardr, gerek ve geree yakn, gerekmi gibi olan. imdiki zaman gsteren, gerek imge, gemi zaman gsteren geree yakn bir imgedir. Bir imgenin her iki anlam da tamas gerektiini syleyen Deleuze, imgenin imdiyi ve gemii ayn yzeyde tadn, gemii tayan, geree yakn imgenin, imdiki zaman gsteren gerek imge zerinde bir ayna ilevi grdn belirtir

38

(1997: 68 79). Deleuze, Henri Bergsonun sre felsefesini16 sinemasal imgeler zerinden tartmaktadr. Buna gre gemi zaman, imdiki zaman iinde devam eder. Sinema, imdiki zaman gsteren gerek imgeleri bir nceki imgelerin iinde tar. Deleuzee gre hayatmzn her an da byle ilemektedir, gerek ve geree yakn, bir tarafta alg dier tarafta hatrlama (1997: 79). Zaman-imge sinemasnda alglama-tepki-devinim zinciri kopmu, karakterler saf grsel ve sessel durumlar iinde bulmulardr kendilerini. Bu ykleme biimi klasik, organik yklemeden farkl olarak kristal ykleme olarak adlandrlr. Buna gre kendi nesnelerini oluturan kristal betimlemeler, saf grsel ve sessel durumlara gndermede bulunur. Zaman-imge sinemasnda grlen imgeler yalnzca grsel deil, iitilmesi ve kavranlmas gereken kavramlardr. Akbulut bu kavramn, Deleuzen sinema felsefesinde, imgeler araclyla ulalmas hedeflenmi sonu olduunu syler (2005: 43). Kasabann imgeleri skntl bir dile, skntl bir kavrama gndermede bulunur. Ceylan taraya, tpk imgelerin kendisi gibi doaya, imdiye, andaki darla ait bir kavram olarak bakmaktadr; onu zamansal ve meknsal balaryla grlr klar, zamann uzamsallatrlmas ile anlalabilir bir kavram olarak imgeselletirir.

Bergsona gre zamann kendisi nitelikseldir, dinamik bir geliimdir ve sredir. Bergson zamandan ok bir ak betimleyen sre kavramn kullanr ve bu sre ancak sezgi yoluyla bilinebilir ve ancak sezgi sayesinde dorudan tannr. Bergson felsefesinin temel ta sreyi oluturan nedir? Devinim halindeki benliin bilincidir, bellektir. Gemiin imdide yaamay srdrmesidir. sel sre, bellein gemii imdide tayp devam eden yaam; ya iinde gemiin durmadan byyen imgesinin ayrk bir biimini tayan, ya da daha byk olaslkla, gemiin niteliinin srekli deiimiyle arkamzdan srklediimiz, yalandka daha da arlaan bir yk olduunu gsteren imdidir. (1998: 30)

16

39

Akbulut, Claire Colebrookun zaman, bir eylemin muhtelif noktalarn birbirine balayan bir izgi olarak grerek, uzamsallatrma eilimi tadmz dndn belirtir (2005: 42). Kasabada zaman, doaya ait hareket imgeleri ve karakterlerin imdide bulunduklar eylem imgeleriyle uzama (taraya) zg yavalk ve sesler eliinde grlr klnr. Bu imgelerin pek ounda zamansal bir yavalk, ana ilikin bir younluk vurgusu vardr. Yavalk ve anmsama, hz ile unutma arasnda bir iliki olduunu syleyen Milan Kunderaya gre, varoluun matematiinde bu deneyim iki temel denklem biimine girer: Yavaln derecesi, ann younluuyla doru orantldr; hzn derecesi unutmann younluuyla doru orantldr (aktaran Argn, 2002: 29). Tara yavalk, kent ise hz ile birlikte dnlr. Ceylan, kendi ocukluunu zaman-imgelerle anmsamakta, bu nedenle anlatm yavalkla rtmektedir.

B- Tara Sknts ve ocukluun Benzerlii Arzuladmz bir ey gereklemediinde sknt duyarz. Bir eylerin olmasn bekleriz ama bu eyler bir trl gereklemez. ar var, aran var, arldmz yerde bekliyoruz, ama hibir ey olmuyor (Grbilek, 2005b: 70). Filmde skntyla17 en fazla zdeleen aile bireyi Saffettir. Saffetin skntsnn kayna ise yaad kasabadr. Kasabada zaman gememekte, orada yaanan bir hayat hayata benzememektedir. Saffet bu dncesini yle dile getirir: Hayat u yaadmz hayattan ibaret bana gre, grp greceimiz yalnzca bu. Ne bir amacm, ne hedefim, ne hayallerim var!.. Sadece mzmin bir i sknts. Bu i
17 Nuri Bilge Ceylan, skntya nem verdiini syler. Walter Benjamine atfta bulunur ve yle der: Nasl uyku insan bedeninin dinlenmesinin doruk noktasysa, sknt da ruhsal dinlenmenin doruk noktasdr (Erkal, 2007: 102).

40

skntsnn kayna olan kasaba ise bir hapishanedir. Saffet, amcas ve dedesi tarafndan sulanan, eletirilen babasn savunur: Baka ne yapabilirdi ki babam. Yeteneklisin. Kuvvetli hissediyorsun kendini. Dnyay yerinden oynatabilirmisin gibi geliyor. Ama dnyann hi umurunda olmayan, hapisten farksz bu kasabadasn. Saa bak aa, sola bak aa. Gitmeyip de napacaksn?. Saffet de Yusuf Atlgann kahramanlar gibi dar bir hayat yaamakta, hep darln tesindeki dnyann hayalini kurmaktadr. Grbilekin ifadesiyle,

Kahraman, skntl yzn o dnyann aynasnda grr. Ama ister byk ehir olsun bu, ister d, ister ak, o dnya yalnzca bir an iin bir genileme vaat eder, ardndan darln snrlarn daha da kaln bir izgiyle yeniden izer (2005a: 55).

Tara da kahramanmz gibi kendini byk ehrin aynasnda grmektedir nk varln kendi dndaki bir merkezin varlna borludur. Tara, kendisini merkez karsndaki konumuyla tanmlar. O nedenle tara iinde yaayanlara her zaman dar gelecektir nk kendini her zaman kentin karsndaki konumuyla tanmlayacaktr.

Saffet de tpk babas gibi onu kasabada daraltan byk ehre gitmek istemektedir. Genlii kasabada gemekte olduu iin onun byle yok olacan dnr; kendi szleriyle erkeklii, dinlii ve kalbi gznn nnde erimektedir. Bu nedenle ona ufuk aan byk ehre gitmek istediini syler:

41

-Bu kasabada yaayan insanlar ve onlarn kk hesaplarn anlamyor, ruhuma yabanc ve boucu buluyorum. imdi syleyin bana, byk, ciddi ve herkese gerekli bir iin yapld bir yerlere gitmek istemekte kt olan ne var?

Saffetin kente gitmek istemesinin nedeninin, kentin kasabaya kar vaat ettii yaam biimi olduu sylenebilir. Saffete gre kentte, byk, ciddi ve herkese gerekli iler yaplmaktadr, kentlinin kasabal gibi kk hesaplar yoktur. Saffet, Grbilekin deyimiyle orada, darda, bir anlam vaadi olduunu fark etmitir bir kez (2005a: 56).

Grbilek, yoksunlukla akraba olan tara skntsnn ocukluundan tand bir sknt olduunu nk ocukluun kendisinin bir tara olduunu syler:

Tpk tara gibi, uzakta yanp snen, parlayp yiten n vaadiyle yaar ocuk. Her gn onu bekleyen, her sabah onu yanna aran bir dnya! Orada, darda, bir anlam vaadi olduunu fark etmitir bir kez. Yeni bir oyuncan uyandrd umudun yerini birden nasl koyu bir can skntsna braktn hatrlayanlar bilir: ocuu umutlandran da, bir eylerin kendisinden esirgendiini hissettiren de darnn vaat ettii bu anlamdr (2005a: 56).

Saffetin kente dair hissettii de buna benzer bir anlam vaadidir. Saffetin kente dair umutlar, kentin vaadi, darnn ocua hissettirdii anlam vaadini artrr. Bu balamda, Grbilekin tara ve ocukluk arasnda kurduu benzerlik ilikisi filmde sadece Asiye ve Ali zerinden deil, Saffet karakteri zerinden de okunabilmektedir.

42

Kasaba, ynetmenin ocukluk ansndan yola karak ekilmitir. Filmde ocukluk18 hem imgelerin kavramsallatrlmasnda hem de tarann temsilinde ne kan, gl bir dncedir. Kasabann ocuklar da darnn vaat ettii anlamn peindedir. Asiye ve Ali, bu anlam doada, Saffet ise byk ehirde aramaya koyulur. Mine Tan, ocukluun doaya, tabiat haline yakn bir yaam evresi olduunu syler (1993: 11). nala gre de ocuk doann bize bir armaandr (2007: 85). Filmde Asiye ve Alinin ocukluklar doayla zde bir ocukluktur. Filmin kasabaya, aileye, doaya yneltilmi ocuksu bir bak vardr. Ceylan, bu bak tercih etme nedenini yle aklar: nk ocuklar kirlenmemi bir ekilde bakyorlar hayata. Kirlenmemi derken ahlaki olarak kirlenmilik deil de nyargsz bir bak anlamnda kirlenmeden bahsediyorum. Baka bir yerde de hayat bize anlamn ocuklukta hissettirdii gibi hissettiremiyor. Alglar hibir zaman o kadar zengin olmuyor ve zaman getike kreliyor demektedir (Erkal, 2007: 101).

Kasabann ocuksu bak, zaman-uzamlala ilikisi balamnda anlalabilir. Zaman, meknn duygusunu younlatrr, film ana vurgu yapar ve zamansal geileri doal bir yineleme olarak kurgular. Diane Sippl, filmde mekn kullanmnn dngsel bir dokuya sahip olduunu, zamansal geilerin aslnda sonu gelmeyecek bir tekrarn paras olduunu belirtir:

Kemal nal, ocukluu yle tanmlar: Bebeklikten ergenliin balangcna kadar sren devre iinde bulunanlar, ou kltr ve toplumda genellikle ocuk olarak deerlendirilmitir. Kiilik (yani yetikin tutum ve dnceleri) edinme srecinde yetikinlie/olgunlua (maturity) erime asndan dikkate alnan ve yaam dngsnde ilk evre olarak grlen ocukluk (childhood), bir dizi fiziksel ve zihinsel eksiklii ifade eden bir yetersizlikler a olarak tanmlanmtr (2007: 19).

18

43

Gle atlan akl talar misali bu ocuklar (Asiye, Ali ve bulu andaki Saffet) ailelerine, retmenlerine ve kanunlara kar su sratrken dalgalar yayyorlar. Ama bu dalgalarn merkezinde -ve gkyznde bir yerlerde- hayalleri var. Bulutlar tepeleri ayor. Kar yamaya balyor ve dng baa saryor (2007: 82).

Filmde anlamn ortaya kmasnda doa ve doa ile iliki nemlidir. Kltre ait bir alan olarak okulda geen zaman ve eylemler sradanlk, alkanlk ve rutin zerine kurulur. retmenin verdii okuma paras ocuklar iin pek bir anlam ifade etmez, ocuklar ve hatta retmen pencereden darya dalgn dalgn bakmaktadrlar. Okuma parasnn ad Toplum Hayatn Dzenleyen Kurallardr. Emir ve yasaklar, ahlak ve grg kurallarndan bahsedilmektedir. Akbulut, bu okuma parasnn filmdeki doa kltr kartlna vurgu yaptn belirtir, toplum, toplumsal yaam dzenleyen kurallar, toplum-ii/toplum-d ayrmyla dile getirilenler kltrle ilgili olduu iin, bir tr kltre giri niteliindedir (2005: 67). Kltrn alan olarak okulda geen zaman bir rutinin devam etmesidir, ocuun yaantsnda kltrel anlamlarn yeri pek yoktur. Bunun yan sra ikinci blmde doada yaplan gezinti boyunca ocuun doaya baknda merak, ilgi ve oyun vardr. Asiye ve Ali bu gezinti boyunca doaya ait anlamlarn izini srerler; bu anlam bir leylein yuvas, bir eein gz ve gzn etrafnda uuan sinekler, bir kaplumbaa, bcek, yapraklar ve otlar arasnda olabilir. ocuklar iin de doada geirilen zaman bakmak, oynamak, otlara uzanp yatmak ve hibir ey yapmamakla geer.

44

C- Ev ve Aidiyet likisi Terry Eagleton, doann hibir ey, kltrn her ey olduunu ne srmenin idealist bir safsata olduunu syler.

Doa yalnzca kltrn tekisi deildir, onun iinde sreduran bir arlktr da; insan znesini batan sona kesen isel bir gedik aar. Yalnzca kendi doal enerjilerimizi bu amaca ynlendirerek kltr doadan ekip alabiliriz; bu anlamda, kltrler sadece kltrel aralarla kurulmazlar (2005: 130).

Kasabada kltrel izleklerin doadan ekip alndn syleyebiliriz. rnein leylek yuvas ve Alinin merakla izledii kaplumbaa, ev ve aidiyet izleklerine balanr. Kaplumbaann bir taraftan evini srtnda tayor olmas, dier taraftan da bir yerinin olmay filmdeki aidiyet meselesinin imgesel karldr. Akbuluta gre kaplumbaa, evin bir hapishane olarak adlandrlmasna yol aar ve bu zelliiyle de Saffetin kasabasna, evine dair hissettiklerini cisimletirir (2005: 71). Kaplumbaa Alinin doada kendine bulduu oyunlardan biri olur. Onu ters evirir ve kaar, hayvan ters dnm bir ekilde rpnmaktadr. Ali onu ters evirdii iin vicdan azab duyacak ve gece kaplumbaa/ev/aidiyet izleklerinin ilikisine dair kt bir rya grecektir. Ryada Ali yatanda uyumakta, kbus grmektedir, annesiyse pencerenin nnde dizlerine dayanm dar doru yuvarlanmaktadr, tpk Alinin ters evirdii kaplumbaa gibi. Ali ryasnda kendini evinde grr, evinde ama huzursuz. Burada vicdani bir hesaplama vardr. Gaston Bachelardn dedii gibi, Ev, d barndrr, d kuran korur; ev dinginlik iinde d kurmamz salar

45

(1996: 34). Ali ise kaplumbaay evinde rahatsz etmitir, o nedenle kendi evi onu korumaz, ev ve aidiyetle zde olan annesini de yitirir.

Bachelard, evin insan varlnn ilk evreni olduunu; insann dnceleri, anlar ve dleri iin en byk birletirici glerden biri olduunu kantlamay amaladn, bu birletirmede balayc ilkenin d kurma olduunu syler (1996: 34). Bachelardn anlatmna benzer biimde ev Kasabada birletirici bir g olarak temsil edilir. Filmde ev ve aidiyet izleklerine dair balantlar, imgeler, diyaloglar ska karmza kar. Ate banda yaplan konumada bu sorgulama hi bitmez. Saffet kendisi iin memleket, bir yere ait olmak, insann topra gibi deerlerin bir nemi olmadn, bunlarn bo eyler olduunu syler. Dede, Saffete kzar, itiraz eder:

-Biz bu topran stnde doduk, burada bydk, bu topran her eit otunu, hayvann, kuunu biliriz, onlar da bizi tanr sanki Mevsimlerin deimelerini, kestane karasn, cemrelerin dmesiyle deien havasn biliriz. Topran altnda lmlerimiz, stnde hsm akrabalarmz yaar. nsan gurbette kalakalyor, nereye baksan, kime baksan yabanc.

Ev ve aidiyet tartmasnn bir ucu da Babaya dayanr. Dede, oluna da kzmaktadr. Kylerinde okuyan tek kiidir, yabanc bir lkede eitimine devam etmi olmasna ramen dnp dolap kasabaya yerlemitir. Dede sorar, bu tarlalardan, bayrlardan kurtulmak iin okumadn m sen? Btn bu bilgiler ne ie yaryor anlamadm gitti, imdi aramzda bir fark yok gibi. Aslnda bu konumalarn belli aralklarla

46

yapldn hissederiz, dedenin anlatt hikyeleri, onun ikyetlerini ocuklar ezberlemitir. Bakhtinin tara tanmnda bahsettii dng bunu da kapsamaktadr: Her gn durmadan ayn etkinlikler dngs yinelenir, ayn konuma konular, ayn szckler vb. Bu tip bir zamanda insanlar yer, ier, uyur, karlar, metresleri (sradan ilikileri) olur () Zaman burada olaydan yoksundur ve bu nedenle, neredeyse havada asl kalm gibidir (2001: 321, 322). Ali tm bu ev ve aidiyet tartmalar zerine kaplumbaaya yaptndan tr vicdan azab duyar ve o huzursuz edici ryay grr.

Grbilek, her ocuun er ge ayn eyi yaayacan syler:

Bir zaman gelir, onun iin ev olmaktan kar ev. Ne erken ocuklukta olduu gibi kefedilecek bir dtr artk, ne de d dnyaya kar snlacak bir i. Tam olarak ne zaman yaarz bunu: Evin darya kar bir snak olduu kadar bir engel de olduunu fark ettiimiz an m? Evin geici, ana babamzn gsz, lml olduunu sezdiimiz an m? Yoksa evin bize bir i dnya balarken ayn zamanda byk bir i sknts da verdiini, bir i dnyas olmann bedelinin bu i sknts olduunu fark ettiimiz an m? (2005b: 63).

Ceylan, filmde evi hem bir snak hem de bir engel olarak temsil eder. Ali ve Asiye iin ev bir snakken, Saffet iin bir engeldir. Suner de Ceylann filmlerinde evi artran, eve balanan bir eyler olduunu syler. Bir yanyla geride brakmak, kap kurtulmak istediimiz her ey, bir yanyla daima zlemini duyduumuz, daima geri dnmek istediimiz yer. Ev, ayn anda uzaklamak ve kavumak istediimiz

47

taramz (2006: 165). Ev/i19/d/doa/aidiyet/ocukluk izleklerinin birletii yer, skntnn kayna taradr. Bu sorgunun yneldii kii, kendini mzmin bir i skntsndan ibaret olarak tanmlayan Saffettir; askere gitme vakti gelene kadar evinden, kasabasndan, tarasndan kap kurtulmak ister ama oras ayn zamanda daima zlemini duyaca, geri dnmek isteyecei bir yerdir, bunu fark eder. Ne de olsa bu evin bize dayatt bir ikilemdir: Gitmek ya da kalmak (Grbilek, 2005b: 75). Fakat Sunerin belirttii gibi tam da arzunun gerekletii anda fark eder insan geride braklanla arasndaki ban gcn (2005: 116). Saffet askere gitmek zere kasabadan ayrld sahnede i monolounda bu ba fark ettiini syler:

-Askere gitme vakti gelene kadar bu kasabadan kurtulmaktan baka bir ey dnmedim. Ama o sabah gelip attnda beni o kasabaya balayan, o gne kadar fark etmediim daha derin balar olduunu hissettim. i damlalaryla kapl kavaklardan havaya ince bir koku yaylyordu. Nedense o gn bana bu kavaklar, amlar, narlar, hayatmda sanki ilk kez gryormuum gibi geldi. Sabahn bu erken vaktinde sokaklarda bir mayn gibi dolaan kpek etelerinden baka bir ey olmaz. Galiba bu sessiz sabahlar, kpekleri, toprak kokusunu seviyorum.

Nuri Bilge Ceylann taraya baknda aidiyet/ev/i/d/doa/ocukluk izleklerini bulmak mmkndr. Tara doayla i ie bir hayatn srp gittii bir ev olarak temsil edilir. Ceylan, kasabasyla arasndaki aidiyet ve ev ilikisini sorgular gibidir. Dolaysyla filmde tara merkezin ona bakt gibi tekiletirici bir biimde temsil edilmemitir. Filmde; byk ehir/kasaba, kent/kr, merkez/evre ayrmna ilikin yantlar vermeyen fakat ayrm
19

sellik denen ey, i dnya denen ey de bir taradr, bir dtr aslnda (Grbilek, 2005a: 62).

48

sorgulayc,

mesafeli,

dardan

bir

bak

vardr.

Ceylan,

sanatn

grevlerinden biri insann bakn geniletmesi ve zenginletirmesidir. Grnenin tesinde bir ey hissettirebilmesidir demektedir (Erkal, 2007: 103). Ceylan, Kasaba filmiyle seyircinin taraya, merkezin yaratt ve giderek bytt ayrmdan farkl bir bak yneltmesini salar.

49

BLM III MASUMYET: ERDEK TARA

Masumiyet, hapishane sahnesi ile balar. Cezaevi mdr filmin bakarakteri Yusufun yazd dilekeyi yksek sesle okumaktadr. Yusuf, dilekesinde cezasn tamamlam olmasna ramen hapishaneden kmak istemediini yazmtr. Yusuf ve mdr arasnda geen diyalogdan Yusufun Erzincan depreminde kaybettii ailesinden geriye bir tek ablas ve enitesinin hayatta kaldn, dnebildii tek i olanann ise Malatya Cezaevinde tand Orhan adl bir mahkm arkadann babasnn stanbulda ilettii kahvehane olduu bilgisini ediniriz. Fakat Yusuf dar kmaktan korktuu iin yetkililerden hayatnn geri kalann hapishanede geirmesine izin vermelerini istemektedir. Mdr, Yusufun bu isteinin hukuki adan imknsz olduunu, onun her eye ramen dar kp ansn denemesi gerektiini syler.

Yusufu bundan sonraki sahnede bir otobste gece yolculuu yaparken grrz. Yan koltukta bir erkek ve bir kadn oturmaktadr. Polisler kimlik kontrol yapmak zere otobs durdurur ve bu iki yolcuyu karakola gtrmek zere indirirler. Yusuf, adn bilmediimiz bir kentte otobsten iner. Herhangi bir otele girer. Otel sahibini beklerken lobide televizyon karsnda uyuya kalm kk bir kz dikkatini eker. Kk kz yar baygn bir vaziyettedir. Yusuf ve otel sahibi gece yars kk kz hastaneye gtrrler. Ertesi gn Yusuf, otelden ayrlr. Otobs terminalinde alan enitesini bulur. Adam Yusufu kutlama yapmak zere evine gtrr. Ablas Yusufu grnce hi tepki vermez, konumaz, yemeklerini koyar, ieride bir odaya

50

girer ve orada oturur. Yusufun enitesiyle arasnda geen diyalogdan, onun on yl boyunca ablasyla ilgili bir nedenden dolay hapishanede yatt bilgisini ediniriz. Giderek daha sarho olan enite karsna hakaretler yadrr, odaya girer ve onu dvmeye balar. Yusuf, bu duruma dayanamaz, sessizce evden ayrlr ve otele geri dner. Sabah uyandnda gece otobste grd adam, Bekir odasnn kapsn alar. Kk kz ilemi hastaneye gtrd iin Yusufa teekkr eder ve onu orba imeye davet eder. Bekir, Yusufa gre daha konukan, heyecanl ve saldrgan biridir. Pavyonlarda altn syler. Yusufu akam pavyona davet eder. Yusuf, gnn kentte dolaarak geirir. Yolda Bekirin yanndaki kadna, Uura rastlar ve onu takip eder. Uur, bir sre sonra cezaevine girer. Gece pavyondan sonra otele dndklerinde Bekir ve Uur arasnda byk bir kavga kar. Bekir, Uurun erkeklerle otelden ayrlmasn istememektedir. Uura silah eker. Uur, Bekire meydan okur. Yusuf ve otelci, Uur gittikten sonra Bekiri sakinletirip yatrrlar. Filmin pek ok sahnesinde greceimiz gibi ilemle birlikte televizyonda bir Yeilam melodram izlerler.

Bir baka sahnede Bekir ve Yusuf, hava almak ve ilemi gezdirmek zere gittikleri ehirden uzak, ak alan bir yerde birbirlerine hayat hikyelerini anlatrlar. Yusuf cinayet nedeniyle on yl hapishanede yatmtr. Askerden dnd gn birlikte askerlik yapt en yakn arkada ile ablasnn sevgili olduunu ve katklarn renir. Bunun zerine pelerinden gidip onlar bulur, arkadan ldrr, ablasn ise azndan yaralar. Kadn bu nedenle dilsizdir. Bekir ise uzun bir planda geen monologunda, hayatnn nemli bir ksmn Uurun peinden srklenerek geirdiini anlatr. Uurla stanbulda ayn mahallede bymlerdir. Uurun ailesi fakirdir. Bekir ise hali vakti yerinde bir esnaf ailenin ocuudur. Uur, mahallenin

51

bkn delikanls Zagora ktr, Bekir ise Uura. Uur ve Zagor birlikte kaarlar fakat Zagor srekli hapse girip kar, Uur da onun peinden gider. Zagor bir arpmada polisi ldrnce mebbet hapse mahkm olur. Uur, Zagora avukat tutmak iin para istemek zere Bekire gider. Bekir ise Uura evlenme teklif eder, Zagorun peini brakmasn ister fakat Uur kararldr, Zagorun peinden gidecektir, Bekir ise Uurun. ou kez Uurdan kamaya, iine ve ailesine dnmeye alsa da baarl olamaz, her defasnda kendini bambaka bir ehirde, Uurun peinde bulur ve yava yava her eyini kaybeder. Yusufla yapt bu konumadan bir sre sonra Bekir, Uurla arasnda kan bir kavga sonrasnda intihar eder.

Yusuf, Bekirin lmnden sonra onun yerini alr. Uuru pavyona gtrr, ileme bakar. Hali ve tavrlar da giderek Bekir gibi olmutur. O da Uura k olur, onunla bir hayat kurmak ister. Bu isteini Uura sylediinde sert bir tepkiyle karlar. Uur, Bekire sylediinin aynsn Yusufa da syler. Yusuf ya bu hayat ekecek ya da terk edecektir. Yusuf terk etmeyi dener fakat baarl olamaz, Uura geri dner. Aradan aylar geer, Zagor hapisten kaar, Uur da Yusufa bir mektup brakarak ortadan kaybolur. Yusuf, Uurdan gelen haberlerle ona ulamak iin nce Aydna, oradan Ankaraya gider. Ankarada Zagorun pavyon sahibini ldrdn, mafyann pelerinde olduunu renir. Bunun zerine ilemle birlikte stanbula gider. Hapishane arkada Orhann babasnn ilettii kahvehaneyi bulur, adamn oray devrettiini renir. Yusuf sonunda adam bulmay baarr, fakat kt bir zamanda gitmitir. Yal adam olu Orhann lsnn banda alamaktadr. Orhan, Uurun sevgilisi Zagorla ayn kiidir fakat Yusuf bundan habersizdir.

52

Masumiyet, karakterlerin mutsuzluunu, arzularn, aklarn, aresizliklerini ve kaybedilerini anlatr. Tpk melodram filmleri gibi iyilik ve ktlk, acma ve sevin, masumiyet ve zalimlik gibi kartlklara vurgu yapar. Filmin hikyesini balatan, Yusufun karlamasdr. Yusufun hikyesinde yol nemli bir metafordur. Bakhtinin de belirttii gibi bir anlatda karlamalar genellikle yolda cereyan eder. Anlatda karakter, yaamn deitirecek insanlarla yolda karlar (2001: 316).20 Bu karlama filmde Yusufu kendi karanlndan baka bir karanla srkleyecektir. Suner de filmin karanlk, klostrofobik bir atmosferde getiini, izleyicide srekli bir kapallk duygusu yarattn belirtir (2006: 175). Filmde karakterlerin dna kamadklar karanlk bir isellikleri vardr. Hayatlar bir hapishane gibidir, bir mahkmiyet olarak kaderleri ne ise onu yaarlar. Bu da filmin atmosferini klostrofobikletirir. Zeki Demirkubuz, filmdeki karanlk hayatlarn ortaya kmasn yaad skntl gnlere balar. Filmi ekmeden nce geirdii hastalklar nedeniyle zorluklar yaayan ynetmen, hastaln etkisi ile kendini zalim ve kt kiiliinden uzak bir biimde, saf ve masum hissetmeye baladn ve bu duygunun stne gittiini syler. Filmin hikyesi ve Yusuf karakteri ynetmenin yllar nce kaleme ald uzun bir monologla birleir (ztrk, 2006: 9596). Bu, filmde Bekirin hayatn anlatt monologdur.21 Bekirin hikyesinin merkezindeki ak duygusu,

Demirkubuzun kendi hayatnda tanklk ettii bir hikyeden filme yansmtr. 12 Eyll darbesi ncesi bir triko atlyesinde tclk yapan Demirkubuz, orada zengin
Yol rastlantsal karlamalar iin zellikle iyi bir yerdir. Yolda (anayol) tm toplumsal snflarn, zmrelerin, dinlerin, milliyetlerin, alarn temsilcileri olan- ok deiik insanlarn izledikleri uzamsal ve zamansal patikalar, tek bir uzamsal ve zamansal noktada kesiir. Bakhtin yol kronotopu olarak adlandrd terimle, yolda insanlarn yazglarn ve yaamlarn tanmlayan uzamsal ve zamansal dizilerin, toplumsal mesafelerin kaybolmasyla giderek daha karmak ve somut bir hal aldklarn ve birbirileriyle farkl ekilde birletiklerini anlatmaktadr (2001: 316, 317). 21 Zeki Demirkubuzun son filmi Kader (2006), bu uzun monologun filmidir. Kaderde Bekir ve Uurun genlikleri, Masumiyetteki hikyenin balangc anlatlr.
20

53

bir adamn metresi olan bir kadnla tanr. Atlyenin sahibi adamn arkadadr ve kadn gzaltnda tutmak iin orada altrmaktadr. Demirkubuz kadn araclyla ona k olan bir kamyoneti adamla tanr ve adamn kadna olan aknn kendisini derinden etkilediini syler:

O zamanlar ben 15 yandaydm ama adamn kadna duyduu ak, stelik baka birisiyle metres hayat yaamasna ramen beni derinden etkilemiti. Adam evliydi, ocuklar vard. Adamn, hi abartmyorum bir kpek gibi kadna ball, varln kadnn varlna teslim etmi olmas 15 yanda olmama ramen bende derin bir duygu brakt (zyurt, 2006: 146).

Ak, Masumiyetin temel izleklerinden biri, karakterlerin yaamlarnn ekseni olsa da Yldrm Trkerin belirttii gibi filmdeki insanlarn ortak paydas aslnda masumiyettir (2006: 38).

A- Masumiyetin Su ve Ceza ile likisi Demirkubuz, filmde masumiyetin Yusuf karakteri zerinden kurulduunu belirtmi olsa da bu noktada Trkerin ifadesine katlmamak mmkn deildir. Filmde masumiyet, oklu anlamlarla ve yoksullara ait bir zellik olarak ne kar: Bir arada srklenen, hayat deitirmek, dntrmek konusunda en ufak bir malzemesi olmayan, korunmay bilmeyen, rlplak yaayan ve len, sonuna kadar mlksz, barksz ve saknmasz insanlar, tara otellerinin sakinleri, mlkszler ordusudur (Trker, 2006: 39). En ok da sululardr. Demirkubuz filmlerinde masumiyeti su ileyen insanlarla anlatmay denediini syler. Ona gre hukuki

54

tanmlamalar ve zmler hayat anlamamza yardmc olmaz, bir mahkeme ya da cezaevi kurarak sorunlar zlmez (Karaca, 2006: 155). Demirkubuz, masumiyet, saflk, sahicilik gibi daha ok yoksullukla ve tarayla, tarallkla birlikte dnlen deerleri, su gibi tehlikeyi ve tekinsizlii artran bir alan zerinden anlatr. Bylelikle su ve cezaya bakmz sorgulamamz salar. Masumiyette de suun, bir insan ldrmek deil, sevmek, k olmak, ona teslim olmak olabilecei tartlr. Uurun, Yusufun akna karlk fkeyle syledii szler bu tartmann nemli bir ksmn oluturur. Yusuf, Uura her eyi brakp onunla gelmesi, bu tehlikeli hayattan vazgemesi iin yalvarr. Uur fkeyle karlk verdiinde, Yusuf onu sevdiini, bunun su olmadn syler. Uur ise:

- Su tabii ulan, su. Ne sanyordun? Bekir niye kyd ulan canna, ha? Yirmi senedir bok kokulu otel odalarnda, adn bile bilmediim ehirlerin siktirici sokaklarnda ne aryorum lan ben. Karlarn bile dzemeyen ibnelerin altnda ne iim var lan benim. Parmak kadar ocuk neyin ilesini ekiyo lan.

kr Argna gre tara, merkez karsnda doallk, saflk ve sahicilik yurdu olarak ou zaman kutsanr, nk tara byk ehir iin olsa olsa masumiyetin timsalidir; fakat ayn zamanda barbar, kaba, ocuksu ve grmemi olarak da aalanr (2005: 286). Aklyla karar alan kentlinin karsnda kylnn, kasabalnn aptall vardr. Kentteki tara ise hem saf hem barbar; yani hem masum hem de sulu olabilmektedir. Film, kk ya da byk ehirlerin kasvetli otel odalar, dar ve kirli sokaklarnda geer. ehirleri birbirinden ayrmak olanakszdr. Sunerin ifadesiyle hepsine ayn tara kasveti hkimdir (2006: 178). Sahnelerin ou, ad belirtilmeyen

55

bir ehirde geer. yknn iindeki ipularndan burann zmir olduu anlalr. Filmdeki dier ehirler Aydn, Ankara ve stanbuldur.

Filmdeki tara temsilinin, merkezden uzakta deil, onun iinde, ilerinde bir yerde olduu anlalmaktadr. Byk kentlerin, stanbulun tara otelleri, sokaklar, pavyonlar genellikle yoksul yerlerdir. mer Trkein de belirttii gibi tara anlatlarnda karmza farkllk olarak karlan her ey aslnda byk kentlerde, metropollerde de yan bamzda durmaktadr: stanbulda Alibeykyde, Ankarada inin Balarnda, zmirde Kadifekalede, Antalyada, Bodrumda, yani kentin gbeinde bir tara var (2005: 170). Otelci Yusufa sorar: - Geldiin yer? Yusuf cevap verir: - Adana. - Gidecein yer? - stanbul. Yusufun bir tara kentinden, i bulmak midiyle gidebilecei tek yer, merkez, yani stanbuldur. Yusuf da merkezin iinde, gbeinde yer alan nc dnyada becerebilirse kendine bir yer aacaktr.

i. Taralnn Direnme Pratii Olarak Arabesk Filmde tarallk; dil, kapallk, sknt, kader duygusu, masumiyet ve ocukluk, hayatn kmazlar, yoksulluk ve arabesk ile temsil edilir. Arabesk ve yoksulluk dier temsil aralarna gre daha belirgin olarak ne kar. Meral zbek, arabeskin Mzik Ansiklopedisinde belirtildii gibi evreye uyumsuzluun, yabanclamann mzii olmadn belirtir. zbeke gre arabesk,

Geleneksel ortam kente tayan ya da kent kltrne srt eviren bir uyumsuzluk kltr deildir. Tam tersine kent dinamii ile belirlenen bir anlam problemi

56

olduunu kabul eden, ona yant getiren ve bu yantyla da bir yandan uyum bir yandan direnme tayan bir pratiktir. Yant getirdii yani problem zme abasnda olduu lde de, gnlk sorunlardan bir ka deil, gndelik pratikte ve var kalabilme gcn salayan bir enerji kayna olarak, bir kltrel bulutur (1999: 15 111).

zbekin ifade ettii gibi bir anlamlar haritas olan arabesk, gndelik pratikleri anlamlandrrken duygusal tecrbeyi ba tac eder. Kader ve isyan aka balanr, akla btnleir. Ak bu anlamda, arabesk perspektifin ardnda yatan otoritedir. zbek bu ifadesinde, otorite kavramn dinsel bir otoriteyi kastederek kullandn belirtir (1999: 103104). Demirkubuz da ak duygusunu teslimiyetle birlikte dnr. nsann varln baka bir varla teslim etmesi, her eyini, tm iradesini o kiinin kollarna terk etme eilimi olduunu syler. Ona gre bunun gelitirilmi hali tanrya, tanrsal inanca kadar gidebilir (zyurt, 2006: 146). Filmde nce Bekir sonra Yusuf tm varlklarn Uura teslim etmitir. Bekir bu uurda hayatn kaybeder. Uur, filmde tanrsal bir otorite olarak temsil edilir. Demirkubuz, ak, teslimiyet ve tanrsal inan hakknda dndklerini Uur, Bekir, Yusuf ilikisinde ortaya koyar. Arabeske ait kodlar bu akn davurumunda ortaya kar; mzik, szler, tavrlar, teslimiyet, kadere boyun ei gibi. Kader, ceza, su ve ak birbirine balanr, birbirini btnler. Uur, Yusufa suun sevmek, k olmak olduunu; ak iin insann hayatn yok sayabildiini syledikten sonra, Yusuf bunu biraz da Uurun kendi kendine yaptn syler. Oysa Uur iin bu kaderdir, cezadr:

-Ceza derler olum buna, ceza. Hkim kime kalem krar dndn m hi? Kimi falakaya ykarlar, kimi orospu yapp, kimi a ldrrler, kim gzn krpmadan

57

beynine skar kurunu? Koyun gibi kesilmeyi bekleyen erefsizler mi, be paralk dzenleri iin hayatlarn peke eken pezevenkler mi, syle lan kim? Yirmi yl oldu, gidilecek yer kalmad, sylenecek sz de.

Arabesk taraya ait, tara ile birlikte dnlmesi gereken bir kltrdr. Masumiyet filminde tara temsili byk oranda arabesk kltr zerinden okunabilir. Kaderci olduu oranda marjinal, yoksul ve tehditkar bir kltrel temsil vardr filmde. Aye nc arabesk etiketinin, bir eyin katk, melez ve derme atma olduu anlamna geldiini syler. Ona gre arabesk kltre sahip insanlar kyden gm, stanbulun eperinde yaayan yoksullardr. Geleneksel kyl hayatlarnn masumiyetini, safln ve sahiciliini yitirmi, ama buna karlk cahillikten kurtulamam, iki arada kalmlardr. nc, arabesk kltr kavramnn sahte bir kentlilii, kentsel deerlere aykr, onlara meydan okuyan melez bir dnyay hatrlattn syler. Ne kentli ne kyl olduu iin yersiz kalm bir kltrdr, hem bir kalntdr hem marjinaldir. Ama ayn zamanda snrlar belirsiz ve izgileri kark olduu iin tehlikelidir de (2006: 128129). Kente gm taralnn direnme mekanizmalarndan biridir.

Masumiyette insanlarn bandan geen olaylar tehlike ve iddet ierir, nk tehlike ve iddet tekinsiz hayatlarn nemli bir parasdr. Yusuf, i mekndan d mekna ktnda, kentin sokaklarnda gezinirken, yolculuk yaparken gerek kamera as gerekse mzik ve ses dardaki tehlikeyi, tekinsizlii ne karr, izleyicide gerilim yaratr. Yusuf, korkmakta hakldr, darda dehet vardr ve bu dehet, Demirkubuzun btn filmlerinde normalliin alt metnine dnmtr (Suner, 2006:

58

174). Arabesk kltrn direnme pratikleriyle de beslenen dehetin ve tehlikenin yoksullukla, yoksunlukla ilikisi vardr. Masumiyette anlatlan hikyeler toplumsal olarak dlanm insanlarn hikyeleridir. Demirkubuzun bakt toplumsal atn kendisidir ve elle tutulur ne kalmsa onlarn, yoksul ve yoksun yaamlarn anlatr (Salp, 2004: 153). Salpin toplumsal atk ile kastettii; toplumsal olarak gzden karlm, yoksul ve giderek daha da yoksullatrlan, hayatnda herhangi bir k bulamayan, aresiz insan topluluudur.

ii. Masum Yoksulluk Sosyoloji ve kltr aratrmalarnda, yoksulluk olgusu meknsal kategorilerle birlikte incelenir. Ersan Ocak, Trkiyede Kent Yoksulluunun Toplumsal Grnmleri adl alma iin yazd Yoksulun Evi makalesinde kentsel yoksulluun meknsal karl olarak ilk akla gelen olgunun gecekondu olduunu, fakat gecekondunun yoksulluu anlama, kavrama yolunda kendi bana yeterli bir meknsal kategori olmadn belirtir (2007: 133). Masumiyet filminde yoksulluun temsili meknsal balamda incelendiinde anlalr olmaktadr. Bu balamda mekn, Ocakn ifade ettii gibi, ekonomik, politik, sosyal, kltrel ve psikolojik srelerin iinde olutuu ve ayn zamanda bu srelerin oluumuyla yeniden biimlenen bir ey olarak ele almak en dorusudur (2007: 133). Filmde yoksulluk meknlar Yusufun ablasnn bodrum katndaki evi, ehirleraras otobsler, terk edilmi bir han, ama en ok da tara otelleridir. Yusufun hapishaneden ktktan sonra kald otel, bir yerden kp baka bir yere giden yoksullarn urak yeridir. Salp, filmdeki meknlarn bakmszlklar ve terk edilmilikleri zerinden yoksullamann tarihinin okunmaya balandn syler (2004: 153). Mekn, filmdeki kapallk duygusunu,

59

grsel atmosferdeki klostrofobiyi artran edir. Yoksulluun sula, iddetle, lmle ilikisini kurmamz salar; bakmszl, terk edilmilii, izbelii ya da darl, bu ilikiyi glendirir.

Suner, Masumiyette meknlar tanmlayan zelliklerin tmn boucu bir tara khnelii olarak adlandrrken filmde ska kullanlan, ereve iinde ereve stilinin ise bir yandan seilen meknlarn irkin ve khne grntsn garip bir biimde estetize ederken, dier yandan grnty iyice kltp daraltarak, khne i meknlarn yaratt kapallk ve sknt duygusunu daha da vurgulayan bir ilev stlendiini syler (2006: 175). Vurgulad bir baka dnce ise mekn, toplum ve hiyerari arasndaki ilikidir. Meknsal yaplar ve toplum arasnda dorudan bir iliki vardr. Toplumsal ilikiler meknsal yaplara kaznmtr. Erdoan, toplumsal mesafenin, meknsal mesafede maddiletii lde, meknn iktidarn kendini dayatt ve sembolik iddet uygulad alanlardan biri olduunun sylenebileceini belirtir (2007: 54). Bu mesafe Masumiyetteki kamera alaryla; otelde yoksullarn hep beraber oturup televizyon izledikleri sahnelerde sabit st a ekimleriyle, Yusuf darda, ehrin sokaklarnda hzla yrrken sabit olmayan, tekinsiz kamera alaryla ve otel odasnda bir keye sabitlenip dehet olaylarn izleyen alt ayla defalarca hissettirilir.

Filmde yoksulluk ve mekn ilikisi gibi gl olan bir dier iliki yoksulluk ve masumiyettir. Erdoan, Trkiyede yoksulluun sadece ekonomik bir gsterge olmadn, bir hissedi yapsna iaret ettiini belirtir. Bu balamda garip ve garibanlk gibi szcklerin kullanldn, yoksulluun bir yandan ac ekme ve yara

60

ile dier yandan da kimsesizlik, aresizlik, yuvaszlk ve dlanmlkla bititirildiini syler.

Olduka ykl bir gsteren olarak garip szcnn yabanc ve yoksul, kimsesiz anlamlar arasndaki iliki bir bakma toplumsal olarak darya, kenara (eski meknsal deyile kenar mahalleye) yerletirilmek ile yoksunluk, ezilmilik ve kudretsizlik arasndaki ba ortaya koyar (2007: 36).

Filmdeki kiilerin hepsi bu anlamda garibandr; kimsesiz, yoksul, yabanc, ezilmi, darya itilmitir. Filmde yoksulluk gariplik, garibanlkla ilikili bir biimde, en nemlisi bir hissedi biimi, ac ekme ve yara zerinden temsil edilir. Yusuf, filmde yoksul ve maduru olduu kadar masum olan da temsil etmektedir.22

Demirkubuz, filmlerindeki yoksulluk temsillerinin politik bir anlam ve ama iermediini, yoksul ve zengin arasndaki savan g sava olduunu, kendisinin politik bir inanc olmadn belirtir (Akgz, 2006: 151). Oysa yoksulluk sorunu snfsal bir sorundur ve snfsal olduu kadar politiktir. Kapitalizmin art-deeri arttrmak iin cretli emekle alanlarn saysnn artmasna neden olduunu, buna bal olarak da emek gcnn deerini azaltmak iin cretle emek arasnda yapsal bir takm tabakalamalar yaratt bu almann birinci blmnde belirtilmitir. (Balibar ve Wallerstein, 2007: 4648). Yoksulluk, snfsal tabakalamann en altnda
22

Zeki Demirkubuz, Dostoyevskiden nasl etkilendiini, Dostoyevskinin filmlerini nasl etkilediini anlatt bir syleisinde, insanln ekillendii drt duygu olduuna inandn, bunlarn ak, itiraf, utan ve merhamet olduunu syler. Merhametin anlamn Dostoyevskide bulduunu, iyilie ihtiya hissettii zamanlar Budalay okuduunu belirtir. Yusuf ile sa (nc Sayfann bakarakteri) iki yenik peygamberin addr ve Mikinden ok ey tarlar. Dostoyevski ve kahramanlaryla bir ruh kardelii hissediyorum (Cerraholu, 2006: 174).

61

yer alr ve bunun nedeni de kapitalist ekonomidir. Kapitalist ekonomi devlet iktidar tarafndan merulatrlr. Dolaysyla yoksulluk sorunu bir g sava olmaktan te ekonomik, politik ve toplumsal bir sorundur. Filmde yoksulluk bu nedenle daha ok bir hissedi biimi olarak temsil edilmitir.

Demirkubuz Masumiyeti, feragati anlatmak iin, insann sistemin verdii ve karl olan her eyden bilerek, isteyerek vazgeip kendi i sesini duymas gerektiini gstermek iin ektiini syler (Gnkan, 2006: 181). Fakat her eyden bilerek isteyerek vazgeme gcn en ok yoksullar, darda braklmlar, kenara itilmiler bulacaktr. Bu nedenle arabesk kltrnde hem bir direnme hem bir uyum, yani hem her eyden vazgeme hem de sadakat anlats, vurgusu vardr. Bu vazgeme kendini ldrmeye kadar varr. Bu nedenle Masumiyette sadakatten lme uzanan bir yol vardr. Teslim edilen de vazgeilen de beden zerinde cisimleir. Hibir beden toplumsal belirlenim srelerinin dnda deildir. Harveye gre beden, toplumsal ilikileri, iktidar ilikilerini, kurumlar ve maddi pratikleri tanmlayan, temsil eden ve yneten; toplumsal, siyasal, bilimsel ve ekonomik soyutlamalar an sorgulamaya yarayan bir araca dnmektedir (2008: 129). Beden bize toplumsal iktidar ilikilerini okuma olana salar. Erdoan da yoksulluun bedene kazndn syler, yoksul bedeni tahakkm ve smrnn iddetinin asl nesnesidir (2007: 61). Ezik, kstlanm, kendi kendini inkr etmek isteyen bir bedendir. Uur, Bekir ve Yusufun bedenleri bu ezikliin, kendini inkrn ama en ok da iddetin nesnesidir, bedenlerinin hibir deeri yoktur. Yoksul madunun tepkisi kendi bedenine yneliyor diyen Erdoana gre beden, yoksullarn oynayan kendiliklerinin alan haline gelir ve gerek kendilik, bu yaral, yorgun, solgun, ypranm bedenin altnda

62

kendini var eder. Erdoan, yoksullarn bedenleriyle kurduklar ilikinin itaat et eklinde deil, fakat Yeilam filmlerinde telaffuz edildii gibi bedenimi teslim alabilirsin, ama ruhumu asla eklinde gerekletiini belirtir (2007: 63). Uur, sevgilisi Zagora para bulabilmek iin bedenini harcar, fahielik yapar. Ona gre hayattaki tek seenei budur: Bedenini deersizletirmek, iddetin, tahakkmn nesnesi haline getirmek. Hamileyken kocasndan dayak yedii iin kz dilsiz ve sar olmutur. Bekirin ise hayata, kaderine kzdnda yok ettii bedeni olur, zaten bir deeri olmayan yoksul bedeni. Yusufun bedeni zerindeki iddete ise, Zagor hapishaneden kanca karakolda grd ikencede ahit oluruz. Polisler tarafndan falakaya yatrlr ve ayaklarnn zerine basamayacak kadar ikenceye maruz kalr. Yusufun dilsiz23 ablasnn bedeni de iddetin nesnesi konumundadr. Onun bedeni de nce aabeyi daha sonra da kocas tarafndan iddete maruz kalr. Cezalandrld alan bedenidir, Yusufun att kurun dilini paralar, her akam kocasndan dayak yer. Bekirin, Uurun, Yusuf ve ablasnn bedenlerinde cisimleen iddetin nedeni yoksul bedeninin kimlik ve mlkiyet nosyonlar ile eitlenemeyen organsz bedenler olmasdr. Erdoana gre organsz beden, kimsenin sahip olmad, her eyden geriye kalan, daima ve sadece bir bedendir (2007: 63).

Masumiyette lmler, sradan dehetin simgesidirler. Bekirin, Uurun, Zagorun yoksul bedenlerinin lm, yaadklar hayatn ama ayn zamanda tarann
Suner, filmde kadnlarnn dilsizliini yalnzca kadn zerindeki tahakkmn, susturulmuluun esi olarak deil ama ayn zamanda bir tercih, direnme biimi, erkek egemen dili reddetme biimi olarak deerlendirir. Dilsizlik bir ifade ekline dnr der (2006: 201). Filmde Yusufun ablasnn sessizlii de bir ifade, direnme biimidir. Abla, kocasndan ve erkek kardeinden grd iddetin cn sessizliiyle almaktadr nk gerekte baka bir silah yoktur. Filmde ablann dilsizliinin filmin karanlk atmosferini younlatran ama ayn zamanda kadnn direnme biimi olarak temsil edildii sylenebilir.
23

63

da kuraldr. Grbilek, televizyonda grmeye altmz cinayetlerin, katliamlarn, intiharlarn, yani lmn tarann kural olduunu syler.

Kovulduu yere, modern uygarla geri dndnde bile hep o karanlk tarann iareti, oradan szm akld bir ierik olarak; bizim iin sra d, ok edici, travmatik, onlar iinse sradan olan bir dehetin simgesi olarak grlecektir (2004: 32).

Taral yoksullar iin iddet sradandr, nk bedenleri deersizdir, organsz bedendir, mlkiyetsizdir.

B. Masum Seyirci: ocuk Ulus Baker, Deleuzen gelitirdii zaman-imge kuramna gre sinemann ocua her zaman ihtiya duyduunu ve duyacan belirtir: nk ahitlik imajlar en kolay ocuklardan koparlp alnr Eylemde pek bulunmayan, ama seyreden varlklar olarak (2001). Masumiyette ilemin byle bir ahitlik, seyirci rol vardr. Her ne olursa olsun hibir ekilde tepki vermez, televizyonda annesinin l bedenini grdnde bile. Sunere gre ilem, filmin kara delii gibidir, onun dnyasna dair her ey tam bir bilinmezliktir. ocuk etrafta olan her eyi iine eken, emen, dipsiz bir boluk, bir kara delik gibidir (2006: 202). Annesinin grd iddet nedeniyle dilsiz ve sar doar, etrafndaki iddete tank olur, yaknlar lr, annesi onu terk eder, yabanc biriyle yaamak zorunda kalr, otellerde, baka baka ehirlerde dolamak zorundadr ama hibir duruma tepki gstermez. Kendi iradesiyle yapt tek eylem, zaten ak olan televizyonu izlemektir.

64

Trker, Fransz yazar Michel del Castillonun bir konumasnda, Franszca ocuk -enfant- kelimesinin etimolojisine deindiini syler. Kelime Latince konumay bilmeyen kknden gelmektedir. ocuk, yani konumay bilmeyen (2006: 38). Suner, filmin adnn, Masumiyetin bu dilsiz kz ocuuna atfta bulunduunu, filmde masumiyetin bir tr kara delik olarak okunabileceini belirtir (2006: 203). Philippe Arisin ocukluk Yzyllar adl eserinde belirttii gibi ocukluun modern kefine elik eden dncelerden en nemlisi ocuun gnaha ve ktle yatkn olmad, esas olarak iyi ve masum olduudur (aktaran Grbilek, 2004: 47). Zeki Demirkubuz, masumiyeti bilinen ya da retilen deerlerde ve olaylarda deil de; vicdanmzn, kalbimizin ve aklmzn gsterdii yerlerde aramamz gerektiini vurgulamak amacyla filme bu ad verdiini syler. Film yapmann, iir ve roman yazmann tesinde bir eylem olduunu vurgulamak amacyla bu ismi koydum ve kahramanlar buna gre anlattm. Amacm buydu (Tunal, 1998). Yusufa gre tm o dehetin ortasndaki masumiyet ilemdir. Bu nedenle onun vicdan olur. ilemi hibir durumda yalnz brakamaz.

i. ocuk Toplumun Temsili Nurdan Grbilekin, hak etmedii halde acya maruz kalm olmay anlatan ocuk resmi incelemesinde ortaya koyduu anlam, ilemin filmde temsil ettii anlamla rtmektedir. Grbilek, alayan sarn ocuk suretinde Trk toplumunun kendi aclarn seyrettiini, onun ahsnda toplumun kendi haline acdn belirtir:

65

Masum olduu halde madur olmuluun, susuz yere cezalandrlmln, adil olmayan bir yasann kurban olmann simgesidir orada ocuk. Grntye bir de ikinci anlam elik eder. Onu seyredenler iin ayn zamanda bir direnci temsil eder acl ocuk. Erken yata yaanm onarlmaz bir dehet duygusu, koyu bir aresizlik ya da kendini er ge ifade edecek rktc bir hntan ok, her eye ramen korunmu bir onura iaret eder. Derinden yaraldr, ocuk yata rselenmitir, ama buna ramen (sanki tam da bu yzden) ona kt davranan dnyaya inat yklmam, ayakta kalmtr. Her ey sanki bir anda tersine dnmtr. Zalim bir dnyada erken yata yaanan ac imdi karmzda onurun, erdemin, iyi yrekliliin kayna olarak kyordur (2004: 39).

Masumiyette iyiliin, vicdann ve maduriyetin temsili ilemde, masum olduu halde madur olmu, susuz yere cezalandrlm bir taral yoksullar topluluu kendini grecektir. Nitekim Demirkubuz, filmde masumiyet kavramn toplumsal olarak dar itilmi, bir fahienin, bir pezevengin, yani hem toplumsal hem de iktidar anlamnda yasad insanlarn dnyasnda aramak istediini belirtir (Tunal, 1998). ilem ve Yusufun masumiyetlerinde bir benzerlik vardr. Nitekim bu benzerlik filmin banda gsterilir. Yusuf otele girdiinde karlat ilk kii ilem olur. Yusuf belki de hapishaneden ktktan sonraki ilk gerek ilikisini onunla kurar, ocuu hastaneye gtrr, tedavi ettirir. Yusuf ve ilem arasndaki benzerlik, ilemin ocuk masumiyeti ile Yusufun taral, yoksul masumiyetidir. Grbilekin ocukluk ve tara benzetmesini burada yinelemek gerekir. Grbilek, ocukluun kendisinin bir tara olduunu, ocuun dar kamad bir dnyada, tpk tara gibi uzakta yanp snen, parlayp yiten n vaadiyle yaadn syler. Darda bir anlam vaadi vardr ve onu umutlandran, bir eylerin ondan esirgendiini hissettiren

66

de bu anlamdr. ocuk, anlam kendi bedeninde retemez, dardakini de yakalayamayacak kadar bodur ve elimsizdir. Dolaysyla hayat byklerin dnyasnn tarasnda yaamaya mahkm olur. Grbilek, bu yaantnn Yusuf Atlgann yaptlarnda dile geldiini syler. Atlgann kahramanlar da yetikinlerin dnyasnn tarasnda kalakalm ocuklardr.

Cinselliin toprana bir trl salam adm atamadan; fkelerini, karsnda kendilerini yetersiz hissettikleri d dnyaya yneltemeden, i skntsna mahkm, ama bu sknty baka bir eye dntrecek imknlardan yoksun, evde kalmaya, hep ocuk kalmaya mahkm deiller mi? (2005a: 5657).

Bu tanm Yusufun da bir ocuk kahraman olduunu syler. Yusuf da, Atlgann ocuk kahramanlar gibi cinselliin toprana salam adm atamam, kendi yetersizliklerini d dnyaya yneltememi, skntsn baka bir eye

dntrememitir.

ii. ilem: Aclarn ocuu ilem, Yeilam filmlerinin Ayecik, mercik ve Sezerciki gibi ktlklerle, dehetle dolu bir ehrin ortasnda hayatta tek bana, ksz ve yetim kalmtr. Grbilek, erken yata hak etmedii bir acyla savamak zorunda kalan, her an ksz ve yetim kalma tehdidi altnda yaayan bu melodram ocuklarnn yoksul mahallelinin desteiyle hakszlklara gs gerdiini, sonunda kendisine scak bir yuva bularak nihayet kurtulduunu belirtir. Bu filmler sadece ocuklar tarafndan

67

deil, bykler tarafndan da ok sevilmitir nk yetikin izleyici, ocuun acsnda kendi acsn, mcadelesinde kendi mcadelesini izler, buna alar.

ocuklarn bilgelii, fedakrl ve direnci temsil ettii btn bu filmler aslnda byklerin kendi kt yazglarn, ailevi olduu kadar toplumsal da olan kendi iktidarszlklarn, ksacas kendi ocuk braklmlklarn sevme abasnn ifadesidir (Grbilek, 2004: 41).

Masumiyetin otelde geen pek ok sahnesinde insanlarn televizyonda Yeilam melodramlarn izleyip aladklar grlr. Bu bazen bir ak hikyesi, bazen de acl ama kahraman bir ocuun hikyesidir. Sunerin de belirttii gibi Yeilam melodramlar Masumiyet iin bir ayna-metin ilevi grmektedir (2006: 191). ilem, Yusuf, otelci ve dier otel sakinlerinin izledii bir acl ocuk filminde, ocuk kahraman lmeden nce kavutuu annesine son szlerini sylemektedir. Herkes alamakl bir ifadeyle filmi izler.24 ocuk toplum imgesinden treyen Trk roman ve filmlerinin kahraman acl ocuk, Grbileke gre, yetersizlik duygusunun masumiyetle, masumiyetin kurtarclkla zdeletirildii yerde, her trden yozlamln, insanlarn ahlakn bozan parann, mark zenginlerin, pavyonlarn ve

Vesikal Yarim filmi zerine yaplan melodram incelemesinde melodram karakterize eden birleme fantezisinin kklerinin anneyle birlemeyle zetlenebilecek nostaljik bir ocukluk fantezisine dayand belirtilir. Anneyle yaanan birliin mutlak bir ak ya da mutlak bir tatmin durumu olduunu dile getiren incelemeye gre, melodram dokunakl yapan, insan olmaya dair iki zellii bnyesinde tamasdr; hem tamlk arzusunu tatmin etme ihtiyac hem de telafi edilemeyen kayp duygusu. Nealein de belirttii gibi, melodramda birlik fantezisinin tatmini, seyrek, kararsz ve anlktr ve gzyalar kimi zaman tatminden de akabilir. Ancak dier yandan gzyalar ocuklukta yaanan anneyle birleme duygusunun kaybnn sonucu olarak da akabilir. Bir dier deyile alamak sadece kaybn hatrlanmasnn deil bu kaybn bedelini talep etmenin, bazen de tatminin sonucudur. Buna gre gzyalarnn kayna hem acnn ve tatminsizliin davurumu, hem de tatmini mmkn, kaybn geri getirilebilir olmas dileine arac olmasdr (Abisel vd, 2005: 40).

24

68

batakhanelerin karsna kk drlm bir yerel erdemin, bir arnma imknnn simgesi olarak ortaya kar (2004: 42).

Ne ilem iin ne de Yusuf iin bir kurtulu imkn vardr. Filmi melodramdan ayran en nemli zellii kahramanlarna ktlklerle dolu dnyadan kurtulu imkn vermemesidir. Filmin karanlk, kapal atmosferi bu hissi artrr. Suner, filmi; kapall, k-glge oyunlar, kamera alar, dengesiz kompozisyonlar ile kara film stiline benzetir. Kimi film aratrmaclarnn, kara filmin bir tr erkek melodram olarak okunabilecei iddiasndan yola karak Masumiyeti kara melodram olarak adlandrr (2006: 191). Filmin melodram ters bir biimde yanstt sylenebilir, bu yansma filmin karanlk atmosferi ile birleince ortaya kara bir melodram kar.

C- Melodrama Kar Kara Melodram Zeki Demirkubuz, filmlerinin Yeilam filmlerindeki kader, tesadf ve arlk elerinin kullanm ile benzerlik tad grn reddeder. Kader duygusunun, rastlant ve tesadfleri tanrsal bir kurguyla ya da matematiksel bir gereklikle anlatmadn, bunlarn hayattaki basitliine, sradanlna ve nedensizliine sadk kalmaya altn belirtir. Bu nedenle Yeilam filmlerindekinden bile daha sert tesadfler ve kader duygusu olmasna karn bunlarn seyirci tarafndan daha kabul edilebilir olduunu, bunun iin aba gsterdiini belirtir (ztrk, 2006: 98). Demirkubuzun filmlerinde anlatmaya alt ve daha ilgin grd, erkein acsdr (ztrk, 2006: 127). Vesikal Yarim incelemesinde de deinildii gibi melodramn anlat yapsnn zeminini oluturan en temel ztlk kadn ile erkek arasndadr ve bu ztlk melodramdaki heteroseksel fanteziyi harekete geirir (Abisel

69

vd, 2005: 60). Erkein acs ise bu fantezinin kayp ksmn oluturur. Kayp, hem mfik, fedakr, sadk hem de ekici, byleyici, esansl bir kadna sahip olmann imknszlnn kabuldr (Abisel vd, 2005: 55). Bir kara melodram olarak Masumiyetin kadn kahraman Uur ise; gizemli, tehlikeli bir kadn, bir femme fatale ve vagina dentatadr25. Bekirin lmne sebep olan, Yusufun hayatn ykma srkleyen, onlarn acnas hallerine kar kaytsz, evkatsiz, kt bir anne, Bekirin anlatt gibi cilveleriyle onu kendine balam tehlikeli bir kadndr. Ayegl Koun deyimiyle fettan, sivri dilli, bildiini okuyan, iinde olduu ortam hem yaratan hem de onunla ba etmenin kendine has bir yolunu bulmu Uur, Bekir ve Yusufun gznde arzuland haliyle femme fataledir ancak filmik gereklikte vagina dentata olarak iki adam da kastre eder (2004: 187). Uur, filmde arzulanan kadn olarak temsil edilir. Bekirin lmne sebep olur, kz ilemi yapayalnz brakr gider. Gizemli ve tehlikeli bir hayat vardr. Tm femme fataleler gibi sonunda cezalandrlr. Filmin sonunda kendini att tehlikenin iinde sevgilisiyle birlikte ldrlr. Uuru tam bir femme fatale olmaktan alkoyan ey sevdii erkek, Zagordur. Zagor, Masumiyette bir mit, filmin arzusunun karanlk nesnesi, kadnn ve onun peinden srklenen erkeklerin kaderini belirleyen kiidir. Senem Ayta, Uuru peinden srkleyenin bu grnmez iktidar olduunu syler.

Kara filmin vazgeilmez sembol femme fatale, yani lmcl kadn, gzelliini bir silah gibi kullanan, batan karc ve eninde sonunda zarar veren ykc kadn, erkek baknn (erkek fantezisinin) kadn ekillendirme ve ona anlamlar ykleme arzusunun doruklarndan biridir. Ayegl Ko, femme fatalelerin tehlike arz ettii anda cezalarn bulduunu syler. Vagina dentata ise ilkel mitolojilerin yan sra modern srrealist resim ve nrotik ryalarda tekrar eden, halk arasnda dili vajina-hadm eden vajina olarak bilinen bir motiftir. En bariz rnei uzun parmaklar ve burnundaki fallik ana sembolyle caddr (2004: 188).

25

70

Btn bu adamlar meydana getiren, bu adamlarn byle adamlar ve bu kadnlarn byle kadnlar olmasna sebep olan erkeklik fikridir Uurun saplants. Btn bu karakterlerin hayatlarn uruna harcadklar ey aslnda -hibir zaman- zaten yoktur. Belki de aslnda Uur, Bekir ve Yusufun aksine bunu bilir (2006: 24).

Ayta, Uurun kendisini byle yaayarak yok etmeye karar verdiini, dierlerinin de onun peinden gittiini syler. Herkes Zagor fikrinin peinden gider (2006: 24). Dolaysyla filmde erkekliin, erkek iktidarnn sorguland sylenebilir. Erkeklik sorgulanmas gereken bir kavram ve pratik olarak temsil edilir.

Uur, Bekir, Yusuf ve ilemle temsil edilen toplumsal yapnn zerine kurulduu ey, tm bu deheti, karanlk, ksz, yoksul hayatlar dayatan iktidar deil midir? Demirkubuz yine de, her eye ramen, btn karanla ramen belki bir kap alr demektedir (Tunal, 1997). Kap, filmde ilk defa Yusufun hapishane mdrne oradan dar kmak istemediini, dardan korktuu iin mr boyu hapishanede kalmak istediini sylediinde almtr. Hayattan umudunu kestii, imknszlkla ba baa kald anlarda yine o kap kendiliinden alverir. Karanlk, yoksul bir tara otel odasna kapatlm, filmdeki yegne Boaz manzarasnn nnde, yaad dehetin izlerini dnrken o kap tekrar alr.

Masumiyet, Kasabadan sonra ehre, ehirdeki taraya bakar, ehirdeki taray anlatr; filmde kaba, ocuksu, doaya ve arzularmza yakn bir tara deil, vahi ve tehlikeli bir derin tarann temsili vardr. Masumiyeti ocuksudur. Vaheti ve tehlikesi yoksulluktan, ksz, zorunlu bir kaderden kaynaklanr. Filmdeki bu derin tara

71

iddetle olduu kadar arabeskle ve maduriyetle temsil edilir. Bekir, Uur, Yusuf ve ilemden yansyan toplumsal bir gerekliktir. Demirkubuz, gereklii anlatmaya alt kadar hi sylenmemi, anlatlmam olan anlatma abasndadr. Ona gre sanat ileyi esas alr, maneviyatn ta kendisidir, anlatlmayann peindedir (Karaca, 2006: 158). Bu nedenle Masumiyette izlediimiz; her an karlatmz, yanndan getiimiz yoksul hayatlarn karanlk hikyesidir.

72

BLM IV BE VAKT: EN UZAK TARA

Be Vakit (2005) Ayvack Kasabasnn Kozlu Kynde ekilmitir. Film gnn ezan sesleriyle blnen be vaktinde yaanan gndelik hayat hikyelerini anlatr. Filmin bakarakterleri ocuklardr: Yldz, mer ve Yakup. Kozlu Ky yksek kayalkl, yz denize dnk, zeytinliklerle dolu bir Ege kydr. Kyn sakinleri gecenin, gndzn ve mevsimlerin ritmine gre yaarlar. Zaman her gn ezan sesiyle be ayr vakte blnr. nsana zg btn olaylar her gn bu be vakit dilimi iinde yaanr. Yetikinler, byklerinden grdklerini ocuklar zerinde devam ettirirler. Babalar daima oullarndan birini tekine stn tutar. Anneler kzlarna acmaszca buyurur. ocukluktan genlie geen, 12, 13 yalarnda ocuk mer, Yakup ve Yldz filmin bakarakterleridir. mamn olu mer umutsuzca babasnn lmesini diler. Sadece dilemekle onun lmeyeceini anlaynca babasn ldrmek iin ocuka yollar aramaya koyulur. Sululuk dolu dncelerini arkada Yakup'la paylar. Yakup, retmenine ktr fakat dncelerini mer'den bile gizlemeye alr. Bir gn babasn retmeni gzetlerken grnce o da mer gibi babasn ldrmeyi aklndan geirir. Yldz hem okula devam eder, hem de annesinin stne ykt ilerin stesinden gelmeye abalar. Kk bir bebek olan kardeine annelik etmeye alr. ocuklar fkeyle sululuk arasnda gidip gelerek, ar ar byrler. mer sonunda babasn ldrmekten vazgeer. Sevgiyle nefret arasnda skm, aresiz alar. Filmde ky yaants ve gndelik hayat; ocukluk ve doa, zaman, aile, din ve ykmllkler, bymek, byyememek ve sknt gibi temalar etrafnda anlatlr.

73

Be Vakitte kasaba ve ehirdeki taradan sonra en uzak tara birimi olarak ky ya da bir baka deyile kr vardr karmzda. Kyn kasabadan en byk fark merkezle olan ilikisidir. Ky, merkeze en uzak yerleim birimidir. Fatma Karabyk Barbarosolunun da belirttii gibi Anadolu kentleri ve kasabalar kyda olmaktan kyler vastasyla kurtulurlar. Kyl karsnda kasabal, kendini daha modern ve medeni bir kimlik ve mekn iinde alglar (2005: 247). Kent ve kr ounlukla ikili kartlklar olarak tanmlanmtr. Ersan Ocak, krn kent karsnda, kentin sahip olduu zelliklerden farkl zelliklere sahip bir meknsallk olmak yerine, edilgen bir pozisyonda, kentin tad zelliklere ya hi sahip olmayan ya da daha az sahip olan yer olarak grlm olduunu; fakat kentten sz ettiimizde kanlmaz bir biimde krdan da sz ettiimizi belirtir (2007: 134). Ky, kent gibi kltre deil doaya yakn bir tara birimidir, kentin medeniyetinden uzak bir algyla var olur. Filmde de kyn doa, ocukluk, saflk ve ilkellikle birlikte temsil edildii grlmektedir. Zaman, gn iinde okunan be ezan sesiyle, namaz vaktiyle blnr.

A- Tara ve Zaman likisi Mbeccel Kray, sanayilemi toplumlarda, insan yaamnn tekrarlanan eleri ve doa dnyasnn, temel zaman saym llerini oluturduunu belirtir. Tm toplumlarda, zellikle de tarmsal toplumlarda gn, gnein gkyzndeki konumuna gre blnmtr.

Zamann saylmas, gecenin ve gndzn saniye, dakika ve saatlere dzenli olarak blnd bir sisteme doru evrildi; bu sistematizasyon, toprakta alan kylnn

74

dn biimine,

yani

gne nn

geirdii dnmlerle

mevsimlik

deimelerin vurguland bir sistematizasyona kar geliti (Kray, 1999: 216).

Kraya gre tarmsal ky toplumlarnda din, gnlk zaman dzenini gelitirmitir. rnein Mslmanlar gn iinde belli vakitlerde, be kez ezan sesi duydular ve bu be vakit, zamann dzenlenmesinde en nemli kural oldu (1999: 218). Elias Canetti, dzenin temel uygulaymlarndan birinin zamanla ilgili olduunu dnr. Ona gre zaman olmadan hibir ortak insan faaliyeti gerekleemez ve buna gre her tr ynetimin birincil nitelii zamann dzenlenmesidir (1998: 394).

Be Vakit, kyde zamann doaya ve dine gre blndn, sadece zaman deil, hayat belirleyenin bu blnmeler, blmler olduunu syler. Senem Aytan da belirttii gibi film kendisini gndelik hayat dzenlemek zere blmlendirilmi dngsel bir zaman anlay zerine kurar (Ayta, 2006: 30). Bu dngsel zaman anlay kendini filmin balangc ve sonunda da belli eder; film yats ile balar, sabah sona erer. Reha Erdem, filmlerinde zaman hissine takldn, filmin kendi ritmini, kendi zamann oluturma abas iinde olduunu belirtir. Filmlerinde kentteki hz eletirmek istediini, bunu da hem zamana uyumlu hem de uyumsuz karakterler yaratarak anlattn ifade eder. Be Vakitin zamana uyumsuz karakterleri ocuklardr. Be Vakitte ocuklar zamann kenarnda durmaya alyorlar ama duramyorlar (Erdem, 2005).

Snfta ocuklarn okuduu okuma paras da doa ve zamanla ilgilidir. Dnyann uzaydaki hareketiyle ilgili olan bu para, zamann ortaya kn bilimsel

75

bir dille anlatr. Zaman algmz belirleyen doal olaylardr. Kentte zaman en kk birimlere blnm olsa da krsal toplumlarda gnein douu, bat, ayn evreleri gibi doal olaylarn dzeni insanlarn zaman kavramyla olan ilikilerini dzenler. Kray, kyl iin zamann doann zaman olduunu ve ilerin organizasyonunun byk oranda doaya bal olduunu belirtmitir (1999: 227). Filmde kylnn hayatn belirleyen de byk lde doann zamandr. Ezan vakitleri kylnn toplumsal ilikilerini, gnlk yaamn dzenleyen zaman birimleri olarak temsil edilir.

Doann zamanyla ilgili bir film olan Be Vakit, Kasaba gibi Deleuzen gelitirdii zaman-imge sinemasna dhil olmaktadr. Be Vakitte doada akp giden zaman-imgeleri, doaya ait sesler ve mzikle kristal imgelere dnr. Deleuze, kristalde grdmzn zaman olduunu syler. Kristal imge zaman deildi, fakat bizler zaman kristalin iinde gryoruz (1997: 81). Bir imgenin paralar, sessel ve grsel imgeler arasndaki fark oluturur, bu da kristallemeyi yaratr, yani alglar, hatrlamalar, hayaller ve fanteziler. Deleuze kristal imgenin grsel olduu kadar sessel de olduunu belirtir (1997: 91, 92). Deleuze, Bergsonun zaman yaklamna dayanarak sinemada zaman-imge kuramn gelitirmitir. Bergsonun kronolojik olmayan zaman anlayna gre, an imdi ve gemii birlikte ierir ve sre olarak adlandrlr. Sre, kiiseldir ve isel yaamlarmz tarafndan yaplanr, Bergsona gre zaten yaamda kiisel olan tek ey zamandr. Sinemada da bir imge, zamanimgeye dnt anda bir eyler gereklemeye balar. Dnya bir bellek olmutur artk. mgenin uzam ve hareketi yoktur, ncelikli karakteristikleri topoloji ve zamandr (Deleuze, 1997: 125). Be Vakitin de ncelikli karakteristii zamandr.

76

Filmin zaman kronolojik deildir, kristallemitir. Film gn iinde birbirini tersten izleyen ezan vakitleriyle26 blmlenmi olsa da aslnda tek bir gnde gememektedir. Uzayan, genileyen bir imdiki zamanda, gemii iinde tayan u anda, kronolojik olmayan, sreyle tanmlanan ve kavranan bir zamanda gemektedir. Ynetmen bir syleisinde filme ait bir zaman kurmaya altn belirtir:

Sadece filme ait bir zamandan bahsediyorum. 1962 de olabilir, 2067 de olabilir. Filmin figrleri, filmin meknlar, filmin tarihi anlattm. O tarih yalnzca filmde var. Bunun nedeni de, ben filmde artificial olan, yani yaratlm olan seviyorum (Erdem, 2005).

Filmin zaman kurgusu meknla birlikte var olmaktadr. Doann iinde ekillenen bir zaman temsili vardr. ocukluk, filmin zamana ve doaya baknn odanda yer alr. Anlaty ocuklarn hayata, aka, byklere, sua ve kendilerine bak biimlendirir. Ritmi de ocukluun ritmidir.

B- Ky Hayatnda ocuklar ve Bykler Be Vakitin en nemli sorusu bymekle ilgilidir, hikyenin byk bir ksm bykler ve ocuklarn ilikisi; anne-baba, baba-oul, anne-kz gibi aile ilikileri etrafnda geliir. Kemal naln Trkiyede ocukluk adl incelemesinde belirttii gibi Trkiyenin birok blge ve ilinde, hatta ayn kentin farkl mahallelerinde hem snfsal hem de kltrel anlamda farkl ocukluk tipinin, geleneksel, modern ve postmodern, yan yana ama birbirine karmakszn retildiini ifade eder (2007:

26

Film yats ezanyla balar, sabah ezanyla biter. Ezan vakitleri birbirini tersten izler.

77

121). nala gre geleneksel ocukluk ky, gecekondu ve varolarn egemen ocukluk tiplemesidir ve beslenme, konut, altyap hizmetleri ve eitim gibi temel ihtiyalar karlanamayan bir toplumsal kategoriyi temsil etmektedir (2007: 121). Be Vakit en kk tara birimi olan kyde getii iin filmi geleneksel ocukluk ve taraya ait aile deerleri ile ilikilendirmek, bu deerlerin temsillerine bakmak gerekmektedir.

idem Ktbann, Trkiyede aileye ilikin geleneksel deerleri inceledii aratrmas gnmze ait verilere sahip olmasa da filmdeki aile ilikilerini anlamada yol gsterici olmaktadr. Bu aratrmaya gre geleneksel kr toplumu ounlukla, evreden kopuk, atayerel (patrilocal) ve ataerkil bir aile sistemiyle, sk kan ve akrabalk balar olan kk bir tarm toplumu olarak tanmlanr. Ataerkil aile yapsna yaygn bir biimde deer verildiini belirten ayn aratrmada, kadnn evlilik kurumu iindeki konumu ile ocua verilen deer arasnda dorudan iliki olduu ortaya konur. zellikle erkek ocuun kadna genken saygnlk, yalannca gvence salamas gibi beklentiler ve bu beklentilerle gelen erkek ocuk tercihiyle bamllk ilikilerinin n plana kt vurgulanr (1981: 26, 30).

Be Vakitte geleneksel aile yapsna ilikin bu verilerin temsilleri grlmektedir. Filmde erkek ocuklar darda gezip oynarken kz ocuklar ev ileri ve ocuk bakm ile uramakta, oynamalar, gezmeleri yasaklanmaktadr. Yldz, darda ok vakit geirdii iin annesi tarafndan azarlanr. Ktba gerek krsal toplum gerekse kentsel toplum asndan aratrmann ilgin bir bulgusunun anneler

78

ve kzlarnn cinsel rollerle ilgili deikenlerde farkllk gstermeyileri olduunu belirtir:

Bu hem kzlarn anneleriyle zdelemelerini, hem de daha nemli olarak cinsel rollerin kuaktan kuaa srp gitmekte olduunu gstermektedir. Ayn bulgu, kzlar erkeklerden daha geleneki bir bak asna sahip olmaya iten aile ve toplum basksn da yanstmaktadr (1981: 38).

Kz ocuklar iin basknn merkezi evdir nk geleneksel cinsel rolleri rendikleri ve gnlerini geirdikleri neredeyse tek yer evleridir.27 Anne, iktidar hem cinsel roln kzna retmek iin hem de Canettinin aklad gibi iktidarn uygulamaktan haz duyduu iin kullanr. Annenin ocuk zerindeki iktidar, yalnzca ocuun yaam ona bal olduu iin deil, ayn zamanda anne bu iktidarn her zaman uygulamak iin ok kuvvetli bir istek duyduu iin, mutlaktr (1998: 220). Fakat bu iktidar krsal toplumda baka bir biimde daha tezahr eder, kadnn deeri erkek ocuk dourmalar ile artar. ocuun Deeri aratrmasnn bulgular bunu dorulamaktadr. Krsal toplumda yzde 84 orannda erkek ocuk tercih edilmektedir (Ktba, 1981: 38, 39). Filmde mer ve Yakup dndaki erkek ocuklarnn daha bir zenle yetimekte, hem anneleri hem de babalar tarafndan korunmakta ve hatta martlmakta olduu grlr. Filmde akrabalk
Aksu Bora, kadnln, iinde yaadmz kltrde, ya, eitim, snf gibi deikenlerden bamsz olarak, esasen ev zerinden tanmlandn ve yeniden retildiini sylemektedir (2005: 21). rt ayn zamanda hem effaf hem de kalnlam ve arlam bir rtdr. Onu kaldrdmzda grdmz, evin dnyann pisliklerinden uzak, masum ve temiz bir yer olarak tasarlanmas, erkeklerin d dnyaya alrken kadn ve ocuklar bu temiz yerde brakmalar, iinde yaadmz kltrn en belirleyici ve gl rntlerinden biri, belki de birincisi olduudur (Bora, 2005: 59). Be Vakitin kadnlar da ya evde ya da avludadr. Arzu ur, ev kadnlnn bir yaama biimi olduunu, kadnn yerinin evi oluunun tarada bizzat gereklik olduunu belirtir. nk tarann kadnlara sunduu tek yer, hl evdir (2005: 124).
27

79

ilikileri de nemli bir iliki biimi olarak ortaya kar. Yldz ve Yakup, amca ocuklardr. Babalar kardetir ve ortak grevler, karlkl gereksinmelerle birbirlerine baldrlar. Fakat aralarndaki gerilim ve basknn kayna bykbabadr. Bykbaba Yakupun babasn srekli azarlar ve kk drrken kk olunu yani Yldzn babasn kollar, ver. Tpk merin babas gibi, imam olan baba kk olunu yanndan ayrmazken merin zerinde srekli bask uygulamaktadr. mer de bu bask yznden giderek mutsuz olmakta, fkelenmekte ve babasn ldrmek iin planlar kurmaktadr.

Kyde insanlararas dayanma da dikkat ekmektedir. nsanlar akraba olsalar da olmasalar da karlkl sorumluluk ve grevlerle birbirlerine baldrlar. Kydeki ocuklar tm kyn yetikinleri ile yakn iliki kurarlar, onlar tarafndan denetlenirler. Filmde ksz ve yetim olan ocuun kyn yetikin erkekleri tarafndan denetlenmesi bunun bir rnei olmaktadr. Filmde bu denetlemenin baskc bir zellik olduu gsterilir. ocua fndk ald iin uygulanan iddetin tanm babalk yapmak olarak ifade edilir. Baba oul ilikisi filmde en ok sorgulanan iliki biimidir. Uur Vardann deyiiyle, filmde erkek ocuklar byme yolundaki en byk engelin babalar olduunu kefetmi bir ruh haliyle dolayorlar (2006). Filmde farkl baba oul ilikisi vardr: fke ve nefret, acma ve efkat, umarszlk ve grmezden gelme.28 Filmde Yldzn en ok babasn, sonra kardeini en son annesini sevdiini sylemesi bunun iyi bir rneidir.

Sigmund Freud, erkek ocuun babaya fkesini Odipus kompleksi ile aklar. Erkek ocuun annesinin tek sahibi olmak istediini, babasnn varln can skc bir ey olarak grdn syleyen Freud, kz ocuklarnda da ayn eyin olduunu belirtir: Babasna sevecence bir balanma, bir fazlalk olarak grd annesinden kurtulma ve onun yerini alma ihtiyac (1999: 370371).

28

80

merin babasyla olan fke ve nefret ilikisi ise filmin merkezindeki ilikidir. erevesi dinle izilen baba oul ilikisini, merin imam olan babas Kurandan29 ald bir ayetle anlatr:

-Ey oullar! Baba talimini dinleyin ve bilgiyi anlamak iin dikkat edin. nk size iyi ders veriyorum. Benim rettiimi brakmayn nk ben de babamn oluyum. Anamn gznde nazik ve bir taneciim. Ve bana retti. Ve bana dedi. Olum szlerime dikkat et. Dediklerime kulak e. Onlar gzlerinin nnden ayrlmasn. Onlar yreinin iinde sakl tut.

Buna gre oul, babanndr, ona emanettir, baba ona kt davranabilir, iddet uygulayabilir fakat yreinin iinde sakl tutar. Kyde Mslman olmak, Kemal Karpatn da dedii gibi her eyden nce yaanan evrenin bir paras olmak anlamn tar. Din bireysel olmaktan ziyade yaanan evreye ait bir toplumsal deer ve normlar sistemi zelliini tamaktadr (aktaran Katba, 1981: 34). Filmde din kylnn sadece aile, kadn, ocuk ve toplum ilikilerini dzenleyen bir kurum deil, zamanla, doayla uyumunu, gndelik yaamn belirleyen bir kurallar ve dzenlemeler btndr. Minarenin kyn tam ortasndan ykselen en yksek nokta olmas, dinin kydeki merkezi yerini gstermektedir.

Mine Tan, Kurandaki pek ok ayette ocukluun yetikinlikten farkl ve zel bir biyolojik evre olduunu, yetikinlie ancak belli bir hazrlk ve yetime sonucunda ulaldn, ocuun yetitirilmesindeki esas sorumluluun yetikinlere verildiini gsteren ifadelerin yer aldn belirtir. Bunlardan ocuun -Rousseauda izlediimiz gibi- yaratlta baz zelliklerle donatld sonucuna varlabiliyor. Bu zelliklerin en nemlileri de Mslman ve gnahsz olmaktr (1993: 13).

29

81

Filmde din, baba gibi otoriteyi temsil eder. Jacques Lacan baba otoritesini Babann-Ad terimiyle adlandrr. Buna gre Babann-Ad, gerek babaya ya da imgesel babaya baml olmayan simgesel dzene ait bir kavramdr.

O dzenin (dilin ve Yasann) kurucu kavramdr. Lacan nom-du-pre/non-du-pre (Babann-Ad/Babann-Hayr) kelime oyunuyla, babann Hayr! demesiyle, yani koyduu yasaklar ve snrlarla, simgesel dzenin, Yasa dzeninin kurucu kavram olduuna iaret eder. Gerek babann kimliinden, hatta varlndan ve yokluundan bamsz olarak, Babann-Ad ocuk iin tanrnn ve devletin, yasa koyucu ve yasaklayc otoritenin simgeselletirilmesi anlamna gelir (iek, 2004: 246).

iek, yasann dzeninin, iktidarn zne olma ilevini batan bir imknszlkla hadm eden Babann-Adnn, tam da bu yolla yrrle girdiini, Freudun Totem ve Tabuda anlatt, oullarn birleerek ldrdkleri Tanr-Kral-Baba yks ile mitik, simgesel Babann lmszle ancak gerek babann ldrlmesiyle ulatn vurguladn belirtir (2004: 246). Be Vakitte anlatlan hikye ile bu anlamda benzemektedir; gerek merin babasn ldrme arzusu gerekse din-babadevlet/dzen ilikisi anlamnda.

mam, mer iin ne ise din de kyl iin odur, emirlerin kayna, iktidarn merkezidir. Fakat insanlar dini de, babay da doal bir srece yerletirir; ona yabanclamaktan, onu sorgulamaktan kanrlar, hatta korkarlar. Canettinin de belirttii gibi, emirler, gerekli olduklar iin bize doal grnrler ve biz onlar her zaman var olmu bir ey olarak kabul ederiz. nk ocukluktan itibaren emirlere alzdr; emirler bizim eitim dediimiz eyin nemli bir ksmn oluturur ve ister

82

i ya da sava, isterse din alannda olsun erikin hayatmzn btnne nfuz etmitir (1998: 301). Bunun iin emrin gerekte ne olduu sorusu neredeyse hi sorulmaz. Grnd kadar basit mi ilemektedir bu sre, yoksa normal olarak hedefini, yani boyun edirmeyi gerekletirmesindeki kolaylk ve abuklua ramen itaat eden kimsede aslnda, dmanca hisler mi uyandrr? (Canetti, 1998: 301). Emirler doal grnse de, boyun edirmeyi kolaylkla gerekletirse de aslnda merde ve Yakupun babasnda grld gibi itaat eden kiide dmanca hisler uyandrr. merin ve Yakupun dedesi ve Yldzn annesi ocuklarna srekli emirler yadrr; devini yap, tarlay sr, duvar salam yap, eve erken gel, ocua bak, ev ilerini yap gibi. Hibir itiraz kabul etmezler. Canetti, emrin tartmaya, aklamaya ve sorgulanmaya yer brakmadn, ksa ve net olduunu, annda anlalmas gerektiini nk anlalmasndaki her gecikmenin emrin gcn azalttn syler (1998: 303). Kurandaki ayetler de emir cmleleri ile kurulmutur. Kyde ezan vakti hibir zaman karlmaz. mam lmek zereyken bile ezan vaktini karmaz, kyde en korkun olayda dahi ezan vakti unutulmaz nk emir arkasndan uygulamann gelmedii her tekraryla canlln yitirir ve sonunda tkenir, iktidarszlar; bu emri yeniden canlandrmamaya kalkmak daha iyi olur. Emirler, savap kazanma midi grmediimiz iin tabi olduumuz iktidar unsurlardr (Canetti, 1998: 303). Dolaysyla mer iin de iktidarla sava bir hayal, arzu olarak balar. 30

Michel Foucault, iktidar ilikisinin znde yatan ve onu devaml kkrtan etkenin istencin boyun emeyii ve zgrln inad olduunu syler. Ona gre zgrlk iktidarn uygulanmasnn nkouludur. zgrlk iktidarn uygulanmasna yalnzca kar kabilir, nk son tahlilde iktidar, zgrl tmyle belirlemek eilimindedir (2005: 75, 76).

30

83

Emirlerin hedefi aslnda hi byyememi byklerle birlikte ocuklardr. Bir nceki blmde Grbilekin ocuk toplum tanmna ska bavurulduu gibi, bu ky de halen ocuk kalm bir toplumdur. Dolaysyla srekli emirlere maruz kalrlar. Canetti de emirlere en ok maruz kalann ocuklar olduunu syler. Bu baskya dayanabilmeleri, ebeveynlerinin ve retmenlerinin verdii emirlerin yk altnda kmemeleri bir mucizedir. Buna karlk onlarn da kendi ocuklarna, ayn derecede zalim bir biimde ayn trden emirler vermeleri, ineme ya da konuma kadar doaldr (1998: 304). Filmde bu dncenin karln yal kadn dile getirir: Erkekler byle. Olanckken iyi olurlar. Baba olunca babalarna ekiverirler. Emirlerin doalar gerei, yeni nesil kurbanlar elde edilir edilmez onlar zerinde uygulanmak zere elde tutulurlar. Fakat emirlerin nesilden nesle aktarm yal kadnda tezahr ettii ekliyle doal bir sre olarak kabul edilmitir, yalnzca bir ufak ikyete hak tannr. ocuklukta ise durum biraz daha derin yaanr. Canettinin de belirttii gibi hibir ocuk, en sradan bile kendisine verilen emirlerin bir tekini bile ne unutur ne de affeder (1998: 304). nk ocuun bir arzusu vardr, emirlerin uzanda bymek, bir eylerin olmasn beklemek, hayal etmek.

C- ktidar Karsnda ocuun Arzusu Grbilek, psikanalitiin ocukluk skntsn, bir eylerin balatld ancak hibir eyin gereklemedii o donuk beklenti durumu olarak akladn belirtir (2005b: 69). Filmde bu donuk beklenti durumu pek ok planda grlmektedir. ounlukla blmler aras geilerde ocuklarn doada bir eylerin olmasn bekler gibi durduklar, baktklar o donuk beklenti durumu hissedilmektedir. Aytan, filmin hissiyatn artrdn syledii dier imgeler ise merin, Yakupun ve

84

Yldzn saman ynlar, iekler, sva, toz, toprak, yapraklar, dallar, allar arasnda, ilenmi ufak tefek sular yznden duyulan sululuk duygusunun ya da utancn beraberinde getirdii bir lme istei anna ahitlik eder gibi hareketsiz yattklar imgelerdir (Ayta, 2006: 32). Bu imgelerde ocuk ve doa arasnda kurulan dolaysz bir ilikinin izleri vardr.

Ortaadan beri doayla, masumiyetle zdeletirilen ocuun, 19. yzyldan itibaren hem masumiyeti, bozulmaml ve saflyla bir zlem nesnesi olduu; hem de doumundan balayarak terbiye edilmesi, bir bilgi ayla kuatlmas gerektiine gre aslnda yrtc, vahi ve tehlikeli bir doaya sahip olduu dnlmtr (Grbilek, 2004: 48). Canetti ise ocuu kleye benzetir, emirler ve yiyecek kleninki gibi ayn kaynaktan gelir. Ebeveyn ocua, daha sonra kullanabilecei dnmlerin pratiini oyunlarla yaptrr ve srekli yeni dnmler edinmesini salar. Pek ok deiik biimde byyen ocuk, dnmlerin ustas haline gelince erikin statsne terfi ettirilerek dllendirilir (1998: 378). Filmde ocukluk dncesinin doayla yani meknla ve zamanla birlikte dnld, doadaki ocuk imgelerinin ardnda ocuu doayla zde klma dncesinin yattn syleyebiliriz. Dier bir taraftan filmin doa, duraanlk ve sululuk imgeleri ocuklarn skntsn anlatmada kullanlr. Skntnn nedeni arzularn gereklememesidir. Grbilekin de belirttii gibi ocuun skntsnda iki imknsz seenek vardr: Arzuladm bir ey var ve arzuladm hibir ey yok. Bu iki varsaymdan hangisinin inkr edildii her zaman mulk olduu iin skntl bir fel haline dnr. Grbileke gre bu iki imknsz seenein kayna evdir. (2005b: 70). merin arzusunu yaratan da onu arzusuz brakan da evidir; baskc, sevgisiz bir

85

baba, ev ileriyle megul bir anne, kskanlan bir erkek karde. Yldzn evinde ise ondan srekli i yapmasn bekleyen bir anne ve bakm bekleyen bir bebek vardr. Yakup ise arzusunun nnde bir engelle karlar, retmenine ktr ama babasn onu gzetlerken yakalar.

Filmde cinselliin, ocuklar evden uzaklatran dier bir neden olarak ortaya kt grlr. mer Trke, tarann en sorunlu alannn cinsellik olduunu belirtir. Meru cinselliin dndaki her tr cinsel etkinliin yasak olduu tarada, cinsellik nesnesi ya dardan gelmi yabanclar ya da zaten fuhua srklenmi yabanclardr (2005: 180181). retmen kyden biri deildir ve bu haliyle yabancdr dolaysyla Yakupun babas iin cinsellik nesnesine dnmtr. Yldz da babasyla annesinin cinselliklerini kefedince ac eker. nk cinsellik tarada ac, sert ve fkesi ak bir alandr. Grbilek, cinselliin tarada, bir tara olarak yaanmaya mahkm olduunu, terbiye edilemeyecek drtlerin, ehliletirilemeyecek fantezilerin, iddet ve cinselliin alannda, gzel yz bir trl iselletirilememi, kendine ait klnamam bir gvdenin alannda olduunu syler (2005b: 67). Filmde cinsellik ounlukla doann alanna ait bir yaant olduu grlr. Filmin pek ok sahnesinde iftleen hayvanlar vardr. Doum ve lm de doayla birlikte dnlr. Yal kadnn artk vaktinin geldiini syledikten bir sre sonra lmesi, bir inein doum yapmas, Yakupun erkek kardeinin doumu bu dncenin filme yansmalardr.

Reha Erdemin bir tara olarak ky, kyn doasn, doada akp giden zaman, ocuklar ve ocukluk zerinden anlatmay tercih etmesinin nedeni yine dnp dolap Grbilekin tara ve ocukluk betimlemesine varr. Be Vakitin

86

ocuklar Grbilekin benzetmesinde olduu gibi dardaki anlam vaadini arzular, fakat ona ulaamayacak kadar bodur ve elimsizdir de. Bu nedenle anlam vaat eden dnyann kysnda, simgesel dzenin kenarnda, cinselliin tarasnda, annenin eteine yapm ylece kalakalrlar. Ama anneyle birlikleri oktan bozulmutur, ne artk onunla birliktedir ne de ondan ayrlabilirler. ocuk artk byklerin dnyasnn tarasnda pek ok imknszl bir arada yaamaya mahkmdur (Grbilek, 2001: 5657). Reha Erdem, kendisini ilgilendirenin ve filmlerinde anlatmaya altnn byyememi, byyemeden bym insanlar olduunu sylerken taradaki ocuklar, ocukluu tara olarak yaamak zorunda braklan, aslnda byyemeden bymekle cezalandrlan insanlar kastetmektedir. Filmde byklerin, ama en ok da babalarn aslnda ocuk olduklar, onlarn da gerekten bymemi olduklar bir toplum temsili vardr. Bunu da ocuklar zerinden yapar. Babasn ldrecek kadar ondan nefret eden, yani artk masum olmak istemeyen bir ocukluk dnmemize olanak tanr. Grbilekin Ouz Atayn romanlarnda ocukluk stne yapt yorum Be Vakitte ocukluk temsilleri iin de yaplabilir. Ouz Atayn romanlarnda ocukluun yalnzca masumiyeti, maduriyeti ya da kimsesizlii deil, ayn zamanda byklerin dnyasna yadrgatc bir gzle bakabilme gcn, o dnyann deerlerini tersyz etme yeteneini, yani bir bakma kt ocuk olma imknn da iinde tadn syler Grbilek (2004: 60). Grbilek baka bir metninde ise kt ocuun doadan fkran, ei benzeri grlmemi bir ktlk hayal ettiini, ama sonunda en doal eyleminin bile ne kadar kltrel, en kendiliinden davrannn bile ne kadar devralnm, en zgn duygularnn bile ne kadar gecikmi olduunu fark edecektir der (2004: 83). Be Vakitin kt ocuu mer de ei benzeri grlmemi bir ktlk hayal eder; babasn ldrmek iin planlar yapar ve bunlar uygular.

87

Sonunda babas lmek zereyken yaptyla yzleir, ktlnn farkna varr ve ac eker. mer de dier tm kyller gibi aslnda cinselliin toprana bir trl salam adm atamadan; fkelerini, karsnda kendilerini yetersiz hissettikleri d dnyaya yneltemeden, i skntsna mahkm, ama bu sknty baka bir eye dntrecek imknlardan yoksun, evde kalmaya, hep ocuk kalmaya mahkm olduunu anlar (Grbilek, 2005b: 57).

Be Vakit, iktidar merkezlerinden ikisine, aileye ve dine taradaki gerekliklerinden bakar. Baba, anne, akrabalk, din, yasaklar, emirler ve ka gibi iktidar unsurlarn ocuklukla ilikisi zerinden temsil eder. Bymek gibi kltrel bir sreci zaman-imgelerle anlatr. nk Reha Erdemin bir sanat olarak biimsel kayglar vardr, sinema biim ve zdr ona gre (Erdem, 2005). Tarada geleneksel ocuklua, gndelik hayata, aile ilikilerine, cinsellie ve doayla ilikiye sanatsal kayglarn katarak bakmaktadr. Filmde, incelenen dier iki filmden farkl olarak en uzak ve en kk tara biriminin, kyn kltrel deerlerinin temsillerini bulmak mmkndr. Film, hem tara kavramna yeni bir alm getirmekte hem de bir tara olarak kyn iktidar ilikilerini sorgulamaktadr. Kimi yerde biimsel kayglarn fazlasyla ne kmas eletiriyi gsz brakmakta, mziin doal sesten daha ok kullanlmas, tekrarlanan dier grsel ve yapay unsurlarla beraber filmin eletirel gcn, anlatnn arln krmakta ve izlekten uzaklamaktadr. erikten ok biimin ne kmas filmin bakndaki gc azaltan etkilerdir; nk filmin ierii ele ald kavramlar asndan kendi iinde tutarl bir zeminde yer almaktadr.

88

SONU Pariste yaasan da taradasn Eer ok uzun yaamsan31

Jacques Brel, bu szlerle aslnda tarann insann iiyle, isel yaantsyla ilgili bir kavram olduunu, tarann insan ruhuna ait olduunu sylemek ister. Tara, Paris gibi byk, kalabalk ve modern bir metropolde dahi yaanabilecek bir deneyimdir. Dorudan doruya darlk ve sknty artran bir kavram haline gelmitir.

Tara tartmalar kavramn iki anlam zerinden yaplmaktadr: Dar anlamyla meknsal, corafi bir birim olarak; geni anlamyla isel bir deneyim olarak. Tarann meknsal zmlemesi kent ve kr, merkez ve evre tartmalar balamnda anlalr olmaktadr. Tara, szlk anlamyla krsal alana iaret ederken Trkiyede zellikle 1980 sonrasnda kentin iinde de tara olduu, taralln gzlenebildii, tartmalarn bir dier boyutunu oluturmaktadr. Bu deiim ve dnm tm dnyada ayn hzla yaanmtr. Merkez ve evre kavramlar krsal alandan kente ynelen g hareketleri nedeniyle deimitir. Dnyann krsalndan, Asyadan, Afrikadan Avrupann, Kuzey Amerikann metropollerine daha iyi bir yaam umuduyla g edenler orada kendilerine tarann kurallarna uygun yaamlar kurdular. Pariste, Londrada, New Yorkta ve daha baka pek ok kentte iki anlamyla taradan bahsetmek mmkn olmaya balamtr. Kentin, metropoln, kyle ve kasabayla ilikisi, ekonomik ve politik tartmalar balamnda
31

Jacquel Brelin htiyarlar adl arksndan.

89

anlalabilmektedir. Kent ve krsal alan snfsal kategorilerle ayrlm meknsal birimlerdir. zellikle kentler snfsal ayrmn ok youn yaand yerlerdir. Kent fiziksel ve corafi olarak toplumsal tabakalar birbirinden ayrr, olduka gl bir yaltm mekanizmas yaratr. Bu yaltm mekanizmasna madur kalanlar alt snflardr. Onlarn kendi aralarnda gelitirdii toplumsal ve kamusal meknlar bu mekanizma dorultusunda giderek daralmaktadr. Kentteki bu kltrel deiim insanlararas ilikilerin boyutunu da deitirir. Kentte ve krsalda yaanan toplumsal deiim, dnmler kentlinin ve kylnn yaamn, birbirleriyle olan ilikilerini de deitirmektedir. Toplumsal, kltrel deiimin farkl alanlarda temsili meknn yeniden retimini etkileyen bir dinamiktir.

Toplumsal deiimin temsil edilme pratiklerini dntrecek bir retim faaliyeti iinde yer almak bir tercihtir. Edebiyat, resim, mimarlk gibi sinema da mekn retiminin temsil edilme pratikleri arasnda yer alan nemli bir alandr. Sinema pek ok farkl bakn, grntnn farkl anlar iinden retildii yaratc bir retim alandr. Sinemann eletirel bakn, retimlerimizi ve deneyimlerimizi paralayan popler byk anlatlar karsndaki roln fark etmek, popler anlatlarn temsil biimlerinin toplumsal hayata kar tavrmzn her gn yeniden retiminde nasl bir rol oynadn, bunun dnda baka temsil biimleri ve tasarm ilikilerinin olabileceini de dnmek gerekir.

Bu almada incelenen filmler, farkl temsil biimlerinin olabileceini, konuulmayan ya da az konuulan zerine konumann gerekliliini gsteren filmler arasnda yer almaktadr. Seyirciye farkl bir grme biimi, farkl bir bak gelitirme

90

imkn sunar. Medyann, popler sylemin, baskn ideolojilerin seyirciye sunduu bilgi, alg biimleri dnda, seyircinin grme biimlerini sorgulamaya ard; alt snflarn, tarallarn, grnmeyenlerin, hakknda az konuulanlarn yklerini seyirciye at iin bu filmler nemlidir.

Bu almada Trkiyede tarann, taralln geirdii kltrel, toplumsal ve politik dnmler balamnda Kasaba, Masumiyet ve Be Vakit filmleri analiz edilmitir. Bu film tara, tarallk, tara ve ocuk ilikisi konularn sorunsallatrm ve eletirel bir bak as sergilemitir. Sorgulayc bak as, zgn zaman ve mekn kullanm ile seyirciye yeni ve farkl dnme biimleri nermektedir. Kasaba, Masumiyet ve Be Vakitte, mizansen, kamera as, kurgu, ses ve mzik, mekn ve oyunculuk gibi eler ynetmenlerine ait bir dil ve biimle kullanlmtr. Aile, din, yoksulluk, arabesk, kent, tara ve ocukluk gibi kltrel yaantya ait kavramlara sanatsal bir dil ve biim kaygsyla yaklalmtr. Ynetmenler kendilerine zg dil ve biimleri, estetik kayglar ile toplumsal bir gereklii sanatsal bir adan temsil eder. Filmlerin ortak zellii taray ocukluk ile birlikte anlatyor olmasdr. Kasabada Asiye ve Ali, Masumiyette ilem, Be Vakitte mer, Yakup ve Yldzn hikyelerini iinde tayan tara anlatlaryla, tara ve ocukluk kavramlar arasndaki iliki, benzerlik ve ayrm ortaya kmaktadr. Kasabada Asiye ve Alinin doayla kurduklar iliki balamnda yaratlan zamanmekn kurgusu zgndr. Zaman ve mekn ilikisinde ortaya kan duraanlk, sradanlk ve tekdzelik zerinden bize farkl bir tara temsili sunar. Filmde ocuk, doa ve zaman ilikisi Asiye ve Ali merkezinde ve kltrel boyutuyla tara, kasaba ve kent ilikisi byyememi bir ocuk olarak Saffet merkezinde anlatlr. Kasabada

91

tara nostaljik bir yaant, zlemle anlan bir yer deil; imdiye ait bir mesele, gemiin sreklilii olarak ne kar. Bu nedenle filmde gemi zaman ve imdiki zaman duygusunu oaltan zaman imgeler vardr. Aidiyet, ev, ocukluk, gemi bir meknla rtlr, bu mekn filmde srekli sorgulanan ve giderek kavramsal bir yapya dnen, skntnn ve darln kayna olan taradr. Nuri Bilge Ceylan taraya merkezin bakt gibi bakmaz. Film, popler tara filmlerinin nostaljik bakn da tamaz, fakat taradan byk ehre bakar. Gemi, ev ve aidiyet izlekleri etrafnda kasabann kasaballar iin ne ifade ettiine bakmamz salar. Buna gre kasaba skc bir yerdir ama ayn zamanda bir snaktr. Saffetin bir eksiklik ve yoksunluk olarak alglad, skntsnn, darlnn kayna tarada geen ve hi bitmeyecek bir ocukluktur. ocukluk da tara gibi bir vaatle ekillenmekte, o vaatse hep bir eksii artrmakta, hatrlatmaktadr. Kasabada, ocukluk ve tara derin balar olan iki deneyim olarak temsil edilir. Kasaba, 1990 sonras Trk sinemasnda taray konu edinen, tara ve ocuk ilikisini kuran ilk filmdir.

Masumiyet filmi de 1990 sonras popler tara filmlerinde anlatlandan farkl bir tara anlatr. Kentteki tara, ne nostaljik ne de romantiktir; filmde dehetin, yoksulluun, tekinsizliin mekn olarak temsil edilir. Masumiyet, saflk, sahicilik gibi yoksullua ve taraya atfedilen deerler, su ve iddet gibi tehlikeli ve tekinsiz alanlar zerinden anlatlr. Kentteki tara ayn zamanda hem masum hem de barbardr. stelik merkezin uzanda deil onun iindedir. Kentin gbeindeki tara, arabesk kltre ait duygusal birtakm eler, anlamlar etrafnda; kader, gariplik, aresizlik, masumiyet, yoksulluk ile birlikte anlatlr. Filmdeki meknlar anlaty glendirir. Kasvetli otel odalar, dar sokaklar, bodrum katndaki ev, ehirleraras

92

otobsler, yoksullua, kentteki taraya ait meknlardr. Masumiyette tara skntsnn kayna Kasabadan farkldr, filmde sknt yoksulluun, aresizliin, kmazn getirdii bir skntdr. Ev ve aidiyetle birlikte deil aksine yersiz yurtsuzlukla zdeleen bir skntdr. Filmdeki tara ve ocukluk ilikisi ise toplumsal bir genellemeye iaret eder. yiliin, vicdann ve maduriyetin temsili filmin ocuk karakteri ilemdir. Masum olduu kadar madur, susuz yere cezalandrlm taral yoksullarn kendini grd bir aynadr. Filmde dilsiz ve seyirci bir ocuk toplum imgesi vardr. Masumiyet popler filmlerde olduu gibi taray, yoksulluu, arabeski sevimliletirmez, komikletirmez. Tara iddetle, tehlikeyle birlikte temsil edilmitir.

Be Vakitin hikyesi ise en kk idari tara birimi olan kyde geer. Kyn kltrel deerlerini sorgulayan filmin temel izlekleri aile, baba-oul ilikisi, din, iktidar ve ocukluktur. Dier iki filmden farkl olarak Be Vakit, taraya ait muhafazakrln daha grnr olduu bir filmdir. Ataerkil aile yaps, kadn-erkek ilikileri, anne-baba, ocuk ilikisi ve tarada dinin toplum zerindeki basks eletirel bir biimde temsil edilir. Be Vakitte de Masumiyet ve Kasabada olduu gibi 1990 sonras Trk sinemasnda taray konu edinen dier filmlerden farkl bir tara temsili vardr. Filmin geleneksel aile yaps ve geleneksel ocuklua ilikin eletirel bir bak vardr. ocuklar araclyla film, byklerin dnyasna sorgulayc, yadrgatc bir gzle bakar. Be Vakitte ocukluk ve tara ilikisi Kasabaya benzer biimde doa ve zamansallkla birlikte dnlmtr. Bu iki film Deleuzen kristal ykleme ve zaman imge sinemasnn pek ok zelliini tamaktadr. Gemi ve imdi birbirinin iindedir, film yeni ve farkl bir zaman ve

93

ritim oluturmutur. Tarann duraanl, gndelik hayatn deimeyen temposu iirsel bir biimde anlatlr. Oysa Masumiyet, taray duraanl, tekdzelii ile deil kentin iindeki skml ile anlatr. Bu nedenle filmin pek ok sahnesinde gerilim ve tempo yksektir.

Bu filmde, Trk sinemasnda taraya ilikin popler sylemi reten filmlerin dnda; eletirel bir kent, kasaba, ky, tara, tarallk, tara ve ocuk temsilleri sz konusudur. Ynetmenlerinin imzasn grebileceimiz anlat teknii, mizansen yaratm, zaman ve mekn kullanm vardr. film de bieme ilikin estetik kayglar tayan sinemasal anlatm dilleri sayesinde Trk sinemasnn zgn filmleri arasnda yer almaktadr. Bu filmler Trkiyede yaanan kent, ky, tara ve tarallk gibi toplumsal meseleleri gzlemleyebileceimiz bir alan sunar. Bu meselelere iaret etmekle kalmaz bunlar eletirerek seyirciye farkl dnme biimleri nerir. Trk sinemasnda taray konu edinen, taray farkl biimlerde temsil eden filmlerdeki artla birlikte, tara ve sinema ilikisini kuran almalar da srecek gibi grnmektedir.

94

KAYNAKA Abisel, Nilgn (1994) Trk Sinemas zerine Yazlar, Ankara: mge. Abisel, Nilgn (1997) Popler Sinema ve Trler, stanbul: Alan. Abisel, Nilgn, Umut Tmay Arslan, Pembe Behetoullar, Ali Karadoan, Semire Ruken ztrk, Nejat Ulusay (2005) ok Tuhaf ok Tandk Vesikal Yarim zerine, stanbul: Metis. Akgz, Esra (2006) Kefettiim en gzel ey yalnzlk, Kader: Zeki Demirkubuz iinde, s. 148-152. Der: S. Ruken ztrk, Ankara: Dost. Ahska, Meltem (2006) Trkiyede evresiz-merkez ve Garbiyatlk. Toplum ve Bilim, say: 105, s. 1130. Akbulut, Hasan (2005) Nuri Bilge Ceylan Sinemasn Okumak: Anlat, Zaman, Mekn, stanbul: Balam. Argn, kr (2002) 80lerden 90lara: imdiki Zaman Diktatrl. Birikim, say: 152153, s. 2842. Argn, kr (2005) Taraya eriden Bakmak Mmkn Mdr?, Taraya Bakmak iinde, s. 271296. Der: T. Bora, stanbul: letiim. Aydn, Suavi (2006) Paradigmada Tarihsel Yorumun Snrlar. Toplum ve Bilim, say: 105, s. 7096. Ayta, Senem (2006) Tarada Zaman: Be Vakit, Altyaz, say: 55, s. 2832. Bachelard, Gaston (1996) Meknn Poetikas, ev: A, Derman, stanbul: Kesit Yaynclk. Baker, Ulus, Toplumsal Tip Olarak ocuun Sinemada Temsili http://www.korotonomedya.net/kor/index.php?id=21,245,0,0,1,0 Bakhtin, Mikhail (2001) Karnavaldan Romana. Edebiyat Teorisinden Dil

95

Felsefesine Seme Yazlar, Der: Sibel Irzk, ev: Cem Soydemir, stanbul: Ayrnt. Balibar, Wallerstein (2007) Irk Ulus Snf, ev: Nazl kten, stanbul: Metis. Barbarosolu, Fatma Karabyk (2005) Tarann ve Byk Kentin Endam Aynas: Ky Taraya Bakmak iinde, s: 245257. Der: T. Bora, stanbul: letiim. Bergson, Henri (1998) Metafizie Giri, ev: Bar Karacasu, Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar Bora, Tanl (2002) Son Yirmi Yl Ayrtrmak in Notlar. Birikim, say: 152 153, s. 5561. Bora, Tanl (2005) Taralaan ve Tarasn Kaybeden Trkiye, Taraya Bakmak iinde, s. 3766. Der: T. Bora, stanbul: letiim. Bura, Aye (2008) Kapitalizm, Yoksulluk ve Trkiyede Sosyal Politika, stanbul: letiim. Bykdvenci, Sabri ve S. Ruken ztrk (2007) Yeni Trk Sinemasnda Estetik Aray. Felsefe Dnyas, say: 46, s. 4549. Canetti, Elias (1998) Kitle ve ktidar, ev: Glat Aygen, stanbul: Ayrnt. Castells, Manuel (1997) Kent, Snf, ktidar, ev: Asuman Erendil, Ankara: Bilim ve Sanat. Cerraholu, Nilgn (2006) Temel Sorunumuz Ahlak, Kader: Zeki Demirkubuz iinde, s. 172176. Der: S. Ruken ztrk, Ankara: Dost. ur, Arzu (2005) Kadnlar: Tarann Yurtsuzlar Taraya Bakmak iinde, s. 115135. Der: T. Bora, stanbul: letiim. Deleuze, Gilles (1997) Cinema 2. The Time-Image, Franszcadan ev: Hugh

96

Tomlinson, Barbara Habberjam, Minneapolis: University of Minnesota Press. Demirkan, Tark (1996) Tarih Boyunca Kuatlan zgrlk Adalar; Kentler. Cogito, say: 8, s. 1722. Eagleton, Terry (2005) Kltr Yorumlar, ev: zge elik, stanbul: Ayrnt. Erdem, Reha, Reha Erdem le Sylei, 28 Eyll 2006. http://www.filmcenter.boun.edu.tr/Links/Sinefil/2006/5/Reha_Erdem_Soylesisi.pdf Erdoan, Necmi (2007) Yok-sanma: Yoksulluk-Maduniyet ve Fark Yaralar Yoksulluk Halleri iinde, s. 4795. Der: Necmi Erdoan, stanbul: letiim. Erkal, Seyyid N. (2007) Kozadan Kasabaya Bir Bilge, Zaman Gazetesi, Mays 1999, Kasaba iinde, s. 101106. Der: Alpagut Gltekin, stanbul: Norgunk. Foucault, Michel (2005) zne ve ktidar, ev: Ik Ergden, Osman Aknhay, stanbul: Ayrnt. Freud, Sigmund (1999) Psikanalize Giri Dersleri, ev: Seluk Budak, Ankara: teki. Gnen, Levent (2006) Merkez-evre likilerini Yeniden Dnmek. Toplum ve Bilim, say: 105, s. 129153. Gnkan, Berat (2006) Kendime ihanet etmeyeceim, Kader: Zeki Demirkubuz iinde, s. 177186. Der: S. Ruken ztrk, Ankara: Dost. Grbilek, Nurdan (2001) Vitrinde Yaamak 1980lerin Kltrel klimi, stanbul: Metis. Grbilek (2004) Kt ocuk Trk, stanbul: Metis. Grbilek, Nurdan (2005a) Yer Deitiren Glge, stanbul: Metis.

97

Grbilek, Nurdan (2005b) Ev devi, stanbul: Metis. Harvey, David (2008) Umut Meknlar, ev: Zeynep Gambetti, stanbul: Metis Holton, R.J. (1999) Kentler Kapitalizm ve Uygarlk, ev: R. Kele, Ankara: mge Kitabevi. Irzk ,Sibel (2001) nsz, Karnavaldan Romana. Edebiyat Teorisinden Dil Felsefesine Seme Yazlar. stanbul: Ayrnt. Ik, Ouz ve Pnarcolu, M. Melih (2001) Nbetlee Yoksulluk. Sultanbeyli rnei, stanbul: letiim. nal, Kemal (2007) Modernizm ve ocuk. Geleneksel, Modern ve Postmodern ocukluk mgeleri, Ankara: Sobil Yaynclk. Katba, idem (1981) Trkiyede Aileye likin Sosyal Yap ve Kltrel Deerler, ocuun Deeri iinde. stanbul: Gzlem Matbaaclk. Karaca, Nihal Bengisu (2006) deal iyiliin yolu ktl anlamaktan geiyor, Kader: Zeki Demirkubuz iinde, s. 153158. Der: S. Ruken ztrk, Ankara: Dost. Keyder, alar (2006) Sonu. stanbul Kresel ile Yerel Arasnda iinde, s. 223 235. Der: alar Keyder, stanbul: Metis. Kray, Mbeccel (1999) Toplumsal Yap Toplumsal Deime, stanbul: Balam. Kzldemir, Gldal (1997) Kasabal Anlam Avcs, Kasaba iinde, s. 8795. Der: Alpagut Gltekin, stanbul: Norgunk. Kurt, Hac (2003) Trkiyede Kent-Ky elikisi, Ankara: Siyasal Kitabevi. Lainer, mer (2002) Kapan(may)an Bir Parantez mi?. Birikim, say: 152153, s. 1220. Mardin, erif (2004) Trkiyede Toplum ve Siyaset. Makaleler 1, Der: Mmtazer

98

Trkne, Tuncay nder, stanbul: letiim. Nowell-Smith, Geoffrey (1997) Art Cinema, The Oxford History of World Cinema. The Definitive History of Cinema Worldwide iinde, s. 567575. Der: Geoffrey Nowell-Smith, Oxford University Press. Ocak, Ersan (2007) Yoksulun Evi, Yoksulluk Halleri iinde, s. 133173. Der: Necmi Erdoan, stanbul: letiim. Orr, John (1997) Sinema ve Modernlik, ev: A. Bahvan, Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar. n, Pnar (2003) Kasabadan Uzaklara Turkish Time say: 16, http://www.nbcfilm.com/uzak/press_turkishtimeintrvwturk.php nc, Aye (2006) stanbullular ve tekiler. Kreselcilik anda Orta Snf Olmann Kltrel Kozmolojisi, stanbul Kresel le Yerel Arasnda iinde, s. 117144. Der: alar Keyder, stanbul: Metis. zbek, Meral (1999) Popler Kltr ve Orhan Gencebay Arabeski, stanbul: letiim. zer, Adnan (1995) Tarada Dergi karmak. Dler, say: 9, s. 48. zn, Nijat (1995) Karagzden Sinemaya. Trk Sinemas ve Sorunlar I. Cilt, Ankara: Kitle. ztrk, S. Ruken (2006) Beni korkutan, bana ac veren belirsizliktir, Kader: Zeki Demirkubuz iinde, s. 79122. Der: S. Ruken ztrk, Ankara: Dost. ztrk, S. Ruken (2006) Zeki Demirkubuz Sinemas, Kader: Zeki Demirkubuz iinde, s. 5374. Der: S. Ruken ztrk, Ankara: Dost. zyurt, Oklan (2006) Kaderin Asl yks, Radikal Gazetesi, 1 Ekim. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=200215

99

Palen, Johan J. (1987) The Urban World, USA: R.R Donnelley & Sons Company. Ryan, Michael ve Kellner, Douglas (1997) Politik Kamera. ada Hollywood Sinemasnn deolojisi ve Politikas, ev: Elif zsayar, stanbul: Ayrnt. Scognamillo, Giovanni (2003) Trk Sinema Tarihi, stanbul: Kabalc. Simmel, Georg (1996) Metropol ve Zihinsel Yaam. ev: Bahar cal Dzgren, Cogito, say: 8, s. 8189. Sippl, Diane (2007) Ceylan ve Kumpanyas: Sinemann Otobiyografik Yrngleri, Cine Action, 22 Haziran 2005, Kasaba iinde, s. 8283. Der: Alpagut Gltekin, stanbul: Norgunk. Stokes, Martin (2006) Kltr Endstrileri ve stanbulun Kresellemesi, stanbul Kresel ile Yerel Arasnda iinde, s. 145168. Der: alar Keyder, ev: Sungur Savran, stanbul: Metis. Suner, Asuman (2006) Hayalet Ev. Yeni Trk Sinemasnda Aidiyet, Kimlik ve Bellek, stanbul: Metis. Salp, Z. Tl Akbal (2004) Zamanmekn. Kuram ve Sinema, stanbul: Balam. Tan, Mine (1993) ocukluk: Dn ve Bugn, Toplumsal Tarihte ocuk iinde. Der: Bekir Onur, stanbul: Tarih Vakf Yurt Yaynlar. Toker, Nilgn (2000) Bir 12 Eyll Dersi Uzla Kltr. Birikim, say: 138, s. 109110. Tunal, Dilek (1998) Sinema ve Masumiyet zerine Zeki Demirkubuz le Sylei. http://www.sinemasal.gen.tr/masumiyet.htm Tun, Ayfer (2002) Yoksunluktan Yoksullua. Birikim, say: 152153, s. 5055. Trkdoan, Orhan (2006) Trkiyede Ky Sosyolojisi, stanbul: IQ Kltr Sanat Yaynclk.

100

Trke, mer A. (2005) Orda Bir Tara Var Uzakta, Taraya Bakmak iinde, s. 157212. Der: T. Bora, stanbul: letiim. Trker, Yldrm (2006) Sinemann Masumiyeti, Kader: Zeki Demirkubuz iinde, s. 3740. Der: S. Ruken ztrk, Ankara: Dost. Trkiyede Kentleme Komisyonu (1971) Trkiyede Kentleme, Ankara: Mimarlar Odas Ankara ubesi Yayn. Vardan, Uur (2006) Be Vakitleri Ayarlama Enstits, Radikal Gazetesi, 29 Eyll. 2006. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=200001 iek, Slavoj (2004) deolojinin Yce Nesnesi, ev: T. Birkan, stanbul: Metis.

101

EK 1 FLMLERN KNYES KASABA

Filmin yks Film, bir Anadolu kasabasnda yaayan ve kua bnyesinde barndran bir ailenin hayatn ocuklarn gznden anlatr. Birinci blm, ailenin 11 yalarndaki kk kznn okuduu ilkokul snfnda geer. Mevsim ktr. kinci blm, okuldan kan kzn, kk erkek kardei ile birlikte doann ve hayvanlar dnyasnn gizemleriyle karlamalaryla geen bir yolculuu anlatr. Mevsim bahardr. nc blmde, iki kardein ailenin yannda, tarlada, ate banda geen sohbetlerine tanklklar anlatlr. Atein etrafnda ocuklarn dedesi, ninesi, anne ve babas ve kuzenleri Saffet vardr. Drdnc blm evde geer, ryayla i ie geen sakin bir blmdr.

Filmin Knyesi Ynetmen: Senaryo: yk: Nuri Bilge Ceylan Nuri Bilge Ceylan Emine Ceylan

Grnt Yn: Nuri Bilge Ceylan Kurgu: Mzik: Oyuncular: Ayhan Ergrsel, Nuri Bilge Ceylan Ali Kayac Mehmet Emin Toprak, Havva Salam, Cihat Btn, Fatma Ceylan, Mehmet Emin Ceylan, Sercihan Aliolu, Semra Ylmaz

102

Yapmc: Yapm Yl:

NBC Film 1997

35mm / Siyah-beyaz / 82 dakika, format: 1.66 Ses: Dolby Digital

dller Altn Portakal Film Festivali, 1997 Jri zel dl Altn Koza Film Festivali, 1997 Ylmaz Gney zel dl Berlin Film Festivali, 1998 Caligari dl Tokyo Film Festivali, 1998 Tokyo Gm dl Nantes Film Festivali, 1998 Jri zel dl stanbul Film Festivali, 1998 Ulusal Yarmada Fipresci dl, Jri zel dl Premier Plans Film Festivali, 1999 Jri zel dl Kln Film Festivali, 1999 En yi Film, En yi Grnt

103

MASUMYET

Filmin yks On yllk mahkmiyeti biten Yusuf, tahliye zaman gelince, kalan mrn cezaevinde geirmek istese de dar kmak zorunda kalr. Elinde yllardr grmedii, mebbet mahkmu bir arkadann verdii bir adres vardr. Yusuf, namus davas yznden sevgilisini ldrp, sakat brakt ablasn grmek iin zmire gelir. Ablas ve enitesinin evinde grdklerinden kap, ucuz bir otele yerleir. Burada bir iyilik nedeniyle tant kii ile ne yapacan ve nereye gideceini bilmeden beklemeye balar.

Filmin Knyesi Ynetmen: Senaryo: Zeki Demirkubuz Zeki Demirkubuz

Grnt Yn: Ali Utku Kurgu: Mzik: Oyuncular: Mevlt Koak Cengiz Onural Derya Alabora, Gven Kra, Haluk Bilginer, Melis Tuna, Doan Turan, Ajlan Aktu, Nihal G. Kolda Yapmc: Yapm Yl: Zeki Demirkubuz, Mavi Filmcilik 1997

35mm / Renkli / 110 dakika, format: 1.66 Ses: Ultra Stereo

104

dller Antalya Film Festivali, 1997 En yi kinci Film, En yi Kadn Oyuncu, En yi Yardmc Erkek Oyuncu, En yi Kurgu Adana Film Festivali, 1997 En yi Film, En yi Ynetmen, En yi Erkek Oyuncu, En yi Kadn Oyuncu Magazin Gazetecileri Altn Objektif dlleri, 1997 En yi Film, En yi Ynetmen, En yi Erkek Oyuncu Kln Trk Filmleri Festivali, 1997 nclk dl Uluslararas stanbul Film Festivali, 1998 En yi Trk Filmi (Ulusal Yarmada) Ankara Film Festivali, 1998 Jri zel dl, En yi Erkek Oyuncu, En yi Kadn Oyuncu SYAD dlleri, 19971998 En yi Film, En yi Ynetmen, En yi Senaryo, En yi Erkek Oyuncu, En yi Kadn Oyuncu ASOD (ada Sinema Oyuncular) dlleri, 1998 En yi Erkek Oyuncu, En yi Kadn Oyuncu, En yi Yardmc Erkek Oyuncu Orhan Murat Arburnu dlleri, 1998 En yi Film, En yi Ynetmen, En yi Erkek Oyuncu, En yi Kadn Oyuncu, En yi Yardmc Erkek Oyuncu Fransa, Anger Avrupa lk Filmler Festivali, 1998 Byk dl, En yi Erkek Oyuncu

105

Fransa, Le Prix Georges & Ruta Sadoul, 1998 Byk dl Norve Gney Filmleri Festivali Byk dl Brksel Akdeniz Filmleri Festivali Jri zel dl Avusturya, Insburg Uluslar aras Film Festivali, 1998 Halk dl Cezayir-Tebesa Film Festivali, 1998 Byk dl, En yi Erkek Oyuncu

BE VAKT

Filmin yks Film, yksek kayalkl, yz denize dnk, zeytinliklerle dolu bir Ege kynde geer. Kyn sakinleri gecenin, gndzn ve mevsimlerin ritmine gre yaarlar. Zaman her gn ezan sesiyle be ayr vakte blnr. nsana zg btn olaylar her gn bu be vakit dilimi iinde yaanr. Yetikinler, byklerinden grdklerini ocuklar zerinde devam ettirirler. Babalar daima oullarndan birini tekine stn tutar. Anneler kzlarna acmaszca buyurur. ocukluktan genlie geen, 12, 13 yalarnda ocuk mer, Yakup ve Yldz filmin bakarakterleridir. mamn olu mer umutsuzca babasnn lmesini diler. Sadece dilemekle onun lmeyeceini anlaynca babasn ldrmek iin ocuka yollar aramaya koyulur. Sululuk dolu dncelerini arkada Yakup'la paylar. Yakup, retmenine

106

ktr. Sululuk dolu dncelerini arkada mer'den bile gizlemeye alr. Bir gn babasn retmeni gzetlerken grnce o da mer gibi babasn ldrmeyi aklndan geirir. Yldz hem okula devam eder, hem de annesinin stne ykt ilerin stesinden gelmeye abalar. Kk bir bebek olan kardeine annelik etmeye alr. ocuklar fkeyle sululuk arasnda gidip gelerek, ar ar byrler. mer sonunda babasn ldrmekten vazgeer. Sevgiyle nefret arasnda skm, aresiz alar.

Filmin Knyesi Ynetmen: Senaryo: Reha Erdem Reha Erdem

Grnt Yn: Florent Herry Kurgu: Oyuncular: Reha Erdem zkan zen, Ali Bey Kayal, Elit can, Blent Emin Yarar, Taner Birsel, Yiit zener, Selma Erge, Tark Snmez, Kksal Engr, Tilbe Saran, Sevin Erbulak, Nihan Asl Elmas, Cneyt Trel Yapmc: Yapm Yl: Ses: mer Atay 2005 Herve Guyader, Murat enrkmez

dller stanbul Uluslararas Film Festivali Ulusal Yarma, 2006 En yi Film - FIPRESCI dl Adana Altn Koza Film Festivali Ulusal Yarma, 2006

107

En yi Film, En yi Yardmc Erkek Oyuncu, Umut Veren Gen Erkek Oyuncu, Umut Veren Gen Kadn Oyuncu Uluslararas Akdeniz Film Festivali Montpellier, 2006 Jri zel dl, Nova dl (Radyo Nova Tantm Destei), Genlik dl Mannheim-Heidelberg Uluslararas Film Festivali, 2006 Jri zel dl SYAD 39. Trk Sinema dlleri En yi Film, En yi Ynetmen, En yi Grnt Ynetmeni Uluslararas Asya Film Festivali, Vesoul, 2007 Emile Guimet dl (Asya Sanatlar Ulusal Mzesi tarafndan) Nrnberg Trkiye/ Almanya Film Festivali, 2007 Seici Kurul Ynetmenlik zel dl, Gen Secici Kurul dl Bkre Film Festivali, 2007 CineBlackSea En yi Ynetmen

108

EK 2 YNETMENLERN BYOGRAFS VE FLMOGRAFS

NUR BLGE CEYLAN Nuri Bilge Ceylan 1959 ylnda stanbulda dodu. Boazii niversitesi ElektrikElektronik Mhendislii blmnden mezun olduktan sonra Mimar Sinan niversitesinde iki yl sinema eitimi grd. 1995 ylnda ilk filmi Kozay ekti. Koza Cannes Film Festivalinde gsterildi. 1997'de ilk uzun metrajl filmi Kasabay, 1999 ylnda Mays Sknts'n ekti. ki film de Berlin Film Festivali'nde gsterildi. 2002 ylnda ektii Uzak ile Cannes Film Festivalinde Byk Jri dln ald. Filmin oyuncular Muzaffer zdemir ve Mehmet Emin Toprak En yi Erkek Oyuncu dl ald. 2006 ylnda drdnc uzun metrajl filmi klimler Cannes Film Festivalinin yarmal blmnde gsterildi. 2008de ektii Maymun ile Cannes Film Festivalinde En yi Ynetmen dln ald. Filmografisi Koza (1995), Kasaba (1997), Mays Sknts (1999), Uzak (2002), klimler (2006), Maymun (2008) ZEK DEMRKUBUZ 1964 ylnda Ispartada doan Zeki Demirkubuz, stanbul niversitesi Basn Yayn Yksek Okulundan mezun oldu. Sinemaya 1986 ylnda Zeki kten'in asistan olarak balad ve 1993 ylna kadar birok ynetmene asistanlk yapt. 1994 ylnda

109

ilk uzun metrajl filmi C Bloku gerekletirdi. Ardndan 1997de Masumiyeti, 1999da nc Sayfay ekti. Masumiyet Venedik Film Festivalinde, nc Sayfa ise Locarno ve Rotterdam Film Festivallerinde gsterildi. Ardndan Karanlk stne ykler lemesinin ilk filmi olan ve her ikisi de Cannes'da Belirli Bir Bak blmnde gsterilen Yazg ve tiraf' 2001 ylnda ekti. 2003 ylnda ise Bekleme Odas'n ynetti. Yazg ile 38. Antalya Film Festivalinde En yi Ynetmen seildi. Film ayrca En yi 3. Film, Bahar Evgin ise En yi Sanat Ynetmeni seildi. Filmin oyuncularndan Serdar Orine Jri zel dl verildi. 2006 ylnda ektii Kader filmiyle Antalya Altn Portakal Film Festivalinde En yi Film dl ald. Filmografisi C Blok (1994), Masumiyet (1997), nc Sayfa (1999), Yazg (Karanlk stne ykler I) (2001), tiraf (Karanlk stne ykler II) (2001), Bekleme Odas (2003), Kader (2006) REHA ERDEM Sinema okumak iin Boazii niversitesi'ndeki tarih eitimini yarda brakp 1983'te Paris'e gitti. Paris 8 niversitesi Sinema Blm'n bitirdi. Plastik Sanatlar Blm'nde Yksek Lisans yapt. lk uzun metraj filmi, Fransz Trk ortak yapm A Ay' 1989'da ekti. Trkiye Yazarlar Birlii tarafndan Yln En yi Filmi seildi. 1999'da ektii ikinci filmi Ka Para Ka, Oscar dlleri En yi Yabanc Film dalnda Trkiye'yi temsil etti. nc filmi Korkuyorum Anne'yi 2004 ylnda ekti. lk kez 23. Uluslararas stanbul Film Festivali'nde gsterilen film, Uluslararas Sinema Eletirmenleri (FIPRESCI) dln ald. 25. Uluslararas stanbul Film

110

Festivali'nde dnya prmiyerini gerekletiren 2005 yapm Be Vakit, FIPRESCI (Uluslararas Sinema Eletirmenleri) ve En yi Trk Filmi dllerini ald. 2006 ylnda Ekimde Hibir Kere adl filmi ekti. Reha Erdem'in ksa filmleri ve bir de tiyatro almas bulunmaktadr. 1991'de Jean Genet'nin Hizmetiler oyununu stanbul Devlet Tiyatrosu'nda, zgn bir yorumla sahneye koymutur. Filmografisi: A Ay (1989), Deniz Trks (1995), Ka Para Ka (1999), Korkuyorum Anne (2004), Be Vakit (2005), Ekimde Hi Bir Kere (2006)

111

ZET Tezde Kasaba (Nuri Bilge Ceylan, 1997), Masumiyet (Zeki Demirkubuz, 1997) ve Be Vakit (Reha Erdem, 2005) filmlerinde Trkiyenin kltrel iklimine ait nemli bir kavram olan tara, ocuklukla ilikisi balamnda analiz edilmitir. Tara, bu filmlerde farkl corafi birimde ele alnr; kasaba, kent ve ky. Tara hem geni hem dar anlamlaryla ve aile, ev, aidiyet, yoksulluk, arabesk ve din gibi birbirinden farkl kltrel izlekler balamndaki temsil biimleriyle incelenir. Trk sinemasnn 1990lar ve 2000lerde yaplm bu filminde tara ve ocukluk ilikisinin okunabilecei dier kavramlar ise doa ve zamandr. Bu filmler Trkiyede yaanan kent, ky, tara ve tarallk gibi toplumsal meseleleri gzlemleyebileceimiz bir alan sunmakta ve bu meseleleri eletirerek seyirciye farkl dnme biimleri nermektedir.

112

ABSTRACT In this thesis, province as a cultural concept analized through its relation between childhood in these films: Kasaba (Nuri Bilge Ceylan, 1997), Masumiyet (Zeki Demirkubuz, 1997) and Be Vakit (Reha Erdem, 2005). Province is examined as three different geographical spaces; town, city and village. The concept analized through its wide and narrow meanings and with some cultural themes like; family, home, belonging, poverty, arabesque and religion. In these three Turkish films, produced in 90s and 2000s, other fields which the relation between province and childhood presented are nature and time. These films, give us a field which we can observe the social issues in Turkey like city, village, province, provincial and with their critical approaches, they propose the audience to consider these issues in a different point of view.

113

You might also like