You are on page 1of 3

SİNCAP KAFES ASENKRON MOTORLARDA MOTOR KORUMA

ŞALTERİ SEÇİMİ

Münir Karıncaoğlu
Elektrik Mühendisi

Asenkron sincap kafesli elektrik motorlarında, yol verme yöntemlerinden en


yaygın olanı direk yol vermedir. Direk yol verme yöntemini bu kadar cazip yapan
şartlar:

a. Ekonomik bir tercih olmasıdır.


b. Tam yükte kalkışlarda, kalkış momenti yüksek olduğundan yükle baş
edilebilir.
c. Panoda az yer kapladığından, yer sınırlaması olan durumlarda avantajlıdır.
d. Kablo tek olacağından ekonomik olacaktır. Tavalarda az yer kaplayacaktır.

Bunun yanında direk yol vermede dikkat edilmesi gereken noktalar:

a. Şebekeden çekilecek kalkış akımları artacağından, şebekenin güçlü olması


gerekir.
b. Motorun izolasyonunun kaliteli olması gerekir.
c. Gerilim düşümü nedeniyle diğer cihaz ve ekipmanları etkilemesi
önlenmelidir.
d. Çekilen akımın yaratacağı manyetik alan büyük olacaktır.

Direk yol verme sırasında, motor kalkış akımının ne olacağı motor imalatçısı
tarafından verilmektedir. Genel olarak anma akımının 6,5 katı olarak alınan bu
değer, motor yüküne bağlı değildir. Motorun yani rotorun özellikleri tarafından
belirlenmektedir. Verimi yüksek motorlarda bu değer anma akımının 7 katı
olabilir. Bu akımın ne kadar süreceği ise, yüke bağlı olmaktadır.

Gerçekte motor kalkış akımı tabiri belirli bir andaki akımdan ziyade saniyelerle
ölçülen bir süre içindeki akımı anlatmaktadır. Bu süre, birkaç saniyeden 10
saniyeye kadar uzayabilmektedir (istisnai olarak uygulamanın durumuna göre
daha uzun olabilir). Standart motorlarda süreyi belirleyen asıl faktörün yük
olması nedeniyle, uzun kalkış süreleri için, yol verici üzerinde bir takım
değişikliklerin yapılması gerekir.

Özel rotor direnci tasarımıyla daha uzun süreli ve düşük akımla kalkış yapmak
mümkündür. Bu tür motorlarda kayma yüksektir. Motorlarda ısınma etkisi,
çekilen akımın büyüklüğüne ve süresine bağlı olarak artmaktadır. Bu durumda
motordan beklenen özellik, ısınma etkisiyle tahrip olmamasıdır. Isınma etkisini
azaltmanın bir yolu çekilen akımın sınırlandırılarak zaman kazanılmasıdır. Bu
konudaki en iyi yöntem rotor çubuklarının geometrisinin özel olarak
tasarlanmasıdır. Motor hızlandıkça, rotor iletkenleri, geometrileri gereği her
frekansta giderek azalan rotor direnci sergiler. Bunu yaparken herhangi bir
mekanizmayı kullanmaz. Motor, anma hızında en küçük rotor direnci değeri ile
çalışır. Böylece kalkış akımı şebekeyi zorlamadan ve benzer güçteki diğer
motorlardan daha fazla kalkış momenti üreterek yükü kaldırılır.

Bu yöntemin bazı olumsuz yönleri de vardır.


a. Yüksek rotor direnci yüzünden, motor verimi düşüktür. Uzun işletme yılları
göz önüne alındığında ekonomik olmayabilir.
b. Motor çeşitli yüklerde çalışırken, yük değişimine bağlı olarak küçük hız
oynamaları olur. Hız hassasiyeti istenilen yerlerde kullanılamaz.

Bu motorların kullanımı yaygın olmamakla birlikte, kalkış momentinin yüksek


olduğu durumlarda yükle birlikte kalkmak için kullanılabilirler. Kalkış akımları
rotor direncine bağlı olarak, anma akımının 4-5 katı civarında olur.

Yüksek verimli motorlarda ise, rotor direnci son derece düşük tutulmaktadır.
Bunun sonucunda kalkış akımları yükselmekte, motor kalkış momenti düşmekte
ve kalış akımı, motorun anma akımının 7 katına çıkmaktadır.

Motorun hangi yapıda olduğuna bakmaksızın, koruma şalterinin veya koruma


cihazlarının seçimi, motorun anma akımına ve kalkış akımına bağlı olarak yapılır.
Elektronik termik röle kullanılması durumunda bilinen yanlış uygulama manyetik
akımın, motor anma akımının 6.5 katı olarak alınması ve ayarların buna göre
yapılmasıdır. Yapılan birinci hata akımın tepe değerinin değil, averaj değerinin
alınmasıdır. Akımın tepe değeri efektif değerinin 1,41 katı olması nedeniyle kalkış
akımının ani değeri, anma akımının 9,165 katı olmaktadır.

Yapılan ikinci hata ise kalkış akımının, bir kısa devre şeklinde başladığı, yani
sinüs ekseninde simetrik değil asimetrik olduğudur. Motorun kalkarken çektiği
akımı, iki ayrı zaman bölgesi aralığında incelemek doğru olacaktır. Birinci bölge
motorun çalıştırılmasının sonrasındaki ilk 6 periyot içinde kalan kısımdır. Bu
bölgede sinüsün tamamı pozitif bölgeye kaymış, yani asimetrik durumdadır.
Dalgalı olmasına rağmen, doğru akım şeklindedir. İkinci bölge ise normal kalkış
akımının çekildiği simetrik bölgedir. Bu bölgede sinüs pozitif ve negatif yapısına
geri dönmüştür. Yani 6. periyodun sonunda kısa devre akımı, anma akımının
9,165 katına düşerek simetrik bir yapıya kavuşur. İlk periyotta asimetri
yüzünden, anma akımının tepe değeri olan 9,165 kat akımın iki katı kısa devre
ani akımı olarak görülür. Yani, ani akımın tepeden tepeye değeri 18,33 katı
olmaktadır.

Bu değer, 6,5-7 katı olarak yapılan manyetik ayarın, yanlış olduğunu


göstermektedir. Bu durumda motor koruma şalterinin bu görevi yerine getirip
getiremeyeceği önem kazanmaktadır. Bazen kablo empedansı bu ayara müsaade
eder fakat çoğunlukla ayar yetersiz kalır. Gereksiz şalter açmaları olacaktır.
Verimsiz motorlarda da iç direncin yüksekliği nedeniyle bu şikayet olmayabilir.
Fakat motorların verimli türde seçilmesi halinde, direnç azalması kalkış akımını
daha da büyüterek, kalkışı vahim hale getirecektir. Büyük sistemlerde verim ön
planda olacağından kalkış akımının büyümesine göz yumulacaktır.

Bu değerlerden yola çıkarak örnek bir motor koruma şalteri seçimi ve ayar
değerleri aşağıda verilmiştir.

Örnek motor 55 Kw 1500 d/dak.


400 Volt 3faz- Delta bağlantılı

Anma akımı (In ): 104 Amper


Kalkış akımı (Is): 6,5 In
Termik akım ayarı = In = 104 Amper olmalıdır.

Manyetik akım= 18,33 X 104 A = 1906,32 Amper olmalıdır.

125 amperlik bir şalterin termik akım ayarı 0,832 X 125= 104 A olarak
yapılabilecektir. Bu şalterin manyetik özelliği 10 katı akıma müsaade ediyorsa
1250 ampere ayarlanabilir demektir. Eski ayar düşüncesine göre 104A X 7= 728
A olacağından şalter kabul görecektir. Halbuki uygulamada kalkış anında şalter
manyetik koruma amacıyla gereksiz yere açabilecektir. Sorunsuz ayarlanabilir
şalter ise 1906 amperi sağlayacak özellikte olması gerektiğinden 10 çarpanı ile
200 amperlik şalter bu iş için uygun olacaktır. Burada kablo empedansı kalkış
anında sıfır ohm olarak alınmıştır. Motor besleme kablosunun uzun olması
durumunda 160 amperlik bir şalter uygun olabilir.

Bu durumda motor koruma şalteri 200 amper olmalıdır. Termik ayar için
de, 104 rakamına (uç değer olarak alınmamak kaydıyla) ayarlanabilen termik
ayar sahası olmalıdır.

Görüldüğü gibi termik ayar sahası olarak bakıldığında kullanılabilecek bir


şalterin manyetik olarak da kullanılabilmesi için 125 A değil, 200 A seçilmesi
doğru tercih olacaktır. Ya da 16 dan büyük çarpanlı bir 125 amper şalter
seçilmelidir. Tasarımda bu kriter, kullanımı ve fiyatlandırmayı doğrudan
etkilemektedir. Şartnamelerin ve projelerin hazırlanması, ayarların sahada doğru
yapılabilmesi ve tekliflerin eşit bazda değerlendirilmesi için durum dikkate
alınmalıdır.

You might also like