Professional Documents
Culture Documents
Beş yılı aşkın bir süredir sadrazamlık yapmakta olan Mehmet Ferit
Paşa'yı
azleden Abdülhamit, en has adamlarından Küçük Mehmet Sait
Paşa'yı yedinci
kez sadrazam yaparak derhal Anayasanın gereklerini yerine
getirmesini istedi.
Osmanlı devleti bir gün içinde yeniden meşruti bir monarşi
olmuştu. Otuz yıl
önce Anayasayı askıya aldığını ilan ederken halkın "henüz
meşrutiyete hazır
olmadığını" iddia ediyordu, tekrar yürürlüğe koyarken ise "artık
halkın gereken
olgunluğa eriştiğini" söylüyordu.
Ama aslında böylesi bir sonuca varmak için henüz erkendi. Çünkü
bu durumu
kabullenmeyecek güçler de vardı ve onlar da karşı harekete
geçeceklerdi.
Nitekim meşrutiyetin silahlı gücü durumundaki Selanik'teki
Üçüncü Ordu
Mahmut Şevket Paşa komutasında İstanbul'a doğru yola çıkacak
ve
ayaklanmadan iki hafta sonra 24 Nisan'da İstanbul'a gelerek
birkaç küçük
çatışmanın ardından durumu kontrolü altına aldı. Artık başkent
İttihat ve
Terakki'nin Rumeli subaylarının elindeydi ve kendilerine daha
güvenli olan bu
kadrolar Abdülhamit'i tahttan indirecek adımı da bu kez
atacaklardı.
Başına gelecekleri gören Abdülhamit hemen hükümeti azlederek
bir kez daha
zamana oynadı ama artık çok geçti. Şeyhülislamdan gereken fetva
alındı ve 33
yıl sonra, 27 Nisan 1909'da tahttan indirilen Sultan İstanbul'da
kalırsa
entrikalarına devam edeceği bilindiği için hem İstanbul'dan uzak,
hem de
meşrutiyetin mayalandığı ve İttihat ve Terakki'nin kontrolündeki
bir kente,
Selanik'e sürgün edildi. 1912'ye kadar burada ikamet eden
Abdülhamit daha
sonra Beylerbeyi Sarayı'na getirilecek ve 1918'deki ölümüne kadar
burada "kafes
hayatı" sürdürmek zorunda kalacaktı.