You are on page 1of 9

Frat niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Frat Universty Journal of Social Science Cilt: 10 Say: 1, Sayfa:207-215, ELAZI-2000

BAK'NN DEVRYYE TRNDE YAZDII BR GAZEL Yard. Do. Dr. Ali YILDIRIM *
ZET Bki, rind karakterli bir air olup, iirlerinde tasavvufla ilgili beyitleri fazla bir yer tutmamaktadr. Bu beyitlerinde tasavvufun anlam derinliklerine inmeyen air, tasavvufu daha ok skntl dnemlerinde bir snak olarak grm, bazen de iirlerinde sanat yapmak bakmlarndan kullanmtr. Devir, tasavvufun nemli bir rkn olup, vahdet-i vcud inancna dayanmaktadr. Buna gre Vcud- Mutlak olan Allah'tan ayrlan varlk, seyr-i nzul ve seyr-i urucu tamamlayarak tekrar Allah'a vasl olacaktr. Bki, tasavvufi beyitlerinde tasavvufu daha yzeysel almakla birlikte, devriyye trnde yazm olduu bir gazelinde tasavvufun engin vadisine vkf olduunu gstermitir. Anahtar Kelimeler: Bki, Devir, Devriyye, Vahdet-i Vcud SUMMARY ONE OF BKIS GHAZELS IN THE TYP OF DEVRYYE Bki, who is an epicurean person, does not give much place to the couplets dealing with Sufism in his poems. The poet, who had not used deep meanings in his couplets about Sufism, saw Sufism as a shelter in his depresive times and sometimes used it to show his literary skill. Devir, which is an important principle of Sufism, is based on monoteism. According to that idea human being who separates from God, the eternal being, reaches Allah again by completing Seyr-i Nzul and Seyr-i Uruc. Although Bki thinks of Sufism more superficial; in his poems about Sufism, in one of his lyric poem, he shows that he has rather profound knowledge about Sufism Key Words: Bki, Devir, Devriyye, Monoteism.

Devrinde "Sultan'-uara" diye de tannan Bki, zevk, safa ve elenceye dkn rind karakterli bir airdir. Ona gre bu dnya geici, insan mr ok ksadr; dolaysyla bu geici ve ksa mr mmkn olduunca iyi deerlendirmeli, gam ve kederi bir tarafa brakmaldr. insan, yarnn ne olaca endiesi gtmemeli, gnn gn etmelidir. Ancak Bki, her ne kadar hayata ve dnyaya bu kadar ballk gsterse de bu hususta mbtezellie dmeyerek, bir
*

Firat niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyati Blm

F..Sosyal Bilimler Dergisi 2000 10 (1)

itidal sergiler. Iztrap ve kederi ifade eden beyitlerinde de airin bu ztrabnn yzeysel olduu, her eye ramen hayata ball ve hayat sevgisi ortaya kmaktadr. iirlerinin ounu yukardaki dncelerle syleyen airin divannda tasavvufi bir takm beyitlere de rastlamak mmkndr. Ancak air, bu beyitlerinde tasavvufun anlam derinliklerine inmeyip, tasavvufu daha ok bir umde, bir kaide ynyle iirine almtr. " Tasavvvufi kavram ve terimleri iirine bazen estetik gaye ile yerletirdii bazen de mazuliyet dnemlerinde ve skntl zamanlarnda tasavvufun huzur dnyasna girerek teselli bulma dncesi ile ele ald grlr".1 Vahdet, kesret, Vcud- Mutlak, Adem-i Mutlak, Cemal-i lahi, tecelli vs. tasavvufi terimler erevesinde ifade ettii beyitler, airin divannn hacmi gz nne alndnda pek az yer tutmaktadr. Biz bu makalede, Bki'nin daha ok tekke edebiyat ierisinde saylan baz tarikatlere mensup airler tarafndan yazlan "devriyye" usulnde yazd bir gazelini konu edineceiz.2 Tasavvufi dncenin nemli bir rknn oluturan devir inanc, varln Vcud- Mutlak olan Allah'tan ayrlp yeryzne inmesi ve tekrar ona vasl olmas esasna dayanmaktadr. Bu hususu Fuad Kprl yle ifade etmektedir: "Mutasavvflar bu devriyye hareketlerini tpk bir daireye tebih ederek, kavs-i nzul kavs-i uruc ad ile ikiye ayrmlardr. Vcud- mutlaktan ayrlan Nur- lahi, srasyla akl- kll(taayyn-i evvel, tarikat- muhammedi)'den ukul- tis'aya, nfus- tis'aya, eflak-i tis'a(dokuz felek)'ya tebayi'-i erba'a(drt miza)'ya ve t topraa kadar anasr- erba'a(su, toprak, hava, ate)'ya geer ki mebde' veya kavs-i nzul budur; bunu mteakip ayn nur, topraktan madene, ondan nebata, ondan hayvana, ondan insana ve insan- kamile geerek tekrar aslna rcu eyler ki, bu ikinci devre de ma'ad veyahut kavs-i su'ud(kavs-i uruc) derler".3 Baz Alevi-Bektai airlerinde tenasuh(ruh gm)'la kartrlmakla birlikte bata Muhyiddin-i Arab, Mevlana, Yunus vb. gibi byk mutasavvflar devri, ok daha farkl alglayp, deerlendirmilerdir. Bu mutasavvflar, Devr'i yalnz insana deil cemadt, nebtt ve hayvnta da temil etmilerdir. " Ruhun hayat tecrbesi ile kemal bulmak iin

208

YILDIRIM A., Baki'nin Devriyye Trnde Yazd Bir Gazeli... cismaniyet lemine inzal edildii" fikrinde baz mutasavvflarn bu mtalaas Porphyre'in ve Kabalistlerin fikirlerine biraz uyarsa da, yine sistem bakmndan onlardan farkldr ve esasen byk mutasavvflar, ruhun nzuln bu suretle deil " rdt- lahiyye'nin zatn izhar arzusunda bulunmasyla" tefsir etmilerdir.4 Mutasavvflar, devir nazariyesini Hz. Peygamber'in "Ben nebi iken Adem su ile amur arasndayd" hadisine isnad ederler. Buna gre ilk yaratlan nur Hz. Peygamber'in nurudur. Yine tasavvuf ehli, "Ben gizli bir hazine idim, bilineyim, tannaym diye lemi yarattm" mealindeki hadis-i kudsiyi bu noktada sk sk dile getirerek, delil gsterirler. Devriyyeler iledikleri konulara gre ikiye ayrlmaktadr. Bunlardan kavsi nzulu anlatanlara feriyye, kavs-i urucu anlatanlara ariyye denmektedir. Trk edebiyatnda yazlm belli bal devriyyeler Yunus Emre(4), Ari(2), Neyzen Tevfik(2), Erefolu Rumi, iri, Harabi, Gaybi, Olanlar eyhi brahim Efendi, Pir Sultan Abdal, Yeksni, Necmi, Gufrani, Hsni, Ahmed Yesevi tarafndan yazlanlardr.5 Kendisini Allah'n dnda bir 'hi' olarak gren mutasavvflar, vahdet-i vcut anlay ile ok daha serbest, ateli, cokun devriyyeler syleyebilmilerdir. Byle bir devriyyesinde Yunus Emre yle der: Ol kdir-i kn feyekn lutf edici Rahmn benem Kesmeyen rzkn veren cmlelere Sultn benem Nutfeden dem yaradan yumurtadan ku dreden Kudret dilini syleden zikreyleyen Sbhn benem ... Bu yeri g yaradan bu ar u krsi devriden Bin bir ad vardr Yunus ol sahib-i Kur'n benem 6

209

F..Sosyal Bilimler Dergisi 2000 10 (1)

Baki'nin gazeli, yukarda ad geen airlerin devriyyeleri gibi uzun ve teferruatl olmamakla birlikte, vahdet-nme zellii gstermekte, bu noktada Yunus Emre'nin syledii devriyyelere benzemektedir. y yrnlar iy kardalar sorun bana kandaydum Dinlersenz eydiverem ezeli vatandaydum ... Klu bel sylenmedin tertib dzen eylenmedin Hak'dan ayru deglidm ol ulu divandaydum Yire bnyd urulmadn dem dnyya gelmedin kz balk eylenmedin ben ezeli andaydum 7 Yunus Emre'nin, Baki'nin sz konusu gazeli ile ok benzerlik gsteren dier bir devriyyesi ise yledir: ark- felek yoidi cnlarmuz var iken Biz ol vaktin dost idk Azr'il ayr iken Nie yllar biz anda cem' idk cn knnda Hakkat leminde ma'rifet syler iken alap 'k cndayd bu bililik andayd dem Havva kandayd biz anunla yr iken Dn geldi Saf dem dnyya basd kadem blis aldad ol dem umakda gezer iken Ol vaktin biz uarduk ceylan urup gerdk Nrdan arb ierdk Hak bizi toylar iken

210

YILDIRIM A., Baki'nin Devriyye Trnde Yazd Bir Gazeli... Cnlar anda bilidi ol dem gnl ald lem halk kard denizler kaynar iken kr bu deme geldk dostlar bunda bulduk Tuz etmek bile yidk 'k demin oynar iken Ne oul vard ne kz vhididk anda biz Konyduk cmlemz nr tan yaylar iken Ne gk vard ne yir ne zeber vard ne zir Ynus dostdan haber vir 'kile gyner iken8 Yunus Emre'nin yukardaki devriyyeleri ile Bki'nin szkonusu gazelinde zellikle vurgulanan tasavvufun "vahdet-i vcud" nazariyesidir. "dem'i dnk ocuk" olarak gren bu dncenin, mevcudatn yaratlmas, daha sonra olan btn hadiseleri kendisinden sonra grmesi ve adeta kmseyerek bakmas, szkonusu nazariyenin dile getirilen ortak ynleridir. Bu dnceye gre "ezeli vatan"da Allah'la vahdet halinde olduklarn syleyen airler, insanlk iin ok eski olan hadiseleri "dnk" ya da "yoktu" ifadeleri ile dile getirmektedirler. Bu alardan baktmzda sz konusu iirlerde"idi" kipiyle zellikle bir vakte yani btn ruhlarn Allah'la bir olduu vahdet nna bir gnderme vardr. Bki'nin gazeli: 1 hum ge boyand gk ge boyanmadn Yandum o em' evkna pervne yanmadn fte olup ol gze hayrn u zr idm Nergis henz hb- 'ademden uyanmadn Hnn olup akard yaum rma mdm

211

F..Sosyal Bilimler Dergisi 2000 10 (1)

C u hur ile sular akup bulanmadn 4 Dne dne tolanur idm kyn anun arha girp felek dahi dokuz dolanmadn Mihr ile raks iderdi tozum zerreve benm Girbl ile bu hk-i vcdum elenmedin Bki yanard te-i ak ile odlara Tk- felekde me'ale-i mihr yanmadn

1. hmn duman, gkyz ge(mavi) boyanmadan(yaratlmadan) gkyzn boylad. Pervane, mumun akna(veya na) yanmadan, yandm. h, ekil itibaryla "elif" ve "he" harflerinden olumakla birlikte, Divan iirinde klasik olarak "he" aza ve "elif"in stndeki uzatma engeli ise azdan kan dumana benzetilir ki az(leb) ok kk olmas, hatta varlna ramen yok saylmasna(grnmemesi) binaen vahdeti simgelemektedir. Ayn ekilde "h"n dier harfi olan "elif" de bir(tek)'i karlamak ve Allah lafznn ilk harfi olmak bakmndan yine vahdeti temsil etmektedir. Yine Allah lafz saygya binaen ksaca elif ve he ile yazlr ki bu da "h" demektir. Tasavvuf ehli hep Allah akyla h demi ve lafzen de iki kelimeyi bu ekilde ilikili klmtr. Bki, kelimelerin ekil ve anlamlar ile oka oynayan bir air olmas itibaryla, bu beyitte de gk(birincisi gkyz ikincisi gk rengi) ve boyanmak(birincisi ulamak, boylamak ikincisi boyanmak) kelimelerinde tevriye yaparak iirine balamaktadr. em' ve pervane klasik olarak mauk ve a simgeleyen iki unsurdur. em' mum demektir. Mum ise ounlukla insana tebih edilmektedir. Mumun eriyen beyaz ksm insann vcuduna, alevi yzne, duman salarna, fitili ise insann ruhuna tebih edilmitir. Ancak yukarda geen h kelimesiyle de ilgilendirdiimizde mum, ekli ve zerindeki eri dumanyla h'n elifini oluturur ki elifin simgeledii Allah'tr. Pervane mumun etrafnda dnen

212

YILDIRIM A., Baki'nin Devriyye Trnde Yazd Bir Gazeli... kelebektir. Atein cazibesine kaplp, neticede yanarak yok olmaktadr. Bu durum, tasavvuf terimlerinden "fenafillah" ve "bekabillah"la izah edilir. Bu inana gre maddi ve manevi varln yok eden insan, Allah'n bakiliinde ebedi olarak var olacaktr. Pervanenin bir dier anlam ise haberci, yani peygamber demektir ki, air, peygamber haberdar deilken ben haberdardm, diyerek vahdeti hatrlatr. Yanmak ise, hem atete yanmak hem de tasavvuf erbabnn, ak derdinden grnrde ikayeti olmasn anlatmaktadr. evk kelimesi hem arzu, istek hem de k, parlt anlamlarna tevriyeli kullanlmtr. Ik, Cemal-i Ilahi'ye mukabildir. 2. Nergis iei henz yokluk uykusundan uyanmadan, kendinden gemi bir k olup O'na hayran idim. fte, lgncasna seven, bu sevgisinden ne yaptn bilmeyen, demektir. Gz kelimesi bildiimiz anlamnn yannda bir eyin kayna, cevheri, esas anlamna da gelmektedir. Birisine bakldnda onun gzne baklr. Hayranlk, uyuturucu bir madde kullanldnda kendinden geenin hlidir ki nergis iei gze benzemenin yannda, uyuturucu zellii ile de bilinmektedir. "Hayran" kelimesi tasavvuf adan deerlendirildiinde bize Bezm-i Elest'i hatrlatmaktadr. Allah, btn ruhlar yarattnda, onlar Elest meclisinde toplayarak, "Ben sizin Rabbiniz deil miyim?" diye sorar. Allah'n cemali ile kendinden geen ve hayran olan ruhlar, bu soruya evet anlamna gelen "bel" szyle cevap vermilerdir. Ite btn ruhlar hl o sarholuk iindedirler ve bel(evet) szn syledikten sonra bel(musibetler)'ya uramlardr. Bu szden itibaren ruhlar hicrana dmler ve vuslat arar olmulardr. Hb- adem, yokluk uykusu anlamna gelmektedir. Bilindii gibi mevcudatn vcuda gelmeden nce ilm-i lahide sabit olan suretlerine A'yn- Sbite denmektedir. airin yokluk uykusu ile buraya iaret etmesi muhtemeldir. 3. Sular coup, dalgalanp bulanmadan(yaratlmadan), gzmn ya kanl bir ekilde, durmadan akard. Hnn, gzya hep maddi varla iaret eden kelimelerdir. lm-i lahi'de gizli olan ruh Allah'la vahdet hlinde idi; ancak yaratlarak O'ndan ayrlm oldu. Dolaysyla bu ayrlk ve kopu onda ztrap ve acya sebep olmaktadr. Kanl

213

F..Sosyal Bilimler Dergisi 2000 10 (1)

gzya ztrabn, ayrln bir tezahrdr. Su ise insann hilkatinde bulunan anasr- erbaadan biridir. 4. Dokuz felek henz kurulup, dnmeye balamadan, ben O'nun civarn dne dne dolanrdm. Dnmek veya dolanmak bir czibe merkezi etrafnda olmaktadr. Maddi lemde bildiimiz en byk sistem olan gne sisteminden, en kk sistem olan atoma kadar her ey, bir czibe merkezinin etkisine kaplarak dnmektedir. Mevcudatn hepsi ise asl czibe merkezi olan Allah'a tevecch etmi, O'na ynelmi ve O'nun cezbesine kaplmtr. Bu cezbeye kaplan varlk, kendinden gemi bir halde, dne dne dolanmaktadr. Dokuz dolanmak, srarla devaml dnmek anlamna bir deyimdir. 5. Asl toprak olan varlm kalbur ile elenmeden(yaratlmadan), tozum zerre gibi ak ile dans ederdi(savrulurdu). Bu beyitte de asl toprak olan insann, bedenen yaratlmadan nceki hli, yani ruh hali anlatlm. Topra oluturan zerreler havada grnmezler; ancak gne bir huzme halinde aksettiinde grlebilirler. Mihr, burada ikincil anlamyla varln yegane sebebi olan lahi tecelliye mukabil gelmektedir. Yine mihri gne anlamyla deerlendirdiimizde, zerrenin onunla dans etmesi tezadyla birlikte, ikisinin de ayn btnn paralar olmalar ynyle vahdete iaret edilmitir. 6. Felein kemerinde gne mealesi yanmadan, Bki ak ateiyle yanmaktayd. Ak, tasavvufta en bata gelen unsurdur. Cemal-i lahiye yani vahdete ulamak ancak ak ile mmkndr. Mevcudat, Allah'n "ak- zt" ile gzelliini gstermek, grmek istemesinden ortaya kmr. Bu sebeple Allah'a ulamann yolu akl ile deil ak iledir, denilmitir. Baki yukarda da bahsettiimiz gibi rind tabiatli bir airimizdir. iirlerinde tasavvuf oka yer almamakla birlikte, onun tasavvufun engin vadisine vkf olduunu da anlamaktayz. Baki, bu gazelinde olduu gibi gerektiinde Yunusa bir cokunlukla, bu alanda da iirler yazabileceini bizlere gstermitir.

214

YILDIRIM A., Baki'nin Devriyye Trnde Yazd Bir Gazeli... DIPNOT VE KAYNAKLAR 1. Kk, Sabahattin; "Baki'nin iirlerinde Tasavvuf" F.. Sosyal Bilimler Dergisi, C.7, 1995 Elaz. s.133-136. 2. Sz konusu gazel, Prof. Dr. Sabahattin Kk tarafndan hazrlanan ve Trk Dil Kurumu tarafndan yaymlanan "Baki Divan" adl eserde yer alan 397 numaral gazeldir. 3. Kprl, M. Fuad; Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar,s.324, Ankara 1984. Ayrca "Devriyyeler" ile ilgili bkz. Rza Tevfik "Devriyyeler" Peyam- Edeb, nr. 25, 10 Mart 1330/25 Mart 1914; Abdlbaki Glpnarl, Alevi-Bektai Nefesleri stanbul 1963,s.70-71; Abdlbaki Glpnarl, Tasavvuf'tan Dilimize Geen Deyimler ve Ataszleri, stanbul 1977, s. 93; Sleyman Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul 1995, s.93; M. Uzun, Trk Dili ve Edebiyat Ansiklopedisi "Devr" Maddesi; Cem Dilin, Trk iir Bilgisi, Ankara 1995,s.348, Mustafa Tat, Edebiyattan eri, " Niyazi-i Msri'nin Devriyyeleri ve Devir Anlay", Ankara 1997,s.234. 4. Kprl, M. Fuad; Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, Ank. 1984, s.324. 5. Uman, Abdullah; "Devriyyeler zerine Rza Tevfik'in Yaymlanmam Bir Makalesi" M.. Trklk Aratrmalar Dergisi, stanbul 1993, s. 537-564. 6. Kprl, M. Fuad; age, s.325. 7. Tat, Mustafa; Yunus Emre Divan, Ankara 1990, s. 176. 8. Tat, Mustafa; age. s.254.

215

You might also like