You are on page 1of 378

Edebiyat Kuramlar ve Eletiri

Berna Moran

KLTR DZS

(2. Basm) CEM YAYINEV NDEKLER KISIM I NSZ I. YANSITMA KURAMI I Sanat Grn Dnyasn Yanstr Sanat Geneli Veya z Yanstr Sanat deal Tabiat Yanstr II. YANSITMA KURAMI II Marxist Kuram Marx, Engels, Plehanov Toplumcu Gerekilik III. DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR

Tarih Eletiri Sosyolojik Eletiri Marxist Eletiri KISIM II IV. ANLATIMCILIK I Yaratma Olarak Anlatmclk V. ANLATIMCILIK II Aktarm Olarak Anlatmclk VI. SANATIYA DNK ELETR Sanatnn Psikolojisi ve Kiilii Psikanaliz ve Eletiri KISIM III VII DUYGUSAL ETK KURAMI Zevk ve Sanat Estetik Yaant 7 11 34 69 97 117 134 163 1 znelci Deer Kuram VIII. OKURA DNK ELETR 185 zlenimci Eletiri KISIM IV IX. BMCLK 193

Biim-erik Sorunu Edebiyat Eserinde Anlam eriin Deeri X. ESERE DNK ELETR 218 Yeni Eletiri Arketip Eletirisi KISIM V XI. EDEBYAT VE HAKKAT 241 Edebiyatn Hakikat ile ilikisi Yoktur Edebiyatn Hakikat ile ilikisi Vardr nan Sorunu XII. EDEBYATIN TANIMI VE DEER LTLER SORUNU 271 Edebiyat Kavram Tanmlanabilir mi? Edebiyatn levi Tanmlanabilir mi? XIII. ESTETK YARGILAR 283 Nesnelci Gr znelci Gr zme Doru XIV. SONU 302 BBLYOGRAFYA 307 DZN 315 NSZ ngiliz Dili ve Edebiyat Krss'ndeki Eletiri derslerini ,byle bir kitap halinde karmamzn balca sebebi, bugn Trkiye'de bu konuya gsterilen ilgiye ramen, edebiyat kuramlar ve eletiri yntemleri zerindeki yaymlarn yok denecek kadar az olmasdr. Oysa niversite iinde olsun niversite dnda olsun, edebiyat zerindeki konumalarn, tartmalarn ve eletirilerin, ayklanmam sorunlar, ve aklanmam kavramlara doland

bir ortamda, ortaya srlen dnceler ou kere bulanklktan kurtulamyor. Bundan trdr ki, edebiyat kuramlarn inceleyip aklamak, eletiri yntemlerini gzden geirmek ve baz sanat sorunlarn, zmek deilse de, akla kavuturmak, zellikle edebiyat rencileri iin yararl olacak gibi geldi bize. Ne var ki kuramlar ve yntemler ok eitli. Sanat nedir? veya daha snrl olarak edebiyat nedir? sorusuna yzyllar boyu trl cevaplar verilmitir. Bunlar deiik ilkelere gre tasnif etmek mmkn; tarih srasna gre; znelci a/eya nesnelci, bilgisel veya duygusal olmalarna gre v.b. Bu 'kitapta kullanlan tasnif u ilkeye dayanyor: bir sanat olaynda rol oynayan drt unsur vardr: sanat, eser, okur ve bunlarn iinde bulunduu d dnya (toplum). Aralarndaki ilikiler bazen yle bir emayla gsterilir : SANATI ESER OKUR BLM 1 YANSITMA KUKAMI I Sanat nedir? sorusuna verilen ilk cevap (hi deilse Bat'da) sanat bir yanstma, benzetme, veya taklid olarak grme eilimindeydi. Sanat eserlerinde grdmz, doadr, insandr, hayattr ve sanat eserinde bize bunlar yanstr; bir ayna tutar dnyaya sanki Platon'un Devlet diyalogunda Sokrates, Glaukon'a ressamn yapt ii anlatmaa alrken stersen bir ayna al eline, drt bir yana tut. Bir anda yaptn gitti gnei, yldzlar, dnyay, kendini

evin btn eyasn, bitkileri, btn canl varlklar! diyerek, ressamn yapt iin dnyaya bir ayna tutmak olduunu syler, ve biraz aada airin de ressamn farkl olmadn belirtir: Tragedya airinin de yapt bu deil mi? Benzetme deil mi onun yapt da?2. Sanat bir yanstma olarak grmek yzyllar boyu devam etmi ve zamanmza kadar gelmi bir kuramdr. Bu gr savunanlarn sk sk bavurduu 'ayna' benzetmesi de dncelerine k tutan aklayc bir benzetmedir. Lucas de Heere, onaltmc yzylda Van Eyck'm re1 Sabahattin Eybolu, M. Ali Cimcoz'un evrisi, (596 d-e). 2 Ay. es., 597 d. 12 EDEBYAT KURAMLARI simlerini verken diyor ki: Bunlar ayna, evet resim deil ayna bunlar3. Leonardo da Vinci de resimle ayna arasndaki benzeyie iaret eder : Eer yaptnz resmin, doada konu olarak setiiniz nesnelere tam benzeyip benzemediini anlamak istiyorsanz bir ayna aln ve bu nesnelerin orada nasl yansdna bakarak aynada grdnz resminizle karlatrn.4 Sanat eserini aynaya benzetmek yalnz resim sanat iin sz konusu deildi; Sokrates'in dedii gibi airin yapt da bir yanstmayd. Yunan airi Simonides'in Resim sessiz bir iir, iir konuan bir resimdir sz de, eletiri tarihinde sk sk rastladmz bir fikri dile getirir. Ayna benzetmesini onsekizinci yzylda Dr. Johnson edebiyat iin kullanr, ve

Shakespeare'i verken, okura hayat dorulukla yanstan bir ayna tuttuunu syler5. Daha zamanmza yaklarsak baka rnekler de bulabiliriz. Stendhal, Krmza ve Siyah'da aynaya benzetir roman : Yol boyunca gezdirilen bir aynadr roman (Blm 13). Marxist Plehanov iin de Edebiyat ve sanat hayatn aynasdr6 Bizde de, rnein, Recaizade Ekrem, Araba Sevdas'na yazd nsz'de, hikye ve romann birer ibret aynas olduunu syler. Btn bu sanatlarn, eletiricilerin ve dnrlerin paylatklar bir anlay, sanatn en nemli bir zelliinin doay, insan, hayat, ksaca gereklii yanstmak olduudur. Sanat ile gereklik arasnda daima bir iliki bul3 Bk: Rene Huyghe The Discovery of Art (1959), s. 68 4 Leonardo da Vinci, literary Works ed. by Jean Paul Richter, (London, 1883) I. no. 529. 5 Preface to Shakespeare, Johnson on Shakespeare, ed. Walter Raleigh, (Oxford) s. 11. 6 Sanat ve Sosyalizm, eviren Selim Mimolu, (Sosyal Yaynlar), s. 176. YANSITMA KURAMI I 13 makta srar edilmesine amamak gerekir, nk ne de olsa sanatla insan, doa ve hayat arasnda sk balar vardr. Gelgelelim nasl bir gereklii yanstr sanat? Gereklik nedir? Bu sorulara verilen cevaplar farkldr. Yanstlan gereklik kavram yazar, dnr veya estetikiler iin baka baka anlamlar tamtr elbet- Bundan tr bu

retiyi aklamak bir bakma, gereklik kavramna verilen anlamlar belirtmektir. Genellikle 'gereklii yanstma' deyince belli bal grle karlatmz syleyebiliriz. Birincisi sanatn grneni olduu gibi (yzey gereklii) yanstt dncesidir. kincisi genel'i (tmeli) veya z yansttn syler. Nihayet sonuncusu da sanatn ideal olan yansttna inanr. Fakat ortaya atlan yanstma kuramlarn iki dneme ayrmak doru olur, nk onsekizinci yzyln ortalarna kadar ileri srlenler ayn gelenein izgisi zerine yerletirilebilir ve daha ok Aristoteles'in eitli yorumlar olarak ele alnabilirler. Ondokuzuncu yzyldan itibaren ise yanstma kuram biraz daha baka bir klk altnda, ve dorudan doruya Aristoteles'den hareket etmeksizin ileri srlmtr. Bundan tr, ilk nce onsekizinci yzyln ortalarna kadar olan dnemde yanstma kuramnn belli bal eklini inceleyelim. SANAT GRN DNYASINI YANSITIR Sanatnn u grdmz dnyay, burdaki nesneleri, insanlar, elinden geldiince onlara sadk kalarak yansttna veya yanstmas gerektiine inanr bu kuram. Doalc olan bu anlaya gre, sanat bize hayat, veya 14 EDEBYAT KURAMLARI hayatn bir parasn, bir ynn, bir kesitini olduu gibi sunar^ Yzeysel bir gerekliin kopyasdr eser. Bu basit yanstma (benzetme) anlaynn Eski Yunan'da

yaygn olduu anlalyor. Hepimizin bildii hikyeler vardr bu konuda. I.. V. yzyln sonlarnda resimleriyle n salm olan Zeuxis, elinde zm tutan bir ocuun resmini yapm ve zmler ylesine gerek gibi duruyorlarm ki kular gelip yemeye kalkmlar. Bundan dolay vld zaman, Zeuxis, zlerek, ocuun resmini daha iyi yapabilseydim kular ondan korkard demi. Ayn ada yayan Parrhasios'un yapt bir perde resmiyle rakibi Zeuxis'i aldatt ve perdeyi sahici sandrd bilinen hikyelerdendir yine. Resmin de edebiyatn da, z veya ideali deil de grn dnyasn (duyular dnyasm) yanstt inancmda olduu iin, Platon'u bir ok bakmlardan bu kuramm temsilcisi olarak inceleyebiliriz. Sanatla ilgili sorunlara ilk defa ciddiyetle eilen Pla-ton'un sanat kuram tutarl bir sistem deildi. on, len, Devlet, Phaidros, Sofist, Kratylos ve Kanunlar gibi diyaloglarnda sanat hakknda bazen birbirini tutmayan fikirlere rastlamamzn bir sebebi de, her halde Platon'un fikirlerini zamanla deitirmi olmasdr. Fakat biz burada edebiyat ile ilgili grlerini inceleyeceimizden, tartmalara sebep olmu, mzik, heykel, mimari ile gzellik arasndaki balara deinen baz sorunlar bir yana brakacaz. Bizi ilgilendiren edebiyat olduu iindir ki bu kitapta Platon'un kuramn, yanstlann grn dnyas olduunu ileri sren bir kuram olarak inceliyoruz. Eer Platon'un estetiinin btn sz konusu

olsayd, bu kuramdan ayrld yerler zerinde durmamz gerekirdi. Platon'un grlerini incelerken balca iki ana soruya eileceiz : . YANSITMA KURAMI I 15 1) Edebiyatn z nedir? 2) Edebiyatn etkisi nedir? Platon'un bu sorulara verdii cevaplar aratrmadan nce felsefesinin temel dncesini hatrlamalyz. Platon grecilie (relativism) inanm Sofistlerin aksine, kesin bilgiye susam bir adamd. Deimeyen, insandan bamsz, mkemmel bir gerekliin varln ispata alt. Bylece, durmadan deien duyu dnyasna karlk, ancak dnce ile kavranabilen deimez bir idea'lar (form'lar) dnyasna inand. Bilindii gibi Platon'un felsefesinde asl gereklik duyularla deil de zihinle kavranabilen idea'lar (form'lar) dnyasdr. Bizim grdmz, be duyumuzla algladmz u maddesel dnya, aalar, denizleri, insanlar, hayvanlar, evleriyle ancak bir kopyadan (mimesis'den) ibarettir. Bunlardan her birinin bir ideas vardr ki asl gerek olan odur. Durmadan deien, daima olu halinde bulunan duyu dnyas hakknda salam ve kesin bir bilgiden sz edemeyiz. Gerek bilgi deimeyen idealarm bilgisidir, ve bundan tr filozof da ancak akim objesi olabilen idealar dnyasn kendine bilgi konusu olarak seer. Kendisi bir taklid, (yansma) (mimesis) olan bu duyular dnyasnn bir ksm

(unsurlar, hayvanlar, bitkiler, insanlar v.b.) Tanr tarafndan, bir ksm ise (binalar, letler, eyalar v.b.) insanlar tarafndan meydana getirilmitir. Fakat gerekilik derecesi bir kopyamnkinden de aa alan eyler vardr. Tanrnn eserleri arasnda yalnz doal nesneler yoktur, bir de bunlarn yanslar vardr : parlak yzeylerde (rnein suda) nesnelerin yanslar gibi. Bunlara Platon eidola (grnt, image) diyor. Eidola'-larm gereklik derecesi bsbtn azdr. Duyular dnyasnn kendisi idealann bir kopyas olduu iin gereklikten bir derece uzaklamtr zaten, eidola'lar ise duyular dn16 EDEBYAT KURAMLARI yandaki nesnelerin kopyalar olduu iin idealann kopyasnn kopyasdr. Sanata gelince, resim de iir de eidola'lar gibi duyular dnyasndaki nesnelerin, insanlarn yanslandtr. Bundan tr Platon sanatn yanstma (mimesis) olduunu syler. Mimesis, Platon'u Bat dillerine evirenleri ve Pla-ton'u inceleyen felsefecileri ok uratrm olan bir szcktr. Trkede de tam karln bulmak imknsz, nk Platon'da bu szcn tam ve kesin bir anlam yok. Kullanld yere gre anlam bazen geniler bazen daralr?, ve Trkede bunlarn hepsini ayn szckle karlayamayz, Biz burada mimesis'e karlk, yetersiz olduunu bile bile 'yansrtma' szcn kullandk, nk bizi ilgilendiren zellikle

edebiyattr ve edebiyat eserinde dnyann, insanlann, hayatn yansmasndan sz etmek 'taklid'den daha uygun grnd bize. Neyi yanstr sanat? Yine Devlet diyaloguna dnerek ressamn ve airin yapt ii Platon'un nasl anladna bakalm. Sokrates'in Glaukon ile konumas yledir : ... stersen bir ayna af eline, drt bir yana tut. Bir anda yaptn gitti gnei, yldzlar, dnyay, kendini, evin btn eyasn, bitkileri, btn canl varlklar. Evet, grnrde varlklar yaratm olurum, ama hi bir gereklii olmaz bunlarn. 7 Bk: Richard Mckeon, Literary Criticism and the Concept of Imitation in Antiquity Critics and Criticism, ed. R.S. Crane, (Chicago University Press). YANSITMA KURAMI I 17 yi ya, tam stne bastn ite dncemin; nk bu trl varlk yaratan ustalar arasna ressam da koyabiliriz, deil mi? Koyabiliriz tabi. Yapt eyin gereklii yoktur diyeceksin, ama ressamn yapt sedir de bir eit sedir deil midir? Evet grnte bir sedir onunki de. Ya dlgerin yapt? Biraz nce demitin ki dlger sedir ideasn, yani bizce asln, zn yapmaz, bir eidini yapar Sedirin asln yapmadna gre, gereini deil, gereine benzeyen bir rneini yapm

olur, (596e 597a). Bylece gereklik dereceleri gittike azalan sedir gelir meydana- Birincisi sedir ideas (Platon bu diyalogda bunun Tam tarafndan yapldm sylyor), ikincisi onu taklid eden dlgerin ya da marangozun yapt sedir; ncs ise marangozunkini kopya eden ressamn yapt sedir. Yani kopyann kopyas. Edebiyat iin de durum ayn. Tragedya airinin de yapt bu deil mi? Benzetme deil mi onun da yapt? O da kuraldan, yani dorudan, sra aadadr yleyse, btn benzetmeciler gibi (597c). Ressamn renklere yaptn air szcklerle yaptna ve u grdmz duyular dnyasn yansttna gre kopyann kopyasn sunuyor demektir. Sanat eserleri gereklii yanstmaz, bizi hakikate doru iletmez; tersine hakikatten uzaklatmr bizi. Asl gereklii deil de u grnen yzeysel gereklii yanstan sanat hakikatten uzaklaan bir adamdr. nsanm amac idealara ynelmek olmaldr, oysa sanat bizi ters yola gtryor. Devet'in Onuncu kitabnda Platon ite bu adan sanata kar kmaktadr. Edebiyat Kuramlar F. 2 18 EDEBYAT KURAMLARI airin veya yazarn, bize dorular sunamamasnn bir baka sebebi de, yazd eyler hakknda yetkiyle konuacak durumda olmamasdr. Platon sanat sorununu incelerken edebiyat daima felsefeye rakip gibi grmekte ve felsefeden ok aa

olduunu ispat iin abalamaktadr. zellikle Homeros'u Yunan'da bir bilgi kayna sayan, nasl davranlacan onun tlerinden, verdii rneklerden renmek gerektiine inanan bir gelenek yerlemiti adet- Eserleri eitimde nemli rol oynard. Platon bu inanc ykmak azmindedir, ve edebiyatn bize gerek bilgi salyamyaca gibi ahlk bakmndan da zararl olduunu belirtmek ister. Sava, devleti ynetme, insanlar eitme, yetitirme gibi nemli konularda Homeros'un ve dier airlerin, sanld gibi kimseye yol gstermi olmadklarn; hi bir devletin, dzeninde yapt deiiklii onlara borlu olmadn; Solon gibi kanunlar getirmediklerini; savalarn onlarn tleriyle kazanlmadn; adam yetitirmediklerini , koyar ortaya. Zanaatkarlarn da ne yapmak istedikleri hakknda sahip olduklar bilgiden yoksundur sanatlar, nk onlarnki gerejc bir sanat bile deildir; olsa olsa benzetmedir8. Ayn konuyu ton'da da ele alr Platon. airlerin kendilerine zg bir bilgi alan yoktur. Szn ettikleri eyleri doru olarak bilenler bakalardr. Nasl araba s. rleceini bilen arabacdr; dalgalar arasnda kalm bir geminin kaptan bilir ne syleneceini. Bylece, on'da birbiri ardma, her trl teknik alanda airin yetkisiz ol~ duu ne srlr. Her ne kadar bir ara ton, ozann kendine zg alan alarak genel insan tabiatn gstermee yeltenirse de Sokrates meseleyi teknik ve bilimsel bilgiler tarafna srkler.

8 Bk: Devlet 601a - 602c. YANSITMA KURAMI I 19 on diyalogunun esas konusu ise airlerin nasl yazdklardr. Platon, Sokrates'in azndan ozan on'u sorguya ekerek airin akla dayanmadn, bir nevi vecd iinde, kendinden gemi olarak, ilhamla iir yazdn belirtir. Yazdnn anlamn kendi de bilmezPlaton on'da airlerin bu zelliini olumlu bir ey saymaz aslnda. Alay etmektedir daha ok. Fakat unu da sylemek gerekir ki bu akl ama yeteneini olumlu bir yntem sayd diyaloglar da vardr. Platon'un gerek Devlet ve gerekse on'da aklad fikirlerine gre edebiyat retici olamaz, bize gerekleri bildirmez; airler de gerek bilgiye sahip olmayan benzet-meci kiilerdir. Edebiyatn etkileri sorununa gelince; Platon bunlar zerinde uzunca durur. Esas ama idealan bilmek olduuna, ve gzellik ideas da nemli bir yer tuttuuna gre insan bekler ki sanat eserindeki gzellik, gzellik idea-sma (to kalon) bir basamak tekil etsin. Oysa Platon bu noktay gelitirmiyor. Yer yer sanatn gzelliinden vgyle sz ederse de bu daha ok mimar ve heykeltralk sanatlar iindir. Gzellik nedir? sorusunu tam olarak cevaplandrmaz ama genellikle orant, l, denge gibi zelliklerin gzellii salad inancndadr- Edebiyat ise bu adan ele alnmaz, topluma etkisi bakmndan ele alnr. Zaten

o alarda 'sanat' ve 'sanat' kavramlar bugnk anlamlarn tamyordu. Sanat eserinin gzellii sayesinde estetik zevk uyandrmas dncesi gelimemiti. Geri insanolu ilkel alardaki maara resimlerinden tutun da eitli alarda yapt eyada, letlerde, ta oymala20 EDEBYAT KURAMLARI rmda, mleklerde, kumalarda byk bir sanat anlay, biim endieleri gstermitir ama btn bu eserler belli bir ite kullanlmak zere yaplrd; srf gzelliinden zevk alnacak bir sanat eseri kavram henz belirmemiti bile. Msr sanat zerinde yetkiyle konuanlar, Msrllarn yarattklar sanat eserleriyle sanat asndan ilgilenmediklerini sylyorlar. Bunlar mezarlara konan, ya da insanlar lmsz klmak iin yaplan eylerdi. Eski Yu-nan'da da sanat eserinin uyandrd estetik yaantnn, sanat eseri yaratmak iin yeterli bir sebep olabilecei dncesi henz balamamt. Platon da edebiyatn toplumdaki roln ve yapt etkileri nemli bulur. Devlet'in nc kitabnda genlerin nasl yetitirileceini ve eitileceini tartrken iirlerde ve masallarda zararl etkiler yaratabilecek paralar zerinde durur. Tanrlarn ve byk kahramanlarn onlara yakmayacak davranlarda bulunmalar, alayp szlamalar, yalan sylemeleri, ahlkszlk etmeleri, kt insanlarn mutlulua kavumalar genlere fena rnek olur- Bu gibi

paralar eserlerden kartlmaldr. Platon eserlerde yer alan bu uygunsuz paralardan baka bir de belli trlerin zararl olduu kansndadr. iirleri anlatm yntemi bakmndan e ayrr. 1) air syliyeceklerini kendi azndan syler, anlatr. O adaki dithyramb'lar bu tre rnektir. 2) Mimesis yntemine dayanan eserler, yani tragedya ve komedya. Bunlarda air, kendi azndan konumaz eserdeki kiilerin azndan konuur, onlar taklid eder. Burada mimesis ok daha dar anlamda, baka birini temsil etme (impersonation) anlamnda kullanlmaktadr. 3) ki yntemin kark olarak kullanld destan (epos) tr. Bu defa air kh kendi anlatr hikyeyi kh kiileri konuturur9. I YANSITMA KURAMI I 21 Son iki tr zararl bulur Platon, nk bunlarda taklid ie karmaktadr ve taklid edilen kiiler, ounlukla zenecek kiiler dedir. Korkaklar, sarholar, kleleri, deleri taklid ede ede taklid edilen eye alr. Bu alkanlk da bedeni, konumay, grleri deitiren ikinci bir tabiat olur 10. Bundan tr bu gibi eserleri yazann da, oynayann da, seyredenin de, okuyann da kiilii zarar grr. **L Platon'un son bir itiraz daha var edebiyata. Edebiyat bizim duygusal yanmza hitab eder. Cokun heyecanlarla davranan kiiler bizi eker ve heyecanlandrr.

Oysa dengeli insan, bilge kii, akln kullanarak duygularn dizginlemesini bilen kiidir. Bir felketle karlatmzda acmz belli etmemek iin diimizi skarz, nk erkek adama yaraan budur. te bundan tr duygu yanmz coturan edebiyat kiiliimizi bozar. Tutku gibi, fke gibi iimize ho veya ac gelen ve ister istemez gndelik hayatmza giren duygular air benzetmesinin etkisi altnda kalmaz m? Benzetme bu duygular kurutacak yerde sulayp besler, dizginlenmesi gereken tutkulara iimizin dizginlerini verir, bylece de iyi ve mutlu olmamza deil, kt ve mutsuz olmamza yol aariiEdebiyatn, tiyatronun insanlar zerinde derin etkileri olduunu bildii iindir ki Platon Devlet diyalogunda ideal bir toplum kurmaa alrken bunlarn eitimde nasl bir rol oynayacan inceden inceye aratrr. Sonunda, ancak Tanrlar ve iyi insanlar ven eserlere yani gdml bir sanat faaliyetine raz olarak, daha nemli sayd amalar uruna, ne kadar ho olursa olsun mevcut sanata kaplar kapatr. Ksacas Platon'a gre zamanndaki edebiyatn ilevi ktye ilemektedir ama sanat9 Devlet, 393a - 394c. 10 Ay. es., 395c. 11 Ay. es., 606d. 22 EDEBYAT KURAMLARI lan sansre tbi tutarak, gdml bir sanat salanabilirse o zaman edebiyatn ilevi de

hayrl olur. Platon'un edebiyata itirazlarn zetlemek istersek bunlarn balca iki ynden yapldm syliyebiliriz: 1) Bilgisel ynden. 2) Ahlk ynnden. Bilgisel ynden itiraz iki temele dayanyor: a) air , bizi, as gereklii tekil eden idealardan uzaklatrr. b) airin yetkiyle konuaca hi bir konu yoktur. Ahlk ynnden olan itirazlar da temele dayanyor : a) Eserlerde genlere fena rnek olacak paralar var. b) Tragedyalarda ve destanlarda kt kiileri tak-lid ederek temsil etme fena etkiler brakr. c) Edebiyat, dizginlememiz gereken duygusal yanmz coturur. SANAT GENEL VEYA Z YANSITIR Platon'un rencisi Aristoteles bugn hl nemini srdren Poeka eseriyle, edebiyat kuram konusunda byk bir adm atmtr, Tragedyann yaps zerinde ok nemli eyler sylemise de, biz yine ana izgimize bal kalarak edebiyatn z ve ilevi sorunlarna bakalm. airin devi, gerekten olan eyi deil, tersine olabi-ttr olan eyi, yani olaslk veya zorunluluk kanunlarna gre mmkn olan eyi ifade etmektedir. Tarih yazar ve air, biri dz yaz, teki nazm yazd iin birbirlerinden ayrlmazlar, nk Herodotos'un eserinin msralar haline getirilmi olduu dnlebilir; bununla birlikte, ister nazm, ister dz yaz halinde olsun, He-

XA.NSITMA KURAMI I 23 rodotos'un eseri bir tarih eseridir. Ayrlk daha ok u noktada bulunur: tarihi daha ok gerekten olan eyi ifade eder, air ise olabilir olan eyi ifade eder. Bunun iin iir, tarih eserine gre daha felsef olduu gibi, daha stn olarak da deerlendirilebilir; nk iir; daha ok genel olan, tarih ise tek olan tasvir eder. Genel olan deyince de olaslk veya zorunluluk kanunlarna gre, belli zellikteki bir kimsenin byle veya yle hareket etmesini anlyoruz.12 Platon'a bir cevap saylabilecek bu cmleler tarih boyunca farkl yollarda yorumlanmtr; fakat biz Aristoteles'in ne demek istediini, ayrntlar ve tartmalar bir yana brakarak aklamaa alalm. Geri yazar hayat, insanlar, onlarn tutkularn, zelliklerini anlatr ama, bu, gerek hayat olduu gibi anlatmak deildir. Yazar bir adamn hayatn gn gnne en kk ayrntsna kadar anlatsa, sanat yapm olmaz. Her gn yedii yemekleri, yapt ii, btn konutuklarn, eitli duygularm anlatsa meydana getirecei oyun, hikye veya iir karmakark, orba gibi bir ey olur. Bunlarn hepsi gerek hayattan alnm da olsa bize hayatn anlam hakknda pek bir ey bildirmez. Bir adam olduu gibi anlatmak tarihin iidir sanatn deil. Sanatnn hayat, insan, dnyay yanstmas baka anlamdadr. O bir tek

adamn hayatn doru olarak anlatmaya kalkmaz, bir adamn hayatnda genellikle hayat, insanolunun hayatm, yani hayatta evrensel olan unsurlar yanstr. Olan deil, olabilir olan. Bunun iin de anlatmak istediinin zne ait olmayan unsurlar, ayrntlar, tesadfi olanlar atar, gerekli olan ayklar, seer ve bunlann arasnda bir ba gzeterek olaylar rgsn bir tek izgi zerinde kurar- Seme ii hem esere yap bak12 Poetika 1451b, eviren ismail Tunal, 1963. 24 EDEBYAT KURAMLARI mndan bir birlik, hem de insan dnyasyla ilgili bir anlam salar. Eer hayat aynen kopya etseydi, bir sr gereksiz ayrnt, anlamsz olaylar, konumalar ie karacak, tek olan yanstmaktan ileriye gidemiyecekti yazar. Oysa seme sonucu, kiiliin ne gibi olaylara yol atm, durumlarn kiilii nasl etkilediini, bir durumun nasl geliebileceini gstermekledir ki, yazar, tek-olanm altnda genel-olan aklar. Aksi halde adamn hayatndaki olaylar bir uvala doldurulur gibi bir araya toplanacak, ve aklanmak istenen nemli neden-sonu balar bulanacak, aka belirmeyecektir. Bundan tr Aristoteles iin olay rgs ok nemlidir, nk bir durumun nedensellik ilkesine gre oluumunu ve geliimini gsterir. Tarihi, olmu olanla yetinmek zorundadr, sanat ise bir hikyeyi kullanr veya uydururken olaylar ylesine bir dzene sokar ki bu dzendeki olabilirlik, bilimsel bir genellik tar. te bundan tr edebiyat tarihten daha felsefdir

ve daha genel bir hakikati yanstr. Sz gelii, hayatta talihin oynakln, felketlerin insan daha bilge bir insan yaptn, veya bir insann bana gelen olaylarda kiiliinin nasl bir rol oynadm aklar. Platon, sanatnn tek-olan yansttm ve dolaysyla okura gereklik (hayat) hakknda bilgi veremiyecei-ni ve zaten aire zg bir bilgi alam olmadn iddia etmiti. Aristoteles, airin (yazarn) hayat, insan yaantsnn anlamn bildiini sylemek istiyor. Bir bakma sz konusu olan insan psikolojisidir. Onun iin sanat, Pla-ton'un sand gibi bizi gereklikten uzaklatran, sahte bilgiler sunan bir adam deil bize hayat aklayan bir adamdr . Aristoteles'in retisini felsef dille aklayacak olursak kendi metafiziine dayanarak yle yorumlayabiliriz. Platon'un duyu dnyasnn dnda var olduunu syledii idealar (formlar) Aristoteles'e gre duyu dnYANSITMA KURAMI I 25 yandadr. Madde ve form daima bir aradadr ve bunlarn birlemesidir ki duyu dnyasndaki nesneleri meydana getirir. Bundan trdr ki sanatnn yansttklar (taklid ettikleri) duyu dnyasndan olmakla beraber genel-olan aklayabilir. Ancak sanat genelolan yanstmak iin, formu belirtmeye yaryacak eyleri seerek gereksiz ayrntlar atar ve

yle bir olaylar dizisi kurar ki bunlarn birbirini zorunlulukla izlemesi, belli bir formun nasl gelitiini, nasl bir sonuca yneldiini gsterir. LEV Sanatn ilevi, etkileri, yararlan, zararlar konusuna gelince, Aristoteles bu konuda Platon'dan baka trl dnmektedir .Tragedyann tanmm yaparken, acma ve korku duygularm uyandrmak suretiyle bu duygularn arnmasn (katharsis) salar diyori3. Aristoteles katharsis kavramn daha fazla aklamad iin tam ne demek istedii zerinde bugne dek sre-gelmi tartmalar domutur. Genellikle kabul edilen bir yorum, tragedyann seyircide bu duygular uyandrmak ve harcatmak suretiyle onu daha sakin ve psikolojik bakmdan daha salkl bir duruma getirdiidir. Bir baka yoruma,gre bu duygulardan kurtulmak deildir sz konusu olan; bu bencil duygularn tragedyay seyrederken ycelmesi ve de-erlenmesidirSon zamanlarda ok deiik bir yorum daha atlmtr ortaya, Bu yorumu yapan G. F. Else'e gre arnma seyircide meydana gelmez, eserde bu duygular 13 Poetika 1449b, eviren smail Tunal. 26 EDEBYAT KURAMLARI davet eden olaylarn (davranlarn) arnmasdr. Olun babasn ldrmesi, anasyla evlenmesi gibi hareketler, temizlenmesi gereken yasak hareketlerdir. Katharsis'in yorumu ne olursa olsun, Aristoteles, hi phe yok ki Platon'un aksine

tragedyann ahlk bakmndan yararl olduuna inanyordu. Bylece Aristoteles edebiyatn hem bilgi kazandrdm sylemek, hem de yararl psikolojik etkisine iaret etmekle Platon'dan ayrlmakta ve sanat savunmaktadr. Bat'da sanatn yanstma olduu fikri, Rnesans'dan sonra tekrar canlanm ve neo-klasikler Aristoteles'i izlerken onun grn kendilerine gre bir ka ekilde yorumlamlard. Burada bunlardan en nemlileri olan iki kuram zerinde duracaz: 1) Sanat genel tabiatn yan-stlmasdr. 2) Sanat idealletirilmi tabiatn yanstlma-sdr. # Her iki kurama gre de sanat yanstmadr fakat yanstlan gereklik ayn deildir. Aristoteles, airin devi gerekten olan eyi deil, tersine, olabilir olan eyi yanstmaktadr demiti. Bu iki kuram da Aristoteles'in bu szne dayandrlabilir. ilk nce birinci gr alalm. Sanat genel-tabiatm yanstlmasdr sz ile dile getirilen bu grte 'tabiat' deyince yalnz aalar, dalan, krlar kastetmiyorlard phesiz; zellikle insan tabiatn, insanlarn davranlarn, gelenekleri, uygarl dnyorlard. Genel-tabiat, grnenin altnda yatan gereklikti. Bu gereklii yanstmak ancak ze inmekle yani insan tabiatnda ortak tmelleri, ortak zellikleri yanstmakla mmkndr. Deniyor ki, sanat nesnelerin ve insanYANSITMA KURAMI I 27 larn herkes tarafndan bilinen ortak zelliklerini anlatmal, nesnelerin ve insanlarn

kendilerine zg bireysel taraflarn konu yapmamal. Neo-klasiklere gre insan aslnda her yerde ayndr; geri eitli lkelerde ve alarda baka detler, inanlar, yaay tarzlar vardr arna bunlar geici veya o yere, o aa zg eylerdir. Btn bunlarn altnda ortak olan bir insan tabiat yatar, insanlarn tutkular ,ak, ac duygular, ocuklarma sevgisi v.b. esasta birdir, deimez, insan tabiatnn zn yanstmak demek bu ortak yanlar belirtmek, bireysel olan, yresel olan, anormal olan bir tarafa brakmak demektir. Bylece geneli yanstrken sanat z yanstm olur. Bunu yapmasnn bir gerekesi udur: sanat cidd bir eyse, konusunun da nemli olmas gerekir, nk ancak bu ekilde bize baz hakikatleri sunabilir. Edebiyatn bize hakikati aklamas, bu genel dorular (genel-tabiat) yanstmasyla mmkndr, nk gerek bilgi, tmel de-erlerin.ilkelerin ve zelliklerin bilgisidir. Duygular ve davranlaryla baka insanlara benzemeyen kiiler, belli bir ada grlen bir akm, veya belli bir zmrenin yaay fazla nem tamaz. Kalc eyler olmad iin gereklii bunlar tekil etmez. Ortak tmelleri yanstmann bir gerekesi daha vardr, insanlar arasnda ortak olan yanlar yani zamana ve yere gre deimeyen genel-tabiat konu edinen yazar, herkesin her devirde okuyup tadma varabilecei konular semi olur. insanlarn ounluunun uzun zaman iin holanaca eyler, ancak genel-tabiatm doru yanssdr. zel gelenekleri, detleri ok az kii

bilir ve bundan tr ne derece doru yanstldm bilenler de ok az olur 14. 14 Dr. S. Johnson, Preface to Shakespeare, Johnson on Shakespeare, ed Walter Raleigh, (Oxford), s. 11. 28 . EDEBYAT KURAMLARI YANSITMA KURAMI I 29 Homeros ve Shakespeare gibi yazarlar, yresel ve zel olana itibar etmez; savunduklar deerler, kiilerinin duygular ve tutkular her zaman herkesin anlayaca cinstendir. Yazar genel-tabiat yanstrsa okura sadece gereklii sunmakla kalmaz, ayn zamanda her an okuruna seslenecek salam konular ilemekle klasik olmak imknm kazanr. Buna karlk mesel, onyedinci yzyldaki sofu (puritan) snfla alay eden Hudihras eseri bir zaman sonra ilgin olmaktan kari5. Genel insan tabiatn yanstmak biraz daha farkl bir yoruma da elveriliydi. Yine Neoklasiklerde rastladmz bu yoruma gre sanat, kiilii ile bakalarndan ayrlan insanlar deil, belli bal tipleri ele almaldr: kskan adam, cimri adam, ukal adam, asker, kral v.b. Bunlarn her biri kendi tiplerinin zne uygun izilmeli ve ona gre davrandnlmaldrlar. Onyedinci yzyln sonlarnda yazan ngiliz eletiricisi Thomas Rymer mesel Othello'daki ago'nun tipine uygun olmad kansndadr, nk askerler drst, ak kalpli

olurlar, oysa Shakespeare, ago'yu yalanc, kt, dzenbaz bir adam yapmtr. Aristoteles'in, genelden belli zelliktedeki bir kimsenin byle veya yle konumasn, byle veya yle hareket etmesini anlyoruz sz, Neo-klasiklerce bazen ite byle belli tiplerin allm zellikleri diye yorumlanyordu. SANAT DEAL TABATI YANSITIR Tabiat kavramndan anlalan baka bir anlam da dzeltilmi (dealletirilmi) tabiat idi. Bu yorum da Aristoteles'e dayanyordu, nk Aristoteles airin grevi gerekten olan eyi deil, olabilir olan ifade etmektir demiti. Yine Poetika'nn baka bir yerinde de u cmle var : air... nesneleri nasl olmalar lzm geliyorsa, o ekilde tasvir etmelidir 16. Biliyoruz ki dnyada irkin, kaba, hoa gitmeyen eyler, haksz olaylar vardr. Sanat eserinin zevk vermesi beklendiine gre, bu hoa gitmeyen eyleri atmas, ve yalnz gzeli, ho olan semesi, doru olur. airlerin, yazarlarn bahsettikleri nehirler, krlar, mis kokulu iekler dnyada bulamyacamz kadar gzeldir. Tabiatn dnyas pirintendir, airlerinki altndan diyor bir Rnesans yazar^. Franszlarn la belle nature adn verdikleri bu ideal-letirilmi tabiatn yan sra bir de ahlk bakmdan ideal-letirilmi insan ve insan ilikileri vardr. Pylades gibi sadk bir arkada, Orlando gibi bir yiit, Aenas gibi her bakmdan mkemmel bir adam ancak

sanat eserlerinde bulabileceimiz ideal rneklerdir 18. Dzeltilmi tabiat savunanlar, bylece, bizim grdmz gerek dnyay ve hayat deil, hayal edilen mkemmel bir dnyann yanstlmas gerektiini sylyorlard. Buna ramen sanat grleri yine de gereklii yanstma ilkesine dayanyordu. Ama tamamiyle uydurma, hayal rn bir eser neyi yanstm saylabilirdi? Gereklikle ne ilgisi vard bunun? dealletirmeyi savunanlar bu sorunun cevabm Neo-Platon'cu bir felsefeye dayanarak veriyorlard. Platon'-un kendisi geri airi grne saplanm, asl gereklii 15 Bk: Dr. S. Johnson, laves of the English Poets, (Everyman) I, s. 122-23. 16 Poetika 1460b. 17 Sir Philip Sidney, Apologue for Poetry, ed. J. Churton Collins, (Oxford), s. 8. 18 Bk: Ay. es., s. 8-9. 30 EDEBYAT KURAMLARI bilmeyen bir adam sayyordu, fakat daha sonralar Plo-tinos (.S. 204-270) sanaty bu aa durumdan kurtaran ve hemen hemen yaratc durumuna sokan bir dn yapmt. Sanat, Platon'un sand gibi formlarn (idea-larm) kopyalarn deil dorudan doruya formlar yanstr ve bunun iidir ki bizi asl gereklikle kar karya getirir. Tabiattaki nesnelerin taklitlerini veriyor diye sanatlar hor grmemeliyiz; unutmamalyz ki grnen nesneleri kopya etmez sanat; tabiatn kendisinin kopya ettii formlara (idealara)

uzanr dorudan doruya, ...Tabiatn eksikliklerini giderir. Fidias, Zeus'un heykelini yaparken duyu dnyasndan bir model kullanmad, fakat Zeus grnr olmak isteseydi nasl bir form alrd diye dnd ve bunu kavrad.19 Aristoteles, Platon'a cevap olarak yazann genel'i yansttm sylerken kendi metafiziine dayanyordu. Sz konusu dnr ve eletiriciler ise yine Platon'cu bir felsefe kullanarak, yazarn gereklii yansttn sylerler. Bu bakmdan Aristotelesde nemli bir noktada ayrlyorlar, nk Aristoteles sanatn gereklii yansttn sylerken, bu dnyadaki bir gereklii yansttn dnyordu. dealletiriciler ise akn (transcendental) bir gereklii dnmektedirler. Her bakmdan mevcudun daha iyisi olan ve rnek saylabilecek bir dnyann gereklii. dealletirmek demek, bu dnrlere gre gereklie yaklamak demektir, nk dnyada grmediimiz bu kiiler ve nesneler, daha gerek olan idealar dnyasn yanstr. Nesnelerin zn vermek, bu dnyadakilerin kusurlarn silmek ve onlar olduu gibi deil, olmalar ge19 Plotinos, Ennead'lar, V. Vm. I. YANSITMA KURAMI I 31 rektii gibi yanstmakla kabildir. Zaten duyu dnyasnda varlklarn mkemmel olmalarna madde engel olur, istenilen formun gereklemesini gletirir. Bunun iin maddenin sebep

olduu kusurlar gidermek sanatnn iidir. Bundan tr ressam, yazar veya air de, grd gibi deil olmas gerektii gibi izer tabiat. Rnesans'da canlanan bu Neo-Platonist gr talya'dan Fransa ve ngiltere'ye de atlamt ve nnseki-zinci yzylda hl devam etmekteydi. LEV Rnesans ve Neo-klasik a dnrleri, sanatn ilevi konusunda Aristoteles'den uzaklamakta ve daha didaktik bir gre kaymaktadrlar. Horatius (.. 5-8) Ars Poetika adl eserinde sanatn iki ilevi zerinde durmutu: zevk vermek ve eitmek. yi bir eser hem zevk verecek hem de eitecektir. Rnesans'da ve Neo-klasik alarda da bu iki ilev art kouluyordu. Sz konusu zevk ne kadar ince ve yce olursa olsun sanatn tek amac olarak ileri srlrse, bu ama sanatn nemine yakmayacak kadar ciddiyetten yoksun, nemsiz bir ama olurdu. Onun iin sanatn sadece zevk verici veya elendirici olduunu savunanlar ok azd. Elendirerek eitmekti sanattan beklenen. Tipik bir Rnesans eletiricisi ve airi olan Sir Philip Sidney'in bu konudaki fikirleri yledir: Sanat yanstmadr ve amac elendirerek eitmektir. nsanlara doru yaamasn retecek bilgilerin arasnda en nemlileri ahlk felsefesi ve tarihtir. Fakat her ikisi de eksiktir. nk felsefe kuramsal olduu iin sadece bir takm soyut kurallar kor ortaya, ve bu kuruluu yznden pek etkileyici olamaz. Tarih ise somuttur, canldr ama alan dar-

32 EDEBYAT KURAMLARI dr, yalnz olmu olan anlatr, olmas gerekeni bildirmez; nk insanlara rnek tekil edecek, onlarn ders alaca olaylar ve durumlar uyduramaz. Felsefe ve tarihin eksik yanlarn tamamlayarak yararl taraflarn kendinde toplayan ancak ve ancak edebiyattr. Edebiyat hem olaylar somut hale sokmakla felsefenin kuruluunu ve sayutluunu giderir, hem de olmas gerekeni telkin etmekle tarihin noksann. Bundan baka tarih gerei sylemek zorunda olduu iin insanlara fena rnek olacak olaylar da nakleder. Oysa sanat olaylar kendi yaratt iin iyiyi daima mkfatlandrp kty cezalandrabilir. Bundan tr edebiyat eitme bakmndan felsefeden de, tarihten de daha etkilidir2O. Aristoteles'in, air gerekten olan eyi deil, olabilir olan anlatmaldr iddias, Sidney'de bulduumuz didaktik anlam tamaz. Belli kilerin iinde bulunduu durumlarn, belli koullar altnda olaslkla (probability) nasl gelieceini gstermek bakmndan bir gerekliliktir bu. Neden-sonu ilikisiyle ilgili bir gereklilik. Rnesans ve Neoklasik a dnrleri ise olmas gerekeni ahlk anlamda bir gereklilik olanak yorumlam ve bylece edebiyat ahlk dersi veren eitici bir ara saymlardr. Baka ekilde sylersek Aristoteles'in olabilir olan deyimiyle ideal bir durumu kastettii sanld, ve bu sz bir formun gelimesi deil de mevcut ideal formun yanstlmas anlamnda

yorumland. Aristoteles'e gre edebiyatn deeri ksmen eitici olmasndan gelir ama bu eiticilik bilgisel anlamda, yani hayat, gereklii okura gstermek anlamndadr. Sz konusu alar da ise edebiyat yalnzca bilgisel deil ayn zamanda erdemli hayatn yol gstericisidir. Nasl yapacakt bunu edebiyat? Yazar, drst, erdemli kiileri rnek 20 Bk: An Apologie for Poetry, ss. 12-21. YANSITMA KURAMI I 33 olarak gsterebilirdi eserinde. Ama edebiyatta yalnz erdemli, iyi insanlar yer almaz, ktler de vardr. Yazar ktleri de nasl bir akibetin beklediini aklayacakt. Tragedya insanlarn zaaflarna, kusurlarna sahnede ayna tutarak kanlmas gereken ktlkleri gsterecekti. Talihin oynakln, Tanrnn adaletini rneklerle gzler -nne sererek uyaracakt seyirciyi. Adalet yerini bulmalyd eserde. Geri hayatta yle olmuyordu; ktler her zaman cezalarn bulmuyor, iyiler mutlulua kavumuyorlard. Ama madem ki yazarn bir grevi de eitmekti ylese olan deil olmas gerekeni yanstmalyd yazar. Ktler cezalarn bulmal, iyiler mutlu sonuca varmalyd. Scaliger, Sidney, Corneille, Dr. Johnson hep bu retiyi savunmulardr. Bu blmde ele aldmz sanat anlayn zetlersek diyebiliriz ki sanat d dnyay, insan, hayat yanstr. Ressamn renkler ve izgilerle yaptm yazar veya air szcklerle yapar.

Sanat eseri hayata evrilmi bir aynadr. Grdk ki bu yanstma en kaba anlamdaki bir kopyaclktan tutun da, duyu dnyamzda bulunmayan fakat akn (transcendaental) bir gereklii tekil eden idea-larn yanstlmas demek olan idealimize kadar, trl e Tller almt. Bu sanat anlaynn baka bir zellii de sanatn tendi basma bamsz bir deeri olmaddr. Sanatn deeri, bilgisel olmasndan ve ahlk alannda insanlara salad yarardan ileri gelir. Ksacas, sanat daha yksek amalara hizmet ettii iin bir deer tar. Edebiyat Kuramlar F. 3 BLM 2 YANSITMA KURAMI II Marxist kuram Ondokuz ve yirminci yzyllarda yanstma kavramn sanat aklamak iin kullanan en nemli kuram Marxist estetiktir. Marxist estetik ise baza ynlerden gerekilik (realism) akmna baland iin ie buradan balamak doru olacaktr. Neo-klasik adan sonra gelen Romantizm uzun sre hakim duruma getikten sonra ondokuzuncu yzyl ortalarnda bu akma kar tepki olarak beliren ve zellikle Fransa'da Stendhal, Balzac, Zola ve Flaubert gibi romanclarn elinde gelien gerekilik akm da, diyebiliriz ki, srtn yine yanstma ilkesine vermi bir sanat anlayna dayanr, insan ve toplumu byk bir sadakatle yanstmaa alan yazarlar iin de sanat eseri

bir ayna-va benzetilebilirdi. Biraz yukarda sylediimiz gibi Stend-hal'e gre yol boyunca gezdirilen bir aynadr roman!. 1 Krmz ve Siyah, Blm 13. YANSITMA KURAMI II 35 Gerekiliin ksa bir tanmn yapmak g, fakat en nemli zelliklerini yle belirtebiliriz belki. 1. Konu olarak ada toplumun her gnk alelade hayat ileniyordu. Romantiklerin gnlk gereklerden uzak, idealletirilmi konularnn aksine, gereki bir yazar, ada toplumu konu ediniyordu kendisine, ve bunu elinden geldiince kendi gzlemlerine dayanarak yanstyordu. Masalvar olan, uzak diyarlarn ekiciliinden medet uman, allegoriye, sembolizme bavuran bir akm deildi bu. 2. Eer yazar gereklii yanstacaksa bunu btn ynleriyle yanstmaldr, bir ksmna gzn kapamak olmaz; anlatlmas yakk almaz saylan irkin, iren, ve ayp addedilen eyler de sanata sokulabilmelidir. 3. Ondokuzuncu yzyl gerekilerinin gznde 'gereklik' denen eyin bir zellii de, o devrin bilim grnden alnmt: fizik dnyasnn bir determinizm olduu gibi insanlar dnyasnda da her eyin bir nedeni vardr ve bunlar bilmek toplumun kanunlarn bilmek demektir. Olaylar tesadflerle, mucizelerle aklanamaz; psikolojik ve sosyal

kanunlarla aklanabilir. 4. Byle bir gereklii yanstacak olan yazarn tutumunun da laboratuvarda deney yapan bir bilim adammn-ki kadar tarafsz olmas gerekmez mi? Topluma bakan yazardan beklenen ey, gzlemlerinin sonucunu olduu gibi anlatmaktr. Gerek durumu btn plakl ile okuyucunun gznn nne sermeli yazar, Zola ve Flaubert'in de zerinde srarla durduu bu tarafszlk, gereki romanda yntem anlaynn nemli bir unsurudur. Olaylara dardan bakarak onlan olduu gibi yanstacak yasarn kendi grlerine yer yoktur eserde. Batda gerekilik eitli yazarlarn elinde gelimi ve zellikle romanda srp gelmitir. Fakat gerekilii bazlar daha ok yntem bakmndan benimsemitir ba36 EDEBYAT KURAMLARI zlan ise konu bakmndan. Bu arada gereki romann gsterdii gelimenin en nemli bir yn psikolojik gerekilik olmutur. Burada bu geii izleyecek deiliz; ksaca hatrlatmak yetecektir ki, insann i dnyasn, zihnini doru olarak yanstma amac, 'bilin akm' tekniine kadar gelip dayanmtr. Bat'dakinin yan sra Rusya'da da baka bir ynde gelien gerekilikle karlayoruz. Ondokuzuncu yzyl ortalarnda gerekilik Rusya'da belirmi, Tolstoy, e-hov ve Gorki gibi yazarlar byk eserler vermilerdir. Bu yazarlarn yan sra kuram alannda ise

Belinski, Dobrol-yubov, ernievski gibi eletiriciler toplumla ilgilenen ve gereki bir edebiyat savunan grler atmlard ortaya. rnein ernievski'ye gre sanat gerekliin yanstlnasdr fakat bu bir kopyaclk deildir, zira yazar grneni olduu gibi, yanstmamal, ze ait olanla olmayan ayrdetmelidir. ernievski sanat yanstma olarak aklarken eski bir kuram devam ettirmi olduunun farkndadr. Bizim tanmmz diyor eski Yunan'da yaygn olan ve Platon'da, Aristoteles'de ve zellikle Demokritos'-da rastladmz tanma yakmtlr2. Sanat eserinde yanstlan gereklik insanlar iin nemli olandr ve gerek hayattan alnmtr. Bundan baka yazar sosyal gereklii yanstmakla kalmaz, ayn zamanda bunu aklar ve yarglar da3. Bylece ernievski, yazarn tarafszl gibi nemli bir noktada Bat'daki gerekilerden ayrlmaktadr. ernievski, Dobrolyubov ve Belinski gibi eletiriciler devrimci ve toplumcu tutumlarndan dolay Marxistlerin 2 Art and Aesthetics, Documents of Modern Literary Realism, ed G.J. Becker (Princeton University Press) s. 67. 3 Ay. es., s. 79. Ayrca bk: Max Rieser, Russian Aesthetics Today and Their Historical Background, Journal of Aesthetics and Art Criticism, XXII (1963) s. 48. YANSITMA KURAMI II

37 kendilerine yakn bulduklar kiilerdir; bunlarn sanat gr sonradan 'toplumcu gerekilik' de yeniden ilenmitir. Marxist estetii, incelerken iki dneme ayrmak gerekiyor: 1934'e kadar olan birinci dnem, ve toplumcu gerekilik kuramnn kabul edildii 1934'den sonraki ikinci dnem. Marx, Engels ve Plehanov gibi dnrlerin, sanat eseri ile ekonomik yap arasndaki ilikiyi aratrdklar birinci dnemde, 'yanstma' daha ok sanatn, sanat akmlarnn, trlerinin ve slbun alt yap tarafndan belirlenmesi anlamnda kullanlr. st yapya ait sanat, alt yapy yanstr. kinci dnemde ise 'yanstma' yazann sosyal gereklii kavnyarak belirtmesi anlamndadr daha ok, ve toplum koullannn yazara yapt etki kadar yazarn snf kavgasna yardmc olacak ekilde toplumu etkilemesi gerei zerinde durulur. BRNC DNEM : MARXS, ENGELS, PLEHANOV. Estetik zerinde ne Marx bir eser yazmtr ne de Engels. Fakat genel Marxist kuram iinde sanat ekonomik yapya balamakla Marxist estetiin temel ilkesini yerletirmilerdir. Bundan baka Marx'in olsun, Engels'-in olsun, eitli vesilelerle baka eserleri iinde veya mektuplarnda edebiyat ile ilgili olarak syledikleri szler (ve daha sonra Lenin'in ilveleri) bugn hl Marxist estetikilerin dayandklan esaslan tekil eder. Marx da Engels de edebiyata ve sanata dkndler. Marx eitimi srasnda Yunan ve Latin

klasiklerini iy okumutu; edebiyata ok meraklyd (Homeros, Shakespeare, Goethe ve Balzac sevdii yazarlar arasndadr). Hatta kendisi r, roman ve tragedya yazmay denemi38 EDEBYAT KURAMLARI YANSITMA KURAMI II 39 ti4. almalarn felsefe alanna aktardktan sonra da zaman zaman,sanat ve edebiyat ile ilgili eyler yazmak istediyse de pek vakti olmad5. Eletiri alannda tamamlanm tek yazs Eugene Sue'nun Les mysteres d Paris (1842-43) adl roman hakkndadr. Yine uzunca saylabilecek bir yazs Ferdinand Lasalle'in Franz von Sickin-gen (1850) adl tragedyas zerinedir*. Biraz ileride greceimiz gibi Engels de, zellikle mektuplarnda sanat ve edebiyat konusunda Marxist estetii etkileyen fikirlerini aklad. Marx ve Engels Marxist kuram ortaya atmakla sanat ekonomik yapya balam ve aradaki ban mahiyeti zerinde durmulardr. Marxizm ekonomik teori zerine oturtulmu bir tarih felsefesidir ve iddia eder ki tarihin gelimesi bir takm kanunlara gre cereyan eder. Bu kanunlarn ne olduunu bize tarih maddecilik aklar ve bu sayede toplumun e-ninde sonunda sosyalizme ve nihayet komnizme varacan nceden grmek mmkndr. Bilindii gibi, tarih iirlerinin pek iyi olmad sylenir. Bunlardan ancak ikisi baslmtr .1837'de

Scorpion und Felix adl bir romana balam fakat bitirememiti. Oulanem adl bir tragedya yazmay denedi. (Bk: M. Lifshits, Marx'in Sanat Felsefesi ev. Murat Belge, ss. 13-14. Peter Demetz, Marx, Eng-els and the Poets, blm 3). Ne Balzac hakknda yazmak istedii kitab bitirebildi, ne de 1842'de balad Din ve Sanat isimli denemesini. New American Syclopedia iin hazrlad, estet F. T. Visher zerinde ki yazs da yarm kald. Lasalle bu eseri, eletirmeleri iin dostlar Marx ve Bn-gels'e yollamt. Her ikisi de cevaplarn yazdlar. Kiilerin iyi izilmediini syliyerek Shakespeare'i salk verdiler. Marx, kahraman olarak, gerici snf temsil eden Sickinren'in geilmesini yanl buldu. Kyl snfndan kan liderleri semek daha iyi olacakt. II maddecilie gre retim gleri, ve retimi yapan sosyal gruplarn birbiriyle ilikisi o toplumun ekonomik yapsn meydana getirir, ve alt yap denilen bu ekonomik yap o toplumun st yaps denilen ahlk, hukuk, din grlerini ve sanat anlayn belirler. Bundan tr bir toplumun st yapsn ve burda meydana gelen gelimeleri anlamak iin alt yapy bilmek gerekir. Felsefe sistemlerinin douu, din inanlardaki deiimler, yeni sanat trlerinin ortaya kmas, aslnda temelde yani ekonomik yapda meydana gelen deiikliklerin

sonulardr; ve snflara ayrlm bir toplumda, st yap, ekonomik bakmdan hakim durumda olan snfn grlerim, isteklerini yanstr. Tarih maddeciliin, toplum tarihinde grd balca aamalar unlardr, ilkel toplumlar, klelik zerine kurulmu toplumlar, feodalizm, kapitalizm, sosyalizm ve nihayet komnizm. Sanat tarihi, Marxistler tarafndan, zetlediimiz bu tarih maddecilik asndan aklanr. Her an sosyal ekonomik koullar kendilerine gre bir fikirler sistemi yaratrlar. Din, felsefe, deer yarglar, gibi sanat da st yapnn bir paras olarak ekonomik temele dayanr. Bir an sanat anlay, sanat slbu genellikle bilinli veya bilinsiz olarak hakim snfn karn ifade eder. Geri bazen mevcut sisteme kar kan sanatlar vardr ama, bunlar da farkettikleri ve dzeltilmesini istedikleri ktlklerin, hakszlklarn asl sosyal nedenlerini bilmezler. Bununla beraber Marxistler ezilen ve smrlen snflar hesabna bakaldran bu gibi yazarlar, vmekten kanmamlardr. Grld gibi, Marx ve Engels'in tarihi maddecilik retileri sanat belli bir yere (st yapya) oturtmak ve ekonomik yapya dayandrmakla Marxist estetik iin -nemli bir temel iddia yerletirmektedir. Fakat alt yap 40 EDEBYAT KURAMLARI! ile st yap arasndaki ilikilerin ne derece kesinlikle uygulanaca sorunu

tartmalara yol am bir konudur, iddia edilir ki st yapya ait hukuk ahlk bilim ve felsefe gibi ideolojiler alt yapy etkiliyebilir. Yani aradaki iliki karlkldr. zellikle doal bilimler retim tarz zerinde etkili olduklarndan retim gleri gibi tarihe yn verici saylabilirler. Hukuk, ahlk, din ve felsefe de daha az olmakla beraber tarihi etkiliyebilirler. Fakat ideolojinin tarih zerindeki etkisi ne olursa olsun kendileri her zaman iin ekonomik glerin eseridir. Yine unutmamak: lzmdr ki st yapya ait olan felsefe zerinde ekonomik yap etkisini dolayl bir ekde gsterir. Felsef dncenin malzemesini meydana getiren ekonomik gereklik deil fakat bunun yaratt politik, hukuk, ahlk gibi ide-lojilerdir. Sanatn ve edebiyatn alt yap ile olan ilikisine gelince bunun dorudan doruya ve basit bir iliki olduunu sylemek daha zor. Bu konuda Marx'm da baz pheler beslediini biliyoruz. Ekonomi Politiin Eletirisine Katk'ya yazd fakat bastrmad Giri, te * Bilindii gibi, sanatn serpilip gelitii baz devirlerin ne toplumun genel gelimesiyle ne de, bundan dolay, adeta onun atsn meydana getiren maddi temelinin gelimesiyle bir ilikisi vardr. Mesel Yunanllarn ve hatta Shakespeare'in modern yazarlarla karlatrldn dii-nn.7 demektedir. Ekonomik gelimenin ileri olmad klasik Yunan'da sanatn bu derece ileri gitmi olmas Marx'i epey dndrm ve sosyal yap e ilikilerini aramaya

7 Ekonomi Poltiin Eletirilmesine Katk, eviren Orhan Suda, s. 223. YANSITMA KURAMI II 41 itmiti. Yine ayn eserde Marx'in vard sonu u: Yunan sanat Yunan mitologyas zerine kurulmutur. Oysa mi-tologyalar doa glerinin insanlara esrarengiz geldii alarda geliir. Yunan sanat da ancak bu koullar altnda meydana gelebilirdi. Marx'a gre glk, Yunan sanat ile sosyal gelimenin belirli formalar arasndaki ilikiyi kavramakta deil, fakat bu sanatn bize el'an byk tad verebilmesinin, ve gzmzde yksek bir norm tekil edebilmesinin sebebini aklayabilmektedir. Marx'a sorarsanz insan bir daha ocuk olamaz ama yine de ocuun yapmacksz saflndan tad alr. Yunanllar normal ocuklard. nsanln sosyal ocukluk ann en gzel rnei olan Yunan a bir daha tekrarlanamyacak bir a olarak bize ekici gelmez mi? Yunan sanatnn ekiciliiyle, bu sanat yaratan toplumun henz gelimemi sosyal aamada olmas arasnda bir eliki yok; tam tersine, Yunan sanatnn bizim iin hl ekici ve gzel olmas o gelimemilikten doan bir sonutur. Engels sanatn ekonomik yapyla olan ilikisini daha da dolayl ve karmak buluyordu. H. Starkenburg'a yazd 25 Ocak 1894 tarihli mektubunda Siyas, hukuk, felsef, din, edeb, artistik v.b. geliimler, ekonomik geliime dayanr. Fakat btn bunlarn hem yek dierleri zerine hem de ekonomik temele etki-Iri vardr. Ne, neden

ve etken olma sadece ekonomik duruma zgdr ne de geri kalanlar hep edilgen (pasiv) sonulardr. 8 Karl Marx and Frederick Engels, Selected Correspoden-ce, (Progress Publishers 1965) s. 467. 42 EDKBIYAT KURAMLARI YANSITMA KURAMI II 43 Engels'e gre baz Marxistler bu ilikiyi fazla basitletirmekte ve mbalaa etmektedirler. John Block'a yazd 21 Eyll 1890 tarihli mektupta unlar sylemek ihtiyacm duyuyor: Genlerin bazen ekonomik yn gereinden fazla vurgulamalarnda su bir dereceye kadar Marx'in ve benim. Bu temel ilke zerinde o zaman srarla durmaya mecburduk, nk karmzdakiler bunu inkr ediyordu ve karlkl etkilemede rol oynayan elerin hakkn vermemize ne zaman, ne yer, ne de frsat vard... Ne yazk ki insanlar ou kere bir kuram anladklarn ve ana ilkelerini kavrar kavramaz (o da her zaman deil) kuram uygulayabileceklerini sanrlar, Son zamanlardaki bir ok Marxist! de bu sulamann dnda tutamayacam, nk onlar da harika zrvalar yumurtlad!ar9. Engels maddeci yntemin tarihi olgulara kalp gibi uygulanamyacama, tarih almalarnda ancak bir klavuz olabileceine ve her somut durumun tek bana incelenmesi gerektiine inanyor, sanat konusunda ekonomik determinizmin dar bir grle elg

alnmasn tehlikeli sayyordu. Baz sanat tarihilerinin Marxismi eletirdikleri noktalardan biri de budur. Ekonomik yap ile sanat arasndaki iliki hakknda bir takm pheleri ve itirazlar vardr. Ekonomik yap ile sanat arasndaki iliki gerekten bu kadar basit, dolaysz ve amaz mdr? Sanat trlerinin meydana knda, slbun deimesinde baka etkenleri hesaba katmak gerekmez mi? Byk sanat eserlerinin byle aklamalara elverili olmayan bir bamszlklar yok mudur? Sosyal koullar bir devrin yaratc olmasna veya olmamasna zemin hazrlayabilir, belki temalar ve genel izgiyi tayin edebilir ama bu genellik iinde ayrntlar aklayabilir mi? Bireyden bireye deien eyler yok mudur? Ekonomik determinizm dhilerin eserlerini, slplarn aklayabilir mi? Ayn ada, ekonomik koullarla sk bir ilikisini grmediimiz birbirinden farkl biim, slp denemeleri ile karlamyor muyuz? 10. Marx ve Engels sanat kuram diye bir ey sistemle-tirmemilerse de, belirttiimiz gibi, altyap st-yap> sorunu ile ilgili olarak sanattan sz etmi, baz eserler hakknda fikirlerini aklam ve bu arada, ileride greceimiz Marxist estetik tartmalarn etkileyen baz ilkeler koymulardr. Engelsin tipik durumlarda tipik karakterler ilkesi bunlarn en nemlilerindendir. Maxist retiyi ilk defa bir estetik kuram haline sokmaya alan G. V.

Plehanov (1856-1918) sanatn douu, sosyal snflarla sanat eserleri arasndaki iliki, estetik zevk ve fayda gibi sorunlar zerine eilmi ve Marxist felsefenin temel fikri olan, olaylar madd ve ekonomik nedenlerle aklamak ilkesini bu sorunlar aydnlatmak iin kullanmtr. Sanatn douu sorununu incelerken Plehanov zellikle antropologlarn ve biyologlarn aratrmalarndan yararlanr. Bu dnre gre sanatn kkeni (origin) itir. Dans olsun, iir olsun, resim veya ssleme olsun, bunlar hep ilkel toplumlarn beslenme ve barnma gibi, fayda gzeterek giritikleri faaliyetlerden domutur. Mesel yk tayanlar, krek ekenler, deriyi ileyenler v.b. bu ileri yaparken bir ark mrldanrlar. 9 Ay. es., s. 419. 10 Bk: T. Munro, The Marxist Theory of Art History Journal of Aesthetics and Art Criticism, XVIII (1960) s. 436. EDEBYAT KURAMLARI Yaptklan ie gre mrldandklar arknn belli bir ritmi vardr ve bu ritm i srasnda yaplan beden hareketlerine uygun, onlar kolaylatrc ve dzenleyici bir tempoda-dril. Sanatlarn douu insanlarn yaamak iin yapmalar gereken faaliyetlere baldr. Maaralara av hayvanlarnn resmlerinin yaplmas, hayvann daha kolay avlanmasn salayacakt. lkel danslardaki hareketler eitli hayvanlarn hareketlerinin taklididir

genellikle. Sebep, av srasnda avcnn hayvan taklid ederek hareket etmesidir^. Plehanov bol bol rnek vererek sanatn (ve oyunun) balangta retim faliyetleri veya insanlarn korunmas barnmas, ksaca yaamas iin faydal olacak hareketlerden ve nesnelerden doduunu ispata alr. blmnn artmasyla bu ilikilerin daha karmaklat ileri toplumlarda sanatn alt yapya dayann belirtmek daha zordur, nk bu etki artk dorudan doruya deil daha dolayldr. Plehanov ileri toplumlarn gelimi sanatlaryla ekonomik koullar arasndaki ilikiyi Marxist sosyolojiyle aklamaya gayret eder. Sosyolojik Adan Fransz Dramatik Edebiyat ve Onsekizinci Yzyl Resmi adl incelemesinde, snflara ayrlm bir toplumun yaratt sanat eserlerinin biimlerinde ve ieriinde meydana gelen deiikliklerin yine ancak ekonomik nedenlerle, snf kavgasyla aklanabileceini gstermek ister. Sanat ve Sosyal Hayat adl eserinde de sanat ile egemen snf- arasndaki ilikinin sanaty ve eserlerini nasl etkilediini aklar. Belli bir snfn sanat, o snf ilerici bir g olmaktan knca yozlar. Burjuvazi eski 11 Letters W*thout Address (Birinci mektup), Art and So-... cial life adn tayan derlemede, s. 45-46. 12 Ay .es., s. 79. YANSITMA KURAMI II

45 dzenin karsna kt zaman (smrc soylular ve Kilise hari) toplumun btn insanlarnn katlaca bir ideolojiyi temsil ediyordu. Burjuvann karlaryla, alan btn ktlenin karlar birdi. Bu dnemde burjuvann grn paylaan sanatlar ilericiydiler, nk fikirleri toplumun geni ktlelerini birbirine yaklatrc nitelikteydi. Fakat burjuvazinin menfaatleri tekmil alan ktlenin menfaatleriyle artk uyumaz olunca ve bilhassa proleteryanm menfaatleriyle atmaa balaynca (sanatn yaklatrc nitelikte olmas) imknlar son derece daralm oldu!3. Plehanov'a gre byle bir durumda sonu sanatn yozlamasdr. Sanat artk gereklikle ilgilenmez, ondan kaar ve sanatn biim yn ile urar, sanat iin sanat retisine kaplr veya mistisizme kayar. Plehanov'un Marxist estetiinin ilgin bir yan, Kant'-n sanat faydadan ayran estetiiyle uzlama abasdri4. Darwin insanlarda gzellik iin bir igd bulunduunu sylemiti. Kant da insanlarn sanat eserleri veya gzel karsnda, hibir kar gzetme yen estetik bir zevk aldklarn iddia etmiti. Kant'a gre sanat fayda peinde komaz. Plehanov, Darwin'e de, Kant'a da hak verir. Fakat o zaman sanatn fayda ile olan ilikisini ne yapacaz? Eer ilkel alardaki insanda gzelden holanma biyolojik bir mesele ise, takt tyler,

halkalar, srd 13 G.V. Plehanov, Sanat ve Sosyalizm, eviren Selim Mim-oglu, s. 71. 14 Bk: Peter Demete, Marx, Engels and the Poets, ss. 195-19T. EDEBYAT KURAMLARI boyalar, kokulu yalar, bir faydalan olduu iin deil srt hoa gittikleri iin kullanlyorlard demektir. Belki reni-:-lerin alclklaryd rol oynayan. Geri Darwin gzellik zevkinin uygarlk bakmndan gelimi toplumlarda bir ok karmak fikirlerle ilikili olduuna iaret etmekle ileri toplumlarda estetik zevkin sosyal koullara balln belirtiyordu ama Plehanov ilkel toplumarda gzel saylan eylerin de yine toplum artlarna gre belirlendiini sylyor. Biliyoruz ki ilkel insanlarda hayvan derileri, trnaklan ve dileri, sslemede nemli yer tutar. Gzel saylrlar bunlar. Ama Plehanov'a gre ilk onca ss okun diye taklmamlardr. Bunlar tayanlar, o hayvanlar kadar gl ve evik olduklarn gstermek iin, belki de bu nesneleri takmakla gerekten de o hayvann gcnden kendilerine bir ey getiine inandklan iin takarlard. Yani ilk bata bu deriler, diler ve trnaklar, renkleri hoa gittii iin taklmadlar, yiitlik, eviklik, gllk gibi deerli meziyetlerin iareti sayldklar iin kullanldlar ve bu sebepten tr sonra gzel grndleri 5. Afrika'h kadnlarn kollarna, bacaklarna demir halkalar takmalar, demir anda demirin deerli ve bundan tr zenginlik iareti olmasndan trdr. Deerli olan ile gzel olan arasndaki arm dolays iledir ki bunlar takanlar gzellemi saylr.

Brda da nemli olan demirin kendi gzellii deil, ekonomik koullarn meydana getirdii deer yarglardri5. Yine ilkel insanlar bedenlerini baz bitkilerden kardklar yala yalarlar. Bir eit sslemedir bu. Fakat yalanmann neden doduunu aratmrsak bceklere kar korunma amac ile karlarz. Ancak sonralar yalama bedene gzellik veren bir ssleme tarz saylmtr; artk fayda sz konusu de15 Art and Social Life, S3. 25-26. 16 Ay. es., s. 27. YANSITMA KURAMI II ildiri?. Plehanov u sonuca varyor ki, tarih bakmdau ele alrsak nesnelere bilinli olarak faydac adan bakmak, estetik adan bakmadan nce gelir. leri toplumlara gelince bunlann sanat eseri ve gzel karsndaki estetik duygularnda Kant'm dedii gibi kar gzetmeme art olduunu teslim etmektedir. Birey bir sanat eserinin zevkine vanr, ondan tad alrken hi bir ard dncesi, fayda kaygusu yoktur. O halde Kant tamamyle hakl m? Plehanov bunu syliyemez, nk o zama*: gzelin fayda veya madd koullarla olan ilikisi kopacaktr. Plehanov'un bulduu kar yol u: Geri gzeli kavradmz, yani estetik zevk duyduumuz srada 'fayda' bilincimize girmez; bunu asla dnmeyiz, ama bilincimizle olmasa bile, bir eyi gzel bulmamzn sebebi aslnda onun faydal olmasndandr. Bu fayda, estetik zevki duyan bireye ait bir fayda

deildir fakat onva trne ait bir faydadr. Varlk mcadelesinde (ister doaya ister dier insanlara kar olsun) trmze faydal olan eylerdir ki insana gzel geliri 8. Plehanov'un bu soruna bulduu zm pek tatmin edici saylmaz. Nitekim Kant'a yakn grleriyle, Marx-ismden gelen sosyal fayda fikrinin, Plehanov'un dncesinde bir elime yaratt sylenir. imdi bir adm daha atalm. Elbette ki Plehanov sosyal bakmdan faydal olan her ey gzeldir demek istemiyor; demek istiyor ki gzel eyler sosyal faydas olan eyler arasnda bir alt snf tekil eder. O zaman gzellii aratran estetik, sosyolojinin bir paras olur. Oysa Plehanov bir yandan da estetik duyguyu sanat alannda nemli bulduuna gre sosyal bakmdan faydal "lan eserler iinde sanat eseri 17 Ay. es., s. 110. 18 Ay. es., s. 109. 48 EDEBYAT KURAMLARI saylacak olanlarn hangi llere gre ayrlmas gerektiini aklamak zorundadr. Plehanov'a gre sanat eserini bilimsel eserlerden ayran zellik hakikati lojik yoldan deil imajlar vastasyla dile getirmesidir. Ayrca sanat eserinin biimi, ieriine uygun olmaldr. Bu ilkelerden birincisi Plehanov'u Engels ile birletirir fakat Lenin'den ve 1930'larda gelien toplumcu gerekilik'ten ayrr. Eer sanata uygun yntem hakikati imajlar vastasyla

anlatmaksa, sanat eserinde ak ve dorudan doruya propagandann yeri yoktur. Zaten bir sanat eserinden holanmamz eserde dile getirilen sosyal faydadan tr ise, bizde sanat yaants yer almam demektir. Estetik yaant yerine, beendiimiz fikirleri dile getirerek okurda holanma uyandran yazar da gerek bir sanat olamaz"! 9. Bir edip imajlar yerine mantk deliller kullanrsa veya yaratt imajlar onun u veya bu konuyu ispatlamasna yararsa, o artk sanat olmaktan kp bir makale yazar olur20. Bylece Plehanov bir yandan sosyal koullarn gzellik zevkini ve sanat eserlerini belirlediini gstermee alrken bir yandan da sanatn kendine zg bnyesini ve deerini korumaa abalamaktadr. Plehanov'un bu tutumu, yani sanat aka propaganda arac saymamas, devletin sanatya yol gstermesine kar oluu, sanatn kendine zg bir dnyas olduundan bahsetmesi, eserin politik yn ile estetik ynn fazla ayrm gzkmesi bir zaman sonra imekleri stne r?kmesine sebep oldu. Plehanov ve onu izleyenler Rusya'da gzden dt ve 1930'larda Marxist estetik toplumcu gerekilik kuramyla yeniden ekillendi. 19 Ay. es., ss. 109-110. 20 Sanat ve Sosyalizm, eviren Selim Mimolu, s. 52. YANSITMA KURAMI II TOPLUMCU GEREKLK 49

Bugn Rusya'da devletin resm sanat gr saylan toplumcu gerekilik 1930'larda ortaya km ve ana ilkeleri bilindii gibi, 1934 de toplanan 'Sovyet Yazarlar Birlii'nin Birinci Kongresi'nde tesbit edilmiti. Al konumasn Zudhanov'un yapt kongrede M. Gorki, N.I. Buharin, Karl Radek gibi dnr ve yazarlar konumu, toplumcu gerekliin ne olduu ve ne olmad zerinde durmu ve Sovyetlerdeki sanatlarn nasl bir anlay benimsemeleri gerektiini aklamlard. Toplumcu ger-ekilik sanatn ne olduu sorusundan ok ne olmas gerektii sorusuna cevap verir. Kongrede tesbit edilen esaslar toplumcu gerekiliin henz bir estetik sistem halinde kurulduu anlamna gelmez. Bu sistemleme zamanla olmutur ama bir ok noktalarn yorumu Marxist estetikiler arasnda bugn hl tartmalara yol amaktadr. Biz burada ancak ana izgileriyle bu kuram gzden geireceiz. Toplumcu gerekilie gre sanat yanstmadr, O halde dier yanstma kuramlarndan nasl ayrlr? Nasl bir gerekliktir yanstlan ve nasl yanstlr. Daha nce grdk ki sanat yanstma olarak tanmlayanlar yanstlan gereklikten farkl eyler anlyorlard. Bazlarnca bu, yzey gereklikti, bazlarnca insan tabiatnn z, bazlarnca idealletirilmig gereklik, yine bazlarnca toplumun gnlk hayatyd. Toplumcu gerekilik bunlardan en ok sonuncusuna, yani gerekilik akmna yakndr, fakat nemli birka noktada ayrlr ondan.

Toplumcu gerekilie gre sanatn yanstt gereklik toplumsal gerekliktir ama bu gereklik devrimci gelime iinde grlr ve doru olarak tarih somutlukla, ii snfnn eitimi gzetilerek yanstlr. Marxistler yanstma yntemlerini Edebiyat Kuramlar F. 4 50 EDEBYAT KURAMLARI* genellikle e ayrrlar. Doalclk (Naturalizm), eletirel gerekilik (critical realism; buna bazen burjuva gerekilii de denir) ve toplumcu gerekilik. Bunlarn arasndaki farklar belirtmekle toplumcu gerekiliin zelliklerini daha iyi kavrayabiliriz. Bir kere, sanattan beklenen, gerekliin zn yanstmaktr. Oysa doalclk, gerekliin zn yanstma yeteneinden yoksun bir yntemdir. Hayat olduu gibi hi deitirmeden btn ayrntlar ile yanstmakla gerekilik salanmaz. Hi bir yazar hayat ya da ondan setii bir paray btn ayrntlar ile anlatamaz zaten. Bir insann bir saatlik hayatn bile btn ayrntlar ile anlatmaa kalksak ciltler tutabilir. Bundan tr, setii konuyu tketici bir tarzda anlatmaa alan yazar' bunu yapamayacana gre, ancak gzne ilk arpan ayrntlar vermekle yetinecektir. Ayrntlar gelii gzel seerek ymakla, yani nemli ve gerekli olanla ol mayam ayrmadan olsa olsa yzey gereklik yanstlr ki bu doalclk (naturalizm)dr2i. Kiilerin konumasnda gzetilen gereki slp, yresel detleri olduu

gibi anlatmak eseri doalc olmaktan kurtaramaz. Doalc eserde gereki olarak beliren yn bir slp sorunudur, oysa gerekilik 'z' yanstmakla olur. te bu gerekilik hem eletiriel gerekilik'te vardr hem de toplumcu gerekilik'te. Bu iki eit gereki21 Bu terminoloji bir karkla yol aabilir. Bat'da doalclk deyince, gerekilikten balca u farklarla ayrlan bir akm anlalr. Doalc (Naturalist) yazar evreniii* ve olaylarn, Tanry ie kartrmakszn nedensellik ilkesine dayanan bir determinizm ile aklanabileceine inanr. Gerek fizik gerekse ruh dnyas bu kanunlara" gre iler. Doalclk asndan insan da hereyden nce bir hayvandr. Doalclkta irkin, iren ve ayp saylan5 ayrntlar seerek zerinde kasten durmak da vardr. YANSITMA KURAMI II 51 lik arasnda farklar imdilik bir yana brakarak ortak noktalan olan 'z yanstma' sorununa gelelim. Marxist estetikilerin belki en nemlisi Lukacs, sanattaki yanstma sorununu Lenin'in bilgi teorisinden yola kararak gelitiriyor. Lenin Materyalizm ve Empirlocriticism eserinde Marxist felsefenin bilgi teorisini izerken, dncenin di gereklii doru olarak yansttn ileri srer. Ancak, dig dnyann grn ile z ayn deildir. Biz madde dnyasnn zn duyularmzla alglyamayz, doa

kanunlarn kefederek reniriz. Bunu bilim soyut bir yoklan salar. Toplumcu gerekilik bu bilgi teorisini, estetii kapsyacak ekilde kullanr. Bilim gibi sanat da bize bilgi salar, yani d dnyay yanstr, fakat biliminkinden farkl bir yntem izleyerek. Bilimin soyutlama ile yanstt z, sanat somutlatrma yolu ile yanstr; bilimin doa kanunlar yerine somut genelletirmeler karr kar-mza22. Bu demektir ki doa kanunlarna karlk sanat yle somut rnekler sunar ki bunlarn gereklikte dank ve bulank olarak_grleni younlatrarak yanstmas sanatn bilgisel bir rol oynamasn salar. Baka ekilde sylersek, sat eseri gereklikteki btn ayrntlar almaz, ama somut olarak yanstaca gerekliin belirleyicilerini (determinants) yani esas zelliklerini alr. Bunlar gerek dnyada dank durumdayken sanat eserinde arnm ve younlatrlmtr. Somutlatrma baka ekilde yaplamaz. Sanat eseri yle bir somut genelletirmedir ki gene' kanun 'tikel'de, z ise grnte belirir ve genel kanm. 22 Bak: Max Rieser, Russian Aesthetics Today and their Historical Background. Journal of Aesthetics and Art OJ-ticism, XXII. (1963) ss. 47-48 ve Aesthetic Theory of Socialist Realism Ayu dergi XVI. (1957) ss. 283-240. 52 EDEBYAT KURAMLARI

tikel olayn nedeni gibi gzkr. Tiplerde ve tipik durumlarda salanan ite bu paradokstur. Gereki eserde sunulan kopya da (doalclkda olduu gibi) eksik olmasna eksiktir, btn ayrntlar iine almaz; ama bu yle bir kopyadr ki eksikliine ramen yine de btn yanstr, nk bu eksik olan kopyada, aslnn zn seip alm olmann verdii bir doruluk vardr23. Toplumcu gerekilik, Marxizmin bilgi teorisi ile En-gels Kanalndan gelen Hegel'in estetiini birletirerek sanat eserim d gereklii yanstan 'somut-genel' olarak anlyor. Aslnda bu Aristoteles'den gnmze kadar gelen bir sanat tanmnn yeni bir klk altnda belirmesidir. imdi biraz yukardaki soruna dnerek sorabiliriz, soyut bir ey olan geneli, somut ve tek olan nasl yanstr? Bu bir seme iidir. Sanat nemli olan tutmak, nemsizi karmaktr diyen Lukacs bu semenin bir perspektife dayanmas gerektiini sylyor24. Nesnel bakmdan, perspektif, belli bir tarihsel geliimdeki ana akmlara iaret eder. znel bakmdan, bu akmlarn varln ve mahiyetini kavramak demektir. Ancak byle bir perspektife sahip olan yazar nesnel gereklii yanstabilir, nk ancak byle bir seim ilkesi sonucu, eserinde yer alacak unsurlar bir anlam tayabilir ve am doru bir ti-polojisi izilebilir. Lukacs'm tip dedii ey geri tmeli yanstan somut bir rnektir ama Aristoteles'i yorumlayan neo-klasiklerin genel insan tabiatm yanstan kiilerinden farkldr. Neo-klasikler

deimez bir insan tabiatnn var olduuna inanyor ve sanat eserinde bireysel, yresel zelliklerin yeri olmad fikrim savunuyorlard. Lukacs'n estetiinde ki23 Bk. V. Asmus, Realism and Naturalism Soviet Literature, March 1948, s. 59. 24 ada Gerekiliin Anlam, eviren Cevap apan, s. 60. YANSITMA KURAMI II 53 sinin tipik olmas demek, kiinin en derin yannn toplumda mevcut nesnel gler tarafndan belirlenmi olmas demektir. Stendhal'in Krmza ve Siyah romamndaki Juli-en Sorel, ann sosyal koullar iinde dnlebilinir ancak. Levin acayip, kimseye benzemeyen bir adam sanlr ilk bakta ama dikkat edilirse grlr ki bu gibi acayiplikler bir gei dneminin iaretleridir. olohof'un, Durgn Akard l>on eserindeki Grigori Melyekov'un da andaki sosyal glerin yourduu derin bir kiilii vardr25. Balzac, Dickens, Stendhal, ve Tolstoy gibi byk gereki yazarlar, doalclarn aksine, yanstma yntemini doru olarak uygulam ve alarndaki sosyal gereklii eserlerinde izebilmilerdir26. Bunu yaparken de, tarafszlklarna ramen, ister istemez iinde yaadklar toplumun dzenindeki bozukluu da belirtmilerdir. O halde Marxistler eletirel gerekilii neden yeterli bul25 Ay. es., s. 141-142 . 26 Marxist bir eletirici olan Howard Fast mesel Mark Twain'i bu adan eletirerek yle

yarglyor. Mark Twain'n yetitii yllarda Amerika'da Gney ve Kuzey arasnda bir atma vard. Gney, klelik zerine kurulmu yar feodal bir ekonomik sistem srdryordu. Kuzey ise demokratik ve kapitalistti. Mark Twain andaki bu sosyal gereklii kavram ve Huckleberry Finn'-de kleliin karsna dikilerek byk bir eser vermiti. Fakat Howard Hast'a gre Amerika i savandan sonra durum deimiti. Amerika esasta tarmsal bir 'lke olmaktan km bir sanayi lkesi olmutu. Bunun yan sra demokratik ve kapitalist Kuzeyle kleci ve feodal Gney arasndaki atmann yerini, byyen bir ii snf ile, emperyalist ve Monopolc olmaya balayan bir kapitalizm arasnda atma almt. Mark Twain'in ite bu yeni gereklii kavrayamamas son yllarda verdii eserlerin baarszlnn sebebidir. Bk. Howard Fast, Literature and Reality, ss. 35-39. 54 EDEBYAT KURAMLARI muyorlar? Bu byk gerekileri, sosyalist perspektife sahip olmalarndan tr knayamayz; Sosyalist devi'im-den nce, sanat esas itibariyle burjuva okura seslenirdi, ve bu koullar altnda tenkiti toplumsal roman, ayet gerek ilikileri dorulukla gsterir, bu ilikiler hakknda beslenen yanl grleri ortadan kaldrr, burjuva dnyasnn iki yzl iyimserliinin temeline darbe indirir ve okurun kafasnda burjuva dzeninin deimezlii ve lmszl konusunda bir phe yaratabilirse, Engels"-in dedii gibi,

kendine den grevi yapm saylr27. 1934'deki kongrede konuan M. Gorki de, kendi burjuva snflarnn boucu havasndan bunalan ve bu snfn bozukluunu kavrayarak eletirel gerekilii meydana getiren byk yazarlar deerlendirirken eserleri bizim iin iki bakmdan tartlmaz deerler tar diyor, Bir kere edebiyat eseri olarak, teknik ustalk ynnden rnek eserlerdir. Bundan baka burjuvazinin geliimini ve ryn gsteren belgelerdir bunlar28. Maxim Gorki de Flaubert ve Balzac gibi byk gereki yazarlarn deerini saklamyor; hem teknik ynnden hem de burjuva toplumunun i* yzn aa vurmakla yaptklar hizmet bakmndan vyor bunlar. Fakat konumasnn daha sonraki ksmnda bu yazarlarn yaptm yeterli bulmuyor yine de. Niin? nk bir bakma bu yazarlar aksaklklar, bozukluklar gstermiler, yaralara parmak basmlar ama ne yaplmas gerektiim, tedavi arelerini, toplumun hangi ynde gelieceini belir-tememilerdir .Bylece eletirel gerekilikle, toplumcu gerekilik arasndaki farka geliyoruz. Ondokuzuncu yzyln byk gereki yazarlar ger27 V. Asmus, s.g.e., s. 61. 28 Problems of Soviet literature, Reports and Speeches at the Soviet Writers Congress, Ed. H. G. Scott, ss. 41-42. YANSITMA KURAMI 55

i, grdmz gibi, deerli eserler vermilerdir ama bugnn yazar, Marxistlere gre artk ayn eyi devam ettirmemelidir. Ettirmemesi gerekil*, nk durum deimitir. Bugn gereklii yanstacak yazar belli bal iki noktadan eski gerekilerden farkl davranmak zorundadr: a) yanstaca sosyal gereklik, b) malzemesi karsnda kendi tutumu. Marxistlere gre durum udur: amzda sosyal gerekliin kavranmas daha belirli bir hal almtr, nk Marxist doktrinde toplumun hangi aamalardan getii ortaya konmutur. Yazarn artk doru perspektife ..sahip olmas demek, tarih determinizm iinde toplumu klelik andan feodalizme, feodalizmden kapitalizme ve kapitalizmden sosyalizme doru gelitiini kavramakla olur. Bylece toplumu tarih iindeki yerine oturtmak, iindeki atmalar, ilerici ve tutucu gleri farketmek ve sosyalizme doru diyalektik geliimi grmekledir ki ancak, yazar amzn sosyal gerekliine szabilir. Eletirel gerekiler topluma bakp da bunun zn yanstacak ekilde yazmak istedikleri zaman mevcut olan Mr durumu ve tipleri iziyorlard. Toplumcu gerekilik ise bugn mevcut olan baz deerlerin, kurumlarn, v. b. grnteki salamllklarna ramen gmee mahkm olduklarn bilir ve bir yandan bunu belirtirken, bir yan-dan da, henz mevcut olmayan ve belki varl pek sezilmeyen yeni bir eyin domakta olduunu gsterir29. Ra. dek'in kongredeki szleri ile Gerekilik, ken kapitalizmi ve onun ryen kltrn

yanstmak deildir sadece; ayn zamanda yeni bir toplumu ve yeni bir kltr yaratabilecek snfn douunu yanstmaktr. Toplumcu gerekilik u anki gereklii bilmek deil, bunun nere29 V. Asmus, Realism and Naturalism, s.g.e., s. 60. 56 EDEBYAT KURAMLARI ye doru gittiini bilmektir. Toplumcu gereki eser yazarn hayatta grd ve eserinde yanstt elikilerin nereye varacan belirten eserdir30. Biraz, yukarda toplumcu gerekiliin eletirel gerekilikten balca iki noktada ayrlabileceini sylemitik. Bunlarn birincisi yanstlacak gereklik bakmmdan-d, ikincisi de yazarn tutumu. Birinci noktada nasl bir ayrlk olduunu grdk. Toplumcu gereki yazar toplumu diyalektik materyalizmin tarih izgisi stne yerletirerek, devrimci geliim iinde nereye doru gittiini grecek ve bylece sosyal gereklii kavryarak yanstacaktr. Fakat bunun yan sra bir de yazarn tutumu sorunu-var. Eletirel gerekiler yazarn tarafsz kalmasn, yarglamaya kalkmamasn doru buluyorlard. Oysa toplumcu gerekilikde yazarn tarafsz kalmas deil, bir davaya yardmc olmas, ve bu davada bir grev yklenmesi istenir. Yine sanatn ilevi sorununa geliyoruz. LEV Geen blmde grdk ki, gereklii yanstmann ne deeri olabilecei sorununa baz

dnrlerin verdii cevap, eserin bilgi salad iddias idi. Sanat eseri gereklii yanstrken tmelleri yanstt iin hayat ve insan tabiatn aklayc bir rol oynar. Bilgisel bir yn vardr sanatn. Aristoteles'den gelen bu dncenin, sonralar 30 Problems of Soviet Literature, Reports and Speeches, ss. 41-42. YANSITMA KURAMI II 57 daha didaktik bir gre dntn sylemitik. Sanat, diyorlard, gereklii hem insanlara zevk hem de onlar, zellikle ahlk alannda eitmek gayesiyle yanstr. Eletirel gerekiliin tutumu ise Aristoteles'inkine yakndr. Yazar retmek, eitmek amacyla yazmaz, tarafsz kalr ve gereklii nmze serer. Ancak eletirel gerekilikte yanstlacak, sosyal gerekliktir genellikle. Marx ve Engels de gereki yazarn, gnndeki sosyal gereklii yanstrken toplumun iinde bulunduu elikileri belirteceini dnyorlard. Geri yazarn belli bir gerekliin stne eilmesi bir eit taraf tutma saylabilirdi ama bu taraf tutu, bir propagandacnn a-ka taraf tutuundan farklyd. Minna Kautski'ye 1885'de yazd mektupta Engels diyor ki Taraf tutucu edebiyata hi de kar deilim. Tragedyann babas Aiskhylos da, komedinin babas Aristophanes de phesiz taraf tutan airlerdi; Dante ve Cervantes de yle... Fakat una inanyorum ki yazarn tarafgirlii aka ortaya konmamal, eserdeki durumdan ve eylemden

kmaldr31. Nisan 1888'de Margaret Harkness'e yazd mektupta, Yazar kendi grn ne kadar saklarsa sanat eseri iin o kadar iyidir32 diyerek ak propagandadan yana 31 Karl Marx and Frederick Engels, Ltarature and Art. Selections from their writings, (Bombay 1956), s. 39. 32 Ay. es., s. 37 Engels'in bu gr, beendii byk gereki yazarlarn tutumundan geliyor belki de. Flaubert ve Balzac gibi romanclar yazarn kendi yarglarn aka belirtmesini doru bulmamlardr ama bu taraf tut-mazlk yazarn toplumu eletirmesine engel olmaz. Durumu olduu gibi tesbit eden gereki bir eser, o toplumun aksayan taraflarn, soysuzlam bozuk ynlerini, nmze serer. Engels yazarn aka bir tezi savunmasnn eserin sanat deerini zedeleyeceini biliyordu. 58 EDEBYAT KURAMLARI olmadn sylyor. Toplumcu gerekiliin esaslar ara smdaki 'Partinost' ilkesi ise yazarn Marxismi hatta partinin politikasn benimsemesini, desteklemesini, savunmasn ngrr ve Lenin'in 'Parti rgt ve Parti Edebiyat' adl yazsndaki bir szne dayanarak sanat bir propaganda arac yapar. Lenin, Edebiyat, Parti edebiyat olmaldr. Kahrolsun partizan olmayan yazarlar! Kahrolsun edebiyatn stn adam! Edebiyat proleteryann genel davrannn bir paras olmaldr demiti. Lenin'in bu szlerle ne kastettii

edebiyat ne anlamda kulland bugn hl bir tartma konusu ise de bizi burada toplumcu gerekiliin bunu ne ekilde yorumlad ilgilendirmektedir. Lenin'in bu fikri 1934 kongresinde planl politikaya paralel planl bir edebiyatn gerei gibi ele alnd. Zudhanov kongredeki konumasnda bu fikri savunmu ve Sovyet edebiyatmz taraf tutmakla sulanmaktan korkmaz. Evet Sovyet edebiyat taraf tutar ,zira bir smf kavgas anda snf edebiyat olmayan, yan tutmayan tarafszlk iddiasn srdren bir edebiyat olmaz ve olamaz demiti33. Engels gibi dnenler de Lertin'i izleyenler de edebiyatn reforma hizmet etmesi gerektiinde birleirler. Ama ayrldklar nemli bir nokta vardr. Birinciler iin edebiyat daha ok bilgiseldir; iinde yaadmz toplum hakkndaki bilgimizi derinletirmek suretiyle reforma hizmet eder. kincilere gre ise edebiyatn asl ilevi insanlar drtmek, eyleme geirmektir. Gelgelelim 'yanstma' kuramna dayanan toplumcu gerekilik bu eiticilik grevini taraf tutarak nasl yerine getirecektir? yle ya, hayat yanstan bir eser eer 33 Problems of Soviet litarature, Reports and Speeches, ed. H.V. Scott, s. 21. YANSITMA KURAMI II 59 gereki ise, hayatta, bireyde, toplumda grdklerini anlatacak, romantizme kaan hayal

rn bir dnya izme-yecektir. Kiileri byle olduklar gibi ele alnca da, onlarda istediimiz nitelikleri istediimiz derecede bulamayz. nsan tabiatn doru olarak yanstacak olan yazar, bakalarna sunmak istedii rnekleri nereden karacak. Rnesans'da byle bir sorunla karlalmt, ve daha nce grdmz gibi bu iin altndan kalkmak iin 'ideal letirme' yolunu semek bir zm yolu salamt. Olduundan daha gzel ve daha iyi bir dnya sunmak suretiyle yazar okuyucuya rnek kiiler, kahramanlar, davranlar gsteriyordu. Bu gereklikten uzaklamann hesabn soracak olsak cevap olarak, bu ideal dnyann Pla-ton'un asl gerek formlar lemini yanstt eri srlyordu. Toplumcu gerekilik de eitici olurken balca iki yola bavurmak zorunda kalyor diyebiliriz. Bunlardan biri toplumsal gereklii tarih geliimi iinde yanstmak ilkesinde yatyor. Yanstlan gereklik, o srada mevcut olan durum deil de ayn zamanda gelecekte alaca ekil olduu iin, yazar bir bakma 'ideal' olan izmee almakta ve isterse bunun vgsn aka yapabilmektedir. kinci yol 'olumlu kahramanlar' yoludur: okura sayg duyaca, imrenecei ve taklid etmek isteyecei kahramanlar sunmak. Dorusunu sylemek gerekirse ondokuzuncu yzyla kadar inen bir tarihi vardr bu olumlu kahramanlar retisinin. Ondokuzuncu yzylda Belinski, Dobrolyubov ve ernievski gibi eletiriciler edebiyatn politik ve toplumsal rol zerinde

diretirlerken, eserlerdeki kahramanlarn ne gibi bir kiilie sahip olmas gerektii sorunu tartmalarnda nemli yer tutuyordu. O ada Rus edebiyatnda ar basan bir tip vard: zeks parlak, duyarll ince fakat karamsar, bir ie yaramaz, top60 EDEBYAT KURAMLARI luma kar olumsuz adam. Bazen iyi niyetli ve mitli olsa dahi eyleme geemeyen, sonunda hep yenilgiye urayan adam. Bu tipe 'gereksiz adam' deniyordu nk, ilk defa Pukin, kahraman Eugene Onegin iin bu deyimi kullanmt. Lermontov'un Zamanmzn Bir Kahramao'ndaki (1840) Pekorin, Turgenev'in Rudin'i bu tipin rnekleridir. Gonarof'un Oblomof'unda (1859) ayn ad tayan kahraman, bu tipin yle iyi bir rneidir ki, bu eit kahramanlarn tutumuna 'oblomovizm' denmiti. Oblamof balangta lkc bir gentir, gelgelelim gerici hkmette ald i, lks ile atr. Yava yava iinde bulunduu evre yznden karamsarla den Oblomof sonunda vaktinin ounu yatakta pineklemekle geirir. Dobrolyu-bov 1850'de Oblomof Neyi Temsil Eder adl yazsnda bu tipin toplumsal bir incelemesini yaparak olumlu kahramanlar yaratma gereini ne srmt. Toplumcu gerekilik ite bu gr canlandrarak olumlu kahraman temasna sarld. Sovyet Rusya'daki eletiriciler ondokuzuncu yzyldaki yksek ve orta snfn bu 'gereksiz' adamlarn, kitlenin * hayatndan uzaklatklar, ona yabanc kaldklar iin i yapabilme

gcnden ve eylemden yoksun kalm insanlar olarak yorumluyorlard. Zudhanov kongredeki konumasnda Sovyet, edebiyatnn olumlu kahramanlarla beslenmesini isterken bunun utopi sanlmamasm, nk bu kahramanlarn planlanm bir gelecein adamlar olduunu syledi. Bu tipten beklenen az ok unlard: politik erdemin mkemmel bir temsilcisi olarak okurda sayg uyandracak; okurun gpta ederek benzemee alaca bir rnek olacak; imdiki durum ile gelecek arasnda bir ba kura34 Bk. G. Reavey Soviet Itarature Today, s. 64. YANSITMA KURAMI II 61 rak sosyalizmin baarlabileceini gsterecek35. Romanlarda bu tip, kendini grevine adam, nefsine hkim ve gl bir kiidir. Halk ok ac ekmi fakat kendi bana kar yolu kestirememektedir; eitime, bir yol gstericiye, bir lidere muhtatr. Olumlu kahraman karlat trl glkleri yener, yardm etmek istedii insanlar iinde, dt yalnzla katlanarak tarihin kendisine verdii grevi yerine getirir36. Olumlu kahramanlarla beslenen eserlerde ilerisini haber veren, zlenilen sahneler ve durumlar yer alyordu. Bu, gereki bir tutumla nasl uyuur? Soru 1930'lar-da Rusya'da hayli tartldktan sonra bir romantizm olan bu tutumun toplumcu gerekilik ile atmad kararna varld. Bildiimiz romantizm deildi bu, 'devrimci

romantizm' idi. Edebiyatmz romantizme srt evirmeme-lidir, fakat bu yeni tarz bir romantizm olmaldr, devrimci romantizm. Sovyet edebiyat bizim kendi kahramanlar--miza nasl izeceini bilmeli, yarnmza bakabilmelidir' diyor Zudhanov37. Rnesans dnrleri, ideali, akn (transcendent) bir dnyada bulurken toplumcu gereki gelecekteki komnist dnyasnda buluyor. Fakat her iki halde de gereklii, tipik olan yanstmak yerine henz istisna tekil eden ve hayal saylacak ideal durumlar ve kiiler yanstlyor. Gerekilikle bu idealizm kolay badaamaz. Diyebiliriz ki, toplumcu gerekiliin 'gereklii yanstma' diye belirledii sanatn z ile, idealizme ve romantizme kaan ilevi arasnda bir atma vardr. Yine diyebiliriz ki R35 Bk. R. W. Mathewson, The Postive Hero in Russian literature s. 290. 36 Ay. es., s. 242. 37 Problems of Soviet Literature, Reports and Speeches, ed. H. G. Scott, s. 14. 62 EDEBYAT KURAMLARI YANSITMA KURAMI II nesans dnrleri Aristoteles'in sanat olan deil olmas gerekeni yanstr' fikrine nasl didaktik bir anlam yk-ledilerse, toplumcu gerekiler de Engels'in 'tipik durumlarda tipik karakterler' szn didaktik bir anlama br-yerek yorumlamlardr. ncelediimiz bu kuram btn Marxistlerin tama-miyle paylat (hele son

yllarda) sylenemez. Ne var ki kuramn sakat, ekimeli baz ynlerini belirtmek ve eletirisini yapmak belki Rusya'daki dnrlerden ok (Marxist olmayan estetikiler bir yana) Sovyet Rusya'nn dndaki baz Marxistlere dmtr. Bunlardan en nemlisi, d gereklii yanstacak en salam yntemi arayan ve bunu gerekilikte bulan G. Lukacs'dr. Lukacs'a gre gerek yirminci yzyln modern edebiyat ve gerekse bazen toplumcu gerekilik, bu yntemden uzaklatklar iin gerekilii yanstabilmek imknn yitirmi ve doalcla dmlerdir. Lukacs'm modern edebiyat hakkndaki fikirlerini imdilik bir yana brakarak toplumcu gerekiliin doru yoldan nasl sapt hakkndaki dncelerini zetleyelim. Toplumcu gerekiler, emeki snfn idareyi ele almas ile sanki sosyalist toplum kurulmu, sona eren smf kavgasyla elikiler ortadan kalkm gibi davranmaktadrlar. Oysa devrimden sonra insanlarn hemen deieceini sanmak hatadr. Bir ksm, bir zaman tepki duyacak kar koyacaktr. Yine sosyalletirme belki snrl alanlarda uygulamlabilir ilk bata ve halk buna kendini kolay kolay uyduramaz. stelik yeni sosyal kurumlar uzun zaman yeni idare eklini mekanik tarzda uygulayan, gerekte burjuva zihniyetinden kurtulamam insanlara dayanacaktr. Tarm gibi alanlarda ise sosyallemenin be63 nimsenmesi daha yava olur. te bu dnemdeki elikilerin kendine zg

zellikleri vardr. Bunlarn yanstlmas iin en elverili yntem, bu elikileri yalnz d dnyadaki elikiler olarak deil kendi i elikileri olarak duyan burjuva gerekisinin kullanaca eletirel gerekiliktir. nk burjuva gerekilii gelenee uyarak, dalp yklan eski dzenle yeni doan dzen arasndaki elikileri tahlil eder38. Eletirel gerekilik, yeni toplumda sosyalist olmayanlarn tepkilerini betimliyebilmesi, bu toplumun deiim gcn ve bu deiimin doal bir sonucu olan karmakl yanstabilmesi bakmndan nemlidir^. Zamanla eletirel gerekiliin, eletirici olumsuz perspektifi olumlu sosyalist bir perspektife dnecek ve sosyalizm geliip yerletike eletirel gerekilik yava yava ortadan kalkacaktr, nk sonunda toplumun durumu yle bir hal alr ki bunu ancak toplumcu gerekilik ile yanstmak mmkn olur artk. zellikle Sovyet Rusya'daki toplumcu gerekiler sz konusu ettiimiz dnemdeki gereklii yanstmak isterken bu gerekliin nemli sorunlar zmlenmi gibi davrandlar. elikileri yanstmak yerine soyut bir hakikati rneklerle anlatmak yoluna gidildi^ Yazarn sosyalist perspektifi mbalaa ile kullanmas, henz var olmayan bir durumu imdiden varm gibi sunmas gerekilikten uzaklamak demektir. Sosyalizm smf ayrmndan doan kartlkl elikileri (antagonistic contradictions) ortadan silmeye abalar. Sosyalizmde elikiler

kalrsa da bunlar iyi ile kt arasnda deil daha iyi ile iyi arasndadr (nonantagonistic contradictions). 38 ada Gerekiliin Anlam, eviren C. apan, s. 131-132. 39 Ay. es., s. 125. 40 Ay. es., s. 39. 64 EDEBYAT KURAMLARI Toplumcu gerekiliin perspektifi yanl ayarlanrsa, edebiyat, Stalin Rusya'snda olduu gibi, gnlk toplumsal hayatn kartlkl elikilerini yanstma yeteneini kaybeder, nk yazar bunlarm ortadan kalkmasnn zamana bal olduunu unutmu gibidir. Diyelimki yazar sosyalist toplumda yle bir elikiye dokundu: kasabann birinde bir adam vurgunculuk yapmaktadr. Ya'zar bu adam ya derhal doru yola getirir ya da cezalandrr. Yani soruna zm yolu bulmay kendi grevi sayar. Dnmez ki bu kartl elikiler yeni kurulmu sosyalist toplumda devam etmek zorundadr41. Bunlar giderilmi saymak sosyalist toplumdaki yeni gereklik yerine arpk ve eksik bir gerekliin yanstlmas ile sonulanr ki bu da bir eit doalclktr. Lukacs'n iddetle att noktalardan biri de toplumcu gerekiliin ayrlmaz bir paras haline getirilen, yukarda szn ettiimiz 'devrimci romantizm', 'olumlu kahramanlar' retiiydi^. Devrimci romantizm de ger-. eldiin doru olarak yanstlmasm engelleyen

yanl bir perspektifden douyor ve tipik olandan yoksun, ematik bir edebiyata yol ayordu. Sz'gelimi, bir romanda bir komsomol grubu harman yarmasn kazanmak iin a kalarak yemek saatlerinde bile almak isterler. Ancak balarndaki efin kesin emirleri karsnda yemek yemeyi kabul ederler. Genlerin bu hevesi komnizmin yakn olduuna iaret saylmaktadr romanda. Unutmyalm ki olay Rusya'nn geri kalm bir parasnda gemektedir stelik. Lukacs'n dedii gibi bu eit sahneler olaan st haller olarak verilseydi mesele kalmazd; yanl olan bunlarn tipik sahneler olarak sunulmasdr. Lukacs'a gre 'devrimci romantizm', toplumcu gerekiliin fena uy41 Ay. es., s. 139. 42 Ay. es., s. 144 v.d. YANSITMA KURAMI II 65 gulanmasmdan doan, gerekliin zenginliini, gzelliini verebilmekten yoksun doalc edebiyatn yavanlndan kurtulmak iin bavurulan bir aredir. Devrimci romantizm ve olumlu kahramanlar retisini bir ok Marxist sama bulur. Aragon da bu konudaki fikrini yle aklyordu: ... denmitir ki romanlarda olumlu kahramanlarn bulunmas doru olur. Neredeydi bu kahramanlar? Bunlar zleniyordu, nk gerekte bunlarn glgesi bile yoktu. Balangta sadece bir istei dile getiren bu fikir, tekrarlana tekrarlana bir kurama dnt- Eletiriciler bir romanla karlanca, ilk nce

eserde olumlu kahraman var m yok mu diye bakmaa baladlar. Ya eserdeki filn kiinin byle bir kahraman olduuna karar veriliyordu ve o zaman roman snav gemi saylyordu, ya da btn abalara ramen olumlu denecek bir kahramana rastlanamad myd roman ple atlyordu43. Grlyor ki Lukacs gibi Marxist estetiin en nemli kuramclardan biri, toplumcu gerekiliin Sovyet Rus-ya'daki yorumlamma ve uygulanna kar kyor, n-Mi gerek kuramda gerek uygulanta gerekilikten beklenen zn doru olarak yanstlmas amacnn kaybolduuna inanmaktadr. Lukacs, eser hem toplumcu olmal hem de doru anlamda gereki olmal derken bir yntem olarak gerekilii savunuyordu. Dier yntemlerin denenmesi gerekti43 Le discours de Prague EsthStique, recherches Internationales & la lumiere dn Marxism. (1963), s. 45. Edebiyat Kuramlar F. 5 66 EDEBYAT KURAMLARI ine inanmyor. Her zaman olduu gibi bugn de geerli olan bir gerek varsa, o da gerekiliin br slplar arasnda bir slp deil edebiyatn temeli olduudur. Bugn Marxist estetikilerin bir ksm ise toplumcu gerekilii eletirirken gerekiliin bir yntem olarak art koulmasn da doru bulmadklarn belirtmee balamlardr.

Gerekiliin Marxist estetikte bu denli vazgeilmez bir yer tutmu olmasnn sebepleri var elbet. Marxism on-dokuzuncu yzylda gereki romann en baarl anda ortaya kmtr Marxism toplumun ekonomik, politik ve sosyal alardan eletirisidir; gereki roman da edebiyat1 alannda eletirir toplumu. Balzac, Dickens, Thackeray gibi gereki yazarlar Marx sevmi, 'vm ve sanat alannda yaptklarn bir bakma Marxisme yardmc bulmutu. Fakat ne ayn zamanda, Aiskhylos'u, Shakeppea-re'i ve Goethe'yi seven Marx ne de Engels gerekilii sanatlar iin tek yntem olarak art komulard^. Bununla beraber toplumcu gerekiler yine de Marx'a ve Engels'e dayanmak isterler. Onlara sorarsanz toplumsal devrimler, gereki edebiyat ile her zaman sk bir ibirlii gstermilerdir. Gerekiliin Marxist estetie $* rlmeainin bir sebebi de Lenin'in bilgi kuramdr. lk nce varlk sonra bilin gelir. Zihin, d gereklii yanstr. Bylece Marxism bilgi kuramnda idealisme kar realis-mi savunur. Edebiyatn da yapt d gereklii yanstmaktr ama kendine zg yoldan. Toplumcu gerekilerin gereki yntem zerinde direnmelerinin bir baka sebebi de geni emeki snfna en uygun den yntem saylmasyd. Biim sorunlarnn 44 Bk. M. Rieser, The Aesthetic Theory of Social Realism, Journal of Aesthetics and At Criticism, s. 237 ve P. Demete, Marx, Engels and the Poets, s. 128. YANSITMA KURAMI II

67 glkler yarataca, eserin anlalmasn zorlatraca endiesinin bunda rol oynadn syliyebiliriz. G anlalan yeni biimler denemek, yozlam burjuva sanatna zg davranlar olarak yorumland iin geleneksel gereki yntemin doru tek yntem olduu nerildi. Brecht'-in oyunlarnn Rusya'da uzun yllar oynatlmamasmn bir sebebi de biim ve yntem konusundaki bu farkl anlaytr. Bugn, Marxist bir ok yazar ve estetiki gerekiliin art olmadna iaret etmektedirler. E. Fischer, 'gerekilik,' teriminin yaratt sakncay hesaba katarak 'Toplumcu Gerekilik' yerine 'Toplumcu Sanat' denmesini daha yerinde buluyor45. Mesele gerekilik meselesi deil, gerekilii yanstrken toplumcu bir baka sahip olmaktr. Yeni gereklikleri aklayabilmek iin yeni anlatm yollar gerekir diyen Fischer, bugn sosyalist yazarn yalnz byk gereki ustalar rnek almakla yetinmesini ho grmyor. Sosyalist yazarn Homeros'la Kutsal Kitaptan, Shakespeare'den ve Strindberg'den, Stendhal ve Proust'dan, Brecht ve O'Casey, Rimbaud ve Ye-ats'den renebilecei eyler yok mudur ? 46. S. Morawski de Le Realism comme categorie artis-tique47 adl yazsnda geekilik szcnn eer artistik bir kategori olarak kullanlacaksa ancak 'z yanstma' anlamnda kullanlabileceini, belirli herhangi bir biim veya slp gerektiremiyecei fikrini

savunmaktadr. Bugn Marxist bir ok yazar toplumcu gerekilik-deki dogmacln ve banazln karsna dikilmi, sanatn eiticilik ilevinin hereyin stnde tutulmasnn; 45 Sanatn Gereklilii, eviren C. apan, s. 115. 46 Ay. es., s. 123. 47 Estbe'tique, recherches Internationales la lntniere de marxism, (1963). 68 EDEBYAT KURAMLARI sanatya siyaset adamlarnn yn gstermesinin sanat boacam ve yararsz hale sokacan belirtmee almaktadr. Denebilir ki toplumcu gerekilik yeni gelimeler gsteriyor, ve dogmac olmayan daha esnek bir aamaya giriyor. BLM 3 DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR: Buraya kadar incelediimiz yanstma kuram (daha dorusu kuramlar) her ne kadar eitli anlaylara ayrlyorsa da, bunlarn hepsinde ortak olan nokta esere bakarken, her eyden nce eserin d dnya ile olan ilikisi ile ilgilenmeleridir. Sanat eserinin en nemli zelliini bunda bulurlar. Eletiri yntemleri de, az ok, kitabn banda izdiimiz emaya gre snflandrlabilirler, Baz yntemler eserle d dnya (toplum, gereklik, insan) arasndaki ilikilere eilirler, bazlar eserle sanat, bazlar eserle okur arasndaki ilikilere. Yalnz belki biimci eletirinin bir eidi, eseri inceleyip deerlendirmek iin bu ilikilere bavuramyacamz kansnda olduu iin eserin kendi erevesinden dar

kmaz. Biz bu blmde yanstma kuramlarndan doan veya dorudan doruya bir kurama bal olmasa bile eserle, eserin meydana geldii ortam veya yanstt gereklik arasndaki ilikiler zerinde oturtulan eletiri eitlerini, 'tarih', 'sosyolojik' ve 'Marxist' diye ayrarak ksaca inceleyeceiz. Yapacamz daha ok bir snflandrma, ve balca zellikleri be70 EDEBYAT KURAMLARI lirtmek. Her bir yntemi ayrntlaryla, uygulanyla incelememize imkn yok. Eletiri ismini verebileceimiz yazlara ksmen R-nesans'da balandn syliyebilirsek de, tek tek eserlerin yazarlarn u veya bu adan incelenmesine ilk defa onyedinci yzyl eletiricileri girimitir demek doru olur. Bununla beraber bu alarn neoklasik kurama bal eletirisi zerinde durmayacaz, nk bu eletiri yntemi bugn artk geerliliini yitirmitir. Zaten bunu d dnyaya dnk eletiri saymak da doru olmaz. Neo-kla-sik eletirinin, yanstlan gereklikle eser arasnda bir karlatrma yapmas beklenebilir; oysa durum bakadr. Aristoteles'e, Horatus'a ve klasik yazarlara dayanarak meydana getirilmi bir takm kurallar eletiricinin ltlerini tekil eder. Bunun yan sra eser, yapaca ahlk etkiler ynnden de deerlendirilir. Bizim ele alacamz yntemler ise d dnya ile eser arasndaki balara arlk verirler.

Yazara tarih glerin toplum koullarnn nasl etkiler yaptn, bir eserin meydana gelmesinde ne gibi nedenlerin rol oynadn aratrarak; eserin yazld zamandaki koullar ve ortam, eseri aklamak iin kullanmak veya aksi yola bavurarak, eseri, am aydnlatan bir belge gibi ele almak bu yntemlerin zelliini tekil eder. Bu bakmdan tarih, sosyolojik ve Marxist yntemler arasnda ortak noktalar vardr ve bu baklar her zaman birbirinden kesinlikle ayrlamaz. TARH ELETR u ilkeden hareket eder tarih eletiri: okurun gemi yzyllarda yazlm bir eseri anlyabilmesi, tadna varabilmesi ve deerlendirebilmesi iin eserin yazld adaki koullar, inanlar, dnya gr, sanat anlay ve DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 71 gelenekleri hakknda bilgi sahibi olmas gerekir. Bundan tr eseri tam anlamyla kavrayabilmek, ona, doru bir adan bakabilmek iin okurun o aa dnebilmesi, yazarn amalarn anlyabilmesi, ve o an okurunun gzleriyle bakabilmesi lzmdr esere. Bu imkn salamak en ok edebiyat tarihilerine ve aratrmaclara der. Eseri aslnda olduu gibi grebilmek ,erevesi iine oturtabilmek iin baz incelemelerde bulunmak ve esere ilikin bilgiler salamak arttr. Tarih eletiri bu amala en ok u gibi noktalar aydnlatmaa alr.

Her eyden nce elimizdeki metnin doru ve yanlsz olarak tesbit edilmesi nemlidir. Bir ka yazma nshas bulunan bir grin btn nshalar birbirini tutmayabilir. Bunlar karlatrmak, doru metni bulmak, yazld tarihi tesbit etmek yaplacak ilk iler arasndadr. Eserin dili zerinde de durmak gerekir. Gemi yzyllarda yazlm bir eserde baz szckler artk o gnk anlamlarn kaybetmi olabilirler. Edebiyat bilgini eserin dili zerinde yapaca aklamalarla bu gibi glkleri ortadan kaldrmaya alr. Tarih eletiri biyografiye de geni yer verir. Yazarn hayatna ait bilgilerden yararlanarak eserlerini aydnlatmaya giriebilir. leride greceimiz 'sanatya dnk' eletiriyle tarih eletiri bu noktada birleirse de amalar tamamiyle ayn deildir. Tarih eletirinin en nemli yan eseri belli bir sanat geleneindeki yerine oturtmak, o tr eserlerin zelliklerini ortaya koymak, bylece eserde gzetilen amalan, esere ekil veren ilkeyi belirtmek ve ona hangi adan baklacan bulmaktr. Eseri tarih erevesi iine yerletirerek daha iyi anlamak iin bazen yazld an dnya grn, inanlann, ve bunlarn meydana getirdii con-ventionlar bilmek gerekir. Ahmet Hamdi Tanpmar Tanzimattan nceki edebiyatmzda yer alan ak anlayna, 72 EDEBYAT KURAMLARI sevgili tipini, airlerin kullandklar benzetmeleri ve sembolleri, belli bir dnya grn ve

bu grn iinde saray ve hkmdar unsurlarn inceleyerek aklar. Tarih eletirinin belli bir trne iyi bir rnek olduu iin aadaki uzunca paray alalm. ' Eski iirin Tanzimattan sonra zerinde en fazla durulan ve tenkid edilen taraf phesiz ki, hayal dnyasdr. iirimizde birdenbire bir btn halinde grlen ve o kadar zevk deiikliine ramen asrlarca devam eden bu hazr hayallerin, deimez semboll ve ok renkli husus bir dil yaratt muhakkaktr. Btn ile baklnca bu hayal ve sembollerin, bu ak. tarznn ve sevgili tipinin alelade bir belagat oyununda kalmadn, asrlar boyunca sren bir almann neticesi olsa bile airin hayat artlaryla olduu kadar, itima nizamla da alkal bir sistemi ortaya koyduklar inkr edilemez. Filhakika btn bu dank unsurlar... bize geni ve byk bir saray istiaresi gibi grnrler, Bu uygunluu gstermek iin saray kelimesi zerinde duralm^ Saray aydnln ve feyzin kayna muhteem bir merkeze, hkmdara, onun cazibesine ve iradesine baldr. Her ey onun etrafnda dner. Ona doru koar... Hkmdar, glgesi telkki edildii manev lemi, Allah mslman arkta olduu kadar hristiyan Garpte denasl yeryznde temsil ediyorsa hayat da yle dzenler. Btn tabiat ve eya, messeseler onun temsil ettii bir hierariye gre tanzim edilmiti. Ak, zihn hayat, hayvan-t lar ve bitkiler lemi kozmik nizam, varlk, hatta adem--,

btn bu mefhumlar, vcudumuzun kendisi, hepsi saraydr... Binaenaleyh ak da bu cinsden bir istiare olacak, sevgili, hkmdara benziyecekti. O kalp leminin hkmdardr. Bu sistemde hkmdara, dolaysyla sevgiliye asl hususiyetlerini veren Gnetir, Ortaa hayallerinde hkmdar daima Gnetir. Onun gibi kendi menzilinde ar ar yrr. Rastladn aydnlatr, Gl, bulunduu yeri, tpk Gne gibi parltsyla bir merkez, bir nevi saray yapar. Hayvanlar leminde aslann hkmdarl da yz gnee DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 73 benzedii iindir, Bylece hkmdara, dolaysyla gnee benzeyen sevgili, onun unvan ve vasflarn, kudretlerini elbette ki tayacaktr. te edebiyatmzn ak etrafndaki hayalleri bu sistemi bize verir. Sevgilinin btn davranlar hkmdarn davranlardr. Sevmez, bir nevi tabi vergi gibi sevilmeyi kabul eder. sterse iltifat ve ltfeder. Hatta hkmdar gibi ihsanlar vardr. Yine onun gibi, isterse, bu lutfu ve ihsan esirger. Hatta cevr eder, ikence eder, ldrr. Kskanlr fakat kskanmaz. Namk Kemal'in Azerbeycan airi Cabirle beraber eski iire hcum ederken o kadar alay ettii, gzellie ait tebihlerin ou, iyi dnlrse, haddizatnda bir kahraman olmas icabeden hkmdarn stnde ve ahsnda bulunan eylerdir. Filhakika gz kamatran aydnlyla gnee; gzellii, naz ve istinasyla gle benzeyen sevgili, ka gz kirpii, yan

bak ile de hkmdar gibi silhldr (haner, kl, ok, yay, kemend, doan ve ahin). Namk Kemal bizim halk dilimizde bile ok tabi ekilde yayan ahin bakt, akr pene, atmaca gibi, bir hayal sistemini kelimesi kelimesine alarak bir karikatr karmt. Halbuki bu av ve harp silhlarn yerli yerine koysayd, Behzat'ta veya herhangi bir ark ressamnda grdmz zarif, batan aa silhl, avc ve muharip hkmdar minyatrlerinden birini kendiliinden elde eder-di Grlyor ki A. H. Tanpnar eski iirimizde karmza kan ak anlayn sevgili tipini, onun zelliklerini Ortaadan kalan bir dnya grndeki saray istiaresine dayanarak aklamakta ve bylece iirleri tarih ereveleri iine yerletirerek onlara k tutmaktadr. Genellikle tarih eletiri eski alarda yazlm eserleri doru anlamamza yardm eder ve bu bakmdan hi phesiz ki ok yararldr. Fakat sakncal ynleri de varOndokuzuncu Asr Trk Edebiyat Tarihi, (1956) ss. xvin-xxr. ikinci bask 74 EDEBYAT KURAMLARI dr. Tarih eletiri yapanlar, bazen .eserleri, deerlendirmeye gelince, kanmzca, yanl bir ilkeye saplanrlar. Derler ki, eser andaki amaca ulaabilmi ve o an okurunun eserden beklediklerini yerine getirmise baarl bir eserdir. Biz bugnn asndan yarglamamalyz

eseri, o an asndan, o an zevkine gre yarglamalyz. te bu iddia kanmzca sakattr. Eseri kendi gelenei .kurallar iinde, aslnda olduu gibi grmek baka bir i ,aslnda olduu gibi grlen bu eserin iyi veya kt olmas baka bir itir. Her an gzellik anlay bakadr, bundan tr eseri kendi altmz llere gre gre yarglamayalm, o an yargsn kabul edelim dersek tam bir grecilie (relativism) deriz. Tersim yapmak, dar bir anlaya kaplmak da yanltr, nk edebiyat eserlerinin eitleri zengindir. Herhalde bir edebiyat eserini hem kendi andaki hem de onu izleyen alardaki eserleri gz nnde tutarak, belli bir izgi zerin*, de ald yere gre deerlendirmek daha doru olacaktr2. Tarih eletirinin hcuma urad bir nokta da bazan edebiyatn znden uzak dmesi, arl eser hakknda bilgiye vermesidir. Bu tutumla yazlm edebiyat tarihleri veya incelemeler tarih bilgiyle doldurulur fakat eserlerin sanat deeri zerinde durulmaz veya sanat yn, olsa olsa, yuvarlak bir iki lafla geitirilir. SOSYOLOJK ELETR Sosyolojik eletiri edebiyatn kendi basma var olma* d, toplum iinde doduu ve toplumun bir ifadesi olduu ilkesinden hareket eder. Yazar, eseri ve okuru sosyal koullar belirlediine gre, yaplacak i, bir bilim adam gibi davranmak ve bu koullar zerine eilerek sanatla ilgili sorunlar aklamaktr. 2 Bk. Wellek and Warren, Theory ol literature, ss. 31-32.

DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 75 Sosyolojik eletirinin balangcn Vico'nunLa Scie-za Nuova (1725) adl kitabnda bulurlar ou eletiriciler. Vico kitabnn bir yerinde Homeros'u psikolojik ve sosyal adan yorumlamaya almt. Sonralar Almanya'da gelimeye balayan bu tutum Herder'de daha belirli bir hal ald. Madame de Stael De la Litterature consaderee dans ses raports avec les institutions sociales (1800) eseriyle sonradan Fransa'da ok gzde bir yntem saylan sosyolojik yntemi balatt. Fakat bu yntemi tam anlamyla ilk defa Hippolyte Taine'in kulland kabul edilir. Eletiride eserin nedenlerine eilen yntemin ondo-kuzuncu yzylda rabet grmesi bir rastlant sanlma-maldr. Unutmamal ki ondokuzuncu yzyl, bilim alannda byk baarlarn saland ve bilimsel yntemlerin byk hayranlk ve sayg yaratt bir dnemdir. Eletiri tarihileri, ondokuzuncu yzylda gelien bu eletiri eidinin bilim alanndaki basandan esinlendiini ve edebiyat tartmalarndaki bitmez tkenmez anlamazlklardan ve znelcilikten kurtularak salam sonulara varmak ihtiyacndan doduunu sylerler. Btn ingiliz edebiyat tarihi sosyolojik ynden in-celiyerek Histoire de litterature anglaise'ini (1858)3 yazan Taine, sanat olaylarnn fizik olaylar gibi belli bir takm

nedenlerden doduu ilkesinden kar yola. Eserler gelii gzel gkten inmez, onlarn yaratclan, lkelerinin iklimi ,fiziksel, politik ve sosyal koullan tarafndan belirlenmilerdir. Belli nedenler belli sonular dourur. Biyolojide, fizikte, jeolojide olduu gibi edebiyatta da bir determinizm vardr. Bundan tr eletiri yntemi dier bilimlerdeki gibi olmaldr. Bir eyi aklamak demek onun nedenlerini ve etkilerini gstermek demektir. 3 Eser 1872'de tngilizceye evrilmitir: History of English literatre. 76 EDEBYAT KURAMLARI Taine edebiyat tarihini incelerken gz nne alnmas gereken nedenleri grup altnda topluyor: rk, ortam ve dnemi Baka toplumlarn fark edebiyatlar olmasn bunlarla aklayabilecei kansndayd. 'Irk' derken, Taine, biyolojik stnlk kaygulanna bulamaz; bir ulusun ulusal zelliklerini kasteder daha ok. Franszlarn, Almanlarn, ngilizlerin kendilerine zg zihniyetleri, duyarllklar, bir dnyaya baklar vardr. Ulusal karakter, bir toplumun insanlarnda doutan mevcut zelliklerdir. 'Dnem' diye evirdiimiz moment aslnda kesinlikle tanmlanm deil ve her zaman tam ayn anlamda kullanlmyor, ama genellikle belli bir dnem anlamna geliyor. 'Ortam' edebiyat aklamada en nemli rol oynar. Ortam meydana getiren koullar arasnda iklim, toprak, coraf durum ve toplumsal koullar yer

alr. Bunlar insanlarn mizacna ve karakterine yn verir. Gnesiz, yamurlu, sisli Kuzey iklimi melankolik bir edebiyata yol aar; gneyin gneli iklimi ise neeli edebiyata. Taine bir dnemin edebiyatm ve yazarlarn ele alrken, ilk nce o edebiyatn yazld ortama bakar. Diyelim 'Restoration' a. Bu ada (1660-1700) saray evresinde ve yksek tabakada, ahlk ve din basklardan kurtulmann sonucu, ciddiyetten uzak, elenceye dkn, ahlk bakmdan serbest bir hayat srdrlyordu. Taine bunu belirtmek iin baz olaylar anlatr sonra bu dnemin nemli yazar Dryden'm eserlerinde bulduu baz bayalklar ve ahlk deerlerindeki knty, gnn seyircisinin zevkine uymak zorunda kalmasyla aklar. Ta-ine'e gre, aslnda arbal ve kabiliyetli bir yazar olan 4 Bk. History of English Literature, I., 13 v.d. DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 77 Dryden, toplumsal koullarn etkisi altnda bu yola srklenmitir. 5 eitli koullar tarafndan belirlenen sanat eseri yazld dnemi yanstacaktr, ve Taine'e gre eserin bykl yanstmada gsterdii baarya baldr. Taine bu noktada biraz yanl anlalm ve tenkide uramtr. Denmitir ki eser sosyal bir belge sayldna gre bir dnemin sosyal hayatn en iyi yanstan eser en iyi, en byk eser olacaktr. Oysa toplumu iyi yanstmak sanat deeri deildir. Tersine, ikinci snf sanatlar dnemlerindeki toplumun

durumunu, yaayn daha iyi yanstabilirler. Ne var ki Taine'de yazarn zamann yanstmas, toplumun o gnk detlerini, yaayn gsteren bir belge sunmas deildir, nemli olan bir rkn, ulusun ruhunu, karakterini yakalyabilen adamdr. Hegel'in etkisinde kalan Taine tarih byklkle sanatsal bykl bir tutuyordu. Ona gre sanat eseri somut bir tmeldir (concrete universal). Ancak byk sanatlar, sanatlklar sayesinde bir dnemi ve ulusal zellii eserlerinde so-mutlatrabilirler. Dnem, eserlerinde kristalize olur. Tarihlik ve ulusallk tanm gerei, sanatsal deern hem nedeni hem de sonucudur6. Bununla beraber, Taine, bilimsel olduuna inand yntemini baaryla uygulam saylamaz. Kavramlar kesinlikten yoksundur ve yntemini acemice, kabaca kullanmaktadr. Nitekim Taine'in ngiliz edebiyat tarihi zerindeki eseri bugn artk okunmuyor, nk gerek ynteminin bulankl gerekse vard sonularn su gtrr olmas eserin bugn iin geerli saylmasna imkn brakmyor. Fakat belli bir tutumun ve yntemin kurucusu olmak bakmndan Taine nemlidir. Kendisi doru drst 5 Ay. es., n. ss. 140-147; 155-157. 6 R. Wellek, A. History of Modern Criticism., IV. s. 38. 78 EDEBYAT KURAMLARI baaramamsa da hipotezi tutmutur. Ne var ki edebiyat sosyal koullarla aklamaa

alanlar imdi daha, kesin ve salam yntemlere bavurmaktadrlar. Bugn sosyolojik eletiri Taine'in zamanna gre ok daha gelimitir. Eletirici belli bir yazar, eseri veya tr, yazld yllarn ortamn ve koullarn inceliyerek daha iyi aklayabilmektedir. nk sosyoloji kanunlar hakkndaki bilginin ilerlemesi ,yntemin kesinlik kazanmas, sosyal yapy daha iyi inceleme, ve eitli unsurlarn etkilerini daha iyi hesaplyabilme imknn vermektedir. unu da sylemek gerekir ki sosyoloji bilimine dayanan edebiyat almalarnn byk bir ksm edebiyat eletirisi saylamaz. Ama, sanat eserlerini anlamak. ve deerlendirmek deil, onlar kullanarak baka alanlarda bilgi edinmektir. Bunun bir rnei, edebiyat sosyal tarih aratrmas iin kullanmaktr. Sanatn toplumu yanstt ilkesinden hareket ederek edebiyat eserlerinden toplumun hayatna, detlerine k tutan bir belge gibi yararlanmak ve zellikle sosyal belgelerin kt olduu daha eski alara ait eitli bilgileri o alarn sanat eserlerinden elde etmek yoluna gidilebilir. Plautus'un ve Terentius'un zamannda Roma'daki sosyal hayat bu yazarlarn eserlerinden kartmaa alabiliriz. Ondokuzuncu yzyl ngiliz romanlarnda o yllarda Londra'daki yaay, detler, tipler, kurumlar hakknda bilgi edinebiliriz. Bu eit almalarda edebiyat, sosyal tarih iin bir kaynak saylmakta ve bu amala kullanlmaktadr. Nitekim Prof. Kemal Karpat'a gre

Trkiye'nin sosyal tarihini yazacak olanlarn ilk salam kayna phesiz ki edebiyat olacaktr7. 7 Trk Edebiyatnda Sosyal Konular, 1962) s. 10. (Varlk Yaynlar, DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 79 Bugn yine sosyolojiyle ilgili edebiyat almalarnn bir ksm edebiyat sosyolojisine girer; yani sosyal bir kurum olarak ynelir edebiyata. Sz gelimi, yazarn sosyolojisiyle ilgili aratrmalar yaplr. Yazarlar hangi lkelerde, hangi alarda, en ok hangi snflardan kmtr? Hangi zellikteki ehirler en ok yazar yetitirmitir? Fransa'da, tarada domu yazarlarla Paris'te domu yazarlar arasndaki denge onyedinei yzylda Paris'in lehinedir. Onsekizinci yzylda tarallar ar basmakta ve "bu tarallama hzlanmaktadr. Devrimden sonra az is-, tisnlar dnda btn lke reticidir, nfus skl en fazla blgeler en ok yazar karan blgelerdir8. Baka bir aratrma da hangi yazarlarn ne eit okur tarafndan tannp hatrland sorusuna cevap vermek ister. Bunlarn yan sra yayn ii ve datm gibi konular da yine edebiyat sosyolojisinin alanna girer. Sosyolojik eletiri byk lde tasvir edicidir; eser hakknda bir deer yargs tamaz, durumu tesbit etmekle yetinir. Fakat bazen de normatif olur ve deer yarglar

verir; Taine'de olduu gibi. Ama bunun en iyi rnei bir ok bakmlardan sosyolojik eletiriyle birleen hatta bazen ayrlmas zor olan Marxist eletiridir. Baz eletiriciler, sanat ve edebiyat tarihileri kendileri Marxist olmamakla birlikte zaman zaman Marxist yntemi uygulamlardr ama katksz olarak deil, Taine, Compte ve Spencer gibi dnrlerden de yararlanarak. Tam bir Marxist bak sosyo-ekonomik aklamaya dayanr ve Taine gibi pluralizme sapmaz; sorunlar zerken zellikle tarih diyalektii ve snf kavgasn gz nnde bulundurur. 8 Robert Escarpit, Edebiyat Sosyolojisi, eviren TMtay Yazc, (Remzi Kitabeyi), s. 47. 80 EDEBYAT KURAMLARI MARXIST ELETR Marxist eletirinin tarihini, hangi dnemlerden getiini 'kaba sosyoloji' akmnn douunu ve yaratt tepkiyi incelemek deil amacmz. Topluma dnk bir eletiri yntemi olarak ne gibi sorunlar zerine eildiini, sanat eserme hangi adan baktn, hangi ltlere gre deerlendirdiini belirtmee alacaz. Ksacas bir yntem olarak ana izgilerini ve sorunlarn belirteceiz. Marxist eletiri, sosyolojik eletiri gibi, genellikle bir sanat olaynn nedenlerini aratrr. Ancak sosyolojik eletiri bu nedenlerin eitli olabileceini iddia ederken Marxist eletiri ekonomik koullar ve toplumdaki snf atmalarm esas alr ve olay bunlarla

aklar. rnein, sanatn kkeninde 'i'in yattm, ilkel toplumlarn yaamak iin giritikleri faaliyetlerden doduunu; romann orta snfn g kazanmas sonucu ortaya ktn; 'sanat iin sanat' retisinin kapitalist, dzende sanatnn toplumdan koparak kendini yabanc grmesiyle baladn ve burjuva snfna kar bu tutumun her eyin satn alnabilir bir meta haline geldii bu dnyada sanatnn meta retmeme kararndan doduunu gsterir. Ksacas sanatn, sanat trlerinin, akmlarnn, slplarnn, ekonomik alt yap ve snf tmalaryla ilikilerini belirterek bunlarn nedenlerini ortaya koyar. Sanat tarihi bakmndan Marxist eletirinin aklamalar, zellikle genel izgiler iinde kald srece ok aydnlatc olmutur. Ne var ki bu eletiri sadece nedenleri aklamakla yetinmez; tasvir edici sosyolojik eletiriden ayrld bir nokta da, sanat eserinin meydana gelmesinde rol oynayan sosyal nedenleri yarglamasdr. Zira sosyal ve ekonomik nedenlerle aklayp yorumladn politik adan yarglamaktadr. yle de syliyebiliriz : Marxist eletirinin sanat eserlerinin meydana geliini aJ3I DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 81 klamak iin kulland kavramlar ,ayn zamanda sanat deerlendirmede lt tekil eder. Sosyal yap, snf farklar, atan gler, Marxist eletirinin deer ltleridir. Eletirici eseri

belirleyen sosyal yapy (dzeni) Marxist adan yarglar, ondan yana veya ona kar olur. Eserin yazar da eletirici gibi o dzene karysa ideolojik ynden bekleneni vermi saylr, deilse eseri kusurludur, zararldr. Marxist eletiri her eyden nce ieriin eletiricidir. Eserin konusu, olaylar, kiileri, kahramanlar, smrc ve ynetici bir snfn karlarn srdrmesine yardmc olmamal, ezilen snflarn karlarna ters dmemelidir. Hi bir eser politik bakmdan tarafsz olamaz. Bundan tr eserin okur ve toplum zerindeki politik etkileri her zaman iin sz konusudur. Ne var ki bunlar estetik ltler deildir. Bununla beraber eseri sadece iindeki sosyal ve politik fikirlere gre deerlendirme ve artistik biimi kmseme eilimi baz Marxist eletiricilerin benimsedikleri bir tutum olmutur. Bu tarz eletiriye itiraz ederek diyebiliriz ki eserin Marxist retiye uygun dp dmediini sylemekle yetinemeyiz, nk sz konusu olan bir sanat eseridir ve bir sanat eserinde yaplan iin sanata zg yoldan yaplp yaplmadna bakmak gerekir. Zaten nl hi bir Marxist eletirici de bir eseri deerlendirirken sanat ynne tamamiyle srtm dnmemitir. Eserin tezi olumlu ise bu tezin sanata zg bir yoldan dile getirilip getirilmediine bakmak; yok eer yazarn dnya grnde bir sakatlk varsa, bunun estetik bakmdan eseri nasl zedelediini de bulmak daha geerli bir eletiridir. Edebiyatn sadece bir gzellik sorunu olmad, okuru ve toplumu etkileyecei

ve bu etkinin yararl olmas gerektii dncesi biliyoruz ki Platon'dan bu yana sregelmitir. Sanatn yararszlna ve hatta zararl olduuna inananlara kar edebiyat savunmak zorunda ka82 EDEBYAT KURAMLARI lanlar genellikle edebiyatn ahlk yn zerinde durmu, insanlar eitici roln belirtmilerdir. Ama sanatnn ne gibi ilkeleri benimsemesi gerektii konusunda fikirler ayrlr tabu. Hangi felsefeyi, hangi dnya grn, hangi ideolojiyi retecek, yaymaya alacaktr yazar? Neo-klasikler, ahlk bakmdan erdemlilii retmek istiyor-, lard; Tolstoy Hristiyanlk ve kardelik duygularn alamaktan yanadr; Mehmet Akif Islmn birliini ister; Marxistler kendi ideolojilerini art koarlar. Ksacas edebiyatn geni anlamdaki moral yn ahlk din, politik, mill v.b. olabilir. Bir ok edebiyat eserlerinde bu ideolojiler yer aldna gre eserin deerlendirilmesinde nasl hesaba katlacaklardr? Edebiyat bir sanat olduuna gre kendine zg meziyetleri vardr. Bu estetik ltlerle ideolojik ltlerin uygulanmas eletirinin en tartmal ve zor sorunlarndan birini yaratr. Bu blmde konumuz Marxist eletiri olduuna gre toplumculuu rnek olarak alalm (Hristiyanlk, ahlklk, milliyetilik v.b. iin de durum ayndr) ve buna amz

edebiyatnn eletirisinde nasl bir yer verilebileceini aratralm. yle sanyorum ki kabaca gr ayrabiliriz: 1) Her toplumcu eser ve ancak toplumcu eserler iyidir. 2) Her iyi eser toplumcudur, fakat her toplumcu eser iyi deildir. 3) Baz toplumcu eserler iyidir. Birinci tutuma gre toplumcu btn eserler ividir ve toplumcu olmayan hi bir eser iyi deildir. Baka ekilde sylersek toplumculuk gerekli ve yeterli arttr. Yan bir eserin sanat deerini (gzelliini) salayan toplumculuudur, politik bakmdan yararl olmasdr. Bu iddia bizi nereye gtrr? Bir kere sanat politikann bir kolu DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 83 haline girer ve sanat deeri olan yaptlar snf ile politik bakmdan yararl olan yaptlar snfn ayrmak iin elimizde hi bir lt kalmaz. Politik bakmdan yararl bir nutuk veya bir gazete makalesi e bir iiri, roman .oyunu ayrmamz iin dayanabileceimiz bir temelden yoksun kalrz. Toplumculuk yeterli art olduuna gre kendi bana sanat deeri salyacaktr ve durum byle ise airlikten, yazarlktan, en ufak bir nasibi olmayan herhangi bir kimse toplumcu grle bir roman, iir veya oyun yazar ve iyi bir sanat eseri meydana getirmi olur. Byle bir iddiay srdrmek budalalktr. Cidd hi bir Marxist eletiricinin bu tutumu benimsediini syleyemeyiz. kinci tutuma geelim. Eserin iyi olmas iin toplumcu olmas gereklidir ama

her toplumcu eser iyi deildir, nk toplumculuk tek bana sanat deeri salamaz. Baka trl syliyelim: toplumculuk gerekli arttr fakat yeterli art deildir. yleyse baka artlarn da yerine getirilmesi beklenmektedir ki bunlar estetik meziyetlerdir. Eseri, benimsedii felsefe veya dnya grnden tr vmek veya yermek hakl bir davran da olsa sanat eletirisinde yetinilecek bir lt saylmaz. Diyebiliriz ki Marxist eletiricilerin asl tutumu bu ikinci tutumdur. Gelgelelim bunda sanat ynne verilen nem eletiriciden eletiriciye deiir. Bundan baka toplumculuun gerekli olmas art zm bekleyen bir sorun karr karmza. Bugn toplumcu yani Marxist ideolojiye yardmc olmayan hi bir eser niin deerli olamaz? Dayandklar sebepler bakmndan bu soruya verilen olumsuz cevaplar ikiye ayrabiliriz. Birincisi gzel ile deerli nin ayn ey olmadna inanr ve toplumcu olmayan eserin gzel de olsa deerli saylam-yacan syler. kincisi deerli ile sanat gzellitani ayrmaz ve bundan tr toplumsal gereklii yanstmaEDEBYAT KURAMLARI yan eserin estetik bakmdan da kusurlu olacan savunur. Birinci cevab verenlerce sanat ve gzellik ancak insanlara yararlklar lsnde deerlidirler. Bir eser, sanat bakmndan gzel (baarl) olabilir fakat politik bakmdan yararl deilse deerinden o lde kaybeder. (Tolstoy da byle dnyordu, ancak ona gre

sanat insanlara Hristiyanlk ve kardelik duygular alayabildii lde deerliydi). Geri sanatn gzellikten (estetik ynden) gelen bir deeri vardr ama ayn zamanda sosyal yan etkilerinden gelen bir deeri de vardr ve ar basan ikincisidir, nk hayatta estetik deerden daha nemli eyler, toplum davalar vardr. Eer bir roman estetik bakmdan gzel (baarl), buna karlk ideolojik bakmdan kt etkileri olabilecek bir romansa, bu eserin karsnda yer almak, mmknse byle romanlarn yazlmasna engel olmak gerekir. Bu, kayp da saylmaz hem, nk estetik bakmdan ayn derecede gzel fakat ayn zamanda yararl romanlar da yazlabilir. kinci cevap, dediimiz gibi toplumculuu veya yazarn doru tutumunu sanat bakmndan basan iin gerekli grr ve sakat bir dnya gr zerine kurulmu bir eserin sanat asndan da baarszla mahkm olduunu gstermek ister. Bunun iin de, sanata zg anlatm ile yazarn dnya gr arasnda bir ba kurabilmek lzmdr. Lukacs'dan nce bunu bir yazsnda deneyen Pleha-nov'dan ksaca sz edebiliriz. Plehanov estetik yaantya nem verdii iin edebiyat eserinde dile getirilecek olan fikrin (tezin) bir felsefe veya ekonomi kitabnda olduu gibi lojik yoldan anlatlmamas gerektiini savunuyor, sanata zg yolun 'imaj' yolu olduunu sylyordu. Nitekim, bsen zerindeki incelemesinde, bu byk yazarn eserlerinde yer alan politik grteki yetersizliin sanat

plannda yansdm DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 85 ortaya koymaa almtr. Plehanov'a gre, Ibsen'de, zamanndaki kk burjuva toplumunun iki yzllne, frsatlna, boucu, anlamsz geleneklerine kar isyan vardr. Fakat dikkat edilirse grlr ki bsen'in kendi olumlu amalan somut deil soyut ve bulanktr. 'Beer dncesinin isyan' d bsen'in eserlerine bir ihtiam ve cazibe unsuru katmtr. Fakat Ibsen bu isyan tlerken bunun nereye varacan kendisi de asla bitmiyordu. bsen'in buna benzer hallerde daima grld gibi 'isyan iin isyan'da bu kadar direnmesinin sebebi budur. mdi, bir kimse 'isyan' iin 'isyan'da direnir, bunun nereye varmas gerektiini kendisi de bilmezse, tleri zaruretle bulank bir hal alr. Ve eer yazar imajlarla dnyorsa, yani bir sanatkr ise rgtnn karanlk oluu onu mutlaka imajlarnda vuzuhsuzlua gtrecektir. Bylece, sanat eseri mcerret ve ematik olacaktr. Bu menfi unsura bsen'in btn tezli piyeslerinde bunlarn byk zararna olarak muhakkak rastlanr.9 Plehanov'un burada yapmak istedii ey, eserin dayand fikirdeki bozukluun veya eksikliin eserin estetik deerini nasl drdn, imajlarnda vuzuhsuzlua, srklediini belirtmek. Ne var ki Plehanov bu konuda fazla rnek vermemi ve dnya

gr ile sanat sorunu arasndaki ilikiyi sistemli bir ekilde ilememitir. Asl Lukacs'dr bunu yapmaya alan. Yanl bir dnya gryle yazlm bir eserin sanat deerinden kaybedeceine inanan Lukacs, modern yeniliki (avant garde) edebiyat eletirirken bunu ispat etmeye alr. Lukacs'a gre yeniliki edebiyat (Kafka, A. Miller, W. Faulkner, S. Beckett, J. Joyce v.b.) yanl bir dnya grnden yola kmaktadr. nsan sosyal bir hayvandr, oysa yeniliki edebiyata gre insan doutan yalnz toplum d, tek bana bir varlktr. Baka insanlarla bir iliki kuramaz. 9 Henrlk Ibsen. Sanat ve Sosyalizm, eviren Selmin Mim-oglu, s. 17L 86 EDEBYAT KURAMLARI Yine bu anlayn yan sra giden bir dnce daha vardr: insan tarihin iinde bir yerde deildir, tarih ddr (a-historical). Eserin kahraman iin kendinden nce olan ve onu etkileyen bir gereklik olmad gibi onun etkiledii bir gereklik de yoktur. Anlamsz, anlalmaz _ bir ekilde, dnyaya atlmtr 10. Bu gelimezlik dural Jstatik) bir gereklik getirir meydana. Yeniliki edebiyat hakknda u genellemeyi de yapyor Lukacs. Yeniliki edebiyat psikopatolojik durumlarla urar. Bunun kkleri doalclktr. Gnlk hayat yanstan yazar, sonunda bunun yavanlndan, tatszlndan kurtulmak ve ilgi ekici bir ey

bulmak istedi mi normalin dna kamaa balar. Kapitalist toplumdaki hayatn yavanlnn dourduu estetik bir zorunluluktur bu. Fakat psikopatolojiye ka zamanla deimez bir insanlk yazgsna donrii. Sonunda yeniliki edebiyatta bunalma, varln kanlmaz bir koulu haline gelir ve gerekliin btn olarak sunulur. Lukacs'a gre modern insan bunalm iinde grmek bir bakma dorudur, nk kapitalist toplumda aydnn kanlmaz akbetidir bu. Bundan tr bir sanat eseijnde yer alabilir. Ne var ki aydnn bunalm tek bana gereklii yanstmaz; onun bir parasdr ancak. Mesele bu bunalmn dile getirilip getirtmemesi deil, bununla yetinmenin doru olup olmaddr"^. Lukacs'n yeniliki edebiyatta bulduu bu zelliklerin (insan toplum d, tarih d, 'yalnz' bir varlk olarak grmek; psikapatolojik yaanty, bunalm nesnel gereklik saymak) sanat eserini estetik bakmdan da bozduklar kansndadr. Nitekim bir yerde, Yeniliki 10 ada Gerekiliin Anlam, s. 23. 11 Ay. e., a 35. 12 Ay. e., a. 85-86. DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 87 sanat... dorudan doruya sanatn kendisine bakaldrmaktadr deri3. Yazarn dnya gryle estetik deer arasnda Lukacs'n kurduu balanty, yle sanyorum ki, yle

zetleyebiliriz. Sanat sosyal gerekliin yanstlmasdr; bunu edebiyat kendine zg yoldan yani somutlatrarak verir. Belli bir takm insanlar, belli bir takm olaylar ve durumlar izer yazar. Bunlarn gereklii doru olarak yanstabilmesi iin tipik olmalar gerekir. nk somut ve tikel (particular) olan ancak tipik olursa 'genel'i veya 'tmel'i temsil edebilir. Yazar nasl yapar bunu? Her eyden nce gereklii doru olarak kavramas arttr. Kavram-sa bir perspektife sahip demektir ve bu sayede gerekliin zn ve dolaysyla btnn yanstacak ayrntlar seebilir. Btn mesele seilen ayrntlardadr, zira bunlarn gelii gzel seilmesi, zn elden karlmasyla sonulanr. Gereki edebiyatta her ayrnt hem kiisel hem de tipik bir nitelik tar. Edeb baarnn asl ls burda yatar ite. Madem ki insan tabiat eninde sonunda sosyal gereklikten koparlamaz bir eydir, yleyse eserde ki her ayrnt, birey olarak insanla, sosyal bir varlk olan insan arasndaki diyalektii dile getirdii lde anlam ve nem kazanr. Oysa modern yeniliki edebiyatn dnya gr yanl olduu iin yazarn perspektifi bozuktur; bundan tr nesnel gereklii kavryamaz ve bu yzden kulland sakat seme ilkesi tipik olan yakalayp sunmasna engel olur. Baka trl syliyelim, sanat sanat yapan genel'in tikelde yansmas (somut-t-mel) ilkesi salanmamtr! 4.

13 Ay. es., 3. 92. 14 H. Talne, somut-tmel'de bir ulusun ruhunun yansmasn istiyordu. Lkas'a gre ise yansmas gereken sosyal gerekliktir. 88 EDEBYAT KURAMLARI Lukacs sanat eserinin toplumcu olmayan sakat bir dnya gr ile yazld takdirde sanat deeri taya-myacan ispata alyor. Fakat dncesine temel tekil eden 'gerekliin z' kavramna verdii anlam ok snrl ve gerekilik yntemi zerindeki srarn yersiz bulabiliriz. O zaman toplumculukla sanat deeri arasndaki ilikinin nitelii deiir ve baka bir tutuma getirebilir bizi. nc tutuma gre toplumcu olmayan bir eser de iyi olabilir, nk toplumculuk ne yeterli ne de gerekli arttr. Byle dnen Marxistler, bu noktada Marxist olmayan bir ok eletiricilerle birleiyorlarsa da sanat anlaylar ayndr denemez, rnek olarak bugnn nl Marxist estetikilerinden Ernest Fiseher'i alalm. Sylemeye lzum yok ki Fischer bir Marxist olarak toplumcu sanattan yana. Ne var ki sanat anlay, onu birinci ve ikinci grteki Marxistlerden ayrarak, bir oklarnn yozlam, gerici, burjuva dedikleri eserlerden bazlann bir bakma deerli ve yararl bulmasma yol aar. Bir eseri yalnzca ilerici veya gerici oluuna gre yarglamamalyz diyeni5 Fischer'e sorarsanz, toplumculuk, toplumcu gerekiliin koyduu bir takm

ilkelerle snrlanamaz. Ne de bir Marxist sanat kuramna kr krne balanmak zorunluu anlamna geliri 6. Deneblir ki toplumcu sanat emeki snfnn tarihsel gr asn benimser ve byme srecinde olan toplumcu dzenle kendi arasnda kkl bir zdelik duyar^. Sanatta toplumculuu daha fazla snrlamak ve elini kolunu bir ideolojiyle balamak hatadr. Baz Marxistler ve zellikle politika veya parti adamlar, sanatn 15 Sanatn Gereklilii s. 163. 16 Ay. es., s. 1155. 17 Ay. es., s. 121. DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 89 Marxist ideolojinin hizmetinde, hatta emrinde olmasn nermilerdir. Oysa btn ideolojilerde fikirlerin hareketi ve bundan tr diyalektii, bunun sonucu da gereklii kaybolur. Fikir bir tabuta, bir dogmaya yerletiriliri 8. Elbette ki sanat zamannn ideolojisinden etkilenir ve, sanat eserleri ok kere nesnelletirilmi ideolojilerdir. Fakat ou kere de sanat-eserleri bunun tersi, gerekliin ideolojiye kar zaferidir 19. Sanat ann fikirle- rinden, deer kavramlarndan ideolojisinden bsbtn syrlamazsa da sanat olarak am bir ideolojinin camlarndan szerek grmez. deoloji gelien gereklii dural olarak tesbit eder ve bylece arptr. Sanat ise ann gerekliini bir sre (process)

olarak alglar; duyarl, artlanma kabuunu yrtar ve ideolojinin gremediklerini grmesini salar. Sanat ite bu anlamda gerekliin ideolojiye kar zaferidir. deolojiler gereklii bulandrmakla kalmaz, oktan silinip gitmi bir gerekliin kalntlarna yaprlar. Gereklik hzla gelitike, toplumcu sanat ona yetimeli ve kendi toplumcu dzeninin ideolojisini dzeltmelidir. Hi bir parti veya devlet bakanl gerekliin ne olduunu tayin edip nmze sremez20. O halde sanatnn yanstaca gereklik, sosyal gereklik de olsa, bilinen, tesbit edilmi bir gereklik deildir bu. Sanat ve edebiyat, ekonomi veya politika gibi ynetim eylemleriyle bir cephe tekil edecek ekilde onlarla ayn izgiye konulmamaldr. Sanat ve edebiyat bilinmeyen araziye km keif birliklerine benzer ve bazen beklenmedik, hatta ho olma18 Art Against Ideology, s. 45. 19 Ay. es., s. 57. 20 Ay. es., s. 59. 90 EDEBYAT KURAMLARI yan raporlar getirirler. Toplumculuk kutsal bir ideolojinin gereklik grn yklenmeyi gerektirmez2i. Fischer'in toplumculua verdii anlam, Sovyet Rusya'da ve genellikle komnist partisinin ynetimindeki lkelerde resm makamlarn onaylamas beklenemez. Bu dnr, sanatya daha geni bir zgrlk tanmakta ve ancak byle olursa sanatnn topluma

gerekten yarar dokunacana inanmaktadr. Peki, kapitalist dzendeki burjuva yazarlarn ne yapacaz? Toplumcu olmayan, yani emeki snfnn tarihsel asn benimsememi bu yazarlarn eserleri zararl olduklar iin veya Lukacs haklysa gereklii yanstamadklar iin deersiz midirler? Lukacs modern yeniliki edebiyatn, yanl bir dnya grnden yola kt iin sakatlanm perspektifi yznden gerekliin zn yakalayamadn ve bundan tr sanat deerinden yoksun kaldn sylyordu. Fischer katlmyor bu fikre. Bu yazarlarn hayat anlamsz bulmalar, gelecek hakkndaki karamsarlklar ve korkular yabana atlacak eyler deildir. Toplumculuk, kendisini sarsan btn atmalara ramen, insan iin sonsuz olanaklarn varlna inanmaktadr. ada burjuva dnyasndaki en yetenekli ve iten sanatlarn ve yazarlarn ounun gelecekle ilgili grleri olumsuzdur, hatta kyametin haberciliini yapar niteliktedir. S bir iyimserlik elbette ki bu karamsar dncelere kar dengeyi salayamaz, nk tarihte ilk olarak insanln kendi kendini yok etme olana ortaya kmtr... Byle olunca, toplumcu yazar ve sanatlar burjuva sanat ve edebiyatnn dile getirdii gelecein korkun grnmn umursamamazlktan gelemezler. ...ada burjuva dnyasndaki arbal sanatlarn ve yazarlarn ten umutsuzluklarn ne

yozlam diye 21 Ay. es., s. 60. DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 91 yaftalayp bir kalemde geebiliriz, ne de bunlara kar tarihin byk ak iinde her eyin belli bir dzene gre gerekletiini ileri srebiliriz, Dnyann sonunun gelebilecei dnlebilir bir ey olarak tanmlanmal, ama bunun nlenebilir bir ey olduu da gsterilmelidir.22 Bugnk burjuva yazarlarn dnyay anlamsz bulmalar, insanlar arasnda gerek iliki kurularmyaca kansnda olmalar ve yaadklar bunalm geri sosyal koullarla ilgilidir ve bu koullarn deimesiyle dzelebilir ama trajiin ve 'sama'nm baz unsurlar insann tabiatndan geldikleri iin hi bir zaman tamamiyle ortadan kaldrlamazlar23. Yaadmz dnyann anlalmasna ve bu dnyann bir ok yanlarnn sanat gzyle dile getirilmesine Marx olmayan sanat ve yazarlar da katlyorlar. Gereklii aklama yolundaki nyargsz, yani iten, her aba hepimizin ilerlemesine yardm eder. Elbet, itenlik tek bana amzn karmak gerekliinin ancak ok snrl bir blmn yanstabilir. Ama o olmadan da hi bir ey yaplamaz. 24 ite btn bunlardan tr, Fischer'e gre ada burjuva dzeni byk lde sanat rn yaratacak gtedir, 25 ve Kafka, Beckett, Faulkner gibi yazarlar byk sanatlardr.

Beri yandan Marxist eletiriciler burjuva sanatlarn biimcilie yuvarlandklar iin de yntemlerinin e-meki snfa seslenemiyeceini iddia ederler. Marxist kuram incelerken sylediimiz gibi gerekilik Marxist edebiyatn adet deimez yntemi olarak ne srlmt. 22 Sanatn Gereklilii, ss. 234-236. 23 Art Against Ideology, s. 117. 24 Sanatn Gereklilii, s. 223. 25 Ay. es., s. 233. 92 EDEBYAT KURAMLARI 1 Bu konuda da baka trl dnyor Fischer. Gereki yntem, gerekliin yanstlmas iin niin tek yntem olsun? zn yanstlmas bir estetik kategori, gerekilik ise bir yntemdir. Bunlar birbirine kartrlmamal. Bu sebepten tr Fischer toplumcu gerekilik yerine toplumcu sanat demeyi daha uygun buluyor. nk nemli olan belli bir yntem veya slp deil sanatnn toplumcu tutumudur. Hem gerekilik deyince kimin yntemi anlalacak? Gorki'nin mi Brecht'in mi? Mayakovs-ki'nin mi Eluard'm m? Makarenko'nun mu, Aragon'un mu? olohofun mu, O'Casey'nin mi?26. Gereklik durmadan deitiine gre bunu aklayabilecek anlatm yollarnn da deimesi gerekir. Bir takm sanat yntemlerine inatla bal kalnrsa yeni ierik dile getirilemez.

Modern sanata yozlam sanat diye bakmak, bunun isi snfnn anlay ve beenisiyle attn iddia etmek yersizdir. Eskiyi savunanlar, iinin sanat eseri karsndaki tepkisinin, basit adamn salkl igdlerine dayand tezini srerler ortaya. Oysa sanayilemi uygarlmzda byle basil adam kalmamtr; beenisi trl sanayi rnlerinin etkisi altndadr ve sanatla ilgili yarglan ou zaman nceden verilmi yarglardr27. Bundan tr halkn sanat anlayn gelitirmek gerekir. Aslnda, yeni biimleri toplumcu dzendeki eski kuak yadrgayabilir, nk iiler de ou zaman balangta kk burjuva snfnn beenisini benimser fakat gen kuak yalnz ilerici olmay deil modern olmay ister. 26 Ay. es., s. 118. 27 Ay. es., s. 228. DI DNYAYA VE TOPLUMA DNK ELETR 93 Kapitalist dzende rktc olan 'biimcilik' deildir, soyut resim ve iir, elektronik mzik ya da anti-roman deildir. Asl korkun tehlike ok somut, basit, isterseniz 'gereki' deyin, bir takm budalaca filimlerin, resimli romanlarn, insanlar kafa tembelliine, sapkla ve su ilemeye iten bir endstrinin varldr. Toplumculuk dmanlar 'soyut' yntemler kullanmaz. Sava incelmi sanat yaptlaryla deil, ok kaba bir takm hesaplarla hazrlanr. 28

Toplumcu olan ve olmayan sanat birbirinden ayran zellii biim sorunlarnda aramamalyz. Sanat ta burjuva veya proleter, kapitalist veya sosyalist biimler veya anlatm yollan yoktur. Toplumcu bak diye bir ey vardr29. Az nce grdk ki toplumcu olmayan, yani emeki snfnn tarihsel gr asna katlmayan cidd burjuva sanat bugn bile hayat anlamamza yardm eden deerli eserler verebilmektedir. Ksacas Fischer toplumcu olmayan btn edebiyata' gerici' 'yoztenu' gibi damgalarn vurulmasna kardr. Dnyamza Amerikan edebiyat gerekli olduu kadar, Rus edebiyat da gerklidir; Fransz ve Avusturya mzii kadar, Rus mzii; talyan, ingiliz ve Sovyet filimleri kadar Japon filimleri de gereklidir, Dnyamza Henry Moore gerekli olduu kadar Meksika ressamlar da, O'Casey kadar Brecht de, Picasso kadar Chagall de gereklidir. 30 Marxist eletiride ok nemli bir lt olan toplumculuk konusunda, bugn, incelediimiz u ayr grle karlamaktayz, ve diyebiliriz ki gerek sanata ve gerekse 28 Ay. es., s. 226. 29 Art Against Ideology, s. 60. 30 Sanatn Gereklilii, s. 236. EDEBYAT KURAMLARI topluma hizmet bakmndan, Fischer'in temsil ettii -nc gr ilerinde en salkl olandr. Grlyor ki d dnyaya dnk eletirinin bir ksm edebiyat eserinin sanat (estetik) deerini tayin etmek iddiasn tamyor, sadece nedenlerini, sosyal koullan

v.b. aklyor. Fakat bir ksm da bu nedenleri ve yazarn dnya grn, eserine koyduu din, ahlk politik retiyi deerlendirmede lt olarak almaktadr. Gerekten de insann insanla ilikisi, hayatn anlam, insann kaderi gibi sorunlar edebiyatta nemli yer tutar, nk esere olan tepkimiz sadece yapya olan bir tepki deildir. Eserin dnya grne, genellikle ieriine gsterdiimiz tepki, tm tepkimizin bir parasn tekil eder ve bundan tr deerlendirmede elbette ki hesaba katlmaldr. Ancak bu lt, tek bana deerlendirmeye temel olamaz, nk eserin sanat ynn aklayamaz. KISIM 11 BLM 4 ANLATIMCILIK 1 Sanat eserinin ne olduu sorusuna cevap vermee alan bir dier kuram da anlatmclk (expressionism) dir. 'Sanat, yanstma olarak tanmlayanlar iin eserin en -" nemli zellii d dnyann, hayatn, insann, toplumun bir aynas olmasyd, ve bunun iindir ki sanatnn ken-'di duygular ve yaantlar zerinde durulmuyordu. Gerekte sanatnn i dnyas ne eski alarda ne de ortaalarda ilgi ekmitir. Rnesans'da bireycilik hareketinin gerekli ortam hazrlamas ile ancak ondokuzuncu yzylda romantizm akmnda balar bu ilgi. Artk iin merkezidir sanat, zira romantiklere gre sanat eserinin en nemli zellii duygular

anlatmasdr. ngiltere'de Wordsr worth Lyrical Ballads (1800) in nsznde iiri, airin duygularn dile getirmesi olarak tanmlarken genellikle nitn romantik sanat anlayn belirtmektedir. Bunu, ister Neo-klasizmin kat kuralclna, snrlamalarna ve aklclnn dourduu kurulua kar bir tepki olarak alalm, ister burjuva kapitalist dnyasnn tutumuna bir isyan sayalm, estetik bakmdan nemli olan sanatn ak-'lanmas abasnda -sanatnn yaantsna ynelmitir. 98 EDEBYAT KURAML.AR& Eser artk bir ayna olmaktan kyor da sanatnn i dnyasna, ruhuna alan bir pencere oluyor. Geri eserde tabiat ya da genellikle d dnya anlatlabir ama bu d dnya, sanatnn duygulan ile deiime uryarak verilmi bir d dnyadr ve nemli olan, eserin bu d dnyay doru olarak yanstmas deil fakat bu d dnyann sanatda uyandrd duygulan ve yaantlar ifade edebilmesidir. Sanaty dier insanlardan ayran onun fikirleri olamaz, nk bu fikirler sanatnn kendisinde zg olmaktan ok bakalan ile paylat veya onlardan rendii eylerdir. Buna karlk kendi kiisel yaants, duygulan sadece ona zg olan eylerdir; tekdir bunlar ve bundan tr eseri nemli klan bu duygu yandr. Sanat duygularn dilidir. Neo-klasiklerde de sanat duygular anlatr ama anlatt duygular herkesin duyduu veya duyabilecei ortak duygulardr. Romantizmde

sanaty sanat yapan sanatnn zel bir duyarl, herkese nasib olmayan yaantlan olmas keyfiyetidir. Bu anlayn yansra ondokuzuncu yzylda edebiyat trlerinin deerlendirlmesinde de bir deiim gze arpar. O zamana kadar tragedya ve %pos ba keyi ial ederken, lirik nemsenmez hatta biraz horgrlrd. Yanstma kuramnn tabi bir sonucudur bu deerlendirme. nsan ilikilerine, topluma, d dnyaya ayna tutan sanatn' en iyi rnekleri ancak bu trler olabilirdi. (Romann edebiyat estetiinde nemli yer tuttuunu daha sonraki yan-stmaclarda grdk.) Ne var ki onsekizinci yzyl iinde lirik iirin deeri ykselmee yz tuttu. Pindaros'un ka-Ride'eri. ve Kutsal Kitap'taki ksa iirler bir ok kimseyi lirik tre yeni bir gzle bakmaa evketti ve iirin douunu, iddetli ve ateli duygulann ifadesinde aramak eilimi g kazand. Nihayet romantikler gerek duygunun' 1 Bk. M. H. Abrams, The Mirror and the Lamp, s. 23: ANLATIMCILIK I 99 anlatm olarak aldklannda, ksa, katksz, an iir .(zellikle lirik) gerek sanatn en parlak rnei oldu. Epos gibi uzun iirler, iinde ar iirin yer yer belirdii bir ' ereve saylyordu artk2. Romantik sanat anlaynda, ilk defa ortaya kan bir ey daha var. Eski Yunan'dan beri sanatn ilevi okurla, dinleyiciyle, seyirciyle ilintili saylmt. Sanat eitir, veya elendirir ya

da elendirerek eitirdi. Bir ba vard sanat ile okur arasnda. Romantizm akmnda bu ba yava yava gever ve nihayet kopar. Sanat duygularn dile getirirken bakalarn dnmez, kimseyi dnmez o; kendi kendine yazarken yaratacan yaratm grevini yapmtr. Okuru hesaba katarak yazan airin yazdklar iir deildir bile. Keats, bir tek msran dahi okuru dnerek yazmadn sylyor. air i dnyas ile .babaa, yalnz, duygulann szcklere dker. Ancak, anlatmcln Tolstoy'da ald ekil bu noktada farkldr. v -;:: Okura gelince, onun da gzleri hayranlkla sanatya evrilmitir. Eskiden bir arat sanat; d dnyaya ayna tutan bir ara. imdi baz zellikleriyle dier insanlari dan ayrlan, kendine zg kiiliiyle nem kazanan bir stn adamdr. Sanat iindeki heyecanlar ve duygular ifade etmek ihtiyacn iddetle duyar. Adet bunlardan kurtulmas lzmdr. nne geilmez bir itiyle 'yaratma' eylemine giriir ve duygulann eserinde dile getirince rahatlar. Derinlii ve duyarl ile esrarengiz bir kuvvete sahip, dah dediimiz adeta tanrsal bir varlktr. Yaz-lannda sanatnn bu kiiliini buluruz, nk eserleri onun ruhunu aa vurur. Esere bu gzle baknca sanatnn kendi kiilii eserin gzelliinin lt olmaya balar. 2 Bk: Ay. es., ss. 23-24. 100

EDEBYAT KURAMLARI Romantik sanat anlayn ilk defa sistemli bir estetik kuram haline sokan. Eugene Veron, yanstma kuram-nm sanat yanl anladm belirttikten sonra, sanat duygunun dile getirilmesi olarak tanmlar3 ve sanatnn bir dhi olduunu, eserin iddetli ve derin etkisinin, yaratcsnn kiiliinde bulunduunu syliyerek4 kitabn " bir yerinde u sonuca varr: Ksacas, eserin deeri sanatnn deerinden doar. Sanatnn sahip olduu zelliklerin ve melekelerin izlerini tad iindir ki eser bizi eker ve byler5. Veron'da sanat o derece n plana geiyorki sanat eseri karsndaki heyecanmz esere deil de sanatya olan hayranlmz eklinde yorumlanyor. Fakat bugn Anlatmclk denince Veron'un kuram gelmez akla; daha ok bu kuram ayrntlaryla ileyen Benedetto Croce ve R. G. Collingwood gibi isimler gelir. Bundan tr ilk nce Croce ve Collingwood gibi dnrlerin sanat felsefesini incelememiz gerekiyor. Daha sonra anlatmcl farkl bir anlamda kullanan Tolstoy gibi dnrlere geeceiz. YARATMA OLARAK ANLATIMCILIK B. Croce, R. G. Collingwood ve J. Ducasse gibi sanat felsefecileri sanatn zn, yaratma eyleminde bulurlar ve yaratmay da duygularn anlatm (ifadesi) olarak tanmlarlar. Bundan tr anlatmdan ne kastettiklerini belirtmek ile balanabilir ie. Anlatm, adlandrma deildir. Duygunun anlatm ile tasviri (adlandrlmas) arasnda bir

ayrm yapmak zo3 L'Esth6tique, (1876), s. 109. 4 Ay. es., ss. 88-90. 5 Ay. es., s. 130. ANLATIMCILIK I 101 rundayz. Bir duygunun anlatm o duygunun adn vermekle olmaz. Benim urada, u anda, belirli bir nedenden tr duyduum fke, phesiz fkenin bir rneidir; bunu fke olarak tanmlayan kimse de gerei sylemi olur. Ama bu yalnzca fke deil, ondan ok te bir eydir: imdiye kadar hi duymadm, belki de hi duymayacam zellii olan bir fkedir. Bu duygunun bilincine varmak yalnzca duygunun fke olduunun deil, zel eitten bir fke olduunun bilincine varmaktr... Duygunun bilincine varmak, btn zelliklerinin bilincine varmak; duyguyu dile getirmekse, duygunun btn zelliklerini dile getirmektir. Bundan tr, iini bili derecesine gre bir air, elinden geldiince duygularn genel eitten rnekler olarak adlandrmaktan kanr; kendi duyduklarn benzeri duygulardan ayrp somutlatracak deyimleri bulup dile getirmek uruna byk zorluklara katlanr.6 . yleyse 'fkeliyim' demekle insan, duygusunu anlatm (dile getirmi) olmaz, tasvir etmi veya adlandrm olur. Duygunun dile getiriliinde adn sylemenin yeri yoktur ve gerek bir sanat buna bavurmaz. Duygunun adn verme genellemeye yol aar; bir

snflandrmadr. Anlatmda ise bireyletirme sz konusudur. Anlatmdan nce duygu yoktur. imdi duygu ile anlatm arasnda ok nemli bir ilikiye daha dikkat etmemiz gerek. Biz duygular anlatmaktan sz ederken, ilk nce belirli bir duygunun var olduunu sonradan da bunun sanat tarafndan uygun szcklerle dile getirildiini dnrz. Anlatmc kuramda bakadr durum. Duy R.G. Collingwood, The Principles of Art, s. 112-113. Col-lingwood'un bu blm Binnaz Ekin (Melin) tarafndan Edebiyat Fakltesi ngiliz Filolojisinde yazda Anlatmc Kuram ve R. G. Collingwood adl teze eklenmek zere evrilmitir. Buradaki para o eviriden alnmtr. 102 EDEBYAT KURAMLARI gunun belirli bir hal almas ancak dile evrmesiyle olur. Ondan nce duygu yoktur, daha dorusu ne olduu pek bilinmeyen bir takm izlenimler vardr. Sanat eserinin yaratlmas, bunlarn belirlenmesi, ne olduklarnn anlalmas demektir ki bu da anlatm ile yani dile evirmekle olur. Demek ki anlatlm duygu, tamamlanm bir duygudur. Baka ekilde sylersek, duygu anlatlana kadar gerek anlam ile duyulmu deildir, ancak anlatma kavutuu an artk tesbit edilmi belirli bir duygu olmutur. Bundan u sonucu karabiliriz : X eserinde anlatlan duygu artk somut ve hemen hemen tek olan bir duygudur; yle ki, ayn

duyguyu baka szcklerle anlatmak imknszdr, nk o zaman anlatm ve bundan tr dile getirilen duygunun nitelii deiir. Dilin pratik, lojik, bilimsel v.b. yollarda kullanlmas ile sanat yolunda kullanlmas arasnda nemli bir fark da buradr. Kavramlar baka baka yollardan anlatlabi-lir, duygular anlatlamaz. Bir iirde dile getirilen duygu nceden duyulmu sonra bir fonetik dokuya dklm, vezne sokulmu deildir. Bir iirin anlam o iirdeki btn unsurlarn bir araya gelmesi ile belirlenir. Duygunun anlatlmas o szcklerin ancak o ekilde rlmesi ile kabil olur. Onun iin iiri dz yazya eviremeyiz; veya air burada lm korkusunu anlatyor demekle airin dile getirdii duyguyu anlatm olmayz. lm korkusu genel bir eydir, bunu anlatan bir ok iir vardr ve herbi-rinde -eer gerek sanat eseri iseler- bu duygu farkldr, bir bireylie sahiptir, tek ve somuttur. Duygunun szcklerle anlatm yaplmadka bu somutluk kazanlamaz. Gerek bir yaratmada ne eser ne de duygu birbirinden nce vardr; bunlarn ikisi, birlikte ayn eylemde oluur: anlatm eyleminde. Anlatm duygu uyandrmak deildir. Croce-Colling-wood kuramnda sanatnn duyguyla ilikisi yukarda beANLATIMCILIK I 103 lirttiimiz gibi kendi duygularnn bilincine varmak, anlamak ve bylece dile evirmektir.

Fakat sanatnn duygu ile baka bir ilikisi daha olamaz m? Okurda (seyircide) bir takm duygular uyandrmak istemez mi sanat? Bu nokta Croce-Collingwood iin ok nemli, nk gerek sanat, szde-sanattan, sahte sanattan ayran zellik burdadr. Okurda (dinleyicide, seyircide) bir takm -duygular uyandrmak amac ile yazan adam sanat deil zanaatdr ve meydana getirdii iir, roman herneyse bir sanat eseri olamaz zanaat eseri olur. Unutmyalm ki bu kurama gre sanat eserine balarken duygusunun tam ne olduunu bilmez, bunu kefetmek, aydnlatmak, bilincine varmak abasndadr. Bu durumda gerek sanat bakasnda duygu uyandrmak amac ile yazamaz nk o zaman uyandrmak istedii duyguyu peinen bilmek zorundadr, ve bu duyguyu kendisi duymadan da bakasnda uyandrmak istiyebilir. Bir yazar okurda politik bir takm duygular uyandrmak iin (bu duygulan kendisi duymadan) ne gibi yollara bavuracan inceden inceye hesaplyarak ie koyulabilir. Bm-da baar da kazanabilir elbet, ne var ki yazd eser bir sanat eseri olamaz, nk Croce ve Collingwood'a gre bu eserde anlatm yoktur, duyguyu dile evirmek dediimiz sanat olay yer almamtr. Anlatmclar bu eit yazarlara zanaat diyor, nk zanaatn zellii belli bir amaca varmak iin gerekli aralar kullanmaktr. Bir masa smarlarsnz ve marangoz istediiniz biimde bir

masa yapmak iin gerekli olan aralar, teknii kullanr7. Zanaatta hep bu ara-ama ilintisi vardr; piyasada sat yapacak bir ak roman yazmak isteyen yazar, okurda ne gibi duygular uyandrmak istediini nceden bildii iin, roman, ara-ama 7 The Principles of Art. s. 28. 104 EDEBYAT KURAMLARI; ilintisine dayanr; marangozun masa yapnda olduu gibi. Oysa sanat anlataca duygunun ne olduunu nceden bilmez ki bunun iin gerekli olan arac kullanabilsin. Sanat ile zanaati ayrrken bir yanlla debiliriz.. Zanaatin meydana getirdii bir yapt (bir vazo diyelim)-: bir sanat eseri olamaz m? Olabilir diyor Collingwood fakat onu sanat eseri yapan zellik sanat eserlerinde bulunandr, yani anlatm. Bir portre ressam eer karsndaki adama tpa tp benzeyen bir resim yapmak amacn benimser ve tekniini kullanarak bunu baarrsa ortaya bir sanat eseri kmaz. Fakat bir portre ressam, karsndaki adamn resmini yaparken bu adamn kendisinde uyan--drd duygular resimde dile getirmee alrsa bir sanat eseri kar ortaya. Duygu anlatma ile duygu uyandrma ya da baka bir amala yazma ayrmna dayanarak Croce ve Collingwood gerek sanatla szde-sanat birbirinden ayryorlar. Szde-sanatn en nemlilerini sayacak olursak eit szde-sanatla karlarz. Elendirme, etkileme,

retme. 1. Eer yazarn amac okurda (seyircide) kendi bana ho saylan bir takm duygular uyandrmaksa ve daha, ileri bir ama gtmyorsa bu, elendirme olur. Okur 8 Croce-Collingwood kuramnda, sanatnn pein bir hesaba dayanmadan yaratmas, ilham ile kendiliinden yara-tverdii anlamna gelmez. Croce-Collingwood kuramnda sanat uraan, anlatm iin alan bir adamdr. Bazs ok g yazar bazs daha kolay fakat iki halde de sanat duygusunun bilncine varmaya alr, kendini ilhama kapp koyuvermi deildir. (Bk: L. Lerner, The Truest Poetry, s. 51). ANLATIMCILIK I 105 o an iin bu duygular yaar ve bunlar adeta boaltm olur. Cinsel duygular smrme zerine kurulan trl ak romanlar, gnlk hayatn tatszlndan ve yeknesaklndan kurtulma imknm veren macera hikyeleri, polis romanlar, korku duygusuna dayanan (hortlaklarn, doa st olaylarn yer ald) eserler gz ya dktren ackl edebiyat, btn bunlar bu snfa girerS. Collingwood buna amusement, Croce intrattenimento diyor. 2. Okurda bir takm duygular uyandrarak onu belli bir davrana yneltmek iin etkileme amacn gden yazar yine ara-ama ilintisine bavurur. Bu defa kendi bana ho saylan duygular duyarak rahatlamaz okur fakat kitaptan veya tiyatrodan onu gnlk hayatta baz

davranlara, belirli hareketlere iten duygularla dolu olarak ayrlr. Din edebiyat, politik edebiyat (vatan iin, parti iin, millet iin olsun), mzikte marlar bu szde -sanatn rnekleridir 10. 3. retici sanat da szde-sanattr. Bir kere bu eit yazlar duygularn deil kavramlarn anlatld yazlardr ve kavramlar genel olduklarndan bunlar, daha nce de sylediimiz gibi, baka baka szcklerle anlatabiliriz. Dncenin anlatm, bu bakmdan bireysel ve somut bir duygunun anlatmna benzemez. retici edebiyatta da tabi araama ilintisi iler ve bu yzden de gerek sanat olma hakkm kaybeder. Croce, fikire dayanan fakat byk ustalk gsteren ve edebiyat alanna giren bu gibi eserler arasnda Platon, Cicero, Tukidides'in eserlerini, Petrarca'nm ve Erasmus'un Latince dz yazlarm Vol-taire'in baz eserlerini sayyorii. 9 The Principles of Art, ss. 77-78. 10 Ay. es., s. 73. 11 Bk. N. G. Orsini, Benedetto Croce: Philosopher of Art and literary Critic, s. 268. 106 EDEBYAT KURAMLARI Szde-sanat kargsnda tutumumuz ne olacak? Gerek sanat olmad iin toptan inkr etmemiz mi lzm? Aslnda szde-sanat olan bu edebiyat bazen de gerek sanat ile birleir. Szde-sanat

rnekleri arasnda bulunan Magdalenian maara adamlarnn yapt hayvan resimleri, eski Msr sanat, ortaa din sanat iindeki pek ok eserler, her ne kadar belli bir amala meydana getirilmilerse de, ayn zamanda gerek sanat seviyesine ulamlardr, nk bunlar yapan sanatlar artk duygu uyandrmakla yetinmeyen, bunu aan ve yaratrken, bir nesnenin ya da olayn v.b. kendilerinde uyandrd duygulan dile evirmee alan insanlardr. Ancak u noktay gzden karmamamz lzm : belirli bir ama peinde koan 'etkileyici* sanat bir fayda salamak iste-indedir ve bunu gerek sanat eseri seviyesine ulat zaman da salyabilir. Fakat onu sanat eseri yapan ey, onu etkileyici klan ey deildir. Etkileyici sanat estetik standartlara vurulduunda iyi veya kt olabilir, fakat bu eit iyiliin de ktln de bu sanatn kendisine zg grevindeki baars ile ilgisi yoktur, olsa da pek azdr^. Szde-sanatm sanata dnmesi durumunu bir yana braksak dahi, bu saydmz szdesanatlar deersiz saylmaz. Croce 1936'da yazd La Poesia kitabnda sanat katma ulaamam bu eit eserleri, gerek sanat anlamnda kulland 'poesia'dan ayrarak 'edebiyat' diye isimlendirdikten sonra bunlarn hi deilse bir ksmnn yararl olduuna ve uygarlk iinde byk rol olduuna iaret ediyor. Collingwood da zellikle 'etkileme' peinde koan sanatn yararl sonular salyacam syleri 3. Toplumun ahlk bakmndan

dzeltilmesi gerekiyorsa, 12 The principles of Art. s. 69 ve bk. s. 32. 13 Ay. es., s. 278. ANLATIMCILIK I 107 szde sanat seviyesindeki tiyatro ve edebiyattan bu yolda yararlanmaktan yanadr. Bu sanatla bilgi arasndaki ilinti sorununa sokuyor bizi. Anlatmcln bu konudaki grlerini biraz daha aklayabiliriz imdi. Sanat ve Bilgi. Yanstma kuramn incelerken grdk ki Aristoteles iin edebiyat belgeseldir, nk tek-olan deil, genel olan, evrenseli, olmu olam deil, olabilir olan yanstr. Hayat, insan aklar bylece. Daha sonra Aristoteles'i izleyenlerin bir ksm orda bulduklar bu bilgisel yn daha kaba bir reticilie dkm, ve rnein Sir P. Sidney, edebiyatn bize rnek kahramanlar ve davranlar gstermek suretiyle ahlk dersi verdiini, bize erdemi sevdirdiini sylemiti. Yine grdk ki toplumcu gerekilik iin de sanat bir bilgi edinme yoludur. Bilim bize genel kanunlar sunar, fakat sanat (gerek sanat) tikel kiilerde ve somut bir olayda, genel olan yanstr. Bundan tr felsefenin ve sosyolojinin yapt ii baka bir yoldan yapar sanat. Croce-Collingwood kuramnda nedir durum? Croce, Aesthetics kitabna yle balar: Bilginin iki eidi vardr : ya sezgiseldir ya da mantksal; ya muhayyile e elde edilir ya da

akl ile; ya tikel olann bilgisidir ya da evrensel olann; ya bireysel eyler hakkndadr ya da onlar arasndaki ilintiler hakknda; yani ya grntler meydana getirir ya da kavramlar 14. Kolayca tahmin edilebilecei gibi bu ayrmda 'muhayyile' ile elde edilen, sezgisel olan tikel bir grnt eklinde beliren bilgi, Croce'ye gre sanata zg olan bilgi14 Aesthetics, s. 1. 108 EDEBYAT KURAMLARI dir. zerinde durulacak olan nokta sanatn verdii bilginin, yanstma kuramndakinin aksine tek olann bilgisi olmas. Madem ki sanat duygusunu dile evirmek abasndadr, ve bunu yaparken bireyselliini yakalam olur, yleyse dile evrilenin genellikten ve evrensellikten kurtulmas arttr. Sanat, felsefe ve bilim gibi dorudan doruya kavramlarla almaz, nermeler de srmez ortaya, Elbette ki iirde, romanda, oyunda, kavramlar, genel yarglar, politik fikirler v.b. bulunur. Croce bunu inkr etmiyor; sanat tarafndan kullanlr bunlar, ama o ekilde kullanlr ki eserin iinde bunlar dnrler ve duygu dnyasnda eriyerek, duygu anlatm olan eserin bir paras halini alrlar. Bundan tr, sanat eserinin bilgisel olmas demek bizi, bilmediimiz yaantlarla, yeni duyularla, derin ve ince duygularla temasa geirmesi demektir. Collingwood da bu konu zerinde durur, dikkatle inceler, ve esasta Croce ile birleir, fakat biz

bu sorun hakkndaki dncelerini, epistemolojisine fazla girmeden ele alacaz. airin ii duygularladr szn, bir ok sanat eserinde karlatmz ahlk, sosyal, dnceler ile nasl badatracaktr? Madem ki sanatn z kendi duygularmzn bilmeme varma eylemidir, o halde akim eylemi sonucu meydana gelmi hi bir ey sanatn konusu olamaz dememiz gerekiyor. Ne var ki, duygu yalnz psiik yaantya ait deildir. Bazlar psiik yaantya ait bazlar da akln eylemine aitdir. Duygularmzla algladmz renkler, kokular, biimler bir duygu yk tarlar; ancak bu duyumlarn tad duygu hamdr, bunlarn zerine eilen sanat bunlarn bilincine vararak, duyumdan bir st basamaa gemi olur. Bu basamakta karlatrma, ilintiler kurma, sebepsonu ilintileri ile urama yer almaz, sadece ANLATIMCILIK I 109 bir tesbittir, bir farkna varmadr bu. Bu da geri bir dnce basama ama Collingwood'un birinci derece dn ce dedii, ve aklla deil de muhayyile ile ilgili bir dnce basamadr. Edebiyat alanndaki sanat eserleri arasnda ne kadar bu snfa girer? Pek ou psiik duygu mertebesini aan bir duygu snf ile urar. Dante'nin lhi Komedisi Thomist felsefe zerine kurulmutur fakat onu sanat eseri yapan iindeki fikirler deil, bunlara inanmann nasl bir duygu, nasl bir yaant dourduunu anlatmasdr. Ksacas akln eyleminden doan

bir takm duygular vardr ki sanat bunlar zerine eilerek bunlarn bilincine varmaa, bunlar dile evirmee al-ris. Kavramlar, fikirler, bilimsel dnceler, sanat eserlerinde bu anlamda rol oynar. yleyse eserin gereklie uygun olmas sorunu nasl zmlenecek? Birinci blmde zellikle toplumcu gerekliin sanat eserinde gerekliin yanstlmas zerinde nasl srar ettiini grmtk. rnein Lukacs modern edebiyattaki 'sama' anlayna kar gelerek, bu eserlerin gereklii yanstmadn, gerek olmayan bir durumu gerekmi gibi gsterdiini sylyordu. Colling-wood'a bu konudaki dncesi sorulsayd verecei cevap u olurdu sanrm: Sanat eserini yazarken eer hayatn anlamsz olduuna inanyor bu inancn dourduu duyguyu eserinde dile getiriyorsa, hayatn anlamsz olduu konusunda aldanm dahi olsa, eserinde anlatlan gerektir. 'Sama' kuram bir felsef gr olarak yanl dahi olsa, buna inanmann nasl bir yaant meyda15 The Principles of Art, s. 294. 110 EDEBYAT KURAMLARI na getirdiini anlatan bir yazar, kendi bu yaanty duy-musa, eser gereklii ifade ediyor demektir. Demek ki eserin gereklii anlatmas konusunda anlatmcln koyduu l, sanatnn itenliidirl6. Szde-sanatn (elendirici olsun etkileyici olsun) dikkatli ve ustalkla yapld

zaman bile gerek sanata dnemiyeceini sylemitik. imdi sanatta iyi ve kt ne demektir, szdesanatla bunlar arasnda nasl bir balant vardr? sorusuna cevap vermek gerekirse Collingwood'un grn ksaca yle belirtebiliriz. yi bir sanat eseri sanatnn duygusunun anlatmn baar ile yapabildii eserdir. Kt sanat eseri bir insann duygusunun anlatmn yapmaa alt fakat beceremedii bir eylemdir. Szde-sanata gelince durum bakadr, burda anlatmda bir baarszlk sz konusu edilemez, nk anlatma teebbs yoktur; baarl ya da baarsz baka bir ey yapmak teebbs vardrl7. Sanatla bilginin ilikisi zerindeki gr iie anlatmc kuram ie yarar eyler sylyor mu? u bakmdan evet: geleneksel gr, sanatn grevi konusunda elendirici ve yararl (dulceetutile) formln kullanyordu. Sanat eseri ekerle rtlm bir hap gibi idi, yararl (eitici v.b.) yn tatl bir eyle rterek okuyucuya veriyordu. Fakat bu tatmin edici bir gr deil, nk eserdeki fikir (doktrin) ile estetik yn birbirine kaynam olmuyor, sadece eklenmi oluyor. l il olarak kalyor, eker de eker olarak. Gerek bir sanat eserinde bunla16 Ay. es., s. 288. 17 Ay. es., s. 282. ANLATIMCILIK I 111

rm daha ayrlmaz ekilde kaynam olmas gerekir. lla eker birleip baka bir madde getirmeli meydana. te anlatmcln yapt bu. Fikir art estetik deer yerine, bunlarn bir arada eritildiini gryoruz. Fikir (doktrin) sanatda yaantya dnyor ve dile evriliyor 18. Fakat bu gr bir bakma da ie yaramyor. Anlatmcln gr, sanatda eserin nasl meydana geldiini ve bu srete fikrin roln aklar, yani tasvir edici (descriptive) bir kuramdr. Bu kuram bir ok eserler iin dorudur da diyebiliriz ama deerlendirme konusunda ie yaramaz. nk iyi eserle kt eseri ayrd etmek iin sanatnn yaantsna ba vurmak zorunluu var. Biraz aada da greceimiz gibi eletiride gvenilir bir yol deildir bu. Bildiimiz sadece nmzdeki eserdir, sanatnn yaantsn bilemeyiz. Sanat eseri fiziksel deildir. Dikkat edilirse anlatim-. clin temel ilkelerinden doan ve zorunlulukla varmas gereken bir sonu vardr: sanat eseri fiziksel deildir. Biliyoruz ki sanat duygu yk bulunan bir takm izlenimler, duyumlar almaktadr ve bu belirsiz duygular ya da aklla ilintili (bir doktrinin, felsef grr, v.b uyandrd) duygular kendi kendine aklamaa, belirlemee, tam bilincine varmaa yani dile evirmee almaktadr. Duygunun dile evrilmesi ile bilincine varma veya aklama ayn ey olduuna gre bunlar ayn zamanda meydana gelir, ayn zamanda nihayet bulur ve sanat da eserini tamamlam

olur. mdi btn bunlar sanatnn ruhunda, zihninde olup biten eyler deil mi18 Bk: L. Lurner, The Truest Poetry, ss. 65-66. 112 fcDEBYAT KURAMLARI dir? yleyse u sonuca varyorum ki sanat ruhsal lir eylemdir, ve sanat eseri sanatnn kafasmdadr. Eserin bir kada yazlmas, bastrlmas, sonunda kitap halini almas, sanat yn tamamlandktan ssonra baka amalarla giriilmi bir itir. Duvarda asl resim, mermer heykel sanat eseri deildir, sanat eseri bunlar yaratann kafasmdadr ve bir de bunlar gren ve bylece bunlarda dile evrilmi duygular aynen kendinde dile eviren seyircinin kafasmdadr. Elle tuttuumuz kitap, resim, heykel, v.b. sanat eseri meydana geldikten sonra bunun dlatrlmas (Externalization) dr. Sanatlar genellikle bu dlatrmay yaparlar fakat sanat olmak iin bunu yapmalar gerekmez. Sanat anlatm olduuna ve anlatm da kafada yapldna gre, sanat anlatm saladktan sonra bunu dlatrsa da dlatrmasa da eserini yaratmtr. Anlatmc kuramn ana izgilerini bylece belirttikten sonra, imdi bu kuramn temel fikirlerinden bazlarna eilerek ne derece doru saylabileceklerine bakalm, ve kuramn zayf taraflar varsa ortaya koyalm. Anlatmclk da dier kuramlar gibi sanat nedir? sorusi'ma cevap vermek iin sanatn zn bulup karmak ister. Bir baka deyile nerdii tanmn btn sanat

eserleri ve sanatlar iin geerli olduu iddiasndadr. Acaba btn eserleri gerekten sanatnn kendi duygularnn anlatm mdr? Sanat her zaman duygularn dile getirmee mi alyor? Bir ok sanatnn bir duygu ile ie baladn ve bunu ifadeye altn syleyebiliriz. Baz eserler byle yaratlr; zellikle romanANIaATIMCILIK I 113 tik devir sanatlar iin sylenebilir bir szdr bu, ve yine zellikle lirik r alannda genellikle doru bir gr saylabilir. Fakat btn sanatlara uygulamaa kalkg-tk m yanl bir genellemeye kayarz. Baz sanatlar duygudan hareket etmez de bir fikirden hareket edebilir, belki tarihin ak felsefesi ilgilendirir onu, ya da bir devirdeki sosyal durumun gelimesini belirtmek, ya da diyelim baza sosyal durumlar, koullar demek, bunlara dikkati ekmek ister. Bazen okumu olduu bir tarih eserinde, bir masalda filn baz imknlar sezer ve bundan bir oyun, iir veya roman karlp karlamyacan denemek istiyebilir. Bundan tr btn sanatlarn kendi duygularn anlatmak iin yazdklar sylenemez kolay kolay. Kald ki bir ok yazarlar ve sanatlar anlatmc kuram yalanlar ekilde bahsederler kendi yaratma yntemlerinden E. A. Poe'nun The Raven iirini nasl yazdn kendi kaleminden okuduumuz zaman, anlatmcla taban tabana zt bir iddia buluyoruz. Poe kendi duygular

ile hi ilgili deil, okuyucuda belirli bir duyguyu uyandrmak istediini, ve bu gayeye varmak iin ne gibi arelere bavurmas, okuyucuda istedii etkileri salamak iin ne yapmas gerektiini souktan1! hesaplarla tayin ederek yava yava iirini yazdm reniyoruz. Duygusunu dile evirmek bir yana, aksine, tamamiyle zekya dayanan matematik bir sorunu zyor adetm. Bilindii gibi Valery byklnde bir air de, iirin grevi okuyucuda etkiler meydana getirmek, onda bir yaant yaratmaktr diyor ve hatta iiri bir makineye benzetecek kadar ileri gidiyor. iir gerekte, szckler ara19 E. A. Poe Critical Essays, ed. F. C. Prescott, 1909. 114 EDEBYAT KURAMLARK c ile iirsel yaanty meydana getirecek bir makine-dir20. O halde btn yaratma eylemlerinin hepsinde duy- -gunun anlatmclkta sylendii gibi bir rol oynadn kabul edemiyoruz. Duygunun dile getirildii eserlerde de sanatmn kendi duygusunu dile getirmesi art deildir. Sanrm Croce-Collingwood kuramna yaplan em nemli itirazlardan biri yine bir eit anlatmclk grnden kmaktadr. E. Cassirer'in balad ve S. Lan-ger'in gelitirdii bu kurama gre sanat geri duygularn anlatmdr ama bunlarn sanat tarafndan hayatta gerekten duyulmu duygular olmas gerekmez; nk sanat anlataca duygular tasavvur eder2l. Yine duygu imknlarn eserini yaratrken, malzemesini ilerken

kefeder belki. Bir roman ya da oyun yazarnn, yaratt btn kiilerin duygularn kendilerinin gerekten duy rnu olmasna akl erer mi? Shakespeare'in Hamlet, Macbeth, ago, Lear, Desdamona, Kleopatra gibi eitli kiilerin duygularn bir zaman yaam olduunu iddia etmek sama ve gereksizdir; i^nk bunlar tasavvur etmek yetenei vardr, sanatmn. Kiilerin i dnyasn, yaantlarn, anlar. Durum byle olduunu gre, anlatmc kuramn dier bir iddias daha sarslm oluyor. Gerek sanat ile szde sanat ayrrken lt olarak u esas koyuyorlard: Gerek sanat dile evirecei duygunun ne olduunu bilemez ve bundan tr eserinin ne olacan, ne anlatacan nceden kestiremez. Biliyorsa, bu, amacn eserden 20 Poesie et Pensle Abstraite, ngilizce evirisi: The Art of Poetry,, s. 79. 31 S. Langer, Feeling and Form (Kegan Paul) blmleri: 3, 4, 20. ANLATIMCILIK J 115 nce varln gsterir ki sonu szde-sanat olur. Fakat imdi yle bir durum dnelim: Sanat okuyucuda nasl bir etki uyandrmak istediini bilsin fakat bu duyguyu kendi gerekten duymam olsun. Eer sanat bu duyguyu tasavvur edebiliyorsa, anlatmla bunu dile evirmee alacaktr. Yine anlatmclarn dedii gibi eserinin bitmi halinin ne olacan kendi de iyice bilemez ve tasavvur ettii duyguyu dile evirmee alrken

eser yava yava ekil alr.22. O halde eserin gerek sanat eseri olabilmesi iin sanatnn kendi duygusunu akla kavuturmas, kefetmesi, dile evirmesi art olarak ileri srlemez. Zaten hi bir sanat eserinin bitmi eklinin ne olacan kesinlikle bilemez, asl nemli noktay baka yerde aramak gerek. Sanatn bir duygu sorunu olduunu kabul etsek bile diyebiliriz ki, uyandraca etkiyi nceden bilen yazar da gerek sanat eseri yaratabilir; yeter ki, duygu dnyasn tasavvur edebilsin, anlayabilsin, ve bu i dnyay dile evirme yeteneine sahip olsun. Demek ki ara-ama ilintisi pek l da gerek sanatta uygulanabilir. Uygulanamyacak olan ekli belirli bir duygu uyandrmak isteyip de bunu duymayan ya da tasavvur edemiyen bir sanatnn kalplam yollara ba vurarak, kuru, cansz bayat eserler vermesi halidir ki pek ok millet-vatan iirleri dinsel ya da politik duygulan) kamlamak isteyen eserler, propagandadan teye geemeyen roman, oyun v.b. bu snfa iyi bildiimiz rneklerdir. Croce-Collingwood kuramn inceledikten sonra ne sonuca varyoruz? Sanatn zn tanmlamakta ne derece baar gstermilerdir bu dnrler? Kuramn be22 Bk: J. Hospers, The Croce - Collingwood Theory of Art* Philosophy XXXI ss. 304-307. 116 EDEBYAT KURAMLARI

lirtilen zayf ynleri ortaya karyor ki bu tanm ok dardr. Hem sanat eserini yaratmaya indirgiyor, hem yaratmay duygu anlatmna, hem de duyguyu sanatnn kendi duygusuna. Bu durumda tanmn btn sanat eserlerini kapsyamyaca besbelli; en geerli olduu alan lirik ve zellikle otobiyografik olan lirik iir tr. Nihayet romantikler gerek iiri duygunun anlatm olarak aldklarnda ksa ve katksk, ar lirik iir, edebiyat sanatnn en nemli tr oldu. te romantiklerdeki bu lirik iir anlaynn kuramn ararsak bunun Croe-CoUmgwood da gerekletiini grrz. Yanstma kuram nasl btn eserler iin geerli olamyorsa anlatmclk da olamyor. Bir kuranm akta brakt sanat eserini bir dieri kapsyor. BLM 5 ANLATIMCILIK II Bu blmde inceleyeceimiz gr de sanatn bir duygu ii olduu ilkesine dayanr. Croce ve Collingwood gibilerinkinden ayrld nokta, sanatnn duygularn .dile getirmesini yeterli bulmayarak okur ile sanat arasnda bir iliki kurmasdr. Sanatnn duygularn dile getirmesi ile sanat meydana gelmez; sanat bu duygularn okura da duyurulmas, ayn heyecanlarn, yaantlarn onda da uyandrlmas ile meydana gelir. Bylece ak-tanmclar sanatnn dile evirdii duyguyu (yaanty) okura da duyurabilmesini sanatn koulu olarak ortaya srerler.

insann diyor Tolstoy bir zaman duymug olduu bir duyguyu kendinde canlandrdktan sonra, bu duyguyu bakalarnn da aynen duyabilmesi iin hareket, izgi, renk, ses ya da szckler arac ile onlara aktarmas sanat eylemi budur itei. 1 What is Art, s. 50. 118 EDEBYAT KURAMLARI Bu aktarmn yer alabilmesi iin sanatnn kendi duygusunu dile evirmesi gerekir; duygulan hakknda bilgi verir yani onlar tarif ederse biz bunlar zihn bir yoldan anlarz ama duygular bizde uyanm olmaz. Sanat ite bu aktarm yapabilen adamdr. Yirminci yzylda ok yaygn bir anlaytr bu. Sanat zerinde konuanlarn, eletiricilerin ve sanatlarn yapdklarma ve sylediklerine dikkat edersek, pek ounda bu eit bir anlatmcln (belki de tam bilinli olmadan) benimsendiini farkederiz. Sanatn bir duygu aktarm olduunu iddia eden estetikiler ve eletiriciler diyebiliriz ki yle dnyorlar: Sanat ilk nce sevin, ak, korku bezginlik gibi bir duygu duyar, sonra bu duyguyu bir eserde dile getirir; yle ki bu eseri okuyan, ya da dinliyenler, sanatnn ifade ettii duyguyu (yaanty) aynen hisseder. Bu gre baklrsa eser, sanatnn yaantsn okura aktaran b?r ara, elektrik cereyan geiren tel gibi bir ey. Duygu aktarm kuram esasnda her ne kadar sanatla ilgili nemli bir noktay belirtiyorsa da

durup biraz, kurcaladmzda bir takm glkler, zlmemi sorunlar belirir, tik nce aktarm konusunu alalm ele. Bir kere sanatnn yaants ile okuyucununki ayn olabilir mi? Unutmyahm ki sanatnn eseri meydana getirirken ki yaants sadece bir duyguyu (sevin, keder v.b.) yaamak deildir. Bunun yansra yaratma skntlar, zaman zaman yaptn yetersiz bulmann verdii mitsizlik, bazen de teknik bir gl yenmenin verdii keyif gibi okuyucunun paylamad duygular vardr ki bunlar sanatnn yaam olduunu okur bilemez de. Bu ..ANLATIMCILIK H 119 -bakmdan 'okur, sanatnn yaantsn aynen duyar5 demek yanltr; bir ksmm duyar olsa olsa. kinci bir nokta: Sanatnn dile getirdii duygu ile okuyucuda uyandrd duygu bazen ok baka olamaz m? Eer yazar kzgnlk ifade etmise biz kzgnlk deil fakat (belki de) dehet ya da tiksinti duyarz; eer ac, keder ifade etmise biz ac deil acma duyabiliriz2. Daha nce Croce-Collingwood kuramna yaptmz bir itiraz burada yine tekrarlayacaz: Btn sanatlar -duygu anlatm iin yazmaz. Grdk ki kendi duygularn dile evirmek iin eser vermeyen sanatlar da var. Bunlar soukkanl ve hesapl br ekilde sanat eseri yaratmaa alyorlar. Bu gibilerini gz nnde tutarak, sanat ile okurun yaantlar

arasndaki ilikiyi yle bir benzetmeyle anlatmak isterim. Yemek piirmee ok merakl usta bir ah dnn; byle bir adam yemek hazrlarken sanki sanat eseri yaratyormu gibi titizlik, heyecan ve zevkle alr. Onun yaants yannda bir de hazrlanan yemei yiyen kimsenin duyduu zevki dnn. Birininki yemei hazrlarken (yaratrken) duyduu zevk, brnnki yemei yerken lezzetinden ald zevk-Bunu sanat ile okurun yaantlarna benzetirken arada ok fark olduunu biliyorum tabi ama yine de baz satnatlarm yarat ile okur arasndaki ilikiye k tutacak bir benzetmedir sanyorum. Aktarm kuramnda bu saydmzdan baka glkler, zellikle eserin aktarlan duyguyu tamasnn hangi anlamda olabilecei sorunu var. Ancak bu ayrntlara girmeyip kuramn baka taraflarna geeceiz. Sanat, 'kendi duygularn dile getirme' olarak ta2 J. Hospers, The Concept of Artistic Expression, Problems in Aesthetics, ed. Morris Weitz, s. 211. 120 EDEBYAT KURAMLARI nmlyanlar, biliyoruz ki bu duygularn bakalar tarafndan paylalmasn, sanatn tanm bakmndan nemli saymazlar. Onlara gre bu aktarm sanat eseri yaratldktan sonra meydana gelir, ve sanat yaratrken byle bir ama gtmez. Onun istedii duygularn dile evirebilmektir. Aktarmaclar ise sanatn amacn, varlnn sebebini yalnz

'anlatm' da deil ayn zamanda aktarmda buluyorlar. Sanatn rol hayatmz zenginletirmektir. Bir insann birey olarak kendi hayatndaki yaantlarnn, duygularnn eitlilii snrldr. Fakat sanat sayesinde bakalarnn duygularn ve yaantlarn paylar ve bylece yaant dnyas ok daha zenginlemi olur. Budur sanatn nsana salyaca en byk fayda. Kuramn bu ekline 'duygu iin duygu' ilkesi hkim, fakat imdi greceimiz zere Tolstoy gibi dnrlerde bu ilke bir deiiklk geirir ve ahlk endieler ie karr. Artk herhangi bir yaant ya da duygu ama olmaktan kar ve belli duygularn aktarm sanatn ilevi olur. Sanatnn yaantlarm paylamak suretiyle, kendi kendimize ulaamyacaz yaantlara vardmz kabul edelim. Fakat sanat sanat yapan duygu aktarm ise, okura gz yalar dktren ackl, d romanlar ne yapacaz? Bunlar da aktarm bakmndan baarl. Aktarma-yetenei tek lt olursa bu d, sradan duygular aktaran eserlerle, derin, yce, nadir, ksaca deerli saydmz duygular aktaran eserler arasnda nasl bir deer ayrm yapabiliriz? Aktarmaclar, romantizmin getirdii bir inanla, baarl sanatlarn mutlaka deerli yaantlara sahip olduuna inanyorlar. Fakat kuramn kendisinde" bunu ispat eden bir ey yok. Aktarm bakmndan baarl sanat eserlerinin deerli yaantlar aktarmasn zorunlu ANLATIMCILIK II

121 klacak bir sebep gremiyoruz3. Bundan tr aktarmc-larn bir ksm, duygu aktarmn art kotuktan sonra eseri deerlendirmek iin ikinci bir lte bavurmak gereini duyarlar. Aktarlan duygunun deerlendirilmesidir bu. Deerli duygularn aktarmdr sanattan beklenen. Byle dnenler arasnda en iyi rnek, aktarmc;;!- ahlk grlerle birletiren Tolstoy olduu iin imdi onun kuramn inceliyebiliriz. TOLSTOY (1829-1910) Tolstoy'un sanat hakkndaki dncelerini incelerken unutmamak lzmdr ki Chto takoe iskusstvo (Sanat Nedir?) (1898) isimli eserini din inanlarnda bir buhran geirdikten ve sade, iten bir dindarla vardktan sonra yazmtr. Tolstoy eserine, sanata verilen nemin, harcanan emein, zamann ve parann yerinde olup, olmad sorusu ile balyor. Yzbinlerce ii marangoz, boyac, terzi, dizgici, berber" sanat iin btn mrleri boyunca alrlar; bir sr insan maharetle bacaklarn oynatabilmek, veya bir alg almak iin parmaklarn sratle oynatmasn renmek, veya kafiyeler bulmak iin urar zaman harcarlar. Sonunda bir alanda usta olurlar ama toplumda baka hibir ie yaramazlar. Bunca emein, bunca servetin harcanmas, bir takm insanlarn btn hayatn baz maharetleri elde etmeye adamas savunulabilir bir tutum mudur acaba? Sanat bu derece nemli midir? Yoksa baka bir ey midir sanat? Eer nemliyse sanatn ne olduu sorusuna iyice eilmek

gerekir. 3 Bk: H. Osborne, Aesthetics and Criticism, s. 170, 122 EDEBYAT KURAMLARI Tolstoy bundan sonra sanatn ne olduu sorusuna birka blm ayrarak, Baumgarten (17171716), Shaf-tesbury (1670-1713). Kant (1724-1804), Fichte (1762-1814), Hegel (1770-1831) gibilerinin kuramlarn inceler, hepsinin sanatn amac olarak gzellii ne srdklerimi, oysa gzellik hakknda zt grler ortaya atldn, bunlardan bir ksmnn metafizik safsatalar olduunu, dierlerinin de gzellii 'zevk'e baladm iddia edeH. Sanat gzelliine gre lmek, verdii zevke gre lmek demektir ki bu durumda sanat saylan eserler yksek tabakaya zevk veren eserler olur. Tolstoy beinci blmde dier sanat kuramlarna da temas eder. Sanatn oyun olduu kuramn ve duygularn anlatm olduu kuramn yetersiz bulur. Duygularn anlatm kuram kendisininkine yaknsa da aktarm sz konusu olmad iin bunu da reddeder. Sanatn doru tanmn yapabilmek iin, Tolstoy'a gre, insann hayatnda neye yaradna, neye hizmet ettiine bakmaldr. Biz konuma yoluyla dncelerimizi aktarrz fakat duygularmz ancak sanat yoluyla aktarabiliriz. Bundan tr sanat insanlar arasnda temas salayan bir aratr ve ok nemlidir. Sanat olmasa insan hayvana benzer. Nedir aktarm? Tolstoy duygu aktarmn aklamak iin basit durumlardan

balyor. Kahkaha ile glen birinin neesi bakalarma da geer onlar da gler; alayan birini grrsek znt duyarz. Ne var ki bu olaylar sanat snfna girmez, nk esnemek gibi elde olmadan yaplan eylerdir. Sanat ise bakalarma bir duyguyu aktarmak amac ile giriilen bir eylemdir. Bir kurta rastlayp da korkmu olan bir ocuk, bandan geenleri (orman, etrafndaki sessizlii, birdenbire kurtun kn) 4 What is Art, s. 40. ANLATIMCILIK II 123 anlatr ve anlatrken o korkuyu, heyecann tekrar yaar ve dinleyicilere de alarsa bu sanat olur. ocuk hi kurt grmemi de olsa fakat kurttan korkuyorsa byle bir hikyeyi uydurabilir de; ve yine yaplan ie sanat deriz5. Tolstoy'a gre duygu aktarmm baaran her eser sanat eseridir. Aktarlan duygu nemli ya da nemsiz olabilir, iyi veya kt olabilir; vatan duygusu, ak, v.b. olabilir. Eer bunlar aktarlmsa sanat eseri meydana gelmi demektir. Aktarma Tolstoy 'bulama' da diyor. Bulam bahis konusu olduu mddete yani ierii bir yana brakrsak sanat eserinin baar ls ikidir : Bu-lamn iddeti ve eritii insanlarn okluu. Bulam ne kadar kuvvetliyse eser sanat eseri olarak o kadar baarldr:^. Tolstoy'a gre bulam sanat iin en nemli art. Bu olmadka, eser ne kadar gereki, kuvvetli, iirsel olursa

olsun sanat eseri deildir. Bulamn yer alabilmesi ise eye bal : 1 Aktarlan duygunun bireyselliinin okluu veya azl; 2 - Duygunun aktanl-mdaki aklk, 3 - Sanatnn itenlii (samimiyeti); yani aktard duyguyu kendisinin ne derece kuvvetle duyduu7. Bunlarn en nemlisi ncs. Hatta Tolstoy dier ikisinin itenlikte toplanabileceini sylyor. Byle bir sanat eserini okuyan veya seyreden, sanatyla ylesine birleir ki sanki eseri kendi yazm gibi olur; dile getirilen duyguyu kendisi de ne zamandan beri dile getirmek istediini hisseder. Bu yaknlk ve birleme yalnz sanatyla olmaz baka okurlarla da olur. Sanat insanlar yaklatrr ve kaynatrr. Tolstoy 'bulam' sorununa giritii XV'inci blm5 Ay. es., s. 48. 6 Ay. es., s. 153. 7 Ay. es., s. 153. 124 EDEBYAT KURAMLARI den nce, eski ve ada bir ok sanatya hcum ederek bunlarn sahte sanat eserleri yarattn iddia eder. Sanat Nedir? kitabnn en ok isyan uyandrd ve vard sonularla kendi kendini baltalad inancn yaratan bu blmlerde Tolstoy'un kt sanat diye sayd isimler insan oturup dndrecek isimlerdir. Ressamlar arasnda Raphael, Michelangelo, Monet, Manec,

Pissaro, Renoir gibi isimler var. Edebiyat alannda Aisk-hylos, Sophokles, Euripides, Aristophanes, Dante, Boccaccio, Tasso, Shakespeare, Milton, Goethe, Pukin (ksmen), bsen, Zola, Baudelaire, Mallarme, Flaubert v.b. Mzik tarihinde de pek kimse kalmyor. Bach'm bir ka aryas, Chopin'in ar duygusal bir ka paras, Beethoven'in ilk eserleri, Haydn, Mozart, ve Schubert'in baz eserleri snav geer. Ne bunlarn en ok beenilen dier eserleri ne Beethoven'in son kuartetleri ve ne de hatta Dokuzuncu Senfonisi kabul edilir. Wagner (zellikle Wagner) Liszt, Berlioz, Brahms ve Richard Strauss toptan pe atlr. Tolstoy kendi eserlerine karg da ayn kesin ly kullanmaktan geri kalmaz ve Sava ve Ban dahi! btn eserlerini sahte sanat listesine katar. Ancak iki hikayesinin istenilen nitelikte olduuna inanr : Tanr Hakikati Grr ve Kafkas Mahpusu8. Tolstoy'un btn bu sanatlar inkr etmesi bir ka sebebe dayanr. Bir kere yukarda saydmz artlar bunlarn eserlerinde yoktur ya da eksiktir. Bazlar samimi olarak duyduklar bir duyguyu ifade etmek yerine duygusuz ya da taklid eserler verirler. Gerek sanat, ler-eyden nce sanatnn kendi duygusunu dile getirmek ihtiyacn hissetmesiyle balar. Zengin tabakann sanat ise byle bir ihtiyatan domaz; bu insanlar elenmek 8 Ay. es., s. 170. ANLATIMCILIK II 125

yani holarna gidecek duygularn ifade edilmesini isterler. Sanat da bu istei karlamak iin yazar. Gerekten duygularn anlatan ve aktarm salayanlar varsa da bunlar duyguyu sade ve ak olarak anlatacak yerde anlalmaz bir biim veya slpla anlatr, ve bundan tr ancak kk bir zmreye duygu aktarabilirler. Oysa biraz yukarda sylediimiz gibi 'bulam' da baarnn ikinci lt eritii insanlarn saysdr. Bundan tr tarihe gemi byk isimleri Tolstoy gerek sanatdan saymaz, nk bunlar ancak kltrl ve zengin snfla duygu alverii kurabilirler. Geri kalan halk tarafndan anlalmazlar. Bylece Tolstoy'un, 'bulam'a eritii iin bu eserlere sanat eseri demesini beklerken ikinci zinam geemedikleri iin bunlar sahte eserler arasna koyduunu grrz. Tolstoy bir eliyle verdiini bir eliyle geri alyor. Anlalmaz dedii zaman lt olarak Rus kylsnn kullanyor Tolstoy. Gerek sanat eseri byle en .basit tabakadan bir insana seslenebilmeli, duygusunu ona aktarabilmeli. ite bu saydmz artlar yerine getiremedikleri iindir ki, tir az nce adlarn verdiimiz sanatlar Tolstoy'un gznde gerek sanat deildirler. Fakat buamm iddeti ve yaygnlk derecesinde eserin ierii hesaba katlmyor. Oysa Tolstoy'a gre sanat eserleri arasnda iyisini ktsnden ayrmak iin ierii (duygunun niteliini) de hesaba katmak gerek. imdi artk ahlk bir lt de ie karyor. Ne gibi duygular dile getirilmeli ve aktarlmal ki sanat eseri deeri ve bylt o'si?

Daha nce de sylediimiz gibi Tolstoy bu eserini yazmadan nce din bir buhran geirmi, hayatnda bir keyi dnm, sade bir Hristiyanlk anlayna varmt. Kardelik duygusuna, sevgiye, saf bir hayata dayanan, kilise, dogma ve ayinlere nem vermeyen, sade ve iten bir Hristiyanlk anlay.. Bu inanlar sanat konn sunda ieriin deerini tayin eden ltlerdir. nemli 126 EDEBYAT KURAMLARI olan btn insanlarn sevgiyle birlemeleridir. Duygu da, dnce ve fikirler gibi bir geliim gsterir tarihte. Bu geliimi sanat meydana getirir. nsanlarn mutluluu iin gerekli olan iyi duygular zamanla gereksiz olanlarn yerini alr. Tarihin her anda ve her toplumda, o toplumun hayata verdii anlam (toplumun lk olarak benimsedii en yksek 'iyi'yi) gsteren bir anlay vardr ki, o insanlarn eritii en yksek seviyeyi temsil eder9. Tolstoy kendi anda toplumun mutluluu iin benimsenen lknn btn insanlar arasnda kardelik duygusu olduu kansmda. Fakat toplum bunu grmek istemez, nk kendi hayatnn bu lkyle tutarl olmadn bilir. Yahudilerin, Atinallarn, Romallarn, zamannda da o alarn bir din anlaylar vard fakat onlarnki btn insanlar kucaklayan bir anlay deildi, ancak bir ksmn birletiriyordu, ve bu sebepten sanatlarnda dile getirilen duygular, o toplumun kudretini, ann, refahn ama edinen

isteklerden douyordu. Zamanmzn din anlay diyor Tolstoy bir tek toplumu semez, aksine istisnasz btn insanlarn birlemesini ister 10. Her eyden nce kardee sevgi gelir. Bundan tr bugn sanatn dile getirecei ve aktaraca duygular iki eittir: bize Tanrnn ocuklar ve hepimizin karde olduumuzu hissettirecek duygular, ve bir de, herkesin paylaabilecei, basit duygular (merhamet, nee v.b.). Sanat eseri din olur da buna ramen btn insanlar birletirici olmyabi-lir. Yalnz belli bir mezhebin insanlarna seslenen sanat onlar dier insanlardan ayrr. Yine belli bir milletin, bir snfn sanat, btn insanlarn paylaabilecei duygular aktarmaz. Zengin snfn an, eref, ktmserlik, ince i9 Ay. es., s. 156-157. 10 Ay. es., 161. ANLATIMCILIK II 127 lenmi cins ak duygularn insanlarn byk bir ksm anlyamaz. Bunlar zerine kurulmu btn eserler ktdr". Tolstoy'un sahte ve kt sanat diye damgalad bir ok nl eserleri yalnz bulam bakmndan deil, ayn zamanda duygu nitelii bakmndan yetersiz bulduunu gryoruz. Tolstoy'un koyduu artlar yerine getiren byk yazar ok az. Din duygularn beendii eserler arasnda Victor Hugo'nun Sefiller'i C. Dickens'm The Tale of Two Cities (ki ehrin

Hikyesi) ve The Christmas Coro'u (Noel lhsi), Dostoyevski'nin eserleri ve G. Eliot'un Adam Bede'si var 12. ikinci eit iyi sanata, yani btn insanlar npaylaa-bilecei duygulan aktaran eserlere rnek vermekte daha da zorluk ekiyor. Cervantes'in Don Kiot'u, Moliere'-in komedileri, Dickens'm David Copperfield'i, Pickwick Papers' Gogo'un, Pukin'in hikyeleri ve Maupassant'n baz eserleri aklna geliyor ama bunlarn bir gerekilik endiesine kapldklarn, gereksiz ayrntlara yer verdiklerini sylyor. Tolstoy'a sorarsanz baarl ikinci eit eserlere en iyi rnek Kutsal Kitap'taki Hazreti Yusuf hikyesidir. Karde kskanl, Firavunun karsnn emelleri, sonunda Yusuf'un kardelerini affetmesi, btn bunlar herkesin anhyaca duygulardr ve hikye ayrntlara giriilmeden sade bir ekilde anlatlmstrl3. Bylece Tolstoy, halk iirlerini, halk mziini ve onlara yakm olan sanat eserlerini deerli buluyordu. Tolstoy'un kuramn yle zetliyebiliriz : bir eserin sanat eseri olabilmesi iin anlatm, yani sanatnn duy11 Ay. es., s. 172. 12 Ay. es., s. 166. 13 Ay. es., s. 168. 128 EDEBYAT KURAMLARI gulann dile getirerek aktarabilmesi arttr. Fakat sanat eseri ile deerli sanat

eseri arasnda bir ayrm yapmak gerekir, nk her sanat eseri deerli deildir. Deerli olmas iin aktarlan duygunun byk halk ynlarna bulaabilmesi lzmdr. Ama bu da yetmez, bir art daha var: bulaan duygunun yararl trden bir duygu olmas. Bu artlar yerine getiremediklerinden trdr d nl bir ok eserler deersizdir. Bazlarnn dile getirdikleri duygu iyi de olsa, ve bu duyguyu aktarabilseler de, aktarm sekin bir snfn dna taamad iin bu eserler insanlara fayda salamazlar ve bundan tr deerli deildirler. Tolstoy bunlarn deersiz, fakat yine de sanat eserleri olduunu teslim eder, ama bu konuda pek tutarl deildir, zira bazen bunlar sanat eseri de saymaz. Kuramnda ak olmayan nokta, bu eit eserlerin sanat eserleri mi olduu yoksa sanat eseri bile saylmamas m gerektii sorunudur. Ak olan bir ey varsa o da bir eserin hem sanat eseri hem de deerli olabilmesi iin sanatnn duygularn itenlikle dile getirmesi, bu duygular eseri yoluyla halk ynlarna aktarabilmesi ve aktarlan duygularn btn insanlar birbirine yaklatran, sevdiren trden duygular olmas gerektiidir. Edebiyatn retici, eitici olmas gerektii fikrine bir ok dnr, yazar ve eletiricide rastlarz. Fakat Tolstoy gibi edebiyatn ve genellikle sanatn hereyden nre dine veya ahlka bir ara olduu ve bu ilevine yani toplumun zerindeki etkilerine gre deerlendirilecei

iddiasn btn aklk ve plakl ile savunanlarn says azdr. Tolstoy'dan nce, Platon sanat ahlk asndan ele alm ve insan karakteri zerinde kt etkiler brakacana inand sanat eserlerini ideal devletinde yasaklamt. Asil duygular, dnceler, ve kahramanca davranlar yanstan, kty cazip gstermeyen eserlere msaade ediliyordu yalnz. Tolstoy'dan sonra ise sanatta esteANLATTMCILIK II 129 tik d meziyetleri ok nemli bulan Marxistler var. Fakat bu ortak tutumlarna ramen Platon, Tolstoy ve Marxistler arasnda tabi yine nemli farklar gze arpar, Tolstoy'un kyl ve fakir halk tabakas iin besledii sevgi ve endieler Platon'da yok. Platon'un, sanat eserlerini yasaklama isteine de Tolstoy katlmaz. Kendisinin sansrden az yand iin sansre kardri4. Geni ktleye verdii nem bakmndan her ne kadar Marxistle-re yakmsa da amalar bakmndan onlardan ok ayrlr. Tolstoy'un passifisit din anlay, Marxistlerin snf kavgasna hi elverili deil. Tolstoy'u, sanat eitici olarak gren dier dnrlerden ayran bir nokta da bu eitimin duygulara dayandrlmasdr. Genellikle eiticilik yn bilgisel bir yndr. Okura sanat yoluyla baz bilgiler kazandrlr, uygun rneklerle ahlk dersi verilir veya baz gerekler aklanr. Tolstoy ise sanatn eiticilik roln belli duygulan alamakta bulur. nsanlar

duygularda birletirmek suretiyle sanatn topluma yararl olaca kansndadr. Bu bakmdan Tolstoy'la, insanlarn gzn gereklere amak isteyen Brecht ok ayr ularda yer alrlar. Tolstoy bahsini kapamadan nce kuramnda zayf grlen baz noktalara iaret edelim. Bir eserin gerek sanat eseri olabilmesi iin geni ktleye sesleneblmesi ar14 Nitekim incelediimiz Sanat Nedir? kitab da Rusya'da daha ilk basksnda sansre uram, zellikle dine, kiliseye, yksek tabakaya deinen bir ok cmleler deitirilmi ve hatta Tolstoy'un sylemedii ve inanmad fikirler eklenmiti. Tolstoy sonraki basklarda kan n sz'de bu durumdan ac ac yaknmaktadr. 130 EDEBYAT KURAMLARI ti, bugn bu ktlenin hangi eserleri tuttuunu, hangi eserlerin en ok sat yaptn gren bizleri yadrgatr. Tolstoy ann st tabakasn, temiz yreklilikten yoksun, samimiyetini kaybetmi bozulmu bir snf olarak gryordu. Oysa kyl ve fakir halk temizdir, iyidir. Rousseau'yu hatrlatan bu gr Tolstoy sanat alannda da savunuyor tabi. Kyl ve fakir tabaka ahlk bakmndan iyi ve teiniz olduu gibi sanat beenisi bakmndan da iyidir. Sakat olan beeni artk sadece zevke kucak aan, cinsel duygulardan, iddet gsterilerinden baka eylerden pek holanmayan bezgin ve yozlam st tabakann beyenisidir. Bu tabaka iin yazanlar byk ktleyle duygu alverii kuramazlar. Bu byk bir eserdir ama ounluk bu

eseri anlamaz sz Tolstoy'a gre tamamiyle samadr, nk byk olabilmesi iin ounluk tarafndan anlalmas gerekir. Sanat beenisi terbiye gerektiren bir ey deildir, doutan vardr ve bundan tr kyl temiz, derin ve makbul duygular dile getiren eserlerin yaantsna katlr, sever onlar. Tolstoy inanyordu ki iyi sanat eseri her-zaman herkesin houna gider. Fakat bugn dnyada satt rekoru kran aalk ak, macera veya polis romanlarna bakar, mzik ve filim alanlarnda geni ktlenin tuttuu eserleri dnrsek Tolstoy'a hak veremeyiz. amzdaki ktlenin diyor Malreaux sanattan derin duygular beklediini dnmek isabetli deildir. Bekledikleri duygular, aksine, ou kere sath ve ocukadr. Ak ve Hristiyanlk konusunda, asn duyarllktan (sentimentality), iddete, biraz zulme, kollektiv gurura ve ehvete dknlkten ileri gitmez pekl5. 15 Art Popular, Art, and the Illusion of the Folk Partisan Review, XVTH. (1959), s. 489. Stolnltz, Aesthetics s. 9 da alnt olarak verilmi. ANLATIMCILIK II 131 Tolstoy byk halk ynlarndan yana olduu iin kltrl snfn sanatna ve bylece byk, klsik eserlere kar karak halkn beenisine gre yazlmasn tavsiye ederken sanrz ki yanlyor. Kabahati kltrl snfa seslenen sanat eserlerinde aramak yerine, byk ktleyi

fazla altran, renme olanaklarn salamayan ve sanat terbiyesinden yoksun brakan dzende aramak daha doru olurdu. Bugn Tolstoy'un ve genellikle aktarmclarm kuramnda itiraz davet eden noktalardan biri de sanat eyleminde sz konusu olan duygunun gnlk dier duygulardan ayrd edilmemesidir. Sanat eseri ile temasa geebildiimiz, onunla bir alveri kurabildiimiz zaman sadece eserin dile getirdii duygular uyanmaz bizde; asl nemli olan eserin bizde estetik duygu uyandrmasdr. Dierleri tembel, pasif ve kolay bir tepkidir. Othello'yu seyrederken ki duygularmz ago'ya kzmak, Desdomo-ua'ya acmaktan ileri gitmiyorsa sanatn bize verebileceinin, ancak bir ksmm tadabiliyoruz demektir. Oysa sanat eseri karsndaki duygumuz, bir meydan politikacsnn, ateli bir vaizin dinleyicler zerinde ya da bir an tatl szlerle sevgilisinde uyandraca duygulardan farkldr. Tolstoy estetik duyguyu nemsemez ve bunun iin de eserin teknik yn, yaps zerinde durmaz. Sanatnn itenliinin meseleyi halledeceine inanr. Yazarnn samimi olduu kt bu kadar r varken bu inanca katlmaa imkn yok. Kald ki eser iyi bile olsa yalnzca konusundaki ahlki duygularn tadna varmak ksr bir sanat yaantsdr. 132 EDEBYAT KURAMLARI LEV Sanatn zn sanatnn duygularn dile getirmesinde, ya da dile getirerek

aktarmada bulan kuramlara gre sanatn ilevi nedir? Geri bu kuramlar incelerken ilev konusundaki fikirleri de belirttik, ama bir kere daha topaiyalm. Eer sanat, sanatnn kendi duygularn dile getirmesinden ibaretse ilevi de budur. Sanat kendisini drten adeta rahatsz eden, zorluyan, bir takm duygular dile getirmek ihtiyac iindedir. Bunlara bir biim verip sanat eseri halinde ifade edince rahatlar. fkelenen bir insann barp arnca rahatlamas gibi. Goethe Gen Verter'in Istraplar eserini yazmakla maraza bir takm duygulardan nasl kurtulup yeni bir hayata balyabilece-ini hissettiini hatralarnda anlatr. Sanat, aktarmda bulanlarn bazs ise duygulardan arnmann yalnz sanatda meydana gelmediini, okurun da bu duygular yayarak bunlardan kurtulduunu sylerler. Aslnda Aristoteles'in ilk blmde sz konusu ettiimiz katharsis fikrinin devamdr bu. nc bir gr sanatn ilevini okura yaant salamakta bulur. Okur kendi hayatnda geiremiyecei yaantlar sanatnn ona yaatmas sayesinde tadar. Yaant dnyas zenginleir. Sanatnn topluma hizmetini burada aramak lzmdr. nc gr biraz deitirerek, yaant iin yaant ilkesinin tesine gtrmek mmkndr. Bu kere sanatn ilevi okurun yaant dnyasn zenginletirmekle kalmaz, okur baka isanlarn yaantlarn renmek ve paylamakla onlan daha iyi tanmak ve anlamak

imknn kazanr. Sanatn topluma yaran insanlarn birbirini daha iyi anlamasn salamaktr. ANLATIMCILIK II 133 Nihayet bir de Tolstoy gibi belli duygulann aktarlmasn isteyen dnrlere gre, sanat insanlarda iyi duygular uyandrmak suretiyle onlan eitir ve birbirlerine yaklatrr. BLM 6 SANATIYA DNK ELETR Anlatmclk kuramnn en nemli zellii, sanatn ne olduu sorusuna cevap verirken sanatya, onun yaantsna ynelmesiydi. Bundan tr bu kurama bal olarak gzden geireceimiz eletiri yntemleri de sanatya dnk eletiri yntemleri olacaktr. Yalnz hemen sylemeliyiz ki sanatya ynelen eletiri yntemlerinin hepsi anlatmclk kuramndan domaz. Baz biyografi eitleri, yaratma eylemini aklayan kuramlar v.b. her ne-kadar sanatya dnk ahmalarsa da bunlara girienlerin anlatmc kuram benimsemi olmalar gerekmez. Fakat yle sanyorum ki bunlar da yine bu blmde ele almak uygun olacaktr, nk nihayet bunlar da sanat ile sanat eseri arasnda nemli bir iliki bulunduu inancn meydana vururlar. SANATININ PSKOLOJS VE KL Sanatya dnk eletiride biyografik diyebileceimiz bir eletiri yntemi byk yer tutar.

Fakat biyografik eletirinin de eitler vardr. Bunlardan biri bir yazarn ya da airin hayatm yazmaktadr. Ne var ki, bunda gaye ne sanat ne de sanat eserini aydnlatmak deil sadeSANATIYA DNK ELETR 135 ce ilgin grnen bir adamn hayatn incelemektir. Bu tarz biyografi yalnz sanatlar iin yazlmaz, byk bir kumandan, bir devlet adam, bir bilim adam gibi herhangi bir alanda ilgi eken birisi hakknda yazlabilir. Onun iin sanatya dnk eletiriden bahsederken bu eit biyografiyi bir yana brakabiliriz, nk sanatmn hayatj ile eserleri arasnda bir ba kurmaz. Bizi ilgilendiren 'yazara dnk' biyografik eletiri ise sanatnn kiilii ile eserleri arasnda sk bir ba olduu ilkesine dayanr. Bu ilke balca iki amala kullanlabilir. 1. Eserlerini aydnlatmak iin sanatnn hayatn, kiiliini incelemek. 2. Sanatnn psikolojisini, -kiiliini aydnlatmak iin eserlerini bir belge gibi kullanmak. Hemen ilve edelim ki eletirici bu iki yoldan birini veya ikisini birden kullanabilir. ' :4i] Birincisi tarih eletiriye yakndr, hatta onun bir paras saylabilir. Eserin meydana geliinde rol oynayan etkenlerden bir ksmn sanatnn hayatnda, kiiliinde, bulabiliriz. Buna dayanan eletiri sanat hakknda her trl bilgiyi derlemeye alr. Ondokuzuncu yzylda bu eit eletiri yolunu aan Sainte - Beuve olmutur. Yazarn hayatnda yer alan olaylar, iinde yaad koullar, aile ortam, okuduu kitaplar, bandan geen aklar,

v.b., btn bunlar yazarn kiiliinin ve dolaysyle eserlerinin iyi anlalmas iin gerekli eyler saylr. Denir ki, bu bilgiler sayesinde yazarn inanlar, dnya gr, psikolojik durumu tesbit edilirse eserlerini bu bilginin altnda inceliyerek salam yorumlara ve deerlendirmelere varabiliriz. una inanmaktadr byle dnenler : Eserin gerek anlam yazarn kafasnda dnd, tasarlad, dile getirmek istedii anlamdr. Onun iin yazarn kafasna ve ruhuna szabilir ve eseri meydana getiren duygular, fikirleri kefedebilirsek, eserin gerek an136 EDEBYAT KURAMLARI lamn kavrar, yorumlar ve yazarn yapmak .istediini yapp yapamadna bakarak eserin baar derecesini lebiliriz. Eserin anlam gerekten yazarn dnd anlam, mdr, yazarn amac bir baar lt mdr sorularn biraz aada ele alacaz. Yazara dnk eletirinin ikinci bir ekli dedik ki eserlerine bakarak yazarn kiiliini aydnlatmak yoludur.. Yanstma kuramnda nemli olan sanat deildi, o bir arat sadece. Bundan tr yanstma kuramndan treyen eletiri yntemlerinde yazarn kiilii hi bir zaman kendi bana bir ama saylmamtr. Anlatmc kuram ise sanat hereyden nce duygularn ve yaantlarn dile getirilmesi diye tanmlad iin, bu kanda olan eletiriciler

sanatya dnerek onun hayatm, psikolojisini, kiiliini incelemee alrlar. Yazarlar eserlerinde kendi kiiliklerini yansttklarna gre, bu eserlerden yazarn kiiliini karabiliriz. Hele romantik yazarlar, eserlerinde zellikle kendilerini, kendi i dnyalarn konu edindiklerinden eserleri kendi kiiliklerini, ruh geliimlerini gsteren amaz belgeler saylr. Hftmeros ve Shakespeare gibi kiisel olmayan sanatlarn bile eserlerine ayn gzle baklmtr. Baklmtr, nk bu ynteme inanan eletiricilere gre, sanat istesin istemesin kiiliinin damgasn basar eserlerine. Bir kere her yazarn kendine zg bir slbu vardr ve slp karakterin ve mizacn anahtardr. Bundan baka bir yazarn eserlerinde iledii temalar, setii kahramanlar, kulland imajlar yine kiiliini aklarl. Sanatdan esere, eserden sanatya giden bu yntemlerin her ikisi birden ayn yazara uygulanabilir. Eletirici kh eser d belgelerle yazarn eserini aydnlatma1 Bk. M. H. Abrams, The Mirror and the Lamp blm IX,. SANATIYA DNK ELETR 137 a alr, kh eserde bulduu zelliklerle yazarn kiiliini. Sonra bu genel kiilii yine tek tek eserleri aklamak iin kullanabilir. Gelelim bu yntemlerin sakncalarna. Sanatya dnk eletiri ne kazandrr bize? Genellikle tasvir edici nitelikte bir eletiridir; deer yarglarna dayanak olacak normativ yn pek yoktur. Sanatnn hayatn incelemek suretiyle eserindeki filn filn niteliklerin sebeplerini aklamak, sz gelimi

eserdeki karamsar havann yazarn o srada bandan gemi olan zc olaylardan doduunu sylemek eserin sanat deeri hakknda bir ey retmez. Fakat denecektir ki sanatnn bir eseri yazarken neler duyduunu neler dndn, kafasndan neler getiini renirsek, sanatnn eseri yazarken ki amacn, ne anlatmak istediini doru olarak ortaya karabiliriz. nk eserin gerek anlam, yazarn kafasnda dnd tasarlad, dile getirmek istedii anlamdr. Yazarn baarsn da bu bilginin nda lebiliriz. Eserin anlam gerekten yazarn dnd anlar mdr acaba? Son yllarda ok tartlan bu, yazarn amac sorununu inceliydim biraz2. 2 Bu sorunu bir tartma konusu yaparak ilk defa hcuma geenler 1943'de Dictionary of World literature'a Intention maddesini yazan M. C. Beardsley ve W K Wimsatt oldular. Sonradan bu yazy daha genileterek Intentional Fallacy (Amac Yanlt) ad altnda yaymladlar. (Sewanee Review, LIV. 1946). Daha sonra Wimsatt'm The Verbal Icon (1946) eserinde ve baka antolojilerde yaymland. Alan tartma sonucu bu konuda pek ok makale yazld. Trkiye'de biimci gr savunan bir yaz iin bk: Nermi Uygur Yazarn istedi-i Teni Dergi say 39 (1967) ;ayn yaz nsan Asndan Edebiyat (1969)'a da alnmtr. 138

EDEBYAT KURAMLARI Hemen kabul etmek gerekir ki yazarn kafasndan geenleri ou defa bilemeyiz. Eriemiyeceimiz bir yerdir oras. Kald ki bazen eseri kimin yazd dahi belli deildir. Olsa olsa esere bakarak dolayl bir yoldan karmlar yaparz. Hadi, diyelim ki yazar hayattadr ve bize amacm aklad, veya lmtr ama mektuplarnda, anlarnda bu konuda bilgi brakmtr. Bu durumda yazarn amacna bavurarak eserin anlamn renemez miyiz? Bir kere u sakncalar var byle bir davrann: yazarn sylediklerine kr krne inanmak sakncaldr, nk yazar ne demek istediini aklarken eksik syliyebilir, kendisi de yanlabilir, hatta kasten yanl bir ey syliyebilir veya bilin-alt oyununa gelebilir. Bundan baka eserj yazarken yazarn kafasnda deimez bir tek ama bulunduunu iddia edemeyiz her zaman. Amac, eseri yazarken deiebilir, bir takm aamalardan geebilir. Btn bunlar da bir yana brakalm ve yazarn, ne anlatmak istediini drste ve doru olarak akladm kabul edelim. Yine de iki eyi birbirinden ayrmak arttr : biri yazarn anlatmak istedii biri de eserin anlatt. Yazarn yapmak istedii ey* baka yapt ey bakadr. Geri bunlar bazen ayn olabilir fakat yine bu ayrm gzden karmamaldr. nk bu ikisini renme yollar bakadr. Yazarn ne yapmak istediini kendisinden, mektuplarndan, anlarndan filn renebiliriz, eserin ne yaptm veya yapmak istediini

ise eserden karrz. Eserin btnnden kan bir anlam, yneldii bir ama vardr. Oyun, vazife duygusu ile ak arasndaki bir atmay gstermek istiyor gibi bir lf edebiliriz, nk eserin kendinde byle bir istei belli eden bir anlam vardr. imdi, eserin dndaki amala iindeki ama arasnda ne gibi balar vardr diye sorarsak asl soruna girmi oluruz. lk nce yorum bakmndan sonra da deerlendirme bakmndan inceliyelim sorunu. SANATIYA DNK ELETR 139 Eserin anlam yazarn kastettii anlam mdr, yoksa okurun eserden kard anlam m? Bunlarn her zaman birbirini tutmadn biliyoruz. Yakup Kadri Karaosmanolu'nun Yaban romann yorumlayanlardan bazlar eserin kyl aleyhtar bir karakter tadn, kylnn maddi ve manev sefaletini bir entellektel azndan tezyif ettiini sylemilerdir. Karaosmanolu ise Yaban'in ikinci basksna (1960) yazd nszde byle bir eyi asla kastetmediini ve romandan byle bir anlam karla-myacan (romandaki baz paralara dayanarak) iddia etmektedir. Bu gibi durumlarda kimin szn kabul etmek gerekir acaba? Sorunun cevabn vermeden nce baka bir rnei inceliyelim. M. Fuat air - r - Okuyucu adl bir yazsmda3 Kemal zer'in bir iirini yorumladktan sonra airin kendine sormu onun yorumunu da veriyor. iir u : AIT Annem mi bir kadn

Geciken bir kadn gece yatsna lm kendini gstereli babamn satandan Gnbirlik bir kadn skdar'la stanbul arasnda. Babamd sakalyd babamn Bir akam gle batrd kmamak zere bir daha Hepsi de ekmek kokard Says unutulan parmaklarnn. Akam bir attr btn lkelerde Serin esmer bir attr Terkisine ocuklarn bindii. 3 Dttitaceye Sayg (de yaynevi, 1960). 140 EDEBYAT KURAMLARI M. Fuat diyor ki : Ben 'At'n getirdii anlam yle aklamtm : iiri syliyen bir ocuk. Birinci belikte babasnn lmesi, ya da lm deine dmesi zerine annesinin ie gidip gelmeye balamasn anlatyor. skdar'da oturuyorlar; annesi istanbul'da alyor, geceleri eve ge geliyor; gece yatsna gelen bir konuk gibi sonra sabah erkenden olunu (ocuk erkek), belki de lm deindeki babay (lm deilse) brakp ie gidiyor. kinci msrada yaay. Baba sakali, btn hayat boyunca bir lokma ekmek iin alp didinmi bir adam. Birinci belikteki anne de bartl bir kadn olsa gerek. Yoksul bir aile. Son lk nedense sokakta geiyor; sokaklarda oynayan btn dnya ocuklarnn yaadklar hayatn zorluklarna kafa tutan neelerini veriyor. Su gibi akndan m, yoksa 'bindii' szcnn

bolua doru brakl-ndan m, bilmiyorum, umutlu bir lk bu. izdii grnt insan ok eitli duygulara gtrebiliyor; aklamalardan ok yaktrmalara elverili. Kemal zer ise yle diyor Katlan kii var o iire. Anne, baba, ocuk. iir o yzden blm. Baba, l. Anne ve ocuk lmn ve lnn ertesinde. lk blm anne'yi iziyor. 'Gece yats' ve 'gnbirlik' szleri bu izimin elerinden. Baba yeni lm. Anne lnn arkasndan yaayndaki deimeyle yer alyor o blmde, Mezarlkla ev arasnda gidip gelen bir kadn. Artk bir misafir gibidir ocuun gznde Sabah kp akam olunca sanki 'gece yatsna' gelen bir misafir gibi eve dnmektedir. skdar'la istanbul evle mezarl deviniliyor bir bakma. 'Gnbirlik bir kadn' sz de gene annenin misafir gibi grnmyle ilgili. Me-zardakine gre 'gnbirlik' bir misafir o. ikinci blmde yalnz babann nasl ld ocuun azndan anlatlyor. nc blm ise iki blmle, bir bakma 'kontrast' yapyor. Sanki airin ekledii ve ocuklardan sz aan ilgiSANATIYA DNK ELETR 141 siz bir blm. Onlarn akam olunca evlere daln, babal babasz farketmeyen evlere daln deyimliyor. M. Fuat kendi yorumunu smda unu da gsteriyor : savunurken sebepler ara-

Geimini salamak iin almak zorunda olmayan bir kadnn ocuunu her gn byle yalnz brakacan aklm almaz benim. Hele bu ii kocasnn mezarna gidip akama kadar orda oturmak iin yapan bir ana dnemem. Benim grdm, anladm, sezdiim, hi phe etmediim gerek u: Kadnlarda ocuk sevgisi koca sevgisine stndr. imdi At iirinin anlam hangisi? airin dnd anlam m M. Fuat'n kard anlam m? Bir baka eletirici de baka bir anlam bulursa iirde onunki de iirin anlam olamaz m? Bir oumuzun kafasnda yerlemi yaygn bir inan vardr. Denir ki eserin anlamn yazarndan daha iyi kimse bilemez; eser onun elinden ktna gre eserde ne anlatldn, nasl yorumlanmas gerektiini o bilir. Eserin gerek anlam yazarn dnd anlamdr. Bu iddiann doru olduunu sanmyoruz. Yazarn anlatmak istedii ile anlatt ey her zaman ayn olmaz. Bazen biz de konuurken szmzn yanl anlald grerek Ben onu demek istemedim unu demek istedim der ve merammz yeni batan anlatmak iin szlerimizi deitirerek ayn eyi baka ekilde sylemek gereini duyarz. Bundan tr yazar eserinin anlamn aklad zaman bu aklama esere uymuyor, ondan karlamyorsa belki onu kastettin ama iirinden o anlam kmyor deriz. Kemal 5 Ay. es., s. 65. 4 Ay. es., s. 64-65. 142 EDEBYAT KURAMLARI

zer'in At iiri artk ondan kopmu, anlam ancak kendinden kan, kendi bana var olan bir eserdir. Kemal zer de kendi iiri karsnda artk bakalar gibi bir okurdur. Kendi yorumu ile M. Fuat'n yorumu arasnda bir tercih yapacak olanlar hangi yorumun iire daha uygun olduuna bakarak karar verebilirler. Mehmet Fuat kendi yorumunu yaparken sebeplerini gsteriyor (insan psikolojisine daha uygun olmas gibi). Eer airin kendi yorumunu iir gerekten desteklemiyorsa, air kendi yorumu iin hi bir ayrcalk iddia edemez. iirin yazar olduu iin onunkinin doru olmas gerektii peinen sylenemez. Ya zer iiri iin Krm Harbini anlatyor deseydi ne yapacaktk? iiri o yazd demek ki anlam buymu diyecek miydik? Geri Kemal zer byle bir aykr yorum sunmuyor bize ama yine de iirden farkl bir anlam kartmak mmkn. Yorumun metne dayanmas arttr; metnin desteklemedii bir yorum kabul ettirmez kendini. Yazarn yorumu ile yetinmememizin baka sebepleri de vardr. ou kere iyi bir sanat eserinde sanatnn farknda olmadan koyduu eyle bulunur. Eserin anlam onun sandndan daha zengindir. Bir takm meziyetleri vardr ki bunlar kendi dnerek hesaphyarak salamamtr. Eletiriciler bunlar meydana karabilir, yeni anlamlara iaret edebilirler. Nitekim byk sanat eserleri alar boyunca didiklenmi, yeni yorumlan yaplm, gizli kalm zenginlikleri belirtilmitir. Hamlet eletirileri bu sylediimizi

dorulayacak bir rnektir. Peki yazann eserini yazarken ne dndn, ne yapmak, ne anlatmak istediini bilmenin hi mi gerei yok? phesiz ki yazar eserinin anlamn bilmek bakm*-dan bizden daha elverili bir durumdadr ve genellikle iirin doru yorumunu verebilir de. Ama bu yorum iire uyuyorsa, ondan kabiliyorsa ayn yorumu bakalarnn SANATIYA DNK ELETtRl 14a da yapabileceini kabul etmeliyiz. Bu durumda yine sanatya bavurmak niye? Fakat bir de yle bir durum dnelim. Tiyatroda yeni bir oyunu seyrediyorum, ama bildiim oyunlarn hi birine benzemiyor bu oyun; artyor beni. Sanatnn ne yapmak istediini anlyamyor, esere ne ynden bakacan kestiremiyorum. Belki yeni bir sanat anlayyla yazlm. Bu durumda yazarndan bir eyler renmek, aydnlanmak isterim. Eer amacn bana aklarsa belki o zaman esere yeni bir gzle bakar, daha nce farketmediim eyleri farkeder ve eserin anlamn kavrarm. zellikle yeni sanat biimlerinin denendii zamanlarda ihtiya duyulur sanatnn aklamalarna. Gelenekten kopan ve allm biimleri ykan yeni eserlerde ne aramamz gerektiini esere bakmakla kes-tiremiyebiliriz. Bunun iindir ki bu gibi sanatlar sanat anlaylann aklamaa abalarlar. Ama sorununu yorum bakmndan incelediimizde u sonuca varyoruz o halde: Yazarn

amac olan anlamla eserin anlam ayn olmayabilir. Bundan tr eserin yorumlanmasnda son sz eseri yaratan sanatnn deildir. Yazar da eseri karsnda bizim gibi bir okurdur; yapt yorumu teki yorumlar deerlendirdiimiz gibi deerlendiririz. Yani metne dayanp dayanmadna bakarak. Eserin bir tek yorumu yoktur. Her a, hatta her eletirici yeni yorumlar getirebilir. Bundan dolay yazarm amac olan tek yorum eserin btn anlamn tketemez. Ancak baz hallerde sanatya bavurduumuzda esere hangi adan bakacamz anlar ve bundan . yararlanarak eseri daha doru yorumluyabiliriz. imdi bir de yazann amac ile deerlendirme arasndaki ilikilere bir gz atalm. Acaba eseri deerlendirirken yazann amacn aratrmann bir yarar var m? Bir ok okur bu soruyu 'evet' diye cevaplandrr, nk yle dnrler: bir eserin baanl olup olmadn anlama144 EDEBYAT KURAMLARI nm en iyi yolu, kendini yazarn yerine koymak, ne yapmak istediini anlamak, ve buna ulamakta baar gsterip gstermediine bakmaktr. Yanl bir dncedir bu, nk 'adamn baars' ile, 'baarl sanat eserini' birbirine kartrmaktadr. Bir air bana gelse ve alt msra iinde hi bir sfat kullanmadan, bir kadn tasviri yapmak istedim bak bakalm olmu mu? dese cevap verebilmem iin, tabi, sz konusu amac bilmem gerek. Bakar ve baarmsn diyebilirim. Ama benim burada iiri sanat eseri olarak

baarl bulduum sylenemez. Bu rnekteki 'baar' amacna ulaabilmi bir adamn baarsdr sadece. Baka bir deyile, ben dnlen eserin baarsn teslim etmi oluyorum, baarlann bir sanat eseri olup olmadn tayin etmiyorum. Amacm gerekletiren her sanat baar gstermitir, ama amacn gerekletiren her sanat baarl sanat eseri yaratm saylmaz. Yazd iiri, nl bir aire gstererek fikrini soran hkmdara airin kt bir iir yazmak istemi ve byk baar gstermisiniz cevab, belirtmek istediim ayrm iin iyi bir rnektir. Bu bakmdan eseri deerlendirmek iin yazarn amacn lt saymay yanl sayanlar hakldrlar, nk eserin sanat bakmndan deerli olabilmesi iin yazarn amacnn gereklemesi yeterli bir sebep tekil etmez. Meydana getirilen iire (oyuna, romana) sanat eseri diyebilmemiz iin sanat eserinde aradmz zelliklere (sanat anlaymza gre bunlar her ne ise) sahip olmas gerekir. Orhan Veli'nin, Sleyman Efendinin nasrndan sz edip Yazk oldu Sleyman Efendi'ye diye bitirdii iiri, o gnlerde aknlk yaratm, yadrganm ve ok hcuma uramt. Oysa air bu tarz bir iiri belli bir amala yazmt. Eski iirde ykmak istedii eyler vard. Ben hayat sadelik iinde gemi basit bir adamn hayatndan bahsetmek istedim. Acaiplik olsun diye yazmadm diyor. SANATIYA DNK ELETR 145

Arkadan Melih Cevdet Anday da Gerekte o iir Orhan Veli'nin ykc iirlerinden biridir... rimizi kibarlktan hasta bir duygululuktan temizlemek istiyordu diyor6. Amacn aklanmas iire ne ynden bakacamz gsteriyor ve diyelim ki bu iir ykclk amacnda baarya ulamt o halde r baarl gzel bir iir midir? Asm Bezirci u yargya varyor Geri, Kitabe-i Seng-i Mezar'a gzel bir iir denemez, yer yer nesre kayar, dili de ar ve duru saylmaz, ama alabildiine yeni ve ykc bir eserdir. Bundan dolay, yaymlannca bomba gibi patlar, evresinde geni yanklar uyandnr7. Yani amacn gereklemesi iirin gzel olmasn salamyor. O halde eseri deerlendirirken yazarn amacna bavurmak ie yaramaz m ? Bazen de yarar. Yazarn amacn bilmezsek belki esere ne ynden bakacamz kestiremeyiz, ve az nce yorum sorununda olduu gibi, amac renince eseri daha iyi anlarz ve belki de bu sefer eserin baarl olduu sonucuna varrz. Brecht'in yeni tarz oyunlar ilk zamanlar yadrganmtr fakat yazarn amac anlalnca eserlerinin deerlendirilmesi balamtr. Hi deilse bir ok eletirici bu oyunlarn sanat eseri olarak deerli olduuna kanaat getirmitir, nk eserdeki amacn sanat bakmndan ulalmaa deer olduu kansna varmlardr. Bu rnekte sanatnn amacna bavurmak suretiyle bir eserin sanat deeri hakknda yargya varm oluyoruz. Dikkat edilirse amacn gereklemesi yine yeterli olmasna olmuyor, eletirici yine de eserde bulduu meziyetlere gre karar veriyor ama eserde

bunlar bulabilmesi iin ilk nce sanatnn aklamasndan yararlanyor. Bir di6 Ek: Asm Bezirci, Orhan Veli Kank (Eti Yaynevi, 1967), a. 25-26. 7 Ay. es. s. 24. 146 EDEBYAT KURAMLARI er yazar Brecht'in gtt amala bir eser yazar da ayn eletirici eseri kt bulabilir. Demek ki deerlendirmede, ama dorudan doruya bir lt yerine gemiyorsa da dolayl bir yoldan ie yaryor. Sanatnn yapmak istediini yapm olmas hi bir zaman eserin baarl olduu anlamna gelmez; eninde sonunda biz eserin kendisinin baarl olup olmadna bakmak zorundayz. Sanatya dnk ikinci yntemin, yani eserden hareket ederek yazarn kiiliini aklamak isteyen eletiri tarznn da belirtilmesi gereken zayf ynleri vardr. Bu tip eletiri bazen sadece yazar hakknda bilgi edinmek peindedir. Sanat ilgin bir adamdr, onun hayat, mizac, ruh durumu kendi basma bir merak konusu olduu iin yazarn biyografisini yazarken kilii hakknda eserlerinden bilgi edinmeye allr. Bununla yeti-nirsek tasvir edici biyografik bir alma yapm oluruz. Eserin sanat deeri sz konusu deildir. Fakat bu yntemi eseri deerlendirmek iin kullananlar da vardr. Bunlarn sanat deeri olarak belirttikleri nitelikler, sanatnn kiiliinde bulduklar niteliklerdir. Sanat kendi

yaantlarn, duygularn dolaysyla kiiliini anlatan adamdr dedik. Ama unutmamalyz ki anlatmclarn bazsna gre sanatnn kendisi birok bakmlardan bizleri aan, keskin sezileri, ince duyarll, yksek nitelikleriyle derinliklere inen, ycelere kan bir stn adamdr. Yazd eserlerin deerli olmasnn sebebi byle zelliklere sahip bir adamn elinden km olmasdr. Sanatnn kiiliinde yatan bu byklkle bizi kar karya getirdii iindir ki eser bizim iin bir deer tar, yleyse eletirici, sanat deerini aklamak iin sanatnn eserlerinde yansyan yceliini, erdemlerini ahSANATIYA DNK ELETR 147 lk drstln, itenliini, kiisel bykln belirtmeye alr. Sanatnn eserlerine bakarak kiilii hakknda sonular karma ynteminin (ister tasvir edici ister deerlendirici olsun) baz sakncalar vardr. karlan sonulara ne derece gvenebiliriz? Sanatnn kiisel meziyetleri, erdemleri sanat deeri konusunda geerli ltler midir?. Sanatnn kiiliine ynelmek romantik edebiyat anda balamtr. zellikle romantik airler, eserlerinde kendi yaantlarn, kendilerini anlattklar iin, sanatyla ilgilenen eletirici, eseri inceleyip sanatnn kiilii zerinde bir takm sonulara varabilir. Fakat eserle kendisi arasna mesafe koyan, kiisel olmayan sanatlar hak^1"-da hemen hi bir ey

bilmediimiz, eserlerinden baka hi bir belge brakmam, Homeros veya Shakespeare gibi sanatlarn kiiliklerini eserlerinde okumak iddias, do-rulanamyacak tahminler yrtmekten ileriye gidemez. Romantik sanatlarn kiiliklerinin deimeden, olduu gibi eserlerine yansd inancn da phe ile kar-lamalyz. Gnmzde bu konuda ok uyarmalar yaplmtr. Unutmamalyz ki bu tip sanat eserleri iin, sadece bir kiiliin dile getirilmesinden ibarettir denemez. Sanat dile getirdiklerini yazd trn geleneklerine, gre yourur. Biime sokulan ham madde deiime uram olabilir. Hem Wellek ile Warren'in dedii gibi psikolojik bir olguyu da hesaba katmalyz. Eser belki sanatnn gerek kiiliini deil, arzulad bir eyi, olmak istedii kiiyi yanstmaktadr. Ya da belki yazarn arkasna gizlendii bir 'maske' bir karkiidir , ya da yazarn kamak istedii bir hayatn anlatmdr. 8 Theory of Litarature, s. 67. 148 EDEBYAT KURAMLARI Sanatnn kiiliine ait nitelikleri sanatta deer lt olarak kullanabilir miyiz? sorusunu da biraz kurca-lyalm. Bu, ok sz edilen nitelik itenliktir. Sanat duygularn dile getirdiine gre eserinin iyi olmas iin sanatnn iten olmas, yrekten yazmas beklenir. Sanat iten olduu oranda sanatdr diyor Collingwood9. air ak iiri yazyorsa

gerekten sevdii bir kadn hakkndaki duygularn, aclarn, sevinlerini anlatmaldr ki iir gl ve etkileyici olsun. Fuzul 'ak' zerinde, bir iir mevzuu olduu iin ilememi, yksek kltrl ve olgun ruhunun emsalsiz bir samimiyet ve heyecanla duyup yaad kavrayp iledii bir ak terennm etmi-tirio. Sanatnn itenlikle yazmas bir lt mdr? Unutmayalm ki bu itenlik, duygularn anlatma abas, baka amalar gtmeksizin kendini sanata adamak; btn bunlar gerek sanatnn yaratrken geirdii yaantlar olabilir, ne var ki ayn eylere nc snf kabiliyetsiz bir sanatda da rastlyoruz. O da ayn itenlikle, heyecanla didinip rpnarak duygularn anlatmaa urayor. Byk sanat ile sanat olmak sevdasndaki hevesli yazar arasnda yaratma eylemi bakmndan ou kere bir fark yoktur. Bundan tr bir eserin itenlikle yazlm olmas kendi basma bir ey ifade etmez. kinci bir soruna daha eilmeliyiz: yazarn itenlikle yazdn nasl bilebiliriz? Yazar dile getirdii duygular gerekten yaam mdr acaba? Yazarn hayat hakkndaki bilgimiz belki baz durumlarda yardmc olabilir ama bunlara gvenmek tehlikelidir. Hem, yazar bilinmeyen 9 The Principles of Art, s. 115. 10 Hfz Tevfik Gnensoy ve Nihat Banarl, Trk Edebiyat Tarihi, 3 nc bask, (1949) ss. 15657.

SANATIYA DNK ELETR 149 bir eserin itenlikle yazlp yazlmadn nasl anlyaca-z? Genellikle yazarn yaants bizce mehuldr. Biz okur olarak eserin havasndan, duygu gcnden itenlikle yazlp yazlmad sonucunu karrz. Bu doru bir karm mdr? Acaba yazar gerekten de itenlikle mi yazmtr? Yazarn itenliini lt olarak kullanan eletiriciler buna u cevab verebilirler: Eer bir sanat gerekten iyi bir eser vermise muhakkak yaad duygular dile getirmitir. ten olmayan bir sanaty iyi bir eser veremez. tenlikten kast, yazarn dile getirdii duygulan yaamas ise, bu iddia yanltr. Bir yazar kindar bir adamn duygularn baar ile dile getirdi diye kendisinin de kindar bir adam olarak bu duygulan yaam olmas gerekmez: kindar bir adamn psikolojisini kavramas, duygularn tasavvur edebilmesi ve bunlar dile getirebilecek kadar usta olmas gerekir. Bundan tr bir yazarn gerekten yaamad duygular baar ile anlatabil meinde manta aykr bir ey yoktur. Aksini ispat ancak empirik yoldan olur, yani her 5d eserin itenlikle yazldn ispat etmekle. Bunu da yapamayz, nk sanatnn yaantsn bilemiyoruz. Ele geen belgeler, veya sanatnn kendi mektuplar filn bazen bu konuda ipucu verebilir ama ou kere bunlardan yoksunuzdurl 1. yleyse sanatnn itenlikle yazdn, eserin bizce baarl, etkili

olmasndan anlayacaz. Anlatmclar aslnda unu yapyorlar: Bir eserle karlatklarnda eserin deer tadna inanyorlarsa, sanatnn kendi duygularn anlatmak amac ile yazd sonucunu karyorlar. lk nce eserin iyi bir sanat eseri olup olmadn (yazarn yaanl Bk: H. Osborne, Aesthetics and Criticism, ss. 152-53; Jerome Stolnitz, Aesthetics and the Philosophy of Art Criticism, ss. 178-180. 150 EDEBYAT KURAMLARI SANATIYA DNK ELETR 151 II tsm bilmeden) kararlatryor, sonra mademki iyi sanat eseri, yleyse sanat kendi duygularn anlatmtr> diyorlar. Bu da gsteriyor ki iten olmayan bir sanat iyi eser veremez iddias dorulanamaz. Ne eserin 'iyilii sanatnn itenliini kesinlikle ispat eder ne de ktl itensizliini. Eletiricinin karsnda bulduu, eserde mevcut bir takm niteliklerdir. Belki airin bir duyguyu dile evirmekte gsterdii baarszlk sonucu iirde grlen bir basmakalpjlk, bir aleldelik diyelim. Acaba air iten yazmad iin mi iirde bu kusurlar buluyoruz, yoksa iten yazmasna ramen duygularm dile evirebilmek yeteneinden yoksun olduu iin mi? Eserde bir eyin aksadn grp de sanaty itensizlikle sulamak ii ters ynden

tutmaktr. Eletirici ilk nce eserde bir eksiklik, bir aksama farkediyor; inandrc klacak bir takm eylerden yoksundur eser. Bu kusur, sanatnn itenliini ie katsaU da katmasak da ortada olan bir nitelik. Parmamz bastmz bu kusurlara bir de sebep bulmak iin yazarn itensizliinden sz etmek pek bir ey kazandrmaz eletiriciye. Ksacas bir eseri verken sanatnn itenliini ortaya srmek, veya yererken aksini sylemek bir eletirici iin iin kolayna kamaktr. Eletirici eserin yrekten yazld izlenimini almsa, bunu sanatnn psikolojisine balyacak yerde eserin byle inandrc olmasnn eserdeki hangi niteliklerden, hangi meziyetlerden olduunu aratrrsa ok daha yerinde bir i yapm olur. tensizlik durumunda da ayndr tutulacak yol. Btn bu sebeplerden tr yazarn itenliinin bir lt olarak kullanlmas gnmzde ok hcuma uramtr^. tenlik sorunu ile ilgili olarak bir noktaya daha deineceiz, nk itenlik szc eletiride farkl bir anlamda da kullanlmaktadr. Bu defa sanatnn yaad duygular dile getirmesi deil de, inand eyleri yazp yazmamasdr sz konusu olan. Gerekten de okur sanatnn inanmad eyleri yazdm renirse onda bir sahtekrlk sezinler ve eseri gzden debilir. T. S. Eliot Dante zerindeki yazsnda yle bir rnek dnr : Bir gn rensek ki Dante 'lah Komedi'yi yazdktan sonra, tamamiyle aksi inanlar savunan Tabiat zerine (De Rerum Natura) isimli iiri srf Ltince bir egzersiz olsun diye kaleme alm ve

Lucretius imzasyla yaymlamtr. O zaman bu iki rden artk eskisi kadar tad alamayz1^. yle sanyorum ki Eliot'un hakk var. Bir sanatnn inanmad eyleri yazdn renirsek, sanatnn kiilii hakkndaki bu bilgimiz eserden alacamz tad etkiler. Burada sz konusu olan, sanatnn kendi duygularn dile getirmesi gibi dar anlamda bir itenlik deil, yazarn ciddiyeti ve sorumluluudur. zellikle belli bir dnya grn savunan, belli bir felsefesi olan eserlerin yazarndan okur byle bir sorumluluk bekler. Yazarn fikirleri zamanla deiebilir elbet, ama eserini yazd srada ortaya koyduu fikirlere inanmasn bekleriz. 12 Trkiye'de itenlik ltne kar ilk kanlardan biri de sanrm Nurullah Ata olmutur. Ben yazardan samimilik, sadelik mi bekliyorum? Derinlik bekliyorum, bir bakalk bekliyorum, kl krk yarmasn bekliyorum, zenti bekliyorum. Gnce, (Varlk Yaynlar 1960) s. 58 ve bk. s. 12. 13 SeUected Essays, s. 269. 152 EDEBYAT KURAMLARI Belki denecektir ki yukardaki Dante rneinde, ii> san-Dante ile sanatDante bir birine kartrlmaktadr; sanatnn kiisel hayat eserlerinden ayrdr, eserin deerini deitiremez. Bu iddia bir bakma dorudur. Gerekten de yazarn kiiliinde yatan erdemler hi bir zaman

eserin iyi olmasn gerektirmez. Yazarn kiisel hayatnda grdmz zaaflar da (ikiye dkn, kumarbaz v.b.) eserin deerlendirilmesinde rol oynamaz, nk bunlar eserle ou kere ilgili deildir. Bu durumda yazar bir insan olarak yarglarz. Fakat yazarn kendi tezine inanp inanmamas da sadece kiisel hayatn ilgilendiren bir ey midir? Baz eletiriciler bu kanda; eser kendi bana ayakta durabiliyorsa mesele yoktur. Bu iddiann her zaman doru olduunu sanmyoruz. Bir dnya grg olan yazar bunu romanna koyarsa inand eylere genellikle okurun da katlmasn salamak, onun inanlarn etkilemek iin yapar bunu. Bu tip eserler karsndaki yaantmzn btn iinde eserdeki felsefenin de bir pay vardr. Bundan tr yazarn bu fikirlere inanmadn renirsek eser karsndaki yaantmzn deimesi mmkndr. Grlyor ki sanatya ynelen eletiride nemli yer tutan itenlik sorunu sanld kadar basit deildir. PSKANALZ VE ELETR ...... Yazarn hayatna ve kiiliine gsterilen ilgi yirminci yzylda Freud'un etkisiyle yeni ve daha teknik bir mahiyet alm, psikanalize dayanan yeni bir eletiri yntemi, sanat eletirisinde byk bir yer tutmutur. Freud'un bilinaltyla ilgili bulularna dayanan bu yntemi bazllan SANATIYA DNK ELETR 153

sanatnn psikolojisini, bilinalt dnyasn, cinsel komplekslerini v.b. ortaya kartmak iin; bazlar ayn zamanda bu bulular eserlerini yorumlamak iin kullanm, yine bazlarda eserlerdeki kiilerin psikolojisini, davranlarn aklamak amacyla bu kiilere uygulamlardr. Psikanaliz'in bir de 'yaratma'nn bilin alt kaynaklarn aklamak iddiasnda olan ksm vardr ki sanatn ne sebeple doduu, sanatnn niin eser yaratt sorularna cevap veren bu gr sanat eletirisi alanna girmemekle beraber psikanaliz ynetiminin temelini tekil ettiinden zerinde ksaca durmak yararl olacaktr. Freud sanatnn yaratma eylemi ile nevroz arasnda sk bir iliki bulur ve bilinaltnn yaratma' daki roln belirlemeye alr. Sanatlarn insanlar artan bu yaratma gc ok eski zamanlardan beri ilgi eken ve merak uyandran bir konu olmu ve genellikle ilham kavram olay aklamak iin ne srlmtr. Eski Yunan'da ilham sanatnn dardan bir kuvvetin etkisi altna girmesi, ona tbi olmas demekti. Adeta cin tutmu gibi sanat yar kendinden gemi bir duruma girerdi. Esrarengiz d kuvveti, tanrlar olarak da anlamaktaydlar ve airler ilham iin tanrlardan medet umar onlar yardma arrlard. Platon'un Ion diyalogunda Sokrates, ozan lon'a sorular sorarak onu sktrd zaman on'un verdii cevaplardan kard sonulardan biri de udur : Ozanlar, yazar ve sylerken akla dayanan bir i yapmazlar. Bir nevi vecd iindedirler ve yazdklar bilinli bir denetime tbi

deildir. Romantik ada bu ilham gr dinsel kisvesinden karak doal bir aklamaya ynelir. Sanat yine ilhamla yazan bir adamdr, teknik ve bilgi bu ie yetmez. Ne var ki artk ilham sanatya dardan gelen ve ona hakim olan bir kuvvet olmaktan kar ve yava yava sanatnn 154 EDEBYAT KURAMLARI kendi iinde fakat bilincinin dndaki bir kaynaktan fkrd kans yer alr. Akl, zek, zihin, dnce gibi eylerle gerek sanat eseri yaratlabileceini kabul etmez romantikler. Yaratma, bilinci aar ve iimizde bilmediimiz bir kuvvetin eseridir. Yirminci yzylda gerekstcler iir yazarken akim denetimini kaldrmak ve bilin altndaki malzemeyi ortaya karmak iin eitli yollara bavururken, romantiklerden gelen bir yaratma grnn yeni bir eidini benimsemektedirler 14. Btn sanatlarn ilhama bu kadar nem vermediini biliyoruz. Gerek baz Rnesans yazarlar gerekse neo -klsikler ve bir ok yirminci yzyl yazarlar daha hesapl, soukkanl, aklc sanatlardr. Esasen sanatlar kesinlikle byle iki gruba ayrmak aldatc bir blmedir. Elbette ki gerekte her sanatda bu iki trden bireyler bulunur. Freud'a gelince, onun sanat hakkndaki kuramn (bunu zamanla biraz deitirmise de) yle zetleyebiliriz. nsanlarn bir takm istekleri* itileri vardr, fakat toplum iinde

yaadklarndan d gereklie uymak zorun-luunu duyar ve bu isteklerini serbeste tatmin edemez, aksine bunlar bastrmaa, rtmee bakarlar. Fakat ister cinsel alanda ister baka bir alanda olsun bu itilerden, isteklerden vazgemek ok zordur. Bundan tr insan gerek hayatta kavuamad bu zevkleri hayal-kurma yolu ile elde etmeye alr. Bylece gereklik ilkesinin szn geiremedii bir hayal dnyasnda insan en gizli arzularm tatmin eder. ounlukla cinsel veya kendini baarl, kuvvetli ve yksek grmekle ilgili isteklerdir bunSANATIYA DNK ELETR 155 14 Bk: H. Osborne, Aesthetics and Art Theory, 1968, s. 140. Jar. Bu hayal kurma eylemi ar'kaar, normal snrlar aarsa ruh hastal iin ortam hazrlanm demektir. Freud'un sanat kuramnda, bu hayal-kurma eylemi ile sanatnn yakn bir ilikisi vardr. Sanat da bir ruh hastasna yakn saylr. O da gerek dnyada tatmin edemedii isteklerle doludur, onur, zenginlik, n kazanmak, ykselmek ve kadnlarn sevgisini elde etmek ister ama bu zevklere ulama aralarndan yoksundur. Bylece o da, zlemi yerine getirilmemi herhangi biri gibi gereklikten uzaklaarak btn ilgisini ve libidosunu isteklerinin hayal dnyasnda yaratlmasna aktarr. Bu da kolayca nevroza yol aabiliri 5. Baz hallerde sanat kendisini yazmaa iten tatmin edilmemi isteklerini dolayl bir yoldan yine gerekte

tatmin edebilir, nk eseri sayesinde bakalar da bir hayal dnyasnda yayabildikleri iin onlarn hayranln kazanr ki bu da ona istedii kudreti, erefi, hreti ve kadnlarn sevgisini yine gerekte salam olur. Yazarn bunu yapabilmesinin sebebi kurduu hayalin kiisel ynn trpleyerek bakalarnn zevkle katlabilecei bir hale sokabilmesinden ve yasak kaynaklardan geldiini farkedilemiyecek kadar deitirmesini bilmesindendir. Denebilir ki sanat, bakalarna hayal kurmann zevkini utanmakszn tatmin imknm salar. Madem ki yazar yazmaa iten aa vuramayp bastrmak zorunda kald istekleridir, o halde bunlar bir yolunu bulup klk deitirerek kendilerini eserde belli edeceklerdir; tpk hepimizin ryalarnda kendilerini gsterdikleri gibi. Bundan tr bir sanat eserine, yazarn bilin altnda kalm isteklerinin, korkularnn v.b. sem15 Freud, Introductory Lectures on Psychoanalysis. Eserin bu ksmnn Trke evirisi Derin izerin ingiliz Filolojisinde yapt Freud ve Sanat adl mezuniyet tezine eklenmitir, s. 43. 156 EDEBYAT KURAMLARI bollerini tayan bir belge gibi bakabiliriz. Psikanalitik eletiriyi kullananlara gre, yazarn eseri, psikanaliz tedavisindeki bir hastann szleri gibi ele alnabilir ve o zaman yazarn gizli isteklerini, cinsel eilimlerini, bilinalt dnyasn aratrp ortaya dkmek iin eserini incelemek gerekir. Psikanalizin bu yolda kullanlmas eserden hareket ederek

yazan aklayan eletiri trne girer, ve eser hakknda bize fazla bir ey sylemez. Fakat psikanalize dayanan yntem yalnz yazarm biyografisi iin kullanlmaz, ayn zamanda esere ait zellikleri aklamaya da yaryabilir. Nitekim Freud kendisi Dostoyevski ve Baba Katillii 16 adl yazsnda Dostoyevski'nin hayat hakkndaki bilgilere ve eserindeki olaylara, kiilere, lmn arzulamas konusuna, belirmemi homosekselliine ait sonular karr fakat ayn zamanda Dostoyevski hakkmdaki btn bu bilgilerin altnda eserini aydnlatc fikirler atar ortaya. Freud kendisi sanat eserlerine eilmekle bu yntemin nasl uygulanabileceini gsteren ilk rnekleri vermitir. Dlerin Yorumu kitabnda, sonradan ok ilenen Oedipus kompleksi temasnn bir rneini Sophokles'in Kral Oidipus oyununda bulmutu. Freud'a gre ocuun ilk cinsel istekleri anaya ynelir ve babay rakip bildii iin onun lmn ister. Bu hepimiz iin byledir, ve oyunun yirminci yzyl seyircisini hal etkiliyebilmesini bu ekilde aklayabiliriz. Oidipus'un kaderi biyj duygulandryor, nk o bizim kaderimiz de olabilirdi. Onun zerindeki lanetin aynsn khin domadan nce bize de yklemiti. Hepimiz -dlerimizin de bizi ikna ettii gibi- ilk cinsel itilerimizi annelerimize ve ilk nefret, iddet itile16 eviren Oya Berk, Yeni Dergi, Say 67.

SANATIYA DNK EL.ETR 157 rimizi de babalarmza yneltmee mahkm edildiimiz iin etkileniyoruz 17. Hamlet'in de Oidipus sorunu ile zmlenebileceine iaret etmiti Freud. Fakat bu tragedyaya psikanaliz yntemini uygulayarak nl bir inceleme karan Ernest Jones olmutur. Bilindii gibi Hamlet eletiricilerini en ok uratran noktalardan biri Hamlet'in babasnn in-intikamm almak iin bir trl harekete gemeyii, bunu durmadan erteleyiidir. Jones ite bu noktay ve dolaysyla Hamlet'in kiilii sorununu yine psikanaliz yoluyla zmektedir. Hamlet babasnn intikamn bir trl alamaz, nk babasn ldrerek yerine geen ve anasyla evlenen adam, aslnda Hamlet'in ocukluunda duyduu ve bastrd bir istei gerekletirmitir. Hamlet kendi babasn ortadan kaldrarak anasyla birleme isteini bilin altnda duymu olduu iindir ki, ayn eyi gerekletiren adam karsnda kendini sulamaktan kurtulama-makta ve bir trl harekete geememektedir. Fakat Jones'un bunlardan kard baka bir sonu var ki dorudan doruya Shakespeare'in kendisiyle ilgili. Jones'a gre eserde bulduumuz Oidipus durumu Shakespeare'in kendi ruhsal durumuna k tutmaktadr. Shakespeare'in babasnn 1601'de ldne ve Hamlet'in de hemen bu olayn ardndan yazldna inand iin, Jones yazarn babasna kar ocukluunda duyduu hislerin canland bir srada Hamlet'i kaleme ald

sonucuna varr. Jones'a gre Hamlet bize Shakespeare'in ruhunu ve zihninin derinliklerinde olup bitenleri gsterir, felsefesini, grlerini dile getirir. Acaba gerekten yle mi? 17 Derin lzer'in evirisi. Ad geen tez, s. 58. S Hamlet and Oedipus (1955). Bu nceleme daha ksa olarak ilk defa lOlCda yaymlanmt. 158 EDEBYAT KURAMLARI Shakespeare'in dier eserlerinde baka grler diie ge>-tirilmektedir. Eserlerinin iinden bir tanesini seerek sadece bundakileri sanatnn gerek grleri saymaya ne hakkmz var? Jones, Hamlet karakterinin psikanalitik tahliliyle yetinmiyerek, buradan Shakespeare'in ruhunun derinliklerine atld an, eserde sanaty okuma hevesinin tehlikelerine dolanr. Belirtmee altmz gibi Freud sanatya bir ruh hastas olarak bakmaktadr. Freud'un kuramnn doruluunu veya yanlln tayin etmek bize dmezse de edebiyat eletirisi bakmndan grlen zayf noktalarna dikkati ekebiliriz. Freud'un sanaty ve zellikle yazarlar ve airleri ruh hastas saymas ve hayal kumayla sanat arasnda bulduu iliki tenkide uramtr. Triling'e gre yazarlarn ve airlerin psikanalize elverili olmalarnn sebebi psikolojileri hakknda ok ipucu vermelerinden ve kendilerini anlatmalarmdandr. Fakat bilim adamlar, avukat lar, bankaclar v.b., kendileri hakknda yazmyorlar diye onlar normal grmemiz gerekmez. Psikanalizin

anlay ile onlar ele alsak, onlarn da ruh yaplarnda, yazarlarda olduu kadar dengesizlikler buluruz. Sanatlar ayr bir snf tekil etmezler. Bu byle olunca, yazarn gcn yine de nevroza balamak istiyorsak btn entellektel gc nevroza balamay gze almalyz 19. Yazan bakalarndan ayran nokta bir eit ruh hastas olmas deil -nk hepimiz biraz yleyizfakat bu nevrozu baa3ANATIYA DNK ELETR 159 19 L. Trilling, Art and Neurosis, The Liberal Imagination S. 169. rh bir ekilde nesnelletirebilmesdir. Yazarn ve airin dehasn ruh bozukluklarla aklayamayz; olsa olsa alglama, sezme, yanstma, kavrama gc gibi terimlerle aklayabiliriz. Baka bir deyile, sanaty sanat yapan ruh bozukluu deil, bir eit yeteneidir. sterseniz buna Tanr vergisi deyin, isterseniz zel bir yetenek 20. Freud'un kuramnda dikkat edilecek ikinci bir nokta eserin deeriyle olan ilikisidir. Kuram doru olsa bile bize sanat eserinin deeri hakknda fikir yrtmek imknn vermez. Sosyolojik eletiride ve anlatmc kuramda grdmz bir durum burada da vardr; yani kuram eserin douunu aklar fakat bu douun ak-lani tasvir edici eletiridir, deerle ilgisi yoktur. Ayn koullar ayr iki yazar eser vermee itebilir ama ortaya kan iki eser ok farkl deerde olabilir. Psikolojik aratrma sayesinde baz yazarlann

eserlerinde niin filn niteliklerin bulunduunu syliyebiliriz, fakat sz konusu niteliklerin iyi veya kt olduunu ancak bir edeb deer kuramna dayanarak tayin edebiliriz2l. Yaratma eylemini aratran psikolojik eletiri de deerlendirmede ie yarard, eer iyi ve kt eserle, belirli bir yaratma kavram arasnda bir ilinti kurulabilseydi. Bugn iin bunu yapabilecek durumda, deil psikoloji. Sanatnn yaantsn, nevrozunu psikanaliz yoluyla kefetmenin eseri deerlendirmekte ie yaramayaca dorudur. Ancak psikanalize dayanan yntem her zaman sanatnn psikolojisine ynelmez, bazen de dorudan doruya eseri zmlemeye alabilir. Eserdeki karakterleri bu adan inceleyince bunlarm davranlarn, 20 Bk: Ay. es., s. 177. 21 Bk: D. Daiches, Critical Approaches to Litaratare, s. 341. 160 EDEBYAT KURAMLARI kiiliklerini daha iyi kavryabiliriz. (Freud ve E. Jones'-un Hamlet karakterini inceleyileri bu bakmdan ilgintir ama bu iki psikanalist Hamlet'in davranlarn sonunda Shakespeare'in ruhsal durumuna balamakla yine sanatya ynelmekten kendilerini alamamlardr). Bugn zellikle modern edebiyat incelerken, psikanalizden bu yolda yararlanmak yerinde olabilir nk modern sanatlar Freud'dan ve Jung'dan etkilenmi ve psikanalist retiyi

kendi eserlerini yazarken uygulamlardr. Ne var ki szn ettiimiz eletiri yntemi sanatya dnk eletiri yntemleri arasna girmez; baklarm esere eviren bir eletiridir. Psikanalitik yntemin baka yollarda kullanldn hatrlatmak amac ile burada ksaca deinmek istedik. KISIM III BLM 7 DUYGUSAL ETK KURAMI Bu blmde inceleyeceimiz kuram, sanat tanmlamak iin, eserle d dnya veya eserle sanat ilikisi yerine, eserle okur arasndaki ilikiye evirir yzn ve sanatn ne olduu sorusuna verilecek cevab, sanat eserinin okur zerindeki duygusal etkisinde arar. Sanat eserlerinin etkilerinin eitli olduuna phe yok; bir eser, okuru ahlk ynnden, din veya politik inanlar ynnden etkiliyebilir, dpedz bilgi de kazandrabilir okura. Fakat duygusal etki kuram baka yollardan da salanabilecek, bu yan etkilere dayanmaz, sanatn sanat olarak yapt etkiyi sanatn tanmna temel yapar. Sanat, yapt ie gre tanmlamaktr bu. Bilindii gibi bir eyi tanmlarken onun tanmlayc niteliklerini belirtiriz. Bu nitelikler genellikle nesnenin kendine mevcut isel niteliklerdir. nsan akla sahip bir hayvandr gibi bir tanmda, insann tanmlayc zellii akl sahibi olmasdr. Yine, tun nedir? sorusuna bakrla kalay alam bir metaldir diye cevap verebiliriz ve bylece tuncun kendinde

mevcut niteliklere iaret ederek tanmmz yaparz. Fakat baz nesneleri tanmlarken onlar meydana getiren unsurlar veya yaplarna 164 EDEBYAT KURAMLARI ait niteliklerden ok, grdkleri i yani ilevlerdir tanmlayc zellik olarak gsterilen. Meydan Larousse'u ap 'balta' maddesine bakarsak 'kesmek, yarmak, yontmak iin kullanlan aa sapl demir azl alet' diye tanmlandm grrz. Btn aletler, kullanldklar yere, grdkleri ie yani ilevlerine gre tanmlanrlar diyebiliriz. Duygusal etki kuram, sanat bu yoldan tanmlamya alr. Sanat eserinin de kendine uygun bir kullanl, kendine zg ilevi varsa tanm buna dayandrmak mmkndr. Bugn edebiyatn (sanatn) ilevi nedir? sorusv-na ne cevap verilebilir? Edebiyatn grd ileve bakarsak pek ok ey sayabiliriz: bilgi vermek, ahlk bakmndan eitmek, milliyetilik duygular uyandrmak, zevk vermek v.b. Edebiyat, saydmz btn bu eyleri yapabilir ve yapmtr da, fakat baz estetikilere gre bunlardan bir tanesi edebiyatn asl kendine zg ilevidir ve sanat sanat yapan zelliin bu ilevde aranmas dorudur. Sz konusu ileve, zevk verme, estetik duygu veya heyecan uyandrma gibi adlar verilir. Sanat eserini bi/. okumaktan zevk aldmz iin kuruz. Geri okuduumuz eser bizde baka etkiler meydana getirebilir: belki eitici rol olur, belki kt fikirler alar, baz duygulardan

arndrabilir (katharsis), uyku karabilir v.b. Ne var ki bunlar sanatn sanat olarak yapt etkiler deildir, sanat zevk iin okumann sonucu olarak meydana gelebilecek yan etkilerdir. Zevk vermenin, edebiyatn iki ilevinden biri olduunu ok eskiden Horatius (. . 65-8) da sylemiti. Dier ilevi de eitmek (retmek) di. Bu ift ilev gmi1 Bk: Gilbert and Kuhn, A History of Aesthetics, 2 nd ed. (1956), a. 196. DUYGUSAL ETK KURAMI 165 mze kadar tartma konusu olmakta devam edegelmi-tir. Horatius bu ilevlerden birincisini belki daha nemli sayyordu, fakat Rnesans'da terazinin br kefesi (eitme) ar basmaa balad. Geri L. Castelvetro ve Bernardo Tasso zevk vermei daha nemli grrler ama bunlar o a iin istisna saylacak kiilerdiri. Rnesans dnrleri, genellikle edebiyatn ahlk ve bilgisel ynn verek bu alanda salad faydalan sayp dkyorlard. Fakat onyedinci yzyln sonlarnda ve onseki-zinci yzylda durum biraz deiir ve 'zevk verme' ilevi nem kazanr. Durumun deimesinde Descartes, Galileo, Hobbes ve Locke gibi filozof ve bilginlerin rol olmutur belki; nk bunlarn dnceleri ve yazlar syle bir inanca yer hazrlad: hakikati aratrmak ve bildirmek kla dayanan bilimin iidir .sanatn deil. Bu durumda, edebiyatn savunucular, edebiyatn ilevini zevk alanna kaydrmak zorunluunu duydular. Onyedinci yzyln sonunda, Dryden Zevk diyor edebiyatn tek deilse de

balca amacdr. Ancak unutmamak lzmdr ki edebiyatn ilevi zerinde duran btn bu alar boyunca (Blm I'de grdmz gibi onsekizinci yzyln sonlarna kadar) edebiyatn z 'yanstma' idi. Bununla beraber onaltnc yzyldan sonra edebiyatn ilevi edebiyatn tanmnn bir paras olmaa balar. yle ki edebiyat ile ilgili sorunlar ele alnr ve cevaplar verilirken, okur zerindeki etkilerdir gz nnde tutulan. Madem ki ama eitmek ve zevk vermektir yleyse bunu baarmann yollar olmak gerekir. Bu yollarn bulunup tesbit edilmesi kurallar meydana getirir. Bylece Rnesans'da ve neo-klasik ada yanstma kuram aslnda biraz klk deitirmi ve okura dnk bir kurama doru sapmt2. 2 Bk: M. H. Abrams, The Mirror and the Lamp, s. 14. 166 EDEBYAT KURAMLARI Bu arada Longinus'un etkisinden de sz etmeliyiz. Birinci yzylda yaam olan Longinus'un Peri Hypsous (Ycelik zerine) isimli kayp eseri onaltmc yzylda bulunup basld zaman edebiyat hakkndaki grleri etkilemiti. Diyordu ki Longinus, byk eser insanda ycelik duygusu gibi yksek bir heyecan (ekstasis) uyandran eserdir. Artk eitime ve zevk verme kavramlarna bir ncs eklenmiti: heyecan. Sanatn eitme, zevk verme, heyecan uyandrma gibi ilevlerinden, okurun yaantsyla ilgili olanlar esas ilev olarak seen estetikilerin elinde, zamanla, duygusal etki

kuram gelimitir. Onsekizinci yzylda, gzelin ne olduu sorusuna verilen en nemli cevap psikolojiye dayand iin, sanatn tanmnda da okurun psikolojisine ynelmek yoluna gidilmitir. Yanstma kuram bilgisel bir kuramd, duygusal etki kuram ise anlatmclk gibi duygusaldr. Ancak anlatmclk, sanat sanatnn duygularyla aklamaya alrken, beriki, okurun duygular ve psikolojisiyle aklyor ve diyor ki bir nesnenin sanat eseri olabilmesi iin okurda zevk veya estetik duygu gibi bir yaant meydana getirmesi* arttr. Hemen syliyelim ki sz konusu kuram tek bir gr deildir, birbirinden az ok farkl grlerle karlarz bu konuda. Bunlar birbirinden ayran noktalardan biri sanat eserinin okurda uyandrdn duygunun niteliidir. Bu duyguyu 'zevk' (holanma, haz) diye adlandranlarn iddiasna bakalm ilk nce. x ZEVK VE SANAT Hedonist olan bu retiye gre bir eyi sanat eseri yapan, okurda zevk (haz) uyandrabilme yeteneidir. DUYGUSAL ETK KURAMI 167 < Esasen iir demlen ey de, insana byle bir haz, heyecan ve tehasss veren amil deil midir3. Yaygn bir kandr bu ve rneklerine halk arasnda da rastlarz. Sanatn tanmn okurun holanmasna bahyanlar, herhalde zevk veren her ey sanat eseridir demek

istemiyorlar. Hepimiz biliriz ki insanlarn holand eyler trl trldr. Kimisi seyahat etmekten zevk alr kimisi balk tutmaktan kimisi kumardan. Bundan tr sz konusu ku-. ram unu kastetmektedir: holanma duygusu uyandran her ey sanat deildir, ama her sanat eseri holanma duygusu uyandrr. Baka ekilde syliyelim: holanma yeterli art deil fakat gerekli arttr. Tanmn bu ekle sokulmas ne kazandryor bize? Btn sanat eserlerinin zevk verdiini kabul edelim, iyi ama bize zevk veren di-jer eylerden ve yaptlardan (artifact) nasl ayracaz sanat eserini? Nedir teki nitelikler ki, zevk veren eyler snfnn yeleri arasnda yalnz sanat eserlerinde bu-Junsun? Tanm bu lt salamyor ve salamad srece de sanat eserini tanmlamyor demektir. Holanma uyandran eylerden bazlan gzel, bazlar gzel deilse sadece holanma uyandrmasna dayanarak bir eyin gzel olup olmadn syliyemeyiz4. Acaba bir macera roman okuyarak elenceli vakit geirmenin verdii zevk ile Flaubert'i veya Kafka'y okuduumuz zaman ki yaantmz arasnda ne fark var? Bu soruya kesin bir cevap vermek zor. Eer estetik yaantnn kendine zg, dier tr yaantlardan tamamiyle ay3 Cemil Sena Ongun, Yahya Kemal, Eserleri ve ahsiyeti, (1945) s. 16-17. 4 H. Osborne, Theory of Beauty (1952), s. 64. 168 EDEBYAT KURAMLAR*

1 DUYGUSAL, ETK KURAMI r olduuna inanyorsak, bu iki eit eser karsnda duyduklarmz tamamiyle farkl sayabiliriz. Birincisi vakit ldrmek iin, zihn hi bir gayret ve dikkat harcamadan yaplan bir okumadr. kinci eit eser ise dikkat ister, aba ister, okuru aktiv duruma sokar. Fakat bu farka dayanarak elendirici eserlerle sanat eserleri arasnda tam bir ayrm yapabileceine emin deiliz5. Bir ok hallerde ikisi arasnda kesin bir ayrm yaplamaz. Bundan tr baz estetikiler bu ikisi arasnda tr bakmndan bir ayrm yapmaa taraftar grnmemektedirler. Belki de diyebiliriz ki bir polis roman okuyarak ho vakit geinne, aa dereceden, derinlii ve iddeti olmayan zayf bir estetik yaantdr. Bununla beraber iki yaant arasndaki fark daha ok bir derece fark da olsa, sanat eseri karsndaki duygumuzu 'zevk' kavram altnda toplamann baka bir sakncas vardr. Sanat eserinin verdii zevki, baka eylerin verdii zevkten, nitelik bakmndan ayrd etmek imknsz, nk zevkler ancak derece bakmndan ayrlabilirler, nitelik bakmndan ayrlamazlar. Yani ayr ayr zevk duygulan yoktur, zevk bir yaantnn niteliidir. Zevkli olan yaantlarmz vardr, ama ayrca zevk diye bir duygu yoktur. Kn bir odun sobas karsnda oturmak. 5 Estetik dediimiz btn ruh halleri ho. (zevkli) ise de, ho dediimiz btn ruh hallerine

estetik adm veremeyiz... Estetik ile holuk alanlarm ayrmak iin nelere dayanabileceimiz hususunda, bu konu zerindeki btn incelemelere ragmen bir anlamaya varlamamtr. H. R. Marshall The Aesthetic Experience as Pleasure Problems ol Aesthetics, ed Krieger and Vivas (1953), s. 306. 169 ateini seyretmek zevkli olabilir; dostlarla oturup sohbet etmek zevkli olabilir; ve btn bu hallerde bir yaantnn niteliidir zevk. Tek bana zevk diye bir duygu duymayz. Bundan tr sanat zevke balamak yanltr, nk sanat eseri zevk verir ama, buna sadece zevk dediimiz srece, dier yaantlarn verdii zevkten ayrd etmi olmayz. Bu kuramn yetersiz bir yan da sanat eserleri karsndaki eitli duygularmz 'zevk' szc ile anlatmaa almasdr. Sanat eseri vardr okuru sarsar, sanat eseri vardr artr, sanat eseri vardr ezer. Kral Lear, Bernardo Alba'nn Evi, Karama&of Kardeler, Godot'yu Beklerken gibi eserler karsndaki duygusal tepkimizi zevk verme diye tanmlamamz insan yadrgatmaz m? Geri bu eserlerden zevk aldmz dorudur, ama yle sanyorum ki bu zevk, eser karsndaki yaantmz iinde, bu yaantya ismini verdirecek kadar byk bir yer tutmaz. Ayrca, bu gr, sanat eseri hakkndaki konumamz ok snrlar. Bundan tr, 'zevk' yerine, sanat eseri karsndaki psikolojik yaantmza baka bir ad bulmak ihtiyac domutur.

ESTETK YAANTI Sanat eserinin okur zerindeki etkisini 'zevk' ile aklamak yetersizse, ve zellikle sanat eserinin verdii tad baka tr tadlardan ve duygulardan ayrmak imknn vermiyorsa, okurun psikolojisinde, daha zel bir ey bulmamz gerekiyor. yle bir ey ki ancak sanat eseriyle 170 EDEBYAT KURAMLARI ilgili, onun dourduu psikolojik bir hal olsun. Onseki-zinci yzyldan, zellikle Kant'dan bu yana, bu yaant estetiin ana sorunlarndan biri olmu, zerinde ok ey yazlm ve nasl bir yaant olduu, ne gibi zellikler gsterdii belirtilmeye allmtr. Biz burada ayrntlara girmeden, estetik tutumun ve yaantnn genellikle kabul edilen zelliklerine ve grlerin ikiye ayrld bir noktaya iaret etmekle yetinebiliriz ancak. Estetik tutumun dikkati en ok eken taraf 'kar gzetmemezlik' (disinterestedness), yani faydac bir tutumdan tamamen uzak kalmas zellii olmutur. Bir sanat eserini srf ondan aldmz tad iin okumuyorsak, ie baka hesaplar karyorsa tutumumuz estetik deildir. Bir iirin toplum zerinde ne gibi etkiler yapacan dnen bir sansr yesinin veya bir roman yapaca sat dnerek okuyan bir yaymcnn bu eserler karsndaki tutumlar pratik amalara yneltilmi tutumlardr. Edebiyat eserlerini bilgi edinmek iin okumak da

estetik tutumla badamaz. Olaylar Afrika^da geen bir roman, ordaki yerlilerin rfleri, detleri, gelenekleri hakknda bilgi edinmek amacyla okuyan insann tutumu bilgiseldir, estetik saylmaz. Baz kimselerse okuduklaryla kendi kiisel hayatlar arasnda balantlar kurarlar. Kendileri ve sevgililerim mesel, romandakilere benzetir ve bu zdeletirmeden estetik olmayan baka zevkler alrlar. Ksacas, bir eserin dou nedenleriyle verecei sonular ve baka eylerle olan ilikisiyle ilgilenmek, eser den u ya da bu ekilde varaklanmak, onu kullanmak amacyla okumak estetik tutumla atan eylerdir. EsDUYGUSAL. ETK KURAMI 171 tetik tutumda dikkatimiz sadece eserin kendisine dnktr ve eseri keyif iin okuruz6. Estetik yaantmn bir baka zellii de bu ilginin pasiv bir ilgi olmamasdr. Alelade durumlarda biz ayn zamanda eitli eyay alglarz, fakat estetik bakta dikkatin eser zerinde toplanmasndan sz edilir. Karanlk bir alanda tek bir noktya k tutulmas gibi dikkatimizi okuduumuz veya seyrettiimiz eser zerinde ylesine toplarz ki, alg alanmz daraltr ve bilincimizi dier etkenlere kapatrz. Esere kendimizi ylesine veririz ki, c srece etrafmzdaki dier eyleri alglamamz durur. Dikkatimizin bylece bir eser zerinde toplanmas ve bilin alannn daraltlmas yaantmzn daha canl ve keskin olmasn salar

ki bu da estetik yaantnn, baka yaantlarla paylat bir zelliktir. Anlattmz estetik tutumla okunan bir eserin, iyi bir eserse, bizde uyandraca yaantya estetik yaanh 6 Kant'n zerinde durduu 'kar gzetmeme' zellii daha sonra P. Schiller tarafndan 'oyun'da da bulunmu ve sanatla oyun arasnda yakn benzerlikler grlmesine yol amtr. Schillere'e gre oyunda bir takm kurallara uymak zorunluu vardr, fakat bu, istiyerek srf keyif iin yaplr. Bylece zgrlkle zorunlugun kaynata bir eylemdir oyun. Bu eylemde bir kar gzetilmez. Schiller sanat oyuna indirgemiyor fakat ortak yanlarna iaret ediyor. Schiller'in grn, Darwin'in etkisiyle daha biyolojik bir dorultuda gelitiren H. Spencer'a gre beden ve zihn melekelerimiz ya bireyin veya insan trnn devamn salamaya yarar. Yalnz oyun ve sanat bu kuraln dnda kalr. Bu iki eylemin byle bir yararlar yoktur, pratik alanda hi bir ey salamazlar. Bunlar hayatn lksdr adet. Sanat, fazla enerjinin tadn kartmaktr. 172 EDEBYAT KURAMLARI diyoruz. Bu yaantnn bykl, iddeti, dengelilii gibi dier zellikleri zerinde durmamza gerek yok. Fakat estetik yaant hakknda fikirlerin iki kanada ayrld baka bir noktaya ksaca dokunacaz. Birinci kanatta Kant gibi, zel bir estetik duygunun varln ne

srenler yer alr. Estetik duygu diye zel bir duygu vardr bunlarca. Beri yandan LA. Richards ve J. Dewey gi-bir bir takm estetikiler de estetik duygu diye zel bir duygu bilmediklerini ve bugn psikolojinin byle zel bir duygunun varln kabul etmediini syliyerek bunu reddeder ve estetik yaantnn, dier yaantlardan tr bakmndan farkl olmadn sylerler Riehards'a gre bir resme bakarken, bir r okurken veya mzik dinlerken yaptmz ey, sabah giyinirken, galeriye giderken jfaptmzdan ok farkl deildir; sadece yaantnn dzeni bakadr. eitli emplslerin ve heyecanlarmzn belirli bir denge ve ahenk iersinde vard bu dzen dier yaantlarda bulunmaz. Aradaki fark tr fark deil derece ve dzen farkdr?. Estetik yaantnn mahiyetini aklamaa alanlar arasnda, grld gibi tam bif anlama yok. Fakat estetik yaantnn tam bir tanmn yapmak gerekmiyor bizim iin. Kesin olan bir ey varsa, sanat eserleri karsnda estetik ad verilen bir eit yaantnn meydana geldiine ou estetikilerin inanddr. Elbette ki, sanat eserleri karsnda estetik yaant duyduumuzu sylemek, mutlaka sanat duygusal etki kuram ile aklamak anlamna gelmez. Dier bir ok kuramlar da estetik yaanty kabul eder. Ne var ki bu kuramlarda sanat eserini sanat eseri yapan ey okurun yaants deil baka bir zelliktir. 7 Principles of Literary Criticism, ss. 16-17. OKURA DNK ELETR

173 imdi bizi ilgilendiren baka sorunlar var. Estetik yaantyla sanat eserinin nitelikleri arasnda nasl bir ilinti mevcuttur? Esetik deer yaantyla ilintisiz bir deer midir? Estetik yaantnn deerli olmas ne demektir? Bu blmde incelediimiz znelci (subjektivist) kuramnn bu sorunlara verdii cevab iyi anlamak iin baka cevaplarla karlatrmak doru olacaktr. ZNELC DEER KURAMI Nesnelcilik u soruyla balyalm: Bir sanat eserinin estetik deeri ne demektir? Bu r gzel veya Bu iyi bir roman dediimizde acaba bu niteliklerin gerekten de eserde var olduunu mu sylemek isteriz? Nesnelcilere (objektivistlere) gre durum byledir. Ayrntlara girmeden bu iddiann iki eidini ele alalm. 1) Estetik deer eserdeki gzellik niteliinden doar. Bu gre gre 'gzellik' diye ayr bir nitelik vardr; btn dier niteliklerden ayr, daha fazla paralanamyan bir nitelik. Bu iirde on msra var dediim zaman nasl fiirin bir niteliinden bahsediyorsam bu iir gzel dediim zaman da iirde mevcut bir nitelikten bahsediyorum. Bu demektir ki gzellik nesnel bir eydir ve nesnenin kendisinde vardr. Vens heykeli, dnyada hi bir insan kalmasa da yine ayn gzellik niteliini tayacaktr. Tann sertlii, boyu, ekli gibi heykelin gzellii de bizim dmzda mevcut kendi bana bir niteliktir. Bir noktaya dikKat etmemiz gerek.

Gzellik baka niteliklerin bir araya gelmesiyle domaz, daha basit niteliklere indirgenemez. Bundan tr gzellii tanmlyamayz, szcklerle 174 EDEBYAT KURAMLARI anlatamayz. Gzellik sezgiyle kavranabilir ancak. Geri bir eser hakknda zt yarglar verilebilir ama bunlardan yalnz biri dorudur, nk eser hem gzel hem irkin olamaz. Bu grn zayf noktalar meydanda. Bir kere estetik deerin sadece gzellik niteliine balanmasn nasl kabul edebiriz? Sonra gzellik sezgiyle kavranabilen ve tanmlanamyan bir nitelik olduuna gre hangimizin sezgisinin doru olduuna nasl karar vereceiz? Hi kimse yargsn savunamaz, nk yargsn destekliyecek sebepler gsteremez. undan bundan tr gzeldir diyemez, nk eser bir eylerden tr gzel deildir; sadece tanunlanamyan, daha fazla tahlil edilemiyen gzellik niteliine sahip olduu iin gzeldir. Estetik deerin yine nesnel olduuna inanan baka dnrler bu glklerden kurtulmak iin baka bir gr srmlerdir ileri. 2) Estetik deeri, eserdeki baz nitelikler meydana getirir. Bu kuramn birinciden nemli fark estetik deeri tanmlanamyan bir gzellik niteliine balamak yerine, eserde grebileceimiz ve.zerinde konuabileceimiz bir takm niteliklerle aklamasdr. Gelgelelim estetik deeri salyacak bu yeterli ve gerekli nitelikleri nasl tesbit edeceiz? ou estetikiler, ahenk,

btnlk, karmaklk dengelilik, organik birlik gibi yapsal nitelikler zerinde dururlar; bazlar bunlara, insan tabiatm aklamak gibi, gereklik hakknda bilgisel diyebileceimiz nitelikler eklerler. Fakat imdiye kadar estetik deeri meydana getiren yeterli ve gerekli nitelikler zerinde anlamaya varlamamtr. Baz nitelikleri sememizin sebebi nedir? Niin bunlar estetik deeri salasn? Burada baka bir noktaya dokunmamz lzm. Nesnelciler bu nitelikleri hakl gstermek iin insanlarn houna gider de ondan diyemezler, nk o zaman estetik OKURA DNK ELETR! 175 deeri nesnel olmaktan karm insan duygularyla ilintili bir duruma sokmu olurlar. Oysa nesnelcilerin zerinde srar ettikleri bir husus estetik deerin nesnel olduudur. iki eit nesnelciliin karlat glkleri yle zetliyelim. Birincisinde gzelliin farkedilmesi sezgiye bal. Oysa sezgiler savunulamyaca iin eserin gzel olup olmad konusunda bir anlamaya varlamaz. Eser bana gre gzel size gre gzel deilse, birimizden birimiz haklyz ama kimin hakl olduunu bulamayz. Bu kuramda eletiricinin eser hakknda syliyebileeei eyler ok snrl, nk eser undan undan tr gzel deildir; gzelliin analizi yaplamaz. Gzellik nitelii eserde ya vardr ya yoktur. Bundan baka, estetik deeri gzellik niteliine balamak bir ok eserler iin elverisizdir. nk gzellik

estetik deerin ancak bir ksmn salar. Baz eserlere estetik deer kazandran baka nitelikler de vardr: ezici, artc, derin, dndrc, sarsc eserler vardr. Nesnelciliin ikinci ekli bu glklerden kurtulmak ister, fakat baka glklere dolanr. Bu sefer estetik deeri salyan nitelikleri tesbit etme gl var. Sanat eserleri o kadar eitli ki, trl tragedyalar, komedyalar, rler, hikyeler, destanlar, romanlar iin geerli olabilecek yeterli ve gerekli estetik deer niteliklerini ortaya karamyoruz. Bundan baka, ileri srdmn niteliklerin niin deerli olduunu da syliyemiyoruz. Bu durumda belki basjka bir yola bavurmak ve estetik deerin nesnel deil znel olduunu dnmek gerek. Bu blmde incelediimiz kuramn da yapt bu. znelcilik Genellikle deer kuramnda grler ikiye ayrlr. 176 EDEBYAT KURAMLARI Baz filozoflara gre insanla ilintisiz, nesnel deer vardr, bazlarnca yoktur. znelcilere gre deerden ancak insanlarla ilintili olarak sz edilebilir. Arzularn, ihtiyalarn, duygularn ie karmad bir yerde deerden sz etmenin ne anlam vardr? Hi bir insann duygular, ihtiyalar, zevkleri ile ilikisi olmayan bir nesnenin deerli olmas ne demektir? Estetik deer iin de durum ayn. Hi kimseye zevk vermeyen bir nesne gzel olamaz diyor Santayana8. Demek ki deerden ancak insanla ilintili olarak sz edilebilir ve

gzellik (estetik deer) de nesnelcilerin sand gibi insanla ilintisiz olarak d dnyada bulunamaz ancak bir veya bir gurup insanla ilintili olarak dnlebilir. Bir eserin estetik deeri kendi nesnel niteliklerine dayanmaz, insanda uyandrd duygulara (estetik yaantya) dayanr. Bu eser gzel (estetik deeri var) gibi bir yargnn anlam genellikle yanl anlalmaktadr. Sanlr ki gzellik (estetik deer) eserde mevcut bir niteliktir, oysa eserde byle bir nitelik yoktur. Bundan tr San-tayana, gzellii nesneye yanstlm zevk (pleasure objectified) diye tanmlar. LA. Richards da gayetle kesh> dir bu konuda. Eserde gzellik (estetik deer) diye bir nitelik yoktur ama biz konuurken bu lengistik hataya deriz. Filn resim iin gzeldir deriz, aslnda resmin bizde u veya bu ekilde deerli olan bir yaant meydana getirdiim sylememiz gerekir9. Yani duygumuzun niteliini eserde mevcut bir nitelik sayarz. yle bir benzetmeyle de akhyabiliriz durumu, ldrc nesnelerde ldrclk diye bir nitelik ararsak bir ey bulabilir miyiz? Tfek, bak, zehirli gaz gibi silahlar alalm; bun8 The Sense of Beauty, s. 49. 9 Principles of literary Criticism, s. 20. DUYGUSAL. ETK KURAMI 177 larm hepsi ayn sonucu yaratr, insan ldrr ve bundan tr bunlara ldrc silahlar

deriz. Ama aralarnda ortak olan ldrclk niteliini bu silahlarn kendilerinde bulabilir miyiz? Biri barutun yanmasyla yuvarlak bir kurun frlatr, dieri keskin bir madendir, teki bir gazdr. Aralarnda ortak olan tek ey bizim zerimizdeki etkileri, yani meydana getirdikleri sonutur. Bunun gibi 'gzel' de baz nesnelerin bizde meydana getirdikleri bir yaantda bulduumuz niteliktir. Gzelliin eserde bulunduu sansma kaplmak, Richards'a gre dilin bizi srkledii bir hatadr, ve ilkel bir tutumdurio. Bunun gibi sanat alannda kullandmz terimler de, dikkat etmezsek aldatabilir bizi. Yap, dzen, denge, birlik gibi terimleri biz eserde mevcut nitelikleri ifade ediyormu gibi kullanrz. Gerekte, zihnin dnda sadece kt zerine baslm harfler veya tuval ve boyalar vardr. O halde, Richards'n fikrince gzellik, estetik deer, hoa giden nitelikler hep psikolojik eylerdir, d dnyada yokturlar; ama biz konuurken sanki d dnyada, varmlar gibi ifadeler kullanrz. D dnyada var olan, bu psikolojik olay meydana getiren nesnelerdir ve bunlar sadece uyarc (stimuli) rol oynarlar. znelcilerin kuramn baka bir ynden daha akl]-yabiliriz. Diyelim A ile B yedikleri yemek konusunda tartyorlar. A, bu koyun etidir B, sr etidir diyor. A ile B'den ya birisi hakldr, ya ikisi de hakszdr, fakat kis' birden hakl olamaz, nk et ayn zamanda hem koyun hem sr eti olamaz. Fakat A, bu et lezzetli, B de bu et lezzetsiz dese her ikisi de

hakl olabilir, nk lezzetli nitelii ilintili bir niteliktir. Ancak bir insana gre var olabilir. Et A'ya gre lezzetli B'ye gre lez10 Ay. es., ss. 20-21. 178 EDEBYAT KURAMLARI zetsizdir. Bu durumda grlyor ki bu et srdr nermesiyle bu et lezzetsizdir nermesi gramer yaps bakmndan ayn olmakla beraber lojik bakmdan farkldrlar. Birinci rnekte etin nitelii ete aitdir, mevcudiyeti insanla etin ilintisine bal deildir. Fakat ikine rnek-deki lezzetli nitelii, sanki etde mevcutmu gibi syleniyorsa da aslnda yiyenin duygusundaki bir neteliktir, yani ilintilidir. Bundan tr et ayn zamanda hem lezzetli hem lezzetsiz olabilir. Bu eit bir nermenin anlaml olabilmesi iin Kime gre? sorusunun cevabn da iine almas gerekir. Aksi halde, nerme, tamamlanmam bir nermedir. znelciler iddia etmektedirler ki gzellik de insanla ilintili bir niteliktir. Nesnelcilerin sand gibi insandan ilintisiz, kendi bana eserde mevcut gzellik (estetik deer) yoktur, ve bunun iindir ki estetik yarglarmzda uyuamayz. A iin gzel olan bir eser B iin gzel olmyabilir. Nesnelcilere gre eseri iy. olduu iin beeniriz, znelcifere gre beendiimiz iin iyi buluruz. Bu noktaya gelince znelcilii ikiye ayrmak gerekir: kiisel znelcilik ve kiisel olmayan

znelcilik. Kiisel Oznecilik znelcilikte deer insanla ilintilidir ve estetik de^er okurda uyanan bir duygudur ki buna estetik holanma, estetik duygu veya estetik yaant gibi adlar veririz. K\-isel znelcilie gre kiinin houna giden eser gzed'r, X gzeldir demek X estetik bakmdan houma Ediyor demektir. Kimsenin yargs bir bakasnnkini ba-lyamaz. Herkes Shakespeare'in Kural Lear'ini DUYGUSAL ETK KURAMI 179 de A beenmese onun gznde Kral Lear gzel deildir, A'ya yanlyorsun dahi diyemeyiz zira estetik deer (gzellik) tamamiyle greci (relativ) dir. Bylece herkes .kendi yargsnda hakldr. Oysa sanat alannda bu gr kolay kolay benin-siyemeyiz. Esat Mahmut Karakurt'u Tolstoy'dan stn gren bir adamla tartmasak bile yanldna eminizdir. Hem znelciler haklysa, gzellik, holanmayla ayn ey olduuna gre X eseri gzel ama bana zevk vermiyor veya Medea gzel bir eser ama ben o eit tragedyadan holanmam gibi szlerin birer eliki olmalar gerekirdi. Oysa sanat zerinde konuurken bunlara benzer szler syleriz ve bunlarda bir eliki de yoktur. Eer znelciler haklysa sanat eserleri zerindeki btn tartmalar samadr. Samadr

nk ortada halledilecek bir anlamazlk yoktur. X romanna 'iyi' diyen de hakldr 'kt' diyen de. Her biri roman okuduu zamanki duygularn bildirmekten baka bir i yapmadna gre her ikisinin de yargs dorudur. Ne var ki gerekte bu durumu kabullenmeyiz ve kendi yargmzn doru, dierininkiniri yanl olduunu dnerek tartmalara giriir, yazlar, kitaplar yazarz. Hem, estetik deeri var sz, bana estetik zevk veriyor ile eit anlamlysa ayn iirin bir gn gzel ertesi gn kt obuas gerekebilir, zira dn okuduumda estetik zevk aldm bir iir ertesi gn bana ayn zevki vermiyebilir. Btn bu ve buna benzer baka sakncalardan kurtulmak iin znelcilii, kiisel olmaktan karmay deneyebiliriz. 180 KDSBYAT KURAMLARI Kiisel Olmayan znecilik X gzeldir demek insanlarn ounluu bu eserden holamyor (estetik zevk alyor) demektir gibi bir tanm belki bu ii grr. Hi deilse bir nceki tanmn greciliinden (relativism) kurtulmu oluruz. nk bu tanm kabul edince gzel u veya bu kiiye gr deie-miyecei gibi guruplara veya snflara gre de deiemez. Bu eser ounlua gre gzeldir ama eletiricilere gre deildir diyemeyiz; eserin gzelliini tayin iin tek bir yol vardr, o da ounluun karandr. Unutmamalyz ki burada greci bir tanmdan kurtulmakla

birlikte yine znelci bir tanma bal kalyoruz, nk eserin gzellii kendisindeki bir nitelie deil de yine insanlarda uyandrd duyguya dayanyor. Gzelin tanm iin ounluun beenisine bavurmak bizi rahat bir zme ulatrmaz. ounluk Tarzan romann Flaubert'in Madam Bovary'sinden stn tutarsa, veya adi bir ak romann beenirse ne olacak? Bunlarn gerekten deerli sanat Eserleri olduunu kabul edecek miyiz? Aslnda pekl biliriz ki ounluun holand eserleri gzel saymak zorunluunu duymayz. ounluun aldandn, sanat alannda eitilmemi olduklarn dnrz. Bundan trdr ki znelci kuram sakncalar gidermek iin tanmda yle bir deiiklik yapar: X gzeldir demek Estetik zevki olan kimselerin ounluu X'den holanyorlar demektir. Bu tanm geliigzel bir ounluk yerine seme bir ounluk getiriyor; sanattan anlayan, zevk sahibi kiilerin ounluu. Gelgelelim hemen hemen her ada hretli eletiricilerin baz eserleri deerlendirirken yanldklar olmutur. Zevk sahibi kimselerin de yanlabilecekleri, ve yarglarn deiebilecei DUYGUSAL ETK KURAMI 181 gerei bir yana, yukardaki tanmn mantk asndan bir sakatl da var. Tanmn iindeki estetik zevki olan kimseler i nasl tanmyacaz? Kimlerdir bunlar? JEtetik zevk sahibi

demek gzelden anlayan demektir gibi bir cevap verilir bu soruya. Fakat o zaman bir kmaza gireriz. nk zevk sahibi kimseleri tanyp ayrabilmek iin neyin gzel olduunu bilmemiz lzm ki bu gzellii farkedenlere zevk sahibi diyebilelim. Oysa neyin gzel olduunu biz bilmiyoruz; bunu bize zevk sahibi olanlar gsterecekti. Grlyor k gzel'i tanmlyabil-mek iin 'zevk sahibi'ne bavuruyoruz, fakat zevk sahibini tanmlyabilmek iin de gzellie. Gzellik kavramn ie kartrmadan zevk sahibini tanmlyamazsak bu ksr dnge (fasit daire) den kamayz. Estetik deerin ilintisiz olduunu syliyen nesnelci-er de, sadece okurun duygusunda bulan ve ilintili olduunu syliyen znelciler de, grld gibi baz glklerle karlayorlar. Bu ikisini badarmaya alan bir grten (nesnel grecilik, objektive relativism) den gelecek blmde sz edeceiz. imdi deer konusunda yaplan bir ayrma daha dokunalm. Dnrler deerleri ikiye ayrrlar: isel deer (intrinsic value) ve dsal veya arasal deer (extrinsic veya instrumental value). ssl deer hi bir verimi, sonucu olmasa da kendi bana bir deerdir. Gzellik, ahlk bakmdan iyi, mutluluk biroklarna gre isel yani kendi bana deerler arasndadr. Dsal veya arasal deer ise baka bir deere ara olduu iin deerdir. Buzdolab iyidir (deeri vardr), nk yemeklerin bozulmadan saklanmasn salar. Demek

ki salad sonucun deerli olmas buzdolabna arasal bir de182 EDEBYAT KURAMLARI DUYGUSAL ETK KURAMI 183 ger kazandryor. Elbette ki bu noktada durmayabiliriz. Yemeklerin saklanmas neden iyidir? nk ekononuk yararlan vardr. Ekonomik yararlar insanlarn daha iyi yaamasn salar. nsanlarn daha iyi yaamas mutlulua yardm eder. Bir arasal deerden tekine geerek 'mutlulua' kadar geldik ve baz filozoflara gre bu noktadan teye gidemeyiz, nk mutluluk baka bir deere ara deildir, kendi bana deerdir, ve btn arasal deerler sonunda mutluluk gibi bir isel deere gelip dayanrlar. Baz nesneler iki deere de sahip olabilir. Buzdolab bile eer renkleri, nispetleri ve biimi gzelse, ayrca isel olan estetik bir deer de kazanabilir. Vaktiyle zaman gsterdii iin arasal deeri olan eski bir saat bugn artk ilemiyorsa sadece estetik deer tayabilir. Bizi ilgilendiren nokta, imdi, nesnelcilerle znelcile-rin estetik deer konusundaki dnceleri. Nesnelcilere gre estetik deer eserin kendinde var olan isel bir de^ gerdir. Herhangi bir insanda estetik yaant filn uyandrmam da olsa eserin gzellii ona bu isel deeri salar. Dnyann bir tarafnda imdiye kadar kimsenin grmedii ve grmiyecei muhteem dalar, elaleler varsa bunlarn estetik deeri vardr demektir. Peki

ama gzel ligin isel deer olduunu nasl bilebiliriz? Hi kimsede bir duygu uyandrmam, kimseye zevk vermemi, kimseyi heyecanlandrmamsa niin deeri olsun? Baka bir eye ara olmadna gre undan dolay deerlidir diyemeyiz. Bundan tr gzellik isel deerdir nermesi nesnelcilere gre sezgisel- apak bir nermedir; akl bu nermenin doru olduunu kendiliinden kavrar. Ancak unu syliyelim ki, sezgisel-apak nermeler olup olmad konusunda bugn felsefeciler arasnda anlama yoktur. znelcer ise psikolojik tanma dayandklar iin estetik deerin insan yaantsyla ilintisiz olabileceini reddederler. O halde deer estetik yaantdadr. imdi u soruyu sorabiliriz: estetik yaantnn deeri isel bir deer midir yoksa dsal (arasal) mdr? znelcilerin ou bu soruya iseldir cevabn verirler. Bir iiri, bir roman okurken, bir resme bakarken, bir mzik paras dinlerken duyduumuz estetik zevk, kendi bana bir deerdir. Bu ileri bunlardan aldmz keyif iin yaparz baka bir ie yarasnlar diye yapmayz. Bir gl srf kokusunun verdii zevk iin koklamamz gibi. Fakat estetik yaantnn deerini savunmak isteyen bir dnr bu kadarla yetinmiyebilir. Nitekim I.A. Richards gibi bir estetikiye gre estetik yaant keyifli, ho, zevklidir ama deeri bununla bitmez. Estetik yaantnn ruhsal hayatmza yararl bir etkisi vardr. Bizi insan olarak daha dengeli, daha salkl daha duyarl klar.

Sanat eserinin hangi ynnn nemli saylaca, benimsediimiz estetik deer kuram tayin eder az ok. Sanat eserinde gzellikten veya eserin ya,psal niteliklerinden doan bir isel estetik deer olduunu syliyen nesnelcilerle, estetik deerin yaantmzda olduunu syliyen znelciler eletiride eserin estetik deerine eilirler. Fakat eserin deeri yalnz estetik deer olmayabilir, ahlk, din, sosyal, veya politik deerler de tayabilir. Bun-lan nemli sayan bir eletiricinin nem verdii noktalar ne eserin gzellik niteliidir ne de isel deer olan estetik yaantdr. Daha ziyade eserin deeri arasal bir deerdir ve bireye,veya topluma estetik d yararlar veya zararlar bakmndan deerli veya deersiz saylr. Duygusal Etki kuramnn ana ilkelerini imdi yle zetliyebiliriz. Bir yaptn (artifact) sanat eseri olabilI 184 EDEBtSAT KURAMLARI.: mesi iin okura zevk veya estetik yaant vermesi arttr. Estetik yaant tr bakcndan dier yaantlardan ayrdr (veya ct-u-k yaant fr baknr.ndan dier yaantlardan farkl deildir.) Estetik deer eserin kendisinde bulunmaz, uyandrd yaantda bulunur. Estetik yaanty uyandran eserler arasnda, bu yaanty uyandran yeterli ve gerekli ortak nitelikler yoktur. Estetik yaant isel bir deerdir (veya bu yaantnn, ayrca, insanlar zerinde

psikolojik bakmdan yararl etkileri vardr). BLM OKURA DNK ELETK ncelediimiz kuram sanatn nemli zelliini okura verdii zevkte ve onda uyandrd estetik yaantda buluyordu. Sanat baka eylere yarad iin deil sanat olduu iin deerliydi. Bu znelci kurama uygun eletirinin de yine znel olaca meydandadr. Onsekizinci yzyln neo-klasik estetii ve aklcl kurallara inanmaya elveriliydi. Ondokuzuncu yzylda da da dnk eletiri bilimsel ve yine nesnel olmak iddiasmdayd. Okura dnk izlenimci eletiri ise kuralcla, bilimsellie, ve nesnelcilie kar bir tepkidir diyebiliriz. Zevk kuram nasl bir yan ile sanat iin sanat grne yatkn ise, izlenimci eletiri de eletiri iin eletiri olma eilimindedir. Ondokuzuncu yzyln ilk yarsnda beliren bu yntem yzyln sonlarna doru daha ok tutunmu fakat gnmzde bir kenara braklmtr. Modern eletiride pek yeri olmad iin bu yntem zerinde biz de uzun boylu duracak deiliz. ZLENMC ELETR zlenimci eletiri ne zaman sz konusu olsa, bu tip 186 EDEBYAT KURAMLARI DUYGUSAL ETK KURAMI 187 eletiricilerin en nllerinden Anatole France'n u szleri anlr : yi bir eletirici, aheserler arasnda kendi ruhunun servenlerini anlatr.

Nesnel sanat olmad gibi nesnel eletiri de yoktur. Eserine kendisinden baka bir ey koymakla vnenler ok aldatc bir kuruntunun kurbandrlar. Gerek udur ki insan hi bir zaman kendinin dna kamaz. En byk bellarmzdan biridir bu. G yeri bir dakika iin olsun, bir sinein dzeylere ayrlm gzyle grebilmek veya doay bir orangotann kaba ve basit beyniyle alglyabilmek iin neler vermezdik. Fakat bizim iin imkn yoktur buna. Tiresias gibi hem erkek olmak, hem de bir kadn olmu olmay hatrlamak bize vergi deil. Srekli bir hapishanede gibi kendi benliimizin iine kapatlmz... Eletirici aka yle demelidir: Efendiler size Shakespeare, Racine, Pascal veya Goethe ile ilgili olarak kendimden sz edeceim.1 zlenimci eletiri kurallara inanmad, eser hakknda herkese geerli yarglar verilemiyecei kansnda olduu iin eserjn nitelikleri, yaps zerinde durmaz. Onlarca, eser hakknda sylenen eylerin doru veya yanl olmas sz konusu edilemez. Nasl edilsin ki gzellik bir zevk meselesidir ve zevkler deiir. Eletirici eserden zevk alp almadna bakar ve yapabilecei tek ey de eserin kendisinde uyandrd duygular, yaantlar anlatmaktr. Bundan tr eletirici her eyden nce gzellie kar hassas olmal, gzelin heyecanna varabilmelidir. Yoksa bir takm kurallara gre eseri lmek, ondan sonra baarl,

baarsz, veya faydal, zararl gibi yarglar savurmak hi bir ie. yaramaz. Eletirici eser hakknda deil kendisi hakknda bir eyler sylediine gre yazsnn deeri, eser hakkndaki grlerinin doruluundan gelmez, kendi sanat deerinden gelir, Mr. Ruskin'in Turner zerindeki grlerinin doru olup olmadna kim aldrr. Ne nemi vardr bunun ?2. Eletiricinin yazs, bir iir, roman veya oyun dolaysyla yazlm ikinci bir sanat eseri olur. yleyse izlenimci eletirinin eletiri olarak bir deeri var mdr? Tahmin edilecei gibi, ne sosyolojik eletiri yapanlar, ne Marxistler, ne ahlklar ne de biimci-ler bunu gerek eletiri sayarlar. Beardsley ve Wimsatt (iki biimei) The Affective Fallacy adl yazlarnda, .izlenimci eletirinin eserle, eserin meydana getirdii etkileri birbirine kartrmak olduunu sylerler. Okurdan da, yazardan da yola kmak yanltr. Yazardan yola -. kan eletiri ltlerini, eseri douran psikolojik nedenlerde arar sonunda biyografiye ve grecilie (relativism) dklr. Okurdan yola kan eletiri ise eserin kendisiyle (eserin ne olduuyla), ne yapt sorusunu birbirine kartrarak ltlerini eserin dourduu psikolojik etkilerde arar ve sonunda izlenimcilie ve greciiie dklr3. Bundan tr izlenimci eletirinin bir deeri varsa, bu, bir eletiri yazsnda aradmz meziyetlere sahip olduundan deil, baka alanlarda (otobiyografi ve deneme alanlarnda) baarl olduklar iindir. zlenimci eletiriyi,

ya eletiriciyle eletiri d sebeplerle ilgilendiimiz iin yaantlarn renmek ister ve bundan tr okuruz, veya yazlar slp v.b. zelliklerinden tr ekicidir de onun iin. Yani edebiyatn bir tr olan otobiyografi ve denemeyi ne iin okursak bunlar da o sebeple okuruz4. 1 la, Vie Idtteraire, I. ss. 5-6. 2 Oscar Wilde, The Critic As Artist, Essays by O. Wilde, ed. H. P. (Me Nuren), ss. 133-4. 3 The Verbal Icon, s. 21. 4 Bk: H. Osborne, Aesthetics and Criticism, s. 138. 188 EDEBYAT KURAMLARI Gerekten de izlenimci eletiri yazanlarn iyileri, aslnda yazar olarak denemeleri ile n yapm kiilerdir. Hazlitt, Lamb, A. France gibi eletiricileri bugn zevkle okuyabiliyorsak deneme trnde gzel yazlar yazdklar iindir. Fakat izlenimci eletirinin esptiri olarak hi bir deeri yok mudur? Belki iki bakmdan okura yararl olabilir. Eer eletirici bir eserden bahsederken heyecann okura da alyabilirse eletirici olarak yararl bir i grm saylr. Bundan baka, eletirici izlenimlerini kaydederken ya tamamiyle kendi duygularn aklar veya bunu yaparken eserin havasna, bazi zelliklerine k tutabilir, okurun eserde daha nce farketmedii eylere dikkatini ekebilir. Nurullah Ata izlenimci yazlaryla da edebiyat alannda etkili olmu, heyecann ok kimseye

alyabmi-tir. Fakat eser hakknda bir ey sylemiyen genel izlenim bildirileri oktur. Genler in adl yazsnda Fazl Hsn Dalarca iin bizi t iimizden saran eyler sylyor, okuyup doyamyorum, bizim t iimizi aydnlatyor demesi bu eidin rnekleridir5. Aym yazda Bki'nin Baki emende hayli perian imi varak Benzer ki bir ikyeti var rzgrdan beytini alarak yle diyor : Bu bizim iimizde bir eyler uyandryor, bize bir duyguyu, derin bir duyguyu sezdiriyor derseniz, peki doru sylyorsunuz. Yok kalkar da bunda ho bir bulutan bir izgiden baka dorudan doruya bir mna var derseniz, ona da doru diyemem. 5 Gnlerin Getirdii (1946), ss. 101-102. DUYGUSAL ETK KURAMI 189 Beyit hem bize derin bir duyguyu sezdirecek hem de anlamdan yoksun olacak. Eletiri olarak yeterli mi bu yarg? Okura eser hakknda ne sylyor? Hemen hemen hi bir ey. Oysa metne bakar da beyitte neler olup bittiini aratrrsak, yle sanyorum ki, Ata'm szn ettii derin duygunun beyitteki imajla yakndan ilgili olduunu farkederiz. Rzgrn dalndan koparp savurduu yaprak yerde 'perian' yatyor ve bu durumundan yaknyor gibi bir hali var. 'Rzgr' ayn zamanda 'kader', anlamna geldii iin diyebiliriz ki yapran 'rzgr' karsndaki yalnz, aresiz ve ikyeti durumu, insann kader karsndaki durumunu

sembolize etmekte ve bundan tr beyit bir gz manzaras tasvirini aarak bizde daha derin duygulan harekete getirmektedir. Beyitteki aresizlik, isyan, tevekkl ve hzn duygularn daha iyi dile getirmek iin air imajda tek bir yaprak kullanyor. Yapran tek ve yalnz olmas, kar gelinmez bir gcn nnde boyun emek zorunluunu duyuyor-Benzer ki szc de nemli. ikyet, aka, haykra-rak yaplmyor, kader karsndaki aresizliin biraz tevekkl ile karlandn gsteren sessiz, belli belirsiz bir isyan. zlenimci eletiri metin zerinde durarak, bu eitten bir eletiriye girimez, fakat kendinden sz eden eletirici bazen eserin bir zelliine, dolaysyla dikkati ekebilir. Charles Lamb, Restoration a komedyalarndan bahsederken yle der : tiraf ederim ki, kendi hesabma., egemen olduu snrlarn bir zaman dolap nefes almay... ara sra yle filn tahditlerin burnunu sokmad bir yi, avcnn beni kovalyamyaca gizli yi severim... Kafesime ve zincirlerime salkl ve canl bulurum kendimi... . sk bir vicdann iin dna karak bir rya sresince dnya hayal etmekuytulara ekilmedndmde, daha Bakalarn bilmem 190 EDEBYAT KURAMLARI ama, ben Congreve'in hatta, hatta Whycherley'nin komedyalarndan birini okuduktan sonra kendimi daha iyi hissederim; daha bir neeli bulurum hi deilse. D. Daiches'in de syledii gibi Lamb bu parada otobiyografik bir yntem kullanrken

Restoration komedyasnn ahlk kaygularma srtn dnm (amoral > bir komedya olduunu belirtmektedir?. Okura dnk eletirinin izlenimci olmayan baka eitleri de vardr. Belli bir an okurlarnn, seyircilerinin inanlarn, zevklerini incelemek suretiyle o an eserlerini yorumlamak veya hangi snflarn ne gibi eserler okuduunu aratrmak da okura dnk eletiri yntemleri saylabilir ama bunlar bir bakma tarh veya sos3>x)-lojik eletirinin bir eididirler. Edebiyat okura, sadece zevk vermez, onu ahlk, dnce vb. alanlarda da etkiler. Bu tip etkilere ynelen eletiri de okura dnk olmakla beraber bunu ayr bir yntem olarak ayrmadk, nk eitli yntemlerde (neo-klasik, Marxist, anlatma) bu yne yer verilmektedir. Biz burada daha ok duygusal etki kuramnn dourduu bir eletiriden sz etmek istediimiz iin izlenimci eletiriyle yetiniyoruz. KISIM IV 6 On the Artificial Comedy of the Last Century. 7 6k: Critical Approaches to Literature, s. 270. BLM 9 BMCLK Bundan nce incelediimiz kuramlardan ayr bir tutumu var biimciliin. tekilerde sanatn z, sanatn baka bir eyle ilikisinde bulunuyordu: gereklikle, yazarla veya okur ile olan ilikisinde. Biimcilikte ise sanat eserini dier yaptlardan ayran zellik, eserin kendi

yapsnda, yani eserin kendi unsurlar arasnda kurv'an bir dzendedir. Eser bir eyi yanstmak,, sanatnn duygularn dile getirmek, okurda duygular uyandrmakla sanat eseri olmaz; o yaratlm bir eydir ve onu sanat eseri yapan ey, kendi yapsnda, tamamiyle kendine zg bir takm zelliklerdir. Edebiyatta biimcilik kuramn incelerken, belki, bunu ilk nce resme uygulayan Clive Bell ve Roger Fry gibi estetikilerden balyarak kuramn en yaln eklini grmek, sonra edebiyata gemek daha iyi olacaktr. Bu ki elatirici Cezanne ve adalarnn getirdii ve o gnlerde pek ok kimse tarafndan yadrganan modern resmin hem deerini belirtmee almlardr hem de dayand sanat anlaynn estetiini kurmaa. Yanstma kuramnn tam kar kutbunda yer alr biimci kuram. Birincisi hayatla sanat arasnda sk bir T>a bulurken, Bell ve Fry gibi biimciler sanatla hayat 194 EDEBYAT KURAMLARI birbirinden koparmadan sanat gerek anlamyla tada-myacamz ileri srerler. Onlarca, sanatn kendine zg bir dnyas olduunu inkr etmek, onu hayatla ilikili saymak, hayattaki dier yaantlar ve deerlerle kartrmak, sanat soysuzlatrmaktr. < Bell ile Fry geen blmde incelediimiz dnrlerden bazlar gibi ie estetik duygudan balyorlar. Sanat eseri hayattaki dier duygulara benzemeyen, onlardan tamamiyle ayr

kendine zg bir duygu uyandrr: estetik duygu. Ancak o dnrler eserin kendi yapsnda bu duyguyu meydana getiren bir nitelikten ya sz etmiyor ya da bunu kabul etmiyorlard. Eletiri de baklarn esere deil okurun duygularna, psikolojisine eviriyordu. Bell ve Fry ie duyguyla baladktan sonra soruyorlar: insanda byle bir estetik duygu uyandran ey nedir sanat eserlerinde? Verdikleri cevap significant form dedikleri, eserin yapsna ait bir zelliktir ki sanatn zn tekil ederi. Bizim dmzda, eserin kendisinde nesnel olarak bulunan bir zellik. Ne var ki bu zelliin ne olduu iyice tanmlanmyor; onun yerine, estetik duygu uyandran zellik vey, renk ve izgilerin estetik duygu uyandracak tarzda dzenlenmesi deniyor ki bu bize sz konusu biimin nasl bir biim olduunu aklamyor. Demek ki sanat eserlerini dier yaptlardan ayran ve onlarn sanat eseri snfna ayrlmasn salyan zellik bunlardaki zel bir biimdir. Bylece Bell ve Fry gibi biimciler iin sanat eserinin kendinde, bu nesnenin panat eseri olabilmesi iin sahip olmas gereken nesnel bir nitelik vardr. Bir nesne karsnda estetik yaant duymamz eserde byle bir niteliin (significant form'un) 1 Bk: Clive Bell, Art, s. 23. BMCLK 195 bulunduuna iaret eder. Yalnz u var ki, bu estetik duygu, baka hi bir duyguya

benzemedii, sanata zg olduu iin bunu meydana getiren eyin hayattaki nesneler davranlar, fikirler ve inanlarla ilgisi yoktur. Sanatn dnyas, kendi kendine yeten, hayattan ayr bir dnyadr. yleyse resmin konusu, ifadeye alt duygu (ak, ac, nee, dinsel duygular, v.b.), doann gzellikleri, btn bunlar ne olacak? Bell ve Fry gibi biimciler iin konunun nemi yoktur zira gzel resim demek hayatta gzel saydmz eylerin (gzel bir manzarann, gzel bir kadnn, v.b.) resmi demek deildir^. Bu gzel eylerin uyandrd duygu, sanattan beklediimiz duygudan bakadr. Bunun gibi resmin konusu insanda, hayattaki dier yaantlara benzer bir takm yaantlar uyandrabilir. O zaman bizim tepkimiz eserin biimine deil de konusuna bir tepki olur. Oysa konu olsa olsa renk ve izgi dzeni iin bir aratr. Bir portreye sadece renklerin ve izgilerin dzeni asndan bakmak gerekir, aksi halde portreye bir insan olarak baktmz, onun gzellii ya da psikolojisiyle ilgilendiimiz an, Bell'e gre, eser karsndaki yaantmz katksz bir sanat yaants olmaktan kar ve hayata ait duygularla, sanata zg estetik duygu birbirine karr3. Bundan tr Bell ve Fry isterler ki eserin konusuna bir plastik biim sorunu olarak ynelelim. Ksacas hayatla sanat birbirinden tama2 Unutmyalm ki resimde konunun nemi ondokuzuncu yzyldan itibaren gittike dmee balar. Objede renk, k glge oyunlarn yakalamak isteyen izlenimciler iin objenin kendisi

u ya da bu olmu ne nemi vard? Daha sonra Cfeanne'da kitle, hacim deerleri ie katlnca btn mesele plastik unsurlarn dzeni oldu. Neticede konu bsbtn kalkt ve soyut resme varld. 3 Ay. es., s. 28. 196 EDEBYAT KURAMLARI miyle ayralm, nk sanatn dnyasnda ne hayatn ii vardr ne de onun konularnn ve deerlerinin. Estetik yaanty ve onu meydana getiren eserlerdeki sanata zg biimi hayattaki dier duygular ve yaptlardan bsbtn baka eyler olarak gren bir kuram elbette ki resim ve mzik alannda savunabildii bu sanat grn edebiyata uygulamakta glk ekecektir. Resimden konuyu kaldrabilir, bir halya veya iniye bakar gibi bakabiliriz ona. nk renkler, izgiler ve tonlar, szckler gibi bir eye iaret etmezler, anlam tamazlar. Ama edebiyattan szckleri ve dolaysyle anlam atamyacamza gre, konu veya ierik dediimiz eyi nasl yok edebiliriz? Fikirleri, kiileri, duygular, hatta anlaml cmleleri edebiyattan kaldrabilir miyiz? Kaldrrsak geriye ne kalr? Olsa olsa, biraz aada greceimiz gibi, anlamsz hecelere bavurarak ahenkli bir iki msra dzebilmek imkn. Bunlar ise edebiyat yerine gemez. Nitekim Clive Bell de salt sanat saymaz edebiyat; ama insanlar iin nemli olduunu ve biimciliin bu sanatn deerini

aklyamyacam syler. Daha sonralar biimcilik kuramn gelitirenler, Bell ve Fry'm zayf ynlerinden kurtulmak iin hem biim kavramnn anlamm edebiyat? uygulanabilecek: ekilde deitirmiler hem de sanata zg biimi, significant form gibi bulank bir kavram yerine organik birlik gibi, tammlyabileceklerine inandklar, bir kavramla aklamaya almlardr. imdi edebiyat da iine alan biimcilik kuramnn vard son ekle gelmeden n ce, edebiyatta bu anlay hazrlayan aamalar, ksaca gzden geirmemiz gerek. BMCLK 197 BM - ERK SORUNU Biimcilik ister istemez biim-ierik ilikisi sorununa dolanm ve bu ilikinin ald ekillere gre baz aamalardan gemitir. Bu aamalarda karmza kan grler her ne kadar bugnk anlamy)a bir biimcilik kuram saylmazlarsa da bunu hazrlayc rolleri olmutur. Biim-ierik sorunu bir yn ile Horatius'un ortaya koyduu fayda ve zevk ilevine baldr. Horatius edebiyatn hem faydal olmas hem de zevk vermesi gerektiini sylemiti. te bu fayda ve zevk kavramlarmdaj birine veya dierine nem vermekle biimcilie yaklam veya uzaklam oluruz. Geen blmde sylediimiz gibi Rnesans'da edebiyatn faydal ve eitici yan ar basyordu. Aksi dnceye, yani sanatn her eyden nce zevk vermesi gerektii

fikrine L. Castelvetro ve Bernardo Tasso gibi bir iki kii de rastlanr ancak. Bu grn doru drst yeniden canlanmas ondokuzuncu yzyldaki 'sanat iin sanat' retisindedir. Bilindii gibi bu retide eserin sanat d amalara hizmet etmesi beklenemez ve bundan tr sosyal, politik, ahlak ynler nem tamaz. Eserin biim yn sanat ilgilendiren tek yn olmaa yz tutar. E.A. Poe iiri ylesine arnm bir hale sokmak istiyordu ki okur zerindeki etkisi saf bir gzellik duygusu olsun. Poe'dan da esinlenen Fransz sembolistlerinde biim ile ierik arasndaki mesafe daha da geniler; iir katksz biim olan mzie yaklatrlmak istenir. Mal-larme szckleri bina yapar gibi kullanrken, iirin her paras dier paralar ile ylesine balansn stiyordu ki szcklerle kurulan bu dzende biim-ierik ikilii ilinsin, iirin anlam ile yaps kaynam olsun. P. Va198 EDEBYAT KURAMLARI lery'de de ayn kaygular vardr; ister ki szcklerden kurulan dzende ses ve anlam ayrlmaz hale gelsin, dz yazya evrilemesin. evrilemesin diyor Valery, nk anlam, ses ve imajlar ylesine yorularak biimleecek-ler ki, bunlarn iinden anlam tek bana syrlp karlamyacak. Bununla beraber Valery'deki biimcilik de, szckler dzeni anlamna geliri Szckleri, mzikteki notalar ve ayn zamanda deerli, gzel talar gibi kullanan bu akm

iirden anlam kaybetmek istiyordu. Belki tm anlam deil ama en aasndan kavramsal ve lojik anlam. Daha sonralar tm anlam kaldrmak iin anlamsz hecelerle yazarak, ri, mzikte olduu gibi sadece seslerin dzenlenmesine indirgemek isteyenler de olmutur. Anlamsz hecelere dayanan bu tarz bir biimcilik edebiyatta yalmz iir iin sz konusu edilse bile, yine de ok yavan ve! clz bir sonu verdiinden abuk terkedilmitir. Bu, seslerle kurulacak ahenk biraz hoa gidebilse de gerek bir estetik yaant uyandramaz. Hele mzikle boy lemez hi Grlyor ki Horatius'un ortaya srd iki ilev artk birbirine zt iki uca ayrlm ve biri tamamen silinmek istenmitir. Horatius'un geni anlamyla 'zevk' dedii ey, sembolistlerin elinde daralm, incelmi, arnm ve katksz bir estetik duyguya dnmtr; faydal (eitici) dedii unsurun yerini ise btn anlam almtr. Eitici olmasa, bir 'ders' nitelii tamasa da, anlam rin bysn bozacak yabanc bir unsur saylmaa balanmtr. Bylece iirin iki ilevi deil, estetik duygu vermek gibi tek ilevi vardr, ve bu ilevin yerine gelmesi iin iirden yalnz 'ders'i deil btn konuyu hatta anlam kaldrmak gerekir. 4 Rk: R. Wellek, Concepts of Criticism ss, 57-58. BtMClLtK 199 Daha ok iir tr iin sz konusu olan biimciliin bu aamas bugnk biimcilik yannda

ok ileri gtrlm, iyice sivrilmi, anlamdan arnm bir ar r anlayna varmtr. Oysa imdi belirtmee alacamz gibi bugnk biimcilik hem yalnz iir iin dnlmemi, hem de anlam sorununa baka bir yoldan cevap aramtr. Bugn biim deerleri sz konusu edilince balca iki eit deer gelir aklZBimlaxdaA_birincisi duyumsal (s^nsuous)_jieerlerdir, ikincisi yapsal deerler. Edebiyatta ve zellikle iirde~sozcklerin salt ses~larak ahenkleri, gzellikleri vardr fakat bunlar tek balarna byk bir rol oynamazlar. Hatta belli bir dilde yazlm bir rin tadna tam varabilmek iin o dili incelikleriyle bilmek gerekr. Anlam ster stemez ie kartna gre biimciliin anlamla hesaplamas, onun eserdeki yerini tanmas zorunlu olur. Biimciliin zerinde durduu ikiiici eit deer eserin yapsndan doan deerdir dedik. Biim veya yap adn verdiimiz kavramdan ne anlyoruz? Nedir estetik biimin zellikleri? imdiye kadar, sanat eserinin zn anyanlar, nemli olan sylenen deil nasl sylendiidir kuralna gelip dayanmm-- Fakat 'nasl sylendii' bir slp sorunu olarak kaldka ve anlamn roln aklamadka biim-ierik ikilisinden kurtulamaz Sylenen ey (ierik) syleyiten ayr olarak vardr: 'syleyi' (biim) buna adeta sonradan eklenmi, daha dorusu giydirilmi bir deerdir. Baz estetikileri ve eletiricileri -nemli olan sylenen deil nasl sylendiidir grne iten, belki de, konunun kendi bana esere deer sahyamadma sk sk rastlamalar

olmutur. Byk tragedya konularn ele alp kt eser karan; derin konulara sarlp skc, 200 EDEBYAT KURAMLARI tatsz, cansz romanlar veren yazarlar az mdr? Ayn fikir veya duyguyu anlatan iki airden birinin gzel, dierinin sevimsiz bir iir meydana getirdiini ok grmzdr. Buna benzer gzlemlerdir ki baz eletiricileri bir eit biimcilie iter ve nemli olan ne sylendii de , nasl sylendiidir veya konunun nemi yoktur asl mesele ileyiidir gibi yarglara srkler. Bir bakma hak verebiliriz bunlara, nk biliriz ki konunun gzellii, derinlii, ycelii, olumluluu bir iiri, roman veya oyunu sanat eseri yapmaa yetmez. Ama bir yandan bu biimci grte bir sakatlk olduunu da sezeriz. rnein Donkiot'un veya Hamlet'in deerinin yalnzca slptan, ileyiten ileri geldiini sylemek yadrgatr fciiziSanat eserinde aradmz fikirler, dnceler, dnya gr hepsi bir yana atlmakta geriye elimizde sadece slp, dil gzellii, kurulu gibi eyler kalmaktadr. Bugnk biimciler bunun kar bir yol olmadm farkettiklerindendir ki sanat sorununu zmek iin konu ve biim kavramlar zerine eilmek ve bu anlamazlklar ortadan kaldrmak zere bu kavramlar daha akla kavuturmak istemilerdir. Bu yolda ilk adm atanlardan A. C. Bradley5 nemli baz ayrmlar ortaya koymu ve dier biimciler genellikle bu ayrmlar kabullenmi ve gelitirmilerdir.

rneklerimizi Trk okurunun bildii eserlerden vererek Bradley'in grn aklyalm. lk nce 'konu' kavramn alalm ele. Turan Oflazolunun Deli brahim adl oyunu iin konu olarak Trk padiahlarndan ibrahim'i semi diyebiliriz. Ya da O. Veli'nin Kapalar iirinin balna baknca, daha iiri okumadan konu hakkm5 Poetry for Poetrj "s Sake, Oxford Lectures on Poetry, (1909) BMCLK 201 da bir fikrimiz olur. Kemal Tahir'in Devlet Ana eserinin balndan deilse de kitabn arka kapandaki yazdan Osmanllarn airetten devlet haline geliimini konu olarak aldn renebiliriz. Verdiimiz rneklerdeki konulardan ikisi tarihten alnmtr, biri de Kapalar diye mevcud bir yerdir. Tabi konu tamamiyle uyduruk da olabilir. Bazen sorulduunda konu olarak eserin ana fikrini (temasn) syleriz. Cahit Stk'nn Otuz Be Ya iiri nin konusu, yallk ve insanolu iin lmn kanlmaz olduudur denebilir, ite sz geen bu konu eserin dnda bir eydir. Sultan ibrahim olsun Osmanl Devleti'-nin kuruluu olsun, Kapalar ya da yallk ve lm sorunu olsun, kyl sorunu olsun hep eserlerin dnda eylerdir. Onun iindir ki bu anlamdaki bir konuyu bir ok sanatlar ileyebilir. Sultan ibrahim'i onyedinci yzylda, ingiltere'de iki oyun yazar konu olarak semiler-di.6 'Leyl ve Mecnun' konusu zerinde bir tek air mi yazmtr? lm zerine yzlerce iir vardr. Bu

anlamdaki konu, eser yazlmadan nce var olduuna gre eserin deeri ile bir ilikisi yoktur. Eser kendinde var olan bir eyle deerlendirilebilir, ve bundan tr henz esere girmemi ilenmemi haliyle ham konu deerlendirilmede ie kartrlamaz. Ama bazlar bu yanlgya der ve beendikleri, onayladklar bir konu grdler mi, eseri gzel ve deerli bulurlar. Bunlar eserin dndaki konuya oturtulmu deerlendirmelerdir, ve bir portreyi sevgilisine benzedii iin gzel bulmak gibi bir eydir. Bu bakmdan kurtuluu biimde ariyan biimcilerin hakk vardr. Ama bu anlamdaki konunun yansra bir de eserin iindeki konu vardr ki buna 'ierik' diyelim, ierik, ham 6 William Whitacker, The Conspiracy, or the Change of Government (1600), Mary Pix, Ibrahim the Thirteenth Emperor of the Turks (1696). 202 EDEBYAT KURAMLARI konunun eserin iinde ald haldir, yani sanatnn elinde ilenmi hali. Bu anlamda Leyl ve Mecnun konusunu ileyen Ali ir Nevai, Hamdullah Hamdi ve Fuzul'nin konusu ayn fakat ierikleri bakadr. Eserde yer alan Leyl, Mecnun ve aier kiilerin dnceleri, duygular, psikolojileri, olaylar, v.b. ierii meydana getirir. Konu eserin dnda, ierik ise eserde olduuna gre, ieriin kart olan biim nedir? Biimin bir anlam kalptr. Bu anlamda biim, gazel, kaside, mesnevi gibi

hazr kalplar anlamna gelir. Ama bu anlamdaki biim ieriin kart deildir, nk bu da eserin dndadr; eserden nce vardr. Biimi ayn olan yzlerce eser sayabiliriz. erik nasl her eser iin ayr ise, bunun kart biimin de her eser iin ayr, kendine zg olmas gerek. imdi biimcilerle, onlarn karsna kan konucula-rm atmasnn sebeplerini daha iyi kavryoruz. Sanrm uramakta olduumuz anlamazln byk bir blmnn ierikbiim ve konu-iir arasndaki ayrmlarn kartrlmasndan ortaya kt belli olmutur. An bi-imci btn arln biim stne bindirmekte; nk biimin kartnn konu olduum* sanyor. Genel okur kzgnlkla ayn hatay ileyip ieriin hakk olan vgleri konuya sunmaktadr7. Modern biimcilik, konu ile ierik arasndaki ayrm yaptktan sonra biimierik ikiliinin mevcud olamyaca-m iddia ederek ieriin estetik bakmndan nemsiz saylamyacan ispata alacaktr. Vardmz sonu u, biim eserde yer alan btn un7 A. C. Bradley, Poetry for Poetry's Sake. Bradley'in bu yazs Ergun Melin tarafndan Edebiyat Fakltesi ngiliz Filolojisinde yazda Edebiyatn Grevi Sorunu ve A. C. Bradley adl teze eklenmek zere evrilmitir. Yukardaki para o eviriden alnmtr. BMCLK 203

surlarn birbirine balanp rlerek meydana getirdikleri dzendir. Bu anlamda Leyl ve Mecnun'daki kierin, olaylarn, fikirlerin, duygu atmosferinin, benzetmelerin, veznin, ve bunlarn hepsinin arasnda kurulan balarn meydana getirdii btndr biim. Grlyor ki artk ierikle biim kaynak olmu gibi birleiyor. Her eserin biimi o eserdeki ierik unsurlarna, fikire v.b. baland gibi, ierik de ancak o biimle belirleniyorS. Artk ne eserin dndaki 'konu' ne de eserin dnda eserden nce hazr bulunan kalp veya tr (dram, epik, rik) anlamndaki biimden sz etmi oluyoruz. erik olsun biim olsun yalnz bir tek eserin ona zg ierii ve biimidir. Ne ierii aym olan iki eser vardr ne de biimi. Zira konunun sanat tarafndan ilenerek ierik haline sokulmas ayn zamanda biime yorulmas demektir. Dedik ki biim eserdeki btn unsurlarn ve bunlarn arasndaki balarn meydana getirdi yapdr. Bu artk Mallarme ve Valery gibi sembolistlerde rastladmz, szcklerin dzeni anlamna gelen bir biimcilik deildir. Anlamla hesaplam, onun biime zt olmayan ve hatta biimin bir ynn meydana getiren bir unsur olduunu anlamtr. Sanatta bir yapnn estetik bir yap olmas gerekir. Her yap baarl deildir. Genellikle bu yapsal deeri meydana getiren dzene organik btnlk veya organik birlik gibi isimler verilir. Az ok yle tanmlarlar byle bir dzeni : Eserdeki her unsurun ve ilikinin eserin

deeri iin gerekli olmas; gereksiz hi bir unsurun ve ilikinin bulunmamas; ve bunlardan her birinin varl8 M. Weitz, C. Brooks. H. Osborne, ve W. K. Wimsatt gibi estetiki ve eletiricilerin kuramlar byle bir biimcilik anlaynda birleirler. 204 EDEBYAT KURAMLARI nn yalnz kendi hesabna rol oynamakla kalmayp dierlerini de etkilemesi ile salanan dzene organik birlik denir9. Canl bir organizmada paralar nasl kendi balarna bamsz olamaz ve birisindeki deiiklik tekilerini de etkilerse, sanat eserindeki her bir unsurun, her bir parann rol, dier unsurlar ve dolaysyle eserin btnyle sk skya baldr 10. EDEBYAT ESERNDE ANLAM Buraya kadar biimciliin anlamla nasl hesaplat-m, anlam yapnn bir paras yaparak ierik-biim ikiliinden kurtulmaa altn grdk. Fakat biimcilerin ilesi bu kadarla bitmiyor. Biimi nasl etkilerse etkilesin eserin bir anlam olduuna gre, bir sanat eseri bize yine de bir eyler sylyor demektir. Baka bir yoldan da olsa felsefenin, psikolojinin, sosyolojinin, dinin syledii eyleri iirde (romanda, oyunda) bulmuyor muyuz? Biim9 Bk: De Wit Parker, The Analysis of Art, s. 34; M. Weitz The Philosophy of Art, s. 52. 10 Amerikan biimcilerinden R. Wellek ve A. Warren, Po-lonyah Roman Ingarden'in

gelitirdii bir yap anlayn, baz noktalarda ona katlmamakla beraber, benimsemektedirler. Bu eletiricilere gre bir btn tekil eden sanat eseri heterojen tabakalardan meydana g-elir: sesler, cmleler, anlam birlikleri, eserin dnyas yani temalar, kiiler, olaylar, olaylara bak as gibi. Sanat eserinde bu tabakalar birbiriyle yle balanr ve kaynar ki, szn ettiimiz yekpare bir btn doar. Bk: Theory of Literature, ss. 139, 223. Roman Ingarden'in kuram iin bk: tsmail Tunal, Sanat Ontolojisi. BMCLK 205 cilie gre organik btnlk yani eserin yaps bizde estetik yaant meydana getirir ve sanatta nemli olan budur. Ama bu organik yap iinde yine de bildiimiz eitten bir anlam kalyor. Edebiyat eserini felsefe, sosyoloji ve ahlk alanlarndaki eserlerden ayracak, kendine zg bir zellii olduunu ispat edeceksek bir sanat eserinin brlerinden lengistik bakmdan da nasl ayrldn a-klyabilmek gerek. Anlam kabul ettik miydi, eser ister istemez hayatla, d dnya ile balar kuran, gstersel (referential) anlam tayan bir yapt olacaktr. Tpk bir felsefe, bilim veya ahlk kitabnda olduu gibi. O zaman diyeceiz ki filn hikye insanlarn igdlerine gre yaamalar gerektiini anlatyor; filn iir hayatta en yksek lknn Tanrya ulamak olduunu sylyor, v.b. Bu ise bir edebiyat eserinin yaptn, zellikle felsefe ve ahlk alanlarndaki dier trlerden

yazlarn yaptndan ayrmamaktr. Nitekim daha nce de grdk ki bir kurama gre aradaki fark, edebiyatn baz fikirleri ve grleri ssleyip ayn zamanda elendirici, zevk verici bir ekle sokarak anlatmasndadr. Baka bir kuram, sosyoloji gibi bilimlerin soyut bir ekilde anlattm edebiyat somut bir biimde verir diyordu ve nemi ierie veriyordu. Biimciler sanatn zn yapda aradna gre ya eserin dile getirdii anlam estetik deerin dnda tutacak ve (biraz sonra greceimiz gibi) buna baka bir eit deer tanyacaklardr; ya bunlarn estetik bakmdan nemli olmadklarn ve deerlendrmede hi hesaba katlmamalar gerektiini syliyecekler; ya da baka bir kar yol aryacaklardr. zellikle Amerika'daki baz biimciler (C. Brooks ve W. K. Wimsatt gibi) bir edebiyat eserini dier yaz trlerinden tamamiyle ayr, kendine zg bir dnyas olan bir yapt gibi grmek istediklerinden yu-kardaki tutumlarn hi birini salt biimcilie uygun bul206 EDEBYAT KURAMLARI mam, edebiyat eserinin lengistik bakmndan da kendine zg bir zellii olduunu iddia ederek bu dm zmek zorunluunu duymulardr. imdi u sorular cevaplandrmak gerekiyor : 1. Sanat eserinin anlam, lengistik bakmdan dier trlerdeki yazlarn anlamndan nasl ayrlr?

2. Bu anlamn bir deer tamas (ieriin derin, yce, nemli olmas) sanat eserinin deerlendirilmesinde nasl bir rol oynayacaktr? 3. eriin ortaya koyduu dnya grne, dayand inanlara okur katlmyorsa eserin tadna varao iir mi? Byle bir eseri nasl deerlendirir? Birinci soruyla balyalm. Bir biimci olmayan I. A. Richards da ayn soruna el atm ve edebiyat eserindeki dil ile, topluca bilimsel diyebileceimiz dier eserlerin dili arasnda kesin bir ayrm yapmtr. Edebiyat eserlerindeki anlam 'gstersel' (referential) deil duygusaldr. Gstersel gibi duran nermeler aslnda szde-nermelerdir ve okura bir ey bildirme grevleri yoktur; sadece duygu uyandrmaktr ileri. Oysa bilimsel (geni anlamda) yaz duygu uyandrmak amacn tamaz, bir ey bildiriri 1. Richardson bu ayrm, edebiyat eserini okurun zerinde yapt duygusal etkiye balyor ve eserin yaps zerinde bir eletiriye yolu kapyordu. Richards'dan birok bakmlardan etkilenen Amerikan bi-imcileri, okurun psikolojisinden kurtularak eserin yapsna ynelmek istedikleri iin, edebiyat eseriyle dier tr yazlar kesinlikle ayran zellii yine dilde aramakla beraber, Richards'n yrd yolu terketmek zorunluunu duymulardr. Onlar da, bilim ve felsefe gibi dier tr 11 Bk: The Meaning of Meanining, ss. 357-60; Principles of Literary Criticism, blm XXXIV. BMCLK

207 yazlarda dilin gstersel anlam tadn kabul ederler, fakat edebiyat eserindeki dilin yalnzca duygusal olduunu kabul etmezler. Edebiyat eseri de ayn szcklerle yazlr ve szcklerin gstersel anlam vardr. Varsa, bir edebiyat eseri ister istemez ya insanlar hakknda, ya d dnya hakknda, ya yazar hakknda bir eyler syliyecek, ksacas eserin erevesinin dndaki dnya ile balar kuracaktr. Bu balarn kurulmas biimcilerin anlad anlamda bir estetik yaanty bozar. Gene dnp dolap anlamsz hecelere dnmek istemiyorsak, bu lengistik sorunu zmemiz ve u soruyu cevaplandrmamz gerek : Edebiyat eserinde de gstersel anlam bulunduuna gre, eserin dier trlerde olduu gibi d dnyaya iaret etmedii nasl dnlebilir? Cleanth Brooks ve Ailen Tate gibi biimciler bu sorun rerinde uzun uzun durarak u yolda bir cevap aramlardr. Geri eserde tek tek anlamlar gsterseldir fakat eserin tm anlam, btnnn anlamdr ve btnden ayr olarak dile getirilemez. Gstersel olan nermeler eserin balam iinde gstersel olmaktan kar ve yansmal (reflexive) hale gelirler, nk balam bunlar bker, deitirir, nitelendirir (qualify). yle de syliyebiliriz : sanat eseri yle bir yapdr ki, bunu meydana getiren lengistik malzemenin kendi i ilintileri, eserin baka ekilde dile getirilemiyecek bir anlam kazanmasn salar. Eserin iinde atomik mahiyetteki

gstersel anlamlar, eserin balam iinde karlkl etkiler ve ilintilerle ylesine yorulur ki artk eserin anlam atomik anlamlarn toplamna eit olmaktan kar. Btnn kendine zg anlam ancak eserin karmak yaps ile dile getirilebilir. Dier tr yazlarda gstersel anlamn ak olmasna allr ve d dnyaya iaret eden nermeler tek tek anlam olan eylerdir. yi bir edebiyat eserinde ise bu da iaret edie balam engel olur ve okur balam iinde tu208 EDEBYAT KURAMLARI tularak dikkatinin bu, kendi kendine yeterli anlamlar dnyasnn dna kaymasnn nne geilir. Edebiyat eseri ile dier trde yazlar arasndak fark birinin anlamnn duygusal brnn gstersel olmasnda deil, birinin yansmal dierinin gstersel olmasndadr. Yansma-llk, gstersellii ortadan kaldrr ve edebiyat eserine zg balamsal (contextual) bir anlam yaratr2. Geri bir edebiyat eserinin anlamn bazen ksaca zetler, bu roman ocuklarn ne kadar zalim olduunu anlatyor gibi bir nermeye indirgeriz, ve bu eit zetlemeler ie yar-yabilir; ancak bunu yaparken bilmeliyiz ki bu nerme romandan yaplm bir soyutlamadr. Eserin ne hakknda olduuna dair bize genel bir fikir verir. Oysa bir ok kimseler sanrlar ki bu, eserin z anlamdr, ana iskeletidir adet, ve st tarafa buna giydirilmi ayrntlardr. C. Brooks bu grn erge insan ierik-biim ikiliine iteceine

inanmaktadr. Ona sorarsanz zetleyici nermeleri eserin anlam saymak yanltr. Nitekim eserin tam ne dediini daha iyi aklamaa altka ilk zetimizi daha amak, uzatmak ve nitelendirmek gereini duyarz. Nihayet farkederiz ki eserin anlamn? eksiksiz olarak belirtmek istiyorsak gittike eserin kendisini tekrara yakla-nzi3. ERN DEER Biraz yukarda biim deerlerini ikiye ayrmtk : duyumsal ve yapsal deerler. Geri yapmn malzemesi 12 Bundan tr bu biimcilere 'contextualist' (balamac) denildiine de rastlarz. 13 Bk: Cleanth Brooks, The Well Wrought Urn, s. 198, ve genellikle blm XL. BMCLK 209 iine ierik de girmektedir ama bu ierik, yapsal deer .olarak, organik bir btn meydana getiren bir paradr. Kendi tad deerin oynad rolden henz bahsetmedik. Konu ile ierii ayrrken demitik ki konu eserin dnda olduu iin hesaba katlmas samadr. Ne var ki mesele bununla bitmiyor. Konu ancak ierik haline geldikten sonra bir sanat unsuru olur ama bu aamaya gelmeden nce de, hi deilse ham ierik durumundadr. Bundan tr Bradley, deerlendirmede konu kale alnamaz demenin, konu hi bir surette nemli deildir .anlamna gelmedii kansndadr. Konu nemlidir nk 3>az konular ilenmee daha elverilidir. Kibrit kutusu hakknda gzel bir iir yaratabilmek diyelim

istanbul hakknda gzel bir iir yaratmaktan daha zordur. Ama ite o kadar. Bu iki konu zerinde iki iir kabul edelim ki iirsellik bakmndan eit deerde olsunlar o zaman bunlarn ikisi de ayn deerde mi saylacaklar? eriin kendi tad deer ne olacak? imdi konunun deil ieriin deeri ie karyor. Eer bir eserde ierik, gerek hayatta nemli ve deerli saydmz eylerden meydana gelmise, insanlar derinden ilgilendiren bir ey ise, bu zellik deerlendirmede nasl bir rol oynayacaktr? Estetik d meziyetleri hesaba katan ahlklar ve Marxistleri bir yana brakalm. Onlar, biliyoruz ki, ieriin sosyal, politik veya ahlk bakmdan deerli olmasn, eserin 'iyi' saylmas iin art kouyorlar. Bizi bu blmde ilgilendiren biimcilerin durumudur. Onlara gre eserin iyi sanat eseri olmas bir yap (dzen) meselesi sayldna gre ieriin kendi deerini hi gz nne almya-cak myz? yle de sorabiliriz: Acaba bir sanat eserinde sadece duyumsal ve yapsal deerler mi vardr, yoksa "hayat deerleri' diyebileceimiz ierikle ilgili deerler de yer alr m? Blmn banda C. Bell ve R. Fry gibi estetikilerin hayat deerlerini sanatn dnda saydklar210 EDEBYAT KURAMLARI m ve deerlendirmede bunlara hi itibar etmediklerini grdk. Fakat szcklerin anlam

tamas edebiyatta anlamn ister istemez ie karmasna sebep olmakta ve zm bekleyen bir sorun yaratmaktadr. Bu sorun karsnda biimcilerde balca iki tutum ayrabiliriz: 1. yi eserle byk eseri ayrmak gerekir, ierii derin, ar, yce olan eserlere estetik d ltler uygulamak yerinde olacaktrl4. Eseri sanat eseri yapan biimi (yaps) dr. Eserin felsefi derinlii, nemi, hi bir zaman sanat lt olamaz, nk eseri iyi bir sanat eseri yapamaz. Fakat eserin byle nitelikleri varsa, bu ynn byk eser diye ayrca belirtmek doru olur. T, S. Eliot'un syleyiiyle, edebiyatn bykl salt sanat ltleriyle ortaya konamaz; fakat unutmamalyz ki sanat eseri olup oliiiad ancak sanat ltleri uygulanarak kararlatrlabiliri5. Eserin ieriinde ayet ayrca-nemli ve doru saydmz fikirler, tutumlar, gerek hayatta zengin ve derin bulduumuz yaantlar yer alyorsa eser ek bir deer kazanr. Byle bir roman karsndaki tepkimizin btn daha zengin, daha ykldr. Ne var ki burdaki ek deer estetik bi deer deildir ve sanat alannn dna karl6. 2. kinci tutum ise udur: Estetik ltlerden bakasn kullanmak istemeyen Wellek, Warren, Brooks ve Be-ardaley gibi bieimcier byklm biim sorunu iinde zmee alrlar. Onlara gre byklk, eitli ve zengin malzemenin dzene sokulmasndan doar. Sanat eseri 14 Bk: L. A. Reid A Study in Aesthetics (1931) ss, 225 v.d.; T.M. Greene, The Arts and the Art

of Criticism, ss. 461-466; H. Osborne, Theory of Beauty, ss. 44-45. 15 Essays Ancient and Modern, (Faber and Faber, 1936) s; 93. 16 Bk: H. Osborne, Theory of Beauty, s. 47. BMCLK 211 tabakalardan meydana gelir: Sesler, cmleler, bunlarn meydana getirdii anlam birlikleri, eserin dnyas yani olaylar, kiiler, olaylara bak as gibi. Byk eser dediimiz ey aslnda, zellikle fikir, kiiler, sosyal ve psikolojik yaantlar gibi malzemenin zenginlii, derinlii ve karmakldr. Zt grlerin, farkl kiiliklerin, eitli yaantlarn yer ald eserlerde ayet bu karmaklk yazar tarafndan kavranm, ve bunlar bir arada yorulurken gerekli ve gereksiz ayklanm, ve bir dzene sokul-musa, o zaman eserde byklk dediimiz zellik ortaya kar. O halde bu biimlere gre byklk, ieriin (temann) kendi bana tad bir deerden domaz, estetik d ltlerle llemez. Bu eletiricilere gre yazarn ifade etmee alt fikir, edebiyat eserinde fikir olarak kalmaz, adet deiime urar ve dil olur. Byklk, zengin, derin ve karmak bir ieriin biimde yansmasdr. Byle bir ierik kolay deil g bir biimle dile getirilebilir ve bundan tr 'byklk' denen zellik g giizellikden farkl deildiri7. Bir eserin klasik olmas, yani eitli alarn okuruna hitap edebilmesi de yine yapsndaki bu zenginlikten ve karmaklktan trdr 18. Geri bu tutum, ierii, eseri deerlendirirken hesaba katyor, ama yine de

yalnzca biim ynnden yapyor bunu. Oysa bazen eserdeki felsef grn kendi serinlii ve olgunluu karsnda duyduumuz yaant, estetik yaantdan pek ayrlmaz. Yeter ki gr eserin yapsna yorulmu olsun. Byle durumlarda, eserin felsefesi karsndaki yaantmz nerde balyor, estetik yaantmz 17 Bk: Wellek and Warren, Theory of Literature, ss. 233-234; Monrae C. Beardsley, Aesthetic, ss. 427-429. 18 W.K. Wimsatt, The Verbal Icon, s. 83. 212 EDEBYAT KURAMLARI nerde bitiyor pek syliyemeyiz. Bundan tr salt biim ltlerinin uygulanmas her eser iin uygun bir yol deildir. Ancak felsef (v.b.) nitelii eseri deerlendirirken hesaba katacaksak, bunu, eserin dier unsurlarna gzmz kapyarak yapamayz. Kiilerin izilii, olay rgs, too, sentaks gibi eitli unsurlarla bir arada ve onlarla ilintisini, kaynap kaynamadn aratrarak yapabiliriz. Biraz yukarda soruya cevap anyacamza sylemitik. Biimcilere gre sanat eserinin anlam, lengistik bakmdan, dier trlerdeki anlamlardan nasl ayrlr? sorusunun cevabn verdik. Bu anlamn deer tamas (ieriin kendi deeri) halinde bunun nasl deerlendirildiini de grdk. nc soru (eriin ortaya koyduu dnya grne, dayand inanlara okur katlmyorsa eserin tadna varabilir mi? Byle bir

eseri nasl deerlendirir?) edebiyatta inan sorununu ilgilendirdiinden, bunu gelecek blme brakyoruz. LEV Biimcileri eserin yapsna ynelten sebeplerden biri de edebiyatn ilevi ve estetik deer konusundaki grleridir. imdi bu iki konuyu bir arada ele almak iin, biimleri byk lde temsil edebileceine inandmz gnmz estetikilerinden M. C. Beardsley'in dncelerine bakalm. Biimciler ilev konusunda duygusal etki kuram'n savunanlara yakndrlar fakat estetik deer konusunda onlardan ayrlrlar. Edebiyatn ilevi nedir? sorusuna kesin bir cevap vermek zor nk edebiyat bir ok iler yapyor. Acaba bunlardan birini asl ilev olarak ayBtMCLK 213 rabilir miyiz? Beardsley asl ilevi ayrmak iin u noktadan balar ie : Bu iyi bir x'dir trnden yarglarda iyinin anlam nedir? Beardsley'e gre iyinin burada anlam olabilmesi iin x'in bir ilev snf olmas gerekir 19. yle aklyalm: Bu iyi bir otomobildir dediimizde burada otomobil belli bir ie yarayan bir aratr, ve kendisine benzeyen dier aralardan daha iyi yapaca bir i vardr. Diyelim ki, insanlar sr'atle ve rahata bir yerden bir yere tamak. Atl araba da insan tar,

bisiklet de kamyon da. Ne var ki bu aralar otomobilin grecei ii onun kadar iyi gremezler. Atl araba yavatr, bisiklet yorucudur kamyon rahatszdr v.b. Demek ki otomobil snfnn yeleri belli bir ii, benzeri snflarn yelerinin yapabileceinden daha iyi yaparlar. Byle belli bir ilevi olan snflara Beardsley ilev snf diyor. unu da ekliyelim ki ilev, amaca bal deildir. Geri otomobil belli bir amala, belli bir ilev gzetilerek yaplmtr ama byle bir amala meydana getirilmemi eyler de bir ilev snf tekil edebilirler. Katr belli bir ilev gzetilerek yaratlmamtr fakat katrn dier hayvanlardan ve aralardan daha baaryla grebilcei bir i vardr: yolu olmayan dalk arazide yk ve insan tamak. O halde ilev snf demek, belli bir ii dier snflarn yelerinden daha iyi yapabilenlerin snf demektir. Yani Bu iyi bir x'dir demek bu bir x'dir ve x'in baaryla grd bir i vardr demektir. imdi gelelim sanata. Acaba iyi bir estetik nesne sz iyi bir otomobil sz gibi ele alnabilir mi? Alnabilmesi iin estetik nesnenin ilev snf olduunu gstermemiz gerek. Yani yle bir ii olmal ki bu ii hi bir 19 Aesthetic, ss. 524-26. 214 EDEBYAT KURAMLARI nesne estetik nesnelerin grd kadar baaryla gre-mesin. Estetik nesnelerin byle zellikle baarl olduklar bir i var mdr? Evet, estetik yaant meydana

getirmek. Estetik yaant diye bir ey varsa, sanatn kendine zg bir ilevi var demektir. Beardsley estetik yaant zerinde de durarak bunun nasl bir yaant olduunu inceledikten sonra, sadece estetik nesnelerin bu yaanty bu derece iyi ve kuvvetle meydana getirdii sonucuna varyor20. Estetik deer konusuna gelince. zneciler, biliyoruz ki, gzelliin ve estetik deerin bizim dmzda nesnel dnyada var olduunu reddediyorlard. Bize belli bir zevk veren eylere gzel deriz ama bunu sylemekle, gerekte, o nesnenin bir nitelii hakknda deil kendi duygularmz hakknda bir ey sylemi oluruz. Gzel dediimiz eserler o kadar eitli ve birbirinden ylesine farkldrlar ki, bunlar arasnda ortak nitelikler bulunmaz. Biimciler ise her eyden nce sanat eserlerinin yaplan bakmndan dier yaptlardan aynldklarm ne srdkleri iin bu noktada znelcilerden farkl dnyorlar. Beardsley, estetik deerin bir anlamda eserde bulunduunu sylemekle znelcilerden, ve bu deerin estetik yaantya ara tekil ettii iin bir deer olduunu sylemekle nesnelcilerden ayrlyor. Geen blmde ksaca szn ettiimiz bu nesnel grecilik (objective relativism) C. I. Lewis, Bernard C. Heyl gibi dnrlerin de ne srd bir kuramdr ve nesnelcilikle znelcilii badatrmaya alr. Nasl oluyor da deer hem insan yaantsyla ilintili oluyor hem de eserde nesnel olarak

bulunuyor? Beardsley gibi dnrler yle aklyorlar bunu. Deer her 20 Ay. es., ss. 527-530 ^BMCLrK 215 jzaman insan yaantsyla ilintilidir; bundan tr sanat eserinin estetik deeri olabilmesi iin, insanlarda uyandrd yaantyla bir ba olmas gerekir. (Bu noktada znecilerle beraberdirler). Fakat estetik deerin kendisi znel deildir, nesneldir. x'n estetik deeri var demek x'de estetik yaant uyandrma gc var demektir (estetik yaantnn kendisinin deer olduunu kabul etmek artyla). Eer estetik yaantnn bir deeri varsa, bu yaanty meydana getirme gcnde eserin arasal bir deeri vardr, ve ite bu deere estetik deer deriz. Estetik deer bir bakma ilintisiz (non-relational) olarak eserin kendisinde mevcuttur ama ancak gerekleebilecek bir g olarak. Bir eser bir insanda yaant uyandrmad srece de estetik deere sahiptir demek, bir kimse bu eseri okursa onda estetik yaant uyandrr demektir. Nesnel greciler una benzetirler durumu, x'in estetik deeri vardr sz ekmek besleyicidir szne benzer. Besleyicilik ekmekte var olmasna vardr ama bu, ondaki bir gtr ve ancak bir kimse tarafndan yendii zaman, yani insan organizmasyla ilintili duruma getii zaman ondaki bu g gerekleir ve ekmek besler. Dikkat edilecek nokta, ekmei kimse yemiyecek olsa da besleyicilik zelliinin onda

bulunacadr. Estetik deer de eserde, besleyiciliin ekmekte bulunduu gibi bulunur. Madem ki eserde estetik yaant uyandrma gc vardr ve bu yaant deerlidir, o halde eserin bu gc urasal bir deerdir. Eer byleyse, eletiride belirtilmesi gereken ey, esere bu gc salayan niteliklerdir. Be-ardsley'e gre bu yapsal nitelikler bir ka balk altnda toplanabilir: birlik (btnlk), karmaklk, keskinlik (iddet). Ksaca, sanat eserinin kendine zg bir ilevi vardr "ki bu da estetik yaant uyandrmaktr. Estetik yaantnn bir deeri vardr ve eserin kendisinde, bu yaant216 &DEB1YAT KURAMLARIyi meydana getiren baz yapsal nitelikler mevcuttur. Eser bunlar sayesinde estetik yaant uyandrd ve bundan tr estetik deer kazand iin, bir yaptn sanat eseri olabilmesi belli bir yapya sahip olmasna ba hdr. Biimciler arasnda edebiyatn ilevinin sadece estetik yaant uyandrmakla kalmayp daha teye gittiini syliyenler de vardr. Sanatn ilevi estetik zevk vermektir tezi ne de olsa sanatn hayattaki roln kltecektir. Bundan tr sanata baka bir ilev bulmak gerekecektir ki bu da bilgisel olmak zorundadr. Fakat daha nce belirttiimiz gibi Brooks gibi biimler sanat, felsefe, sosyoloji, trnden yazlardan tamamiyle ayrmak istemektedirler. yleyse sanat hem kendine zg bir zellie sahip olacak, hem de felsefe v.b. gibi bilgisel olmak sanata zg zellie dayanacak. Bu iki kart ucu birletirmek g bir itir.

A. Tate ve C. Brooks yle bir zm ileri srer gibidirler : Bilim ve felsefe gereklii yanstrken gstersel (referential) dil kullanrlar. Bunun teke tek anlaml, belirsizlie yer vermeyen, effaf bir dil olmas, syleneni ak bir ekilde anlatabilmesi beklenir. Dilin bu kullanl, gereklik hakknda bilgi verirken soyutlamaya iteler bizi; Oysa hi bir felsef veya bilimsel sistem, hayatn girift ve karmak gerekliini anlatamaz. Gereklik ok ynl, karmak ve dinamiktir. te sanatn ilevi, bilimin vermesine imkn olmayan bu gereklii yakalamaktr. Bunu da, yukarda akladmz gibi, dilin gstersel olmasna meydan vermemekle yapar. Sanat eserinde rastladmz fikirler ve nermeler, bilim eserindeki gibi kalmaz, baka nermeler, imgeler, paradokslar v.b. ile niteBMCLK 217 lendirilir, deiiklie uratlr. Dilin byle yansmal olarak kullanlmas ve kazand karmak anlam, ok ynl karmak gereklii ve bunun yaantsn ifade edebi-Ii2i Dikkat edilirse, sanatn gereklii yanstmas veya hakikati aklamas, romantiklerde ve baz anlatmclarda olduu gibi ayr bir melekenin eseri deil. Romantikler, hakikati bilim adamnn aklla, sanatnn ise muhayyile ile kavradn syleyerek bilimle sanatn hakikati bildiri yollarn ayrmak isterken, bu biimciler ayrln bir dil sorunu olduunu sylyorlar. Sanatn kendine zg zellii nasl bir dil dzeni ise, ilevinin de kendine zg

olmas bu dil dzeninden douyor. u sonuca varyoruz: eser, sanat eseri olarak ilevini yapt zamandr ki ancak, estetik d amalara hizmet edebilir22. 21 Bk. C. Brooks, The Well Wrought Urn, ss. 212-213. 22 Bk. M. Krieger, The New Apologists for Poetry, ss. 168-169, 188-89. BLM 10 ESERE DNK ELETfR imdiye kadar gzden geirdiimiz eletiri yntemleri sanat eseri ile onun dndaki bir eyler arasnda bulunan ilikiyi aratryordu: eserin yazld adaki koullar, inanlar ,toplumun yapsn, yazarn hayatn, psikolojisini, eserin okura etkisini v.b. Edebiyat eletirisinde bu noktalarn vurgulanmas sanat ynnn ihmal edilmesine yol aabilir. Nitekim yirminci yzyln banda bu tutuma bir tepki domu ve eitli lkelerde bu 'dtan eletiri' yntemi yerine 'iten eletiri' ye bavurmak isteyenler kmtr. talya'da B. Croce (kendi kuram biinci olmamakla beraber) edebiyat dier tr yazlardan tamamiyle koparmakla ve tarih, sosyolojik ve hatta biyografik eletiriye kar kmakla esere dnk bir eletiri getirmitir diyebiliriz. Nitekim bugnk biimciler Croce'den ok etkilenmilerdir. Rusya'da 1916'larda ierikle biimi tamamiyle birletiren ve eserde yer alan her unsurun biime ait olduunu ESERE DNK ELETR

219 savunan bir biimcilik akm balad. 1930'lara kadar sren bu akmn eletiri yntemi de metne dnktl. Rusya'daki biimcilik Polonya ve ekoslovakya'da etkilerini gsterdi. Polonyada Roman Ingarden, Manfred Kridle gibi estetiki ve eletiriciler, ekoslovakyada Prag Lengistik Topluluuna katlanlar biime ynelen bir edebiyat anlayn savunuyorlard. Alman eletiricilerden L. Spitzer metin incelemesine stilistik yntemiyle girimiti. Bir! zamanlar stanbul niversite'sinde profesrlk etmi sonra Amerika'ya gitmi olan Spitzer Linguistics and Literary History adl yazsmda2, Viyana'da niversite rencisiyken inceledikleri eserlerin sanat yapsna nem verilmediini, eser verileriyle baka sorunlara geildiinden ikyet ediyor: Bu eserleri sanat eseri yapan eyin ne olduunu, bunlarda neyin ifade edildiini, niin Fransa'da belli bir zamanda ifade edildiini sormak uygun grlmyordu3. Spitzer lengistik eitiminin de ok kuru, ve insan denen yaratkla ilgisini kesmi olduunu grd iin edebiyatla lengistik arasnda bir kpr kurmaa karar vermiti. Edeb bir metni lengistik adan inceliyerek stilistik yntemiyle metnin lengistik zelliklerini ve dolaysyla yazardaki yaratc bir ilkeyi kefetmeye, onun inanlarn ve dnya grn ortaya karmaa alt. Fakat dier biimciler bu yntemin sonuta eserden uzaklat; sanaty, onun an, kltr deiikliklerini aklamaya

yneldiini syliyeceklerdiH. 1 Bk: R. Wellek, Concepts of Criticism, ss. 65-67, 275-278. zellikle Victor Erlich, Russian Formalism (1955). 2 Linguistics and Literary History Essays in Stylistic (Princeton University Press, 1948). 3 Ay. es., s. 3. 4 Bk: David Lodge, Language of Fiction (Kegan Paul, 1966) a. 54. 220 UDEBYA'a1 KURAMLARI YEN ELETR Biimci eletiri ynteminin en ok gelitii lkeler ngiltere ve Amerika olmutur. Bundan tr bugn New Criticism (Yeni Eletiri) adn alan bu akm zerinde biraz duracaz. Bu akm sosyoloji, tarih veya psikoloji gibi bilimlere yaslanarak yaplan eletirinin sanat ynn bir yana brakarak gayeden uzaklamasna bir tepkidir. Okullar ve niversitelerdeki edebiyat retimi de eserlerin kendilerine zg yanlarn kavramaa, sanat deerlerini tes-bit etmee ve onlardan bir tad almaa yardmc olmad iin, renci iiri (roman, oyunu) ya bir sosyoloji belgesi, ya bir ahlk dersi ya da bir tarih eseri gibi ele almaa balar. Yazarlarn hayat, fikirleri, yaadklar an koullar byle bir edebiyat eitiminde esas tekil eder. Oysa eletiricinin (ve rencinin) hareket noktas eserin kendisini incelemektir. Yazar ve dolaysyla hayatn, iinde bulunduu koullar bizim iin nemli klan hereyden nce

eserleridir. Biimcilere gre edebiyat eserini sanatn zne uygun bir yntemle ele alacaksak 'iten eletiri'ye bavurmaktan baka are yoktur. Bu anlay ingiltere'de T. S. Eliot, I. A. Richards gibi eletiriciler balatmlardr. Eli ot'un ve Richards'n eletiri anlaylar Amerika'da A. Tate, R. P. Warren ve C. Brooks gibi eletiricilerin elinde New Criticism (Yeni Eletiri) adn alacak kadar sis-temleti ve geliti. Yeni Eletiri'nin bizi eserden uzaklatran sosyolojik ve tarih eletiriye kar ktn ve hereyden nce iiri iir olarak roman roman olarak oyunu oyun olarak ele almak gerektii iddiasnda bulunduunu syledik. Geri am koullarn inceleyen tarih, sosyolojik politik aratrmalar eserlere k tutan bilgiler salyabilir ESERE DNK ELETR 221 ama bunlar gerek eletirinin yerini alamaz. Bunlar bittikten sonra gerek eletiri balamaldr diyor bu biim-ciler. Fakat Yeni Eletiri'den nce baka bir eletiri yntemi de, tarih ve sosyolojik eletirinin sanattan uzaklatn dnerek, sanat eserine yaklamak istemiti. Mesele sanat eserini anlamaktr diyorlard; eseri anlamak iin de sanatnn rie anlatmak istediini, yazarken neler duyduunu, neler dndn bilmemiz gerekir. Ancak o zaman eserin anlamn, dile getirilmek istenen duyguyu anlyabiriz. Eser de buna gre

deerlendirilebilir; yazar amacn gerekletirmise baarya ulamtr. Sanatya Dnk Eletiri blmnde incelediimiz5 bu eletiri anlayna, Yeni Eletiri kardr. ki sebepten tr: bir kere eserin anlamn, yazarn kafasndaki amala birbirine kartrd iin; ikincisi, eserde sanatnn kiiliinin yansdn sanarak eletiriyi, yazarn psikolojisini aratrmaya srkledii iin. , Bu sebeplerden tr biimciler yazara dnk eletirinin karsmdadrlar. Eserin ne anlamn ne de baarsn sanatmn amac tayin edemiyeceine gre baklarmz sanatya evirmenin gerei yoktur. Sanatnn eseri yazarken ki ruh haletini aratrmak, neler dndn bulmak, neler okuduunu kefetmekle eserin gerek anlamm ortaya karacana inanan eletiriciler aldanyorlar. Sanyorlar ki bir airin lm zerine vazdrh bir iiri iyice aklamak iin hayatnda ki olaylar aratrmak lzmdr. airin o sralarda bir kardei lmse bunun zerinde durur, kardeine olan sevgisini belirtmek iin mektuplarn v.b. inceler, trl bilgiler edinir ve bu bilgilerin altnda iirin anlamm aklarlar. Btn bunlar 5 Bk. yukarda ss. 109-129. 222 EDEBYAT KURAMLARI ESERE DNK ELETR 223

yazara, kiiliine, yaantlarna ksaca biyografiye ve belge aratrmasna sapan eletiri yntemleridir. Oysa eserin anlam da deeri de eserin kendi iindedir; bunlar eser d yerlerde ararsak metinden uzaklam ve metnin yerine yazarn yaantlarn koymu oluruz. Yeni Eletiri eserin nedenleriyle uramann karsnda olduu gibi, eserin okur zerindeki etkilerine ynelmenin de karsmdadr. Bir eserin okur zerinde bir takm etkileri olur: duygular uyandrr, sarsar, ilgisini eker, zevk verir v.b. Fakat eletirici bunlar belirtmekle eserden sz etmi olmaz. Falan roman ok ilgin buldum gibi bir sz, bize syliyen hakknda bilgi verir; ilgi sinin uyandn anlarz, ama romann nasl bir roman olduu hakknda bir ey renemeyiz. Metne dnk Yeni Eletiri yntemi, eserin kayna (ister yaratld sosyal ve tarih ortam ister sanatnn psikolojisi olsun) ile eserin okurda meydana getirdii sonular bir yana braktna gre neye ynelticektir? Ksaca, metne ynelecek diyebiliriz, elbet, fakat her metne ynelen eletiri, biimciliin gerektirdii anlayla bakmaz esere. * Neo-klasik eletiri de bir bakma metne dnktr; ne var ki eseri hazr bir takm kurallara gre tartar ve yarglar. Biim ve ierik bir btn tekil etmez, ayr ayr incelenir. Biroklar iin metin incelemesi, eseri (zellikle iiri) dz yazya evirerek ana fikrini, mesajn belirtmek ve sonra bu fikri airin sz sanatlaryla nasl gzel bir ekilde ifade ettiini

gstermektir. Sanki nce ortada bir fikir z varm da sonra iirin bu z sslendirilmi gibi. Metne dnk biimci eletiri ise her eserin kendine zg yapsn kavrayp aklamaa alr. Sanat ele aldr konuyu ierik haline getirir yani biime yoururken kulland ey tekniktir. Sanat eserinin anlam ancak o biimin tad anlam olduu iin teknikten sz etmek her-eyden sz etmek demektir6. Eserin temas, kiileri, bunlarn arasndaki atma, anlatm teknii, olay rgs, imajlar, ton, semboller, bunlarn hepsi teknikle ilgili eylerdir ve eserin kendine zg anlamn meydana getirirler. Eletirici bu gibi unsurlarn arasndaki ilikiyi, eserin iinde oynadklar rol, btne katklarn aratrarak eserin ilk bakta farkedilmeyen ynlerini, ince anlamlarn, zenginliklerini ortaya karmaya alr. Her eserin malzemesinin bir yap halinde btnlemesi farkl yollardan salanr. Bundan tr biimci eletiride sanat eserlerine uygulanacak hazr bir anahtar bulunmaz. W. Shumaker'in dedii gibi eseri okurken belki bir zellik eletiricinin dikkatini ekmitir; eseri yorumlamak iin bir varsaym belirmitir kafasnda. Bunun doru olup olmadn anlamak iin eser zerine dikkatle eilmesi, metni varsaymn altnda incelenmesi gerekir. Eser eletiricinin buluunu doruluyorsa oturur makalesini veya kitabn yazar7. Byle bir makaleyi veya kitab burada rnek olarak zetlemek isterdim, fakat yabanc bir

dildeki iir zerinde yazlm biimci bir eletiri Trkeye evrilince anlamn kaybeder; roman veya oyun gibi eserler zerindeki eletiri yazlar ise zetlemee elverili deildirler, nk ayrntlar attmz zaman yaznn deeri kaybolur. Bundan dolay biimci eletiri hakknda bir rnekle hi olmazsa fikir verebilmek iin O. Veli'nin kk bir iirini inceleyelim. 6 Bk: Mark Schorer, Tecnique as Discovery Forms of Modern Fiction, ed William Van O'Connor. 7 Elements of Critical Theory, s. 53. 224 EDEBYAT KURAMLARI KITABE-I SENG-I MEZAR III Tfeini deppoya koydular. Esvabn bakasna verdiler. Artk ne torbasnda ekmek krnts. Ne matrasnda dudaklarnn izi; yle bir rzgr ki, Kendi gitti. smi bile kalmad yadigr. Yalnz u beyit kald, Kahve ocanda, el yazsiyle: lm Allann emri. Ayrlk olmasayd. Ksa, sade bir iir; anlam da bir aklamay gerektirmeyecek kadar ak. Fakat airce

sylenmi bir iirse, yapsnda kendine zg bir eyler olsa gerek. iir bir erin lm hakknda. Mehmetiklerin lm zerine, ounlukla onlarn kahramanln, fedakrln, vatanseverliklerini belirten ok iir yazlmtr. O. Veli ise erin lmn baka bir adan ele alyor. Binlerce erden biridir o; lm nemsenmez; esvab bir bakasna giydirilir ve yeri doldurulur. Fakat aslnda o da bir insandr; sevdikleri, zlemleri, aclar olan bir insan. air bunlar dorudan doruya sylemiyor tabi, ama ksack bir iir iinde dolayl bir yoldan anlatyor. Erin lm karsndaki kaytsz duygusuz tutumu da erin insan veya birey ynn de dolayl bir yoldan anlatmak iin air, erden geriye kalanlar kullanyor. iirini bunlar zerinde kuruyor diyebiliriz. iirin ilk sekiz msranda geriye kalanlar (tfek, esvab, torba, matra), bireylii olmayan bir eri, sonraki msralar ise bir bireyi belirliyor. yle ki birinci ksmda lenin kendi hakknda hi bir bilgi verilmemi. Niin ve nasl lm? Hastalktan m, bir kazada m, yoksa savarken mi lm bilmiyoruz. dnyasna dnceleESERE DNK ELETR 225 rine, duygularna ait bilgiden vazgetik, gerekten kendisine ait hi bir zelliin sz edilmiyor. Tersine, onun varln belirleyen eyler, aslnda kendisine ait olmayan baka binlerce erin kulland tehizat: asker elbisesi, tfek, matra, ve torba. Erin kiisel olmayan bu eya ile belirlenmesi, ona bireylii olmayan bir asker gibi kaytszca

bakldn ve lmnn de byle karlandn anlatmak iin bir sanat gereci olarak kullanlm. Tfei deppoya konulmu, esvab bakasma giydirilmitir; artk ne matra-s vardr ne torbas. Bunlar, ortadan kalkt m, er de ortadan siliniyor; ismi bile kalmyor yadigr. Diyebiliriz ki len bir insan deil soyut bir kiidir; tfek, matra, torba ve asker esvab tayan biri. Fakat iirin ikinci ksmnda bu soyut asker, birden, yayan, duyan, sevdiklerinin zlemini, ayrln acsn eken bir insana dnyor. air bunu da yine erden geriye kalan bir eyi, kahve ocana yazd bir beyti kullanarak salam. lm Allann emri. Ayrlk olmasayd. yle sanyorum ki iirin bu paras bir ok ilevi birden yerine getiriyor. Kahve ocandaki beyit, baka, mesela arambay sel ald Bir yar sevdim el ald. olsayd geri yine len erin bir yann belirlerdi ama iiri zenginletiremezdi. Oysa O. Veli'nin verdii beyit belirsizlii iinde bir ok ii birden gryor. Anlyoruz ki erin arkada brakt birileri var. Anas m, babas m, sevgilisi mi, kars m, oluu ocuu mu yine bilmiyoruz. Bu belirsizlik anlam imknlarn zenginletiriyor. Bundan baka, beyit askerin i dnyasn, duygularn da aklyor, t dnyasnn en nemli duygusu sevdiklerinden uzak 226 EDEBYAT KURAMLARI dmenin acs, onlarn zlemi. Sz geen beytin iire bu kadar uygun

dmesi, ayn zamanda, iirin tema's 'lm' ile ilgili olmasndan. Beyit yalnz askerin zlemini dile getirmekle kalmyor, lm karsndaki tutumunu da aklyor. Burda da lmn fazla nemsenmeden kabul edilii var, ama insan deerinin kmsenmesinden tr deil, Allahm emri, insann kaderi olduu iin. unu da hatrlamalyz ki beyit len erin kendi beyti deil, lm karsnda toplumun bir parasnn tutumunu gsteren, halk deyii olmu bir beyit. Bu bakma dile getirdii duygu ve tutum da bir tek erin duygu ve tutumu olmaktan kyor, bir genellik kazanyor. Bylece iirdekilerin tmelle-mesi ve dier erleri sembolize edebilmesi, biraz da seilen beytin bu zelliinden douyor. Bir halk deyiinin bu denli yerinde, bylesine zenginletirici bir ekilde kullanld bir iir azdr sanrm. Dikkati eken bir ilokta da iirin tonu. air syliye-ceklerini dolayl bir yoldan sylerken, izdii duruma dardan, belli bir mesafeden bakyor. zellikle ilk iki msran, tonu, besbelli bu parada belirtilmek istenen kaytszl, duygusuzluu vermek iin. Tfeini deppoya koydular. Esvabn bakasna verdiler. Filn bina yktrld, kiremitleri demirleri satld, gibi, bir gazete haberinde bulduumuz ton. air bu mesafeli tonu sonuna kadar srdrebiliyor, nk hi bir zaman kiisel duygulardan sz etmiyor. kinci ksmda da erin kahve ocana yazd bir beyte iaret etmekle yetiniyor. stelik len erin acsn dile getiren beytin kendisi de duygu bakmndan

ll ve sakin. iir, etkisinin byk bir ksmn bu sakin ve ll tona borludur demek yanl olmaz. ESERE DNK ELETR 227 Ksacas, air syliyeceklerini etkili ve yeni bir tarzda syliyebilmek iin btn ayrntlar atm; askerden geriye kalan eyleri iiri dzenliyen ilke olarak kullanm; bunlarm tad anlamdan yararlanarak, len askeri iki ayr adan gstermi ve bu mesafeli yntemi destekliyen ll, sakin bir tonla erin dramn izmitir. Konunun biime yorulmasndan kastedilen de budur ite. Bir sanat eserinin gerek anlamn bir iki cmle ile anlatabiliriz sans yanltr. Dz yazya yakn gibi grnen yukardaki iirin bile zetlenmi anlam, iirden yaplm bir soyutlamadan ileri gidemez. iirin gerek anlam, yukarda aklamaa altmz yapya yorulmu anlam oluu iin, eletiricinin yapabilecei i, iiri aydnlatarak bu anlam biraz daha belirgin klmaktr. O. Veli'nin iiri zerinde yaptmz aklamann deeri ne olursa olsun, biime eilen eletiri hakknda bir fikir verir sanyorum. iiri organize eden ilke, malzemenin dzenlenii, unsurlarn tad anlam ve ilevleri, birbirleriyle ilintileri belirtildike iirin anlam ile biim arasndaki iliki ortaya kar. airin bavurduu bu yollar, yani kurduu yapy kavradka rin anlamna daha ok girebilir, daha bir tadna varabiliriz. Biimcilere gre be-lgate

(retorik'e) dayanan bir iirde, airin bavurduu yollan kefettike iirden aldmz tad azalr. Gzmz boyayan teknik meydana ktka iir fakirler. Oysa gerek iirde durum tersinedir; teknik sanata dnr ve kavrandka iirin anlam zenginleir. Eletirici sanat eserindeki anlam zenginliklerine k tutabiliyor, eserin sanat deerlerine iaret edebiliyor ve okurun ondan iir olarak, oyun olarak, roman olarak daha ok tad almasn salyabiliyorsa phesiz ki yararl 228 EDEBYAT KURAMLARI bir i yapyor demektir. Biimci Yeni Eletiri de bunu yapmak iddiasnda. Ne var ki bu yntemin de baz sakncalar, eksiklikleri hatal ynleri olduu meydandadr. Yeni Eletiricilerin yazlarnda bazan, eserde kat kat anlamlar bulmak, semboller kefetmek iin bir gayret- kelik sezeriz. Limonun btn suyunu karmak amacyla giriilen bu inandrc olmayan zorlamalar okurun eserden daha ok tad almasn salyacak yerde okuru eserden uzaklatrr ve eletiriye olan gvenini kaybettirir. Bu yanl tutum, diyelim ki, biimci eletirinin kt uygulandr. Fakat yntemin kendinde yatan bir eksiklik de vardr. Yeni Eletiri metnin dna kmamak kararndadr demitik. Oysa tarihe, sosyal koullara ve zellikle an sanat geleneklerine eilmek bazen bir metnin anlalmas iin arttr. Bunlara inatla srt evirmek ok ey kaybettirebilir eletiriye. Eletiricinin kendi amac (yani metnin anlamn ve sanata zg zelliklerini meydana karabilmek) iin dahi metnin dna kaymak

gerekebilir. Nitekim Yeni Eletiricilerin kendileri de tutumlarndaki hatay farketmi ve katlklarn zamanla yumuatmlardr. Yeni Eletiri'nin baarsn snrlayan daha nemli baka noktalara da iaret edebiliriz. Bunlardan biri u: biimcilerin iddiasna gre sanat eserinin deeri dzeninden geliyor, sanat zevki almamzn sebebi eserin dzeninde birlik, karmaklk, younluk, tutarllk gibi niteliklerin bulunmas. Sakncal bir gr bu kanmzca. Bir edebiyat eseri sadece dzenden ibaret olmad gibi, eser karsndaki yaantmz da katksz bir sanat yaants deildir. Bir ok yazarlar kendi dnya grlerini, din, ahlk, felsef, veya politik fikirlerini belirtmek iin yazarlar, amalar organik bir dzen kurmaktan ok teye gider. Yukarda belirttiimiz gibi biimciler eserin bu fikr ynn eletiriye kartrmamak iin ltlerini estetik ESERE DNK ELETR 229 alana snrlamak isterler. Onlarca fikr yn basitse, bu basit bir dzenle yanstlr; yok eer olgun ve derinse girift ve karmak, g bir dzene zorlar yazar. nk yazar, safdillikle bir dnceyi benimsemek ve dile getirmek yerine, gereklikte bu grn baka grlere attn, insan yaantsnn, hayatn karmak olduunu kavra-msa, kendi grn btn bunlar hesaba katarak dile getirecektir. Bu davran, hayata, topluma, insan yaantsna basit bir adan deil daha kapsayc bir adan bakmak demektir.

Fikr yn bu anlamda olgun bir eserin dzeni de (yazar iyi bir sanat ise) ister istemez daha doyurucu ve daha etkili olacaktr. Ksacas Yeni Eletiri eserin fikr ynn doruluk iddias tayan bir dnya gr olarak ele alp tartmyor; deerlendirmede hesaba katmyor. Yazarn dnceleri biim sorunu iinde inceleniyor; eserin dndaki dnyada (okur asndan) doru mu yanl m olduklar sorusu gereksiz saylyor. Gelecek blmde yazarla okurun inanlar konusuna tekrar dneceiz. imdilik biimci eletiri bakmndan unu sylemek isteriz. Edebiyat eserleri yalnzca bir dzen ii deildir. Bir ok yazarlarn eserlerinde belirgin bir fikir yn, bir dnya gr vardr, ve esere tepkimizin btnnde bu ynnn bir pay bulunur. Bundan dolay eser hakknda syliyeceimiz eylerin bir ksm fikir yn ile ilgilidir. Biimci eletirinin ok yaygn olduu Amerika'da bile bu gn tepkiler balam, salt biimci yntemin edebiyat alannda yeterli olamyaca kans kuvvetlenmee yz tutmutur. Sakncalar ve eksikleri gittike daha belirgin hale gelen Yeni Eletiri 1940'lardaki hzm kaybetmi ve bugn kendini savunma durumuna dmtr. Zaten eletiricinin bir tek ynteme bal kalmas iin de sebep yoktur. Ele ald esere gre yntemi deiebilecei gibi bir tek eseri incelerken de eitli yntemlerden yararla230

EDEBYAT KURAMLARI nabilir. Ayn eletiricinin gerektiinde tarih, psikolojik, Marxist, biimci v.b. yntemleri kullanmas normaldir. ARKETP ELETRS Son olarak, yirminci yzylda domu bir eletiri yntemine ksaca deinmek istiyorum. Bazen mythopoeic bazen de archetypal adn alan bu yntemi esere dnk eletiri blmne koyarken ok tereddt ettim. nk bu yntem bir ok bilgi kollarna elini atar; antropoloji, psikoloji, tarih, karlatrmal din gibi eitli bilim kollarn kulanr ve bu bakmdan, mesel tarih eletiriye, sosyolojik eletiriye de benzer. Ne var ki arketip eletirisi yine de esas amac bakmndan esere dnktr, nk eninde sonunda eseri aklamak ister. Biimci eletiri gibi metne eilerek orda yer alan unsurlarn anlamn aratrr, ama bunu, estetik yaanty meydana getiren yapy ortaya kartmak iin deil, ok eski alardan beri insanlar etkileyen, onlara derinlerden seslenen bir takm lmsz arketipleri ortaya kartmak iin yapar, Edebiyat eserlerinde tekrarlanan bu arketipler, kiiler olabilir, imgeler olabilir, semboller olabilir, durumlar veya olay rgleri olabilir. tik rnek, ana model gibi anlamlara gelen arketip, Platon'un idealan gibi evrensel ve genel bir ilk modeldir ve edebiyat eserlerinde bu genel arketipin az ok farkl ekillerde

tekrarlandn grrz. eitli lkelerdeki masallara bakacak olursak bunlarn bazlarnda geni hatlaryla ayn olay rgsne rastlarz. Bir kraln veya padiahn olu deerli birN nesneyi veya bir kz bulmak iin yola kar' bir ok engellerle karlar; tabiat st glere sahip insanlardan veya hayvanlardan yardm grr ve sonunda istediini elde ederek dner. Ana izgilerini verdiimiz bu temel rnek bir arama arketipidir. ESERE DNK ELETR 231 Bu arketipi yalnz masallarda deil mitoslarda, eposlarda, Ortaa romanslarnda, modern romanlarda da buluruz. W. H. Auden'e gre hatta bir dedektifin katili arad polis romanlar da bu arketipin deiik bir eklidir3. Sz konusu eletiri yntemi bu arketiplerin kkenini eski mitoslarda ve ilkellerin yinlerinde bulur. Bu bakma arketipi eletiri okulunun asndan edebiyat, arketip olan kiilerin, durumlarn, sembollerin ifadesidir, ve eletirici, yazarn farknda olmadan kulland bu mitos dilini zmek ve eseri daha anlalr bir tar-zda aklamakla grevlidir. Arketipi eletiri ynteminin domasnda en byk rol oynayanlardan biri, The Golden Bough (1890-1915) adl eseriyle Sir James G. Frazer olmutur. Frazer'in bu eseri ilkel yinler ve mitoslar zerinde nemli bilgiler getirmi ve geni yanklar uyandrmt. Aym sralarda, Cambridge Okulu diye anlan bir gurup antropolog ve klasik Yunan bilgini (J. E. Harrison, F.

M. Cornford, A. B. Cook) Yunan mitologyas, dini ve bunlarn Yunan tragedyalaryla ilikileri zerinde yaptklar aratrmalarla, edebiyat ile mitoslar ve yinler arasndaki balara k tuttular. Arketipi eletiri ynteminin ok nemli bir kayna da Carl Jung olmutur. Jung'un mitoslarn insan rknn ortak bilin dna (collective unconscious) ait olduu ve bu sebepten arketiplerin edebiyatta tekrarland tezi, eletiriciler iin yeni ufuklar aan fikirlerdi. Mitos konusunu ele alan en nemli filozoflardan biri de Ernest Cassirer'dir. Philosophic der Symbolichen Form (1923-29) adl eserinde dil, mitos, din, sanat ve sembol sorunlarn geni bir sistem iersinde toparlam, ve fel8 Bk. The Quest Hero Perspectives In Contemporary Criticism ed. S. N. Grebstein (1968) ss. 371-375. 232 EDEBYAT KURAMLARI sefesi, kendisini izleyen Amerikal estetiki Susan Lan-ger tarafndan yeni bir sanat kuram haline getirilmitir.^ Mitoslarn douunu aratran bir ok antropolog bunlarn ilkellerin ok eski yinlerinden kt kansna varmlardr. Altbin yl ncelerine kadar giden, zellikle Yakn Dou'daki bu yinler her ne kadar ayrntlarda farklar gsteriyorsa da genel izgileriyle birbirine benziyorlard. Daima bir tanr veya onu temsil eden bir tanr -kral bu yinlerde her yl lyor sonra dinliyordu. Doada rastladmz doum, lm ve yeniden doumun

veya diriliin sembolyd bu. Tanr-kraln yinde geirdii dnemler, gnein, ayn, mevsimlerin, yln geirdii dnemlerdi. Hepsi doarlar, lrler yeniden doarlar. Ksacas doann temel ritmi. lkel toplumlarn byle bir yinden bekledii ey, by yoluyla doay etkilemek ve onu denetimi altnda tutmakt. zellikle ^ahardaki yeni-yl yinlerinde ama, dman gleri yenerek hayatn yeniden fkrmasn, dolaysyla bereketi salamak ve bylece toplumun refahn ve iyiliini korumakt. Baka bir deyile, gcn yitirmi topra yeniden canlandrmak ve len yl diriltmekti. nanlyordu ki istenilen olayn yer almas iin, bu olayn takliden yinde temsil edilmesi, by yoluyla olayn gerekten meydana gelmesine neden olacaktr. Sylendiine gre balangta, bu yinlerde tanr-kral gerekten ldrlyor ve yerini yenisi alyordu. Sonralar bu lm sembolik oldu; kral szde lyor sonra di9 Bk. Philosophy nj New Key (1942) ve Feeling and Form (1953). ESERE DI^K ELETR 233 riliyordu. Tanr - kiraln lm, toplum namna bir arnmay salyordu nk tann-kral toplumun namna cezay eken kiiydi. Geri mitosun nasl doduu ve ne olduu zerinde amz bilginleri arasnda tam bir anlama yok. fakat bir ouna gre, mitos, bu yinlerde yaplanlarn szle an-

tlmasdr. Yine iddiaya gre, yalnz yeni-yl yinleri deil doum, evlenme, gei (initiation), ve lm dolaysyla yaplan yinler de, u veya bu ekilde, lm ve yeniden douu anlatr. Gilbert Murray, ve J. E. Harrison gibi bilginlerin incelemelerine gre, Yunan tragedyasnn kkeni bu ok eski yinlere kadar gelir dayanr. Aristoteles, tragedyann tanr Dionysos iin yinlerde okunup sylenen din arkdan (dithyrambos'dan) doduunu sylemiti. Bugnk incelemeler Dionysos yinlerinin, ok daha eski olan, yukarda szn ettiimiz bir temel yinden geldiini ve Yunan tragedyasnn da bu yini ve onu anlatan mitosun paralarndan kurulu bir dzeni andrdn gstermektedir. Sk sk verilen rneklerden biri Sophokles'in Kra! Oidipus oyunudur. Oyunun banda Tebea ehri korkun bir durumdadr; tanrlarn gazabna uram, toprayla, kadnlaryla, hayvanlaryla bir ksrlk iine dm adet lme mahkm olmutur. Tebea'nm bu durumdan kurtulmas ancak Kral Oidipus'un yinlerdeki tanr kra! gibi toplum iin feda edilmesine baldr. Oidipus gzlerini kr ederek ehri terkettikten sonra Tebea kurtulur ve hayat normale dneri 0. Mitos'un Yunan tragedyalarnda oynad rol ortaya 10 Francis Ferguson The Idea of a Theater kitabnda oyunun yinlerdeki dfflzene ve ritme uygunluumu ayrntla-riyle belirtmee alr . 234

EDEBYAT KURAMLARI atldktan sonra ayn yin unsurlarnn dier edebiyat eserlerinde de yer alacan dnmek ve genellikle mi-tosdan gelen bir eyler bulunacan iddia etmek artc bir davran olmazd. Szn ettiimiz eletiri yntemi edebiyat eserlerine ite bu adan bakan ve onlarda, her zaman aka olmasa da, ayn temalarn ve kalplarn ar-ketip olarak tekrarlandm gstermee alan bir yntemdir. Bu ynteme bir rnek olarak Lord Raglan'm The Hero adl kitabnda ortaya srd teze bakalm. Raglan geleneksel kahramanlarn doumdan lme kadar benzer dnemlerden getiklerini, benzer bir olaylar zincirinin hepsinin hayatnda belirdiini, ve gerekte bu kalp o-laylarn eski yinlerdeki baz paralardan geldiini iddia etmektedir. Eski Yunan gelenek kahramanlarndan bazlarnn hayatn inceledii zaman bunlarda ve dier baz kahramanlarmkinde u emay bulur: 1. Kahramann anas kral soyundan bir bakiredir, 2. Babas bir kraldr, ve 3. ou kere anasnn akrabasdV, fakat 4. Anann kahramana gebe kald cinsel birleme olaan d unsurlar tar. 5. Kahramann ayn zamanda bir tanrnn olu olduu sylenir. 6. Kahraman doduktan sonra genellikle babas bazen de bykbabas tarafndan ldrlmek istenir, fakat 7. Baka bir yere karlr, ve

8. Bakalar tarafndan evlt gibi bytlr. 9. ocukluu hakknda bir ey bilmeyiz, fakat 10- Byd zaman ya kendi yurduna dner veya baka bir lkeye gider. 11. Orann kiraln veya bir ejderhay veya bir vahi hayvan yener. 12. Orann prensesiyle (ldrd kraln kzdr ou kere) evlenir, ve 13. Kral olur. 14j Bir sre olaysz krallk eder. 15. Yasalar getirir, fakat ESERE DNK ELETR . 16. Sonra ya tanrlarn veya tebaasnn gznden der, 17. Tahttan indirilir, lkeden (ehirden) atlr ve 18. Esrarengiz bir ekilde lr, 19. ou kere bir dan tepesinde. 20. ocuklar onun yerine gemezler, 21. ls gmlmemitir ama yine de 22. Bir veya birka kutsal mezar vardr. Lord Raglan bu emann byk bir ksmnn bir ok kahramanlar iin geerli olduunu gsteriyor. Bunlardan birkan rnek olarak verelimll. ODPUS Anas okaste (1) bir prensestir, babas Laius kraldr. Her ikisi de (3) Kadmus soyundandr. Laius karsyla mnasebette bulunmamaya yemin etmitir fakat (4) bir gn sarhoken yeminini bozar, belki (5) Dionysos'un kiiliine brnerek. (6) Oidipus dounca babas Laius onu ldrtmek ister fakat (7) Oidipus karlr ve (8) Korintos kiral tarafndan bytlr. (9) ocukluu hakknda bilgimiz yoktur. (10) Byd zaman Tebea'ya dner (11) babasna ve

Sfenks'e kar zafer kazanr. (12) okaste ile evlenir ve (13) kral olur. Birka yl (14) olaysz krallk eder. (16) Sonra Tebea'nn iinde bulunduu felketin nedeni olarak grlr ve (17) tahtn kaybederek srgne gider. (18) Esrarengiz bir ekilde lr, (19) Atina yaknnda tepemsi bir yerde. Yerine (20) onu tahtan indiren Kreon geer (21) Her ne kadar gmld yer belli deilse de (22) adn tayan birka kutsal mezar vardr. Roma'y kurduu sylenen Romulus'a gelince onun da hayat ayn emaya uymaktadr. 11 Bk: The Hero ss. 178-189, 236 EDEBYAT KURAMLARI ROMULUS Anas Rhea (1) kral soyundan bir bakiredir, (2) babas kral Amilius'dur ve (3) Rhea'nm amcasdr, (4) ve karsyla birleecei zaman zrh giymektedir. (5) Romulus'un ayn zamanda Mars'n olu olduu sylenir. (6) Doduu zaman babas tarafndan ldrlmek istenir fakat (7) karlr ve (8) bakalar tarafndan evlt gibi bytlr. (10) Byd zaman doduu yere dner ve (11) babasn ldrp bir sihir iinde kardeine stn gelerek (12) Roma'y kurar ve kral olur. (13) Evlendii pheli. (15) lkesine yasalar getirir, (16) sonra gzden der. (17) ve ateten bir araba ile ge kar. (20) Yerine bir yabanc geer. (21) ls bulunamamsa da (22) bir tapma vardr. Oidipus'un hayat emadaki zelliklerden 21'ine uyuyordu, Romulus'unki

18'ine uyuyor. Lord Raglan ayn emay Kutsal Kitap'taki kiilerden Yusuf'a, Musa'ya ve Bya'ya da uyguluyor. MUSA Musa'nn anas babas (1,2) Levliler gibi byk bir aileden ve (3) yakn akraba. (5) Anasnn ayn zamanda Firavun'un kz olduu da sylenir. (6) Musa doduunda Firavun onu ldrmek ister fakat (7) karlr ve (8) gizlice bytlr. (9) ocukluu hakknda bilgimiz yok fakat byd zaman (11) bir adam ldrr. (10) Mid-yan'a gider. (12) orann idarecisi bir khinin kzyla evlenir. (10) Msr'a dner. (11) Firavun'a "kar sihirbazlkta galip gelir ve (13) bir lider olur. (15) Yasalar getirir fakat (16) Tanrnn gznden der. (17) Liderliini kaybeder. (18-19) Esrarengiz bir ekilde bir dan tepesinde ESERE DNK ELETR 237 kaybolur. (20) ocuklar yerine gemez. (21) Gmlme-mitir ama (22) Kuds yaknlarnda kutsal bir mezar vardr. Musa'da zelliklerden 20'si var. Yusuf'ta 12'sini, lya'da 9unu buluyor Raglan, ve tarihte yaad sylenen Kral Arthur ve Robin Hood gibi baka birok kahramanlarn hayatnda da ayn zelliklerden pek ounun bulunduunu gsteriyor. Lord Raglan'a gre bunlar yaam kiilerin gerek hayat deil ,eski yinlerin mitoslarnda bulduumuz tan-r-krallarn geirdikleri yinlerin paralanndan meydana gelmi olan

dizilerdir 12. Ana babann birlemesinde grdmz gariplik eski bir yinden kalma olsa gerek. rnein firavun karsyla birleecei zaman bazen tanr klna girermi. ocuun ldrlmek istenmesi ok yaygn bir zellik, ve kurban yiniyle ilgili. Fenike'lilerin yinlerinden" biri en byk olun yaklarak Molok'a kurban edilmesiydi. Bilindii gibi Kutsal Kitap'ta da ibrahim olu shak' kurban edecek iken Tanr bir ko kurban etmesini syler. Elimizdeki hikyelerde ocuk ldrlecek iken kurtarlr ve bazen yerine bir hayvan ldrlr. Kahramann hayatndaki zelliklerden biri de, bydkten sonra kral olmadan nce bir sihir snavnda basan gstermesidir. Oidipus, Sfenks'in bilmecesini zer, Yusuf bir ryay yorumlayarak bolluk ve ktlk yllarm haber verir, Musa yamur yadrr. l-ya da Beal peygamberleriyle sihir yarmas yaparak yamur yadrr. Raglan'a gre bunlar gsteriyor ki eski 12 The Hero s. 193. 238 EDEBYAT KURAMLARI yinlerde tanr-kral adaynn zellikle hava artlarn et-kiliyecek bir gc olduunu ispat etmesi gerekiyordui3. Raglan emadaki dier zelliklerin de kkenini yinlere balamaa almakta ve halk masallar ile destanlarn da yine mitoslardan geldiini iddia etmektedir. Ancak bunlar

mitoslarn folklora intikal ettikten sonra edebiyata gemi ekilleridir! 4. Bu kuramn ne derece doru olduunu sylemek g, fakat Raglan haklysa, mesel kendi masallarmzda ok rastladmz bir motifin ilkellerin kurban yinlerinden gelme olduunu syliyebiliriz. Hepimizin bildii bu motif udur: Padiah bir sebepten tr kznn veya olunun ldrlmesini emreder fakat lala ocuu ldrmek yerine tavan gibi bir hayvan keserek ocuun giysilerini onun kanma bular ve ocuk, babasnn haberi olmadan baka bir yerde byr. Yine mesel Dede Korkut kitabndaki Dirse Han Olu Boa Han Destanndan babann olunu okla ldrmee almas fakat anann yaray iyi ederek olan baka bir yere saklamas ayn motifi hatra getirmektedir. Biraz nce sylediimiz gibi arketpler bazen kiiler, bazen durumlar, bazen semboller v.b. olabilir. Bu eit eletirinin ilk rneklerinden birini veren Maud Bodkin, Archetypal Patterns in Poetry (1934) adl kitabnda, yeniden dou, cennet-cehennem, kadn, eytan, kahraman, tanr arketiplerini incelemitir. Bu yntemi ve anlay savunanlar, arketiplerin yz13 Ay. es., ss. 194-95. 14 Ay. es., ss. 146-47. ESERE DNK ELETR 239 yllar boyu edebiyat eserlerinde tekrarlanmasnn sebebini aklarken, bu arketiplerin, insan rknn ok derinlerinde yatan duygular ve istekleri ifade ettiini ileri srerler. C. Jung'a gre,

edebiyatta rastladmz bu semboller, (arketipler) insanlarn ortak bilin dnda yatan ve bize ok derinden seslenen pisiik davran formlardr. Jung'un vizyoner dedii bu tr eserler karsnda a-grrz... nasl davranacamz bilemeyiz, uyarlm oluruz, hatta ekiniriz - anmsadmz, gnlk insan yaay deil, dlerimiz, gece korkularmz, zihnimizin, arasra kukuyla sezdiimiz karanlk keleridir15. Edebiyatta yer alan arketipleri l alegoriler sanmamaldr; bunlar insan yaantsnn ok eski temel formlardr ve bunun iindir ki bizde derin tepkiler uyandrrlar. Yine bundan trdr ki arketipleri kullanan sanat kendi kiisel yaantlarn aarak evrensel dokunmu ve kiisel sesinden daha gl bir sesle okura seslenmi olur. Bu yntemi kullanan eletiriciler sanat eserlerinin srrn ele veren yeni bir anahtar kefetmenin heyecan iinde, hl canl olarak yayan arketipleri iirlerde, romanlarda bulup meydana karmak abasndadrlar. Ne var ki zaman zaman eserlerde gizli arketipler bulmak gayretiyle inandrc olmayan yorumlara girimektedirler. Bu tr zorlamalar bir yana, arketip eletirisinin baka sakncalarna da iaret edilmektedir. Bu yntem, eserler arasndaki ortak arketipleri kefetmee alrken, eserlerin kendilerine zg ynlerini ihmal edebilir ve bylece iyi ve kt eser arasndaki fark bulandrc bir tutuma yol aar. Ayn arketiplerin bulunduu eserlerden bazlar iyi bazlar kt ise, bu deer farkn arketiplerin dnda

15 Psikoloji ve Din, eviren Ender Grol (Olu Yaynlar) s. 111. 240 EDEBYAT KURAMLARI kalan sebeplerle aklamak gerekecektir. Bunun iindir ki kimi eletiriciler, bu yntemin ancak tasvir edici olabileceini ve deerlendirmede ie yaramyacam syliyerek, yntemin, eletiride karmza kan temel sorunu cevapsz brakt kansmdadrlari6. 16 Bk. Wimsatt and Brooks, literary Criticism s. 714. KISIM V BLM 11 EDEBYAT VE HAKKAT ncelediimiz belli bal edebiyat kuramlarnda zellikle bir sorun byk tartmalara yol amakta ve edebiyat konusunda birbirine kart iki tutumun belirmesine sebep olmaktadr. Baz estetikiler ve eletiriciler edebiyatn bize (insan tabiat, hayat, toplumsal gereklik v.b. hakknda) bir eit bilgi saladn iddia etmekte ve bundan tr hakikat bildiren veya bildirmesi gereken bir ey olduunu sylemekte; bazlar ise, edebiyat dahil sanatn hakikati bidiremiyeceine, znn buna uygun olmadna ve ilevinin ne bilgisel ne de didaktik olam-yacana inanmaktadr. Bundan tr bu sorunu biraz daha kurcalamakta ve bilgi ile sanat arasndaki ilikiye hi deilse sorunu daha iyi belirtecek bir aklk kazandrmakta fayda vardr. Bir iir (roman ya da oyun) ne bir psikoloji ne bir

Gerek terimini real, gereklik terimini reality kargl kullandmz iin, truth (verite) karl hakikat! kullanmay uygun buldum. Hakikat yerine doruluk da kullanlabilirdi, fakat bu terim, ahlk alannda armlar yapt ve ayrca adalet anlamnda kullanld iin bundan kandm. 244 EDEBYAT KURAMLARI sosyoloji ne de bir tarih kitabdr. O halde ne tr bir ha-Mkat ne tr bir bilgi sz konusu olabilir burada? Sanatn bilgisel olduunu syliyenler, sanat eserindeki bilginin ve hakikatin, bilimdekinden baka olduunu da szlerine eklerler, ama baka dan hepsi ayn eyi kastetmez. Onun iin hereyden nce u sorulara cevap vermee alacaz: Edebiyat eserinde bilgisel anlam bulunabilir mi? Eer varsa bildirilen hakikat nasl bir hakikattir? Hakikati (topumsal, felsef, ahlk, v.b.) bildirmek, esere sanat bakmndan bir deer kazandrr m? Bugn mantkta hakikat, nermelerle ilgili bir nitelik olarak kabul edilir. Bundan tr, hakikatten sz etmek, bir eyin doru ya da yanl olabileceinden sz etmek demektir. Olgular kendi balarna ne dorudurlar ne de yanl. Bu soba yanl m doru mu? diye bir soru anlamszdr; soba ne dorudur ne de yanl. Fakat Ahmet Beyin evinde iki soba var nermesi doru mu yanl m diye sorabiliriz. Baka bir syleyile, dorulukyanllk ancak

nermeler iin sz konusu olabilir. K?. baca, nerme, bir olguyu tasvi eden cmledir, iki ayr1 cmle ayn olguyu tasvir edebilir, istanbul Ankara'dan byktr, ve Ankara stanbul'dan kktr cmleler' ayn nermeyi dile getiriyorlar demektir. Bunlar Franszca ya da ingilizce sylersek cmleler deiir fakat nerme deimez. Bir nermenin hakikati ifade etmesi, doru nermek olmas demektir ki, bu da tasvir ettii olgunun (durumun) gerekten yle olmasna baldr. stanbul Ankara'dan bykse yukardaki nerme dorudur, deilse yanltr. Eer 'hakikati byle nermesel anlamda kullanyorsak, edebiyatn hakikati bildirmesi iin gerek olgular tasvir eden cmlelerden kurulmas lzmdr. Oysa edebiyat eserlerinde bu eit cmleler ok azdr. Buna en EDEBYAT VE HAKKAT 245 elverili olan roman ve oyunlarda bile kiiler ve olaylar uydurmadr, gerek olgular, durumlar anlatmazlar. 'Ahmet Beyin evinde iki soba var' cmlesi gerek hayatta biri iin sylenmise doru olabilir. Fakat bir romanda geiyorsa nasl doru olabilir? Gerekte ne Ahmet Bey var, ne evi ne de sobas. Hatta kiilerini tarihten alan romanlarda dahi doru veyayanl olabilecek cmleler ok azdr. Devlet Ana'da nn Hisar, Eskiehir sancak

beyine baldr veya Demek gneyi Germiyanh... Dousuyla kuzeyi Karacahisarl Seluklu... Bats Bizans bu Erturulun gibi baz cmleler doru olabilir (doruluk iddias tayabilir) fakat geri kalanlar gerek olgularn veya durumlarn tasviri deildir ki doru olabilsin. Demek ki edebiyat, bilimin yapt gibi hakikati ifa de edemez. yleyse ya edebiyat hakikati anlatamaz diyeceiz; ya da baka bir eit hakikatten, sanata zg, artistik bir hakikatten sz aacaz. Bu konuda eitli grler vardr. EDEBYATIN HAKKATLE LKS YOKTUR Edebiyatn Anlam Duygusaldr Edebiyat, tarihten, bilimden, felsefeden, sosyolojiden ayrmak ve sorunu semantik bakmdan zmek isteyen LA. Richards'm estetiinde, edebiyat ile hakikat arasndaki ba kopuyor. Richards'm k noktas, dil ile anlam arasndaki ilintidir. Yirminci yzyln edebiyat anlayn, hi deilse Anglo-Saxon lkelerinde ok etkilemi olan bu dnrn fikirlerine bir kere daha dnelim. Richards dilin bir olguyu tasvir etmek iin kullanlna sembolik kullanl (bugn genellikle- gstersel terimi tercih edilmektedir) diyor, nk nerme bir ol246 EDEBYAT KURAMLARI gunun sembol olmaktadr. Dilin bu yolda kullanlna en iyi rnek bilim kitaplardr. nk gstersel kullanta bilgi vermektir ama. Edebiyatn hakikat bildirmek gibi bir grevi varsa,

yazarn doru nermeler yazmas gerekir ki bu sefer bilimle edebiyat ayn iin peine dm olurlar; ve yazarla bilim adam da rakip duruma girerler. Oysa Richards'a gre edebiyatn ilevi, bilimin ilevinden ayrdr. Nasl? Dilin sadece gstersel yolda kullanlmadna ikinci bir yolda daha kullanldna dikkati ekiyor Richards: duygusal kullan. Bu kere dil, bilgi vermek, bir olguyu tasvir etmek iin deil, fakat duygular dile getirmek ya da bakalarnda duygular uyandrmak iin kullanlr2. rnein Yaasn istanbul cmlesi bir olguyu tasvir etmez, bir duyguyu dile getirir, ya da bakalarnda bir duygu uyandrmak iin kullanlmtr. Dilin duygusal kullanlnda doruluk-yanllk sz konusu deildir ve edebiyatta dilin kulanh ite bu duygusal alandadr. Richards'a gre dilin hangi amala, han gi anlamda kullanldn anlamann bir yolu, sylenen sz iin, doru mu, yanl m? sorqsunun uygun dp dmediine bakmaktr. Eer byle bir soru yersiz ise kullan duygusaldr. Hafzn kabri olan bahede bir gl varm. Yeniden hergn aarm kanayan rengiyh. msralarn okuyunca, gerekten bir gln Hafzn kabrinde hergn ap amadn sormayla. Ne de, Byle ey olmaz, bir gl durmadan hergn amaz gibi bir lf ederiz. Bu msralarm bir olguyu anlatmadn biliriz, doruluk sorusunu kartrmayz ie. 2 Bk: The Meaning of Meaning, ss. 149-150; Principles of Literary Criticism, ss. 267-268. EDEBYAT VE HAKKAT

247 Richards, yazarn bazen bir olguyu tasvir eden nermeler kullandn inkr etmiyor tabi. Fakat ona sorarsanz, bu gibi nermeler edebiyat eserinde ancak szdenermeler (pseudostatements) dir. Yani yazarn bunlarn kullanmaktaki amac bilgi vermek deil, yine duygu uyandrmak ya da bir duyguyu dile getirmektir. Baka ekilde sylersek, nermesel hakikatler edebiyatta yer alabilir fakat bunlarn doruluunu yanllm sz konusu etmek esere yanl bir adan bakmak olur. Edebiyat eserindeki anlam bilgisel deil de duygusal demekle, Richards, grld gibi hakikat sorununu edebiyatn tamamen dnda brakyor. Richards'n dilin grevi alannda yapt bu ayrm yirminci yzyl Anglo-Saxon edebiyat estetiini ok etkilemitir, fakat bugn, dilin sadece gstersel ya da duygusal olmad, baka iler de grd kabul edilmekte ve bundan tr Richards'n ayrm yetersiz bulunmaktadr. Kald ki Richards bu konuda bir ka sorunu birbirinden iyice ayrmyor. Bazen, szde-nermelerden bahsederken, bunlarn doru ya da yanl olabileceini fakat evetlenmi (asserted) olmadn m sylemek istiyor, yoksa bilgisel doruluun geerli olmadm m kastediyor belli deil3. Hatta yapt ayrmn olgusal m yoksa normatif mi olduunu sorabiliriz. Edebiyatta dilin gstersel olmadn m sylyor Richards, yoksa eseri okurken cmlelerin karsnda nasl davranmamz gerektiini mi gstermek istiyor? Bu sorulan bir yana brakrsak bile, yazarn hakikatle hi ilgilenmediini her

zaman kabul edebilir miyiz? Dante'nin, Tolstoy'un, olohof un, Ca-mus'n eserlerini bu kategoriye nasl sokabiliriz? Kanmzca Richards, edebiyat ile bilimi birbirlerine kartr3 Bk: Monroe C. Beardsley, Aesthetics, s. 148. 248 EDEBYAT KURAMLARI ma eilimini nleme bakmndan yararl bir i yapmtr; gelgelelim kendi estetik kuram bu sorunu zmlemi saylmaz. EDEBYATIN HAKKATLE LKS VARDIR 1. Sezgisel Hakikat Yukardaki gr edebiyatn hakikatle ilikisi olmad fikrini savunuyordu. Bundan sonra ele alacamz grler ise aksi kandadr: u ya da bu anlamda edebiyatn hakikatle ilikisi olduunu ileri srerler. Sezgicilerle balyalm. Bunlara gre sanat, sezgi ile kavranan bir hakikati aklar. Bilindii gibi baz felsefecilere gre, hakikate varmann yolu yalnz duyular ve akl deildir. Empirist ve rasyonalistlerden farkl olarak baz dnrler hakikati sezgi ile kavramann mmkn olduunu sylerler. Bu, dorudan doruya kazanlan, kavramsal olmayan (non-conceptual), kesin bir inan douran, yanlmaz bir bilgidir. rnek olarak mistiklerin bilgisini gsterebiliriz. Sezgisel bilgi yolunun geerli olup olamyacam tartmak felsefecilere der. Fakat bir noktaya iaret etmemiz lzm. Modern felsefe akmlarnda dorulanabilme

ilkesine verilen nem malum. Sezgicilerin bilgi kuramlarnda ise dorunun nesnel lt olmadna gre, doru sezgilerle yanl sezgileri nasl ayracaz? Hepimizin sezgisi ayn olmadna gre doru olan hangisi? Kavramsal anlata uygun olmayan br bilgi hakknda, bu sorunun cevabn vermek g. Ya yanl sezgi ile doru sezgiyi ayrd edemeyiz dememiz lzm, ya da sezdiini sanan her insan gerekten de sea-mi deildir. Bilgi teorisi alannda sezgicilii bir yana brakr da edebiyata dnersek nedir durum? Ondokuzuncu yzylda bilimin baardan baarya komas sonucu, hakikate varmann tek yolu bilim ynEDEBYAT VE HAKKAT 2-9 temi olarak belirince, bir ksm edebiyatlar edebiyat kurtarabilmek iin hakikatle ilikisini kesmilerdi. Fakat bazlar da, edebiyat bir zevk verme arac olarak anlamann, onun nemini kaybettirecei korkusu ile sanatn grevini daha cidd ve salam bir alanda aramak gerektiine inandlar. Gelgelelim edebiyat artk bilime rakip bir bilgi kolu saymak da zordu. Ne yaplabilirdi yleyse? Yaplan u oldu: sanat (edebiyat) bize hakikati bildirir ama bilimin aklad hakikat deildir bu. Sanat sezgisel bilgi kazandrr. Doruyu sylemek gerekirse, bu, bsbtn yeni bir iddia saylmaz. Platon'un on diyalogunda airin ilham yolu ile, ak aan bir bilgiye vardndan sz edilir. Plotinos'a gre, sar at, bu dnyada yansm olan

gzelliin kaynana uzanan ve formlar dnyasn sezgi ile kavrayabilen bir adamdr. Ancak, bu sanat gr, ondokuzuncu yzylda Schelling ve Schopenhauer gibi Alman dnrlerinin elinde ilenmi ve bir kuram haline sokulmutur. Demek oluyor ki air, bilim adamlarnn yapt gibi akl ve deney yolu ile deil, fakat muhayyelesini kullanarak akln snrl bilgisini aan daha yksek bir bilgiye eriiyor. Akn Gereklii (Ultimate Reality), ya da varln zn dorudan doruya sezgi ile kavramak herkese vergi deildir; nk bizim gndelik hayattaki alglarmz ve aklmzla biliimiz bu eitten bir gereklii kavramakta yetersizdir. air ise, akldan stn bir bilgi melekesi olan muhayyelesi ile, grnen varln altnda yatan ze kadar szabilir. Bilim hakikate alan tek kap olduunu iddia ede dursun, sez-gicilere gre asl nemli gereklie ulaabilecek adan bilgin deil sanatdr. Diyelim ki sanat muhayyelesi ile son gereklie ulat, varln zne kadar inebildi; nasl aktaracak bu bilgisini bakalarna? Sezgi ile kavranan hakikat de nermelerle anlatlabilir. Eer air bunu yaparsa, iir, dil ba250 EDEBYAT KURAMLARI kmndan bilimden ayrlm olmaz, ancak airin iiri yazmadan nce hakikate varmak iin kulland yol baka olmu olur. Aradaki fark, bilgi psikolojisi bakmndan bir farktr, dil bakmndan her ikisi de nermelerden meydana gelmitir. nk, sezdii

hakikati nermesel biimde aklamaktan baka bir ey yapmamtr ki air. Mistik yaantsnda kazand bilgiden bakalarm haberdar etmek isteyen bir adam durumundadr^. Hemen ekliyelim ki sezgicilerin sylemek istedii bundan farkl bir ey. Sanat sezgisel bilgisini bize nermesel biimde anlatmaz, bunu aynen sezdirir. Yani okurun eser karsndaki yaants airin eritii hakikati kavratan bir yaantdr. Sanat eserinde nermeye indir-genemeyen bir ey vardr, yle bir eser btn ile ele alnd zaman hakikati sezdiren bir sembol saylabilir^. Baka ekilde sylersek, okurun eser karsndaki estetik yaants bilgisel bir yaantdr; nk szcklerin yerletirilmesinde, birbirleriyle ilintisinde, eserin sembolik ve katmerli anlamllnda, baka bir ekilde dile getirilemiyecek, kavramsal dille sylenemiyecek eitten bir hakikati ifade yetenei vardr. Estetik yaantnn gerekten bilgisel olup olmad konusunda uyumak zor. Bir oklar sanat eseri karsnda duyduu yaantnn kendisine bilgi kazandrd kansndadr; bir ok estetikiler de sanatn bylece sezgisel hakikati verdiini iddia etmektedirler. imdi, bu dorudan doruya elde edilen bilgiye, kavramn gerek anla4 Bk: Murray Krieger, The New Apologists for Poetry, ss. 180-181. 5 Fransz sembolistleri de bir yandan ar iiri savunurken bir yandan da bu iirin ideal gzellii yansttn sylyorlard Baudelaire'incorrespondance kuram airin akn

gereklii nasl yanstabileceini aklyordu. EDEBYAT VE HAKKAT 251 myla bilgi diyebilir miyiz? Bu noktada tartma balyor. nk baz filozoflara sorarsanz, bir eyi yaamak onu bilmek deildir. Bir eyi bilmek onun hakknda bir ey bilmektir. Bir yapraa baktm zaman belirli bir yeil rengini grr, onu farkeder onunla adet tanrm. Bu tanma (acquaintance) sadece bir farknda olma, bir grmedir. Bu yeildir sznde ise artk tanma snrm ama vardr. Grdm renge bu ad vermek iin, daha nce bana yeil diye retilen renkle ayn olduunu farketmem gerek6. Bundan tr bazlarnca estetik yaantnn bilgisel olduunu sylemek, bilgi terimim yanl bir anlamda kullanmak, ve gereksiz bir karkla yol amaktr. 2. Edebiyat Hakikate Sadk Kalr Bu gr son zamanlarda savunanlar arasnda en nemlisi, Amerikan sanat felsefecilerinden John Hos-pers'dr belki. Geri kuramn baz yerleri Aristoteles'i ve yanstma kuramma katlanlar hatrlatmakta, baz yerleri de Eastman' tekrar etmektedir; ama Hospers bunlardan aldn, hakikat sorununu zmek iin kullanmtr. Hospers de edebiyatn hakikat ile bir eit ilikisi olduunu ispat etmek ister, fakat bu ilikinin bilimsel yazlarda olduu eitten bir ilikiye benzemediini bilir. Ona gre de, doru ya da yanl olabilecek eyler ancak nermelidir. Gerek bir olguyu tasvir eden nermelere ise

('Kabatala skdar arasnda arabavapurlar iler' 6 Bu ayrnty Bertrand Rusell ve daha sonra Moritz Schlick yapmt. J. Hospers, Meaning and Truth in the Arts kitabnn son blmnde bu sorunu zellikle sanata uygulamaktadr. EDEBYAT VE HAKKAT 252 EDEBYAT KURAMLARI 253 gibi) edebiyat eserlerinde ok rastlanmaz ve zaten bunlar eserde nemli rol oynamazlar. Buna karlk edebiyat baka bir yoldan hakikatle ilintilidir. Yazar bize insanlar, dnya, hayat hakknda hakikatler (truth about) bildirmek iddiasnda deildir. Bir psikoloji bilgini gibi, insan davranlar hakknda genel kanunlar atmaz ortaya, fakat eserindeki kiileri izerken insan tabiatna sadk kalr (truth-to)7. Yazarn, hakikate sadk kalmas, insanlar bir fotoraf gibi yanstmas anlamna gelmez. Tam bir kopyaclk olurdu bylesi. Sanat hayata sadk kalmal, seilen kiileri hayatta olduu gibi izmeli derken yaam bir insan btn ayrntlaryla anlatmal demek istemiyor Hospers. nsan tabiatmdaki tmelleri belirtmekten sz ediyor. Bunu en canl ekilde belirtmek iin, yazar, gerekli olaylar uydurur ve bir karakteri yaratr. Sz gelimi Donkiot'un belirttii tmele Donkiotluk diyelim; yazar insan tabiatmdaki bu zellii yle olaylar uydurarak ve Donkiot'un yle ynlerini seerek anlatr

ki, bu zellie bu denli yaln ve canl olarak hayatta bile rastlyamayz. Bu bakmdan Donkiot'un temsil ettii zellikler hayattaki Donkiotlardakinden daha hakikidir. Eserde Donkiot hakkndaki cmleler yaam bir insan, gerek olgular tasvir eden nermeler olmad iin bunlarn doruluk deerleri olamaz. Ama romanc uydurduu bir insann davranlarn gzmzn nne sererek baz sonular kartmay bize brakyor. Bylece bilginin-kinden farkl bir ekilde, dolayl bir ynden bize insanlar tantyor. Acaba byk romanclar okuduktan sonra insan tabiat hakkndaki bilgimizin arttn syliye-mez miyiz? Hospers ile beraber bu soruya hemen herkes 7 J. Hospers, Ay. es., V-Vni blmler. evet diyebilir, fakat romandaki bu niteliin estetik bakmdan nemli olduunu herkes kabul etmez8. Grld gibi Hospers'in tutumu bir bakma gerekilie yakn. Bu, geree sadk kalma ilkesini baka bir ynden daha srdrebiliriz. Yazar bazen bir toplumun durumunu, hayat koullarn v.b. yanstabilir. Diyelim ki yazar Anadolu kylsnn hayatn yanstyor eserinde. Bununla yetmiyorsa, bu hayat hakknda bir fikir ileri srmyorsa, kylnn hayat eserin konusu, temas olmaktan ileri gidemez. Yok eer bunun hakknda baz yarglarda bulunuyorsa, mesele deiir o zaman. Yazar bir tezi ortaya koymu olur, eser bir nerme nitelii kazanr ve imdi greceimiz tutuma getirir bizi.

3. nermesel Hakikat Ne Richards ne de Hospers edebiyatn, nermese hakikatleri bildirmek iin bir ara saylabileceini kabul ediyorlard. imdi ele alacamz gr savunanlara, sorarsanz, edebiyatta nermesel hakikatler nemlidir ok. Bunlar ikiye ayrmamz lzm: belirtik hakikati savunanlar ve rtk hakikati savunanlar. a. Belirtik Hakikat, Yine edebiyat eserlerinde dilin kullanln gzeterek bu tutumu aklayalm. Abdlhak inasi Hisar'm Fabiin Bey ve Bix'i yle balyor : Bir gn gazetelerde, Hazin bir vefat bal altnda ksa bir fkra kt: Bursa erafndan, eski maslahatgzarlarmzdan ...dairesi mtercimi Ahmet Fahim Bey eceli mev'udiyle vefat etmitir. Merhum her cihetle faziletli, hr fikirli, geni bilgili, ok nezaketli, ahsna hrmet tel8 Bk: Bernard C. Heyl, Artistic Truth Reconsiderecb.Jour-nal of Aesthetics and Art Criticism, vol. VIII No 4. 254 EDEBYAT KURAMLARI kin ettirmi ve dostlar tarafndan ok sevilmi bir zatt. Vefat zaiyattandr. Mevl rahmet eyieye. te, lnn cesedi stne atlan bir ka krek toprak gibi, htras zerine kapanan bir ka satr O ly bilmeyenlerden bu yazy okuyanlar sanki ne duyarlar? Bir talihin ademe gmesinden onunla alkas olmayan ne anlar? Bir fninin ldne kimse

amaz ve kimse dnmez ki o da kendisini lmden bizim kendimizi sandmz kadar uzak sanrd. nsanlar, birbirlerinden uzak mesafelerle ayrlm yldzlar gibi, kendi husus boluklar iinde dnen, hepsi yalnz, hepsi mahrem ve bakalarna kapal birer dnyadr. Bir yldz snnce ondan uzaktakiler bir ey duymaz. Herkes ancak biraz kendi komusuyla megul olur. Herkes ancak bir iki dman iin kin, ancak drt dost veya akraba iin haset veya muhabbet ve ancak be alt vcut ve ruh iin biraz zaaf, bir temayl veya bir ak duyar ve beeriyetin st taraf bize tamamen yabanc gibi karanlk kalr. Buradaki cmleleri iki kategoriye ayrabiliriz. Birinciler bize bir olay anlatyor: Fahim Bey lm, gazetede lm haberi km. Bunlarn hakikatle bir ilikisi var m? Geri tasvir edici gibi grnyorlar ama bunlar uyduruk (fictitious) cmlelerdir; gerekte olmam eyleri, yaamam kiileri anlatrla Bu cmleler gerek durumlar tasvir etmediine gre bunlarn doruluk deeri olamyacam daha nce de sylemitikS. Biz de okuduumuz kitabn bir tarih kitab olmadn biliyoruz ve Fahim Bey gerekten yaam m? Byle bir lm haberi km m idi gazetede? gibi sanlar sormayz. bakmndan zmlenmi 9 Uyduruk cmle1er mantk saylmazlar. Bu konudaki balca kuramlar M. C. Beardsley gzden geiriyor: Aesthetics, ss. 4H-414.

Trkede ba vurulabilecek yazlardan biri udur: Teo Grnberg, Bertrand Russel'in Tasvirler Teorisi Felsefe Arivi 14 (1963). Bu yaz teknik bir felsefe yazsdr ve dorudan doruya edebiyatla ilgili deildir. EDEBYAT VE HAKKAT 255 Gelelim ikinci eit cmlelere. Bakyoruz yazar bu lm haberi zerine baz genel yarglara varyor. nsanlarn, mahrem, yalnz, bakalarna kapal birer dnya olduunu sylyor. Eserin olaylar arasna yerletirilmi bu trden cmlelere dnsel cmleler diyelim. Bunlarn birincilerden baka olduu besbelli. Hayat ve insanlar hakknda sylenmi, ak, belirtik szlerdir bunlar. Okura gre ya yanltrlar ya doru. mdi, dnsel cmleler, eserdeki olaylar, kiiler, tasvirler v.b. ile birlikte eserde belirtik (explicit) bir tez meydana getirebilirler. Edebiyatn belirtik hakikati bildirdiini ve bildirmesi gerektirdiini savunanlar arasnda bugn en nemlileri Marxist estetikilerden bazlardr. Belirtik hakikati savunan tutumun eilimi, edebiyat sanat yapan nitelikleri, genel nermeleri canlandrma alannda aramaktr. Biime verilecek nemi umursamad oranda, yavan ve snrl bir edebiyat kuramna srklenebilir bu tutum. Aklanan hakikat ne denli belirtik olursa, eser o oranda bir sosyoloji, politika, ahlk veya bir felsefe eserine yaklam olur. b. rtk Hakikat. Grdk ki dil, edebiyatta bazen duygusal anlam tar

sadece; bazen doru nermelere rastlarz (Kabatala skdar arasnda araba vapurlar iler gibi) fakat bunlarn says ok azdr ve nemli rol oynamazlar. Baz cmleler ne yaam bir insan hakkndadr, ne de gerekten olmu olaylar hakknda; yani uydurukturlar ve doruluk iddialar olamaz. Ancak hakikate sadk kalmak gibi bir yoldan bize insan psikolojisi, gelenekler, detler hakknda bilgi verebilirler. Bir de dnsel cmleler grdk ki bunlar nerme olarak kabul etmemiz gerekiyor. Bylece edebiyatn hakikati bildirmesi konusunda karlatmz glk u oluyor. Eer edebiyata zg, 256 EDEBYAT KURAMLARI baka yoldan elde edilemiyecek bir bilgiden sz edersek, buna gerekten bilgi denebilir mi sorusu ile karlayoruz. te yandan, gerekten bilgi saylabilecek belirtik hakikatlerin edebiyat asndan ya da genellikle estetik ynden nemli olduunu kabul etmek zor. Acaba bu kmazdan kurtulmak imkn yok mu? Hem edebiyata, sanata zg, hem de nermesel saylabilecek trden bir iakikat var m edebiyatta? Belki rtk hakikat (implied truth) buna en yaklaandr. lk nce tek bir cmlede rtkl ele alalm. Bir cmlenin bazen bir belirtik anlam olabilir, bir de rtk anlam. Adam sekreterine Sslenmeniz bittiyse ltfen u mektubu yazn dese, burada im

edilmi bir anlam daha var tabi. greceiniz yerde, taranmak, boyanmak ve aynaya bakmakla vakit geiriyorsunuz gibi bir anlam. iirde ve genellikle edebiyatta rtk anlam byk rol oynar. Buna dayanarak edebiyatn semantik tanm yaplacak olursa Edebiyat dilin o yolda kullanlrdr ki, anlamu, nemli bir ksmn rtk anlama tekil eder denilebilir. Bilimsel yazlanda ine rtk anlam hemen hi yoktur. Edebiyatta hakikatin yeri olduunu ileri srenler arasnda bir ksm, eserin iinde aka anlatlmam rtk hakikatin nemli olaca kansmdadrlar. Burada sz konusu olan, tek tek cmlelerden, ya da eserin ufak bir parasndan karlacak rtk anlam deil, fakat eserin btnnden karlacak rtk tezdir. Ak tez ile rtk tez arasndaki snr izmek zor. Ak tez daha ok dnsel cmlelerden ya da kiilerin bir konu zerinde fikir 1 erini aklayan konumalarndan karlr, rtk teze gelince, yazar bunu bize aka sylemediine gre, biz bunu ancak kiilerin iziliinden, olaylarn sralanndan. EDEBYAT VE HAKKAT 257 tondan v.b. dan kartmaa gahrzio. Baka ekilde sylersek, uyduruk cmleleri yorumlamak suretiyle kartrz rtk hakikati. Mesel Camus'nn Yabanc'sn alalm ele. Camus, Ssyphe Efsanesi'nde inceledii ve aklad sama kuramn bu romanda da anlatyor. Fakat ayn yntemle

deil. Denemesinde kavramsal ve mantksal yoldan yaptn, romanda kavramsal olmayan bir dille yapyor. Diyelim ki hayatn, evrenin mantk izahnn yaplamyaca-n; insann, rasyonel ekilde izah edemedii bu dnyada bir yabanc olarak kaldn ve insanlarn da birbirlerini gerekten bilemiyeceini gstermek istiyor. Fahim Bey ve Biz'den aldmz parada da insanlarn yalnz ve birbirine kapal olduu syleniyordu. ki yazar ayn felsefeyipaylayorlar demek istemiyorum, fakat birisinin insanlar ve hayat hakknda belirtik olarak sylediklerini, dierinin sanat yoluyla yaptn hatrlatmak istiyorum. Camus, sama kuramn romannda bir felsefe sorunu olarak inceleyip tartmyor, deliller getirerek bunu ispat etmee kalkmyor, hatta kuramn kavramsal yoldan aklamyor bile. Bunun yerine, romann kahraman Meursault'nun eitli durumlardaki davran ile karlayoruz. Meursalt'da, her eye kar bir bover-melik, bir umursamazlk var. Annesinin lm haberi, cenazesi, sevitii kz, Parise tayini karsndaki davranlar nmzde sralandka, yava, yava sama duygusu belirmee balyor. Eletiriciler Yabanc'da, Camus'nn bunu nasl saladn incelemi ve uzun uzun aklamlardr. Meursault'nun davranlarn gsteren olaylarn belirli bir izgi takip etmemesinin, kopuk ve balantsz olaylar olmasnn, sentaksdaki kesikliin, objeleri tasvip ederken gzetilen nesnelliin, Camus'nn

10 Bk: M. Weitz, Philosophy in Literature, s. 101. 258 EDEBYAT KURAMLARI belirtmek istedii yabancl ve anlamszl nasl dile getirdiine dikkati ekmilerdir. Demek oluyor ki Camus felsefesini belirtik olarak deil rtk biimde anlatmaktadr. Sisyphe Efsanesi'nde olduu gibi sadece kafamza seslenmiyor fakat ayn felsefeyi sanat olarak dile getirirken, sama inancn yaatyor bize. Buna inanmann duygusunu aktaryor. Camus amacnda ne dereceye kadar baar salamtr, aksayan taraflar var m yok mu sorusu ayn bir mesele. Roman baka ekilde yorumlayanlar da kmtr. Sanat eserinde rtk olarak dile getirilen felsef gr, kavramsal biimde verilmediinden ister istemez aklndan kaybeder. Bundan tr, rtk olarak verilen grn yanl anlalmas tehlikesi vardr her zaman. Bunun nne gemek amacyla yazar bazen anlatmak istediini daha belirtik yapmak iin sanat ynnden fedakrlk eder ve bunu yapt oranda, rtk hakikatten belirtik hakikate doru kayar. Yiit Ana ve ocuklar oyununda Brecht, savan srtndan geinenlerin olumsuz davranlarm gstermek istiyordu. Otuz Sene Savalarnda, sve ordusunun peinden giderek askerlere giyecek, ayakkab, iki satan Yiit Ana geimini b yoldan salamaktadr. Fakat bu arada iki olu ve bir kz savata lrler. Yiit Ana davrannn politik bakmdan bilincine varmam olarak arabasyla ordunun

peinde tioaretine devam eder. Brecht, Yiit Anay olumsuz bir kii olarak gstermek isterken, Zrih'de ilk sahneye konuunda seyirciler oyunu yle yorumlamamlar, kadmro bana gelenlere acyarak alamlar. Hayatm kazanmak iin didinen ocuunu kaybettii halde ylmadan hayat iin mcadele eden cesur bir ana gibi grmler onu. Fena halde kzm Brecht ve kadnn olumsuzlusunu rH-ha iyi belirtmek iin oyunda baz deiiklikler yapm. Gelgelelim Dou Berlin'deki temsil de Brecht'in istedii EDEBYAT VE HAKKAT 259 sonucu vermemi. Baz hkmet yetkilileri, Yiit Ana'-nm, oyunun sonunda hatasn anlyarak halka bireyler sylemesini ve oyunda belirtik bir komnist tezinin yer almasn teklif etmiler. Fakat Brecht yanamam bunal 1. Kadnn, yapt iin bilincine varmadan devam etmesini uygun grm. Daha belirtik bir aklamaya girmenin, rtklkten fazla uzaklamann, eseri sanat ynnden fazla dreceini dnmt herhalde. Edebiyatn hakikatle ilikisi zerinde birok fikirler ortaya atld halde kesin bir zme varlamamtr, nk 'hakikat' kavramnn anlam kesin de"!2. Edebiyata zg bir 'hakikat' aradmzda, bu anlamdaki hakikat kavramlarnn bilim alanndaki hakikatten farkl olduu grlyor. Bu durumda baz dnrler hakikat kavramnn edebiyatla

badaamyacam sylerken, bazlar da tek eit hakikat zerinde direnmenin yanl olduunu, edebiyattaki hakikatin bilim alanmdakinden farkl olmakla beraber yine de bir eit hakikat saylma-. s gerektiini sylyorlar. Saylmal m saylmamal rm sorusu bir termonoloji sorunudur. Belli bir szc filn anlamda kullanp kullanmamak zerinde anlamaya baldr. Herhalde hakikat sorunu btn eserler iin sz ko^-nusu edilemez. Ak zerinde, ksa duygusal, lirik bir iirin hakikati aklayp aklamadn aratrmak yersizdir. Fakat Tolstoy, Balzac, A. Huxley, Brecht, Sartre gibi yazarlarn bize hayat hakknda sylemek istedikleri eyler vardr. Bir uta edebiyat elden geldiince mzie yaklatrmak, okuru adet bylemek istiyenlerin eserleri yer alr; br uta ise insann, toplumun, hayatn 11 Martin Esslin, Brecht, A Choice of Evils, (Eyre and Spot, tiswoode, 1959), ss. 203-205. 12 Bu konuda bk: Nermi Uygur, Edebiyatta Bilgi, nsan Asndan Edebiyat, ss. 63-86. 260 EDEBYAT KURAMLARI EDEBYAT VE HAKKAT 261 zerine eilenlerin eserleri. Dierleri bu iki u arasnda sralanabilir. yleyse kendi hesabmza u gre katlyoruz; edebiyata zg hakikati kesinlikle tanmlyama-sak, bunun

ne olduunu aklyamasak bile, byle bir hakikatin birok eserlerde yer aldn syliyebiriz. NAN SORUNU Baz eserlerde belirtik veya rtk bir dnya gr bulunduunu inkr etmee imkn yok. Durum byle olduuna gre imdi u sorularla karlayoruz: Okur eserdeki dnya grne, teze inanmyorsa eserin tadna varabilir mi? nanlarmz eserin deerlendirilmesinde nasl hesaba katlmaldr? Eserdeki grleri yanl buluyor, yazarn inanlarna katlmyorsak eserden zevk alamayz ve eserin deeri bizim gzmzde der dersek, o zaman u durumu nasl aklyacaz? Ayn okur pagan devrinin inanlaryla yazlm bir Yunan tragedyasndan zevk ald gibi, katok Dante'nin din eseri lhi Komedi'den de zevk alabilir, mslman Yunus Emre'rrin iirlerinden de, ateist N. Hikmet'inkilerden de. Bu kadar ayr, hatta kart dnya grlerini yanstan bu eserlerden zevk alabiliyor-sak, bunlarn hepsi birden doru olamyacama gre, yanl olduuna inandmz grlere yer veren eserleri beenebiliyoruz demektir. Yine unutmamalyz ki felsefesi ile uyutuumuz nice eser vardr ki bizce tatsz tuzsuz ve deersizdir. O halde, edebiyat eserlerini okurken inanlarmz ie kartrmayz sonucuna m varyoruz? Bu estetik sorun da, dierleri gibi basite indirgenemez ve btn durumlar kapsyacak kestirme bir tek cevapla zmlenemez. nanlarmz bir yana brakmamz

gerektiini syliyenler vardr; bir yana brakabilmeyi arta balyanlar vardr (artlarda da ayrlrlar); inanlarn hemen hemen her eser iin sz konusu edilmesinden yana olanlar vardr. LA. Richards bir sanat eseriyle bir bilim eseri karsndaki tutumlarmzn ok baka olmas dncesinden hareket eder, nk onca, edebiyat eserinde 'hakikat' sz konusu deildir. Biraz yukarda belirttiimiz gibi Richards' a gre sanat eserlerindeki nermelerin ilevi bir gerei yanstmak, hakikati bildirmek deil, duygular uyandrmak, itilerimizi bir uyuum haline getirmektir.- Bundan tr okurken inanlarmz bir yana brakrsak doru bir tutumla, gerektii gibi okuyoruz demektir. Yok eer inanlarmz ie karyorsa o zaman bir edebiyat eseri okuru olmaktan km ve tamamiyle baka eit bir eylemle uraan bir politikac, bir sosyolog, bir tarihi veya ahlk hviyetine girmi oluruz. Richards bu konuda o kadar ileriye gitmitir ki bir edebiyat eserini okurken estetik yaantya geebilmemiz iin hi bir inanca ihtiyacmz olmadm sylemitir. Eer Kral Lear'i okuyacaksak... hi bir inancmz olmamaldrl3. Fakat bu iddiann rkl bakalar tarafndan belirtildi hemen. Kral Lear'de, bir yanda Gloucester, Cordelia, Edgar ve Kent gibi, davranlar ile onaymz ve sevgimizi kazanan kiiler var; br yanda Goneril, Regan ve Edmund gibi nefretimizi kazananlar. Bu kiiler arasndaki atmada biz birincilerin iyiliini ve

mutluluunu isteriz. Onlarn felaketi tragedyadan bekleneni yaratr. Oysa baz kiilerden yana olma, ancak eseri bir takm inan13 Science and Poetry, Vivas and Krieger ed The Problems of Aesthetics, s. 586. 262 EDEBYAT KURAMLARI larla okuduumuz zaman mmkndr. htiyarlara ikence etmenin, hilenin, iki yzlln kt eyler olduuna inandmz iindir ki bunlar yapan kiilerden yana deil de, ballk, drstlk, iten sevgi gsteren kiilerden yana karz. Byle bir takm inanlarmz olmasa, eserdeki kiiler karsnda gereken tutuma ulaanlayz bile, ve tragedya ortadan silinir gider 14. Sonralar Richards kendisi de tutumunu biraz deitirmitir. Kiral Lear'de olduu gibi inanlarmz eserdeki-lerle uyuuyorsa mesele yoktur zaten. Fakat uyumuyorsa? Richards'a sorarsanz bu uyumazlk okur ile eser arasnda bir engel olarak belirmez. Okur eserdeki inanlar, eserin verecei estetik yaantya varabilmek iin geici olarak kabul eder, nk bilir ki yazarn gayesi gerekten bilgi vermek, hakikati dile getirmek deildir. Okurun geici olarak kabul ettii inanlar gerek inanlara benzemez; bunlara estetik inan gibi bir isim verilebilir. Gerek hayatta, inandmz eylere gre davranr eylemimizi yrtrz, oysa estetik inanlar hayattaki davranmz etkilemez. Anlalyor ki Richards btn inanlarn

geici olarak kabul edilebileceine inanyor. imdi biraz farkl bir tutuma bakalm. T.S. Eliot da Dante adl yazsnda az ok Richards'mkine benzer bir dnceyle kar karmza. Okurun, iirin zevkine varabilmesi iin airin inanlarn paylamas gerektii fikrini reddediyorum deri 5. Eliot'a gre bir eserin tadna varabilmek iin inanlarm paylamak gerekmez ama 14 Bk: M. H. Abrams, Belief and the Suspension of Disbelief, Literature and Belief, ss. 2021. 15 Selected Essays, s. 269. EDEBYAT VE HAKKAT 263 inanlar yine de nemlidir, nk bunlar paylamasak bile anlamamz lzmdr. Dante'yi okurken airin felsef ve din inanlarn bir yana brakamazsnz, bunlar anlamanz ve estetik bakmdan benimsemeniz, yani geici olarak kabul etmeniz gerekir. Ne var ki Eliot kendisi, Shelley'i okuduu zaman airin inanlarn paylaamad iin rinden zevk alamadm grd. Demek ki, yazarn felsefesi ne olursa olsun geici olarak kabul edebiliriz iddias her zaman yerine getirilmiyordu. Eliot bu sefer yeni bir zm yoluna gidiyor. Eserdeki grlerin okur iin doru olmas art yoktur; ama, bu, grler ne olursa olsun farketmez anlamna gelmez. Eserdeki inanlarn okurun nne set ekmemesi iin bunlarn doru deilse bile, tutarl, seviyeli ve olgun olmas arttr. Okur bu inanlara

katlmasa bile yine de zevk alabilir eserden. Fakat yazarn felsefesi ocuka ve basit ise, kafas gelimi bir okur iin estetik amalarla geici olarak da kabul edilemezi 6. Grlyor ki Eliot, eserdeki inanlara geici olarak gz yumulabilmesi iin baz artlar ne sryor. Baka eletiriciler de farkl artlar koymulardr: yazar itenlikle yazmsa; veya dnceleri uygar bir insann kabul edemiyecei kadar aalk, irkin ve kokumu deilse. Baz biimciler ise bu eit artlar yerine baka eit artlar koarlar, nk szn ettiimiz artlar eserin felsefesini kendi basma dikkate alarak deerlendirmek eilimindedir ve kullanlan ltler biim snrlarnn dna tamaktadr. Edebiyat eserindeki inan sorununu da eserin yaps ile zmek isteyen biimciler yle dnmektedirler : 16 Shelley and Keats, The Use of Poetry and the Use of Criticism, s. 82. 264 EDEBYAT KURAMLARI Edebiyat eserinin anlam onu meydana getiren tek tek anlamlarn toplamna eit deildir. Eser kapal ve kendi kendine yeterli bir btndr, yle ki, eserdeki tek tek anlamlar her nekadar gstersel iseler de, eserin balam iinde bunlar gstersel olmaktan kar. Baka bir deyile tek tek anlamlarn d dnyaya iaret etmelerine yazarn sanatl engel olur. Bu bakmdan inan sorunu gerek sanat eserinde karmza kmaz, ve okura set ekmez. T.S. Eliot'un Shelley'den zevk alamamasnn se-sebebini Shelley'nin fikirlerinin

basitliinde aramamalyz. Asl sebep Shelley'nin bunlar iirin balam iinde denetliyememesi, dramlatramamas, ve bundan tr, bu fikirlerin bir bilim veya felsefe kitabnda olduu gibi d dnyaya iaret eder ekilde karmza kmalardr. Baz eserlerde belirtik veya rtk nermeler, balamn btnn iinde gerektii gibi sindirilmediinden bunlar balamdan koparak frlar ve ahlak ya da din bakmdan deerlendirmeyi davet ederleri7. Buna en ileri bir rnek Ziya Gkalp gibi bir airin fikirlerini manzum halde ifadeye alt zaman ortaya koyduu nermelerdir. Vatan ne Trkiyedir Trklere, ne Trkistan, Vatan byk ve mebbed bir lkedir: Turan gibi bir nerme, iirin iinde dramlatrlmadi iin doruluk iddias tayan bir nerme olarak kalyor. Bu durumda, fikri, kendi inanlarmza gre deerlendirmeye zorlanr, doru veya yanl diye yarglarz. air ite buna engel olmal, airin paralarn, btnn dnda ele aldrmamaldr. Mesele, grlerin doru veya yanl olmas deil, eserin balam iinde yklenmeleri gereken 17 C. Brooks, The Well Wrought Um, s. 253. EDEBYAT VE HAKKAT 285 ilevin dna kp kmamalardr. Eserin yaps bir sanat yaps ise eser bir estetik obje olabilmitir ve o zaman bizi kendi erevesi iinde hapseder, d dnyaya

yoll-yarak karlatrmalar yaptrmazi8. Eserdeki gr bir genellemenin ortaya konulmas deil bir durumun dramatize edilmesidir. Diyebiliriz ki Orhan Veli'nin geen blmde incelediimiz Kitabe- Seng-i Mezar iirinde, lm Allann emri, Ayrlk olmasayd nermesiyle dile getirilen gr, iirin balam iinde kalmakta, ve biz de bunu inanlarmza gre deerlendirmeye zorlanma-maktayz. Baz ksa iirler ve bir takm eserler iin bu iddia doru da olsa, yazarn belli bir dnceyi anlatmak istedii yle eserler vardr ki bunlarda rtk bir tezin veya hi deilse belli bir dnya grnn yer ald apaktr. Biimciler bu eit eserlerde grlen felsef (politik v.b.) ynn de eserin balam iinde kaldn sylerler. Yazar bu fikirleri ileri srmyor onlarca, sadece gsteriyor. Bir romandaki Ahmet efendi o akam evinden kp kahveye gitti cmlesinde yazar nasl gerekten byle bir olayn getiini iddia etmiyorsa, eserden kan rtk gr de evetlemiyor sanki yle imi gibi ortaya koyuyor. Biimcilere bu noktada hak verebilir miyiz? Milton, Camus, Sartre, Dstoyevski, Yevtuenko gibi yazarlarn eserlerindeki fikirleri kendi fikirleri olarak ileri srmem diklerini kim kabul eder? Bunlar dpedz, bir felsefesi, bir dnya gr olan yazarlardr ve okurla aralarnda bir inan sorunu bagsterebilir. Bundan tr biimcilerin inan sorununa verdikleri cevap yetersizdir.

Biimcilere tam kart uda yer alan baz Marxist18 Bk: C. Brooks, Implications of an Organic Theory of Poetry, Literature and Belief, ed. M. H. Abrams, s. 64. 266 EDEBYAT KURAMLARI ler ve ahlklar yalnz kendi tezlerini savunan eserleri kabul etmek eilimindedirler. st taraf ya gereksiz ya zararl saylr. Bu ar tutumu teorik olarak benimsiyenlerin pek ounun gerekte daha hogrl davrandn; kendi tezini bulmad bir ok kitaplardan tad aldn syliyebiliriz. Yalnz kendi inanlarmz dile getiren eserlerden zevk alabilseydik, okuyabileceimiz edebiyat ok smrlanrd. nan sorununa getirebileceimiz kesin bir zm, btn eserler iin geerli olabilecek ksa bir tek cevap yoktur. Bir kere unutmyalm ki inan atmalarnn sz konusu cimyaca ok genel temal, duyguya dayanan, fikir yn yok denebilecek, eserler vardr. Bir ok ak iirleri bu snfa girer. Baz eserlerde ise belli bir dnya gr yer alr, fakat ayr grleri yanstan eserlerden yine de tad alabiliriz. Sophokles, Homeros, Dante, Yunus Emre, olohof gibi apayr grleri ve inanlar olan yazarlar zevkle okuyabilmemiz inanlarmz hi ie kartrmadmz anlamna gelmez. Bu byk yazarlarn eserleri yzyllar arasndan srp gedebiliyor, eitli alarn ve kltr evrelerinin insanna seslenebiliyorsa, bu baar (sanat

deerlerinden baka), ayr mezhepleri ve felsef grleri aarak, az ok btn insanlar iin ortak bir insanlk anlaynda, bir manev deerler temelinde birletikleri iindir. Bu gibi eserlerde inanmadklarmzdan ok inandklarmzdr ar basani9. Bundan baka baz eserlerde inanlarmzla atan fikirler eserin btnn kapsamaz. Tolstoy'un Anna Kamuna romannda beliren grlerden biri u: ahlk ilkelerini ineyen bir insann cezasn Tanr verir, bizim grevimiz affetmektir. Bir ok okur bu fikre katlmaz b19 Bk: Literature and Belief, ed. M. H. Abrama, s X. EDEBYAT VE HAKKAT 267 gn ama yine de Anna Karenina'y zevkle okur sanrm. Eserdeki grlere katlan okurlarn eser karsndaki yaantlar daha zengin olaca iin bunlarn o eserden daha fazla zevk almalar normaldir, ama grlyor ki, bir ok hallerde eserdeki inanlara okurun katlmamas, eserle arasnda almaz uurumlar amyor. Daha dorusu dereceleri var bunun. Baz eserlerin (iir, oyun, roman) fikr yn vardr fakat bu yn okurun gznde, yzeyde kalm ve basit bir felsef dnce ise okurun eserden alaca zevki kstekleyebilir. Bir eserin benimsedii deerler sistemi basit olmiyabilir fakat okurun inanlarna ok aykr dyorsa okur iin o eserden zevk alma imkn hemen hemen ortadan kalkar. Hele yle eserler olabilir ki ana tezi okurun ok nemli sayd ve iddetle duyduu

baz inanlara zttr. Diyelim zencileri insandan saymayan, onlar kle gibi kullanmay, smrmeyi yerinde bir davran olarak savunan bir roman, (usta bir yazarn eseri de olsa), bu grn iddetle karsnda olan bir okurun zevkle okuyabileceini dnemeyiz. Anlalyor ki, btn eserlerin deilse de, baz eserlerin felsef bir yn var. Eserdeki gr okurun inanlaryla uyuabilir, bazen nemsiz derecede atabilir, ba.-zen de iddetle atabilir. O halde deerlendirmede durum ne olacak ? 1. Baz eletiricilere gre eserdeki grle okurun inanlar uyuuyor yani okur gr doru buluyorsa deerlendirmede bunu hesaba katmamaldr, nk bir eserin iyi olmas iin eserdeki grn doru saylmas ne gerekli ne de yeterli arttr. Yeterli deildir nk doru bulduumuz grleri ileri sren nice eser vardr ki 'iyi' saymayz. Yoksa grlerine katldmz her esere 'iyi sanat eseridir' derdik. Gerekli art deildir, nk yazarn grlerine katlmadmz halde beendiimiz ok eser vardr. Pagan inanlaryla yazlm Yunan traged268 EDEBYAT KURAMLARI 269 yalarmdaki kader inancn paylamasak da bu eserleri sever ve deerli buluruz. Bu iddiaya kar karak diyeceiz ki, eserdeki grn doruluu deer bakmndan ne

yeterli ne de gerekli arttr ama deerlendirmede geerlidir (relevant). Doruluk kendi bana bir lt tekil etmezse de, baz hallerde eserin verdii yaanty zenginletirdii iin nemlidir. Ancak grn esere sanatsal ekilde ilenmesini art koarz. Eserdeki gr, olay rgsyle, kiilerle, tonla, sembollerle kenetlenerek esere sanat ynnden bir ey katmaldr20. unu da sylemek gerekir ki sanat asndan baarl da olsa eserdeki gr doru bulmakla yetine-meyiz. Temelde inanlarmza uyan gr, yazar yzeyde kalarak ,basitletirerek vermise eserin fikr yn yaantmza bir ey katmaz. steriz ki yazar belli bir grn dile getirili imknlarn zorlasn, incelikleri derinlii, karmakl, gc bakmndan, okurun o zamana kadar farketmedii bir eyler versin. Ancak byle olursa fikr yn esere bir boyut kazandrr ve yaantmz zenginletirir. 2. Okurun inanlar eserdekilerle uyumuyorsa ve . uyumazlk okur iin nemli deilse inanlar bir yana braklabilir ve deerlendirmede hesaba katlmaz. zellikle baka bir an kltrnn rn olan eserlerde bu durum belirebilir. Sophokles'in Antigone oyunu bizim inanlarmzdan ok farkl inanlar zerine kurulmutur. An-tigone'nin kardeinin lsn gmmek iin lm gze almas ve bu uurda hayatn feda etmesi o adaki Yunan detlerine, gmlme ile ilgili inanlara baldr. Tragedyay anlamamz iin bunlar hakknda fikir sahibi ol-

20 Bk: M. Wetiz, Philosophy in literature, ss. 104-105. EDEBYAT VE HAKKAT ..,- mamz gerek. Ama bir kere bu bilgiyi edindik miydi Anti-gone'nn davrann anlaml ve tutarl buluruz. Tragedyann zevkine varmamz iin lleri gmme ile ilgili inanlar paylamamza lzum yoktur2i. 3. Fakat eserdeki inanlar okurunkerle iddetle a-- tyorsa durum ne olur? Yine baz eletiricilere gre inanlarn yanl saylmas eserin sanat bakmndan deersiz saylmas iin bir sebep deildir. Hi inanmadmz grleri olan bir ok byk eser vardr. Buna karlk bizce yanl grleri olmayan nice eser vardr ki bizce ktdr. Bundan tr yanl gr, deersizlik iin ne yeterli ne de gerekli arttr. Hatta geerli de deildir. Eserin tadna varabilmek amaciyle inanmamazlmz bir sre iin bir yana brakr ve eserdeki dnya grn benimser, bir de o grn asndan dnyaya bakmay deneriz. Bu eletiricilerin syledikleri, inandaki yanlln okur iin ok nemli olmad hallerde geerlidir. Fakat inanlarn idetle atmas okurun eserden alaca tad etkiler. Bu durumda eserin sadece sanat ynne bakarak hayat ve dnya hakknda sylediklerini kendi inanlarmzla karlatrmamamz istenemez. Madem ki edebiyat eserlerinde bazen belli felsef grler ne srlmektedir (felsefe kitaplarnda olduu gibi delillere dayanarak ispat

etmek zere deil tabi) eletiricinin yap sorunlaryla yetinmeyip bunlarla da hesaplamas gerekebilir. Ksacas, bir edebiyat eserini yalnzca fikirlerine felsefesine dayanarak hi bir zaman deerlendirenleyiz. Deerlendirmeyi bunlara dayanarak yapanlar, eletiriciden ok ahlk, politikac, sosyolog veya felsefeci saylabilirler. Sadece estetik adan eletiri yapanlarsa, yazarn ha21 Bk: C. Brooks, Implications of an Organic Theory of Poetry, Literature and Belief, ed. M. H. Abrams, s. 72. 270 EDEBYAT KURAMLARI yatla, toplumla, insanla dnyayla ilgili eyler sylemek istedii, ve bundan tr fikirlerin nemli bir yer igal ettii eserler karsnda eletiriden bekleneni veremezler. Bir eletiricinin ilk devi elindeki esere bir sanat eseri olarak bakmaktr, fakat bundan fazlasn gerektiren eserler karsnda geri yanma gzn kapamak zorunluu yoktur. Yazarn grlerini, dncelerini, tutumunu incelemek, tartp bimekle eserin hakkn vermek ve ona gre deerlendirmek yerinde bir davrantr. BOLM 12 EDEBYATIN TANIMI VE DEER LTLER SORUNU Bu kitabn birinci ksmnda eitli eletiri yntemlerini incelerken grdk ki her bir yntem,

esere kendine gre bir adan bakmakta, belli bir takm ynleri zerine eilmektedir. Bir eletiricinin bunlardan yalnz birini kullanmas zorunluu yoktur. Eseri eletirirken, tarihi eletiriyi kullanarak, eer varsa, eserin eitli yazmalarm veya basklarn inceliyebilir, yazld an inanlarn aydnlatabilir ve sonra metne dnerek eseri aklamaya, yorumlamaya giriebilir; belki biimci yntemle veya sosyolojik veya Marxist yntemle. Fakat genellikle eletirici, kendi bilgisine, yeteneklerine, sanat anlayna en uygun yntemi esas yntemi olarak benimser ve dierlerinden de yararlanr. Hangi yntemi kullanrsa kullansn bir eletiricinin sylediklerini kabaca kategoriye ayrabiliriz: tasvir edici; aklayc (yorumlayc); deerlendirici. Tasvir edici dediimiz kategori doru veya yanl olabilecek szlerdir. Eserin kaynan veya tarihini, bir oyunun diyelim ilk defa ne zaman temsil edildiini tesbit etmek, yorumlamaktan ve deerlendirmekten ayr bir eydir. Bu gibi sorularn bir tek doru cevab vardr, ama 272 EDEBYAT KURAMLARI bu doru cevab her zaman bulamyabiliriz, nk elimizdeki belgelerin yeterli olmamas imkn vardr. Gel-gelelim bu imknszlk sorunun mahiyetni deitirmez. Eletirici eserin olay rgs, kiileri, teknii v.b. hakknda da sadece tasvir edici eyler syliyebilir. ahinde, Nazilli'de reji ambar memuru olan birinin kzdr. ok gen yata

evlenir... (Selhattin Bey) Hi bir olumlu sonu elde ede meyince ahinde'yi kendi haline brakr, kendisi de rak ya snr!. Fethi Naci'nin Kuyucakh Yusuf'u eletiren yazsndaki bu cmleler de tasvir edicidir. Roman okuyan herkesin grebilecei eylerdir. Aklama veya yoruma gelince, ok daha etrefil bir soru bu. Fakat bu blmde yorum sorunu deil konumuz. u kadarn syliyelim ki aklama veya yorum, tasvir edici kategori gibi cevab tek olan ve bundan tr herkese doru veya yanl saylacak trden szler olmad iin tartmalara ve anlamazlklara aktr.. Eletirici sadece tasvir edici kategoride kalabilecei gibi, aklama ve yorumlama ile*de yetinebilir. Fakat bazen de eser hakknda deer yarglar verir iyi kt byk x'den daha baarl gibi. Bu blmde, deerlendirme yaplrken kullanlan ltlerin sanatn tanmyla olan ilikisini, sanatn z veya ilevine bakarak nesnel ltlerin elde edilip edilemiyeceini inceliyeceiz. EDEBYAT KAVRAMI TANIMLANABLR M? eitli eletiri yntemlerini inceledik ve grdk ki 1 Fethi Naci, Modern Tragedya Yeni Dergi, Kasm 1970, s. 357. EDEBYAT TANIMI VE DEER LTLER SORUNU 273 bunlardan her biri sanat eserini deerlendirirken farkl ltlere dayanyorlar. Bu ltlerden hangilerinin geerli olabileceini nasl kararlatrabiliriz? Geleneksel bir

gre gre bu gibi durumlarda kavramlarn tanmlann yapmak arttr. Yani niversitede eitim nasl olmaldr ? sorusuna cevap verebilmek iin hereyden nce 'ni-versite'nin ne olduunu bilmemiz gerekir. Sanatta da han g\ ltlerin geerli olduunu tayin edebilmemiz iin hereyden nce sanatn ne olduunu bilmeliyiz. Baka bir ekilde ifade edersek, sanat sanat yapan yeterli ve gerekli zellikleri tanmlyabilmeliyiz, nk bir eser hakknda 'iyi' yargsn vermek, bu yeterli ve gerekli zelliklerden birine sahip olduunu sylemektir. Eer bir eletirici bir eseri itenlikle yazld iin vmse, itenliin, sanatn zn meydana getiren tanmlayc zelliklerden biri olduuna inanyor demektir. yleyse hangi sanat tanm, hangi kuram doru ise ancak o kuramn ne srd zellik veya zellikler sanatta geerli ltleri bize salar. Fakat buraya kadar incelediimiz kuramlarn her biri sanatn (edebiyatn) doru tanmn yapt ve btn panat eserlerinde bulunan ortak bir z, sanat sanat yapan eyi kefettii iddiasmdayd. Gelgelelim imdiye kadar sanatn tanm zerinde anlamaya varlamam. Kuramlarn her biri baka bir tanma varyor. Bununla beraber denebilir ki anlamaya varlmam olmas sanatn bir z olmadn ispat etmez; sanatn zn yakalamak ok zor olduu, daha ok alma gerektii iin hena doru cevab bulamadk. Daha dikkatle inceler

zerinde uzun uzun dnrsek eninde sonunda sanatn doru tanm yapabiliriz. Eer yapabilirsek bu tanma dayanarak deerlendirmede kullanlacak doru ltleri de bulabileceiz demektir. Oysa bugn birok filozoflar sanatn tanmn yap274 EDEBYAT KURAMLARI maa kalkmann bouna bir aba olduu inancndadrlar. G tanmlanan bir kavramn olduu iin deil, tanmlanamaz olduu iin. Wittgenstein'in at bu yolu izleyenlerin dncesi u: Biz sanrz ki bir kavramn anlam onun tanm ile tesbit edilir; yani bir kavramn neye iaret ettiini bilmek demek o snfa giren btn nesnelerin ortak zelliklerini bilmek demektir. Bunlar kavramn zn tekil eder. Wittgenstein ise bir kavramn anlamn, bilmenin kavramn iaret ettii btn eylerin sahip olduu ortak zellii (tanmn) bilmek demek olmadn, kavram yerinde kullanmak ve iaret ettii eyleri tanmak demek olduunu sylemiti. Kendisi 'oyunu' rnek olarak veriyor2. Trkeye daha elverili grdm iin biz 'spor'a uygulayalm bunu. 'Spor nedir?' sorusuna geleneksel yoldan bir cevap ararsak btn spor kollarnn ortak zelliini bulmaa alrz. Gre, futbol, tenis, yzme, boks, yry, atletizm, kayak v.b. arasnda gerekten ortak bir zellik var m? Tenis, futbol, sutopu, voleybol gibi oyunlar bir topla oynanr ama gre, boks ve kayakta bu zellik

yoktur; atletizm de, yzmede ve dier biroklarmda bir yarma zellii vardr ama tek basma yry yapan adam alrsak bu zellik yoktur. Ovsa onunkine de spor diyoruz. Bazlar keyif iin, bazlar shhatli olmak iin spor yapar, bazlar ise para kazanmak iin. Dikkat edilirse grlr ki btn sporlar arasnda ortak bir zellik yoktur; bunlar arasnda Wittgenstem'm 'aile benzerlii' dedii benzerlikler vardr. Bazlarnda mevcut bir benzerlik dierlerinde yoktur, baka benzerlikler vardr. Bu benzerliklere dayanarak bunlara sporderiz; yoksa bunlarn ortak zn bildiimiz iin 2 ti. Wittgensten, Philosophical Investigations, Part I, Ses-tions 66-67 (Basil Blackwell, Oxford) 1953. EDEBYAT TANIMI VE DEER LTLER SORUNU 275 Spor kavramnn anlamn bilmek onun doru tanmn yapmak veya bilmek deil, bu szc yerinde kullanmak ve nelere iaret ettiini bilmektir. Edebiyat iin de durum ayndr. Edebiyat szcnn anlamm bilmek onu tanmlamakla olmaz. Bir adamn nne ikiyz kitap koysanz; bunlarn iinde fizik, corafya, roman, kimya,, iir, felsefe, hukuk, tiyatro oyunlar, matematik, sosyoloji kitaplar bulunsa ve bu adama edebiyat kitaplarn bir tarafa ayr deseniz adam edebiyat tanmlyamasa da bu ii pekl da yapar. Belki 'deneme' nevinden baz kitaplarda tereddde der ama esasta bir zorluk. ekmez. Ayn adama kuramlardan birinin tanmn vererek gereklii yanstan veya

organik birlii olan kitaplar ayr deseniz bocalamaa balyacaktr. Dikkat edilirse 'edebiyat' szcnn burada iki ayr kullanl var: birincisi tasvir edici anlamda kullanl, ikincisi deerlendirici (evaluative) anlamda. Tasvir edici anlamda kullandk myd btn iirler, romanlar, hik-' yeler ,oyunlar, iyisi kts, tm edebiyattr. Bir ktp^ haneci edebiyat eserlerine ayrlan blme btn bu eit eserleri koyacaktr. Deerlendirici anlamda kullandk myd, o zaman kullanana gre eserler arasnda bir ayklama balar. Bazlar Mehmed Emin Yurdakul'un eserleri iir deildir der, bazlar Orhan Veli'yi air saymaz. Edebiyatn bu iki kullanln ayrmak gerek. Edebiyatn tanmn yapmaa kalkanlar btn edebiyat eserlerinin ortak zelliini bulmak iddiasndadrlar ve deminki 'spor' rneinde olduu gibi bunda bir imknszlk vardr. Zira ortak zellik yok, eserlerin bazlar arasnda benzerlik vardr sadece. Sanatm tanm sorunu zerinde duran M. Weitz'e gre gerek ve doru tanmn yaplamamasnn bir sebebi de edebiyatn dier empirik 276 EDEBYAT KURAMLARI kavramlar gibi ak dokulu (open texture) almasdr3. Bir kavramn uygulama artlar deitirilip dzeltilebilir artlarsa o kavram ak dokuludur. Bir rnekle bunu anlatalm. Otomobil karada giden bir tattr. Yarm brgn ayn zamanda

yzebilen bir otomobil yaplrsa buna ne diyeceiz? Eer yine otomobil demee karar verirsek otomobil iin bugn kullandmz tanma yeni bir zellik katarak tanm genileteceiz. 'Karada ve suda giden' diyeceiz. Daha sonra ayn zamanda su altndan da giden bir otomobil yaplrsa belki tanmmz genileteceiz veya artk bu tata yeni bir ad vereceiz. Yeni zellikler gsteren baz otellere 'motel' dediimiz gibi. Bylece otomobil szcn kullanma artlan yeni durumlara gre dzeltilebilir artlardr. Bundan tr doru ve gerek tanm diye bir ey sz konusu olamaz, nk tamm yeni durumlara gre deiebilir. Sanat, edebiyat, tragedya, roman, heykel gibi kavramlar da ak dokulu kavramlardr. Daha bir ka yl nce Fransa'da Nathalie Sarraute, ve Allain Robbe - Grillet gibi yazarlarn romanlar zerinde pheler belirdi: bunlara roman denebilir miydi denemez miydi? Yoksa anti-roman m denmeliydi? Bizde de Devlet Ana iin roman mdr? sorusu atlmad m ortaya? Eer Devlet Ana'nn zellikleri bildiimiz romanlara yeteri derecede benzemeseydi ona roman demiyecektik. Kapal kavramlar ancak matematik ve mantk kavramlardr. genin doru ve gerek tanm yaplabilir, bu bir kapal kavramdr, nk yeni durumlar meydana 3 Bk: The Role of Theory in Aesthetics, Problems in Aesthetics, (ed.) M. Weitz, (Macmillan 1959), ss. 151-155. lk yaym, Journal of Aesthetics and Art Criticism, XV No. 1, 1956.

EDEBYAT TANIMI VE DEER LTLER SORUNU 277 gelemez. Fakat sanatn, edebiyatn, romann v.b. doru ve gerek tanmlar yaplamaz, nk yle yeni ve deiik eserlerle karlaabiliriz ki bunlarn tadklar zellikler tanmda da deiiklik yapmamz gerektirir. u noktaya da dikkati ekiyor Weitz, istersek kavram kapyabi-liriz. Tragedya 'ak dokulu' bir kavramdr, fakat 'Klasik Yunan Tragedyas' kapatlm bir kavramdr, nk belli bir ada yazlm tragedyalar iine alr, ve artk bitmi bir trdr4. Demek oluyor ki tasvir edici kullanta 'ede-biyat'n yeterli ve gerekli zelliklerini belirten bir tanm yaplamyor. Ele aldmz kuramlarn ileri srd tanmlar nedir o halde? Bir ok filozoflara gre bunlar 'edebiyat' kavramnn deerlendirici (evaluative) kullanldr. Mesele u : edebiyat eserlerinde belli zellikleri nemli gren ve onaylayanlar edebiyat'n tanmnda bu zellikleri art koarlar. rnein anlatmclar, duygularn dile getirilmesinin edebiyatn en nemli ve deerli yn olduu kansndadrlar ve 'edebiyat anlatandr' diyerek bu zelliin bulunmad ya da belirli olmad eserleri gerek sanat eseri saymazlar. Bylece edebiyatn bu vc anlamda kullanl, tasvir edici anlam ile kartrlm olur. Sanki duygularn dile getirilmesi btn edebiyat eserlerinde ortak bir zdr ve bunu ortaya atmakla edebiyatn doru ve gerek tanm yaplm olur. Oysa duygularn dile getirilmedii edebiyat

eserleri de vardr ve baz dnrler de baka zellikleri deerli bulur ve tanm bu zellikler zerine kurarlar. O zaman edebiyat gerekliin yanstlmas veya organik dzen gibi bir formlle tanmlanr. Kuramlarn hi biri herkes tarafndan kabul edilmiyor, nk hi biri edebiyatn yeterli ve gerekli zellik4 S.g.e., s. 152. 278 EDEBYAT KURAMLARI lerini tesbit etmi deildir. Bylesine karmak, uzun gemii olan ve bundan tr eitli eserleri kapsayan bir kavramn, yukarda da sylediimiz gibi, bir z bulunamaz. Yaplan tanmlar ister istemez belli bir gurup eserin tanm olacak dierlerini kapsyamyacaktr. O halde gzden geirdiimiz bu tanmlar yararsz ve gereksiz mi? Deil. Geri bunlarn hi biri edebiyatn doru tanmn veremez ama kendilerine gre nemli grdkleri ltlerin savunmasn yaparken her biri dier kuramlarn ihmal ettikleri ynlere dikkatimizi eker5. Biimcilik yapya, onun inceliklerine, anlam youruuna dikkatimizi ekerken, yanstma, toplumla olan ilikilere k tutmaktadr. O halde bunlara btn edebiyat eserlerini tanmlayan kuramlar olarak deil de baz nemli zelliklere dikkati eken grler olarak bakarsak yararl olduklarn syliyebiliriz. Fakat o zaman bir eseri deerlendirirken verdiimiz yarg tamamiyle znel

olmayacak m? Sanat sosyal gerekliin yanstlmas diye tanmlayanlar bir eseri deerlendirirken bu zellii lt olarak alacaklardr. Oysa bu tanm gerekten doru tanm olamiyacama gre bu tanma katlmayanlar iin bu yargnn nesnel hi bir dayana yoktur. Katlmyanlar derhal sosyal gerekliin yanstlmas bir eseri sanat bakmndan ne diye deerli yapsn? sorusunu sorabilirler. Dier tanmlara dayanarak verilmi yarglar iin de durum ayn. u sonuca varyoruz ki edebiyatn z diye bir ey olmadna gre byle bir z tekil eden zellikleri ortaya kararak bunlar, herkes tarafndan kabul edilen ltler olarak kullanamyoruz. Estetik yarglarn nesnellii konusunu br blmde inceliyeceiz. imdi bir baka soruna daha bakma5 M. Weitz, s.g.e., s. 155. EDEBYAT TANIMI VE DEER LTLER SORUNU 279 mz gerek. Acaba edebiyatn ilevi bize doru ltler sa-lyabilir mi? EDEBYATIN LEV TANIMLANABLR M? Sanatn ilevinden yola karak herkesin kabul edecei nesnel ltler bulabilir miyiz? ncelediimiz kuramlar sanatn ilevi bakmndan farkl grler ortaya koyuyorlard. Kimine gre sanatn ilevi zevk vermek veya estetik yaant salamakt; kimine gre estetik duygudan baka duygular da uyandrmakt; baz dnrler birey veya toplum zerinde eitici (bilgisel, ahlk, politik, din) etkisi olmas zerinde duruyorlard. Acaba bunlarn

arasndan gerek ilevi bulmak ve bu ilevden deer ltleri elde etmek mmkn m? Baka nesnelerin ilevini nasl tayin ettiimize bakarak ayn eyi sanat eserlerine de uygulayamaz myz? zellikle letler ve aralar belli ilere yararlar ve ltleri de bu ilevinden kar. Baltay alalm. Balta odun kesmek iin kullanlr. Bir baltann iyi bir balta olarak vlmesi iin odun kesme iini iyi yapmas gerekir. Bundan tr keskinlii, salaml, ele iyi oturmas gibi nitelikleri herkes tarafndan kabul edilen deer ltleri olur. Sanat eserinin de neye yaradm, ne iin kullanldn aratnrsak sanatn ilevini bulamaz myz acaba? Fakat sanat eseri ne ie yarar, ne iin, nerede kullanlr sorusuna ne cevap vereceiz? Daha nce de sylediimiz gibi edebiyat eitir, retir, heyecan ve zevk verir, iyi veya kt duygular alyabilir, cinsel arzular uyandrr v.b. Edebiyat bu alanlarda insanlara etki yapabilir ve yapmtr da. Kimi okur vardr bir eyler renmek iin roman okur, kimi vakit geirmek iin; hatta gece uykusunu getirsin diye roman okuyanlar da vardr. Bazlarmz belli bir heyecan tatmak iin okuruz iiri. Tiyatroya 280 EDEBYAT KURAMLARI tiyatro zevki iin gidenler olduu gibi kendini gstermek veya sosyal br grevi yerine getirmek iin gidenler de bulunur. Denecektir ki bunlardan bazlar eseri asl maksada aykr

ekilde kullanmaktr; sanat eserlerini yerinde kullan vardr, yersiz kullan vardr. Nitekim bir baltann da nerelerde kullanldna bakarsak eitli kullanlarla karlarz. Adam kalkar baltay karsn ldrmek iin kullanr; arkeolog ise filn ada yayan insanlarn uygarlk seviyesini tayin iin; savc su delili olarak kullanabilir. Fakat bu okilevlilik hali baltann asl ilevi diye bir ey olmad anlamna gelmez, nk letler belli amalarla, belli sonular almak, belli yerlerde kullanlmak iin yaplr? Dier ilevler ikinci derece, sonradan doma ilevleridir. Sanat iin de ayn eyi syliyemez miyiz? Diyemez miyiz ki sanat eseri asl u tek ama iin meydana getirilir? Burda durum balta rneinde olduu gibi basit deil, nk eitli sanat eserlerinin hepsi ayn ve tek amala, bir tek amala, bir tek i grsn diye yaplm deildir. Kimi sanat duygularn dile getirmek iin yazar; kimisi politik, kimisi mill, kimisj din duygular uyandrmak iin .Yazar vardr elendirmektir amac. Yazar vardr kusursuz bir eser yaratma peindedir. Bundan tr yazarn amacna bakarak edebiyatn gerek ilevini, balta rneinde olduu gibi tayin edemeyiz. Eseri yerinde kullan da toplumlara ve zamana gre deiir. Bir maara adamnn yabani sr resimlerine mzran savurmas yersiz bir hareket olmad gibi, Msrllarn da resim ve heykelleri mezarlara gmmeleri yanl bir davran deil-di6. Demek ki sanat eserleri ne bir tek amala meyda-

EDBBlYATIN TANIMI VE DEER LTLER SORUNU 281 na getiriliyor, ne bir tek ie yaryor, ne ae yerinde kullan diye bir tek kullan var. Buna ramen bugn baz filozoflara gre bu durum sanat eserlerinin belli bir ilevi olmadn gstermez. Katr da belli bir amala meydana getirilmemitir ve birok ilere yanyabilir, ama yine de katm esas ilevi diye bir ilev bulabiliriz, nk katr bir ok ilere yaryabir-se de bunlardan bir tanesi baka hi bir eyin ayn derecede baar ile yapamyaca bir itir: yolu olmayan dalk yerlerde yk ve insan tamak. Bir eyin asl ilevi diye bir ilevi olabilmesi iin belli bir amala meydana getirilmesi art koulamaz, ancak o nesnenin, belli bir ii dier snflara ait nesnelerden daha iyi yapabilmesi arttr?. Demek ki sanatn da gerek ilevi varsa, sanat eserlerinin, baka hi bir eyin o derece baaryla gremiye-cei bir i grmeleri gerekir. Eer sanat eserlerinin, dier snflarn yelerinin greceinden daha iyi ve baar ile grdkleri bir i varsa, bir ie yaryorlarsa, onlarn asl ilevleri budur diyeceiz. Eln yerinde kullanlar da bu ileve uygun den kullan olur. te bylece sanatn kendine zg asl ilevi ile dier yan ilevlerini ayrm oluruz8. Bir ok estetikilere gre sanat eserlerinin kendilerine zg ilevi okurda (dinleyicide, seyircide) estetik yaant uyandrmaktr. Sanat eserleri bilgi de verebilir, din heyecan da uyandrabilir, politik duygular da. Fakat bunlar baka eylerin, hem de daha baaryla

yapmas mmkndr. Bir bilim kitab bilgi salamakta, bir vaaz din heyecan uyandrmakta, bir politikacnn nutku politik duygular uyandrmakta belki romanlardan, iirlerden da6 W.E. Kennik, Does Traditional Aesthetics Rest on a Mistake? Mind, July 1958, s. 330. 7 Bk: yukarda ss. 126-127. 8 Bk: M.C. Beardsley, Aesthetics, ss. 524-527. 282 EDEBYAT KURAMLARI ha etkilidir. Estetik yaant salamak konusunda ise sanat eserleri rakipsizdir. Bundan tr, sanatn yan etkileri olmakla beraber, kendine zg bir ilevi vardr ve deerlendirmede bu ilevi salayan yapsal zellikler lt saylabilir sadece. Gelgelelim bu dn de herkes kabul etmez. Bir kere bazlarnca estetik yaant diye bir ey yoktur; bazlar da estetik yaanty kabul etmekle beraber, sanatn dier etkileri yannda fazla nemi olamyaca kansnda-drlar. yleyse ltlerimizi, estetik yaanty (sadece sanatn salad byle bir yaant olsa da) gz nnde bulundurarak seemeyiz. Aka anlalyor ki sanatn ilevi nedir? sorusuna, sanatn hangi amalarla meydana getirildiine ve sanatn nelere yaradna bakarak cevap veremiyoruz. Amalar da eitli, sanatn yapt isler de. Dorusunu sylemek gerekirse, ileri srlen eitli grlere, sanatn ilevi nedir? sorusunun cevab olarak deil de, sanatn ilevi ne olmaldr?

sorusunun cevab olarak bakmak gerekir. Bir tercihi ve istei belirten cevaplar arasnda anlama beklemek ise bounadr. Demek ki, bir eseri deerlendirirken, sanatn tanmndan hareket ederek zne ve ilevine bakmak suretiyle herkese geerli olacak nesnel deear ltleri bulmamza imkn yok. Kuramlarn her biri kendine gre bir takm ltler neriyor. O halde deerlendirme tamamiyle znel midir? Gelecek blmde bu sorunu inceleyeceiz. BLM 13 ESTETK YARGILAR NESNELC GR Bugn hl ok tartlan estetik sorunlardan biri de deer yarglandr. Bir eserin iyi olduunu, gzel olduunu sylemek ne demektir? Bu gibi yarglar nesnel midir? yoksa znel mi? Gzellik eninde sonunda bir zevk meselesi deil midir? iki kii konuuyor : A Patlcan kzartmas sarmsakl salayla iyi olur. B Ben yourtlu severim. A Eh, zevk meselesi. Byle bir konuma uzun bir tartmaya srklenmez ve ou kere zevk mnakaa edilmez diyerek kapatlr. imdi baka bir konuma dnelim: A Dn akam grdmz filim ok iyi idi. B Bence ok kt idi, hi beenemedim. A Eh, zevk meselesi. Acaba ikinci konumay da yine zevk meselesi diyerek sonulandrvermek

yeterli saylabilir mi? Saylr dersek u ilkeyi kabul etmi oluruz: bir adam bir eseri beeniyorsa o eser iyidir, beenmiyorsa ktdr. Yani x iyidir (gzeldir, baarldr) sz, x'den holanyorum 284 EDEBYAT KURAMLARI anlamna gelir. Bu, doru bir dnce gibi geliyor insana. yle ya, beeni (zevk) dediimiz ey insandan insana, toplumdan topluma, adan aa deiiyor. Herkesin kabul ettii genel normlar yok. Patlcan konusunda tartmak ne kadar yersiz ise, sanat konusunda tartmak da o kadar yersiz deil midir? Bu znelci (sbjektivist) gr patlcan konusunda kolayca kabul etmemize karlk sanat konusunda yadrgyoruz, nk kabul ettiimiz takdirde yle bir takm sonulara katlanmamz gerekiyor: znelci gre gre iki zt yargdan biri dierinden daha doru olamaz. A, Sleymaniye Camii gzel bir eserdir dese, B de, irkindir dese, her ikisi de aym derecede hakldr, nk aslnda A, Sleymaniye'yi beeniyorum, B de, beenmiyorum diyor. Yine, znelci gr doru ise, Geri Tolstoy iyi bir yazar ama ben romanlarm sevmem gibi bir szn eliik olmas gerekirdi, nk sevmediim, holanmadm bir eserin yine de iyi olabileceini sylemi oluyorum. Oysa bunda bir eliki

yoktur, bu eit szlere sk sk rastlarz ve bunlar yadrgamayz da. Aksi bir rnek de verebiliriz. Nurullah Ata, hsan Raif Hanmn yazd bir atdan bahsederken, Benim beeneceim iirlerden deil o at, beenmemem gerek onu. Gene de severim o iiri, en sevdiim iirlerden biridir. Kusurlarn gre gre, bile bile severim diyor"!. Veya Biliyorum u resim iyi deil ama, yine de seviyorum, bana ocukluumda geirdiim yerleri hatrlatyor gibi szler syleriz ve bunlarda da eliki yoktur. Grlyor ki holanma bir eserin iyi (gzel) olmas iin yeterli bir sebep saylmyor ve patlcan konusundaki anlamazlmz zevk mnakaa edilmez diye ka1 Gnce, (Varlk yaynlan, 1960) s. 78. ESTETK YARGILAR 285 patabildiimiz halde, sanat konusunda ateli tartmalara giriiyoruz. Giriiyoruz nk bir eserden holanmamzn sebeplerini aklayabileceimize inanyoruz. Patlcana gelince, holanmam sadece ondan aldm tada dayanyor ve bu kadar basit bir duyu verisini szcklerle aklyam-yorum. Sanat eserinde olduu gibi veriler eitli ve zengin deil. Bir filimi gzel bulan bir arkadamza niin gzel? diye sorarsak, houma gitti de onun iin karln bir cevap saymayz; bekleriz ki bize filimin baz niteliklerinden sz etsin. u sonuca varyoruz ki, holanma, bu filim gzel sznn sylenmesinin nedeni (cause) dir, yoksa

filimin gzelliinin sebebi (eason) ya da lt olamaz.,Dediimiz gibi karmzdakinden yargsn des-tekliyecek bir takm dayanaklar gstermesini bekleriz. Acaba dayanak gstermemiz bizi znelcilikten kurtarabilir mi? Cezanne' verken, kitleleri istif ediindeki ustalndan, bunlar arasnda kurulan dengeden sz edebiliriz, fakat Bonnard'm eserlerinde bu zellikler yok diye onlar yermeyiz. Bir eletirici Balzac'm romanlarn gerekiliinden tr vebilir, fakat V. Woolf'un romanlarnda bu eit bir gerekilik yok diye onlar kt bulmayz. Grlyor ki bu dayanaklar nesnel ve esere ilikin (revelant) olmakla beraber genel-geer ltler saylmyorlar. Genellikten yoksunluklar yargnn zorunlu mantksal bir karm haline girmesini engelliyor. Estetik yarglarn znel deil de nesnel olduuna inanyorsak, byle genel-geer ltlerin bulunabileceini gstermemiz gerek ve ite glk de burada. Nasl bulacaz bu ltleri? Sorunumuzu yle zetliyebiliriz. Genellikle kabul edildiine gre bir estetik yarglama blmden kurulur. Bir deer yargs (Y) var : Bu gzel bir iirdir. Bunun bir sesebi (S) var : nk filan nitelie sahiptir. 286 EDEBYAT KURAMX.ARI Ve genel bir norm (N) var : Bu nitelie sahip olan btn eserler gzeldir. imdi acaba Y'nin doru olduunu ispat iin gsterilecek S'ler gerekten bu ii

yapabilir mi? Grdk ki S'ler genellikten yoksun olunca grevlerini yerine getire* miyorlar. Bunlarn genellik kazanmas ancak bir norma dayanmakla mmkn oluyorsa bu normlar nasl bulabiliriz? Bir kar yol olarak sanatn zn kefetmek geliyor akla. Sanat sanat yapan z tesbit edebilirsek istediimiz genel-geer lte kavumu oluruz belki. Gelgelelim geen blmde ortaya koyduumuz gibi sanatn z (tanm) zerinde bir anlama yok. Belki olmas da imknsz. Bir an iin kabul edelim ki byle bir ortak z zerinde de anlatk ve dedik ki sanat eserlerini sanat yapan ey organik birlik denen bir zelliktir. Acaba sanat eserlerinin deerlendirilmesinde bir norm olarak kullanabilir miyiz bunu? Kullanabilirsek ne l, bakarz, eserde organik birlik ne oranda varsa eser o oranda baarldr, gzeldir deriz. Gelgelelim organik birlik ve sanatn zn tanmlamak iddiasnda olan bunu benzer kavramlar o denli genel, belirsiz ve kaypak kavramlardr ki lt olmak yle dursun nitelik olduklar bile phelidir. On kiiyi bir resim mzesine yollasak ve bunlara organik birlii olan resimleri ayrn desek herbiri be yz resim iinden belki de baka resimler ayracaktr. Ayn deneyi iir alannda uygulasak ayrlacak iirler zerindeki uyumazlk daha da ok olacaktr sanrm. nk organik birlik gibi kaypak ve belirsiz bir niteliin sanat eserinde ak

ve seik olarak grlmesi mmkn deildir. Dikkat edersek grrz ki bir kmaza dyoruz. SSTETK YARGILAR 287 Dayanaklarmz eserde herkesin grebilecei eitten olursa (Cezanne'n kitleleri istif edii) biraz nce belirttiimiz gibi bunlar yargmz herkese kabul ettirecek ekilde destekliyemiyor, nk bu i iin gereken genel-geerlilik ton yoksundurlar. Buna karlk her esere uygulanabilecek bir lt bulmaa kalktk m, geri genel olmasna oluyor ama bu sefer de eserde byle bir nitelik bulunup bulunmad zerinde anlamazla debiliyoruz. nk bunlar genelliklerinden tr, ister istemez, belirsiz bir kavram dile getirmi oluyorlar. Baz estetikiler2, bu durumda yle bir zm yoluna giderler.. Gerekten de bir takm normlar vardr ve bunlar o derece genel kurallardr ki birer meziyet saylacaklar aikrdr. Bir eserin gelii gzel kurulmu olmasn istemeyiz, tutarl bir ekilde dzenlenmi olmasn isteriz. Baka bir deyile birlik her eserde aranan bir meziyettir, yani bir normdur. Bundan baka, bir sanat eserinin, tekrar okumak (grmek, dinlemek) istediini uyandracak kadar karmak olmas beklenir. Belki nc bir norm olarak younluk srlebilir ileri. Bu normlar genelliklerinden tr bir bakma faydaszdrlar, eserlere dorudan doruya gzellik (iyilik) lt olarak uygulanamazlar, fakat baka bir grevleri vardr, yol

gsterici ilkelerdir bunlar. D. Walsh ve M. C Beardsley gibi filozoflar bundan unu anlyorlar Yol gsterici ilkeler hangi niteliklerin iyi-klc saylabileceini gsterirler Eserde meziyet saylacak nitelikler, birlik, karmaklk, younluk gibi normlar salayan niteliklerdir. Cezanne'n kitleleri istif edii kendi bana bir gzellik lt olamaz, nk bu zellii 2 D. Walsh, Critical Reasons Philosophical Review. July, 1960; M. C. Beardsley, Aesthetics, ss. 464-470. 288 EDEBYAT KURAMLARI her eserde aramayz. Bunlar her zaman iyi-klc nitelikler deildirler; ancak Cezanne'n eserinde bunlar birer meziyet saylyorsa ve yargya dayanak olarak gsterilebili-yorlarsa, sebep, yukarda saydmz yol gsterici ilkelerden birini saladklar iindir. Ksacas, yol gsterici ilkeler dediimiz ana normlar, kendileri bir dayanak olmaktan ok, dayanaklarn verilebilecei alan iaret ederler. Bylece biraz nce karlatmz kmazdan kurtulmu oluruz. Hem belirtikten yoksun genel normlardan yararlanrz, hem de eserde varl belirli fakat genellikten yoksun iyi-klc niteliklerden. Byle dnenler haklysalar, bir estetik yargnn doruluu belgelenebilir, nk genellikle kabul edilen artistik normlar vardr ve her bir eserin kendine zg bir yoldan bu normlar nasl doyurduu aklanabilir. Fakat yine de iin bir pf noktas var. Bu ana

normlar ne diye herkes tarafndan kabul edilsin? Yargmz desteklemek iin lt rol oynayacak baz dayanaklar gstermek gerekti, bu dayanaklar hakl gstermek iin yol gsterici ilkeler ortaya attk, fakat imdi bunlarn da sebebini sorabiliriz Ne diye bu alanlar, bu kategoriler iinde aryalm ltlerimizi? Walsh bu soruya cevap olarak bu ilkelerin aikr (obvious) olduunu sylyor. Fakat baz estetikiler katlmyor bu gre. Beardsley ise bu ilkelere uyan eserler karsndaki estetik yaantmzn daha karmak, daha derin, daha btn olduu inancnda, Tahmin edebilir ki estetik yaantya dayanan bu savunma da herkes tarafndan kabul edilmiyecektir. Son zamanlarda, bir sanat felsefecisi, Morris ltlerin hakl gsterilmesi konusunda biraz daha farkl ESTETK TARGILAR 289 bir iddiada bulunmutuk. Weitz'e gre geri baz dayanaklarn sebebi sorulabilir ve bunlarn iyi-klc olduunu herkes kabul etmiyebilir. Yargmn sebebi olarak, eseri ahlk bakmdan eitici bulduumu sylesem, karmdaki, ahlk bakmdan eiticiliin eserin gzel (iyi) olmas ile ne ilgisi var? diye sorabilir her zaman; ve bunlarn iyi-klc nitelikler olduunu kantlyacak karg konmaz delillerimiz yoktur. Fakat yle dayanaklar vardr ki bunlarn

sebebi sorulamaz nk bunlar itiraz edilmez (unchallengeable) ltlerdir. Mesel yargma sebep olarak eserde btnlk, tutarllk, tazelik var desem, artk kimse bunlarn iyi-klclk ile ilgisi ne? diye soramaz. Bu gibi ltlerin kullanlmasna sebep gsterilemez, nk gsterilecek sebep yoktur. Eletiricinin yargsn sorguya ektiimizde bize bu eitten ltler sunarsa, mantksal bir son duraa varm oluruz, Weltz'in bu iddias da sorunumuzu zmlemeye yetmiyor tabi. Bir kere Weitz itiraz edilemez ltlerle edilebilir ltlerin nasl ayrlacana ait bir lke gstermiyor, rnekler veriyor sadece. Verdii rneklere gelince, bunlar da sand gibi herkes tarafndan kabul edilmiyor. Eserde btnlk salanm olabilir fakat bakarsnz eserde canszdr yine de Dnce ve duygu inceliine kar gelebilecek eletiriciler dnmek de zor deil. Durumu zetliyelim: lk nce grdk ki x iyidir demek x den holanyorum demektir gibi bir aklamay sanat eserleri sz konusu olunca yeterli bulmuyor ve yargmza nesnel dayanaklarla desteklemek ihtiyacn duyu3 The Philosophy of Criticism. Atti del III Congresso In-ternationle di Estetika 1956 (Torino, 1957) ve Reasons in Criticism. Journal of Aesthetics and Art Criticism JXX. 3 (1962). 290 EDEBYAT KURAMLARyorduk.

Dayanak-ltlerin nasl tayin edilecei sorununa gelince iler atallat. ltler genellikten yoksun. Bunlar sanatn znde ararsak bu sefer de ylesine genel ve kaypak kavramlara varyoruz ki. bir lt olarak eserlere uygulayamyoruz. Bu eit genel normlarn, yol gsterici ilkeler olabileceini de tarttk fakat bu defa da bunlarn genelgeerliliine meydan okunduunu grdk. Weitz'in itiraz edilemez ltleri de sand kadar Balam kmad. Ksacas, estetik yargy dorulayacak genel-geer ltleri bulamyoruz bir trl. bu noktaya gelince bir pheye dmeye hakkmz yok mu? Acaba estetik yarglar gerekten nesnel yarglar mdr? Doru ya da yanl olabilir mi bunlar? ZNELC GR Estetik yarglar zerinde tartl amyacam ileri sren znelciler insanlarn beenilerinin farkl olduu ilkesine ve ;tler:i genel- geerlilikten yoksunluuna dayanyorlard. ok eski olan bu gr, yirminci yzylda baka bir yoldan daha srdrlmtr. Belirli bir anlam kavramndan hareket eden baz filozoflar bir estetik yargnn doru olduunu gsterecek genel-geer ltler bulmak yle dursun, hi bir deer yargsnn zgl (specific) sebepleri dahi olamyacan sylerler. Duygucular (Emotivist) diye adlandrlan bu dnrlere gre estetik yarglar doru ya da yanl olamaz, nk bunlar tasvir edici nermeler deildir. Bu gze bir iirdir nermesi geri grnte, Bu on msralk bir .iirdir nermesine benziyor ve bundan

tr iir hakknda bir ey bildiriyormu gibi geliyor insana. Bu iki nerme gramer bakmndan ayn formda olduu iin bunlarn mantksal formunun da ayn olduunu sanrz. Duy-guculara gre ite bu aldatc grnten tr estetik: ESTETK YARGILAR 291 yarglarn gerek ilevleri farkedilmemitir. Bu on msralk bir iirdir nermesini ele alrsak, grrz ki bu nerme bize bir olguyu tasvir ederken iir hakknda o eit bir bilgi veriyor ki bunun doru olup olmadn, iire bakmak ve msralarn saymakla anlyabiliriz. Bunun gibi olgusal bilgi veren nermeler bilgisel anlaml nermelerdir. Gelelim Bu gzel bir iirdir nermesine. Bu da gramer bakmndan bdirsel bir cmle, ama bilgisel anlam var m? Duyguculara gre bu nermede bildirilen, iire ait bir nitelik deildir; geri grnte yledir ama aslnda syliyenin duygularm dile getirmektedir sadece. Zaten btn deer yarglar ya duygulan dile getirmee ya da baklannda baz duygular uyandrmaa yarar. Scak bir havada souk bir limonata ien insann bir ooh! ekmesi gibi. Bu ooh! bize limonata hakknda bir ey bildirmez, hatta adam duygularn tasvir etmi de saylmaz, sadece duygularn dile getirmitir. Okanan kedinin mr mr etmesi gibi bir eydir bu. Bundan tr estetik yarglarn zellii bunlann bilgisel deil duygusal anlam tamalardr. Grevleri

eserdeki bir nitelii tasvir etmek olmadna gre doru ya da yanl olmalar sz konusu edilemez. Bu durumda grlyor ki estetik yarglarn nesnel geerliliinden sz etmek de samadr, ve bir estetik yargy mantksal ynden destek-liyecek sebepler gstermee imkn yoktur. Fakat yine de bu eit tartmalara giritiimiz bir gerek. Tartrz nk bakalannm da eser karsnda ayn tepkiyi gstermesini, ayn tutumu benimsemesini isteriz. Ne var ki, bunu yapsak bile, geerli nesnel sebepler gstererek deil, karmzdakinin duygularn etkileyerek yaparz Duyguculann grn aklamak iin bir nokt?v daha belirtmemiz gerekiyor. O da u: tasvir edici terimlerden hi bir zaman deer terimlerine athyanayz. Baka bir syleyile deer terimlerini tasvir edici terimlere 292 EDEBYAT KURAMLARI eviremeyiz, nk deer terimlerinde, tasvir edici terimlerin hi bir saman anlatamyaca duygusal bir anlam vardr. Estetik d bir rnek alalm; diyelim ki pi kelimesinin anlam Evli olmyan bir kadndan domu, babas bilinmeyen kimse demektir. Bu tanma giren bir sank iin mahkemede savc pi kelimesini kullansa hem sank itiraz eder hem de yarg. Fakat gerekir de savc sann babas mehuldr, kimse de nfusuna geirmi deildir derse, bir olguyu tesbit etmekte olduu iin kimse itiraz etmez. Grlyor ki bilgisel anlam

ayn olmakla beraber bu cmlede duygusal anlam yoktur; hi deilse pi szcnn yklendii kadar ok deildir. Bundan tr pi'de, tasvir edici szcklere evrilemi-yen bir duygusal anlam vardr. Bilgisel anlam baka ekilde ifade edebiliriz ama duygusal anlam feda etmek pahasna. Yani piin tad btn anlam, tasvir edici terimlerle anlatamayz. Dnelim estetie. yi, gzel, kt gibi deer terimlerinin anlamn aklamaa altk m, bu eit bir imknszlkla karlarz. Eserde bulunduunu sylediimiz tasvir edici nitelikler hi bir zaman estetik yargnn doru Iduunu gstermee yetmez. Deer terimleri normativ terimlerdir ve normativ terimlerde bir duygusal yn vardr. Bu iir gzel yargsnn doru olduunu gstermek iin, ana fikir nemli, kuruluu salam, kelimelerin tadn duyuruyor gibi sebepler ileri srersem normativ bir terimi yine normativ terimlere evirmi olurum. Duyguculara gre, gzel olduu iin gzel demek gibi bir ey bu. O halde yargm desteklemek iin yle sebepler vermeliyim ki duygusal yn ortadan kalksn* Tasvir edici niteliklerle yetinmem gerektiine gre, on iki msral, aruzla yazlm, bir kyl ocuu anlatyor eidinden zellikler sayabilirim. Ama bu zelliklerinden tr iir gzel olmaz. u sonuca varyoruz ki, gzel'i, iyi'yi aklamak iin ya iirde ESTETK YARGILAR 293

meziyet saydmz baz niteliklere iaret edebiliriz, o zar man <gzelin bilgisel anlamn vermi ve duygusal anlamdan kurtulmu olmayz fakat ayn sz baka yollardan tekrar etmi oluruz; ya da meziyet saymadmz tasvir edici niteliklere iaret edebiliriz, o zaman da bunlarn sonucu olarak gzele, iyiye varamayz. Duyguculu-un balca iddialarn yle zetliyebiliriz yleyse: estetik yarglar tasvir edici deil, duygusaldr; bundan tr nesnel bir geerlilikleri yoktur; nesnel geerlilikleri yoksa doru ya da yanl olamazlar. Estetik yarg, sebeplere dayanan mantksal bir karmn sonucu deildir. Eer duygucularm dedii gibi deer terimlerini deer terimi yapan bunlarn duygusal ynleri ise, btn normativ nermelerin ister istemez duygusal olmas gerekir. Ancak bugn bu fikre katlmayan filozoflar da var ve biz de burada estetik yarglarn her zaman znel olmadn gstermee alacaz. Grlyor ki estetik yarglar konusunda grler iki kutba doru yneliyor. znelciler ve duygucular estetik yarglarda nesnellii kabul etmiyorlar. Bunlara gre, yargy verenin kiisel beenisi ya da duygulardr asl dile getirilen. br kutba kayan dnrler ise, estetik yargnn keyf olmadn, nesnel sebeplere dayanan mantksal bir karm olduunu savunmak abasmdalar. Korkuyorlar ki, estetik yarglarn genel bir takm normlara dayand gsterilemez ise, bunlarn nesnel hi bir deeri kal-myacak; sanat eserinin deeri zevk

meselesidir, tartlmaz ilkesine balanacak. ZME DORU Dorusu aranrsa bu iki utaki grlerden hi birini olduu gibi kabul etmee imkn yok. Her ikisinin de hakl olduu ynler ve haller vardr, fakat estetik yarglarn 294 EDEBYAT KURAMLARI mant bu grlerin snrlar iinde zlemez. imdi bu iki grn de hakl olduu ynleri, yani estetik yarglarn hangi bakmdan nesnel ve hangi bakmdan znel saylabileceini belirtmee alalm. Yarglarmzn bazlar, znelcilerin dedii gibi beenimize dayanr. Bunlara beeni yarglar diyelim, ve deer yarglarndan ayralm. Aradaki fark yle aklyabiliriz. Bir beeni yargsna da dayanaklar gsterilebi-lirse de bu dayanaklar yargy verenin kiisel beenisini aklar ama bu dayanaklar sunan, yargsn bakalarnn da paylamasn bekleyerek savunmaz*. Kral Lear'i beenmiyen bir insan sebep olarak, ackh biten eserleri sevmem derse, Lear hakknda verdii yarg bir deer yargs deil beeni yargsdr. Ackl biten eserleri bakalarnn da beenmemesi gerektii inanc yok burda, sadece kendi beenisini aklama var. Adam, eserin kt-klc nitelikleri zerinde durmuyor. Kendisine ait bir eyler sylyor. Bu gibi yarglar tartmay yersiz bulur ve bazen, zevk meselesi diyerek kestirip atarz.

Deer yarglarna gelince, bunlar desteklemek zere gsterilen dayanaklar yarg sahibinin beenisiyle ilgili olabilir ama bu sadece kiisel bir beeniden domaz; gsterilen dayanaklar eseri iyi veya kt-klc niteliklerdir ve bakalarnn yargy paylamas midiyle ortaya srlmlerdir. Tolstoy da Kral Lear'i yerer5, ve gsterdii sebepler eserdeki dilin iirilmi ve abartlm olduu, konuanlarn kiiliine uygun dmedii, olay rgsnn itenlikle yazlmad bir sanat eserini kt-klc nite4 Bk: Joseph Margolis, The Language of Art and Art Criticism, ss. 138-147. 5 Shakespeare and the Drama Shakespeare in Europe ed. by Oswold Le Winter. (Penguin ss. 219 vd. .ESTETK YARGILAR 295 Jikler olarak ileri srlmtr. Tolstoy'un yargsn tartabiliriz. Eserde grd nitelikler gerekten var m? Varsa bunlar birer deer lt mdr? Tolstoy eseri doru anlam mdr? Ackh biten eserlerden holanmad iin Kral Leaor'i beenmiyen adamn yargs iin bu gibi sorulan sormazken Tolstoy'un yargs iin sorarz. Fakat bizi burda ilgilendiren bu sorularn cevab deil, beeni yarglar ile deer yarglan arasndaki farka dikkati ekmek. Baz estetikiler ikinci tip yarglann da znel ve duygusal olduu iddiasndadrlar. nk onlara gre deer yarglarnn dayanaklan da, aslnda, holanld iin lt olarak ileri

srlen niteliklerdir. Bakalar bu nitelikleri lt saymyabilir. yle sanyoruz ki iin can alacak noktas ve iyice zmlenmesi gereken yn bu ltlerin hangi anlamda znel ve hangi anlamda nesne! olduklardr. Bir nitelii lt olarak kollanmakla, o lt hakknda holanma gibi bir takm duygulara sahip olmak arasnda ne gibi bir iliki vardr? Bu soruya cevap vermek iin J.O. Urmson'un nemli bir yazsndan yararlanabiliri^. Biz estetik d alanlarda bir takm deerlendirmeler, sralamalar yaparz. Lokantalan lks, birinci snf, ikinci snf diye sralanz, aylan Filiz, Turistik, ay diye snflandrmz. Bunlar yaplrken bir takm ltler kullanlr; fakat bir lokantay snflandran belediye memurunun kendi duygulanna gre hareket ettiini sylemek aklmzdan gemez. Kulland ltler, holand eylere iaret etmez herhalde. Estetik deerlendirmelerde bv6 On Grading Mind, 1950. Ayrca Flew tarafndan derlenen Logic and Language. Second Series (1959) kitabnda yaynlanmtr. 296 EDEBYAT KURAMLARI? na benzer bir yn yok mudur acaba? Duygularmz ie kartrmadan bir yargda bulunmaz myz? Bir ngiliz-oyuncusunu dnn ki Shakespeare'in bir eserinde rol alm, fakat iir okumasn beceremedii iin yanl heceleri vurgulayarak eseri bozuk okumaktadr. Bir bale artisti dnn ki, parmaklarnn ucunda dururken sendelemekte, dengesini kaybetmektedir.

Bunlar iin biz kt yargsn verirken o andaki duygularmz dile getirdiimiz, znel ve keyf bir yarglamada bulunduumuz sylenebilir mi? Pekl biliriz ki bunlar kiisel beenilere gre verilmi yarglar saylmaz nesnel bir takm asgar ltleri uygulayarak varlm yarglardr. Fakat byle basit durumlarn dna ktmz zaman i atalla-yor. James Joyce'un Ulysses roman yirminci yzyln en byk eserlerinden biri saylr ve eletiriciler eseri incelemekle bitiremezler. ok ynl, karmak bir sisteme gre kuruluundan, bu kuruluun, eserin btn iinde meydana getirdii ritimden, Joyce'un bilin alt tekniini kullanarak ve yazarn tarafszln byk bir titizlikle gzeterek gerek d dnyay, gerekse insann i dnyasn nasl bir gerekilikle nmze serdiinden sz ederler. Yarglarm dayandrdklar bu nitelikleri lt olarak kullanm oluyorlar. Gelgelelim Sovyet Yazarlar Birinci Kongresinde (1934) Kari Radek, Ulysses'in gereki saylamyacam, Joyce'un romanna ald kk burjuva tiplerinin aym zamanda rlanda'daki 1916 isyanna katlan adamlar olduu halde, romanda bunun yansmadn sylyor. Joyce iin rlanda kk burjuva-zisi'nin mill ba kaldrma hareketi mevcut deildir bile ve bundan tr, eserinde canlandrd rlanda grnESTETK YARGILAR 297 teki btn tarafszlna ramen geree uymamaktadr?. Bizi burada

ilgilendiren ltlerdeki bu anlamazln anlam. Diyebilir miyiz ki birbirine zt yarglar veren du eletiriciler, roman kendi kiisel duygularna ve beenilerine gre deerlendirijsprlar, keyf yarglar veriyorlar? Dikkat edersek grrz ki eseri tutanlarn ne srd sebepler (eserin yaps, yazarn tarafszl v.b.) belirli bir evrede yerlemi ltlerdir. Bu ltleri onaylyan ve kullanan eletiricilerin duygularna gre, keyf olarak yargladklar sylenemez. Radek'in eletirisini ele alnca bakyoruz o da Marxist estetiin gelitirdii ltleri uyluyor, baka bir deyile, onlar onaylyor fakat kendi duygularn, holanmalarn aklam olmuyor. imdi bir znelci yine karmza kar ve diyebilir ki eletirici x, y, z, ltlerini kullanyorsa bunlar onaylyor demektir. Madem ki onaylyor demek ki bunlar beeniyor, holanyor bunlardan. Ne yaparsanz yapn, 'bu eser iyidir' yargs duygusal ve zneldir. Burada aldatc olan onaylamak fiilindeki belirsizliktir. Onaylamak, baz durumlarda tercih ya da holanma gsterebilir, fakat bazen de duygularla hi ilgisi clmaz. Dantay bu karan onaylad sz, dantaym duygularn aklad, beenisine gre davrand anlamna gelmez. Ksacas, yerlemi ltleri onaylamak ve bylece bir deer yargsna varmak, sadece holanma duygusunu dile getirmek demek deildir. Fakat onaylamadaki duygu paynn ne kadar az olabilecei unutulursa, znelcilerin yapt gibi bir hataya dmek mmknd-8.

7 Problems of Soviet Literature: Reports and Speeches at the First Soviet Writers'Congress. Edited by. H.G. Scott, s. 154. 8 Bk: Isabel C. Hungerland, Poetic Discourse (1958), 95. 298 EDEBYAT KURAMLARI yleyse bsbtn haksz m znelciler? Deil. Henz u soruya cevap vermi deiliz: nasl douyor ve yerleiyor ltler? te bu konuda znelcilerin hakl olduklar noktalar var. ltlerin doup belirmesi, kabul edilip yerlemesi bazen holanmayla ilgilidir. Yukarda szn ettiimiz ay rneine dnelim. Niin a,b,c, nitelikleri bulunan ay daha gzde ve pahal? nk insanlarn ounun bu eit ay daha ok beendiklerini zaman gstermitir. Ama bir kere insanlarn bu tercihi belirlendi miydi ondan sonra eitli aylar deerlendirmek tama-miyle nesnel ltlere gre yaplan bir eylem olur. ay fabrikasnda alan, mrnde ay imemi bir memur bile, kullanlan yapraklara, kurutma artlarna v.b. bakarak, hazrlanan aylar deerlerine gre ayrr ve Filiz ay, Turist ay... diye snflandrabilir bunlar. Estetik-de durum ayndr demek istemiyorum ama belki buna yakndr. Yapya ait baz nitelikler daha saf bir estetik yaant salad iindir ki bunlar zamanla birer lt olarak yerlemilerdir diyebiliriz. imdi anlyoruz ki znelciler bir estetik yargdaki iyiyi ve gzeli nasl kullandmz aklamada baar gstermiyor, fakat baz ltlerin nasl olup

da yerletiini belirtmi oluyorlar. Bu demek deildir ki estetikte btn ltler, insanlarn beenisine, duygularna, estetik yaantsna gre gelir meydana Platon'un, Tolstoy'un ve toplumcu gereklerin uyguladklar baz ltler sosyal fayda teorisine gre gelimitir. Bunun iindir ki Radek, Ulysses'! eletirirken, eserin bu bakmdan yararl olmadn ileri srerek farkl bir deer yargsna varyor. yle sanyorum ki sorunumuzun bir parasn olsun bulanklktan kurtarm, hatta cevaplandrm saylabiliriz. Bir deer yargs bu yargy ne srenin beenisine dayanan, duygularn dile getiren znel bir nerme deil, nesnel ltlere dayanan bir yarg olabilir. nk her ESTETK YARGILAR 299 ne kadar baz ltlerin belirip yerlemesinde holanma rol oynuyorsa da, bunlarn lt olarak benimsendii evrelerde ya da toplumlarda bunlar artk nesnellemi saylrlar, ve kendi kiisel beenisyle bu ltlere katlan ve bunlar uygulayan bir eletricinin yargs iin duygusaldr demek, duygusal terimini yanltc bir anlamda kullanmak olur. Biraz nce grdk ki duygucular her normativ nermenin duygusal olduunu iddia ediyorlard. Oysa yargsnda, yerlemi, ve bu anlamda nesnel, ltleri kullanan eletirici geri bu ltlerden yana olduunu, bunlar onayladm belli ediyor demektir ama yukarda

gsterdiimiz gibi, onaylamann duyguyla ilintisi ok uzak olabilir. Bunun iin diyeceiz ki, baz deer yarglarnda, duygularn, heyecanlarn ie karmad bir ondan yana olma zellii vardr. imdi geelim sorunun br ynne. Acaba bir bakma nesnel olduunu sylediimiz bu yarg mantksal bir karm mdr? Yani deer yargsnda vardmz sonu ile dayanaklarmz arasnda sebep-sonu balants var m-dtr? nclerimiz, varlan sonucu mantka gerektirir mi? Eer gerektirirse yargnn ya doru ya da yanl olmas lzm. Oysa estetik yarglar doru ya da yanl deil ancak akla yatkn (plausible) olabilirler. Yargnn, nesnel ltlere dayanmakla birlikte bir mantksal doruluu olamamasnn sebebi, bu nesnel ltlerin hi bir zaman genel-geer olamaydr. Biraz nce grdk ki Ulysses hakknda zt yarglara varlyor ve her iki taraf da nesnel ltler kullanyordu. Bu yarglar iin keyfdir diyemiyoruz nk belli evrelerde lt olarak benimsenmi zelliklere dayanyorlar; ne var ki bu ayr evreler ltler zerinde anlamyorlar. Bir estetik yargnn mantksal bir karm olamamas, tabi, yalnz ayr kltr evrelerinde, ayr toplumlarda yerlemi ltlerin 300 EDEBYAT KURAMLARI farkllndan tr deildir. Ayn kltr evresinde kullanlan ltler dahi genel-geerlikten yoksundurlar. Bu eserde n nitelii var ve n daimi iyi-klcdr diyemiyoruz,

hi bir zaman. nk n niteliinin belirli bir eserde iyi-khc olmas ve yargya dayanak olarak ileri srlmesi eserin dier unsurlaryla olan ilikisine baldr. N nitelii, aslnda, o balam iinde oynad rolden tr iyi klcdr, baka bir balam iinde hi bir olumlu rol oynama-yabilir. Grlyor ki ltlerin bir bakma nesnel olmalar yargnn mantksal bir karm olmasn salamyor. Estetik yarglara, doru ya da yanl yerine akla yatkn demek istememizin sebebi bu ite. Doru ile akla yatkn arasnda u farklardan sz edilir: 1) akla yatknlk ancak doruluu tesbit edemediimiz durumlarda kullanlr. 2) Hi bir akla yatkn erme, doru olduunu bildiimiz bir nerme ile atma halinde olamaz. 3) P dorudur ve Q dorudur nermelerinin zt olduu bir halde, P akla yatkndr ve Q akla yatkndr zt deil-dirler9. O halde bir eletiricinin dayanaklar gstermesinin gerei nedir? yi bir eletirici bizim eser karsndaki yaantmz zenginletirebilir, eserin unsurlar arasnda daha nce grmediimiz bir takm ilikileri kavramamz salyabilir, bunlarn meydana getirdii bir dokuyu farkettirebilir, baz toplum sorunlarna dikkatimizi ekebilir belki. Bylece esere bakn bizle aktarabilmig, biz de eseri bu adan grmekle bir eyler kazanmsak, eletirici grevini yapm demektir. Geri iaret ettii nitelikler her eserde iyi-klc olmyacamdan, yargnn doruluu deil, akla yatknl sz konusu edilebilir ancak. Bu da,

9 J. Margolis, Proposals on the Logic of Aesthetic Judgements Philosophical Quarterly, 1959, s. 209. ESTETK YARGILAR 301 yle sanyorum ki, eletiriye yeter, nk eletiriciden beklenen bir yargy kantlarla ispat etmesi deil, eseri aklamak, yorumlamak suretiyle, anlamn ortaya koymamas ve tadna varlacak zelliklerini aydnlatmasdr. Vardmz sonular toparlayacak olursak, durumu yle zetliyebiliriz. Estetik yarglar her zaman znel, duygusal ve bundan tr bir beeni ii dedirler. Bir anlamda nesnel olabilirler, nk az ok yerlemi ltler vardr. Fakat bu ltlerin genelgeerlilikten yoksunluklar, estetik yargnn mantksal bir karm olmasn engeller. Bunda bir saknca yoktur, nk genel-geer ltler olmadan da iyi eletiri yaplabilir ve keyfden uzak, akla yatkm yarglar verilebilir. 1 SONU 303 BLM 14 SONU Gzden geirdiimiz kuramlar ve yntemleri zetli-yerek baz sonular karabiliriz. Sanat yanstma olarak anlyan kuramlar, edebiyatn, dnyaya ve topluma tutulmu bir ayna

gibi gereklii yansttn sylerler. Sanat eseri gereklii yanstrken tmelleri belirttii iin insan ve hayat aklayc bir rol oynar. Baz dnrler ise gerekliin yanstlmasn sanatn deerini aklamak iin yeterli bulmadklarndan bunlar genellikle, faydac ve didaktik diyebileceimiz bir tutum benimserler. Sanat eseri gereklii yanstmakla kalmamaldr, ahlk, sosyal veya politik bakmdan eitici olmaldr. Bu durumda deerlendirmede balca iki lt kar ortaya : 1. Gerekliin yanstlmasmdaki baar. 2. Okur veya toplum zerindeki etkinin nitelii. Anlatmclkta ise nemli olan sanatnn duygularn dile getirmesi ve aktarmas. Sanatnn stn kiilii, hayal gc, zengin i dnyas eserlerinde dile geldii iin, okurlar kendi kiisel hayatlarnda hi bir zaman tadam-yacaklan bu duygu ve yaantlar sanatyla paylamak imknn kazanrlar. Anlatmclkta da ahlk deerlerinin ie kart olur. nk baz yaantlar ahlk asndan deerli bulmamak mmkndr. Bundan tr, dile getirilen ve aktarlan duygunun ve yaantnn nitelii nem kazanr. Yine balca iki eit lt kyor ortaya: 1. Anlatm ve aktarmda baar. Bunu salyan, itenlik, zgnlk (orijinalite), hayal gc gibi meziyetler. 2. Dile getirlen duygunun, veya sanatnn kendi kiiliinin ahlk ynden deeri. Yanstma kuramlarnda ortaya srlen eiticilikle, anlatmclkta bulduumuz eiticilik

arasndaki fark, birincisinin daha ok bilgisel, ikincisinin ise duygusal ynden salanmasdr. Dikkat edilecek bir nokta da, anlatmclkta, okura aktarlan veya alanan duygunun estetik duygum olmaddr. Bu kuramlarda estetik duygu inkr edilmezse de, vurgulanan duygu o deildir. Duygusal Etki kuramlarna gre sanatn zellii estetik zevk vermesidir. Sanatn ilevi de budur ve baka amalara hizmet etmesi beklenemez. Dmzda gzel diye, estetik deer diye bir ey yoktur. Bunlar hep psikolojik eylerdir ve bundan tr gzellik ltleri zneldir. Biimci kuramlara gre de edebiyatn asl ilevi estetik yaant uyandrmaktr. Fakat bu yaanty douran, eserin yapsndaki bir zelliktir. Sanat eserlerinin eitli etkileri olabilir ,fakat onu sanat eseri yapan ey, estetik yaant uyandrmak gcndeki yaps olduu iin, sanatr 304 EDEBYAT KURAMLARI ltleri sadece yapsal ltlerdir. Gelgelelim sanat eserlerinde estetik deerden baka hayat deerleri de bulunabilir. Bunu kabul eden biimciler bu deerlerin, sanat deerleriyle kartrlmamak artiyle belirtilmesinden ve gzellik ile bykln ayrlmasndan yanadrlar, Bu zete u noktay da eklememiz gerek. Deer ltleri konusunda estetiker ve

eletiriciler arasnda anlamazlk, byk lde, edebiyat ile ahlk arasnda grlen ilikiden douyor. Edebiyat ahlkn, dinin veya politikann yardmcs mdr, yoksa bu gibi eylere kar hi bir sorumluluu olmayan, deeri kendine zg, bamsz bir sanat mdr? Mesele u: sanatn uyandrd estetik yaantya, hayattaki dier deerler arasnda nasl bir yer vereceiz? Grdk ki sanatn kendine zg bir etkisi, yani estetik yaant vardr ve bu yaant kendi basma bir deerdir. Fakat bir de yan etkileri var sanat eserinin. Bunlar, ahlk, din, bilgi, politika alanlarnda olumlu veya olumsuz olabilecek etkilerdir. Edebiyatn kendine zg etkisi mi daha nemli yoksa yan etkiler mi? Eserleri deerlendirirken kullanacamz ltlerin cinsini de bu soruya vereceimiz cevap tekil ed.er. Dikkat edersek bu konuda ana gurubun belirdiini farkederiz. 1. Edebiyat hereyden nce ahlk, din ve politika gibi alanlardaki yaantmza ilikin sorunlara gre deerlendiren ve edebiyat zellikle bunlara kar sorumlu sayanlar. 2. Edebiyat her eyden nce bir sanat olarak deerlendiren ve iyi eserin yalnz gzellie kar sorumlu olduunu syliyenler. 3. Edebiyat ile ahlk v.b. deerleri arasnda bir ba gren fakat edebiyatn ahlk alannda olumlu sonularn sanat snrlar iinde kalarak salyabilecemi syliyenler. Edebiyat her eyden nce ahlk, din veya politikaya SONU

305 kar sorumlu sayan birinci guruptakiler, eseri, ya tama-. miyle veya byk lde insanlara yapaca yan etkilere gre deerlendirirler. Estetik deer kendi bana deerdir, veya estetik yaant salt yaant olarak iyidir demek bundan daha deerli bir ey yoktur anlamna gelmez. Sanatn kendine zg, estetik yaant uyandrmak gibi bir ilevi olduunu kabul etsek bile, yan etkilerinin daha -nemli olduunu syliyebiliriz, Platon'u, Tolstoy'u, ve Marxistleri bu guruba rnek olarak verebiliriz. Estetizm diyebileceimiz tam kar gr savunanlar (zellikle, 'sanat iin sanat'lar) edebiyatn sadece gzellie kar sorumlu olduuna inanrlar, ve baka deerlere ara saylmasn reddederler. Sanat yalnz gzelin peindedir ve baka bir ie yaramas gerekmez. Hatta yararl olan her ey irkindir. Edebiyatn kt yan etkileri olsa da buna nem verilemez, nk sanat olarak salad yaant hayatta en deerli eydir. Sanat yaantsndan daha deerli, daha zengin, daha yce bir yaant olmadndan, estetik deerle dier deerler arasnda bir atma sz konusu ise birincisi iin ikincisini feda etmek gerekir. Ksacas, hayat sanat iindir. Gzellii hemen hemen bir dine dntren bu sanat iin sanat retisini bugn savunan yoktur pek. nc guruptakiler yukardaki iki ucun arasnda yer alrlar. Sanat yaants, sanat iin sanat

retisinin iddia ettii gibi en yksek deer deildir. Dier deerler arasnda bir deerdir o da. Edebiyatn bir takm yan etkileri de vardr; olumlu veya olumsuz. Ne var ki edebiyatn olumlu yan etkiler meydana getirebilmesi iin ahlk veya politika uruna bir ara olarak kullanlmas gerekmez. Edebiyat didaktizme kamadan, belli bir retiyi veya ideolojiyi ne srmeden srf edebiyat olarak kalarak da estetik deerden baka deerleri sahyabilir. Bizi kendi hayatmzn snrl yaantlar dna kararak, dn306 EDEBYAT KURAMLARI ce ve duygu bakmndan daha eitli bir dnyaya sokar ve bylece baka insanlar daha iyi anlamamz ve onlara yaklamamz salar. Edebiyat eserlerindeki kiiler ve bunlarn iinde bulunduu durumlar, genellikle, bir ahlk seim yapmay gerektiren atmalar koyarlar ortaya. Byle durumlarla karlamak okurlarn ahlk, politik v.b. alanlardaki ufkunu geniletir, tecrbelerini arttrr, dnme yeteneini kamlar ve olgunlatrr. Bir edebiyat eseri bu olumlu yan etkileri aka ders vererek deil, eitli kiileri eitli durumlarda canl olarak nmze koymakla daha iyi meydana getirir. yleyse bir eserin yararl yan etkileri olabilmesi iin ilk nce baarl bir sanat eseri olmas arttr. Bundan tr deerlendirmede kullanlacak ltler her eyden nce sanat ltleridir. Ancak baz hallerde sanat deeri yksek bir eserin yan etkiler bakmndan zararl grlmesi ihtimali vardr. O

zaman estetik deerle dier deerler arasnda bir tercih yapmak zorunluu doar. Bugn edebiyat tartmalarnda estetik ve estetik -d ltler atmas sregelmektedir. Edebiyat eserlerinin ounda bu iki eit deer de yer alr. Gelgelelim eseri deerlendirmek iin elimizde hazr bir cetvel, bir terazi yok. Hayatla sarma dola edebiyat eserlerinin sadece yapm dikkate almak ve hayat deerlerine gzmz kapamak ksr bir yntemle yetinmek olur. Fakat yan etkilere nem verenler eserin yaps zerinde biim-ciler kadar titizlikle durmadka onlarn da ltleri bir sanat eserinin hakkm vermekte yetersiz kalacaktr. BBLYOGRAFYA Abrams, M. H. The Miror and the Lamp, New York, Oxford University Press, 1953. Abrams, M, H. (Ed.) literature and Belief, Columbia, 1958. Aristoteles, Poetika, eviren Ismail Tunah, Remzi Kitapevi, 1963. Asmus, V. Realism and Naturalism Soviet Literature March, 1948. Atkins, J. W. H. Literary Criticism in Antiquity, 2 vols. Cambridge University Press. 1934. Baron, Samuel H., Plekhanov. The Father of Russian Marxism. London, Routledge and Kegan Paul, 1963. Beardsley, Monroe C. and Wimsatt, W. K. Jr. The Affective Fallacy, Swanee Review LVI (1946). Ayrca The Verbal Icon'da yaymlanmtr. Bak. W. K. Wimsatt. Beardsley, Monroe C. and Wimsatt, W. K. Jr. The Fallacy, Swanee Review, LVII (1949), Ayrca The Verbal Icon'da yaymlanmtr. Bak. W. K. Wimsatt.

Beardsley, Monroe C, Aesthetics. Problems in the Philosophy of Criticism, New York, Harcourt, Brace, 1958. Beardsley, Monroe C, Aesthetics. From Classical Greece to Present. A Short History, London, Macmillan, 1966. Becker, George J., (Ed.) Documents of Modern Lterary Realism, Princeton University Press, 1963. Bell, Clive, Art, Arrow Books, 1961 basks. Bober, Mandell Morton, Karl Marx's Interpretation of History, Mass. Harvard University Press, 1927. Bodkin, Maud, Archetypal Patterns in Poetry, London. Oxford University Press, 1934. Bradley, H. C, Oxford Lectures on Poetry, London, Macmillan, 1965. Brooks, Cleanth, The Wen Wrought Urn, New York, Harcourt Brace, 1947. 308 EDEBYAT KURAMLARI Brown, Merle E. Neo-Idealist Aesthetics: Croce - Gentile - Colling-wood, Detroit, Wayne State University Press, 1966. Bukharin, Nikolai, Poetry and Society Xhe Problems of Aesthetics, Ed. Eliso Vivas and Murray Krieger, New York, Halt, Rinehart and Winston, I960. Butcher, S. H., Aristotle's Theory of Poetry and Fine Art, Dever Publicatons, 1951. Caudwell, Christopher. Illusion and Reality, International Publishers, 1963. tik bask 1937.

Collingwood, R. G., The Principles of Art, Oxford, I960. lk bask 1938. Croce, Benedetto, Aesthetics, As Science of Expression and General Linguistics, Translated by Douglas Ainslie, Visiton Press and Peter Owen, 1953. lk bask 1909. Daiches, David, Critical Approaches to Literature, London, Longmans, 1967. lk bask 1956. Daiches, David, Literature and Society, London, Victor Gollanz, 1938. Demetz, Peter, Marx, Engels and the Poets, Translated by Jeffrey L. Sammons, University of Chicago Press, 1967. Donagan, Alan, The Later Philosophy of B. G. Collingwood, Oxford, 1962. Donagan, Alan, The Croce-Collingwood Theory of Art Philosophy, XXXIH (1958): 162-67. Duncan, H. D., Language and Literature in Society, 1953.. Elton, William, Aesthetics and Language, Oxford, Blackwell, 1954. Escarpit, Robert, Edebiyat Sosyolojisi, eviren Ali Trkay Yazc, Remzi Kitapevi, 1968. Fast, Howard, Literature and Reality, New York, International, 1950. Fischer, Ernest, Sanatn Gereklilii, eviren Cevat apan, De Yaynevi, 1968. Fischer, Ernest, Art Against Ideology, Allen Lane, The Penguin Press, 1969. Freud, Sigmund, Introductory Lectures on Pscho-Analysis, sec. ed. London, Allen and Unwin, 1929. Freud, Sigmund.The Interpretation of Dreams, Londan Macmillan and Allen and Unwin, 1937. Frye, Northrop, Anatomy of Criticism, Princeton University Press, 1957. BBLYOGRAFYA

309 Greene, T. Meyer, The Arts and the Art of Criticism, Prinseton Univesity Press, 1940 Hampshire, Stuart, Logic and Appreciation, Aesthetics and Language, Ed. William Elton, Oxford, Blackwell, 1954. Harrison, Bernard, Some Uses of Good in Criticism Mind, (April 1960); 20622. Heyl, Bernard C. Artistic Truth Reconsidered Journal of Aesthetics and Art Criticism, VIII, (1950): 251-58. Heyl, Bernard C, New Bearings in Aesthetics and Criticism, New Haven, Conn. Yale University Press, 1957. lk bask 1943 Horatius, Satires, Epistles, and Ars Poetica, Translated by H. R. Fairclough, Loeb Library, London 1929. Hospers, John, Implied Truths in Litearture, The Journal of Aesthetics and Art Criticism, XIX, (1960): 37-46. Hospers, John, Meaning and Truth in the Arts, Chapel Hill, University of North Carolina, 1946. Hospers, John, The Concept of Artistic Expression, Problems in Aesthetics, Ed, M. Weitz, New York, Macmillan, 1959. Hospers, John, The Croce-Collingwood Theory of Art Philosophy, , XXXI, (1956): 291-308. Hungerland, Isabel C, Poetic Discourse, Berkeley and Los Angeles, University of California Press, 1958.

Hyman, Stanley Edgar, The Armed Vision, New York, Vintage Books, 19555. Hyman, Stanley Edgar, Marxist Criticism of Literature, Antioch Review. VH, (1947): 54168. Ingarden, Roman, Artistic and Aesthetic Values, British (Journal of Aesthetics, TV, (1964): 198-213. Jones, Ernest, Hamlet and Oedipus, New York, Doubleday Anchor Books, 1955. Knight, Helen, The use of 'Good' in Aesthetic Judgements Aesthetics and Language, Ed. William Elton, Oxford, Blackwell, 1954. Krieger, Murray, The New Apologists for Poetry, Minneapolis, University of Minnesota Press, 1956. Krieger, Murray and Vivas, Eliseo, (Ed.) The Problems of Aesthetics, New York, Rinehart, 1953. Langer, Susanne, Feeling and Form, London, Routledge and Kegan Paul, 1953. 310 EDEBYAT KURAMLARI BBLYOGRAFYA 311 Lerner, Laurence, The Truest Poetry, London, Hamish Hamilton, 1960. Lifshitz, Mikhail, Marx'in Sanat Felsefesi, eviren Murat Belge, Ararat Yaynevi, 1968. Lodge, David, The Language of Fiction Kegan Paul, 1966. Lukacs, G., ada Gerekiliin Anlam, eviren Cevat apan, Payel Yaynevi, 1969.

Lukacs, G., The Historical Novel, Merlin Press, 1962. Margolis, Joseph, Proposals on the Logic of Aesthetic Judgements Philosophical Quarterly, X, 1959. Margolis, Joseph, The Language of Art and Criticism, Detroit, "Wayne State University Press, 1965. Marx, Karl and Engels, Frederick, Selected Correspondence, Translated by I. Lasker, Edited by S. Ryazanskaya, second ed. Moscow, 1956. Marx, Karl and Engels, Fredick, Selections from their Writings, Bombay, Current Book House, 1956. Marx, Karl, Ekonomi Politiin Eletrlmesine Katk, eviren Orhan Suda, nc Kitapevi, 1970. Mathewson, Rufus W. Jr. The Positive Hero in Russian Literature, Columbia University Press, 1958. McKeon, Richard, Literary Criticism and the Concept of Imitation in Antiquity, Critics and Criticism, ed. R. S, Crane, Chicago, 1952. Mead, H. An Introduction to Aesthetics, NewYork, Ronald Press, 1952. Morawsky, Stefan, Vicissitudes in the theory of Socialist Realism, Diogenes, No. 36, (1961): 110-36. Morawsky, Stefan, The Problem of Value and Criteria in Taine's Aesthetics, Journal of Aesthetics and Art Criticism, XXI, 1963), 407.22. Morawsky, Stefan, Le Realisme comme Categorie Artistique Esthetique,

Recherches Internationales la Lumiere du Marx-isme, Paris, 1963. Munro, Thomas, The Marxist Theory of Art History, Journal of Aesthetics and Art Criticism, XVIII, (1960), (1960): 430-45. Munro, Thomas, Form and Value in the Arts: A Functional Approach, Journal of Aesthetics and Art Criticism, M, (1955): 316-41. Orsini, G. N., Benedetto Croce: Philosopher of Art and Literary Critic, Southern Illinois University Press, 1961. Osborne, Harold, Theory of Beauty, London Routledge and Kegan Paul, 1952. Osborne, Harold, Theory of Beauty, London, Routledge and Kegan Paul, 1952. Osborne, Harold, Aestehics and Art Theory. An Historical Introduction, London, Longmans, 1968. Pepper, Stephen C, The Basis of Criticism in the Arts, Mass. Harvard University Press, 1949. Perspectives in Contemporary Criticism, Ed. Sheldon Norman Grebstein, Herper and Row, 1968. Platon (Eflatun), Devlet, evirenler Sabahattin Eybolu ve M. A. Cimcoz, Remzi Kitapevi, 1958. Platon (Eflatun), on, eviren 1. Borkurt, M. E. B. Yaynlar, 1942. Plehanov, G. V., Sanat ve Sosyalizm, eviren Selim Mimolu, kinci bask, Sosyal Yaynlar, 1967. Plehanov, G. V., Unadressed Letters, and Art and Social Life, Foreign Languages Publishing

House, Moscow, 1957 Problems of Soviet Literature : Reports and Speeches at the First . Soviet Writers Congress, Ed. H. G. Scott. Martin Lawrencp 1935. Raglan, Lord, The Hero. A Study in Tradition. Myth and Drama, London, Watts and C, 1949. lk bask 1936. Richards, I. A., Practical Criticism, London, Kegan Paul, 1939. Richards, I. A., Science and Poetry, London, Routledge and Kegan Paul. Richards, I. A. and Ogden, C. K., The Meaning of Meaning, London, Kegan Paul, 1955. Richards, I. A., Principles of Literary Criticism, London, Routledge and Kegan Paul, 1963. lk bask 1924. Reser, Max, The Aesthetic Theory of Socialist Realism, Journal of Aesthetics and Art Criticism, XVI, (1957) : 237-48. Rieser, Max, Russian Aesthetisc Today and their Historical Background, Journal of Aesthetics and Art Criticsm, XXII, (1963): 47-53. Schiller, Jerome P., I. A. Richard's Theory of Literature, New Haven and London, Yale University Press, 1969. Schorer, Marx, Technique as Discovery, Forms of Modern Fiction, ed William Van O'Connor, Minneapolis 1948. 312 EDEBYAT KURAMLARI Shumaker, Wayne, Elements ol Critical Theory, University of California press, 1964.

Sparshott, F. E., The Structure of Aesthetics, London, Roultledge Kegan Paul, 1963. Stolnitz, Jerome, Aesthetics and Philosophy of Criticism, Boston, Houghton Mifflin, 1960. Taine, Hippolyte Adolphe, History ol English Literature, translated by Henry Van Laun, 3 vols. New York, The Colonial, 1910. Thomson, George,Marxsizm ve iir, eviren Cevat apan, Urak Kitabevi, 1963. Tolstoy, Leo, What is Art? Translated from the original ms. with an Introduction by Aylmer Maude, London, Grant Richards, 1904. Trilling, Lionel, The Liberal Imagination, New York, Doubleday Anchor Books, 1963. Tunah, lsmail,Grek Estetik'i, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar, 1963. Urmson, J. O., What Makes a Situation Aesthetic Philosophy Looks at the Arts, ed. J. Margolis, New York, Ssribner's, 1962. Urmson, J. O., On Grading Mind, LIX. (1950) : 145-169. Uygur, Nermi, nsan Asndan Edebiyat, Istanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlan, 1969. Vivas, Eliseo, and Krieger, Murray, The Problems of Aesthetics, New York, Rinehart, 1953. Walsh, Dorothy, Critical Reasons Philosophical Review, July, 1960. Weitz, Morris, The Role of Theory in Aesthetics Problems in Aesthetics, Ed. by. Morris Weitz, New York, Macmillan, 1959. Weitz, Morris, Philosophy of the Arts, Mass. Harvard University Press, 1950. Weitz, Morris, Reasons in Criticism Journal of Aesthetics and Art Criticism, XX, 1962. Weitz, Morris, Philosophy in Literature, Wayne State

University Press, 1963. Wellek, Rene and Warren, Austin.Theory of Literature, A Harvest Bok, Harcourt Brace, 1956. lk bask 1924. Wellek, Rene, Concepts of Criticism, Ed. Stephen G. Nicholas Jr., New Haven, Yale University Press, 1963. Wellek, Rene, A. History of Modern Crticism 17501950, London, BBLYOGRAFYA 313 Jonathan Cape, 1958. Wellman, Carl, The Language of Ethics, Mass. Harvard University Press. 1961. Wilson, Edmund, Marxism and Literature, Literary Opinion in America, Ed. M. N. Zabel, Harper, 1951. Wimsatt, William K. Jr. The Verbal Icon, Lexington, Ky. University of Kentucky, 1954. Wimsatt, William K. Jr. and Brooks, Cleanth, Literary Criticism, A Short History, New York, Alfred A. Knopf, 1957. Yetkin, Suud Kemal, iir zerine Dnceler, Varlk Yaynlar, 1969. Yetkin, Suud Kemal, Edebiyat zerine, Yenlik Yaynlar, 1952. University Press, 1940. DZN K ADLARI Abrams, M.H., 98, 136n, 165n, 262n, 265n, 266n, 269n. Aiskhylos, 57, 66, 124. Anday, M.C, 145. Aragon, L, 65, 92.

Aristophanes, 57, 124. Aristoteles, 12, 22, 24-26, 28, 29, 30, 31, 32, 36, 52, 56, 57, 62, 70, 107, 132, 233; tragedyann ilevi 25-26 yansma 25. Asmus, Valentin, 52, 54, 55. Ata, Nuruilah, 151n, 188, 189, 284. Auden, W.H., 231. Bach, J. S., 124. Bak, 188. Balzac, Honore de, 34, 37, 38, 53, 54, 57, 66, 285. Banarh, N-S., 148n. Baudelaire, 124, 250. Baumgarten, A. Gottlieb von, 122. Beardsley, M.C, 137n. 187, 210, 212, 213, 214, 247, 254, 281. 287; deer ltleri 288; ilev 212-214. Becker, G.C., 36. Beckett, S., 85, 91. Beethoven, 124. Belge, Murat, 38. Belinski, V.G., 36, 59. Bell, Clive, 193, 194, 195, 196, 209. Berk, Oya, 156n. Berlioz, H., 124. Bezirci, Asm-, 145. Block, J., 42. Boccaccio, G., 124.

Bodkin, Maud., 138. Bonnard, P., 285. Bradley, A.C., 200, 202. Brahms, J., 124. Brecht, B., 67, 92, 93, 129, 145, 146, 258, 259. Brooks, C, 203n, 205, 207, 208, 210, 216, 217n, 220, 240n, 264n, 265n, 269n. Buharin, N.I., 49. Camus, A., 247, 257, 258, 265. Cassirer, E., 114, 231. Castelvetro, L, 165, 197. Cervantes, M-, 57, 127. Cezanne, P., 193, 285, 287, 288. Chagal, M., 93. Chopin, F., 124. Cicero, 105. Crmcoz, M.A., 11. Collingwood, R.G., 114, 115, 116, 117, 119, 143; anlatm 100-104; bilgi 107109; szde-sanat 104-107. 316 UDEBYAT KURAMLARI Cook, A.B., 231. Comeille, P., 33. Cornford, F. M, 231. Crane, R.S., 16. Croce, B., 114, 115, 116, 117, 119, 218; anlatm 100-104; bilgi 107-109; szde-sanat

104-107. apan, C, 52, 63, 67. ehov, A., 36. ernievski, N.G-, 36, 59. izer, D., 155n, 157n. Dalarca, F.H., 188-Daiches, D., 159n, 190. Dante, A., 57, 109, 124, 151, 152, 247, 260, 263, 266. Darwin, C, 45, 171n. da Vinci, U 12. Demetz, P., 38, 45, 66. Demokritos, 36. Descartes, R., 165. Dewey, J., 172. Dickens, C, 53, 66, 127. Dionysos, 233. Dobrolyubov, N.A., 36, 59, 60. Dostoyevski, F., 127, 156, 265, Dryden, J., 76, 77, 165. Ducasse, J., 100. Eastman, 251. Eliot, G., 127. Eliot, T.S., 151, 210, 220, 262 263, 264; deerlendirme 210; inan 262-263. Else. G.F., 25. Eluard, P., 92. Engels. F., 37-43, 54, 57, 58, 62, 66. Erasmus, 105. Eriten, V., 219n. Ersoy, Mehmet Akif, 81. Escarpit, R., 79. Esslin, M., 259n. Euripides, 124 . Eybolu. S'., 11. Fast, H., 53. Faulkner, W., 85, 91. Ferguson, F., 233n. Ficthe, J. G., 122. Fischer, E-, gerekilik 67,

92-94. toplumculuk 88-91. Flaubert, G., 34, 35, 54, 57. 124, 167, 180. Flew, A., 295n. France, A., 186, 188. Frazer, J,, 231. Freud, S., 152-160. Fry, R., 193, 194, 195, 196, 209. Fuat, Mehmet, 139, 140, 141. 142. Fuzuli, 148, 202. Galileo, G., 165. Gilbert, K., 164n. Goethe, J.W. von, 37, 66, 124, 132, 186. Gogol, N., 127, Gonarof, ., 60. Gorki, M-, 36, 49, 54, 92. Gkalp, Ziya, 264. Gnensoy, H.T., 148n. Grebstein, S.N., 231n. Greene, T.M., 210n. Grnberg, T., 254n. Grol, E., 239n. Hafz (irazl), 246. Hamdullah, Hamdi, 202. Harkness, M., 57. Harrison, G.E., 231, 233. DZN 317 Haydn, F.J., 124. Hazlitt, W., 188. Heere, Lucas de, 11. Hegel, G.W.F., 52, 77, 122. Herder, 75, Heyl, B.C, 214, 253n. Hisar, A.., 253. Hobbes, T., 165. Homeros, 18, 28, 37, 67, 75, 147, 266. Horatius, 31, 70, 164, 165, 197, 198. Hospers, J., 115, 119, 251, 252, 253. hakikat 251-253. Hugo, V., 127.

Hungerland, I., 297n. Huxley, A., 259 Huyge, R., 12. brahim (Peygamber) 237. brahim (Sultan) 200. Ibsen, H., 85, 124. lya (Peygamber), 237. ngarden, Roman, 204n. 219. ishak (Peygamber), 237. Johnson, Dr. S., 12, 27, 28, 33. Jones, E., 157, 158, 160. Joyce, James, 85, 296. Jung, C, 231, 239. Kafka, F., 85, 91, 167. Kank, Orhan Veli, 144, 145, 200, 223, 225, 227, 265, 275. Kant, E., 45, 46, 47, 122, 170, 171n, 172. Karakurt, E.M., 179. Karaosmanolu, Y . K,, 139. Karpat, K., 78-Kautski, M., 57. \ Keats. J., 99. Kemal, Tahir, 201. Kennick, W.E., 280n. Kridle, M., 219. Krieger, M., 168n, 217n, 250, 261 n. Kuhn, H., 164. Lamb, C, 188, 189, 190. Langer, S., 114, 232. Lassale, F., 38. Lenin, V.I., 37, 48. 51, 58, 66. Lermentov, M.i., 60. Lemer, L., 104n. 111 n. Lewis, C.I., 214. Lifshitz, M., 38. Liszt, F., 124. Locke, J., 165. Lodge, D., 219n. Longinus, 166,

Luctretus, 151 Lukacs, G.. 62-65, 84, 85, 90, 109. Makerenko, 92. Mallarme, S., 124, 197, 203. Malraux, A., 139. Manet, E., 124. Margolis, J., 294n. 300. Marshall, H.R., 168n, Marx, K., 3743, 57, 66. Mathewson, R. W., 61. Maupassant, Guy de, 127. Mayakovski, V., 92. Mckeon, R., 16. Melin (Ekin), B., 101n. Melin, E., 202n. Michelangelo, 124. Miller, A., 85. Milton, J., 124, 265. Mimolu, S., 12, 45, 48, 85. Moliere, J.B., 127. 318 EDEBYAT KURAMLARI Monet, C, 124. Moore. H., 93. Morawski, S., 67. Mozart, W.A., 124. Munro, T., 43. Murray, G., 233. Musa (Peygamber), 236, 237. Naci, Fethi., 272. Namk Kemal, 73. Nazm Hikmet, 260. Nevai, Ali ir, 202. O'Casey, Sean, 67, 92, 93. O'Connor, W.V., 223n. Oflazolu, T., 200. Oidipus, 235, 237. Ongun, Cemil Sena, 167n. Orhan Veli, bk. Kank. Orsini, N.G., 105. Osborne, H., 121, 149n., 154n., 167n., 187n., 203n., 210n.

zer, K., 139, 142. Parker, de Wit, 204n. Parrhasios, 14. Pascal, 186Petrarca, 105. Picasso, 93. Pindaros, 98. Pissaro, C, 124. Pix, M-, 201 n. Platon, 11, 14-24, 26, 30, 36, 81, 105, 129, 153, 230, 249, 298, 305. bilgi 1819, 22; edebiyatn etkileri 19-22; gerekilik 15-17, 22. Plehanov, G-V., 12, 37, 43-48, 84 85. Plotinos, 30, 249. Poe, E.A-, 113, 197. Proust, 67. Pukin, A.S., 69, 124, 127. Racine, 186. Radek, K., 49, 55, 296, 297. 298. Raglan, Lord., 234, 235, 237, 238. Raleigh, W., 12, 270. Ran, bk. Nazm Hikmet. Raphael, 124. Reavey, G., 60. Read, LA., 210n. Recaizade Ekrem, 12. Renoir, A., 124. Richards, LA., 172, 176, 177, 183, 206, 220, 245-247, 253, 261, 262. estetik deer 176-178; estetik yaant 172; hakikat 245-248; inan 261-262. Rieser, Max, 36, 51, 66.

Rimbaud, 67. Robbe-Grillet, 276. Romulus, 236. Rousseau, J.J., 130. Ruskin, J., 187. Russell, B., 251 n., 254n. Rymer, T., 28. Saint Beuve, CA,, 135. Santayana, G., 176. Sarraute, N., 276. Sartre, J,P., 259, 265. Scaliger, J.C., 33. Schelling, F.W.J., 249. Schiller, F., 171 n. Schlick, M., 251 n. Schopenhauer, A., 249. Schorer, M., 223n. Schubert, 124. Scott, H.G-, 54, 58, 61, 297n. DZIN Shaftesbury, Earl of, 122. Shakespeare, W., 12, 28, 37, 38, 40, 66, 67, 114, 124, 147, 157, 158, 178, 186, 296. Shelley, P.B., 263, 264. Shumaker, W., 223. Sidney, Sir Philip, 29, 31, 33, 107. Simonides, 12. Sokrates, 11, 12, 16, 18, 19, 153. Sophokles, 124, 156, 233, 266. 268.

Spencer, H., 79, 171 n. Spitzer, L, 219. Stael, A.L., 75. Starkenburg, H., 41. Stendhal, H., 12, 34, 53, 67. Stolnitz, J., 130n., 149n. Strausse, R., 124. Strinberg, 67. Suda, O., 40. Sue. E., 38. olohof, 53, 92, 247, 266. Taine, H., 75-79, 87. Tanpnar, A.H., 71, 73. Taranc, C.S., 201. Tasso, B., 165, 197. Tasso, T., 124. Tate, A., 207, 216. Thakeray, W., 66. Tolstoy, L, 36, 53, 81, 84, 99, 100, 117, 120, 121-131, 179. 247, 259, 294, 295, 298, 305. Trilling, L, 158. Tukidides, 105. Tunali, L, 25, 204n. Turgenyev, I., 60. 319 Turner, J.M.W., 187. Twaine, M., 53. Urmson, J.O., 295. Uygur, N., 137n., 295n. Valery, P., 113, 197, 198, 203. Van Eyck, 11. Veron, E., 100. Vico, G-, 75. Visher, F.T., 38. Vivas, E., 168n, 261n. Voltaire, 105. Wagner, R., 124. Walsh, D., 287, 288. Warren, A., 74, 147, 204n., 210, 211n. Warren, R.P., 220. Weitz. M., 204n., 257n., 268n., 275, 276n., 277, 278n., 288, 289, 290. Wellek, R., 74, 77, 147, 198n., 204., 210, 211n., 219n. Whitacker, W., 201 n. Wilde, O., 187n. Wimsatt, W. K., 137n-, 187, 203n., 205, 211n, 240n. Wittgenstein, L, 274. Woolf, V., 285. Wordsworth, W., 97. Yazc, T-, 79. Yeats, W., 67. Yevtuenko, E., 265. Yunus Emre, 260, 266. Yurdakul, M.E., 275. Yusuf (Peygamber), 127, 237. Zeuxis, 14. Zola, E., 34, 35, 124. Zudhanov, A-A., 49, 58, 60, 61.

DZN KONULAR Ahlk, 164, 183, 187, 205, 209. 244, 255, 266, 269, 279, 289, 302. Aristoteles'de, 26 ve biimcilik, 228. Collingwood'da 106, 108. ve deerlendirme, 70, 82. ve estetik deer, 304306. ve idealletirme, 29, 3233. Platon'da, 20-22, 128. Tolstoy'da, 121 v.d. 131. Anlam ve balam, 207-208, 264265. ve biim, 205-208. duyqusal A., 208, 246248, 290-293. gstersel A., 205-208, 216-217. 246-248. ve sembolistler. 197-198. yansmal A., 207-208. ve yazarn amac, 137143. avnca bk : Konu Arnma, bk. : Katrmrsis Arketio eletirisi, 230-240. Biim (yao) ve anlam. 205-208. ve dener. 81. 211. 298. ve ekonomik nedenler, 44. ve emeki snf, 67. ve ierik, 197-204 ve ilev, 212-216, 303306. ve konu, 195, 199-202, 208-209. sanatn zdr, 193 v.d. ve toplumculuk, 93. Biimci eletiri, bk. : Yeni eletiri Bilgi, 27, 243, 250-251. Aristoteles'de, 24-25 Croce'de, 107-109. Platon'da, 17-19. toplumcu gerekilikte, 51

-52. avrca bk: Hakikat Deer, isel ve arasal, 181-183, 215. Deer kuram nesnelci, 173-175. nesnel greni. 214-216. znelci. 176-184. Deerlendirme, ve anlatmclk, 303. ve biimcilik. SO^-Sfie. ve ierik, 208-212, 269270. ve inan. P^-^fig. ve ilev. ?7q-?82. Marxism'rie 81. ve osikanalitik eletiri, 159. 322 EDEBYAT KURAMLARI ve ltler, 305. ltlerin nesnellii ve znellii, 283-301. ve sanatn z, 273-279. ve toplumculuk, 82-94. ve yanstma kuram, 302. ve yazarn amac, 143145. ve yazarn kiilii, 146152. Devrimci romantizm, bk : Olumlu kahramanlar Doalclk, 13, 50, 64, 65. Duygu, 112-115 aktarm, 117133. anlatm, 97-102, 125, 132 ve gereklik, 109-110. ve itenlik, 148-150 uyandrmak, 102-106, 115 ayrca bk: Estetik duygu Duygucular, 290-293 Dnsel cmleler, 255. Eletirel gerekilik, 50 ve sosyalist toplum, 54-55, 62-63, Eletiri arketpi, 230-241. bilmci, 218-230 izlenimci, 185-190. Marxist, 80-94. neoklasik, 70. ve psikanaliz, 152-160. sanatya dnk, 134-160. sosvoloiik, 74-78. tarih, 7074. Estetik deer. 84, 85, 94, 173-181, 214-215, 305. Estetik yarglar

ve beveni varalan, 294. ne<=nf.rci grler, 283-290, nesnellikleri ve znellikleri, 295-301. zneler grler, 283-285, 290-293. Estetik yaant (duygu, zevk) 20, 167-169, 198, 211, 303 bilgiseldir, 251. ve eserin yaps, 194195, 205, 215. ve estetik deer, 179, 215-216. ve gstersel anlam, 207. ile dier deerler arasnda tercih, 305-306. ve zellikleri, 169-172. Plehanov'da 46-47, 84. ve sanatn ilevi, 164-165, 214, 279, 281, 303. ve sanatn z, 169 v.d, Tolstoy'da, 131, Estetizm, 305. Fayda, bk: Ifev Gerekilik, 35-36. 49-50, 5256, 65-67, 92, 127. ayrca bk: Eletirel gerekilik. Toplumcu gerekilik Gereklik, 12-13, 32, 35, 109, 302. Aristotetes'de, 24. ve bimcilik, 216. G.'i yanstmann deeri, 59. Platon'da 15-17, 22. Rnesans'da ve neo-klasiklerde, 26, 30. 59. toplumcu gerekilikte, 49, 52, 53. 55, 59, 61-64, 67, 86-90. 92. Hakikat. 17, 24, 27. 48, 165, 217, 243 v.d. 260. DZKf 323 belirtik, 253-255. edebiyatn H. ile ilikisi yoktur, 245-248, 261. ve gereklie sadakat, 251-253, nermesel, 244, 253-255. rtk, 255-259. sezgisel, 248-251 h ayrca bk: Bilgi

erik, 48, 81, 208. biimcilikte deeri, 208212, ve biimin aynl, 203, 218, konudan fark, 200-202. sembo'istlerde, 197-198. ve Tolstoy'da deerlendirme, 125-129. ayrca bk: Anlam, Konu tenlik, 89 deer lt olarak I., 148-152, 303. Tolstoy'da, 123, 128, 131. deoloji, 40, 81, 82, 89-91. nan, 212, 266-267. ve biimciler, 263-265. ve deerlendirme, 266270. ve T.S. Eliot, 262. ve I.A. Richards, 261262. lev, 22, 81-82, 99, 120, 163-166, 197-198, 261. anlatmclkta, 132-133. Aristoteles'e gre, 2526. biimcilikte, 212-217. Marxistlere gre, 56-62, 67, 82-93. neo-klasiktere gre, 31-33 I.A. Richards'a gre, 245-246 I, tanmlanabilir mi? 279282. lev snf, 212-215. zlenimci eletiri, 185-190. Katharsis, 25-26, 132, 164j Konu, ve deer, 209. ierikten fark, 200-202, resimde, 194-1953 Marxist eletiri ve gereki yntem, 87, 91-93. ltleri, 81-82. ve toplumculuk, 82-94. yneldii sorunlar, 80-81-Mimesis,

15, 20, Mitos, 231-235, 237-239. Neo-klasikler, 26-31, 52, 70, 82, 98, 190, 222. Nesnelcilik, 173-175, 283-290 Olumlu kahramanlar, 59-62, 64-65. Organik birlik (btnlk), 203, 209, 275, 286. nerme, 206, 207-208, 246-247, 251-256, 264-65, 28091, 298, 300. znelcilik, 176, 181, 214, 284, 290-291, 293-298. Psikanaliz, 152-160. Sanat iin sanat, 45, 80-81, 185, 197, 305. Sanat amac, 136, 137-146. S.'ya dnk eletiri 134160, 221-222. ve duygu aktarm, 117133. ve duygu anlatm, 100116. kiilii, 99, 134-135, 146324 148, 151-152, 303. ve yaratma, 1U0-104, 119, 148, 153 v.d, yaants, 111, 112, 118119, 134, 149. Somut-tmel, 77, 87. Sosyolojik eletiri, douu, 74-75. ve sosyal tarih, 78-79. ve Taine'in yntemi, 7678: Tarih eletiri amac, 70-71. sakncalar, 73-74. yntemi, 71-73. Tip Marxistlerde, 52, 60-neo-klasiklerde, 28. Tipik, 43, 52-53, 64, 87. Toplum, 69, 97, 98, 154, 218, 232, 233, 244, 253, 299. alt yap, st yap, 39-40. edebiyatn T. a etkisi, 19, 20, 106-107, 126-

129, 132, 279. 302. ve gerekilik, 34-37, 6265 66-67. sanat T. u yanstr, 77-78, 302. EDEBYAT KURAMLARI sanatya etkisi, 70, 7476, Toplumcu gerekilik, 37, 49, 107-109, 109, 298. ve doalclk, 49-51. ve eletirel gerekilik, 54-56. ve gereki yntem, 6567. v.e olumlu kahramanlar, 59-61, 64-65, ve z yanstma, 50-54. ve sanatn ilevi, 56-62-Uyduruk cmleler, 254. Yanstma, 302. geneli veya z yanstma, 22-30, 50-52, 56, 67, 87. ve gerekilik, 34-36. grn dnyasn Y-, 1318. ideal tabiat Y ., 23-31. ve sosyolojik eletiri, 78. Taine'de Y,, 77. Yeni eletiri douu, 220. "sakncalar, 228-229. yntemi, 221-227. Yorum, 222, 272. ve yazarn amac, 136-143

You might also like