You are on page 1of 100

-TÜRKÇE-

TURKÇE I Paragraf

2. Gelişme Cümlesi:
PARAGRAFIN YAPISI
Ana düşüncenin geliştirilip, işlendiği bölümdür. Gelişme
Son yıllarda KPSS'de bu konuyla ilgili sorular, ağırlıklı cümleleri birbiriyle anlam ve biçim yönünden bağlantılıdır.
olarak gelmektedir. Her yazıda olduğu gibi paragrafta da
cümleler gelişigüzel sıralanamaz. Paragrafın plan şeması ÖRNEK:
GİRİŞ, GELİŞME ve SONUÇ bölümleridir.
1. Giriş Cümlesi: Yazın değeri taşıyan bir roman, bir öykü, bir oyun,
Şekil ve anlam bakımından kendisinden önce başka yaşam çevremizi genişletir; İçinde bulunduğumuz
bir cümlenin getirilemeyeceği nitelikte bir cümle gerçek dünyanın dışına çıkarır bizi ...... Tam tersi-
olmalıdır. Açılıp işlenmeye uygun olmalıdır. ne gerçekleri değişik bir gözle görmemizi, olaylara
farklı bir açıdan bakmamızı sağlar.
ÖRNEK:
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışı-
... onlardan hep ağır, oturaklı kişiler olmalarını istemiştir..__ na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Sanki öyle davranınca saygın olunacakmış gibi! Bir «
çocuk, öğreniminin ancak iik yıllarında gülebilir. Daha g A) Bu, elbette bir kaçış ya da kendi gerçeklerimiz-
büyük sınıflarda hiç gülebilir mi? Adı hemen "Sırıtık"a gj> den kopuş değildir.
çıkar. İş yaşamında müdür memura gülmez; memur S B) iç gerilimlerimizden, sıkıntı ve bunalımlarımızdan
vatandaşa gülmez. Neden bu asık yüzlülük? Nereden ■§ büyük ölçüde kurtarır.
:
kaynaklanıyor bu gülme korkusu? s§ C) Okuma, insanı her türlü tutkudan kurtararak öz-
gürleştirir.
D) Okuyan bir kişi, bütün bilgi eksiklerini giderebilir.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? E) Okunan her kitap, iç zenginliğini arttırır, duygula-
rı harekete geçirir.
A) Kimileri, beğenilen insanların, az gülen insanlar
arasından çıktığı görüşünü benimser.
B) Büyükler, küçükleri eleştirip onlardan kendileri
"Gerçek dünyanın dışına çıkmak" ifadesi bizim için
gibi düşünmelerini beklerler. anahtar bir cümledir. Çünkü buradan boş bırakılan
C) Çok gülenlerin, kimi zaman çevresindekileri ra- yere getirilecek cümlenin olumsuz olması gerektiği
hatsız edebileceklerini düşünmeleri gerekir. ve ilk cümlede ifadeyi bütünler nitelikte olması ge-
D) İnsanlarımızın gülmeye yatkınlığı vardır; ama rektiği sonucuna varabiliriz.
buna sürekli engel olunmuştur. (Cevap A)
E) Toplumumuzda, genellikle, ağırbaşlı kişiler öne
çıkmıştır. 3. Sonuç Cümlesi:
"Özetle, sonuç olarak, demek oluyor ki" gibi ifadelerle
başlayan cümlelerdir. Paragrafta anlatılan konuyu özetle-
yen nitelikte bir cümle olmalıdır.
Paragrafta, insanların gülmeye eğilimli oldukları; an-
cak buna sürekli engel olunduğu anlatılmıştır. Ayrıca PARAGRAFTA KİŞİLİK - DURUM TAHLİLİ
"onlar" diye bahsedilen insanlar bile önemli bir ipucu
vermektedir. Bir takım sorularda; sözü edilen kişilerin duyguları
ve davranış özellikleriyle ilgili yorumlar, saptamalar
(Cevap D) yapılaması istenmektedir.
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

3. En iyi biyografiler, akademik bir disiplin içinde; fakat


ÇOZUMLU edebi bir duyarlılık ve üslupla yazılmış olanlardır. He-
KAVRAMA TESTİ le bir de roman gibi kurgulanmışsa ne ala! Biyografi
yazarı güçlü bir özdeşim kurma kabiliyetine sahip ol-
malı, hayatını anlattığı şahsın ruhuna nüfuz etmeli,
beyninin kıvrımlarında dolaşmalı, hatta mahremiyeti-
1. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cüm- ne girmelidir.
lesi olabilir? Bu parçadan biyografi yazarı ile ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yüzyılımızın insanı bir buhranın içindedir.
A) Biyografi yazarı hayatını anlattığı şahsın olaylar
B) Böylelikle alternatif çözümler sunulabilir.
karşısında n9 düşündüğünü bilmelidir.
C) Bununla birlikte yeni sorunlar da çıkacaktır.
B) Biyografi yazarı tarihi olayları sıralayandan çok
D) Her zaman olduğu gibi bu defa da bu sorun çö- belli bir tarzla harmanlayandır.
zülemedi.
C) Biyografi yazarı hayatını anlattığı şahsı mutlaka
E) Dilin bu işlevinden kimse haberdar değil. yakından tanımak zorundadır.
D) Anlattığı şahsın özel hayatı biyografi yazarı için
kaçılan değil üzerine gidilen bir konu olmalıdır.
E) Biyografi, yazarı titizlikle inceler, roman yazıyor-
muş gibi aktarırsa daha başarılı olur.

s:
o
>-
Çg
'a
LSJ
ÇÖZÜMLER
§

Bağımsız bir paragrafın giriş cümlesi, bağlayıcı öğe


taşımamalıdır. B, C, D ve E seçeneklerindeki cümle-
ler şekil ve anlam bakımından kendilerinden önce
başka cümlelerin geldiği cümlelerdir. A seçeneğindeki
2. Elde edilen bunca şeye, sanayi ülkelerindeki
cümle ise üzerinde fikir geliştirilip açılmaya uygun bir
bunca ilerlemeye rağmen refah toplumları bolluk-
cümledir.
tan yana bu kadar yüksek olmalarına karşılık bir
noktada güçsüz kaldılar; huzur ve mutluluk. Bir (Cevap A)
bunalım, bir sıkıntı almış başını gidiyor. Bütün
yaldızlı haline rağmen hayat anlamını yitirmiştir. Parçanın bütünündeki anlam dikkate alındığında B
Anlaşılmaz bir korku insanlığı pençesine geçir- seçeneğindeki cümlenin bu parçanın sonuna getirile-
miş. meyeceğini görürüz. Çünkü paragrafta baştan sona
olumsuzluklar sıralanmıştır.
Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle (Cevap B)
sürdürülemez?

A) Ruhsal hastalıklar çoğalmış; intiharlar artmıştır. 3. A'yı parçanın dördüncü satırından çıkarabiliriz. C'yi
B) Bu insan her şartta mutlu olmayı öğrenmiştir. "ruha nüfuz etmeli"den, D'yi parçadaki son cümleden,
C) İnsan, kalabalıklar içinde yalnızlaşmıştır. E'yi ilk cümleden çıkarabiliriz. En iyi biyografi ifadesi
"başarılı olma"yı karşılar. Parçada tarihi olayların sıra-
D) Teknolojinin olumsuz sonuçları bunlarla sınırlı
lanmasından söz edilmemiştir.
değildir.
E) Modern hayatın insanlığa mutluluk getirdiği (Cevap B)
söylenemez.
-TÜRKÇE-

ÇOZUM:
ÇIKMIŞ SORULAR
ve ÇÖZÜMLERİ Parçada toros insanlarının gezici bir yaşam sürdük-
leri anlatılmamaktadır.
(Cevap A)
1. (I) Yurdumuzda tek türüyle tanınmasına karşın, or-
tancaların bilinen 23 türü var. (II) Bunlardan biri, boyu
15 -20 metreye ulaşan sarmaşık türü. (III) Bir başkası
ise sonbaharda yaprakları şarap rengini alan türü.
(IV) Ortancalar, kimi türleri dışında, batıya bakan
yönde dikilmeyi seviyor. (V) Sabah güneşinin, narin
çiçeklerini yakma tehlikesi olduğundan, bu bitkiyi asla
doğuya bakacak yönde dikmeyiniz. (VI) Dikerken,
büyüyüp serpileceklerini hesaba katarak, iki bitki ara-
sında 1,5 -2 metre boşluk bırakmayı unutmayınız.

Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci


paragraf hangi cümleye başlar? (99 DMS OÖ)

A)ll. B)lll. C) IV. D)V. E) VI.

I, II ve III numaralı cümleler ortancaların genel özel-


liklerinden bahsediyor. IV. cümleden itibaren daha
özel bir anlatıma başlanıyor.
(Cevap C)
İlk kez, bir Türk fotoğraf sanatçısı Avrupa'da adını
duyurdu. Hazırladığı Kapadokya albümü "En İyi Ya-
Q
Ui yınlar" kataloguna girdi. Onun fotoğraflarına bakanlar,
bir Rembrandt tablosuyla karşı karşıya olduklarını
>■

2. Toroslar'da yaşayan ve geçmiş çağların birikimine


sahip olan bu insanlar oldukça tutkulu kişilerdi. Her sanabilirler. Art arda albümler yayımlayan sanatçımız,
şeyi yoğun bir biçimde yaşarlardı; aşkı, kini, öfkeyi... üniversitede belgesel, görsel iletişim ve karanlık oda
Konuşmalarının bir ucu biraz destan, masal kokardı. teknikleri konularında da ders veriyor.
Bunların içinde roman kahramanı olabilecek pek çok
insan vardı. Zihinsel yapıları batılı değil, doğulu in- Bu parçada, sözü edilen fotoğraf sanatçısıyla ilgili
sanlarınkine benzerdi. Onlar, doğulu bilgeler gibi dü- olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemis-
şünürlerdi. insan aklının ucundan geçmeyecek, şaşır- tjr? (99 DMS OÖ)
tıcı davranışları, öfke biçimleri, zihinsel yaratıcılıkları
A) Avrupa'da tanındığına
vardı.
B) Fotoğraflarının sanat değeri taşıdığına
Aşağıdakilerden hangisi, Toros insanının bu C) Alanında, öğrenciler yetiştirdiğine
parçada değinilen özelliklerinden biri değildir? (99
D) Yeni bir teknik geliştirdiğine
DMS OÖ)
E) Çok sayıda yapıtı bulunduğuna
A) Gezici bir yaşam sürmeleri
B) Sevgilerinin ve öfkelerinin aşırı oluşu.
C) Eski kültürleri izlerini taşımaları.
Yeni bir teknik geliştirdiğine değinilmemiştir.
D) Konuşmalarının, gerçeklerden uzak bir yanının
olduğu (Cevap D)
E) Alışılmışın dışında bir nitelik taşımaları
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

4. Yirmi beş yıldan beri yaptığı çevirilerle bizleri dünya


edebiyatının ustalarıyla tanıştırdı. Böylece çorak dün-
yamızı zenginleştirdi. Çok sevdiğim, ama yüzlerini gö- A'yı dördüncü satırdan, C'yi son cümleden, D'yi yer-
remediğim nice dostlar edindim onun çevirileriyle. Di- gisel gülmeceye yer verir ifadesinden, E'yi yine son
cümleden çıkarabiliriz.
lin tadını duyurduğu için uzaktan uzağa sessiz teşek-
kürlerimi sundum ona. Hep usta yazarların arkasına (Cevap B)
gizlenmeye çalışan bu çevirmenimizin, kendi yaratıla-
rıyla ortaya çıkacağı zamanı merak ediyordum. Ya- İnsan olarak duygularımız, düşüncelerimiz birbirine
zar, yeni şiir kitabıyla bu merakımızı gidermekle kal- çok benzer. Onları bize özgü kılan, bizden başkasının
madı; asla unutulmayacak, yaşlanmayacak, sevgi do- yaşamamışlığını kesinleştiren, özelleştiren, seçilen
lu yüreğinden kopan aşk şiirleriyle yorgun ruhlarımızı sözcükler, sözdizimidir. Sözcüklerin, sözdiziminin bize
yıkadı. ait olduğunu nasıi anlayacağız? Başka şairlere ben-
zemeyerek. Bu ise, şairiiği seçen kişinin ciddi, derin-
lemesine bir edebiyat, özellikle de şair okuru olmasını
Bu parçada sözü edilen yazar için aşağıdakilerden zorunlu kılar.
hangisi söylenemez? (99 DMS OÖ)
Bu parçada şairle ilgili olarak vurgulanmak iste-
A) Çevirilerinde dili ustalıkla kullandığına nen, aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS ÖL)
B) Okurlarının, ünlü yazarları tammasına aracılık
A) Şairliğin yorucu bir uğraş olduğunu bilmesi
ettiği
B) Okumadan hoşlanması
C) Çevirilerindeki yetkinlikle okurların beğenisini
C) Kendine özgü bir şiir dili kurması
kazandığı
D) Yaşayışını ilginç kılması
D) Şiirlerin de okurların üzerinde etkili olduğu
E) Konu bakımından özgün şiirler yazması
E) Şiirlerinde duygusal konulardan uzak durduğu

"Vurgulanan" soru kökü bizi "C" ye götürüyor. Öz-


Parçanın son cümlesine dikkat ediniz, (sevgi dolu günlük, orjinallık demektir.
yüreğinden kopan aşk şiirleriyle yorgun ruhlarımızı
yıkadı), sözü edilen yazar için şiirde duygusal konu- (Cevap C)
lardan uzak durduğu söylenemez.
(Cevap E) Çağdaş toplum, birinin attığı adımdan ötekini sorumlu
tutuyor. Neden uyarmadın, neden doğru yolu göster-
mek elindeyken boş verdin, neden "Bana ne!" deyip
geçtin, sen bu toplumda, bu yeryüzünde değil miydin
bunca kırıp dökmeler, yıkımlar yapılırken?...
5. Yapıtlarında hem konu, hem de kişi yönünden bir
zenginlik vardır. Özellikle öykülerinde, yer yer halkın
konuştuğu dile başvurur. Anlattığı kişilerin iç dünyası- Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre
nı, psikolojik yapısını sergilemesi, önemli bir özelliği- aşağıdakilerden hangisi getirilemez? (99 DMS ÖL)
dir. Zaman zaman yergisel gülmeceye de yer verir.
Yansıtmak istediği gerçekleri yarattığı karakterlerle A) Neden sen de kötülüklerle savaşmadın?
anlatır. B) Neden bu insanlara yardımcı olmadın?
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak C) Niçin yalnız kendini düşündün?
aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz? (99 D) Niçin kendini savunma gereğini duymadın?
DMS ÖL) E) Niçin haklıların yanında yer almadın?
A) Kişilerin duygu ve düşüncelerini eie alır.
B) Anlatımı etkileyicidir.
C) Gerçeklerden yola çıkar. Parçada söz edilen kişi mağdur durumda değildir ki
D) Toplumdaki eksiklikleri, yanlışlıkları vurgular. kendini savunma ihtiyacı hissetsin.
E) Düşüncelerini kahramanları aracılığıyla belirtir.
(Cevap D)
-TÜRKÇE-

8. Sert bir anne olup olmadığımı biliyorum. Çocuklarım 10. (I) Bilim ve teknik son yıllarda, yapılan buluşlar ve
daha çok küçük. Onlara karşı kendi annem ve babam ilerlemelerle insanoğluna uzun yaşama olanağını
gibi olmak istiyorum. Çünkü bize bir şeyi kırmışsak sağlamaya çalışmaktadır. (II) Bunun sonucu olarak,
onarmamız; bir şeyi istiyorsak başarmamız gerektiği insanlar, bugün öldürücü hastalıklara, salgınlara karşı
öğretilmişti. Böylece yalnız ve yalnız kendine güven- daha iyi korunmaktadırlar. (III) Bilim ve tekniğin başa-
meyi öğreniyor insan. rısı saymalıyız bunu. (IV) Bunun yanında bilim ve
tekniğin kimi olumsuz yanlarını da gözümüzde bü-
Bu sözleri söyleyen anneyle ilgili olarak aşağıdaki yütmemeliyiz. (V) Her ikisinin de olumsuz yanları var-
dır. (VI) Çünkü bilim ve tekniğin parçaladığı atomu,
yargıların hangisine varılamaz? (99 DMS L)
insanlığın yararına ya da zararına kullanmak insanın
A) Çocuklarının kendi güçlerine inanmalarını iste- elindedir.
mektedir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi
B) Çocuklarını büyütürken, nasıl bir tutum sergile-
düşüncenin akışını bozmaktadır? (99 DMS L)
yeceğini bilmektedir.
C) Çocuklarını yetiştirirken büyüklerini örnek almak- A)ll B)lll C) IV D)V E) VI
tadır.
D) Çocuklarına karşı yenilikçi davranışlardan ka-
çınmaktadır. II. cümleden başlayarak bilim ve tekniğin son yıllarda
E) Çocuklarına sorumluluk duygusu aşılamak iste- yapılan buluşlarla insan oğlunun uzun yaşamayı
mektedir. sağlayacağı anlatılmaktadır. V. cümleye kadar bu
devam eder. V. cümlede anlatılan olumsuzluk IV.
cümlede doğru biçimde zaten ifade edilmiştir. V. çı-
kartılınca IV. ve VI. cümle bütünlüğü yeniden sağlar.
Üçüncü cümlede "bize böyle öğretilmişti" diyor anla- (Cevap D)
tıcı, anne ve babasından öğrendiklerini kullandığını
anlıyoruz, fakat buradan yeni yöntemleri kullanma-
dığını asla çıkartamayız.
(Cevap D)
Q
Ui
> 11.0zan, ne yapıp edip kendini yeniliyor, şiirin yeni
anlatım olanaklarını gözden geçiriyor. Onun şiir çizgi-
9. I. Grip bulaşıcı bir hastalıktır. sinde değişik dönemler, dolayısıyla, ilk bakışta, birbi-
rine karşıt izlenimi veren yaklaşımlar görüyoruz. Ne
II. Hastalananlardan kimileri bunu ayakta geçirir. var ki şiirlerini dikkatle incelediğimizde, bu dönemlerin
III. Kimileri de parmaklarını kıpırdatamayacak kadar incecik ama güçlü bir bağla eklem yerlerinden birbirle-
halsizleşir ve günlerce yatar. rine bağlandığını, birbirinin özsuyu ile beslendiğini
fark ediyoruz.
IV. Bu yüzden gribe yakalanan aile bireylerinden biri
iyileşirken bir başkası hastalanır. Bu parçada, sözü edilen ozanla ilgili olarak asıl
Yukarıdaki cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturan vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
sıralanışı (99 DMS L)
aşağıdakilerden B) I-II-IV-III A) Şiirleri farklı dönemlere ayrılabilse de bu dönem-
hangisidir? (99 DMS L)
D) III-II-IV-I ler arasında yine de bir ilişki vardır.
A) I-IV-II-III C) II-IV-I-III B) Şiirleri, her okuyuşta okuruna yeni tatlar verir.
E) II-I-IV-III C) Her şiirinde karşıt duygu ve düşüncelerden ya-
rarlanarak anlatım olanaklarını genişletir.
D) Farklı dönemlerde yazdığı değişik, duygulu, etki-
leyici şiirleri vardır.
Giriş cümlesi bir tanım olabilir. Bu nedenle girişi I
numaralı cümleyle yapalım. Sonra IV, II ve III numa- E) Her şiirini, bir önceki şiirinde ele aldığı duygu ve
ralı cümleler gelmeli. düşüncelerden etkilenerek yazar.
(Cevap A)
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

Bir ozanın şiir aniayışından söz ediliyor. Bu ozan şi- "Ben ki henüz çocukluktan çıkmadım." deyip 70 ya-
irleri farklı dönemlere ayırmış olsa bile bu dönemle- şında olursanız, duygularınızta dış görünümünüz
rin arasında incecik ama güçlü bir bağla eklem yerle- birbirine uymuyordur.
rinden birbirlerine bağlandığı vurgulanmaktadır.
(Cevap B)
(Cevap A)

14. Chicago'da şöyle bir deyiş vardır: "Chicago'nun hava-


12. Yazarımızın her türündeki başarılı örneklerine karşın, sını beğenmediyseniz, bir dakika daha bekleyin." ....
onun en güçlü yanı bence ozanlığıdır. Şiirlerinde kat- Michigan Gölü kıyısındaki küçük kasabanın karla
kısız bir içtenlik, güçlü bir duyuş ve seziş, kendine kaplı olduğu gün, kentin banliyölerinde ılık ve güneşli
özgü ses yapısı vardır. Türkçe'si temiz ve yalındır. bir havayla karşılaşabilirsiniz. Ya da gün içinde hava
Yapmacıktan, taklitten kaçma ,sade bir güzellik ara- sıcaklığında büyük değişiklikler görebilirsiniz. Bu
ma çabası hemen her şiirinde kendini gösterir. Dün- kentte yaşayanlar buna "göl etkisi" adını vermişler.
yamızı ve hayatımızı sevdiren bir sevinç peşindedir o.
Hele aşk şiirlerindeki yaşama sevinci, doğa sevgisiyle Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere düşüncenin
el ele verdi mi.sanki tadına doyum olmaz bir ezgi çı- akışına uygun olarak aşağıdakilerden hangisi ge-
kar ortaya. tirilebilir? (99 DMS L)
Bu parçada kendinden söz edilen ozanın şiirdeki A) Kent, renkli kişiliğini buradan almıştır.
temel amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir? (99
B) iklimle doğal çevrenin uyum içinde olduğu bir
DMSL)
başka kent yoktur.
A) Katışıksız ve içtenlikli şiirler yazma
C) Bu kentin havası oldukça değişkendir.
B) Yazında temiz ve yalın bir dil kullanma s:
o> D) Bu kentin etkileneceğiniz bir özelliğiyle nasıl olsa
C) Şiirde sadece doğal güzelliğe ulaşma karşılaşırsınız.
D) Şiirle insanlara yaşama sevinci verme E) Belki siz, başkalarının tersine, beğenmişsinizdir.
E) Farklı bir yapı oluşturma

Bir dakikada değişebilen bir havanın çok değişken


Katışıksız içtenlik, güçlü bir duyuş ve seziş, taklitten olduğunu anlayabiliriz. Konu, bu değişikliğin yer ve
kaçma özellikleri olan bu şair son cümlede ifade e- zamana göre artmasıdır.
dildiği gibi insanlara yaşama sevincini ver- (Cevap C)
me.aşılama uğruna şiir yazmaktadır.
(Cevap D) 15. Bir süredir babamın yayınlama olanağı bulamadığı,
benliğinin rengarenk parıltılarını cömertçe serpiştirdiği
"Nesir Yazılaıfnı topluyorum. Şiir ve resimlerini top-
larken nasıl sonsuz bir haz duyduysam, babamın ya-
13. Halit Ziya Uşaklıgil, yaşlılık fotoğraflarından birinin
zılarını derlerken de öyle engin bir mutluluk duydum.
altına şunları yazmıştır: "Bu ihtiyar adamın fotoğrafına
Tadına doyamadığım, tam erişmişken kaybettiğim
bakarken inanamıyorum, mümkün müdür bu ben ola-
babamı, bana geri getirdi bu yazılar. Böylece onu da-
yım? Ben ki henüz çocukluktan çıkmadım."
ha yakından tanıdım; sevinçten, mutluluktan uçar gibi
Halit Ziya Uşaklıgil, bu sözleriyle aşağıdakilerden oldum. Gönlümde milyonlarca ağaç çiçek açtı.
hangisini belirtmektedir? (99 DMS L)
Bu parçada sözü edilen baba, aşağıdakilerden
A) Yaşlılığın, herkesi farklı biçimde etkilediğini hangisiyle nitelendirilemez? (99 DMS L)
B) Duygularla dış görünüşün birbirine uymadığını A) Geçimini sanatıyla sağlamış olması
C) Yaşlıların, kendilerini genç gösteren fotoğrafları B) Kişilik izleri yazılarına yansıyan
sevdiklerini
C) Oğlu üzerinde olumlu etkiler uyandıran
D) Çocukluk yıllarının hep özlemle anıldığını
D) Kitaplara girmemiş düz yazıları bulunan
E) Yazarların, kendi kendileriyle alay edebildiklerini
E) Sanatın birkaç dalıyla birden ilgilenen
-TÜRKÇE-

Paragrafta sözü edilen babanın bir yazar olduğu dı- Parçada insanın soran, sorgulayan ve düşünen bir
şında sosyal hayatından hiç söz edilmediği için ge- varlık olduğuna , özeleştiri yapmaktan kaçınmadığı-
çimini neyle kazandığını bilmiyoruz, yorum yaparak na, aklı ve duyguları arasında bir denge kurduğuna
da varamayız. hem düşünür hem uygulayıcı olduğuna değinilmiştir.;
çevresindeki etkinliklere kuşkuyla baktığına değinil-
(Cevap A)
memiştir.
(Cevap D)

16. Dün akşamdan bu yana durmaksızın, ustalıkla, telaş-


sız, kendinden emin bir tavırla kürek çekiyordu. Kimi
zaman belli belirsiz bir yel esiyor, sonra yitiriveriyordu.
Delikanlının ter kokusuna küreklerden gelen deniz
kokusu karışıyordu. Delikanlı denizin apak kesildiğini 18. Kasaba bumumuzun dibinde. (I) Suyu var, elektriği
görünce yorgunluğunu unuttu. Seher yeliyle birlikte i- var. (II) Evimiz pazar yerine bakıyor. (III) Akşamları
çine onu alıp uçuran bir sevinç geidi oturdu. kuşların cıvıltısını dinliyorum. (IV) Yaz yağmurlarının
telaşlı serinliğinde çevredeki dağları seyrediyorum.
Bu parçadaki kişi için aşağıdakilerden hangisi (V)
söylenemez? (99 DMS L) "Bir hayli gelişmiş bir yer." sözü yukarıdaki parçada
numaralanmış yerlerden hangilerine getirilebilir?
A) Denizdeki değişiklikten etkilendiği (2000 DMS)
B) Yaptığı işin inceliklerini bildiği A) l . y a d a l l . C) B) l .y a d a l ll .
C) Korku içinde olduğu l l .y a d a l l l . E) D) III. ya da IV.
£2
D) Ruhsal durumunun değiştiği 'o IV .yad aV .
cc
UJ
E) Nereye gittiğinin belli olmadığı Q
W
w
CL
Akşamları kuş cıvıltılarını dinlemek gelişmiş olmakla
Parçada, sözü edilen kişinin korku içinde olduğun- ilgili olamayacağına göre cevap A'dır.
dan söz edilmemiştir. Aksine, ilk cümlede bu kişinin
(Cevap A)
kendinden emin tavrından söz ediliyor.
(Cevap C)

17. Çağdaş insan, düşünce ve duyarlılık açısından bir


bütünlük kazanmış kişidir. Onun olaylara, olgulara, 19. Antikacılığın her geçen gün önemi artıyor. Bu tür
insanlara yaklaşımında çok yönlülük vardır. 0, yerine eşya, sahibine büyük kar getiriyor. ... kültürel ve sa-
göre uygulayıcı, yerine göre bilgedir. Hem kendisine natsal bir birikim de oluşturuyor; ... ister ticaret ama-
cıyla ister koleksiyon yapmak için olsun, antikaya bi-
hem de yaşama karşı eleştirel bir bakış, eleştirel bir
linçli yaklaşanların beklentisi, kâr değildir...... değerini
bilinç gelişmiştir. Bu nitelikler onu hiçbir zaman sallan-
bildiği eşyaya sahip olma, onu koruma, onun bütün-
tıda bırakmaz. leştiği kültür ve sanatı yayma tutkusudur.
Yukarıda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin
Böyle nitelendiren çağdaş insan için aşağıdaki- hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
lerden hangisi sövlenemez? (99 DMS L) (2000 DMS)
A) Ne var ki - ayrıca - Zaten
A) Soran, sorgulayan ve düşünen bir varlık olduğu
B) Buna ek olarak - çünkü - Aslında
B) Özeleştiri yapmaktan kaçınmadığı
C) Gerçekte - sonuç olarak - Yoksa
C) Aklı ile duyguları arasında denge kurduğu
D) Bu nedenle - öyleyse - Ayrıca
D) Çevresindeki etkinliklere kuşkuyla baktığı
E) Ayrıca - ama - Asıl amaç
E) Hem düşünür hem de uygulayıcı olduğu
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

Cümlelerin anlam ve söyleyiş açısından güzelliğine Kendini bu şekilde tanıtan bir yazarın okudukların-
önem vermemiz gerekmektedir. Boş bırakılan yerle- dan, değişik bileşimlere vardığını söyleyebiliriz. En
re E seçeneğindeki sözcükleri yerleştirdiğimizde an- iyi sıfatı da bu olur.
lam ve söyleyiş açısından doğru bir paragraf oluştu-
(Cevap D)
ruruz.
(Cevap E)

20. (I) Burası, Fas'ın gelir düzeyi yüksek ailelerin tercih


ettiği güzel bir tatil beldesi. (II) Tek olumsuz yanı,
nem oranının çok yüksek olması. (III) Elbiseleri yıka-
dıktan sonra kuruması için dışarıya asmak, yalnız va-
kit kaybı. (IV) Burada günbatımı mutlaka izlenmeli.
(V) Bir de Büyükayı takımyıldızının yavaş yavaş ok-
yanusa dalması ... (VI) Bunları başka bir yerden bu
kadar zevkle izleyemezsiniz.
Yukarıdaki parçayı iki paragrafa ayırmak gerekse,
ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar? (2000 22. Ne zaman dostluk konusu üzerinde dursam, hep şu
DMS) noktayı göz önünde tutmak gerektiğini düşünürüm:
Acaba dostluğu arttıran neden, güçsüzlük ya da ihti-
A)ll. B)lll. C) IV. D)V. E) VI. yaç mıdır? Acaba karşılıklı yardımlaşmaya girişirken
insanların amacı, tek başlarına pek başaramayacak-
ları şeyi bir başkasının yardımıyla elde etmek, sırası
gelince karşılığını yapmak mıdır? Yoksa yardımlaşma
Konunun genelden özele geçişi; nesnelden öznele dostluğun yalnızca bir özelliğidir ve dostluğun daha
geçişi ya da gerçekten başka bir konuya geçişi ikinci derin, daha soylu, salt doğanın yarattığı başka bir ne-
paragrafın başlama nedenidir. I ve II numaralı cüm- deni mi vardır? Dostluk, insanların sıcak duygularla
leler genel bilgiler verirken III. cümlede özele inip pa- birbirlerine sıkı sıkıya bağlanmalarıdır.
ragraf öyle devam ettirilmiştir.
Bu parçada görüşlerini belirten kişinin anlatmak
(Cevap C)
istediği aşağıdakilerden hangisidir? (2000 DMS)
21. Ben, okuduklarımdan kalanlara, mantar bahçesi adını
veririm. Mantar bahçeleri, ağaçların altına düşen yap- A) Dostluğun asıl kaynağı, insanın doğasında bulu-
rak, dal ve kabuklardan oluşur. Bunları kısa zamanda nan sevgidir.
beyaz, sarı, yeşil, siyah küf bağlar. Bu küflerin, yani
B) Dostluk karşılıklı yardımlaşma sonucunda kuru-
mantarların incecik iplikleri, koskoca kütükleri, dalları,
kabukları çürütüp humusa ekler. Bundan da yepyeni lur.
bir orman fışkırır. Benim çalışmam da buna benzer. C) Dostluğun temel amacı birleşerek güçlenmektir.
D) Dostluğun temelinde güçsüzlük ve çıkar düşün-
Kendini bu şekilde tanıtan bir yazar aşağıdakiler-
den hangisiyle nitelendirilebilir? (2000 DMS) cesi yatar.
E) Dostluğun doğuş nedeni insanların yardınnlaşma
A) Okuduklarıyla izlenimlerini birlikte veren ihtiyacıdır.
B) Edindiği bilgilerden ilginç buldukiarını kullanan
C) Birbirlerinden kopuk düşünceleri bir düzene ko-
yan Görüşlerini belirten kişinin anlatmak istediği şey,
D) Okuduklarından, değişik bileşimlere varan "Dostluğun asıl kaynağının içimizde yaratılıştan var
E) Bilgi boşluklarını hayal gücüyle bütünleyen olan sevgi olduğudur.
(Cevap A)
-TÜRKÇE-

23. Sınıf otuz kişi. Yaşlıların arasında gençler de yok 25. Ünlü kişilerin yaşamlarını, yaptıklannı, yaşadıkları
değil. En genç öğrenci yirmi yaşında. Erkek öğrenci döneme katkılarını anlatan yazı ve kitaplara yaşa-
sayısı yalnızca üç. Birbirlerine övlesine kengtlenmis- möyküsü denir. Yaşamöyküsü belgelere dayanır. Ko-
ler ki biri vasadıklarını anlatmava baslavınca, ötekile- nu olarak alınan kişüerin m^ktuplarından, günlükle-
rin gözü doluvor. Aralarından biri de getiriveriyor öy- rinden, anılarından, yapıtlarından yararlanarak yazılır.
künün sonunu. Ağır bir hava oluşuyor sınıfta. Bu türe, Tanzimat Dönemi'nde Namık Kemal "Evrak-ı
Perişan", Edebiyatı Cedid9'de Süleyman Nazif "Fuzu-
Bu parçada altı çizili cümlede, anlatılan kişilerin li", yirminci yüzyılda Yakup Kadri "Ahm9t Haşim" adlı
hangi yönü üzerinde durulmaktadır? (2000 DMS) eseri ile katkıda bulunmuştur. Türk ünlüleriyle ilgili o-
larak, İ. Alaattin Gövsa ve edebiyat tarihçisi Fuat Köp-
A) Geçmişe özİ9m duymaları rülü'nün de yapıtları vardır.
B) Tek başlarına kendilerini güçsüz hissetmeleri Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
C) Aralarında, duygusal yönden sıkı bir bağ olması yanıtı yoktur? (2000 DMS)

D) Olaylar karşısında, birlikte har9k9t etmek iste- A) Yaşamöyküsünün özellikleri nelerdir?


meîeri B) Edebiyatımızda yaşamöyküsü türünde yazılmış
E) Sorunları ele alış biçimlerinin aynı olması ilk eser kimindir?
C) Fuat Köprülü kimdir?
D) Edebiyatımızda, yaşamöyküsü türünde yazılmış
önemli eserler hangileridir?
Birbiriyle kenetlenmek yeterli bir bağ oluşturur. Bu
nedenle cevabın "C" olduğu açıktır. E) Yaşamöyküİ9rinde hangi kaynaklardan yararla-
nılır?
(Cevap C)

tn
" Edebiyatımızda yaşam öyküsü türünde yazılmış ilk
o
tr

eserin kimin olduğu parçada cevaplanmamıştır.
Q
(fi
W
(Cevap B)
24. Okur, bazen ilk bakışta kendisine hoş gelmey^n bir
şiiri bırakıverir. "Bundan bir §9y anlaşılmıyor." der.
Birçok şeyde olduğu gibi, öğrenmek yerine bırakı-
v^rmek, vazg9çm9k daha kolay gelir ona. Oysa aynı
şiiri iki, üç kez daha okursa, onun kendisine bir şeyler
söylediğini görecektir. Giderek bir şiir okuma alışkan-
lığı edinecek, şiirden tat almasını öğr9n9C9k, iyi şiiri
kötüsünden ayırmaya başlayacaktır.

Bu parçada, sözü edilen okurun şiir konusundaki


tutumuna yönelik eleştiri aşağıdakilerden hangi-
sidir? (2000 DMS)

A) Yeterli bilgile donanmamış olması


B) Değişik ömeklerle karşılaşmaması
C) Bazı anlarda dikkatini toplamakta zorlanması
D) Seçtikleri ve okudukları arasında ayrım gözet-
mem9si
E) Özümleme, sevme çabalarını sürdürmemesi

Paragrafın dördüncü cümİ9Sind9 vazgeçmenin daha


kolay olduğunu düşünmesin^ yönelik bir eleştiri var-
dır. Bu, S9vme çabalarını sürdürmediğini gösterir.
(Cevap E)
10- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

ÇIKMIŞ SORULAR
Sanatçı seçtiği anlatım biçimini anlatmış, üçüncü kişi
ve ÇÖZÜMLERİ
ağzından yazdığını özellikle belirtmiştir; fakat anla-
tım biçiminin okumayı kolaylaştırdığına değinmemiş-
1. 0, üslubuyla klasik öyküye özgün boyutlar kazandırı- tir.
yor. Kişiler, ortam ve kurgu belli bir düzen içinde şa-
şırtıcı bir sona götürüyor okuru. Bu özgünlüğü bence (Cevap E)
en iyi tamamlayan, öyküdeki kişiler ve kişilerin diya-
loglarıdır. Kişileri, karakterleri çok yakından
tanıyorsunuz. Onları bir yazarın kaleminden tanımak-
tan çok, bir avluda, bir meydanda, bir mahallede ken-
di seslerinden, kendilerine özgü konuşma biçimleriyle
dinliyorsunuz sanki. Öyküleri okurken, bir öykü oku-
maktan çok, bir film izlediğiniz kanısına kapılıyorsu-
nuz.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (2000 DMS)
A) Okurlarını gerçekçi bir ortama taşır.
B) Gelenekselleşmiş olanla kendine özgü olanı
kaynaştırır.
C) Seçtiği kahramanlar, günlük yaşamlarıyla karşı-
mıza çıkar.
I. Daha sonra da birkaç yarışmaya katılıp ödüller
D) Kalıcı olmak için yeniliklere başvurur. almış.
E) Öykülerini, beklenmedik biçimlerde sonuçlandı- II. Bu uçurtmaları gören öbür oyuncakçılar ondan
rır. uçurtma istemişler.
ow
III. Oyuncakçılık yapan bir arkadaşının dükkanında,
'a
LU
yaptığı uçurtmaları satmaya başlamış.
IV. Bunun üzerine eşiyle birlikte bol miktarda uçurt-
Parçadan, sözü edilen sanatçının kalıcı olmak için îi. ma imal etmiş.
çaba harcadığı anlamı çıkartılamıyor. Bu nedenle S V. Giderek bu işte uzmanlaşmış; ilk olarak 1982'de
cevap "D" dir. ^* bir gazetenin düzenlediği uçurtma şenliğinde birinci
(Cevap D) olmuş.
2. Öykülerimin yarısından çoğu, birinci kişi ağzından Yukarıdaki cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturan
anlatılıyor. Bu anlatımla başlayan öykülerimin çoğu, sıralanışı
üçüncü kişi ağzından anlatılarak sürer. Çünkü bu, öy- aşağıdakilerden B)ll.,l, III..V., IV.
künün konusunun gerektirdiği bir durumdur. Örneğin, hangisidir?(200 DMS)
D)IV.,V., II., I., III.
birinci kişiye anlattırdığım öykülerim bir yerde tıkanır
A) II.,V., IV., I., I C) III.,
kalır. Boşuna uğraşırım, yazamam. Oysa bir süre
sonra o öyküyü üçüncü kişi ağzından anlattırınca II., IV., V., E) V.,
yazmak kolaylaşır. Buna karşılık, konu gerektiriyorsa IV., II., III.,
gülmece öykülerini birinci kişinin anlatması daha etki-
li, inandırıcı olur. Çünkü birinci kişili anlatımda içtenlik
vardır. Üçüncü kişili anlatım daha yapaydır.
Sanatçı, bu sözlerinde öyküleriyle ilgili olarak Anlamlı bir bütün oluşturmak için ilk sırayı III. cümle
aşağıdakilerden hangisine deginmemistir? (2000 alacaktır. Çünkü diğer cümleler bir cümlenin devamı
DMS) niteliğindedir. Bunu da "daha sonra, bu uçurtmaları,
bunun üzerine, giderek" şeklindeki ifadelerden
A) Nasıl bir anlatım yeğlediğine anlıyoruz. Daha sonra II. ve IV. cümleler gelecektir.
B) Konuyla anlatım arasındaki ilişkiye Paragrafımız V. cümleyle devam edecektir. Çünkü
imalattan sonra uzmanlaşma söz konusudur. Bu
C) Gülmeceye uygun anlatımın özelliğine eümlede bahsedilen bir ödülü I. cümlede diğer ödül-
D) Kimi anlatım yolları arasındaki farka ler takip etmiştir. Doğru cevabımız "C" şıkkıdır.
E) Seçtiği anlatım biçiminin okumayı kolaylaştırdı- (Cevap C)
ğına
-TÜRKÇE- 11

4. Acılarımızı, sevinçlerimizi, özlemlerimizi dile getire- Gazetecinin gözü her zaman toplumun üzerinde
mediğimiz zamanlar olur. İşte o zaman, ozanlar im- olmamalıdır. Toplumun hiçbir kesimiyle içli dışlı ol-
dadımıza yetişir... mamalı, toplumla arasında mesafe olmalıdır. Kimi
zaman bazı gruplann basını kendi amaçları için kul-
Bu sözler aşağıdakilerden hangisiyle lanmak, bir haberi istedikleri biçimde yazdırmak iste-
sürdürülemez? (2000 DMS) yeceklerini göz ardı etmemelidir. Kısaca, gazeteci,
mesleğinin ahlak kurallarına göre davranmalı, olayları
A) Şiirleri bizim sözümüz olur, kendimizi onlarda derinlemesine incelemeli ve tarafsız davranarak
buluruz. okuyucuların güvenini kazanmalıdır.
B) Söyleyemediklerimizi ustaca yansıtırlar.
Yukarıdaki paragrafta gazeteciyle ilgili olarak
C) Şiirleriyle duygularımız arasında bir bağ oluşur. aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemistir?
D) Kendi sözcüklerimizle anlatamadığımız düşün- (2001 KMS)
celeri, onların iki küçük dizesinde bulabiliriz.
A) Yazacağı haberin doğruluğunu araştırmasından
E) Bizi etkileyen olayları anlatan küçük bir şiir yazı-
B) Taraflı olmamasından
veririz.
C) İnsanlarla çok yakın ilişki kurmamasından
D) Toplumu gözlemeye çalışmasından
E) İlginç haberleri yakalamaya özen göst^rmesin-
Burada çeşitli duyguların dile getirilemediğinden, bu
sebeple ozanlara ihtiyaç duyulduğundan söz edili- den
yor. Demek ki ozanların şiirlerinde, dile getirilemeyen
duygular bulunacak, A, B, C, D şıklarında insanın
anlatamadığını ozanların anlattığı ve kişinin kendini
onda bulması söz konusudur. "E" şıkkındaki cümle Parçada sözü edilen gazeteci sadece gazetecilik
paragrafımızın anlamını bozar. mesleğinin doğru bir şekilde nasıl yapılacağını açık-
o (Cevap E) S lamaktadır. Fazla ahlakçıdır. İlginç haber yakalama-
ya gösterilen özenden söz edilmez.
to
a.
(Cevap E)
!*■ Nedir yaşamın anlamı? Öyle çok ki... Yaşamaktır,
UJ soluk almaktır. Şiir okumaktır. Birini sevmektir. Bir
d^niz kıyısında dolaşmaktır. Ormanda tek başına yü-
rümektir. N9 var ki kimi zaman anlamsızlaşır yaşam.
Oysa...
5. Yolcular, akşamdan önce kasabaya varıp(l) güneşin
batışını(ll) hep birlikte(lll) sahildeki kahved9n(IV) iz- Yukarıdaki parça düşüncenin akışına göre aşağı-
lemek(V) istediler. dakilerden hangisiyle sürdürülebilir? (2001 KMS)

A) başımız sıkıştıkça anlamı ararız hep.


Bu cümlede numaralanmış bölümlerden hangisi
atılırsa, cümlenin anlamında hem yer hem de za- B) yazarlar, yaşamın anlamı üzerind9 çok durmuş-
man yönünden bir daralma olur? (2000 DMS) lardır.
C) anlamsızlaşan yaşam değil, bizler oluruz çoğu
A)l. B)ll. 0) III- D) IV. E) V.
k9Z

D) bir avuntu aracına gereksinme duyar insan


I. bölümde "akşamdan öce" sözcüğü zaman, "kasa- E) böyle durumlarda hemen kitaplara sarılırız
ba" sözcüğü yer bildirmektedir. Eğer bu bölümü
cümleden çıkarırsak, hem yer hem zaman yönünden ÇÖZÜM:
cümİ9de daralma olur. Oysaki II. bölümde zaman,
III. bölümd9 ve IV. bölümde mekan, V. bölümde ey- "Oysa" bağlacı, olumlu bir cümleden sonra kullanıl-
lem bildirilmiştir. Hem zaman hem mekanın bir arada mışsa, "oysa"dan sonra olumsuz bir cümle gelmeli-
bulunduğu bölüm I. olduğu için doğru cevap "A" se- dir; çünkü oysa, ama, fakat, gibi bağlaçlar bu durum-
çeneğind9 verilmiştir. ları anlatmak için kullanılır.
(Cevap A) (Cevap C)
12- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

8. (I) Çatalhöyük'teki kazı çalışmaları büyük bir titizlikle 10. Mutlu bir yaşamın değişmez ve öncelikli özelliğidir
sürdürülüyor. (II) Küçücük fırçalarla, çekiçlerle, iğney- sağlık. 0 yüzden yakınımızdan ayrılırken; "Sağlıcakla
le tarih kazılıyor bir bakıma (III) Geçmişe ait kırıntılar kal.", olumsuz bir davranışla karşılaştığımızda "Sağlık
pirinç gibi ayıklanıyor. (IV) Bu arada bulunan bina ka- olsun." gibi sözlerle... vurgulamak isteriz. Çünkü in-
lıntıları da özel bir teknikle çeşitli etkilerden ve eroz- san olarak çalışmak, üretmek, böylece kendimize ve
yondan korunuyor. (V) Çatalhöyük'teki duvar resimle- çevremize yararlı olmak temel amacımızdır. Bunu da
rini çıkarmak başlı başına bir sorun. (VI) 0 dönemin ancak sağlıklı olursak başarabiliriz.
aydınlatılması için çok önemli olan bu resimler toprak
altında bozulmadan kalmış (VII) Ancak, gün ışığına Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışı-
çıktığı an, bütün renklerini bir anda yitiriyor; solup gi- na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
diyor. (2002 KPSS)

Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istense A) sağlıkla ilgili sorunların ciddiye alınmast gerekti-
ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2001 KMS) ğini
B) sağlıklı olmak için neler yapmak gerektiğini
A B)ll O> III D) IV E)V
C) sağlığın önemli görülmediğini
D) sağlıklı kişilerin yaşamdan tat alabileceğini

Kon un un de ğiş ti ği c ü mle V . c ü mle dir. E) sağlığın her şeyden önemii olduğunu
Çatalhöyük'teki kazı çalışmaları anlatılırken V. cüm-
lede yön değiştirilir ve kazı yapılarak varılmayan ta-
rihi kalıntılardan söz edilmeye başlamr. Sağlık her şeyin üstünde gelen bir dilektir; çünkü
(Cevap E) sağlık olmadan huzur da mutluluk da olamaz. Bu
ned^nle Cevap E'dir.
(Cevap E)
2S
O

"a
UJ
H.Zaman zaman iyice yaşlandığımı, bastonsuz yürür-
sem dengemi kaybedeceğimi düşünüyor: "Denizlerde
gezinme zamanı geçti artık." diyorum kendi k^ndime.
Ne var ki insan, sevdiği şeylerden öyle kolay kolay
9. (I) Küçücük bir meydanı var Kanlıca'nın; burada her vazg^çemiyor. Çocuklarım beni deniz yolculuğuna çı-
şey iç içe. (II) Bir yanda Mimar Sinan imzalı 1559- karacaklarını söylediklerinde bundan anlatılmaz bir
1560 tarihli İskender paşa camisi bulunuyor. (III) 0- mutluluk duyuyorum; çünkü Gökova'yı Sedir adasını,
nun hemen karşısında iskele ve küçük bir balıkçı ba- güzel yerlerin her birini bir kez daha' görmek
rınağı... (IV) Sonra da kıyı boyunca uzanan yalılar... istiyorum.
(V) Şimdi biraz yukarıya, Kanlıca'nın sırtlarına tırma-
nalım. (VI) Yol boyunca rastladığımız evlerin mimarisi Kendinden böyle söz eden bir kişi için aşağıdaki-
çok çeşitli. (VII) Kimi penceresinden sardunyalar sar- lerden hangisi söylenebilir? (2002 KPSS)
kan, sabun kokulu evlerden; kimi de bahçesinde
yüzme havuzu bulunan bir villa. (VIII) Sağlı sollu çalı- A) Kendisine önem verilmesini istemektedir.
lıklarda böğürtlenier var; en kocamanından, en mo- B) Artık hiçbirşeyden zevk almamaktadır.
rundan...
C) Gençlik günlerini özlemektedir.
Bu parçayı iki paragrafa bölmek gerekse ikinci D) Denizde olma düşüncesi ona yaşama sevinci
paragraf hangi cümleyle başlar?(2002 KPSS) vermektedir.
E) Dostlarının onu yalnız bırakacağından korkmak-
A) B) IV. C)V. D) VI. E) VII.
tadır.

Bu parçayı ikiye bölme nedenimiz genel-özel ilişkisi- Bu parçada anlatılan kişi artık yaşlanmıştır, ancak
dir. IV. cümleye kadar Kanlıca'dan, Vl'dan sonra sa- deniz sevgisi bu kişiye yaşama sevgisi vermektedir.
dece evlerin mimarisinden söz edilir. (Cevap D)
(Cevap D)
-TÜRKÇE- 13

12. 0 sanatçıların bütün özlemi, bu topraktan aldıklarını 14. (I) Edebiyatın sorunlarından günlük yaşamın renkleri-
işleyip yine bu toprakların insanlarına vermekti. Kim- ne kadar geniş bir coğrafyada koşturur kalemini. (II)
senin aymmına varamadığı, ilgilenmediği değerleri Kaleminden dökülen sözcükler, kullandığı dil, okura
gün ışığına çıkartmak, tanıtmak, yaymak, insanlara yepyeni tatlar sunar. (III) Bunlarda, "lezzet" sözcüğü-
sevdirmekle geçirdiler ömürlerini. Onların gözleri dai- nün dildeki tam karşılığını bulabilirsiniz. (IV) Sanatçı-
ma güzele açıldı, kafaları iyiye çalıştı; elleri durmadan nın, 1001 Gece Denemeleri adını verdiği seri, tekrar
bir şey yoğurup bir şeyler yarattı. Bu nedenle, insanın yayımlanmaya başlandı. (V) Okur olarak, böyle bir dil
eğitimi için gösterdikleri çabalarda onlardan daha ba- ustasını yapıtları aracılığıyla tanımış olmanın mutlu-
şarılısı yoktu. luğunu yaşıyorum.
Bu parçaya göre, sözü edilen sanatçıların asıl Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
amacı aşağıdakilerden hangisidir? (2002 KPSS) düşüncenin akışını bozmaktadır? (2003 KPSS)

A) Yaşadıkları toplumdan kazandıklarını biçimlendi- B) II C) D) IV E)V


rerek insanları aydınlatmak
B) Alışılmış konuları işleyerek okura kolaylık sağ-
lamak I, II, III ve V. tümceler dilsel ve anlamsal olarak bü-
C) Yenilikteri kendi insanlarına ve dünyaya tanıtmak tünlük içindedir. Bu tümcelerde yazarın dil ustalığın-
dan söz ediliyor. IV. tümcede seri biçimdeki bir yapı-
D) Toplumun, çağdaş sanat ürünlerinden yararlan-
tının yeniden yayımlandığı söylenerek IV.cümle ko-
masını sağlamak nunun bütünlüğünden uzaklaştırılmıştır.
E) Olabildiğince çok ve alışılmamış yapı üretmek
(Cevap D)

Parçada sözü edilen sanatçıların amacı, toplumdan


aldıklarını şekillendirerek yine topluma sunmaktır. -^
Bu amaç ilk cümlede ifade edilmiş, daha sonraki ö
cümlelerde ise bununla ilgili açıklamalar yapılmıştır. ^
(Cevap A) 15.... Bu nedenle, büyük kentler, su kaynaklarının ve
13. Kimi zaman düşünürüm: On altı yaşımdan beri ek- akarsuların kenarlarına kurulmuş hep. Su kaynakları-
meğimi kazanmak zorunda kalmasaydım ne olurdu? nın kuruması, tarihte büyük göçlere yol açmış. Bunla-
ra sahip olabilme amacıyla büyük savaşlar çıkmış.
Örneğin, baba evinin güvenli koşullarında okuyup dip-
loma sahibi olsaydım belki de herhangi bir memur o-
Bu parçanın giriş cümlesi aşağıdakilerden hangi-
lur, yine öyküler, romanlar yazardım; ama konularım,
si olabilir? (2003 KPSS)
sanırım bugünkü konular olmazdı. Rahat ekmekle ye-
tişen insanların yaşamlarını anlatan konular olurdu; A) Eskiden, pişmiş topraktan ve taştan su künkleri
çünkü tanıdığım çevreler, o insanların çevresi olacak-
yapılırdı.
tı.
6u parçaya dayanarak, yazarla ilgili aşağıdaki B) Suyun kanallarla taşınması günümüz barajları-
genellemelerin hangisine varılamaz? (2002 KPSS) nın öncüsü olmuştur
C) Suyun kentlere ulaştırılması yaşamı büyük ölçü-
A) Yaşamları kimi durumlarda yapıtlarına yansır
de kolaylaştırılmıştır
B) Konularını, yakından bildikleri çevrelerden seçer-
D) Su bentleri, çeşmeler ve samıçlar su mimarisinin
ler
seçkin örnekleridir
C) Güç koşullarda yetişenler gerçekleri yazmaya
yatkındır E) Su, insanoğlunun en önemli gereksinimlerinden
biridir
D) Yaşadıkları, ele alacakları konuları belirlemele-
rinde etkilidir
E) Dünya görüşlerini, içinde bulundukiarı koşuilar
belirler Parçada, kentlerin su kenarlarına kurulduğu, kay-
naklar kuruduğunda göçler olduğu, kaynaklara sahip
olma amacıyla savaşlar yapıldığı anlatılmaktadır.
Bunlar suyun insan için önemini göstermektedir.
Yazar, dünya görüşlerinden veya dünya görüşlerini (Cevap E)
etkileyen koşullardan söz etmemiştir. (Cevap E)
14- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-

16. Lise öğrencilerinden tutun da kendisinden yaşlı kim- 18....... İnsanın fotoğraflarda gördüğü yerlere gitme,
selere kadar, birçok kişiye şiirlerini okur; onların tepki- gittiği yerleri görüntüleme ya da, "Bakın, ben de ora-
lerini değerlendirirdi. Dilden dile; kulaktan kulağa gi- dayım." deme isteği, vazgeçilmez bir belgeleme ara-
dip gelirken, şiirin nereleri kalıyor, nereleri aşınıyor, cına dönüştürdü fotoğrafı. Çoğumuz için gördükleri-
not ederdi. Birçok şiiri, daha hiçbir dergide yayımlan- mizi, yaşadıklarımızı gelecekte anımsamayı kolaylaş-
madan bütün yurdu dolaşır, sonra kendisine döner tıran, etkinliklerimizi daha çekici, daha heyecanlı du-
gelirdi. Bu uzun yolculuktan tek bir sözcüğü aksama- ruma getiren ve bunların kalıcı olmasını sağlayan bir
dan dönen şiirleri okşarcasına okur; kızmaz, onları uğraş fotoğraf çekmek. Bu yüzden hemen hepimizin
yeniden üzerinde çalışmak üzere saklardı. özellikle tatile çıkarken "yanımızda götürülecekler lis-
tesf'nde fotoğraf makineleri ve filmler de yer alır.
Bu parçada sözü edilen şair için aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir? (2003 KPSS) Düşüncelerin akışına göre bu parçanın başına
A) Şiirini okurların tepkisine göre biçimlendirir. aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2003/2
KPSS)
B) Okurların beğenisini geliştirecek şiirler yazar.
C) Şiirlerini dergilerde yayımlatmaktan kaçınır. A) Gezdiği, gördüğü yerlerin fotoğrafını çekmek in-
sana büyük bir zevk verir.
D) Ünlenmek için, şiirlerinin değişik kişilerce okun-
masını ister. B) Fotoğraf çekimi konusunda bazı temel bilgiler
edinmek, fotoğrafın beklendiği gibi olmasını sağ-
E) Özgün şiirler yazmaya çalışır.
lar.
C) Çok iyi fotoğraf çeken kişiler, anı fotoğraflarını
önemsemez.
Parçada şairin, şiirlerini hiçbir yerde yayımlatmadan
D) Gezme isteğinin oluşmasında ve artmasında, fo-
her düzeyden, her yaştan okura okuyarak onların
tepkilerini alması, o tepkilere göre düzenlemesi bizi toğrafın büyük bir katkısı vardır.
A seçeneğine götürüyor. E) Fotoğraflarımıza "etkili", "güzel", "hoş" gibi nite-
o lemeler kazandırmak için çekim sırasında özenli
(Cevap A)
w davranmak gerekir.

Başına getirilebilecek cümlenin giriş cümlesi olma


özelliği taşıması gerekir. Bu özellikleri taşıyan cümle
D'dir.
(Cevap D)
17. (I) Bir şiir kitabını, bir roman gibi okumak doğru değil-
dir. (II) Genellikle, romanın tamamını okuduktan son-
ra onun üzerinde düşünmeye başlarız. (III) Oysa şiir
kitabında okur, her şiirden sonra duraklamak, derin
bir soluk almak ister. (IV) Okunanların tadına, aynmı-
na ancak bu yolla varabilir. (V) Bir şiir her okuyuşta,
okurda farklı etkiler bırakır. (VI) Bu durum hem şiirin
yapısından hem de okurun o an içinde bulunduğu or-
tamdan kaynaklanır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci


paragrafın kaçıncı cümleyle başlaması uygun o-
lur? (2003/2 KPSS)

A)ll B)lll C) IV D) V E) VI

V. cümleden itibaren şiirden söz edilir. V. cümleden


önce ise şiir kitabından söz edilir.
(Cevap D)
-TÜRKÇE- 15

19. Yetişme yıllarında kendilerine yardımcı olduğum


sanatçıların sayısı çoktur. Ama oniarı etkim altında ÇIKMIŞ SORULAR
tutmamaya çalıştım. Hatta buna çok özen gösterdim.
Kime ne kadar yardımın dokundu, onu da bilemem. ve ÇÖZÜMLERİ
Ben yalnızca yetenekli birini gördüm mü, sanki bir so-
rumluluğum varmış gibi, hemen elimi uzatırım. Yürü- 1. ....... Böyle olmasaydı, bütün eski şiirleri yok saymak
meye başlayınca da aradan çekiliveririm. gerekirdi. Gerçi yeni kuşaklar eskiler gibi yazmazlar;
Kendisinden böyle söz eden bir sanatçıyla ilgili ama onların yazdıklarıyla beslenirler, onların yazdık-
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? larında yararlanacak çok şey bulurlar.
(2003/2 KPSS)
Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına
A) Sanatçıların, belirli bir düzeye eriştikten sonra
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2004 KPSS)
yollarına kendi başlarına devam etmeleri gerek-
tiğine inanır. A) Her şiir işlediği konuya ve işleyiş biçimine göre
B) Duygu ve düşüncelerinin ayrımına varabilmek is- değerlendirilir.
teyen herkesin sanatçıların desteğine gereksi- B) Kimi ozanlar çağdaşlarından çok farklı bir yol iz-
nimleri olduğunu düşünür. ler.
C) Genç sanatçıların belirli kurallara bağlı kalmasını C) Her şair, şiirinde kendi duygu ve düşüncelerini
zorunlu görür. anlatır.
D) Yetenekli gençlerin ancak usta sanatçılar tara- D) Şiirde değişen değerlerin yanı sıra değişmeyen
fından fark edilebileceğine inanır. değerlerde vardır.
E) Belli bir olgunluğa erişmemiş kişilerin sanatçı o- E) Her şiir insanı ve insana ait duyguları anlatır.
larak nitelendirilmesini ister.

Bu parçanın başına D seçeneğindeki cümle getiril-


Sanatçı, belirli bir düzeye eriştikten sonra sanatçıla- Q melidir. Çünkü parçanın devamında yeni şairlerin,
rın yollarına kendi başlarına devam etmeleri gerekti- w eskiler gibi yazmadıklarından ama onların yazdıkla-
ğine inanır. * rıyla beslendiklerinden söz edilmiştir.
.Ü(Cevap A) s2
(Cevap D)

20. (I) Yaşlanmak, belli bir yaşa gelmiş olmak değildir. (II)
Yaşlanmak, içindeki değişim isteğini kaybetmektir.
(III) Eğer yeni bir şeyi merak ediyorsanız, yeni bir in-
sanı tanımak istiyorsanız yaşınızla hiç uğraşmayın.
(IV) Kabuğuna çekilmek, dış dünya ile ilişkilerini kes-
mek, insanı bunalıma sürükler. (V) Çünkü bu durum-
da yaşınız kaç olursa olsun gençsiniz demektir.

Bu parçada düşüncenin akışını bozan cümle


aşağıdakilerden hangisidir? (2004 KPSS)

A) B)ll O) III D) IV E)V

Parçayı incelediğimizde IV. cümle düşüncenin akı-


şını bozmaktadır. IV. cümlenin kendinden önceki ve
sonraki cümleye bir anlam bağlantısı yoktur.
(Cevap D)
16- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

2. İki tür popüler öykü vardır. Birincisi "kaçış öyküleri"dir, 3. ...... Karanlık kış geceterinde burnumu cama dayayıp
gerçeklerden kaçmamızı sağlar. İkincisi ise "içinde bozacının gelişini biraz da korkuyla seyrettiğimi hatır-
kendimizi bulduğumuz" öykülerdir. Okuduğumuzda larım. Yazın ise "Domates, patlıcaaan!" sesine aldır-
"İşte aynı b9n." deriz. İşte benim öykülerim bu tarzdır. maz, "Dondurma kaymaaak!"ın peşinden koşardım.
Bu öykülerimi okuyan İrlandalı bir kadın, sorun yaşa- El arabasına koyduğu kaynar kazanlarıyla sokak so-
dığı ailesini bırakıp İngiltere'ye gitmeye karar vermiş. kak gezen mısırcının yarattığı heyecan da başkaydı.
Ailesi, orada tanıdığı hiç kims9 olmadığını söyleyince "Çocuğa bir sütlü mısır ..." derdi annem. Yeşil mısır
bir kitabımdaki iki karakterin adını vermiş, onları gör- yapraklarına sarılan sıcacık mısır, bol bol tuzlandık-
meye gideceğim, demiş. ......Sanırım başarım, ya- tan sonra, minicik elime tutuşturulurdu. Tabii bir de
rattığım tiplerin bu niteliğinden kaynaklanıyor. közd9 mısırla sinema girişlerinde görüp d9 "Alalım."
diye tutturduğum patlamış mısırlar vardı.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2004 aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2004 KPSS)
KPSS)
A) Yaşamımızdaki değişimleri gördükçe büyük mut-
A) M9ğer kadın onların gerçekten var olduğunu sa- luluk duyuyorum.
nıyormuş.
B) Çocukluğumun geçtiği yerleri hala
B) Anladım ki kadın, benim seslenmeyi amaçladı- unutamıyorum.
ğım türden bir okur değilmiş.
C) Çocukluğumuzda her mevsimin kendine özgü bir
C) Demek ki kadın mutluluğu yakalayamamış biri- kokusu, tadı, hatta sesi vardı.
dir.
D) G^çmişin güzelliklerinin günümüze taşınmış ol-
D) Kadın özgürlüğü seven, başına buyruk biriymiş. ması çok sevindirici.
E) Anlaşılan, okur kitlemi belirlerken bir hata yap- E) Küçükk^n tat aldığım şeyleri şimdi nedens9 tu-
mışım. haf buluyorum.
o
>~
ço
'
Boş bırakılan yere A seçeneğindeki cümle gelmeli- o
UJ Yazar parçada çocukluğunda yaşadığı m^vsimlerin
dir. "Meğer kadın onların gerçekten var olduğunu hafızasında bıraktığı hatıralan anlatmış. Kış ve yaz
sanıyormuş. Sanırım başarım yarattığım tiplerin bu mevsimlerind9ki farklı sesleri ve farklı tatları ifade
niteliğinden kaynaklanıyor." Yazar parçada yazdığı etmiştir. Buna göre bu parçanın ilk cümlesi C S9çe-
öykülerin içinde kendimizi bulduğumuz öyküler oldu- neğindeki cümledir. "Çocukluğumuzda her mevsimin
ğunu ifade etmiş. Yazarın başarısının yarattığı tiple- kendine özgü bir kokusu, tadı, hatta sesi vardı."
rin gerçekçi olmasından kaynaklandığını belirtmiş.
(Cevap C)
(Cevap A)
Yazılarında dil ve düşünce aynı amaca hizmet eder.
Olgulara, olaylara, düşüncelere bilimsel kuşkuculukla
bakar, onları sorgular, eleştirir. Halkı 9ğitm9y9 çalışır.
Bu yüzden yalın, anlaşılması kolay bir dille yazar.
Sözcüklerini özenle s9Ç9r. Denemeleri içten bir ko-
nuşmaya benzer. Somut yaşamdan düşünceye, dü-
şünc9d9n yaşanmış olana bir mekik gibi gider geür
kalemi.
Bu parçaya göre, sözü edilen yazarla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? (2004 KPSS)
A) Yazılarında anlaşılır bir dil kullanır.
B) Bilimsel çevreler için yazmaktan hoşlanır.
C) Düşüncelerini yansıtırken yansız bir tutum için-
dedir.
D) Düşündüklerini dile getirirken öğretici olmaya ça-
lışır.
E) Anlatımında konuşma havası vardır.
-TÜRKÇE- 17

6. (I) Bence çeviride en önemli şey, yazarın dil ve anla-


tım özelliklerini yansıtmaktır. (II) Bu nedenle üsluba
Parçadan sözü edilen yazarla ilgili olarak B seçene-
ğinde verilen ifade çıkarılmaz. çok dikkat ediyorum. (III) Cümleleri bölmek, kısalt-
mak, değiştirmek gibi kolay yollara sapmıyorum. (IV)
A seçeneği"... yalın, anlaşılması kolay bir dille ya-
Ne olursa olsun dile kıymamak gerektiğini düşünüyo-
zar" cümlesinden,
rum. (V) Kimi yapıtlar, sözcüğü sözcüğüne çevrilebili-
C seçeneği"... olgulara, olaylara, düşüncelere bilim- yor, kimi yapıtlarsa değiştirilmek istiyor. (VI) Aslında
sel kuşkuculukla bakar, onları sorgular, eleştirir."
çeviride elden geldiğince az değişiklik yapmak, bunu
cümlesinden,
da bir üstünlük olarak görmemek gerekiyor.
D seçeneği"... halkı eğitmeye çalışır." cümlesinden,
E seçeneği "... denemeleri içten bir konuşmaya
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
benzer." cümlesinden çıkarılabilir.
ragraf hangi cümleyle başlar? (2005 KPSS)
(Cevap B)
A)ll. B)lll. C) IV. D)V. E) VI.

V. cümleye kadar yazar kendi çeviri anlayışını an-


latmaktadır. V. cümleden itibaren ise yapıtların özel-
liği anlatılıyor yani yeni bir konuya giriliyor. Bu da
yeni paragraf demektir.
(Cevap D)

cr
ÜJ
o
co
m
a.

5. (I) Küçük bir köy okulunun birinci sınıf öğrencileriydi M 7. Her olayın nedenini arama yaklaşımı çocuklarda
hepsi de. (II) İçlerinden simsiyah gözlü, kıvırcık saçlı doğuştan gelen bir eğilimdir. Ancak çocuklar, anne,
Ayşe, ikide bir parmağını kaldırır, "Öğretmenim kale- baba ve öğretmenlerinin sorulardan rahatsız oldukla-
mimin ucu kırıldı, açar mısın?" diye sorar, yüzü kıza- rını gördükçe bu doğal tutumlarından yavaş yavaş
rarak önüne bakardı. (III) Öteki çocuklar da aynı şey- uzaklaşırlar. Yetişkin insanlar olduklarında da hoşla-
leri yaparlardı. (IV) Çocukların bu tutumlarının neden- rına gitmeyen bir olayla karşılaşınca, olayların neden-
lerinin farkındaydım. (V) Ben, onlar için kusursuz bir lerini bulup ortadan kaldırma yerine teslimiyetçi bir
ömektim. (VI) Onların ilgi, güler yüz, sevgi beledikle- anlayışla sonuca katlanma yolunu seçerler........
rini bilirdim.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre a-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi şağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?
anlatımın akışını bozmaktadır? (2005 KPSS) (2005 KPSS)

A)ll. B)lll. C) IV. D)V. E) VI. A) Çözemediğimiz bu sorun, suskun bir toplum ol-
mamıza yol açar.
B) Değişimi hızlandıracak en önemli etken, bilimsel
öğretimdir.
Bir paragrafta tek bir konu olabilir ve bütün cümleler
C) Kötü alışkanlıkların kolay kolay değişmeyeceğini
o konudan söz etmelidir. Konunun dışına çıkan bir
cümle anlatımın akışını bozuyor demektir. Verilen herkes bilir.
paragrafta bir okuldaki çocuklardan bahsedilmekte- D) Çok boyutlu bir eğitim programına yer vermek
dir. V cümlede ise öğretmen kendinden bahsederek gerekir.
konun dışına çıkmıştır yani anlam akışı bozulmuştur. E) İnsanımızın çoğu, geleneksel kültürün etkisi al-
(Cevap D) tındadır.
18- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

9. Bu sanat adamının, bir masal büyücüsü gibi sihirli


değneğini dokundurarak, nice harap olmuş tarihsel
Paragraf tamamlama sorularında, paragrafın iletisi yapıyı eski görkemine nasıl kavuşturduğuna tanık ol-
V9 gelişimi çok iyi anlaşılmalıdır. Parçayı tamamla- dum. Y^niden can verdiği bu yapıları gördükçe bunca
yacak ifadenin parçanın tamamıyla ilgili olması ge-
olumsuzluğa karşın yine de dünyanın yaşanmaya
rekir. Buna göre baktığımızda A seçeneğindeki
cümle bu paragrafı 9n iyi tamamlayabilec9k cümle- değer olduğunu düşünürüm. Yeşil Ev'in bahçesindeki
dir. tek parça merm^rd^n yapılmış havuzun fıskiyesinden
suyun sesini dinlerken hafiften çalan klasik müzik eş-
(Cevap A)
liğindeki kuş sesieri arasında kendimden g9Ç9rim.

Bu parçada sözü edilen sanat adamıyla ilgili ola-


rak, aşağıdakilerden hangisi sövlenemez? (2005
KPSS)

A) Eski yapıların onarımında ustalık gösterdiği


B) Yenid^n düzenlediği mekânlara güzellik kattığı
C) Tarihsel yapılar konusunda bilgisi olduğu
D) Yapılann onarımında mimarlıktaki yeni akımlar-
dan yararlandığı
E) Özgün buluşların insanda yaşama sevinci uyan-
dırdığı

8. 199O'lı yıllar... Havaların ısınmaya başladığı ayların


birinde Antalya-Aks9ki arasında bir Yörük göçün9 ta- §
Nice harap olmuş tarihi yapıyı .........-> A
nık olmuştum. Akseki yolu henüz değişmemişti. Dar ^
bir boğazdan bir dere izlenerek geçiliyordu. Koyunla- S Y9nid9n can verdi ....... -^- B
rın melemeleri dev9 seslerine at seslerine karışıyor- §
du. Çan sesleri, aşınmaya çalışılan boğazı doldur- — Bu sanat adamının ...... —>C
muştu. Renkli giysüer giymiş kadınlar sanki kutsal bir p
.... kuş sesleri arasında kendimden g9Ç9rim.
görevi yerine getirmenin ciddiyeti içindeydiler. D9V9İe-
rin üzerinde kıl çadırlar, keçeler ve çocuklar vardı. —- (Cevap D)

10. Şairin daha ilk şiirini okur okumaz n9 denli renkli bir
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre a- hayal dünyasına gireceğinizi S9ziv9iiyorsunuz. Bu
şağıdakilerden hangisi getirilemez? (2005 KPSS) renkli hayal dünyasını kurabilmek için yan yana gel-
mey9C9k sözcükleri yan yana getirmiş. Böylece öz-
A) Bu görüntü beni çocukluğuma götürdü.
gün ve ulaşılması oldukça güç bir şiir biçimi yaratmış-
B) Bu yaylaya yapılan bir göçtü.
tır. Öte yandan şairin kendisi de ulaşılması güç bir
C) Yörüklerin yaşamı da kentİ9şmed9n etkilendi.
şeyin peşindedir. Tarihten, zamandan, sözcüklerin
D) Göçü izlerken yıllarca önc9 gördüğüm bir fümi
sınırlılığından şiir yoiuyla sıyrılmak istiyor. Yeni öz-
anımsadım. lemler, yeni düşler içinde, kendini V9 dünyayı aşma-nın
E) Torosların eteklerinde renkler V9 sesier birbirine yolarını bulmaya çalışıyor.
kanşmıştı.

Bu parçada sözü edilen şair ve şiirteri için aşağı-


dakilerden hangisi söylenemez? (2005 KPSS)
C S9Ç9n9ği dışındaki cümleler parçanın konusuyla
ilgilidir V9 parça bu cümleterden biriyie tamamlanabi- A) Düşs9İ öğelere çokça yer verir.
lir. Fakat "Yörüklerin yaşamı da kentİ9şmed9n etki- B) Söylemsel yönden yenilikler içerir.
lendi." ifadesi bu parçanın sonuna getirilemez. C) Sürekli bir arayış içindedir.
(Cevap C) D) Etkileyici bir dokusu vardır.
E) Söz sanatları ağır basar.
-TÜRKÇE- 19

12. Genellikle sabah erken kalkıp yazıyorum kitaplarımı.


Mutlaka şöyle bir ortamda yazarım, diye bir düşün-
A, B, C, ve D seçeneklerindeki yargıların karşılıkları cem yok. Ama her gün, iki elim kanda bile olsa ma-
verilen parçada mevcuttur. Sözü edilen şair ve şiirleri sanın başına oturuyorum. Çünkü yazmanın en iyi yo-
için söz sanatlarının ağır bastığı söylenemez.
lu bir an önce yazmaya başlamak. Sloganım şu: "Dü-
(Cevap E) şünme, yaz!" Yazmaya başlayınca düşünce geliyor
zaten.

Bu parçada sözü edilen sanatçının hangi özelliği-


ne değinilmemistir? (2005 KPSS)

A) İlginç konuları işleme


B) Daha çok belirli saatlerde yazma
C) Çalışma koşullarını önemsememe
D) Yazacaklarını bir an önce kâğıda dökmek isteme
E) Yazmayı bir tutku haline getirme

B —>• sabah erken.........

C —> mutlaka şöyle bir ortamda

D —► iki elim kanda bile olsa ....

a: E —> düşünme yaz ........


LU
11. Yazar bu yapıtında, yüreklere dokunan, yüreklerdeki Q

telleri titreştiren bir tutum takınıyor. Sözcükleri seç^r- İlginç konularla ilgili bir bilgi parçadan mevcut değil-
ken kılı kırk yarıyor. Söyleyiş ve biçim açısından yapı- dir.
ta kendi damgasını vuruyor. Sözcüklerin uzak V9 ya- (Cevap A)
kın anlamlarından ustaca yararlanıyor. Bu da anlam
ve anlatım bakımından yapıtına yoğunluk kazandırı-
yor. Bu yoğunluk kimi yerlerde benzetmeler, karşılaş-
tırmalarla somutlaştırılıyor.

Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağı-


dakilerden hangisi sövlenemez? (2005 KPSS)

A) Yapıtını, okuru etkileyecek bir biçimde oluştur-


duğu
B) H9rk9sin anlayabileceği yalın bir anlatımının ol-
duğu
C) Anlatımında çeşitli yöntemlerden yararlandığı
D) Dili başarıtı bir biçimde kullandığı
E) Çalışmalarında çok titiz davrandığı

Verilen parçadan sözü edilen yazarla ilgili olarak


herkesin anlayabileceği yalın bir anlatıma sahip ol-
duğu sonucuna varılamaz.
(Cevap B)
20- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

MATEMATIK | ÜslüSayılar

n
Tanım: a = a - a - a ...... a şeklinde gösterilir. 1
ntane
— = X "-" olur.
n
x
an
NOT: Tabanları farklı üsleri aynı olan üslü ifadelerde,
Taban ortak üs parantezine alınır.
m
ORNEK: x x
— = -I olur.
24 =2^2^2 = 16 ym
b
4tane
Örn:
(-2)4 = (-2). (-2). (-2). (-2) = 16
a) = 27"(~3> = 27+3 = 210
nilgiNotu /

(2) 4 ^(-2 ) 4 Yani -( a)V(- a) eşit değildir. b)

Üslü sayılarda işlem yapılabilmesi için ya taban ya


da üslerin aynı olması jerekir.
z: NOT:
o
.ço
UJ 2)
Üslü Sayılarda İşlemler g
1. Toplama ve Çıkarma: Taban ve üsleri aynı ~
dır.
olan ifadeler toplanır veya çıkarılabilir. g
3 3 3 3
Örn: 3 . x + 4x - 7x = (3 + 4 - 7) x
Örn:
= 0x3
= 0 olur.
7 7 7 7
Örn: 5 + 2 . 5 + 3 . 5 = (1 + 2 + 3). 5 =
2 3
7 ua 3" 5 .b —-
6.5 = — olur.
5"3 32
2. Çarpma: Tabanları aynı olan ifadeler çarpılırken,
ortak taban yazılır, üsler toplanıp çıkarılır. Tabanları farklı
üsleri aynı olan ifadeler, ortak üs parantezine alınır. 4. Kuvvetin Kuvveti: (xm)n = xmn dir.
3 2 2
Örn: Örn: (2 )- = 2-« = \ = -2
4
a) 75.7-3 = 7^-3 = 72349
b) (-3)3 = -33 = -27
15
c) (-22)3 = -26 = -64 olur.

c) 116. 56 = (11 _ 5)6 = 556


4 4 4 4 5. Tabanları eşit olan sayıların üslerinin eşit olması,
d) (2) . (3) = (2 . 3) = 6 olur.
aşağıdaki koşullara bağlıdır.
3. Bölme: Tabanları aynı olan iki üslü ifadenin
bölümünde, ortaktaban yazılır. Payın üssünden paydanın
üssü çıkarılır.
-MATEMATİK- 21

x m = x n eşitliğinde, x sayısı, -1, 0, 1 değerlerini


almıyorsa, m = n olur.
Bazı ipuçları:
Örn: 32x+1 = 93x~14 eşitliğinde, x sayısı kaçtır? *
2
(a-b) = (b-a)
2

n n
32x+1 - (32j3x-14 • a = b => a = b'dir.
32x+1 - x6x-28 a = b, n tek sayı ise ^j a
= ±b, n çift
2x+1 = 6x - 28 29
* an = am sayı ise J
= 4x *
3
a =b
3
> n = m'dir. a = b'dir.
29 *
2
a =b
2
x = — olur. a = b, a = -b'dir. ı =
4 * n
a = 0 - 0, n^O'dır.
* an = 1:
NOT: m * 0 olmak üzere; x m = ym eşitliğinde, m tek •
ise, x = y, m çift ise, x = y veya x = -y dir.
ÖRNEKLER:
Özellikler:
a = —1,n çift sayı
1. an. am = an+m x
1. 2 . 35 + 3 . 35 + 4
2 = 5 = > 2 < x < 3 . 35 işleminin sonucu
Örn: 23. 25 = 23+5 = 28
aşağıdakilerden hangisidir?
2. a n .b n = (a.b) n
Örn: 23. 43 = (2 . 4)3 = 83
a" S2
o cr A) 36 B) 35 C) 37 D) 34 E) 32
3. —: UJ
Q

co

Ü
= 35.3 2
4. «1=1 "5
b" Ib UJ

(Cevap C)
Orn: — = - =
81

Orn: -
3j UJ 16
nm nm
6. (a ) = a 2. işleminin sonucu
b ö
Örn: 34 34
(2 ) = 2 - = 2 12
~ - 1 0 - 1 0 10-10 -10
7 4

aşağıdakilerden
7. a° = 1 (a * 0)
hangisidir?
Örn: 12° = 1 ^a^= a n — n= A) 10~10 B) 10-2 C)1010 D)102 E) 108

8. a - n = —n -6
a 10 :1o_6_4=1o-io
3
öm=2- =-!=■!
23 8 (Cevap A)
22- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

3. a = 2, b = -2 için; —------- — = işleminin sonucu


(a + b) +1 ÇOZUMLU ONU
KAVRAMA TESTİ
kaçtır?
A)12 B) 13 C) 14 D) 15 E) 16

vb+5

1. kaçtır?
= 16
[(2 +(-2)] + 1 0+1
B) 2 C)3 D)4 E)5
(Cevap E)

3n+2+3n"2
2. 3n-1+3n
işleminin sonucu kaçtır?

41
B)
41
4. a2 = a +1 ise a3 işleminin sonucu kaçtır? E) 41
A)2a B) 2a + 1 C) 1
o
D) 2a-1 E) a+1
111

kaçtır?
a3 = a. a2 = (a2 + a)

a3 = a2 + a => a2 = a + 1 idi. B)3 C) 5 D)7 E)9


x+y
^>a3 = a + 1 + a = 2a +1 olur. 3. 2X = 3,

(Cevap B)
A)2

-1
5. ifadesinin sadeleştirilmiş biçimini

bulunuz?
A)5 B)6 C)7 D) 8 E)-î
kaçtır?
a~"'.b~ B)9 C) 10 D) 11
-1.3
A)8
E) 12

1 1

(Cevap E)
-MATEMATİK- 23
9 4
2 -4 5. —-—- işleminin 3.
sonucu kaçtır?
4 5 -2 7 2* =
=> 22x = 2y => 2x = y ve

x+y x + 2x
= 3 olur.

(Cevap B)

1V
1
a"n.b-
1 2
6. -3" +| - +2~ işleminin sonucu kaçtır? 4.
a -2n_ b -3n j-n _ g2n [3-n

B |33n - g2n-2 =a b
n 2n

'f 12
n
a = 3İ n
= 3.22-12

(Cevap E)

Q
a "o
3 €C
UJ
Q
ÇÖZÜMLER (/}
W
>a 34
O. 29~2£
5.
34 3a
,b+5 ,b+5
^b+5 (Cevap D)
1. -
28(2-1) 2
5 7 10 7
4 _2 2 -2 2 (23-1) 7
7

vb+5

(Cevap A)

6. -

1 _ 1 -4 + 24 + 3 23
— + 2 + - = --------------= —
3 4 12 12
(Cevap C)
3n +2 +3 n-2
2. 3n-1 + 3n
01
1 82
2 2 y-f
3" (3 +3- ) 9 9 82 3 4
1
3^ +1) 1 ı1 4 9 4 16
3 3
(Cevap A)
24- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

CEVAPLI KONU ı-2 40


KAVRAMA TESTİ 5. = 32

olduğuna göre x değeri kaçtır?


1. 2x1 = 3 ise 4x1 değeri kaçtır?
A)-1 B)2 C)3 D)-5 E) 0
A)7 B)8 C)9 D) 10 E)11

6. x, bir tamsayı ve x * 1, x * 2 olduğuna göre,


X X X X X
5 +5 +5 +5 +5
2 la+2İ
X
10 +10 +10 +10
X X X (x -3x + 3) = 1 ifadesindeki a değeri kaçtır?

B)-- C)2 D)-2 E)0


olduğuna göre x maçtır? G

A) 0 B) - C) -1 D) -2 E) -5

z: o
62
Q
UJ «3
2 4
3 x - 2 3 x ifadesi aşağıdakilerden Ş. 7. a = (3 ) -2
3. ise b=|-3 = 27-5
+ 16
hangisine eşittir?
_1 olduğuna göre aşağıdaki sıralamalardan hangisi
A) — B) C) 32 doğrudur?
2
A) b>a>c
D) E)
B) a>b>c
C) a>b=c
D) c>a = b
E) c>b>a

4. a ve b pozitif tamsayılardır.

3
a =3

8. xn = yn"1 olduğuna göre,


=2
-1 \n ,,-1
2

olduğuna göre; 432 sayısı aşağıdakilerden


(x = 3(n-3)
(y -1\n
hangisine eşittir?
A) a . b
2 3 5
B) a . b C) a. b
5 işlemindeki n nin değeri kaçtır?

A)3 B)0 C)-1 D)-3 E)4


D) E)
-MATEMATIK- 25

9.
ÇIKMIŞ SORULJIE
ve ÇÖZÜMLERİ
x2.y~1
= 27x
X 1
1. 4 = 3 olduğuna göre, 16*- in değeri kaçtır? (1999
DMS OÖ)

olduğuna göre x kaçtır? A )-l B)- 0- D)- E)-


16 16 16 4 4
A)3 B)-2 C)0 D)4 E)-5

4* = 3 ise, 16*~ 1 = 16*. 16~ 1 = (4*)2.16" 1 => 3 2 .16~ 1

16
(Cevap C)

işleminin sonucu aşağıdakilerden


3X+3X+3X
hangisidir? (1999 DMS OÖ)

C)3 D)3X+1 E)3X-

10. o cc
tu
E Q
A) 4 B) 3 C) T )
2 2 « 9X
3X+3X+3X 3.3 X

(Cevap E)

3 4 5 7
3. a = 3 b = 2 olduğuna göre, a + b ifadesinin
değeri kaçtır? (1999 DMS 00)

A)25 B)35 C)43 D) 47 E) 51

5 7 3
Bize a + b toplamı sorulduğuna göre; a =3 ise
5
a i bulmak için her iki tarafın 3. kuvvetini alırız.
5 ( S^

1.C 6.D I
a 3 = 3 = > a3

4 7
2. E 7. B 4
b = 2 ise b
4 = 2 => b = 16 (4. kuvvetini

3. B 8.A
aldık.)
4.C 9. D 5 7
a + b = 27 +16 = 43
5. B 10. A (Cevap C)
26- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

4. 4 . 3 X~ 1 + 3 X+1 = a . 3 X olduğuna göre, a kaçtır? a b


8. 3 = 7 3 = 343 olduğuna göre,--------'nın değeri
(1999DMSÖL)
a
kaçtır?(1999DMSL)
A) - B) - C) - D) — E) —
3 3 3 3 3 A)10 B)8 C)6 D)4 E) 2

X 1
4.3 ~ +3 =a.3
X+1 X
3a = 7 ve 3b = 343 ise
3b= 73 => 3b = (3a)3 =^> 3b = 33a => b = 3a
a= —
3 a + b a + 3a . 4
(Cevap D)
(Cevap D)

5. 2~x = 3 olduğuna göre, 4X+1 in değeri kaçtır? (1999 5 4


9. 10 -10 işleminin sonucu kaçtır?(2000 DMS)
DMS ÖL)
A) 3.104 B) 9.10 4
2 4 8 4 C) 104 D)105 E) 106
B)£ 0- D)- E) —
9 9 9 27 ÇÖZÜM:
10 5 =10 4 .10=>10 4 .10-10 4 =10 4 (10-1) = 9.104

2"x = 3 => 2X = 3~1 (Cevap B)


4 x+ 1 = 4 x . 4 _ (2 x)2 4 = (3-1)2 _ 4 -
=
2: o
« 10. -'i 80 olan sayı 2.a 2 'ye eşit olduğuna göre, a
(CevapC) S 5
o aşağıdakilerden hangisidir? (2000 DMS)
A) 10 B)9 C)8 D)5 E)4

6. 2.100.5.105 işleminin sonucu kaçtır? (1999 DMS L)


Sayımızxolsun.
A)106 B)107 C)108 D)1010 E) 1011
—=80=>2x=80x5 200 = 2a 2 ise a 2 = 100
5
x = 200
5
2 .100 . 5 .10 = 2 .10 . 5 .10 = 10
2 5 1+5+2
= 10
8 (Cevap A)

(Cevap C)

3
11. 8 sayısı aşağıdaki sayılardan hangisine eşittir?
(2000 DMS)
7. 16018 . 16032 işleminin sonucu kaçtır? (1999 DMS L)
A)1 B)2 C)3 D)4 E) 5 A)3 B) 2 C) — D) - E); -
' ' 24 8 8

Tabanlar eşit olduğunda üsler toplanırdı. 8 3 =(2 3 ) 3

160-18.16°-32 = 16°-50= 162 = (42)2=4


=2
(Cevap D)
(Cevap B)
-MATEMATİK- 27

3
12. 2-(-a) = 2a+(-2) olduğuna göre, a kaçtır? (2000
15. - — işleminin sonucu kaçtır? (2002
DMS)

A)-2 B)-1 C)2 D)8 E) 10 KPSS)

81 27
2-(-a)=2a+(-2) 3
2+a=2a-8 ->2a-a = 2+8
?\Vifi Y
- — = üsden dolayı ters çevrilir.
(Cevap E) I
6 4
2

3 6 16 3 6 2
X X+1 (Cevap A)
13. 5 =3 olduğuna göre, 5 ifadesinin değeri
kaçtır? (2000 DMS)

A) 51 B)45 C)26 D) 15 E) 10

ÇÖZUM: 16. 1,008 = —ğ- -x olduğ una göre, x ka çtır? (2002


X X+1 x 5
5 =3 olduâuna göre 5 =5 .5=3x5=15
KPSS)
(Cevap D) A) 126 B) 125 C) 42 D) 54 E) 81

o
ac
UJ
Q
<g 1,008 = --x
14. 75 2 m " n = 25 m + n " 3 den klemini gerçekleyen m ve n &
b

tamsayıl arı içi n m + n to pl amı kaçtır ? (2001 K M S) % 1008 3


.x ıse 1000 125'
:
A)7 B)6 C)5 D)4 E)3 g
336

(3 . (52))2m-n = (52)m+n-3 (Cevap C)

/o2m-n\ r
2m-n\ r4m-2n r2m+2n-6
c4m -2n j-4m -2n

2
5.(0,36) .
32m-n = 5(2m+2n-6-4m+2n) 17. işleminin sonucu kaçtır? (2003 KPSS)
05

Bu eşitliğin olabilmesi için üsierin sıfır olması gerekir.


A)3 B)4 C)5 D)6 E) 9
a° = 1 b° = 1 dir.

0zaman2m-n = 0=>2m = n yerineyazalım;


__ 1
4(2m) - 2m = 6 6m = 6 =^> m = 1
+ n = Pm = P 100j \ 36 J

m+n=3 25
V9
(Cevap E
28- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

-5 |11K5 12 _5 r
36 25 J 5 1 5 4"
■f9l-
(Cevap C) 2" " 1
~4
•uJ- _2
~

18. — .(-2)-

2 1 2 2
işleminin sonucu kaçtır? (2003/2 KPSS) (2)

A) -32 B) -2 C) — D) 2 E)
32
2

(Cevap B)
-1 2
(-2-3)
2 3
= -2 "

(9 27)
21. - işleminin sonucu kaçtır?(2004
KPSS)

(Cevap C) A)24 B)25 C)26 D) 27 E) 28

z:o
'o (9 2 ) 2 -(9.9.3) 9 2 .(9 2 )-9 2 .(3)
UJ
b f a (92.3) 92(3)
19. - = -2 ve -I işleminin sonucu kaçtır? (2004 §
a VbJ ü
KPSS)

A)
: ^ C)-2 D)-4

(Cevap C)

3
f

Q4X ,
(Cevap E) O5 =64
22. isex=?(2004KPSS)
x 2x 3
B)3 C)4 D)5 E)
A)2 6

20. [ 1—L_ ] : i] jşieminin sonucu kaçtır?(2004


23x +24x + 26x _ 23x(1 + 2x+22x)
2x+22x + 23X 2x(1 + 2x+22x)
KPSS)
22x= 64 ^ 2 2 = 26 => 2X = 6
x
-27 =
B)- C)1 D)- E)- x=3
A)T ;
3 3 9
(Cevap B)
-MATEMATIK- 29
■ 204 , c 206
23. 5 ^+5** sayısının %20'si kaçtır?
(2004 KPSS)
202 203
A) 26.5 B) 26.5
204 205
C) 26.5 D) 26.5
206
E) 26.5

5204 + 52O6 - 5204 + 5204 _ 52

= 5204 (1 + 52) =

5 20 4 .26

5204. 26 x — = 5 204 x — = 5 203 x 26


100 5

(Cevap B)

16"
24.
128x+2 32>

ifadesinde x değeri kaçtır? (2005 KPSS)


A)9 B)8 C)7 D)6 E) 5 ço
"o
tr
UJ
o
co
co
16A~' 1 a.
128X+2 X
32
(24}x-1 1 ?4x-4 Q
IU
>■

(2 5\X
24x-4 _

9x-7 x = 14+4

2x = 18=^ x

= 9 olur.

(Cevap A)
30- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

TARIH | Osmanlı Devleti Kültür ve Medeniyeti

1-DEVLETYONETİMİ
Osmanlılarda devlet padişahın malı sayılırdı. "mülk
padişahmdır" anlayışı devletin parçalanmasını
HAKİMİYETANLAYIŞI önlemiştir.
Osmanlı hakimiyet anlayışı esas itibariyle İslami Fatih Kanunnamesi ile devlet yönetimi kurallara
yönetim anlayışına dayanmakla birlikte, eski Türk- bağlanmıştır. Bu kanunname ile tahta çıkanlara
Oğuz töresinden de büyük ölçüde etkilenmiştir. devletin birliğini ve bütünlüğünü sürdürmesi amacı
Halkın adaletle yönetilmesi, Türk töresinde mevcut ile kardeşini ortadan kaldırma hakkı tanınmıştır.
olup, bu anlayış Osmanlılarda devam etmiştir.
B-HÜKÜMETYÖNETİMİ
Osmanlı Devleti adını, kurucusu Osman Gazi'den
almıştır. Devletin başında onun soyundan gelen bir Devlet sorunlarının görüşülüp karara bağlandığı
hükümdar bulunurdu. Saltanatın bu hanedana ait kurula "Divan-ı Hümayun" adı verilirdi. Divan-ı
olduğu anlayışı, devletin yıkılışına kadar devam Hümayun Orhan Bey zamanında kurulmuştur.
etmiştir.
Yükselme dönemine kadar divana padişah
Bütün kuvveti tek bir hükümdarın elinde toplayıp z başkanlık ederken Fatih'ten itibaren sadrazam
bunu devam ettirmek için kanuni düzenlemeler g başkanlığında toplanmaya başlamıştır. Padişah
yapılmıştır. (Fatih Kanunnamesi) Bu kanunname ■§
dilerse divan toplantılarını Topkapı Sarayı'nda
aynı zamanda ülke bütünlüğünü korumaya yönelik g
Kubbe altında "kasr-ı adil" denilen kafes
birtedbirdir. II
o arkasından izleyebilirdi. Divanın aldığı kararlar
XVIII. yüzyıl başlarına kadar tahta aileden kimin « padişaha sunulurdu. Divanda son karar padişaha
geçeceği hususunda belirli bir kural yoktu. aitti.
Hükümdarın oğullarından her biri taht üzerinde hak BilgiNotu,'
sahibiydi. I. Ahmed zamanında tahta geçme şekli kesin
| Divan bir karar organı olmayıp danışma organı |
bir kaideye bağlandı. Bu düzenlemeyle "Ekber-Erşet"
usulü kabul edilip, bundan sonra hanedanın en yaşlı I
üyesi padişah olmuştur. II. Mahmut Döneminde Bakanlar Kurulunun (Meclis-i
I. Ahmed, ayrıca sancağa çıkma yöntemini Vükela) oluşturulmasıyla Divan-ı Hümayun ortadan
kaldırarak, şehzadelerin sarayda eğitimleri usulünü kalkmıştır.
(Kafes usulü) getirmiştir. Divan Üyeleri ve Görevleri
A-MERKEZYÖNETİMİ
Padişah: Fatih Dönemi'ne kadar divana padişahlar
Osmanlı Devleti'nin başında bulunan kişilere kuruluş başkanlık etmişlerdir. Fatih'ten sonra bu görev
yıllarında "bey" denilirdi. İlk kez I. Murat'tan itibaren sadrazamlara verilmiştir.
"sultan" ünvanı kullanılmaya başlandı. Yükselme
döneminde "padişah" denilmeye başlanmış. Yavuz Sadrazam: Padişahın mutlak vekili olup onun
Sultan Selim'in Mısır'ı fethi ile "halife" ünvanını da mührünü taşırdı. Divan-ı Hümayun'a başkanlık eder,
almışlardır. ordunun başında sefere çıkarlardı.
Osmanlı şehzadelerine "çelebi" denilirdi. OilgiNotuf
Şehzadeler Anadolu'da sancak beyliği yaparlardı. Sad razam bugünkü başbakana benzetilebilir.
Devlet yönetimi konusunda onları yetiştiren
hocalarına ise "lala" denilirdi.
-TARIH- 31

Vezirler: Devlet yönetiminde sadrazama yardım İdari Birim Yönetici Güvenlik Adalet

ederlerdi. Yükselme döneminde sayıları yediye


Eyalet Beylerbeyi Subaşı Kadı
çıkartıldı. Vezirliğin belirtisi "tuğ" idi. Vezirler
bugünkü devlet bakanlarına benzetilebilir. Sancak Sancak beyleri Subaşı Kadı

Kazaskerler: Adalet, eğitim, kültür ve din işlerine Kaza Kadı Subaşı Kadı
bakar, kadıları tayin ederlerdi. Türk ve medrese
kökenliler seçilirdi. Başlangıçta bir tane olan Osmanlı Taşra teşkilatının en büyük idari birimi
kazasker Fatih'ten itibaren Anadolu ve Rumeli "eyalet" tir. Eyaletin, mülki ve idari amiri
olmak üzere ikiye çıkartıldı. Rumeli'deki görevliler beylerbeyidir. Mali ve hukuki konularda yetkileri
Anadolu'daki görevlilerden protokolde daha sınırlıdır. Sefer zamanında eyaletindeki tımarlı
üstündü.
sipahileri toplayarak belirtilen yerde sefere katılırdı.
IJilgiNotuf
Ayrıca eyaletindeki halkın mal ve can güvenliğinden
1 Şeyhülislamın Divan üyesi olmasıyla birlikte kazaskerler j sorumludur.
jdin işleriyle ilgili sorumluluklarını şeyhülislama |
Eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar
nahiyelere, nahiyeler ise köylere ayrılmıştır.
Defterdar: Devletin gelir gider ve bütçe işlerinden
sorumlu görevlilerdir. Bugünkü maliye bakanına Sancak: Sancak beyleri tarafından yönetilirdi.
benzetilebilir.
Sancak, kaza ve köylerde subaşı adı verilen
Nlşancı: Padişah adına yazılacak mektup, ferman, görevliler güvenliği sağlardı.
berat ve antlaşmaları kaleme alır, fethedilen
Kaza: Kadılar tarafından yönetilirdi.
toprakları tapu defterine yazarak hak sahiplerine
dağıtır, padişahın tuğrasını (imza) çekerlerdi. Adalet işleri yanında idari ve mali işlerle de uğraşan
kadı, kazalarda en yüksek yöneticiydi. Kadı olmadığı
Şeyhülislam: Ulema sınıfının başkanıdır. Yükselme
zamanlarda ona "naib" vekillik ederdi.
döneminde divan üyesi olmuştur. Padişah
tarafından göreve getirilmiştir. Padişahın ve divan Köy: Tımarlı Beyler yönetirdi.
is£
kararlarının İslam hukukuna uygunluğunu denetlerdi
Eyaletlerin yönetimi kendi içinde ikiye ayrılırdı.
ve "fetva" verirdi.

Kaptan-ı Derya: Deniz kuvvetleri komutanıdır. OSMANLI EYALET SİSTEMİ


Yükselme döneminde divan üyesi olmuştur.
Donanma İstanbuFda olduğu zamanlar divana
katılırdı.
Ezrsti \îaytf\r vn
Reis-ül Küttap: Kuruluş döneminde nişancının
yardımcısı iken 16. yy.dan itibaren dış işlerinden
sorumlu üye olmuştur.
C- ÜLKE YÖNETİMİ I- Salyaneli (Yıllıklı)
Salyanesiz (Yıllıksız) Eyaletler
Eyaletler
Payitahtın Yönetimi

Başkentte merkezi teşkilat olduğu için özel bir 1- Merkeze Bağlı Eyaletler (Yıllıksız Eyaletler)
yönetimi vardır. Şehrin güvenliğini "yeniçerl ağası" Hem iç hem de dış işlerinde bu topraklar kesinlikle
sağlardı. Osmanlı Devleti'ne bağlı idi. Topraklar dirliklere
ayrılır, yönetici ve askerlere maaş karşılığı olarak
Taht kadısı denilen İstanbul kadısı adalet işlerine,
verilirdi.
"şehir emini" de belediye işlerine bakardı.
II. Eyaletlerin Yönetimi Örneğin; Rumeli, Budin, Bosna, Anadolu, Karaman,
Sivas, Musul, Bağdat, Erzurum.
32- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

2- Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Saliyaneli) Haraci: Hıristiyanlara ait topraklara denir. Sahipleri
Bu eyaletlerin toprakları dirliklere bölünmez, vali ve topraklarını satabilir ya da miras bırakabilirdi. Bu tür
askerlerine "saliyane" denilen maaş verilirdi. Bu tür toprakların sahipleri devlete Harac-ı Mukassem
eyaletlerden alınacak verginin devlet hazinesine (arazi vergisi) ödemek zorundaydı.
yatırılmasına iltizam eyaletlerden vergi toplama işini b- MİRİ ARAZİ (DEVLET ARAZİSİ)
devlet adına açık arttırmayla üzerine alan kişiye de
Devlete ait topraklara denir.
mültezim denirdi.
a) Dirlik Topraklar: Gelirleri, devlet memurlarına
Örnek: Mısır, Habeş, Bağdat, Basra, Tunus,
ve askerlere maaş karşılığı olarak bırakılan
Cezayir sayılabilir.
topraklardır. Dirlik sahiplerinin görevleri şunlardır;
C- Bağlı Hükümet ve Beylikler
» Toprağı olan kişiler o bölgenin güvenliğini sağlar.
İç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı Devleti'ne » Toprakların işlenmesini denetler.
bağlı idiler. Bunlar yıllık vergi gönderirdi. Örnek: » Vergi toplar.
Sırbistan, Kırım Hanlığı, Eflak Boğdan.
» Topladığı vergi karşılığında atlı asker beslerdi.
nilgiNotu/
Dirlikler yıllık gelirlerine göre üçe ayrılırdı.
Hicaz bölgesi kutsal topraklar olarak tanımlandığı için
bıı bölgeden yergi toplanmamış asker alınmamıştır. Has topraklar: Yıllık geliri 100.000 akçeden fazla
D-TOPRAKYÖNETİMİ olan topraklardır. Padişaha, şehzadelere, vezirlere,
divan üyelerine, beylerbeyi ve sancakbeylerine
Osmaniı Devletinde toprak iki ana bölüme ayrılırdı. verilirdi. Bunlar kendilerine ayrılan topraklarda
oturmaziar, vergilerini "voyvoda" adı verilen
adamlarına toplatırlardı. Bunlar; geçimleri dışında
kalan gelirleri ile "cebelü" denilen atlı asker
beslemek zorundaydılar.

Zeamet topraklar: Yıllık geliri 20.000 akçe ile


100.000 akçe arasında olan topraklardır. Bunlar orta
dereceli devlet görevlilerine, kadılara, hazine ve
tımar defterdarlarına, alay beylerine, kale
dizdarlarına, divan katiplerine verilirdi. Bunlar;
geçimleri dışında kalan gelirleri ile "cebelü" denilen
atlı asker beslemek zorundaydılar.

Tımar topraklar: Yıllık geliri 3.000 akçe ile 20.000


akçe arasındaki topraklardır. Savaşta yararlılık
gösteren askerlere, başarılı memurlara, din
görevlilerine verilirdi. Bunlar; geçimleri dışında kalan
a-MÜLK ARAZİ
gelirleri ile "cebelü" denilen atlı asker beslemek
Mülkiyeti şahıslara ait olan topraklardır. zorundaydılar.

Öşri: Arapça öşr (1/10) kelimesinden gelir. Dirlik sistemi sayesinde;


Topraktan elde edilen ürünün 1/10'unun devlete Hazineden para harcamadan güçlü ordular
ödenmesi nedeniyle bu adı almıştır. Bu topraklar oluşturulmuş, dirlik bölgesinin asayişi sağlanmış ve
Müslümanlara aittir. Ve fethedildiği zaman onlara böylece devletin iç ve dış güvenlik sorunları
verilmiş ya da fethedildiğinde zaten onlara ait olan çözülmüştür.
topraklardır.
Üretimde süreklilik sağlanmış, ülke bayındır hale
ı oprak sahibi öşür vergisi yanında bir de Çift Resmi getirilmiş, göçebeler yerleşik hayata geçirilip halka
(arazi vergisi) ödemek zorundaydı.
-TARIH- 33

zarar vermeleri önlenmiş, böylece sosyo-ekonomik 2- ORDU


dengeler korunmuştur.
BilgiNotuf
İÜç yıl üst üste ekilmeyen topraklar başkasına Kapıkulu Yardımcı Eyalet
verilirdi. Toprak kurallarına göre işletilirse babadan Ordusu Kuvvetler Askerleri
1
Tımarlı
Sipaihiler
b. Vakıf: Geliri ile toplumsal amaçlı kurumlar
Kapıkulu Kapıkulu Akıncılar
yapılırdı. (Cami, şifahane, imarethane, kervansaray Piyadeleri Süvarileri
v.b). Bu arazilerden vergi alınmaz, satılmaz, I
Acemi Silahtarlar 1
devredilmezdi. Oğlanlar
Ooağı | Azaplar
I

Yeniçeri
c. Ocaklık: Geliri kölelere ve tersane giderlerine Ocağı r ..... 1

ayrılırdı. 1 Sipahiler 1 Müsellemler


Cebeci Sağ 1
d. Yurtluk: Sınır bölgelerini korumak için görevli Ocağı Ulufeciler Sakalar

askerlere ayrılan topraklardır. Topçu Ulufeciler 1


Ocağı Turnalar
1
e. Mukataa: Geliri doğrudan devlet hazinesine
Top 1 Sağ
giden topraklara verilen addır. Arabacıları Garipler I Deliler
Ocaaı
I
Humbaracı Sol 1
Ocağı Garipler Gönüllüler

Lağımcı
Ocağı
o
cc Osmanlılarda ilk ordu teşkilatı Orhan Bey

a
<o
tn Dönemi'nde kurulmuştur. . Murat'tan tibaren
o,
bir ordu teşkilat oluşturulmuştur. büyük
1
Osmanlı Ordusu 3 bölüme ayrılırdı.
"5
UJ a. Kapıkulu ordusu
b. Eyalet ordusu
- c. Yardımcı kuvvetler
a) Ordusu
Kapıkulı
I. Murat tarafından kurulmuş, devşirme yöntemiyle
oluşturulmuş ordudur. Padişaha bağlı hassa
ordusudur. Maaşlı askerlerdir. Bunlar; ticaretle
uğraşmazlar ve evlenmezlerdi.
Kapıkulu Piyadeleri (Yayalı)

Devletin temel askeri kuvvetini oluşturan Kapıkulu


piyadeleri yedi ocaktan oluşurdu.

Acemi oğlanlar ocağı: Kapıkulu ordusuna ve


Enderun'a kaynak sağlardı.

Yeniçeri ocağı: I. Murat zamanında kurulmuş, II.


Mahmut zamanında kaldırılmıştır.

Top arabacıları: Top taşımak için arabalar yapan


ve bunları kullanan ocaklardır.
34- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

Topçu ocağı: Top dökmek, top mermisi yapmak ve Müslümanlar içinden seçilir ve bunlara "yörük"
savaşlarda bunları kullanmak için oluşturulmuştur. denilirdi.

Humbaracılar: Havan topu, mayın ve el bombası Sakalar: Savaş sırasında askerin su ihtiyacını
üreten, taşıyan ve kullanan ocaktır. karşılayan birliklerdir.

Lağımcılar: Tünel kazan, patlayıcı maddeler ordunun


yerleştirerek kale surlarını yıkan teknik bir sınıftır. Turnalar: Savaş sırasında
haberleşmesini sağlayan birliklerdir.
Cebeciler: Silahları yapan, onaran ve cephaneleri
c) Yardımcı Kuvvetler
temin eden ocaktır.
Kapıkulu Süvarileri (Atlılar) Bağlı beylik ve devletlerin göndermek zorunda
oldukları askerlerdir.
Devletten ulufe alan atlı birliklerdir. I. Murat
zamanında başlayan örgütlenmesi II. Murat Donanma: Osmanl ı Devl et i il k kez,
zamanında tamamlanmıştır. Kapıkulu Süvarileri 6 Karasioğulları'nın kendisine bağlanmasıyla
bölükten oluşmuştur. donanmaya sahip oldu.
» İlk tersane Yıldırım Beyazıd zamanında kuruldu.
Silahtar: Padişahı koruyan birliklerin askeri güç ve
ihtiyaçlarından sorumludur. » Donanma komutanına "Kaptan-ı Derya", deniz
erlerine "levent" denilirdi.
Sipahiler: Padişahı korurlardı.

Sol Ulufeciler: Hazineyi korurlardı.

Sağ Ulufeciler: Savaş ganimetlerini korurlardı.


O
Sağ Garjpler: Ordu ağırlıklarını korurlardı. >-
m
Sol Garipler: Öncü güçlerdir ve ordu ağırlıklarını İU

korurlardı.
fîilgİNotu/
Kapıkulu askerleri üç ayda bir "ulüfe" denilen maaş
alırlardı.
| Fatih'ten itibaren her taht değişikliğinde padişah I
!.a..r£lf.' ndan kendi leri ne "cü I us" bahş işi dağı 1111 rd ı.|
b) Eyalet Askerleri

Osmanlı ordusunun en kalabalık bölümüdür.


Osmanlı devletinin büyümesi ve gelişmesinde
önemli görevleri vardır.
• Tımarlı sipahiler: Sancaklarda tımar adı verilen
dirlikleri tasarruf eden ve sefer zamanlarında
bağlı bulundukları sancakbeyinin komutası
altında savaşa katılan atlı kuvvetlerdir.
• Akıncılar: Tamamen Türk ve Müslümanlardan
oluşurlardı. Sınırlarda oturur, orduya rehberlik
ederlerdi.
• Azaplar: Bekar Türk gençlerinden oluşurdu.
Osmanlı ordusunun hafif, yaya askerlerini
oluşturmaktaydılar.
• Müsellemler: Osmanlı ordusunun geri
hizmetlerinde kullanılırdı. Genellikle
-TARIH- 35

3- EKONOMİ Cizye: Gayrimüslim sağlıklı erkeklerden askerlik


bedeli olarak alınırdı.
Osmanlı ekonomi anlayışı, devlet anlayışı ile
yakından ilgilidir. Osmanlı devlet anlayışı, halkın b) Tekalifi Örfiyye
mutlu ve refah içinde yaşatılmasıdır. Bu bakımdan Resmi Ağnam: Koyun vergisi olarak bilinir. Koyun,
ekonomik faaliyetlerin tümü reayanın sıkıntıya keçi, deve, manda besleyenlerden hayvan sayısına
düşmeden bolluk içinde yaşamasını sağlayacak göre alınan vergidir.
şekilde düzenlenmişti. Resmi Çift: Tarım üreticisinin toprağının
Osmanlı kültür ve ekonomik sistemi arz yönlüdür, büyüklüğüne ve kendisinin evli bekar oluşuna göre
alınan vergidir.
yani insan almaktan önce verici olmalıdır. Ekonomisi
büyük ölçüde tarıma dayanan Osmanlı Devleti, Resmi Çiftbozan: Toprağını boş bırakan ya da terk
toprağın işlenmesi ve vergilendirilmesi konusunda edenlerden alınan vergidir.
çok titiz davranmıştır. Resmi Avarız: Olağanüstü durumlarda padişahın
Mali Yapı emriyle alınan vergilerdir.
OilgiNolu'
Osmanlılarda sağlam esaslar üzerine kurulmuş bir
mali sistem vardı. Maliye teşkilatının başında Devletin başlıca gelirleri:
sadrazama karşı sorumlu olan defterdar vardı. • Müslümanlardan (öşür) ve Müslüman
Osmanlı maliye teşkilatı içinde gelirlerin toplandığı olmayanlardan (haraç, cizye) alınan vergiler,
ve masrafların yapıldığı çeşitli kalemler vardı. • Savaşta alınan ganimetin beşte biri,
Bunların bir kısmı hazineye, bir kısmı defterdarlığa
• Gümrük, maden, orman, tuzla ve hayvan
bağlıydı.
vergisi,
,li suçlara ait davalara bakan maliye mahkemesi "o to
• Bağlıbeylik ye deyletlerin ödediği vergilerdjr.
vardı. Osmanlıda bugünkü anlamda bir bütçe cc UJ Û Tarım
olmamakla birlikte bir önceki yılın harcamaları oo co
a,
rehber alınarak gelir gider bilançosu şeklinde Osmanlı ekonomisinin en önemli sektörü tarımdır.
kayıtlar tutmuşlardır. XVIII. yüzyılın sonuna kadar 17. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı devleti tarım
devlet gelirlerinin toplandığı ve masrafların yapıldığı ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi.
iki tür hazine vardı; Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel,
1. Hazine-i amire, isyanlar, göçler, ve tımar sisteminin bozulması
2. Enderun hazinesi (yedek hazine). üretim kayıplarına neden olmuştur. Özellikle
hububat, bağ-bahçe ziraatı ön plandayken, 18.
Osmanlılar 19. yüzyıla kadar altın ve gümüş gibi yüzyıldan itibaren Avrupa'da sanayinin gelişmesi
d e ğe rl i ma d e nl e r de n y a pıl m a p ar a la r doğrultusunda tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin
kullanmışlardır. İlk Osmanlı parası Osman Bey üretimi önem kazanmıştır. Ayrıca Avrupa'nın tarım
tarafından bastırılmıştır. İlk gümüş para Orhan Bey ürünü ihtiyacı artınca Osmanlı Devleti'nde geçimlik
zamanında bastırılmıştır. Bu paraya "akçe" düzeyde üretimden, pazar ekonomisinin ihtiyaçlarını
denilmiştir. İlk altın para Fatih zamanında karşılayacak bir üretim düzeyine gelinmiştir.
bastırılmıştır. Bu paraya "sultani" denilirdi. Hayvancılık

İlk kağıt para Sultan Abdülmecit döneminde basıldı. Hayvancılığın Osmanlı ekonomisine katkıları
Hazine bonosu niteliğindeki bu paraya kaime şunlardır:
denildi. a. Tarım alanında: Toprakları ekmek için öküz,
Vergi sistemi manda gibi hayvanlardan yararlanılıyordu.
b. Gıda alanında: Etinden, yağından, sütünden
Vergilerin hepsine "tekalif" denirdi. İkiye ayrılırdı: yararlanılıyordu.
a) Tekalifi Şer'iye Öşür: c. Sanayi alanında: Yünü ve derisi giyim, dokuma
Müslümanlardan alınırdı. Haraç: ve ayakkabı üretiminde hammadde olarak
kullanılıyordu.
Gayrimüslimlerden alınırdı.
36- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

d. Ulaşım alanında: At, katır, eşek gibi hayvanlar 4-SOSYALVEDİNİHAYAT


taşıma ve ulaştırmada kullanılıyordu. Sosyal Hayat
e. Maliye alanında: Hayvanlardan ve hayvansal
ürünlerden alınan vergiler devletin gelir kaynaklarını Osmanlı Devletfnde toplum, sosyal hayatın sağlıklı
oluşturuyordu. işlemesi için iki gruba ayrılmıştır.
Yönetim Görevi Görevliler
Madencilik Sınıfı
Seyfiye Askerlik ve Sadrazam, vezir,
Osmanlı Devleti'nde madenler iltizam olarak yönetim görevi beylerbeyi, sancak beyi
dağıtılırdı. Çıkartılan madenlerin çoğu ülke içinde llmiye llim, eğitim ve Şeyhülislam, kazasker,
işlenemediğinden dışarıya ihraç edilirdi. hukuk görevi kadı, müderris
Kalemiye Bürokrasi görevi Defterdar, nişancı, reis-ül
Sanayi küttap

Osmanlı Devletinde sanayi kesimi esnaf birlikleri a. Yönetici sınıfı: Padişah tarafından kendilerine
(Lonca) halinde teşkilatlanmıştı. Esnafın üretimi dini ya da idari yetki tanınan yönetici sınıfıdır.
elemeğine dayanıyordu. Bu mevcut sanayi öncesi Yönetici sınıfı saray halkı, seyfiye, ilmiye ve
üretim başlangıçta ülke ihtiyaçlarını karşılıyordu. kalemiye olmak üzere dört gruptan oluşuyordu.
Ankara'da sof, Bursa'da ipekçilik, Selanik'te
çuhacılık, Bulgaristan'da aba, Kayseri, Manisa ve 1) Saray halkı: Devlet içinde en yüksek otorite
tokat'ta dericilik yaygındı. Âyrıca Osmanlı olan padişah, saraydaki ağalar birun halkından
Devleti'nde savaş araç ve gereçlerini üretmek için oluşuyordu.
fabrika ve imalathaneler de kurulmuştu. Bunlar: 2) Seyfiye: Bugünkü anlamıyla hem askeri hem de
Tersane (Gemi yapım yeri): İlk büyük Osmanlı idari görevi olan yöneticilerdi. Tımarlı sipahiler,
tersanesi Yıldırım Bayezıd tarafından Gelibolu'da sancakbeyleri, beylerbeyiler, vezirler, kapıkulu
yapıldı. Daha sonraki dönemlerde İstanbul, Sinop, askerleri, kale koruyucuları, subaşılar bu gruba
İzmit, Süveyş, Basra gibi sahillerde başka tersaneler giriyorlardı.
de kurulmuştur. 3) İlmiye sınıfı: İslam dininin esaslarını ve
Tophane: İstanbul'un fethinden önce Edirne ve emrettiği dünya nizamını bilen ve onun uygulaması
Bursa'da, fetihten sonra da İstanbul'da top döküm ile yükümlü olan kişilerden oluşuyordu. Toplumun
tesisleri kurulmuştur. din, yargı , eğitim, öğretim sektöründen sorumlu
olan yöneticilerdir. Bunlar; kadılar, tıp ve astronomi
Baruthane: İlk baruthane Gelibolu'da kurulmuştur. alanındaki uzmanlar, her seviyedeki müderrisler,
Ticaret imamlar ve müezzinlerden oluşuyordu.
a. Anadolu'da ticaret yolları: 4) Kalemiye: Devlet kalemlerinde görev yapan
görevlilerdir. Ehl-i kalem denilen bu grup bugünkü
1) Sağ Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, anlamıyla Osmanlı Devleti'nin bürokratlarıdır.
Konya, Adana üzerinden Halep'e uzanıyordu.
b. Yönetilenler (reaya): İdareye katılmayan çeşitli
2) Orta Kohİstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, din ve soylara mensup zümrelerden oluşan
Diyarbakır'a buradan da Musul ve Bağdat'a kadar yönetilenler (reaya) sınıfı idi.
uzanıyordu.
Reaya çeşitli din, ırk ve mezheplere mensup
3) Sol Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, topluluklardan oluşuyordu. Değişik topluluklar din ve
Erzurum ve Kars'a uzanıyordu. mezhep esasına göre "millet sistemi" adı verilen
b. Rumeli'de ticaret yolları: bir sisteme göre teşkilatlandırılmıştı. Buna göre;
devlet her inanç topluluğunu kendi içinde serbest
1) Sağ Kol: İstanbul'dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan bırakarak onlara belirli bir özerklik tanımış, onlar
ve Erdel'e uzanıyordu. üzerinde denetleyici olarak kalmıştır. Her dini
2) Orta Kol: İstanbul'dan Edirne, Belgrad üzerinden cemaatin başında kendi dini liderleri bulunurdu.
Avrupa içlerine uzanıyordu. Osmanlı toplumu yerleşim durumuna göre de,
3) Sol Kol: İstanbul'dan Edirne, Selanik üzerinden şehirliler, köylüler ve göçebeler olarak üç gruba
Mora'ya uzanıyordu. ayrılıyordu.
-TARIH- 37

Şehirlerin çoğu askerler (yöneticiler), tüccar ve Şeyhülislam Fatih Kanunnamesi'nde ulemanın başı
esnaftan oluşuyordu. Eyalet merkezindeki olarak gösterilmiştir.
seyfiyeden beylerbeyiler, ilmiyeden kadılar,
Fetvalar çeşitli fetva kitaplarından çıkarılarak,
kalemiyeden eyalet defterdarı, sancak beyleri ve
kaleme alınır sonra fetva eminine götürülür daha
bunların maiyetindeki görevliler şehirlerde yaşardı.
sonra şeyhülislama arz edilirdi. 0 uygun bulursa
Şehirlerdeki ikinci önemli zümre tüccar ve esnaftı.
kendi el yazısıyla cevap kısmını imzalardı. Osmanlı
Ekonomisi tarıma dayalı olan Osmanlı Devleti'nde mahkemelerinde şer'i ve hukuki bütün sorunlar,
nüfusun büyük bir kısmı köylerde yaşıyordu. Bunlar; Hanefi fıkhına göre çözüme bağlanırdı.
tımar beyleri, çiftçi aileleri, mukataa denilen işletme
ESNAFVEZANAATKARLAR
biçimiyle toprağı işleyenler, mülk sahipleri ve
müsellemlerden oluşuyordu. Ahilik Teşkilatı: Anadolu'da 13. yüzyılda yayılmış
Tımar beyleri devlet görevlisidir. Çifthane sistemi olan esnaf, zanaatkâr ve işçileri toplayan teşkilattır.
diye adlandırılan bir üretim biçimiyle devletin tahsis Anadolu Selçuklu Devleti'nin sosyal düzeninin
ettiği çiftlikleri işleten çiftçiler, kanunların belirlediği sağlanmasında ve Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda
yükümlülükleri yerine getirdiği sürece tamamen etkili olan ahîlik teşkilatı dinî, ahlakî, sosyal ve
hürdü. ekonomik bir nitelik taşıyordu. Ahîlikte her mesleğin
bir pîri ve pîr çevresinde toplanan meslek sahipleri
Tapulu arazi dışında mukataa veya kesim denüen vardı. Bu meslek sahiplerinin güven, doğruluk, tövbe
bir usulle devletten yer kiralayıp işleten köylüler de ve hidayet gibi kurallara uyma zorunluluğu vardı.
vardı. Köy halkı arasındaki müsellem ve muaflar
ise Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemindeki askeri Lonca Teşkilatı: Osmanlı toplumunda esnaflar
teşkilatında yer alıp sonra geri hizmete alınan lonca adı verilen teşkilatlara sahiptiler. Her esnaf
gruptu. muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, loncasının
koruması ve denetimi altında bulunurdu.
Şehir ve köy topluluklarından farklı bir yapıya sahip
Loncaların başlıca görevleri şunlardı:
olan konar göçerler veya yörükler, kendileri için
düzenlenmiş olan kanunlar çerçevesinde hayatlarını 1- Üye sayısını, üretilen malların kalitesini,
sürdürürlerdi. Konar göçerler, il ya da ulus adı fiyatını belirlemek,
verilen topluluklar oluşturuyorlardı. s
2- Esnaf arasındaki haksız rekabeti önlemek,
Dini Hayat
3- Esnaf ile devlet arasındaki ilişkileri
Ahilik, Babailik ve Mevlevilik gibi tarikatlar, diğer düzenlemek,
Anadolu beylikleri gibi Osmanlı Beyliği'nde de
4- Üyelerine kredi vermek.
önemli bir nüfuza sahipti.
Osmanlılar ilmi tarikatçılığa ve mutasavvıflara ilgi
göstermişler ve mektep halinde bir mutasavvıf
zümresi meydana gelmiştir. Bu anlayış sonucu
Osmanlı ülkesinde, Eberriye, Zeyniyye, Halvetilik,
Kadirilik gibi tarikatlar kuvvet bulmuştur.
Safevilerin Şiiliği kullanarak, Osmanlı Devleti'ni
yıkmaya çalışması üzerine, Osmanlılar Sünniliğin
temsilcisi olarak, şiilik ve batini cereyanlara karşı
cephe olmak zorunda kalmışlardır.
Osmanlı Devleti'nde bütün dini konular ve işler,
ilmiye sınıfı ve bu sınıfın amiri durumunda olan
şeyhülislam tarafından, hukuk işleri ise "kadı"
tarafından yürütülmüştür.
Osmanlılarda kendisine sorulan genel ve özel
mahiyetteki şer'i ve hukuki konulara dört ehl-i sünnet
mezhebinden "hanefi" fıkhı üzerine cevap veren
kişiye müftü ve verilen karara da "fetva" denirdi.
38- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

5- HUKUK 6- EGİTİM ve OĞRETİM

Osmanlı Devleti'nde hukuk; şer-i hukuk ve örfi Osmanlılarda değişik amaçlara yönelik, farklı
hukuk ve fethedilen bölgelerde daha önce metotlarla farklı derslerin okutulduğu dört eğitim tipi
uygulanmakta olan kanun ve nizamlar olmak üzere vardır.
üç temele dayanmaktadır. Şer-i hukuk temel hukuk
a) Enderun: Yönetici kadronun yetiştirildiği saray
sistemi olarak kabul edilmiştir. Adet ve gelenekler
eğitim kurumudur.
olan örf hukuku, kamu hukuku alanında ön plana
çıkmıştır. b) Kalem eğitimi: Küttap (bürokrat) yetiştirmek
üzere usta çırak içinde dairelerde verilen eğitim
Fethedilen yerlerde daha önce uygulanmakta olan
kurumudur.
kanun ve nizamlarda şer-i ve örf-i hukuka ters
düşenleri iptal edilmiş geri kalanları yürürlükte c) Dergah eğitimi: Tasavvuf erbabının yetiştiği
kalmıştır. eğitim kurumudur.

» Şer'i hukukun esasları fıkıh kitaplarında, örfi d) Medrese: İlim adamı yetiştirilen eğitim
hukukun esasları Kanunname adı altında bir kurumudur.
Medreselerde dini ve pozitif bilimler
araya getirilmiştir.
birlikte okutulmuş ancak bu kurumlar zamanla
» Osmanlıda Fatih ve Kanuni kanunnameleri ve bozulmuştur. Osmanlı medreselerinin
sancak kanunnameleri vardır. bozulmasında,

BilgiNotuj • Pozitif bilimlere yeterince önem verilmemesi,


• Eğitim kadrolarını oluşturan ilmiye mensuplarının
I Osmanlının ilk anayasası 1. Meşrutiyet'in ilanı ile
hak etmeden terfi ettirilmesi,
I hazırlanan Kanun-i Esasi'dir.
• Bazı müderrislerin rüşvet ve iltimasla
o atanması,
>
• Medrese mezunlarının memuriyet
dışında
5 herhangi bir sahaya sevk edilmemesi,
• Softa denilen medrese öğrencilerinin iş
bulamayıp, celali isyanlarına katılması gibi nedenler
etkili olmuştur.
İlk medrese Orhan Bey zamanında İznik'te
açılmıştır.
İlk yüksek düzeyde medrese Fatih zamanında
açılan Sahn-ı Seman medresesidir. Kanun-i
zamanında ise Süleymaniye Medresesi açılmıştır.
Hariç: İlk dönem
Dahil: Orta dönem
Sahn: Yüksek dönem

"Enderun Mektebi" Topkapı Sarayı'nda devlete


yönetici yetiştirmek amacıyla açılmıştır. Bu okula
deyşirmelerin zeki olanları alınırdı.

Batı tarzında açılan okullar

XVII. yy'dan itibaren batılı tarzda eğitim veren askeri


ve sivil okullar açılmaya başlanmıştır.
-TARİH- 39

Askeri alanda kara ve deniz mühendishaneleri, 7-BİLİMVETEKNOLOJİ


tıphane-i amire ve cerrahene-i Manure, harbiye, Osmanlı klâsik döneminde bilim, dini yönden
Rüşdiyeler ve İdadiler açılmıştır. Bugünkü anlamda algılanmış ve bu açıdan tanımlanmıştır. Bilimler bu
bir yüksek okul olan darülfünunlar açılmıştır. bakımdan naklî ve akli diye iki kısımda
Osmanlı devletinde yabancı ülkelerde azınlıklarda düşünülmüştür.
kendi okullarını açabilmişlerdir.
Naklî bilimler -» İslâmî İlimlerdir.
Aklî bilimler -> İnsanın aklıyla, araştırarak,
deneyerek, gözleyerek ulaşılan bilgilerdir.
Osmanlı Devleti'nde bilim alanındaki çalışmalar
İznik medresesinin açılmasıyla başlamıştır.
Önemli bilim adamları şunlardır:
- El-Fenari-» Mantık
- Kadızâde-i Rûmî -> Matematik
- Celâleddin Hızır —> Tıp
- Ahmedî->Tıp
- Seydi Ali Reis -> Deniz Coğrafyacısı
- Matrakçı Masuh -> Coğrafya
- Katip Çelebi -+ Coğrafya alanında çalışmışttr.
£2
Önemli eserleri şunlardır.
CD
cc
UJ
- "Keşfü'z- Zenün"
(fi
■ "Cihan-nümâ'sı"
a.
- Piri Reis-->Haritacılık ve coğrafya alanında
ü
- Ali Kuşçu-^Matematik
UJ - Evliya Çelebi
40- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

8-YAZI,DİLVEEDEBİYAT 9- GÜZEL SANATLAR


Osmanlılar, değişik yazışmalarda ve işlerde farklı Minyatür Sanatı:
yazı biçimleri kullanmışlardır.
Osmanlılar resim yerine daha soyut olan minyatürü
Osmanlı Devleti'nde devletin resmi yazışma dili tercih etmişlerdir.
Türkçe, din ve bilim dili Arapça, edebiyat dili olarak
Minyatür daha çok el yazması kitaplarda boya ve
ise Farsça yaygın idi.
yaldız kullanılarak, ışık, gölge, boyut ve gerçek
Osmanlı Edebiyatı, Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı hacim verilmeden yapılan resimlerdir.
ve Tekke Edebiyatı olmak üzere üç bölümde
Osmanlı Dönemi önemli minyatürcüleri ve eserleri;
incelenebilir.
- Bursalı Firdevsi "Süleymanname"
Süleyman Çelebi: Şair (eseri: Mevlid)
- Matrakçı Nasuh "Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i
Divan edebiyatının ünlü temsilcileri: Baki, Fuzuli, Irakeyn"
Sinan Paşa, Nesimi, Dehhani, Ahmedî
- NakkaşOsman
Halk edebiyatının ünlü temsilcileri: Pir Sultan
- Levni "Surname"
Abdal, Kul Ahmet, Gevheri, Karacaoğlan ve Köroğlu
Çinicilik:
Tekke edebiyatının ünlü temsilcileri: Mevlana,
Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Osmanlılarda çini merkezleri önce İznik'te, daha
Kaygusuz Abdal, Akşemseddin. sonra da Kütahya'da kurulmuştur. İznik'teki Yeşil
Cami Minaresi Selçuklu mozaik geleneğini Osmanlı
mimarisinde yaşatan ömektir.
Osmanlı mozaik çini sanatının örnekleri; Bursa'da
Yeşil Cami, Yeşil Türbe, İstanbul'da Topkapı Sarayı,
Çinili Köşk, Süleymaniye Camisi ve Rüstem Paşa
Camisi'dir.
Hat Sanatı:

Türk yazı sanatı, en parlak dönemini Osmanlı


hattatlarıyla yaşamıştır.

İslamiyet resim ve heykeli yasakladığı için minyatür


ve hat sanatları gelişmiştir.
Ünlü hattatlar:
- Amasyalı Şeyh Hamdullah
- Afyonlu Ahmed
- Yakut El-Mustasımi
- İbn Mukle
- Ahmet Şemseddin Karahisarı
- HafızOsman
- Mustafa Râkum Efendi
- HamitAytaç
Mimari:
En gelişmiş sanat mimarlıktır. Osmanlı mimarisi,
devletin kuruluşundan XV. Yüzyılın ilk yarısına
kadar genelde Selçuklu ve Beylikler dönemi
mimarisinin özelliklerini taşır.
Klâsik dönemde Türk mimarisi evrensel değerde bir
yaratma gücüne sahip olmuş ve üstün bir niteliğe
kavuşmuştur.
-TARİH- 41

XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı mimarisi batının OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ VE YÜKSELME
etkisinde değişmeye başlamıştır. DÖNEMİ İLE KÜLTÜR VE MEDENİYETİ
En önemli mimarlar: ENLER VE İLKLER
- MimarSinan - İlk Osmanlı parası Osman Bey döneminde
- Mimar Mehmet Ağa bastırıldı.
BilgiNotu'
- Osmanlıların aldığı ilk beylik Karesi Beyliği'dir.
| Osmanli-Türk mimarisi klasik dönemini Mimar |
| Sinan döneminde yaşamıştır. Çıraklık, kalfalık ve | - Orhan Bey Döneminde ilk divan oluşturuldu.
| ustalık eserleri olarak Şehzade, Süleymaniye ve |
- Orhan Bey Döneminde ilk donanma
I iMîHİYŞ. Camilerini yapm ıştı r.
oluşturuldu.
| - Orhan Bey Döneminde ilk medrese oluşturuldu.
İlk dönemlerde yapılan Osmanlı hanlarından
bazıları, harap olmakla birlikte, ayakta kalmayı - Orhan Bey Döneminde ilk düzenli ordu
başarmışlardır. oluşturuldu.

Osmanlı Dönemi'nde yapılan hanlar: - Orhan Bey Döneminde ilk kez Rumeli'ye geçildi.
- Emir Han - Bursa - Orhan Bey Döneminde ilk vezir ve kadı tayini
- Kaptan Han - Bursa yapıldı.
- Geyve Han - Bursa - I. Murat Döneminde ilk defa top kullanıldı.
- Koza Han - Bursa Q
o
tr - I. Murat Döneminde ilk veziriazam tayini yapıldı.
- Kürkçü Han - İstanbul UJ
Q CO
- Yeni Han - Tokat-Sivas yolu m
a. - I. Murat Döneminde ilk mali düzenleme yapıldı.
- Vezir Han - İstanbul
- Fatih Sultan Mehmet Döneminde ilk kez örfi
- Taş Han - Merzifon o hukuk yazılı hâle gelmiştir. (Kanunname-i Âli
- Voyvoda Han - Tokat Osman)
- Cinci Han - Safranbolu - Osmanlı Devleti'nde ilk yabancı elçi
bulundurma hakkını elde eden devlet Venedik'tir.

- Osmanlı Devleti'nde ilk ticari ayrıcalığın verildiği


devlet Venedik'tir.

- Osmanlı Devleti'nde ilk Tersane Yıldırım Bayezid


zamanında Gelibolu'da kuruldu.

- Osmanlı Devleti'nde ilk gümüş para Orhan Bey,


ilk altın para Fatih, ilk kağıt para da Abdülmecit
tarafından bastırılmıştır.

- Osmanlı Devleti'nde geleceğe dönük ilk bütçe


Tarhuncu Ahmet Paşa tarafından hazırlanmıştır.
42- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

5. Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde "Komşu


ÇOZUMLU KONU devletlere mektup yazmak ve dirlikleri dağıtmak"
KAVRAMA TESTİ görevi kime aittir?
B) Nişancı
A) Defterdar
D) Kazasker
C) Vezir
1. Osmanlı Devleti'nde dirlik sahibinin yetki ve E) Reisülküttap
görevleri arasında aşağıdakilerden hangisi
gösterilemez?
A) Cebelü yetiştirme 6. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı şehzadelerinin
B) Köylüden vergi toplama askeri ve idari yönden yetişmeleri amacıyla
C) Üretimde sürekliliği sağlama yapılmıştır?
D) Gerektiği zamanlarda savaşa katılma
A) Başkentin sürekli olarak batıya taşınması
E) Suçluları cezalandırma
B) Divan-ı Hümayunun kurulması
C) Sancağa çıkma yönteminin uygulanması
D) Padişahın divan toplantılarına katılması
E) Yaya ve müsellem ordularının kurulması

2. Üretilen mallarda kar oranının belirlenmesi ve


esnaf ile hükümet arasındaki ilişkilerin
düzenlenmesi görevlerini aşağıdakilerden hangisi
7. Osmanlı Devletinde kişilerin idari mevkileri ile
yerine getirmiştir?
toprakların gelirleri arasında bir paralellik
A Müderrisler z kurulmasıyla meydana getirilen sistem
B Celaliler o
>• aşağıdakilerden hangisidir?
)C m
Loncalar 'o
)D Ticaret odaları UJ A) Lonca B) Dirlik C) Miriye
so
)
E Suhtalar D) Mülk E) İkta
)

3. Osmanlı Devlet'inde tımar sistemiyle ulaşılmak 8. Divan-ı Hümayun'un aldığı kararların yürürlüğe
istenen hedefler arasında aşağıdakilerden hangisi girmesi aşağıdakilerden hangisiyle
yoktur? gerçekleşmektedir?
A) Araziden daha iyi faydalanmak A) Kararların oy birliğiyle alınması
B) Askeri teşvik etmek B) Sadrazam tarafından onaylanması
C) Askerlik masraflarını azaltmak C) Padişah tarafından onaylanması
D) Ülkeyi bayındır hale getirmek D) Yabancı elçilerin görüşlerinin alınması
E) Devlet gelirlerini yükseltmek E) Halkın görüşüne başvurulması

4. Osmanlı Devlet'inde toprağını boş bırakan 9. Osmanlı Devleti'nde aşağıdakilerden hangisi


köylüden alınan vergiye ne ad verilirdi? saliyaneli eyaletlerden birisidir?

A) Çiftbozan B) Öşür A) Boğdan C) Kırım E) B) Anadolu


Mısır D) Rumeli
C) Avarız D) Haraç
E) Cizye
-TARIH- 43

10. Osmanlı Devleti'nde şehzadelerin devlet 14. Aşağıdakilerden hangisi II. Murat döneminde
yönetiminde tecrübe kazanmalarını sağlamak mülki ve idari sahada görev yapacak devlet
amacıyla uygulanan yöntem aşağıdakilerden adamlarını yetiştirmek amacıyla açılmıştır?
hangisidir?
A) Enderun
A) Sancağa çıkma B) Mülkiye
B) Devşirme konumu C) Mühendishane
C) Pençik sistemi D) Sahn-ı Seman
D) Kadı tayini Mekteb-i Sultani
E) Dirlik sistemi E)

H.Osmanlı Devleti'nde aşağıdakilerden hangisi


15. Osmanlı Devleti'nde din, bilim ve sosyal
tamamen devşirmelerin bulunduğu bir teşkilattır?
kurumların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
A) Divan-ı Hümayun ayrılan topraklar aşağıdakilerden hangisidir?
B) Medreseler
A) Mülk B) Has
C) Kapıkulu Askerleri
C) Vakıf D) Zeamet
D) Akıncılar
E) Dirlik
E) Eyalet Askerleri

m
"o
£C
LU

n
m
m
o.

1O n . n . .., . . . ... .............................. „ :i 16. Osmanlının merkez ordusu aşağıdakilerden


12. Osmanlı Devletı'nın dırlık sıstemıyle oluşturduğu S hanaisidir?
askeri örgüt aşağıdakilerden hangisidir? ^
. » . , . „ , . A) Kapıkulu askerleri
A) Nızam-ı Cedıt B) Guleman saray
B) Akıncılar C) Azaplar
C) Cebeciler D) Akıncılar
E) Eyalet askerleri
E) Eyalet Askerleri
D) Kapıkulu Askerleri

17. Osmanlı Devletinde padişahın mutlak vekili olan


13. Osmanlı Devleti savaş zamanlarında
ve padişah olmadığı zamanlarda divan
Müslümanlardan ve gayrimüslimlerden ne vergisi
toplantılarına başkanlık yapan devlet görevlisi
alırdı?
kimdir?
A) Cizye
A) Şeyhülislam
B) Avarız
B) Kazasker
C) Haraç
C) Nişancı
D) Ağnam resmi
D) Veziriazam
E) Öşür
E) Vezir
44- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

18. Kaza ve köylerin güvenliği aşağıdakilerden 3. Tımar sisteminin askerleri teşvik etmek gibi bir amacı
hangisi tarafından sağlanmıştır? yoktur. Ancak diğer maddeler tımar sisteminin
amaçlarını ifade etmektedir.
A) Subaşı
B) Kadı (Cevap B)
C) Naib
D) Sancakbeyi 4. Toprağını üst üste iki yıl boş bırakan köylüden
E) Beylerbeyi çiftbozan vergisi alınırdı.
(Cevap A)

5. Divanın önemli üyelerinden olan Nişancı padişahın


tuğrasını çeker, fethedilen araziler tahrir defterlerine
yazar, dirlikleri dağıtıp tapu defterlerine işler, divanda
alınan kararları, emirleri yazar ve gelen mektuplara
19. Miri araziye dahil olan şahıslara dağıtılan cevapyazardı.
toprakları ekip biçenlerin devletin göstereceği (Cevap B)
kişilere ödedikleri yıllık verginin genel adı
aşağıdakilerden hangisidir? 6. Şehzadeler Anadolu'da sancaklara gönderilip
A Haraç B) Avarız sancakbeyleri yanlarında askeri ve idari yönden
C Cizye D) Öşür Lala'lar tarafından yetiştirilirlerdi.
) Dirük
E (Cevap C)
)
7. Dirlik sistemi: Gelirleri, devlet memurlarına ve
"Z.askerlere maaş karşılığı olarak bırakılan topraklardır.
o ço Dirlik sahiplerinin görevleri şunlardır; Has, zeamet ve
tımar olarak üçe ayrılmıştır. Has, yıllık gelirleri 100 bin
Akçeden fazla olan dirliklerdir. Dolayısıyla padişaha,
20. Osmanlı Devleti'nde dirliklerin en büyüğü S
şehzadalere, vezirlere, divan üyelerine, beylerbeyi ve
haslardı. Bunların geliri 100 bin akçeden fazlaydı. ° sancakbeylerine verilirdi. Zeamet gelirleri 20 bin akçe
Hasların dağıtıldığı kişiler arasında ^ ile 100 bin akçe arasındaki dirliklerdir. Bunlar orta
aşağıdakilerden hangisi voktur? dereceli devlet görevlilerine, kadılara, hazine ve tımar
A) Hükümdarlar defterdarlarına alay beylerine, kale dizdarlarına, divan
katiplerine verilirdi. Tımar; yıllık galiri 3 bin ile 20 bin
B) Şehzadeler
akçe arasındaki dirliklerdir.
C) Vezirler
D) Kadılar (Cevap B)
E) Sancak beyleri
8. Divan-ı Hümayun'da alınan kararların padişah
tarafından onaylanması gerekiyordu. Onay görürse
ÇÖZÜMLER kararlar yürürlüğe girebiliyordu.
1. Verilen seçeneklerden ilk dördü dirlik sahibinin (Cevap C)
görevleri arasındadır. Tüm idari birimlerde de adalet
işlarine kadılar bakmaktadır.
9. Mısır saliyaneli bir eyalettir. Saliyaneli bu eyaletlerin
(Cevap E) toprakları dirliklere bölünmez, vali ve askerlerine
"saliyane" denilen maaş verilirdi.
2. Ekonominin temelini esnaf teşkilatı olan loncalar (Cevap E)
oluşturuyordu. Loncalar ürünlerin kalitesini, fiyatını
belirler esnafla hükümetin arasındaki ilişkileri 10. Şehzadeler yönetim eğitimi almak için Lalalar
düzenler, üyelerinin zararlarını karşılar ve üyelere nezaretinde Anadolu sancaklarına gönderilirlerdi.
kredi sağlar, ayrıca halka mesleki eğitim verirdi.
(Cevap A)
(Cevap C)
-TARIH- 45

11. Kapıkulu Askerleri ilk zamanlarda savaş esirlerinden 17. Padişahın mutlak vekili Sadrazam (veziriazam)dır.
oluşmuşken daha sonraları tamamen devşirme Padişah olmadığı zamanlarda da divana başkanlık
yoluyla meydana getirilmişlerdir. Bunlar devletten eder ve ülkeyi yönetme hakkına sahiptir.
ulufe adıyla maaş almaktaydılar.
(Cevap D)
(Cevap C)
12. Eyalet Askerlerine tımarlı sipahiler de denirdi.
Osmanlı Ordusu'nun temelini oluşturan atlı askerlerdir 18. Kaza ve köylerin, hatta eyalet ve sancaklarında
ve tamamen dirlik sahipleri tarafından güvenliğinden, asayişinden subaşılar sorumluydu.
beslenmekteydiler. Ancak bu birimlerin idari yöneticileri ve adalete
(Cevap E) bakanlar farklı kişilerdir.
(Cevap A)
13. Cizye, askerlik çağındaki gayrimüslim erkeklerden
askerlik vazifesi karşılığı alınan baş vergisidir. 19. Dirlik arazilerini ekip biçenler vergiyi devletin
Haraç, gayrimüslimlerden alınan toprak ve ürün göstereceği kişilere öderlerdi. Dirlik arazileri
vergisidir. gelirlerine göre Has, Zeamet, Tımar olarak üçe
Ağnam resmi, (adeti-ağnam) hayvanlar için alınan ayrılmıştır. Bunlarda ayrıca gelirlerine göre belli
vergidir. sayılarda cebelü beslemek zorundaydılar.
Öşür, Müslümanlardan alınan ^Q oranındaki arazi (Cevap E)
ve ürün vergisidir.
Avarız, olağanüstü durumlarda Müslim ve 20. Kadılara yıllık geliri 20 bin akçe ile 100 bin akçe
arasında olan dirlikler verilirdi.
gayrimüslimlerden alınan vergidir.
(Cevap D)
(Cevap B) 'm
cc
UJ

14. Devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkar v>


yetiştirmek amacıyla kurulan bu saray okulu ilk olarak |
II. Murat döneminde Edirne Sarayında açılmıştır. .1
İstanbul'un fethinden sonra Enderun Topkapı .^
Sarayı'nda devam etmiştir. 1833'te yeni düzenlemeler S
yapılan okul 1909'da kapatılmıştır. Önceleri devşirme *"
sistemiyle toplanan çocuklar Enderun'da eğitilirken
sonraları Müslüman çocuklar da Enderun'a alınmıştır.
(Cevap A)

15. Vakıf arazilerin gelirleri din, bilim ve sosyal kurumların


ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ayrılmıştır. Bu
topraklar alınıp satılamazdı. Vakıf arazilerden ayrıca
vergi alınmazdı.
(Cevap C)

16. Osmanlının merkez ordusu I. Murat zamanında


kurulan Kapıkulu Askerleridir. Devletten 3 ayda bir
ulufe adıyla maaş alırlardı ve her an savaşa hazır
durumda bulundurulurlardı. Kapıkulu askerleri,
kapıkulu piyadeleri ve kapıkulu süvarileri diye ikiye
ayrılırdı. Bunlarda kendi aralarında ocaklara
ayrılmıştır. Bu askerler ilk zamanlarda savaş
esirlerinden oluşturulurken daha sonraları tamamen
devşirme usulü ile yetiştirilmişlerdir.
(Cevap A)
46- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

ÇIKMIŞ SORULAR Sadrazam: Divan üyeleri arasında yer alır. Padişah


ve ÇÖZÜMLERİ olmadığı zaman, Divan-ı Hümayun toplantılarına
başkanlık eder, ordunun başında sefere çıkardı ve
padişahın mührünü kullanırdı.
1. Osmanlılarda, devlete ait olan topraklardan tımar,
aşağıdakilerden hangisine verilirdi? (99 DMS OÖ) (Cevap A)

A) Yöredeki kadıya
B) Tahttaki padişaha
C) Yönetime yakın subaşılara
4. Aşa ğı da ki s aray l ar da n h an gi si Osm an lı
D) Başarılı askerlere
Devleti'nin Yükselme Dönemi'nde yapılmıştır? (99
E) Savaşa katılan sadrazamlara DMS OÖ)

A) Dolmabahçe
Tımar topraklar: Yıllık geliri 3.000 akçe ile 20.000 B) Çırağan
akçe arasında olan topraklardır. Tımar savaşta C) Yıldız
yararlılık gösteren askerlere, başarılı memurlara, din D) Beylerbeyi
görevlilerine verilirdi. E) Topkapı
(Cevap D)

Dolmabahçe Sarayı (1856)


Çırağan (1863) Beyİerbeyi

2. Osmanlı Devleti'nde, resmi törenlerin büyük bir (1865) Yildız Sarayı (19.yy.)

önemi vardı. Topkapı Sarayı Osmanlı Devleti'nin Yükselme


o Döneminde (1478) yapılmıştır. Diğer saraylar
Aşağıdakilerden hangisi resmi tören düzenlenen >-
S2 Dağılma Döneminde yapılan eserlerdir.
durumlardan biri değildir? (99 DMS OÖ) "Q
UJ
(Cevap E)
A) Ordunun büyük bir sefere çıkması
B) Şehzadenin doğumu veya sünnet düğünü
C) Padişahın cuma namazına gitmesi
D) Padişah'ın Mekke'ye armağanlar göndermesi
E) Esnaf gruplarının s anat ve tic ar et ürünlerini
sergilemeleri Osmanlı Devleti'nde, gelir ve giderlerin denetimi
aşağıdakilerden hangisinin görevleri arasındadır?
(99 DMS OÖ)
Osmanlı Devleti'nde esnaf gruplarının sanat ve
A) Nişancı
ticaret ürünlerini sergilemeleri ile ilgili resmi tören
B) Defterdar
düzenlenmezdi.
C) Kazasker
(Cevap E) D) Beylerbeyi
E) Sancakbeyi

3. Osmanlı Devleti'nde yeni bir padişah tahta


geçince birbirlerinin aynı iki mühür yaptırılırdı. Nişancı: Vali ve sancak beylerine yazılan ferman ve
beratların üzerine tuğra çekme görevini yapardı.
Biri padişahta olan bu mühürlerden öteki hangi
Kazasker: Divanda büyük davalara bakar, kadı ve
görevliye verilirdi? (99 DMS OÖ)
müderrisleri tayin ederdi. Adalet ve eğitim işlerinden
A) Sadrazam sorumludur.
B) Anadolu Beylerbeyi Beylerbeyi: Eyaletleri yönetirdi.
C) Rumeli Beylerbeyi Sancakbeyi: Sancakları yönetirdi.
D) Subaşı Defterdar: Devlet gelir ve giderleriyle uğraşırdı.
E) Kadı
(Cevap B)
-TARIH- 47

6. Osma nlı Dev le ti'nde örf huk uk unun 9. Osmanlı Devleti'nde, aşağıdakilerden hangisi için
uygulanmasında aşağıdakilerden hangisi devlet hazinesinden ödeme yapılmazdı? (99 DMS
yetkiliydi? (99 DMS ÖL) ÖL)
A) Padişah B) Şeyhülislam A) Kapıkulu askerleri
C) Divan-ı Hümayun D) Nişancı E) B) Tımar sipahiler
Defterdar C) Bayındırlık harcamaları
D) Cülûs bahşişi
E) Savaş harcamaları

Osmanlılarda Şer'i ve örfi hukuk vardı. Dini hukukun


yorumcuları ulema sınıfı idi. Bu hukuku inceleyen ve Tımarlı Sipahiler ordunun önemli bir bölümünü
yorumlayanlara da müftü denmekteydi. Şer'i oluştururlardı. Bunlar devletten maaş almazlar,
hukukun esasları ise fıkıh kitaplarında toplanmıştır. yaşadıkları bölgenin geliri ile geçinirler.
Örfi hukukla ilişkin konulurda yargı yetkisi kesin
(Cevap B)
olarakpadişahındır.
(Cevap A)

7. Osmanlı Devleti'nin taşra yönetiminde en önemli 10. "Has" ve "Zeamef'in "Tımar';_dan farkı
idari görevli, aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS ÖL)
ÖL)
A) Devlet tarafından verilmesi
A) Beylerbeyı B) Kadı " B) Karşılığında devlet için hizmet beklenmesi
P
S
S
I

EC
C) Sancakbeyi D) Subaşı i±î
a C) Miktarı belirlenmiş bir vergi kaynağı olması
E) Naib D) Gelirleri daha fazla olan toprak parçası olması
E) Karşılığında atlı asker yetiştirmesi
Beylerbeyi —» Eyaleti yönetir
Kadı —> Kazalardaki adalet işlerine bakar
Sancakbeyi -> Sancakları yönetir Has: Yıllık geliri 100.000 akçeden fazla olan
Subaşı —► Kazalardaki güvenlik işlerine bakar dirliklerdir. Divan üyelerine, beylerbeylerine ve
Naib—»Kadı olmadığı zaman kadılara vekillik eder sancakbeylerine verilir. Bunlar kendilerine ayrılan
topraklarda oturmazlar, vergileri toplatılırdı. Has,
(Cevap A) geliri alanlar bu gelirin belli kısmını geçimlerine
ayırırlar, diğer kısmı ile "cebelü" denilen atlı asker
beslemekzorundadırlar.
Zeamet: Geliri 20.000 akçe ile 100.000 akçe
dah arasında olan dirliklerdir. İkinci derecedeki
8. Osmanlılarda en gelişmiş sanat memurlara verilirdi. Bunlar da geçimleri dışında
aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS ÖL) kalan gelirleriyle "cebelü" denilen atlı asker
A) Resim beslemekzorundadırlar.
B) Müzik Tımar: Yıllık geliri 3.000 akçe ile 20.000 akçe
C) Mimari arasında olan dirliklerdir. Tımar sahipleri de diğerleri
D) Oymacılık gibi "cebelü" yetiştirmek zorundadırlar.
E) Kuyumculuk Seçenekler incelendiğinde D seçeneğindeki bilgi
doğrudur. Has ve Zeamet'in Tımar'dan farkı gelirleri
daha fazla olan toprak parçası olmasıdır.
Osmanlı Devleti'nin en fazla ilerleme gösterdiği (Cevap D)
güzel sanat dalı mimaridir.

(Cevap C)
48- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

11. Aşağıdakilerin hangisinde padişahın yetkilerinin


kısıtlanması söz konusu degildir? (99 DMS ÖL)
Osmanlı Devleti'nde köylü, zanaatkar ve tüccarlar
A) Islahat Fermanı "reaya" sınıfını oluştururdu. Bilginler ise "ilmiye"
B) Tanzimat Fermanı sınıfındadır.
C) Fatih Kanunnamesi
D) Sened-i İttifak
(Cevap C)
E) Kanun-i Esasi

Fatih Kanunnamesinde padişahın yetkilerinin


kısıtlanması söz konusu değildir. Bu kanunname 14. Aşağıdakilerden hangisi, Fatih Kanunnamesi'nde
devletin işleyişi, idarecilerin görevleri vs. konuları yer alan konulardan biri degildir? (99 DMSL)
içerir. A) Saltanat işleri
(Cevap C) B) Şehzadeleri sancakbeyi olarak görevlendirme
usulünü kaldırma
C) Suç işleyenlere verilecek cezalar
12. Osmanlı Devleti'nde sadrazamın görevi; D) Büyük devlet memurlarının rütbeleri
I. Büyük devlet memurlarını atama ve görevden E) Büyük devlet memurlarının protokoldeki yerleri
alma
II. Seferde orduyu komuta etme Şehzadeleri sancakbeyi olarak görevlendirme
III. Fetvaverme usulünü kaldırma I. Ahmet zamanında olmuştur. I.
Ahmet sancağa çıkma yöntemini kaldırarak,
IV. Bütçe yapma şehzadelerin sarayda eğitilmesi usulünü (Kafes
işlerinden hangilerini kapsar? (99 DMS ÖL) usulü) getirmiştir.
o>
A) Yalnız I B) Yalnız II (Cevap B)

C) Yalnız III D) I ve II
E) III ve IV

Sadrazam: Padişahın mutlak vekili olarak onun


mührünü taşırdı. Tüm vezirlerin başı olarak devlet
işlerinden sorumluydu. Padişah olmadığı zaman, 15. Osmanlı Devleti'nde aşağıdakilerden hangisi,
Divan-ı Hümayun toplantılarına başkanlık eder, "esnaf'ı denetleme yetkisine sahiptir? (99 DMS
ordunun başında sefere çıkardı. Verilenlere göre I A) L)
ve II doğrudur. Osmanlı Devlet'inde fetvayı B)
Cizyedar Mültezim
şeyhülislam verirken, bütçeyi defterdarhazırlardı. C)
Tımarlı sipahi
(Cevap D) D)
Muhtesip Vakıf
E)
yönetimi
13. Osmanlı Devleti'nde,
I. Köylü
II. Zanaatkar Muhtesip -> Çarşı pazarları denetleme yetkisine
sahiptir.
III. Tüccar
Diğer seçeneklere de bakarsak,
IV. Bilgin Cizyedar-» Cizye vergisini toplayan kişilere denir.
gruplarından hangileri "reâya" sayılmamıştır? (99 Mültezim -+ Özel yönetim olan eyaletlerden vergiyi
DMSL) toplayan kişilere denir.
Tımarlı Sipahi -+ Ordunun önemli bir bölümünü
A) Yalnız I C) Yalnız IV B) Yalnız III oluştururlar. Devletten maaş almazlar, yaşadıkları
E) II ve III D) I ve IV
bölgenin geliri ile geçinirlerdi.
(Cevap D)
-TARİH- 49

16. Osmanlı minyatür sanatında;


I. Konunun, ayrıntılarla çizilmesi Osmanlı Devleti'nde Tıımar sisteminin yararları ve
II. İnsan figürlerinin büyüklüğünün kişilerin mevki ve amaçları
rütbeleriyle orantılı olarak değişmesi • Toprağı işlemek ve üretimi artırmak
III. Perspektif kurallarına uyulması • Vergi toplamak ve gelirleri artırmak
IV. Manzara ve çiçek resimlerinin yapılması • Köylerde asayiş ve güvenliği sağlamak
• Ülkeyi bayındır hale getirmek
özelliklerinden hangisi yoktur? (99 DMS L)
• Askeri, savaşa hazırlamak ve askeri
A) I ve III B) III ve IV masrafları karşılamak
C) Yalnız IV D) Yalnız III • Cebelü yetiştirmek
E) Yalnız II
Yargı işlerinin yürütülmesinde kadılar görevlidir.
(Cevap D)
Osmanlı minyatür sanatında, resim sanatının esas
aldığı perspektif kurallarına uyulmamiştır. En, boy,
derinlik ölçülerine dikkat edilmemiştir.
(Cevap D)

17. Osmanlılarda, toplumu oluşturan kesimlerin


belirlenmesinde "millet sistemi" uygulanmıştır.
Bu sistemde alınan temel ölçüt aşağıdakilerden
hangisidir? (99 DMS L)

A) Meslek grubu
B) Dini inanç Nüfus
C) oranı Kültürel
D) düzey Ekonomik UJ

E) durum

Osmanlılarda toplumu oluşturan kesimlerin


belirlenmesinde kullanılan "millet sisteminde" alınan
temel ölçüt dini inançlardır.
(Cevap B)

18. Osmanlı Devleti, Tımarsisteminden;


I. Vergilerin toplanması
II. Yargılama işlemlerinin kısa sürede bitirilmesi
III. Asker yetiştirilmesi
IV. Dirlik bölgelerinin yönetilmesi
amaçlarından hangileri için yararlanmıştır? (99
DMSL)

A Yalnız I B) Yalnız II
C llvelll D) I, III ve IV
) II, III ve IV
E
)
50- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

3. Osmanlı padişahları, bir konu hakkındaki kesin


ÇIKMIŞ SORULAR kararlarını aşağıdakilerden hangisi ile
belirtirlerdi? (2000 DMS)
ve ÇÖZÜMLERİ
A Fetva B) Risale
C Fıkıh D) Kela
1. Osmanlı Devleti'nde aşağıdakilerden hangisi )E Ferman m
Divan-ı Hümayun'un görevlerinden biridir? (99
)
DMSL)
A) Fetva verme ve fetvaların uygulanmasını Ferman: Padişah yetkisine dayanarak toplum,
sağlama ekonomi ve yönetim hayatının her alanıyla ilgili
B) Halktan gelen şikayetleri dinleme ve karara kurallar koyabilirdi. Koyduğu kurallar, onun ağzından
bağlama çıkmış gibi yazılır ve ilgililere iletilirdi. Bu belgelere
C) Sadrazam atama ve hakkında soruşturma ferman denilirdi.
açma Fetva: Müftülerin kendilerine başvurulması
durumunda her hangi bir işlemin veya eylemin din
D) Padişahın yaptıklarını denetleme
kurallarına uygun olup olmadığına dair bilgi
E) Ferman yazma ve imzalama
V9rmesine fetva denirdi.
Kelam: İmanın esaslarını ortaya koyan ve delilleri ile
Osmanlı Devleti'nde hükümet işleri Divan-ı savunan ilimdir. Fıkıh: İslâm hukuku.
Hümayun'da görüşülürdü. Bugünkü "Bakanlar
(Cevap E)
Kurulu" gibi görev yapan divanda tüm ülke sorunları
görüşülür ve karara bağlanırdı.
(Cevap B)

o ço
'o
UJ

=> 4. Osmanlı mimarlığında aşağıdaki yapılardan


2. Osmanlı Devleti'nde aşağıdakilerden hangisi,
> hangisinin diğerlerini de içeren örnekleri vardır?
yürütmede padişahı doğrudan temsil etmez? (99
(2000 DMS)
DMSL)
A) Lala A Külliye B) Sebii
C Cami D) Medres9
B) Kadı
) Kütüphane
LLJ

C) Voyvoda
D) Sadrazam
E) Tımarlı sipahi Külliye daha geniş anlamda kullanılır. Külliye
içerisinde camii, medrese, kütüphane gibi yapıları
barındırır.
Verilenleri incelersek
Lala; Şehzadelerin yetiştirilmesinden sorumlu (Cevap A)
kimselere verilen addır.
Kadı: Kazaların yönetiminde görev alan yetkiliye
verilen unvan
Voyvoda: Osmanlıların Eflak Boğdan beylerine "Osmanlıda ilmiye sınıfı öğretimde iki ana konu
verdikleri unvan ile ilgilenmiştir." Bu iki konu aşağıdakilerden
hangisidir? (2000 DMS)
Sadrazam: Padişahın mutlak vekili olup onun
mührünü taşırdı. A) Din-askerlik
Tımarlı Sipahi: Köyleri yönetenlere veriien addır. B) Din-hukuk
C) Ticaret-sanat
Buna göre, Lalaların yürütmed9 yetkileri yoktur.
D) Tarih-edebiyat
(C^vap A) E) Tarih-risale
-TARIH- 51

Osmanlı Devleti'nin ünlü sanatçılarından biri olan


Levni, sanat dallarından hangisinde yaptığı
İlmiye ilimle meşgul olanlar topluluğu demekti. Ehl-i
çalışmalarla tanınmıştır? (2001 KMS)
şer-i diye adlandırılıyordu. Ehl-i şer-i ise İslâm dininin
esaslarını ve emrettiği dünya nizamını bilen ve onun A) Minyatür
uygulanması göreviyle yükümlü bulunanlar anlamına B) Çini
geliyordu. İlmiye sınıfı (ulema) medresede C) Müzik
yetişiyordu. Medrese eğitimini tamamlayarak D) Hat
diploma alanlar müderrislik veya kadılık için E) Mimari
başvurabilirlerdi.
(Cevap B)
Büyük Minyatür sanatçısı. Asıl adı Abdülcelit Çelebi
olmasına karşın resimlerinde Levni'yi (Renkçi)
6. kullanmıştı.
Osmanlı Devleti'nde önceleri Hıristiyan tebaanın Levni'nin II. Mustafa döneminde (1695-1703)
yetenekli çocuklarının alındığı, daha sonraları Edirne'de tanınmış bir nakkaş olduğu sanılmaktadır.
Müslüman çocukların da alındığı okul hangisidir? Levni 1718'de İstanbul'daki saray atölyesinde
(2000 DMS) çalışmış ve dönemin en önemli nakkaşı olmuştur.
A) Hendese Okulu Levni'nin üslubu geleneksel özellikler taşımakla
B) Mahalle Mektebi birlikte, Osmanlı minyatür sanatına yenilikler
getirmiştir. Minyatürlerinde, yüzlerin kalıplaşmış
C) Enderun
halde değil, kişinin özelliğine göre resmedilmesi,
D) Medrese
perspektif kurallarına uyulması en önemli özelliğidir.
E) Mülkiye
Surname minyatürleri meşhurdur.
(Cevap A)
Enderun mektebine başlangıçta Hıristiyan tebaanın
yetenekli çocukları alınırdı. Devşirme sistemiyle
toplanan bu çocuklar, Enderun'da iyi bir Müslüman,
güvenilir nitelikli bir devlet adamı, usta, sanatkâr
olarak yetiştirilirdi. Osmanlılara bağlı olan ülkelerin
rehine olarak İstanbul'a gönderdikleri çocuklar da
Enderun'da eğitilirdi. Daha sonraları Enderun'a
Müslüman çocukları da alınmaya başlandı.
9. Osmanlılarda;
(Cevap C)
I. Ferman
II. Fetva

7. Aşağıdaki saraylardan hangisinin yapı tarzında III. Berat


Batı mimarisinin etkisi yoktur? (2000 KMS) Belgelerinden hangileri padişah tarafından
A) Dolmabahçe verilirdi? (2001 KMS
B) Beylerbeyi A) Yalnız I
C) Topkapı B) Yalnız II
D) Yıldız C) Yalnız III
E) Çırağan D) l-lll
E) I- II- III

Osmanlı mimarisine Batı mimarisinin etkisi


Osmanlı'nın son dönemlerinde olmuştur. Verilen Ferman: Padişah yetkisine dayanarak toplum,
saraylardan Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız, ekonomi ve yönetim hayatının her alanıyla ilgili
Çırağan Osmanlı'nın çöküş döneminde yapılmıştır. kurallar koyabilirdi. Koyduğu kurallar, onun ağzından
Topkapı Sarayı 1465 - 1478 yılları arasında Fatih çıkmış gibi yazılır ve ilgilere iletirdi. Bu belgelere
Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Yükselme ferman denilirdi.
dönemi eserlerindendir. (Cevap D)
(Cevap C)
52- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

10. Osmanlı Devlet'inde, 13. Osmanlılarda aşağıdaki sanatlardan hangisine ait


eserler, yapıldığı dönemin sosyal ve siyasi
I. Yöneticiler
özellikleri hakkında en çok bilgi verir? (2002
II. Hanedan üyeleri KPSS)
III. Azınhklar A) Çini C) Kakma E) B)Hat
Minyatür D) Ebru
gruplarından hangileri cizye vergisi ödemekle
yükümlüdür? (2001 KPSS)
A) Yalnızl
B) Yalnızll Hat sanatı yapıldığı dönemin sosyal ve siyasi
C) Yalnız III özellikleri hakkında en çok bilgi verir.
D) Ivell I, (Cevap B)
E) llvelll

Cizye vergisi gayrimüslim sağlıklı erkeklerden 14. Aşağıdakilerden hangisi, Osmanlılarda yoksul
askerlik bedeli olarak alınan vergidir. halka yemek dağıtmak amacıyla yapılmıştır?
(2003 KPSS)
(Cevap C)
A) Külliye B) Şifahane D) C) İmarethane
Medrese E) Türbe
11.1. Padişahların tahta çıkışı
II. Padişahların bizzat sefere gidişi Han: Dinlenme amaçlı yapılan yerler.
III. İç isyanların bastırılması Medrese: Eğitimin yapıldığı yer.
Osmanlı Devleti'nde cülus ne zaman dağıtılırdı? Şifahane: Hastaların tedavisi için yapılan yerler.
(2002 KPSS) Kümbet: Anıtmezar.
A) Yalnızl İmarethane: Yoksul ve kimsesizlerin yemek
B) Yalnızll ihtiyacını karşılamak için yapılan yerler.
C) Yalnızlll (Cevap C)
D) I ve II
D) II ve III
15. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Dönemi'ne ait
eserlerden degildir? (2003 KPSS)
Padişahlar her taht değişikliğinde cülus bahşişi
dağıtırlardı. A) Kale-i Sultaniye
B) Anadolu Hisarı
(Cevap A)
C) Rumeli Hisarı
D) Kilitbahir Kalesi
12. XVI. Yüzyıl Osmanlı-Türk mimarisinin en büyük E) Diyarbakır Surları
ustası kimdir? (2002 KPSS)
A) Mimar Sinan Diyarbakır Surları, Osmanlılar Dönemi'ne değil,
B) Yakup Şah Beylikler Dönemi'ne ait eserlerden biridir.
C) Mimar Ayaz (Cevap E)
D) Mimar Kemaleddin
D) Mimar Hayreddin

Mimar Sinan 1490-1588 yılları arasında yaşamış, o 16. Aşağıdakilerden hangisi, Osmanlı Devleti'nde
dönemde dünyanın en büyük mimarıdır. Türk XVII. yüzyıldan itibaren medreselerde okutulan
mimarisini doruk noktasına ulaştıran döneme kendi derslerden biri degildir? (2003 KPSS)
damgasını vuran Mimar Sinan olmuştur. A) Kimya B) Kelam E) Hadis C) Kur'an
(Cevap A) D) Tefsir
-TARİH- 53

19.1. Devşirme II. İltizam III. Müsadere


17. yüzyılda Osmanlı medreselerind9 dini bilimler Osmanlı Devleti'nde sürekli ve düzenli olarak
okutulmaktaydı. Kimya pozitif bilimler içinde yer devlet adamı ve ordunun asker ihtiyacı
almaktadır. yukarıdakilerden hangisi veya hangileriyle
sağlanmıştır? (2004 KPSS)
(Cevap A)
A) Yalnız I B) Yalnız
C) Yalnız III D) I, II
E) II, III
Devşirme; Asker olarak yetiştirilmek üzere Yeniçeri
mimari Ocağına alınacak çocukların seçilip toplanmasıdır.
17. Aşağıdakilerden hangisi XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti'nde I. Murat tarafından kurulan
eserlerinden biri degildir? (2003/2 KPSS) Kapıkulu Ordusu, devşirme yöntemiyle
A) Dolmabahçe Sarayı oluşturulmuştur. Osmanlıda asker sayısının büyük
bölümünü sağlamada ve devlet adamı yetiştirmede
B) Çırağan Sarayı
yarar sağlamıştır.
C) Topkapı Sarayı
Enderun Mektebi: Topkapı Sarayı'nda devlete
D) Beylerbeyi Sarayı
yönetici yetiştirmek amacıyla açılmıştır. Bu okula
E) Yıldız Sarayı
devşirmelerin zeki olanları alınırdı. İltizam: Devİ9te
ait bazı gelirlerin tahsili; kefil gösterilmek ve bedeli
Topkapı Sarayı Osmanlı Sanatında klasik dön^m muayy^n taksitlerle ödenmek üzere alınması
anlamında kullanılan bir vergi çeşididir. İltizam
içerisinde yer alır. Topkapı Sarayı Fatih Sultan
usulü, Tanzimât'tan sonra kaldırılmış, vergilerin
Mehmet tarafından İstanbul'da yapılmıştjr. Diğer
doğrudan doğruya tahsiline karar verilmiş ise de, bu
seçeneklerde verilen saraylar geç dönem
yasak devam edememiş; bundan sonra yeniden
eserleri arasında yer alır. Yapılış tarihleri, iltizam usulünün uygulamasına geçilerek Osmanlı
Dolmabahçe Sarayı -> 1856 Çırağan Sarayı -> 1863 Devleti'nin sonuna kadar bu usul devam etmiştir.
Beylerbeyi Sarayı -> 1865 Yıldız Sarayı -> 19. yy. Müsadere; Tanzimat'tan önce herhangi bir kişiye ait
(Cevap C) mallara, padişah adına el konulmasına denir.
(Cevap A)

18. Osmanlılarda ulema, bir görevli olarak;


20.1. Ürün üzerinden alınması
I. din,
II. Her bölgeden farklı oranda toplanması
II. eğitim,
III. Gayri Müslimlerden alınması
III. yargı,
Yukarıdakilerden hangisi aşar vergisinin
IV. askerlik özelliklerindendir? (2004 KPSS)
alanlarından hangilerinden sorumludur? (2003/2 A) Yalnızl B) Yalnız II
KPSS) C) Yalnızlll D) I, II
B) Yalnız IV
A) Yalnızl C) Ivel l E) I, II, III
D) I ve III
E) I, II ve II
Öşür (Aşar): Osmanlı Devleti'nde Ziraat kesimi
Ulema kadılık, müderrislik, müftülük, nişancılık, üzerindeki vergi yükü çok ağırdı. Şer'i bir vergi olan
defterdarlık ve cami hizmetleri gibi görevlere aşar (öşür) onda bir anlamına geliyor V9 çiftçinin
atanırdı. ürettiği ürün üzerinden ve ürün olarak alınıyordu.
Buna göre verilen bilgilerden yalnız I doğrudur.
(Cevap E)
(Cevap A)
54- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

21. Külliyeler genellikle aşağıdakilerden hangisinin 23.1- Padişah


çevresinde yer alır?
B) Medrese II- Sadrazam
(2004 KPSS)
D)Han III- Nişancı
A) Bimarhane C)
Mektep E) Cami Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri Osmanlı
devlet yönetiminde etkili olmuştur?
A) Yalnız
B) Yalnız II E) l-ll-lll C) Yalnız III
Külliye; Bir caminin çevresinde cami ile birlikte D) l-ll
kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane
gibi çeşitli yapıların bütünüdür. Nişancı, toprakların dirlik sahiplerine
(Cevap E) dağıtılmasını yürütür. Ülkenin tapu kadastro
işlerine bakar. Padişahın yazdığı Fermanlara ve
beratlara tuğra çekerdi. Devletin yönetim işlerine
22. Osmanlı Devleti'nde Tanzimat dönemine kadar karışmazdı.
kadıların vermiş oldukları hükümler gerektiğinde
(Cevap D)
aşağıdakilerin hangisi tarafından incelenir ve
düzeltilir? (2004 KPSS)
A) Padişah C) Kazasker B) Şeyhülislam
E) Nişancı D) Defterdar
24. Osmanlı İmparatorluğu'nda Divan'ı Hümayun'da,
Padişah: Fatih I- İlmiye (Din, yargı, eğitim, öğretim sektöründen
Dönemi'ne kadar divana padişahlar başkanlık sorumlu olan yöneticiler verilen ad)
etmişlerdir. Fatih'ten sonra bu görev sadrazamlara
verilmiştir. II- Seyfiye (Hem askeri hem de idari görevi olan
yöneticilere verilen ad)
Sadrazam: Padişahın mutlak vekili olup onun
mührünü taşırdı. Divan-ı Hümayun'a başkanlık eder, III- Kalemiye (Devlet kalemlerinde görev yapan
ordunun başında sefere çıkarlardı. Sadrazam görevlilere verilen ad)
bugünkü Başbakan'a benzetilebilir. Kazaskerler: IV- Azınlık (Müslüman olmayan halka verilen ad)
Adalet, eğitim, kültür ve din işlerine bakar, kadıları
tayin ederlerdi. Tanzimat dönemine kadar kadıların Osmanlı imparatorluğu uyruğunda olan
vermiş oldukları hükümleri gerektiğinde inceler ve
gayrimüslimler yukarıdakilerden hangileri temsil
düzeltirdi. Türk ve medrese kökenliler seçilirdi.
edilirdi?
Başlangıçta bir tane olan kazasker Fatih'ten
itibaren Anadolu ve Rumeli olmak üzere ikiye A) Yalnız I B) Yalnız II D) l-ll-lll C) l-ll
çıkarıldı. Rumeli'deki görevliler Anadolu'daki E) I-II-III-IV
görevlilerden protokolde daha üstündü. Osmanlı
Devleti'nde kazaskerlik I. Murat'ın saltanatı başında
1363'te teşkil edilmiştir. Müesseselerin görevleri Azınlıklar meşrutiyet döneminde parlamenter
eğitim ve yargı teşkilatının idaresi, ordunun ve askeri sisteme geçişle parlamentoda temsil edilmeye
zümrenin barış ve savaş sırasında hukuki ihtiyaç ve başlandılar.
ihtilaflarının giderilmesi ve davaların görülmesi (Cevap D)
şeklinde iki ana başlık altında toplanabilir.
(E. ihsanoğlu, Osmanlı Devleti Tarihi, Cilt: 1, Istanbul, 1999, sf:267)
Şeyhülislam: Ulema sınıfının başkanıdır. Yükselme
döneminde divan üyesi olmuştur. Padişah tarafından
göreve getirilirdi. Padişahın ve divan kararlarının
İslam hukukuna uygunluğunu denetlerdi ve "fetva"
verirdi.
Nişancı: Padişah adına yazılacak mektup, ferman,
berat ve antlaşmaları kaleme alır, fethedilen
toprakları tapu defterine yazarak hak sahiplerine
dağıtır, padişahın tuğrasını (imza) çekerlerdi.
(Cevap C)
1 OSMANU DEVLETİ DÖNEMİNE AİT ESERLER 1
Yeri Tarihi ve Dönemi ( Özelliği
Eser İstanbul 1543 | Mimar Sinaıfın yaptığı ilk selatin külliyesidir. Şehzade Camii, Klasik
Şehzade Camii Dönem | planı bakımından olduğu gibi, külliyeyi m^ydana getiren l çevresindeki
medrese, imaret vb. yapılarıyla da İstanbul'un ilk I önemli ve büyük külliyesidir.

Süleymaniye Camii İstanbul 1549 | Bu yapı, çevresindeki 18 yapıyla birlikte istanbul'un en büyük Klasik
Dönem | külliyesidir. Mimar Sinan'ın kendi türbesi de bu külliyenin I
kuzeydoğusundadır. Süteymaniye Camii ve Külliyesi, Fatih'ten | sonra şehrin ikinci
üniversitesi olmuştur.

1569-1574 | Mimar Sinan'ın son "ustalık" eseri, Edirne'de yaptığı Selimiye


Klasik Dönem | Camii'dir. 6 yılda bitirilen bu cami, 31,50 m çapındaki [
kubbesiyle geniş mekan anlayışının şaheser bir örneğidir. I Selimiye, mekan
büyüklüğü, yükseklik, topluluk ve ışık etkisi | bakımından dünyanın en büyük
Selimiye Camii Sultan Edirne eserleri arasında yer alır.
1609-1616 | Sultan I. Ahmed Han yaptırmıştır. Mimarı Sedefkâr Mehmet
Klasik Dönem | Ağa'dır.

Ayasofya Camii | 916 yıl kilise, 481 yıl cami olmuş, Ayasofya İstanbul'un |
Yeni Camii (Valide fethinde usulden olduğu üzere şehrin büyük kilisesi olarak |
Camii) camiye çevrildi. | 1935'ten bu yana müze olarak tarihi işlevini
istanbul sürdürmektedir.

1589-1664 | Klasik uslupta inşa edilen son örnektir.


Klasik Dönem |

istanbul 1465-1478 { Topkapı sarayı 700.000 metrekarelik bir alanı kaplar, içinde
Klasik Dönem | kasırlar, köşkler, devlet daireleri, saray halkına ayrılan
Topkapı Sarayı koğuşlar, camiler, kütüphaneler ve büyük bir mutfak vardır.

İstanbul 1472 | Dairelerden, büyük sofalardan, kubbe altlarından ve Klasik Dönem


| köşklerden oluşan Topkapı Sarayı'nın ilk yapılarından biridir, | Fatih Sultan
Çinili Köşk Mehmet yaptırmıştır.
1393 ' k-iaoii, n*™™ i Yıldırım Bayezid yaptırmıştır. Askeri mimarinin
en güzel ıMaSiK uoncrn ı .. .. . . ,. I orneklerındendır.
Klasik Dönem | Fatih Sultan Mehmet yaptırmıştır. Askeri mimarinin en güzel [
Anadolu Hisarı İstanbul ömeklerindendir.

Rumeli Hisarı istanbul


Bursa 1413-1424 | İlk dönem Osmanlı mimarisinin önemli eserleri arasında yer
istanbul Klasik Dönem I alır.
Yeşil Camii Rüstem
1561 İ Kanuni'nin sadrazamlarından Rüstem Paşa tarafından 1561
Klasik Dönem j yılmda Mimar Sinan'a yaptırılmıştır.
Paşa Cami
XVIII. yüzyıl [ Klasik Osmanlı mimarisi ile Avrupa barok üslûbunun l
Nuruosmaniye Cami İstanbul sentezidir.
1856 | Çöküş dönemi eseridir. Mimarı Garabet Balyan'dır. Geç
dönem |
Dolmabahçe Sarayı istanbul 1863 | Çöküş dönemi eseri. Geç dönem !
19. yüzyıl | Çöküş dönemi eseri. Geç dönem |

Çırağan Sarayı Yıldız istanbul

Sarayı Beylerbeyi İstanbul


1865 | Çöküş dönemi eseri. Geç dönem |
Sarayı İshak Paşa Ağrı 1784 Türk mimarisinin en güzel örneklerindendir. Adı saray olarak Geç
dönem | geçmekle birlikte külliyedir.

Sarayı
56- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTUR DERGİSİ-

COĞRAFYA | Türkiye'nin Beşeri Coğrafyası

olarak oldukça yoğun nüfus özelliği


Nüfus: Sınırları belli bir toprak parçası üzerinde ve
gösterirler.
belirli birzaman içinde yaşayan insan sayısıdır.
Nüfus Artışının Olumlu Sonuçları
Nüfus Artışı: Belirli bir bölgede yaşayan nüfusun
önceki yıllara göre gösterdiği sayısal değişime nüfus • Mal ve hizmetlere talep artar.
artışı denir. Bu değişim doğumlar, ölümler ve göçler • Vergi gelirleri artar.
arasındaki ilişkiye bağlıdır. Bir ülke veya bölgede
• Üretim artar, işçi ücretleri düşer.
doğum oranı, ölüm oranından azsa, bu durumda
nüfus artışı yerine nüfus azalması olur. • Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır.
Nüfus Artış Hızını Etkileyen Faktörler Nüfus Artışının Olumsuz Sonuçları
• Doğum oranının yüksek olması • Enflasyon artar.
• Savaşlar ve tabii afetler • İşsizlik artar.
• Evlenmeler • Kalkınma hızı azalır.
• İktisadi ve sosyal şartlar
• Tüketim artar.
• Eğitim
• Eğitim ve sağlık harcamaları artar.
• Sanayileşme
• Hızlı ve plânsız kentleşme oluşur.
• Nüfus planlaması uygulamaları
• Konut sıkıntısı görülür.
• Çevre
• Ölümler • Dış ödemeler dengesi bozulur.
• Hızlı kentleşme • İç ve dış borçlar artar.
• Beslenme şartları • Kişi başına düşen milli gelir azalır.
• Gelenek, görenek ve dini inanışlar • Tasarruflar azalır, tüketim artar.
• Sağlık hizmetlerinin artması • Göçler artar, hızlı şehirleşme görülür.
Nüfus artışı ile kalkınma hızı arasında ilişki • Belediye hizmetleri zorlaşır.
vardır. Bunlar:
• Nüfusa bağlı yatırımlar artar.
• Nüfus artışı kalkınma hızından yüksek ise
• Çevre kirlenmesi artar.
ülkenin gelişimi yavaşlar.
• Doğal kaynaklar hızla tükenir.
• Nüfus artışı kalkınma hızından düşük ise
ülkenin gelişimi hızlanır. • Alt yapı sorunları oluşur.
• Nüfus artış hızı açısından ülkeler • Gelir dağılımı eşitsizlenir.
kıyaslandığında, gelişmiş ülkelerde çok • Tarım alanları miras yoluyla parçalanır.
düşük, az gelişmiş ülkelerde ise çok yüksek
• Tarım alanlarının amaç dışı işgali artar.
olduğu görülür.
• Enerji kaynakları hızla tükenmeye başlar.
• Yeryüzünün iklim ve bitki örtüsü koşullarına
bağlı olarak, bazı bölgelerde nüfusun TÜRKİYE'DE NÜFUS ARTIŞI, NEDENLERİ VE
toplanması ve yerleşmesi sınırlanırken, bazı SONUÇLARI
bölgeler; iklim, tarım koşulları, madencilik,
Türkiye nüfusunun sayısı, dağılışı ve özellikleri
ulaşım, endüstri ve ticari faaliyetlere bağlı
nüfus sayımı ile belirlenir.
-COĞRAFYA- 57

1.NÜFUSARTIŞI tutulmasıdır.
Sayım Türkiye Nüfusu - En yüksek nüfus artışı 1955-1960 döneminde
Yıllart olmuştur. Bu dönemde sanayi önceki dönemlere
1927 13 648 200 göre ilerlemiş, ulaşım ağı yaygınlaşmış, sağlık
1935 16158 000 hizmetlerinde iyileşmeler sağlanmıştır.
1940 17 820 900
- 1975-1980 yılları arasında nüfus artışında az da
1945 18 790 200 olsa bir düşme görülmektedir. Bunda bazı
1950 20 947 200
1955 24 064 700
1960 I 27 754 800
Sayım Yılları Türkiye
Nüfusu
1965 31 391 400
1970 35 605100
1975 40 347 700
1980 44 736 900
1985 50 664 400
1990 56 473 035
2000 67 803 927

Sayım yıllarına göre Türkiye nüfusuna göz


attığımızda 1927 - 2000 arasındaki ülke nüfusunun
özellikleri şu başlıklarla belirtilebilir.

» Nüfus hızlı bir şekilde artmaktadır.


» Genç nüfus yaşlı nüfustan daha fazladır.
» Erkek nüfus kadın nüfustan daha fazladır.
» Nüfusun eğitim düzeyi giderek
yükselmektedir.
» Ortalama insan ömrü giderek uzamaktadır.
» Kentsel nüfus giderek artmaktadır.
» İç ve dış göçler yoğun olarak yaşanmıştır.
(Milyon)
NÜRJS MİKTARI _^_ART1Ş ORANI
Sayım yıllarına göre Türkiye'nin nüfusunda artış
miktarı ve artış oranı

Yukarıdaki grafiğe bakılarak sayım dönemlerindeki


değişimler ile ilgili şu sonuçlar çıkarılabilir,
- En düşük artış binde 11 ile 1940-1945 yılları
arasında olmuştur. Bunun nedeni Türkiye II.
Dünya savaşına girmemesine rağmen çok
sayıda genç erkek nüfusun silah altında
ekonomik ve sosyal olumsuzlukların etkisi de
vardır.
2. NÜFUS ARTIŞININ NEDENLERİ
Türkiye'de nüfus artışının başlıca nedenleri şu
başlıklar altında toplanabilir:
a) Doğurganlık oranının yüksek olması.
b) Bebek ölüm oranlarının azalması.
c) Beslenme ve sağlık koşullarının iyileşmesi ve
buna bağlı olarak ortalama insan ömrünün uzaması.
d) Dış ülkelerden göç alma.
a. Doğurganlık oranının yüksekliği: Nüfus
artışınm temel ve doğal nedeni olan doğurganlık,
doğum yapabilecek çağdaki (15-49 yaşları
arasındaki) kadınların doğurduğu ortalama çocuk
sayısı ile ifade edilir. Türkiye'de doğum oranı,
kalkınmış ülkelere göre 2 - 3 kat daha fazla, geri
kalmış ülkelere göre ise azdır. Yurt genelinde
düşünüldüğü zaman, kırsal kesimdeki doğum oranı
kentlere göre çok daha fazladır. Bunun b aşlıca
nedenleri, aile plânlamasının kırsal kesimde
uygulanmaması ve geleneksel aile kavramıdır.
b. Bebek ölümlerinin azalması: Türkiye'de nüfus
artışının önemli nedenlerinden biridir. Bebek
ölümleri son yıllarda hızla azalmaktadır. Çünkü
anneler çocuk sağlığı konusunda
bilgilendirilmektedir. Bebek ölümlerinin azalmasının
başka bir nedeni de beslenme koşullarımn
iyileşmesidir. Ayrıca bebek ölümlerine neden olan
hastalıkların aşılarının uygulanması ve tedavi
yöntemlerinin geliştirilmesi de bu konudaki önemli
etkenlerdendir.
c. Sağlık ve beslenme koşullarının iyileşmesi ve
ortalama insan ömrünün uzaması: Hızla
kalkınmakta olan ülkemizde sağlık hizmetleri de
hızlı bir şekilde iyileşmektedir. Sayıları her geçen
gün artan hastane, sağlık ocağı, poliklinik,
dispanser gibi sağlık kuruluşları, ülkenin her yerine
sağlık hizmetleri yaymaktadır.
Gelişen tarım, hayvancılık ve sanayi sayesinde
ülkemizdeki beslenme koşulları hızla iyileşmektedir.
Ayrıca sanayi, ulaşım, turizm, ticaret gibi daha pek
çok konuda yurdumuzun topyekün kalkınması, Türk
insanının refah düzeyini yükseltmiş bulunmaktadır.
d. Dış ülkelerden göç alma: Türkiye nüfusunun
artmasında, dıştan gelen göçlerin de payı vardır.
Bağımsızlığını kazanan ülkelerde yaşayan Türkler,
çeşitli baskılarla karşı karşıya kalmıştır. Bu
ülkelerdeki Türklerin bir kısmı gerek ikili anlaşmalar
58- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

sayesinde değiş - tokuş yoluyla, gerekse diğer göç alan büyük kentlerimizde kendini daha fazla
yollardan Türkiye'ye göç etmiştir. hissettirmektedir. Kırsal kesimden gelen çok
3. NÜFUS ARTIŞININ DOĞURDUĞU sayıdaki insan, sınırlı parasal imkânlarıyla sağlıklı
SORUNLAR konut temin edememektedir. Onun için de büyük
kentlerin çevrelerinde devlet arazisi üzerine izinsiz,
Türkiye'de nüfus artışının özellikleri plânsız ve projesiz yapılan sağlıksız meskenlerde
» Nüfus sürekli ve hızlı biçimde artmıştır. Son 11 (gecekondularda) oturmak zorunda kalmaktadır.
yılda (1927 - 2004 arası) 5 katına ulaşmıştır. Gecekondulardan oluşan semtlerde:

» Sayım dönemlerine göre artış oranları arasında Elektrik, su, yol, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri
farklılıklar bulunmaktadır. Bu da II. Dünya yeterli değildir. Kalitesiz inşaat malzemeleri ve
Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'yla ilgilidir. yetersiz inşaat teknikleriyle yapılmış olan bu
meskenler, ısı izolasyonu yönünden de yetersizdir.
>> Nüfus artış oranı gelişmiş ülkelerinkinden
yüksek, gelişmemiş ülkelerinkinden ise BilgiNotu/
düşüktür.
i Türkiye'de giderek artan mesken eksikliğine kesin |
» Kadın - erkek sayısı birbirine eşittir. Bu eşitlik jçözüm bulmak ancak köyde n kente g ö ç ü n |
savaş yıllarında erkekler aleyhinde değişmiştir. | durdurulması ile mümkündür. Bunun için de nüfusu |
» Ülke nüfusunun artışının temel nedeni | kentlere çeken eğitim ve sağlıklı hizmetleriyle, |
doğurganlıktır. Bölgeler ve kentler arasında | kentlerde daha fazla olan iş imkânlarının köylerde l
farklı nüfus artışında iç göçler önemli etken I d® oluşturu Iması gereki r.
olmuştur. Bunun sonucunda doğurganlığın en
yüksek olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da I
nüfus artış oranı düşmüş buna karşılık
c. Tarım alanlarının azalması: Nüfusun hızla
doğurganlığın düşük olduğu batı bölgelerinde
artması sonucu kentlere yönelik göçlerle, özellikle
nüfus daha hızlı artmıştır.
büyük kentlerimiz yatay yönde hızla büyümektedir.
>> Genç nüfus yaşlı nüfusa göre daha fazladır. » Kentlerin düzensiz ve hızlı bir şekilde büyümesi,
Ortalama insan ömrü uzamaktadır. Hızlı nüfus çevredeki verimi tarım arazilerinin tarım dışı
kalmasına neden olmaktadır. Miras yoluyla
artışının neden olduğu sorunlar:
toprakların küçülmesi de şehre göçün tarımsal
a. Kırsal kesimden kentlere yoğun göç: Çoğu sonuçlarından biridir.
büyük kentlere olmak üzere, köylerimizden her yıl
d. Çevre sorunları: Hızlı nüfus artışının doğurduğu
çok sayıda insan kentlere göç etmektedir. Bu
sonuçlardan bir kısmı da çevre sorunlarıdır. Artan
yüzden yoğun göç alan büyük kentlerimizde çeşitli
nüfus doğal olarak daha çok yakıt tüketir. Tüketilen
sorunlar ortaya çıkmaktadır.
kalitesiz yakıtlar ise havaya yoğun olarak bırakılan
Bunlar; kükürt dioksit (SO2) ve duman havayı kirletir. Sanayi
kuruluşlarının toprağa saldığı asitli, zehirli ve
- Alt yapı yetersizlikleri, göç alan kentlerde bu
deterjanlı sular, toprak kirliliğine yol açmakta ve
durum; yol, elektrik, su, kanalizasyon gibi alt
böylece toprağın verimi azalmaktadır. Kanalizasyon
yapı hizmetlerinin yeterince yerine getirilmediği
yetersizliği sonucu pis sular şehir içinden geçen
semtler oluşturmaktadır.
sulara karışmakta ve su kirliliğine neden olmaktadır.
- Büyük kentlerde yaşayan trafik kargaşaları, Şehirlerde bulunan motorlu taşıtlardan çıkan sesler
polisiye olaylar, gürültü (ses kirliliği) gibi gürültüye yol açmaktadır.
olaylarda da kentlerimizin aldığı yoğun göçlerin
etkisi bulunmaktadır. e. İşsizlik sorunu: Türkiye'de işsizlik oranı oldukça
yüksektir. (2004 yılı verilerine göre % 15 dolayında)
- Eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksaması sorunu Bunda, nüfusun hızlı şekilde artmasının önemli
da göç olayının sonuçları arasındadır. etkisi vardır. Çünkü hızla artan nüfus içinde, çalışma
- Eğitim ve öğretimin niteliğini olumsuz etkilemesi. çağına gelen insan sayısı da hızla artmakta mevcut
istihdam olanakları yetersiz kaldığından işsizlik
b. Konut yetersizliği: Ülke nüfusunun hızla
sorunu oluşmaktadır.
artmasının doğurduğu, önemli sonuçlardan biri de
konut yetersizliğidir. Konut eksikliği özellikle yoğun f. Kalkınmanın frenlenmesi: Ülkenin artan
gelirinin nüfusa eklenen insanlara paylaştırılması
sonucu, fert başına düşen gelir yeteri kadar
-COĞRAFYA- 59

yükselememektedir. Daha açık bir ifadeyle milli geliri Türkiye'de nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı
pastaya benzetirsek, pastadan pay alanların sayısı incelendiğinde şu özellikler görülür.
artıyor, fakat pasta kendisinden pay alanlardan daha
- Nüfusun büyük bir bölümü 15-64 faal yaş grubu
az artıyor. Böylece kişi başına düşen gelir
içinde yer almaktadır. Bu yaş grubundaki nüfus
miktarında beklenen artışlar sağlanamıyor.
kırsal kesimden kentlere göç nedeniyle kentlerde
TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ daha çok olduğu görülür.
Nüfusun yapısı (özellikleri), yaş grupları, cinsiyet - Nüfusumuzun % 36'sı 0-14 (çocuk) yaş
durumu, çalışanların iş alanlarına göre dağılımı, grubundadır. Bu oranla nüfusumuzun genç bir
eğitim durumu, kırsal ve kentsel nüfus gibi özellikler yapıya sahip olduğu anlaşılır.
hakkında bilgi verir.
- Nüfusumuzun % 4'ünü 65+(yaşlı) yaş ve
1. NÜFUSUN YAŞ VE CİNSİYET GRUPLARINA üzerindeki nüfus oluşturur.
DAGILIMI
Türkiye nüfusunun en belirgin özelliği, çocuk ve
MİLYON KİŞİ genç nüfusun fazla olmasıdır. Türkiye'de genç
4 3 2 1
nüfusun fazla olmasının sonuçları maddeler
EKREK KADIN halinde şöyle sıralanabilir:
- Çeşitli ekonomik faaliyet alanlarında çalıştırmak
üzere iş gücü temininde kolaylık sağlamıştır.
Genç nüfusu az olan bazı batılı ülkelerde durum
bunun tersine olduğu için dışarıdan işçi bulmak
zorunda kalmaktadırlar. Bunun en tipik örneği
Almanya'dır.
- Fazla nüfus, fazla tüketimi doğurur. Bu da
MİLYON
üretimi teşvik eder. Onun için sanayi ve ticaret
KİŞİ
önemli ölçüde gelişme göstermiiştir.
2000 Nüfus sayımı verilerine göre Türkiye nüfus - Çalışma çağına gelen nüfus, iş bulmak ve
piramidi çalışmak ister. Ancak ülkemizdeki iş alanları
Nüfusun belirlenen yaş gruplarına dağılımı, nüfusun nüfus kadar hızlı artmadığı için, işsizlerin sayısı
yaş yapısı olarak nitelendirilir. giderek artmaktadır.
Nüfus piramitleri, ülkelerin nüfusunun yaş yapısı - Sağlık ve eğitim hizmetlerinin aksaması da genç
hakkında ayrıntılı bilgi verir. Ülkelerin nüfusunun yaş nüfusun fazla olmasının başka bir sonucudur.
gruplarına dağılımı genellikle bir piramide benzer. - Kırsal kesimde iş olanakları yetersiz
türkiye'nin nüfusu hızla arttığı için, genç ve çocuk olduğundan, genç nüfus iş bulmak ümidiyle
yaştaki nüfus, yaşlı nüfusa göre çok fazladır. Onun kente göç etmektedir. Böylece,
için grafiğin tabanı geniştir ve tepeye doğru giderek
daralmaktadır. Türkiye nüfusunun kadın-erkek oranmda son
yıllarda değişiklikler görülmektedir. 1940'a kadar
genç
kadın nüfusun fazla olduğu görülmektedir. Bunun
başlıca nedeni, 1. Dünya Savaşı ve İstiklâl
Savaşı'dır. Çünkü bu savaşlarda ve savaşın neden
olduğu olumsuz ortamlarda ölenlerin pek çoğu
erkektir. 1940'ta kadın-erkek nüfusunda eşitlenme,
daha sonraki yıllarda ise erkek nüfus fazlalığı
görülmektedir. Özellikle 1980-1985 ve 1990
sayımlarmda bu durum daha belirgindir.
Bir ülkede ya da kentte kadın-erkek nüfusu oranı
çocuk
göçlerle de yakından ilgilidir. Göçlere katılanlar
büyük oranda erkekler olduğu için, yoğun olarak göç
Türkiye'de nüfusunun yaş gruplarına göre oransal alan illerde belirgin bir erkek nüfus fazlalığı görülür.
dağılışı
60- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

Buna karşılık göç veren kentlerde durum bunun 4. KIRSAL NÜFUS VE KENTSEL NÜFUS
tersinedir. Türkiye'de nüfusu 10.000'den az olan yerleşim
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleriyle Doğu birimleri kırsal yerleşmeler, bu yerleşmelerin nüfusu
Karadeniz Bölümü'nün birçok illerinde kadın nüfus da kırsal nüfus olarak kabul edilir. Nüfusu
erkekten daha fazladır. Buna karşılık Marmara ve 10.000'den fazla olan yerleşmeler ise kent
Ege bölgelerindeki illerimizde durum bunun aksidir. yerleşmeleri, buralarda yaşayan nüfus ise kentsel
Bunun nedeni, genel olarak Türkiye'nin doğu nüfus olarak değerlendirilir.
yarısının göç vermesi, batı yarısının göç alması ve
göçe katılan nüfusun çoğunluğunun (iş arama
amaçlı) erkek olmasıdır.
2000
2. ÇALIŞAN NÜFUSUN EKONOMİK 1927
i Kırsal nüfus
FAALİYET KOLLARINA DAĞILIMI j Kentsel nüfus İKırsal nüfus
IKentsel nüfus
Türkiye'de çalışan nüfusun ekonomik faaliyet İlk sayım yıllarından günümüze
alanlarına dağılımından şu sonuçlar çıkarılabilir. kadar kırsal nüfus oranı sürekli olarak azalmakta,
Hizmetler Hizmetler buna karşılık kentsel nüfus oranı artmaktadır.
Sanayi Sanayi 1927 yılındaki ülke
Tarım Tarım
nüfusunun % 24.22'si
1927 1990
kentlerde, % 75-78'i kırsal
Türkiye'de genç nüfustaki kesimde oturmaktaydı.
sektörel değişmeler
Türkiye 1950'li yılların
Cumhuriyet'in ilk yıllarında tarım başından itibaren kentleşme
sektörünün payı % 90 sürecine girmiştir. Bu durum
dolayında, buna karşılık sanayi ve hizmet kentlerdeki alt yapı
sektörleri çok zayıftı. Ancak bu durum sürekli olarak yatırımlarımn fazlalaşması ve sanayileşme ile
değişmiş ve günümüze kadar sanayi ve hizmet ilgilidir. İlk kez 1985 yılında şehir nüfusu kır nüfusu
sektörünün büyümesi, tarım sektörünün ise geçmiştir. 1990'da nüfusun %41'i kırlarda, %59'u
küçülmesi şeklinde gelişmiştir. 2000 verilerine göre da kentlerde yaşamaktadır. 2000'de ise nüfusun
kırsal nüfusun % 35 olmasına karşılık tarım 64.9'u kentlerde, 35.1'i ise köylerde oturmaktadır.
sektöründe çalışan nüfus toplam nüfusun yarısını Kentsel nüfus kırsal nüfusa göre daha hızla
oluşturmaktadır. Bundan, kentlerde oturan nüfusun artmaktadır. Çünkü kentsel nüfusun artışı iki yolla
bir kısmının da geçimini tarımdan sağladıkları olmaktadır. Kent nüfusunun doğumlara dayalı normal
sonucu çıkarılabilmektedir. Hizmet sektörünün hızla artışı ve kentlerin kırsal yerlerden aldığı göç
gelişmesi ise ülkede turizm, ticaret ve inşaat nedeniyle artışıdır. Ülkemizde kentsel nüfusun en
alanlarında görülen hızlı gelişmenin sonucudur. yüksek düzeye ulaştığı bölge Marmara Bölgesi'dir.
Bölüm başında ise Çatalca-Kocaeli Bölümü'dür.
3. NÜFUSUN EĞİTİM DURUMU Kırsal nüfusun en yüksek olduğu bölgelerimiz ise
Nüfusun özellikleri arasında eğitim durumu, önemli Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgeleridir.
bir yer tutar. Çünkü bilgi çağı olan zamanımızda, TÜRKİYE'DE NÜFUS HAREKETLERİ
yeterli eğitime sahip olmayan insanlardan oluşan
nüfus, ülkelerin kalkınmasına yardımcı olamaz. Nüfus hareketleri denildiği zaman akla göçler gelir.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında % 10 olan okur yazarlık Göçler; nüfusun azalmasında, çoğalmasında ve ülke
oranı, 2000'de % 85'i aşmıştır. Okuma yazma oranı, içindeki dağılımında önemli rol oynar. Göçler,
erkeklerde kadınlara oranla daha fazladır. Ama insanların bireysel olarak, aile fertleriyle birlikte ya
kadınlann eğitim düzeyi de hızla yükselmektedir. da kitleler halinde yaşadıkları yerlerden geçici ya da
sürekli olarak ayrılıp, başka yerlere gitmesi
eylemidir.
Türkiye'deki göçler, üç grupta toplanır:
a. Doğal afetlerin neden olduğu göçler: Göçlere
yol açan doğal afetlerin başında kuraklık gelir. İklim
değişmeleri nedeniyle oluşan kuraklık, insanların
yaşama koşullarını önemli ölçüde zorlaştırdığı için
özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanların göç
etmelerine neden olmaktadır.
-COGRAFYA- 61

Depremler de özellikle iç göçlere neden olan bir - Miras yoluyla tarım arazilerinin giderek
doğal afettir. Sık sık meydana gelen depremler, küçülmesi
insanları göçe yöneltmektedir.
- İşsizlik ve geçim sıkıntısı
Heyelân, çığ, sel gibi doğal afetler de göçlere yol
- Eğitim ve sağlık olanaklarının yetersiziiği
açmaktadır.
gibi itici faktörler.
b. İşsizliğin yol açtığı göçler: Göçlerin önemli bir
bölümü ekonomik kökenlidir. Bunların başında İkincisi ise;
işsizlik nedeniyle ortaya çıkan göçler gelir. Bu
- Şehirlerdeki iş olanakları
göçlerin bir kısmı iç göç, bir kısmı ise dış göç
şeklinde olur. İşsizlik nedeniyle meydana gelen göçe - Şehirlerdeki eğitim ve sağlık olanakları
iş gücü göçü denir.
- Rahat yaşama arzusu
İş gücü göçüne katılanların bir kısmı, gittikleri
- Kentlerdeki sosyal ve kültürel yaşamın
yerlerde yılın sadece bir mevsiminde kalır. Bu
elverişliliği gibi çekici faktörlerdir.
mevsim genellikle yazdır. Bu göçlere kısa süreli iş
gücü göçü ya da mevsimlik iş gücü göçü denir. Bu göçler bölge ve illerimizin nüfusunun
Akdeniz ve Ege bölgelerine pamuk ve tütün değişmesindeki en önemli etkenlerden birisidir.
tarlalarında çalışmak için gelen işçiler ya da Nüfus çeken yerler; sanayi bölgeleri, maden çıkarım
inşaatlarda çalışmak için başka illere göç eden bölgeleri, verimli tarım bölgeleri ve turizm
işçiler bu gruba girer. bölgeleridir.
Çalışmak için göç eden işçilerin bir kısmı birkaç Türkiye'de iç göçler, bir kırsa! yöreden başka bir
yılhğına (genellikle aileleriyle birlikte), bazılarıysa kırsal yöreye de olabilmektedir. Örneğin Trabzon,
memieketlerine bir daha geri dönmemek üzere Rize ve Artvin illerimizin bazı köylerinden Çarşamba
giderler. Bu türlü göçlere de uzun süreli iş gücü ve Bafra ovalarına göçler olmaktadır.
göçü denir. Göç eden nüfusun ortak özellikleri ise şuniardır:
c. Sosyal olayların yol açtığı göçler: Sosyal » Göçe katılan nüfusun çoğu gençtir. »
olaylar arasında göçe neden olan en önemli faktör,
Göçe katılan nüfusun çoğu erkektir.
savaştır. Ülkeleri ya da yerleşim merkezleri düşman
tarafından işgal edilen insaniar, ya ülke içinde başka » Göçe katılanların çoğu gittikleri yerde tarım dışı
bir yere, ya da ülke dışına göç eder. Savaşlardan sektörlerde (çoğunlukla işçi ve hizmetli olarak)
başka, göçe neden olan olaylar arasında ihtilaller ve çalışmaktadır.
terör olayları önemli yer tutar. Bu göçlerdeki temel
neden can güvenliğidir.
fTürkiye'deki göçler;
Göçler, yapıldığı yerler göz önüne alınarak iç göçler Doğudan batıya doğru,
ve dış göçler şeklinde ikiye ayrılır.
İç yörelerden kıyı yörelerine doğru,
1. İÇGÖÇLER
Sanayinin gelişmemiş olduğu yerlerden,
Türkiye sınırları içinde meydana gelen iç göçler, şu
şekillerde olmaktadır:
2. DIŞ GÖÇLER
- Kırsal kesimden kentlere
Bir ülkeden başka bir ülkeye yapılan göçler, dış göç
- Kentlerden kırsal kesime
olarak nitelendirilir. Dış göçler bazen zorunlu, bazen
- Kentlerden kentlere de gönüllü olur. Baskı, zulüm veya savaştan
- Kırsal kesimden kırsal kesime kaçarak herhangi bir ülkeye yapılan göçlere zorunlu
göç ya da sığınma göçü denir.
!ç göçler yurdumuzda genel olarak kırsal kesimden
kentlere doğru olmaktadır. Bunun iki ana nedeni Ülkeler arasında yapılan anlaşma esaslarına göre
vardır. yapılan göçlere değiştirme (mübadele) göçleri
denir. Herhangi bir ülkeden, başka ülkelere, işçilerin
Bunlardan birincisi; çalışmak üzere gitmesine işgücü göçü denir.
- Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı
62- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-

Türkiye en çok Avrupa ülkelerine (en çok 1. NUFUS DAGILIŞINI ETKILEYEN


Almanya'ya) iş gücü göçü göndermiştir. FAKTÖRLER
Bilim adamı, doktor, mühendis, ekonomist ve A. Doğal Faktörler
sanatçı gibi nitelikli elemanların, başka ülkelere
Nüfusun dağılışını etkileyen doğal faktörler; iklim,
göçmesine ise beyin göçü denilmektedir. İkinci yer şekilleri, toprak, su ve bitki örtüsüdür.
Dünya Savaşı sırasında Almanya'da Yahudilere
yapılan soykırım nedeniyle çok sayıdaki Yahudi 1. İklim: İklimin en önemli iki elemanı oian sıcaklık
bilim adamı, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ve yağış, nüfusun dağılışı üzerine önemli etkiler
çeşitli ülkelere bu ülkedeki birçok bilim adamı da, yapar. Sıcaklık ve yağışın yeterli olduğu yerler,
çok daha iyi ekonomik koşulların bulunduğu diğer insanların yerleşip yaşaması için uygun yerlerdir.
ülkelere göçmüştür. Onun için buralar, nüfusun kalabalık olduğu
yörelerdir. Aşırı sıcakların ve aşırı soğukların
Türkiye'den yabancı ülkelere yapılan en büyük göç, bulunduğu yerler ise nüfusun seyrek olduğu
1960'tan sonra başlayan iş gücü göçüdür. Bu yolla
yerlerdir. Yağışın yetersiz olduğu, kurak ve yarı
1960'tan sonra, başta Avrupa ülkelerine olmak
kurak bölgeler de yine seyrek nüfuslu yörelerdir.
üzere 1,2 milyon civarında işçi göç etmiştir.
Aileleriyle birlikte bunların sayısı 2,5 milyon 2. Topografya: Nüfusun dağılışını etkileyen önemli
dolayındadır. bir etkendir. Bu yönden topografyanın etkili olan
özellikleri yükseklik, eğim ve yer şekillerinin uzanış
Yabancı ülkelerdeki Türk iş gücünün büyük
biçimidir.
çoğunluğu, Avrupa ülkelerindedir. Bunlar arasında
en fazla Türk işçisi, Almanya'da bulunmaktadır. Bu - Yükseklik ile nüfus yoğunluğu arasında ters
ülkeyi, Fransa ve Hollanda izlemektedir. orantı mevcuttur. Çünkü yükseklik arttıkça hava
sıcaklığı azalır. Bu alanlarda tarım yapmak
zorlaşır. Bunun için yükseklik arttıkça nüfus
o ço azalır.
- Eğim durumu da nüfus dağılışını etkiler. Bilindiği
o o
CM gibi dağların çok olduğu ülkemizde dik yamaçlar
da fazladır. Dik yamaçlar, yerleşmeye elverişli
olmadığı için buralarda nüfus da seyrektir. Onun
'BATİAVRUPA ORTADOGU AVUSTRALYA RUSYA için dağlık yerler, Türkiye'nin en seyrek nüfuslu
ÜLKELERİ VEK.AFRİKA FEDERASYONU yerleridir. Buna karşılık düz alanlar yerleşmeye
HİTOPLAM TÜRK NÜFUSU^TOPLAM İŞÇİ SAYISI uygun yerlerdir. Türkiye nüfusunun çok büyük
kısmının ova ve plâtoların yüzeyindeki
Türkiye'den yurt dışına olan iş gücü göçü yerleşmelerde bulunmasının nedeni de budur.
Türkiye'den dışarıya olan önemli bir göç de beyin - Dağların kıyıya paralel ya da dik uzanması.
göçüdür. Bu göçe katılanların çoğu, başta ABD Dağların kıyıya paralel uzanması, kıyı ile iç
olmak üzere, bazı Avrupa ülkelerine giden bilim yöreler arasındaki ulaşımı zorlaştırır. Ayrıca
adamları, mühendisler, doktorlar ve ekonomistlerdir. böyle yerlerde kıyı yöreleri çok yağış alırken, iç
TÜRKİYE'DE NÜFUS DAĞILIŞI kesimlere yağış çok daha az düşer. İşte bu
nedenlerle, nüfus dağılışında da önemli
Nüfusu hızla artan Türkiye'de, birim alana düşen farklılıklar doğar. Onun için dağların kıyıya
insan sayısında artış görülmektedir. Çünkü toprak paralel uzandığı yerlerde (Akdeniz ve Karadeniz
bütünlüğü sabit kalırken insan sayısı hızla bölgelerindeki) kıyı yöreleri, sık nüfuslu, iç
artmaktadır. Bu durum, nüfus yoğunluğunun giderek yöreler ise seyrek nüfusludur. Ege Bölgesi'nde
artmakta olduğunu göstermektedir. ise durum oldukça farklıdır. Dağlar arasındaki
Gerçek yüz ölçümüne göre Türkiye'de nüfus çöküntü hendekleri, kıyı yöreleriyle iç kesimler
yoğunluğu arasındaki ulaşımı kolaylaştırmış ve denizel
2
iklim özelliklerinin içerilere kadar sokulmasına
Yıllar Nüfus Gerçek yüz Km 'ye Düşen
2
imkân sağlamıştır. Bu nedenle kıyı kesimi ve iç
Ölçümü (km ) Nüfus (yoğunluk)
yöreler arasında nüfus farklılıkları fazla değildir.
1927 13 648 270 809176 17
2000 67 803 927 814 578 83
-COĞRAFYA- 63

3. Su Kaynakları: Türkiye'de de ilk yerleşmeler su yerleşmelerde nüfusun daha yoğun olduğu, buna
kenarlarında olmuştur. Suyun bol olduğu yerler, az karşın ulaşım yollarına sapa kalmış veya ulaşım
olduğu yerlere göre yerleşmelere daha müsaittir. imkanları gelişmemiş yerleşim birimlerinde nüfusun
B u nu n son uc u ol ara k da s u ka yn ak la rı nın f az la daha az olduğu görülmektedir.
o l d u ğ u y e r le r s ı k n üf u s l u , a z o ld u ğ u y er l e r i s e 2. NÜFUSUN BÖLGELERE GÖRE DAĞILIŞI
seyrek nüfuslu yöreler olarak dikkati çeker. (Milyon)

4. Toprak özellikleri: Nüfus dağılışını etkileyen bir 20--


başka faktördür. Verimli toprakların olduğu yerlerde 18--
nüfus yoğunluğu daha fazla, verimsiz topraklarda 16--
12--
i s e da ha a zd ır . Çu k ur o va ve E ge B ö lg e s i' n de k i 10--
çöküntü hendeklerinde bulunan alüvyal topraklar, 8--
Bursa, Adapazarı, Bolu ovalarıyla, Çoruh-Kelkit 6--
çukurluğunda bulunan bir dizi ovada nüfusun sık 4--
2--
olması, bunun bir sonucudur. Buna karşılık toprağın
bulunmadığı ya da verimsiz olduğu yerlerde nüfus Marmara Orta Ka ra de ni z Ege
Bölgesi A nadolu Bölgesi
Akde ni z Do ğu
Bölgesi Bölgesi Anadolu A nadolu
G.Do ğu

çok seyrektir. Tuz gölü çevresi ve Taşeli Plât osu Bölgesi Bölgesi Bölgesi

buralara örnek olarak verilebilir. Çankırı ve Sivas 2000 genel nüfus sayımına göre bölgelerin nüfusu (DİE)
çevresindeki jipsli-tuzlu topraklar da nüfusun seyrek
Karadeniz Bölgesi
olduğu yörelerdir. Çünkü bu toprakların verimi çok
düşüktür. 2000 sayımına göre bölge nüfusu 8.4 milyondur.
5. Bitki örtüsü: Nüfus dağılışını etkileyen faktörler Nüfusun bölge içindeki dağılışında büyük farklılıklar
arasındadır. Bitki örtüsü olarak nüfus dağılışını en vardır.
fazla etkileyen faktör ormandır. Çünkü ormanların._ Çok geniş alanları kaplayan sıradağları bölgenin
s ı k o l d u ğ u v e g e n i ş a l a n l ar a y a y ı l d ığ ı y e r l er d e o tenha yerlerindendir. Dağların büyük kısmı
yerleşim birimleri kurma ve tarım yapma imkânları § ormanlarla kaplı ve dik yamaçlıdır. Bu nedenle
çoksınırlıdır. <g dağların 2000 m'den yukarıda bulunan yerlerinde
B. Beşeri faktörler sürekli yerleşme bulunmamaktadır. Bölgede geniş
alan kaplayan Kuzey Anadolu sıradağları
1. Tarım: Dünyanın her yerinde olduğu gibi, -M Türkiye'nin en tenha alanlarındandır. Karadeniz
Türkiye'de de nüfus dağılışını etkileyen önemli bir 8 Bölgesi'nde nüfusun büyük bir kısmı kıyı şeridinde,
faktördür. Nüfusun çoğu, verimli ova ve vadi dağların alçak yamaçlarında ve dağlara doğru
tabanlarıyla plâto yüzeylerinde toplanmıştır. sokulan vadilerin tabanındaki düzlüklerde
Çukurova, Bafra, Çarşamba ovaları örnektir. toplanmıştır.
2. Sanayi ve Ticaret: Sadece yoğun sanayi Doğu Karadeniz Bölümünde, nüfus kıyı şeridindeki
faaliyetleri ve ticaret sayesinde gelişmiş çok düzlüklerde yoğunlaşmıştır. Buralardaki nüfus
kalabalık kentlerimiz vardır. Örnek: İstanbul, İzmir, yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir. İç
İskenderun, Karabük, Ereğli gibi kentlerimiz sanayi kesimlerde ise nüfuslanma daha azdır. Çünkü arazi
ve ticaret sayesinde büyüyerek bugünkü engebeli olup yerleşme ve tarım için pek uygun
durumlarına gelmişlerdir. Ayrıca Adapazarı-İstanbul değildir.
ve Adana-Mersin arası yoğun sanayi yöreleridir.
Orta Karadeniz Bölümü ise, bölgede nüfus dağılışı
3. Turizm: Turistlik değerler ve turistlik tesisler yurt ve yerleşmenin en dengeli olduğu bölümdür. Çünkü
içinden ve yurt dışından nüfus ve turist çekme Yeşilırmak ve Kızılırmak tarafından parçalanan
özelliğine sahiptir. dağlar, sıradağ olma özelliğini yitirmiştir. Arazi daha
alçaktır ve bu nedenle tarıma daha uygundur. Bu
4. Maden: Madenlerin çıkarıldığı yerler de yoğun
durum kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı da
nüfuslu yöreler arasındadır. Buna en güzel
kolaylaştırılmrştır.
örneklerden bir tanesi Zonguldak'tır. Ayrıca Soma,
Yatağan ve Elbistan gibi kentler de örnek olarak Batı Karadeniz Bölümünde; kıyı kesiminde özellikle
verilebilir. Sinop-Bartın arasındaki kıyı boylarında seyrek
5. Ulaşım: Ulaşım imkanlarının geliştiği ve ulaşım nüfuslu bir kuşak göze çarpar. Çünkü Küre Dağları
yollarının kavşağında ya da üzerinde yer alan ve bu dağlar üzerine yayılmış sık orman örtüsü,
64- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

yerleşmeyi güçleştirmiştir. Bartın'ın batısındaki kıyı nüfusunun % 80'nini barındırırken, İç Batı Anadolu
kesimi ise daha sık nüfusludur. Zonguldak-Ereğli Bölümü, bölge nüfusunun % 20'sini barındırır.
çevresinde nüfusun sık olması taşkömürü Nüfus dağılışındaki bu büyük farklılık klimatik ve
yataklarına ve demir-çelik endüstrisine bağlıdır. topoğrafik kökenlidir. Ege Bölümü'nde verimli tarım
Aynı nedenlerden dolayı Karadeniz bölgesinde alanlarının bulunması, denize iklim nedeniyle
yalnızca bu bölüm göç almaktadır. buralarda fazla tarım ürünü alınabilmesi, İç Batı
Anadolu eşiğinde ise verimli tarım alanlarının
Marmara Bölgesi
bulunmaması ve karasal iklimin etkili olması sonucu
Marmara Bölgesi, nüfusu en fazla olan bölgedir. tarımsal üretimin azlığıdır. Ege Bölümü Türkiye'nin
2000 nüfus sayımında nüfusu 17.4 milyondur. Aynı sık nüfuslu yerleridir. Bakırçay, Gediz, Küçük
zamanda nüfus yoğunluğu da en fazla olan bölgedir. Menderes ve Büyük Menderes çöküntü
Çünkü nüfusun fazlalığına karşılık bölgenin yüz hendeklerindeki verimli ovalar bölgenin en sık
ölçümü fazla geniş değildir. Marmara Bölgesi'nin nüfuslu yerleridir. Bu ovalar arasında bulunan
nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üç katına sıradağlar ise çok seyrek nüfuslu yerlerdir. Menteşe
yakındır. Bu yoğunluğun başlıca nedeni sanayi yöresi dağlık ve önemli yollara ters düştüğünden
kuruluşlarının çokluğu nedeniyle göçler sonucu tenhadır.
bölge nüfusunun artışıdır. Ayrıca kentleşme oranının
Akdeniz Bölgesi
yüksek olması, ulaşım imkanlarının gelişmiş olması,
ticari hayatın canlılığı gibi unsurlar da nüfusun Bölgenin 2000 yılı nüfusu 8.7 milyondur. Buna
yoğun olmasında etkili olmuştur. karşılık yüz ölçümü ondan çok daha geniştir. Bunun
doğal sonucu olarak, nüfus yoğunluğu azdır. Bu
Marmara Bölgesi'nde Anadolu kesimi Avrupa durumu doğuran başlıca etken, Toros Dağları'nın
kesimine göre daha sık nüfusludur. Bölgenin en
çok geniş alan kaplamasıdır. Bölgenin % 9O'ı
yoğun nüfuslu ili İstanbul'dur. İstanbul'dan sonra
Toroslartarafından işgal edilmiş olduğu için Akdeniz
bölgede en yoğun nüfuslu iller, Kocaeli, Bursa,
Bölgesi, kıyı bölgelerimiz arasında en seyrek
Sakarya ve Balıkesir'dir, Güney ve Doğu
nüfuslu olanıdır. Çıplak kalkerlerle örtülü verimsiz
Marmara'daki verimli ovalar da bölgenin en sık
arazilerin geniş yer kaplaması da az nüfuslanmanın
nüfuslu yerlerindendir.
diğer bir nedenidir.
Çatalca-Kocaeli Bölümü; Türkiye'de nüfus
Akdeniz Bölgesi'nde en sık nüfuslanmış yerler
yoğunluğunun en yüksek olduğu yerdir. Bu durum
verimli tarım alanlarıdır. Buralar kıyıda Çukurova,
endüstrinin gelişmiş olmasıyla ilgilidir.
Antalya düzlüğü ve İskenderun körfezi çevresi, iç
Güney Marmara Bölümünde de sık nüfus kesimlerde ise Amik ovası, Kahraman Maraş ovası
toplanmıştır. Burada çöküntü ovalarının verimli ve göller yöresindeki ovalardır. Çukurova ve
toprakları ve endüstrinin gelişmiş oiması nüfusun Kahraman Maraş ovalarında nüfusun sık olmasında
yoğun olmasını sağlamıştır. verimli tarım alanlarının yanında sanayi
kuruluşlarının fazla olması da etkilidir. Antalya
Ergene Bölümü, bölgede en az yağış alan
çevresindeki nüfus yoğunluğunun fazla olmasında
bölümdür. Buna karşın topraklar verimli olduğundan
tarımın yanında turizm de önemli bir faktördür.
ve ulaşım imkanlarının olumlu etkisiyle nüfus yoğun
Bölgenin en tenha yerleri Teke Yöresi ve Taşeli
toplanmıştır.
platosudur.
Yıldız Dağları Bölümü, bölgede en tenha olan İç Anadolu Bölgesi
bölümdür. Önemli ulaşım yollarına sapa kalması,
tarım ve sanayinin gelişmemesi, dağlık ve engebeli Bölgenin 2000 yılı nüfusu 11,5 milyonu aşmıştır.
yapısı nüfusun seyrek olmasına neden olmuştur. Hem nüfus, hem de yüzölçümü bakımından bölgeler
arasında ikinci sırada yer alır. İç Anadolu
Ege Bölgesi
Bölgesi'ndeki nüfus, ovalarda ve alçak platolar
2000 sayımına göre yaklaşık 9 milyon nüfusa sahip üzerinde toplanmıştır. Konya ovası, Ankara, Kayseri
olan Ege Bölgesi, nüfus yoğunluğu bakımından ve Eskişehir ovaları bölgenin başlıca sık nüfuslu
üçüncü sırada gelir. Bölgedeki en kalabalık iller yerleridir. Buna karşılık bölgede çok seyrek nüfuslu
İzmirve Manisa'dır. yerler de vardır. Tuz gölü çevresindeki verimsiz
topraklardan oluşan ve yarı kurak iklime sahip olan
Ege Bölgesi'nde nüfus yoğunluğu bakımından farklı
alçak düzlükler ile onların çevresindeki platolar
özellik gösteren iki kesim vardır. Kıyı Ege, bölge
-COGRAFYA- 65

(Cihanbeyli, Obruk ve Haymana platoları) seyrek sayısı, oranın yüz ölçüme bölünerek
nüfuslu yerlerdir. Yukarı Kızılırmak bölgenin en hesaplanmasıdır.
tenha bölümünü teşkil etmektedir.
Toplam Nüfus
Aritmetik nüfus yoğunluğu =
İç Anadolu Bölgesi'nde nüfusunun çoğu, verimli Yüz Ölçümü
tarım alanlarında ve akarsu boylarında, yolların Marmara Bölgesi aritmetik nüfus
geçtiği alanlarda, yağışın fazla olduğu dağ yoğunluğunun en çok, Doğu Anadolu Bölgesi ise
eteklerinde yoğunlaşmıştır. Bunların başında Ankara en az olduğu bölgedir.
ve Konya gelir. Bu iki ilin nüfus toplamı, bölge
nüfusunun yarısını oluşturur.
TURKİYE'DE SAYIM YILLARINA GÖRE
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
ARİTMETİK NÜFUS YOĞUNLUĞU
Nüfus ve yüz ölçümü olarak en küçük coğrafi Sayım i Nüfus ! Aritmetik Aritmetik
bölgemizdir. 2000 sayımına göre 6.6 milyon nüfusa Yılları [ Yoğunluk(2)
sahiptir. Bölgedeki en sık nüfuslanmış il 1927 |13 648 273 i 17,6 İ 16,8
Gaziantep'tir. Bu ilin yoğun nüfuslu olmasındaki en 1935 116 158 018 20,8 19,9
büyük etken, sanayi kuruluşlarının fazla olmasıdır. 1940 117 820 950 22,8 21,9
1945 118 790 174 24,1 23,0
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde GAP çerçevesinde 1950 İ20 947 188 I 26,9 | 25,7
Fırat ve Dicle ırmakları üzerinde planlanmış olan 1955 24 064 763 30,9 29,5
barajların tamamlanması ve Şanlıurfa tünellerinin 1960 27 754 820 35,6 34,0
hizmete girmesiyle çok geniş bir alan sulamalı 1965 31 391 421 40,3 38,5
tarıma geçecektir. Bundan dolayı bu bölgeye 1970 135 605 176 45,7 43,7
dışardan göç gelmeye başlayacak, böylece nüfus 1975 İ40 347 719 51,7 49,5
sayısı ve nüfus yoğunluğu hızla artacaktır. 1980 144 736 957 57.4 54,9
1985 I50 664 458 72,0 62,2
Doğu Anadolu Bölgesi
1990 İ56 473 015 73,9 69,3
Doğu Anadolu Bölgesi Türkiye'nin en geniş yüz 2000 İ67 803 927 87,5 83,2
ölçümüne sahip bölgesidir. Buna karşılık çok az 1) Gerçek Alana göre

nüfusa sahiptir. 2000 sayımına göre nüfusu yaklaşık 2) İzdüşüm alana göre

6 milyondur. Bölgede nüfusun az olmasının temel b. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu


nedeni olumsuz coğrafi koşullardır.
Bir ülkede yaşayan toplam nüfusun o ülkenin tarım
Şiddetli karasa! iklim, yüksek dağların geniş alanlar topraklarına bölünmesiyle elde edilen nüfus
kaplaması, tarım alanlarının azlığı, sanayi yoğunluğudur.
kuruluşlarının yetersizliği gibi sebepler bölgede
Toplam Nüfus
insan yaşamını zorlaştıran çevre koşullarıdır. Fizyolojik nüfus yoğunluğu =
Tarım alanları
Bölgede nüfusun nispeten sık olduğu yerler, dağlar
Türkiye'nin fizyolojik nüfus
arasındaki ovalardır. Bunlar; Erzurum, Erzincan,
yoğunluğu ilden ile ve bölgeden bölgeye değişiklik
Pasinler, Elazığ, Iğdır, Malatya, Muş, Bulanık
gösterir. Fizyolojik nüfus yoğunluğunun en fazla
ovalarıdır. Bölge nüfusunun % 9O'ı bu ovalarda ve
olduğu bölge Marmara Bölgesi'dir. En az olduğu
ovaları birbirine bağlayan vadilerin tabanındaki tarım
bölge ise İç Anadolu Bölgesi'dir.
alanlarında toplanmıştır.
c. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
3. NÜFUSYOĞUNLUĞU
Bir bölge ya da ülkede yaşayan çiftçi nüfusunun o
Belirli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır.
yerdeki tarım topraklarına bölünmesiyle elde edilen
Nüfus yoğunluğu, üç şekilde hesaplanır.
nüfus yoğunluğuna tarımsal nüfus yoğunluğu
a. Aritmetik Nüfus Yoğunluğu denir.

Belli bir yerde kilometre kareye düşen insan Tarımsal nüfus yoğunluğu = Tarımla uğraşan Nüfus
sayısına aritmetik nüfus yoğunluğu denir. Tarımsal arazi

Pratik olması bakımından en çok kullanılan


hesaplama yöntemidir. Bir yerde yaşayan insan
66- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

Tarımsal yoğunluk ülkemizin değişik yörelerinde V9 birimleri kurmak çok zordur. Tuzlu topraklar,
değişik illerinde birbirinden farklıdır. Karadeniz çıplak kayalıklar ve bataklıklar yerleşmelerin
Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi illerinde yoğunluk bulunmadığı alanlardır.
fazladır. Çünkü bu illerde toprak azdır. Buna karşılık
Türkiye'de yerleşme üzerine etkileri bulunan
Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ve
faktörleri maddeler halinde belirtmekte yarar vardır.
Trakya'da tarımsal nüfus yoğunluğu azdır. Çünkü
Bunlar, fizikî faktörler ile beşerî ve ekonomik
buralarda tarım arazileri geniştir. Ege, Akdeniz
faktörler olarak iki grup altında toplanır.
Bölgeleri ve Güney Marmara'daki tarımsal nüfus
yoğunluğu ise Türkiye ortalaması civarındadır. Fizikî coğrafya faktörleri
- Klimatik faktörler (yağış ve sıcaklık)
NUFUSUMUZUN BOLGELERE DAGILIMIVE
NÜFUS YOĞUNLUKLARI (2000) - Topoğrafik faktörler (yükseklik, yamaç eğimi ve
Coğrafi Bölge. Nüfus Yoğunluk Yılhk Nüfus bakı)
(2000) Artış Hızları
- Toprak faktörü
Marmara Böl. 17 365 027 241 26,7
- Hidrolojik faktör (yer altı ve yer üstü suları ile
Ege Bölgesi 8 938 781 100 16,3 sıcak su kaynakları)
Akdeniz Böl. 8 706 005 98 21,4
- Bitki örtüsü faktörü
İç Anadolu Böl. 11 608 868 63 15,8
Beşerî ve ekonomik coğrafya faktörleri
Karadeniz Böl. 8 439 213 73 3,7
D. Anadolu Böl. 6137 414 42 13,8 - Tarım
G. D. Anadolu Böl. 6 608 619 88 24,8 - Madencilik
Türkiye 67 803 927 88 18,3 - Ticaret
- Turizm
TÜRKİYE'NİN YERLEŞME COĞRAFYASI - Ulaşım
Yerleşim birimlerinin sınıflandırılması, coğrafî - Sanayi
dağılışları, özellikleri, tarihî gelişimleri ve bunların TÜRKİYE'DE YERLEŞME ŞEKİLLERİ
günümüzdeki sorunları gibi konular yerleşme
coğrafyasının konularıdır. Yerleşme, insanların Türkiye'de yerleşmeler iki farklı şekilde sınıflandırılır.
belirli bir alanda yaşamaya başlama eylemidir. İdarî sınıflamaya göre yerleşmeler şöyledir:

Yerleşme alanlarını belirleyen ve sınırlandıran çeşitli - Köy


faktörler vardır. Bunlar; - İlçe (kaza)
- Denizler, çok soğuk, çok sıcak ve çok kurak - İl (vilayet)
yerler bunların başında gelir. Soğuk çöller Yerleşme Coğrafyası açısından yerleşmeİ9r şöyle
olarak da nitelendirilen kutup çevrelerindeki aşırı sınıflandırılır:
soğuk ve kurak yerlerde sürekli yerleşmeler
J J
yoktur. Sıcak çöller de yerleşmeleri - Köyaltı
y yerleşmelern .. . . .
^Kırsalyerleşmeler
sınırlandmlan önemli doğal faktörlerdendir.
- Köyler
Sürekli olarak sıcak ve kurak olan bu çöllerde,
insanların yaşamaları çok zordur. Onun için - Kasabalar Kentsel yerleşmeler
buralarda da yerleşim birimleri çok azdır. - Kentler
Bitki örtüsü olarak yerleşmeyi etkileyen en
önemli faktör, ormanlardır. Sık ve geniş alanlara Bir yerleşim birimindeki insanların çoğu geçimini
yayılmış ağaç toplulukları olan ormanlarda tarımdan elde ediyorsa burası kırsal yerleşmedir.
yerleşmeler bulunmamaktadır. Türkiye'de Buna karşılık nüfusun çoğunun geçimini sanayi ve
Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde bulunan hizmet sektörlerinde çalışarak sağladığı yerleşim
ormanlık yerler yerleşimlerin bulunmadığı birimleriyse, kent yerleşmeleri grubuna dahildir.
alanlardır. KIRSAL YERLEŞMELER
Topoğrafik özellikler de yerleşmeyi etkiler. Türkiye'deki kır yerleşmeleri; köy altı yerleşmeleri,
Yüksek yerlerde ve dik yamaçlarda yerleşim köyler ve kasabalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
-COĞRAFYA- 67

a. Köy altı yerleşmeleri: Tek mesken ile köy kent, hem kendi kalabalık nüfusu için hem de
arasındaki yerleşmelerdir. Köy altı yerleşmeleri çevresi için alışveriş merkezidir.
şunlardır:
Kültürel fonksiyon: Şehirlerde toplanmış olan
Yayla, Mezra, Ağıl, Divan, Çiftlik, Dam, Oba hizmetlerin bir kısmını da kültürel fonksiyon
oluşturur. Kültürel fonksiyonlar ekonomik ve idari
b.Köy Yerleşmeleri: Köyler, Türkiye'de en çok
fonksiyonlar kadar önemli olmamakla birlikte,
bulunan idarî birimdir. Kırsal yerleşmelerin en
şehirlerin gelişmesinde ve önemlerinin
önemlisi olan köyler, sürekli yerleşim birimleridir.
korunmasında başlıca etkenlerden biridir.
Köylerdeki evler bazen dağınık, bazen ise toplu
Hizmet fonksiyonu: Hizmet fonksiyonu kır ve kent
olarak bulunur. Su kaynaklarının kıt olduğu, tarım
yerleşmelerini birbirinden ayıran önemli faktörlerden
alanlarının geniş yayılım gösterdiği yerlerdeki köyler,
birisidir. Kentler bankacılık, sigortacılık, eğitim,
toplu yerleşme özelliğindedir. Ancak tarım
sağlık, lokantacılık, otelcilik gibi hizmet alanlarında
alanlarının küçük parçalar halinde dağılmış olduğu
da çevrelerinin merkezi durumundadır.
ve su bulma sorununun olmadığı Doğu Karadeniz
bölümündeki köy evleri birbirinden uzaktadır. Bu tür Kent ve kır yerleşmeleri arasında, farklılıklar
yerleşmeye de dağınık yerleşme denir. vardır. Bunlar:
KENTYERLEŞMELERİ Yönetim farklılığı: Bütün kentler, belediye örgütü
Kentsel yerleşmeler kasabalar ve şehirler olarak iki bulunan yerleşim merkezleridir. Buna karşılık
köylerin büyük çoğunluğunda belediye örgütü
başlık altında toplanır.
bulunmaz. Köyler, birer muhtar tarafından yönetilir.
Kasaba Yerleşmeleri: Köy ile kent arasında geçiş
özelliği gösteren kasabalar, nüfusu 3.000-10.000 Nüfus farklıhğı: Kır yerleşmeleri, kent
yerleşmelerine göre az nüfuslu birimlerdir.
arasında olan, bazı özellikleriyle kente benzeyen
yerleşmelerdir. Kasabalar kırsal yerleşmelerin en Ekonomik fonksiyon farklılığı: Kır yerleşmelerinde
büyüğü olan köyler ile gerçek şehirler arasında hâkim olan ekonomik faaliyet tarımdır. Kentlerde ise
geçiş niteliği gösterir. Kasabalar kendini hem köy sanayi ve hizmet sektörü çok daha yaygındır.
hem de şehir karakterleriyle belli eder. Ancak
Plânlama farklılığı: Kentler, plânlı yerleşme
kasaba yerleşmeleri yönlerini şehirlere çevirdikleri,
birimleridir. Kent yerleşmeleri; sanayi bölgeleri,
az çok şehre özgü fonksiyonlara sahip oldukları,
ticaret bölgeleri, mesken alanları gibi ikinci
mülki ya da mahalli idare merkezi oldukları için kır
dereceden yerleşme bölgelerine (semtlere)
yerleşmesi olmaktan büyük ölçüde çıkmışlardır.
ayrılmıştır. Ayrıca, cadde ve sokak sistemi, parklar
Yerleşme coğrafyası açısından en büyük yerleşim ve yeşil alanlar, sağlık ve eğitimle ilgili ihtiyaçlara
birimi olan kentler, şehir olarak da adlandırılır. yönelik kullanım alanları, ihtiyaçla orantılı olarak
Kentlerin kırsal yerleşmelerden en belirgin plânlanmış durumdadır.
farklarından biri, nüfusun fazlalığıdır. Yerleşme
Oysa kır yerleşmelerinin; deprem, yangın, sel, su
coğrafyası yönünden bir yerleşmenin kent özelliği
baskını ve çığ düşmesi gibi afetler sonucu tahrip
taşıyabilmesi için nüfusun 10.000'den fazla olması
görerek yeniden kurulanlarının dışındakiler, genel
ve halkın çoğunluğunun geçimini tarım dışı
olarak plânsız yerleşmelerdir.
ekonomik alanlardan sağlaması gerekir.
Şehirlerin çeşitli fonksiyonları vardır. Bunlar; Türkiye'de kentlerin kurulmasını ve gelişmesini
etkileyen beşerî faktörler şunlardır:
İdari fonksiyon: Bir yerin kent olabilmesi için
gerekli koşullardan biri idarî fonksiyondur. İdari - Sanayi faktörü
fonksiyon ise illerde valilik, ilçelerde kaymakamlık - Tarım faktörü
tarafından yerine getirilir. - Siyasî (idarî) faktör
Ekonomik fonksiyon: Şehirlerin yerine getirdiği - Ticaret faktörü
önemli fonksiyonlardan birisi de ekonomik
- Ulaşım faktörü
fonksiyondur. Her kent, ekonomik yönden belirli bir
alanın merkezi durumundadır. Ekonomik - Turizm faktörü
fonksiyonun başında ticari faaliyetler gelir. Çünkü - Askerî faktör
68- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

Fonksiyonları dikkate alınarak Türkiye'deki olduğu şehirlerin gelişmesinde askeri fonksiyonun


kentler şu şekilde sınıflandırılabilir: da çok önemli payı vardır.
Tarım kentleri: Küçük kentlerimizin pek çoğunda İdari Kentler: Bazı kentler idari merkez olmaları
ailelerin bir kısmının geçimleri, büyük ölçüde tarım nedeniyle gelişmişlerdir. Örneğin Ankara'nın
faaliyetine dayanır. bugünkü duruma gelmesinin başlıca nedeni başkent
olmasıdır. Konya, Bursa, İstanbul ve Edirne gibi
Şehir kuruluşu ve gelişmesinde tarımsal etkinlikler
kentlerin gelişerek büyümelerine geçmişte farklı
ön plana çıkmıştır. Bu kentlerdeki endüstri
dönemlerde başkent olmaları etki yapmıştır.
kuruluşlarının çoğu tarım ürünlerine dayalıdır.
Kentlerimizin sorunları
Tarım kentlerinin büyümeleri, çevresindeki tarım
alanlarının genişliğine ve tarımsal üretim miktarına Türkiye'deki kentleşme, ülkemizin kalkınmakta
bağlıdır. olduğunu göstermekle birlikte, pek çok sorunu da
beraberinde getirmiştir. Hızlı kentleşmenin yol açtığı
Ticaret kentleri: Ticaret, kentlerin kuruluşunu ve başlıca sorunlar şunlardır:
gelişmesini etkileyen önemli ekonomik
fonksiyonlardan biridir. Ticaret kentleri, ticarete konu Gecekondu sorunu: İmar ve yapı işlerini
olan malların alınıp satıldığı, üretildiği, depolandığı düzenleyen kanun ve yönetmeliklere bağlı
çok sayıda iş yerleri ile gelişmiştir. İşyerlerinin geniş kalınmadan ve genellikle devlet arazisi üzerine,
alanlar kapladığı ticaret kentlerinde yaşayan izinsiz olarak yapılan konutlar yurdumuzda
insanların çoğunluğu ticaretle uğraşırlar. gecekondu olarak adlandırılmaktadır. Gecekondular,
kaçak yapılaşma ürünü olup, genellikle kentlerin
Ticaretin şehirlerde önemli bir fonksiyon kazanması
çevresinde ayrı semtler oluşturur. Bu semtler, kırsal
için;
kesimden kentlere olan hızlı göçün doğurduğu
- Şehrin kara ve deniz ulaşımı gibi coğrafi sağlıksız kentleşmenin göstergesidir. Buralar alt
koşullar açısından konumunun uygun olması yapı hizmetlerinin tam olarak bulunmadığı yerlerdir.
Bunun için, sağlık yönünden bazı sakıncaları
- Ticari değeri olan mal üretiminin yapılması
bulunan yerleşim üniteleridir. Buralar çok hızlı ve
- Hinterlandın geniş olması gerekir. plânsız olarak geliştiği için, yerel yönetim hizmetleri
yeteri kadar ve zamanında götürülememektedir.
Ticaretin en çok geliştiği kentler İstanbul ve
İzmir'dir. TÜRKİYE'DE MESKEN TİPLERİ
Sanayi kentleri: Bu kentlerde yaşayan halkın Mesken, en küçük yerleşim birimidir. Kır
başlıca iş alanı sanayidir. Büyük şehirlerin yerleşmelerindeki evlerin yapısında genellikle çevre
çevresindeki ve içindeki sanayi kuruluşları, kentlerin faktörleri etkili olur. Bunlar iklim, jeolojik yapı ve bitki
gelişmesine önemli etkiler yapmıştır. Karabük, örtüsüdür. Beşeri faktörler ise; gelir, görgü ve kültür
Karadeniz Ereğlisi ve İskenderun gibi kentlerimiz, düzeyidir.
demir-çelik fabrikaları ile bugünkü durumlarına Ahşap meskenler: Ahşap meskenler, orman kenarı
gelmişlerdir. yerleşim birimlerinde yaygındır. Özellikle Karadeniz
Liman kentleri: Liman kentlerinin büyüklüğü, o Bölgesi'nde ahşabın meskenlerde kullanım oranı
limanın ticaret hacmine ve hinterlandının genişliğine daha fazladır.
bağlıdır. Bu da limanla iç bölgeler arasındaki ulaşım
Kerpiç meskenler: Bu tür meskenler, ormandan
imkânlarıyla yakından ilgilidir. Doğal bir limana sahip
uzak ve ev yapımı için elverişli taşlardan mahrum
olan Sinop, ulaşım şartlarının elverişsizliği nedeniyle
olan yörelerde yapılmaktadır. Kerpiç evler genellikle
gelişememiş, buna karşılık iç bölgelere bağlantısı iyi
Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da görülür.
olan Samsun, daha çok gelişmiştir. Hinterlandı daha
geniş, ticaret hacmi daha büyük olan İzmir ise Taş meskenier: Meskenlerde kullanılan taşlar,
Samsun'a göre daha çok gelişmiştir. genellikle yakın çevreden sağlanır.
Başlıca liman kentlerimiz İstanbul, İzmir, Trabzon, Doğu Anadolu'daki evlerde çok kullanılan siyah
Zonguldak, Giresun, Samsun, Antalya, Mersin ve renkli taşlar bazalttır. Dış püskürük bir taş olan
İskenderun'dur. bazalt, özellikle Erzurum - Kars ve Ardahan
platolarında, Van Gölü kuzeyinde, Güneydoğu
Askeri kentler: Çorlu, Sarı kamış, Erzurum,
Erzincan, Konya ve Malatya gibi askeri tesislerin
-COGRAFYA- 69

Anadolu'da (Karacadağ çevresinde) oldukça


yaygındır. ÇOZUMLU KONU
İç Anadolu'nun bazı yörelerinde mesken yapımında, KAVRAMA TE5Tİ
yaygın olarak kalker kullanılırken, Ürgüp - Nevşehir -
Avanos çevresinde ise yonu taşı olarak adlandırılan
açık renkli volkanik taşlar yapı malzemesi olarak 1. Büyük kentlerdeki hızlı nüfus artışının temel
kullanılmaktadır. Ankara çevresinde ise Andezit, nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
(Ankara taşı) çok önemlidir.
A) Ulaşımın gelişmiş olması
Ege Bölgesi'nde ise Menderes masfinin yüzeye B) İş olanaklarının fazla olması
çıktığı yerlerden sağlanan metamorfik şistler C) Alt yapı hizmetlerinin gelişmiş olması
oldukça yaygındır. D) Okuryazaroranınfazlaolması
Akdeniz Bölgesi'nde de meskenlerde kullanılan E) Doğum oranın fazla olması
taşların başında kalker gelir.
Betonarme meskenler: Son zamanlarda kasaba ve
kentlerde yapılan meskenlerin tamamına yakınında
beton ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Mesken
şekilleri üzerinde, yakın çevreden kolay ve ucuza
temin edilen yapı malzemesinin etkisi önemlidir.
Ancak iklimin yağış miktarına sıkı sıkıya bağlıdır. 2. Ulkemizdeki iklim koşullarını düşünürsek
Örneğin yağışın yağmur şeklinde ve fazla olduğu aşağıdaki yapı malzemeleri ve bölgelerden
Karadeniz Bölgesi'nde çatılar daha dik olmaktadır. hangileri doğru eşleşmiştir?
Bu durum çatıdan evin su alması ihtimalini Bölge Yapı Malzemesi Bölqe Yaoı malzemesi
A) Akdeniz Kesme taş-ahşap Karadeniz Ahşap
azaltmaktadır.
B) D. Anadolu Ahşap iç Anadolu Kerpiç
C) Ege Kesme taş D. Anadolu Ahşap
D) Karadeniz Toprak iç Anadolu Ahşap
E) Ege Ahşap Karadeniz Toprak

UJ

3. Nüfusla ilgili bilgiler, genellikle nüfus sayımı


sonuçlarından elde edilir. Bu sayımlarda;
I. Nüfusun sayısı / erkek-kadın nüfusu
II. Kalkınma hızı
III. Meslek grupları
IV. Yaş durumu
V. Nüfusa bağlı yatırımların oranı
Yukarıdaki bilgilerden hangilerine ulaşılamaz?

A) I ve III
B) II ve V
C) II ve I
D) IV ve V
E) III ve II
70- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

4.

Yukarıdaki Türkiye haritası üzerinde


numaralandırılan noktaların hangisinde şehir
nüfusu en fazladır? Sayım Yılları — Nüfus artış
hızı □ Nüfus miktarı
A)lll B)ll C) IV D)l E) V
Yukarıdaki grafikte Türkiye nüfusunun 1927-2000
yılları arası durumu gösterilmiştir.
Bu grafiğe bakarak aşağıdakilerden hangisini
söyleyemeyiz?
5. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de nüfus sayımı A) 2000 yılında 6 milyondan fazla nüfusa sahip
yapılmasının nedenlerinden biri değildir? olduğu
A) Konut miktarını ve tiplerini belirlemek B) Nüfus artış hızının en az 1945 yılında olduğu
B) Ülke nüfusunun artış oranını tespit etmek C) 1945 yılındaki en az nüfus artışının sebebinin II.
C) Ülkedeki nüfusun sayısını bilmek Dünya savaşı olduğunu
D) Ülkedeki yaş gruplarını belirlemek D) En fazla nüfus artışının 1955 yılında olduğunu
E) Ülkedeki nüfusun kadın/erkek sayısını E) Yıllar arasındaki farkları
belirlemek

9. /£A ^7X Yandaki grafikte, 1990 yılının


genel nüfus sayımına göre
Türkiye nüfusunun bölgelere
6. Kırsal kesimden büyük şehirlere göçün temel
sebebi aşağıdakilerden hangisidir? göre dağılımı verilmiştir

A) Ulaşımın gelişmiş olması


B) Alt yapı hizmetlerinin fazla olması
C) İş imkanlarının fazla olması Grafikte VII numara ile gösterilen bölge,
D) Sağlık hizmetlerinin gelişmiş olması aşağıdakilerden hangisidir?
E) Eğitim olanaklarının fazla olması A) Ege Bölgesi
B) Akdeniz Bölgesi
C) Güney Doğu Anadolu Bölgesi
D) İç Anadolu Bölgesi
E) Doğu Anadolu Bölgesi
7. Doğu Karadeniz Bölümü'nde dağınık yerleşme
görülürken İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu
Bölgesi'nde toplu yerleşme görülmesinin temel
nedeni nedir? 10. Aşağıdaki illerin hangisinde tarımsal nüfus
yoğunluğu azdır?
A) Ulaşım olanakları
B) Bitki örtüsü A) Konya
C) Geleneksel yapı Su B) Hakkari
D) kaynakları Tarım C) Artvin
E) faaliyetleri D) Rize
E) Trabzon
-COĞRAFYA- 71

H.Aşağıdaki merkezlerden hangisinde 15. Gelişmiş bir ülkenin nüfus ve ekonomik


Fethiye'dekine benzer bir nüfus artışı vardır? özelliklerine baktığımızda aşağıdakilerden hangisi
A) Bursa sövlevemeviz?
B) İskenderun A) Yaşlı nüfusun fazla olması
C) Alanya B) Sanayisinin gelişmiş olduğu
D) Batman C) Yaşam standartlarının yüksek olması
E) Adana D) Hizmet ve tarım sektöründe çalışan nüfus fazla
olması
E) Kullanılan elektrik miktarının fazla olması

12. Türkiye'deki nüfusun dağılışı üzerinde


aşağıdakilerden hangisi enaz etkilidir?
A) Karstik şekiller 16. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye nüfusunun
B) Turizm faaliyetleri dağılışını etkileyen fiziki etkenlerden biri degildir?
C) Tarım alanları A) Verimli topraklar
D) Endüstri kuruluşları B) Yüksek ve dağlık alanlar
E) Yüzey şekilleri C) Kıyı bölgelerde iç bölgelere oranla nüfusun
fazla olması
D) Alüvyol ovalar
E) Ulaşım yollarının kavşak noktaları
tn
"o
cr
LU
Û
13. Bir ülkede nüfus yapısı, o ülkede yaşayan insanların co
tn
sosyo ekonomik özelliklerini kapsar. o.
£§
Bu özelliğe göre, aşağıdakilerden hangisi, "_ı.-2=
'ö 17. Aşağıdaki bölgelerin hangisinde aritmetik nüfus
nüfusun yapısal özellikleri içinde ver almaz? UJ
yoğunluğu en fazladır?
A) Yaş dağılımı
B) Aritmetik nüfus yoğunluğu A) İç Anadolu Bölgesi
B) Güney Doğu Anadolu Bölgesi
C) Cinsiyet dağılımı
C) Marmara Bölgesi
D) İş kollarına dağılımı
E) Eğitim seviyesi D) Ege Bölgesi
E) Akdeniz Bölgesi

14. I. İşsizlik artar.


II. Mal ve hizmetlere talep artar.
III. Kalkınma hızı azalır. 18. Aşağıdaki bölgelerin hangisinde aritmetik nüfus
IV. Üretim artar. yoğunluğu en azdır?
V. Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır. A) Marmara Bölgesi
B) G. Doğu Anadolu Bölgesi
Yukarıda numaralandırılmış cümlelerden hangisi
C) Ege Bölgesi
nüfus artışının olumsuz sonuçları arasındadır?
D) Akdeniz Bölgesi
A) II, IV, V E) Doğu Anadolu Bölgesi
B) I, II
C) III, IV
D) I, III
E) III, V
72- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

19. Aşağıdaki merkezlerden hangisi diğerlerine göre


farklı bir ekonomik faaliyete bağlı olarak gelişim Kalkınma hızı V9 nüfusa bağlı yatırımların oranı
göstermiştir? nüfus artışıyla ilgilidir. Nüfus sayımı ile ilgili değildir.

A) Seydişehir (Cevap B)
B) İskend^run
C) Karabük Şehir nüfusunun en fazla olduğu bölgemiz Marmara
D) Ereğli Bölgesi'dir.
E) Muğla (Cevap D)
Türkiye'de nüfus sayımı 5 yılda bir yapılır. B, C, D, E
seçenekleri nüfus sayımı yapılmasının nedenleridir.
Ancak A s9Ç9neğinde verilen bilgi genel nüfus sayımı
ile değil, yerel yönetimter tarafından belirlenir.
20. Aşağıdakilerden hangisi, ülkemizde nüfus sayımı
yapılmasının amaçlarından biri değildir? (Cevap A)

A) Nüfusun ne kadar arttığını bulmak


B) Okur-yazar sayısını ve öğrenim durumunu
belirlemek Kırsal kesimd^n Ş9hre göçün tem9İ sebebi iş
olan aklarıdır. Diğer s ebepler is e bu s ebebin
C) Nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı, kadın-
sonucunda meydana gelmektedir.
erkek V9 çocuk nüfuslarını beürlemek.
D) Konut tipleri V9 bunların dağılımını belirlemek (Cevap C)
E) Çalışma yaşındaki nüfusu ve çalışanların
sayısını belirlemek
7. Doğu Karad^niz Bölümü'nde su problemi olmadığı
için yerleşmenin dokusunda ana unsur olarak önem
o
taşımaz. Ancak İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu
21. Aşa ğıd aki y erlerin ha ngi sind eki nüf us m
Bölgeleri'nde su probtemi olduğu için y9rİ9şme
yoğunluğunun azlığı karstik yapısının yaygın ^
dokusu topludur.
olmasına bağlıdır? 8
(Cevap D)
o
Sfİ

A) Tuz Gölü Çevresi


8. A, B, D V9 E seçeneklerinde verilen bilgileri grafiğe
B) Ment9şe Yöresi bakarak söyleyebiliriz. Ancak C seçeneğindeki bilgiye
C) Taşeli Platosu grafiğe bakarak ulaşamayız.
D) Yıldız Dağları Bölümü
(Cevap C)
E) Ağrı Yöresi

9. Türkiye nüfusunun % 24'ü Marmar a, %16'sı İç


Anadolu, %15'i Eg9, %14'ü Akdeniz, %13'ü
Karadeniz, %10'u Güney Doğu Anadolu Bölgesi, %8'i
ÇÖZÜMLER
Doğu Anadolu Bölgesi'ndedir.
1. Büyük kentlerde nüfus artışına bağlı olarak, hizmet
(Cevap E)
sektörünün geüşmesi iş olanaklarının fazla olması
sonucunu ortaya çıkarır. Bu yüzd9n büyük kentlere iç
göçün fazla olması nedeniyle nüf us daha hızlı
artmıştır. 10. Bir bölge ya da ülkede yaşayan çiftçi nüfusunun o
yerdeki tarım topraklarına bölünmesiyle elde edilen
(Cevap B)
nüfus yoğunluğuna tarımsal nüfus yoğunluğu denir.
Tarımla uğraşan Nüfus
2. İktim her şeye etki ettiği gibi mesken malzemesine de Tarımsal nüfus yoğunluğu =
etki etmektedir. Akd^niz Bölgesi'nde malz9m9 bulma Tarımsal arazi
kolaylığı ve ikliminin yumuşaklığı nedeniyle Kesm9
Tarımsal yoğunluk ülkemizin değişik yörelerinde V9
taş ve ahşap birNkte kullanılır. Karad9niz Bölgesi'nde
değişik illerinde birbirinden farklıdır. Karadeniz
iklimin etkisi V9 malzeme kolay olması sadece ahşap
Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi iilerinde yoğunluk
malzemeyi kullanmaya yönlendirmektedir.
fazladır. Çünkü bu illerde toprak azdır. Buna karşılık
(Cevap A)
-COĞRAFYA- 73

Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ve 18. Aritmetik nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölge,
Trakya'da tarımsal nüfus yoğunluğu azdır. Çünkü Doğu Anadolu Bölgesi'dir.
buralarda tarım arazileri geniştir. Karadeniz Bölgesi
(Cevap E)
ve Doğu Anadolu Bölgesi illerinde yoğunluk fazladır.
Çünkü bu illerde toprak azdır. Verilen illere
baktığımızda Konya'nın tarımsal nüfus yoğunluğu 19. İskenderun, Karabük ve Ereğli buralarda kurulan
azdır. demir-çelik endüstrisine bağlı olarak, Seydişehir ise
alüminyum tesislerinin bulunması nedeniyle gelişmiş
(Cevap A)
ve nüfusu artmıştır. Muğla ise turizme bağlı olarak
gelişme gösteren bir merkezdir.
11. Fethiye ve Alanya'da turizmden dolayı nüfus artışı
(Cevap E)
vardır. Bursa'da çeşitli endüstri kolları Adana'da ise
tarımdan dolayı nüfus artışı vardır.
(Cevap C)
20. Türkiye'de nüfus sayımı 5 yılda bir yapılır ve nüfus
sayımı ile şu sonuçlar elde edilir.
12. Türkiye'de yerleşim üzerinde tarım alanları endüstri - Nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı, kadın-erkek
kuruluşları, turizm faaliyetleri, y^ryüzü şekilleri önemli ve çocuk nüfusları belirlenir.
etkiye sahipken, karstik şekillerin yerleşmede etkisi - Okur yazar oranı ve bunların öğrenim durumları
daha azdır. belirlenir.
(Cevap A) - Çalışma yaşındaki nüfusla, çalışan ve işçi olmayan
nüfus belirlenir.
- Ülke nüfusu ve artış hızı belirlenir.
13. A, C, D, E şıkları nüfus yapısı ve sosyo ekonomisini ,<o Konut tipleri V9 dağılımını yerel yönetimler belirler.
yansıtmaktadır. B şıkkı ise nüfusun yüzölçümüne a- (Cevap D)
oranını göstermektedir.
21. Karstik yapının yaygın olduğu yerlerde yağışın fazla
Q olmasına karşın yeraltına sızmanın çok olması, yer
(CevapB) % üstü sularının zayıf olmasına yol açar, bu yüzden
nüfus yoğunluğu buralarda azdır. Türkiye'de karstik
arazinin en fazla olduğu bölge Akdeniz'dir. Bu
Q
bölgede yer alan Taşeli platosu karstik yapısı
14. II, IV, V numaralı cümleler nüfus artışının olumlu
nedeniyle Türkiye'nin ve bölgenin en az nüfuslanmış
sonuçları arasındadır. Ancak; I ve III numaralı
yerleri arasındadır.
cümleler nüfus artışının olumsuz sonucudur.
(Cevap C)
(Cevap D)

15. A, B, C, E seçenekleri gelişmiş bir ülkenin özelliklerini


yansıtmaktadır. D seçeneğinde verilen bilgi ise
gelişmekte olan ülke özelliği göstermektedir.
(Cevap D)

16. A, B, C, D seçenekleri fiziki etmenlerdir. Ancak;


ulaşım yollarının kavşak noktaları beşeri faktörlere
bağlıdır.
(Cevap E)

17. Marmara Bölgesi, aritmetik nüfus yoğunluğunun en


çok olduğu bölgemizdir.
(Cevap C)
74- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

ÇIKMIŞ SORULAR
İstanbul'un Türkiye'nin en fazla iç göç alan ili
ve ÇÖZÜMLERİ
olmasının 9n önemli nedeni iş olanaklarının fazla
olmasıdır.

1. Aşağıdaki grafikte, 1990 genel nüfus sayımına göre (Cevap A)


Türkiye nüfusunun coğrafi bölgelere oransal dağılımı
gösterümiştir.

%24

Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye'nin nüfus


yapısına ait bir özellik değildir? (99 DMS ÖL)
Doğum oranının yüksek olması
Genç ve dinamik yapı göstermesi
Grafikte I numara ile gösterilen bölge
Kadınlar arasındaki okur-yazar oranının
aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS OÖ)
9rkeklerden fazla olması
A) Ege Bölgesi Çalışmaya başlama yaşının küçük olması
B) Marmara Bölgesi Endüstride çalışan nüfusun artmakta olması
C) Karadeniz Bölgesi
A)
D) İç Anadolu Bölgesi 2E
E) Akdeniz Bölgesi O B)
ço C)

Nüfus dağılışında coğrafi bölgeler, bölümler ve


E)
yöreler arasında önemli farkların bulunduğu
görülmektedir. Nüfusun en kalabalık olduğu alanlar
sanayi, ticaret V9 kültür faaliyetlerinin en çok geliştiği
Ülkemizd9 erkek okur-yazar oranı kadın nüfusa göre
yerlerdir. Grafikte I numara ile gösterilen bölge
daha fazladır. C seçeneğinde verilen bilgi Türkiye'nin
nüfusun en yüksek olduğu bölge olan Marmara
nüfus yapısına ait bir özellik değildir.
Bölgesi'dir.
(Cevap C)
(Cevap B)

Türkiye'nin nüfusu ile ilgili aşağıdaki yargılardan


2. Aşağıdakilerden hangisi, İstanbul'un Türkiye'nin hangisi yanlıştır? (99 DMS L)
en fazla iç göç alan ili olmasının nedenlerinden
biridir? (99 DMS OÖ) A) Nüfus artış hızı azalma eğilimindedir.
B) Nüfusun yarısından fazlası kırsal kesimde
A) İş olanaklarının fazla olması yaşamaktadır.
B) Yükseltinin az olması C) Genç nüfusun toplam nüfus içindeki payı
C) Deniz kıyısında yer alması yüksektir.
D) Okur-yazar oranının fazla olması D) Nüfusun artması işsizliği arttırmaktadır.
E) Çevresinde geniş tarım alanlarının olması E) Büyük kentlerde nüfus artış hızı daha fazladır.

Ülkemizin nüfusunun yarıdan fazlası kentlerde


yaşamaktadır. B seçeneğinde verilen bilgi yanlıştır.
(C9vap B)
-COĞRAFYA- 75

5. Aşağıdaki eşleştirilmiş bölgelerden hangisinde


nüfus yoğunluğu ötekilerden fazladır? (2001 KMS)
D^nize kıyısı olan Marmara, Karadeniz, Ege ve
A) Marmara-Ege Akdeniz Bölgesi'nde nüfus iç kesimlerden daha
B) Karadeniz-İç Anadolu fazladır.
C) Ege-Akdeniz
D) Marmara-Doğu Anadolu (Cevap B)
E) İç Anadolu-Güneydoğu Anadolu

Marmara ve Ege Bölgelerinin nüfus yoğunluğu diğer


seç^neklerde v^rilenden daha fazladır. Marmara ve
Ege Bölgelerinde nüfus yoğunluğu Türkiye
ortalamasının üzerindedir.
(Cevap A)

Milyonkişi
6.
KentNüfusu □KırNüfLBU
Yurdum uzda kimi yerleşim birimleri ilk 1950 1960
konumunda bırakılmamış yer değişikliğine 1970 1980
1990
gidilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi, bu tür
değişikliklere neden olan etkenlerden olamaz?
(2001 KMS) 1950 -1990
"ü yıliarındaki
A) Yeni ulaşım yollarına sapa kalması tc
sayım
B) Yapılacak baraj gölünün altında kalacak olması UJ
Q
sonuçlarına göre kırsal ve kentsel nüfus yukarıdaki
C) Doğal afetlerin tehdidinde olması (/}
tfl
a. grafikle gösterilmiştir.
D) Yeni endüstri kuruluşlarına uzak kalması
E) İdari bölümlemelerde değişiklik olması
Buna göre aşağıdakilerden hangisini söylemek

doğru olmaz? (2001 KPSS)
>■

Verilen seçen^kler incelendiğinde A, B, C ve D A) 1950 yılında kırsal nüfusun payı toplam nüfus
seçeneğinde yer değişikliğine gidilmesinde etkenler içinde en fazladır.
arasına girerken E seçeneğind9 verilen bilgi neden B) 1950-1980 yılları arasında kent nüfusundaki
olamaz. İdari bölümlerd9n sonra, yerleşim birimleri artış, kır nüfusundakinden fazladır.
kuruldukları bölgeleri terk etmemiş bu yerlerin daha C) Birbirini izleyen sayım dönemleri dikkate
da gelişmesine yol açmıştır. alındığında, kent nüfusundaki 9n fazla artış
1990 sayımındadır.
(Cevap E) D) 1950 - 1980 yiiları arasında, kır nüfusundaki
artış hızı değişmemiştir.
E) 1950 - 1980 yıllarındaki sayımlarda nüfusun
yarıdan fazlasını kır nüfusu oluşturmaktadır.
7. Yurdumuzda denize kıyısı olan bölgelerimizin
ortak özelliği hangisidir? (2001 KMS)
A) Dağların kıyıya paralel uzanması Grafik incelendiğinde 1950-1980 yılları arasında kır
B) Kıyı kesiminde nüfusun iç kesimden fazla nüfusundaki artış hızı değişmiştir.
olması
(Cevap D)
C) Tarım gelîrinin endüstri gelirinden fazla olması
D) Halkın tem9İ geçim kaynağının balıkçılık olması
E) Kıyı boyunca geniş kumsalların bulunması
76- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

9. Hatay ilinin genelde mevsimlik göç almasına karşın, 11. Samsun'da aşağıdakilerden hangisi bu ilde
bu ildeki İskenderun ilçe merkezi yerleşme amaçlı dağınık yerleşmenin Rize'dekinden daha az
göç almaktadır. olmasında etkilidir? (2002 KPSS)
A) Engebeliğin daha az olması
İskenderun'un bu özelliği aşağıdakilerden
B) Yıllık yağış ortalamasının daha az olması
hangisiyle açıklanabilir? (2002 KPSS) C) Balıkçılıkla uğraşanların sayısının daha az
A) Tarım alanlarının geniş olması olıması
B) Balıkçılığın gelişmiş olması D) Nüfus yoğunluğunun fazla olması
C) Endüstri kuruluşlarının yoğun olması E) Tarım ürünlerinin daha çeşitli olması
D) Ulaşım olanaklarının yeterli olması
E) Eski bir yerleşim merkezi olması
Rize: Doğu Karadeniz Bölümü'nde yer almaktadır.
ÇÖZVM:
Bu bölüm bölgenin 9n dağlık bölümüdür ve dağınık
isk^ndurun'da demir-çelik fabrîkasının bulunması yerleşme tipinin Türkiye'de en çok görüldüğü
nedeniyle, bu il yerleşme amaçlı göç alır. bölümdür.
(Cevap C) Samsun; Orta Karadeniz Bölümünde yer almaktadır.
Bu bölüm yükselti ve engebenin daha az olduğu
bölümdür. Samsunda engebeliğin daha az olması
dağınık yerleşmenin Rize'dekinden daha az
olmasına sebep olmuştur.
(Cevap A)

o
12. Grafikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerde
10. Tarımsal nüfus yoğunluğu, bir ülkede veya bir S çalışan nüfusun iş kollarına göre dağılışı
bölgede tarım ve hayvancılıkla geçinen nüfusun o § gösterilmiştir.
ülke veya bölgedeki tarım için kullanılan alanın ~
CZHTarım ■■Endüstri EE3Hizmet Bin
bölünmesiyle elde edilir. £j
kişi 300 250 200 150

Buna göre, Doğu Anadolu Bölgesi'nde tarımsal


nüfus yoğunluğunun fazla olması aşağıdakilerden
hangisiyle açıklanabilir? (2002 KPSS) 1
B
A) Genç nüfusun fazla olmasıyla = n
B) Bölge dışına göçün fazla olmasıyla 1= ■=
C) Sebz9 tarımının yaygın olmasıyla J
cz c
c
1w
1 oo H
D) Tarıma elverişli alanların az olmasıyla
50
E) Endüstrinin beürli yerlerde toplanmış olmasıyla
0
azi

Ülkemizde tarımsal nüfus yoğunluğunun dağılışı


incelendiğinde özellikle yağışlı ya da sulanabilen
alanlarda tarımsal nüfus yoğunluğunun arttığı Aşağıdakilerden hangisi bu grafikten
gözlenir. Ayrıca, arazinin dağlık olması nedeniyle ulaşılabilecek bir sonuç değildir? (2002 KPSS)
tarım alanlarının dar olduğu Doğu Anadolu'da A) Verilen tüm illerde, tarım sektöründe çalışanlar
tarımsal nüfus yoğunluğu çok yüksektir. öteki sektörlerden daha fazladır.
B) Endüstri sektöründe çalışma olanakları en fazla
olan il Gaziantep'tir.
(Cevap D)
C) Verilen tüm illerde, hizmet S9ktöründe
çalışanların tarımda çalışanlara oranı aynıdır.
D) Bölge genelinde, endüstri sektöründe çalışanlar
en azdır.
E) Diyarbakır ve Şanlıurfa'da hizmet sektöründe
çalışanların sayısı birbirine yakındır.
-COĞRAFYA- 77

Grafiğe göre hizmet sektöründe çalışanların oranı ile Doğal göllerin bulunması nüfus dağılışında etkili
tarımda çalışanların oranı her yerde aynı değildir. değildir.
(Cevap C) (Cevap A)

13. Aşağıdaki grafikte, 1997 genel nüfus sayımına


göre Türkiye nüfusunun coğrafi bölgelere dağılışı 15. Geçtikleri yerlerin endüstri ve kentleşme
gösterilmiştir. durumları göz önüne alındığında, aşağıdaki
akarsulardan hangisinin diğerlerine göre daha az
kirlenmesi beklenir? (2003 KPSS)
%26 A) Meriç
B) Sakarya
C) Büyük Menderes
D) Gediz
E) Aras

Doğu Anadolu'da çok fazla sanayi tesisi


Grafikte I numara ile gösterilen coğrafi bölge ö2
£E bulunmamaktadır.
aşağıdakilerden hangisidir? (2002 KPSS) LU
Q
«3 (Cevap E)
A) Ege (/)
B) Marmara a.
C) Karadeniz
D) İç Anadolu
E) Akdeniz o
UJ

Grafik incelendiğinde I numara ile gösterilen coğrafi 16. Türkiye'de, kıyılarda ve kıyılara yakın yerlerde nüfus
bölge Marmara Bölgesi'dir. Çünkü Türkiye'de en yoğunluğu iç kesimlere göre daha faziadır.
fazla nüfusa sahip bölge Marmara Bölgesi'dir.
Bu genelleme. aşağıdaki yerlerden hangisi için
(Cevap B)
geçerli degildir? (2003 KPSS)
A) Çatalca - Kocaeli Platosu
B) Taşeli Platosu
C) Gediz Ovası
D) Çarşamba Ovası
E) Zonguldak Yöresi
14. Türkiye'de nüfusun bölgelere dağılışında
aşağıdakilerden hangisi en az etkilidir? (2003
KPSS)
Taşeli Platosu kalkerli bir yapıya sahip olduğu için
A) Doğal göller Türkiye'nin en büyük karstik bölgesidir. Karstik
B) Toprakların verimliliği
yapının yaygın olduğu yerlerde yağış fazla olsa da
C) Yerşekilleri
buralarda yeraltına sızma çok olduğu için nüfus fazla
D) İklim koşulları
değitdir.
E) Ulaşım kolaylığı
(Cevap B)
78- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

17. Aşağıdaki grafikte Türkiye'nin beş bölgesinin


yüzölçümleri ve nüfusları gösterilmiştir.
Nüfus
Alan (Bin kişi)
Nüfus ? 20000
Alan 18000
(km2) 20000-r 18000--16000-- ? 16000
14000--12000--10000--800 00-- 14000
12000
600 00 - 10000
- 80000
4 0 00 0 - 60000
- 40000
20000+- 20000
0 0
gelişmemesi etkendir. Soruyu inc elediğimizde
verilen seç eneklerden A hariç diğerleri Doğu
Doğu Anadolu Bölgesi'nin nüfus yoğunluğu Türkiye
Anad olu Bölg esi'nde nüfus yoğunluğunun
ortalamasının altındadır; dolayısıyla bölge, alanı oranında
Türkiye ortalamasından düşük olmasında etkilidir.
nüfus barındırmaz. Bunda bölgenin yüksek ve engebeli
(Cevap A)
olması, kışların uzun ve sert geçmesi, sanayinin fazla

Bölge

Aşağıdakilerden hangisi bu grafikten


ulaşılabilecek bilgilerden biridir? (2003/2 KPSS)

A) Bölgelere olan iç göç miktarı


B) Bölgelerin nüfus yoğunluğu
C) Bölgelerdeki genç nüfus oranı 19.1. Aityapı hizmetlerinin yetersizliği
D) Bölgelerdeki doğum oranı
II. Çevre kirliliği
E) Nüfusun bölge içindeki dağılışı
■z. o III. Alışveriş merkezlerinin azlığı
fi2
'o
UJ
co Yukarıdakilerden hangisi Türkiye'de büyük
Grafikten bölgelerin nüfus yoğunluğuna ulaşılabilir. s şehirlerin önemli sorunları arasında yer alır?(2004
Nüfus yoğunluğu, belirli bir alanda yaşayan nüfusun O-J O
KPSS)
2 eo
o alana oranıdır. km / nüfus olarak gösterilir. A) Yalnız I B) Yalnız II
C) Yalnız III D) I, II
E) II, III
(Cevap B)

Kentleş me oranının en yüks ek olduğu bölge


Marmara Bölgesi'dir. Kentleş me oranı en az
Karadeniz Bölgesi'nde görülür.

Şehirlerin Sorunları;

• Gecekondulaşma

• Düzensiz yapılaşma
18. Doğu Anadolu Bölgesi'nin nüfus yoğunluğunun
Türkiye ortalamasından düşük olmasında • Hava kirliliği
aşağıdakilerden hangisinin etkisi voktur? (2003/2
• Sosyal ve kültürel gelişimin sağlanamaması
KPSS)

A) Çeşitli toprak türleri olmasının • Yeşil ve açık alanların yetersizliği

B) Yükseltisinin fazla olmasının • Çevre kirliliği


C) Ulaşımın olanaklarının kısıtlı olmasının
D) Ekim alanlarının sınırlı olmasının • Altyapı hizmetlerinin yetersizliği

E) İş olanaklarının yetersiz olmasının (Cevap D)


-COĞRAFYA- 79

20. Türkiye'de konutlarda yapı malzemesi olarak MİLYON KİŞİ


kullanılan taşlar konutların bulunduğu çevrenin 22. MİLYON KİŞİ
jeolojik yapısına bağlıdır.
ERKEK KADIN
Buna göre; Ürgüp, Avanos, Nevşehir konutlarında
yapı malzemesi aşağıdakilerden hangisinin en Yukarıdaki
çok kullanılması grafikte bir
beklenir? (2004 KPSS) B) Kum taşı ülkenin
D) Jips cinsiyet yaş
A) Kalker C) Volkan tüfü
grafiği
E) Granit
verilmiştir.
hangisine
Türkiye'de konutlarda yapı malz^mesi olarak
kullanılan taşlar konutların bulunduğu çevrenin
jeolojik yapısına bağlı olarak gelişir. Buna göre; Bu grafikten aşağıdakilerden
ulaşılamaz? (2004 KPSS)
Nevşehir - Ürgüp çevresinde yer alan volkanik tüf
alanında yapı malzemesi olarak volkanik tüf A) Toplam nüfusa
kullanılır. Iç ve Güneydoğu Anadolu kırsal kesiminde B) Nüfusun fazla olduğu yaş grubuna
C) Kadın erkek nüfusunun farkına
kerpiç; Doğu Anadolu ve Akdeniz kırsal k^siminde
D) Onbeş yaşın altındaki nüfusun toplam payına
taş; Karadeniz kırsal kesiminde ahşap en yaygın
E) Nüfus yoğunluğuna
yapı malzemesidir.
(Cevap C)
'o
cc
LU
Q
m
w
o.
Verilen grafiği incelediğimizde E seçeneğinde
verilen bilgiye ulaşılmaz nüfus yoğunluğunu bulmak
21. Geçtikleri yerlerin endüstrileşme ve kentleşme j
için ülkenin yüz ölçümünü bilmemiz gerekir.
durumları göz önüne alındığında aşağıdaki '
akarsulardan hangisinin daha az kirlenmesi (Cevap E)
beklenir? (2004 KPSS)
A) Ergene B)Zap D)
C) Büyük Menderes Gediz
E) Porsuk

Büyük Menderes -» Ege Bölgesi


Ergene -> Marmara Bölgesi
Zap -> Doğu Anadolu Bölgesi
Gediz -» Ege Bölgesi
Porsuk -> Marmara Bölgesi (Sakarya)
Seçeneklerde verilen akarsulardan Zap dışındakiler
kentleşmenin yoğun olarak hissedildiği bölgelerdedir.
(Cevap B)
80- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

25. Aşağıdakilerden hangisi dağınık yerleşmenin


2
□ Alan Kişi görüldüğü yerlerin ortak özelliklerinden biridir?
(Bin km ) (Bin kişi)
(2005 KPSS)
200-r- T 200 -- 90 -- 80 -- 70 -- 60 -- 50
180-- -- 40 A) Tarım alanlarının geniş olması
160-- a~ 30
B) Yerşekillerinin engebeli olması
140 --
120-- ..... j—|— -- 20 ^ 1 0 C) Endüstrinin gelişmiş olması
I I I IV V D) Ticaretin gelişmiş olması
100 --
80-- E) Ulaşım olanaklarının fazla olması
60--
Yukarıdaki grafiğe göre aşağıdaki
40--
1 yorumlardan hangisi çıkartılamaz? (2005
20" -
KPSS) Arazi yapısının dağlık ve engebeli olması,
23. A) Nüfus yoğunluğu III ve IV'te birbirine 9n meskenlerin bir arada toplanmasına imkan tanıyacak
yakındır. düzlük alanların az olmasına yol açmıştır. Böyle
B) Nüfus yoğunluğu IV numarada en fazladır. yerierde mesk^nter arazide dağınık bir şekilde yer
C) Nüfus en az II numaradadır. alarak, dağınık bir doku özelliği göstermişlerdir.
D) lll'ün nüfus yoğunluğu IV'kinin iki katıdır. (Cevap B)
E) l'de nüfus yüzölçümünün yaklaşık yarısı
kadardır.

2E
Alan İİ9 nüfus arasındaki fark arttıkça yoğunluk o
azalır. Farkın 9n fazla olduğu IV numaradır. Bu
m
n^denle nüfus yoğunluğu en fazla IV'te değil, III m
numaradadır. 8
(C9vapB) S

24. Nüfus yoğunluğunu aşağıdakilerden hangisi


etkilemez? (2005 KPSS)

A) Bitki örtüsü
B) Yükselti
C) Endüstrileşme
D) Su kaynakları
E) Coğrafi Konum

Yoğunluk üzerinde coğrafi konumun etkisi bulunmaz.


Seçeneklerdeki diğer unsurlar nüfusun sık veya
seyrek olmasına etki ederek, yoğunluk üzerinde rol
oynar.
(Cevap E)
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ- 81

veya
TEMELYURTTAŞLIKBİLGİSİ | Anayasa Hukukuna Giriş 2

kabul edebileceği gibi, onu değiştirmesi


YÜRÜTME FONKSİYONU
tümden reddetmesi de mümkündür.
Türkiye'de yürütme fonksiyonunun içine özel, somut,
Eğer yetki kanunu, o konuda ancak bir tek KHK
bireysel işlemler yapmak kadar, düzenleyici veya
çıkarabileceğini belirtmişse, aynı konunun başka bir
kural koyucu işlemler yapmak da girer. Cumhuriyetin
KHK ile yeniden düzenlenmesi, yani çıkarılmış olan
bütün Anayasalarında yürütme organının
KHK'nın değiştirilmesi mümkün değildir. Buna
düzenleyici işlemler yapma yetkisi, doğrudan
karşılık yetki kanunu birden fazla KHK çıkarılmasına
doğruya Anayasadan doğmuştur.
izin vermişse, Bakanlar Kurulunun daha önceki
Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve KHK'yı değiştirebilmesi veya geri alabilmesi gerekir.
Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve KHK hükümlerine dayanılarak yapılmış uygulama ve
kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. kazanılmış haklar saklı kalır.
Yürütme işlemleri düzenleyici işlemler olabileceği eilgiNotuf
gibi, somut, bireysel, subjektif işlemler de olabilir. C5
cc
UJ
Anayasamız, yürütmenin düzenleyici işlemlerini, a 1961 ve 1982 Anayasalarına göre, Anayasa
kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik ve Mahkemesi, KHK'nin Anayasaya şekil ve esas
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olarak belirlemiştir.
A- KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME B- SIKIYÖNETİM VE OLAĞANÜSTÜ HAL
KHK'LARI
KHK çıkarma yetkisi Bakanlar Kurulunundur. ^
Önceden bir yetki kanunuyla yetkilendirilmedikçe, s Sıkıyönetim ve olağanüstü hal KHK'ları
Bakanlar Kurulu kendiliğinden KHK çıkaramaz. Yetki jg Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan
kanunu, çıkarılacak KHK'nın amacını, kapsamını, S Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılır. Burada
ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden Cumhurbaşkanının iradesi, şekli bir onay değil,
fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını işlemin asli bir unsurudur. Yetki unsuru bakımından
gösterir. Yetki kanununun Anayasada sayılan ikinci bir önemli fark ise, sıkıyönetim ve olağanüstü
unsurlardan birini belirtmemesi, bu kanunu hal kararnamelerinin bir yetki kanununa ihtiyaç
Anayasaya aykırı kılar. Bakanlar Kurulunun istifası, göstermemesidir. Temel haklar, kişi hakları ve
düşürülmesi, yasama döneminin bitmesi, belli süre ödevleri ile siyasi haklar ve ödevler de bu tür
için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep KHK'larla düzenlenebilir. Anayasaya göre, temel
olmaz. hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya
tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada
Sıkı yönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak
öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınır.
üzere, temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasi
haklar ve ödevler KHK ile düzenlenemez. Konu bakımından, sıkıyönetim ve olağanüstü hal
KHK'larının tabii olduğu sınır, bunların ancak
ftilgi Nolu /
sıkıyönetimin ve olağanüstü halin gerekli kıldığı
Bakanlar Kuruluna KHK ile bütçede değişiklik konularda çıkarılabilmesidir. Anayasaya göre,
olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş
hallerinde çıkarılan KHK'ların şekil ve esas
KHK'ların da Cumhurbaşkanı tarafından
bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla,
imzalanması gerekir. KHK'lar Resmi Gazetede
Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
yayınlandıkları gün TBMM'ye sunulur. Yetki
Olağanüstü hal yer bakımından ve süre bakımından
kanunları ve bunlara dayanan KHK'lar TBMM
sınırlıdır. Ayrıca olağanüstü hal KHK'ları ile,
komisyonları ve Genel Kurulunda öncelik ve
kanunlarda değişiklik yapılamaz. Bu kararnameler,
ivedilikle görüşülür. TBMM'nin bir KHK'yı olduğu gibi
Resmi Gazetede yayımlanır ve aynı gün TBMM'ye
82- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-

sunulur, bunların meclis tarafından onaylanmasına YASAMAORGANI


ilişkin süre ve usul içtüzükle belirlenir. 1982 Anayasası, TBMM'nin seçim dönemini beş yıl
C-CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ olarak tespit etmiştir. Cumhurbaşkanı Anayasanın
116'ncı maddesindeki şartlarla TBMM seçimlerinin
Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğinin kuruluşu,
yenilenmesine karar verebilir. Savaş sebebiyle yeni
teşkilat ve çalışma esasları, personel atama seçimlerin yapılmasına imkân görülmez ise, TBMM
işlemleri Cumhurbaşkanlığı karamamesi ile
seçimlerinin bir yıl geriye bırakılmasına karar
düzenlenir. Bu kararname Cumhurbaşkanının tek verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa,
başına, yani Başbakan ve ilgili bakanların imzaları
erteleme kararındaki usule göre bu işlem
olmaksızın yapacağı işlemlerden biridir. Dolayısıyla, tekrarlanabilir.
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı diğer
işlemler gibi, idari yargı denetiminin dışında TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara
bırakılmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir
hukukumuza 1982 Anayasasıyla girmiştir. defa yapılabilir ve genel seçimlerden otuz ay
geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak boşalan
D-TÜZÜKLER üyeliklerin sayısı, üye tam sayısının yüzde beşini
Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek bulduğu hallerde, ara seçimlerin üç ay içinde
veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara yapılmasına karar verilir. Genel seçimlere bir yıl
aykırı olmamak ve Danıştay'ın incelemesinden kala, ara seçim yapılamaz.
geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir. Tüzükler, Bir ilin veya seçim çevresinin TBMM'de temsilcisi
Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi kalmaması halinde d9 boşalmayı takip eden 90
yayımlanır. günden sonraki ilk pazar günü araseçim yapılır.
Tüzük yapmaya yetkili tek organ Bakanlar
MİLLETVEKİLLERİNİN SEÇİMİ
Kuruludur. Kanunda tüzük yapılacağına dair bir
hüküm olmasına gerek yoktur. Ancak, kanun bir A- SEÇİM SİSTEMİ
tüzük yapılmasını öngörmüşse idare, o konuyu Türkiye'de uygulanan seçim sistemi % 10 ülke
tüzükle düzenlemeden önce, başka bir düzenleyici barajlı d'Hondt sistemidir. D'Hondt sisteminin en
işlemle düzenleyemez. Danıştay incelemesinden büyük özelliği artık oy bırakmamasıdır.
geçirilmemiş bir tüzük yok sayılır. Bakanlar Kurulu,
Danıştay incelemesinden sonra ya kendi ilk B-SEÇİM ÇEVRELERİ
tasarısını veya Danıştay'ın değiştirmesini kabul 1983 Milletvekili Seçimi Kanununa kadar Türkiye'de
etmek zorundadır. her il, bir seçim çevresi sayılmıştır. Bu kanun, fazla
E- YÖNETMELİKLER nüfuslu illerin her biri en çok yedi milletvekilliğini
aşmayacak şekilde birden fazla seçim çevresine
Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, bölünmesi ilkesini getirmiş; 1987 tarihli kanun ise
kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve seçim çevrelerini, her biri en çok altı milletvekili
tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve çıkaracak şekilde daha da küçültmüştür.
bunlara aykırı olmamak şartı ile yönetmelikler
çıkarabilirler. nilgiNotu.'

Yönetmelikler, idarenin en geniş uygulama alanına | Seçim propagandası, oy verme gününden önceki |
sahip düzenleyici işlem türüdür. Aslında, icrai karar jonuncu günün sabahında başlar ve oy vermel
almaya yetkili her idari makamın yönetmelik | gününden önceki günün saat 18.00'inde sona erer. |
yapmaya yetkili olması gerekir. 1961 Anayasasında | Partilerin her seçim çevresinin çıkaracağı |
yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayınlanacağının ! milletvekili sayısı kadar aday göstermeleri kabul I
belirtilmiş olmasına karşılık, 1982 Anayasasında tir.
hangi yönetmeliklerin Resmi Gazetede
yayınlanacağının kanunla belirtileceğinden söz I
edilmiştir. Bununla birlikte, genel kurallar gereğince
TBMM UYELERİNİN HUKUKİ STATÜSÜ
yönetmelikler, yayınlanmadıkları veya tebliğ
edilmedikleri sürece üçüncü kişilere A- TBMM ÜYELİĞİYLE BAĞDAŞMAYAN İŞLER
uygulanamazlar, onların haklarını azaltamazlar. TBMM üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama
Yönetmelikler idari yargı denetimine tabidirler. veya onamasına bağlı resmi veya özel herhangi bir
işle görevlendirilemezler. Bir üyenin belli bir konuda
ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca
-TEMEL YURTTAŞLİK BİLGİSİ- 83

verilecek geçici bir görevi kabul etmesi Meclisin gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili
kararına bağlıdır. "Yasama uyumsuzluğu" denilen bu görüşme yapılamaz ve grup kararı alınamaz.
uygulamanın amacı, milletvekillerinin herhangi bir Dokunulmazlığının kaldırılmasını üyenin bizzat
yürütme görevi kabul etmelerini önlemek suretiyle, istemesi dokunulmazlığın kaldırılması için yeterli
onların yürütme organı karşısında tam bir değildir.
bağımsızlığa sahip olabilmelerini sağlamaktır.
OilgiNolu/
B- YASAMA SORUMSUZLUĞU
|Yasama sorumsuzl uğu v e yasamaj
TBMM üyeleri, Mecliste ileri sürdükleri | dokunulmazlığından TBMM üyeleri dışında, |
düşüncelerden, oy ve sözlerden meclisce başka bir | Milletvekili olmayan bakanlar da yararlanırlar. Bu j
karar alınmadıkça bunları meclis dışında jkişiler, diğer özlük hakları bakımından da|
tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu a
.YD.!. Ştat üye tab id i rle r.
tutulamaziar. Sorumsuzluğun söz konusu olabilmesi
için söz konusu eylemin; j
a) Meclis çalışmaları sırasında işlenmiş olması.
TBMM'NİN İÇ YAPISI VE ÇALIŞMA DÜZENİ
b) Oy, söz veya düşünce açıklamasıyla işlenmiş
Ülkemizde meclisin iç yapısı ve çalışma düzeni,
olması şarttır. Burada meclis çalışmaları deyimini
kısmen Anayasa kısmen Meclis içtüzüğüyle
geniş anlamda yorumlamak gerekir. Bu deyim,
düzenlenmiştir. 1982 Anayasasına göre seçilmiş
sadece meclisin genel kurul toplantılarını değil,
olan TBMM, henüz kendi içtüzüğünü yapmamış
komisyon toplantılarını ve siyasi partilerin grup
olduğundan 12 Eylül 1980 tarihinden önce
toplantılarını da kapsar.
yürürlükte olan içtüzüğün, Anayasaya aykırı
Anayasa, hakaret ve sövme suçlarını sorumsuzluk olmayan hükümleri uygulanmaktadır.
kapsamı dışında tutmamıştır.
Başkanlık Divanı:
Sorumsuzluk, cezai takibata karşı mutlak olarak
Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen
korur. Sorumsuzluk milletvekilini, yasama organı
Meclis Başkanı, Başkan vekilleri, Katip üyeler ve
tarafından kendisine uygulanabilecek disiplin
İdare Amirlerinden oluşur. Siyasi parti grupları
müeyyidelerine karşı korumaz. Sorumsuzluğun
üyeleri oranında katılırlar. Siyasi parti grupları
meclisçe kaldırılabilmesi söz konusu değildir.
Başkanlık için aday göstermezler.
Sorumsuzluk sürekli niteliktedir. Yani milletvekili,
sorumsuzluk kapsamına giren bir eylemden dolayı, Bir yasama döneminde, Başkanlık unvanı için, iki
milletvekilliği sıfatının sona ermesinden sonra da seçim yapılır. TBMM Başkanı, Başkan vekilleri,
kovuşturulamaz. partilerinin meclis içi ve dışı faaliyetlerine meclis
tartışmalarına katılamazlar. Başkan ve oturumu
C- YASAMA DOKUNULMAZLIĞI yöneten Başkan Vekili oy kullanamazlar.
Anayasamıza göre seçimden önce veya sonra bir Başkan adayları Meclisin toplandığı günden itibaren
suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, meclisin 5 gün (beş gün) içinde Başkanlık divanına bildirilir.
kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye
tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı tam sayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye
gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Son oylamada
soruşturulmasına başlanmış olmak kaydıyla en çok oy alan iki adayın katılacağı dördüncü
Anayasanın 14. maddesindeki durumlar bu hükmün oylamada en fazla oy alan üye Başkan seçilmiş olur.
dışındadır. Başkan seçimi aday gösterme süresinin bitiminden
Mutlak olan yasama sorumsuzluğundan farklı itibaren 5 gün (beş gün) içinde tamamlanır. Meclis
olarak dokunulmazlık nisbi ve geçici nitelikte bir Başkanının, Anayasa ile kendisine verilen diğer
ayrıcalıktır. Nisbidir, çünkü TBMM tarafından görevleri;
kaldırılabilir. Dokunulmazlık üyeler hakkında hukuk » Tatil veya ara verme sırasında doğrudan
davası açılmasına engel olmaz. Koruma üyelik doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi
sıfatının devamı müddetince sürer. Üyelik süresinde üzerine meclisi (zorunlu) toplantıya çağırmak,
zaman aşımının işlemeyeceği de kabul edilmiştir.
» Cumhurbaşkanına vekalet etmek,
Dokunulmazlığı kaldırılan bir üye tekrar seçilmişse,
» Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine
dokunulmazlığı da geri gelir. TBMM siyasi parti
karar vermesi halinde geçici Bakanlar Kuruluna
siyasi parti gruplarından alınacak üye sayısını
tespit etmek,
84- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

» Cumhurbaşkanınca seçimlerin yenilenmesine TBMM'nin yetkilerinden olan savaş ilanı ve silahlı


karar verilmesi durumunda kendisine görüş kuvvet kullanılmasına izin verilmesi yetkilerinin, bir
bildirmek. TBMM kararı ile kullanılması gerekir. Silahlı kuvvet
Siyası Parti Grupları: kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz
olduğu durumlarda Cumhurbaşkanı da, silah
Siyası Parti Grupları en az yirmi milletvekilinden
kullanılmasına karar verebilir.
meydana gelir.
Meclisin toplanması ve Tatili: A- HÜKÜMETİN DENETLENMESİ
Soru:
TBMM, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden
toplanır. Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak
yapabilir. Ancak çalışmalarına ara verebilir. Ara cevaplandırmak üzere Başbakan veya bakanlardan
verme, Meclisin onbeş günü geçmemek üzere bilgi istemekten ibarettir.
çalışmaların ertelenmesidir. Genel Görüşme:
Toplantı ve Karar Yeter Sayısı: Toplumu ve devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir
Anayasada, başka bir hüküm yoksa, TBMM üye konunun, TBMM Genel Kurulunda görüşülmesidir.
tamsayısının en az üçte biri (184) ile toplanır ve Hükümet siyasi parti grupları veya en az 20
toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; milletvekili tarafından bir önerge ile istenebilir. Genel
Ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye görüşme açılıp açılmamasına Meclis Genel Kurulu
tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından (139) az kararverir.
olamaz. Meclis Araştırması:
Mecliste Oylama Usulleri: Millet Meclisi Içtüzüğü, Belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan
üç türlü oylama kabul etmiştir. Bunlar; işaretle incelemeden ibarettir. Genel görüşme açısındaki
oylama, açık oylama, gizli oylamadır. hükümler uygulanır.
TBMM'NİN GÖREV VE YETKİLERİ Meclis Soruşturması:
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri,
Başbakan veya bakanların görevleri ile ilgili
kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar
"cezai" sorumluluklarının araştırılmasını
Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar
sağlayan bir denetim aracıdır. Üye tam sayısının
Kuruluna belli konularda kanun hükmünde
en az onda birinin vereceği önerge ile soruşturma
karamame çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve
istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde
kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul
görüşür ve karara bağlar.
etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar
vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını BilfliNotu f
uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye ^üce Divana sevk kararı ancak üye tam sayısının|
tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel |salt çoğunluğu ile alınır. Meclisteki parti gruplarındaj
ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen |Meclis soruşturmasıyla ilgili görüşme yapılamaz ve\
ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek |karar alınamaz. TBMM kararı ile Yüce Divanaj
ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen [verilen bir bakan bakanlıktan düşer. Başbakanın|
yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir. İYüce Divana sevki halinde hükümet istifa etmişj
TBMM tarafından reddedilmiş olan kanun teklif ve jsayılır.
tasarıları, ret tarihinden itibaren bir tam yıl
geçmedikçe, aynı yasama dönemi içinde yeniden |
verilemez. Cumhurbaşkanı TBMM'ce kabul edilen
Gensoru: Gensoru önergesi bir siyasi parti grubu
kanunları on beş gün içinde yayımlar veya aynı süre
adına veya en az yirmi milletvekilinin imzasıyla
içinde TBMM'ye geri gönderir.
verilir. Gensorunun görüşülmesi gündeme alma
Affın genel veya özel oluşu, onun kapsamına giren kararının verildiği tarihten başlayarak iki gün
kişilerin sayısıyla değil, affın hukuki sonuçlarıyla geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya
ilgilidir. Genel af, ceza ile birlikte suçu ve dolayısıyla bırakılamaz. Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın
ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarını ortadan düşürülebilmesi üye tamsayısının salt çoğunluğuyla
kaldırır. olur. Oylamada yalnız güvensizlik oyları sayılır.
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ- 85

YÜRÜTME ORGANI Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve


Anayasamıza göre (m.8) "yürütme yetkisi ve görevi, görevlerine son vermek
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Gerekli gördüğü taktirde Bakanlar Kurulu'na
Anayasa'ya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulu'nu
yerine getirilir." başkanlığı altına toplantıya çağırmak.
I- CUMHURBAŞKANININ SEÇİMİ VE Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini
TARAFSIZLIĞI göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne
gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul
1982 Anayasası, 1961'den farklı olarak, etmek
Cumhurbaşkanının TBMM dışından da
Milletlerarası anlaşmaları onaylamak ve
seçilebilmesine imkan vermiştir. 1961 Anayasası
yayımlamak
"arka arkaya iki defa" seçilmeyi yasakladığı halde,
1982 Anayasası tekrar seçilmeyi mutlak olarak TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
yasaklamıştır. Cumhurbaşkanı TBMM üye Başkomutanlığı'nı temsil etmek
tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar
seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresinin vermek
dolmasından otuz gün sonra seçime başlanır ve Genel Kurmay Başkanını atamak
otuz gün içinde seçim tamamlanır. Milli Güvenlik Kurulu'na başkanlık etmek
Cumhurbaşkanlığı seçiminde en az üçer gün ara ile Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu
yapılacak oylarm ilk ikisinde üye tamsayısının üçte kararıyla, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan
iki çoğunluk oyu sağlanmazsa üçüncü oylamaya etmekve KHKçıkarmak
geçilir. Üçüncü oylamada ise üye tam sayısının salt Kararnameleri imzalamak
çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle
seçilmiş olur. Bu çoğunluk sağlanamadığı takdirde
belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya
üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday
kaldırmak
arasında dördüncü oylama yapılır. Bu oylamada da
üye tam sayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulu üyelerini ve Başkanını
seçilemediği takdirde derhal TBMM seçimleri atamak
yenilenir. Devlet Denetleme Kurulu'na inceleme, araştırma
ve denetleme yaptırmak
II- CUMHURBAŞKANININ GÖREV VE
YETKİLERİ YÖK üyelerini seçmek, üniversite rektörlerini
seçmek
Yasama İle İlgili Görevleri ve Yetkileri;
Yargı İle İlgili Görev ve Yetkileri;
• Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk
günü TBMM'de açılış konuşmasını yapmak Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek
Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek
• TBMM'yi gerektiğinde toplantıya çağırmak
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekili
• TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek
seçmek
• Kanunları yaymlamak
Askeri Yargıtay üyelerini seçmek
• Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini
geri göndermek seçmek
• Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini
gördüğünde halkoyuna sunmak seçmek
• Kanunların, KHK'ların, TBMM İçtüzüğünün
CUMHURBAŞKANININ SİYASAL
tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya
şekil ve esas bakımından aykırı oldukları
SORUMSUZLUĞU
gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'nde ipta! Anayasaya göre, "Cumhurbaşkanının, Anayasa ve
davası açmak. diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın
imzalaması gerek olmaksızın tek başına
Yürütme İle İlgili Görev ve Yetkileri;
yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün
• Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu
86- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur." Kurulu hükümetin genel siyasetinden birlikte
Anayasa hukukunda "karşı imza" kuralı denilen sorumludur. Ayrıca, her bakan, kendi yetkisi içindeki
ve parlamenter rejimin temel ilkelerinden birini işlerden ve emri altındakilerin eylem ve
oluşturan bu kural, yürütme yetkisinin gerçekte işlemlerinden de sorumludur. Siyasal sorumluluğu
Cumhurbaşkanında değil, yürütme organının gerçekleştirecek anayasal yöntem, güvenoyu
sorumlu unsuru olan Bakanlar Kurulunda mekanizmasıdır. Güvensizlik önergesinin kabulü
olduğu anlamına gelir. Cumhurbaşkanının Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğu ile mümkün
sorumsuzluğu aslında onun yetkisizliği demektir. olur.
Çünkü kamu hukukunda sorumluluk ve yetki
Cezai Sorumluluk: Bakanların görevleriyle ilgili
paralellik gösterir.
suçlarından doğan sorumluluklarıdır. Bu sorumluluk,
IV- CUMHURBAŞKANININ CEZAİ Meclis soruşturması yoluyla araştırılır.
SORUMSUZLUĞU
Hukuki Sorumluluk: Bakanların görevleriyle ilgili
Cumhurbaşkanının cezai sorumsuzluğu, ancak olarak Devlete verdikleri zararın, kendilerine
onun göreviyle ilgili suçlardan dolayı söz konusu tazminat davası yoluyla ödettirilmesidir.
olur. Cumhurbaşkanı adi suçlardan, yani göreviyle
ilgili olmayan suçlardan dolayı her vatandaş gibi jSeçimler sırasındaki Bakanlar Kurulundan seçimden|
sorumludur. Cumhurbaşkanının göreviyle ilgili |önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilirj
işlerden dolayı cezai sorumsuzluğu bile mutlak |Yerlerine bağımsız (Meclis içinden veya dışından)!
değildir. Parlamenter Cumhuriyetlerde genel İkişileratanır.
olarak, Cumhurbaşkanının, vatana ihanet teşkil
eden suçlarından dolayı cezai bakımdan |
sorumlu olacağı ilkesi kabul edilmiştir.
Cumhurbaşkanının vatana ihanetle suçlanması
halinde onu yargılayacak olan makam, Yüce Divan
sıfatıyla Anayasa Mahkemesidir.
BAŞBAKAN VE BAKANLAR KURULU
Bakanlar Kurulu, yürütmenin siyasal bakımdan
sorumlu olan, dolayısıyla yürütme yetkisini fiilen
kullanan organdır. Cumhurbaşkanının Başbakanı
seçme ve atama yetkisi elbette sınırsız değildir.
Kurulan Bakanlar Kurulunun TBMM'den güven oyu
alması zorunluluğu, Cumhurbaşkanının ancak
Meclisin güvenine sahip bir kişiyi Başbakan olarak
atayabileceği anlamına gelir. Bakanlar Kurulu,
Cumhurbaşkanının atama işlemiyle birlikte
kurulmuş olur ve göreve başlamak içîn
TBMM'nin güvenoyunu beklemesi söz konusu
değildir. Bakanlar Kurulunun güvenoyu almış
sayılması için, özel bir çoğunluk öngörülmemiştir.
Meclis içtüzüğüne göre "güvenoyu verenlerin sayısı,
güvensizlik oyu verenlerden fazlaysa, Bakanlar
Kurulu güven almış olur."
I- BAKANLARIN SORUMLULUĞU

Siyasal Sorumluluk: Bu sorumluluk, bakanların


görevlerine parlamento tarafından son verilebilmesi
anlamına gelir. Yani müeyyide, cezai veya hukuki
değil, sadece siyasaldır. Siyasal sorumluluk, kolektif
ve bireysel olmak üzere iki türlüdür. Kolektif
sorumluluk hükümetin genel siyasetinin
yürütülmesinden doğan sorumluluktur. Bakanlar
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ- 87

4. Aşağıdaki durumlardan hangisinin varlığı halinde


ÇDZUMLU KONU TBMM seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar
KAVRAMA TESTİ verebilir?
A) Savaş hali
1. Tüzük için aşağıda verilen bilgilerden hangisi B) Tabii afet
vanlıstır? C) Ağırekonomikbunalım
D) Şiddet olaylarının yaygınlaşması
veya
E) Kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması
A) Kanunların uygulanmasını göstermek
emrettiği işleri belirtmek üzere çıkarılır.
B) Kanunlara aykırı olamazlar.
C) Kanunların boşluğunu doldururlar.
D) Danıştay'ın incelemesinden geçerler.
E) Bakanlar Kurulu'nca çıkarılır.

2. Aşağıdakilerden hangisi 1982 Anayasası ile


getirilen kurumlardan biridir?
1982 Anayasasına göre, TBMM'nin aşağıdaki
A) Kanun Hükmünde Kararname S2
"( işlemlerinden hangisi bir parlamento kararı
3
B) Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi tE değildir?
LU
C) TBMM Içtüzüğü Q
TBMM içtüzüğünde değişiklik yapılması
D) Tüzükler A)
Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması
E) Yönetmelikler B)
Cumhurbaşkanının seçilmesi
C)
Bir bakanın Yüce Divan'a sevk edilmesi
D)
Bir milletlerarası antlaşmamın onaylanmasının
E)
W uygun bulunması
W
o

"5
UJ

3. Aşağıdakilerden hangisi Cumhurbaşkanının 6. Aşağıdakilerden hangisinin kamu tüzel kişiliği


Anayasada belirtilen görev ve yetkileri arasında Anayasada belirtilmemiştir?
yer almaz?
A) Köy İdaresi
A) Üniversite rektörlerini seçmek B) Üniversiteler
B) Radyo Televizyon Üst Kurulu üyelerini seçmek C) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
ve atamak D) Devletçe kurulacak tek radyo ve televizyon
C) Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek kurumu
D) Kanunları yayımlamak E) Yükseköğretim Kurumu
E) Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve
yayınlamak
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

7. Aşağıdakilerden hangisi, olağanüstü hallerde 10.1982 Anayasasına göre, aşağıdakilerden hangisi


çıkarılacak kanun hükmünde kararnamelerin TBMM'nin görev ve yetkilerinden bir degildir?
özelliklerinden biri degildir?
A) Anayasada öngörülen nedenlerle yurdun bir
A) Olağanüstü hallerde çıkarılacak KHK'ların yetki yerinde veya bütününde sıkıyönetim ilan etmek
kanununa dayanmaları zorunlu değildir. B) Genel ve özel af ilanına karar vermek
B) Olağanüstü hallerde çıkarıiacak KHK'larla temel C) Savaş ilanına karar vermek
hak ve özgürlüklerin de düzenlenmesi D) Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını
mümkündür. uygun bulmak
C) Olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameler E) Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun
Cumhurbaşkanfnın başkanlığında toplanan hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek
Bakanlar Kurulunca çıkarılır.
D) Olağanüstü hallerde çıkarılacak olan KHK'ların
Resmi Gazetede yayımladıkları gün meclise
sunulmaları zorunlu değildir.
E) Olağanüstü hal KHK'larının Anayasaya
11. Aşağıdakilerden hangisi Cumhurbaşkanlığına
aykırılıkları ileri sürülerek Anayasa
bağlı kuruluşlardan biridir?
Mahkemesine başvurulamaz.
A) Devlet Denetleme Kurulu
B) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu
C) Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
D) Rekabet Kurumu
E) Türk Dil Kurumu

8. Aşağıdakilerden hangisi Cumhurbaşkanına ilk kez


1982 Anayasasıyla tanınan yetkilerden biridir?
A) Başbakanın teklifi üzerine bakanların
görevlerine son vermek
B) Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye
12.1982 Anayasası uyarınca Cumhurbaşkanının bir
geri göndermek
kimseyi hükümeti kurmakla görevlendirebilmesi
C) Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve için, o kişide aşağıdakilerden hangisinin mutlaka
yayımlamak bulunması gerekir?
D) Kanunların Anayasaya aykırı olduğu
gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal A) Yükseköğrenim yapmış olması
B) En az 40 yaşında olması
davası açmak
C) Milletvekili olması
E) Milli Güvenlik Kuruluna başkanlık etmek
D) TBMM'de en çok milletvekiline sahip olan
siyasal partinin başkanı olması
E) Bir siyasal partiye üye olması

9. Aşağıdakilerden hangisinin yönetmelik çıkarma


13. Kanun hükmünde kararnameler Türk Hukukuna
yetkisi voktur?
ilk kez hangi anayasal düzenleme ile girmiştir?
A) Enerji Piyasası Kurulunun A) 1921 Anayasasıyla
B) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
B) 1924Anayasasıyla
Kurulunun
C) 1876Anayasasıyla
C) Rekabet Kurumunun
D) 1961 Anayasasında 1971 yılında yapılan
D) Diyanet İşleri Başkanlığının
değişikliklerle
E) Karayolları Genel Müdürlüğünün
E) 1982Anayasasıyla
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSL 89

14. Aşağıdakilerden hangisi göreviyle ilgili suçlardan 18. Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisini
dolayı yüce divanda yargılanamaz? tanıyan Anayasamız aşağıdakilerden hangisinde
doğru olarak verilmiştir?
A) Başbakan
B) Maliye Bakanı A 1876-1982
C) Başbakan Yardımcısı B 1924-1982
D) Adalet Bakanlığı Müsteşarı C 1961-1924
E) Cumhurbaşkanı D 1924-1961-1982
E 1876-1961-1982

15. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla 19. Cumhurbaşkanı kaç yıl için seçilir?
aşağıdakilerden hangisini görevleriyle ilgili
suçlardan dolayı vargılavamaz? A)3 B)4 C)5 D)7 E) 10

A) Yargıtay Başkanını
B) Başbakanı
C) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını
D) Askeri Yargıtay Başkanını
E) Sayıştay Başkanını

LU
20. Türkiye Büyük Millet Meclisi kaç üyeden oluşur?
16. Tüzük çıkarma yetkisi kime aittir?
A) 350 B)400 C)450 D) 500 E)
A) Türkiye Büyük Millet Meclisine 550
B) Cumhurbaşkanına
C) Bakanlar Kuruluna
D) Adalet Bakanlığına
E) Kamu Tüzel Kişiliklerine

17. Kanunlarla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 21. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara
vanlıştır? vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya
A) Yazılı olmak zorunda değildirler.
B) Bütçe kanunları süreli değildir. uğraması ve bu sebeple sila hlı kuvvet
C) istisnai olarak belli bir kişi için çıkarılabilirler. kullanılmasına derhal karar verilmesinin
kaçınılmaz olması halinde Türk Silahlı
D) Bunları çıkaracak mercii Anayasa gösterir. Kuvvetlerinin kullanılmasına aşağıdakilerden
E) Milletlerarası anlaşmalar da nitelikleri itibariyle hangisi karar verebilir?
kanundur.
A) Cumhurbaşkanı
B) Bakanlar Kurulu
C) Başbakan
D) Milli Güvenlik Kurulu
E) Genel Kurmay Başkanı
90- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

22. Türkiye Büyük Millet Meclisi bir yasama yılında en ÇÖZÜMLER


fazla ne kadar tatil yapabilir? Tüzükler, kanunların uygulanmasını göstermek veya
A) emrettiği işleri belirtmek amacıyla, Bakanlar
1 ay 2ay 3ay 4ay Herhangi
B) Kurulunca çıkarılır. Danıştay incelemesinden
bir sınırlama yoktur
C) geçirilmesi zorunludur. Bu nedenle tüzükler kanuna
D) dayanmak zorundadır. Kanun boşluğunu
E) dolduramazlar.
23. Aşağıdakilerden hangileri Türkiye Büyük (Cevap C)
Millet Meclisi ara verme veya tatil sırasında
iken, doğrudan doğruya meclisi toplantıya Cumhurbaşkanlığı karamamesi 1982 Anayasasıyla
çağırabilir? hukukumuza girmiştir.
I- Cumhurbaşkanı
(Cevap B)
II- Bakanlar Kurulu
RTÜK üyelerini seçme ve atama yetkisi
III- Başbakan Cumhurbaşkanına Anayasayla verilen bir yetki
IV- Milli Güvenlik Kurulu değildir.
V- Meclis Başkanı
(Cevap B)
A) I — II — V
B) I-V
C) l-ll Anayasamıza göre sadec9 savaş halinde TBMM,
D) I-II-IV seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
E) II -V (Cevap A)

o çn

24. Yasama organınm bir konuyu araya bir işlem Şi_ Anayasa (md. 90) gereğince milletlerarası
antlaşmaların onaylanması Türkiye Büyük Millet
girmeksizin doğrudan doğruya düzenleyebilmesi £?
Meclisinin milletlerarası antlaşmaları bir kanunla
hangisi ile ifade edilir? >
uygun bulunmasına bağlıdır.
A) Yasama yetkisinin genelliği
(Cevap E)
B) Yasama yetkisinin ilkelliği
C) Asli kurucu iktidar
D) Tali kurucu iktidar
E) İdarenin kanuniliği

6. Köy İdaresi, Üniversiteler, Kamu Kurumu niteiiğindeki


mesiek kuruluşları ve Devletçe kurulacak Tek Radyo
V9 Televizyon Kurumunun kamu tüzel kişiliği
Anayasamızda belirtilmiştir. Ancak Yüksek Öğretim
Kurumu'nun tüzel kişiliği Anayasamızda değil,
kanunlarda belirtilmiştir.
(Cevap E)

7. Ol ağan ve ol ağanüstü kanun hükmünde


kararnamelerin resmi gazetede yayınlanması ve aynı
gün TBMM'ye sunulması zorunludur.
(Cevap D)
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ- 91

8. Cumhurbaşkanı başbakanın teklifi üzerine bakanların 17. Kanunların yazılı olması geçerlilik şartıdır. Bu nedenİ9
görevlerine son vermesi ilk kez 1982 Anayasasıyla cevabımız (A) şıkkıdır.
hukukumuza girmiştir.
(Cevap A)
(Cevap A)
18. Kanun Hükmünde Kararnam^; 1876, 1961 ve 1982
anayasalarında yer almıştır.
9. Kamu tüzel kişileri kendi alanlarını ilgilendiren (Cevap E)
hususlarda yönetmelik çıkarabilirler. Diyanet İşleri
Başkanlığının tüzel kişiliği yoktur. Dolayısıyla Diyanet
19. Cumhurbaşkanı 7 yıllık bir süre için seçilir.
İşleri Başkanlığı yönetmeiik çıkaramaz.
(C^vap D)
(Cevap D)

10. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilan etmeye


20.1982 Anayasasına göre TMBB genel oyla seçilen 550
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar
milletvekilinden oluşur.
Kurulu yetkilidir.
(Cevap E)
(Cevap A)
21. Bu yetki Anayasamızda Cumhurbaşkanına verilmiştir.
11. D^vlet Denetleme Kurulu cumhurbaşkanlığına bağlı
bir kuruluştur ve Cumhurbaşkanının istemi üzerine (C^vap A)
harekete geçer.
(Cevap A)

22. TBMM bir yasama yılında en fazla üç ay tatil


12. Cumhurbaşkanının bir kimseyi hükümeti kurmakla
yapabilir.
görevlendirebilmesi için o kişinin mutlaka milletvekili
olması gerekir. (Cevap C)

(Cevap C)

13. KHK'nın Türk hukukunda yer aldığı ilk anayasa 1876


anayasasıdır. Eğer soruda Türkiye Cumhuriyeti hukuk 23. Ara verme V9ya tatil sırasında TBMM doğrudan
sistemi sorulmuş olsaydı cevap (D) şıkkı olacaktı. doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine
Ancak Türk hukukunda demesi sebebiyle sorunun Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılabilir. Aynı
cevabı (C) şıkkıdır. şekilde Meclis Başkanı da doğrudan veya üyenin 1/5
yazılı istemi üzerine Meclisi toplantıya çağırır.
(Cevap C)
Burada dikkat edilmesi gereken Bakanlar Kurulu
TBMM üyelerinin 1/5 aracılığıyla çağırabilir. Bu
14. Cumhurbaşkanı göreviyle ilgili işlediği suçlardan nedenle cevabımız I ve V dir.
dolayı sorumsuzdur. Bu nedenle cevabımız (E)
şıkkıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Hakimler ve (Cevap B)
Savcılar Yüksek Kurulu'nun tabi üyesidir ve bu
nedenle göreviyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda
yargılanır. 24. Yasama organının ilkelliği bir konuyu araya bir işlem
(Cevap E) girmeksizin düzenleyebilmesini ifade eder. Yasama
organının genelliği ise, Anayasaya aykırı olmamak
şartıyla hertürlü konunun kanunla düzenlenebilmesini
15. Anayasa Mahkemesi, Yüc9 Divan olarak TBMM ifade 9der.
Başkanı'nı yargılayamaz. (Cevap B)
(Cevap C)

16. Tüzük çıkarmaya sadece Bakanlar Kurulu yetkilidir.


(C^vap C)
92- -GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

Türkiye'de Kurullar ve Kurumlar (2)

yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların


5. TELEKOMÜNİKASYON KURUMU
verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki
İlgili (İlişkili) Olduğu Bakanlık: Kurumun ilişkili olduğu mevcut sözleşmelerin 4628 sayılı Kanun
bakanlık Ulaştırma Bakanlığıdır hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa
Hukukî Statü: Kamu tüzel kişiliğini ve idarî ve malî performansının izlenmesinden, performans
özerkliği haiz ve özel bütçelidir. standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri
yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve
Kurum Personelinin Statüsü ve Atanma uygulattırılmasından, denetlenmesinden, Kanunda
Usulü yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten,
piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan
Kurumun karar organı olan Kurul bir başkan ve dört tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak
üyeden oluşur. fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu
fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak
Kurul Başkanı Kurumun en üst amiri olup, Kurumun ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve
genel yönetim ve temsilinden sorumludur. bunların denetlenmesinden ve piyasada 4628 sayılı
Kurul, başkanın teklifi üzerine üyelerden birini ikinci Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan
başkan olarak seçer. sorumludur.

Kurul başkanı ve üyeier, Bakanlar Kurulu tarafından Kurum Personelinin Statüsü ve Atanma
beşyıllıksüreiçin atanır. Usulü

Görevi biten Kurul başkanı ve üyelerin yeniden aynı Kurumun temsil ve karar organı olan Kurul, biri
göreve atanmaları mümkündür.
başkan, biri ikinci başkan olmak üzere yedi üyeden
Kurul başkanı ve üyeler ancak ciddi bir hastalık veya
rahatsızlık nedeni ile iş görememe, görevi kötüye oluşur.
kullanma veya yüz kızartıcı bir suç ile mahkûrri olma Kurul üyeleri Bakanlar Kurulunca atanır.
halinde Bakanlar Kurulu tarafından süresi dolmadan
görevden alınabilir. Bakaniar Kurulu atama ile birlikte Kurul Başkanını
ve İkinci Başkanı görevlendirir.
Denetim: Kurum Sayıştay denetimine tabidir.
Kurul başkan ve üyelerinin süresi altı yıldır. Görev
6. ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU süresi sona eren üyeler tekrar seçilebilir.
Kuruluş Kanunu: Enerji Piyasası Düzenleme Denetim: Kurumun hesapları Başbakanlık Yüksek
Kurumunun kuruluşuna ilişkin esaslar 4628 sayılı Denetleme Kurulu denetimine tabidir.
Elektrik Piyasası Kanunu ile düzenlenmiştir.
İlgili (İlişkili) Olduğu Bakanlık: Kurumun ilişkili 7. ŞEKER KURUMU
olduğu bakanlık Enerji ve Tabii Kaynaklar Kuruluş Kanunu: Şeker Kurumunun kuruluşuna
Bakanlığıdır. ilişkin esaslar, 4634 sayılı Şeker Kanunu ile
düzenlenmiştir.
Hukukî Statü: Kurum, kamu tüzel kişiliğini haiz,
İlgili (İlişkili) Olduğu Bakanlık: Kurumun ilişkili
idarî ve malî özerkliğe sahiptir. olduğu Bakanlık, Sanayi ve Ticaret Bakanlığıdır.
Kuruluş Amacı: Tüzel kişilerin yetkili oldukları Hukukî Statü: Kurum kamu tüzel kişiliğine sahiptir.
faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve
Kuruluş Amacı: Yurt içi talebin yurt içi üretimle
-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI- 93
karşılanmasına ve gerektiğinde ihracata yönelik Hukukî Statü: Kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve
olarak Türkiye'de şeker rejimini, şeker üretimindeki malî özerkliğe sahiptir.
usul ve esaslar ile fiyatlandırma, pazarlama şart ve Kuruluş Amacı: Kamu hukukuna tabi olan veya
yöntemlerini düzenlemektir. kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu
Muhasebe Sistemi ve Harcama Usulleri kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının
yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve
Kurumun yıllık bütçesi, gelir-gider kesin hesabı ve usullerin doğru olarak uygulanmasını sağlamaktır.
yıllık çalışma programlarını hazırlatmak ve onamak,
gerektiğinde bütçede hesaplar arasında aktarma Kurum Personelinin Statüsü ve Atanma
yapmaya karar vermek Kurulun Usulü

Kurum yetkisindedir. Kurumun karar organı biri başkan, biri ikinci başkan
olmak üzere on üyeden oluşan Kamu İhale
Usulü Personelinin Statüsü ve Atanma Kuruludur.
Kurul, biri Başkan ve biri Başkan Vekili olarak Kamu İhale Kurulu üyeleri; Bakanlar Kurulunca
toplam yedi üyeden oluşur. atanır. Bakanlar Kurulu, atanan üyelerden birini
Başkan olarak görevlendirir.
Kurul üyelerinin görev süresi beş yıldır.
Kurul üyelerinin görev süresi beş yıldır. Bir üye bir
Denetim: Kurumun denetimi Başbakanlık Yüksek defadan fazla seçilemez. Kurul üyelerinin görev
Denetleme Kurulu tarafından yapılır. süresi dolmadan görevlerine son verilemez.
8. TÜTÜN, TÜTÜN MAMULLERİ VE ALKOLLÜ Denetim: Kurumun yıllık hesapları ile gelir ve
harcamalarına ilişkin iş ve işlemleri, Sayıştay
İÇKİLER PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
denetimine tabidir.
İlgili (İlişkili) Olduğu Bakanlık: Kurum Başbakanın
görevlendireceği bir Devlet Bakanı ile ilişkilendirilir.
Hukukî Statü: Kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve
malî özerkliğe sahiptir.
Kuruluş Amacı: Tütün ve tütün mamullerinin ZJ

Türkiye'de üretimine, iç ve dış alım ve satımına


ilişkin usul ve esasları belirlemek, uygulamayı
denetlemek ve bu konuda düzenlemeler yapmak.

Kurum Personelinin Statüsü ve Atanma Usulü


Kurumun karar organı olan Kurul, biri Başkan ve biri
Başkan vekili olmak üzere toplam yedi üyeden
oluşur.
Kuru! Başkan ve üyeleri Bakanlar Kurulunca atanır.
Kurul Üyelerinin görev süresi beş yıldır. Görev
süresi biten üye yeniden seçilebilir.
Denetim: Kurum Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulunun denetimine tabidir.

9. KAMU İHALE KURUMU


Kuruluş Kanunu: Kamu İhale Kurumunun
kuruluşuna ilişkin esaslar 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu ile düzenlenmiştir. İlgili (İlişkili) Olduğu
Bakanlık: Kurumun ilişkili olduğu Bakanlık Maliye
Bakanlığıdır.
94- -GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

ÖZERK KURUMLARIN HUKUKI OZELLIKLERI


Kurum/ Kurul Adı Kuruluş Kanunu HukukîStatü İlgili/ İlişkili Olduğu Bakanlık

2499 sayılı Kamu tüzel kişiliğini


Sermaye
Sermaye Piyasası haiz, idarî ve malî
Piyasası Kurulu görevlendirilen Devlet Bk.
Kanunu özerkliğe sahiptir.

T1 . 3984 sayılı Radyo ve


Radyo ve Telev.zyon Telev.zyonlann kamu
UstKurulu KuruuşveYayınları nite|iğindedjr
a
Hakkında Kanun

4054 ^ 1 " Kamu tüzel


Rekabet Kurumu Rekabetin haiz, idarî ve malî
Korunması Hakkında özerkliğe sahiptir.
Kanun
Sanayi ve Ticaret Bk.
Q K ^ hükümet |e tarafından yürütülür

Kamu üzel kişiliği


Bankacıhk Düzenleme 4389 sayılı Bankalar , .î "! Başbakan veya
ve Denetleme Kurumu Kanunu ^- h- .* görevlendireceği Devlet
ozerklığe sahıptır. Bk.
oo ,o . , , . Kamu tuze y a kışılığını ve
Telekomünikasyon 2813 sayılı Telsız ., . ry .. ......
ıdarı ve maı
u
ozerkıgı Ulaştırma Bk.
Kurumu Kanunu , . .. ..... ....
a
naız ve ozel butçelıdır.

Enerji Piyasası 4628 sayılı Elektrik 'WI11U . îüz.el kişiliğir|! ji ve Tabii Kaynaklar
Düzenleme Kurumu Piyasası Kanunu .' ıaa" t ve ma"
1
ozerklığe sahıptır.
4634 sayılı Şeker Kamu tüzel kişiliğine
Şeker Kurumu Sanayi ve Ticaret Bk.
Kanunu sahiptir.

LUtUn',ı • AI İ^ H" 4733 sayıh Tütün, Kamu tüzel kişiliğini


Mamu erı ve Alkollu T ..... ' ., „ . . . ... ■- Başbakan tarafından
: ... _. Tutun Mamullerı haız, ıdarı ve malı
Içkıler Pıyasası Kanunu görevlendirilen bir
Düzenleme Kurumu özerkliğe sahiptir.
Devlet Bk.
KamU tÜZel
4734 Savılı
Kamu Ihale Kurumu Kamu Ihale Kanunu haiz, idarî ve malî Maliye Bakanı
ozerklığe sahıptır.
-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI- 95
5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun başkan
CEVAPLI ve üyeleri kim tarafından atanır?
KAVRAMA A) Cumhurbaşkanı
B) Bakanlar Kurulu
C) Başbakan
1. Telekomünikasyon Kurumu ile ilgili bakanlık
D) TBMM
aşağıdakilerden hangisidir?
E) Kurul üyeleri kendi içinden seçer
A) Başbakanlık
B) Ulaştırma Bakanlığı
C) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
D) Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı
E) Maliye Bakanlığı

2. Kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları


ihalelerde usulüne uygun olarak uygulanmasını
sağlamakla görevli özerk iist kurul
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özelleştirme idaresi Başkanlığı


B) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı C5
CC
C) Maliye Bakanlığı LU
O
C/î
D) Kamu İhale Kurumu CO

E) Devlet Denetleme Kurulu

o
UJ

3. Elektrik, doğal gaz, petrol ve LPG'nin yeterli,


kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle
uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına
sunulmasını sağlamakla görevli özerk kurum
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Telekomünikasyon Kurumu
B) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
C) Maliye Bakanlığı
D) Kamu İhale Kurumu
E) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

4. Telekomünikasyon Kurumunun başkan ve


üyeleri kim tarafından atanır?

A) Cumhurbaşkanı
B) Başbakan CEVAP ANAHTARI
C) TBMM
1.B 2. D 4. E 5.B
D) Kurul üyeleri kendi içinden seçer
E) Bakanlar Kurulu 3. D
KALITE YAYINLAR!

GKPSSDergisi(3. Yılında) □ KPSS Eğitim Bilimleri Dergisi (2. Yılında)


? Deneyimli yazar kadrosu ? AKADEMİSYENLERDEN oluşan geniş
? DOYURUCU Konu Anlatımı YAZAR KADROSU
? Tarih, Güncel Bilgiler ve Temel Yurtaşlık ? DOYURUCU Konu Anlatımı
■f Cevaplı ve çözümlü BİNLERCE SORU
Biigisi ile ilgili özgün kapsamlı bir kaynak!
+ DÜZENÜ bir çalışma sistemi!
? Cevaplı ve çözümlü BİNLERCE SORU
+ Eksiklerden arındırılmış TAM BİR SET!
? DÜZENLİ bir çalışma sistemi!
? ÖSYM STANDARTLARINDA deneme
? Eksiklerden arındırılmış TAM BİR SET!
sınavları!
? 2005 KPSS soruları dikkate alınarak ? 2005 KPSS soruları dikkate alınarak
güncelleştirilmiş 2006 EDİSYON I V.3.0 güncelleştirilmiş 2006 EDİSYON I V.2.0
? ÇIKMIŞ'TÜM SORULAR! ? ÇIKMIŞ TÜM SORULAR!
AYRINTILI - REFERANSU ÇÖZÜMLERİ! AYRINTIU - REFERANSU ÇÖZÜMLERİ!

Genel Dağıtım
Asil Yayın Dağıtım Ltd. Şti.
Fevzi Çakmak 1. Sokak No:22/A Kızılay/Ankara e-posta: asil@asilyayin.com.tr
Tel.0312. 230 28 80-81 Faks:0312. 230 28 82 internet:asilyayin.com.tr

www.yediiklim.net I ^^m www.asilyayin.com.tr I ^^ www.yediiklim.com.tr I

You might also like