Professional Documents
Culture Documents
AMERİKA
GLOBALİZME
KARŞI
I. BÖLÜM
Vaftiz Töreni:
Doların dünyasına, salt olgusal planda baktığımızda bile,
bugüne dek gözardı edilmiş, şu çarpıcı gerçeklerle yüzyüze
geliriz.
TOPLUMSAL DÜZEYDE
Birinci Olgu: Bilindiği gibi, Klasik Ulusal
Sanayileşme süreçlerinin yaşandığı bütün ülkelerde,
özellikle de Avrupada toplumlar, burjuva ve proleter
olmak üzere, karşıt iki ana sınıfın, faşizm ve komünizm
ideolojilerinin, birbirini yok etme savaşlarında, aklın
havsalanın alamıyacağı, korkunç yıkımlara uğradı. Acılar
çekti. Devlet, millet, sınıf, zümre ve aile
bütünlüklerini parçalayıp, ortadan kaldırmaya yönelik
Barbarossa Harekâtları, soykırımları, toplu imha kampları
ve atom bombalarının korkunç dehşeti, kırımı yaşandı.
Bütün bu acı deneylerden, Batı Avrupa, kendine göre bir
ders çıkardı. Çare buldu. Adını da koydu: Sınıf
uzlaşması!. Refah Devleti!.. Yani, Sosyal Devlet!..
görüldü.
III. BÖLÜM
Küreselleşen Dünya ve Şeytan Üçgeni:
Özellikle, son yirmibeş, otuz yıldan beri dünyada
hızlı bir küreselleşme süreci yaşanmakta olduğu, bir
gerçeklik olarak yaygın bir biçimde kabul ve ifade
edilmektedir. Ama bu sürecin, kapitalist sistemin yeni
öncüleri, çokuluslu veya uluslarüstü firmalarca
gerçekleştirilmekte olan, bir süreç ve sistemsel bir
zorunluluk olduğu; ne hikmetse, herkesin anlayacağı bir
biçimde, söylenmiyor, söylenemiyor. Hep sağ elle, sol
kulak gösteriliyor. Çocuğun adı bir türlü konamıyor.
Yeni Dünya Düzeni deniyor; Serbest Pazar Ekonomisi
deniyor; İktidasi Entegrasyon deniyor; Ulusların
İktisadi ve Siyasi Bağımsızlık döneminden Karşılıklı
Bağımlılık ve İşbirliği dönemine geçiliyor deniyor,
deniyor oğlu deniyor... Ama Filin ne kendisi tarif
edilebiliyor,ne de adı söylenebiliyor. Para-Sermaye
Sisteminin, çokuluslu firmalar tarafından başlatılıp,
sürdürülen, küreselleşme sürecine ait olan yukardaki olgu
ve görünümlerin, sistemle ve onun çağımızdaki
öncüleriyle bir bağıntıları yokmuş gibi söylenmesi
ya da davranılması nasıl yorumlanabilir?
Cehalet mi? Hinlik mi? Münkirlik mi?
Baştan beri sergilediğimiz olguların, kesinlik ve
açıklıkla ortaya koyduğu, dünya çapında geçerliliği
olan, Para-Sermaye düzeninin tüm bu gerçekliklerin
36
arayarak geçti.
Vermeden, al ma nı n s op ay a, al ma da n,
vermenin Allaha, vererek alma'nın ise sisteme özgü
47
getiremezler!.
IV. BÖLÜM
Sonuca yaklaşırken :
Manzara-i Umumiye
Para-insan bütünlüğü dönemini, yani para
toplumu gerçekliğini son otuz, kırk yıldır yoğun ve
yaygın biçimde yaşayan Sistem, hem paranın, hem de
insanın evrensel karakterine uyarlı bir gelişim ve
değişimle, küreselleşme sürecine girdi. Dünyayı
küçülttü ve sosyalist, komünist Sopa-insan dünyasının,
zamanımızdaki en büyük ve en güçlü kalesini yıktı.
Böylece Para-insan ile Sopa-insan dünyalarının
oluşturduğu iki kutupluluğu ve bundan türeyen soğuk
savaş ve nükleer dehşet dengesini sona erdirdi..
Ortaya, Küresel boyutta, dünya tarihinin kaydetmediği
en büyük ve en tehlikeli boşluğu, dizginsiz, dengesiz
dehşeti, belirsizliği, yaşam ve değerler kargaşası,
kısaca kaos çıktı..
Sistem, bu kaos karşısında şimdilik şaşkındır
ve de acizdir. Çünkü:
a) Sistem Küreselleşmeye, yani paranın
evrensel karakterine uyarlı olarak, ortak çıkarlar
dünyasına, kendiliğinden yönelirken; ulus-devlet ve
devlet-millet yapıları, anlayışları, menfaatleri ve
52
KELEBEĞİ olmuştur.
Kelebek kanat çırptıkça, dolar dalgalandıkça,
kaotik ve karmaşık sistemin bütün organları, mekanizmaları
ve yapıları etkilendi, işledi ve son elli yılda, dünyadaki
hemen tüm gelişim ve oluşumları belirledi, yönlendirdi.
Ve dünyaya, bu bağlamda dolar-insan dönemini yaşattı.
SONUÇ
1) Elli yıldır Doların, Dünya üzerinde kurduğu
emperyal hak ve hukuk temeline dayanan egemenlik ve
saltanatının, baştan beri olgusal planda dökümünü ve
kuramsal planda çözümlemesini yapmaya çalıştığımız
olumlu-olumsuz, hayırlı-şerli tüm birikimleri ile, bugün
bizim önümüze serdiği POTANSİYELLERİN; Bize bir şeyi
dayattığını, bir yol ayrımına geldiğimizi ve Dünyanın
gerçekte artık bir KARAR arifesinde olduğunu görüyoruz.
2) Bunun yanında, geçmişteki önemli
dönüşümlerden farklı olarak bu defa, Dünya çapında büyük
bir dönüşümün arifesinde olduğumuzu gösteren KÜRESEL
boyutta bir altüst oluş yaşanmaktadır.
Ve insanlar, toplumlar ve Devletler, bu kaos
içinde kendilerine bir çıkış yolu ararken; onbin yıldır
eskitilemeyen güç mantığına dayalı ben merkezli bir
anlayışla,fırsat ve menfaat kapılarını zorluyorlar.Bu
yoldaki çağrıların ve fırsatların peşinden koşuyorlar.
Ve yaşadıkları bu gerçekliklerin içinde; kendilerini
hizaya sokan en büyük gücün, doların, doğal kabul
ettikleri görünümünün arkasındaki gerçegi
59
sağlamış olur.
D AV E T
Yoğun bir ilgiyle ve muhtemelen şaşarak
okuduğunuzu sandığımız, ama ne kadar başarılı
olduğumuzu kestiremediğimiz bu “maarifetname"nin
eksiği, gediği ve de kusuru olabileceğini
düşünebilirsiniz. Elli, altmış sayfaya sığdırılan
temel sorunların, irdelemesinde kaçınılmaz olan yoğun
anlatımda, mükemmeli yakalamayı hiçbir şekilde
düşünmedik.
Amacımız;
olabildiğince kısa,özlü ve
anlaşılabilir bir biçimde bilinebilir-
lerin altını çizerek va onlara
dayanarak; bugüne kadar görülüp dile
68