Professional Documents
Culture Documents
YÜZELL LİKLER
KLER
Sait Çetinoğlu
2007
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 2
İçerik
Giriş ................................................................................................. 3
Ve bir tavır........................................................................................ 12
Polisler ............................................................................................ 15
Gazeteciler ....................................................................................... 15
Diğer Şahıslar..................................................................................... 15
150’likler listesinin altında imzası bulunan hükümet üyelerinin listesi şöyledir ...... 16
Ek 2: ............................................................................................... 17
Beyannamesi ...................................................................................... 17
Ek 3 ................................................................................................ 19
Resimler ........................................................................................... 20
Kaynakça .......................................................................................... 22
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 3
Giriş
Her savaşın sonunda yapılan antlaşmalarda savaşın sonuçlarını ortadan kaldırmak üzere
tarafların bir genel af ilan etmeleri bir gelenek olduğu gibi, Lozan Antlaşmasının
hükümlerinden biri de antlaşmaya taraf olan devletlerin bir genel af ilan edecekleridir.
1 “Soğuk Savaş” ve “Detant” her ne kadar İkinci Savaş sonrası terim olmasına karşın 16 Mart 1921 tarihinde
imzalanan İngiliz-Sovyet Ticaret Antlaşması ve aynı tarihte imzalanan Sovyet-Türkiye Dostluk ve Kardeşlik
Antlaşması ve Yine aynı gün Londra’da Bekir Sami ile Robert Vansittart arasında imzalanan anlaşma sonrası
oluşan atmosfer “detant” ruhu taşımaktadır. İngiliz-Sovyet Antlaşması tarafların çıkarlarına ve nüfuz alanlarına
karşı eylemlerde bulunmaması hükmünü içermektedir. İngilizler Mart 1921 den itibaren Anadolu’daki Türk-
Yunan Savaşında tarafsızdırlar. İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri John de Robeck’in ifadesiyle: “Bunun
[Sovyet-İngiliz yumuşamasının] , Türkiye’de bir çözümü beraberinde getirecek uygun bir an olduğunu kavramak
durumundayız; ve İmparatorluğumuzla Rusya arasında bir tampon oluşturmak bizim için bir hayati önemdedir.”
(Akt. Bülent Gökay, Emperyalizm ile Bolşevizm Arasında Türkiye Çev. Sermet Yalçın Agora Kitaplığı 2006 s 153)
Tampon bir devlet olarak Türkiye İngiliz çıkarlarına uygundur. Lozan’la birlikte, “Türkiye iki rakip güç arasında
tampon olarak kalabilir ve böylece ulusal varlığını kurtarabilirdi… Sonunda, Türkiye’nin bağımsızlığı kuzeyde
Rusya ve güneydeki Büyük Britanya arasında ne kadar mümkünse o kadar emniyetle sağlandı”( Bülent Gökay,
Emperyalizm ile Bolşevizm … s 229) Bir başka açıdan da Lozan’da Türkiye Cumhuriyeti’nin “kuruluşu”nu,
“[S]avaş sonrasının yeni dünya düzeninde zayıflamış pazarlara göre güçlü ulusal özelliği olan pazarların tercih
edilir olduğu” (Tolga Ersoy, Lozan Bir Antiemperyalizm Masalı Nasıl Yazıldı, Sorun Y. 2004 s.148) bir anlayışın
eseri olduğunu da söyleyebiliriz.
2 Kieser Hans-lukas, Iskalanmış Barış, Çev Atilla Dirim, İletişim Y. 2005 s 714
3 Sotiriyu, Dido Benden Selam Söyle Anadolu’ya Çev Atilla Tokatlı Sander Y. s 201
4 Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım Cilt 2, İşaret y. 1992 s 255-256
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 4
Ancak elinin güçlü olduğunu bilen Ankara affa taraftar değildir. İlan edeceği bir genel af
içerideki muhaliflerini temizlemesini engelleyeceğinin bilicindedir. “Vatanımızda başka
ırkta, başka dilde, başka dinde adam bırakmamak en esaslı, en adil, en hayati iştir”5
düsturu ile yola çıkan Lozan delegasyonundan Rıza Nur, genel affın sınırlarını daralttırarak,
bu meyanda muhaliflerden kurtulma hesabında başarılı olacak ve Lozan’da 150 kişiyi bu
affın dışında bırakmayı başaracaktır.
Rıza Nur; “ben burada adedi kararlaştırdım. Şahıslar yoktur. Sonra Mustafa Kemal istediğini
bu adede dahil etmiş”6der. Ankara bu sayede muhaliflerinden kurtulacağı gibi ileride
muhalif olabilecek kişileri de listeye alarak, geleceğini de garantiye almak istemektedir.
Ankara’nın (ya da R. Nur’un deyimiyle Mustafa Kemal’in) istediği kişileri genel affın dışında
bırakarak, ülke dışına çıkarma ya da artık ülkeye giriş izni vermeme yetkisini Lozan’da
alarak en azından şimdilik kaydıyla 150 kişilik muhalif yada muhalif potansiyelini taşıyan
kişilerden kurtulacaktır. Yüz ellilikler, muhalefeti temizleme zincirinin halkalarından
biridir.
Listelerin Hazırlanması
Yüz elli kişilik listenin hazırlanması ve Meclisin gizli oturumunda görüşülmesi sırasında,
Dahiliye Vekili Ahmet Ferit (Tek), uygulanan prensipleri açıklarken, yaptığı konuşma bu
listenin hazırlanmasında göz önünde bulundurulan prensibin Ankara Hükümetini tanımayan
kişilerden oluşturulması gerektiğine işaret eder:
"Efendim, prensip diye ne istiyorsunuz? Hain, hain, ne prensibi? Yalnız hıyanetin vecih ve
nevi itibariyle ancak tasnifi kabil olur. Yoksa prensip nedir? Demin arz etmiş olduğum
vech üzre Sevr muahedesini kabul ve imza eden kabine, Sevr muahedenamesini Paris’te
imza eden heyet-i murahhasa, sonra Kuvay-ı İnzibatiye, sonra Çerkez Ethem ve avanesi,
İzmir Çerkes kongresine murahhas olarak iştirak edenler, hıyanet-i vataniyede bulunan
memurin-i mülkiye ve askeriye, hıyanet-i vataniye ile maznun polis rüesası, hain
gazeteciler, sonra hıyanet-i vataniyede bulunan diğer eşhas.”7
Ferit Beyin burada işaret ettiği muhalefeti vatan hainliği olarak algılama prensibi
gelenekselleşecektir. Bundan böyle muhalefet vatan hainliği olarak algılanacak
günümüze kadar uzanacaktır.
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 5
Onanmak üzere Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya sunulan bu listeye Gazi, 1
Haziran 1924 günü, Köylü Gazetesi sahibi Refet'i de katmış ve listeyi onamıştır.”8
Ankara Hükümeti’nin başından beri en önemli sorunu içte kabul görmektir. Kendi
Meclis’inin otoritesini her şeyin üstünde tutar ve bu otoriteyi sağlamanın en önemli
araçlarından biri de İstiklal Mahkemeleridir. En bunalımlı günlerinde bile bu mahkemelerin
ordulardan daha faal olduğunu söylersek abartmış olmayız. Tanınmak uğruna istiklal
Mahkemeleri, neredeyse taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayacak derecede
faaliyet göstermişlerdir.
Adana'da Ferda (Sahibi: Fanizade Ali İlmi), İzmir'de Müsavat (Sahibi: İzmirli Hafız İsmail),
Köylü (Sahibi: İzmirli Refet, başyazarı: Ferit), Balıkesir'de İrşad (Sahip ve başyazarı: Trab-
zonlu Ömer Fevzi), Bandırma'da Adalet (Sahibi: Bahriyeli Ali Sami), Edirne'de Temin (Sahip
ve başyazarı: Mustafa Neyyir), İstanbul'da Alemdar (Sahibi ve başyazarı: Refik Cevat,
sorumlu müdürü Pehlivan Kadri) adlı gazeteler muhalif basının örneklerindendir.9 Bu basın
mensupları yüz elli kişilik sürgün listesine dahil edilmekten kurtulamamışlardır.
Aradan bir buçuk yıl geçmiş, 3 Şubat 1921 günkü şartlar değişmiştir. Lozan arifesi Gazi,
İhsan Bey’in de olduğu önderleri yemeğe çağırarak söze başlar:
“İhsan Bey... Hatırlar mısınız, bir gün sizinle ve zannediyorum ki Doktor Adnan ve sabık
Maliye Vekili Ferit Bey'lerin bulunduğu bir hususî toplantıda, zaferden sonra memlekette
kalması, vatanın huzuru itibariyle mucibi endişe olacak kimselerin listesinden
bahsetmiştik ve hatırımda kaldığına göre, siz bunların daha o zaman tesbitini istemiş-
tiniz. Şimdi Yusuf Kemal Bey, her beynelmilel muahedenin bir affı derpiş ettiğini
söyleyerek, böyle bir ihtimale karşı hazır bulunmamızı istiyor...O halde, bizim
yapacağımızı tasavvur ettiğimiz hazırlıklar, bir emrivaki oluyor demek. Ne dersiniz?” 11
diyerek tartışmayı açar.
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 6
İsmet Bey (İnönü) affa layık olamayanların şimdiden tespitinin zaruri olduğunu, İhsan Bey,
Af dışında bırakılacakların kimler tarafından hangi yetkiyle saptanacağını, hangi tarihten
itibaren suç işleyenlerin bu listeye dahil edileceğini söyleyerek bir takım endişelerini
belirtir. İsmet Bey “Paşam... İhsan Beyefendi, tehlikeli bir bahis üzerindedir: Mücadele-i
Milliye'nin sebepleri olarak Mondros Mütarekesi'yle Sevr Muahedesi'ni söyledi. Mesul, mütareke ve
muahedenin kendisi değil, onları imzalayanlar olduğuna göre, böyle bir tezin kabulü halinde
vaziyet ne olacak?
İhsan Bey, anılarında bu sahne için şöyle yazar: Orada olanlardan birçoğu, bu İnce nükteyi
kavrayamamışlardı. Mondros Mütarekesi'ni imza eden Hüseyin Rauf Bey'di... Rauf Bey de o
tarihte İcra Vekilleri Heyeti Reisi, yani Başvekil idi... Sadece Gazi'nin dudaklarında bir
tebessüm dolaştı.”12
O gün karar alamazlar ve dağılırlar herkesin aklında artık liste vardır. İlerleyen günlerde
Başbakanlıkta, İçişlerinde, Erkan-ı Harbiye’de çalışmalar başlatılır herkes liste peşindedir.
Bu işin öncüsü olan İhsan bey listelere vakıf oldukça kaygısını ifade etmekten kendisini
alamaz “Demek ki hadiselere his hakim olmaya başladı” der ve Heyet-i Vekile’de tartışılan
isimleri beğenmez.
Bunların yanında böyle bir listenin hazırlanmasına karşı olan kişi Heyet-i Vekile’nin başında
olan Rauf (Orbay) Bey’dir. Rauf Bey listenin hazırlanmasına yandaş olmaz. Hariciye Vekili
Yusuf Kemal (Tengirşek) Bey mecliste yapılacak listenin olağan olduğunu savunur. İsmet
Bey’de Lozan’ın birinci evresinde bir kısım tebaanın aftan istisna edileceğini belirtir lakin
bunların kimler olduğunu, suçlarını, kesin sayılarını ve neden suçlu sayıldıklarını açıklamaz,
çünkü kendisi de bilmemektedir.
Listeler Dahiliye Vekaletince hazırlanarak Meclise getirilir. Mebuslara, 600’lük, 300’lük ve
150’lik seçenekler sunulmuştur.
Yusuf Beyin adların tartışılmasından önce işin 'kurallarının saptanması gerektiği yolundaki
direnişi kırıldıktan sonra Meclis gizli oturumunda İçişleri Bakanı Ferit Bey, 150'likler taslak
listesi hakkında bilgi vermeyi sürdürüp, şöyle der:
“Efendim işte 150'lik liste... İşte 300'lük liste... İste 600'lük liste... Yusuf Beyefendi bir
prensipten söz ettiler. Dediler ki, prensipleri koyalım. Demincek, yüksek kurulunuza
belirttiğim gibi, biz de adları öyle karmakarışık yapmadık. Biz de kendimizce bir prensip
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 7
Bir Kemalist yazarın: “Çünkü o anda hükümet için geçmişte kötülük yapanlar değil,
gelecekte yapabilecekler önemliydi.”16 sözleri muhalefetin algılanışına ilişkin sözler olduğu
çok geçmeden anlaşılacaktır.
Ferit Bey isimleri millet vekillerine sunmaya başlar, konunun ciddiyeti açısından,
Milletvekillerinin listeye bakışının ve konuya verilen önemin! anlaşılması bakımından
meclis tartışmalarından örnekler açıklayıcı olacaktır:
Ferit bey: “... Artin Cemal denilen herif... (Konya eski valisi sesleri)
Dr. FİKRET BEY(Ertuğrul) — Sekiz yüz bin Ermeni’yi kestik diyen adam.
FERİT BEY (Devamla) — Artin adını yazarsak, iyi olmaz sanırım. Ciddiyetten, çıkar.
Denizcilik Bakanı Kürt Hamdi, bilirsiniz bunun bir de kardeşi vardır. Adı Tribor Halil'dir.
İstanbul'da büyük bir şey yapmıştır. Bu da bu yoldan büyük eylem gösterenlerdendir.
İsterseniz, bu Kürt adını kaldıralım. Hamdi Paşa diyelim. (Hayır Hayır sesleri). (Cakacı
Hamdi, lakabı böyledir, sesleri).”17
Bir milletvekili listede bir divani harp üyesinin bulunmasını isterse de kendisi de bir
olağanüstü mahkeme reisi olan İhsan Bey itiraz ederek: “Bu bir gelenek olmasın efendim
der. Mecliste gülüşmeler olur”18
Meclis gizli oturumundaki tartışmalara devam ediyoruz; Bir milletvekili sorar:
-Abdullah Cevdet nerede?
Ferit Bey; Ona gelinceye kadar sabah olur.
Liste okundukça isimler üzerine tartışmalarda eklenen sıfatlar artar: ahmak, budala, alçak,
rezil, sözcükleri oturum boyunca tekrarlanır. İsimlere itiraz edilirken nükteyi de elden
bırakmazlar.
Bu adam sekiz okka etle gezmiş olsa arkasına bir kedi bile takılmaz. Tabii ki hamaset de
unutulmaz:
“Memleketi kana boyayan Çapanoğulları nerededir? Bunların hiç birisi fikir adamları
değildir, bunlar alettirler. Rica ederim listeye fikir adamları koyunuz.
HULUSİ (Zarflı) BEY- En şakileri çıkarıyorsun. Emin ol ki en fena, en müthiş şakileri
çıkarıyorsun!
ALİ ŞUURİ (Hoşafoğlu) BEY- Efendiler, daima fikirlerden bahsediyorsunuz. Fikir saha-i
icraya gelmeze (uygulamaya konulmazsa) ne kıymeti kalır? Liste'nin aşağısındaki
adamlardan çıkarmak istiyorsunuz. Bunlar en şakileridir. Bir fırkayı (tümeni elinde tutar.
Yunanlılar altına gark ettiler. Başına ferik serpuşu (general şapkası) koydular. Böyle,
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 8
düşman için kıymetli, bizim için namussuz adamlar vardır ki bir fırkaya muadildir,
(Dışarda mı sesleri) Dışarıdadırlar. Dışarda dediğim memleketin kenarındadır.
Midilli'dedir bu adamlar.”19
Ardı ardına sıralanan adlar, sorular, pazarlıklar sürerken bir yeterlik Önergesi verilir ama,
onaylanıp reddedilir. Milletvekilleri, bu liste üzerinde daha çok konuşmak istemektedir.
Görüşmeler sürer. Başkan, gizli oturuma gece devam edilmesini önerir, önce kabul denir
ama, tam o sırada Kütahya Milletvekili Recep Bey söze başlar. 150'liklerin dışında
kalacakların ne olacağı yolunda görüşlerini sıralar. Ardından başkaları da söz alıp ko-
nuşurlar. Ortaya, Müslüman olmayan, ama 150'likler listesine girmesi gereken kişilerin
adları atılır. Bunlar bu listeye alınabilir mi, alınamaz mı tartışmaları başlar. Bir ara, bu
tartışma öyle keskinleşir ki, Karesi milletvekili (Balıkesir) Süreyya Bey [Yiğit], İçişleri
Bakam Ferit Bey'i yalancılıkla suçlar. Suçlamanın gerisinde, Lozan Antlaşmasının gizli
protokollerinde, Hıristiyan uyrukluların cezalandırılıp cezalandırılmayacaklarına ilişkin bir
hüküm var mıdır yok mudur sorusu yatmaktadır. Sonunda, 150'li'kler listesine kesin biçimini
verme görevini Bakanlar Kurulunun üstlenmesi, ancak bu listenin bir kez daha Millet
Meclisine gelmesi kararıyla oturum kapanır. Bakanlar Kurulunun hazırlayıp son şeklini
verdiği liste 22/23 Nisan 1924 Çarşamba akşamı, bir kere daha yapılan Millet Meclisi gizli
oturumunda ele alınır. Bu kez öyle ilk oturumundaki gibi uzun görüşmeler olmaz ama,
oturum gene de elektrikli geçer. Bakanlar Kurulu bu listeyi son kez, 1 Haziran 1924 günü
gözden geçirip, Mustafa Kemal Paşa'nın önerisiyle 150. ad olarak Köylü Gazetesinden
Refet'in de listeye alınması kararlaştırır. 7 Haziran 1924 tarihli Resmi Gazetede
yayınlanır.20
Listede Çerkezler 86 kişiyle21 önemli bir yer işgal ederler, bunda Ethem Bey ve
arkadaşlarının kalabalıklığı gibi Çerkez Kongresi’nin kalabalıklığının ve Çerkez
muhalefetinin rolü büyük olsa gerektir. ‘Milli Mücadele’de gerek Ethem Bey’in gerekse
Çerkezlerin önemli rolü olmasının yanında, Çerkezlerin muhalefeti de önemli
boyutlardadır22. Anadolu’daki Milliyetçi güçlere karşı direnişlerin önemli bir bölümü
Çerkezlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde ortaya çıkması, Çerkezlerin bu listeyi
kabartmasına neden olmuştur.
150’likler listesinde 17 kişi ile temsil edilen Çerkez Kongresi, İzmir’de 24 Ekim 1921
tarihinde, Muhalif Çerkezleri temsil eden Şarki Karib Çerkezlerin Temin-i Hukuk Cemiyeti23
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 9
Kongrenin ardından İzmir'deki Çerkez Kulübü, Yunan ordusu içinde, 150 atlı ve 400
piyadeden oluşacak bir Çerkez Birliği oluşturma kararı aldı. Ermeni gazetesi Cagatamart’ın
bildirdiğine göre, Çerkez Birliği aslında cephede savaşmak üzere Bandırma'ya gönderilecek
olan 300 piyade ve 400 atlıdan oluşacaktı. Bir sonraki Çerkez Kongresi Adapazarı Genel
Valisi Mustafa Bey’in başkanlığında Bandırma'da yapılması tasarlanıyordu. Bir başka Ermeni
gazetesi olan Azatamart'ın verdiği habere göre ise, 1921 Temmuz'unda, Balıkesir'e bağlı
169 Çerkez köyünün temsilcileri Yunan Bakanı Keotokis ile görüşerek ve ona Yunan ordusu
bünyesinde savaşacak bir Çerkez süvari alayı kurmayı teklif etmişlerdir. Çerkez temsilciler,
Türk tabiyetinden çıkarak Yunan nüfusuna girmek istediklerini de bildirmişlerdir. Gazetenin
bildirdiğine göre, Keotokis, Çerkez temsilcilerin teklifini yanıtsız bırakmıştır. Oysa Yunan
ordu kaynaklarından edinilen bilgilere göre, birkaç atlı grup oluşturan Bandırma ve İzmir
Çerkezleri, Yunan saflarında çarpışarak az başarı elde etmemişlerdir.
150’likler listesine alınarak yurt dışına çıkarılan aydınlardan bir bölümü de Kürt
kökenlidir.26(EK 3)
Yurt dışına sürülen bu muhaliflerin küçük düşürülmelerine ilişkin yayınlar ihmal
edilmemiştir. Bunlardan birine Ethem Beyin bir cevabı şöyle başlamaktadır:
“Şimdiye kadar aleyhimde her fırsattan bilistifade yazdıkları sütunlar dolusu gülünç ve
hilafı hakikat neşriyatı çok gördüğüm ve okuduğum için böyle kendi garazkarane yazıları
ile kendilerini tekzip ve rezil eden gazetelere gerçi ehemmiyet vermiyecek derecelere
gelmiş isem de Tanin gibi tövbekar, riyadan beri müdafii hakikat olduğunu iddia eden bir
gazetenin her ne sebebe mebni ise satırlar dolduran bu gibi hilafı varit neşriyatından
Maan Yakup Bey (Yalova ve Karamürsel), Bağ Rıfat Bey (Bilecik), Bağ Kâmil Bey (Eskişehir), Çöle Arslan Bey
(Geyve), Harunürreşit Efendi (Bursa)- Ancuk İsa Nuri Bey (Biga), Lampez Yakup Efendi, S ıha Komit Hafız Sait
Efendi (Gönen), Şahabil Hasan Bev (Erdek), Neçoko Hasan Bey, Braıı Sait Bey, Berzek Tahir Bey (Bandırma),
Bezadog Sait Bey (Balıkesir), Pesevo Reşit Bey (Manisa), Kovaca Hüseyin Bey (Aydın), Açofit Sami Bey
(Kütahya).(Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler Cilt 2 İletişim Y. 2003, s 584)
24 Samsun, Tokat ve Amasya Bölgelerinde, Çerkes gerilla birliklerinin bağımsızlık yanlısı mücadeleleri olduğunu
da belirtelim
25 Çerkes Kongresi sonrası gelişmelere ilişkin bilgiler Avagyan’dan derlenmiştir (Avagyan Arsen Osmanlı
İmparatorluğu ve Kemalist Türkiye’nin Devlet-İktidar Sisteminde ÇERKESLER, Çev. Ludmilla Denisenko, Belge
Y.2004, s 211-212) Avagyan’ın eserine eleştiriler olmasına rağmen, alanında bir ilk çalışma olmasından dolayı
önemli görülmüştür.
26 Bayrak Mehmet, Anti-Toroslar’dan Bir 150’lik: Fânizâde Ali Îlmî (Bilgili),
www.navkurd.eu/nivisar/mehmet_bayrak/fanizade_ali_ilmi.htm
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 10
memleket namına doğrusu ya; müteessir olmadım desem ben de yalancı ve riyakârlar
sırasına geçmiş olurum, işte; bu kanaatime binaen yine kendilerinden hakikatperver bir
gazeteci sıfatile; şahsıma ait; son bu neşriyatlarının tekzibini temenni ederek, hakikati
bildirdiğim halde; şimdiye kadar her nedense buna dair bir neşriyatlarına tesadüf
edemedim…”27
Mustafa Kemal’in Yaveri Eski Teşkilat-ı Mahsusa elemanı Ruşeni Barkın da izleyenler
arasındadır:
"Ben kısa bir zaman Filistin’de konsolosluk ettim. O münasebetle Suriye’yi defaatla
gezdim. Tabii vazifem iktizası orada sefil sefil dolaşan bu serserileri (Yüzellilİkleri) de
29
tetkik ve takip etmekte idim.”
Bu arada yurt dışında bir görevle bulunanlar da eğer bölgede 150’liklerden birileri varsa
haklarında istihbarat toplamakla kendilerini görevli hissederler, onları zor durumda
bırakmak için ellerinden geleni de yaparlar, bunlardan biri de Eski İttihatçı ve ilk meclis’in
Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi’nin oğlu Kudüs konsolosu İhsan Tunalı ile gazeteci Feridun
Kandemir arasında şu konuşmalar geçer:
“TUNALI- Biliyor musun, niçin buraya geldim? Şu Çerkez Ethem melunu... Burada da
rahat durmuyor galiba… Yine bir halt etmeye kalkacak diye korkuyorum. Onunla
konuşmağa geldim ve teminat aldım.
KANDEMİR- Burada mı o? Ne işi var?
TUNALI- Sorma birader... Aylardır burada... Yunanistan’da dikiş tutturamayacağını
anlayınca kapağı buraya atmış30. Eskiden buraya yerleşmiş Çerkezlere sığınmış. Onların
yardımıyla geçiniyor. Nasıl geçinirse geçinsin, umurumda değil ama rahat dursa...
Maluma, Atatürk'e kıymak hususunda üç sabıkası var. Şimdi bir dördüncüsüne teşebbüs
etme ihtimali uykularımı kaçırıyor. Bereket versin, Emir Abdullah bu noktada çok
hassasiyet gösteriyor. Herhangi bir teşebbüse kesinlikle müsaade etmeyecek önlemleri
almış bulunuyor. Sen gelmeden biraz evvel ne dedi, bilir misin? "Merak etmeyin İhsan
beyefendi. Burada Çerkezler Ethem'in muhafızıdır. Bu sebeple hiç bir harekette
bulunmasına imkân yoktur. Ben çöl geleneğine sadakatla, bize sığınan herkes gibi, Çerkez
Ethem'in de burada oturmasına izin verdim ama bir şartla... Katiyyen Türkiye ile
ilgilenmemek, orası için sözde de kalsa hiç bir harekette bulunmamak şartıyla. Bu yönden
emin olunuz. Zira kendilerine de söyledim. Çerkez Ethem'in Türkiye aleyhine küçücük bir
hareketini, hatta sözünü işitirsem buradaki bütün Çerkezleri acımaksızın sınır dışı eder,
bir tekini bile bırakmam."
Kandemir, bu açıklama üzerine sorunun çözümlendiğini bildirince, Tunalı şöyle cevap verir:
-Vakıa öyle!,.. Ama yine de ihtiyatlı bulunmak icap ediyor. Malum ya, herifin üç sabıkası
.”
var. Hâlâ da Atatürk'e diş bilediği şüphesiz 31
27 Cilasun Emrah “Baki İlk Selam” Çerkes Ethem, Belge Yayınları 2004, s 239
28 Erdeha Kamil, Yüz ellilikler… s 123
29 Erdeha Kamil, Yüz ellilikler… s 123
30 Ethem Bey Yunanistan’dan sadece geçiş izni istemiştir. Söylenenin aksine Yunanistan’la işbirliği içinde hiç
olmamıştır
31 Erdeha Kamil, Yüz ellilikler… s 123-124
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 11
Yüzelliliklerin “af”fı
Yüzelliliklerin aradan geçen 15 yıl sonra artık bir tehlike olmaktan çıktığı ve Kemalist
rejimin yerleştiği sırada, bunların “affı” gündeme gelir. Artık çoğu yurt dışında ölmüştür,
yada çok yaşlanmıştır, yurt içinde de etkileri kalmamıştır. Ülkede muhalefet edebilecek
herkes etkisiz hale getirilmiş, Kemalist rejim yerleşmiştir. Tek parti diktatörlüğünün
bunlardan çekinecek durumu kalmamıştır. Ancak Yunus Nadi gibilerin “affa” karşı
muhalefetleri devam etmektedir. Tasarının tartışıldığı meclisin 29 Haziran günlü
oturumunda yapılan görüşmelerde vekillerin kinleri bitmemiştir:
“-Biçareler (İbrahim Demiralay- İsparta)
-Herzeler (Ali Şevket Öndersev-Gümüşhane)
-Zavallı adamlar (Emin Sazak-Eskişehir)
-Vatanın bağrına hançer dayayanlar, damgalı vatan hainleri (Durak Sakarya-Gümüşhane)
-Rüsvalar (Besim Atalay-Kütahya)
-Zavallı, bedtıynet insanlar, yaşayan ölüler(Fikret Mutlu-İçel)
-Pıhtı, müstahase, iğrenç vücud, ölmüş vücud (Muhittin Baha Pars-Ordu)
-Mütemmid ve muannid hainler, Yüzellilik soyadını taşıyanlar (Cevdet Kerim İncedayı-
Sinop)
-Onların ihanetini kendi hararetimiz, kendi kudretimiz, kendi imanımız içinde ne şekilde
eritmek, hazmettirmek lazımsa onu yapmak istiyoruz. Bu yakışıyor milletimize!.. Onu
yapmak istiyoruz.
-Büyük Şefin büyük programının icapları buradadır… (Cevdet Kerim İncedayı)
Arkadaşlar, bizim korkumuz yoktur. Bu millet, şuurlu bir millettir. Bu davayı Atatürk kadar
millet de benimsemiştir. Bu adamlar içinde, acaba buraya geldikten sonra Edirne'den trene
binip Erzurum'a kadar gittikleri ve bu muazzam eserleri gördükleri zaman, ben hata
etmişim diye kendisini kaldırıp trenin altına atıp öldürecek var mıdır? (Öyle şey bekleme!
sözleri) Yalnız müteselli olduğum bir şey daha vardır: bu gibilere mukadder olan ilahi ceza
Ali Kemal ölümüdür33. Bunlar da Ali Kemal gibi ölmelidir. Ben bunları birer birer dişlerimle
etlerini kopararak öldürmek isterim. Acaba bunlar da geldikleri zaman layık oldukları
cezayı millet tarafından bu şekilde göreceklerse bir diyeceğim yoktur.(Emin Sazak)
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 12
-Adliye Bakanı Şükrü Saracoğlu... Büyük milletler ve büyük şefler cezalarında ve atlarında
daima büyük hamleler yaparlar. Türk milleti ve onun şefi çok büyüktür; affı da eserleri gibi
büyük olacaktır. (Şiddetli alkışlar, bravo sesleri)"34
Ve bir tavır
“Af” Kanunu kabul edildikten sonra Yüz elliliklerden hayatta kalanlar yurda dönerler. Pek
tabii ki Ethem Bey “affı “ kabul edip dönenler arasında değildir.
Son sözü Ethem Bey’in biyografi yazarı Emrah Cilasun’a bırakalım: “Resmi tarihin hain
damgası bir ayrışım çizgisidir, Ethem Beyin -saydığımız günahlarına rağmen- Ankara'ya kafa
tutmasının bedelidir. I50'likler’e çıkartılan af’a cevaben, dik başlılığını koruyup geri dön-
memesi, Ethem Beyin, bu ayrışım çizgisinin bilincinde olduğunun kanıtıdır. Ölünceye dek, 2
Şubat 1921'de, hasımlarına yolladığı telgrafın son cümlesine sadık kalmıştır: Baki ilk
selam.35
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 13
Ek 1-150’likler Listesi
Vahideddin’in Maiyeti
• Yaver-i Has Kiraz Hamdi
• Hademe-i Hassa Kumandanı Zeki
• Hazine-i Hassa Müfettişlerinden Kayserili Şaban Ağa
• Tütüncübaşı Şükrü Şerkarin
• Yaver Yaverandan Erkan-ı Harp Miralay Tahir
• Seryaver Avni Eski Hazine_i Hassa Müdürü ve Defter-i Hakani Emini Refik
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 14
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 15
Polisler
• İstanbul Polis eski Müdürü Tahsin
• İstanbul Polis eski Müdür Muavini Kemal
• Emniyeti umumiye Müdür Muavini Ispartalı Kemal
• İstanbul Polis Müdüriyeti Birinci Kısım eski Başmemuru Hafız Sait
• İstanbul Polis Müdüriyeti Birinci Şube eski müdürü Şeref
• Arnavutköy Merkez eski Memuru Hacı Kemal
• Şişli Komiseri Nedim
• İzmir Merkez Memuru, Edirne Polis Müdürü ve Yalova Kaymakamı Fuat
• Adana’da Polis Memurluğu eden Yolgeçenli Yusuf
• Unkapanı Merkez Eski Memuru Sakallı Cemil
• Büyükdere Merkez eski Memuru Mazlum
• Beyoğlu eski İkinci Momiseri Fuat
Gazeteciler
• Serbesti Gazetesi sahibi, Hürriyet ve İtilaf azasından Mevlanzade Rıfat
• Türkçe İstanbul Gazetesi sahibi Sait Molla
• İzmir’de Müsavat Gazetesi sahibi ve eski muharriri, Darülhikmet azası İzmirli Hafız
İsmail
• Aydede Gazetesi sahibi ve Posta Telgraf eski Müdür-ü Umumisi Refik Halit (KARAY)
• Bandırma Adalet Gazetesi sahibi Bahriyeli Ali Kemal
• Edirne’de Teemin ve Elyevm ,Selanik’te Hakikat Gazeteleri sahibi Neyir Mustafa
• Eski Köylü Gazetesi muharriri Ferit
• Alemdar Gazetesi sahibi Refii Cevat (ULUNAY)
• Alemdar Gazetesi sahibi Pehlivan Kadri
• Adana’da Ferda Gazetesi sahibi Fanizade Ali İlmi
• Balıkesir’de İrşad Gazetesi sahiplerinden Trabzonlu Ömer Fevzi
• Halep’te Doğru Yol Gazetesi sahibi Hasan Sadık
• Köylü Gazetesi sahip ve müdürü İzmirli Refet
Diğer Şahıslar
• Tarsuslu Kamil Paşazade Selami
• Tarsuslu Kamil Paşazade Kemal
• Süleymaniyeli Kürt Hakkı
• Mustafa Sabri Hocanın oğlu İbrahim Sabri
• Fabrikatör Bursalı Cemil
• İngiliz Casusu Meşhur Çerkez Ragıp
• Fransız Zabitliği yapan Haçinli Kazak Hasan
• Eşkıya Reisi Süngülü Davut
• Binbaşı Çerkez Bekir
• Fabrikatör Bursalı Cemil’in kayınbiraderi Necip
• İzmir eski Umur-u İslamiye Müfettişi Ahmet Hulusi
• Uşak’tan Madanoğlu Mustafa
• Gönen’in Tuzakçı Karyesinden Yusuf oğlu Remzi
• Gönen’in Bayramiç Karyesinden Hacı Kasım Oğlu Zühtü
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 16
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 17
Ek 2:
Halen Yunan askerî işgali altında bulunan Batı Anadolu, yani Balıkesir, Bandırma, Erdek,
Gönen, Biga, Kirmasti, Mihaliç, Bursa, İnegöl, Yenişehir, Aydın, Manisa, İzmir, Eskişehir,
Kütahya, Afyonkarahisar ile İzmit, Adapazarı, Hendek, Düzce, Bolu ve yöresi Çerkez
ahalisinin, biz aşağıda imzalan bulunan yetkili temsilcileri ve Yunan Hükümetince onay-
lanan "Şarkı Karip Çerkezleri Temini Hukuk Cemiyeti" (Yakın Doğu Çerkeslerinin Hukukunu
Sağlama Derneği) kurucuları Birinci Dünya Harbi sonunda büyük devletlerce kabul ve ilân
edilen milliyet prensibi ile ortaya çıkan millî hukukuna dayanarak İzmir'de kongre halinde
toplanarak hazırlık halindeki milletlerin hukukunu üzerine alan ve yenik devletlere kabul
ettirmeyi taahhüt eden Büyük İtilâf Devletleri ve ortaklarıyle, özellikle Yunan Hükümetine
Çerkezlerin sığındığını bildirerek millî isteklerinin yerine getirilmesini rica etti.
Anadolu'da bugün oturmakta bulunan Çerkezler, doğruya yakın bir hesapla iki milyon
kadardır.
Çerkezler; dil, âdetler, duygular ve uygarlık itibariyle millî geleneklerini korumuş ve devam
edegelmişlerdir. Çünkü eski çağlar tarihinin Doğu'da ve Yunanistan'da kaydettiği
uygarlıkların hepsinde (Kafkas ırkını doğurmuş) olan Çerkezler bir sebep unsuru olduğu gibi,
çağımızın yüksek medeniyetini kuran beyaz ırkın ve "arî"lerin seçkin ailesinden oldukları
İngiliz, Fransız, Alman, Rus ve Yunan tarihçilerinin tarihî eserleri ile saptanmıştır.
Çerkezlerin, Arap Hükümetlerinin çökmesi üzerine merkezi Mısır'ın Kahire (şehri) olmak
üzere tüm Arabistan, Kuzey Afrika ve Suriye'yi de içine alarak kurdukları hükümetin üç yüz
yıl kadar yaşadığı ve millî yurtları olan Kafkasya'da cumhuriyet şeklinde haiz oldukları idarî
ve siyasî istiklâli, Rus istilâsına karşı tehlikede görünce merhum Şeyh Şamil’in idare ve
komutasında her türlü savaş aracı ile donatılmış Rus imparatorluğuna karşı yirmi yıl, sürekli
olarak yiğitçe savaştığı herkesçe tanınmakta ve bilinmektedir.
Adı geçen merhumun bu savaşları, ne yazık ki, Rusların büyük üstünlüğü karşısında zorunlu
olarak başarısız kalınca Rus Çarlığının güttüğü gizli emellerden haklı olarak kuşku duyan üç
milyondan ibaret olan Kuzey ve Batı Kafkas Çerkezlerinden iki milyon miktarındaki nüfusun
(o zamanki Babıâli'nin gösterdiği koruyucu çağrıca uyarak) yavaş yavaş Türkiye'ye göç ettiği
ve Kuzey Kafkasya'da kalan bir milyon nüfusun çoğalması ile bu güne kadar üç milyona
ulaştığı Rus istatistikleriyle saptanmıştır.
Bu hesaba göre, Türkiye'ye göç eden iki milyon Çerkez nüfusunun şimdiye kadar üç misli
artarak altı milyona ulaşması gerekirken, üzülerek söylenebilir ki, bugün iki milyona yakın
bulunmaktadır. Bunun nedenlerine gelince; pek açık bir gerçek olduğu veçhile, Osmanlı
Hükümetinin inkârı mümkün olmayan kötü idaresinin sonucu' olarak çeşitli dert ve
felâketlere kurban edilmek yüzünden Çerkezler, dört milyon nüfustan yoksun kalmışlardır.
Kaldı ki, 13 sene önce Meşrutiyet idaresinin ilânı üzerine, siyasî olgunluktan mahrum ve
ancak Türkçülük ve Turancılık duygularıyla dolu olan ve tarihte misli görülmemiş bir
surette, diğer Osmanlı unsurlarını yıldırma politikası ile Türkleştirmek gibi yanlış bir
politika izleyen Türk yöneticilerinin siyaseti, Türk olmayan bütün unsurların milliyetlerini
ve yaşama güvenliklerini yok etmekle, Çerkezlerde de "yalnız korunma amacı" ile haklı bir
şikâyet ve perişan olma hissi uyandırmış ve bunun sonucu olarak Çerkezler bu devam ede
gelen zulümlerden kurtulmak amacı ile millî bir gaye takibine ve millicilerin açıkça Çerkez
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 18
Gerçi Çerkezler, gerek komutan ve gerekse er olarak Birinci Dünya Harbine katılmadılar
değil; fakat, bu katılma diğer milletler gibi fiilî, emelî, hissî olmaktan ziyade ister istemez
ve kanuni idi. Mamafih, mütarekeden sonra Çerkezlerin az bir kısmı Anadolu ihtilâlcilerine
(tamamen yanlış bir his ile) katılmış ve bir nevi Mustafa Kemal'in hükümranlığını kurmaya
yarayacak fiilî harekâtta bulunmuş iseler de, Kemalistlerin insanlık dışı hareketlerini ve
yanlış siyasetlerini onlar da yakından görüp anlayınca, geri dönülmesi büyük bir sakınca ol-
mayacak kısa bir müddet içinde Çerkezlik emelleri yoluna, pişmanlık duyarak bundan geri
dönmüşlerdir.
Özellikle Çerkezler, Halifelik makamına manevî bakımdan bağlı kaldıkları halde, Babıâli'nin
Kemalistîerle birleştiğini ve bunca fedakârlığına rağmen Çerkezliği tamamen ihmal ettiğini
saklamaya lüzum görmedikten sonra Çerkezlik, haklı ve tabiî bir kararla, kendisine kurtuluş
vadeden ve bunu işgal bölgesinde fiilen ispat eden Yunan ordusuna katılmayı, millî ve
hayali çıkarlarından saymıştır, (Nitekim daha önce soylu Arnavut ve Arap milletlerinin de
Türklerden ayrılmakla yabancı kurtarıcılara aynı sebepler ve kaygılar ile eğilim gösterip
katıldıklarına şüphe yoktur). Bundan sonra, bir buçuk sene devam eden mücadele esnasında
Çerkezler; Müslüman olan ve olmayan binlerce suçsuz insanı millîcilerin kıyımından
kurtarması itibariyle belirtmeye ve övülmeye değer hizmetlerde bulunmuşlardır.
Yunan Hükümeti, taşıdığı milletlerarası insanlık ve uygarlık nitelikleri gereği olarak din
farkını göz önüne almaksızın, Ermeni ve bilhassa Rum göçmenleri ile eşit olarak ve belki
fazlası ile Çerkez göçmenleri ve mültecileri hakkında ilgi göstererek, onların iaşelerini ve
yerleşmelerini en iyi bir şekilde sağlamıştır.
Yunan Hükümetinin Anadolu'ya ayak bastığı tarihten itibaren, askerî işgal sahasına giren
bölgelerde oturan Çerkez ahalisine Kemalistlerin zulüm ve baskı yapmaları üzerine
sığınanlara, harp ederek esir aldığı millettaşlarımıza, diğerlerinden farklı olarak yakınlık ve
hüsnükabul göstermesi, iyi davranması, itimat etmesi ve kayırması bilhassa minnet ve
şükranla anmaya ve belirtmeye değer.
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 19
Bundan dolayı, Büyük İtilâf Devletleri ve ortaklarınca millî olan aşağıdaki isteklerimizin
kabulünü ve desteklenmesini kongremiz rica ve hemen harekete geçilmesini sabırsızlıkla
beklediğini soylu kişiliklerine sunmakla şeref duyar.
1) Devletler arasında kabul ve ilân edilip eski sulh antlaşmalarına konduğu gibi,
gelecekteki Yakın Doğu sulhuna da konması kuvvetle umulan azınlık halindeki
milletlerin hakları ve siyasî çıkarlarını temin ve tatmin edecek olan madde
hükümlerinin bütün Çerkezleri de kapsamına alması.
2) Çerkez milleti, Anadolu'da her bakımdan kendisiyle aynı durumda ve karşılıklı
menfaatlerle bağlı bulunduğu Rum unsuru ile eşit haklar çerçevesinde kader
birliğine istekli bulunduğundan dolayı, millî ilerleme ve gelişmesini kendisinde
kuvvetle ümit ettiği uygar Yunan Hükümetinin fiilî himayesi altına sokulması.
3) Çerkez milletinin önce Halife ve Babıâli'nin ve sonra millî ve hayatî çıkarlarının şevki
ile giriştiği bu mücadele yüzünden uğradığı bütün zarar ve ziyanlarının barış
yapacak taraflardan biri olan Türk Hükümetine ödetilmesinin sağlanması.
4) Barış konferansında yukarıdaki millî isteklerimize karşı çıkıldığında, delilleri
göstermek, inandırıcı açıklamayı yapmak ve gerekli savunmada bulunmak üzere,
yüksek konferans meclisince yetkili temsilcilerimizin davet buyurulması.
Bundan dolayı yakarıda açıklanan, kabulü ve desteklenmesi hususunda medenî yardım ve
desteği birinci olarak Büyük İtilâf Devletlerinden; ikinci olarak, Yunan Devletinden; üçüncü
olarak insanlık ve medeniyet âleminden rica ettiğini ve beklediğini ve bundan böyle millî
emellerinin meydana gelmesine hizmet edecek siyasî ve sosyal teşkilâtı yapmak,
Çerkezlerin gelenekleri ve millî, dinî ve medenî ihtiyaçları çerçevesi içinde sağlamak;
ilerleme ve gelişmesi esaslarını düşünmek ve hazırlamak; hükümetler ve yüksek meclislerle
bağlantı kurarak gerektiğinde yetkili temsilciler göndermek ve siyasî girişimleri yapmak,
lüzumlu evrakın düzenlenmesine ve imzasına ve millî haklarının dayandığı işlerin ve
hususların izlenmesine ve sonuçlandırılmasına kongremiz kendi azası arasından ayırıp
seçtiği daimî yürütme kurulunu teşkil eden ve daha önce Yunan Hükümetince resmen
tanınmış olan "Şarkı Karib Çerkezleri Temini Hukuk Cemiyeti"ni vekil yaparak toplantısına
son verdiğini, sunma vesilesiyle yüksek saygılarını takdim eyler.
Yardım Allah'tan.
24 Ekim 1921.
(Türk İstiklal Harbi ıv.cilt , İstiklal Harbinde Ayaklanmalar, 1919-1923,Genkur 1974 s 318-322)
Ek 3
Kürtler
• Kürt Hamdi Paşa olarak da bilinen Bahriye Eski Nazırı Cakacı Hamdi Paşa,
• Malatya Eski Mutasarrıfı Halil Rami Bedirhan,
• Bir bölüm Kemalist yazar tarafından sonradan Nemrut Mustafa Paşa olarak da
anılan, Divan-ı Harp Eski Reisi Kürt Mustafa Paşa,
• Süleymaniyeli Kürt Hakkı,
• Yarbay Fettah Bey,
• Serbesti Gazetesi Sahibi ve Hürriyet ve İtilaf Partisi üyesi Mevlanzade Rıfat,
• Cebelibereket Eski Mutasarrıfı Fanizade Mesut,
• Hürriyet ve İtilaf Fırkası Kâtib-i Umumisi yani Genel Sekreteri Fanizade
Zeynelabidin,
• Adana’da yayımlanan Ferda Gazetesi Sahibi Fanizade Ali İlmi.
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 20
Resimler
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 21
www.peyamaazadi.com
Sait Çetinoğlu .::. Yüzellilikler 22
Kaynakça
Kitaplar
• Bülent Gökay, Emperyalizm ile Bolşevizm Arasında Türkiye Çev. Sermet Yalçın
• Tolga Ersoy, Lozan Bir Antiemperyalizm Masalı Nasıl Yazıldı, Sorun Y. 2004 s
• Sotiriyu, Dido Benden Selam Söyle Anadolu’ya Çev Atilla Tokatlı Sander Y.
• Cilasun Emrah “Baki İlk Selam” Çerkes Ethem, Belge Yayınları 2004,
Internet
• www.kafkasfederasyonu.org
www.navkurd.eu/nivisar/mehmet_bayrak/fanizade_ali_ilmi.htm
Dergiler
• Emrah Cilasun, “Çerkesler Kitabına Dair Birkaç Eleştirel Gözlem ve Resmi Tarihten
www.peyamaazadi.com