You are on page 1of 179

DR.

MUHAMMED EHRUR

LUGAVI

KUR'AN OKUMALARI

Sidre Yaynlan: 9 Kur'an Dizisi: 4 Samsun, 2001

Dr. Muhammed ehrr Lgav Kur'an Okumalar zgn Ad: el-Kitbu ve'l-Kur'n -Kre Musra-

arapa zet: Hle el-r - Mustafa nver trke zet ve notlar: Mustafa nver

ISBN 975-94752-6-X Bask:

Posta eki Hesab: Mustafa nver 870 224

Sidre Yaynlan Mimar Sinan Mh. eyh Galip Sk. No: 2/12 55200 Atakum/Sarasun Tel: O 362 437 81 05 sidreyayinlari @ hotmail.com

DR. MUHAMMED EHRUR

LUGAVI

KUR'AN OKUMALARI

SDRE YAYINLARI

NDEKLER Trke zd; zae... 7 Arapa zd; zerine... Niin Bu Kitap? 8 GR 21 slam Dncesinin Temel Sorunlan zerine 22 KAVRAMLARA DORU 28 KTAB VE KUR'N - ZKR - FURKN 28 NBVVET KTABI 30 RSLET KTABI 30 MUHKEM KTAB 31 MTEBH KTAB 32, ZKR 41 FURKAN42 KUR'AN VE es-SEB'UL-MESN 44 KELMTULLH44 APAIK YETLER (yt beyyint) 47 KENDNDEN NCEK (eUea beyne yedeyh) 50 KUR'N... MBAREK KTAB 51 ES-SEB'UL-MESN53 NBVVET VE RSLET 56 RIJH VE MM'L- KTTB 58 KTAB'IN TAFSL (TAFSL'L-KTB) 60 RASL MM'MYDI? 64 TE'VL VE KURALLARI 69 1-Arab Diline Ballk: 69 2-Tenzl ve Inzl: 69 3-Tertl73 4- Parac Olmamak 73 5-yet Btimlerindeki Srlan Anlamak 74 -Bgilerin Karlkk Test Edilmesi Kural (Cross Examination) 75 KNAT VE NSANIN CEDEL 76 1-Dhil Diyalektik (Sniyye Telzmiyye) 76 2-Hric Diyalektik (Sniyye Tekbliyye) 76

3-Art Zamanl Diyalektik (Sni>ye Tekuby>'e) 76 4-Metafziksel elikiler Arasndaki Dahil Diyalektik 77 nsan Diyalektii ve nsan Bilgi 82 1. RAHMAN 85 2. EYTN 86 MUTEZLE VE KUR'N'IN MAHLUK OLMASI PROBLEM 88 NSAN BLGNN UNSURLAR 90 1-HAK VE BATIL 90 2-GAYB VE EHDET 92 3-KULAK - GZ - VE GNL 93 4-KALP 94 5-AKIL VE FiKR 96 VAHY, ALLAH'IN LM VE KAZASI 96 KUR'N BLG NAZARYES 96 VAHY 96 a- Canl Varlklarda Organlar; Tabiat Olaylarnda se Grev Bilinci Yoluyla Vahiy 97 b- Mualhaslatnna Yoluyla Vahiy: Ses ve Grnt 97 c- Hatra Gelme Yoluyla Vahiy 97 d- Rya Yoluyla Vahiy 98 Nefs Nedir? 99 5- Metafziksel Vahiy 104 6- Sesli Vahiy 105 ALLAH'IN LM 105 ALLAH'IN LM YAKN MDR HTML MDR? 107 ALLAH'IN KAZASI 109 MML-KTAB, SNNET VE HKIH 110 TERDE VE BADETLERDE HADLER 116 1-ENALTHAD 117 2-ENSTHAD 119 3-EN ALT VE EN ST H ^ D N BRLKTE BULUNMASI 119 4- BR NOKTA ZERNDE BRLEEN EN ALT VE EN ST HAD. MSTAKM ZG VEYA AYN TER HAL 122

5- MSTAKM ZGYE YAKLAAN AMA DOKUNMAYAN EN ST HAD 123 6- KAPALI (AILAMAZ) POZTF EN ST HAD HAL VE AILMASI CAZ NEGATF EN ALT HAD 123 FAZ (RB) 124 MA'RUF VE MNKER 129 VASYETLER VE TALMATLAR ZERNE 132 SNNET 134 RSLET SNlvJET; 139 1- 'Allah'a ve Rasle taat Edm" - Birleik taat 140 2- "Allah'a itaat edin, Rasle taat Edin" -Ayrk itaat 141 DEVRMC MCADELEDE VE DEVLET KURMADA SNNET- NEBEV142 HADS VE HADS ANLAMA KEYFYET 145 1-Sakal ve Giysi 145 2-Hurna yemek-St imek 145 3-Misvak kullanmak 146 4-Hilali Gzlemek 146 KADIN VE SLM HUKUKU KRZ 147 SLMDA KADIN 151 KADIN-ERKEK VE TOPLUMSAL DAVRANILAR 155 1- Eyalarn Zneti 157 2- Makamlarn Zneti veya Mekn Znet 157 3- Mekn ve ey' Znetin Beraber Bulunduu Znet 157 Zinetin Ksmlar 158 KADIN ERKEK LKS ZERNE 161 1-Duygusal liki 161 2- Objektif Manada Ekonomik ve Sosyal liki 162 Kadnn alma Hakk 163 NSAN EHVETLER 163 Kur'an'da Zikredilen nsan ehvetler 165 l-Gariz 165 2-ehevt 165 S O N U 170

Trke zet zerine... Yllar nce msveddelerini yazarak tamamlam olduum, ama baz talihsizliMa- yznden bir trl yaynlama firsat bulamadm bu almann okuyucusuyla bulumas iin bu kadar zamann gemesi takdiri ahi olsa ga^ek Elinizdeki bu kitap, Muhammed elmr'un el-Kb ve'l-Kur'n -Kre Muasra adh kitabyla Hle el-r'mn elmr'un kitab izerme yap Kre fi Kitbi'l-Kb ve'l-Kur'n adh zet almasndan elde edilen Trke zet bir almadr. Balangta hedefimiz sadece Hale Hanmn yap zet almay Trkeye kazandrmak. Ancak evirinin libr aamasnda mstani kalmadmz asl kitaba mracaaanmzda Arapa zetin baz ynlerden Muhammed ehrr'un fikirlerini tam olarak yanstamad, baz yerlerde de konunun son derece j'zej'sel ilenmesi yznden anlama kopukluklarna sebep olabilecei endiesiyle kendimizi A^apa zet almayla snrlamadk. Bu caizden kitaptaki pekok konu Arapa zetten olduka ferkl olarak ve kimi zaman da daim geni aklamalarla ele alnm oldu. Bu kitapta yer alan tm dipnotlar taralmzdan konulmutur. Bunun iin ismimize reto^ans olan aynca bir iaret kojnadk. Ancak Hle el-'ye ait olan dipnotlarda (HU) ksaltmasyla kendisine iaret edilmitir. Metinlerdeki vurgulamalar zaman zaman asd kitaptan, feyda mlaliaza edildii duaunlarda da tarafimzdan konmu ve bua dair tefi-k konmamtr. Ayet evirilerinde zellikle bir meal takip edilmemitir. Zira kitabn lgav mlahazalar dikkate ahnarak yetlere meal venlm^'e allmtr. Son ola-ak msveddelai d defa bgisaya-a yazm zahmetine kaandklan iin eim Feride'ye ve olm Almet Em'e; son okmay gerekletirerek ok kymetli dzeltrne ve deerlendinnelerde bulunan deerh dost Dr.Burhanettin Tatar'a teekkr enek benim im zevkli bir grevdir. ahmak bizden, tevfik Allal'tandr. Mustafa nva" Kurupelit, 2(X)1

Arapa zet zerine... Niin Bu Kitap? Fikr durgunlua ve entellektel reaksiyonlarm ktlna ramen hemen her gn yaynclar, belli seviyede de yaylma imkan elde eden slm ve Kur'an'la ilgili pek ok eseri yaymlamaktadrlar. Bu yaynlarn byk ksm, nakilden ve yem hibir ey ortaya koymakszn sadece eskiyi tekrardan yalut da gelenee ait dev eserleri ihtisar etmekten teye gememek-tedir. Bu yaynlardaki tek yeniliin, nceki eserlerin daha kolay bir slpla yemden sunulmas ve onlarn savunulmas olduu sj'lenebilir. Baz ada slm yaynlarda ise savunulan grilerin pozitif olduunu gstenne adna topik saylabilecek birtakm sapmalarn bulunduu gzden kamamaktadr. stelik bu tr sapmalar slm dnceye mukavemet eden aydmlama taraftarlarnn, hatta kendilerine "aydmhkhklar!" denen kimselerin kardklar eserlerde de zaman zaman ortaya kmaktadr. Buradan hareketle unu sylemek istiyoruz: nan, samnyet, zgnlk ve yaratcln kendisinde topland islm yapta zor rastlanan bir dnemde bulunuyoruz. Byle bir ortamda zor rastlanan bir eser ortaya ktnda da onun nemsenmesini ve kutlamnasm beklemek ok grtilmemelidir. Takdim ettiimiz bu alma szn ettiimiz nadir eserlerden birisidir. Bu kitap Cambridge niversitesi evre Mhendislii alanndan doktoral, Suriyeli Mhendis Dr. Muhammed ehrr'un "el-Kur'n ve'l-Kitb" adh eserinin zetidir. Bu zet almay da entellektel insan Hle el-r hanm gerekletirdi. Eliizdeki eser; kendisinde inan, samimiyet, kltr ve zeknn bir araya geldii bir almadr. Yazar onu tamamlamak unna mrnn yiniiibe yln harcamtr. Donsu tm olumsuzluklarn stesinden gelip gerekli tm ara ve gereleri hazrlay-acak derecede yapt ie gnlden bal bir insandan bakas bir alma uruna yimiibe yln veremez her halde. nan ve kltrle dopdolu bu yimibe yln, daha nce elde edilmemi ve ulalmam birtakm bulgu ve sonulara sahip olmas gayet doaldr. Bu itibarla ulat

btn sonulara katlmasak bile bylesi bir almann vg ve taktire mstehak olduunu kabul etmemiz gerekir. Hi mbalaa yapmadan bu kitabn slm kuramlarn ve insanlarn sk skya bal kaldklar selefi statko erevesini aan bir alma ve arzu edilen sln yenilik yolunda ciddi bir adm olduunu ifade etmek isliyoruz. Zira selefi statkoya ar balanlan yerde donmadan baka hibir ilerleme ve gelimenin olmayaca aktr... Eksiklik ve geri kalmlklar gn gibi ortada olmas sebebiyle selefi izgiye saldran baz yenilikiler (mteceddidn) ynelttikleri tenkitlerinde herhangi bir ynteme ihtiya bile duymamaktadrlar. Ancak "el-Kur'an ve'l-Kitab" adh eserin meUf kelimenin tam anlamyla bir yntemci ve keskin, berrak ve bilimsel bir kafa yapsna sahip bir aratrmacdr. Mellif, Eh Ali el-Fris'mn^ temellerini att "lgavyntemi" izlemekte ve el-F-isrnin "lgav
aratrmalarda (m yuzann e-anlaml olduu sanlan lafzlar farkldrlar" fi'd-dirsti'l-laviyye mine'l-mterdift hilve

mine'l-mtebyint) eklindeki mehur zdeyiim kendisine anahtar yapmaktadr. Bu anahtar evirdiinde ise kendisine baz yeni ufuklar almakta ve lafzlarn delletlerinde derinlik kesbetmesi neticesinde rnein el-Kitb kelimesinin el-Kur'n kelimesinden farkl olduunu vurgulamaktadr. Bunun gibi rislet ve nbvvet kelimelerinin de farkna iaret etmekte ve mtebhler konusunu ortaya k sebeblerini ortaya koyarak incelemektedir. Ayrca "had" terimiyle ilgih olarak da etimolojik anlam devreye sokarak ltlerin ve matematiksel programlarn sonu, ucu yaklamndan da
1

Eb Ah el-Fris, 288'de raz yaknlarndaki Fes kasabasnda ranl bir babayla Arap asll bir anneden dnyaya gelen byk bir dil bilginidir. Zeccc, bn's-Serrc, Eb Bekr b. Ha\yt. bn Dreyd, Eb Bekir b. Mchid gibi mehur limlerden ders ald. En nemli eserleri arasnda Mekyisi'l-Lga ve el-MucmeFi saymak mmkndr. 377/987 ylnda da Badad'da vefat elti. Geni bilgi iin bkz. TDV. slam Ansiklopedisi, X, 88-89.

hareketle "hadler" konusunda bir kuram ortaya koymaktadr. Ayn ekilde etimolojik anlamdan hareket ederek "el-hanfiyye" kelimesi hakknda da bugne kadar bilinenlerden tamamen farkl bir anlay sergilemektedir. Melhf btn bunlarda baz uftklar kefetmekte, yem bojatlar ortaya koymakta ve herhangi bir ak nasla yahut herkesin kabul ettii bir esasla elitiinin sylenemeyecei gerekten ok ciddi birtakm neticelere ulamaktadr...Grlerinin dayanaklar bulunmakla beraber kimi zaman onlarn rivayetlerle ve me^jhur
yanl terkedilmi dorudan daha hayrldr^ grn

benimseyenlerin duygularyla att ifade edilmelidir. Bu yorucu ve gayretli almaya kar beeni ve takdir duygularna sahip olduumu ve ulat sonularn hepsine olmasa da ounluuna katldm sylemeliyim. Daha nce de szn ettiim gibi mellifin Kur'n naslardak kelimelere etimolojik esas uygulayan lgav ynteme sk skya sarlp uj'gularnasnn sebep olduu baz itihatlarna katlmyonun. nk lgav yntem,
Kur'an dndaki her kitap iin caizdir. Kur'an, Arap dilbilimcilerine muhalif, kendine zg bir dilbilgisine (nahiv) ve Araplarn kastetmedii stlah baz anlamlara sahiptir. Dolaysyla Kur'n'n dilhilgisini ve anlamlarn, nahivcilerin veya kelimenin etimolojik kkeninin gerektirdii eylerle snrlandrmamz doru deildir. Kur'an; nder, imam ve asldr. Delil O 'nunla getirilir, O 'na kar dehl getirilmesi uygun olmaz.

rnein kadnlar anlamna gelen nisa kelimesinin ertelemek, geciktirmek anlamna gelen nese'e'sa tredim sylemesi Kur'n'n bu kelimeyle erkee mukabil olarak kadm kastettii gereini deitirmez. Ayn durum, "yakalar" anlamna gelen cybihinne {^jirh) veya "ayaklarn yere vurmasnlar" demek
olan l yadnbne bierclihinne {i^J-i ^j^ "i) veya "gsler"

^ Trkede bu sz daha ok "gala- mehur lgat- fasihten

evladr''

szyle karlanr.

10

anlamndaki es-sudr ( j j - ^ l ) veya "kalpler" demek olan el-kulb (^jM) veyahut "mal ve erkek evlatlar" anlamna gelen el-ml ve'l-benn (uji^'j i-Mi) lafzlarnn etimolojik kkenleri iin de sz konusu olabilir. Saydmz bu ve daha baka kelimeler hakknda
mellif, etimolojik kken yntennm ok sk sarlmakta ve Kur'm

Nass bu kalba sdrmak iin adeta zorlamaktadr. Doal olarak da bu yaklam, mellifin hi de lzumlu olmayan birtakm sonulan zoranlu sonularm gibi dikte etmesine neden olmutur. Ancak btn bu hususlarn bir eye dellet etmesi gerekiyorsa o da Kur'n'm bjaikl ve esizlii olmaldr. nk Kur'an, byk olan hereyden, hepimizden daha byktr. Genilik, kapsambhk ve alm zelhklerine salip olan Kur'n'n btn kaplarnn almas ve btn hazinelerinin kef edilmesi iin sadece tek bir yntemin kullanlmas 3-eterh olamaz. rnein "lgav yntem" Kur'n'n kaplarndan birisini aarken, "psikolojik yntem" de bir baka kapy aralar. Belagat uzmanlarnn Kur'n nazmn mucizev srrn ortaya koyma hedefiyle kullandklar "msik yntemi" de baka bir kapy amaktadr. Yntem olarak Kur'an iaretlerinin bilimsel bulularla sergiledii uygunluk ve ahenk dorultusunda O n u n mucizev konumunu belirlemek de drdnc bir anahtar durumundadr. Bu neslin bugn iin salip olmad ama Kur'n'a ynelik daha pek ok anahtarn var olduu, daha da var olaca kukusuzdur. Nitekim bugn sahip olunmayan anahtarlara da bir baka nesil ulaacaktr. Ancak tm bu sylediklerimiz, elinizdeki bu eserin sunduu esiz ve soylu katky, mellifinin belirli bir yntemi kullanmas sonucunda elde ettii ayrcalk ve stnl, onun gayretini, zekasn, erp atarak ze ulaan matematiksel ve bilimsel kafa yapsn ve slmn, gl ve aktif olduu an dev problemlerine gs gererek nasl stn geldiini gzler nne serme yolundaki rabetini hie saymak anlamnda alglanmamaldr... Aksine btn bu nitelikler ehrr'un eserini esiz klmakta ve onu slm dncenin yenilenmesi yolunda iddetle acil zmler bekleyen

11

problemlere gl cevaplar sunan bir yar konumuna ykseltmektedir. Bu zet kitab yaynlamamzn bir baka sebebi de, asl kitabn ok youn ve hacim asndan da byk bir cilt olmasdr. Asl kitap sradan bir okujmcuj'a gerekten ar gelecek kadar kabark ve kaln olup byk boy yaklak 750 sayfadr. Bir baka sebep de, kitabn hret bulmamas, hatta Msr basn yayn organlarnca bu esere salt bir iaret dahi edilmemi olmasdr.^ Bunun iin szkonusu zor dengelemenin stesinden gelmek bir zaruret haline gelmitir. Bu dnceler ierisinde Hle hannm kran duygularna lyk bvaik emei sayesinde elinizdeki zet gereklemi oldu. Bu alma derin
ilim yolcular iin balang, kendilerini yeterli grenler iin de

soy olarak deerlendirilebilir. Zira okujacuya asl kitabn ierdii en nemli konular hakknda genel fikir vemektedir. Bu vesileyle inallah yaynevimiz " I LjU. _ "Ijir
savay donatan, savam olur"^ hadisi gereince 3'apmak

zorunda olduu grevin bir ksmn yerine getimi olur.

Ceml el-Benn Kahire, Cemdi'l-hir-1414 - Aralk 1993

^ Bildiimiz kadaryla Trkiye'de de kitabn varl hakknda maalesef hibir iaret ne^zu bahis olmamtr. * "Bidyet'I-mctehid ve nihyet'l-muktesd"" ' Bkz. Buhr, Cihd 38 ; Mslim, Cihd 135, 136 ; Eb Dvd. Cihd 20 ; Tirmiz, Fedil 6 ; Nes, Cihd 44 ; Deylem, Cilid 26 ; Ahmed. I, 20, 53 ; IV, 115, 116, 117 ; V. 192, 193, 234.

12

Balarken nceki limler Allah'n kitabm tefsir ve tahlil etme hususunda en kk bir gayretten kammamlar ve diL belagat, edebiyat, nahiv, fkh ve bilimsel gelimeler gibi pekok alanda Kur'n' gndeme taunak suretiyle geni aratrma ve incelemelere konu 3'apmlardr. Onlarn bu gayretleri ve hemen her alanda Kur'n' konuturma abalar; Mslmann zihninde u dncenin kklemesine neden
olmutur: "nceki anlay ortaya gerekletirmeleri, limler, sonraki nesillere koymalar imknn. akllarn altrma braknz yeni bir yeni bir keif imkn dahi

brakmamlardr." Bu yanl ve kkl dncenin doal bir sonucu olarak btn almalar, ncekilere ait grlerin bir araya getirilmesinden veya bazlarnn kapal bir grnn aklanmasndan yahutta ncekilerden birinin grnn yine ncekilerden bir bakasnn grne tercih edilmesinden teye geememitir... Sonuta da durgunluk ve donma hakim olmutur. ok uzun ve kesintisiz bir zaman Kur'n' ve bizleri nceki limlerin anlay ve kavraylarna esir eden yaklam, Allah'n kitabnn derin tefekkr ve aratrmayla incelenmesini engellemekle kalmam, ayrca onun tek bana anlalmaya allmasndan bile iddetle kanlmasna neden olmutur. Oysa bizler byle davramakla " o f ^ j V i ^ JJ^\ i j j j
jjji^lj" _ "Kur'n' harmanlayn, nk onda ncekilerin ve

sonrakilerin ilimleri vardr" sznn ruhuna ve mesela Fahi'eddn Rz'nin u ifadesine kulak tkam olmuyor muvuz?: "Kur'an'daki
her harfin ve her harekenin mutlaka bir katks, bir anlam vardr. Beer akllar bu faydalarn ancak bir ksmna ularlar, ounluuna da ulaamazlar. nk insana ilmin az bir ksm

verilmitir." phesiz beer akllar, zamann ilerlemesi ve bilgi dzeyinin gelimesiyle ilerleme gsterir, buna bal olarak bugn bilmediimiz bir eyi yarn bilebilmekteyiz. Szgelimi bugn eitli ihtisas sahalarnda incelemeler yapan baz ada ilim adamlarnn sahip olduklarna ve Allah'n kitabn tefekkr ve tedebbrle

13

inceleyerek onun anlam ve kavramlann kefetmelerini salayan dzeye, gemi asnlardaki meslektalar sahip deillerdi. Bilimsel ynden Kur'n'a yaklamlar, ondokuzuncu asrn sonlarna dom ortaya kmaya balayan modem bilimsel uyanla balam ve tefsir kitaplarnn slmn gerek cevherini neredeyse glgelemek zere olan sril hikayelerden arndrlmas ve problemlerin aklc yolla ele alnabilmesi iin szkonusu eserlerin detayl ve tenkiti bir bakla incelemnes eklinde grnm kazanmtr. nk Tevrat, yerel olma niteliine sahiptir ve slbu da mtebih olmayan bir kitaptr. Dolaysyla getirdii bilgiler o dnemin insannn anlayaca ve yine o dnemin bilgi seviyesinin kabul edebilecei bir tertiple ifade edilmitir. Durum byleyken nceki lirilerinriz Tevrat'a has bu ynteme dikkat etmeyerek az ya da ok ortaya koyduklar Kur'an tefsirlerinde Tevrat'a dayanmlardr. Sonu olarak da bu srih yonunlar Mslmanlarn kavramlarn ldrm ve hl da ldrmeye devam etmektedir. Kymetli doktor Muhammed b. Almed el-skendern, merhum slahat eyh Abdrralnnn el-Kevkib ve rahmetli hoca Mustafa Sdk er-Rf gibi baz ada limler Kur'n- Kerm'in ou yetinin anlalmasnda modem ilimlerden ve deimez kuramlardan faydalanma yoluna ynelmilerdir. Doktor Abdlazz sml, Kur'an
hakknda "Allah'n kitab ne tp, ne mhendislik ne de uzay kitabdr ama, bazen bu ilim sahalarna atfda bulunan tabiat kanunlarna iaret etmektedir" der ve pek ok yetin "gerek manasn ancak modern ilimleri alanlar anlar" szn

vurgular, Rahmetli eyh Tantv Cevheri, belki de Allah'n kitabn anlama konusunda bilimsel akma meyleden ve bu 5'nde rnler vemieyi ok arzulayan, an en mehur limiydi. inde ilh kudretin esiz ve ilgi ekici ynleri zerinde younlat "el-Cevhir" adh tefsirini ortaya koymak iin uzun yllar harcam ve tefsirimn

6 el-slm ve't-Tbbu'l-Hads. (HU)

14

kapsaml ve bilimsel ansiklopedi trne daha yakn hale gelmesi iin geni bilimsel aratrma konularm sunarken derinlikli tahlillerde bulunmutur. Btn bu abalar ''f-^^ Cy s^^l ^ Ul=ja ; "fijV
Kitap'ta hibir eyi eksik brakmadk"^ yetini dorulamak ve bunu

ispat etmek iin harcanmaktayd. rnein lm filozof Cevheri


kendini yle tantr: "Ben kevn esizliklere ak, doann hayret verici gzelliklerine meftun ve gkyzndeki gzelliklere, yeryzndeki zarafete ve mkemmeUie susam biri olarak

yaratlmm.

" znt ve krgnlk ierisinde de "Aydnlarn

ou

ve baz byk limler bilimsel anlam ve yorumlardan yz evirmektedir" szlerini sarfeder. "Fkh ilmiyle ilgili yetlerin says yzelliyi gemezken, sarih kevn yetlerin says yediyzelliyi gemektedir... Fakihler arkalarnda binlerce cilt eser braktlar... "

szleriyle

de znt

ve krgnl

doruk

noktaya

ykselir:

Sorgulamaya yle devam eder: "Biz aklmz neden kevn yetler zerine altrmyoruz?" slm eitim sisteminin ykselmesini talep ederek de szlerini yle balar: "Belagat ilimleri, Kur'an
ilimlerinin ilimleridir." sonu deildir. Belki Kur'n'n sadece lafzlarnn

Kur'n- Kerim'in anlalmasnda bilimin nemi zerine "Bilim


Asrnda slm" (el-slm f Asri'-Ilm) adl eserinde ok byk

gayretler sarfederek bu kervana katlanlardan birisi de byokimyac lim merhum Muhammed Ahmed el-Gam-v'dir. Mellif eserinde ilm tefsir ekolnn karsnda duranlar, kevn yetleri ancak nceki Araplarn anladklar kadar eksik anlamalarndan dolay tenkit etmekte, Kur'n'a sadece Araplarn tek balarna sahip olmadklarn aksine onun btn insanla ait olduunu ifade ederek unlar
sylemektedir: "Kr'n yetlerini her asrn insan ancak sahip olduu bilgi dzeyi lnce anlar. Bylelikle herhangi bir zorlama ve sapma olmadan Yce Kur'n'n i'caz yenilendike Allah'n hcceti de yenilenmi olacaktr. " Aslnda Yce Kur'n'n

^ En'm (6): 38. 15

herhangi bir ksmn tefsir etmeye koyulmu insan hata etmeye hedef insan demektir. Hata ettiinde de hatasnn sorumluluu Kitab'a deil sadece kendisine aittir. Aksi dnlecek olursa mfessirn hatadan korunmu olmas gerekirdi... Bu artn ise bir peygamberden bakas iin geerli olmad aktr. Ancak bu tefsir hareketi pek ok lim tarafndan kabul grmedi ve hareketin nderleri zorlama yapmakla sulandlar. in vehamet ve ciddiyeti, iinde bulunduumuz asrn ilk yarsnda Suudi Arabistan'da eyh Cevher'nin tefsirinin yasaklatlarak toplatlmasna kadar uzand. Geleneki limler bu modem akm ncekilerin ve tabin tabakasnn gnmzdeki ilimlere ve modem kuramlara sahip olmamalar sebebiyle baz Kur'an yetlerinin gerek manalarn anlamadklarna dair dolayl ve gizli bir iaret olarak alglayarak ve ondan Allah'a snarak stlerim balarn rptlar. Grld gibi bu dunm, aralarnda ak fark bulunmasna ramen limlerin iman ve takva ile tabi ve kevn yasalarn bilimsel adan bilinmesi arasnda zihn bir ayrm yapamadklarn gstermektedir. Ancak bu limlerin farknda olmadklar dier bir dumm da uydu: eyh Cevher saysal stnlklerine ramen milyonlarca mslmann Bat emperyalizminin zulm altnda inim inim inlediklerini aka gmt. Bunun sebebi evresindeki dm limlerinin ounun belagat ve fkh ilminin dallaryla yetinmeleri, neticede eitli slm topraklarndaki genlerin modem ilimleri okumaktan nefret etmelerine neden olacak ekilde bu ilimleri kmsemeleri ve onlara tepeden baknalar\d. Bu sretle mslmanlar cehaletin karanlklarnda derin bir uykuya dalarken Bat, ilim sahasnda ilerlemeler kaydetmekte ve toplumlarnn canl ve aktif bir konumda olmasn mmkn hale getimekteyd. Bundan dolay byk hoca Cevher, bilimsel aratmna konularn derin derin incelerken yukarda szn ettiimiz don olmayan anlaylar yok etmekteydi. Bu arada ilh kudretin esiz gzelliklerini dikkatle

16

ortaya karyor ve genleri hibir korku ve ekingenlie kaplmadan bilimin btn dallarna ynelmeye tevik ediyordu. Cevher yanlmyordu ve syledikleri bilfiil gerekleiyordu. ada ilmi uyan, eitli kevn ve tabi olaylarla ilgili ilhi kudretin esizliklerinden bazlarm aa kard ve buna bal olarak bilim adamlar da birtakm gr ve anlaylar daha fazla dikkat ve objektiflik ierisinde sunmak iin byk gayret iinde oldu. Hatta ncekilerin istiare ve mecaz dorultusunda te'vil ettikleri bir ksm Kur'an yetlerindeki gizli anlamlar ok dala ak ve salam bir tarzda aa karttlar. Bunun gibi baz bilim adamlar da bilimsel ilerlemenin Kur'an tefsirinde kullanlmas midiyle birtakm Kur'n gerekleri kefetti. Bu akma kar dn kurumlardan eitli tepkiler geldi. Bazlar bu akm dikkatli ve uyank bir ekilde kullanlmas artyla kabul ederken; ounluk, bilim adamlarnn gayretlerinin sonucu olarak gerekleen olumlu gelimeleri hi dikkate almakszn sadece yanllar ve olumsuzluklar yakalama zerine j'ounlaarak kart bir tavr sergiledi. Ardndan da olumlu ynlerini derinliine incelemek ve daha fazla gelimesine ve ilerlemesine tevik edecek almalar yapmak yerine bu alandaki gayret ve rabeti kknden kazyarak yok etmek iin yrtclarn avlar zerine tkleri gibi ullandlar. Malesef slm dnyas hala bu kadere manz kalmakta ve kyamete kadar da maruz kalmaya devam edecek gibi grnnektedr. Ayn yaklamm bir sonucu olarak herhangi bir dnr, nakilcilerin sylediklerinden farkl bir anlayla ortaya kt zaman, hemen o kimseye ynelik ithamlar ve amur atmalar gndeme gelmektedir. Bazen de hi kimsenin haberinin olmamas ve dikkatini dahi ekmemesi iin almann objektif olarak ortaya koyduu olumlu ynlerine herhangi bir ilgi ve alaka bile gsterilmemektedir. Mesela ayn zihniyetin en bariz bir rneim b^ak lim filozof bn-i Rd'e kar yaplanlar vermektedir. Yazd eserler yaklm ve kendisi hapishanenin karanlk zindanlarna atlmtr. Aslnda bu kaba ve fkeli yaklam, slm dncesinin hedefe bir trl varamayan bo

17

baarsz olduu anlamna gelmektedir... Sonuta bu insanlar gayretleri ksr, paralanmamaya ve ykselme^'e muhta kr ktrm bir durumda kalyorlar. Dn kurumlardaki kiiler hakknda nasl olur da Allah Tel'nm
diri ve ebedi olduundan..., diri bir nasla dirilere hitap

ettiinden.... gafil olurlar! diye insan armaktan kendini alamyor. Nasl olur da bu insanlar vahyin mutlak hakikati ve bu hakikatin de bir zamanda greli (nisb) bir anlay ierdiini grmezler! Oysa sadece bu anlay domltusunda slmn btn zamanlar ve btn mekanlar iin geerli olduunun sylemesi aya yere basan ve zorlama olmayan dom bir sz haline gelmektedir. Aslnda Kur'n- Kerim'in tefsiri olarak anlama ve hikmetin nceki linlerin eiklerinde kald inancyla selef limlerinin anlaylarn srarla n plana karma gayreti, sadece Allah'n kitabyla snrl olan kudsiyet, selefin anlaylarna da mil klma manasna gelmektedir. Bu srar bilinsizce sonraki nesillerin diri olan nasV. etkileim iine girmelerini ve onu yeniden konuturmalarn engellemitir. Aynca o, bu etkileimin sadece dn tren ve kutlamalarda ibadet ve tefekkr maksadyla okunarak yetinilen donuk ve dar bir alana hapsedilmesine neden olmutur. nceki alimler tefsirlerini ve grlerini kukusuz kendi zamanlarndaki bilgi dzeyi erevesinde oluturmulardr. Bilgi, geceler gndzleri takip ettike ^on ve ym\\\ olmaya uygun olarak srekli gelien ve ilerleyen bir olgudur. Hata yapan da akln iletmesi sebebiyle bir ecre saliptir. u halde iinde yaadmz an kltrel dzeyi dorultusunda, gemi nesillerin etkileimlerine katks olan akademik kltr deerini de gz ard etmeden Allah'n kitabyla karlkl etkileim ierisine gimiemiz gerekmektedir. Elbette bu etkileimin gereklemesi lim ve mtefekkir insanlarn eitli bilgi dallarna ynelmelerine baldr. Zaten Peygamberlerin vrisleri sadece eriat ve fkh limleri deildir. Bu erefe bilakis eitli ilim dallarndaki btn limler ortaktr.

18

Gnmz dnyas,, sadece douya zg olmayan tikd bir uyana tank olmaktadr. Dnyann hemen her yerinde byk bilim ve fikir adamlarnn aratrarak ve objektif bir dnceyle Allah'n kitabna ynekneler bu gerei dorulamaktadr. Szn ettiimiz bu insanlarn bir ksm Bat kltryle birlikte yaadklar srete elde etmi olduklar ada bilimsel aratmna aralarna hti>'a duymamakta ve daha kk j^alardan itibaren idrak etme5'-e baladklar yce slmi kltrden istifade etmektedir. Onlar Kur'n'a bylesine bir etkileim ierisine girmeye ynelten mil, aslnda onlarn, neredeyse mslmanlar tarihin dna atmak zere olan bu kapal ve donuk durumdan kurtanna hususunda hissettikleri gerek inan ve srarl arzulardr. Ancak mslmanlarm rollerinin Bat'nn kefettii kevn yasalar sadece kabul etmek ve bu bulularla dehete kaplmaktan teye gememesi, onlarn kklerine ve kimliklerine duyduklar gveni katletmektedir. imdi de doktorasn mhendislik dahnda ngiltere, Cambridge niversitesinde tamamlayan Suriyeli dnr Dr. Muhammed ehrr'un "Kur'an ve ada Bir Okuma" adh eserini sememizin sebepleri zerinde durmak istiyoruz. lk anda bu kitabn Kur'n'n bir tefsiri olduu hatra geliyorsa da, ehrr'un eseri Kur'n- Kerim yetlerinin ada bir tefsiri deildir. Kitabn nemi aslnda Allah'n kitabn aratmna ve inceleme konusu yaparken ok ince ve orijinal bir 5'tem kullanmasndan kaynaklanmaktadr. Mellifimiz Kur'n' klasik akdev ve fkl konularla inceden inceye rl bir aratnnayla -felsef derinlii de ilmal etmeden- ele almaktadr. Zira ona gre akdev sorunlarn zme kavumas fkhtaki mevcut skntlarn da otomatik olarak zlmesine sebep olacaktr. Buradan hareketle kitabn esas neminin mslmann zihninde yer alan; insan tutum ve davranlardaki ahlk deer ile beer ztn dnda var olan objektif gerek arasndaki kkl atmaya son vermesinde yattn ifade edebiliriz. Dr. Muhammed ehrr'un Arapanii srlarna ve derinliine vakf olmas, onun

19

Allah'n kitabnda geen stlahlar derinliine incelemesine katk salamaktadr. Mellif, bilimsel ve tarihsel yntemin temellerini lgav incelemelere uygulamakta ve bu esaslar Eb Ali el-Frisrnin lgav ekolnden karmaktadr. Nitekim Eb Al el-Fris beer kelamn douundan beri kelimenin 5'apsnda ortaya kan geliimsel vasf
anlamnda, dil, dndrme ve iletiim misyonu arasndaki

ayrlmaz btnlk zere younlar ve eanlamll kabul etmez. Mellif aratrd lafzlarn anlam farklarnn belrlemnesinde bn-i Paris 'in "Mu'cemu Mekyisi'l-La" adl lgatna dayanr. Zaten bn-i Fris de; zt ismi ile sfat ismi arasndaki farkllk (tebjain)
konusunda, "lgav inceleme ve aratrmalarda eanlaml olduu sanlan lafzlar farkl anlamldr" sylemiyle hret kazanm

hocas Sa'lebnin grn aktarmaktadr. Dr. Muhammed ehrr hacimli, ayn zamanda ar olan almasn meydana getirebilme umnda, aratrarak ve gidebilecei son noktaya kadar derinleerek eyrek asrlk bir zaman harcamtr. Buradan hareketle yaynevi, kitabn orijinalini tetkik etmeye zamanlar olmayan okuyuculara hizmet gayesiyle kitabn ierdii bariz noktalara ve farkl anlaylara iaret eden ve bunlar aklayan bir sunu yapmay istemitir. Bu zet almada gcmz yettiince kitabn ieriini konmaya gayret ettik. Tabiatyla sunuun, herhangi bir karkla ve hakszla meydan venneden anlalmas iin, konumu itibariyle yava java ve basiretle okunmas gerekmektedir. Son olarak bendeniz her zaman gzlerimizi Allal Tel'nm u yet-i kerimesine odaklamamz rica ediyorum: "Ey iman edenler! Allah'a,
Raslne, Raslne indirdii Kitab 'a ve ondan nce indirdii Kitab a iman edin. Kim Allah'a, meleklerine, kitaplarna, ra.sllerine ve hire t gnne kfrederse uzak bir sapkla dm olur.

Hle el-r

' Nisa (4) : 136.

20

insanlar uzun yllar Gne'in Dma etrafmda dndne inancnt... Nihayet ilerinden bins karak inanlanm aksine. Ghe'ih etrafnda dnen cismin Dnya olduunu haber verdi. Bylece insanlar yanl n kabullerinden hareket etmeleri sebebijle yanl anladklar baz olaylarn doru yommunu elde etmi oldular. '"'nsan bu durumu ok iyi kavramahdr. nk yanl olduu dlia sonra ortaya km nice nkabuller (msellemt) bulri']fe'riaktadr. Dr. Muhamned ehnir "Kitab ve Kur'an-ada iVbkurna-" adn verdii eserinin giriinde okuncunun aklna htkp" ederek unlar syler: Biz mslmanlar slm akidesinde' HilseUent diye deerlendirdiimiz baz an!a>'ilar sonucunda birbirine tamamen zt baz nkabullcrin esiri olan kimseleriz. Gerekte Allah'n kitabndan sunduklar anlay ve yorumlan yerel kltr dzeyine dayanarak istinbat etmelerine ramen selef limlerinden gelen her eyi j'eterli inceleme ve deerlendirmeye tabi tutmadan nkabuller olarak tevars etmeye baladk. Oysa insan ne kadar dh olursa olsun mekan ve zaman asndan nispilik (>erellik) zellii tamaktadr. Baka bir deyile insan, ann rndr \c bundan kurtulmas da mmkn deildir. Yinnnc asrn balangcmdan ben slm alanda ortaya konan eBrler, nicelik asndan bol olmasna ramen inan esaslarn fdisef derinliine incelemeden slm inan \'e cicvram olarak sunmaya devam etmektedir. Bu tr almalar kkl ve isabetli olup olmadklar inceleraneden birtakm nkabullerden hareketle yaplmaktadr. Sz edilen almalarn bir ksr dng ierisinde devaml surette deveran edip dunnasna sebep olan zilmyet, mesela kza-kader ve zgrlk sylemleri, bilgi problemi, devler teorisi, tadhin yorulnu, toplum, iktisat ve demok^asi gibi geleneksel slm dncesinde var olan esasl problemlere zm retmeyi engellemektedir. Nitekim sz konusu bu engelleme olmasayd, slm inaucnn temel dinamikleri dna klmadan adaln tm

21

dayanaklarn hem ekil hem de ierik olarak tayan bir slm dncesi ortaya konurdu. slam Dncesinin Temel Sorunlar zerine Binaenaleyh slm dncesi^ hl aadaki temel sortinlarla kar karyadr: 1- ou zaman ilmi ve objektif bir aratrma yntemine sahip olmamak: Neticede bu durum ilmi aratnnanm artlarndan birincisini ykmakta, aratrmacy velmie drmekte ve ar derecede efkat ve merhametin egemen olmasna sebep olmaktadr. 2- Aratrmaya henz balamadan problemin daha nce verilmi hkmne sahip olmak: Bu artlanmayla balanan bir aratrmadan kan sonular da ancak daha nceki grn hakll dorultusunda nemli miktarda gereke serdetmi olacaktr. 3- Beeri felsefelerle karlkl etkileim ierisine girmemek ve onlardan istifade etmemek: Hangi sebeple olursa olsun insan dncesinin rettii hibir eyi gzard etmek mnkn deildir. nk bunlarn iinde rk ark olduu gibi deerlisi de vardr. Aslnda bylesi bir etkileim iine girilmeyiinin sebeplerinden birisi, herhangi bir korku ve endie duymadan bunu yapabilmemizi salayacak esnek bir lye duyulan gereksinimde yatmaktadr. 4- slami Kuram Eksiklii: Bu maddeyi beer bilgi konusunda modem, ada ve btnyle Kur'n- Kerim'den istinbat edilmi bir slm kuram ortaya koymam olmak diye de tanmlamak mmkndr. Zira byle bir kuram Mslmana bilimsel dnce, kendine gven ve genel beer dnceyle ibirliine gitmesi ve onunla karlkl etkileim iine ginnesi iin cesaretli olma hususunda bir yntem sunacaktr. Sonuta byle bir yntem olmaynca paralanma, mezheb fanatizmi ve birtakm dar fikr veya kltrel politik mihraklara smna ortaya kmaktadr.

'

Gerek mellifin olmadn

gerekse Arapa ve

zet yazarnn slam dncesinden pek ok Arap'ta var

sz

ederken "Mslman-Arap D n c e s i " gibi deyiler kullanmalarnn isabei dnmekte bunu olduunu g z l e m l e d i i m i z yanl aigilamn milliyetilik duygularna hamletmekteyiz.

22

Unutulmamaldr ki insann rettii her fikir, zamri olarak slmn dman olmak zorunda deildir. 5- iddetli bir fkh bunalmn varl: Problem somut olarak bilindii halde hl zme gereksinim duymaya devam etmektedir. Bunalmn zm, beer bilgi alannda kkl, isabetli ve Kur'an merkezli bir kurama ulama srecinde Smiet-i Nebevyenm ada bir anlaynn gerekletirilmesini zomnlu hale getirmektedir.
Burada bazlar, "peki her yl binlerce nshas baslan ve slm diye okutulan gelenee ait fkh ve tefsir kitaplarn ne yapacaz?"

diye sorabilir. Bu sorunun cevabnn verilebilmesi zaruri olarak aadaki terimleri dikkatle belirlememize ve onlar tanmamza baldr: a- Kltr ( t r s = ' ^ l j ^ l ) ' Bizden ncekilerin braktklar madd ve fikr birikim ve rndr. Bu birikim kukusuz sonrakilerin fikir ve davran alannda ak bir tavr ortaya koymalarna sebep olur. u halde kltr dediimiz birikim insann kendisinden ve birbirini izleyen eitli tarihsel dnemlerdeki bilinli beer aktvitenin mej'vesinden olumaktadr. b- adalk ( m u s a r a = j ^ ^ l ) : nsann madd ve fikr oluumlarla karlkl olarak etkileme ve etkilenme ime girmesi olgusudur. Bu da yine insan faktrnn ortaya koyduu rnlerindendir. Dikkat edilirse kltr ile adalk birbirine gemi iki kavramdr ve aralarn da devaml surette hareket halinde olan imdiki an ayrmaktadr. nsanlarn kltrlerine ait olup olmamalar konusunda seme zgrlkleri yoktur. Ancak onlar adalklarn kltrden ve alarnn yapp etmelerinden soyutlama hakkna sahiptir. Bir baka deyile biz kltrtimzden imdimizi ve geleceimizi ipotek altnda tutan, onlar ilzam eden eyleri ayklayabiliriz. Bu semeyle, gelecek nesiller im bir kltr hazrlam olduumuza dikkat edilmelidir. Kur'n- Kerim bize kltr karsnda bilinsiz ve basiretsiz bir konum almamz yasak etmekte ve yle buyurmaktadr: ^ j ^f-^ J J
j % ^ ^ j ^ T " , "Bilakis onlar biz babalarmz bir din zere bulduk.

23

biz onlarn

izlerinden

gideriz

dediler. "'^ Kur'n'n gsterdii bu

vizyon kltre saygl olunmas ama kutsallatnimamas gerektiini vurgular. c- Kkllk (aslet =^^Vl): Birbirini tamamlayan iki unsuru ihtiva eder. Kkleri yerin derinliklerinde, dallar ise me^^'e vermektedir. u yeti dikkatlice okuyalm: " ""j^
V^j

^^j^ifrU^I

V^jj"

"...Kk gibidir.

(yeryznde) Rabbinn

sabit,

dallar

gkyznde

olan gzel

bir aa

izniyle her an meyvesini verir."" Marifette kkl olmak, eitli trlerinde btn insan marifet birikimlerinden \ e >nlanndan istifade etmek anlamna gelir. Kltr de bu birikimlerden birisidir: nk kltr, kkl ve asalet sahibi olmann temeli ve ilk unsurudur. Meyve konumundaki nev' srama onunla gerekleir. u anda Mslman Arap medeniyeti ilk unsuruna, kklere yeterince sahiptir ancak, mej'veler ekilmi ve kuaunutur. Bu caizden bazen hazr malzeme ve fikirlerin ylizeysel tketicileri haline geliyoruz. u halde seleflik, zaman ve mekan boyutundan sarf- nazar ederek ncekilerin admlarn izlemeye davet anlamna gelirken; kkllk pozitif bir mana tamaktadr. Ne var ki yedinci ylizyhn artlar yirminci yzyln artlarndan farkl olduu iin taklit yapmak imkanszdr. Ayn ekilde bizim yedinci asrn artlarn o dnemde yaayanlarn anladklar gibi anlamamz da nkanszdr. Aslnda selef insan takliti insan demektir, zaman ve mekan gzard etmekte, tarihe pusu kunuakta ve akl yok etmektedir. Baka bir deyile seleflik yaanan gereklerin dourduu dev problemler karsnda maske giyerek kamaktr. Bu k bizi ok nemli bir noktaya gtrmektedir... Acaba Hz. Muhammed (sav)'e ^-ahyedilmi Kitab, kltrn iine giriyor mu, girmiyor mu? slm dmanlarna gre Kitab, Hz. Muhammed'in (sav) eseridir ve selefi mslmanlarn szleri de onlarn bu iddialarna destek olmaktadr. nk selefi mslmanlar bir taraftan slm hicr
'"Zuhruf (43) ; 2 2 . " brahim ( 1 4 ) : 2 4 - 2 5 .

24

birinci asrn gidiat, slbu ve anlay domltusunda karantina altna alyorlar... ve dier taraftan onun btn mekanlar ve zamanlar iin geerli olduunu vurguluyorlar. te onlar tam da bu noktada zm kabil olmayan bir kmaza giriyorlar. phesiz her byk insan ann rndr. Esasnda insan ok nemli bir bilgi sramas gerekletirebilir ancak iinde yaad objektif artlarn bir ocuu olarak hayatna devam etmek zomndadr. Bundan aj'rlmasmm imkan ve ihtimali yoktur. nsann dehas ne kadar stn olursa olsun yme de zaman ve mekan asndan sahip olduu greli (nsb) tabiat tamak dummundadr... Bu anlamda eer biz Kitab'n Hz. Pej'gamber (sav)'in eseri olduu grn tercih edeceksek, Kitab'n kltre ait bir malzeme olduunu kabul etmemiz gerekecektir. k Hz. Muhammed (sav) beerdir, insandr ve insanlar da kltr meydana getirirler. Bu durumda Kitab, btn zamanlar ve mekanlar iin geerli olamaz hale gelir. Olsa olsa sadece yedinci >aizyln objektif artlarnn dourduu bir mahsul olur. Ancak Kitabn Allah Tel tarafndan nebilerin ve rasllerin sonuncusu Hz. Muhanmied'e (sav) vahyedildiinin kabul edilmesi aadaki zellikleri zomnlu klmaktadr: 1- Allah Tel mutlaktr, mutlak ilim sahibidir, greli (nisb) tabiatla muttasf deildir. Bu muhtevadan hareketle O'nun Kitab' da mutlak tabiata sahiptir. 2- Yce Allah bilgi renmeye vej-a Kendisim dom olana sevketmeye muhta deildir. Allah bu son Kitab insanlara domyu gstersin, hidyet olsun diye indimiitir. u halde bu iki yargdan kan sonu udur: Bu Kitab sadece insann anlajas asndan greli (nisb) zellik tamaktadr. 3- nsan dnce tarz dil olmadan gerekleemez. ^'leyse bu Kitab'n ncelikle bir beer dile dklmesi; ardndan da bu dkmn muhtevada ilh mutlakl; bu muhtevann anlalmasnda da insan grelii ieren zel bir karaktere sahip olmas

25

gerekmektedir. u halde nass 'm sabit,

muhtevann

hareketU

( ^L

^sy^\ Aj:k.L>aiil) olmas szuden bu kastedilmektedir. Kitab btn bu zellikleri iermektedir ve bu zellikler dorultusunda onun Yce Allah tarafndan geldiini kabul ediyomz. nk insan zikredilen artlar gerekletinnekten cizdir... Bunun iin Kitab'm yetleri kutsaldr, ona dokunulamaz ve talrif edilemez..., ancak asrlardr yetlerin tevili yaplmaya deva eder. Bu dununda Kitab bir kltr saylamaz. Zira kltr insanlann her hangi bir ada gelitirdikleri greli anlayn addr. slmm ilk dneminde Arap Yarmadasndaki insanlar Kitab'la etkileim ierisine girmi ve bu etkileimleri saikanda akladmz kltr ve slmn ilk meyvesini olutumutur. Bu rn ne tek ne de son olacaktr. Sz konusu etkileim; muhtevasnda insan (slm), grnmnde ise yerel (kavm) idi lk etkileimi gerekletiren ahsiyet ise Hz. Pej'gamber (sav) olmutur ve kendisi bizler iin en gzel modeldir. Aratrmada zlenen Yntem: Ararmac Dr. Muhammed elrr izledii yntemi yle belirler: 1- drak ile madd varlk arasndaki iliki felsefenin temel problemidir. Buradan hareketle insann zt dndaki madd alemin insann vehm olmayan hakkat bilgisinin kayna olduu u yete dayanarak sylenebilir: *=>-j ^ 1 * ^ "i oj^ o* -^ij
j j ^

kl

iSk)i\j

jL-aj^lj

j ^ l

j^ ,

"Allah

sizi

annelerinizin

karnndan kard. (O vakit) siz hibir ey bilmiyordunuz. kredersiniz diye size iitme duyusu, gzler ve kalpler verdi. "'^

2 - Ayet-i kerimeden anlaldna gre bilgi, insana d lemden gelmektedir. nk o, sezgisel olmayp haric bir varln zyle ortaya kar. Bu da salt teorik bilgiye ulamak iin iitme ve grme gibi duyular yoluyla duyu alanna ait varlklardan hareket eden rasyonel bilgiye dayal bir ada slm felsefesine ihtiyacmzn olduunu gsterir.

'^Nahl(16):78.

26

3- Varlk (kevn) madddir, insan akl ise onu idrak etme ve bilme gcne sahiptir. nsan bilgi, paralar birbirine ulama, ekleme zelliine sahiptir ve ilimlerin asrlardr kaydettikleri ilerleme dzeyine baldr. Bunun gibi varlkta olan her ey de madddir, uzay (kevn boluk) dediimiz her ey madd bir boluktur, yani btn bunlar maddeye ait ekillerden biridir. " C J I ^ ^ I
jU ^ arasndakileri U j o^ji\j" , "(Alkili) alt gnde yaratt..."'' gkleri, yeri ve ikisi

4- nsan bilginin ve bilimlerin ilerlemesi ehdet lemine, idrak edilen leme mdahil olmas ynyle devaml bir genileme olarak deerlendirilirken, gayb lemine, idrak edilemez leme mdalil olmas suretiyle de devaml bir daralma ve kaslma olarak kabul edilmektedir. 5- Varln (kevn) maddenin tabiatnn deimesine sebep olan byk bir patlama neticesinde zuhur ettiim kabul eden bilimsel teoriye dayamnak. Aym teori ilk patlamaya benzer byk bir patlamann tekrarlamasyla bu varln btnyle yok olacan ve bunun yerine deiik madd tabiata salip baka bir varln geeceini de ifade etmektedir. Bu kaianat ise bizim hiret dediimiz hayattr. 6- Kur'n- Kerim'le ilimlerin anas (mm'l-ulm) felsefe arasnda her hangi bir elikinin olmamas. Nitekim Kur'n' te'vl etme iinin ilimde derinlemi zmreye zg klnmas, neticede bilimsel delilin Arap dilindeki te'vil yasasna uygun olarak ortaya kmasna sebep olacaktr. Aratnnac, daha nce szn ettiimiz lgav ekolden hareket ederek AUal'n korumasn zerine ald ez-Zikf'm yeni bir oku}aunu gerekletirmektedir. "ojJ^'^ ^ U'j j S ^ I U l ^ U l " ^
"Zikri biz indirdik, phesiz onu Biz koruyacaz. Bu okumay

gerekletirirken de aadaki esaslara dayamntr:

Furkan (25) : 5 9 . Hcr ( 1 5 ) : 9.

27

1- Eb Ali el-Fris'nin kurdvv, mam bn- Cim'^ ile mam Abdlkdir el-Crcn'in'^ de temsil ettikleri lgav yntemt dayanarak Arap diline ait zelliklerin kapsaml ve genel bir tarzda aratrlmas. 2- ada dilbilim dallarnn ulatklar sonulardan haberdar olmak. Hibir beer dilin eanlamllk zelliine sahip olmamas bu sonularn banda gelmektedir. Gerekten de bir kelime, kaybolmak veya nceki anlamna ek olarak yeni bir anlam kazanmak suretiyle tarihsel geline aktr. Bu zellik Arap dilinde son derece ak olarak bilinen bir husustur. KAVRAMLARA DORU KTAB V E KUR'N - Z K R - FURKN
( j j i l l . jSMi j i j i l l j ^XS\)

Kur'n- Kerim okurken karlatmz "Zikr", "Kur'an", "Kitb" ve "Furkn" kelimeleri acaba e-anlaml szckler m, yoksa eitli manalara iaret eden kelimeler midir? Bu lafzlardan her biri eitli anlamlara iaret ediyorsa iaret ettikleri anlamlar nelerdir? KTAB ve KUR'N
Kitb kelimesi A^apada, ifadesi olan bir anlam veya anlam tam olan bir konuyu ortaya koymak iin birbirine ait eitli paralar bir

O s m a n b. Cinn e l - M e v s l , A r a p Dili v e E d e b i y a n m nc limlerinden olup erhu Dvni'l-Miitenebb v e el-Muktedab min Kelmi'l-Arab gibi eserleri iirlerimi telif etmitir. M t e n e b b k e n d i s i hakknda A ' l m , IV, 2 0 4 . Ortaam n e m l i kltr merkezlerinden olan Grcan'da dodu ve btn hayatm burada geirdi. ran asll olmasna ramen hibir eserini Farsa yazmad. A a p D i l i n i n btn inceliklerine vakf olmas v e z e l l i k l e d e nahiv, ilmini bir "Arap M a n t " niteliinde e l e a l m a s sayesinde sa\ananlara mukabil onun Kur'an nazmnda, baka "immu'n-niihi" bir d e y i l e cmle da olarak tannd. lretine Kur'an i ' c z m n sarlede veya fesahatta olduunu tekniinde olduunu i l e n srmesi d e arac olduu sylemnitir. 4 7 1 / 1 0 7 8 - 9 ylnda vefat e d e n Crcn, 50 sayfalk nehu- e s e n Delilll'l-'cdz' Kur'an n a z m n a tahsis etmitir. T D V . slam A n s i k l o p e d i s i , L 2 4 7 - 8 . "Ihn-i Cinn benim

benden daha iyi bilir" derdi. 3 9 2 / 1 0 0 2 ' d e Badat'ta vefat.etmitir. Zirkl,

28

getirmek demek olan "ke-te-be" ( s ^ fiil kknden gelir. "ketebe"mn yazmak anlamma gelen "iat-ta" 0=^) manasmda anlalmas hataldr. Doru olan anlam "bir konuyu ortaya koymak araya iin cmlelerin bir araya getirilerek dizilmesidir". Allah Tel'nm,

Hz. Muhammed'e (sav) eitli konulan valtyenesi szn ettiimiz anlamdadr. Bu dunmda sz konusu konulardan her biri bir kitaptr ve u yet bunu gstermektedir: j * ^ l^^= ji jil j> dj^S ,
"inde kymetli kitaplarn bulunduu tertemiz say/alan tilvet eden, Allah tarafndan (gnderilmi) bir Rasl "'^ Szgehmi Yaradl Kitab, Kyamet Kitab, Namaz Kitab. Oru Kitab, Muamelt Kitab

vs. hepsi yette zikredilen kitaplardandr. O halde mushafta Kitab kelinesinin el taks almadan nekra olarak geldmde btn mushafa iaret ettiini ileri sren kanaat yanltr. nk mushafin iki kapa arasmdaki yetler ok eith konulara deinmektedir. Ancak kelime raarife olarak el-Kitb eklinde gelirse Hz. Peygamber'e (sav) mdirilen btn konulara, baka bir deyile mushafin tamarana iaret eder. "
<)3 L^^j V i-^" ^ 'ite O Kitab 'da hibir phe yoktur... "'^ Bilindii

gibi yetteki el-Kitb lfe, nekra deil marifedir. ayet belirlilik taks olmadan sadece Kitb denmi olsayd bu kitabm hangi kitap oldumun izal edihuesi gerekecekti. Bu dnceyi Fatiha sresine "kitabn aan" anlammda Ftihat'l-Kitb denmesi de teyid etmektedir. Melhf "Kur'an" ile "Kitb" lfizlannm e-anlaml iki terim olduu ynndeki yaygm kanaatin yanl olduunu vurgulamakta ve reddenektedir. Ona gre bu iki terunm farkl olup e-anlaml ohnadklarm Arapanm smna vakf olumias ve her iki terimin farkl konularda gehesi desteklemektedir. Mellif asl kitabmda terimler arasmdaki fark ak bir ekilde gzler nne semek amacyla imde "Kur'an ve Kitb" kelimelerinin getii btn yetlenn dkmn ve-mektedir. u halde Yce Kitb (el-Kitb'l-Kerm), Allah tarafindan Hz. Muhammed (sav)'e vahyedilmitir ve Fatiha sresinin
" Beyyine (98) : 2-3. " B a k a r a (2) : 2 .

29

balangcndan Ns sresinin sonuna kadar mushafm btn yetlerini bir araya getiren btn konular iine almaktadr. Ayrca bu kitab (el-kilb), Hz, Muhammed (sav)'in hem Allah'n rasl olmas hem de neb olmas sebebiyle onun hem rislet hem de nbvvetim birlikle ihtiva etmektedir. Nitekim rislet, teklifin konu olduu ibadetler, muamelt, ahlk gibi, helal ve haram gibi insann bal kalmas gereken birtakm talimatlar btndr. Nbvvet ise kevn ve tarih bilgiler, "hak ve btl" ieren konularn btndr. Bu sylenenlere daj'anarak Allah'n Kitabnn k temel kitab kapsad ifade edilebilir: NBVVET KTABI M ^ : Nbvvetle ilgili konular kapsar. Asl haber vermek anlamna gelen "ne-be-e" fiil kknden tredii iin nbvvet ilim demektir. Bu ilim varlk konularn ve insan hayatn, baka deyile objektif varoluu iine almakta ve hakla btl, hakikatle velimi
birbirinden ayrmaktadr. Szgelimi lm Kitab. Varlk Kitab. Gelifim Kitab, Kyamet Kitab ve Dirili Kitab bu cmledendir.

Bu kitaplardaki konular insan alnna kesin olarak yazlm hususlardr. Bu yzden insann bu hususlar defetmesi ve inanc ne olursa olsun bunlara boyun ememesi imkanszdr. Mushaf ta btn bu konular iin mutlak olarak "kader" terimi kullanlr. O halde insan bu kanunlardan en iyi ekilde istifade edebilmek iin onlar kefetmel ve renmelidir. RSLET KTABI (^^J ^^y. uurlu insann dnyadaki davramlanyla ilgili kurallan ienr \-e helalle haram aynr. Rislet; Namaz Kitab, Oru Kitab, Hac Kitab ve Muamelt Kitab gibi eitli kitaplar, eitli konulan tiva etmektedir, tnsamn bu kurallara boyun emesi ya da itiraz emesi gc dahilindedir, bir baka de^ale bu kurallara kar konumunu belileyecek olan taraf insann kendisidir. u halde Rislet Kitab, Hz. Muhammed (sav)'m risletiyle ilgili konulan iine alr. Allah Tel, l-i tmran sresinde Kitab tantrken onun iki konuya yani iki kitaba ayrldn bildinnektedir:

30

"Sana Kitab Kitabn anas mtebihlerdir.

indiren O'dur. (mm'l-kitb) "'^

Onun baz yetleri muhkemdir. yetler bunlardr. Dierleri de

MUHKEM KTAB ( j - ^ i M ^ I ) : Mulkem yetlerin bir arada bulunduu koleksiyondur ve Allah Tel onlan kitabn anas diye tanmlar. mmii'l-Kitb {^^^^ ,0 tabiri Araplar iin yeni bi- terimdir. Zira Araplar bam tepesi, zirvesi anlamnda mm'r-re's tabirini biliyoriard ama mm'l-kitb deymi bihniyorlard. Muhkem Kitab, kendilerine kitabn anas ifadesiyle tantld iin mm'l-kitb ifadesi Kitab'ta nerede geerse gesm a\m anlama gehi". Yani bu tei-imin bilisi hakk, dieri mecaz olan iki anlama salip ohnas mmkn deildir. Zira bu ksun, muhkemta dair }'etlerden, bu yetlerin konumlan itibariyle Neb (sav)'e gelen hkmlerden, ibadet, muamelt ve ahlakla ilgih konulardan oluan bir koleksiyondur. Dala ksa bir deyile Muhkem Kitb, Hz. Muhammed'in (sav) m/erini oluturan kitaptr. Muhkemt yetlerini teker teker bir kenara ayrdmz zaman Kitab'dan geriye bak iki tane kitabn yetleri kalmaktadr; Birisi mtebih; dieri ne muhkem ve ne mtebih olan yetlerdir. Zira Allah Tel'nn -li mran sresindeki yette "ve'l-ularu mtebiht" deil de nekra olarak "ve uharu mtebiht" demesi ne muhkem ne de mtebih olan bir nc kitabn da bulunduuna dellet etmektedir. Bu kitab ise Allah Tel'nn
"Tafsl'l-Kitb"
" (Jii-aj A j AJ
jjJUJl >

diye bahsettii u kyti desteklemektedir: ^^il) O ^ J m j j J ^^ J i i (J (jIjll


V cjtJl" ,

lA (jt U j

Ajs

-Bu Kur'an. tafsilidir.

Allah'tan Onda asla

bakas kendinden phe

tarafndan ncekilerin

uydurulan dorulamas

bir ey deildir. ve kitabn "^^

(Bu) ancak

yoktur. Alemlerin

Rabbindendir.

" l-i mran (3) ; 7. Yunus ( 1 0 ) : 3 7 .

31

Bu yel-i kerime bizim iin Yce Allah tarafndan vahyedilmi unsurun varlna dellet etmektedir; 1- Kur'an 2- Kendinden nceki 3- Kitabm Tafsili MTEBH KTAB ^e ^i): Mtebih kitab, hkmler ve kitabn tafsiliyle ilgili yetlerin dmdaki btn yetlerden olumaktadr. Allal Tel'nm Neb (sav)'e varolu (vcd) hakkmda verdii objektif ve mutlak hakikatlerle Kitabm indii srete insan uurun pek oundan haberdar olmad hususlarn tamamma zg bir koleksiyondur. Mtebih kitap, hakla batk, hakikatle vehmi ayrmaktadr. Bu hakikatin anlabas, bilunsel ve objektif aratrma kurallanyla ilgili olup; onun insan davranlaryla balants mevzu bahis deildir. bn-i Kuteybe^^ "Te'vl Mkili'l-Kur'n" adl kitabnda mtebihi yle tarif eder:
"Tebhn (mtebihin) asl bir lajzm dier lafza benzemesidir ve ortada iki deiik mana sz konusudur. Bu anlamda 'i hana kark geldi' demek iin 'itebehe aleyye l-emr' (j-Vi ^ <ii^l) denir. Yani 'i, baka bir ie benzedii iin, aralarndaki Jdrb gremedim. Bu yzden kark geldi ve hakk batla kartrdm' demek olur. "jiJai) c}j&j ^JSLu>\\ ( > U j *- J U U ^ "Andolsun Biz sana seb'a mesnm ve byk Kur 'n'/ verdik"^^ yetine gre Mtebih

Kitap, iki temel konudan olumakta olup yetlerinde emir ve yasaklar bulunmayp sadece haber verme ve bldmie zelliklerine sahiptir.

"'Abdullah b. M s l i m b. Kuteybe e d - D n e v e , A a p Dilinin bykleindedir. K i e ' d e i k a m e t e d e n bn-i K u t e y b e 276/889"dii doduu ehir olan Badat'ta vefat etmitir. nemli eserleri arasnda Te.'vfli Miikili'l-Kur'n. Tc'vU

Mthtelefi'l-Hads,
A ' l m , IV, 137. H c r (1.5); 87.

Tefsru

Ganbi'l-Kuv'ni

sa\nak mmkndr. Zirkl.

32

Bu noktada dem kssas anlatlrken Allah Tel'nm u yetlerde "haber" anlamna gelen "nebe'" kelimesini kullamnasma dikkat edelim: " j ^ j * ^ 4 i t ^\ ^viJic Uj _^ (J" ^ "De ki o, byk bir Imberdir.
Siz ondan yz eviriyorsunuz"'^'^ ; "o^ ^ t > k i ] j " , "Onun haberini bir mddet sonra ok iyi bileceksiniz.u yeti de

dikkatle dnehm: "^ CJJ'j 4 ^ ^ '


unlar, Kitabn ve apak Kur'n'm

lil J l " , "Elif Lan R,


yetleridir.

Ayette Kur'n'n Kitab zerine nasl atfedildiini grmekteyiz. Arapada ancak farkl eyler birbirleri zerine veya husus (hss), umum (nm) zerine atfedilebilir. Buna gre yette karmza iki ihtimal kmaktadr: 1- Kur'an ve Kitap farkl eylerdir. Aralaruida atf kullanlmas farkl olduklar iindir. Bu bizim "Ahmet ve Said geldi" szmze benzemektedir. Kur'an ile Kitap arasnda atf gerektirecek benzeme, her ikisinin de Allah katndan geliyor olmasdr. Fakat acaba niye srenin banda Kur'an, Kitap zerine atfedilmektedir'.' Bunun sebebini ayn srenin biraz nce grdmz 8 7 . yetinden remekteyiz: " ( ^ ^ 1 ' J ^ ' J tJ^'' c> W ^ - ^ j " , "Andolsun
Biz sana seb 'a mesntyi ve byk Kur 'n ' verdik. "

Buradan anlalmaktadr ki, Kur"an ile es-Seb'a'l-Mesn farkl eylerdir. Yani seb'a mesn Kur'an'dan deil, fakat Kitab'tan bir paradr. 2- Kur'n'n, Kitab'tan bir blm olmas ihtimali. Bu durumda da husus olana dinleyicinin dikkatini ekmek iin hss olann yan Kur'n'n, umum olana yani Kitab'a atfedilmesi sz konusu olmaktadr. imdi de Bakara sresinin, 1 8 5 . yetine bir gz atalm: " ji^ ... LS-^ ' J ^ ' (Jjj' L J ^ ' ^ - ^ J " ., "insanlara hidyet... olarak
Kur'an, Ramazan aynda indirildi. "

Sa'd ( 3 8 ) : 6 7 - 6 8 Sa'd ( 3 8 ) : 8 8 . " H c r ( 1 5 ) : 1.

33

Dikkat edilirse bu yette Kur'n'm, insanlar iin hidyet olduu vurgulanmaktadr. nsanlar (ns) lafz, mmin-kafir herkesi iine alan bir lafzdr. Mttak m'minler de insanlardandr ancak btn insanlar mttak m'min deildir. Bu arada bir de Bakara sresinin bandaki u yeti okuyalm: " LS-^ s-yj V 4 ^ ^ ^ ' '-^J" ,
"phesiz o Kitab 'ta hi phe yoktur. Mttakler iin hidyettir. "

Grld gibi bu yette de Kitab'm mttakler iin hidyet olduundan sz edilmektedir. Allal Tel Kitab', Kur'n'm salip olduu zellie ilave olarak iinde takvann yer ald ibadetler, muamelat ve ahlak hkmleii ihtiva eden bir blm olai'ak zikiederken onun mttakler iin hidyet olduunu sylemektedir. te yandan Kur'n' "btn insanlar iin hidyet" olarak zik^etmektedii'. Btn insanliu" ifadesinin iine m'mini de kfili de gimektedir. nk varolu kanunlar istisnasz btn insanlara uygulanmaktadr... Sadece bu husus bile Kitab ile Kur'n'm aym eyler olmadm bizlere gstemektedii". imdi de Ra'd sresinin bandaki u yeti dnelim: ^ jjlcjj ^ U l l JS 4 j t > ciUl J j i i ^ i l l j ^ U ^ I C J U I ' ' , 'Elif
Lm Mm R, unlar Kitab 'm yetleridir Sana indirilen haktr. Fakat insanlarn ou inanmazlar "^'^ Rahbinden

Bu yette Allah Tel'nn Hakk, Kitab zerine atfetmesi dikkatimizi ekmektedir. imdi buradan hareketle Hak'kn baka bir ey, Kitab'm ise baka bir ey olduunu j-ahut Hakk'n. Kitab'n btn deil de onun bir paras olduunu syleyebilir miyz'.^ B sonmun cevabn ise Ftr sresinin 31. yetinde bulmaktayz: "
"Kitab 'tan sana kendinden ncekini dorulayc olarak vahyettiimiz. Haktr. phe yok ki Allah kullarndan haberdardr ve onlar grendir. "

Grld gibi sonnun cevab olan Hak, Kitab'dan bir paradr. Zira Kitab'm tamam Hak deildir. Yine dikkat edilirse,
' " R a ' d ( 1 3 ) : 1. '-'Ftr ( 3 5 ) : 3 1 .

34

Hak marife olarak gelmitir. Bunun anlam ise udur: "Mutlak Hakikat" de, muhkemt yetleri yani "rislet yetleri" gibi Kitab'm iinde yer almaktadr. Ayrca Allah Tel'nn Hak'ka. kendinden ncekileri tasdik edici olma gibi ikinci bir grevi de verdiini gryoruz. imdi sra acaba neden btn Kur'an mtebihtir? sorusuna gelmitir. Hi phesiz Allah Tel mutlaktr, ibni de mutlaktr, hrsanlai" hakikatin anlalmasmda greh, nisb yaratl zellii tarken, objektif hakikat Allah'm katmda mutlak ve mkemmel ekliyle dumaktadr. Duramun byle olduu insanlann anlay ve idraklerinin kendi zamanlarndaki yerel kltr dzeyine bal ohnasmdan da anlalmaktadr. Zaten Allah Tel ibninden diledii kadarm msanlara verirken insandaki bu yarath zelliini gzetmektedir. Sylediklerimizin daha iyi anlalmas iin yle bir misal verelim: Farzedelim ki byk bir lim salp olduu btn bilgileri yaudaki oluna vermek istiyor. Bunu yapabilmesi iin hmin nnde b" ncs olmayan iki seenek durmaktadr. Bunlardan birisi udur: Bilgileri, ocuun ya ve renme yetenei arttka tednc olarak vennek. Tabi ki bu kkn seilmesi srekli ve direkt obnas gereken bir iletiimi gerektinnektedir. Yani lm ocuunu srekli gzetm altmda mtacak ve ocuk gelitike bilgi dozunu artracaktr. kinci kka gelmce; ya da lim salip olduu blglerm mkemmel bir bttinn ocua bir defada verecektir. Tab ki bu seenein tercil edihnesi de mkemmel btnn zel bir dizim ve slba salp olasui gerektirecektir. Bu zel slpta iki artn gereklemesi zonilidur: 1- Nas sabit, 2- Muhteva hareketli olacaktr. Ancak bu yolla ocuk gelimesi ve bilgisi srekli artarken sabit olan nass her okuduunda aslarm sahip olduu bilgilere u3-gun olduunu grebilecektir. te bunu salayacak olan da "mtebih"
zelhkth... -'^^Vl L W I ^ J " , "En stn misali mahsustur. "^^
^ B k z . Natl ( 1 6 ) : 6 0 .

vermek

Allah'a

35

Baz limlere Gre Muhkem ve Mtebih: Muhammed Reid Rza'nn Menar'da syledii gb^' mevcut tefsir kitaplarnda muhkem-mtebih konusunda susuzluu gidererek problemi zecek hibir forml bulumamaktadr. bn-i Abbas ve bn-i Mes'ud'dan u rivy'et aktarlr: " ^ J J J O A I J, A j U i a l l j " ^ "Muhkem, nesheden: mtebih de neshedilen yetlerdir.Fahreddn Razi ise u sz el-Esara'ma'" isnad eder:'" "Muhkem, delili anlalr ve ak olan; mtebih ise bilinmesinde derin dnce ve tefekkre ihtiya duyulan yetlerdir. " bn-i Cerr de Mcahid'den u gr rivayet etmektedir: "Muhkem yetler, Allah 'n helal ve haramn aklamak suretiyle salamlalrd; mtebih ise lafzlar deiik olsa bile manalar birbirine benzeyen ksmlardr. " Muhanmied b. Ca'fer b. ez-Zbeyr'den ise u rivayet nakledilir: "Muhkem tek bir vecihten bakasna tevil imkan vermezken; mtebih eith vecihlere tevil imkan verir. " Konu hakknda mam Muhammed Abduh da zetle unlar syler: "Allah mtebihi kalplerimizi tasdik etme ve m 'minin akln inceleme ve tefekkr etme aktivitesine sahip klma dorultusunda imtihan etmek iin indirmitir. Mtehihlerden bazlar eitli anlamlara gelebilmekte ve eith durumlara uygulanabilmektedir. Bu muhtemel anlamlardan hangisi seilse ve hangisi uygulansa dorudur. eyhlislm Ahmed b. Teymiyye Kur 'an 'da manas anlalmayan hibir szn olmayacan, dolaysyla mtebihin

el-Menr, D, 1 4 2 . ( H ) Sfyn Sevr, Tefsr, Rampor 1 3 8 5 , .s. 34"den nal>:Iede .Cerralolu, Tarihi, Akara 1 9 8 8 , c. I, s. 2 3 8 . ^' T a m ad Eb Bekr Abdurralmu b. Keysn olan el-Esamm 2/816'de vefat enitir. Basra M u t e z i l e ekolne bal tefsir, kelm ve fkh limidir. Son derece Mutezil fakir olmasna ramen devlet adamlarndan grev istememi ve zhidne bir hayat yaamtr. Devrinin byk hatiplerinden de olan Esanm, olmasna r a m e n tefsir, bilhassa k e l a m ve fkhta kendine has fikirleriyle mehur olmutur. Tefsire dair baz grleri Cbb, Mturd ve Rz gibi limlerce n e m l i grlerek nakledilmitir. TDV..A., XL 3 5 3 - 5 5 . Bkz. M e f h u ' l - G a y b , IV, 8 7 . Tefsir

36

greli bir karaktere sahip olduunu ve ihmde kkl bir kimseye bunlar kark gelmezken, ilmi adan zayf olan birisine kark gelebileceini ifade etmektedir. Allah Tel'dan baka hi kimsenin bilemeyecei olduunun bilinememesi tevil ise, bu tr yetlerin hakikatte ne anlamn tamaktadr. " lim Muhanmied

Esed'e^^ gelince o da Al-i mran sresinin 7. yetinin Kur'an- Kerim'in mesajmm anlalmas ve dnen bir topluma frsat oluturmas dorultusunda balca anahtar yet olma zelliini tadna inanmaktadr. Kur'an bizzat kendi iinde hem ak yetleri (muhkemt), hem beer idrak erevesi dnda kalan konularda istireli ve mecazl (mtebih) yetleri kapsamaktadr. te bunlar muhkem-mtebih konusunda gerek nceki gerekse baz ada byk limlerin grleridir. Bunlarn bir ksm mtebihin eitli anlamlara gelme ihtimalinden sz ederken muhkemin bir tek anlama geldiine iaret etmektedir. Konu hakknda Dr. Muhamned ehrr'un dncesi ise yledir: Btn insanlar iin Kur'n'n i'cz, 3'ani nassm sabit, muhtevann hareketli olmas mtebih kitapta gizlenmektedir. Mtebih kitap ise yerel kltr dzeyine uygun olarak her asrda devaml bir te'vil almasn gerekh klmaktadr. Kur'n'n i'cz, sadece onun dil gzelliine zg bir husus deildir. nk i'cz sadece Araplar n deil, dilleri farkl btn insanlar iin geerlidir ve Kur'an herkes iin mucizedir. Yani dilleri ne olursa olsun mtebih bir nas ortaya koyma konusunda insanlarn tamam cizdir, bir baka deyile Kur'an bu noktada onlara mucizedir. Zira Kur'n'n mtebih naslar bir taraftan sabit dunrken, dier taraftan kyamet kopana kadai- zamanlarn ilerlemesiyle doru orantl olarak insanlarm

1900 ylnda g n m z d e Ukrayna'nn bat ucunda yer alan D o u Galiya'da Lvov ehrinde Yahudi bir ailenin ocuundan ortancas olarak dnyaya g e l e n M u h a m m e d Esed y i n n l i yllarda Yahudilikten karak olmutur. slmi aratnnalarda derinlikli bilimsel ve edeb Mslman almalar hgilizce

y a p m ve 1980 ylnda da "Kur'an M e s a j " adyla Kur'n'n evirisine imzasn atmtr. 1 9 9 2 ' d e spanya'da vefat etmr. ( H )

37

ilerleyen ve gelien yerel kltr dzeylerine tamamen uygun bir muhtevaya sahip olma zelliini tamaktadr. Allah Tel mutlak hakikati; sabit form iinde ama tehh yoluyla nsb anlaya imkan tanyan beer bir dil araclyla ifade etmeyi murad etmi olmaktadr. Arap dilinin bu zellii gerek yapsnda gerek mfredatnda aka tayan bir dildir. Zaten Arapann asalet ynlerinden birisi de bu zellie sahip olmasdr. Buna gre Arap dili ayn anda mutlak hakikati ve greli insan anlayn aksettiren kap konumundadr. Zaten mutlak hakikati bilmek ancak onu tanyan ve bilen bir zat iin imkan dahiline girer. Buna gre Kur'n'n mkemmel anlamda te'vilini Allah'dan baka hi kimsenin yapmas mmkn deildir. Ancak ilimde derinlik sahibi olanlar, (er-rsihne fi'l-lm) sahip olduklar kltr ve uzmanlk dzeyleri kadar te 'vil yapabilirler. O halde u sonucu karmak mmkndr:
Kur 'an Neb (sav) efendimizin ald ve onu insanlara te 'vilsz olarak ilettii; ancak onlara anlalmasna ynelik genel anahtarlar brakt bir emanettir.

Buradan hareketle meUifmiz kfirlerin apak yetleri (yt beyyint) duyduklarnda niye onlar iin sihir dediklerini anlayabilmektedir. ncelikle bu yetlere yt beyyint denmesi onlarn mutlak anlamda var olmalarna veya insan uunn dnda meydana gelmelerine baldr ve bu yzden akledilmeleri mmkndr. Kfirler muhtevasn ve yetlerin derinliklerinde ^'a^ olan gizli yasalar anlamadklar Arapa bir kelm iitmiler ve sihir olduunu sylemilerdir. Yoksa sadece yetlerin gzelliinden b^TJlenerek sihir demi deillerdir. Sahabe Kur'n 'a dalmaktan kamyordu. Said b. el-Mse>7ib'in kendisine Kur'an'dan bir yetin tefsiri sonilduunda \'le s\ledi
rivayet edilir: "Biz Kur'an hakknda hibir ey sylemeyiz. " Hz. Ebu

Bekr hakkmda da bu tr rivayetler bulunmaktadr. Hatta Hz. mer'in de aym domltuda kanaat salib olduu ve \'le syledii anlatlr:
"Kitaptan size aklanana tabi olun, onu uygulayn. Bilmediklerinizi

38

de Rabbinize brakn." Acaba bu byk sahabilerin rivayet edilen kanaatleri, kendilmne mulkem alandan, rislet konularadan olan zekat, miras ve evienilmesi yasak olanlar hakknda soru yneltldmde m ifade edihmtir? Biz byle oldumu hi sanrmyomz. Onlam biz bilemeyiz dedikleri hususlar yukanda szn ettiimiz birka konuyla ilgilidir. Hem sonra o dnemde Araplann bj'le bir tutom taknmalan asimda tarihsel adan ilm bir tavrdr. nk Kur'n'm btn olmasa da ounluu o dnemde kendileri iin gayb idi. Nitekim o zaman iin sahip olduklan kltr dzeyi onlara te'vil yapma mikan venuyordu. Bu noktada u yeti ok daha iyi anlamaktayz:
"<Ljj ul j 4^ilxj I j k a j ^ U I j j i S J j " , "Hayr, onlar bilgisini

kavrayamadklar yalanladlar. "^'^

ve

kendilerine

tevilinin

gelmedii

eyi

Allah Tel ilk iman edenimin teshmiyederiiiin ve imanlaruun ok kymetli olduunu ifade bujormaktadr. nk onlar Kur'n'm kendileri iin gayb olduunu bilerek onun Hak olduuna iman etmilerdi:
" , "Ve o ncekiler ve ncekiler, ite (Allah d) yaklatrlanlar onlardr, nimet cennetlerindedirler, ou ncekilerden, biraz da sonrakilerden '"^

Allal Tel'nm bu yeti asimda Kur'n'm anlahasmdaki ihn ve tarih gehimi aksettirmektedir. nk Kur'an nazil olurken ona teslim olarak iman edenler hakim ounluu tekil etaekteydi. Fakat zaman ileriedke ncekiler aznlk hale dmekte ve teslim ile deil, tasdik ile iman edenler ounluu temsil eder hale gelmektedir. Hz. Muhammed'den (sav) nceki peygamberlerin mucizeleri, lemi ma'klden kaynaklanan bir gereklii, mucize nnda yaygnlk ve etkinlik kazanan doal bir olgu eklinde duyular

Yunu.s ( 1 0 ) : 3 9 . " V a k a ( 5 6 ) : 10-14.

39

leminde ortaya karyordu. "'^^ '^h


"Allah 'n izni olmadan hibir rasl mucize

J Jj^jJ
getiremez.

'^j" ,

O halde mucize, tab kanunlarn askya almnasyla gerekleen zamansal srama demektir. Buna bal olarak eyh Tanta\ Cevheri peygamberlerin mucizeleriyle ilgili yeni bir anlaj gelitii"mekte ve el-Cevhir adh tefsirin 14. cildinde u aklamalar yapmaktadr: Mucize szcnn asl olan a'ceze ( > ^ ' ) lili, "ciz brakt " anlamna gelmektedir. Allah Tel yce Kitabnda peygamberlerin mucizelerim anlatrken asimda bazlarnn dedii gibi sevgili rasln rahatlatmak ve teselli etmek maksadn deiL aksine bizi varlk ve ill sanat gznnde tutmak suretiyle tefekkr ve tedebbre evketine maksadn gzetmektedir. Hz. Muhanmied'in (sav) mucizesi olan Kur'an ve es-seb'u'lmesni'ye gelince duam farkl bir zellik arzeder ve Allal Tel bununla farkl bir dummu kasteder. yle ki, bu durumda soyat (ma'kl) olan, duyalarla alglanan somuttan nce ^aku bulmakta; soyul olan somutu ncelemektedir. Bylece Hz. Muhammed (sav) peygamberlerin sonuncusu olarak kalrken, mucizesi de sonsuz olarak kalmaktadr. nsanlk bilgi ve bilimde ilerledike K u r a n n ngrleri duya organlaryla alglanan alan iine gimektedir. Bu da Kur'n'n i'cznn en ak ekliyle para para ortaya kaca anlamna gelmektedir. " <J 3^^^ ^ ("^.j^
...li^'" , "yetlerimizi onlara, ufuklarda gstereceiz ki onun hak olduu kendilerine ve kendi nefislerinde iyice belli olsun. "'^

Buraya kadar anlattklarmzm mda imdi de u yeti dnelim: " oy^. ^ C J ^ J ' ' , "Her .'jey bir felekte (yrngede) yzmektedir."''^ Arapada felek, (istedra=J-^i) fiilinin karl olarak dnmek demektir. Kur'n'n soNaitlar leminde ondrt asr nce vasfettii eyi biz ancak bugn anlayabilmekteyiz. O halde Kur'n'a gre en kk maddeden en byne kadar kinattaki
Ra'd (13) : 38. ' ' F u s s l e t ( 4 1 ) : 53. Enbiya (21) : 3 3 ; Y,5n ( 3 6 ) : 4 0 .

herey felekler, yrngeler dahilinde dorusal ekilde hareket etmektedir.


ZKR (jSi^i)

olmayan dairesel bir

Zikr, Kur'n'n (sesle ilgih) akustik formu, baka deyile ibadetle ilgili sigasdr. Kur'n- Kerim; varl, doal olaylar ve insan olgular dzenlej'en objektif kanunlar mecmuasdr. Onun asl levh-i mahfuzdudn ve her hangi bir dili yoktur. Ancak, '"^j^ LijS uit. u ", "Biz onu Arapa bir Kur'an yaptk'"^'' yeti gereince insan bir dile dntrlmtr. Daha ak bir deyile Zikr, Kur 'n 'm
Arapa lisanyla telaffuz edilen beer dil formuna

dntrlmesidir. Bu sayede Kur'an, iitilen veya iitilmeyen sesli formda okunabilmektedir ve bu insan ve sesli form kadim deil, hadistir. imdi u yete bir bakalm: " "^^ (> j ^ ^ t > ^
j^ r^j j - ^ ! " , "Kendilerine Rablerinden gelen her yeni zikri mutlaka alay ederek dinlerler. "'^'^ yetteki lafzlern son derece

itmayla seilmi olduuna, zikrAen sz edilirken hakknda "sonradan, yeni" anlamn tayan "muhdes" sfat kullanldna ve mesela zikr yerine neden "Kur'an" demlmedine dikkat edilmelidir. Kur'an denemezdi, nk zikr Kur'n'n kendisi deil, onun sadece sfatdr ve muhdes deildir. imdi de u yetleri dnelim: " _ ^ * ^ ^ ^J j^^l t > j Lii" , "Zikri Biz indirdik, onun koruyucular da Biziz. '"" ; " LS'^ J J ^ I J
" , "Zikr sahibi Kur'an 'a yenun olsun.

Grld gibi 3'ette ve'l-kur'ni zi'z-zikr denilmekte ve Kur'an kelimesi marife olarak yer almaktadr. kinci olarak da "sahiplik" anlamna gelen "z" edatnn bir eyin bizzat kendisine deil, sfatna dellet ettiim mlhaza etmekteyiz. Ayn mlahaza^
'jjVI ujcj^j"

/'kazklar

sahibi

Firavn'a

yemin

olsun ki'"'''

Zuhruf (43) : 3. Enbiya ( 2 1 ) : 2. Hcr(15):9.


42

Sa'd ( 3 8 ) : 1. Fecr ( 8 9 ) : 10.

41

yetiyle "o^j

iJ

tj" , "mal ve benn sahibi oklu diye

(byle

saptm)'"''* yetinde de gryoruz. O ialde Kur'an mtelenen, likr ise Kur'n'n niteleyen sfattr. Kur'n'n zikr yn olmas, onun ibadet dili olmasn da dounnaktadr. yle ki biri Arap dieri Arap olmayan iki mslman namaz kldklarnda ve Kitab' sesli dilsel fomda okuduklarmda okunan metnin ierii mevzu bahis olmakszn ibadetleri makbuldr ve aralarnda fark yoktur. Bunun iin Allah Tel " L J ^ ^ i-all ^51" , "Zikrim iin namaz kV"'^ bu^annutur. Fakihlerin namaz iin Arapay art komalar salih bir hkmdr ve bu hkmle Kitab'n anlalmasn deil, sesli fomda tilavet edilmesini kastetmektedirler. Bu anlamda T > -M J''^ J j ^ ' ^j^.
JSAA"

j "Kur 'n ' zikr iin kolaylatrdk,

yok mudur t alan '"'^

yetinin de taabbd ifade ettii anlalmaktadr. "^ dJj J ^ ^ V I _^ j l < i ^^^iiJj U j j a ^ l liic
retmedik, Kur'an'dan

U j " , "Biz ona iir bu ona zaten gerekmez. Bu, bir Zikr ile apak baka bir ey deil. "''^ yetinde Kur'an lafznn

"Zikr" zerine atfedilmesi dikkat ekicidir ve Zikr=badet; Kur'an=lim anlamn tamaktadr. Ayrca zikr lafznn unutmann zdd hatrlama gibi bakaca anlamlara da geldiini sylemeye bilmem gerek var mdr'i' FURKAN (^jiJl) Kitab'ta "Furkn" kelimesi alt 3'erde marife olarak gemekte ve ilk defa Hz. Musa '5 'la (as) ilgili olarak u yette kullanlmaktadr: " JJj
jji^j ^j^'j LS^jMusa 'ya Kitab '1 ve Furkan ' verdik. , "Hidyete erersiniz diye

Ayn Furkan, Hz. Muhanmied (sav)'e de. furkan gn diye isimlendirilen Bedir savanda Ramazan anda indirildi. u yet-i

Kaiem ( 6 8 ) : 14. Taha ( 2 0 ) : 14. Kamer ( 5 4 ) : 17. Yasin ( 3 6 ) : 6 9 . Balcara (2) : 5 3 .

42

kerime bmia iaret etmektedir: " j U ^ I " , "iki topluluun karlat indirdiimize inanyorsanz... ""^^

cji ^j' U:LIC. ^ uij ^iUj gn, Furkan gn kulumuza

En'am sresinin 151, 152, 153. yetleri iyice dnldnde szkonusu Furkan'm Musa'ya gelip sa'ya kadar sabit olan ve sonra da Hz. Muhammed (sav)'e verilen on vasiyet olduunu anlamak hi de zor olmayacaktr. imdi dorudan emir eklinde gelen bu vasiyetleri derin derin dnelim:
" Ijliii V j j i U j liui AJ t VI U (Jii I J

^Slfl ^1

4j U

( j a J b "ll l i ^ j a . JA\ ^ JaijiSb J > a i l j 6 0 Ijaji li (jjia

^y^\

Ij i i

^ 1

JL-l j j j i ^>^i ^

jji>3 JA^

Ijjj

jJLy

j j j S J j ^I3LI 4j (SU-aj ^ L ^ j AIUIJ j c

^ j a I j j l j l j I Ji^M

fl^ l i l j l p ^ j

(JiJl

I j a i J V J j j u i i l i LaU'.i^ (_jj=l_>^

lA

j i j

"De :7; size Rabhinizin neleri haram kldn okuyaym: 1 - O 'na hibir eyi ortak komayn. 2- Anne ve babaya iyilikte bdunun. 3- ocuklarnz fakirlik korkusuyla ldrmeyin. nk size de. onlara da rzk veren Biziz. 4- Fuhiyatm gizlisine de an da yaklamayn. 5- Allah 'n haram kld can haksz yere ldrmeyin. Bunlar, size Allah 'n vasiyetleridir. Umulur ki dnrsnz. (En'am, 151) 6- Ergenlik ana eriinceye kadar yetimin malna gzcd olmayan bir maksat ve niyetle yaklamayn. 7- ly ve tarty adaletle ln. Biz .hibir nefse kaldramayaca yk yklemeyiz. 8- Akrabanz bile olsa konutuunuz zaman adaletten ayrlmayn. 9- Allah 'a verdiiniz sz tutun.
"'Ental (8) : 4 1 .

43

Bunlar,

size Allah 'n vasiyetleridir.

Umulur ki zikredersiniz.

"

(En'am, 152)
10- "te benim dosdoru olan yolum budur. Ona uyun. Baka yollara uymayn (eer uyarsanz), O 'nun bu yolundan sizi ayrr. te bunlar size Allah'n vasiyetleridir. Umulur ki tak\'a sahibi

olursunuz." (En' am, 153)^" Yce Allah insan hadlerde ve vasiyetlerde dosdoru yola liidyet etmitir, te bu balamda Furkan dosdom yolun bel kemii ve toplumsal takva motifidir. Vasiyetler hem bir taraftan semavi dinin esas ve hepsi arasndaki -deyi yerindeyse- ortak Jokeri, olmazsa olmaz sbitelerindendr. badetleri deil ahlk ierir ve genel beer tabiatn temsil eder. Allak birtakm genel insan ilkeler olup slm dininin deimez ncllerindendir ve zamann ve geliimin deiimiyle deiecek karaktere sahip deillerdir. Hz. Muhammed'e (sav) gelen zel Furkan takvada ilerlemek isteyenler iindir. u halde Mslmanlarn herhangi bir insan ister mslman olsun ister olmasn ancak toplumsal takva olan ahlka ve Allah'n hadleri ierisinde hareket etmek demek olan hukuk takvaya bal olup olmadyla deerlendirmesi gerekmektedir. nk ferd takva olan ibadetleri; toplumsal ve hukuk olan takvalardan ayramamak pek ok insann iine dt bir tuzaktr. Bunun iin "on vasiyet" Kitab'n anas (nm'l-kitb) olan rislet hkmlerinin en nemlilerindendir. O halde toplumsal hayatlarnn istikmeti iin bu vasiyetlere Mslmanlar mutlaka smsk sarlmak zonndalardr. KUR'AN VE es-SEB'UL-MESN (ij^^^ Jj^JI) KELMTULLH (Allah'm KeUmelen='ii c^uli) Kelimeler ve cmleler beer dillere ait seslerden oluurlar. Szgelimi inli bir insan konuurken biz nelere dellet ettiini anlamadmz birtakm sesler duyarz. Sz, yan medlul olmayan ses zihinde bir dellet oluturduu anda medlul olan bir sz haline gelir, Daha ak bir ekilde ifade etmek gerekirse u sylenebilir: Beeri dillerin iki seenei vardr: 1- Objektif varl olan sesler. 2E n ' a m (6) : 151-1.53.

44

Zihinde oluturduklar delletler. Bunun iin diller iletiim ve dndrme gibi iki vazifeyi yerine getinnektedirler. Acaba bu sylediklerimiz Allah'n kelimeleri iin de geerli midir? Allah, keyfiyette tek olan Zttr, J" , "De ki O Allal tektir"^' ; Allah kemiyette de bir olan Zttr, '"^h " ^ J H , "De ki o (Allah) tek bir ilahtr. "^^ phesiz Allah Tel, Arap veya ngiliz deildir. Bu yzden O'nun kelm bizatihi medlullerden oluur. rnein Gne kelimesi Allah Tel"ya gre bizzat Gne'in kendisidir. Bir baka deyile madd varlk ve onun genel kanunlar bizzat Allah'n kelimeleridir. Yani Allah'n kelimeleri bizzat varln ve varla ait genel kanunlarn tam kendisidir. Bunun iin biz "Allah Haktr, O 'nun kelimeleri Haktr" diyoruz. "(3=^1 "^j^ " , "O'nun sz Haktr."" O halde Allah Haktr; varlk O'nun kehmeleridir, onlar da Haktr. u yeti birlikte okuyalm: " 'J ^ ]
j^ ona ol i-Ijj J demektir. ^ 1 J " , "O 'nun ii bir eyi murad ettii zaman O i hemen olur. "'^ nsann bunlar

renebilmesini temin etmek iin Allah mutlak hakikati yani varl, genel varlk kanunlarn ve Kendsinin en gzel isimlerini (esmy- hsn) beer dil kalbna dkmtr. Ancak bu beer dil formu, tebh (benzeme, mtebihlik) hususiyeti iennektedr. Bunun sebebi insann nisb ve gelimeci anlaynn gznnde tutulmu olmasdr. Kur'n'n Arapa kalba dklm formunda varln mutlak hakikati ile insann her hangi bir saflada bu varlk hakknda sergiledii greli ve izaf anlay arasnda meydana gelen dhili cedel zirveye ykselmektedir. Aslnda bu manada bilgi dzeylerindeki geliimle dom orantl olarak yaadklar asrlarla anlama kapasiteleri ne kadar farkl olursa olsun btn insanlar iin Kur'n'n mucize olduu gerei de yatmaktadr.

^ ' h l a s ( 1 1 2 ) : 1. E r a m (6) : 19. " E ' a m (6) : 7 3 . Yasin ( 3 6 ) : 8 2 .

45

KUR'N'IN MUHTEVALARI Kur'n- Kerim u iki ana ksmdan oluur; a- Sabit Ksm: ^ ^ ^ ^ ^ dj Jj" , "O anl bir Kur'an'dr, levh-i mahfuzdadr. Bu ksm varln yaratlndan balayarak varoluun btn dzenleyici kanunlarna iaret eder (k kevn patlama). Buna ilaveten geliim kanunlarna (lm haktr) ve halden hale intikal yoluyla deimeye (tesbh), hatta kynet, sura flemesi, dirili, cemet ve cehennem gibi konulara da iaret eder. Levh-i Mahflz'da bu varolua ynelik kesin umm yasalar bulunmaktadr. Hi kimsenin jaizsu^a hnuetine bu kanunlarda deiiklik yaplmaz. Zira "-UKJ J.iu V ' ' , "O'nun kelimelerinde
deiiklik yoktur.

b- Deiken Ksm: Allah Tel bu ksmn "apak bir imam"dan (immiln mbn) alndna iaret etmekte ve yle buyunuaktadr; " f-t^ ^j ^P<j ^y^ ^ J^J^^ ^
(jiLo ^Ul

fllnm-.'!"

ve izlerim saymaktayz

"Biz llere hayat veririz. Sunduklar yazarz. Biz zaten hereyi apak bir "^''
,

amelleri imamda

yette geen "apak imam " ifadesi u iki hususu iermektedir; 1-Cz' Tabiat Kanunlar, Tabi Olaylar ve Olgular: Bu konular tasarmfda bulunma, arma ve bilme unsurlarnm kaynadr. Ancak bu unsurlar umum kanunu ortadan kaldramazlar, sadece onun snrlan iinde fonksiyonlarn icra ederler. Rzgarlarn esmesi, depremler, tufanlar bu kabilden olaj'lardr. Mesela levl-i mahfuz'dki umum kanun, "lm haktr" demektedir. Tabiattaki cz' olaylar mrti uzatan veya ksaltan birtakm olay ve olgularn varlna msaade edebilirler ancak lm gereini kesinlikle ilga edemezler. Aadaki yette geen "apak bir kitap" terimi, tabi olay ve olgularla zel olarak alkal yetler hakknda ve mutlak anlamda gelmektedir; " ^'^ 'r-y*^' -^ j
" B u m c (85) : 2 1 - 2 2 . " K e h f ( 1 8 ) :27. " Ya.sin ( 3 6 ) : 12.

46

ju S J J S ^ VI Vj j V j " , "Gayhn amhtarlan O'mm yanndadr Onlar Allah'tan baka kimse bilmez. Karada ve denizde olup bitenleri O bilir. Hibir yaprak O'nun ilmi olmadan dmez. Yerin karanlklarnda hibir tane, ya ve kuru hibir ey yoktur ki 'apak bir kitap 'ta olmasn.

Bunun gibi Raslllal'n (sav) " * t ^ ^ i VI f U ^ i J J V " , "dua ancak kazay geri evirir "^^ hadisini de bu doraltuda anlamakta ve bu yaklam tp, kimya, fizik ve uzaybilim gibi tm ilimlerin varlk sebebi olarak kabul etmekteyiz. 2-nsann uurlu Fiilleri: Biz bu ksma nceki milletlere ait kssalar adm veri>'onz. Nitekim Allah Tel insanlk tarilinin sergiledii geliimin, nbvvetle ilgili konularda bilgilerin nasl ilerledmm, rislet alanudaki er' hkmlerin nasl gehtiinm takip edilebilmesi iin birbirini tamamlayan kimi olaylar anlauaktadr. nsann bir taraftan varln genel kanunlarma ve cz' kanunlara, dier taraftan da AUal'n gnderdii risletlere kar nasl bir tavr takmd bu yolla gzler nne seribnektedir. Allah Tel bu ksma "ks.wlann en gzeh" (ahsene'lkasas) adm vermektedir. Bunun iin Kur'n'm anlatt kssalarda geen er' hususlar, slm hukukunun smrian iensine gimektedir. APAIK YETLER (yt beyyint="L;j^l *iWVl) Beyyine, gzle grmeye ve mahade etmeye unkan veren somut delil demektir. Allah'm Hz. Musa'j'a kendisine bv\'et olarak Tevrat' ; Hz. sa'ya da ncil'i venresi bu kabildendir. Yani Tevrat ve ncirin dayanaklan hrici beyyinelerdir. Sz konusu beyymeler ayn zamanda maddd-. Bu yzden Allah Tel bunlara nce "yetler" (yt), ikinci ola-ak "beyyineler" (beyyut) aduu vermektedir. Dikkat edilirse Allah Tel Tevi-at'tan sz edei'ken onun apak yetler (ytn beyyint) olduunu sylememektedir. nk Te\'rat bm yllk insann bilin merhaleleriyle uyura salayan bir fomda gelmitir. Bu ihbaria
En'am (6) : .59. Bkz. Almed, V, 2 7 7 , 2 8 0 , 2 8 2 .

47

peygamberlerin beyyineleri gzle gmieye imkan tanyan madd hususlar olarak zuhur etmitir.
' j j f " j ^ j s " ^ "(Musa, Firavn'a) dedi ki: sen pekl biliyorsun k bu (mucizeleri, apak yetleri =yt beyyint) ancak gklerin ve yeryznn Rabbi hccetler olarak indirdi. Ey Firavn ben seni muhakkak helak olmu gryorum

Buna karlk Allah Tel sadece Kur'an yetlerim diye isimlendirir:

beyyineler

...^i^" , "Kendilerine yetlerimiz beyyineler olarak okunduunda bizimle karlamay ummayanlar, ya bunun dnda bir baka Kur'an getir ya da bunu deitir derler."''' yleyse Kur'an,

beyyine olan yetler mecmuasdr. Beyyine Hakikattir.


" JJAU

yetler
UJU

ise Haktr,
I JJj"
J

lA ^ L i . Lal (3 ^11 I j j i S jjiJl (J >-:^Liij

"Onlara yetlerimiz beyyineler halinde okunduunda gelen Hakka kfredenler: 'Bu apak bir sihir' derler.

kendilerine

O halde burada u sorunun sorulmas gerekmektedir: Acaba Araplar neden beyyine olan yetlerin sihir olduunu sylemilerdi'' Oysa sihir, hakim olan kanunlarn anlamakszm bir olayn duyu organlaryla mahade edilmesidir. Bu yzden Hz. Musa'nn yetlerinin sihir olduunu sylemilerdir. nk onlar olaylarn nasl olduunu anlamakszm sadece duya organlaryla gnnlerdi. Kur'an yetlerini dinledikleri zaman Araplarn da durumu ncekilerden farkl olmad. Onlar da Kur'an yetlerinin sihir olduunu sylediler, nk Araplar iindeki muhtevalarn ve gizlemni kanunlarn neler olduunu anlamadklar bir Arapa sz itmilerdi. Yoksa bazlarnn dedii gibi Kur'an yetlerinin gzellii onlar byledii iin sihir olduunu sylemi deillerdi.

^LSRA(17):

102.

Yunus ( 1 0 ) : 1.5. *- Alkaf ( 4 6 ) : 7

48

Hz. Muhammed'e (sav) pek ok yt beyyint verihuti, nk Kur'n'm btn yetleri beyyine yetlerdi. Bylekle yt beyyint, nbvvetle yorulmu oluyor, dala ak bir deyile nceki peygamberlerden farkl olarak Hz. Muharuned'u (sav) nbvveti bizzat Kur'an oluyordu. Hz. Musa'ya (as) ve Hz. sa '3 'a (as) da yt beyyint, yani nbvvetlerini gsteren dehller gelnti, ancak bunlar Tevrat ve ncil'den aynyd. Bu tr yetlere, bey'^ine denmesinin bir baka yn de bu yetlerin mevcut olmalan veya msan uurunun dmda meydana gebrelendir. Bu yzden sz konusu yetler gzle griilebilmeye veya aklla idrak edilebihreye aktr. Hz. Musa dokuz bej'yineyi Firavun'a sununca onlarn "hesir", gzle grlen kuvveth deliller, hccetler olduunu sylenitir. Peki Kur'an yetlen de ayn ekilde gzle griilebilirier mi veya baka deyile her hangi bir j'etm en son te'vi, gzle glmesi (ibsr) sz konusu mudur? Asimda domyu
sylemek gerekii'se gzle grmek, en son hakk te'vilden baka bir ey

deildir. nk gzle grmek ya da niha te'vil, yetin ihbi'i (nakl) ilnden sonra duyu organlar bilgisinin destekledii nazar ilme veya domdan duyulara ait bh- ilme gemesidir. MtekadcIimn denilen nceki limler te'vil kurallamn koyariarken bu nemli yn gerekten de ihmal etirilerdir. u halde yetm te'vili, objektif hakikatle mutabakatdr, gzle grhuesi (ibsr) veya ablla mutabk ohuasdr. Bu ynn mal edilmesi tasavvuf felsefenm Kur'an te'vili salasna girmesine sebep olmu, bu da slm akidesini olumsuz ynde etkilemitir. Esef veren hususlardan birisi de udur; Araplar Hz. Muhammed (sav)'i peygamberliinin balangcndan beri btn gayret \'e himmetlerini rislet konusuna harcamlar ama Peygamberin nbvvetim ilmal etmilerdir. Dier milletler arasnda risletin yaylmas m cihad etmiler fakat, Kur'n'n anlalmasna nem vemieniilerdir. Belki bunun sebebi Kur'an "n anlalmasnn zel bir vakit aynray, ilm bir aratmia yapmay ve belirli bir kltriin varln gerekh klm olmasdr. Bu dumma Furkan sresinin 30. yetinde yle iaret edilmektedir; " l cs^js J s^j ^ Jij^Ji J^j

49

dJH"

, "Rasl dedi

ki: Ya Rahhi,

kavmim

hu

Kur'n'

terkedilmi halde braktlar. " Rasln kavni A-aplardr. ayet yette btn mslmanlar kastedilmi olsayd "kavmim deil, mmetim" derdi. nk Araplar onun kavmi; dier mslmanlar ise mmetidir. Dier taraftan btiin dnyadaki bilnsel aratmna merkezlen ve nive-sitelo- Hz. Muhammed (sav)'in nbvvetine nem ve-mektedirler. nk onun nbvveti Allah'm valdanij'etinin yannda madd ve topkmsal hakkat kanunlarm da ihtiva emrektedir. KENDNDEN NCEK (ellez beyne yedeyhi ='UJJ His'^^) "Kendinden nceki" (ellez beyne yedeyh) stlah, kesinlikle Hz. Muhamned'in (sav) getirdii rislelt ilgili bir husustur. Yani bu stlah; gemii deil, hli, u n ifade etmektedir. Yedeylu lfzndaki "hi" zamiri ya Kur'n'a ya da Yce A l l a h ' a ghmektedir. Buna gre Kur'an, kitabn anasn, ya mm'l-kitb', yani risle tasdk edici olarak gelmitir. Musa (as) ile sa (as)'nn kitaplarn tasdik etmek zere de madd mucizeler gelmiti Mfessirlerin "ellez beyne yedeyhi" ifadesinin Tevrat' ve ncil'i kastettii ynndeki yanl yorumlarnn sebebi, "beyne yedeyhi" ifadesinin Al-i mran sresinin 50. yetine hamledilmes olmutur. nk sz konusu yet, sa b. Mer^'emle ilgilidir ve bu durum yetten aka anlalmaktadr. "... U J ^ ' 3^. ^ ^^^y ,
"Benden nceki Tevrat' tasdik edici olarak ..." Burada yet,

ncil'deki Hz.sa'nn nbvvetinin Hz. Musa'nn Tevrat'taki nbvvetinin devam olduuna, aksine neshedci olarak gelmediine iaret etmektedir. Nitekim Hz. s a ' n n enat, bir ksm tadilatla birlikte Hz. Musa'nn eriatnn aynsdr. " fj=^ L S ^ ' LUVJ
, "Size haram klnan baz hususlar helal klmak iin...

Oysa Hz. Muhammed (sav)'e Kitab kendinden ncekileri geleneksel anlamda tasdik etmek zere deil neshetmek zere gelmitir. nk Hz. Muhammed (sav)'den nce gelen btn nbvvetler " 6^ >
(_j^UlJ" , "Daha nce de insanlara
' l- mrn ( 3 ) : 50.

hidayet

olarak (Tevrat ' ve ncil 'i

50

indirdi)."^'' yetinin kapsam altndadr. Sz konusu yanl anlama Hz. Muhammed (sav)'in nbvvetinin adeta belinin krlmasna sebep olmutur. Sanki Hz. Muhammed (sav)'in nbvvetinin hedefi, yedinci mild asrda bihmekte olan Ahd-i Atk'le Ahd-i Cedd'i tasdik etmektir. lim Muhammed Esed, Al-i mran sresini yorumlarken ilgili yeti tefekkr ve teemml ile ele alr ve yetin Kur'n'n nzul ncesindeki kitaplara iaret ettiini syleyen ou mfessirlerm gryle ikna olmam grnr. Ona gre "kendinden nceki" deyii bizth nceki kitaplar anlamna gelmez. Bilakis onun objektif bir hakikate, Kur'n'm indii dnemde mevcut olmayan bir eye iaret ettii aktr! Onu byle dmeye Tevrat'n iki bm senedir iftira ve tahriflere maruz kalmasyla Hz. Muhammed'in (sav) getirdii hkmlerin Tevrat'n hkmlerinden farkl olmas sevketmektedir... Ne var ki meselenin arl, Kur'n'n hi olmazsa nceki kitaplarda sahih olarak kalan temel hakikatleri tasdik ettiini sylemeye zorlamtr. Belki Dr. ehrr'un bu konudaki mtalaas lim Muhammed Esed'in sorgulad duruma doyurucu bir cevap nitelii tar. phesiz Allah Tel insanlara ibadetleri, ahlk ve davran kurallarn (yani kitbullh'i) aklamak iin risletinin tebliini murad etmitir. Bunun iin de risleti tasdik etmek zere "Kur an ve seb'u mesnV'y' inzal etmitir. Baka bir deyile davran
kurallarn, varlk hakikatine tasdk ettirmitir.

KUR 'AN... MBAREK KTAB (-iijM ... >II): Arapada bereket, okluu ve retkenlii, yani sebat ve istikrar simgeler. el-Kitb, "mbarek" olarak vasflanm, yan nassnm sabit ve deimez olduu sz konusu edilmitir. Nitekim "'^i ^ j ^ " " , "Allah mbarektir"''^ yeti de, 'nun sabit olduu ve deiiklie uramayaca gereini vurgulamaktadr. phesiz Salabe Allah'n Kitabn kendi alarnn kltr dzeyine u>gun olarak anlamlard.
*'l-mrn(3):4. " B k z . A'rf ( 7 ) : 5A ; M ' m i n n ( 2 3 ) ; 14 ; Gfr ( 4 0 ) : 6 4 .

51

Yllar geip ilerledike gelecek nesiller nceki nesillerin bilmedikleri baz yeni bilgileri Kur'an'da bulacaklardr. nk aslnda bilgi, devaml surette en yksee doru kan hareket demektir, niinden bu yana muhkem olan abdest yeti veya miras yetlerinin anlam kesinlikle deimemitir, deimeyecektir de. Bu >'etleri bugn nasl anlyorsak bizden ncekiler de yle anlamlard, bizden sonra gelecek nesiller de yle anlayacaklardr. Ancak Kur'an, biz anlasak da anlamasak da bilin d madd ve tarih varlk olarak objektif bir hakikattir, ahlk ve takva konularn iermez. Kur'n' anlarken biz ilm aratmna ve objektif dnme kurallaryla iinde yaadmz an kltr dzeyine balyz. te bu jaizden Kur'an ramazan aynda ve bir defada Ai 'apa olarak indirilmitir ve bu iniin her hangi bir sebebi nzul de ievu bahis deildir, " j - ^ l iJ Liljii Lil" , ''Biz Onu kadir gecesinde indirdik"^\ " . . . ^ U U ^ A * J j ^ l ^ J j i ' L S ^ I J^J j ^ ", "insanlara
hidyet olsun diye iinde Kur 'n ' indirdiimiz ramazan ay...

Hz. Muhammed'in (sav) risalen -yani muhkem kitab- insan davranlardaki helal ile harama; nbvveti ise objektif varlkta bulunan hak ile batla, hakikat ile velmie karlk gelmektedir. Aralarnda ok b}aik fark olmasna ramen objektif kanunlarla ahlk deerleri birbirinden ayramamak, bugn mslmanlann kar karya bulunduklar dnsel karmaann domdan sebebini tekil etmektedir. Acaba Cenab- Hak Kur'n'm niin "sz" (hads) olduunu sylemektedir? ">-^ ^^,^\ l i ^ i " , "Siz bu hadsi mi
kmsyorsunuz?"^^ ; " t ^ , ^ ' ^ ^ '^^ J*" , "Sana Musa'nn hadsi geldi mi?"^^ "Hads" lafznn asl, fil kk ortaya kmak, meydana gelmek

anlamna gelen ha-de-se'k

(^-^). Hades, ister kevn olsun ister

Kadir ( 9 7 ) : 1. "'Bakara ( 2 ) : 185.

"Waka ( 5 6 ) : 8 1 .
* ' N a z i a t 7 9 ) : 15.

52

insanlarla ilgili olsun bir vakadr. Kur'an, insan olaylarla birlikte kll ve cz' btn kevn olaylar bir araya getirmektedir. Bundan dolay ona ('j^ kknden Kur 'an ad verilmektedir. Baz limler de Kur'an ismin (uJ) fiilinden geldiini sylerler. Her k dununda da anlam, toplamak, bir araya getirmekiu. te bu noktadan hareketle biz "oj^y Iji^^ij -d I J ^ L I ji j \ \ ija ilj' ^ "Kur'an
kraat edildii zaman onu dinleyin ve susun ki merhamet

olunasnz. "'^'^ yetini tam olarak anlyonz. Yani Kur-'an erhedilirken susun ve dinleyin denmektedir. Tilvet ('>S^\) kelimesine gelince bu, kraatten farkldr. Ayet lfzlarnn pepee okunmas anlamna gelmektedir: Nitekim u yet buna rnektir: " J ... lj-laij^l I J I J S jjJJl" , "Allah 'm kitabn tilavet edenler
ve namaz dosdoru klanlar...

ES-SEB'UL- MESN {^^\ aHO: Allah Tel " ( = ^ l dy^^j ij^'^ Cy ^ ^Hf^l ^ j " , "Biz sana
mesnyi ve yce Kur'n' verdik"'''

seb'a

buyunnaktadr. yetten u

anlamlan karabiliriz: Kur'n'n sebu'l-mesnye atfedilmesi, Kur'n'm sebu'l-mesnden farkl olduunu gstennektedir. kisinin birbiri zerine atfedilmelerine sebeb olan benzerlik, ikisinin de Allah Tel tarafndan vahyedilmi olmasdr. 'Seb'a Mesn" ifadesindeki mesn lafzyla ilgili olarak Mekysi'l-Lga'd'd misn (UUl) kelimesinin denein ucu anlamna geldii sylemektedir. Buradan hareketle fiil, bir eyin ularndan katlamias, ikiye katlamnas anlamm tar... "Her srenin mesns vardr " sz de, hepsinin bir ucu yan balangc vardr demektir. Bu noktada mellif, Fatiha'nn es-sebu'l-mesn olarak isimlendirildiine ilikin yaygn anlaya ters dmektedir. nk Fatiha, Kitabn banda yer alan bir fatihadaki yedi yettir. Oysa esseb''l-mesn her biri bir fatiha olan yedi yettir, yani ayn anda
Araf ( 7 ) : 2 0 4 . ^' F t r ( 3 5 ) : 2 9 . Hcr ( 1 5 ) : 87.

53

yedi yet ve yedi balangtr. Srelerin balanglarna baktmzda aadaki yedi ucu grmekteyiz... 1. Elif-Lm-Mm (j-il), 2. Elif-Lm-Mm-Sd 3. Kf-HY-Ayn-Sd (o^^, 4. Y-Sn (o-i), 5. T-H 6. T-SnMm 7. H-Mm ( H Bu balanglann hepsi bal bana mstakil birer dettir. te yandan Elif-Lm-R (J), Elif-Lm-Mm-R T-Sn ( o ^ ) , Nn ( j ) , Kf (o), Sd (o^) gibi sre balanglar ise bal bana birer yet olmayp, bir yetin paralardrlar. rnein ( L j ( ^ i j j
ojj^) , "Nn, kaleme ve yazdklarna yemin olsun yetindeki

"nn" balangc mstakil bir yet deildir, Aratnnac ehrr sre balarnda tekrar eden hallerin aadaki on bir sesden olutuunu tespit eder: Elif ( ^ V l ) , Lm Mm ( ^ 0 , Sd ( ^ L - i l ) , Kf ( - ^ ' ^ O . H ( l ^ l ) , Y Ayn (o*!'), Sn (of -^O. T (f Lkli) ve H ( ^ ^ 0 Daha sonra aratrmacmz mstakil birer yet olmayan balang harflerim yan Elif-Lm-R (J), Elif-Lm-Mm-R (j^i), T-Sn ( ^ ) , Nn ( ) , Kf (S), Sd ( ^ ) topluluklarn ele almakta ve bu son kesik harfler ierisinde nceki gunptan tespit ettii 11 sesin dnda yeni ses daha belirlemektedir. Bunlar da Kf ( ^ l i ) , R ( J L L ) ve Nn ( J I ^ O sesleridir. Bu temel seslerden ise "Kur'AN" (jjJl) kelimesi olumaktadr. Bu yem ses nceki onbir sese ilave edildiinde ise saylan ondrd bulmaktadr, ndrt says da 2 defa yedinin toplamdr. (2x7=14) Bu da seh'ul-mesn'dir. Mellif konuya Hz. Peygamber'in "Bana kelamn toplam verildi"^'', ( f ^ l '"'.!-"-l) ve "Kelam bende z klnd ( i j L ^ l hadislerini ele alarak devam eder. Ona gre bu iki hadisin nebevi belagata, iaret ettiine dair yalgn kanaat isabetli deildir. nk dillerin douu, seslerle (akustik) ilgilidir. Arapada

" K a l e m ( 6 8 ) : 1. '" M.slim, Me.slcid 5-8, Eribe 7 2 ; Buhr, Ta'br 11: T i n n i z , Siyer 5 ; A h m e d ,

n,

172, 212, 250, 264, 268, 313, 412. 4 4 2 , 4 5 5 , 501.

" Drim, M u k a d d i m e 8.

54

kelam ((^') sesleri anlatmak iin kullanlan bir lafzdr. Aslnda karklk kml ile kelam arasndaki farka dikkat edilmemi olmasndan kaynaklamnaktadr. nk belagat kavide olur, kelamda, deil. Kelm, insann kard seslerden ibarettir. Kavi ise, bu seslerin zihinde anlamh hale gelmesidir, daha ak de>'ile seslerin anlamlardr. Aratrmacmz karmlarna devam eder ve es-sebu'l-mesn hakknda u sonulara ular: 1 - es-Seb'ul-mesn, sadece Arapada deil btn dillerde beer kelmn aslnn meydana geldii ses hecelerim '^j^ ) ifade etmektedir. 2- Hangi beeri dil olursa olsun, her dilin meydana geldii seslerin en alt snr onbir sestir. 3- Sesler kevn fomu tarlar. Dolaysyla kinatta akll varlklaria iletiim sz konusu olduunda bunun gereklemesi iin zorunlu yntem, sesle ilgili (akustik) yolun kullanlmasdr. 4- Yce Kitab sadece yeryznde deil btn kinatta, akll veya akll olmayan canl yaratklarn var olduunu ve gelecekte bu yaratklarn akll olanlarnn bir arada toplanacan u yette haber verir: ( y'j ^i^ t> W^ d u U j Ji\j ciji j ^ ^ ^ ^ k J J O eL4j I j l ,>f<> (_sJc) ; "Gkleri, yeryzn ve o ikisi arasnda
yayd canllar yaratmas O 'nun yetlerindendir. O. diledii

an onlar toplamaya kadirdir. "'^ }'et Allah Tel'nm gklerde ve yerde canllar yarattna dellet etmekledir. Dhbe kelimesi, debbe-yedbb (S-'-^M^) ful kkimden gelir ve canl olan her varlktan kinaye olarak kullanlr. Bir araya toplanmalar, diriltlmeleri ise sadece akll varlklar iin gerekleecektir. nk yetteki (j^*^ J^) ifadesindeki od mm\ sadece aklllar iin kullanlr. Aratnnac kesin ifadeler kullamnakszm da yle bir ngrde bulumnaktadr: Sz konusu onbir ses akll btn canllardan kan

ra ( 4 2 ) : 2 9 .

55

ve hepsinde mterek bulunan seslerdir. Buna gre yenaiz sakinleri gnn birinde baka bir gezegendeki akll canllarla karlama imkan bulduklarnda onlarla anlaabilmek veya onlara iletiim dalgalarn ulatrabilmek iin bu sesleri kullamnalar gerekmektedir. Kukusuz Allah, en iysm bilendir. NBVVET VE RSLET {^Jj'j^l) Kitab'ta Allah Tel'nn insanlarn lh ve lemlerin Rabb olduu ifade edilmektedir: ">alUI Jii A ^ I " ^ "Hamel alemlerin Rahh
Allah'a mahsustur "'^'^ : "-^1 ^'j <J) ^ -^i baka ilah yoktur. "''^ , "Bil ki Allah'tan

Arapada Rab kavram mlkten ve efendilikten gelmektedii'. buna gre mbbiyet de insan bilincinin dndaki objektif bir hakikati karlamaktadr. Bu zellik Allah'n, yaratt btn varlklarla ilikisini olutunr. Otorite, mlik ve efendi merkezli bir iliki, hibir deimenin olma3'aca sert ve kesin bir ilgi. Allah, btn insanlarn Rabbidir, onlar m'min de olsalar kfir de olsalar, dileseler de dilemeseler de bu gerek kesinlikle deimezdir. nsan; kimya, fizik, ve ekim kanunlarn renirken aslnda rubhiyet kammlarn -kevn yasalar- remnektedr. nk bunlar insan bilincin dnda fonksiyonlarn icra eden kesin kanunlardr. Allah Tel'nn meleklere syledii o^Ji^ ^ J']'' , "Ben yeryznde bir halife yaratacavn"^'^ sz, insana eyadaki deimez kanunlar retmesi sayesinde ona yenaiznde tasaraf sultasn verdii anlamn tamakta^'d. Buna bal olarak insan itme ve ekme kanunlarn renmesi sayesinde Ay'a gidebilmitir.
, "(Allah) gklerdeki ve yerdeki kld. Bunda dnen bir toplum hereyi sizin emrinize mde iin yetler vardr. "^'' Allah

Tel, m'min-kfr ayrm yapmadan btn kullarna eit derecede

" Fatiha ( 1 ) ; 1 . ' ^ M u h a m m e d ( 4 7 ) : 19. Bakara (2) : 3 0 . Ca.siye ( 4 5 ) : 13.

56

olmak zere ruhbiyei makamndan tabiatla ilgili cz' kanunlarda tasarruf sultasm vermitir. nsana yeryznde halifelik vennesi karlmda Yce Allah, ondan lhm Allah olduunu itiraf etmesini ve bu hakikati emirlerine itaat etmek, yasaklanndan kamak suretiyle ortaya koymasm talep etinitir. Zira rubbiyet Allah'la btn mallukat arasmdaki deimez ilikiyi temsil ederken ulhiyet sadece akl sahibi insamn Allah', birliini ve emirlerini kabul ederek itiraf etmesini temsil etmektedh". Allal Tel'nm helalle haramn ayTilnasma ynelik emrlen
Ulhiyet Kitab'n2i, mm'l-Kitab'd, yani -7"w/er-de ya-almaktadr.

Bunun iin rislet ksm insana baldr ve onun ykrnl olmasyla alkal bir durumdur, baka bir ifadeyle insamn seme zgrl bu alanda gndemdedir. nk "u*^ ij^l "i" , "dinde hibir zorlama yoktur. nsan dilerse yapar demezse yapmaz. Zaten bu ksmn znel (ztiyle) olmasnn sebebi de insana bal olmasndan kaynaklamnaktadr. te yandan mtebih olan Kur'n'a bakacak olursak, onda her hangi bir hkm ve ykmllkle ilgili her hangi bir emir bulamayz, nk o sadece phe gtrmez Hak'km ta kendisidir. Bu yzden genel kanunu ierisinde kadere; cz' yasalar dahilinde de insan bilgiye baldr. Daha ak bir deyile insann Kur'an karsndaki konumu, ona inanmas ya da inkr etmesi eklinde ortaya bnaktadr. Nitekim Allah Tel'nm yle buyunnas da bunu gsterir: " L> Jj ...JS^ pLi t >j t>jJ3 *Ui >a" _ "De ki: Hak Rahbinizdendir. O
halde dileyen ona iman etsin, dileyen kfretsin...

Ancak insann bu kanunlar deitirmesi veya bu kanunlardan kamaya almas hi mmkn deildir, buna bulaca hibir yol yoktur: " 1 . ^ = ^ (> o^j <iUK] J > I v..." , "... O'nun
kelimelerinde hibir deiiklik yoktur. yer de bulamazsn "^^ Ondan baka snacak bir

*' B a k a a (2) : 2 5 6 . " Kehf(18) :29. "Keif(18):27.

57

RH V E M M ' L - KTB (v^^l H J CJ^O Ruh'n organik hayatn srr olduu ynndeki j'aygm kanaat, insanlar Allah'n Ktab'mda geen rh kavramnn gerek mefhumundan uzaklatrmtr. Neticede bu j'anl anlama Mslmanlarn hayatn, insann ve yeryzndeki trlerin asln aratrmaktan uzak durmasna sebep olmutur... Zira Mslmanlar ruhun hep hayatn srr olduu dolaysyla da onun sadece Allah'a mahsus ilerden olduu zanm tamlardr. Ruh hayatn srr olunca... insanlar, haj'vanlar ve bitkiler gibi btn canl varlklarn ruhlara sahip olmas gerekecekti! Oysa bunlar doru dedir. nk Allah Tel dem'e ruhu flemtir. ancak ruhu teki varlklara da flediinden sz etmemitir. Zaten Yce Kitab'daki lmle ilgili "vefat" ve "mevt" yetlerini incelediimizde Allah'n ruh kavramn hayat ve liine ilgili konularda kesinlikle kullamnadn grmektej'iz. Bilakis bu konularda nefi kelimesi kullanlmaktadr. Zira hayat sren ve len nefistir. Bu noktada Hz. Peygamber'in (sav) u hadisim biraz dnelim: " ^ -^^^^ ,_>aJL5ilj" , "Muhammed'in nefsi, elinde olana yemin olsun ki." Acaba peygamberimiz neden nefis kelimesini
kullamn da "ruhum elinde olana yemin olsun ki" dememitir.

Malesef Hz. dem'in yaratlndan sz eden yetlerdeki mtebililik ve selefin kendi dnemlerinde sahip olduklar bilgi dzeyi onlara hayatn srrnn ruh olduunu syletmtir. Konuyla ilgili olarak zilme ilk gelen soru udur: Acaba u \et ne anlama gelmektedir?: " ^ J <> c-S-^^' '-^ C-J-^^' ^
:)Ul VI ^ 1 > f^^jV' , "Sana ruhu soruyorlar, de ki, ruh Rahbniu ilerindendir. Size ilimden az bir ksm verilmitir. "^"^

Araplar, Yahudilerin Hz. Peygamber'e (sav) ruhla ilgili sorduklar somlar yanl anlamlard. Gerekte Yahudiler Musa (as) ve sa'ya (as) gelen (vahi)- melei) namusu soruyorlard, ancak Araplar hayatn srrnn somlduunu sanmlard. Kald ki

'sra(17):85,

58

Yahudilere gre ruh, hayatm srr anlamna da gelmiyordu, bunun iin yukardaki yette verilen cevapla yetmnilerd. Konuyla ilgili cevab verilmesi gereken ikinci soru da '' crij ^ j j (>" , "ona ruhumdan fledim"^^ yetinin ne anlama geldii hususudur. Bu soruya verilecek cevap insan hay'vandan ayrt eden eyin bilimuesini gerektirmektedir. nsan hayvandan sadece iki zellikle ayrlr. Bunlar da bilgi (marifet) ve hukuk (teri') yan emir ve nehiydir. Buradan hareketle kendisine ruh flenmesi sayesinde insamn bir eyle onun sureti arasnda sesli fonu yoluyla zihinsel ba kurabilmesi mmkn olmaktadr... Nitekim Allah Tel'nm Adem'e ruh flemesinden sz edilirken "h^ -U^Vi ,^1 f ^ j ' , "dem'e biitn isimleri retti "^^ denilmektedir. Kukusuz bu yette ruhun anlalmasnn anahtar bulunmakta ve beerin insana dnmesi eklindeki te'vili son derece nemli yer tutmaktadr. Asimda bunun altmda Ademin seilnresi ve sttiu tutulmas yatmaktadr. Baka bir deyile burada uura salip msanlk tanhnn balangc sakhdr. dem ncesinde hayvanlar leminden bir tre beer ad veriliyordu. Bu beer fizyolojik adan hazr hale gelince... " -^ J
f^f ^^ik ^l" , "Allah demi seti... ve ona mhu fledi. Sonuta beer,

ileri ve gelikin bir insana dnt. Bunun m melekleri ona secde ettirdi, nk nlun flenmesi srasmda ona hilfet vermiti. Aratrmac bu kez de aadaki yetleri dnmeye balar: '' Ja L F F J J > ' t > c J->^' ". l<i: ^th Rabbimin emrindetdir. "^^ ; " ij^. LP*^' t > ' ^ Cy ij^ J ^ ' > CJ->^'" . "Karlama
gnyle uyarmas iin indiren O'dur. " ' ^ ; kullarndan dilediine ruhu emrinden t> ^ jj j J j i - , "Melekler ve

''Hcr ( 1 5 ) : 29. Bakara (2) : 3 1 . " A l - i im-an (3) : 2 3 . sra(17):85. Gafir ( 4 0 ) : 15.

59

Ruh o gece Rablehnin izniyle her bir i iin inerler. ." jUVI V j sJ^' tijJJ U Uj-l (> U . J J 4^1 ^f^'ji" , "Biz bylece sana emrimizden olan ruh'u vahyettik. Oysa daha nce sen Kitab nedir iman nedir bilmezdin.

Hz. Peygamber'e (sav) rah sonilduunda onun lemlerin Rabbinin ilerinden birisi olduu cevab gelmiti. Allah bize namaz, orucu, hacc, zekat, anne babaya iyilik etmeyi, donluu ve nm'l-Kitab'ta yer alan bunlara benzer daha baka hkmleri emretmitir. Bunlarn insanla domdan ilikili olduu aktr. rnein insan ayrldnda ve gittiinde beraberinde bu hkmler de gider. Bundan dolay Allah Tel'nn emirlerim ve yasaklann nakletme grevini stlendii iin Cibril'e Rh ismi verilmitir. Allah Tel bize ruhu Kendi Ztndan vennitir, yoksa onu insan oluturan kinat maddesine katm deildir. Hkmlerin rCh adm almas szn ettiimiz sebebe baldr. nk hkmlerin cism gerekliinden sz edilemez, onlar uurlu davranlardr. KTAB'IN TAFSL (TAFSL'L-KTB =vi^l Fasi kelimesi "fe-sa-le" (d^) fiil kknden tremekte olup bir
eyden bir eyin ayrlmas, ayrdedilmes, temyiz edilmesi anlamna

gelmekte ve aadaki iki hususu iennektedir: a- Tafsil ( d v ^ l ) kelimesi aklamak, erhetmek anlamna gelmektedir; (f^LJl L^J _,ljJi J A ^ J ) , "Bu, Kitab 'm
aklamasdr. Onda asla phe yoktur. Alemlerin Rabb katndan

gelmedir."^^ Bu eit yetler Kitab'n ierdii hususlar aklar ve saylar da az deildir; b- Nesneler hakknda zamansal ve mekansal ayrm: " f ^ j i t U L : j
>ja^" ,

"Biz onlarn

zerine

ayr

ayr

yetler

olarak

tufan.

Kadr ( 9 7 ) : 4 . " ura ( 4 2 ) : 5 2 . ' ' Y u n u s ( 1 0 ) : 37.

60

ekirge, haarat, kurbaalar ve kan gnderdik byklendiler, sulu bir topluluk oldular.

Fakat yine

de

Bu yette anlan musibetlerin zamansal aynmna iaret edilmektedir. Bir dnem tufan gelmi, sonra onu ekirgeler izlemi ve bylece tm felaketler devam edip ginitr. Mekansal ayrmia gelince bunu da Kitab'm yetlerinin birbirinden aynlarak eitli yerlere konmas sekimde gmlekteyiz ve rnein aadaki yet bu durama iaret
etmektedir; ( ' ^ ^ ^ ^ \ JjJ ^s'^^ y^j) , "Kitab'/ .me ayr ayr
^SJ]

indiren O'dur. Yani Kitab, ayn ayn paralardan olumuun. mdi de u yeti dikkatle dnelun; " > cA^ AJU C ^ ^
jjui.

^ "Elif-Lm-R. Bu, yetleri muhkem klnm sonra da tafsil edilmi bir kitabnn mekansal

hakim ve haberdar olan Allah tarafndan Kitab 'tr. "^^ Bu yet Muhkem Kitab 'm, rislet

aynlma iaret etinektedir. yette "Kitb" teriminin nekre (belii'siz) olarak geldiine dikkat edelim. Bu nekre kelime, ardmdan gelen yetleri muhkem klnm {<'^ c=^() iba-esi ile marifeli (belii') hale gelmektedir. Burada somimas gereken som. Muhkem Kitab'n yetlen arama mtebihliin neden konduu ohnahdr. Bunun sorunun cevabm ise u yette bulmaktayz; {j^. fj^ ^j=- J ^-^^-^ ,
"Bu, yetleri bilen bir topluluk iin Arapa bir Kur'an olarak tafsil

edilmi bir kitabtr. "^^ Burada dikkat edilmesi gereken husus udur;
Arapa bir Kur'an olarak (^y^ ^^J) itdesi, tafsil edilmi anlamndaki

fussilet fUnin dm-umunu bild-en haldii- ve "Kitab" kelimesuun sfat deildir. Yani Allah Tel muhkem yetleri birbirinden aymu. aralana da Kur'n' koyanutur. Kitab'n byle girift bir tarzda olmasnn yani mtebih ksmla tafsU'-kitb 'n muhkem arasna karmasnn nedenleri hakkmda ise birka sebep saymak mmkndr; ncelikle muhkem yetlerin yani hkmlerin, ilve edilmeye ak yetler olduklarn ve i "caz

" A-af (7) : 1 3 3 . ''En'am(6):114. ' ^ H u d ( l l ) : 1, '*Fu.s.silet ( 4 1 ) : 3 .

61

zelliine de sahip olmadklarn belirtmeliyiz. rnein byle bir dunun Yahudi limleri, yaptklar icthadlar Musa'ya gelen hkmlere ilve ettikleri zaman ortaya kmt. Mulkem yetler arasna Mtebih Kur'n'n yerletirildii tertip ise bu dengeyi ve uyumu bozacak her hangi bir itihadn ilave edilmesine msamaha etmeyecektir. nk hkm getiren yetler, insann ve evrenin yarathyla ve kssalar hakkndaki yetlerle o kadar sk ve birbirine gekin bir tarzda yer almlardr ki, hatta bugne kadar matematiksel kural henz kefedilemeyen bir dizim sergilemilerdir. rnein Musa kssasnn bir ok yerde anlatlmas, j'aratlla ilgili konularn birbirine gemi grnt vemesi hep bu geree matuftur. Dier taraftan Kur'an, rsleti tasdik edici olarak da gelmektedir. Himaye edip gzetim altnda tutmas anlamnda rislel zerine komyucu ve kollaycdr: " Ltf la^ ^liSJ bJ
AJC, U A ^ J

VILI^l

>

'S;-^"

Kendinden nceki 'Kitab i kollayc olarak.. "^^

"Sana Kitabi hak ile biz indirdik. tasdik edici ve onu koruyucu ve

Bilinen yaratklarn en mkemmeli olan insan bedenine baktmz zaman btn uzuvlarn birbiriyle uyumlu olduunu grmekteyiz. Nitekim insan ve doay yapan. Kitab da formatlayan Ztdr. Bu ilgin benzerlii gmlekteyiz, nk nrs tekdir. Tafstr l-Kitb yetlerinden u esas neticeyi karmak mmkndr: Btn Kur'an olan yani tm mtebih yetlerden meydana gelen baz sreler olduu gibi ierisinde Kur"an'la birlikte mm'l-Kitb bulunan baka bir deyile iinde hem mtebih hem muhkem yetler yer alan sreler de vardr. Bu gumplamamn dnda, sadece nn'1-Kitab'tan, sadece muhkem yetlerden oluan sreler de bulunmaktadr. Allah Tel bu gerei Muhamned sresindeki u 3 'ette aklar: ( VjJ >i JJAII J J L J OJJ^ (J^fi-fj^ o?-^' j (jll 1 ^ J S J J ijj^ CJ ^i jji i
T^jla
<J1C

j^Jii^l ^

liUl) ^

-jman edenler keke zikredildi

muhkem muhkem

bir .sre indirilse


" M a i d e (5) : 4 8 .

derler. Fakat iinde savan

62

bir sre indirildii zaman kalplerinde hastalk olanlarn sana lm korkusuyla baygnlk geiren kimselerin baklar gibi baktklarn grrsn. Gerekte onlar iin uygun olan itaat edip. gzel sz sylemektir. yetteki sretn muhkemetn (muhkem bir sre) tamlamasmdan anhyoaz ki bu tabir ilgili sreyi dierlerinden mmeyyez klmak iin kullanlmtr. Nitekim muhkem sre, Kitab'ta "bismillahirrahmanirrahim" cmlesij'le balamayan ve tek bir sre olan Tevbe -Bere- sresidir. Banda besmele yer almamasnn sebebi bu srenin iinde Kur'an'dan olan hibir mtebih yetin bulumuaydr. Nitekim '"JjJl ^ ^J" , "Rahman Kur'n' retti "^^ yetinden dolay bu srenin besmelede geen rahman ismij'le balamas zaten mmkn deildir. nk "Rahman" olan Kur'n'm tamamdr. Ralman sresindeki yette geen "Kur'n' retti" ifadesi bir Kur'an retim ameliyesi anlamna gelmemektedir. Allah Tel, Rahman ismini Kur'n' temyiz eden bir almet olarak koymutur. Sahabe bu dununu tam manasyla kavramtr. Bu yzden Tevbe sresini tek bana bir sre olarak tertip etmiler ve onu Enfal sresinin tamamlaycs olarak gnnemilerdir. "Kur'an" ile "Kitab" arasndaki bu ince aynmm bir sonucu olarak Kur'an'da veya Tafsl'l-Kitab'da nsih-menshun bulunduuna ilikin yaygn kanaatin geersiz olduu ortaya kmaktadr. Zira gerekte yaplmasna izin verilenlerle yaplmas yasak edilenler Hz. Muhammed'in (sav) risletim ait hususlardr ve bu dunm da terdeki ilerleme ve gelimenin doal bir ifadesidir. Yani daha ak bir deyile Hz. Muhammed'in (sav) rsletinde birtakm emir ve yasaklar men olmu, daha sonra ise ilga edilmitir. Arcak bu deiiklikler mutlak hakikat konusunda deil, sadece insan davranlar alannda mevzu bahis olmutur. imdi de mellifle beraber u yeti iyice dnelim: " ^-^j ^

M u h a m m e d (47) : 2 0 . " Rahman (55) : 1-2.

63

|i 4 A i c j " ^ "Allah dilediim siler, (dilediim) sabit klar. mm'l-Kitab onun kalndadr. Silme ve sabit klma ileminin rislet alanmda, yan mm'lKitab'Va. meydana geldii de son derece aktr. RASL MM'MYDI? Mushafta "mm" terimi u alt ^'ette geer: Al-mran 20, 75 ; Araf 157, 158; Cuma 2; Bakara 78. Bu yetlerden anlaldna gre "mm" terimi, Yahudi ve Hristiyan dinlerinden birisini dn olarak benimsemeyen kimseleri kasdetmektedir. Asl brance'de ( f J j olup "milletler" demektir ve bugnk anlamda alt tabaka ve halk manasna gelir. Bu insanlara mm demnesi, Yahudi kitaplarnda geen hkmleri bilmedikleri iindir. Bu anlamda Hz. Peygamber de fiilen bir mndir. nk o, aslen ne Yahudidir ne de Hristi^'andr. Byle olmad gibi Hz. Peygamber (sav) kendisine vahyedilenlerin dnda onlarn kitaplarna kar da mmdk. Ancak konuyla ilgili yanhlk Hz. Peygamber'e ilikin bu tespitin onun okuma-yazma bilmedii noktasna indirgenmi olmasndan kaynaklanmaktadr. Yazmak anlamna gelen "el-kitbe" (-SbSJl) lafz, anlaml hr btn ortaya koyabilmek iin eitU paralar bir araya toplamak demektir. Acaba Neb (sav) anlaml bir cmle oluturmaktan ciz birisi miydi? Bu anlayn yanl olduunu en bata kendisinin Ksr'ya gnderdii mektubu gstennektedir. nk bu mektubu dil fomuna kendisi koj'arak iml ettimitir. Araplara gre okumak anlamna gelen "el-kre" (f-ljill) ise retim ameliyesini yanstr. ( d^J^ ^ 1 o i j ) "falancadan ilim elde ettim" eklindeki kullanm, retim ameliyesi anlamndadr. Yani bilgileri dikkatlice gz nnde tutmak, sonular karmaya ve bunlar birbiriyle karlatnnaya g yetirmek. imdi acaba kelimenin tam bu ince anlam doraltusunda Nebi (sav) okumuyor muydu? Baz kimseler bu gr rtmek iin Hz, Peygamber'e (sav) vahiy geldiinde onun "ben okuma bilmeni" anlamndaki {jj'h
;_jUJl "^Ra'cUlS) : 3 9 .

64

) szn delil olarak kullanabilir ve bu szden onun okuma bilmedii anlamm karm olabilir. Yalnz bu duramda Hz. Peygamber'in irade etmesi ile g yetirememi olmas arasnda bir kantnna sz konusu olmaktadr. Sanki Cebrail (as) okumas iin onun nne yazl bir metin koymu da Hz. Peygamber okuyamamtr. Fakat Cibril nc kez yaratan Rahhnin adyla oku dedii zaman Hz. Peygamberin "ben okuma bilmem" demesi zerine "Yaratan Rahhinin adyla oku""'" yetini sylemitir. Aslnda bu olay onun okumayna, okumaya konu olan husus hakknda bilgi sahibi olmayna dayandna delildir ve bu dnce onun teenni ve hikmet dolu ahsiyetiyle de btnyle rtr. Hasl kret ve kitabet terimlerinin gerek medlullerine ilikin kark ve hatal anlama yanl neticelerin kmasna sebep olmutur. Evet.. Hz. Peygamber, hat (yaz yazma) konusunda mmdn. Bu anlamda yaz yazmamt, yazlan da bilmiyordu. " ,> Iji2 oiS j i ^ l >_jjV I il diiiu Aiai^i V j sji^iS | > AA" ^ "Sen nceden ne kitap okumutun (tilvet) ne de sa elinle yazmtn. Eer byle olsaydn batl peinde olanlar pheye derlerdi. ""^^ Bu yetten anlamaktayz ki tilvet, bir nassn erhsiz veya 3'ommsuz olarak harfiyen kesintisiz ekilde tekrar edilmesidir. (Tilvet-Kraat Farkll). Bu noktada akla yle bir som gelmektedir: Acaba Ebu'l-A'l el-Meanf ' veya Th Huseyn'"" mm midir? nk her ikisi de gmie zrl olduklar iin yaz bilmiyorlard.
Alak (96) : 1. '"^ Akebut (29) : 4 8 . 4 4 9 / 1 0 5 7 ' d e vefat etmi olan el-Mearr, filozof ve air olup geirdii hastalndan drt yanda gzlerini kaybetmitir. 11 yanda iek ve hikmet

felsefesini yanstan iirlerini .syleineye balar. iirlerinin pek ou Arapa dndaki dillere de evrilmir. Zirikl, A ' l m , I, 157. 104 1 8 8 9 - 1 9 7 3 yllar arasnda y a a m Msrl nl Arap Edebiyat uzman Th Huse ^Ti, yanda geirdii i e k hastalndan gzlerini kaybetti. "Zikr Haldun" Ebi'l-Al" adl almasyla sonra doktorasn Msr'a ald. dnen "Felsefe/u Th adl Franszca teziyle de Paris Sorbome niversitesinde tamamladktan 1918"de 1914de hn-i ikinci Huseyn,

doktorasn

gazetecilik, retim yelii, dekanlk ve l k e s i n i n E i t im B a k a n l m yapt.

65

insan szn esas izgilerden (hutt) deil, seslerden oluur. Yani Hz. Peygamber'e (sav) gre dil, konuma organ olan dil ile kulaktan, baka bir deyile, sylemek ve itmekien ibarettir. Hz. Peygamber'in (sav) mmlii u iki konuda aktr: Kur'n'm sz ettii konulara kar btnyle mudir. nk peygamber olarak grevlendirilmeden nceki hayatnda bu konulara dair kesinlikle hibir sz etmemitir. mmliinin ak olduu dier alan ise, yaz (hatt) bilmemesiydi. Bu mmlii ise vefatna kadar snn tam bir mmlikti. T E ' V L (Jiji^l)
I j l j l VI j ^ J J j UJJ ( J S 4 J LL j j l j j j^kll ^ ^ j j i ^ l ^ l j j i l VI

L J L J V I " , "Kalplerinde erilik olanlar, fitneyi ve te'vilini arzu ederek onun mtebih olanna tabi olurlar. Oysa onun te vilini ancak Allah bilir. limde derinlemi olanlar biz inandk, hepsi Rabbimizin katndandr derler. Akl sahiplerinden bakas akletmez. Baz alimler "ihmde derinleenler" anlamndaki "ve'r-rsihne fildim" ibaresini balang sz olarak alrken bazlar da bu ifadenin Allah lfza-i celh zerine atfedileceim sylerler. kinci gruptaki alimler bunun sebebini fitne kasdyla te'vilin ardna denleri yennesi olarak aklamaktadrlar. Oysa ilimde derinlemi olanlar byle deildir nk onlar ilerinde hibir erilik ve sapma bulunmayan yakn ehli k i m s e l e r d i r . M u h a m n e d Abduh ikinci gr destekler ve unlar sj'ler: Allah, ilimde derinleenler (errsihne fi'l-lm) demi, dinde derinleenler (er-rsihne fid-dn) dememitir. nk lm hem daha geneldir, hem daha kapsamldr. Dinde akln hareket imkam bulduu mtebih gibi bir alan var

Kahire'de vefat eden Th Huseyn'in n e m l i eserleri arasmda Chili", "f'-i'ri'l-Chil", ''Maa'l-Mreiiebb". almalarm saymak mmkndr. Zirikl, A ' l m , EH, 2 3 1 - 2 . A l i mran (3) ; 7. '""el-Menr, H, 1 4 1 . ( H U )

"fi'l-Edelyitgibi

"Eyyn"

66

etmesi Allah Tel'mn ralunetindendir. Akl ncelikle mtebihi, mtebih olmayandan ayracaktr. Bu ilk adm, mtebihi anlayabilmek ve te'vilne ulaabilmek iin kevn delillerin, akl burhanlarn, hitap yollarnn ve dellet ynlerinin aratrlmasn gerektirmektedir. Bu yn ise yetteki er-rsihn kelimasinin ancak Allah lfz zerine atfedilmesiyle ortaj'a kmaktadr. T E ' V L D E N MAKSAT NEDR? Te'vil, ztlk ifade eden fullerden (ef l'l-eddd) olup, "ev-ve-le" ( Jji) fiil kknden tremektedr. rnein iin ba anlamnda "evvel'l-emr" dediimizde sonun zddn anlatmak isteriz. Bunun zt anlam ise iin sonudur. Fiil olarak le-yel (Jjjy -) eklinde kullandmzda da bireyin sona erdiini, bittiini anlatmak isteriz. Buna gre te'vil, yetin en sonunda ulat objektif ve dorudan hakikat veya akl ve 'nazar kanun demektir. te bu durum mtebih bir nassa hareket imkan tanmaktadr. Bylece i'cz ve greceli anlay nassm sabit, muhtevanu deiken olduu dunmlarda sakl hale gelmektedir. Bu szlerle "Kur'n'm te'vil edilebilecei, ama tefsir edilemeyecei" sznn ne anlama geldiini anlayabilmekteyiz. Ancak bunun baarlablmesi u iki esas kuraln iyice kavramias gerekmektedir; a-Vahiy, aklla elimez. b-Vahiy, hakikatle elimez. Hz. Peygamber (sav) tm detaylaryla btn Kur'n'm tam te'vilini bilmiyordu. Aks taktirde mutlak ilim noktasnda Allah'n bir orta olmu olurdu. Zira tam ve nicel te'vil ancak kyamet gc gerekleecek, Kur'n'n btn yetleri o zaman gzle gndr hale gelecektir. Allah Tel'nm u yeti kermesini dikkatlice dnelim; " J u j ^JpU. ,ia (Jj ^ j ^ nj^ J J I J J ) " J J J Jlki ^ j j - j h V I OJJ^ J* ^ j " , "ille de onun te 'vilini mi bekliyorlar. Te 'vih geldii gn daha nce onu unutanlar yle derler: Rabbimizin elileri bize hakk getirmiler... "

" " A - a f ( 7 ) :.53,

67

Hz. Peygamber'e (sav) vahyedilen her ey hakkat leminden ve aklla alglanabilir ma'klt /eminden gelmektedir. Ancak burada insan aklnn acizlii ve kusurluluu problemi ortaya kmaktadr. Zamana bal tedric te'vil bilgisi, ilimde derinlie ulam btn ilim adamlarnn ferdi grleriyle deil ittifakla belittkler grleriyle ortaya kacaktr. limde rsh seviyesine ulam kimseler, byk flozotlar, tabiat, insan ve kinat limleri, uzay bilimcileri, byk tarih limleri bir araya gelecekler ve kendi yerel bilgi dzej'leri dorultusunda te'vil yapacaklardr. Kyamet kopana kadar te'vil ve ilim omuz omuza ilerleyecektir. Nihayet kyamet koptuunda bu kinatla ilgili btn yetlerin te'\ili tanamlanm olacaktr. Allah Tel'nn te'vilin peine denleri zemmettiim syleyen baz kimselere de mellif Dr. ehriir yle cevap verir; Byk bir mlhde bu kinatn tek ynde ztsal bir arpma zerine kurulmu dlil bir diyalektie dayandn ve bu gerei de (^i^ j^j 4LL^) "yaratl belirli ve yaratl belirsiz"'"'' (u*>-^ ji^j Jy^) "atall ve atalsz"'"'^ gibi yetlerin ifade ettiini: kinatn hnc bir diyalektie -iftlerin uyumu yasasna- da dayandn ve bun da, ( J J ^ J J ?^ i^jj f-i^ (-K t > j ) "Biz her eyden akledersiniz diye ift yarattk""" gibi yetlerin gsterdiim syledinnzde hi tereddt etmeden kabul edecektir. O kimseye bu evrensel genel yasann Kur'an'dan olduunu sylediimizde de sakncas yoktur cevabn verecektir. Ancak o kimseye bu genel yasann >ine Allah katndan gelen rislem. iinde yer alan namaz gibi, oru gibi, alikm gibi konulan tasdik etmek naksad\ia geldiim sylediimizde ise yle diyecektir: Ben bu yasay kabul ediyorum, ama orucu kabul etmiyorum. te "kalplerinde (zey) erilik bulunanlar onun mtebihinin peinden giderler" yetinin vennek istedii en gzel mesaj budur. Arap dilinde "zey"
Hac (22) : ,5. '"'Ra'd ( 1 3 ) : 4. " Zariyat (.51) : 4 9 .

68

kelimesinin anlamlarmdan birisi de noksanlk ve eksikliktir. Buna gre yetin anlam yle olmaktadr; Objektif yasalar, -mtehihyetleri kabul edenler ve onlarn peinden gidenler, ama nslete, mm'l-kitb'a.- tbi olmay reddedenler, noksan (zey) akll kimselerdir. nk onlar kefettikleri bilimsel ve nazar yasalarla bilimsel ilerlemenin temeliyle- insanlar fitneye dmektedirler. Zira insann Ay'a k mmkn olduunda olayn yansmas bundan baka olmamt. T E ' V L KURALLARI 1 -Arab Diline Ballk: Arap Diline kaytl kalmann yannda u noktalarn da gz nnde tutulmas gereknektedir; zellikle Ai'ap Dili eanlamllk zelliini ihtiva etmemektedir. Sahip olduu zellik bir lafzn birden fazla anlam yklenmesi olasldr. Araplara gre esas olan anlamlardr, lfzlar anlamlarn hizmetkrlardr. ydeyse 1-gayb konularda lgav naslarn akln ve akl yrtmenin gerektirdii dorultuda anlamak, 2- Anlamlar verirken rnein ''cr^" ve "A^" gibi ztlk ifade eden fiilleri dikkate almak, 3- Mutlaka/iMa"/ -lga denilen dil felsefesine sahip olmak gerekmektedir. 2-Tenzl ve nzal: Tenzil, inzal ve ceale lfzlarnn sahip olduklar anlamlarn dakik bir ekilde anlalmasnda bilimsel ve teknolojik bulularn katks byktr. Zira inzal ile tenzil arasndaki fark, Yce Kitab'm anlalmasnn temel anahtarlardan biridir ve te'vil ilkelerine dayal sk ihkisine ilaveten nbvvet ve rislet klar asndan da son derece nemlidir. a) el-Ca'l ( J ^ l ) : drak edilmeye ak olmayan bir ekilden, idraki mmkn olan veya olmayan bir baka ekle gemek suretiyle meydana gelen deiikliktir. b) el -nzl ( J draki mmkn olmayan bir ekilden, idraki mmkn bir ekle dntrmektir. (Aa karma, tehr)

69

c) et-Tenzl (ij^^): Ses ve grntnn dalgalar yoluyla tanmas gibi bilincinin dnda meydana gelen madd bir tamadr. Hz. Peygamber (sav) "inzV'i u szleriyle aklamtr:

insan

l H j ^ " , "Kur'an, Kadir Gecesinde dnya semasna toptan inzal edildi. Bundan sonra da yirmi senede peyderpey tenzil olundu. Bu hadis, akla uygunluk arzeden akln ve mantk bir anlamay gerekli klmaktadr. Hadise )'zeysel ve katksz bir anlayla yaklamak yeterli deildir. Allah Tel insanlara Kur'n venneyi murad edince ca'l ve inzal bir defada gereklemitir. Nitekim u yet bunu ifade etmektedir: " j j ^ Lujc J sUia, ui" , "Siz onu akledersiniz diye Arapa bir Kur 'an yaptk (cealn). ""^ Ayn yet, inzal terimi kullanlarak da yer alr: Lujc- iji j 3 oUJj^l UI oji^ 1 ^ " , "Biz onu akledersiniz diye Arapa bir Kur'an olarak indirdik. ""^ Bunun anlam udur: Kur'an evvel emirde idrak dyd ve aa kanhnam, tehir edilmemi halde) d. Daha sonra idrak edilir hale geldi ve bu deiiklik de inzal olarak gerekleti. u halde Kur'an'da ca'l ve inzal bulumnaktadr. Yani Kur'an insann idrak alan iine girebilmesi iin Arapa haline getirilmi, inzal edilmitir... Daha sonra Hz. Peygamber'e (sav) vahiy yohn'la tenzU, ses alanyla ilgili bir yntemle de zikr imn... Hz. Peygamber (sav) de onu insanlara nakletiitir. nsan davranlaryla ilgili olan. bir baka deyile objektif varlkla ilgili olmaj'an Muhkem yetlere gelince bunlarda mtebiMik vasf bukmnamaktadu. u halde mm'l-Kitab iin ca'l, yani bir halden bir hale detnne sz konusu deildir. Bu ksm yetler Allah'tan dorudan vahiy olarak inz.l ve tenzil yoluyla gelmitir. Bunlarda ca'Im yer almamasnn

Hkim, Mstedrek, , u a b i ' l - m n , I, 3 7 0 . Zuhruf (43) : 3. Yu.suf(12):2.

2 2 2 ; Beyhak, Kitbu4-E,sm ve's-Sft, 2 3 5 ; F

70

sebebi, deiikliklerin yer ald insan davranlaryla levh-i mahfuzdaki deiiklik kabul etmez objektif hakikatler arasnda her hangi bir balant bulunmamasdr. Bu dorultuda u yeti anlamaya alalm: " L u j ^ Uljii , "j^te byle Biz onu Arapa bir hkm olarak inzal ettik. "''^'^ Yani muhkem olan bir hkm her hangi bir ca'l ilemi olmakszn Arapa olarak inzal ettik. u halde inzal ile tenzU arasndaki fark, objektif varlk yani "tenzil" ile bu varlk hakkndaki insan bilin yani "inzal"' arasndaki alkaya zg bir durumdur. rnein Hud sresinde " ^ JjJl "^j^" , "Ona bir hazine inzal edilseydi ya""^ anlamndaki yete gre Araplar, Hz. Peygamber'den tenzil deil, inzal talebinde bulumulard. Araplar bunu isterken gkten yamur gibi bir eyin indirilmesini deil, Allah'n elisine kimsenin yerini bilmedii gizli bir hazinenin yerini vahiyle bildirmesini bekliyorlard. Araplarn inzal deil de tenzil talebinde bulunduklarn ifade eden yet ise yledir ve aadaki ekilde anlamak mukndr: " J
UUS U l c J j liJjl j ^ j i j l j frbujll J - i j i j Cy ^
V j u j VI CJJS J a J j j J " , "Yahut altndan bir evin olmal, ya da ge kmalsn. Sen bizim zerimize okuyacamz bir kitap tenzil etmedike senin sadece ge ykselmene de kesinlikle inanacak deiliz. De ki Rabhimi tenzih ederim, ben sadece beer bir raslden baka neyim ki?"'^'^ Bu yete gre Araplar Peygamberizden gkjazne kmasn ve kendilerine okuyacaklar, elleriyle dokunacaklar madd bir kitap getirmesini talep etmilerdi. lgili kavramlar havarilerin Hz. sa'dan talepleri domltusunda gkten indirilen sofra konusunda da gemektedir ve ilgili yetler yledir:

Ra'd ( 1 3 ) : 3 7 . Hud ( 1 1 ) : 12. '"lsra(17):93.

71

(>
^ 1 ili J i

ujj ^1J
1^1 4jial

jJ_>^

d^

u i ^ ^ \

t >

j i j l jll j j i . CAJIj U a j J j ^L. V j U > ! j V M -it ''J^l tr"^ ^

UljV

lot u : j j i>a

UJl

^jAjd\ j >

js^

^^k

l^Jll- .

"Hani havariler yle demilerdi: Ey Meryem olu ha. Rahbin bize gkten bir sofra tenzil edebilir mi? (sa) iman ediyorsanz Allah 'tan korkun dedi. stiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz iyice yatsn, senin bize doru sylediini bilebm ve buna bizzat ahit olanlardan olalm dediler. Meryem olu sa da: Ey Allah'm, Rabbimiz bize gkten bir sofra inzal et ki bizim iin, nce ve sonra gelenlerimiz iin bir bayram olsun ve senden de bir mucize olsun. Bizi rzklandr, sen rzk verenlerin en hayrlmsn dedi. Allah buyurdu ki: Ben onu sizin zerinize tenzil edeceim, ama ondan sonra sizden kim kfrederse ona alemler iinde kimseye yapmayacam azab yaparm. 1- Havariler Hz, sa'dan zerlerine gkyznden objektif hakikat olarak yiyecekleri madd bir sofra indirmesini (tenzil) talep etmilerdir. Bu byk bir talep olduu iin Hz. sa "Allah'tan korkun" demitir. 2- Hz. sa ise sofra konusunda Allah Tel"dan inzal talebinde bulunmutur. Yani bu konuda valiy beklemitir. nk onun Allah'n mutlak kudretinden hibir phesi bulumnad iin Allah'tan gelecek madd bir be>7neye ihtiya duymamaktadr. 3- Allah Tel, havarilerin talebini kabul etmi ve gkten madd bir sofra tenzil etmitir. Ayn dorultuda Har Sresinin 21. yetinde de Kur'n'm daa inzal edilmesi durumunda onun Allah korkusundan parampara olcandan sz edilmektedir. Nitekim Kur'n'n btn ierikleri madd ve tarih objektif hakikatlerden olumakta ve eer bu konular dan idrak alanna girmi olsayd kukusuz da '"lim" olacak, hayet iinde kalacakt. Zaten Ftr Sresinin 28. yetinde de kullar
M a i d e (5) : 112-115.

72

iinde Allah'a en ok hayet duygusu besleyenlerin limler olduu belirtilmektedir, 3-Tertl: Tertl hakkndaki yaygm kanaat, onun hemen hemen tilvette nameler yaparak eitli sesleri uzatma, yani tecvit olduu eklindedir. Oysa tertl maddesinin lgav kkeninde "belli bir dzende sray takip etmek" gibi anlamlar yer almaktadr. Buna gre tertl, bir konudaki yetlerin birbiri ardna eklenerek belli bir dzende takip edilmesidir. u halde " ^ J J U'J*^' L^JJ" , 'Kur 'n ' tertl ile oku"^^^ yetinde kastedilen eyin tilvetteki tecvit olmas mmkn deildir. ncelikle bu anlay, aadaki yetin gereiyle uyumaz. "^j* , "Biz sana ar bir sz ilka edeceiz. ""^ Burada sz, yakn veya uzak olmakla deil, ar olmakla vasfedilmitir. Sz konusu arln lafzda veya nutkda olmas h mmkn deildir. Dorasu arlk, Kur'n'n ihtiva ettii ilimlerin anlalmasmdadr. Buna gre Kur'n' kolay anlamak iin Yce Kitab'ta bir konuyla ilgili yetlerin ve manalarn belli bir tertip ve dzende incelenmesi gerektii ortay'a knaktadr. Tertl kaidesi esasnda ada bilimsel aratrma kurallarndan da birini oluturur. Zira tertilsiz bir bilimsel aratnnanm pozitif neticeler ortaya karmas mmkn deildir. Yaygn tarih tefsirlerde de tertil kural takip edilmedii iin anlamada negatif izler tamas kanlmaz olmutur. 4- Parac Olmamak: Parac yaklam blnmemesi gereken bir eyin paralara ayrlmas, blnmesi demektir, Kur'n- Kerim leinde anlan yaklamn anlam udur: Kur'an'daki bir yet, tek bana tam bir fikri tayabilir, yahut tam bir konu hakknda bir paragraf da olabilir. rnein Hz. dem'le, kinatn yaratlyla ve beer bilgi nazariyesiyle ilgili yetleri karma yaparak bir araya getirmek hepsinin katkda bulunduu konu btnln tamamyla
' " M z z e m m (73) : 4. M z z e m m ( 7 3 ) : 5.

73

bozacaktr. Nitekim bu kuralm ihlalini aadaki yet ifade etmektedir: " > ^ JJ^'' o!^' J i c uijii , Kur'n' para para blen paraclara indirdiimiz (azap) gibi."[' 5 -yet Bitimlerindeki Srlan Anlamak: i^^j* J f ^ ) Cenab- Hak yle buyurmaktadr: ^ j fj ^ ^ ' j^'JH j j * : A = ^ j j ^ " , "Hayr (bu Kur 'n 'n) paralar halindeki yerlerine yemin ederim ki, bilirseniz bu byk bir taksimdir. Dorusu bu Yce bir Kur'an'dr. "^'^ Burada u incelie dikkat ekmek faydal olacaktr: Birinci yetteki "ak-se-me" {^^) fiili. kasem etmek, yemin etmek manasna gelirken ikinci yetteki "kasem" kelimesi paylatrmak, taksim etmek anlamna gelmektedir. Buna gre yetler arasmdaki ayrm tamamlamutr. u halde ilgili yet Kur'n'n btn ierisindeki yet bitimlerinin tadklan srlar anlamann nemine iaret etmektedir. yette geen "mevkii'n-ncm" ifadesi yaygn kanatin aksine gk}.aizndeki yldzlarn d yerlerine deil, j'etler arasndaki ayrmalara iarettir, faslalara (fevsl) atftr. Bu yaklam, Kur'an te'vilini ve Kitabn tamamnda yer alan yetleri anlamann anahtarlarndan birisidir. Zira faslalar btn yetler arasnda topluca gelmitir ve onlardan her bir yet tam bir fikri tamaktadr. Szgelimi u yetleri dikkatlice dnelim: ^ ^ J^'i^ ^ . f J ^ U ^ L S ^ ' " , "O (Rabbin) kalemle retti. nsana bilmediini retti. Burada yetleri anlayabilmek iin yet bitimlerine bariz bir ekilde dikkat etmek gerekmektedir. Nitekim bu iki yet duraksz olarak birletirilecek olsayd, kalem sadece insanlara mahsus bir retilme arac olacakt ve insan dndaki dier mahlukatn retilmesi kalem dnda baka aralarla gerekletirilmi olacakt. Oysa byle bir ey doru deildir.

'^"HcrClS): 90-91. V a k f a ( 5 6 ) ; 75-77. ' - ' A l a k (96) : 4 - 5 .

74

nk kalem btn yaratklar n bir retim aracdr... yleyse Allah'n istisna etmeksizin meleklere, msanlara, ha}'vanlara ve cansz varlklara ksaca btn mahlkta araclyla rettii kalemin mahiyeti nedir? "Kalem" kelimesinin lav asl, dzeltmek, dorultmak (tesviye) ve bir eyin fazlalklarm alarak slah edip gelitirmek (tehzib) gibi anlamlara geldiini bildinnektedir. Bu ileme artk ayrdetme ve tanmlama anlamnda temyiz ve ta'rf denmektedir. Bu ilem bilginin omurgas konumundadr ve o olmadan her hangi bir bilginin tamamlanmas mmkn deildir. Yce Allah bu yntemi mutlak bir ekilde kanunlatrmtr. nk retim sadece insana has olan niteliklerden deildir... Bu dorultuda ftr bilginin "taklm" yani bir temyiz ve '77/ olduuna dikkat edilmelidir. Ftr bilgiyle bir inek yeni domu yavrusunu seebilmekte... bir at, eti ottan ayrabilmekte ve eti yememektedir. Allah Sbhanehu ve Tel, canl her varln artlarna gre bu yntemin ok eitli ekillerini ve imkanlarn yaratmtr. Eer duyular ilevinden olan bu taklm yntemi olmasayd, her hangi bir ilimden de sz etmek mmkn olmayacakt. Nitekim temyiz ve ta'rif yani taklm zellii be d u j T i d a bulumaktadr. 6-Bilgilerin Karlkl Test Edilmesi Kural (Cross Examination= U j k ^ l jisl) Bu kural, gerek talimat gerek ter alannda Kitab'n yetlerinin tamam arasnda hibir elikinin bulumnad gereini tesbit etmektedir. Benzer ve apraz pasajlar incelenen konunun aa kmas iin birlikte ele almak son derece nemlidir. Szgelimi "znet yeti" olarak bihnen Nur Sresi 31. yeti anlamak iin Nisa Sresindeki evienilmesi haram olanlarn anlatld "mehrim yetV'm dikkate almak gerekmektedir. Bahsettiimiz kurallar boyutlar henz son szn sylendii anlamda bilim snrlar iine ginnemi kimi konular te'vil etme imkann salamaktadr. Bu durum ortaya konan bir teorinin, henz duyular lemim, (lemi'1-mahss) gemeden evvel bir dnem akl

15

lemint (leni'l-ma'kl) kalmasna benzemektedir. Nitekim gnmzde ok eitli bilim dallarnda alan lnler tarafndan vaizler tarafndan deil- ortaya konan te'villerin, zaman ilerledike bilginin nisblii dorultusunda gelitirilmeye ak olduklar ya da doru olmadklar anlalacaktr. Bu yzden ortaya atlan te'viUere engel koyma veya onlar balayc kabul etme yanlgsna dmemek gerekir. KANAT VE NSANIN CEDEL { ^ ^ J >^1 J-^*) Arapa asl ce-de-le ( J ^ ) fiil kknden gelmekte olan cedel kelimesi; ama, yayma ve uzatma asndan bir eyi sapasalam yapmak (istihkam), dmanhk ve husumetin kzmas ve sze mracaat etmek gibi anlamlara gelmektedir. Cedel kili Kutba Dayamr ve eitli ekilleri Vardr: l-Dhil Diyalektik: (Sniyye Telzmiyye=VJi '^^): Ayn ve tek bir madd varln iinde cereyan eder ve dahil bir cedele neden olur. Bu dahil cedel ise, madd unsurlarn tamamn oluturan iki unsur arasnda tek 3'nl meydana gelen bir elikiye (sr' tenkud) dayanr ve varla ait eklin devaml surette ortadan kalkmasna yol aar. 2-Hric Diyalektik: (Sniyye Tekbliyye=^>i;i^ ^i-ii): Her hangi bir iliki ierisinde beraberce bulunan iki madd varlk arasndaki karlkh ikiliktir ve haric bir cedele neden olur. Bu haric cedel ise etkileme ve etkilemne eklinde ortaya kan iki ynl bir di^'alektie (sr' gayr-i tenkud) dadanr. ki e arasndaki uyumun yanstt cedel bu eide rnektir. 3-Art Zamanl Diyalektik: (Sniyye Tekubiyye=^'^ J J U J ) Bir arada bulumnalan asla mmkn olmayan iki olgu arasndaki mteakip ikiliktir. Birinin varl zomnlu olarak dierinin yokluunu gerekli klar ve bu da iki zddm mteakip anlamdaki ceddidir. Buna rnek olarak geceyle gndzn ardarda gelmesi ve nefes alp venne gibi olgular vemek mmkndr. Zira birinin varl tekinin varlna engeldir.

76

4-Metafziksel elikiler Arasndaki Dahil Diyalektik: ( nsan zihninde birlikte bulunurlar ve insan dncesinin cedel eklinde ortaya karlar. eliik olann zihindeki cedeli, her bir arpma ve mcadelede yalnz bana iki eliikten birini desteklemek dierini ilga etmek eklinde bir hkm ortaya koyarak son bulur. Ortaya konan hkm, madd ve nesnel vakaya mutabk olduunda doru (sdk); nesnel vakaya mutabk olmadnda ise velnn olur. Bazen duygularn baskn gelmesi yznden her hangi bir hkm ortaya koymakla zihindeki cedel sona ememi de olabilir. Bu durumda da insan nefsinin cedeli tecelli etmi olur. Acaba Kur'n- Kerim sz edilen cedel yasalarna iaret etmekte midir? Dhili Diyalektik: (Sniyye Telzmiyye=VJ^ eliki diyalektii (<:i-a3lull i\l\) eklinde adlandnlabilecek olan bu cedel, ztlann dahil mcadelesi, bir halden bir hale geie ve ilerlemeye, gelime alannda devaml surette meydana gelen deiiklie neden olur. u halde paralanamaz ikiliin omurgas, ilerleme ve gelimedir. Gelime ve deime, bir ey eklinin yok olup baka bir eklin ortaya kmas tarzmda tecell eder ki bu da, dahil ve cedel (diyalektik) hareket diye bihni\ Kur'an bu dmmu anlatmak zere "tesbh" terimini mutlak olarak kuUamr. " C K ' J ' V I t > cAy^ jv^" , "Gklerde ve yerde olan eyler Onu tebih ederler."''^ Tesbh keUmesi, devaml hareket etme ve yzme anlamna gelen "se-be-ha" ( j ^ ) fiinden tremektedir. Nitekim " u . ^ J S " , "her ey bir yrngede yzer"'^^ yeti de bunu gsterir. yleyse bu mcadele srekli bir deiime sebep ohnaktadr ve bu hakikatten hareketle de "lm hak, Allah diri ve bakidir" eklmdeki vecize ortaya kuaktadr. " A ^ j VI t - ^ J S . . . " , "..O'nun vechi hari her ey helak olur. "'^^ inde bulunduumuz madd lem helak oluncaya kadar bu kanun
'^'Cuma ( 6 2 ) : 1 . Enbiya ( 2 1 ) : 3 3 . Ka.sas ( 2 8 ) : 8 8 .

77

yrrlkte kalnaya devam edecektir. Sura birinci flenite "ortaya kan enkazn stnde yeni zelliklere sahip madd bir kinat in olacak", sura ikinci flenite ise dirih gerekleecektir, Kur'an'da tesbh iki durumda gelmektedu": 1-Varlm tesbl emesi dm-unu, 2-Akll varlklann tesbh etaes dumiu. Asimda biz namazda "sbhnallh" {^^ W " ) derken bu kanunu ika- ediyoruz. Btn eyalann varlklan iinde yaptklan hakik tesbl, Allal Tel iin 3'aplnaktadr. nk eyadaki dalih ve cedeh hareketin ka>a, Allah Telnm madd kinat 5'araasmdan beri O'nun varlma dnmektedir. Allal Sbhneh ve Tel, ztmda bu hareketten mnezzehtir. nk O, il A:^ i l y J f ' , "bir ve samet olandr"^^^ ve "-c^ ( j ^ ' , "hibir ey O'nun misU gibi deildir. O'nun, Ztmda hareketten mnezzeh ohnas, bu meketin eyalarm helakine sebep ohnasmdandr. u halde nesnel kanunlardan olan bu kanun bir tek 5'nde ilemektedir. En 'n sresinin 95 . yetinin sizin Allahntzdtr. a halde nasl da evriliyorsunuz" cmlesi ile son buknas bahse konu dummla ilgidii". Ayette ysc alan ifk lafz, evirmek, dnmek, irtidat etmek anlamma gehnekte ve u anlama gebnektedr: hsaim tamamyla Allal tan kopmas, O'ndan aynhnas, ksca bu kanunu reddenesi mmkn deildir, hsan sadece bu kanunun leyi lzlandrablr veya yavalatabilir, ama asla lg edemez. Tb ve dom bakm mr uzatabi- ama lm ilga edemez. Kur'an bizzat bir eyde bulunan ztlam dahil mcadelesi kanunundan ( l i ^ j j t j A l i ^ ) "yaratl belirh ve yarat belirsiz."'^^ ( u ' j ^ j ^ j C)j^) "atall ve atalszf^jLilc j j i j U U i i ) "benzeyen ve benzemeyen"'^'^ gibi ibarelerle sz eder. rnein u yeti inceleyehm:

'^*nlas(112); Hac ( 2 2 ) : 5. '-' Ra'd ( 1 3 ) : 4 .

1-2.

'^'ra ( 4 2 ) ; 1 1 .

En'm(6) : 141.

78

fLij Jijl

La

jLi.jVI t^j j J j j^ (jffii A i i i ^

jjoj

4 i ^ 44

j > jij A i l e ^, a,,n

^^JI JjJ (>l j ^ J

(_y^JJJ l>> ( ^ J JISAl I j i L i !

.^iliL ^ i i . ^

C l J A .UI l ^ J c U l j j i I j l i 'A U o ^ j V I S4 2;jJ ( >

L 5 J J J l ^ |L .JU

j j a j MJSJ

CAUJ ' A ' J J " , " y insanlar eer ldkten sonra dirilmekten phe ediyorsanz (hatrlayn) Size aklayalm diye biz sizi (nce) topraktan, sonra alkadan, sonra yaratl belirli ve yaratl beUrsiz bir inem et parasndan yaramtk. Dilediimizi belli bir sreye kadar rahimlerde tutarz, sonra sizi bir bebek olarak karrz, sonra da gcnze ulamanz iin (sizi bytrz). inizden kimileri (daha nce) vefat ediyor, kimileri de bilgiye sahip olduktan sonra hibir ey bilmez hale geldii mrn en kt ama dndrlyor. Yeryzn de kurumu halde grrsn. Fakat biz onun zerine suyu indirdiimiz zaman titreir, kabarr ve her gzel iftten bitirir. Bu yet insanlara diriliin hak olduunu sbat etmek zere gelmitir ve maddenin devaml surette bir ynde kaydettii deiim geliim- kanununu ihtiva etmektedir. nsan yaratl nce topraktan balam, nutfeden -reme hcresinden- devam etmitir. Birlemeden sonra sperm hcresi ile yumurtack bir araya gelir ve bir eyin bir baka e)'e yapmas, aslmas anlamna gelen- aleka ( oluur. Ardndan gelime ve hcrelerin oalmas saflas balar, eith organlar teekkl eder. "Yaratl belirli ve yaratl belirsiz" j^j iLi^) zellii, bir inem et olarak tercme eden mudga zerinde gerekleir. Bu gelimeler bir eyin bizzat kendi iinde dahil ztlann arpmasna ve mcadelesine sebep olur. Biz bu noktadan hareketle bir eyin bizzat kendi ierisindeki zt unsurlarn dahil olarak gerekletirdikleri cedel hareketin, devaml surette eklin deimesi, bir eklin helak olup baka bir eklm ortaya kmas olarak tecelli eden gelimeye neden olduunu anlyoruz. Bu kinat iin diriliin de ( ^ ^ ' ) bir srama, nih anlamda bir ykseli olduunu aym ekilde kavnyonz. nk
H a c ( 2 2 ) ; 5.

79

zdlarm dahil mcadeleleri yasas artk baka bir kinatta dumakta ve bu yzden de devaml surette vuku bulan helak olu artk sona ermektedir. Bunun iin hirette lm ve doum olmayacaktr, orada sadece ebediyet olacaktr. te bu yzden organik hayat ve canl varlklar bir e>n bizzat ierisindeki dahil ve zdd arpmann sonucu olarak doma (n') ve ykselme (irtik') yasasna bojam emektedir. Hayat bir nutfeden -reme hcresinden balam, cedel bir ameliyeyle gelimitir. Bu cedel hareket devaml surette ekil deiimine neden olmu ve nihayet akd sahihi olmayan beer zuhur etmitir. Ardndan akd sahibi insan ortaya kmtr. Nitekim Allah Tel'nn > ^ W , "ikisi iinde yayd canllar"''^ diye buyurduu yet bu durumu aklamaktadr. Arapada bes-se ( ^ ) fiili, bir eyi ayrmak, arasn amak, aa karmak, meydana koymak anlamna gelir. Aslnda bitkiler ve hayvanlar asndan organik hayatn esas birdir ve bu trlerde meydana gelen yaylma ve deime gelime ve ykselme (irtik) kanununun sonucunda tamamlanr. Bu yasa, faalijetinden ancak kinatn patlayarak helak olmastyla vazgeer. O halde aka ortaya kmaktadr ki; dirili ve gelime yasas, birbirine kopmas imkansz bir bala baldr. Oluumundan beri mevcut olan zdlarn dahil ekimeleri sayesinde bu evrendeki madde ve geliim yasalarn anlamak, diriliin mutlaka gerekleeceine dair kesin ve akl -bilimsel- bir delildir. '" J i Ula. tjjli." ^ -'ij yaratmaya baladmz gibi. onu yine tekrar edeceiz"'" ki Ein Kaynamas Diyalektii, Keyfiyet: Kur'n- Kerimde iki e anlamna gelen "zevce3'n" (oj^jj) terimi eitli yetlerde gemektedir. " J ^ V i j j S i l l o^^jj ^ ^ -o. iki ei. erkek ve diiyi yaratt. "'-"' Ai'ap dilinde zevc. mennes (diilik) formu olmayan bir kelimedir. Erkek, varlk anlamnda diinin zevci: dii de
'^^ ra ( 4 2 ) : 29. " ^ E n b i y a ( 2 1 ) : 104. Necm ( 5 3 ) : 45.

80

varlk anlamnda erkein zevcidir. Bu yzden erkekle kadn arasndaki beraberlii anlatmak zere "nikah akdi" terimini kullanrz, buna "zevac akdi" demeyiz. Zira erkekle kadn yaratlta birbirinin zevcidir, akitlerde deil. Hatta Kur'an, erkek kardein kz kardeiyle zev olduunu ifade eder.'^'^ Bu bilgiye sahip olduktan sonra, "t >Jl f^^jjj , "Ayrca onlar iri gzl gzel zevlerle elendiririz"^^'^ ve "... jrljj , "Onlarn orada tertemiz eleri vardr. "'"^ yetlerini dinlediklerinde Araplardan hibirinin neden Hz. Peygamber'e (sav) kadnn cemette ne olacan sormad aka anlalmaktadr. Nitekim onlar gayet iyi biliyorlard ki cemietlik olan erkek ve kadnlarn hepsinin orada gzel gzl eleri olacaktr. Allah Tel erkeklerle kadnlar arasnda ayrm yapmay istediinde yet ak hitap sigasyla, rnein "inanan erkekler, inanan kadnlar" ekhnde gelir. Aadaki yette olduu gibi iki cins arasnda ayrm yapld, yetin balam tarafndan da belirlenebilir: ""-^IjjV (J ^^^i ^\ V , "Ey Peygamber! elerine syle. Bu kkl ikinci yasaya madd evrendeki btn varlklar boyun emekte ve Kur'n' Kerm bu ikili ilikiyi "ezvc" terimiyle ifade etmektedir. Ayrca Kur'an, madd evrendeki hibir varln birbirinden soyutlanamayacan vurgular. Bunun iin istisnasz her dzeyde iki ey arasnda karhkl iliki (alkat't-tekbliyye) zorunlu olarak bulunmaktadr. Bahsettiimiz yasa " u j j ^ ^ oJ^jJ ^-^^ L > J " , "Biz her eyden ift yarattk, belki t alrsnz"^^'^ yetinde gemektedir. Bu yasa, sekin iki varlk, iki e arasnda zdd olmay'an karlkl ve ikili bir alka sayesinde varlklarn tamamnda etkileme yoluyla faaliyetini yrtmektedir. Birbiri arasndaki karlkl etkileme, sonuta keyfiyeti ve srekli uyumay, kaynamay meydana getirmektedir.

" ' Bkz. ra ( 4 2 ) : 50. Duhan ( 4 4 ) : 5 4 . Ni.sa (4) : 57. Aizab (33) : 28. '^'Zriyt (51) ; 4 9 .

81

Burada ift olma yasasuun, ztlar yasasmdan farkl olduunun ifade edilmesi yerinde olur. nk zt olan iki eyin bir araya gelmesi imkanszdr, birinin varl tekinin yokluunu gerektirir ve aralarnda daima gece ile gndz gibi birbirini takip eden karlkl bir iliki bulunur. Ayrca anlan ztlk, madd eyalarda deil sadece olgularda (zavhir) sz konusudur. nsan Diyalektii ve n s a n Bilgi: Kur'n- Kerim insan aadaki yette zel bir cedel niteliiyle ayrcalkl klmaktadr; " j i i j J i o - U i l Jjill li* J U a ^ JiSI j U i V l " , "Biz bu Kur'an'da insanlar iin her trl misali sayp dktk. Ama insan cedele her eyden ok daha dkndr."^^'^ Cedel kanunlar, canl ve madd bir varlk, bir beer olduu iin insana da tatbik edilmektedir. Ancak bu cedel, insann kendine has zel bir cedeldir. Akll ve dnen bir varlk olmas sebebiyle insan fkr cedele sahiptir... Bunun iin Kur'n'a gre insann cedel ve insan bilgi, hak ve batla, baka bir deyile hakikat ve vehme dayanr. Hak ve batl unsurlar, insamn dncesine hi dunnayan bir cedel iliki grnmnde karm vaziyettedir. Byle olduu iin Hz. Peygamber (sav) "dtf ^l^^l oh l " , Helal bellidir, haram bellidir"''" buyururken bunun yerine rnein "hak bellidir, batd bellidir" dememitir. Zaten insanlara pekok neM gelmesinin sebebi de hakla batln karm olmasdr. eitli sebeplerle bazen hak, batldan ayrlr. Ancak hak, hak-batl karmn yeni ekillerle yeniden faaliyete geirmek zere bir sreliine batldan ayrlr. Aslnda bu cedel hi durmaz ve sonuta bizi yeni bir baka mmejfyiz unsura muhta brakr. Bu cedel Allal'n yeryzne ve zerindekilere varis olaca zamana kadar, kyamet gn kopuncaya kadar devam edip gidecektir.

" " K e h f (18) : 5 4 . M Buhr, man 3 9 , B y ' 2 ; M s l i m , M s k t 1 0 7 , 108 ; Eb Davd, B y ' 3 ; T i r m i , By' 1 ; N e s a , B y ' 2 , Kad 11 ; bn M c e , Fiten 14; D n m , B y ' 1 ; Almed, IV. 2 6 7 , 2 6 9 - 2 7 1 , 115.

82

insan bilginin temeli, birbirine zdd ve cedel bir ilikiyle bal olan hak ve batl arasndaki daim ayrma dayanr. " "^j (jjaJl J=U!" , "Hakk, hatla kartrmayn, hakk bildiiniz halde gizlemeyin. Hz. Peygamber (sav) yedinci miladi asrda Araplarda mevcut olan hakla batl arasndaki karkl zm ve aralarn ayrmtr. Zira Peygamber, chil ve putperest vehimleri, Araplarn bilgi ve ynetim alanlarna ilikin dncelerinde yer alan nesnel hakikanen ayklamtr. rnein sahabe de zinay bizim anladmz gibi anlyordu ancak onlarn cahiliye dneminde sahip olduklar vehimlerle, ve slm geldikten sonra intikal ettikleri hakikat, bizim bugn iinde yaadmz vehimlerden ve intikal etmeyi istediimiz hakikatten tamamen farklyd. BLG NAZARYES NEDR? Bilgi nazariyesi, nesnel hakikatle velim yani hakla batl arasmdaki kanklm devaml surette zlmesi, deifre edilmesi dummunu ifade etaektedir, Bu ilem, nesnel rahmn lemin, hakikatin idi-ak edihnesiyle gerekleecektir. Zira eyann bilin tesindeki varii bizzat hakikatin kendisidir. Zihinle-de var olan suretler, bizzat biU tesinde mevcut olan eyaya mutabk olmaldr. Bu mutabakatm nktan kadar varlklar, insan iradesme itaatkar olacaklardr, baka bir deyile insan, varlklan sz konusu mutabakat kadar kendisine bovun edim olacaktr. "nsan bilginin, dahil ztlann eklmese dayanan madd olgudan doduunu" syleyen madd dnml (in'iks=,^^') bilgi nazariy'csi, insan beynindeki tenakuzla bu tenakuzun nasl izale edildii hala aklayamamaktadr. Bunu aklayamad im msan beyrunin maddeye sk sbya bal bir geliim olduunu sylemekle yenir. Aua insamn soyutlama (tecrd), tasav\ar ene (tahayyl) ve kefene (ihtikr) aamalarma nasl ulatm aklayamaz. te yandan Kur'n'm bilgi konusundaki nazariyesi, maddenin dnml nazariyesiyle sadece szn ettiimiz hareket noktasmda rtmektedii-,
" - B a k a r a (2) : 4 2 .

83

Ancak Kur'an, Allah Tel'nm katnvhn, yani ikh madd kinatn tesmsa ruh flendiini sylemi ve bu sayede konun cevaplama>'a gc yeten bilimsel tefsirin ilerlemesine neden olmutur. Nitekim ah flenmesi sayesinde insan, ztlm kendisinde yer almad "birlik"' (ehadiyyet) sfatm tamaktadr. Zdlm bulunmamas, ikili madd varlm sfatlanndai deildir. Bilakis zdlm bulunmamas sfat, bizm bildiimiz madd varlm haricde var olan nesnel bir varlm sfatdr. Bu varlk dahil elikilerden (tenkudt dhlyye) mnezzeh bir varlktr. O da Allah Sbhneh ve Tel'dr. Bu nizden Cenab-j Hak ( Ls^jj iy c i j ) "O'na ruhumdan //erf'm"'*' buNammtur. Kur'n'n bilgi nazariyesine ihkin bu madd anlay sayesinde Dr. ehrur, evrimci dnceyi (ilerleme ve jaikselme nazariyesini) reddeden, bunu yaparken de hccetleri, "'insan niye maymundan konum itibariyle ykseldi de maymun, maymun olarak kalmaya devam etti" gibi sorulardan teye gemeyenleri ve Kur'n' sembolik anlayanlar eletinnektedir. Nitekim ona gre bu tr sorularn cevab aktr nk Allah, ruhu sadece beere flemtir. Zaten insan, kken olarak hayvanlar aleminin bir grubudur. Kendisine ruh flenmesi onun hayvanlar aleminden insanla gemesine ve ykselmesine neden olmutur. Aslnda Danvinin insan nazariyesndeki kayp halka, ruh flenmesi hususudur. Allah'm Kitabnda "beer" terimi, pek ok yerde gemekte ve cinse dellet zere insann madd fizyolojik varln anlatmaktadr. rnein u yeti inceleyelim: " >ij i J] f>j > ^Sik J < ^>j J J ^ " , "Sizi topraktan yaratmas, sonra da yaylan beer olmanz O'nun yetlerindendir. Dikkat edilirse bu yette Allah Tel "smme iz" eklinde iki tane eda beraberce kullanmaktadr. Bunun sebebi beer olmakla topraktan yaratlma arasnda uzun bir zamann gemi olmasdr. u halde Allal Tel yeryznde yaylma aamasnn "beer" merhalesindeyken

Bkz. H c r ( 1 5 ) ; 2 9 : S d ( 3 8 ) : 7 2 . Bkz. Rum ( 3 0 ) : 2 0 .

84

gerekletiini aklamaktadr. O zaman beer, henz insan haline gelmemi, baka bir deyile kendisine henz rah flenmemitir. imdi de u yetleri dnelim: " (> i jA LJ^^^ A^UU A^J J i jj , "//an/ Rahbin meleklere ben amurdan bir beer yaratacam, onu biimlendirip, ruhumdan flediim zaman hemen ona .secde edin demiti. Meleklerin hepsi secde etmiti. "''^^ Yani melekler secde etmiler, blis'in yapt gibi akl yrterek itiraz etmemilerdi. Ancak Allal Tel onlara yle deyince kart grler ortaya knut: " o^ji^ J ^ * ^ tP' '^^-^ '^h .U.^\ Ak^j ijja t> i]x^\ I jl" _ "Hani Rabbin meleklere ben yeryznde bir halife yaratacam demiti de (o zaman) melekler, orada fesat karacak, kan dkecek birisini mi yaratacaksn demilerdi"''*^. Meleklerin bu kart grleri ahit olduklar bilgilere dayanmaktayd. nk Allah'm halife yapacan syledii varlk, insan olmadan nce hayvanlar aleniindeyken vahi hayranlar gibi et yiyordu, bu kapsamda belki birbirlerini de yi.yorlard. " - i - ^ t > ^ry" , "Orada (yeryznde) fesat karacak" ifadesi onun bilinsizce ormanlarda yapt tahribata dellet etmektedir. Burada yeri gelmiken 'fesad" ve "slah" kavramlarnn eya ve vazifelerle ilgili olduunu, "fusk" kavramnn ise Allah Tel'nm emir ve yasaklarna muhalefet etmek manasna geldiini sylemek faydal olacaktr. Acaba insann cedelinde "Rahman" ve "eytn" terimleri arasnda herhangi bir iliki bulumuakta mdr? Baka bir deyile acaba insan zilminde ilevini yrten bu iki zt kavramn "hakikat" ve "vehm" kavramlarna karlk geldiini syleyebilir miyiz? 1. RAHMAN Rahman lafz, ra-h-me il kknden gelir ve Arap dilinde asl itibariyle incelik, efkat, merhamet ve yaknlk manalarna dellet eder. Kur'n' Kerim bunlara baka bir mana daha
" ' Sad (38) : 7 1 - 7 3 . Bakara (2) : 30.

85

kazandrm ve grevi dourma ve retme olan organa da "rahim" adm vermitir. Rahman lafz, fa'lan [CS^) veznindedir ve Aap dilinde bu vezin iki eliie, iki ee ve iki zt eye dellet eder. rnein cev'n-eb'n (a-tok); te'bn-reyhn (yorgun-rahat); mevtn-hayevn (l-diri); ferkn-cem'n (ayr-btn) gibi kavramlar bahse konu vezin kullanmlardr. Araplar iin rahman lafz yeni bir mana getirmitir ve bunu biz u yetten aka anlamaktayz; " Uj- UJ ' - ^ j l l IJA^JU ^ lilj I j j f x A j | j j " ^ "Onlara, Rahman 'a secde edin denildiinde. Rahman da nedir? Bize emrettiin eye hi secde eder miyiz derler. Bu onlarn sadece nefretlerini artrr. Allah'n ismi olan Rahman lafz, mbbiyet yasalarn, hakimiyeti, gc ve gelimeyi temsil eder. Nitekim bu ikili madd kinatta mbbiyet yasalar ve szn ettiimiz dier zellikler insan idrak etsin ya da etmesin- objektif olarak ilemektedir... Bunu u yet aka gstermektedir: "'^^ W^ o^J^f ^ ^ j - ^ l 3 ^ L ^ i Ijjfi. ( J l ^ l i >La .jJI j i j a J l ^Jc ( ^ j i ^ l ^ ^U" , "O, gkleri, yeri ve ikisi arasndakileri alt alt gnde yaratt sonra da ara istiva etti. (te bu) Rahman'dr. O'm haberi olana sor. "'''^ Avrca " >^_>ll jjUi J i j i S I " , "Rahman ara istiva etti"'''^ yetini de dnelim: Burada Rahman, kinata hakim olan madd ve nesnel yasalara iaret etmektedir. Nitekim rahman leme ma'klt olmayan, yani akln idrak alanna girmeyecek ve akh olarak anlalmayacak hibir ey )'oktr. Ancak insan akl bunu herhangi bir asrda idrak etmekten ciz kalabilmektedir. 2. EYTN Kitab'ta eytn lafz mtebih kavramlardandr ve ayn ekilde bu lafzn da iki farkl anlam vardr. lki e-ta-ne ( c j ^ ) liil kknden gelir ve uzak olmak, uzaklamak anlamn tar. Bu anlam gz nnde tutulduu taktirde eytn lafz, msan bilmemin dnda
J J S

Furkan (2.5) : 60. Furkan ( 2 5 ) : 5 9 . Talra (20) : 5.

86

varl olan, nesnel ve madd bir hviyete sahip bir kavram olarak grev yapm olur. Nitekim Araplar dibi derin bir kuyuyo anlatmak iin ' bi 'r etn " ( u j ^ j ^ ) ; iki ucu birbirine uzak bir ipi anlatmak iin de "etan " ( o ^ ) ifadesini kullanmaktadrlar. Aratrmac Dr. ehrur bu eit eytana., dieriyle karmamas iin "e-e>tn'lfey'l" adn vermektedir. Lafz aadaki yette bu anlamyla gemektedir: " ^ '^^ I i j ^ j 'j^^ o;^' 'j^ j jji^ (jaJ Ujl" , "man edenlerle karlatklar zaman iman ettik derler. eytanlaryla babaa kaldklar zaman ise, biz sizinle beraberiz, biz onlarla sadece alay ediyoruz derler. etan lafznn ikinci versiyonu ise -ta, eyt (-kul-LLJi) kknden gelmektedir ve bir eyin yok olup, boa kmas anlamn tamaktadr. Bu anlamnda ise eytan lafz, insan dncedeki batl ve vehme dellet etmektedir. Bu yaizden iinde eytn lafznn getii yetlerin herbirinde hangi anlamnda kullanldnn tespit edilmesi iin dikkatle incelenmesi gerekmektedir. Aratrmacmz bu anlamdaki eytna, da "e-eytn'l-fa'ln" adn vennekte ve bunun insan dncesindeki cedel ameliyenin taraflarndan birisi olduunu dnmektedir. u halde bu eit eytann varl tamamen zihinseldir, nesnel bir varlk deildir ve insan dncesindeki vehm taraf temsil etmektedir. eytn- fa 'ln -yani vehim- u yetierde geer: " V j i i . 0^^=^^' o^j" , "Zaten eytan insan yapayalnz ve yardmcsz brakr. "'^' " fS ^L ^ o^-W^' oijj (JuJI j c ^ A ^ " , "eytan onlara amellerini ssledi ve onlar hak yoldan evirdi." ' u yeti de iyice dnelim: cP=^\ oaj V Ij U -=c ^J\ cp. jLLplI J " ^ "Babacm! eytana kulluk etme. nk eytan Rahmn'a isyankar oldu."''^ Bu yetlerde eytn lafz, vehmi ya da insan dncesindeki vehm tarafi. Rahman lafz ise insan dncesindeki madd ve nesnel taraf temsil etmektedir.

Bakara (2) : 14. Furkan (25) : 2 9 . ' " N e m i ( 2 7 ) : 24. M e r y e m (20) : 4 4 .

87

Bu manadaki eytan lafz oul kalpta gelmezken e^tn- fey'l hem tekil, hem de oul formda gelmektedir. Tabi bunun sebebi de onun insan bilincinin dnda madd bir varla sahip olmasdr. MUTEZLE VE KUR'N'IN MAHLUK OLMASI PROBLEM Allah kelmnn ezel olduunu sylemek kabul edilemez nk varlk, Allah kelamnn ta kendisidir. Varln ise mahluk olduu ve kadim olmad aktr. ayet Allah kelam ezel olsayd o zaman haa kinatla Allah bir olurdu, Mesih de haa Allah'n olu olurdu, nk O'ndan bir kelimeydi. Nitekim hatrlanaca zere Allah kelam, Allah'n yetleri ve kssalar, Kur'an; ilmm'l-kitab ise Allah'n kitabdr. imdi bu bilger zerine Kur'n'm mahluk mu yoksa ezel m olduunu tartalm. Daha nce Mutezile'nin Kur'n' mahluk kabul ettiinden sz edilmiti. Kabul edilmelidir ki Mu'tezile'nn bu sylemi, devlet, toplum ve insan zgrl aleyhine birtakm tehlikeli ve ideolojik yansmalara sahip olmutur; 1- Mutezile Kur'n'n yaratldn sylemektedir ancak onlarn bu szleriyle daha nce tespit ettiimiz Kur'an meflununu yan muhkem vahyi deil, sadece mtebih kitab kastetmi olduklan daha ok tercihe ayandr. nk Kur'an, Arapaya dntrlm ve Arapa olarak inzal edilmitir. Ama kitabn anas olan m'lKitab, hkmler ieren Kitab, dntrlme olmakszn domdan Arapa olarak indirilmitir: " ^ u j c UL. oliljjl ^ J S j " , "j<jte hz onu Arapa bir hkm olarak indirdik. 2- ayet nmzde tilavet olunan ve "" j^'^j o^'j ...U:?lj", "Gnee ve onun aydn sabahna yemin olsun. Onu izleyen aya yemin olsun..."'^^ gibi bir ksm da Zikr olan Kur'an nassnn ezel olduu syleniyorsa, bu dom olmaz. nk bu naslar Arapadr. Bu aslara ezel denecek olursa haa Allah'a Arap. diline de Arapa denilmesi gerekecektir ki byle bir dncenin yanl olduu ortadadr, " j ^ ^JP- '^^ " " - ^ , 'Biz akl
Ra'd ( 1 3 ) : 37. ' " e n . s ( 9 1 ) : 1-2.

88

edersiniz diye onu Arapa bir Kur'an yaptk. yetteki "ca'l" ( 6*^) lafz bir halden bir hale geiteki deiimi ifade eder ve anlam, nce Arapadan baka bir formdayd, sonradan Arapa haline getirildi demektir. " L u j c U! J oUljjl U l " , "Biz. onu Arapa bir Kur'an olarak inzal ettik.""^ yetteki "inzal" (Jjy^^), insann idraki iin gereklemitir, u halde Kur'an'da hem inzal hem ca'l birlikte bulumnaktadr. 3- ayet ezel olmaktan maksat bizzat gne, ay ve Allah'm kelimelerinden (-^i c j U K ) olan dier varlklar ise, gne ve ay ezel deildir. 4- Allah kelamnn ezel olduu sylenirken ayet kast "keln- nefs", yani "Allah'n fikirleri" ise bu da yanl olur. nk bunun anlam Allah'm "nefs bir kelama" salip olduudur ve bunu sylemekle Allal' insana kyas etmi oluaz. Oysa Allal Tel'ya gre sz ve varlk birbirine tamamen mutabk ve aynbiazdr. ' " > J I '^J'" , "O 'nun sz hatr "'''^ ; " u j ^ AJ JjL J UJ; j j iji s ^i ua- _ Bir ey murad ettii zaman O'nun emri sadece Ol! demektir, hemen oluverir."'Allah'm katmda tasavvur ve tasdik aynhnaz ve mutabktr. Allal'm mdmde yapma arzusu denebilecek olan "tumh" asla yer almaz. Hakikatte Allah'la insan arasmdaki benzerlik Onun ln, insanm mteallim (renen); O'nun hr, msamn zgr kimm olduudur. Allah Tel, varl kelneleri olarak isimlendmektedir. Bu isinilendinne gerekten ok hassastr, nitekim biz "insan kelam", yani "sesleri-kelarm" ele aldmz zaman bunlann insann bir paras oknadklan halde ondan ktun gryoruz. 5- Fukahann Mutezileye galip gelmesiyle birlikte slm ve akln dncenin beli krlmtr. yle inanyomm k bu noktada Kitb ile Kur 'an arasmdaki fark da kaybolmutur, onmla beraber akl da ortadan kaybolarak slmm esas akl deil, nakil haline

Zuhruf(4,3) : 3. ' " Y u s u f (12) : 2 . E n ' a m (6) : 7 3 . Yasin (36) : 82.

89

gelmitir. Asimda bu gn de dahil, ulatmz dn balangc Kitabn ve ihtiva ettii "Surat ast ve arkasn dnd, kr ona geldi diye...""^ gibi yetlerin ezel olduu eklindeki dncede yatmaktadr. Bu dnce Araplarn ve Mslmanlarn daha nce takdir edilmi anlamndaki cebr dnceye sahip olmalarm dourmutur. Aslnda fukahann Mutezileye kar kazand zaferin ilk ideolojik meyvesi, slm dncesinde nceden takdir edilen cebir fikri olmutur. Bu szlerimiz Mutezilenin tarihteki ddilannda hata yapmadklar anlamna gelmemelidir. Nihayet onlarn pek ok fikri de yaadklar asra ait yerel kltrn neticesyd. Fukahaya gelince biz onlarn hata yaptklarn s^femyoruz, fakat unu sylyoruz ki oar zgr ve akln slm dncesinin roln ldrmlerdir. Sz konusu faciay o zamandan beri hal 5'aanaya devam etmekteyiz. Hatrlanacak olursa o tarihte cebriye btn mslmanlarm resm akidesi yaplmtr. NSAN BLGNN UNSURLARI nsan bilgi iki ksma ayrlr: 1-Varlklar bilmek. Onlarn iinde insann kendisi de yer almaktadr. 2-Kelimeleri ve yetleri vastasyla Allah' bilmek. nsan Allah'n kelimeleri ve yetleri zerine bilgi sahibi olduka, yani varlklar hakkndaki bilgisi arttka esm- hsns araclyla Allah' tanmas da ayn oranda artmaktadr. BLGNN UNSURLARI: 1 -HAK VE BATIL Hak, insan bilincinin dndaki nesnel ve madd varln addr. Kur'n- Kerim hakk iki terimle tabir eder. a- Allah: Kur'n'a gre Allah, insan dncesinin tesinde var olan nesnel varlktr. Allah insan dncesinin ulat sonulardan birisi deildir. " ^ 1 J j ^^'^ "^j^ (> j j ^ A ) ^ Jj 3=-!i -^^ J-> J J A I JA" "Bu byledir. nk Allah haktr. Ondan baka
,

" A b e s e ( 8 0 ) : 1-2.

90

yalvardklan ise batldr. te ok yce, ok byk olan Allah 'tr. Ancak O'nun varl eyann varl gibi bir varlk deildir. o ^ " , "Hibir ey omn gibi deildir. " O, ikili olmayan tektir, " ^ i J A Ja" , "De ki Allah tektir"^^" Kemmiyette de birdir. " - ^ I j <JI U J I " , "phesiz sizin lahnz bir lahtr. "'^ Bunlara ilaveten u yetler de ok nemlidir: " VI >iUU t.^" ^ "O'nun yznden baka herey helak olur. Zaman ve mekan ikili ve deien maddenin sfatlarndan olduu n Allah Tel'ya zamann eskitmesi, mekann deikenlii tatbik olunamaz. " o ^ U l l j > L y i j JjVl j * " , "O ilktir, sondur, zahirdir, batndr. "'^^ b- Kelimetullh: Kur'an'da hakk ifade eden ikinci stlah "Kelimetullh"tr ve bu kavram bizzat mevcudat ve mahlukat iin kullanlr. " ( = J I , "O, sz hak olandr mm'l-kitab'da ise hak kelimesi adalet ve dorulua iaret etmek zere kullanlr. nk sdk ve adalet, ancak varlk kanunlaryla uyamlu olduunda gerekleir. Kur'an "batl" terimini ise vehme ve vehm tasavvura dellet etmesi iin kuUamr. Szgelimi Araplarn putlara tapmas batl bir tavrdr. nk onlar putlarn zarar ve fayda vereceini tasavvur etmektedirler. Kur'n- Kerim'in insan davranlarna ilikin helal ve haram mefhumlarm anlatmak zere "batl" kavramm kullamias da Yahudi alim ve ruhbanlarn insanlarn zihinlerinde kendilerinin Allah'a yaklamak iin arac olduklar vehmini yaratmalar sebebiyle olmutur: "iii=MW L>"^I Jl^^i , "nsanlarm mallarn batl yolla yemelerinden dolay...
Hac ( 2 2 ) : 62. ura ( 4 2 ) : 11. '*Mhlas(112):l. ' ^ ' K e h f d S ) : 110. Kasa.s ( 2 8 ) : 88. ' ^ H a d i d (.57) : 3. En'am (6) : 7 3 . "^Ni.sa (4) : 1 6 1 .

91

2-GAYB VE EHDET: Arap dilinde "g-be" "T^) kknden gelmekte olan gayb kelimesi bir eyin gzlerden gizlenmesine, rtnmesine dellet eder. ehdet terimi ise Arapada "ed-de" {^) fnlinden gelir ve bir eyin hazr bulunmasna ve bilinmesine dellet eder. u halde gayb, felsef stlahlarda ifade edildii ekliyle tabiat tesini ifade etmez, aksine eitli madd eylerle tab veya insan birtakm olaylarn varln ifade eder. Szgelimi baz insanlar kssalara ahit olup onlar bilirken, baz insanlar da hem ahit olma asndan hem de bilme asndan kssalara kapal ve gizli kalmlardr. Bir olayn bir alsn gyabnda vuku bulmas bu anlamda bir kullanmdr. rnein Allah Tel Aziz'in karsnn yle sylediini ifade eder; " _jLJlj ^ ^1 j i k J liilj" ^ "(Gerei syledim ki Yusuf) benim ona gyabnda hainlik etmediimi bilsin"'^^. Aadaki yette de terimin dorudan anlam ierisinde belirli bir eyin gzden uzak kalmasna iaret edilmektedir; " (' -^^^ LsJ^iJ^J^ jM^ jujLiJI j - " ^ "Kular tefti etti, ve neden hdhd gremiyorum yoksa kayplardan m oldu dedi.Ayrca u yette de bunu grmekteyiz: " i " s^^iS ^ V I L P ^ J V I J .1*^1 ^ulc > W , "Gkle ve yerde hibir gaib ey yoktur ki apak bir kitab 'ta bulunmasn "^^^ Btn bunlar, "gayb"m birtakm madd eyler ve olaylar olduunu tekid etmektedir. Dier taraftan cennet, cehemem, dirilme, hesap ve kyametten sz eden yetler ise, btn bunlar gayb ilerdendir. Bunlarn idrak edilmesi ancak kyametin kopmasndan sonra te'vili tamamlandnda kabildir. Bilginin tamamna, hem gayb leminin hem de ehdet leminin bilgisine sahip varln Allah olduu da u yette geer: " i ^ V ^ l j s-uiJi J0" , "O, gayb ve ehdet lemini bilendir, byktr, ycedir ""^

Y a s u f (12) : 5 2 . '"'Neml(27) : 2 0 . '" N e m i (27) : 7 5 . R a ' d ( 1 3 ) : 9.

92

Gayb cz' olabildii gibi klli de olabilir. Her ikisi de bilgi ynnde hareket eden unsurlardr. Nitekim sadece Allah Tel'ya zg olan ey "gayhn anahtarlarn" (s-^' elinde bulundurmasdr. Gayhn anahtarlar btn kanunlarn toplamdr. Bu kanunlarn btnn bilen kimse bilginin tmne ve Allah'n ancak raz olduu bir "rasle'' muttali kld eye sahip olmaya ehil olacaktr. Nitekim bu durum yette yle geer: " ^
4. 4aA jn Q A ILJII Ajli J _ ^ J ^ s ^ ^ J Cy K J ^ " ,

"Gayb bilen O 'dur. Gaybna kimseyi muttaU klmaz. Ancak raz olduu bir rasle gsterir. Zira o elisinin nne ve arkasna gzetleyiciler koyar. ""^ ehdet lemine gelince bundan kast ise ya dorudan duyular neticesinde oluan bilgi veya iitme yoluyla bir haberin kazandrd bilgidir. Ya da karma dayanan teorik bilgidir. Bunun iin hiret gn hakkmda " ^^^j <I t-^^ "^-^ ^jj" ^ -o, btn insanlarn topland bir gndr ve o. ahit olunacak bir gndr. denilmektedir. u halde insanlar bu gne domdan hazr olmak suretiyle ahit olacaklardr. 3 -KULAK - G Z - VE GNL (Jl >Jlj Bu terim Kitab'n bir ok yerinde bir arada gemektedir. rnein: " j^-^l j ^ cJ^j ^ c'^'Uj^ Cy j jkJ iAiaVlj"' , "Allah sizi hibir ey bilmezken analarnzn karnndan kard ve kredersiniz diye size kulaklar, gzler ve gnller verdi. "'^^ Arap diline gre sadece niteleyen ile nitelenenler birbirleri zerine atfedilirler. u halde uzuvlarn vazifeleri olan iitme ve grme zerine fud kelimesinin atfedilmesinden hareketle fud kelimesinin de bir uzuv deil, bir uzvun vazifesi olduu sonucunu istinbat etmekteyiz. Buna gre fud, duyular yoluyla domdan ortaya kan idrak demektir. Bu duyularn banda ise kulak ve gz gelmektedir. nk insan dncesi -ahs idrak- bu ikisiyle balamakta ve ahs idrak de insan dncesinin madd
Cin (72) : 2 6 - 2 7 . Hud (11): 103. '"Nahl(16):78.

93

ncllerini tekil etmektedir. Szn ettiimiz mana, ocumu denize att zaman Musa'nn amesi hakknda geen u yet-i kerimede grlmektedir: "Lijii ^^J ^\ J I J S J ^ ^ J " , "Musa'nn annesinin fud boalp kald. "'^^ Yani onun fud dnemez hale geldi. Hz. Peygamber'e (sav) gelen vahyin balangc, kulak ve gzle ilikisi olan fud bir balangt, nk Cebrail mualhas olarak, sesli ve grntl olarak Peygambere gelmiti. Nitekim bu yntem yakne gtren en gl yoldur. Aapada fud kavram, "fe-e-de" (^^) fiil kknden gelmekte ve iddetli scakla dellet etmektedir. Kur'an kavrama, szn ettiimiz anlam vemiitr, nk fud, dmneye tevik eden (scak) bir unsur mesabesindedir. 4-KALP ( ^ 1 ) "Ka-le-be" (s-^) fiil kknden gelmekte olan kalb kelimesi Arapada bir eyin z ve en deerli, en erefli ksm demektir. Bir eyi bir ynden dierine evirmek, reddetmek anlamna da gelmektedir. Kur'an kalb terimini insan vcudundaki en yce ve en erefli uzuv iin kullamr ki bu uzuv da beyindir. Beynin kalbi ( s-^ ^ 1 ) , d kabuk olup kabuun iinde ise en erefli uzuv, "dnce irde merkezi" yer almaktadr. Bylelikle organlarn en ereflisi olmasna ramen Kitab'ta beyin (muh) kelimesinin yer almayndan kaynaklanan aknlk ortadan kaybolmaktadr. Aslnda beynin kalb olduu pek ok yerde aka zikredilmitir. rnein u yet onlardan biridir: " ?^ u j ^ o^Ji^ ijj^^ t^' . . . ^ J^" , "Yeryznde hi gezip dolamadlar m ki dnecek kalpleri... olsun.yetin tefsirini yaparken Zemalier K e a f t a "kalpler, akllarn merkezleridir" der ve yet yle devam eder: " j j A ^ I JA\ u j _ > l i l l o ^ j jUajVl V , "Gerek u ki: gzler kr olmaz. Fakat sinelerdeki kalpler kr olur "'^^ yette geen sudur kelimesi kalp kaslann iine alan insan gsn
Kasas ( 2 8 ) : 10. Hac ( 2 2 ) : 4 6 . Hac (22) : 46.

94

kastetmez. Hakikatte sudur kelimesinin kastettii, toplumun st makamlarnda yer alan insanlardr. mem u yeti okuyalm: " J j ^ 1 iJJJL JJILL ^J iiLuj cbl jA" ^ "Bilakis bunlar kendilerine ilim verilenlerin kafalarnda bulunan apak yetlerdir. yet ilimde kklemi alimleri kastetmekte ve burada sadr kelimesi insan vcudundaki en bariz ksm ifade etmektedir. En bariz ksm ise insan organlar arasmda nclk merkezini igal eden kafadr. imdi de u yete gz atalm: CysJil - ^ L C \^ J L J " , "Eer sen sert ve kalbi kat biri olsaydn etrafndan dalp giderlerdi."'^" yette geen sertlik, insan tabiatm ifade ederken kalb katl zihin zayfln anlatr. Buna karn Hz. Peygamber (sav), fetnet sahibi olmakla zikri geen iki kt hasletten de uzaktr. Zaten fetanetli olmak, nbvA 'et sfatlarmdandr. Bunun g i b i _LIJ Jh\ j\ ^ VI" ^ "Ancak, Allah'a selim bir kalb ile gelen (fayda grr) "'^' yeti de Allah'a selim bir fikirle gelen demektir. Allah Tel, Hz. brahim'den sz ederken de selim kalb anlam dorultusunda yle bujarmutur: ,.5:1=^ ^-iyS J Jlj ^ J I J A J ^ J jt-^ J i i j ^ ^ : ; ^ ! " , "Hani brahim 'Rabhm lleri nasl dirilttiini bana gster' demiti de (Allah) inanmadn m? demi. Evet ama kalbim mutmain olmn"'"^ Bu yet bize kusursuz, selim bir bilimsel yntemin temelini vermektedir ve o da yakn bilgiye ulamada ek ve phe yntemim kuUamnaktr. Baka bir deyile deneysel amel yntemin ncller ve teorik sonular donltusunda nesnel hakikate mutabk olmasdr. Hz. brahim'in de 3'apt ite budur. Zira o tamamen inand halde dirilme ve llere hayat verilmesi nazariyesini amel olarak tecrbe etmek istemitir. Bundan dolay Allah Tel onunla ilgili olarak yle bu\armutur: " . . . U U ^ U U L I I L O U ^ ^ 1 (Jli 0*-^^ 1=^1 J TJ^l ^1 j " , "Rabbi brahim 7 birtakm kelimelerle imdhan etmid de o da onlar

Akebut ( 2 9 ) : 4 9 . Al-i mran ( 3 ) : 1 5 9 . uara ( 2 6 ) : 8 9 . Bakara (2) : 2 6 0 .

95

tamamen yerine getirmiti. (Allah ona) seni insanlara imam (nc. nder) yapacam dedi. "'^^ Bu yzden brahim insanlara bir nderdir. nsanlarm iinde m'mini olduu gibi kfin de vardr. O halde Hz. brahim'in btn insanlara nder olmas, sadece selim bir bilimsel yntemle mmkndr. O da kelimelerin, yani varlklar ve onlarn tabi olduu yasalardr. 5-AKIL VE FKR {J^h JJI) Arapada "akl", a-ka-le ( J ^ ) fiil kknden gelmekte ve bir eye mani olmak, hapsetmek ve alkoymak anlamn ifade etmektedir. "Fikir" ise fe-ke-re (J^) fiil kknden gelmekte olup fek'ke i^^) kknden tremektedir. Fek-ke fiili ise amak, zmek, almak, ortaya kmak anlamlarna gelmektedir. ki harfli fek-ke fiiline r harfinin eklemesiyle de ama ileminin defalarca yaplmas anlam kazanlmtr. Buna gre fe-ke-ra, eyaya ait paralarn zlmesi ve almas anlamn tamaktadr. Bu anlamda ise akl ve fikir birbirine zt hakikatleri temsil etmektedir. nk fikir, amak suretiyle eyay tahlil etmekte; akl ise herhangi bir hkm ortaya koymak iin eyaya ait unsurlar tamamlamakta ve onlar braraya getirmektedir. VAHY, ALLAH'IN LM VE KAZASI KUR'N BLG NAZARYES VAHY: Vahiy zel bilgi eitlerinden biridir ve Arapada vahiy kelimesi veh ((j^j) fiil kknden gelmektedir. Bakasna gizlilik ierisinde bilgi verme, ilk etme anlamm tayan bu fiil kkne gre vahiy bir iarettir ve bakasna bilgi elde edinceye kadar ilk edilen her eydir Aslnda vahiy bilinecek hususlarn, emirlerin yasaklarn birtakm yollarla aktanimasdr. Bu yollar da Yce Kitb u ekillerde sayar;

Bakara ( 2 ) : 124.

96

a- Canl Varlklarda Organlar; Tabiat Olaylarnda se Grev Bilinci Yoluyla Vahiy: Bu durum, eitli bilgilerin ve emirlerin hcrelerin dUemui bnyesinde depolamnasyla gerekleir, mein u yet bununla
ilgihdir: " '-"j > j '^Ji^ -lU=^i > J t^^j'j

j j i i j a j " , "Rabbin bal ansna dalardan, aalardan ve kurduklar ardaklardan evler edin diye vahyetti."'^'' Aadaki yet dc eyann bnyesine grev bilincinin depolamnasmdan sz etmektedir: j-l L T ^ J ' J oy^ji LS^ cJy^ ^ , "Bylece onlar iki gnde yedi gk yapt ve her ge enirini (yapmakla mkellef olduu grevini ve yasalar) vahyetti.. "'^^ b- Muahhaslatrma Yoluyla Vahiy: Ses ve Grnt: Bu ksm da Fd Vahiy diye bilinir ve vahiy eitlerinin en ak ve ilek olandr. Aadaki yette Hz, brahim'e bu eit vahyin geldiinden sz edilir: " ^ Uuj I jlli jj' ^j ^W>- - ^ j j>j ' " , "Elilerimiz brahim 'e mjdeyi getirdikleri zaman: 'selam' dediler O da 'selam' dedi. ok gemeden hemen (onlara) kzarm bir buza getirdi. "'^^ c- Hatra Gelme Yoluyla Vahiy: Bu eit vahiy bugne kadar btn insanlar iin vard olmutur. Szgelimi insan skntl bir durumdayken, dnce dnyasn ilm bir problem istila etmiken aklna kendisini o skntdan kurtaracak veya Newton'un elinden den elma rneinde olduu gibi probleme zm getirecek bir fikrin veya bir esintinin gelmesi bu eit vahyi aklamaktadr. Sz konusu vahyin Hz, Musa'nn amesme de geldii Kitab'ta yle anlatlr: " ^^. I "U--^J jl ^f j (j^ , "Musa'nn annesine onu emzir. korktuun zaman da onu denize at diye vahyettik... ""^^. u yet de bu eit vahye rnektir: "ijj^yj lj>" J ayjlj^i ^Ij" , "Hani

" ' N a h i (16) : 68. F u s s e t ( 4 1 ) : 12. Hud ( 1 1 ) : 6 9 . Kasas ( 2 9 ) : 7.

97

havarilere hana ve rasiilme ' iman edin diye vahyetmitim. "'^^ Bu eit vahiy, bir iin yrtlmesi ve blimnesiyle gili bir skmt ve darlk srecinde ortaya kar, yoksa duap dururken kendiliinden meydana gelmez. d- Rya Yoluyla Vahiy: Burada rya anlamna geldii bilinen hulm {f^) ve menm (^^) gibi iki nemli kavramn arasm iyice aymamz gerekmektedir. nk bu iki kavram Kitab'ta deiik iki mefluma sahip olarak kullanlmaktadr. Kavramlarn arasndaki ortak nokta ise her ikisinin de uyku esnasnda gerekleiyor olmasdr. Hulm insamn uyku esnasnda grd, birbirine gekin ve ilgisiz bir gnp grnt ve sahneler btndr. mem aadaki yette mriklerin Hz. Peygamber'e (sav) u sz sylediklerinden bahsedilmesi bu dummu aklamaktadr: " j ^ U i J j Ijjil J J pu.i d j U ^ I _^li J J ' ' , "Hayu- dediler (Muhammed'in syledikleri) karma kark ryalardr. Hayr onu uydurmu; hayr o bir airdir. ''"^^^ yette geen edgs kelimesi ( ^Li^i) hir eyin birbiri ime gemesi, karma kark olmas demektir. Dier taraftan menm, lulmden farkl bir olgudur ve kendi ierisinde iki olguyu ifade eder. lki peygamberlere gelen vahiy eitlerinden birisidir. Dieri de peygamber olmayanlar iin gsterilen "sdk ryalar "dn ki insanlar arasnda ok yaygn bir olarak gerekleir. Hz. brahim'e ryasnda (menm) vahiy gelmiti: " "U- j i Ula L J*sl djjl b J V L5 J i IJU, ^ l i .ilajjl ^J ^ticJl ^ J b Ji J ^ J J U ^ I iyi li L i J t P - i ? ^ j - j j " , "(ocuk) onun yannda koma ana gelince (brahim ona) yle dedi: Olum ben seni ryamda keserken gryorum, ne dersin? (ocuk) babacm, sana emredileni yap, inallah beni sabredenlerden bulacaksn dedi. yette "gryorum" anlamnda muzar fom kullanlarak er ( L J ) denmesi ryann tekrar tekrar grldne iaret etmektedir. Zira

M a i d e (5) : 111. Enbiya ( 2 1 ) : 5. Saffat ( 3 7 ) : 102.

98

insan ryasnda bir defa grd diye evladn kesemez. Nitekim burada vahiy, bir emrin verilmesi eklinde gelmitir. Hz. Yusuf a ryasnda gelen vahiy de ona baz bilgilerin verilmesi eklinde gereklemitir; " (_>^'j -^^i j J ^ ^-^ji ^' (jjaa-Lj J j ^ l j j^\f , "Hani Yusuf bahasna yle elemiti: babacm ben ryamda onbir yldz, gnei ve ay grdiim. bana secde ediyorlard. Hz. brahim'le lgH ful "gryorum" anlamnda muzari fonnda gelirken Hz. Yusuf la ilgili pasajda "grdm" anlamnda mazi fomun gelmesi dikkat ekicidir. Zira Yusuf rneinde vahiy, haber getirmektedir, bu yzden defalarca grlmesine lzum yoktur. Nefs Nedir? imdi de u y'et zerinde younlaalun: " (Jl j ^ y oi^ o^^'i^ J _ ^ i "Allah nefisleri lm geldii anda. lmeyenleri de (lm gelmeyenleri de) uykusunda vefat ettirir. Sonra lmne hkmettiini tutar, tekini heUi bir sreye kadar .salar. Bunda dnen bir topluluk iin eith yetler vardr. "''^^ ncelikle sk sk bibrme kantmlan vefat ile lm (mevt) kavramlanu aynualyz. Asluida bu kantmia 'nefis' ile 'ruh' kavramlarn kantmia neticesinde ortaya kmaktadr. Nitetan ruh, fizyolojik, organik hayatn srr deil, bilakis msan ohrarun simdir ve ruh domdan Allah'dandr. te yandan Kitab. nefs kavramm aadaki yet siyak domimsunda bilinen iki anlama gehnek zere de kullanmaktadr: Nefsin Birinci Anlam: Nefis, hakknda liim (me\'l) olgusunun gerekletii canl fizyolojik varlktr. "^>all ^ii ^ JS" ^ "Her nefis lm tadacaktr. Nefis hayat halinden lm haline, organlarn zlmesi, deimesi ve yok olmas hallerine intikal etmektedir. Bu manada btn canl varlklar mterek zellie yan nefst sahiptir.
LJJJ^ "^^^ , Yu.^uf(12);4. Zmer (39) : 4 2 . " ' A l mran ( 3 ) : 185.

99

Nefsin kinci Anlam: Sadece insana zg olan insan nefis. Bu nefis; sevgi, nefret, ruhsal olarak ac duyma, ferahlama, sevin ve azab gibi kimi hislerin iinde yer ald duygular btndr. Allah Tel u yetde bu duruma iaret etmektedir: " oj^.u^Vi ^ji) -JII , "Allah ldkleri anda nefisleri vefat ettirir. " Bylelikle 'ruh' ile 'nefis' arasndaki b>aik fark ortaya km olmaktadr. Ruh, elikiyi ortaya kaldnnann, so^at anlamda bir araya getirerek balamann, bilginin, terin ve hilafetin sebebidir ve btn bunlar dorudan Allah'tan gelmektedir. Vefat eden nefis ise, idrak edilen suretler, dujalar, lezzetler ve duygulardr. Dikkat edilirse nefis, ruh deildir, ruhun bir ne>n/esidr. Bunu yle aklayabiliriz. Suretler ve hisler idrak edilen varlklara dayamr, idrak de ruh vastasyla tamamlanr. Btn bunlar madd olmadklar iin lmle zlmezler. Bunun iin ikinci manadaki nefs iin vefat; fizyolojik, organik nefis iin de lm (mevt) kelimeleri kullanlmaktadr. Ayrlma sadece uyku ve lm hallerinde ortaj'a kmaktadr. Zaten bu yzden Allah Tel: "Allah nefisleri lm vak geldii an, (lm vakti gelmeyenleri de) uykusunda vefat ettirir" buyurmaktadr. Dikkat edilirse uykunun vefat gibi olduu hakkndaki kannaa hala devam etmektedir. Aslnda vefat denilen ey, ryadr (menm) ve uyku (nevm) esnasnda meydana gelir, dolaysyla ^'efat uykunun kendisi deildir. Uyuyan kimse ryasnda domdan bir anlama veya gizli bir iarete sahip eitli resimlerden ve olaylardan oluan bir btn grr. Bunlarn tad anlamlar ve semboller de nefiste korku, sevin, elem ve3'a lezzet uyandrr. Byle bir dumm, '" J ^ J J J cs^^ cs^l LSJ=-^^" , "tekini belli bir sreye kadar salar" yetinde ifadesini bulan nefsin muvakkat vefatdr. Bu tr hallerin insann uyuduu her seferde meydana gelmesi zamri deildir. Ancak meydana geldii zaman da uykuda oluur. Daim vefata, yette "lm geldiinde" (U^>* u^) diye sz edilen konuya gelince de unlar sylenebilir: lmn hzl ya da yava gelmesi farkl bir konudur ama lm annda insan birtakm resimler btn grr ve

grd resimlere gre rahatlk veya azap hisseder, drtlece gne kadar da bu resimler sabit olarak kalr. Dolaysyla cesedin bunlarn hibirisiyle alakas yoktur. te bu merhale "berzah hayat" diye sylenen kesittir. Bu aklamalar sayesinde aadaki yeti anlamaktayz: " Vj ^ j <ll sjjl tlpjj OJJ^ 'Vn-> iJJl j (jil^l >-^J-ij ' V _ > l a
jujLJI >~J.-^,A
JA

j l (jl Loli j j j L - a ^ liU


^lti

j l ^ J j ^ J i P^^
> I

C)^J^
jjaaj

j y ^
j ^ j j

j i a J I -J

^1 J A

j V S j l Lolj

c'

j L i Jj

l i k j l ^--.> Al^n'j ^jAi. j ^ J j i a j J L j a l I jjJoLJi j ^ j l j l Ul j jx<u!l

"Ya can boaza dayand zaman, (can ekien kimseye) o zaman bakar durursunuz. Eer cezalandrmayacaksamz haydi (o kmakta olan can) gen dndrsenize. O (can) (Allah 'a) yaklatrlanlardan ise ona rahatlk, gzellik ve nimet cenneti var. Eer (kitab sandan verilecek) saclardan ise selam olsun ona saclardan. Ama yalanlayan sapklardan ise ona da kaynar sudan ziyafet var, cehenneme atlr o. te budur hakka'l-yakn. yleyse byk Rabbini tebih et. "'^''
liljj jijb ^iu j j i l l l " ,

Peygamberler ve ehitler ise onlar, berzah hayatmdm mstesna olan ahsiyetlerdir. Nitekim onlarn beden ve nefs hayatlar Allah Tel katnda devam etmektedir. ehitlerin bedenlerinin yeryznde kald dorudur fakat unutulmamaldr ki insann madd cesedi, madd unsurlarn btnnden ibarettir. Bu nitelikler Allah Tel'nm katnda mevcuttur ve onun terkibi tekrar oluacaktr. Allah Tel konuyla ilgili olarak ehitler hakknda yle buyamr: '" j j ^ i j f - ^ V j jjijjj Aic (Jj lj^l li J , "Allah yolunda ldrlenler iin mevta demeyin. Zira onlar Rablerinin katnda nzklanrlar. yette geen "emvt" kelimesi fizyolojik ve organik hayat ifade etmekte ve ardndan da "onlar diridirler, Rablerinin katnda nzklanrlar" kayd gelmektedir k rzklartmalar da madd bir durumdur. Ancak burada yetm onlarn
Vaka ( 5 6 ) : 8 3 - 96. Al- mran (3) : 6 9 .

101

cennette deil de Rablerinin katmda rzklandnldklarm sylediine dikkat edilmelidir. Bylece biz ehitlerin sahip olduklar jaice mertebeyi anlamaktayz. Onlar feda edildikleri cinsten ama ok daha stn derecelerle mkafatlandrlacaklardr. Nitekim Allah Tel, nebiler ve ehitler iin dirilme olmayacan u yette vurgular:
t,r^J V f-l-^'j i^^ laJL" , ^<^-} t^JJ JJ^ i K ' j ' ^ ' Cj^.lj

"Yeryz Rabbinin nuruyla parlar, kitap konur ve peygamberlerle ehitler getirilirler. Aralarnda hakla hkm verilir, onlara zulmedilmez."''"^ yette peygamberler ve ehitler hakknda "getirilirler" dendiine dikkat edilmelidir. Bu ifade onlarn Allah katnda zaten diri ve var olduklarn desteklemektedir. Dikkat edilmesi gereken bir baka husus da udur: Kuran bedensel nimet veya azabn ancak bedensel diriliten ve madd anlamda hesap gnildkten sonra szkonusu olacan vurgulamaktadr. u halde madd cemet ve cehennem ancak dirilmeden sonra olacaktr. Btn bu hususlar bizi "kahir azab" gibi son serece nemli bir konuya getirmi olmaktadr. Kabir azab, ister defiedilsm, ister yaklsn, isterse de vahi hayvanlar tarafndan yatulmu olsun len kimsenin lm srecinde grd manzaralar eklinde .sembolik olarak anlald taktirde makbul olur ve Kitab'ta yer alan anlaylarla da elimez. Baz kitaplarda lnn kabre defiedilmesinin ardndan mnker ve nekr'm len kiiye Rabb ve dini hakknda sorular soracaklarna dair anlatlanlar sahih nass& dayanmamaktadr. Buna ilikin olarak defin ardndan verilen lye telkn seremonisi de sahih naslara. gememektedir. Dikkatlerden karlan bir baka husus da lm falanca kiinin ruhuna, peygamberin ruhuna dua edilmesi ve fatiha okunmasdr. Oysa daha dikkatli bir deyile falan lnn nefsine, peygamberin nefsine dua edilmesi gerekir. nk Hz. Peygamber'in (sav) " jjj ls^'j"

Zmer ( 3 9 ) : 6 9 .

102

, "Nefsim elinde olana andolsun"''^^ dedii kaynaklarda gemektedir. Buna mukabil Peygamberimizin "ruhum elinde olana andolsun" gibi bir ifade kullanmam olmasnn ruhun hayatn srr olduu eklindeki yaygn kanaatin yeniden gzden geirilmesini gerekli kldn dnmekteyiz. Vefat annda rahatlama ve nan cemeti gren nefsin bu deneyimi ise kyamete kadar devam edecek resimdir. imdi u yete bakalm; " ^ ''^h U^ L i J ^ ^ j (S^^" , "Ey mutmain nefis, hem raz olarak hem raz edilmi olarak dn Rabbine. Haydi gir kullarmn iine, gir cennetime. "'^^ ncelikle altn izmeliyiz ki Kitab'ta lme ve vefata konu olan kavram "ruh" deil "nefis"lh-. "Cedel" bahsinde cennet ve cehememin henz vai" olmadn, kyamet kopduktan sonra yerle bir olan enkaz zerine kumlacan sylemitik. Bu yette ise Allah Tel'nn "gir cennetime" sz tespitimize aykr grmnekle beraber burada sz edilen cennetin mttakilerin gidecekleri cennet olduunu, baka bir de>'ile sevap ve karlk cenneti olmadn ifade etmeliyiz. nk bu yette sz edilen cennet aadaki yette zikredilen cennet'l-me'vdir: " '^Jy U _jjLJl U.C (^^jiall i j A ^ Aic L j i l " , "Andolsun ki onu baka bir inite daha grmt, sidret'l-mntehnn yannda, ki orada cennet'l-me 'v vardr. Aslnda buradan hareketle mi'rac hadisesini de tartmak mmkndr. nk Neb (sav) mirata cemet ve cehememi grmt. Oysa biz cennet ve cehememin u anda var olmadn ileri srmekteyiz. Bunun en salkl izah Neb'nin (sav) bunlar ryada grd tarznda yaplabilir. Sz konusu grme durallarla alakal yani fd olduu .takdirde de grd cennetin sevap cenneti deil, cennet'l-me'v olduu syiemnelidr. Nitekim Kitab. grmenin hissi ve fd olduunu u yetlerde bildirmektedir;
' " b n - i M c e , Keffre 1. Fecr (89) : 2 7 - 3 0 . " ' N e c m ( 5 3 ) : 13-15.

103

j l j j i l l _JS" , "Fuadgrdnyalanlamad."': " j ^ ^ c J - ^ W , "Gz amad, snn da amad. "^"^ 5- Metafziksel Vahiy ( - i j ^ l LT^J^'): Vahiy eitleri iinde en hassas olan budur. nk Cebrail duyularla idrak edilmeksizin Hz. Peygamber'le (sav) btnlemekte ve vahyedilen yetleri dorudan beyne, kalbe tescil etmektedir. Hz. Peygamber'e gelen bu eit vahiydir ve bu yoizden kendisine vahiy geldiinde uur halinden uzaklay'or ve buram buram terliyordu. Ancak vahiy onu braktktan sonra dunluyor, uur halme dnyor ve kendisine vahyedilen yetleri okuyordu. Bazen de uzun srelerden birinin tamam bir defada iniyordu. Kesinlikle bilinen bir gerektir ki insanm iki eyi ayn anda birbirinden ayrlmaz ekilde dnmesi mmkn deildir. Bilgi elde etmenin iki yolu vardr: bilgiler ya duyular yoluyla beyne ulatrrdr ya da duyularn tesinde onlar aarak dorudan beyne ulatrlr. kinci seenek ancak insann uur halinden uzaklamas halinde mmkndr. Gnmzde duyular devreden kamak suretiyle insana dorudan bir ekilde bilgi transfer edilmesi zerine deneylerin yaplmas olduka ilgintir. Duyular grevim icra ederken beyne domdan bilgi transferi yapmak imkanszdr, nk zaten bizzat duyalarn kendisi bilgi kaynadr, Bu itibarla mcerret vahiy esnasnda Hz. Peygamber'in (sav) bilin halinden uzaklamasnda hibir garabet sz konusu deildir. Zaten biliyomz ki onun bu hali Cebrail'in Hz. Peygamber'e vahiy getimesine baldr, yoksa beyinsel faaliyetlerinden kaynaklanan bir dumm deildir. Hz. Peygamber'e (sav) k vahiy, vahy-i fd eklinde gelmiti. ayet ilk vahiy, mcerret vahiy eklinde gelmi olsayd Hz. Peygamber kendisinin vehim hastalna yakalandn zamederdi. Bu yzden Cebrail ona ilk olarak hem suret hem de ses olarak geldi. nk duyular bilginin esas hviyetine sahiptir. Baz zamanlarda da ona vahiy, bir insan suretinde gelirdi ve bu durumda hi kimse ( j l j U

''"Necm(53);ll. N e c m (.53) : 17.

104

bilincini kaybetmez, hem peygamber hem de orada bulunan dier insanlar onu grrlerdi. 6- Sesli Vahiy: {J^j^'' c^^O lham gibi eitli ekillere ilaveten sadece Hz. Musa'ya gelen vahiy eklidir. Bu sesli vahiy Hz. Musa'ya szl ve sesli olarak gelmi ve ona "on emri", baka bir deyile "furkn"\ getmtr. A L L A H ' I N LM ^) Allah Tel, ilmin tmne salip olma vasfna sahiptir ve Onun ilmi, ilim eitlerinin en hassas olandr. " J ^ ^ r ^ ' j " , "O her eyi bir bir sayar"^^y " J - ^ J ^ j " , "O'nun katmda her ey bir l iledir. Daha nce mcerred ilmin duyulardan soyutlanm bilgi olduunu s}'lemtk. nk duyular, du}alarla gili olan fud idrak iin zorunludur. te yandan yine duyular, nesnel ve madd lemden bilgi kazarana dummunda olan lm naks olan varlklar im de zorunludur. Mcerred idrak ise duyulardan ayr bir bilgidir ki, ite Allal'n sahip olduu bilgi budur ve O mkemmel bilginin sahibidir. Allah grr, ancak gz olmadan grr, iitir ancak fizyolojik bir kulak olmadan iitir. te bunun im Kitab'ta "Allah iitd" gibi bir ifade fomunu okumaktayz; " ^ ^ ^ 1 Jjs ^ "Allah, kocas hakknda seninle mcadele eden kadnn szn iitti"^'''* Arapada iitti anlamna gelen semia fiilini Kitab'ta gryoruz ama yine aym anlama gelen istemea {(-^\) formunu grmyoruz. Bunun sebebi istemea fiilinm Allah dndaki akll varlklar n kullanlyor olmasdr. rnein aadaki yet bunu gstermektedir; " >J j - ^ l 'Ul (Js LP-' C>" , "De ki bana cinlerden bir gurubun Kur 'n ' dinledii vahyolundu."^"^ , " J P - > ^ "^l ^y^ 0 ^ J i " , "(Firavun) etrafndakilere iitmiyor .musunuz dedi."""" Allah bilginin

Cin ( 7 2 ) : 2 7 . " " R a ' d ( 1 3 ) : 8. ' ' " M c a d e l e (58) : 1. Cin ( 7 2 ) : 1 .


206

uara ( 2 6 ) : 25.

105

tamamma phesiz sahiplcen O'nun ortamm olmas mmkn mdr? Byle bir eyin olmas imkanszdr, nk k hzyla hareket eden bir cismin k olmas icap eder ilkesi bunun imkanszlm gsterir. Gerekten de k kadar hzh hareket eden sadece ktr. Eer bir cisu k hzmdan daha yava hareket ediyorsa, bu cisn a aykn olan baka bir cisndir. Ayn ekilde hzl hareket etmenin de kemal dzeyi sadece tek bir cisimde bulunur ve bu zelUkte de ortak ihtima mevzu balis olmayaca gibi, ona e bir baka varlm oknas da mmkn deildir. Geri "en yce misali vermek Allah'a aittir"''^^ {J^^^ LM' ) ama bir ikinci nokta da udur: Bilginin kemal dzeyi ancak sadece bir varlkta bulunur. O'nun orta olmad gibi zaman asmdan dengnin olmas da mmkn deildir: " -r^ ^ L J ^ ^ J j*i-l^ij >-Vij JjVI y , "O, evveldir, hirdir, zahirdir, btndr, O her eyi bibr. "^"^ BildiTtiz kadanyla nasl ki k hz, hzu doruk noktasdr, ve btn teki cisimlerin nzlarmn nispet edildii luz kriteridir, ayen bunun gibi btn yaratiTUlarm bilgisi de Allal'm salp olduu bilgiye nispet edilmektedir, " t - ^ ^ VI - u L cy t-^^ dj^. , "Onlar ancak onun ilminden diledii kadarn ihata ederler. "^'' Bunun iin Allah bilen (lim), insan renendir (mteallim). nsann bilgisi arttka bilgice Allal'a yaklamakta; bunun gibi cehaleh arttka da Allah'tan uzaklamaktadr. lmin hareketi yTikseli ynnde olduu im msanu Allal'a olan bu yaknlamas devam edecek ve kendisinin artk gnn birinde bir ill olduunu sanaca gne kadar da sriip gidecektir. Artk bu noktada da kyamet kopacaktr. " o^j '^.Jj W^>-J >=j'i'l ^ ^ i i^l tJUV" i ^ ki^ j j ^ ^ V^l" , "Yeryznn sslenip bezendii ve halh da ona kadir olduklarn sandklar anda, emrimiz o yere gece veya gndz gelir. "''^

-'"Naili (16) : 60. Hadid ( 5 7 ) : 3. Bakara ( 2 ) : 2 5 5 . Yunus ( 1 0 ) : 2 4 .

106

ALLAH'IN LM YAKIN MDR HTML MDR? Aratnnacmz bu somya Allah Tel'nn bilgisi her ikisini de kapsar eklinde cevap verir ve Allah'n eyann, meydana gelen ve var olan olajiann bilgisine bilfiil ve btnyle sahip olduunu ifade eder: " U J J ^ ^ ^ 'i^ ^ ( ^ ' i ' , "Rahhim her hr eyi bilgisiyle kuatmtr. Daha dnmyor musunuz?"^'" ; o' ^ o^ajilj CjljAiJlj^ji U ^ Jl" ^ "Allah'n gklerde ve yerde olan bildiini sen bilmedin mi'^"''^ Eyann hareket ve grevleri konusunda ise u yetleri ncelej-elim: o^jVi ^ U |L^ , "Yeryzne gireni ve ondan kan bilir. ; ^ I j - o L u VI '^jj" , "Hibir yaprak O nun bilgisi olmadan dmez. "^''' imdi de Allah'n insann bilinli davranlaryla seme zgrln kullanarak yaptklarn bilmesi konusuna deinelim. AUal'a ait bu bilgi eidi zerinde pek ok grltler koparlm, uzun ve geni tartmalar vuku bulmutur. Aslnda btn bu grltlere, konuya dahil olmayan hususlarn dahil edilmesi ve Kitab'ta zikredilmesi murad edilmemi birtakm meselelerin gndeme getirilmesi sebep olmutur. 0\'sa Allah Tel insamn seme zgrln kullanarak yaptklar hakknda yle buyurmaktadr: " j ^ >=^ ^ ^.f , "Gizlediiniz ve akladnz eyleri O bilir""'^ ; "J^ ^ ^.j ^IV^' Cf- y^.f , "Ktlkleri balar ve yaptklarnz hilir"''^ ; " W >-=^ j j j L u L i " , "Allahyaptklarnz grmektedir"-'^; " . ^ j> i j k U,_, ^ , "nfak ettiiniz her eyi Allah bilir. """ Grld gibi bu yetler insann bilinli davranlarndan sz etmekte ve yetlerde geen fiillerin de hep mzari sigalardan seilmesi bilginin
E n ' a m (6) : 80. ' " H a c ( 2 2 ) : 70. -'^ S e b e (34) : 2 ; Hadd (57) : 4 . -''En'am (6) : 5 9 . N e m i (27) : 125. -'^ ura ( 4 2 ) : 2 5 . Hucurat (49) : 18. Al-i mran (3) : 9 2 .

107

srekliliine dellet etmektedir, Allah'n bilgisi ilan edilen ve gizlenen her eyde vuku bulur. Zira gizlemek ve aa vumak insann gizli niyetlerinin deimesiyle deien hususlar olduu iin fiil formunun imdiki veya geni zamandan seilmesi, devaml surette bilginin yemlendiine dellet etmektedir. Aslnda mesele, "Allah ezelden beri Ebu Leleb'in kfir, Ebu Bekr 'in de m 'min olacan, Ebu Leheb 'in kfr. Ebu Bekr 'n de iman tercih edeceini bilmektedir" gibi szlerle karmaya balamaktadr. Dikkat edilecek olursa bu tr sloganik laflar bilinli insana seme hakk tanmamakta hatta insan bir nevi cebre konu yapmaktadr. te burada bilgi ile cebr arasnda bir kantmia balamaktadr. Aslnda benim bir insann bir fiilini bilmemle o fiili yapmaya onu zorlamam arasnda dnyalar kadar fark vardr. Gerek bu ekildeyken Cebriyye, Allah'm kinat zerinde yaratt deimez ve tebdil olmaz kesin tabiat kanunlarm ele almakta ve ayn yaklam insan zerine tatbik etmekle sevab ve cezay bir eit elence ve komedi haline getimektedir. Ayrca u noktann da altn izmek gerekir ki insan ve onun seme zgrln bir tarafa brakarak bu konuda herhangi bir konum belirlemek mmkn deildir. nk, deimez tabiat yasalar erevesinde insana yeryznde halifelik etme yan tasarnf zgrl, ayrca semeye kadir olma zellii verilmitir. Bu hususu kavrama noktasnda Mutezil dnce nc bir fikre sahip olmutur. Nitekim Mutezile alimleri insann, amellerinin yaratcs, bunun iin de kadir ve sommlu olduunu sylemilerdir.^''^ " (^i S jaSjl frUi | > j t > j j i a .Li jA > " , "De ki Hak Rahbinizdendir. O halde dileyen iman etsin, dileyen kfretsin"^''' nk insann zgrl, onun mkellef tutulmas, sommlu klnnas kar lgndadr. te tam bu noktada zail olacak hds insanla, kadm ve sermedi olan (ncesi ve sonras olmayan) Allah'a itaat arasndaki ba ve iliki gn yzne kmaktadr.
e l - M u ' t e z i l e ve'l-Fikru'l-Hur, 8 4 . ( H U ) ''Kehf(18):29.

108

Aratnnacmuza gre insan milyonlarca ihtimal dalilindek seenekla- aasmdan seme yaparken Allal, bilginin kemline salnp olduu iin insan ister gizli ister ak olarak hangi fiih nasl ilerse ilesin o davram mutlaka Allal'm kll bilgisine dalil olacaktr, zaten ona zt olmas imkanszdr. Bunun m sarun hr ve semec tavn sevap ya da cezay zorunlu klmaktadr. mdi de buna aykn gibi grnen u yete bir bakalm: "-^l u' "" J!^ W , "Allah dilemedike siz bir eyi dileyemezsiniz . "^'' Allah'm ilminde ve dilemesinde hem doruluk (istikmet) ve hem de sapma (inhuaf) bukte bulumnaktadr. nsann doruluu veya sapmaja dileme hakk vardr, bu dorultuda Allah, kemal dzeyinde lim (kmilU'l-ma'rife) iken; insan eksik bilgiye sahiptir (nkisu 'l-ma'rife) ve bunun iin de "renen "dii" (mtealUm). O halde Allah, zgrdr (hur) ve zgrln de tamamna sahiptir. nsan ise zgrlne kavuturuhutur (mteharrir). u halde insan herhangi bir davran setii an o Allah'n kll ilim dairesinden, yani "bilginin kemli" dzleminden insann sorumluluuna ait olmak zere kaydedilen "tasnif edilmi bilgi" dzlemine intikal eder. mein u yeti bu yolla anlamaktayz: " u' ojj^ U U L i j " , "Elilerimiz kurduunuz tuzaklar hi phesiz yazyorlar. "'^' A L L A H ' I N KAZASI (il f - ^ ) : "Ka-d" ( L T ^ ) fiili Kitab'ta aadaki anlamlara gelmek zere kullanlmaktadr: 1 - Haber vermek anlamnda: " J l ^ - - ^ Ji LJJ >JI ^ U j _yi\ , "Biz Musa'ya durumu haber verdiimiz zaman sen bat tarafnda deildin"^"; " J J J:?ilj^l ^ J l Lu-=3j IJJJS i J C j k i l j > 3 j V I " , "srailoullanna Kitab 'ta. dorusu siz yeryznde iki defa bozgunculuk karacak ve kihirlendike kibirleneceksiniz diye haber vermitik. ""''*

nsan ( 7 6 ) : 3 0 . '"Yunus ( 1 0 ) : 2 1 . Kasas ( 2 8 ) : 4 4 , sra(17):4,

2- Nehyetmenin zdd olarak emretmek anlamnda: " "^ 4fj ^ - ^ j , "Rabbin, sadece kendisine tapmanz ve anne-babaya iyilik yapmanz emret. 3- Bir eyi sona erdirmek, son vermek anlamnda: " ^s^j^ jSji is^', "Musa ona vurdu ve hayatna son verdi. 4- Kesin olarak gerekleecek ilh irade anlamnda. Bu manasnda lafz, sabit ve kat' bir fonnda gelir: " '>l '-^^ j j ^ j^ Jj*:)" , "Bir iin olmasn irade etdinde ona ol der. hemen olur. Bu aklamalardan hareketle Allah'n kazas ve kesinlikle gerekleecek son derece kararl irade enuiyle yani "kavi" ile yasak klmann, nehyetmenin zdd olan Allah'n emirleri arasndaki fark dakik olarak arardetmemiz gerekmektedir. nk nehyin zdd olan emirler, "kavi" deil, t ve vasiyettir. Oysa "(3=^1 --Ija" , "(Allah'n) kavU haktr"^^^ , "<i^ >JI ^ 1 L S ^ J " , "Allah, hakk kelimeleriyle hak klar. "^^^ gibi yetlerde kastedilen tamamen bakadr. Allah'n kelimelerinin varlkla nesnel tabiat kanunlar olduu unutulmamaldr. MML-KTAB, SNNET VE FIKIH Aratrmacmz eserinde ter problemini de ele almakta ve kkl ve esasl bir incelemeyle konuyu mtal etmektedir. Ona gre terinin esaslar hadlerde (hudd=-^j-^') gizlidir. Hatrlanacak olursa mellif risle, mml-Kitab'la yani Muhkem Kitab'Vd tanmlamt. Bu teze gre rislet gelimeye, tedricilie, nsih ve mensha uygun alan temsil etmektedir. Nitekim bu grup yetlerde "ca'l" (cl-?-) olmakszn inzal ve tenzil kavramlar konunun ayrlmaz bir ynn oluturmaktadr. " j' -^j ^
ULua.1 j j J l j l L i j U VI

'"sra(17):23. Ka.sa,s ( 2 8 ) : 1.5. Gafir ( 4 0 ) : 68. '^En'm(6) ;73. Yunus ( 1 0 ) : 8 2 .

110

_jSJl" ^ "Allah dilediini siler, dilediim sabit brakr, mm 7Kitab O 'nun katndadr. "^''" Hz. Peygamber'in (sav) risletini tekil eden Mulkem Kitab ( ^><^\ - j ^ ' ) ; hadleri, ibadetleri ve ahlak konularn ihtiva etmektedir. Bu konulara genel ve zel birtakm umm retilerle eitli tarihsel (merhal) hkmler de dahildir. Dikkat edilecek olursa bu konularn tamam bizzat insann davranlaryla ilgilidir. Bu kapsam iinde insan Allah'la ban ve ilgisini "ibadetler"\e kurarken; dier insanlarla ban ve ilgisini de "allak"Vi kunnaktadr. Bu noktada Hz. Muhammed'in (sav) risletiyle Hz. Musa'nn ve Hz. sa'nn (a.s) risletleri arasndaki fark aka grebilmekteyiz. Hz. Musa'ya ve Hz. sa'ya gelen risletler, yani onlara gelen terler, srailoullar iin gnderilmi zaman ve mekan asndan yerel ve tarihsel karakter tayan ayn dzenlemelerdi. Nitekim Hz. sa, Musa eriatmdaki ar ve uygu olmayan baz hkmleri dzeltmek iin yine srailoullara gnderilmiti. Yani Musa eriat, ayn zellie sahip bir eriatt. nk o dnemde insan henz terde, tecrd (soyutluk) nefhununu kabullenebilecek olgunlukta deildi. Zamanlarn akp gemesiyle artk bu ter hayata uygun gelmemeye balad ve tamamen hayat d kald. Ayn ekilde kinatn ve insann yorumlanmas asndan da Tevrat ve ncil yrrlk dnda kalmt. Bu durumda her iki dinden geriye sadece vasiyetler, ahlk deerler kalm ve sadece mabedlerde hayatn srdren kilise dinleri haline gelmitir. br taraftan Hz. Muharaied'in (sav) risalen sz konusu olduunda ise durumun nceki eriatlardan tamamen farkl olduunu gryoruz. nk Hz. Muhammed (sav), nebilerin ve rasHerin sonuncusudur. Nbvveti btn zamanlar ve mekanlar iin geerh olacak tarzda mtebih olarak gelmitir ve bu da Kur'an'dr. Ayn ekilde risleti de btn zamanlar ve mekanlar iin geerli olacak meziyete sahip bir sekinlikte gelmitir. "
Ra'd (13) : 39.

111

alUU V I lilULjl" ^ "Biz seni ancak alenilere rahmet olarak gnderdik. Szn ettimz meziyetin farknda olmamak, ondan gafil kalmak ve buna dikkat etmemek, slm terinin bir ksmnn belli bir zaman ve belli bir corafyaya skm bir ter grnm vermesine neden olmutur. Aslnda bizim bu meziyeti gmiemize engel olan ey, slm eriatnn ve Nebevi Smietin esaslarn hakiki anlamda anlamam olmamzdr. nk fakihlerin bize sunduklar smet anlay hatal bir anlaytr. Oysa zikrettiimiz meziyetin anlalmas bize hem slm ter hem de snnet-i nebeviyye iin ada ve yeniliki bir anlay gelitime, buna ilaveten slm terine ait birtakm esaslar koyma imkann vermektedir. Nitekim Rislet aadaki konu maddelerinden olumaktadr: l-Hadler
( ^ j ^ l )

2-badetler ( ^ b U J I ) 3-Ahlak, "Vasiyetler" ( " b l ^ j l l " 6 ^ V i ) 4-zel veya Genel Karakterli retiler (
^UJI jl ^ U J I )

^ ' ^ ^

^^IJ

cjUJIJI

5-Tarihsel Karakterli retiler (J^y^^ ^^^=^1 '^li cjUjki]l) Acaba szn ettiimiz bu konular, yani risleti btn zamanlar ve mekanlar iin geerli klacak umm ve huss bir bak dorultusmrda anlamak nasl mmkn olacaktr'? NCELKLE Hz. Muhanmied'e (sav) verilen risletin sekin hale geldii ve fakihlerin de iltifat etmedikleri meziyeti iyice tanmamz gerekmektedir. Bu meziyeti tanyabilmek iin slm dininin iki sekin vasfn genel anlamda anlamalyz. Bu iki sekin vasf birbirine eliik, zt vasflardr ve aralarndaki cedel (diyalektik) hareket ise insan hayatna ilikin dahil elikilerin bilgi alannda, sosyoloji ve iktisat ilimleri dalnda mej'dana kard ikili bir harekettir. Sz konusu ikili hareketten de gerek say gerek eit olarak ter konusunda devaml surette yeni alanlar domaktadv

'''Enbiya

(21) : 107.

112

ite bu iki eliik zellik istikmet ve ianifliklT. Kavraular arasnda var olan ter cedeli, buna bal olarak geliimi gizlenmi durumdadr ve bu zellikler olmakszn slm dininin ada bir tarzda anlalmas ve onun btn zamanlar ve mekanlar iin geerli olduu sylemine ikna olmak linkanszdr. stikmet kavram Kitab'ta pek ok yerde gemektedir. mein "^^ji^l 1,1 ^ ^ ^ 1 UA4" ^ "Bizi mstakim olan yoluna hidyet ey/e"^*" Haniflik kavram da yine Kitab'ta gemektedir: " ^j=> UJ-^ '^^J f ^ l i
V o'^\ J^\ ^ j ^ \ oAl ;iUJ M ^ (JJAI V L i J c t >.Ull Jl i>

j^' , "Sen yzn dine, insanlar yaratt Allah in ftratna bir hanif olarak evir. Allah in yaratmasnda hibir deiiklik yoktur. te dosdoru din budur. Fakat insanlarn pek ou bilmiyor".''" Aratrmacmz devamla hanif kavramm incelemeye gemekte ve onun ha-ne-fe (^-^) fiil kknden tredini, bu kkn de Arapada meyletmek ve inhiraf etmek, dnmek anlamlarna geldiini ifade etmektedir. Mstakim ve istikmet kelimelerine gelince bunlarm da asl itibariyle "kavm" (fj^ kknden geldiini bilmekteyiz. Kavramn Arapada dayand iki sahih temel anlam bulunmaktadr ve ilki kiilerden olumu bir topluluk, yani erkeklerden oluan grup anlamdr. kinci temel anlam ise kalkmak, dorultmak veya azmetmektir. Bu anlamda mstakim, dosdom dikilen demektir. u halde hem mstakim hem istikmet kavramlar, sapma, meyletme, bklme anlamna gelen inliirafn yan hanifin zdddr. Buna gre gl ve hkm sahibi din demek olan eddn'l-kayyim deyii de azmetme kknden tremektedir. Ayn ekilde kymet bimek anlamndaki takym ( f ^ O kelimesi de bir eyi bir eyin yerine dikmek, koymak demektir. mein hkim olma ve azmetme anlamlar u yette de gemektedir: 0> J-?-J> Uill" ^ "Erkekler kadnlar zerine kimdirler"'''"^ : " VI <Jl V i)l

" ' F a t i h a (1) : 6, ' " Rum (30) : 30. N i s a (4) : 3 4 .

113

, "Allah, kendinden baka hibir ilah olmayandr. O diridir, kayymdur"^^^ u yeti de diklcatle dnelim: ( - ^ ^ ja JJJS jjlA j l U j I L i a . ^ 1 j j l 4a U J S U J J " , ^ ; Rabbim beni srat- mstakime hidayet eyledi, dosdoru dine, hanif olan brahim dinine. O kukusuz mriklerden deildi. "'"^ Aratmiacrmz Dr. elmr, dinin g, kuvvet ve azmetme zelliklerine sahip ohnasn istikmet ve haniflik sfatlann beraberce gerekli kldm mlaliaza eder. Nitekim bu iki vasf bir yet imde, beraberce gemektedir. Zaten slm dnin de gc, hem istikmet hem de haniflik zelliine aym anda sahip ohasmda yatalaktadr. Bu k zt kavranun, istikmet ve haniflik vasflanmn cedelinden ise ter ve insan davranan alanlanna ait milyonlarca ihtimal her zaman ve her mekanda, kyamet kopuncaya kadar ortaya kacaktr. imdi de u yeti dnelim: " ^ ^ I j ^ l ^ l U U j lila. , "phesiz ben yzm bir hanf olarak gkleri ve yeri yaratana evirdim. Ben mriklerden deilim. yetteki bir hanif olarak (^?^) ifadesi, kendinden hemen nceki fiilin durumunu anlatan hal konumundadr. Bu ful ise doal kanun demek olan ftrat kelimesinin de kendinden tredii fata-ra (j^) fiilidir. O halde bunun anlam udur: Bu kl diyalektik kinattaki varln tabiat, hanif ve deiken bir tabiattr. Hareket asndan en kk elektronlardan en bjaik gezegenlere varncaya kadar btn yrngeler bkml ve eimli bir harekete sahiptir, baka bir deyile bunlarda dorusal hareket anlamnda i.stikniel yoktur. te bunun iin Allah Tel, varlkla uyum ierisinde hareket eden dine, haniflik vasfn vermitir. Aslnda bu sfat, tabi ve ftr bir sfattr. nsan bu sfat ftratnda tad zaman madd kinattaki varlyla uyum ierisinde yaantsn srdrr. Nitekim insan terde, tabiatta ve detlerde meyi ve inhiraf, yani deikenlikler J.JJI

' " B a k a r a (2) : 2 5 5 . E n ' m ( 6 ) : 161. '''En'm(6):79.

114

vasfn tamaktadr. Durum byle olunca insan hayat iin eitli sabitelerin, deimezlerin varl gereksinimi ortaya kmaktadr. Bu sabiteler konumlar itibariyle deikenlerle cedel bir iliki iine girerler. te bu noktada insann Allah'a olan ihtiyac gn ydizne kmaktadr. nk Allah insana deiiklie boyan emeyen, bilakis bizatihi dosdoru {mstakim) olup da deikenlerin kendilerine nsbet edildii sabiteleri retecektir. Gerekten de Allah Tel bu sabiteleri insana bahetmi ve buna da "srt- mstakim" adn vermitir. Asl itibariyle ve bilkuvve kinatn ve toplumlarm tabiatnda deime ve tahavvl vasf bulunduu iin insan, deime ve tahavvl vasfna dellet edilmeye muhta deildir, aksine onun asl ihtiya duyduu ey, deimez sabitelere dellet edilmektir. Baka bir deyile insan, deikenleri hangi deimez ve mstakim kriterler dorultusunda anlayacaktr? Bunun iin Allah Tel Fatiha sresinde 1.1 j ^ l UAAI" ^ '-Bizi srt- mstakime hidyet eyle" ' buyunnaktadr. Bunun aksine "bizi haniflie -deiimehidyet eyle" diyen hibir yet Kitab'ta yer almamaktadr. nk deiim, yani haniflik zaten mevcuttur, kanlmazdr. Konu hakknda Allah Tel yle buyurur: '" V cM^ ^ ' J=^ ili ,3kJ Jj.ijj" ^ "zerinde insanlar yaratt Allahin ftrat. Allah in yaratmasnda hibir deiiklik yoktur. "^'^ Grld gibi Allah Tel bizlere hanifler olmamz emretmektedir. Tabiki bu durum srat- mstakimin, "sabitelerin" deikenleri ilga etmek ve onlan geersiz hale getirmek iin geldii anlamna gelmemektedir. Bilakis sabiteler, deikenlerle diyalektik esas zerine kumlu cedel ve ikili bir iliki kumak iin gelmitir. Zaten slm dinindeki shite ile deiken, "mstakim ile hanif" arasndaki karlkl diyalektik etkileimin bahsettiimiz domltuda anlalmas gerekmektedir. Hz. brahim (as) deiken hanifhi (el-hantiyyet'lmtegayy'ire) ilk kefeden ve buna teslim olan ilk insandr. Yani Hz. brahim Allah'n dndaki her eyin hanif deiken olduuna ve
Fatiha (1) 5.

R u m (30) : 3 0 .

115

varl olan her olgunun bekada ve sebatda sabit olduuna inanmanm Allah'a irk komak olduuna akl jrterek ulam ilk insandr. slm terinin haniflik ve istikmet meziyetlerini tamas, baka bir deyile sabitlerle deikenlerin cedel zelhine sahip olmas, onu sonlu alanlar (hudd'n-nihyt) dahilinde btn zamanlar ve mekanlar iin geerli klmaktadr. Tabiki bu geerliliin gereklemesi her eyden nce slm ternin ve slm davranlarn sonlu alanlar ilkesine, mstakim hadlerle bunlarn zmnnda gereklemesi mmkn olan hanp harekete dayal olmas arttr. Allah Tel bize hadleri sadece mm'l-Kitab'ta vermitir. Hadler, bizim erevesi iinde hanifler olmamza imkan tanyan mstakim durumlardr ve Yce Rabbimiz onlar hakknda Allah 'm snrlar anlamnda huddllh {^'^ -^j^)'* tabirim kullanr. Bunlar umm ve huss FurkanVi. beraber srt- mstakimi olutunrlar. te yandan aratnnacmz "selef alimlerimiz hadleri bu ada anlay dorultusunda anlamadlar" diye onlar knamamzn mmkn olmadn itiraf eder. Nitekim hadlerle ilgili matematiksel anlay Newton'un kefettii ekim yasasyla ortaya km \c btn ilimler bu aamann ardndan korkun sramalar kaydetmitir. Aslnda Kitab, hadler bedev olmayan meden insann anlayabileceini vurgular: " ^ -^j-^ i j - k j Vi Uij \JS. .vil jcVi (j^ ^ ilj li Jjij" _ "Bedev Araplar kfr ve nifak asndan daha iddetlidirler. Allah in raslne indirdii hadleri de bilmemee onlar daha ok mstehaktrlar. Oysa Allah bilendir, hakm olandr. TER VE BADETLERDE HADLER:('^-A*Ilj J ^J^) Allah Tel bize nm'l-Kitab'm baz yetlerinde hadlerle ilgili btn durumlar bildirmektedir: En st had: en alt had, bu ikisinin beraber bulunduu had, deiiklik gstermeyen en st ve en alt
Bkz. Bakara (2) : 187, 2 2 9 , 2 3 0 , Ni.sa (4) : 13 ; T e v b e (9) : 97, 112 M c a d e l e (58) : 4 ; Talak ( 6 5 ) : 1. Tevbe ( 9 ) : 97.

116

mstakim had halleri ve sonlu olana yani "mstakm"e yak/aan ve ona sonsuzda dokunan had hal verilen b dnnnlar arasndadr En st had, pozitif; en alt had ise negatiftir. Bir grafikte birbirine dik ayla izilmi Y domsu hadler erevesinde gelien teryi; X domsu ise zamanla veya tarihle ilgili balam temsil etmektedir, Domlarm balama noktas ise Hz. Muhammed'in (sav) neb olarak grevlendirilmesi ndr veya risletin peygambere indirilmeye baland "iicret-i nebeviyye "\T. imdi yapmamz gereken i, terde, ahlakta ve ibadetlerde zirvenin tepesi olan "Allah in hadleri "ne ait y-etlen iyice renmek olacaktr. Bu arada unu da unutmamalyz k rislet iinde bir baka ksm daha yer almaktadr ki o da "talimatlar" (cjUkiJi) ksmdr. O halde Hz. Muhammed'in (sav) risleti aadaki ksmlardan olumaktadr: 1 -Terdeki Hadler 2-badetlerdeki Hadler 3-Ahlak, "Furkn" Bu ksm "srat- mstakim "i meydana getirmektedir. 4- Ter, badetler veya Allakla ilgili olmayan Talimatlar. imdi ter alanna ait hadlerle ilgili baz rnekler zerinde duralm: 1 -EN ALT HAD: En alt had hali, evlenilmesi yasak olan mahremlerden ve yenilmesi haram olan yiyeceklerden sz eden yetlerde gemektedir" j l S <ii U U A U V I * U ^ I Cy ^ j U ^ U V j , "Gemite olanlar hari (bundan byle) babalarnzn nikahlad kadnlarla evlenmeyin. nk hu fuhutur, irentir ve kt bir yoldur. "'"^
CJUJJ j-VI CJUJJ f ^ V U j ( ^ U ^ j j ^ l > l j ^ L p ' l j AI=.LJ=JI f^Ujj ^ \ ^ ^ ^-.^.^j Cio^ d^VI"

ili J

L_iL, AS U , VI j J i V I a ? J I j - ^ ' j ^ S ^ l

Cy Orji]!

^y^j

"-^^ N i s a (4) : 2 2 .

.17

" L u a - j \jyt. j l , "Size (u kadmlarla evlenmeniz) harcm klnd: anneleriniz, kzlarnz, kz kardeleriniz, halalarnz, teyzeleriniz, karde kzlar, kz karde kzlar, sizi emziren anneleriniz, st baclarnz, hanmlarnzn anneleri, ilikiye girdiiniz hanmlarnzdan olup da sizin evlerinizde duran vey kzlarnz, eer anneleriyle henz iliki kurmamsanz (vey kzlarnzla evlenmekten dolay) size gnah yoktur-, kendi sulbnzden olan oullarnzn hanmlar ve iki kz kardei bir arada almanz (haramdr). Ancak gemite olanlar hari. phesiz Allah, ok balayan, ok merhametli olandr. "'''^ Nisa sresinin 22. ve 23. yetlerinde Allah Tel evienilmesi haram olan kadmlar konusundaki en alt haddi aklamakta ve bunlarn zikredilen yaknlar olduunu ifade etmektedir. Bunun anlam udur: herhangi bir ictihad gerekesiyle belirtilen bu haddin herhangi bir tarzda eksiltilerek almas asla caiz deildir. Ancak yette geen mahrem saysnn artrlmas mmkndr. Szgelimi Tp lmi birinci dereceden, rnein anca, hala, teyze ve day gibi akraba ocuklanjda yaplan evliliklerin doacak ocuklarn salklarna olumsuz tesirleri olduunu aka sylemektedir Binaenaleyh Allah'n hadlerini inememek artyla bu eit evlilikleri 3'asaklayan bir kanunun karlmas mmkndr. Bylesi bir ternin kesinlik kazanmadan nce madd birtakm belgelerle ve istatistiklerle mutlaka desteklenmesi ve ortaya konmas gereklidir. Yoksa sadece kltrel, ekonomik ve toplumsal artlarn deiimini gereke gstererek kltrel bir nassm dunmuna kyas yaplmas yeterli deildir. Maide Sresinin nc yetinde ise hai'am edilen yiyecekler hakknda en ah hadden sz edilmektedir. En'am Sresinin 145. yetinde de bu konudan sz edilir. Bunlara gre haram klnan bu yiyecekler: le, aktlm kan ve domuz etidir. yette gmlekteyiz ki Allah Tel, evlenilmeleri yasak olan muharremt kadnlar konusunda yapt gibi haram edilen yiyeceklerin en alt had kapsn

N i s a (4) : 2 3 .

118

kapatmamtr. Nitekim muharremt kadnlardan sz eden yette bu kap kapatlmt. Yiyeceklerle ilgili yette Vj^U J J C y^ ^ j jjic. iAfj jli" , "Ama kim aresiz kalrsa, (bakasnn hakkna) saldrmamak ve zaruret snrna tecavz etmemek artyla bunlardan yiyebilir."^'"' eklinde geen ibare, bu kapnn kapatlmadm gstermektedir. Evienilmesi haran edilen kadnlardan bahseden yette ise byle ''kim zor durumda kalrsa" trnden bir ifadeye rastlamyonz. Buradan da anlyoruz ki bu kap tamamen kapatlmtr. 2-EN ST HAD: Buna rnek hrszhk cezalardr. Nitekim Allah Tel jj'^lj ^jSi. j j j c ^ I j ^ \ (>o VSj UijS Lj f I j . I jxJ=ali A i j L J l j " "hrszlk eden erkek ve kadnn, yaptklarna karlk Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah izzetlidir, hakm olandr. buyunnaktadr. Grld gibi yette Yce Allal, hrszn cezasyla ilgili en st had halini belirlemektedir. O da elin kesilmesidir. Yani bunun anlam udur: hibir zaman hrszlk yapmann cezas el kesiminden daha ar bir ceza olamaz, bu caiz deildir. Fakat bu cezann el kesmeden daha hafif bir ceza olmas mmkndr. Bunun belirlenebilmesi iin mctehidlerin en u cezay gerektiren hrszlk vasflarnn snrlarn objektif artlara uygun olarak izmeleri gerekmektedir. dam cezas ise haksz yere vuku bulan ldmiede verilebilecek en u, en son cezadr. Ayn ekilde yine hukuk yapanlarn bu u cezay gerektirecek ldnne suunun vasflarn da ortaya koymalar gerekmektedir... 3 -EN ALT VE EN ST HADDN B R L K T E BULUNMASL Bu eit hal ise miras yetlerinde grlmektedir. imdi aadaki yeti dnelim:
" Ij t > l ( j i i i l j l jl l i l j j L < L X jAvill (.Uj j iAiVI j (JSJ J l - j S ^ fS.Sij\
' ^'-ti ^ J a
^
JII

^S^y.

A^jii j

'ii.\j CiJt

Jij

'iljj

E n ' a m (6) : 145. M a i d e (5) : 3 8 .

119

USa. U i k JS M (jl ili" , "Allah size ocuklarnzn alaca miras hakknda, erkee kadnn paynn iki katn tavsiye eder. (ocuklar) ikiden fazla kadn iseler, (lenin geriye) braktnn te ikisi onlarndr. Eer (ocuk) yalnz bir kadnsa (mirasn) yars onundur. lenin ocuu varsa, geriye braktndan ana babasnn her birine altda bir hisse vardr. Eer ocuu yok da. ana babas ona varis oluyorsa, anasna te bir der. Eer kardeleri varsa, anasnn pay altda birdir. (Bu hkiimler. lenin) yapaca vasiyetten, ya da borcundan sonradr. Babalarnzdan ve oullarnzdan, hangisinin fayda bakmndan size daha yakn olduunu bilmezsiniz. Bunlar Allah'dan bir farizadr. phesiz Allah bilendir, hikmet sahibi olandr. "'"^ ' (jjALi. j l ^ V ^j"-"' Cy j j ^ jxiJiJI j j i l l l i j j ^ j a " , HUa. a - aj 4 J _ ^ J J ili |Jaj cyj '^1 j - ^

"Bunlar Allahin hadleridir. Kim Allah'a ve Ra.slne itaat ederse Allah onu altndan rmaklar akan. iinde ebedi kalacaklar cennetlere kayar. te byk kurtulu budur. "'''^ Bu yette ve ayn srenin bir sonraki yetinde "bunlar Allah 'm hadleridir", "kim onun hadlerini inerse" gibi iki ibare gmlekteyiz. O halde anlalmaktadr ki izin verilen alan Allah'n hadleri erevesi dahilinde yer almaktadr. Hadler anlamnda (hdd) denilerek oul fomun kullanlmas ikiden daha fazla had bulunduu anlamna gelmektedir. Ayn konuda kullanlan inemek, amak ve tecavz etmek anlamna gelen teadd fiili ulancaya kadar had ynnde hareket etmeyi ifade etmektedir. Buna gre snr atmuz an teadd dummu hasl olacaktr. Dikkat edilirse teadd sadece herhangi bir ynde harekete engel olan bir had zerinde dunnak deil, onu amak ve gemektir. Burada bir mlahazaya dala iaret etmek istiyomz; Ayette "onun hadlerini kim aarsa " ( j j A ^ A ^ j ) derken hudd kelimesindeki zamir sadece Allah'a aittir. Oysa ifadenin hemen ncesinde Allah ve Raslne isyan etmekl&n
' ^ ' N i s a (4) : 11. Ni.sa (4) : 13.

120

sz edilmitir. Bunun anlam da udur: Allah tel kyamet kopuncaya kadar devan edecek olan bir eriatn hadlerini koyma konusunda tek bana hak sahibidir. ayet bu hakk peygambere veni olsayd o takdirde "ikisinin hadlerini kim aarsa" ( - ^ j derdi. u halde Raslllah tarafndan konan had veya hadlerle ilgili btn hukuk dzenlemeler (ter) tarihsel nitelie sahiptir. Hadler konusundaki yaklaum miras yedenne tatbik ettiimizde ise u sonulara ulamaktaj'iz: Allah Tel hadleri, iktisadi anlamda btn ykn erkek tarafiidan tammas durumunda erkee en st, kadma da en alt haddi kokmutur. Buna gre iktisadi sorumluluu tamamen yklenmi erkek, mirastan % 66,6; kadm ise % 33,3 pay alacaktr, eer biz erkee % 75; kadma % 25 verirsek Allah'm hadlerine teca\aiz eni olunz. Ama erkee % 60; kadma % 40 verirsek bu dummda Allal'n hadleri iinde kabn olumz. nk Allah bize erkein alaca en vksek payla, kaduim alaca en dk oran bildimntir. Bu noktada hegemonya kumia arzusunun veya duygusal davranmann etkisi altmda kahnakszm madd ve istatistiksel belge ve delillere dayanan objektif ve tarih artlara uygun olarak miras oranlanln belirlenmesi hususunda ictiliat yapmann rol ortaya kmaktadr. Zaten kadnm deiik durumlarda alaca oranu en alt Imtm sttine kt yetler tarafndan belirtihektedir. rnein Nisa 11. \ ette "eer (miras ocuk) yalnz hir kadnsa (mirasn) yars onmdur " denilerek kadmn niirasm % 50'sine; ayn srenin 12. yetde de kaduin erkek kardeiyle beraber kelleye miras obalan dunmunda erkekle eit mirasa hak saliibi olduu ifade edihnektedir. Kelle konumunda kadmla erkein eit mirasa salip olmalan hem erkek hem de kadm iin artk retgenlik yalarm geride brakm, yallk suinna gelmi olmalan iltimalme dayandnlabilir ve bu nizden onlardan her birine eit pa\ verildii dnlebilir. En st ve en alt had lallermin beraberce zikredildikleri bir baka rnek de okevlilik konusundaki Nisa sresinin 3. yetidir.

121

4- BR NOKTA ZERNDE BRLEEN EN ALT VE EN ST HAD, MSTAKM ZG VEYA AYN TER HAL: Bu ksmn ayn hukuk hah olduunu grmekteyiz ve bunun rnei de sadece zina haddinde gehnektedir. Nitekim aadaki cyette sadece bir nold;a zerinde en st ve en alt had komm ve bunun da yoiz sopa olduu belrtiliTutir; " J U \ ^ A^IJ J S i b i k l i j > l l j ^\J\ j ^ j j l Cy A L L L<^l jc- \ li'lj ^joll j ^ L j j i j j ^xiJS J J I j j j J l al j U ^ " ' , "Z/na e'en kadnn ve zina eden erkein her birine yz. sopa vurun. Allah 'a ve ahiret gnne iman ediyorsanz Allah in dini hususunda sakn sizi onlara kar acma duygusu kaplamasn. Azaplarna da m 'minlerden bir grup ahit olsun. "^""^ Bu yeUe b' nokta zainde birkte en st ve en alt had hallerinm nasl 3er aldklarui anlamava alalun. ncelikle yette Allah in dini hususunda sakn sizi onlara kar acma duygusu kaplamasn denilerek cezay hafiflerenn caiz ohnadnm ortaya konmas zikredilen cezaun en alt had hali olduunu gstermektedir. Nitekim lrszm elinin kesileceui bildiren yette burada bahsedilen acma duygusundan sz edibiiemitir, nk lrszlkla ilgili el kesme cezas en st had halui temsil emrektedir \'e bu yzden de hatiflenne sz konusu olabilmektedir. Oysa zina konusunda durum farkldr, zma haddi tar olarak tesbt edibni olup herhangi bir eksiltine ve artmia sz konusu deildir. Baka bir de>'ile Allah Tel haddin tatbikini insanlarm ictiliadma bakmamr. Bilakis bize ""dt ahit", kan-koca arasndaki "mlane" gibi evresel artlan da vermitir. Mesnetsiz ekilde namuslu kaduilara zina iftiras atanlara verilecek ceza da dahil olmak zae tm bunlar Nur sresinin . 3 - 1 0 yetlennde yer ahru ve Allal Tel bu yetlen apak yetler (yt beyyint='-j'-vj ^M) diye isinilendimiitir. nk zina haddi. Allah Tel'nm uygulanmas iin gereken evresel artlan beyan ettii tek cezadr. Nitekim Allal Tel, ya en st, ya en alt ya da en st ve en alt had hali bir arada olan, baka bir deyile tek nokta zerinde bulumiayan hrszlk gibi dier sularda evresel artlan beyan eiemitir.
Nur (24) : 2.

122

5- MSTAKM ZGYE YAKLAAN AMA DOKUNMAYAN EN ST HAD: Bu had hah cins adan erlcekle kadn arasndaki ihkiyie ilgili bir durumdur. Erkekle kadn arasndaki iliki birbirlerine yakn durma hadleriyle, ama kesinlikle dokumia olmakszn balar ve zinaya dmeksizin ama ona yaklaan mstakim bir izgide biter. Zina etmeden zinaya yaklaan insan Allah'n hadlerine dmemi olur, nk zina insann tam stnde durmamas gereken Allah'n hadlerindendir. Bundan dolay Allah Tel "^s-iji' '^j ^J " ^ j " , "zinaya yaklamayn"^'*^, "Ji^l_>ill Vj" , "fuhiyata yaklamayn"^^" buyurarak bakmak ve dokumak gibi yollarla yaklalmasn yasaklamtr. 6- KAPALI (AILAMAZ) P O Z T F EN ST HAD VE AILMASI CAZ N E G A T F EN ALT HAD: Bu eit had hali de insanlar arasndaki ml ilikilere mahsus bir durumdur. Sz edilen iki had hali faiz ve zekat konularnda grlmektedir: Almas caiz olmayan, kapal pozitif en st had hali faiz konusunda temsil edilirken sadakalarla almas mmkn olan negatif en st had hali de zekat konusunda temsil edilmektedir. Pozitif ve negatif olmalan sebebiyle bunlarn arasnda bir de sfr konumu bulunmaktadr. Buna gre faiz "pozitif", karz- hasen "sfr", zekat ve sadakalar da "negatif konumlara karlk gelmektedir. O halde u sonucu karmak mmkndr: Mal verme konusunda insan, objektif artlara uygun hareket etme kaydyla iinde hanf olarak hareket etmesi mmkn olan trl seenee sahip bulunmaktadr: "Faiz", "Sadakalar" ve 'Karz- Hasen". Bu konuya faiz ve slmdaki para sistemine aj'rlan blmde daha geni bir ekilde temas edeceiz. Konuyu balarken son bir sz olarak da unu sylemek istiyonz: Genel olarak Allah'n hadlerinin kapal olduunu, almasna msaade edilmediini ifade edebiliriz. rnein miras.
sra (17) : 3 2 . E n ' a m (6) : 1 5 1 .

123

hrszlk, ldrme ve nikahta mahrem hadleri gibi hadlere tecavz etmek cehennem ateini ve Allah Tel'dan gelecek bir cezay celbedecektir. Bunun yannda zorda kalm ve hasta kimselerin aabilecekleri birtakm hadler de mevcuttur. Yeri gelmiken sylemesi yararl olacaktr k mm'l-Kaab\a yer alan Allah'n hadlerinde hibir nsh ve mensh yoktur. mein buna aykr gibi grnen u yeti ele alalm: " j^h^ j ^ ^ ^ ji ^ > 6 ^ ^ jj (J J c i l i J jJ :ii ^1" , "Biz bir yetin Imkmn nesheder veya onu unutturursak ondan daha iyisini veya benzerini getiririz. Allah in her eye kadir olduunu bilmedin mi? Grld gibi yet, esh ve unuttumiamn ancak tam bir yet n olabileceini, yoksa yetin bir paras iin olmayacan vurgular. Hz. Muhanmied'den (sav) nceki semav enatler. ayn ve geici olduklar iin nsih ve mensubu bilmiyorlard. Bu eriatler iin neshe karlk gelen dumm >'eni bir rasln gnderilmesi eklinde gerekleiyordu. Ama sz konusu son rislet olduundan Allah Tel Mslmanlara dinin zorluktan kolayla dom geldiini gstermek ve eriatn hadler erevesi iinde gelitirilmesini retmek iin nsih ve mensubu ahtmutr. FAZ (RB=bjll) Faiz, para ve kr sistemleriyle ilgili bir konudur ve gnmzde btn devletlerde iktisad sistemin esaslarndan kabul edilir. Bu etkinliinden dolay konunun btn geniliiyle ve derinliyle ilm olarak incelenmesi gerekmektedir. Faiz konusu Allah'n hadlerinden birisi olup daha nce szn ettiimiz pozitif en st had, sfr noktas ve negatif en alt had konumlarna dahildir. Arapada rib ( WJl) lafz, "ra-be-ve" ve "ra-be-e" fiil kklerinden gelmekte olup artmak, gehmek ve ykselmek anlamlarm tamaktadr. Rib lafznn iinde getii Kitab'taki baz yetler unlardr:
j^jJI Ujl I j l 4 J J j x A j a C - j ^ U . j j a LJJII

f^j:^J

J j J l AU I J ^ I J Ujll ( J i x ^^li

j j a J U . ^ j j>A j U l l I _ J U - l ^ I l i l l l j l i jUi ^ > j i l i J l

o j ^ l j _iL.. U Aa

Bakara ( 2 ) : 106.

124

"Faiz yiyenler ancak eytann arpt kivselern kalkt gibi kalkarlar. Bu, onlarn alveri de faiz gibi demeleri yzndendir. Oysa Allah alverii helal, faizi haram klmtr. Kime Rabbinden bir t gelip de (faizden) vazgeerse, gemite olan onundur ve durumu Allah'a aittir. Kim tekrar (faize) dnerse onlar cehennemliklerdir, orada ebedi kalacaklardr. jUS JS V ilj c j l i a ^ l Lijll jil ( > - j " , "AlM faizi yok eder, sadakalar artrr. Allah hibir gnahkar kfiri sevmez. " jjL_^ j ) Lj^l t > ( j j j U I j j j j ^ ' ' j J ' ' j i - l j j ^ l UJI V , "Ey iman edenler Allah'tan korkun, eer iman ediyorsanz faizden geri kalann brakn. "^'^^
" V 'j JJ t> j ^ ' j j ^ ^ 'jl^ J j j u l k i V j o , ^ A I ] i j " , "Eer (faizi) brakmazsanz Allah ve raslne sava ilan ettiinizi bilin, Ama tevbe ederseniz ana paranz sizindir. Bylece ne zulmetmi, ne de zulme uram olursunuz.

"Eer (borlu) darlk beklenmelidir. BiUrseniz hayrldr.


rmcm

iindeyse, genilie kana sadaka olarak balamanz

kadar daha

edenler, faizi kat kat yemeyin, Allah 'a kar takval olun k felaha eresiniz. "^^^
" jJjSl^ Uiclj (JJa^iLl ^\^\ J_y,\ ^ \ j -Uc I j ^ j bjll ^i^lj

U J I U i c " ^ "Yasak edildikleri halde faiz aldklar ve insanlarn mallarn haksz yere yedikleri im (ite onlara byle yaptk). Onlardan kafir olanlara ehm bie azap hazrladk.
" - B a k a r a ( 2 ) .-275. ' " Bakara ( 2 ) : 2 7 6 . Bakara (2) : 2 7 8 . Bakara (2) : 2 7 9 . Bakara (2) :.280. A l i mran ( 3 ) : 130. NLsa ( 4 ) : 1 6 1 .

125

( j i (if U j li jjijuj^l liHljli i l i

Ajc I j j j j uj-^jJ

(JjUII J j - l

i jjjj] U j

^ 1 Loj

, "Artsn diye insanlarn mallarna kattnz faizler Allah katnda artmaz. Allah'n vlizn murat ederek verdiiniz zekat var ya ite onu verenler kat kat artranlardr. Bu yetlerden u sonulan kamiamz mmkndr: a- Faizle sadakalar arasnda iliki vardr: "Allah faizi yok eder, sadakalar artrr. b- Faizle zekat arasnda da iliki vardr: "Artsn diye insanlarn mallarna kattnz faizler Allah katnda artmaz. Allah in yzn murad ederek verdiiniz zekat var ya ite onu verenler kat kat artranlardr. c- Kra, yani "faize" en st had komutur: "faizi kat kat yemeyin"^^^ d- Sfir haddi koramtur: "Ama tevbe ederseniz ana paranz sizindir. Bylece ne zulmetmi, ne de zulme uram olursunuz. bn-i Kesr "kelle" konusunun getii Nisa Sresinin 176. yetinin tefsirinde bu konunun m'minlerin emiri mer b. Hattab'a kark geldiini haber vererek ona ait u cmlevi rivayet eder: " konu var ki Resulullahin (sav) bize bunlar hakknda zerinde duracamz bir had koymasn isterdim: Dedenin ve kellenin mirastaki hkmleri ile faiz konularndan birisi. Bu rivayet gsteriyor ki faiz konusu m'minlerin emiri Hz. mer'e bile kark gelecek kadar snrlan kat'i olarak izilmemi bir konudur. imdi de faizle zekat ve sadakalar arasnda nasl bir balant olduunu O r t a y a koyabilmek iin zekat ve sadakalan tanyalm:

259 R u m ( 3 0 ) : 39.
Bakara (2) : 2 7 6 . R u m ( 3 0 ) : 39. ' " A l i mran ( 3 ) : 130. ' " Bakara ( 2 ) : 2 7 9 . J J >; Buhr, Eribe 5 ; M s l i m , Tefsr 3 2 , 3 3 ; Eb Dvfd, E n h e 1.

126

Zekat ve Sadakalar: Alann verene ynelik herhangi bir karlk veya balayclk beklentisi olmakszn bir ahstan dierine verilen nakd veya ayn olan bir miktar maldr. Zekat ile sadaka arasndaki fark noktasnda ise u sylenebilir: Zekat, slmn farzlarndan birisi olup hibenin en alt haddidh yani sadakalarn en alt limitidir. Bu 3aizden zekattan yararlanabilecek kimselerin sayld yetin ba "inneme's-sadkt" diye balar. u halde zekat, sadakalarn erevesi iindedir ve sadakalar ('^:^^!) deyii daha umm bir ifadedir. u halde burada zorla alnacak ban en alt haddinin zekat olduunu grmekteyiz. Bu jaizden Allah Tel sz konusu yette bizi sadakalarn kendilerine verilmesi gereken insan gruplarna ynlendirmitir. Nitekim yette snrlar belirlenen had, kemiyet bakmndan ak olduu iin keyfiyete ilikin ynlendinie bahis konusu edilmi ve Ijii] Uil" ^ 'phesiz sadakalar fakirlerin ve miskinlerindir... "^^^ diye snflar saylmtr. Zaten Tevbe Sresinin herhangi bir haddi ihtiva etmemesi de en alt haddin sadakalar istikmetinde ak olduunu, yani artrlasnn veya eksiltilmesinin ictihadla belirlenebileceini desteklemektedir. Buna bal olarak mellefe-i kulb snfn zekattan ilga ederken mer b. Hattab'n ictihad ettiini gryonz. nk ona gre de bu yet, had yetlerinden deildir. Ayette zikredilen snflarn banda fakirlerle miskinleri grmekteyiz. Fakir, sahip olduu ekonomik ve toplumsal artlar gereince ald borlar deyemeyen insandr ve bu kimselerle ilgili olarak Allah Tel "Allah faizi yok eder. sadakalar artrr" buyurmutur. Yani bu insanlar herhangi bir borcu deyemeyecekleri iin aslen onlara verilen ey bor deil, hibe olmahdr ve ecri de Allah katndadr. Bylesi fakirlere kr ve kazan beklentisiyle, yani faizle bor verenler hakknda Allah Tel 'faiz yiyenler ancak eytann arpt kimsenin kalkt gibi kalkarlar" yetini varid etmitir. kinci durum ise borcunu ancak herhangi bir faiz sz konusu olmadan -asl borcunu, yani sfr konumu- demeye gc yeten kimselerle ilgilidir. Karz- Hasen olarak isimlendirilen
T e v b e (9) ; 6 0 .

127

husus da bu durumdur ve hakkmda "Ama tevbe ederseniz ana paranz sizindir. Bylece ne zulmetmi, ne de zulme uram olursunuz" buyumlmutur. Ay'nca bu konum, sadaka ahnaya mustehak kimselerle muamele konusundaki en st haddi temsil etmektedir. Bunun iin Allah Tel hibenin faziletim vorgulanu ve "bilirseniz sadaka olarak balamanz daha hayrldr" buyurmutur. nc grupta da ticaret, sanayi ve ziraatle uraan insanlarn durumu sz konudur ve bu gruptaki insanlar iktisat ehli olup sadaka ehlinden yani fakir ve miskinlerden deillerdir. Bu kimseler zerinden kr ve kazan temin etme noktasmda en st had gndeme gelmektedir ve bu konum, tecavz kesinlikle caiz olmayan, tamamyla kapal bir had halini temsil etmektedir. Bu had halini u yette grmekteyiz: "Ey iman edenler, faizi kat kat yemeyin, Allah 'a kar takval olun ki felaha eresinz. " Bu yete gre Allah Tel ihtiya durumunda olmadklar iin sadaka almaya mstahak olmayanlardan kr ve kazan elde etmenin tavan snrn koymaktadr. Bu tr kimseler toplumda byk bir kesimi olutururlar ve ierisine sanayiciler, ziraatciler, tccarlar \ e sanatkarlar girerler. u halde bu kimselerle ilgili olarak sz konusu kr ve kazancn bor meblandan kat kat fazla olmas yasak edilmektedir. Sylenenlerden hareketle slm para sisteminin esaslar hakknda ise u maddeleri sayabiliriz: 1- Zekat ve sadaka almaya hak kazananlara bor deil, karlksz hibe verilir. 2- Herhangi bir kr ve kazan, yani faiz sz konusu olmakszn bor vermek belirli durumlada sz konusudur. Sadaka almaya mstahak kimselerle muamele konusundaki en st had budur. Bu madde kapsamnda zulmetmeyecek ve zulme de uramayacak tarzda parann alm gc gibi deikenlerin dikkate aimmas nnkndr. . 3- slm para sisteminde deme vadesi ak olan bor yoktur. Byle durumlarda ise kr ve kazancn meblan bir katndan fazla

128

olmas mmkndr. Bu yzden slm bankalarda en st had olarak borcun vadesi faizin ana parann katma ulamasna kadardr. 4- slm Devleti mevcut iktisad ortama 113'gun olarak M h k faiz nisbetini belirlemede tek hak sahibidir. Bor verme iinde ise bankalar tek hak sahibidir ve bunun dnda bir faizle borlanma iine girenlere en ar ceza uygulanr. Bu prensipleri aratnnacmz Dr. ehrr orta^'a koymaya ga> ret etmekte ve zikredilen fikirlerin geltinlmesi iini ise Allah'n hadlerini (hudd'llh) tecavz etmeme artyla konunun uzmanlarna brakmaktadr. M A ' R U F VE MNKER ( j ^ b Kitab'ta ma'nf ve mnker terimleri sk olarak gemektedir. Bu iki kavram zaman ve mekana uygun olarak insarlann kabul enelerr tanmalan ve olumlu gnneleri; a>Ti ekilde inkar eneleri. garipsemeleri ve olumsuz gnneleri anlamna gebnektedir. Aslnda rfler, insan ve vaz' kanunlann esasm tekil ederler. Bundan dolay Kitab, rfleri Allal'm hadleri ereveside var olan teriin esaslan olarak grmektedii-. " - ^ j ^ o j ^ ^ ' j j ^ ' Cf-j*^'j <^jy^^jy^y.. j j i i a j ^ l j i i j j i l " ^ ",,,Ma'rufu envedenler, mnkeri yasaklayanlar ve Allah in hadlerini muhafaza edenler var ya. Sen m ivinler mjdele. Etimolojik olai'ak ma'ruf kavram bilmek anlamndaki ara-fe ('-j^) ful kknden gel-. Muarref ve ta'rf (^j^^ j '-ij>^i) kehmeleri de ayn kkten trevlerdir. ""Belirlilik taks" denilen ve kelimelerin basma getirilen "el" ( J ) hai"fierie de, ta'rf ad verilir. "Dilde izafet, ta'rif iindir" sz de aym anlam ifade ee>'e namf bir kullanmdr. Mnker terimi ise, ne-ki-ra (j^) ful kknden gelmekte olup marufin kart anlamua iaret etoektedr. Meleklerin Hz. braliim'e gehieleri zerine onun yaad hal, balse konu kavram kullamlarak yle anlatlr: "Cx)j^ f>J J U > u ^Hii ^ J c Ijkj ji" , "Hani (melekler) onun yanna girmiler ve selam demilerdi. (brahim de onlara) selam yabanc kimseler dedi"^" Melekler Hz. Lt'a
T e v b e (9) : 112. Zariyat ( 5 1 ) : 2 5 .

129

geldiklerinde de tannmamlard: " uj^j^ J ^ J^" , "Eliler Lt ailesine gekliklerimle siz, siz yabanc kimselersiniz dedi."^''^ Hz, brahim'in melek olduklara bilemedii yabanc konuklarma yemek ikram ettiinde karlat dumm ise yine aym kavram kuilamlarak yle anlatlr: " ^ h ^ fjs J l b ' *-=^ ^ 'j^ A i i . ^ o^Jj' , "Ellerinin buzaya uzanmadn grnce durumlarn beenmedi ve iine onlardan bir korku dt. Hz. Musa da salilr kula ocuu ldrdnde yle demiti: " i j ^ ^ ^ A J S J LU CA\ Ji" "Bir cana karlk olmahzm tertemiz bir can katlettin ha? Dorusu sen irkin bir i yaptn. "^^^ Hz, Slejnan'm Sebe melikesuin tahtmm deitirilmesi im syledii szde de aym kavram kullanlr: "h^jF- W^ ' j j ^ i-M' , "Onun tahtn tannmaz hale getirin dedi"^^' Kardelerin Yusuf u tanyamanalanna ilikin anlatmada da aym kavram geer: " '>-l f-^j A] < k Ijlija , "Yusufun kardeleri geldiler ve onun yanna girdiler. (YustJ) onlar hemen tand ama onlar onu tanyamamlard. "^^^ Bir baka kuUanun da yledir: " ^ } - ^ '^j (^^jjSl <1 aUlj" ^ "Bu indirdiimiz mbarek bir zikirdir, imdi siz onu mu inkar ediyorsunuz?"^^^ Baka bir kullanm da u yette yer alr: " c l u j ^ f ^ j ^ j ^j^j^. ^ ^l" , "Yoksa onlar elilerini tanyamadlar m? (Tanyamadklar iin mi) inkar ediyorlar onu"^^'' Grld gibi bu yette mnker lafzyla ilgili fomlar, marifetm yokluuna dellet iin kullambnaktadr. Buna gre marifetin zdd olan nekira terimi iki dumma dellet etmektedir, lki cehalet, bibnemezlik ve anszm bir eyle karlama dummudur. Nitekim Hz, bralun veya Lt'un meleklerle karlatklarnda tecriibe ettikleri halleri buna rnektir. Bir eyi uygun bubuayp onu kt, irkin ve uygunsuz gmek
'**Hcr(15): 61-62. '*'Hud(ll):70. '^Kehf(18) :74. Nemi (27): 41. Y u s u f ( 1 2 ) :.58. ' " Enbiya ( 2 1 ) : 5 0 . M'minn ( 2 3 ) : 69.

130

anlamndaki istinkr anlay da bu ktan kaynaklanmaktadr. Szgelimi insan toplumun genel zevkine ujanaya eylere alt olduunda ya da duyduunda onlan istinkr eder. Sziin ettiimiz bu durum mnker kavrammn olumlu anlamdr. Kavramu ikinci dununu ve olumsuz anlam ise inkar etmek ve daha nce bildii bir eyi bilmemezlikten gelmek anlamdr. " f^J^^'j ^ j j ^ ^^-^ jj^j^y jjjstill" , "Allah'n nimetini bilirler sonra da onu inkr ederler. Onlarn ou kfirdir. "^^^ Kabirde lye gelecek nkir ve nekr ( J^^ jj^j) melekleriyle ilgili sylemin ise slm akidesde bir temeli bulumnamaktadr. Azabm nkr ve nekr diye nitelendilmesi ise daha nce saun bu azab bihnemesi ve ona hazrlkl obnamas sebebiyledir. "I M -u^a Ji\ ^ y, u J" ^ "De ki kim zulmederse ona azab edeceiz, sonra o, Rabbine dndrlecektir. (Rabbi de) ona grlmemi bir azab edecektir. Yeri gelmiken burada bir noktaya daha temas etaek istj'onz: Hocalar ve vaizler kabir azab konusunda olduka ar davranmakta ve len her insan kabirde azn am bekleyen byk bir ylann verecei korku eitleri hususunda korkun eyler anlatmaktadrlar. Sonu olarak da bu duam mslmanlann gnllerinde olumsuz ve bastrlm bir korku ve korkakln kk salmasna neden olmaktadr. Tabiatyla bu husus lmn hak olduunu bilmelerine ramen mslmanlar. lmden kaarak olumsuzlua, zelillie ve hayatlarnda azla yetimneye raz olma psikolojisi gelitinnelerine neden olmaktadr. Oysa Ralunan ve Rahim olan Allah'n aff ve mafireti ok genitir. Allah'n bu ynn ne kadar da az zikrediyorlar! Tekrar asl konumuza dnecek olursa sonu mahiyetinde unlar syleyebiliriz: Ma'ruf insanlarn tann'ip bildikleri, zerinde toplumsal ittifak salayarak hakknda ortak zevk gelitirdikleri davranlardr ve bu yzden de pozitif anlam y\\k\\\ tutumlardr Mnker ise insanlarn garipsedikleri, bu >aizden de toplumun ortak
- " N a h i (16) : 83. ^'^ Kehf (18) : 87.

131

kabul ve zevkine aykr grdkleri negatif ykl tutumlardr. Ma'ruf ve Mnker ilkesi slmm genel davran esaslarndan birisim tekil etmekte, zaman ve mekann gerektirdii koullara gre gelimeci ve hanf. karakter gstermekte ve hadlerle ilgili olmayan btn ilerde mslmanlarn davranlarn kapsamna almaktadr. Szgelimi Allah Tel imanl bir kadna d giysi giymesini emrederken ondan iinde yaad beldenin yaygm rflerine uygun olarak hareket etmesini istemi ve yle buyumutur: "'i^ji: O ^ J ^ J C) J ^ ' ^^' , "Onlarn tannmalar ve (tanndklar iin de) incitilmemeleri iin en elverili yol budur. "^^^ Grld gibi yette tannp bilmnekle eza grme arasnda domdan iliki kumlmaktadr. Buradan hareketle ibadetlerle, hadlerle ve gayb konularla ilgili olmayan hadis-i eriflerin de rflere dayal hadisler olduunu syleyebiliriz. Nitekim bu tr hadislerde helal ve haram konular mevzu bahis edilmemitir.nk rfler deiime ak olgulardr \e evre verilerini yaplarnda tayan evresel mnlerdir; evresel veriler de deikenlie ak hususlardr... Bundan dolay "Maruf ve Mnker" anlay; sabit olmayan, gelimeci ve hanf bir anlay olarak karmza kmaktadr. VASYETLER VE TALMATLAR ZERNE Kitab ve Furkan'da yer alan "On Vasyet'te zikredilen helal ve haramlarla ilgili vasiyetlere ve hadlere bal kahak Allal Tel'nm nzasm kazanmaya neden olurken bunlara kaytsz kalarak aksi davranlarda bulunmak da O'nun gadabma sebep olur. Szgelmn irk komak, ane-babaya isyankar olmak tkUk korkusuyla bebekleri ldmek, fihiyata ve zinaya dmek, homoseksel ilikilerde bulunmak, evlenilmesi haram olanlarla evlemek, haksz yere msan ldnnek, yetim mal yemek, l ve tartya vefaszlk emek, standartlan lal etmek-, yalan yere ahitlik eek, yemini bozmak gibi hususlar Allal'm hadleri erevesinde ter alanna giren hususlardr. Allah Tel tarafndan gelen talimatlara nayet enek, Allah'n gadap veya nzas mevzu bahis olmakszu sanlam maslalatmadr.
Ahzab ( 3 3 ) : 5 9 .

132

Bunla-da herhangi bir sevap veya ceza varid olmaz. Bu tr hususlazellikle berh bir tarihsel Icesit iin Neb (sav)'e gelen ynlendirmelerdir ve "ey neb" W ^) dij'erek balayan yetlerdir. Bu yetler, hadlerle veya ayn teratla ilgili ohuayp reticilik ve eiticilik ynl retisel yetlerdir, baka bir deyile bu yetlerm helal ve haramlarla ilgisi yoktur. imdi ncelikle ler ile ta'm arasmdaki fark somut rneklerle grmeye ahalmr: Bir adam bir bakasui ldrd zaman katil yakalanacak ve devlet tarafndan cezalandrlacaktr. Katihn adam ldmienin yasak olduunu bilmediini iddia etmesi cezadan kurtuhnasma yetineyecektir. Ama bir insan gda konusunda salk retilerine uyanasa da mein yedii bayat yourt zehirlenmesine sebep olsa devletin bu olaya tepki gstemesine gerek j'oktur. nk zelirlenen als salk kurallarna riyet enemesiiiin sommluluunu zelirlemnekle bizzat kendisi yklenmi ve demi olmaktadr. Buna gre hadlerle ilgili yetlerie, helal ve haram konulan birinci mein iine girerken; retilerle ilgili yetler (<y^ ^ ^ ^ V l ) de ikinci rnek iine gimekledu-. TaUmatlarla ilgili yetlerden birka tanesi yledir:
"(ija.j j j i c . i l i j j j l
C J L ; = J . O

LU-I

"Ey neb.l elerinin rzasn gzeterek Allah in sana helal kld eyi niin kendine haram ediyorsun. Allah ok balayan ve ok esirgeyendir. ""^
j S a . j J j j S I 6 I (jjJUia l ^ j j Ull iLaJl j j j i J dkl j j V ( ^ 1 1^1 b

" ^ U ^ " ^ "j7y figjjfj elerine syle eer dnya dirliini ve ssn istiyorsanz gelin size boanma bedellerinizi vereyim de, sizi gzellikle salaym. ""^ l j UjJill ^JAJI dj^JI y^J)l\ ^ d^ (_s:ia. J . J 4 j j j l , J ^ jl u ji> - ^ I j > V I ^ji , "Yeryznde ar basp iyice kkleinceye kadar hibir nebiye esir .sahibi olmak yaramaz. 2M

f * Talrim ( 6 6 ) : 1.' Ahzab (33) : 2 8 . ^ Enfal ( 8 ) : 6 7 .

133

Aka grlmektedir ki yukardaki yetler muayyen bir tarihsel dnem iin veya als bir tasarnf iin Nebiye (sav) zel olarak imnitir. Ayrca hitabn ey neb eklinde gelmesi de dikkatten karlmamaldr. Szgelimi tahrm yetiyle ilgili rnekte Neb (sav) hanmlarm menmun etmek iin birtakm eyleri kendi nefsine haram etmi, sonuta da Allah Tel bu davranndan dolay neb%\m knamtr. Ancak bunda herhangi bir sevap ya da azap sonucunu douracak bir sonmluluk sz konusu olmamtr. Ama eer yet "Ey Rasl niye Allah'n helal kldn haram ediyorsun..." eklinde gelmi olsayd Hz. Peygamberin (sav) helal olan bir eyi ahs isteksizliinden deil ter asndan haram kld anlamma gelir ve bu taktirde de rislet grevi phe ve aibelere blavm olurdu. Aslnda bu husus gsteriyor ki Hz. Peygamber (sa\) risletin tebliinde masum olduu gibi nk Hz. Peygamber Rabbin'den ald "Kur'an" yani nbvvet emanetini eda etmede de masumdur. te Hz. Muhanmied'in ismet sfat hibir yoruma meydan vermeksizin bu noktada gizlidir. Ksaca sylemek gerekirse ter asndan hadlerde ve vasiyetlerde helal ve haram sz konusu olmakta ve sonucunda da sorumluluk gndeme gelmektedir. Ama eitim ve retim asndan olan emirlerde herhangi bir helal ve haram hkm sz konusu deildir. Buna bal olarak herhangi bir sevap ya da azab gerektirecek mesuliyet de sz konusu deildir. Ancak u kadarn sylemeliyiz ki bu eitsel maksatl >'etlere uygun hareket etmek kukusuz insann maslahat iin yararldr. SNNET
" ili j S J j "ili J.JJ j l S 'Al.^ ili J _ ^ j ^^ ^ j l M\

^j^" , "Andolsun Ra.slullal'ta sizin iin, Allah'a ve ahiret gnne kavumaya inanan ve Allah ' oka zikredenler im en gzel bir rnek vardr.

^ ' Alzab ( 3 3 ) : 2 1 .

1 3 4

ki ey braktm, onlara smsk sarldnz mddete asla dallete dmezsiniz: Allah in Kitab i ve Raslnn snneti" (Muvatta) " A J L ^ A H O J -Sil c u i j l ^ 1 "Haberiniz olsun ki bana Kitab ve beraberinde misli verildi. Kitab ve Snnet yani "Rislet". Snnet gibi ok nemli ve hassas b n konuda aratnnanm ncelikle yle bir sorudan hareket etmesi gereklidir: Acaba Neb (sav)'in kendilerine usl denen hadler, ibadetler ve gayb konularna ilikin olmayan hususlardaki szleri, tutum ve davranlar vahiy midir? Yoksa ictihad mdr? Baz kimseler, " t j ^ j j ^ s ^ j VI JA J > S^. W , "O, hevadan konumaz, (konutuu) vahiyden baka hir ey deildir. yetini delil olarak kullanrlar ve Neb'nin (sav) yapt her eyin vahiy olduunu sylerler. Aratnnacmza gre ise bu yetin ilgih konuya dayanak j'aplmas asla caiz deildir. Zira ona gre 4. yetteki "hve" ( j * ) zamiri, zellikle ve tek bana indirilen Kitab'a racidir ve bir nceki yette geen "yantkii' (6^) fiilindeki gizli zamirin kendisine ait olduu Neb (sav)'le hibir ilgisi yoktur. Ancak u kadar var ki Neb (sav)'in szlerinin ve davranlarnn hevaya yenik dmemesi ve hevasyla hareket etmemesi peygamberlik vasflarmdandr. Ayrca "ve m yentku ani'l-hev" yetinin Hz. Peygamber'in (sav) ahs gidiatnn ve szlerinin deil bizzat vahyin sorguland ve phe konusu edildii Mekke dneminde indii hususu da gz nnde tutulmaldr. Snnetd Nebeviyye diye teknik anlamda stlahlatnlan terim, bir neb ve bir insan olarak Hz. Pej-gamber'in (sav) hayatn karlamaktadr... Peygamber hayatn vakalar ierisinde yaam, hatta gereklerle tamamyla btnlemitir. mrn vehim lemlerinde geirmi biri deildir o. Allah'n kendisine ikramda bulunduu vahiy nimetij'le birlikte mild yedinci asrda, Arap Yarmadasnda, bu yarm aday evreleyen btn coraf, tarih,
V I "

282 Eb Dvd, Snnet 5 ; A h m e d , IV, 131.


N e c m ( 5 3 ) : 3A.

135

kltrel ve siyas artlarla omuz umuza yaad. Sahabeden Neb'nn (sav) hadislerini vahiy olarak kabul ettiklerine dair hibir haber kesinlikle gelmi deildir. Neb'nin (sav) bizzat kendisi, vahyin dikkatle tedvin edilmesini emrettii halde kendi szlerinin bir araya getirilmesini istemi deildir. Bu konuda limlerin bunun sebebini vahiyle hadislerin karmasna engel olmak eklinde zayf ve mazeretvr sylemlerle aklamaya almalar dorusu mantk adan kolay kabul edilebilecek bir ey deildir. Bir defa " tlP-" b' j J i i L J AJ Ulj JSAJI" , "Zikri Biz indirdik, onun koruyucu da Biziz"^^'* diyen Allah Tel'nm bu yetini ilk bilen Nebiden (sav) bakas deildir. Sahabe vahyi tedvin etmeye son derece hrsl olmasna ramen Kitab'n toplanmas ve tedvin edilmesi ii tamamlandktan sonra bile hadisleri bir araya toplamaya ynelmemilerdi. Hadislerin toplanmas iini bizzat Neb (sav) yapmam olduu gibi ardndan sahabe de 3'apm deildir. nk onlar hadisin tarihsel bir aama olduunu; smietin ise Neb'nin kelam olmadn biliyorlard. Eer durum byle deil idiyse geriye kabul edilmesi gereken tek bir sonu kalmaktadr ki o da udur: Haa Neb (sav) ve ondan sonra da sahabiler hadisi tedvin etmeyerek mslmanlar bir aknlk ve kargaa ortamna itmek istemilerdir. stelik hadisi tedvin edilmemi bir dinin tamamlamu olmas nasl kabul edilebilir? Bu durumda "^^.^ ^ ^ ^ 1 (j^i" , "bugn sizin dininizi ikmal ettim"^^^ diyen yetin ne anlam kalacaktr'.' Neb ve sahabenin hadise kar takndklan konum, nbvvet ile deh arasmdaki temel farkn derin bir ekilde anlalnasma gtrmektedh-. Hz. Muhammed (sav) bii" nebd-, o bir dhi veya buna benzer bir kimse deildir. Hz Muhammed (sav) kendisindeki valuy ynn, yani nbvvet ve risleti biyor ve bu zelliuin yamnda nisb ve objektif hakikat lemine nfuz edebilmek iin de mutlak lemle ilikiye geiyordu. Bma karlk dhi, belirli madd ve manev koullar
Hcr ( 1 5 ) : 9. ' " M a i d e (5) : 3.

136

altmda yaad asm bir rndr, bu yzden de ister msailar kast altma alsnlar, isterse de kendisi kaydettirmi olsun dhnm szlen ve tutumlan ne olursa olsun tarihsel karekter tamak zomndadr. Tanlsel olduu iin de zaman ierisinde layatm geliimiyie paralel olarak vaka onu aar ve geer. slmda iki kump vardr, birisi nutiak kuptor ki Allal Tel'dr. Bu kutup Allah Tel'nn dzenlemesiyle valyedilen Kitab'la temsil edilii", yani nbvvet alannda mtebih, rislet alannda da hadlerle ifade edilir. teki kutup ise slmn nsb kutbudur ve o da snneti itibariyle Neb (sav) tarafiidan temsil edihnektedir. Nitekm Hz. Peygambei" mutlak, baka bir de3'ile rislet alanndaki hadleri alm ve onlan kendisinin yzj'ze bulunduu nisb hakikat lemme dntmtr. Kukusuz Hz. Muhammed' (sav) peygamber olarak gnderilmesinden nce pek ok nbvvetler ve risletler gndenliir. Bunlann hepsi slmda birbirlerine bal halkalan tekil ederier ve Hz. Muhammed (sav) de bunlann en son halkasdr. ?^ j^ ^ ^ ^ 1 ^jJl Lii j ^ V I c j j ^ (4?^ ci^j" ^ "Bugn size dininizi ikmal ettim, zerinize nimetimi tamamladm ve sizin iin din olarak slama raz oldum"^^^ yeti hadlerle ilgilidir ve yetin sadece bir ksmdr. Bu zellii sayesinde slm btn zamanlarda ve mekanlarda geerlidir, nk mutlak, olanla, yan Kitab'la balaldr ve birbirini izleyen tarilsel koullar ve aamalarla etkileim ve ibirlii iine girebhnekte ve aamalann tamamnda belirli bir toplumu ve belirli bir medeniyeti oluturabilmektedir. te Hz. Pej'gaiber'in (sav) ve sahabenin mebde ve mutlak olan valym korunmasmda ve onun kayt altma alnmasmda neden bu kadar lrsl olduklanmn altmda yatan esas sebep budur. Bunun dmda kalan hususlar ise zaman ierisinde insana braklmtr. slm'da kesinlikle nceden aj'arlanm hazr ablonlar ohnad gibi tariliin hareketini durdurmak gibi bir dncesi de asla sz konusu deildir. zlerek sylemek zomndayz ki gemite Hz. Peygamber'le (sav) salabenin bedelim dedikleri iu tam ortasma ud biz dm bulunmaktayz. Neticede biz tarihi dondurduk, onu kendi ellerimizle
M a i d e (5) : 3 .

137

olgunlatrdk ve bitik. En nemli sfat olan "lmflik" zeli m sln'dan kaldrp attk: "(.\jLa. j j i i l l <1 j ; . ^ k . l i JAU .J VI I j j - I U j " , "Oysu kendilerine dini yalnz Allah'a has klarak ve hanifler olarak kulluk etmeleri emrolunmutu. u halde simnet-i nebeviyyem Neb (sav)'den sadr olan sz, fiil veya emir, nehiy olarak tanmlanm olmas hataldr. nk byle bir tanun Neb'nin (sav) bizzat kendisi veya salabilennden herhangi biri tarafindan yaplm deildir. Durumun byle olmas ortaya konan tanm kabul veya redde ak hale getirmektedir. Bize gre bu tanun slmm ortadan kaldnlarak zerine gzel kokular flenmesine, dipdiri ruhunun donuklatnimasma ve devrimci cevherinin kaybma neden ohnutur. Nitekim slm terinm esas Kitab ve Snnettir; Kitab ve Hadis deildir. u halde Snnet, hadlerle ilgili hususlarda Allah'n hadlerinden dan kmadan mm'l-Kitb hkmlerini kolay lkla ve doal akcl iinde tatbik etme; hadlerin dmdaki konularda da rfi ve yerel (merhal) hadler koyma ynteradr. Bunlar yaparken de iinde yaad hakik lemi, zaman, mekan ve nesnel artlan mutlaka dikkate ahn ve "j^l ^ Ajii V j j-ull ^ i l a j j j " , "Allah sizin iin kolaylk ister zorluk istemez"^^^ ; "cj=>-1> jj^l J cK?- W , "O, dinde size herhangi bir glk yapmad "^^^ yetlerine dayanmr. Snnet, Arapada kolaylkla yrmek ve akmak anlamlann tavan sen-ne (u") fiilinden gelmektedir. Araplann mn mesnn (y^ M szn sylerken de kastetklea-i suyun kolaylkla aktm anlanaktr... Nitekim Neb'nin (sav) yedmci asrda Arabistan yanmadasmda yapt ey, slmm belirli bir tarihsel merhalede sergiledii etkilemn ilk ihtimali olmutur. Tabiki bu seenek, tek ihtunal olmad gibi en son ihtimal de deildir. Kald ki Hz. Muhammed (sav), neblerm ve rasllerin sonuncusu olmas hasebiyle kyamete kadar rislet ve
' " B e y y i n e (98) : .5. Bakara (2) : 18.5. '*'Hac(22):78.

138

nbvvetin derinliini ve canlluu korumak iin bundan bakasm da yapacak deildi. Risleti hadler zerme kurulu ohnas sayesuide kendisine itihat yapma izni vailen biricik Rasl de yine Hz.Muhammed (sav)'dir.. Zira o, son rasldr, bunun im de msanlann Raslden sonra ictihad yapmay renmeleri gerekmektedir. nk slm Allah'm hadleri erevesinde hareket eden msan bir terdir. Tarilte bu dersi mer b. Hattab gerekten ok iyi kavram bir insan olarak karmza kmaktadr. Buradan hareketle snneti Rislet Snneti ve Nbvvet Snneii olmak zere iki ana gmba aymamz olduka mmkndr. Dala nce de szn ettiimiz gibi nbvvet ildir; nslet ise eitli hkmlerie talmiatlardr. Buna bal olarak itaat etine, rislet konulan iin gndeme gelirken, nbvvet iin mevzu balis obnamaktadr. Bu tesbite Kitab'ta "rasle itaat edin edin"^^" (j^J^ 'j^^'j) eklinde pek ok yet gea-ken "nebiye itaat edin" sekimde tek bir yetm gememesi de dellet etmektedir. te yandan nbvvet makammm braik bir vgye mazliar olduu grlmektedir: " t ^ l ^ i l J " , "phesiz Allah ve melekleri Nebiye salt ederler RSLET SNNET: Rislet sine iinde ncehkle hadlerin, ibadetlerin, ahlak ve retilerin yani talimatlarn arasn kesm ve net izgilerle aymamz gerekmektedir. Nitekim bazen "ey neb" W ^} litabyla zellikle Neb'ye (sav) has birtakm emir ve valny leni geldii griibnektedr. Bu nevi yetla- helal ve harama konu olmazlar. nk itaat etme talebi "Allah'a ve Raslne itaat edin"; "Sizin iin Allah Raslnde gzel bir rnek vardr" gibi yetlerde de griild zere rislet makamms. ortaya kmaktadr. Dala nce de sylendii gibi bu tr yetlerde "neb" lafzuu gememi olduuna dikkat edihneldr. Bu noktada k eit itaatin izgilerini ietletimieliyiz:
^'^ Mesela bkz. Al-i mran ( 3 ) ; 32, 132 ; Nisa ( 4 ) : 59 ; Maide {5): 92; Enftl ( 8 ) : 1 , 20, 46 ; Nur (24) : 54, 56 ; Muhammed (47) : 33 ; Mcadile (58) 13 ; Tegabun (64) :' 12. Ayrca bkz. uara (26) : 107-108 ; 125-126, 143-144, 162-163, 178-179 ; Nisa (4) : 64. Ahzab (33) : 56.

139

1- Allah'a ve Rasle taat Edin-Birleik taat tUalI) Rasle itaatin, Allah'a itaat etmey'e dahil edildii itaat eklidir dy^J> ili l,)*J=lj" , "Allal'a ve Rasle itaat edin, umulur ki merhamet olunursunuz"'''' Allah Tel diri ve sonsuz olduu iin ve Raslne itaat Allah'a itaatle mndemi klnd iin hem hayatnda hem vefatndan sonra Rasule mutlaka itaat edilmelidir. Bu itaat; hadler, ibdetler ve ahlak yani "srt- mstakim" alannda gereklidir. mein Nur sresinin 31, yetinde nm'l-kitb'a dair anlatlan had, kadnn kn'afetiyle ilgili en alt had halidir k bugn buna i kyafet ad verilmektedir ve Hz, Peygamber'in (sav) "Kadnn yz ve eli hari btn bedeni avrettir" sz ise rt konusunda en st haddi koymutur. Bu dumida bu hadise itaat, mezkr yete itaat etmekten daha az deerli olmayacaktr. Kadn sokaa anadan doma kt zaman kyafet konusundaki Allahin haddine tecavz etmi; yz ve elleri rtl olarak kt zaman ise Raslllah'm hadlerinden dar km olacaktr. u halde mslman kadnn kyafeti, rf dahilinde -toplumsal zevk kapsamnda- i kyafetle yz ve elleri dndaki bedenim rtmekten ibarettir. Namaz konusunda da Rasule itaat etmek Allah'a itaat etmek demektir. Nitekim Peygamberimiz " ^ j ^ h ^ ' J ^ " , "Beni nasl namaz klarken gryorsanz siz de yle kln "'"''' buyurmutur. Mslman bir insan, Allah rzas iin namaz klsa ama bu namazn Rasln bize rettii ekilde kniasa namaz reddedilir. Onun rettii gibi klsa, ama Allah im klnasa yine namaz merdud olur. Neb'den (sav) u sz rivayet edilmektedir ve bizim bu hadisi ok iyi kavramamz gerekmektedir: " u j,!^l..J A J ^ J I IJJJAI
4jjixJl

jl" ,

"Hadleri mslmanlardan gcnz yettiince

Al-i man (3) : 1 3 2 . Buhr, Ez 18, Edeb 2 7 , hd 1; Drim, Sait 4 2 ;Almed,V,53.

140

savn, bu konuda mslmann lehine bir k yolu bulduysanz, brakn onu gitsin. nk imamn af konusunda hata etmesi, haksz yere ceza vermesinden daha hayrldr"'''"^ Cezalar iinde Allah'n hadleri en st had hallerini temsil ettii iin Hz. Peygamber tatbiki konusunda son derece hassas ve dikkatli olmu, hatta zellikle zina suuyla ilgili haddi tatbik etmemek iin gayret sarfetmtir. Konuyla ilgili Miz kssas hatrlamnaldr. Nitekim Hz. Peygamber (sav) ona "belki sadece pm.sndr. belki sadece dokunmusundur veya sadece bakmsmdr" gibi szler syleyerek adeta itirafn geri almas iin tevik etmitir."^'^ 2-"Allah'a itaat edin, Rasie taat Edin" -Ayrk itaat (^J^-^il-il ^^J) Bu balk altnda da Kitab'taki u yetleri inceleyeceiz:

, "Ey iman edenleri Allah 'a itaat edin, Rasle ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Eer bir konuda anlamazla derseniz: Allah 'a ve ahiret gnne iman ediyorsanz onu Allah 'a ve Rasle gtrn. Bu daha iyidir ve sonu bakmndan da daha gzeldir. ""^^^ " ^!>UI u J c LaJ I j ^ l i ^jti I J J S - I J J _ ^ j l l I jr^U j l 1 j oi^^" , "Allah'a itaat edin, Rasle itaat edin ve dikkatli olun. (Size gsterdiimiz yoldan) dnerseniz bilin ki Raslmze den aka uyarmaktr. "'^^ Dikkat edilecek olursa burada Rasle itaat Allah Tel'ya itaatten ayr, munfasl olarak gemekte ve itaat fiili ayr ayr zikredilmektedir. Bu incelik, Rasl'e lmnden sonra deil o hayattayken gnlk ilerde ve yerel hkmlerde itaat edilmesi gerektii konusuna iaret etmektedir. Bu tr itaat ierisine Raslllah'm bir devlet bakan, bir kad ve bir askeri kumandan

Eb Dvd, Salt 114 ; Tirmizj, Hudd 2. ' ' " B k z . bn'l-Esr, C m i u ' l - U s l , HI, 5 2 6 . ^'^Ni.sa (4) :.59. ^" M a i d e ( 5 ) : 9 2 .

141

olarak ald kararlar da girmektedir. Ayn ekilde RasliUllrm (sav) Arap rflerine tbi olarak gndelik hkmler zerine verdii kararlar, 3'eme, ime ve giyinme ile ilgili hususlar da bu eit itaatin kapsam akndadr. O tm bu alanlarda Allah'n hadleri erevesinde ve bu ereveden dar kmamak ka^'dyla hareket etmekteydi. Tm bu durumlarn ekil asndan deil, muhteva asndan ada bir anlayla anlalmas gerekuektedir. a\et Rasule itaat, nceki kta olduu gibi Allah'a itaatle mndemi olarak beraberce zikredilseydi ve ardndan da "sizden olan emir sahiplerine" ifadesi getirilmi olsayd bu taktirde emir sahipleri de yeryznde Allah'n temsilcileri ve bilfiil halifeleri olacaklard. Oysa "sizden olan emir sahipleri" ifadesi kendilerinden olup lm idarecileri deil, canl ve hl yaamakta olan emir sahiplerini kastetmektedir. nk insan yeryznde Allah'm halifesidir, yoksa hakimler deildir. DEVRMC MCADELEDE VE DEVLET KURMADA S N N E T NEBEV Fakihlerin hemen btn limmet ve gayretleri ka bir yntem kullanmak suretiyle ele aldklan ter konulara odaklanmtr. Bu r-aklam da hkmlain sabit hale gelmesine (.^^J' ' ^ ' ) , taih hareketinin donmasma ve Araplann ve Mslmanlann salip olduklan devimci ahun smese neden olmutur. Oysa slm, hayatm btn ynlenin kapsayan als, iktisad, itima, siyas ve kltrel ... im alanlarda genel bir inklb temsil eden bir dindir. Kukusuz bir nklab eitli inkanlarla, insanlarm sergiledikleri davranlarla, ill bir yntemle ve msan bir ictihadla gerekleir. Eski insanlk medemyetmu beii olan Ortadou blgesinin kadim tarl bunu gstennektedir. Zira bu medeniyetlerin ykhnas dardan birtakm harici dmanlar tarafndan gerekleiyordu. Omei Byk skender ran'a saldrdmda ran halk kendisini selam ve saygyla karlamt. nk ranllar zulm altnda yayorlar ve kendi balanna idarecilerine kar ko^anuyoriard. Eski insan topluluklarma sirayet eden zelillik ve klelik onlan aczyet ime dnnt. Bu olgu bize kadun tanli. derinlikle incelememiz

142

gerektiini mtrlatmaktadr. Yani taril neden kadim halklarn idarecilerine kar gerekletirdii devrimlere tank ohnamtr da ounlukla kler haric savalar neticesinde vuku bubmtur'.' slm insanlk tarihinin fiili olarak gerekleen en byk ve en kapsaml devrimidir ve devrimin u artn yerme getnntir: a) Devrimci deiiklie imkan veren objektif artlar, "kader" b).Bu artlarn uurlu olarak kavramias, "kaderi anlamak ve bilgi" c) Devrim aracnn olutunilmas, "uudu kaza". Tarihteki bu sekin rol Mslman Araplara nasip olmutur. nk olgun bir devrim erevesi ierisinde ilk en byoik ve en kapsaml devrimin nderii onlarn omuzlarnda ykselmitir. Devrimin ardndan medeniyet karakterli bir devlet kunnular ve blge halklarn smrgecilik ateinden zgrle karmlardr. Belki de slm fetihlerinin sratle gereklemesinin altnda bu husus yatmaktadr. Nitekim blge halklar slm fetihlerini olumlu ve selam durua geecek kadar scak karlamlard. rnein Hrstiyanlk Roma mparatorluunun sonunu getmesi yle dursun bir dierini kunnu ve nceki Roma mparatorluunun putperest erevesi iindeki fomunu yeniden ihya etmiti. Btn bunlar dnlnce snnet-i nebeviyyenm neden insanlk tarihindeki en kapsaml devriminin lgati olduu daha iyi anlalmaktadr. Burada akllara yle bir som gelebilir: Acaba Allah Tel bu erefli yk niin bir bakasna deil de Araplara tahsis etmitir? 1- Yedinci miladi asrda Arap kabileleri kkl bir siyas ve merkez nizamn bulunmad bir ortamda bedevi hayat sryorlard. O dnemde Arabistan Yarmadasnda merkezi ve siyasi bir otorite bulumamaktayd. Hicaz blgesindeki Mekke ve Medine (Yesrib) gibi ehirler ise ticaret merkezi konumundayd. Araplar komu devletlerin dummlarm iyi bildikleri gibi bu devletlerin yaptklar saraylar, mabetler ve spor tesislerinden de btnyle haberdardlar. Onlar yine biliyorlard ki yaplan btn bu iler, zoria boyun edirilmi klelere yaptrlyordu. Aslnda Araplar bu tr ileri zihinlerinde klelik olgusuyla irtibatlandrdklar iin el

143

ilerinden nefret ediyorlard. Araplar da biliyorlard ki Rumlar ve Farsler medeniyet ve askeri alanda kendilerinden ileri seviyededirler. Fakat onlar yine blij'orlard ki bu iki devletin halklar da itaatkar klelerden olumaktadr. te bu viizden Hz. Muhammed (sav) kendilerine risleti getirince armlar ve yle demilerdi; ^j^'< c > 'j^' Jjp J ^ J , "Bu Kur'an iki kentten byk bir adama indirilmeU deil miydi dediler"''^'' yette geen iki kentten kast Rum ^e ran'dr, yoksa yaygm kanaatin aksine Mekke ve Taif deildir. nk Araplann gznde Rum ve ran Kur'an'la karlamaya kendilerinden daha ehillerdir. Bu yzden Allah Tel nceki yetin ardndan yle buyurur; '^j -^^^j f^' , "Rabbinin rahmetini onlar m bltryorlar? "^'^ Araplarn klelik olgusuna kar konumlar pozitif ynde olgunlamtr. nk Araplarn ou messeseleri, alma tezgallar ve zel ordusu olan herhangi bir klelik nizamna boyun ememi ve itaat etmemi hr insanlardan olumaktayd. Eer msan kle olarak doar, yaar ve kle olarak da lrse ayn ekilde o insanm evlad ve torunlar da byle yaarlar. Sonu tam anlannyla bir eit acizlik noktasna varr ki artk insan kendi hrriyetini bile savunamaz hale gelir ve kaderine boyn emi ve teslim olmu itaatkar bir seviyeye der. Bu eit insanlarn herhangi bir devrimin nderliine g yetinneleri mmkn deildir. nk bu insanlar bu arada zgr dnce melekelerini de yitinnilerdir. Aslnda bu tespitler Kitab'm ^jV! a j ^ , "ncekilerin kanunu" dedii yasalardr ama Hz. Muhanmied'in (sav) peygamber olarak gnderilmesinden sonraki insanlann kanunu artk bu olmayacaktr. bn-i Haldun kleliin sonuta varaca nokta hususunda unlar syler; Yaratlna konan halife olma istei gereince usan doal olarak nderdir. Ancak bu nderlik doasna hakim olunur, galip gelinirse ve izzeti domundan aalara dom dizginlenirse; o kimse
'"Zuluf(43):31. Zuhruf(4,3):.32.

144

tembellik ve aala ynelen snepe bir insan haline gelir. nk artk o kimse, klelik sebebiyle bakalarnn bir aleti ve kendi bana ayakta duramayan, bakalarna baml ve gdml bir hale dnm olur.^ 2- Arap Dilinin asil ve kkl bir dil olmas. Arapa vahyin n srecinde akln zirvesine ulam ve bu durum Kitab'ta 0 ^ i^ , "apakArapa" deyiiyle ifade edilmitir. 3- Neblerin ve Resullerin sonuncusu, ehirlerin anas (mm'lkur) Mekke'den gnderilmeliydi. Bunun iin Hz. brahim olu smail'i ehirlerin anas Mekke'de brakmt. nk son peygamberin kendi nesillerinden kmas gerekiyordu. HADS VE HADS ANLAMA KEYFYET: Snnet-i nebeviyyeyi ada bir tarzda anlayabilmek n hadislerin harfi olarak deil de ierik olarak anlalmas ok nemli bir husustur. Aadaki rnekler konunun daha iyi anlalmasn salayacaktr; 1-SakaI ve Giysi: Neb (sav) Araplarn kyafetini giymekte ve sakalm Arap detlerine gre brakmaktayd. Hem kyafetinde hem sakalnda onun ada Araplardan hibir farkll bulumamaktayd... O halde buradan u ada anlay elde edebiliriz; Mslman mill kyafetini giymelidir, kyafet ve sakal dzenlemesi de mill olmaldr ve bunda herhangi bir saknca da bulumnamaktadr. Nitekim bu snnet, mill uur konusunda byk bir ders vennektedir. 2 -Hurma yemek-St imek: Neb'nm (sav) yiyecek ve iecei ounlukla hurma ve st d. Her iki gda maddesi de Arabistan Yarmadasnn temel zira rn olarak elde ediliyordu. O halde buradan da mslmann kendi lkesinde retilen yiyecei yemesi gerektii sonucu rahatlkla kmaktadr. Ayn ekilde bu k da lke btnl konusunda nemli bir ders konumundadr.

bn-i Haldun, M u k a d d i m e , thk. Ali Abdulvahid Vf, I, 204. (HU)

145

3-Misvak kullanmak: Neb (sav) az ve di temizliini salamak amacyla misvak kullanrd. Misvak Arak adl bir aatan elde edilen bir aratr ve sz konusu aa da Arabistan Yarmadasnda mevcut olan bir aatr. Kendisi yaad dnemde bol bulunan bir arala az ve di temizliini gerekletimiiti. O halde misvak simetnn ada anlayna ulamak istiyorsak Peygamberimizin Mslmanlar mevcut olan aralar erevesinde az ve di temizliini salamaya tevik ettiini sylemeliyiz. Grld gibi bu simet de salk konusunda gerekten byk bir derstir. 4-Hilali Gzlemek: Ay ekilleri insanlara vakitleri reten kinat yasalardr. Bir ayn ktn, yeni ayn girdiini Ay hareketlerine bakarak anlayabiliriz. Ancak astronomi ve uzay alanndaki bilimsel gelimeler Ay hareketlerini kolaylkla izlemeyi mmkn klmaktadr. Elbette Neb (sav)'in yaad dnemde bu tr imkanlar olmad iin Ay hareketleri plak gzle izleniyordu ve bu yzden ramazan ayyla ilgih olarak ""^jj hj^h '^jj ^j^_y^" , "Hilali grdnzde oruca balayn, (yeni) hilali grdnzde de bayram yapn"^' buyarmutu. u halde Ay hareketlerim plak gzle izlemek yerine mmkn ve daha kolay olan dier aralarla izlemekte herhangi bir saknca sz konusu olamaz. Neb (sav)'in hadlerle ibadetlerin dndaki davran ve szlerinin mutlaka bu anlay domltusunda aratrlmas ve incelemuesi gerekmektedir. Nitekim Peygamberimizin davran ve szlerine mill, ada ve sahih toplumsal ierikler damgasn vumaktadr. Bu tesbiti gz nnde bulundurduumuzda, Neb (sav)'in " '-^^ iJ* j ^ '-^^ t > j A a ^ l AjiiJ'' , "Ben msamahakar haniflikle gnderildim. Kim benim snnetime muhalefet ederse, o benden deildir" sznn ne anlam ifade ettiini daha ly anlamaktayz.
N e s , S y m 8 ; A h m e d IV, 3 2 1 . A y n c a bkz. Buhr, S a v m 5, 11 ; M s l i m , S y m 4 , 7, 8, 17-20.

146

islm alemindeki ilk fikir hareketleri Emev asrmda iddetli fetihlerin ardndan ortaj'a kmt. Sonra bu hareketler Abbasi asrnda hr fikir grubu denilen Mu'tezile'nn ortaya kmasyla ta giymeye balad. Nitekim Mu'tezile sahabenin kesin olarak ele almadklar eitli meseleleri ortaya atm ve sonu olarak da fakihler bunlar slm'dan ayrlma olarak deerlendinnilerdi. u halde bu yaklamlarn neticesi olarak iki temel akm billuiam olmaktadr: Birinci akma gre salrabe slmn anlalmas ve tatbik edilmesinde tek ekildir ve Arabistan Yarmadasnda Kitab' anlayanlarn ve tatbik edenlerin en hayrls onlardr. Bu yaklamn bir sonucu olarak bu akmn mensuplar ynteme ve ieriine bakmakszn iddetle ve srarla Neb (sav)'in ve sahabenin szlerinin aynliin, harfliini, savunmaktadrlar. te yandan Mu'tezile, slmn iinden kt asrn verileri ve problemleriyle karlkl etkileim ierisinde olduunu syleyerek ikinci akm temsil eder. zledikleri yntem gereince bu akm mensuplar aydnlatc, hr ve tenkiti fikirler ortaya koyarlar. zlerek sylemek durumundayz ki birinci aknn zaferiyle sonulanan arpmalarm neticesinde ikinci akma ait dncelerin ou kaybolup gitmitir. dnemden beri fkh ve sulta, sulta'nm tabiatna gz yummak suretiyle tek bir hendekte hkm srmektedir. KADIN VE SLM HUKUKU KRZ slm, insanlar onunla hayat srsnler diye mi geldi? Yoksa insanlar onun uruna hayat srsnler diye mi geldi? Yukardaki somnun cevabna gemeden nce u yeti derinliine dnmeliyiz: " d)-^ V hi^ l t ^ ' LS^' oi^ ^ % ^ J j j A j V L>-lill J J S I t j ^ j jxill j j j liJ i l i , "Sen yzn hanif olarak dine, insanlar zerinde yaratt Allah in fi tra t ma evir. Allah in yaratmasnda hibir deiiklik bulamazsn. te dosdoru din budur. Fakat insanlarn ou bilmezler. "^"^ yet slmn fitrat
R u m (30) : 30.

147

dini olduuna aka iaret etmektedir... Zaman ve mekana gre objektif artlar dorultusunda deiken ve hanf karektere sahip bir din... Bu ynyle slm dini, insanlarm tabiat kanunlaryla byk benzerlik tayan ftratlaryla tamamen u^am ierisindedir. Bunun iin Allah Tel yette "Allahin insanlar zerinde yaratt ftrat" ifadesini zikretmitir. nsan tabiatlaryla doa kanunlar arasndaki ujom ve uygunluk da yetin u ksmyla ifade edilmitir. "Allah in yaratmasnda hibir deiiklik bulamazsn ". Ardmdan da Allah Tel "te dosdoru din budur" demekle ve bu dimn hakimiyet ve kuvvete sahip olduunu vurgulamaktadr. Bundan sonra da ou insann, insan tabiatnn tabiat kanunlaryla son derece uyum ve uygunluk ierisinde olduunu bilmediini "fckal insanlarn ou bilmezler" anlamndaki deyile ifade etmektedir. imdi bu aklamalar dorultusunda jakandaki sorunun cevabn yle verebiliriz: slm, zaman ve mekan ne olursa olsun insan ftratyla uyum ierisinde olduu iin insanlar slmla hayat srsnler diye gelmitir. Fakat ncekilerden bize miras kaVdn fkh ve tefsir, ter alannda hadler zerine kurulmu slm dinine ayn hukuk dzenlemeler (tert) gzyle yaklamlar ve byle davranrlarken aslnda slm Hz. Musa'ya (as) gelen eriat gibi deerlendinnilerdr. Oysa onlar bunu yaparken u gerei farketmemilerdr: Hz.Musa'nn dnemindeki insanlar mull ve hadlerle evrili bir anlay btnlne kavrayacak durumda deillerdi. Bu lizden Yahudilik ve Hristiyanhk hanf karaktere sahip deildi. Bu deiken kaakterli hanf tabiat kefeden ve buna teslim olan ilk insan Hz. brahim (as)'d: " 0 ^ ^ j U^lj-^ "^j ^.^je ^ dfjAA\ t > JS" , "brahim ne Yahudi, ne de Hristiyand. O hanif bir mslmand, mriklerden deildi. yetteki mslim terimi bizim bugn anladmz ekliyle dinsel hviyet olan slm anlannnda deildir. Onun Allah Tel'y'a tam anlamyla teslim olduu anlamn tamaktadr. Nitekim Hz. brahim varlk
A h Inran (3) : 67.

148

dnyasndaki herhangi bir olgunun sabit khm-nasnn. sabit olduuna inanlmasnn Allah'a irk olduunu kefetmiti. Bunun iin "hanf" lafznn ardndan "o mnk deildi" ifadesi eklemnek suretiyle haniflikle tevhid birbirine balanmtr. Aslnda mevas slm hukuku vc tefsir krizi yntemde yaplan bir hatadan kmaktadr, yoksa Arapay iyi bilmemelerinden yahut takvalarnn azlndan kaynaklamnamaktadr. Temelde slm'a zg hanf karaktere dikkat edilmediinden kriz domakta ve neticede de fkh ve seleften tevars edilen hkmler bir yk olarak mslmanlann srtna yklenmekte ve bunlar da yirmbirinci asrn bilgileri ve artlaryla uyum salayamamaktadr. Tefsir alannda ise unlar sylenmelidir: mfessrler K u r a n n Tevrat'la ayn tarz ve ynteme sahip olduunu sanmlar ve her iki Kitap'da da birtakm kevn olaylara ve kssalara yer verildii gerekesinden hareketle Kur'n'm mtebih ve hudd zelliini dikkate almakszn onu Tevrat'la tefsir etmeye kalkmlardr. Bu eit tefsir gnmze kadar eksik olmamtr. Rislet yani mm'lKitab ksmyla ilgili olarak ise fakihler Hz. Muhammed (sa\) eriatnn, Musa (as) eriatyla ayn tarzda olduunu dmnler. baka bir deyile ayn bir eriat olduunu zametmler, hadlerle evriU hudd bir eriat olduunu gzard etmilerdir... Doal olarak bu yaklam onlarn mm'l-Kitab yetlerinin nas olduunu sanmalarna, nassn olduu yerde ise itihadn olamayaca sonucuna ulamalarna neden olmutur. Buna nek olarak fkahamn miras yetine kar dunlarm verebiliriz. Nitekim onlar yet zerinde bire bir dunnular, harfi anlamda tatbik etmiler, ama kesinlikle yetin izdii hadler dahilinde hareket etmemilerdir. Dolaysyla onlar haddin yannda deil, haddin zerinde kalmlardr. Hz. Muhammed'in risletine mm'l-Kitab isn verilmekte ama Musa eriatna denildii gibi Kb denilmemektedir... Bu zellii sayesinde Hz. Muhanmied'in (saA') getirdii rislet temelinden (mmi't-ter') milyonlarca ter kitab istinbat etmek mmkn olmaktadr. slm ter Allah 'm hadleri

149

(huddllh) dahilinde hareket eden meden ve insan bir terdir. Bu sayede tarihsel geliim derecelerine uygun paralellikte gelime gsterebilmektedir. Ayn hatal yaklam hadis ve snnet konusunda da sz konusu olmu ve hadisin ayniliinin ve harflimm snnet olduu ileri srlmtr. Oysa snnetin Neb'nin (sav) iinde yaad objektif artlara uygun olarak Kitab'la ilikiye girmesi yntemi olarak blimesi gerekmekteydi. te bu ynyle Hz. Peygamber (sav) bizim iin en gzel bir modeldir, svey-i hasenedir. Hz. Muhanmied'in (sav) nbvvet ve risletin zincirinin son halkas olmas, artk insanln onun bi'setiyle varlk kanunlarn anlayacak, onlarla ibirlii iine girecek ve bu kanunlar Kur'an ve Kuran dndan istinbat edebilecek olgunlua ve kvama geldii anlamn tamaktadr. nsanolu medeniyet merdivenlerinden her basamak ykseldike hadleri anlamas da artmakta, medeniyet merdivenlerinden her basamak ddke de hadlere ilikin cehaleti artmaktadr. Bu yaizden Cenab- Hak aadaki yette yle buyurur: j^j i"! JjJ ^ J J ^ . . I y ^ VI j-^^-lj lalj l jiS AI I _j IJCVI " , "Bedev Araplar, kfr ve iki yzllkte daha yaman ve Allah'n Raslne indirdii hadleri tanmamaa daha msaittirler Tevars edilen bir baka anlay da icmanm, selef alimlerinin veya ounlukla fakihlerin vardklar gr birlii olduu hususudur ki bu velm bir anlaytr. nk bu alimler gemi bir zaman dahilinde ve deiken objektif koullar erevesinde insanlar ilgilendiren birtakm konularda gr birliine ulamlardr... Bize den fkh mezhepler ierisinde melliflerinin kim olduuna aldr etmeksizin kendi objektif koullarmza uygun olan grleri almak, uymayanlar da hibir tedirginlik ve gnaha gimi hissi duymadan terketmektir. Genel hatlarn izdiimiz bu balk altmda son olarak deinmek istediimiz bir baka konu da slm'da cezalarn alen olarak
T e v b e (9) : 97.

15

verilmesi hususudur. Baz kimseler sularn herkesin gz nnde verilmesindeki srarn temelinde dier insanlar m su ilemeye engel olmas asndan bir terbiye hedefi olduunu sylemektedir. Bu dorudur ancak cezalarn alen olarak verilmesinin ilk sebebi bu deildir. lk sebep bu tercihin hakim ynetim ve kurallarn muhtemel hakszlklarna kar insanlara verilen en byk ve en nemli garanti saylmasnda gizlidir. Herkesin gzlen nnde cezalarn icra edilmesi insanlarn bu cezalarn infazm gerektiren beyyine ve kriterleri soruturmasna sebep olacaktr. Buna bal olarak da zalim olsa bile hibir sulta cezay gerekli klacak beyyineler bulumiadan alen bir ekilde cezalar infaz edemeyecek ve insanlarn haksz yere cezalandrlmalar garanti altma almu olacaktr. SLMDA KADIN slmn kadnla ilgili temel anlay Aziz Kitab"nda Allal Tel'mn indirdii hadlerle sahih yntemi domltusunda simet meflumu erevesinde anlalmadka ada mslman kadnn yaad problemlerin zme kavumas mmkn deildir. Neb (sav)'in kurduu toplum slmm ilk toplumu, ilk meyvesidir. Hz. Peygamber iinde yaad toplumla uyum sergileyecek ekilde Allah'n hadleri erevesinde hareket etmi ve bu kapsamda tasarmflarda bulummtu. Bu muhteva iinde kadn, Neb (sav)'in dneminde miras konusunda olduu gibi almas mmkn olan btn haklar elde etmiti, hatta dinimiz davetin daha ilk gnnden itibaren kadna siyasi haklann vermiti. slm yolunda ehit edilen ilk insann Smeyye adnda bir kadm olmas alt izilmesi gereken nemli bir detaydr. Aynca kadnlar birinci ve ikinci Akabe biatlarnda da hazr bulummlardr. Bilindii gibi bu iki biat, Yesrib'te kumlacak slm Devletinin temellerinin atld kumlu kongresi mesabesinde nemi olan bir dizi toplant olarak kabul edilmektedir. slm kadnn ok atma sarlarna katlmasna, savaa gitmesine ve hicret etmesine izin venniken sonradan birilerinin karak kadna evinden sakn ayrlma, senin grevin

151

sadece ocuk yapmak ve onlar terbiye etmekten ibarettir szn sylemesi nasl mmkn olabilir? Bununla beraber Neb (sav)'in hayat boyunca kadnn, zgrlnn tamamn elde ettiini zaimetmek de yanl bir dncedir. slmda kadnn zgrlne kavutualmas konusu tamamen klelik problemi gibidir. slm bu tp konularda anszn yaplan srama ve atlmlara msamaha etmemi, fakat bu meselelerin zaman sreci boyanca zme kavumas iin Kitapta eitli esaslar koymutur. Klelik konusu bu dzlemde yer alan en ak rnektir. nk o dnemde retim ilikileri klelik zerine kunilmu ve kleler retim arac olarak kabul edilmiti. Bu gerei gz nnde tutarak slm zgrletimie esaslarn belirlemi ve retim ilikilerinin de kkn kazmadan artlarn izin verdii dorultuda objektif bir balangc uygulamaya koymutur. O halde buradan hareketle unu rahatlkla ifade etmemiz mmkndr: slmda kadnn zgrl, Neb (sav) zamannda balam ancak klelikte olduu gibi tamamen sonulamnamtr. Kadnn zgrl konusu, tarih geliime ve btn insanln olgunlamasna bal bir sretir. Aslnda kadnn konumunun deerlendirilmesi esnasnda ortaya' kan kkl hatalar, fkh ynteminin katlndan doan birtakm hatalardan kaynaklamaktadr. Allah Tel mm'l-Kitab'l kadnla da ilgili hadleri iine alan yetler valyetmitir. Allah'n kadnla ilgili hadler koymas, vaz edilen hadlerin tarih geliimin btn aamalarn iine almakta olduunu gstennektedir. Nitekim hadler sabit yetlerdir ve erevesi iinde hareket imkan tanmakta, baka bir deyile lanfilik (esneklik) haline hadler dahihnde, izin vermektedir. nceUkle: iinde "kadnlar" anlamndaki nisa (^Udll) lafznn getii baz yetlerin anlalmasnda yntem yanl >'aplmtr. Doal olarak bu yanllk da ilevi itibanyle elikili bir anlay

152

dourmutur. Bu yanllm ne olduunu gmek iin aadaki yetlere bakalm:'"^

jjj^k-iflll" ^ "^ana kadnlarn ay halini soruyorlar. De ki: o hir ezadr. Ay halinde olan kadnlardan ekilin, temizleninceye kadar onlara yaklamayn. Temizlendikleri vakit Allah in size emrettii yerden onlara yaklan. unu iyi hiUn ki Allah tevbe edenleri sever, temizlenenleri sever. Ayetin anlam aktr: ay halindeki kadnlardan uzak dunilacak, temizlendikten sonra ise Allah'n emrettii yerden onlara yaklalabilecektir. imdi de ayn sredeki, devam eden 2 2 3 . yete bir gzatalm: " -^"1 I j J l j \y^j ^\ r ^ j ^ I ^ '^jp- ^e-^ j j i j ^ l j J u j j D U ^\ I j A c l j " , "Nisanz sizin iin bir harsdr. O halde harsnza nasl dilerseniz yle varn. Kendiniz iin ileriye hazrlk yapn, Allah'dan korkun ve bilin ki siz O'nunla karlaacaksnz. M 'minleri mjdele! "'"^ nceki yet gibi bu yet de aktr ve nisa kelimesi her iki yette de gemektedir. kinci yetteki nisa lafznn kadm anlamndaki "imrae" j ^ ' ) kelimesinin oulu olduunu kabul ettiimiz taktirde elikiyle dmekteyiz. Ayetteki "enn" (tr"') zarf kimilerine gre zaman kimilerine gre de hem zaman hem mekan il'ade etmektedir

M e l l i f i n burada zikredecei isabetsizdir.

nisa

lafzyla, ileride de

bem'n lalznn anlamlaryla ilgili olarak


birlikte kanaatimizce ve sahabe kesinlikle Dr. Peygamber dneminde

hu.suslar olduka ilgin grnmekle nk ilgili yetlerin Hz.

ehrr'un syledii tarzda anlaldna mevcut deildir. Nzul dneminde

dair bilinen hibir tarihi bilgi ve belge anlamay kriter kabul etmek,

payk^iilan

sonradan gelen ne.sillerin Kur'n''.salkl anlayabilmeleri adna son derece ha,\at bir konudur. Ayrca ayn konuda olduu ok ak olarak anlalan pepee gelen iki yette geen ayn kelimeleri farkl anlamlara ekmek, en iyimser deyile keyl

hareket etmektir ve metin ii btnlk ve yetler aras siyak ilikisi gibi dala baka ilkelerle de elimektedir. Peygamberin yaad A k s i taktirde nellife dahi yanl ait bu iddiann ilgili gibi bir detlerin da

donemde

anlald

itham

barndrabilecei dikkatlerden k a r l m a m a l d r . ^ Bakara (2) : 2 2 2 . Bakara (2) : 223.

153

ve buna gre yet "dilediiniz zaman, dilediiniz laraflan" anlamma gelmektedir. eliki yetteki "kadmlarnuz" di>e bilinen "niskm" kelimesi ile "tarla" diye bilinen "hars" kelimesinin ifade ettikleri anlamn yanl anlalmasndan kaynaklanmaktadr. Nitekim buradaki nisa lafz, tehir edilen ve yenilenen (mtalhir ve mstecid) anlamndaki "nes'" (u^) kelimesinin ouludur. Tarla anlamndaki hars kelimesi ise ha-ra-se fiil kknden gelmekte olup Arapada u k esas anlam tamaktadr: Madd varlklarla ilgili olarak genel anlamda toplama ve kazanma. Dieri ise zira mahsl anlamndaki zel manasdr. Allah Tel aadaki yette yeryz anlamndaki ard kelimesinin hars kelimesinden farkl olduunu, yani harsvti tarla demek olmadn yle beyan eder: " Vj u^jVi JjlJ V "oy^ djjJl J u " , "(Kesilmesi gereken inek) henz boyunduruk altna alnmam, yeri srmemi, tarlay (ekim) sulamam bir inektir. "^^ Buna gre yetten anlalmaktadr k Allah Tel bizler iin insanlann toplamay ve kazanmay sevdikleri madd eyalardan olan eyy- mstecidd ne zaman ve nasl istersek kullanmay mubah klmaktadr. Ayetin "sizin iin tarladr" anlamndaki cmlesinde erkeklerle birlikte kadnlara da dellet etmesi iin lekm eklinde oul fonn kullanlmtr. u halde Bakara Sresinin 223. yetindeki "harsnza nasl dilerseniz yle varn" ifadesi ile bir nceki 222. yette geen "onlara Allah in emrettii yerden yaklan " ifadesi arasnda hatal balant kurarak anlamak, kadnn bir eya, bir meta gibi alglamnasna neden olmu, malesef tevars edilen slm fkin da bu yanl kendine mal etmitir. Bu hatal anlay fakihlerin ncelikle hadler nazariyesini anlamam olmalaryla izah etmek mmkndr. nk tarihi geliim srecinde erkek, toplumda hakim unsur olarak n plana kmtr. slmn konuyla ilgili aklamalan da erkein bu ynne uygun olarak ortaya kmtr. Buna gre kadn, erkein ftnesidir ve bu yzden de rtnmesi gerekmektedir. Ama erkein de
Bakara (2) ; 7 1 .

154

kadnn fitnesi olduu ve de dolaysyla rtnmesi gerektii kimse tarafndan sylenmemitir. Oysa Kitab kadnn erkein fitnesi olduunu kesinlikle sylememitir. Buna mukabil erkekle kadm arasndaki denk ilikiyi gerekten ok latif ve ince bir tabirle yle ifade etmitir: " t > l L > " M f^h u ^ M L>*" , "Kadmlar sizin iin bir rt, siz de onlar iin bir rtsnzKADIN-ERKEK VE TOPLUMSAL DAVRANILAR Kadm ve erkein giymesi gereken elbise Nur Sresindeki hadlerle ilgili iki yette u ekilde gemektedir: U l j i l j U L i ^ j j u U J j i l j j j S i ^Slxl o L u j o U l Ijja _ "(te bu yetler) inzal ettiimiz ve farz kldmz bir sredir. Belki t alrsnz diye iinde eitli yt heyyint inzal ettik. Erkee likin: W , "M 'min erkeklere syle: Baklarndan bazlarn yumsunlar. rzlarn korusunlar, byle yapmalar kendileri iin daha temizdir. phesiz Allah onlarn yapmakta olduklarndan haberdardr. Kadma likin:
J j j ^ U J o ^ j x J VI o 4 % j (jJ-^ V j C^JJ:^ L ? ^ t > J ^ ( J J J ^ j J J frJ J.I J > i l J.I J t > l l j j u Lbl J j ^ U l J j=u

^ O j ^ l J i U l J J U j l I o- ^ J ^ l J j l y^

t > u I J o*^U;l C A L U J 0 4 ^ 1 ^ V j * U i l i Cl j j c ^ l

' j^jjj

f r ^ j > OJ^!

^^

a*Vj ojj-^;

j j ^

j j a J ^Sk! o > > l l Ljjl l.t.)<-> i l i J l

"M'min kadnlara (da) syle: Baklarndan bazlarn yumsunlar, rzlarn korusunlar, kendiliinden grnenler hari zinetlerini gstermesinler. Ba rtlerini gerdanlarnn zerine koysunlar. Zinetlerini yalnz kocalarna, yahut babalarna, yahut
'"^Bakara (2) ; 187. ^'Nur ( 2 4 ) : 1 . ' " N u r ( 2 4 ) : 30.

155

kocalarnn bahalarna, yahut oullarna, yahut kocalarnn oullarna, yahut kardelerine, yahut kardelerinin oullarna, yahut kzkardelerinin oullarna, yahut (hu oullarn) arkalarndan gelen oullarna, yahut ellerinin altnda bulunan klelere, yahut kadna arzusu olmayan (iktidarsz, ehvetsiz, isteksiz) hizmet ehb olan erkeklere, yahut henz kadnlarn mahrem, yerlerini bilmeyen ocuklara gsterebilirler. Gizledikleri zinetlerinin bilinmesi iin ayaklarn vurmasnlar. Ey m 'minler topluca Allah 'a tevbe edin ki felaha eresiniz. "^'^ Dikkat edilirse ykandaki yetlerin ikisinde de m'nun erkek \'e kadnlara mterek olarak yneltilen ' 'baklarndan bazlarn ymsunlar eklindeki bir emir sz konusudur. Ayette geen "min" haif-i ccni, ba'ziyyet ifade eder ve baklarm bir ksm, bazs anlamma gelir. u alde kastedilen, baklann hepsini ymmak deildir. yette baklann br ksmnn neden ve kimden yamulaca sylenmemekted". Bu duam baz baklarn yumulmas hususuum rflere, zaman ve mekana ak bir konu olduuna dellet enektedir. Aynca yette geen yummak, kapatmak anlamndaki gad-da. {o^) fiili, Aap dilude eylemin yumuaMua dellet ede; ve anlam rgs iinde bir eyin sert ve kat bir ekilde y'apmas yer alnaz. Allal Tel hem erkek hem de kadn kuUanna baklmasn istemedikleri yerlerle ilgili olarak birbirlerine bakmamalanm emreder. Gnmzde buna ahlak ve toplumsal davran ad vermektedir. yette gelen ikinci emir ise cinsel uzuvlann zinadan konulmas hususudur. Erkek iin rtnmenin en alt had hali dsel uzvunu tmek- ve byle da\Tiumak "liudllh" kapsam imde kalmakr. yette kaduilarla ilgili olarak ise "znet" ve "avret" kavramlarn grmekteyiz. Nitekim Nur sresi 31. yet kadrun farz olarak gnek zomnda olduu kyafetin en alt had halim ifiide etmektedir. Znet Nedir? Acaba yette geen znet ne demekti? Nur 31. yette zikiedilen znet iki ksma aynlr: 1- Ak Znet, 2- Giz Znet. Bu yetle ve konuyla ilgili dier yetlerde kastedilen kadnn zineti acaba nedu"?
"-Nur(24):,31.

156

Bu soruya cevap verebilmek iin ncelikle eit znetten sz etmek ge-ekmektedir: 1- Eyalann Zneti (fU^VI '^J): E)'anm bir eye veya bir mekana katkda bulunduu zinetlerdr. Evlerdeki her trl dekor ahmalan, kadm ve erkeklerin gzel grnmek im yaprdklan her tri sa stilleri ile taktklan her tri yzk, bilezik, knye vs. ve makyajlar bu kapsama dahil rneklerdir. Aadaki yetlerde bu eit zinetten sz edihnektedir: " J ^ ' j d?=^lj 41JJ U j j S j i l J O M J I j " , "Binmeniz ve znet iin atlan, katrlar ve merkepleri (O yaratt) ; ":=>^ ^ iSiij I j k . U ' , "Ey Adem oullar her mescidde zinetlerinizi zerinize aln "^'^ 2- Makamlarm Zneti veya Mekn Znet {'^kj^ J j l ^ J ! 4jjj Bu eit znetler dala ak olarak elirierde griilr. Bu kapsamda gezinti ve piknik yerleri, yeil alanlar zerine kurularak doal bi- zinet oluturulmaya allr. Bu tr mekanlar salip olduklan aalaria ve ieklerle zinetlenirler ve insanlar bu tr gzelhkleri grmek ve onlardan zevk almak im bu yeriere gelirier. te Nur sresi 31. yette mevzu bahis edilen bu tr bir zinettir. Evlenihnes haram olalan anlatld yetlerde kastedilen de bu tr zettir. u halde znet bu ksmda ey ' ( Sjki) deil, mekn^. 3- Mekn ve ey' Znetin Beraber Bulunduu Znet ( ^ 1 Bu tr zineti de u yetlerde grmekteyiz: " J l l il ^j^cyji 6jJ > 1 ^ 1 ^ j J M ' , "De ki Allah in kullar iin kard zineti ve gzel rzklar kim haram etti?""^ ; " ^ J j j ji\ coi.! lil ^ l ^ i j l i j " , "Nihayet yeryz zinetini taknp .sslendi ve halk da kendilerinin ona kadir olduklarn zannetti. bn ilerieme ve gelimelerin yeryzn mekn ve ey' anlamda zinetle dolduraca

' " N a h i ( 1 6 ) : 8. A'-af(7):31. '"A'raf(7):32. Yunus (10) : 24.

157

karmn yapabiliriz. Mekn znet szkonusu olduunda kadnn btn vcudu nihai anlamda znettir ve bu dummda kastedilen makyaj ve ss eyalan deildir. Kadnm vcudunu da iki ksanda deerlendirmek mmkndr: Zinetin Ksmlar Zinet iki ksma aynhnaktadr. a- Yaratl Gerei Ak Ksm j ^ ?^): Ayette geen "kendiliinden gnnenler hari zinetlerni gstermesinler" ifadesi bu ksmdan sz etiekte ve kadnm zikredilen ksmm yamnda bir de gizli zinetm olduuna dellet enektedir. Yaratltan ak ksun, Allah Tel'nm ak olarak ^'aratt uzuvlar demektir ve buna ba, kam, srt, ayaklar- ve eller rnek olai'ak verilebilir. nk Allah'm hem erkei hem kadui plak olarak yarattm biliyomz. b- Yaratl Gerei Ak Olmayan Ksm ( j * ^ j p j ^ ) : Allah Tel'nm kadnn bedeninde yaratl ve grnm olarak gizledii ksmlardr ve Kur'an'da bu ksm "cyb" (MJ;?^) lafzyla ifade edilir. Cyb lafz Trkede cep dediimiz "ceyb" kehmesinin oulu olup biri asl ohnak zere iki kad ohna zelliine saliiptir. Nitekim cevb kelimesi de aym kkten gelir ve her cevap, somsuyla iki katl bir dumm olutumr. Kadmla ilgili olarak "cyb" lafz, kadnn iki gs aras, gslerinin al, iki koltuk alt, ve kadnm diilik orgau ile byk ve kk abdest organlara iemektedir. man etii bir kadu bu uzuvlarm rtmesi farzdr. Bu emir, kadui rts konusundaki en alt had halidir. Neb (sav) ise "kadnn yz ve iki eh hari tm organlar avrettir " anlanundak hadisiyle kadmn kyafetiyle ilgih en st had haliru beyan etmitir. Kadm plak olarak dan ktmda Allah'm hadlerinden km, yz ve iki eli dmda eitli uzuvlarm aarak ktmda ise Allal Raslnn hadlerinden danya km ohnaktadr, "rtlerini cybu zerine salsnlar" yetinde geen "rt" anlanmdaki humur lafz ha-me-ra ( j ^ ) fiil kknden gelmekte olup rtmek, kapatmak demektir. Sadece barts deil, btn rtleri iine alacak genilikte bir lafizdr. Bunun iin Allah

158

Tel, iman eden kadmlara yaratltan gizli bir znet olan cybu rtmelerini enretmitir. yette geen "linetlerini amasnlar" (Cy^. LMJJJJ) ifadesi asl itibariyle gizli olan bir eyin abamasyla ilgilidir. Kendiliinden grnen iin amak deyin klamLmas zaten muvafik olmazd. Burada kadnm az, buan, gz ve kulaklarmn cyb kapsamnda olup olmad sorulabilir. Buna cevabmTiz olumludur ama bu organlar yzde yer aldklar iin ak cymb ksnma dalildir. Kadmm veya erkem ba ise en ak olan uzA'-udur, san kunliidr. u halde kadnm cybu olan uzuvlarn Nur 31. yette zikredilen u erkeklere gerekli olduu taktirde amas caizdir: 1-kocalar, 2-babalar, 3kaympederler, 4-oullar, 5-kocalamn oullan, 6-erkek kardeler, 7erkek karde oullan, 8-kz karde oullan. Kadmm yukanda saylan erkeklere almas caiz ohnakla beraber ayp ohna, haya etme ve rfe aykn hareket ene asmdan rtnmesi daha uygundur. Dikkat ediU-se burada helal veya hai-am olma gibi bidurum szkonusu deildir. Nitekim kzu nlplak gren bir babaya bu haramdr denmez. yet yukandaki erkeklere "ev nisihinne" diyerek ilavede bulunmaktadr. Acaba "nisihinne" kelimesi ne demektir? Bazlar bu ifadeden kasdm m'min kadnlar olduunu ve bir kadmm da ancak kendisi gibi iman etmi bir kadnm nnde gizli zinetim aabilecei syleiler, ancak bu dnce dom deildir. nk eer bu kastedilseydi "ev nisihinne" demek yerine "evi'l-m'minti mine'n-nisi" derdi. Domsu yette geen "nisihinne" kelesi, kadm manasmdaki "/mrae" kehmesini deil, "ertelemek, geciktirmek, ardndan gelmek" gibi anlamlan olan "nes"' kelimesinin ouludur. Nitekim yette dala nce isimleri saylan sekiz gmp erkein ardndan gelen tomlar mevzu balis edihnemiti. yetin sonuna dom "ev nisihinne" ifadesiyle tomnlar da kapsam iine dalil edibni ohnaktadr. Benzer bir deyii erkeklerle perde ardndan konumalan emredilen''^ peygamber hanmlarnn bu dummlamia istisna getiren yette de
" L ^ ' J ' J A^J^ jM hanmlarndan) Ijj ( > L>jS- Icli, perde atkasndan IJlj" , isteyin. Byle '(Peygamber yapmanz

bir ey sorduunuzda

159

grmekteyiz; " V j
lA^ frj^

4 j I > . I .LUI V j ca^>!

V j o^^UJI V j

o*JM J 0*^^
,

JS J c j l l J ili jjjlj j ^ U l

U V j OfiL^J V j j ^ l U J I "

''(Peygamber hanmlarna) babalar, oullar, erkek kardeleri, erkek kardelerinin oullan, kz kardelerinin oullar, (bunlardan olma) torunlar ve sahip olduklar kleler hakknda gnah yoktur (Ey peygamber hanmlar) Alah 'a kar takval olun. phesiz Allah her eyi grmektedir Dikkat edilirse Nur 31 'den farkl olarak bu yette kocalar demek olan "bule" kelimesi yoktur. nk onlann elen Hz. Peygamber (sav)'dir. Farkl olan bir baka husus da Hz. Peygamber'in olu olmad iin "kocasnn oullar" ifadesinin bulunmaydr. "Kocann babas, kaynpeder" ifadesmu yer abnay da Peygamberimiz (sav) babasnu hayatta ohnayyla ilgilidir. yette geen "ve l nisihinne" (ufrj^ V j ) ifadesiyle de mezkr kimselerden olma torunla- kapsama dahil edilmekted-. yette geen "yahut kadna arzusu olmayan (iktidarsz, ehvetsiz. isteksiz) hizmet ehli olan erkekler" cmlesinden ise doktorlar ve buna benzer meslek gruplan gibi ehvet gayesi gtmeyen erkekler kastedilmektedir. Son olarak da yette geen "gizli zinetlerinin bilinmesi iin ayaklaryla vurmasnlar" alauidaki cmle zerinde durmak istiyoruz. Bu cmle, sesinin duyuhiaas im kadmn ayana halhal takmamas ya da yrme esnasnda ses karmayan ayakkablar giymesi gerektii eklinde tefsir edilmitir ancak bu >'onnun isabetli ohnadtm sylemek durmmdayz. ncelikle Arap Dilde "da-rabe" (s-'>^) fiil kknn anlamm bihnelyz. Arapada bu fiilu bir tek kk anlam vardr ve o da "almak, ticaret ve yolculuk ycq?mak maksadyla yeryznde dolamak ve gezmektir " ''''

hem sizin kalpleriniz hem de onlann kalpleri iin daha temizdir." Bkz. Alzab ( 3 3 ) : 53. Ahzab ( 3 3 ) : 5 5 . B u anlamu Kur'an'daki kuUaum rnekleri iir mesela bkz. N i s a ( 4 ) : 9 4 , l l ; Maide ( 5 ) : 106.

160

Darabe kavramna y-klenen ikinci anlam ise bir tarz, bir model dorultusunda dzenlemek, tebl etmek" (^'^ j ^f-^) aniaradr. Darb- mesel deyii bu anlam alamna ait bir meklemedii- ve Ku-'an'da da pekok defa yer almtr.^^" nsamn karakter ve tabiat im de aar kkten gelen "darbe" kelimesinin kullanlmas insanm bir tarz ve model zere devam ediiyle ilgilidir. Bunun gibi aym tabaka veya smfa da "darb" denir. Aym ekilde devletin belli bir standard gzeterek toplad vergilere de "darbe" denmesi, bel-U b- tarz ve modelin varlma ilikin bir kullanmdr. Btn bunlardan sonra ayaklarn vurmasnlar nehyinin ne anlama geldiini anlamaktayz. Yasam sebebi, berli b" tarzda hareket sonucu gizU zinetlerin, yani cybun bilinmemesi, ortaya kanimamasdr. nk sz konusu uzuvlarm almas kadm istemedike mmkn deildir. Bunun anlam udur: Allal Tel m'min bir kadnn cybnmm ya da bu uzuvlann bir ksmmm aknasma neden olacak tarzda hareket etmesini, sa'y gayrette bulunnasm yasaklamtr. SzgelTti kadnm striptiz yapmas veya cybu alacak ekilde dansetmesi, kendi iradesine bal olarak vcut batlarm oynataas haramdr. u halde Allal Tel hadleri dahilinde kadma iki meslei haram khntr: 1- Siptiz yapmak soyunmak 2 - Fahielik yapmak. Kadnm bunlar dmdaki btn mesleklen rf ile taril ve sosyal artlar dorultusunda icra etmesi mmkndr. KADIN ERKEK LKS ZERNE Bu iliki de iki temel gruba aynhnaktadr: 1-DuygusaI hki ( M ^ ^ ^ ) : Kadmla erkek arasuida VcU- olan sevgi, ak ve vefa ilikisidir ve Allal Tel bu ilikiden zarafet ve mceliin doruundak u ifadelen kullanarak sz eda:: " j O* J ^ cU-^' AL ^ J^.! i^' , "Oru gecesi kadnlarnza yaklamak size helal klnd. Onlar sizin iin bir rt, siz de onlar iin bir rtsnz. Kadnla erkek arasmdaki bu iliki birbirine denk bir ilikidir ve her iki cms kar cinse
rnein bkz. brahim ( 1 4 ) : 4 5 ; Furkan ( 2 5 ) : 39 ; Run ( 3 0 ) : 58. '^'Bakara ( 2 ) : 187.

161

duygusal anlamda doludur. O halde ne kadm erkem, ne de erkek kadnn mal ve metas deildir. 2- Objektif Manada Ekonomik ve Sosyal liki ( j J - ^ ' ^ - ^ l Kadnla erkek arasmda var olan sosyal iliki, objektif ekonomik artlann bir neticesi olarak ortaya kar ve aadaki yette bu ilikiden sz edilir: " > I jjl '-JJ L > = * J jh--^ J-^ W '-^ j^ oy^J^ J<
u S t j \ ili j l y^i^ui
IJJJS" ,

I j i j i yi

^jiui j \ i |_>*jjj^jai j j ^^i ^l j

jAjj^ j

"Erkekler, Allah'm kimini kimine stn klmasndan ve erkeklerin mallarndan sarf etmelerinden dolay kadnlar zerine hakimdirler Saliha olan kadnlar, gnlden hoym eerler ve Allah 'm korunmasn emrettiini kocas bulunmad zaman da korurlar. Serkelik etmelerinden korktuunuz kadnlara t verin, yataklarnda onlar yalnz brakn, nihayet dvn. Size itaat ediyorlarsa artk aleyhlerine yol aramayn. Dorusu Allah ycedir, byktr. yetm haber formuyla geliine ve erkeklerin kadmlar zennde kaun olduklara beyan ediine dikkat edibneldir. Burada m'n erkeklenn m'mine kadnlara kaim olduklaraun sylenmemesi olduka nemlidir ve haberin evrensel oluuna dellet eder. Bu yzden erkem kmiiyet illeti zikredilmektedir. u halde illet ortadan kalktmda veya deitiinde ma'll de kalkacak veya deiecektir. Sz konusu yette erkeklerin bu grevlerine ikin u iki zellik beyan edilmektedir: 1- Fizik Kuvvet: yetteki "Allah'n kimini kimine stn klmasndan dolay" ifadesi erkeu bu zelli ortaya koymaktadr.''"'

' " Nisa ( 4 ) : 34. yetin zumunda "fz; k u v v e f i n de kastediluesi kuvvetle beraber erkein sahip olduu daha baka birtakun derecede deildir.

muhteiTiel olmakla zellikleit yer almas da m\\ imkan dahilindedii-. Nttekun yette "tzk kuvvet" ak.a ifade edibii Binaenaleyh yetin sadece "fizik kuvvef'e tahsis edilmesinin isabetli

ohnayaca gz nnde tutuhnaldr.

162

2- Ekonomik Kuvvet: Ayette geen "mallanndan infaka bulunmalarndan dolay" ifadesi de bu Itonuya iaret etmektedir. ncelikle yette "kimine kimine" L S ^ ?^^^) denmesi, illetin tersine dnmesiyle, kart cinsin leliine deimesiyle konunun objektif deiime ak olduuna iaret etmektedir. Szgelimi erkek felli ya da kr olduundan btn lizmeti hanm yerine getiriyorsa bu dununda objekf olai'ak kimiyet hakk kadma gemi, baka bir deyile kadm, alma ve erkee infak ene iini zerine abm olacaktr. "Onlar gayb korurlar" cUiaU.) ibaresi saliha bir kadmn kocasmm ve ailesinin Allah'm konnmasm emrettii hussiy'etlerini, cinsel hayatlanna ilikin srlarm koruyacam ifade enektedir. Kadnn alma Hakk: slm kadnn hayatm ve retn tm alanlannda ahmasma er' adan engel ohnarmtr. u halde kadnm almasn dala ok objektif tarihsel artlar belirleyecektir. Nitekun u ana kadar byle hareket edilmitir. Kadnm savalarda tedavi amal liizmet vennesi, st, yourt yaprm ve hayvan bakmn ilerinde istildam edihnesi, st anne olarak grev yapmas hep objektif tarili artlar donltusunda vuku bulmutur. Esasmda Allal Tel kadnm dala nce de getii zere sadece fehielik ve vcut sergileme (striptiz) ilerinde alasm yasaklamr. Bazlan kadnm erkekle kank olduu ilerde de almasum yasak olduunu sylemektedir. Oysa yasaklanan kadmn erkeklerle kanas deil, kapal bir mekanda bir kadnla bir erkein yahuz ohnalan, halvette kahnalandr. Nitekim cuma namazma gitmeyi emreden yet''''' ayrdetineksizin hem erkeklere hem de kaduilara litap enektedir. u halde kadnlar da cuma namazma katha konusunda erkekler gibi gayretli ohnallar ve beldelerindeki rfe uygun kyafetlerie Cuma namazlanna katbnahdrlar. Hasl kadmlarla erkeklenn kanas yasaklanm deildir. NSAN EHVETLER: slmda iktisad sistem "dnya hayatma ait meta" yaklaum, baka bir deyile insanm dnya hayatuda yararland eyler prensibi ile msan
Cuma ( 6 2 ) : 9.

163

gereksinmeler zerine kurulu bir sistemdir. nsan gereksimnlerm hci-er ve ftr taraf ile beer ve ehev taraf oln\ak zere k ucu vardr. Ancak bu iki taraf birbirine ylesine kanmtr ki birini dierinden aymnak bir hayli zordur. Szgelimi mideyi doyunnak fitr tarafi temsil ederken yemek eitleri ve mideyi doldurma ekli ehev taraf temsil etmektedir. O halde fitr gereksinmeler tamamyla fizyolojik kkene sahip bihnsiz arzulardr. rnein yemek isteme, cinsel arzular ve hayatta kalma duygusu bu ksma girer. rnekte verdiinuz unsur, iinde insann da yer ald canl varlklann hepsinde var olan en nemli ttr gereksinimlerdir. Buna karlk ehvetler, sadece insana has olan bilgi ve toplumsal dzey esasna salip bilinli arzulardr. u halde fitr gereksinimler tek basma sadece hayvanlarda olduu iin onlarla alakal iktisad bir sistemin variimdan sz edilemez. Nitekun toplumsal ve iktisad hayatm smm insan ehvefier olutunr. Bu tespite bal olarak kt bir toplumsal ve iktisad hayat iinde msamn insaniyetini yitirdiini syleriz ama beeriyetini kaybettiini syleyemeyiz. Kur'n- Kerim insa iktisad kanunlaruun dayanaklarn aadaki iki maddeyle belirler: 1- "Dnya hayatrun mets" (V^^l 1'^) prensibi, insan iktsadm maddesini olutumaktadr. Bu met olgun ve mkemmel dzeyde deildir, aksine deiim ve yenilie aktr, sabit deildir. Aadaki yetlerde bu durum yle dile getinlir: " V^-^' ( ^ j ' ^-J , "Size verilen eyler dnya hayalnn mets ve znedr. U J l sLjaJi fjyjj JUI" ^ "Mal ve benim dnya hayatinin linetidir. Allal Tel u yette de dnya hayat metsmn kemal vasfim ilitiva enedini, hakkmda dahil cedel yasalarm\ geerli olduunu, bu yzden de devaml surette gelimeye ve deimeye ak olduunu ifade enektedir: "jjj^^ iLuJl Wf , "Dnya hayan, gurur metasndan baka bir ey deildir. yette geen "gurur"

'-^ Kasa.s ( 2 8 ) : 60. " ' K e h f ( 1 8 ) : 46. A l - i n r a n ( 3 ) : 185.

164

kelimesi "gar-ra" O ) fiil kknden gelmekte ve "yetkinlii az. olgun olmayan, ham" anlamlarm tamaktadr. 2- "Dnya hayat metsf'mn "msan" lemde bir ncs ohnayan iki temel kayna bulumakatdr: a- Tabiatm ihtiva ettii omanlar, bitkiler, maden kaaklan, sular ve hayvanlar gibi nimetlei'. b- nsamn bilinli almas. Bu iki temel ka\aak Yasin Sresmin u yetde geer: "
j j j ^ yi\ ^ \ <^ Uj j^ (> ijisu: j j j (> i j j Uj^j" , "l

yeryz onlar iin bir yettir. Biz ona can veririz ve oradan taneler karrz da ondan yerler. Orada hurmalklar ve zm balar var ederiz, aralarnda pnarlar fkrtrz ki onun meyvelerinden ve kendi ellerinin yaptklarndan yesinler. Hl h'etmiyorlar m? Dikkat edilrse Allah Tel bu yette dnya hayat metasmm, "onun meyvelerinden yesinler" ("j^ Cy 'j^^) szyle tabiat kayaklarmdan ve "kendi ellerinin yaptklarndan " {^*f4 ^j) szyle de insanm bilmIi alma ve abasmdan olutuunu belirtmektedir. Kur'an'da Zikredilen nsan ehvetler: ncehkle "garze" ve "ehvet" kehmelerimnincelenmesi gerekUdir: l-Gariz: Garze kemesinin oulu olup kayna tamamen fizyolojik olan bilin d arzu ve isteklerdir. mein insann beer tabiatmda yer alan ackma, cinsel arzu duyma ve yaama istei gibi hususlar sadece insanm deil, tm canl kmatm bata gelen fitr zellkleradend-. 2-ehevt: ehvet kelimesinin oulu olup kayna bilgisel ve toplumsal olar bilili arzu ve isteklerdir ve sadece insanda bulunur. Bu zelli de beer olduu dzeyde deil, insan olduktan sonra kazanmtr. u halde ehvetler, bilgisel ve toplumsal bir tarih balangca saluptir. imdi de u yeti inceleyelm: " ^ < ^ U I j j j U A^JSI J ji U = j J j jjAUJI j > AaJ ( > " , "Lt hani keremine yle demiti: alemlerden hi
Yasin ( 3 6 ) : 33-3.5.

165

kimsenin sizden nce yapmad fuhiyat m yapyorsunuz':'"''-'' Devan eden yet de ayn konudadr: " J J J J J I > ""J^A ^J y^ jja jsl" , ";S'/z kadnlar brakp ehvetle erkeklere yaklayorsunuz, dorusu siz msrif bir milletsinizyetler livatarm, homosekselliin bir ehvet olduunu ve onlardan nce hi kimsenin bu kt ii yapmadm belirtmektedir. Bu ifadelerin doal ve fitr olan cinsel iliki im kullamhnas sz konusu olamaz. nk bu olgunun bilinh hibir tarilsel balangc yokr, btnyle fizyolojik varla sahiptir. Soma yetin "dorusu siz, msrif bir milletsiniz" ifadesiyle binesi de olduka ilgin ve anlamldr. sraf bir eyin gereinden fazla kullamhnasdr ve acaba onlar hangi konuda israf iinde ohnulardr? Nitekim Allah Tel bir yette " "^j ''yy'f l jr^j I j a _ ^ ' ^ "yiyin, iin ama israf etmeyin""' derken an olarak yemek \'e imekten nehyetmektedir. Bunun gibi Lt kavmi de livata konusunda m israf iinde ohnulardr. Oysa livata, az olsun ok olsun btnyle haram olan bir davrautr. Gerekte onlar ehevt konusunda ar giniler ve msrif ohnulardr. Nitekim yette "kadnlar brakp ehvetle" ifadesi yer ahnaktadr. hsn ehvetler, fitrat olmalar mnasebetiyle makbuldr fakat anya kamak, lzumundan ok ilenek reddedhnitir. u halde Kur'an, livatay da ehvetler alama ait israf eitlerinden biri olarak kabul etmitir. ehvetler bilgi dzeyden ve buna bah olarak retm aralarnn etkisinden doan tamamen insa istenler olduu im bilgi dzeyi ve retn aralan her arttnda ehvetler de hem nicelik hem nitelik asmdan dallanp budaklanmakta, artmaktadr. Bu da ehvetlerin devaml surette bir gelime ve deiine hali ierismde olduunu gstennektedir. Bunun iin slm bunlara hanf ve gelimeci bir gzle bakmakta ve eyadaki gelime ve yenilenme sevgisini insandaki ehvetlerin en bata geleni ve en kkls olarak belirlemektedir. Kur'an insan elvetierin bahcalan u yetmde belirtmektedir: " a?J
A'raf(7):80. A'raf(7):8l. A'raf(7) : 3 1 .

166

LJUI t>:^ jlj U i J I iUaJl ^l l i l l j d j j a J l j ' , "Nisyo, henne, kantar kantar altn ve gme, nianl atlara ve develere, zirai mahsule kar ehvet sevgisi beslemek insanlara ssl gsterildi. Bunlar dnya hayatnn metsdr. Oysa gidilecek yerin en gzeli Allah katndadr. "^^^ Bu yet mtebih yetlerden olduu iin te'vilinin akla ve objektif hakikate uygun olarak yaplmas gerekmektedir. Binaenaleyh yet zerine u tespitleri yapmak mmkndr:

1- yette insanlar anlammda "en-ns" (o-^l) lafz kullanlmaktadr ve "inn" lafzmm oulu olan ns lafz da akll olan tm erkek ve diileri iine almaktadr.^'^ 2- "ehvet sevgisi" (hubb'-ehevt=^ s^). ehvetler bilinli istekler ve arzular olduu iin "ssl gsterildi" anlammda "zy-yine" (CBJ) Mi, mehul formda kuUamhur. nk nemli olan failden ok fiilin kendisidir ve ssl ohnak insanlann rabet edip arzuladklan bir husustur."'* 3- yette alt adet ehevta yer vennitir ve srasi)'la unlardr: l.nis, 2.benn, 3.kantar kantar altu ve gmler, 4.nianl atlar, 5.hayvanlar ve .ekinler. Mezkr ehvetler sayldktan sonra "bunlar dnya hayatnn metaldir" denihmfir. Bu ifadede geen zlike ehvetlere iaret etmektedir. "Met'" kelimesi ise kendisinden bi- sre faydalamlan, smsk sanlarak sahip ohnaim arzu edildii her eyi iine almaktadr. "Mut'a" kelimesi de ayn kkten gelmekte ve bir sreliue yararlanmak anlamm taunaktadr. yetin sonunda ise "oysa gidilecek yerin en gzeli Allah kalndadr" denilmekledir. imdi de sormak istediimiz soru udur: Acaba yetteki "nisa" kelimesinden maksat erkeklerin eleri midir? Yani kadm anlammdaki "imrae" kelimesinin oulu mudur? Aym ekilde yetteki "benin" kelimesinden kast da oullar, erkek ocuklar nudr?

332 Al-i mran ( 3 ) : 14.


" ' Bkz. Hucurat ( 4 9 ) : 13. Bkz. Yunu.s ( 1 0 ) : 2 4 ; Nur ( 2 4 ) : 31 ; Nahi ( 1 6 ) : 8.

167

"Nisa" kelimesinden maksadm kadmlar olduu sylemyorsa o halde neden yette "erkeklere ssl klnd" anlammda "lyyine li'r-ricl" denmemi de "insanlara ssl klnd" anlammda "zyyine li'n-nsi" denmitir? Hem sonra yetin sonunda "bunlar dnya hayatnn metaldir" ifadesi, kadmm da yiyecek, iecek, ev, araba, ayakkab vb. gibi bir ilitiya maddesi olduunu mu ifade etmektedir? te bu yanl anlay, rolleri itibariyle falchlerin ve mslmanlarn kadma kar bir eit meta ve eya gzyle baknalanna ve onlara kar bu ekilde muamelede bulumualcinna neden ohnutur. Yine yette yer alan \e hep erkek ocuklar olarak anlalan "benn" de bir eit met mdr? Bu insanlann ot ve haja'anlara atfedihneleri nasl mmkn olur? Dala nce de ifade edildii gibi "ns" deyii hem erkek hem kadn btn msanlar ihtiva eden bir kavramdr. Bu dummda nasl olur da kadmlar. kadmlan arzulayablirier? Cs arzulam (garze), ehvetlere mdalil olmad da bilinmektedir. Nitekim ehvetler kabaca, fitr gereksinmelera ifa edilmesindeki birtakm ara ve edatlarken, fitr ilitiyalar insann fizyolojik bnyesmdeki unsuriardr. Bu aklamalardan sonra yet hakkmdaki yaygm tefsrm objektif hakikate uygun ohnad aka ortaya kmaktadr. Nisa ve benn keUmeleri, mecazi anlamda kullamUnaktadriar ve hakiki anlamlan da tamamen farkldr. Daha nce de szn ettiimiz gibi nisa kelimesi Arapada "ne-se-e" ful kknden gelmekte olan nes' kelimesinin oul formudur. Nes' keUmesi, "geciken, sonradan olan, taahhr eden, yeni olan, yenilenen" gibi anlamlan tamaktadr. u halde nisa kelimesi, hem kadm anlamndaki imra'e kemesinin hem de nes' kelunesinin ouludur. Diilerin nisa olarak ismlendnhuelen olam yaratl itibariyle erkek cinsinden taallr ohnalan, daha sonia yaratbalan sebebiyle ohnutur. Nitekim bu tespiti aadaki yet aka ifade etmektedir: " ^j '^^h > I^A ljil ^ u l^ b ^ " ^ ''Ey insanlar sizi bir tek nefisten yaratan ondan da eini var eden Rabbinizden korkun. ""^ yet burada nesnel bir dummdan, canl kinatta hayatia buluan varlm balangcmdan sz enektedir ve
'" Nisa(4):l.

168

bu aamada varlk tek hcrelidir, dolaysy'la da erkeklik ve diilik kank haldedir. Tek hcreli bir varlk i de eleme sz konusu deildir, zira onun remesi blmne yoluyla gereklemektedir. Erkeklik ve diilik canl kinatm geliimiyle beraber ortaya kmtr ve bu durumu insanda btnyle gzlemlemek mmkndr. Nitekim erkekteki sperm canls, hem erkeklik hem diilik ihtiva ederken kaduidaki yumurtack sadece diilik zelliini ilitiva etmektedir. O halde alt adet ehevtm sayld yette ilk srada yer alan ve kadm ve erkek her insanm ortaklaa arzulad "nis"nm "kadm" ohnad ak olarak ortaya kmaktadr. Nitekim "nisa" kemesiden kastedilen ey bizim bugn "moda" dediuniz yeni ve sonradan kan eya ve metadr. Buna gre sa, yeni kan her trl netay arzulamakta ve ona rabet enektedir. Dala da tesi biz bu ehvetu, her trl yem kyafet, araba, vb. eyaya duyulan sevgi ve rabetm retimdeki sanayi geliiminin altmda gizlendiini gmlekteyiz. Nitekim bu ehvet olmadan her tr yeni ej'anm retiminin dt aka biUranektedir. yette geen "benn" keUmesi ise A-apada bir yerde saha durmak, ikamet etmek anlammdaki "be-ne-ne" {o^ tl kknden gehnektedir. Nitekim Araplarda erkek evlenince haunuyia ikamet eder ve ona ayn, mstakil bir adr bina edilirdi. Oul anlamma gelen "ibn" kehmesi ise dourtmak, domasn salamak anlammdaki "ben" kknden tremekte ve oulu da "ebn'" gebnektedir. u halde ehevt yetinde geen "bent" keUmesi "bir yerden ayrlmamak ve ikamet etmek" anlamyla evlerin ve binalarn zelliini y'ansnaktadr. Nitekim aadaki yet de aym anlamdadr: " ^ 1 CsS^j cM'" , "Mal ve benn dnya hayatnn zinetidir. Gei'ekten de "benn" kelimesi erkek evlat deil, evler ve buralar gibi gayri menkul, taumaz mallar demektir. yetteki "ml" ise insanm salip olduu nakit paralar, deitirilebilir maddeler gibi her trl varl ilitiva eden bir kavramdr.

"'Kehf(18)-.46.

169

SONU
jjJUll VI t i l U U j l U j

"Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gnderdik. ""^

Teenn ve dikkatle yaplan bu ar2itma vesilesiyle ve akln basiretli bir anlayla ahtnknas sayesinde aka ortaya knutr k Hz. Muhanuned'in (sav) risleti sadece miladi yedmci asrdaki Arabistan Yanmadas iin deil, aksine btn lemler iin bir ralmiettr. Yme manalann derin tefekkr sayesinde anlalmr k; "Allah. Kinat ve nsan" varlmda yer alan mull bak asmm teiellen Hz. Muhammed'in (sav) nbvvet ve risletmm muhtevas imde bulunmaktadr. Asrlar boyunca zerinde dakik ve lassas bir inceleme, aratrma ve dnme ameliyesi gerekletimieden eanlaml (mterdift) olduklan sylenen kimi kavramlaru farkl anlamlarda olduklan bu almanm ortaya kard bir baka sonutur. Bunlar arasmda zellikle nbvvet, el-kur'n'l-m'ciz, mtebih, rislet, elkitbu'l-muhkem, tafslU'l-kitb gibi kavramlar arasmda ak farklar kefedihnitir. Ayetler ister muhkem ister mtebil olsunlar hepsi de Allah Sbhanehu ve Tel tarafindan vahyedilmitir. J^^ 4)^1 ^JH'J fi^ J j i U ;_HU1 j j u i ' ^ "Kendilerine indirileni insanlara aklayasm diye Zikr'i .sana Biz indirdik."''^ Zikr, apak Arap diliyle dizihui lgav sigarun addr. Bu anlamda Zikr'm inzal edilmesi Kitab'm btnn inzal edilmesid': "Hkn ve Kur'an". Bunu u yetlerde okumaktayz: " ^ j ^ liijjl , "te bylece onu sana Arapa bir hkm olarak inzal ettik. ""^ Uja ljii U " , "Biz onu sana Arapa bir Kur'an olarak inzal ettik v^j ^ L^J... W , "(Bu Kur'an) tafsle'l-kitb olarak indirilmitir lemlerin Rabbinden geldiine phe yoktur. "'''^ Bilimsel aydnlanma ve felsef derink Allah Sbhanahu ve Tel'mn birliini (ehdiyyet) ve kinatm diyalektiini (sniyye)
"'Enbiya (21) : 107. "'Nahl(16) :44. Ra'd (13)-.37. '""Yusufda):!. Yunus (10) : 37.

170

kefetmitir. Bylece ek ve phe zanlanrun btn eitlenne ait dmleri bir bir zmekte ve Sekler Batmm altma mzasm koyduu bir asrda bilimsel ilerlemeler zihinleri etkileyerek ve akllan cezbederek yakn bilgiyi ortaya karmaktadr. Evet u gerek kesinlikle ortaya kmtr ki; Allah tektir (ehd), evren ise diyalektik (sn). Buna bal olarak da evrende ve insanda cedel yasalan tamam halde bulunmaktadr. Eyarun Allah' teshili enesnm ve bir halden bir hale geiin, deiim ve geliirmn eyamn omurgas olarak deerlendirilinm ne demek olduu bu sayede tam olarak anlalmaktadr. Aym ekilde u da aka ortaya kmtr k; Allal insardaa mm'lKitab'ta ternin bizzat kendisini, yan aynm deil, hadlerini bdinnitir. te bu noktadan harekede de son risletin evrensel olnasrun ve onun btn zamanlar ve mekanlar iin geerh olnasui ne anlama geldii tezalr etmekledir. Umm Furkan stilahyla btn dnya insanlarna miterek ahlak kurallan getirilmitir. Bu da Hz. Musa'ya, Hz. sa'ya ve Hz. Muhammed'e gelen Furkan'dr. Ne var ki Hz. Mulamnied'e (sav) takvann daha fezlasm arzu edenler iin Huss Furkan da verilmitir.
" Luj U ^ . U . L c i i u l I i t il VI j

iyj

ujI

U ^ I k j p u V I ^li^

li j li clLlj j a S j

"Allah katmda din, slmdr. Kitab verilmi olanlar kendilerine ilim verildikten sonra sadece aralarndaki arlktan dolay ihtilafa dtler. Kim Allah'n yetlerine kfrederse (haberiniz olsun ki) Allah phesiz hesab abuk grendir. "'''^

Ayette geen "dn" kehmesi boyun emek, itaat etmek anlamna gelen d-ne (J-^) fiil kknden gehnektedir. u halde dm, itaat etmek demekr. Bor anlamma gelen "deyn" kelmesi de ayn kkten ttirer. nk bu dummda da borlunun alacaklya itaati ve ona bonn bkme zoranluluu sz konusu ohnaktadr. ehir ve ehirlilik anlammdaki medne ('^^^) ve medeniyet ("S^J^JI) kelmieleri de ayav. kkten geh- ve emir sahiplerine, yerleik bir nizama itaat ee anlamm ifade eder slm anlamda dn kelimesi, insanm hayvanlar leminden ykselip Allal'a boym emesine ve kendisine mh flemnesin itaati zonmlu
' A I - mran ( 3 ) : 1 9 .

171

klmasna iaret etmektedir. Bu ill bam ilemesiyle insan gelimekte ve varlk kanunlarm tedric anlamda tanmas ieticesmde meden ve ehirli hale gelmektedir. Bu gelime -uurlu bir itima ve iktisad ihkilerin var olabihnesi iin- bir terye ilitiya duymaktadr. te bunun iin vahiy yani ruh, varlk kaiularm ihtiva etmesi iin nbvvetle: teryi ihtiva etmesi iin de risletle gndenhnitir. slm kelimesi ise "salim oldu, selmete erdi, gven ortamna girdi" anlarmdaki sedi-me ((^ fi kknden gelmektedir. Selmet, insann eziyet edici eylerden gvenlikte olmas demektir. Bu adan slm usai her trl ayp ve noksanlardan uzak mta ve onu selmet ve gvene karan saf (Mllis din anlamm tar. Dikkat edhrse bu, "boyun emek" anlammdaki "istislm" (j;>Uiij'VI) demek deildir. Nitekim Allal Tel " c^A^ ^^Mj "Rabbim bizi Senin iin muslini eyle'"'''' yetinde mslimeyn uhdesini kullanmakta, ama msteslimeyn dememektedir. Din, bir cins isimdh" ve nceki dinlere ilaveten btn dinleri iine alan bir kavramdr. slm nceki dmleri de kapsad im mutlak anlamdaki "din" terimi, slm Dinuu karlar. Gerekten de slm btn dinlerin en kuvvetlisi ve en ak olamdr. nk slm, kinat dzene koyan umum kanunlarla tariliin gelimeci hareketini yanstan peygamberlere ait kssalan tiva eden dindir. te btn bu hususlar Kur'an'da yer almakta ve "nbvvet" ksm olarak bzm karmza kmaktadr. Buna gre varlk kanunlarm anlayp kavrayan bir kimse onlan kendi yaranna kullanma imkamu da elde enektedir. Yine slm, nbvvet ksm ierisinde mstakim tarafa sahiptu-. Bu taraf ise hadler (hudd) olup sabU naslar olarak karmza karlar. Buna mukabil bir de deiken yani hanfi taraf vardr ki bu da, deiken ve nisb olan insan anlamay temsil enektedir. Bu bak asmdan hareketle bizler Neb'nin (sav) "(J j i u .^iJU. j ^ j AJ!^\ AjiuaJL daJ'ySen msamahakar haniflikle gnderildim. Kim benim snnetime muhalif olursa bilsin ki o benden deildir"''"''* sznn ne anlama geldimi tam ola-ak anlayabilmekteyiz.
'"Bakara ( 2 ) : 1 2 8 . ""Ahmed V, 266; VI, 11 6,233. Aynca bkz. Buhr, mn 29;Tirmi/, Menkl 32.64 -Mm^ 1,236.

172

islmda talcvaran boy-i vardr ve bu boyudam hepsi de usan davramlarma zg hususlardr; FERD TAKVA: badetlere son derece riyet enek olup fertleru hepsini ayn ayn ilgilendiren bir dunundur. Szgeli msamn kld namaz ve tuttuu oru buna rnektir. CTM-AHLK TAKVA: Zekat ibadetine ek olaak mslmamn bakalanyla olan ilikilerinde vasiyetlere (vasy) -aJlakabal obasm ifde eden takva eididir. TER TAKVA: Mslmanu Allal'm ladlen erevesmde terye; ter ladler dalilinde de mevcut rflere bal kabasdr... Btn bu hususlar insan fitrayla ve tabiat kanunlanyla son derece uyamlu esaslardr. imdi de ... dinin devletten aynhnas demek olan laiklik tezi zermde durmak istiyoruz. Bir defa bu tezu Avmpa'da kalknma asrum balarmdan itibaren ortaya kay'a baladmn alt izihneldr. Nitekim modem bilimin ortaya koyduu keiflerle Tevrat'n kinat hakknda syledikleri arasmda ak bir eliki griilyordu. Buna ilaveten Tevi-at'la ncil'in getirdii hususlar da tarilsel olduu m Musa eriatmda meydana gelen donukluk karsnda bu sylem ortaya kmt. Gerekten de Hz. Musa'nm getirdii eriat, ayn bir eriatt). Bu adan Bat im laiklik gibi bir talep, insanm geliimine uygun ve yerinde olan bir hareketti. Avrapa'dan ithal fikirlere ve mallara muhta bir hayat yaamaya alturaz iin bu laiklik teziyle abucak btnletik ve bu hareketin birtakm objektif artlann bir rn olduunun bilmeme ulamakszm etrafnda eitli grltler kopararak pek ok laflar ettik durduk. Ne yazk ki bu griiltler kopanlrken laiklik sylemin hem destekleyicisi hem de kart olan taraflam, geri kahulk ksr dngsnden kma adma bu mmete ve bu mmetin mhuna uygun tarzda fikler renek Kitab- Kerim'i inceleyip aratrinak ve onu yeniden konutunak im gerek bir ih gayret gsterdii sylenemez. Asimda k birtakun tezleri hatal da olsa Mutezile'nin silinmesiyle ve eserlerain pek ounun yok edilmesij'le balamaktadr. Bu yaklamun sonucunda, ortaya atlan yeni fikirler, tezler ve ada slm davran ekillen hep

173

Araplann ve Mslmanlann neredeyse geri kalmalarma sebep olan bir eit tuzak olarak deerledinln ve reddedilmtir. Bu anlay bizim kendi ellerimizle cehaleti kazanmamza ve arlamam modem bilunlerin ilerlemesiyle dom orantl olarak ilerledii gereu dikkate ahnadan selef ahmlenmizin bize braktklanm sadece gevi getirerek tekrar eneyle yetumemize neden olmumr. u halde basiretli bir slm anlay asmdan dinin devletten aynlmasmm ne anlama geldiine bir bakalm: Bilimsel aratrmaya nem vemieyen, eitim-retm yntemlerinin gehtirihnesine ilgi duymayan; iri bulularla hayat balantl hale gednueyen bir devlet. Byle bir devlet iin siyaset yapmada somut istatiksel veri ve belgelerin libir etkisi ve deeri yokmr. Bu devlet gz boyamac ve yalan-dolan zerine kurulu bu organizasyondur. - Terde esneklii ohnayan, baka deyile hamf olmayan bidevletin elbette ter alan da gelimeye kapal, ayn, surh (hadd) ve donmu bir yapdadr. Ortaya konan yeni bir ter hakkmda ou vatandalann hemfikir ohnas bu devleti n ilgilendmez. Buna bal olarak sz konusu devlet ter alanndaki bilgilerin gelimesinin etkisine kar da duyarszdr. Onu etkileyen ve ilgilendiren tek ey. bask ve otoritesn devam etmesi, keyfmce hareket enesinin srgit olmasdr. - Furkm, vasiyetleri yani ahlk deerleri nazan itibara abnayan bir devlet. Yalanc alitiie, insanlam haksz yere ldriilmesine, fthiyatm yaygnlamasma ve ticarette standartlara nyet edilip edihnediine aldrmayan duyarsz ve yoz bir de\'let. - nsan fitratna AUal Tel tarafindan ekilmi estetik anlaylara deer vemieyen bii' devlet. Bu devlet iir, resim, yonna sana gibi edeb alanlara kar ilgisiz olduu gibi sportif laahyetiere kar da duyarszdr. imdi byle bir devlette dinin devletten aynbu olmasyla, obnamas arasmdaki fark zerinde ciddi anlamda dmek gerekmektedir. Ancak bazlan bizim yakanda sraladmnz noktalara kar dinin devletten aynhnasnm sadece ibadetler alannda mmklin olamayacan ileri srebilirler... Buna cevabmuz Neb'nin (sav) ibadetler konusunda teminat olarak yeterli olaca gereidir. nk Raslllah efendimizin

174

ibadetlerin yerine getirilmesi iin zor kulland veya herhangi bir kimsemi! namaz klp khnadm gzetlemesi im herhangi bnni grevlendirdii konusunda hibir bilgiye salnp deiliz. Gerekte Hz. Peygamber (sav) terbiye yntemi olarak tergb ve terhh usln kullanm, sulta gcne dayal otonter bir slp kesinlikle benimsememitir. nk ibadetler kii ile Rabb arasmdaki bir badan ibarettir... O halde devletin butiin grev ve soamluluu, msanlann kolaylkla ibadet edebilmelerini salamak, ibadetleri sayg ve hnnet gsteriknesi gereken unsurlar haline getirmek ve onlarm terkedilmesme tevik edici ve cesaret verici ohnamaktr. slm Dini insan fitrayla zdeleen ve onmla uyum iensinde olan hanf, esnek bii" dindir. slam, Allah'm ladleri dahilmde insan kkenli terye, madd beyyinelere ve icman sahili bir ekilde anlalmas domltusunda ounluun ter alanndaki gr birliine dayanr. Tab buradaki ianadai maksat zaman ve mekan nazan itibara almayan mutlak icma dedir. Binaenaleyh "limlerin ounluu i ama etti" (ecmea cumhru'l-ulem) eklindeki mehur sz isabetsiz olarak anlalmakta, btn zaman ve mekanlarm aynl gibi bi- zaafi beraberinde getimektedir. Bylece fakiMo-e ait fikirle dondurahnakta ve soni'adan gelen nesiUan abas daha batan knlnaktadr. Aslnda bu yaplrken Allal Telnn u yeti hi de dnlmemektedir; " V j U U cik :a 4 j Lil (jjLaj IjlS U c j j k i ? ' ^ "Onlar bir mmetti gelip getiler. Onlarn kazandklar kendilerine, .sizin kazandklarnz da size. Onlarn yaptklarndan siz sorulacak deilsiniz Son sz makammda ise Dr. Muhammed elrr'un kitabmn giri ksmmda delil olarak kulland Allal Sbhanehu ve Tel'mn u yetinden daha stn bir baka sz ohnasa gerek;
"L_L 4JI J c j K J < I L IL) VI J j J r-nU\..i U V I Ajl j l

"...Ben sadece gcm yettii kadar slah etmek istiyonu,. . .m baarmam ancak Allah'n yardmyladr. Yalnz O'na dayardm v yalnz O'na ynelirim. "^'^ Sadakallhlazm...
^''*Bakara(2):141. '"^Hud (11) : 88.

175

El-Kitb = Nbvvet + Rislet Nbvvet = Mtebih yetler + Mulkem ve Mtebih Olmayan yetler Rislet = Muhkem yetler Mtebih yetler = el-Kur'n'l-Azm + es-Seb'u'l-Mesn Muhkem ve Mtebih Olmayan yetler = Tatsl'l-Kitb Muhkem yetler = nm'l-Kitb el-Kur'n'l-Azm = el-Hads (el-Hakk) yt Beyyint es-Seb'u'l-Mesn = Aksene'l-hads Tafsl'l-Kitb = el-Kitab'nr Muhteviyatm erheden yetler mm'I-Kitb (ellez beyne yedeyhi) = 1- inde ibadetlerin bulunduu hadler 2- Umm ve Huss Furkn (Vasiyetler) 3- Aamal Hkmler 4- Zart Hkmler (yt Mebniyyt) 5- Ter Olmayan Umm Talimatlar 6- Ter Olmayan Huss Talimatlar el-Hads (el-Hakk) yt Beyyint = Levh-i Mahfuz + mmn Mbn Levh-i Mahfuz (Kur'nn Mecd) = Varl Tanzim Eden Kanunlar mmn Mbn = el-Kitbu'l-Mbn -- Kitbun Mbn el-Kitbu'l -Mbn = Ehsene'l-Kasas (Tarih Kanunlar) Kitbun Mbn = Tabiattaki Cz' Kanunlar (Tabiat Olaylarnn Dzeni emesi) ez-Zikr = Muhtevas dikkate alnmakszn el-Kitab'n tamamna ait olan ve kendisiyle ibadet yaplan lgav ve sesli sga. el-Kitb = Hz. Musa ve Hz. sa'ya nispet edildiinde sadece ter', yani rislet.

You might also like