You are on page 1of 8

TÜRK DIŞ POLİTİKASI PROF. DR.

NURŞEN MAZICI 1

*Türk Dış Politikası'nda ikili ilişkiler Kadeş Anlaşması'na kadar gider.


*Türk Dış Pol i t ikas ı diyerek Cumhur iyet dönemini kastett iğ imiz i ç in
1918 Mondros Ateşkes Anlaşması 'ndan i t ibarenk i oluşan dış pol i t ika
sürec iy le baş layacağız .
*Bizde Dışişleri Bakanlıkları, 1789'da 3. Selim'in tahta geçmesiyle birlikte
Reusül Küttab adı altında elçiliklerin ilk kez gönderilmesiyle başlamıştır.
Ondan sonra da vakanüvis dediğimiz iç ve dış siyasette olan olaylar
tutulmaya başlandı.
*Bizim batıya yönelmemiz de Cumhuriyet döneminde olmamıştır. Coğrafi
anlamda baktığımızda Osmanlı Devleti'nin kurulması 1299'a kadar da giden
bir süreçtir. Osmanlı'nın kuruluşu önce coğrafi arkasından siyasi arkasından
askeridir. Ondan sonra ekonomik olarak hep batılılaşmamızın da tarihi 500-
600 tarihe kadar gider.
*Niye biz bat ıya yönelmiş olarak kabul ediyoruz? Çünkü b i z im 1839
Tanz imat Fe rman ı i l e b i r l i k te bat ı yönünde hareke t edeceğ im iz resmi kay ı t
a l t ı na a l ınmış t ı r . Tanz imat Fe rman ı çok öneml i b i r s iyas i be lged i r . Roma
Hukuku 'na ar t ı k geç iyo ruz denmiş t i r . Tanz imat ın d iğe r get i rd i k le r ine çok
e leş t i r i l e r yap ı l ı yo r o l sa b i l e , b i z Roma hukukuna göre yönet i l eceğ i z demiş t
1839 'un Tanz imat ' ı n önemi budu r .
*Aktif bir politika izlediğimizde de bu saydığım jeostratejik, jeopolitik
özelliklere de Türkiye'nin kendilerine çevirebileceği konular ortaya çıkar. Bu ne
zamanlar yapılmıştır?
*Osmanlı İmparatorluğu'na geçiyorum. Abdülhamit döneminde batılı ülkeleri
sırf Osmanlı'nın stratejisinden dolayı 30 yıl oyaladı. İmparatorluğun
parçalanmasını geciktirdi. Ondan sonra da imparatorluk parçalandıktan sonra
yine aynı batılı yönde (Abdülhamit zamanında bile batılı politika izlenecektir)
ondan sonraki dönemde de yeni bir batılı politika izlenecektir fakat izlenirken
nelere dikkat edilecektir, bunlarla başlayalım.
**24 maddeden oluşan 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması ' na
bak t ığ ım ızda bu madde le rden çok ağ ı r koşu l l a r ı o lan la rdan impara to r luğun
nas ı l i şga l ed i l eceğ i , ordu la r ın nas ı l yağma lanacağ ın ı , öze l l i k l e 12 . madded
Doğu Anado lu 'da herhang i b i r ye rde ya da s t ra te j i k önemi o lan yer le rde b i r
so run ç ı ka rsa i şga l c i dev le t l e r in bura la r ı çok raha t müdaha le edeb i l eceğ i g
çok ağ ı r koşu l l a r va rd ı .
**Buna rağmen Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Anadolu'da başlayan direniş
hareketiyle birlikte önce bu direnişler kontrol edilir ve Misak-ı Milli ulusal ant
dediğimiz Musul dahil (Türkiye'nin bugünkü yüzölçümüne Musul'u da dahil
ederseniz ulusal ant dediğimiz) Misak_ı Milli'den taviz verilmeyeceği açıklanır.
Arap olan bölgeler Türkiye'den kopabilir denir, kendi iradelerine kalmıştır.
Kendi yazgılarını kendileri belirleyecektir denir.
**Kars, Ardahan ve Batum, Brest Litoswk anlaşmasıyla birlikte 40 yıldır
işgalde olan Rusya buradan çekilecektir.

1
*Fakat Kafkas lardan fayda sağlanamamışt ı r. Bura la r ı da kend i i r ades ine
b ı rak ı r . Bat ı Trakya 'n ın durumu da ha lk ın i r ades ine b ı rak ı r . Ama bunun d ı ş ın
İ s tanbu l çev res i dah i l Anado lu 'nun tümünde yaşayan ha lk b i r bütündür bun la r
b i rb i r i nden ayr ı l amaz ve bu top rak la r b i rb i r i nden ayr ı l amazd ı r .
*Bunun ilk kararını Erzurum Kongres i ' nde a ld ık . U lusa l va tan u lusa l s ın ı r l a r
i ç i nde b i r bütündür parça lanamaz Erzu rum Kongres i ' n in i l k i l kes id i r . Ama
buradan ge ld ik ten sonra bun la r h iç d ikka te a l ınmadan Anado lu 'nun hareke t i
h içb i r göz önünde bu lunduru lmadan ne yap ı l acak t ı r , emperya l i s t dev le t l e r
Mondros Ateşkes An laşmas ı ' ndan sonra peyderpey ka radan i şga le
baş layacak la r .
*1915'te geçemedikleri Çanakkale'yi 18'de geçerek bütün ülke işgal altına
girecektir.
*28 Ocak 1920'de Misak'ı Milli İstanbul'daki Meclis-i Mebusan'da Anadolu
hareketinin baskısıyla İstanbul hükümetine bunu kabul ettireceklerdir. Bunun
yayınlanmasının ardından İngilizler 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal
edeceklerdir parlamentoyu da dağıtacaklardır.
*10 Ağustos 1920'de Sevr Anlaşması imzalanacaktır. Damat Ferit Paşa
İstanbul'u temsil edecektir ardından (Mondros Yunanistan'da, Lozan
İsviçre'de, Sevr Paris yakınlarında bir kasaba) bu anlaşmalar imzalanacaktır.
* Sevr ' i n imza lanmas ı Osman l ı ' n ın 622 y ı l l ı k impara to r luğunun sonunu get i r i r
f aka t impara to r luğun sonunu get i ren bu an laşma ka t ı l an büyük dev le t l e r
ta ra f ından ve Damat Fe r i t Paşa ta ra f ından imza lanmış t ı r . B i r metn in
an laşmaya dönüşeb i lmes i i çüç i n aşama gereklidir hukuki olarak. Önce
tarafların bir yerde toplaşıp metin üzerinde anlaşmaları ondan sonra
her ülkenin parlamentosundan bu anlaşmanın kabul edilmesi
arkasından devlet başkanı tarafından onaylanması ve resmi
gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle hukuki anlam kazanır.
*Sevr Anlaşması Türkiye dahil imzacı devletlerin hiçbirinin parlamentosundan,
devlet başkanının onayından geçmemiş, hiçbirinin resmi gazetesinde de
yayınlanmamıştır. Sadece Yunanistan parlamentosunun onayını alacaktır ama
onu da devlet başkanının onayını almamıştır. O bakımdan Sevr bütünsel
olarak bakıldığında uluslar arası anlaşma niteliğini taşıyacak duruma tam
anlamıyla gelmemiştir. Bizde de Damat Ferit paşa hükümeti ne yapar.
Hükümet adına imzalar ama Vahdettin bunu onaylamaz. Ve parlamento 16
Mart'ta dağılmıştı. Dağılan bir parlamentonun onayına sunulamayacağına
göre İstanbul hükümetinin kabul ettiğini söylediği Sevr anlaşması bile
istanbul'da kadim kalmıştır. Sevr Anlaşması bir Lozan gibi değildir.
ABD GENERALİ RAPORU **Sevr'den sonra Anadolu'nun hareketine bakıyoruz.
Anadolu hareketini İngilizler küçümsemişti ama gözden kaçırdıkları bir nokta
var. ABD Generali'nin bir raporu elime geçti. Paris Barış Konferansı vardı
1920'de yapılan. Türkiye işgal edildiğinde Orta ve Kuzey Anadolu'da küçücük
bir yerdi. Doğudan altı vilayet Ermenistan olarak verilmiş, Kürtlere özerk bir
bölge verileceği söylenmiş, onun ardından Batı Anadolu'nun hemen hemen
tamamı Yunanistan'a verilecek diye belirlenmiş. Boğazlarla Kars Ardahan
civarı Ruslara verilecekti ama Ruslar savaştan çekildi 17'den sonra oranın
durumu belirsiz kalmış. İtalyanlar nerede, bütün turistik bölgelerde.

2
K l i kya 'dan baş l ı yo r l a r Anta lya 'dan Mers in 'den i t i ba ren baş lay ıp anta lya 'dan
Fe th iye 'den Marmar i s Bodrum heps in i İ t a l yan la r tu tmuş . Ayn ı ç i zg iden
Doğuya doğru g id in Sur i ye dah i l d iğe r yer le r i Frans ı z l a r tu tmuş durumda .
İ ng i l i z l e r in Konya 'da B i lec i k ' te çeş i t l i yer le rde aske r le r i va r . Karaden i z 'd
İ s tanbu l ' da va r . İ şga l b i r tek İ ç Anado lu 'nun Nevşeh i r ' i n ku r tu luş günü yok tu
çünkü Nevşeh i r i şga l ed i lmemiş t i r . İ şga l ed i l en yer le rde her y ı l ı n b i r günü
ku r tu luş günü o lu r .Bu rada ABD Genera l i de Pa r i s Bar ı ş Kon fe rans ı yap ı ld ığ ı
sü rede , Rusya 1917 'de savaş tan çek i l d i Bo l şev ik devr im i yap ı ld ı . Savaş tan
çek i l i nce onun b ı rak t ığ ı boş luğu do ldu rmak üze re İ ng i l t e re , ABD'ye kend i s in
g i rmes in i tek l i f ed iyo r . 24 Nisan dey ince Ermen i soyk ı r ım ı i dd ia la r ın ın o ldu
gün ak la ge l i yo r . 24 Nisan 1915 ' te ne o lduğuna bak ıyo ruz . Ermen i l e r
ta ra f ından Van i şga l ed i lm iş on la r rapor tu tmuş . İ s tanbu l hükümet i de ka lk ıp
bugün şu kadar ermen i tu tuk land ı , sü rgün ed i ld i d iye . Ölümle r aç ı s ından
ka rş ı l a ş t ı rma yap ı ld ığ ında Ermen i çe te le r in in yapt ığ ı ö ldü rme say ı s ı o gün ç
az ama n iye o gün an ı l ı yo r d iye bak t ığ ım ızda da şu ka rş ım ıza ç ık ı yo r . Rusya
savaş tan çek i lm iş onun b ı rak t ığ ı boş luk do ldu ru lacak . İ ng i l t e re At lan t i k
üze r indek i i l e t i ş im kab lo la r ın ı kend i e l inde bu lundurduğu i ç i n o tab lo
üze r inden haber gönder i yo r . Tü rk le r , Hı r i s t i yan o lduk la r ı i ç i n Ermen i l e r i
kes iyo r la r . Bun la ra ya rd ım etmek i ç i n ABD savaşa ge l d iyo r . Bunun la o
dönemin kabaran duygu la r ından b i r i o lan d inse l duygu la r l a ABD kamuoyunu
kend i üze r ine çeke rek savaşa g i rmes in i sağ la rs ın . İ ng i l t e re 'n in as ı l amac ı
gerçek ten orada Ermen i l e r i ku r ta rmak değ i l . Rusya savaş tan çek i l i nce Ka fkas
pet ro l bö lges i s ı k ın t ı ya g i r i yo r . ABD'y i Ka fkas pet ro l l e r in i bek lemeye
göndermek i ç i n bunu yap ıyo r . ABD Başkan ı Wi l son 'un i l ke le r i çe rçeves inde
Wi l son gerçek ten böy le mid i r d iye Pa r i s Bar ı ş Kon fe rans ına ka t ı l d ığ ında orad
İngiltere'nin art niyetini anlıyor ABD: Biz buraları paylaşalım
Anadoluyu, sen de gel Kafkaslarda bizim bekçiliğimizi yap niyetini
anlayınca Başkan Wilson Paris'i terk edip ABD'ye geri dönüyor.
Dönünce de General Harbordla Kin ve Kreyn adında iki kişiyi ekip oluşturarak
Suriye bölgesine gönderiyor. Generali de Anadolu'ya gönderiyor. Git
gerçekten bak bakalım Anadolu'da Ermeniler nüfusu ne kadar, Kürtlerle
Türkler çatışma halinde mi? Türkler çok zavallı mıdır? General Harbord'Da
dürüst bir rapor tutmuş. Orada ben buraya geldim ama İngilizlerin dediği gibi
değil diyor. Ama İngiltere'nin Kürtlere Kürdistan, Ermenilere Ermenistan
vaadiyle vaad ettiği topraklar üst üste çakıştığı için büyük aşiretlerin
saldırısına uğramış tehcir sırasında bunlar. Ölülerin yüzde 85'i Müslüman
yüzde 15'i Hıristiyan. O yüzden karşılıklı katliam yapılmış, İngiltere'nin asıl
hedefi bizi Kafkaslar'da bekleterek Rusya'nın Akdeniz'e sarkmasını önlemek.
Ermenileri kurtarmak ya da Türklerin ensesine vurmak gibi bir niyeti yok
raporunu yazıyor. Bu raporun üzerine ABD görüşmelerden çekilerek biz
senin fedain miyiz diyor. Biz 1. Dünya Savaşı'ndaki bloklaşmaya itilaf
devletleriyle müttefikler diyoruz yani uzlaşan devletlerle bağlaşan devletler.
Uzlaşanlar İngiltere Fransa Rusya İtalya, bunlar da aralarında pek fazla
uzlaşmıyorlar Rusya çekildikten sonra özellikle daha da fazla.
General raporunda Türklerin çok insancıl ve yardımsever olduğundan
bahsediyor. Ama insanların eğitim durumunun çok düşük olduğunu söylüyor.

3
Bun la rdan bürok ra t o lmaz , Ermen i l e r in durumu eğ i t im ve ken t leşme
aç ı s ından daha i y i d iyo r . S i z in gözden geç i rdğ i i n i z b i r şey va r . Anado lu 'da
Kema l ad ında b i r adam va r . Arkas ında da des tek leyen le r i va r . Bun la r bütün
i şga l l e r i k ı racak la r ın ı , Anado lu 'da bağ ıms ı z b i r Tü rk dev le t i ku racak la r ın ı
söy lüyor la r çok ka ra r l ı görünüyor İngiltere'nin
la r . dikkate alamadığı bu.
Kemal denen adam 22 bin kişiyle birlikte önlerine kattıkları gibi teker teker
götürecekler. Sevr denilen şey Büyük Taarruz'la birlikte ortadan kalkacak.
Arkasında Mudanya Ateşkes Anlaşması, ardında Lozan'a kadar gelinecek.
Aradaki Ankara, Gümrü Anlaşması'nı Devrim Tarihi'nde gördünüz.
**Ankara Anlaşması Fransızlarla, Gümrü Anlaşması Ermenilerle yapılan, onun
arkasından Kastamonu Doğu Anlaşmalarını gördünüz Rusya'yla yapılan. Biz
Lozan'a geldiğimizde Mustafa Kemal paşa'nın çok iyi bir stratejist ve diplomat
olması sonucu ne yapıyor, önce en küçük olan düşmanla başlayıp
sınırları garanti altına alarak Ruslarla işbirliği yapıp önce
Kafkaslardaki Türkiye'nin artık herhangi bir emeli olmadığını
görüyoruz. Enver Paşa'nın Bakü'deki kongre toplamıştır orada Enver Paşa
Türki cumhuriyetleri kurma sevdasıyla yola çıkmıştır. Onu birtek Bakü'deki
kongrede başarmıştır. Rusya da Kafkaslar'ı kimseye kaptırmam modundadır.
Mustafa Kemal ya Kafkaslar için Enver Paşa gibi Gürcistan, Ermenistan için
yeni bir mücadeleye girecektir, ya da o maceraya girmeyecek Misak-ı milli
dediğimiz bugünkü sınırları koruyacaktır. Mustafa Kemal ikincisini yapmıştır.
Bazıların göre Mustafa Kemal'in Azerileri sattığı söylenir ama öyle değil.
Atatürk dönemi dış politikasının en önemli özelliği gerçekçi olması
ve maceraperestlikten uzak olmasıdır.
Lenin peki diyor. Ermeniler Kars'a saldırmış durumdalar. Doğu Anadolu'da 6
vilayeti Diyarbakır, Bitlis, Van, Elazığ, Sivas ve buna ek olarak Wilson
Trabzon'u vermiş. Ondan sonra buralarda tekrar genişleyip Büyük Ermenistan
hayaliyle Ermeniler buraya saldırırken Lenin de bu anlaşma sonucu Lenin
Ermenilere askeri yardım yapmayacağım sen de elini eteğini çek
Azerbaycan'dan diyecek 2-3 Aralık 1920 gecesi başlatılan bu savaşta Kars'tan
Ermeniler çıkarılacak ve Gümrü Anlaşması yapılacak. Gümrü
Anlaşması'nda “Emperyalistlere bir daha uyup size saldırmayacağız. Sevr
anlaşmasını tanımıyoruz. Çeteciler imparatorluk döneminde oluşan çeteleri
Ermenistan'a sokmayacağız. Bunları vatandaşlıktan çıkaracağız diye bir
anlaşma. Orayı sağlama alınca oradaki kuvvetler bizim İran'la Kasr-ı Şirin'den
bu yana bir savaşımız yok. 1639'dan beri. Türkmençay'dan sonra 1828'de
hafif kıpırdamalar olunca batı sınırımızda. 1828 Mora İsyanı'nı hatırlatıyor.
İran birkaç kez niyet ettiyse de tekrar çekilmiştir. Kasrı şirinden sonra büyük
bir çatışması yok.

4
* *Musu l ' a bak t ığ ım ızda I r ak Irak
va r .üç vilayetten oluşuyor. Basra,
Musul ve Bağdat'tan oluşan bir eyalet. Orası zaten İngilizlerin işgali olan
biryer değil orada sorun yok. Ardından Fransızların işgal ettiği Doğu Akdeniz
bölgesine kadar uzanan yerler var. 1920'de Gümrü Anlaşması yapılırken hızla
oradaki birlikler Fransızlarla birlikte mücadele etmeye. O mücadele
sonucunda Fransızlar Anadolu'da ne işimiz var deyip kamuoyundan büyük
tepki gelince Fransız askerleri zor şartlarda zaten çalışıyorlardı. Çoğunda
tüberküloz ortaya çıkmış.
Ankara Anlaşması yapılınca oradaki askeri birliklerin hepsi nereye
kaydırılacaktır. 20. Kolordu'ya. Ankara'da güçlendirilip İngilizlerin kışkırtması
sonucu birden bire Megola İdea diye büyük yunanistan'ı kurma isteğiyle
Osmanlı güdümünde kalmış olmanın acılarıyla yunanlılar 15 Mayıs
1919'da Anadolu'ya saldırmışlardır. Onlar Orta Anadolu'da İyonya
Cumhuriyeti, Karadeniz'de Pontus Rum Cumhuriyet'i, İstanbul'da
Constantinepolis yapmak. Bunları gözünüzde görülen Yunanlılar
arkalarında silahla destekleyenler İngilizler. 1. İnönü, 2. İnönü, araksından
Kütahya Eskişehir'de büyük bir yenilgiye uğradık. Arkasından Sakarya'yı.
Sakarya'dan sonra Büyük Taarruzla atılınca Mudanya Mütarekesi'ne geliniyor.
Her ateşkes anlaşmasının ardından bir barış anlaşması yapılır.
*Örneğin Mondros Ateşkes Anlaşması'ndan sonra Sevr gelir.

**İngiltere gelin Lozan'da görüşelim diyor. Lozan İsviçre'de gidiliyor. Lozan


Anlaşması'nda, bu görüşmeler sırasında İsmet Paşa iki koşul öne sürmüştür.
Biz yenilmiş bir devlet olarak değil yenmiş bir devlet muamelesi
göreceğiz diyor. ingiltere 1. dünya savaşının mağlubusunuz diyor onlar da
biz Osmanlı imparatorluğu değiliz biz sizi Anadolu da yendik de geldik o
yüzden yenmiş devlet muamelesinden dolayı eşit devlet statüsü istiyoruz
diyor. Ayrıca bizi siz davet ettiniz istemiyorsanız çekip gideriz diyor. İkincisi
burada eşit ilkeler alınan her kararlar eşit olma ilkesine dayanacak.
Lozan'da karşımıza çıkan sorunlar nelerdi? Boğazlar, kapitülasyonlar,
Musul, Osmanlı'nın borçları sorunuydu. Bir de Lozan'a gittiğimizde bizim
belli olmayan tek sınırımız kalmıştı. Batı Trakya sınırımız belli değildi.
Lozan'da bunların hepsi Meriç Nehri'ne kadar Batı Trakya sınırımız belli oldu.
Boğazlar sorunu nasıl çözüldü. Boğazlar sorunu uluslarararası bir komisyona
yönetimi verildi ve silahtan, askerden arındırılması kararı alındı.
Montrö'ye geçtiğimizde bu ifadeler üzerinden gideceğiz.
İkincisi kapitülasyonların tekrar getirilmeyeceği karara bağlanmıştır.

Kapitülasyonlar ne zaman kaldırıldı?


1536'da Kanuni zamanında getirildi kapitülasyonlar. 1914 yılında
Osmanlı İmparatorluğu savaşa girerken kapitülasyonları kaldırdım
dedi ve girdi.
Lozan'a geldiklerinde batılılar bunu yeniden yürürlüğe koyacaksınız diyorlar.
Tekrar kapitülasyonları vereceksiniz diyor. İsmet Paşa, bunu kesinlikle

5
ve rmey i z d iyo r . Ankara an laşmas ın ı yaparken d ı ş i ş l e r i bakan ım ız Bek i r Sami
Bey savaş ı b ı rak ı r san ı z baz ı ayr ı ca l ı k l a r tan ı r ı z K l i kya Bö lges i ' nde ded iğ i
onu b i l e görevden a ld ı k ne ayr ı ca l ı ğ ı , h içb i r şey ve rmiyo ruz d iyo r . Tav r ın ı
koyuyo r .

* *1840 ' l ı y ı l l a rda i l k ç ı kan gaze ten in ad ı Cer ide - i Havad i s . İ ng i l i zd i r . Ona
gaze te ku rmas ı imt i yaz o la rak ver i lm i ş t i r . Bu düzens i z l i k l e r in sü rmes i 1920
y ı l l a rda hukuk a lan ında yapacağ ım ız düzen leme le re kadar saka t g i t t i ama
ya rg ı l ama la r o ldu . 20 ' l e rde Frans ı z l a r yok tu o ka ld ı r ıAma
l d ı 1914 ' te .
herhangi bir sorun çıkmasın diye adaletin modernize edilmesi ve
tamamen Türkiye'nin denetimi altında ulusal bir hukuk sistemine
geçilmesinin sağlamlaştırılması 20'lerde sağlandı. Ama Lozan'da
ayrıcalık yok denildi. Tekrar yürürlüğe koymuyoruz dediler.
Osmanlı'nın borçlarıydı. Duyun-u Umumiye 1881'de kurulmuştu. Lozan'da bu
borçları ödeyin dendi. Toplam borcu 9 milyar dolar yapıyor. bizim delege ben
niye Osmanlının 1881den beri borcunu ödeyeyim. Osmanlı'nın
parçalanmasından 24 tane ulus devlet çıktı. Bölersiniz 24 devlete benim
payıma ne düşerse onu öderim dedi. 179 milyon sterlin düştü. Türkiye'nin
ödeyeceği para olarak. Orada şunu diyemez miydi, ödemiyorum Osmanlıya
vermeseydiniz saltanatı da kaldırdık diyecekti. Diyemezdi. Devlet olmanın beş
öğesi vardır. İkisi hukuksal üçü sosyolojiktir. Sosyolojik olanlar toprak parçası,
toprak parçası üzerined egemen nüfus, bu nüfusun egemen olması. Hukuki
olanları da devletin sürekliliği ve başka devletler tarafından tanınması. Bunlar
olmadığı sürece başka devletler tarafından tanınmazsınız. Tanınma
dendiğinde bağımsızlık savaşı verilmiş ama hukuki olarak..
**22de saltanat kaldırıldı cumhuriyet 1923, yaklaşık 1 yıl saltanat da yok
cumhuriyet de ilan edilmemiş. O dönemde Meclis Hukumeti'yle yönetiliyor.
Neden Osmanlının borcunu kabul ediyor. biz devlet olarak Osmanlının
uzantısıyızdır. Devlet olarak uzantısıyız demek tanınmanızı kolaylaştırır.
Sosyolojik olarak uzantısıyız. Osmanlı'nın yıkılışını saltanatın kaldırılış gününü
varsayalım. 31 Ekim 1922'de Türkiye'nin sosyolojik yapısı neyse 2 Kasım
1922'de de oydu. Ne kadar Türk kürt ermeni yaşıyorduysa sosyolojik yapı
aynı. Burada değişen ne? Biz Osmanlı'nın siyasi uzantısı değiliz!!! Biz
sosyolojik uzantısıyız, devlet olarak uzantısıyız.
Bunu nereden örnek verebiliriz? Yunanistan tarihini anlatırken eski Platon,
Ariston, İskender dönemini anlattı. Mora yarım adasının kuruluşunu anlattı.
1500'lere geldikten 1828'e kadar neyin içinde anlatıyor Osmanlı içinde
anlatıyor. O 300 yıl içinde Yunanistan Osmanlı imparatorluğunun sosyolojik bir
uzantısı olarak anlatılıyor.
Kendi tarihimiz içerisinde bunu alatıyoruz. 622 yıl Osmanlı devam etti. Biz
1000 yıldır burada devletiz diyoruz. Biz Osmanlı beylikler dönemi Selçukluyu
da kastediyoruz.

**Devletin sürekliliği de bu şekilde oluşur. Osmanlının borcu da bu şekilde


kabul edilmiştir. 179 milyon sterlin ödeme şekline de 1928'de başlanacaktır.
Ekonomik bunalım çıkınca Türkiye bir süre erteledi. Ama daha sonra bu

6
borç la r 1944 'e kadar Osman l ı borç la r ın ın tümünü ku ruşu ku ruşuna öded ik .
Burada başka ne o ldu?
Lozan 'da Trakya s ın ı r ım ı z Mer i ç nehr i esas a l ına rak ç i z i l d i .

**Çözemediğmiz bir sorun kald ı Musul sorunu. Niye çözülemedi çünkü


Muslu sorununun Osmanlı imp döneminde üç vilayetten oluşan bir eyalette
Irak var. Mondros imzalandığında Irak işgalde değil. Daha sonra İngiltere
Filistin'i Irak'ın kendisi istiyor. Lübnan ve Suriye'yi de Fransızlara veriyor. Biz
Ankara anlaşması yaptığımızda Türkiye'nin Suriye sınırını belirlemiştik. Biz
Misak-ı Milli ‘de ne diyorduk. Arap çoğunluğun yaşadığı yerlerde duruma
Araplar kendileri karar verirler. Suriye'yi çıkarmış olduk. Ama Irak'ın durumu
Suriye'ye benzer bir durum değil. Özellikle Irak'ın Arap çoğunluğunun
bulunduğu yerler için kendi yazgısı belirlenecektir ama Musul'da Türkler,
Türkmenler vardır. Musul'un statüsü Basra ve bağdat'a benzemez.
Bunun için Türkiye Lozan'a geldiğinde İsmet Paşa özellikle Biz İslam
çoğunluğunu oluşturan Anadolu halkının bütünlüğü birbirinden ayrılamaz
dedik. Misak-ı Milli'de bundan da taviz vermiyoruz. Biz Kürt ve Türk halkı bir
bütünüz Musul'u vermeyiz der. Buna İngiltere itiraz eder gerekçesi Kürtlere
özerk bir devlet vermek gibi görünse de İsmet Paşa onlar madem bizi
istemiyor İngiliz yönetimini istiyor diyorsanız bir plebisite gidelim. (Plebisit
nedir? Referandum nedir? Plebsit referanduma eşit midir?
Referandum da plebisit de her konuda yapılabilir. Referandum herhangi bir
konuda halkın görüşüne başvurmaktır. Merkez bankası Ankara da mı kalsın
istanbula mı taşınsın diye bir referanduma gidilir yüzde 51 ne çıkarsa ona
göre kararlarınızı almaya gidersiniz. Plebisit de şunu söyler; hükümet olarak
Osmanlıyı canlandırmak istediğimiz için merkez bankasını istanbula götürüp
istanbulu payidar yapacağız. Bizim görüşümüz merkez bankasının İstanbula
taşınmasıdır siz ne diyorsunuz ey cemaati Müslim diye sorarsınız. Halkı
yönelndirmiş olarak fikrinizi açıklamış olursunuz. Ben bunu düşünüyorum
benim görüşümü onaylıyorum plebisit demek.)
**Musul örneğine döndüğmüüzde Musul'da ismet paşa plebisit yapalım.
Burası Anadolu coğrafyasının bir uzantısıdır buranın halkı Türkiye'yle bir bütün
olarak yaşamak istemektedir. Ne diyorsunuz diye soralım. İngilizler orada her
zamanki kurnazlıklarını yapmışlardır. Plebisite gidilmesini istemedi. Lozan'da
bu sorun çözülemedi. Hatta İsmet paşa şapkasını altı Türkiye'ye döndü.
Arkasından bunlar birbirlerine düştüler. Tekrar çağrıldı. Nisan 1923'te tekrar
görüşmelere gidildi. Orada da çözülemedi Muslu sorunu.
++Lozan anlaşmasını imzalayalım. Musul sorununu anlaşmanın bitiminden 9
ay sonraki süreçte ikili ilişkiler çerçevesinde İngiltere ile yeniden ele alalım
diyor. İngiltere orayı neden vermemek için ısrar ediyor? Kürtlere özerklik
verelim dediği yerde Musul petrolleri için yapıyor hiçbir şey deişmiyor. Musul
petrolleri için hala tartışılıyor.
Basra körfezinde İngiltere 300 yıldır fiili olarak bulunmaktadır. Ne
yapılır 9 ay sonrasına Lozan anlaşması imzalandı.
İmzalandıktan sonra TBMM'de 213 milletvekilinin onayını aldı. Meclisten geçti.
cumhurbaşkanı sıfatıyla geçti. ardından 9 aylık süreden sonra 1924'te o

7
bö lgede i s yan la r baş l ı yo r . 24 y ı l ı n ın sonu 25 y ı l ı Şeyh
n ın baş
Sait
ında
isyani
var. Bu isyanın çıkmsının ardından bu isyanın bastırılması sırasında İngiltere
tekrar gelir. Milletler cemiyetinin hakemliği devreye girer. Brüksel
hattı çizilir. Bu hatta Süleymaniye ve Hakkari'nin de ırak'a verilmesi
istenir. Hakkari Türkiye'ye kalır. Musul petrollerinin yüzde 10'u 25 yıl
süreyle Türkiye'ye verilir. Türkiye Şeyh Sait İsyanlarına çok büyük
harcama yaptığından dolayı onu bir defaya mahsus olmak üzere 500
bin sterlin olarak tek sefrede alır. Oradaki petrol haklarından
vazgeçer. Musul sorunu da sözümona bu şeklide çözülmüştür.

Ardından lozandaki görüşmelerden sonra cumhuriyetin ilanıyla birlikte


Atatürk dönemi dış politikası olarak adlandırdığımız dış politikada
temel farklılıklar olarak şunları görüyoruz.
1919 1920'lerde kuvayi milliye açısından bakıldığında müthiş bir yalnızlık
politikası içinde görüyoruz.
1920'lerin dış politikasnıda diğer sorunlar var.
20'lerde Fransayla ilişkilerimize baktığımızda Ankara anlaşmasından sonra
yapılan anlaşmada Türkiye ile Suriye arasındaki sınır belirlenecektir. İngiltere
Fransa hepsinin dahil olduğu bir iç sorunumuz vardır başkentin ankaraya
alınması. Ankara 13 ekim 1923'te yasa önerisi geldiinde buna ilk tepki
İngiltere ve Fransa'dan gelecektir. Biz istanbulun başkent kalmasını istiyoruz
demişlerdir. Ankara korunaklı. Ülkenin tam ortasında ülkenin ve işgali zor
yerde.
Karadan işgal edilir bir ülke. Ankaranın karadan işgali zordur. İstanbulun
işgalleri çok kolaydır. İngiltere ve Fransa istanbulun cozmopolit havasından
yararlanmak istiyor. İstanbul çok rahat provakasyon yaparsınız, ayaklanma
çıkarırsınız.
Ankaraya taşırsanız büyükelçilikleri taşımayız diyorlar. Aynı lozandaki tavır
gibi umrumuzda değil deyince hükümet 20li yılların sonuna gelince
büyükelçilikleri de taşıyorlar.

**O dönemde Fransız misyoner listesindeki okullarda bütün dersler Fransızca


okutuluyordu. Cumhuriyet dönemine gelince bütün dersleri Fransızca
anlatabilirsiniz iki ders hariç Türkçe ve Tarih. Ona da önce itiraz ettiler ama
sonra kabul edildi. Bu dersler artık misyoner liselerinde Türkçe anlatılıyor.
Fransızlarla daha sonra bir de 1928e geldiğimizde Fransızlar demiryolu
şirketlerini devlete sattılar. O zamanlar şimdikinin tam dersi kamulaştırma
vardı. 1970'lerde Türkiye dünyadaki 240 ülke içinde gelişmişlik bakımından
56. sırada. Şimdi 110. sırada. 1970'lerde Türkiye Avrupa’da Fransa'dan
sonraki en iyi demokrasi. Her yenilik gelişme değil, bozulmadır. Gelişmekte
olan ülkelerde tamamen bozulmadır der. 8.5 milyon kadın türkiyede okuma
yazma bilmiyor. Son 6 yılda kadın istihdamında yüzde 7 oranında azalma var.

You might also like