Professional Documents
Culture Documents
GİRİŞ
Son yıllarda bir çok ülkede feminist yazar ve tarihçiler geçmişin
kadın yazarlarını yeniden ele aldılar, yapıtlarından alıntıları
antolojilerde yayımladılar ve bu yapıtları yeniden yorumladılar,
İngiliz yazar Lady Mary Wortley Montagu de (1689-1762) bu
yazarlardan biridir. Lady Montagu şiirin yanı sıra kadın ve politika
üzerine, bazıları imzasız denemeler yazmıştı. Ama en önemli yazıları
üç cildi dolduran mektuplarıdır. Bunlar da hem İngiliz toplumunun
hem de Lady Montagu'nün gezdiği ülkelerin yaşama biçimleri,
töreleri yazarın kendine özgü görüşleri içinde anlatılır. Lady
Montagu'nün mektupları içinde bizi en fazla ilgilendirenler, 1717-
1718 yıllarında Türkiye'den gönderdiği ve Sefaret Mektupları adıyla
anılanlardır. Bugün bunları hem tarihsel hem de feminist açıdan
tekrar yorumlamak, içeriğini, söylemlerini gezi yazını ötesinde yeni
bir yaklaşımla görmek ve anlamak gerekiyor.
2
Bunların arasında Voltaire ve Gibbon da vardı.
3
"Kadınca zıtlığım"
2
bir kadın olarak her şeyi değişik açıdan görme çabasını ortaya
çıkarıyor. Türkiye üzerine yazı yazan ilk Avrupalı kadın olma
özelliğini taşıyan Lady Montagu, kendinden önce Türkiye üzerine
kitap yazmış yabancı erkek yazarların yanlışlarını göstermeyi amaç
edinerek, kadın olma bilincinin önemini de ön plana çıkarıyor.
YAŞAMÖYKÜSÜ
Lady Montagu 1689 yılında Nottinghamshire bölgesinde doğdu.
Babası Whig4 partisinden bir soyluydu, İki kız ve bir erkek kardeşi
vardı; çok küçük yaşta annelerini kaybettiler. Londra'da politika ve
eğlence peşinde koşa n babaları, onları kırsal bölgede büyük
annelerinin, mürebbiyelerin, dadıların ve uşakların eline bırakmıştı.
Ama bu çocukların yaşadıkları yerlerde zengin kitaplıklar vardı.
Mary, eline geçen her kitabı okuyordu. Babası Mary'a Fransızca ve
İtalyanca öğretmenleri tutmuştu. Ayrıca Mary endi kendine Latince
çalışıyordu. on sekiz yaşına geldiği zaman babasına bir mektup
yazarak daha kültürlü bir çevrede yaşamak için Londra'ya gelmek is-
tediğini bildirdi. Aklını ve bilgisini kullanmak, ilginç insanlarla
beraber olmak, serüvenlere atılmak istiyordu. Babası onun bu
isteklerini hoş karşılamadı.
4
Whig Partisi (1697-1832) İngiltere'de halkları ve demokrasiyi savunan bir siyasal partiydi; sonra
Liberal Parti oldu.
3
XVIII. yy'ın başlarında İngiltere'de liberal bir hava vardı. Sir Isaac
Newton'un bilimsel buluşları toplumu etkilemişti. XVII. yy. Puritan
devrimi, kralların kutsal haklarını parlamento ile sınırlandırmıştı.
Yazın ve eleştiri gelişmekteydi. Addison, Steele, Defoe, Swift, Gay,
Pope, Congreve gibi yazarlar bu ruhu temsil ediyorlardı. Bunlardan
çoğu Mary'nin ve babasının tanıdığı insanlardı. Sonradan Horace
Walpole ve Henry Fielding gibi genç kuşak yazarları da Lady
Montagu'nün çevresine girdiler.
Kendinden bir yıl önce ölen eşi Lord Montagu ona bir buçuk milyon
sterling’lik bir miras bırakmıştı. Ayrı yaşadıkları süre içinde
mektuplaşmışlar ama bir kez bile buluşmamışlardı.
SEFARET MEKTUPLARI
Lady Montagu'nün Sefaret Mektupları'nı ele alınan konular
bakımından incelemeden önce, içerikleri üzerinde durmak, geçilen
yerlerin serüvenini mektuplardan yapılan bazı çeviriler ve özetlerle
zamandizinsel olarak belirtmek yararlı olacaktır. Kuşkusuz Lady
Montagu, mektuplarında, yazıştığı insanların nabzına göre şerbet
vermiştir. Örneğin Pope'a doğanın güzelliğinden, şiirden, rahip
Conti'ye dinden, törelerden, kız kardeşine Türk kadınlarının
giysilerinden, bazı Lady'lere de yüksek tabaka mensup hanımların
zenginliklerinden, evlerin görkeminden vb. söz etmiştir. Bunların
değerlerini biçmekte gözleri çok keskin olduğu için mücevherlerin,
kürklerin kaç İngiliz altını edebileceğini her zaman belirtmiştir.
Kralın gelini Wales Prensesi'ne 1 Nisan'da yolladığı mektupta
Türkiye'deki rejimin baskıcı oluşundan söz etmiş ve başlarında kendi
kralları gibi, tabasının mutluluğu ve özgürlüğünü isteyen bir baba
olmadığını yazmıştır (s. 312). Kuşkusuz bu sözlerinin, hamileri Kral i.
George'un kulağına gideceğini tahmin etmiştir.
"O kanlı zafer gününün izleri silinmiş değil. Her yer kafatasları ve
gömülmemiş insan ve deve cesetleri ile dolu idi. Bu kadar insanın
tarumar olduğu yerlere büyük bir dehşetle ve savaşın ne kadar haksız
olduğunu düşünmeden bakamadım - savaş yalnız gerekli bir şey değil
fakat övündürücü de sayılıyor. Dünyada o kadar bereketli toprak
varken insanların bir karış toprak için savaşmaları bana onların
akıldan ne kadar uzak olduğunu kanıtlıyor. . . .. ve beni Mr. Hobbs 'un
dediği gibi doğanın halinin bir savaş hali olduğuna inandırıyor. "(s.
305).
Kız kardeşi Lady Mar'a yolladığı mektupta (18 Nisan 1717) Sadrazam
Arnavut Halil Paşa'nın (16551733) eşinin verdiği yemek davetini
anlatmıştır. Kendisi, davet edilen ilk Hıristiyan'dır. Bu davete Viyana
sarayında giydiği kıyafetle gitmiştir. Yanında tercüman olarak bir Rum
kadın bulunmuştur. Vezir'in elli yaşlarında, kendini hayır işlerine ve
ibadete vermiş bir kadın olan eşiyle tanışmıştır. Konakları çok
sadedir. Davette Lady Montagu'nun ragout (yahni) dediği çeşit çeşit
yemekler sunulmuştur; çorba, yermeğin sonunda gelmiştir. Bunu
kahve ve güzel bir koku ikramı izlemiştir. Evde saz çalan, şarkı
söyleyen ve dans eden pek çok cariye vardır (s. 347-48).
6
Jean Dumont: Nouveau Voyage au Levant’ı yazan Fransız tarihçisi. 1694'te çıkan bu kitap
1696'da İngilizce'ye çevrilmiştir.
13
"Bunlar bin bir gece masalları mı? Dönünce ahbaplarıma hiçbir şey
söylemeyeceğim. Eğer haremdeki kış apartmanlarının duvarlarının
zeytin ağacı üzerine rengarenk sedef ve fildişi kakmalarla dolu
olduğunu, yaz odalarının duvarlarının çinilerle kaplı olduğunu,
yaldızlı tavanları, yerlerde en güzel Iran halıları bulunduğunu
söylesem bana kim inanır?"
Lady Rich, ondan bir Rum esir istemiştir. Lady Montagu de ona
Rumların esir değil teba oldukları yanıtını vermiştir. Lady Rich, sonra
bir aşk mektubu istemiştir. Lady Montagu de ona küçük bir inci yol-
lamış; bunun anlamının, "inci' sensin güzellerin en genci" olduğunu
yazmıştır. Sonra karanfil'i almıştır:
Bundan sonra pul, kağıt, armut, sabun, kömür, gül, hasır, çuha,
tarçın, çıra, sırma, saç, üzüm, tel, biberin simgelediği mısraların
İngilizce'sini vermiş ve "Türkiye 'de şiirle ifade edilemeyen hiçbir
renk, çiçek, ot, meyva, yeşillik, taş yada tüy mevcut değil,
"açıklamasını eklemiştir (ss. 387-389).
İstanbul'u modern bir turist gibi karış karış dolaşan Lady Montagu,
izlenimlerini 10 Nisan 1718 tarihli mektupta tüm heyecan verici
ayrıntılarıyla anlatmıştır. Bütün Hıristiyan saraylarından daha büyük
olan Topkapı Sarayı'nı dışarıdan görmüştür. Camileri de Ayasofya'dan
daha çok beğenmiştir. Ayasofya'yı görmek için Kaymakam'a
başvurmuştur. Baş efendiler, Müftü'ye sormuşlar ve nihayet izin çı-
kmıştır. Lady Montagu, Ayasofya'nın mozaiklerinin dökülmekte
olduğunu görmüştür. Süleymaniye'yi, Valide Camii'ni, Sultan Ahmet'i,
Bezestan'ı, hanların ve medreselerin hepsini gezmiştir. Bundan başka
At Meydanı'nı, Dikilitaş'ı, Romalılardan kalma yerleri de ziyaret etmiş
ve bazı yapıtlardaki Latince yazıların kopyasını almıştır. .
7
Bunlan Theocritus'un (İ. Ö. III. yy. Yunan şairi) Epithalamium'una benzetiyor.
16
8
Sigaeon Polin: Sigeion Şehri
17
9
Lady Montagu'nün mektupları ilk olarak 1912'de Ahmet Refik tarafından (belki Fransızca
çevirisinden) Türkçe'ye aktarılmıştı. 1973'te hem Tercüman gazetesi hem de Turing Kulübü,
Robert Halsband'ın (1965) Complete Letters’ından Türkiye'ye ait mektupları çevirdiler. Bu
çevirilerin hepsi iyi okunmakla birlikte ufak tefek yanlışlar vardır ama asıl metinle kar-
şılaştırılarak düzeltilebilir. Robert Halsband'ın Complete Letters’ından (Cilt I) 1973'te yapılan
çevirilere Halsband'ın dipnotları alınmamıştır. Tunus'tan gönderilen mektup da çevrilmemiştir.
Halbuki bu mektup Türkiye'de Klasiklere ait bölgeleri anlattığı için önemlidir.
18
Bütün bunlar çok olumlu ama Lady Montagu'nün bir İngiliz soylusu
olduğunu, özel yaşamında çağının kurallarını çiğnese de soylu ve
seçkin olmanın dışına çıkamayacağını da unutmamak gerekiyor.
Lüks içinde yaşayan seçkinlerden oluşan tanıdığı üç beş kadını,
Türk kadınlarının temsilcileri olarak kabul etmiş. İngiltere'de eşine
rastlanmayacak güzellikte olan bu kadınlar, pahası ölçülemeyecek
samur kürklere ve ipeklere bürünmüşler, kocaman zümrütler, elmaslar
ve inciler takıyorlar . .. Lady Montagu, yanında bir Rum tercüman
kadınla gezmiş, bu seçkin kadınlarla sohbet etmiş, onların
nazikliklerini övmüş, cariyelerinin müzik ve danslarından hoşlanmış.
Bu tercüman Rum kadın kimdir, İngilizce'yi nerede öğrenmiştir,
Türkçe'si nasıldır, bunları bilemiyoruz.
SONUÇ
10
Rycaut (1628-1700), XVII yy'da İngiliz Sefaret Katibi. The Present State of Ottoman Empire ve
History of the Turks’ün yazarı. (1700)
21
Bir gezi yazarı bize gördüğü yerler hakkında bilgi verdiği gibi
kendisiyle ilgili ipuçları da verir. Klasik Yunan ve Latin yazınlarından
çok etkilenmiş bir İngiliz soylusu olarak Lady Montagu'nün, XVIII.
yy'ın başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nu görmesi, kullandığı dil,
söylemleri bu çerçeveye çok bağlı. Zaman zaman Osmanlı
İmparatorluğu'nu Helenistik dünyanın bir uzantısı gibi görmüş o
çağda kendisi için mümkün olanı yazmıştır.
11
Julia Pardoe, The City of the Sultan; Domestic Manners of the Turks in 1836, Philadelphia,
Carey, Lea & Blancehard, 1837. (Julia Pardoe'nun ayrıca Türkçe'ye çevrilmiş, The Beauties of
the Bosphorus adlı bir kitabı daha var.)
12
Fatma Aliye, "Madam Montagu", Hanımlara Mahsus Gazete, 5 (27 Rebiyülevvel 1313/17 Eylül
1895), ss.1-4; 6(30 Rebiyülevvel 1313/20 Eylül 1895), ss. 1-4. Ayrıca bkz. Mübeccel Kızıltan,
Fatma Aliye Hanım, Yaşantı, Sanatı, Yapıtları ve Nisvan-ı Islam, İstanbul, 1993, s. 35. (Fatma
Aliye Hanım'ın "Madam Montagu" adlı yazılarını Latin harflerine aktararak yararlanmamı
sağlayan sayın Mübeccel Kızıltan'a teşekkür ederim.)
22
KAYNAKÇA
Barry, Iria, Portrait of Lady Mary Montagu, The Bobbs-Merrill
Company, 1895-1928, Indianapolis, A. B. D.
Gibbs, Lewis, The Admirable Lady Mary, the Life and Times of Lady
Mary Wortley Montagu (1689-1762), William Morrow & Company,
New York, Made in Great Britain by the Temple Press, Lechworth-
Herts, 1949.
The Letters and Works of Lady Mary Wortley Montagu, edited by her
Great-Grandson Lord Wharncliffe (2 cilt), (1861 basımından yeniden
basılmış) AMS Press, New York, 1970.