You are on page 1of 32

SayÝ: 2007/24 22 Haziran 2007 50 YKr

DŸzen gŸlerinin dalaßõnda deÛißen bir


Üplerini emperyalist-siyonist ßey yokÉ
Yeni hamleler, ortaya saõlan kirli
gŸlere teslim edenler planlar ve pislikler!

halklara kirli tuzaklar


hazÝrlÝyor...

Sermaye seimlerde at
deÛißtirmek istemiyor!

22 Temmuz seimleri Ÿzerine BDSP


temsilcisi Üstanbul 1. Bšlge BaÛõmsõz
Sosyalist Milletvekili adayõ N. Þafak
…zdoÛan ile konußtuk...
ÒSeimlerden devrimci amalar
iin faydalanmayõ hedefliyoruz!Ó
Fikret Baßkaya ile konußtuk...
ÒBšlgeden emperyalizm ve
kapitalizm defedilmelidir!Ó

Halklar arasÝ ilißkileri


dinamitleme oyununu www.kizilbayrak.net

bozalÝm!
2  Kızıl Bayrak Kızıl Bayrak’tan... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

İÇİNDEKİLER
Halkları düşmanlaştırma oyununu
Kızıl Bayrak’tan
bozalım! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 Seçim çalışmalarımız giderek yoğunlaşıyor. Bu
Düzen güçlerinin dalaşında değişen bir hafta sonu yapılacak açılışlarla birlikte, seçim büroları
şey yok… sorunu da büyük oranda çözülmüş olacak. Böylece,
Yeni hamleler, ortaya saçılan kirli planlar seçim bürosu için ayrılan zaman ve emeğin de, artık
ve pislikler!. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 alanlardaki çalışmalara yoğunlaştırılması mümkün
Darbe ve savaş senaryoları. . . . . . . . . . . 5 olacak.
Kontrgerilla elemanları işbaşında! . . . . . 6 Özellikle alan çalışmalarına ilişkin bilgi ve haber
akışının, gazetemizi ve sitemizi günlük olarak
Kontrgerilla pisliğini devrim
besleyecek biçimde planlanabilmesi gerekiyor. Fakat
temizleyecek! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7 bölgelerde çalışmalara katılan yoldaşların sadece kendi
Sermaye seçimlerde at değiştirmek çalışmalarıyla değil, çevre ile de daha dikkatli biçimde
istemiyor. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8 ilgilenmesi, bulundukları alandaki her türlü çalışmadan
CHP’nin vaadleri ya da yalandan kim haberdar olması, birimlerine iletmesi ve bu gelişmeler
ölmüş!. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9 buralarda değerlendirildikten sonra, gerekiyorsa haber
Gülsuyu ve Esenyurt’ta aday tanıtım konusu edilmesi lazım. Biz, seçim sürecini kendi
toplantıları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10 çalışmalarından ibaret gören bir bakışa sahip
olmadığımıza göre, böyle gösteren bir tutum içinde de
BDSP’nin seçim çalışmalarından. . 11-15
olamayız. Fakat tablodan göründüğü kadarıyla,
22 Temmuz seçimleri üzerine BDSP muhatabımız, büyük oranda yine burjuvazidir, burjuva
temsilcisi İstanbul 1. Bölge Bağımsız partilerdir. Bu partilerin yerellerdeki etkinliklerinden
Sosyalist Milletvekili adayı N. Şafak de yararlanılarak yapılacak somut teşhirler içinse, bu
Özdüğün ile konuştuk... “Seçimlerden etkinliklerine ilişkin kısa haberlerin zamanında ve
devrimci amaçlar için faydalanmayı düzenli olarak akması son derece önemlidir.
hedefliyoruz!”.. (Orta sayfa) . . . . . 16-17 Her zaman olduğu gibi seçimlerde de sınıfa karşı
15-16 Haziran etkinliklerinden... . . . . . 18 devrimci görevlerle yükümlü olduğumuzu, yani oy
kaygısı taşımadığımızı söylüyoruz. Bu elbette
Ya istikrar ya ölüm (mü?)! . . . . . . . . . . 19
doğrudur. Ancak bu doğru bizim oylarla
Polisin yetkilerini artıran yasa değişikliği ilgilenmediğimiz anlamına gelmiyor. Öyle olsaydı eğer
onaylandı... Polis devleti uygulamaları seçimlerle de ilgilenmememiz gerekirdi. Sınıfın
yaygınlaştırılıyor! Özgürlükler için oylarıyla çok yakından ilgilendiğimiz içindir ki, işçi
devrimci mücadele! . . . . . . . . . . . . . . . 20 oylarının düzen partilerine değil, kendi sınıf partilerine
Genelkurmay’ın şovenizmi kışkırtan döndürülmesi için uğraşıyoruz ve döndürünceye kadar
açıklamasına tepkiler.... . . . . . . . . . . . . 21 uğraşmaya da devam edeceğiz. Onlara, “düzen kez bir çalışma yürütüyor. Bu çalışma sayesinde önemli
BMİS 1 No’lu Şube Genel Kurulu partilerini desteklemeyin, devrim ve sosyalizmi bir deneyim ve birikim edinecekler. Karşılarına
gerçekleşti... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22 destekleyin” diyoruz. Bunun kendini tezahür ettiği çıkabilecek pek çok konuda ilk olmanın verdiği
biçimlerden biri de işçi ve emekçilerin devrimci tereddütleri aşabilmek için, önceki seçim
İşçi-emekçi hareketinden.... . . . . . . . . . 23
sosyalist adaylara yani devrime ve sosyalizme verilecek çalışmalarımıza ilişkin değerlendirmeleri dikkatle
23 Temmuz Tüsiap-c’nin zaferinin tescili oydur. Biz emekçilere “kendi parti ve programınıza oy incelemelerinde yarar var. Özellikle kitle ilişkilerinde
veya devrimi/sosyalizmi yeniden verin” diyeceğiz. Sonuçta, yani seçimlerin sonunda, ne onları fazlasıyla rahatlatacak bu metinlerin el altında
düşünmek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24 kadar işçiyi ikna ettiğimizi biraz da topladığımız oylar bulundurulması gerekiyor.
Mercan’da katledilenler anıldı... . . . . . 25 gösterecek. Dolayısıyla, oylar bizim için de önemlidir. Açılışlarını başarıyla gerçekleştiren bölgelerdeki
Binali Soydan derhal Ama bu çerçevede ve bu düzeyde. yoldaşları kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
serbest bırakılsın! . . . . . . . . . . . . . . . . 26 Alanlarda bu çalışmalara heyecanla katılan genç Açılışa hazırlanan bölgelerdeki yoldaşları da başarı
Direnen Filistin halkı er geç yoldaşlarımızın pek çoğu, belki de seçimler üzerine ilk dileklerimizle şimdiden kutluyoruz.
kazanacak! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27
İsrail’in 16 yıllık planı ve
80 dakikalık kararı . . . . . . . . . . . . . . . . 28
Komünist kadın önder Clara Zetkin!.. . 29
Fikret Başkaya ile konuştuk...
“Bölgeden emperyalizm ve kapitalizm
defedilmelidir!” . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30
Mücadele Postası . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
Sosyalizm İçin

Kızıl Bayrak l e r d e . . .
Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete

v e b a y ii
Kitapçı
Sayı: 2007/24  22 Haziran 2007
Fiyatı: 50 Ykr
Sahibi ve Y. İşl. Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ
EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti.
Yayın türü: Süreli Yaygın
Yönetim Adresi:
Eksen Yayıncılık Mollaşeref Mh. Turgut Özal Cd.
(Millet Cd.) No: 50/10 İstanbul Tel: 0 (212) 621 74 52
Fax: 0 (212) 534 95 90
e-mail: kb1@tnn.net
Web: http://www.kizilbayrak.de
http://www.kizilbayrak.net
http://www.kizilbayrak.com
Baskı: Gün Matbaacılık Genel Dağıtım:
İSTANBUL YAYSAT
Tel: 0 (212) 426 63 30

CMYK
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Kapak Kızıl Bayrak  3

İplerini emperyalist-siyonist güçlere teslim eden egemenlerin kirli planları...

Halkları düşmanlaştırma
oyununu bozalım!
Darbe tehdidi altında ağır aksak ilerleyen erken
seçim süreci, piyasaya sürülen Washington kaynaklı
bir “senaryo” ile daha da gölgelendi. Bush
liderliğindeki neofaşist şebeke ile siyonist İsrail’e
hizmet sunan bir “düşünce kuruluşu”nda (Hudson
Enstitüsü) yapılan toplantıda tartışılan “senaryo”ya
göre; geçenlerde emekli olan Anayasa Mahkemesi
Başkanı suikasta kurban gidiyor, Beyoğlu’nda 50
kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırıyı PKK
üstleniyor. Bu olayları fırsat bilen Türk ordusu 50 bin
askerle “Kuzey Irak”a saldırıyor. “Savaş hali”
olacağı için seçimlerin ertelenmesi gündeme
gelebilecek. Bu senaryoda cevabı aranan soru ise;
“böylesi bir durumda Amerikan rejimi ne yapar?”
“Gizli” toplantının BBC Türkçe servisinde yer
alan haberini hazırlayan, Washington’ın derin
katlarından bilgi devşirme yeteneği ile tanınan
Yasemin Çongar, toplantıya iki tuğgeneralin de
katıldığını bildirdi. Katıldığı kesinlik kazanan iki
generalden birinin Genelkurmay Stratejik Araştırma
ve Etüt Merkezi’nin (SAREM) Başkanı Tuğg. Süha
Tanyeri, diğerinin ise Savunma Ataşesi Tuğg. Bertan
Nogaylaroğlu olduğu belirtildi. Bu arada katılımcılar
arasında Celal Talabani’nin oğlunun bulunması da
dikkate değer bulundu.
Ara sıra Washington’da arz-ı endam eyleyen bazı
sermaye kalemşörleri, bu tür toplantıların bir çeşit ilişkiler içinde olduğunun gerekçesi olarak şekilde hesaplaşmak istediği bir sır değil.
“nabız tutuma/test etme” işlevi gördüğünü gösteriliyor. Güya böylece taraflar Amerikancı Egemenlerin iplerini Washington’a teslim etmiş
deneyimlerine dayanarak söylüyorlar. Bundan dolayı olmadıklarını kanıtlıyorlar. olmaları, ABD-İsrail ikilisi tarafından komşu
toplantıya katılan bazı Amerikalıların, Yasemin Bu konuda her iki taraf da tam bir riyakârlık halklara karşı girişilecek olası saldırıların aktif suç
Çongar’a, “Türk askerleri bizi test etti” şeklinde içindedir. Zira emperyalist Amerikan rejiminin şefleri ortaklığına girişmeleri olasılığını arttırmaktadır.
yorum yapmaları, “senaryo”nun Türk generalleri de kendi içlerinde farklı kliklere ayrılmıştır. Bu Türk burjuvazisi ve onun gerici devletinin Kürt
tarafından hazırlanmış olabileceği izlenimini yarattı. durumun Türkiye’deki işbirlikçi takımıyla ilişkilere halkına karşı ırkçı-inkarcı politikada ısrar etmesi ve
Toplantıdan aktarılan bir diğer bilgi ise, Türk yansıması da kaçınılmaz. Nitekim Washington iflas etmiş bu politikanın yarattığı sorunları halklar
generallerinin PKK liderlerinin Türkiye’ye teslim kaynaklı haberler de kimi zaman hükümeti, kimi arası düşmanlığı körüklemenin olanağına çevirme
edilmesine, “AKP’nin işine yarar” diye karşı zaman ise generalleri destekleyen açıklamalara manevraları sonuç itibarıyla emperyalist/siyonist
çıkmalarıdır. Amerikancı generallerin bu tutumu ilk rastlamak mümkündür. Buna göre tarafların güçlerin işine yarayacaktır. Irak’ta, Lübnan’da,
bakışta şaşırtıcı gibi gelebilir. Ancak öyle değil! Washington’da hem övücüleri, hem yericileri Filistin’de halkları birbirine kırdırarak güçten
“Teröre karşı savaşıyoruz” bahanesiyle bütçeden mevcuttur. Yani her iki tarafın da ipleri Washington’a düşürme taktiği izleyen ABD-İsrail ikilisinin izinden
ek ödenekler alan, ardı ardına silah ihaleleri uzanıyor. Nitekim Güney Kürdistan’a dönük olası bir giden Ankara’daki Amerikancılar da, ırkçı-şoven
bağlayan, asker cenazelerini ırkçı-şoven gösterilere saldırıya yol açacak “akla uygun” bir “senaryo”nun histeriyi körükleyerek, Türkiye halkları arasında
dönüştürerek Tayyip ve müritlerini sıkıştıran masaya yatırıldığı toplantının medyaya sızdırılması düşmanlık tohumları ekmeye çalışıyorlar.
generallerin, en azından belli bir süre daha PKK da, ABD rejimindeki farklı eğilimleri olan kliklerin Süreci bu yönde ilerleten Türk egemenlerinin
eylemlerine veya PKK’ye mal edilebilecek türden işi kabul ediliyor. kirli emellerine ulaşıp ulaşmayacakları belli değil.
eylemlere ihtiyaç duyduklarını söylemek Bu ve daha pek çok verinin de gösterdiği üzere, Ancak bu gidişatın çarkına çomak sokulmazsa eğer,
mümkündür. Çatışma ortamı, asker cenazeleri Güney hem generallerin, hem Tayyip Erdoğan ve Türkiye halkları başta olmak üzere tüm bölge
Kürdistan’a olası bir saldırı için toplumun belli bir müritlerinin ipleri sıkı sıkıya Washington’a bağladır. halklarının ağır bir faturayla karşı karşıya kalması
kesiminin desteğini arkaya almak için de işlevsel Ancak ipleri tutanlar arasında bazı farklar da vardır. mümkündür.
görünüyor. Bu da çelişkili gibi görünen Washington kaynaklı Halkları köleleştirme seferini sürdüren
“Emekli” generaller komutasındaki tutum ve açıklamaların ardından yatan nedenleri emperyalist-siyonist güçlerin Ortadoğu’yu
kontrgerillanın cephaneliğinde açığa çıkarılan türden açıklıyor. Hal böyleyken, AKP’nin kullanılacak Balkanlaştırma planlarının kısmen hedefine ulaştığını
bombaların, eğer militarist güçlerine işine geçici bir “fenomen” olması, Washington’daki söylemek mümkün. Özellikle Irak, Lübnan, Filistin
yarayacaksa İstiklal Caddesi’nde de patlatılması uzak ibrenin neden genelde generallerden yana olduğunu üçgeninde derinleştirilen sorunların yer yer
bir ihtimal sayılmaz. Zaten Genelkurmay başkanı da anlaşılır kılıyor. çatışmaya dönüşmesi giderek vahim bir hal
bir süre önce büyük kentlerde Ankara’dakine benzer Giderek soysuzlaşan egemenlerin iplerini almaktadır. Anti-emperyalist, anti-siyonist direnişi
patlamaların olabileceğini “müjdelemiş”ti. Washington’daki haydutların ellerine teslim etmeleri, zayıflatan bu temel faktör, halklar arası
Çankaya tepesinin eteklerine dayanan egemenler dahası birbiriyle çatışırken de aynı haydutlardan dayanışmanın örülmesini de zorlaştırıyor. Oysa
arası iktidar ve rant savaşında tarafların medyadaki destek arayışı yarışına girmeleri, Türk egemenlerini emperyalizme, siyonizme ve soysuz işbirlikçilerine
uzantıları, kimi zaman birbirlerini ABD’ci diye efendileri karşısında daha da iradesizleştirmektedir. karşı birleşik direnişin önemi günden güne
suçluyorlar. Taraflardan biri hakkında Washington Büyük Ortadoğu/Büyük İsrail projesinin Irak artmaktadır. Verili tüm güçlüklere karşın, devrimci
kaynaklı en ufak bir olumsuz söylem bile, diğerinin bataklığına saplanması, sıranın İran veya Suriye’ye ve ilerici güçler, halklar arası dayanışma ve birleşik
peşinde koşan kalemşör takımı tarafından kaleme gelmesini şimdiye kadar engellemiş olsa da, direnişi örmek için etkin bir çaba sarfetme göreviyle
alınan makalelerde, rakip tarafın ABD ile sıkı emperyalist-siyonist haydutların bu iki ülke ile bir karşı karşıyadırlar.
4  Kızıl Bayrak Düzen cephesi... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Düzen güçlerinin dalaşında değişen bir şey yok…

Yeni hamleler, ortaya saçılan kirli


planlar ve pislikler!
Son dönemde sistemli adımlarla ısıtılan sınır
ötesi operasyon konusu, Kürt sorununda devletin
inkar ve imha politikasının bir ürünü olmakla
birlikte, esasen ordu-AKP eksenli çatışmanın
damgasını taşıyor. Öyle ki, sınır ötesi operasyon
yönünde toplum düzeyinde psikolojik bir savaş
halinde yürütülen kampanya, tarafların birbirlerine
yönelik hamleleriyle at başı gidiyor. Kürt sorununu
kullanarak rakibini kıstırmak ve güçten düşürmek
bugüne kadar düzen güçlerinin iç mücadelelerinin
etkili bir yöntemi oldu. Mevcut iç mücadelenin bir
çatışma boyutuna ulaştığı düşünülürse, gerek
ordunun ve gerekse AKP’nin bu yöntemi kullanmak
konusundaki gayretkeşlikleri daha rahat anlaşılabilir.
Bugün PKK’nin Güney Kürdistan’daki askeri
varlığı bahane edilerek yürütülen bu karşılıklı
mücadelede her gün yeni hamlelerle karşılaşmak
mümkün. Bu mücadelede bazen ordu inisiyatifi alıp
öne geçiyor gibi görünüyor, fakat kısa zaman sonra
AKP cephesi yeni hamlelerle durumu dengeleyerek
konumunu sürdürüyor. Bu karşılıklı mücadele sertliği
ölçüsünde düzenin hukukunun kabaca
çiğnenmesiyle, her türlü savaş yönteminin
kullanıldığı bir mücadele olarak seyrediyor.
Genelkurmay muhtıraları, Anayasa Mahkemesi
aracılığıyla yasaların kabaca çiğnenmesiyle konulan
engeller, sivil uzantıların sokağa salınması, halkın
hedef alındığı bombalamalar, kontr-gerilla çetelerinin
ortaya konuldu. Bu cephaneliğin ne amaçla ve ne İşte düzen cephesinden ve özelde de
aktifleştirilmesi ve bu çetelerin büyük cephaneliklerle
şekilde kullanıldığı malum. Danıştay saldırısından Genelkurmay cephesinden işlerin nasıl yürütüldüğünü
yakalanması vb. vb. Tüm bunlar son dönemde bu
Hrant Dink suikastına ve Ulus’taki patlamaya kadar apaçık biçimde gösteren bu olayın deşifre edilmesi o
çerçevede yaşananların sadece bir kısmı.
bir dizi olayın ardında ordu yönetimindeki bu çete denli etkili bir hamle oldu ki, ordu cephesinden
Bu kapsamda geçtiğimiz haftanın da
bulunuyor. durumu kurtarmaya yönelik bir açıklama yapılmış
muhasebesini yapabiliriz. Haftaya hükümetin
Elbette yakalananlar sadece bu çetenin zaten olsa da, tatmin edici olmaktan uzak kaldı. Fakat
mücadelede inisiyatifi eline almasıyla girilmişti. Sınır
açığa çıkmış olan unsurlarıdır. AKP, neredeyse ordu ordunun dengeyi yeniden kurmak ve inisiyatifi eline
ötesi operasyon kampanyasıyla hedefe çakılan ve artık
cephesine karşı yaptığı her karşı saldırıda benzer bir almak üzere yeni hamlelerini hazırlamakta olduğunu
istisnasız her asker cenazesinde protesto edilen AKP,
operasyona imza atıyor; Atabeyler, Küre vb... kesin olarak söyleyebiliriz. Bu hamlelerin neler
ipin ucunun kaçtığını gördüğü ölçüde bu gidişata artık
Ümraniye’de ele geçirilen bu cephanelik de bu olabileceği ise ana başlıklar halinde sıralanabilir.
dur deme gereği duydu. Bu amaçla generallerle bir
kapsamda gerçekleştirilmiş bir operasyondur. Bundan Birincisi, PKK karşısında ordunun kahramanlığı
zirve yapıldı ve sınır ötesi operasyona bu aşamada
dolayı, düzenin temellerine yöneldiği ve ordu durumu propagandasına malzeme oluşturmak üzere kapsamlı
karşı oldukları ortaya konuldu. AKP bu çıkışını
dengeleyecek bir takım hamleler yaptığı ölçüde, kısa askeri operasyonlar ve çatışmalar; ikincisi,
ABD’nin de ordunun çıkışları karşısındaki artan
süre sonra bu pisliğin de öncekilerin başına geldiği Büyükkanıt’ın Ulus’taki patlama yerinde duyurduğu
rahatsızlığına borçluydu. Sonuçta AKP’nin yaptığı bu
gibi üzeri örtülecektir. büyük şehirlerde patlayacak yeni bombalar, üçüncüsü
konudaki ABD çizgisini hararetle savunmak oldu.
AKP cephesinden bu hafta yapılan ikinci hamle sivil uzantılarının “refleks” mitingleri ve benzen
Bunu yaparak AKP, iç çatışmada aleyhine bir hayli
oldukça etkili bir darbe oldu. Hafta içerisinde nitelikteki eylemleri, bu çerçevede ilk akla gelenler
bozulmuş olan dengeleri de yeniden kurmak imkanına
medyaya sızdırılan bir habere göre, Amerika’da olacaktır. Elbette Şemdinli’de olduğu gibi
sahip oldu.
Hudson Enstitüsü adlı ABD yönetimine yakın bir Genelkurmay pisliğini sahiplenip sopasını gösterme
Elbette iç çatışma sürdüğü ölçüde, bu dengenin
“Think-thank” kuruluşunca düzenlenen bir toplantıda yoluna da gidebilir. Bu olasılık da zayıf değildir.
uzun süre bu biçimde korunma imkanı yoktur. Bundan
Türkiye’de bundan sonra olacaklar üzerine bir senaryo Düzen güçlerinin iç dalaşmasının aldığı boyutlara
dolayı AKP sağladığı dengeyi korumanın dahi yeni
üzerine konuşulmuştu. Son dönemde yaşanan birçok bağlı olarak ortaya çıkan tüm bu pislikler karşısında
hamleleri gerektirdiğini iyi bildiği için, inisiyatif
kanlı ve kirli olaya dair ipucu veren bu senaryoya eksik olan, düzeni bir bütün olarak karşısına alacak
kendisinde iken yeni hamlelerle rakibinin üzerine
göre, Anayasa Mahkemesi’nin emekli olan başkanı bağımsız bir toplumsal mücadele cephesidir. Bu
gitmeye devam etti. Bunun sonucunda bu hafta
Tülay Tuğcu’ya düzenlenecek bir suikastın ardından mücadele cephesi olmadığı için, düzen bu pisliklerin
içerisinde bir dizi çarpıcı gelişmeye tanık olduk.
Beyoğlu’nda PKK adına 50 kişinin öldüğü bir üzerini kısa vadede örtebilmekte ve tüm bunlara
Ordunun ipliğini pazara döken ve böyle olduğu
bombalama gerçekleştirilecek, bunun hemen ardından karşın ülkeyi yönetebilmektedir. Bu durum, düzene
ölçüde düzenin pisliklerine ışık tutan bu gelişmelerden
da ordu sınır ötesi operasyona girişecek. Bu senaryo karşı mücadelenin büyütülmesi görevlerinin ne denli
ilki, ordunun kontr-gerilla şebekesine vurulan darbe
ile birlikte toplantıya dair en çarpıcı bilgilerden bir acil ve gerekli olduğunu göstermektedir. Düzenin
oldu. Ümraniye’de yapılan bir polis operasyonuyla
diğeri ise, toplantının katılımcıları arasında ortaya saçılan pisliklerinin teşhiriyle birlikte, bu
“Cumhuriyet Mitingleri”nin örgütleyicilerinden olan
Genelkurmay’a bağlı “Stratejik Araştırmalar Merkezi- düzenin esasta işçi ve emekçilerin ve Kürt halkının
ve ordunun sivil uzantısı olarak çalışan “Kuvvai
SAREM”in Başkanı ile Türkiye’nin ABD askeri köleliği üzerine bina edildiğini ve egemenler
Milliye Derneği”nin başkanı emekli subay bir
ateşesinin katılmış olmasıydı. Ayrıntılar arasında bu arasındaki çatışmanın gerici bir çıkar çatışması
cephanelikle birlikte yakalandı. Bu emekli askerin,
askerlerden birinin şu aşamada sınır ötesi operasyonun olduğunu ortaya sermek, bu çerçevede oluşturulacak
Danıştay saldırısında adı geçen yüzbaşı ve her pisliğin
AKP’ye yarayacağı için tercih edilmemesi gerektiği devrimci mücadele cephesinin yapması gereken ilk
altından çıkan general Veli Küçük ile içli dışlı olduğu
biçiminde sözler sarf ettiği de bulunmaktaydı. işlerdendir.
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Düzen cephesi... Kızıl Bayrak  5

Darbe ve savaş senaryoları


Amerika’da Pentagon’un uzantılarından biri olarak
tanınan bir düşünce üretim kuruluşunda geçtiğimiz
günlerde, Türk ordusunu temsilen generallerin de
katıldığı bir toplantıda tartışılan Türkiye ile ilgili bir
senaryo epeyce gürültü kopardı. Türkiye üzerine
böyle “karanlık felaket senaryoları” üretilmesi hem
siyasette hem de medyada ciddi bir tepkiyle
karşılandı. Tayyip Erdoğan senaryoyu “deli saçması”
olarak nitelerken, TBMM Başkanı Bülent Arınç,
Genelkurmay’dan açıklama beklediklerini söyledi.
Kitlelerden “refleks” bekleyen Genelkurmay ise,
kendisi her nedense konuyla ilgili açıklama yapmada
bir “refleks” göstermedi (!) Daha sonra gecikerek de
olsa haberi yalanlamakla yetindi.
ABD yönetimiyle çok yönlü ilişkileri olan
Milliyet’in Washington muhabiri Yasemin Çongar
üzerinden medyaya sızdırılan senaryonun ana hatları
şöyle:
* Bir intihar saldırganı, patlayıcı yüklü
kamyonetiyle Beyoğlu’nda karakol binasına çarpar...
Saldırıda en az 50 kişi hayatını kaybeder, 200 kişi ağır
yaralanır. Hiçbir örgüt sorumluluk üstlenmese de
eylemi PKK’nin yaptığı söylentisi birkaç saat içinde derinden bağlı olduğunu kanıtlamıyor mu? O yandan Talabani’nin oğlu ile iki general aynı masada
yayılır. senaryonun aktörleri bu çete bozuntuları değil mi? oturup üstelik inanılmaz “terör” senaryoları
* İçişleri Bakanlığı yetkilileri, saldırganın Güney Genelkurmay açıklamasında hiç de inandırıcı tartışabilmektedir. Kuşkusuz bu ordunun dolaylı
Kürdistan’daki PKK kampında eğitim gördüğünü değil. Senaryonun ötesinde, yaşanan gerçekler ortada. olarak Talabani’yle görüştüğü anlamına da
açıklar. Genelkurmay bu tespite katılarak Irak sınırı Kuşkusuz ki, senaryoda patlatılan bombalar ve gelmektedir. Bu konuda tam bir ikiyüzlülük içinde
iyi korunmadıkça ve örgütün emir-komuta yapısı yapılan açıklamalar, Anafartalar Çarşısı’ndaki oldukları bir kez daha açığa çıkmıştır.
dağıtılmadıkça, PKK’nin büyük şehirlerdeki bombalamadan sonra geliştirilen süreçle benzerlik Yine sözkonusu “felaket senaryosu”nun en son
eylemlerini sürdüreceğini açıklayarak derhal sınır taşıyor. Senaryoda, ABD’nin önce Türkiye’yi bölümünde, ABD’nin Güney Kürdistan’da bulunan
ötesi harekât yapılmasını ister. ABD Dışişleri, kınaması, sonra Türkiye’nin kendini savunma PKK liderlerini Türkiye’ye teslim etmesi olasılığı
Türkiye’ye itidal çağrısı yapar. hakkından söz eden bir açıklama yapması da dikkat üzerinde duruluyor. Bunun üzerine, adı geçen
* Ankara’da, Anayasa Mahkemesi önündeki çekici. Senaryo bu bakımdan, her koşulda ABD’nin generaller, seçime bu kadar az bir zaman kalmışken
intihar saldırısında, (eski) Mahkeme Başkanı Tülay Türkiye’yi kendi bölge planlarına yedeklemek için ABD tarafından böyle bir “jest” yapılmasını, siyasi
Tuğcu ağır yaralanır ve kaldırıldığı hastanede ölür. elinde hazır kartlar bulundurduğunu gösteriyor. Bu dengeyi AKP’den yana çevireceği endişesini dile
Kullanılan patlayıcıların Beyoğlu eylemindekiyle aynı senaryodan önce, gerek Güney’deki Kürt hükümetine getirerek, reddediyorlar. Bu da, “terör” konusunda
olduğu anlaşılır. karşı tutum ve gerekse PKK’ye karşı operasyon kopartılan onca gürültünün manüplasyondan ibaret
* Eylemleri PKK’nin yaptığı, İçişleri ve konusunda ABD ile görüş ayrılığı bulunan olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Genelkurmay tarafından açıklanır. Milyonlarca kişi, Genelkurmay’ın ‘Think Tank’i olan SAREM’in, Bu toplantıya iki generalin katılması da tesadüf
Ankara, İstanbul, İzmir ve Samsun’da, orduyu toplantıya başkan düzeyinde katılması da gösteriyor değildir. Toplantıya katılan Tuğgeneral Süha Tanyeri
PKK’ye öldürücü darbe vurmaya çağıran mitingler ki, hükümeti Güney’e operasyon konusunda ile askeri ataşe Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu
düzenler. sıkıştırmasına ve tüm efelenmelerine rağmen sıradan generaller değildir. Tanyeri’nin Genelkurmay
* Hükümet, TBMM’den sınır ötesi operasyon için ABD’nin politikalarını gözeten bir tutum içindedir. Başkanlığı bünyesinde yer alan Stratejik Araştırma ve
yetki kararı çıkarttırır. Senaryoyu duyuran Yasemin Çongar, askerlerin Etüd Merkezi’nin (SAREM) başkanı olarak görev
* 50 bin Türk askeri Irak sınırını geçer. ABD toplantıya katılanları önceden bildiklerini ve yaptığı biliniyor. Hatırlanacağı üzere, SAREM, 8
Dışişleri ve Irak, harekâtı kınar. Daha sonra Beyaz senaryodan haberdar olduklarını söylüyor ve “Askeri Ocak 2002’de, Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay
Saray, Türkiye’nin kendisini savunma hakkından söz yetkililerin, 13 Haziran’da, Hudson’a kiminle, neyi İkinci Başkanı olduğu dönemde ön ayak olması
eden bir açıklama yapar. konuşacaklarını bilerek gittiklerini tahmin ediyorum” sonucu, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral
* Mesud Barzani, Türk işgalini kınar ve diyor. Açıktır ki, Hudson Institute’de “Türkiye’de Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun da hazır bulunduğu bir
peşmergenin Kürdistan’ı savunacağını bildirir. yapılması muhtemel bir askeri darbeyi ABD hangi tanıtım toplantısında resmen açılmıştı.
Tartışmalara konu olan senaryo bu. Peki senaryo koşullarda destekler“ konusu tartışılmaktadır. Taraflar, Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu ise, Türkiye’nin
çok mu hayali? Kuşkusuz ki, Hudson’da yapılan, aralarında dolaylı ya da dolaysız aylardır tartıştıkları Washington’daki askeri ataşesidir. Onu da Milliyet
hayali bir senaryo üzerine fikir jimnastiği değildir. bir konuyu bir kere daha tartışmaktadır. Hepsi bu. gazetesinin “Öyle görünüyor ki, Türk ve ABD askeri
Bugünün Türkiyesi’nde yaşıyor olup da Anayasa “Turkey Workshop” (Türkiye Çalıştayı) adı verilen makamları arasından bugünlerde su bile sızmıyor”
Mahkemesi Başkanı’na suikast düzenlenseydi kim basına kapalı sözkonusu toplantı,13 Haziran’da yorumu eşliğinde verdiği haber üzerinden, geçtiğimiz
şaşırırdı? Danıştay baskını ile bu suikast arasında bir düzenlenmiş. Toplantının çağrıcısı, daha önce yıl Nisan ayında Türk-Amerikan Konseyi’nin
fark var mı? Ya da Ankara’nın göbeğinde patlayan Newsweek dergisinde “Türkiye’de 2007’de darbe savunma grubunun veda yemeğindeyken kadeh elde
bombaya şaşırdık mı ki, Beyoğlu’nun göbeğinde bir olması ihtimali yüzde 50-50” başlıklı makalesi ile 27 “to the United States” (ABD için!) haykırışıyla
bomba patlasaydı şaşıralım? Evinden, üçü daha önce Nisan Muhtırası’nı aylar öncesinden haber vermesiyle hatırlıyoruz.
Cumhuriyet gazetesi saldırısında kullanılmış, bir koli bilinen Zeyno Baran. Kuşkusuz ki, bu toplantıyı ilginç Yaşananlardan hareketle söylersek, son derece
bomba çıkan emekli astsubayın ya da ortaya çıkan her yapan, ABD’li bazı yetkili ve analizciler değil, orada, gerçekçi bir senaryo ile karşı karşıyayız. Üstelik son
çetenin bir şekilde irtibatlı olduğu emekli yüzbaşı bazı Türk generallerin ve “aşiretlerle görüşmeyiz” üç-beş ayın gelişmeleri dikkate alındığında, benzer bir
Muzaffer Tekin veya Veli Küçük’un kim olduğunu denmesine rağmen Kürdistan Bölgesel Hükümeti senaryonun zaten yürürlükte olduğu da görülmektedir.
bilmeyen mi var? Ümraniye’deki kontrgerilla Washington Temsilcisi ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Bu senaryo, Türkiye’nin uyguladığı iç ve dış siyasetin
çetelerinde ele geçen silah ve bombalar, gerçekten Talabani’nin oğlu Kubad Talabani’nin yan yana nerelerde hazırlandığını, kimler eliyle manüple
çöpten mi toplanmış? Bunların numarası yok mu? olmasıdır. edildiğini, şekillendirildiğini apaçık ortaya
Menşei belli değil mi? Burada MGK gizli görüşme Generaller takımı, iç dalaşmalarının bir sonucu koymaktadır. Şu gerçeğin altı çizilmelidir ki, eğer
tutanaklarının bulunması rastlantı sayılabilir mi? Bu olarak, bir yandan “terör”e destek verdikleri emperyalist kölelik zinciri toplumsal bir devrimle
tutanakları da “çöpten” mi buldular yoksa? Bu gerekçesiyle Barzani ve Talabani’yle görüşmeyi parçalanmazsa, sadece daha çok “felaket senaryosu”
gelişme, kontrgerilla çetelerinin sermaye devletine hükümete yasaklayan bir tavır takınırken, diğer izlemez, yaşamak zorunda da kalırız.
6  Kızıl Bayrak Açık-gizli tüm faşist örgütlenmeler dağıtılsın! Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Kontrgerilla elemanları işbaşında!


Ümraniye’de bir gecekonduda düzenlenen
baskında ele geçirilen gizli cephaneliğin Kuvayi
Milliye Derneği’nin kurucularından emekli astsubay
Oktay Yıldırım’a ait olduğu ortaya çıktı. Bomba
yapımında kullanılan malzemelerin yanısıra birçok
silahın bulunduğu evin emekli Astsubay Oktay
Yıldırım tarafından tutulduğu da sermaye basınına
yansıdı.
Danıştay saldırısında adı geçen emekli yüzbaşı
Muzaffer Tekin’in de arkadaşı olan Oktay Yıldırım
Orhan Pamuk’un 27 Temmuz’da Şişli 3. Asliye Ceza
Mahkemesi’ndeki duruşmasında saldırgan tavırlarıyla
öne çıkan isimdi. Perihan Mağden’in “Halkı
askerlikten soğuttuğu” iddiasıyla yargılandığı
duruşmada da “Ben gaziyim” diye bağırarak,
provokasyon yapanları yönlendirenlerden biriydi.
Kontra faaliyetleri konusunda uzman olan Yaşar
Büyükanıt, Ankara’da patlatılan bombadan sonra olay
yerine gitmiş, olayın failinin PKK olduğunu ilan
etmiş, başka illerde de bu tür eylemlerin olabileceğini
açıkça ifade etmişti. Oktay Yıldırım’a ait evde ortaya
çıkarılan bomba yapımında kullanılan askeri
malzemeler ve bomba yapımında kullanılan
düzenekler, kontrgerilla örgütlenmesinden sorumlu
şefin açıklamalarını doğrular niteliktedir.
Ümraniye operasyonu kontrgerilla devleti
gerçeğine ışık tutan yeni ve güncel bir örnek olması altındaki imza kontrgerilla devletine aitti. harekete geçiren bir yandan savaştan elde edilen
bakımından önemlidir. Zira son dönemde sivil halka Olağanüstü Hal Bölgesi’nde Hizbullah adı altında rantsa diğer yandan da azgın milliyetçilik ve
yönelik bombalama eylemleri artarak devam ediyor. yapılan yüzlerce yargısız infazın, JİTEM adı altında ırkçılıktır. Kürt halkına yönelik kirli savaşta yargısız
Ümraniye’deki kaza nedeniyle kontra faaliyetinin gerçekleştirilen eylemlerin failleri olan kontrgerilla infazlar, faili meçhul cinayetler ayyuka çıktı.
kesintiye uğrayacağını düşünmek, ölüden gözyaşı elamanları “Ne yaptıysak devlet için yaptık” diyerek Bütçenin yüzde 10’a yakını savaşa harcanıyor. Bu
beklemekle eş değerdir. sırtlarını kontrgerilla örgütlenmesinin kaynağı olan katrilyonlarla ifade edilebilecek kadar büyük para
Kontrgerilla devletinin şebekeleri, klikler arası devlete dayadılar uluslararası savaş ve silah tacirlerinin ilgisini çekiyor.
çatışmada Genelkurmay’ın elini güçlendirme, AKP’yi 7 TİP’liyi nasıl öldürdüklerini anlatan ve Mehmet Eroin trafiğinin bu ölüm timlerinin, faşist çetelerin
zayıflatma stratejisi çerçevesinde yoğun bir faaliyet Ağar’ın nikâh şahitliğini yaptığı Haluk Kırcı, aynı elinde tekelleşmesiyle bir o kadar daha para ortaya
yürütüyorlar. Kontra faaliyetlerinin üzerine şal zamanda Çatlı’nın suç ortağıydı. Balgat katliamı çıkıyor. Söz konusu olan paranın bu kadar büyük
çekmek için çaba gösteriyorlar. Bu eylemlerin faili sanığı Mustafa Pehlivanlı, “bütün olayların arkasında olması zaman zaman cinayet şebekelerinin birbirine
olarak PKK’ya ve devrimci güçlere işaret ederek işçi Çatlı vardır” diyordu. Ve bu Çatlı’nın silah ruhsatı, girmesine, çetelerin birbirlerinin ayağına dolanmasına
ve emekçilerin bilincini bulandırmak, şovenizm pasaportu, herşeyi devlet tarafından sağlanmış, yol açabiliyor. Emniyetçilerle JİTEM ve MİT’in
zehirinin toplumsal etkisini artırmak için çabalıyorlar. dünyanın her yerinde iş ve eylem yapması birbirlerini suçlayan açıklamalar yapması bunun
emperyalist güçlerce onaylanmıştı. Yine bu ekipten ifadesidir.
Kontrgerilla nedir, ne iş yapar? Korkut Eken, “Emirsiz ve devletten habersiz hiçbir Onyıllardır toplumda kullanılan değerlerin
şey yapmadım” diyerek bu suç örgütünün devletle çökmesi, devlete ve kurumlarına karşı artan
ABD emperyalizmi, dünya genelinde çıkarlarına ilişkisini itiraf ediyordu. Faşist hareketle ve güvensizlik ve çözülemeyen Kürt sorununun yanına
yönelen devrimci kitle hareketlerine müdahale etmek kontrgerillayla ilişkisi Susurluk davası nedeniyle bir de İslami hareketin yükselişinin eklenmesi egemen
için 1950’li yılların sonundan itibaren dünya ortaya çıkan isimlerin hemen hepsi MHP, BBP sınıfı iyice zora sokuyor. Bu ekonomik ve siyasal
genelinde kontrgerilla örgütlenmesine hız verdi. Bu orijinli. Çatlılar, Şahinler, Ekenler hep MHP kökenli krizi darbe tehditleriyle hafifletmiş olması krizden
çerçevede dünyanın dört bir yanında CIA denetiminde kadrolar. BBP lideri, “Çatlı dava arkadaşımdır” çıkmaya yetmiyor.
ölüm mangaları oluşturuldu. Bir yandan baskıcı faşist diyordu, zira BBP Başkanı bir dönem ülkücü Çetelerin cirit attığı, polis terörünün
rejimler desteklenirken, diğer yandan devrimci işçi ve gençliğin birinci, Çatlı ise ikinci adamıydı. yoğunlaştığı, Şemdinli’de Umut Kitapevi’nin
emekçi eylemleri kanla bastırıldı. Cezaevlerinden salınan özel timcileri sloganlar atıp bombalanması eyleminin failleriyle ilgili verilen
Kontrgerilla burjuva demokrasilerinin en yerleşik kurbanlar keserek karşılayanlar MHP’lilerdi. Bu cezanın Yargıtay tarafından bozulduğu, katliam
olduğu Avrupa’da bile örgütlendi. Fransız kontraları olaylar bir kez daha gösterdi ki MHP ve BBP sanıkları olan kontrgerilla elamanlarının tek tek
Ruanda’da iç savaşın çıkmasında ve katliamlarda kontrgerilla için kadro kaynağıdır. serbest bırakıldığı bir süreçten geçiyoruz.
görev aldı. Her ülkede kontrgerilla aynı işi yaptı. Kontrgerilla dünyanın her yerinde olduğu gibi Düzen içi it dalaşında üstünlük elde etmek için
Bulundukları ülkelerde ortaya çıkan toplumsal ülkemizde de tetikçilerini faşist hareketten devşiriyor. çabalayan Genelkurmay bir yandan “Cumhuriyet
mücadeleleri bastırmak varlık nedeniydi. Kontrgerilla Faşizm kanla beslendiği için ölüm timleri de faşist elden gidiyor” yaygarasıyla kitleleri gerici sokak
örgütleri, burjuva devletler tarafında bir giyotin gibi hareketin kadrolaşmasını pekiştiriyor. Bu durum faşist eylemlerine çekerken, öte yandan Kürt halkına
çalıştırıldı. Emperyalist-kapitalist dünya sistemi, partilerin devlet içinde örgütlenip kök salması işlevi yönelik imha ve inkar politikasının zeminini
yasaları ve organları aracılığıyla yapamadığı işleri de görmektedir. Susurluk’ta adı geçen JİTEM’ci asker güçlendirmek için kontra eylemlerini tırmandırıyor.
kontrgerilla örgütlenmesine havale ederek çözme ve generaller, MİT ve emniyet müdürleri, ırkçı İstanbul’da ortaya çıkarılan Emekli astsubay Oktay
çizgisinde ortaklaştı. polisler saymakla bitmez. “Bugüne kadar ne Yıldırım’a ait ev ve evde bulunan bomba ve silahlar
Sermaye devletinin kontrgerilla örgütlenmesi öğrendiysem Başbuğumdan öğrendim” diyen valiler, kontra eylemlerin süreceğinin açık göstergesidir.
devrimci sola ve işçi hareketine karşı yürüttüğü devrimcilerin ölüm emrini veren ve devlet töreniyle Kontrgerilla devletini ve çetelerini teşhir etmek,
mücadelede sayısız cinayetin ve katliamın altına imza gömülen Türkeş bunlardan sadece birkaç tanesidir. düzen içi it dalaşının gerçek yüzünü ortaya sermek,
attı.12 Eylül öncesi 5000 devrimcinin, aydının, Kontrgerilla çeteleri on yıllardan beridir Kürt Kürt halkına yönelik savaş politikasına karşı işçilerin
öğrencinin ve işçi önderinin ölümlerinin, Çorum, halkına yönelik kirli savaştan besleniyor. Kirli savaş, birliği halkların kardeşliği şiarını yükseltmek,
Maraş, Balgat, katliamlarının, Bahçelievler’de 7 kontrgerilla devletinin her alanda tahkimata devrimci politik çalışmanın önemli bir görevidir. Bu
TİP’linin öldürülmesinin, 1977 1 Mayıs katliamının yöneltiyor. İstihbarat örgütlerini, kafatasçıları görev öncelikle sınıf devrimcilerinin omuzlarındadır.
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Açık-gizli tüm faşist örgütlenmeler dağıtılsın! Kızıl Bayrak  7

Liberal solun bağımsız adayları seçim


Kontrgerilla pisliğini kampanyalarını başlattı…
devrim temizleyecek! İktidar ufkunu tümüyle
Her kanlı-karanlık olayın altından kontrgerillanın kirli kişi ve
ilişkileri çıkıyor. Son olarak Ümraniye’de bombalarla yakalananların da
kontrgerilla elemanı olduğu anlaşıldı.
kaybetmiş en gevşek bir
27 taarruz ve savunma tipi el bombasının ele geçirildiği evin sahibi
Mehmet Demirtaş’ın, emekli tuğgeneral Veli Küçük, emekli yüzbaşı
Muzaffer Tekin, emekli astsubay Oktay Yıldırım ve Kuvayi Milliye
muhalefet platformu!
Derneği kurucularından Bekir Öztürk’ün sık sık görüştüğünü
bildirmesine rağmen, Tekin, Yıldırım, Demirtaş ve ve Demirtaş’ın
yeğeni Ali Yiğit ‘terör örgütü üyesi olmak, tehlikeli ve patlayıcı madde
bulundurmak’ iddiasıyla tutuklanırken, Veli Küçük hakkında yine
herhangi bir işlem yapılmadı. Daha önce de Susurluk ve Danıştay
saldırısında adı geçmesine rağmen, emekli tuğgeneral hakkında
herhangi bir kovuşturmaya gerek görülmedi.
Gerçi bu güne dek ‘kazara’ açığa çıkıp gözaltına alınan, tutuklanan
kontrgerillacılara birşey olmuş değil. Ne kadar ‘alt’larda olursa
olsunlar, bir biçimde aklanıp, temizlenip görevleri başına geri
yollanıyorlar. Buna rağmen Veli Küçük’e asla dokunulmaması, bu tuğu
kanlı generalin kontrgerilla içindeki mevkiini de işaret ediyor.
Görevleri halk düşmanlığıdır. Bombalı evde gözaltına alınan Ali
Yiğit’in polise verdiği ifadeye göre, şimdi de, seçim öncesinde önemli
bir siyasi kişiye bombalı saldırı yapmaya hazırlandıklarını öğrenmiş
olduk. Belki de Amerika’da yazılan sansasyonel senaryodaki görev
bunlara verilmiştir. Belki de o senaryoda sözü geçen bombalı saldırı,
Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasında olduğu gibi kurugürültü
bombalaması olacaktır. Ne de olsa Ümraniye’de bulunan el
bombalarıyla Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan el bombalarının aynı seri
numaralara sahip olduğu anlaşılmıştır.
Cumhuriyet gazetesi bombalandığında kontrgerilla parmağına ilk
işaret eden biz komünistler olmuştuk. Elbette o gün ortaya böyle
deliller saçılmadı. Ancak olayın toplam atmosfer içindeki yerine
bakıldığında bir dezenformasyon faaliyetiyle karşı karşıya olunduğu
açık biçimde görülüyordu. Şimdi bombaların seri numaralarıyla birlikte
sahipleri de ortaya çıktığına göre, acaba Cumhuriyet yazarları ‘dinci
Bağımsız adaylarla seçimlere katılan liberal-reformist sol, seçim
saldırı’ yorumlarını nasıl açıklayacaklar? Hükümete yönelik komplo
kampanyasını düzenlediği etkinliklerle başlattı. İstanbul’da aday olarak
saldırılarında, söz konusu dezenformasyon faaliyetine dahil olduklarını
gösterilen Ufuk Uras’ın “Meclise Ufuk gerek” sloganıyla yürütülecek seçim
mı itiraf edecekler yoksa?!.
kampanyası, Haydarpaşa Garı’nda yapılan basın açıklamasıyla start aldı.
Ümraniye’de bombalarıyla derdest edilen bu kontrgerilla timinin,
İstanbul 2. Bölge’den aday olan Baskın Oran’ın kampanyası ise birçok ünlü
Türk Mukavemet Teşkilatı’ndan Ergenekon’a kadar, ‘eski’ kontrgerilla
aydın ve sanatçının katıldığı bir salon etkinliğiyle başlatıldı. Baskın Oran’ın
isimleriyle bağlantılı çalışmalar yaptıkları, incelenen
kampanyasının ana sloganı ise “Sesimiz Baskın olsun” biçiminde. Her iki
bilgisayarlarındaki kayıtlarda görülmüş. Bu kayıtlarda ayrıca, MGK’nin
etkinlik de burjuva medyada geniş yer buldu ve sempatiyle karşılandı.
‘çok gizli’ toplantı tutanakları da kayıtlıymış. Eh o kadar olacak artık.
Bu kampanyaların düzen cephesinden sempatiyle karşılanması boşuna değil
Devletin gizliliği halka karşıdır, derin devlete karşı değil. Ayrıca, bugün
elbette. Zira, kampanya sloganlarında da görüldüğü üzere, liberal solun seçim
MGK’ya başkanlık eden şahsın, kontrgerillaya da başkanlık etmediği
platformu, düzeni rahatsız etmeyecek düzeyde sulandırılmış, son derece gevşek
ne malum. Sonuçta bir Veli Küçük de, Büyükanıt’tır. Şemdinli’de
bir muhalefet platformundan ibarettir. Sınıf ilişkilerinin son derece keskin
kontra subayları açıktan savunabilmesi boşa olmasa gerek. Ek olarak,
olduğu bir ülkede, “radikal sol” adı altında böylesine gevşek ve “ufuksuz” bir
Türkiye’de de kontrgerilla’nın, NATO’nun (ve onun üzerinden
muhalefet platformunun düzen tarafından memnuniyetle karşılanmasından
CIA’nın) çabalarıyla örgütlendiği ve NATO’nun TSK üzerinden ülkeye
doğal bir şey olamaz. Öyle ki, emekçiler ve ezilenlerin sıkıntılarını ve
müdahale edebildiği unutulmazsa, kontrgerillanın ordu merkezli bir
taleplerini sahipleniyor görünen bu liberal bağımsız aday platformu, çıkış yolu
örgütlenme olduğu inkarı kolay olmayacaktır. Gerçi Özel Harp Dairesi,
olarak meclisi ve mecliste muhalefet etmek dışında bir çözüm öneremiyor.
Jitem gibi ‘yasalar çerçevesi’nde yapılanmalarla bu artık, bizzat ordu
Emekçileri işlevsizliği tescil edilmiş burjuva düzen kurumlarının ve partilerinin
tarafından da kabul edilmiş durumdadır. Şimdilerde ordu, sadece böyle
ellerine terkediyor.
kirli olaylarda açığa çıkan timlerle bağlantısını reddediyor. Kontrgerilla
Tek tek bakıldığında, gerek Baskın Oran’ın gerekse Ufuk Uras’ın seçim
örgütlenmesini ise, üstü kapalı bile olsa, daha cepheden savunulmaya
bildirgelerinde yer alan ifadeler ve talepler, emekçilerin, Kürt halkının ve
başlanmış bulunuyor.
marjinal de olsa diğer ezilen kesimlerin sorunlarından hareket ediyor. Örneğin
Gidişata bakılırsa, yakında, ‘teröre karşı mücadelenin ihtiyaçları’
misyonunu “ezber bozmak” olarak koyan Baskın Oran’ın bildirgesinde, kültürel
çerçevesinde reklamını yapmaya, hatta internet ortamında ‘eleman
çeşitliliğe dayalı bir birlikteliğe vurgu yapılıyor, Kürt sorununda insani bir
aranıyor’ ilanları yayınlamaya da başlarlar. Çünkü her yaptıkları
yaklaşımın gösterilmesi isteniyor, 12 Eylül anayasası kaldırılarak “sivil bir
yanlarına kar kalıyor.
anayasa” yapılması gerektiği belirtiliyor, özelleştirmeye karşı çıkılıyor, adil bir
‘77 1 Mayısı’nı kana buladılar hesabı sorulmadı. Maraş’ı, Çorum’u,
ekonomi isteniyor vb. Ancak bununla birlikte bu sorunların çözümüne dair bir
Sivas’ı kana buladılar, hesap sorulmadı. ‘Mezarlardan çıktılar’ Şerif
çözüm yolu ortaya konulmuyor, konulamıyor. Dahası, bu sorunlara kaynaklık
Aygün’ü vurdular, hesap sorulmadı. Tellerle boğulan TİP’li
eden kapitalist düzene ve onun iktidar dümeninde oturanlara dair tek bir söz
öğrencilerin, meydanlarda vurulan, kaçırılan, kaybedilen, katledilen
edilmiyor. Sadece kulağa hoş gelen bu sözleri sıralamakla yetiniyorlar ve bu
binlerce devrimci, suikastlere kurban giden onlarca aydının hesabı
sözleri bir de meclis kürsüsünden yüksek sesle haykırma vaadinde
sorulmadı. Kontrgerilla Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşın da
bulunuyorlar. İşte sol adına işçi ve emekçilere pazarlanan bundan ibaret!
karanlık eli olarak kullanıldı, hesap sorulmadı...
Siyasi olarak naif bir liberal aydının bakışına tekabül eden bu platform
Ama günü gelecek, hepsinin hesabını bir bir verecekler. Kontrgerilla
Baskın Oran’ın siyasi kişiliği ve duruşunu özlü biçimde ifade ediyor. Baskın
pisliği devrimle temizlenecek!
8  Kızıl Bayrak Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Oran, kurulu düzenin aşırılıklarından


rahatsız olan ve bu aşırılıkların törpülenmesi
için tavır almaktan kaçınmayan bir aydın
olarak son zamanlarda öne çıkmaktaydı.
Sermaye seçimlerde at
Özellikle faşist terörün ve şovenizmin
yoğunlaştığı bir dönemde onun bu
tutumunun, ne denli liberal olursa olsun
belli bir anlamı ve değeri vardı. Fakat
değiştirmek istemiyor
seçimler gibi, toplumsal siyaset arenasında AKP hükümeti, iş
yer alan ana renklerin boy gösterdiği bir başına geldiğinden bu yana
durumda, Baskın Oran’ın siyasi platformu hem emperyalist
bu arenada aldığı pozisyona bağlı olarak efendilerine, hem de
değerlendirilmek durumundadır. sermaye sınıfına başarılı bir
Ufuk Uras ve ÖDP’sinin vardığı nokta şekilde hizmet etti.
ise, umutsuzluk ve tükenmişliğin bir Emperyalizmin
sonucudur. Bu parti Dev-Yol gibi bir Ortadoğu’ya ilişkin uğursuz
devrimci örgütten devrime duyulan planlarına her türlü desteği
umutların tüketilmesinin sonucu olarak veren hükümet, bu arada
doğmuştu. ‘95 yılında kurulurken kurucuları ülkeyi sermaye için
ÖDP’nin yüksek bir oy oranı tutturarak dikensiz gül bahçesine
meclise gireceği ve hükümet olacağı çevirmek, bir sömürü
biçiminde hayaller kuruyorlardı. Fakat bu cenneti yaratmak için büyük
hayallerin yıkıma uğraması için birkaç çabalar sarf etti. Dönüp de
seçim yetti. ‘99 seçimlerindeki büyük son 4-5 yılın başlıca
hüsran sonrasında bu parti parçalandı ve bir gelişmelerine dikkatlice
daha da kendisini toparlayamadı. 3 Kasım bakanlar bu “iyi uşak”
seçimleriyle birlikte de artık adı sanı tablosunu görmekte
duyulmaz oldu. Ta ki, bağımsız adaylık herhangi bir zorluk
projelerine kadar. Bu projelerin piyasaya çekmeyeceklerdir. Kaldı ki
sürülmesiyle birlikte, 3 Kasım gerek emperyalistler ve milletvekilinin gireceğini tahmin ediyor. Buna göre
seçimlerinden sonra genel başkanlığı sermaye sınıfı, gerekse AKP hükümetinin kendisi bu “AKP birinci, CHP ikinci, MHP üçüncü ve DP de
bırakan Ufuk Uras önce çatışmalı geçen bir kirli kanlı sicilden her fırsatta övgüyle söz ediyorlar. dördüncü parti olarak Mecis’teki yerlerini alacak.”
seçimin ardından ÖDP’nin genel AKP, Cumhurbaşkanlığı’nı ele geçirmeye Aynı ankete göre patronlar, AKP’nin yüzde 32.6,
başkanlığını yeniden aldı, hemen ardından niyetlendiğinde bir yandan kitleleri kandırma CHP’nin yüzde 23.3, MHP’nin yüzde 12.4 ve DP’nin
da bağımsız adaylığa talip oldu. Bu süreç konusundaki becerisine diğer yandan ise yüzde 10.4 oranında oy alacaklarını tahmin
üzerinden Uras ve ÖDP’nin evrimine emperyalistlerin ve sermayenin verdikleri desteğe ediyorlarmış.
bakıldığında görülen manzara, devrime olan güvenmekteydi. Nitekim başını generallerin çektiği Gelelim anketin asıl önemli kısmına. Anketi
umutların tüketilmesinin ardından girilen “laik cephe”, bu sürecin ilerleyen bir aşamasında, düzenleyenlerin yönelttiği “Türkiye’de beklediğiniz
parlamenterist siyasi hedef ve umutların da Cumhurbaşkanı seçmesini engellemek için AKP’ye istikrarlı bir ortamı, size aşağıdaki iktidar
çökmesiyle birlikte tüm siyasi iddianın karşı seslerini yükselttiklerinde ve ordunun 27 Nisan formüllerinden hangisi gerçekleştirebilir?” ya da daha
tüketildiği bir iflas tablosudur. muhtırasıyla ipler iyice gerildiğinde, hükümetin doğrudan ifade edecek olursak, “seçimden sonra
Bu platform en fazla, en gevşek bir imdadına efendileri yetişti. Emperyalistler ve sermaye, sömürü ve soygun düzeninizin sürmesini kim sağlar”
liberal muhalefet platformu olarak değişik gerekçeler üzerinden AKP hükümetine sahip sorusunu, patronların yüzde 25.4’ü “AKP’nin tek
tanımlamayı haketmektedir. Sol adına çıktılar, “iyi uşak”larını darbecilere ezdirmediler. başına iktidarı” diye yanıtlamışlar. AKP-DP koalisyon
hareket edip, “sosyalizm”den sözederken Elbette bunu AKP’lilerin kara kaşı kara gözü için hükümeti formülü ise patronlardan yüzde 15.5 oy
sadece “eşcinselin sosyalisti, sosyalistin yapmıyorlardı. Onları asıl ilgilendiren, sömürü ve almış. Sömürü ve yağma düzeninin istikrarı için CHP-
Çerkes’i savunmasını söylemeye yağma düzenlerinin “istikrar” içinde olması idi. Bu DP-MHP koalisyonunu güvence olarak görenlerin
gidiyorum” (Baskın Oran’ın “istikrar”ı en iyi koruyan ve sürdüren de şu an için oranı yüzde yüzde 12’de kalırken, CHP’nin tek başına
konuşmasından) diyenlerin platformundan AKP hükümeti olduğuna göre sermayenin bu iyi iktidar olduğu bir formülü istikrar için en iyi çözüm
emekçilerin yararına bir şey çıkamayacağı hizmetkarına arka çıkması, onu gerici çatışmalarda olarak görenlerin oranı ise yüzde 11 olmuş.
yeterince açıktır. Bu haliyle bu platform rakiplerine karşı kollaması son derece doğaldı. Kısaca şu; patronlar, seçimlerin bir hükümet
yalnızca, sosyalizm ve toplumsal Bilindiği gibi, seçimlerin artık gündeme tamamen değişikliğine yol açmasını istemiyorlar. Kendi
mücadeleye yönelik umutlarını çoktan oturduğu şu son bir iki haftada, düzen cephesinde yeni çıkarları için en uygun olanın AKP’nin tek başına
tüketmiş umutsuz küçük-burjuva aydınların meclisin bileşimi ve hükümeti kimin kuracağına dair kuracağı bir hükümet olacağını düşünüyorlar.
platformudur. tartışmalar yoğunluk kazanmış durumda. Bu konuda Peki sermaye diğer düzen partilerinin “istikrarlı
İşçi ve emekçilerin bu tükenmiş anlayışa söylenenler, yazılıp çizilenler, sermaye sınıfının ortam” için bir tehdit oluşturduğunu düşündüğü için
ve sözlerine ihtiyacı yoktur. Bugün sınıf AKP’yi seçimden sonra da hükümet partisi olarak mi AKP’yi destekliyor? Elbette hayır. Sermaye diğer
mücadelesinin gerekleri, düzen karşısına net görmek istediğini gösteriyor. Fakat, AKP’nin çok partilerin programlarının da esas olarak AKP’den
ve kararlı bir devrimci iktidar perspektifiyle güçlenmesinin yaratacağı sorunların da bilincinde olan farklı olmadığını, işbaşına geldikleri takdirde hepsinin
çıkmayı gerektiriyor. Düzen siyasetinin son sermaye, bu partinin şimdikinden daha az bir oy de kendisine hizmet için canla başla uğraşacağını tabii
derece gerildiği ve çatışmalı bir boyut desteğine ve milletvekili sayısına sahip olmasını da ki biliyor. Fakat esaslı bir alternatifin ortada olmadığı
kazandığı bugünkü siyasi koşullarda devrim tercih ediyor. Seçim sonrası dönemde yaşanması koşullarda tercihini “deneyimli uşak”tan yana yapıyor.
ve sosyalizm gibi net bir alternatifle kuvvetle muhtemel gerici dalaşmaların “tehlikeli” AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip
çıkmaksızın, işçi ve emekçileri düzen içi boyutlar almasının önüne bu sayede geçilebileceğini Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada
çatışmanın tozu dumanı arasından çıkarıp düşünüyor. CHP’yi “seçkinlerin partisi” olmakla suçlamaktaydı.
bağımsız çıkarları uğruna savaşıma Sermayenin bu konudaki tercih ve beklentileri son “Onlar seçkinlerin dilinden anlar, biz halkın dilinden
sokmanın imkanı yoktur. Bu koşullarda haftalarda burjuva medyaya değişik şekillerde anlarız” diyordu. Ekonomist Dergisi’nin yayınladığı
liberal-reformist seçim platformu, yansımaktaydı. Fakat “Ekonomist Dergisi” tarafından bu anket, aslında AKP’nin de en az CHP kadar
umutlarını tüketmiş liberal aydınların meclis yapılan kapsamlı bir anket çalışması bu senaryonun “seçkinlerin partisi” olduğunu göstermektedir.
düşleri olmaktan öteye bir anlam somut bir karşılığı olduğunu, pek çok patronun İşçi ve emekçiler, hepsi de birbirinin aynısı olan,
taşımamaktadır ve toplumsal mücadelenin seçimden sonra AKP tarafından kurulacak bir sermayeye daha fazla hizmet konusunda birbirleriyle
dinamik kesimlerinin zihnini bulandırdığı hükümeti tercih ettiklerini ortaya koyuyor. yarışan bu düzen partilerinin seçim döneminde daha
ölçüde gerici konumda dır. Bu nedenle Ekonomist Dergisi’ne göre, ankete yanıt veren yüksek sesle söyleyecekleri yalanlara itibar etmemeli,
devrimci sınıf platformunun hedefinde patronların ağırlıklı bir kesimi, seçimler sonrasında güçlerini işçi sınıfının devrimci mücadelesinde
bulunmaktadır. meclise dört parti ve 10-20 arası bağımsız birleştirmelidir.
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Düzen partilerinden yalanlar... Kızıl Bayrak  9

CHP’nin vaadleri ya da yalandan


kim ölmüş!
Düzen siyasetinde eskiden göstermelik de bildirgesine göre CHP, 10 yıllık zorunlu temel eğitime
olsa “sağ partiler” vardı. Bunların karşısında geçileceği, ÖSS’nin kaldırılacağı, yargıda
gene göstermelik olarak “sol partiler” vardı. siyasallaşmanın önleneceği, sanatçıların, muhtarların
Faşist partiler ile dinci partiler tabloyu ve yoksulların sigorta primlerinin devletçe ödeneceği,
tamamlarlardı. Bugün olduğu gibi gene hepsi yoksul ailelere nakit para yardımı yapılacağı, ulusal
sermayeye hizmet ederlerdi ama seçim sağlık sigortası kurulacağı, tarımsal desteklerin iki
zamanlarında kullandıkları söylemler, ortaya katına çıkartılacağı, kadınlara yönelik şiddetle
attıkları vaatler birbirinden farklı olurdu. Birinin mücadele edileceği, dokunulmazlıkların kaldırılacağı
vaat olarak ortaya attığını diğeri asla türünden vaatlerle işçi ve emekçilerden oy isteyecek.
sahiplenmez, buna kendince başka bir vaatle CHP’nin seçimlerdeki sloganının ise “sıfır açlık”
yanıt vermeye çalışırdı. olduğu bildiriliyor.
Ancak özellikle son 10-15 yıldır düzen Sıralanan vaatlere bakıp da “sıfır açlık”ın nasıl
partileri arasında bir fark kalmadığı, artık sağlanacağını anlamak ise mümkün değil. CHP’nin
herkes tarafından kabul gören bir durum. belgelerinde bunun devlet bütçesindeki “faiz dışı
Kapitalist düzenin yapısal sorunları daha fazla”nın açlık ve yoksullukla ilgili projelere
fazlasına müsaade etmediği için, hükümete harcanacağı belirtilmiş olsa da, bu iddianın karşılık
gelen bütün düzen partileri neredeyse standart bulması neredeyse imkansız. Çünkü dış borçların dört
hale gelmiş İMF-TÜSİAD programlarını uygulamak başvurarak benzer talepler formüle etmeye soyunmuş yılda ikiye katlandığı düşünülecek olursa, İMF’nin asıl
zorunda kalıyorlar. Yani hükümetlerin programları bulunuyorlar. Yeniden hükümeti kuracağına kesin olarak bu borçların geri ödenmesini güvenceye almak
uzunca bir zamandır İMF-TÜSİAD ikilisinde ifadesini gözüyle bakılan AKP dışında diğer düzen partilerinin için uygulanmasında ısrar ettiği temel ekonomik
bulan emperyalistler ve sermaye tarafından vaatlerinde neredeyse yok yok. politikalarla çelişiyor. Faiz dışı fazla oranıyla oynamak
oluşturuluyor. Kısacası AKP dışındaki tüm düzen partileri, işçi ve İMF’nin kabul edebileceği bir şey değil. “Faiz dışı
Başka zamanlarda bu durumdan pek şikayetçi emekçilerin sorunlarının istismarına dayalı, hiçbir fazlayı istediğim gibi ayarlayacağım” diyen bir
olmayan düzen partileri, asıl sıkıntıyı seçim temel politika değişikliğini öngörmeyen, bu çerçevede hükümetin öncelikle İMF politikalarını reddetmesi
zamanlarında farklı vaatler formüle etme konusunda de gerçekte hiçbir kalıcı çözüm içermeyen vaatlerle gerekiyor ki CHP’nin de böyle bir niyeti olmadığı
yaşıyorlar. 2003 yılında yapılan seçimlerde Cem seçime girmeye hazırlanıyorlar. biliniyor. Yani “sıfır açlık” söylemi bir demagojiden
Uzan’ın genel başkanlığını yaptığı Genç Parti, iktidara Aylardır yaşanan düzen içi gerici çatışmada ibaret.
gelme olasılığı bulunmadığı, yani sırtında yumurta generallerin sözcülüğünü üstlenen postal yalayıcısı Kaldı ki açlık ve yoksulluğu, bütçeden para
küfesi olmadığı için, uçuk kaçık olsa da kulağa hoş CHP, sosyal demokrat maskesini bir kenara fırlatalı aktararak, yoksullara sadaka gibi para dağıtarak
gelen vaatler formüle ederek dikkat çekmişti. Aldığı çok oldu. Fakat darbe şakşakçılığı ile Kürt halkına çözmek de mümkün değil. Açlık ve yoksulluğun
hatırı sayılır oyun gerisinde bu vaatlerin de bir payı düşmanlık bayrağını sallamanın seçimlerde işçi ve ortadan kaldırılması için işsizliği hızla aşağı çekmeye
bulunmaktaydı. emekçilerden oy toplamak için yeterli olmayacağını dönük adımlar atılması, genel ücretler düzeyinin
O zaman Genç Parti ile dalga geçen diğer düzen bildiği için, yaşanan ekonomik ve sosyal sorunların yükseltilmesi, ücretliler üzerindeki vergi yükünün
partileri, şimdi kendilerinin diğerlerinden farklı istismarına dönük bir dizi talep de formüle etmiş ciddi ölçüde azaltılması, eğitim ve sağlık gibi
olduğunu ispatlayabilmek için Cem Uzan’ın taktiğine bulunuyor. Henüz resmen açıklanmamış seçim harcamaların devlet tarafından karşılanır hale gelmesi
gibi bir dizi ekonomik ve sosyal politikanın

Düzen partilerinin yalan yarışı


uygulamaya sokulması gerekiyor. Bütün bunları
gerçek anlamı ve kapsamıyla hayata geçirmek ise
mevcut yağma ve talan düzeninin yıkılmasına, bir
CHP altında olacak. avuç kan emicinin çıkarlarına dayalı sistemin yerle bir
10 yıllık zorunlu temel eğitim Vatandaş namerde muhtaç edilmeyecek. edilmesine bağlı. Dolayısıyla tıpkı “sıfır açlık” sloganı
ÖSS kaldırılacak. gibi CHP’nin diğer vaatleri de içi boş yalanlar
Yargıda siyasallaşma önlenecek. MHP olmanın ötesine geçmiyor.
Muhtaç sanatçıların, muhtarların ve yoksulların Her eve ve herkese internet. Bugüne kadar kölelik yasasına, sosyal yıkım
primlerini devlet ödeyecek. Milli çizgi film endüstrisi geliştirilecek yasalarına, özelleştirmelere karşı çıkmayan, İMF ve
Ulusal sağlık sigortası kurulacak. Enflasyon kalıcı olarak yüzde 3’e düşürülecek. TÜSİAD’ın dayattığı politikalara göre kendini
Çiftçi ve besiciye verilecek tarımsal destekler 2 İşsiz ve muhtaç aile reislerine 200 YTL işsizlik şekillendiren CHP’nin işçi ve emekçilere verebileceği
katına çıkarılacak. yardımı ödenecek. hiçbir şey yoktur. Şayet kazara iktidara gelirse, CHP
Kadınlara uygulanan her türlü şiddetle mücadele Güvenlik mensuplarına aylık 230 YTL güvenlik hükümetinin yapacakları, şimdi aynı çöplükte
edilecek. tazminatı verilecek. eşindikleri DSP’lilerin kendi hükümetleri döneminde
Dokunulmazlıklar kaldırılacak milletvekili de Gece güvenlik görevlileri istihdam edilecek. yaptıklarından hiç de farklı olmayacaktır,
hesap verecek. Güvenlik kamera sistemi yaygınlaştırılacak. olamayacaktır. Bu nedenle işçi ve emekçiler bu postal
Vatandaş hastane ve hekim seçme hakkına sahip yalayıcıların seçimler arifesinde yükselteceği
GENÇ PARTİ olacak. yalanlara asla itibar etmemelidir.
Mazot 1 YTL olacak. Türkçe’nin bütün lehçeleriyle kullanılabilir Patronlar kendi çıkarları konusunda son derece
Her işsize 350 YTL maaş verilecek. olması sağlanacak. gerçekçi davranıyorlar. Nasıl ki “vatan kurtaran aslan”
Emekliye 14 maaş verilecek. pozlarında caka satan postal yalayıcılarına itibar
Fındık 8 YTL olacak. BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ (BTP) etmeyip AKP’yi yeniden iktidara getirmek için çaba
Türkiye AB üyeliğinden çekilecek. Mazot 80 Ykrş olacak. sarf ediyorlar. O halde işçi ve emekçiler de kendi sınıf
Üniversite sınavı kalkacak. 500 YTL vatandaşlık parası ödenecek. çıkarları doğrultusunda davranmalıdırlar. Hepsi de
Şehitlerin hesabı sorulacak. 2000 YTL asgari ücret verilecek. sermayenin hizmetinde olan düzen partilerinin
15 bin YTL doğum ikramiyesi verilecek.Ev yalanlarına kanmamalı, kendilerini kandırmaya
DP hanımlarına 500 YTL maaş verilecek. çalışanlardan da devrimci mücadeleyi yükselterek
Çiftçinin kullandığı “yeşil mazot” 1 YTL’nin 250 YTL çocuk maaşı verilecek. hesap sormalıdırlar.
10  Kızıl Bayrak Seçim bürosu açılışlarından... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Gülsuyu’nda coşkulu aday tanıtımı...

“Çözüm ne seçimde, ne mecliste;


çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”
Gülsuyu’nda birkaç gün önce açmış olduğumuz hareketle değil, bağımsız devrimci sınıf çizgisi gerçekleştirdi. Burjuva sınıfının gerçek iktidar
İstanbul 1. Bölge Bağımsız Sosyalist Milletvekili temelinde belirlemesi gerektiği vurgulandı. Konuşma odaklarının meclis değil; İMF, TÜSİAD, MGK gibi
adayımız N. Şafak Özdoğan’ın seçim bürosunun resmi seçimlere ilişkin yaklaşımımıza değinirek sona erdi. kurumlar olduğunu işaret ederek bunların
açılış şenliğinin ön hazırlık sürecine el ilanı, afiş vb. BDSP temsilcisinin konuşmasının ardından adaylar belirlenmesinde emekçi kitlelerin söz sahibi olmadığını,
materyallerin kullanımıyla başladık. Hazırlık sırayla söz aldılar. gerçek kurtuluşun tüm kurumlarıyla beraber sermaye
sürecimizin sonraki günlerinde açılışa çağrı yapan Adaylar yaptıkları konuşmalarda; işçi sınıfının egemenliğini alaşağı etmekten geçtiğini vurguladı. “Ne
davetiyelerimizi ve seçim bildirilerimizi çokça siyasal temsilcileri olarak komünistlerin seçim sürecinin bu düzen partileri, ne de onların meclisi sorunlara
kullandığımız faaliyetlerimize başladık. Kapı kapı yarattığı imkanlardan ve kitlelerin siyasi ilgisinin çözüm olabilir. Çözüm, işçi ve emekçi kitlelerin talepleri
dolaşarak ilişki ve okur çevremize davetiyelerimizi ve yoğunlaştığı koşullardan devrimci ilke ve amaçlar uğruna verecekleri birleşik, örgütlü ve militan
bildirilerimizi verdik. Gülsuyu Heykel Meydanı’nda doğrultusunda yararlanmayı hedeflediklerini belirttiler. mücadeleden geçiyor!” sözleriyle konuşmasını
işçilerin işten dönüş saatinde standımızı açarak Bu süreçte, kitlelerin kurtuluşunun, Kürt sorunu ve noktaladı.
ajitasyon konuşmaları eşliğinde davetiyelerimizi kadın sorunu vb. temel sorunların gerçek ve kalıcı Etkinlik Grup Fırtına’nın söylediği coşkulu marşlar
dağıttık. Yine aynı şekilde semt pazarının kurulduğu çözümünün devrim ve sosyalizmde olduğunu daha ve türkülerle devam etti. Grup Fırtına’nın seçimlere
gün standımızı açtık. Sabah işçilerin işe gidiş saatinde güçlü ve yaygın bir şekilde söyleyebilmenin, işçi sınıfı ilişkin marşı kitle tarafından “Yaşasın devrim ve
Heykel’de davetiyelerimizi dağıttık. ve emekçileri “sınıfa karşı sınıf!” perspektifiyle sosyalizm!”, “Çözüm devrimde kurtuluş sosyalizmde!”
Ses aracımızla Gülsuyu’ndaki bütün sokakları bağımsız devrimci sınıf çizgisinde mücadeleye sloganlarıyla karşılandı. Etkinlik, Fırtına’nın
dolaştık. Seçimlerin “kitleleri kandırmak için çağırabilmenin bir aracı olarak değerlendireceklerini seslendirdiği türküler eşliğinde halaylar çekilerek son
egemenlerin kullandığı bir oyun” olduğunu, hükümet vurguladılar. buldu.
olan partinin adı ne olursa olsun iktidar koltuğuna Adayların konuşmalarının ardından ikinci kez söz Etkinliğe yaklaşık 100 kişi katıldı.
temsil ettikleri, sermaye sınıfının çıkarlarını korumak alan BDSP temsilcisi toplantının kapanış konuşmasını Gülsuyu BDSP
için talip olduklarını ve bunu yapabilmenin koşulunun
da işçi ve emekçi düşmanı saldırıları hayata
geçirmekten geçtiğini vurgulayan, gerçek çözümün
devrim ve sosyalizmde olduğunu anlatan ajitasyon
konuşmaları yaptık. Bağımsız Devrimci Sınıf
Platformu’nun desteklediği bağımsız sosyalist
BDSP’den Esenyurt’ta
adaylarımızın tanıtım toplantısının yapılacağı seçim
büromuzun açılış etkinliğine çağrıda bulunduk, ses aday tanıtım toplantısı
aracıyla dolaşarak kahvelere ve yöre derneklerine açılış
davetiyelerimizi ulaştırdık. Düzen cephesinden seçim tartışmalarının Son olarak konuşan, aynı zamanda bölgemizin
Açılış öncesinde seçim büromuzu pankart, afiş ve hızlandığı, iç çatışmalarının arttığı erken seçimin bağımsız adayı olan 3. Bölge adayı Hüseyin
flamalarla donattık. “Çözüm ne seçimde, ne mecliste; ön günlerinde bizler de işçi sınıfına, emekçilere Temiz şunları söyledi: “Bizler bağımsız adaylar
çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”, “Sınıfa ve ezilen halklara, düzen partilerinden hesap olarak seçimlere katılacağız ama meclise girmek
karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme kaşı sorma ve mücadeleyi yükseltme çağrısı yapmaya bizler için bir amaca dönüşmemektedir. Aslolan
sosyalizm!” şiarlı pankartlarımızı ve yine aynı temalı devam ediyoruz. sınıfın kendi öz mücadelesidir. Meclise de
afişlerimizi büromuzun duvarlarına astık. Seçim 17 Haziran günü Esenyurt merkez seçim gireceğiz belki, hiçbir zaman hangi sınıfın
büromuzun girişine “Kahrolsun sermaye bürosunun açılış etkinliğini gerçekleştirdik. İşçi temsilcisi olarak orada bulunduğumuzu
diktatörlüğü! Yaşasın sosyalist işçi-emekçi iktidarı!” ve emekçilere sınıfın bağımsız sosyalist devrimci unutmayacağız, o kürsüden sınıfın sesini
şiarlı pankartımızı ve büromuzun bulunduğu sokağa adaylarını tanıttık. Etkinlik programı saat yükselteceğiz. İşçi ve emekçilerin haklarını
‘Gülsuyu BDSP’ yazılı flamalarımızı astık. Gün boyu 15:00’te Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu gaspeden, her geçen gün daha da yoksullaştıran,
devrimci marşlar ve türküler söyleyerek, seçim temsilcisinin yaptığı konuşma ile başladı. baskı koşullarını arttıran yasalarını parçalayıp
bildirgemizi işçi ve emekçilere duyurduk. Büromuzun BDSP temsilcisi, seçim sürecini suratlarına fırlatacağız. Bizler oradayken de
görsel materyallerle iyi donanmış olması yoldan geçen değerlendirdikten sonra, seçim sürecinde işçi ve devrimci mücadelemize devam edeceğiz, oradan
insanların ilgi odağı haline gelmesini sağladı. emekçilerin nasıl tutum alması gerektiğini ve eylemlere, grevlere gideceğiz. Seçimler sürecinde
17 Haziran günü açılışı yapacağımız saatte BDSP olarak neden bağımsız aday çıkardığımızı ilerici, öncü işçilere sınıfın devrimci programını
insanların toplanmaya başlamasıyla birlikte davul-zurna anlattı. İstanbul adaylarından ilk olarak konuşan ulaştırmalıyız. Bu süreci işyerlerimizde
eşliğinde halaylar çekilmeye başlandı. Yarım saat 1. Bölge adayı N. Şafak Özdoğan, sınıfın sendikalaşma faaliyetleri örerek, işyeri komiteleri
boyunca çekilen halayların ardından seçim büromuza temsilcileri olarak meclisi çözüm olarak kurarak hak arama mücadelesini yükselttiğimiz,
geçerek toplantıya başladık. göstermediklerini söyleyerek, “Bizler devrimciler örgütlülüğü büyüttüğümüz bir kazanıma
İlk sözü BDSP temsilcisinin aldığı açılış olarak bu kürsüden sizleri bu süreçte dönüştürmeliyiz”
konuşmasında; erken seçim sürecine, savaş ve darbe örgütlenmeye, devrim ve sosyalizm davasını Hüseyin Temiz, çözümün ne seçimde ne
tehtidi altında ciddi bir siyasal kriz koşullarında girildiği yükseltmeye çağırıyoruz. Parlamentarist mecliste olduğunu, kurtuluşun birlikte
belirtildi. Laik-antilaik çatışmasıyla sahte kutuplaşmalar umutlarla değil sosyalist iktidarı hedefleyen bir kuracağımız yeni bir dünyada olduğunu,
yaratılmaya çalışıldığını söyleyerek, son süreçte de mücadele ile geleceğimizi kazanabiliriz” diyerek çözümün devrimde ve sosyalizmde olduğunu
egemenler arasındaki çatışmanın “teröre karşı refleks” bağımsız adaylar olarak sınıfı örgütlü mücadeleye anlattı ve bu mücadeleyi hep birlikte örgütleme
söylemine kaydırıldığını vurguladı. Kitlelerin düzen çağırdıklarını vurguladı. çağrısı yaptı.
politikalarına yedeklenmek istendiğini sözlerine ekledi. 2. Bölge Adayı Fatma Ünsal, “Kapitalist Konuşmaların ardından soru-cevap kısmına
Egemen sınıfların farklı kamplarının bir bütün halinde toplumda sınıflar nettir, proletarya ve burjuvazi geçildi. Konuşmaları dikkatle dinleyen
Kürt halkına karşı ırkçı-saldırgan uygulamalara hız yani düzen ve devrim. Laik ve anti-laik cephe diye katılımcıların sordukları soruları sınıfın bağımsız
kazandırdığına dikkat çekerek şovenizm zehirinin dozu karşımıza çıkan aslında aynı düzenin devrimci adayları yanıtlandı.
arttırılarak geleneksel imha ve inkar politikalarının yansımalarıdır. Seçim sürecinde sınıf tutumumuzu Tanıtım toplantısı, Gölgedekiler müzik
güçlü bir biçimde devam ettirildiğinin altını çizdi. alarak devrim cephesini güçlendirebilmek grubunun türkü ve marşlarıyla devam etti.
İlgiyle izlenen toplantıda, işçi sınıfı ve emekçilerin gerekmektedir” diyerek sınıfa karşı sınıf bilincini Etkinliğe 60 kişi katıldı.
kendi safını egemenlerin yarattığı yapay gündemlerden kuşanmamız gerektiğini vurguladı. Esenyurt BDSP
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 BDSP’nin seçim çalışmalarından... Kızıl Bayrak  11

BDSP’nin seçim faaliyetinden...

“Düzen partilerine verecek oyumuz yok!


Sorulacak hesabımız var!”
Kartal seçim bürosu

Gazi seçim bürosu

İstanbul’da seçim seçim komisyonu olarak biraraya geldik ve açılış itibaren materyallerimizi hazırladık. El ilanı,

çalışmalarından...
gününe kadar tamamlanması gereken eksiklikleri ozalitler ve kurumlara dönük iç mekan
tartıştık. Günün değerlendirmesini yaparak ertesi günü
afişleriyle Kartallı işçi ve emekçileri
planladık.
açılışımıza davet ediyoruz. Seçim
Anadolu Yakası: Gün boyu süren yoğun faaliyetimiz işçi ve
bildirgelerimizin elimize ulaşmasıyla birlikte
emekçiler tarafından ilgiyle karşılandı. Seçim
Maltepe BDSP olarak seçimlerin yaklaşması ile
gündemi üzerinden hemen hemen her gittiğimiz yerde el ilanlarını birlikte kullanıyoruz. Öncelikle
birlikte çalışmalarımızı hızlandırmış bulunmaktayız.
Seçim kampanyamız İstanbul 1. Bölge Bağımsız
sohbet etme imkanı bulduk. bölgemizde bulunan fabrikalara bildirgemizi
Sosyalist Milletvekili Adayı N. Şafak Özdoğan’ın
Gülsuyu BDSP ve davetiyelerimizi ulaştırdık. Kartal
Gülsuyu-Gülensu Mahallesi seçim bürosunun açılış Belediyesi, Adel, Mimaysan ve Modital’de
etkinliği ile yeni bir ivme kazandı. Açılış öncesi
mahallemizde oluşturduğumuz komisyonlar ile çok
Kartal seçim bürosu açılıyor! yaptığımız dağıtımlar esnasında işçilere
Seçim çalışmamız açılış etkinliğimizin “Düzenin seçim oyununu bozalım sosyalist
yönlü bir açılış etkinliği örgütleme çabasındayız.
yaklaşmasıyla yoğunlaşarak devam ediyor. adayları destekleyelim!” diyerek açılışımıza
Heykel durağı ve son durakta sabahları dağıtım
yaparak işçi ve emekçileri açılışa çağırdık. Mahalle Kartal seçim büromuzun düzenlenmesiyle davet ettik. Fabrika dağıtımlarından sonra
pazarında açtığımız stand ile, kapı kapı dolaşarak birlikte düzenli olarak açmaya başladık. seçin büromuzun yakınındaki sokaklara ve
ajitasyon konuşmaları eşliğinde yüzlerce el ilanı
Büromuz, açtığımız günden bu yana mahalle evlere bildirgelerimizi ve davetiyelerimizi
dağıttık.
emekçilerinin ilgisini çekiyor. Kısa sürede ulaştırdık. Dağıtım esnasında ajitasyon
Açılışa çağrı afişlerini ve ozalitleri dükkanlara ve konuşmaları yaparak emekçileri açılışımıza
minibüslere asarak tüm mahallede açılış etkinliğinin birçok emekçiyle tanışma imkanı bulduk.
Sohbetlerimizden çok alışık olmadıkları bir davet ettik.
duyurusunu yaptık. Açılış etkinliğinin ardından her
hafta belli gündemler üzerinden etkinlikler ve tablo olduğunu gördük. Klasik düzen Emekçilerin genel olarak düzen
toplantılar düzenleyerek seçim büromuzu bir mevziye partilerinin söylemlerinden farklı söylemler ve partilerinden umutlarının olmadığını
dönüştürmeyi hedefliyoruz. şiarlar oldukça ilgilerini çekiyor. Toplam gözlemledik. Çalışma alanımız yoğun olarak
Maltepe BDSP
seçim çalışmamız süresince bu ilgiden, CHP’nin tabanını oluşturuyor. CHP’ye dair
Gülsuyu seçim bürosu faaliyette emekçilere sosyalizmden başka alternatif birçok şey ifade etseler de kötünün iyisi diye
16 Haziran günü sabah Heykel durağında toplu olmadığını anlatmak için en verimli şekilde CHP’yi desteklemek gerektiğini ifade
dağıtım yaparak Gülsuyu işçi ve emekçilerini açılış
yararlanacağız. ediyorlar. Ayrıca dağıtım sırasında evine davet
etkinliğine davet ettik. Seçim büromuzda gün boyunca
Açılış etkinliğine sayılı günler kala Kartal eden bir emekçiyle seçimler üzerinden sohbet
BDSP’nin hazırlamış olduğu propaganda kasetiyle ettik ve açılışa davet ettik. Bunların dışında ev
müzik yayını yaptık. Ayrıca tek tek okurlarımıza ve seçim komisyonu olarak açılış etkinliğini en
ilişkilerimize giderek davetiyelerimizi ulaştırdık. geniş alana yaymak hedefiyle yoğun bir toplantısı yapmak için okurlarımızı ziyaret
Akşam saatlerinde Heykel Meydanı’nda stand planlama yaptık. Planlamalarımızdan biri etkin ettik. Bir apartmandan iki aileyle ev toplantısı
açarak megafonla ajitasyon konuşmaları eşliğinde bir propaganda yapmak, diğeri ise kapı kapı yapmak için söz aldık. Önümüzdeki günlerde
davetiyelerimizi dağıtarak açılışa çağrı yaptık.
dolaşarak emekçileri açılışa davet etmek, açılışa çağrıyı materyallerimizi en etkin ve
Ardından dağıtım ekiplerimiz mahallede kapı kapı
ayrıca okurlarımızla ve ilişkilerimizle açılıştan yaygın bir biçimde kullanarak, kahve
gazete satışı gerçekleştirdiler ve davetiye dağıtımı konuşmaları ve ev toplantılarıyla daha da
yaptılar. Gün boyu süren pratik faaliyetin ardından önce ev toplantıları yapmaktı. Hafta başından
güçlendireceğiz.
12  Kızıl Bayrak BDSP’nin seçim çalışmalarından... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Bağımsız Devrimci Sosyalist Milletvekili konuşması ilk olarak yaygın bir propaganda faaliyeti
Adayı N. Şafak Özdoğan’ın Kartal seçim * Şiir gerçekleştirdik. Gazi Mahallesi ana caddelerine
* Serbest kürsü yüzlerce “Gazi emekçileri seçimleri tartışıyor” başlıklı
bürosu açılış etkinliğinde buluşalım!
* Müzik afişlerden yaptık. Öte yandan çıkarttığımız açılış
Tarih: 24 Haziran Pazar Adres: M. Akip Ersoy Mh. Hayat Cad. No: 112/A etkinliği davetiyelerinden yüzlercesini kapı kapı
Saat : 18:00 (Merkez Kaymakamlık karşısı) dolaşarak işçi ve emekçilere ulaştırdık.
Yer : Karlıktepe Mah. Fahri Korutürk Tarih: 24 Haziran ’07 (Pazar) Açılış etkinliği çalışmaları çerçevesinde davetiye
Cad. 58/1(Java Minibüs yolu üzeri, Vestel Saat: 14:00 dağıtımı ile beraber yaygın bir gazete satışı da
bayii karşısı) Ümraniye BDSP gerçekleştirdik. Gazi emekçilerinin gazetemize ilgisi
Açılış programı anlamlı oldu. Yaklaşık bir saat içinde 50’ye yakın

Avrupa Yakası:
gazeteyi emekçilere ulaştırdık.
* BDSP temsilcisinin konuşması “Gazi emekçileri seçimleri tartışıyor” başlıklı açılış
* İstanbul 1. Bölge bağımsız sosyalist
milletvekili adayı N. Şafak Özdağan’ın
Gazi’de seçim toplantısı etkinliğimizi 24 Haziran Pazar günü
gerçekleştireceğiz.
konuşması Gazi bölgesinde seçim çalışmalarımız büronun İstanbul 2. Bölge bağımsız sosyalist milletvekili
tutulması ve düzenlenmesi ile başlamış oldu. Gazi
* Müzik dinletisi seçim bürosunda 17 Haziran günü Mercan şehitlerini
Adayı Fatma Ünsal’ın da konuşmacı olarak katılacağı
açılış etkinliği, işçi ve emekçilere düzen partilerinin ve
Kartal/BDSP anma etkinliğinden önce yaklaşık 2 saat süren bir meclisin çözüm olmadığını anlatmayı hedefleyen
toplantı yapıldı. Toplantıda seçimin anlamı, siyasal seçim çalışmamızın bir ilk adımı olacaktır.
gelişmeler, komünistlerin seçimlere yaklaşımı, düzen
Ümraniye’de seçim büroları
Etkinlik Gazi Mahallesi Millet Cad. (Pazar Cad.)
partileri ve reformizm üzerine bir tartışma No: 22 GOP adresinde saat 18:00’de başlayacak.
açılışları gerçekleştirildi. Toplantıda burjuva siyaseti,
parlamento ve parlamentarizm tarihsel ve güncel
Programda BDSP temsilcisi ile bağımsız sosyalist
milletvekili adayı Fatma Ünsal konuşma yapacak.
Seçim çalışmalarımız bütün coşkusu ile devam örnekleri ile tartışıldı. Burjuvazinin düzen siyaseti ile GOP BDSP
ediyor. Eğitim seminerlerinin sonuncusu olan “Ulusal reformizmin parlamentarist hayalleri karşısında
sorun” başlıklı sunumun ilk bölümünü gerçekleştirdik. komünistlerin temsil ettiği bağımsız devrimci sınıf
Konunun öneminden dolayı seminerin ikincisini çizgisi anlatıldı. Ekim Devrimi ve Bolşevik partisinin Gaziosmanpaşa bölgesi seçim
ilerleyen günlerde gerçekleştireceğiz.
faaliyetlerinden
seçimlere devrim sürecindeki yaklaşımı ve çizgisi
Bölgemizde iki seçim büromuzun açılışını 23 ve tarihsel eksende ele alındı, güncel planda düzen
24 Haziran tarihlerinde gerçekleştireceğiz. Seçim siyaseti ve kokuşmuş, tek bir burjuva programa sahip Gaziosmanpaşa merkez büromuz resmi açılış
çalışmasını bölgemizin devrimci odağı haline olan düzen partilerinin politik eleştirisi yapıldı. öncesinde faaliyete başlamış bulunuyor. Büromuzun
getirebilmek ve kokuşmuş düzene karşı, devrim Ardından sınıf hareketi açısından daha önemli bir görsel düzenlemesini gerçekleştirerek açılışa çağrı
propagandasını en iyi şekilde yapabilmek hedefiyle düşman olarak reformizmin parlamenter hayaller afişlerini GOP merkezde çeşitli noktalara yaygınca
yürütüyoruz.. Faaliyetimizin sistemli ve planlı bir yayan seçim platformu değerlendirilerek, tüm bunların yaptık. Gazi bölgesinde yüzlerce noktaya açılışa çağrı
şekilde yürütülmesi için çalışma yürüteceğimiz karşısında bugün tek gerçek devrimci siyasal platform afişleri yapıldı. Gazi Mahallesi gençleri seçim
alanlarda komisyonlar kurduk. Çevre-çeper olan komünistlerin seçim platformu ortaya kondu. büromuza ilgi gösteriyorlar.
ilişkilerimizi de sürece katmak için toplantılar Tartışmaların ardından seçim sürecinde Gazi Mahallesi’nde etkinlik davetiyelerinin ve
düzenledik. yürütülecek çalışmanın ana hatları, yöntemi ve seçim bildirgesinin dağıtımı yapıldı. Yüzlerce davetiye
Seçim bürolarının açılışını davetiye ve afişlerle hedefleri tartışıldı. Kitle çalışmasında kendi ve bildirge işçi ve emekçilere ulaştırıldı.
işçi-emekçilere duyuruyoruz. Etkinliklerin başarılı doğruluğuna güvenmenin, buradan aldığı güçle GOP çalışmamızın haftalık olarak gerçekleştirmeyi
geçmesi için şiir ve müzik grupları oluşturduk, teknik emekçilerin karşısına meşru ve güçlü bir şekilde planladığı eğitim seminerlerinin ilki 15 kişilik bir
ekip kurduk. çıkmanın önemi vurgulandı. Ardından seçim katılımla Gazi seçim bürosunda gerçekleştirildi.
bürolarının açılış etkinlikleri, anket, seçim Yaklaşık 2.5 saat süren eğitim semineri “Ekim
* İstanbul 1. Bölge Bağımsız Devrimci Sosyalist bildirgesinin dağıtımı, yerel afiş ve bildirilerin Devrimi ve Bolşevik parti” başlığını taşımaktaydı.
Milletvekili Adayı Necmiye Şafak Özdoğan’ın hazırlanması, park vb. açık hava etkinlikleri üzerine Ekim Devrimi’nin gelişimi ve devrimin başarı ile
Samandıra seçim bürosunun açılışında buluşalım! genel bir tartışma yapıldı. gerçekleşmesini doğuran koşulların ana hatları ile
Program: Seçim sürecini örgütleyecek 20 aktivistin katıldığı anlatıldığı seminerde Ekim Devrimi’nin mirasının
* BDSP konuşması toplantı politik tartışmalar yürütmek, pratik faaliyeti bugünkü anlamı tanımlanmaya çalışıldı. Etkinlik
* Bağımsız sosyalist milletvekili adayının örgütlemek hedefiyle günlük olarak tekrarlanacak. öncesinde katılımcılara öncesinde hazırlanan metinler
konuşması Zira seçim dönemleri devrimci sınıf çalışması ve dağıtıldı. Bundan sonra 4 hafta boyunca
* Müzik mücadelesi açısından en hareketli ve yoğun geçen tekrarlayacağımız bu eğitim seminerleri ile ideolojik
Adres: Akpınar Mah. Piri Reis Cad. No: 37 1/2 dönemi ifade eder. Bu dönemin ihtiaçlarına yanıt eğitim sorununa bir ilk adım olarak çözüm
Zemin kat oluşturmak ise ancak çelik bir disiplin ve iyi planlama oluşturmayı hedefleyeceğiz.
Tarih: 23 Haziran ’07 (Cumartesi) ile mümkün olacaktır. Karadeniz Mahallesi’nde yozlaşmaya ve
Saat: 17:00 Gaziosmanpaşa/BDSP uyuşturucuya karşı propaganda çalışması yürütüyoruz.
Mahallenin gençlerinin ve emekçilerinin uyuşturucu
* İstanbul 1. Bölge Bağımsız Devrimci Sosyalist
Milletvekili Adayı Necmiye Şafak Özdoğan’ın Gazi Mahallesi’nde seçim çetelerine dönük tepkisinin artması üzerine yaptığımız
afiş çalışması bir ilk adım olacak. Sonrasında bu
Sultanbeyli seçim bürosunun açılışında buluşalım! çalışmaları çalışmayı eylemli bir biçimde sürdürmeye çalışacağız.
Program: Gaziosmanpaşa/BDSP
Gazi Mahallesi’nde gerçekleştireceğimiz açılış
* BDSP konuşması
etkinliğini işçi ve emekçilere duyurmak için
* Bağımsız sosyalist milletvekili adayının
çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz. Bu çerçevede
Küçükçekmece’de seçim
faaliyeti
Bursa’da seçim toplantısı Küçükçekmece seçim çalışmamız çeşitli araçlarla
sürüyor. Planlı ve sistematik olarak yürüyen seçim
17 Haziran günü Bursa’da seçimler gündemli sorunundan ulaşım sorununa, çevre sorunundan çalışmamız önümüzdeki hafta sonu seçim büromuzun
bir işçi toplantısı düzenledik.Toplantıda Bursa kültürel sorunlara kadar birçok başlık canlı açılışı ile hız kazanacak. Merkezi materyallerin
bağımsız sosyalist milletvekili adayı Rıdvan tartışmalara konu edildi. yanısıra yerel araçlarla da müdahale edeceğimiz bu
Türker, seçimlerin düzen için ne anlama Son olarak çözümün ne seçimde ne mecliste süreci sınıf çalışmamızın derinleşmesinin bir imkanı
geldiğini, işçi sınıfına neler getireceğini ve olduğu vurgulandı. Çözümün devrimde, olarak değerlendirmeyi hedefliyoruz.
kendisinin neden aday olduğunu anlatan bir sosyalizmde olduğu ifade edildi. Toplantı
konuşma yaptı. Daha sonra işçiler fabrikalarında bağımsız devrimci sınıf mücadelesini yükseltme Seçim komisyonları
ve toplumsal yaşamda karşılaştıkları zorlukları çağrısı ile sona erdi. Seçim çalışmamız ve işçi
Seçim faaliyetimizin ön sürecinde Yenibosna,
anlattılar. Rahat bir atmosferde gerçekleşen toplantılarımız ilerleyen günlerde devam edecek.
Sefaköy, Şahintepe ve Firuzköy olmak üzere seçim
konuşmalar giderek derinleşti ve konut Bursa BDSP
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Kızıl Bayrak  13

İzmir’de seçim faaliyetlerinden...


politikalarımızı tartışan, tartıştıran ve kitle çalışmasının çeşitli
araçlarını üreten seçim komisyonları oluşturduk. Bu
komisyonlar bu sürecin örgütlü ve planlı bir tarzda
karşılanmasının temel imkanlarını yarattı. Şahintepe ve
Yenibosna seçim komisyonları şimdiye kadar iki toplantı İzmir 2. bölge bağımsız devrimci
gerçekleştirdi. Yenibosna’da evlerde ve bir işletmede yapılan sosyalist milletvekili adayımız Ahmet
toplantıların yanısıra işçi yoldaşlarımız kendi işyerlerine seçim Subaşı’nın seçim çalışmalarını Çiğli’nin ve
programımızı taşımaya ve tartıştırmaya başladılar. İşçilerin Karşıyaka’nın emekçi semtlerinde tüm
olumlu-olumsuz tepkilerini aldılar. Canlı tartışmaların hızıyla sürdürüyoruz.
yapıldığı ev toplantılarıyla çevre ilişkilerimizle bağlarımız Düzen partilerinin seçim oyununu boşa
güçlendirildi. düşürmek, işçi ve emekçilerin devrimden
ve sosyalizmden yana taraf tutmalarını
Kitle çalışması sağlamak için tüm gücümüzle çalışıyoruz.
Bu süre zarfında kullanabileceğimiz birçok propaganda Bu amaçla afişlerimizi, bildirilerimizi
aracı önümüzde duruyor. Bu araçların etkin kullanımı, yerel ve Çiğli’de, Harmandalı’da, Güzeltepe’de,
özgün araçların üretilmesi, birebir ilişkilerin geliştirilerek Yamanlar’da, Onur Mahallesi’nde,
siyasal bağların güçlendirilmesi, sınıf örgütlülüklerinin Gümüşpala’da etkin bir şekilde
yaratılması için planlamalar yaptık. Çeşitli araç ve yöntemleri kullanıyoruz.
birarada kullanarak sınıfla bağlarımızı derinleştirmek Yamanlar’da seçim büromuzu tutarak
niyetindeyiz. işçi ve emekçilerin desteği ile hazırladık. 23
Seçim faaliyetimizin önemli ayaklarından birini kitle Haziran’da açılışı yapılacak olan seçim
çalışması oluşturuyor. Devrimci sınıfın programını aktaran büromuzun açılış etkinliği hazırlıklarına da
bildirgelerin yaygın ve etkin kullanımına bu hafta başlıyoruz. başladık. El ilanları ve afişlerle büromuzun
Bildirgelerimizi büyük ve orta ölçekli fabrikalara taşımanın tanıtımı yapılacak. Düzenin seçim oyununu
yanısıra, emekçi semtlerinde de kullanarak yaygın bir bozmak ve sosyalizm bayrağını yükseltmek
propaganda aracına çevireceğiz. Yenibosna, Sefaköy, Güneşli, için başlattığımız devrimci seçim
İnönü, Söğütlüçeşme, Şahintepe, Bayramtepe, İkitelli olmak faaliyetiyle sesimizi, mücadelemizi en
üzere çeşitli semtlerde, Pazar yerlerinde önlüklü dağıtımlar geniş işçi ve emekçi kitlesine ulaştıracağız.
gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Böylelikle işçi ve emekçilerin Açılış konuşmasıyla başlayacak olan
bulunduğu yaygın bir alana bildirgelerimizi ulaştırmış etkinliğimiz bağımsız devrimci sosyalist
milletvekili adayının konuşması ile sürecek. sınıf alternatifini sunacağımız açılış
olacağız.
Şiir ve müzikle etkinliği güçlendireceğiz. etkinliğimize tüm Yamanlar emekçilerini
Sefaköy, İnönü, Yenibosna ve Şahintepe üzerinden dernek,
Etkinliğimiz Büyük Yamanlar Eski Tansaş katılmaya çağırıyoruz!
kahve, demokratik kitle örgütlerine giderek tanıtım toplantıları
ve konuşmaları gerçekleştirmeyi planlamış bulunuyoruz. durağı (BEKO mağazası karşısı) adresindeki
seçim büromuzda saat 19:00’da gerçekleşecek. Bağımsız Devrimci Sosyalist Milletvekili
Diğer yandan Emekçinin Gündemi’nin 5. sayısı işçi ve
Yamanlar BDSP Adayı Ahmet Şubaşı’nın Yamanlar seçim
emekçilerle buluşuyor. Seçimler üzerinden sınıfın devrimci
bürosu açılışında buluşalım!
tutumunu ortaya koyan, 3. Bölge bağımsız sosyalist adayının
röportajının yeraldığı ve çeşitli sektörlerden işçilerin seçimler Buca’da seçim faaliyetimiz Etkinlik programı:
* Açılış konuşması
üzerine röportajlarının bulunduğu bu sayımız temel
araçlarımızdan birisi olacak. sürüyor! * Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı
Buca’da seçim faaliyetimize yönelik Ahmet Subaşı’nın konuşması
Yine son üç haftadır bölgemizde yaygın olarak işçi ve
engelleme girişimlerine rağmen tüm * Şiir
emekçi ailelerine ulaştırdığımız bir temel aracımız da politik
enerjimizle çalışmalarımızı yürütüyoruz. * Kavel Müzik Grubu
yayın organımız Kızıl Bayrak’ın etkin kullanımıdır. Kızıl
Seçimlere ilişkin kullandığımız materyallerin Yer: Büyük Yamanlar Eski Tansaş Durağı
Bayrak devrimci sınıf politikasının doğrudan kitlelerle, işçi ve
dışında gazetemizi sistemli ve yaygın bir (Beko mağazası karşısı)
emekçilerle buluşmasının bir aracıdır. Yaygınlaşan okur
şekilde emekçilere ulaştırıyoruz. Kuruçeşme Tarih: 23 Haziran 2007 (Cumartesi)
çevresiyle ilerici güçlere ulaşabilmenin de imkanını sağlayan
Mahallesi’ndeki seçim büromuzu düzenli bir Saat: 19.00
gazetemizi işçi ve emekçilere ulaştırıyoruz.
şekilde açıyoruz. Yamanlar BDSP
Kitle çalışmamızın işçi toplantılarına dayanabilmesi sınıfla
24 Haziran Pazar günü yapacağımız ***
bağlarımız açısından çok önemli bir yerde duruyor. Şu ana
etkinlik ile birlikte mahalledeki seçim Amerikancı sermaye partilerine ve
kadar belli fabrikalardan işçilerle görüşerek sınıfın programını
faaliyetimizi bir adım daha ileri taşımayı emekçilere parlamentoyu çözüm olarak
anlatmış bulunuyoruz. Seçimler üzerinden gerçekleşen 3
hedefliyoruz. Açılış etkinliğine el ilanlarıyla, göstermeye çalışan reformistlere karşı sınıfın
seminere de değişik sektörlerden işçiler katılmıştı. Şimdi ise
afişle, ajitasyon konuşmalarıyla içiçe geçmiş bağımsız devrimci programını emekçilere
bu toplantıların ve programın fabrikalara taşınması hedefimiz
bir faaliyetle hazırlanıyoruz. taşıyan seçim faaliyetimiz sürüyor.
var. Bunu da işçi toplantıları ile kimi işletmelerde, öğle
Buca BDSP Menemen‘de seçim çalışmalarımız seçim
paydoslarında bağımsız sosyalist adayımızın yapacağı
büromuzun açılışıyla birlikte yeni bir evreye
konuşmalarla gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
girecek. Açılıştan sonra büromuzu etkin bir
İzmir’de seçim büroları
23 Haziran Cumartesi günü Küçükçekmece seçim
şekilde kullanmaya devam edeceğiz.
büromuzun açılış programının hazırlıkları sürüyor.
açılışı etkinlikleri
Menemen‘de yaşayan tüm işçi ve
Hazırladığımız davetiyeleri işçi ve emekçilere, çeşitli
emekçileri, dostlarımızı açılış etkinliğimize
kurumlara ulaştırmış bulunuyoruz. Ayrıca çağrı afişlerini
Yaklaşık üç haftadır Yamanlar’da devrimci bekliyoruz.
seçim büromuzun çevresine ve yol üzerine yapmaya devam
seçim çalışmamızı sürdürüyoruz. Bildirilerle,
ediyoruz.
afişlerle, gazete dağıtımlarıyla işçi ve Bağımsız Devrimci Sosyalist Milletvekili
Küçükçekmece/BDSP
emekçileri burjuva gericiliğine ve parlamenter Adayı Ahmet Şubaşı’nın Menemen seçim
hayallere karşı mücadeleye çağırıyoruz. bürosu açılışında buluşalım!
İstanbul 3. Bölge Bağımsız Devrimci Sosyalist
Yamanlar’daki seçim büromuzun açılışını Etkinlik Programı:
Milletvekili Adayı Hüseyin Temiz’in Küçükçekmece seçim
23 Haziran günü bir etkinlikle * Açılış konuşması
bürosu açılışında buluşalım!
gerçekleştireceğiz. Yamanlar pazarında ve * Bağımsız Sosyalist Milletvekili adayı
Program:
sabah servis güzergahında, büro önünde Ahmet Subaşı’nın konuşması
* BDSP konuşması
dağıtımını gerçekleştirdiğimiz etkinliğe çağrı * Kavel Müzik Grubu
* Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı konuşması
ilanları ve afişlerimizle emekçileri açılışa davet * Şiir Dinletisi
* Şiir
ediyoruz. Tarih: 24 Haziran 2007
* Müzik
Açılış etkinliğinde İzmir 2. bölge bağımsız Saat: 18:00
Tarih: 23 Haziran Cumartesi
sosyalist milletvekili adayı Ahmet Subaşı Yer: Kasımpaşa Mah. Cengiz Topel Cad.
Saat : 19.00
kendisini tanıtacak. Metin İşhanı No: 3 (Eski Hastane arkası)
Adres: İnönü Mah. Dere Sok. No: 2 (Yüzüncüyıl
Düzenin seçim oyununa karşı devrimci Menemen BDSP
İlköğretim Okulu altı)
14  Kızıl Bayrak BDSP’nin seçim çalışmalarından... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Adana’da seçim çalışmalarından...

Seçim çalışmamız güçlenerek sürüyor. İşçi ve toplantı yaparak seçim bürosunun tutulmasından faaliyetinin arttırılması ve gazetemizin daha fazla işçi
emekçilere devrimci alternatifi sunmak amacıyla gazete satışlarını sistemli hale getirmeye, afiş ve ve emekçiye ulaştırılması üzerinden bir dizi planlama
başlattığımız seçim çalışmasında ilk olarak, çalışmaya bildiri dağıtımına kadar çalışmayı planladık. yapıldı.
katabileceğimiz tüm ilişkilerimizle bir toplantı yaptık. Meydan Mahallesi’nde Gülpınar ve Dumlupınar Aldığımız ilk kararların ardından seçim
Ardından Adana bağımsız sosyalist milletvekili Mahallesi, Obalar Caddesi’ne afişlerimizi yaygın bir büromuzun tutulması için harekete geçtik ve
adayımız Serpil Yıldız’ın başvurusunu yapmasıyla şekilde yaptık. ihtiyacımızı karşılayacak bir seçim bürosu tuttuk.
beraber, seçim komisyonlarımızı oluşturduk, Seçim büromuzu tuttuk ve hazır hale getirdik. 24 Önümüzdeki hafta içinde gerekli hazırlıkların
çalışmalarımıza başladık. Her komisyon kendi Haziran günü seçim büromuzu etkinlikle beraber yapılmasının ardından seçim büromuzu açmış ve etkin
çalışma alanı üzerinden somut tartışmalar yürüterek açacak ve adayımızı mahalle emekçilerine tanıtacağız. bir biçimde kullanmaya başlamış olacağız.
bir program çıkardı ve hayata geçirmeye başladı. Mahallede şu ana kadar 2 bine yakın bildiri kullanmış Çalışmamızı yürütecek yoldaşlarımızın ve bu
Komisyonlar bir yandan düzeni ve düzen bulunuyoruz. Afişlerimizi Meydan Dumlupınar, çalışmaya katılacak olan bir dizi yeni insanın
partilerini teşhir ederken, diğer yandan emekçileri Gülpınar, Yeşilyuva, Mirzaçelebi mahalleleri, Meydan çalışmanın ihtiyaçları doğrultusunda eğitebilmesi için
parlamenter yanılsamalarla zehirleyen reformistleri Caddesi, Kıbrıs Caddesi, Emek Mahallesi, TEKEL bir eğitim programı oluşturduk. Seçimler sürecinde
teşhir ve tecrit ediyorlar. Tüm bunlara karşı işçi çevresine yaygın bir şekilde yaptık. Gazete oluşturduğumuz komisyonumuzun planladığı eğitim
sınıfına devrimci program altında birleşme çağrısı satışlarımızı haftada iki güne çıkarttık ve bölgemizin seminerlerinden ilkini 15 Haziran günü
yapıyorlar. Komisyonlar hem kendi güçlerimizi hem farklı yerlerine gazetemizi ulaştırmaya çalışacağız. gerçekleştirdik. “Seçimler ve sol hareket” başlığı
de çevremizdeki güçleri bu çalışma vesilesiyle daha Seçim kampanyamızın bir parçası olarak altında gerçekleşen seminerde reformist cenahın
ileriden kazanma hedefiyle hareket ediyorlar. plandığımız pikniğimizin çalışmalarını bölgemize de ideolojik politik platformu anlatıldı. Parlamentoyu
Komisyonlarımız aracılığıyla giderek güçlenen bir taşıdık ve mahalle emekçilerinin pikniğimize asgari çözüm olarak sunan reformist liberal çevrelerin işçi ve
seçim faaliyeti örgütlemenin yanısıra şehir düzeyde katılımını sağladık. emekçilerde yarattığı boş hayallere karşı mücadele
merkezinde çalışmamızı güçlendirmek ve bir dizi Seçim sürecini bir dizi yerel ve genel materyalle, edilmesi gerektiği ifade edildi. Devrimci, demokrat
gücü daha etkin olarak çalışmaya katabilmek için eylem ve etkinliklerle, ev toplantılarıyla ve çeşitli akımların atalet ve politikasızlığına karşı sınıfın
uzun zamandır eksikliğini hissettiğimiz büro araçlarla örmeye devam edeceğiz. Güçlü bir bağımsız devrimci tutumunun ne olması gerektiği dile
çalışmamızı yeniden şekillendirdik. Bu doğrultuda ajitasyon-propaganda faaliyeti örecek, devrim ve getirildi. Canlı tartışmaların yaşandığı seminer
uzun zamandır atıl duran büromuzu yeniden sosyalizm bayrağını daha da yükseklerde başarılı geçti.
düzenleyerek çalışmanın ihtiyaçlarına göre dalgalandıracağız. Merkezi ajitasyon-propaganda materyallerimizi de
biçimlendirdik. Büromuzu düzenli olarak açıyoruz. Meydan Mahallesi Seçim Komisyonu bu süreç içinde etkin olarak kullanmaya başladık. Bu
Böylece merkezde işçi ve emekçilerin bizlere doğrultuda Şakirpaşa, Uçak, Onur mahalleleri ve semt
ulaşabilmesini sağlayacak bir kanal açmış olduk.
Bundan sonrasında da burayı daha da etkinleştirecek Şakirpaşa Mahallesi Seçim pazarında bildiri dağıtımı gerçekleştirdik. Düzen
partilerinden hesap sormaya çağıran afişlerimizi de
ve gerçek bir mevziye dönüştüreceğiz. Komisyonu çalışmalarından Şakirpaşa’da çarşı merkezine, Metal Sanayi Sitesi’nde
BDSP/Adana çalışan işçilerin geçiş güzergâhlarına ve sanayi
Bağımsız sosyalist milletvekili adayımızın
çevresine yoğun olarak yaptık.
başvurusunu yapmasının ardından çevre-çeper
Meydan Mahallesi Seçim ilişkilerimizle ilk toplantımızı yaptık. Seçim
Çarşı merkezinde yaptığımız afiş çalışmamız
sırasında bir grup serserinin faaliyetimize engel olmak
Komisyonu çalışmalarından komisyonumuzu oluşturduk. Bu toplantıda seçim
politikamızı anlattık. Daha sonra önümüze bir dizi
istemesini ve engellemeye dönük girişimlerini
Çalışmamızın merkezine seçim faaliyetini alarak anladıkları dilden yanıtladık. Bu sırada kavgaya
somut görev koyduk. Bu doğrultuda ilk olarak seçim
gazete satışlarımızı bu çerçevede yeniden planladık ve müdahale eden polis yoldaşlarımızdan ikisini
büromuzun tutulması için gerekli çalışmanın
düzenli olarak emekçilere ulaştırmaya başladık. gözaltına aldı. Serseriler saldırıya uğradıkları, dayak
yapılması, mali ihtiyaçların karşılanması için bir
Emekçilerle politikalarımızı tartışıyor ve varolan yedikleri ve yaralandıklarını iddia ederek
bütçenin oluşturulması, çalışmayı yürütecek
ilişkilerimizi daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. yoldaşlarımızdan davacı olduklarını söylediler.
güçlerimizin eğitimi için bir eğitim programının
Seçimler süreci üzerinden gerçekleştirdiğimiz tartışma Yoldaşlarımızın bu saldırı karşısında verdikleri tok
oluşturulması ve düzenli olarak ihtiyaç duyulan
toplantılarının ardından kendi yerelimizde yanıtla devrimci faaliyetimize hiç kimsenin engel
konularda sunumların yapılması, merkezi ve yerel
çalışmalarımızı yürüteceğimiz güçlerle beraber olamayacağını gösterdiler.
araçların kullanılarak ajitasyon-propaganda
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 BDSP’nin seçim çalışmalarından... Kızıl Bayrak  15

Ankara seçim çalışmalarından...


Gazetemizi ulaştırdığımız işçi ve emekçi
sayısını da seçim çalışması vesilesiyle
artırmayı hedefliyoruz. Bundan sonrasında
mahallemizde daha etkin bir gazete satışı
planlaması yaparak, gazete sayısını en az iki
katına çıkaracağız. BDSP seçimlere
İlk elden bir dizi kararı hayata geçirebilmiş
olmanın rahatlığıyla şunu söyleyebiliriz ki,
hazırlanıyor!
bundan sonra çalışmamız giderek yükselen bir Ankara’da sınıf devrimcileri olarak seçim
tempoda sürdürecek ve daha önceki politik gündemine ilişkin politik tutumuzu açıkladık,
faaliyet kapasitemizi katbekat aşan bir bir ay önce seçim kampanyasına başladık. İlk
çalışmayla düzenin seçim oyununu bozacağız. olarak seçimler ve devrimci sınıf tutumu
Şakirpaşa Mahallesi Seçim Komisyonu gündemi üzerinden gerçekleştirdiğimiz toplantı
ile kampanyamızın startını vermiş olduk.
Öncelikle işçi sınıfı ve emekçileri bağımsız
Şakirpaşa ve Meydan devrimci sınıf çizgisinin etrafında

mahallesi seçim büroları


taraflaştıracağımız faaliyetimizi yürütecek
komisyonları oluşturduk. Komisyonlarda seçim
açılıyor! bürolarının en etkin kullanımı, seçim
gündemiyle birlikte ele alacağımız politik
Seçim faaliyetimizin önemli bir aracı gündemler, kitle araçlarının ve etkinliklerin
olarak kullanacağımız seçim bürolarının gerçekleştirilmesi, ajitasyon ve propaganda
açılışlarına başladık. Adana Meydan faaliyetinin planlanması, seçim gündemine dair sınıf planlıyoruz. 22-23-24 Haziran’da seçim bürolarımızın
Mahallesi seçim büromuzun açılış çalışmaları devrimcilerinin deneyimlerini ele alan temel açılış etkinliklerini ve şehir merkezinde BDSP 1.
devam ediyor. Seçim büromuz planladığımız metinlerin tartışılması, politik yayın organının yaygın Bölge bağımsız sosyalist milletvekili adayı Evrim
gibi bu hafta başından itibaren düzenli kullanımı, devrimci müdahalenin etki alanını Erdoğdu’nun tanıtım toplantısı yapmak için
açılmaya başlandı. Büromuza gelen işçi ve genişletecek yaygın bir faaliyet planının yapılması vb. hazırlıklara başladık.
emekçilerle seçimler ve sınıfın seçimler başlıklar üzerinden tartışmalar yürüttük. Bağımsız 15-16 Haziran Direnişi ve 2 Temmuz Sivas
konusundaki devrimci politikasını tartışıyoruz. devrimci sınıf programını kitlelerle buluşturabilmek katliamı gündemine müdahalemizi seçim
Açılış şenliği için hazırladığımız çağrı amacıyla tüm olanaklarımızı ve gücümüzü seferber kampanyamızla birleştirmeyi düşünüyoruz.
bildirilerini, afişleri ve pankartları mahallenin edecek bir plan yaptık. Somutta bir aylık zaman dilimi Ankara’dan sınıf devrimcileri olarak önümüzdeki
birçok yerine asacağız. Yüzlerce çağrıyı tek içerisinde Ankara toplamında Çankaya, Mamak, günlerde sistemli, planlı ve tempolu bir kampanya ile
tek kapıları çalarak emekçilere ulaştıracak, Sincan seçim komisyonları tanımlı oldukları işçi ve emekçileri sınıfın devrimci programı etrafında
açılışımıza davet edeceğiz. Gazete bölgelerdeki işçi ve emekçilerin duyarlılık alanlarına, birleştirmeyi, “Düzen partilerine verilecek oyumuz
satışlarımızı planladığımız gibi düzenli devam bölgenin koşullarına ve yapısına uygun bir çalışma yok, sorulacak hesabımız var!” sözünü ete-kemiğe
ediyor. Seçim büromuzun açılmasıyla programı çıkartmış oldu. büründürmeyi hedefliyoruz. Her türlü gerici burjuva
çalışmalarımız yoğunlaşarak devam edecek. Çalışma yürüttüğümüz alanlarda binlerce bildiriyi ideolojisine karşı kitleleri sosyalizmin kızıl bayrağı
Bağımsız Devrimci Sosyalist Milletvekili işçi ve emekçilerle birebir sohbetler geliştirerek altında mücadeleye çağırmayı sürdüreceğiz.
Adayı Serpil Yıldız’ın Meydan Mahallesi dağıttık. Fabrikalarında, işyerlerinde, mahallelerinde Ankara BDSP
seçim bürosunun açılışında buluşalım! işçi ve emekçilere ulaşarak sermaye iktidarının seçim

Etkinlik Programı:
oyununu bozmayı hedefliyoruz. Bunun için yoğun bir
faaliyet yürütüyoruz.
MİTAŞ’ta faaliyetimize faşist
* Aday tanıtımı Çankaya bölgesinde Balgat tekstil fabrikalarına saldırı
* Seçimler üzerine söyleşi bildirilerimizle seslendik. Dikmen’de işçi ve Sınıf devrimcileri olarak seçimlere yönelik politik
* Müzik dinletisi emekçilere bildirimizle ve gazetemizle ulaştık. faaliyetimizi yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.
Yer: Meydan Caddesi üzeri (Kıbrıs Mamak’ta Tuzluçayır, Tek Mezar, Şirintepe, Özellikle sanayi bölgelerinde ve fabrikalarda bire bir
Caddesi’ne varmadan 50 metre önce) Şahintepe, Çöplük, Fahri Korutürk, Tepe Mahallesi, işçi ve emekçiler ile buluşuyoruz.
24 Haziran Pazar Cengizhan, Ege Son Durak, Çoban Çeşme, Dostlar Düşmanın yoğun bir tempoda süren politik
Saat 18.00 olmak üzere toplam 11 mahallede bildirilerimizi faaliyetimize yönelik saldırıları da devam ediyor.
Meydan Mahallesi Seçim Komisyonu emekçilerle birebir sohbet ederek dağıttık. Gazetemizi Yakın zamanda Balgat’ta tekstil işçilerine
*** çalışmada etkin bir biçimde kullandık. Sincan, bildirilerimizi ulaştırırken devletin kolluk güçlerinin
23 Haziran günü, Şakirpaşa’da Bentderesi, Mitaş’ta da bildirilerimizi işçilere saldırısına uğramıştık. Bu saldırıda 5 yoldaşımız keyfi
gerçekleştireceğimiz seçim büromuzun açılış ulaştırdık. Yenimahalle’de ise Ostim’de emekçilere bir şekilde gözaltına alınmış, düşmanın fiziki ve
etkinliğini için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. bildirilerimizi dağıttık. Batıkent’te yine gazetemizle psikolojik işkencesine maruz kalmıştı. Düzenin
Açılış etkinliğinin duyurusunu yapmak ve ve bildirilerimizle yaygın bir faaliyet ördük. faaliyetimize yönelik saldırıları bununla sınırlı
semtteki işçi ve emekçileri açılış etkinliğine “Çözüm ne seçimde ne mecliste! Çözüm devrimde kalmadı. Son olarak MİTAŞ Fabrikası’nda ipleri
katılmalarını sağlamak amacıyla binlerce el kurtuluş sosyalizmde!/BDSP” imzalı afişimiz ile sermaye devletinin elinde olan ağzı salyalı faşist
ilanı, farklı ebat ve biçimlerde hazırlanmış emperyalist saldırganlık ve “Kahrolsun ücretli kölelik çetelerin saldırısına uğradık.
afişler kullanıyoruz. Ayrıca Kızıl Bayrak düzeni!” şiarlı afişlerimizi Ankara’nın genelinde Bir süredir MİTAŞ Fabrikası’na yaptığımız
gazetesini de daha etkin kullanmaya başladık. yaygın bir biçimde kullandık. dağıtımlarda faşist Türk-Metal çetesinin tacizleri ile
Seçim büromuzun açılışın ardından burayı Çankaya bölgesinde Kurtuluş, Sıhhiye, Balgat, karşılaşıyorduk. Geçtiğimiz ay bülten dağıtımını
bir mevziye dönüştürecek şekilde çalışmamızı İlker, Sinan caddesi, Sokullu’da, Mamak’ta engellemeye çalışan faşist çete tacizlerini saldırıya
güçlendirerek sürdüreceğiz. Tuzluçayır, Tek Mezar, Şirintepe, Şahintepe, Çöplük, dönüştürdü. Seçim gündemli bildirilerimizi işçilere
Fahri Korutürk, Tepe Mahallesi, Cengizhan, Ege Son ulaştırırken toplanan faşist çete önce dağıtımı
Bağımsız Devrimci Sosyalist Milletvekili Durak, Çoban Çeşme, Dostlar, Tepecik, engellemeye çalıştı ve saldırdı. Saldırı işçilerin araya
Adayı Serpil Yıldız’ın Şakirpaşa Mahallesi Akşemsettin’de, Sincan’da, Bentderesinde, girmesi ile son buldu.
seçim bürosunun açılışında buluşalım! Batıkent’te afişlerimizi yaygın bir şekilde kullandık, Saldırıların arkasında devrimci politikanın sınıfla
Etkinlik Programı: işçi ve emekçilere seslendik. bütünleşmesine tahammül edemeyen sermaye devleti
* Aday tanıtımı Mamak İşçi Kültür Evleri’nin düzenlediği 6. ve onun hizmetindeki faşist Türk-Metal çetesi vardır.
* Seçimler üzerine söyleşi Geleneksel Birlik ve Dayanışma pikniğini seçim Fakat çabaları ve saldırıları beyhudedir. Saldırıları,
* Müzik dinletisi kampanyamızın bir parçası olarak ele aldık, etkin bir sınıfı devrime kazanma yönelimimizi ve bu yönlü
Yer: Beşevler Caddesi Kevser Cami yolu çalışmaya konu ettik. ısrarımızı engelleyemeyecektir. İşçi sınıfının devrimci
No: 36 Dikmen’de Sinan Caddesi’nde, Mamak’ta Nato programından gücünü alan sesimizin işçi ve
23 Haziran Pazar Yolu’nda, Kızılay’da seçim bürolarımızı fiilen açtık. emekçilere ulaşmasını bir an bile kesintiye
Saat 18.00 Açılış etkinliklerini ise güçlü bir ön çalışmayla birlikte uğratamayacaklardır.
Şakirpaşa Mahallesi Seçim Komisyonu aday tanıtım toplantıları şeklinde yapmayı Ankara’dan sınıf devrimcileri
s
16  Kızıl Bayrak  Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

22 Temmuz seçimleri üzerine BDSP temsilcisi İstanbul 1. Bölge Bağ


“Seçimlerden devrimci amaçlar

“Seçimlerden devr
faydalanmayı h
- Nasıl bir siyasal atmosferde seçimlere gidiliyor? olursa olsun, işçi ve emekçiler için değişen bir şey
Bildiğiniz gibi seçimler uzun süredir devam eden olmayacak. Belki düzen güçleri arasında süren it
düzen içi klikler savaşının cumhurbaşkanlığı seçimleri dalaşı yatışacak. Belki bazı kesimler biraz daha hizaya
üzerinden bir krize dönmesinin sonucu olarak erkene çekilecek. Taraflar ABD ile kölelik ilişkilerini daha da
alındı. AKP’nin cumhurbaşkanlığı kalesini ele geçirme derinleştirmeye, buradan güç almaya çalışacaklar.
çabası karşısında ordu merkezli militarist bloğun - Bu tablodan yola çıkarak devrimci güçlere
teyakkuza geçmesi üzerine cumhurbaşkanlığı düşen görevler nelerdir?
seçimleri engellendi. Düzenin yapısal krizine bir de Bu it dalaşına rağmen, söz konusu düzen
yönetememe krizi eklendi. Bunu takip eden süreç odaklarının sosyal yıkım saldırılarında, Kürt halkını
herkes tarafından bütün açıklığa ile görülebilecek imha ve inkarda, emperyalizme uşaklıkta, işçi ve
şekilde yaşandı. Özellikle DP fiyaskosunun ardından emekçilere düşmanlıkta tam bir uyum içerisinde
AKP’nin istenilen düzeyde geriletilemeyeceği davrandıklarını yaşanan güncel olaylar üzerinden
anlaşılınca, ordu bir kez daha güçlü bir psikolojik görüyoruz. Emekçi kitleleri peşlerinden sürekleme
harekat başlattı. Ne oldu? Ankara’da bomba patlatıldı, çabalarına rağmen bu konularda sosyal demagojiden
Genelkurmay yaptığı açıklama ile “duyarlı dahi titizlikle uzak durdukları malum.
vatandaşları” “kitlesel refleksler” göstermeye çağırdı. Sınıf hareketinin örgütsüz, toplumsal muhalefetin
Şovenizm tırmandırılmaya, sınır ötesi operasyon dağınık olduğu, sosyal reformizmin düzen soluna
meşrulaştırılmaya çalışıldı. Tüm bu gelişmelerin meylettiği, devrimci hareketin devlet terörü ve
ardından bir ara ciddi ciddi seçimlerin yapılmaması tasfiyeci erozyon kıskacına alınmaya çalışıldığı
dahi tartışıldı. 10 yıl arayla gerçekleştirilen faşist böylesi bir süreçte, risk alanlarına rağmen, önemli
darbelerin yerini aylık yayınlanan muhtıralar aldı. imkanların ortaya çıktığını da söyleyebiliriz.
Ordu yaptığı bu çıkışlarla “esas güç benim” dedi. Bağımsız devrimci bir tutumla ortaya çıkmak,
Büyük efendilerin devreye girmesi ile durumu böylece düzen içi çatışma ortamının yarattığı saflaşma
dengelemeye çalışan AKP ise sıkışmış durumda. karşısında dik duramayacak toplumsal muhalefet
Sınıf ve kitle hareketinin geri, toplumsal öğelerini basınç altına almak, hepsinden önemlisi de
muhalefetin dağınık ve etkisiz olduğu koşullarda karşı karşıya kaldığı ekonomik ve sosyal saldırılar
emekçileri manipüle eden saflaştırmaların, verilen karşısında bunalan ve çözüm arayan, ancak düzen içi
muhtıraların, Kuzey Irak’a operasyon söylemlerinin çatışmada taraflaştırılmaya çalışılan geniş emekçi söylenebilir mi?
zehirlediği bir atmosferde seçimler gerçekleşecek. kesimlerin düzene yedeklenmesini engelleyerek kendi Söylenenlere ve yazılanlara bakılırsa, düzen içi
Düzenin krizine seçimlerin ne kadar deva olabileceği bağımsız sınıf çıkarları etrafında toplanmasını çatışmanın mahiyeti, işçi ve emekçiler üzerindeki
biraz sonuçları ile bağlantılı olacak. Eğer AKP önemli sağlayabilmek, hayati bir önem taşıyor. etkileri konusunda asgari bir açıklık mevcut. Ama
oranda geriletebilinirse, krizi bir ölçüde hafifletmeleri - Devrimci güçlerin ve toplumsal muhalefet önemli olan buradan çıkarılan görevler ve bu
mümkün olabilecek. odaklarının mevcut tablodan çıkarılacak devrimci görevlerin nasıl bir hareket planı içerisinde yerine
Ancak hangi düzen partisi ya da partileri hükümet görevler konusunda bir açıklığa sahip olduğu getirileceğidir. Görevler alanında söylenenler ve
yapılmaya çalışılanlar kimin neyi, nasıl anladığının da
- Solda ortak bağımsız adaylar bir dönem çok zemini haline getiren reformist partilerin bile göstergesi. “Düzen içi güç odakları çatışıyor ve bunun
tartışıldı. Bu girişimi nasıl değerlendirmek umduğunu bulamadığı bir yerde, bu girişimin üzerinden emekçi kesimler kutuplaştırılıyor. O zaman
gerekiyor? DTP’nin adaylarını belirlemesinde etkili biz de başka bir alternatif yaratmalıyız” söyleminin
Ortak aday girişimi baştan siyasal ciddiyeti olabilmesi mümkün olmadı. DTP adaylarının 3 kendisinde bir sorun yok. Ancak sorun nasıl ve ne için
olmayan bir çaba idi. Şimdi bu girişime reformist parti ile yapılacak görüşmeler sorularına verilen yanıtlarda ortaya çıkıyor.
gereğinden fazla yer ayırmaya hiç gerek yok. Bu sonucunda belirleneceği açığa çıktıktan sonra Reformizmin ve onun etkisindeki toplumsal
yiğit sosyalistlerin adayı Baskın Oran, bunun yapılan konuşmalar ibret verici idi. ‘Zaten 3 parti muhalefet odaklarının merkezinde durduğu bir eylem
kendisi bile çok şeyi anlatıyor. Program diye başkanı da ortak aday inisiyatifinin ilkelerini ve hareket planıyla bu sürecin zorlu devrimci
ortaya konulan maddeler hiçbir anlam ifade kabul etmiyor muydu? O zaman adaylar görevlerinin yerine getirilmesi mümkün değildir.
etmiyor. Zira kendisine “demokratım” diyen üzerinden konuşmaya gerek yoktu. O zaman onlar Sertleşen çatışma ortamında bir ayağı düzen
birinin söylemek zorunda olduğu asgari bir belirlesinler, biz nasıl bir çalışma yürüteceğimizi bataklığında olan güçlerin bağımsız devrimci bir hattı
düzlemi seçim plaftormu olarak ortaya koymak tartışalım’ minvalinde konuşmalar yapıldı. örgütleyeceğini düşünmek, çatışmanın gerçek
tam bir ciddiyetsizliktir. Ortak aday için yapılan Nitekim oraya kendi adaylarını belki bu kanal muhtevasını ve olası sonuçlarını görememek demektir.
toplantıları izledik. Bu toplantılarda kimin ne üzerinden DTP’ye kabul ettirebiliriz diye gelenler, Geniş emekçi kesimlerin düzenin kendi iç dalaşına
dediği belli değildi. Bu girişimin ilgi odağı haline yürütmesinde oldukları inisiyatifi sessizce dolgu malzemesi yapılmasına ve yükseltilen ırkçı-
gelmesini sağlayan, DTP’nin seçimlere bağımsız terkedip, kendi “bağımsız” tutumlarını ve şoven kudurganlığa veya emperyalist-işbirlikçi
adaylarla gireceğini duyurması oldu. Bazı adaylarını açıkladılar. Birilerinin ve bir takım politikalara karşı en geniş kesimlerin biraraya
metropollerde “Türk sosyalistlerine ve aydınlara” şekilsiz çevrelerin ortaya çıkıp kendini getirilmesi ihtiyacı tabii ki vardır. Mesele bunun nasıl
yer açacağını söyleyince, Kürt oyları üzerinden “sosyalistlerin birliği” olarak lanse etmeleri sağlanacağı, nereye ve hangi hedeflere bağlanacağıdır.
hesap yapmaya başlandı. kuşkusuz devrimci hareketin seçimlerde aldığı Devrimci temellere dayanan bir odağın merkezinde
Ancak DTP’nin kuyruğuna takılmayı varlık tutumla bağlantılıdır. durmadığı, onun birleşik iradesinin, eylem

CMYK
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007  Kızıl Bayrak  17

ğımsız Sosyalist Milletvekili adayı N. Şafak Özdoğan ile konuştuk...


için faydalanmayı hedefliyoruz!

rimci amaçlar için


hedefliyoruz!”
gelişmelerin kitlelerde yarattığı politikleşmeden çalışmamızın ana gündemlerini oluşturuyor. Bunlar
devrimci ilke ve amaçlar çerçevesinde en etkin bir dışında hak alma mücadelesinin her türlü başlığı doğal
tarzda yararlanmak, kapitalist sistemin olarak gündemimizdir. Bunlara yerelliklere göre öne
çözümsüzlüğünü göstermek, sömürücü düzeni teşhir çıkan yıkım, yozlaşma, sendikalaşma hakkı vb. özgün
etmek, tek ve gerçek kurtuluşun sosyalizmde gündemleri de ekleyebiliriz.
olduğunu en geniş kitlelere anlatmak hedefiyle hareket Temel siyasal taleplerle acil demokratik istemlerin
ediyoruz. Tüm bunları yaparken de işçi ve emekçileri bağlantılı bir tarzda ele alınacağı aydınlatma faaliyeti
ekonomik, sosyal, demokratik taleplerinden temel ile emekçi kitleleri eyleme çekme ve örgütleme
siyasal sorunlara varıncaya kadar geniş bir zeminde süreçlerinin içiçe geçtiği bir kampanya hedefliyoruz.
eylemli bir hatta çekebilmek, örgütlemek genel - 5 ilde 8 aday gösterildi. Aday gösterilen iller ve
hedefimizi oluşturuyor. adaylarda hangi ölçüt gözetildi?
- Seçim faaliyeti hangi temel gündemler etrafında İlleri ve adaylarımızı belirlerken kendi
ve nasıl bir yönelimle örgütleniyor? olanaklarımızı en iyi şekilde kullanmayı ve en verimli
Bu seçimlerde iki temel taraf var. Birisi, en sonuçları almayı gözettik. Kuşkusuz aday çıkarılan il
sağından en soluna parlamentoyu ve parlamenter sayısını çoğaltmak mümkündü. Ancak 5 büyük sanayi
sistemi çözüm yolu olarak gören burjuva partilerle kentinin bütün seçim bölgelerinde aday göstermek ve
temsil edilen sermaye düzeni, diğer yanda ise düzene buralarda yoğunlaşmak tercih edildi. Adaylarımız
karşı devrim çizgisi ile seçimlere katılan bağımsız doğrudan bağımsız devrimci sınıf çizgisini temsil
devrimci sınıf tutumu. Bu yaklaşımın da bir ürünü ediyorlar. Siyasal geçmişleri, mücadele içinde
olarak, günlük pratiğimizin bir parçası olsa bile, temel durdukları yer ile böyle. 8 adayımızın yarısı kadın, 6’sı
hedef olarak sadece düzen partilerini ya da bir şekilde işçi.
parlamenter sistemi soldan kutsayan reformistlerin - Çalışmanın iç hedefleri nelerdir?
teşhirini politik faaliyetimizin eksenine oturtmuyoruz. Kendi iç hedeflerimiz kampanyamızın tali
Bizim seçim çalışmamızın hedefinde parlementosu, yönüdür. Sınıf mücadelesinin ve hareketinin
medyası, ordusu, partileri, kolluk güçleri vb. ile bütün ihtiyaçlarına tabidir. Büyüyüp güçlenen ve yayılan bir
kurumları ile çürümüş düzenin kendisi var. çalışmamız var. Kesintisiz bir siyasal faaliyet
“Kahrolsun sermaye iktidarı, yaşasın sosyalist işçi- içeresinde oluşmuş birikim ve deneyimlerimiz mevcut.
kapasitesinin yön vermediği her türden girişimin zorlu emekçi cumhuriyeti!” temel şiarı bunun bir ifadesi. Bu bağımsız adaylarla katıldığımız 4. seçim dönemi.
görevlerin yerine getirilmesinde başarısız kalacak Tabii ki tek başına “kapitalizme karşı sosyalizm” İyi bir ön hazırlık dönemi geçirdik. Yukarıdan aşağıya
olması bir yana, aynı zamanda bizzat bu krizin alternatifini propaganda etmeye dayanan bir çalışma ve aşağıdan yukarıya bir işleyiş içerisinde
kendisinin yarattığı devrimci olanakların da heba örgütlemiyoruz. Aynı zamanda sosyal yıkım saldırıları, kampanyamızın bütün temel hatlarını yer yer
edilmesine neden olur. Retorik olarak ne kadar doğru emperyalist savaş ve saldırganlık, Kürt halkına yönelik ayrıntılara varacak şekilde planladık, pratiğe
olduğundan bağımsız olarak söylüyorum; süregiden imha ve inkar politikaları, yükseltilen ırkçı-şoven geçirmeye başladık. Tabii ki tüm toplum nezdinde
“üçüncü cephe”, “demokratik cephe”, “emek cephesi” kudurganlık, artan devlet terörü, kadının çifte pratik bir taraf olarak ortaya çıkma gücünden şimdilik
tartışmalarının temel handikapı budur. Demokratik sömürüsü ve gençliğin geleceksizliği seçim mahrumuz. Özellikle aday gösterilen alanlarda seçim
güçleri belli politikalar ekseninde birleşik hareket sürecinden sonra siyasal faaliyet gücümüzün ve eylem
ettirme hedefi de dahil olmak üzere, işçi ve emekçileri kapasitemizin önemli bir gelişme göstereceğini ve
- DTP’nin bağımsız adaylarına nasıl böylelikle hassas bir dönem içerisinden geçerken sınıf
bağımsız devrimci bir tutum etrafında birleştirmeyi
yaklaşılıyor? mücadelesinin toplam görevlerini yerine getirmede
önüne koyacak devrimci bir merkez ihtiyaçtır. Mevcut
Bir burjuva parlamenter düzen için dahi utanç daha etkin bir yerde duracağımızı düşünüyoruz.
hali ile devrimci hareketin ideolojik-politik ve pratik
verici olan seçim barajına karşı DTP’nin aldığı Örneğin sadece İstanbul’da 20’ye yakın yerde seçim
yetersizlikleri bu gerçeği değiştirmez.
bağımsız girme kararı bir mecburiyetin ürünü. irtibat bürosu açmayı veya var olan kurumlardan bu
- Peki BDSP seçim sürecinde ne hedefliyor?
Ancak ne Kürt sorunu bu düzen içerisine doğrultuda yaralanmayı hedefliyoruz. Bu alanlar
Seçimler önemli siyasal süreçlerdir. Kitlelerin
sığabilecek bir sorun, ne de parlamento bu sorunun faaliyetimizin esas olarak yoğunlaşacağı yerler olacak.
seçimler vesilesiyle politize olduğu, genel siyasal
çözümüne katkı yapabilecek bir yer. DTP gelinen Aday gösterilen bütün illerde ilin toplamına
gelişmelere daha ilgili olduğu, taraflaşmaya açık
yerde bütün politikasını parlamentoda yer almak seslenebilmeyi başaran bir propaganda faaliyetini
olduğu bilinen bir gerçektir. Seçimlerden devrimci
üzerinden kurmuş durumda. Ve bunun doğal örgütlemeyi hedef olarak önümüze koyduk.
amaçlar için faydalanmayı hedefliyoruz.
sonucu olarak Kürt halkının bilincini bu hayallerle - Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bu nedenle de seçimlere yaklaşımımızın ana
bulandırıyor. Tıpkı diğer reformist partilere karşı Son olarak, bütün işçileri ve emekçileri, kadınları,
hattını mevcut konjonktürel gelişmeler değil sınıf
olduğu DTP’ye karşı da aktif bir teşhir çalışması gençliği ve Kürt halkını sermaye düzenine karşı
mücadelesinin temel gerçekleri belirlemektedir. Bütün
yürüteceğiz. devrim ve sosyalizm bayrağını yükselten bağımsız
temel siyasal olaylarda olduğu gibi seçimler sürecinde
Ama biliyorsunuz, devlet DTP’nin önünü devrimci sınıf çizgisi etrafında birleşmeye, mücadele
de sınıfın bağımsız tutumunu örgütlemeye çalışmak
kesmek için binbir türlü oyun oynadı. 22 etmeye, seçim kampanyasına katılmaya ve destek
bizim için ilkeseldir. Son siyasal gelişmeler ve
Temmuz’a kadar da bu oyunlar, baskılar devam olmaya çağırıyoruz.
ülkenin, hatta bölgenin içinde bulunduğu atmosfer
edecek. Devletin bu pervasız saldırıları karşısında - Teşekkür ederiz...
sınıfın bağımsız devrimci tutumunun örgütlenmesini
tutum almayı da bir görev bileceğiz. Biz de gazetemize teşekkür ediyoruz...
daha da önemli hale getirmektedir. Seçimlerin ve son

CMYK
18  Kızıl Bayrak 15-16 Haziran etkinlikleri... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

15-16 Haziran etkinliklerinden...

“15-16 Haziran ruhuyla mücadeleye!”


TİB: 15-16 Haziran ruhuyla Adana ŞİKE
mücadeleye!
Tersane İşçileri Birliği olarak 15-16 Haziran 1970
şanlı işçi direnişinin 37. yıldönümü ile 16 Haziran
Tersane Direnişi’nin 2. yıldönümünde Tuzla Gemi
Tersanesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdik.
15 Haziran günü önce Tuzla Gemi’nin önündeki
bulvarda biraraya geldik. Burada üzerinde 15-16
Haziran 1970 ile 16 Haziran 2005 tersane eylemlerinin
fotoğraflarının bulunduğu ve “GİSBİR’den
haklarımızı almak için 15-16 Haziran ruhuyla
mücadeleye!” şiarının yazılı olduğu bir pankart açtık.
Yolu tek şerit trafiğe kapatarak yürüyüşe geçtik. Uzun
süre trafiği kilitledik. Tuzla Gemi Tersanesi önüne
geldiğimizde burada işçileri basın açıklamasına
katılmaya çağırdık.
Basın açıklamasını Tersane İşçileri Birliği
Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu okudu. 15-16
Haziran direnişinin anlamına değindi, saldırılara karşı
15-16 Haziran ruhuyla mücadeleye çağırdı.
Eylem boyunca sık sık “Katil GİSBİR hesap
verecek!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Ücret-
sigorta haktır, gaspedilemez!”, “İşçilerin birliği
sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın 15-16 Haziran
direnişimiz!” sloganları atıldı.
Servislerle ve yoldan yaya olarak geçen işçiler
tarafından eylem ilgiyle izlendi. Açıklamadan sonra
TİB-DER yöneticileri ve Kızıl Bayrak gazetesi
muhabiri polis tarafından durduruldu. Burada
GBT’lerine bakılan arkadaşlarla polis arasında Direnişteki işçiler 15- 16 Öğlen saatlerinde gerçekleşen Menemen Aklan
Deri işçilerinin ziyaretini akşam saatlerinde BDSP’nin
Haziran’ı andı
gerginlik ve arbede yaşandı. Kolluk güçleri 15-16
Esen Plastik işçilerini ziyareti izledi. BDSP, Esen
Haziran direnişini hatırlatmamızdan rahatsız oldu.
Plastik işçilerini 15-16 Haziran vesilesiyle toplu
Etrafta bulunan işçileri bizden uzaklaştırmaya çalıştı. 5 Nisan’dan bu yana direnen Esen Plastik işçileri
olarak ziyaret etti. Fabrika önünde atılanla sloganlarla
GİSBİR’e hizmet eden polisin bu tutumu bizleri ve 5 Haziran’dan bu yana direnişte olan Aklan Deri
içerde çalışan işçilere direnişteki işçilerin haklı davası
yolumuzdan alıkoyamayacaktır. işçileri 15 Haziran günü, 15- 16 Haziran büyük işçi
bir kez daha duyuruldu. “Kahrolsun işçi düşmanları!”,
Tersane İşçileri Birliği direnişinin 37. yılında biraraya gelerek sınıf
“Yaşasın işçilerin birliği!”, “Gün gelecek devran
dayanışmasının anlamlı bir örneğini sergilediler.
dönecek sendika buraya mutlak girecek!”, “Kurtuluş
Çam-Der’de 15-16 Haziran Direnişlerinin 70. gününü geride bırakan Çiğli
Organize’den Esen Plastik işçileri, sendikalaştıkları
yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”,
etkinliği için işten çıkarılan Menemen Serbest Bölgesi’nde
“Patronlar işçiye hesap verecek!” sloganları coşkulu
bir şekilde atıldı. Ziyaret “Her gün burada
17 Haziran günü Çamlıkule Kültür Sanat ve bulunan Aklan Deri işçilerini sınıf devrimcilerinin
direnişteyiz” sözleriyle son buldu.
Dayanışma Derneği’nde sınıf mücadelesinde bir çağrısıyla ziyaret ettiler. Öğle saatlerinde
Kızıl Bayrak/İzmir
kilometre taşı olan 15-16 Haziran Direnişi “15-16 gerçekleştirilen ziyarette, Menemen Serbest
Bölgesi’nde örgütlü olan Deri 2000 işçileri de serbest
Menemen’de 15-16 Haziran
Haziranlar yol gösteriyor!” etkinliği ile selamlandı.
İşçi sınıfının bağımsız tutumunu sergilediği, bölgeden sloganlarla yürüyerek desteğe geldiler.
militan bir direnişe sahne olan 15-16 Haziran’ın yol Deri-İş Sendikası’nda örgütlenen Aklan Deri
işçileri adına Şube Başkanı bir konuşma yaparak deri
etkinliği
göstericiliği seçimlerin yaklaştığı bu günlerde ayrı bir
işçilerinin yaşadıkları sorunlara karşı mücadelede 15-16 Haziran büyük işçi direnişini, BDSP’li
anlam ifade ediyor. Çamlıkule Kültür Sanat ve
kararlı olduklarını vurguladı. Ardından BDSP işçiler olarak, 17 Haziran’da Menemen seçim
Dayanışma Derneği olarak 15-16 Haziran Direnişi’nin
temsilcisi bir konuşma yaparak, 15-16 Haziran bürosunda yaptığımız etkinlikle andık.
yıldönümünde yapacağımız etkinliği seçimlerde
direnişinin işçi sınıfımızın tarihindeki anlamına Etkinlik açılış konuşmasıyla başladı. 15-16
sınıfın alması gereken bağımsız tutumu emekçilere
değindi. Bugün de Esen plastik işçilerini ve Aklan deri Haziran direnişinin tarihçesini anlatan bir sunum
anlatabilmenin zeminine çevirdik. Etkinlik öncesinde
işçilerini birleştiren mücadele yolunun önemine vurgu yapıldı. Direnişin işçi sınıfı ve emekçilere hala yol
Çamlıkule Mahallesi’nde etkinlik afişlerimizi yaptık
yaptı. Sınıf dayanışmasının önemine ve örgütlü gösterdiği vurgulandı. 15-16 Haziran direnişinin
ve kapı kapı dolaşarak etkinliğe çağrı yapan el
mücadeleye dikkat çeken BDSP temsilcisinin deneyimlerinden öğrenilecek birçok ders olduğu ifade
ilanlarını ulaştırdık.
konuşmasının ardından “Kurtuluş yok tek başına, ya edildi. O direniş ruhuyla mücadeleye daha sıkı
Etkinlik “Geçmişi aşarak geleceği kazanacağız!”
hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganı atıldı. Eylemde sık sarılmak gerektiği dile getirildi.
sinevizyonunun gösterimi ile başladı. Ardından konuk
sık “Direne direne kazanacağız!”, “Yaşasın onurlu Etkinlik sırasında düzen partilerini teşhir eden
olarak etkinliğe katılan BDSP’nin 1. Bölge’den
mücadelemiz!”, “Köle gibi değil sendikalı çalış!”, konuşmalar yapıldı. İşçi ve emekçilerin çözümünün
sosyalist milletvekili adayı Sinan Yürekli “İşçi
“Yılgınlık yok, direniş var!” sloganlar atıldı. devrimde, kurtuşulunun sosyalizmde olduğu söylendi.
hareketi ve seçimler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Direnişteki işçileri selamlayan İşçi Gazetesi ve Ardından BDSP’nin hazırlamış olduğu “Geçmişi
Sunumun ardından seçimlerle ilgili canlı sohbetler
Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi adına yapılan aşarak geleceği kazanacağız!” adlı belgesel gösterildi.
yapıldı.
konuşmalardan sonra Kavel Müzik Grubu kısa bir Daha sonra BDSP’nin 2. bölge milletvekili adayı
Etkinlik Kuruçeşme Mahallesi’nde 24 Haziran’da
müzik dinletisi verdi. Kavel’in seslendirdiği türkü ve Ahmet Subaşı konuşma yaparak 15-16 Haziran
açılacak seçim bürosunun açılışına çağrı ile son buldu.
marşlarla halay çekildi. Ziyaret Esen Plastik ve Aklan direnişinin önemini anlattı, komünistlerin seçimlere
Çam-Der çalışanları
Deri işçilerinin karşılıklı sohbetleriyle sona erdi. nasıl yaklaştığını ifade etti.
Emekçiler 24 Haziran’da Menemen seçim
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Düzen cephesi... Kızıl Bayrak  19

bürosunun açılışına davet edildi. Program


müzik dinletisiyle sona erdi.
BDSP/Menemen

ŞİKE’de 15-16 Haziran Ya istikrar ya ölüm (mü?)


etkinliği Yüksel Akkaya
Türkiye işçi sınıfı tarihinin önemli bir
dönüm noktasını oluşturan şanlı 15-16 Türkiye burjuvazisi sınıf çıkarlarının gereğini 1970’li yılların sonu ve 1980’li yıllarda Sirkeci’de
Haziran Direnişi, Adana BDSP tarafından, öğrendiğinden beri tek bir şey istemektedir: İstikrar!.. “kaçak” dayanıklı tüketim malları satan A. Doğan’ın
Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nde Hangi istikrar? Kuşkusuz, kar oranlarını arttıran, kar birden bire büyük bir medya patronu olması da
gerçekleştirilen bir etkinlikle anıldı. alanlarının kapsamını genişleten, sömürüyü yükselten açıklanmaya muhtaçtır.
Etkinlik, 17 Haziran günü saat 17.00’de, bir istikrar… 36 yıllık birikimi sonucunda Türkiye’nin Rekabetin arttığı, medyaya da egemen olunması ve
Nazım Hikmet’in “Türkiye işçi sınıfına en güçlü partisi haline gelmiş olan bu örgüt “istikrar”ı kontrol altına alınması gerektiğinin anlaşıldığı bir
selam” şiirinin okunmasıyla başladı. Yapılan bozan her şeye karşıdır. Öyle olduğu için bazen herkesi dönemde Koç grubu A. Doğan üzerinden bunu
saygı duruşunun ardından 15-16 Haziran şaşırtacak demokratik taleplerde bulunur. Bazen, bu başarmıştır. Ancak, bir süre sonra önemli bir güç haline
Direnişi üzerinden BDSP’nin işçi ve demokratik talepleri unutup “şahin” kesilir. Her geldiğini düşünen Doğan medya grubu, iş alanlarını
emekçilere yaptığı çağrı okundu. Türkiye işçi seferinde tek kaygısı vardır: Bir avuç oligarşinin genişletmeye başlamıştır, POAŞ örneğinde olduğu
sınıfının mücadele deneyimlerini ve 15-16 ayrıcalıklarını ilkin korumak, sonra geliştirmek. Böyle gibi. Bunun için de hükümetlerle iyi geçinme
Haziran direnişini konu alan bir sinevizyon olduğu için de makyavelist politikayı en iyi bilip, politikasına uymak gerekiyordu, baba V. Koç’un mirası
gösterimi gerçekleştirildi. İlgiyle izlenen uygulayan bir örgüt olur: Sermayenin önündeki tüm olarak. Başta TÜSİAD ve diğer medya grupları olmak
sinevizyonun ardından bir şiir okundu. engellerin kaldırılması için bazen hükümet olan üzere sermaye cephesi hep hükümetlerin cömert kredi
BDSP adına bir sanayi işçisi etkinlik partiye, bazen ona sert çıkan devlete yanaşıp durur. Bu sunumlarına muhtaçtırlar. Bu nedenle, Türk-İş gibi hep
konuşmasını gerçekleştirdi. Konuşmada; yanaşmalık da gösterir ki, Türkiye burjuvazisi hala “partiler üstü” davranırlar. Ancak, zaman zaman en üst
Türkiye’de kapitalizmin gelişmesiyle birlikte ayakları üstünde duracak bir güce erişmemiştir. partinin “hazır ol” komutunu duyduklarında, Osmanlı
işçi sınıfının daha güçlü bir temelde Kuşkusuz, bunun temel nedenlerinden biri hala geleneğindeki mala mülke el koyma olan “müsadereyi”
mücadele sahnesine çıktığı, sermaye kredi adı altında emekçilerden alınan vergilerin bunlara anımsayarak, “ne olur ne olmaz” diye “kısa” süreliğine
devletiyle dişe diş mücadele yürüttüğü; yatırım kaynağı olarak tahsis edilmesidir. Öz finans hizaya gelirler. Zira, mal, mülk, para kadar can da
işgaller, grevler ve kitlesel gösterilerle örülen kaynakları zayıf olan, başka bir ifade ile hala devletten önemlidir. Bir de bu ülkede tek bir yasa maddesi ile tek
bir sürecin ardından 15-16 Haziran kredi alma adı altında halkın vergilerinin kendilerine bir sıkı maliyeci denetimi ile tarihe karışmış olan nice
Direnişi’ni gerçekleştirdiği vurgulandı. verilmesi ile beslenen bu cenah rüştünü tam olarak büyük holdingin yattığı mezarlık hep akıl verici olur!
Bugün de 15-16 Haziran Direnişi’nin işçi ispatlamış değil. Böyle olduğu için de gerçek anlamda Erken Cumhuriyet döneminde “sotaya” yatan
sınıfına yol gösteren en büyük eylemlilik bir burjuva kimliğine sahip değillerdir, hem kişi olarak İslami sermaye, Demokrat Parti iktidarında ayağa
olduğu ifade edildi. Seçimler vesilesiyle işçi hem sınıf olarak. Bu nedenle, önce iktidara gelen kalkmış, 1970’lerde yerini tahkim etmiş, Eylülist rejim
sınıfının kendi bağımsız devrimci programı herkesi eteklerler, ellerinden öperler. Özal, Çiller, ile birlikte piyasaya açıkça çıkmıştır. DYP-RP
ve kendi sınıf çıkarlarının gereklerine uygun Demirel, Erdoğan kim gelirse gelsin onlar için fark hükümeti döneminde güç kazanmış, AKP hükümeti
bir tutumla hareket etmesi ve mücadele etmez. Lakin, DYP-RP “hükümetinde” olduğu gibi döneminde de atağa geçmiştir. Başlangıçta büyük
bayrağını bugün daha güçlü dalgalandırması AKP hükümetinde de “yüksek” bürokratlar kaygılarını pastadan pay kapmak isteyen bu İslami sermayeye
çağrısı yapıldı. dile getirdikçe, en iyi istikrarın nerde olduğunu bilen mırıldanarak razı olan TÜSİAD, pastadan daha büyük
Etkinlik konuşmasının ardından işçi ve TÜSİAD hemen “hizaya” gelir, hazır ol konumuna pay alma isteğine direnmek istemişse de “istikrar”ın
emekçiler, 15-16 Haziran Direnişi ve bugün geçer. Onca “demokrasi” söylemine rağmen, yüksek verdiği olanaklar nedeni ile sesini yükseltmekten
yaşanılan sorunlar üzerine konuştular ve bürokrasinin ilk uyarısı ile TÜSİAD istikrar adına imtina etmiştir. Zira, “kurbağayı” ürkütmeye
neler yapılması gerektiğini tartıştılar. hemen yerini alması gereken yere yönelmiştir. değmeyecek bir meseledir İslami sermayenin almaya
Ardından etkinliğin serbest kürsü bölümüne TÜSİAD başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın “Sınır başladığı pay, en azından şimdilik! Bir daha en yoksul
geçildi. ötesi operasyon bir güvenlik sorunudur. Böyle bir kesimleri din ile terbiye edip, zenginleşmenin yolunu
İlk sözü Adana Bağımsız Sosyalist durumda ekonomiyi düşünmek anlamsız olur” demeci açacak böylesi bir iktidarı bulmak mümkün değildir.
Milletvekili Adayı Serpil Yıldız aldı. Neden de bu tutumu gösteren bir söylemden başka bir şey Değildir, çünkü TÜSİAD da görmüştür kendileri için
aday olduğunu anlatan Yıldız, işçi- değildir. en uygun hükümet budur. Tıpkı, bir dönem devrimci
emekçilerin devrim ve sosyalizm bayrağını Arzuhan kızımız, bilindiği gibi, medyada hareketin yükseldiği zaman diliminde “solcuları”
yükseltmekten başka bir seçeneğinin tekelleşmenin temellerini atan, sendikaya düşman olan kontrol etmek için CHP’yi “iyi” çocuk görmek gibi…
olmadığını dile getirdi. Kimseye bir vaatte Aydın Doğan’ın kızıdır. Lakin kızın babası kimdir? Elbette, kar oranlarının düştüğü, reel ücret artışlarının
bulunmayacağını, sorunlarımızın çözümünün TÜSİAD gibi bir örgütü ele geçiren Aydın Doğan verimliliği aştığı bir dönemde yükselen solculuğu da
ne seçimde ne de mecliste olduğunu, gücünü sadece sahip olduğu medyadan mı almaktadır? daha büyük bir tehlike görüp, Ecevit Hükümetine bir
çözümün mücadeleden, kurtuluşun Koca Koç ve de Sabancı grubu neden Aydın Doğan’ın muhtıra vereceklerdi, sınıf çıkarları bunu
devrimden geçtiğini vurguladı. İşçi sınıfının medyasına “teslim” olmuştur? Bilim kuşku ve soru ile gerektiriyordu.
bağımsız sosyalist adaylarının desteklenmesi başlar. Öyleyse istikrar müridi TÜSİAD ile işe Aslında TÜSİAD’a yakışan en uygun ad “parti
gerektiğini belirtti. başlayabiliriz. TÜSİAD bir 15-16 Haziran cephe” geleneğinin adlandırması ile TÜSİAP-C’dir.
Ardından eski bir Çukobirlik işçisi söz “çocuğudur”. 15 -16 Haziran’daki büyük meydan Zira, TÜSİAD hem bir parti hem de bir cephe olarak
aldı ve kendi deneyimlerini anlatarak, 15-16 okuyuş, sermayenin de bir büyük meydan okuyuşu kendi sınıfı adına çok iyi çalışmaktadır. Teori ve
Haziran’ın anlam ve önemine değindi. olarak bir yıl sonra TÜSİAD’ın kuruluşu ile sınıf pratiği, taktik ve stratejiyi çok iyi uygulamaktadır. Bu
Son olarak bir kamu emekçisi söz alarak mücadelesinin bir aşaması olarak tarihteki yerini nedenle, hükümete, iktidara kim gelirse gelsin her
eğitim sisteminin iflas ettiğini, öğretmenlik almıştır. Ne var ki, 15-16 Haziran anma “günlerinde” seferinde TÜSİAP-C karlı çıkmaktadır!
mesleğinin ayaklar altına alındığını, eğitimin bu büyük eylemin çocuğu olan TÜSİAD’ın Türkiye (Türk değil!) Sanayici İş Adamları Partisi-
bir avuç asalağın yararlanabileceği bir kuruluşunu, işçi sınıfının verdiği büyük korkunun Cephesi sınıf çıkarları doğrultusunda çok ciddi teorik-
ayrıcalık haline getirilerek rant kapısına ürünü olan bu karşı cephenin kuruluşunu hiç pratik, taktik ve stratejik işler yaparken, işçi sınıfını
dönüştürüldüğünü ve toplumun bütün hatırlamayacak!.. Oysa sınıfsal bakış bu yanı da temsil eden DİSK aynı başarıyı neden
kesimlerinin ortak mücadelesinin artık bir görmeyi gerektiriyor. Ne yazık ki, yarattığımız ve gösterememektedir sorusunun yanıtı da buradadır.
tercihten çok zorunluluk ve onur meselesi büyüttüğümüz efsane sınıfsal bakışımızı köreltirken biz TÜSİAP-C’den dersler çıkarmak bizi bir adım
haline geldiğini söyledi. İşçi sınıfının bunun farkında olmuyoruz. Sermaye cephesi ise çok daha ileriye taşıyacaktır. İşçi sınıfı görkemli 15-16
bağımsız devrimci tutumunu desteklediğini farkında olduğunu her seferinde bize gösteriyor. Haziran’dan sonra mücadelede irtifa kaybederken, bu
belirterek konuşmasını bitirdi. “Medya” camiasında bilinen ama dillendirilmeyen görkemli hareketin bir korkusu olarak doğmuş olan
Etkinlik Şakirpaşa İşçi Kültür Evi Müzik “şayialardan” biri Aydın Doğan’ın Vehbi Koç’un oğlu TÜSİAP-C mesafe kaydetmektedir. Öyleyse işçi sınıfı
Topluluğu’nun söylediği devrimci marş ve olduğudur. Ancak, bu oğul bir “resmi” evlilikten” değil ve ona öncülük iddiası taşıyanların bir karşı alan olarak
türkülerini ardından mücadele çağrısıyla bir “kaçamaktandır”. Koç grubu bunun TÜSİAP-C’den öğreneceği çok şey vardır, hem teori
sona erdi. haberleştirilmesine izin vermemiştir. Bu durumda, ve pratik olarak, hem de taktik ve strateji olarak...
Adana BDSP
20  Kızıl Bayrak Devlet terörüne geçit vermeyelim! Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Polisin yetkilerini artıran yasa değişikliği onaylandı... Polis devleti uygulamaları


yaygınlaştırılıyor!

Özgürlükler için devrimci mücadele!


Son zamanlarda hükümetin gönderdiği hemen her
yasayı yeniden görüşülmek üzere meclise iade eden
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, işin içine
sermayenin güvenlik kaygısı girince bu alışkanlığını
bir kenara bıraktı. Ahmet Necdet Sezer, hükümetin
gönderdiği polisin yetkilerini artırmayı öngören yasal
düzenlemeyi en küçük bir itirazda dahi bulunmadan
onayladı. Böylece Polis Vazife ve Selahiyetleri
Kanunu’nda yapılan değişiklikler resmen yasalaşmış
oldu.
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı’nın onayladığı yeni
yasal düzenleme polise geniş yetkiler tanıyor. Türkiye
İnsan Hakları Vakfı’nın yasa henüz meclisteyken
yaptığı bir açıklamada bu yetkiler şu şekilde
sıralanıyordu;
Suçun önlenmesi amacıyla kişileri, araçları
durdurma, kimlik sorma ve bu sırada soru sorma,
sorgulama.
Parmak izi alma yetkilerinin yanında fotoğraf
yoluyla kişisel kayıtların tutulması ve saklanması.
Kişilerin üstlerini, araçlarını, özel eşyalarını ve
belgelerini arama.
Her türlü cop, kelepçe, basınçlı su, göz yaşartıcı tırmandırmaktadır. Kürdistan dağları “terörle duyulmamalıdır, bunu devrimci, ilerici kurum ve
gaz veya toz, fiziksel engel gibi araçlarla zor mücadele” adı altında her gün bombalanırken, kişiler üzerindeki baskıların artırılması vb. adımlar
yöntemine başvurma. yüzbinlerce askerle operasyonlar düzenlenirken izleyecektir.
Silah kullanma ve meşru savunma hakkı sermaye devletinin Kürt kentlerini göz ardı etmesi Bugün büyük kentlerde polise yetki yasasının
kapsamında duraksamadan ateş etme. beklenemezdi. Dağları askerle, uçakla, tankla denetim sonuçlarının şimdilik daha az hissedilmesi, toplumsal
Adli görevleri sırasında teşhis yaptırma. altına almak isteyen devlet, Kürt kentlerini de dişinden muhalefetin dönemsel zayıflığıyla ilgilidir. İşçi ve
TİHV, aynı açıklamasında bu yetkilerin yasalaşması tırnağına kadar silahlandırılmış, her türlü yetkiyle emekçilerin, devrimcilerin ve ilericilerin
halinde “suçun önlenmesi adı altında herkesin donatılmış kolluk güçleriyle kontrol altında tutmak örgütlülüklerinin güçlendiği, hak ve özgürlükler
potansiyel suçlu olarak görüldüğü bir ortam istemektedir. Cumhurbaşkanı’nın söz konusu yasayı mücadelesinin nispeten güçlenip kendini hissettirdiği
yaratılacağını, her sokağın kişilerin özgürlüklerinden onayladığı günlerde batıdaki kentlerden yüzlerce özel koşullarda düzenin kolluk güçleri de yeni kuşandıkları
alıkonulduğu bir gözaltı yeri haline dönüştürüleceğini” harekat polisinin Kürt kentlerine kaydırıldığının yetkilerini sonuna kadar kullanmakta tereddüt
vurgulamıştı. açıklanması bir tesadüf değildir. Kaldı ki emniyetin etmeyeceklerdir. Bugün Kürt halkının karşı karşıya
İşte şimdi yasanın Cumhurbaşkanı onayından yaptığı açıklamalar, birer suç makinesi olarak olduğu işkence, yargısız infaz, faili meşhul cinayetler
geçmesinin ardından olan tam da budur. Sermaye yetiştirilen özel harekat polislerinin sayısının türünden uygulamalar, evlerin ve kurumların sudan
devleti açık bir polis devleti olmaya doğru yeni bir önümüzdeki dönemde daha da arttırılacağı bahanelerle basılıp talan edilmesi gibi saldırılar,
adım daha atmış bulunmaktadır. Bundan böyle bütün yönündedir. Bütün bunların sonucu, yakın bir mücadelenin sermayeye rahatsızlık verdiği durumlarda
işçi ve emekçiler, Kürtler, gençler, kadınlar kısacası gelecekte Kürt kentlerinde gözaltında kayıpların, faili büyük kentlerde de hızla yaygınlaştırılacaktır.
burjuva sınıfından olanların dışında kalan herkes meçhul cinayetlerin, işkencenin katlanarak artması Polis devleti uygulamalarını, baskı ve terörü boşa
devletin gözünde potansiyel birer suçlu olacaktır. çıkarmanın yolu sinmek, bir kenara çekilmek, sermaye
sayılacaklardır. Polis bu potansiyel suçluların üstlerini Fakat tek hedefin Kürt halkı olacağını düşünmek devletinin suyuna gitmeye çalışmak olamaz.
dilediği zaman arayabilecek, herhangi bir anda ve büyük bir yanılgı olacaktır. Yasanın Cumhurbaşkanı Demokratik hak ve özgürlükler için devrimci
yerde durdurup kimlik sorabilecektir. İstediği kişiyi onayından geçmesiyle birlikte, kolluk güçlerinin mücadeleyi yükseltmeden, sermaye devletinin terör
parmak izlerini alarak, fotoğraflarını çekerek büyük kentlerin emekçi semtleri üzerinde abluka politikaları karşısında hak ve özgürlükleri kararlılıkla
fişleyebilecektir. Cop, kelepçe, basınçlı su, göz kurmak için harekete geçtikleri, kimi yerlerde arama savunmadan bu saldırıyı püskürtebilmenin olanağı
yaşartıcı gaz veya toz gibi malzemeleri kullanması için noktaları oluşturdukları görülmektedir. Hiç kuşku yoktur.
herhangi bir izine ya da şarta bağlı olması
gerekmeyecektir. En önemlisi de polis artık “meşru

Meslek örgütlerinden kardeşlik çağrısı...


savunma hakkı” bahanesiyle silahını dilediği kişiye
doğrultabilecek ve ateşleyebilecektir.
Hatırlanacağı gibi, 1 Mayıs 2007’de İstanbul’da
kolluk güçleri gün boyunca bütün kenti gözaltına
almışlar, milyonlarca insana her türlü eziyeti KESK, TTB, TDB, TMMOB ve Üniversite çizdi. Gerilimin derinleştirildiğini, sorunların
çektirmişlerdi. Eylemci olsun ya da olmasın, Taksim’e Öğretim Üyeleri Derneği 20 Haziran günü saat şiddete dayalı politikalarla çözülemeyeceğini, tek
yakın bölgelerde polis copundan, biber gazından 19.00’da Taksim Gezi Parkı’nda “Tek çare; eşit, çözümün demokrasi ve özgürlüklerin sınırının
nasibini almayan hemen hiç kimse kalmamıştı. Bu özgür ve demokratik bir Türkiye’de kardeşçe genişletilmesi olduğunu söyledi. Irak halkına
yaşananlar polisin aslında yetkisizlik gibi bir birarada yaşamdır!” şiarıyla biraraya geldiler. karşı kullanılan İncirlik Üssü’nün kullanım
sorununun olmadığını, istediği her şeyi yapmakta Kurum temsilcilerinin genel başkanlarının süresinin bir yıllık kararname ile karar altına
sonuna kadar özgür olduğunu göstermişti. katıldığı açıklamayı KESK Genel Başkanı İ. alındığını belirten Tombul, 90 nükleer başlık
Şimdi yetkilerin genişletilmesiyle 1 Mayıs’ta Hakkı Tombul yaptı. Yaşanan farklı gelişmelerle bulunan üssün kapatılmasını talep etti. Yaklaşık
İstanbul’da yaşanan büyük gözaltı ve saldırı tüm beraber siyasette, ekonomide, toplumsal yaşamın 200 kişinin katıldığı eylemde “Yaşasın halkların
ülkeye yaygınlaştırılmak ve süreklileştirilmek her alanında, korku gerilim ve krizin giderek kardeşliği!”, “Silahlar sussun barış konuşsun!”,
istenmektedir. Kuşkusuz ki bu yasal değişikliklerin arttığını söyledi. 12 Eylül hukukunun yarattığı “Yaşasın bağımsız demokratik Türkiye!”
bugünkü güncel hedefi Kürt halkıdır. Sermaye devleti baskı ortamında e-muhtıra ve e-bildirilerle sloganları atıldı.
Kürt halkına karşı saldırganlık politikasını siyasetin savaş mantığına indirgendiğinin altını Kızıl Bayrak/İstanbul
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! Kızıl Bayrak  21

Genelkurmay’ın şovenizmi kışkırtan açıklamasına tepkiler...

“Irkçılığa, provokasyonlara, kışkırtmalara karşı


yaşasın halkların kardeşliği!”
Baskılar bizi taşıdığı söylendi. Faşist linç girişimlerinin ve

yıldıramaz!
provokasyonların her gün biraz daha çoğaltıldığı dile
getirildi.
BDSP, Devrimci Partizan, BDSP, Alınteri, EMEP, ESP, HÖC, DTP
Hareket, EHP, ESP, ve KESK’in örgütlediği basın açıklamasında sık sık
HKM, HÖC, Mücadele “Faşizme geçit vermeyeceğiz!”, “Yaşasın halkların
Birliği, ÖMP, SDP, TÖP, kardeşliği!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”
Ürün tarafından sloganları atıldı.
baskılara, devlet Kızıl Bayrak/Antakya
terörüne, linçlere,
provokasyonlara, askeri
operasyonlara karşı 16
DurDe Girişimi’nden
Haziran günü İstanbul açıklama...
Taksim Tramvay Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi 14
Durağı’nda yapılmak Haziran günü akşam saat 19.00’da Galatasaray
istenen basın Lisesi önünde Genelkurmay’ın yayınladığı “Teröre
açıklamasına devletin karşı kitlesel reflex” açıklamasına karşı bir basın
kolluk güçleri azgınca açıklaması gerçekleştirdi.
saldırdı. “Herkes farklı herkes eşit!”, “Nefret değil
100’ü aşkın kitleyi kardeşlik!”, “Şiddet değil barış istiyoruz!”,
çembere alan kolluk “Kardeşlik için “kitlesel reflex” dövizlerini açan
güçleri, “Kışkırtmalara, girişim üyeleri açıklamanın ardından birbirlerine
operasyonlara, linçlere, katliamlara son! Kürt halkına karşı omuz omuza”, “Linç değil kardeşlik sarılarak kardeşlik mesajları verdiler. Açıklama;
özgürlük!” yazılı pankartı ve “Kahrolsun MGK!”, kazanacak!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” “Şiddete, ırkçılığa, ayrımcılığa karşı duyarlı olan
“Biji bıratiya gelan!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, sloganları atıldı. Eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı. bizler “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin beklentisi
“Yaşasın halkların mücadele birliği!” dövizlerini açan Eylemi İHD, ÇHD, EMEP, SDP, DTP, ÖDP, doğrultusunda terör olaylarına karşı yüce Türk
kitleye “sizler teröristleri mi savunuyorsunuz? Bu SODAP, BATİS, Tuncelililer Derneği, Partizan, ESP, milletinin kitlesel karşı koyma refleksini”
eylemi yapamazsınız” diyerek, kitlenin dağılmasını DHP ve Gemlik Tuncelililer Derneği örgütledi. gösteriyoruz. Verilecek en güzel kitlesel tepkiyi
istedi. Kitlenin dağılmaması üzerine vahşice saldıran Kızıl Bayrak/Bursa veriyor ve ırkçılığa, ayrımcılığa karşı koymak için,
polis cop ve tekmelerle 35 kişiyi yerlerde hep birlikte sarılıp öpüşüyoruz” sözleriyle son buldu.
sürükleyerek gözaltına aldı. Saldırı çevik kuvvet Adana’da Genelkurmay’ın Kızıl Bayrak/İstanbul
açıklamasına tepki
otobüsünde de devam etti. Saldırıya tepki gösteren
çevrede bulunan birçok kişi de gözaltına alındı.
Gözaltı terörüne maruz kalan kitle “Baskılar bizi Geçtiğimiz günlerde Genelkurmay’ın “terör ESP’den kışkırtmalara karşı
yıldıramaz!” ve “Yaşasın halkların kardeşliği!” olaylarına” karşı “kitlesel refleks” gösterilmesi eylem
sloganlarını haykırdı. yönünde yaptığı açıklamasına karşı 18 Haziran günü Ezilenlerin Sosyalist Platformu 14 Haziran günü
Devlet terörünü teşhir etmek amacıyla aynı gün Adana’da Alınteri, BDSP, ÇHKM, Devrimci Yaşam, Genelkurmay’ın “teröre karşı kitlesel refleks”
İHD İstanbul Şubesi’nde açıklama yapıldı. Saldırı DHP, ESP, HÖC, İşçi Mücadelesi, Partizan, Pir başlığıyla yayınladığı bildirgeyi ve ESP İstanbul 1.
nedeniyle okunamayan basın metni okundu, Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından İnönü Bölge Sosyalist Bağımsız Adayı Kamber Saygılı’nın
açtırılmayan pankart asıldı. Parkı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Danışmanı Birsen Kaya’nın tutuklanmasını protesto
Ortak açıklamada, Genelkurmay’ın yaptığı son “Irkçılığa ve faşizme karşı yaşasın halkların etti.
açıklama ile Kürt halkına karşı topyekûn savaşın kardeşliği!” pankartının açıldığı açıklamada “Bu “İç savaş kışkırtıcılığına ve linç girişimlerine
tırmandırılmak istendiği söylendi. 24 Haziran’da çağrı ile bütün Kürt halkı, devrimci ve demokratlar karşı halkların kardeşliğini büyütelim!” pankartının
Çağlayan’da yapılmak istenen “sessiz miting”in de hedef haline getirilmek istenmektedir” denildi. açıldığı eylemde basın metni okunarak, halkların
Kürt halkına karşı Türk halkını kışkırtma amacı Eylemde “Yaşasın hakların kardeşliği!”, “Faşizme kardeşliği adı altında örgütlenmek istenen gerici ırkçı
taşıdığı ifade edildi. karşı omuz omuza!”, “Eşitlik kardeşlik Kürt ulusuna mitinglere katılmama çağrısı yapıldı. Açıklamaya 25
Açıklamanın ardından kurum temsilcileri söz aldı. özgürlük!”, “Kahrolsun MGK, MİT, CİA, kişi katıldı.
Kürt ve Türk halklarının karşı karşıya getirilmek kontrgerilla!” sloganları atıldı. Kızıl Bayrak/İstanbul
istendiği ve yeni çıkarılan polis yasasıyla da devlet Halkevleri’nin de destek verdiği eyleme yaklaşık
terörünün artacağı vurgulandı.
DTP’den ‘kitlesel refleks’
40 kişi katıldı.
Kızıl Bayrak/İstanbul Kızıl Bayrak/Adana
tepkisi
Bursa’da Genelkurmay Antakya: “Şovenist Demokratik Toplum Partisi, Genelkurmay’ın
protestosu kışkırtmaya son!”
“terör eylemleri”ne karşı yaptığı ‘kitlesel refleks’
Genelkurmay’ın yayınladığı, ‘kitlesel refleks’ adı çağrısını eleştirdi. DTP, çağrıyı ‘’halkları birbirine
altında halkları birbirine karşı kışkırtan, linç ve Antakya’da 20 Haziran günü Ulus Meydanı’nda düşman etmeye ve linç kültürünü meşrulaştırma
ırkçılığı körükleyen “e-muhtıraya” karşı, demokratik- Genelkurmay’ın açıklamasını protesto eden bir eylem dönük bir tutum’’ olarak değerlendirdi.
devrimci kurumlar tarafından 18 Haziran günü bir yapıldı. Eylemde “Şovenizmi kışkırtan, katliamları DTP Parti Meclisi Sonuç Bildirgesi’ni açıkladı.
basın açıklaması yapıldı. Eylem saat 19.00’da meşrulaştıran, provokasyonlara zemin hazırlayan Bildirgede, sınır ötesi operasyon tartışmalarıyla ilgili
Setbaşı/Mahfel önünden başladı, Heykel/AVP önüne politikalara son!” yazılı pankart açıldı. olarak, “sorunun çözümü sınır ötesinde ya da başka
gelinerek basın metni okundu. Metinde şovenizme ve Yapılan açıklamada egemenlerin işlerine geldiği güçlerle değil, sınırlarımız içinde ve kendi toplumsal
faşizme karşı mücadele çağrısı yapıldı. “Irkçılığa, için 12 Eylül faşist politikalardan vazgeçmedikleri dinamiklerimizle gerçekleştirilmeli” denildi. DTP,
provokasyona, kışkırtmalara karşı yaşasın halkların ifade edildi. Oy çoğaltma uğruna kullanılan hükümeti de, “Kürt sorunu bizim sorunumuzdur
kardeşliği” pankartının açıldığı eylemde, “Faşizme argümanların ve Genelkurmay Başkanı’nın “kitlesel sözüne sahip çıkmamış, demokratikleşme sürecini
refleks” çağrısının şoven-milliyetçi dalgayı sokaklara tamamıyla askıya almıştır’ sözleriyle eleştirdi.
22  Kızıl Bayrak İşbirlikçi-ihanetçi sendikacılar defolsun! Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

BMİS 1 No’lu Şube Genel Kurulu gerçekleşti...

İşbirlikçi-uzlaşmacı anlayış
yönetimden sökülüp atılamadı
Birleşik Metal- İş Sendikası 1 No’lu Şube Genel de mücadele etmenin önemini vurgulayan Delegelerin konuşmasının ardından yönetime aday
Kurulu 17 Haziran günü gerçekleştirildi. Saygı Serdaroğlu, son dönemdeki siyasal gelişmelere de olanlara söz verildi. İlk olarak muhalif listeden
duruşu ile başlayan Genel Kurul, Şube Başkanı Ali değinerek sınır ötesi operasyon söylemi altında Hüsnü Atasoy söz aldı. Atasoy geçmiş dönemin
Rıza İkisivri’nin açış konuşması ve divan seçimi ile ülkenin Irak bataklığına çekilmeye çalışıldığına başarısız geçtiğini, bunda şubede “dediğim dedik
devam etti. İkisivri konuşma yaparken, bir süre önce dikkat çekti. Son olarak seçimlere de değinerek, diyen ve kararları tek başına alan Ali Rıza
işten atılan ve işten atılmalarına şube başkanının işçilerden “oy verecekleri partiler üzerinden iyi İkisivri’nin tarzının ve anlayışının temel rol
neden olduğunu söyleyen Yasan işçileri “İhanetçi- düşünmelerini, programlarında işçiler için ne var ne oynadığını” söyledi.
işbirlikçi başkan istemiyoruz!” yazılı bir pankart verecekler diye bakmalarını” istedi. Atasoy’dan sonra geçmiş dönem Şube Sekreteri
açarak kürsüye kadar yürüdüler. Ardından dönem raporlarının görüşülmesine Adnan Deniz söz aldı. Oldukça derli- toplu olan
Ardından kürsüye gelen Birleşik Metal-İş geçildi. Hiçbir delegenin faaliyet raporu üzerinden konuşmasında Deniz, dünyada emperyalizme karşı
Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, ülkenin söz almaması dikkat çekiciydi. Bu nedenle, ikinci yürütülen mücadelelere değindikten sonra, ülkedeki
1. Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’yu işgal eden bölümde seçimler gündemine geçilmek üzere ara siyasal gelişmelerle ilgili düşüncelerini ifade etti.
kuvvetler gibi uluslararası tekeller ve kuruluşlar verildi. Şube seçimleri konusunda Deniz, mücadeleci
tarafından işgal edildiğini vurguladı. O gün Seçim gündemi üzerinden 5’i Alkom sendikalara ihtiyaç duyulan bir dönemde şubenin
işgalcilere karşı mücadele eden insanlar gibi bugün Fabrikası’ndan olmak üzere 8 delege söz aldı. üyelerini patronların saldırılarına karşı yalnız
bırakan, kazanmayı işverenlerle kurulacak iyi
ilişkilere endeksleyen bürokratik ve uzlaşmacı bir
pratik sergilendiğini, kendilerinin ise buna karşı
BMİS temsilcilerine sınıfın devrimci yeterince mücadele edemediğini söyledi. Bir şekilde
geçmiş dönemin değerlendirilmesinde kendi
özeleştirisini veren Deniz, “üyesine sahip çıkan, işçi
programıyla seslendik! sınıfının haklarını sonuna kadar savunan, yasaların
yetmediği yerde meşru mücadeleden kaçmayan,
İstanbul 3. Bölge bağımsız sosyalist Konuşmamızın tamamlanmasının ardından
tabanın söz ve karar sahibi olduğu bir anlayışı hakim
milletvekili adayı Hüseyin Temiz, Birleşik RABAK işyeri temsilcileri söz alarak “Bağımsız
kılmak için muhalif listenin oluştuğunu” söyledi.
Metal-İş Sendikası (BMİS) 2 No’lu Şube adaylara karşıyım”, “İşçi hakları CHP
Muhalif liste adına son konuşmayı başkan adayı
temsilciler toplantısında işyeri temsilcilerine döneminde verildi”, “Politik olarak
olan Hamdi Eyüboğlu yaptı. Konuşmasında, “bugün
seslendi. nerdesiniz?”, “Örgütlediğiniz yerler var mı?”,
genel kurul vesilesi ile bürokratik-uzlaşmacı sendikal
Seçimler vesilesiyle yürüttüğümüz “ÖDP, EMEP gibi diğer sosyalist adaylardan
anlayıştan ayrılıyoruz” diyen Eyüboğlu, “tabanın
çalışmanın bir ayağı da bölgemizde örgütlü farkınız ne?”, “Hedef siyasi olarak parlamento
istek ve ihtiyaçlarının temel alındığı, demokratik sınıf
sendikaların temsilci toplantılarında söz alarak, olmalıdır” şeklinde düşüncelerini ifade etti.
sendikacılığını rehber edinen, mücadeleci bir yönetim
sınıfın bağımsız devrimci programını işyeri Bu sorulara yanıt olarak bugünkü sınıf
oluşturmak için aday olduklarını” belirtti.
temsilcilerine taşımaktı. Bu hedefimiz tablosunun bir özeti sunuldu. Sınıfın haklarını
Muhaliflerin arkasından mevcut Şube Başkanı Ali
doğrultusunda 15 Haziran günü BMİS 2 No’lu CHP’nin vermediğini, aksine bu hakların Kavel
Rıza İkisivri kürsüye çıktı. İkisivri’nin konuşması 30
Şube işyeri temsilcilerine seslendik. direnişi ile başlayan mücadelelerle kazanıldığını
yıllık sendikacılık deneyiminin kendisini demagoji
Konuşmanın ana eksenini düzenin ve anlattık.
yapmak, herkes tarafından bilinen gerçekleri tersyüz
seçimlerin etkin teşhiri ile ilerici işçilere, “Bugün niye haklarımız yok? Deyim
etmek ve yeri geldiğinde dedikoduların kurbanı bir
burjuvazinin seçim aldatmacasına kanmayarak, yerindeyse sefalet ücreti dışında sınıfın tek bir
mağduru oynamak noktasında ne kadar ustalaştığının
sınıfın kendi programı altında birleşme ve kazanımı yok. Sendikal örgütlülükler dağıtıldı.
yeni bir örneği oldu. “Adnan da ne kadar devrimci
örgütlenme çağrısı yapmak oluşturdu. Sendikalar daraltıldı. AKP, CHP gibi partiler tüm
olmuş. Hamdi’den başkan mı olurmuş” gibi seviyesiz
Konuşmada erken genel seçimin emekçilerin hakları ortadan kaldıran, emekçi düşmanı
sözler kullanmaktan sakınmayan İkisivri, konuşması
sorunlarını çözemeyeceği ifade edildi. 60 yıllık politikalarının uygulayıcısıdır. (…) Yine 60
boyunca Yasan işçilerinin laf atmaları ile karşılaştı.
parlamenter sistem altında İMF-TÜSİAD yıldır bu ülkede parlamenter demokrasi var
“Bu sendikanın iç dinamiği vardır, bu sendikayı bunu
politikalarının ve sosyal yıkım saldırılarının diyorlar. Gerçekte bu ülkeyi yönetenler asker ve
anlamayan dış dinamiklere ihtiyacı yoktur” diyen
uygulandığı, işçi sınıfının bu saldırılara anlamlı sivil bürokrasi, İMF-TÜSİAD, ABD, AB vb.
İkisivri, “muhalif liste değişik hesaplar üzerinden bir
bir karşılık veremediği ifade edildi. kurumlardır. Parlamento bu ülkede halkı
araya gelmeyiz diyenlerin birleşmesi ile
Kazanılmış hakların bir bir tırpanlandığı aldatmak, anti demokratik yasaları çıkartmak
oluşturulmuştur” demekten de kendini alamadı.
vurgulandı. Hakları kazanmanın yolunun, dışında hiçbir işlev taşımaz” sözleri ile seçimleri
İkisivrinin konuşmasının ardından yapılan
burjuva partiler arasında seçim yapmak yerine ve meclisin işlevini teşhir ettik.
seçimlerde Hamdi Eyüboğlu başkanlığındaki liste 91
tabandan yükseltilecek birleşik devrimci sınıf Temsilcilere yönelik konuşmamız şu sözlerle
oy alırken, seçimleri 22 oy farkla Ali Rıza
mücadelesinde olduğu söylendi. son buldu: “Bugün işçi ve emekçilerin önünde iki
İkisivri’nin listesi kazandı.
Bugün burjuva partilerin sağcısıyla program var: burjuvazi ile işçi sınıfının
Genel kurulda, muhalif listenin programı olan
“sol”cusuyla programlarının tekleştiği ve temel programı. Bizim programımız siz işçilerin
“İnsanca bir yaşam-onurlu bir gelecek için
amacının sosyal yıkım saldırılarını kaldığı devrimci programıdır. Bizim farkımız budur.
demokratik sınıf sendikacılığı” başlıklı broşürün
yerden sürdürmek olduğu ifade edildi. Grev Kurtuluş bu program altında örgütlenmek ve
yanı sıra, AYİEP ve OSİM-DER ortak imzalı bir
yasakları, sendikal örgütlülüğün önündeki savaşmaktan geçer. Toplumdaki kapitalist
bildiri dağıtıldı.
engeller, işten atmalar, düşük ücret politikası, sömürüden kaynaklanan tüm sorunlar ancak
Birleşik Metal-İş Sendikası 1 No’lu Şube Genel
halklar arası kışkırtılan düşmanlık ve yükseltilen böyle bir programın hayata geçirilmesi ile
Kurulu’nda işbirlikçi-uzlaşmacı anlayış yönetimden
şovenizm vb. üzerinden düzen partilerinin aşılacaktır. Bu da işçi sınıfının, sizlerin siyaset
sökülüp atılamadı. Sınıf devrimcisi işçilerin ve diğer
uygulamaları teşhir edildi. Sermaye sınıfının sahnesine çıkarak, mücadele etmesinden geçer.”
muhalif unsurların bu yönlü çabası ise, 30 yıllık
saldırılarına karşı çözümün ne mecliste ne 20’ye yakın temsilcinin katıldığı toplantı
bürokratik bir kastın ve bildik sendikal oyunların
seçimde, çözümün devrim ve sosyalizmde temsilci arkadaşların adayımıza başarılar
karşısında yetersiz kaldı.
olduğu, bunun yolunun da güncel talepleri dilemesiyle sona erdi.
Kızıl Bayrak/Kartal
uğruna mücadele yükseltmekten geçtiği söylendi. Küçükçekmece BDSP
İşçi-emekçi hareketinden...
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 İşçi-emekçi eylemlerinden... Kızıl Bayrak  23

Sanovel İlaç işçileri Genel-İş eylemi

Sanovel İlaç’ta işçi kıyımı kalmadığı ifade edildi. Antgıda patronuna işten 5. Olağan Genel Kurulu 17 Haziran günü saat
çıkartılan işçileri geri alma çağrısı yapıldı. 10.00’da Aktaş Düğün Salonu’nda gerçekleştirdi.
Silivri/Çantaköy’de kurulu olan Sanovel İlaç
“Her yerde sınıf kardeşliği!”, “İşçiyiz, haklıyız,
Sanayi’nde yaklaşık bir yıl önce başlayan sendikal
Belediye işçileri sendikasına
kazanacağız!”, “Emek en yüce değerdir!” ve “İşçinin
örgütlenme faaliyeti sonucunda Petrol-İş’e üye olan
iradesine saygı istiyoruz!” pankartlarının asıldığı
sahip çıktı
işçilerden 5’i 4 Nisan ‘07’de, 190’ı ise geçtiğimiz
salonda işçilerin gelmesiyle genel kurul başladı. Önce
hafta işten çıkarıldı. Patronun işten atma saldırısına
yoklama yapıldı ve ardından divan oluşturuldu.
karşı işçiler fabrika önünde eylem yapmaya başladılar. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nda örgütlü olan Ardından Mustafa Kemal ve arkadaşları ile sendikal
İlaç sektöründe ilk 10 firma arasında yeralan Bağcılar Belediyesi işçileri 20 Haziran günü Belediye mücadelede şehit düşenler için saygı duruşu yapıldı.
Sanovel İlaç’ta bir yıl içinde üretim bölümünde binası önünde Genel-İş’ten baskı ve zorla istifa Saygı duruşundan sonra Genel-İş Genel Sekreteri
çalışan işçilerin çoğu sendikaya üye oldu. Örgütlülüğü ettirilerek Hizmet-İş Sendikası’na geçirilmek Kani Beko bir konuşma yaptı.
dağıtmak isteyen patron toplam 195 işçinin iş aktini istenmelerine karşı eylem yaptılar. Daha sonra konukların tanıtımına ve konuşmalara
feshetti. Bunun üzerine sendika işe iade davası açtı. Saat 12.30’da Belediye binasına sloganlarla geçildi. İlk olarak Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı
Fabrikada diğer üyelerin sendikal faaliyete devam yürüyen belediye işçilerinin eylemine DİSK Genel Hasan Gülüm konuşma yaptı. Ardından DİSK
etmesi üzerine Petrol-İş ile görüşme talebinde bulunan Merkez yöneticileri ve DİSK’e bağlı sendika Örgütlenme Sekreteri Erol Ekici konuştu.
patron, daha sonra işten atma saldırısını hayata şubelerinin yöneticileri destek verdiler. Çalışma Raporu ve Denetim Kurulu Raporu
geçirmeye başladı. Eylemde Süleyman Çelebi konuştu. Baskı ve zorla okunmadan oybirliğine sunuldu ve kabul edildi.
Sanovel’de işçilerin ortalama ücreti 500 Ytl Genel-İş Sendikası üyelerini istifa ettirmek isteyen Ardından iki listenin adayları tanıtıldı. Aday listeleri
civarında. Ağır çalışma koşulları altında düşük ücrete Belediye Başkanı ve onun temsilcilerini uyardı okunduktan sonra seçime blok listeyle girilmesi
çalışan işçilerin sigorta, yemek ve servis dışında hiçbir “Kimse bam telimize basmasın. Bıçak kemiğe kararlaştırıldı ve aday konuşmalarına geçildi. Daha
sosyal hakkı bulunmuyor. dayandı. Bizi bulunduğumuz noktadan daha ileri bir sonra sandıkların kurulmasıyla seçimlere geçildi.
İşten atma saldırısı üzerine açıklama yapan Petrol- noktaya taşımasınlar. Belediye Başkanı huzurumuzu Seçimleri 75’e 82 oyla Şahan İlseven kazandı.
İş yönetimi şunları söyledi: “Sendikaya üye olan ve bu bozmasın! Bozarsa yeniden sokaklarda olacağız!” Kızıl Bayrak/İstanbul
nedenle işten çıkarılan işçiler suç işlememiş, yasal dedi. Çelebi’nin konuşması sık sık “İnadına sendika,
TTB sağlık uygulamalarını
haklarını kullanmışlardır. Asıl suçlu, işçiler değil, inadına DİSK!”, “Yaşasın Genel-İş, yaşasın DİSK!”,
onları işten çıkararak örgütlenmelerini engelleyen “Söz, yetki, karar çalışanlara!” sloganlarıyla kesildi.
işverendir. Sendikamız bu işin peşini bırakmayacak, Genel-İş Sendikası’nda örgütlü Bağcılar Belediyesi eleştirdi
üyelerin haklarını sonuna kadar aramayı işçileri geçtiğimiz aylarda göreve getirilen Belediye
Türk Tabipler Birliği 15 Haziran günü İstanbul
sürdürecektir.” Başkanı tarafından baskı ve zorla Hak-İş’e bağlı
Tabip Odası’nda gerçekleştirdiği basın toplantısı ile
Hizmet-İş Sendikası’na geçirilmek istendi. Masa başı
AKP iktidarının sağlık alanındaki icraatlarını
Antgıda’da sendika hakkına işlerden farklı ve zor işlere verilmekle tehdit edilen
Genel-İş üyesi 257 işçiden 100’ü bu yolla istifa
değerlendirdi.
saldırı ettirildi. Sendika yöneticileri ise mücadeleye devam
Basın toplantısında konuşan TTB Başkanı Prof. Dr.
Gençay Gürsoy AKP hükümetinin genel sağlık
Tek Gıda-İş Sendikası 2003 Mayıs ayından bu edeceklerini, üyelikten ayrılan işçileri geri döndürme
politikasının sağlık hizmetlerini piyasaya açmak ve
yana Balıkesir karayolu üzerindeki Havran’da kurulu çabalarının olduğunu söylüyorlar.
ticarileştirmek olduğunu belirtti. Son 4 yıl içerisinde
olan Antgıda’da örgütlenme mücadelesi yürütüyor. Eyleme; DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi,
sağlık harcamalarının yarıya yakınının özel sağlık
Sendikalaşma sürecini baskı ve tehditle engellemek DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, Genel-İş Sendikası
kurumlarına devredildiğini belirten Gürsoy, sağlık
isteyen Antgıda patronu işçilerin örgütlülüğünü Genel Başkanı Mahmut Seren, Birleşik Metal-İş Genel
hizmetlerinin taşerona devredilmesinin hizmet
dağıtmak için elinden geleni yapıyor. Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, Genel-İş Sendikası
kalitesini düşürdüğünü söyledi.
Sendikanın açmış olduğu yetki davası 15 2 No’lu Bölge Başkanı Mehmet Karagöz, Genel-İş 3
Gürsoy ayrıca “İktidarın 4 yıldır uygulamaya
Haziran’da sendika lehine sonuçlandı. Ancak Antgıda No’lu Bölge Başkanı Veysel Demir, Dev Sağlık-İş,
çalıştığı Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın temel
patronu aynı gün saat 17.50’de 13’ü sendikaya üye, Basın-İş, Tümka-İş, Emekli-Sen, Nakliyat-İş, Gıda-İş
bileşenleri olan Aile Hekimliği ve Genel Sağlık
toplam 14 kişinin sözleşmesine hiçbir yasal gerekçesi yöneticileri de destek verdiler.
Sigortası uygulamalarının elle tutulur tek yanı sevk
olmadan son verdi. Bunun üzerine işçiler haklarını Kızıl Bayrak/İstanbul
zincirinin kurulacağını belirtmesidir. Oysa bu
savunmak için fabrika önünde eylem başlattılar. İşçiler tebliğlerle birlikte hükümet sağlık programının iflasını
sonuç alıncaya kadar eylemlerini sürdürmekte Genel-İş Anadolu Yakası Genel ilan etmiştir” sözleriyle AKP’nin sağlık programının
Kurulu yapıldı
kararlılar. başarısızlığını ifade etti.
Sendika adına yapılan açıklamada, patronun artık
toplu iş sözleşmesi yapmayı engelleme şansı Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Kızıl Bayrak/İstanbul
24  Kızıl Bayrak Seçimler üzerine... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

23 Temmuz Tüsiap-c’nin zaferinin tescili veya


devrimi/sosyalizmi yeniden düşünmek
Yüksel Akkaya
Baştan söyleyelim, “Kürt hareketi” bugün çok hakir kez daha “teyit” etmiş oldum. Milli Demokratik Devrim (MDD)/Sosyalist Devrim
görülen bir TİP kadar sorumlu davranamamıştır. Bugün pek çoğumuzun reformist vs. gördüğümüz (SD) tezi tartışılmaya başlandı.
Dolayısı ile “Kürt hareketi” devrimci/sosyalist hareketin TİP Kürt sorununu dile getirdiği için kapatıldı. En Kürt hareketi üzerindeki tartışma basını bir şekilde
çok güçlü olmasa da sesini duyurabileceği bir “itibarlı” olduğu dönemlerde üstelik! Bu durumda, yeni-MDD’cilik olarak ortaya çıkmıştır ve Türkiye
alanın/kanalın önünü tıkamıştır. Bu nedenle tarih önünde Türkiye partisi olmaya kalkan Kürt hareketinden 1980 devrimci, sosyalist hareketini daha geri noktalara
TİP/DTP karşılaştırmasında bu toprakların devrimcileri öncesinin TİP duyarlılığını beklemek gerekirdi. Ne var çekmeye başlamıştır. Önce Marksist-Leninist gelenekten
ve sosyalistleri adına kötü bir sınav vermiş, Tüsiap-c’nin ki, siyasal tutum olarak sağa kayan Kürt hareketi, koptuğunu açıklayan Kürt hareketi önderliği, daha sonra
bu seçimi sermayenin bir zaferi olarak taçlandırmasına Türkiye sosyalist ve devrimci hareketini devrimci ve sosyalist hareket ile de birlikte olamayacağı
dolaylı katkıda bulunmuştur. O zaman bu süreci daha önemsemediğini bu seçim sürecinde bir kez daha ve çok yönünde ciddi işaretler vermeye başlamıştır.
soğuk kanlı değerlendirmek lazım. açık bir şekilde ortaya koydu. Peki Türkiye devrimci ve Kapitalizmi ve kapitalist sistemi tahlilde Marks’ın
Benim Kapital’in ilk cüzü ve de eski Ankara’nın sosyalist hareketi bunu hakediyor muydu? devasa çalışmalarına başvurmak yerine türevin türevi
göbeğinde emekçilerin, yoksulların, sıradan insanların Sınıf mücadelesinin yükseltilmeye çalışıldığı en olan Wallerstein’den beslenmeye çalışan Kürt
hayatlarını sürdürdükleri yerde patlayan/patlatılan temel örgütler olan sendikalar da “Kürt hareketi” hareketinin devrim ve sosyalizm ile bir ilişkisinin
bombaya dair “duygusal” düşüncelerim vardı!.. Bunu, devrimci, sosyalist hareketi beslemek, desteklemek olmayacağı ve uzun vadede de kalmayacağı
tartışmaya açılmış bir metin olarak “kapalı” ortama yerine tam da Tüsiap-c’nin işine gelecek işler yaptı. İşçi düşünülebilir. En azından devrimci ve sosyalist
sunmuş, değerlendirmeleri beklemiştim. “Netameli” bir sınıfının, emekçilerin örgütlü olarak mücadelesini hareketler bunu bir kenara not edebilir. Bu durumda
alan olduğu için “herşeyin” konuşulduğu/tartışıldığı bu yükselteceği alanları “mayınladı”, “bombaladı”, işlevsiz ezilen, sömürülen her insan için mücadele eden
“sanal ortamda” ne yazık ki, birkaç değerlendirmenin ve etkisiz kıldı. Türkiye solu ve devrimci hareketi, bu devrimci ve sosyalistlere düşen görev bu “uzaklaşmaya”
dışında bir “sesin” çıkmamış olmasına ilkin çok “mayınlama”, “bombalama” hareketlerine büyük bir direniş, müdahale ve devrim kavgası olmalıdır. Emek ile
üzülmüştüm, nedense!.. Ancak, daha sonra ortak aday sabır, olgunlukla karşılamaya çalışırken iktidar sermaye arasında bir çıkar çatışması olmadığını, dolayısı
projeleri ile “Kürt hareketi”nin bu projeleri dışlayan perspektifini kaybetti, ideolojik olarak da geriye kaydı. ile Tüsiap-c ile de işbirliği yapılacağını savunan bir
tavrını görünce kaygının da, huzursuzluğun da anlamsız Türkiye solu “Kürt hareketini” savunup, ona sahip siyasal yapılanmanın artık ne ezilenler ne devrimcilik ne
olduğunu gördüm. Ancak, bu “kapalı” ortama iletilmiş çıkmaya çalışırken 1968’in aşılması gereken “teorik” de sosyalistlik adına dayanışma ve benzeri bir talep
olan düşüncelerimin de ne kadar yerinde olduğunu bir tartışmasına farkında olmadan kapıldı. Adeta yeni bir hakkı kalmamaktadır.
Bu durumda, bizim Kürt hareketine devrimciler ve
sosyalistler “adına” önereceğimiz birkaç şey
ÖSS karşıtı eylemlerden... kalmaktadır geriye: Bir, kapitalizmin ne olduğunu ve
bugün en çok da Kürt emekçiler üzerinde kendisini nasıl
gösterdiğini öğrenmek. İki, bunun için yeniden emek-
“ÖSS’nin 5 seçeneğine karşı tek seçenek mücadele!” değer teorisine, sömürü oranlarına bakmak. Üç, aynı
işyerinde Kürd’ün ve Türk’ün makus talihinin aynı
Adana’da ÖSS karşıtı eylem açıklaması gerçekleştirdi. olduğunu görmek.
19 Haziran günü saat 16.00’da 5 Ocak “Halk için bilim, halk için eğitim!”, “F Tipi Peki bu sorunu çözmek için ne gerekir? Ankara’nın
Meydanı’nda “ÖSS’nin 5 seçeneğine karşı tek üniversite istemiyoruz!”, “Eğitim hakkımız eski merkezinde, El Kaide’nin bile hedef olarak İngiliz
seçenek mücadele!” şiarlı ortak pankart arkasında engellenemez!”, “Öğrenciyiz, haklıyız, kazanacağız!”,
Konsolosluğunu seçtiği “etik” bir mekan yerine, El
kortejlerin oluşturulmasıyla eylem başladı. Alkış ve “ÖSS’ye hayır!” sloganlarının atıldığı açıklamaya
Ekim Gençliği destek verdi. Kaide kadar duyarlı olunmayan, devrimci ve sosyalist
sloganlarla yürüyüşe geçen kitle Çakmak Caddesi’ni
trafiğe kapatarak sloganlarını gür bir şekilde haykırdı. Ekim Gençliği/Eskişehir hareketlerin halk ile bütünleşmek için ilmek ilmek
Polisin provokasyon girişimleri ve yolu trafiğe ördüğü pek çok şeyi alt üst eden, onları yeniden
açmaya çalışması kitle tarafından militan bir duruşla “ÖSS’yi reddet!” “dışlatan” ve El Kaide kadar “etik” olmayan Ulus’ta
geri püskürtüldü. Yaşanan kısa süreli arbede, Liseli Genç Umut 14 Haziran günü Galatasaray bomba patlatmak mı? Türkiye’yi Iraklılaştırmak mı?
“Faşizme karşı omuz omuza!”, “Baskılar bizi Lisesi önünde yaptığı eylemle ÖSS’yi reddetme Yaklaşık çeyrek yüz yıldır Kürt hareketini “halkların
yıldıramaz!” sloganlarıyla yanıtlandı. Sergilenen çağrısı yaptı. “ÖSS’yi reddet!” pankartı açan liseliler, kardeşliği” adına sırtında taşıyan Türkiye devrimci ve
kararlı tutumun ardından yürüyüşe devam edildi. Yol “ÖSS kalksın yaşama zaman kalsın!”, “Yarış atı değil
sosyalist hareketi hem teorik hem de pratik olarak bu
boyunca “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!”, “Eşit, öğrenciyiz!”, “Reddet özgürleş!” dövizleri taşıdılar.
parasız, bilimsel, anadilde eğitim istiyoruz!”, “Müşteri Eylemde liseliler adına basın açıklaması yapıldı. kadar geri “düşürülmeyi” haketmemiştir.
değil öğrenciyiz!”, “Liseler bizimdir bizimle Ardından eyleme destek veren Eğitim-Sen 8 “Kürt hareketi”nin savrulan, omurgasız siyaseti,
özgürleşecek!”, “Eğitim haktır satılamaz!”, “ÖSS, No’lu Şube Başkanı Haldun Özkan bir konuşma bugün bakıldığında 1980 öncesi TİP’ini çok daha
AOBP kaldırılsın!”, “Savaşa değil eğitime bütçe!”, yaparak ÖSS’nin bir ölçü olmadığını ve ÖSS karşıtı masum göstermektedir. TİP’ten beslenen bu kaynağın
“Polis-idare işbirliğine hayır!”, “Faşizme karşı Deniz mücadele yürüten liselileri desteklemeye devam onu aşması beklenirken, Kürt hareketinin kendi içinde
olunmalı!” sloganları haykırıldı. edeceklerini söyledi. Eylemden sonra Tünel’e doğru siyaseten Kürt AKP’sini, Kürt CHP’sini diri tutarken
İnönü Parkı’na gelindiğinde basın metni okundu. yürümek isteyen liselilere polis engel çıkarttı.
Türkiye solunu “itibarsız” kılmasını anlamak kolay
Eğitim-Sen Şube Başkanı Güven Boğa bir konuşma Öğrencilerin pankartsız ve dövizsiz yürümesine izin
yaptı. verdi. olmasa gerek!
Konuşmaların ardından etkinlik programına Kızıl Bayrak/İstanbul Şimdi geldiğimiz noktada AKP ve CHP’nin Tüsiap-
geçildi. Geleceksizliğe karşı mücadele çağrısı yapan c’nin madalyonun iki yüzünü oluşturduğu bir yerde,
kısa bir skeç oynandı. Müzik grubunun seslendirdiği “Soruyu değil ÖSS’yi çöz!” yıllardır devrim ve sosyalizm adına Kürt hareketine
marşlar hepbir ağızdan söylendi. Bir liseli sorunlar Liseli Gençlik, 14 Haziran günü saat 14.00’te farklı boyutlarda destek olanlar Kürt hareketinin de
karşısında ortak mücadele çağrısı yaptı. Yaklaşık bir Galatasaray Lisesi önünde ÖSS karşıtı bir basın Tüsiap-c’nin bir başka minik madalyonu olmaya
saat süren yürüyüş ve etkinliğin ardından eylem açıklaması gerçekleştirdi. “Elenmeden, seçilmeden çalışmasını onaylamak zorunda mıdır? Sorunu yanıtı
sloganlarla ve halaylarla sona erdi. üniversite hakkımı istiyorum! ÖSS’ye hayır!”
Ekim Gençliği, Dev-Lis, DGH, Emek Gençliği, Kapital’in 1. cildi ve Alman İdeolojisi’nde gizlidir.
pankartının açıldığı eylemde liseliler, “ÖSS’ye hayır!”
Enternasyonalist Gençlik, Liseli Genç Umut, SGD’li yazılı tişörtler giyerek ÖSS’nin geleceksizlik
Önerimiz, Wallerstein yerine bir daha bu kitaplara
liseliler, Yurtsever Cephe Adana Lise’nin örgütlediği dayattığını söylediler. bakmak ve Türkiye soluna görülen/biçilen rolü iyi
eyleme Eğitim-Sen ve ESP destek verdi. Eyleme 150 Eylemde; “ÖSS’ye hayır!”, “Elemeden, anlamaktır.
kişi katıldı. seçilmeden üniversite hakkımı istiyorum!”, Devrimci ve sosyalist ruhun yeniden bir hayalet
Kızıl Bayrak/Adana “Öğrenciyiz haklıyız kazanacağız!”, “Soruyu değil olarak hem Türkiye devrimci ve sosyalistleri hem de
ÖSS’yi çöz!” sloganları atıldı. Eyleme ESP de destek Kürt hareketi üzerinde dolaştığını ummak dileği ile bir
Eskişehir: “ÖSS’ye hayır!” verdi. kez daha Komünist Manifesto: Nerede mi, seçim olan
Eskişehir Gençlik Derneği, 14 Haziran günü saat
13:30’da Adalar Migros önünde ÖSS karşıtı bir basın Kızıl Bayrak/İstanbul
her kent, kasaba, köy ve mezrada.
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 17’ler anıldı... Kızıl Bayrak  25

Mercan’da katledilenler anıldı...

“Devrimciler ölmez, devrim davası


yenilmez!”
17’ler Gazi’de anıldı...
17’ler için 17 Haziran günü Gazi Mahallesi’nde Gazi
kitlesel bir eylem ve etkinlik gerçekleştirildi. Kitle
saat 18.00’de Gazi Mahallesi eski karakol binası
önünde toplanmaya başladı. Diğer bölgelerden
gelenlerle birlikte yaklaşık 600 kişi kortejler
oluşturarak caddeyi trafiğe kapadı. Sloganlar eşliğinde
Gazi Cemevi’nin arkasındaki alana doğru yürüyüş
başladı.
En önde İbrahim Kaypakkaya pankartı, arkasından
sırayla “Vartinik’ten Mercan’a feda olsun canımız halk
savaşına!/Demokratik Haklar Platformu” imzalı
pankart, Mercan şehitlerinin fotoğraflarının yeraldığı
pankart ve İbrahim Kaypakkaya, Deniz Gezmiş,
Mahir Çayan ve Mazlum Doğan’ın fotoğraflarının
yeraldığı pankart taşındı. Yürüyüş boyunca “Mercan
şehitleri ölümsüzdür!”, “Feda olsun canımız halk
savaşına!”, “Katil devlet hesap verecek!”,
“Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”,
“Vartinik’ten Mercan’a feda olsun canımız halk
savaşına!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları
coşkulu bir biçimde atıldı. Caddede bulunan Gazili
emekçiler alkışlarla eyleme destek verdi. Yürüyüş
başladıktan sonra çevredeki emekçilerin de korteje
katılması ile sayı 700’ü aştı.
İzmir: “Mercan şehitleri sloganları atıldı.

ölümsüzdür!”
Kızıl Bayrak/İstanbul
Oldukça coşkulu geçen eylem Gazi Cemevi’nin
arkasındaki alanda son buldu. Etkinlik DHP adına
yapılan açılış konuşması ile başladı. Mercan katliamı
Mercan Vadisi’nde katledilen 17 MKP militanı 17’ler Ankara’da anıldı...
saldırıda şehit düşen Binali Güler’in Buca
ve devletin kanlı yüzü teşhir edildi. Daha sonra 17 Haziran 2005’te sermaye devletinin kolluk
Kaynaklar’daki mezarı başında anıldı.
etkinlik programına geçildi. İlk önce Pınar Sağ sahne güçleri tarafından katledilen 17 MKP üyesi devrimci
Anma Binali Güler’in Buca Kuruçeşme’deki
aldı. Etkinliği selamlayan ve örgütlü mücadelenin Ekin Sanat Merkezi’nde düzenlenen bir etkinlikle
evinin önünden araçlarla Kaynaklar Mezarlığı’na
önemine vurgu yapan Sağ, türkü ve marşlarını anıldı.
hareket edilmesiyle başladı. Mezarlığın girişinde
seslendirdi. Ardından Yeni Demokrasi Tutsak Aileleri Anma programı devrim ve komünizm
“Vartinik’den Mercan’a, bu tarih bizim!” yazılı ve
Birliği’nden bir ana şiir okudu. mücadelesinde yitirilenler anısına saygı duruşu ile
saldırıda şehit düşen 17 devrimcinin resmi bulunan
Etkinliğe destek olan kurumların konuşmalarının başladı. Saygı duruşunun ardından Demokratik Haklar
pankartın açılması ile kortejler oluşturuldu, Binali
ardından sinevizyon gösterimi yapıldı, tiyatro oyunu Platformu adına yapılan konuşmada Mercan
Güler’in mezarına doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş
sahnelendi. Reşo ve Grup Munzur’un marşları ile katliamının arka planı anlatıldı, devlet terörü teşhir
boyunca “17’ler yaşıyor halk savaşı sürüyor!”,
etkinlik devam etti. Etkinlik başladıktan sonra Gazi edildi.
“Vartinik’ten Mercan’a bu tarih bizim!”, “Mercan
emekçilerinin katılımı devam etti. Konuşmadan sonra 17’lerin hayatlarından kesitler
şehitleri ölümsüzdür!” sloganları atıldı.
HÖC, Partizan, Alınteri, KÖZ, SDP ve Atılım’ın anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon
Mezar başına gelindiğinde, “yoldaşlığı,
destek olduğu etkinliğe komünistler “Faşizme karşı gösterimi bitince “Gerillalar ölmez, yaşasın halk
mücadeleye bağlılığı ve ölümsüzlüğü” içeren bir
omuz omuza/BDSP” imzalı pankart ile katıldılar. savaşı!” sloganı atıldı.
metin okundu. Ardından şiirler ve marşlar okundu.
Gaziosmanpaşa/BDSP Konuşmacı olarak kürsüye davet edilen Temel
Anma mücadele çağrısıyla sona erdi.
Demirer Mercan katliamının sınırsız, sömürüsüz bir
Kızıl Bayrak/İzmir
Ankara: “Devrim şehitleri dünyanın hayal olmadığını anlattığını söyledi.
“Spartaküs’ten bu yana uğrunda dövüşülen şey hayal
ölümsüzdür!” Sarıgazi’de 17’ler anması... değildir. 17’ler, bugün devrimlerin hayal olduğunu
Mercan şehitleri 17 Haziran günü Demokratik 17 MKP’li devrimci Sarıgazi’de Yeni Demokrasi söyleyenlere vardık, varız, varolacağız demişlerdir”
Haklar Platformu Ankara Temsilciliği tarafından Şehit ve Tusak Aileleri Birliği tarafından düzenlenen dedi.
gerçekleştirilen basın açıklamasıyla anıldı. Eylem saat etkinlikle anıldı. Ardından ÇHD adına Selçuk Kozağaçlı bir
12.30’da Yüksel Caddesi’nde alkış ıslık ve sloganlarla “İdealleri ideallerimizdir!/Yeni Demokrasi Şehit ve konuşma yaptı. Ökkeş Karaoğlu’nun yazdığı şiirin
başladı. Tutsak Aileleri” imzalı pankartın açıldığı etkinlik okunmasından sonra Yaser Günday, devletin katliamcı
Eylemde okunan basın metninde “17 kızıl karanfil katledilen 17 devrim savaşçısı şahsında devrim kimliğinden sözeden bir konuşma yaptı. Cafer
şahsında katledilmek istenen dünyada ve ülkemizde şehitleri adına gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı. Cangöz, Okan Ünsal ve Aydın Hanbayat’ın devrimci
ezilen milyonların geleceği ve kurtuluş Ardından Demokratik Haklar Platformu (DHP) adına kişiliklerinden bahsetti. Veli Saçılık da Ulucanlar ve
mücadeleleridir. 17’lerin katliamının arka planında yapılan açıklamada; 17’lerin devrimi kazanma bilinci Burdur katliamlarında Cemal Çakmak şahsında
yatan da esasen ilerici devrimci demokrat, yurtsever ve cüretini kuşanarak şehit düştükleri, 17’leri anmanın sergilenen direnişçi kimlik ile ilgili bir konuşma yaptı.
ve komünistleri halkın siperi olmaktan çıkarıp, iç ancak onların mücadelesini omuzlayarak ve Alaattin Ataş’ın yazdığı bir şiir okundu.
savaş programlarını adım adım hayata geçirmektir” yükselttikleri bayrağı daha da yukarılara taşıyarak Kısa bir aranın ardından müzik dinletisi
denildi. 17’leri mücadele ile sahiplenme çağrısı sağlanacağı belirtildi. gerçekleşti. Müzik dinletisinin ardından etkinlik sona
yapıldı. Anmada “Vartinik’ten Mercan’a feda olsun erdi. Etkinlik sırasında HÖC, DGH, BDSP, Alınteri,
Eylemde “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Halk canımız halk savaşına!”, “Mercan şehitleri EKD ve Partizan tarafından gönderilen mesajlar
savaşçıları ölümsüzdür!” sloganları atıldı. ölümsüzdür!”, “Halk savaşçıları ölümsüzdür!”, okundu.
Kızıl Bayrak/Ankara “İbrahim’den Cafer’e, halk savaşı ile zafere!” Kızıl Bayrak /Ankara
Binali Soydan derhal serbest bırakılsın!
26  Kızıl Bayrak Devlet terörüne son! Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Basına ve kamuoyuna! muhalifidir. Fakat onun hakkında ileri sürülen terörist


Binali Soydan adlı devrimci, 19 suçlaması, tüm rejim muhalifleri için kullandığı
Haziran 2007 tarihinde, biten oturum türden, tümüyle düzmece yalanlardan ibarettir.
süresini uzatmak için gittiği Yabancılar Tümüyle keyfi ve asılsız nedenlere dayalı ve tam
Dairesi’nde tutuklanarak, Köln-Ossendorf anlamı ile faşizan bir uygulama olan bu iade
Cezaevi’ne konulmuştur. istemlerinin ciddiye alınıp, yurtdışında yaşayan rejim
Davasına bakan avukatının verdiği muhaliflerinin tutuklanması, onunla tam bir suç
bilgiye göre, Binali Soydan, Türk ortaklığı yapmaktır. Alman devleti de açıkça bunu
devletinin, Türkiye’de terör suçu işlediği yapmaktadır. Alman devleti ve Yüksek
gerekçesine dayandırarak hazırlanan bir Mahkemesi’nin, Binali Soydan’a yönelik karar ve
iade istemi ve Alman Yüksek uygulama da bu suç ortaklığının yeni bir kanıtıdır ve
Mahkemesi’nin bu iade istemini gözeterek onun, demokrasi ve insan hakları, düşünce özgürlüğü
aldığı karar üzerine tutuklanmış üzerine ettiği tüm sözlerin tam bir iki yüzlülük
bulunmaktadır. olduğunu göstermektedir.
Türk devleti dünyanın en terörist Öte yandan, Binali Soydan, hala, Kızıl Bayrak adlı
devletlerinden biridir. O, yalnızca haftalık politik bir yayına yazdığı yazılardan dolayı
bulunduğu bölgede değil, dünyada, hakkında açılan davalardan yargılanmaktadır. Bu
demokrasi ve insan hakları ihlallerinde nedenle, iade edilmesi durumunda, bir kez daha,
başı çeken ülkelerin en ön sıralarında yer gözaltına alınacağı, işkencelerden geçirileceği ve
almaktadır. O kadar ki, tam da bu sicili tutuklanıp-cezaevine konacağı kesindir. Dolayısıyla
yüzünden, Avrupa İnsan Hakları Binali Soydan’ın iadesi durumunda karşılacağı her
Mahkemeleri’nde, hakkında dava açılan türlü baskı ve işkenceden Türk devleti kadar Alman
devletlerin başında yer almaktadır. Pek çok devleti de sorumlu olacaktır.
davadan mahkum olduğu da bir gerçektir. Binali Soydan’a dönük tümüyle haksız ve faşizan
Faşist Türk devleti, başta ilerici ve iade istemi uygulamasını şiddetle protesto ediyoruz.
devrimciler olmak üzere, her rejim Avrupa’nın yerli ve göçmen tüm ilerici kişi, kurum
muhalifini terörist olarak görmekte, en ve kuruluşlarını, bu tümüyle keyfi ve haksız
küçük bir hak arama girişimini dahi uygulamayı protesto etmeye, Binali Soydan’ın derhal
terörizm olarak suçlamakta, tümüyle serbest bırakılması için ortaya koyacağımız tüm
asılsız gerekçelere dayanarak insanları gözaltına denilebilecek bir süre cezaevinde yatmıştır. çabalarda bizimle omuz omuza olmaya ve aynı amaçla
almakta, ağır işkencelerden geçirmekte ve adına İade istemi adı altında yurtdışındaki göçmen ilerici gerçekleştireceğimiz eylemleri aktif biçimde
Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) denilen ve devrimcilere dönük saldırılar son dönemlerde iyice desteklemeye ve bizimle tam dayanışmaya
mahkemelerin, yargısız infaz niteliğindeki kararlarıyla yoğunlaşmıştır. Gerçek şu ki, düşünce özgürlüğü başta çağırıyoruz.
ağır biçimde cezalandırmaktadır. Türkiye gelmek üzere, demokratik hak ve özgürlüklerin azılı Kahrolsun faşist Türk devleti!
cezaevlerinde, bu mahkemelerin haksız kararlarına bir düşmanı olan faşist Türk rejimi, neredeyse, Binali Soydan derhal serbest bırakılsın!
dayanılarak ağır koşullarda yaşmaya mahkum edilen yurtdışında yaşamakta olan tüm rejim muhaliflerinin Yaşasın enternasyonal dayanışma!
binlerce rejim muhalifi ilerici ve devrimci vardır. iadesini istemektedir. Binali Soydan arkadaşımıza 20 Haziran 2007
dünük iade istemi de yalnızca buna yeni bir örnektir
Binali Soydan arkadaşımız da, Türkiye’de iken
ve hiç şaşırtıcı da değildir. BİR-KAR ( İşçilerin Birliği
rejim muhalifi devrimci kimliğinden dolayı gözaltına
alınmış, ağır işkencelerden geçirilmiş, uzun Binali Soydan bir devrimcidir ve bir rejim Halkların Kardeşliği Platformu)

Köln’de anti-faşist gösteri


Almanya’da Naziler 16 Haziran günü Köln’de yapmakla yetindiler. Bizim de
yapılacak minareli camiyi bahane ederek bir içerisinde yer aldığımız anti-faşist
gösteri yapmak istediler. gruplar ise Ehrenfeld’in ana caddesi
Türk devletinin yurtdışındaki örgütlü gerici boyunca yürüyüş yaparak diğer
odaklarından biri olan Diyanet İşleri Türk İslam grupların toplandıkları alana yakın bir
Birliği uzun süredir Köln’de var olan eski merkezi yerde toplandılar. Yol boyunca Nazileri
camileri yıkarak yerine çifte minareli büyük cami teşhir eden çeşitli konuşmalar yapıldı.
yapmak için izin istiyordu. Bekledikleri izni yakın “Faşizme her yerde ölüm!”, “Yaşasın
zamanda kopardılar ve Köln Belediyesi caminin uluslararası dayanışma!”, “Naziler
inşasına izin verdi. dışarı!” sloganları coşkuyla atıldı.
Köln’ün anti-faşist geleneği güçlü Daha sonra Naziler’in yürüyüş
semtlerinden biri olan Eherenfeld semtinde yapacakları yeri tespit etmek için cadde
Naziler’in bir gösteri yapacağını haber alan çeşitli boyunca sürekli hareket eden kitle ile
demokratik kurumlar ile anti-faşist otonom polis arasında kimi zaman arbedeye
gruplar da karşı bir gösteri için harekete geçtiler. varan gerilimler yaşandı. Naziler’in
17 Haziran Cumartesi günü Köln’de iki ayrı toplandığı caddeye yakın bir yerde
karşı gösteri yapıldı. Biri, Alman Sendikalar polis barikatını aşmaya çalışan kitleye
Birliği, SPD, Yeşiller, DİTİB vb. sosyal demokrat polis azgınca saldırdı, özellikle kitleyi
ve dinci kurumların yer aldığı “Dinlerin eşitliği ve yönlendiren kişileri gözaltına aldı. Polis desteğini arkasına alan 200 kadar Nazi,
din özgürlüğü!” isimli gösteri, diğeri ise anti-faşist Köln’ün Ehrenfeld semti, Türkiyeli islamcı karşı göstericilerin tüm engelleme çabalarına
grupların düzenlediği “Irkçılığa karşı kırmızı kesimin yoğun oturduğu bir yer olmasına rağmen rağmen yürüyüşlerini gerçekleştirdi. Böylece
kart!” başlıklı eylemdi. islami kesim eyleme 300 kişilik sınırlı bir kitle Alman devletinin Nazileri destekleyip kolladığı
Eylem, sıkı polis ablukası altında saat 11.00’de katıldı. Bizim de içinde yeraldığımız anti-faşist bir kez daha kanıtlandı.
kitlenin iki ayrı noktada toplanması ile başladı. eyleme ise 1000 kişi katıldı. Naziler’in yürüyüş Bir-Kar olarak eyleme “Faşizme karşı omuz
Sosyal demokratlar ve dinciler yürüyüş yapmadan sebebinin cami olması toplamda eyleme katılımı omuza!/Bir-Kar” imzalı Almanca yazılı pankart
sadece basın açıklaması ve kısa bir etkinlik zayıflatan bir etken oldu. ile katıldık.
Bir-Kar/Köln
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Direnen Filistin halkı kazanacak! Kızıl Bayrak  27

Hamas-El Fetih çatışmaları Filistin’i fiilen bölüyor…

Direnen Filistin halkı er geç kazanacak!


Siyonist İsrail devletinin sembollerinden biri olarak bilinen özel tim
emperyalistler tarafından karargahının Hamas güçlerince işgal edilmesi,
kurdurulmasıyla ilk felaketini yaşayan Hamas’a bağlı TV ve radyolarda, “İslam devletinin
Filistin halkı, yine emperyalistlerin çok kuruluşunun ilk adımı” olarak nitelendirildi. Hamas
yönlü desteğiyle 1967 Haziran Sözcüsü Sami Ebu Zühri ise, özel timlerin
savaşından galip çıkan İsrail’in Doğu karargahının Hamaslıların eline geçmesinin,
Kudüs dahil Batı Şeria ve Gazze “Mekke’nin, Hz. Muhammed’in eline geçmesiyle
Şeridi’ni işgal etmesiyle ikinci felaketini eşdeğer olduğunu” iddia edecek kadar zıvanadan
yaşamıştı. İkinci felaketin 40. yılını çıkmış durumdaydı. Tüm enerjisini Filistin’i siyonist
geride bıraktığı şu günlerde üçüncü işgalcilerden kurtarmak için harcamak yerine, İsrail’in
felaketin kapısını aralayanlar, yazık ki her an işgal edebileceği Gazze’de “İslam devleti”
bu defa iktidar savaşına tutuşan Hamas kurma hayalleriyle sersemlemiş bu zihniyetin
ile El Fetih oldu. temsilcilerinin, bu aşamadan sonra Filistin halkının
Filistin hareketine büyük ölçüde özgürleşmesine katkı sunması pek olası görünmüyor.
hakim olan bu iki akım, Çatışmaların bu vahim noktaya taşınmasının bir
emperyalist/siyonist güçlere, diğer sorumlusu El Fetih ise, Gazze’yi Hamas’a
Filistinlilerin birbirini kırmasını keyifle kaptırınca, Batı Şeria’daki kontrolünü attırmaya,
izleme olanağı sağladıkları için, buradaki Hamas güçlerini etkisizleştirmeye başladı.
direnişçi Filistin halkı tarafından Nitekim çatışmaların şimdiye değin sakin olan Batı
muhakkak ki, mahkum edileceklerdir. karargahlarına saldıracağı tehditlerini savurmaya Şeria’ya da sıçramaya başlaması El Fetih’in
Sayısız çatışma ve bunları izleyen sayısız ateşkese başladı. Tehditlerin ardından yüzlerce silahlı Hamas Gazze’deki kayıplarının ardından Hamas’a karşı
rağmen sorunun iç savaş boyutuna varmasını militanı, Gazze’nin kuzeyinde bulunan El Fetih’e misilleme saldırıları düzenlemeye başladığına işaret
engelleme yeteneği gösteremeyen El Fetih’le Hamas, yakın güvenlik güçlerini kuşattı. Yüzü aşkı kişinin ediyor. Bu arada Batı Şeria’daki Hamaslıların kitlesel
gelinen yerde Filistin’i fiilen iki parçaya ayırmış ölümüne yol açan çatışmalar sonucunda Gazze “iç şekilde tutuklandığına dair iddialar da ortalıkta
durumdalar. savaşı”nı kazanan Hamas, bu bölgede El Fetih’e bağlı dolaşmaya başladı.
tüm kurumları silah zoruyla işgal ederek, “zaferi”ni
İsrail’in istediği zaman yeniden işgal etme Filistin’in en yüksek karar organı olan Filistin
pervasızlığını saklı tutarak Gazze Şeridi’nden ilan etti. Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ise, Mahmud Abbas’tan,
çekilmesinden sonra, işgal karşıtı direnişi bir yana Hastanelerin saldırıya uğradığı, evlerin yakıldığı, “hükümeti feshetmesini ve olağanüstü hal ilan ederek
bırakan bu iki parti, işgali hedef alması gereken “Yeter artık, Filistin için savaşın, birbirinizle değil” bir an önce seçime gitmesini” istedi. Hükümeti
enerjilerini Gazze şeridini çatışma bölgesine çevirmek sloganlarıyla çatışmaları protesto eden kadın ve feshettiğini ilan Mahmut Abbas ise, 2001 yılına kadar
için harcadılar. çocuklara ateş açıldığı, adam kaçırmaların, infazların da Uluslararası Para Fonu IMF’nin Filistin
Çatışmaların doruğa çıktığı son günlerde meydana geldiği çatışmalara, İsrail saldırılarının da temsilciliğini yapan maliye bakanı Selam Fayyad’ı
camilerden duyurular yapan Hamas, iki saat içinde eşlik etmesi, olayın akıl almaz boyutlara varan başbakanlığa atadı. “Bağımsız” olan Fayyad’ın
terk edilmemeleri halinde, Gazze’de Filistin Yönetimi vahametini gösteriyor. başbakanlığını tanımayacağını ilan eden Hamas,
Lideri Mahmud Abbas’ınki de dahil tüm El Fetih Filistin direnişini baltalayan bu utanç verici çatışmalar “ulusal birlik hükümeti”nin başbakanı olan İsmail
devam ederken, Filistin Ulusal Yönetimi’nin ana Haniye’nin hala görevinin başında olduğunu öne
sürdü.
Ocak 2006’da gerçekleşen seçimleri kazanan
Hamas’ın tek başına hükümet kurmasıyla harekete
İsviçre’de İlticacılar Günü’nde yürüyüş geçen emperyalist/siyonist güçlerle gerici Arap
rejimleri, Filistin halkını açlıkla terbiye etmek için
Geleneksel hale gelen İlticacılar
vahşi bir ambargo başlattılar. “Uluslararası toplum”un
Günü İsviçre’de her yıl değişik eylem
iğrençliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bu
ve etkinliklerle kutlanıyor. Bu
ambargonun hedeflerinden biri, Hamas-El Fetih
etkinliklerin en önemlisi Bern kentinde
çatışmasını körüklemek, başka bir ifadeyle direnişçi
16 Haziran günü gerçekleştirilen
Filistin halkını birbirine kırdırtmaktı. Gelinen yerde,
yürüyüş oldu. Çeşitli sol grupların ve
siyonistlerin de tarihsel düşü olan bu kirli amaca
demokratik örgütlerin düzenlediği
ulaşmada mesafe kaydedilmiş görünüyor.
yürüyüşe bu yıl da anlamlı bir katılım
Buna karşın çatışmayı salt emperyalist/siyonist
oldu. Yürüyüşe daha çok İsviçreliler ilgi
güçlerin müdahale ve kışkırtmalarıyla açıklamak
gösterdi. Türkiyeliler’in ve Türkiyeli
yanıltıcı olur. Burada asıl sorun bu kışkırtmaların
sol grupların sınırlı bir katılımı
karşılık bulmasına zemin hazırlayan Hamas-El Fetih
gerçekleşti. Katılımcılar arasında,
ikilisinin gerici bir çatışmaya tutuşmuş olmasıdır.
yardım kuruluşları, bazı sendikalar,
Yoksa saldırı ve kışkırtmaları direnişin birliğini
Devrimci İnşa, Sosyalist Parti, Devrim,
perçinleyerek yanıtlamak da mümkündür. Dahası
Hiçbir İnsan İllegal Değil Grubu,
işgale karşı direnen bir halk için yegâne doğru yol da,
Dayanışma, İran Sosyalist Partisi,
her tür kuşatma, kışkırtma ve saldırıyı birleşik
İtalyan Komünist Partisi bulunuyordu.
direnişle yanıtlamaktır. Ancak Filistin’deki direnişçi
Yürüyüş yaklaşık 1500 kişinin
devrimci akımların verili durumdaki güçsüzlüğü,
katılımıyla gerçekleşti. Yürüyüş boyunca taşınan pankartlarda “Biz anti yazık ki, Filistin halkının bir kez daha felakete
Bir-Kar olarak bizler de her yıl olduğu gibi kapitalistiz!”, “İnsanlık onurunun kağıda ihtiyacı sürüklenmesi önündeki engelleri etkisizleştirmiştir.
yürüyüşe katıldık. Yabancı düşmanlığına ve ırkçılığa yok!”, “Modern köleliğe karşı ırkçılığa hayır!”, Filistin’deki vahim tablo, bu direnişçi halkla
karşı yürüttüğümüz kampanyamızın afiş ve “Bütün insanlar özgür, onurlu ve aynı haklara sahip dayanışmanın önemini her zamankinden bir kat daha
bildirileriyle alandaki yerimizi aldık. Afişlerimizi olarak doğarlar!” şiarları öne çıktı. Atılan sloganlar arttırmaktadır. Filistin direnişiyle dayanışma, Hamas-
birleştirerek yaptığımız pankart gerek görselliğiyle, arasında “Politik tutsaklara özgürlük!” ve “Biz El Fetih arasındaki gerici çatışmaları da mutlaka
gerekse de içeriğiyle ilgi çekti. Bildiri dağıtımı antikapitalistiz!” şiarı dikkat çekti. Yürüyüş yaklaşık mahkum etmelidir. Zira bu çatışmalar sona
sırasında Bir-Kar’ın ismini söyleyen ve 5 kilometrelik bir güzergah sonrasında konser ve erdirilmeden Filistin direnişinin eski görkemine
yumruklarıyla selam veren İsviçreli devrimciler diğer etkinliklerle devam etti. kavuşması mümkün değildir.
bizleri sevindirdi. Bir-Kar/İsviçre
28  Kızıl Bayrak Siyonist İsrail yenilecek! Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

İsrail’in 16 yıllık planı ve


80 dakikalık kararı
Abu Şehmuz Demir

Ortadoğu coğrafyasında siyasal iklim halkları birbirine kırdırma siyasetini sürdürüyorlar.


günlük olarak değişebiliyor ve saat be saat Bölgedeki ve Filistin’deki bu iç çatışma ve
çeşitli zeminlerde kaygan bir atmosferde sürtüşmeden çıkarı olan ABD, AB, İsrail ve bölge
ilerliyor. Bu kaygan atmosferin merkezinde gerici devletleri huzurlu bir Ortadoğu’dan rahatsız
bulunan Irak’ı bir yana bırakırsak, İsrail’in oldukları için süreci körüklüyorlar. El-Fetih ve Hamas
Filistin topraklarında estirdiği zulüm, arasında devam eden bu husumet Filistin halkının
uluslararası emperyalist güçlerin Lübnan Siyonizm’e karşı verdiği haklı mücadeleye zarar
üzerindeki karanlık senaryoları ve Türkiye’nin verdiği gibi, birlik ve bütünlükleri açısından da kötü
Güney Kürdistan’ına yönelik estirdiği sonuçlara yolaçacaktır.
saldırgan, histerik ve ırkçı politikalar, bunların Öte yandan, Lübnan’da ne idüğü belirsiz olan, El-
tümü, bu yıl Ortadoğu coğrafyasının çalkantılı Fetih ül İslam adı altında birkaç haftadır Lübnan’ı
bir süreçte ilerleyeceğini gösteriyor. karıştırmak isteyen ve Filistin adına hareket ettiğini
Bu çalkantılı süreci körükleyen gelişmelere söyleyen örgüt, bir piyon örgütüdür. Zaten birkaç
bir göz attığımızda; uluslararası emperyalist yıldır ikide bir El Kaide’nin üst düzey yöneticilerinden
merkezlerin sadece Lübnan üzerinde evirip Eymen El Zavahiri başta olmak üzere, “sıranın
çevirdikleri karanlık senaryoları, Türkiye’de Filistin’e geldiği ve taraftarlarına Filistin’de farz-ı
generallerin, sağcıların ve Kemalist “sol” milliyetçi bölgede içine düştükleri zorluklar konusunda nefes ayn’e (Cihad’a) hazırlanmaları” çağrısı yapılıp
güçlerin örgütlediği “cumhuriyet mitingleri”ni, almalarına yarıyor. Çünkü bölge (Ortadoğu) üzerinde duruyordu. Değişik ülkelerden bir araya gelerek
İsrail’de İşçi Partili Siyonist “solcu” Yossi Beilin ve hedefledikleri mezhepsel ve etnik iç çatışmalar ile böl- Lübnan’daki Filistinliler’in mülteci kamplarından biri
Arapları sürgüne gönderelim diyen aşırı sağcı Effi parçala-yönet politikasıyla bölgenin parçalanması olan Nahr El-Bared’te ortaya çıkan/çıkarılan yeni bir
Eitan’ın çağırısı üzerine Rabin Meydanında hükümete hedefleniyor. Bu anlamda tali plana itilmiş olan örgüt “İsrail’e ve batıya karşı savaş açtığını”
“evinize gidin mitingleri” ile sürdürülen gösterilerin FKÖ’nün yeniden toparlanması ve Filistin’deki söylüyordu. Oysa bu devşirme piyon örgütün
ardından Filistin halkına yönelik yeni bir dizginsiz sorunların aşılması için devreye girmesi gerekiyor. misyonu, İsrail’in ABD’nin ve Fuad Sinyore
saldırının başlatılmasını görüyoruz. Filistin’de devam eden iç çatışmaların tarafları hükümetinin Lübnan’da hayata geçirmeye çalıştıkları
İsrail devleti gibi yayılmacı ve saldırgan olan Türk olan El-Fetih ile Hamas’ı birbirine karşı getiren bu stratejilere yardımcı olmak. Bu örgüt kanalıyla
devletinin generalleri de milli histeri yaratarak içte sürece bir göz attığımızda; bu çatışmanın kökleri Lübnan’da iç çatışmayı hızlandırmak, Lübnan
Kürt halkına, ilerici ve sosyalist güçlere karşı devlet eskilere dayandığı gibi, her iki güç arasındaki Hizbullah’ı ve direniş cephesiyle karşı karşıya
terörü estirdiği gibi, Türkiye’yi de karanlık dehlizlere ideolojik ayrılık ve birçok sebeplerin yanı sıra getirerek bu cephenin silahsızlandırılmasını sağlamak
çekerek, özlemini çektiği misak-ı milli hayalleriyle birbirlerine karşı üstünlük sağlama, artı İsrail’in ve hedefiyle Lübnan üzerindeki karanlık senaryoların
Güney Kürdistan’a yönelik saldırı hazırlıklarını Batılı emperyalist güçlerin Filistinlilere dayattığı vahşi ateşini fitillemeye çalışıyorlar.
hızlandırıyor. Her iki devlet de Ortadoğu’nun mazlum ambargo gibi olguları söyleyebiliriz. İsrail geçen yılki 34 günlük Lübnan savaşından
halkları olan Filistin ve Kürtlere yönelik acımasız 2006’nın ilk aylarında yapılan Filistin sonra, uluslararası diplomasi sayesinde BM’nin
katliamcı tutumlarında ısrar ediyorlar. seçimlerinde halkın demokratik iradesiyle iktidara ordularının Lübnan’a yerleşmesini sağladı. Bu NATO
Uluslararası emperyalist merkezlerin ve bölge gelen Hamas’ı gerekçe gösteren başta İsrail ve Batı ordularının Güney Lübnan’dan Kuzey Lübnan’a kadar
gerici devletlerinin, bölge halklarına dayattıkları ve merkezleri, sözüm ona “demokrasi” adına Filistinlileri olan alanda güvenlik sorumluluğunu eline almasıyla
çok yönlü sürdürülen ucu açık siyasetin ucunda bu demokratik kararlarından dolayı cezalandırdılar. Bu birlikte, İsrail’in bir diğer korkusu olan Lübnan’daki
görünen siyasi süreç şu anda iki başlı sürdürülmeye süreçten sonra inişli çıkışlı ve diken üzerinde ilerleyen Filistinli mültecilerin durumu sorgulanmaya başlandı.
çalışılıyor. Bunun birincisi; bölgede iç huzursuzluğa Filistin süreci birçok handikapları aşarak ilerledi ama, Filistinli mültecilerin mümkünse Lübnan dışına bir
yönelik mezhepsel ve etnik süreci kışkırtmak ve iç bu kez Siyonistlerin, emperyalistlerin ve bölgenin yerlere taşınması/sürülmesi tartışması gündeme
savaşı körüklemektir. İkincisi; direk saldırılar gerici rejimlerinin senaryolarının bariyerlerini taşındı. Ayrıca Hariri suikastı ile ilgili BM Güvenlik
düzenleyerek, halklarımızı psikolojik olarak aşamadı. Bu handikapların aşılması doğrultusunda ne Konseyi’nin kurulmasını kararlaştırdığı uluslararası
korkutma, tedirginlik yaratma ve yok etme taktiğidir. Mekke, ne Şam ne de Kahire görüşmeleri bir çözüm mahkemenin bir an önce yürürlüğe konulması
Mayıs ayından bu yana İsrail’in Filistinlilere yönelik sağlayabildi. Bu görüşmelerin sonunda taraflar her hedefleniyor.
sürdürdüğü vahşi saldırıların yanı sıra, İsrail, defasında bir milli mutabakat (ulusal uyum) Yani Lübnan’ı iç kargaşa çekmek isteyen güçler
Filistinlileri içten çökertme stratejisini dayatarak El- oluşturduklarını ve aralarındaki anlaşmazlıklara her türlü entrikaya başvurarak bu ülkeyi deve dikeni
Fetih ile Hamas arasında hergün yeni bir şekil alan iç çözüm bulduklarını deklare etmiş olsalar da, bunlar üzerinde yürütüyorlar. Suriye karşıtı muhalif
çatışma ortamını körüklemektedir. hep ucu açık görüşmeler olarak kaldı. Parlamenter Velid Eidon’un öldürülmesi de Lübnan’ı
Son haftalarda Filistinliler’in birbirlerine karşı Özellikle Mekke anlaşması olarak bilinen El-Fetih karanlık bir sürece çekmek isteyen güçlerin işi olsa
sürdürdükleri karşılıklı saldırılar, üstüne üstlük ile Hamas görüşmesi sonrasında, Hamas’ın bu gerek.
İsrail’in 60 yıldır Filistin halkına yönelik havadan ve toplantıda, El-Fetih’in İsrail ile yapmış olduğu tüm
karadan sürdürdüğü vahşi saldırı, Filistin halkını anlaşmaları kabul ettiğini ve prensipte İsrail’in İsrail’in işgali Arap topraklarında
derinden etkilemektedir. Filistin’de Hamas ile El-Fetih varlığını tanıdığını dillendirmeye başladığı bir 40 yıldır devam ediyor
arasında devam eden iç çatışmalar herhalükarda ABD dönemde, iç çatışmalar hızlandırıldı. Daha önce de
ve uluslararası emperyalist güçlerin emellerine söylemiştik; İsrail kendisinin Araplar tarafından bir
Kürt Salladdin Eyübü’nün Haçlılardan kurtardığı
yaradığı gibi, İsrail’in de bölgede elini güçlendirip, devlet olarak tanınmasından yana değil. Çünkü
Kenanlar diyarında İsrail 60 yıldır zulüm uyguluyor.
onun daha çok söz sahibi olmasına neden oluyor. bölgede, bölge devletleri tarafından resmi anlamda
Yanı sıra, işgal ettiği Filistin topraklarıyla yetinmeyen
Siyonist takımından, “biz her defasında söylüyoruz, tanınacak bir İsrail ne ABD emperyalizminin
bu yapay devlet, dönem dönem komşu Arap
Filistinlilerden bir devlet olmaz, onlar olsa olsa yayılmacı stratejisine, ne de İsrail’in “büyük İsrail”
devletlerinin topraklarına da saldırarak, işgal ettiği bu
Yahudilere hizmet edebilirler” gibi argümanları olma hayal ve arzularına uygun. Ayrıca gıdasını salt
toprakları bugün hala egemenliği altında tutmayı
duymak mümkündür. Filistinliler’in içine girdiği bu dini gericilikten alan bölgenin gerici rejimlerine de
sürdürüyor.
sığ, yersiz ve anlamsız çatışmalar, bölgeyi mezhepsel uygun değil. Hal böyle olunca, Filistin’de, Lübnan’da
İsrail tamı tamına 40 yıl önce komşu Arap
ve etnik temelde parçalamak isteyen ABD, Siyonizm ve diğer yerlerde kaos ve çatışmacı ortamdan çıkarları
topraklarına saldırarak, Mısır’dan Süveyş kanalına
ve müttefiklerinin ekmeğine yağ sürdüğü gibi, onların olan güçler iç çatışmaları tahrik ederek, mazlum
kadar olan alanı işgal etti. Bununla yetinmeyen İsrail,
Sayı:2007/24  22 Haziran 2007 Clara Zetkin’i saygıyla anıyoruz... Kızıl Bayrak  29

Ürdün ve Suriye’ye yönelerek, Ürdün’den Doğu


Kudüs ve Batı Şeria, Suriye’den de Golan
tepelerini işgal etti.
Ölümünün 76. yıldönümünde saygıyla anıyoruz...
Bu savaşın askeri mimarlarından olan Moşe
Dayan, 22 Kasım 1976 ve 1 Ocak 1977’de Yediot
Aharonot gazetesine verdiği ve 1997’de
kamuoyuna açıklanan röportajında, Golan
Komünist kadın önder
Tepelerinin işgal hikayesini söyle anlatıyor: “8
Haziran’da Kibbuz’dan Kudüs’e gelen delegasyon
Golan Tepelerinin işgal edilmesi için hükümeti
ikna etmeye çalışıyordu. Kibbuz delegasyonu,
Clara Zetkin!
Başbakan Levi Esckol’a, Golan’ın işgal edilmesi Clara Zetkin 5 Temmuz 1857’de
halinde İsrail’in geniş topraklara sahip olacağı Saksonya’lı bir köy öğretmeninin kızı olarak
söylüyordu. Ben Kibbuz delegasyonuna dönerek, dünyaya geldi. Onyedi yaşından yirmibir
eğer Golan Tepelerini işgal edersek, sizler o yaşına kadar Leipzig’de bir özel okulda
toprakları işgal eder misiniz ve orda oluşacak yeni öğretmenlik eğitimi aldı. Daha gençlik
yerleşim birimlerini terketmeyeceksiniz” diyor ve yıllarında sosyalist görüşlerle tanıştı. İşçi
ekliyordu; “Bu büyük özgürlük savaşı her ne hareketi saflarına fırtınalı bir dönemde girdi.
olursa olsun bir barışla da sonuçlanmamalı”. Alman işçi sınıfının en zorlu mücadele
Moşe Dayan ertesi gün, yani 9 Haziran döneminde işçi hareketi saflarına katıldı.
1967’de “Golan Ovasına bir traktör gönderdik. Ve
şoföre Suriyeliler ateş açana kadar arazide traktörü Sosyalist kadın hareketinin önderi
sürerek ilerlemesini söyledik. Suriyelilerin ateş
açacaklarını biliyorduk. İlerleyen traktöre Sosyalizmin ustaları Karl Marx ve
Suriyeliler ateş etmeye başladılar. Ve ondan sonra Friedrich Engels’in eseri olan I.
topçu güçler ile saldırıya başladık”1 diyordu. Moşe Enternasyonal, Paris Komünü’nün
Dayan, aynı gazeteye yaptığı bir diğer açıklamada yıkılmasından sonra işçi sınıfının geçici
ise şunları söylüyordu: “Devlet olma tecrübesi uykuya dalmasının ardından tarih
bizde yoktu. Mütareke bölgesi olan Golan’ın sahnesinden çekilmişti. 1880’den 1890’a
durumunu er geç değiştirecektik. Çünkü bir parça kadar bütün ülkelerde işçi hareketinin hızla
ülke toprakları elde etmenin sancısını yaşıyorduk. büyümesi ve işçilerin sosyalist kitle
Ta ki düşman gidin alın sizin olsun diyene kadar partilerinin ortaya çıkması, sosyalist
savaşı sürdürecektik”. hareketin daha yüksek bir düzeyde
İsrail başta ABD emperyalizmi olmak üzere, uluslararası birliğinin önkoşullarını
diğer emperyalist merkezlerden de aldığı askeri ve yaratmıştı. Bu birlik 1889’da II.
ekonomik destek ile işgalci ve yayılmacı Enternasyonal’in kurulmasıyla gerçekleşti.
politikada ısrar ederek, bölgenin huzursuzluğuna Bu kongrenin hazırlanmasında Clara
yönelik altmış yıldır bölgenin diken üzerinde Zetkin’in büyük payı oldu. Kongre’ye, “Can çekişen kapitalizmin kurtuluşunu
yürümesine sebep olmuştur. Alman Partisi’nin yayın organı “Sosyal- faşizmde aradığı Almanya’ya bakınız! Faşizm, bir
1967 Arap-İsrail savaşı, Arap coğrafyasını Demokrat”ın çalışanı, sosyalist kadınların temsilcisi fiziksel ve zihinsel yok etme rejimi kurdu. Vahşilikte
olduğu gibi Ortadoğu’nun çehresini de altüst eden olarak katıldı. Uluslararası proleter kadın bizzat ortaçağın korkunçluğunu bile çok geride
bir savaştı. Bu savaşta Arap ordularının 6 gün 134 hareketinin örgütlenmesinin başlangıcını oluşturan bırakan bir barbarlık rejimi kurdu. Bütün dünya,
saat gibi bir süre içerisinde bozguna uğramalarının bir konuşmayla öne çıktı. Bu konuşmasının bir faşist terörün zalimlikleri üzerine infal içindedir.”
bugünkü Ortadoğu’nun çetrefilli şekilenmesinde yerinde “İnsanlığın bağımsızlığı için dövüşen “Emekçi kadınlar, zorlu mücadelelerle elde
derinlemesine bir etkisi vardır. proleterler, kadının ekonomik bağımlılığını ve insan ettiğiniz hakları, faşizmin elinizden alması, sizin
5 Haziran 1967 savaşına giden stratejik soyunun yarısını esirliğe mahkum edemezler” diyor, bağımsızlık ve çalışma hakkınızı reddetmesi üzerine
işleyişi, dönemin İsrail Hava Kuvvetleri generali kadınlara yaşamın tüm alanlarında eşit haklar talep kafa yorunuz. ‘Üçüncü Reich’in sizi, erkeğin
Mordechai Hod, İsrailli tarihçi Tom Segev’e ediyordu. hizmetçisi ve doğurma makinesi derekesine
şunları anlatıyor: “16 yıl planlanan karar 80 dakika Clara Zetkin, kadın hareketini daima işçi sınıfı indirgemek istemesine kafa yorunuz. Faşizmin
içerisinde alındı. Biz planlarla yaşıyoruz. hareketinin önemli bir parçası olarak kavradı ve işçi işkenceyle öldürdüğü ya da zindanlarında tutsak
Planlarımızı gözden geçirmek için üzerine hareketi içindeki çeşitli burjuva önyargılara karşı ettiği cesur kadınları, kadın savaşçıları
uyuyoruz ve planlarımızı temizliyoruz. Yaptığımız mücadele etti. unutmayınız.”
planları sürekli mükemmelleştiriyoruz. Yaptığımız Marksizmin ve Ekim Devrimi’nin hararetli bir “Bilim adamları, sanatçılar, öğretmenler,
en son planda, 1966 sonlarında iç istihbarat ve savunucu oldu. Sosyalist devrimin ve Sovyet yazarlar, serbest meslek temsilcileri, sizlerce
Mossad ile Batı Şeria’nın geleceğine yönelik iktidarının kuruluşunu derhal selamladı. Sosyalist yaratılan ve titizlikle korunan, yok edilmeleri
senaryoları üzerinde son çalışma yapıldı”. Neden devrimin ve onun önderlerinin yanında saf tutan az insanlıktan, insanlığın gelişmesinin kaynaklarından
1967 Haziran başlarında İsrail’in savaşı sayıdaki Alman işçi hareketi önderlerinden biri oldu. birinden yoksun bırakan kültür belgelerinin faşizm
başlattığına yönelik soruya ise M.Hod, “İsrail’in Emperyalizme ve faşizme karşı ateşli bir savaşçıydı. tarafından üzerine yakıldığı odun yığınlarını
geleceğinin belirsizliği ve Kudüs’ün kurtarılması Hitler faşizmine ve onun yeni bir dünya savaşı unutmayınız.”
ve İsrail (Thazal) ordusunun bir savaş durumuna hazırlığına karşı Alman proleterlerine büyük bir “Başka ırklara mensup kişilere karşı yürütülen
hazır olup olmadığı ”3 cevabını veriyordu. İsrail’in mücadele örneği oldu. alçakça faşist kışkırtmaları unutmayınız! Yahudilere
Arap coğrafyasında elde ettiği bu üstünlüğün Clara Zetkin 20 Haziran 1933’te aramızdan karşı girişilen alçakça soykırımı özellikle
yarattığı deprem etkisinin üzerinden 40 yıl ayrıldı. Mücadele yaşamının son yıllarını bir unutmayınız!”
geçmesine rağmen, bu etki hala devam ediyor. senatoryumda geçirdi. Yaşlılığına ve tüm “Faşizmin tüm ülkelerdeki karşıtları! Kanlı
İsrail’in bu hızlı ve seri saldırılar karşısında hastalıklarına rağmen işçi sınıfının davası için zulümle, terörle, açlık ve savaşla birleşmiş faşizm
afallayan bölge insanının belleğinde, geçen yılın çalıştı. Ölümünden önceki gün dahi bir makale dikte paramparça edilip yere serilmeden, aramızdan hiç
yaz aylarında İsrail’in Lübnan saldırısında aldığı ettiriyor, bu makalede faşizme ve savaşa karşı kimse dinlenme ve mola verme hakkına sahip
yara kadar derin etkiler vardı. birleşik cephenin kurulması gerektiğini değildir!”
Sonuç olarak, İsrail’in saldırgan ve yayılmacı savunuyordu. Hastalığına rağmen önüne büyük Clara Zetkin ve eserleri, kapitalist ülkelerdeki
siyaseti, ABD’nin bölgeye yönelik işgali ve görevler koymuştu. Bir mücadele broşürü hazırladı: ve sömürgelerdeki milyonlarca insanın yoksulluktan
hegemonya savaşı, Türkiye’nin “milli yarar” “Emekçilere karşı emperyalist savaşlar-Emperyalist ve kölelikten kurtulma, halklar arasında barışı
eksenli misak-ı milli histerisi, bölgenin dinsel savaşlara karşı emekçiler”. koruma mücadelesinde yaşayacaktır. Onun yaşamı
gerici devletlerinin bölge üzerinde oynadığı Uluslararası Kızıl Yardım yönetiminin başkanı bizlere örnek olacak, tüm ülkelerin ezilenlerine ve
domino oyunu, bölgeyi karanlık bir serüvene olarak yayınladığı bir çağrıda, dünyanın bütün sömürülenlerine sosyalizm hedefi doğrultusunda
hazırlamaktadır. ilerici insanlarına içtenlikle şöyle sesleniyordu: sonuna dek yürüme cesareti verecektir.
15 Haziran ‘07
30  Kızıl Bayrak Fikret Başkaya ile röportaj... Sayı:2007/24  22 Haziran 2007

Fikret Başkaya ile konuştuk...

“Bölgeden emperyalizm ve kapitalizm defedilmelidir!”


- Bir seçim sürecinin içine girmiş bulunuyoruz. ekseninde kutuplaşan fakat hiçbir farklılığı ifade etmeyen aralarında çekişirler. Fakat bir bütün olarak emekçi
Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Amerikan sistemi ile de benzeşmekte. Tabii bu sınıfların karşısında tek bir sınıfsal tutumda ortaklaşırlar.
Demokratik ülkeler olarak adlandırılan emperyalist seçimlerde, merkezde bir politik düzlemde Kürtlerin de Bugün dünya üzerindeki üç temel emperyalist odağın
ülkelerde bir demokrasi oyunu oynanmaktadır. Bu oyunun mecliste temsil edilmesi gibi bir durum var. Bu konuda (ABD, AB ve Japonya) birbirleri ile ilişkileri de bunu
resmi adına temsili demokrasi deniyor. Kitleler üzerinde sistem ilk başlarda belli engeller oluşturmakla birlikte bu yansıtmaktadır. Irak’ın işgali öncesi Fransa’nın belli
seçim ve temsil yanılsaması yaratan bu mekanizmaya durumu şimdilik kabullenmiş görünüyor. ölçülerde muhalefet etmesi gibi bir durum söz konusu,
aslında ancak sirk oyunu demek mümkün. Çünkü - AKP ile ordu arasındaki gerilimler yer yer fakat gerek AB’nin gerek Japonya’nın ABD’den ayrı bir
demokrasinin önünü kesmek için oynanmakta bu oyun, statükonun ısrarı ve onun karşısında belli liberal politikası söz konusu değildir.
demokrasi iddiası ve görüntüsü taşıyarak... açılımların zorlaması olarak değerlendiriliyor. Bu Bu tek başına bugünün değil, 1945’ten bugüne gelen
Türkiye’de bu oyun daha vahim bir hal alıyor. konuda ne diyebilirsiniz? tarihin gerçekliği. Bir De Gaulle süreci farklı bir eğilimi
Türkiye’de bu oyunun bir kuralı da yok. Bu kuralsızlığın Bütün partiler gibi AKP taşeron bir parti. Bu taşeron ifade etti ki o ayrı bir konudur ve bir sonucu da olmamıştır.
sebebi 1908’den beri ülkenin yönetimini elinde tutan asıl yeterince ehlileşmediği için bu çelişkiler ortaya çıkıyor. Özellikle bugün Fransa’da Sarkozy’nin iktidara gelmesi bu
devlet partisinin yönetimidir. Son Cumhurbaşkanlığı Bunlar burada yeni olduğu için uyum sorunu yaşıyorlar birlikteliği daha da önplana çıkartacaktır.
seçimi de bu kanunsuzluğun bir ifadesi olmuştur. Yani fakat bu uyum sorunu da hızla çözülüyor. Türkiye’nin kendine özgü bir Ortadoğu politikası
bugün burada kuralları bile olmayan bir oyun oynanıyor Şu çok önemli: Güdümlü bir hareket başlatabilirsiniz mümkün değil. Ancak ABD siyasetinde uydulaşma söz
ve bunun adına temsili demokrasi diyorlar. Geniş emekçi fakat bu hareket kitlelerin çelişkileri ile bütünleşirse kontrol konusu ki, bu uydulaşma bugün hat safhasına varmış
kesimler için bu seçim, bu parlamento, bir çözümü, edemeyeceğiniz sonuçlar ortaya çıkabilir. Çağırdığınız durumda. Diğer yanıyla kompradorlaşan rejim, politik
kurtuluşu ifade etmemektedir ve tam da bu gerçekliğin ruhları geri yollayamamak gibi bir durum. Örneğin serbest merkezine daha sıkı bağlanırken kendi yerel ayaklarından
üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Bu oyun, bu oyun içindeki fırka deneyimi. Aslında rejimin güdümündeki bir hareket kopmaktadır. Türkiye’de komprador sistem, kendi halkına
çıkışsızlık, parlamentonun çözüm olmayışı durumu güçlü halkla buluşunca çok farklı yankılanmaya başlayabildi ve ve gerçekliğine karşı bir alternatif oluşturamaz. Bu tek
bir şekilde teşhir edilmelidir. Şunu teşhir etmek lazım, hareketi güden rejim hızla önünü kesmesini de bildi. kelime ile emekçiler açısından yıkım demektir. Bu yıkım
emekçilerin kaderi nerede belirleniyor? İddia edildiği gibi - Peki sol bu tablonun neresinde duruyor? rakamlarla perdelenmeye çalışılıyor. İşte ihracat şöyle
bu mecliste mi? Yoksa MGK’da, TÜSİAD’da, IMF Bu tablo içerisinde sola değinecek olursak, şu arttı, ekonomi böyle düzeldi. Tabi bugün ihracatı artanların
oturumlarında, emperyalist kuruluşların odalarında mı? gerçeği ifade etmek gerekiyor ki, Türkiye’de resmi yarın ihraç edecek hiçbir şey bulamamaları ihtimali de var.
İşte seçim söz konusu olunca bu gerçeği güçlü bir şekilde ideolojinin etki alanında bir sol hareket var. Bu çok önemli Bugün satabildiğiniz kadar ormanları satarsınız,
teşhir etmek lazım. bir sorun, bunu vurgulamak lazım. Resmi ideoloji ile içiçe madenleri satarsınız, ihracat arttı dersiniz, ekonomik
- Düzen partileri yine alanlara çıktı. Fakat her geçmiş bir sol hareketten bahsediyoruz burada. mucize olursunuz ve yarın çöl olmuş, kaynakları tükenmiş
seçimde olduğu gibi aynı yalan ve emekçileri düzen Geçmişini bağımsız bir hatta değerlendiremeyenin bir ülkede yaşarsınız. Düzenin bu manipülasyonları da
ekseninde seferber etme hedefi ile. Sizce bu süreçten geleceğe dair bir iddia ve perspektifle bakması mümkün düşünüldüğünde, bizim ideolojik mücadeleyi
nasıl tablo oluşuyor, ya da oluşturulmaya çalışılıyor? olabilir mi? Elbette ben genel adına konuşuyorum, bu yükseltmemiz gerekiyor. Bilimsel bir yaklaşımla çözüm
Partilere gelince, bu partiler zaten birer şirket. Bunlar çizginin dışında kalan unsurlar vardır yoktur, bunu üretebilmeliyiz. Fakat kompradorlaşan rejimin içerisinde
yalnızca mevcut düzen politikalarının taşeronluğunu tartışmıyorum, fakat genelinde böylesi bir etkileşim söz düşünsel süreçlerin kendi de, bilimsel yaklaşımın kendisi
yapıyorlar. Bu sebeple hepsi de birbirinin aynı çizgiyi ifade konusu. Yakın tarihin resmi ideoloji dışı bir kavrayışını de benzer sıkıntıları yaşamakta. Bugün sosyal bilim
ediyor, bu sebeple hiçbiri mevcut resmi çizgiden ayrı bir oluşturmalıyız. olarak geçen fakat bilim olarak değerlendirilemeyecek bir
siyasi hat oluşturamıyor. Kürt sorunu, Kıbrıs konularında Bizim bu tablo içerisinde şunu ifade etmemiz gerçeklikle karşı karşıyayız.
herhangi bir partinin bir siyasi hattı var mı, bir projesi var gerekiyor. Bu partiler IMF-TÜSİAD programında - Ortadoğu gündemi içerisinde bir süredir öne
mı? Ermeni soykırımının değerlendirilmesi konusunda mutabıklar, bu partiler özelleştirmecilik konusunda çıkan bir İran gerilimi var. Burada süreç sizce nasıl
kendi hattı olan bir parti var mı? İşte bu sebeple düzen mutabıklar, düzenin taşeronluğunu yapan bu partilerin ilerleyecek?
partileri, bir parti değil şirket gibidirler, devlet partisinin bir emekçilere sunabilecekleri hiçbir şey yok. Türkiye’de Bugün Amerika’nın politikalarına karşı durabilen İran
taşeronu gibidirler. Bu taşeronluk görevini yerine tamamıyla kompradorlaşmış olan sistem karşısında vardır bölgede. Burada yaklaşımı doğru koymak gerek,
getirenlerin tek derdi bu süreçte kendi çıkarlarını emekçilerin kurtuluşu için anti-emperyalist bir hat İran anti-emperyalist değildir, anti-kapitalist değildir, buna
gözetmek, kendi paylarına düşeni kapabilmektir. oluşturulmalı ve bu da ancak anti-kapitalist bir çizgi ile belki yabancı düşmanlığı diyebiliriz. Fakat içinde
Düzenin taşeronluğunu yapan şirket partilerin misyon mümkündür. Bu konuda ulusalcı söylemin yapabileceği ve bulunduğumuz süreçle birlikte sistem içerisinde
olarak bir farkları yok. Görüntü ve şekil olarak da bir diyebileceği hiçbir şey yok. Çünkü onun anti-emperyalist değerlendirilirse, İran da bugün hızla uyumlulaşmaktadır.
farkları kalmadı ve Türkiye siyasetinde daha önce hiç söylemi hiçbir gerçekliğe oturmuyor. Ulusalcılık, İran’da içeride hızlanan özelleştirme süreçlerine bakılırsa,
olmadığı kadar aynılaşıyorlar. Bu durum düzenin politik milliyetçilik dememek için kullanılan bir söz, tabii bunda Amerika ile süren pazarlıklara bakıldığında, Amerika ile
yönelimleri ile de ilgili. AKP Türkiye siyasetinin en milliyetçilik kavramının 70’lerde yaşadığı teşhir ilişkilerinin hızla komprodoraşmakta olduğu gözlenebilir.
özelleştirmeci partilerinden birisi oldu, fakat CHP’nin olmuşluğun da etkisi var. Bu sözün bir ötesi yurtseverlik Şunu belirtmek gerek ki, siyasal İslam asla anti-
yönelttiği eleştiriye bakıyorsunuz “biz özelleştirmeyi daha oluyor ki, bence dünyayı değiştirme iradesi taşıyanların emperyalist değildir, çünkü kendisi emperyalizmin “doğal”
planlı yapacağız” diyorlar. Bu emekçiler gözünde görüntü kendilerini tanımlamak için böylesi sözcüklerle işi müttefikidir...
ve söylem düzeyinde de olsa düzen partilerinin olmamalı. Bunlar mevcut gerçekliği karartan ifadeler. Şu - Filistin’deki güncel gelişmeleri nasıl
aynılaşması anlamına gelmektedir. Bu bir anlamı ile bu açıktır: Türkiye’de tamamen kompradorlaşmış bir rejim değerlendirmek gerekiyor?
çerçevede düzenin teşhir olması şeklinde de var. Bu rejim emperyalizm ile tam bir uyum içerisinde. İsrail bir bölge devleti değil, Arap halkına yönelik bir
yorumlanabilir. İçinde bulunduğumuz süreçte düzen - Güncel olarak, Kuzey Irak müdahalesi gündemi saldırı üssü olarak bölgeye yerleştirilmiş olan,
emekçi kitleler içinde siyaseti yeniden canlandırmak, ile estirilen Türkiye ABD’den ayrı davranıyor havası emperyalizmin bölgedeki varlığıdır. İsrail’in varlık sebebi
onları taraflaştırmak açısından belli mekanizmaları var. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Arap halkının ayakları üzerinde durmasını engellemektir.
harekete geçirdi. Örneğin, Cumhuriyet mitingleri ile geniş Kamuoyuna yansıtılan Amerika, Türkiye’nin hava Bu tarihsel gerçek çerçevesinde değerlendirmek gerek
bir kamplaşma yaratılmaya çalışıldı. Ben bu sahasını birkaç dakika ihlal etti, Türkiye nota gönderdi güncel gelişmeleri. Bugün Filistin’de yaşanan trajedi bu
kamplaşmanın seçime de yansıyacağını düşünüyorum, yanılsamaları hiçbir şey ifade etmiyor. Türkiye’de sayısı, çerçevede sürdürülen emperyalist-kapitalist komplonun
bu seçimlere farklı eksenlerde de olsa katılım yüksek işlevi belirsiz Amerikan üsleri var. Türkiye’nin bunlar bir devamıdır. Bölge halkının demokratik sosyalist bir
olacaktır. Laik cephe-irtica cephesi gibi bir ayrım yaratıldı. üzerinde bir denetimimi var mı ki, birkaç dakika kendi mücadele hattı örmekten başka imkanı yok.
Bu ülkede irtica tehlikesi diye özel bir tehlike, gündem hava sahasına giren uçak için ABD’ye nota versin... Filistin’de direnmesini bilen bir halk var. Bu kadar
yok. Siyasal İslamın bu ülkede alternatif bir politik hattı, Bu durum, Ortadoğu politikası açısından da böyle. mücadele deneyimi olan bir halk için durum ümitsizdir
yaşam kurgusu da yok. Rejimin dozunu ayarlayacağı Emperyalizmin bölgeye yönelen tüm müdahalelerine demek mümkün değil.
dinsel gericiliğe sürekli ihtiyacı var. Burada rejimin bu eklemlenmiş bir Türkiye gerçekliği var. Keza Siyonizm ile, - Ortadoğu’daki gelişmeler içerisinde Kürtler
gericiliği beslediğini vurgulamak gerekiyor. İkinci olarak onun bölgedeki kanlı tarihi ile kesintisiz bir ortaklık söz açısından son güncel gelişmeleri ve açıklamaları nasıl
bunu kontrol altında tuttuğunu... konusu. Büyük Ortadoğu Projesinde gönüllü olarak yer değerlendirmek gerekiyor?
Bugün siyaset iki ana kutupta merkezileştirilmeye alan bir Türkiye gerçekliği var. Türkiye’nin bu bölgede, Kırılma noktası İmralı’da başladı, geri tarafı
çalışılıyor. Bir kutbu, Milli Selamet Partisi geleneğinden Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de vb. emperyalizmden ayrı teferruattır. Kuzey Irak’taki liderlerin tutumlarını tasvip
gelen, RP, FP sürecini izleyen ve giderek ehlileşen, bir siyaseti yok. etmek mümkün değil. Kuzey Irak bugün Irak’ın bütünü
merkeze kayan bir çizgi izleyen AKP oluşturuyor. Diğerini - Emperyalizm derken, örneğin Kıbrıs sorununda içerisinde Amerika için güvenli bir bölge. Kurtuluşunu,
de sol adına var olduğunu iddia eden CHP. Tabi CHP’nin ya da Irak işgali öncesinde kamuoyuna yansıdığı gibi özgürlüğünü arayan halkların tutması gereken hat
ne solla, ne adındaki halk ve cumhuriyet kavramları ile ve AB ve ABD farklı emperyalist odaklar belli açılar bölgeden emperyalizmin ve kapitalizmin defedilmesi
hatta ne de parti olma vasfı ile bir alakası yok. O oluşturuyor diyebilir miyiz? Türkiye burjuvazisi bu açı olmalıdır.
doğrudan bir devlet kurumu gibi çalışıyor. Bu seçimlerde aralığında hamle yapmak isteyebilir mi? - Bize ayırdığınız zaman için teşekkür ederiz...
biraz böyle bir tablo yaratılmaya çalışıldığını Şunu birbirinden ayırmak gerekiyor. Sermayedarlar Ben teşekkür ederim. Kolay gelsin.
düşünüyorum. Bu Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında ticari rekabet olur. Bölüşüm konusunda kendi Kızıl Bayrak/Ankara
Mücadele Ankara BDSP’den 2 Temmuz konusunda zorunlu açıklama!
Tarihin sayfalarına “planlı bir devlet katliamı” yedeklemeye yönelik olarak “laiklik-şeriat”
Postası olarak geçen ve 33 insanımızın diri diri yakılarak
katledildiği Sivas Katliamı’nın 14. yıldönümü
gerici ikilemi üzerinden şekillenen ve bizzat
devlet tarafından tertiplenen “laik cumhuriyeti”
yaklaşmaktadır. Bu vahşi devlet katliamını sahiplenme kampanyasına zemin oluşturacak
lanetlemek, katliamın hesabını sormak ve bir politik eksen platforma dayatmıştır.
yaşamını yitirenleri anmak için birçok ilde, bir Devrimci ve ilerici güçlerin tüm ısrar ve
dizi eylem ve etkinlik hazırlıkları yapılmaktadır. itirazlarına rağmen platformun zemini “laiklik”
Ankara’da da çeşitli kurum ve örgütlülüklerin bu eksenine oturtulmak istenilmiş, süreç içerisinde
çerçevede hazırlıkları sürmektedir. bu zemini oluşturmak için burjuva politikacılarını
Özellikle son yıllarda miting eksenli aratmayacak manevralar yapılmıştır. Bu tutum,

Çözüm devrimde!
şekillenen bu hazırlık süreci belli sorun ve dizginlerinden boşalmış olan burjuva gericiliğine
sıkıntıları açığa çıkarmış, çeşitli tartışmalara çanak tutmak ve kan taşımak anlamına
konu olmuştu. Bu tartışmaların büyük bir kısmı gelmektedir. Buradan bir kez daha hatırlatmakla
Seçimden seçime biz işçi ve emekçileri hatırlayan düzen devrimci kamuoyu tarafından biliniyor. 2007 2 yetineceğiz: Başta Sivas olmak üzere yaşanan
partileri utanmadan yine bizden oy istiyorlar. Son çıkardıkları Temmuz süreci de benzeri sorun ve sıkıntılarla tüm katliamların altında “laik burjuva
yasayla bizi fabrikada köleleştiren, evlerimizi yıkıp evsiz barksız başlamış bulunuyor. Sözünü ettiğimiz sorun ve cumhuriyetin” imzası vardır. Bu platforma
bırakan, sağlığı paralı hale getiren onlar değilmiş gibi. Onlara sıkıntılar bu yıl kendisini “birlikte iş yapmanın” “laiklik” eksenini dayatmak olsa olsa bu gerçeğin
verdiğimiz her oy bizi sömürmelerine karşı çıkmadığımız gibi önüne geçecek tarzda ortaya koyan tutarsızlık üzerini örtmek, katliamcı devlet gerçeğini
suça ortak olmak demektir. Düzen partilerine oy verdiğimiz ve ilkesizliklere kadar varmış durumda. silikleştirmek ve son süreçte düzenin istediği bir
zaman 22 Temmuz’dan sonra ne değişecek. Düzen partileri Bu nedenle, Ankara’da faaliyet yürüten sınıf zemine çekmek anlamına gelmektedir. Kitlelerin
sorunlarımıza çözüm bulabilir mi? Tabii ki hayır! 23 Temmuz devrimcileri olarak, aşağıda belirtilen düzene karşı biriken öfkesini ve mücadele
sabahı yine fabrikaya gideceğiz, yine köle gibi çalışacağız. nedenlerden ötürü PSAKD Genel Merkezi’nin azmini düzene kanalize etmek, hesap sorma
Ücretlerimiz verilmeyecek, sigortamız yatırılmayacak, usta ve çağrısı ile örgütlenecek 2007 2 TEMMUZ bilincini törpülemek anlamına gelmektedir.
patronların hakaretleri devam edecektir. Düzen partilerinin tek MİTİNGİNE KATILMAYACAĞIZ; Düzenin yarattığı siyasal atmosferin parçası
derdi koltuğa oturmaktır. Biz işçi ve emekçileri bir an için bile olmak, kendisine “emek ve demokrasi
düşünmezler. Sağcısı olsun solcusu olsun İMF’nin programını 1- 14 yıl öncesinde planlı bir devlet katliamı mücadelesi veriyorum” diyen tüm kurumlar için
uygularlar. Parlementodan çözüm beklemek hayaldir. Tek sonucu yaşamını yitirenleri anmak ve katliamın utanç verici bir durumdur.
çözüm fabrikada, okulda, semtlerde örgütlenip İMF’ci düzen hesabını sormak için çalışmalarını erken bir 4- Platform sürecinde karşımıza çıkan bir
partilerinden hesap sormaktır. tarihte başlatan devrimci-ilerici güçler, Ankara’da başka temel sorun ise tekelci ve bürokratik
Menemen’den bir Kızıl Bayrak okuru ve diğer illerde yaşanan platform süreçlerinde bir anlayıştır. Biz bu tutumu 8 Martlar’dan, 1
kez daha bürokratik-reformist çizginin gerici Mayıslar’dan tanıyoruz. Aynı çizginin ürünü olan
tutumları ile karşı karşıya kalmış bulunuyor. bu anlayış kendisini 2 Temmuz gündeminde de
2- Ankara’da PSAKD’nin çağrısı ile başlayan ortaya koymuştur. 2 Temmuz’un örgütlenmesini
toplantıların daha henüz başında katliam ortağı kendi irade ve inisiyatifinde gören, ancak
HÖC’den seçimlere ilişkin sermaye partisi CHP’nin platforma çağırılması, gündelik siyasal mücadelede bir yer tutmayan
mevcut platformun politik zeminini ve yönelimini bir dizi kurum, belli gündemleri kendisine mal
açıklama açıkça ortaya sermiştir. Bu konuda bir “gelenek” ederek, devrimcilerin karşısında dayatmalarla
Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Temel Haklar ve Özgürlükler oluşturmuş olan reformistler, devrimcilerin uyarı çıkmaktadır. Bugüne kadar büyük mücadelelerle
Dernekleri Federasyonu, TAYAD, Gençlik Dernekleri ve ikazlarına rağmen, tescilli bir sermaye ve kanla yazılan bu tarihin asla böylelerinin
Federasyonu, Halkın Hukuk Bürosu, İdil Kültür Merkezi, Grup partisi olan, işçi sınıfının, emekçilerin ve Kürt tekelinde olmadığı bilinmelidir. Bu tarih, sınıf
Yorum, Yürüyüş Dergisi, Tavır Dergisi, Devrimci İşçi Hareketi, halkının düşmanı CHP ile birlikte olmayı, mücadeleleri tarihidir ve bu mücadele devrimci
Devrimci Memur Hareketi ve Devrimci Mücadelede Mimar devrimcilerin yanında olmaya yeğlemişlerdir. Bu ve ilerici güçler tarafından sürdürülmektedir.
Mühendisler bileşenleri 22 Temmuz seçimlerine ilişkin ortak bir açıdan 2 Temmuz süreci bir kez daha Kimse bu gerçeğin üzerini kabaca örtmeye
basın toplantısı gerçekleştirdiler reformistlerin gerçek konum ve misyonlarını kalkışmamalıdır.
Toplantıda “Seçim çare değil! Bağımsızlık, demokrasi açıkça gözler önüne sermiştir. “Demokrasi”
mücadelesine katıl!” başlığıyla sunulan basın metnini İstanbul mücadelesi yürütme iddiasındaki bu güçler Bizler sınıf devrimcileri olarak tüm bu
HÖC temsilcisi Eyüp Baş okudu. Açıklamada 22 Temmuz “katliamcı bir parti” ile aynı zeminde kalabilmek nedenlerden dolayı Ankara’da gerçekleştirilecek
seçimlerinin halkın değil oligarşinin sorunlarını çözmek için için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Katliamcı olan 2007 2 TEMMUZ MİTİNGİNE
yapıldığı, faşizm koşullarında yapılan seçimlerin üstlendiği rolün bir düzen partisi ile hangi zeminde KATILMAYACAK, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin
aynısının bu seçimde de tekrarlandığı söylendi. Türkiye’nin ORTAKLAŞILMAKTADIR? Öncelikle bu sorunun mücadelesini zayıflatan, dahası düzen içi bir
emperyalizme göbekten bağımlı olduğunun hatırlatıldığı yanıtı kamuoyuna açıklanmalıdır. kanallara akıtarak önünü kesen her türlü
açıklamada Kürt halkına ve ilerici çevrelere dönük devlet 3- Bir başka temel sorun ise platformun reformist eğilime karşı ilkesel olarak tutum
terörünün ortadan kalkmasının düzen partilerinden politik zemininde ortaya çıkmıştır. Özellikle son almaya devam edeceğiz.
beklenemeyeceği, bu partilerin “demokrasicilik oyununun” dönemde düzen tarafından kitleleri kendisine Ankara Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
figüranları olduğu belirtildi. Açıklamanın sonuda ise “Sandık

İHD’den basın açıklaması


başına gitmeyin. Düzen partilerine oy vermeyin” çağrısı yapıldı,
çözümün sosyalizmde olduğu vurgulandı.
Basın metninde solda bağımsız aday konusuna da değinildi.
Bağımsız aday anlayışının kendi içerisinde birçok politik Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen cephaneliğin arkasında Kuvvai Milliye Derneği isimli
yanlışlık barındırması ve parlamenter hayaller yayması kontrgerilla örgütünün kurucularından eski Astsubay Oktay Yıldırım’ın çıkmasıyla kontrgerilla çetesine
nedeniyle bağımsız adaylara destek verilmeyeceği söylendi. karşı devrimci demokratik kamuoyu cephesinden sesler yükseldi.
Basın metninin okunmasının ardından açıklamaya imza atan İHD İstanbul Şubesi, bir kez daha gün yüzüne çıkan kontrgerilla gerçeğine ilişkin 18 Haziran günü
kurum temsilcileri söz alarak seçim süresince çalışma dernek binasında bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
yürüttükleri alanlarda “Düzen partilerine oy verme!” çağrısı Basın metnini İHD İstanbul Şube Başkanı Rıza Dalkılıç okudu. Dalkılıç, geçtiğimiz aylarda ‘silah
yapacaklarını, tek çarenin devrim ve sosyalizm olduğunu
üzerinde edilen yemin’le gündeme gelen Kuvvai Milliye Derneği hakkında İHD İstanbul Şubesi olarak,
söyleyeceklerini belirttiler. Toplantıda ayrıca propaganda amaçlı
da olsa seçimlere bağımsız adaylarla katılmanın doğru olmadığı İçişleri Bakanlığı’na yazdıkları yazıya verilen cevapta dernek hakkında TCK ve Medeni Kanun
ifade edildi. Seçime katılan solda bağımsız adaylar ve bağımsız çerçevesinde soruşturma yapıldığının ifade edildiğini ancak soruşturma sürecinde söz konusu yapının
devrimci sosyalist adaylara karşı propaganda yürütülmeyeceği eylem ve örgütlenmesinin devam ettiğini söyledi. “Kuvvai Milliye” ve benzeri derneklerinin
dile getirildi. Basın toplantısında HÖC’ün seçim kampanyasının “kontrgerillanın” “legalleşen” yapıları olduğunu vurguladı.
başladığı da ilan edildi. Kızıl Bayrak/İstanbul
Kızıl Bayrak/İstanbul

EKSEN Yayıncılık Büroları Gazetene sahip çık! Abone ol! Abone bul!
Üsküdar (İstasyon) Cad. Pınar İşhanı 853. Sok. Bilen İşhanı No: 27/710
Adı : .......................................................................
Soyadı :........................................................................
No: 5 Kat: 4 Daire: 52 Kartal/İstanbul (0 216 353 35 82) Konak/İZMİR Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23 Adresi : .......................................................................
Necatibey Cd. Gözlükçü İşhanı No: 26/24
........................................................................
Cemal Gürsel Cd. Shell Karşısı Vakıf İşhanı Kat: 3
Kızılay/ANKARA Tel: 0 (312) 229 06 44
Tel : .......................................................................
No: 306 ADANA Tel: 0 (322) 363 19 94
6 Aylık Yurt içi 30.000 000 TL Yurt dışı 100 Euro
Sönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel/BURSA Cumhuriyet Mah. Tennur Sok. Cumhuriyet İşhanı 1 Yıllık Yurt içi 60.000 000 TL Yurt dışı 200 Euro
Tel: 0 (224) 220 84 92 Kat: 3/45 KAYSERİ Tel-fax: 0 (352) 2326671
Gülcan Ceyran adına,
Silifke Cd. Çavdaroğlu Çarşısı 2/93 Saadetdere Mah. Fırın Sok. No: 37/25 (Depo durağı) * TL için : Yapı Kredi Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 0097680-3
* Euro için : İş Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 10021127094
MERSİN Esenyurt/İSTANBUL No’lu hesaba yatırdım. Makbuzun fotokopisi ektedir.

CMYK
AmerikancÝ-IMFÕci
dŸzen partilerine
oy yok!
SÝnÝfÝn baÛÝmsÝz
devrimci
adaylarÝnÝ
destekleyelim!
BaÛÝmsÝz Devrimci
SÝnÝf Platformu BDSP

You might also like