Professional Documents
Culture Documents
zm devrimde,
KadõkyÕe!
sosyalizmde!
2 Kızıl Bayrak Kızıl Bayrak’tan... Sayı:2007/22 8 Haziran 2007
İÇİNDEKİLER
Sermaye düzeni dört koldan gericilik,
Kızıl Bayrak’tan
darbe, ırkçılık, saldırganlık, İMF- Seçimler düzenin politika işçi ve emekçiyi programımızla
TÜSİAD reçeteleri dayatıyor!.. . . . . . . . 3 arenasını bir kez daha tanıştırdığımızla ölçülecektir. Pek çok işçi
Polis terörüne yol veren yasa meclisten aydınlatmış bulunuyor. Partiler ve emekçi, kendi sınıfının siyasal
arasındaki ittifaklar, aday programıyla ilk kez tanışma imkanı
geçti… . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4
belirleme tarzları, adayların bir bulacak. Düzen partileri arasındaki
BDSP bağımsız devrimci sosyalist partiden diğerine dolaşımı, alternatif arayışının sonuçsuzluğunu,
adaylarını açıkladı... . . . . . . . . . . . . . . . . 5 düzen partilerinin tek gerçek alternatifin kendisi, kendi siyasal
Kamuda TİS süreci... . . . . . . . . . . . . . . . 6 programda bütünleştiğinin mücadelesi olduğunu görecek. Bu da,
tanığı oluyor. bölgelerdeki çalışmalarımıza sınıftan taze
Sosyal diyalog mu, katılımcı zorbalık mı, Bir bakıma sermaye kan akışı anlamına geliyor. Genel siyasal
yoksa... - Yüksel Akkaya . . . . . . . . . . . . 7 düzeni seçimlerle kendini faaliyetimizin, bu çalışmadan, genişleyip
“Sınır ötesi operasyon” tartışmaları . . . . 8 tahkim etmeye çalışırken, güçlenerek çıkması anlamına geliyor.
Rant kavgası nedeniyle DYP-ANAP aslında kendi eliyle kendi Seçim büroları bölgelerde yürütülecek
teşhirini de ediyor. faaliyetin merkezi olmakla birlikte,
birleşmesinin sonu geldi! . . . . . . . . . . . . 9 Fakat tüm bu yaşananlara kuşkusuz, çok farklı ve çeşitli imkanların
Dinar’da ortaya saçılan pislik! . . . . . . . 10 bir anlam vermek, siyasal da yaratılması ve kullanılması zorunludur.
Düzen partileri söylemde bile asgari özünü ortaya çıkarmak, işçi Seçim çalışmamızın amaç ve hedefleri
ücretin adını anmıyorlar.... . . . . . . . . . . 11 sınıfı ve emekçi kitlelerin gözönüne alındığında, en etkin biçimde
önüne sermek, sınıf kullanılması gereken araçların başında
“Öğrenci Sömürü Sınavı Kaldırılsın!” devrimcilerinin yürüteceği gazetemiz ve özellikle de günlük sitemizin
Şenliği başarıyla gerçekleştirildi!. . . . . 12 faaliyetle mümkün olacak. geldiği görülecektir. Türkiye çapında tüm
ÖSS duvarını yıkmak için 9 Haziran’da Aday çıkardığımız bölgelerdeki seçim bürolarının bu yoldaşların, çalışmaların tümünü ve zamanında siteden
Kadıköy’e! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13 ihtiyaca en ileriden yanıt verecek şekilde ve bir an önce izleyebilmesi önemlidir. Daha da önemlisi, okurlarımızın
faaliyete geçirilmesi gerekiyor. Her büro kendi ve genel kitlenin çalışmayı izleyebilmesidir. Ancak bunun
İşçi ve emekçi hareketinden... . . . . . . . 14 bölgesindeki seçim çalışmasının merkezi haline yolunun tüm faaliyetin anında ve hızla günlük siteye
Direnişçi Esen Plastik işçisiyle getirilmelidir. Bu bürolarda düzenlenecek çeşitli aktarılması ile mümkün olduğu unutulmamalıdır.
konuştuk... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15 etkinliklerle, işçi ve emekçilerin dikkati seçim çalışmamıza ***
Ne seçim, ne meclis, ne Amerikancı- çekilebilir. Liseli gençlik başta İstanbul olmak üzere bir dizi
Seçim bürolarının en etkin kullanımı yanında, bu kentte, 9-10 Haziran tarihlerinde ÖSS karşıtı miting, eylem
İMF’ci kokuşmuş düzen partileri!.. çalışmalara katılan işçi ve emekçilerin düzen partilerinin ve etkinlik düzenleyecek. Kuşkusuz İstanbul’da 9 Haziran
Çözüm işçilerin ve emekçilerin devrimci tekleşmiş programıyla işçi sınıfının devrimci programı günü gerçekleştirilecek olan “ÖSS duvarını yıkalım!” şiarlı
mücadelesinde!.. Çözüm devrimde, konusunda eğitilmesi de özel bir önem taşıyor. Düzen mitingi bir ilki ifade ediyor. Bir dizi liseli gençlik grubunun
kurtuluş sosyalizmde! (Orta sayfa). 16-19 partilerinin İMF-TÜSİAD tarafından hazırlanan birlikte örgütlediği bu miting, liseli gençlik cephesinde
programları, zaten, işçi sınıfı ve emekçi kitleler tarafından uzun yıllar sonra düzenlenen bir eylem olması bakımından
İşçilerin ve devrimci öncü işçilerin birliği yaygın biçimde yaşayarak öğrenildiği için fazla bir sorun ayrı anlam taşıyor. Bu nedenle liseli gençlik güçlerinin
Seçim çalışmalarından... . . . . . . . . . . . 20 bulunmuyor. Bu nedenle, daha çok, işçi sınıfının devrimci düzenlediği bu eyleme her türlü destek ve katkıyı vermek
ÖSS protestolarından... . . . . . . . . . . . . 21 programının sermaye düzeninin yıkım programları bir gerekliliktir.
Rostock’da 100 bin işçi, emekçi ve genç karşısına konması, yaşamın her alanında yapılacakların bir Ayrıca ÖSS karşıtı eylem ve etkinlikler birçok kentte
bir sıralanması, bu konulardaki sorulara rahatlıkla yanıtlar gerçekleştirilecek. Liseli gençliğin kendi geleceğine sahip
G8’i protesto etti... . . . . . . . . . . . . . 22-23 verilebilmesi için bir eğitim ihtiyacı bulunuyor. çıkmanın mücadelesini yükseltiği bu koşullarda, bu
G8 günlüğünden... . . . . . . . . . . . . . 24-25 Yoğunlaştırılmış bir çabaya konu edildiği takdirde bunda mücadeleyi ileriye taşıyacak her türden çabanın
Artık örgütlenme zamanı fazlaca bir zorluk da bulunmuyor. sahiplenilmesi ve desteklenmesi demokratik hak ve
Mumia Abu-Jamal . . . . . . . . . . . . . . . . 26 Sonuçta, bugün için seçim çalışmamızın başarısı, işçi özgürlükler mücadelesinin kazanımlarını çoğaltıp
ve emekçilerden ne kadar oy aldığımızla değil, ne kadar büyütecektir.
Lübnan’da çatışmalar devam ediyor! . 27
Kapitalist/emperyalist düzen silahlanma
yarışını körüklüyor! . . . . . . . . . . . . . . . 28
Seçimler ve devrimci yurtsever tavır - III-
M. Can Yüce . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29
Nazım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmet
Arif’i anma etkinliklerinden... . . . . . . . 30
Mücadele Postası . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
Sosyalizm İçin
Kızıl Bayrak
Çıktı!..
Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete
l e r d e . . .
Fiyatı: 50 Ykr
Sahibi ve Y. İşl. Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ
v e b a y ii
Kitapçı
EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti.
Yayın türü: Süreli Yaygın
Yönetim Adresi:
Eksen Yayıncılık Mollaşeref Mh. Turgut Özal Cd.
(Millet Cd.) No: 50/10 İstanbul Tel: 0 (212) 621 74 52
Fax: 0 (212) 534 95 90
e-mail: kb1@tnn.net
Web: http://www.kizilbayrak.de
http://www.kizilbayrak.org
http://www.kizilbayrak.com
Baskı: Gün Matbaacılık Genel Dağıtım:
İSTANBUL YAYSAT
Tel: 0 (212) 426 63 30
CMYK
Sayı:2007/22 8 Haziran 2007 Kapak Kızıl Bayrak 3
Oktay Akbal’ın “Önce Ekmekler” bozuldu diye Sakıp Sabancı onların bu tutumunu övmekten
güzel bir öyküsü vardır. Aslında bu öyküyü, “Önce TÜSİAD’dan daha saldırgan bir politika kendisini alamadı.***
Sendikacılar” bozuldu diye okumak da izleyen TİSK eski Başkanı Refik Sabancı, bu yasanın işverenlerin değil,
mümkündür. Bu topraklarda 1940’lı yılların ikinci akademisyenlerin, çok uzun süreçte uzlaşıcı tavır ve
Baydur’un işçi sendika yöneticileri ile olan
yarısına kadar sendikacılık yapanlar, ara sıra anlayışlarını sürdürüp uyuşmazlığı asgari düzeye
işbirliğine yönelseler de, bunu bugünkü kadar işbirliğinden memnuniyeti o kadar had indiren işçi ve işveren sendikaları
sistematize edip, kurumsallaştırmayı düşünmediler. safhaya ulaşmıştır ki, “Bizim Çete” diye konfederasyonlarının değerli başkanlarının ve
Yaptıkları, geçici, üç beş kuruşa tenezzülün ötesine TBMM’de milletvekillerinin çıkardığı bir yasa olarak
pek taşmadı. Zaten onlar, sosyal diyaloğu da, üçlü
kitap yazmaktan kendisini alıkoyamamıştır. değerlendirmektedir. Oysa yasaları teknokratlar,
yapıları da, korporatizmi de bilmezlerdi! Ne Tabii, bizim çete dediği TİSK ve işçi “bilim” kurulları değil, zamanın, toplumun güçlü olan
olduysa 1947 yılında kabul edilen Sendikalar sendikaları! Peki bu çete kime karşı? tarafı yapar. Bu yasa da göstermektedir ki, zamanın
Kanunu’ndan sonra oldu. 1946 yılının cevval güçlü kesimi işverenlerdir, istedikleri yasayı
sendikacılarının çürük olan kısmı, Aralık ayındaki Hükümete, sermayeye, yedi düvele mi çıkarmışlardır. Üstelik işçi kesiminden de önemli
ilk asker sopası ile hizaya gelip, dersini iyi çalıştı. yoksa emekçilere karşı mı? sayılabilecek bir tepki ile bile karşılaşmadan. Bunda
Ardından ICFTU ve CIA destekli AFL’in şaşılacak bir şey de yoktur. Kendine güvenini yitirmiş,
komünizm karşıtlığında cismanileşmiş sendikalarının yöneticileri kadar, bunlara tek bir “laf” sürekli yarın kaygısı ile yaşayan, işini korumak için
“sendikacıların” müdahaleleri ile bu toprakların edemeyen üye işçilere yakışır!.. Zira, bu çetenin herşeye razı olma isteği taşıyan işçilerden başka bir
sendikacıları hızla kirlenmeye ve soysuzlaşmaya mensupları hala genellikle sendika yöneticiliklerini şey de beklenemez. Bu işçiler R. Baydur, S. Sabancı
başladı. İhanet etme sanatını öğrenmede başarılı olan sürdürüyor. kadar işçi sendikalarının yöneticilerinin de istediği
yeni sendikacı kuşak bugünkü sendikacı torunlarına Peki bu çete ne yapmıştır? Çete’nin en iyi işlerinden işçilerdir. Bu neden bu hain ve zalim yasalara onay
baksa, sanırım ihanet ve işbirliğinde niye bu kadar biri yeni İş Yasası’dır! Yeni bir yüzyıla girerken yeni vermekte ortak hareket edip bir çete kurmuşlardır.
becerikli olamadıkları için çok üzülürlerdi. Ama, bu bir iş yasasına ihtiyaç duyulduğunu en çok dile Dün S. Sabancı ve R. Baydur gibi bugün de Çalışma
bayrak yarışında yeni kuşağın onları geçmesinden getirenler işverenler oldu. Onlara göre işçilerin ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın bundan övgü ile söz
daha doğal ne olabilirdi ki? Hele işçinin, emekçinin, edindiği yasal haklar çok fazla idi. Aslolan işçinin etmesinde şaşılacak bir yan yoktur. Şaşırmak en çok
halkın denetim sopası da sırtından eksik kalmışsa… değil işin, yani işverenin korunması idi. Türkiye çocuklara özgüdür. Zira büyük bir merakla öğrenmek
1940’lı yılların ikinci yarısındaki işçiler sendika İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı isterler, anlayamadıklarını ya da kendilerine ters gelen
yöneticisi olunca bir evrim yaşamaya başladılar. Refik Baydur bu durumu şöyle açıklamaktadır: şeyleri hızla sorgulayıp, şaşırırlar. Ne yazık ki bizim
İşyerinde önce ustabaşı, sonra müdür ve en sonunda “Günümüzde pek çok ülkede iş yasalarının temel sendikacılarımız gibi onları hala sendika yönetiminde
da patron tarafından zılgıt yemeye, azarlanmaya hedef ve amaçlarında önemli değişiklikler olduğunu tutan işçilerimiz de bu çocuk merakı ve şaşırma
“alışmış” olan bu sendikacılar bir anda bakanlarla görüyoruz. Kapitalist gelişme sürecinin ilk yeteneğini kaybetmiş durumdalar. Böyle olduğu
görüşmeye başlayınca ciddi bir kimlik ve kişilik krizi aşamalarında işveren karşısında çok zayıf konuma içinde işyerlerini birer kışlaya ve hapishaneye
ile karşı karşıya kaldılar (Ne yazık ki emek tarihi bu düşen işçi kesimini korumak ve sosyal taraflar dönüştüren yasa değişiklikleri karşısında hiçbir
süreci bize açıklayacak çalışmalardan yoksundur!). İki arasında menfaat dengesi sağlamak amacıyla şaşkınlık göstermezken, bugün Bakan’ın
seçenekleri vardı: Ya ciddi bir mücadele çıkarılan yasalardan küresel rekabet çağı sayılan açıklamalarının ne anlama geldiğini de merak edip,
sürdüreceklerdi ya da bu büyük “yükselişteki” baş bugün ülke ve firma rekabet gücünü artırmak, işsizlik sonucunu öğrenip şaşırmazlar.
dönmesi ile hükümetlere teslim olacaklardı. Ne yazık sorununu hafifletmek gibi işlevler bekleniyor. Ülkeler Böyle olduğu için de Çalışma Bakanı Murat
ki, mücadele yerine teslim olmayı seçti 1947 mevcut yasalarını bu doğrultuda değiştirme çabası Başesgioğlu ile konfederasyon yöneticilerinin
sendikacıları. Bugüne dünden kalan mirasın kaynağı veriyorlar”.* katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında Bakan
biraz bu “işbirliği” isteğinde yatar. Bu devralınan Son yıllarda sermaye cephesi mevcut iş mevzuatının Başesgioğlu’nun adeta alay edercesine
miras o kadar köklü olarak yerleşmiştir ki, ekonomik, sosyal ve siyasal koşullara cevap konfederasyon yöneticilerine katkılarından dolayı
1970’lerdeki ciddi mücadelelere rağmen yok vermediği gerekçesi ile değiştirilmesi gerektiğini ileri teşekkürlerini sunması kimseyi rahatsız etmez!..
edilememiştir. “Sırtında işçi sınıfının, emekçilerin sürerken** emek cephesi de, cılız bir sesle de olsa, Başesgioğlu’nun şu sözleri sosyal diyalogun nasıl bir
sopasını” hissetmeyenler, hızla bu mirasın sahipleri “küreselleşme” sürecinin dayattığı ağır rekabet katılımcı zorbalık olduğunu göstermesi açısında çok
olarak ortaya çıkmışlardır. Bu öyle bir “arsızlıktır ki”, koşullarında emekçilerin sosyal politikanın gereği önemlidir: “Çok önemli yasalar çıkardık. Örneğin, İş
zaman zaman bakanlar, işverenler, işveren sendikaları olarak daha fazla korunması gerektiğini Kanunu gibi ana bir kanunu birlikte çalışarak
ve örgütlerinin yöneticileri bir övgü olarak belirtiyorlardı. İşçi ve işverenlerin bu değişim isteğini mevzuatımıza kazandırdık. Sosyal Güvenlik
“sendikacılarımızın gayet sorumlu” vatan evlatları yerine getirmek üzere korporatist bir yaklaşım Reformu’nu yine katılımcı bir anlayışla
olduklarını dile getirmekten kendilerini alıkoyamazlar. çerçevesinde, işçi-işveren-devlet şeklindeki üçlü bir parlamentodan geçirme imkanı bulduk. Bu konuda
Arsız sendikacılarımız bundan garip bir sevinç yaklaşımla, onları temsilen, iş mevzuatında değişiklik değerli kurul üyelerimizi, sosyal taraflarımızı
duyarlar, ama bir o kadar olmasa da kaygılanırlar da. yapacak bir “bilim kurulu” oluşturuldu. “Bilim kutlamak istiyorum”.
Ya devlet ve sermaye cephesi kendilerini taltif kurulu”nun ağırlıklı olarak iş hukuku profesörlerinden Kuşkusuz, bu sosyal diyalog adı altındaki ihanetin
ederken, işçiler “hoop, ne oluyor?” diye sorarsa… oluşması emek cephesi açısından bir avantaj bir de işçi sınıfınca kutlanması gerekiyor. Tabii, çocuk
TÜSİAD’dan daha saldırgan bir politika izleyen oluşturabilirdi. Ne yazık ki, beklenenin tersine, yeni merakı ve şaşkınlığını yitirmemiş olanlarca…
TİSK eski Başkanı Refik Baydur’un işçi sendika yasa, iş hukukunun felsefesine, özüne, temel ilkelerine *
R. Baydur, “Yeni İş Kanunu: Ciddî Bir Başlangıç”,
yöneticileri ile olan işbirliğinden memnuniyeti o kadar aykırı önemli düzenlemeler içermekte, sosyal İşveren, Cilt: 41, Sayı: 9, Haziran 2003, s.4.
had safhaya ulaşmıştır ki, “Bizim Çete” diye kitap politikanın da sonu anlamına gelecek yaklaşımlara **
Bu istekler için bakınız: TİSK, XIX. Olağan Genel
yazmaktan kendisini alıkoyamamıştır. Tabii, bizim sahip bulunmaktadır. Zira, en sol işçi sendikasının Kurul Çalışma Raporu, 16-17 Aralık 1995, Ankara,
çete dediği TİSK ve işçi sendikaları! Peki bu çete temsilcisi bile bu yasayı hararetle savundu ve ne yazık 1995; TİSK, XX. Olağan Genel Kurul Çalışma Raporu,
kime karşı? Hükümete, sermayeye, yedi düvele mi ki en sol işçi sendikalarını temsil eden örgüt bu 5-6 Aralık 1998, Ankara, 1998; TİSK, XXI. Olağan
yoksa emekçilere karşı mı? Çıkan yasalar ve temsilciyi azletmek yerine ona tam yetki verdi!.. Zira Genel Kurul Çalışma Raporu, 22-23 Aralık 2001,
sonuçlarına bakıldığında, TİSK’in eski Başkanı R. önemli olan çetenin ortak hareket etmesi ve sosyal Ankara, 2001.
Baydur’un çetesinin emekçilere karşı örgütlendiği, diyalog idi! ***
S. Sabancı, “Yeni İş Kanunu’nun Çalışma Hayatı
mücadele ettiği ve başarılı olduğu görülmektedir. İşçi sendikalarını temsil eden bu mümtaz yöneticiler ve Ekonomimize Etkileri”, İşveren, Cilt: 41, Sayı: 9,
Kuşkusuz, bu utanç da bu çetenin mensubu olan işçi işbirliğinde, sosyal diyalogda o kadar başarılı idiler ki Haziran 2003, s.5.
8 Kızıl Bayrak Yaşasın halkların kardeşliği! Sayı:2007/22 8 Haziran 2007
devrimci mücadelesinde!..
Çözüm devrimde, ku
Gündemde yeni bir erken genel seçim var. Kimin ya da birkaçının başa geçerek, “millet iradesi” yaftası
yöneteceğine güya halkın karar vereceği bu orta oyununa altında bu sömürü ve yağma düzenini bir dönem daha
egemenler “demokrasi” diyorlar. Oysa beş yıla yakın bir sürdürmesidir.
süredir işbirlikçi sermaye sınıfının ve İMF’nin bir
dediğini iki etmeyen, böylece emekçilere kan kusturan Çözüm devrimde,
bugünkü hükümet ve parlamento gidecek, yerine emekçi
düşmanı saldırılara kalınan yerden devam edecek bir kurtuluş sosyalizmde!
yenisi gelecek. Hepsi bu! Bu demokrasi değil, fakat
rezilce bir aldatmacadır. Bugüne kadar seçim oyununda kim kazanırsa
Onyıllardır bu ülkeyi hep onlar, asalak sermaye kazansın, kaybeden hep biz işçi ve emekçiler olduk. Oysa
sınıfının temcilcileri yönetti. Sağıyla, sözde soluyla, onların sömürü ve zulüm üzerine kurdukları bu düzene hiç
faşist milliyetçisi, islamcısı ve liberaliyle, sermaye de mecbur ve mahkum değiliz. Bizim kendi devrimci
düzeninin tüm partileri, sırayla hükümetler kurdular. Peki alternatifimiz, buna dayalı devrimci çıkış yolumuz var.
bugüne kadar hangi sorunumuzu çözdüler? Emeğiyle gerçeği işte budur. Resmi rakamlara göre bile Yapmamız gereken, kendi kaderimizi ellerimize
geçinenler açlıktan, işsizlikten ve sefaletten mi kurtuldu? milyonlarca insanımız açlık, 20 milyon insanımız almaktır. Mücadele yolunu tutarak sömürücü haramilerin,
Temel demokratik hak ve özgürlüklerimiz mi tanındı? yoksulluk sınırında yaşıyor. Çalışan her iki kişiden biri soyguncuların, hortumcuların, çetelerin düzenine
Ülkemiz üzerindeki utanç verici emperyalist kölelik mi sosyal güvenceden tümüyle yoksun. İşsizlik had safhada başkaldırmaktır. Özgürlük ve bağımsızlık için, sınıfsız ve
son buldu? İktisadi krizlerler, yolsuzluk ve hırsızlık, ve bu, işi olan insanımızı da açlık sınırında ve kölece sömürüsüz bir dünya için kavgaya atılmaktır. Bu çürümüş
çürüme ve yozlaşma mı bitti? Bu düzen, bu düzenin koşullarda çalıştırmak için kullanılıyor. Eğitim, sağlık sömürü düzenini yıkıp, yerine işçi ve emekçilerin gerçek
kokuşmuş partileri, emekçilere bugüne kadar ne verdiler? gibi temel haklar sistemli biçimde gaspediliyor. “Paran anlamda söz, karar ve iktidar sahibi olduğu yeni bir düzeni,
Bundan sonra ne verebilirler? yoksa okuma, paran yoksa hasta kal ve öl” diyor sermaye sosyalizmi kurmaktır.
“Seçim”, “demokrasi”, “hür parlamenter rejim” iktidarı bize. İşçilerin ve memurların gerçek ücret ve Bunun için, mevcut düzeni tüm kurumlarıyla
maskeleri altında oynanan bütün bu oyunlar, sömürü maaşları sürekli biçimde düşürülüyor. İMF politikalarıyla reddetmeli, işçilerin ve emekçilerin her düzeydeki
çarkını döndürmek, bu kokuşmuş düzeni ayakta tutmak ülke tarımı çökertilmiş, emekçi köylülük yıkıma iktidarını temsil edecek sosyalist bir işçi ve emekçi
içindir. Bu düzende hak ve hukuk da, özgürlük ve sürüklenmiş durumda. cumhuriyeti için savaşmalıyız! Bunun için,
demokrasi de, yalnızca bir avuç asalak sömürücü içindir. Eğitimden, sağlıktan, tarımdan, altyapı emperyalistlerin ve büyük burjuvazinin elindeki bütün bir
Herşey onların servetine servet katıp sefahat içinde hizmetlerinden, ücretlerden kıstıkça kıstılar. Bizden kapitalist mülkiyete el konulması, bu sömürücü asalaklara
yaşamasına göre düzenlenmiştir. Bu sömürü düzeninde kıstıklarıyla borç faizi ödediler, batan banka ve şirketleri ait tüm zenginliklerin halka malledilmesi ve tüm toplumun
biz işçilere ve emekçilere tanınan biricik özgürlük, köle kurtardılar. Biz yoksullaştıkça sermaye palazlandı. Biz hizmetinde kullanılması için mücadele etmeliyiz.
gibi çalışıp sefalet içinde sürünme “özgürlüğü”dür. ürettikçe tufeyli takımının kasaları doldu. Biz sefalet Bu bizim için tek gerçek seçenek, biricik gerçek
içinde acı çekerken, onlar büyüyen servetler üzerinden kurtuluş yolu ve çaresidir.
sefa sürdüler.
İşbirlikçi sermaye düzeni yoksulluğumuzu Bu düzenin çarkı işte böyle dönüyor, bu düzende Amerikancı düzen partilerinden
katmerleştiriyor! işler işte böyle yürüyor...
hesap soralım!
Tüm yaşadıklarımızın baş sorumlusu, emperyalizme Amerikancı/İMF’ci sermaye partilerinin
Bu amaçla, işçi ve emekçilerin bağımsız devrimci
göbekten bağlı işbirlikçi büyük burjuvazidir, onun programları bir ve aynıdır! sosyalist adayları; “Kokuşmuş düzen partilerine oy verme,
kokuşmuş kapitalist düzenidir. Devletiyle, hükümetiyle,
hesap sor!”; “Bizi sömürü ve sefalete mahkum edenlerden,
parlamentosuyla, partileriyle onun adına ülkeyi Emperyalizme göbekten bağlı asalak sermaye sınıfı, ülkeyi emperyalizme peşkeş çekenlerden, savaş
yönetenlerdir. Amerikancı sermaye iktidarının yarattığı bu düzenin gerçek efendisidir. Tüm devlet iktidarı onun borazanlığı yapanlardan hesap sor!”, “Çözüm ne seçimde
tablo ortadadır. Sefaletimizin vardığı boyutlar ortadadır. tekelinde ve hizmetindedir. Yönetime yön veren halkın ne mecliste, çözüm işçi ve emekçilerin devrimci sınıf
Son AKP hükümeti döneminde, tüm cumhuriyet iradesi, istek ve ihtiyaçları değil, fakat yerli ve yabancı mücadelesinde! Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”
döneminin en büyük borç ödemleri yapılmıştır. Fakat sermayedarların istek, ihtiyaç ve çıkarlarıdır. Seçim şiarlarıyla seçimlere katılıyorlar.
buna rağmen toplam dış borç yükü bugün itibariyle 210 oyunu sonunda kim seçilirse seçilsin, onların programı Onlar oy avcılığı için değil, fakat yalnızca bu düzenin
milyar doların üstüne çıkmış durumdadır. Bu, son 16 uygulanacak, bunu hepimiz biliyoruz. Bu düzen altında içyüzünü sergilemek ve gerçek çözüm yolunu göstermek
yılda dörde ve son 6 yılda neredeyse ikiye katlanan bir bugüne kadar işler böyle yürüdü, bu düzen ayakta için seçimlere katılıyorlar. Sınıfın bağımsız devrimci
borç yükü demektir. Üstelik bu borç rakamına devlet kaldıkça da böyle yürüyecek... adayları sınıfın devrimci programını savunuyorlar; sınıfın,
bütçesinin önemli bir bölümünü faiz ödemesi olarak Burjuva siyaseti, hizmetinde olduğu asalak sermaye emekçilerin ve tüm ezilenlerin taleplerini haykırıyorlar.
yutan iç borçlar da dahil değildir. sınıfı gibi, yozlaşmış ve çürümüş çıkar çetelerinin rant Bizi bağımsız devrimci sınıf örgütlülüğü ve militan
Ödendikçe büyüyen bu borç tablosu bile kendi başına kapısına dönüşmüştür. Bu hırsız ve düzenbazların ne mücadele yoluyla bu kokuşmuş düzeni yıkmaya, yerine
Türkiye’nin kapitalist ekonomisinin iflasını gösterir. dediklerine değil, ne yaptıklarına bakın! Hepsi eşitliğe ve gerçek özgürlüğe dayalı bir toplum kurmaya
Doğrudan ve dolaylı vergi soygunuyla emekçiden Amerikancı, hepsi İMF’ci, hepsi özelleştirmecidir. Hepsi çağırıyorlar.
Kahrolsun kokuşmuş sermaye
alınanlar, borç faizi olarak düzenli biçimde yerli ve işbirlikçi burjuvazinin ve emperyalistlerin hizmetindedir.
yabancı sermayeye aktarılıyor. Bunun sonu gelmiyor, Hepsi emeğin düşmanı, hepsi sermaye uşağıdır.
gelecek gibi de görünmüyor. Bu, Türkiye’nin soluğunun
kesilmesidir. Bu, emekçilerin kanının emilmesidir.
Onların programları bir ve aynıdır. Bu, işbirlikçi diktatörlüğü!
Ülkede servet-sefalet uçurumu büyüdükçe büyüyor.
sermayenin ve emperyalist efendilerinin baskı, sömürü ve
yağma programıdır. Demokrasi adı altında sahnelenen Yaşasın sosyalist işçi-emekçi
Bir yandan yeni dolar milyarderleri, öte yandan
milyonların yoksuluğu ve sefaleti!.. Türkiye’nin bugünkü
seçim oyunuyla amaçlanan, bu çıkar çetelerinden birinin cumhuriyeti!
CMYK
Sayı:2007/22 8 Haziran 2007 Kızıl Bayrak 17
urtuluş sosyalizmde!
Bu düzenin ipleri emperyalist efendilerin ellerindedir!..
Gerçek bağımsızlık için emperyalist kölelik zincirlerini kırmalıyız!
Türkiye yarım asırdan fazladır Ankara’dan değil, kaldırdıkları uçaklarla bölge halklarının tepesine günü Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu; gerçek
fakat emperyalist merkezlerden yönetiliyor. Ülkemizde birlik bomba yağdırmışlardır. bağımsızlık ve egemenlik yolunda ilerleme hedefine sıkı
iktidarın ipleri emperyalistlerin ellerindedir. Sermaye Emperyalist siyasal köleliğin temeli emperyalist sıkıya bağlı olarak, tüm işçi ve emekçileri aşağıdaki acil
devleti tüm temel kurumlarıyla emperyalist merkezlerin ekonomik ve mali köleliktir. İkincisini kırmadan talepler için derhal mücadeleye çağırır:
denetimi altındadır. Bu ülkenin ekonomisine ve birincisini gerçek anlamda kırmak olanağı yoktur. Bu √ Dış ve iç borç ödemeleri durdurulsun!
maliyesine İMF ve Dünya Bankası, siyasetine ABD ve köleliğin sınıfsal dayanağı işbirlikçi burjuvazidir, onun
AB, ordusuna Pentagon ve NATO yön vermektedir. şu ya da bu görünüm altındaki iktidarıdır. Emperyalizme Tüm borçlar geçersiz sayılsın!
Medyası onların denetiminde, kültürü onların egemenliği göbekten bağlı işbirlikçi sermaye sınıfı ve onun iktidarı √ İMF, DB, DTÖ vb. emperyalist
altındadır. MİT’i, kontr-gerillayı, sendika ağalarını, dış varoldukça ülkemizin bağımsızlığı ve egemenliği, bölge
politika ve ekonomi uzmanlarını, parti liderlerini onlar ve dünya halkları ile barış, eşitlik ve kardeşlik temeline kuruluşlarla kölece ilişkilere son!
eğitmekte, hazırlamakta, açık ya da dolaylı dayalı ilişkiler hayaldir. Onların iktidarı bölgede ve √ Emperyalistlerle açık-gizli tüm kölelik
yönlendirmelerle başa getirmektedirler. Bütün düzen dünyada halklar arasında kalıcı barışın önündeki temel anlaşmaları iptal edilsin!
partilerinin kâbesi emperyalist güç odaklarıdır; çünkü engeldir.
emperyalistlerin onayından geçmeyenler, desteğini Dolayısıyla, sermaye iktidarını ve gerisindeki √ Tüm NATO ve ABD üsleri kapatılsın!
alamayanlar bu ülkede hükümet olamaz. Hükümet emperyalizmi hedef almayan hiçbir mücadele, parti ve √ NATO, AB, AGİT vb. emperyalist
programları her zaman emperyalist güç odaklarının istek, program bağımsızlıkçı olamaz. Gerçek bağımsızlık ve
dayatma ve beklentileri gözetilerek hazırlanır. İşçinin egemenlik, ancak sermaye iktidarına son vermekle kuruluşlarla tüm ilişkilere son!
asgari ücretini, memur maaşını, buğday fiyatını, haraç mümkündür. Emperyalist kölelik ancak toplumsal bir √ Emperyalist savaşa ve saldırganlığa
mezat satılacak KİT’leri onlar tespit eder. devrimle altedilebilir.
Ülkemiz emperyalizmin bölgesel bir savaş üssü Bu topraklarda bağımsızlık bayrağı işçi sınıfının
hayır!
durumundadır. Türkiye’nin dört bir yanı ABD ve ellerindedir. İMF’nin yıkım, ABD’li haydutların savaş Kahrolsun emperyalizm!
Yaşasın bağımsız sosyalist Türkiye!
NATO’ya ait askeri üs ve tesislerle donatılmıştır. ABD’li programına karşı tek gerçek alternatif, sınıfın devrimci
haydutlar uzun yıllar boyunca topraklarımızdan partisinin sosyalizm programıdır.
CMYK
18 Kızıl Bayrak Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde! Sayı:2007/22 8 Haziran 2007
Sömürü düzeninde gençliğin geleceği Emekçi kadın bu düzende çifte baskı ve sömürü
yoktur! altında yaşıyor; eziliyor, horlanıyor, ikinci sınıf insan
Gençlik gelecek gelecek muamelesi görüyor...
sosyalizmdir!.. Kadının kurtuluşu emeğin kurtuluşu
Sermaye iktidarı emeğe olduğu kadar gençliğe de düşmandır.
Gençliği çok yönlü bir baskı ve kuşatma altında tutmaktadır. Çünkü
mücadelesinden ayrılamaz!
sömürücü asalaklar, gençliğin dinamizminden öcü gibi
korkmaktadırlar. Çünkü sermaye iktidarı, gençliğin enerjisi, Çalışma yaşamında kendilerine en az perçinlenmesi demektir. Düzen
dinamizmi ve yaratıcılığıyla toplumsal yaşama katılmasından, yer verilenler onlar... Daha düşük partilerine verilen her oy, bu
böylece devrimcileşmesinden korkmaktadır. Çünkü bu düzenin, ücretlerle çalışmak zorunda bırakılanlar aşağılamanın sürmesi demektir.
gençliğin haklı ve meşru taleplerini karşılama olanağı yoktur. onlar... Tarlada, fabrikada, evde, Kadının özgürlüğü, toplumun
Gençlik; herkese parasız, bilimsel demokratik, anadilde eğitim işyerinde ter döküp de toplumsal özgürlüğü demektir. Kadının özgürlüğü,
hakkı istiyor. Sermaye düzeni ise üniversiteleri emekçi çocuklarının yaşamın dışına itilenler onlar... Evin/ev emeğin özgürlüğü demektir. Kadın
yüzüne kapatıyor, eğitimi paralı hale getiriyor, gerici, şoven ve yoz işlerinin uysal kölesi yapılanlar onlar... ancak sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyada
bir eğitim dayatıyor. Eğitim göremeyenler içinde çoğunluk, gerçekten özgür olabilir.
Gençlik; herkese iş, herkese insanca yaşamaya yeterli ücret yönetim kademelerinde azınlık olanlar Emekçi kadınlar! Maruz kaldığınız
istiyor. Sermaye düzeni ise işşizlik ve sefalet ücreti, ağır çalışma onlar... Kendini geliştirme, söz ve karar çifte sömürü ve kölelik koşullarına
koşulları sunuyor. verme hakları ellerinden alınanlar ancak toplumsal bir devrim son
Gençlik; özgürlük, adalet, eşitlik, söz hakkı istiyor. Sermaye onlar... Sefalet ücretleriyle ve sosyal verebilir. Sizleri düzen, düzen partileri,
düzeni ise faşist terörle, baskılarla, işkence ve katliamlarla, disiplin güvenceden yoksun olarak yaşamak yasalar, vaadler değil, ancak böyle bir
cezalarıyla, YÖK’üyle, polisiyle gençliğin karşısına dikiliyor. zorunda olmanın yükünü, sıkıntısını en mücadele özgürleştirir.
Gençlik; cehaletten kurtulmak, aydınlanmak, her açıdan çok çekenler onlar... Sokakta, işyerinde Ya çifte köleliğin zincirini
özgürleşmek istiyor. Sermaye düzeni ise gerici yoz burjuva her türlü cinsel baskı ve şiddete, parçalamak için mücadelenin en ön
kültürüyle gençliği uyuşturuyor; ona bencilliği, bunalımı, ayrımcılığa maruz kalanlar onlar... saflarında yer alarak bir kişilik ve
umutsuzluğu, düşkünleşmeyi, uyuşturucu bağımlılığını ve alkolizmi Gericilerin, din tacirlerinin kapatıp kimlik kazanmak, ya da her gün daha
dayatıyor. susturarak, burjuvazinin cinsel obje ağır bedeller ödeyerek hiçleşmek!
Gençlik; özgürlük, eşitlik, barış ve kardeşlik istiyor. Amerikancı olarak pazara sürerek aşağıladığı onlar... Bizden sonraki nesillere ya özgürlüğün
sermaye iktidarı ise emperyalizmin sefil çıkarları için gençliği Bedenini bir mal gibi satmaya, fuhuş ateşini, ya da kölelik zincirlerimizi
savaşa sürüyor. bataklığına çekilmeye zorlananlar miras bırakmak!
Gençlik; sömürüsüz bir dünya, özgür bir ülke, halkların barış onlar... Savaşın yıkımı ve faşizmin Emekçi kadını bekleyen gerçek
içinde kardeşçe yaşadığı bir gelecek istiyor. Kapitalist düzen ise beyaz terörü karşında insan olarak, ana, seçim işte budur.
sömürü, savaş ve zorbalık üretmeye, böylece gençliğin geleceğini eş ve kardeş olarak en büyük acıyı √ Toplumsal hayatın tüm
alanlarında kadın-erkek
tümden karartmaya devam ediyor. yaşayanlar onlar… İşgal ordularınca
Bu düzen gençliğe barış içinde bir dünya, insanca yaşanacak bir tecavüzlere uğrayanlar, cephe gerisinin
gelecek sunamaz. yükünü çekenler onlar... eşitliği!
Gençlik, haklı taleplerine ulaşmak için kaderini kendi ellerine Onlar, ezilenler ordusunun yarısını √ Kadınlar üzerindeki her
oluşturan kadınlar... Çifte sömürünün ve
almalı, karşısına engel olarak dikilen bu köhnemiş düzeni ortadan
köleliğin prangalarını yüzyıllardır türlü baskıya, eşitsizliğe ve
kaldırmak mücadelesine kendi cephesinden katılmalıdır.
Gençlik, emperyalist haydutlara ve sömürücü asalaklara karşı işçi boyunlarında taşıyanlar... cinsel ayrımcılığa son!
sınıfının ve ezilen halkların safında yer almalı, onlarla birlikte Düzen partilerine verilen her oy, √ Eşit işe eşit ücret!
savaşmalıdır. kadınlar üzerindeki çifte köleliğin
Sayı:2007/22 8 Haziran 2007 Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde! Kızıl Bayrak 19
Seçim çalışmalarından...
ÖSS protestolarından...
seferber etti. Tekelci medya aracılığıyla önden platforma dönüştü. Dağıtılan bildirilerde, taşınan
yaydığı yalan ve demagoji dolu propagandaya pankart ve dövizlerde, atılan sloganlarda açık bir
inandırıcılık kazandırmak için her yola başvurdu. kapitalizm teşhiri vardı. Kürsüden yapılan
Öyle ki, 2 Haziaran’da, eylemin yapıldığı kentte tam konuşmaların hemen hepsi antikapitalist içerikteydi.
bir terör estirdi. Kimlik kontrollerini sıklaştırdı, Çok açık ifadelerle dile getirilmese de, “Bir başka
insanları tartaklayıp taciz ederek, adeta fiili bir dünya” özlemi şahsında sosyalizm işaret ediliyordu.
sokağa çıkma yasağı yarattı. Bu arada, protesto Özellikle Brezilya’dan ve İtalya’dan gelen
eylemini güçten düşürmek için aynı gün Rostock’a temsilcilerin yaptıkları konuşmalar bu açıdan oldukça
yakın Schverin kasabasında polisin koruması altında tok ve anlamlıydı.
bir Nazi yürüyüşü düzenlendi. Polis buradaki Nazi Ancak gösterinin geneline antikapitalizm
karşıtı gösteriye de sert müdahalelerde bulundu. damgasını vursa da, kapitalizmin tek alternatifi olan
Ne var ki, Alman devleti ve polisi, aldığı tüm sosyalist söylem ve semboller konusunda belli bir
önlemlere ve estirdiği teröre rağmen 2 Haziran günü zayıflık vardı. Sözgelimi orak-çekiçli kızıl
yaklaşık 100 bin kişinin, geçmişte sosyalizmin bayrakların, sosyalizmi hedef olarak gösteren
toprağı ve şirin bir kuzey sahil kenti olan Rostock’ta sloganların yazılı olduğu pankartların sayısı azdı.
edilen bu kitlesel ve coşkulu eyleme net bir biçimde
sel olup akmasını engelleyemedi.
antikapitalist bir ruh ve bilinç damgasını vurdu.
Yürüyüş için, biri Rostock merkezindeki tren “G8’e ve kapitalizme karşıyız, sizin için
“Bir başka dünya mümkün!” istasyonu, diğeri de buraya 10 km uzaklıkta bir yer buradayız!”
ya da “Kapitalizme karşı sosyalizm!” olmak üzere, iki ayrı noktada toplanıldı. Kitlenin
büyük kısmı, Türkiyeli devrimci parti ve örgütlerin de İki toplanma yerinde yapılan mitinglerden sonra,
Almanya’daki DKP, Sol Parti, Attack gibi siyasal içinde yer aldığı, “Enternasyonal anti-emperyalist her iki yürüyüş kolu aynı anda, saat 13.00’ten itibaren
parti ve gruplar başta olmak üzere, Ver.di Sendikası, blok”un bulunduğu Rostock’un merkezi tren harekete geçti. Uzun bir güzergah boyunca
çeşitli antifaşist otonomcu gruplar, MLPD ve istasyonunda toplandı. Burdaki yürüyüş oldukça gerçekleştirilen yürüyüş sırasında, yaratıcılık ürünü
Türkiyeli devrimci grupların da içerisinde yer aldığı coşkulu geçti. binlerce pankart, bayrak ve döviz taşındı,
130’un üzerinde kurum ve kuruluş tarafından organize G8 karşıtı gösteri, başından itibaren antikapitalist antiemperyalist ve antikapitalist sloganlar hiç susmadı.
Yürüyüşü, Rostock halkı yol kenarlarında ve
pencerelerden sempati ile izledi. Kimi pencerelerde
G8 protestoları ve polis devleti uygulamaları eski Doğu Almanya bayrağı ve orak-çekiçli kızıl
bayrakların asılı olması dikkat çekiciydi.
G8 karşıtları bir yandan Rostocklulara yürüyüşe
2 Haziran günü 100 bin civarında kişinin kısıtlanması için yeni önerilerde bulunuyorlar. katılma ve destek olma çağrısı yaparken, öte yandan
katıldığı görkemli gösteri sırasında polisin Öneriler bununla da sınırlı değil. Göstericilerin onların yanında olduklarını göstermek üzere burada
gerçekleştirdiği provokasyonlar sonucu çıkan çantalarında polise atmak üzere taş getirdikleri olduklarını, polisin iddiasının tersine, Rostock’a terör
çatışmalar günlerdir Almanya’da geniş yankı gerekçesiyle aranması ve polisin plastik mermi estirmek için değil, kapitalizmi teşhir etmek için
uyandırıyor. Öyle ki, bu eylemin üzerinden 4 kullanması öneriliyor. geldiklerini haykırdılar.
gün geçmesine ve bu arada bir dizi eylem Ayrıca, gözaltına alınanlar arasında diğer İki koldan saatlerce süren yürüyüşün ardından,
yapılmasına rağmen, gazeteler 2 Haziran günkü Avrupa ülkelerinden gelenlerin de olması, kitle Rostock limanında biraraya gelerek burada
“sol şiddet” üzerine sayfalar dolusu yazılar sınırların daha sıkı kontrol edilmesini gündeme büyük bir miting gerçekleştirdi.
yazıyor, boy boy resimler basıyor. getirdi. G8’e karşı çıkan olayların bir daha Henüz kitlenin tamamı alana girmemişken, bu
Partiler şiddete karşı alınması gereken yaşanmaması için gösteri ve yürüyüş hakkında görkemli kitle karşısında daha fazla tahammül
önlemleri tartışıyor. bazı değişikliklerin yapılması önümüzdeki edemeyen polis, Alman otonomcu gruplarının da
Hıristiyan Birlik Partileri SPD’ye atıfta günlerde gündeme getirilecek. polisi kışkırtmasıyla birlikte, kitleye saldırmaya
bulunarak solculara da sağcılar kadar sert başladı. Oldukça sert müdahalede bulunan polis, panik
davranmasını, SPD ise, Sol Parti’den militan Eylemler devam ediyor havası da yaratarak, kitleyi dağıtmaya çalıştı. Fakat
solculardan kendilerini ayırmasını, Yeşiller, kitlenin, aynı kararlılık ve militanlıkla, taşlı-sopalı
militan solcuların görevini yapan polise Rostock’ta polisin yoğun arama ve karşı koyuşu karşısında bu amacına ulaşamadı.
saldırmasını kınadığını, Sol Parti milletvekilleri saldırılarına, onlarca kişiyi gözaltına almasına Saldırının olduğu bölgede ilk şaşkınlıkla bir dağınıklık
ise bu eylemlere karşı olduklarını açıkladılar. rağmen Rostock’ta G8 ülkelerine ve yaşansa da, protestocular tekrar toparlandı ve polis
Attac ve benzeri gruplara militan solcuları politikalarına karşı gösteriler devam ediyor. kısmen geri püskürtüldü. Özellikle Türkiyeli devrimci
eylemlere almamaları için çağrılar yapıyorlar. 3 Haziran günü kent merkezinde bir araya grupların kortejlerinin olduğu bölgeye yapılan saldırı
Bununla “iyi” ve “kötü” gösterici ayrımı gelen 5 bini aşkın çevreci, iklim konusunda sonucu, bazıları ağır olmak üzere onlarca devrimci
derinleştiriliyor, solculara “sıfır tolerans” ile yaşanan sorunlara dikkat çekti. yaralandı. Bu sırada, Alman otonomcularından çok
yaklaşılması gerektiği vurgulanıyor. Alman 5 Haziran günü ise, 10 bini aşkın bir kitle sayıda kişi de gözaltına alındı.
hükümeti ve emniyet güçleri tarafından yapılan gerçekleştirdiği çeşitli gösterilerle göçmen Başta sadece otonomculara yönelikmiş gibi
açıklamalarda, küreselleşme karşıtı hareketlere, politikasını protesto etti. görünen polis saldırısı karşısında kayıtsız kalan kitle,
“olay çıkaran eylemcilerle aralarına mesafe 5 Haziran günü militarizm, savaş, polisin gittikçe pervasızlaşması karşısında tepki
koymaları” çağrısı yapıldı. Attac yöneticileri de silahlanma ve işkenceye karşı eylem günü göstrmeye başladı. Attack temsilcisi bile saldırıyı
bazı açıklamalarında, otonomcu gruplardan nedeniyle çeşitli eylemler gerçekleşti. Sabah mikrofondan “Polis buradan defol!” sözleriyle
“eylemlerine katılmamalarını” istedi. saatlerinde İsrail’in Filistin’i işgali ve duvara protesto etti. Bu tavır giderek genel kitleye hakim
Ayrıca yaralı ve ağır yaralı polislerin sayıları karşı yapılması planlanan yürüyüş, polisin yoğun oldu.
abartılarak polis mağdur, eylemciler ise suçlu aramaları ve aramalardan sonra eylemin sadece Komünistler olarak yürüyüşe iki ayrı pankartla
olarak gösterilmeye çalışılıyor. Polis 15 kişi tarafından yapılması dayatması üzerine katıldık. “Emperyalist savaşa ve saldırganlığa;
Heiligendamm çevresinde 7 kilometrelik bir yürüyüş iptal edildi. kapitalist sömürüye karşı bütün ülkelerin işçileri
güvenlik çemberi oluşturdu. Zirvenin yapılacağı Daha sonra İsrail’de Filistinler’e ait evleri birleşiniz!/TKİP” diğeri “Yaşasın proletarya
alan 14 kilometre uzunluğunda, 2.5 metre ve tarlaları dümdüz etmeye yarayan enternasyonalizmi, yaşasın sosyalizm!/TKİP” imzalı
yüksekliğinde ve 13 milyon euroya mal olan bir buldozerlerin yapıldığı fabrika önünde miting pankartlarımız, oraklı-çekiçli kızıl bayraklarımızla
çitle çevrildi. Halen Rostock ve çevresinde 16 gerçekleşti. Öğleden sonra ise 1000 kişinin eylemdeki yerimizi aldık. Eylem boyunca TKİP/YDÖ
bin resmi polis ve 1100 asker bulunmakta. Yani katıldığı militarizme, savaşa, silahlanma ve imzalı binlerce bildiriyi yaygın olarak dağıttık. Miting
her protestocuya 1 polis düşüyor, ancak polis işkenceye karşı bir protesto yürüyüşü alanında polisin provokatif saldırısına karşı kararlı ve
yetkililerinin açıklamalarına göre bu sayı yine de düzenlendi. militan bir duruş sergiledik.
yeterli değil. Ayrıca akşam saatlerinde baskıları protesto G8 karşıtı gösteriler 8 Haziran’a kadar çeşitli
Özünde tüm bunlar demokratik hak ve etmek için bir yürüyüş gerçekleşti. Bini aşkın bir eylem ve etkinliklerle devam edecek. Bunun için
özgürlüklerin kısıtlanması için bahane olarak kitle, Bush’un Prag’dan havaalanına indiği Rostock’ta binlerce kişinin kaldığı çadır kamplar
kullanılıyor. haberi üzerine kitle Bush’un gelişini sloganlarla kuruldu.
Daha şimdiden federal ve eyalet içişleri protesto etti.
bakanları, gösteri hakkının daha fazla Kızıl Bayrak/Almanya
24 Kızıl Bayrak Eylem günlüğü Sayı:2007/22 8 Haziran 2007
G8 günlüğünden...
“Direniş verimlidir!”
3 Haziran Mahkemesinde görüşülecek olan Heiligendamm ve önünde toplandı. Samba grubu müzik çaldı ve sokak
çevresindeki yürüyüş için bir savunma hazırladı. tiyatroları oynandı. Protestocular buradan Rostock-
* 08:30 / Soruşturma ve tahkikat komitesi 164
* 19:20 / Rostock’ta “Tutsakları toplama Lichtenhagen’da bulunan Ayçiçeği binasına doğru
kişinin gözaltına alındığını, bunların 17’sinin
merkezi” önüne yeni bir polis birliği geldi. Polis ve yürüyüşe geçtiler. Burada 1992 Ağustos’unda Nazi
tutuklama kararı ile mahkemeye çıkarıldığını açıkladı.
orada bekleyen eylemciler arasında alanın terkedilip saldırıları sonucu yaşamını yitiren bir sığınmacı anıldı.
* 12:00 / 3 bin kişi Rostock’un şehir merkezinde
edilmemesi üzerine pazarlıklar yapıldı. * 10:50 / Lichtenhagen’daki miting başladı. 1500
tarım ve ziraat eylem günü için gösteri yaptı.
* 20:40 / Groß Lüsewitz’de 150 kişi deney kişi ‚92 yılında Vietnamlı işçilerin kaldığı yurtlara
Protesto gösterisine katılım giderek arttı. “Direniş
tarlasında dans etti. Polis tarlada dans eden kişileri yapılan ve Sivas olayları benzeri manzaraların
verimlidir!” sloganı altında toplanan protestocular,
yakalamaya çalıştı, bu ana kadar tutuklanan olmadı. yaşandığı, günlerce süren saldırılarda ölenleri anarak
hazırladıkları maketler ile “patent canavarları”nı
* 20:50 / Rostock’da McDonalds önünde eylem Naziler’in bu saldırısını protesto ediyorlar.
canlandırdılar. Uluslararası pankartlarla gen
yapan Alman palyaçolar saatlerce gözaltında Katılımcılar giderek artıyor.
teknolojisi protesto edildi.
tutulduktan sonra serbest bırakıldı. * 11:00 / Polis Lichtenhagen’ta protesto
* 12:00 / Rostock’da 60-70 kişi “Tutsakları
* 21:20 / Serbest kalan üç Alman palyaço yeniden gösterisi yapan kişileri saldırdı. 3 kişi gözaltına alındı.
toplama merkezi” önünde buluşarak gözaltına
Mc Donalds’a geri döndü. Palyaçolar, orada bulunan Bu kişilerin yüzlerini kapattıkları için gözaltına
alınanlarla dayanışma eylemi yaptı. Polisler, köpekleri
ve Almanca bilmeyen diğer palyaçolara tercümanlık alındığı sanılıyor. (Almanya’da eylemlerde yüzünü
ile oradaydı.
yapmak üzere dönmelerinin ardından tekrar gözaltına örtmek yasak.)
* 15:00 / Tüm şehirde, her caddede ve kampların
alındılar. * 11:40 / Rostock Lichtenhagen’daki eylem sona
çevresinde polis kontrolleri yapıldı. Özellikle de dış
* 23:00 / 2 Haziran günü tutuklananlarla ilgili bir erdi. Kamerunlu bir eylemci polis tarafından
görünüşleriyle siyah bloktan olabileceklerinden
açıklama yapıldı. Açıklamaya göre dün mahkeme yaralandı. Bu kişi bir grup otonom ile birlikte
şüphelenilenler arandı.
önüne çıkarılan 10 kişiden 2’si hakkında tutuklama duruyordu ve polis vahşice saldırılarak onu grubun
* 15:30 / “Direniş verimlidir!” sloganı altında
kararı verildi. 3 Haziran günü yine Rostock ve arasından çekip aldı. Kamerunlu protestocu hastaneye
yapılan tarım ve ziraat eylem günü mitingi sona erdi.
çevresindeki eylemlerde 34 kişi gözaltına alındı. kaldırıldı.
Eyleme 5 bin kişi katıldı. Mitingde Brezilya, Mali ve
Bunlardan 5 veya 6’sı gen teknolojisine karşı deney * 12:00 / Bir otobüs durdurularak arandı. Polis
Nikaragua’dan gelen delegeler konuşmalar yaptılar.
tarlasında yapılan eylemlerde gözaltına alınanlar. silah ve saldırılarda kullanılabilcek alet aradığını
Çok sayıda polis sırt çantalarını kontrol etti.
Tutuklanan diğer kişiler, “tutsakları toplama söyledi. Şu ana kadar 3 kişi gözaltına alındı.
Yürüyüşçüler hassas davranarak sık sık aralarına giren
merkezi”den serbest bırakılanlar, yeniden izinsiz * 12:30 / Camp Reddelich’ten gelen eylemcilerin
polise provokasyon ortamı yarattırmadılar.
gösteri ve toplantı yaptıkları gerekçesiyle gözaltına Thierfelder Str. (Rostock)’deki istasyonda polis
* 15:30 / Groß Lüsewitz bir tarla ve burada gen
alındılar. (Alman yasalarına göre bir kişi 24 saat tarafından önleri kesildi. Önce geri dönmeleri için
teknolojisi araştırmaları yapılıyor. Bu araştırmaları
gözaltında tutulabiliyor. Daha sonra savcılığa çağrıda bulunuldu, ama daha sonra geçmelerine izin
yapan Agro-Bio-Teknikum ve gen teknolojik
çıkarılması gerekiyor veya serbest bırakılması verildi. Eylemciler göçmenlerin yürüyüşüne gitmek
araştırmaları protesto mitingi burada yapıldı.
gerekiyor. Polis onları serbest bırakıp yeniden için ayrıldılar. Yürüyüş saat 13:00’te sığınmacı
Katılımcılar arasında Rostock halkı çoğunluktaydı. 50
gözaltına alarak yeniden 24 saat tutabiliyor.) kampının önünde başladı.
aktivist de mitinge katıldı. Bisikletlerle yola çıkan
* 23:15 / Gece konser dönüşü Rostock Kampı’na * 14:00 / Amsterdam’dan gelen Tiyatrosokağı
protestocular miting alanına geç ulaştı.
giden kişilere polis nedensiz saldırdı, bir kişi aldığı eylemcilerinin otobüsü sabah durduruldu ve 3 saat
* 16:15 / Mahkeme önünde korsan bir gösteri
cop darbeleri ile ağır yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. boyunca bekletildi. Değişik ülkelerden 8 kişi gözaltına
gerçekleşti. 150 kişinin katıldığı eylemde, eylemciler
Bir kişi de gözaltına alındı. Tesadüfen yakında alındı ve bu kişiler tutsakları toplama merkezine
mahkeme önüne oturarak barikat kurdular.
bulunan bir gazeteci olay yerine zorlukla girebildi. gönderildiler. Bu kişiler “yanlarında şapka, eldiven ve
* 17:00 / Tarım ve ziraat eylem günü “rally“si
limon bulundurmaları” nedeniyle gözaltına alındılar.
Groß-Lüsewitz önüne ulaştı. Bunlar bisikletli 300
Tutsakları toplama merkezi önünde kısa bir dayanışma
eylemciydi. Bu kez atlı polisler köpekleri ile 4 Haziran eylemi yapıldı.
eylemcileri izledi. * 09:00 / 200-300 kişilik bir grup Reddelich’teki * 14:10 / “Herkese küresel hareket özgürlüğü
* 17:15 / “Tutsakları toplama merkezi” önünde kamptan Rostock istasyonuna gittiler ve burada 100 ve eşit haklar!” yürüyüşü başladı. Miting alanında şu
protesto gösterisi yapan eylemcileri polis çembere kadar polisle karşılaştılar. Polis gruptaki kişileri aradı ana kadar 2-3 bin kişi toplandı. Birçok kişi kontrol
aldı. Polis 2.5 saat boyunca çember içinde kalan ve birçoğunun kimliklerini alarak kayıt etti. Polis daha nedeniyle tutuldu. Aralarında uluslararası
kişileri video kameraları ile çekti. önce istasyonu boşaltmıştı. Böylece hiçbir tanık yoktu. konuşmacılar da bulunuyor. Kitlenin moralı buna
* 17:30 / Yıldız Yürüyüşü Birliği yarın Anayasa * 10:00 / 2 bin kişi Rostock’taki göçmen dairesi
Sayı:2007/22 8 Haziran 2007 Kızıl Bayrak 25
grev
panzeri duruyor.
Barrio der Hedonistischen Internationale’de 100 ve
çevresinde 400 polis dolaştığı söyleniyor. 30 Mayıs günü Portekiz’de José Sócrates
*20:30 / Rostock Kampı: Polis halen duruyor. Legal Tim hükümetinin politikalarına karşı genel greve
polis şefi ile konuştu. Polis kampı aramak istiyor. Ama ellerinde gidildi.
arama emri yok, sadece bir dilekçe var. Kampta şu an 3 bin kişi Özellikle sağlık, ulaşım, posta
bulunuyor. sektöründe ve belediye çalışanları arasında
* 21:05 / Rostock Kampında durum sakin. Polis geri greve katılım yüksekti. Bir gün boyunca
çekildi. Lizbon’da metrolar çalışmadı ve feribot
* 22:03 / Boergeren’de halen 1500 kişi Galopprennbahn’da seferleri durdu.
2 numaralı kapıda da 1000 kişi barikat eylemindeler. 2 Genel grev, geçen ay gerçekleşen
Numaralı kapıdaki (Bad Doberan) barikatta halen 800-1000 protesto gösterilerinin ve iş bırakma
kişi bulunuyor. Protesto oturma eylemi şeklinde sürüyor. Çok eylemlerinin doruk noktası oldu. Genel grev
sayıda insan kampa geri döndü veya ormana doğru dağıldı. çağrısını CGTP-Intersindical Sendikalar Avustralya Maden Şirketi BHP Billton’a
* 22:15 / Günün bilançosu: Şu ana değin 200 kişinin Birliği ve 140 grubun yanında, UGT’ye üye ait iki manganez maden ocağında işçiler
gözaltına alındığı, bunlardan 60-70 kişinin Rostock-Laage bazı sendikalar, “Komünist” Partisi ve Sol greve gitti.
Havaalanı’nda barikat kuran eylemciler olduğu bildirildi. İki Blok yaptı. Greve gitmenin ana nedeni artan Smancor’daki manganez ocağında
avukatın olay yerine girmesi engellendiği gibi alanı işsizlik ve iş güvencesinin olmamasıydı. çalışan işçilerin yüzde 75’i, Matmawan’daki
terketmezlerse gözaltına alınacakları tehditleri savruldu. CGTP sendikası, kamu alanında yapılması madende çalışanların ise yüzde 30’u grevde.
Rostock’taki tutukluları toplamak için hazırlanan iki yerde düşünülen tasarruf politikalarına, toplu Bu madende çalışan siyah işçiler
avukatlar odadan atılmak durumuyla karşılaştılar. Media sözleşmelere yapılan saldırıya, işten renklerinden dolayı işletme yönetimi
otobüsüne el konuldu. atılmaları kolaylaştıran yasa tasarısına karşı tarafından aşağılandıkları için greve
Kızıl Bayrak/Almanya grev çağrısı yaptı. gittiklerini açıkladılar.
Sayı:2007/22 8 Haziran 2007 Emperyalizm Ortadoğu’dan defol Kızıl Bayrak 27
M. Can Yüce
Türkiye sayısız siyasal belirsizlik içinde 22 Bugün ise Kürt egemen ve orta sınıflarının sonucudur. Bunların düzen tarafından kabul görmek,
Temmuz seçimlerine doğru yol alıyor. bu kabul karşısında Kürt devrimci dinamiklerini
Seçimlerin yapılıp yapılmayacağı bile tartışma
önemli bir bölümü, düzen içinde kendi kimlik tasfiye etmek dışında bir söz ve pratikleri olacak mı?
konusu... TC, Güney Kürdistan’a kapsamlı bir kırıntılarıyla ve örgütlü olarak yer almak Elbette kendilerini düzene kabul ettirmenin
askeri işgal hareketi geliştirmenin hazırlıklarını istiyorlar. Ortak kabulleri yine aynıdır. kendilerine, ailelerine kazandıracağı önemli rantlar
yapıyor. Genelkurmay’dan yapılan Cumhuriyetin temellerini savunmakta, ama var. Bu kısa özetin şimdilik yeterli olduğunu
açıklamalardan, ordunun Güney Kürdistan ve iç düşünüyoruz. Ancak tamamlamadan şunu da
iktidar konularında son derece kararlı olduğu, bu bağlam içinde eğreti de olsa bazı belirtmek gerekiyor: Reformist, düzen içi sol
sonuna kadar gitme eğiliminde olduğu kırıntıların kabulünü de gerekli temsilcilerinin bu çizgiye yamanması, kendi kişilikleri
anlaşılıyor. Hatta kimileri bu yaklaşımı, ABD görmektedirler. İmralı Partisi ve DTP’nin ve politik duruşları için tam bir ayna işlevi görmüştür.
ve AB’ye rağmen Türk ordusunun yeni bir duruşu ve durumu budur! Bu işin bir boyutu Yani “kapak-tencere” meselesi... Umarız hayrını
doktrine yöneldiği biçiminde yorumluyor. görürler... Bu duruşlarıyla “parlamentarizm” gibi
Yapılan yorumlar ne olursa olsun, Türk ve eksenlerinden biri, ama yaptıkları bundan politik bir hedeften bile uzak olduklarını, bireysel ve
ordusunun iç ve dış koşulları uygun ve elverişli öte bir şeydir. Kürdistan devrim dinamiklerini küçük grup hesaplarının önde olduğunu kanıtlamış
hale getirir getirmez Güney’e saldıracağı, her tasfiye etmek, devrimci yurtsever bilinci oluyorlar...
olayı ve gelişmeyi bu amaç için kullandığı, Üç bölüm halinde yayınladığımız yazıların genel
katletmek, devletin resmi tezlerini yeniden
kullanacağı açıkça görülmektedir! bir toparlamasını yapmak gerekirse;
Türkiye özel savaş cephesinde bunlar Kürt halkına yedirmek! Bir: Seçimler, düzen partileri, Meclis ve hükümet,
olurken, İmralı Partisi ve onun “yasal” işaretler vermektedirler. yani Türk siyaset kurumu, Kürdistan açısından meşru
temsilcileri “Türkiye’ye sözümüz var” sloganıyla Öte yanda Kuzey’de Kürdistan ulusal hareketini ve değildir. Anılan kurum, Kürdistan için inkâr ve imha
bağımsız adaylarla seçimlere hazırlanıyor. DTP “Eş potansiyelini ağırlıklı olarak kontrol eden İmralı sistemini meşrulaştırma aracıdır. Seçimlerin ve onun
başkanlarından” Aysel Tuğluk, Kürt halkının onurunu Partisi’nin tutumu ilginçtir, ama şaşırtıcı değildir. da içinde bulunduğu Türk siyaset kurumunun bu
rencide eden, TC’nin resmi tezlerini en gerici ve ırkçı “Yeniden çatışma” sürecinin neden başlatıldığı niteliklerini reddetmeden seçimlere katılmak, ulusal
Türk milliyetçisinden daha geri bir noktada savunan bilinmektedir. “Ateşkes” ilan etmişlerdi, ama kurutuluş ve yurtseverlik bilincine büyük bir darbe
bir yazıyı yayınlıyor. Gericiliğin, ırkçılığın, faşizmin, çatışmaların yeniden başlayacağını, bu açıklamalarının anlamına gelmektedir.
özel savaş saldırılarının en üst boyuta tırmandığı ve hemen sonrasında Öcalan’ın ağzından duyurmuşlardı. İki: Seçimlere bağımsız adaylarla katılabilir, ama
aynı zamanda dönekliğin-ihanetin bu kadar Bir yandan da seçimlere hazırlanmaktadırlar. Bu bir bu katılımın ekseninde seçimlerin gayrı meşruiyetinin
pervasızlaştığı bir dönemde seçimleri bütün bu çelişki mi? Görünürde “evet” denilebilir. Ancak vurgulanması ve Kürt halkının kendi kaderini özgürce
gelişmelerden ayrı olarak ele almanın bir anlamı var sadece görünürde... Özünde ise çatışma ve seçimlere belirleme hakkı ilkesi olmak durumundadır. Bu ekseni
mı? katılım birbirini tamamlıyor, her ikisi de aynı politik tamamlayan başka bir unsur ise Meclis yeminini
Kuşkusuz hayır! özden kaynağını alıyor. Bu öz şudur: etmemek ve Meclis çalışmalarını yürütmemektir. Tabii
Var olan tablonun en kaba özeti şudur: Kendisini devlete ve bu düzene kabul ettirmek! bunu bugünden taahhüt etmek bir zorunluluk
Bir: Türk Genelkurmay’ı, Güney Kürdistan’a Şiddet ve savaş tek başına bir anlam ifade etmiyor. olmaktadır...
saldırmak, Güney’i işgal etmek ve bugüne kadar elde Şiddet ve savaş, politik bir hedefle, politik bir program Üç: Daha önceleri politik olarak iğdiş edilmiş Kürt
edilen kazanımları bütünüyle yok etmek için hummalı ve stratejiyle bir anlam kazanır. Şimdi süren şiddet egemen sınıfları bireysel, ailesel ve aşiretsel çıkarları
bir seferberlik başlatmış bulunmaktadır. İç ve dış eylemlerinin Kürtler ve Kürdistan açısından politik bir gereği düzen partileri içinde yer alır ve kendi
politikalarının odağında bu hedef var. Bu hedefi hedefi, politik bir programı ve stratejisi var mı? çıkarlarını öyle savunmaya çalışırlardı. Bunların bir
TC’nin varlığı ve geleceği için temel ve yaşamsal Kürtler’in bağımsızlığı, özgürlüğü, özerkliği gibi bir Kürt sorunları ve bu temelden beslenen talepleri
önemde görmektedirler. hedefi var mı? Peki, açıklanan hedefler nedir? “Barış yoktu. Bugün ise Kürt egemen ve orta sınıflarının
İki: AKP hükümeti üzerinde kurdukları baskının istiyoruz, silahlarımızı bırakmak istiyoruz. Buna önemli bir bölümü, düzen içinde kendi kimlik
en önemli boyutlarından biri de bu hedeftir. İçte ve karşılık af edilmek, yasal olarak siyaset yapmak kırıntılarıyla ve örgütlü olarak yer almak istiyorlar.
dışta, iç ve dış politikada güçlü bir iktidarı, anılan istiyoruz.” Evet, bu sözlerden başka bir hedef duyan, Ortak kabulleri yine aynıdır. Cumhuriyetin temellerini
çizgiyi savunabilecek kararlı bir iktidarı, bu hedefleri okuyan var mı? Kendini düzene ve özel savaş aygıtına savunmakta, ama bu bağlam içinde eğreti de olsa bazı
için zorunlu görmektedirler. Bu süreçte polisin belli kırıntılar karşılığında kabul ettirmek için kan kırıntıların kabulünü de gerekli görmektedirler. İmralı
yetkilerini artıran yasanın geçmesi bu çerçeveye dökmek bir cinayet değilse nedir? En az bunun kadar Partisi ve DTP’nin duruşu ve durumu budur! Bu işin
oturuyor. önemli olan başka bir şey var: bir boyutu ve eksenlerinden biri, ama yaptıkları
Üç: Bu dönemde bütün politik olayları olduğu gibi, Duruşun ve şiddet pratiğinle Kürdistan ve halk için bundan öte bir şeydir. Kürdistan devrim dinamiklerini
meydana gelen eylemleri, asker kayıplarını da bu ciddi bir şey istemiyorsun, ama bu duruşun ve tasfiye etmek, devrimci yurtsever bilinci katletmek,
amaç için kullanmaktadırlar. eylemlerinle özel savaş aygıtına iç ve dış politikada, devletin resmi tezlerini yeniden Kürt halkına
Dört: ABD ve AB, Güney’e askeri bir müdahaleye Güneye karşı stratejisini hayata geçirmede zemin yedirmek!
karşı olduklarını açıklamışlardır. Özellikle ABD’ye sunuyorsan, bunun adı nedir? Nesnel olarak hiçbir Bundan dolayı DTP ve gösterdiği bağımsız
rağmen böyle bir saldırıya başlayabilirler mi? Bu, Kürdistanî talebi olmayan şiddet eylemlerinin adaylara oy vermek, tasfiyeciliğe, İmralı tezlerine,
önemli bir sorudur ve yanıtı tartışmaya açıktır. düşmanın değirmenine su taşıdığı çok açıktır! dolayısıyla resmi çizgiye oy vermekten başka bir şey
Beş: Dersim’deki karakol baskından sonra sınıra Öte yanda “Türkiye’ye sözümüz var” sloganıyla değildir! Bu kadar eğilip bükülmelerine,
tank ve top gibi ağır silahların kaydırıldığı haberleri seçimlere hazırlanıyorlar. Türkiye’ye ne sözü var? yalvarmalarına rağmen TC’nin tavrı ise bastırmak,
gelmektedir. Yine Güney’deki dağların bombalandığı Misak-ı Milli sınırları içinde görülen Güney cezalandırmak ve aşağılamaktan başka bir şey
da duyurulan başka haberlerdir. Kürdistan’ı TC’ye peşkeş sözü mü? Kürtlerin var olan değildir. Bunlar elbette Kürt halkı adına yapılıyor.
Bütün bu gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde, ulusal ve toplumsal bilinçlerini katletme operasyonunu Kürt halkı bu kadar aşağılanmayı sinesine çekecek
savaş rüzgârlarının estirildiği, bir saldırı ve işgal sonuna kadar götürme sözü mü? Verilen sözün özü ve mi? Bütün bunlara “müstahak” mı?
hareketinin elinin kulağında olduğu söylenebilir. Bu ana çerçevesi, Aysel Tuğluk’un Radikal gazetesinde Devrimci yurtsever tavır, bir yandan seçimlerin
koşullarda seçimlerin kaderinin de belirsizliğe gireceği yayınlanan iğrenç ve utanç belgesi yazısı mı? gayrı meşruiyetini, TC’nin inkâr ve imha sitemini
öteden beri tartışılmaktadır. Adayların çoğu için “sağ, feodal, aileci ve aşiretçi teşhir etmek olmalı; bir yandan da İmralı
Peki, bu ciddi gelişmeler yaşanırken “Kürt dengelerin etkili olduğu” (Nurettin Demirtaş, DTP tasfiyeciliğinin her yansımasını ve uzantısını
Cephesi” neler yapıyor? Genel Başkan Yardımcısı, 5 Haziran 2007 Y. Özgür halkımıza göstermek olmalıdır. Halkı boş vaatlerle
Güney Kürdistan hükümeti ve liderleri, bir işgal Politika) değerlendirmesi kendileri tarafından kandıranlara karşı gerçek kurtuluş yolunu göstermek
hareketine karşı direneceklerini, sorunların diyalog yapılmaktadır. Adayların bu konumu, DTP’nin Kürt de devrimci yurtsever duruşun belkemiğini
yoluyla çözülmesi gerektiğini söylemektedirler. Bu orta ve egemen sınıfların partisi olma ve örgütlü oluşturmaktadır!
çizgilerinde direnç gösterecekleri yönünde kararlı olarak bu düzen içinde yer edinme çizgisinin doğal bir 5 Haziran 2007
30 Kızıl Bayrak Sayı:2007/22 8 Haziran 2007
anma etkinliklerinden...
ŞİKE: “Devrimci devrime ve işçi sınıfına malolmuş eserlerini Nazım’ın vatandaşlıktan çıkartılmasına ve uzun
sanatçıları unutmadık!”
unutmadık, unutturmayacağız. yıllar boyunca yasaklı kalmasına rağmen şiirlerinin ve
Şakirpaşa İşçi Kültür Evi/Adana mücadelesinin sonraki kuşaklar boyunca dilden dile
dolaştığı belirtildi Yaşamının büyük bir kısmı
Nazım Kayseri’de anıldı
3 Haziran günü Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nde
hapislerde ve yurtdışında geçmesine, ölümünün
devrimci sanatçılarımızdan Nazım Hikmet, Ahmet
üzerinden 44 yıl geçmesine rağmen, egemenlerin
Arif ve Orhan Kemal’i anma etkinliği gerçekleştirdik. Daima ezilenlerin, haksızlığa karşı dövüşenlerin korkusunun bugün de devam ettiği üzerinde duruldu.
Etkinlik açılış konuşmasıyla başladı. Ardından bir yanında yer alan komünist şair Nazım Hikmet, 3 Burjuvazinin Nazım’ın mücadeleci yanını,
arkadaşımız komünist şair Nazım Hikmet için Haziran günü Kayseri İşçi Kültür Evi’nde anıldı. komünistliğini unutturmaya çalışarak sadece
yazılmış “Altın dişler ve çelik mermiler” yazısını Etkinlik Nazım şahsında tüm devrim ve aşklarını, yurt sevgisiyle dolu yönlerini öne çıkarttığı
okudu. Daha sonra devrimci şairlerin yaşamlarını sosyalizm şehitleri için saygı duruşu ile başladı. söylendi. Oysa onun unutulmaması ve
anlatan metinler okundu. Şiir grubu sunduğu Yapılan konuşmada, Nazım’ın yaşadığı hayata, unutturulmaması gereken yanının komünistliği
programla etkinliğimize coşku kattı. hayatın getirdiklerine karşı tarafsız kalmadığına, olduğu vurgulandı.
Yapılan konuşmalarda işçi sınıfının ve toplumsal sorunlara karşı duyarlı olmayı, işçi sınıfını Nazım’ın şiirlerinden bestelenmiş şarkı ve
komünizmin sanatçılarının eserleri ile mücadeleye ve emekçileri aydınlatmayı bir görev kabul ettiğine, türkülerle devam eden anma etkinliği, coşkulu bir
katkı sundukları ifade edildi. Devrimci onun durduğu tarafın idealleri uğruna mücadeleye havada sona erdi.
sanatçılarımızın eserlerinin bugün de büyük ilgi girenlerin tarafı olduğuna vurgu yapıldı. Kaderini işçi Kızıl Bayrak/Kayseri
gördüğü, ancak düzenin kirli ellerinin onlara da sınıfıyla birleştiren Nazım’ın, şiirleri ve yazılarıyla bu
EKSEN Yayıncılık Büroları Gazetene sahip çık! Abone ol! Abone bul!
Üsküdar (İstasyon) Cad. Pınar İşhanı 853. Sok. Bilen İşhanı No: 27/710
Adı : .......................................................................
Soyadı :........................................................................
No: 5 Kat: 4 Daire: 52 Kartal/İstanbul (0 216 353 35 82) Konak/İZMİR Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23 Adresi : .......................................................................
Necatibey Cd. Gözlükçü İşhanı No: 26/24
........................................................................
Cemal Gürsel Cd. Shell Karşısı Vakıf İşhanı Kat: 3
Kızılay/ANKARA Tel: 0 (312) 229 06 44
Tel : .......................................................................
No: 306 ADANA Tel: 0 (322) 363 52 91
6 Aylık Yurt içi 30.000 000 TL Yurt dışı 100 Euro
Sönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel/BURSA Cumhuriyet Mah. Tennur Sok. Cumhuriyet İşhanı 1 Yıllık Yurt içi 60.000 000 TL Yurt dışı 200 Euro
Tel: 0 (224) 220 84 92 Kat: 3/45 KAYSERİ Tel-fax: 0 (352) 2326671
Gülcan Ceyran adına,
Silifke Cd. Çavdaroğlu Çarşısı 2/93 Saadetdere Mah. Fırın Sok. No: 37/25 (Depo durağı) * TL için : Yapı Kredi Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 0097680-3
* Euro için : İş Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 10021127094
MERSİN Esenyurt/İSTANBUL No’lu hesaba yatırdım. Makbuzun fotokopisi ektedir.
CMYK
Kahrolsun sermaye
diktatrlÛ!
YaßasÝn sosyalist
ißi-emeki iktidarÝ!