You are on page 1of 32

SayÝ: 2007/17 4 MayÝs 2007 50 YKr

BaskÝ,
BaskÝ, teršr
teršr ve
ve tehditler
tehditler sškmedi!..
sškmedi!.. Üstanbul: Devletin teršrŸ sškmedi!
TaksimÕdeki 1 Mayõs yasaÛõna
SÝnÝfÝn
SÝnÝfÝn devrimci
devrimci iradesi
iradesi iߍi ve emekiler son verdi!

kazandÝ!..
kazandÝ!.. ‚aÛlayanÕdan 1 MayÝsÕÝn TaksimÕine:
‚ok yaßa Valimiz!..
Y. Akkaya

Kilitlenen dŸzen siyaseti šzŸmŸ seim


sandÝÛÝnda gšrŸyorÉ
DŸzenin seim oyununu boßa Ýkarmak
iin dŸzene karßÝ devrim izgisi!

DŸzen ii atÝßmada taraf olmayÝ,


baßkalarÝ iin savaßmayÝ reddedelim!
Herkes kendi bayraÛõ altõna!..

Demokrasicilik oyunu, darbe


ve šzel savaß...
M. Can YŸce

1 MayÝsÕta
TaksimÕe ÝkÝldÝ!
2  Kızıl Bayrak Kızıl Bayrak’tan... Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

İÇİNDEKİLER
İşte Taksim, işte 1 Mayıs!. . . . . . . . . . . . 3
Kızıl Bayrak’tan
1 Mayıs’ın ardından... . . . . . . . . . . . . . . 4 Son bir aydır açık bir sadece kendimize yönelik şunu
İstanbul: Devletin terörü sökmedi! irade savaşına dönüşen söyleyebiliriz. Fiili bir eylem
Taksim’deki 1 Mayıs yasağına 2007 İstanbul 1 Mayıs olmasının yarattığı zorluklara ve
çatışmasının galibi işçi devletin engellemelerine rağmen
işçi ve emekçiler son verdi! . . . . . . . . 5-6
sınıfı ve emekçiler oldu. yoldaşlarımız 1 Mayıs günü
Zorbalık sökmedi, Taksim’i kazandık!. . 7 Taksim için toplanma önemli bir inisiyatif
Çağlayan’dan 1 Mayıs’ın Taksim’ine: kararlılığı gösteren göstermişlerdir. Bu durum
Çok yaşa Valimiz!.. - Yüksel Akkaya. . . 8 onbinler; tehditleri, gaz bağımsız devrimci sınıf çizgisinin
bombalarını, polis jopunu, “katılımcısı olduğumuz değil
Fiili sıkıyönetime ve azgın devlet 30 yıllık Taksim yasağını ve örgütleyicisi olduğumuz Taksim
terörüne rağmen 1 Mayıs’ta Taksim’e herşeyden önce devletin eylemi” yaklaşımı ile de Taksim
çıkıldı!.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9 dayatmacı tutumunu kapılarını 30 yıl sonra açan kitle
paçavraya çevirdiler. kararlılığı ile de uyumludur.
DİSK-KESK-TMMOB-TTB-TDB’den
Sermaye devleti, bu sefer Yapılması gereken bu inisiyatifli
açıklama... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10 yasaklarının ve bu yasakları yaklaşımın gündelik sınıf
Türk-İş’in bölücü-icazetli mitingine işçi uygulamak için kullandığı çalışmasına en üst düzeyden
tepkisi!.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11 zorun altında kaldı. Oluşan yansıtılmasıdır.
politik kararlılığın farkına ***
Ankara’da coşkulu ve kitlesel 1 Mayıs 12 varamayan devlet güçleri 6 Mayıs’ta Denizler’i
Adana’da coşkulu ve kitlesel 1 Mayıs! 13 polisiye yöntemlerle anıyoruz. Her 6 Mayıs devrimci
1 Mayıs’ı kazandık, Taksim iradesini kararlılığın, feda ruhunun ve
geriletebileceklerini devrime adanmışlığın
önümüzdeki dönemi de kazanacağız! . 14
sandılar. Sınıf hareketinin sembolüdür. İdam sehpasına
İzmir’de 1 Mayıs! . . . . . . . . . . . . . . . . 15 mevcut halinden, sendikal sonsuz bir inanç ve başeğmez bir
Düzenin seçim oyununu boşa çıkarmak hareketin tablosundan ve yiğitlikle yürüyen devrimimizin
için düzene karşı devrim çizgisi! devrimci hareketin “Üç fidanı” muhakkak ki layık
aşamadığı sınırlardan güç oldukları şekilde anılacaklardır.
(Orta sayfa). . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16-17 alan düzen cephesinin pervasızca “yasak şehir” haline Denizler’in anması için düzenlenecek merkezi
Düzen içi çatışmada taraf olmayı, getirdiği İstanbul, bir kez daha militan bir gösteriye etkinlikleri dışında her çalışma alanımız buna uygun
başkaları için savaşmayı reddedelim! . 18 ev sahipliği yaptı. bir planlama içinde olmalıdır.
Fiili-meşru hattın kazandırıcılığı bir kez daha ***
Düzen cephesinde çıkar çatışması ve
görüldü. Taksim’in emekçilerin gündemi olmadığı ve Sermaye düzeni içine girdiği siyasal krizden
seçimler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 sınıf hareketinin mevcut şartları içerisinde öncü kurtulamak için bir kez daha seçimlere başvurmak
Türkiye’de 1 Mayıs... . . . . . . . . . . . 20-21 kesimlerin dahi devlet zoruna karşı cepheden bir zorunda kalıyor. Seçimlerin sermaye düzeninin krize
Almanya’da 1 Mayıs duruş sergileyemeyeceği iddiaları tuzla buz oldu. çözüm olup olmayacağını ise önümüzdeki dönemde
Taksim talebinin meşruluğuna inanan onbinlerin netleşecektir.
gösterilerinden... . . . . . . . . . . . . . . . 22-23 eylemi yalnız sınıf hareketinin sürekli yaşadığı iç Sermaye partileri sözde halkın “iradesini”
İsviçre’de 1 Mayıs . . . . . . . . . . . . . . . . 24 güven kaybına set olmadı. Aynı zamanda eylemin arkalarına alarak yaşadıkları meşruiyet krizini aşmaya
Dünyada 1 Mayıs gösterilerinden... . . . 25 birleşik iradesi olan devrimci siyasal güçlerin de çalışıyorlar. Biz de hiç vakit kaybetmeden seçim
Merkez Bankası’na göre “yüksek ücret” kendine olan güvenini artırdı. hazırlıklarına başlamakla ile karşı karşıyayız. Tüm
Günü kazandık ama bu kazanımın güçlerimiz geçmiş seçim deneyimlerimizi döne döne
enflasyonu olumsuz etkiliyor! . . . . . . . 26 kalıcılaştırılması sorunu çok doğrudan bundan sonra incelemeli ve başarılı bir seçim kampanyasının
Darbeci generalle kukla Başkan yapılacaklarla ilgilidir. Ve bu kazanımı koşullayan örgütlenebilmesi için şimdiden hazırlıklara
Çankaya’da! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27 olguların doğru anlaşılması ile mümkündür. Şimdilik başlamalıdır.
Füze savunma sistemi gerginliği
tırmanıyor! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28
Belirleyici olan ulusal ve dinsel aidiyet
değil sınıfsal konumdur . . . . . . . . . . . . 29
Demokrasicilik oyunu, darbe ve
özel savaş... - M. Can Yüce . . . . . . . . . 30
Mücadele Postası . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
Sosyalizm İçin

Kızıl Bayrak
Çıktı!..
Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete

Sayı: 2007/17  4 Mayıs 2007

l e r d e . . .
Fiyatı: 50 Ykr
Sahibi ve Y. İşl. Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ
v e b a y ii
Kitapçı
EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti.
Yayın türü: Süreli Yaygın
Yönetim Adresi:
Eksen Yayıncılık Mollaşeref Mh. Turgut Özal Cd.
(Millet Cd.) No: 50/10 İstanbul Tel: 0 (212) 621 74 52
Fax: 0 (212) 534 95 90
e-mail: kb1@tnn.net
Web: http://www.kizilbayrak.de
http://www.kizilbayrak.org
http://www.kizilbayrak.com
Baskı: Gün Matbaacılık Genel Dağıtım:
İSTANBUL YAYSAT
Tel: 0 (212) 426 63 30

CMYK
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Kapak Kızıl Bayrak  3

2007 1 Mayıs’ının özeti:

İşte Taksim, işte 1 Mayıs!


2007 1 Mayıs’ını geride bıraktık. 1 Mayıs günü rağmen pek çok işçinin kalbinin Taksim için attığını olduğunu, algılama güçlüğünden ziyade bir aidiyet
hem dünyada, hem de Türkiye’de yaygın gösterilerle anlatıyor. Bunu da Kadıköy mitingine işçi katılımının sorunu yaşadıklarını göstermektedir.
kutlandı. Türkiye’de 1 Mayıs 2007’ye İstanbul erimesine etki eden bir faktör olarak not etmek
Taksim üzerinden sermaye devleti ile girişilen ve gerekiyor. İşte Taksim, İşte 1 Mayıs!
Taksim’in kazanılmasıyla sonuçlanan irade savaşı 1 Mayıs kutlamalarında alanlara çıkan onbinlerce
damgasını vurdu. 2007 1 Mayıs’ı elbette ki asıl olarak işçi ve emekçi emperyalist saldırganlık ve savaşa, Türkiye’nin birçok yerinde şu ya da bu
İstanbul üzerinden, özellikle de Taksim’de yaşanan ve sermayenin sömürü ve yıkım uygulamalarına, kitlesellikte kutlamalar yapılsa da, 1 Mayıs’la
kazanılan irade savaşı üzerinden değerlendirilecektir. emekçileri bölmeye dönük politikalara ve baskılara ilgilenen hemen herkesin gözü kulağı İstanbul’daydı.
Bundan doğal bir şey olamaz. Fakat önce, karşı taleplerini dile getirmişlerdir. 1 Mayıs Devrimci güçler ve DİSK tarafından ortaya konulan 1
Türkiye’nin birçok yerinde işçi ve emekçilerin kürsülerini işçi ve emekçileri düzen içi gerici Mayıs’ı Taksim’de kutlama kararlılığı, süreç
alanlara çıkarak kutladıkları 1 Mayıs’ın genel çatışmalara çekmek, yedeklemek için kullanmaya içerisinde ortak bir iradeye dönüştürülmüş ve ete
tablosuna kabaca göz atmaya çalışalım. çalışanlar bu çabalarında istedikleri ölçüde başarılı kemiğe bürünmüştü. ‘77 katliamının 30. yılında
Genel planda ilk göze çarpan şey, 1 Mayıs’ın olamamışlardır. 1 Mayıs mitinglerinde AKP hükümeti binlerce işçinin Taksim’e çıkması, sermaye devletinin
oldukça yaygın bir biçimde alanlarda kutlanmış en sert tepkilerin hedefi olmuş, fakat bu tepkiyi katliamcı kimliğine güçlü bir ışık tutulması, dahası
olmasıdır. İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Diyarbakır, darbeci generallere desteğe çevirmeye yeltenenlere de işçi sınıfının hesap soran bir taraf olarak ortaya
Bursa gibi büyük kentlerin yanı sıra bir çok ilde ve çoğu durumda prim verilmemiştir. Adana’da olduğu çıkması anlamına gelmekteydi. İşin bu yanını gayet
ilçede işçi ve emekçiler 1 Mayıs’ı kutlamak için gibi 1 Mayıs kürsüsünü işçi sınıfının bilincine doğru bir biçimde kavrayan sermaye devleti daha en
alanlara çıkmışlardır. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine şovenizm zehirini akıtmak için kullanmaya çalışanlar başından itibaren Taksim’e çıkılmasına izin
göre, 1 Mayıs günü 59 ilde tam 79 etkinlik yapılmıştır da gerekli yanıtı almışlardır. Ortak refleksler verilmeyeceğini ilan etmişti. Bu karar ne şimdilerde
ve bunların hemen tamamı 1 Mayıs kutlamalarıdır. gösterebilen devrimci güçlerin müdahaleleri yanında “diktatör” ilan edilen valiye, ne de İstanbul’un
Kuşkusuz bu ciddi ve işçi-emekçilerin her türlü kimi ilerici sendikalardan da şovenizme karşı anlamlı tarikatçı emniyet müdürüne aitti. Bu kararın altında
baskıya ve zorluğa rağmen kendi değerlerine sahip duruşlar gelmiştir. Örneğin Türk-İş’in etkisinin öne sermaye düzerinin bekası için çalışan en yüksek, en
çıkmaya çalıştıklarını gösteren oldukça önemli bir çıktığı İzmir mitinginde alanı Türk bayraklarıyla derin ve en büyük güçlerin imzası bulunmaktaydı.
olgudur. doldurarak estirilmek istenen gerici rüzgara karşı Gerisi biliniyor. Sermayenin haftalar öncesinden
Genel olarak bakıldığında, birçok yerdeki 1 Mayıs TÜMTİS’in ve Petrol-İş’in kızıl bayraklarla yürümesi başlayan tehditlerine, 1 Mayıs günü her türlü ölçüyü
kutlamalarına katılımların önceki yılların gerisinde bu noktada son derece anlamlı olmuştur. ve sınırı aşan azgın terörüne rağmen Taksim’e çıkma
kaldığı görülmektedir. Kitlesellikteki bu azalmayı Perinçekçi İP çetesi 1 Mayıs öncesinde kararlılığı içindeki işçi ve emekçiler, sendikalar ve
değişik nedenlerle açıklamak mümkün. 1 Mayıs’ın bu yayınladığı bildiride şovenizm zehirini işçi sınıfı devrimci, ilerici güçler geri adım atmadılar. Sabahtan
yıl da hafta içine gelmesi katılımı zayıflatan saflarına taşıma misyonunu sahiplendiğini ve itibaren 17 bin polis ve gene binlerce asker tarafından
etkenlerden sadece birisidir. İstanbul’da Taksim devrimci güçlere olan düşmanlığını açıkça ortaya ablukaya alınmış İstanbul sokakları 1 Mayıs ruhunun
yönelimini kırmak için Kadıköy’de ayrı miting koymuştu. Bildiride Taksim kararlılığı içindeki ve coşkusunun şahlanışına, birleşik ve militan
düzenleyen Türk-İş pek çok yerelde 1 Mayıs’a dönük devrimci ve ilerici güçlere “bir avuç… bölücü ve sol mücadelenin, devrimci irade ve kararlılığın sayısız
elle tutulur bir hazırlık içinde olmamıştır. Türk-İş’e maskeli vatan düşmanı, Taksim kışkırtmasıyla yine örneğine tanıklık etti. İstanbul’u ablukaya alarak, tüm
bağlı kimi ilerici sendikaların ya da şubelerinin bu ABD’nin iç çatışma planlarının hizmetindedir” kenti terörize ederek Taksim kararlılığını
yönlü çabaları elbette söz konusudur. Fakat Türk-İş denilerek saldırılmıştı. Bu postal yalayıcıları Türk kırabileceğini hesaplayan sermaye sınıfının oyunu
merkez yönetiminin 1 Mayıs’ı yaygın, kitlesel bayraklarıyla geldikleri 1 Mayıs alanlarına da ters tepti. Ödenen bedellere rağmen Taksim 30 yıl
kutlamak gibi bir sorunu, buna dönük bir hazırlığı şovenizm zehirini taşımaya çalıştılar. Fakat İzmir ve sonra yeniden kazanıldı.
olmamıştır. Bu nedenle de önemli sayıda işçinin Ankara’da hesapları boşa çıktı. Provokasyon Taksim kararlılığı ve Taksim’in kazanılmasının
bulunduğu kentlerde dahi 1 Mayıslar’a sendikaların girişimleri ve saldırıları devrimci güçler tarafından sınıf hareketi açısından anlamı üzerine söylenecekler
katılımı son derece sınırlı kalmıştır. boşa çıkartıldığı gibi Ankara’da 1 Mayıs alanının da vardır. Fakat en genel planda söylenecek şey, 2007 1
Katılımdaki düşüklüğün gerisindeki bir diğer dışına atıldılar. İşçiler ve emekçiler tarafından da Mayıs’ının daha bugünden sınıf hareketinin tarihine
neden Taksim üzerinden yapılan merkezi katılım sahiplenilen bu tutum anlamlıdır; İP çetesi sınıfa ait önemli bir kazanım olarak kaydedildiğidir. 2004’ten
çağrılarıdır. DİSK’in dışında kimi sol partilerin ve eylem ve etkinliklerden gerektiği durumlarda itibaren parçalanan icazetli 1 Mayıs tablosu yerinde
devrimci güçlerin de Taksim’de merkezi katılım dışlanarak yaratacağı provokasyonlara imkan müdahalelerle son yıllarda parçalanmış, bu yıl
çağrısı yapmaları, diğer kentlerdeki ön hazırlık tanınmamalıdır. Taksim’e çıkılmasıyla da bu süreçte yeni bir aşamaya
çalışmalarını ve elbette katılımı ister istemez 1 Mayıs’a dönük saldırılar Perinçekçi İP çetesinin gelinmiştir. Taksim bir semboldür, aslında kazanılan,
zayıflatmıştır. marifetlerinden ibaret değildi kuşkusuz. Türk-İş’in ayağa kaldırılan 1 Mayıs’ın işçi sınıfının mücadele
Taksim yönelimini baltalamak için gündeme İstanbul’da Kadıköy’de düzenlediği miting de bu tarihiyle özdeşleşmiş devrimci özüdür.
getirilen Kadıköy mitingi de kitlesellik bakımından saldırıların diğer bir yüzünü oluşturmaktaydı. Türk-
zayıf kalmıştır. En iyimser rakamlar dahi Kadıköy’e İş’in amacı 1 Mayıs’ı sermayenin icazet sınırları “Sabahın bir sahibi var!”
10 bin kişilik bir katılımın olduğu yönündedir. Türk- içerisinde tutmak, ya da hiç değilse Taksim
İş korteji ise 3000-3500 kişiden oluşmuştur. yönelimini olabildiği ölçüde zayıflatmaktı. Bu İşçi sınıfının, emekçilerin gür sesli ozanı Ruhi Su,
Burada yeri gelmişken Türk-İş kortejlerindeki işçi saldırıyı boşa çıkarma konusunda temel sorumluluk ’77 1 Mayıs katliamından sonra duygularını “Şişli
sayısının yıldan yıla azaldığını da vurgulamış olalım. ise Türk-İş içerisindeki ilerici güçlere düşüyordu. Meydanı’nda Üç Kız” türküsüyle anlatmış, bu
Gene Kadıköy’de düzenlenen 2005 1 Mayıs Fakat belli çabalara rağmen bu konuda anlamlı bir katliamın hesabının bir gün elbet sorulacağına olan
mitingine yaklaşık 5 bin kişilik bir kortejle katılan başarı elde edilemedi. Türk-İş’in 1 Mayıs’ı bölmesi inancını da “Sabahın bir sahibi var” diyerek
Türk-İş’in kitlesi 2006 yılında 4 bin kişinin altına engellenemedi. Bunun bir nedeni, Türk-İş içerisindeki belleklerimize kazımıştır. 2007 1 Mayıs’ında
inmişti. Bu yıl ise 3 bini ancak geçiyordu. Bunu ilerici, “solcu” güçlerin önemli bir bölümünün sermayenin kolluk güçlerinin ablukasını büyük bir
Türk-İş ile tabanındaki işçi kitlesi arasındaki Taksim kararlılığının anlamı konusunda yeterli bilinç kararlılıkla parçalayan, gaz bombaları altında
kopuşmanın ve yabancılaşmanın işaretlerinden birisi açıklığına sahip olmamasıydı. Fakat Salih Kılıç’ın Taksim’e yürüyen işçi ve emekçiler, devrimciler ve
saymak gerekiyor. Salih Kılıç’ın konuşması sırasında işçiler tarafından protesto edilmesi sırasında ilericiler Ruhi Su’nun bu sözünün boşuna
ortaya konulan tepkiler, bu sırada atılan sloganlar ve görüldüğü gibi, kendini bu ilerici ya da “sol” güçler söylenmediğini bir kez daha ispatlamışlardır.
söylenenler ise tabandaki işçinin 1 Mayıs’ın içinde tanımlayan kimi sendikacıların, Salih Kılıç’ın Gerçekten de “Sabahın bir sahibi var.” Ve onlar 1
bölünmesinin asıl sorumlusu olarak Türk-İş konuşmasını sağlamak için işçilerin protestolarının Mayıs günü Taksim’deydiler. Bedenleriyle ya da
yönetimini gördüğünü, kendisi orada olmasına önünü kesmeye çalışmaları meselenin daha derinlerde yürekleriyle...
4  Kızıl Bayrak 1 Mayıs’ın aynasında... Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

1 Mayıs’ın ardından...
Son yılların en görkemli 1 Mayıs kutlamasını
geride bıraktık. 2007 1 Mayıs’ı geçmiş 1 Mayıs
kutlamalarından farklı olarak tarihteki özgün yerini
şimdiden almış bulunuyor. Tarihsel bağlamda ele
alındığında, bugün, iki temel sınıfın, burjuvazi ve
proletaryanın tarihsel hesaplaşmasının sembolik
olarak kendini ifade ettiği en önemli günlerin başında
geliyor. Bir yandan baş döndürücü bir hız kazanan
güncel siyasal gelişmeler, diğer yandan ise
sermayenin işçi sınıfına yönelik saldırılarının
yoğunlaşarak sürmesi, bu yıl 1 Mayıs gösterilerini
daha da önemli kılıyordu. Fakat iş bununla sınırlı
kalmadı. Sermayenin 2007 1 Mayıs kutlamalarına
karşı takındığı saldırgan tutum konuya her
zamankinden farklı, apayrı bir önem kazandırdı. Zira
hem 1 Mayıs’ı ortak bir mutabakatla kutlamaya
hazırlanan muhalefet hareketlerinin hem de sermaye
devletinin aldığı tutumlar, 1 Mayıs kutlamasının artık
bir irade savaşına döndüğünü günler öncesinden
gösteriyordu.
Bu yılki 1 Mayıs kutlamalarını önceki yıllarda
yaşanan kutlamalardan farklı kılan, devrimci
kurumlardan sendikalara ve demokratik kitle
örgütlerine kadar geniş bir muhalefet hareketi
tarafından örgütlü bir hazırlığa konu edilmesiydi.
Bunu destekleyen önemli başka bir yan ise 1 Mayıs’ı
kutlama hazırlıklarının içeriğini belirleyen taleplerdi. geleneklerine ve tarihine sahip çıkma tutumudur. önlemlerin eylemcileri aşarak bütün İstanbullular’ın
‘77 kontrgerilla katliamının hesabının sorulması ve Savaşın esas galibini belirleyen, savaşta ne yaşamını felç etmesi ve bunun ürettiği doğal halk
faillerinin yakalanıp yargılanması; Taksim’deki 1 kazanıldığı değil ne kaybedildiğidir. Buradan tepkisi devletin “kararlılığı”nı gölgede bıraktı.
Mayıs yasağının kaldırılması ve 1 Mayıs’ın ücretli izin bakıldığında, burjuva kalemşörlerinden birinin Üsküdar’da ve Boğaz köprülerinde yüzlerce insanın
günü kabul edilerek resmi tatil ilan edilmesi, bu geniş ifadesiyle, “derdi Taksim’e girilmesini engellemek katıldığı, valiyi ve emniyeti protesto eden
mutabakatın birleştiği başlıklardı. Uzun yıllar sonra değil güç gösterisi yapmak” olan devletin son hafta bir kendiliğinden eylemler gerçekleşti.
yakalanan bu mutabakatın yarattığı güç ve hayli arttırdığı psikolojik terörünün ve 1 Mayıs günü 1 Mayıs’ın ardından geriye bıraktıklarına
motivasyonun taleplere de yansımış olmasını ayrı bir kullandığı şiddetin hükmü sökmemiştir. Bir ara bakıldığında, ‘77 1 Mayıs’ında kazanan işçi sınıfı ve
politik kazanım olarak değerlendirmek gerekiyor. elindeki gazı biten polisin silaha başvurması bile emekçiler olmuştur. Kazanım tek başına Taksim’e
Bu tabloda eksik kalan ise, politik planda kitlenin kararlılığını geriletmeye yetmemiştir. girilmesi de değildir. Devletin gerçek bir harekâta
yakalanan mutabakatın 1 Mayıs’ın pratik örgütlenmesi Taksim’in dört bir yanı polisin kuşatması altındayken çevirdiği 1 Mayıs’ı engelleme girişimi sonuçsuz
noktasında aynı düzeyde sağlanamamış olmasıydı. kitleler defalarca meydana çıkmaya çalışmış ve bunu kalmış, ‘77 şehitlerinin anısına ve kızıl 1 Mayıs
Geniş birlikteliğin ve bunun içinde yer alan başarmıştır. geleneğine sahip çıkılmıştır. Üstelik kimi sendikaların
kurumların tabanları şahsında yaratılan güçlü ve Şehir dışından İstanbul’a gelen ve Tepeören ürkek tutumuna rağmen, kararlı tutum devrimcilerle
kitlesel bir 1 Mayıs kutlaması beklentisi geriye kalan mevkiinde durdurulan yaklaşık 2 bin kişilik kitle sınırlı kalmayıp geniş bir işçi ve emekçi kitlesi
toplumsal bölükler şahsında yeteri kadar saatlerce polis ve jandarmayla çatışmış, yolu trafiğe tarafından ortaya konulabilmiştir. Bu irade savaşında
işlenememiştir. Bu konuda verilebilecek örnekler, kapatmış, kolunun, burnunun kırılması, bir dizi yara işçi sınıfı ve emekçilerin uzun yıllardır kaybettiği
Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun ortak imza almasına karşın çatışarak ve kilometrelerce yürüyerek militan ve kararlı tutum, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama
kampanyası, afiş ve basın açıklamalarıyla sınırlıdır. İstanbul’a ulaşmaya çalışmıştır. Burada da isteği şahsında tekrar kazanılmıştır. Savaşın gerçek
Bu çalışmaların daha güçlü ve yaygın yapılmasının jandarmanın copu ve sıktığı kurşunlar kitlenin galibi de bu militan tutumdur.
önemli bir ihtiyaç olduğu açıktır. Hele hele de 1 Mayıs kararlılığını kırmaya yetmemiştir. Feribotta adeta Kayıp ise, kırılan kol, kafa ve yenilen cop ve gaz
kutlamalarının sermayeyle bir irade savaşına döndüğü rehin tutulanlar gemiyi işgal ederek Taksim bombası olmuştur. Uğranılan bu saldırılar ise, devletin
böylesi dönemlerde işçi ve emekçilere 1 Mayıs kararlılığını bayrak ve pankartlarını gemiye asarak katliamcı kimliğine, akla gelmedik yöntem ve
havasını taşımak, kendi geleneğine ve değerlerine ne ifade etmişlerdir. Taksim’in yakınlarına ulaşmayı araçlarla kitlelerin en meşru hak arama girişimlerini
pahasına olursa olsun sahip çıkmaya çağırmak daha da başarabilen 8-10 kişilik küçük gruplar bile defalarca bastırma çabası karşısında bir kayıp değil olsa olsa bir
önemli olmaktadır. Elbette burada esas sorumluluk çatışarak Taksim’e girmeye çalışmışlardır. Okmeydanı onurdur. Bu onur ise işçi sınıfının yüzyıllık geleneğine
devrimcilere düştüğü kadar, sendikaların da hiç ve 1 Mayıs mahallelerinde olduğu gibi militan bir tutumla sahip çıkanlara aittir.
değilse kendi kitlesini bu amaç için seferber etmesi mahallelerinden çıkmalarına yani Taksim’e Sermaye devleti açısından ise bir kazanım söz
zorunludur. Bu alanda özellikle DİSK’in ve bağlı gitmelerine engel olunarak durdurulmak istenen konusu değildir. Ne Taksim’e sokmayacağız tehditi
sendikalarının 1 Mayıs kararlılığına ve kitlesel kitleler saatlerce polisle çatışmış, çatışmalar sökmüştür ne de kitlesel 1 Mayıs kutlaması
kutlanması isteğine gölge düşüren tutumlar eylemcileri aşarak mahalle emekçilerinin de engellenebilmiştir. Zira İstanbul’un her yanı eylem
sergilediğini şimdilik belirtmekle yetinelim. katılımıyla sürdürülmüştür. alanına dönüşmüştür. Eylem halindeki kitleler tek
1 Mayıs 2007’yi olumlu olumsuz bir dizi İstanbul’un onlarca noktasında Taksim yankılandı, noktada birleşememiş olsalar bile, devletin yaratmaya
deneyimiyle birlikte geride bıraktık. Ancak 1 Mayıs’ta Taksim’e gitmesi engellenen her yer Taksim çalıştığı atmosfer, işçi ve emekçilerin 1 Mayıs’a
yüzünü Taksim’e dönmüş olan bütün bir muhalefet kararlılığıyla dolduruldu. Tam da devletin azgın terörü katılım için yola çıkmasının önüne geçememiştir.
hareketinin ve tek tek işçi ve emekçilerin 2 Mayıs’ta ve psikolojik harekâtı sayesinde İstanbul’un her yanı Bu yılın 1 Mayıs’ı işçi ve emekçilere karşı
daha da güçlü olduklarını ifade etmek kuşkusuz ki eylem alanına dönüştü. Kitlelerin polis vahşeti güvensizlik taşıyanlara, “çağırıyoruz duyarsız
abartı olmayacaktır. Nihayetinde sermaye adına ülkeyi karşısında aldığı militan tutum o kadar meşru bir davranıyorlar, işçiler hazır değil” gibi bahanelerle
ve şehri yönetenlerle girişilen irade savaşı tek başına zemindeydi ki, en olmadık yalanlarla karalama çeşitli görevlerden kaçan sendikacılara ders olmalıdır.
bir alana girilip girilememesi üzerinden kampanyasına girişen burjuva medyası ve Değil militan tutum almak, devletin saldırganlığı ve
yaşanmamıştır. Asıl saldırıya uğrayan ve tahammül kalemşörleri bile, alınan militan tutum üzerinden değil yasakçı zihniyeti karşısında bir parça kararlı ve tutarlı
gösterilmeyen işçi sınıfının devrimci inadı ve bir kampanyaya girişmek, valinin ağzından çıkan davranıldığında, bu kararlılığın kitlelerin elinde nasıl
iradesidir. Sermayenin binbir saldırısı ve eziyetine yalanları bile kullanmaya temkinli yaklaştılar. bir militanlığa büründüğü, “görmek isteyenler”
karşı boyun eğmeme, kendi öz mücadele kültürüne, Öte yandan, 1 Mayıs’ı engellemek için alınan açısından rahatlıkla görülebilmektedir.
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Taksim kazanıldı! Kızıl Bayrak  5

İstanbul: Devletin terörü sökmedi!

Taksim’deki 1 Mayıs yasağına


işçi ve emekçiler son verdi!
Günlerdir sürdürülen fiili sıkıyönetim
uygulamaları, Taksim’i işçi ve emekçilere kapalı
tutmakta ısrarlı olan sermaye devleti tarafından azgın
bir terörle 1 Mayıs günü de sürdürüldü. Sermayenin
kolluk güçlerinin hemen her noktada gerçekleşen
saldırılarına rağmen işçi ve emekçilerin Taksim
kararlılığı kırılamadı.
1 Mayıs 2007 Taksim eylemine katılmak için
işçiler, emekçiler ve devrimciler sabah erken saatlerde
Dolmabahçe, Kabataş ve Beşiktaş’taki buluşma
noktalarında biraraya gelmeye başladılar. Tüm
engellemelere rağmen toplanma noktalarına akan
binlerce insan, militan bir direniş ortaya koyarak
defalarca polisle çatıştı. Gaz bombasına, polis copuna
karşı Taksim istek ve iradesi galip geldi. ‘77 katliamın
30. yılında Taksim ve civarı kararlı bir 1 Mayıs
kutlamasına sahne oldu.

Saat 7.30-11.00 Dolmabahçe:

Dolmabahçe’deki buluşma yerine ilk olarak


Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun da içinde bulunduğu
1 Mayıs Tertip Komitesi geldi. Polis burada Tertip
Komitesi’ni ablukaya aldı. DİSK Genel Sekreteri
Musa Çam, KESK Genel Sekreteri Abdurrahman
Daşdemir, KESK YK üyesi Sevgi Göğçe, Nakliyat- İş
Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu,
Dev Sağlık-İş Sendikası Genel Sekreteri Arzu çatışma belli aralıklarla devam etti. Polisin Saat 11.00 -11.45 Maçka-Gümüşsuyu
Çerkezoğlu, TMMOB Merkez Konseyi Üyesi Hüseyin Dolmabahçe’ye yürünmesine engel olma tutumuna
Yeşil, yasal sol parti temsilcileri ile Devrimci 1 Mayıs karşı eylemciler alanı 4 kez zorladı. Bu yönde yaklaşık Süleyman Çelebi ve diğer emek örgütü
Platformu temsilcilerinin aralarında bulunduğu komite 150 kişi gözaltına alındı. yöneticilerinin Dolmabahçe’ye gelmesi üzerine
gözaltına alındı. Gözaltı saldırısı, Genel-İş Sendikası yapılan pazarlıklar sonunda Gümüşsuyu’ndan
Sekreteri Kani Beko’nun da içinde olduğu 4 DİSK Saat 8.30-10.30 Beşiktaş Taksim’e yürüyüşe geçildi. Otobüslerle gelen
Yöneticisi ve TTB üyesi 4 kişinin daha gözaltına DİSK’lilere polis araçlarla Kazancı Yokuşu’na
alınması ile devam etti. Dolmabahçe’ye yürüyüşe geçmek üzere çıkmayı dayattı. Bunu kabul etmeyen DİSK’liler
Bu gözaltılardan sonra Dolmabahçe ve çevresinde Beşiktaş’ta buluşma kararı alan birçok kurum sabah otobüslerden inerek, Gümüşsuyu üzerinden yürüyüşe
polis tam bir terör havası estirdi. Olayları erken saatlerde buluşma yerine geldiler. geçtiler. Etrafta bekleyen eylemcilerin de katılımıyla
görüntülemeye çalışan basın emekçileri de dahil Saat 9.00’da toplanmaya çalışan ve ağırlığını yaklaşık 250 kişi Taksim Kazancı Yokuşu’na ulaştı.
olmak üzere bu alana gelen herkes polisin saldırısına TKP’lilerin ve Halkevleri’nin oluşturduğu eylemcilere Yürüyüş boyunca polisin kordona aldığı kitleye
maruz kaldı. polis müdahale etti. Müdahale sonucu birçok eylemci müdahale olmadı.
Önce Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Doğan Halis yaralanırken, onlarcası gözaltına alındı. Ara sokaklara DİSK üyeleri Kazancı’ya ulaşmak üzereyken,
bir açıklama yaparak bu saldırıları kınadı. Arkasından çekilen eylemcilerle polis arasındaki çatışmalar yer Taksim’e çıkmak isteyen 50-60 kişilik bir grup
pankart açarak İnönü Stadı’na doğru yürüyüşe geçen yer devam etti. Maçka’da yol kesti. Çevik kuvvet ekiplerinin anında
Sine-Sen üyeleri polisin gaz bombası ve tazyikli su ile Bu arada Beşiktaş’ta birçok okul tatil edildi. müdahale edemediği alana ilk olarak panzerle
yaptığı müdahaleye direnerek dağınık halde bulunan Öğretmenler öğrencileri evlerine yolladı. Polisin bir müdahale edilmeye çalışıldı. Bunun üzerine
kitlenin toparlanmasında önemli bir rol oynadı. ara okullardan çıkan lise öğrencilerine saldırdığı eylemciler panzere taşlarla karşılık verdi. Daha sonra
Pankartlarını kapatmamakta direnen, aralarında Nur görüldü. çevik kuvvet ekiplerinin gelmesi ile çatışma ara
Süer’in de bulunduğu sendika üyeleri gözaltına alındı. Bu süre zarfında eylemciler Beşiktaş Ihlamur Dere sokaklara taşındı.
Sine-Sen’den sonra polis toparlanmaya çalışan kitleye Caddesi üzerinde toplanmaktaydı. Polis, Ekim
müdahale etmeye çalışırken, bu sefer “Topkapı Gençliği okurlarının da içinde bulunduğu yaklaşık 250 Saat 12.00-16.00 Taksim
işçileri” pankart açarak yürüyüşe geçti. Polisin sert kişilik kitleye panzer ve yoğun biber gazı ile saldırdı.
müdahalesine kararlı bir tutumla karşı koyan 11 işçi Daha sonra dağılan eylemcilerle polis arasında Şair Gümüşsuyu’ndan gerçekleştirilen yürüyüşün
yaka paça gözaltına alındı. Hızını alamayan polis bu Nedim Caddesi üzerinde çatışma çıktı. ardından ağırlığını DİSK üyelerinin oluşturduğu 250
arada Topkapı işçilerini gözlemlemeye çalışan Radikal Daha sonra bir grup eylemci Beşiktaş Evlendirme kişilik kitle alkışlar ve sloganlarla Kazancı Yokuşu’na
gazetesi muhabirini de gözaltına aldı. Dairesi’ne doğru çekildi. Burada da polisle çatışmalar geldi. Taksim Meydanı çevresinde bulunan binden
Kolluk güçlerinin Dolmabahçe buluşmasını devam etti. fazla kişi “İşte 1 Mayıs, işte Taksim!” sloganları atarak
engelleme tutumuna karşı sendika ve meslek odaları Bu çatışmalardan yaklaşık yarım saat sonra bu DİSK kitlesi ile buluştu. Taksim yasağı fiilen
yöneticilerinin Gümüşsuyu üzerinden başlattığı sefer Barbaros Bulvarı’ndan yürüyüşe geçen parçalandı.
Taksim yürüyüşüne kadar, yani saat 11.00’e kadar HKM’lilerle polis arasında çatışma çıktı. Kazancı Yokuşu’nda ‘77 1 Mayıs’ında katledilen
yüzlerce kişi, defalarca orada toplanmakta ısrar etti ve Olaylar sürerken polisin esnafa zorla dükanlarını 36 işçi ve emekçi anısına kısa bir anma yapıldı. Saygı
polis saldırıları karşısında direndi. Farklı farklı siyasal kapattırdığı görüldü. Bu sırada Beşiktaş halkından duruşunun ardından kırmızı karanfiller bırakıldı.
gruplardan yüzlerce eylemci ile polis arasında süren bazılarının evlerin penceresinden polisin saldırgan Burada yapılan anmanın ardından konfederasyon
tutumu yuhlayarak protesto ettiği gözlendi. yöneticileri polis kordonundan geçerek Taksim
6  Kızıl Bayrak Taksim kazanıldı! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Anıtı’na çelenk koymak üzere yürüdüler. Süleyman Devrimci 1 Mayıs Platformu bileşenlerinin bir kısmı olarak kutladığı bir güne dönüşmüş oldu.
Çelebi burada yaptığı konuşmada İstanbul Valisi’nin İstiklal Caddesi’nde tekrar toplandı. Bu grubun başını
İstanbul’u bir hapishaneye çevirdiğini, Anadolu çektiği yaklaşık 3 bin kişilik kitle coşkulu ve kararlı Zafer kaybedilen yerde kazanılır!
Yakası’ndan 1 Mayıs’ı kutlamak için gelen 5 bin sloganlarla Taksim Tramvay Durağı’na yürüdü.
kişinin üzerine ateş açıldığını söyleyerek Vali’yi istifa BDSP, Alınteri ve Kaldıraç pankartlarının açıldığı
Gün boyunca Taksim ve başka birçok yerde
etmeye çağırdı. yürüyüşte yapılan pazarlıklar sonucunda uzlaşma
Çelebi’nin konuşmasının ardından karanfiller sağlanamaması üzerine müdahalede bulunuldu. onlarca eylem gerçekleşti. Bu eylemlerde gözaltına
Taksim Anıtı’na bırakıldı ve anma töreni bitirildi. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah bu alınanların sayısı bini aştı.
Anma töreninin sona ermesi üzerine DİSK ve saldırıyı bizzat yönetti. İstiklal Caddesi’nde eylemin Taksim 1 Mayıs’ı bütün engelleme çabalarına,
KESK yöneticileri kitleyi dağıtmak için çaba sürdüğü sıralarda Tramvay Durağı’na kurulan bütün yasaklara, baskı ve gözaltı terörüne karşın
gösterirken, eyleme katılan coşkulu kitle, sabahki barikatın ardında kalan küçük bir grubun başlattığı gerçekleşti!
saldırılara duyulan öfkeyle alanı terk etmeme oturma eylemi çevredekilerin de katılımıyla 200 kişiyi Bir günde tek bir eylem değil, onlarcası yapıldı!
tutumunda ısrarcı oldu. Alanın iki tarafında toplanan buldu. Polisin müdahale ettiği kitle Sıraselviler’e Düzen sözcüleri tarafından “temsilcileriniz gelsin”
eylemciler sloganlara devam ettiler. The Marmara yöneldi. dayatmalarına karşın binlerce kişi ile Taksim’e girildi!
Oteli önünde zorla alandan çıkarılmak istenen İstiklal Caddesi’ndeki ara sokaklarda ve Tarlabaşı 1 Mayıs’a yansıyan, o gün alanlara çıkan,
eylemciler gözaltıların serbest bırakılması talebiyle mevkinde polis ile kitle arasındaki çatışmalar uzun barikatlara yüklenen, polisin azgın saldırılarına karşın
oturma eylemi gerçekleştirdiler. Çevik kuvvet ekipleri süre devam etti. Polisin dağıtmaya çalıştığı kitle
yüzünü Taksim’den çevirmeyen işçi sınıfının
tarafından etrafı sarılan eylemciler bir süre sonra defalarca 200-300 kişilik gruplar halinde yeni
devrimci iradesinden başka bir şey değildi! 2007 1
alandan çıkarıldılar. Taksim Meydanı’nda gerçekleşen eylemler örgütledi.
anma etkinliği dağıldığı sırada, Harbiye tarafından Bu eylemler sırasında TMMOB İstanbul Şubesi Mayıs’ı kazanılmıştır!
gelen 300 kişilik bir grup Taksim Meydanı’na girmek polis tarafından basıldı. 1 Mayıs’ta alanlardan yansıyan tablo eylemler
istedi. Polisin biber gazı ve coplarla saldırdığı İstiklal Caddesi’nde binlerce kişi 1 Mayıs boyunca coşkuyla, gururla ve inançla atılan sloganı
eylemciler Şişli yönüne doğru çekildiler. eylemini saatlere yaydı. 2007 1 Mayıs’ı kortejlerin ve doğrular niteliktedir: “İşte 1 Mayıs, İşte Taksim!”
Anma etkinliğinin ardından Taksim Meydanı düzenli yürüyüşlerin olduğu bir miting olmadı ama Kızıl Bayrak/İstanbul
sayısız eyleme tanık oldu. Alanın terk edildiği sırada binlerce kişinin 1 Mayıs’ı içeriğine ve özüne uygun

Kurtköy’de binlerce işçi ve devrimciye barikat!.. Sıkıyönetim uygulamaları


nafile, Taksim artık
“Taksim kızıldır kızıl kalacak!”
bizimdir!
Devletin günlerdir Taksim Türkiye’de bu yıl 1 Mayıs’ın özel bir anlamı vardı.
üzerinden yaptığı provokatif Sömürücüler ve onların özel kuvvetleri Taksim’de 1
açıklamaları ve saldırgan tutumu Mayıs yasağı olduğunu günlerce medya üzerinden
İstanbul’un dört bir yanına yayılan kitlelere yaydılar. Sermaye medyası aracılığıyla
eylemlerle boşa çıkarıldı. kitlelere korku salmak için güç gösterileri yaptılar,
Anadolu Yakası’ndan ardından tehditler savurdular. Ancak ilerici, devrimci
komünistler olarak sabah 08.30’da güçler, işçi ve emekçiler ciddi bir kararlılık örneği
yola çıktık. Sabah saatlerinden sergileyerek Taksim’i zorladılar. Sonuçta kazanan,
itibaren polis saldırısı ve Taksim kararlı işçiler ve emekçiler oldu. Sıkıyönetim
kararlılığı haberleri geliyordu. uygulamalarını aratmayan önlemlere rağmen Taksim
Ancak devlet Avrupa Yakası’na binlerce kişi tarafından zaptedildi.
kara yolu geçişlerini tümüyle Bizler Tersane İşçileri Birliği çalışanları olarak
tutmuş ve engellemeye günler öncesi 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacağımızı
koyulmuştu. Kavacık’taki açıklamıştık. 1 Mayıs günü sabah erken saatlerde
kontrollerden kaynaklı trafik felç İçmeler İstasyonu’nda “Sigortasız çalışmaya, iş
olmuştu. Biz de tüm Anadolu cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleye!/TİB-DER”
Yakası’ndaki kitlemizle birleştik. yazılı pankartımızı açarak beklemeye başladık.
TEM otoyolunun trafiğe Pankartımızın arkasına yavaş yavaş kitlenin
kapatıldığını ve yürüyüşe toplanmasından sonra otobüsümüzle yola koyulduk.
açarak sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçtik.
geçildiğini öğrendikten sonra toplam Ancak Kavacık’taki kontrollerden kaynaklı trafik felç
Yürüyüş esnasında sık sık, “Baskılar bizi
kitlemizle oraya yöneldik. Gişelerde yaşanan olmuştu. Burada BDSP’li arkadaşlarla karşılaştık.
yıldıramaz!”, “Gözaltılar serbest bırakılsın!”,
çatışmalar sonucu yaralananların olduğu Trafikte saatlerce oyalanmamak için “Her yeri Taksime
“Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi
haberini aldık. Buraya vardığımızda kitle çevirme bilinciyle” Kurtköy’de kurulan barikatlara
yıldıramaz!”, “1 Mayıs kızıldır, kızıl
sloganlarla yolu trafiğe kapatmıştı. BDSP yöneldik. Kurtköy’e vardığımızda burada kalabalık bir
kalacak!”, “Taksim bizimdir, bizim kalacak!”,
olarak “77 katliamının hesabını soracağız!”, kitlenin yolu trafiğe kapattığını gördük. Biz de
“Her yer Taksim, her yer kavga!” sloganları
“Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, otobüslerimizden inerek sloganlarla diğer kitleyle
atıldı.
kapitalizme karşı sosyalizm!” şiarlı birleştik. Binlerce kişi tarafından yapılan eyleme
Sloganlar eşliğinde Kartal Meydanı’na
pankartlarımızla eyleme katıldık. katıldık. Burada yapılan konuşmaların ardından
geldikten sonra eylem saygı duruşuyla
Daha sonra gösterilen irade ve kararlılıkla Enternasyonal marşı hep bir ağızdan okundu. Daha
başladı. Saygı duruşunun ardından BDSP
fiilen Taksim’in kazanıldığını öğrendik. sonra kitle buradan dağıldı.
adına kısa bir konuşma yapıldı ve devletin
Devrimci yapılar olarak merkezi bir yer olan Ardından BDSP’li arkadaşlarla Kartal Meydanı’na
baskı ve yasakçı tutumu protesto edildi.
Kartal’da bir basın açıklaması yapılmasını yönelerek burada basın açıklaması yapma kararı aldık.
Ardından TİB-DER adına Dernek Başkanı bir
önerdik. Ancak DİSK basın açıklamasını Otobüslerle Kartal’a vardığımızda kortejler oluşturarak
konuşma yaptı. Konuşmada Taksim’in işçi ve
orada yapacağını ifade etti. Önce tüm devrim Bankalar Caddesi’nde yürüyüşe geçtik. Yaklaşık 150
emekçilere ait olduğunu, olacağını ve
şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu, kişi eyleme katılmıştı. Burada Kartal halkı yol boyunca
Taksim’in kazanıldığı ifade edildi. 1 Mayıs
arkasından Enternasyonal marşı hep bir alkışlarıyla destek verdi.
Marşı’nın okunmasıyla eylem sloganlar
ağızdan okundu. Tüm bileşenler kitleye Alana vardığımızda BDSP’li arkadaş bir konuşma
eşliğinde bitirildi. Eyleme yaklaşık 150 kişi
seslendi. Yapılan açıklamalarda ortak vurgu yaparak devletin baskıcı ve saldırgan tutumunu teşhir
katıldı. Özellikle çevrede kalabalık bir kitle
Taksim’in kazanıldığına dönüktü. Sloganların etti. Ardından Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı
eyleme alkışlarıyla destek verdi. Her
arkasından bileşenler dağıldı. bir konuşma yaparak, Taksim’in işçi ve emekçilere ait
konuşmanın ardından kitle sık sık
Biz Anadolu Yakası BDSP olarak Kartal olduğunu ve Taksim’in kazanıldığını ifade etti.
alkışlıyordu. Eylemden sonra kitle gelip 1
Meydanı’nda bir basın açıklaması yapmaya Açıklamanın ardından hep bir ağızdan söylenen 1
Mayıs bayramımızı kutladı.
karar verdik. Bankalar Caddesi girişinde “77 Mayıs marşı ve atılan sloganlarla eylem sona erdi.
Anadolu Yakası BDSP
katliamının hesabını soracağız!” pankartını Tersane İşçileri Birliği
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Taksim kazanıldı! Kızıl Bayrak  7

Zorbalık sökmedi, Taksim’i kazandık!


Aylar öncesinden başlayan devletin tehditlerine
rağmen ilerici, devrimci, demokrat birçok kurumun
çağrısı ve kararlılığı ile 1977 1 Mayıs katliamının 30.
yılında Taksim işçi ve emekçilere açılmış oldu.
Sermaye devletinin ve kolluk güçlerinin tüm
engelleme çabalarına ve tüm zorbaca tutumlarına
rağmen işçi ve emekçilerin Taksim’e çıkması
engellenememiş, emekçilerin karşısına çıkan tüm
barikatların önü 1 Mayıs alanına çevrilmiştir.
Biz GOP’tan BDSP’liler olarak, engellemelerle
karşılaşacağımızı bildiğimiz için sabahın ilk
saatlerinde 1 Mayıs coşkumuzla ve Taksim kararlılığı
ile yola çıktık. Devletin arama yapmak ve Taksim’e
gidişleri engellemek için kurduğu barikatlar
nedeniyle tamamen duran trafikten kurtulmak için,
araçlardan inerek Eyüp’ten Taksim’e doğru yürüyüşe
geçtik.
Eminönü‘ne ulaşana kadar Balat ve Unkapanı
civarında engellemelerle karşılaştık. Ancak tüm
engellemelere rağmen Karaköy’e geçmeyi başardık.
Karaköy’den Taksim’e çıkan tüm sokaklar yine polis
tarafından tutulmuştu, hiç kimse Taksim’e
bırakılmıyordu. Adeta tüm Taksim’in etrafını
dolaşarak, kurulmuş her barikatı zorlayarak bir kişiyi
bile arkamızda bırakmadan İstiklal Caddesi’ne
girmeyi başardık. İstiklal Caddesi’nden Taksim iradesini sermaye devletine ve onun kolluk güçlerine, harcadık ve başarılı da olduk.
Meydanı’na çıkış binlerce polis, çevik kuvvet ve dost-düşman herkese göstermek gerektiğini Çok geçmeden tablodan ürken polis, görüşme
panzerler ile tutulmuştu. İstiklal Caddesi’nde ise vurgulayan ajitasyon konuşmalarımızla dağınık talebinde bulundu. Görüşmeleri yapan BDSP
meydana çıkmak için gelmiş yüzlerce insan dağınık şekilde bekleyen kitlenin barikata yönelmesini temsilcisi yoldaşımız polise; Taksim Meydanı’nın 1
bir şekilde bekliyordu. Çok az sayıda insan da hemen sağladık. Diğer bölgelerden gelen yoldaşlarımızın da Mayıs alanı olduğunu, bu alanı kullanmanın herkesten
barikatın önünde sloganlarla Taksim Meydanı’nın pankartımız ile alana girmeyi başarması ile barikatın çok işçi-emekçilerin hakkı olduğunu ve polis barikatı
emekçilere açılmasını istiyordu. Biz BDSP’liler olarak önünde pankartımızı açarak Taksim’e girme kaldırılana kadar burada tüm kararlılığımızla
ilk önce dağınıklığı gidermek için kitle içerisinde kararlılığımızı gösterdik. Barikat önünde ayrıca eylemimizin devam edeceğini söylemesinin ardından
ajitasyon konuşmaları yaptık. Alınteri ve Kaldıraç pankartları, Devrimci Hareket ve polis geri adım atarak tramvay durağına kadar çevik
Taksim Meydanı’nın işçi sınıfı ve sermaye düzeni Halkevleri flamaları ile yer alıyordu. O andan itibaren kuvveti çekeceklerini ve burada açıklama yapılmasına
arasında bir irade savaşına döndüğünü, önümüze ajitasyon konuşmalarımızla barikatın önündeki izin vereceğini söyledi. Polisin yavaşça geri çekilmeye
kurulan barikatlara rağmen Taksim kararlılığını ve kitlenin coşkusunu ve sayısını arttırmak için çaba başlaması ile kitlenin coşkusu ve sayısı iyice artmaya
başladı. Bir süre sonra polis tekrar gelerek, sayının
iyice artmaya başladığını, Taksim Meydanı’nın

1 Mayıs izlenimleri... güvenliğini alamayacaklarını gerekçe göstererek daha


fazla çekilmeyeceklerini, açıklamayı olduğumuz

Halk devlete tepkisini


yerde yaparak dağılmamızı söyledi. Bu açıkça
ilk hedefimiz olan Beşiktaş’a girememiş olduk.
kitlenin kararlılığı ve coşkusundan duydukları
gösterdi!
Yüzümüzü Taksim’e döndük. Çevreden aldığımız
korkuyu ifade ediyordu.
haberler sayesinde kararlı ve direngen bir tutumla
Bu görüşmelerden sonra o anda orada bulunan
Taksim’e dört bir koldan binlerce insanın akın
Sabah 1 Mayıs’a katılmak üzere Anadolu Alınteri, Halkevleri, Kaldıraç ve BDSP’nin
ettiğini öğrendik. Binlercesi ise toplam iradenin bir
Yakası’ndan yola çıktım. Üsküdar merkeze indim. temsilcilerinin yer aldığı bir komite oluşturarak, son
parçası olmuştu. Bunun üzerine bir başka taraftan
İskelenin önünde işe gitmek için toplanmış bir kitle kararımızın “Taksim’i kazanmak” olduğunu devletin
alana girmeye çalıştık. Harbiye yolu tutulmuş ve
bekliyordu. Günlük ulaşım imkanları ortadan kolluk güçlerine ifade etmemizin hemen ardından
yaya trafiğine kapatılmıştı. Kurtuluş yönünden
kaldırılmış bu kitle başka bir imkan olmamasının azgınca kitlenin üzerine saldırmaya başladılar.
Dolapdere’ye indik ve oradan Tarlabaşı’na çıktık.
da verdiği gerginlikle tepkisini göstermeye başladı. Müdahaleye rağmen kitle İstiklal Caddesi’nde tekrar
O sırada Taksim Meydanı’nda toplanmış
Kendi aralarında tepkilerini dile getirenler daha tekrar toplanarak Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğunu
kitleye polis müdahale etti. Biz de bu kitleye
sonra “Hükümet istifa!” sloganları atmaya haykırdı. Çatışmalar saatlerce sürdü. Polisin tuttuğu
katıldık. Burada yaklaşık 200 kişi taşlarla polisin
başladılar. Kitle yola doğru yürüdü ve sloganlarla her sokak 1 Mayıs alanına dönüştü. Kolluk güçleri
müdahalesine karşı direndik, Taksim kararlılığını
yolu kesti. Taksileriyle işe yetişmeye çalışanlar gözü dönmüş bir şekilde dükkanları basarak,
sürdürdük. Daha sonra Tarlabaşı’na çekildik.
yolu açmamızı söylediler. Bunun üzerine yolu dükkanların içerisine kadar gaz bombaları atıp orada
Polisin azgın saldırısına rağmen kararlılık her daim
kesenlerden birisi kendilerinin işlerine çalışanları da coplayarak asıl teröristin kendileri
sürdü. Polisin saldırısı üzerine kitle dağılıyor, fakat
gidemediklerini, onları da geçirmeyeceklerini olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
bir süre sonra ara sokaklardan tekrar ana caddeye
söyledi. Ben oradan ayrılırken sloganlar ve İşte tüm bu yaşananlar maskeleri düşürmüştür. İşçi
çıkmaya başlıyordu. Muazzam bir direniş ruhu
konuşmalar devam ediyordu. ve emekçileri köleliğe mahkum eden, geleceğini
vardı. Fakat biz İstiklal Caddesi’nde buluşmuş olan
Anadolu Yakası’ndan bir işçi karartan sermaye düzeninin gerçek yüzü, emekçilerin
ana kola bir türlü ulaşamadık ve bir süre sonra
kararlı ve militan duruşu sayesinde bir kez daha
Kitlenin Taksim kararlılığı
çekilmek durumunda kaldık.
gözler önüne serilmiştir. Taksim bir kez daha devletin
Bugün yaşananlar, sınıfın hak arama

eylem boyunca devam etti!


tüm zorbaca engellemelerine rağmen kızıllaşmış ve 1
mücadelesinin önünde hiçbir gücün
Mayıs alanına dönüşmüştür. Sınıf devrimcileri olarak
duramayacağını gösteriyor. Ne gaz bombaları, ne
bizler de, işçi sınıfının kızıl bayrağını bir kez daha
Sabahın erken saatlerinde Taksim’e doğru yola copları, ne panzerleri ne de tankları ve tüfekleri...
barikatın en önünde taşıyarak, sınıfı devrim ve
çıktık. İlk toplanma noktası olan Beşiktaş’a 2007 1 Mayıs’ı ‘77 katliamının 30. yıldönümüne
sosyalizm davasına kazanma noktasındaki iddia ve
gidecektik. Fakat buraya ulaşana kadar birçok kez yakışır bir şekilde tarih sayfalarında yerini alacak!
kararlılığımızı bu kez de 2007 1 Mayıs’ında dost-
orada toplanmış olan kitleye müdahale olmuş, alan Bir işçi
düşman herkese göstermiş olduk.
kolluk güçleri tarafından kuşatılmıştı. Bu nedenle
GOP’tan BDSP’liler
8  Kızıl Bayrak Taksim kazanıldı! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Çağlayan’dan 1 Mayıs’ın Taksim’ine:


Çok yaşa Valimiz!..
Yüksel Akkaya
İki gün ara ile İstanbul’da yapılan nasıl gösterebilirdik?
mitingler Türkiye’yi anlamada çok Tabii, zulmün katmerlisini de yaşattınız bize.
önemli ipuçları sunuyor. Birkaç “Olsun!” diyorlar zulme maruz kalanlar. Zira, onlar
gündür kafamda kurguladığım yazı, senin gibi bir “yeteneklinin” ve çömezinin bir Pirus
Çağlayan Mitingi ile 1 Mayıs’ı zaferi bile kazanamamış olduğunun bilinci ve gururu
Taksim’de kutlama “çabalarını” ile şimdi yaralarını sarıyorlar. Senin ve çömezinin
birlikte ele alıp, değerlendirmekti. 1 Çağlayan’daki kitleden duyduğun rahatsızlığın
Mayıs’ta nelerin yaşanacağını az çok acısının kendilerinden çıkarılacağını biliyordu
biliyorduk. Ancak, İstanbul Valisi olan Taksim’in zaptına çıkan emekçiler, devrimciler,
zat-ı muhteremin içindeki kin, nefret sosyalistler. Ancak, Çağlayan’a katılanlar bunu
ve öfke ile hareket ederken İstanbul’da bilmeseler de 1 Mayıs’ta sokağa çıkma yasağından
adeta bir “grev” yaşatacağını daha beter olan “trafiği” tıkama cezasının bir parça
düşünmemiştim. Hani biz, devrimciler, kendilerinden sorulan hesap olduğunu da anlamayacak
sosyalistler olarak günlerce hazırlık kadar “akılsız” olmasalar gerek.
yapsaydık, belki bu kadar başarılı bir Sayın valim ve çömezi, iyi ki varsınız! Yoksa
grev yapamazdık; üstelik grevci Çağlayan muzafferleri 1 Mayıs’ın ne olduğunun pek
işçilerden Vali’nin, Emniyet farkında olmayabilirlerdi. Şimdi iki uzak açının
Müdürünün kulaklarını çınlatan şeyleri kapanması için de çaba sarf etmiş bulunuyorsunuz. Bu
söylemelerinde başarılı olamazdık. Bu nedenle de çok yaşayın…
nedenle pek sayın, kerameti kendinden Kimin çocukları olduklarını bilip bilmediklerinden
menkul olmayan valimiz ve çömezi İyi ki varsınız! Siz olmasanız, biz bu anlı, şanlı, kuşku duyulan ve duyulmayan bir güruh, bir savaşta
gariban emniyet amirine bir teşekkür borcumuz var!.. kirlenmiş medyaya sizlerin bir diktatör olduğunuzu düşmanın düşmana bile zalimce davranmayacağı
Çok yaşayın sayın valimiz!... Nur olun, var olun sayın nasıl anlatabilirdik? kadar zalim davranırken, bir sistemin kendisini var
emniyet amirimiz!... İyi ki varsınız! Siz olmasanız, biz bu 1 Mayıs’ı etmek için ne kadar çöplüklük insan yaratmış
İyi ki varsınız! Siz olmasanız, biz bu 1 Mayıs’ı sadece İstanbul’un her yanına değil, memleketin, hatta olduğunu da bir kez daha göstermiştir. Sayın valimiz
nasıl bu kadar zafer dolu olarak yaşayabilirdik? dünyanın dört bir yanına nasıl yayabilir, haklılığını ve çömezine bir de bu durumu sadece İstanbul’a değil,
Türkiye ve dünyaya gösterdikleri için teşekkür
borcumuz var. Çok yaşayın siz.
Sabah, saat 10:00 civarında bir gazeteci

Yalan ve demagojiyle suçunuzu bastıramazsınız!


“bağlandığı” SKY TV’ye açıklamalarda bulunurken,
“Şu anda burada bulunan trafik mağduru insanlar vali
ve emniyet müdürü hakkında iyi şeyler söylemiyorlar.
Yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz! Ben de aynı duyguları paylaşıyorum, ancak telafuz
edilen ifadelerin suç oluşturacağını bildiğim için
söylemeyeceğim” derken, valinin ve çömezinin halk
Estirdiği azgın terörün hesabını veremeyen uygulamasına rağmen (ve bunlar nedeniyle bir
tarafından “hatrının” epeyce sorulduğunu da bize
İstanbul Valisi Muhammer Güler, yalan üstüne araya gelinemediği için sınırlı sayıda da olsa)
göstermiş oluyor. Böyle bir olanağı yarattıkları için de
yalan uyduruyor. Pis bir demagojiden medet Taksim’e çıkan, eylem yapan, engellere rağmen
sayın valimize ve çömezine iyi ki varsınız demek
umuyor. Çünkü, savurdukları onca tehdite, Taksim’e çıkabilmek için saatlerce polisle
gerekiyor.
uyguladıkları onca teröre rağmen bu irade savaşını çatışmayı göze alan işçi ve emekçi kitleler, bu
Çağlayan mitinginde hiçbir şey yapamamış
kaybettiler. Şimdi tüm yenilenlerin içine düştüğü çatışmanın galibi olarak kayıtlara geçti. İstanbul
olmaktan çok canı sıkılanlar, acısını insanlığı
psikolojiyle demagojik saldırı başlatmış Valisi’nin 1 Mayıs öncesi tüm o
utandıracak bir tutum ile sıkılmış yumruklarını 1
durumdalar. böbürlenmelerinin, kabadayılıklarının ne kadar fos
Mayıs’ta 1977 katliamının felsefesine, ruhuna uygun
Sabahın erken saatlerinden itibaren basına olduğu görüldü. Daha da önemlisi, sınıf hareketine
bir şekilde yeniden işçi sınıfının tepesinde patlatmak
getirilen yasak, canlı yayın araçlarına el konması, polisiye önlemlerin sökmeyeceği bir kez daha
istediler. Ancak, yumruk kendi tepelerinde patladı.
düzen güçleri arasında geçici bir parçalanmaya yol kanıtlandı.
İşçi sınıfı için, işçi sınıfı adına siyaset yapanlar için
açtı. Düzen ve devrim, proletarya ve burjuvazi İstanbul Valisi’nin şimdi can havliyle sarıldığı
çok büyük ölçüde Taksim yasağı ve sorunu bitmiştir.
arasındaki kavgada, her zaman düzenin safında demagojinin, uydurduğu yalanların yenilgi
İstanbul’un İmparatorluk dönemindeki işgalinde bile
göreve koşan düzen medyası, faşist yasaklar psikolojisinden başkaca bir zemini bulunmuyor.
yaşanmamış bir işgale, düşmanın İstanbul halkına
zincirine takılınca, 2007 1 Mayıs’ında, en azından Güya bozuntuya vermemeye çalışıyorlar. Fakat
davranmadığı düşmanlıktan daha hain bir düşmanlıkla
günün ilk saatlerinde bu kadim görevini yerine yaşadıkları tam bir bozgundur. 17 bin kişilik tam
yapılan saldırılara, zulme ve zalimliğe rağmen işçi
getiremedi. Onun yerine, yasakçı zihniyet ve donanımlı polis ordusuyla, silahsız, üstelik toplu
sınıfı 1977’nin 30. yılında emek ile sermaye cephesi
uygulamalara karşı tepkili açıklamalar yapmaya olarak bir araya gelemeyen işçi ve emekçi
arasındaki mücadelenin direncini ölçen bir
başladı. Hürriyet’in ‘İstanbul diktatörü’ başlığıyla kitlelerine yenilmişlerdir. Sınıfın devrimci irade ve
mücadeleden alnının akı ile çıkmıştır.
verdiği haberi, televizyon kanallarının 1 Mayıs kararlılığı karşısında tam bir bozgun
Çağlayan mitingi bir siyasal temsil krizine işaret
için toplanmaya çalışan işçilere yönelik azgın yaşamaktadırlar.
ederken, devrimcileri, sosyalistleri bu boşluğu
polis terörünü, trafik işkencesine maruz bırakılan Vali, bir yandan uydurduğu yalanlarla İstanbul
doldurmaya davet eden bir miting olmuştur. Umarsız,
onbinlerce İstanbullu’yu ekranlara taşıması, bunu halkına çektirdiği eziyetin suçunu işçi sınıfına
çaresiz, öncüsüz bırakılmış bir kitle siyaseten
da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın yüklemeye çalışıyor. Diğer yandan yaptıklarından
kendisini temsil edecek bir önderlik beklemektedir.
yasağını protesto eden açıklaması izledi. Yer yer, dolayı halktan anlayış bekliyor. Hayır, bu
Taksim’e emek cephesinin sermaye karşısındaki
trafik terörüne yönelik protesto eylemleri yapıldı. yapılanların anlaşılır bir yanı yoktur. Bu bozgunun
direncini göstermek, mücadeledeki kararlılığını
Uygulanan tüm terör saldırılarına rağmen Taksim ardından vali açısından en akılcı tavır istifa kararı
göstermek için çıkanlar şimdi yeni görev ve
kararlılığını sürdüren güçlerin protesto olacaktır.
sorumluluklar ile karşı karşıyadır: Çağlayan’daki
açıklamaları, Taksim’e çıkma kararlılığını İstanbul Valisi istifa etmelidir!
kitleselliği Taksim’e taşımak, Taksim’deki ruhu,
yineleyen irade beyanları ekranlara taşındı. İller İdaresi Yasası çöpe!
kararlılığı, bilinci Çağlayan’a taşımak!..
Ve en önemlisi, tüm bu tehdit, baskı, terör
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Devletin terörü sökmedi! Kızıl Bayrak  9

Devletin baskı, terör ve tehditleri sökmedi!..

Fiili sıkıyönetime ve azgın devlet terörüne


rağmen 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkıldı!..
İşçi sınıfının devrimci iradesi bir kez daha baskın
çıktı. Sermaye devletinin ne öncesindeki tehditleri, ne
de 1 Mayıs günü estirdiği terör, devrimcilerin, işçi ve
emekçi kitlelerin Taksim kararlılığını engellemeye
yetebildi. Tüm engellere, saldırılara, gözaltı terörüne
rağmen Taksim’e çıktık.
Sermaye devletinin 1 Mayıs terörü, sadece
Taksim’e yönelen işçi ve emekçileri, devrimcileri,
sanatçıları hedeflemiyordu. Tüm İstanbullular trafik
işkencesi çekti. İşten atılma korkusuyla 1 Mayıs’a
katılamayacağını düşünen işçi ve emekçiler işlerine,
öğrenciler okullarına ulaşamadı. Anadolu’dan gelen
tüm araçların yolu kesildi, 1 Mayıs’a gelenler azgın
bir saldırıya uğradı. Otobüslerin içine gaz bombaları
atıldı. Coplarla, tekmelerle insanlar yaralandı. Toplu
olarak gözaltına alındılar. Fiili saldırıların yaşandığı
her yerde, 1 Mayıs göstericileriyle birlikte çevredeki
halka da aynı şiddet uygulandı. İstiklal Caddesi başta
olmak üzere, Taksim’e çıkan tüm yollardan, sıkılan
gazların dumanları saatlerce kalkmadı.
Peki tüm bu kudurganlık ne işe yaradı? Taksim
kararlılığımızdan zerre kadar eksilme sağlayabildi mi?
Sağlayamadığını dosta da düşmana da göstermiş
bulunuyoruz.
Sermaye devletinin 1 Mayıs’ta Taksim’de olma
kararlılığımıza yönelik tehdit, baskı ve saldırıları nasıl
kâr etmediyse, İstanbul’da estirdiği terör, uyguladığı
fiili sıkıyönetimin suçunu bizlere, 1 Mayıs’ı Hürriyet gazetesinin ‘İstanbul diktatörü’ başlığıyla İstanbul Valisi, gözaltına aldıkları göstericilerin
Taksim’de kutlamak isteyen işçi sınıfı ve emekçilere, verdiği haber, trafik işkencesine karşı konan eylemli üstünden silah çıktığını söylüyor. Ağzından çıkan her
devrimcilere yükleme çabası da kâr etmeyecek. tepkiler, yükselen sloganlar, İstanbul Valiliği şahsında söz gibi, bunun da yalan olduğu herkesçe biliniyor
Nitekim, daha ilk saatlerde ortaya konan ilk tepkiler sermaye devletinin bu çatışmadan mağlup ayrıldığının olmalı ki, henüz burjuva medya tarafından bile
bile bunun böyle olacağını gösteriyor. Üstelik bu göstergesidir. Bu yenilgiyi, ezici sayıdaki silahlı kullanılmaya başlanmadı. Fakat diyelim ki bir
tepkiler henüz sınıf cephesinden değil, düzen kuvvetlerine rağmen, belki büyük oranda o gösterici bir tabancayla alana yaklaşmaya çalışmış
cephesinden yükselmiştir. Yayın yasağına yönelik kuvvetlerin estirdiği terör yüzünden tatmış olsun. Helikopterleri, panzerleri, tazyikli su araçları,
önce basın-yayın organlarından, ardından da bulunuyorlar. gaz bombaları ve bilumum diğer donanımıyla 17 bin
Gazeteciler Cemiyeti’nden yapılan açıklamalar, silahlı polisin, sayısız askerin karşısında ne ifade
edebilir? Taksim’in kapatılmasına nasıl bir gerekçe
olabilir? İstanbul’un tamamında sıkıyönetim
BDSP’den açıklama: uygulamasına, estirilen teröre nasıl bahane
oluşturabilir?
1 Mayıs’ta İstanbul’da uyguladıkları fiili
1 Mayıs’ta sınıfın devrimci iradesi kazandı! sıkıyönetime, azgın teröre, işçi ve emekçileri,
devrimcileri, 1 Mayıs’ı gerekçe göstermeye çalışanlar,
Sermaye devletiyle işçi sınıfı, düzenle devrim Mayıs’a, işçi sınıfına, devrimcilere yüklemeye 30 yıl önce, Taksim’deki 1 Mayıs’a yönelik
arasında bir ayı aşkın bir süredir devam eden irade çalışıyor. Ama bu kez başaramayacak! Tüm suç kontrgerilla saldırısı düzenleyen, sonra da bu kendi
savaşının galibi işçi sınıfıdır. Devrimciler, sermaye devletinde, onun İstanbul’daki temsilci ve kanlı faşist saldırılarını, kanlı faşist darbelerine
devrimci işçiler ve emekçiler tüm Türkiye işçi uygulayıcısı olan validedir. İstanbul Valisi istifa gerekçe yapmaya kalkanlardır. Bugün darbe
sınıfı adına ve sadece irade ve kararlılığın gücüyle etmeli, 1 Mayıs günü estirdiği terörün hesabını tehdidinde bulunanlarla, dün darbe yapanlar aynı
Taksim’i fethetmiş bulunuyor. vermelidir. Amerikancı ordunun aynı kontracı generalleridir.
Sermayenin devleti, Taksim civarına ulaşabilen Ancak, bu terörün devamını engellemek için 1 Mayıs 2007’de İstanbul’da estirilen terörün
işçi sayısının çok çok üstünde yığınak yaptığı bu yeterli değildir. Valinin sarıldığı ve her türlü sözcülüğünü üstlenen Vali Güler derhal istifa
silahlı güçlerine, zırhlı araçlarına, gaz bombalarına hak arama yolunu terörle kesme aracı olan İller etmelidir. Ancak bu terörün tek sorumlusunun vali
rağmen bu savaşı kaybetmiştir. Çünkü çatışma asıl İdaresi Yasası çöpe atılmalıdır. 1 Mayıs günü olmadığını, bunun siyasi bir karar olduğunu,
olarak iki tarafın iradeleri arasında yaşanmıştır. uygulanan canlı yayın yasağı, bu tür faşist hükümetin de üstünde, sermaye sınıfının ve devletinin
Valinin tüm yalanlarına rağmen çatışmanın işçi yasaların sadece düzen muhaliflerini değil, düzen doğrudan üstlenmesi gereken bir sorumluluk olduğunu
sınıfı cephesinden tek silah kullanılmamış, tek güçlerini de hedefleyebileceğini kanıtlamıştır. ilan ediyoruz. Bugün İstanbul’da karşı karşıya gelen
kurşun sıkılmamıştır. Sermayenin devleti, silahsız Sınırsız söz, basın, gösteri özgürlüğü için, İller iki düşman sınıf, burjuvazi ve proletaryadır. Proletarya
kitlelerin üzerine bir kez daha silahlarıyla İdaresi Yasası’nın iptali için, 1 Mayıs terörünün meydanlardadır, cephenin en önünde yürümektedir.
saldırmasına rağmen yenilmekten kurtulamamıştır. hesabını sormak için mücadeleyi yükseltelim! Burjuvazi ise her zamanki gibi, silahlı güçleri, valileri,
Şimdi İstanbul Valisi, bu yenilginin 1 Mayıs zaferinin gücüyle hak ve ve diğer maaşlı görevlilerini cepheye sürmüş, kavgayı
psikolojisiyle yalana ve demagojiye başvuruyor. özgürlüklerimizi genişletmek için ayağa kalkalım! perde arkasından yönetmeyi tercih etmiştir. Bugün bu
İşçi sınıfına yönelik azgın saldırganlığın ve Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) perde bir yerinden yırtılmış, sermayenin kanlı yüzü bir
İstanbul halkına çektirilen işkencenin suçunu 1 kez daha ortaya çıkmıştır.
10  Kızıl Bayrak Sorumlular derhal istifa etmelidir! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Olayların sorumlusu hükümettir, valiliktir!


DİSK-KESK-TMMOB-TTB-TDB’den açıklama...

1977 1 Mayıs’ında ölenlerin anması amacıyla ortak olarak


gerçekleştirilen anma etkinliğine yönelik baskı ve sindirme uygulamaları
nedeniyle yapılan ortak basın açıklaması
Hükümet 1 Mayıs 2007 kutlamaları karşısındaki tutumuyla “kendine
demokrat olduğunu gösterdi”. Kendi ideolojisinin hedefleri ve kişisel
ikballeri konusunda demokrat kesilenler emekçilerin demokrasi, adalet,
barış, özgürlük ve insanca yaşam taleplerini dile getirmelerini engelledi.
Susurluk’un, yolsuzlukların, derin devletin köklerinin yattığı 1 Mayıs
‘77 olaylarının araştırılmasını isteyen halka Taksim’i kapattı. O Taksim ki
konserlerden yılbaşı kutlamalarına, motosiklet şovlarından şenliklere kadar
her etkinliğe, herkese açıktır.
Bizler taleplerimizi barışçı şekilde dile getirmek, topluma demokrasi
ve özgürlüğün, barışın, birlik ve dayanışmanın önemini anlatmak ve 1
Mayıs ‘77’de öldürülen 36 arkadaşımızı anmak için Taksim’de buluşmak
istedik. 1978’den beri görülmedik bir biçimde sert ve uzlaşmaz bir tutumla
karşılaştık. Arkadaşlarımızın İstanbul’a girmesi engellendi. Başta 1 Mayıs
Tertip Komitesi olmak üzere gözaltına alındılar, coplandılar, engellendiler.
1 Mayıs şehitleri anıldı İstanbul bir açık cezaevine, bir toplama kampına dönüştürüldü.
Anayasal, demokratik hakkını kullanarak katledilen arkadaşlarını
1 Mayıs’ı örgütleyen güçler, 1 anmak, taleplerini dile getirmek isteyen bizlerin daveti üzerine, bu davete
Mayıs şehitlerini anmak amacıyla icabet ederek alanlara gelenler derhal serbest bırakılmalıdır. Taleplerini
Kadıköy ve Şişhane’de 26 Nisan günü dile getirenler suçlu değildir. Bu kaosa neden olanların adresi bellidir.
anma etkinlikleri gerçekleştirdiler. Gözaltına alarak emekçilere gözdağı verilmek isteniyorsa, yılmayacağımızı
Yapılan anmalarla 1 Mayıs şehitlerinin buradan dile getiriyoruz. Tek istekleri yitirdiğimiz dostlarımızı anmak olan
yürüttükleri mücadelenin takipçisi insanlar, hukuksuz biçimde gözaltında tutulmaktadır. Bu hukuksuzluğa son
olunacağı dile getirildi. verilmeli ve derhal serbest bırakılmalıdır.
Bugün sadece 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenler değil, tüm halk
Kadıköy: “1 Mayıs şehitleri engellendi, hareket edemez hale getirildi. Topluma korku salınmak, esnaf,
aramızda!” öğrenci, kadın gibi toplumun farklı kesimleri emekçilere, 1 Mayıs’ı
İlk olarak 1 Mayıs 96’da kutlayanlara düşman edilmek istendi. Sanki halk cezalandırıldı. İşine
Kadıköy’de şehit düşen Dursun ulaşmak için kilometrelerce yol yürümeye mahkum edildi. Bunun
1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanına!” sloganları
Odabaşı, Yalçın Levent ve Hasan sorumlusu 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenler değil Hükümettir, Valiliktir.
atıldı.
Albayrak, katledildikleri yerde yapılan İstanbullulara 1 Mayıs’ı korku günü gibi göstermek isteyenlerdir.
eylemle anıldılar. Kadıköy Belediyesi Korktukları işçilerdir, emekçilerdir; korktukları halkın talepleridir.
“Mehmet Akif Dalcı ölümsüzdür!”
önünde bir araya gelen 150 kişilik kitle İstanbul’da terör estiren, hukuku ayaklar altına alan, tüm olayların
Avrupa Yakası’nda 1 Mayıs 1989’da
ellerinde karanfillerle ve sloganlar sorumlusu olan Vali istifa etmelidir.
şehit düşen Mehmet Akif Dalcı’nın
eşliğinde katliamın gerçekleştiği yere Bu çabalar boşa çıktı. Taleplerini kararlılıkla dile getirmek isteyenler
anması Beyoğlu Evlendirme Dairesi
kadar yürüdüler. Burada DİSK Genel yine de Taksim’e çıktı. ‘77’de öldürülenleri andı, topluma mesajını iletti.
önünde başladı. DİSK, KESK,
Sekreteri Musa Çam bir konuşma yaptı. Bu talepler sadece alana çıkabilenlerin değil, tüm toplumun istekleridir. Bu
TMMOB ve TTB yöneticileri, siyasi
Çam, Kadıköy’de gerçekleştirilecek talepler tüm halkın talepleridir
parti temsilcileri ve Devrimci 1 Mayıs
bu ilk anmanın ardından Mehmet Bütün bunlar AKP Hükümetinin gerçek yüzünü ortaya koymaktır. IMF
Platformu’nun yer aldığı anmada
Dalcı’yı anmak için Şişhane’ye ve Dünya Bankası talimatlarına, taleplerine eksiksiz uyanlar emekçilerin
Evlendirme Dairesi’nden slogan
gidileceğini duyurdu ve esas anmanın taleplerini dile getirmelerine dahi tahammül edememektedir.
eşliğinde yüründü. Yürüyüş boyunca “1
Dolmabahçe’de buluşup Taksim’e Bugün Taksim alanına, 1 Mayıs alanına gelemeseler dahi özgür, barış
Mayıs şehitleri ölümsüzdür!”, “Mehmet
çıkılarak yapılacağını söyledi. Çam, 1 içinde, demokratik bir ülke isteyen, emeğin haklarına saygı duyulmasını
Akif Dalcı ölümsüzdür!”. “Yaşasın 1
Mayıs’ta ve demokrasi mücadelesinde isteyen herkesin kalbi Taksim Meydanı’nda attı. İstanbul’un ve
Mayıs!” sloganları atıldı.
şehit düşenler için bir dakikalık saygı Türkiye’nin dört bir yanında onlarca 1 Mayıs kutlandı. Binlerce insan
1 Mayıs’ı örgütleyen kurumlar adına
duruşu çağrısı yaptı. Saygı duruşunun Hükümetin emek karşıtı, işçi düşmanı tutumu karşısında taleplerini dile
açıklama Mehmet Akif Dalcı’nın şehit
ardından Çam, Türkiye’de işsizliğin, getirdi. Yolları kesilen binlerce işçi Üsküdar’ı, Beşiktaş’ı, Kurtköy’ü
düştüğü yerde yapıldı. Ortak açıklamayı
yoksulluğun arttığına, eğitim ve Sıhhıye’yi 1 Mayıs Alanı’na, Taksim Alanı’na dönüştürdü, taleplerini
DİSK Genel Sekreteri Musa Çam yaptı.
sağlığın para hale getirildiğine değindi, haykırdı.
Çam, Türkiye ve dünya işçi sınıfının
sorunların çarpık bir parlamento ile 1 Mayıs 2007’yi olması gerektiği gibi barışçı ve özgür bir biçimde
birlik, mücadele ve dayanışma günü 1
çözülemeyeceğini söyledi. Çam Taksim Alanı’nda kutlayabilseydik, sizlere ayrıca dağıttığımız konuşma
Mayıs’ın, 1 Mayıs günü Taksim’de
sözlerine Taksim çağrısı ile son verdi. metnindeki talepleri dile getirecektik.
kutlanacağını belirtti. Bugün
Daha sonra KESK MYK üyesi Bu talepler hükümeti, bu talepler gericileri, bu talepler demokrasi
Kadıköy’de yapılan anmayla ‘96 yılında
Sevgi Göyce bir konuşma yaptı; üreten düşmanlarını, bu talepler çözümü darbelerde arayanları korkuttu. Onların
yaşamını yitiren 3 işçiyi andıklarını
ve yaratan insanların eşitlik ve tümüne bir kez daha hatırlatıyoruz. Korkunun ecele faydası yoktur. Siz
söyleyen Çam, “1989 1 Mayıs’ında
demokrasi taleplerini yükseltmek ve duymak istemediğiniz için taleplerimiz ortadan kalkmaz. Onlarcamızı
burada yaşamını yitiren Mehmet Akif
1977’de şehit düşenleri anmak için 1 gözaltına alsanız dahi yüzler, yüzlercemizi gözaltına alsanız
Dalcı’yı anıyor, mücadelesinin
Mayıs’ta Taksim’de olunacağını dahi binler, onbinler taleplerimizi dile getirmeye devam edecek.
mücadelemiz olduğunu söylüyoruz”
söyledi. Hükümete bir kez daha sesleniyoruz. Emeğin taleplerine kulak verin,
dedi.
3 kişinin şehit düştüğü yere karanfil toplumun taleplerine kulak verin. 1 Mayıs 77’yi kana bulayanlar da 12
‘77, ‘89 ve ‘96 1 Mayıs1arı’nda ve
bırakılmasının ardından eylem sona Eylül darbecileri de emekçileri, toplumu susturmak istiyordu;
devrim mücadelesinde şehit düşenler
erdi. Buradan Mehmet Akif Dalcı’nın başaramadılar. Sizin gücünüz ise bizi susturmaya hiç yetmez.
adına saygı duruşu yapıldı, karanfiller
şehit düştüğü Şişhane’ye doğru harekete Süleyman ÇELEBİ, DİSK Genel Başkanı
bırakıldı. “1 Mayıs şehitleri
geçildi. İsmail Hakkı TOMBUL, KESK Genel Başkanı
ölümsüzdür!” sloganı ile eylem sona
Eylem’de ‘1 Mayıs şehitleri Mehmet SOĞANCI, TMMOB Genel Başkanı
erdi.
aramızda!”, “1 Mayıs şehitleri Gencay GÜRSOY, TTB Merkez Konseyi Başkanı
Kızıl Bayrak/İstanbul
ölümsüzdür!”, “Yaşasın 1 Mayıs!” ve “ Celal Korkut YILDIRIM, TDB Genel Başkanı
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Ya görev başına, ya kapı dışına! Kızıl Bayrak  11

Türk-İş’in bölücü-icazetli mitingine


işçi tepkisi!
1 Mayıs’ta sınıf hareketini bölme misyonuyla kurtulur insanlık!”, “Kapitalist sömürüye, emperyalist
hareket eden Türk-İş, Kadıköy’de miting yapma kararı savaşlara karşı mücadele bayrağını yükselt!” ve
almıştı. Türk-İş içerisindeki ilerici sendikalar, Kadıköy “Bütün dünyanın işçileri birleşin!” yazılı pankartlar
kararı sonrasında birleşik bir 1 Mayıs için girişimler taşındı. UİD-DER kortejine de belli bir coşku ve
yapsalar da durum değişmedi. Düzen partisi CHP ve disiplin hakimdi. Bu kortejden sürekli olarak işçi
Perinçekçi İP çetesi de 1 Mayıs için Kadıköy’e çağrı sınıfının birliğine, kapitalizme karşı örgütlü
yaptılar. Kadıköy destekçileri arasında EMEP de mücadelesine ilişkin sloganlar yükseldi.
yerini aldı. Perinçekçi İP çetesi 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak
Kadıköy İskele Meydanı’ndaki miting için sabah isteyenleri “sol maskeli vatan düşmanları” olarak
saat 10:00’dan itibaren Haydarpaşa Numune Hastanesi niteleyerek Kadıköy’deki Türk-İş mitingine Türk
önündeki bulvarda ve Tepe Natilius civarında kortejler bayraklı katılım çağrısı yapmıştı. Fakat İP kortejlerinin
oluşturulmaya başlandı. geçen yıla göre bir hayli zayıflamış olması, bu
Alana doğru yürüyüş başladığında saat 11.30’u çağrının işçi ve emekçilerde ciddi bir karşılık
geçiyordu. Yürüyüşün en önünde Türk-İş korteji yer bulmadığını göstermekteydi.
aldı. Türk-İş pankartıyla birlikte büyük bir Türk Kortejlerin İskele meydanına yerleşmesiyle birlikte
oluyordu.
bayrağı da taşındı. Ardında Demiryol-İş, Harb-İş, miting programı başladı. Önce İstiklal Marşı ve
Düzen partisi CHP de Kadıköy’deki mitinge belli
Petrol-İş, Hava-İş ve Türk Metal sendikaları yürüdü. arkasından 1 Mayıs Marşı çalındı. Arkasından ilk
bir kitle ile katılmıştı. Türk-İş kortejinin hemen
Bunların ardından Tümtis, Yol-İş, Tes-İş, Tek Gıda-İş, konuşmayı yapmak üzere Türk-İş İstanbul Bölge
peşinde yer alan CHP’nin kortejinde yaklaşık 180 kişi
Koop-İş, Liman-İş, Deri-İş Tuzla Şubesi, Haber-İş, yöneticisi Faruk Büyükkucak söz aldı. Büyükkucak,
yürüdü. İlçe örgütlerinin pankartları arkasında
Toleyis, Kristal-İş, Belediye-İş şubeleri, Basın-İş, AKP hükümetine çatan, sermayenin saldırı
yürüyenleri de hesaba kattığımızda CHP, mitinge
Tarım-İş, Selüloz-İş ve Tez Koop-İş kortejleri politikalarına değinen genel geçer bir konuşma yaptı.
toplam 350 civarında bir kitleyle katılmış oldu. CHP
yürüyüşe geçti. Daha sonra Haber-İş üyesi bir kadın işçiye söz
kortejinin sonunda üzerinde “Halk göreve!” yazan
Türk-İş’e bağlı sendikalar toplam 3500 kişilik bir verildi. Söz alan kadın işçi, Büyükkucak’tan çok daha
devasa büyüklükte siyah bir pankart taşındı. CHP’nin
kitleyle yürüdü. Belediye-İş 1000 kişiye yaklaşan derli toplu bir konuşma yaptı. Sermayenin saldırı
arkasında ise yaklaşık 40 kişilik kitlesiyle İşçi
kitlesiyle, Deri-İş ise 700’ü aşkın kitlesiyle Türk-İş’in politikalarını somut örneklerle teşhir etti. 1 Mayıs’ın
Kardeşliği Partisi (İKP) yürüdü.
en kalabalık kortejlerini oluşturdular. Bunların dışında anlamına dair vurgular yaptı. Onun ardından Belediye-
Diğer koldan yürüyüşe geçen EMEP’in katılımında
Yol-İş’in de 300 kişiyi aşan bir kitlesellikle alana İş üyesi bir işçi konuştu.
gençliğin ağırlığı göze çarpıyordu. EMEP’in parti
geldiği gözlendi. Diğer sendikaların pek çoğu Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç’ın bu mitingde
kortejinde 200’ü biraz aşan bir katılım söz konusuydu.
sembolik sayıda insanla alana gelmişlerdi. Yürüyüş konuşacağı programda yer almıyordu. Türk-İş Genel
İstanbul Emek Gençliği saflarında ise yaklaşık 200
sırasında Türk-İş kortejinde Deri-İş ve Belediye-İş Başkanı işçilerin karşısına çıkmaktan korkmuştu.
kişi vardı. Sarıgazi Tekstil İşçileri, Yenidoğan Emek
kortejleri dışında gözle görülür bir coşku yoktu. Tuzla Fakat yapılan konuşmalar sırasında miting alanına
Gençliği vb. yerel pankartlar arkasında da 200 kadar
Deri işçileri coşkulu ve disiplinli yürüyüşleriyle hakim olan hava bu hainlere cesaret vermiş olacak ki,
bir kitle yürüdü. Emek Gençliği saflarında yer
korteje ruh katıyorlardı. Belediye-İş üyesi işçi kürsüden indikten sonra Salih
alanların göze çarpan bir bölümünü dershane
Yürüyüş öncesinde ve yürüyüşe geçildikten sonra Kılıç’ın konuşacağı açıklandı. Anlaşılan o ki Türk-İş
öğrencileri, yani liseli gençlik oluşturuyordu. Emek
özellikle Deri-İş ve Belediye-İş kortejlerinde birçok yönetimi bu sayede bir itibar tazelemesi yapma
Gençliği kortejlerinde sosyalizm vurgusunun öne
kişinin gözü kulağı Taksim’de yaşanan niyetindeydi. Fakat Salih Kılıç’ın mikrofona
çıktığı sloganlar sıklıkla ve belli bir coşkuyla atıldı.
gelişmelerdeydi. Bazı temsilcilerin telefon gelmesiyle birlikte bu hesabın ters teptiği görüldü.
EMEP’in arkasından yaklaşık 500 kişilik
haberleşmesinden sora işçilere Taksim’deki Salih Kılıç kürsüye çıkıncaya kadar son derece sakin
Uluslararası İşçi Derneği (UİD-DER) kitlesi yürüdü.
gelişmelerle ilgili bilgi aktardıkları gözleniyordu. bir biçimde konuşmaları dinleyen işçi kitlesi
UİD-DER kortejinde “Yaşasın dünya işçilerinin
Sıklıkla atılan “Yaşasın işçilerin birliği!” sloganıyla da hareketlenmeye başladı. Alandan protestolar yükseldi,
kapitalizme karşı mücadelesi!”, “Enternasyonalle
Taksim’e dönük dayanışma duyguları dile getirilmiş Salih Kılıç’ın konuşması ıslık ve alkışlarla, yer yer
sloganlarla kesildi. Protestonun başını deri işçileri

Gülsuyu: “Her yer direniş, her yer Taksim!”


çekiyordu. Tümtis kortejinde yer alanların yanısıra
Yol-İş üyelerinin bir bölümü de sloganlarla protestoya
katıldılar. Türk-İş yöneticileri protestoların önüne
1 Mayıs kutlamaları için Dolmabahçe’de geçmek için sayısız ikazda bulundular, bunlar fayda
toplanıp Taksim Meydanı’na yürüyen işçi ve etmeyince de Demiryol-İş kortejini kürsünün önüne
emekçilere yönelik gerçekleştirilen saldırılar ve aldılar. Demiryol-İş üyesi işçiler ellerindeki bayrakları
engellemeler, Gülsuyu’nda gerçekleşen bir eylemle sallayarak “Türk-İş nerede biz oradayız”, “Türk-İş sen
protesto edildi. bizim her şeyimizsin” sloganlarını atmaya başladılar. 1
BDSP, HÖC, PDD, Partizan ve DHP’nin Mayıs’ın Türk-İş yönetimi tarafından bölünmesine
örgütlediği, ESP ile Köz’ün destekçi olduğu karşı yükseltilen protestoları etkisiz kılmak için
eyleme yaklaşık 250 kişi katıldı. Eylemde “Her yer başvurulan bu yöntem açık bir provokasyondu.
direniş, her yer Taksim!” şiarı haykırıldı. Demiryol-İş kortejinde yer alanların protestoculara
Son durakta toplanan kitle “Taksim 1 Mayıs dönük provokatif davranışları sonucunda kavga çıktı
alanıdır, yasaklanamaz!” pankartını açarak aşağıya ve miting alanı bir anda karıştı. Deri-İş üyelerinin ve
doğru sloganlarla yürüyüşe geçti. Yürüyüş araya giren başka sendikalardan işçilerin sağduyulu
başlayan program konuşma ile devam etti. Burada
boyunca “1 Mayıs kızıldır, kızıl kalacak!”, davranışları sonucu Türk-İş yönetiminin
yapılan konuşmada devletin estirdiği terörün
“Yaşasın 1 Mayıs, biji 1 gulan!”, “Taksim 1 Mayıs provokasyonu boşa çıkartıldı. Protestolar ise Salih
emekçileri yıldıramadığı, 1 Mayıs’ın direniş
alanıdır!”, “Gözaltılar serbest bırakılsın!”, Kılıç kürsüden ininceye kadar devam etti.
geleneğine uygun olarak kutlandığı vurgulandı.
“Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atıldı, Salih Kılıç’ın rezil rüsva olarak kürsüden
Konuşmanın ardından ‘1 Mayıs’, ‘Çav Bella’
yol üzerindeki kahvehanelere girilerek ajitasyon inmesinin ardından sahne müzik gruplarına bırakıldı.
ve ‘Gündoğdu’ marşları söylendi.
konuşmaları yapıldı. Söylenen şarkılar ve çekilen halaylardan sonra miting
Eylem marşların ardından “Devrimci irade
Heykel Meydanı’nda 1 Mayıs şehitleri şahsında sona erdi.
teslim alınamaz!” sloganı ile bitirildi.
devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ile Kızıl Bayrak/İstanbul
Kızıl Bayrak/Kartal
12  Kızıl Bayrak 1 Mayıs mitinglerinden... Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Ankara’da coşkulu ve kitlesel 1 Mayıs


Ankara’da 2007 1 Postal yalayıcı İP çetesi
Mayıs mitingi binlerce işçi devrimci kortejlere saldırdı
ve emekçinin katılımı ile
kitlesel ve coşkulu bir
Yaklaşık bir saatlik yürüyüşün ardından devrimci
atmosferde gerçekleştirildi.
kortejlerin alan girdiği sırada polis destekli faşist İP
Saat 14:00’te Opera
çetesi ESP kortejine saldırdı. Saldırı haberinin alanda
önünde toplanmaya
duyulmasıyla birlikte komünistler BDSP pankartı
başlayan kortejler yaklaşık
arkasında arama noktasına doğru yürüyüşe geçtiler.
bir saat sonra Sıhhiye’ye
Arama noktasına kurulan polis barikatını yaran
doğru yürüyüşe geçtiler.
komünistler burada ESP korteji ile birleştiler. Bu sırada
İşçi ve kamu
Devrimci 1 Mayıs Platformu bileşenleri de arama
emekçilerinden oluşan
noktasına geldi. ESP kortejinin 1 Mayıs alanına girmesi
sendika kortejlerinin önde
ile birlikte burada devrimci güçler tarafından İP çetesine
yürüdüğü yürüyüş kolunda
karşı devrimci bir barikat kuruldu. Burada sık sık
sırasıyla dernekler, öğrenci
“Yaşasın devrimci dayanışma!”, “İP 1 Mayıs’tan defol!”,
kortejleri, TMMOB,
“Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları atıldı. Miting
Ankara Devrimci 1 Mayıs
sona erene kadar İP 1 Mayıs alanına sokulmadı.
Platformu (Alınteri, BDSP,
DHP, Partizan), ESP,
ODAK ve reformist sol Taksim’de yaşanan devlet terörüne ve yıkım
partilerin kortejleri yer saldırılarına öfke haykırıldı!
aldı. Türk İş’e bağlı
sendika şubelerinden taşındığı kortejde emekçilerin katılımı ağırlıktaydı. Miting programı 1 Mayıs şehitleri şahsında
TÜMTİS’in, KESK’e bağlı sendika kortejlerinden ise Önceki yıla oranla yapılan kitle çalışmasının daha gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı. Ardından
Eğitim-Sen’in mitinge katılımı kitlesel ve coşkulu güçlü bir şekilde alana yansıdığı görüldü. Kızıl konuşmalar gerçekleştirildi. Ağırlıklı olarak Taksim’de
oldu. Yine üniversite gençliği 1 Mayıs’a kitlesel bir bayrakların taşındığı BDSP kortejinde yürüyüş yaşanan devlet terörü ve sermayenin yıkım politikaları
katılım gerçekleştirdi. Devrimci kortejler arasında ise boyunca “Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm!”, “1 teşhir edildi. İlk olarak tertip komitesi adına KESK
BDSP ve ESP kortejleri kitleselliği ve coşkusu ile öne Mayıs kızıldır, kızıl kalacak!”, “Kahrolsun ücretli Basın Yayın Sekreteri Hasan Hayır konuştu. Ardından
çıktı. Reformist partilerden ise ÖDP ve EMEP kitlesel kölelik düzeni!”, “Kahrolsun sermaye iktidarı!”, KESK Şubeler Platformu sözcüsü Osman Özyurt
bir katılım gerçekleştirdi. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın Taksim’de yaşanan devlet terörüne ve sermayenin son
işçilerin birliği, halkların kardeşliği!”, “Sınıfa karşı saldırılarına değinen bir konuşma yaptı. Ardından Petrol-
Komünistler emekçi ağırlıklı ve sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı İş Ankara Şube Başkanı Mustafa Özgen bir konuşma
coşkulu bir katılım gerçekleştirdi! sosyalizm!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Yeni gerçekleştirdi.
Ekimler için ileri!”, “Partiyi kazandık partiyle Konuşmalar sonrasında müzik grupları sahneye
Komünistler olarak uzun soluklu bir ön hazırlık kazanacağız!” sloganları sıklıkla atıldı. çıktı. Müzik eşliğinde alanda halaylar çekildi.
sürecinin ardından 1 Mayıs alanına güçlü bir katılım Üniversite pankartları ile mitinge katılan genç 8 bin civarında işçi ve emekçinin katıldığı Ankara 1
gerçekleştirdik. Önde Marx, Engels, Lenin figürlü komünistler ise özgün çalışmaları üzerinden anlamlı Mayıs mitingi kürsüden ve kitle tarafından hep birlikte
“Bütün ülkelerin işçileri birleşin!/BDSP”, “Yaşasın bir kitleyi 1 Mayıs alanına taşıdılar. söylenen “1 Mayıs Marşı” ve “Enternasyonal marşı”
1 Mayıs/Mamak İşçi Kültür Evleri” pankartlarının ile sona erdi.
Ankara’dan komünistler

ODTÜ’lüler 1 Mayıs alanındaydı!


1 Mayıs’ın yaklaşmasıyla tüm ODTÜ’de 1 ördük. 1 Mayıs, bijî yek gulan!”, “Yaşasın halkların
Mayıs rüzgârı esmeye başladı. Birçok öğrenci 1 Bu çalışma esnasında binlerce bildiri dağıttık. kardeşliği!”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle
Mayıs üzerine konuşmaya, insanlar 1 Mayıs’a ODTÜ içerisindeki yurtların birçoğu tek tek özgürleşecek!”, “Sermaye, jandarma defol,
nerede ve nasıl katılacağını tartışmaya başladılar. gezildi. Bildirilerimizi elden ve birebir konuşarak üniversiteler bizimdir!”, “Emperyalizm yenilecek,
Dağınık bir şekilde ve ortak bir duruşa sahip dağıttık. 1 Mayıs sabahı geldiğinde “Geleceğimizi direnen halklar kazanacak!”, “Katil ABD
olmadan 1 Mayıs alanına çıkacak birçok öğrenciyi istiyoruz!/ODTÜ Öğrencileri” imzalı Ortadoğu’dan defol!”, “Yaşasın devrim ve
geleceksizlik sorunu üzerinden toparlayacak pankartımızı yazarak güne başladık. Hazırlık sosyalizm!”, “Tek yol devrim, kurtuluş
“ODTÜ Öğrencileri” imzalı bir çalışma başlattık. binasından yemekhaneye kadar kantinleri sosyalizm!”, “Gelenek sürüyor, ODTÜ yürüyor!”
Çok kalabalık olmayan iki toplantının ardından dolaşarak otobüse bineceğimiz yurtlar bölgesine sloganları atıldı ve 1 Mayıs, Hürriyet, Avusturya
afişler asarak ve bir bildiri kaleme alarak kadar bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüşe İşçi Marşı ve Çav Bella söylendi. Bu esnada
çalışmalara başladık. Hazırlık binasının önünde yaklaşık 100 kişi katıldı. Yolu keserek yaptığımız kortejin coşkusu görülmeye değerdi. Köprü
açtığımız masa ile neredeyse tüm hazırlık yürüyüşte 1 Mayıs marşını söyledik ve attığımız altlarından geçerken bir kat daha artan coşku
öğrencilerine ulaşarak, yüzlerce öğrenciyle sloganlarla 1 Mayıs coşkusunu ODTÜ’ye taşımış eylemin tamamında da hakimdi. 300’ü aşkın bir
konuştuk. 1 Mayıs’a katılma konusunda kafasında olduk. Ardından otobüse binerek Ankara 1 Mayıs katılıma ulaşan ODTÜ Öğrencileri, 1 Mayıs
tereddütü olan, 1 Mayıs’ın anlamını bilmeyen yürüyüşünün başlayacağı Ulus’a doğru yola alanında farkedilir bir kortej oluşturmuştu.
birçok öğrenciyle konuşma fırsatı bulduk. çıktık. Otobüste de marşlar söyledik. Otobüsten Düzenli bir şekilde yürüyen ODTÜ Öğrencileri
“Diplomalı işsiz olmayacağız!” şiarının etrafında inip Ulus’a gelene kadar da pankartımızı açarak alanda da diğer üniversitelerden gelen öğrencilerle
mezun olduktan sonra, yetkin mühendislik, yürüdük. ortak bir şekilde yanyana durdu. 100–150 kişilik
sözleşmeli öğretmenlik, formasyon saldırılarıyla Hacettepe Üniversitesi Öğrencileri Derneği halaylar oluşturan ODTÜ’lüler eylemin sonuna
bizlerin geleceklerini gasp edenlere karşı işçi (HÜÖD) pankartını açan arkadaşlarımızla kadar dağılmadılar.
sınıfıyla omuz omuza alanlarda olmanın buluştuk. Ardından Ulus’ta Cebeci Yapılan çalışma olumlu sonuçlar yaratmıştı.
gerekliliği, 1 Mayıs’ın iki dünya arasındaki Kampüsü’nden, Fen Fakültesi’nden gelen Okulun genelinde yaratılan 1 Mayıs coşkusunun,
mücadelenin yaşandığı günlerden biri olduğu ve üniversite öğrencileriyle birlikte ortak bir duruş geleceksizlik sorunuyla da bağlantılı bir şekilde
bu taraflaşmada, ezilen, sömürülen işçi ve sergiledik. Eylem boyunca birlikte yürüyen bu işlenmesinin yarattığı bir sonuçtu bu.
emekçilerle dayanışmanın, devrimden ve emekten kortejler koordineli bir şekilde hareket ettiler.
yana tavır almanın gerekliliği üzerine bir çalışma ODTÜ Öğrencileri kortejinde sık sık “Yaşasın ODTÜ Ekim Gençliği
Adana’da coşkulu ve kitlesel 1 Mayıs!
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 1 Mayıs mitinglerinden... Kızıl Bayrak  13

İşçi sınıfının uluslararası birlik, pankart ve sloganlar, taşıdıkları Türk bayraklarıyla


mücadele ve dayanışma günü olan 1 tamamlanmıştı.
Mayıs, Uğur Mumcu Meydanı’nda Bu kortejlerin ardında “ya gerçek demokrasi ya
yapılan bir mitingle kutlandı. hiç” şiarlı DTP, EMEP, SDP imzalı ortak pankart yer
Saat 16.30’da Mimar Sinan Açık aldı. Bunların ardında alana en son olarak ÖDP ve
Hava Tiyatrosu önünde toplanan kitle SHP kortejleri girdiler.
kortejler oluşturarak Uğur Mumcu Alana giren kortejlerin selamlanmasının ardından
Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. 1 Mayıs’ta şehit düşenler şahsında saygı duruşunda
En önde Türk bayrağı ve arkasında bulunuldu. Açılış konuşmasının ardından Tek Gıda-İş
Türk-İş pankartı ile Türk-İş’e bağlı Güney Anadolu Bölge Başkanı Gürsel Diliçıkık bir
sendikalar kortejdeki yerlerini aldılar. konuşma yaptı. Konuşmasını baştan sona şovenizm
Sırasıyla Koop-İş, Tek Gıda-İş, TÜM-TİS, zehri üzerine kurgulayan Diliçıkık, Alınteri ve BDSP
Petrol-İş, Harb-İş, Türk Haber-İş, kortejleri tarafından “Yaşasın halkların kardeşliği!”,
Demiryol-İş, Belediye-İş sendikaları “Kahrolsun sendika ağaları!”, “1 Mayıs kızıldır kızıl
yürüdüler. Türk-İş kortejleri 500’ün kalacak!” sloganlarıyla yanıtlandı. Atılan sloganlardan
üzerinde bir katılımla geçtiğimiz yıllara fazlasıyla rahatsız olan Gürsel Diliçıkık konuşmasına
oranla daha kitleseldiler. Türk-İş defalarca ara vermek ve “ben sendika ağası değilim”
Kortejlerinde gerek taşınan bayraklarda diyerek kendini savunmak zorunda kaldı. Gürsel
gerekse de atılan sloganlarda belirgin bir Diliçıkık’ın ardından tertip komitesi adına hazırlanan
şovenizm kendini gösteriyordu. Mayıs mitinginin örgütleyicilerinden olan BOSSA metni okumak için Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı
Türk-İş kortejlerinin ardından önde “Yaşasın 1 Şubesi uzun zamandır olmadığı kadar kitlesel bir Güven Boğa kürsüye çıktı. Konuşması sırasında
Mayıs!” pankartı ve KESK Adana Şubeler Platformu kortej oluşturarak yaklaşık 200 tekstil işçisini alana sloganların sürmesi ve sesi kısılması üzerine Güven
pankartı yer aldı. Eğitim-Sen korteji her zaman olduğu taşımayı başardı. Boğa konuşmasını yarım bırakarak kürsüden indi ve
gibi KESK kortejinin ve alanın en kitlesel korteji oldu. DİSK kortejini Eğitim-İş, TMMOB, ‘68’liler yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı mitingin bitirildiği
“İnsanca bir yaşam, demokratik bir Türkiye için Birliği, ‘78’liler Adana Girişimi, ÇHD ve İHD açıklandı.
yürüyoruz!” şiarlı pankart arkasında yaklaşık 400 kortejleri izledi. Komünistler mitinge “Emperyalist savaşa karşı
eğitim emekçisi yer aldı. Eğitim-Sen’i Türkiye İHD kortejinin ardından devrimci kortejler işçilerin birliği halkların kardeşliği!/BDSP”,
Gazeteciler Sendikası, Haber-Sen, SES, Tarım Orkam- yürüyüş kolundaki yerlerini alarak alana coşkularını “Sosyalizm kazanacak!/Kızıl Bayrak”,
Sen, Türkiye Eczacılar Birliği, Tüm Bel-Sen, BTS ve kattılar. Alınteri, BDSP, ÇHKM, ÇÖ-DER, Çukurova “Güvencesiz çalışmaya geleceksiz yaşamaya
BES kortejleri izlediler. KESK korteji yaklaşık 600 Gençlik Derneği, DHP, Özgürlük, Tekstil-Sen, ESP, hayır!/SİDER”, “Gençlik gelecek gelecek
kamu emekçisinin katılımıyla alandaki en kitlesel ve Devrimci Yaşam, İşçi Mücadelesi, Mücadele Birliği, sosyalizm/Ekim Gençliği” pankartları ve yaklaşık
coşkulu kortejlerdendi. TÖP kortejleriyle yer aldılar. 100 kişilik coşkulu ve disiplinli kortejleriyle katıldılar.
KESK kortejinin ardından DİSK TEKSTİL Bunların ardından Alevi-Bektaşi Birlikleri, CHP, Kızıl Bayrak/Adana
BOSSA Şubesi yer aldı. DİSK’in merkezi Taksim DSP, İP gibi düzen partileri yer aldılar. Düzen
kararına rağmen buna uymayan ve Adana’daki 1 partilerinin kortejlerinde hakim olan faşist ve şoven

YÖK dağıtılsın! Söz; yetki; karar hakkı istiyoruz!


1 Mayıs’ta Sıhhiye Meydanı’ndaydık!
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve A.Ş. olmayacağız!” diyen SBF
Hacettepe Üniversitesi buluşma noktamız olan Ulus dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta öğrencileri yer aldı. SBF öğrencileri
Öğrencileri Derneği (HÜÖD) Gençlik Parkı’na indik. Parkta Cebeci Kampusu öğrencileri de fakültelerinden bazı öğretim
olarak uzun süredir ODTÜ öğrencileriyle buluşarak sözünü söylemek üzere alandaydı. görevlileri ile birlikte yürüdü. Eğitim
üniversitemizde ulaşım hakkımızla sloganlar eşliğinde toplanma Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri Bilimleri Fakültesi öğrencileri ise
ilgili bir kampanya sürdürüyorduk. yerine ilerledik. Alanda üniversite olarak kısa bir süre önce yapılmaya kendilerini dövizleri ile ifade etti.
Kampanyanın küçük de olsa öğrencileri pankartıyla düzenli başlanan çalışmada, SBF’nin Kortejde “Yaşasın halkların
kazanımla sonuçlanması ve kortejlerimizi oluşturarak yürüyüşe liberalleşmesine, fakülte üzerindeki kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz
ücretsiz ring talebimizin sabah geçtik. Yürüyüş sırasında sık sık rektörlük baskısına, emperyalist omuza!”, “Katil ABD,
saatlerinde uygulanmaya “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Bıjî yek işgale, düzen tarafından yaratılan Ortadoğu’dan defol!”,
başlaması biz dernekteki gulan!”, “Üniversiteler bizimdir, yapay “laik-anti laik” ulusalcı “Emperyalizm yenilecek, direnen
öğrencilere bir motivasyon sağladı. bizimle özgürleşecek!”, “Sermaye söylemlere karşı, 1 Mayıs’a halklar kazanacak!”, “Yaşasın 1
Yaklaşan 1 Mayıs çalışmalarımıza defol üniversiteler bizimdir!”, katılmanın gerekliliği vurgulandı. Mayıs, bıji 1 gulan!” sloganları gür
bunun sağladığı motivasyonla “Yaşasın işçilerin birliği halkların Hukuk Fakültesi Öğrenci bir şekilde atıldı. Yürüyüşün başında
başladık. Çalışmamız kapsamında kardeşliği!”, “Faşizmi döktüğü Derneği ile EBF Gazetesi’nden sorun yaşansa da, bir süre sonra
kampüsümüzde önce bir panel kanda boğacağız!” sloganlarını öğrencilerin de bulunduğu topluluk öğrenci kortejlerinin tek bir ağızdan
gerçekleştirdik. Ardından coşkulu bir şekilde attık. Ulaşım eylem alanına gitmeden önce aynı sloganları atması sağlandı.
afişlerimiz ve dernek bültenimizle sorunu üzerine gerçekleştirilen fakültelere girerek öğrencileri 1 Özellikle Dil Tarih Coğrafya
öğrencileri alanlara çağırdık. imza kampanyası ve okuldaki Mayıs’a katılmaya çağırdı. Saat Fakültesi’nin önünden geçerken “Dil
1 Mayıs günü sabah erken eylemli süreçler de dövizlerimizle 14.45’de toplanma yeri olan Opera Tarih faşizme mezar olacak!” sloganı
saatlerde kolektif bir şekilde alana taşındı. binası önünde bir araya gelindi. gür bir şekilde atıldı. Sıhhiye
“Geleceği kazanmak için Alana girdiğimizde diğer Kitlenin yürüyüşe başlaması ile Köprüsü’nün altına gelindiği sırada
öğrenciler derneğe, üniversite öğrencileri kortejleriyle birlikte sloganlar atılmaya başlandı. ise “Gün doğdu” marşı hep bir
örgütlenmeye!” şiarlı pankartımızı yan yana durarak ortak sloganlar Cebeci öğrencileri kortejinin en ağızdan okundu. Yaklaşık 90
yaptık ve dövizlerimizi hazırladık. attık. Birçok bölümde 1 Mayıs önünde “YÖK dağıtılsın! Söz; öğrencinin yürüdüğü Cebeci
Ardından toplu bir şekilde gününde sınav olması katılımı yetki; karar hakkı Öğrencileri kortejinde fakülte
yemekhaneye alkışlar, sloganlar olumsuz etkiledi. Buna rağmen 70 istiyoruz!/Cebeci Öğrencileri” öğrencilerinin yerel talepleri
eşliğinde girip yaptığımız kişilik kortejimiz eylem sonuna yazılı pankart taşındı. Onun arkasında sloganlarla çok fazla ifade edilemedi,
konuşmalarla öğrencileri eyleme, 1 kadar coşkulu bir şekilde bekledi. “Dünyayı istiyoruz, kırıntı değil! ama ortak belirlenmiş sloganlar gür
Mayıs alanlarına çağırdık. Saat İlk defa 1 Mayıs eylemine katılan Yaşasın 1 Mayıs!” pankartı ile bir şekilde atıldı
13:00’te kütüphane önünde HÜÖD için anlamlı bir adım oldu. Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği yer Cebeci Kampüsü Ekim Gençliği
toplanarak kısa bir yürüyüşle Beytepe Ekim Gençliği aldı. Onun arkasında ise “Mülkiye
14  Kızıl Bayrak 1 Mayıs kazanıldı! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

1 Mayıs’ı kazandık,
önümüzdeki dönemi de kazanacağız!
2007 1 Mayıs’ı geride kaldı. politik bir bütünsellik ve merkeziyete taşıyan ve 1
Önümüzde ise oldukça yoğun bir Mayıs sürecinde genç komünistlerin içinde bulunduğu
siyasal süreç ve bununla ilişkili ideolojik-politik saflaşmayı yansıtan bir çalışma
sorumluluklar bulunuyor. Bu olmuştur. Süren yerel çalışmalar ile eş zamanlı hayata
noktada bütünlüklü bir bakış geçirilen bu faaliyet yerel çalışmaların eksik kaldığı
oluşturabilmek için geride kalan 1 ideolojik-politik saflaşmanın aracı olurken, yerel
Mayıs sürecini, sürecin taşıdığı çalışmaları güçlendiren bir işlev görmüştür.
devrimci sorumlulukların ne Ayrıca ayrıntılı tartışılması gereken gençlik
ölçüde yerine getirilebildiğini içerisindeki kitle çalışması sorununa politik bir
değerlendirmek gerekiyor. Kendi yönlendiricilikte bulunmak amacıyla da
payımıza bir değerlendirme için örgütlediğimiz bu kampanya, bu alandaki
dönüp baktığımızda, 1 Mayıs eksikliklerimizi, pratik ile ortaya koyduğumuz,
sürecinde ortaya koyduğumuz tartıştığımız ve belli ölçülerde aştığımız bir süreç oldu.
pratiğin, gençlik içerisinde Kampanya çerçevesinde farklı yerellerde film
taşıdığımız misyonla önemli gösterimleri, sohbetler ve 1 Mayıs öncesi bir piknik ile
oranda örtüştüğünü söylemek anlamlı bir etkinlik gerçekleştirilmiştir. Bunların
mümkün. Aynı zamanda yanısıra tüm okullarla birlikte Ankara geneline
eksiklerimizi gördük, bunlardan yansıyan afişler ve bildirilerle anlamlı bir propaganda
ileriye yönelik devrimci sonuçlar çalışması yürütülmüştür. Okullarda yapılan anketlerle
çıkarmanın zeminini elde ettik. Bu kitle çalışması noktasında anlamlı adımlar atılmış ve
konuda yapılacak değerlendirme üniversitelerde 1 Mayıs’ın tarihsel anlamı, güncel
elbette ki kendi öznel önemi üzerine tartışmalar gerçekleştirilebilmiştir. 1
diyebiliriz. Elbette böylesi bir değerlendirmede tek
konumlanışımızın dışında nesnel boyutları ile gençlik Mayıs sürecinde kampanya dahilinde kitle
başına 1 Mayıs çalışmasının değil, bütünlüklü bir
alanında 1 Mayıs sürecinin değerlendirmesini çalışmasında eksik kaldığımız en temel nokta, binlerce
şekilde yıl boyunca süren politik yönelimi ve pratiği
gerektirmektedir. öğrenciye birden ulaşma olanağını ifade eden
de görmek durumundayız. Nitekim bu yönelimin
çalışmanın yurt ayağını oluşturamamış olmamızdır.
sonuçları 1 Mayıs’ı önceleyen süreçte de kendini
Etkili, canlı, gündemleşen bir süreç: ortaya koymuştur.
2007 1 Mayıs’ı Hareketin ihtiyaçlarına yanıt üreten bakıştan
Genç komünistlerin 1 Mayıs seferberliği
2007 1 Mayıs’ı gençlik içerisinde, geçen yıllardan doğan bu politik bütünsellik, geçen yıllarda da tercih Gerek gençlik hareketinin ihtiyaçlarına yanıt
farklı olarak gündemleşen, geniş gençlik kesimlerine 1 ettiğimiz öğrenci pankartları ile alana çıkışın yaşadığı oluşturan yerel çalışmalarımız, gerekse de bununla
Mayıs atmosferini yaşatan bir içeriğe sahip oldu. eksiklikleri belli yönleri ile bu yıl için aşmıştır bütünlüklü bir tarzda yürüyen kampanya çalışmamız
Bunların belli başlı nedenleri olarak, içinde diyebiliriz. ile üniversitelerde anlamlı bir pratik çalışma düzeyi
bulunduğumuz siyasal süreçte 2007 1 Mayıs’ının Bu yönelim içerisinde somut olarak örnekleyecek yakalanabildi. 1 Mayıs dönemi bizim açımızdan ciddi
taşıdığı önem, ‘77 katliamının 30. yıl dönümünün olursak, Beytepe Ekim Gençliği’nin yıl boyunca bir seferberlik süreci oldu. Genç komünistler, 1 Mayıs
yarattığı siyasal hafızanın canlanması ve Taksim ortaya koyduğu pratik anlamlıdır ve kendisini 1 Mayıs çalışmasının ihtiyaçları doğrultusunda Ankara’nın dört
nezdine ortaya konulan irade ile bu iradenin 1 Mayıs alanına da güçlü bir şekilde yansıtmıştır. 1 Mayıs’ta bir yanında işçi ve emekçilerle buluşarak, proleter
gündemini her yerelde saran bir siyasal canlılığı ifade gerçekleşen çıkış, biçimsel bir ortaklaşmayı aşan, sosyalizmi bayrağının emekçiler içerisinde de
etmesi vb. sayılabilir. Elbette bu etkenler daha ayrıntılı alanın sorunlarını işleyen, geniş gençlik kesimlerini taşıyıcısı oldular. Geçtiğimiz yıla göre daha yoğun ve
ve etki düzeyleri çerçevesinde değerlendirilebilinir. harekete geçirme iddiasıyla hareket eden yerel bir kapsamlı yürütülen bu çalışma, genç komünistler
Fakat tartışmanın bu yönü bizim açımızdan belli örgütlenme formunun hem 1 Mayıs’a kendi açısından eğitici ve misyon bilincini açığa çıkarıcı bir
ölçüde geride kalmıştır ve bugün için öne çıkan yanı gündemlerini kitlesel bir şekilde taşımasının, hem de işlevsellikte gerçekleşmiştir.
bu etkenlerin sonuçlarıdır. gençliği 1 Mayıs gibi politik bir süreçte
Bu yıl toplamında üniversitelerde 1 Mayıs süreci taraflaştırmasının ifadesi olmuştur. Adımlar daha sıkı, adımlar daha hızlı...
yaygın propaganda ve ajitasyon çalışmalarına konu Yine her yıl 1 Mayıs alanına çıkan ODTÜ Ankaralı genç komünistler, 2007 1 Mayıs’ında, 1
oldu. Asılan afişlerin, dağıtılan bildirilerin dışında Öğrencileri’nin bu yılki kitlesel çıkışını anlamak için, Mayıs’ın tarihsel mirası ve iddiasını taşıyan bir pratik
standlar, dinletiler, etkinlikler ile çok yönlü canlı bir yıl boyunca okul içerisinde mesleki yeterlilikten faşist ortaya koymuşlardır. Düzenin kriz dinamiklerinin
çalışma yürütüldü. Elbette genç komünistlerin içinde sadırganlığa kadar farklı gündemlere karşı örülen derinleştiği bir dönemde proleter sosyalizminin genç
bulundukları politik müdahalelerin ve özelinde kendi ortak politik çalışmalar bütününün yarattığı atmosfer neferleri Kızıl Bayraklar’ını daha da yükseltme iddiası
çalışmalarımızın da bunda etkisi olmuştur, ki bu yazı gözönünde bulundurulmalıdır. ile süreci göğüslemiş ve iddialarının gerektirdiği
içerisinde bunun değerlendirmesini zaten sunacağız. Bu yönelim içerisinde geçen yıllarda olduğu gibi sonuçları üretmişlerdir. Bütün bunların ışığında 1
Fakat bizim dışımızdaki siyasal öznelerin de bu 1 Mayıs alanında yaratılan öğrenci pankartları Mayıs alanında ve üniversitelerdeki atmosferde de
konuda anlamlı bir çaba ortaya koyduklarını ifade çıkışının 1 Mayıs eylemi ile sınırlı bir çıkış olduğu, kendini yansıttığı üzere genç komünistler 2007 1
etmek gerekiyor. Burjuva medyada dahi konu Taksim alana yönelik güçlü bir politik müdahaleden Mayıs’ını kazanmışlardır.
tartışmaları ve ‘77 Taksim katliamı ekseninde görece beslenmemesi gibi eksiklikleri aşamadığımız yerel Başta da ifade ettiğimiz üzere, önümüzde
geniş şekilde yer aldı. Bütün bunların sonucu, örnekler de mevcuttur. Önümüzdeki süreçte bu ağırlaşan bir siyasal süreç bulunmaktadır. Bununla
üniversitelerde 1 Mayıs’ın herkesin gündemi haline eksiklikleri aşacak bir politik hattın örülmesi bizim birlikte önümüzde devasa bir tarihsel iddia
gelmesi, üniversitelerde 1 Mayıs atmosferinin adımıza kaçınılmazdır. Bunun olumlu örneklerine de bulunmaktadır. Bu iddia sosyalizm mücadelesinin
yaratılabilmiş olmasıdır. 2007 1 Mayıs’ı içerisinde sahibiz. tarihsel haklılığı ve kararlılığının iddiasıdır. Bu iddiayı
taşıyan bizlerin önünde duran güncel sorumluluk,
Gençlik hareketinin ihtiyaçlarını gözeten Bütünlüklü 1 Mayıs kampanyası bugünü kazanırken, bugünün kazanımlarına
yaklaşımın sonuçları Genç komünistlerin bulundukları alanlarda yüklenerek geleceğe süren yürüyüşümüzü daha güçlü,
Bu yıl 1 Mayıs süreci kendi açımızdan, gençlik sürdürdükleri çok yönlü politik çalışma süreçleri, bu daha bilinçli, örgütlü, hızlı adımlarla
hareketinin ihtiyaçlarını değerlendiren, 1 Mayıs’ın yıl Ankara Ekim Gençliği adına ortaya konulan 1 gerçekleştirmektir. Şüphesiz tam da bunu yapacağız.
kazanılması ile birleşik devrimci bir gençlik Mayıs kampanyası ile de eş zamanlı olarak Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!
hareketinin dinamiklerini yaratmak, güçlendirmek yürümüştür. Geçen yıllarda yaşanan belli eksikliklerin Gençlik, Parti’ye, devrime, sosyalizme!
çabasının örtüştüğü bir politik çerçeveye oturdu ışığında bu yıl çalışmamız, etki alanını genişleten, onu Ankara Ekim Gençliği
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Taksim kazanıldı! Kızıl Bayrak  15

İzmir’de 1 Mayıs!

“Her yer Taksim, her yer 1 Mayıs!”


İzmir’de 2007 1 Mayıs’ı, DİSK’in Taksim’e Ardından KESK adına KESK YK üyesi Fevzi Ayber
gitme kararı nedeniyle KESK ve Türk-İş bir konuşma yaptı. Konuşmasına Taksim’de yapılan
tarafından örgütlendi. Türk-İş’in gerici tutumu saldırıya değinerek başladı ve bu esnada “Faşizme karşı
hem 1 Mayıs’ın örgütlenmesi sürecinde hem de omuz omuza!” sloganı attırıldı.
alanda kendini gösterdi. 1 haftadan daha az bir Kürsüden son olarak Türkiye Maden-İş Sendikası
süreye sıkıştırılan organizasyon sonucu 1 Mayıs adına bir konuşma yapıldı. Laiklik ekseninde estirilen
kutlamaları göstermelik bir nitelik kazandı. gerici rüzgarın izlerini taşıyan konuşma Türk-İş’in
Saat 11:00’de üç ayrı noktadan yürüyüşe misyonuna hizmet eder nitelikteydi.
geçildi. Konak’tan KESK, devrimci yapılar, Komünistler 1 Mayıs’a “Yaşasın proleterya
dernekler ve bazı reformist partiler yürüdü. enternasyonalizmi! Yaşasın 1 Mayıs!/BDSP” ön pankartı
Basmane’de ise Belediye-İş, Deri-İş sendika ve “Emperyalizme, şovenizme, sömürüye geçit yok!”
binaları önünden, DTP, SDP, ESP ve EMEP yine pankartlarıyla katıldılar. BDSP’nin ardından Çiğli İşçi
aynı bölgeden ayrı bir kortej oluşturarak Platformu “Sömürüden ve kölelikten kurtulmak için
Cumhuriyet Meydanı’ndan giriş yaptılar. zincirleri kıra kıra yürüyoruz!” pankartıyla alanda yerini
Alsancak’tan ise Türk-İş’e bağlı sendikalar ve İP alırken, Menemen’den işçiler “Yaşasın işçilerin biriliği
Reformist partilerden EMEP “Halkların kardeşliği ve
Gündoğdu alanına girdi. halkların kardeşliği!” pankartıyla katıldılar. Çam-Der
sendikal haklar için birleşelim!” ana pankartının
Bu seneki 1 Mayıs’a KESK üyesi kamu “Sağlık ocaklarımız kapatılamaz!” pankartıyla, Ekim
arkasında yürüdü. Kortejde ‘Demokratik, laik Türkiye!”
emekçilerinin katılımının zayıflığı dikkat çekti. DİSK’in Gençliği ise “Emperyalizme, faşizme, geleceksizliğe,
sloganı ve gelişen süreçle ilgili sloganlar atıldı. ÖDP
katılmaması nedeniyle Türk-İş’in katılımı öne çıktı. Yine ticari eğitime son! Yaşasın sosyalizm!” pankartlarıyla
“Muhtıra değil gerçek demokrasi istiyoruz!” ana
de DİSK’e bağlı Genel-İş üyesi işçilerinin flamalarıyla 1 katıldı. BDSP kortejinde ayrıca Marks, Engels, Lenin,
pankartının arkasında yürüdü. DTP ise 1 Mayıs’a bu kez
Mayıs’a katılmaları anlamlıydı. Genel-İş üyesi işçiler Mustafa Suphi, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim
kendi gündemleri dışında bir şiarla katıldı.
alana “Her yer Taksim, her yer 1 Mayıs!” sloganıyla Kaypakkaya’nın fotoğraflarının yanı sıra Habip, Ümit ve
Pankartlarında “Yaşasın emekçilerin birliği ve halkların
girdiler. Türk-İş içerisinde en kitlesel işçi sendikası Hatice yoldaşların fotoğrafları da taşındı. Kortejimiz
kardeşliği! Bıji yek gulan, yaşasın 1 Mayıs!” yazılıydı.
olarak Petrol-İş, Belediye-İş, Tes-İş katılımlarıyla dikkat kızıl bayraklar, pankartlar ve dövizlerimizle görsel
SDP gençlik ağırlıklı bir kortejle katıldı.
çekti. Ayrıca Tez Koop-İş, Yol-İş, Maden-İş, Deri-İş ve açıdan güzeldi. BDSP korteji çoğunluğu işçi olan bir
Konak’ta toplanan devrimci yapılar saat 12:00’de
Tüm-Tis de belli bir katılım sağlamışlardı. Bu katılıma sahipti.
yürüyüşe başladılar. En önde Devrimci Hareket, DHP,
sendikalardan Tes-İş Türk bayraklarıyla katılarak Türk- 10 bin kişinin katıldığı 1 Mayıs mitingi henüz
Partizan, BDSP, Alınteri kortejleri yürüdü. Yine bu kolda
İş bürokrasisinin 1 Mayıs’a yaklaşımını özetliyordu. sonlandırılmamışken, İP’lilerin provokasyonları
ÇHD, İCİ, İşçi Mücadelesi de bulunmaktaydı. Devrimci
Nitekim, 1 Mayıs mitingini İstiklal marşıyla başlatarak, çatışmaya neden oldu. İP’lilerin Alınteri kortejine
yapılar alanda Taksim’de yapılan saldırıyı ortak oturma
işçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü olan 1 sataşmalarıyla başlayan gerilim, SDP kortejine sözlü ve
eylemiyle protesto ettiler. Alana giriş esnasında kenarda
Mayıs’ı devlet törenine çevirmeye çalıştılar. fiili saldırılarla devam etti. Bunun ardından çıkan
biriken insanlar alkışlayarak, yer yer sloganlar atarak
Petrol-İş kendi flamalarının yanı sıra “Yaşasın 1 çatışmada İP’li karşıdevrimciler püskürtülürken, SDP ve
katılım sağladılar.
Mayıs!” yazılı kızıl bayraklarla katıldı. Yine Belediye-İş Alınteri kortejlerinden de yaralananlar oldu. Türk-İş’in
İstiklal marşıyla açılışı yapılan 1 Mayıs mitinginde
“Emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı yürüyoruz!” işgalindeki kürsü uğursuz rolünü bir kez daha oynayarak
ilk konuşmayı Türk-İş adına Petrol-İş Aliağa Şube
pankartı, Tüm-Tis diğer pankartların yanı sıra kızıl polisi alana müdahale etmeye çağırdı. Çatışmanın
Başkanı İbrahim Doğangül yaptı. Özelleştirmelere
bayraklar ve “Yaşasın proleterya enternasyonalizmi, başında dağınıklık ve habersizlikten kaynaklı ortak bir
değinen Doğangül, “Petkim’e geldiklerinde çakalları
yaşasın 1 Mayıs!” pankartıyla yürüdü. Deri-İş ise insiyatif konulamasa da polisin müdahale etmeye geldiği
içeri sokmayacağız” dedi. Çiğli Organize’de bulunan
“Yaşasın birleşik emek cephesi!” pankartının arkasında sırada ortak tavır geliştirilmeye çalışıldı. Bu esnada
Esen Plastik işçilerini göstererek, Petrol-İş’e üye
yürüdü. Bu sendikalar Türk-İş’in gericiliğinden uzak bir “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Yaşasın devrimci
oldukları için işten atıldıklarını, fakat sonuna kadar
görüntü oluşturuyorlardı. dayanışma!” sloganları sıklıkta atıldı.
direnerek kazanacaklarını belirtti.
Kızıl Bayrak/İzmir

1 Mayıs’ta tüm coşkumuzla alanlardaydık! ÖSS’ye karşı 1 Mayıs’ta


1 Mayıs işçi sınıfının zorlu mücadelelerle
kazandığı bir mücadele günüdür. Genç
gençliğin gündemine taşımış olduk.
1 Mayıs sabahı saat 11.00’de Sümerbank alanlardaydık!
komünistler 1 Mayıs’ta, 1 Mayıs’ın mücadele önünde, BDSP kortejinde, “Emperyalizme, Liseli gençliği, paralı “Emperyalizme, faşizme,
çağrısını sahiplenip büyütmek, işçi ve faşizme, geleceksizliğe son, yaşasın sosyalizm!” eğitim ve ÖSS’yle geleceksizliğe son! Yaşasın
emekçilerle omuz omuza taleplerini haykırmak, pankartımızla yerimizi aldık. Yürüyüş boyunca geleceksizlik uçurumuna sosyalizm!Ekim Gençliği”
neoliberal saldırılarla gençliği geleceksizlik “Yetkin mühendisliğe, sözleşmeli öğretmenliğe, itenlere karşı biz liseliler de imzalı pankartın arkasında
kıskacında öğütmeye çalışan bir avuç asalağa ücretli avukatlığa, geleceksizliğe, ÖSS’ye, 1 Mayıs’ta taleplerimizle yerimizi aldık. “Yarış atı
karşı, kurtuluş devrimde kurtuluş sosyalizmde emperyalist savaşa hayır!”, “Sermaye defol, alanlardaydık. olmayacağız!” , “ÖSS
demek için alanlardaydı. üniversiteler bizimdir”, “Eşit, parasız, bilimsel, 1 Mayıs öncesi gerek kaldırılsın!” talepli
1 Mayıs’ı önceleyen haftalarda 1 Mayıs’ın anadilde eğitim!”, “Gençlik gelecek, gelecek liselerimizde gerekse Çiğli dövizlerimizle, “Savaşa
mücadele çağrısını gençliğe ulaştırmak için Ege sosyalizm!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” , İşçi Kültür Sanat Evi’nde değil, eğitime bütçe!” ,
Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve liseli “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” , “Yaşasın gerçekleştirdiğimiz ÖSS ve “Eşit, parasız, bilimsel,
arkadaşlarımızla 21 Nisan günü “1 Mayıs öncesi sosyalist işçi-emekçi iktidarı!”, “1 Mayıs 1 Mayıs konulu tartışmalar anadilde eğitim!” , “Yaşasın
birlik ve dayanışma pikniği” gerçekleştirdik. kızıldır, kızıl kalacak!” sloganları sıklıkla atıldı, ve 21 Nisan günü İzmir devrim ve sosyalizm!”,
Türkülerimizi, soframızı ve mücadelemizi marşlar söylendi. merkezli gerçekleştirilen “1 “Kurtuluş yok tek başına,
paylaşıp, 1 Mayıs’ın anlam ve önemi üzerine Sermayenin saldırılarına karşı gençlik, Mayıs öncesi birlik ve ya hep beraber ya
tartıştık. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde afiş ve el gelecek talepleriyle ve sosyalizm özlemiyle 1 dayanışma pikniği” ile 1 hiçbirimiz” sloganlarımızla
ilanlarımızı kullandık. Ege Üniversitesi’nde Mayıs’ta alanlardaydı. Sosyalizm özlemimizi, Mayıs’ın çağrısını liseli yürüdük.
yanısıra, bir süredir süren tepki sandıkları gelecek talebimizi 1 Mayıs’ın coşkusu, arkadaşlarımıza taşıdık. Liseli gençlik olarak 1
çalışmasının sonucunda ortaya çıkan 180 adet kararlılığı ve kızıllığıyla 2 Mayıslar’da, 3 Yanısıra çıkardığımız 1 Mayıs’ta yerimizi aldık ve
Tepki’nin duvar gazetelerinde sergilenmesiyle 1 Mayıslar’da da haykıracağız, her günü 1 Mayıs, Mayıs’a çağrı pullarını da önümüzdeki ÖSS
Mayıs çalışmamızı sürdürdük. 1 Mayıs’ı sadece her günü kavga kılacağız. yoğun olarak lise ve kampanyasını bu coşku ve
bir güne sıkıştırmadan öncesi ve sonrasıyla bir Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! dershane çevrelerine yaptık. kararlılıkla sürdüreceğiz!
çalışmaya konu ederek bu mücadele gününü İzmir/Ekim Gençliği 1 Mayıs günü ise İzmir Liselilerin Sesi
16  Kızıl Bayrak  Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Düzenin seçim oyununu boşa çıkarm

Kilitlenen düzen siyaseti çözümü seçim sandığında görüyor…

Düzenin seçim oyununu boşa çıkarm


Ordu ve hükümet arasında kıyasıya devam eden toplanarak erken seçim için düğmeye bastı ve seçim geçirmek için son adımlarını atan ve devletin en üst
cumhurbaşkanlığı kavgasında dengeler her an takvimini oluşturmak üzere işe koyuldu. Halihazırda mevkiini ele geçirmek üzere olan AKP’ye karşı
bozulup yeniden kuruluyor. Tandoğan mitingi ile seçim tarihi olarak 24 Haziran ya da 1 Temmuz savunur görünmektedir. AKP ise başta türban olmak
kavgada öne geçen ordu cephesi karşısında AKP üzerinde durulmaktadır. Yüksek Seçim Kurulu ise 22 üzere İslami kimliğe sahip çıkan, aynı zamanda
manevra yaparak Erdoğan’ın yerine Gül’ü aday Temmuz’dan sözetmektedir. Ama sonuçta Temmuz demokratik hak ve özgürlükleri savunan bir görüntü
göstermişti. Böylelikle durumu bir parça olsun kendi başı ya da sonuda seçim olacağı kesinleşmiş sayılır. vermeye çalışmaktadır. Yani temelde laik-şeriat ve
lehine çevirmişti. ABD ve AB ile TÜSİAD’ın Çatışan düzen güçleri artık kozlarını bu sahnede darbe-demokrasi ikilemine sıkıştırılmış ve CHP ile
desteğini de arkasında gördüğü ölçüde büyük bir paylaşacak, kavga bu sahnede verilecektir. AKP’nin adres olarak gösterildiği bir seçim sahnesi
rahatlama içerisine girmişti. Düzen siyasetinin mevcut ortamı, seçimlerde işçi işçi ve emekçileri beklemektedir.
Fakat Cumhurbaşkanlığı seçimini dinsel gericilik ve emekçileri düzenin kavgalı bu iki kutbundan birini Bu sahne, yukarıda belirttiğimiz gibi, bu her iki
için aşılmaması gereken kritik bir eşik haline getirmiş seçmeye zorlamaktadır. Bir tarafta kurulu düzeni parti açısından da büyük bir şanstır. Zira her ikisi de 3
bulunan ordunun duruma teslim olmaya niyetinin koruma ve kollamayı vazife sayan ordu ve onun Kasım seçimlerinde sahip oldukları seçmen tabanını
olmadığı kısa bir zaman içinde görüldü. siyasal uzantısı olarak seçim sahnesinde saf tutmuş büyük ölçüde kaybetmişlerdi. AKP hükümet partisi
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk gününün akşamında, bulunan CHP bulunmaktadır. Diğer tarafta ise bu olarak icraatlarıyla İslami kimliğinden dolayı
geç saatlerde dişlerini gösteren ordu, hükümete güçler tarafından antidemokratik yöntemlerle kendisine umut bağlayan geleneksel tabanının
sopasını salladı. Ordunun bu çıkışı karşısında saldırıya uğramış, mağdur edilmiş ve hedeflerine beklentilerini büyük ölçüde boşa çıkarmıştır.
hükümet de kendisinden beklenmedik bir şekilde aynı ulaşmaktan alıkonulmuş AKP durmaktadır. Bu Hükümet olduktan sonra bu konuda bir takım ciddi
“sertlikte” yanıt verdi, anayasal yetki ve işleyişe saflaşmada CHP laik düzeni, şeriat özlemlerini hayata sayılabilecek pürüzler dışında genelde uysal bir
sığınarak asıl amirin kendileri olduğunu vurguladı. Bu
kadarı bile düzen siyasetinde pek alışıldık bir şey
değildi. Fakat karşı cepheden yanıt çok daha dolaylı,
ancak fazlasıyla etkili bir biçimde gelmekte
gecikmedi. Sokaklar tank paletleri ve asker
postallarıyla değil, fakat sivil uzantılarının başı
Düzen içi dalaş
çekmesiyle yüzbinlerle dolduruldu. Bu durum,
dengenin hükümet aleyhinde bir hayli bozulmasına AKP’nin temsil ettiği dinsel-gerici kesim ile düzen ordusu eksenli önce, cumhurbaşkanı seçiminin istikra
sebep oldu. “laik cephe” arasındaki gerilim tırmanıyor. Genelkurmay 27 Nisan gecesi üzerinde ulaşılan bir adayın seçilmesin
Ordu cephesi, hükümeti bulunduğu noktadan geri bir muhtıra yayınlayarak sürece ağırlığını koymak, darbe tehdidiyle aday gösterilmemesini istemişti. CHP
çekilmeye, kabul edilebilir bir aday üzerinde hükümete geri adım attırmak istedi. Genelkurmay’ın bildirisi ilk anda tam TÜSİAD’dan açık destek istemiş ve o
uzlaşmaya zorluyordu. Fakat hükümetin geri bir şok etkisi yarattı. Fakat 28 Nisan günü ilerleyen saatlerde emperyalist erken seçim yolunu kapamıştı. Fakat a
çekilmesi kendi adına bir yenilgi olarak algılanacaktı efendilerden ordunun çıkışını mahkum eden (AB) ya da buna mesafeli isteyebiliyor! Bu arada Ağar’ın DYP’s
ve bu ana kadar aldığı tutumla tabanı üzerinde davranan (ABD) açıklamalar gelmeye başlayınca, AKP hükümeti de rahat birinci tur oylamasına girmeyerek CH
kazanmış olduğu siyasal etkiyi kaybetmesine mal bir nefes aldı. Hükümet Genelkurmay’a cepheden karşı duran bir aktörü haline gelmişlerdir. CHP Genel
olabilirdi. Onu bu yenilgi havasından kurtaracak tek açıklamayla yanıt verdi. Cumhurbaşkanı adayı Gül de adaylıktan de, “Ülkenin temel değerlerine askerin
yol bir erken seçimdi. Bir erken seçim kavganın yeni çekilmesinin söz konusu olmadığını, hukuksal/yasal süreç nasıl gerekir” sözleriyle muhtıraya desteğin
sahnesi olmalı, Cumhurbaşkanlığı kavgası bu yeni gerektiriyorsa öyle devam edileceğini bildirdi. Medyadaki pek çok kalem merkez yöneticisi olan Ahmet Güryüz
sahneye taşınmalıydı. Ordu cephesinin Anayasa ordunun çıkışını demokrasiye yapılmış bir müdahale olarak nitelendirip CHP’den hiç de geride kalmadığını ka
Mahkemesi’ne yaptığı başvuru AKP’ye bu doğrultuda bu durumdan çıkış için hükümete erken seçim çağrısı yaptılar. Düzen açıklamasının Anayasa’nın verdiği yet
istediği manevra imkanını sağlıyordu. AKP yönetimi partileri de yaptıkları açıklamalarda sorunların demokratik mekanizmalar söyleyebilmiştir! DSP de sorumluluğu
de bu nedenle umudunu Anayasa Mahkemesi’nden içinde çözülmesi yönünde mesajlar verdiler. Neticede darbeler ve erken seçimi savunarak ordu şakşakçıl
çıkacak karara, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk muhtıralar tarihinde politikacılar ve gazeteciler ilk kez generallerin Açıktır ki, erken seçim önerisi, ord
turunun iptaline bağladı. Çünkü Anayasa karşısında “hazırola” geçmemiş oldular, hiç değilse ağırlıklı bir seçiminin durdurulmasının ötesinde, b
Mahkemesi’nin iptal kararı, AKP’ye mağdur ama bölümüyle. feshedilmesi demektir. Anayasa Mahk
mağrur bir biçimde seçimlere girme şansını Emperyalistlerin (kuşkusuz kendi Ortadoğu planlarının gereklerini de üzerini örtmeye yetmemektedir. Zira,
sağlayabilirdi. Bu durumda ordunun gazabına uğramış gözeterek) AKP hükümetine verdikleri destek başta olmak üzere bunun meclisin çoğunluğunun cumhurbaşkan
ama yenilmemiş olan AKP bir tarafta, ordu güdümlü bir dizi belirleyici nedeni var kuşkusuz. Ayrıca bu nispi denge hali yapma, dolayısıyla kendini feshetme y
CHP diğer tarafta seçimlerde boy gösterebilirdi. İki generallerin bildirisinin hiç önemsenmediğini de göstermiyor. Düzen biliyoruz. Kaldı ki, erken seçim mevcu
ana kutup olarak seçimlere girilmesi durumunda ise, partilerinden belli başlı tüm medya organlarına kadar herkes tarafından muhtırada yeralan gerekçeler seçimle
bir kez daha AKP ve CHP’den menkul bir meclis dillendirilmeye başlanan erken seçim talebi hükümet üzerinde ciddi bir iradesinin Meclis’e yansıması yenilen
tablosu elde edilmesi muhtemel olacaktı. Böylelikle basınca dönüşmüş durumda. zihniyetine, o zihniyettekilerin cumhu
laik-şeriat ikileminde ve Cumhurbaşkanlığı Genelkurmay’ın 27 Nisan gecesi yayımlanan muhtırası, düzen eğer AKP yeniden güçlü biçimde Mec
seçimlerine endekslenmiş olan genel seçimler, her iki cephesinde Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden yürütülen çatışmaya yeni cumhurbaşkanı seçmeye kalkarsa; “m
parti açısından da tabanları nezdinde yaşadıkları bir boyut getirdi. Düzen içi kesimler, “durumdan vazife çıkartmak”ta olmaya devam edecektir. Yani sorun, e
yıpranma ve erimeyi telafi ederek, daha güçlü bir fazla gecikmediler. Genelkurmay’ın müdahalesini açıktan savunan bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin erken seç
biçimde meclise sokacak bir imkan haline konuma düşmemek için bu kesimler, bir yandan darbelere karşı çözülmeyecektir. Erken seçimden örne
gelmekteydi. Bu durumda kartlar yeniden dağıtılmış olduklarını söyleseler de, öte yandan “parlamenter sistemi koruma”, güçlü bir parti olarak çıkması da Gene
olacak ve Cumhurbaşkanlığı kavgası da yeni baştan “uluslararası sermayeyi ürkütmeme” vb. argümanlar üzerinden daha Tersine, AKP seçimden güçlü çıkarsa
ve genel seçimlerin sağladığı bu yeni ortama dayalı ziyade hükümetin önüne neler yapması gerektiğini koydular. Hepsi ağız da ısrarlı olunacağı, muhtıranın ana fik
olarak yürütülecekti. birliği etmişçesine, ordunun siyasi hayata kabaca yaptığı müdahaleyi bir Son muhtırasıyla Genelkurmay, hü
Anayasa Mahkemesi, her iki taraf için de uygun cümleyle “demokratik teamüllere aykırı” diye geçiştirdikten sonra, seçiminde inisiyatifi ele geçirdiği bir s
olan ve düzen siyasetinde yaşanan kilitlenmeyi açacak gelinen noktanın bütün sorumluluğunu AKP’nin üzerine yıkmaya değiştirmiştir. Bugün hükümet, erken
kararını verdi: Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu çalıştılar, ağız birliği etmişçesine tek çözümün erken seçim olduğunu ileri Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından
iptal etti. Bu kararın hemen ardından AKP yönetimi sürdüler. baskı altına girmiştir. Nitekim CHP’ni
Hükümet ile ordu arasında denge politikası izleyen TÜSİAD daha Anayasa Mahkemesi, muhtıranın basın
CMYK
mak için düzene karşı devrim çizgisi! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007  Kızıl Bayrak  17

mak için düzene karşı devrim çizgisi!


çizgide durmuş, yanısıra Irak gibi birçok sınavda bunalan kesimler CHP’den uzaklaşmaya devam çıksın, seçimlerin asıl kaybedeni işçi ve emekçiler
ABD’nin yanında saf tutarak tabanının gözünden ettiler. Bundan dolayı yakın zamana kadar AKP ile olacaktır. Çünkü, bu odaklar arasındaki süren kavga
epeyce düşmüştür. Ayrıca ekonomik ve sosyal planda beraber CHP de ciddi bir zayıflama süreci yaşıyordu. özünde düzenin yönetim aygıtının dümenini tutarak
azgın ve pervasız bir saldırganlıkla emekçi halka İşte düzen siyasetinin şeriat-laiklik ekseninde ana emperyalizme ve tekelci burjuvaziye hizmet edip
yıkım ve sefalet dışında da bir şey vermemiştir. kutuplar halinde bölündüğü bir durumda büyük bir nemalanma kavgasıdır. Sonuçta seçim sonuçları
Dolayısıyla 3 Kasım seçimlerinde AKP’ye destek yıpranma yaşayan bu iki parti yeniden durumlarını üzerinden aralarında yürüttükleri kavga nasıl
veren emekçi ve yoksul halkın önemli bir bölümü de düzeltme şansı yakalamış oldular. Zira düzen çözümlenirse çözümlensin, her ikisi de işçi ve
AKP’den uzaklaşmışlardır. siyasetinde iki kutup bu iki parti tarafından temsil emekçilere dönük saldırı programlarını üstlenecek ve
Diğer tarafta CHP zaten 3 Kasım seçimlerinde edilmektedir. aynı programda birleşeceklerdir.
hezimet sayılacak bir sonuçla çıkmıştır. Seçimlerde Bu haliyle erken seçim işçi ve emekçiler Bundan dolayı işçi ve emekçilere kurulan bu
siyasi söylemlerini AKP’ye karşı laik düzeni koruma açısından tam bir tuzağa dönüşmüş durumdadır. Zira tuzağın boşa çıkarılması, bugün sınıf cephesinden
ekseninde kurması, zaten varolan yıpranmışlığı ile işçi ve emekçiler, işçi ve emekçi düşmanı üstesinden gelinmesi gereken en önemli sorunu
birlikte onu işçilerin ve emekçi halkın sosyal politikalarda, demek oluyor ki, emperyalizmin ve oluşturmaktadır. Öyle ki, sadece işçi ve emekçilerin
duyarlılıklarından iyice uzaklaştırmıştır. Bundan sermayenin iktisadi-sosyal ve siyasi çıkarlarına geniş bölükleri değil bir takım ileri ve sol güçler de
dolayı ağırlıkla şeriat korkusunu hisseden kentli orta hizmette aralarında söylem farkı dışında esasa dair bir bu tuzağa düşmeye son derece eğilimlidir. Bu
sınıflar ile Alevi emekçilerin oylarını alabilmiştir. fark bulunmayan bu partilerden birini seçmek zorunda güçlerin tuzağa düşmesi kendi başına fazla bir anlam
CHP seçimlerden sonra da bu çizgisini sürdürdü, bırakılmaktadır. Böyle bir seçimin sonucunda ortaya taşımasa bile, işçi ve emekçilerin tuzağa kapılmasına
dolayısıyla ekonomik ve sosyal saldırılar karşısında çıkacak tablo bu iki partiden hangisinden yana çıkarsa katkı sunduğu, tersinden ise tuzağı bozmaya yönelmiş
devrimci müdahalenin işini zorlaştırdığı ölçüde son
derece tehlikelidir. Özellikle bir takım sendikal
odakların bu yolda olması bu tehlikeyi daha da

şmada son perde arttırmaktadır.


Nitekim, ordunun sivil uzantılarınca düzenlenen
“Cumhuriyet mitingleri”nin ilkinden uzak duran ve
tavır alan DİSK yönetimi, İstanbul’da yapılan
ar bozulmaksızın yapılmasını, ancak ilk tur oylamasını Anayasaya aykırı bularak yürürlüğünü durdurdu. ikincisine katılabilmiştir. Dahası, önümüzdeki
ni, yani “milli görüş” geleneğinden Ardından Başbakan Erdoğan erken seçim kararı alacaklarını açıkladı. günlerde yapılacak yeni mitinglere DİSK’in yanısıra
sine-i millet tartışırken Gelinen noktada, düzen güçleri arasındaki mücadele daha da KESK’e bağlı sendikaların katılacağı da
o da bu desteği vermeyerek böylece keskinleşmiş, dahası emekçi kitlelerin bu saflaşmaya yedeklenmesinin konuşulmaktadır. Diğer taraftan, düzen karşısında
aynı TÜSİAD bugün erken seçim dayatıldığı bir noktaya gelinmiştir. belli bir ileri söyleme ve pratiğe sahip olan bir takım
si ve Erkan Mumcu’nun ANAP’ı Muhtıra, 28 Şubat “postmodern darbe”siyle aynı içerikte olmasıyla güçlerin de düzen solunun kuyruğuna takılma sinyali
HP’nin oynadığı 367 komedisinin bir dikkat çekmektedir. Açıklamada, “son dönemlerde ‘kutlu doğum şöleni’, vermeleri dikkat çekmektedir. Bunlardan bazıları
l Başkan Yardımcısı Onur Öymen ‘Kuran okuma yarışması’ adı altında düzenlenen ve devlet içinde bazı şimdiden İstanbul’da toplanan kalabalığa bakıp, “kitle
n sahip çıkmasını yadırgamamak kurumlarca desteklenen faaliyetler ile din kisvesi arkasına saklanılarak hareketinin yönünü içeriden değiştirmek” gibi parlak
ni açıkça ilan etmiştir. SHP’nin bir laik devlete meydan okunduğu” belirtilerek, “Cumhurbaşkanlığı seçiminin -ama çok tanıdık- söylemlerle çok tehlikeli bir yöne
z Ketenci ordu yalakalığında de laiklik tartışmaları konusuna odaklandığı”na vurgu yapılıyor. meyletmektedirler.
anıtlayarak, “Genelkurmay Açıklamada Genelkurmay’ın gelişmeler konusundaki tavrı, “Bu durum, Geçmişte benzer birçok deneyimden de
tkiler çerçevesinde” olduğunu Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. görüldüğü üzere, “içeriden dönüştürme” gibi politik
u AKP’nin üzerine yıkmanın yanısıra Unutulmamalıdır ki Türk Silahlı Kuvvetleri, bu tartışmalarda taraftır ve söylemlerle hareket eden ve düzen solunun sularına
lığı cephesindeki yerini almıştır. laikliğin kesin savunucusudur” sözleriyle ortaya konuyor. yelken açanların akıbeti bu sularda boğulmak
dunun tehditiyle cumhurbaşkanlığı Hatırlayalım, devlet içindeki cinayet şebekelerinin açığa çıkarılmasını olmuştur. Zira siyaset arenasındaki mücadele ana güç
bir bakıma meclisin silah baskısıyla sağlayan Susurluk kazasından birkaç ay sonra, medyada “laik rejimin odakları arasında, ama temelde de sınıf ilişkileri
kemesi’nin son kararı bu gerçeğin şeriat tehdidi altında olduğu”na dair yayınlar yapılmış ve en son, alanında yürümektedir. Bundan dolayı düzen solunun
27 Nisan muhtırasından önce Sincan’daki “Kudüs Gecesi” kutlaması üzerinden 28 Şubat müdahalesi hareket ettiği sulara yelken açmak, aslında devrim
nı seçiminden evvel bir erken seçim gerçekleşmişti. Susurluk’tan sonra kontra çetelerinin açığa çıkarılmasını saflarını terkederek düzen siyasetinin kulvarında
yolunda bir eğilimi olmadığını talep eden ilerici, demokrat, solcu birçok kesim, 28 Şubat süreci ile konumlanmak anlamına gelmekte ve düzen soluna
ut krize bir çare de değildir. Çünkü birlikte “laikliğe sahip çıkmak” adına Genelkurmay’ın ardında saf hizmetle sonuçlanmaktadır. Geçmişte olduğu gibi
değişmez. Genelkurmay, “Halkın tutmuştu. bugün de bu türden girişimlerin sonu böyle bir
nmelidir” demiyor. AKP’nin Hükümet, gelişmeler konusunda tavrını açıklarken, öncelikle hezimet olacaktır.
urbaşkanı seçmesine karşı çıkıyor. Ve “Cumhuriyetimizin temel niteliklerine karşı Anayasa ve yasalara aykırı Bugün devrimci güçlerin alması gereken doğru
clis’e girer, hükümet kurar, gerçek ve tüzel kişiler tarafından zaman zaman ortaya konulan hiçbir tutum, düzene ve düzen partilerine karşı bağımsız bir
muhtıra”, hükümete verilmiş muhtıra tutum ve davranışı tasvip etmek mümkün değildir” sözleriyle devrimci kutup olarak ortaya çıkmak ve siyasetteki
erken seçimle ya da Genelkurmay tarafından hedef gösterilen bazı ‘kelle’lerin alınabileceğinin kutuplaşmayı sınıf ilişkilerinin nesnel temeli üzerine
çim sonrasına ertelenmesiyle işaretlerini vererek uzlaşma zemini hazırlamaya çalışıyor. Ama öte yandan oturtmaktır. “Düzene karşı devrim!”, “Tek yol
eğin AKP’nin böyle, hatta daha da “Hükümetimiz, demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olan devrim, kurtuluş sosyalizm!” şiarları bu yolda
elkurmay’ın fikrini değiştirmez. Cumhuriyetimizi daha da güçlendirmek ve demokrasimizi zedeletmemek yaratılacak siyasal odaklaşmanın eksenini
muhtırada öne sürülen görüşte daha konusunda tam bir kararlılık içindedir. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz oluşturacaktır. İşte işçi ve emekçilere kurulan seçim
kridir. vazgeçilmez, geri döndürülemez bir kazanımdır” sözleriyle de kendi tuzağını bozmanın yolu budur. Tuzaklara düşmeden
ükümetin Cumhurbaşkanlığı konumunu korumak için demokrasi isteyen güçleri yedeklemeye bu yolda yürüme kararlılığını göstermek tüm devrimci
süreçte dengeleri kendi lehine çalışıyor. güçlerin bugün en önemli sorumluluğudur.
genel seçime gidilmesi ve Komünistlerin ise bu durumdan çıkarttığı vazife ise şudur: Düzen içi Militan bir kararlılığa sahne olan bu yılın 1
n yapılması konusunda ciddi bir çatışmada taraf olunmamalı, düzen güçlerine hizmet eden mücadele Mayıs’ı bu bakımdan önemli bir derstir ve yapılması
in başvurusu üzerine toplanan reddedilmelidir. Herkes kendi bayrağı altına toplanmalı, kendi stratejik gerekenlere ışık tutmaktadır.
ncıyla siyasi bir kararla seçiminin çizgisinde ilerlemeli, bunu güçlendirecek politikalar izlemelidir.
CMYK
18  Kızıl Bayrak İşçi sınıfının kızıl bayrağı altına! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Düzen içi çatışmada taraf olmayı, başkaları için savaşmayı reddedelim!

Herkes kendi bayrağı altına!..


Cumhurbaşkanı seçimi üzerinden kopan kavga şaşkınlıkla karşılandı. Bu şaşkınlık, canlı yayındaki desteğiyle hükümet olmuş ve görev başında kaldığı 5
Genelkurmay’ın muhtıralı müdahalesiyle iyice spikerlerin yüzünden bile okunuyordu. yıl boyunca da aldığı bu desteğin bedelini, hükmettiği
kızışmışken, hükümetin aynı sertlikteki yanıtıyla Oysa, muhtıraya hükümetten çok önce, adeta topraklarda efendilerinin hükmünü geçerli kılma
şimdilik yatışmış gibi görünüyor. Adalet Bakanı Cemil beklermişçesine, anında yanıt veren emperyalistlerin çabasıyla ödeme gayretini hiç eksik etmeyen AKP’ye
Çiçek tarafından açıklanan hükümetin yanıtı, apoletli tepkili açıklamalarından sonra, bu kadar şaşıracak bir desteğin sürmekte olduğu beklenmeliydi. Kaldı ki,
medya mensupları tarafından bile büyük bir durum yoktur ortada. Emperyalist efendilerinin muhtıradan da önce, Cumhurbaşkanlığı kavgası
giderek tırmandırılmaktayken, emperyalistler ve
içerdeki ortaklarının desteği açıklanmıştı.
Sözde demokrasinin ipliği bir kez daha pazarda! Anlaşılan odur ki, iç iktidar odakları arasındaki
gerilimin düzeyi ne olursa olsun, efendilerin AKP ve
iktidarına olan ihtiyacı, daha çok hizmet sunabileceği
Dinsel gericiliğe ve darbeciliğe karşı emekçilerin yeri yönünde güveni henüz bitmemiştir. Bu ihtiyaç ve
güven devam ettikçe de, desteği sürdüreceklerini
mücadelenin ve devrimin safıdır! ortaya koymuşlardır.
Gelişmelerle ilgili soru işaretleri de yok değil
Cumhurbaşkanlığı girdiler. Böylece, bir kez
elbette.
için ilk tur oylama, daha sözde demokrasinin
Türkiye’de asıl ve en güçlü iktidar odağı olan
önceden de sınırlarını da göstermiş
ordunun da ABD uşaklığı bilindiğine göre, bugünkü
açıklandığı üzere, oldular. İşçi ve emekçiler,
çatışmada iki uşağı arasından neden orduyu değil de
CHP tarafından daha ziyade kendilerine
hükümeti desteklemeyi yeğlediği, bu soruların başında
Anayasa yönelik sınırlarla
geliyor. Bunu, “esas oğlan kim” şeklinde sormak da
Mahkemesi’e taşındı. ilgilendiği için, şimdi
mümkün.
Böylece, günler ortaya çıkan tabloda,
Esas oğlan, hiç kuşkusuz sürekliliği olan ordudur.
öncesinde başlatılan düzenin kendi içindeki
Hükümetler geçicidir. Türkiye deneyinin de gösterdiği
ve daha çok Meclis sınırlamaları dikkat çekici
gibi, en fazla olağan seçim süreci kadar ömrü vardır.
Başkanı Arınç’la CHP olacaktır. Türkiye’de ordu,
Çoğu zaman, uşaklık görev ve işlevini 5 yıl
Başkanı Baykal sadece laikliğin, “laik
koruyamadığında, erken seçimler zorlanarak
arasında süregiden cumhuriyet”in değil,
değiştirilmektedir. Dolayısıyla, emperyalizmin
oturum yeter sayısı “demokrasi”nin de gerçek
hükümetlerle ilişkileri geçici, orduyla olanı daimidir.
tartışmasında, her iki sahibi olduğunu,
Bu süregen ilişki elbette korunacaktır. Ancak, işte
taraf da kararlılığını dolayısıyla, bir sahip
böyle, burnunu sürte sürte, egemenin de egemeni,
göstermiş oldu. Arınç olarak sınırlama hakkını
efendinin de efendisi bulunduğunu hatırlata hatırlata
‘oturumu açarım’ dedi da tekelinde
yapacaktır bunu.
ve açtı; CHP bulundurduğunu
Dün Süleymaniye’de askerinin başına çuval
‘mahkemeye giderim’ hatırlatmaktadır. Son
geçirerek yaptılar, bugün iç iktidar kavgasında yalnız
dedi ve gitti. klasik darbenin üzerinden
bırakarak, hatta darbe tehdidiyle sindirmeye çalıştığı
Demokrasicilik unutturacak kadar uzun
muhatabını, hükümeti destekleyerek yapıyorlar.
oyununun bu zaman geçtiğini düşünüyor
Ordunun, hükümetin muhtırayı muhtırayla
gösteriminin konusu olmalılar ki hatırlatma
yanıtlamasına ses vermemesi, hükümetin gücü
Cumhurbaşkanı ihtiyacı duyuyorlar.
karşısında bir geri çekilmeden kaynaklanmıyor.
seçimi, başrol Ordunun duruma el
Hükümetin kendi başına böyle bir gücü bulunmuyor.
oyuncuları da koymasıyla birlikte, meclis
Bunun tek nedeni Washington’un dizginleri
Erdoğan, Gül, Arınç, çatısı altında, kulislerde
germesidir.
Baykal, Mumcu, Ağar… Sahnede kıran kırana bir kotarılan pazarlıklar da bir bakıma boşa çıktı
Emperyalist muhtıra kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı
savaş oynanıyor. Ama perde arkasında durum sayılır. Artık AKP’nin kaç oy satın alabildiğinin
kavgasını sona erdirmiş değil. ABD’nin yeni stratejisi
oldukça farklı. Gerçi bu demokrasi sahnesinin fazlaca bir anlamı kalmamıştır. Bundan sonraki
doğrultusunda demokrasicilik oyunuyla sürecek.
perdesinin yırtıklarından arka tarafta görülmeyen süreçte, bu muhtıranın altından nasıl
Nitekim, ordu cephesinin farklı araçlarla müdahalesi
bir şey kalmadı. Her seçim sürecinde, arkada ne kalkacaklarının hesabıyla uğraşmaları gerekiyor.
ara vermeden sürüyor. Özellikle, kitleleri oyuna dahil
oyunlar çevrildiği, ne tür kirli pazarlıklar Düzen cephesinde iç çatışma bu boyutlara
etme, hükümetin karşısında, ordunun cephesinde
kurulduğu, kaç milletvekilinin alınıp satıldığı ulaşmışken, sınıf cephesinde durumun iyi
konumlandırma çabalarına hız verilmiş durumda. 14
defalarca izlendiği için, bugün döndürülen dolaplar değerlendirilmesi, oluşan çatlakların mümkün
Nisan mitingi örnekleri çeşitli il ve ilçelerde
da rahatlıkla görülebiliyor. mertebe büyütülmeye çalışılması gerekiyor. Düzen
tekrarlandı. Bunların içinde hem en kalabalık, hem de
Genelkurmay gibi sahne dışı oyuncular da artık cephesinde kızışan kavga erken seçimle çözülmeye
amaca oldukça yaklaşanı 29 Nisan’da
daha önlerde, daha doğrudan oyuna dahil oluyor. çalışılacaktır. Bu ise, askıya alınan saldırı
İstanbul/Çağlayan’da yapılanı oldu. Bu kez
İlk tur oylamanın ardından Genelkurmay’dan programının, yeni kurulacak hükümet eliyle daha
organizasyonu, general yöneticileri nedeniyle teşhir
yapılan açıklama, anında -ve büyük bir heyecanla- hızlı biçimde uygulamaya sokulacağı anlamına
olan ADD yerine, ‘demokrat aydın’ yöneticileri afişe
düzen medyası tarafından Cumhurbaşkanı seçimine geliyor.
edilen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
müdahale olarak yorumlandı. Emekçi kitleler seçim oyunlarıyla
üstlenmişti. Çağrılan sanatçılardan okuduklar Nazım
Gerçi açıklamanın içeriği müdahaleyi açıkça sersemletilmeden, işçi sınıfı en geniş emekçi
şiirlerine kadar, konuşmacıların demagojilerinden ‘işçi
anlattığı için yoruma gerek yoktu. Bu yüzden, kesimleri de içine alan sosyal, siyasal taleplerle
sınıfının 1 Mayısı’nı kutlama’ya kadar, sadece
yorum adını hak edebilecek tek tanımlama, mücadeleyi yükseltmediği takdirde, saldırı
‘laik’lik savunucularını değil, ilericilik-demokratlık
“muhtıra gibi”dir. Bu tanımda da ‘gibi’ fazladır. programlarının uygulanmasını engelleme şansı
savunucularını da, işçi ve emekçileri de saflara
Hükümetin, cumhurbaşkanlığı konusunda içten bulamayacaktır.
çağıran, etkilemeye çalışan bir girişimdi İstanbul
(TÜSİAD), dıştan (AB, ABD) aldığı desteğin Sınıf devrimcileri ve devrimci hareket sıkı bir
mitingi.
Genelkurmay’ı fazlasıyla rahatsız ettiği anlaşılıyor. mücadele sürecine hazır olmalıdırlar.
Herkes kendi bayrağı altına!..
Son bir hamle olmak üzere Anayasa Mahkemesi İşçilerin ve emekçilerin yeri devrimin
İşçi sınıfı ve emekçiler sosyalizmin kızıl bayrağı
üstünde de basınç oluşturacak şekilde devreye safıdır!
altına!..
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Düzen cephesi... Kızıl Bayrak  19

Düzen cephesinde çıkar çatışması ve seçimler


Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanlığı karar sonucunda erken genel seçimlere gidileceğini, havarisi kesilmek olacaktır.
seçimlerine ilişkin verdiği iptal kararıyla birlikte erken cumhurbaşkanlığı seçimlerinin referandum yoluyla da Seçim kararının ardından mecliste düzenlediği ilk
seçim sürecine girmiş bulunuyoruz. Böylece ordu ve yapılabileceğini açıkladı. grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğan’ın bu
hükümet arasında uzun bir süreden beri devam eden Aslında son haftalarda yaşanan gelişmeler düzen retoriği şimdiden kullandığı görülmektedir.
iktidarda daha fazla söz sahibi olma kavgası bir parça cephesinden bir erken seçim zorunluluğunu çoktan Kendilerinin milleten başka hiçbir güçten
duruldu. Zira bu çıkar çatışmasının gelinen yerde gündeme sokmuş bulunuyor. Seçimlerin Anayasa korkmadıklarını, milletin iradesiyle geldikleri ve ancak
ekonominin “hassas dengeleri”ni sarsacak bir niteliğe Mahkemesi’nin iptal kararıyla durdurulması AKP’nin yine onun iradesiyle gideceklerini, herkesin aklı selim
dönüşebileceği kaygısıyla sermayenin temsilcisi bu krizden en iyi şekilde faydalanma taktiğinin bir olması gerektiğini, demokrasilerin atanmışlarla değil
TÜSİAD da nihayetinde taraflara itidal çağrısında gereğiydi. Bu durum en çok AKP hükümetinin işine seçilmişlerle yönetileceğini, bunu da en iyi yine
bulundu. TÜSİAD tarafından yapılan son açıklamada, geldi. Zira AKP’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri sandıkta göstereceklerini vb. ifadeleri kullanarak
muhtıranın demokratik bir yönetim anlayışıyla çerçevesinde orduyla yaşayacağı gerginlik sonucu mağdur demokrat pozları çizmektedir. Başta Erdoğan
bağdaşmadığı, ülkenin AB yolundaki imajına zarar “dik” durabilmesi için bugüne kadar önemli bir olmak üzere AKP hükümetinin 4,5 yıldır
verdiği gerekçesiyle ordu eleştirildi. Diğer yandan da dayanağı olan TÜSİAD’ın desteğine ihtiyacı uygulayageldiği bu politikada önemli bir deneyim elde
laiklik noktasında gerekli hassasiyetin gösterilmediği bulunmaktadır. Oysa son yapılan açıklamalarla birlikte ettiği düşünüldüğünde, bundan en iyi şekilde
söylemiyle, yaşanan siyasi krizin gerisindeki daha iyi görüldü ki AKP bu desteği ancak şarta bağlı yararlanma yoluna gidecekleri açıktır. Kendi aralarında
nedenlerden birinin hükümetin iktidar hırsı olduğu olarak koruyabilmektedir ve gelinen yerde bu destek sürdürdükleri iktidar kavgasının üzerini hangi
belirtildi. Sonuç olarak, bu krizin çözümü noktasında kısmen zayıflamış durumdadır. İşte bu koşullarda motiflerle örtecekleri ise o anki koşullara göre
siyaseten görevin hükümete düştüğü söylenerek, bir an AKP’ye düşen en akıllıca politika, Anayasa değişmektedir. Şimdi görünen o ki; cumhurbaşkanlığı
önce erken genel seçimlere gidilmesi “tavsiye” edildi. Mahkemesi’nin kararının ardından “mağdur ve seçimleri sürecinde yaşananlarla birlikte AKP
AKP hükümeti de, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı mazlum” pozlarında seçim alanlarına çıkıp demokrasi hükümeti seçimlerde, “özgürlükler”, “demokrasi” gibi
kavramlara daha çok sarılacak. Oysa tüm öteki
icraatları bir yana, hükümetin hizmetindeki İstanbul

1 Mayıs faaliyetlerinden...
Valisi ve Emniyet Müdürü’nün 1 Mayıs’a dönük il
genelinde gerçekleştirdiği sıkıyönetimi aratmayan
icraatları bile, bu demokrasi çığırtkanlarının
Çiğli İşçi Platformu’ndan 1 Kızıl Bayrak/Çiğli yüzlerindeki tüm maskeleri indirmeye yetmektedir.

Mayıs pikniği... Mamak İKE’den 1 Mayıs Karşı tarafın da “laik” cephe olarak AKP karşıtlığı
üzerine yürüttükleri politikalara daha da ağırlık
Çiğli İşçi Platformu’nun 1 Mayıs hazırlıkları etkinliği... verecekleri gözükmektedir. Tandoğan, Çağlayan
çerçevesinde düzenlediği piknik 29 Nisan günü Mamak İşçi Kültür Evleri olarak 1 Mayıs’a mitinglerinin benzerlerinin devam edeceği
başarıyla gerçekleşti. Ortak kahvaltıyla başlayan yönelik hazırlıklarımızı 29 Nisan günü açıklanmaktadır. Öte yandan AKP karşıtlığı üzerinden
piknik başlangıcından bitimine kadar kardeşlik ve gerçekleştirdiğimiz “Birlik, dayanışma ve “sağı ve soluyla tüm muhalefetin birleşmesi” çağrıları
dayanışmanın, ortak paylaşımın hissedildiği bir mücadele” şenliği ile tamamladık. Tuzluçayır yapılmaktadır. Böylece toplum, özellikle de işçi ve
havada geçti. Mahallesi “1 Mayıs Menekşe Erbay Parkı“nda emekçiler iktidardaki klikler arası çıkar çatışmasında
Pikniğin 1 Mayıs ile ilgili programı işçi gerçekleştirdiğimiz şenlik saat 13.30’da başladı. taraf edilmek istenmektedir. DİSK’in, derin devletin
sınıfının kurtuluş davasında ölümsüzleşenler Etkinlik açılış konuşması ve 1 Mayıs şehitleri “saygın simaları”nın yer aldığı Çağlayan mitingine
anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı şahsında tüm devrim şehitleri için gerçekleştirilen destek verdiğini açıklaması, işçi ve emekçiler açısından
duruşunun ardından Çiğli İşçi Platformu adına saygı duruşuyla başladı ve Mamak İKE adına durumun vahametini daha anlaşılır kılmaktadır. Öte
yapılan bir konuşma gerçekleştirildi. Konuşmada 1 yapılan konuşmanın ardından program Mamak yandan bu “kalabalıklar” daha şimdiden meclise girme
Mayıslar’ın önemi, işçi sınıfının örgütlülüğünün İKE Şiir Topluluğu’nun gerçekleştirdiği bir dinleti hayalleriyle yanıp tutuşan kimi reformist partilerin
gerekliliği vurgulandı. ile devam etti. Dinletinin devamında Mamak İKE “ağızlarını sulandırmaya” yetmektedir. Bu da sermaye
Ardından, pikniğin örgütlenmesinde büyük sokak tiyatrosu kısa bir oyun sergiledi. “Yaşasın 1 düzeninin toplum çapında yarattığı kamplaşmayı
katkıları olan Menemen’den katılan işçiler adına Mayıs!” şiarı ile sona eren oyun kitle tarafından seçimler çerçevesinde daha da büyüterek, işçi ve
bir konuşma yapılarak, 1 Mayıs’ta alanda olma ilgi ile izlendi. 1 Mayıs şenliği müzik dinletisi ve emekçilerin öfkesini sistem kanallarına akıtmada
çağrısı yapıldı. çekilen halaylarla sona erdi. önemli bir imkan demektir. Öyle ki bu taraflaşma
Serbest kürsü oluşturularak katılımcılardan Olumsuz hava koşullarına rağmen coşkulu bir sonuçta birbirini beslemektedir. Ama hangi taraf
düşüncelerini paylaşmaları istendi. Serbest kürsüde atmosferde geçen şenliğe 60 emekçi katıldı. kazanırsa kazansın, sonuçta yine kazanan sermaye
genel olarak mücadelenin gerekliliğine ve bir sınıf Şenliğin sonunda Mamak İKE’nin 1 Mayıs düzeni olmaktadır.
olarak bilinçlenmenin önemine dikkat çekildi. mitingine kaldıracağı otobüslerin hareket saatleri Gerek genel seçimler gerekse de cumhurbaşkanlığı
İşçi Kültür Sanat Evi Kadın Komisyonu’ndan ve yerleri duyurularak emekçiler 1 Mayıs alanına seçimleri çerçevesinde yaratılan bu kamplaşmadan işçi
kadınların da söz alarak konuşmaları ve şiirlerini çağırıldı. ve emekçilerin hiçbir çıkarı yoktur, olamaz. İşçi ve
paylaşmaları oldukça anlamlı oldu. İşçi Kültür Mamak İKE çalışanları emekçiler iktidarda kimin daha fazla söz sahibi olacağı
Sanat Evi Kadın Komisyonu olarak sağlık üzerine süren çatışmada taraf olmayı reddetmeli, kendi
ocaklarımıza sahip çıkmak için alana çıkma çağrısı Adana’da 1 Mayıs çalışmasına saldırı! sınıfsal çıkarlarının tarafı olmalıdırlar.
yapıldı. Serbest kürsüden sonra Çiğli İşçi 1 Mayıs faaliyeti sırasında devletin saldırısına Emperyalist haydutlara karşı Ortadoğu halklarıyla
Platformu’ndan işçilerin kendilerinin yazdığı ve uğruyor ve engellenmeye çalışıldı. Miting dayanışma, “bağımsız Türkiye”, emperyalistlerle açık-
oynadığı bir oyun sergilendi. Oldukça beğenilen güzergahı olan Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu gizli tüm anlaşmaların iptali, NATO, AB, AGİT vb.
tiyatro gösteriminden sonra Kavel müzik grubu önünden başlayarak Uğur Mumcu Meydanı emperyalist kuruluşlarla tüm ilişkilerin kesilmesi,
söylediği ezgilerle, halaylarla kitleyi coşturdu. arasındaki yolu BDSP afişleriyle donatan Türkiye’deki tüm askeri üs ve tesislere el konulması
Verilen yemek arasından sonra bilgi yarışması yoldaşlarımız keyfi bir şekilde devletin kolluk vb. talepler karşısında herşeyden önce ordu ve
ve çeşitli oyunların oynandığı serbest bölüme güçleri tarafından durduruldular. “İzinsiz ve yasak hükümeti bulursunuz. İktisadi ve sosyal yıkım
geçildi. Ardından etkinliğimize destek sunan halk yerlere afiş asmak” ve bir yoldaşımız hakkında programlarına, özelleştirme saldırılarına karşı
ozanı Hüseyin Canlar’ın verdiği kısa bağlama “arama kararı” olduğu gerekçesiyle gözaltına çıkıldığında, İMF, Dünya Bankası vb. emperyalist
dinletisi yer aldı. Kavel müzik grubunun ikinci kez alındılar. Gözaltına alınanlar ilk önce Bağlar Polis kuruluşlarla kölece ilişkilere son verilmesini
söylediği parçalar eşliğinde çekilen halaylarla Karakolu’na götürüldüler. Daha sonra bir istendiğinde, dış borç ödemelerin durdurulmasını talep
piknik programı bitirildi. yoldaşımız, hakkında ceza yazılması için Zabıta edildiğinde orduyu, TÜSİAD’ı, hükümeti ve
Kapanış konuşmasında 1 Mayıs’ta alanlarda Müdürlüğü’ne götürüldü. Diğer yoldaşımız ise muhalefetiyle sermaye düzenini bir bütün olarak
omuz omuza olma çağrısı yapıldı. Pikniğe 100 işçi araması olduğu gerekçesiyle Hürriyet Karakolu’na karşınızda bulursunuz.
ve emekçi katıldı. Çekilen coşkulu halaylara götürüldü. Burada “araması olmadığı anlaşılan” Dolayısıyla işçi ve emekçiler geleceklerini,
çevrede piknik yapan birçok insan katılarak eşlik yoldaşımız serbest bırakıldı. düzenin çıkar çatışmalarına taraf olarak değil kendi
ettiler. Adana BDSP çıkarları uğruna yürütecekleri mücadelede
aramalıdırlar!
20  Kızıl Bayrak Taksim kazanıldı! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Türkiye’de 1 Mayıs gösterilerinden...

“Her yer Taksim, her yer 1 Mayıs!”


Bursa’da coşkulu 1 Mayıs!
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve
dayanışma günü 1 Mayıs Bursa’da 2.500 emekçinin
katılımıyla coşkuyla kutlandı. Saat 16.00’da Haşim
İşcan Caddesi’nde toplanmaya başlayan emekçiler,
buradan miting alanı olan Gökdere Meydanı’na
kortejler oluşturarak yürüdüler.
Tertip komitesini KESK, TMMOB ve BATİS’in
oluşturduğu 1 Mayıs’a Türk-İş’e bağlı TÜMTİS,
Petrol-İş, Tes-İş ve Türk Metal-İş sendikaları da
pankartlarıyla katıldılar. Eyleme, düzen partilerinden
CHP, İP, SHP, reformist çevrelerden EMEP, SDP,
DTP, ÖDP, derneklerden ÇGD, ÇHD, Alevi ve yöre
derneklerinin oluşturduğu Dernekler Platformu ve
İHD, yanı sıra İşsiz ve Güvencesiz Eğitim İşçileri
Örgütleme Girişimi, Eğitim Kooperatifi, Küresel

Bur sa
Eylem Grubu, Öğrenci Dayanışma Evi, devrimci
kurumlardan ise Alınteri, BDSP, DHP, ESP ve
Partizan katıldı. Sendikalardan BATİS ve TÜMTİS
coşkuları ve kitlesellikleri ile dikkat çekerken,
KESK’in katılımı sınırlı kaldı. Eğitim-Sen’in katılımı Antalya’da 1 Mayıs! Antakya’da coşkulu 1 Mayıs!
ise 25 Nisan’da gerçekleştirdiği sevk eylemine göre Antalya’da 1 Mayıs kutlamaları saat 16.00’da Bu yıl da 1 Mayıs Antakya’nın çevre ilçelerinden
oldukça sınırlıydı. Önceki 1 Mayıs’a göre katılımın ve başladı. Güllük Köy Hizmetleri önünde toplanan kitle, gelenlerin eski Maksim Gazinosu önünde
coşkunun yüksek olduğu 1 Mayıs’a devrimci güçler de Tonguç Caddesi’nden Luna Parka doğru toplanmasıyla başladı. Saat 14:30 civarı yürüyüşe
anlamlı bir katılım sağladılar. Direnişte olan TÜMTİS yürüyüşe geçti. “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Yoksulluğa, geçildi.
üyesi Horoz Lojistik işçileri de katılımcılar ırkçılığa ve gericiliğe teslim olmayacağız!” ortak Yürüyüş boyunca tüm kortejlerde coşku hakimdi.
arasındaydı. pankartlarının açıldığı eyleme; Tüm-Emekli Sen, Arama noktasında BDSP pankartına ve flamalarına
Kortejlerin alana girmesinin ardından saygı Eğitim-Sen, TMMOB, Tümtis, Petrol-İş, 78’liler elkoymaya çalışan kolluk güçlerine tavrımız net oldu
duruşuyla program başladı. Tertip komitesi adına Antalya Girişimi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, ve kısa bir arbededen sonra polisin bu saldırısını geri
yapılan konuşmalarda İstanbul ve Taksim’deki devlet Alevi-Bektaşi Kuruluşları Birliği Federasyonu, Pir püskürttük.
terörü protesto edildi. Birlik, mücadele ve dayanışma Sultan Abdal Kültür Derneği, DHP, reformist sol Tüm kortejler Uğur Mumcu Bulvarı’nda toplandı.
vurgusu yapıldı. Eğitim-Sen müzik grubunun partiler ile düzen solu katıldı. Miting tüm devrim şehitleri ve 1 Mayıs şehitleri adına
söylediği marş ve türkülerin ardından davul zurna “Her yer Taksim, her yer direniş!”, yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
eşliğinde çekilen halaylarla 1 Mayıs mitingi sona erdi. “Darbeciler halka hesap verecek!”, Ardından konuşmalara geçildi. Yapılan konuşmalarda
Komünistler eyleme coşkuları ve disiplinleriyle “Faşizme karşı omuz omuza!”, “’77’ye selam, daha çok ABD emperyalizminin Irak’ta uyguladığı
“Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!/BDSP” mücadeleye devam!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”, vahşet ve ülke içinde yaratılmak istenen şovenist
imzalı pankartları ve kızıl bayraklarıyla katıldılar. “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları kitlenin histeri vurgulandı. Ayrıca Taksim’deki devlet terörü
“Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Yeni Ekimler için çoğunluğu tarafından sıkça atıldı. lanetlendi ve direniş selamlandı.
ileri!”, “Her yer Taksim, her yer 1 Mayıs!” 1 Mayıs mitingine yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Yapılan konuşmaların ardından Grup Nidal
sloganlarını haykıran komünistler 1 Mayıs’ta alanda Kızıl Bayrak/Antalya kürsüye çıktı. Mitingin sonlarına doğru İstanbul’dan
30 kişilik kortejleriyle yeraldılar. Taksim’e çıkıldığı haberi ulaştığı anda alandaki coşku
Kızıl Bayrak/Bursa daha da arttı. Çekilen halaylar eşliğinde miting
bitirildi.

Edirne’de devlet terörü protesto edildi


Mitinge yaklaşık 1500 kişi katıldı. Devrimci
kortejlere katılımdaki artış nedeniyle bu yıl 1 Mayıs’a
devrimci bir atmosfer hakimdi.
Komünistler olarak bu yıl 1 Mayıs’a “İşçi sınıfının
1 Mayıs günü İstanbul’da Kızıl Bayrağı altında birleşelim, savaşalım!/BDSP”
yaşanan devlet terörü ve Edirne imzalı pankartımızla ve yaklaşık 75 kişilik coşkulu
konvoyunun 1 Mayıs’a gitmesini kortejimizle katıldık.
engellemek amacıyla yapılan BDSP Antakya
keyfi uygulamalar, 2 Mayıs günü
Edirne Postanesi önünde
gerçekleştirilen bir basın
Trabzon’da coşkulu 1 Mayıs!
açıklamasıyla kınandı. Eylemi, Trabzon’da sene başından bu yana örgütlediğimiz
KESK Şubeler Platformu, DİSK, nükleer karşıtı kampanyayı 1 Mayıs’a taşıdık.
Tabipler Odası, Trakya’da Birlik 1 Mayıs öncesinde meydana ve civarına yaptığımız
ve Dayanışma Dernekleri, Ekim BDSP imzalı afişlerimizle tüm işçi ve emekçileri
Gençliği, Edirne Gençlik Derneği alanlara çıkmaya çağırdık. Ayrıca üniversite içerisinde
Girişimi, TÜÖD ve ÖDP ve alanda Ekim Gençliği imzalı pullamalar ve
örgütledi. Toplumcu Mimarlık ve Mühendislik Öğrencileri adına
Basın açıklamasına yaklaşık kuşlamalarla gençliği geleceğine sahip çıkmak için
150 kişi katıldı. Çevredeki alanlara çağırdık.
kalabalık dinleyici kitlesi de 1 Mayıs öncesi olması nedeniyle Jandarma ve
yaşanan olaylara halkın tepkili ÖGB bir haftadır üniversitede terör estirmeye
olduğunun göstergesiydi. başlamıştı. Fakültelerin içinde, hatta kantinlerde
Edirne Ekim Gençliği onlarca jandarma ve ÖGB nöbet tutuyor, yapılan
çalışmalara ket vurmaya çalışıyordu. Geçtiğimiz hafta
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 1 Mayıs mitinglerinden... Kızıl Bayrak  21

cuma günü Ekim Gençliği imzalı pullarımızı katıldı. Petrol-İş üyesi işçilerin eyleme aileleri ile
yaparken jandarmanın müdahalesi ile karşılaştık. katılmaları da oldukça anlamlıydı.
Çalışma yaptığımız alanı abluka altına alan ÖGB ve Enternasyonal, 1 Mayıs marşı ve Çav Bella’nın
jandarma afişimizi sahiplenmemiz üzerine 3 Ekim söylendiği eylem halaylarla son buldu. Eylem boyunca
Gençliği okurunu gözaltına aldı. Her birimize 117 “İşte 1 Mayıs, alanlardayız!”, “Gün gelecek, devran
YTL izinsiz afiş asmaktan para cezası kesildi, dönecek, AKP halka hesap verecek!” ve “İş, ekmek,
hakkımızda tutanak tutulduktan sonra serbest özgürlük!” sloganları atıldı.
bırakıldık. Ardından afişlerimizi asmaya kararlılıkla Kızıl Bayrak/Bandırma
devam ettik. Üniversitenin her bölümünü, durakları
afişlerimizle süsledik. Ayrıca sınıf duyuruları yaparak Kayseri’de 1 Mayıs!
1 Mayıs çağrılarına devam ettik.
1 Mayıs Kayseri’de de coşkuyla kutlandı. Eylem
1 Mayıs’ta Nükleer Karşıtı Öğrenciler olarak
ilk olarak kitlenin, Kayseri’nin en işlek caddelerinden
“Sermaye için değil toplum için enerji!” talebiyle
An ta k ya
biri olan Sivas Caddesi üzerinde bulunan Eğitim-Sen
alanda yerimizi aldık. Tedaş önünde saat 12:00’de
önünde toplanmasıyla başladı. Yaklaşık 100 kişilik
toplandıktan bir saat sonra yürüyüşe geçtik. “İşçi
kitle buradan KESK pankartı arkasında mitingin
sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!”, “77 1
yapılacağı Merkez Mimar Sinan Parkı’na doğru
Mayıs, hesabını soracağız!”, “Katil devlet hesap döndürdü. Bunun üzerine ilk park alanında durarak
yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında “Yaşasın 1 Mayıs!”,
verecek!”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların oradan şehir içi otobüslere binip Taksim’e ulaşmaya
”Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Parasız eğitim,
kardeşliği!”, “Gençlik gelecek gelecek sosyalizm!”, çalıştık.
parasız sağlık!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep
“Trabzon faşizme mezar olacak!”, “YÖK kalkacak, Edirne Ekim Gençliği
beraber ya hiç birimiz!”, “İşçilerin birliği sermayeyi
polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!”
yenecek!”, “Askeri muhtıraya hayır!” sloganları kitle
sloganlarını sık sık attığımız eylemde coşkulu bir
korteje sahiptik.
Samsun’da 1 Mayıs! tarafından gür bir şekilde haykırıldı.
Samsun’da 1 Mayıs kutlamaları İstasyon Alana gelindiğinde, farklı bölgelerden yürüyüşe
Genç komünistler olarak 1 Mayıs’ın kızıllığını
Mahallesi’nde saat 13:00’te kitlenin toplanmasıyla geçen TÜMTİS, EMEP, ÖDP ve PSAKD ile birleşerek
attığımız sloganlarla gür ve inançlı haykırışımızla
başladı. Sloganlarla miting alanı olan Cumhuriyet türküler ve marşlar eşliğinde miting başladı. TÜMTİS
alanlara taşıdık. Kortejimiz komünist misyonumuzla
Meydanı’na yüründü. Kortejlerin alana girmesiyle alana girerken kitle, hep bir ağızdan “Yaşasın sınıf
eylemde farklı bir yere sahipti. Ayrıca “IM(F) Tipi
başlayan miting konuşmalarla, sloganlarla ve dayanışması!” sloganını haykırdı ve işçiler de aynı
üniversite istemiyoruz!”, “Emperyalizme, şovenizme
halaylarla sürdü. Kutlamalarda Taksim’in emekçilere sloganla karşılık verdiler. İlk olarak kürsüden
karşı halkların birliği!/Ekim Gençliği” dövizlerini
ve halka kapatılamayacağı, Taksim’in 1 Mayıs alanı TÜMTİS adına bir açıklama yapıldı. Yapılan
taşıdık.
olduğu dile getirildi. açıklamada işçilerin içinde bulunulan süreçte birçok
Eylem Eğitim-Sen Başkanı Recep Günay’ın
Bu yıl Samsun’da yapılan 1 Mayıs kutlamaları hak gaspına ve sosyal saldırılara maruz bırakıldığı dile
yaptığı konuşmanın ardından halaylar ve horonlarla
sönük geçti. Katılımın düşük olduğu mitingin getirilerek, birleşik dayanışmanın önemine vurgu
son buldu. Eyleme bini aşkın kişi katıldı.
gündemine düzen içerisindeki çatışmalar yansıdı. İşçi yapıldı. Ayrıca Kayseri’de yaşanan sorunlardan
Bizler NKÖ olarak 20’yi aşkın bir kitleyle eylemde
ve emekçilerin sorunlarının yansımadığı bir 1 Mayıs bahsedilerek mücadele söylemi ön plana çıktı.
taleplerimizi haykırdık.
gerçekleşti. TÜMTİS adına yapılan açıklamanın ardından
İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!
Kızıl Bayrak/Samsun KESK Kayseri Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü,
Trabzon Ekim Gençliği
Eğitim-Sen Şube Başkanı Turgut Oba bir konuşma

Sivas’ta 1 Mayıs!
yaptı.
Edirne’de engelleme! Yapılan açıklamaların ardından müzik grubunun
1 Mayıs Sivas’ta da yurdun her yerinde olduğu gibi söylediği halaylarla ve marşlarla miting sona erdi.
1 Mayıs kutlaması için sendika ve kitle coşkuyla kutlandı. Saat 15.00’de Ethem Bey Parkı’nda Eğitim-Sen, SES, Yapı Yol-Sen ve TÜMTİS tarafından
örgütlerinin Taksim ısrarı devleti korkuttu. Bu toplanan kalabalık sloganlar atarak 1 Mayıs alanına organize edilen ve Eğit-Der, İHD, PSAKD, EMEP,
korkudan kaynaklı sermaye devleti İstanbul’u kadar yürüdü. ÖDP ve CHP’nin destek verdiği eyleme yaklaşık 400
sıkıyönetim altına aldı ve bu tutum çevre illerden 1 Alanda KESK temsilcileri 1 Mayıs günü üzerine kişi katıldı.
Mayıs için İstanbul’a gelmek isteyen insanları da zor konuşma yaptılar. Ardından müzik eşliğinde halaylar Komünistler olarak “İşçilerin birliği sermayeyi
duruma soktu, keyfi uygulamaların ve çatışmaların ve sloganlarla coşkulu bir miting gerçekleşti. yenecek!”, “1 Mayıs resmi tatil ilan edilsin!”,
yaşanmasına sebep oldu. 1 Mayıs’ın iş gününe gelmesi, Taksim’e yapılan “İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari
Bu keyfi uygulamalardan Edirne’den hareket eden ortak çağrı ve üniversitenin sınav döneminin bugüne ücret!”, “Emperyalizme ve siyonizme karşı yenilecek
konvoy da nasibini aldı. İlk olarak Edirne gişelerinde denk getirmesinin de etkisiyle katılım önceki yıllara direnen halklar kazanacak!” talep ve şiarlarımızla
tutulan araçların şehir dışına çıkış belgesi olmamasını oranla az oldu. mitingde yerimizi aldık.
bahane eden kolluk kuvvetleri, ilk araçta olan kişilere Eylemde “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Yaşasın işçilerin Kızıl Bayrak/Kayseri
GBT ve üst araması yaptı. İkinci ve üçüncü araçta bu birliği, halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz
uygulamaya izin verilmedi. Uzun süre kolluk
Gazi’de 1 Mayıs yürüyüşü!
omuza!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Taksim’e
kuvvetleriyle tartışma yaşandı. Ardından öğrencilerin değil, çetelere barikat!”, “Katil devlet halka hesap
“eylemi burada yapalım” çağrısı geldi, fakat buna verecek!” sloganları atıldı. Devletin Taksim 1 Mayıs’ına yönelik terör ve
aldırış etmeyen sendikacılar tekrar geldikleri araçlarla 2 saat süren eylemin ardından “Yaşasın 1 Mayıs!” baskısı, gözaltı saldırısı 1 Mayıs akşamı Gazi
geri dönüp yeni araçlar tuttular. Fakat tutulan şiarının atılmasıyla kitle dağıldı. Eyleme yaklaşık 200 Mahallesi’nde düzenlenen yürüyüşle protesto edildi.
araçlardan birinde de şehir dışına çıkış belgesi yoktu. kişi katıldı. Saat 20:00’de kitlenin Cemevi önünde
Bu nedenle yaklaşık 45 kişinin İstanbul’a gelmesi Kızıl Bayrak/Sivas toplanmasıyla başlayan yürüyüş boyunca devlet terörü
tehlikeye girdi. Bu sefer de sendikaların, özellikle ve Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğunu anlatan
Bandırma’da coşkulu 1 Mayıs!
Edirne Tabip Odası’nın “iki otobüs gitsin kalanlar konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda Taksim’in işçi ve
kalsın ya da kalanlar özel firmalarla gelsin” tutumu emekçilere kapatılamayacağı vurgulandı. Polisin
başta Edirne Ekim Gençliği olmak üzere birçok Bandırma’da Liman-İş, Eğitim-Sen ve SES saldırısına rağmen kitlelerin Taksim Meydanı’na
öğrencinin protestosuyla karşılandı ve buna alternatif tarafından gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamalarına bin çıkma kararlılığından vazgeçmediği, polisin saldırısı
olarak Edirne’de fiili meşru bir 1 Mayıs kutlanması kişi katıldı. Özelleştirme karşıtı sloganların ön plana sonucu her yerin 1 Mayıs alanına dönüştürüldüğü
önerisi getirildi. Bu tartışmalar sırasında Edirne çıktığı eylem, saat 17:00’de başladı. ifade edildi.
Eğitim-Sen Taksim’e gelmeyeceğini söyleyerek bu Tren garında toplanan Liman-İş, Eğitim-Sen, Yürüyüşte sık sık “Gözaltılar, tutuklamalar,
tartışmaya son noktayı koydu. Çünkü Eğitim-Sen’in Petrol-İş, SES, ÖDP, EMEP ve CHP’den oluşan kitle baskılar bizi yıldıramaz!”, “Yaşasın 1 Mayıs, bıji yek
gelmemesi yer sorununu ortadan kaldırdı. Tekrar sloganlar eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. gulan!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları
araçlara binen kitle Edirne gişelerinde tekrar Burada program saygı duruşu ile başladı. Ardından atıldı.
durduruldu ve belge kontrolü ve GBT kontrolü Liman-İş, SES ve Eğitim-Sen adına konuşmalar Yürüyüş Cemevi’nden Dörtyol’a kadar sürdü.
yapıldı. Bu sırada TKP bileşenleri eyleme yapıldı. Burada yapılan açıklamanın ardından eylem sona erdi.
katılmayacağını söyleyerek araçtan indiler. Edirne’den Konuşmalarda BOR işletmelerinin, şeker 200’ü aşkın kişinin yeraldığı yürüyüşe BDSP,
yola çıkmamız yaklaşık olarak saat 10.30’u buldu. Her fabrikalarının ve limanların özelleştirilmesine Partizan, DHP, ESP ve DTP katıldı.
şey yoluna girmişken Mahmutbey gişelerine yığınak değinildi. Eyleme özelleştirilme girişimleri ile Kızıl Bayrak/GOP
yapan polis Edirne’den gelen konvoyu durdurarak geri gündemde olan Susurluk Şeker Fabrikası işçileri de
22  Kızıl Bayrak Yurtdışında 1 Mayıs... Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Almanya’da 1 Mayıs gösterilerinden...

Nürnberg Kö ln

Berlin’de 1 Mayıs! ise 5 binin üzerinde bir kitle katıldı. Akşamki


gösteride polisle yer yer küçük çaplı çatışmalar
binasının önünde kitlenin toplanmasının ardından saat
11.00’de başladı. Köln’deki yürüyüşe 3 binin
İşçi ve emekçiler geçen yıllarda olduğu gibi bu yaşandı, polisin saldırısı sonucu birçok insan üzerinde kişi katıldı.
yılın 1 Mayıs’ına da sosyal hak gaspları, demokratik tutuklandı. Yürüyüşün en önünde DGB’nin “1 Mayıs”
hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı saldırılar eşliğinde TKİP taraftarları/Berlin şiarının yazılı olduğu pankart taşındı. Onu, çeşitli
girdiler. Sağlık alanında ciddi kısıtlamalara gidildi. sendikalarda örgütlü işçi kortejleri takip etti. Türkiyeli
Köln’de 1 Mayıs!
Emeklilik yaşı yasallaştırıldı. Telekom, Airbus vb. devrimci yapılar ise yürüyüş kolunun arka tarafında
tekeller binlerce işçiyi işten çıkaracağını açıkça dile bir blok halinde yürüdüler.
getiriyor. Açığa çıkan yolsuzluk olaylarının 2007 1 Mayıs’ı Almanya’da, başta büyük kentler 1 Mayıs çalışması için merkezi düzeyde beş
bazılarında sendika yöneticilerinin de işin içinde olmak üzere yapılan yüzlerce yürüyüş ve mitingle demokratik kitle örgütü (Bir-Kar, ATİK, ADHK,
olduğu görülüyor. Şu sıralarda metal sektöründe 3-4 kutlandı. AvEG-Kon, Yaşanacak Dünya Gazetesi) ortak afiş ve
milyon işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri, Almanya’da işçi ve emekçiler 2007 1 Mayısı’nı bildiri çıkardılar. Bu ortak çalışma yürüyüşe de
yer yer uyarı grevleri yapılıyor. Buna rağmen yaşam standartları daha da ağırlaşmış olarak yansıdı, üç dilden (Türkçe, Almanca, Kürtçe)
Berlin’deki 1 Mayıs gösterisinde bir elin beş karşıladılar. Emeklilik yaşı 67’ye çıkarılarak mezarda “Yaşasın 1 Mayıs!’’ ortak pankartının ardından her
parmağını geçmeyecek kadar IG-Metall sendikası emekliliğin dayatılması, emekçilerden alınan yapı kendi pankart ve flamalarıyla yürüdü.
bayrağı taşıyan işçi vardı. Bu bile sendikaların nasıl vergilerin %3 arttırılması, hemen tüm eyaletlerde Türkiyeli devrimci parti ve örgütlerden TKP/ML,
bir işlev gördüğünü gözler önüne seriyor. üniversitelerin paralı hale gelmesi, işyerlerinin daha MKP, MLKP, TİKB, Devrimci Kurtuluş ve HÖC,
Berlin’de her yıl olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da çok tasfiye edilmesi ve başka ülkelere taşınması DDİF, Halk Kültür Merkezi, demokratik kitle
farklı gösteriler ve etkinlikler gerçekleşti. Sabah saat tehdidiyle işçilere kölelik koşullarının dayatılması, örgütleri pankartlarıyla katıldılar. Türkiyeli
10.00’da DGB sendikasının çağrısıyla yeni anti-terör yasaları vb. saldırılar altında karşılandı devrimciler her zamanki gibi yürüyüş kolunun yarıya
Wittenbergplatz’ta başlayan yürüyüş saat 11.00 bu 1 Mayıs. yakınını teşkil ederken, sloganları, marşları ve davul-
civarında Brandenburger Tor’daki miting alanında Böylesine ağır sosyal ve siyasal hak gasplarının zurna eşliğindeki halayları ile 1 Mayıs’a coşku
son buldu. Yürüyüşe katılan 5 bin işçi ve emekçinin gündemde olduğu bir dönemde 1 Mayıs’a katılımın kattılar. Yürüyüş kolunun önünde yer alan ses cihazı
sayısı miting alanına varıldığında 10 bini buldu. en azından geçen seneden daha fazla olması ise bunu ayrıca güçlendirdi. Türkiyeli grupların
Eylem son derece cansız ve ruhsuz geçti. Yapılan beklenirdi. Fakat maalesef bu gerçekleşmedi. Çünkü katılımında nispi bir artış olduğu gözlendi.
konuşmalarda hiçbir ciddi tepki ortaya konmadı. Almanya’da 1 Mayıslar’ın tek organizatörü hala DGB Yerli devrimci partilerden ise en belirgin katılımı
Türkiyeli devrimci örgütler de pankartlarıyla yerlerini (Alman Sendikalar Birliği)’dir. DKP ve MLPD sağladı. Yanı sıra irili-ufaklı çok
aldılar (TKP/ML, MLKP, HÖC, SEH, KP.IÖ, DGB, bu 1 Mayıs’ta da hiçbir ön hazırlık sayıda devrimci-demokratik çevre pankartlarıyla
Yaşanacak Dünya gazetesi ve sembolik düzeyde de yapmadı. Yasak savma kabilinden yayınladıkları bir katıldılar. Bunların dışında İranlı devrimcilerin birkaç
olsa PKK ve Anadolu Alevileri Dernekleri bildirinin dışında hiçbir çaba göstermedi. Öyle ki bazı gruba ait pankartlarıyla yürüyüşe katılmaları
Federasyonu). işyerlerine, 1 Mayıs’ın nerede ve nasıl yapılacağına anlamlıydı.
TKİP taraftarları olarak bu yıl iyi bir ön hazırlık dair sendikaların çağrıları bile ulaşmadı. Tablo böyle Uzun bir güzergâhtan geçerek sürdürülen
sürecine rağmen istediğimiz düzeyde bir katılım olunca, 1 Mayıs’a sadece ilerici, bilinçli ve politik yürüyüş, her zamanki gibi Heumarkt alanında sona
gerçekleştiremedik. Berlin’in üç ayrı semtinde duyarlılığa sahip sınırlı sayıdaki işçinin dışında erdi. Sendikalı işçilerin büyük bir kısmı yürüyüşe
Almanca ve Türkçe afişlerimizi yaygınca kullandık, katılım gerçekleşmemekte, işçi ve emekçiler bugünü katılmadan miting alanına gitmeyi tercih ettiler.
bildiri dağıtımının yanısıra birçok insana ulaşarak bir tatil günü olarak algılamaktadırlar. Miting yerinde toplam katılımın 8 bin civarında
yürüyüşe katılmaları yönünde çağrıda bulunduk. DGB’nin bu seneki sloganı ise, “Sen fazla olduğu açıklandı. Mitingde çeşitli sendika ve siyasal
Yürüyüşte “Sosyal saldırılara, ırkçılığa, emperyalist kazandın!” idi. Kapitalistleri sahiplenen bu sloganla platformlar adına konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda,
saldırganlığa karşı ortak mücadeleye!/TKİP” imzalı adeta kârlarını işçilerle “paylaşmasını’” rica ettiler. işçi ve emekçilerin de bildiği sorunlar çok yerinde
Almanca pankart açtık. Eyleme 40 kişilik bir kortejle Bu pasif ve liberal sloganın damgasını vurduğu 1 tespit edilmesine rağmen, yine her zamanki gibi
katıldık. Mayıs doğal olarak tarihsel, devrimci ve güncel çözüm yolları konusu bilinçli olarak es geçildi. Bu
Eylemden sonra Linkspartei (Sol Parti’nin) özünden ve öneminden uzak, bir karnaval havasında yüzden de konuşmalara ilgi zayıf kaldı ve emekçilerin
düzenlediği 1 Mayıs şenliğine katılarak hem kutlandı. büyük kısmı alana girdikten kısa süre sonra ayrıldı.
bilgilendirme hem de yemek standı açtık. Ağırlıklı Köln’de, DGB’nin yanısıra yerli ve göçmen Konuşmalarda emeklilik yaşı, vergi artırımları, düşük
olarak kültürel etkinliklerin gerçekleştiği şenliğe devrimci-demokrat parti ve örgütler cephesinde de bir ücretler, işyerlerinin yok edilmesi, çalışma
yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı organizatörler ön hazırlık çalışması yapılmadı. Önceki yıllarda afiş, koşullarının ağırlaştırılması, ırkçılık ve militarizm,
tarafından açıklandı. bildiri, panel vb. araçlarla ön hazırlık çalışması yapan yurtdışına asker gönderme konuları öne çıktı.
Ayrıca özellikle otonom grupların ve anti- grupların, bu yıl bu anlamda hiçbir çabaları Biz komünistler, yürüyüşe en önde Almanca
faşistlerin ağırlıkta olduğu, biri saat 13.00’te diğeri ise gözlenmedi. Yaşanan bu atalet durumu, Köln’de 1 açılımlı TKİP pankartı, ardından ise üzerinde “Sosyal
18.00’de olmak üzere iki ayrı “Devrimci 1 Mayıs” Mayıs atmosferini zayıflattı ve katılımın sınırlı hak gasplarına, ırkçılığa ve savaşa karşı; işçilerin
yürüyüşü düzenlendi. Saat 13.00’te yapılan yürüyüşe kalmasına yolaçtı. birliği halkların kardeşliği!/Bir-Kar” imzalı iki
yaklaşık 1000 kişi, akşam saatinde yapılan gösteriye Köln’deki yürüyüş her zamanki gibi DGB pankart ve yaklaşık 50 kişilik bir kortejle katıldık.
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Yurtdışında 1 Mayıs Kızıl Bayrak  23

Berlin Ham bu rg
Alanda “İşsizliğe, hak gasplarına ve emperyalist çıkarttı, polisle göstericiler arasında yaşanan sohbetler gerçekleştirdik.
savaşa karşı bütün ülkelerin işçileri birleşiniz!/TKİP- tartışamalar sonucunda bazı göstericiler gözaltına Stuttgart’ta iki ayrı 1 Mayıs yürüyüşü oldu.
YDÖ” imzalı bildirileri yaygınca dağıttık. alındı. Anti-Nazi gösteri devam ederken, sendikalar Sendikaların düzenlediği yürüyüş ve otonomcuların
Köln’ün belli başlı yerlerine üzerinde “İşsizliğe, tarafından konuşmacı olarak çağırılan Baverya düzenlediği yürüyüş.
hak gasplarına ve emperyalist savaşa karşı, bütün İçişleri Bakanı Günther Beckstein kürsüye çıktı. Türkiyeli kurumlar olarak bizler, Alman
ülkelerin işçileri birleşiniz!/TKİP-YDÖ” imzalı Beckstein’ın sahneye gelmesiyle birlikte, yoğun bir sendikalarının düzenlediği yürüyüşe katıldık.1 Mayıs
afişlerimizi yaygınca yaptık. Yine her zamanki gibi şekilde ıslıklar, yuhalamalarla ve sloganlarla sabahı “Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm, bütün
Ford fabrikasında bildirilerimizi yaygınca dağıttık. (“Beckstein dışarı!”) Beckstein protesto edildi. Bazı ülkelerin işçileri birleşin!/TKİP“ pankartı altında
Köln TKİP taraftarları göstericiler ellerinde bulunan maddeleri sahneye yerimizi aldık. Yürüyüş boyunca ortak sloganlar
fırlatmaya başladılar. Beckstein konuşturulmadan eşliğinde elimizdeki materyalleri yol boyunca
Nürnberg’de 1 Mayıs ve sahneden indirildi. Anti-faşist gösteriye 5 bin kişi
katıldı.
dağıttık. Kortej daha alana ulaşmadan polisin bildiri
dağıtan 2 HÖC’lü arkadaşı gözaltına alması üzerine
Nazi karşıtı gösteri! Nürnberg’den TKİP taraftarları devrimci platform, arkadaşlar bırakılana kadar
yürümeme kararı aldı. Bu nedenle eylem ikiye
Essen’da 1 Mayıs!
Nürnberg’de 1 Mayıs yürüyüşü 4 bin işçi ve bölündü. Gecikerek alana girdik.
emekçinin katılımıyla gerçekleşti. Saat 10.00’da Alanda 3 bine yakın bir kitle vardı. Konuşmaların
Maffeiplatz’da başlayan yürüyüş, Alman Sendikalar Essen Bir-Kar çalışanları olarak bu yıl 1 Mayıs’a ağırlığı sosyal saldırılar ve emperyalist savaş üzerine
Birliği (DGB) binasının önündeki miting alanında iyi bir faaliyetle hazırlandık. Süreç boyunca “Bütün idi. Konuşmacılar Merkel hükümetini eleştirerek
sona erdi. 4 bin kişilik yürüyüş kolu miting alanında ülkelerin işçileri birleşiniz!” şiarı çerçevesinde önümüzdeki dönemde grevlerin yaygınlaşacağına
bekleyenlerle birleşince 6 bin işçi ve emekçi biraraya faaliyet yürüttük. Yanısıra işçi ve emekçilere dikkat çektiler.
gelmiş oldu. saldırılara karşı örgütlü bir çıkış gerektiğini anlattık. TKİP Stuttgart taraftarları
DGB’nin “Daha fazlasını hak ediyorsunuz!” Emekçileri 1 Mayıs vesilesiyle bu çıkışı yapmaya
sloganıyla düzenlediği 1 Mayıs mitinginde çeşitli çağırdık.
sendikacılar ve kurumlar konuşmalar yaptı. Sendika
adına yapılan konuşmalarda sosyal saldırılarla
Bulunduğumuz eyalette TİS’lerin tıkanması Hamburg’da 1 Mayıs
kutlaması!
üzerine greve başlayan metal işçilerinin 1 Mayıs’a
Telekom’daki taşeronlaştırma saldırısına, çalışma güçlü bir katılım sağlaması bekleniyordu. Ne var ki
saatlerinin artırılmasına ve “kapitalizmin hırsızlığı”na bu gerçekleşmedi. Geçen yıla göre genel katılım Bu yıl 1 Mayıs çalışmalarına birkaç hafta
vurgular yapıldı. (yaklaşık 2 bin kişi) daha zayıf oldu. öncesinde başladık. Merkezi 1 Mayıs Platformu’nun
Komünistler yürüyüşe, Almanca “İşçi sınıfının Bir-Kar çalışanları olarak yaklaşık 70 kişilik (ADHK, AGIF, ATIK, Bir-Kar) almış olduğu karar
kurtuluşu kendi eseri olacaktır!/TKİP” imzalı kortejimizle alandaki yerimizi aldık. Eyleme doğrultusunda diğer kurumlarla görüşme kararı aldık.
pankartları ile katılırken, yürüyüş boyunca ve miting “İşyerinde köle, okulda müşteri, savaşta asker olmak Karavana, İran Sosyalist Partisi, Hamburg Formu ile
alanında TKİP Yurtdışı Örgütü adına çıkarılan önlü- istemiyoruz!” şiarlı pankartımızla, kızıl sol ve sosyalist gruplarla görüşerek geniş bir 1 Mayıs
arkalı Almanca-Türkçe “İşsizliğe, hak gasplarına, bayraklarımızla katıldık. İşçi ve emekçilerin ilgisiyle platformu oluşturuldu. Hem Türkiyeli platformu
ırkçılığa ve savaşa karşı, bütün ülkelerin işçileri, karşılaştık. oluşturan üyelerin hem de geniş 1 Mayıs
birleşiniz!” başlıklı bildiriyi yaygınca dağıttılar. Essen’da 1 Mayıs yürüyüşü sonrası geleneksel platformunun hazırlamış olduğu bildirileri
Yıllardan beri, işçi ve emekçilerin dikkatlerini olarak gerçekleştirilen değişik uluslardan işçi ve emekçilerin yoğun olduğu bölgelerde dağıttık.
sosyal mücadeleden, kendi haklarını savunmaktan emekçilerin katıldığı siyasal ve kültürel etkinlik bu yıl Bu yılki 1 Mayıs her yıl olduğu gibi DGB
başka yere yönlendirmek ve 1 Mayıs etkinliklerini da düzenlendi. Başından itibaren bu organizasyonun tarafından organize edildi. Tüm kurumlar saat
provoke etmek amacıyla, neo-Naziler tarafından 1 içinde yeraldık. “Yaşanılacak bir dünya gerekli ve 10:00’da belirlenen alanda toplanmaya başladı.
Mayıs günü yürüyüş gerçekleştiriliyor. Bu yüzden mümkündür!” başlıklı bu etkinlikte Grup Su da Bir- Yürüyüşte en önde DGB Alman Sendikalar Birliği,
miting bitmeden biz de dahil kitlenin önemli bir Kar adına sahne aldı. Grup Su farklı dillerde arkasında IGMetal sanayi işçileri, Ver-di hizmet
kesimi, anti-Nazi gösteriye katılmak için, 1 Mayıs seslendirdiği türkü ve marşlarıyla büyük ilgi topladı. sektörü işçileri taleplerini içeren görselliklerle
alanını terketmek zorunda kaldık. Bir-Kar/Essen yürüyüşe geçtiler. Sendikaların arkasında diğer kurum
Saat 13.00’de Maffeiplatz’da toplanan yaklaşık
ve partiler yer aldı. Ardından devrimci blok olarak
Stuttgart’ta 1 Mayıs!
150 Nazi artığı, Lorenz Kilisesi’ne kadar yoğun polis
bizler yürüdük. İşsizliğe, hak gasplarına, ırkçılığa ve
koruması altında yürüyüşlerini gerçekleştirdiler.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs’a 2-3 hafta savaşa karşı mücadeleye çağıran pankartamızı taşıdık.
Yürüyüş güzergahının tamamı polis ablukasına
kala hazırlıklarımızı yoğunlaştırdık. Merkezi ortak 1 “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”,
alınmış ve nerdeyse bütün yollar kapatılmıştı. Her
Mayıs platformuna bağlı olarak Stuttgart’da (ATIK, “Yaşasın işçilerin birliği!” sloganları yürüyüş
caddede değişik gruplar tarafından protesto edilen
ADHK, AvEG-Kon, BIR-KAR, Yaşanacak Dünya sırasında sıklıkla atıldı. Yürüyüşte devrimci blok
Naziler polis eşliğinde Lorenz Kilisesi’ne kadar
Gazetesi) biraraya gelerek yapılması gereken işleri bileşenleri megafonla bildirilerini okudular. Biz de
gelebildiler. Karşı göstericiler ise birike birike alana
birlikte örgütledik. Elimize ulaşan ortak materyalleri partimiz TKİP tarafından merkezi olarak hazırlanan
gelerek, yakında bulunan 1 Mayıs miting alanındaki
işçi-emekçi bölgelerine ulaştırdık. Ayrıca partimizin bildiriyi okuduk.
kitleyle birleşerek, yaklaşık 3 saat boyunca Nazileri
çıkarmış olduğu 1 Mayıs afiş ve bildirilerini Miting alanına gelindiğinde sendikalar tarafından
ve onları en sıkı güvenlik önlemleriyle koruyan
bölgemizde geniş olarak kullandık. Düzenlediğimiz asgari ücretin yasallaşması, emeklilik yaşının 67’ye
Alman polisini protesto ettiler.
ev ziyaretlerinde 1 Mayıs’ın tarihsel anlamı üzerinde çıkartılmaması gibi taleplerin yeraldığı konuşmalar
Eylemde sık sık, “Naziler dışarı!”, “Almanya’nın
durduk. Bu yıl Taksim’de kutlanacak 1 Mayıs’a yapıldı.
Nazilere ihtiyacı yok!”, “Alman polisi faşistleri
ilişkin devletin engelleyici tutumunu teşhir ettik. 1 Eyleme 5 bin kişi katıldı.
koruyor!” sloganları atıldı. Eylemin sonunda polis
Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının önemi üzerine Hamburg TKİP taraftarları
abluka altında Nazileri metroya bindirerek alandan
24  Kızıl Bayrak Yurtdışında 1 Mayıs Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

İsviçre’de 1 Mayıs
Basel: eylem öncesinde istediğimiz düzeyde olmasa da afiş
Sendikaların, çeşitli kurum ve kuruluşların, yaptık, bildiri dağıttık. Yürüyüşe “Bütün ülkelerin
İsviçreli devrimci ve anti faşist grupların protelerleri birleşiniz!/BİR-KAR” şiarının yeraldığı
katıldığı 1 Mayıs yürüyüşü sabah saat 10’da parkartın yanısıra Türkçe, Kürtçe ve Fransızca
başladı. 2.500 kişinin katıldığı yürüyüşe en önde “Yaşasın 1 Mayıs!” şiarının yazılı olduğu
sendikalar ücretlerin yükseltilmesi talebi ve pankartımızla katıldık. Ayrıca halihazırda
saldırılara karşı mücadeleyi öne çıkaran kampanyasını yürüttüğümüz ırkçılığa ve yabancı
pankartıyla yer aldı. Ardında Almanca düşmanlığına karşı kullandığımız afişleri döviz
“Kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa yaparak kortejimizde taşıdık.
karşı bütün ülkelerin işçileri, birleşin!” şiarının 1 Mayıs gündemli bildirinin yanısıra BİR-KAR
yer aldığı TKİP pankartı altında kortej ve IGIF (İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu) olarak
oluşturuldu. Bu korteji Almanca “Kapitalist 6 Mayıs’ta birlikte düzenleyeceğimiz “Denizler ve
sömürüye, işsizliğe ve sosyal hak gasplarına ’71 Devrimci Hareketi” konulu anmaya ve panele
karşı mücadeleye” pankartıyla BİR-KAR korteji hissedilir bir çalışma örgütlediler. Bunu 1 Mayıs günü çağrı yapan bildirilerimizi eyleme katılan
izledi. İşçi Partisi nispeten anlamlı bir katılım 70 kişilik kortejleriyle somutladılar. 1 Mayıs alanında Türkiyelilere dağıttık.
sağlayan gruplardan birini oluşturuyordu. Devrimci BİR- KAR afişlerinin dev bir pankart haline BİR-KAR/Lozan
inşa grubunun anti faşist gruplarla oluşturduğu getirilerek toplanma alanına asılması ilgi çekici bir Cenevre:
”Devrimci 1 Mayıs Bloku” nispeten kalabalık ve canlı görüntü oluşturdu. TKİP ve BİR-KAR pankartları İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve
kortejiyle dikkat çekiyordu. Yurtseverlerin korteji bu daha kitle alana toplanmadan açılmıştı. Alanda ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı bölgemizde coşkulu bir
yıl geçmiş yıla göre daha kalabalıktı. İtalya ve yürüyüş güzergahı boyunca Almanca ve Türkçe parti şekilde kutladık. Bu yıl 1 Mayıs çalışmasına erken bir
İspanyollar her yılki canlılıklarını bu yıl da bildirileri dağıtıldı. Özellikle de gençliğin tarihte başladık. 1 Mayıs çalışmasını, bölgemizde
sergilediler. Türkiyeli devrimci örgüt ve partiler bu yıl bildirilerimize ilgisi dikkat çekiciydi. Yürüyüşün bitiş yürüttüğümüz yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı
da 1 Mayıs’a merkezi olarak Zürich’te katıldılar. alanında İsviçreli kalabalık bir grubun Enternasyonal kampanyayla birleştirdik. Afiş ve bildirilerimizi
1 Mayıs gösterisine bu yıl sosyal saldırılar, Marşını okuması 1 Mayıs’a özel bir anlam kazandırdı. yaygınca kullandık. Anket çalışmamız ise halen
insanca çalışma koşulları, ücret artışı, yabancı TKİP Basel taraftarları sürüyor.
düşmanlığı, emperyalist saldırganlık ve İran’a yönelik Lozan: 1 Mayıs’ın hafta içine denk gelmesine rağmen
emperyalist tehdit damgasını vurdu. Taşınan pankart Lozan’da 1 Mayıs kutlaması önceki yıllara oranla katılım kısmen kitlesel oldu. Canlı geçen 1 Mayıs
ve dövizlerin yanısıra yapılan konuşmaların ana daha kitlesel geçti. Yürüyüşe binin üzerinde bir kitle eyleminde kortejlerden yükselen Enternasyonal Marşı
teması da bunlar oldu. katılımı gerçekleşti. dikkat çekti. Eylemde ağırlıklı olarak ücretlerin
TKİP ve BİR-KAR taraftarları, özellikle de son Kentteki yerli ve yabancı politik grupların 1 arttırılması talebi, eğitimin özelleştirilmesi ile ilgili
iki hafta içinde Türkçe Almanca 1 Mayıs bildirilerini Mayıs ön çalışması yetersizdi, bu nedenle 1 Mayıs sloganlarla 1 Mayıs’ı sahiplenen sloganlar atıldı.
posta kutularına yaygın bir şekilde dağıtarak, yaygın çağrısı zayıf kaldı. Eyleme 3 bini aşkın işçi ve emekçi katıldı.
afişleme yaparak, kahve gezileri örgütleyerek önden BİR-KAR olarak bu yıl Lozan’da katıldığımız TKİP taraftarları/Cenevre

Paris’te 1 Mayıs Hennebont’ta


1 Mayıs Fransa genelinde 250 yerde düzenlenen politik gündemi vesilesiyle katılımda bir artış olsa da,
1 Mayıs
yürüyüş ve etkinliklerle kutlandı. Ülke genelinde Türkiyeli ve Kürdistanlı gruplar için durum farklıydı. Merhaba,
katılım 200 bin civarında oldu. Bu gruplarda katılımda belli bir düşüş göze çarpıyordu. Ben Fransa’nın Brötanya bölgesine
En kitlesel katılım Paris’te gerçekleşti. Paris’teki Buna rağmen bu gruplar her yıl olduğu gibi 1 Mayıs’ı bağlı küçük bir köyde yaşıyorum.
yürüyüşe yaklaşık 60 bin kişi katıldı. Cumhurbaşkanlığı kızıllaştıran kortejleriyle alanları doldurdular. Yaşadığım yerin küçük olmasına rağmen
seçimleri dolayısıyla partiler ve sendikalar 1 Mayıs’a Komünistler olarak, kızıl bayraklarımızla ve TKİP işçilerin mücadele günü olan 1 Mayıs
damgalarını vurmak istediler. Birçok parti başkanı imzalı afışlerimizle donattığımız minübüsün ardından unutulmadı. Ben de duygularımı sizlerle
kutlamalara katılarak seçim kampanyalarındaki politik taşıdığımız “Kahrolsun kapitalizm, yaşasın paylaşmak istedim.
tartışmaları alanlara taşıdı. Sol partiler, ikinci tura kalan sosyalizm!/TKİP” imzalı pankartımızla yürüdük. Duyarsızlığın yaşandığı bir
sağcı lider Sarkozy’e karşı seferberlik ilan ettiler. Yürüyüş boyunca Fransızca bildiri okundu ve dağıtıldı. dönemden geçiyoruz. Herkes bireysel
Alanlarda da buna uygun sloganlar atıldı ve konuşmalar Afişlerimiz ve bildirimiz Fransız işçi ve emekçilerin çıkarı peşinde koşuyor. Bunun için
yapıldı. yoğun ilgisine konu oldu. devrimcilere sahip çıkmayı çok
Fransız parti ve sendikalar cephesinden, seçimin TKİP taraftarları/Paris düşünmüyorlar. İşleri bitinci yüz
çevirecek kadar küçülüyorlar. Bu

Hollanda/Rotterdam’da 1 Mayıs
nedenle 1 Mayıs’a katılım azdı, ama
yine de azımsanacak bir sayı değildi.
Eylem saat 11:00’de başladı. Bizler
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde 1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele
Türkiyeli göçmen işçiler olarak “Yaşasın
günü olarak tanınıyor ve resmi tatil günü olarak çeşitli etkinlikler ve yürüyüşlerle kutlanıyor. Ne var ki Hollanda’da 1
dünya işçilerinin kardeşliği!” şiarlı
Mayıs henüz resmi tatil günü değil. Buna rağmen değişik sol örgütlerden oluşan 1 Mayıs Komitesi çeşitli hazırlıkar
Fransızca pankart açtık. Eyleme Fransız
yaparak, her yıl 1 Mayıs’ı iş saati dışında düzenli olarak kutluyor.
Komünist Partisi ve öğrencilerden
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs Hazırlık Komitesi çeşitli çalışmalar yürüttü. 1 Mayıs kutlaması için yine
oluşan 150 kişi katılmıştı. CGT
Rotterdam’da saat 18.30’da Belediye binası önünde toplanıldı. Müzik dinletisi ve 1 Mayıs’a yönelik kısa vurgulu
yöneticisi 1 Mayıs’a ilişkin genel bir
konuşmaların ardından saat 19.00’da yürüyüşe geçildi. Coşkulu geçen yürüyüşe dışardan alkış ve sloganlarla destek
açıklama yaptı. Bize de söz hakkı
verildi. Yaklaşık 500 işçi ve emekçinin katıldığı 1 Mayıs eylemi başarılı geçti. Yürüyüşün sonunda çeşitli kurumlar adına
verildi. Konuşmacı arkadaş 1 Mayıs’ı ve
konuşmalar yapıldı, müzik eşliğinde halaylar çekildi.
Türkiye’deki faşist saldırıları anlattı.
TKİP taraftarları olarak 1 Mayıs öncesinde “İşsizliğe, hak gasplarına, ırkçılığa ve savaşa karşı; Bütün ülkelerin
Eylemde TKİP imzalı Fransızca
işçileri birleşiniz! TKİP Yurtdışı Örgütü” imzalı bildiriyi Türkçe ve Almanca geniş bir biçimde dağıttık. Yürüyüş anında da
bildiriler dağıtıldı ve alanda okundu.
dağıtım yaptık.
Eylem kısa bir yürüyüşün ardından
Ayrıca Bir-Kar, ADHK, ATİK, AvEG-KON ve Yaşanacak Dünya gazetesi ve demokratik kitle örgütlerinin ortaklaşa
Fransız Komünist Partisi binası önünde
çıkardığı “1 Mayıs’ın mücadele ruhunu kuşanalım!” başlıklı bildiri alanda yaygın bir şekilde dağıtıldı.
son buldu.
TKİP taraftarları/ Hollanda Bir Kızıl Bayrak okuru/Pontiv
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Dünyada 1 Mayıs... Kızıl Bayrak  25

Dünyada 1 Mayıs gösterilerinden...


Dünyanın dört bir yanında yüzbinlerce
işçi ve emekçi alanlara çıktı
* Rusya‘da, başta başkent Moskova olmak üzere kitlesel geçtiği bildirildi. * İran‘da başkent Tahran’da düzenlenen mitinge
birçok kentte binlerce kişinin katıldığı mitingler * Avusturya’da koalisyon hükümetinin büyük ülkenin dört bir yanından binlerce kişi katıldı.
düzenlendi. Komünist Parti’nin Moskova’daki ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPÖ) başkent Mitingte İran Çalışma Bakanı’nın istifası ve
Devrim Meydanı’nda düzenlediği mitinge yaklaşık Viyana’da düzenlediği 1 Mayıs mitingine 120 bin hapisteki sendika liderlerinin serbest bırakılması
10 bin kişi katıldı. Moskova’nın ünlü Tverskaya dolayında kişi katıldı. Viyana’nın çeşitli istendi. Hükümet, işçilere düşük ücret ödemekle ve
Caddesi’nde düzenlenen 1 Mayıs gösterisine ise bölgelerinden sabahın erken saatlerinde yola çıkan kötü çalışma koşulları dayatmakla suçlandı.
yaklaşık 25 bin kişi katıldı. Rus emekçileri, Sovyet kitle örgütleri ve çeşitli sendikaların üyeleri, kent * 1 Mayıs işgal altındaki Filistin topraklarında
bayrakları, Marx, Engels, Lenin ve Stalin merkezindeki Belediye Sarayı önünde toplandılar. da kutlandı. Filistin’de emekçiler Batı Şeria’ya bağlı
posterleriyle sokaklara çıktılar. Mitingte göstericiler, “Eurofighter avcı uçaklarına Ramallah’ta bir araya geldiler. İsrail polisinin yoğun
* Küba’da 1 Mayis yine yüzbinlerin katıldığı hayır!”, “Yüksek öğrenim harcı kaldırılsın!”, “Büyük güvenlik önlemleri aldığı eylemde yer yer arbede
kitlesel bir gösteriyle kutlandı. Küba lideri Fidel koalisyona hayır!”, “Eşit işe eşit ücret istiyoruz!” vb. yaşanırken, Filistinliler Kalandiye kontrol noktasına
Castro, 1 Mayıs dolayısıyla yayımladığı mesajında, istemlerin yeraldığı pankartlar taşıdılar. yürüdüler.
“enerji devrimi” yapılmasını istedi. Castro * Güney Kore‘nin başkenti Seul’de de binlerce * İtalya‘nın Torino kentinde düzenlenen 1 Mayıs
mesajında, “çevreyi kirletmeyen enerji üretimi” kişi alanlara çıktı. Seul Üniversitesi bölgesinde gösterisi, çalıştıkları yerlerde yaşamlarını yitiren
konusuna değindi. Dünyanın en büyük enerji toplanan yaklaşık 7 bin kişi, Devlet Başkanı Roh işçiler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla
tüketicisi olan ABD’yi de eleştiren Castro, dünya Moo-hyun’un istihdam ve ekonomi politikasını, başladı. Torino’daki kutlamalara 100 bin kadar kişi
halklarının ve işçilerinin bayramını kutladı. ABD ile yapılan serbest ticaret anlaşmasını protesto katıldı.
* Çek Cumhuriyeti’nde Komünist Parti etti. Güney ve Kuzey Kore işçi sendikaları * ABD’de kamyon şoförleri, 1 Mayıs günü,
(KSCM) tarafından gerçekleştirilen 1 Mayıs temsilcileri başkent Seul’ün güneydoğusundaki “örgütlenme özgürlüğü ve göçmen işçilerin hakları”
gösterilerinde, ABD’nin ülkeye ve Polonya’ya Changwong’da birlikte bir 1 Mayıs festivali için Los Angeles limanını kapattı. Liman yönetimi
kurmak istediği radar sistemi protesto edildi. 5 bin düzenledi. grev nedeniyle “tatil” ilan etti. Bazı kamyon
kişinin katıldığı gösteride, hükümete, “Çek * Cakarta’da onbinlerce kişi ücretlerde artış şoförleri de göçmen işçilerin hakları için sürdürülen
Cumhuriyeti’nin ABD’nin ellerine teslim talebiyle gösteri düzenledi. Tam bir polis kuşatması açlık grevine destek verdi.
edilmemesi” çağrısı yapıldı. Göstericiler, “Üslere altında gerçekleşen gösteride, Devlet Başkanı Susilo * Filipinler‘de, Devlet Başkanı Gloria
hayır!”, “Yankee’ler, radarınızı alın, evinize Bambang Yudhoyono, ülkeyi “yerel işgücünü Macapagal Arroyo’nun istifasını isteyen ve daha
götürün!” ve “Yabancıların postalları doğduğumuz sömüren çokuluslu işletmelere” açmakla suçlandı. fazla ücret talebinde bulunan yaklaşık 5 bin kişi,
topraklara basamaz!” yazılı pankartlar taşıdılar. * Nepal’de Maoist gerillar öncülüğünde başkent başkent Manila’da bir yürüyüş gerçekleştti. Yoğun
* 1 Mayıs Yunanistan’da, başta başkent Atina Katmandu başta olmak üzere ülkenin birçok önlemler alan kolluk güçleri, mitingin ardından
olmak üzere 67 il ve ilçedeki gösterilerle kutlandı. kentinde 1 Mayıs kutlandı. Gerilla lideri Prachanda, Devlet Başkanı Arroyo’nun ikametgahına doğru
Gösterilerde, asgari ücretin 1300 Euro’ya “Geçici Parlamento ülkede, cumhuriyetin ilanını yürüyüşe geçen yüzlerce kişinin önünü kesti.
çıkarılması, haftalık 35 saatlik çalışma süresi, geciktirirse Mayıs’ın sonlarında üçüncü bir hareket * Tayland’ın başkent’i Bangkok’ta yaklaşık 10
özelleştirmelerin durdurulması, emeklilik yaşının örgütleyeceğiz” dedi. bin işçi, 1 Mayıs nedeniyle düzenlenen gösteride,
düşürülmesi, parasız sağlık hizmetleri ve göçmen * Peru’da onbinlerce maden işçisi, ücret zammı ücret artışı ve Eylül ayında darbe yapılan ülkede
işçilere eşit haklar tanınması talepleri ön plana çıktı. ve daha iyi emeklilik sigortası için 1 Mayıs’ta yeniden demokrasiye dönülmesi talebinde bulundu.
En kitlesel kutlama, Sintagma’da Meclis önünde süresiz greve çıktı. Maden-Metal-Çelik İşçileri Çalışma koşullarının düzeltilmesini isteyen
yapılan Mücadeleci İşçiler Cephesi’nin (PAME) Sendikası Genel Sekreteri Luis Castillo, madenlerde göstericiler işsizliğe karşı önlem alınmasını
gösterisiydi. Gösteriye 20 binin üzerinde işçi ve örgütlü 33 sendikaya bağlı 40 bin madencinin greve istediler.
emekçi katıldı. 1 Mayıs dolayısıyla şehir içi çıktığını bildirdi. Grevci işçilerin, başkent Lima’nın * Çin’e bağlı olan ve iki adadan oluşan
otobüsleri, tramvaylar ve metroda 6 saatlik iş bin 200 km güneyindeki İlo şehri yakınlarındaki Macau’daki gösteride, yolsuzluklara ve kaçak
bırakma eylemi gerçekleştirildi, trenlerde çalışan madene giden yollara barikat kurduğu açıklandı. işçilere karşı önlem alınmasını isteyen göstericilerle
emekçiler 24 saatlik grev ilan etti. Mitingden sonra * Arjantin diktatörlüğü (1976-1983) döneminde polisle çatıştı. Polis havaya ateş açarak ve biber gazı
sloganlar eşliğinde ABD Büyükelçiliği’ne yürüyen ortaya çıkan Plaza de Mayo Anneleri, 1 Mayıs kullanarak göstericilere saldırdı. Çin’in atadığı
göstericiler, Irak ve Filistin halkının yanında nedeniyle yine Buenos Aires’teki kendi Macau yöneticisi Edmund Ho’nin istifası talep
olduklarını dile getirerek emperyalist haydutluğa meydanlarında buluştular. Beyaz fularlarını takan edildi.
karşı çıkan sloganlar attılar. Selanik, Pire, Patra, anneler diktatörlük döneminde kaybolan 30 bin * Japonya‘da, başkent Tokyo’nun merkezinde
Larisa, Girit, Yannena kentlerindeki gösterilerin de kişiyi andılar. düzenlenen 1 Mayıs gösterisine yaklaşık 42 bin kişi
katıldı. Japon sendikaları, 374 kent ile ülke
genelinde çeşitli yürüyüşler düzenlediler.

%52’den açıklama...
* Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 1 Mayıs
kutlamaları çerçevesinde bazı sendikaların
organizasyonuyla Lefkoşa Atatürk Meydanı’nda bir
%52 Grubu, 30 Nisan günü Galatasay Lisesi Milliyetçilik-laiklik-antilaikçilik -ulusalcılık miting düzenlendi. Devrimci İşçi Sendikaları (Dev-
önünde gerçekleştirdiği eylemde, “Biz bu korku yalanlarınıza karşı insanız, insanlığız! Ama asla İş) Genel Başkanı tarafından yapılan konuşmada,
filmini daha önce görmüştük! Tehlikenin iki slogan bir bayrağa tetikçiniz olmaya “Kıbrıs sorunu için en gerçekçi çözümün federasyon
farkındayız! Sabun olmaya hazırız!” başlığıyla kendisinden olmayana saldıran ırkçı-kinççi olacağı” belirtilerek, “dünya tarihinin en eski
bir açıklama yaptı. olmaya, militarist devletçi kitlelerinizle ordunuzun kavgası olan emek sermaye kavgasının halen devam
“Bu toprakların yüzde elli ikisi küreselinden sivil kitleleri olmaya hazır olmayacağız!” ettiği” vurgulandı. Güney Kıbrıs’tan PEO Sendikası
yereline gasp şebekesine, onun üretip pompaladığı ifadelerine yer verilen açıklamada, “Faşizme inat Genel Sekreter Yardımcısı ise, “emekçi güçlerinin,
faşizmin kitle ruhuna karşı burada! Buradayız ve yaşasın hayat!”, “Yaşasın özgürlük, yaşasın sosyal adalet ve refah için birlikte mücadele etmeye
sabun olmaya da linç edilmeye de hazırız. hayat!” sloganları atıldı. Taktıkları gaz devam edeceğini” dile getirdi.
Özgürlükten ve hayattan yana mücadelemizde maskeleriyle eylemlerini yapan grup ellerindeki * Venezüella lideri Hugo Chavez, 1 Mayıs’ta
sağdan-soldan her ‘sıradan’ faşizmini alt siyah bayraklar ve pankartlarla sloganlar atarak işçilere sürpriz yaparak, asgari ücrete yüzde 20 zam
edeceğiz. Sizler parayı götürüp iktidarlarınızı alandan ayrıldı. yaptığını açıkladı.
sağlamlaştırırken, ayak işlerinizin tetikçileri, Kızıl Bayrak/İstanbul (Basından...)
katilleri ve üniformalı cesetleri olmayacağız.
26  Kızıl Bayrak Seyirci kalamazsınız! Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Merkez Bankası’na göre “yüksek ücret” enflasyonu olumsuz etkiliyor!

İşçi ve emekçilerle alay ediyorlar!


Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamaya bütünlüğüne de vurgu yapmaktadır. bulmayan, dahası işsizliği bir silah olarak ücretleri
göre, Türkiye’de ücretler yüksek ve bu da enflasyonu kontrol etmek için kullananan, kayıtdışı ekonominin
olumsuz etkiliyor. Merkez Bankası “Kamu kesimi Merkez Bankası kimin gerçekliğini işçilerin geleceğini ipotek altına aldığını görmezlikten
maaş ve ücretlerindeki 2007 artışları, yüzde 4 olan ifade ediyor? gelen, vergi adaletinin sağlanması konusunda herhangi
enflasyon hedefine kıyasla oldukça yüksektir. Zamlar bir “kaygı” dillendirmeyen Merkez Bankası ücret
hizmet sektöründeki yıllık enflasyonu etkilemektedir” Merkez Bankası’nın ifade ettikleri hassas artışından rahatsızlık duymaktadır. Ekonomik
demektedir. Bu söylenen, artan maaşların tüketime dengeler üzerine kurulmuş ve kâr odaklı kapitalist iyileşmenin, toplumsal refahın artmasından öte “borsa
yöneldiği ve bunun da talep yönlü enflasyonu ekonominin gerçekliğini ifade ediyor. Talep yönlü dengelerinde”, sıcak para akışında, faiz oranlarında
arttırdığı anlamına gelmektedir. enflasyonu kontrol altında tutmanın yolu tüketimi görüldüğü bir ekonomik örgütlenmede aksi de
Aynı raporda Merkez Bankası asgari ücret kısmaktan, bunun yolu ise ücretleri düşürmekten mümkün değildir zaten.
uygulamasından rahatsızlığını da belirtmektedir: geçiyor. Doğal olarak ücretlerin düşmesine verimlilik Belirtilmesi gereken diğer nokta; Türkiye
“SSK kayıtlarına göre çalışanların yüzde 44’ünün artışı da eklenmelidir. ekonomisi büyürken, imalat sanayi de dahil olmak
asgari ücretli olduğu dikkate alındığında, kamunun Merkez Bankası’nın yüksek ücretler kontrol altına üzere üretim artarken, reel ücretlerin düşüyor
asgari ücret kanalıyla özel sektör işgücü ödemelerinde alınmalı uyarısı işçi sınıfı için ne ifade ediyor? Mevcut olmasıdır. Bu, emek sömürüsünün arttığını
doğrudan etkisi olduğu görülmektedir. Kamu ücret duruma kabataslak bakmak, bu uyarının hiç de hayra göstermektedir. Ancak Merkez Bankası reel olarak
ayarlamaları, asgari ücret dışındaki özel sektör ücret alamet olmadığını gösterecektir. İşçi sınıfının mevcut eriyen ücretler ve dolayısıyla artan yoksullukla
ayarlamalarına referans olarak toplam ücret koşullarını artan kayıtdışılık, sigortasız çalışma ve ilgilenmemektedir.
artışlarını da etkileyebilmektedir.” işsizlikle tanımlamak mümkün. Resmi rakamlar Yapılan uyarılar ekonomi kurmaylarının gelecek
Açlık sınırının 618 YTL olduğu bir ülkede 405 işsizlik oranını %10 olarak gösterse de gerçek planlarını açığa çıkarmaktadır. Bu planın kritik
YTL tutarındaki asgari ücret yüksek görülmektedir. işsizliğin, yani mevsimlik işçiler, partime çalışanlar, iş yerinde ücretler durmaktadır. Önümüzdeki dönemde
Ama açıklama bir gerçeğin daha altını çizmektedir: bulmaktan ümidini kesenlerle birlikte %20 olduğu ücretlerin kontrol altında tutulması sermayenin temel
Özel sektör ya da kamu sektöründe olsun işçilerin ifade edilmektedir. gündemlerinden olacaktır. İşsizlik sigorta primlerinin
ücretleri, sosyal haklardan yararlanma biçimleri Yine resmi kayıtlara göre kayıtdışı çalıştırılanların sermaye yararına kullanıma sokulması, sermayeden
birbirlerini etkilemektedir. Bir alanda yapılan bir sayısı ise 4 milyon civarındadır, Türkiye’de toplam yapılan sigorta kesintilerinin indirilmesi talepleri,
iyileşme, kazanılan bir hak diğer sektörleri de ücretli çalışanların 12,6 milyon olduğu gözönünde serbest bölgelerde çalışma koşullarının
etkilemektedir. Merkez Bankası böylelikle, binbir tutulursa bunun anlamı çalışanların üçte birinin iyileştirilmesine karşı takınılan uzlaşmaz tutum bunun
biçimde parçaladıkları sınıfın, makro ölçekte kayıtdışı ekonomide yer aldığıdır. İşsizliğe çözüm ilk işaretlerini vermektedir.

İzmir Cezaevi İnisiyatif’inden eylem... Deri işçilerinden iş bırakma


“Hapishanelerde tecrit ve işkenceye son!” eylemi
F tipi hapishanelerde son dönemde protesto için çorapla mahkemeye giden Deri-İş Sendikası
yoğunlaşan saldırılara dikkat çekmek tutsaklara; koridor-nezarathane ve oturma Tuzla Şubesi, 26 Nisan
amacıyla İCİ tarafından bir eylem sıraları askerler tarafından ıslatılarak günü, Tuzla Organize Deri
gerçekleştirildi. eziyet edilmiştir. Mahkeme bitişi yeniden Sanayi Bölgesi’ndeki
25 Nisan günü Konak Kemeraltı yerlerde sürüklenen tutsaklara ringte Traktörcüler Durağı’nda
girişinde gerçekleştirilen eylemde yumruk ve tekme ile saldırı yapılmış, deri patronlarının toplu
“Hapishanelerde tecrit ve işkenceye son!” bacakları- kolları ve kafalarına aldıkları sözleşme
pankartı açıldı. Eylemde yapılan darbelerle vücutlarında morluk-ezik- görüşmelerindeki
açıklamada şunlar söylendi: şişlikler oluşmuştur. uzlaşmaz tutumuna karşı
“Gereksiz slogan-marş denilerek Yine Sincan zindan kentinde iş bırakarak açıklama
Kocaeli hapishanesinde 89 tutuklu- 10.04.2007 tarihinde Kenan Özyürek ve yaptı.
hükümlüye 45-80 gün arası mektup-görüş Cengiz Kahraman revire çıkmışlar, ancak Öğlen saatlerinde
yasağı verilirken, Tekirdağ F tipinde koridordan geçerken başka bir hücrede gerçekleşen açıklamaya
ekmek içi ile yapılan satranç taşları dahi bulunan arkadaşlarıyla merhabalaşmak deri işçileri iş bırakarak katıldılar. Deri işçileri, deri patronlarının tutumuna
aramalarda ‘yasadışı’ oluyor... Basın- istemeleri bahane edilerek revire çıkmaları karşı 1 Mayıs’a güçlü katılacaklarını yaptıkları eylemle dile getirdiler.
yayının verilmediği, mektupların engellenmiştir. Bu esnada Kenan Özyürek Eylemde konuşan Deri-İş Sendikası Tuzla Şube Başkanı Binali Tay,
karalandığı, kaybedildiği hapishanelerde zorla hücresine atılmış, Cengiz Kahraman toplu sözleşme sürecinden anlaşmayla çıkılmaması halinde greve
hasta tutsaklar her geçen gün daha da ise gardiyanların saldırısına uğramıştır. gideceklerini söyledi ve 1 Mayıs’ta Kadıköy’de olacaklarını belirtti. Taksim
ağırlaşıyor. Kadın hapishanesi adı altında Hayalarına ve bacaklarına aldığı Meydanı’nın her türlü kutlamaya açık olduğunu belirten Tay, kendilerine
açılan ve kadın tutsaklara ‘onursuz’ darbelerle yere düşen Cengiz Kahraman Kadıköy gösterildiği için 1 Mayıs’ta tüm güç ve kararlılıklarıyla Kadıköy’de
aramaları dayatan Sincan Kadın revire çıkmak istemesine rağmen olacaklarını bildirdi.
Hapishanesi’nde giriş ve çıkışlarda üstleri çıkarılmamış, devrimci tutsakların 30-40 Musa Servi: “Greve çıkabiliriz!”
yırtılarak zorla çırılçıplak soyunmaya dakika boyunca kapıları dövmesi sonucu Eylemde Deri-İş Sendikası Genel Başkan Vekili Musa Servi de bir
zorlanan kadın tutsaklara yapılanlar ‘insan revire çıkartılmıştır. Ağrısı dinmeyen ve konuşma yaptı ve son dönemde sendikal haklara yönelik saldırılara
hakları’ gündemine giremiyor. idrarından kan gelen Cengiz Kahraman dikkat çekti. Servi, 1 Mayıs’la ilgili alan tartışmaları yerine işçilerin hak ve
Son örneği 06.04.2007 tarihinde ancak 30 saat sonra hastahaneye sevk taleplerinin ön plana çıkartılması gerektiğini vurguladı. Toplu sözleşme
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde edilmiştir. Hastanede kanama testi sürecine de değinen Servi, “TİS’i çıkmaza sokan biz değiliz. İşverenler
yaşanmıştır. Mahkemeye götürülen Halil yapılmış ve 14 gün rapor verilerek ilaç ücret zamlarını erteleyerek sosyal haklara düşük zamlar öneriyorlar. ‘İdari
Şahin-Yaşar İnce-Cengiz Kahraman- tedavisi başlatılmıştır. Yaşanan bu insanlık ve sendikal maddeler bitsin ücreti sonra konuşalım’ diyorlar. Böylece bizi
Sedat Ot-Tayyar Eroğlu ve Resmiye dışı saldırıları bir kez daha protesto ediyor ve sendikayı sindirmek istiyorlar. Uzlaşma kurulunun kararını
Vatansever hapishane çıkışında ve ve insanlık ailesinin zora ve işkenceye değerlendireceğiz. Bu karar doğrultusunda ilerde grev kararı çıkabilir”
adliyede fiziki saldırıya maruz kalmış ve rağmen onuru ayakta tutacağına olan dedi.
ve ringe bindirilirken kameralı ring inancımızla devrimci tutsakları buradan Musa Servi, ırkçılığa, şovenizme, işverenlerin dayatmalarına ve işçi
dayatmasına karşı aldıkları tavır bahane selamlıyoruz.” sınıfına yönelik saldırılara karşı 1 Mayıs’ta alanlarda olacaklarını belirtti.
edilerek yerlerde sürüklenerek ringe Eylemde “İçerde, dışarda hücreleri Eyleme sendika flamalarıyla katılan deri işçileri sıkça “Birlik,
bindirilmişlerdir. Bu esnada Naki Demir parçala!”, “Devrimci tutsaklar yalnız mücadele, zafer!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”,
çıkış kapısının demir kanatlarına ve değildir!” “İnsanlık onuru işkenceyi “Sendika yoksa üretim de yok!” sloganları attılar. Deri işçileri bir saat iş
duvarlarına çarptırılarak vücudunda yenecek!” sloganlar atıldı. bıraktılar ve mesaiye kalmayacaklarını duyurdular.
ezikler oluşmuştur. Ayakkabı aramasını Kızıl Bayrak/İzmir Kızıl Bayrak/İstanbul
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Amerika uşakları birarada! Kızıl Bayrak  27

Darbeci generalle kukla Başkan


Çankaya’da!
Pakistan cumhurbaşkanı Pervez Müşerref ile kaldıktan sonra işgalcilere karşı saldırıları
Afganistan “devlet başkanı” Hamit Karzai, yoğunlaştıran bir zamanların ABD-Pakistan beslemesi
cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in özel davetiyle Taliban, gelinen yerde ABD emperyalizminin
Ankara’da buluştu. Çankaya köşkünde bir araya Afganistan’la ilgili planları için tehdit olarak
gelen ikiliye Necdet Sezer ve başbakan Tayyip görülüyor.
Erdoğan da eşlik etti. NATO komutasındaki işgalciler için Afganistan’da
Pervez Müşerref, askeri darbeyle Pakistan’ın durum bu iken, Pakistan istihbaratı ile Taliban güçleri
başına geçmiş bir diktatör. Pakistan ordusu, halen işbirliği içinde, dahası Pakistan, Taliban
darbeler konusunda en az Türk ordusu kadar güçlerinin rahat hareket ettikleri alanlardan biridir.
beceriklidir. Hamit Karzai ise CIA fideliğinde Hatta bazı iddialara göre Taliban güçlerinin Pakistan
yetiştirilerek Afganistan’a “başkan” olarak ordusu içinde de etkileri var.
atanmış dünyanın en iradesiz “devlet başkanı”dır. Elbette bu durum Bush liderliğindeki savaş çetesini
Öyle ki, özel korumalarını bile işgalci NATO rahatsız ediyor. Bundan dolayı da Pakistan’daki
birlikleri tahsis ediyor. Yani Afganistan’ın “devlet uşaklarını “burun sürtme” muamelesine tabi tuttuğu da
işbirliğinin daha da geliştirilmesi yolunda önemli bir
başkan”ı hiçbir Afganlıya güvenemediği için, canını biliniyor. Nitekim Pentagon’dan “Pakistan’ı taş
adım olduğunu belirten Necdet Sezer, Ankara bildirisi
halen işgalci güçlere emanet etmek zorunda kalıyor. devrine çeviririz” tehdidi aldığını bizzat Pervez
ile Türkiye’nin de içinde yer alacağı ortak bir çalışma
Gericilik abidesi bu iki “seçkin” başkanın özel Müşerref itiraf etmişti. Buna rağmen diktatör Müşerref
grubunun kurulması konusunda mutabık kalındığını
davetle Çankaya köşkünde ağırlanması ani bir gelişme başkanlığındaki yönetim, kimi zaman Taliban’ı
olarak gündeme geldi. Ancak köşkte yapılan belirtti. Washington’daki efendiye karşı bir koz olarak
Mutabık kalınan konularda ilerlemeyi izlemek ve
görüşmenin ardından, tarafların Türkiye’nin de kullanma teşebbüsünde bulunabiliyor.
güven artırıcı önlemlerin eşgüdümünü sağlamak üzere
onayladığı bir “ortak bildiri” yayınlaması, ziyaret Bu tür sorunlar Pakistan-Afganistan, demek oluyor
kurulan “Ortak Çalışma Grubu”nda, Afganistan,
öncesine dayalı hazırlıklar yapıldığını gösterdi. ki, Pakistan-ABD ilişkilerinde bazı gerilimlere yol
Pakistan ve Türkiye’den üst düzey temsilcilerin yer
Dolayısıyla üç rejimin şefleri ön hazırlıkların açtığı için, iki ülke arasındaki ilişkiler bazı
aldığı ifade edildi.
tamamlanmasında sonra biraraya gelmiş oldu. düzeltmeleri gerekli kılıyordu.
Ortak bildiride yer alan hususlar konusunda
“Ankara Bildirisi” diye anılan ortak bildiride, Görünen o ki, “seçkin” ikiliyi Çankaya köşkünde
tarafların anlaşması ve ortak çalışma grubunun
Pakistan ve Afganistan’ın ikili ilişkilerini, iyi ağırlayıp, ortak bir bildiriye imza atmalarını sağlayan
kurulması, Washington’daki savaş kundakçıları
komşuluk, toprak bütünlüğüne saygı ve birbirinin iç Ankara’daki işbirlikçiler, bir kez daha
tarafından memnuniyetle karşılanmış olmalı. Zira
işlerine karışmama temelinde daha da güçlendirme Washington’daki efendiye başarılı taşeronluk
Afganistan, savaş aygıtı NATO’nun işgalci birlikleri
konusunda mutabık kaldıkları belirtildi. hizmetinde bulunmuştur.
için giderek bataklığa dönüşüyor. Birkaç yıl sessiz
Yayımlanan bildirinin üç ülke arasındaki somut

Golan Tepeleri’nde İsrail kışkırtması Belçika’da Opel


Derin bir yozlaşma
içinde bulunan siyonist
ordusunun şefleri ile askeri
istihbarat yetkilileri, “Suriye
işçileri grevde!
İsrail rejiminin bunalımı, ile savaşın hiç olmadığı Antwerpen’de Opel işçileri 25 Nisan
geçen yılın Temmuz- kadar yakın olduğunu” günü yeniden greve gittiler. Grev öğlen
Ağustos aylarında Lübnan söyleyerek, İsrail’in vardiyasında çalışan işçilerin 20:30 da işi
direnişi karşısında aldığı kışkırtıcı, saldırgan ve çirkin bırakmasıyla başladı. İşi bırakma nedeni ise
askeri-siyasi yenilgi ile yüzünü birkez daha ortaya Avrupa İş ve İşyeri İşçi Temsilciliği’nin
daha da derinleşmişti. koydular. Almanya-Rüsselsheim’de pazarlıklar sonucu
Genelkurmay başkanı ve Bu arada savaş Antwerpen’de 2010 yılında 80 bin
bazı askeri şeflerin kışkırtıcılığına katılan Chevrolets üreteceği üzerine yaptığı bir
istifasına yol açan Lübnan siyonist medya da, İsrail açıklama oldu.
hezimeti, Ehud Olmert ordusunun, ülkenin kuzey İşçiler kendi üretim deneyimlerinden,
başkanlığındaki hükümeti bölgesinde “olası Suriye bugünkü üretim koşullarında 2010 yılında
de çöküşün eşiğine getirmiş saldırılarına karşılık 80 bin aracı üretmek için 3200 işçinin fazla
durumda. Bu arada İsrail güvenlik önlemlerini en olduğunu, bunun ise söylenenlerin tam
başbakanı ile bazı bakanlarının yolsuzluk içine batmış yüksek seviyeye çektiği” yönünde haberler tersine Antwerpen’de 1.400 değil daha fazla
olması, siyonist yönetimin prestijini sıfır noktasına yayınlamaya başladı. İsrail’in bazı yayın organları, işçi çıkarılacağı anlamına geldiğini
yaklaştırdı. askeri şeflere dayandırılan haberlerde, “Suriye’den açıkladılar. Grev ayrıca, General Motor’un,
İç politikada kriz içinde debelenen İsrail rejimi, ani bir saldırı beklendiği” iddialarına yer vererek üretimin Antwerpen’de kalması için işçileri
bölge haklarına karşı daha saldırgan, daha kışkırtıcı savaş kışkırtıcıları kervanına katıldı. ücret artışlarından ve sosyal haklarından
tutumlar almaya başladı. İsrail devletinin simgesi olan 1967’den beri Golan Tepeleri’ni işgal altında taviz vermeye zorlamasına karşı bir protesto
siyonist savaş makinesi bir yandan Lübnan sınırını tutan, buralara Yahudi yerleşimleri kuran, bölgenin olarak da gündeme geldi.
ihlal ederken, öte yandan Suriye sınırında tatbikat suyunu çalan İsrail, Suriye’nin tüm barış girişimlerini Perşembe günü sabah vardiyasındaki
başlattı. Filistin’de ise saldırı, yıkım ve katliamlara reddederek, Golan Tepeleri’ni ilhak etmek niyetinde işçiler grevi devraldı. Antwerpen işçileri
hız verdi. olduğunu gizleme gereği duymuyor. İsrail’in öfkeli ve mücadelede kararlı. İşçiler grevi 3
Filistin ve Lübnan’daki girişimleri, Suriye’den yayılmacı/ilhakçı niteliğine uygun olan bu kirli niyeti Mayıs’a kadar sürdüreceklerini
ilhak ettiği Golan Tepeleri’nde büyük bir askeri hayata geçirebilmek için Suriye’nin iradesinin açıkladılar. Bu arada bu grevden etkilenen
tatbikat başlatarak devam ettiren İsrail savaş kırılması gerekiyor ki, emperyalist/siyonist güçler şu otomobil yedek parça üreticisi JCA
makinesi, güya “olası Suriye saldırısı”na karşı hazırlık ana kadar bunu başaramadılar. işletmelerinde de bantlar çalışmıyor.
yapıyor. İsrail medyası, Golan Tepeleri’nde yapılan İsrail savaş makinesinin “Suriye ile savaşa Polonya’nın Gleiwitz’deki Opel
tatbikata yüzlerce askerin yanısıra tank, helikopter ve hazırlık” olarak sunduğu bu askeri tatbikat da, -iç işletmelerinde de işçiler ücret artışı talebiyle
insansız uçakların katıldığını bildirdi. politikayla ilgili yanı olmakla birlikte- esas olarak greve gitmişlerdi.
Tatbikata ilişkin açıklamalar yapan İsrail Golan Tepeleri’ni ilhak etme planının bir parçasıdır.
28  Kızıl Bayrak Emperyalistler arası çatışma... Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Füze savunma sistemi gerginliği tırmanıyor!

ABD’nin saldırgan tutumuna


Rusya’dan sert yanıt!
Füze savunma sistemi adı işaret ediyordu. ABD’nin Polonya ve Çek
altında Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne füze kalkanı yerleştirmesinin
Cumhuriyeti’ne nükleer füzeler “karşılıklı imha” riskini artıracağı uyarısında bulunan
yerleştirmeye hazırlanan Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, “Tarihte ilk kez
Washington’daki savaş Amerikan nükleer stratejik tesisleri Avrupa kıtasında
kışkırtıcıları, AB şeflerini bu plana boy gösteriyor. Bizim için bunların nakli
razı etmek için adeta çırpınıyorlar. Pershing’lerin nakliyle aynı. Bu Avrupa’daki güvenlik
Gerçi ABD emperyalizmi, AB’den sistemini radikal şekilde değiştirecek” dedi.
onay alsa da almasa da bildiğini (ABD emperyalizmi 1979 yılında NATO
okuyacak görünüyor. Ancak aracılığıyla Avrupa’ya Pershing 2 ve Tomahawk
Rusya’nın sert tepkisi göz önüne füzeleri yerleştirmiş, dönemin Sovyetler Birliği
alındığında AB şeflerinin desteği yönetimi, bu füzelerin birçok Sovyet kentini yerle bir
yine de önemlidir. etme gücüne sahip olmasından dolayı buna sert tepki
AB şeflerini ikna turlarından göstermişti.)
çıkacak sonuçlar henüz belli değil Amerikan planı hayata geçirilirse, ülkesinin de
ama Rusya’yı ikna çabası boşa güvenliğini güvence altına alma hakkının saklı
düşmekle kalmadı, Vladimir Putin olduğunu kaydeden Putin, düzenlediği basın
başkanlığındaki Rus yönetimi, toplantısında, “bu sadece bir savunma sistemi değil,
Bush liderliğindeki savaş Amerikan nükleer silah sisteminin bir parçasıdır”
kundakçılarının tahminlerinin de Prag’da konuşan general şunları söyledi: “Biz uzun dedi.
ötesinde sert tepki gösterdi. Amerikan planını menzilli füzelere karşı inşa edilecek sistemle, Pentagon’daki savaş kurmayları ile Brüksel’deki
Rusya’ya dönük bir tehdit olarak algılayan Putin savunmanın başarıya ulaşacağını düşünüyoruz. Bu NATO şeflerini telaşa düşüren Rusya lideri, NATO
yönetimi, kendi tedbirlerini almaktan geri sayede NATO’nun kısa menzilli füze savunma sistemi ülkelerine önerdiği müzakerelerde Rusya’nın
durmayacağını ilan etmekte gecikmedi. desteklenmiş olacak. Biz, projenin NATO kapsamında şikayetlerine çözüm bulunmaması halinde
Dünya jandarmalığını esas olarak savaş ele alınmasını istiyoruz ancak, proje NATO sisteminin Moskova’nın, Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler
makinesinin yok edici gücüne dayanarak sürdürmek bir parçası değil. Yani, projenin hayata geçirilmesi Anlaşması’ndan (AKKA) tamamen çekilmeyi
isteyen ABD emperyalizmi, AB’nin onay vermeye için NATO’nun onayını almak şart değil. Fakat gündemine alacağını belirtti. Putin, NATO ülkelerinin
gönüllü olmadığı, Rusya’nın ise sert tepki gösterdiği ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti ile birlikte Rusya’nın sınırlarına askeri üsler inşa ettiğini ve tüm
planı geri çekmeye pek istekli görünmüyor. Nitekim NATO’nun ortak savunma kabiliyetine katkısı ülkeler bu anlaşmayı onaylayıp uygulayıncaya kadar,
bizzat haydutbaşı Bush, konuyu Rusya Devlet Başkanı olabileceğini düşünüyoruz. Füze kalkanı sistemi, anlaşmanın uygulanması konusunda moratoryum ilan
Vladimir Putin’le telefonda görüştükten sonra, potansiyel saldırılara karşı geniş bir savunma alanını etmenin uygun olacağını göz önünde bulundurduğunu
savunma bakanını Moskova’ya gönderdi. Bu arada AB kapsayacak kapasitede.” da ekledi.
şeflerini ikna turları da ABD savunma bakanı Robert Bu sözler, Washington’daki savaş kışkırtıcılarının Rusya’nın kararlı tutumuna Washington’dan önce,
Gates komutasında devam ediyor. planı uygulamak için AB’den onay gelmesini savaş aygıtı NATO’nun Brüksel’deki şeflerinden tepki
Polonya ile Çek Cumhuriyeti’ne nükleer füze beklemeyeceğini açıkça ifade ediyor. Ancak bilindiği geldi. Konuyla ilgili açıklamayı yapan aygıtın
yerleştirme ısrarı, Amerikan Füze Savunma Dairesi gibi planın önündeki ciddi engel AB değil, Rusya’dır. Brüksel’deki sözcüsü, “Rusya, Devlet Başkanı
Başkanı Korgeneral Henry Obering’in açıklamasında Nitekim Moskova’dan yapılan üst düzey Vladimir Putin ne demek istediği konusuna açıklık
da ortaya kondu. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti açıklamalar, planın kabul edilmesinin olası olmadığına getirmeli. Moratoryuma ilişkin tutumları nedir ve
böyle bir moratoryum ne anlama gelmektedir?” dedi.
Sözcü tehdit kokan bu açıklamayı yaparken,
Venezüella halkıyla dayanışmaya! NATO genel sekreteri Jaap de Hoop Scheffer,
Rusya’nın açıklamalarına, “Bu mesaj derin bir kaygı,
düş kırıklığı ve üzüntüyle karşılanmıştır” yanıtını
İsviçre’de, 28 ve 29 Nisan tarihleri arasında, tartışıldı. Bush’un Latin Amerika ülkelerine verdi.
Bolivar Devrimi’nin deneyimleri adı altında bir yaptığı geziye karşılık Hugo Chavez’in yaptığı Polonya ile Çek Cumhuriyeti’nin
toplantı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak, karşı gezi örnek gösterilerek, böyle bir çıkışın gerici/Amerikancı rejimlerinin, silahlanma yarışını
Venezuella’da Chavez’in partisinin teorisyeni yararları üzerinde duruldu. kışkırtan ABD planına dönük herhangi bir itirazlarına
olarak bilinen ve parti içinde Chavez’den sonra en Yoldaşça bir hava içinde geçen toplantıda Bir- tanık olunmadı. Tersine, Doğu Avrupa’da gericiliğin
etkili kişi konumunda olan William Izzara katıldı. Kar adına bir arkadaş da kısa bir konuşma yaptı; başını çeken her iki rejim de füze kalkanı
Venezuella Bern Büyükelçisinin de yer aldığı Türkiye devrimci hareketinin Latin Amerika’daki yerleştirmeye hevesli görünüyor.
ilk toplantıya 60 civarında bir kitle katılımı mücadelelere her zaman büyük bir ilgi Çek halkının en azından bir kısmı, silahlanmanın
gerçekleşti. Bu ilk gün, Venezuella’daki gösterdiğini belirterek, halkların kardeşliğini tırmandırılmasına ve topraklarının Amerikan nükleer
gelişmeler, Hugo Chavez’in darbe girişimi, vurguladı. füzeleriyle kirletilmesine karşı çıkıyor. Polonya’da ise
sonrasında hapis yattığı yıllar ve ardından iktidar Toplantı sonrasında komite kurma çalışmaları durum vahim görünüyor. Zira rejimin başında bulunan
süreci anlatıldı. Venezuella’nın dünya halklarının sürdürüldü. Komite öncelikli olarak WEF’e karşı azılı anti-komünistlerin ülkeyi hızla polis devletine
desteğine olan ihtiyacı vurgulandı. bir forumun düzenlenmesi ve buna Hugo doğru sürüklediği Polonya’da, nükleer füzelerin
İkinci gün Avrupa’daki devrimci güçlere düşen Chavez’in yanı sıra Evo Morales’in de katılması yerleştirilmesine tepki gösterildiğine dair bir bilgiye
görevler üzerinde duruldu. Çeşitli yerlerde için çalışmaları hızlandıracak. Bizler de Bir-Kar henüz rastlanmış değil.
Venezuella’yla dayanışma komitelerinin olarak bu çalışmayı örgütleyen bileşen içinde yer Oysa, ABD emperyalizminin gerilimi tırmandıran
kurulması talebinin yanı sıra her yıl Ocak ayında alacağız. nükleer füze yerleştirme girişimi, sadece Rusya
İsviçre’de düzenlenen Dünya Ekonomik Formu’na halklarının değil, Doğu Avrupa ve Balkanlar’da
(WEF) karşı alternatif bir forum düzenlenmesi Bir-Kar/İsviçre yaşayan tüm halkların da geleceğini tehdit edebilecek
niteliktedir.
Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007 Herkes kendi bayrağı altına! Kızıl Bayrak  29

Belirleyici olan ulusal ve dinsel aidiyet


değil sınıfsal konumdur
Burjuvazi ve onun ideolojik zehrini yayan Türkiye’deki gerici kamplaşmaya da bu açıdan
araç, kişi veya kurumlar, sınıfsal ayrımların baktığımızda, söz konusu aidiyetlerin burjuvaziyi
üstünü örtmek, emekçileri sersemletmek ve bağlamadığını, ancak iktidar savaşında kitleleri
böylece kapitalizmin dayattığı köleliye razı seferber etmenin bir aracı olarak etkin bir şekilde
olmalarını sağlamak için etnik, dinsel, mezhepsel kullanıldığını görürüz. Örneğin dinci olanın da, laik ve
farklılıkları istismar ederler. Çağımız insanını ırkçı-şoven olanın da kıblesi Washington’dur. Her iki
halen en zayıf olduğu bu iki noktadan vurmak, tarafın da, “Türkiye’nin yüzde 99’u Müslüman, Türk
yazık ki, pek çok durumda sermayenin işine milleti bir bütündür parçalanamaz” gibi gerici
yarayacak sonuçlara yol açmaktadır. Bu teraneleri sık sık tekrarladığını biliyoruz. Oysa
“birleştirme/parçalama/çatıştırma” taktiği Müslüman/Türk olduğu iddia edilen bu ülke
emperyalist-siyonist güçlerin de bölge halklarının önemli bir kesiminin işsizlik, sefalet ve
politikalarının en etkili araçlarından biridir. açılığa mahkum edilmesi konusunda her iki gerici
Ülkemizin de dahil olduğu Ortadoğu kamp aynı noktada durmaktadır. Keza Kürt halkına
coğrafyası söz konusu olduğunda, sosyal, karşı izlenen ırkçı-inkarcı politika konusunda da
kültürel, sanatsal, düşünsel zenginliğin kaynağı aralarında kayda değer bir fark bulunmuyor. İMF-
olması gereken etnik, dinsel, mezhepsel TÜSİAD reçeteleri, Beyaz Saray, Pentagon ve
farklılıklar halkları parçalamanın, aralarında CIA’dan gelen emirlere uymak sözkonusu olduğunda
düşmanlık yaymanın, dahası mümkünse eğer bu ise, yarış içinde oldukları bir sır değildir.
Hıristiyan azınlık dışta tutulursa, homojen bir toplum
halkları birbirine kırdırmanın aracı olarak Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak bu
sayılır. Zira ne ulusal, ne dinsel, ne de mezhepsel
kullanılmaktadır. Bu kirli taktiğin başını kadarı bile, kapitalizmin egemen olduğu yerde etnik,
farklar var bu toplumda. Ancak vahşi siyonist işgale
emperyalist/siyonist güçler çekmekle birlikte, dinsel veya mezhepsel aidiyetlerin birleştirici olduğu,
rağmen Filistin’de de iktidar etrafında odaklanan iç
bölgenin gerici rejimleri de onların izinden toplumların karşılaştığı soruların aşılmasında temel bir
çatışma devam ediyor. Harcanan tüm çabalara rağmen
gitmektedirler. işlev gördüğü iddiasının, gerici propagandadan ibaret
çatışma kimi zaman şiddet boyutuna da taşınıyor.
Bu yapay ayrımlar Irak’ta emperyalist işgale karşı olduğunu göstermeye yeter.
Elbette bunda emperyalist-siyonist güçlerin kuşatma
birleşik bir direnişin örülmesini zora sokarken, Görüldüğü üzere egemenlerin tutumu her ülkede
ve kışkırtmalarının önemli bir payı var. Buna karşın
Lübnan’da emperyalist/siyonist güçlerin müdahalesi ve her koşulda sınıfsaldır. Onların etnik, dinsel veya
kışkırtma da ancak nesnel bir zemini varsa işe yarar.
için bulunmaz bir zemin hazırlıyor. Türkiye’nin mezhepsel fark ve aidiyetleri öne sürmeleri,
Irak bu konuda trajik bir örnektir. Dört yıldır
Amerikancı rejimi ise, hem ilerici-devrimci güçlere emekçileri politikalarına alet etmenin bir aracıdır.
emperyalist orduların işgali altında bulunan bu ülkede
karşı dinsel gericiliği palazlandırmış, hem de uzun Burada sorun işçi sınıfının, emekçilerin ve ezilen
de, çoğunluğu aynı ulusa/dine mensup bir toplum var,
yıllar Kürt ve Ermeni halklarına dönük düşmanlık halkların kimi zaman egemenlerin kurduğu bu
buna rağmen mezhep farklılıkları üzerinden yükselen
politikası güderek şovenizmi körüklemiştir. Gelinen tuzaklara düşmesidir. Oysa emekçilerin de her koşulda
vahim bir çatışmaya sürüklenebildi. Irak’ta sorunun
yerde ise iki gerici kampa bölünen egemen sınıflar, bir sınıfsal aidiyeti, çıkarı temel almaları, buna göre tavır
tarihsel arka planı, emperyalist orduların
yanda dinsel gericilik, diğer yanda laik ve ırkçı-şoven belirlemeleri gerekiyor. Aksi halde egemenlerin
provokasyonlarının, bir takım istihbarat örgütlerinin
kutuplar oluşturarak birbiriyle çatışmaktadır. Ülkenin oyuncağı olmaktan kurtulamazlar.
kirli oyunlarının da bu çatışmanın körüklenmesinde
atmosferini zehirleyen bu kamplaşma, giderek Çağımızda her insanın etnik, dinsel, mezhepsel
elbette ki rolü var. Fakat tüm bu etkenler, işgal
emekçileri de taraf olmaya zorlamaktadır. kökeni vardır elbet. Bu nesnel bir durumdur. Ancak bu
altındaki bir ülkede bile ulusal/dinsel aidiyetin
Emperyalist-siyonist güçler, bölgenin barındırdığı durum ne kimseyi ayrıcalıklı kılar, ne de kimsenin
toplumları birleştirecek bir “çimento” işlevi görme
doğal farkıllıkları halkları parçalayıp egemenlik altına baskı altına alınmasının gerekçesi sayılabilir. Zira her
noktasında yetersiz kaldığı, dahası tarihsel olarak bu
almanın, böylece köleleştirmenin olanağına çevirmek iki durumda da ırkçılık sözkonusudur. Bu böyle
niteliğini geride bıraktığı gerçeğini değiştirmiyor.
için her yola başvuruyorlar. Bölgenin gerici güçleri olmakla birlikte, insanın insan tarafından
Bir başka çarpıcı örnek ise, bazı Arap devletlerinin,
ise, egemen oldukları ülkelerde benzer politikalar icra köleleştirildiği kapitalizmde ulusal, dinsel, mezhepsel
geçen yılın Temmuz-Ağustos aylarında Lübnan’ı
etmekte sakınca görmüyorlar. Zira sınıfsal çıkarları bu ayrımlar da devam etmektedir. Zira insanların eşit
yerlebir eden İsrail saldırganlığına destek vermeleridir.
tür politikaları kaçınılmaz kılıyor. olmadığı bir düzende ulusların, dinlerin, mezheplerin,
Geçtiğimiz günlerde El-Cezire televizyonuna bir
Hal böyleyken bazı güçler, ulusal veya dinsel cinslerin eşitliğinden söz etmek mümkün değildir.
demeç veren, Bush liderliğindeki neo-faşist çete
birliği bu vahim tabloyu değiştirmenin “reçetesi” Güncel planda bu ayrımlara karşı mücadelenin
artıklarından John Bolton, “O dönemde bazı Arap
olarak sunuyorlar. Bunların en azından bir kısmı önemi açıktır. Buna karşın kapitalizmin her gün
ülkelerinin büyükelçileri, bana İsrail’in Lübnan’a
önerdikleri çözüme inanırken, diğer kesimi ise yeniden ürettiği bu sorunların köklü çözümü ancak
yönelik operasyonlarını ‘kendini savunma’ olarak
inandıklarından değil, fakat sınıfsal çıkarlarına uygun sosyalizmde gerçek sonuçlarına ulaşabilecektir. Çünkü
gördüklerini söylediler” demişti. Oysa
olduğu için bu “çözüm”ü savunuyor, ya da savunur ancak sosyalizmde insanın insanı köleleştirmesinin
dinsel/mezhepsel zenginliğine rağmen Lübnan bir
görünmeyi uygun buluyorlar. zemini ortadan kaldırılabilir. Başka bir ifadeyle, her
Arap ülkesidir, ama aynı ulusal kökene mensup diğer
Oysa bölgenin giderek kördüğüm haline gelen tür kölelik ve ayrımcılığa kökten çözüm isteyenlerin
devletler, siyonist İsrail gibi ırkçı bir rejimi Lübnan’a
sorunlarına bakıldığında, önerilen reçetelerin gerçek tutarlı olabilmesi, bütün kötülüklerin anası olan özel
karşı destekleyebildiler.
hayatta bir karşılığının olmadığı her gün yeniden teyit mülkiyete dayalı kapitalist düzenin cepheden
edilmektedir. Örneğin işgal altındaki Filistin, reddedilmesinden ayrı düşünülemez.
Her zaman köklü çözüm savunusuna karşı,
“Sorunların çözümü için sosyalizmi mi

Estonya’da Sovyet anıtının nakline karşı gösteri bekleyeceğiz?” türünden itirazlar işitmek mümkündür.
Bu tür itirazlar eğer kapitalizmin bilinçli bir savunusu
değilse, sorunun parçalı kavranmasından kaynaklanır.
Geçtiğimiz hafta, Estonya’nın başkenti anıtının 50 yıllık işgalin simgesi olduğunu Zira kapitalizmin her gün yeniden ürettiği sorunların
Tallinn’de Sovyetler Birliği döneminden kalan bir savunarak anıtı bir mezarlığa nakletmek istemesi kökten çözümü için sosyalizmi önermek, hiçbir
heykelin nakli, Estonya’da yaşayan Rus azınlık üzerine çıktı. Ruslar ise buna, Nazi rejimine karşı koşulda bu sorunların çözümü için güncel plandaki
tarafından gösterilerle protesto edildi. Gösteride direnişi simgeleyen Sovyet asker anıtının mücadeleyi dışlamaz. Tersine, pek çok demokratik
polis ile çatışan gençlerden 1 kişi öldü. Çatışmada nakledilmesinin savaşta hayatını kaybeden kazanım veya bir takım sorunların düzen içi kısmi
40’dan fazla kişi yaralanırken 300’ün üzerinde yüzbinlerin anısına gölge düşürdüğü gerekçesiyle çözümü, tam da kökten çözümün, yani devrim ve
kişi de gözaltına alındı. karşı çıkıyorlar. sosyalizm mücadelesinin yan ürünleri/yan kazanımları
Olaylar Estonya devletinin Sovyet asker olmuştur.
30  Kızıl Bayrak Düzen cephesi Sayı:2007/17  4 Mayıs 2007

Demokrasicilik oyunu, darbe ve


özel savaş...
M. Can Yüce

TC, yeni bir dönemeçte… Bu dönemeç, darbe ile vermek, bu mücadelede başarılı olmak mümkün
demokrasi arasındaki bir dönemeç değil, Evet, Türkiye’de bir demokrasi değildir. Demokrasi mücadelesi bir iktidar
demokrasicilik komedisi ile devletin militarist, özel
savaşçı özü, nitelikleri arasındaki paradoksun
sorunu var. Ama bu sorun gerçek mücadelesidir. Ama askeri despotik cumhuriyetin
demokratikleşmesi konusu, burjuva partilerin gücünü,
şiddetinin düzeyinden kaynaklanan bir dönemeç… anlamda bir devrim sorunudur! gelinen tarihsel noktada sınıfsal konumunu aşan bir
Genelkurmay Başkanlığı, 27 Nisan saat 23.15’te
kendi internet sitesinde bir “muhtıra” yayınladı.
Kürdistan ve Türkiye devrimleri olgudur!
Türkiye’de bir demokrasi sorunu var. Evet, bu
Muhtıranın hedefi AKP hükümetinden başkası değildi. olmadan, ya da bu devrimler özel demokrasi mücadelesi, demokrasicilik oyunu ile
Bu açıklamanın mesajı, politik hedefi ve yönü çok karıştırılmamalıdır. Hiçbir burjuva partisi, dincisi,
açıktı. Denilmek istenen ve verilmek istenen mesaj savaş iktidarını zorlayacak ve liberali, “ulusal solcusu”, cumhuriyetçisi demokrasi
şuydu: yenilgi sürecine sokacak düzeyde mücadelesinin aktörü, bileşeni değildir. Onlar ancak
“Bu devlet sahipsiz değildir. Bu devletin gerçek ve Genelkurmay karşısında esas duruşa geçen, kimi
tartışmasız iktidarı vardır. Sizin hareket alanınızın gelişmeden, devrimler gerçek durumlarda hareket alanlarını genişleterek iktidar
sınırları bellidir. Bu sınırları aşmaya kalkmayın. Bu anlamda politik bir güç, politik birer yanılsamasını yaşayan, ama zor karşısında “şapkasını
sınırlar içinde hareket edebilirsiniz, ancak gerçek alıp giden” ya da esas duruşa geçen figüranlar
iktidar olduğunuz gibi bir yanılgıya kapılmayın. Somut seçenek haline gelmeden demokrasi konumundadırlar. O nedenle Türkiye siyaset
olarak Cumhurbaşkanlığının bizim iktidarımız için sorunu çözülemez. kurumunu oluşturan meclisi, hükümeti, partileri
simgesel bir anlamı, önemli bir dengeleyici rolü demokrasinin unsurları olarak görmek, bunlar
vardır. Bununla oynamayın. Hele bu devlete ve onun aynı “Apoletli” kurum ve kültürün etkin bir parçası arasındaki dalaşı demokrasi mücadelesi olarak
temel niteliklerine özde bağlı olmayan birini, eşi değil mi? tanımlamak, yine ordu ile kimi zaman sertleşen
türbanlı olan birini cumhurbaşkanı olarak belirlemeye Peki, ortada süren “dalaşın” anlamı nedir? Hemen çekişmeleri demokrasi mücadelesi olarak
yeltenmeyin. Yoksa her yolla sizi engeller, hatta çok vurgulamak gerekir ki, öteden beri çeşitli düzeylerde değerlendirmek TC gerçeğini, onun iktidar ilişkilerinin
pişman ederiz. Buna rağmen hala demokrasicilik süren kavga, demokrasi ile militarizm arasında süren özünü kavramamak demektir.
oynamaya devam ederseniz bu, sizin de bu oyunun da bir kavga değildir. Var olan gerçekliğin en kaba özeti Bu kavrayışsızlığın sol cephedeki ideolojik ve
sonunu getirebilir. Eğer bu uyarılarımızı ciddiye şudur: politik yansıması, düzen içi çözümlere bel bağlamak,
almak istemiyorsanız cumhuriyet tarihine bakın, TC, askeri despotik bir özel savaş, bir iç savaş “yasalcılık” oyununa kendini kaptırmak, en kötü
Erbakan Hocanızın başına gelenlere bakın!” örgütlenmesidir; ordu ve onun yönetim aygıtı, bu türden reformculuktan başka bir şey değildir.
Genelkurmayın bu açık ve net darbe “muhtırasına” örgütlenmede gerçek iktidar gücüdür. Bu gerçeklik, Evet, Türkiye’de bir demokrasi sorunu var. Ama
hükümet, görünürde sert bir karşılık verdi. açık askeri darbe dönemlerinde, “Post modern darbe” bu sorun gerçek anlamda bir devrim sorunudur!
Genelkurmayın bu girişiminin hükümete karşı bir tavır dönemlerinde, “sivil” ve “demokrasili”, meclisli, çok Kürdistan ve Türkiye devrimleri olmadan, ya da bu
olarak algılandığını, görev ve yetkileri bakımından partili ve buna dayalı “sivil” hükümet dönemlerinde devrimler özel savaş iktidarını zorlayacak ve yenilgi
Başbakanlığa başlı bir kurum olduğunu ve bunun, de özde ve gerçeklikte geçerlidir! Açık, dolaylı veya sürecine sokacak düzeyde gelişmeden, devrimler
Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda Anayasa post modern darbelerin en temel gerekçesi, “sivil gerçek anlamda politik bir güç, politik birer seçenek
Mahkemesini etkilemeye yönelik bir çaba olduğunu iktidarların” devletin temel duyarlılıkları, çıkarları ve haline gelmeden demokrasi sorunu çözülemez.
açıklayan Hükümetin bu tutumu, “cesur”, “kılıçların buna karşı gelişen tehlikelere karşı yetersiz kalmaları Kuşkusuz devrim olmadan, devrimler bir politik
çekilmesi” biçiminde değerlendirildi… değildir. Elbette bu da bir gerekçedir, ama esas seçenek haline gelmeden Kürdistan sorunu da
Hükümetin bu tutumu bir güç ve iktidar gösterisi gerekçe, sınırları gerçek iktidar sahipleri tarafından çözülemez. Kürdistan sorunu çözülmeden Türkiye’de
mi, yoksa karanlıkta mezarlıkta yürüyen adamın “ıslık çizilen “demokrasicilik” oyununun kimi sınırlarının demokrasi sorunu da çözülemez. Askeri despotik
çalma” çabası mı olduğu geniş bir tartışma belirsizleşmesi, güç ve iktidar konusunda kimi cumhuriyeti günlük olarak besleyen ve üreten
gerektirmiyor. Hükümet gerçekten güç ve iktidar yanılsamaların ortaya çıkması, oyunun kendisi ile öncelikle ve esas olarak Kürdistan sorunudur!
sahibi ise, bu konuda kendisine güveniyorsa yapacağı gerçek “yönetmen” arasında kurulan dengenin Bu kısa vurgulardan da anlaşılacağı gibi,
ilk şey, ordunun “komuta kademesini” görevden bozulma sürecine girmesi, yani “sivillerin” iktidar devrimcilerin duruşu ve görevleri, demokrasicilik
almak ve sonuna kadar bu kararlılığının arkasında oyununa yeltenmeleridir. Uyarıların, “muhtıraların” oyununun bir eklentisi, bir yaması haline gelmek
durmak olurdu. Bunu yapmadığı gibi, kendi amacı oyunun sınırlarını hatırlatmak ve bozulma değildir. Tersine askeri despotik cumhuriyeti, onun
partilerinden bir milletvekilinin bu doğrultudaki eğilimine giren dengenin yeniden kurulmasını gerçek iktidar güçlerini ve demokrasicilik
önerisini bastırma çabası içine girdi. Açık ki sağlamaktır. Ama uyarının yetmediği veya tam işe komedyasının figüranlarını her fırsatta deşifre etmek
hükümetin bu konuda ne gücü, ne cesareti, ne de yaramadığı noktada iktidar savaşının şiddet ve Kürdistan ve Türkiye devrimlerinin bağımsız
niyeti var… Türk siyaset kurumunun böyle “sivil” yasalarının devreye girdiği, gireceği de çok açıktır. çizgisini gerçek seçenek haline getirme mücadelesini
gelenek, kültür ve ahlakı yoktur… Hele bu AKP TC’nin iktidar ilişkileri tarihi bir bakıma budur! geliştirmektir. Halkımız, emekçiler, demokrasicilik
açısından çok daha geçerli bir olgudur. Bu gerçekliği tam kavramayanlar, demokrasicilik oyununun yönetmeni, aktörleri ve figüranları arasında
Meclisi, partileri ve hükümetiyle Türk siyaset oyununun figüranlarından gerçek aktör rolünü bir tercih yapmayı değil, bu oyunu ve onun her
kurumu, militarist-özel savaşçı iktidar ilişkilerinde bir bekliyorlar. Diyorlar ki, “gerçek iktidar sizsiniz, yasal düzeydeki oyuncularını deşifre etmeyi esas alır,
asma yaprağı, gerçek iktidar gücünü meşrulaştırma olarak size bağlı olan kurum ve ilişkilileri siz bağımsız duruşta ısrar etmenin gerçek kurtuluşa
işlevini gören bir kurumdur, bir demokrasicilik yönetmeli, denetlemeli, çizmeyi aşanları da götürecek doğru yaklaşım olduğunu her gün yeniden
oyunundan başka bir şey değildir. azletmelisiniz!” AKP’den bu tutumu bekleyenler var. yeniden kavrar…
Türkiye’de burjuva anlamda bir demokrasi var mı? Oysa AKP’nin böyle bir gücü, rolü ve niyeti yok. İki gün sonra 1 Mayıs… Askeri despotik
Anayasası, seçim, partiler ve diğer temel yasalarıyla, Kendisi burjuva anlamda demokratik bir parti değil, cumhuriyete karşı işçilerin, emekçilerin, gerçek
kurum ve pratik uygulamalarıyla bir demokrasiden söz Türkiye siyasetinde böyle bir parti de yok… Bu özel demokratların bağımsız duruşlarını ortaya koymaları
etmek mümkün mü? Partiler, bu siyasal sistemin savaş rejimine karşı, onun yasal, siyasal yapısına açısından önemli bir olanak! Bu olanağı
kendisine karşı politik duruşlarıyla, örgütlenmeleri, iç karşı, militarist yapısına ve ruhuna karşı, bunun en değerlendirmek, 1 Mayıs’ı güncel politik görevler
yapılanmaları ve yönetim anlayışı, işleyişi ve temel kaynağı konumundaki Kürdistan sorununa karşı ışığında kutlamak tarihsel önemdedir… Bunun
pratikleriyle burjuva demokrasinin neresindedirler? en sıradan demokratik bir tavır almadan demokrat başarılacağı umuduyla…
Ya egemen basın yayın kuruluşları, medyası? O da kimliğini kazanmak ve demokrasi mücadelesini 29 Nisan 2007
Mücadele Taksim emekçiye kapatılamaz!

Postası Çağdaş Hukukçular Derneği, 1 Mayıs’ta


devletin terörüne karşı 2 Mayıs’ta İçişleri Bakanı,
İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü
hakkında suç duyurusunda bulundu. Sultanahmet
Adliyesi önünde saat 13.00’te bir araya gelen kitle
basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamadan sonra
suç duyurusunda bulunuldu. Eylem’de “Taksim
emekçiye kapatılamaz!” sloganı atıldı.
Adana: “Darbeciler Kızıl Bayrak/İstanbul

yargılansın!”
Kadın sağlığı semineri
Genelkurmay’ın hükümet karşıtı yazılı açıklaması
üzerine İHD Adana Şubesi önünde bir basın açıklaması Sefaköy İşçi Kültür Evi Emekçi Kadın Seminerde genel olarak kadın sağlığının
gerçekleştirildi. Komisyonu olarak, 29 Nisan günü, “Kadın anlatımının yanı sıra kapitalist sistemin insana
29 Nisan günü DTP, ESP, İHD, SES, EMEP, ÖDP, sağlığı” başlıklı bir seminer gerçekleştirdik. verdiği değer ve sağlık sisteminin geldiği nokta
SDP, İşçi Mücadelesi ve THAY-DER tarafından Fabrika ve işyerinde sigortasız çalıştırmanın anlatıldı. Ardından kadınların ikinci sınıf
düzenlenen basın açıklamasını İHD Adana Şube yoğun olduğu, sağlık hizmetlerinin sınırlı ve konumu üzerinde duruldu. Emekçi kadınların bu
Sekreteri Ethem Açıkalın okudu. ücretli verildiği bugünkü koşullarda, özellikle sorunlar ile baş edebilmeleri için üretime
Açıklamada şunlar söylendi: “Türkiye’nin acı dolu işçi ve emekçi kadınlar sağlık haklarından katılması ve kendi hakları için mücadele etmesi
tarihi her askeri darbenin bahanesi ne olursa olsun yoksun kalıyor. Bir yandan eğitimsizliğin diğer çağrısı yapıldı. Seminer sonunda yeni tanışan
önce sosyalistleri, devrimcileri ve halkı ezdiğini, yandan yoksulluğun etkisi kadınların kendi kadınların birbirleriyle sohbet etmesiyle sıcak bir
demokratik hakları ortadan kaldırdığını gösteriyor. 27 sağlıkları konusunda daha da edilgen kılıyor ortam yaşandı. Seminere gelen emekçi
Nisan muhtırasıyla birlikte demokrasi ve özgürlükten Emekçi Kadın Komisyonu olarak tüm bu kadınların hemen hepsi ilk defa böylesi bir
yana tüm güçlerin askeri darbeye, askeri vesayete karşı sorunları ele alan bir seminer düzenlemeye karar etkinliğe katıldıklarını ve çok memnun
sesini yükseltmesi birinci öncelik haline gelmiştir. Yeni verdik. Seminer öncesi kadınların yoğun olarak kaldıklarını ifade ettiler. Seminere 20 kişi katıldı.
çalıştığı tekstil fabrikalarına ve semtlerdeki ev Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu
12 Eylül’lerin yaşanmaması için özgürlük ve adalet
taleplerimizi birleştirerek mücadele etmeye kadınlarına çağrı yaptık.
çağırıyoruz. Bütün darbeciler yargılansın”

Tekstil-Sen çalışanlarına jandarma terörü


Eylemde, “Darbeciler yargılansın!”, “MGK halka
hesap verecek!”, “Kahrolsun MGK MİT, CİA,
kontrgerilla!”, “Hepimiz Kürt’üz, hepimiz Ermeni’yiz”
sloganları atıldı. Eylem basın metninin okunmasının Tekstil-Sen, 26 Nisan’da İHD İstanbul Şubesi’nde yaptığı basın açıklaması ile, 21 Nisan günü
ardından sona erdi. Esenyurt Depo Durağı’nda Taksim çağrısı yaparak bildiri dağıtırlarken maruz kaldıkları gözaltı ve
Kızıl Bayrak/Adana jandarma terörünü duyurdular.
Açıklamada konuşan Tekstil-Sen Genel Başkan Vekili Fethiye Erdoğan, 6 kişiyi gözaltına alan
Sefaköy İKE’de tiyatro jandarmanın gösterdiği keyfi tutumun 1 Mayıs çalışmasına tahammülsüzlük olduğunu belirtti.

gösterimi
21 Nisan günü jandarma tarafından gözaltına alınan Özlem Cihan ise, özellikle Sarıgazi ve Esenyurt’un
kontra örgütlenmenin geliştirildiği bölgeler olduğunu ve sık sık gözaltı terörü uygulandığını ifade etti.
Jandarmanın müdahalesiyle yaralanan Cihan, jandarma karakolunda ölüm ve tecavüz tehditine maruz
Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde bir süredir
kaldığını açıkladı.
çalışmalarını sürdüren 6. sınıf öğrencileri, La
Kızıl Bayrak/İstanbul
Fontaine’den uyarlanan “Ağustos böceği ile karınca”
adlı oyunu sahnelediler. Bu oyun semtimizde daha
önce de tiyatro ile ilgilenen bir işçi arkadaşımızın
“100 yıl geçse de unutmayacağız!”
katkılarıyla sahnelendi. Hrant Dink Cinayetini İzleme Koordinasyonu, Dink’in katledilişinin 100. gününde Agos Gazetesi’nin
Oyun başlamadan önce yapılan konuşmada önünde yaptığı açıklama ile, cinayetin açığa çıkartılmasının takipçisi olacaklarını dile getirdi.
yozlaşma ve uyuşturucuya karşı ailelerin çocuklarını 29 Nisan günü Hrant Dink’in vurulduğu yerde toplanan yaklaşık 200 kişi “100 gün değil, 100 yıl geçse de
nasıl korumaları gerektiği anlatıldı ve bu oyunun bu unutmayacağız!” çağrısıyla yapılan basın açıklamasına destek verdi.
ihtiyaçtan hareketle sahnelendiği belirtildi. Eylemde, “100 gün değil, 100 yıl geçse unutmayacağız!/Hrant Dink Cinayeti’ni İzleme Koordinasyonu”
Ardından Sefaköy İşçi Kültür Evi’nin çalışmaları pankartı açıldı. Önce Hrant Dink’in öldürülmeden önce yaptığı bir konuşma ile Dink’in eşi Rakel Dink’in
hakkında bilgilendirme yapıldı. Bu tarz alternatif Hrant’ın cenaze töreninde yaptığı konuşma banttan dinlendi.
çalışmalar ve etkinliklerin çoğaltılması için ailelerin ve Ardından yapılan açıklamada Dink davasına ilişkin hukuki gelişmelere değinilerek, “Türkiye’nin
çocukların da destek vermesi gerektiği vurgulandı. geleceğini karartmak için işlendiği çok açık olan siyasi cinayeti gerçekleştiren organizasyonun bütünüyle
Sahnelenen oyun çocuklar ve aileleri tarafından sık sorgulandığı, sergilendiği bir iddianame bekliyoruz” denildi. Böyle bir sorgulama hayata geçmediği taktirde
sık alkışlandı ve ilgiyle izlendi. Oyunu aileler ve bunun bir hukuk skandalı olacağı belirtildi. Açıklama, Hrant Dink cinayetinin takip etmeye devam edileceği
çocukları da dahil olmak üzere toplam 40 kişi izledi. ve Hrant’ın katledilişinin 200. günü olan 7 Ağustos 2007 tarihinde de Agos Gazetesi önünde olunacağı
Oyunun ardından Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde duyurusuyla sona erdi.
başlatılacak tiyatro çalışmalarına katılma çağrısı Alkışlarla sona eren açıklamada “Ne mutlu Hrant’ım diyebilene!”, Türkçe ve Ermenice “Hepimiz
yapıldı. Hrant’ız hepimiz Ermeni’yiz!” dövizleri kaldırıldı.
Sefaköy İşçi Kültür Evi çalışanları Kızıl Bayrak/İstanbul

EKSEN Yayıncılık Büroları Gazetene sahip çık! Abone ol! Abone bul!
Üsküdar (İstasyon) Cad. Pınar İşhanı 853. Sok. Bilen İşhanı No: 27/710
Adı : .......................................................................
Soyadı :........................................................................
No: 5 Kat: 4 Daire: 52 Kartal/İstanbul (0 216 353 35 82) Konak/İZMİR Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23 Adresi : .......................................................................
Necatibey Cd. Gözlükçü İşhanı No: 26/24
........................................................................
Cemal Gürsel Cd. Shell Karşısı Vakıf İşhanı Kat: 3
Kızılay/ANKARA Tel: 0 (312) 229 06 44
Tel : .......................................................................
No: 306 ADANA Tel: 0 (322) 363 52 91
6 Aylık Yurt içi 30.000 000 TL Yurt dışı 100 Euro
Sönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel/BURSA Cumhuriyet Mah. Tennur Sok. Cumhuriyet İşhanı 1 Yıllık Yurt içi 60.000 000 TL Yurt dışı 200 Euro
Tel: 0 (224) 220 84 92 Kat: 3/45 KAYSERİ Tel-fax: 0 (352) 2326671
Gülcan Ceyran adına,
Silifke Cd. Çavdaroğlu Çarşısı 2/93 Saadetdere Mah. Fırın Sok. No: 37/25 (Depo durağı) * TL için : Yapı Kredi Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 0097680-3
* Euro için : İş Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 10021127094
MERSİN Esenyurt/İSTANBUL No’lu hesaba yatırdım. Makbuzun fotokopisi ektedir.

CMYK
Devrim ve sosyalizm
mŸcadelesinde
yaßÝyorlar!..

You might also like